Professional Documents
Culture Documents
Thomas MORE Machiavelli ile birlikte 16. Yüzyılın en büyük iki politika
yazarından biridir. Nasıl Machiavelli , “Makyavelizm “ terimini politik jargona
kazandırmışsa, Thomas MORE ‘da ikircikli “Ütopya” terimini literatüre
yerleştirmiştir. Ütopya terimi Yunanca aynı okunuşlu iki kelimeden gelmektedir.
Birinci “eutopiz” “güzel yer” anlamına gelirken; “outopia”, “hiçbir yer, olmayan
yer” anlamına gelmektedir. Kelime bu iki anlamdan ötürü ikircil ve ironiktir.
Bizlere “güzel yerlerin” günümüzde olmayışını hatırlatmakta, kelimenin karşılık
geldiği niteliklerin ilerde olabileceğini, fütürist yönünü işaret etmektedir.
Ütopya ülkesi kitapta bir ada olarak tanıtılmıştır. Kitapta betimlenen coğrafi
özellikler bize büyük oranda MORE’ un ülkesi İngiltere’yi hatırlatıyor. Aynı
zamanda başkent Amourot’ un Londra’ yı andırmasa da belki Ütopyayı daha
gerçekçi kılmak amacından ötürü olabilir. Şehirler konusu gene İngiltere’yi
hatırlatan tanımlamalar ve referanslarla devam eder.
Ütopyada politik sistem, bir çeşit demokrasiyi işaret etmek, eseri çağının
ötesine taşımaktadır. Tiranlığa dair önlemlerin detaylı şekilde tasviri ve aynı
halkın senatoya katılımı detaylı şekilde tasvir edilse de, herkese politik
örgütlenme özgürlüğü verilmeyişi, ki bunun asilzadelerin bir araya gelip tiranlık
oluşturmasına önlem olarak yapıldığı söylense de, olumsuz bir durumdur. Ütopya’
da üretim ve tüketim ilişkileri detaylı bir şekilde anlatılmıştır. Halkın tamamının
herhangi bir şekilde bir işle meşgul oluşu ve işsizliğin sıfır olması bize sosyalist
toplum yapısını hatırlatır. Toplumda; Üretimin yoğun ve gerekli alanlarda oluşu,
gereksiz tüketimlerden kaçınılması, yurttaşların boş zamanlarda kamu
hizmetlerinde bulunması, devletin Rönesans üniversitesi gibi halka açık dersler
verişi hem ilericilik toplumsal özveri açısından gene sosyalist modellerde bulunan
niteliklerdir.
Ütopyada sosyal ilişkiler, MORE’ un yaşadığı çağın geleneksel değerlerine sahip
ve büyük oranda ataerkildir. Halkın büyük tevazuundan, toplumsal sistemin ne
kadar eşitlikçi olduğundan sıkça dem vurmasına rağmen, toplumda kötü işlerin
köleler tarafından yapılıyor oluşu Thomas MORE ’a pek dokunmuyor gibi
gözükmemektedir. Sosyal ilişkilerin geriye kalanı geleneksel Katolik ahlakçılığa
uygun olarak kurgulanmıştır.
Ütopyada dikkat çekici bir diğer unsur, altın ve gümüşe olan yaklaşımlarıdır.
Güvence olsun diye biriktirdikleri altın ve gümüşü, ev eşyası yapmak gibi zanaatlar
de bile kullanmazlar. Çünkü bu durum kıymetli metallere bağlılık yaratabilir diye
düşünürler ve bundan dolayı lazımlıklarını ve oturaklarını bu metallerden yaparlar.
Tesadüfen buldukları kıymetli taşları küçük çocuklara hediye ederler ve
büyüdüklerinde çocuklar bunlardan vazgeçer.
Onurcan Sezer