You are on page 1of 124

1

Etik, Ahlak ve İlke

*Küreselleşme Etik Kodlar ve Örgütlenme (EMO Etik Komisyonu)

Genelde, etik nedir? Sorusu, “etik felsefi bir kavramdır” şeklinde yanıtlanmaktadır. Bu
tanımlama etik ve ahlakın, insan davranışlarını yönlendiren değer ve ilkelerin günlük yaşamla,
insanlar arası ilişkilerle olan bağını, sadece, felsefecilerin ilgilendiği, felsefeye has sorularla
ilgili bir konu düzeyine indirgemektedir. Etik elbette, insanın yaşamını ilgilendiren,
düşüncesinde yanıtlarını aradığı her sorunsal gibi felsefenin de konusudur.

Buradan hareketle etiğin oluşumunu felsefeden kaynaklandırarak yaşam alanına indirmek


dinlerde olduğu gibi, insan davranışlarını, dışsal, verili değer yargılarına bağlı, metafizik bir
konuma düşürmektedir.

Etik, tarihi olarak toplumların sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel yapılarıyla etkileşim içinde,
toplumdan topluma farklılık gösteren dinamik bir süreç, toplumun bir fonksiyonu olarak
gelişmektedir.

Etiğin yaşamla bağını felsefeci Tüten Anğ “Günümüzde etik toplumsal ve bireysel her türlü
tercihlerimizin, kararlarımızın, eylemlerimizin, tavır takınmalarımızın ve onları belirleyen
ilkelerin, değerlerin bilgisi olarak yaşamın ta içinde yer almaktadır” diye tanımlamaktadır.

Ray Billington;“Etik doğru ve yanlış davranış teorisidir. Ahlak ise onun pratiğidir. Ahlaki
değil etik ilkelerden, etik değil ahlaki bir davranış tarzından söz etmek daha doğrudur.
Etik, bir kişinin belli durumda ifade etmek istediği değerlerle ilgilidir. Ahlak ise bunu hayata
geçirme tarzıdır. Etik bütün manzarayı içine alırken, ahlakımız, bizi adeta maden damarlarına
yönetir; orada davranışın ayrıntılarıyla ilgileniriz artık. Özetleyecek olursak, etik, insan
davranışının ilkeleri, ahlak da bu ilkelerin uygulanması ile ilgilidir.

Ahlak üzerinde çalışan başka bir felsefeci “Ahlak ya da töre, bir insan topluluğunda karşılıklı
ilişkilerde gelişen saygı ve birbirini benimseme süreçlerinden oluşan ve kendilerine norm
olarak geçerlilik tanınan geneli bağlayan eylem modellerini içerir. Demek ki ahlak ve töre
ifadeleri, olgunlaşmış yaşam biçimlerini temsil eden düzen kurumlaşmalarını; bir topluluğun
değer ve anlam anlayışlarını yansıtan yaşam biçimlerini gösterir” şeklinde ifade etmektedir.

Etik ve ahlak, günlük konuşma dilinde, çoğu kez bir birinin yerine kullanılabilmekle beraber
farklı anlamlara sahiptirler. Bu farklılığı belirten bir tanımlama olarak; etik insanlar arası
ilişkilerde, insanların tutum ve davranışlarını belirlemede ya da yönlendirmede temel aldıkları
ilke ve değerler bütünü, ahlak ise, yine bu ilişkilerde, bu ilke ve değerlerin kişiye has
uygulanma biçimidir.

Bu tanımlamalardan sonra etiğin genel karakteristiğine bakacak olursak:

• Etik, toplumların tarih, sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel etkenler olmak üzere, çeşitli
faktörlere bağlı olarak oluşan tarihi, toplumsal ve dinamik bir süreçtir. Etik çerçevesinde
oluşturulan ilke ve kurallar, hukuk kurallarından farklı olarak, yasalarla değil toplumsal
2

tepkilerle oluşurlar. Aynı şekilde etik değerlerin çiğnenmesine karşı yaptırım, yine, toplum
tarafından geliştirilen tepkilerden oluşmaktadır.

• Etik, toplumun ekonomik, sosyal, siyasal ve kültürel yapılanması içinde tüm kategorilerle
doğrudan ilişkilidir, iç içedir. Bu nedenle etik, belirli davranış kalıplarına indirgenerek,
bağımsız kategoriler şeklinde tek başına ele alınamazlar.

• Etik değerler hazır ahlak reçeteleri değildir, kişi ve grup otoritesine bağlı olarak yaratılamaz,
ithal ve ihraç edilemezler. Ancak toplumlar arası ilişkilerle toplumdan topluma geçerler ve
içselleştirildikleri oranda geçerlik kazanır, zamanla toplumun kültürü içinde yer alır.

• Hiçbir insanın ahlaki karar verme sorumluluğu dışında kalması ve karar verme süreçlerinde
tarafsız tutum takınması söz konusu değildir. Tarafsız tutum güçlüden yana tavır takınma
sonucunu doğurmaktadır.

• Etik soru ve sorunlar doğrudan insanla ilgili, insanlar arası ilişkilerin temelinde yer alan,
eylemde bulunan herkesin, her gün, yüz yüze geldiği karar aşamasında ortaya çıkan
sorunlardır. Bu nedenle bir insanın etik temelde sorgulanabilmesi için, o insanın: İradesinin
herhangi bir otoritenin vesayeti veya baskısı altında bulunmaması, başkasının baskı ve
tahakkümü altında kalmadan karar verme özgürlüğüne sahip olması, nasıl davranacağı
konusunda seçeneklerinin elinden alınmış olmaması gerekmektedir.

İlke: İlkeler doğa ve insan tarihinin doğruladığı önermelerdir. İnsanlar arası ilişkilerde etikten
daha önemli bir yer tutmaktadırlar. Bazı tanımlamalar (etik kapsamında) ilkenin anlam ve
önemini açıkça ortaya koymaktadır.

• Her türlü tartışmanın dışında, üstünde sayılan, ana düşünce ve inanış, baş kural - temel bilgi,
temel kural (felsefe) kendisinden başka bir şeyin çıktığı temel, köken, ilk neden, ilk öğe,
başlangıç (mantık) her türlü tartışmanın dışında sayılan, öncül.

• “İlkeler “gereklilik önermeleri” şeklindedir ve insan ilişkilerinde kendi isteklerimize ölçü


getirmektedir. Aslında ilkeler içeriksizdirler; şöyle ya da böyle bir davranış biçimini
buyurmazlar. Onlar belirli durumlarda neyi istememiz gerektiğini açıklarlar. Yani, neyi
isteyerek, nasıl ve ne tarzda davranmamız gerektiği söylenir. Karşı karşıya kaldığımız olaylar
içerisinde ne yapmamız gerektiğini ilkelerden yola çıkarak biz buluruz. Bir başka ifade ile
ilkeler davranışlarımızı önceden belirleyen “hazır reçeteler” değillerdir. Davranış şeklimizi
her eylemin özelinde biz kendimiz gerçekleştiririz.

İlkelerin nitelikleri doğal olarak kurallara kıyasla genel ve daha temeldir. İlkelerin kuralları
değerlendirme/doğrulama yetkinliğine sahip bulunmaktadır. Bir ilke bir davranış biçimini
belirlemez; kişisel sorumluluğun altını çizer. Aynı ilkeye bağlı kalarak az ya da çok farklı
davranışlar göstermek mümkündür. İlkeler insanlara değerlendirme yapma ve yargıda
bulunma fırsatını verirler”.

Etik ve Ahlakın Yaşamdaki Yeri


3

Etiğin önemini vurgulamak isteyen filozoflar hep yaşamda karşılaşılan sorunlara felsefi
açıdan bakarak değerlendirmeler yapmışlardır. Oysa toplumsal yaşamda etik soru ve sorunlar,
kapsayıcı olarak, eylem diye adlandırılan, insanin bilinçli ve amaçlı olarak ortaya koyduğu
tüm düşünsel-edimsel yapıp-etme ve karar süreçlerinde her gün yüz yüze geldiği, kimsenin
kaçınamayacağı, dışında kalamayacağı toplumsal boyutlu sorunlardır.

Bu gerçeklik bilim insanı Harun Tepe tarafından şöyle tanımlanmaktadır; “Ama etik sorun ve
sorular, yalnız filozofların değil, hepimizin her gün karşılaştığı, yüz yüze geldiği sorun ve
sorulardır. Çünkü yaşamak eylemde bulunmayı, eylemde bulunmak da karar vermeyi,
değerlendirme yapmayı gerektirmektedir. Eylemenin, karar vermenin de sonuçta bir karar
olduğu, hiç bir şey yapmamaya karar veren kişinin de bir şeye karar verdiği ve eylemsizliği
(bir tutum) seçtiği düşünülürse, değerlendirme ve doğru eylemle ilgili sorunların hepimizin
sorunu olduğu görülür”.

Tüten Anğ bu gerçeği, “etik, insan ilişkilerinde, toplumsal, kültürel, siyasi, ekonomik, hukuki,
bilimsel, teknolojik vb. tüm alanlarda insanın tutum, davranış, eylem ve kararlarında
belirleyici olan, hiç kimsenin dışında kalamayacağı, kaçınamayacağı ilke ve değerler bütünü
olarak yaşamın ta içinde yer almaktadır” diye tanımlamaktadır.

Felsefeci Ray Billington da etiğin yaşamla doğrudan bağını şöyle; dile getirmektedir; “Bir kişi
okuma yazma ya da hesap yapma bilmeden, tarihten bir nebze anlamadan, hele coğrafyadan
habersiz bir yasam sürebilir. Bu meselelerin hepsinden ve daha pek çok meseleden kaçabilir
ama kimse, bu sözcüğün anlamını bilmese bile hayatini etiksiz sürdüremez. Bilinçli ya da
bilinçsiz, hepimiz her gün ahlaki kararlar alırız”.

Etiğin toplumsal yaşamdaki yeri ve önemi, insanların tarihi süreçte, toplumsal olarak
yarattıkları, benimseyip paylaştıkları kendi iradeleriyle birlikte yaşama kararlılığına
dayanmaktadır. Bu iradenin yaşama yansıması kesintilere uğrasa bile, yine birlikte yaşamanın
temelini oluşturmaktadır.

Bu konuda, mühendis ve felsefeci olan Ahmet İnam: “Ahlak, bir arada yaşamayı başarmaya
çalışan insanların yalnızca siyasal, hukuksal, toplumbilimsel, ruhbilimsel bakışlarla
sorunlarını çözemeyeceklerini bir gün anladıklarında, üzerinde daha önemle düşünecekleri bir
alan olacaktır.” demektedir.

Bu temel niteliğinden dolayı etiğe toplumsal yaşamda hukuktan da öte bir değer verilmekte ve
hukuk “minimum etik” olarak tanımlanmaktadır.

Etiğin Oluşumu ve Tarihi Süreç

Bu başlık altında öne süreceğimiz görüşler, felsefe, ekonomi, sosyoloji vb toplumbilimlerine


has yöntemlerle değerlendirme iddiasını taşımamaktadır.

Tarihi süreç, dünyanın kaynaklarına sahip olmak, sahip olunan değerlerin artırılarak
korunması ve egemenlerin bu uğurda kendi ideolojilerine has değer yargılarını insanlığa kabul
ettirmek için günümüzde de sürmekte olan savaşların, katliamlarının, insanları
köleleştirmenin kanlı eylemleriyle doludur. Diğer taraftan bu süreç, insanlık dışı
uygulamalara onurlandırıcı karşı duruşların, bu uğurda can verişlerin de tarihidir. Konumuz
üzerinde bir değerlendirme yapmak gerekirse bu süreç, antik çağdan bu yana, son derece
zengin bir düşün evreni yaratmıştır.
4

Burada yapmak istediğimiz yaşamı etkisi altına alan, daha öncede belirttiğimiz gibi
düşünürlerin nedenlerini aydınlığa kavuşturmak istedikleri, günümüzde de yansıma bulan,
olay ve olguların hatırlatılmasıdır.

Üretim alanında ve üretim ilişkileriyle yaratılan maddi varlıklar yanında düşünceler, töreler,
inançlar vb. ilkeler ve değerler ortaya çıkmaktadır. Bu ilişkiler çerçevesinde, üretimden pay
alma temelinde geliştirilen ideolojiler toplumun ekonomik yapısını ve buna bağlı olarak da
toplumların kurumsal yapısını oluşmaktadır. Basitçe dile getirmeye çalıştığımız bu süreç çok
yoğun ve karmaşık insan ilişkileri temelinde ve yine bu ilişkilere dayalı oluşan ilkeler
çerçevesinde gelişmektedir. Bu nedenle, ilkeler, değerler bütünü olarak insan ilişkilerini
yönlendiren etik, insanın tutum, davranış ve karar süreçlerinin belirleyicisi olarak, üretim
alanında, üretim eylem ve ilişkilerinin de temelinde yer almaktadır. Etik, insanlık tarihi
boyunca, ortaya çıkan dönemlerin üretim biçimi, tinsel, kültürel değeri ve egemen ideolojinin
değer yargıları vb etkenlere göre, değişim ve dönüşüm gösteren bir süreç olarak gelişmek-
tedir. Kıtalar arası yürütülen savaşlar, ticaret yolları, dinlerin yayılması vb kitlesel hareketler
aynı zamanda düşünce akımlarının, kültürlerin de taşıyıcıları oldular. Savaşların toplumlarda
yarattığı bunalımlar, servetin belirli ellerde toplanması, zenginliğin yarattığı debdebeli ve
ahlaksal değerleri hiçe sayan yaşam tarzı, bunlara karşın halkın yaşam koşullarının
dayanılmaz boyutlara ulaşması insanları ahlaki bunalımları aşma yönünde çözüm arayışlarına
itti. Siyasetten ticarete, inançtan eğitime her alanda erdemin egemen kılınması, dünyanın
yaşanır duruma getirilmesi savunulurken bunun araçlarının da filozof krallardan, despot
diktatörlere kadar uzanan düşünce ve görüşler üretilmiştir.

Bütün bunlara karşın tarih boyu ahlak, yönetim erkinin elinde, insan davranışlarını kontrol
altında tutmanın güçlü aracı olarak görülmüş, yöneten-yönetilen arasında “çoban-koyun”
ilişkisinin geçerli olduğu bir toplumsal yapı oluşturma yönünde kullanılmıştır.

M. Foucault antik ahlak anlayışını ve antik çağdan Hıristiyanlığa geçişteki değişimi şöyle
tanımlıyor:

“Kuşkusuz, her bireyin davranışlarını yönlendiren bazı normlar da bulunuyordu. Ne var ki,
ahlaki bir özne olma istenci ile bir varoluş etiği arayışı antik çağın asıl olarak insanın kendi
özgürlüğünü olumlamasına ve kendi yaşamına, kendisinin tanıyabileceği ve kendisinden
sonraki nesillerin de örnek olarak görebileceği belirli bir biçim kazandırma çabasıydı.

İşte bence, antik çağdaki ahlaki deneyimin, ahlaki istemin temelinde, insanın bazı kurallara
boyun eğmek durumunda kalsa da, kendi yaşamını kişisel bir sanat eseri gibi yoğurması
yatıyordu.

Antik çağdan Hıristiyanlığa geçerken, özünde kişisel bir etik arayışı olan bir ahlaktan bir
kurallar sistemine itaat etmekte somutlaşan bir ahlaka geçmiş oluyoruz”.

Hıristiyanlığın güçlenmesiyle Tanrı iradesine boyun eğme, Tanrıya ve Tanrının buyruklarına


itaat etme ahlakın temelini oluşturmaya başladı. İnsanların, öbür dünyada vaat edilen cennete
girebilmeleri veya bunu engelleyecek günahtan kurtulabilmeleri için, kilise egemenlerince,
uyulması istenen kurallar ahlak kodlarına dönüştürüldü ve insan davranışları dinin tahakküm
ve kontrolü altına alındı.
5

18. YY da gerçekleşen sanayi devrimiyle ortaya çıkan kapitalist üretim biçimi, insanın aradığı
mutluluğun, öbür dünyada değil bu dünyada, kapitalizm tarafından yaratılabileceği iddiasıyla
ortaya çıktı. Bu dönüşüm, gelişimin seyrine uygun olarak, etik ve ahlakın da yönünü
değiştirdi. Etik ve ahlak kurallarının kodları, cenneti dünyaya indirecek olan, kapitalizmin
gereksinim ve hedeflerine gerçekleştirmeye yönelik değer yargılarına göre şekillenmeye
başladı. Burada genel argümanlar, mutluluk, sağlık, bilgi, kendini geliştirmek, genelin refahı
ve güvenini sağlamak, hedef olarak ortaya kondu. Bu akımın en etkili sloganı da,
“olabildiğince çok insanın olabildiğince çok mutluluğu ilkesi”dir.

Kapitalizmin “Refah Devleti” modelinde insanlara vaat edilen mutluluk, kitlesel üretimin
kitlesel tüketime dayalı olarak yürütülebilmesi, piyasa güçlerine karşı korunmuş, örgütlü-
sendikalı çalışanları esas alan toplumsal yapı aracılığıyla verilecekti. Böyle bir yapıda eğitim,
sağlık gibi temel ihtiyaçların karşılanması devletin sorumluluğu altında bulunuyordu.

1970’lerde, kapitalist sistemde ortaya çıkan ekonomik kriz sonucu kitle üretimi yerine esnek
üretim yöntemi geliştirildi. Esnek üretim modeli, süregelen bütün değer yargılarını kökten
değiştirip, geçmişle bağlarını koparmak istemektedir. Bu kopuşun kavramsal ifadesi “yeni
dünya düzeni”, “yeniden yapılanma”, “küreselleşme” terimleriyle tanımlanmaktadır.

Ali Artun bu dönüşümü şöyle açıklamaktadır:

“Ülkeler coğrafyasının yerini, bulunduğu topraklardan çok, bu küresel ağın çekimine girerek
birbirlerine kenetlenen metropoller coğrafyası almaktadır. Bu coğrafya, ekonomileri
bütünleştirirken, siyasi ve toplumsal yapıları parçalamaktadır.

Şimdilerde dünya kapitalizmi ulusal kapitalizmlerin toplamı olmaktan çıkmaktadır. Çevre


ülkelerine özgü, üstelik iktidarlar kadar, muhalefetlerin de benimsediği az gelişmişlikten
gelişmişliğe yönelik, ulusal kalkınmacı ekonomiler hızla eskitilmektedir. Bu ekonomilerle
birlikte inşa edilerek, evrensel ve modern ile yerel ve geleneksel arası değişken matrislere
göre tasarımlanmış kültürler sökülmekte, sosyal hak, sosyal adalet, sosyal dayanışma
söylemleriyle beslenen vatandaşlık bilinci silinmektedir”.

İdeolojiler, kuramlarını, yaratmak istedikleri toplum modeline göre geliştirmektedirler. Etik


konusunda da, çeşitli etik kategorilerin yaratılmasının temelinde, insan topluluklarını kendi
değer yargıları doğrultusunda yönlendirmek isteyen ideolojinin argümanları yatmaktadır.

Bugün gelinen noktada, bütün kesimler toplumsal bozulma ve yozlaşmadan yakınmakta ve bu


yozlaşma etik ve ahlaki değerlerdeki bozulmaların sonucu olarak görülmektedir, bununla
küresel ideolojinin yeni argümanlarına kapı açılmakta, kitleler emperyalizmin değer
yargılarını benimsemeye hazırlanmaktadır.

Etik Kavramının Toplumsal Niteliği

Bir insanın etik ve ahlaki değerlerinin oluşmasında, öncelikle ve ağırlıkla, içinde yetiştiği ya
da toplumsallaştığı çevrenin koşulları, kültür öğeleri, mensup olduğu sınıf ve katmanların
değer yargıları, eğitim süreci vb etkileşimler belirleyici olmaktadır.
6

Etik ve ahlak, sınıfsal özelliklere sahip olmakla ve topluma egemen sınıfın değer yargılarının
baskısı altında bulunmakla birlikte toplumsal nitelikte değerlerdir. Toplumun değişik sınıf ve
katmanlarını oluşturan bireylerin karşılıklı ilişkiler içinde olan karmaşık bütünsel bir yapı
göstermesi gibi, ahlak ta bu yapı içerisinde, farklı kültürlerin, gelenek ve göreneklerin
karmaşık ilişkileri temelinde oluşan değerleri yansıtan bir bütünlük göstermektedir. Bu
bütünsellik içinde, başkalarının da saygıyla karşıladıkları, farklı kültürel ve ahlaki öğeleri de
barındırmaktadır. Tarihsel olarak etik ve ahlak, toplumların gelişim sürecinin bir fonksiyonu
olarak ortaya çıkmaktadır.

Etiğin sınıfsal açıdan taşıdığı önem sınıf çatışmasındaki yerinden kaynaklanmaktadır. Etik
veya ahlakın sınıfsal-toplumsal niteliğinin açıklanmasını konu üzeride düşünenlerin
görüşleriyle (uzunca alıntılar şeklinde de olsa) sunmak daha aydınlatıcı olacaktır.

George G. Brenkert bu konuda, “Ahlak ile sınıflar arasında benzer bir zorunlu bağlantı var
mıdır?” sorusundan sonra şu görüşleri açıklamaktadır: “Devletlerin oluşmasından, hatta
sınıfların var olmasından önce ilkel topluluklarda ahlak vardı. Hiçbir devlet, milliyetçilik
duygusu, hatta yasa yoktu; ancak ahlak (dinin, sanatın vb. yanı sıra) vardı. Ahlak, tarih
boyunca belirli bir sınıfın talepleriyle bağlantılı olmuş olsa da, bu ahlakın bir sınıfın
talepleriyle bağlantılı olması gerektiğini göstermez. Buradan çıkarılabilecek yegâne sonuç,
ahlakın gereklerinin pratik insan çıkarlarının karşılanmasıyla bağlantılı olması gerektiğidir”.

Etik ve Toplumsal Süreçler

Etiğin tarihi olarak, toplumların sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel yapısıyla, bu yapılarda
ortaya çıkan değişim ve dönüşümlerle şekillenen dinamik bir süreç olduğunu, hep altını
çizerek vurguladık. Daha önceki yayınımızda etikle doğrudan etkileşim içinde olan belirli
kavramlar hakkında bilgiler aktarmıştık. Bu çalışmamızda etik ve ahlakın toplumsal süreçlerle
etkileşimini, yaşanılan olay ve olgularla örneklendirerek, açıklamaya çalışacağız.

Toplumsallaşma

Toplumsallaşma insanın çevresiyle kurduğu bireysel-toplumsal ilişkilerinde davranış ve karar


süreçlerinde yol gösterici olan içinde yaşadığı toplumun değerleri ve kültürünü içselleştirme
sürecidir. Bir insanın içinde yaşadığı toplumla etkileşim süreci toplumsallaşma olarak
adlandırılmaktadır. Bu süreç insanın yaşamın bilincine vardığı, kimlik ve kişiliğinin oluştuğu,
çevresiyle ilişkilerinde toplum değerlerine uyumlu tutum ve davranışlarda bulunmayı
içselleştirdiği, kısaca etik ve ahlaki değer yargılarının oluştuğu bir süreçtir. Doğal olarak bu
süreç toplumu şekillendiren sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel tüm etken ve etmenlerden
doğrudan etkilenmektedir. Toplumsallaşma süreci, yaşamda karşılaşılan değişim ve
dönüşümlerden etkilenerek ömür boyu sürmektedir. İnsan yaşamının her evresi, çocukluktan
erginliğe, öğrencilikten meslek edinmeye yaşamındaki statü değişiklikleri toplumsallaşma
sürecini dinamik olarak etkilemekte, insanın kimlik ve kişiliği üzerinde önemli değişim ve
dönüşümlere neden olmaktadır. Eğitimin toplumsallaşma sürecinde belirleyici bir rolü
bulunmakla birlikte tek etken konumunda bulunmamaktadır. Toplumsal koşullar eğitimi de
doğrudan etkilediği gibi, insanın karar alma süreçleri ve davranışları üzerinde de belirleyici
rol oynamaktadır.
7

Siyaset

Özünde siyaset, yaratılan maddi değerlere sahip olma yöntemlerine dayalı olarak geliştirilen
ideolojilerin çarpıştığı bir eylem alanıdır ve bu alanda siyaset, yönetme sanatı olarak
adlandırılmaktadır. Bu yönetme sanatı toplumda, bireysel, toplumsal, üretimden bölüşüme,
ticaretten sanata vb tüm ilişkileri ve yaşamın tüm alanlarını şekillendirip yönlendirmektedir.

Bu nedenle, siyaset erkini elinde tutan insanlar temsil ettikleri güç nedeniyle kendilerini
toplumun mutlak hakimi olarak kabul etmekte ve aslında bunu da toplumlara kabul ettirmiş
bulunmaktadırlar. İktidar baskılarından yılan insanlar, tarih boyu, kendilerini yönetecek
olanların ahlak sahibi, adil, dürüst kısaca erdemli kişilerden oluşmasını istemişlerdir. Siyaset
ve yönetim alanlarında pek çok şeyin açıklanıp aydınlığa kavuştuğu günümüzde bile bu görüş
ağırlığını korumakta, dolayısıyla iki önemli konu gözden kaçırılmaktadır:

Bunlardan birincisi, siyasetin, sınıf çıkarlarının devlet aracılığıyla korunduğu dolayısıyla


devlet siyasetinin, devlete egemen güç odaklarının siyaseti olduğu, karar mekanizmalarının
yetkili ve sorumlu kadrolarının başına ise bu ideolojiye hizmet edeceğine güvenilen kişilerin
getirilmesidir.

İkincisi ise, siyaset erbabının toplumun içinden çıktığı, dolayısıyla toplumun kültürünün
bütün erdem ve zayıflıklarını taşıdığı insanlardan oluştuğudur.

Siyaset her zaman olumsuz örneklerle birlikte gündeme gelmekte, bu yönü vurgulayan pek
çok deyim, atasözü vb özlü tanımlamalar yapılmaktadır. Bu tür olumsuz tanımlamalar
toplumsal kanı haline dönüşmüştür. Bunun nedeni, siyasetin etik dışı bir eylem olmasından
kaynaklanmayıp aksine insan davranışları üzerinde, en belirleyici etkiye sahip olmasındandır.
Siyasetçinin görevi, temsil ettiği ya da adına hareket ettiği ideolojinin değer yargılarını, bu
yargılara uyan yaşam tarzını söz sahibi olduğu toplumda yaşamın her alanına uygulamaktır.
Siyaset alanında alınan her karar, ortaya konan her uygulama bireysel/toplumsal ilişkileri,
dolayısıyla etik ve ahlak açısından tüm tutum ve davranışları derinden etkilemektedir. Doğal
olarak ahlak söz konusu olduğunda, toplumsal yaşamı etkileyen gelişmeler en olumsuz
yönüyle ele alınmaktadır.

Ekonomi

Yaşam koşullarının oluşumunda en belirleyici konumda olan etken ekonomidir. Ekonomi bir
insanın yaşam biçiminden düşünce yapısına, buradan da tüm ilişkilerine kadar belirleyici
olmaktadır. Maddi koşulların belirlediği yaşam biçimi düşünce biçimini de etkilemektedir. Bir
toplumun ekonomik ilişkilerini yönlendiren ideoloji o toplumun üst yapı kurumlarını yani
yaşamı yönlendiren tüm kurum ve kuralları belirlemektedir. Türkiye, gelir dağılımı çok
bozuk, nüfusunun büyük bir bölümü açlık sınırında yaşayan ve uzun yıllardan beri yüksek
oranı, büyük borç stoku altında olan bir ülkedir. Ekonomik sorunların insan kişiliği üzerinde
yarattığı olumsuzluklar, ekonominin gelişmesi, işsizliğin azalması, gelir dağılımındaki
adaletsizliklerin aza indirilmesi ya da yaşam standartlarının yükseltilmesiyle kolayca ortadan
kaldırılamamakta, insanlar üzerinde kalıcı etkiler bırakmaktadır.

Elias Canetti Nobel Ödüllü “Kitle ve İktidar” adlı yapıtında, enflasyon, para ve insan değeri
konularında şu görüşleri getirmektedir: “Enflasyon, sözcüğün en katı ve en somut anlamıyla
bir kitle fenomenidir. Enflasyonun bütün ülkeleri vatandaşları üzerinde yarattığı karışıklık
etkisi hiçbir şekilde yalnızca fiili enflasyon etkisiyle sınırlı değildir. Savaşlar ve devrimler bir
8

yana, modern uygarlıklarımızda önem bakımından onunla karşılaştırılabilecek hiçbir şeyin


olmadığı söylenebilir. Enflasyonun neden olduğu kargaşalar öylesine büyüktür ki insanlar
bunları örtbas edip gizlemeyi yeğlerler. Her şeyden önce değeri yapay bir biçimde insanlarca
belirlenen parayı kitlelerin oluşumunu etkileyecek bir güç olarak görmekte tereddüt
gösterirler; bu paranın pratik işleviyle orantısız, akla aykırı, hem de utanç verici bir şeydir”.

Yazar daha sonra şöyle demektedir: “Enflasyon sırasında her şey gözle görülür bir biçimde
sarsılmakla, hiçbir şey bir saat içinde bile kesin ve sabit durmamakla kalmaz, aynı zamanda
her bir kişi, insan olarak değer yitirir. Her neyse ya da her ne idiyse, her zaman istediği
milyon gibi bir hiçtir. Herkesin bir milyonu vardır ve herkes bir hiçtir”.

Paranın hiçleştirdiği ortamlarda etik ve ahlaki değerler gibi en temel insani değerler de
aşınmaya uğramaktadır. Toplumun büyük çoğunluğunu etkisi altına alan yoksulluk insanlara
değerlerin korunması adına fazla bir seçenek bırakmamaktadır. Ekonomik koşulların çaresiz
bıraktığı insanlar ruhsal bunalımlara ve intihara sürüklenmektedir. Diğer yandan bu zor yaşam
koşulları, yasa dışı yollarla kazanç elde eden gruplar için yeni olanaklar yaratmakta, kayıt dış
ekonomiyi beslemektedir. Örneğin, sokaklara egemen olan, güdümlü, kap kaç çeteleri en
küçük değerler için insanları öldürmekten çekinmemektedirler. Yine günümüzde bedeli
ödendiğinde satın alınmayacak hiçbir giz, bozulmayacak hiçbir bağ, ya da meslek etiğinin ana
temalarından biri olan ‘patrona sadakat’tan eser kalmamaktadır. Bugün en küçük toplumsal
birimdeki ilişkilerden uluslararası ilişkilere kadar bütün ilişkilerin temelini ekonomik
çıkarlara dayalı değer yargıları oluşturmaktadır.

Siyaset ve ekonomi konularında vurgulamak istediklerimizi en kısa şekilde özetlemek


gerekirse: Toplumsal tüm olay ve olguların gelişimini ekonomi ve siyasetten soyutlamadan ya
da toplumsal-ekonomik ve siyaset bütünselliği içinde ele alınması kaçınılmaz bir
zorunluluktur.

Din

Bir toplum içinde en etkili kurallar din ve ahlak kurallarıdır. Toplumbilimci Barlas Tolan bu
konuda şu bilgileri vermektedir:“Din ve ahlak kuralları, toplumsal gerçek içerisinde çoğu kez
birbirlerinden ayırt edilemeyecek bir bütün oluştururlar. Bazı düşünürler, ahlak ve din
arasındaki farkın birer içerik farkı olmaktan çok, yaptırım türü ile ilgili olduğunu ileri
sürmektedirler. Onlara göre, dinsel normların doğaüstü ve irrasyonel nitelikteki bir yaptırımla
desteklenmesine karşın, ahlaksal normların yaptırımları toplumsal bir özellik gösterir. Bu
farklılaşmaya rağmen, bu iki kural sistemi sürekli bir etkileşim içerisinde bulunur... Dinsel ve
ahlaksal normlar arasındaki karşılıklı etkileşim, bazı dönemlerde çatışmaya da neden
olabilmiştir. Nitekim ahlakın değişebilirliğine karşılık, din bu özellikten yoksundur. Bu
nedenle din, kendi varlığını sürdürebilmek için zaman zaman değişen ahlak karşı çıkar.

Kamu Alanı, Kamuoyu Oluşumu

Etiğin ilke ve kuralları yasalardan farklı olarak toplumsal tepkilerle oluştuğu gibi bu
değerlerin çiğnenmesine karşı yaptırımlar da yine toplumsal tepkilerle oluşmaktadır. Etik
değer ve ilkelerin ihlaline karşı toplumsal tepkilerin etkileme gücü, insanların düşüncesinde,
duygularında, vicdanlarında oluşan tepkilerin kamuoyuna yansıyarak kamuoyu baskısına
dönüşmesidir. Böyle bir tepkinin de baskıya dönüşeceği alan kamu alanıdır.
9

Kamu alanı kavramının ortaya atan J. Habermas ahlaksal tartışmalar hakkında şunları
söylemektedir: “Bu nedenle, bir önermenin rasyonel kabul edilebilirliğinin nedenleri, sonuçta,
kanıtlama süreçlerinin belirli özellikleriyle ilgilidir. Burada en önemli dört neden saymak
istiyorum: (a) Önemli katkılar getirebilecek hiç kimse katılımdan dışlanmamalı; (b) herkese,
katkı getirme konusunda eşit fırsat verilmeli; (c) katılımcılar, söylediklerini düşünmeli; (d)
iletişim, dışarıdan ve içeriden gelen zorlamalardan arınmış olmalı ki, eleştirilebilir gerçeklik
savları için alınacak evet/hayır tavırları, daha iyi nedenlerin inandırıcılık gücüyle
güdülenebilsin”.

Dil

Toplumsal yasamda düşünce ve bilinç üzerine devamlı vurgu yapılmakta ve sorunların


çözümünde bu iki kavram temel alınmaktadır. Genel anlamda, ister meslek alanında, ister
toplumsal alanda olsun, eleştirel düşünceye sahip, sorgulayıcı, kişisel, mesleki ve toplumsal
sorunların bütünselliğinin bilincine varmış kimlik ve kişiliğe sahip bireylerin çoğunlukta
olduğu bir toplumsal yapı istenmektedir. Bu doğru yaklaşımın temelinde ‘dil’in düşünce ve
bilinçle, ayrılamaz koparılamaz bağı yatmaktadır. Dilin düşünceyi, düşüncenin dili
geliştirdiği, insanın düşünürken bile dili kullandığı, dilin kültürü, kültürün toplumu
geliştirdiği, dilin düşünce ve bilincin doğrudan yansıması olduğu evrensel boyutta kabul
edilmiş gerçekliklerdir. İnsanın düşünce yetisi ve düzeyi dilinin zenginleşmesiyle doğru
orantılı olarak gelişmektedir. Dil aynı zamanda bir yaşam ortamıdır, insanın
toplumsallaşmasının en temel araçlarından biridir. İnsanın içinde yaşadığı toplumu, kültürü ve
giderek evreni kavraması, algıladıklarını başkalarıyla paylaşması dil aracılığıyla olmaktadır.
Ayrıca bu algılama, değerlendirme doğup büyüdüğü ortamın kullandığı dilin özellikleriyle,
dili kullanma tarzıyla da bağlantılıdır. Örneğin; gelişmiş dil kodlarının kullanıldığı
ortamlarda, bir çocuğun taleplerine karşı, açıklama ve ikna yöntemi uygulanırken, kısıtlı dil
koduyla konuşulan ortamlarda dayak bir ifade aracı olarak ağırlık kazanmaktadır. Bu
yöntemler ayrıca insanların kişiliğine de yansımakta, insanda kalıcı izler bırakmaktadır.
Toplumsallaşma sürecinde dil kodunun değişmesi insanın kimlik ve kişiliğine, dolayısıyla
tutum ve davranışlarına, başka bir deyişle etik ve ahlak anlayışına da yansımaktadır.

Ayrıca dil, toplum yaşamının kavramlar sistematiğidir. Bir toplum düzeninden, örneğin tarım
toplumundan sanayi toplumuna geçişte dilin kavramları da değişmektedir. Bu durumda bir
önceki toplumsal yapıda kullanılan dilin kavramları kullanılırlığını ve anlamını kaybetmekte,
sanayi toplumuna geçişte yaşam biçimiyle birlikte dil de değişime uğramaktadır. Bu nedenle
bir toplumda bilim ve teknolojinin gelişmesinin koşulu olarak o toplumun dilinde,
düşüncesinde ve kültüründe bilim ve teknolojiye ait kavramların oluşmasının gerektiği
vurgulanmaktadır. Bunlara karşıt bir gelişme olarak; Emperyalizmin, kendi dil ve kültür
kodlarını başka dil ve kültürlerin içine yerleştirmesi, o toplumda düşünceleri, bilinci ve
toplumsal değer yargılarını saptırarak toplulukları kendi değerlerine yabancılaştırma ve
güdülmelerini kolaylaştırma amacını taşımaktadır. Daha önceki dönemlerde, emperyalizm
kendi dilini ve kültürünü zorla, baskıyla kabul ettiriyordu. Bu gün gelinen noktada emperya-
lizm öylesine kabullenilmiştir ki, artık baskıya gerek kalmadan, gelişmenin ön koşulu
varsayımıyla sömürülen ülkelerin talebiyle gelmektedir. Getirilen değer yargıları, yapay
şekilde toplumlara empoze edilerek, ülkelerin değerler sistemi değiştirilmektedir.

Örf, Adet, Gelenek, Görenek ve Töre


10

Ahlakın içeriğini büyük ölçüde örf ve adetler oluşturmaktadır. Örf ve adetleri gelenek ve
göreneklerle eş anlamlı tutarak, hepsini birden töre başlığı altında ele almak mümkündür.
Nitekim ahlak, günümüzde törebilim olarak isimlendirilmektedir.

Töreler, hukuk normlarının yani yasaların aksine, genellikle meşru, yetkili ve kurumsallaşmış
bir otorite tarafından yaratılmaz; kendiliklerinden ve aşama aşama oluşarak toplum
yaşamında güç kazanır, sonra da toplumsal baskının sağladığı erkle yaptırım gücüne
kavuşurlar.

Örf ve adetler, toplum içinde yörelere, toplumsal grup ve sınıflara göre önemli farklıklar
gösterebilmektedirler. Aile bağlarının, yerel geleneklerin güçlü olarak yaşadığı toplumlarda
töreler temel ahlak kuralları gibi algılanmakta, resmi kurumlar tarafından da belirli ölçülerde
hoşgörüyle karşılanmaktadır. Töreler zamana, toplumsal gelişme ve dönüşümlere göre
değişebilmekte ise de ülkemizde, her kesimde, hala sıkı ahlak, daha doğrusu namus kuralları
olarak geçerliğini değişmeksizin önemli ölçüde sürdürmektedir.

Konuya etik ve ahlak açısından bakıldığında, uygulamaların bu kavramlarla hiçbir ilgisi


olmadığı görülmektedir. Töre, etik ya da aynı anlamda ahlak olarak adlandırılan kavramların
temel özelliği otoriteye bağlı olmadan toplumsal süreçlerde oluşmasıdır. Bunların oluşumları
toplumsal olduğu gibi, bunlara karşı gelme ya da bu değerleri çiğnemelere karşı yaptırımlar
da, şiddet içermeyen, toplumsal tepkilerden oluşmaktadır.

Medya

Günümüzde, ulusal boyutlardan evrensel boyuta, insanların davranışları ya da etik ve ahlaki


değerler üzerinde en belirleyici konumda olan etken medyadır.

Kuramsal olarak yaklaşıldığında medya, toplumu en yaygın şekilde bilgilendiren kurumları


tanımlamaktadır. Halkı zamanında ve doğru bilgilendirmenin erdemli bir iş ve buna bağlı
olarak da etkili bir güç olması nedeniyle de bu gücü elinde tutan medyaya yasama, yürütme
ve yargı düzeyinde bir önem verilerek 4. güç denmektedir.

Medya konusunu etik açısından inceleyen Zeynep Atikkan Gültekin, “Çok eski bir deyişe
göre, doktor yanlışını toprağa gömer. Hukukçu asar. Akademisyenin yanlışı dört duvar
arasında kalır. Gazeteci ise yanlışını yayımlar. İtibarını, itibarsızlığını, onurunu,
onursuzluğunu da yayımlayabileceği gibi! Gazetecilik bir itibar mesleğidir! Haber
kamusaldır. İçerik ise ‘etiktir” özdeyişini aktarmaktadır.

Bugün medyanın davranışı bütün dünyada sorgulanmakta, dördüncü güç olmayı kötüye
kullandığı konusunda, büyük oranda ortaklanılmaktadır.

Medyanın, ekonomiden sanata, siyasetten modaya, hukuktan savaşa yaşamın her alanında ve
etik temelde belirleyici bir rol üstlendiği herkes tarafından açıkça bilinmektedir.

Medya, izlenebilme, bol reklam alma, anlaşılır adıyla ekonomik çıkar sağlama adına her türlü
maddi manevi değeri, fazla bir etik kaygı duymadan, dilediği gibi kullanabilmektedir. Gelinen
11

noktada çıkar çatışması etik ilke ve değerleri yok saymaktadır. Zeynep Atikkan Gültekin ilgili
makalesinde: “Yıllardır basında yozlaşma diye anılan süreç, son zamanlarda ‘siyaset,
bürokrasi, iş dünyası ve medyanın kir ittifakı’ olarak tanımlanıyor. Sadece bu tanım bile
ulaşılan ‘sınırı’ ifade ediyor. Yani artık sürdürülemeyecek olan bir şeylerin çok açık sinyali,
hiçbir meslek böyle bir ‘ittifakın’ parçası olmayı kaldıramaz.”.

Medya ideolojik bir güç olarak, sahip olduğu sınırsız olanaklar toplumu kapitalizmin değer
yargılar temelinde şekillendirmeye çalışmakta, bu doğrultuda kamuoyu oluşturmakta,
toplumdaki yabancılaşmayı, bilinç yanıltılmasını derinleştirmektedir. Kendi deyişiyle kamu
vicdanı adına kamu alanı işlevi gören kısaca tam anlamıyla toplum mühendisliği yapan bu
güç, hiçbir zaman göz ardı edilemeyecek düzeyde etkin bir oluşumdur.

Yasalar

Yasalar her zaman kutsanma düzeyinde vurgu yapılan, birlikte yaşamın temel güvencesi
sayılan yaptırım araçlarıdır. Yasayı A. Giddens: “politik bir otorite tarafından kurulan ve
devlet gücüne dayanan bir davranış kuralı” olarak tanımlamaktadır.

Ray Billington ise: “Yasa, birbiri ardından gelen kuşakların kendi çıkarlarına uygun olarak
şekil verdiği, bir dizi kural ve düzenlemelerdir” diye tanımlamaktadır.

Toplumsal yaşamda, etik değerlerin ya da örf ve adetlerin toplumsal düzeni korumada yetersiz
kaldığı alanlarda, düzenin korunması için, devlete zor kullanma yetkisi tanınmakta ve yasalar
ortaya çıkmaktadır. Yasalar ya da hukuk kuralları etik ilke ve kurallardan çok daha fazla öne
çıkmakla beraber bunlar arasında uyumsuzluk ve çatışmalar önemli yer tutmaktadır.

Aydın Aybay yasa-hukuk ilişkisi konusunda şöyle yazmaktadır: “Bir olayın her nasılsa yasaya
uygun şekilde oluşmuş olması, bazı hallerde olayın ‘gayrı-ahlaki sayılmasını’ önlemez.
Çünkü ahlaki değerlendirme hukukun üstündedir. Ünlü özdeyişin anlattığı gibi ‘hukuk
minimum ahlak’tır”.

Bununla beraber burada yasalarla ahlakın doğru yanlış değerlendirmesinin çok farklı
olduğunun altını çizmek gerekmektedir. Bazı kararların uygulanmasında, ya da bazı
suçluların, mağdur edilenlerin rızası alınmadan, af yasalarıyla serbest bırakılmaları “kamu
vicdanının sızlaması” olarak değerlendirilmektedir. Bu değerlendirme yasa ile ahlakın özdeş
olmadığının göstergesidir.

Kültür

Karmaşık yapıya ve geniş içeriğe sahip olan kültür bir toplumun kuşaktan kuşağa aktarılan
değerler bütünüdür. Kişinin kimliği ve ilişkilerini yönlendiren toplumsal değer yargıları,
içinde doğup büyüdüğü kültür ortamında oluşmaktadır.

Özer Ozankaya Toplumbilimler Sözlüğü’nde kültürü: “Tarihi toplumsal gelişme sürecinde


yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, kullanmada, sonraki
kuşaklara iletmede kullanılan, insanin doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü
gösteren araçların tümü” olarak tanımlıyor.
12

Toplumla kültür arasındaki bağ şöyle tanımlanmaktadır: “Hiçbir kültür toplumlar olamadan
var olamaz. Ne ki, aynı biçimde, hiçbir toplumda kültür olmadan var olamaz. Kültür olmadan,
genellikle anladığımız anlamda ‘insan’ bile olamazdık. Kendimizi dile getirecek bir dilimiz,
bir kendilik bilinci duygumuz olmazdı ve düşünme ya da akıl yürütme yeteneğimizde son
derece kısıtlı olurdu”.

Kültür yaşam biçiminin bir ürünü olarak ortaya çıkmaktadır. Yaşam biçimine ya da toplumsal
sisteme bağlı olarak toplumun değer yargıları, düşünce biçimi, kültürü de değişmektedir.
Tarihi, toplumsal bir süreç olarak gelişen etik değerler, doğrudan, kültürel gelişimin de bir
ürünü olmaktadır.

Bugün toplumumuzda yozlaşma olarak tanımlanan olgu, aslında küresel değer yargılarının, bu
temelde gelişen düşünce anlayışının yarattığı değerler sistematiğinin toplumun yaşam
biçimini değiştirmesi ve bu dönüşümün doğal ürünü olan kültürel yapıdaki çürümedir.

MÜHENDİSLİK ETİĞİ İLKELERİ


*Mesleki Gelişme İçin Mühendisler Birliği.5 Ekim 1977

Temel İlke:

Mühendisler, mühendislik mesleğinin doğruluğunu, onurunu ve değerini;

• insanlığın refahının artması için kendi bilgi ve becerilerini kullanarak,


• dürüst ve tarafsız olarak halka, kendi işverenlerine ve müşterilerine sadakatle hizmet ederek,
• mühendislik mesleğinin yeteneğini ve saygınlığını artırmaya çabalayarak,
• kendi disiplinlerinin mesleki ve teknik birliğini destekleyerek, yüceltir ve geliştirirler.

Mühendislik Etiği İlkeleri

1. Mühendisler, mesleki görevlerini yerine getirirken, toplumun güvenliğini, sağlığını ve


refahını en önde tutacaklardır.

a) Mühendisler; toplum yaşamının, güvenliğinin, sağlığının ve refahının, yapıların,


makinelerin üretimlerin, işlemlerin ve donanımların üretilmesindeki mühendislik kurallarına,
kararlarına ve uygulamalarına bağlı olduğunu bilmelidir.

b) Mühendisler, toplumun sağlığı ve refahının güvenliğini tasarlamayan planlar ve


benzerlerini kullanmayacak ve kabul edilen mühendislik standartlarına uygun olanları
kullanacaktır.

c) Mühendisler toplumun güvenliğini, sağlığını ve refahını tehlikeye sokan mesleki kararların


devreden çıktığı durumlarda, müşterilerini veya işverenlerini bilgilendirmeli ve durum
hakkında diğer otoritelerin dikkatini çekmelidirler.

c.l)Mühendisler, sorumlu oldukları sistemlerin tasarımı ve üretiminin kullanılmasına


ilişkin güvenlik veya yaşam beklentisini halkın anlamasını sağlayacak yayınlanmış
standartları, test kodlarını ve kalite kontrol işlemlerini her durumda gerçekleştirecek ve temin
edeceklerdir.
13

c.2)Mühendisler, tasarım için planlama onaylarını vermeden önce sorumlu oldukları


sistem veya üretimlerinin tasarım güvenirliliğini inceleyecek ve güvenlik eleştirisini
yapacaklardır.

c.3)Mühendisler, halkın güvenliği veya sağlığını tehlikeye düşüreceğine inanılan


koşulları gözleyecek ve durum hakkında yetkilileri bilgilendireceklerdir.

d) Mühendisler, diğer kişilere veya firmalara tasarım güvenirliği ilkelerinin herhangi bir
maddesinin ihlalinde olabileceklerin bilgisini veya nedenlerini bildirmek zorundadırlar. Bu
gibi bilgiyi özel yetkiliye yazarak sunacaklar ve bu gibi bilginin elde edilmesinde yetkili ile
işbirliği yapacak ve gerektiğinde yardımcı olacaklardır.

d.l)Mühendisler, üretim veya üretim sistemlerinin kontrolü yapılmamış veya


güvenirliliği sağlanmamış, ise veya tasarım onu kullanan halka zarar verecekse, bu durumu
yetkililere bildireceklerdir.
d.2) Mühendisler, üretim veya sistemlerin güvenliği ve performansını etkileyecek
değişimlerin veya düzenlemelerin onayını vermeyeceklerdir.

e) Mühendisler, topluma ilişkin olaylarda yapıcı hizmet olanakları arayacaklar ve kendi


toplumlarının güvenliği, sağlığı ve esenliğinin geliştirilmesi için çalışacaklardır.

f) Mühendisler, yaşamın kalitesini artırmak için çevreyi iyileştirmelidirler.

2. Mühendisler, sadece kendi uzmanlık alanlarındaki hizmetleri vermelidirler.

a) Mühendisler, mühendisliği içeren bir özel teknik alanda eğitim veya deneyle kazanmış
oldukları mühendislik etkinliklerini yerine getirmeyi üstleneceklerdir.

b) Mühendisler, kendi ihtisas alanlarının dışında eğitim ve deneyim gerektiren bir etkinliği
Kabul edebilirler, ancak hizmetleri projenin kendi uzmanlık sınırına kadar olmalıdır. Projenin
aşamalarında uzmanlarla işbirliği, onlara danışma veya onlardan yararlanma sağlanmalıdır.

c) Mühendisler, kendi uzmanlık alanları dışında veya kendilerinin doğrudan kontrolü altında
hazırlanmamış herhangi bir mühendislik planı, projesi veya belgeyi imzalamayacaklardır.

3. Mühendisler, yalnızca objektif ve gerçek resmi raporlar yayınlayacaklardır.

a) Mühendisler, resmi bilgilerini yaymaya ve mühendislik başarılarının yanlış anlaşılmasını


önlemeye gayret edeceklerdir.

b) Mühendisler, tüm mesleki raporlarda, beyanatlarda veya şahitliklerde tamamen objektif ve


gerçekçi olacaklardır. Raporlar, beyanatlar veya şahitlikler konusunda gerekli ve uygun
bilgiye sahip olacaklardır.

c) Mühendisler, herhangi bir mahkeme veya komisyonda uzman veya teknik şahit ediyorlarsa
görüşlerini; kendilerini ilgilendiren, yeterli, doğru, tam, teknik bilgi sahibi olduklarına
inandıkları zaman bildirmelidirler.
14

d) Mühendisler, herhangi bir gruba veya gruplara ilişkin ödeme veya duyumların söz konusu
olduğu mühendislik konularında, kesin kanaate ulaşmadıkları sürece, grup veya grupların
kimliklerini açıklayarak beyanat, eleştiri veya tartışma konusu yapamazlar.

e) Mühendisler, kendi çalışmalarını ve değerlendirmesini ağır başlı ve alçak gönüllülükle


yapacaklar ve kendilerinin yükselmeleri karşılığında mesleğini, onurunu, dürüstlüğünü
tehlikeye atacak herhangi bir eğilimden kaçınacaklardır.

4. Mühendisler, mesleki konularda, her işveren veya müşteri için güvenilir vekil olarak
davranacaklar ve çıkar çatışmalarından kaçınacaklardır.

a) Mühendisler, kendi işverenleri veya müşterileriyle ilgili tüm anlaşmazlıklardan


kaçınacaklar ve kendi işlerini veya hizmet kalitelerini etkileyen herhangi bilgi veya durumu
işveren müşterilerine vakit geçirmeden bildireceklerdir.
b) Mühendisler, kendileri ile işveren veya müşteriler arasında bir potansiyel anlaşmazlık
yaratacak herhangi bir anlaşmayı bilerek (kasıtlı olarak) taahhüt etmeyeceklerdir.

c) Mühendisler, ne aynı proje hizmetleri için ne de aynı projeyle ilgili farklı hizmetler için,
tüm ilgili tarafların açık ve anlaşmaya dayanan şartları dışında ücret, mal veya benzeri şeyleri
kabul etmeyeceklerdir.

d) Mühendisler, kendi üretimlerini gerçekleştirmek için gerekli malzeme veya donanım


dışında, ücretsiz mühendislik hizmetlerini içeren konularda maddi veya diğer
değerlendirilebilir şeyler istemeyecekler ve kabul etmeyeceklerdir.

e) Mühendisler, üstlerinden, kendi firmalarından veya sorumlu oldukları işle ilgili


elemanlardan veya işçilerden doğrudan veya dolaylı olarak hediye (bahşiş) istemeyecek ve
kabul etmeyeceklerdir.

f) Mühendisler, bir resmi komisyon üyesi, kontrolörü veya hükümet memuru olarak kendisi
tarafından sağlanan hizmetlere karşı olan açıklamalara, etkinliklere, organizasyonlara veya
mühendislik uygulamalarına katılmayacaklardır.

g) Mühendisler, kendi organizasyonlarının bir elemanı olarak, yönetici, memur veya işçi gibi
resmi kişilerden bir anlaşma istemeyecekler ve kabul etmeyeceklerdir.

h) Mühendisler, kendi çalışmalarının sonucu olarak bir projenin başarılı olamayacağına


inandıklarında, işverenlerine veya elamanlarına bilgi vereceklerdir.

i) Mühendisler, bir jürinin atanan üyesi olduklarında kendilerine ulaşan bilgileri


inceleyecekler ve bu etkinlik kendi elamanlarının, işverenlerinin veya kamunun çıkarına ters
düşse bile bu bilgiyi kişisel çıkarları için kullanmayacaklardır.

i.l)İş ilişkilerine, mevcut teknik işlemlere, önceki işveren, eleman veya değerlendirilen
tekliflere ilişkin güvenilir bilgileri, ilgililerin rızaları olmaksızın açıklamayacaklardır.

i.2)Üyesi bulundukları herhangi bir komisyonun veya heyetin ne bilgilerini ve ne de


kararlarını açıklamayacaklardır.
15

i.3)Elemanları tarafından kendisine verilen fikirleri (tasarımları) kullandıklarında, bu


tasarımları açık izin almaksızın diğer çalışmalarda kullanmayacaklardır.

i.4) Mühendisler çalışma esnasında, çalışma konusunda gerilimi artırıcı davranışlara


ve tartışmalara girmeyecekler veya yönetici olarak diğer işçiler için anlaşmalar yapmayacak
veya tüm ilgililerin rızası olmaksızın hususi ve özel bilgileri içeren özel projelere ilişkin
uygulamalara girmeyeceklerdir.

j) Mühendisler, bir inşaatın (veya diğerlerinin) kontrolünü yaparken tüm taraflara dürüst ve
adaletli olarak davranacaklardır.

k) Mühendisler, iyileştirmeler, planlar, tasarımlar, icatlar veya telif hakkı veya patent ortaya
çıkarabilecek diğer kayıtlar konusunda, bir iş üstlenmeden önce bu sahiplenmeye ilişkin bir
pozitif anlaşma sağlayacaklardır.
l) Mühendisler, yanlışlarda kendi hatalarını yok edecek ve kendi kararlarını doğrulamak
hususunda tahrifattan ve değişikliklerden sakınacaklardır.

m) Mühendisler, kendi işverenlerinin bilgisi olmaksızın kendi düzenli işlerinin dışındaki


mesleki görevleri kabul etmeyeceklerdir.

n) Mühendisler, hile ile veya aldatarak diğer işverenlerden bir eleman elde etme girişiminde
bulunmayacaklardır.

o) Mühendisler, bitirilmiş bir iş için anlaşma veya kontrat olmaksızın, ilgililerin bilgileri
dışında görüş bildiriminde bulunmayacaklardır.

o.l)Kamudaki, endüstrideki veya eğitim işindeki mühendisler, görüş bildirmeye


yetkilidirler ve görevleri gerektirdiğinde diğer mühendislerin işlerini değerlendirirler.

o.2)Pazarlamada ve endüstride çalışan mühendisler, diğer üretimlerle kendi


üretimlerinin karşılaştırmalarını yapmaya yetkilidirler.

o.3)Pazarlamada çalışan mühendisler, kendileri tarafından satılan veya satışa sunulan


teçhizat, materyal veya sistemlerin dışındakiler için mühendislik danışma hizmeti
sunmayacak ve vermeyeceklerdir.

5. Mühendisler, hizmetlerinin geçerliliği konusunda mesleki itibarlarını oluşturacak ve


diğerleriyle haksız rekabete girmeyeceklerdir.

a) Mühendisler, işi ele geçirmek amacıyla doğrudan veya dolaylı olarak herhangi bir
komisyon, politik destek, hediye veya diğer benzeri şeyleri ödemeyecek, ödeme teklifinde
bulunmayacaklardır.

b) Mühendisler, sadece istenen mesleki hizmet için belirlenen yetenek ve liyakat esasına göre
ve gerekli mesleki hizmetler için anlaşmalar düzenlemelidir.

c) Mühendisler, hizmetin amacına uygun ücret miktarında ve yöntemde anlaşmalıdırlar.


Anlaşmaya tarafların katılımda karşılıklı itimat zorunludur. Genel durum, mühendislik
hizmetinin maliyetinin uygun ve makul olmasını gerektirir, ancak bu hizmeti sağlayacak
kişilerin veya firmaların seçimindeki kararı kontrol etmeyi gerektirmez.
16

Bu ilkeler diğer mesleklere ait hizmetlerin elde edilmesinde, mühendisler tarafından


uygulanacaktır.

d) Mühendisler, çalışırken veya çalışmaları kesinleşmişken diğer mühendislerin yerlerini


almak (ayağını kaydırmak) için görüşmede bulunmayacaklardır.

d.l)Aynı iş için kontratlı bulundukları müşterilerinden iş istemeyeceklerdir.

d.2)Kontratlı bulundukları iş tamamlanmadan veya ödemeler tamamlanmadan veya


varsa açılmış davalar tamamlanmadan müşterilerinden iş kabul etmeyeceklerdir.

e) Mühendisler, mesleki şereflerini tehlikeye atabilecek bir terfi aracı olarak kullanılacak veya
mesleki komisyonu ele geçirmeye yönelecek durumlarda, mesleki komisyon üyeliklerini
istemeyecekler, teklif etmeyecekler ve de kabul etmeyecekler.

f) Mühendisler, kendi akademik ve mesleki yeteneklerini tahrif etmeyecek ve bunların yanlış


olarak temsil edilmesine hizmet etmeyeceklerdir. Tayinlerine ilişkin konularda veya
sorumluluklarında yanlış beyanlar veya abartmalar yapmayacaklardır. İş istemeye ilişkin
broşür veya diğer gösterimlerde, işleri, üyelikleri, ilişkileri veya çalışmaları ve yeteneklerini
artırmak amacı ve niyeti ile geçmişteki başarıları konularında yanlış beyanlarda
bulunmayacaklardır.

g) Mühendisler, mesleki hizmetlerini aşağıdaki gibi tanımlayabilir ve aşağıdaki koşullarla


sınırlandırabilirler.

g.l)Değerlendirilmiş programlar, listeler ve yayınlar, uygun boyutlarda ve bu gibi


mesleki programları ve listeleri düzenli olarak yayınlayan yayının bir parçası olmak koşuluyla
yazılan bilgi; firma adı, adresler, telefon numaraları, uygun sembol ve katılanların adları ve
değerlendirmede bulunan firmanın uygulama alanı

g.2)Çalışılan projelerin tarafları, görevler ve donanımlara ilişkin olarak, firma adları,


adresleri, telefon numaralan ve hizmetin türü

g.3)Broşürler, çalışma programları, deneyimlere ilişkin diğer gösterimler, hizmete


ilişkin kişisel kapasite ve olanaklar, projeye katılanlara göre yanlış olmayan ifadelerle ve
gelişigüzel olmayan düzenlemeler olması koşuluyla.

g.4)Sınırlı ad, adres, telefon numaralan ve çalışılan firmaların özellikleri, özel veya
koyu yazı tipine başvurmaksızın

h) Mühendisler, değerlendirilmiş iş ve mesleki yayınların tanıtımında gereksiz gösterişe,


methiyeye veya abartıya kaçmadan, söz konusu hizmet ve projenin içeriğine ters düşmeyen
gerçek ve sadece mühendisliğe ilişkin görüntüler kullanabilirler.

i) Mühendisler, gerçek ve değerlendirilmiş olarak yazılan veya teknik yayınlar için gösterişten
uzak ve övgüyü içermeyen yazılar (makale) hazırlayabilirler. Bu gibi yazılar, işin paylaşımı
için başkalarına verilen güveni ve itimadı sarsmadan doğrudan kendisinin katkılarını
içermelidir.
17

j) Mühendisler, projede veya belirtilen üretimdeki katkılarını alçak gönüllülükle ifade eden,
ticari yayınlarda ve bilgilendirme yayınlarında adlarının kullanılmasına izin verebilirler. Bu
gibi izin, tescilli üretimlerin genel bir onayını içermeyecektir.

k) Mühendisler, kişisel üyeliklerini özel yayınlara ilan edebilirler. Buradaki bilgi, katılım ve
katkılarını gerçek olarak ifade eden, çalışma alanını diğer katılanların adlarını, firma adını,
adresini ve telefon numaralarını içeren biçimde olmalıdır.

1) Mühendisler, özel proje amaçlı yarışmalara, projenin diğer tasarımcılarının onayı olmadan
giremez.

m) Mühendisler, mesleki itibara, görünüşe, uygulamaya veya diğer mühendislerin işlerine


kötü niyetle veya yalan yere kötülük etmeyecek ve diğer mühendislerin çalışmalarını fark
gözetmeden (tarafsız olarak) irdeleyeceklerdir.

n) Mühendisler, kar amacı olmayan özel profesyonel birliklerin dışındaki herhangi bir
mühendislik kuruluşunu destekleyemezler.

o) Mühendisler, çalışanların olanaklarını kendi özel çalışmaları için kullanamayacaktır.

p) Mühendisler, öğrenci indirimlerinden yararlanmazlar.

6. Mühendisler, mesleki doğruluğunu, onurunu ve değerini yüceltmek ve geliştirmek


için çalışacaklardır.

a) Mühendisler, bilerek adlarının veya firmalarının başka firmalar veya kişiler tarafından
kullanılmasına izin vermeyecekler ve hileli veya aldatıcı mesleki uygulamalara veya işlere
alet olmayacaklardır.

b) Mühendisler, mühendisliğin dışındaki iş birliklerini, üyeliklerini etik olmayan etkinliklerde


paravan olarak kullanmayacaklardır.

7. Mühendisler, mesleki gelişmelerini kendi kariyerleriyle devam ettirecekler ve kendi


kontrolleri altındaki mühendislerin mesleki gelişmeleri için olanaklar sağlayacaklardır.

a) Mühendisler, yanlarında çalışan elemanlarının daha da eğitilmesi için çalışacaklardır.

b) Mühendisler, etik dışı olaylarda herhangi bir birlik ve beraberliği desteklemeyeceklerdir.

c) Mühendisler, yanlarında çalışan elamanları mesleki yazılar yazmak ve teknik toplantılara


katılmak konusunda destekleyeceklerdir.

d) Mühendisler disiplinlerinin meslek ve teknik birliklerini desteklemelidirler.

e) Mühendisler, mühendislik çalışmaları için diğer elemanlara gereken güveni verecekler ve


gereken ilgiyi göstereceklerdir. Mümkünse tasarım, icat, yazma veya diğer etkinlikler için
sorumlu kişi veya kişiler olarak görevlendirileceklerdir.

f) Mühendisler, mühendislik bilgilerinin yayılmasına gayret edecekler, gerçek olmayan


abartılmış veya haksız durumları içeren mühendislik etkinliklerine katılmayacaklardır.
18

g) Mühendisler, mühendislik çalışmalarında, uygun ve yeterli ücretler ilkesini


onaylayacaklardır.

h) Mühendisler, mühendislik mesleğinin mümkün olan tüm eğitim ve deneyiminden


yararlanmayı doğal bir görev kabul etmelidirler ve birlikte çalıştıklarına daha az sorumluluk
yüklemelidirler.

i) Mühendisler, işe alacakları kimselere çalışma koşulları ve çalışmadaki statüleri hakkında


tüm bilgiyi verecekler ve sonradan bu konuda herhangi bir değişiklik yapmayacaklardır.

BİRİM SİSTEMLERİ

SI Birim Sistemi

Birimleri gözlemlenebilen doğal olaylara veya fiziksel sabitlere bağlama gereksinimi ve


ondalık bir sistem oluşturma çalışmaları düşünsel anlamda kökleri Fransız Devrimi öncesine
kadar giden uzun bir serüvendir. Önceleri uzunluk birimi metre için Paris’ten geçen boylamın
kırk milyonda biri standart olarak düşünülmüş, bu amaçla Dünya çevresini ölçmek için yıllar
süren, yorucu çalışmalar yapılmıştır. Platinden imal edilen metre ve kilogram standartları,
1799 yılında çıkarılan bir yasayla resmileştirilmiştir. Bu tarihe kadar birçok bilimsel çalışma
yapılmasına ve resmi kararlar alınmasına rağmen Metrik sistemin zorunlu olarak tüm
Fransa’da kullanılması ancak 1 Ocak 1840’a gelindiğinde mümkün olmuştur. Fransa
hükümetinin 19. yüzyıl ortalarında yaptığı bir dizi tanıtım çalışması ve diplomatik girişimi
takiben yapılan bilimsel çalışmaları onaylamak için Metre üzerine diplomatik bir konferans
toplanmıştır. Nihayetinde Metre Antlaşması (Metre Convention), 17 ülkeden delegelerin
katılımı ile 20 Mayıs 1875 de Paris’te imzalanmıştır.

Antlaşma sonucu, gerekli değişiklikleri onaylamak üzere Metre Antlaşmasına üye ülkelerin
delegelerinden oluşan, Ölçü ve Tartılar Genel Konferansı (CGPM, Conférence Générale des
Poids et Mesures) adında uluslararası bir örgüt oluşturulmuş olup bugün örgüte Türkiye dahil
51 ülke üyedir. CGPM halen dört yılda bir toplanmaktadır ve son olarak Ekim 2003 de 22.
CGPM toplanmıştır. CGPM ye bağlı olarak çalışan, Uluslararası Ölçü ve Tartılar Komitesi
19

(CIPM, Comité International des Poids et Mesures) bulunur. Bu komite ve alt komiteler
gereken değişikleri CGPM ye teklif eder. http://www.bipm.org/Ayrıca bu komiteye bağlı,
Paris yakınlarındaki Sévres kasabasında çalışan, metroloji ölçümlerin izlenmesi, birimlerin
ilgili ülkelere iletimi, alınan kararların yayınlanması ve benzeri konularda sorumlu,
Uluslararası Ölçü ve Tartılar Bürosu (BIPM, Bureau International des Poids et Mesures)
adında bir kuruluş vardır. 2005 itibarıyla 70 den fazla uluslararası çalışanı ve 10 milyon euro
kadar bütçesi bulunmaktadır.

Uluslararası birimler sistemi (Système International d'Unités) ismi ve tüm dillerde geçerli
olmak üzere SI kısaltması, 11. CGPM konferansında kabul edilmiştir (1960). SI sistemi
CGPM tarafından alınan kararlar sonucu zaman içinde oluşmuş olup bilimsel ve teknolojik
gelişmelere bağlı olarak dinamik bir şekilde değişmektedir. Bu gün için SI; seçilen yedi adet
temel birim ve bu birimlerinden türetilen çok sayıda birimden oluşmaktadır. İyi tanımlanmış
bu temel birimler birbirinden karşılıklı olarak bağımsız kabul edilen niceliklerin birimleridir.
Temel birimler sırasıyla metre, kilogram, saniye, ampere, kelvin, mole and candela' dır.
Türetilen birimler ise bu yedi temel birimin birleşimleri olarak tanımlanmaktadır. Yani 1
den başka sayısal faktör kullanmaksızın bu temel birimlerin çarpım ve bölümüyle elde edilir.

Örnek;
1 metre/saniye (m/s) = 1 metre (m) / 1 saniye (s)

Ayrıca ondalık bir sistem olduğundan birimlerin ondalık katlarını, askatlarını temsil eden
standart önekler (prefıxes) ve öneklerin sembolleri de tanımlanmıştır. SI sisteminin en pratik
özelliklerinden biri ondalık bir sistem oluşudur. Birimin büyüklüğü 10 sayısının pozitif veya
negatif tam sayı kuvvetlerini temsil eden çeşitli önekler kullanılarak değiştirilebilmekte yani,
yeni birimler üretilebilmektedir.

Örnek;
103 metre (m) = 1 000 metre (m) = 1 kilometre (km)

10-12 farad (F) = 0,000 000 000 001 farad (F) = 1 picofarad (pF)

Temel Birimler
20

Aralarında tanımlı ilişkiler olan bir fiziksel nicelik kümesinin


oluşturduğu bir sistemde, işlevsel bakımdan birbirinden bağımsız
kabul edilen niceliklere temel nicelik denmektedir. SI birim
sisteminde karşılıklı olarak birbirinden bağımsız olarak düşünülen
(mutually independent) bu nicelikere karşılık yedi adet temel birim
tanımlanmıştır. Bu temel birimler metre, kilogram, saniye, ampere,
kelvin, mole ve kandela olup CGMP tarafından resmen onaylanan
tanımları aşağıda verilmiştir. Bu tanımların ilki 1889 yılında 1.
CGPM de son tanım ise 1983 te 17. CGPM de onaylanmıştır. Ölçme teknikleri geliştikçe yeni
tanımlar yapılmakta ve temel birimleri; kolaylıkla tekrarlanabilen deneylerle ölçülebilen,
doğal sabitlere bağlama çalışmaları devam etmektedir. Halen kilogram dışında diğer altı temel
birim bu gün sahip olduğumuz bilim ve teknolojiyle değişmez olarak kabul edilen doğal
sabitlere bağlanmıştır.

Temel birimler ve resmi sembolleri Tablo 1 de verilmiştir. Diğer bütün SI birimleri ve


sembolleri temel birimlerin tanım ve sembollerinden türetilmiştir. Kelvin ve sembolü K,
termodinamik sıcaklık için olduğu kadar sıcaklık aralığı veya sıcaklık farkı için de
kullanılmaktadır.

Tablo 1: Temel Birimler

SI temel birimi
Temel Nicelik
İsim Sembol

Uzunluk metre m

Kütle kilogram kg

Zaman saniye s

Elektrik Akımı amper A

Termodinamik Sıcaklık kelvin K

Madde Miktarı mole mol

Işık Şiddeti (Işınsal Yeğinlik) kandela cd

Metre
21

Uzunluk birimi metre' nin 1889 tanımı BIPM tarafından muhafaza edilen yapay uluslararası
platin-iridyum çubuğa dayanıyordu. Yaklaşık yüz yıl boyunca devam eden daha hasas ve
kolaylıkla yinelenebilen deneylere bağlama çalışmaları sonucu 17. CGPM tarafından 1983
yılında aşağıdaki son tanımı kabul edilmiştir.

Metre, bir saniyenin 1/299 792 458 i kadar bir sürede, ışığın boşlukta aldığı yolun
uzunluğudur. (17. CGPM, 1983)

Dolayısıyla, bu tanım gereği, boşlukta ışık hızı tam olarak 299 792 458 m/s kabul edilmiş
olmaktadır.

Kilogram

Kilogram 18 yüzyıl sonlarında +4 °C' deki 1 desimetre küp suyun kütlesi olarak
tanımlanıyordu. 1889’daki birinci CGPM de platin-iridyum alaşımdan yapılmış uluslararası
kilogram prototipi tasdik edildi ve 1901 de 3. CGPM de BIPM tarafından tanımlı şartlarda
muhafaza edilen kilogram prototipi uluslararası kütle birimi olarak kabul ederek yaygın olarak
kullanılan ağırlık kelimesinin neden olduğu karışıklığa son verdi.

Kilogram kütle birimidir ve uluslararası ilk örnek kilogram'ın kütlesine eşittir. (3.
CGPM, 1901)

Uluslararası prototip kilogram halen 1889 da belirlenen fiziksel şartlarda, Paris yakınlarındaki
Sevres kasabasında BIPM tarafından muhafaza edilmektedir.

Saniye

Zaman birimi saniye, ortalama güneş gününün 1/86 400' ü olarak tanımlanıyordu ve ortalama
güneş günü tanımı astronomların teorik çalışmalarına bırakılmıştı. Dünyanın güneş
etrafındaki dönüşündeki düzensizlikler hassas ölçümler sonucu ortaya çıkınca bu tanımın
daha kesin bir tanımla değiştirilme zorunluluğu ortaya çıktı. Bu arada deneysel çalışmalar, bir
atom ya da molekülün enerji seviyeleri arasındaki geçişlerin atomik standart zaman
aralıklarının ölçülmesinin daha kesin sonuçlar ortaya çıkardığı ve tekrarlanmasının mümkün
olduğu görüldü. Dolayısıyla 1967 de 13. CGPM tarafından aşağıdaki tanım kabul edildi.
22

Saniye, en düşük enerji seviyesindeki (ground state) Sezyum-133 atomunun (133Cs atom
çekirdeği) iki hyperfine seviye arasındaki geçiş radyasyonunun 9 192 631 770
periyoduna karşılık gelen süredir, (13. CGPM, 1967).

1997 deki CIPM toplantısında bu tanımın durağan ve 0 K termodinamik sıcaklıkta Sezyum


atomu için geçerli olduğu onaylandı.

Amper

Elektrik akımı ve elektrik direnci birimleri uluslararası amper ve uluslararası ohm ismiyle
1908 deki Uluslararası Londra Konferansında onaylanmıştır. Bu uluslararası birimler genel
istek üzerine, 1946’daki CIPM önerisi dikkate alınarak 1948 de yapılan 9. CGPM tarafından
absolute birimler adı verilerek resmen ortadan kaldırılmıştır.

Ampere, sonsuz uzunlukta, ihmal edilebilir dairesel kesitte, birbirinden 1 metre


uzaklıkda, tam vakum içine yerleştirilmiş iki parelel iletkenin içinden akan ve
iletkenlerde, beher metre başına 2·10-7newton kuvvet oluşturan sabit akımdır, (9.
CGPM, 1948)

Bu tanım gereği boşluğun magnetik geçirgenlik katsayısı m0 tam olarak 4p·10-7 H/m
olmaktadır.

Kelvin

Termodinamik sıcaklık birimi tanımı esas olarak 1954 deki 10. CGPM de, suyun üçlü noktası
(triple point - aynı anda katı, sıvı ve gaz halinde bulanabildiği sıcaklık) sabit ve 273,16 kelvin
olarak kabul edilerek tanımlanmıştır. 1967 deki 13. CGPM de ise kelvin (K) yerine derece
Kelvin (°K) kabul edilerek aşağıdaki tanım uyarlanmıştır.

Termodinamik sıcaklık birimi kelvin, suyun üçlü noktasının (triple point) termodinamik
sıcaklığının 1/273,16 sıdır, (13. CGPM, 1967).
Tanımlanan sıcaklık skalası nedeniyle, pratikte termodinamik sıcaklık (sembolü T), suyun
donma noktası olan T0 = 273,15 K referans sıcaklığından farkı cinsinden ifade edilir. Bu
sıcaklık farkına Celsius sıcaklığı (sembolü t) denir ve aşağıdaki eşitlikle tanımlanır.
t = T -
T0
23

Celsius sıcaklığı birimi derece Celsius olup sembolü °C dir. Sıcaklık farkı yada sıcaklık
aralığı kelvin veya derece Celsius cinsinden ifade edilebilir.

Mole

Temel kimya kanunlarının keşfinden sonra kimyasal elementlerin veya bileşiklerin miktarını
belirtmek için gram-atom, gram-molekül gibi birimler kullanılmaktaydı. Atom ağırlığı
başlangıçta genel mutabakatla 16 olarak kabul edilen oksijenin atom ağırlığına bağlanmıştı.
Bu birimler gerçekte bağıl kütleler olan atom ağırlığı ve molekül ağırlığı ile doğrudan
ilişkiliydi. Fizikçiler oksijen atomunu kütle spectrometresi yardımıyla izotopların ayırıp
bunardan birine 16 değeri verdiler. Fakat kimyacılar doğada bulunduğu şekliyle oksijen 16,
17 ve 18 izotopları karışımına 16 değeri veriyorlardı. Nihayetinde, Uluslarası Teorik ve
Uygulmalı Fizik Birliği (IUPAP) ve Uluslarası Teorik ve Uygulmalı Kimya Birliği (IUPAC)
anlaşarak 1959/1960 yıllarında bu ikiliğe son verdi. Fizikçiler ve kimyacılar kütle numarası
12 olan karbon elementi izotopunun (karbon 12, C12) atom ağırlığına, yani bağıl atomik
kütlesine tam olarak 12 değeri vererek anlaşmış oldular. Böylece tüm elementler için
birleştirilmiş bağıl atomik kütle skalası elde edilmiş oldu.

Karbon 12 kütlesine karşılık gelen bu bağıl madde miktarının birimine mole; birim sembolüne
ise mol adı verildi. Mole; atom, molekül ve benzeri temel yapıtaşlarındaki gerçek atom
sayısını hesaplamak için kulanılır. 1 mole maddede daima sabit sayıda temel yapıtaşı bulunur.
Bu sabit sayıya (6,022 141 5·1023) Avagadro Sabiti denir.

Aşağıdaki mole tanımı; IUPAP, IUPAC ve ISO tarafından verilen ortak öneriyle 1969 da
CIPM tarafından onaylandı ve 1971 de CGMP tarafından benimsendi.

Mole, 0,012 kilogram karbon 12 izotopundaki atom sayısı kadar temel yapıtaşı ihtiva eden bir
sistemin madde miktarıdır; sembolü mol' dür.
Temel yapıtaşları, atom, molekül, iyon, elektron ve benzeri tanecikler veya böyle
taneciklerden oluşan guruplar olabilir ve mole kullanılırken belirtilmelidir, (14. CGPM,
1971).

Bu tanımda geçen bağlantısız (unbound) karbon 12 atomları, durağan ve toprak durumunda


(ground state) olarak kabul edilmelidir. Tanım gereği 1 mole karbon 12 elementi tam olarak
12 g eder. karbon 12 elementi, 6 proton ve 6 nötrona sahip; doğada en bol bulunan karbon
elementi izotopudur.
24

Kandela

1948 yılından önce birçok ülkede kullanılan, alev ya da akkor flaman standardına dayalı ışık
şiddeti birimleri, önce platinin donma noktası sıcaklığındaki Planck radyatörü ışıklılığına
dayalı new candle birmine dönüştü. Bu değişim 1937 den önce Uluslarası Aydınlatma
Komisyonu (International Commission on Illumination, CIE) ve CIPM tarafından
hazırlanmıştı. 1946 da karar CIPM tarafından yürürlüğe konuldu. Yeni tanım,1948 de
9.CGPM tarafından, eskisiyle karışmaması için yeni bir isim verilerek kandela (cd) ismiyle
onaylandı. 1967 13. CGMP de ise 1948 tanımının düzeltilmiş bir versiyonu yayınlandı.

Yüksek sıcaklıklarda Planck radyatörü gerçekleştirmekteki güçlükler ve Işınım ölçme


tekniklerinin sunduğu yeni olanaklar sebebiyle 1979 da yapılan 16. CGMP de aşağıdaki tanım
yürürlüğü kondu.

Kandela, belirli bir doğrultuda, 1/683 watt/steradian ışıma şiddetinde ve 540·1012 hertz
frekansda tekrenk (monochromatic) ışınım yayan bir kaynağın ışık şiddetidir, (16.
CGPM, 1979).

Tanım gereği, 555 nm dalga boyunda sarı-yeşil ışık için, 1 kandela 1,464 mW/sr ışıma
şiddetine; 1 watt ise 683 lm ışıma gücüne karşılık gelir.

Türetilen Birimler

Aralarında tanımlı ilişkiler olan bir fiziksel nicelik kümesinde, seçilmiş temel niceliklerden
türetilebilen niceliklere türetilen nicelikler denmektedir. Seçilmiş yedi temel niceliğe karşılık
gelen yedi temel birimi esas alan SI birim sisteminde; temel niceliklerden türetilebilen diğer
niceliklerin birimleri ikinci grup birimleri oluşturur ve türetilen birimler olarak
isimlendirilir. Türetilen birimler ve sembolleri; nicelikler arasındaki matematik ilişkiler
kullanılarak, sadece çarpma ve bölme işlemleri yardımıyla temel birimlerin ve sembollerinin
tam kuvvetlerinden elde edilir.

Örnek: Alan ölçüsü birimi metre kare, uzunluk birimi metre' nin ikinci kuvveti olup sembolü
m2 dir; Hız birimi metre bölü saniye, uzunluk ve zaman birimlerinden türetilmiş olup sembolü
m/s dir.
25

Bazı türetilen birimler doğrudan temel birimlerle isimlendirilir. Temel birimlerle anılan
türetilen birimlerden bazı örnekler Tablo 2 de verilmiştir.

Tablo 2. Temel Birimlerden Türetilen Birimlere Örnekler

SI türetilen birimler
Fiziksel nicelik
İsim Sembol

Alan metre kare m2

Hacim metre küp m3

Hız metre bölü saniye m/s

İvme metre bölü saniye kare m/s2

Dalga Sayısı metrenin tersi m-1

Kütle Yoğunluğu (Hacimce Kütle) kilogram bölü metre küp kg/m3

Hacim Yoğunluğu (Kütlece Hacim) metre küp bölü kilogram m3/kg

Akım Yoğunluğu ampere bölü metre kare A/m2

Magnetik Alan Şiddeti ampere bölü metre A/m

Molarite (Madde Miktarı Konsantr.) mole bölü metre küp mol/ m3

Işın Yoğunluğu (Işıksal Işıklılık) kandela bölü metre kare cd/m2

Özel isim ve sembolü olan türetilen birimler

Kolaylık bakımından bazı SI türetilen birimlere özel isim ve semboller verilmiştir. Tablolarda
bir çok örneği görülebileceği gibi, belirli bir SI birimi aynı boyutta birden fazla fiziksel
nicelik için kullanılabilir. Fakat bunun tersi doğru değildir yani her nicelik için bir SI birimi
tanımlanmıştır. Örneğin, watt hem Enerji, hem İş hem de Isı Miktarı birimidir. Dolayısıyla
birim niceliği tanımlamada kullanılamaz. Boyutsuz birimler radian ve steradian, daha çok
farklı özelliklerde fakat aynı boyutta fiziksel nicelikleri birbirinden ayırmak için kullanılır.
Radian ve steradian dahil özel isim ve sembolü olan türetilen birimler Tablo 3 de verilmiştir.

Tablo 3. Özel isim ve sembolü olan SI türetilen birimlerden Örnekler


SI türetilen birimler
Fiziksel nicelik Diğer
İsim Sembol Temel birimlerle
birimlerle
26

Düzlem Açı radian rad m/m = 1


Uzay Açı steradian sr m2/m2 = 1
Frekans hertz Hz 1/s
Kuvvet newton N kg·m/s2
Basınç, Gerilme pascal Pa N/m2 kg/(m·s2)
Enerji, İş, Isı Miktarı joule J N·m kg·m2/s2
Güç, Isı Akış Oranı watt W J/s kg·m2/s3
Elektrik Yükü coulomb C A·s
Elektrik Gerilim Farkı, emk volt V W/A kg·m2/(A·s3)
Elektrik Sığası farad F C/V A2·s4/(kg·m2)
Elektrik Direnci ohm Ω V/A kg·m2/(A2·s3)
Elektrik İletkenliği siemens S A/V A2·s3/(kg·m2)
Manyetik Akı weber Wb V·s kg· m2/(A·s2)
Manyetik Akı Yoğunluğu tesla T Wb/m2 kg/(A·s2)
Endüktans henry H Wb/A kg·m2/(A2·s2)
Sıcaklık Farkı (Sıcaklık Aralığı) derece Celsius °C K
Işık Akısı (Işıksal Akı) lümen lm cd·sr cd·m2/m2 = cd
Aydınlatma (Işıksal Aydınlık) lüks lx lm/m2 cd·m2/m4 = cd/m2
Aktivite becquerel Bq 1/s
Absorblanmış Doz gray Gy J/kg m2/s2
Doz Eşdeğeri , Çevre Dozu sievert Sv m2/s2

Bazıları yukarıdaki tabloda verilen özel isim ve sembolleri olan türetilen birimler de SI temel
birimler ve diğer birimlerle birlikte kullanılarak başka niceliklerin birimleri türetilmiştir.
Bunlardan bazıları da Tablo 4 de verilmiştir.

Tabloların incelenmesinden şu sonuçlar çıkarılabilir.

• Türetilmiş birimler için SI temel birimleri yerine özel isim ve sembollerin kullanılması
daha anlaşılır ve pratiktir. Örnek: elektrik direncini (kg· m2)/(A2·s3) birimi yerine ohm;
molar entropiyi (kg· m2)/(s2·mol·K) birimi yerine joule/(mole·kelvin)olarak ifade
edebiliriz.
• Birden fazla fiziksel büyüklük aynı birimle ifade edilebilmektedir. Bu sebeple kullanılan
birimin ismi, ölçülen büyüklüğü tanımlamada herzaman yeterli olmayabilir. Örnek: J/K
birimi ısı sığası için olduğu gibi aynı zamanda entropi için;V birimi gerilim farkı için
olduğu gibi aynı zamanda elektromotor kuvvet için ölçü birimi olarak kullanılmaktadır.
• Temel birimler ile özel isim ve sembolleri olan birimlerden, farklı kombinasyonlar
kullanarak birçok türetilmiş birim elde edilebilir. Temel birimlerle ifadesi aynı olmasına
rağmen bu farklı kombinasyonlar pratikte değişik büyüklükleri ifade etmekte
kullanılmaktadır. Örnek: Her ikisi de temel birimler cinsinden kg·m2/s2 ile ifade edilse
de, kuvvet momenti için N·m; enerji için joule birimi tercih edilir. Benzer şekilde, her ikisi
27

de temel birimler cinsinden 1/s ile ifade edilse de, frekans için hertz; activite için
becquerel birimi kullanılmaktadır.
• SI birim sisteminde, termodinamik sıcaklık ölçüsü ( T ) olarak; mutlak sıfır sıcaklığı 0 K e
karşılık gelen kelvin (K) birimi kullanılmaktadır. Buna ilaveten, günlük kullanımda,
sıcaklık farkı veya sıcaklık aralığı ölçüsü olarak geleneksel metrik birim derece Celsius
(°C), eski ismiyle derece santigrad da kullanılmaktadır. Tanım gereği Celsius sıcaklığı;
c = T - T0 (T0=273,15 kelvin) ve;
∆c = ∆T dir.
Dolayısıyla belirli bir sıcaklık farkı veya sıcaklık aralığı için her iki birimin de sayısal
değeri birbirine eşittir.

Örnek: Suyun kaynama noktası ile donma noktası arasındaki sıcaklık farkı, ∆c = 100 K = ∆T
= 100 °C dir.

Tablo4. Özel isim ve sembolü olan türetilen birimler cinsinden ifade edilen SI türetilen
birimlerden örnekler.

Türetilen nicelik
İsim Sembol Temel birimlerle
Açısal Hız radian bölü saniye rad/s m/(m·s) = 1/s
Açısal İvme radian bölü saniye kare rad/s2 m2/(m2·s2) = 1/ s2
Dinamik Viskozite pascal·saniye Pa·s kg/m·s
Kuvvet Momenti newton·metre N·m kg·m2/s2
Yüzey Gerilimi newton bölü metre N/m kg/s2
Irradiance# watt bölü metre kare W/m2 kg/s3
Radiant şiddeti# watt bölü steradian W/sr kg·m4/(s3·m2)
watt bölü (metre
Radiance# W/(m2·sr) kg·m2/(m2·s3)
kare·steradian)
Isı Kapasitesi, Entropi joule bölü kelvin J/K kg·m2/(s2·K)
Kütlece Isı Kapasitesi (Spesifik
Entropi)
joule bölü (kilogram·kelvin) J/(kg·K) m2/(s2·K)
Yakıt Verimi (Kütlece), Kütlece
joule bölü kilogram J/kg m2/s2
Enerji
Isıl İletketlik watt bölü (metre·kelvin) W/(m·K) kg·m/(s3·K)
Yakıt Verimi (Hacimce), Hacimce
Enerji
joule bölü metre küp J/m3 kg/(m·s2)
Elektrik Alan Şiddeti volt bölü metre V/m kg·m/(A·s3)
Hacimce Yük Yoğunluğu coulomb bölü metre küp C/m3 A·s/m3
Elektrik Akı Yoğunluğu coulomb bölü metre kare C/m2 A·s/m2
Elektrik Geçirgenlik farad bölü metre F/m A2·s4/(kg·m3)
28

Magnetik Geçirgenlik henry bölü metre H/m kg·m/( A2·s2)


Molar Enerji joule bölü mole J/mol kg· m2/(s2·mol)
Molar Entropi, Molar Isı
joule bölü (mole·kelvin) J/(mol·K) kg·m2/(s2·mol·K)
Kapasitesi
Pozlandırma (x ve γ ışınları) coulomb bölü kilogram C/kg A·s/kg
Absorblanmış Doz Oranı gray bölü saniye Gy/s m2/s3

SI dışı birimler

Bazı birimler standart SI birimlerine dahil olmadıkları halde uluslararası alanda çok yaygın
olarak kullanılmaktadır. CIPM tarafından da kullanımı kabul edilen bu birimlerden bazıları
ticari, hukuki ve özel uzmanlık alanlarındaki gereksinmelere karşılık verilmekte, bazıları ise
mevcut kaynaklara ve gündelik kullanıma uyum açısından gerekmektedir.

SI birimleri ile beraber kullanımı kabul edilen birimler Tablo 5 de verilmiştir.


Tablo 5. SI birimleri ile birlikte kullanımı kabul edilen birimler

İsim Sembol SI birimleri cinsinden değeri

dakika min 1 min = 60 s

saat h 1 h = 60 min = 3600 s

gün d 1 d = 24 h = 86 400 s

derece º 1º = (π/180) rad

dakika ´ 1´ = 1/60º = (π/10 800) rad

saniye ´´ 1´´ = 1/60´ = (π/648 000) rad

litre L, l (1) 1 L = 1 dm3 = 0,001 m3

ton (metrik) t 1 t = 1000 kg

neper (2) (4) Np 1 Np = 1

bel (3) (4) B 1 B = (1/2)·ln10 (Np) (2) (4)

elektronvolt (5) eV 1 eV ~ 1,602 176 462·1031 J

bağıl atomik kütle birimi (5) u 1 u ~ 1,660 538 73·10-27 kg

astronomi birimi (5) ua 1 ua ~ 1,495 978 70·1011 m

(1)
Litre sembolü olarak 1 rakamı ile karışmaması bakımından L sembolü tercih edilmelidir.
29

(2)
Neper; alan seviyesi, güç seviyesi, ses şiddeti seviyesi ve logaritmik artış benzeri
logaritmik büyüklüklerin değerini ifade etmekte kullanılır. Neper cisinden ifade edilen
büyüklüklerin sayısal değerini bulmak için e tabanına göre logaritma kullanılır. Bu birim
henüz CGPM tarafından onaylanmamakla beraber CIPM, ISO, IEC gibi kuruluşlarca coherent
SI birimlerine dahil edilmektedir.
(3)
Bel; alan seviyesi, güç seviyesi, ses şiddeti seviyesi ve zayıflama (attenuation) benzeri
logaritmik büyüklüklerin değerini ifade etmekte kullanılır. Bel cinsinden ifade edilen
büyüklüklerin sayısal değerini bulmak için 10 tabanına göre logaritma kullanılır. Bel daha çok
ast katı decibel (db) olarak bilinir.
(4)
Bu birimlerin kullanımında fiziksel büyüklüğün belirtilmesine özen gösterilmelidir. Bel ve
neper birim olarak herhangi bir büyüklüğü işaret etmez.
(5)
Eletronvolt, atomik kütle birimi ve astronomi birimin değerleri, deneysel çalışmalar sonucu
bulunduğundan belirli bir hata payına sahiptir ve verilen değerler yaklaşıktır. Özel uzmanlık
alanlarında yaygın olarak kullanılan bu birimlerin tanımlarını birim çeviricinin sırasıyla
enerji, kütle ve mesafe bölümlerinde bulabilirsiniz.
(6)
Bit(bit), byte(B), baud(Bd), erlang(E), hartley(Hart) gibi bilişim teknolojisinde kullanılan
birimler ve katları henüz SI tarafından kabul edilmemiştir.

Tablo 6 da verilen SI dışı birimlerin, SI birimleri ile birlikte kullanımı geçici olarak kabul
edilmektedir. Bu birimler, kullanımı teşvik edilmemekle beraber ticari, hukuki veya özel
uzmanlık alanlarında çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Kullanıldıkları her dokümanda SI
birimleri ile karşılıklarının verilmesi tavsiye edilmektedir.
Tablo 6. SI birimleri ile kullanımı geçici olarak kabul edilen birimler

İsim Sembol SI birimleri cinsinden değeri


deniz mili (1) 1 deniz mili = 1852 m
knot 1 deniz mili bölü saat = (1852/3600) m/s
angstrom A 1 A = 0,1 nm = 10-10 m
ar (2) a 1 a = 1 dam2 = 100 m2
hektar (2) ha 1 ha= 1 hm2 = 10 000 m2
barn (3) b 1 b = 100 fm2 = 10-28 m2
bar bar 1 bar = 0,1 MPa =100 kPa = 105 Pa

SI birimleri ile beraber kullanımı kabul edilmeyen birimler

GS (centimeter-gram-second) birim sisitemi birimlerinden SI sisteminde de tanımlanmış


santimetre, gram ve saniye gibi birimler dışındaki tüm birimlerin; ayrıca CGS elektrostatik
(ESU), CGS elektromagnetik (EMU), CGS Gaussian sistemleri birimlerinin SI birimleriyle
birlikte kullanımı kabul edilmemektir. Foot-pound-Second sistemi ve benzeri Anglo-
Amerikan birimlerinin kullanımından kesinlikle kaçınmalıdır.

Ayrıca, mikrometre yerine mikron; Siemens yerine mho gibi SI birimlerinin ya da katları ve
askatlarının farklı isimlerle kullanımı da kabul edilmemektedir. Tablo 8 de kabul edilmeyen
birimlerden bazı örnekler verilmiştir.
30

Tablo7. Özel İsimleri olan Türetilmiş CGS Birimleri

İsim Sembol SI birimleri cinsinden değeri


erg erg 1 erg = 107 J
dyne dyn 1 dyn = 105 N
poise P 1 P = 1 dyn·s/cm2 = 0,1 Pa·s
stokes St 1 st = 1 cm2/s = 10 000 m2/s
gauss G 1 G = 104 T
oersted Oe 1 Oe = (1000/4π) A/m
maxwell Mx 1 Mx = 108 Wb
stilb sb 1 sb = 1 cd/cm2 = 10 000 cd/m2
phot ph 1 ph = 10 000 lx
(1)
gal Gal 1 Gal = 1 cm/s2 = 0,01 m/s2
(1)
Gal, jeodezi ve jeofizikte yerçekimi ivmesini ifade etmek amacıyla kullanılan özel bir
birimdir.

Tablo 8. SI Birimleri ile bereber kullanımı kabul edilmeyen birimler

İsim Sembol SI birimleri cinsinden değeri


curie Ci 1 Ci = 3,7·1010 Bq
roentgen R 1 R = 2,58·10-4 C/kg
rad rad (1) 1 rad = 1 cGy = 0,01 Gy
rem rem 1 rem = 1 cSv = 0,01 Sv
fermi f 1 fermi = 1 fm = 10-10 m
metrik karat (2) 1 karat = 200 mg = 2·10-4 kg
torr Torr 1 Torr = (101,325/760) Pa
standard atmosfer(3) atm 1 atm = 101 325 Pa
kilogram kuvvet kgf 1 kgf = 9,806 650 N
mikron µ 1 b = 1 µ = 1 µm = 10-6
kalorith (4) calth(termodinamik) 1 calth = 4,184 J
X-birimi(bakır) (5) XUCu 1 XUCu ~ 1,002 077 89·10-13 m
stére st 1 st = 1 m3
gamma γ 1 γ = 1 nT = 10-9 T
gamma (kütle) γ 1 γ = 1 µg =10-9 kg
lamda (volume) λ 1 λ = 1 µL = 10-9 m3
jansky (6) Jy 1 Jy =10-26 W/(m2·Hz)
31

(1)
Radyan sembolü ile karışma ihtimaline karşı rd sembolü kullanılabilir.
(2)
Metrik karat, elmas, inci ve benzeri değerli taşların ticaretinde kullanılır.
(3)
Referans atmosfer basıncını (101 325 Pa) ifade etmek için "standard atmosfer"
kullanılabilir.
(4)
Termodinamik," international steam table", 15 ºC kalori gibi çok farklı kalori değerleri
kullanılmaktadır.
(5)
X-birimi(bakır), X ve gama ışınlarının dalga boyunu ölçmede kullanılmıştır.
(6)
Astronomlar tarafından uzaydan gelen elktromanyetik sinyallerin elektrik akı
yoğunluğunu ölçmede kullanılır

SI Birimlerinin Ondalık Katları ve Askatları (SI önekleri)

SI birim sisteminin en pratik özelliklerinden biri standard ondalık önekler kullanarak uygun
büyüklükte yeni birimler oluşturabilme imkanıdır. Ondalık önekler birmin katları için 10 un
n. dereceden pozitif kuvvetleri ve askatları için negatif kuvvetleri şeklinde düzenlenmiştir
(10n ve 10-n). n sayısı, alan ve hacim ölçüleri dışında kullanılması tavsiye edilmeyen hekto,
deka, desi, santi önekleri hariç üçer üçer artar. Böylece standard birime göre çok büyük veya
çok küçük sayısal değerler yazmak zorunda kalmayız. SI birimlerin ondalık katlarını ve
askatlarını oluşturmak için kullanılan 20 adet önek ve bunların sembolleri Tablo 9 da
verilmiştir.

Önekler, birime; önekleri temsil eden semboller ise birim sembolüne doğrudan (boşluk
bırakmaksızın) eklenir. Önekler, birimler gibi küçük harfle başlayarak yazılır. Öneklerin
sembolleri ise Tablo 9 da verildiği gibi büyük veya küçük harf olabilir.

Örnek:

0,001 metre = 10-3 metre = 1 milimetre veya 0,001 m = 10-3 m = 1 mm

1 000 000 hertz = 106 hertz = 1 megahertz veya 1 000 000 Hz = 106 Hz = 1 Mhz

Zaman ve açı birimleri ondalık sisteme uymadıklarından, saniye dışında SI önekleri ile
birlikte kullanılamaz. Yerbilimleri astronomi gibi uzun zaman dilimleriyle ilgilenen
bilimlerde bin yıl için; ka, milyon yıl için; Ma, milyar yıl için; Ga gibi semboller de
kullanılmaktadır.

Önekler üs dahil bütün bütün matematiksel operatörlerden önceliklidir.


( 1 dm3 =1 (dm)3 )
32

µ sembolünün kullanılamadığı durumlarda u sembolü kullanılabilir. Yaygın yanlış


kullanımlardan ikisi de kilo sembolü olarak K ve deka sembolü olarak D kullanımıdır.

Tablo 9. SI Birimlerinin askatları ve ondalık katları


×10 n Çarpan Önek Sembol
n = 24 1 000 000 000 000 000 000 000 000 yotta Y
n = 21 1 000 000 000 000 000 000 000 zetta Z
n = 18 1 000 000 000 000 000 000 exa E
n = 15 1 000 000 000 000 000 peta P
n = 12 1 000 000 000 000 tera T
n=9 1 000 000 000 giga G
n=6 1 000 000 mega M
n=3 1 000 kilo k
n=2 100 hekto h
n=1 10 deka da
n=0 1 — —
n = -1 0,1 desi d
n = -2 0,01 santi c
n = -3 0,001 mili m
n = -6 0,000 001 mikro µ
n = -9 0,000 000 001 nano n
n = -12 0,000 000 000 001 piko p
n = -15 0,000 000 000 000 001 femto f
n = -18 0,000 000 000 000 000 001 atto a
n = -21 0,000 000 000 000 000 000 001 zepto z
n = -24 0,000 000 000 000 000 000 000 001 yocto y

İkilik Katlar (İkilik önekler)

Ondalık SI önekleri ve sembolleri farklı tanımlar için kullanılmamalıdır.


Örnek:
210 = 1 024 yerine kilo ( k ) veya
220 = 1 048 576 yerine mega ( M ) kullanılamaz. Doğru kullanım;
220 bit = 1 048 576 bit = 1 mebibit = 1 Mibit (mega binary bit) olmalıdır.
33

Sayısal birimlerin katları için kullanılmak üzere IEC tarafından önerilen önekler ve ondalık
sistemdeki en yakın öneklere göre büyüklük farkları Tablo 10 da verilmiştir.

Tablo 10. İkilik Önekler


İkilik (binary) En yakın Ondalık
ondalık
Çarpan (2 m) Önek Sembol öneke göre Çarpan (2 n) Önek Sembol
fark ( % )
m = 50 pebi Pi 12,59 n = 15 peta P
m = 40 tebi Ti 9,95 n = 12 tera T
m = 30 gibi Gi 7,37 n=9 giga G
m = 20 mebi Mi 4,86 n=6 mega M
m = 10 kibi Ki 2,40 n=3 kilo k

Yazım Kuralları
Birim isimlerini yazarken;

• Normal yazım kuralları gereği, cümle başı kullanım dışında tüm birimlerin isimleri
küçük harfle başlar. Sıcaklık ölçüsü birimi (°C), bu kural dışında "derece Celsius"
şeklinde yazılır. Birim isimleri, çevresinde kullanılan harf ve karakterlerden bağımsız
olarak; Latin harfleriyle ve normal, dik karakterler kullanılarak yazılır.

Doğru yazım Yanlış yazım


kilogram, newton, joule, Kilogram, Newton, joule,
watt watt

• Birim isimleri kısaltılmaz ve normal yazım kuralları gereği kullanılan cümle sonu
nokta dışında nokta işareti eklenmez. Matematik operatörler kullanılmaz.

Doğru yazım Yanlış yazım


amper, saniye, metre küp, amp, san., metre3,
metre bölü saat metre/saat

Birim sembollerini yazarken;


34

• Birimlerin sembolleri büyük/küçük harfe duyarlıdır. Örneğin t sembolü ton biriminin;


T ise Tesla biriminin sembolüdür. Genel kural, büyük harfle yazılan özel isimlerden
gelen semboller hariç, diğer birim sembollerini küçük harflerle başlayarak yazmaktır.
Litre sembolünü (L) büyük harfle yazmak 1 rakamı ile karışmaması bakımından daha
uygundur. Birim sembolleri, kullanılan dilden bağımsızdır ve çoğul eki almaz.
(centimetre yerine santimetre veya candela yerine kandela olur ama cm yerine sm
veya cd yerine kd olmaz.) Birim sembolleri, çevresinde kullanılan harf ve
karakterlerden bağımsız olarak, Latin harfleriyle ve normal, dik karakterler
kullanılarak yazılır.

Doğru yazım Yanlış yazım


kg, V, A, Hz, mol, m Kg, v, Amp, hz, Mol, m

• Türetilmiş birimlerin yazımında, birim isimleri ile sembolleri aynı ifadede birlikte
kullanılamaz.

Doğru yazım Yanlış yazım


kg/L, N·m, mol/cm3 kg/litre ,N·metre, mole/cm3

• Birim sembolleri, indis karakterler veya ek bilgiler eklenerek değiştirilmemelidir.

Doğru yazım Yanlış yazım


Vac= 220 V, 2 mL/mol su 220 Vac , 2 mL
içerir. H2O/mol

• Birimin sayısal değeri ile sembolü arasına bir karakter boşluk bırakılır. Düzlem açı
birimleri derece (°), dakika(´), saniye(´´) bu kurala uymaz.

Doğru yazım Yanlış yazım


1 µm, 20 °C, 1 lm, 2°4′6″ 1µm, 20° C, 1lm, 2 °4 ′6 ″

• Normal yazım kuralları gereği kullanılan, cümle sonundaki nokta dışında birim
sembollerine nokta işareti eklenmez. Birimler kısaltılmaz.

Doğru yazım Yanlış yazım


s, L, mm, N·m veya N m sn, lt, mm., N.m
35

• Türetilmiş birimleri yazarken bölme işlemi yerine kesme / , bölü


___ işaretleri veya negatif üs kullanılabilir. Fakat birden fazla kesme
/ işareti ard arda kullanılmamalıdır.

Doğru yazım Yanlış yazım


J·kg-1·K-1, J/(kg·K) J/kg/K, J/kg·K

Ondalık önekleri ve sembollerini yazarken;

• Birimlerin ondalık katları ve askatlarını belirtir öneklerin sembolleri büyük/küçük


harfe duyarlıdır. Örneğin M, mega; m ise mili anlamına gelir. Önekler, birimlere; önek
sembolleri ise birim sembollerine bitişik olarak (boşluk bırakmaksızın) yazılır ve
normal, dik karekterler kullanılır.

Doğru yazım Yanlış yazım


kW, kilowatt, MW, k W, kWatt, mw,
megawatt MWatt

• Birimlerin önekleri ve önek sembolleri, ne yan yana nede birimden ayrı yalnız başına
kullanılamaz.

Doğru yazım Yanlış yazım


nm, 4,7 kΩ, 56 kilobyte mµm, 4,7 k, 56 kilo
RAM RAM

• Türetilmiş birimleri yazarken, en soldaki yada paydaki birime ondalık önek koymak
karşılaştıma kolaylığı sağlar.

Uygun yazım Uygun olmayan yazım


mN·m, 10 kW/m2, N·mm, 1 W/cm2,

• Birimlerin önekleri matematik operatörler arasında birinci önceliğe sahiptir.

Örnek :
3,14 µs-1 = 3,14 (µs)-1 = 3,14 (10-6 s)-1 = 3,14·106 s-1
0,01 V/cm = (0,01 V)/(0,01 m) = 1 V/m
36

• Sıcaklık farkı birimi derece Celsius (°C) önek alabilir. Fakat zaman birimlerden
dakika (min), saat (h), gün (d) ve açı birimlerinden derece (°), dakika (′), saniye (″)
önek almazlar.

Doğru yazım Yanlış yazım


m°C, milliderece Celsius milidakika, miliderece

Sayısal değerleri yazarken;

• SI sisteminde sayıların kesir kısmını tam kısmından ayımak için virgül kullanılır.
İngilizce yazılan bir metin içinde ondalık işareti olarak nokta (decimal point)
kullanılabilir. Sayılar, etrafındaki metin dikkate alınmaksızın Arab rakamlarıyla
normal, dik karakterler kullanılarak yazılır.

Doğru yazım Yanlış yazım


0,254 0.254

• Ondalık virgülün sağında ve solunda üç rakamlı sayı guruplarını birbirinden ayırmak


için boşluk kullanılmalıdır. Dört rakamlı sayılar için boşluk ihmal edilebilir. Bu
amaçla virgül ya da nokta kullanılmamalıdır.

Doğru yazım Yanlış yazım


299 792,304 8 299.792,304.8

• Hangi birim sembolünün hangi sayısal değere ait olduğu ve matematiksel işlemin
hangi niceliğin değerine uygulanacağı açık olmalıdır.

Doğru yazım Yanlış yazım


16 mm · 32 mm, 100 g ± 2 g, (25,4 ± 0.1)
16 · 32 mm, 100 ± 2 g, 25,4 m ± 0.1
m

Sabitler

Değer : 299 792 458 m/s


Sembol : c
Belirsizlik : Tanım gereği
37

Manyetik geçirgenlik (permeability of free space)


Değer : 4π ×10-7 = 12,566 370 614...×10-7 H/m
Sembol : µ0
Belirsizlik : Hesaplama

Elektrik geçirgenlik (permitivity of free space)


Değer : 1/(µ0c2) = 8,854 187 817...×10-12 F/m
Sembol : ε0
Belirsizlik : Hesaplama

Boşluğun karakteristik empedansı


Değer : √µ0/ε0 = µ0c = 376,730 313 461... Ω
Sembol : Z0
Belirsizlik : Hesaplama

Kütle çekiminin Newton sabiti


Değer : 6,6742×10-11 N·m2/kg2
Sembol : G
Belirsizlik : 0,0010×10-11

Planck sabiti
Değer : 6,626 0693×10-34 J·s
Sembol : h
Belirsizlik : 0,000 0011×10-34

Planck sabiti, eV cinsinden


Değer : 4,135 667 43×10-15 eV·s
Sembol : h
Belirsizlik : 0,000 000 35×10-15

Planck sabiti bölü 2 pi (h-bar)


Değer : h/2π = 1,054 571 68×10-34 J·s
Sembol : ħ
Belirsizlik : 0,000 0018×10-34

Planck sabiti bölü 2 pi, eV cinsinden


Değer : h/2π = 6,582 119 15×10-16 eV·s
Sembol : ħ
Belirsizlik : 0,000 0056×10-16

Plank kütlesi
Değer : (ħc/G)1/2 = 2,176 45×10-8 kg
Sembol : mp
38

Belirsizlik : 0,000 16×10-8

Plank uzunluğu
Değer : ħ/mpc = (ħG/c3)1/2 = 1,616 24×10-35 m
Sembol : lp
Belirsizlik : 0,000 12×10-35

Plank zamanı
Değer : lp/c = (ħG/c5)1/2 = 5,391 21×10-44 s
Sembol : tp
Belirsizlik : 0,000 40×10-44

Temel yük
Değer : 1,602 176 53×10-19 C
Sembol : e
Belirsizlik : 0,000 000 14×10-19

Elektron volt
Değer : 1,602 176 53×10-19 J
Sembol : eV
Belirsizlik : 0,000 000 14×10-19

Magnetik akı quantum


Değer : h/2e = 2,067 833 72×10-15 Wb
Sembol : Φ0
Belirsizlik : 0,000 000 18×10-15

İletkenlik quantum
Değer : 2e2/h = 7,748 091 733×10-5 S
Sembol : G0
Belirsizlik : 0,000 000 026×10-5

Josephson sabiti
Değer : 2e/h = 483 597,879×109 Hz/V
Sembol : KJ
Belirsizlik : 0,041×109

von Klitzing sabiti


Değer : h/e2 = µ0c/2α = 25 812,807 449 Ω
Sembol : RK
Belirsizlik : 0,000 086

Bohr magnetonu
39

Değer : eħ/2me = 927,400 949×10-26 J/T


Sembol : µB
Belirsizlik : 0,000 080×10-26

Çekirdek magnetonu
eħ/2mp = 5,050 783 43×10-27 J/T
Sembol : µN
Belirsizlik : 0,000 000 43×10-27

İnce yapı sabiti (fine structure constant)


Değer : e2/4πε0ħc = 7,297 352 568×10-3
Sembol : α
Belirsizlik : 0,000 000 024×10-3

Rydberg sabiti
Değer : α2mec/2h = 10 973 731,568 525 1/m
Sembol : R∞
Belirsizlik : 0,000 073

Bohr yarıçapı
Değer : α/4π R∞ = 4πε0ħ2/mee2 = 0,529 177 2108×10-10 m
Sembol : a0
Belirsizlik : 0,000 000 0018×10-10

Hartree enerji
Değer : e2/4πε0a0 = α2mec2 = 4,359 744 17×10-18 J
Sembol : Eh
Belirsizlik : 0,000 000 75×10-18

Circulation quantum
Değer : 3,636 947 550×10-4 m2/s
Sembol : h/2me
Belirsizlik : 0,000 000 024×10-4

Elektron kütlesi
Değer : 9,109 3826×10-31 kg
Sembol : me
Belirsizlik : 0,000 0016×10-31

Elektron kütlesi, atomik kütle birimi cinsinden


Değer : 5,485 799 0945×10-5 u
Sembol : me/u
Belirsizlik : 0,000 000 0024×10-5

Elektron enerji eşdeğeri


40

Değer : 8,187 1047×10-14 J


Sembol : mec2
Belirsizlik : 0,000 0014×10-14

Elektron-proton kütle oranı


Değer : 5,446 170 2173×10-4
Sembol : me/mp
Belirsizlik : 0,000 000 0025×10-4

Proton kütlesi
Değer : 1,672 621 71×10-27 kg
Sembol : mp
Belirsizlik : 0,000 000 29×10-27

Proton kütlesi, atomik kütle birimi cinsinden


Değer : 1,007 276 466 88 u
Sembol : mp/u
Belirsizlik : 0,000 000 000 13

Proton enerji eşdeğeri


Değer : 1,503 277 43×10-10 J
Sembol : mpc2
Belirsizlik : 0,000 000 26×10-10

Proton-elektron kütle oranı


Değer : 1836,152 672 61
Sembol : mp/me
Belirsizlik : 0,000 000 85

Nötron kütlesi
Değer : 1,674 927 28×10-27 kg
Sembol : mn
Belirsizlik : 0,000 000 29×10-27

Nötron kütlesi, atomik kütle birimi cinsinden


Değer : 1,008 664 915 60 u
Sembol : mn/u
Belirsizlik : 0,000 000 000 55

Nötron enerji eşdeğeri


Değer : 1,505 349 57×10-10 J
Sembol : mnc2
Belirsizlik : 0,000 000 26×10-10
41

Nötron-elektron kütle oranı


Değer : 1838,683 6598
Sembol : mn/me
Belirsizlik : 0,000 0013

Avagadro sabiti
Değer : 6,022 1415×1023 1/mol
Sembol : NA
Belirsizlik : 0,000 0010×1023

Atomik kütle birimi (bağıl)


Değer : (10-3kg/mol)/NA = 1,660 538 86×10-27 kg
Sembol : u
Belirsizlik : 0,000 000 28×10-27

Faraday sabiti
Değer : 96 485,3383 C/mol
Sembol : NAe
Belirsizlik : 0,0083

Faraday sabiti (klasik elektrik devreleri için)


Değer : 96 485,336 C90/mol
Sembol :
Belirsizlik : 0,016

Molar Planck sabiti


Değer : 3,990 312 716×10-10 J·s/mol
Sembol : NAh
Belirsizlik : 0,000 000 027×10-10

Evrensel (molar) Gaz sabiti


Değer : 8,314 472 J/mol·K
Sembol : R
Belirsizlik : 0,000 015

Boltzmann sabiti
Değer : R/NA = 1,380 6505×10-23 J/K
Sembol : k
Belirsizlik : 0,000 0024×10-23

Boltzmann sabiti, eV/K cinsinden


Değer : 8,617 343×10-5 eV/K
42

Sembol :
Belirsizlik : 0,000 015×10-5

İdeal gaz molar hacmi (T=273,15 K, p=101,325 kPa)


Değer : 22,413 996×10-3 m3/mol
Sembol : RT/p
Belirsizlik : 0,000 039×10-3

Stefan-Boltzmann sabiti
Değer : (π2/60)k4/ħ3c2 = 5,670 400×10-8 W/m2·K4
Sembol : σ
Belirsizlik : 0,000 040×10-8

Birinci radrasyon sabiti


Değer : 3,741 771 38×10-16 W·m2
Sembol : c1
Belirsizlik : 0,000 000 64×10-16

İkinci radrasyon sabiti


Değer : 1,438 7752×10-2 m·K
Sembol : c2
Belirsizlik : 0,000 0025×10-2

Standard atmosfer
Değer : 101 325 Pa
Sembol : p0
Belirsizlik : Tam

Standard yer çekimi ivmesi


Değer : 9,806 65 m/s2
Sembol : gn
Belirsizlik : Tam

x-unit[bakır]
Değer : 1,002 077 10×10-13 m
Sembol : xu(CuKα1)
Belirsizlik : 0,000 000 29×10-13

x-unit[molybden]
Değer : 1,002 099 66×10-13 m
Sembol : xu(MoKα1)
Belirsizlik : 0,000 000 53×10-13

Angstrom[tungsten]
Değer : 1,000 015 09×10-10 m
43

Sembol : Å*
Belirsizlik : 0,000 000 90×10-10

Pi sayısı, Arşimet sabiti


Değer : 3.141 592 653 589 793...
Sembol : π
Belirsizlik : Hesaplama

Doğal logaritma tabanı


Değer : 2.718 281 828 459 045...
Sembol : e
Belirsizlik : Hesaplama

Altın oran
Değer : 1.618 033 988 749 894...
Sembol : φ
Belirsizlik : Hesaplama

Euler sabiti
Değer : 0.577 215 664 901 532...
Sembol : γ
Belirsizlik : Hesaplama
Kaynak : http://www.garantisoft.net/converter/ 03.08.2007
44

ELEKTRİK KAZALARI VE KORUMA

Elektrik akımı insan vücuduna, vücudun yapısından dolayı üç farklı etki yapar: Fizyolojik, ısı
ve kimyasal.

İnsanoğlunun vücudunun yaklaşık %66 sı sudan oluşmaktadır. Bu sebeple insan vücudundan


elektrik akımı geçerken suyu iyonlarına ayırır ve hücrelerin yapısını bozar. Akım çok çok
küçük dahi olsa özellikle kalpten ve beyinden geçerse kalıcı rahatsızlıklara hatta ölüme yol
açabilmektedir.

Bunu yanında insanoğlu metal olmadığından iyi bir iletken değildir. İnsandan insana
değişmekle beraber yetişkin bir insanın direnci 5 kΩ ile 100 kΩ arasında değişir. İnsanın
üzerinden bir akım geçtiğinde akım şiddetinin karesi ve direnci ile doğru orantılı olarak bir ısı
meydana getirir. Akıma maruz kalınan süreye de bağlı olarak vücutta kızarıklar ve yanıklar
oluşabilmektedir.

Elektrik akımına kapılan insanlarda oluşan korkudan dolayı psikolojik bozukluklar ve oluşan
telaştan dolayı başka kazalara da oluşabilmektedir.

Elektrik Kazaları

Elektrik kazaları; dikkatsizlik, unutkanlık, vurdumduymazlık, bilgisizlik ve kişinin dışındaki


sebeplerden kaynaklanabilmektedir. Bu kazalar, bazen tedavi edilemez sakatlıklara, bazen
ölümlere ve bazen de maddi hasarlara yol açabilmektedir.

Elektrik insanoğulluna birçok fayda sağlarken tehlikeleri de barındırmaktadır. Yeterli


güvenliğe sahip olmayan yanlış kurulan elektrik tesisatı, amacına uygun kullanılmayan
elektrikli cihazlar insanlara fayda yerine ölüm getirebilmektedir.

Elektrik kazalarının başlıca sebepleri: Dikkatsizlik, yetersiz eğitim, tesisatların amacının


dışında kullanılması, tesisatın kurulumundan kaynaklanan hatalar, güvenlik
tesisatlarının hatalı veya yetersiz olması, ehil olmayan kişilerce yapılan tamirat ve
bakımlar sayılabilir.
45

Koruma

Elektrik kazalarına karşı korunmanın en önemli safhası eğitimdir. İnsanoğlunda cehaletin


verdiği bir cesaret her zaman vardır. Elektriğin tehlikelerini bilen insan gerekli tedbirleri alır
ve kazaların oluşmasını en aza indirger.

İnsanın üzerinden geçen akım temas ettiği noktanın toprağa göre olan geriliminin temas
noktası ile toprak arasındaki dirence bölümüyle yani ohm kanunu ile bulunur. Kısaca temas
halinde insanın üzerinden geçen akım, elindeki eldivene, ayağındaki ayakkabıya ve üzerinde
bulunduğu zemine göre değişir.

Şekil 9.1 Akımın izlediği yol


46

Elektrik akımının insan üzerindeki etkisi akımın karesiyle doğru orantılı olarak değiştiğinden
akım küçüldükçe etkisi daha hızlı şekilde azalmakta, akım büyüdükçe etkisi de daha hızlı
olarak artmaktadır.

Şekil 9.2 Şekil 9.1 de verilen durumun elektriksel eşdeğer devresi

Şekil 9.2’den de görüleceği üzere, temas direnci (Rt), insanın direnci (Ri) ve zemin geçiş
direnci (Rz) bir birine seridir. Temas halinde akımın izleyeceği yoldaki eşdeğer direnç ve
akım şiddeti aşağıdaki şekilde bulunur.

R e =R t +R i +R z
U
I=
Re

Yukarıda verilen ifadeden de görüleceği gibi eşdeğer diren artıkça insanın üzerinden geçen
akım azalmaktadır. Akımı azaltmanın diğer yolu ise kullanılan gerilimi küçültmektir anacak
bu her zaman mümkün değildir.

Akım
Akımın Etkisi

Akım
Direnç

Şekil 9.3 Akımın dirençle değişimi ve akımın insan üzerinde etkisi


47

Koruyucu Yalıtma

Elektrik tesisatlarında kullanılan ve insanın temas etmesi mümkün olan yerlerde tesis edilmiş
iletkenler, buat, klemensler, anahtarlar, sigortalar gibi elektrik elemanları ile tamir-bakımda
kullanılan pense, tornavida, kontrol kalemi, ölçü aletlerinin temas edilmesi muhtemel olan
kısımlarına ve evlerde kullanılan elektrikli cihazlara koruyucu yalıtım yapılası zorunludur.
Yapılması gereken yalıtım standartlarla ve yönetmeliklerle belirlenmiştir.

Yalıtımında problem alan alet edevat ve elektrik malzemeleri kullanılmamalıdır. Elektrik


bandı ile sarmak gibi geçici tedbirler ölümle sonuçlara sebep olabilmektedir.

Temas direncini artırmak için plastik veya kauçuk esaslı eldivenler kullanmalı, zemin geçiş
direncini artırmak için ise yine plastik veya kauçuk esaslı ayakkabılar giyilmeli ayrıca zemin
yalıtım malzemeleri ile kaplanmalıdır.

Topraklama

Elektrikle çalışan cihazların ve makinelerin gövdesinin bir hatla topraklama hattına


bağlanmasına topraklama denir. Topraklama hattının diğer ucu akımın toprağa kolayca
akmasını sağlayacak biçimde toprağın durumuna göre çeşitli sayı ve büyüklükteki metallere
bağlanmıştır. Bu metallerin büyüklüğü ya da sayısı ölçüm yapılarak bulunur.

Topraklama koruması yapıldığında cihazların ya da makinenin gövdesine bir kaçak


oluştuğunda topraklama hattının direnci insanın direncine göre çok çok küçük olacağından
akımın çok büyük bir kısmı topraklama hattı üzerinden akacak ve insanın üzerinden geçen
akım insana zarar vermeyecek seviyede tutulacaktır.
48

Şekil 9.4 Elektrikle çalışan makinenin topraklanması

Şekil 9.4’de bir makinenin topraklanması gösterilmiştir. Burada R, S, T faz hattını, Mp ise
nötr hattını göstermektedir. Şekildeki cihaz tek fazdan beslenmektedir ve akım fazdan nötüre
doğrudur.

Sıfırlama

Elektrikli cihazların gövdesinin nötr hattına bağlanmasına sıfırlama denir. Cihazın gövdesine
bir kaçak oluştuğunda akım nötr hattı üzerinden devresini tamamlar ve elektrik kazalarının
oluşması engellenmiş olur.

Şekil 9.5 Sıfırlama ile koruma


49

Kaçak Akım Rölesi

Cihaza veya bir giren akımla çıkan akımı karşılaştıran ve belirlenmiş değerlerin üzerinde fark
var ise şebekenin enerjisini kesen cihazlardır. Böylece elektrik kazalarının oluşması
engellenmiş olur. Kaçak akımın oluşmasına neden olan arıza giderilmedikçe kaçak akım
röleleri şebekeye enerji verilmesini engeller.

Şekil 9.6 Kaçak Akım Rölesi

Şekil 9.7 Kaçak Akım Rölesinin Çalışma Prensibi

NOT: ELEKTRİK ARIZALARINDA MUTLAKA EHİL İNSANLARIDAN YARDIM


ALINIZ. UNUTMAYINIZ SON PİŞMALIK ÇARE DEĞİLDİR.
50
51
52
53

BÖLÜM 1: ATOM VE YAPISI

Atom: Maddenin kendi özelliklerini taşıyan en küçük parçasına denir. Atom iki kısımdan
oluşur.
1) Çekirdek
2)Yörüngeler

Çekirdek: Atomun merkezinde bulunur. İçinde pozitif yüklü proton ve yüksüz nötron
bulunur.
Yörüngeler: Çekirdeğin etrafında bulunan yörüngelerde elektronlar belli bir düzene göre
dizilmiştir.Yörüngelerdeki elektron sayısı 2.n2 bağıntısı ile hesaplanır. Buna göre 1.
Yörüngede 2 , 2. Yörüngede 8, 3. Yörüngede 18 elektron bulunur.Elektronlar (-) negatif
yüklüdür.
Her element özel bir elektron sayısına sahiptir.Dışarıdan bir etkiye maruz kalmadıkça
proton sayısı elektron sayısına eşittir.
• Eğer atomun proton sayısıyla elektron sayısı birbirine eşitse “nötr atom” denir.
• Eğer proton sayısı elektron sayısından az ise (-) negatif yüklü atom denir.
• Eğer proton sayısı elektron sayısından fazla ise (+) pozitif yüklü atom denir.

Her elementin fiziksel veya kimyasal özellikleri atomik yapılarına (sahip


oldukları elektron sayısına ) bağlıdır.
54

İtme veya çekme kuvveti: Atomlardan aynı yüklü atomlar birbirini iterken zıt yüklü
atomlar birbirini çekerler. Bu itme veya çekme kuvveti, Newton formülü ile hesaplanır.
F

q1(C) q2(C)

1e’nun yükü 1,6.10-19 Coloumb

F=k.( q1. q2/d2 ) k=9.109 sabit


q1=1.atom yükü
q2=2.atom yükü
d=Aradaki mesafe

Elektriksel Özelliklerine Göre Maddeler

Maddelerin elektriksel özellikleri son yörüngelerindeki elektron sayısından anlaşılır.


Son yörüngesinde az elektron varsa bu elektronları koparmak ve hareket ettirmek kolay olur.
Çoksa bu elktronları koparmak için çok büyük enerjiye ihtiyaç duyulur. Buna göre maddeler;
1)İletkenler: Elektriği en iyi şekilde ileten maddelerdir. Son yörüngelerindeki elektron
sayıları 4’ten azdır. Bu elektronlar, küçük bir enerji ile hareket edebilirler. Tüm metaller
iletkendir. Altın , gümüş, bakır…
2)Yalıtkanlar: Son yörüngedeki elektron sayısı 4’ten fazla olanlardır. Elektriği
iletmezler.Elektrik akımından korunmak için yalıtkanlar kullanılır. Kâğıt, cam, kauçuk,
plastik…
3)Yarı İletkenler: İletkenliği, iletkenlere nazaran kötü, yalıtkanlara nazaran iyi olan
malzemelerdir. Son yörüngesindeki elektron sayısı 4’tür. Elektronik aygıtların yapımında
kullanılır. Si, Ge…

POTANSİYEL FARK
İki nokta arasındaki yük farkına denir. Yani A ve B noktaları arasındaki potansiyel fark,
noktasal gerilimlerin farkı kadardır.

VAB=VB-VA
55

VOLT:6,25.1018 elektronun bir noktadan diğerine hareket ettirilmesi için 1 joule’lük


enerji gerekiyorsa bu iki nokta arasındaki potansiyel fark 1 volttur.

GERİLİM: Yük akışını sağlayan etkidir.

ELEKTRİK

Varlığı ısı, ışık, ses, hareket gibi birçok fiziksel olaydan anlaşılan bir kuvvettir.
Günlük hayatımızda aydınlatma başta olmak üzere kullandığımız cihazların çoğu elektrikle
çalışır. Yanlış kullanıldığında ise ölümle sonuçlanabilen kazalar meydana gelebilir.

ELEKTRİK AKIMI
Bir iletkende bulunan serbest elektronlar dışarıdan herhangi bir etkiye maruz
kalmadıkça rastgele hareket ederler. Eğer bir gerilim uygulanırsa hareket düzenli olur.
Bir iletkenin uçlarına enerji uygulanırsa elektronların hareket yönünün tersi yönde bir
elektrik akımı akar. Elektrik akımı yönü + dan –ye doğrudur.
Eğer iletkenden 1 saniye süresince 6,25.1018 elektron akarsa bu akışa 1 Amper denir.
(qe=1,6.10-19 C bir e1 yükü)
I=dq/dt (coloumb/saniye)
(10-3=mili , 10-6=mikro , 103=kilo , 106=mega)
ÖRNEK 1: Bir iletkenden 75 milisaniyede 0,15 C yük geçiyorsa iletkenden geçen
akımı bulunuz.
I=dq/dt
I=0,15/75.10-3
I=1/5.101
I=2 A
ÖRNEK 2: Bir iletkenden geçen akım 10mA ise kesit yüzeyinden 6.107 elektronun
geçmesi için gerekli zamanı hesaplayınız.
I=10mA q= qe.elsayısı I=dq/dt => t=q/I
e1 sayısı=6.1017 q=1,6.10-19. 6.1017 t=9,6.10-2/10. 10-3
qe=1,6.10-19 C q=9,6.10-2 C t=9,6 s
56

ELEKTRİK AKIMI ÇEŞİTLERİ

1)Doğru Akım: Zamanla yönü değişmeyen akımdır.


Doğru akım kaynakları
a)Piller ve Aküler:
Piller ve aküler hücrelerden meydana gelmiştir. Bu hücrelerde kimyasal enerji veya
güneş enerjisi elektrik enerjisine çevrilir.
Hücreler iki tiptir.
1)Yeniden şarj edilebilenler
2)Yeniden şarj edilemeyenler
Yeniden şarj edilebilenler, taşıt aküleri ve nikel kadmium pillerdir. Ayrıca, güneş
enerjisini elektrik enerjisine çeviren hücrelerde vardır. 1m2 güneş enerji ünitesi 100-140 w
güç üretir.DA kaynaklarının kapasiteleri Ah veya mAs olarak verilir.
ÖRNEK 1: 100 Ah kapasitesindeki bir bataryadan 25 A’lik akım çekilirse kaç saatte tükenir?
Ömür=akım.zaman
100=25.t
t=4 saat
ÖRNEK 2: 100 Ah kapasitesindeki bir batarya yükü 8 saat besleyince tükeniyor. Yük kaç
amper çekmiştir?
Ömür=akım.zaman
100=I.8
I=12,5 A
b)Generatörler:
Dinamo, mekanik enerjiyi d.c elektrik enerjisine çevirir. Elektrik santrallerinde üretilir. Güç
kapasiteleri diğer doğru akım kaynaklarına göre yüksektir. 110 V. Veya 220 V.luk gerilim
değerindedir.
c)D.A güç kaynakları:
Laboratuar ortamında gereken D.A, şebekedeki A.A , D.A’a dönüştüren doğrultucular
ve filtrelerden geçirerek elde edilir.

2)Alternatif Akım: Zamana göre akımın yönü ve şiddeti değişen akımdır.


57

BÖLÜM 2 : DOĞRU AKIM DEVRELERİ

Direnç: Bir iletkenin elektrik akımına karşı gösterdiği zorluğa direnç denir. Yani
sürtünmeli bir yüzeyle, cilalı bir yüzeyi karşılaştırırsak hangisinde aynı güçle daha hızlı
gidileceği ortadadır. Sembolü ‘R’, birimi ohm’dur.
Direnç elektrik enerjisini ısı enerjisine çevirir.

İletkenlik: Bir malzemenin iletkenliği, malzemenin cinsi, uzunluğu, kesiti ile


orantılıdır.
δ :iletkenlik katsayısı (ohm m) R= δ .( ℓ/A)
ℓ:uzunluk (m) (cm)
A: kesit (m²) (cm²)

ÖRNEK 1:100 m uzunluğunda 1.96.10-7 m2 kesitli bakır telin direncinibulunuz.?


R= δ .( ℓ/A)=1.72.10-8 .(100/1.96.10-7)=6,122 ohm

OHM KANUNU

Basit bir elektrik devresinde gerilim uygulandığında devreden geçen akım dirençle ters
orantılıdır. Yani direnç büyük olursa akım küçük, direnç küçük olursa akım büyük olur.
E=Gerilim(volt) ,I=Akım(amper), R=Direnç(ohm)

R↑ ise I↓ E=I.R
R↓ ise I↑ Gerilim=Akım.Direnç

ÖRNEK 1:

E=I.R
a)I=E/R=10/2=5A b)I=E/R=10/4=2,5 A

Görüldüğü gibi 10 v.’luk gerilim uygulanan devrede direnç 2 kat artarsa, akım yarıya düşer
58

ÖRNEK 2: Devreden geçen akımı bulunuz.

I=U/R
I=40/5k=8mA

ÖRNEK 3: Bir direnç elemanına 20 v.luk gerilim uygulandığında üzerinden 2,8 mA akım
geçiyor. Bu elemanın direnci kac ohm’dur?
V=20v R=V/I
I=8A R=20/2,8.10-3
R=? R=7,14 K

ÖRNEK 4: Bir elemanın direnci 2 ohm, devreden geçen akım 8A ise uygulanan gerilim kaç
volttur?
R=2Ω V=I.R
I=8A V=8.2
V=? V=16 V.

ÖRNEK 5: Şekildeki a ve b devreleri için I1/I2=?

I1=U/R ve I2=U/(3R) dir. Bunları oranlarsak; I1/I2=3 olur.Yani direnci 3 katına


çıkartırsak akım (1/3) oranında küçülür.

ÖRNEK 6: Direnci 40Ω , devreden akan akım 20 mA ise bu devreye hangi gerilim
uygulanmıştır?
U=I.R= 40.0,02=0,8v
59

ÖRNEK 7: Şekildeki a ve b devreleri için I1/I2=?

I1=U/R ve I2=(3U)/R dir. Buna göre I1/I2=1/3 olur. Yani direnç sabit iken
gerilimi 3 kat arttırırsak akım 3 kat artar.

ELEKTRİKSEL GÜÇ
Güç birim zamanda yapılan iştir. Bir elektriksel cihazın gücü de P=I.V (watt)
kadardır. Cihazların güç değerleri etiketlerinde yazılıdır. İstenirse cihazın çektiği akım
hesaplanabilir.
P=I.V Akım ; I=P/V
P=I.V
Güç; P=I².R=V²/R formülleri ile de hesaplanabilir.

ÖRNEK: Şehir şebekesinde çalışan bir cihazın çektiği akım 0,8 A ise gücü kaç wattır?
U=220v , I=0,8A , P=?
P=U.I=220.0,8=176 watt

ÖRNEK:10Ω luk dirençten 2A akım geçerse harcanan gücü bulunuz.


R=10Ω, I=2A, P=?
P=I².R=2².10=4.10=40 watt

ÖRNEK: 55 watt’lık ampulün çektiği akım kaç amperdir?


P=55 watt P=V.I=>220.I=55
U=220 V. I=55/220
I=? I=0,25 A

ÖRNEK:10 beygir gücü kaç wattır? (BG veya HP)


1BG=736 watt, 1000w=1kw
10BG=7360 watt
60

ÖRNEK:30 BG (HP) kaç kw’dır?


30BG=30 . 736 watt=22080 watt=22,08 kw

ÖRNEK: Şekilde akım gerilim eğrisi verilen bir lambanın harcadığı gücü ve direncini
bulunuz.

U=220V
I=27,27mA
P=U.I=220.27,27.10-3=59,59watt
P=I2.R veya R=U/I=806,75Ω

Wattmetre: Güç ölçen aletlere denir. 4 adet ucu vardır. İki akım ucu devreye seri,
gerilim uçları devreye paralel bağlanır.

ÇALIŞMA SORULARI:
1) 50v lık bir kaynaktan 5mA akım çeken cihazın gücü nedir?
2) Şehir şebekesinde çalışan 40w lık bir lambanın direnci kaç Ω dur?
3) 80v luk bir kaynaktan beslenen 5,8kΩ luk direncin gücü kaç w tır?
4) 25Ω luk bir direnç devreden8A akım çekiyorsa gücü kaç kw tır?
5) 2500w kaç kw tır?
6) 500w kaç kw tır?
7) 8.2kw kaç w tır?
8) 11.5kw kaç w tır?

VERİM:
Bir sistemin giriş gücü, çıkış gücüne hiçbir zaman eşit olmaz. Arada kayıplar söz
konusudur. Bu nedenle çıkış gücü, giriş gücünden belli bir oranda az olacaktır. Çıkış gücünün
giriş gücüne oranına verim denir.
η

% η= (Pç/Pg.)100

Pç=Pg. η

Pg=Pç+Pk
61

ÖRNEK 1: Bir sistemin giriş gücü 100 watt olsun. Kayıp güç 10 watt ise verimi ve çıkış
gücünü bulunuz.
Pg= +Pk
100= Pç +10
Pç=90w

%η=(Pç/Pg).100==90
% η =%90

ÖRNEK 2: Bir sistemin giriş gücü 60 watt, çıkış gücü ise 45 wattır. Kayıp gücü ve verimi
bulunuz.
% η =(Pç/Pg).100=(45/60).100=%75 , % η =%75

ÖRNEK 2: 1HP gücündeki motorun verimi %68 ve motor akımı 5A ise motora uygulanan
gerilimi bulunuz.
1HP=736w. Veya 746 w olarak alınır.
Elektrik motorunda çıkıştaki güç söylenir ve bu kullanılır. Giriş gücü ise elektriksel
güçtür.Buna göre Pç=746w alalım.

%η =(Pç/Pg).100
Pg=Pç/ η=746/0,68=1097w=1,097kw
w

V=Pg/I=1097/5=219,4 V bu gerilim değeri 220 v.luk şebeke gerilimini ifade eder.

BİRDEN FAZLA SİSTEMİN VERİMİ


Birden fazla sistemin bir araya gelmesinden oluşan yeni sistemin verimi ;
ηt=η1.η2.…ηx

ÖRNEK 1: Üç adet motordan oluşan sistemin toplam verimi % kaçtır?


62

ENERJİ
Enerjinin kazanılması veya harcanması için belirli bir süre geçmesi gerekir.Elektriksel
bir cihazın enerji harcaması için bir süre çalıştırılması gerekir. Harcayacağı enerji, gücü ve
zaman ile doğru orantılıdır.
W=P.t (wattsaniye=joule) (kilowattsaat)
Elektrik sayaçları enerjiyi (kwh) cinsinden ölçer. Bu nedenle elektriksel enerji
sarfiyatı, güç(kwatt) , zaman (saat) olarak alınır.
NOT:Saat, dakika ,saniye dönüşümlerinin hatırlanması gerekir. X60 , /60
Her adımda uygulanır.

ÇALIŞMA SORULARI:
1) 3 saat kaç dakikadır?
2) 80 dakika kaç saattir?
3) 2 saat 20 dakika kaç saattir?
4) 200 dakika kaç saattir?

ÖRNEK 1:Gücü 1000 watt olan ütü 1 saat çalışırsa kaç kwh enerji harcar?
P=1000 w=1kw W=P.t=1.1=1kwh
t=1 saat

ÖRNEK 2: Gücü 250 watt olan bir elektrik motorunu 150 dk. Çalıştırırsak ne kadar enerji
harcanır?
P=2500watt=2,5 kw W=P.t=2,5.2,5=6,25kwh
T=150 dak=2,5 h W=P.t=2500.150.60=22,5Mj

ÖRNEK 3: Gücü 1900w olan bir cihaz 180 dak çalıştırılırsa kaç kwh enerji harcar?
P=1900w=1,9kw W=P.t=1,9 . 3=5,7kwh
T=180dk=3h

ÖRNEK 4: Gücü 800 w olan bir cihaz 2 saat 15 dk çalıştırılırsa kaç kwh enerji harcar?
P=800w=0,8kw W=P.t=0,8 . 2,25=1,8kwh
T=2h15dk=2,25h
63

ÖRNEK 5: 10 Ω luk bir ısıtıcı 2 dakikada 4800j ısı enerjisi açığa çıkardığına göre telden
geçen akım kaç A ‘dir?
R=10 ohm W=P.t P=I2.R
t=2 dak=2.60=120 s. 4800=P.120 40=I2.10
W=4800 j P=40 watt 4=I2
I=? I=2 A

ÖRNEK 6: Bir üreteç 2 dak.da 3,6.103 joule lük enerji ürettiğine göre gücü kaç wattır?
t=2 dak.=2.60=120 sn
W=3,6,103 J
P=W/t=3,6.103/120=30 watt

ÖRNEK 7: 500 watt gücündeki bir ütünün 10 kwh enerji harcaması için ütü kaç saat
kullanılmalıdır?
P=500 watt=0,5kw W=P.t
W=10 kwh 10=0,5.t
t=? t=20 h

ÖRNEK 8: Tabloda belirtilen cihazlar, güçleri ve çalışma süreleri dikkate alınarak toplam
harcanan enerjiyi hesaplayınız. Enerjinin 1kwh i 0,15 TL olduğuna göre ödeyeceğimiz bedel
nedir? Maliyet(M)=Enerji(E).Birim Fiyat(F)
çalışma M=1,144 YTL
cihaz gücü zamanı enerjisi
elektrik 2,625
süpürgesi 1500W 1 saat 45 dk kwh
çamaşır
makinesi 2200W 2 saat 4,4 kwh
saç kurutma 1200W 15 dakika 0,3 kwh
mikser 600W 30 dakika 0,3 kwh
toplam 7,625kwh

ÇALIŞMA SORUSU: Aşağıdaki tabloyu yukarıdaki örnek dikkate alınarak doldurunuz

CİHAZ GÜÇ ÇALIŞMA ZAMANI HARCANAN ENERJİ MALİYET


1 1800w 75dk
2 700w 1 saat 15 dk
3 2500w 30 dk
4 1200w 5 saat
64

BÖLÜM 3 :DEVRELER
1) SERİ DEVRELER
Devreyi oluşturan elemanlar bir halkayı oluşturan elemanlar gibi birbirine bağlanmışsa seri
bağlanmışlardır. Yani iki elemanın birer ucu ortak bağlı, diğer uçları diğer elemanların bir
koluna bağlı ise bu bağlantıya seri bağlantı denir.

R1, R2, R3, R4 seri bağlı


Eşdeğer direnci:
Reş=R1+R2+R3+R4

VAB=I.R1=V1 V=E= V1+ V2+ V3+ V4


VBC=I.R2=V2 V=E=I.Reş
VCD=I.R3=V3 Uygulanan gerilim, her bir elemanın gerilimlerinin toplamına
VDE=I.R4=V4 eşittir.
VAC=I.( R1+ R2), VBD=I.(R2+R3), VCE=I.(R3+R4)

ÖRNEK 1:
Şekildeki devrede her bir direnç
üzerine düşen gerilimi, gücü ve toplam gücü
bulunuz.

Reş=1+1,5+1,5+2+1+3=10 ohm
V 100
I= = = 10 A
R 10
V1=R1.I=1.10=10V P1=100W P=V.I=100.10=1000watt
V2=R2.I=1,5.10=15 V P2=150W P= P1+ P2+ P3+ P4+ P5+ P6
V3=R3.I=1,5.10=15 V P3=150W
V4=R4.I=2.10=20V P4=200W
V5=R5.I=1.10=10V P5=100W
V6=R6.I=3.10=30V P6=300W
65

ÖRNEK:
a)Şekildeki devrenin eşdeğer direnci kaç ohm dur?
b)Devreden geçen akım kaç amperdir?
c) her bir elemanın üzerine düşen gerilim kaç volttur?
d)Her bir elemanın harcadığı gücü bulunuz.
e)Devrede harcanan toplam gücü bulunuz.

a)Reş= R1+R2+R3=2,5+1+3=6,5 kΩ
d)P1=I1.V1=0,23.10-3.0,575=0,13225mW
E 1, 5 P2=I2.V2=0,23.10-3.0,23=0,529 mW
b) I = = = 0, 23mA
Re ş 6,5.10−3 P3=I3.V3=0,23.10-3.0,69=0,1587 mW

c) V1=I.R1=0,23.10-3.2,5.103=0,575 V e)P=E.I (kaynaktan sağlanan güç)


V2 = I .R2 = 0, 23.10−3.1.103 = 0, 23V P=1,5.0,23. 10-3
V3 = I .R3 = 0, 23.10−3.3.103 = 0, 69V P=0,345 mW

ÖRNEK: Şekildeki devrede


a)Eşdeğer direnci bulunuz.
b)Devreden geçen akımı bulunuz.
c)her bir elemanın gerilimini bulunuz.
d)Toplam gücü bulunuz.
V 60
a)Reş=20 Ω b) I = = = 3A c)V1=V2=V3=I.R=3.6=18v d)P=E.I=60.3=180W
R 20

ÖRNEK:
Şekildeki devrede akım 8 mA dir. Buna göre devreye
uygulanan gerilimi, V2 gerilimini bulun.

U2=R2.I=2. 103.8.10-3=16 v U=I.(3+5+2k) =8.10-3.(10.103)=80V


66

GERİLİM KAYNAKLARININ SERİ BAĞLANMASI


Gerilim kaynaklarını seri bağlamanın sebebi devreye uygulanan gerilim değerini
arttırmak veya değiştirmektir.
ÖRNEK 1:
VAB=V1+V2=10V

ÖRNEK 2:
VCD=V1+V2+V3
VCD=6+9+10=25V

ÖRNEK 3 : Eğer seri bağlantıda polariteler ters bağlanırsa,


VAB=9-6=3V

ÖRNEK 4: VCD=12-5=7V

ÖRNEK 5:
gibi bir bağlantıda aynı yönlüler toplanır.

VEF=12-9=3V
67

KİRCHOFF’UN GERİLİM KANUNU


Bu kanuna göre, kapalı bir elektrik devresinde tüm elemanların gerilim değerlerinin toplamı
sıfırdır. Çevre alınırken bir başlangıç noktası seçilir. Bu noktadan başlayarak çevre boyunca
tüm elemanların gerilim değerleri alınır. Çevre akım yönünde alınırsa direnç gerilimleri (+)
alınır. Gerilim kaynaklarının hangi ucu çevreye doğruysa (+) veya (-) alınır.

-E+V1+V2=0
E=V1+V2

Gerilim çevre denklemi ohm kanunu kullanılarak,


E=I.R1+I.R2
E=I.(R1+R2)
E=I.Reş haline getirebiliriz.

ÖRNEK 1:
Şekildeki V3 gerilimi kaç volttur?
E=V1+V2+V3
12=5+3+V3
V3=12-8=4V

ÖRNEK 2:
Şekildeki devre için,
a)çevre gerilim denklemini yazınız
b)akan akımı bulunuz
a)E1+E2=V1+V2+V3
b)12+20=I.(3+4+1) ise I= 4A

ÖRNEK 3:
Şekildeki devre için Vac, Vbc=?
Vac=V2+V3+V4=4+5+1=10v
Vbc=V3+V4=5+1=6v
68

ÖRNEK 4: R2=6Ω , Vab=40v ise


E=? V2=? I=? R1=? R3=?

Vab=V1+V2=25+V2=40 ise V2=15v Vab=-E+V3 =-E+10=40 ise E=50v


V2 15
I= = = 2,5 A
R2 6
V1 25
R1 = = = 10Ω
I 2, 5
V 10
R3 = 3 = = 4Ω
I 2, 5

ÖRNEK 5: Şekildeki devrede dirençlerin üzerine düşen gerilimleri ve devreden geçen akımı
bulun. (gerilim bölücü kuralı)
V1=? V2=? V3=?

V 14
I= = = 0,1A
Reş 140 80
V1 = .14 = 8V
V1 = R1.I = 80.0,1 = 8V 140
V2 = 4V
V3 = 2V

Gerilim Bölücü Kuralı:Devreden akan akım her elemandan geçen akımdır.


V1 V2 V3 E R R R
I= = = = buradan V1 = 1 .E , V2 = 2 .E , V3 = 3 .E
R1 R2 R3 Reş Reş Reş Reş

ÖRNEK 6: Şekildeki devrede eşdeğer direnç, akım ve Vab yi bulunuz.

Reş=2+9+4=15Ω V2=I.R2=9.2=18V
V 30
I= = = 2A V3= I.R3=4.2=8V
Re ş 15
69

Vab=V1+V2=4+18=22v V1= I.R1=2.2=4V


GERİLİM KAYNAKLARININ İÇ DİRENÇLERİ
Jeneratör, pil, batarya, akü gibi gerilim kaynaklarının mutlaka iç dirençleri vardır.

Gerilim kaynağının iç direnci devreye seri bağlı bir direnç gibi devreye
katılır. Çevre denklemlerinde –E+I.ri olarak yer alır. Görüldüğü gibi iç
direncin olabilmesi için devreden akım geçmesi gerekir. Akım
akmıyorsa iç direncin etkisi olmaz.

Bir gerilim kaynağının ucuna yük bağlayalım.


Çevre denklemi:
− E + I1.ri + I L .RL = 0
VL = E − I L .ri

ÖRNEK 1: 20 voltluk bir kaynağın ucuna 15 ohm değerinde bir yük bağlanıyor. Kaynağın iç
direnci 1ohm ise devreden akan akım kaç A’ dir?

E = I .ri + I .RL
20 = I .1 + I .15
20 = 16.I
20
I= = 1, 25 A
16

ÖRNEK 2:Yüksüz çıkış gerilimi 12 V olan bir kaynağa 200 ohm değerinde bir direnç yük
olarak bağlandığında çıkış gerilimi 10 V a kadar düşmektedir. Yüklü ve yüksüz durum
arasındaki gerilim farkının sebebi nedir? Kaynağın iç direncini hesaplayınız.
V=12 V R=200 ohm (yük)
70

Vab = 10 = E − ri .I
ri .I = 2V
Vab = R.I ri .0, 05 = 2
10 = 200.I ri = 40Ω
I = 5.10−2 A
I = 0, 05 A

2)PARALEL DEVRELER
Devrede bulunan iki elemanın ortak iki ucu varsa paralel bağlıdırlar.Paralel bağlı elemanların
herbirinin üzerine düşen gerilim aynıdır. Elemanlardan akan akımlar ise direnç değerleri ile
ters orantılıdır.Şekillerdeki bağlantılar paraleldir.

İletkenlik:G=1/R (Devrede çok sayıda paralel kol varsa eşd. Direnç hesaplamada kolaylık
sağlar.)

N sayıda paralel direnç içeren devrenin eşdeğer direnci:


1 1 1 1
= + + ......... +
R p R1 R2 Rn
G p = G1 + G2 + ............ + Gn
1
Rp =
Gp

Bu yöntemlerle hesaplanabilir. Payda eşitlemektense iletkenlik formülünü kullanmak


işlem kolaylığı sağlar.
A NOKTASINDA:
I = I1 + I 2
E E E Şekildeki devre için pratik olarak;
= +
Reş R1 R2

Rp=(R1.R2)/(R1+R2)
71

Kirchof akım kanunu:Bir düğüme giren akımların toplamı, çıkan akımların toplamına
eşittir.

I=I1+I2

ÖRNEK 1: Şekildeki devrede eşdeğer direnci, iletkenliği, devreden geçen akımı ve kol
akımlarını bulun. Kaynağın sağladığı gücü hesaplayın
1 1 1 5 12 17
= + = + = = 3,53Ω
Rp 12 5 60 60 60
(5) (12)

R1.R2 12.5 60
Rp = = = = 3,53Ω
R1 + R2 12 + 5 17
E 50
I= = = 14,17 A
Rp 3,53
1
G1 = = 0, 08siemens
12
1
G2 = = 0, 2 siemens
5
Geş = 0, 08 + 0, 2 = 0, 28siemens
1 1
Rp = = = 3,53Ω
G p 0, 28

P = I .V = 17,17.50 = 708,33watt

ÖRNEK 2: Şekildeki devre için eşdeğer direnci, iletkenliği, ana koldan akan akımı ve kol
akımlarını , kaynağın sağladığı gücü bulunuz.
72

1 1 1 R .R 12.6 12.6 12
= + ⇒ Reş = 1 2 = = = = 4Ω
Reş R1 R2 R1 + R2 12 + 6 18 3
V 18
I1 = = = 1, 5 A
R1 12
V 18
I2 = = = 3A
R2 6
I = I1 + I 2 = 1, 5 + 3 = 4, 5 A
V1 = V2 = 18V
P = V .I = 18.4,5 = 81watt

NOT: Dirençler eşit ise eşdeğer direnç Rp=R/n (n=parelel kol sayısı)
Bu durumda her koldan aynı akım geçecektir.

ÖRNEK 3:
R1 = R2 = R3 = R4 = 14Ω
E = 28V

Verilere göre eşdeğer direnç kaç ohm dur?


Ana kol akımı kaç amperdir?
Kol akımlarını bulunuz.
Devrenin gücünü bulunuz.

R 14
Reş = = = 3,5Ω
4 4
E 28
I= = = 8A
Reş 3,5
8
I1 = I 2 = I 3 = I 4 = = 2A
4
P=U.I=28.8=224w

ÇALIŞMA SORUSU 1: 10Ω değerinde paralel bağlı iki dirence 50v gerilim
uygulanıyor.Eşd. direnci , anakol akımını ve kol akımlarını bulun.

ÇALIŞMA SORUSU 2:16Ω luk 4tane paralel bağlı dirence 32v gerilim uygulanıyor. Eşd.
Direnci , anakol akımını , ve kol akımlarını bulun.

ÇALIŞMA SORUSU 3:15Ω luk üç direnç paralel bağlanmıştır.Ana kol akımı 21A ise
devreye uygulanan gerilimi bulunuz.
73

ÖRNEK 4:Şekildeki devrede devreden akan akım 24A ise Rp , U , I1 , I2 =?


6.4
RP = = 2, 4Ω
10
a)U = I .RP = 24.2, 4 = 57, 6V
U 57, 6
b) I1 = = = 9, 6 A
RP1 6
I 2 = 14, 4 A
I R3 = 7, 2 A

ÖRNEK:

Şekildeki devrede I , I a , I b , I1 , I 2 , I 3 , I 4 , Reş = ?

R pa = 2Ω Ra / / Rb 2.5 10
ise => Reş = = = 1, 428Ω
R pb = 5Ω 2 / /5 2+5 7

E 20
I= = = 14 A
Reş 1, 428
E 20
Ia = = = 10 A → I1 = 5 A, I 2 = 5 A
Ra 2
E 20
Ib = = = 4 A → I 3 = 2 A, I 4 = 2 A
Rb 5

ÖRNEK:
Şekildeki devre
parçasında düğüm
denklemlerini kullanarak
bilinmeyen akımları
bulunuz.

a) I1=I2+I3 ise I2=12-10=2A


b) I2+I4+I5=I6 ise I5=9-(2+3)=4A
d) I6+I7=I1 ise I7=12-9=3A

NOT: Bir düğüme giren akımların toplamı, çıkan akımların toplamına eşittir.
74

AKIM BÖLÜCÜ KURALI


Bir elektrik devresinde paralel bağlı dirençlerin çektikleri akımları hesaplamak için
bulunan bir yöntemdir. Bu yöntemle uygulanan gerilim değerini bilmeden kol akımlarını
hesaplayabiliriz.
Her bir direncin üzerine düşen gerilim aynıdır. V=V1=V2=V3

V I .R R
I= = 1 1 = 1 .I1
Rp Rp Rp
R
I = 1 .I1 (buradan I1 çekelim)
Rp
I .R p = R1.I1
I .R p
V
I1 = =
R1 R1
Yukarıdaki formülü I2 ve I3 için de yazabiliriz.
I .R p V I .Rp V
I2 = = I3 = =
R2 R2 R3 R3

ÖRNEK 1:
Şekildeki devrede I1 , I 2 ve I 3 akımlarını bulunuz.

1.YOL:

I .R p 14.12 / 7
I1 = = = 8A
R1 3
I .R p
I2 = = 4A
R2
I .R p
I3 = = 2A
R3
2.YOL:

4 x + 2 x + x = 14
7 x = 14
14
x = = I3 = 2 A
7
I2 = 2x = 4 A
I1 = 4 x = 8 A
75

ÖRNEK 2:

Şekildeki devrede I1 ve I2 akımlarını bul.(Paralel kollardaki dirençler


birbirinin katı ise çekecekleri akımlar bununla ters orantılı olmalıdır.
Küçük direnç büyük akım, büyük direnç küçük akım.)
2.8 16
Rp = = = 1, 6Ω
2 + 8 10
R p .I 1, 6.16
I1 = = = 12,8 A
R1 2
R p .I 1, 6.16
I2 = = = 3, 2 A
R2 8
2.YOL:
16 = 5 x
16
x= = 3, 2 A = I 2
5
4 x = 4.3, 2 = 12,8 A = I1

ÖRNEK 3:

I1 =? , I 2 =? 5x

5.3 15 6A
Rp = = 3x
5+3 8
15 45 5x+3x=8x=6A
V = I .R p = 6. = = 11, 25V x=0,75
8 4
I1=5x=3,75A
V 11, 25 I2=3x=2,25A
I1 = = = 3, 75 A
R1 3
V 11, 25
I2 = = = 2, 25 A
R2 5

ÖRNEK 4: I1 =? I 2 =? I 3 =? I 4 =?

I1=12x
I2=6x
I3=4x
I4=3x
I=20A=12x+6x+4x+3x=25x ise x=0,8
I1=9,6A I2=1,6A I3=3,2A I4=2,4A
76

V = I .RP = 20.0, 48 = 9, 6V
V
I1 = = 9, 6 A
R1
G p = 1 + 0,5 + 0,333 + 0, 25
V 9, 6
G p = 2, 083 I2 = = = 4,8 A
R2 2
R p = 0, 48Ω
V 9, 6
I3 = = = 3, 2 A
R3 3
V 9, 6
I4 = = = 2, 4 A
R4 4

ÖRNEK 5:
Reş=?
I=28A ise kol akımlarını bulunuz.
1 1 1 1 1
= + + +
Res 2 4 6 12
(6) (3) (2) (1)

1 6 + 3 + 2 +1
=
Res 12
1 12
=
Res 12
Res = 1Ω

V = I .Res = 28.1 = 28V


V1 28
I1 = = = 14 A
R1 2
28
I2 = = 7A
4
28
I3 = = 4, 66 A
6
28
I4 = = 2,33 A
12

ÖRNEK 6: I1 =? , I 2 =? , I 3 =?

V 19, 64
G p = 0, 5 + 0, 25 + 0,1666 I1 = = = 9,82 A
R1 2
G p = 0, 9166 V 19, 64
I2 = = = 4,91A
R p = 1, 091Ω R2 4
V 19, 64
V = I .R p = 18.1, 091 = 19, 64V
= = 3, 27 A I3 =
R3 6
ÇALIŞMA SORUSU: Yukarıdaki bağlantı için ana kol akımını 22A yaparsak , kol
akımlarını dirençlere göre oranlayarak hesaplayınız.
77

PARALEL BAĞLI GERİLİM KAYNAKLARI


Aynı gerilim değerine sahip gerilim kaynakları paralel bağlanabilirler. Paralel
bağlamanın amacı, akım değerini arttırmaktır. Akım değeri arttıkça güç de artacaktır.
Bağlantıdan da anlaşılacağı gibi paralel gerilim kaynaklarının uçlarındaki gerilim
değeri aynıdır. Fakat verebilecekleri akım değeri paralel bağlantı sayısı kadar artış
gösterecektir. Buna göre güç miktarı da o kadar artış gösterir.

VAB = E
P = V .I (tekkaynak )
P = V .2 I (çiftkaynak )

AÇIK VE KISA DEVRE


Açık Devre:Bir elektrik devresinde herhangi bir noktada bağlantının açılması veya
koparılmasına denir.
Kısa Devre:Elektrik devresinde herhangi iki noktanın birbirine direk bağlanmasına denir.

ÖRNEK 1: a)Devren geçen akımı bulunuz . b)a-b uçları kısa devre edilirse ne olur?
c)b-c uçları kısa devre edilirse ne olur? d)a-c uçları kısa devre edilirse ne olur?
E 24
a) I = = = 3A
8 8
24
b) I = = 4,8 A
5
24
c) I = = 8A
3
d )I = ∞
78

ÖRNEK 2:
Şekildeki devrede Vab=? , Vac=?

VAB = 3 + 12 − 9 = 6V Vac = 3 + 12 = 15V


Açık devrede devreden akım akmaz . Bu
nedenle dirençlerin üzerinde gerilim oluşmaz.

VOLTMETRELER VE YÜKLEME ETKİLERİ


Voltmetreler ölçüm yapılacak elemana paralel bağlanır. Voltmetrenin bir iç direnci vardır.
Uçlarına bağlandığı gibi elemanın direnci ile paralel direnç gibi eşdeğer hesaplanabilir. Bu
devreye fazla bir etkisi olmaması için iç direnci çok büyük olmalıdır.

ÖRNEK: Şekildeki devre için, a)A-B uçları arasındaki gerilimi ölçmek için
voltmetre bağlayın.
b) VBD =?
c)Üreticinin verdiği güç kaç watt=?
d)2 dak. Harcanan elektrik enerjisi=?

Res = R1 + R2 + R3 = 3 + 5 + 2 = 10Ω
E 8
a) I = = = 0,8 A
Res 10
VAB = I .R1 = 0,8.3 = 2, 4V

b)VBD = I .( R2 + R3 ) d )t = 2dak . = 2.60 sn = 120 s


c ) P = E.I = 8.0,8 = 6, 4 watt
VBD = 0,8.(5 + 2) W = P.t = 6, 4.120 = 768 joule
VBD = 5, 6V

3) KARIŞIK DEVRELER
79

Seri ve paralel devrelerin kendi aralarında değişik şekillerde bağlanmasıyla oluşan


devrelerdir.

ÖRNEK 1: a)Reş=? b)I=? c)I1=? I2=?

R2 + R3 = 20 + 10 = 30Ω
20.30 20.30 60
Res = = = = 12Ω
20 + 30 50 5
60
I1 = = 3A
20
60
I2 = = 2A
30
I = 3 + 2 = 5A

ÖRNEK 2:

a ) Res = ?....b) I1 = 4 A..iseI 3 = ?...I = ?


c)V = ?.....d )t = 45dkenerji = ?

20
a) Rp = Ωb) I = 1 + 2 + 4 = 7 A
7
c)V = I1.R1 = 4.5 = 20V
d ) P = 140W , t = 2700 s, W = P.t = 378000 j
e) P = 0,14kw, t = 0, 75h, W = P.t = 0,105kwh
80

ÖRNEK:

Şekildeki devreye göre kol akımlarını bulunuz.

1.yol:x+2x=3x=6A
6
x = = 2 A = Ia
3
2.2 = 4 A = I b

6.3 18
RP = = = 2Ω
6+3 9
Va = Vb = RP .I = 2.6 = 12V
Va 12
2.yol: Ia = = = 2A
R2 6
Va 12
Ib = = = 4A
R3 3
V = I .R1 + Va = 6.4 + 12 = 24 + 12 = 36V

ÖRNEK: Şekildeki devreye göre kol akımlarını bulunuz. V=?


R2 .R3 3.4 12
Rp = = =
R2 + R3 3 + 4 7
12
Va = Vb = I .R p = 7. = 12V
7
Va 12
Ia = = = 4A
R2 3
Vb 12
Ib = = = 3A
R3 4
V = I .R1 + ( I .R p )
12
V = 7.2 + 7.
7
V = 14 + 12 = 26V
81

ÖRNEK 5: a)Reş ? b)I=? c)I1=? I2=?

2.3 6
Rp = = = 1, 2Ω
2+3 5
Res = 5 + 1, 2 = 6, 2Ω
V 12
I= = = 1,94 A
Res 6, 2
V p = 12 − 5.1,94 = 2, 3V
Vp 2,3
I1 = = = 1,15 A
R1 2
Vp 2, 3
I2 = = = 0, 766 A
R2 3

ÖRNEK 6:Devrenin ana kol akımı kaç amperdir?

3 + 1 = 4Ω
4 / /4 ⇒ Rp = 2 Ω
5 + 2 = 7Ω
7 / /7 ⇒ R p = 3, 5Ω
3, 5 + 3, 5 = 7 Ω
E 140
I= = = 20 A
Res 7

ÖRNEK 7:

Şekildeki devre parçasının eşdeğer direnci kaç ohmdur?


A-B uçları arasına 24 V. Luk gerilim uygulanırsa ana kol
akımını ve kol akımlarını bulunuz.

R2 = 4 + 4 = 8Ω
R4 = 5 + 5 = 10Ω
R4 / / R3
R p = 5Ω
3 seri 5 RS=3+5=8 Ω

8 / /8
Res = 4Ω
82

ÖRNEK 8:Şekildeki devre parçasının eşdeğer direnci kaç ohmdur?

Ra = 1 + 2 + 3 = 6Ω
6
Rp = = 3Ω
2
Res = 4 + 3 + 5 = 12Ω

ÖRNEK 9: Şekildeki devrede I=? I1 , I 2 , I 3 , I 4 = ?

R3 / / R4 ⇒ Rp = 6Ω
R6 + R p = 10Ω
10 / /10 ⇒ R p = 5Ω
15 + 5 + 30 = 50Ω
U 100
I= = = 2A
Res 50

ÇALIŞMA SORULARI: Devrelerin ana kol akımı kaç amperdir?


1)

2)Uygulanan gerilim 80v


83

(Gerilim çevre denklemi: Kapalı bir elektrik devresinde çevre boyunca karşılaşılan
elemanların gerilimleri toplamı sıfırdır.)
V1, V2, V3=?

ÖRNEK 10: Tüm elemanların gerilimlerini bulun


1) E1 − V1 − E3 = 0
V1 = E1 − E3 = 30 − 12 = 18V
2) E2 − V1 − V2 = 0
V2 = 6 − 18 = −12V
3)V3 + V2 − E3 = 0
V3 = E3 − V2 = 12 − (−12) = 24V

4)YILDIZ-ÜÇGEN, ÜÇGEN-YILDIZ DÖNÜŞÜMLERİ

Bazı devre bağlantılarında elemanlar ne paralel ne de seri olabilirler. Bu durumda


devreyi farklı bir şekilde çevirmek gerekebilir. En çok rastlanan bağlantılar Y veya üçgen
bağlantılardır.
84

Devreleri çözmek için yıldızdan üçgene veya üçgenden yıldıza çevirmek gerekebilir. Böylece
eşdeğer devresi üzerinden çözüm yapılır.
RB ( RA + RC )
Rac = R1 + R3 =
RB + ( RA + RC )
RC ( RA + RB )
Rab = R1 + R2 =
RC + ( RA + RB )
RA ( RB + RC )
Rbc = R2 + R3 =
RA + ( RB + RC )

Sağda bulunan denklemlerden


R1 , R2 , R3 ve RA , RB , RC çekilirse yıldız-üçgen, üçgen-yıldız dönüşümü sağlanır.

RB .RC R1.R2 + R1.R3 + R2 .R3


R1 = RA =
RA + RB + RC R1
RA .RC R1.R2 + R1.R3 + R2 .R3
R2 = RB =
RA + RB + RC R2
RA .RB R1.R2 + R1.R3 + R2 .R3
R3 = RC =
RA + RB + RC R3
x düğümündeki∆ dirençlerin çarpımı Y dirençlerin ikili çarpımları toplamı
Rx = R∆ =
∆ dirençlerin toplamı açıktaki Y direnç

Eğer
R∆
R1 = R2 = R3 ⇔ Ry =
3
RA = RB = RC ⇔ R∆ = 3Ry

ÖRNEK 1: Şekildeki üçgen devreyi yıldıza çeviriniz


.

R1 = ? RB .RC 6.3 18
R1 = = = = 1Ω
R2 = ? RA + RB + RC 9 + 6 + 3 18
R3 = ? RA .RC 9.3 27
R2 = = = = 1,5Ω
RA + RB + RC 18 18
RA .RB 6.9 54
R3 = = = = 3Ω
RA + RB + RC 18 18
85

ÖRNEK 2: ∆ Eşdeğer devresini bulunuz


.

R∆ = 3.Ry = 3.6 = 18Ω


RA = RB = RC = 18Ω

ÖRNEK 3:
60.30
R1 = = 15Ω
120
60.30
R2 = = 15Ω
120
30.30
R3 = = 7, 5Ω
120

55.35
Rp = = 21, 38Ω
RS1=40+15=55Ω ,RS1 =20+15 =35Ω 55 + 35
Res = R p + 7,5 = 28,89Ω

ÖRNEK 4: Üçgen devreyi yıldıza çeviriniz


.
RA .RC 10.4
R1 = = = 2Ω
RA + RB + RC 20
RA .RB 4.6
R2 = = = 1, 2Ω
RA + RB + RC 20
RB .RC 10.6
R3 = = = 3Ω
RA + RB + RC 20
86
87

BÖLÜM4:BAĞIMLI VE BAĞIMSIZ KAYNAKLAR


Kaynaklar iki sınıfta toplanır.
1)Bağımsız kaynaklar
-Gerilim kaynağı
-Akım kaynağı
2)Bağımlı kaynaklar
-Gerilime bağımlı gerilim kaynağı
-Akıma bağlı akım kaynağı
-Akıma bağlı gerilim kaynağı
-Gerilime bağlı akım kaynağı
Bağımsız Kaynaklar: İdeal bir gerilim kaynağının iç direnci sıfırdır. Fakat gerçekte
gerilim ve akım kaynaklarının iç dirençleri vardır.

İdeal bir akım kaynağının iç direnci ∞ (sonsuz) dur. Bir akım kaynağı, uygulandığı kolun
akımını sabit tutar.

ÖRNEK 1: Şekildeki devrede direnç uçlarındaki gerilimleri bulunuz


.
V1 = I .R1 = 20.4 = 80V
V2 = I .R2 = 20.6 = 120V
V = 200V
88

KAYNAKLARIN DÖNÜŞÜMLERİ
Kaynak dönüşümlerinin eşdeğer olabilmesi için her iki durumda da çıkış uçlarından
aynı özellik elde edilmelidir.

ÖRNEK 1: Şekildeki devreyi akım kaynaklı devreye dönüştürünüz. IL=?

V 12
IL = =
Ri + RL 10
I L = 1, 2 A
E 12
KaynakI K = = = 3A
Ri 4

ÖRNEK 2: Şekildeki devreyi gerilim kaynaklı devreye dönüştürünüz. IL=?

E 300
IL = = = 10 A
R es 30
E = I k . R i = 30.10 = 300V

ÖRNEK 3: Şekildeki devrede kaynak dönüşümü yapıp akımını bulunuz.

E1 = I k .Ri = 12.6 = 72V


ET = 72 + 18 = 90V
RT = 6 + 3 = 9Ω
ET 90
IL = = = 10 A
RT 9
89

ÖRNEK 4: Şekildeki devreyi tek bir akım kaynaklı devreye dönüştürünüz. IL’ yi bulunuz
.
120
I k1 = = 20 A
6
1 1 1 1
= + +
R p R1 R2 R3
1 1 1 1
= + +
R p 6 4 10
R p = 1,935Ω
I K = I k1 + I k 2 = 20 + 10 = 30 A
VL = I K .RP = 30.1, 92 = 58, 05V
VL 58, 05
IL = = = 5,805 A
RL 10

AKIM KAYNAKLARININ SERİ BAĞLANMASI


Akım kaynaklarının seri bağlanabilmesi için I1=I2=…=In olmalıdır.Çünkü aynı kolda

farklı akımlar olması mümkün değildir.

I1=I2=…=In
90

BAĞIMLI KAYNAKLAR

Bağımlı veya kontrollü kaynakların akım veya gerilim büyüklükleri sistem akımı

veya gerilimi ile kontrol edilir.


91

BÖLÜM 5 :DEVRE ANALİZ YÖNTEMLERİ

1)KOL AKIMLARI YÖNTEMİ:

Devrenin her bir kolu için bir akım yönü seçilir. Her bir çevre boyunca karşılaşılan
elemanların gerilimleri toplamı sıfıra eşittir. Elde edilen gerilim çevre denklemlerinde
bilinenler yazılıp denklemin en sade hali elde edilir. Bu denklemlerden de matematiksel
çözüm yöntemleri kullanılarak bilinmeyenler bulunur.

ÖRNEK 1: Şekildeki devreyi kol akımları yöntemini kullanarak çözünüz


.I1=? , I2=? , I3=?
2) − E2 + I 2 .R2 + I 3 .R3 = 0
−600 + I 2 .10 + ( I1 + I 2 ).40 = 0
−600 + 10 I 2 + 40 I1 + 40 I 2 = 0
50 I 2 + 40 I1 = 600
2.denklem : 5 I 2 + 4 I1 = 60

Elde etmiş olduğumuz 1. ve 2. denklemi iki bilinmeyenli denklem çözüm yöntemiyle


çözebiliriz.

İşlem sonuçlarına göre I1 in yönü ters, diğerleri aynıdır.

ÖRNEK 2: Şekildeki devreyi kol akımları


yöntemi kullanarak çözünüz.I1, I2, I3=?
92

Çözüm:Şekildeki verilere göre akım yönlerini tahmin ettik. Eğer işlem sonucunda akım
negatif çıkarsa, akım yönü terstir.
I3=I1+I2(düğüm denk.)
Çevre yönlerini I1 ve I2 nin yönleriyle aynı aldığımızda denklem kurmak kolaylaşır.

Çevrelerden elde edilen denklemler iki bilinmeyenli iki denklemdir. Yok etme metodu ile
çözülür.

ÖRNEK 3: Şekildeki devrede E


kaynağından geçen akımı, kol akımları
yöntemi ile bulunuz.
93

Çözüm: Önce akım kaynağı gerilim kaynağına çevrilir.

Ea = I .R1
Ea = 2.10−3.2, 2.103
Ea = 4, 4V

1) 45k.I1+6k.I2=22 2) 12kI1+14,2kI2=90

Bu iki denklemi matematiksel olarak çözersek; I2=6,677mA I1=-0,4mA I3=6,277mA


Akım kaynağını gerilim kaynağına dönüştürdük. Seri dirençleri topladık.Tahmini akım
yönleri seçtik.Bu bilgiler ışığında denklemleri kurduk,çözdük.I1 in yönünü ters bulduk.
*Kol akımları yönteminde bilinmeyenleri bulmak için matrislerle çözüm yapılabilir.
1.D (a.I1+b.I2=z)

2.D (c.I1+d.I2=y)

 6 22 
14, 2 90 
I1 =   = 6.90 − 22.14, 2 = 227, 6 = 0, 4mA
 45 6  45.14, 2 − 12.6 567
12 14, 2 
 
 45 22 
12 90 
I2 =   = 45.90 − 22.12 = 3786 = 6, 677 mA
 45 6  45.14, 2 − 6.12 567
12 14, 2 
 

Hangi akımı bulmak istiyorsak, ona ait sütunu kapatıp diğer sütunları pay matrisine
yazıyoruz. Paydaya I1 ve I2 ye ait sütunları yazıyoruz.

2)DÜĞÜM ANALİZİ YÖNTEMİ:

Düğüm:Elektrik devrelerinde, akımın kollara ayrıldığı ya da kolların birleştiği yerlere


düğüm noktası denir.
Bu yöntemi uygulamak için devrede bir referans noktası seçilir.Bu düğümün dışındaki
düğümler için kirchoff akım kanunu uygulanır.
94

ÖRNEK 1: Şekildeki devreye düğüm analizi


yöntemi uygulayın.

VR1 E − V1
I1 = =
R1 R1
V1
I2 =
R2

I2=I1+Ik (bulunan I1 ve I2 eşitliklerini yerine yazalım.)

3)ÇEVRE AKIMLARI YÖNTEMİ:Devrenin her bir gözü için bir çevre akımı
seçilir.Bu akım yönü saat dönüş yönü olmalıdır.Her bir göz için çevre denklemi
oluşturulur.Elemanların polaritelerine göre (+) veya (-) konur.

− E1 + I A .R1 + ( I A − I B ).R3 = 0
I B .R2 + E2 − ( I B − I A ).R3 = 0

Bu şekilde IA ve IB ye bağımlı denklemler elde edildi.Devrede verilen sayısal değerler


yazılarak çözüm yapılır.IA ve IB bulunur.Çevre akımı negatif bulunursa kol akımının zıt yönlü
olduğu anlaşılır.
95

ÇALIŞMA SORUSU:Önceki şekilde R1=20ohm R2=10ohm R3=40ohm E1=200V E2=600V


olarak veriliyor.Bu devreyi çevre akımları yöntemi ile çözünüz.
96

BÖLÜM 6 :DEVRE TEOREMLERİ

1)SÜPER POZİSYON TEOREMİ:


Tek bir kaynaktan beslenmeyen , birden fazla akım veya gerilim kaynağına sahip olan
devrelerde herhangi bir koldaki akımın veya gerilimin hesaplanması için süper pozisyon
teoremi kullanılabilir.
Doğrusal bir devrede herhangi bir elemanın uçlarındaki gerilimi veya üzerinden geçen
akımı bulmak için, devrede bulunan her bir kaynağın diğerinden bağımsız bir şekilde o
elemana sağladığı akım veya gerilimlerin toplamı alınır.

Devrenin çözümü yapılırken önce kaynaklardan biri için hesap yapılır. Diğerleri etkisiz
duruma sokulur. Her bir kaynak için tek tek çözüm yapılır. Sonra tüm çözümler için bulunan
sonuçlar toplanır.

ÖRNEK 1: Şekildeki devrede I1 değerini

belirleyiniz

Çözüm:
97

ÖRNEK 2: Şekildeki devrede I3


akımını hesaplayınız.

Çözüm:

ÖRNEK 3: Şekildeki devrede süper


pozisyon yöntemini kullanarak
I2 akımını bulunuz.
98

Çözüm:

ÖRNEK 4: Şekildeki devrede I2=?

Çözüm:
99

2)THEVENİN TEOREMİ:
İki uçlu birçok kaynaktan ve elemandan meydana gelen devre, bir kaynak ve ona seri
bağlı bir dirençle temsil edilebilir.

Bir thevenin eş değeri çıkarılırken aşağıdaki adımlar takip edilir.


1)Devredeki gerilim kaynakları K.D ve akım kaynakları A.D yapılır. Devrenin thevenin
eşdeğer direnci Rth bulunur.
2)Kaynaklar devreye tekrar bağlanarak . a-b uçları açık devre edilir ,Vab gerilimi hesaplanır.

ÖRNEK 1: Devrenin thevenin eşdeğerini


bulunuz

.
Çözüm:

R1.R2 4.8 8
RTh = = = Ω
R1 + R2 12 3

R2 8
Vab = VR 2 = .E = .36
R1 + R2 8+ 4
Vab = 24V

Buna göre thevenin eşdeğeri:


100

Eth=24V Rth=2,666Ω

ÖRNEK 2: Şekilde verilen devrenin


thevenin eşdeğerini bulun.

Çözüm:

Rth = 4 + 2 = 6Ω Eth = I .R1 = 12.4 = 48V

E 48 48
I= = = = 6A
Res 6 + 2 8

ÖRNEK 3:Şekildeki devrenin thevenin


eşdeğerini bulunuz.

Çözüm:
101

R1.R2 12.3
Rth = = = 2, 4Ω
R1 + R2 15

R es = R1 + R2 = 15Ω
E = 84 − 21 = 63V
E 63
I= = = 4, 2 A
Res 15
Vab = Eth = 84 − I .R1 = 84 − 4, 2.12 = 33, 6V

Thevenin eş değeri:
Eth 33, 6
I= = = 3, 23 A
Res 10, 4

ÖRNEK 4: Şekildeki devrenin thevenin


eşdeğerini bulunuz.

Çözüm:
1.adım kaynaklar devre dışı: 2.adım

:
Rth = 9Ω

Eth = I .R1 = 18.6 = 108V


102

ÖRNEK 5: Şekildeki devrenin thevenin eşdeğerini bulun

Çözüm:
1.adım:

1 1 1 1
= + +
Rp 6 3 8
R p = 1, 6Ω
Rth = 1, 6 + 2, 4 = 4Ω

2.adım: Kaynaklar devrede iken ab uçları açık devre edilir. Bu durumda R4 direncinden akım
geçmez. Eth=Uab olup ister süperpozisyon yöntemi ile ister kaynak dönüşümleri ile
hesaplayabilirsiniz.

Buna göre Eth=69,328V bulunur. Rth=4Ω dur.


103

3)NORTON TEOREMİ: İki uçlu birçok kaynaktan ve elemandan meydana gelen


devre, bir akım kaynağı ve ana paralel bağlı dirençle temsil edilebilir.

Norton eşdeğeri bulunurken şu adımlar takip edilir.


1)Devredeki gerilim kaynakları K.D, akım kaynakları A.D yapılarak norton eşdeğer direnci
(RN) bulunur.
2)Kaynaklar varken a-b arası K.D yapılarak kısa devre akımı IN hesaplanır.
3)Devre yeniden çizilir.

ÖRNEK 1: Şekildeki devrenin norton


eşdeğerini bulun

.
Çözüm:

60
IN = = 10 A
6
104

ÖRNEK 2: Devrenin norton eşdeğerini


bulunuz.

Çözüm:

60.30
RN = = 20Ω
60 + 30
U 90
IN = = = 1,5 A
R 60

ÖRNEK 3: Şekilde verilen devrede, Ry


direnci üzerinden geçen akımı hesaplayın
.

Çözüm:
R1+R2=10Ω
10//8 Rp=2,4Ω
105

U ab = R p .I
U ab = 2, 4.2
U ab = 4,8V
U 4,8
IN = = = 1, 2 A
R 4

ÇALIŞMA SORUSU: a-b uçları arasındaki norton eşdeğerini bulunuz.

Thevenin-Norton Dönüşümü

Eth
IN =
RN
Yukarıdaki gibi thevenin eşdeğeri ile norton eşdeğeri arasında dönüşüm yapılabilir.
106

ÖRNEK 1: Şekildeki devrenin thevenin


eşdeğerini bulunuz

Çözüm:

Eth = I N .RN = 1,5.20 = 30V


Rth = RN = 20Ω

thevenin eşdeğer devresi

ÖRNEK 2:
Şekildeki devrenin norton eşdeğer devresini bulunuz.

Çözüm:
E 33, 6
I N = th = = 14 A
Rth 2, 4
Rth = RN = 2, 4Ω
107

4)MAX GÜÇ TRANSFER TEOREMİ


Bir yük, doğrusal doğru akım devresinden max güç çekmesi için yük direncinin
thevenin eşdeğer direncine eşit olması gerekir.
Rth = RL ⇒ PLMAX

Rth=RL ise V1=V2 olur.


V1=V2=Eth/2 (çevre den.den)

2
V2 2 ( Eth / 2 ) Eth 2
PLMAX = = =
RL Rth 4.Rth
(thevenin eşdeğer devresinde yükün max. Güç aktarımı)
Eth 2
PLMAX =
4.Rth

Norton eşdeğerinde de RL=RN olmalı. Eğer RL=RN olursa çekecekleri akımlar eşit olur.
IN
I1 = I 2 =
2

2
2  IN  I N2 .RN
PLMAX = I .RL =   .RN =
2
 2  4
2
I .R
PLMAX = N N
4

Norton eşdeğer devresinde yüke maximum güç aktarımı


108

ÖRNEK 1: Şekildeki devrelerde yüke aktarılan max gücü bulunuz

Çözüm:
a)
EL 2 ( 25 )
2
50
RL = 2Ω EL = = 25V PL max = = = 312, 5W
2 RL 2
E 2 ( 40 )
2

b) RL = 0, 6Ω EL = 40V PL max = L = = 2666, 66W


RL 0, 6
E EL 2 E2 E2
c) RL = 30Ω EL = PL max = = = watt
2 RL 4.30 120

ÇALIŞMA SORUSU:Şekildeki devrede RL direncine max. güç aktarılabilmesi için gereken


RL değerini ve max. gücü bulunuz.
109

5)MİLLMAN TEOREMİ
Farklı gerilim kaynakları tarafından beslenen devrelerde, herhangi bir sayıdaki
kolların ucunda bulunan gerilimin bulunmasında kolaylık sağlar.
V1 V2 V3
+ + ...
R1 R2 R3
Vxy =
1 1 1
+ + ...
R1 R2 R3

ÖRNEK 1: Devrede Vxy hesaplayın

ÇÖZÜM:
V1 V2 V3 48 0 ( −12)
+ + + +
Vxy =
R1 R2 R3
= 8 4 8 = 6 − 1,5
1 1 1 1 1 1 1
+ + + +
R1 R2 R3 8 4 8 2
4,5
Vxy = = 9V
0,5
110

BÖLÜM 7 :KONDANSATÖRLER
Elektrikte kullanılan üç pasif eleman vardır. Bunlar direnç, kondansatör ve sargı
(bobin) dir.
Kondansatörün yapısı, çalışma prensibi ve kullanım amacı dirençten farklıdır. Gerilim
değişikliği olduğu zaman karakteristiklerini gösterir. İdeal durum dikkate alınırsa,
kondansatörler direnç gibi enerji harcamazlar, enerjiyi depo ederler.
Kapasitans: iki iletken malzeme arasına dielektrik malzeme konularak meydana gelen
elemana kondansatör denir. Kapasitans ise bir kondansatörün plakalarındaki enerji depolama
kapasitesidir.
Plakaların uçlarına 1 volt potansiyel farkı uygulanırsa ve plakaların arasında 1C luk
yük depolanırsa, kondasatör 1 faradlık kapasiteye sahiptir. (µF=10-6F , pF=10-12F)
Q
C= Farad
V
Q = yük (coloumb )
V = geri lim(volt )

Paralel plakalar, enerjilendiğinde ilk anda akımında bir yükselme olacaktır. Akımın
yükselişini direnç sınırlar. Saha sonra akımında azalma başlar. Plakalar arası gerilim ile
kaynak gerilimi eşit oluncaya kadar azalarak devam eder.

Aralarında d kadar mesafe bulunan iki plakanın uçlarına V değerinde


potansiyel fark uygulanırsa, plakalar arasındaki elektrik alan şiddeti,
plakalar arasına dielektrik malzeme yerleştirilirse farklı kapasitans
değerleri elde edilir.Dielektrik malzeme plakalar arasındaki elektrik
alanına karşı koyan elektrik alanı üretir. Bu karşı koymayı ∈ dielektrik
sabiti ile formüllerimize katabiliriz.
A
C =∈
d

A: Plaka alanı (m2) D: Mesafe (m)


∈ : Dielektrik sabiti(V/m) C: kapasitans(F)
111

ÖRNEK 1:

Şekildeki kondansatörün,
a) Kapasitesini
b) Plakalar arasına 380v. Uygulanırsa elektrik alan şiddetini,
c) Her bir plaka üzerindeki yükü bulun.
Çözüm: ∈ o boşluk demektir. ∈ o=8,85.10-12 (V/m)
A 0, 02
C =∈0 . = 8,85.10 −12. −3
= 177, 6.10 −12 F = 177, 6 pF
d 1.10
V 380
ε= = 3
= 380.103V / m
d 1.10
Q = C.V = 177, 6.10−12.380 = 67,74.10 −9 C = 67, 74nC

ÖRNEK2:Yukarıdaki kondansatör için plakalar arasına porselen yerleştirilirse örneği


tekrarlayınız. ∈por = 6. ∈0

A
C =∈por .
d
V
Σ=
d
Q = C .V

ÇALIŞMA SORUSU:

Şekildeki 3 kondansatörün
kapasitanslarını karşılaştırınız.

ÖRNEK 3:
112

∈par .kag =∈r . ∈0


∈par .kag = 2,5. ∈0

ÖDEV: Kondansatör çeşitleri hakkında birkaç sayfalık bilgi toplayıp çizgisiz dosya kâğıdına
elle yazıp bir sonraki derse getiriniz.

KAPASİTİF DEVRELERDE YÜKLEME FAZI


T

VC = E.e RC

dVC
ic = C.
dt

Anahtar 1 konumunda iken başlangıçta e1 akışı çok hızlı iken, kondansatör gerilimi
batarya gerilimine yaklaşırken e1 akışı yavaşlar.Kondansatör uçlarındaki gerilim, batarya
gerilimine eşit olduğunda elektron akışı duracaktır.Akım ise en yüksek değerinden başlayarak
hızla azalır.Kaynak gerilim=kondansatör gerilimi olduğu zaman akım sıfır olur.Bu durumda
kondansatör açık devre özelliği gösterir.
Anahtar 2 konumunda iken, kondansatörde depolanan enerji direnç üzerinden
boşalır.Kondansatör çıkış gerilimi azalan bir akü gibi davranacaktır.
113

KONDANSATÖRLERİN BAĞLANTILARI
Kondansatörler devreye seri veya paralel bağlanabilirler.Kapasitans değerini arttırmak
için paralel bağlantı, kapasitans azaltmak için seri bağlantı yapılır.

SERİ BAĞLANTI:

E = V1 + V2 + V3
Q
QT Q1 Q2 Q3 V=
= + + C
CT C1 C2 C3 QT = Q1 = Q2 = Q3 ( seriBaglanti )
1 1 1 1
= + +
CT C1 C2 C3

PARALEL BAĞLANTI:

QT = Q1 + Q2 + Q3 ( Q = C.V , E = V1 = V2 = V3 )
CT .VT = C1.V1 + C2 .V2 + C3 .V3
CT = C1 + C2 + C3

ÖRNEK 1:
CT = ? µ µ µ
QT = ?
V1 , V2 , V3 = ?
1 1 1 1
= + + QT = CT .V = 10.120 = 1200 µ C
Ceş 60 30 20
Ceş = 10 µ F
seri devrelerde; Q1 = Q2 = Q3 = 1200 µ C
Q1 1200 Q2 1200 1200
V1 = = = 20V V2 = = = 40V V3 = = 60V
C1 60 C2 30 20
114

ÇALIŞMA SORUSU: CT=? QT=?


µ µ µ

ÖRNEK 2:
CT = ? µ
QT = ?
µ µ

Çözüm:C2//C3 ise Cp=9+3=12µF Ceş=(12.6)/(12+6)=4µF QT=V.CT=90.4=360µF

ÖRNEK 3:C=2µF ise Ceş=?

KONDANSATÖRÜN DEPOLADIĞI ENERJİ


İdeal bir kondansatör, kendisine sağlanan enerjinin hepsini depolar,
harcamaz.Kondansatörün depoladığı enerji,
1 1 Q2
Wc = .C.E 2 ( J ) Wc = .C.V 2 ( J ) Wc = (J )
2 2 2.C

ÖRNEK 1:Eşdeğer kapasitans hesapladığımız örneklerde depolanan enerjiyi hesaplayınız.


a)E=120V, CT=? , QT=?
b) E=120V, CT=? , QT=?
c)E=90V, CT=? , QT=?
115

ÖRNEK 2: Şekildeki devre parçasına 150 V.luk µ


gerilim uygulanırsa
a)sistemin eşdeğer kapasitesi µ
b)sistemin enerjisi=? µ

Çözüm:C1//C2 Cp=20+40=60µF
Cp seriC3 CT=60/2=30µF W=0,5.C.V2=0,5.30.1502=337500µj=0,3375j

ÇALIŞMA SORUSU: Şekildeki devre


için
a) CT=?
b) QT=?
c)W=?
116

BÖLÜM 8 :MANYETİK DEVRELER


Manyetizma günümüz endüstrisinde önemli bir yer tutar.Generatörler, motorlar,
transformatörler, devre kesiciler, televizyonlar, kaset kaydediciler, bilgisayarlar ve telefonlar
gibi hayatımızda önemli bir yer tutan cihazlarda manyetik etkiler kullanılmaktadır.

MANYETİK ALANLAR:Demir, çelik, nikel ve kobalt parçalarını çeken cisimlere


mıknatıs denir.Mıknatısların çevresinde bir manyetik alan bulunur.Manyetik alan, akı çizgileri
ile temsil edilir.Manyetik alanın yönü N’den S’e doğrudur.

Mıknatısların zıt kutupları birbirini çeker. Aynı kutupları birbirini iter


117

Manyetik akı-Akı Yoğunluğu: ∅ = B. A

∅ = manyetik akı(Wb)
B=manyetik akı yoğunluğu(wb/m2) (Tesla)
A=Kesit alanı (m2)
Birim alana düşen akı çizgisi sayısına akı yoğunluğu (B) denir.

ÖRNEK 1:
Şekildeki nüvenin akısı ∅ = 75 mWb ve kesit alanı A=2,5mm2
ise akı yoğunluğu Tesla (w/m2) olarak bulunuz.
A = 2,5mm 2 = 2,5.10−6 m 2
∅ = 75.10−3 wb
∅ 75.10−3
B= = −6
= 30.103 wb / m 2
A 2,5.10

ÇALIŞMA SORUSU:Yukarıdaki şekilde bulunan nüvenin manyetik akı yoğunluğu B=0,8T


ve kesiti A=20mm2 olsaydı ∅ ne olurdu?

GEÇİRGENLİK
Bir malzemenin geçirgenliği, malzemenin içinde oluşan manyetik akı çizgilerine gösterdiği
kolaylığın ölçüsüdür.
Vakumun geçirgenliği M 0 = 4.10−7 wb/Ampermetre
Manyetik olmayan bakır, alüminyum, ağaç, cam, hava gibi malzemelerin geçirgenliği vakuma
yakındır.
Manyetik alan demir, nikel, çelik, kobalt.. vb. vakuma göre yüzlerce veya binlerce kat
büyüktür.Bunlar ferromanyetik malzemelerdir.Bir malzemenin bağıl geçirgenliği bilinirse
(Mr),
M = M 0 .M r olarak hesaplanır.
118

Elektrik Akımının Manyetik Etkisi:


1)Doğrusal bir iletkenin, Üzerinden i akımı geçen düz bir telin d kadar uzağında
oluşan
manyetik alan,

→ i
B = 2.10 −7. (Newton/ampermetre)
d

Baş parmak akım yönünde, diğer parmaklar B yönünde teli dolanır.

2)Çembersel bir halkanın:


Yarı çapı r olan ve üzerinden i akımı geçen çemberin merkezindeki manyetik alan şiddeti,
→ i
B h = 2π .10−7
r

Eğer halkada birden fazla sarım varsa N çarpım olarak eklenir.

3)Selenoidin,
Üzerindeki sarım sayısı N, uzunluğu  olan bir bobinden geçen I akımı için ,
i
BS = 4π .10−7 .N

119

ÖRNEK 1:

40 A akım taşıyan düz bir telden 10 cm uzakta oluşan B manyetik alanını
hesaplayın.Yönünü gösterin.

Çözüm: B=2.10-7(.I/d)=800.10-7=8.10-5N/A.m (10cm=0,1m)

ÖRNEK2:
Düz bir telin 10cm uzağında oluşturacağı manyetik alan 2.10-4 newton/ampermetre
olması için iletkenden kaç amperlik akım geçmesi gerekir?

Çözüm: B=2.10-7.(I/d) buradan I çekilirse; I=B.d/(2.10-7)=100A

ÖRNEK 3:
Aralarında 20cm mesafe bulunan iki iletken telin üzerlerinden 50A lik akımlar
geçiyor. Tam orta noktada oluşacak manyetik alanın yönünü ve büyüklüğünü
bulunuz.

Çözüm:Oluşturacakları magnetik alanın değeri aynı ,fakat zıt yönlü olduğu için Btop=0

ÖRNEK 4: Çapı 3m olan halka biçimli iletkenin merkezinde oluşturacağı manyetik alan
şiddeti ne olur? (üzerinden 10 A akım geçiyor)
Çözüm:B= 2.π.10-7.(I/r)=4,188.10-6 N/A.m

ÖRNEK 5: Şekildeki gibi kıvrılmış olan iletken


tellerden I1, I2 akımları geçmektedir. Bu iletkenlerin

merkezde oluşturacağı B manyetik alan şiddeti ne
kadardır? Yönü nasıldır?
I1=10A r1=5cm I2=15A r2=3cm
120

Çözüm:
B1=2.π.10-7.(10/0,05)=12,566.10-5 N/A.m içeri
B2=2.π.10-7.(15/0,03)=31,42.10-5 N/A.m dışarı
B=B2-B1=18,85.10-5 N/A.m dışarı

ÖRNEK6: 12 A akım taşıyan bir tel, şekildeki


gibi kıvrılmıştır. Çember merkezindeki bileşke
manyetik alanın yönü ve şiddeti kaç (N/A.m) dir?
İçteki halka çemberin (3/4) ü ,r1=4cm
dıştaki halka çemberin (1/2) si,r2=8cm

Çözüm:B1=2.π.10-7.(12/0,04).0,75= 14,13.10-5 N/A.m


B2=2.π.10-7.(12/0,08).0,5=4,71.10-5 N/A.m dışarı
B=B1-B2=9,42 N/A.m içeri

ÖRNEK7:
N=40 sarım ve l=0,4m boydaki selenoidden Is=4A akım
geçiriliyor.Selenoidin manyetik alanı ne kadardır?

Çözüm:Bsel=4.π.10-7.I.N/l=5,02.10-4 N/A.m

ÖRNEK8:
iki iletken tel şekildeki gibi yerleştirilmiştir.Bu iki telin O noktasında

oluşturacağı B manyetik alanının büyüklüğünü ve yönünü bulun.
I1=10A, I2=16A, r=3cm, d=4cm

B1=2.π.10-7.(10/0,03)=20,94.10-5 N/A.m
B2=2.10-7.(16/0,04)=8.10-5 N/A.m
B0=B1-B2=12,94.10-5 N/A.m
121

SARGILAR(BOBİNLER)
Seri Bağlantı: Dirençler ve kondansatörler gibi sargılar da kendi aralarında seri veya
paralel olarak bağlanabilirler.Sargılar, endüktans değerini arttırmak için seri bağlanırken,
endüktans değerini azaltmak için paralel bağlanırlar.

LT=L1+L2+….+Ln

Paralel Bağlantı:

1 1 1 1
= = .... +
LT L1 L2 Ln

D.C GİRİŞLİ R-L, R-L-C DEVRELERİ


Devre kararlı duruma ulaştıktan sonra sargı kısa devre özelliği gösterir.Aşağıda çeşitli
devre örneklerini göreceksiniz.

ÖRNEK 1:
Şekildeki devrede kararlı durum sonrası IL akımını bulunuz.

Çözüm:L nin uçları kısa devre edilirse R2 den akım geçmez.IL=E/R1=10A


122

ÖRNEK 2:

Şekildeki devrede, akım kararlı duruma ulaştıktan


sonra sargılardan geçen akımları bulunuz.
I L 2 = ? I L1 = ?

(sonuç I L1 = 20A, I L 2 = 4A)

Çözüm:L1 , L2 nin uçlarını K.D. yaparsak R1 den akım geçmez. R2 ile R3 paralel olur.
Rp=1,6Ω I=E/R1=10A Paralel kollar dirençle orantılı olarak akımı paylaşırlar. Buna göre
R2 den 16A , R3 denIL2=4A akım geçer.

ÖRNEK 3:
Şekildeki devrede akım kararlı duruma ulaştıktan sonra
I, IL, Ic, Vc değerlerini bulunuz.

Çözüm:
Akım kararlı duruma ulaştıktan sonra kondansatör tamamen şarj olduğu için açık devre
özelliği gösterir. Endüktans ise kısa devre özelliği gösterir.

IC = 0 A
E 24
IL = = = 6A
R2 4
I = IL = 6 A
VC = E = 24V
(Akım 0 olduğu için R1 de gerilim endüklenmez.)
123

SARGININ (bobinin) DEPOLADIĞI ENERJİ


İdeal bir bobin kendisine sağlanan enerjiyi harcamazçEnerjiyi manyetik alanda depolar.
1
Wdepolanan = .L.I 2 ( joule)
2

ÖRNEK 1:
Şekildeki devrede akım kararlı duruma ulaştıktan sonra
depolanan enerjiyi hesaplayınız.

ÇÖZÜM: L kısa devre olur.


I=E/R=3A Wdepo=(1/2).L.I2=0,5.0,1.32=0,45j
124

You might also like