You are on page 1of 4

 Ramnes, Tities, Luceres: Roma’yı oluşturan aşiretler

 Populus Romanus(30 curie, 300 gens): Kabile konfederasyonu


 Curio: Curie kabilelerin rahipleri
 Comices Curiates ve Senato: Sorunların görüşülüp karara bağlandığı yönetim
 aygıtları
 Cliens: Çevre topluluklardan gelerek başka ailelerin hizmet ve himayesine giren kişiler
 Ager Publicus: Tüm kabile mensuplarının sınırsızca yararlanabildiği kamu toprağı
 Fundus(malikâne): Aile başına düşen yarımşar hektarlık toprakların genişlemiş hali
 Latifundium: Büyük çiftlikler
 Patricius: Sürekli toprak kazanan, sürekli güçlenen toprak aristokrasisi
 Plebler: Sürekli toprak kaybeden ve sonunda toprağını da bırakarak şehre göç eden,
devletin yardımıyla yaşayan asalak sınıf
 Nundine: Dokuz günde bir kurulan pazar
 Forum: Kentin merkezi, sürekli alış-veriş merkezi
 Equestrus: İş ve ticaret hayatında gelişen sınıf
 Centurie: Zenginlik kriterine göre ayrılan toplumsal sınıfların her birinin sağlamak
zorunda olduğu askeri birlik
 Comices Centruis: Toplumu yöneten, centurielerden oluşan konsey
 Plutokratik: Zenginlik esasına dayanan
 Censeur: Sayım görevlisi
 Concilia Plebis: Pleb temsilcilerinden oluşan meclis
 Collegium: Zanaatkâr dernekleri
 Corpora: Tüccar dernekleri
 Aerus: Altın para
 Denier: Gümüş para
 Annone Militaris: Vergilerin mal ve erzak şeklinde toplanıp depolanması ve dağıtımı
görevini yürüten birim
 Curion: Belediye meclisi üyeleri
 Kolon: İmparatorların kendilerine ait toprakları üründen belli bir pay karşılığı tasarrufuna
bıraktığı köylüler
 Patronage: Küçük köylülerin, vergi baskıları sebebiyle, topraklarıyla birlikte, belli
yükümlülükler karşılığında, latifundium sahiplerine sığınmaları
 Villa Dominica: Angarya olarak kolonlara işlettirilen, latifundiam sahiplerine ait büyük
topraklar
 Manses Ingenuiles: Hür kökenli kolonların işlediği küçük topraklar
 Manses Seviles: Köle kökenli kolonların işlediği küçük topraklar
 Manses Lidiles: Azatlı köle kökenli kolonların işlediği küçük topraklar
 Mansus: Feodal dönemde küçük çiftlikler
 Serf: Feodal dönemde mansusları tasarruf eden kişiler
 Nomad: Otlakta yaşayanlar
 Mark: Cermen kabilelerin toprağa yerleştikleri yerler
 Hide: Cermen aileler arasında paylaştırılan markların miktarı
 Hospitalitas: Latifundiumların Cermen şeflerine verilen bölümü, konukluk
 Beneficium: Cermenlerde, askeri görev karşılığı toprağın tasarruf hakkının devredilmesi
 Süzeren: Beneficiumlarda toprak hakkını devreden kişiler
 Vassal: Beneficiumlarda toprak hakkını elde eden kişiler
 Primus Inter Pares: Eşitler arası birinci
 Serf: Senyörlerin hizmetinde bulunanlar
 Free Manse: Cermen kökenli serflerin tasarruf ettikleri mansuslar
 Mansus Indominicatus(rezerve seignieuriale, rezerve, demesne): Malikâne topraklarının
bir bölümü, başçiftlik
 Mansus: Mâlikane topraklarının bir diğer bölümü, küçük çiftlikler
 Agent Domanial: Mâlikanelerde geçici ve görev icabı ticaret yapan kişiler

sınıfsız toplumköleci toplumfeodal toplumkapitalist toplum


köle\köle sahibi serf\senyör işçi\kapitalist

Roma
Roma’da önceleri hayvancılık önemliyken, fetihlerle beraber toprakların da genişlemesi tarımı
öne çıkarmış, yarımşar hektarlık topraklar genişleyerek fundus haline gelmiştir. Latifundium
denilen büyük çiftlikler oluşmuştur. Toprakların verimsizliği, küçük çiftçinin borçlanması ve
borçların altından kalkamaması sonucu toprak mülkiyeti çözülmüş, patriciler ve plebler olmak
üzere iki sınıf meydana gelmiştir. Patriciler zengin, yönetici; plebler güçsüz, alt tabaka. Sanayi ve
ticaretteki gelişmeler, iş ve ticaretle zenginleşen equetrusları ortaya çıkarmıştır. Yönetim alanı,
patriciler ve equetrusların çekişmesine sahne olmuştur. Patriciler Cumhuriyetle beraber Senatoya
geçmiş, yönetimi devralmıştır. Eskiye göre kötü şartlara sahip pleblerin bakımları üstlenilerek
isyanlara engel olunmaya çalışılmıştır. Roma toprak, köle ve sürü ihtiyacını, zenginleşme yolunu
yeni fetihlerde bulmuştur. Toprakları işlemede, üretimin merkezinde kölelere yer vermişlerdir.
Bol ve ucuz köle gücü, sürekli yeni fetihler, Romanın bu sorunları görmesini engellemiştir. Doğal
sınırlara ulaşilmış, barış dönemi başlamıştır. Yeni fetihlerin olmaması hazineyi zora sokmuştur.
Bütçe ve dış ticaret açığını kapatmak için paranın değeri düşürülmüştür. Vergiler artırılmıştır.
Para değerindeki düşüş vergi gelirini de düşürmüştür. Vergiler mal ve erzak olarak toplanmaya
başlanmış, bu işi annone militarisler yapmıştır. Vergiler arttıkça vergi yükümlüleri zor durumda
kalmış, topraklar terkedilmiş, plebler çoğalmıştır. Savaşlar olmadığı için köle sayısı da azalmaya
başlamıştır. Latifundiumlar belirli bir pay karşılığı kolonlara verilmiş, kolonların toprağa
bağlanması sağlanmıştır. Ancak artan baskıdan dolayı küçük üreticiler civardaki latifundium
sığınmışlardır, bu olaya patronage denmiştir. Malikânelerin temeli atılmıştır. Üretim sorununu
çözmek için bazı toprakların tasarrufları kölelere verilmiş, ayrıca karşılıksız olarak da
latifundium sahibinin toprağında çalismistir. Emek verimliliği artmıştır, üreticinin devamsızlığı
çözülmüstür. Artık köle değil kolon vardır. Kolonlar hür(ingenuiles), köle(serviles), azatlı(lidiles)
olmak üzere üçe ayrıldı.
Feodaliteye Geçiş Süreci
Cermen Akınları
Nüfus sıkıntısı veya besin sorunuyla karşılaşılması Cermenlerin Roma’ya akınlarına sebep
olmuştur. Bazen de paralı askerler olarak Roma’ya girmişlerdir. Vizigotlar Roma’yı ele
geçirmiştir. Bir takım Cermen krallıkları oluşmuştur. İstilacı Cermenler toplum yaşamına ve
yönetime ayak uydurmak zorunda kalarak kurulu düzeni devam ettirmişlerdir. Ancak kendini
savaş şefi olarak gören Frank kralı, ele geçirdikleri toprakları askeri görev karşılığı askerlerine
dağıtmıştır, bu olaya beneficium denmiştir. Toprağı devreden kişi süzeren, devralan kişi
vassaldır. Toplum vassalite zinciriyle örülmüştür. En altta vassalı olmayan şövalyeler vardır,
şövalyelerin de malikâneleri ve serfleri vardır. Tüm bunlar feodaliteye geçişin dinamikleridir.

İslam, Macar, Norman Akınları


Güvensizliğin ve kaosun hüküm sürdüğü bu ortamda senyörlerde kendilerini, topraklarını ve
serflerini korumak için surlar inşa etmişlerdir. Artık kral gibi özgürdüler. Köylüler, küçük toprak
sahipleri, küçük senyörler kendilerine bir şato bulmaya çabaladılar. Herkes güçlü bir senyöre
sığınıyordu. Feodalleşme tüm hızıyla sürüyordu.

Feodal Toplum Yapısı


9-11.yy’ler feodal toplum yapısının olgunlaştığı yıllardır. Toplum malikânelerde yaşamaktaydı.
Bu topraklar senyörlerindi. Senyörler Roma particilerinden ve Cermen savaş şeflerinden
gelmekteydi. Artık senyör krala değil, kral senyöre muhtaçtır. Son derece bağımsızdılar.
Malikânelerinde ekonomik, sosyal, hukuksal her türlü düzenlemede özgürdüler. Senyörlerin
hizmetçileri olan serfler üçe ayrılır. Geçmişin hür ve köle köylülerinden gelenler ve ayrıca
sonradan Cermen köylüler. Malikâneler ikiye ayrılırdı. Mansus indominicatus, baş çiftlik, en iyi
ve senyöre ait toprak. Ambar, ağıl, ahır, tesisler burada bulunur. Mansus, küçük çiftlik bir ailenin
geçimi kadar. Dönemin iç gücü artık köleler değil, mansuslarda yaşayan serflerdir. Kendi
toprağında pay, senyörde angarya olarak çalışırdı. Güven ortamının olmaması, kentlerin yokluğu,
fazla ürün olmaması ticareti yok saymasak bile sıfıra yaklaştırmıştır. Para değer yitirmiş, takasa
gidilmiştir.

Feodalitenin Çözülüşü
Artan Nüfus Feodal Toplumu Hareketlendiriyor
Artan nüfus, üretim olanakları kısıtlı olduğu için sorun olmuştur. Bu durumun çözümü için;
A-)Kıta içi ve dışı göç ve istila hareketleri
B-)Yeni tarım alanları açılması
C-)Kentleşme hareketleri

Haçlı seferleri tüccar sınıfın yeniden doğuşunu sağlamıştır, ticaret devam etmiştir. Ticaretin
yapıldığı panayırlar da paraların tartılıp değişmesiyle uğraşan sarraflar vardır. Artık doğal
ekonomi paraya doğru evriliyordu. Kent hayatı geliştikçe, köyden kente göçler arttı. Kentteki
senyörlerle çatışan bu tüccar sınıf lonca örgütlenmesine geçti. Kent nüfusunun da artmasıyla
beraber üretimin herkese yetmesi için yeni tarım arazileri açıldı.
Ulus Devletler
15.yy’den itibaren ulusal ayrımlar belirginleşti, halk kendini senyörün değil, ulusun efendisi olan
kralın uyruğu olarak görüyordu. Tüccarlar kendi çıkarları için feodal beylerin engel olduğunu,
kralın merkezi gücünün olmasını istiyorlardı. Merkezi krallıklar güçlenmek için ekonomiye
ihtiyaç duyuyorlardı ve bu amaçla, endüstriyel çalışmaları engelleyen loncalara önlem aldılar.
Çünkü loncalar rekabet ortamını engelliyor ve yerel kurallar sayesinde ticareti kısıtlıyordu.

Ticaret ve Endüstri
Loncalar gibi, Venedik de ticareti tekelinde tutuyordu ve bu sorunu çözmek için yeni yollar
aramaya başlandı. Yeni kıtalardan gelen yüksek miktarda altın, gümüş, maden fiyatları artırdı,
Avrupa’da enflasyon, kimilerinin zenginleşmesine kimilerinin fakirleşmesine sebep oldu. Ama
kazananlar tüccarlardı. Toprak sahipleri de zarardaydı. Onlar da çit çevirme işine girerek yün
ticaretine başladılar. Topraktan uzaklaştırılan köylülerse yeni gelişen manifaktürel üretimin emek
stoku oldular.

You might also like