Professional Documents
Culture Documents
DAH‹L)
191254 SAYI: 2008/03
KONGO ORMANLARINDAN 14 fiUBAT MESAJI
Bonobolar›n fikir
81
ve aflk hayat›
fi A L A L A
S Y O N A L
E N T E R N A
Millî Tarih
‹STE TAR‹H ‹fiTE SAL‹H AYLIK MÜSTAK‹L S‹YAS‹ GAZETE
1981 y›l›, yasalardaki haberleriyle doluyken, 14 lece¤i öngörüsünde bulun- yine aral›k ay›nda s›rra ka-
boflluklardan faydalan›p ar- Mart 1981’deki haberde mufl. “Biz bankerler hem dem basarlar. 1982 y›l›na
ka arkaya kurulan banker- Banker Kastelli ad›yla bili- sanayiciyi hem tasarrufçu- gelindi¤inde iflas eden, ka-
lerin alt›n y›llar›ndan biri- nen Abidin Cevher Öz- yu bölünmekten kurtard›k” çan, intihar eden ya da yar-
dir. Gazetelerde, baflta Ban- den’in ‹stanbul Üniversitesi demeyi de ihmal etmemifl. g›lanan banker haberleri s›-
ker Kastelli olmak üzere ‹ktisat Fakültesi’nde ekono- Ayn› y›l›n sonunda arka radan haberlerdir.
çok say›da bankerin boy mi dersi vermesi gibi ha- arkaya banker skandallar› Gözler banker piyasas›-
boy ilan›na rastlan›r. Ban- berler de vard›r. Kastelli bu patlamaya bafllar. Borçlar›n› n›n en meflhur ismi, kendi-
kerler dönemin popüler fi- dersinde iki y›l içinde Tür- geri ödeyemeyen Banker sini kad›n sat›c›s› Lüks Ner-
gürlerindendir ayn› zaman- kiye’nin bütün ekonomik Servet Acar kas›m ay›nda, min’e benzetip “ben para-
da. Cemiyet haberleri su gi- sorunlar›n›n çözü- Almanya’da ça- n›n Lüks Nermin’iyim” di-
bi para harcayan banker l›fl›p kazand›¤› yen Banker Kastelli’de, yani
paray› bankere Abidin Cevher Özden’de- ay›nda beraat eden Kastel-
kapt›ran Anka- dir. Kastelli sürekli Trabzon li’yle birlikte bankerler dö-
ral› ‹smail Mer- Sürmeneli oldu¤unu ve nemi sona erer. Devlet gü-
to¤lu da aral›k kimsenin paras›n›n kendi- vencesinde olduklar› söyle-
ay›nda intihar sinde kalmayaca¤›n› vurgu- nen binlerce irili ufakl› ban-
eder. ‹zmirli lasa da, toplad›¤› paralar› kere güvenip birikimlerini
banker kardefl- ödeyemeyince 22 Haziran yat›ran say›s›z insan›n iflas
ler Orhan ve 1982’de efliyle birlikte ‹sviç- etmesi, yuvalar›n y›k›lmas›
Ayhan Avflar re’ye kaçar. 28 Eylül’de Tu- ve çok say›da intihar vakas›
da toplad›klar› nus’ta yakalan›r ve Türki- dönemin alâmet-i farikala-
parayla birlikte ye’ye getirilir. 1983 Mart r›ndand›r.
Ödedi¤imiz bedeller
aha Parla’n›n ortaya serdi¤i sarih zeminden demokratikleflme talep eden kesimleri “derinden
6
Bu tarihî davan›n ard›nda nas›l Üç gün art arda birbirini ta- tiriye kap› açar umuduyla, Tür- nek olarak insanlar› flaflk›nl›¤a
bir kamuoyu deste¤i oldu¤u- mamlay›c› konuflmalar yap›p kiye solunun (da) Ermeni mese- gark ediyor. Toplant›n›n düzen-
nun anlafl›lmas›, zorlu ve uzun adeta bir duetto oluflturaca¤›- lesiyle gere¤ince hesaplaflmad›- lendi¤i ‹talyan lisesinin salo-
bir mücadeleye giriflen Dink ai- m›z Masis Kürkçügil’le Düssel- ¤›n›, bu muhasebeye giriflme- nundan elbette hüzünle, ancak
lesi ve avukatlar›n›n baflar›ya dorf havaalan›na iniyoruz. ‹sti- den konu hakk›nda söz söyle- derdimizi anlatabilmifl, karfl›l›k-
ulaflmas›n›n koflullar›ndan biri. kamet, çeflitli demokratik kitle meyi pek etik bulmad›¤›m› söy- l› söyleflebilmifl olman›n verdi¤i
Bu kamuoyu deste¤ini dava bo- örgütlerinin düzenledi¤i bir pa- lüyorum. Tansiyon yükseliyor. teselliyle ayr›l›yoruz.
yunca canl› tutmak için hep bir- nele kat›laca¤›m›z Frankfurt. Sitemkâr sorular, “biz daima Ertesi gün Berlin’de, Allmen-
likte, örgütlü hareket etmemiz Panelin konuflmac›lar› aras›nda, halklar›n kardeflli¤ini savun- de Derne¤i’nin düzenledi¤i et-
gerekti¤i de âflikâr. 19 Ocak gü- bizden baflka, DTP milletvekili duk!” diyen notlar al›yorum. kinlik, di¤er iki toplant›ya naza-
nü Halâskârgazi’de toplanan Selahattin Demirtafl, Dink ailesi- Türkiye’de 1960’l› y›llardan ran daha büyük bir salonda, da-
kitleye sahip ç›k›lmas› ve bu kit- nin avukatlar›ndan Erdal Do- itibaren sol literatürün önemli bir ha kalabal›k bir dinleyici kitlesi-
lenin iradesinin haberlere yans›- ¤an ve Demokratik Kitle Örgüt- k›sm›n›n Ermenileri ve di¤er ne hitap ediyor. Konuflmalar s›-
mas› sa¤lanarak hem hükümete leri Platformu-Avrupa (DE- gayrimüslim topluluklar› emper- ras›nda Türkçe-Almanca simul-
hem medyaya oraya gelen bin- KOP-A) temsilcisi Özcan Temur yalizmin, kapitalizmin Osmanl› tane çeviri yap›l›yor ve Almanya
lerce insan›n beklentileri hat›rla- var. Kalabal›k seyirci kitlesini topraklar›na nüfuz etme arac›, solundan temsilciler de dinleyi-
t›lmal›yd›. Anma töreninin k›sa oluflturan gruplar muhtelif: arac›s›, komprador burjuvazi ciler aras›nda yer al›yor. Konufl-
sürede bitirilmesine ra¤men bu T‹KKO’cular, PKK’liler, ÖDP’li- olarak gördü¤ünü, 1915’in ise, mac›lardan Ayd›n Engin, bizden
f›rsat› yaratm›flt›k, ancak onu da ler, birkaç Ermeni... bu iflbirlikçi burjuvazinin yerli önce konuflan Almanyal› Ermeni
tören sonras›ndaki yürüyüfle Hrant Dink’i an›yoruz, ama sermaye taraf›ndan elimine edil- bir profesöre hitaben “24 Ni-
kat›lanlar›n baz› ö¤renci grupla- belli ki Türkiyeli siyasî göçmen- mesi olarak alg›land›¤›n›, bu yo- san’da 1915 Felâketi’nde ölenle-
r› taraf›ndan yanl›fl yönlendiril- lerden oluflan kalabal›¤›n yegâne ruma s›n›fsal bak›fl›n de¤il, etnik rin an›s›na düzenlenecek bir et-
mesi nedeniyle heba ettik. Uma- amac› Hrant Dink’i anmak de¤il. bir tarih kurgusunun hâkim ol- kinli¤e seve seve sizinle birlikte
r›z bir dahaki sefer örgütlü ve Soru-cevap fasl›nda Türkiye si- du¤unu söyleyip murad›m› an- kat›l›r›m. Ama bir flart›m var: Bu
gerçekten bir arada hareket ede- yasetine dair pek çok soru geli- latmaya çal›fl›yorum, ama belli ki etkinlik düflmanl›k yayan, öfke
rek bir y›l önce hepimizin his- yor. Bir ara, Demirtafl’a “Diyar- söylediklerim ikna edici bulun- tohumlar› saçan bir havada ol-
setti¤i dayan›flma ruhunun kay- bak›r surlar›n› koruyabilecek mi- muyor, salondaki hoflnutsuzluk mamal›” dedi¤i için baz› dinleyi-
bolmaya mahkûm bir yan›lsa- siniz?” sorusu bile soruluyor. So- havas› bütünüyle da¤›lm›yor. ciler taraf›ndan “ezen ulusun ay-
madan ibaret olmad›¤›n› göste- rudaki ironiyi kaç›ran Diyarba- Oysa ertesi gün, Köln’de, d›n›” olmakla itham ediliyor. En-
rebiliriz. Tören s›ras›nda ve son- k›r milletvekili bafll›yor bir siya- ÖDP-Almanya’n›n düzenledi¤i gin’in konuflmas›nda, Hrant
ras›nda daha militan bir tav›r setçi gibi yan›tlamaya: “Diyarba- ve Kürkçügil’le birlikte kat›ld›- Dink’in “gücün terörüne ve terö-
ortaya konmas›n› talep edenler- k›r surlar›n›n binlerce y›ll›k tarihi ¤›m›z toplant›n›n dinleyicileri rün gücüne karfl›” oldu¤unu ha-
le aralar›na mesafe koymaya ça- vard›r, elbette gerekli bak›m ve özelefltiriye daha haz›r görünü- t›rlatmas›, salonda bulunanlar›n
l›flanlara da, bu vesileyle Rakel onar›m...” Nihayet, sa¤dan sol- yor. Söz alanlardan baz›lar›, bir k›sm›n› rahats›z ediyor. Top-
Dink’in sözlerini hat›rlatmakta dan müdahalelerle kastedilenin Türkiye’de Ermeni ya da Sürya- lant› süresinin dolmas› sayesin-
fayda var belki: Bugün yas da, ne oldu¤unu anlay›p kendisin- ni varl›¤›ndan, 1915 Felâke- de, tart›flma bir tats›zl›¤a dönüfl-
kardefllik de cesaret istiyor; ada- den beklenen yan›t› veriyor. ti’nden veya Seyfo’dan ancak meden sona eriyor.
let cesaret istiyor. Birkaç dakika sonra, Özcan Almanya’ya göç ettikten sonra Rüzgâr gibi geçen Almanya
–Batu Boran Temur’a DEKOP-A’n›n bileflen- haberdar oldu¤unu belirtme ih- seyahatinden dönüflte, bir yaban-
lerinden birinin platformdan ç›- tiyac› duyuyor. Gelen sorular, c›n›n acemi bak›fl›yla, göçmenlik
Solun göçmenlik halleri kar›lmas›yla ilgili bir soru yö- ço¤unlukla Hrant Dink’i ve Tür- halleri üzerine düflünüyorum.
FRANKFURT/KÖLN/BERL‹N– neltiliyor. Temur’un, sorunun kiyeli gayrimüslimlerin yaflad›- Almanya’daki Türkiyeli siyasî
18 Ocak 2008. Frankfurt, Köln sahibine orada bulunma nede- ¤› sorunlar› anlamaya yönelik. göçmenler, esas›nda ciddi bir si-
ve Berlin’de yap›lacak üç ayr› nimizi hat›rlatmas›n› bekliyo- Hep birlikte, Bülent Ar›nl›’n›n yasî potansiyele sahip. Ancak
Hrant Dink anma toplant›s›na rum, ama nafile. Heyecanl› he- harikulâde belgeseli “K›rlang›- belli ki, göçmenli¤in insan› k›s›t-
kat›lmak üzere Almanya yolun- yecanl› yan›tl›yor. c›n Yuvas›”n› izliyoruz. Ar›n- layan, fikirsel çeflitlili¤e ket vuran
day›m. Akl›m ‹stanbul’da yap›- Konuflma s›ras›nda, Ermeni l›’n›n filmi, hem Hrant Dink’in yönleri sürekli devrede. Pek ço¤u
lacak anma törenlerinde, ama “o sorununun Türkiye’de nas›l al- hangi mücadelelerin içinde yo¤- Türkiye’den 25-30 y›l önce göç et-
u¤ursuz günün y›ldönünümün- g›land›¤›ndan söz ederken, kar- rularak kendini var etti¤ini an- mifl, 12 Eylül’ün dehfletinden
de ‹stanbul’dan uzakta olmak fl›mda solun çeflitli gruplar›n› lat›yor, hem de devletin gayri- kaçm›fl bu insanlar, Almanya’da-
belki de daha iyi” diye düflüne- bir arada bulmufl olman›n ver- müslim vak›flar›na nas›l el koy- ki siyasî ve gündelik yaflamla
rek kendimi avutuyorum. di¤i heyecanla ve bir tür özelefl- du¤unu gösteren harika bir ör- sa¤l›kl› bir iliflki kurabilmifl de-
¤iller. Türkiye’yi takip ediyorlar,
Türkiye’yi düflünüyorlar, ancak
19 Ocak günü Mihran aradaki zamansal ve fiziksel me-
Tomasyan, di¤er
vurmak isteyenleri de minibüs üzerinden çok ter- arkadafllar›yla birlikte safe, buralar› alg›lamalar›nda da
biyesiz bir şekilde susturdular. “Mecidiyeköy yolu Aret G›c›r’›n çeflitli sorunlar yarat›yor. Dünya-
açık, Taksim’e gidilebilir” gibi duyurular yapan ki- karikatürünü tafl›yordu ya salt kendi örgütlerinin priz-
şiyi belediye görevlisi zanneden olmuş, çünkü ikti- mas›ndan bakmak gibi bir kusur,
dar tavrı var seste. Bırakın kalalım orada, bizi niye baflkalar›n›n hikâyelerini dinle-
yolluyorsunuz? İkinci yılında eylemin içeriğinin mek konusunda da ciddi bir pra-
tartışılması lâzım, şikâyetçiyim. tik eksikli¤i hissediliyor. Dinleyi-
19 Ocak gecesi Lütfi Kırdar’daki anma bulufl- ciler aras›nda gençlerin neredey-
masında sahneye çıktınız... se hiç bulunmamas›, kuflaklar
Kardeş Türküler, Aynur, Livaneli, Erkan Oğur aras›nda bir kopuklu¤a da iflaret
çıktıktan sonra gecenin çemberinin dışında mı ediyor. Hrant Dink’i anmak ama-
kalırız diye korkuyorduk, ama sevildi gösteri. Belli c›yla düzenlenmifl etkinliklerde
kişilere davetiyelerin dağıtıldığı bir geceydi. Böyle dahi insan› ortama yabanc›laflt›-
bir etkinlik de olmalı, ama daha fazla katılıma açık ran girift tart›flmalar›n içine düfl-
bir şeye dönüştürmek de iyi olur. Sansürsüz bir mek, söz konusu potansiyelin
canlı yayın belki çok etkili olur. Kürtçenin, Ermeni- gerçekleflmesi için epey kafa yor-
cenin söylendiği, mahkeme sürecinin anlatıldığı... mak ve mesai harcamak gerekti-
Ha bunu yayınlayacak yer bulunur mu, zor. ¤ini a盤a ç›kar›yor.
–Rober Koptafl
7
bulunmaya gidiyor. Savc› ö¤rencileri
AFYON KOCATEPE ÜN‹VERS‹TES‹’NDE KU KLUX KLAN FAAL‹YETLER‹ azarl›yor, “ben ne bileyim sizi kim kaç›r-
d›, teflhis edebilir misiniz?” diyor. Zaten o
Hepimiz floke olduk, “nas›l engellemi- önemli nokta da fluydu: Bir ö¤- r›ld›¤›nda da “failleri bulunam›-
yorsunuz bunu” dedik. “Olay jandarma renciyi memleketine gitmek ister- yor” diye örtbas edilirdi. Neyse
bölgesinde gerçekleflti” dedi. Baz› istih- ken otogarda kaç›rmak istiyorlar. ki flimdi resmî sürece dahil edili-
baratlar ald›¤›n› ve özellikle Kürt ö¤ren- Uzaktan sivil polisleri görünce yor bu olaylar. Ama Türkiye’nin
cilerin uzaktan takip edildi¤ini belirten kaç›rmaktan vazgeçiyorlar. Ö¤- gündemine giren önemli cina-
beyanlar› oldu. Çok ciddi bir güvenlik renci memleketinden Afyon’a dö- yetlerde bile hukuksal süreç iflle-
sorunu oldu¤unu bizzat kendi söyledi. nünce savc›l›¤a suç duyurusunda tilmiyor.
8
TAHA PARLA’NIN GÖZÜYLE HUKUK, S‹YASET, D‹N VE TÜRBAN
13
ve Türkiye’deki üniversitelerin durumu
hakk›nda söyledikleri do¤ru. Sistem iyi
çal›flm›yor, haks›z yere paralar al›n›yor,
kimden ne kadar para al›nd›¤› belli de¤il;
üniversite hocalar›n›n durumu, mesle¤e
yaklafl›m›, bütün bu konularda çok bü-
yük sorunlar var. Ama bunlar›n düzeltil-
mesi, tam da söylenenin aksine, herkesin
söz söyleyebilece¤i ve kararlara kat›labi-
lece¤i, demokratik, özgürlükçü bir aç›-
l›mla olmas› gerekirken, e¤itimi paras›
olanlar›n hizmetine açmak öneriliyor.
“Paral› üniversite” önerisinde sözü edi-
len herhalde flu anki harçlar›n düzeyin-
de miktarlar de¤il. Kamusal üniversite-
lerin vak›f üniversiteleri düzeyinde üc-
retli olmas› m› kastediliyor?
Varolan harçlar›n kastedilmedi¤i kesin.
BO⁄AZ‹Ç‹ ÜN‹VERS‹TES‹ E⁄‹T‹M B‹L‹MLER‹ BÖLÜMÜ BAfiKANI PROF. FATMA GÖK Model, vak›f üniversiteleri modelidir.
Vak›f üniversitelerinin modeli de Ameri-
bir flekilde yetifltirme yaklafl›m›yla tama- aktar›l›yor. Bunlar› sorgulayan bir zihni- beslenecek, la kayna¤›n art›r›lmas› mümkün. Bur-
men ters, varolan sistemi etkin hale getir- yet yerine, “kaynak yok” zihniyeti kabul ama özerk juvazi vergilendirildi¤i zaman, üniver-
meye yönelik. Bir yanda da sadece Tür- ettirilmeye çal›fl›l›yor. olacak. sitelere çok kaynak aktar›labilecek.
kiye’deki sermaye kesimlerinin de¤il, Kamu üniversitelerinden pek çok ö¤re- Üniversitelerin dinden, devletten ve
AB ülkelerinin de ihtiyac› olan ucuz tek- tim üyesinin vak›f üniversitelerine geç- sermayeden ba¤›ms›z olmas› lâz›m.
nik eleman yetifltirilmesi bizzat Millî E¤i- mesinin temel nedeni özel üniversite- Kamu kaynaklar›yla beslenecek, ama
tim Bakan› taraf›ndan dile getiriliyor. lerde maafllar›n yüksekli¤i mi, yoksa o özerk olacak.
17
yor, devletin hukukî yollardan yapama-
BÜLENT ORAKO⁄LU’YLA ERGENEKON OPERASYONU ÜZER‹NE d›¤›n› hukuk d›fl› oluflumlar eliyle yap-
t›¤›n› söylüyor...
Çok dall› bir a¤aç gövdesi Bunu kabul etmemiz için, böyle bir yap›-
n›n devlet ve millet yarar›na çal›flt›¤›n›
gözlemlememiz gerekiyor. Ama bu yap›-
lar›n öyle bir amac›n›n olmad›¤› belli.
Türban, aslî vazifesini yerine ge- Devlet, bazen toplumu kontrol alt›nda
Bülent Orako¤lu
tirdi say›l›r: Haftalard›r, küresel tutabilmek için de gizli ve yasad›fl› yol-
ekonomik dalgalanmay› dahi tar- lara baflvurabilir...
t›flmay› engelleyecek flekilde, Bu tür illegal yap›lar›n böyle bir niyeti ol-
bütün meselelerin üzerini örttü, sa bile, siyasî bir amaçlar› olmal›. Çok gi-
zihinleri kendisine hapsetti. Bu rift yollardan gidebilirsiniz, çeflitli görüfl
arada, cumhuriyet tarihinin en ve ideolojileri kullanabilirsiniz, ama niha-
önemli operasyonlar›ndan ve da- yetinde varaca¤›n›z yerin bu ülkenin,
valar›ndan birini de adeta sume- milletin yarar›na olmas› gerekir. Ergene-
kon’un savc› taraf›ndan “terör örgütü”
nalt› etti. Y›llard›r aflinas› oldu-
olarak nitelendirilmesi bu aç›dan önemli-
¤umuz, karanl›k iliflkilerini ve
dir. Bunlar›n Türkiye’nin menfaatleriyle
eylemlerini iyi kötü bildi¤imiz ilgisinin olmad›¤›n›, d›flar›dan bir tak›m
bir dizi isim Ergenekon Çetesi s›zmalar›n yap›ld›¤›n› iddia ediyorum.
kapsam›nda gözalt›na al›nd› ve- S›zmalar› kimler yap›yor?
ya tutukland›. Emekli tu¤general Çeflitli emperyalist ülkelerle yap›lan sa-
Veli Küçük, avukat Kemal Ke- vunma, güvenlik, istihbarat anlaflmala-
rinçsiz, Yasin Hayal’in avukat› r›yla bu s›zmalar oluyor. Gladio tipi ör-
Fuat Turgut, Sedat Peker’le ilifl- gütlenmelerin esas itibariyle NATO ülke-
kisinden de hat›rlad›¤›m›z gaze- lerinde oldu¤u biliniyor zaten. Türkiye
teci Gülay Kömürcü, Türk Orto- 1952’de NATO’ya girdikten sonra provo-
ke edilmeye çal›fl›lm›fl ve bu çaba günü-
doks Patrikhanesi Bas›n Sözcüsü
müze kadar sürmüfltür.
Sevgi Erenerol, Susurluk san›¤›
Fakat o dönemde Türkiye ayn› zamanda
Sami Hofltan, silah üzerine ye- çok partili rejime geçti. Devlet, yönetim
min ettirmelerinden hat›rlad›¤›- inisiyatifinin tamamen topluma geçme-
m›z Kuvayi Milliye Derne¤i bafl- sine mâni olmak için de böyle bir yap›-
kan› emekli albay Fikri Kara- y› yaratm›fl olamaz m›?
da¤... Birkaç isim daha eklense, Bu projeyi ortaya koyanlar, esas olarak
televizyonlarda, sokaklarda s›k d›fl güçlerdir. Türkiye’de karar verici me-
s›k görünüp söz alan “ulusalc› Foto¤raf: Batur Gökçeer kanizmalar›n, yani milleti hukukî ve
ünlüler” tastamam derdest edil- meflru yolla idare eden yap›lar›n amaçla-
mifl olacakt›. Nihayet ortaya ç›k- r› bize d›fltan etki etmeye çal›flanlar›nkiy-
Geçen sene yay›nlanan “Ankara’da le örtüflmüfl olabilir. Mesela PKK’n›n olu-
t›¤›na ve müdahale edildi¤ine
Gölge Oyunlar›” adl› kitab›n›zda Erge- flumunda bir flaibe vard›r. Her zaman bir
sevindi¤imiz bu karanl›k a¤›n
nekon terör örgütüyle ilgili de¤erlendir- dinamik vard›r devlete karfl› çal›flmak
üstü, türban tart›flmas›yla örtül- meler var. Örgütte çok karanl›k iliflkile- üzere. Bofl b›rak›rsan›z, bu dinamik baflka
dü. Bu kiflilerin muhtemel ba¤- rin yürütüldü¤ünü, bir darbe haz›rl›¤›- unsurlar taraf›ndan ele geçirilebilir. ‹stih-
lant›lar›, çetenin “üst” yönetimi, n›n sürdü¤ünü söylüyorsunuz, ya bu barat anlay›fl› da konjonktüre göre de¤ifl-
böyle bir örgütlenmenin devletin yap›lar›n da¤›t›laca¤›n› ya da darbenin mektedir. 1960’larda Türkiye’de ciddi bir
ne ifline yarad›¤› gibi sorular›n gerçekleflece¤ini ima ediyorsunuz. Teh- komünizm tehlikesi oldu¤u söylendi, biz
cevaplar› malûmumuz olmad›. like bu kadar yak›nsa, neden operasyon öyle yetifltik sonuçta. Deniz Gezmifl, Ma-
Ve elimizde bu bir avuç “ucube” 2008’in bafl›na kadar yap›lmad›? hir Çayan gibi kiflilerin oluflumlar› içinde
kald›. Normal bir ülkede her gün Bülent Orako¤lu: Bu tür operasyonlar›n de hem Türkiye, hem de yabanc› istihba-
manfletlere tafl›nmas› gereken görünen yüzüyle perde arkas›ndaki yüzü ratlar›n yapt›¤› s›zmalar, provokasyonlar
ve amac› hep farkl› olmufltur. Türkiye vard›. Bugün için tam ba¤›ms›z ülke, bir
bir dava sessizli¤e gömüldü. Ay-
Cumhuriyeti’nin kuruluflundan hemen ütopya olmufltur. Ergenekon terör örgü-
n› bir aralar sürekli televizyonla-
sonra bafllayan bir dezenformasyon süre- Ergenekon’u tü de tam ba¤›ms›zl›k, tam millîlik ad›yla
r› iflgal eden s›n›rötesi operas- ci var. Ben bunu “derin devlet” olarak al- ç›km›flt›r. Oysa ben Ergenekon’u ikiye
ikiye
yonlar gibi. “TSK’n›n suç örgütü g›lam›yorum. Hukuk içinde iflleyip bir ay›r›yorum. 1950’li y›llarda bütün NATO
ay›r›yorum.
olmad›¤›n›” aç›klamak duru- yandan devleti y›pratan, asker ve polisin Son dönemde ülkelerinde kurulan Gladio tipi örgütlen-
munda kalan Genelkurmay’a yö- görevini yapamad›¤› mesaj›n› vermeye ortaya ç›kar›lan melerin Türkiye aya¤›, 27 May›s 1960 ih-
nelik bofl arazilerin bombaland›- çal›flan bir yap›d›r bu ve derin devlet s›fa- Ergenekon 28 tilâli sonras›nda kurulmufltur. 16 NATO
¤› iddialar› gündemde pek yer t› buna özellikle konmufltur. Bu yap›n›n fiubat sürecinde ülkesinde Gladio türü örgütlenmelerin
bulmad›. Yani belki AKP, TSK bütün faaliyetlerinden, psikolojik hare- oluflmufltur. tümü ortaya ç›kar›l›p da¤›t›lm›flt›r. Ama
baflta olmak üzere devletin kâtlar›ndan bizzat devletin kendisi zarar Yeni Ergenekon, Almanya ve Türkiye hariç tabii.
“yüksek” katlar›n›n ekme¤ine görmüfltür. Devlet içindeki bir tak›m or- ABD ve NATO Bu yap›lar› kimler oluflturuyor?
ganize hareketlerin, kiflilerin, devletin güdümlü NATO içinde bölümler vard›r. Gladio ti-
ya¤ sürdü, bu arada kendi taba-
yetkilerini kullanarak kendi menfaatleri Ergenekon’a pi oluflumlarla ilgilenen bölümdeki tüm
n›n›n gönlünü de hofl etti. “Laik-
için yapt›klar› hareketlere dikkat etme- karfl› millî bir kararlar› Amerikal› generaller verir. Son
li¤in düflman›” türban, galiba en miz gerekiyor. Her olufluma isim vere- dönemde ortaya ç›kar›lan Ergenekon te-
örgütlenme
çok “rejimin bekas›”na yarad›. medi¤imizden veya NATO’nun “gölge rör örgütüyse 28 fiubat sürecinde olufl-
olarak ortaya
Ergenekon operasyonunu eski ordular›” dedi¤imiz Ergenekon’u müseb- ç›km›fl gibi mufltur. Ergenekon, daha önce NATO
bir istihbaratç›yla, 28 fiubat sü- bip göremedi¤imizden “derin devlet” ta- görünüyor. güdümlüydü. Eskisi son derece gizlilik
recinde tasfiye edilen emekli n›m›n› kullan›yoruz. içinde çal›fl›rken, ulusalc›, ba¤›ms›z Tür-
Emniyet ‹stihbarat Daire Baflkan› Baz›lar› ise, derin devleti, devlet eliyle kiyeci oldu¤unu söyleyen Ergenekon çok
Bülent Orako¤lu’yla konufltuk... oluflturulan bir yap› olarak kabul edi- daha aç›ktan çal›fl›yordu. Yeni Ergene-
18
kon, ABD ve NATO güdümlü Ergene- Bu tasfiyenin bitti, uluslararas› dengeler art›k flantaj flan meflru faaliyetleri görürsünüz. Ama
kon’a karfl› millî bir örgütlenme olarak Türkiye’den üzerinden sa¤lan›yor. Mesela PKK res- bunlar, uluslararas› hukuk içinde dize ge-
ortaya ç›km›fl gibi görünüyor. talep edilmifl men Türkiye’ye karfl› kullan›lmaktad›r. tiremedikleri ülkelere karfl› illegal yap›la-
27 Nisan muht›ras›, yeni bir darbenin olabilece¤ini de Baz› iddialara göre de Türkiye örgütü r›, tafleronlar› da kullan›rlar. Bence Sad-
habercisi olarak okunabilir mi? düflünüyorum. bölgesel emelleri için kullanmaya çal›- dam da bir taflerondu. Geçenlerde yaka-
O son anda engellenmifltir. Kapat›lan Erdo¤an fl›yor, bilhassa silahs›zland›rm›yor... lanan bir Baas yöneticisi, Saddam’›n yö-
Nokta dergisin aç›klad›¤› belgeler, Amerika’ya PKK, Türkiye’deki bir tak›m yap›lanma- netime geçifli s›ras›nda CIA’n›n inan›l-
2004’te darbenin gerçekleflece¤ini gösteri- gitmeden önce lar›n da ifline gelmifl olabilir. Ama bu tür maz faaliyetleri oldu¤unu aç›klad›. Sad-
yor. Di¤er yandan, Nokta’n›n bu belgele- “bu çok önemli provokatif ifller meflru devlet güçleri tara- dam’›n Kuveyt’e sald›rmas›, ayn› süreçte
ri elde etmesi bile, devlet içinde bu konu- bir toplant›d›r” f›ndan asla yap›lmaz, yap›lamaz. Genel- s›n›rlar›m›za bir milyon insan›n dayan-
da bir mücadelenin yürütüldü¤ünü gös- demiflti. kurmay baflkan›, Ergenekon için “suçlu mas›... Bu büyük bir organizasyondur ve
teriyor. Bu çeteleflmifl yap›lar›n pek çok Baflbakan›n bu olan cezas›n› çeker” diyor zaten. Türkiye’ye karfl› tezgâhlanm›flt›r.
yere sirayet etti¤i görülür, ama egemen cümlesini, Ama ayn› Genelkurmay baflkan›, fiem- Komplo teorisi kuruyorsunuz galiba.
anlay›fl bu de¤ildir. Genelkurmay baflka- Bush’un PKK dinli’deki san›klardan biri için “iyi ço- Hiç de de¤il. ‹ran-Irak savafl›ndan sonra
n› Yaflar Büyükan›t, “TSK bir suç örgütü konusunda anl›k cuktur” demiflti... Saddam, Kuveyt’e girdi. 15 milyar dolar
de¤ildir” diyor. Bu do¤rudur. Mesela si- istihbarat O da ayr› mevzu tabii. Ama flunu demek borcu vard› Saddam’›n; bu, Kuveyt’e giri-
vil toplum kuruluflu ad› alt›nda, toplumu vermesi olarak istiyorum: Son dönemde, ülkenin Kurtu- flinin görünen sebebiydi. Bu s›rada Kürt
psikolojik harekâtla etkilemek maksad›y- alg›lamad›m. Ne lufl Savafl› günlerini yaflad›¤›n› iddia eden afliretlerinin isyanlar› bafllam›flt›r. Bunla-
la kurulmufl bir tak›m militarist yap›lar konufltuklar›n› darbeci zihniyet, Ergenekon çetesi ve K›- r›n arkas›nda CIA’n›n, MOSSAD’›n oldu-
vard›r; bunlardan biri bizzat Büyükan›t’a bilemem, fakat z›lelma Koalisyonu gibi yap›lar olufltur- ¤u biliniyor. Saddam, kulland›¤› kimya-
hakaret etmifl ve Genelkurmay baflkan› bir tak›m du. Aralar›nda Türkçü var, Maocu var, sal gazlar› da Bat›’dan alm›flt›r. ‹ngilte-
bunlar hakk›nda suç duyurusunda bu- yap›lar, Kemalist, ulusalc›, Atatürkçü var. “Ülke re’de bu yüzden bir gizli servis eleman›
lunmufltur. Bu birimler, “genç subaylar” o yap›lar›n tehlike içinde” iddias›n› sürekli dillendi- öldürüldü, Tony Blair hâlâ yarg›lan›yor.
sendromunu ortaya ç›karmak için Hilmi kurucular› karar riyorlar, ortak noktada buluflabilecekleri Kuveyt iflgalinden sonra Çekiç Güç gel-
Özkök’e yapt›klar› gibi ithamlarda bulu- vermedikçe vatan, bayrak, Kur’an, millet, silah gibi mifl ve Körfez Savafl›’ndan sonra da Ku-
nabilmektedir. Genç subaylar›n en fazla ortadan sembolleri kulland›klar› için devlet için- zey Irak’taki Kürtler özerkleflmifltir.
k›flk›rt›ld›¤› dönem 27 May›s ihtilâlidir; kald›r›lamaz. den insanlar› da etkiliyorlar. Fakat bu Komplo teorisi gibi görünüyor, ama Öca-
bugün de benzeri gerçeklefltirilmek iste- güç, Türkiye’de son aflamas›na gelmiflti. lan’›n yak›n›ndaki insanlara bak›n: Kesire
niyor. Bence bu dönemde yafll› subaylar ‹ster d›fl, ister iç güçlerin etkisiyle ortaya Öcalan’dan tutun da, Pilot Necati’ye ka-
genç subaylar› k›flk›rtm›flt›r. Di¤er yan- ç›km›fl olsun, bu ülke, hukuk d›fl› yap›- dar. Pilot Necati’nin NATO’daki Ergene-
dan, Türkiye’deki kontrgerilla faaliyetle- lanmalarla hiçbir yere gidemez. Neticede kon mensubu oldu¤u anlafl›l›yor. Öldü¤ü
rinin hepsinin arkas›nda NATO kurulufl- ne oldu, Meclis komisyonuna bilgi ver- iddia edildi, ama sadece ismi ölmüfltür.
lar›n›n oldu¤u biliniyor. Birebir çal›flt›- meyen bir tak›m emekli generaller, bu- Gerçek ismi ‹lyas Ayd›n’d›r ve ordudan
¤›m eski 7. Kolordu Komutan› Kemal Ya- gün parmakl›klar ard›ndad›r. Ama unut- at›lma gibi görünen bir yüzbafl›d›r.
mak Pafla, PKK’n›n bitirilmesi için çok mamak gerekiyor ki, Türk toplumundaki “Ankara’da Gölge Oyunlar›” adl› kita-
ciddi çal›flmalar yürüttü. O bile Ameri- eksikliklerin yans›mas› olarak baz› yap›- b›n›zda, her darbe öncesinde siyasî ci-
ka’n›n tesirinden söz ediyor. lar hayat alan› bulabiliyor. nayetlerin ifllendi¤ini, Ergenekon’un da
Derin devlet yap›lanmas›n› sürekli “d›fl Veli Küçük neden yakaland›? bir darbe tasarlad›¤›n› söylüyorsunuz.
güçlere” ba¤lamak bir ezber de¤il mi? Görünen o ki, Askerî fiûra’dan itibaren, Hrant Dink cinayetini bu aç›dan nereye
‹çeridekilerin hepsinin oluflturulmas›, d›fl askerler içinde de bu tür yap›lar›n, en koyuyorsunuz?
güçler sayesinde olmufltur. Derin devlet az›ndan eylemci grubun, yani Türkiye’yi Dink cinayetini bu ba¤lamda düflünmek
denen yap›lar Atatürk döneminde yoktu s›k›nt›ya sokan Hrant Dink cinayeti, Da- yanl›fl de¤ildir. Demirel “derin devlet as-
ki. Amerika, Sovyetler’in Afganistan ifl- n›fltay sald›r›s›, Hablemito¤lu cinayetiyle kerdir” diyor. Ecevit de derin devletin
gali s›ras›nda El Kaide’yi do¤rudan kur- iliflkide olan kiflilerin temizlenmesi konu- kontrgerilla oldu¤unu söylüyordu. Hep-
mam›flt›r mesela. Pakistan gizli servisi sunda konsensüse var›ld›. E¤er TSK böy- si, zarar gördü¤ü yere derin devlet diyor.
üzerinden parasal, lojistik e¤itim deste¤i le bir iradeyi ortaya koymasayd›, emekli Oysa mesele bu kadar basit de¤ildir. Su-
vermifltir. Zaten uluslararas› terörizm, oldu¤u halde Veli Küçük bu kadar kolay surluk’ta hükümet de, bürokrasi de irade
devlet terörizmidir. Devletlerin birbirleri- yakalanmazd›. gösterip harekete geçmemiflti. Ama bu
ne karfl› kulland›¤› güçtür. Niye böyle bir konsensüs sa¤lanabildi? sefer Erdo¤an Amerika’ya gitmeden önce
Türkiye de bu yönteme baflvuruyor mu? Çünkü bu, Türkiye’nin s›rt›nda bir kam- “bu çok önemli bir toplant›d›r” demiflti.
Veya böyle bir hissiyat içinde midir? bur gibi duruyordu. Oysa devlet yetkili- Ben hiçbir zaman baflbakan›n bu cümlesi-
‹nflallah o hissiyat içindedir, ama öyle gö- leri flimdiye kadar böyle bir örgütlenme- ni, Bush’un PKK konusunda anl›k istih-
zükmüyor. Türkiye böyle bir fleyi hisset- yi kabul dahi etmediler. Ama, bu tasfiye- barat vermesi olarak alg›lamad›m. Ne ko-
seydi, dört darbe ve binlerce faili meçhul nin Türkiye’den talep edilmifl olabilece¤i- nufltuklar›n› bilemem, fakat bir tak›m ya-
cinayet yaflar m›yd›k? Türkiye de di¤er ni de düflünüyorum. Sonuçta, yavafllam›fl p›lar, o yap›lar›n kurucular› karar verme-
ülkeler için ayn› fleyi yapmal›. So¤uk Sa- olsa bile, AB süreci devam ediyor... dikçe ortadan kald›r›lamaz.
vafl döneminin örtülü, gizli faaliyetleri Ordu niçin böyle bir yap›n›n ortadan Yani Bush ve Erdo¤an bu konuyu mu
kald›r›lmas›n› istesin? konuflmufllar?
Dikkat edin, tamamen ortadan kald›r- Bu tür meseleler öyle konuflulmaz. Fakat
maktan bahsetmedik hiç. Türkiye’nin bu netice itibariyle Hrant Dink, Santoro,
yap›y› tamamen tasfiye edip etmeyece¤i- Hablemito¤lu veya Dan›fltay cinayetle-
ni bu operasyonla anlayamay›z. Çok dal- riyle ilgili olan uçlar budanm›flt›r. Çünkü
l› bir a¤aç gövdesini düflünün, dallar›n› bunlar›n faaliyetleri Türkiye’ye çok ciddi
kopar›yorsunuz, ama gövde duruyor. zararlar vermifltir. Geçenlerde kat›ld›¤›m
Gövdeye müdahale etmezseniz, dallar›n› bir televizyon program›na eski bir millet-
budaman›z a¤ac› daha güçlü de k›labilir. vekili de ifltirak etmiflti. “Kardeflim,
fiu anda yap›lan, dal ve yapraklar› atma Hrant Dink’in öldürülmesi Türk milleti-
m›d›r acaba? Zaten gövdenin kendisi hiç- nin pek de umurunda de¤ildir” gibi fley-
bir ülkede kolay kolay ortadan kald›r›la- ler söyledi. Bu çok ciddi bir fleydir. De-
maz. En ileri ad›m, bu gövdeyi olabildi- mek ki toplum içinde de bu tür cinayetle-
¤ince meflru bir zemine çekmektir. Ya- ri tasvip edenler var. Cinayetten sonraki
banc› ülkelerin çal›flma sistemleri böyle- süreç de korkunçtu. Erhan Tuncel polis
dir. Amerikan veya ‹ngiliz devletine bak- muhbiri, polis biliyor, jandarma biliyor
Bir gösteride sol baflta Kemal Kerinçsiz, sa¤ baflta Veli Küçük t›¤›n›zda, bir tak›m resmî yap›lardan olu- cinayetin ifllenece¤ini. O.S.’yle foto¤raf
19
çektiriyorlar. Bu olay›n devlet kademele- nin Yunanistan’a tafl›nmas› talebi var
rinde bilindi¤i gerçe¤i ortaya ç›k›yor. So- Türk Ortodoks Kilisesi’nin. Denmektedir
nuçta bir ihtilâl ortam›n›n haz›rland›¤› ki, bu yüzden de Ergenekon’a müdahale
çok aç›k. Zaten bir dönem Hrant Dink’i edilmifltir. Ve ileri sürülmektedir ki, bu
tehdit edenler, mahkeme önlerinde pro- yüzden Ergenekon operasyonunun d›fl
testo edenler, flimdi hapisteler. Burada uzant›l› olma ihtimali vard›r. Eski Erge-
devletin elefltirilece¤i nokta, Hrant nekon’un Yeni Ergenekon’u tasfiye etti¤i
Dink’i niye korumad›¤›d›r. Dink hem Er- dahi söylenmektedir. Dink cinayetinde
meni diasporas›n›n hem de Ergenekon Yeni Ergenekoncular›n devleti yanlar›n-
gibi kendini milliyetçi diye adland›ran da gösterme çabalar›, böyle bir didiflme-
yap›lar›n hedefiydi sonuçta. Ergenekon- nin iflareti de olabilir. Bütün kalbimle, bu
cular, devlete hakim olduklar› izlenimini operasyonun, Türkiye’nin kendi irade-
herkese verebilmifllerdir. Ben gerçekte siyle ortaya koydu¤u bir tasfiye hareketi
böyle olmad›¤›n› bildi¤im halde, bir ara olmas›n› diliyorum. Hep d›fl kaynakl›
böyle bir izlenime kap›ld›m. Aç›kças›, uzant›lardan bahsetti¤im için sol düflün-
Dink soruflturmas›nda müfettifllerin ken- cedeki yazarlar k›z›yorlar. Ama Erhan
di meslektafllar› için “tahkikata mahal Tuncel’e bak›n: Jandarmaya çal›fl›yor,
yoktur” aç›klamas› beni rahats›z etti. emniyetin muhbiri, M‹T’le bir tak›m ilifl-
Ergenekon operasyonu, devletin bu sü- kileri var... Bu tür elemanlar, yabanc› is- Bir Ergenekon Gerçi partiye gitti¤im zaman Muhsin Ya-
reçteki zaaflar›n› ve Dink cinayeti zan- tihbarat servisleri taraf›ndan da kolayl›k- klasi¤i: Töreni z›c›o¤lu, K›z›lelma’yla iliflkilerini kestikle-
l›lar›n›n korundu¤u izlenimini ortadan la kullan›labilir. Dink davas›na gelen jan- yöneten bordo bereli, rini söylemiflti. Bunlar Do¤u Perinçek’in
Kuvayi Milliye
kald›rmak için mi yap›ld›? darma arabas›n›n üzerinde “ya sev ya o¤luyla ‹stanbul’da bir yürüyüfl düzenle-
Derne¤i’nin ikinci
‹spatlayamam ama, organik ba¤lar› ol- terk et” yaz›s› vard›. Bu da devleti arkala- adam›, ‹mam Hüseyin mifllerdi... Akl›ma gelmiflken, Do¤u Perin-
masa bile TSK içinde kritik mevkilerde r›nda gösterme çabas›n›n parças›yd›. ‹n- kod adl› Hüseyin çek’in Lozan’a gidifli! Devletin yeniden
bunlara sempatiyle yaklaflanlar›n daha sanlar o yaz›y› görünce, devletin tamam›- Görüm ve dü¤üne yap›land›r›lmas› projesi burada da ortaya
pasif görevlere kayd›r›ld›¤›n› biliyorum. n›n böyle bir alg›s›n›n oldu¤unu düflünü- flahitlik eden, Kuvayi ç›k›yor. Görev alm›fl ve Lozan’a gidiyor!
Milliye Derne¤i
Bunlar kamuoyuna yans›m›yor, kendi yor. Halbuki bu, devlet içindeki derin Teflkilât Baflkan Elinizdeki bilgileri ve deneyimlerinizi
idarî bünyeleri içinde yer de¤ifltiriyorlar. güçlerin psikolojik harekât›d›r. Yard›mc›s› Kahraman bir araya getirdi¤inizde, gelece¤e dair
‹ki üst düzey pafla ailevî ve kiflisel se- Ordu ile AKP aras›ndaki iliflkiyi nas›l fiahin operasyon nas›l bir tablo çizebiliyorsunuz?
bepleri öne sürerek istifa etti. Bunlar- de¤erlendiriyorsunuz? kapsam›nda Türkiye, emperyalist güçlerle baflabafl
tutukland›, gelin
dan biri Diyarbak›r’da çok kritik ko- Bence ordu, AKP’yle sürtüflme meselesi- mücadele ederek bir yere gelemez. Rusya
Ayfle Gençyol ise
numda bulunan Jandarma Bölge Ko- ni aflt›, çünkü Türkiye’nin çok daha ciddi gözalt›n›n ard›ndan ve ABD bile kendi ç›karlar› söz konusu ol-
mutan› Celal Ç›tak’t›. Tu¤amiral fiems tehlikelerle muhatap oldu¤unu gördü. serbest b›rak›ld›. du¤unda anlaflabiliyorlar. Türkiye de bu
Aktu¤ da Askeri fiûra öncesinde, basit Nas›l ki bir zamanlar komünizm bir geri- dengeyi iyi yönetiyor. Devletin üst kade-
bir tart›flmay› sebep göstererek istifa et- lim noktas› yap›ld›ysa, bugün de irtica melerindeki kurumlar›n Ergenekon’a kar-
miflti. Bu istifalar› da bu kapsamda de- öyle kullan›l›yor. Sonuçta bunlar Türki- fl› iflbirli¤i içinde olmas› da bunun bir ifla-
¤erlendirmek mümkün mü? ye’nin kendi konseptleri de¤ildir. D›flar›- reti bence. En az›ndan d›fl politikada ku-
Ailevî sebep de olabilir, de¤indi¤imiz dan gelen, ama burada da yaflam alan› rumlar aras› birlik yarat›l›rsa, Türkiye’nin
tasfiye çerçevesinde yaflanm›fl istifalar bulabilen konseptlerdir. Ortado¤u’da bir güç olma ihtimali fazla-
da olabilir. Fakat kesin olarak söyleyebi- Aç›klamay›p da çok önemli buldu¤u- d›r. Oysa Hrant Dink ve di¤er cinayetler,
liriz ki, Ergenekon’a karfl› bir konsensüs nuz bilgiler var m› elinizde? Türkiye’yi çok zay›f duruma düflürdü.
vard›r, ama bunun ne kadar derine ine- Baz› bilgileri aç›klamamam›n nedeni, Kat›ld›¤›m bir Türkiye’de demokrasi ve özgürlüklerin
ce¤i malûm de¤ildir. yarg›s›z infaz yapmak istemememden TV program›na tam anlam›yla sa¤lanmas› lâz›m. Bunun
Emniyet ‹stihbarat Dairesi eski baflka- kaynaklan›yor. Ben de 28 fiubat sürecin- eski bir tersi yap›lanmalardan nemalanan güçler
n›s›n›z, art›k emeklisiniz. Buna ra¤men de yarg›s›z infaza maruz kald›m. milletvekili de oldu¤unu bilmeliyiz. S›radan insanlara
teflkilâttan bilgi mi al›yorsunuz? 28 fiubat’ta kimler taraf›ndan, niçin he- ifltirak etmiflti. soruyorum, terör niye bitmiyor diye.
‹stihbaratlardan emekli filan olunmaz. def seçildiniz? “Hrant Dink’in Adam “hiç biter mi, oradaki polis ve asker
Bu, “Kurtlar Vadisi”nin insanlara afl›la- O dönem Emniyet ‹stihbarat Daire Bafl- öldürülmesi fazladan tazminat al›yor” diyor, az da ol-
d›¤› bir izlenimdir. ‹stihbarat Daire Bafl- kan›yd›m ve demokrasinin yan›nda yer Türk milletinin sa bu iflin bir ekonomik aya¤› oldu¤unu
kan› oldu¤umuzdan dolay›, çal›flt›¤›m›z al›yordum. Ordu içinde bir cuntac› grup pek umurunda biliyor... Ergenekon’a dönersek, s›rf daha
dönemdeki insanlarla gönül ba¤›m›z vard› o zaman. de¤ildir” gibi korkunç biçimde tasfiye edilmemek için
vard›r. 28 fiubat sürecinde çok önemli O cuntac› grup hâlâ var m›? fleyler söyledi. içlerinden en ön plandakileri harcam›fl da
olaylara vak›f oldum. O süreçte benim Kendisi yok, ama iradesi duruyor. Demek ki bu olabilirler. Dikkat edin, 28 fiubat, üçüncü
elime geçen bilgilerle flu anda yaflanan Bu yap› m› Ergenekon gibi yap›lar›n tür cinayetleri y›l›ndan itibaren tart›fl›lmaya baflland›.
geliflmeler birbirinden ba¤›ms›z de¤il. 28 ayakta kalmas›n› sa¤lad›? tasvip edenler Hiçbir darbe bu kadar k›sa süre içinde tar-
fiubat süreci de bu Ergenekon ekibi tara- Muhakkak. var. Cinayetten t›flma konusu olamam›flt›. Çünkü 28 fiubat
f›ndan haz›rlanm›flt›r. Ergenekon’un si- Siz daha önce Ergenekon operasyonu- sonraki süreç de müdahalesinde çok kötü kokular vard›,
vil uzant›lar› da var. U¤ur Mumcu ile nun olmas›n› bekliyor muydunuz? korkunçtu. d›fl ayak konusunda. Zaten 28 fiubat’›n as-
Hablemito¤lu cinayetlerinin failleri de, Bekliyordum. Kitab›mda baz› fleyleri ifa- Erhan Tuncel kerî kanad› tasfiye edildi. ABD, Çekiç
perde arkas› da ayn›d›r. Ergenekon’a ba- de etmekten geri durmam›n nedeni, ope- polis muhbiri, Güç’ün Irak’taki varl›¤›n› son kez uzat-
z› cinayetlerin ›smarlanma ihtimali de rasyon sürecine zarar vermeme amaçl›y- polis biliyor, mak istiyor. Refahyol döneminde Erba-
vard›r. Çünkü, dikkat ederseniz, bunla- d›. Ergenekon öyle bir yap›yd› ki, ya k›sa jandarma biliyor kan bunu kabul etmek için ABD’ye 17
r›n maddî s›k›nt›lar› vard›r. Bu terör ör- süre içinde iktidar olacakt› veya operas- cinayetin maddelik bir flartname sunuyor. Askerler
gütlerinin eskiden en kolay ifli, uyufltu- yonla ekarte edilecekti. Operasyonun ola- ifllenece¤ini. geliyor, “say›n baflbakan›m, bu böyle ol-
rucu kaçakç›l›¤›yd›. Medyada pek dil- ca¤›n› biliyordum, kendi yerimi de belli O.S.’yle foto¤raf maz, bu flartlar› kald›ral›m” diyor, ama
lendirilmiyor, ama Yeni Ergenekon ve etmifltim. Ben, demokrasiden ve hukuk- çektiriyorlar. Erbakan geri ad›m atm›yor.
Eski Ergenekon meselesini ay›rt etmek tan yana bir yer edindim. Yoksa o tarafta Bu olay›n devlet Ne tür flartlar öne sürüyor Erbakan?
lâz›m. Çünkü Yeni Ergenekon’da Türk çok önemli olanaklar elde edebilirdim. kademelerinde Büyük Ortado¤u Projesi’ni sekteye u¤-
Söylefli: ‹rfan Aktan
Ortodoks Kilisesi’nin olmas› da önemli. Ergenekon’dan hiç teklif ald›n›z m›? bilindi¤i gerçe¤i ratacak fleyler... Irak’ta, Afganistan’da
Türk Ortodoks Kilisesi, asl›nda H›risti- O kadar›n› geçelim. (gülüyor) ortaya ç›k›yor. CIA’n›n oluflturdu¤u bir tak›m yap›la-
yan Gagavuz Türkleridir. Moldova’da fiimdi Büyük Birlik Partisi’nde misiniz? Bir ihtilâl r›n kald›r›lmas›n› istiyor. 28 fiubat bu tür
özerklikleri var bunlar›n. Türk Ortodoks De¤ilim. K›z›lelma Koalisyonu oluflunca ortam›n›n hadiselerin sonunda yaflanm›flt›r. 28 fiu-
Kilisesi ile Fener Rum Patrikhanesi ara- ayr›ld›m. Bir fleyleri savunuyorsan›z, bir haz›rland›¤› bat’›n devam› geliyordu da, son anda
s›nda büyük s›k›nt›lar var. Patrikhane- tak›m projelerin içinde olmaman›z lâz›m. çok aç›k. bunlar› altüst ettiler neyse ki!
20
sa, AKP Alevilerin baz› taleplerini ka-
bul ederse, yine de karfl› ç›kar m›s›n›z?
Bu ülkede sadece Alevi ve Sünniler yafla-
m›yor ki. Ermeni, Yezidi, Süryani gibi
birçok inanç biçimi vard›r. Hepsi için ay-
n› özgürlü¤ü sa¤lama çabalar›n›n oldu-
¤unu düflünüyorsan›z, çok saf yaklafl›-
yorsunuz olaya. Benim memleketim Ur-
fa Viranflehir’de, Mardin’de Yezidiler hâ-
lâ yok say›l›yorlar. Kimse bir “Yezidi aç›-
l›m›” yapm›yor. Onlar›n çocuklar› da zo-
runlu din dersi görüyor. Aleviler Türki-
ye ve Avrupa’da ciddi bir örgütlülük
sa¤lad›¤› için AKP görmezden gelemi-
yor bizi. KKTC, resmî temel atma töre-
niyle, Alevilerin ibadet yeri olarak ceme-
vini tan›d›. Danimarka, Alevili¤i kendine
özgü bir inanç olarak resmen kabul etti.
Almanya’da üniversitede Alevilik dersi
veriliyor, bir Alevi konfederasyon baflka-
n› rahatl›kla cumhurbaflkan›yla görüfle-
biliyor. Türkiye’deyse bir siyasî partinin
genel baflkan› bile Alevi temsilcilerini
muhatap alm›yor. Fakat her seçim döne-
minde gecekondularda erzak da¤›t›p
Alevilere bir tak›m vaatlerde bulunuyor-
DERTL‹ D‹VAN‹’N‹N GÖZÜNDEN AKP POL‹T‹KALARI VE ALEV‹LER lar. Daha dün, belediye baflkanl›¤› döne-
minde, Karacaahmet dergâh›ndaki ce-
mevini y›kmaya giden adam, baflbakan-
Osmanl› dönemindeki bask› ve zulüm- Dertli Divani Bunun d›fl›ndaki her fley söylencelere da-
den sonra, bir kurtar›c› olarak gördü¤ü yan›r, birey buna inan›p inanmamakta
Cumhuriyet rejiminden de umdu¤unu özgürdür. Alevilikte inanç dayatmas› ol-
bulamayan Alevi cemaatinin giderek maz. Cem ibadetinde de, görgü ceminde
içine kapan›k, ba¤nazlaflm›fl bir yap›ya de her fley elle tutulan, gözle görülen ger-
dönüflmüfl olma ihtimali de yok mu? çekler üzerinde tart›fl›l›r.
Elbette tutucu, d›fl dünyaya kap›lar›n› ka- Alevilik kan ba¤›yla m› geçiyor?
pam›fl, Alevili¤in sadece ibadet boyutuy- ‹nançlar kan ba¤›yla intikal etmez ki! Ha-
la ilgilenen ba¤naz kesimler var. Ama c› Bektafl Veli “belimden gelen de¤il, yo-
egemen yaklafl›m bu de¤ildir. Aleviler, lumdan giden evlâd›md›r” diyor. Alevi
Hac› Bektafl Veli’nin sözlerini unutmufl olabilmek için Alevi ana-babadan do¤-
de¤il. Hac› Bektafl Veli “73 millete bir na- mak gerekmedi¤i gibi, Alevi ana-baba da
zarla bakmayan bizden de¤ildir”, “eme- bafll› bafl›na yeterli de¤ildir. Yola ikrar
¤iyle geçinmeyen bizden de¤ildir”, vermekle Alevi-Bektafli olunabilir.
“okunacak en büyük kitap insand›r”, Sivas katliam›n› ikinci Kerbela olarak
“kad›nlar›n› okutmayan millet yüksele- de¤erlendiren Aleviler var. Sivas olay-
mez”, “›rk, dil, din, cinsiyet gözetmeden, lar› sonras›nda Alevi cemaatinin yap›-
tüm insanlara bir nazarla bak›n›z” diyor. s›nda bir dönüflüm yafland› m›?
Alevilik, inançlararas› çat›flmalar›n en 1962’de Urfa’da do¤an Veli Aykut, Dertli Divani mahlas›n› 1978’de edindi. Hac› Sivas’tan önce Alevi toplumunun cesare-
fliddetli oldu¤u dönemlerde nas›l bu Bektafl Dergâh› yönünden bir Alevi-Bektafli dedesi olan Dertli Divani, babas› ti büyük ölçüde k›r›lm›flt›. Ö¤renciler bü-
Afl›k Büryani dahil olmak üzere pek çok ozan›n deyifllerini, kendi fliirlerini ses-
kadar hoflgörülü olabilmifl? lendirdi¤i, geleneksel Alevi müzi¤inin otantik örnekleri say›labilecek befl al-
yük ölçüde kimliklerini gizlemek zorun-
Bu inanc›n mimarlar›, Hac› Bektafl Veli büm yay›nlad›: “Divane Gönül” (1989), “Dikti¤imiz Fidanlar” (1993), “Duaz-› da kal›yordu. Birileri “siz Ali’ye mi tap›-
gibi erler, pîrlerdir. Onlar insan âlemine ‹mam” (1995), “Serçeflme” (2000), “Hasbihal” (2005) yorsunuz” diye sordu¤unda, nas›l yan›t
23
vereceklerini bilmiyorlard›, çünkü bilgi gruplar› üzerindeki bask› ve ayr›mc›l›¤a Aleviler de Sünnileri “Yezid” diye kü-
aktar›m› da zay›flam›flt›. Hâlâ kendisini engel olmal›, belli bir inanca yönelik res- çümsemiyor mu?
komflusundan gizleyen, Ramazanda mî okul –‹mam Hatip liseleri vb.- yapt›r- Yezid, ‹mam Hüseyin’e kasteden kiflidir.
oruç tutar gibi görünen Aleviler var. Bu- maktan derhal vazgeçmeli... Bir Alevi, genelleme yap›p bütün Sünni-
nun temelinde a¤›r bask›lar yat›yor flüp- Aleviler neden AKP’nin Alevi aç›l›m›n› lere Yezid demez. Biz cemlerde Yezid’e
hesiz. Sivas katliam›ndan önce, Alevile- olumlu yönde evriltmeye çal›flm›yor da, lânet okurken de ‹mam Hüseyin’i kesen
rin bu kadar derne¤i, federasyonu, bir- temelden karfl› ç›k›yor? Her ça¤›n Ali’si ve onun izinden giden zihniyete lânet
lik-beraberli¤i yoktu. Sivas’tan sonra Alevilerin de siyaset yapmaya hakk› var, de, Muaviye’si okuyoruz. Her ça¤›n Ali’si de, Muaviye’si
“her ne kadar cumhuriyetle birlikte bi- ama Alevilik ad›na siyaset yapanlara de, Hüseyin’i de, de, Hüseyin’i de, Yezid’i de vard›r. Bize
raz nefes ald›ysak da, katliamlar›n arka- karfl›y›z biz. Siyaset yaflam›n temel unsu- Yezid’i de göre, ne Aliler biter, ne Muaviyeler. ‹n-
s› kesilmeyecek” dendi. Yok denecek ka- rudur, kimse kendini bundan soyutlaya- vard›r. sanlar›n eme¤ini sömüren, kendi saltana-
dar az olan örgütlenmeler h›zland›. maz. Ama inanç ad›na pazarl›klara giril- Bize göre, t› için insan hayat›na kasteden bütün en-
Pir Sultan Abdal Derne¤i ve baz› Alevi mez ve pazarl›kç›lar da halktan kabul ne Aliler biter, trikac›lar bize göre Yezid’dir, bugün dün-
çevreleri, Erdo¤an’›n Muharrem orucu görmez. Sadece Alevilerin de¤il, bütün ne Muaviyeler. yan›n en büyük Yezid’i Bush’tur.
“iftar›na” kat›lacak Alevilerin düflkün insanlar›n inançlar›n› özgürce ifade ede- ‹nsanlar›n Cemevleri meselesi de son günlerde ye-
ilan edilece¤ini söyledi. Cemaatin ku- bilecekleri bir ortam için mücadele etme- eme¤ini niden gündeme geldi. Bu konuyu nas›l
rallar›na uymayan Aleviler, aforoz edi- ye var›z biz. sömüren, kendi de¤erlendiriyorsunuz?
lir gibi düflkün ilan edilebiliyor mu? Erdo¤an’›n da kat›ld›¤› yeme¤e Alevi saltanat› için Cemaatlerin örgütlenmesinin önündeki
Alevi-Bektafli kültür ve inanc›na ters dü- dedelerden ifltirak eden olmad› m›? insan hayat›na engeller kald›r›lmal›d›r. Bütün cemaatler
flen bir siyasî yap›n›n içinde olan Alevi- Kat›lanlar›n içinde tek bir dede bile yok- kasteden bütün kendi örgütlenmelerini yapacak, ama hiç-
ler düflkün ilan edilemezler. Ancak bü- tu. Dernekler de üç ay önce kurulan tabe- entrikac›lar bize bir cemaat bir baflka cemaate “sen de be-
yük bir yanl›fl yapt›¤›n› söyleyebiliriz o la derneklerdi. Bilinen tek isim, Malat- göre Yezid’dir, nim gibi düflün” fleklinde bask› yapama-
kiflinin. Düflkünlük, yolun kurallar›na ya’da yandafllar›yla birlikte cemevi açan bugün dünyan›n yacak. Devlet bu bask›lar› engelleyecek
ayk›r› olan kul hakk› yeme, h›rs›zl›k, ya- Hasan Mefleli diye ba¤›ms›z bir kifliydi. en büyük Yezid’i ve hiçbir cemaate, inanca para yard›m›n-
lanc›l›k, doland›r›c›l›k, zina, cinayet ve Size davet gelmifl miydi? Bush’tur. da bulunmayacak. Bu ifli cemaatler kendi
r›zal›ks›z tek tarafl› bitirilen evliliklerde O cesareti gösteremezler. Duruflumuz aralar›nda halledecek. Aleviler cemevleri-
söz konusu olabilir. Ayr›ca cem kurul- bellidir. Cem Vakf›’na davet gitmifl, ama nin ibadet yerleri oldu¤unu söylüyorsa,
madan, flikâyetler dile gelmeden, ilgili onlar da kabul etmedi. devlet de bunu kabul edecek.
kifliler dara kald›r›lmadan karar verile- Niye Cem Vakf›’n› davet edebiliyorlar Alevilerin “alt›n ça¤›” olmufl mu?
mez. Düflkünlük karar›n› ceme kat›lan da sizi davet etme cesareti gösteremi- ‹lk ve son Alevi iktidar›, fiah ‹smail’in
cem erenleri ve inanc›n temsilcileri vere- yorlar? ‹ran’da kurdu¤u Safevi devletidir. Ak›be-
bilir. Düflkün ilan etmenin aforozla ilgi- Tavr›m›z çok net oldu¤u için davet ede- tini de hepimiz biliyoruz. Yavuz Selim,
si yok. Alevi inanc›nda toplumsal bir mediler. Kimi, nas›l davet edeceklerini Çald›ran Savafl›’nda ve daha sonra Ana-
irade vard›r. Bu iradeye ayk›r› harekette bilirler. 22 Temmuz öncesindeki televiz- dolu’da onbinlerce Aleviyi k›l›çtan geçiri-
olanlar, yolun kurallar›na göre düflkün yon konuflmalar›nda ‹zzettin Do¤an yor. O tarihten sonra, Aleviler hiçbir za-
b›rak›l›rlar. Islah olsunlar diye yap›l›r “Aleviler AKP d›fl›nda CHP, DP ve man iktidar olmam›fllar ve iktidar olma,
bu. Bir daha yanl›fl yapmamas› kayd›yla MHP’ye de oy verebilir” dedi. Bu do¤ru devlet olma gibi bir h›rsa da bürünme-
yedi y›ldan sonra düflkün olan gelip ha- bir yaklafl›m de¤ildi. Alevilik her türlü mifller. Alevili¤e özgü bir devlet bize çok
lini arz eder ve önce muhatab› affeder, ›rkç›l›¤a, flovenizme karfl› olan bir inanç- saçma geliyor. Bizim inanc›m›za göre, bir
sonra toplum onu tekrar kabul eder. t›r. O yüzden ›rkç›, milliyetçi olan siyasi ülkede ne kadar farkl› inanç varsa, onla-
Alevilerin flu anda devletten somut ta- partiler bizim için do¤ru partiler de¤il- r›n hepsi bir zenginliktir. fiu anda Türkiye
lepleri neler? dir. Düflünsel aç›dan farkl› olmam›za Sünni bir devlet oldu¤u için, Sünniler d›-
Öncelikle diyanet teflkilât›n›n la¤vedil- ra¤men inanç aç›s›ndan Cem Vakf› fl›nda herkes eziliyor. Yar›n bir Alevi dev-
mesi gerekiyor. Bu ülke laik ve demok- AKP’nin yemegine kat›lmayarak kat›l leti olursa, o zaman da Alevi inanc› d›fl›n-
ratik bir cumhuriyetse, Diyanet ‹flleri gi- do¤ru bir tav›r sergiledi. dakiler mi ezilecek? Öyle olacaksa, hiç ol-
bi bir teflkilât›n varl›¤›, bu ülkenin ruhu- Onlarca farkl› Alevi kuruluflunun orta- mas›n daha iyi. Bu nedenle, Aleviler Ale-
na ters düfler. Laik devletin din iflleriyle ya ç›kmas›n›n nedeni, Aleviler aras›n- vilik ad›na bir siyasî parti kurulmas›n›
hiçbir iliflkisi yoktur. daki görüfl ayr›l›klar› m›? Alevi toplu- do¤ru bulmazlar. Ama bütün ezilen halk
Diyanet ‹flleri, Aleviler için temelde ne mu hangi konularda anlaflam›yor? katmanlar›yla birlikte hareket edilir. Bü-
tür sorunlara sebep oluyor? Herkesin Alevili¤e bak›fl aç›s› farkl›d›r. tün insanlar dengeli ve eflit yaflamal›d›r.
Devlet insanlar› tamamen Sünni-Hanefi Alevilik inanc› yaz›l› kaynaktan çok söz- Alevili¤in gayesi budur.
mezhebine yönlendiriyor ve beyin y›k›- lü gelene¤e dayand›¤›ndan, yorumlar, Sizin dedelik s›fat›n›z var, ama çok
yor. ‹nanmad›¤›m bir fleyi niye bana ayr›nt›lar yöreden yöreye de¤iflik olabili- gençsiniz. Bu s›fat› nas›l ald›n›z?
okulda ö¤retmeye kalk›fl›yorsun? Dev- yor. Farkl› çizgilerde Alevi örgütlülü¤ü- Ocaktan gelme dedeli¤imiz yok. Dergâ-
let, dinliye de, dinsize de ayn› mesafede nün türemesi bundand›r. Ayr›nt›larda h›n vekili s›fat›yla bu hizmeti yap›yoruz.
durmak zorundad›r. Din dersi verebilir- farkl› düflünüyoruz, ama özde farkl›l›¤›- Bu s›fat› uzun bir sürecin sonunda al›yor-
sin, ama bu dersin, ilkel dinlerden baflla- m›z olmad›¤›ndan dolay›, Cem Vakf› ha- sunuz. Aileden bu gelene¤in içinde yetifl-
y›p dört büyük dine kadar gelmesi ve ta- ricindeki tüm Alevi örgütleri Alevi-Bek- mifl olman›z gerekiyor. Babam Büryani,
rafs›z bir biçimde inançlar› ö¤retmesi tafli Federasyonu çat›s› alt›ndad›r. Avru- dedem Ahmet Baba da bu hizmeti yap-
gerekiyor. Namaz›n nas›l k›l›nmas› ge- pa’daki tüm Alevi federasyonlar› da Av- m›fllar. Fakat, dedeli¤in babadan o¤ula
rekti¤i laik devletin vazifesi olamaz. Bu- rupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu ça- geçmesi gibi kesin bir kural yok. Toplu-
nun laiklikle, demokrasiyle alâkas› yok t›s› alt›nda birleflmifltir. mun iradesinin onda tecelli etmesi ve pîr
ki. Hac› Bektafl Dergâh› Postniflini Veli- Gündelik hayatta Aleviler ne tür s›k›n- postundan ruhsat olmas› gerekiyor.
yeddin Ulusoy’un ifade etti¤i maddeler, t›lar yafl›yor? Hem dede s›fat› tafl›yorsunuz hem de 12
Alevilerin talepleridir: Bütçeden dinsel Taflrada tüm kamu kurumlar›nda çal›- hizmetten biri olan âfl›kl›k vazifesini ye-
faaliyetlere pay ayr›lmamal› ve Diyanet flanlar bask› görüyor. Okullarda çocukla- rine getiriyorsunuz. Hangi s›fat›n›z da-
‹flleri Baflkanl›¤› kald›r›lmal›. Tüm r›m›z bask› görüyor. Büyük kentlerde bi- ha önde?
inançlar›n örgütlenmesi ve kurumsallafl- le Aleviler kendilerini gizlemek zorunda Olabilirsem halk ozan›y›m, bu vasf›m
Söylefli: ‹rfan Aktan
mas› önündeki engeller kald›r›lmal›. kalabiliyor. Çünkü Alevilik kamuoyu ta- öndedir. Alevi-Bektafli inanc›yla ilgili bi-
Devlet tüm inançlar karfl›s›nda tarafs›z raf›ndan yeteri kadar ve do¤ru bilinmi- rikimlerim, gelene¤in içinden gelmifl ol-
ve eflit uzakl›kta olmal›. Zorunlu din yor. Alevilere dair önyarg›lar› var. Yeteri mamdan kaynaklan›yor. Toplum ve
dersi kald›r›lmal›, Alevi köylerine zorla kadar cemevi yok ve yasal de¤il. Hâlâ dergâh bu hizmeti yapmam› istedi¤i için
cami yapt›rmaya ve din görevlisi gön- “K›z›lbafl” diyen, afla¤›lay›c›, insanl›k d›- yap›yorum. Bizde ihtiyaç duyuldu¤un-
dermeye son verilmeli. Devlet, inanç fl› iliflkide bulunan bir anlay›fl var. da eyvallah denir, vazifeden kaç›lmaz.
24
Kapüflon siyaseti k›r›m›n›n bafl sorumlusu Sudan diktatörü
TÜRK‹YE AB y›l› olarak ilân edilen 2008 Ömer el Beflir, Gül’ü ziyarete geldi. Konuk
ile birlikte Türkiye sanki bir anda dünyaya diplomatlardan biri Ata’n›n huzuruna ka-
aç›l›verdi. Kuzey Irak’ta s›n›rötesi operas- püflonla ç›kmasa, Türk medyas› “ucuz pet-
yonlar sürerken Davos’ta yap›lan Türk ge- rol” vaat eden Beflir’in ziyaretine ses et-
cesi, hamarat d›fl politikan›n eriflti¤i “aç›- meyecekti. Ama bu hareketi affetmediler!
l›m yaratma” potansiyelinin göstergesiydi. Hartum’un esrarengiz yak›nlaflmas›nın, ni-
Millî lobiler dört koldan harekete geçti. cedir Darfur’a girmek isteyen NATO’yla
Öyle ki, ABD’deki Ermeni diasporas›na iliflkisi merak konusu. Pragmatik Türki-
karfl›, “K›z›lderililer Türktür” hamlesi bile ye’ye her fley uyar, yeter ki kapüflon tak-
yap›ld›. Bunlar› Erdo¤an’›n flovlar› izledi: mas›nlar. Reel Türkiye ise baflka sesler
Medeniyetler buluflmas›, Karamanlis ziya- veriyor. T‹SK’in araflt›rmas›na göre Türki-
7 OCAK - 10 fiUBAT 2008 reti, türban serbestisi, Köln mitingi... Üs- ye iflsizlik art›fl›nda Polonya’n›n ard›ndan
tüne üstlük, geçen ay küresel Türkiye’nin dünya ikincisi oldu. ‹nsan Haklar› ‹zleme
Haz›rlayan: Erdir Zat stratejik derinli¤inin Sudan’a uzanabilece- Örgütü, Türkiye’de insan haklar› standart-
¤ini de hayretle ö¤rendik. Darfur’daki soy- lar›nda gerileme oldu¤unu duyurdu.
demokrat, genç, enerjik, yak›fl›kl› ve Amerikan nik alametleri göstermeye bafllad›. Manidar bir
ABD Obamania tarihinin en etkileyici hatipleri aras›nda say›l›-
yor. Hillary Clinton’› destekleyen geliflkin ku-
kararla hispanik bir kad›n olan kampanya me-
najerini görevden ald›. Manidard›, çünkü Oba-
Ve Barack Obama, Hillary’nin önüne zeybat› eyaletlerinin entelektüelleri, buna iki ma’n›n seçmen potansiyeli içinde yap›lan arafl-
geçti. Kamuoyu yoklamalar›n› bofla gerekçeyle burun k›v›rd›: “Siyah ve deneyim- t›rmalar, Clinton’›n “çantada keklik” gördü¤ü
ç›karan bu sürpriz yükselifl, planlar› siz; buras› Amerika, kazanma flans› yok!” hispaniklerin ve kad›nlar›n oylar›n›n da Oba-
alt üst etmifl durumda. Obama giderek DP eliti, 24 eyalette önseçimlerin yap›ld›¤› ma’ya kayd›¤›n› gösteriyordu. Yafl› 65’in üs-
daha fazla merkeze kaysa da onun Süper Sal› öncesine kadar, Obama’y› güvenli tünde olanlar, beyaz erkekler, mavi yakal›lar,
bulundu¤u bütün senaryolar, ister bir oy bariyeriyle kontrol alt›nda tutabilece¤i çiftçiler, etnik az›nl›klar ve belki de en büyük
bir “seçim fantezisi” olarak görüyor, esas ola- destekçi grubunu oluflturan gençlik... Obama
istemez bir “de¤iflim”e tekabül ediyor.
rak ona “yard›mc› baflkan” pozisyonunu ya- herkesten oy al›yordu. Yani, siyah olmas› “sa-
ABD ve dünya ilginç bir s›nav yafl›yor. k›flt›r›yordu. Bu plana göre, Obama’n›n flovu k›ncal›” olmayabilirdi.
uzun vadede Clinton-Obama ikilisinin elini Savafl, önseçim gündeminin bafll›ca konu-
BUSH’UN Irak Savafl›’n› ilân etti¤i konuflmas›- kuvvetlendirecekti. Ne var ki hayat baflka tür- lar›ndan, ama listenin bafl›nda de¤il. Cumhuri-
n› ayakta alk›fllayan New York senatörü Hil- lü akt›. 5 fiubat’ta, Süper Sal› sonuçlar› geldi- yetçilerin önde giden aday› John McCain bile
lary Clinton’›n o hâlini unutmak mümkün de- ¤inde California ve New York gibi kalabal›k Irak iflgalini bitirme yanl›s› oldu¤u için seçmen
¤il. Hillary savafla tam destek verdi. 11 Eylül eyaletlerin delegeleriyle üstünlük sa¤layan tatmin olmufl görünüyor. Art›k en önemli ko-
sonras› “birlik ve beraberlik” ortam›n› tesis Clinton, Obama’dan daha az eyalet ald›¤› hal- nu, ekonomi. Bush yönetiminin uygulad›¤›,
ederken yurtseverlik ad›na (yerel ve küresel) de birincili¤e yerleflti. Ama aradaki fark tehli- trilyon dolarlarla ifade edilen savafl ekonomisi
polis devleti uygulamalar›na göz yuman De- ke sinyalleri verecek kadar azd›. Clinton, biraz çal›flan kesimlere hiçbir yarar sa¤lamad›¤› gibi
mokratlar, o toz kondurmaklar› liberal de¤er- daha s›k› çal›flarak bu sorunu çözece¤ini sand›. onlar› yoksullaflt›rd›. Ald›klar› ev kredilerini
leri rafa kald›rm›flt›. Gene de ödeyemez hâle geldiler. Top-
Bush’a verdikleri ölçüsüz des- lumsal çöküntünün fark›nda
te¤in onlar› gülünç duruma dü- olan hükümet küresel ekono-
flürdü¤ünün fark›ndayd›lar. Bu miyi tehdit eden bu durgunlu-
yüzden onlara “geçerli” bir sa- ¤a karfl› “sosyal devletçi önlem-
vafl gerekçesi bahfleden “Sad- ler” almak durumunda kald›.
dam’›n kitle imha silahlar›” ya- (s.27) Sosyal devlet, en az›ndan
lan›na dört elle sar›ld›lar. Bun- Demokratlar aç›s›ndan, bu seçi-
lar olurken ülkenin en büyük min alt metni olsa gerek. Clin-
endüstri havzalar›ndan Chica- ton ve Obama, sa¤l›k ve e¤itim
go’da, genç bir siyah politikac› konusunda, birbirinden “müfl-
savafl karfl›t› söylevler veriyor- fik” programlarla çekifliyor.
du. O zamanlar henüz tan›nma- Michael Moore’un sa¤l›k siste-
yan bu ses, 2004 seçimlerinde mini yerin dibine bat›ran
Demokrat Parti’nin (DP) yükse- “Sicko” filmiyle Amerika’n›n
len y›ld›z› oldu ve aç›k farkla Il- gündemine soktu¤u “evrensel
linois senatörlü¤ünü kazand›: sa¤l›k hizmeti” dillerden düfl-
Barack Obama. müyor. Bunlar, AKP’nin pefline
Bugünden bak›ld›¤›nda ta- takılan yerli liberaller için ibret
raflar›n savafl bafllad›¤› andaki manzaralar›.
pozisyonlar› çok net. Bu yüz- Obama’n›n dünyan›n geri
den, art›k Demokratlar›n tümü kalan›nı en fazla ilgilendiren
Barack Obama’nın Kenya’da, etnik temizli¤in içinde yaflayan babaannesi de “de¤iflim” bekliyor
Irak’tan ç›kmay› savunsa da, vaadi, “d›fl politikada bir zihni-
senatodaki muhalefetiyle savafl karfl›t› bir per- Obama, öngörüleri ve kamuoyu yoklama- yet de¤iflimi” olmal›. Bu büyük bir meydan
sona infla eden Obama seçmene daha inand›r›- lar›n› bofla ç›kararak tamamen farkl› profilleri okuma. Zira baflkanlar›n Amerikan d›fl politi-
c› görünüyor. 3.2 milyon üyesi olan savafl kar- ve karakteristikleri olan eyaletleri art arda ka- kas›n› de¤ifltirme gücü olmad›¤› kabullenilmifl
fl›t› Move On örgütü Obama’n›n arkas›nda ol- zanmaya devam etti. Süper Sal›’dan sonra ön- bir gerçektir. Kenyal› siyah bir baba ile Ameri-
du¤unu aç›klad›. Genifl halk kesimlerinin gö- seçim yap›lan sekiz eyaletin hepsini alarak bi- kal› beyaz bir annenin o¤lu olan Barack Hüse-
zünde “bar›fl flövalyesi” olmak, son bir ayda rincili¤e oturdu. Biz yay›na girdi¤imizde, Clin- yin Obama, küresel siyasetin ak›fl›n› de¤ifltire-
Amerika’n›n kafas›n› allak bullak eden Oba- ton’›n 12 eyaletine karfl›l›k Obama 22 eyaleti bilir mi, bilemiyoruz. Ama en az›ndan flunu bi-
ma’n›n vas›flar›n›n sadece bir tanesi. ‹yi bir hu- kazanm›flt›. Delege tablosundaki durum da flu- liyoruz: Obama’n›n etnik çat›flmalarla kavru-
kukçu, bir halk politikac›s›, Reagan-Bush ne- nu gösteriyordu: Obama 1223 - Clinton 1198. lan Kenya’da (s.26) yaflayan babaannesi Sarah,
oliberalizmine karfl› bir liberal, Martin Luther (Baflkan adayl›¤›n› için 2025 delege gerekiyor.) Süper Sal›’n›n sonuçlar›n› radyodan dinledi.
King’in siyasi miras›n› s›rtlanmaya haz›r bir Hillary, Obama’n›n zaferleri karfl›s›nda pa- Çünkü televizyonu yoktu...
25
Savafl s›çrad› Hedef: El Kaide Cuntan›n yol haritası Kilise, Zapatero’ya karfl›
ÇAD Afrika’da kargafla domino etkisiyle AFGAN‹STAN Bush rejimi giderayak El BURMA Safran Devrimini kanl› bast›ran ‹SPANYA 9 Mart’ta yap›lacak genel se-
yay›l›yor. Sudan’daki soyk›r›mdan kaçan Kaide’ye somut darbeler vuruldu¤unu cunta rejimi, dünyadan gelen bask›lara çimler öncesinde, Katolik Kilisesi, halka
2.2 milyon Darfurî’nin büyük bir bölümü- gösterme telafl›na düfltü. Afganistan’daki dayanamad› ve bir demokrasi takvimi baflbakan Zapatero’ya oy vermeme ça¤r›-
nün s›¤›nd›¤› Çad, flimdi de kendi içsava- üst düzey El Kaide sorumlular›ndan Ebu aç›klamak zorunda kald›. Buna göre, ma- s›nda bulundu. ‹spanyol Piskoposlar Kon-
fl›na döndü. Hükümet karfl›t› gerilla grup- Layt el Libi öldürüldü. Pakistan s›n›r› bo- y›s ay›nda anayasa referandumu yap›la- ferans› (CEE) taraf›ndan yay›nlanan bildiri-
lar ‹dris Debi rejimini devirmek üzere bir- yunca konumlanan örgüt birimlerine özel cak, 2010’da ise çokpartili genel seçime de, Sosyalist ‹flçi Partisi’nin (PSOE) dört
leflti. Çad ordusu baflkanl›k saray›na ka- operasyonlar yap›ld›. Bu operasyonlar›n gidilecek. Bir süredir generallerle BM gö- y›ll›k iktidar› sürecinde yapt›¤› eflcinsel
dar dayanan gerillalar› güçlükle püskürttü. bir aya¤› da Küba’daki Guantanamo Üs- zetiminde müzakereler yapan ve ç›kan so- evlilik, boflanmay› kolaylaflt›rma ve halen
Ülkede askeri bulunan Fransa, BM’ye acil sü’nde tutulan El Kaide kadrolar›na uzan- nuçtan tatmin olmayan yasakl› lider Aung görüflülen ötenazi yasalar› ile e¤itim sis-
müdahale ça¤r›s› yapt›. Yüzden fazla kifli- d›. Amerikan Savunma Bakanl›¤›, 11 Eylül Sang Suu Kyi’nin partisi Ulusal Demokra- teminde laikleflme uygulamalar› sert bir
nin öldü¤ü çat›flmalar s›ras›nda 20 bin sald›r›lar›n›n planlanlay›c›lar› aras›nda ol- si Birli¤i (NLD) aç›klamay› “mu¤lak, eksik dille elefltirildi. Bildiri, katolikleri muhafa-
Çadl› aile komflu Kamerun’a s›¤›nd›. Bir- du¤unu iddia etti¤i altı mahkûmu yarg›ya ve tuhaf” buldu. Anayasan›n içeri¤i ve na- zakar görüfllü Halk Partisi’ne (PP) oy ver-
kaç gün sonra Darfur’a yeniden sald›ran teslim etti. Zanl›lar aras›nda 11 Eylül’ün s›l haz›rlanaca¤› hakk›nda hiçbir aç›kla- meye ça¤›rd›. PSOE elefltirileri so¤ukkan-
Sudan ordusundan kaçan 12 bin kifli daha beyni oldu¤u söylenen Halid fieyh Mu- mada bulunulmamas›, “kukla demokrasi” l›l›kla karfl›lamakla beraber, ETA konusun-
Çad’a girifl yapt›. hammed de bulunuyor. aray›fl›na iliflkin kuflkular yaratt›. daki sald›rgan yoruma tepki gösterdi.
26
Darbe baflarısız, Horta komada
DO⁄U T‹MOR Devlet baflkan› Jose Ramos-Horta bir
RESESYON, BÜYÜK FA‹Z ‹ND‹R‹M‹ VE MAL‹ UYARICILAR
darbe giriflimi s›ras›nda ald›¤› yaralarla komaya girdi.
1996 Nobel bar›fl ödülü sahibi
Horta’n›n durumu biz yay›na girdi-
fiimdi hepimiz Keynesçi mi olduk?
¤imizde ciddiyetini koruyordu. Ay-
n› saatlerde baflbakan Xanana MARK WEISBROT Belki daha da önemlisi, Baflkan ve
Gusmao’nun evine de baflar›s›z bir AlterNet, 24 Ocak 2008 Kongre mali bir uyar›c› üzerinde anlafl-
bask›n düzenledi. ‹syanc› gerilla lideri Alfredo Reinado, maya do¤ru gidiyorlar. Bu önemli, çün-
olay s›ras›nda Horta’n›n korumalar› taraf›ndan öldürül- MUHAFAZAKÂR Richard Nixon mefl- kü FED’in faiz oranlar›ndaki indirimleri,
dü. Bir zamanlar Endonezya’ya karfl› omuz omuza ba- hur “fiimdi art›k hepimiz Keynesçiyiz” ekonomiyi son 2001 resesyonundan ç›-
¤›ms›zl›k savafl› veren marksist gerilla liderleri aras›n- sözünü dile getirdi¤inde sene 1971 idi. karan uyar›c› etkiye benzer bir konum
daki hesaplaflma, 2006’da da kanlı çat›flmalara yol aç- Ama bu fikir, çok geçmeden, belki de 20. almayacak. O genifllemede, faiz indirim-
m›flt›. Horta-Gusmao ittifak› yoksulluktan k›r›lan ülkede yüzy›lda baflka hiçbir iki kiflinin yapma- leri konut kredisi (mortgage) oranlar›n›
piyasa ekonomisi tesis etmeye çal›fl›yor. d›¤›n› yap›p dünyan›n gidiflat›n› de¤iflti- indirerek, dev konut balonuna katk›da
ren Ronald Reagan ve Margaret Thatc- bulundu. ‹flte bu balon sayesinde ev fi-
her ile birlikte geri tepti. Reagan’›n “arz yatlar› artt›, insanlar evlerine karfl›l›k
yönlü iktisat” politikalar›, ekonomi pro- topluca trilyonlarca dolar borç ald› ve
panya sona ermeden görevden al›nd›. fesyonellerince hiçbir zaman ciddiye yapt›klar› bu harcamalar son alt› y›l›n
Demokratik dönüflümün yafland›¤› dönem- al›nmad› –gücünün en etkin oldu¤u za- ekonomik toparlanmas›n›n tafl›y›c›s› ol-
lerde, özellikle de h›zl› küreselleflme sürecine manlarda dahi buna imzas›n› atmak iste- du. Ama flimdi bütün bunlar tersine çal›-
acil bir uyum gerektiren zamanlarda, fliddetli yen tek bir iktisatç› yoktu. Ama iktisatç›- fl›yor, bu kadar düflük faiz hadleri ayn›
çat›flmalar›n ortaya ç›kma olas›l›¤› nispeten da- lar, en az›ndan araflt›rmalar›nda, John etkiyi yapmayacak.
ha yüksektir. Kibaki yönetimi alt›nda geçen befl Maynard Keynes’i yüzy›l›n en etkili eko- Uyar›n›n detaylar› üzerinde çal›flma-
y›lda zenginler ile fakirler aras›ndaki uçurum nomisti yapan pek çok görüflünü [“talep ya devam edilmeli. Uyar› buna en çok ih-
daha da derinleflti. Nüfusun yar›s› günlük 2 yönlü iktisat” baflta olmak üzere, ed.] bir tiyac› olanlar› hedeflemeli. Enerji koru-
dolardan daha az bir gelirle yafl›yor. Yoksul ke- tarafa att›. mac›l›¤› ve kamu tafl›mac›l›¤› için kimi
simler, haraç toplayan çetelerin, insafs›z kira Keynes, kendi kendini düzenleyen subvansiyonlar potansiyel olarak uzun
piyasalar›n, resesyona (durgunluk) giren vadeli yarar sa¤lar. Ama politikac›lar›n
ekonomileri, büyüme ve tam istihdam› çok çabuk hareket etmeye bafllamas› ve
yeniden infla ederek canland›rmas›n›n muhafazakârlar›n Nixon’un Keynesçili¤i-
her durumda geçerli olmad›¤›nı savu- ni yeniden keflfetmesi, de¤iflken ve ya-
nur. Bu noktada hükümet müdahalesi banc›laflm›fl seçmenin gücünün kan›t›d›r.
piyasan›n yapamad›¤› ifli yapmaya yar- Beyaz Saray elbette ifl dünyas›na bel-
d›mc› olur. Keynes, Büyük Bunal›m’›n li vergi indirimleri sunacakt›r, ama görü-
göbe¤inde, ac› bir gerçek olarak, bütün len o ki paketin a¤›rl›¤› –ev sa-
ekonomiye girifl kitaplar›nda (süreç hipleri için vergi kesintileri de
içinde buharlaflt›) ve ulusal gelir he- dahil– Keynesyen olacak. Bafl-
saplamas›nda modern sistemimizin te- ka bir deyiflle, konut balonu-
melini oluflturan ekonomik teoriyi nun patlamas›ndan do¤an ka-
ortaya koydu. Ama ortaça¤ dogmas› y›p harcamalar› yerine koy-
antik dönemin astronomi bilgilerini mak için onu harcayacak
nas›l gömdüyse, bu anlay›fllar da olanlar›n cebine para konmas›
BM eski genel sekreteri Annan (solda) iki rakip lider
Kibaki (ortada) ile Odinga’nın arasını bulmaya çalıflıyor son otuz senedir sosyal bilimleri planlan›yor. Bu daha önce-
zay›flatan ve siyaseti biçimlen- ki vergi indirimlerinden,
bedellerinin, toplu tafl›ma rezaletinin yaratt›¤› diren sa¤c› ideolojinin yükseli- sermaye gelirindeki art›fl-
güç koflullarla savaflman›n, elektrik ve sa¤l›k fliyle kayboldu. lardan ve sa¤ ideolojinin
hizmetlerini yasad›fl› yollarla edinmek zorun- Bu nedenle, henüz resmi klasik reçetesinden farkl›
da kalman›n y›lg›nl›¤› içinde. olarak bafllamasa da, resesyo- bir durum. Onlar normal-
Kenya, 2007’de kendisine 500 milyon dola- na karflı en Keynesyen de flöyle düflünür-
r›n üstünde ba¤›flta bulunan ABD’nin anahtar tepkileri görmek olduk- dü: Zengin insanla-
konumundaki stratejik ortaklar›ndan biri ve ça flafl›rt›c›. FED’in ra daha çok para
Washington’›n Afrika Boynuzu’nda yürüttü¤ü (Amerikan Merkez Ban- Faiz indirimiyle, konut ver, böylece sözüm
terörle mücadele kampanyas›nda hayatî önem kas›) dörtte üç kesintisi, balonunun patlamas›ndan ona yat›r›m yaps›n-
tafl›yor. ABD’nin bölgede askeri hâkimiyeti 1990’dan bu yana yap›- do¤an kay›p harcamalar› lar ve tam istih-
sa¤lamak amac›yla kurmay› planlad›¤› Afri- lan en büyük faiz indiri- yerine koymak için onu daml› ekonomide
com karargâhlar›n›n konuflland›r›lmas›na uy- mi ve 2001’den (11 Ey- üretim arts›n.
harcayacak olanlar›n
gun bir yer olarak kabul ediliyor. Kenya’daki lül sald›r›lar›nın hemen Bütün bunlar,
cebine para konmas›
huzursuzluk, Uganda, Ruanda, Burundi, Su- sonras›ndan) beri yap›- Cumhuriyetçilerin,
dan’ın güneyi ve Kongo’nun do¤usuna deniz planlan›yor.
lan ilk müdahale. Piya- baflkanl›k seçim y›-
ulafl›m›n›n zorlaflmas›ndan kaynaklanan flok salar, düflk›r›kl›¤› yarat- l›nda desteklenme-
dalgalanmalar, daha flimdiden petrol ve di¤er ma korkusu yaflayan FED’den operasyo- yen bir savafl ve ciddi bir resesyon kom-
yaflamsal hammaddelerde fiyat art›fl›na yol aç- nun devam›n› getirmesini bekliyor. binasyonunun yaratt›¤› potansiyelin on-
t›. Bütün bunlar Do¤u Afrika’n›n iç bölgeleri- Birleflik Devletler ve dünya için iyi lar› uzun vadeli bir az›nl›k partisine çe-
nin güçsüzleflmesi anlam›na geliyor. haber, sadece FED’in nihayet ne kadar virmesinden dehfletle korkmas›na yol
Odinga parlamento ço¤unlu¤una sahip. Ki- ciddi bir kar›fl›kl›¤›n içinde olmam›z› an- aç›yor. Ekonomi, ideologlara b›rak›lama-
baki ise krizi önemsememeye devam ediyor. lamas› de¤il, ayn› zamanda muhafaza- yacak kadar önemlidir. Ama her halü-
Genifl tabanl› bir hükümet kuraca¤›na söz ver- kâr merkez bankac›lar›n›n bafl düflman›- karda, bu bataktan ç›kmadan önce karfl›-
di, fakat muhalefet iflbirli¤i yapmay› reddedi- n› görmezden gelmesidir: Enflasyon ora- laflaca¤›m›z kötü ekonomi haberlerine
yor. Bu flekilde Kenya’da hükümet kurulam›- n›nda herhangi bir art›fl tehditi. FED afla- ra¤men hayatî önem tafl›yan bir ekono-
yor. Herkes caddelere odaklanm›fl durumda. ¤› düflüfl tehdidi üzerinde yo¤unlaflt›¤› mik sa¤duyunun geri döndü¤ünü kay-
Bir Kikuyu atasözünün dedi¤i gibi: ‹ki fil dö- için buna takılmıyor. detmeye de¤er. –Çeviri: Balkan Talu
vüflünce olan otlara olur. –Çeviri: P›nar Uygun
27
Suharto’nun lanetli miras› Bafl› dönen bir ülke
Her an ilân edilebilir...
ENDONEZYA Endonezya’n›n eski dikta- PAK‹STAN Seçim otoritesinin 8 Ocak’ta
KOSOVA Ba¤›ms›zl›k! Kosova pür dikkat
törü Suharto öldü. Kendisini genelkurmay yap›lmas› planlanan parlamento seçimle-
bu haberi bekliyor. 8 Ocak’ta Kosova’daki
baflkan› yapan Sukarno’yu 1965’te ABD rini 19 fiubat’a ertelemesi kimseyi flafl›rt-
bafll›ca iki parti aras›nda koalisyon hükü-
destekli bir darbeyle deviren Suharto, so- mad›. Ama Müflerref’in ça¤›rd›¤› ‹ngiliz
meti kuran baflbakan Haflim Taçi, “ba-
¤ukkanl› bir katildi. Onun döneminde En- dedektiflerin, Butto’nun vurularak de¤il
¤›ms›zl›k yemini” etti. Ama S›rbistan se-
donezya, Ba¤lant›s›zlar Hareketi’ni terke- bomban›n etkisiyle öldü¤ünü ve iki de¤il
çimlerinin sonucu gelmeden bir ad›m at- az farkla yeniden seçildi. Taçi bu kez
dip tekrar Bat› egemenli¤ine girdi ve böl- bir sald›rgan bulundu¤unu aç›klamas› bü-
mad›. 21 Ocak’ta yap›lan seçimler ikinci “önümüzdeki hafta” dedi. Romanya ve
gesinin anti-komünist karakolu haline gel- yük bir flaflk›nl›k ve infial yaratt›. But-
tura kald›. Bat› yanl›s› cumhurbaflkan› Bo- K›br›s, Kosova’n›n tek tarafl› olarak ba-
di. Kurdu¤u askeri rejim 1 milyondan fazla to’nun Pakistan Halk Partisi iddialar› flid-
ris Tadiç, milliyetçi Tomislav Nikoliç’in ¤›ms›zl›k ilân etmesi sonucu kurulacak ül-
komünisti sistematik bir flekilde öldürdü. detle reddetti. Seçim kampanyalar› tedir-
gerisindeydi. ‹ki aday›n da Kosova’n›n ba- keyi tan›mayaca¤›n› aç›klad›. S›rbistan d›-
Bu katliamlar›, 1975’te iflgal etti¤i Do¤u ginlik içinde devam ediyor. Kuzey Veziris-
¤›ms›zl›¤›na karfl› oldu¤unu bilen Taçi, fliflleri bakan› Vuk Yeremiç ise askeri mü-
Timor’daki marksist direniflçilere karfl› da tan’daki Pafltun milliyetçisi Awami Parti-
“Birkaç güne kadar ilân ediyoruz” dedi. dahale düflünmediklerini, diplomatik, hu-
uygulad›. Uluslararas› hukuk, Suharto dö- si’nin iki mitingine intihar sald›r›s› düzen-
AB derhal devreye girip beklemesini iste- kuksal ve ekonomik yollarla mücadele
neminin Kamboçya ile birlikte “soyk›r›m” lendi, en az 20 kifli öldü. Son olarak Pakis-
di. Rusya, AB’yi uyard›. 3 fiubat’ta Tadiç edeceklerini söyledi.
statüsüne al›nmas›n› tart›fl›yor. tan’›n Afganistan büyükelçisi kaç›r›ld›.
28
José Bové’nin zaferi Acil Amazon harekat› Adaletin bu mu dünya ‹kisi de uykusunda...
FRANSA Küreselleflme karfl›t› köylü lideri BREZ‹LYA Lula hükümeti, 2007’nin son BR‹TANYA BBC’nin Türkiye dahil 34 ül- H‹ND‹STAN Ülkenin simgesi hâline ge-
José Bové’nin, geneti¤i de¤ifltirilmifl m›s›r befl ay›nda Amazon’da 3235 km2 ormanl›k kede, 34 bin kifliyle yapt›¤› bir araflt›rma- len iki ihtiyar ebediyete intikal etti. ‹kisi
üretimini durdurma sözünü tutmayan hü- alan›n yok edildi¤ine iliflkin bilgiye ulafl›r ya kat›lanlar›n yar›s›ndan fazlas›, küresel- de uykusunda huzur içinde öldü. Bat› dün-
kümeti protesto için 15 arkadafl›yla birlik- ulaflmaz a¤›r yapt›r›mlar getiren acil eylem leflme sürecinin çok h›zl› ve adaletsiz iler- yas›na transandantal meditasyonu götü-
te bafllad›¤› açl›k grevi sekizinci gününde plan›yla karfl› harekata geçti. Kendisi bir ledi¤i görüflünde birleflti. Kalk›nmakta rüp Beatles’tan David Lynch’e birçok ün-
amac›na eriflti. Halen 22 bin hektar Amazon yerlisi olan Çevre Bakan› Marina olan ülkelerde hemen herkes süreci adil lüyü müritleri aras›na katan Hint gurusu
MON810 tipi m›s›r›n ekili oldu¤u Fran- Silva, yasad›fl› a¤aç kesimi ve kundaklama bulmuyor; ayn› zamanda sürecin çok h›zl› Maharishi Mahesh Yogi, 91 yafl›nda son
sa’da, hükümeti tar›m ve g›da endüstrisi eylemlerinin gözlendi¤i 36 flehir ve kasa- geliflti¤i kan›s›ndalar. Ama aralar›nda Tür- nefesini verdi. ‹kinci kay›p yeflil hareket-
lobisine boyun e¤mekle suçlayan Bové’yle bada çevre polisi say›s›n›n art›r›laca¤›n›, kiye, Brezilya ve Endonezya’n›n da bulun- tendi. 90’lar›n ekolojist simgelerinden
bafllayan ve birçok kente yay›lan protesto çevre ajanlar›n›n bölgelerinde düzenli de- du¤u baz› geliflen ülkeler, büyük oranda Hintli mistik eylemci Kinkri Devi, 82 ya-
gösterilerin ard›ndan, ekoloji bakan› Je- netim yapaca¤›n› aç›klad›. Ormas›zlaflma- küreselleflme sürecini yavafl buluyor. Kü- fl›nda öldü. Devi, ormanl›k alanda yasad›-
an-Louis Borloo, geneti¤i de¤ifltirilmifl ta- n›n en yo¤un yafland›¤› Mato Grosso eya- reselleflme sürecinin frenlenmesi gerekti- fl› faaliyet gösteren maden ve tafl ocakla-
r›m ürünleri projesinin geri çekildi¤ini ve letinde cang›l›n yar›s›ndan fazlas› çöllefl- ¤ini düflünenlerin say›s› çok az. Kat›l›mc›- r›na karfl› bafllatt›¤› açl›k greviyle dünya
sözkonusu m›s›r üretiminin ask›ya al›nd›¤› mifl durumda. Para ve Rondonia eyaletleri lar›n yüzde 46’s› ise küresel ekonominin gündemine girmiflti. Y›llarca süren hukuk
aç›klamak zorunda kald›. de çölleflme s›n›r›na yak›n. kötüye gitti¤ini düflünüyor. mücadelesini 1995’te kazand›.
Buldozerlere karfl›
barikatlar kurmak (en
solda) Penanlar›n en
etkili eylem tarz›. Ama
fief Kelesau Naan’›n
(altta) ölümünden
sonra ne kadar ifle
yarar bilinmez
29
Prodi tutturamadı patlatarak kutlayan muhalefet, Prodi’nin istikrarl› bir hükümet kurama-
geçici bir hükümet ya da cumhur- mas›nda önemli bir etken olarak görülen
‹TALYA Eski Avrupa Komisyonu baflka- baflkan› Giorgio Napolitano’nun seçim yasas›n›n de¤iflmesiyse flimdilik
n›, ekonomi profesörü Romano Prodi’nin tasavvur etti¤i gibi bir teknokrat- ask›da. Berlusconi hükümetinin gidera-
genifl tabanl› koalisyonu bafla geçtikten lar hükümeti yerine do¤rudan yak ç›kard›¤› yasa, küçük partileri kay›r-
20 ay sonra salland› ve düfltü. Kriz, sav- “erken seçim” dedi. Geçici hükü- d›¤› gerekçesiyle elefltirilerin hedefinde.
c›lar›n adalet bakan› Clemente Mastel- meti kurmakla görevlendirilen se- De¤ifliklik için 18 May›s’ta yap›lmas› ön-
la’n›n efli Sandra Mastella hakk›nda yol- nato baflkan› Franco Marini’nin görülen referandum ise parlamentonun
suzluk iddias›yla soruflturma aç›p, ev siyasi parti liderleriyle yapt›¤› feshiyle birlikte yasalar uyar›nca bir y›l
hapsi karar› almas›yla bafllad›. Adalet hükümetten çekildi. Bunun üzerine Prodi görüflmelerden de sonuç al›namay›nca ertelenmifl oldu. Sol kanad›n bafl›na ge-
bakan›n›n lideri oldu¤u H›ristiyan De- güvenoyu istedi, ancak merkez sol hükü- süreç t›kand›, parlamento feshedildi ve çecek yeni bir isim de kulislerde an›lma-
mokrat Udeur partisinin kimi üyeleri hak- mete senatodan onay ç›kmad›. 24 13-14 Nisan tarihlerinde erken seçim ka- ya baflland›: Roma belediye baflkan› ve
k›nda da soruflturma bafllat›l›nca baflba- Ocak’ta, 156’ya karfl› 161 oyla y›k›lan rar› al›nd›. Birbiri ard›na yay›nlanan ka- ‹talyan ‹flverenler Konfederasyonu’nun
kan›ndan bekledi¤i deste¤i göremeyen Prodi, tereddütsüz istifas›n› verdi. Hükü- muoyu araflt›rmalar›na bak›l›rsa, halk›n nüfuzlu baflkan› Walter Veltroni. Hey gi-
koalisyon orta¤› Mastella istifas›n› verip, metin yenilgisini mecliste flampanya e¤ilimi merkez sa¤a kaym›fl durumda. di ‹talya, nereden nereye... – fi.N.
2 Ocak: ‹srail, Hamas’›n roket sald›r›lar›n› n›n can kayb›na yol açmamakla beraber “bu
F‹L‹ST‹N durdurmak gerekçesiyle Gazze’ye hava sald›-
r›s› düzenledi, alt› Filistinli öldü. Ölenlerin üçü
zamana kadar Gazze’den ‹srail’e yap›lan en
uzun mesafeli roket sald›r›s›” oldu¤una dikkat
Hamas militan›, di¤erleri halktan insanlard›. çekti. “fiiddeti t›rmand›rmak” ile suçlad›¤› Ha-
Halk firar etti 11 kifli yaraland›. Hac dönüflü befl gün boyun-
ca M›s›r’da mahsur kalan yüzlerce Filistinli,
mas’› tehdit etti.
9 Ocak: Bush, ‹srail, Kuveyt, Bahreyn, Bir-
Gazze fieridi’nde kara, deniz ve Gazze’ye dönmeye bafllad›. M›s›r, hac›lardan leflik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan ve M›-
havadan kuflat›lan, üstelik elektri¤i, ‹srail’in kontrolündeki s›n›r kap›lar›ndan girifl s›r’› kapsayan gezisine Tel Aviv’den bafllad›.
suyu, g›das› kesilen Filistin halk› yapmas›n› istedi. Ama hac›lar›n aras›nda bulu- 12 Ocak: Silahl› militanlar Gazze’nin ku-
patlad›. Nüfusun yar›s› s›n›r duvar›n› nan baz› Hamas liderlerinin tutuklanma ihti- zey kesimdeki bir Amerikan okulunu tarad›,
delik deflik ederek ihtiyaçlar›n› mali üzerine Refah kap›s›n› açmak durumda ö¤renci otobüslerini atefle verdi ve okulun bil-
karfl›lamak üzere M›s›r’a geçti. ‹flte kald›. Olay ‹srail taraf›ndan k›nand›. gisayarlar›n› çald›. Ö¤rencilerinin tümü Filis-
Bush’un Ortado¤u gezisi eflli¤inde 3 Ocak: ‹srail ordusu, “militanlar›n altya- tinli olan okula yap›lan sald›r› Hamas taraf›n-
yaflananlar ve Ocak 2008’in bilançosu... p›s›n› çökertmek” gerekçesiyle Gazze’ye kara dan k›nand›. Güney Gazze’de, ‹srailli keskin
sald›r›s› düzenledi. En az dokuz Filistinli öldü. niflanc›, s›n›r karakolunda görev yapan polis
Ölenlerin üçü, ‹srail tank›n›n vurdu¤u bir ev- memurunu öldürdü.
HAMAS’IN Gazze fieridi’nde denetimi ele ge- deki sivillerdi. ‹slamî Cihad, di¤er iki kiflinin 13 Ocak: ‹srail, flüpheli bir otomobile has-
çirmesiyle Filistin’in fiilen ikiye bölündü¤ü kendi militan› oldu¤unu duyurdu. ‹srail ayr›ca sas füze sald›r›s› düzenledi. Ölen üç kifliden bi-
2007 haziranından beri, kelimenin tam anla- Bat› fieria’daki Nablus flehrine bask›n düzenle- rinin El Aksa fiehitler Tugay› mensubu oldu¤u
m›yla “iki yüzlü” bir bölgesel politika baflgös- di. Toplu gözalt›lar s›ras›nda tafll› direniflle belirlendi. Di¤er kay›plar›n örgüt iliflkisine
terdi. Bat› fieria’y› denetleyen El Fetih’in lideri karfl›laflan askerler, plastik mermiyle cevap rastlanmad›.
Mahmut Abbas’› Filistin’in meflru lideri olarak verdi. Çok say›da sivil yaraland›, soka¤a ç›k- 14 Ocak: ‹srail ve Filistin yetkilileri bar›fl
gören Bat›l› diplomasi, seçimle iktidara gelen ma yasa¤› ilan edildi. görüflmelerine bafllad›. Öncelikli konular, Ku-
Hamas lideri ‹smail Haniye’yi marjinalize etti. 4 Ocak: Gazze’den at›lan bir misilleme ro- düs’ün statüsü, Filistin devletinin s›n›rlar›, Ba-
Annapolis Zirvesi’nde oluflan yeni statüko, keti 15 km mesafedeki Aflkelon kentini hedef t› fieria’daki Yahudi yerleflimleri, göçmenler,
“iyi” ve “kötü” olarak ikiye bölünmüfl Filistin al›nca, ‹srail gece yine sald›rd›. En az iki Ha- asayifl ve su kaynaklar›.
projesini süratle iflletmeye bafllad›. Y›lbafl› ari- mas üyesi öldürüldü. 15 Ocak: ‹srail güçlerinin Gazze’nin Zey-
fesinde, ‹srail Baflbakan› Ehud Olmert, Abbas 7 Ocak: Bush’un Ortado¤u gezisi öncesin- tun bölgesine karadan ve havadan düzenledi-
ile bar›fl sürecindeki pürüzleri ele almak üzere de bir demeç veren Olmert, Aflkelon sald›r›s›- ¤i sald›r›da 19 Filistinli hayat›n› kaybetti. Ölen-
biraraya gelmeden önce, ‹srail “kötü”lerin yur-
du Gazze’ye birkaç füze f›rlat›verdi. Peflinden Gazze’nin bat›s›ndaki Refah flehrinin s›n›r duvar›n› kevgire çeviren Filistin halk› aç›lan gediklerden M›s›r’a hücum etti
Hamas 11 roketle misilleme yapt›¤›n› aç›klad›.
‹ki tarafta da kay›p olmad›, ama “çözüm y›l›”
2008’de ifllerin nas›l yürüyece¤ine iliflkin bir fi-
kir edinmifl olduk. Bundan sonra cereyan eden
olaylar, kangren hâline gelmifl bildik sürecin
çok ötesine geçti.
‹srailli muhalif tarihçi Ilan Pappe, ‹srail’in
2008 gündemi için “Bat› fieria’da etnik temiz-
lik, Gazze’de soyk›r›m” diyordu. Pappe, ‹sra-
il’in Gazze’deki stratejisini “soyk›r›m” gibi
hassas bir terimle adland›r›rken dört dayanak
sundu: 1. Art›k “militan/sivil ayr›m›” gözetil-
miyor, hedef do¤rudan halk. 2. ‹srail ordusu
elindeki her türlü ölüm makinesini kullan›yor.
3. Sald›r›larda zarar görenlerin say›s› artt›. 4.
Bu operasyonlar bir strateji haline geldi; ‹srail,
Gazze sorununu böyle çözmeyi planl›yor. Ha-
mas’›n karfl› atefl açmas›n›n ‹srail’in iflini ko-
laylaflt›rd›¤›n› vurgulayan Pappe, bu mekaniz-
may› durduracak dü¤meyi de gösterdi: Bat›
kamuoyu. Bush’un sekiz günlük bir Ortado¤u
gezisi dahi yapt›¤› ocak ay›nda, ‹srail’in ablu-
ka alt›nda tuttu¤u Gazze’de yaflananlar Pap-
pe’nin saptamalar›n› do¤rular nitelikteydi...
30
‹talya’da darbe plan› S›radan faflizm Clooney: Global arabulucu Gene darbe konusu
BR‹TANYA Yeni ulafl›lan gizli arfliv bel- LÜBNAN Baflkent Beyrut’ta, elektrik ke- N‹JERYA Yaflad›klar› topraklarda bulu- VENEZÜELLA Chavez, Kolombiya’n›n en
geleri, ‹ngiliz hükümetinin, 1976’da, NA- sintilerini protesto eden göstericilere as- nan zengin petrol ve do¤algaz yataklar›- büyük gerilla örgütü FARC’›n elindeki re-
TO’daki müttefikleriyle birlikte, ‹talya’da kerlerin müdahalesi sonucu ç›kan çat›fl- n›n gelirinden halk›n da pay almas› için hinelerin sal›nmas› için arabuluculuk yap-
Komünist Parti’nin iktidara gelmesini ön- malarda en az yedi kifli öldü. fiiilerin ço- mücadele veren Nijer Deltas› Ba¤›ms›zl›k maya devam ediyor. Yak›nlarda yeni bir
lemek için darbe planlad›¤›n› ortaya koy- ¤unlukta oldu¤u güney semtlerinde yafla- Hareketi, yak›nlarda BM genel sekreteri rehine pazarl›¤› bafllatt›. Ama bu Bogota
du. ‹talyan bir araflt›rmac› taraf›ndan gün nan çat›flmalar, ordu birliklerinin gösteri- Ban Ki-Mun taraf›ndan “bar›fl elçisi” ilân ile aras›ndaki sorunlu iliflkiyi düzeltmeye
›fl›¤›na ç›kar›lan belgelere göre, darbe cilerin kurdu¤u barikatlar› kald›rmak için edilen Amerikal› aktör George Cloo- yetmiyor. Chavez, geçen ay ABD D›fliflleri
plan›, komünistlerin kazanmas› beklenen harekete geçmesiyle patlak verdi. Ölenle- ney’den hükümetle aralar›nda arabulucu- Bakan› Condoleezza Rice’›n Kolombiya zi-
1976 seçimlerinden aylar önce, dönemin rin ço¤unun Emel ve Hizbullah’›n taraftar- luk yapmas›n› istedi. Bölgede boru hatt› yareti s›ras›nda, bu iki ülkeyi Venezüel-
ABD D›fliflleri Bakan› Henry Kissinger ve lar› oldu¤u kaydedildi. Baflbakan Fuad sabotajlar› ve yabanc› petrol iflçilerini ka- la’da darbe yapmay› planlamakla suçlad›.
Vatikan’la görüflüldü. Belgede sa¤c› güç- Sinyora, bir günlük yas ilân etti. Okullar ç›rma eylemleri düzenleyen örgüt, terörist Öte yandan Exxon Mobil’in ABD, Britanya
lerin ordu ve polis deste¤ine güvenebile- tatil edildi. Hükümet yanl›lar›, ‹ran ve Su- olmad›klar›n› vurgulay›p uluslararas› bar›fl ve Hollanda mahkemelerinde kazand›¤›
ce¤i belirtiliyor. Ancak gerçekçi bulunma- riye’nin destekledi¤i muhalefeti olaylara kurumlar›yla çal›flmak istediklerini duyur- davalar sonucu Venezüella’ya ait milyar-
yan plan reddedildi. Ayr›ca ‹KP de seçim- neden olmakla suçlad›. Hizbullah ise uy- du. Clooney’i, “her fleyi kendi gözleriyle larca dolar› dondurmas›na sinirlenen Cha-
lerde zafer kazanamad›. gulanan ölçüsüz fliddeti elefltirdi. görmesi için” Nijer Deltas›’na davet etti. vez, flirketle ticareti kesti.
lerden biri Hamas’›n önde gelenlerinden Mah- 24 Ocak: M›s›r’a geçenlerin say›s› ikinci
mud Zahar’›n o¤luydu. Öte yandan s›n›r›n ‹s- günde 100 binleri buldu. S›n›r›n M›s›r taraf›, si-
rail taraf›nda çal›flan Perulu bir tar›m iflçisi, Fi- garadan canl› hayvana her türlü mal satan tez-
listinli niflanc› taraf›ndan öldürüldü. gahlarla pazar yerine döndü. M›s›r güvenli¤i
16 Ocak: Bush’un gezisinin son gününde art›rd› ve s›n›r›n bütün Filistinliler geri dönün-
M›s›r’dayken ‹srail uçaklar› hem Bat› fieria ce kapat›laca¤›n› bildirdi, ama al›flverifl yapan
hem de Gazze fieridi’ne sald›r› düzenledi. Bat› halka müdahale etmedi. ‹srail kuvvetleri Bat›
fieria’da ‹slami Cihad’›n askeri kanad›n›n önde fieria’da bir Yahudi yerleflimine sald›r› düzen-
gelen isimlerinden Velid Ubeydi’yi öldürdü. lemeye çal›flt›klar› gerekçesiyle iki Filistinliyi
Gazze’de ayn› aileden üç sivil yaflam›n› yitirdi. öldürdü.
Son bir ayda ‹srail sald›r›lar›nda ölenlerin say›- George Habafl öldü 25 Ocak: M›s›r’›n s›n›r› kapama giriflimi
s› yüzü geçti. Misilleme olarak iki günde Gaz- direniflle karfl›laflt›. Özel timler, s›n›rda topla-
ze’den ‹srail’e yetmiflin üstünde roket f›rlat›ld›. FHKC (Filistin Halk Kurtulufl Cephesi) lideri George nan kalabal›k gruplar› havaya atefl ederek ve
17 Ocak: Son y›llarda komflular›ndan gele- Habafl, uzun bir hastal›k döneminden sonra, 26 bas›nçl› su kullanarak da¤›tmaya çal›flt›. Ama
bilecek sald›r›lara karfl› füze kalkan› olufltur- Ocak’ta, Amman’da son nefesini verdi. 1925’te, Or- Filistinliler polis barikat›n› güç kullanarak yar-
maya çal›flan ‹srail, baflkent yak›nlar›ndaki bir todoks Rum kilisesine ba¤l› varl›kl› bir Arap ailesi- d›. S›n›r duvar›nda kapat›lan gediklerin yerine
üste balistik füze denedi. nin o¤lu olarak do¤an Habafl, t›p e¤itim alarak dok- yenileri aç›ld›. BM, son üç günde en az 700 bin
19 Ocak: ‹srail, bölgeden yönelen roket tor oldu. ‹srail’in 1967’de çevredeki Arap ülkelerinin kiflinin M›s›r’a geçti¤ini bildirdi. Bu arada ‹sra-
tümünü yenilgiye u¤ratarak Filistin’e egemen olma-
sald›r›lar›ndaki art›fl› gerekçe göstererek Gaz- il kuvvetleri, Refah’a hava sald›r›s› düzenleye-
s›ndan sonra mesle¤ini b›rakt›, “El Hekim” kod
ze fieridi s›n›r›ndaki geçifl noktalar›n›n tümü- rek iki arac› vurdu, dört Hamas militan› öldü.
ad›yla silahl› mücadeleye bafllad›. 1968’e girmeden
nü kapatt›. M›s›r ile aras›ndaki Refah s›n›r ka- Do¤u Kudüs’te ise ‹srailli polis, bir Filistinlinin
hemen önce kurdu¤u FHKC, Vietnam’daki gerilla di-
p›s› da Hamas’›n denetimi ele geçirmesinden reniflinin etkisiyle devrimci fliddeti esas alan bir açt›¤› atefl sonucu öldü.
beri kapal› oldu¤u için yaklafl›k 1.5 milyon Fi- Markist çizgi benimsedi. ‹deolojik olarak Mahir Ça- 26 Ocak: Filistin Halk Kurtulufl Cephesi li-
listinli mahsur kald›. BM, karar› k›nad›. Ayn› yan ile ayn› fazdayd›lar. Uçak kaç›rma eylemleriyle deri George Habafl, Ürdün’de yaflama veda et-
gün ‹srail’in Gazze’ye düzenledi¤i tank sald›r›- tan›nan FHKC, 1970’de ‹srail’i destekleyen ABD ve ti. Gazze matem yaflarken M›s›r polisi z›rhl›
s›nda en az iki kifli öldü, 4 kifli yaraland›. Bun- Avrupa ülkelerine ait dört uça¤› Ürdün’e kaç›rarak araçlarla 12 km’lik Refah s›n›r›n› tekrar abluka-
lara, daha önce yaralanan bir Hamas militan›- dünya gündemine girdi. Eylemde, Filistinli tutuklu- ya ald›. ‹lerleyen saatlerde Kuzey Sina Valisi,
n›n ölmesi de eklenince savafl›n yeniden baflla- lar›n serbest b›rak›lmas›n› sa¤lad›ktan sonra, için- Filistinlilerin her türlü gereksinimi karfl›lamak
d›¤› Eylül 2000’den beri hayat›n› kaybeden Fi- deki 500 yolcuyu ç›kart›p uçaklar›n üçünü havaya üzere s›n›r› geçmeye devam edebilece¤ini bil-
listinlilerin say›s› 6 bini geçti. uçurdular, sonuncusunu da Kahire’de tahrip ettiler. dirdi. ‹srail, Gazze’den Sina çölüne geçen Filis-
20 Ocak: ‹srail’in abluka uygulamas›, g›da Habafl, Yaser Arafat’›n El Fetih örgütüyle ittifaka gi- tinlilerin sald›r› düzenleyebilece¤i endiflesiyle
ve temel ihtiyaç maddeleri s›k›nt›s›na yol açt›. rerek 1971’de Filistin Kurtulufl Örgütü’nün kurulma- M›s›r s›n›r›n› sivillerin geçifline kapatt›.
Gazze’deki tek elektrik santrali, ‹srail’in s›n›r› s›na öncülük etmiflti. Ama ‹srail’le bar›fl müzakere- 27 Ocak: ‹srail, Gazze fieridi’ne s›n›rl› ya-
kapatmas›yla baflgösteren yak›t s›k›nt›s› yü- leri konusunda Arafat’la ayr› düfltü, Hamas’a yak›n- k›t sevkiyat›na yeniden bafllayaca¤›n› duyur-
zünden faaliyetini durdurunca bölge karanl›¤a laflt›. 80’lerden itibaren siyasi etkisini yitirdi, du. Karar, ‹srailli insan haklar› örgütlerinin
gömüldü. Kesintiden en çok hastaneler etki- 2000’de FHKC liderli¤ini daha sonra ‹srail taraf›n- Gazze’deki ablukan›n kald›r›lmas› için Yüksek
lendi, sadece acil ameliyatlar yapılabildi. Pom- dan öldürülecek Ebu Ali Mustafa’ya b›rakt›. Mahkeme’de açt›¤› davan›n görülmeye bafl-
palar çal›flmad›¤› için flehir suyu kesildi. lanmas›n›n ard›ndan geldi. Duruflmalar s›ra-
21 Ocak: Abbas, Arap ülkelerini ve ulusla- Gazze’ye girifl yapt›. Gelen yak›t sayesinde s›nda ‹srail hükümeti yak›t sevkiyat›na yeni-
raras› toplumu ‹srail ablukas›na karfl› yard›ma santral düflük kapasiteyle çal›flmaya bafllad›, den bafllama sözü verdi. Olmert ve Abbas, Ku-
ça¤›rd›. AB ve uluslararas› insan haklar› örgüt- evlere tekrar su verildi. Refah kap›s›n›n aç›l- düs’te buluflarak Refah krizini görüfltü. Ol-
leri ‹srail’i “toplu cezaland›rma” ile suçlad›. mas› talebiyle gösteri yapan yüzlerce Filistinli mert’in Abbas’›, Hamas’la görüflmemesi için
BM bölgedeki koflullar yüzünden 860 bin Filis- M›s›r’a geçmeye çal›flt›. M›s›rl› muhaf›zlar, ço- uyard›¤› ö¤renildi. M›s›r ise Hamas ile El Fe-
tinliliye verilen yard›m›n riske girdi¤ini aç›kla- ¤unlu¤u kad›n kalabal›¤› püskürtmek için ha- tih’e acilen biraraya gelme ça¤r›s› yapt›.
d›. Arap Birli¤i, Gazze’nin d›fl dünyayla tek vaya atefl açt›, bas›nçl› su kulland›. 30 Ocak: BM Güvenlik Konseyi ‹srail’in
ba¤lant›s› olan Refah s›n›r kap›s›n›n aç›lmas›n› 23 Ocak: Maskeli militanlar›n sabah saat- Gazze ablukas› üstüne bir aç›klama yay›mla-
tekrar gündeme getirdi. Daha önce M›s›r Cum- lerinde Gazze ile M›s›r aras›ndaki s›n›r duvar›- ma konusunda uzlaflamad›. Konsey sekiz gün
hurbaflkan› Hüsnü Mübarek taraf›ndan getiri- n›n baz› noktalar›n› havaya uçurulmas›yla aç›- süren tart›flmalar›n sonunda ortak bir dil bula-
len bu öneriye, “silah ve para kaç›r›ld›¤›n›” sa- lan gediklerden geçen onbinlerce Filistinli, g›- mad›. M›s›r, Refah s›n›rda denetim sa¤lamaya
vunan ‹srail fliddetle karfl› ç›kt›. Son bir hafta- da, yak›t, ilaç ve di¤er temel ihtiyaç maddeleri ve geçiflleri yavafllatmaya bafllad›.
da Gazze’den ‹srail’e at›lan roket say›s›n›n tedarik etmek üzere M›s›r’a ak›n etti. Mübarek,
200’ü aflt›¤› bildirildi. yasad›fl› girifl yapan Filistinlilere geçici olarak DÜZELTME: Geçen say›m›zda, bir basiret ba¤lanmas›
22 Ocak: Uluslararas› tepkilerin ard›ndan izin verilmesi talimat› verdi. 50 binden fazla sonucu, Ilan Pappe’nin makalesinde Bat› fieria’y› inatla
‹srail, ablukay› gevfletmeye bafllad›. Sabah›n kifli s›n›r› geçti, ihtiyaçlar›n› karfl›lad›ktan son- ‹ngilizce ad›yla, West Bank olarak anm›fl›z. Düzeltir,
erken saatlerinde akaryak›t tafl›yan tankerler ra Refah’a geri döndü. özür dileriz.
31
varda bonobo foto¤raflar› gelip geçiyor-
du: fiempanzelere benzeyen, ama daha
uzun saçl›, daha düz suratl›, daha pembe
dudakl›, daha küçük kulakl›, daha dar
gövdeliydiler ve biraz daha a¤›rbafll› bir
havalar› vard› –flempanzenin bombeli
kafllar› hafif salak bir görüntü arz eder-
ken, bonobonun düz ve alçak kafllar› yü-
züne düflünceli bir hava veriyor.
Ba¤›fl gecesine flark› söylemek üzere
gelen 40’l› yafllardaki müzisyen Wind’e
göre, bonobolar “tahammüllü, sab›rl›,
ba¤›fllay›c› ve dayan›flmac›” maymunlar;
flempanzelerse, tam aksine, “fliddet, ego
ve entrika” dolu kaba saba hayatlar yafl›-
yor. Bize gelince, insanlar›n da içinde bir
bonobo mizac› vard› ama, genellikle
flempanzeler gibi davran›yorduk.
Bonobo güzellemeleri
Bonobolar, son y›llarda popüler imge-
lemde, temelinde büyük oranda bar›flç›l-
l›¤›n›n ve cinsel serbestli¤inin yatt›¤›, tu-
haf bir yer açt› kendilerine. Washington
Post, bonobolar›n “aral›ks›z” çiftleflti¤ini,
Times ise “cana yak›nl›¤›, duyarl›l›¤›yla
gö¤sünü yumruklamaya merakl› may-
mun türü ço¤unlu¤undan ayr›ld›¤›n›”
yazd›. PBS kanal›n›n bonobolar hakk›n-
daki belgeselinin aç›l›fl cümleleri flöyle:
“fiempanzeler savafl›p cinayet ifllerken,
bonobolar bar›fl› kuruyor. Ve flempanze-
lerin aksine, bonobolarda güç, erkekler-
de de¤il, diflilerde.” Kinsey Enstitü-
sü’nün web sitesi ise flu iddiada: “Her
bonobo –difli, erkek, yavru– öpüflmeyi
arzular ve öpüldü¤ünde karfl›l›k verir.”
Seks dan›flman› Susan Block ise “Bonobo
Yöntemi”ni televizyonda flöyle tan›t›yor:
“Haz ac›y› dindirir; iyi seks gerilimi orta-
dan kald›r›r; aflk fliddeti azalt›r, orgazm
olurken savaflman›z zordur.” Gazeteler
ve internet, bonobolar› fliddet karfl›t›,
KONGO ORMANLARINDAN 14 fiUBAT MESAJI eflitlikçi ve difli egemen toplumlarda ya-
flayan, dahas› et yememeyi tercih eden
35
farkl›” oldu¤unu yazd›. De Waal, bono- mek için patikadan ayr›lmam›z gereki- sakin. Ama flempanzeleri bonobolardan
bo araflt›rmalar› aleminde herkesin kendi yordu. Surbeck makasla dallar› k›rparak çok sevdi¤imi söyledi¤imde arkadaflla-
yükseliflinden memnun olmad›¤›n› his- bize yol açt› ve birkaç dakika sonra dur- r›m bana deli gözüyle bak›yor.”
setti¤ini söylüyor ve ekliyor: “‹nsanlar duk. Dürbünle yukar› bakt›m, ›fl›¤›n azl›- Craig Snaford, 1997 tarihli, flempan-
‘bonobo’ kelimesini tuttu, bundan bir fli- ¤› orman› siyah ve koyu yeflil renklere zelerle bonobolar aras›nda oldu¤u varsa-
kâyetim yok.” Yine de bu özdeflleflmenin boyam›flt›, ama 30 metre kadar yukar›da y›lan z›tl›klar› sorgulad›¤› araflt›rmas›n-
bazen fazla ileri gitti¤ini kabul ediyor: bir dal çatal›nda sessizce oturmufl bir bo- da, “Difli bonobolar, flempanzelerden da-
“Bonobolar› keflfedenler onlara bazen nobo görebiliyordum. Siyah kürkünün ha s›k veya göze batacak kadar dönem
fazla afl›k oluyor, örne¤in gey ve feminist akrilik bir parlakl›¤› vard›. A¤ac›n kü- d›fl› çiftleflmiyorlar” diyor. Do¤adaki er-
çevreler. O zaman benim de onlar› yat›fl- çük, sert meyvesini yiyor ve çi¤nedikçe, kek flempanzelerin erkek bonobolardan
t›rmam gerekiyor: Bonobolar her zaman her meyvenin kabu¤unu a¤z›n›n kena- genellikle daha fazla çiftleflti¤ini de söz-
birbirlerine iyi davranm›yorlar.” r›ndan b›rak›veriyordu. Bonobolar›n ye- lerine ekliyor. De Waal bu tesbite itiraz
Hohmann’a göre, Frans De Waal’in dikleri meyvelerin art›klar› orman›n ze- ediyor: “Snaford, sadece heteroseksüel
herkesi tavlamas› kolay oldu: “Büyük hi- minindeki ölü yapraklar›n üzerine düfl- iliflkileri saym›fl. Eflcinsel iliflkileri dahil
kâyeler ondayd›. Bizdeyse büyük hikâye tükçe bir sa¤anak bafllang›c›n›n sesini ederseniz, çok farkl› bir sonuç ç›kar.”
yok. Bizim genellikle ‘hay›r, bonobolar and›ran bir p›t›rt› duyuluyordu. Hohmann’a bonobolar›n seks hayat›-
son derece s›k›c› olabiliyor. Bir bonoboyu Ayn› a¤açta zay›f bir yavru bonobo, n› sordu¤umda, “beni flafl›rtan bir fley ol-
izlemeye bafllay›n, bazen bütün gün hiç- annesinden biraz uzaklafl›p sonra geri mad›” diyor. Evet, flempanzelerde görül-
bir fley görmezsiniz. Ne seks, ne yiyecek dönüyor, k›v›rta k›v›rta annesinin kuca- meyen diflileraras› “g-g sürtünme”ye bo-
paylafl›m›. Sadece uyurlar, yerler, s›çar- ¤›na t›rman›yor, sonra ayn› fleyleri tekrar nobolarda tan›k olmufltu, “ancak bunun
lar’ dememiz gerekiyor.” ediyordu. Hohmann, bonobolar›n temel illâ da cinsel bir davran›fl oldu¤unu söy-
Tutsakl›¤›n hayvan davran›fllar› üze- besin maddelerinden biri olan bir orman leyemeyiz; cinsel organlar›n› kullan›yor-
rinde çarp›c› bir etkisi söz konusu. Gü- çal›s›ndan bir yaprak yolmufl, yavafl ya- lar, ama bu erotik bir davran›fl m›, yoksa
ney California Üniversitesi ö¤retim üye- vafl, yer gibi yaparak, ince uzun fleritlere cinsellikten tamam›yla ba¤›ms›z bir se-
si Primatolog Craig Sanford’›n belirtti¤i ay›r›yordu: Bonobo araflt›rmac›lar› utan- lâmlama jesti mi?” De Waal ile ilgili ola-
gibi: “Beraber t›k›l›p kalm›fllar, s›k›nt›- maz dikizciler gibi de¤il, kay›ts›zca ye- rak da flunu söylüyor: “Anlaflt›¤›m›z
dan patl›yorlar. Yemek yiyip seviflmek- mek yiyen hayvanlar gibi görünmeyi ter- noktalar var elbette, ama baz› hususlarda
ten baflka yapacak neleri var ki?” Japon cih ediyorlar. Art›k etraf›m›zda yirmi ka- ayr› düflüyoruz, Frans’›n Kongo’ya gidip
De Waal buna karfl› ç›k›yor, tutsak araflt›rmac› dar bonobo vard› ve ço¤unu isimleriyle vahfli bonobolar› izlemesi lâz›m.”
bonobolar›n davran›fl› do¤adakilerden Furuichi, tan›yorlard› –Olga, Paulo, Camillo...
farkl›l›k gösterse de, yine de tutsak flem- “bonobolarda Ortak atam›z
panzelerle aralar›ndaki fark›n ifle yarar her fley Sald›rganl›k öyküleri Bonobolar› sadece bir kez daha gördüm.
flekilde gösterilebilece¤ini söylüyor, hat- huzurludur” Saat 6:30 sular›nda bonobolar a¤açlardan Amerikal› araflt›rmac› Brigham Whit-
ta “ancak tutsakl›kta yap›lan araflt›rma- diyor ve ekliyor: inmeye bafllad›lar –maymun hezeyan›y- man’la ormandayken, birden 盤l›klar
larda çevre flartlar› kontrol edilebilir ve “Bonobolara la de¤il, dallar› teker teker geçip orman duyduk. Whitman, f›s›ldayarak, alçak
dolay›s›yla türler aras›ndaki farklar ko- bakt›¤›mda, zeminine son ve tok bir düflme sesiyle bir dala oturmufl yafll› bir erke¤e, Dan-
nusunda nihaî veri sa¤layabilir” diyor. hayat›n tad›n› inerek. Sonra, dört ayak üstünde, her- te’ye iflaret etti. “Hep böyle oturur, taflak-
Stanford’›n cevab› ise, “farkl› türlerin tut- ç›kard›klar›n› hangi bir hayvanat bahçesi bonobosun- lar› sallanarak” dedi. “Çok yafll›, belki
sakl›¤a farkl› tepkiler verdi¤i” yolunda. görüyorum. dan çok daha güçlü, zinde ve kasl› bir otuz yafl›nda, sa¤ elinin iflaret parma¤›-
fiempanzelere görünüm arz ederek ilerlemeye bafllad›- n›n neredeyse tamam› eksik. Dudaklar›
Olga, Paulo, Camillo bakt›¤›mda ise, lar. Son bonobo da uzaklaflt›¤›nda onlar› çatlak, yüzü de y›pranm›fl, ama gözleri
Bonobolar do¤ada birkaç düzinelik onlar için çok gözden kaybettik. Orman›n s›kl›¤› birkaç capcanl›. Büyük beyaz gö¤üs uçlar› var.
gruplar halinde yafl›yorlar. Gündüzleri üzülüyorum, metreden ilerisini görmemizi engelliyor- Ayak parmaklar› son derece fliflman ve
paket turla gezi mekân›na gelmifl turist özellikle de du. Birden tiz bir 盤l›k geldi ve önümüz- büyük, göbe¤indeki k›llar ise daha k›r-
grubunu and›ran daha küçük gruplar hiyerarflinin üst den, önce k›rm›z›, ard›ndan da siyah bir m›z›.” Dante gruptaki en yafll› erkekti.
halinde gezip geceleri a¤açlarda dallar- kademelerindeki leke geçti. Koflturan el ve ayak sesleri ve “Yerini bulur ve k›m›ldamaz. Öylece
dan oluflan yuvalar›n› yapmak üzere tek- erkekler için.” bir inilti duyuldu. Hohmann bana f›s›l- oturur ve yeme¤ini yer.”
rar bulufluyorlar. Ömürleri boyunca ayn› dayarak az rastlanan bir fleye, minik bir ‹nsanlar, flempanzeler ve bonobolar
bölgeden ayr›lm›yorlar. Hohmann Lui Afrika antilobu olan bir duikeri avlama- ortak bir atadan geliyorlar. O ata, bono-
Kotal’e ilk ziyaretinde bonobolar› buldu- ya çal›flan bir bonoboya tan›k oldu¤umu- bolara m› benziyordu? ‹nsan ve flempan-
¤unda, sonraki y›llarda da ayn› hayvan- zu söyledi. Bonobo yar›fl› kaybetmiflti, ze, ikisi ayr› ayr›, daha az bereketli top-
larla karfl›laflaca¤›n› biliyordu. Bu yolcu- ama ilk hamlesinde duikeri yakalayabil- raklara düflünce mi bonobo davran›fl bi-
lu¤umuzda bonobolar› görmüfltük, ama seydi, sonuç kanl› olacakt›. çimini terk etmifllerdi? “Cevap modern
Hohmann’›n inceledi¤i alan›n en d›fl s›n›- Bar›flç›l oldu¤u söylenen bonobo, ba- bonoboda sakl›” diyor Hohmann: “Bo-
r›na yak›n, iki saatlik mesafede bir yerde zen flafl›rt›c› derecede taflk›n davranabili- nobo davran›fllar›n›n incelenmesi, za-
tak›l›yorlard›. Dolay›s›yla iki-üç kifli or- yor. Antwerp yak›nlar›ndaki Plancken- manla, erkekle kad›n aras›ndaki iliflkinin
mana gidip, gece kald›klar› yuvay› bu- dael Hayvanat Bahçesi’nde tan›flt›¤›m özellikleri, sald›rganl›¤›n sebebi, erkek-
lup haber verecek, ertesi gün di¤erleri Belçikal› biyolog Jeroen Stevens, “bir ke- leraras› dayan›flman›n bedeli ve faydala-
ayn› noktaya flafak sökmeden varacakt›. resinde Hollanda’da Apenheul’da befl r› gibi konular› ayd›nlatacak.”
Hohmann ve Martin Surbeck ad›n- difli bonobonun bir erke¤e sald›rd›¤›n› “‹nsanlarla di¤er primatlar aras›nda-
daki ö¤rencisiyle bir sabah 3:45’te yola gördüm” diye anlat›yor. Stevens, Stutt- ki fark nedir?” diye soruyor Hohmann.
ç›kt›k. Hohmann bonobolar›n yuvalar›- gart Hayvanat Bahçesi’nde penisi bir di- “Bu sorunun cevab›n› tam verebilmek
n›n oldu¤u yere yüz metre kadar yaklafl- fli taraf›ndan ›s›r›larak kopart›lm›fl bir bo- için, bu primatlar›n nas›l davrand›¤›n›
t›¤›m›z› söyledi¤inde saat 5:30’du. Bono- nobo oldu¤unu da hat›rl›yor. Ve flöyle bilmeniz gerekir. Gördüklerimizi bugün
bolar s›rtüstü uyuyordu –“tek bir ayakla- devam ediyor: “Hayvanat bahçeleri de ölçmemiz gerekiyor. Bugünü geçmiflin
r›yla bir dala tutunarak, son derece rahat bonobolar›n flempanzelerden daha az referans› olarak kullanabiliriz, baflka da
bir pozda” diyor Hohmann, ve ekliyor: sald›rgan oldu¤una inan›yor, zaten bu yolu yok. ‹flte bu yüzden acelemiz var,
“Yuva yapmalar›, büyük maymunlar› di- yüzden istiyorlar onlar›. Ama bir grup çünkü flüphe yok ki, yüz y›l sonra, do¤a-
¤er primatlardan ay›ran tek fley.” (Sade- oluflur oluflmaz, bir süre sonra, fliddetli da büyük maymun kalmayacak. Yüz se-
ce yuvalarda mümkün olan REM-yo¤un bir sald›rganl›k ortaya ç›k›yor. Hayvanat ne sonra bu orman da olmayacak. Bu ifli
uykunun beyinlerinin evrimine katk›da bahçelerindeki gruplar, do¤adakiler gibi, flimdi yapmam›z gerekiyor. Bu orman
bulunmufl olabilece¤ini söylüyor.) biraz daha büyük olsa, cinayet de görür- son, en son mevzimiz.
Üst dallarda yapraklar, rüzgâr esi- dük. Bonobolar›n sakin oldu¤u söyleni- Ian Parker
yormuflças›na h›fl›rdad›. Sese do¤ru git- yor. Bence tam aksi. fiempanzeler daha çeviren: Nâz›m Dikbafl
37
k›raat X - KÜTÜPHANE
¤›na giriyoruz:
Yeni bir faflizm ça Bo¤os Natanyan Sivas 1877 (Birzamanlar)
ara n›n ya sa k k›l›nd›¤›, sigara
Sig
rmalara
Eric J. Hobsbawm Küreselleflme Demokrasi ve Terörizm (Agora)
içenlerin kovufltu damgaland›¤› Ernesto Laclau Hegemonya ve Sosyalist Strateji (‹letiflim)
›¤› , d›fl lan d›¤ ›,
u¤ rad
k fetiflizmiyle Fikret Baflkaya Resmî ‹deoloji Sözlü¤ü (Özgür Üniversite)
bir ça¤ bu. Sa¤l›
flgörüsüzlü¤ün
hazza yönelik ho Fuat Ercan Türkiye’de Kapitalizmin Güncel Sorunlar› (Dipnot)
bir ine ka r›fl t›¤ ›, bir özgürlük
bir Gilles Deleuze Sacher-Masoch’un Takdimi (Norgunk)
ini n bir ba flka özgürlük
tal eb
eb ini n ba flla d›¤ › yeri çoktan Jacques Derrida Nietzschelerin fiöleni (Otonom)
tal
anlar. Bu Jean Jacques Brochier Sigara ‹çiyorum Ne Olmufl Yani? (AFA)
geçti¤i tuhaf zam
an lar da hu raf eyle bilgi Jenny B. White Türkiye’de ‹slâmc› Kitle Seferberli¤i (O¤lak)
zam
r›fl ›yo r, ak ›l ve istatistik mutlak
ka Kadir Cang›zbay Hiç Kimsenin Cumhuriyeti (Ütopya)
iyor.
iktidar›n› ilan ed
›lan savaflta Michael Löwy Franz Kafka –Boyun E¤meyen Hayalperest (Versus)
Tü
sig
tün
ara
se ve
üre
rle
tic
re
ile
dokunmuyor, sa¤l› ›yor.
aç
rin e kimse
k endüstrisi
lan
• Paul Nizan Aden, Arabistan (Kanat)
Pelin Özer Cam Kulübeler (Roll)
bu savafltan nema tini iyice Philip Roth Pastoral Amerika (Ayr›nt›)
de
Bir sene sonra flid rkunç
hissedece¤imiz bu n koflullar›n›
s›k›yönetim ortam
ko
›n›
insanl›k tari-
* R›dvan Akar - Can Dündar Ecevit ve Gizli Arflivi (‹mge)
Richard Klein Sigaran›n Saltanat› (‹letiflim)
anlamak, sigaran›n tespit Simone de Beauvoir Olgunluk Ça¤› (Payel)
rini
hindeki önemli ye Susan Buck-Morss Küresel Bir Karfl› Kültür (Versus)
n› hat›rlamak
etmek, sayg›nl›¤› “Sigaran›n Timothy Bewes fieyleflme –Geç Kapitalizmde Endifle (Metis)
›n
için Richard Klein’ › iyi bir
kitab
Saltanat›” isimli Ulafl Özdemir Afl›k Mücrimî’nin Yaflam› ve fiiirleri (Pan)
bafllangݍ...
net,
resim: Edouard Ma
“Tiryaki”, (1866)
* • ‹skân Kanununu asimilas- • Bilmemiz gereken hiçbir fleyi Kendisi örtünse de Mahmu- “Savunulacak manevi de¤er
yon temin edecek flekilde ince- bilmiyorduk. Kültür o kadar re’nin saçlar›n› kapatmayan yok, sa¤l›k söz konusu, yani
lemek ve tadil etmek. • Bölge- karmafl›kt› ki, yüzeydeki dalga- arkadafllar› ve baz› akrabalar› bireylerin esenli¤i. fiu halde
nin, kendilerini Kürt sananlar lanmalardan daha fazlas›n› an- vard›. Buna karfl›l›k (niflanl›s›) tütün içmek bir suç olarak ka-
lehindeki nüfus strüktürünü, lamak mümkün de¤ildi. Ahmet’in ailesinin, genellikle bul edilmeli ve cezaland›r›l-
Türk lehine çevirmek için, Ka- Ölçülüp tart›lm›fl argümanlarla eflarp takt›¤› halde, ara s›ra mal›.” Bunu yazan genç ada-
radeniz sahillerindeki fazla dolu bu dünyada, kültür, ayr›n- içeride ince tülbendini ç›karan m›n (stajyer doktor) flu formü-
nüfusla, memleket d›fl›ndan t›larda bo¤ulup kayboluyor ve bir komflu hariç, örtünmeyen lü unutmam›fl olmas› gerekir-
gelen Türkleri bu bölgeye yer- profesyonel entelektüeller yo- kad›nlarla neredeyse hiç iliflki- di: Sa¤l›k, hiç hayra alâmet ol-
lefltirmek, bölgedeki kendileri- rumlad›klar› metinleri telaffuz si yoktu. Bu komflunun baflör- mayan geçici bir haldir. Ama
ni Kürt sananlar› bölge d›fl›na etmeyi dahi beceremiyordu. tüsü, 1980’den sonra ‹slâmc›l›- daha önemlisi: Sa¤l›k, ne yap-
hicrete teflvik ve bu hicreti fi- Her insan›n düfllerinin gerisin- ¤›n yükselifliyle popüler hale mak için sa¤l›k? Zengin, güzel
nanse ederek, memleketin de yaflad›¤› dönemin kargaflala- gelen tesettür tarz›nda de¤ildi, ve sa¤l›kl› olmak çirkin, yok-
Türk çocu¤u bulunan yerleri- r› gizlidir; s›radan bir kiflisel mütevaz› bir eflarptan ibaretti. sul ve hasta olmaktan her za-
ne iskân etmek. • Türkiye’de kayg› boyutuna indirgenmifl ol- Ümraniye’de seçim yapmaya man daha iyidir, ama zincire
kendilerini Kürt sananlarla sa bile. ‹çimiz bölünmeler, ya- elveren genifl bir davran›fl ve vurulmufl sa¤l›kl› biri olmak
‹ran ve Irak’taki Kürtlerin irti- banc›laflmalar, savafllar ve bofl giyim tarz› yelpazesi vard›, m›, yoksa hasta ve özgür ol-
bat›n› kesme bak›m›ndan böl- sözlerle dolu. Bize, insan vicda- ama bu yelpazenin kapsam›, mak m› daha iyidir? Okul so-
geyi, kendilerini Kürt sananla- n›n›n zaten hep huzursuz oldu- ahlâkî teamüllerle s›n›l›yd›. rusu gerçi, ama saf Arilerin
r›n ço¤unlu¤unu da¤›tmak ¤u bir ça¤da yaflad›¤›m›z› söy- Ahmet, kendisinin ve ailesinin ideolojisi, Lebensbornlar›n
üzere, sistemli bir flekilde bö- leyenler ç›kabilir: Ama bu, ha- bir dü¤üne davetli olduklar›- tekni¤i ve Rosenberg’in soya-
lecek iskan sahalar›na ay›r- yat›m›z için endifle etmekten, n›, ama anne ve babas›n›n içki r›t›m›, bu bay›, sa¤l›¤› manevi
mak. • Bölge halk›ndan kabili- yolumuzu gözleyen sakatlan- ikram›ndan dolay› gitmeye- de¤erlerin önüne geçirmenin
yetli ve küçükten asimile edi- malar› düflünüp ac› çekmekten ceklerini söyledi. “K›zlar›n bir do¤rulu¤u konusunda düflün-
len gençlere yüksek tahsil im- al›koyamaz bizi: ne de olsa an- k›sm› örtülü olacak ve dans et- meye sevketmifl olmal›yd›.
kanlar› sa¤lanmas›. • Radyo ne babam›z›n nas›l yaflad›¤›n› meyecek. Bir defas›nda mini (...) Bütün derdim bireysel öz-
vas›tas›yla Türkçe güfteleriyle biliyoruz. Atefller içinde yanan etekli bir k›zla dans etmek is- gürlük. Sigara içiyorum ve be-
mahalli havalar›n çal›nmas› ve bir kedi gibi, deniz tutmufl bir tedim, ama reddetti. Anne ve ni rahat b›raks›nlar istiyorum.
mahalli radyolar›n, bölge için, keçi gibi, flaflk›n bir mutsuzluk babas›n›n izin vermeyece¤ini Gayet aç›k de¤il mi? ‹nsan an-
propaganda uzmanlar›ndan içindeyiz. Ac›m›z nereden, ya- söyledi.” Ahmet’in buna can› lafl›l›r olmak için laf› nas›l söy-
müteflekkil gruplar taraf›ndan flam›m›z›n hangi k›sm›ndan s›k›lm›flt›. “Mini etek giydi¤i- lemesi gerekti¤ini bilemiyor.
haz›rlanacak programlar› yay- kaynaklan›yor, bilmiyoruz. Tek ne göre, dans da edebilmeliy- Ama belki de en zor kabul edi-
mas›. • Irk bak›m›ndan, Türk bildi¤imiz flu: ‹nsanlar, insana di!” dedi. Ahmet’in ve Mah- len, bu özgürlük talebinin
siyasi düzeninin kendi menfa- yarafl›r flekilde yaflam›yor. mure’nin aileleri aras›ndaki kendisi.
atleri bak›m›ndan en elveriflli, farkl›l›klar, Mahmure’nin k›na
en emin ve en çok imkan sa¤- gecesinde sorunlara neden ol-
layan düzen oldu¤unu telkin du. Ahmet’in ailesinden ka-
eden bir inand›rma faaliyetine d›nlar, erkek bir orgcunun ve
giriflilmesi.• Derhal bir Türko- erkek foto¤rafç›lar›n bulundu-
loji Enstitüsü kurularak kendi- ¤u bir yerde mantolar›n› ve
ni Kürt sananlar›n menfleleri- baflörtülerini ç›karmaya ve oy-
nin Türk oldu¤unun ispat olu- namaya yanaflmad›. Mahmu-
narak yay›nlanmas›. re’nin giyimleri ölçülü, ama
Devlet Planlama Teflkilât›’n›n 3 bafllar› aç›k arkadafllar› gönül-
Nisan 1961 tarihli “Devletin lerince e¤lendi. Müstakbel ai-
Do¤u ve Güneydo¤u’da Uygula- lesinin somurtkan tepkisi ve
yaca¤› Kalk›nma Program Esas- yak›nmalar› karfl›s›nda Mah-
lar›” bafll›kl› raporundan mure neredeyse gözyafllar›na
bo¤ulacak gibi oldu.
38
bir merak, bütünlüklü aflk ve daha –hep bir sürpriz olas›l›¤›, yedekte
Dünyan›n sol köflesi
Duman› neler neler, hiç kurumayan bir su
olup akar sat›rlar›ndan.
tutulan bir hayret haz›rl›¤›... Unut-
tu¤unuz, ama geçmiflte bir dönem Marc Saint-Upery - Meydan Oku-
üstünde “‹nsanlar ‹çinde Bir ‹nsan” sö-
zü, öykü türünü tan›mlar m›? Sait
size yoldafl olmufl bir kitab› (öykü-
yü) bulursunuz örne¤in, çakt›r-
yan Sol: Bolivar’›n Rüyas› ve Gü-
ney Amerika çeviren: fiule Sönmez
Faik evet derdi kuflkusuz, biz de madan s›rt›n› (sat›rlar›) okflars›n›z, (‹letiflim)
bu adla bas›lm›fl bir kitab›n içine arad›¤›n›zda bir türlü bulamad›¤›-
tereddütsüz yerleflebiliriz. Nursel n›z, art›k arad›¤›n›z› bile unuttu- üney Amerika, y›llard›r devrim
Duruel’in rehberli¤inde uzun bir
yürüyüfl “‹nsanlar ‹çinde Bir ‹n-
¤unuz bir kitapla (öyküyle) göz
göze gelir, ›srars›zl›¤›n›z›n utanc›-
G hayallerini süslüyor. So¤uk Sa-
vafl boyunca yaflanm›fl ve hat›ras›
san”. 671 sayfal›k bir antoloji bu. na yakalanm›fl gibi suçluluk du- hâlâ dünya üzerinde dolaflan Küba
1955’ten 2007’ye dek “Sait Faik Hi- yar, baflka rafa (sayfaya) geçersi- devrimini geçmesi umulacak kadar
kâye Arma¤an›” kazananlar›n bi- niz. Suya b›rakm›fls›n›z kendinizi, büyük bir devrim beklenen. En güç-
rer öyküyle yer ald›¤› bu kitab›n dalgalarda bata ç›ka, durgunlukta lü, en örgütlü Bat› emekçi s›n›flar›-
baflka örne¤i yok bildi¤imiz kada- mahmur yol al›r, akar gidersiniz. n›n, ö¤rencilerin, cephelerin bir tür-
r›yla. Bu hikâye arma¤an›, yazar›n Antolojiler (yine aynen kitap- lü gerçeklefltiremedi¤i, ama Güney
1954’teki vefat›n›n ard›ndan anne- l›klar gibi), birer zaman koridoru. Amerika'da Katolik inanc› ve sosya-
si Makbule Han›m taraf›ndan Ama bu antoloji de, yaz›n›n, sana- lizm aras›nda kurulan ba¤larla,
Öykülü yürüyüfl oluflturulmufl. Yazar, malvarl›¤›- t›n uçar› haline dikkat çekiyor, za- anarflizmin k›tada belirli bir iz b›rak-
n›n Darüflflafaka Cemiyeti’ne ve- man›n göründü¤ü gibi düz bir çiz- mas›yla, Zapatistalar›n tüm dünya
“‹nsanlar ‹çinde Bir ‹nsan –Sait Faik
rilmesini istemifl ve annesi telif ge- gide yürümedi¤ini kan›tlamak üzerinde “hem elde silahlar› var,
Hikâye Arma¤an› Antolojisi (1955-
lirlerini cemiyete b›rak›rken, tek için çal›fl›yor adeta. Muzip bir gü- hem de bunlar› kullanmadan da ola-
2007)” Haz›rlayan: Nursel Duruel (YKY)
koflulu Sait Faik’in ölüm y›ldönü- lüflle, tersinden ak›nt›lara kap›l›p biliyor” diye düflündürmesiyle, her
ait Faik, “Kalinkhta” öyküsün- mü olan 11 May›s’larda bir hikâye yolunu de¤ifltirdi¤i, kabul görmüfl an olabilecekmifl gibi görünen bir
S de, “ben sandallar içinde bir
sandal, denizler içinde bir deniz,
arma¤an› düzenlenmesi olmufl. ‹l-
ki 1955’te verilen arma¤an, 1960-
de¤erleri tersyüz etti¤i anlarda,
uyumlu okurlar olarak biz de dan-
devrimin beklentisi bu. Belki dünya-
y› hemen de¤ifltirmeye yetmeyecek,
insanlar içinde bir insan...” demifl. 63 aras›nda kesintiye u¤ram›fl; s›n temposuna zevkle ayak uydu- ama hepimize derin bir soluk ald›ra-
Ne güzel koordinat belirtmifl. Han- 1981, ‘82, ‘93 y›llar›nda ise yeterli ruyoruz. “‹nsanlar ‹çinde Bir ‹n- cak, bir fleylerin olabilece¤ine dair
gi karamsarl›k boyutunda oldu¤u- oy alan aday olmad›¤›ndan, veri- san”, sadece öykücülü¤ün son elli inanc›, umudu pekifltirecek bir dev-
nuzun, hangi ac›, aciz ça¤da yafla- lememifl. Antolojide genelde ar- y›l› üzerine de¤il, yaz›/zaman al- rim. Latin Amerika’da dünyan›n de-
d›¤›n›z›n önemi yok, Sait Faik ma¤an› kazanan kitab›n ad›n› tafl›- g›s› üzerine de düflünmemizi sa¤- ¤iflece¤ine dair bir fikrin canl›l›¤›
okursunuz, onun suyuyla ar›n›r, iç- yan öykülere yer verilmifl, yaz›l- l›yor. Öykücülerin, öykülerdeki var hâlâ. Yine de, iktidara gelmifl
meseniz bile “yak bir c›gara!” ha- d›klar› dönemin yaz›m kurallar› karakterlerin kalabal›¤›nda kesif olan hareketler k›yas›ya elefltiriler-
vas›na girer, çaresizliklerin, yok- ve söyleyifl özellikleri korunmufl. bir sessizlik de mevcut ama. U¤ul- den de nasiplerini al›yor elbette. Ki-
luklar›n, haks›zl›klar›n üzerinden Antoloji okumak, yabanc› bir tusunu d›flar›da b›rakm›fl bir yaz› misi yaln›zca elindeki do¤al kay-
atlayabilme gücüyle toparlan›p kitapl›¤› kar›flt›rmaya benziyor ahlâk›n›n sessizli¤i... Ancak ac›yla, naklar›n zenginli¤ine dayan›p bu
aya¤a kalkars›n›z. Cephanesi tü- sab›rla, yaln›zl›kla s›nanm›fl, çal›- kaynaklar› kamu yarar›na kullan-
kenmez bir iyilik duygusuyla sa- flarak incelmifl, rütbeyle de¤il de m›fl olmakla devrimcili¤i pek çabuk
vaflma direnci afl›layand›r o. Nere- duyuflla yücelmifllerin yeniden hak ederken, kimisi ülkenin ekono-
den alm›fl bu kirlenmez, kirletil- kurabildi¤i o parçalanmaz, genifl mik borçlar›n› ödeyip IMF tahakkü-
mez ›fl›¤›n›, nas›l olmufl da o ›fl›k, boflluklar, yüce anlar, duyufllar, münü k›rmaya çal›flt›¤› için adeta
göz kamaflt›r›c› etkisi hiç eksilme- tamir olufllar, aya¤a kalk›fllarla, k›- ihanet içinde say›labiliyor. Bu pozis-
den k⤛da öylece, kendili¤inden sac›k da olsa söz alma arzusunun yonlar› fazla keskin hatlarla çizme-
serilivermifl... Okuruz da bir türlü cesaretiyle yarat›lm›fl bir sessizlik. den de Latin Amerika'da ne oldu¤u-
bitiremeyiz, ama hiç yormaz da bir Haldun Taner’in “On ‹kiye Bir nu anlamaya çal›flmak, bunun üzeri-
yandan, hafiflik verir. Sayfalar çev- Var” (1955) öyküsüyle bafllayan ne düflünmek ve ders ç›karmak
rildikçe ço¤al›r, bir sözcü¤ü dev bir yürüyüflümüz, Selma F›nd›ko¤- mümkün oysa. Marc Saint-
kitapt›r, bir edas› kitapl›kt›r, ciltleri lu’nun “Alâyiflten Hazzetmem Upéry’nin kitab› tam da bunu yap›-
bazen ufal›p cebimize girer bir he- Efendim”iyle (2007) flimdilik sona yor. Y›llarca Latin Amerika’yla ba¤›-
cedir. Eskitilmez bir iyilik duygu- eriyor. “‹nsanlar ‹çinde Bir ‹nsan”, n› koruyan, snob ya da y›l›fl›k bir ba-
su, ›fl›kl› bir canl›l›k, nedense sade- t›pk› bir Sait Faik öyküsü gibi yü- k›flla de¤il, ne oldu¤unu içtenlikle
ce çocuklara reva görülen coflkulu zümüzü güldürüyor. – Pelin Özer anlamaya çal›fl›p kendi analizini ya-
pabilecek kadar da sakin davranabi-
len Saint-Upéry, dünyan›n sol köfle-
sinde son y›llarda olan biteni sarih
Sessiz Amerikal› da, adeta bir belgesel tad›nda Ei- belere maruz kalm›fl ülkelerin tari- bir flekilde anlat›yor. Kitap sanki
senhower’›n bundan elli y›l önce hine, siyasal ve toplumsal gele- “kabul edelim ki, bu deneyimlerin
Stephen Kinzer - Darbe dikkat çekti¤i o yap›n›n kuvveden neklerine de bilgiyle yaklaflan bir tamam› ruhunu yitirmifl bir dünya-
çev: Zeynep Beler (‹letiflim) fiile ç›kt›¤› durumlar›, Amerikan metin kaleme alm›fl. Dolay›s›yla ti- da ya da ruh diye sunulan cans›zl›¤a
ugene Jarecki’nin 2005’te ya- askerî müdahaleler tarihinin ac›- caretin gereklili¤i olarak diploma- karfl› insanlar›n ruhunu sa¤altacak,
E y›nlanan “Why We Fight”
isimli belgeselinde, Amerikan iç
mas›z bir dökümünü sunuyor.
Yaln›zca Irak’la son bulan bir sü-
siden müdahale, örtülü operasyon
ve nihayet darbe organizasyonla-
canland›racak, onlara yeniden insan
olduklar›n› hat›rlatacak bir imkân›n
ve d›fl politikas›n›n, bir savafl ma- reç de¤il, birbirine ba¤lanan, uza- r›na uzanan bir tarihin ayr›nt›lar›- kolektif düflünülmesi, hayal edilme-
kinesinin “arzu”lar›na göre nas›l d›kça yöntem ve süreç de¤ifliklik- na vak›f olmak için Kinzer’in kita- si, yarat›lmas› sürecinin bir parças›”
biçimlendirildi¤i anlat›l›yordu. Ei- lerine kendi içinde imkân tan›yan b› iyi bir bafllang›ç sunuyor. Belki der gibi. Elbette bu dünya kendi ba-
senhower’›n baflkanl›¤a veda ko- bir tarih bu. fiili’de bir darbe kitab› okuduktan sonra Malra- fl›na de¤iflmeyecek, ama nerelerden,
nuflmas›n› merkeze alan film, as- yap(t›r)mak, komünizme karfl› Vi- ux’nun “‹nsanl›k Durumu”na tek- hangi binlerce problemden, hangi
kerî yönelim ve buna ba¤l› olarak etnam’da set oluflturmaya çal›fl- rar bakmak ya da geçti¤imiz sene- eksiklerden, hangi fazlalardan bah-
biçimlenen endüstriyel talep ve mak, Küba’y› abluka alt›nda tut- lerde yeniden çekilen “Quiet setti¤imizi, nelerden yararlanmaya
kontrolün tehlikelerine, hem de mak ya da ‹ran’› köfleye s›k›flt›r- American”› bir kez daha seyret- çal›flt›¤›m›z› bilelim. Yaln›zca Latin
cumhuriyetçi bir Amerikan baflka- maya kalkmak darbeler tarihinin mek gerekiyor. Malûm, 1893’te Amerika deneyiminden hareketle
n›n›n a¤z›ndan ve tüm ulusa yö- çeflitli veçheleri yaln›zca... Stephen Hawaii ile bafllayan süreç 1993’te buraya özgü yol ve yöntemler kefl-
nelik biçimde dikkat çekiyordu. Kinzer, içeri¤ini sadece gazeteci de, 2007’de de devam ediyor. fetmek için de¤il, insanl›k alemine
Stephen Kinzer’in “Darbe” kitab› merak›yla s›n›rland›rmayan, dar- – Kerem Ünüvar dair bir imkân için... –K.Ü.
39
idrak melekelerini yitirerek adeta bir ro-
B‹R FAfi‹ST KAT‹L‹N PORTRES‹: HALUK KIRCI bot halini al›yor. Karar mekanizmas› da
dumura u¤ray›nca, yar› felçli durumuna
‹fle yaramaz bir et y›¤›n› düflen insan, hem kendisine hem de çev-
resine ac› çektirmeye mahkûm oluyor."
‹kinci kitab› “Donmufl Zaman Man-
Ergenekon Çetesi, tarihimiz boyunca devlet içinde yuvalanan illegal örgütlenmelerin zaralar›”nda 1991’e kadar olan cezaevi
ve sivil uzant›lar›n›n bir tanesi, bir biçimi. Bu tür faaliyetlerin varl›¤› uzun zamand›r günleri var. Kitap bafltan sona kadar K›r-
biliniyor, kahramanlar› iyi kötü tan›n›yor. Yine de, Haluk K›rc› gibi tetikçiler de her c›’n›n sa¤lam duruflu ve ülkücülerin
zaman yetiflmiyor. Baflta yedi T‹P’li ö¤rencinin öldürüldü¤ü Bahçelievler katliam› olmak ma¤duriyeti üzerine kurulu. Anlatt›klar›-
üzere birçok suçun faili olan Haluk K›rc› yazarl›¤a da merakl›. Yazd›¤› alt› kitab› okuma na bak›l›rsa, K›rc› Mamak Cezaevi’nde
çok zor günler geçirmifl, ama ülkücü ha-
u¤rafl› vererek ç›kard›¤›m›z resmi dikkatlerinize sunuyoruz...
rekete ba¤l›l›¤› sayesinde direnmifl. Oysa
Fikri Sa¤lar ve Emin Özgönül’ün birlikte
aluk K›rc›, ayn› kuflaktan oldu¤u kaleme ald›¤› “Kod Ad› Susurluk” adl›
42
edindi. Dolay›s›yla “millî iktisat”›n birin-
‹smet ‹nönü ve Celal Bayar, ‹fl Bankas› ifltiraki fiiflecam’›n aç›l›fl›nda, 1935
lerindeki demode kurumsal yap›y› his- na bafllan›p 1892 ekiminde ‹stanbul’un Bankan›n yaratt›klar› ve terkettikleri
setmekten bir türlü kurtulamasam da, en ilk postahane yap›s› olarak hizmete gi- ‹fl Bankas› Müzesi, çok iyi tasarlanm›fl bir
s›k kulland›¤›m banka yine ‹fl Bankas›. ren, 1926’da ‹fl Bankas›’na devredilen bi- 12 Haziran 1938 tarih-okuma mekân›. 83 y›ll›k geçmiflten
Yine mesela kredi kart› almaya –bu kart- nada bu müze. Binan›n öyküsü bile ‹fl tarihli Milliyet kalan çok az say›da belgeyi içermesine
larla ilgili parlak olmayan geçmiflim yü- Bankas›’n›n nas›l bir miras devrald›¤›n› gazetesinde ‹fl ra¤men müze, ‹fl Bankas›’n›n Cumhuri-
zünden– asla niyet etmedi¤im bir banka. gösterir nitelikte. Çünkü o vakte kadar Bankas› Müdür-i yet’le ve hepimizle kurdu¤u iliflkilerin
Bütün bunlar, ‹fl Bankas›’n›n, verdi¤i sa- paket postahanesi olarak kullan›lan bina, Umumisi do¤as› hakk›nda hayli güçlü izlenimler
pasa¤lam kurumsal görüntüyle, benim asl›nda ‹tibar-› Milli Bankas›’na aitti. Mahmud Celal edinebilmemizi sa¤layacak nitelikte.
gibi yeni zaman›n nüfusu giderek kala- ‹tibar-› Milli Bankas›, Düyun-u Umu- Bey’in bir Müzedeki kimi belgeler, kurucular›n›n
bal›klaflan, nerede, ne yapaca¤› belirsiz, miye sürecinde Osmanl› Bankas›’na al- beyanat›: da tahmin edebilece¤i kimi okumalara
geçmiflinden bir miras almad›¤› gibi, ge- ternatif olarak “millî iktisat”a temel olufl- “Bir müddetten olanak tan›yarak Cumhuriyet’in iktisadî
lece¤ine b›rakaca¤› çok da fazla fleyi ola- turabilecek bir bankaya gereksinim du- beri Osmanl› tarihi konusundaki baz› nutuklar›n ha-
mayanlar›n bankas› olmad›¤› anlam›na yan ‹ttihad-Terakki taraf›ndan 1917’de Bankas› Galata masi ›fl›klar›n› k›rabilir.
geliyor. Pasaportunu tafl›d›¤›m “Cum- kurulmufltu. Bir baflka deyiflle, “millî fiubesi’nin takib Söz konusu hamasi ›fl›klar aç›s›ndan
huriyet’in Bankas›”, sa¤lam ad›mlarla bankac›l›k” aray›fl›n›n ürünüydü ve etti¤i bir usûlü en yaralay›c› olan ise, herhalde ‹fl Banka-
ilerlemeye ve her y›l en kârl› flirketlerden “millî iktisat” düflünü gerçeklefltirebile- flayan-› dikkat s›’n›n ‹tibar-› Milli’den devrald›¤› ayr›ca-
biri olmaya devam ediyor. Oysa ben s›- cek bir yap› olarak tasarland›¤›ndan, 4 telâkki l›klarla orta¤› oldu¤u sanayi yat›r›mlar›-
n›fsal profilim dolay›s›yla ayn› Cumhuri- milyon lira sermayesinin yan›s›ra, hayli etmekteyiz. n›n bafllang›ç ve sonlar›. ‹fl Bankas›’n›n
yet’in geçmiflinden, tutunma stratejile- önemli ayr›cal›klar› da haizdi. ‹ttihad-Te- Bu usûl, ilk el att›¤› yat›r›m alanlar›ndan ikisi fle-
rimle bugününden, mülksüzlü¤ümle ge- rakki öylesine önem veriyordu ki ‹tibar-› ö¤le tatilini ker ve cam fabrikalar›. Alpullu’da kuru-
lece¤inden nasiplenememifllerden biri- Millî Bankas›’na (öztürkçesi “ulusal say- kald›rarak lan ilk fabrikadan bir modernleflme pro-
yim. ‹flin daha da kötü taraf›, ‹fl Banka- g›nl›k”), onun hayatiyeti için gösterilecek gifleleri jesi olarak Cumhuriyet’in en önemli s›naî
s›’n›n bu nasipsizli¤imle bir ilgisi oldu¤u çabay› bir tür “iktisadî cihad” olarak ta- bila inkita ve ziraî ilerleme arac›, yani “pancar fleke-
kanaatindeyim... fiu halde beni ona ba¤- n›ml›yordu. ‹fl Bankas› Müzesi’ndeki pa- (kesintisiz) ri”, dolay›s›yla “fleker pancar›” icat edil-
layan ne? Onu bu denli özgüven sahibi, nolardan da okunabilece¤i gibi, 1924’te müflteriler miflti. Kurulan ilk fabrikan›n ard›ndan
beni ise karfl›s›nda k›r›lgan k›lan fley, ku- kurulan bankan›n 1927’de ‹tibar-› Milli emrine aç›k say›lar› h›zla artan fleker fabrikalar›,
ruluflunda hayatî bir rol oynad›¤›, bu ile birlefltirilmesiyle, bu ayr›cal›klar da bulundurmakt›r.” memlekette “pancar üreticisi” diye bir
yüzden de hem içinde flekillendi¤i hem “Cumhuriyet’in Bankas›”na geçmifl ol- tar›m kesimi oluflmas›n› sa¤lam›fl, ilk ör-
de etraf›nda flekillendirdi¤i Cumhuri- du. Bu sayede ‹fl Bankas›, demiryolu, ka- gütlenen, en çok desteklenen, en iyi e¤i-
yet’le olan vatandafll›k ba¤lar›m›n onun rayolu, liman, bay›nd›rl›k, tar›m, sanayi tilen çiftçiler olarak nüfusu k›sa zaman-
gelifltirdi¤i kurumsal ba¤lar karfl›s›ndaki ve ticareti gelifltirmeye yönelik ulusal flir- da artan bu üreticiler, tar›msal makine-
ezikli¤iyle ayn› sebepler mi? ketlerin sermayesine kat›lma önceli¤i leflmeden gübre kullan›m›na, sulamaya
44
kadar Türk ziraatinin öncüleri haline ge- kumbaralar›n›, yar›n› daha güvenli k›la- haber görüyoruz: 12 Haziran 1938 tarihli
tirilmifllerdi. ‹fl Bankas›’n›n da orta¤› ol- bilmek için tasarruf etmek gerekti¤i fik- Milliyet gazetesinde ‹fl Bankas› Müdür-i
du¤u her bir fleker fabrikas› kuruldu¤u riyle ve “damlaya damlaya göl olur” flia- Umumisi Mahmud Celal Bey’in bir be-
yeri adeta abad ediyordu. 2002 y›l›nda r›yla 1928 y›l›nda ç›kar›yor. Hatta tasar- yanat›: “Bir müddetten beri Osmanl›
ç›kan fieker Kanunu ve fieker Kurulu ruf kampanyas›n› üstlenen ‹stanbul Ye- Bankas› Galata fiubesi’nin takib etti¤i bir
eliyle, niflasta bazl› flekere iç piyasada ve- nicami fiubesi’nin kurulufl günü olan 25 usûlü flayan-› dikkat telâkki etmekteyiz.
rilen yüzde 10’a kadar ayr›cal›kl› kota ve Aral›k, “Tasarruf Günü” ilan ediliyor. Bu usûl, ö¤le tatilini kald›rarak gifleleri
uluslararas› anlaflmalarla bina edilen ih- Gene katalogdan bir cümle: “Kumbara bila inkita (kesintisiz) müflteriler emrine
racat yasa¤›yla Cumhuriyet bu kesim- sayesinde Anadolu insan› kap›s›n›n aç›k bulundurmakt›r. Garp memleketle-
den vazgeçti. ‹fl Bankas›’n›n bu alandaki önünden bile geçmeye cesaret edemedi¤i rinde iktisat hayat›n›n mühim oldu¤u fle-
ifltiraklerini ne zaman devretti¤i sorusu- bankada izzet ikram gördü.” Bu izzet ve hirlerde bankac›l›k faaliyetlerine hiçbir
na ne “‹fl Bankas› Tarihi” kitab›nda ne de ikram gelene¤inin flimdi borçlar›n› dü- suretle ara verilmez. Memurin kendisine
müzede bir yan›t bulabildim, bankan›n zenli ödeyen kredi kart› müflterileri için mahsus mahalde maksut bir süre dahi-
varolan ifltirakleri listesinde de fleker fab- de geçerli oldu¤unu söylemek mümkün. linde ö¤le yeme¤i ihtiyac›n› karfl›lar ve
rikalar›na rastlayamad›m. Ne var ki bu ‹çinde yaflad›¤›m›z ekonomik atmosferin çal›flma mahalline avdet eder. ‹flte biz de
eksiklik, Cumhuriyet’in, ‹fl Bankas› arac›- tasarruf öncelikli olmaktan ç›k›p borç ön- Osmanl› Bankas› gibi bu usûlü tatbik
l›¤›yla var etti¤i bir kesimi gönül rahatl›- celikli bir nitelik kazanmas›nda da öncü- edece¤iz.” Bu haberde “el yordam›” ta-
¤›yla ve durduklar› zemini sa¤lama alma müz ‹fl Bankas›’yd› deyip geçiyoruz. n›mlamas›n› hak eden unsur, herhalde,
gereksinimi hissetmeksizin piyasa koflul- Halk›n ‹fl Bankas›’na teveccühünün, Mahmud Celal Bey’in bankan›n en yak›n
lar›na terk etmifl olmas›n›n hüzünlü bir Cumhuriyet’i kuran iradenin ona gös- rakibini, böylesi önemli bir kararda belir-
ayr›l›k hikâyesi oldu¤unu gizlemiyor. terdi¤iyle boy ölçüflebilecek nitelikte ol- leyici etkenlerden biri olarak zikrediyor
Benzer bir öykü de, ilki Beykoz’da du¤unu da teslim etmek gerekir. Müze- olmas›. Profesyonel ve öncü kabul edile-
aç›lan fiiflecam fabrikas›yla ilgili. Müze- deki metrelerce uzunlukta “‹fl Bankas› bilecek k›s›m ise, paran›n hareketine hiç-
nin katalo¤unda da belirtildi¤i üzere, “‹fl buraya, eller havaya” mealindeki dilek- bir insan ihtiyac›n›n engel olamayaca¤›
Bankas› sermayesi, Türkiye’nin sanayi- çeler bunun en bariz göstergeleri. Bart›n ilkesi, bugün çok daha ac›mas›z bir flekil-
leflmesinde kilit rol oynuyordu. Bu alan- Belediye Reisi’nin 23 Ocak 1930 tarihin- de iflleyen çal›flma saatleri uygulamas›...
da bankan›n en önemli etkinli¤i cam üre- de dönemin banka genel müdürü Celal ‹fl Bankas› Müzesi, hayat›n temel ger-
timiydi”. Bu ba¤lamda, müzede sergile- Bayar’a gönderdi¤i uzunca arzuhaldeki çeklerinden birini ö¤retiyor. Ad›na ister
nen ve Beykoz’daki fiiflecam fabrikas›n›n flu cümlelere bak›n: “‹fl Banka’m›z›n fe- seferberlik deyin, ister cihad, bu dünya-
aç›l›fl›n› görüntüleyen birkaç dakikal›k Müzenin yizli ve bereketli çal›flmas›ndan memle- da hiçbir mücadele karfl›l›ks›z kalm›yor,
k›sa filmden insan›n içine akan coflkuyu katalo¤undan ketimizin de istifade edece¤i zaman›n ayr›ca e¤er ak›l iyi bir flekilde kullan›l›rsa
anlamland›rmak zor de¤il. Fabrika aç›l›- bir cümle: yaklaflm›fl oldu¤unu düflünürken bir her türlü al›flverifl kârl› bir sonuca dönüfl-
fl›, 1935 y›l›nda dönemin baflbakan› ‹smet “Kumbara haz ve sürur duymaktay›m. Eski usûlle- türülebiliyor. Cumhuriyet’in kuruluflun-
‹nönü ve ‹ktisat Bakan› Celal Bayar’›n sayesinde rin afl›lad›¤› adetlerle k›zlar›n›n, kad›nla- da sahip oldu¤u ayr›cal›klar› birer yü-
kat›l›mlar›yla gerçeklefltiriliyor. Vapurla Anadolu insan› r›n›n boyunlar›n›, kulaklar›n› altunlarla kümlülük görünümünde s›rtlayan ‹fl
Beykoz’a geçen zevat, coflkulu bir halk kap›s›n›n süsleyen Bart›nl›lar, umumî para darl›- Bankas›’na, hep birlikte kumbaralar›m›z-
kitlesi taraf›ndan karfl›lan›yor. Arkalarda önünden ¤›n›n müzayakalar› karfl›s›nda tedavüle la, tasarruf hesaplar›m›zla, vadeli-vade-
bir yerde “Dayan baflaracaks›n” pankart› bile geçmeye ç›kamayan bu gömülü servetleri fayda- siz mevduatlar›m›z ve kredi kartlar›m›z-
görünüyor. Cumhuriyet’in iktisadî bafla- cesaret land›racak bir müesseseye nail olacakla- la ödüyoruz borcumuzu. Cumhuriyet’in
r›s› önemli, bunu en iyi ‹fl Bankas› bili- edemedi¤i r›ndan dolay› flimdiden izhar-› memnu- ona en büyük arma¤an› ise, her y›l rek-
yor, çünkü bu bankan›n kuruluflu, daha bankada izzet niyet etmektedirler... Gayri müsait flart- lamlar›nda lây›k›yla kullanabilece¤i bir
1923’te gerçeklefltirilen ilk ‹zmir ‹ktisat ikram gördü.” lara ra¤men Ziraat Bankas›’n›n kasas›na “Cumhuriyet’in Bankas›” imaj›. fiimdi o,
Kongresi’nde dile getirilen “askerî zafer, Bu izzet bile binlerce altunu dolduran sermaye- bu sayede memleketin en önemli, en do-
iktisadî zaferle taçlanmad›kça kal›c› ola- ve ikram darlar›m›z, içinde bulundu¤umuz ikti- kunulmaz, gücü kolay kolay sars›lmaz,
maz” ilkesine dayan›yor. Bugünden ba- gelene¤inin sadî buhran senelerinde bütün hülyat›n› ne yaparsa yaps›n yerini bulan kurumla-
k›l›nca halk›n bir fabrika aç›l›fl›n› aflan flimdi borçlar›n› bankam›za teslim etmekle yeni bir ifl r›ndan biri, biz de onun Cumhuriyeti’nin
coflkusunun da, zevat›n yüzündeki mu- düzenli ödeyen devresine girecektir.” vatandafllar›y›z. Müze, bu imaj›n dar öl-
zaffer komutan gülümseyifllerinin de an- kredi kart› 1929’da patlayan iktisadî buhran de- çekli bir sa¤lamas›n› yap›yor.
lam› söz konusu “zafer” ba¤lant›s›. ‹fl müflterileri vam etmekte; Türkiye, ithalat kap›lar›n› Geriye anlamad›¤›m flu nokta kal›-
Bankas›, bu dönemde bir tür komuta için de geçerli s›k› s›k›ya kapatarak ekonomisini koru- yor: “Cumhuriyet’in Bankas›”n›n genel
merkezi gibi. Fakat Beykoz’daki fabrika- oldu¤unu maya alsa da, ‹fl Bankas› arac›l›¤›yla ka- müdürlü¤ünü neden ‹stanbul’a tafl›d›¤›,
n›n kapan›fl› esnas›nda yaflananlar› dü- söylemek d›nlar›n boyunlar›ndaki alt›nlar›n, yast›k bunun Cumhuriyet’in mi ‹stanbul’u,
flününce, insan›n içi burkuluyor ve akla mümkün. ‹çinde alt›ndaki paralar›n dolafl›ma sokulmas› yoksa ‹stanbul’un mu Cumhuriyet’i (bu
ister istemez kimin ne kadar dayanaca¤›- yaflad›¤›m›z gerekiyor ki, devletin nakit a盤› gideril- durumda yeniden) devflirdi¤i anlam›na
na ve sonunda ne türden bir baflar›n›n ekonomik sin, henüz yedi yafl›ndaki bu “çocuk” geldi¤i, bir de Levent’teki (yine öncü ni-
gelece¤ine hangi mekanizmalar›n karar atmosferin beslenme yetersizi¤i nedeniyle güçten telikte) ‹fl Kuleleri’nin neden “‹stanbul
verdi¤i sorusu tak›l›yor. Bir terkedilmifl- tasarruf düflmesin. Öte yanda banka flubesinin Siluetine Katk›” bafll›¤›yla sunuldu¤u...
lik hikâyesi daha, sözün k›sas›... öncelikli kurulmas›yla geliflecek bir yerel ekonomi ‹fl Kuleleri’nin katk›s›yla bu siluetin, içer-
olmaktan ç›k›p umudu var, “kaz gelecek yerden tavuk den de¤il, d›flar›dan daha çok görünür
Vatandafll›k ba¤lar› ve ‹fl Bankas› borç öncelikli esirgenmiyor”, tavu¤un kayna¤› konu- bir ‹stanbul’u, –aç›kça söylemekte fayda
‹fl Bankas›’n›n en önemli ifllevlerinden bi- bir nitelik sundaki spekülasyonlara girmek bu ya- var– küreselleflen finans-kapitalin tektip-
ri ise, Anadolu insan›n› parayla tan›flt›r- kazanmas›nda z›n›n haddini afl›yor. Sözün k›sas›, gerçek lefltirilmeye yüz tutan merkezlerinden
mas› oluyor. Paran›n özelliklerini, yal- da öncümüz “vatandafll›k ba¤lar›” böylece kuruluyor. birini imledi¤ini düflününce katk›n›n bü-
n›zca bir de¤iflim de¤il, tasarruf arac› ol- ‹fl Bankas›’yd›. “Cumhuriyet’in Bankas›”n›n, Cumhuri- yüklü¤ünü teslim etmemek haks›zl›k
du¤unu, “iktisadî seferberli¤in” evler- yet’le vatandafllar› aras›nda gördü¤ü ifl- olur. Bütün bu gidiflattaki sembolizmin
den, hatta çocuklardan bafllat›lmas› levlerden biri de bu olsa gerek... vatandafll›k, ekonomi ve siyaset ba¤la-
gerekti¤ini uzun süre, bir ö¤retmen m›ndaki okumas›n›n ne Cumhuriyetçile-
sabr›yla dikte ediyor banka... “Cum- “Yeni dünya düzeni”nde de öncü rin ne de geriye kalanlar›n kendilerini iyi
huriyet’in Bankas›” niteli¤ini popü- “Cumhuriyet’in Bankas›”n›n kimi hissetmelerine yard›mc› olaca¤›n› düflü-
lerlefltirme süreci de tasarruf kav- zaman el yordam›yla da olsa iktisat nüyorum nedense. En az›ndan kendi
ram ve kurumunun keflfi ve bu top- alan›nda ve elbette gündelik yaflam›- ad›ma müzede sergilenmekte olan tari-
raklara tercüme edilmesiyle bafll›- m›zda yapt›¤› önderlik giriflimleri bu hin öngördü¤ü alacak-verecek hesab›n-
yor. Banka, Türkiye’de “tasarrufun kadarla kalm›yor elbette. Müzedeki da hep borçlu ç›kmaktan korkuyorum.
sembolü” haline gelen ilk madenî kiosklardan birinde anlam yüklü bir Ayfle Çavdar
45
!f’in kaçmazlar›
Dünyada giderek bir kategori, bir sektör
haline gelen “ba¤›ms›z filmler”, Türki-
ye’de de epey yank› buluyor, hem üretim
hem tüketim ba¤lam›nda. ‹yi film çekmek
için illâ büyük bütçeler de¤il, esasen fikir
ve emek gerekti¤ini gösteren pek çok ta-
ze filmi aya¤›m›za getiren !f ‹stanbul
Uluslararas› Ba¤›ms›z Filmler Festivali,
yedinci y›l›na girerken kültür hayat›m›z›
canl› k›lmaya da devam ediyor. Esas ola-
rak Beyo¤lu AFM Fitafl sinemas›nda (14-
24 fiubat aras›nda) düzenlenen festival,
bu sene Ankara’ya (28 fiubat - 2 Mart ara-
s›nda), geçen seneki gibi Caddebostan’a,
ayr›ca ‹stinye’ye de tafl›n›yor.
Bu sene en Michael Moore, filmde,
Yasak bölge
çok ilgiye mazhar Küba’ya tedavi için
olacak filmlerin götürdü¤ü ABD
bafl›nda “müzikli” vatandafllar›yla
olanlar geliyor.
“Glass: Philip’in MICHAEL MOORE “SICKO”YU ANLATIYOR
12 Bölümde Por-
tresi”nin yan›nda
rock damar›ndan
yürüyen yap›mlar a¤›rl›kta: Scott Walker,
Kübal›lar yapabiliyorsa...
Joy Division, Sigur Rós belgesellerinin ya-
Michael Moore’un 2007 Cannes Film Festivali’nde ödüllendirilen filmi “Sicko” (Hasta)
n›s›ra, Antony, Devendra Banhart, Coco- !f ‹stanbul Ba¤›ms›z Film Festivali’nde...
Rosie ve Vashti Bunyan’›n gaml› neo-folk
dünyas›na bakan David Kleijwegt filmi “Sicko”da kötüleri hiç konufl- söylenebilir mi? Sonuçta, Amerikan
“Ölümsüz Çocuklar”a dikkat. Rock tarihi- turmuyorsunuz. Art›k kimse si- sa¤l›k sisteminin matah bir yan› ol-
nin efsane foto¤rafç›lar›ndan biri olmas› ze konuflmay› kabul etmedi¤i mad›¤›n› herkes görüyor herhalde.
hasebiyle, Annie Leibovitz’in hayat›na ve için mi? “Sicko” bütün partileri, bütün taraf-
eserlerine odaklanan “Objektiften Yans›- Michael Moore: Hay›r, farkl› lar› dikey kesen bir film. Herkes
yan Bir Yaflam” da belki müzikli bir film bir üslûp benimsemek, ma¤dur- hasta oluyor, herkesin sa¤l›k gü-
say›l›r... lara, ac› çeken insanlara daha vencesi sorunu var, herkesin tedavi
yak›n durmak istedim. Hakk›m- ve ilaç ihtiyac› var, her yafll›n›n ba-
Inland Empire da kopart›lan gürültü pat›rt›dan k›m ihtiyac› var. Bu filmden yaln›z-
usand›m. Aleyhimde çekilen on ca sigorta ve ilaç sektörünün yöne-
küsur belgeselden yoruldum. O ticileri rahats›z olacakt›r.
filmlerle bir “anti-Moore” festi- Sa¤l›k sisteminin çökmüfl olmas›na
vali yap›labilir. kimse itiraz etmiyorsa, bu konuda
Baz› olgular› manipüle etti¤iniz söy- nefes tüketmenin mânâs› ne?
leniyor... As›l çökmüfl olan sistemin bütünü. Kon-
General Motors’un bataca¤›n› söyledim, gre ve Beyaz Saray, petrol endüstrisine
batt›. ABD’deki ateflli silahlar sorununa para ve nüfuz aç›s›ndan rakip durumda-
David Lynch’in son filmi “Inland Em- dikkat çektim, ard›ndan gelen silahl› sal- ki bu iki endüstri taraf›ndan sat›n al›n-
pire”, Coen Biraderler’in yeni süksesi “‹h- d›r› olaylar›n› herkes gördü. Irak’a aske- m›fl durumda; yönetim onlara gebe. ‹laç
tiyarlara Yer Yok” zaten kaçmazlar aras›n- rî müdahalenin nükleer silahlar gibi ya- ve özel sa¤l›k sigortas› flirketleri sistemi
da. Kara Afrika’ya ›fl›k tutan Wim Wen- lan kan›tlara dayand›r›ld›¤›n› söyledim, kontrolleri alt›nda tutuyor. Rüzgâr›n
ders’li ortak belgesel “Görünmeyenler”, hakl› ç›kt›m. ABD, Bat› dünyas›nda ge- hangi yönden esti¤ini ve bu meselenin
zengin sitele- nel sosyal güvenlik sisteminin olmad›¤› Bu filmden ABD iç politikas›n›n bir numaral› konu-
riyle komflu ‹htiyarlara tek ülke, sigorta flirketlerinin kamunun yaln›zca su oldu¤unu biliyorlar. Evrensel sa¤l›k
yer yok sigorta ve ilaç
gettolar›n ara- paras›yla finanse edildi¤i tek ülke. Bu hizmetlerinin kendileri üzerinden yürü-
s›ndaki s›n›fsal flirketlerin amac› insanlar› tedavi etmek sektörünün tülmesini sa¤lamak, böylece müstehcen-
uçurumu bir de¤il, kârlar›n› maksimize etmek. yöneticileri li¤e varan kârlar elde etmeye devam et-
linç hikâyesiyle Seyircilerinizin bir bölümü siyasî gö- rahats›z mek ve yat›r›mc›lar›n› hoflnut etmek için
anlatan “Yasak rüfllerinizi paylafl›yor, ama bir bölü- olacakt›r. ellerinden geleni yap›yorlar.
Bölge”, porno ve kitsch üzerinden bir sis- mü de karars›zlar saf›nda. Sizin kör Evrensel sa¤l›k Filminiz Kanada sa¤l›k sistemini adeta
tem mücadelesi yürüten Kanadal› yönet- gözüm parma¤›na üslûbunuz insanla- hizmetlerinin ütopya gibi sunuyor. Kanada sistemini
men Bruce LaBruce’un bir zombi hikâye- r› ikna etmek için iyi bir tarz m›, yok- kendileri elefltiren, hastanelerde uzun kuyruklar
siyle kapitalizmi hedef tahtas›na koydu¤u sa insanlar›n size kulak t›kamalar›na üzerinden oldu¤unu söyleyen Amerikal›lar›, bir-
“Otto...” da üç Express tavsiyesi. “Kefl!f”, m› sebep oluyor? yürütülmesini kaç mutlu Kanadal›ya mikrofon tutarak
“Meksika Dalgas›”, “Baflka Aflk”, “Geze- 2003 Oscar töreninde, uydurma gerekçe- sa¤lamak, yalanl›yorsunuz. Bu pek bilimsel bir
gen, ‹nsan”, “Yaflama Sanat›” da mercek- lerle savafla sürüklendi¤imizi söylemifl böylece yol olmasa gerek...
le bak›lacak bölümlerden... ve yuhalanm›flt›m. O zamanlar, Ameri- müstehcenli¤e Kanadal›lar sistemlerinden memnun.
kal›lar›n yüzde 20’si benimle ayn› fikir- Evet, kusurlar› da olan bir sistem. En
varan kârlar
deydi. Sessiz sedas›z çekip gitmek yeri- temel kusuru, yeterince kaynak aktar›l-
elde etmeye
ne, “Fahrenheit 9/11”i yapt›m. Bunun mamas›. Bu konudaki daha derinleme-
devam
sebebi, Amerikal›lar›n büyük ekseriyeti- sine tahlilleri internet sitemde bulabi-
nin ikna edilebilir, iyi niyetli, yüce gönül- etmek ve lirsiniz. Ama flu kadar›n› söyleyeyim:
lü oldu¤una ve sonuçta do¤ru olan› yap- yat›r›mc›lar›n› Kanada’da ortalama ömür, ABD’de-
mak istediklerine inanmamd›r. Bugün, hoflnut etmek kinden uzun. Bunun da herhalde sa¤l›k
ülkenin yüzde 70’iyle Bush konusunda için ellerinden sistemiyle bir iliflkisi vard›r.
Ploy hemfikirim. Sadece, biraz zaman ald›. geleni Frans›z ve Küba sistemlerine övgüler
“Sicko”da kolay bir hedef seçti¤iniz yap›yorlar. düzüyorsunuz, Küba’ya gidip Che’nin
46
k›z›yla söylefli yap›yorsunuz. SA⁄LIKTA AMER‹KAN S‹STEM‹YLE FRANSA S‹STEM‹ KARfiILAfiTIRMASI
Fransa, Küba, Che... Amerikan sa-
¤›n› sinir etmek mi istiyorsunuz?
Ben halka, medyadan ve bu ülkeyi
yöneten siyasî ayg›ttan daha fazla
Özel sigorta endüstrisi mant›¤›
de¤er veriyorum. Hep ayn› terane Michael Moore “Sicko”da Yeni Dünya’yla eskisinin sa¤l›k sistemini karfl›laflt›r›yor,
anlat›l›yor: Fransa kötüdür, köhne- ABD karfl›s›nda Fransa’y› övüyor. ‹ki sistem aras›ndaki fark› New York Üniversitesi’nde
dir, ödlektir. Fransa’n›n kabahati ekonomi ve sa¤l›k hizmetleri yönetimi profesörü olan Victor G. Rodwin anlat›yor...
ne? Onlar›n deste¤i olmasayd›,
ABD kurulamazd›. New York lima- Geçti¤imiz günlerde ABD’de yay›nlanan son kitab›- ayene ücretleri, Fransa’da oldu¤u gibi, her y›l hekim
n›ndaki heykel onlar›n arma¤an›. n›zda (“Universal Health Insurance, How Sustainab- örgütleriyle devlet aras›ndaki müzakereler sonucu be-
11 Eylül’de derhal tepki verdiler. le? Essays on the French Healthcare System” / Evren- lirlenmiyor.
Ve ‹kinci Dünya Savafl›’nda onlar sel Sa¤l›k Sigortas› Ne Derece Sürdürülebilirdir? Bir de meflhur HMO sistemi var...
için yapt›klar›m›za ebediyyen mü- Frans›z Sa¤l›k Sistemi Üzerine Denemeler), Ameri- Health Maintenance Organisations (Türkiye’deki sa¤l›k
teflekkirler. Fransa, dünyadaki en kal›lara Frans›z sa¤l›k sisteminin iyi yanlar›n› gös- ocaklar› benzeri bir yap›) hastalar›n do¤rudan baflvura-
iyi sa¤l›k sistemine sahip. Bunu termeye çal›fl›yorsunuz. Ça¤d›fl›l›kla suçlanmaktan bildikleri sa¤l›k merkezleri. Hastalar katk› paylar›n›
söyleyen ben de¤ilim, Dünya Sa¤l›k çekinmediniz mi? ödüyor. Ancak, HMO hekimlerine muayene olmaya
Örgütü. Küba’ya gelince, orada bir Victor G. Rodwin: Gastronomi ve moda haricinde, mecburlar. HMO’lar›n yüzde 70’ini “managed care or-
film çekmek istedi¤inizde, en iyi Fransa ABD’de pek ciddiye al›nmaz. Fransa denince ganizations” denen kâr amac› gütmeyen özel kurulufl-
görüntüleri vermek isteyeceklerdir insanlar›n akl›na kamusal politikalar, merkeziyetçilik, lar oluflturuyor. Sa¤l›k sektörünün borsada bu kadar
elbette. Ama, Dünya Sa¤l›k Ör-
yüksek vergiler, ekonominin küreselleflti¤i ça¤da hâlâ büyük oranda ifllem hacmine sahip oldu¤u ABD’den
güt’ünün Küba’n›n sa¤l›k sistemini
anakronik politikalar uygulayan bir toplum geliyor. baflka bir ülke yok dünyada. Amerikal›lar, kendilerine
parmakla göstermesi ve Latin Ame-
Halbuki, Frans›z sisteminden ö¤renilecek çok fley var. seçme özgürlü¤ü tan›mayan bir sistemi kabul ediyor.
rikal›lar›n sa¤l›k hizmeti almak için
Fransa’da herkes güvence alt›nda, istisnas›z herkes. Fransa’da istisnas›z herkes sa¤l›k sigortas› güvencesi-
Küba’ya ak›n etmeleri de bofluna
de¤il herhalde. Kübal›lar›n ortala- Hem kamu sektörü, hem de özel sektör var. Sistemin ne sahip. ABD’de ise nüfusun yüzde 20’si güvenceden
ma ömürlerinin ABD’lilerden uzun ana yap›s› çok sa¤lam. Çok daha kaliteli bak›m sa¤la- mahrum.
olmas›n›n da bir sebebi var mutla- yabilmek için hastaneler, klinikler ve belediye hastane- Hiçbir güvencesi olmayan bu insanlar kim?
ka. Castro’ya veya rejimine amigo- leri aras›ndaki entegrasyon nas›l daha iyilefltirilebilir Bunlar›n büyük ço¤unlu¤unu düflük ücretlerle çal›flan,
luk yapm›yorum, sadece yurttaflla- düzeyinde sorunlar› tart›fl›yorlar. ABD’deyse, hiçbir “çal›flan yoksullar” denen insanlar oluflturuyor. Sigor-
r›ma flunu söylüyorum: Biz sa¤l›k güvencesi olmayan insanlar›n say›s› h›zla art›- ta primlerini ödeyebilecek durumda olmayan küçük
ABD’yiz, Kübal›lar yapabiliyorsa yor ve sa¤l›k hizmetlerinin niteli¤i çok eflitsiz.
biz de yapabiliriz. Amerikan sistemini nas›l tarif edersiniz?
“Sicko”yu yapman›n en zor tara- ABD’deki çok parçal› ve merkezsiz bir sistem. Bütün
f› neydi? nüfusu güvence alt›na alan bir sistem yok. Bu, bir Fran-
Filmi sigortalatmak. Sigorta flirket- s›z için tahayyül edilebilir ve kabul edilebilir bir fley
leri hakk›ndaki bir filmi sigortala- de¤il. ABD’de, özel sigortac›l›k sektörü etraf›nda orga-
malar› için bir sigorta flirketini nas›l nize olan bir sistemin mant›¤› iflliyor.
ikna debilirsiniz? Sonuçta, Kan- Somut bir örnek üzerinden gitsek, bir Amerikal›
sas’ta küçük bir flirketi olan bir si- bronflit oldu¤unda ne yap›yor?
gortac› bulduk. Galiba, Cumhuri- Bu, yafl›na, gelirine ve iflvereninin durumuna göre de-
yetçi Partili olmayan tek sigorta flir- ¤iflir. 65 yafl›n üstündeyse, Medicare sisteminden fay-
keti sahibiydi. dalan›r. Bu sistem Fransa’daki sa¤l›k sigortas› sistemi-
Filminizde maddî hatalar oldu-
ne benziyor, ancak bir farkla: ABD’de siz önce ödeme-
¤unu iddia edecekler ç›kacak m›
yi yap›yorsunuz, sonra size geri ödeme yap›l›yor ve iflletmelerde çal›fl›yorlar. Bir kiflinin tamamen sigorta-
sizce?
hastaya düflen katk› pay› çok daha yüksek. Yoksulluk s›z, güvencesiz kald›¤› süre ortalama iki y›l. Sonra, ya
“Fahrenheit 9/11”de tek bir hata
s›n›r›n›n alt›ndaki bir hasta söz konusuysa, Medica- sigortal› bir ifl buluyor ya da Medicaid’den yararlanma
bulana 10.000 dolar ödül verece¤i-
mi ilân etmifltim. Bir ödeme yap- id’den faydalan›yor. Bu, eyaletten eyalete de¤iflen bir hakk› elde edecek kadar yoksullafl›yor. National Insti-
mak zorunda kalmad›m. Filmle- sistem, yaklafl›k 40 milyon Amerikal›y› kaps›yor. He- tute of Medicine’›n yapt›¤› bir araflt›rma, sigortas› ol-
rimdeki her olgu do¤rudur. Yo- men hemen bütün masraflar› karfl›l›yor, ancak hekim- mayanlar›n ölüm riskinin, sigortas› olanlardan yüzde
rumlar da benim yorumlar›md›r, lere çok düflük ücret veriyor. Hekimler muayenehane- 25 daha fazla oldu¤unu ortaya koyuyor. Ancak, bir
kimilerine göre yanl›fl olabilir, ama lerinde bu kapsamdaki hastalar› kabul etmenin kendi- ölüm kal›m durumunda, özel hastaneler de hastan›n
bana göre do¤ru yorumlard›r. lerine bir kazanç getirmedi¤ini düflündüklerinden faz- hayatta kalmas› için zorunlu ifllemleri yapma mecburi-
‹nsanlar› hem e¤lendirmeyi, hem la tetkik isteme yoluna gidiyorlar. New York’ta, Medi- yetinde.
de a¤›r konularda düflündürmeyi caid çerçevesinde muayene ücreti yaklafl›k 20 dolar, Böyle bir durumda ödemeyi kim yap›yor?
nas›l baflar›yorsunuz? halbuki ayn› hekim yafll› bir hastay› muayene etti¤inde Kamu hastanelerinin harcamalar›n› yerel yönetimler
Film çekerken hep hayalî bir seyirci 100 dolar al›yor. Bu, çok çarp›c› bir eflitsizlik. Hastalar finanse ediyor. Ancak sorun flu ki, ABD’nin bütün böl-
koltu¤unda otururum. ‹nsanlar›n özel muayenehanede ifllerinin yokufla sürülece¤ini bil- gelerinde kamu hastanesi bulunmuyor, sadece büyük
hafta boyunca çal›flt›klar›n›, hafta- diklerinden, acil servislere ya da kamu hastanelerinin flehirlerde var.
sonunda e¤lenmek istediklerini ve polikliniklerine gidiyorlar. Oralarda da saatlerce s›ra Sa¤l›¤a Fransa’dan daha fazla harcama yapan
e¤lenmek için sinemaya gittiklerini bekliyorlar. ABD’de, 48 milyon güvencesiz insan olmas›n› nas›l
akl›mdan ç›karmam. Ayr›ca, siyaset Amerikal›lar›n ço¤unlu¤u nas›l bir güvenceye sahip? aç›kl›yorsunuz?
ve e¤lence benim için birbirleriyle Amerikal›lar›n yüzde 58’i, iflverenlerinin sa¤lad›¤› özel Evet, biz GSMH’n›n yüzde 16’s›n› sa¤l›¤a harc›yoruz,
çeliflen fleyler de¤il. E¤lenceli bir sa¤l›k sigortas› sahibi. Bunlar›n koflullar› sigorta flirket- Frans›zlarsa yaklafl›k yüzde 10’unu ay›r›yor. Ancak,
film yapmay› becerebilirsem, ko- lerine göre de¤ifliklik gösteriyor. Büyük iflverenler ge- sa¤l›k sektöründeki bütün ürün ve hizmetlerin, t›bbî
mik ya da hüzünlü bir film yapabi- nelde daha iyi güvence sistemleri sunuyorlar. Sigorta- personelin ücretleri de dahil, bedeli bizde çok daha
lirsem, siyaseten söylemek istedik-
l›lar›n çok küçük bir k›sm› (yüzde 3) Fransa’dakine yüksek. Bizde yatak bafl›na düflen hemflire say›s› da da-
lerimi de güçlü bir flekilde ifade
benzer haklara sahip; onlar herhangi bir rahats›zl›kta, ha fazla; daha yüksek ve daha maliyetli teknoloji kul-
edebilirim.
Çeviren: Siren ‹demen
istedikleri hekime ya da sa¤l›k kurulufluna baflvurabi- lan›l›yor. Bunun yan›s›ra, çok büyük bir harcamay› yö-
Hep büyük hedeflere yöneldi-
niz. Bundan sonraki hedefiniz lir ve masraflar› karfl›lan›r. Muayene ücretinin de tek- netim konusunda yap›yoruz, çünkü yüzlerce farkl› si-
ne olacak? tip olmad›¤›n› belirtmek laz›m. Ücretler oturdu¤unuz gorta mevcut ve her birinin farkl› protokolleri, öde-
Çeviren: S.‹.
Bilmem. Bu filmin nas›l tepki flehre göre de¤ifliyor. En pahal› yer New York. E¤er bir me ve denetleme mekanizmalar› var. Sonuçta, asl›n-
alaca¤›n› görmek istiyorum. dahiliye uzman›na giderseniz, asgarî 100 dolar ödeme- da bizim sistemimizde çok büyük bir israf söz konu-
Belki de bir romantik komedi- niz gerekiyor. Medicare sisteminde, 65 yafl üzeri kiflile- su, ama tuhaf olan, dünyan›n pek çok ülkesinin
nin vakti gelmifltir. rin sa¤›k masraflar›n›n yüzde 70-80’i karfl›lan›yor. Mu- ABD’yi örnek almas›.
47
TMAZ
TU
IM
TA K
48
Biraz merhamet et Fenerbahçe!
ürkiye Kupas› grup maçlar›n›n son gününde
T Alanya tatl› bir telâfl içindeydi. Fenerbahçe ilçeye
gelecekti; tribünler t›kl›m t›kl›m dolmufl, TFF 2.
Lig’deki (eski 3. Lig) Alanyaspor'un rakibiyle verece-
¤i mücadele bekleniyordu. Maç› Fenerbahçe 10-3 gi-
bi tuhaf bir skorla kazand›. On golün dördü, haftalar-
d›r ligde gol atamayan Mateja Kezman’dan geldi.
Futbol ve tüm sporlar bünyesinde öncelikle ada-
letli olma fikrini bar›nd›r›r. Bu nedenle tak›mlar fark-
l› liglerde, sporcular farkl› s›kletlerde mücadele eder. Ancak tüm ligleri
kapsayan kupa maçlar›nda farkl› liglerden tak›mlar birbirleriyle oynarlar.
Bu tip maçlarda büyük kulüplerin büyüklü¤ü, rakiplerinin sayg›nl›¤›n› da
korumalar›ndan gelir. Fenerbahçe'nin Alanya'ya on gol atm›fl olmas›, bü-
yük olman›n bu temel durufluna zeval getirdi.
Fenerbahçeli oyuncular, Alanyasporlu oyuncular›n ilçedeki itibar›n›
zedeledi. Bu futbolcular maç›n ard›ndan kalabal›¤a kar›flamad›lar. Soka¤a
ç›kt›klar›nda efl-dost onlara on golü hat›rlatt› büyük ihtimalle. Ya alay ko-
nusu oldular ya da teselli edilmek durumunda kald›lar. Daha önemlisi, on
gol yiyen tak›m›n oyuncular› kendi çocuklar›na s›k›nt›lar›n› yans›tmamay›
baflard› m› acaba?
Oysa Fenerbahçe 1994’te Aykut Kocaman'›n Trabzon’da att›¤› golle
flampiyon oldu¤unda Ali fien “nas›l koydu Aykut Kocaman” diye tezahü-
rat yaparken, golü atan Aykut flampiyonlu¤a sevinemedi¤ini, bu ma¤lûbi-
yetle Trabzonsporlu futbolcular için zor günlerin bafllayaca¤›n› söylüyor-
du. Ali fien’in s›rf bu tavr› yüzünden Aykut’u gözden ç›kard›¤› söylenir. O
dönem yine de Ali fien zihniyetinden farkl› davranan futbolcular›m›z var-
m›fl. Son Alanyaspor maç› gösterdi ki, Ali fien zihniyeti iliklerimize kadar
ifllemifl, numunelik de olsa, Aykut gibi sevebilece¤imiz futbolcu kalmam›fl.
– Onur Yaz›c›o¤lu
dolab›
(J-Records)
hris McCandless, Washington’daki üst s›-
C n›f yaflant›s›n›, üniversite e¤itimini, para-
s›n› pulunu, edindi¤i tüm iliflkileri terk eder
günün birinde. Niyeti maddiyatç› dünyadan
kurtulmak, do¤ayla bir olup farkl› bir manevi-
yat›n s›rr›na ermektir. Bu niyetle asla arkas›na
bakmaz. Öyle ki, bir süre sonra Alaska’n›n de-
rinliklerinde yitip gider. Kendisine ne oldu¤u
hiç bilinmez. Tahminler açl›ktan öldü¤ü yö-
nündedir... 1996’da Jon Krakauer’in Chris’i hi-
kâye eden roman› yay›nlan›r. Çok satan bu ki-
tap Sean Penn’in de ilgisini çeker ve nihayet on
küsur sene sonra hikâyeyi beyazperdeye uyar-
10 albüm lar. Filmin müziklerini de yak›n dostu Eddie
Amy Winehouse Back To Black Vedder’dan rica eder. Do¤rusu, bu ifl için on-
Babyshambles Shotter’s Nation dan daha iyisini de düflünemezdi Penn.
Cat Power Jukebox
Chris’in zihnine s›zabilecek, onunla ayn› fre-
Dertli Divani Hasbihal
kansta buluflacak üç-befl kifli varsa, biri de
Herbie Hancock River: The Joni Letters
Marianne Faithfull Broken English Vedder’d›r herhalde. O da hikâyesini anlatt›k-
Muammer Ketenco¤lu ‹zmir Hat›ras› lar› çocuk kadar materyalist dünyan›n kirin-
Radiohead In Rainbows den kendini sak›nmaya çal›flan vahfli bir ruh
Renaud Tournée Rouge Sang de¤il mi sonuçta?
Wyclef Jean Carnival vol.II Genellikle soundtrack’ler filmin atmosferi
olmadan soluk kal›rlar. Bu hiç öyle de¤il...
5 flark› Vedder’›n, son dönemde s›k s›k Pearl Jam al-
Jens Lekman Pocketful Of Money bümlerinin içine saklad›¤› akustik gitarl›, ban- kemli bölümler de bulunmuyor de¤il. Sean
Rod Stewart Some Guys Have All The Luck
jolu, ukuleleli eskizlerinin izinde, k›sac›k ama Penn’in görüntüleri eflli¤inde bir de sinemada
Sonic Youth Incinarete
gerçekten çok güzel bir folk albümü var elimiz- duymak için sab›rs›zlan›yoruz bu tüyler ürper-
Spoon Rhythm & Soul
Tarkan Vay Anam Vay de –içinde Indio cover’› “Hard Sun” gibi gör- ten flark›lar›. – ‹lker Aksoy
50
Ç›raklardan usta havalar›
Hariçten Gazelciler / Hariçten “Yollar”, “ustalar›m›z›n havas›-
Gazelciler (Kad›köy Müzik) d›r” diye bafll›yor ve bildik na¤me-
ariçten Gazelciler ‹zmit’ten, lerle sürüyor; sonras›nda ise Ha-
H körfez k›y›lar›ndan kopup ge- riçten Gazelciler, “mutluyuz ç›rak
len bir grup. Geçti¤imiz y›llarda olmaktan” diyerek bayra¤› devra-
Bar›flaRock baflta olmak üzere çe- l›yor. Bir dönem Mo¤ollar’›n ses-
flitli festivallerde ve mekânlarda lendirdi¤i “Ç›¤r›k”la bu veteran
dinledik onlar›. Kendi adlar›n› ta- gruba, abilerine, ustalar›na sayg›
fl›yan ilk albüm, geçti¤imiz ay›n duruflunda bulunuyorlar. Hemen
bafl›nda nihayet dinleyiciye ulaflt›. ard›ndan gelen “De¤il” ise toplu-
Grubun en önemli silah›, Ömür lu¤un ç›rakl›ktan ustal›¤a geçifli-
K›l›çarslan’›n yapt›¤› ça¤lama adl› nin ispat›. Ça¤lama soloyla aç›lan
enteresan alet: “Ba¤lama perdeli bu flark› albümün di¤er flark›lar›n-
elektro gitar” demek de mümkün dan ayr›l›yor, ayr› bir ilgiyi hak
buna, “gergin gitar telleri tafl›yan, ediyor. Bir yandan eski koflmalara
gövdesiz bir elektro ba¤lama” da. benziyor, di¤er yandan yepyeni.
Ama enteresan ve grubun imzas› Yüzy›llar öncesinden bir türkü gi-
niteli¤inde bir t›n›s› oldu¤u mu- bi dinlerken flark›y›, taptaze duy-
hakkak... gular uyan›yor insan›n içinde.
Hariçten Gazelciler asl›nda es- Hariçten Gazelciler’in flark›
ki bir grup. 2001’de kurulmufl. Bir sözlerinde de halk edebiyat›n›n iz-
süre ‹zmit barlar›nda müzik yap- lerini sürmek mümkün. Mesela,
m›fl, ancak bu yolla bir yere var›la- “Yer döflek / Gök yorgan etmedik
mayaca¤›n› anlay›nca kendi ken- mi?” ya da “Ah, flu hayat!.. Emanet
dini feshetmifl. Yak›n zamanda, al- mi yoksa vade mi? / Bir rüyada iç-
büm sürecinde küçük bir kadroyla ti¤imiz mayhofl bir bade mi?” Ara-
yenilenmifl. Ömür sadece ça¤la- da kula¤›m›za çal›nan “Bir baflba-
man›n tellerine dokunmuyor, gitar kan neye yarar?” dizesi kendimize
da çal›yor ve flark›lara sesini veri- gelmemizi sa¤l›yor ama bu, fena
yor. Bas gitar ve vokalde Murat Bo- bir fley de¤il. “Drama Köprü-
lat, davulda Turgay Çetin, di¤er sü”nün farkl› bir yorumuna rastla-
Hariçten Gazelciler. Kadroya kü- maksa tam bir sürpriz oluyor.
çük dediysek aldanmay›n, büyük Son kertede grubun kendisine
bir müzik yap›yorlar! Anadolu- b›rakal›m sözü: Yapt›klar›n›, “de-
pop’un izini sürüyorlar, ustalara ¤iflik oldu¤u kadar al›fl›ld›k, al›fl›l-
selâm çak›yorlar, kulaklar›ndaki d›k oldu¤u kadar de¤iflik” diye ta-
“bizim” sesleri d›flardan gelenlerle n›ml›yorlar ve “nev-i flahs›na mün-
harmanl›yorlar. Albümü ilk dinle- has›r müzik” diye nitelendiriyor-
yiflinizde yad›rgayaca¤›n›z bir lar. Körfezden gelen bu sese kulak-
müzik bu belki ama, sonra insan› lar›m›z› t›kamam›z zor. Bir yanda
sar›yor ve kendinizi flark›lara efllik Erkin Koray, di¤er yanda ZeN ve
ederken yakal›yorsunuz. hatta ayn› hattan gelen Ayyuka...
12+1 flark› var albümde. Son- Erzurumlu Emrah, Neflet Ertafl ve
daki “+1”, y›llar önce, 2004’te kay- Ruhi Su’yu da katarsan›z bunlara,
dedilmifl do¤açlama bir “Hariçten Hariçten Gazelciler’in müzi¤ine
Gazel”. Ömür ve Turgay’a Erim ulafl›r›z sanki. Ama sak›n müzikle-
Arkman (gitar), Ozan Y›lmaz rinin bu isimlere benzedi¤ini dü-
(klavye) ve art›k aram›zda olma- flünmeyin: Bunlar›n d›fl›nda, ama
yan Serkan Aktafl (bas) efllik ediyor onlardan beslenerek ve yapt›kla-
burada. Bu kay›t, Serkan’›n an›s›- r›n› gelifltirerek bambaflka bir
na albüme al›nm›fl. “Ahval ve fley yapm›fllar. Sonuçta, “ha-
fierait”le bafllayan albüm, so- riçten gazel okumak” denen
rulu cevapl› flahane vokal- fleyin ne oldu¤unu gösteri-
lerle süren reggae ritmli yorlar bize. Kay›ts›z kalma-
“Var m›?” ile sürüyor. yal›m. – Murat Meriç
sesi ne kurflunlarla, ne hapis cezalar›yla,
ARUNDHAT‹ ROY’DAN SOYKIRIM ÇA⁄I ÜZER‹NE ne de hakaretlerle susturulabilecek bir
hayk›r›fl oldu. O ses hayk›r›yor, f›s›ld›-
Çekirgeleri dinlerken
19 Ocak’ta Agos bürosunda konuflma yaparken Rakel Dink’in yan›nda Arundhati Roy da
yor, ezici sessizli¤i paramparça ediyor.
Dünyan›n Anadolu’da 90 küsur y›l önce
olmufl bir fleyi merak etmesine yol aç›-
yor. Hrant’›n düflmanlar›n›n gömmek is-
tedikleri bir fleyi. Unutmak istedikleri bir
vard›. Bo¤aziçi Üniversitesi’nin davetlisi olan Roy’un, Hrant Dink ‹nsan Haklar› ve ‹fade
fleyi. Evet, kendi ad›ma, ilk tepkim 1915
Özgürlü¤ü Konferans› kapsam›nda yapt›¤› konuflman›n bir bölümünü naklediyoruz...
hakk›nda bulabildi¤im her fleyi ö¤ren-
mek, tarih okumak, tan›kl›klar› dinlemek
rant Dink’le hiç tan›flmad›m, xie oldu. Bu, kuflkusuz çok tart›flmal› bir oldu. Bu olay olmasa yapmayabilece¤im
55
Niye fiziksel aç›dan üstün olan
erkekler fiziksel aç›dan zay›f olan
difliler üzerinde egemenlik
kurmuyordu? Erkekler beraber
hareket etmezken, difliler nas›l
beraber hareket edebiliyordu? Bu,
flempanzelerden farkl›l›k arz eden
bir durumdan ibaret de¤ildi, sosyal
ekolojinin kurallar›na da ayk›r›yd›.
“Bonobo anaerkildir, savaflmaz,
avlanmaz. Cinsel davran›fl
yelpazesinin insanlardaki kadar
zengin oldu¤u ve en önemli
entelektüel baflar›n›n alet kullan›m›
de¤il, baflkalar›na hassasiyet
göstermek oldu¤u yak›n bir
akrabay› kim hayal edebilirdi?”
Frans de Waal’in bulgular› e¤er
do¤ruysa, insan sald›rganl›¤›
konusunda bir ümit ›fl›¤› var.
fiempanzeler Hobbes’cuysa,
bonobolar Rousseau’cu.
Ian Parker