1960 sonras›, "antiemperyalist" bilinçle yetiflen yüksek ö¤renim
gençli¤i, "petrol ve madenlerin millilefltirilmesi", "ba¤›m- s›z d›fl politika" gibi konular› savunarak, yasal yollarla seslerini duyurmaya bafllad›lar: Gençlik, ulusçu, toplumcu ve devrimci bilinçle halk› uyarmaya ve uyand›rmaya çal›fl›yordu. Karfl› eylem planlad› hemen… Ayn› dönemde, bir siyasal partiyi ele geçiren Alpaslan Türkefl ve arka- dafllar›, "komando kamplar›" ad› verilen silahl› e¤itim merkezlerinde baz› gençleri "milliyetçi-toplumcu" ö¤retiyle yetifltirmeye çal›flmaktayd›. Bu ör- gütlenme biçimi, aç›kça Siyasi Partiler Yasas›’na ayk›r›yd›. Fakat devir Sü- leyman Demirel devriydi ve bu devrin Baflbakan›: - ‹ti ite bo¤duruyorum… gerekçesiyle, ülkede ç›kacak bir sa¤-sol ça- t›flmas›ndan ç›kar ummaktayd›. Kanl› ö¤renci çat›flmalar› bundan sonra bafllad›. Cinayetler birbirini ko- valad›. Sokak ortalar›nda, üniversite yurtlar›nda vurularak öldürülen ö¤ren- cilerin hiçbirinin katili bulunam›yordu. Üstelik olaylar bütün fliddetiyle sür-
mülkiye • Cilt: XXVII • Say›: 238 9
dürülüyor ve devrin sorumlu hükümeti, bir "kapal› tribün" seyircisi gibi olup-bitenleri göz ucuyla izlemekle yetiniyordu. Böylece günden güne, üni- versiteler birer savafl alan›na dönüfltü. Silahl› bask›nlar, sokak ortas›nda vu- ruflmalar sürüp durdu. Hükümetin sorumsuz bafl› ayn› günlerde: - Sokaklar yürümekle afl›nmaz… diye önemsemez görünüyordu olup bitenleri. Fakülte s›n›rlar›n› aflan ö¤renci olaylar›n› önlemek gerekçe- siyle, polis birlikleri yan›nda, Silahl› Kuvvetler’den de askeri birlik- ler ça¤r›lmakta, böylece "asker-ö¤renci" çat›flmas› yarat›labilmesi için gerekli ortam oluflturulmaktayd›. Bunlar, toplum olaylar›n›n ortaya ç›kartt›¤› basit rastlant›lar m›yd›, yok- sa gizliden gizliye uygulanan bir "plan"›n gerekleri miydi? Olaylar›, geriye do¤ru dönüp de¤erlendirdi¤imizde, bu ikinci olas›l›¤a a¤›rl›k vermek akla yak›n gelmektedir. Bir de, olaylar›n içindeki "k›flk›rt›c› ajanlar" teker teker saptan›nca, baz› gerçekler iyice su yüzüne ç›kmaktad›r. ‹stenmifltir, körük- lenmifltir baz› olaylar. Hiç flüpheniz olmas›n. Bu tür olaylar›n ak›fl› ile 12 Mart gününe gelindi. (Yeni Ortam, 13 Kas›m 74, Sormayal›m m›?) "‹nsanlar, insanlar niçin hapis yatar? Niçin ac› çeker, niçin? Ziverbey köflklerinden, Hatt› Hümayun denen iflkence karargahlar›ndan geçer, niçin? (Dikili konuflmas›, 12 Temmuz 1986) 12 Mart 1971 tarihinden sonra kendilerine devlet zoruyla "Atatürkçü- lük" etiketi yap›flt›ran yetkili ve etkililerin gölgeleri alt›nda kurulan "Kontr- gerilla" örgütü, önce iflkence yöntemleriyle suç ve suçlular yaratm›fl, bun- dan sonra da yeniden sald›r›lar düzenleme görevini üzerine alm›flt›r. Bu yasad›fl› örgütte bulunanlar›n adlar› birçok sorumlularca bilinmesine ra¤men, bu "cunta karargah›na" kimse elini sürememifltir! (Yeni Ortam, 19 fiubat 1975, Güç Günler) Kontrgerilla var m›d›r yok mudur? Bu tart›flma 12 Mart döneminde ünlü Ziverbey Köflkü’nde sorgu yapan görevlilerin iflkenceli sorgulardan geçirdikleri san›klara "Buras› kontrgerilla teflkilat›d›r. Burada kanun yoktur" diye gözda¤› vermeleri ile ortaya ç›km›fl- t›r. Bu yüzden, "kontrgerilla var m›d›r yok mudur" tart›flmalar›na iflkenceli sorgulardan bafllamak gerekir.
10 mülkiye • Cilt: XXVII • Say›: 238
Ziverbey Köflkü’nde birçok seçkin ayd›n›, kurmay subay› ve generali sorguya çeken ve sorgulara "Buras› kontrgerilla teflkilat›d›r" diye bafllayan bu görevliler, yetkilerini hangi yasadan al›yorlard› ve niçin "Buras› kontr- gerilla teflkilat›d›r" diyorlard›? (Cumhuriyet, 28 Ocak 1986, Kontrgerilla) "Kontrgerilla", Amerikan Silahl› Kuvvetleri taraf›ndan yönetilen Pana- ma’daki "Antigerilla okulu" ile, Washington’da "Uluslararas› Polis Akade- misi"nde okutulan bir dersin ad›d›r. Bu derslerde, solcu ayaklanma ve dev- rimci eylemlere karfl› al›nmas› gereken tedbirler konu edilmektedir. "Kontrgerilla" üzerinde yaz›lan kitaplarda yer alan siyasal de¤erlendir- melerde, Amerika’n›n bütün yoksul ülkeler halklar›n› birer "rehine" olarak tuttu¤u ve baz› ülkelerde de, reform giriflimlerini istedi¤i ölçüde tutmak gi- bi taktikleri oldu¤u da yaz›lmaktad›r. (Cumhuriyet, 3 Nisan 1976, Kontrgerilla Taktikleri) fiili’de, Bolivya’da, Uruguay’da ve Yunanistan’da faflist darbeleri yöne- ten subaylar›n ço¤u Panama Kanal›’ndaki "Antigerilla Okulu" yetifltirmele- ridir. Son on y›lda giriflilen askeri darbelerin amaç ve yöntemleriyle birbir- lerine benzemeleri ve darbeden sonra uygulanan iflkence yöntemlerinin de birbirinin ayn› olmas›, bu bak›mdan flafl›rt›c› olmal›d›r. 12 Mart 1971 tarihinden sonra kendilerine "kontrgerilla" ad› verilen ör- gütün uygulad›¤› iflkence yöntemleri, fiili’de, Uruguay’da, Yunanistan’da uygulananlar›n ayn›s›d›r. (Yeni Ortam, 21 Ocak 1975, ‘Necmettinler’) "Antigerilla Okulu"nun Türkiye’deki "flubesi" olan "Kontrgerilla" adl› gizli örgüt kimlerden oluflmaktad›r? Baz› yasal yetkileri üzerlerinde tafl›ya- rak bu örgütte çal›flanlar›n kimliklerini, devletin baz› yetkilileri bilmektedir. Bu adlar› 12 Mart’›n karanl›klar›na gömmeye kimsenin hakk› yoktur. Hiç- bir sünger, bu adlar› belleklerden silmemelidir. (Yeni Ortam, 27 Ocak 1975, Size Baflvuruyorum) 12 Eylül öncesini yaflad›k. Türkiye’de 30-35 y›l ele al›n›rsa her 4 y›la bir genel seçim, her üç y›la bir s›k›yönetim, her 10 y›la bir askeri yönetim düflüyor. Bu demektir ki; biz demokrasi denen sistemi benimsememifliz, uygula- mam›fl›z, anlaflamam›fl›z, alg›layamam›fl›z. Bir ülkede 10 y›lda bir ihtilal olur, bir baflbakan, yine iki bakan ipi çekilir. ‹ki y›l sonra bu ihtilali yapan
mülkiye • Cilt: XXVII • Say›: 238 11
kadronun içinden bir kurmay albay ve bir binbafl› ipe çekilir. Daha sonra üç genç ipe çekilir ve daha sonra idam sehpalar› kurulursa ve daha sonra 5 bin cinayetin dosyalar› mahkemelerde üst üste gelirse, o zaman ülkede iflleme- yen bir fley, anormal bir geliflim var demektir.." (Almanya konuflmas›, 1984) Türkiye’de bir terör dönemi yaflad›k. Bu terör dönemini bir bize yak›n bir iktidarla yaflad›k, bir de bize düflman bir iktidarla yaflad›k. Her iki ikti- dar›n da olaylara bak›fl aç›s›na tan›k olduk. Ben U¤ur Mumcu olarak ruhsatl›, emniyeti aç›k tabanca tafl›maktayd›m. Her an bir sald›r› beklemekteydim, 12 Eylül’e kadar böyle yaflad›m. Her gün bir arkadafl›m›z öldürülmekteydi. Hiç unutmam, Doçent Bed- rettin Cömert, gazeteye yaz› getirdi, ertesi sabah öldürüldü¤ünü ö¤rendik. Bir gün sonra da cenazesini kald›rd›k. Do¤an Öz, yi¤it bir savc›yd›, Ankara Cumhuriyet Savc› Yard›mc›s›, yak›n arkadafl›m›zd›. MHP ve ülkücü örgüt- lerin üstüne gitti¤i için kap›s› önünde pusu kurularak öldürüldü… Bunlar› yaflad›k her gün… (Almanya konuflmas›, 1984) Ecevit hükümeti döneminde iki y›l içinde siyasal nedenlerle öldürülenle- rin say›s› 2245’tir. Yetmifl günlük Demirel hükümetinde siyasal nedenlerle öldürülenlerin say›s› flimdiden 504’ü bulmufltur! (Cumhuriyet, 1 fiubat 1980, ‹pekçi’yi anarken) Bu bir karanl›k dünyad›r, bu karanl›k dünya en dip köflelerine kadar ay- d›nlanmadan, Türkiye’de devletin, demokrasinin, anayasal düzenin sa¤l›kl› ifllemesine hiç mi hiç olanak yoktur. Bir devlet ki, yurda iki y›lda sokulan iki buçuk milyar liral›k silah›n te- röristlere nas›l sa¤land›¤›n› bile araflt›rmaz, araflt›ramaz; bu devletin teröriz- mi önlemesi düflünülemez. Önce bu konu ayd›nl›¤a kavuflacak: Bu silahlar› yurda kim sokuyor? Terörizmi kim "finanse" ediyor? Kim ödüyor bu iki buçuk milyar Türk liral›k silah›n paras›n›? Kim, kimler?.. (Cumhuriyet, 22 May›s 1980, Son sald›r›) Gerçek sorumlular yirmi yafl›ndaki katiller de¤il, onlara bu silahlar› ve- ren, yüreklerine bu kör kini dolduranlard›r. Gencecik çocuklar bunlar. On dokuz yafl›nda, yirmi yafl›nda, yirmi bir yafl›nda, babalar›, dedeleri olacak yaflta insanlar›n gözleri önünde öldürülü-
12 mülkiye • Cilt: XXVII • Say›: 238
yorlar. Savc›s›, yarg›c›, politikac›s›, yazar›, çizeri, profesörü, doçenti ve so- kaktaki vatandafl› ile yafl›yoruz bunlar› bir bir. Elimizden de hiçbir fley gel- miyor. Bir kanl› serüven izler gibi izliyoruz bunca olay›. Elimiz kolumuz ba¤l› sanki. (Cumhuriyet, 23 fiubat 1977, Vur Öldür Yaflatma) Terörün amac›n› bilmeyen kalmad›. Kargafla ortam› içinde bir "iktidar bofllu¤u" yaratmak, sonra da bu bofllu¤u "otoriter yönetim" görüntüsü alt›n- da bir "faflist diktatörlük" kurarak doldurmak… Bunun için toplumdaki baz› kesimleri alabildi¤ine silahland›r›yorlar. Si- lahl› sa¤, siyasal partilerin yönetim birimlerine kadar uzan›yor. Ac›mas›zca ifllenen cinayetlerle solda tepkiler oluflturmak ve bundan sonra da bu tepkilerin duygusal çalkant›s› içinde sol kesimin baz› gruplar›n› silahl› eyleme itmek plan›, çok aç›k ortada!.. - Sa¤ da sol da silahl›… Askeri müdahaleler için en beylik gerekçelerden biri budur!.. Sa¤›n ve solun silahlanmas›, silahl› gruplar›n çat›flmas›, bu çat›flmalar›n bir türlü dur- durulamamas›, otoriter rejim özlemcilerinin abarta abarta ve balland›ra bal- land›ra kulland›klar› gerekçelerdir. (Cumhuriyet, 1 Kas›m 1978, ‹flin Bafl›) R›fat Y›ld›r›m, Bedrettin Cömert’i öldüren katil, Frankfurt’ta istasyon yak›n›nda bir dükkanda eroinle yakaland› ve itiraflarda bulundu, "Ben ül- kücü örgüt ad›na bu eroin kaçakç›l›¤›n› yap›yorum" diye. Çok ünlü Türkler; Oral Çelik, Abdullah Çatl›, Abdi ‹pekçi’nin öldürülmesinde silah› sa¤layan, plan› yapan Mehmet fiener, bunlar da uyuflturucu madde kaçakç›l›¤› yap- makla suçlan›yorlar. (Almanya konuflmas›, 1984) Mehmet Ali A¤ca, "‹pekçi’nin öldürülmesi karar›, kas›m ay› ile aral›k ay› içinde planland›" diyor. ‹pekçi, 12 Ekim tarihinde bafllay›p, 23 Ekim ta- rihine kadar sürdürdü¤ü kaçakç›l›k yaz›lar›ndan sonra, kaçakç›l›k konusun- da bir baflka önemli dosyan›n üzerinde çal›fl›rken öldürülmüfltür. Gün Sazak’›n solcu teröristlerce öldürülmesi, bu cinayet zincirinin bir baflka halkas›d›r. Bütün bunlar rastlant› m›? Yoksa, Mafya’n›n karanl›k dos- yalar›n› açan ‹talyan yarg›c›n sol görüntülü bir terör örgütünce öldürülmesi gibi bu cinayet de bilemedi¤imiz bir oyunun parças› m›yd›?.. fiafl›rt›c› rast-
mülkiye • Cilt: XXVII • Say›: 238 13
lant›larla dolu olan bu terör dünyas›nda her olay en umulmaz olas›l›klar› ile birlikte araflt›r›lmal›d›r. (Cumhuriyet, 7 May›s 1984, ‘‹z Sürerken’)
O zaman Türkiye’de terörün arkas›nda çok çok büyük güçlerin bulundu-
¤u sonucuna var›yorsunuz. Vasila diye bir gemi geliyor, ‹stanbul’da aran›- yor. Makine yedek parças› yaz›yor konflimentoda, roketatar mermileri ele geçiyor. Gönderen Kintex flirketi. Kimdi Kintex flirketinin Türkiye temsilci- leri? (Almanya konuflmas›, 1984) Böylesi bir ortamda olanlara hiç flafl›rmamak gerekirdi. Bundan sonras› "ya¤mur ya¤mas›" gibi do¤ald›r. Belli koflullar belli sonuçlar› do¤urur. Dar- be koflullar› bir kez oluflturulunca sonuçlardan da kaç›n›lamaz. Önemli olan bu koflullar›n oluflmas›na engel olabilmektir. Bilinen kurald›r; yönetemeyeni yönetirler. Yine bilinen bir baflka kural- d›r: Do¤an "iktidar bofllu¤unu" gelir bir silahl› güç doldurur. 12 Eylül’de olan da budur. 12 Eylül’de yönetime el koyan askerler, soruflturmalar› terör eylemleri ile s›n›rl› tutup bu eylemleri yönlendirenleri yakalamalar› gerekirken, yapay siyasal davalarla ülkede faflizm rüzgarlar› estirdiler. Bununla da yetinmedi- ler, kâr, faiz ve rant gelirini art›r›p, emek gelirlerini azaltan ekonomik mo- deli de silah zoruyla uygulayarak bugünkü adaletsiz toplum düzeninin olu- flumunda büyük roller oynad›lar. ‹slamc› ak›mlar›n geliflmesine de bilerek ya da bilmeyerek destek oldular. (Cumhuriyet, 14 Eylül 1990, 10 Y›l Sonra) Silahl› sa¤ eylemciler de, silahl› sol eylemciler de, PKK örgütü de uyufl- turucu madde satmakta, buna karfl›l›k silah sa¤lamaktad›r. Ve bu çok uluslu siyasette, birtak›m ülkelerin s›n›rlar›ndan silahlar v›z›r v›z›r geçerek Türki- ye’ye sokulmaktad›r. 12 Eylül öncesi 822 bin silah, milyonlarca mermi so- kuldu¤u anlafl›ld›. Bu silahlar›n 10’da 9’u NATO ülkelerinde üretilmifltir ve bir Varflova Pakt› üyesi olan Bulgaristan topraklar›ndan ve bir Bulgaristan devlet flirketi olan Kintex arac›l›¤›yla Türkiye’ye sokulmaktayd›. Kintex flirketinin Türkiye temsilcileri de milliyetçi muhafazakar politikac›lard›. Avukatlar› da bir eski milli istihbarat görevlisi idi. Bu denklemi çözmenin olana¤› yok. (Harp Akademileri Konferans› konuflmas› - 13 Ocak 1993)
14 mülkiye • Cilt: XXVII • Say›: 238
Sa¤c› bir militanda Sovyet yap›s› Kalaflnikof, solcu bir militan›n elinde Amerikan yap›s› Smith Wesson ne arard›? ‘Solcular, Sovyet silahlar›n›, sa¤c›lar, Amerikan silahlar›n› kullan›r’ gibisinden genellemelerin olaylara hiç uymad›¤›n› biliyoruz. Solcular›n elinde Sovyet ve Çin silahlar›, sa¤c›la- r›n elinde de Amerikan silahlar› göründü¤ü gibi, bunun tersi örneklere de çok rastlanmaktayd›; solcuda Amerikan silah›, sa¤c›da Sovyet silah› da ele geçmiyor de¤ildi. Mermiye gelince, o da ilginç: Mermiler de "Gecco" adl› Alman firma- s›ndan geliyordu… Neydi bunlar›n anlam›?.." (Cumhuriyet, 24 fiubat 1981, Silah Pazar›) Silah kaçakç›s›n›n siyasal amac› yoktur; onun amac›, terör pazar›nda pa- ra kazanmakt›r. Ancak, terörün örgütlenmesinde kaçakç›n›n teröristle örgüt- sel ve eylemsel beraberli¤i söz konusudur. Bu beraberlik, terör olay›n›n maddi oluflumu ile "çokuluslu" yan›n› gösterir. (Cumhuriyet, 4 A¤ustos 1981, ‘Örgütlü Suç’) Terör çokuluslu boyutta olunca, bu teröre karfl› al›nacak önlemlerin de çokuluslu olmas› gerekir. "ASALA" gibi örgütler, üç befl tane gözü dönmüfl teröristten olufluyorsa, bunlar›n hakk›ndan gelmek hiç de güç de¤ildir. Yok e¤er bu örgütler, hemen hemen her ülkede, birtak›m çevrelerden yard›m ve destek al›yorlarsa –ki öyle görünüyor– olay›n niteli¤i de¤iflmektedir. Teknik dinlemenin, haber alma olanaklar›n›n ulaflt›¤› aflama, ak›llara durgunluk verecek durumdad›r. En geliflmifl ayg›tlarla donanm›fl güvenlik örgütlerinin, hele FBI, CIA, KGB ve benzeri kurulufllar›n, Ermeni terör ör- gütlerini bilmemeleri düflünülemez. Hiç flüpheniz olmas›n, bu örgütlerde, Ermeni terör çetelerinin mali kaynaklar› baflta olmak üzere, her türlü bilgi vard›r. Ermeni terör örgütlerine, bu haber alma kurulufllar›n›n en hünerli ajanlar› bile yerlefltirilmifltir. Öyleyse nedir bu? Y›llarca Türk diplomatlar›na karfl› sürdürülen, Avust- ralya’dan Kanada’ya kadar, hemen hemen her ülkede Türk temsilcilerine karfl› yöneltilen bu sald›r›lar›n, büyük haber alma kurulufllar›nca bilinme- mesi düflünülemez. (Cumhuriyet, 10 Nisan 1982, ‘‹ç ve D›fl Terör’) Bir baflka önemli bir olgu var: PKK terörü ve ASALA terörü aras›ndaki iliflki. ASALA terörü biliyorsunuz, K›br›s Bar›fl harekat›ndan sonra bafllad›.
mülkiye • Cilt: XXVII • Say›: 238 15
Daha önce yok muydu Ermeni iddialar›? Ama neden teröre dönüfltü? K›br›s Bar›fl harekat›ndan sonra dönüfltü. ‹ç terörle eflgüdümlü biçimde 1980’e do¤ru t›rmand›, 1982’de sahneden çekildi ve Lübnan’da PKK ile ASALA aras›nda bir toplant› oldu, ondan sonra PKK terörü bafllad›... (TRT ‘S›n›r Ötesi’ program›, 1992) PKK eylemleri 15 A¤ustos 1984 günü bafllad›. Kürdü Türk’e, Türk’ü Kürde; Ermeni’yi Türk’e, Türk’ü Ermeni’ye; Alevi’yi Sünni’ye, Sünni’yi Alevi’ye düflman eden, emperyalizm ve emperyalizmin Ortado¤u’daki ç›- karlar›d›r. Dün öyleydi, bugün de öyle... (Cumhuriyet, 29 Temmuz 1992, Kürt-Ermeni) Kim destekliyor PKK’y›? PKK örgütünün genel karargah›, "Beka Vadisi"ndeki kamplard›r. Kuzey ‹ran’da da PKK kamplar›na rastland›¤› ileri sürülüyor. Abdullah Öcalan’›n, ayr›ca Suriye’nin baflkenti fiam’da bir evi bulunuyor. PKK, Avrupa’n›n birçok ülkesinde de örgütlenmifl durumdad›r. Örne¤in PKK’n›n Almanya’daki yay›n organlar› "Berxwedan" ve "Serxvedun" adl› gazeteler de Bonn ve Köln’de yay›nlanmaktad›r. Alman terör örgütü "Baader-Meinhoff" çetelerinin Türkiye’de örgütlen- mesine izin verilse, acaba Alman hükümeti ne düflünürdü? "‹rlanda Kur- tulufl Ordusu" IRA’n›n Ankara ve ‹stanbul’da temsilcilik açmalar›na ses ç›kar›lmasa; ‹ngiltere hükümeti, Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karfl› nas›l bir tepki gösterirdi? Frans›z "Front de Liberation de is Bretonne" ve "Action pour la Renaissance de la Corse" adl› terör örgütlerine Türkiye kucak açsayd›, Frans›z hükümeti ne derdi? PKK, bir terör örgütüdür ve bu terör örgütü NATO ülkelerinin baflkent- lerinde ve büyük kentlerde kolayca örgütlenme ve çal›flma olana¤› bulmak- tad›r. Bunlar, bütün dünyan›n gözü önündeki aç›k desteklerdir. (Milliyet, 24 Mart 1992, Lübnanlaflmak) "Çekiç Güç" ne anlama geliyor? Çekiç Güç, ülke savunmas›n›n bir bölümünü "taflerona" vermek an- lam›na geliyor. Hem bu anlama geliyor, hem de Irak’›n iç ifllerine kar›flma anlam›na.
16 mülkiye • Cilt: XXVII • Say›: 238
‹fllev, bunlarla da bitmiyor. "Çekiç Güç", Kuzey Irak’ta oluflan "Kürt Federe Devleti"nin kurulup geliflmesini sa¤l›yor. Bu geliflme Kürtler aç›s›n- dan, "Sevr Anlaflmas›"n›n yetmifl iki y›l sonra uygulanmas› anlam›na da geliyor. Sevr Anlaflmas›’ndan önce 1929 fiubat’›nda Londra Konferans› ve ayn› y›l nisan ay›ndaki San Remo Anlaflmas›, Kürtlere yerel özerklik vermifl, bu model, Sevr Anlaflmas›’n›n 62-64. maddeleri ile biçimlendirilmek istenmiflti. Ayn› oyun yine sahnededir: Önce "Çevik Güç", sonra "Çekiç Güç"… ABD, Ortado¤u’yu gün geçtikçe egemenli¤i alt›na al›yor. (Cumhuriyet, 23 Aral›k 1992, Tafleron) Dünya, t›pk› I. Dünya Savafl› öncesi oldu¤u gibi, pergelle cetvelle bölünüyor ve pergelle, cetvelle s›n›rlar çiziliyor. 1933 y›l›nda Amerikan flir- ketleri Suudi Arabistan petrollerini ele geçirdiler. Aramco flirketini kur- dular. Yine Bat›l› petrol flirketleri, ‹ran’da Dr. Musadd›k’› devirdikten sonra ‹ran petrollerine egemen oldular. ‹flte bugün Kuzey Irak’ta yaflanan kavga, y›ll›k 16 milyar dolar olan Musul ve Kerkük petrollerine Bat› flirketlerinin egemen olma kavgas›d›r. ‹flte bu kavga için Kürt Türk’e, Türk Kürt’e k›r- d›r›l›yor. Bunu çok aç›k flekilde görmemiz laz›m. (Berlin konuflmas›-1992) ‹nsan haklar› ve insan haklar›n›n en önemlisi olan yaflama hakk› herkes için savunulmal›d›r. Evinin giriflinde kurflunlanan Prof. Muammer Aksoy için de… Gazeteci Çetin Emeç için de… Evine gönderilen bomba ile öldürülen Doç. Bahriye Üçok için de.. Turan Dursun için de… Albay Durmufl Akflen için de… Hiram Abas için de… Korgeneral Hulusi Say›n ve ‹smail Selen için de… Orgeneral Adnan Ersöz ve Oramiral Kemal Kayacan için de… Yaflama hakk›nda ne ›rk ayr›m› vard›r, ne meslek, ne görev, ne rütbe ve ne siyasal görüfl fark›! (Cumhuriyet, 12 A¤ustos 1992, De¤er Yarg›lar›) Terörün sa¤› solu olmaz. Katilin sa¤c›s› solcusu olmaz. Katil katildir. Sa¤c›, solcu veya etnik, hiçbir cinayet hakl› görülemez. Dünyadaki temel norm budur. (Harp Akademileri Konferans› konuflmas› - 13 Ocak 1993)
mülkiye • Cilt: XXVII • Say›: 238 17
Terör bir insanl›k suçudur. Bu terör, kim taraf›ndan yap›l›rsa yap›ls›n, devlet taraf›ndan da yap›l›rsa yap›ls›n, PKK gibi, Dev-Sol gibi ya da ülkücü gruplar gibi ya da ‹slamc› terör gruplar› gibi. Terörün bir tanesinden yana olmak ya da bir tanesine hoflgörüyle bakmak ya da bu olaylar› suskunlukla geçirmek, bir insanl›k suçudur. (Berlin konuflmas›, 1992)