You are on page 1of 23

10-11-Nisan 2019 İdari Yargı, 14-15Nisan 2019 Adli Yargı- Avukat

Mülakat Soru ve Cevapları.

1- Temel hak ve özgürlükler:Bunlar esasen temel insan haklarıdır. Anayasal güvence altında olan bu
haklara her Türk vatandaşının doğuştan sahip olduğu (Anayasa başlangıç kısmı) kabul edilmiş ,
Anayasamız tabii hak anlayışını benimsemiştir. Bu haklar; (Anayasa m12 )dokunulmaz, devredilmez,
vazgeçilmez ve herkesin kişiliğine bağlıdır. Kişi Hakları- Sosyal ve Ekon Haklar. Haklar-Siyasi Haklar
olarak sınıflandırılmış ve bu başlıklar altında Kişi dokunulmazlığı Özel hayatın gizliliği ve korunması
Eğitim öğrenim hakkı Vatandaşlık ,… haklar düzenlenmiştir. Temel ve hürriyetlerin ihlali halinde
bireysel başvuru yolu düzenlenmiştir.
2- Temel hak ve hürriyetlerin kısıtlanma sebepleri: Anayasa m13- Temel hak ve hürriyetler, özlerine
dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak
kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve
laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz. Sınırlama sebepleri; milli güvenlik,
kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez
bütünlüğünün korunması," suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce
belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şönret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut
kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak
yerine getirilmesi,..

3- Hukuk devletinin unsurları nelerdir? Temel hak ve özgürlükler güvence altındadır.Kuvvetler ayrılığı
ilkesi geçerlidir. Yasama ve yürütme işlemleri bağımsız yargı denetimi altındadır . Tüm kuvvetler
hukukun genel ilkelerine bağlıdır.
4- Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü ilkelerini açıklayınız: Anayasa m 11- Anayasa
hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve
kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz. Anayasa, hukuk
düzeni içinde en üst sırada yer alan kurallardır. Bu normatif üstünlük, kanunların Anayasaya
aykırı olamaması, anayasal yargı denetiminin bulunması,.. gibi yollarla temin edilir. Yasama
yürütme yargı organlarını yetkilendiren de Anayasadır, asli yetki kaynağıdır. Dolayısıyla
kullanılan yetkiler, yetki kaynağına aykırı biçimde kullanılamaz.
5- Kanuni Hakim ilkesi nedir? Anayasa m37 - Hiç kimse kanunen tâbi olduğu mahkemeden
başka bir merci önüne çıkarılamaz. Bir kimseyi kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir
merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz.

6- Adil yargılanma hakkı: (m36) Anayasada güvence altına alınmış temel insan haklarındandır.
Bu hak kişilere, hakkın kapsamına giren uyuşmazlıklara ilişkin yargılamalar yönünden usuli
güvenceler sağlar. Bunlar sayma suretiyle sınırlı sayıda belirlenecek birtakım usul kuralları
değil, yargılamanın adalete uygun olması için gerekli tüm şartları ifade eder.Doğal ve zorunlu
olarak başka birtakım hakları da içerir. Hak kapsamında sayılabilecek usuli güvencelerin
birkısmı; Mahkeme hakkı, kanunla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız yargı yerinde yargılanma
hakkı, makul sürede yargılanma hakkı, hakkaniyete uygun yargılanma hakkı(Silahların eşitliği
ilkesi, çelişmeli yargılama ilkesi, kanıtların kabulü ve değerlendirilmesi, yargılamaya etkili
katılma hakkı ,duruşmada bulunma hakkı, gerekçeli karar hakkı), aleni yargılama ve aleni
karar hakkı, masumiyet karinesi, asgari şüpheli/sanık hakları (İsnat edilen suçu öğrenme
hakkı, savunma için yeterli zaman ve kolaylıklara sahip olma hakkı, bizzat, müdafii vasıtasıyla
veya adli yardımla savunma hakkı, tanık dinletme ve tanık sorgulama hakkı, tercümandan
ücretsiz yararlanma hakkı)
7- Uluslararası sözleşmelerin normlar hiyerarşisindeki yeri nedir? Anayasa m90-Usulüne göre
yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir.(Bunlar hakkında
Anayasaya aykırılık iddiasında bulunulamaz.) Temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası
andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek
uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.

8- Bireysel başvuruyu anlatınız: Anayasa m 148- Herkes, Anayasada güvence altına alınmış
temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi
birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir.
Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.Bireysel
başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.Bireysel
başvuruya ilişkin usul ve esaslar kanunla düzenlenir. Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve
Yargılama Usulleri Hakkında Kanun-M45 2) İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya
da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel
başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir. m45-(3) Yasama işlemleri ile düzenleyici
idari işlemler aleyhine doğrudan bireysel başvuru yapılamayacağı gibi Anayasa Mahkemesi
kararları ile Anayasanın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemler de bireysel başvurunun
konusu olamaz.Bireysel başvuru hakkına sahip olanlarM 46- (1) Bireysel başvuru ancak ihlale
yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı doğrudan
etkilenenler tarafından yapılabilir. (2) Kamu tüzel kişileri bireysel başvuru yapamaz. Özel
hukuk tüzel kişileri sadece tüzel kişiliğe ait haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel
başvuruda bulunabilir.(3) Yalnızca Türk vatandaşlarına tanınan haklarla ilgili olarak yabancılar
bireysel başvuru yapamaz.Kararlar m 50- (1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve
sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir. Ancak yerindelik
denetimi yapılamaz, idari eylem ve işlem niteliğinde karar verilemez.(2) Tespit edilen ihlal bir
mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden
yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel
mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü
mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir(3) Bölümlerin esas hakkındaki
kararları gerekçeleriyle birlikte ilgililere ve Adalet Bakanlığına tebliğ edilir ve Mahkemenin
internet sayfasında yayımlanır. Bu kararlardan hangilerinin Resmî Gazetede yayımlanacağına
ilişkin hususlar İçtüzükte gösterilir.(4) Komisyonlar arasındaki içtihat farklılıkları, bağlı
oldukları bölümler; bölümler arasındaki içtihat farklılıkları ise Genel Kurul tarafından karara
bağlanır. Buna ilişkin diğer hususlar İçtüzükle düzenlenir.(5) Davadan feragat hâlinde, düşme
kararı verilir.

9- Somut Norm denetimi: Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi . Anayasa m
152 -Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya “Cumhurbaşkanlığı
kararnamesinin” hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü
aykırılık iddiasının ciddî olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği
karara kadar davayı geri bırakır.Mahkeme, Anayasaya aykırılık iddiasını ciddî görmezse bu
iddia temyiz merciince esas hükümle birlikte karara bağlanır.Anayasa Mahkemesi, işin
kendisine gelişinden başlamak üzerebeş ay içinde kararını verir ve açıklar. Bu süre içinde karar
verilmezse mahkeme davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırır. Ancak,
Anayasa Mahkemesinin kararı, esas hakkındaki karar kesinleşinceye kadar gelirse, mahkeme
buna uymak zorundadır.Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği red kararının
Resmî Gazetede yayımlanmasından sonra on yıl geçmedikçe aynı kanun hükmünün
Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz.
10- Anayasa mahkemesi kararlarının bağlayıcılığı:* m152-Mahkemesi kararları Resmî Gazetede
hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri
bağlar.m138-Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır;
bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine
getirilmesini geciktiremez.

11- Yüksek Mahkemeler:* Anayasa Mah, Yargıtay, Danıştay, Uyuşmazlık Mahkemesi

12- Hakimlerin teftişini kim yapar? Bu teftiş yargı bağımsızlığını etkiler mi? İdari görevleri
bakımından denetim Adalet Bakanlığı , idari görevleri dışında denetim, araştırma, inceleme ve
soruşturmaları Hakimler ve Savcılar Kurulu’na bağlı Kurul Müfettişlerince yapılmaktadır.
Anayasa m 144-Adalet hizmetleri ile savcıların idarî görevleri yönünden Adalet Bakanlığınca denetimi,
adalet müfettişleri ile hâkim ve savcı mesleğinden olan iç denetçiler; araştırma, inceleme ve
soruşturma işlemleri ise adalet müfettişleri eliyle yapılır. Buna ilişkin usul ve esaslar kanunla
düzenlenir. M 159- Hâkim ve savcıların görevlerini; kanun ve diğer mevzuata” (hâkimler için idarî
nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme; görevlerinden dolayı veya
görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup
uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma işlemleri, ilgili dairenin teklifi
ve Hâkimler ve Savcılar Kurulu Başkanının oluru ile Kurul müfettişlerine yaptırılır. Soruşturma ve
inceleme işlemleri, hakkında soruşturma ve inceleme yapılacak olandan daha kıdemli hâkim veya savcı
eliyle de yaptırılabilir.

13- Hakim adayları hangi kanuna tabidir? Stajyer hakim ve savcılar aday statüsündedir. 2802 s
Hakimler ve Savcılar Kanunu m7-Adaylar, Devlet Memurları Kanunundaki Genel İdare
Hizmetleri Sınıfına dahil olup, hâkimlik ve savcılığın sınıf ve derecelerine dahil değildirler ve
haklarında, Devlet Memurları Kanununun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır.
14- Danıştayın Görevleri Anayasa m155 - Danıştay, idarî mahkemelerce verilen ve kanunun başka
bir idarî yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla
gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar. Danıştay, davaları
görmek, kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmeleri hakkında iki ay içinde
düşüncesini bildirmek, idari uyuşmazlıkları çözmek ve kanunla gösterilen diğer işleri yapmakla
görevlidir. (2575 s Danıştay Kanunu a) İdare Mahkemeleri ile vergi mahkemelerinden verilen
kararlar ve ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda görülen davalarla ilgili kararlara karşı
temyiz istemlerini inceler ve karara bağlar. "Danıştayın temyiz mercii olarak görevi, bir hukuk
kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması şeklinde ortaya çıkan hukuka aykırılıkların
denetimini yapmakla sınırlıdır. "b) Bu Kanunda yazılı idari davaları ilk ve son derece
mahkemesi olarak karara bağlar. d) Kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmeleri
hakkında düşüncesini bildirir.
15- Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davalar nelerdir? 2575 s Danıştay Kanunu
MADDE 24 - 1. Danıştay ilk derece mahkemesi olarak;
a) Cumhurbaşkanı kararlarına b) Cumhurbaşkanınca çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri
dışındaki düzenleyici işlemlere c) c) Bakanlıklar ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici
işlemlered) "Danıştay İdari Dairesince" veya İdari İşler Kurulunca verilen kararlar üzerine
uygulanan eylem ve işlemlere,e) Birden çok idare veya vergi mahkemesinin yetki alanına
giren işlere,f) Danıştay Yüksek Disiplin Kurulu kararları ile bu Kurulun görev alanı ile ilgili
Danıştay Başkanlığı işlemlerine,Karşı açılacak iptal ve tam yargı davaları ile tahkim yolu
öngörülmeyen kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan idari
davaları karara bağlar.2. Danıştay, belediyeler ile il özel idarelerinin seçimle gelen organlarının
organlık sıfatlarını kaybetmeleri hakkındaki istemleri inceler ve karara bağlar.)
16- Danıştay Başkanlar Kurulu kimlerden oluşur? Görevler nelerdir? Danıştay Kanunu m19-
Başkanlar Kurulu, Danıştay Başkanının başkanlığında Başsavcı, başkanvekilleri ve daire
başkanlarından oluşur. Görevleri: m52- Danıştay daireleri arasında çıkan görev
uyuşmazlıklarını karara bağlamakf) Ayrı yargı çevrelerinde bulunan idare ve vergi
mahkemeleri arasında görev ve yetkiye ilişkin uyuşmazlıklarda ve bağlantılı davalarda merci
tayinini yapmak Danıştay Başkanının Kurulda görüşülmesini uygun gördüğü işleri görüşmek ve
karara bağlamak
17- Adalet Bakanlığı teşkilat Yapısı: (1 Nolu Cb Kararnamesi m39 )Adalet Bakanlığı; merkez, taşra ve
yurtdışı teşkilatından oluşur. a) Ceza İşleri Genel Müdürlüğü,b) Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü,c)
Mevzuat Genel Müdürlüğü,ç) Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü,d) Adli Sicil ve İstatistik Genel
Müdürlüğü,e) Dış İlişkiler ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü,f) Personel Genel Müdürlüğü,g) Hukuk
Hizmetleri Genel Müdürlüğü, ğ) Bilgi İşlem Genel Müdürlüğü,h) Teftiş Kurulu Başkanlığı,ı) Strateji
Geliştirme Başkanlığı,i) İnsan Hakları Dairesi Başkanlığı, j) Eğitim Dairesi Başkanlığı,k) İcra İşleri Dairesi
Başkanlığı, l) Destek Hizmetleri Dairesi Başkanlığı,m) Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği, n) Özel Kalem
Müdürlüğü Bakanlığın Hizmet Birimleridir

18- Teşkilattaki genel müdürlükleri sayın: Ceza İşleri Genel Md.- Hukuk İşleri Genel Md–Mevzuat
Genel Md- Ceza ve Tevkifevleri Genel Md- Adli Sicil ve İstatistik Genel Md-Dış İlişkiler ve AB
Genel Md-Personel Genel Md- Hukuk Hizmetleri Genel Md-Bilgi İşlem Genel Md-
19- Mülakat Kurulu kimlerden oluşur?2802 s Hakimler ve Savcılar Kanunu- m 9/a- Mülâkat
Kurulu; Adalet Bakanının görevlendireceği bakan yardımcısı başkanlığında, Teftiş Kurulu
Başkanı, Ceza İşleri, Hukuk İşleri ve Personel Genel Müdürlerinden oluşur
20- Adli Yargı- İdari yargı farkı: idarenin eylem ve işlemlerinden “menfaati ihlal edilen” ya da
“hak kaybına uğrayan” kimse, yetkili yargı yerine başvurarak idari işlemin iptalini ya da
karşılaştığı haksızlığın giderilmesini isteyebilir. İşte idarenin yargı yoluyla denetimi, yargı birliği
ilkesinin geçerli olduğu sistemlerde “adli mahkemeler”, yargı ayrılığı ilkesinin geçerli olduğu
sistemlerdeise bağımsız “idari mahkemeler” eliyle yapılmaktadır. İdari yargı, idari makamların
kamu hukuku alanındaki faaliyetlerinden doğan uyuşmazlıkları kapsar. Adli yargı, diğer yargı
kolları dışında kalan tüm yargısal faaliyetleri kapsar.
21- Adli- İdari Yargı kararları arasında uyuşmazlık çıkarsa kim çözer? Anayasa m158 -
Uyuşmazlık Mahkemesi “adli ve idari” yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm
uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir.
22- Uyuşmazlık mahkemesinin görevi nedir? Anayasa m158 - Uyuşmazlık Mahkemesi “adli ve idari”
yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir.
23- Mahkemeler Nasıl kurulur? Anayasa m 142- Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri,
işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir. Örn: 5235 s.Adli Yargı İlk Derece
Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun
m5Hukuk mahkemeleri, her il merkezi ile bölgelerin coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz
önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü
alınarak Adalet Bakanlığınca kurulur.m9- Ceza mahkemeleri, her il merkezi ile bölgelerin
coğrafi durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen ilçelerde Hakimler ve
Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca kurulur. İş
Mahkemeleri Kanunu M2- İş mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Kurulunun olumlu görüşü
alınarak, tek hâkimli ve asliye mahkemesi derecesinde Adalet Bakanlığınca lüzum görülen
yerlerde kurulur
24- Yetki ve usulde paralellik ilkesi nedir , istisnası var mıdır? Yargı içtihatları ile geliştirilmiş bir
ilkedir. Yasada aksine bir düzenleme bulunmadıkça, bir işlemin tesisinde uygulanan yetki ve
usul koşullarının aynı işlemin geri alınması ve kaldırılması işlemlerinde de aynen
uygulanmasıdır. Bu ilkenin istisnaları: Kanunun aksini öngördüğü haller, ihtiyari
usuller,(Gözler’e göre)düzenleyici olmayan işlemler , disiplin cezası verme işlemleri, kolluk
tedbirleri, mahkeme kararının yerine getirilmesi işlemleri düzenlemenin yapılmış olması,
25- İdare takdir yetkisini hangi ilkeye uygun kullanır? Kamu yararı ve hizmet gerekleri.
26- İdari hizmet sözleşmesi nedir ?İdari sözleşme türleri nelerdir? Kamu kurum ve kuruluşları
ve kamu iktisadi teşebbüslerinde, özel bilgi ve ihtisas gerektiren geçici işlerde çalıştırılmak
üzere, işçi statüsünde olmayan kamu görevlileri(sözleşmeli personel) ile idare arasında,
Devlet Memurları Kanunu’nun 4’üncü maddesine ya da özel bir kanuna dayanarakyapılan
sözleşme idari hizmet sözleşmesidir. İdari sözleşme türleri; Istikraz, Imtiyaz, Iltizam,
Müşterek Emanet, Idari Hizmet Sözleşmesi
27- İdare Mahkemesi karar gereğini yerine getirmeyen idarenin ve memurun sorumluluğu:
Anayasa m138- Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak
zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların
yerine getirilmesini geciktiremez. İYUK m 28-Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve
vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre
idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir
şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez.. Danıştay, bölge idare
mahkemeleri, idare ve vergi mahkemeleri kararlarına göre işlem tesis edilmeyen veya
eylemde bulunulmayan hallerde idare aleyhine Danıştay ve ilgili idari mahkemede maddi ve
manevi tazminat davası açılabilir… Mahkeme kararlarının süresi içinde kamu görevlilerince
yerine getirilmemesi hâlinde tazminat davası ancak ilgili idare aleyhine açılabilir
28- İdari yargıda savcılık makamı: 2802 s H akimler ve Savcılar Kanununa göre savcı; İdari
yargıda: Danıştay savcıları ile "Adalet Bakanlığı merkez, bağlı ve ilgili kuruluşlarında" idari
görevlerde çalışan savcıları ifade eder.
Danıştayda savcılık kurumu; “müddeiumumilik” , “kanunsözcülüğü”nden sonra savcı olarak ifade
edilmiştir. (Danıştay Kanunu m60 , 61)Başsavcı, ilk derece mahkemesi sıfatıyla Danıştayda
görülen dava dosyalarını, esas hakkındaki düşüncelerini bildirmek üzere, uygun göreceği
görev ayırımına göre savcılara havale eder. Savcılar,kendilerine havale edilen dosyaları
Başsavcı adına incelerler ve esas hakkındaki düşüncelerini, bir ay içinde gerekçeli ve yazılı
olarak verirler. İdari yargıda savcı daha çok kanunsözcüsü olarak görev yapar. İddia makamı
olarak hareket etmezler.
29- İdari dava türlerini anlatınız.İptal davası, tam yargı davası, idari sözleşmelerden doğan
davalar.
30- İptal Davası- Tam yargı farkı:İptal davalarına idarenin tek taraflı işlemleri, tam yargı davasına
idari eylem , işlem konu edilebilir. İptal davası için menfaati ihlali yeterlidir, tam yargı davası
için kişisel hakkın ihlali gerekir. İptal davası objektif sonuç yaratır. Tam yargı davası sonucu
verilen karar sübjektif etkiye sahiptir. İdari eylemden kaynaklanan tam yargı davası için ön
karar aranır.
31- İdari olmasına rağmen adli yargının görevine giren davalar nelerdir? İdari niteliği ağır
basmasına rağmen kanuni düzenleme gereği adli yargının göreveine giren davalar örnek
verilebilir. Tapu kayıtlarının özenle tutulmaması sebebiylekişilerin uğradıkları zararlar için
açılan davalar,kişisel durum sicilleriyle ilgili davalar, (551o sKanun) prim alacaklarına ilişkin
davalar,İcrave İflas görevlilerinin kusurundan doğan devletin sorumluluğuna ilişkindavalar…
32- İdari yargıda genel- özel mahkeme ayrımını anlatınız. İdare mahkemeleri idarî yargı kolunun
genel görevli ilk derece mahkemesidir. Vergi Mahkemeleri vergi uyuşmazlıkları konusunda ilk
derece mahkemesi olarak görev yapan yargı organlarıdır. Kanunda sayılı bazı konularda ise
Danıştay ilk derece mahkemesi olarak görev yapar.
33- İYUK yargılama usulleri nelerdir? Özel olarak ayrı başlıkta düzenlenen usuller :i
34- vedi yargılama usulü, merkezî ve ortak sınavlara ilişkin yargılama usulü
35- Merkezi ve ortak sınavlara ilişkin yargılama usulünden bahsediniz. Dava açma süresi 10
gündür. Üst makamlara başvuru usulü uygulanmaz. Yürütmenin durdurulması talebine ilişkin
verilen karara itiraz edilemez. Esasen ivedi yargılama usulünün daha seri hale getirilmiş
şeklidir.
36- İvedi Yargılama nedir ? Örnekler Bazı davaların diğerlerinden nitelik olarak farklı olması ve
kararın gecikmesi halinde taraflar için telafisi zor veya imkansız zararlar doğabileceği
düşünülerek yargılama sürecinin hızlandırıldığı usuldür. Dava açma ,savunma gibi birtakım
usul işlemlerine ait süreler kısaltılmış, yd talebi üzerine verilen kararına itiraz kaldırılmıştır.
(örn)YUK m 20/A İhaleden yasaklama kararları hariç ihale işlemleri.b) Acele kamulaştırma
işlemleri.c) Özelleştirme Yüksek Kurulu kararları.d) 2634 sTurizmi Teşvik Kanunu uyarınca
yapılan satış, tahsis ve kiralama işlemleri.e) 2872 sayılı Çevre Kanunu uyarınca, idari yaptırım
kararları hariç çevresel etki değerlendirmesi sonucu alınan kararlar.f) 6306 sayılı Afet Riski
Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca alınan Cumhurbaşkanı kararları.
37- İdari yargıda dilekçeler nerelere verilir? İYUK m4- Dilekçeler ve savunmalar ile davalara ilişkin
her türlü evrak, Danıştay veya ait olduğu mahkeme başkanlıklarına veya bunlara gönderilmek
üzere idare veya vergi mahkemesi başkanlıklarına, idare veya vergi mahkemesi bulunmayan
yerlerde “büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde kalıp kalmadığına bakılmaksızın” asliye
hukuk hâkimliklerine veya yabancı memleketlerde Türk konsolosluklarına verilebilir.
38- Tek dilekçeyle birden fazla işleme karşı dava açılabilir mi? İYUK m5 açıklayınız *2577 s İYUK
m5 Her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılır. Ancak, aralarında maddi veya hukuki yönden
bağlılık yada sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava
açılabilir.2. Birden fazla şahsın müşterek dilekçe ile dava açabilmesi için davacıların hak veya
menfaatlerinde iştirak bulunması ve davaya yol açan maddî olay veya hukukî sebeplerin aynı
olması gerekir.
39- İdari Yargıda dava açma süreleri: İYUK m7- 1. Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre
gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde
otuz gündür.2. Bu süreler
a) İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı,
b) Vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan
uyuşmazlıklarda: Tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın; tebliğ yapılan hallerde
veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak
sahiplerine ödemenin; tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı ve idarenin dava açması
gereken konularda ise ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiği; Tarihi izleyen
günden başlar.
3. Adresleri belli olmayanlara özel kanunlarındaki hükümlere göre ilan yoluyla bildirim yapılan
hallerde, özel kanununda aksine bir hüküm bulunmadıkça süre, son ilan tarihini izleyen
günden itibaren onbeş gün sonra işlemeye başlar.
4. İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar.
Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem
yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu
düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz.

40- İdari yargıda ilk inceleme? İYUK m14- İdari yargıda dilekçeler üzerine a) Görev ve yetki,b)
İdarî merci tecüvüzü,c) Ehliyet,d) İdarî davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir
işlem olup olmadığı,e) Süre aşımı,f) Husumet,g) 3 ve 5 inci maddelere uygun olup olmadıkları,
Yönlerinden sırasıyla ilk inceleme yapılır.
41- İdari yargıda ilk inceleme sonucu verilecek kararlar nelerdir? İYUK m 15- Adlî yargının görevli
ise davanın reddine; idarî yargının görevli olduğu konularda ise görev/ yetki yönünden red ve
görevli/ yetkili mahkemeye gönderilmesine,
Ehliyet, kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı, Süre aşımı, yönünden davanın
reddine. Hasım gösterilmeden veya yanlış hasım gösterilerek açılması halinde, dilekçenin
tespit edilecek gerçek hasma tebliğine,
Dilekçenin 3 ve 5 inci maddelere uygun olup olmadıkları yönünden; 30 gün içinde
tamamlanmak üzere dilekçe red kararı
42- İdari yargıda duruşma yapılacak durumlar nelerdir? İYUK m 17- Danıştay ile idare ve vergi
mahkemelerinde açılan iptal ve “yirmibeşbin Türk Lirasını” aşan tam yargı davaları ile tarh
edilen vergi, resim ve harçlarla benzeri malî yükümler ve bunların zam ve cezaları toplamı
“yirmibeşbin Türk Lirasını” aşan vergi davalarında, taraflardan birinin isteği üzerine duruşma
yapılır. ( Temyiz ve “istinaflarda” duruşma yapılması tarafların istemine ve Danıştay veya ilgili
bölge idare mahkemesi kararına bağlıdır.)
43- Yürütmeyi durdurma : İYUK m27- Danıştay veya idari mahkemeler, idari işlemin uygulanması
halinde telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı
olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda, davalı idarenin savunması alındıktan
veya savunma süresi geçtikten sonra gerekçe göstererek yürütmenin durdurulmasına karar
verebilirler. Uygulanmakla etkisi tükenecek olan idari işlemlerin yürütülmesi, savunma
alındıktan sonra yeniden karar verilmek üzere, idarenin savunması alınmaksızın da
durdurulabilir. Dava dilekçesi ve eklerinden yürütmenin durdurulması isteminin yerinde
olmadığı anlaşılırsa, davalı idarenin savunması alınmaksızın istem reddedilebilir Yürütmenin
durdurulması kararları teminat karşılığında verilir; ancak, durumun gereklerine göre teminat
aranmayabilir. Yürütmenin durdurulması istemleri hakkında verilen kararlar; Danıştay dava
dairelerince verilmişse konusuna göre İdarî veya Vergi Dava Daireleri Genel Kurullarına, bölge
idare mahkemesi kararlarına karşı en yakın bölge idare mahkemesine, idare ve vergi
mahkemeleri ile tek hâkim tarafından verilen kararlara karşı bölge idare mahkemesine kararın
tebliğini izleyen günden itibaren yedi gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere itiraz
edilebilir.İtiraz edilen merciler dosyanın kendisine gelişinden itibaren yedi gün içinde karar
vermek zorundadır. İtiraz üzerine verilen kararlar kesindir. Yürütmenin durdurulmasına dair
verilen kararlar onbeş gün içinde yazılır ve imzalanır. Aynı sebeplere dayanılarak ikinci kez
yürütmenin durdurulması isteminde bulunulamaz.
44- Yürütmeyi durdurma- ihtiyati tedbir farkı nedir? İhtiyati tedbir dava açılmadan önce de
istenebilirken, yürütmenin durdurulması ancak dava açıldıktan sonra/dava açılırken ve davaya
bakan mahkemeden istenebilir. İhtiyati tedbir, her türlü önlemi içerirken yürütmenin
durdurulması yalnızca işlemin askıya alınması yönünde gerçekleşebilir. İhtiyati tedbir kararları
icra dairesince uygulanırken yürütmenin durdurulması kararları idare tarafından
uygulanır.ihtiyati tedbir nihai karardan sonra hükmün icrasını sağlamak üzere devam
edebilirken, yürütmenin durdurulması kararı kesin hükümle birlikte ortadan kalkar.
45- Bağlantılı dava nedir? İYUK bakımından: İYUK m 38-Aynı maddî veya hukukî sebepten doğan
ya da biri hakkında verilecek hüküm, diğerini etkileyecek nitelikte olan davalar bağlantılı
davalardır.
46- Bağlantı kararını kim verir? İYUK m 38- 2. İdare mahkemesi, vergi mahkemesi veya Danıştaya
veya birden fazla idare veya vergi mahkemelerine açılmış bulunan davalarda bağlantının
varlığına taraflardan birinin isteği üzerine veya doğrudan doğruya mahkemece karar verilir.
3. Bağlantılı davalardan birinin Danıştayda bulunması halinde dava dosyası Danıştaya
gönderilir.
4. Bağlantılı davalar, değişik bölge idar mahkemesinin yargı çevrelerindeki mahkemelerde
bulunduğu takdirde dosyalar Danıştaya gönderilir.
5. Bağlantılı davalar aynı bölge idare mahkemesinin yargı çerçevesindeki mahkemelerde
bulunduğu takdirde dosyalar o yer bölge idare mahkemesine gönderilir.
47- Asli Müdahale ve feri müdahalenin idari yargıya yansıması var mıdır? İYUK m 31- …Üçüncü
şahısların davaya katılması, davanın ihbarında HMK hükümleri uygulanır. Ancak davanın
ihbarı re’sen yapılır.
48- Davaya müdahalenin davanın ihbarından farkı nedir? HMK m61 vd Taraflardan biri davayı
kaybettiği takdirde, üçüncü kişiye veya üçüncü kişinin kendisine rücu edeceğini düşünüyorsa,
tahkikat sonuçlanıncaya kadar davayı üçüncü kişiye ihbar edebilir. İhbar edilen, davayı
kazanmasında hukuki yararı olan taraf yanında davaya katılabilir. Asli müdahale; bir
yargılamanın konusu olan hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddia eden
üçüncü kişi, hüküm verilinceye kadar bu durumu ileri sürerek, yargılamanın taraflarına karşı
aynı mahkemede dava açabilir.

49- İdari yargıda neler delil olamaz? Yemin ve tanık deliline başvurulamaz. İYUK M 31- bilirkişi,
keşif, delillerin tespiti HMK hükümleri uygulanır dneilmiş tanık ve yemine atıf yapılmamıştır.
Ayrıca İYUK m20 de mahkeme tarafından resen araştırma yetkisi kapsamında idareden
istenilen bilgi ve belgeler gizlilik ilkesi kapsamında mahkemeye sunulmayabilir de denilmştir.
Delil serbestisi ilkesinin bu da istisnasını oluşturur.
50- İdari yargıda tespit davası: Adli yargıdaki gibi müstakil bir tespit davası düzenlenmemiştir.
Ancak dava açıldıktan sonra delil tespiti istenebilir. İYUK m 58 Taraflar, idari dava açtıktan
sonra bu davalara ilişkin delillerin tespitini ancak davaya bakan Danıştay, idare ve vergi
mahkemelerinden isteyebilirler.
51- İdari yargıda merci tayini: İYUK m 44 - 1. Yetkili mahkemenin bir davaya bakmasına fiili veya
hukuki bir engel çıktığı veya iki mahkemenin yargı çevresi sınırlarında tereddüt edildiği veya
iki mahkemenin de aynı davaya bakmaya yetkili olduklarına karar verdikleri hallerde dava
dosyaları, tarafların veya mahkemelerin istemi üzerine merci tayini için:
a) Uyuşmazlığın aynı yargı çevresindeki mahkeme veya mahkemeler arasında çıkması halinde,
o yargı çerçevesindeki bölge idare mahkemesine,
b) Sair hallerde Danıştaya,Gönderilir. 2. Danıştay ve bölge idare mahkemesi görevli ve yetkili
mahkemeyi kararlaştırır.3. Danıştay ve bölge idare mahkemesinin bu konuda vereceği
kararlar kesindir.
52- BAM görevi nedir? Adli yargı ilk derece mahkemelerince verilen ve kesin olmayan hüküm ve
kararlara karşı yapılacak başvuruları inceleyip karara bağlamak,
53- İdari Yargıda kanun yolları: İstinaf, temyiz, kanun yararına temyiz, yargılamanın yenilenmesi
54- Anayasa mahkemesine bireysel başvuru* Anayasa m 148- Herkes, Anayasada güvence altına
alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, AİHS kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü
tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda
bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır. Bireysel başvuruda, kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz. Anayasa Mahkemeinin Kuruluşu
ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun M45 İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya
da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel
başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir. Yasama işlemleri ile düzenleyici idari
işlemler aleyhine doğrudan bireysel başvuru yapılamayacağı gibi Anayasa Mahkemesi
kararları ile Anayasanın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemler de bireysel başvurunun
konusu olamaz.Bireysel başvuru hakkına sahip olanlarMADDE 46- (1) Bireysel başvuru ancak
ihlale yol açtığı ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal nedeniyle güncel ve kişisel bir hakkı
doğrudan etkilenenler tarafından yapılabilir. (2) Kamu tüzel kişileri bireysel başvuru yapamaz.
Özel hukuk tüzel kişileri sadece tüzel kişiliğe ait haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bireysel
başvuruda bulunabilir.(3) Yalnızca Türk vatandaşlarına tanınan haklarla ilgili olarak yabancılar
bireysel başvuru yapamaz.Kararlar m 50- (1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve
sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir. Ancak yerindelik
denetimi yapılamaz, idari eylem ve işlem niteliğinde karar verilemez.(2) Tespit edilen ihlal bir
mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden
yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel
mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü
mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir(3) Bölümlerin esas hakkındaki
kararları gerekçeleriyle birlikte ilgililere ve Adalet Bakanlığına tebliğ edilir ve Mahkemenin
internet sayfasında yayımlanır. Bu kararlardan hangilerinin Resmî Gazetede yayımlanacağına
ilişkin hususlar İçtüzükte gösterilir.(4) Komisyonlar arasındaki içtihat farklılıkları, bağlı
oldukları bölümler; bölümler arasındaki içtihat farklılıkları ise Genel Kurul tarafından karara
bağlanır. Buna ilişkin diğer hususlar İçtüzükle düzenlenir.(5) Davadan feragat hâlinde, düşme
kararı verilir.
55- Arabuluculuk sürecini anlatın* (6325 s Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu) .
Taraflar dava açılmadan önce veya davanın görülmesi sırasında arabulucuya başvurma
konusunda anlaşabilirler. Dava esnasında sürecin başlatılması halinde mahkeme davayı 3 ay
süreyle erteleyebilir.(Tarafların birlikte başvurusuyla süre üç aya kadar uzatılabilir.)
Taraflardan birinin başvurusu durumunda diğer taraf 30 gün içerisinde teklife olumlu cevap
vermez iseteklifi reddetmiş sayılır._ Arabulucu seçimi/ belirlenmesiyle arabuluculuk faaliyeti
başlar. Taraflar ilk toplantıya davet edilir. Arabuluculuk faaliyetinin sonunda tarafların
anlaştıkları yada anlaşamadıkları veya arabuluculuk faaliyetinin nasıl sonuçlandırıldığı son
tutanak ile belgelendirilir. Anlaşmaya varılmış ise anlaşma tutanağına icra edilebililik şerhi alarak bu
tutanağı icra edebilir.Şerh; dava açılmadan önce arabuluculuk faaliyetine başvurulmuş ise,
arabulucunun görev yaptığı yerin bağlı olduğu sulh hukuk mahkemesinden , dava açıldıktan
sonra arabuluculuk süreci başlatılmış ise, davanın açılmış olduğu mahkemeden istenir.

56- Hukuk davalarında dava şartları : HMK m114- (1) Dava şartları şunlardır:
a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.
b) Yargı yolunun caiz olması.
c) Mahkemenin görevli olması.
ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması.
d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu
hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.
e) Dava takip yetkisine sahip olunması.
f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve
usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması.
g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması.
ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.
h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması.
ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması.
i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması.
(2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.

57- Hakimin reddi sebepleri: HMK m36- Hâkimin tarafsızlığından şüpheyi gerektiren önemli bir
sebebin bulunması hâlinde, taraflardan biri hâkimi reddedebileceği gibi hâkim de bizzat
çekilebilir. Özellikle aşağıdaki hâllerde, hâkimin reddi sebebinin varlığı kabul edilir:
a) Davada, iki taraftan birine öğüt vermiş ya da yol göstermiş olması.
b) Davada, iki taraftan birine veya üçüncü kişiye kanunen gerekmediği hâlde görüşünü
açıklamış olması.c) Davada, tanık veya bilirkişi olarak dinlenmiş veya hâkim ya da hakem
sıfatıyla hareket etmiş olması.ç) Davanın, dördüncü derece de dâhil yansoy hısımlarına ait
olması.d) Dava esnasında, iki taraftan birisi ile davası veya aralarında bir düşmanlık
bulunması.
58- HMK na göre Hakimin hukuki sorumluluğu: HMK na göre hakimin yasada sayılı sebeplerle
hukuki sorumluluğunun doğduğu hallerde devlet aleyhine tazminat davası açılabilir. HMK m
46- Hâkimlerin yargılama faaliyetinden dolayı aşağıdaki sebeplere dayanılarak Devlet
aleyhine tazminat davası açılabilir:a) Kayırma veya taraf tutma yahut taraflardan birine olan
kin veya düşmanlık sebebiyle hukuka aykırı bir hüküm veya karar verilmiş olması.
b) Sağlanan veya vaat edilen bir menfaat sebebiyle kanuna aykırı bir hüküm veya karar
verilmiş olması.c) Farklı bir anlam yüklenemeyecek kadar açık ve kesin bir kanun hükmüne
aykırı karar veya hüküm verilmiş olması.ç) Duruşma tutanağında mevcut olmayan bir sebebe
dayanılarak hüküm verilmiş olması.d) Duruşma tutanakları ile hüküm veya kararların
değiştirilmiş yahut tahrif edilmiş veya söylenmeyen bir sözün hüküm ya da karara etkili olacak
şekilde söylenmiş gibi gösterilmiş ve buna dayanılarak hüküm verilmiş olması.e) Hakkın yerine
getirilmesinden kaçınılmış olması. (2) Tazminat davasının açılması, hâkime karşı bir ceza
soruşturmasının yapılması yahut mahkûmiyet şartına bağlanamaz.(3) Devlet, ödediği tazminat
nedeniyle, sorumlu hâkime ödeme tarihinden itibaren bir yıl içinde rücu eder.
59- Hakimin hukuki sorumluluğunda dava nereye açılır? HMK m47- Devlet aleyhine açılan
tazminat davası, ilk derece ve bölge adliye mahkemesi hâkimlerinin fiil ve kararlarından
dolayı, Yargıtay ilgili hukuk dairesinde; Yargıtay Başkan ve üyeleri ile kanunen onlarla aynı
konumda olanların fiil ve kararlarından dolayı Yargıtay Dördüncü Hukuk Dairesinde ilk derece
mahkemesi sıfatıyla görülür. Dava, bu dairenin Başkan ve üyelerinin fiil ve kararlarından
dolayı ise yargılama Yargıtay Üçüncü Hukuk Dairesinde yapılır. Verilen kararların temyiz
incelemesi Hukuk Genel Kurulunca yapılır. Temyiz incelemesine, kararı veren başkan ile
üyeler katılamaz. (2) Devletin sorumlu hâkime karşı açacağı rücu davası, tazminat davasını
karara bağlamış olan mahkemede görülür.
60- Karar düzeltme : Mülga HUMK da bulunan Yargıtay kararlarına karşı başvurulan kanun
yollarından biridir.
61- Olağan- olağanüstü kanun yolları: İtiraz,istinaf, temyiz.- Yargıtay. C. Başsavcısının itirazı
Kanun yararına bozma, Yargılamanın yenilenmesi
62- Yargılamanın yenilenmesinin diğer olağanüstü kanun yollarından farkı nedir? CMK
Kapsamında:Diğer olağanüstü kanun yolları, (CMK m 308)olağanüstü itiraz (Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı’nın itirazı) ve CMK m309-310 kanun yararına bozmadır.
-Yargılamanın yenilenmesi için hükmün nasıl kesinleştiği önemli değilken; olağanüstü itirazda
hükmünmutlaka Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmesi, düzenlenen kanun yararına
bozmada (yazılı emir),istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmesi şarttır. -
Yargılamanınyenilenmesine kişiler doğrudan başvurabilirken; olağanüstü itiraza vekanun
yararına bozmaya re’sen veya istem üzerine sadece Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı
başvurabilir.
-Yargılamanınyenilenmesi talebi kural olarak hükmü veren mahkemeye yapılırken;itiraz Ceza
Genel Kuruluna, kanun yararına bozma talebi Yargıtay Ceza Dairesi’ne yapılmaktadır -
Yargılamanın yenilenmesi sınırlı sayıda belirtilen adli hataların giderilmesine yönelikken,
kanun yararına bozma yoluna kararda hukuki hata bulunması sebebiyle gidilebilmektedir. -
Yargılamanın yenilenmesi tahdidi olarak sayılan nedenlerle yapılabilir. Diğer olağanüstü kanun
yollarına hukuka aykırılık teşkil eden hallerde başvurulabilir.
İYUK Kapsamında: diğer olağanüstü kanun yolu Kanun yararına temyiz (İYUK m51)
Kanun yararına temyizde olağan kanun yollarından gemeden kesinleşme aranırken
yargılamanın yenilenmesinde hükmün kesinleşme şekli önemli değildir. Temyiz ilgili
bakanlıkların göstereceği lüzum üzerine veya kendiliğinden Başsavcı tarafından, yenileme ilgili
tarafından talep edilir.Başvuru gerekçeleri temyizde sınırlı sayıda değildir. Kanun yararına
temyiz Danıştaya , yenileme ise esas hakkında karar veren Mahkemeye yapılır.
63- *Otopsi: m87vd- Ceset üzerinde yapılan ölüm nedeninin ve şeklinin saptanması amaçlı bir
tıbbi incelemedir. Otopsi, Cumhuriyet savcısının huzurunda biri adli tıp, diğeri patoloji uzmanı
veya diğer dallardan birisinin mensubu veya biri pratisyen iki hekim tarafından yapılır. Müdafi
veya vekil tarafından getirilen hekim de otopside hazır bulunabilir. Zorunluluk bulunduğunda
otopsi işlemi bir hekim tarafından da yapılabilir; bu durum otopsi raporunda açıkça belirtilir.
Otopsi, cesedin durumu olanak verdiği takdirde, mutlaka baş, göğüs ve karnın açılmasını
gerektirir. Yeni doğanın cesedi üzerinde adli muayene veya otopside, doğum sırasında veya
doğumdan sonra yaşam bulgularının varlığı ve olağan süresinde doğup doğmadığ ı ve biyolojik
olarak yaşamını rahim dışında sürdürebilecek kadar olgunlaşmış olup olmadığı veya yaşama
yeteneği bulunup bulunmadığı saptanır. Gömülmüş bulunan bir ceset, incelenmesi veya
otopsi yapılması için mezardan çıkarılabilir. Bu husustaki karar, soruşturma evresinde
Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından verilir. Mezardan çıkarma
kararı, araştırmanın amacını tehlikeye düşürmeyecekse ve ulaşılması da zor değilse ölünün bir
yakınına derhal bildirilir.
64- Önödeme: Cezanın yukarı sınırının belirli bir ceza miktarını aşmadığı durumlarda, ödenecek
parasal bir bedel karşılığında kamu davasının açılmasını önleyen veya açılmış ise düşüren bir
kurumdur. CMK m 75 –Uzlaşma kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, yalnız adli para
cezasını gerektiren veya Kanun maddesinde öngörülen hapis cezasının yukarı sınırı "altı" ayı
aşmayan suçların faili; Adli para cezası maktu ise bu miktarı, değilse aşağı sınırını, Hapis
cezasının aşağı sınırının karşılığı olarak her gün için "otuz" Türk Lirası üzerinden bulunacak
miktarı, Hapis cezası ile birlikte adli para cezası da öngörülmüş ise, hapis cezası için bu fıkranın
(b) bendine göre belirlenecek miktar ile adli para cezasının aşağı sınırını,Soruşturma giderleri
ile birlikte, Cumhuriyet savcılığınca yapılacak tebliğ üzerine on gün içinde ödediği takdirde
hakkında kamu davası açılmaz.
65- Adli kontrol: CMK m109 vd. Tutuklama tedbirinin ağır sonuçları nedeniyle oluşturulmuş
koruma tedbiridir. Şüphelinin tutuklanma yerine bazı yükümlülüklere tabi tutulması şeklinde
uygulanır.Bu yükümlülükler: Yurt dışına çıkamamak. Hakim tarafından belirlenen yerlere,
belirtilen süreler içinde düzenli olarak başvurmak.Konutu terk etmemek,… C. Sav. Talebi
üzerine Sulh Ceza Hakimi karar verir. Tutuklama sebeplerinin varlığı halinde adli kontrol kararı
verilebilir. (tutuklama yasağı bulunan hallerde de ).
66- HAGB Şartları: CMK m235- Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda
hükmolunan ceza"iki yıl" veya daha az süreli hapis veya adli para cezası ise; mahkemece,
hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Hükmün açıklanmasının geri
bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmamasını ifade
eder.Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;a) Sanığın daha önce
kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması,
b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde
bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki
hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekir Sanığın kabul etmemesi
hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez .
67- Silah TCK daki tanımı : TCK m 6/ Ateşli silahlar, Patlayıcı maddeler,. Saldırı ve savunmada
kullanılmak üzere yapılmış her türlü kesici, delici veya bereleyici alet, Saldırı ve savunma
amacıyla yapılmış olmasa bile fiilen saldırı ve savunmada kullanılmaya elverişli diğer şeyler,
Yakıcı, aşındırıcı, yaralayıcı, boğucu, zehirleyici, sürekli hastalığa yol açıcı nükleer, radyoaktif,
kimyasal, biyolojik maddeler,
68- İtiyadi suçlu: TCK m6- Kasıtlı bir suçun temel şeklini ya da daha ağır veya daha az cezayı
gerektiren nitelikli şekillerini bir yıl içinde ve farklı zamanlarda ikiden fazla işleyen kişidir.
69- Gece tanımı: TCK m6- Güneşin batmasından bir saat sonra başlayan ve doğmasından bir saat
evvele kadar devam eden zaman süresi,

70- TCK 2. Maddesi nedir? TCK m2- Kanunilik ilkesi (1) Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için
kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve
güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.(2) İdarenin
düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin
uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde
geniş yorumlanamaz.
71- Suça bağlılık denince aklınıza ne geliyor?*TCK m40- Suça iştirak için kasten ve hukuka aykırı
işlenmiş bir fiilin varlığı yeterlidir. Suçun işlenişine iştirak eden her kişi, diğerinin
cezalandırılmasını önleyen kişisel nedenler göz önünde bulundurulmaksızın kendi kusurlu
fiiline göre cezalandırılır. Özgü suçlarda, ancak özel faillik niteliğini taşıyan kişi fail olabilir. Bu
suçların işlenişine iştirak eden diğer kişiler ise azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu
tutulur.Suça iştirakten dolayı sorumlu tutulabilmek için ilgili suçun en azından teşebbüs
aşamasına varmış olması gerekir.
72- Cezaların Şahsiliği İlkesi nedir? Suç sayılan bir fiilden dolayı yalnızca o fiili işleyen kişi
sorumludur. Fiili işleyen kişi yerine başkasına ceza verilemez. TCK m20- (1) Ceza sorumluluğu
şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz.(2) Tüzel kişiler hakkında ceza
yaptırımı uygulanamaz. Ancak, suç dolayısıyla Kanunda öngörülen güvenlik tedbiri
niteliğindeki yaptırımlar saklıdır.
73- Cezanın yer bakımından uygulanması*.Fiilin işlendiği yere göre esas alınacak ülke kanunu
ifade eder. TCK m8- Türkiye'de işlenen suçlar hakkında Türk Kanunları uygulanır. Fiilin kısmen
veya tamamen Türkiye'de işlenmesi veya neticenin Türkiye'de gerçekleşmesi halinde suç,
Türkiye'de işlenmiş sayılır.(2) Suç;a) Türk kara ve hava sahaları ile Türk karasularında,b) Açık
denizde ve bunun üzerindeki hava sahasında, Türk deniz ve hava araçlarında veya bu
araçlarla,c) Türk deniz ve hava savaş araçlarında veya bu araçlarla,d) Türkiye'nin kıt'a
sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgesinde tesis edilmiş sabit platformlarda veya
bunlara karşı,İşlendiğinde Türkiye'de işlenmiş sayılır.
74- : Taksir nedir açıklayın kanunda açıkça düzenlenmesi gerekir mi ?* TCK m22Taksir, dikkat ve
özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun Kanuni tanımında belirtilen
neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesidir şeklinde tanımlanmıştır.
75- Ceza sorumluluğunu kaldıran sebepler nelerdir?*TCK m Kanunun hükmünü icra- meşru
savunma-hakkın yerine getirilmesi- ilgilinin rızası Sınırın Aşılması Cebir ve Şiddet, Korkutma ve
Tehdit
76- İştirak halinde işlenen suçlarda gönüllü vazgeçme*TCK m41- İştirak halinde işlenen suçlarda,
sadece gönüllü vazgeçen suç ortağı, gönüllü vazgeçme hükümlerinden yararlanır. Suçun;
Gönüllü vazgeçenin gösterdiği gayreti dışında başka bir sebeple işlenmemiş olması Gönüllü
vazgeçenin bütün gayretine rağmen işlenmiş olması,Hallerinde de gönüllü vazgeçme
hükümleri uygulanır.
77- Meşru savunmayı anlatın: * TCK m 25- Kendisine/ başkasına ait bir hakka yönelmiş,
gerçekleşen, gerçekleşmesi veya tekrarı muhakkak olan haksız bir saldırıyı o anda hal ve
koşullara göre saldırı ile orantılı biçimde defetmek zorunluluğu ile fiilin işlenmesi halidir. Ceza
sorumluluğunu ortadan kaldırır.
78- Cezanın belirlenme şekli*m61- Temel ceza belirlenir. Daha ağır veya daha az cezayı
gerektiren birden fazla nitelikli hallerin gerçekleşmesi durumunda; temel cezada önce artırma
sonra indirme yapılır. Belirlenen ceza üzerinden sırasıyla teşebbüs, iştirak, zincirleme suç,
haksız tahrik, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı ve cezada indirim yapılmasını gerektiren şahsi
sebeplere ilişkin hükümler ile takdiri indirim nedenleri uygulanarak sonuç ceza belirlenir.
Çalışkan’a göre cezanın belirlenmesinde:i-) Kanunilik ilkesi,ii-) Kusur ilkesi,iii-) Mükerrer
değerlendirme yasağı ilkesi,iv-) Gerekçe gösterilmesi ilkelerinin gözetilmesi gerekir
79- Cezanın alt sınırını belirleme:. Belirli hususlar gözönünde bulundurularak cezanın alt ve üst
sınırı arasında temel cezayı belirler. (TCK m61)Hakim, somut olayda;a) Suçun işleniş
biçimini,b) Suçun işlenmesinde kullanılan araçları,c) Suçun işlendiği zaman ve yeri,d) Suçun
konusunun önem ve değerini,e) Meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığını,f) Failin kast
veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını,g) Failin güttüğü amaç ve saiki, gözönünde
bulundurarak cezayı bireyselleştirir.Bu şekilde temel ceza belirlenir.
80- Ceza muhakemesinde af kurumu: Genel ve özel af olarak teşekkül ettirilmiştir. Genel ve özel
affı birbirinden ayırmak içinkullanılan esas ölçüt, affın nereye kadar etkili olacağına ilişkindir
Dolayısıyla genel affı özel aftan ayıran temel husus suçu bütün neticeleri ortadan
kaldırmasıdır.
81- Genel ve özel affın cezaya etkisi: TCK m65- Genel af halinde, kamu davası düşer,
hükmolunan cezalar bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalkar.(2) Özel af ile hapis cezasının
infaz kurumunda çektirilmesine son verilebilir veya infaz kurumunda çektirilecek süresi
kısaltılabilir ya da adli para cezasına çevrilebilir.(3) Cezaya bağlı olan veya hükümde belirtilen
hak yoksunlukları, özel affa rağmen etkisini devam ettirir.
82- Tüzelkişiler hakkında güvenlk tedbirleri: TCK m60- (1) Bir kamu kurumunun verdiği izne
dayalı olarak faaliyette bulunan özel hukuk tüzel kişisinin organ veya temsilcilerinin iştirakiyle
ve bu iznin verdiği yetkinin kötüye kullanılması suretiyle tüzel kişi yararına işlenen kasıtlı
suçlardan mahkûmiyet halinde, iznin iptaline karar verilir.
Müsadere hükümleri, yararına işlenen suçlarda özel hukuk tüzel kişileri hakkında da
uygulanırYukarıdaki fıkralar hükümlerinin uygulanmasının işlenen fiile nazaran daha ağır
sonuçlar ortaya çıkarabileceği durumlarda, hakim bu tedbirlere hükmetmeyebilir.
83- Dava ve Ceza Zamanaşımı: m66 vd. Devletin yargılama yekisini ne zamana kadar
kullanabileceğini gösteren süre dava zamanaşımıdır. İnfaz yekisini kullanma süresi ise ceza
zamanaşımına göre belirlenir. Dava ve ceza zamanaşımı re'sen uygulanır ve bundan şüpheli,
sanık ve hükümlü vazgeçemezler.
84- Müsadere*: Müsadere, bir şeyin mülkiyetinin devlete geçmesini sonuçlayan bir yaptırımdır.
Eşya müsaderenin konusu “kasıtlı bir suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine
tahsis edilen ya da suçtan meydana gelen eşyadır. (5237 sayılı TCK md. 54/1) Bu nitelikteki
eşyanın müsadere edilebilmesi için, suçta kullanılmak vb. gibi şartların aranmasına ve kime ait
olduğunun araştırılmasına gerek yoktur. Bu nitelikteki eşyanın müsaderesinde, oranlılık ilkesi
geçerli olmadığı gibi, sanığın ölümü halinde de davaya devam olunarak bunların
müsaderesine hükmolunabilir
85- Ceza mahkemesinin verdiği kararlar: CMK m223-Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı,
mahkumiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.
Beraat kararı;a) Yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması,b) Yüklenen suçun
sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması,c) Yüklenen suç açısından failin kast veya
taksirinin bulunmaması, d) Yüklenen suçun sanık tarafından işlenmesine rağmen, olayda bir
hukuka uygunluk nedeninin bulunması,e) Yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit
olmaması,
Ceza verilmesine yer olmadığı kararı a) Yüklenen suçla bağlantılı olarak yaş küçüklüğü, akıl
hastalığı veya sağır ve dilsizlik hali ya da geçici nedenlerin bulunması, b) Yüklenen suçun
hukuka aykırı fakat bağlayıcı emrin yerine getirilmesi suretiyle veya zorunluluk hali ya da cebir
veya tehdit etkisiyle işlenmesi, c) Meşru savunmada sınırın heyecan, korku ve telaş nedeniyle
aşılması,d) Kusurluluğu ortadan kaldıran hataya düşülmesi hallerinde, kusurunun
bulunmaması dolayısıyla
İşlenen fiilin suç olma özelliğini devam ettirmesine rağmen;
a) Etkin pişmanlık,b) Şahsi cezasızlık sebebinin varlığı,c) Karşılıklı hakaret,d) İşlenen fiilin
haksızlık içeriğinin azlığı,Dolayısıyla, faile ceza verilmemesi hallerinde, ceza verilmesine yer
olmadığı kararı verilir.
Yüklenen suçu işlediğinin sabit olması halinde, sanık hakkında mahkumiyet kararı verilir.
Yüklenen suçu işlediğinin sabit olması halinde, belli bir cezaya mahkumiyet yerine veya
mahkumiyetin yanı sıra güvenlik tedbirine hükmolunur.
Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa
davanın reddine karar verilir.
Davanın düşme nedenleri :genel veya özel af, sanığın ölümü, uzlaşma, şikayetten vazgeçme,
önödeme, zamanaşımı ve soruşturma ya da kovuşturma şartının gerçekleşmediğinin
anlaşılması hallerinde verilir.

86- Cezadan Mahsup: m16 - Nerede işlenmiş olursa olsun bir suçtan dolayı, yabancı ülkede
gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta veya hükümlülükte geçen süre, aynı suçtan dolayı
Türkiye'de verilecek cezadan mahsup edilir.
87- Suçların İçtimaı: TCK m42vd: Bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda
bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi duveya ynı suçun birden fazla kişiye karşı tek
bir fiille işlenmesi durumunda zincirleme suç oluşur. Bir cezaya hükmedilir ancak ceza
arttırılır. (Kasten öldürme, kasten yaralama, işkenceve yağma hariç). İşlediği bir fiil ile birden
fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan
dolayı cezalandırılır.(Fikri içtima)
Biri diğerinin unsurunu veya ağırlaştırıcı nedenini oluşturması dolayısıyla tek fiil sayılan suça
bileşik suç denir. Bu tür suçlarda içtima hükümleri uygulanmaz.
88- Hapis cezasının ertelenmesi* TCK M51- İki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm
edilen kişinin cezası kannda aranan şartların varlığı halinde 1-3 yıl arası denetim süresine tabi
tutularak ertelenebilir. Buşartlar; Daha önce kasıtlı bir suçtan dolayı üç aydan fazla hapis
cezasına mahkûm edilmemiş olması ve suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği
pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda mahkemede bir kanaatin
oluşmasıdır. Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale
getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi koşuluna bağlı tutulabilir. Denetim
süresinin iyi halle geçirilmiş olması halinde cezanın infaz edilmiş sayılmasına karar verilir.
Erteleme bir infaz kurumudur.
89- Kısa süreli hapis cezası hangi yaptırımlara çevrlebilir?* TCK m 50 - (1) Kısa süreli hapis cezası
(1 yıl veya daha az süreli), suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama
sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre;a) Adli para cezasına,
b) Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya
tazmin suretiyle, tamamen giderilmesine,
c) En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde
barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye,
d) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya
belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya,
e) Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle veya gerektirdiği dikkat ve özen
yükümlülüğüne aykırı davranılarak suç işlenmiş olması durumunda; mahkûm olunan cezanın
yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir
meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya,
f) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla
kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya çevrilebilir.

90- Bilirkişilik kanunu ile gelen teşkilatlar nelerdir? Bilirkişileri kim denetler? Bilirkişilik Danışma
Kurulu, Bilirkişilik Daire Başkanlığı ve Bilirkişilik Bölge Kurulları oluşturulmuştur. Denetimi
Bölge Kurulu yapar.

91- Bilirkişi ile uzman görüşü arasındaki fark: (m266…293) Uzman görüşüne başvuru için
mahkeme kararı gerekmez taraflar uzmandan bilimsel mütalaa alabilir. Bilirkişi incelemesine
hakim resen veya talep üzerine karar verir. Bilimsel mütalaa için kural olarak özel veya teknik
bilgiyi gerektren hususlar sınırlaması yoktur. Bilirkişi incelemesine çözümü hukuk dışında, özel
veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde başvurulur. Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında
ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez, uzman kişi
olarak mütalaa verebilir. Bilirkişiler, bölge adliye mahkemelerinin yargı çevreleri esas alınmak suretiyle
bilirkişilik bölge kurulu tarafından hazırlanan listede yer alan kişiler arasından seçilir. Uzman kişi için
resmi bir görevlendirme/ yetkilendirme aranmaz. Uzman kişi çağrıldığı duruşmaya geçerli bir özrü
olmadan gelmezse, hazırlamış olduğu rapor mahkemece değerlendirmeye tabi tutulmaz.
Bilirkişi hakkında tanıklara dair disiplin hükümleri uygulanır, durum bilirkişilik bölge kuruluna
bildirilir. Bilirkişi, görevini, mahkemenin sevk ve idaresi altında yürütür. Bilirkişi, Türk Ceza
Kanunu anlamında kamu görevlisidir.
92- Taraf ve Dava ehliyeti. Taraf ehliyeti: Medeni hukuktaki hak ehliyetinin usul hukukundak,
görünümüdür. (HMK m50: Medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan, davada taraf
ehliyetine de sahiptir) Her gerçek kişinin (yaşıyor olmak kaydıyla) hak ehliyeti ve taraf ehliyeti
vardır (TMK md.8/1). Bütün insanlar, hukuk düzeni içinde, haklara ve borçlara ehil olmada
eşittirler (TMK md.8/2) Dava ehliyeti,Medeni hukuktaki fiil ehliyetinin( hakları kullanma
ehliyeti) usul hukukuna yansımasıdır. (HMK m51) Fiil ehliyeti sınırlı olanlar dava ehliyetlerini
yasal temsilcileri aracılığıyla kullanır.
93- Taraf ehliyeti eksikliğinde hakim ne karar verir? HMK m115. Eksik olan bir dava şartı, belirli bir
süre verilerek giderilebilecek ise hâkim tarafından eksikliğin giderilmesi için kesin süre verilmesi
gerekir. Bu süre içinde dava şartı eksikliği tamamlanmaz ise dava, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden
reddedilmelidir.

94- HMK dava türleri . * HMK m105 vd. Eda, tespit, Belirsiz alacak ve tespit davası, İnşai dava,Kısmi
dava, Terditli dava ,Seçimlik dava, topluluk davası.
95- Terditli dava: HMK m111 (1) Davacı, aynı davalıya karşı birden fazla talebini, aralarında aslilik-
ferîlik ilişkisi kurmak suretiyle, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, talepler
arasında hukuki veya ekonomik bir bağlantının bulunması şarttır.(2) Mahkeme, davacının asli
talebinin esastan reddine karar vermedikçe, fer’î talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz.-

96- Dava şartları: MADDE 114- Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması. Yargı yolunun caiz
olması. Göre, (Kesin yetki halinde )yetki, taraf , dava ehliyeti , temsilcinin gerekli niteliğe sahip
olması,dava takip yetkisi, vekalet ehliyeti ve vekaletname, gider avansının yatırılması, teminat
hukuki yarar, derdest dava olmaması, kesin hüküm olmaması Diğer kanunlarda yer alan dava
şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.

97- İlk İtirazlar: HMK m116- Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı.
b) Uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiği itirazı.c) İş bölümü itirazı.

98- Yetki İtirazı: M.14-Yetkinin kesin olduğu hallerde mahkemenin yetkili olması dava şartıdır.
Kesin yetki halinde mahkeme bu hususu resen araştırmak zorundadır. Taraflar da herzaman
ileri sürebilirler. M.16- Kesin yetki kuralının bulunmadığı hâllerde yetki itirazı ilk itirazdır.
M.17-Yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir

99- Asli- feri müdahale farkı*: HMK m65 vd . Asli müdahale, asıl davadan ayrı ve bağımsız bir
davadır asıl davayla birlikte yürütülüp karara bağlanır. Feri müdahale asıl dava içinde davaya
katılmadır. Mahkeme asli müdahalede birlikte yürütülen yargılama sonucunda iki dava
hakkında da ayrı ayrı hüküm kurar ve iki dava neticesinde verilen hükme karşı ayrı ayrı yasa
yoluna başvurulur. Feri müdahalede, feri müdahil hakkında ayrı bir hüküm kurulmaz. Asli
müdahalede, dava konusu hak veya şey üzerinde kısmen ya da tamamen hak iddiası vardır.
Feri müdahalede bağımsız bir hak iddiası bulunmaz.
100- Davanın ihbarı nasıl yapılır?* HMK m62- Yazılı olarak yapılır; ihbar sebebinin gerekçeleriyle
birlikte açıklanması ve yargılamanın hangi aşamada bulunduğunun belirtilmesi gerekir.
101- Davaya katılma:*Asli müdahale veya feri müdahale yoluyla.
102- Tutanakta bulunması gerekenler nelerdir?*HMK m154- Mahkemenin adı, duruşmanın
açıldığı yer, gün ve saat.Hâkim, zabıt kâtibi, hazır bulunan taraflar ve varsa vekilleri, kanuni
temsilcileri, fer’î müdahil ve tercümanın ad ve soyadları.Yargılamanın aleni ya da gizli
yapıldığı. Beyanda bulunana okunmak ve imzası alınmak kaydıyla ikrar, yeminin edası,
davanın geri alınmasına muvafakat, davadan feragat, davayı kabule ilişkin beyanlar ve sulh
müzakereleri ile sonucu. Beyanda bulunana okunmak kaydıyla taraf, tanık, bilirkişi veya
uzman kişi beyanı.Duruşma dışında yapılan işlemlerin özeti. Tarafların sundukları belgelerin
neler olduğu.Tarafların soruşturmaya ilişkin istekleri ile diğer kanunların tutanağa yazılmasını
emrettiği konular.ğ) Ara kararları ve hükmün sonucu. Karar veya hükmün açıklanma biçimi.
hâkim ve zabıt kâtibinin imzası
103- Duruşma tutanağı içeriği delil olur mu?* m154- Ön inceleme, tahkikat ve yargılama işlemleri,
ancak tutanakla ispat olunabilir.

104- Islah: HMK m 176 vd. Tarafların yaptığı usuli işlemleri kısmen veya tamamen düzeltmesidir.
Tahkikatın sona ermesine kadar Bir kez sözlü veya yazılı olarak yapılabilir. Islah, bunu yapan
tarafın teşmil edeceği noktadan itibaren, bütün usul işlemlerinin yapılmamış sayılması
sonucunu doğurur. Davasını tamamen ıslah ettiğini bildiren taraf, bu bildirimden itibaren bir
hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorundadır. Aksi hâlde, ıslah hakkı kullanılmış
sayılır ve ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir. Kısmen ıslaha başvuran tarafa, ıslah
ettiği usul işlemini yapması için bir haftalık süre verilir. Bu süre içinde ıslah edilen işlem
yapılmazsa, ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.
105- Islahla yapılamayan işlemler nelerdir? / Islahla geri alınamayacak işlemler nelerdir? İkrar,
tanık ifadeleri, bilirkişi rapor ve beyanları, keşif ve isticvap tutanakları, yerine getirilmiş olan
veya henüz yerine getirilmemiş olmakla beraber, karşı tarafın yerine getireceğini ıslahtan
önce bildirmiş olması koşuluyla, yeminin teklifi, reddi veya iadesi ıslah ile geçersiz kılınamaz.
Yapılacak tahkikat sonucuna göre, bu işlemlerin göz önünde tutulması gerekmiyorsa, bunlar
da yapılmamış sayılır.
106- Islah kaç defa yapılır?*:m176- Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir.
107- İsticvap: MADDE 169- İsticvap, davanın temelini oluşturan vakıalar ve onunla ilişkisi bulunan
hususlar hakkında tarafların Mahkemece dinlenmesidir.

108- Tenfiz* MÖHUK m 50 vd- İcra kabiliyetine sahip yabancı mahkeme kararının, Türkiye
Cumhuriyeti Devleti ‘nde kabulünü ifade etmektedir. Yabancı mahkemelerden hukuk
davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilamların
Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine
bağlıdır.
109- İzale-i Şuyu *: Paylı mülkiyette paydaşlardan elbirliğiyle mülkiyette ortaklardan her birinin bu
mal üzerindeki ortaklığın giderilmesi için açtığı davadır. Sürekli bir amaca özgülenme,
sözleşme / kanundan doğan ortaklığı sürdürme yükümlülüğü bulunmadıkça her zaman bu
dava açılabilir. Gayrımenkulün bulunduğu yer sulh hukuk mahkemesinde görülür. Aynen
taksim , bedel ilavesi yoluyla taksim veya satış suretiyle ortaklık giderilebilir.
110- Gaiplik: TMK m20 vd. Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri
haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı
olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir.
Yetkili mahkeme, kişinin Türkiye'deki son yerleşim yeri; eğer Türkiye'de hiç yerleşmemişse
nüfus sicilinde kayıtlı olduğu yer; böyle bir kayıt da yoksa anasının veya babasının kayıtlı
bulunduğu yer mahkemesidir. ölüm tehlikesinin üzerinden en az bir yıl veya son haber
tarihinin üzerinden en az beş yıl geçmiş olması gerekir. Gaiplik kararı, ölümün ispatı gibi sonuç
doğurur ve ölüme bağlı haklar kullanılır. Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son
haberin alındığı günden başlayarak hüküm doğurur.
111- Evlilikte mutlak butlan nedenleri*MK m145- Eşlerden birinin evlenme sırasında evli
bulunması.Eşlerden birinin evlenme sırasında sürekli bir sebeple ayırt etme gücünden yoksun
bulunması,Eşlerden birinde evlenmeye engel olacak derecede akıl hastalığı bulunması Eşler
arasında evlenmeye engel olacak derecede hısımlığın bulunması.
112- Evliliği sona erdiren nedenler* Genel sebepler: Evlilik birliğinin temelden sarsılması -
Anlaşmalı boşanma Özel sebepler: Zina-Hayata Kast, Pek Kötü Muamele, Onur Kırıcı Davranış
-Küçük Düşürücü Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme -Terk -Akıl hastalığı .
113- Malrejimleri: Edinilmiş mallara katılma (Yasal mal rejimi)Eşler arasında edinilmiş mallara
katılma rejiminin uygulanması asıldır. Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kanunda belirlenen diğer
rejimlerden birini kabul edebilirler. Edinilmiş mallara katılma rejimi, edinilmiş mallar ile
eşlerden her birinin kişisel mallarını kapsar.
Mal Ayrılığı: Eşlerden her biri, yasal sınırlar içerisinde kendi malvarlığı üzerinde yönetim,
yararlanma ve tasarruf haklarını korur. İspat, borçlardan sorumluluk ve paylı mülkün
özgülenmesi konularında paylaşmalı mal ayrılığı rejimine ilişkin hükümler uygulanır.
Mal ortaklığı: Mal ortaklığı rejimi, ortaklık malları ile eşlerin kişisel mallarını kapsar. Genel mal
ortaklığında eşlerin kanun gereğince kişisel mal sayılanlar dışındaki malları ile gelirleri ortaklık
mallarını oluşturur. Eşler, ortaklık mallarına bölünmemiş bir bütün olarak sahip olurlar. Hiçbir
eş, ortaklık payı üzerinde tek başına tasarruf hakkına sahip değildir.

114- Kazai rüşt: TMK m12- Onbeş yaşını dolduran küçük, kendi isteği ve velisinin rızasıyla
mahkemece ergin kılınabilir.
115- Vasiliğe engel haller: TMK m418- Kısıtlılar,Kamu hizmetinden yasaklılar veya haysiyetsiz
hayat sürenler. Menfaati kendisine vasi atanacak kişinin menfaati ile önemli ölçüde çatışanlar
veya onunla aralarında düşmanlık bulunanlar,. İlgili vesayet daireleri hakimleri.
116- Vasilik kurumu : Vesayet organları, vesayet daireleri (Vesayet makamı, sulh hukuk
mahkemesi; denetim makamı, asliye hukuk mahkemesidir) ile vasi ve kayyımlardır. Vasi,
vesayet altındaki küçüğün veya kısıtlının kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini
korumak ve hukuki işlemlerde onu temsil etmekle yükümlüdür. Kayyım, belirli işleri görmek
veya malvarlığını yönetmek için atanır. Vesayeti gerektiren haller: Yaş küçüklüğü, kısıtlamadır.
Kısıtlama nedenleri: Akıl hastalığı veya akıl zayıflığı - savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde
bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim- Özgürlüğü bağlayıcı ceza- İstek
117- Ölüme bağlı tasarruf türleri: Vasiyetname (resmi ,el yazısı ile,sözlü vasiyet) , miras
sözleşmesiyle
118- Mirasbırakan ölüme bağlı tasarrufda bulunurken sınırlı mıdır serbest mi? TMK m505 vd.
Mirasçı olarak altsoyu, ana ve babası veya eşi bulunan miras bırakan, mirasının saklı paylar
dışında kalan kısmında ölüme bağlı tasarrufta bulunabilir. Saklı paylı mirasçı yoksa,
tamamında tasarruf edebilir.
119- Ölüme bağlı bir tasarrufun iptali : TMK m557- Ölüme bağlı tasarrufun tamamının veya
birkısmının hükümsüzlüğünün, dava yoluyla veya defi yoluyla ileri sürülmesidir. İptalde
menfaati olan mirasçı veya vasiyet alacaklısı tarafından açılabilir. Tasarrufu, iptal sebebini ve
kendisinin hak sahibi olduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her halde
vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın geçmesi tarihinin üzerinden,
iyiniyetli davalılara karşı on yıl, iyiniyetli olmayan davalılara karşı yirmi yıl geçmekle dava hakkı
düşer. İptal nedenleri: Tasarruf mirasbırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada
yapılmışsa,2. Tasarruf yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa,3.
Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlaka aykırı ise,4.
Tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa.

120- Önalım hakkı : (TMK m732 vd )Devir hakkını kısıtlar. Bir malın üçüncü kişiye satılması halinde
hak sahibine tek taraflı bir beyanla o malın alıcısı olabilme yetkisi veren yenilik doğuran bir
haktır. Paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü
kişiye satması halinde, diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabilirler. Tapu kütüğüne şerh
verilen sözleşmeden doğan önalım hakkı, şerhte belirtilen sürede ve belirtilen koşullara göre
her malike karşı kullanılabilir. Kütükte koşullar belirtilmemişse taşınmazın üçüncü kişiye
satışındaki koşullar esas alınır. Cebri artırmayla satışlarda önalım hakkı kullanılamaz.
121- Adli Yardım Kurumu: HMK m334 vd. Adil yargılanma hakkı kapsamında, mali durumu elverişli
olmayan özel hukuk kişileri ile kamuya yararlı vakıf ve derneklerin , mahkemeye erişim
hakkından yaralanmaları için masraflardan muafiyet ve avukat temini hakkını kapsar. Adli
yardım kararından dolayı ertelenen tüm yargılama giderleri ile Devletçe ödenen avanslar dava
veya takip sonunda haksız çıkan kişiden tahsil olunur…
122- Kollektif- komandit şirket farkları?*
123- Kıymetli evrak nedir ? Şekil şartları nelerdir?Temel özellikleri nelerdir? TTKm645 vd-
Kıymetli evrak, üzerinde yazılı hakkın senede sıkı sıkıya bağlı olduğu, bu nedenle hakkın ancak
bu belgeyle talep edilebildiği ve bu belgeyle devredilebildiği senetlerdir. Kıymetli evraka bağlı
hak ondan ayrı devredilemez/ ileri sürülemez. Sınırlı sayı ilkesi geçerlidir. Kanuni şekil şartları
geçerlilik şartlarıdır.Örn bono; belirli bir bedeli ve o bedeli kayıtsız şartsız ödeme vaadini
içermek zorundadır.

124- İhtiyati haciz nedir?İİK m257 vd. Para alacaklarına ilişkin mevcut veya müstakbel takibin
sonucunun güvence altına alınması için mahkeme kararı ile borçlunun mal varlığına elkoyma
işlemidir. ...

125- İhtiyati haciz-ihtiyati tedbir arasındaki fark: Konu- İht. Haciz Para ve teminat alacaklarına
ilişkindr. İht Tedbir her türlü hakka ilişkin- Yasal dayanak- İht tedbir HMK düzenlenmiştir. İht
Haciz İİK da tedbirin özel çeşidi olarak düzenlenmiştir. Uygulandıkları hak ve alacak yönünden:
İhtiyati hacizde, haczedilen mal ve alacaklar, alacaklının açtığı veya açmayı düşündüğü dava
ve icra takibinin konusu değilken, ihtiyati tedbir de dava konusu malveya edimin ifası ve
üzerine tedbir uygulanması talep edilir , sadece uyuşmazlık konusu üzerinde uygulanır.
Tamamlayıcı işlemler yönünden: İhtiyati haciz kararını alan alacaklı, alacağının tahsili için icra
takibine gidebilirveya ihtiyati haciz kararının takiben dava açabilir. İhtiyati tedbir alan alacaklı
ise mutlaka dava açmalıdır. iTedbirde her türlü önleme karar verilebilir .Haciz mal hak ve
alacaklar üzerine konulabilir. Tedbir uyuşmazlık konusu her türlü hak nedeniyle istenebilir.
Haciz alacağı garanti altına almak içindir. Sonuçları Yönünden: Tedbirin mahiyetine göre
sonuç doğurur iken ihtiyati hacizde haczedilenin akıbeti paraya çevrilmedi.r
126- Gece vakti haciz*: İİK m51-Gece vakti ve tatil günlerinde takip muameleleri yapılamaz. Ancak,
gece iş görülen yerlerde gece vakti hasılât haczi yapılabilir. Borçlunun mal kaçırdığı anlaşılırsa
gece vakti haciz yapılabilir. (Tatil günlerinde haciz ve tebligat yapılabileceği gibi muhafaza
tedbirleri de alınabilir.)
127- İlam niteliğindeki belgeler*İİK m38-Mahkeme huzurunda yapılan sulhlar, kabuller ve para borcu
ikrarını havi re'sen tanzim edilen noter senetleri, istinaf ve" temyiz kefaletnameleri ile icra
dairesindeki kefaletler,ilâmların icrası hakkındaki hükümlere tabidir. Bu maddedeki icra
kefaletleri müteselsil kefalet hükmündedir.
128- Sıra cetveline İtiaz* İİK m142- Sıra cetvelinin tebliğinden itibaren , sıraya , alacağın miktarına veya
esasına itiraz edilebilir.İitiraz sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla icra mahkemesinde ( İİK'nın
madde 142/ son ) görülmelidir.Sıra cetveline itiraz, alacağın sadece esas ve miktarına ya da hem
esasına, hem miktarına, hem de sıraya yönelik ise dava yoluyla genel mahkemede ( İİK'nın madde
142/1 ),
129- Konkordato nedir?* Şirketlerin veya bireylerin, alacaklılara borcunu ödemesi için oluşturulan
bir borç yapılandırma anlaşmasıdır. (İİK m 285) Borçlarını, vadesi geldiği hâlde ödeyemeyen veya
vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlu, vade verilmek veya tenzilat
yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmek veya muhtemel bir iflâstan kurtulmak için konkordato talep
edebilir.
-Konkordato ilan edecek kişi veya şirketler Asliye Ticaret Mahkemesi’ne başvurarak
konkordato ön projesini, malvarlığının durumunu gösterir belgeleri, alacaklılar listesini ve
finansal analiz raporlarını sunar.Mahkeme başvuruyu kabul ederse 3 aylık geçici süre verir ve
sürecin sağlıklı şekilde ilerlemesi için geçici konkordato komiseri görevlendirir. Geçici süre
süre en fazla 2 ay daha uzatılabilir ve mahkeme sürecin başarıya ulaşmasının mümkün olduğu
kararını verirse borçluya 1 yıllık kesin süre verir. Komiser raporuyla verilen ek 6 aylık süre ile
konkordato süreci maksimum 23 ay içinde sonuçlanır.
130- Eserin ayıplı olması halinde iş sahibinin hakları: TBK m475: Eserdeki ayıp sebebiyle
yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde işsahibi, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Eser işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde
ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme.
2. Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere,
eserin ücretsiz onarılmasını isteme.
İşsahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Eser, işsahibinin taşınmazı üzerinde yapılmış olup, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa
işsahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz.
131- Kiralanan taşınmazda oluşan ayıp durumunda kiracının hakları: 6098 Sayılı TBK.nun 301.vd.
Kiralayan kiralananın kullanım amacına uygun tam ve eksiksiz bir şekilde kiracıya teslim etmek
ve kira müddeti boyunca bu halde bulundurmakla mükelleftir. Kiralanan sonradan ayıplı
duruma gelirse kiracı, kiraya verenden ayıpların giderilmesini veya kira bedelinden ayıpla
orantılı bir indirim yapılmasını ya da zararının giderilmesini isteyebilir. Ancak, zararın
giderilmesi istemi diğer seçimlik hakların kullanılmasını önlemez.Ayıbın giderilmesini
istediğinde: Ayıbı kiraya veren hesabına gidertebilir ve bundan doğan alacağını kira
bedelinden indirebilir veya kiralananın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteyebilir. Ayıbın,
kiralananın öngörülen kullanıma elverişliliğini ortadan kaldırması ya da önemli ölçüde
engellemesi ve verilen sürede giderilmemesi hâlinde kiracı, sözleşmeyi feshedebilir.
Teslim anında bulunan ayıplarda: Kiralananın önemli ayıplarla teslimi hâlinde kiracı,
borçlunun temerrüdüne veya kiraya verenin kiralananın sonradan ayıplı duruma gelmesinden
doğan sorumluluğuna ilişkin hükümlere başvurabilir.Kiralananın önemli olmayan ayıplarla
tesliminde ise kiracı, kiralananda sonradan ortaya çıkan ayıplardan dolayı kiraya verenin
sorumluluğuna ilişkin hükümlere başvurabilir.
132- Bağışlamadan dönmenin koşulları: Bağıştan dönme bağışlayanın tek taraflı bağışlanana
varması gerekli beyanıyla geriye yürürlü olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir
haktır. Bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle
bağıştan dönebilir. Bağışlanan, bağışlayana veya yakınlarından birine karşı ağır bir suç
işlemişse.Bağışlanan, bağışlayana veya onun ailesinden bir kimseye karşı kanundan doğan
yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davranmışsa.Bağışlanan, yüklemeli bağışlamada haklı
bir sebep olmaksızın yüklemeyi yerine getirmemişse.
133- Ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair kanun :6284- Kanunun amacı;
şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin
ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin
önlenmesi amacıyla alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
134- Avukatın sorumlulukları nelerdir? Avukatlık K m34 vd.Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu
görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve
avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar
Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler. Sır saklama yükümlülüğü ,
işin reddinin zorunlu olduğu hallerde işi red yükümlülüğü, kendisine tevdi olunan evrakı
saklama yükümlülüğü -3yıl-, büro edinme zorunluluğu, çekişmeli hakları edinme yasağı,
reklam yasağı.
135- Kusursuz sorumluluk halleri: Borçlar hukukunda kusur ilkesi geçerlidir. Kusursuz sorumluluk
istisnadır. Adam çalıştıranın sorumluluğu m66-, hayvan idare edenin sorumlulluğu67-, yapı
malikinin sorumluluğu
136- Zamanaşımı ve hakdüşürücü süre farkı: Zamanaşımı defi ,hak düşürücü süreler “itiraz”
niteliğindedir. Defi, borçluya tanınmış bir hak olduğu için, her hak gibi, defi hakkının
kullanılmasından vazgeçilebilir. Buna karşılık “itiraz” bir hakkın doğumuna engel olan veya
doğmuş bir hakkı ortadan kaldıran bir sonuç yarattığı için, borçlu bundan vazgeçemez.
Zamanaşımı defi, borçlu tarafından ileri sürülmedikçe, yargıç tarafından kendiliğinden
gözönüne alınamaz ve bir sonuç yaratmaz. Hak düşürücü süre,resen dikkate alınır. Hak
düşürücü sürelerde, zamanaşımındaki gibi, sürelerin durması ya da kesilmesi söz konusu
değildir.
137- Yargı çevresinin belirlenmesi: 5235 s Kanun- Ceza mahkemelerinin yargı çevresiMADDE 15.-
Ceza mahkemelerinin yargı çevresi, bulundukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara adli yönden
bağlanan ilçelerin idari sınırlarıdır.Ağır ceza mahkemeleri ile büyükşehir belediyesi bulunan
illerde, büyükşehir belediyesi sınırları içerisindeki il ve ilçenin adı ile anılan sulh veya asliye
ceza mahkemelerinin yargı çevresi, il veya ilçe sınırlarına bakılmaksızın Adalet Bakanlığının
önerisi üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir. Hukuk mahkemelerinin yargı
çevresi
MADDE 7.- Hukuk mahkemelerinin yargı çevresi, bulundukları il merkezi ve ilçeler ile bunlara
adli yönden bağlanan ilçelerin idari sınırlarıdır.Büyükşehir belediyesi bulunan illerde,
büyükşehir belediyesi sınırları içindeki il ve ilçelerin adı ile anılan sulh veya asliye hukuk
mahkemelerinin yargı çevresi, il ve ilçe sınırlarına bakılmaksızın Adalet Bakanlığının önerisi
üzerine Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenir.Coğrafi durum ve iş yoğunluğu göz
önünde tutularak bir hukuk mahkemesinin kaldırılmasına veya yargı çevresinin
değiştirilmesine, özel kanunlarında yargı çevresi belirtilmemiş olan hukuk mahkemelerinin
yargı çevresinin belirlenmesine, Adalet Bakanlığının önerisi üzerine Hakimler ve Savcılar
Yüksek Kurulunca karar verilir.

Coğrafi durum ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak bir ceza mahkemesinin kaldırılmasına
veya yargı çevresinin değiştirilmesine, özel kanunlarında yargı çevresi belirtilmemiş olan diğer
ceza mahkemelerinin yargı çevresinin belirlenmesine, Adalet Bakanlığının önerisi üzerine
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verilir.

138- Kamulaştırma: Kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin
mülkiyetinde bulunan taşınmazların bedeli peşin veya bazı hallerde taksitle ödenmek kaydıyla
belirli esas ve usuller çerçevesinde anlaşarak ya da zorla alınmasıdır.
139- İş Kanununun sayı numarası. 4857
140- İhbar ve kıdem tazminatı: İK m17- Belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun
diğer tarafa bildirilmesi gerekir. Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret
tutarında tazminat ödemek zorundadır. Bildirimin diğer tarafa yapılmasından başlayarakbelirli
bir süre sonra iş sözleşmesi feshedilmiş sayılır. Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim
süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır.
(İK Geç m6- Kıdem tazminatı için bir kıdem tazminatı fonu kurulur. Kıdem tazminatı fonuna
ilişkin Kanunun yürürlüğe gireceği tarihe kadar işçilerin kıdemleri için 1475 sayılı İş
Kanununun 14 üncü maddesi hükümlerine göre kıdem tazminatı hakları saklıdır.) Her tam yıl
için işverence işçiye 30 günlük ücreti tutarındaki miktar kıdem tazminatı olarak hesaplanır…

You might also like