You are on page 1of 18

Güzel Fıkralar

Of'lu hoca Cuma namazında içki içenleri fena azarlıyordu:

-"Paranızı sokağa atıyorsunuz! Kazanan kim? Meyhaneci...


En büyük dükkan kimin? Meyhanecinin...
...
En güzel ev kimin? Meyhanecinin...
Ya en güzel araba? Meyhanecinin.
Bu paralary veren kim? Ha sizin gibi kafasızlar..."

Aradan 2 hafta geçer, bir adam koşarak hocanın yanına gelir ve ellerine sarılıp
öperek:
-"Allah razy olsun hocam, senin verdiğin içki vaazı sayesinde hayatım
kurtuldu.."
Hoca memnun:

-"Aferin, içkiyi bırakmanın mükafatlarını ahirette de göreceksin oğlum." der.


Adam düzeltir:

-"İçkiyi bırakmadım hocam, MEYHANE AÇTIM!"

kral soytarıya demişki :


- bir suç işle suçun açıklamandan daha hafif olsun.demiş
ertesi gün kral merdivenlerden inerken soytarı g*tünü mıncık atmış :)
kral napıyorsun sen soytarı diyincedee afedersiniz kralım sizi kraliçe
sanmıştım demiş :)

Bir gün ögretmenin biri derste mini etek giyen bir kıza dikkatlice bakar..
Kız da bunu farkedip hayırdır hocam gözünüzü benden alamıyorsunuz kendimi bir an
tren sandım der..
Bunun üzerine bütün sınıf hocayla alay eder gibi gülmeye başlar. Hoca da yavaşca
gülerek.. ;
Haklısın kızım günde bana da 300 kişi binse ben de kendimi tren sanardım !! :D

Bir grup yeni yetme genç milli olmak için sabırsızlanıyorlarmış.


Kendilerinden yaşça büyük bi abilerine durumu anlatmıslar
bizi kerhaneye götür diye. Abi tabi olmaz demiş. Neyse abiyi rakı sofrası falan
tav etmisler.
Atlamışlar arabaya kerhanenin yolunu tutmuşlar. Kapıda bekçiye takilmislar.
Bekçi olmaz çocukların yaşı...
çok küçük diye itiraz etmiş. Neyse bekçiyide rakı sofrası falan ikna etmişler.
Bekçi bayram sabahı gelin alırım sizi demiş.
Bayram sabahı bizim gençler heyecanla sabırsızlıkla hazırlanıp kerhanenin yolunu
tutmuşlar.
Kapıda bir kuyruk var ki sormayın gitsin. Bekçi gençleri hemen içeri almış.
Kalabalıktan itiraz sesleri yükselmiş
-hem yaşı tutmaz gençleri içeri alıyorsun hem sıraya sokmuyorsun..
bizim bekçi öfkeli kalabalığa dönüp
-bunlar o....çocuğu bayram sabahı analarının elini öpmeye geldiler size ne ulan
:)

Sayfa 1
Güzel Fıkralar
Adamın biri ofiste bir bakmış yan masadaki
erkek çalışma arkadaşının tek kulağında küpe var... Adam bir anlam verememiş
çünkü arkadaşı aslında çok tutucu ve silik bir tipmiş. O yüzden de dayanamayıp
seslenmiş:
"Hey
Joe, küpelere ilgin olduğunu bilmiyordum."
..."Aaaa abartacak bir şey yok,
sadece bir küpe işte..."
"Sanırım ben yeni farkediyorum. Ne zamandır takıyosun o küpeyi??"
"Karım onu yatağımızın içinde bulduğundan beri!"

Papa çok önemli bir iş için Amerika`ya gider. Uçak rötar yapınca karşılamaya
gelenlerin hepsi gitmek zorunda kalır.
Papa indiğinde kimseyi bulamaz. Dışarı çıkar ve oradan geçen ilk taksiyi
durdurur.

"Oglum beni tanımışsındır herhalde, benim acilen bir toplantıya yetişmem


gerekiyor, beni götürür müsün?"

"Tabi seve seve..."...


Yolda giderlerken papa adamın acemi olmasından ve taksiyi yavaş kullanmasından
tedirgin olur.
Taksiyi durdurur ve soförü arka koltuğa geçirip arabayı kendi kullanmaya başlar.

Tabi bu arada da toplantıya yetişmek için fazla hızlı gider. İleride bir trafik
polisi arabayı durdurur.
Bakar ki arabayı kullanan papa:

"Neden bu kadar hızlı gidiyorsunuz?"

"Çok acele bir toplantıya yetişmemiz gerekiyor evladım."

"Siz hiç merak etmeyin papa hazretleri, ben şimdi hallederim. Merkez!!!
Merkez!!!!.."

"Alo, merkez dinlemede..."

"Buraya çok acil 50 kişilik bir eskort gönderin... tamam!!!!"

"Neden? tamam!!!"
"Şehrimizde çok önemli biri var... tamam!!!"

"Kimmiş bu önemli kişi... tamam!!!"


"Tanımıyorum... tamam!!"

"Tanımıyorsan nerden biliyorsun önemli kişi olduğunu? tamam!!.


"Şoförlügünü papa yaptığına göre mutlaka önemli biridir... Tamam!!..."

Amerikalı bir antikacının yolu Türkiye'ye düşmüş, hayvan pazarının birinde


geziyormuş.
Birden, önünde ihtiyarca bir adamın durduğu, zayıf mi zayıf, hasta bir eşek
görmüş;
ancak dikkatini çeken, bu zavallı eşeğin üzerinde gördüğü, oldukça eski ve son
derece değerli semermiş.
Antika kültürü olmayan bu zavallı ihtiyardan semeri son derece ucuza satın
alabileceğini düşünerek pazarlığa başlamış.
Sıkı bir pazarlıktan sonra, eşeği normal fiyatının 4-5 katına satın almak üzere
anlaşmış.
Sayfa 2
Güzel Fıkralar
Milyonlarca dolar değerinde semeri, 4-5 eşek parasına aldığı için sevinmeye tam
başlamışken,
ihtiyar oradaki bir çocuğa seslenmiş:
"Oglum, kalk da ahırdan yeni bir semer getir beyefendi için, bu eski semerle
göndermeyelim onu!"

Amerikalı tutuşmuş haliyle:


"Benim için sorun degil, zahmet etmeyin..." filan derken bayağı bir dil dökmüş.

En son bizim ihtiyar dayanamamış:


"Boşuna uğraşma beyim, biz o semerle çok eşekler sattık!"

Temel ile Dursun her gün mendirekte balık tutarlarmış. Bir gün Dursun, "Ula
Temel", demiş, "Haçan sen böyle paluk tutarken, pen senun eve sızsam, senin
Fadimeyla aşna
-fişna edup, hamile piraksam, penden çocuğu olsa, senle pen ne
olurduk?" Temel sakin, yanıtlamış:
...-"Ödeşmiş olurduk..."

Odanın birine 1 kadın, 1 ütü ve 1 gömlek koymuşlar. 5 dakika içinde gömleği


ütüleyip, kadınla beraber olan kişi kazanacakmış. Japon, almış ütüyü eline
gömleği bir güzel ütülemiş. Kadına sıra gelince süre bitmiş. Çıkışta : Bizde
prensip budur demiş: Önce iş gelir. Fransız girmiş ve hemen kadına saldırmış.
Ütüye sıra gelince süre bitmiş. Çıkışta: Bizde prensip budur demiş: Önce aşk
gelir. Türk girmiş. Girer girmez vermiş kadına ütüyle gömlegi, o ütülerken
kadının işini bitirmiş ve kazanmış. Çıkışta: Bizde prensip budur demiş:
..Çalışanı sikerler... :)

Bir Arap Emir inin oğlu Almanya'ya eğitime gider. Bir ayın sonunda ailesine
şöyle bir mektup gönderir:
- "Berlin süper bir yer, insanlar da çok sempatik
ve burayı çok seviyorum, ama profesörlerim okula tramvayla gelirken ben
Mercedes' imle gelmekten biraz utanıyorum." Birkaç gün sonunda çocuk bir mektup
...alır, mektupta 1 milyon dolarlık bir çek ve şu kelimeler vardır: "Artık
utanmana
gerek yok, git sen de kendine bir tramvay al"

Bir gün Diyarbakırın sıradan bir parkında iki kişi oturmuş içiyor. Birtanesi
böyle kabadayı diğeri ise onun adamı..
Diyarbakır Valisi ve Diyarbakır Emniyet Müdürü o gün korumasız sivil bir şekilde
dışarı çıkmış geziyorlar
parka denk gelen vali ile müdürü bakıyorlar parkın içinde ...iki kişi oturmuş
içiyor yanaşıyorlar bunlara
Vali ve Müdür : Selam. A
Kabadayı ve Adamı: A. Selam
Val. Müd. : Eşlik edebilirmiyiz
Kaba. Ad. Tabikide buyrun bıremın oturun hele
Vali iki duble rakı içer Emniyet Müdürü bir duble içer
Kabadayı sorar: Bıremın ne iş yaparsıız?
Vali cevap verir. Ben Diyarbakır Valisiyim
Kabadayı: hımmm der Ve müdüre sorar gardaş sen ne iş yapisen ?
Emniyet Müd. Bende buranın Emniyet Müdürüyüm
Kabadayı gülmeye başlar ve adamına seslenir Oğlum Heso Hesooo... Hel gel oğlum
hele gel bunlardan biri iki duble içiii diyi
Sayfa 3
Güzel Fıkralar
ben Valiyem digeri bi duble içi diyi ben Emniyet Müdürüyem. Sen sabahtandır
içisen ne bok olmişsen teneke...

bir gün eşekle papagan uçakla yolculuga çıkarlar...yolculugun tam orta yerinde
papagan hostesi çagırmak için dügmeye basar...çagrıya gelen hostes
_buyrun ne istemiştiniz...
papagan
_yok birşey ibneligine çagırdım..
hostes buna çok sinirlensede bir şey demez..
...aradan 5 dk geçer papagan tekrar hostesi çagrır...
çagrıya gelen hostes sorar...
_buyrun ne istemiştiniz..
papagan
_yok bir şey ibneligine çargırdım der...
hostes çok sinirli yerine geçer...
bu böyle bir kaç kez daha devam eder hostes en sonunda bir daha yaparsanız
pilota şikayet edecegini söyler...olup biteni şaşkınlıkla izleyen eşek papagana
_bende yapabilirmiyim der...papagan tatamam der...bu sefer eşek aynı şakayı
yapar...
hostes artık dayanamaz pilotu çagırır..pilot hiç düşünmeden bunları uçaktan
atar...hızla aşagıya düşen eşek ..sen uçuyorsun ben ne yapıcam şimdi der
papagan:medem uçmayı bilmiyorsun ne ibnelik yapıyorsun

Bir gün hırsız ile pic arkadaş olur beraber yemeğe giderler.Hırsız piçe: "Bana
piçliği öğretir misin?"der.
Piç de: "Sen bana hırsızlığı öğretirsen öğretirim"der. Hırsız yandaki adamın
cüzdanını çalar
ve: "işte böyle şimdi sen bana piçliği öğret" der.
Piç de: "Amca bu senin cüzdanını çaldı" der. :D:D

Bir Amerikali, bir İngiliz ve bir Iraklı barda oturmuş içki içiyorlarmış.
Amerikali içkisini bitirince bardağı havaya firlatmiş, silahını çıkarıp
bardağa ateş edip parçalamış:
"Bizde bardaklar o kadar ucuzdur ki biz Amerika'da aynı bardakla iki
kere içki içmeyiz" demiş.
...İngiliz de bunun üzerine içkisini bitirip bardağı havaya fırlatmış ve
ateş ederek bardağı parçalamış:
"Bizim İngiliz kumsallarında bardak yapacak cam için o kadar çok kum
vardır ki, aynı bardakla iki kere içki içmeyiz" demiş.
Bunun üzerine Iraklı da buz gibi soğukkanlı bir şekilde içkisini
bitirmiş, bardağı havaya fırlatmış, silahını çekip Amerikali ve İngilizi
vurup öldürmüş:
"Bağdat'ta bu İngiliz ve Amerikalılardan o kadar çok var ki, biz aynı
adamlarla iki kere içki içmeyiz"

BAVUL
Sünnetçinin biri sünnet ettiği çocuklardan kestiği parçaları bir
çuvala doldurarakbiriktirmiş ve bir çantacıya gitmiş.Çantacıya bu
parçalardan bana güzel bibavul yap demiş.Çantacı kabul etmiş ve bir
...hafta sonra gel demiş.Sünnetçi bir...hafta sonra gitmiş.Demiş benim bavulum
hazırmı.Adam hazır diyip masanın üstüneşık bi cüzdan koymuş.Sünnetçi
sesini yükselterek ben sana bi çuval deri ve etgetirdim sen yapa
yapa cüzdanmi yaptın diye sorunca adam hafif gülümseyerek yoko
cüzdanı okşayınca bavul oluyor demiş :) :) :)

Sayfa 4
Güzel Fıkralar

Hediye...!
Bir kadının bir süreliğine is seyahati için İngiltere ye gitmesi gerekmektedir.
Kadının kocası esini havaalanına kadar götürür. Karisi: - "Teşekkür ederim
kocacığım,
senin için İngiltere den ne getirmemi istersin?" diye sorar. Adam güler ve
yanıtlar: - "Bir İngiliz kızı istiyorum hayatim..."
Kadın sessiz bir ...şekilde kocasından ayrılır ve yola çıkar.
2 hafta sonra adam karisini tekrar hava alanından almaya gider ve sorar: -
"Hayatim gezin nasıldı?"
Karisi: - "Teşekkür ederim hayatim çok güzeldi."
Adam: - "Peki hediyem nerde?" Kadın: - "Ne hediyesi?"
Adam: - "Hani bir İngiliz kız istemiştim ya..."
Kadın: - "Haa hatırladım, evet elimden geleni yaptım, simdi biraz beklememiz
lazım kız olup olmayacağını görmek için... !!!!"

Balıkçı
Küçük bir balıkçı köyünde Temel tembel
olduğu için eşi Fadime balığa çıkmak
zorunda kalırmış. Sabah erkenden
balıkçılar tekneleri ile denize
açıldıklarında erkekler hep aynı yöne
gitmelerine rağmen eşinin yerine balığa
çıkan hanım kendine göre bir yöne gidermiş.
Akşam balıktan dönüldüğünde erkeklerin
çok az balık yakalamış olmalarına rağmen
hanımın kayığı silme balık dolu olurmuş.
Bu duruma dayanamayan erkek balıkçılar
bayana işin sırrını sormuşlar.
O da :
- Biliyorsunuz kocam uykucudur dolayısı
ile onun yerine ben balığa çıkıyorum.
Ancak balıkçılıkta pek tecrübem olmadığı
için sabah eşimin pijamasını açıp şeyine
bakıyorum.Eşiminki ne tarafa doğru yatmış
ise o yöne gidiyorum demiş.
Erkek balıkçılar :
Peki bacı sağa, sola, yukarı ve aşağı olur
ise anladık ama ya dimdik durursa ne tarafa
gidiyorsun ? diye sorduklarında bayan :
- Canım, o gün hiç balığa çıkılır mı?

Yatağın Altı
Yaşlı doktor kasabayı terketmek üzereyken
yerine gelen genç doktoru almış hastalarını
tanıştırmak üzere evden eve dolaştırmaya
başlamış. İlk girdikleri evde
bir kadın:
- Doktorcuğum çok mide ağrısı çekiyorum
demiş.
Eski doktor da;
- Bence biraz fazla meyva yiyorsunuz da
ondan... demiş.
Dışarı çıktıkları vakit yeni doktor, kadını
muayene bile etmeden nasıl böyle bir neticeye
vardın ?
Yaşlı doktor anlatmış:
Oğlum, numaradan gözlüğümü yere düşürdüm
bir de baktım ki yatağın altı meyva
kabukları ile dolu..
İkinci evdeki hastayı genç doktorun muayene
etmesine karar vermişler. Bu evdeki kadın
çok halsizim deyince doktor ;
Sayfa 5
Güzel Fıkralar
- Belki de kilise faaliyetleriniz sizi
çok yoruyor, biraz ara verin demiş.
Dışarı çıkmışlar yaşlı doktor genç doktora ;
- Doğru söyledin demiş. Bu kadın kiliseden
dışarı çıkmaz. Ama nasıl anladın?
Genç doktor ;
- Ben de çaktırmadan yatağın altına baktım
ve kilisenin papazını gördüm...

Kolay
Küçük çocuk bakkala sormuş :
-Neden hep küçük yumurta veriyorsun?
-Taşıması kolay olur da ondan.
Çocuk eksik para verip yumurtaları
almış.
Bakkal arkasından seslenmiş:
-Ama sen eksik para verdin!
Çocuk gülerek yanıtlamış.
-Sayması kolay olur da ondan...

Gazete
Kadın kahvaltı sofrasında gazete
okuyan kocasına bakıp söylenir;
-Keşke bir gazete olsaymışım. Böylece
bütün gün sıkı sıkı tuttuğun
ve ilgilendiğin tek şey ben olurdum.
Adam kafasını bile kaldırmadan cevap
verir;
-Evet keşke sen bir gazete olsaydın;
böylece yarın senin yerine yeni bir
tane alabilirdim ...

Vefat
Avukat, müvekkillerinden birine telgraf
çekti:
- Kayınvalideniz dün gece öldü.
Gömülmesini mi, mumyalanmasını mı, yoksa
yakılmasını mı sağlayalım?
Ertesi gün cevap geldi:
- Emin olmak isterim. Her üçü de yapılsın.

Asansör
Kapıcı Temel çalıştığı on katlı binanın
asansörü bozulunca asansörün kapısına
şöyle bir yazı asıyor :
- "Asansör pozuk, en yakın asansör yüz
metre ileride, Veysel Apartimanundadir."

Müslüman
Adamın biri elinde büyük bir bıçakla camiye
dalar ve sorar:
- Aranızda Müslüman olan var mı?
Korkudan kimse bir şey diyemez. Birazdan
yaşlı bir adam ayağa kalkar, “Ben Müslümanım”
der.
Bıçaklı adam ile yaşlı adam camiden çıkarlar.
Adam dışarıdaki inek sürüsünü gösterip, “Amca,
şunları kurban etmem lazım ama tek başıma
Sayfa 6
Güzel Fıkralar
beceremedim, yardım eder misin?” der.
Yaşlı adam birkaç hayvanı kestikten sonra,
“Ben yoruldum, başka birini bul” deyince adam
bu sefer elinde kanlı bıçakla yine camiye
girer ve sorar:
- Aranızda başka Müslüman var mı?
Az önceki adamı doğradığını düşünen cemaat
çok korkar ve herkes aynı anda imama döner.
İmam titreyerek, “Ne bakıyorsunuz ulan, iki
rekât namaz kıldırdık diye hemen Müslüman mı
olduk” der.

Yardım
Üç dinin hayır kurumları toplanmışlar.
Aldıkları bağışları nasıl dağıttıklarını
anlatıyorlarmış.
Önce Hristiyan hayır kurumunun başkanı
söz almış:
“Biz” demiş, “Beş metre uzağa bir çizgi
çiziyoruz. Topladığımız bağışları
fırlatıyoruz. Çizgiyi geçenleri muhtaçlara
dağıtıyoruz. Geride kalanlar ise bize
kalıyor, onunla kendi ihtiyaçlarımızı
gideriyoruz” demiş.
Sonra Yahudi hayır kurumunun başkanı
anlatmış:
“Bizimki, sizinkine benziyor. Biz de 5
metre öteye bir kavanoz koyuyoruz. Bağışları
fırlatıyoruz. Kavanoza girenleri muhtaçlara
veriyoruz. Girmeyenler bizim masraflarımızı
karşılıyor.”
En sonunda Müslümanları temsilen orada
bulunan Deniz Feneri Almanya’nın başkanı
söz almış.
“Biz bu konuda Allah’a güveniyoruz. Bütün
bağışları havaya fırlatıyoruz ve ‘Allahım
sen fakir fukara için gereken kadarını al’
diyoruz, onun almayıp da yere dökülenleri
biz alıyoruz.”

Koltuk
Temel kendine 4 katlı bir apartman
yaptırır.
4. katında kendi oturur diğer katlara ise
kiracı oturtur.Kiracılara kıyak geçmek için her
kata koltuk döşetir.
1. kattaki kiracıya gider, koltuklar nasıl diye
sorar kiracı:
- Koltuklar iyi oturunca pop müzik çalıyor. der
2.kattaki komşuya gidince yine sorar koltuklar
nasıl diye, 2.kiracı:
- Koltuklar iyi, oturunca rock müzik çalıyor der
3. kattaki kiracıya giderek sorar koltuklar
nasıl diye: 3.kiracı :
- Koltuklar hiç iyi değil.
Temel niye diye sorar.
Kiracının cevabı şu olur:
- Koltuğa oturunca İstiklal Marşı çalıyor her
seferinde ayağa kalkmak zorunda kalıyoruz..

Sayfa 7
Güzel Fıkralar
Tren
Temel Trene binecek! Temel ve iki arkadaşı
istanbul'dan Trabzona'a gitmek üzere tren
garına giderler ilk Trabzon treni 1 saat
sonradır, bileti alırlar.

Ne yapalım bir saat diye düşünürken yemeğe


gitmeye karar verirler. Yemekte sohbet,
muhabbet saata bir bakarlarki 1 saati geçmiş.
Hemen koşarlar tren garına ama tren gitmiş.
Yine bilet alırlar 1 saat sonrası için.
Ne yapalım vakiti nasıl geçirelim derken
kahveye giderler. Çaylar kahveler sohbetler
uzar da uzar ve saate baktıklarında 1 saat
olmasına 5 dakika vardır. Hemen koşarlar
gara ama trene yetişemezler.
Gişeye gidip sorarlar yine Trabzon'a gidicek
tren var mı diye. Gişedeki adam ''Bakın bu son
tren eğer bunu da kaçırırsanız Trabzon'a bugün
dönemezsiniz'' demiş.
Bileti almışlar yine sıkılmışlar ne
yapalım ki derken pastaneye gitmeye karar
vermişler. Pastalar,kekler,çörekler muhabbet
derken saate bir bakmışlar ki 1 saat olmak
üzere hemen koşmuşlar gara.
Tren yeni hareket ediyor, içlerinden biri
uzun ilk vagonu yakalamış, diğeri orta boylu
son vagona tutmus. Tren gitmiş, Temel oturmuş yere
başlamış gülmeye. Gişe memuru yanına gelmiş.
Sen ne garip adamsın.3 treni kaçırdın,
arkadaşların gitti,sen kaldın,ağlayacağına
gülüyorsun be adam.

Temel :
-"Uy hemserum onlar beni geçirmeye geldiydu
ben ona güleyrum" demiş.

Yarı Manyak
Öğretmen derste çocuklara dönerek sorar:
- Söyleyin bakayım, kuzeyimizde Karadeniz,
güneyimizde Akdeniz, batımızda Ege denizi
varsa ben kaç yaşımda olurum ?
Arka sıralardan bir parmak kalkar:
- Kırkdört ögretmenim...
Gerçekten de o yaşta olan öğretmen şaşırır :
- Doğru... Ama nasıl bildin?..
- Gayet kolay öğretmenim...
Benim yarı manyak bir ağabeyim var; tam
yirmiiki yaşında...
Onun yaşını iki ile çarpınca sizin yaşınız
çıkıyor.

El Bombası
Zorunlu askerliğini yapmakta olan
genç babaannesine koli içerisinde
bir el bombası yollar,
pimine yapıştırdığı kağıtta;
-Babaanneciğim izne gelmemi
istiyorsan lütfen pimi çek!

Kürk
Sayfa 8
Güzel Fıkralar
Temel :
- Baba hayvanlar her sene kürk
değiştirmiş doğru mu ?
Baba:
- Evet oğlum ama bunu sakın
annene söyleme.

Sen Ne Yapardın?
Adam iş gezisinden evine normalden 1 gün
erken dönüyormuş. Havaalanından taksiye
binmiş, şoföre demiş ki;
- "Bana bir iyilik yapar mısın.? Ben iş
gezisindeydim ve adım gibi eminim ben yokken
karım eve sevgilisini aldı şimdi eve gidelim
ikisi kesin şu an sevişiyorlar.Sen de benle
eve girip ben onları basarken şahitlik
eder misin?".
Taksi şoförü kabul etmiş.Eve gelmişler, yatak
odasına çıkmışlar. Işıkları yakıp battaniyeyi
yataktan bir çekmişler ki, kadın hakikaten
başka bir adamla yatakta. Adam hemen silahına
davranmış o sırada karısı bağırmış;
- "Yapma..!!! Bu adam bizim için neler yaptı
bilsen sana doğum gününde aldığım Corvette'in
parasını kim ödedi sanıyorsun? Ya yeni
teknemizin parasını? Senin sağa sola borçlarını
nasıl kapattık sanıyosun? Hep onun sayesinde
oldu!".
Adam taksi şoförüne dönmüş;
- "Sen olsan şimdi ne yaparsın?".
Taksi şoförü;
- "valla beyefendi ben olsam bir an önce
adamın üstünü örterdim malum havalar soğudu
bir sürü salgın hastalık kol geziyor"

Kadın Zekası
John işten çıkmadan önce karısını
evden arar;
- Tatlım , patron bir kaç arkadaşıyla
beraber komşu eyaletteki büyük gölde
balık avlamaya gidecek, benim de
gelmemi istiyor. Bu hafta sonunu
orada geçireceğiz. Bu benim terfi
almam için iyi bir fırsat. Benim için
yeteri kadar giysi ve olta takım
çantamı hazırlar mısın? Direk ofisten
çıkacağız ve geçerken evden çantaları
alırım. Haaa, yeni ipek mavi pijamamı da
koymayı unutma.
Karısı biraz işkillenir fakat kocasının
istediklerini yapar. Hafta başında adam
eve gelir, biraz yorgundur ama iyi
gözükmektedir. Karısı onu karşılar ve
çok balık tutup tutmadığını sorar.
John:
- Ha, evet epey balık tuttuk. . Fakat sana
söylediğim pijamayı çantaya koymamışsın.
Karısı:
- Oltanın bulunduğu takım çantasına
koymuştum...

Hoşlanmadım
Genç bir çocuk heyecanla annesine
Sayfa 9
Güzel Fıkralar
gelir ve aşık olduğunu, evlenmek
istediğini ve tanıştırmak istediğini
söyler.
Ama sadece eğlence olsun diye eve
3 kız getireceğini ve annesinin
evleneceği kızı tahmin etmesini
ister.
Ertesi gün 3 güzel kızla eve gelir.
Otururlar, bir süre sohbet
Bir süre sonra çocuk heyecanla
annesine sorar:
- Tahmin ettin mi.
Anne duraksamadan cevap verir:
- Ortadaki kızıl saçlı.
Oğlan hayretle annesine sorar:
- İnanılmaz, nasıl bildin?..
Anne cevap verir :
- Bir tek ondan hoşlanmadım...

Müssese
Temel'in eczanesine genç ve güzel bir
bayan gelir. Tartının üzerine çıkıp
parayı atar. Beğenmez. Manto ve
ceketini çıkartıp para atarak yeniden
tartılır. Yine sıkılmış eteğini
çıkarınca, Temel atılır :
-Tevam edun,puntan sonrasi müesseseten.

Bunak
Adamın biri evlenmeye karar vermiş
ama yaşı 75. Kız'da 22. Çocukları,
torunları evlenmesin diye adamı
ikna etmeye çalışmışlar ;
- "Babacım bak yaşın ilerledi.
Kalbin dayanmaz" demiş.
Ama adamı ikna ne mümkün. Kimseyi
dinlememiş. Kızla evlenmişler. Gerdek
gecesi olmuş, sabah olmuş, derken saat
öğleni bulmuş, yeni evlilerden hala ses
seda çıkmıyormuş.
Aradan birkaç saat geçtikten sonra
kapı açılmış ve kız bitkin bir vaziyette
dışarıya çıkmış. Yaşlı adamın oğlu
hemen koşmuş ve endişe ile sormuş;
- "Neler oldu? Babam iyi mi?"
Kız;
- "Evet çok iyi idi" demiş.
"Ben yoruldum da. biraz mola verdik"
diye ilave etmiş.
Çocuk;
- "Allah Allah! 75 yaşında bir adam,
nasıl oluyor da bu kadar aktif
olabiliyor?"
Kız;
- "Yok canım Aktif değil, adam
bunak yapıyor unutuyor, yapıyor
unutuyor!"

Var mı?
Sayfa 10
Güzel Fıkralar
Bir gün karısı kocasını işe yollar ve
hemen ardından kapı çalar. Kadın
kapıyı açar ve bir adam "Hanımefendi
vajinanız var mı?" diye sorar.
Kadın kapıyı hemen kapatır.
Bu olay bir kaç gün devam eder ve
kadın dayanamayıp kocasına söyler.
Ertesi gün adam bezbol sopası ile
kapının arkasında bekler ve kapı
çalar. Kadın kapıyı açar ve adam
"Hanımefendi vajinanız var mı?"
diye aynı soruyu sorar kadın "Var
allahın belası var" der.
Tam adam çıkıp vuracak adam "O zaman
kocanıza da gösterinde iki günde
bir karımı becerip durmasın"der.

Boğa Pozisyonu
İki arkadaş:
- "Kim daha çok pozisyon biliyor?"
diye atışıyorlarmış. Biri pozisyonun
adını söylüyor, diğeri tarif ediyormuş.
5, 10, 20... İkisi de biliyor pozisyonları.
Sonunda sıradaki:
- "Rodeo pozisyonu"
demiş. Arkadaşı bilememiş:
- "Bak bunu bilemedim. Nasıl oluyor?"
-"Köpekleme başlıyorsun, kadın zevk
almaya başlayınca kulağına eğilip
"Kızkardeşin de bu pozisyonu çok seviyor"
diyorsun, sonra da 10 saniye üzerinde
durma çalışıyorsun..."

İtiraz Etme
Vahşi Batıda bir gün, bardan içeri
ızbandut gibi çift tabancalı bir
kovboy girer. Herkesin şaşkın
bakışları arasında son derece hızlı
bir hareketle iki tabancayı da
çekip havaya birer el ateş eder :
- Sağ taraftakiler orospu çocuğu,
sol taraftakiler de pezevenk.
Var mı lan itirazı olan ? Varsa
kalksın ayağa.
Temel, ayağa kalkıp yürümeye başlar.
Kovboy derhal tabancaları adama
doğrultur :
- Hey, senin itirazın var galiba!
- İtirazum yoktur, pen yanluş tarafa
oturmişum da yer değiştireceğidum…

Çapkın
İki tane dönme dağ başında yapayalnız kalmışlar.
İkisinin de canı sevişmek istiyormuş.
- "sen beni yap"
- "hayır sen beni yap" derken biri;
- "ben bir soru sorayım bilirsen sen beni
bilemezsen ben seni yapacağım'' demiş.
Diğeri de kabul etmiş. Birincisi sormuş;
- "Damdan dama gezer miyav miyav der"
Sayfa 11
Güzel Fıkralar
Arkadaşı;
- "Bildim, timsah!"
Soruyu soran;
- "Ay nerden bildin çapkın geç arkama!"...

Çay
Delikanlı kız arkadaşını gece yarısı eve bırakırken bir
teklif alır;
- Çay içmeye ne dersin?
- Bana iki dakika müsade et. Nöbetçi eczaneden bir koşu
çayın yanına gidecek birşeyler alayım...

Akşam Anlat
Minik oğlan bahçede oynarken, babasının arabasıyla
sokaktan geçip, ormana doğru gittiğini görmüş.
Merak bu ya.
O da arabayı izleyerek ormana gitmiş.
Bir de ne görsün. Babası ile teyzesi arabanın
yanında durmuş öpüşüyorlar. Çocuk bu ya,
gördüğünden etkilenmiş durumda koşarak eve dönmüş,
nefes nefese heyecanlı bir şekilde annesine;
- "Anne anne, biraz önce babamı ormanda" derken
annesi sözünü kesmiş;
- "Dur biraz, nefes al, sakinleş öyle anlat" demiş.
Oğlan sakinleştikten sonra devam etmiş;
- "Bahçede oynarken babamın arabasıyla ormana doğru
gittiğini gördüm. Ben de ormana gittim. Orada babamı
teyzemle öpüşürlerken gördüm. Bir süre sonra babam
ceketini, teyzemde gömleğini çıkardı. Sonra arabanın arka
koltuğuna geçtiler".
Anne çocuğa dönmüş;
- "Dur bakalım, ne kadar ilginç bir öykü bu. Devamını
anlatma, sakla. Akşam yemeğinde babanla beraberken
bitirirsin. Sen bu öyküyü bitirirken babanın suratını
görmek istiyorum" der.
Akşam olmuş, yemeğe oturmuşlar. Anne çocuğa dönmüş;
- "Bu gün neler yaptığını bize anlatsana" der.
Oğlan başlamış;
- "Bahçede oynarken babamın arabasıyla ormana doğru
gittiğini gördüm. Ben de ormana gittim. Orada babamı
teyzemle öpüşürlerken gördüm. Bir süre sonra babam ceketini,
teyzemde gömleğini çıkardı. Sonra arabanın arka
koltuğuna geçtiler. Ardından geçen sene babam
seyahatteyken senin Amcam'la yaptığın şeyden yaptılar"
demiş...

Bulamadık
Bir mafya babasının evli bir kadınla ilişkisi varmış.
Kadının evine giderken adamlarına demiş ki :
- Ben içeriye girdikten sonra hemen büyük bir bez
ayarlayın ve pencerenin altında açın...
Kadının kocası gelirse pencereden atlayacağım...
Adamları patronlarının bu isteğini hemen yerine
getireceklerini söylemişler. Mafya babası kadının
evine girmiş, tam soyunmuşken kapı çalmış ve bizimki
kendini camdan atmış. Kadın gidip kapıyı açmış,
karşısında patronun adamlarından biri...
Adam patronunun dediğini yapamamanın verdigi utançla
şöyle der :
-Patrona söyler misiniz hala bez bulamadık...

Sayfa 12
Güzel Fıkralar

Üçüzler
Bir gün üç tane üçüz doğmuş. Bu üçüzlerin pipileri
küçükmüş. Bunlar büyüyünce üçüzlerden biri bir doktora
gitmiş ve demiş ki,
-"Doktor bey benim cinsel organım küçük."
Doktor ona cinsel organ büyütme ilacı vermiş ve
bir hafta sonra ara demiş.
Aynı gün üçüzlerden ikincisi gelmiş ve demiş ki,
-"Doktor bey benim cinsel organım küçük!".
Doktor, aynı adam neden geldi diye düşünüp biraz daha
güçlüsünü vermiş ve bir hafta sonra ara demiş.
Yine aynı gün üçüzlerden üçüncüsü gelmiş ve demiş ki;
-"Doktor bey, benim cinsel organım küçük!".
Doktor sinirlenmiş ve en güçlüsünü vermiş .
Bir hafta sonra ara demiş.
Bir hafta sonra üçüzlerden birincisi aramış ve
-"Tam istediğim gibi oldu" demiş.
İkincisi aramış ve
-"Biraz büyük oldu ama idare eder" demiş.
Üçüncüsü aramış ve
-"Şu sokaktan geçebilirsem ananı zitecem" demiş.

Dedikoducu
Temel birgün trene biner ve karşısında oturan
adam ona bakıp
- P*zevenk ,der
Temel ula bana mı dedi acaba der ve adam bi daha
- P*zevenk,der
Temel kavga çıkmasın diye trenden iner ve eve
döner ve olayı Fadimeye anlatır;
- Ula Fadime biri bana trende pezevenk dedi
Fadimede
- Sen o terbiyesizlere aldırma der.
Temel ertesi gün trene biner ve aynı adam ona şöle der
- Dedikoducu P*zevenk!

Ense
Adamın biri sinemaya gider.Tam sinemada film
başlarken önüne saçını kazıtmış biri oturur ve sinemanın
ışıkları bu saçını kazıtmış adamın kafasını aydınlatır.
Arkasındaki adam bir türlü filmi izleyemez.Adam
içinden:"Şunun ensesine bir tane yapıştırayım."der.
Sonra:
-Fakat adam iri yarı…Ellemese bile beni parçalar,deyip
vazgeçerken yanına oturan bir genci görüp ona:
-Şu kafasını kazıtmış adamın ensesine bir kere vur,sana
5 lira vereceğim, der.Genç dayanamayıp adamın ensesine
bir tane yapıştırır ve ekler:
-Hasan sen burada mıydın, der.Adam dönüp:
-Ne Hasan’ı kardeşim,der. Genç de :
-Pardon kardeşim karıştırdım,der .Adam önüne dününce
5 lirayı alır.
Birinci adam dayanamaz ve gence dönüp:
-Kardeş bir tane daha vursana 10 lira vereceğim,der.
Genç,adamın ensesine bir tane daha vurur ve ilave eder:
-Hasan sensin be.Kandırma beni.Adam:
-Hasan değilim kardeşim ben, deyip ön koltuklardan
birine oturur.
Gencin yanındaki adam artık filmi bırakıp bu kafasını
kazıtan adamı aramaya başlar ve bulur.Hemen gence
dönüp:
-Bak kardeşim işte oraya oturmuş.Git ensesine bir tane daha vur sana cebimdeki
Sayfa 13
Güzel Fıkralar
bütün parayı vereceğim,der.
Genç,hemen kafasını kazıtmış adamın arkasına geçip
ensesine bir tane yapıştırır ve ekler:
-Yahu Hasan burada mıydın,bende yarım saattir arkadaki
adamı sen sanıp ensesine vuruyorum.

Kader
Heey dostum iyi haberlerini aldım, evlenmişsin!!
Evet bu 4. oldu
Önceki üçüne ne oldu peki?
Üçü de öldü..
Yapma ya.. çok üzüldüm.. nasıl oldu peki?
İlk karım yediği mantarlardan zehirlenerek öldü
Bu korkunç bişey.. peki ya ikincisi?
O da mantar zehirlenmesinden öldü
Tanrım ne kaderin varmış senin... ya üçüncüsü?
Yoksa o da mı...
Hayır hayır.. o boynu kırılarak öldü
Anlıyorum.. kazaydı yani..
Hayır... mantarları yemedi...

Süpersin
Oğlan (O): Baba kadınlar sexten neden daha çok
zevk alırlar?
Baba (B): Bak oğlum sex burnunu karıştırmaya benzer.
Burun her zaman parmaktan daha çok zevk alır.
O: Neden kadınlar tecavüz edilmekten nefret
ederler?
B: Sen sokakta yürürken biri gelip burnunu
karıştırsa hoşuna gider miydi?
O: Baba neden bayanlar adet günlerinde seks yapamazlar?
B: Burun kanasaydı karıştırabilir miydin?
O: Erkekler neden prezervatifle seks yapmaktan
hoşlanmazlar?
B: Eldiven giyip burnunu karıştırmazsın heralde.
O: Baba neden seks özeldir?
B: Sınıfın önünde burnunu karıştırmazsın değil mi?
O : Baba sen süpersin yaa!...

Küçük Ali
Küçük Ali okula başladığından beri her gün
öğretmeni Aysel hanıma gidip,
- "Öğretmenim beni yanlış sınıfa koydunuz,
benim yerim birinci sınıf değil, ablam üçüncü
sınıfta ama ben en az onun kadar akıllıyım, hiç
olmazsa beni üçüncü sınıfa alın." diye şikayet edermiş.
Bundan sıkılan Aysel öğretmen bir gün Ali'yi
kaptığı gibi okul müdürüne çıkmış ve olayı anlatmış.
Okul müdürü:
- "Peki" demiş, "Bu çocugu bir imtihan edelim,
yeri üçüncü sınıfsa o sınıfa koyalım" ve başlamış
sorgulamaya,
- İki kere iki?
- Ali hemen "Dört" demiş,
- "Sekiz kere dokuz?"
Ali hemen
-"Yetmiş iki" demiş,
-"Kaç mevsim var?"
Ali hemen
-"Dört" demiş.
Bu sırada Aysel hocada
Sayfa 14
Güzel Fıkralar
- "Müsaade ederseniz bir kaç soruda ben sorayım"
demiş ve sormuş:
- "Söyle bakalım Ali, ineklerde dört tane ama bende
iki tane var, bu nedir?"
Ali hemen
-"Ayak" demiş, Aysel hoca sormuş
-"Peki senin pantolonunda olupta benim pantolonumda
olmayan şey nedir?" Ali hemen yanıtlamış
-"Cep".
Bunun üzerine Aysel hoca dönmüs müdüre,
-"Üçe koyalım hocam" diyecekken
Müdür, Aysel hocanin sözünü kesmiş,
-"Hocam, bu çocuğu üçe değil beşinci sınıfa koyalım,
zira son iki suale ben doğru cevap veremedim"…

Pişman
İki arkadaş hem içiyor, hem de karılarından
yakınıyordu. Biri
-"Ben" dedi, "Evliliğimizin ilk senelerinde işten
eve dönünce karımı kucaklar, nefesi kesilene kadar
kollarımda sıkardım."
Diğeri içini çekerek sordu "Ya şimdi?"
-Şimdi mi? Daha fazla sıkmadığım için pişmanım!..

Yasak
Sultan en güvendiği adamını Arabistan'a
hünkar göndermiş. Hünkar, Arabistan'da gezerken
bakmış, araplar entari giyorlar ama altlarına
don giymiyorlar. Bir rüzgar estimi, manzara
felaket! Haber salmış, altına don giymeyenler
kadı huzuruna çıkartılıp, hapsedilecek. Aradan
günler geçmiş Arabın bir tanesi don giymemiş ve
ilk rüzgarda olay farkedilmiş. Kadı huzuruna
çıkartmışlar. Kadı sormuş;
-"Adın?"
-"Aptülmecit"
-"Baba adın?"
-"Aptülleziz"
-"Evli misin?
-"5 tane karım var!"
-"Kaç çocuğun var? -"İlkinden 15, ikincisinden 17, üçüncüsünden 16,
dördüncüsünden 13, beşincisinden 18 tane."
Kadı kararını vermiş ve söylemiş:
-"Aptulleziz oğlu, Apdülmecit'in, don giymeye
vakti olmadığından beraatine karar verilmiştir!"

Merak
Ahmet ile Handan öğrenci olup aynı evi
paylaşmaktadırlar. Bir gün Handan ve Ahmet
Ahmet’in annesini yemeğe davet ederler.
Ahmet’in annesi akşam yemeği süresince
Handan’ı süzer ve aslında Handan’ın çok
güzel bir kız olduğunu ve acaba aralarında
ev arkadaşlığından daha ileri bir ilişki olup
olmadığını merak eder. Ahmet sadece ev arkadaşıyız
der. Bir gün Handan Ahmet’e annen gittiğinden
beri gümüş çorba kâsesini bulamıyorum der.
Ahmet annesine bir mektup yazar annecim çorba
kâsesini sen aldın demiyorum almadın da
Sayfa 15
Güzel Fıkralar
demiyorum ama sen gittiğinden beri kayıp der.
Annesi bir hafta sonra cevap yazar: Sevgili
oğlum Handan’la yatıyorsun demiyorum,
yatmıyorsun da demiyorum sorun şu ki
Handan kendi yatağında yatsaydı gümüş
kaseyi çoktan bulurdu.

Işığı Gören Geliyor


Köy ebesi doğum yaptırıyordu.Doğum yapan kadının
kocası, elindeki lambayla ebeye yardımcı olmaktaydı.
Bir bebek doğdu.İkinci bebek...
derken üçüncü...
Koca:
-Ebe hanım, dedi, ışığı söndürsek mi?
Işığı gören geliyor!...

Yardım
Çocuğun biri odada otururken annesi sorar;
Oğlum ne yapıyorsun?
Hiçbirşey..
Peki kardeşin ne yapıyor?
Çocuk; Oda bana yardım ediyor...

Tekrar
18 yaşındaki kız, annesine iki aydır
adet görmediğini söyler. Annesi,çok
tedirgin olur ve eczaneye bir hamilelik
testi almaya gider ve sonuçlar kızın
hamile olduğunu gösterir.

Anne çıldırmıştır, bağırır çağırır ve


-Bunu yapan hangi domuz? Bilmek istiyorum der.

Kız telefon açar ve yarım saat içinde bir


Ferrari evin önünde durur, içinden hafif uzun
boylu, sarı saçlı ve çok pahalı bir elbisenin
içinde karizma bir genç iner ve içeri girer.
Genç,
-Kızınız durumu anlattı, der
-Kişisel durumumdan dolayı kızınızla evlenemem,
ancak tüm sorumluluğu alıyorum,der
-Eğer bir kız çocuğu doğarsa annesine bir ev,
bir yazlık villa ve milyon dolarlık bir banka
hesabı, eğer bir erkek çocuk olursa bir kaç
fabrika ve bir milyon dolarlık bi hesap eğer
ikiz doğarsa her ikisine de 500 bin dolarlık hesap ve
bir fabrika vereceğim der.
Ancak düşük olursa....

O zamana kadar sessizce bekleyen baba elini dostça


gençin omuzuna koyar ve
- O zaman tekrar denersin evladım..

Etkili mi?
Genç adam eczaneye girmiş.
-Abi bana bir viagra verimisin? demiş.
Sayfa 16
Güzel Fıkralar
Eczacı vermiş viagrayı.
Genç adam sormuş.
- Kaç para?
- Eczacı 10 tl.
Genç adam 100 tl vermiş .
Eczacı: Bozuk yok mu? demiş
Genç adam: Yok.
Eczacı: Karşıdaki çerezciden bozdur gel.
Genç adam: Abi çerezci beni tanımaz ki.
Eczacı: Ben burdan işaret ederim bozar
paranı demiş.
Genç adam karşıdaki cerezciye gitmiş.Abi
eczacı beni gönderdi ,200 tl para vercekmişsin
birde 100 tlsı bozuk olacakmış, demiş.
Çerezci başını kaldırıp eczacıya bakmış,
karşıdan eczacı başını salıyarak onay vermiş
Genç adam gelmiş ezcacıya 10 tl yi vermiş,
viagrayı alıp gitmiş
Akşam üzeri çerezci gelmiş eczacıya 200 tlyi
alayım demiş
Eczacı şaşırmış: Ne 200 tlsi demiş
Çocuğu gönderdin hem 200 tl istedin 100
tlsinide bozdurdun ya demiş.
Hatta sana baktım onayladın karşıdan.
İşte o an anlamış eczacı başına geleni,vermiş
cerezciye 200 tl'yi tabii.

Ertesi gün yaşlı bir amca girmiş ezcaneye.


Eczacıya oğlum ben viagra alacam ama etkileri
nasıldır bilgi verir misin, mahcup olmayalım
sonra demiş.
Eczacı: Amca şu kadarını söyliyeyim dün birisine
1 kutu viagra verdim. Daha kutusunu açmadan
hem çerezciyi, hem beni s***i..

1 Dakika
Bir adam tanrının doğasını anlamak istiyormuş
ve ona sormuş: "Tanrım, 1 milyon yıl senin
için ne kadar bir süredir?"
Tanrı şöyle cevaplamış: "1 milyon yıl benim
için 1 dakika kadardır."
Adam sormaya devam etmiş: "Peki,tanrım 1
milyon dolar senin için ne kadardır?".
Tanrı cevaplamış:"1 milyon dolar benim
için 1 pennydir"
Adam dayanamamış."Tanrım bana bir penny
verir misin? "demiş.Tanrıdan şöyle bir
cevap gelmiş: "1 dakika."

Ayva
Afrikada düşen uçaktan sağ kurtulan adam
nereye gideceğini bilmeden sağa sola
bakıyordu. Derken kendisine yaklaşan afrikalı
kabileyi gördü. Kendi kendine ayvayı yedik
dedi. Tam o sırada ak sakallı bir dede
belirdi ve hayır evladım korkma ayvayı
yemedin şu mızrağı al en önlerindeki süslü
elbiseli adamın tam kalbine sapla. Adam
denileni yaptı.
İhtiyar ona bakıp güldü
'Şimdi ayvayı yedin işte!'

Sayfa 17
Güzel Fıkralar

Rüya
İki dul bir yerde tanışır ve evlenirler.
Ama daha birbirlerine tam alışmamışlar biraz utangaçlar.
Evliliklerinin ikinci gecesi adam altını ıslatır ve
çok utanır, karısına nasıl açıklayacağını düşünürken
aklına bir fikir gelir.
-Uyan karıcığım sorma başıma ne geldi.
-Hayrola bey ne oldu?
-Bir rüya gördüm, beni bir minarenin ucuna bağlamışlar,
rüzgar estikçe minare eğiliyor, tam ben denize batarken
bir yaratık çıkıyor tam yaratık beni kapacakken minare
tekrar düzeliyor ve tekrar denize batıyorum.Sen olsan
ne yapardın?
-Vallahi bey altıma sıçardım.
-Yaa.. hanım, gördün mü ben sadece işedim.

Dur
Anne ve babası ile uzun bir tartışmadan sonra
bıyıkları yeni terleyen delikanlı, bavulunu toplamış..
"Sakın beni durdurmaya kalkmayın.. Ben heyecan
istiyorum, Aşk istiyorum.. Coşku istiyorum.. Bol para,
güzel kızlar istiyorum.. Bu evde bunların hiçbiri
mümkün değil.."
Sonra kapıya doğru yürümüş..
"Dur" diye bağırmış, babası arkasından..
"Size söylemiştim, beni durdurmaya teşebbüs etmeyin"
diye geriye bağırmış delikanlı..
"Dur" diye yeniden bağırmış babası, oğlu bahçe
kapısından çıkarken..
"Dur... Beni bekle.."

3 Mart

Sayfa 18

You might also like