Professional Documents
Culture Documents
ASAM YAYINLARI: 5
KAFKASYA ARASTIRMALARI DiZiSi: 1
BAKÜ - CEYHAN
KÜLTÜR HATii
ASAM
AVRASYA STRATEJiK ARAŞTIRMALAR MERKEZi YAYINLARI
ASAM
AVRASYA - BiR VAKFI
ASAM YAYINLARI: 5
KAFKASYA ARAŞTIRMALARI DiZiSi: 1
AVRASYA STRATEJiK ARAŞTIRMALAR MERKEZi YAYINLARI
Ankara / 2000
BAKÜ - CEYHAN
KÜLTÜR HATii
ISBN 975-6693-03-7
isteme Adresi
Konrad Adenauer Caddesi No. 61
06550 Yıldız - Çankaya/ ANKARA
Tel: 0.312. 491 60 70 (Pbx)
Belgegeçer : 0.312. 491 60 99
E-posta:
asam@avsam.org
Web Sitesi: http://www.asam.org/
Baskı
GRAFIKER Ofset
0.312. 384 00 18
iÇiNDEKiLER
Sayfa No:
SUNUŞ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .V-VI
ÖNSÖZ . . . . . . .. .. . . . . . . . . . . . . . . . . Vl l Vl l l
. -
GiRiŞ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1
METiN . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 2
SONUÇ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 40
DiZiN . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 42
RESiMLER . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 151
�
BAKÜ - CEYHAN KÜLTÜR HATTI
SUNUŞ
Şaban Gülbahar
Avrasya-Bir Vakfı Başkanı
BAKÜ - CEYHAN KÜL TÜR HATTI
ÖNSÖZ
ASAM, komşu coğrafyalarda bir süreden beri bir çok saha araştırması
gerçekleştirmiştir. Bu saha araştırma/an kapsamında ASAM Kafkasya
Araştırma/an Masası Başkanı Dr. Yaşar Kalafat'ı komşu coğrafyalardaki halk
inançlarını da araştırdığı ve Türk halk inançları ile karşılaştırdığı eserini sun
maktan kıvanç duyanm.
YAZARIN ÖNSÖZÜ
12 MAYIS 2000
Dr. Yaşar KALAFAT
ASAM KAFKASYA ARASTIRMALARI BASKANI
BAKÜ - CEYHAN KÜLTÜR HATTJ
GiRiŞ
METiN:
isimli eserini, Eli Şamil "Tanıdığım insanlar" isimli kitabını yadigar ettiler.
Yavuz Akpınar "Kardeş Edebiyat"ın 45 sayısını verdi. Burada, Hüseyin
Feyzullahi Vahit'in "Azerbaycan'da Yağış isteme Merasimi" isimli alanımıza
giren önemli bir yazı vardı. Ayrıca Eli Şamil'in kitaplığından aldığımız
iki Rusça arkeoloji kitabında, Azerbaycan'dan yap ılmış tespitlerdeki
Kap-Kaçak da Kabartma Koç- Koyun heykellerini gözledik.
ASAM için temin ettiğimiz diğer kitap lar ise; " Ermenistan
Azerbaycanlılarının Tarihi Coğrafyası", Budag Budagov' un "Avrasya Türk
Toponomisi" B.E . Budakov, G.E. Gesullayev'in "Ermenistan da Azerbaycan
Menşeli Toponimlerin izahlı Lugatı'', Nebib Rekimoğlu'nun "Silinmez Adlar
Sağalmaz Yaralar" , B.E . Bugarov'un "Türk Uluslarının Yer Yaddası", N esip
Nesipli'nin "Azerbaycan'ın Geop olitikası ve Neft", E li Eliyev'in " Elince
Yaddası N ahçıvan 1 914-1992", Firudin Kilarbeyli'nin "Azer Allah' ının Tarihi",
Mehiman Süleymanov'un "Azerbaycan Ordusu (1 91 8-20)", "Kafkas lslam
Ordusu ve Azerbaycan" Musa Kasımov' un " Harici Devletler ve
Azerbaycan" , E liçin' in "Şahsiyet ve lstidad" Haydar Aliyev'in "Edebiyatın
Yüksek Barcu ve Amalı " , "Nahçıvan Statiska Güzgüsünde Tarihi istatistik
Mecmua", Rehim Eliyev ' in " Edebiyatımız Dilimiz Tarihimiz ", Cemil
Hesenli'nin "Sayuk Müharibenin Başlandığı Yer Güney Azerbaycan"dır.
Cengiz Örün bey de bize "Gürcüce Türkçe Sözlük" isimli kitabı verdi.
"Kitabı-Dede Korkut ve Dünya Epos Eneneleri Mevzusunda Beynelhalk
Sempozyumu" üç bölüm halinde 7 Nisan 2000 tarihinde başlayıp 9.Nisan
2000 tarihinde bitti. Benzeri diğer sempozyumlarda olduğu gibi, bu
sempozyumda da bazı bildiriler verilemedi ve bazı ilave bildiri ler verildi.
T ür kiye' den Prof. Dr. Dursun Yıldırım'ın katılmı ş olması teori arayışında olan
uzmanlar itibariyle hakikaten bir şanstı. Biz, Azerbaycan - Türkiye Türk halk
kültürü çalışmalarına katkısı olacağı düşüncesinden hareketle, bazı bildiri
sahibi ve konulanna dair bilgi vermenin yararına inanıyoruz. Biz, 7 Nisan
günü ikinci bölme de "Anadolu Dedem Korkut Coğrafyasında Türk Uluları
ve Mesajları " başlıklı bir bildiri verdik.
Türk Devlet Başkanları VI. Zirve ve Kitabı Dede Korkut'un 1300 yılı
Jübilesi 8 Nisan 2000 'de başladı. Türkiye'den Sayın Cumhurbaşkanı
BAKÜ - CEYHAN KÜL TÜR HATTI
Bu, Garagalpag
Bu, Garagapapag
Bu, Garappag
Bu, Garabağ
Bu, Suhara
Bahıram
Galpaglara
Papaglara
Sulara
Dağlara
Bağlara
Hamısı gapgara
Gara, gara.gara...
B u gara ne demek?
Gara; böyük demek.
Böyük galpag,
Böyük papag,
Böyük bağ,
Böyük su,
Böyük dağ ...
Böyük, böyük, böyük ...
Böyüklük de bir yük.
Gara - yuhu,
BAKÜ - CEYHAN KÜLTÜR HATTI
Gara - gorhu,
Gara - yara,
Gara - daş . . .
B i r de
Neçe neçe
Bakılı
Gazahlı
Nukuslu
Barçalı gara daş
Bir de eyni atadan anadan töreyen
Neçe neçe
Oğuz,
Gıpcag gardaş.
Bir çok özel yer gibi "Samet Vurgun Adına Azerbaycan Devlet Rus Dram
Teatrı " da özel ışıklandınlmıştı.
vardır.... Devlet ihtiyacı, vatandaşın ihtiyacını karşılamak içindir .... Bir millet
Tür k ise, anlaşıp ihtiyaçlarını karşılanabilmesi için konuşulan dilin Türkçe
olması gerekir.... (Burada güzel bir tabir öğreniyorum.) "Alçak gönü llülük
alçaklığa varmamalı", "Azerbaycanlı benim kardeşim anlamında mıdır? Bu
anlamda kullanamazsın. Zira Gürcistan'da yaşayan Türk'e de Azerbaycanlı
kardeşim demek gerekir ki, o senin Gürcistan'daki Türk kardeşindir. "
Hakikaten Gürcistan'da Gürcistanlı olur. Gürcistan'daki Gürcü olmayan
kimse Gürcü değil ise o Gürcistanlı mesala Türk'dür.
kültürünün azametini gösterir. Türk Dilli Devlet Birliği dün yapıldı. Birlik halk
larımız için zaruri idi. ... Milli, medeni, tarihi hisler imizi berk ediniz. Dede
Korkut bizim ulu babamızdır . Ulu ecdadımızdır . Dede K orkut halkı sulha
barışa davet eder. . . . .. Ermeniler toprağımızın % 20'sini işgal etti. 1 m ilyon-
dan fazla insanımız evsiz, yurtsuz kaldı. Biz meseleyi sulh yolu ile halletmeyi
seçtik. Dede Korkut prensiplerine bağlılığımızı bu vesile ile de açıklıyoruz.
Neticeler büyük Türk milletine çattırılacaktır.... Bu saraya Dede Korkut evlat
larının kurmuş olduklar ı devletlerin Başkanları gelmiştir.
Benzeri bir olayı da Rusça veya Kiri! harfli bir duvar takviminde yaşadım.
Kiril harflerinden kopmanın kolay olmayacağı açıktır. Bazı hallerde mesajı
Rus dili ile vermek zorunda kalınabilir. N itekim dilde , fikirde , işte birlik pren
siplerinin dilde sağlanabilmesi için Anadolu Türkçesi, yerel Türk dili ve
Rusça'nın bir arada kullanılması doğal karşılanabilinir. Fakat Saatli Maarif
takvimi tarzında Rusça takvim basmayı anlamak pek kolay değil doğrusu.
Bu tür tespitleri tartışmak ilişkiyi daha iyi kılmak itibariyle zaruridir .
lnkası" isimli bildirisi ile katılan Dr. Eli Eser Zerdüşt, Deli Dumru l'un Allah'a
yakarışını besmele ile başlayarak okuyunca salonda hava değişti.
"Yucalardan Yucasan,
Kimse bilmez necesen.
Görklü Tenri,
Nece cahiller seni
Gökde arar,
Yerde ister .
Sen hud mümünler gönlün desen.
Daim turan cebbar tenri
Bagi kalan settar tenri
Menim canımı alur olsan, sen algıl!
Ezrayıle almağa goyma gıl"
Dede Korkut Sempozyumu sadece tarihten ortak bir sahife olarak Türk
halklarının birleşmesinde etkili olmakla kalmamış, adeta her Türk kesim
kendisini Dede Korkut atmosferine taşımıştır.
Aynı gün Bakü'de dostumuz Doç. Dr. Yunus Nesipli ile görüştük.
Kendisi ASAM Kafkasya Masası Gürcistan sektörünü bir dönem yönet
miştir. Bize; Necef Guliyev'in "Vatan ve Halk Namına" Bakü 1 981 ,
Mehdihan Vekilov'un "Ömür Dedikleri Bir Kervan Yol" , Bakü .... , Merkezi
Asya ve Kafkas Dergisi 7. sayısı; V.0 . Klyuzevskiy'nin "9 ciltlik Külliyatı"
Bakü, 1 990; "Tıflis Üniversitesi" Bakü, 1 998, B.M. Dancik, "Yakın Doğu",
Moskova, 1 976, isimli eserlerini ASAM kitaplığı için hediye etti.
KAFKASYA ARAŞTIRMALARI DiZiSi
8 N isan 2000 tarihlinde "Bakü Türk Şehitliği" açıldı. Biz, resmi açı lıştan
bir gün evvel şehitliği z iyaret etmiştik. Burası Anadolu ve Azerbaycan Türk
şehitlerinin Ermenilere karşı 16 Eylül 1 918 tarihinde Nuri P aşa (Killigil)
komutanlığında savaşta verd iği şehitlerin anısına d ikilmişti. Şehitlik
Azerbaycan'ın en büyük şehitliği olan Bakü Şehitler Hiyabanı 'nda Türkiye
ve Azerbaycan devletleri tarafından yapılmış. Anıt Mezar ve şehitlerin
mezarları ile isimlerini içeren plaketten oluşmuştu. Burada Anadolu
Tür klüğünü temsilen Anadolu'nun doğu ve güney doğusu dahil her
kesiminden memleket evladı vatan ve soydaşları için canlarını vennişlerdi.
1 920' 1erde Bakü Türk Hükümeti burada şehitler için bir anıt yapılması
için karar alır. Sonra araya SSCB dönemi girer. İngilizler 1 994-1 995'de
Azerbaycan yönetimine müracaat ederek burada askerlerinin öldüğünden
bahisle bir heykel yapmak isterler. Yönetim bu talebi olumlu cevaplamıştır.
Azerbaycan aydını lngilizlerin Ermenilere destek olduklarından hareketle
karara tepki gösterirler ve aydınlar muvaffak olurlar .
Köyde halkın morali çok yüksek. Kür suyundan köy hidroelektri kle
aydınlanıyor. Kür üzerinden kurulmuş santrallerden elektrik alınıyor.
Ekonomik hayatın zorluğu yeni kuşakların Bakü'ye göçmelerine neden
olmuş. Ancak aile reisleri milli konularda çok şuurlu. Hiç kimse köyünü
tamamen boşaltmayı düşünmüyor. Yeni kuşaklarla ebeveynler arasında
saygıya dayalı, sevgiye dayalı çok seviyeli bir anlayış ortamı var. Köylerin
içerisinde komşuluk duygusu çok yüksek. Komşu köyler içinde fevkalade
ahenk var. Köy halkı köye gelmiş yabancıya çok müşfik. Köyün
hanımlarında kaç - göç yok, aşırı bir tesettür de yok. Köylerde sosyal hayatı
planlayan aksakallar var. Derv iş Osman bunlardan birisi. Türk köylerinden
gitmek isteyen 1 000 ailenin göçünü iknacı ko nuşmaları ile engellemiş.
Keşali köyü ormanın ve Kür nehrinin kenarında halk ormanda ve nehrin
kenarında avlanıyor. Çöl horozu (Gir göl) ve sülün çok oluyor. Bir çok av
hikayesi dinledik.
Bir iddiaya göre Gürcü yönetimi, bir dönem Kıpçak Türk bölgesine
Oğuz Türklerini iskan etmeyi deneyerek, Türk kavimleri arasında ihtilaf
çıkarılmasını amaçlamıştır. Ancak bu bilgiyi teyit edecek kaynağa rastla
madık. Ayrıca Gürcistan Türk halkının Kıpçaklık, Oğuzluk gibi bir sorunu da
yoktur. . Onlar milliyetlerini Türk di nlerini İslam bilmektedirler.
Derv iş Osman dört gün bize hizmet eden eşine sesleniyor. "Ay öy
üyesi" (Ay ev sahibi) Evin sahibi, Evin hanımı sabah namazı ile kalkıyor,
kapıyı bacayı süpürüp hayvanlarla ilgilendikten sonra samavar kalıyor , çayın
suyunu salıyordu (semavire su koyup onu yakıyordu). Aydınımız Anadolu'da
da eşlere ".evin sahibi" şeklinde hitap edilmesinin iltifat olduğunu, bu tabirin
derinliklerinde eski inançlarının izleri olduğunu hala bilememiştir. Ev yiyesi
evin hatunu, hanımı anlamındadır. Türk halkı, bir yönetici devlet başkanına
" Han " , " Hanım" ve bir de eşine " Hanım " demiştir.
Borçalı Türk bölgesi aşık muhitidir. Kars yöresinin meşhur ozan lslam
Erdener bu köydendir. Çıldır - Kars'ın meşhur Aşık Şenliği halk aşığı Hasta
Hasan bu köyd endir . Köyde ism i , Pir Sultan Abdal olan insan var . Ayr ıca
insan ismi olarak "Ana Kız " muhtemelen çocuğu yaşamayan ailelerin bir
buluşudur . Ana Hanım isimli şairin şu dörtlüğü ilgimi çekti:
"Hayat hayat
Halların hayat hayat
Gezersen ömrün artar
Gezmesen hayat hayat"
Belki çok gezdiğimiz için bu dörtlük çok hoşumuza gitti. Seyahat edenin
felah bulacağı anlamındaki had isi andırıyor. Halk ozanlarında ele alınan
konular ya bir ayet, ya da hadis oluyorlar.
Tiflis Gürcistan'ın Gürcü şehri ama, aynı zamanda bir az da Türk şehri.
Bu şeh rin eski ticaret merkezlerinden birisi hala Türklerin yaşamakta
bulunduğu "Şeytan Pazarı" dır. Kür nehri burada Deli Kür ismini almış. T iflis
büyük ölçüde Amasya'yı andırıyor. Kür'ün bir yakası dik yamaçlı derin
kayalık vadiden oluşuyor. Kür' ün üzerindeki eski bir Osmanlı camisini yıkmış
taşlarından köprü yap mışlar. Gürcüler resim, mimari ve h eykelcilikleri ile
övünüyorlar ki, hakları da var. Şehirde çok kilise var. Gürcülerin çok dindar
olduğu söyleniyor. Esasen, alfabelerine dokundurmayan Gürcülerin mimari
ve dinlerine de dokundurmadıklarını görünce, SSCB döneminde ne olmuş
ise bizim Türklerimize olmuş.
Gürcü kızları çoğunlukla uzun boylu. Keza kısa boylu Gürcü kızları
minyon tipli oluyorlar. Bu tiplerin çoğunlukla gözleri yeşil ve yüz hatları çok
muntazam. Çok ağır, hanım Hanımefendi; alımlı kızları var.
yetiştirdi.
KAFKASYA ARAŞT/RMALARI DiZiSi
Hıdır, Aşık Aslan, Aşık Alhan Karayazılı (90 yaşında ölen Ozan, Lenin'in
heykeline 1 O kurşun atıp, 1 O yıl hapis yatmıştı) Borçalı mahalı Aşıklar yurdu.
Sağ olsunlar, Bakü'de ilgili uzmanlar imkanları nispetinde bölge ile
ilgileniyorlar. Türkiye'deki ilgililerin yüzü ağ olsun! Bu vesile ile Erbil Kerkük
Türk Kültürü mühiti ile yakından ilgilenen Azerbaycan 'daki dava
arkadaşlarıma da teşekkür ediyorum. Türklüğün beka meselesi bir kültür
meselesidir.Türk kültürüne başlangıçta Fars ve Arap kültürü musallat
edilmişti. Şimdi de Ermeni ve Türklükten koparılmak istenen Kürtlük
eklenildi. Türkün hasmı coğrafya tanımıyor ise, Türkler de siyasi sınırlan aşıp
kültür sınırları içerisinde mücadele alanları seçmelidirler. Halk ozanları ve el
şairleri kültür emperyalizminin bölemediği, inkar edemediği, dejenere
edemediği bir alandır. Türk dünyasında bu gerçeği en ewel anlayan Başkurt
Türkleri olmuş, halk-el ozanlarını okul müfredatına alman ın yollarını
araştırmışlardır. Borçalı Ozanları şuurlu bir gelenek geliştiriyorlar.
El aşıklarının ismini eli ile birlikte anıyorlar. Bu toponomi ile onomastiği
birleştirerek milli bekanın hizmetine sokmaktır.
Borçalı'ya bu adı, XN. yüzyılda buraya gelmiş Barçalı isimli bir Türkmen
taifesi veriyor. Buranın vilayet olması 1 604'de Şah Abbas zamanında
oluyor. 1 8. yüzyıldan evvel " Barçalı Mahalı " Gence Beylerbeyliğinin
terkibinde idi. Çok daha evvel M.S 200 yıllarında Barçalı ve Kazak çayları
boyunca Hazara'da, Kuman atlı göçebe kabilelerinin izleri tespit ediliyor.
Bölgedeki Türk varlığında esasen bir kesinti yok. 1 064'de Selçuklu Sultanı
Alparslan'ı burada görüyoruz. 1 886 yapılan ahali sayımına göre 33.770
nefer Borçalı'da Türk vardı. Bizim muradımız Barçalı tarihini anlatmak değil.
Ancak yazımıza aldığımız Borçalı'yı tarih, nüfus ve yönetim olarak tanıtmak
istedik. Daha geniş bilgi için "Şurettin Memmedli, Parçalanmış Barçalı.
1 9 1 8 Ermenistan-Gürcistan Muharebelerin Acı Rehberi, Bakü, 1 991 "
künyeli esere bakılabilir. Dostumuz Derviş Osman'ın kitaplığından temin
ettiğimiz bu eseri ASAM yayını olarak Anadolu Türk okuruna kazandırmak
istiyoruz.
KAFKASYA ARAŞTIRMALARI DiZiSi
Büyük bir kısmı lbrahim lbrahimli beye ait olan bu açıklamaları tema
tema tartışma imkanı bulamadık. Bu eksiklik diğer mülakatlarımızda da
oldu. Ancak yine de Türk okuru itibariyle paylaşılacak kesitler olduğu
kanaatindeyim.
Dudayev zafere koştuğu gün ölüme hak kazanmıştı ve öyle oldu ...
Elçibey ve SSCB'ne ve karşı bağımsızlık mücadeleleri veren lider
lerinde sonu aynı oldu. Hatta slav olanların akıbeti de öyle olmuştur.
Bu hususun tahlili RF'nun politikasını ortaya koyabilmek için yeter
lidir."
" ...orada Hazreti Masume'nin anıtı var. Benim gittiğim gün bir
matem günü idi. Ziyarete gelenlerin, ağlayarak o günü ananların
içinde Türkçe mersiye duymak çok ilginçti. Duyar duymaz
yaklaştım ve Azerbaycan Türkçe'si olduğunu anladım. Bunlar
Azerbaycan'dan illegal yollarla çıkartılıp lran'ın değişik okullarında
okutulan gençlerdi. lranlılar acılarını sözle, sesle dile getirirken biz
imkiler kendilerine zincir vuruyorlardı. Kanımca bu korkulu
gelişmedir. Bugün kendilerine zincir vuranlar, yarın o zincirleri
bizlere çok kolaylıkla vuracaklar. Eğer ortam oluşursa çok rahat bir
şekilde hiç bir şeyden çekinmeden onu bize vuracaklar.
Jeopolitik Durum
- Şimdi Kafkasya'daki halkların sayısı çok. Hepsinin de dili farklı. Hiç biri
de kendi başına bir varlık gösteremiyor. i leriyi nasıl görüyorsunuz?
- Kafkasya demek sadece Kumuk, Nogay, Balkar değil ki. Osetin'i var,
Çerkez'i var, Lezgi'si var. Bunlar niçin Azerbaycan' la birleşsin? Neden kendi
dilinden vazgeçsin? Azerbaycan'ın yüksek teknolojisi yok bir şeyi yok.
Ramız Asker, Rus insanının ruh halinin çok iyi incelemektedir. Biz
Özbekistan ve Türkmenistan'da bu ülkelerin dili ile eğitim almak zorunda
kalan Rus çocukların ve ailelerinin psikolojisine şahit olmuştuk. Kahroluyor
çocuklarını okula göndermek istemiyorlardı. Daha sonra Kazakistan'da,
Kazak milliyetçilerinin Komünist Rusları nasıl Rus ırkçısı yaptığına şahit
olmuştuk. R. Asker bu psikolojinin Rus devlet yönetimine, silahlı kuvvetler
ine yansıyışını ve diğer Slav halkları bu ruh halini etkileyişini ele alıyor. Aynı
zamanda bu gelişmenin Slav olmayan bilhassa Müslüman halka yansıyışı
üzerinde duruyor. Bütün bunların Anadolu Türk'ünün gündemine geldiğini
sanmıyorum.
Sabit Bağırov hocamız sağ olsunlar bize istirahat gününde vakit ayırıp
bizi misafir ettiler. Petrol - doğalgaz konusunu dünya geneli itibariyle takip
edebilen bu uzman beyinden Türk okuru, bize göre daha fazla yararlan
abilmeli.
- Teşekkürler!
- Az. önce Vahabileri ikiye ayırdınız. KGB' nin elinde olan ve gerçek
Vahabiler diye, bu konuyu biraz açar mısınız?
E. Börüsoy'un Acaralar ile ilgili tespiti bizim için çok anlamlı olmuştur.
Hıristiyan Gürcüler, Hıristiyan Ermenilere rağmen Müslüman Türklerle
işbirliğini seçerken, Müslüman Acaralar, Hıristiyan Gürcülerle ihtilaf ve
Müslüman Türklerle ittifak halinde iken, Acara - Ermeni ittifakı iddiası bizim
için sürpriz olmuştur.
Türk Tarih kültürü son yıllarda din ve mezhep taassubunu bir hayli
yenmişti. Gregoryan Türklerin zamanla diğer Gregoryan halk arasında
eriyerek Ermeni milli kimliğini meydana getirdiği iyice anlaşılıp anlatılabilir
ise, Ennenilerin yayılmacı politikalannın izahı da kolaylaşacaktır.
Bakü de bir şeyi daha üzüntü ile gözledim. Bütün firma, şirket ve ticari
işyerlerinin ismi lngilizce. Bu çirkinlik itibariyle Bakü, lstanbul'u ve Ankara'yı
aratmaz. Rus dilli tabelalar kalkmış yerlerini Türkçe dönem yaşanmadan
lngilizce'ye bırakmışlar. Bereket versin Azerbaycan basının meydanı boş
bırakmamış mücadelelerini sürdürüyor.
arasında yansıttılar ben de yazıma alıyorum. Bakü'de çok nefis bir mimari
KAFKASYA ARAŞTIRMALARI DiZiSi
doku var. Tarihi binalar, çok güzel heykeller ve meydanlar var. SSCB nin
hangi döneminde bilmiyorum, yapılmış çok çirkin binalar bu güzelliğin
içerisinde sıntıy<?r. Ancak bu binalar çirkin de olsalar, şehire yerleştirilir
lerken şehrin genel havası göz önünde tutulmuş. Biz Reşit Bey Butov
küçesin (sokağı) deki Azerbaycan Cumhuriyeti Milli Bankası'nı gördük.
Hakikaten bütün güzelliğine rağmen meydanı bölmüş. N erimanov
Meydanındaki Neriman Nerimanov'un heykelinin önünü kapatan apartman
binası da ne kadar modem olursa olsun oraya yakışmamış. Heykeli
görebilmek için artık yanına kadar gitmek gerekir. Fewareler Bağındaki ISR
Plaza ve Beynelhalk Bankası da lran'ıtı yapmış olduğu iş merkezinin yeri
kadar iyi seçilmemiş.
Barçalı Türklerinde "lstanbu l" , " İ zmir" , "Türkiye" gibi insan isimleri var.
Bunlar Türklüğe, Türkiye'ye duyulan sevginin, hasretin ve verilen değerin
ifadeleridir. Bu isimler daha ziyade 1 990 dan sonra verilmeye başlanmıştır.
BAKÜ - CEYHAN KÜLTÜR HAIT/
Türkün yüreği her zaman ve her yerde " sevgi" dolu. Azerbaycan'da
genç bir arkadaşımla Rus - Çeçen savaşını konuşuyoruz. Türkçü dostum bu
konuda: "Çeçenlerin d ili başka da olsa, Çeçenlerin mağduriyetini
düşününce yüreyimin başı ağrıyor" diyordu.
Hüseyin lsmailov Folklor konulu güzel laflar etmeye başlıyor. " Biz
Göyceli'de sade toprağı yok (Sadece toprağı değil), toprağın üzerinde
kaybolduğu zaman tekrar elde edemeyeceğmiz tabakayı da kaybetmişiz" .
Başka halklarla birlikte yaşayan Türk halklan folklor türünden milli manevi
-
Dr. Visale lbrahim kızı, dünya tatlısı genç bir tıp doktorumuz, Türk Tıp
Tarihi üzerinde çalışıyor. Bakü ilimler Akademisi arşivinde konusunda
çalışmış, ihtisasını Türkiye'de yapmayı düşünüyor ve Rusça biliyor.
Türkiye'deki müracaatını yerine ulaştırdık. Lisans ve lisansüstü çalışmaları
Azerbaycan - Anadolu arasında ne kadar yoğunlaşır ise, o derece isabetli
olur kanaatindeyiz. Tanıdığımız Bakü'lü diğer Dr. kızımız Ruziye Habib kızı
Ramazanova idi. Eli Şamil'in bürosu açık üniversite gibi, orada sosyal
BAKÜ - CEYHAN KÜLTÜR HATTI
i nanca göre, herkesin bir taşı vardır. Bu taş ağırlaşıp kişinin başına
düşebilir. Bu ifade ile her şahıs da özel bir gücün, l<uwet'ın varlığı kabul
edilmiş olur. Bu inancın şiire yansımış örneğini yazdık:
Tiflis'de Kale caminin arka kapısında · siyah madeni zemin üzerine san
ile, eski harflerle ortaya Allah, sağına Muhammed, soluna Ali yazılmıştı. Kale
caminin ön kapısında ise, " aziz Müslümanlar Kerbala Şehitlerine tuttuğunuz
Azadarhğı Allah kabul elesin" yazısı vardı.
Halk inançlannda herşeyi ters yapan bir kara iyenin · varlığına inanır.
O'na "dur" dersen yürü. Elbiseler ters giyilerek ters giden işlerin düzelmesi
istenilmiş olunur. Yüzün karalanması bu iyeden korunmak içindir.
Hıdrellez' de tandıra yumurta konulur. Ayrıca bir kara diğeri kırmızı iki de
kalem konur. Eğer niyet olacak ise yumurtanın kırmızı kalemle çizilmiş
olacağına inanılır.
Kadir geceleri, ihya geceleri sehere kadar uyak (uyanık ) kalınır. Sonuncu
ihya gecesinde mescidde Başta Kur'an saklama Merasimi yapılır. Kur'an
okunulur bu yerde Kur'an baş üstüne konur. Molla eşliğinde dua edilir.
Bu merasim 30 dakika kadar sürer. iyi kalpli insanın başındaki Kur'an bir
müddet deprenmez ..... Kadir gecesinde de niyet edilir. Niyet çıkacak ise
rüyada kişiye ayan olur. Böylece 3 kandil gecesi yatmadan namaz kılıp dua
edilir. Kadir gecesi de bu uygulama yapılmış olur.
yüzüğünü bağlar içerisi su dolu bir bardağa sarkıtır. Bunu üç defa yapar.
Yüzük istikanın (bardağın) sağına soluna kaç defa değer ise, o yaşta
evleneceğine inanılır.
Küfte Bozbaş: koyun kıyması, çekilmiş soğan, havuç, düğü (pirinç), tuz,
ıssıot (biber), sarıkök, nane, reyhan kavrulur, karıştırılır. Bunlara yumurta
çalınır. Soğan yağda kavrulur. Ü zerine su dökülür. Küfte (köfte) !erin içine
tüzlü kokulu yumrular; kartof (patates) konulur.
Borçalı'da Pir Delisi tanımı ile halk aşığı kastediyor. Bunlara halk bir
niyet tutarak gelir. Birisi test yapmak için bunlara gelirken niyetinin değiştirir.
işte bunlar o şahısın zihniyetini sezgi yolu ile anlayabilirler, inancı vardır.
Bunlar kızgın peçin (ocağın) üzerine oturabilirler. Nesip Baba (Deli Nesip)
Borçalı'nın Keşeli köyünden olup bu tip bir kimse idi. Yine bu tipler kaynar
suyu başlarından dökmelerine rağmen yanmaz, haşlanmazlar, suyun
kaynar oluşundan etkilenmezler. Bunların mezarlarının bulunduğu yere sel
suları gelince yolunu değiştirir, sular mezara dokunmazlar. Bu inanç
Anadolu'da vardır. Sel sulanna yangın alevine, heyelan sonucu yuvarlanan
kayalara mani olabilen ulu mezarların varlığına inanılır.
Borçalı cenaze evlerinde özel ağıtçı olmaz. Yaslı alile şık ve şuh elbise
giyinmez. Ölme olayı "rahmete gitmek" olarak tanımlanır. Yası olan aileye
el-aba şerik olur yaslı aile 40 gün traş olmaz. Bazeh de 3 günden sonra
yakınlan yaslı kimseyi traşa götürürler. Bu yörede dul kadın tekrar evlen
mez. Dul kalmış kadının çocuğu yok ise, evlenebilir.
Meftanın mezanna bazı yörelerde bir şey konulmaz bazı yörelerde ise
"hatime kağıdı" konulur. Bu üzerinde hatim yazılmış bir kağıttır. Bazı
yörelerde ise kefene hatim yazıldığı olur. Meftanın yuyulduğu (yıkandığı)
yerde üç gün Şem (mum) yakılır.
olunur. Ayakkabıları kapının önünden bir fakir alıp gider. Birkaç takım
ayakkabısı olan bir ölünün diğer papuçları mürdeşir'e (ölüyü yıkamaya)
verilir. Biz, halk inançlarında ayak - ayakkabı ile ilgili bir araştırma yapmıştık.
Ayakkabının saklandığına ilk defa rastlıyoruz. Papak, başlık, şapka ve
benzeri giysilerle ilgi derlemelerimizde de baş ve başlığın halk inançlarında
özel yerinin olduğunu tesbit ettik, ancak yukarıda ki tesbit bizim için yeni
oldu. (Ancak Anadolu ve Türkmenistan'da at satılırken gem satıcı vermeyip
kendinde saklar.)
Borçalı Türklerinde Toy evi (damatın evij gelin getirmeye gittiği yoldan
geri dönmez. Başka bir yoldan dönülür. Bu oğlan evinin yol değiştirmesi
olarak bilinir. Amaç " gelin yolunu yerini iyi bilsin yeni ocağında ağır olsun"
dur. Anadolu' da bazı kimseler cenazeyi kapıdan değil pencereden dışarıya
çıkarırlar. Cenazeyi mezarlığa götürürken sokaklarda dolaştırırlar. Cemaat
cenazeden dönerken başka bir yolu izler. Cenazeden dönen cemaat
muhakkak ellerini yıkar. inanca göre bunun yapılmasındaki amaç, ölünün
ruhu yerinde, kabirde kalsın, gözü evinde eşiğinde kalmasın, hortlama diye
tabir edilen olay yaşanmasın, ölünün ruhu geriye dönmek isterse evinin
yolunu bulamasın, ev halkının korkmasının önlenmesidir.
Osman rahmetli Ahmet'in oğlu Ahmet'in babası tarihi bir şahsiyet olup
"Cındır Osman" lakablı bir kimse imiş. Kuvva-i Milliye'nin bölgedeki isimsiz
kahramanlarından. Cındır (eski ve yırtık elbise) giyer Paltarının (giysisinin)
altına sakladığı altınları Türkiye'ye taşırmış. Derviş Osman'ın oğulları;
Savalan - Cebrail, Kaşgar - Mikail, Altay - lsrafil. Bu çift isimlere gençlere
birinci simlerini başka bir vesile ile de belirteceğimiz üzere babası Osman
koymuş. Bunlar, Türk coğrafyasından dağ isimleri, ikinci isimleri ise dede
Ahmet koymuş. Bunlar malum dini karakterli isimler. Köyümüz Nakşibendi
köyü. Eli Şamil'e göre Karapapağlar'ın bir kısım Şii inançlı müslümanlardır.
Karapapağ'ın şii inançlı olanını ben ilk defa burada duydum. Derviş Osman,
Eli Şamil'e katılmıyor. Yavuz Akpınar da benim fikrim de, bu açıklamayı, halk
inançlarına dair bilgi vereceğim, Borçalı'nın bu yöresini tanıtabilmek için
yaptım.
her yemekten sonra çay içiyoruz. Burada Pekmeze doşab deniyor. Çok
nefis ve çeşitli doşablar tattık. Köyde her meyve yetişiyor.
1 000 haneli köyün hepsi Terekeme, Eli Şamil'e göre Terekemelerin bir
kısmı Kuma - Kıpçak, Derviş Osman'a göre ise böyle bir tesbit yapmak
imkansız. Kür çayı çevreye hayat vermiş ancak heyelan, toprak kayması çok
fazla. Meyvecilikle ilgili birçok hikaye, tekerleme, efsane anlatılıyor. Bölgede
erik, kayısı, ceviz, üzüm bahçe ve bağları var. En iyi üzüm "tebris üzümü"
çok sizin safralık olarak kullanılıyor. Kolhozlar dağılınca herhane 5-1 O
dönüm üzüm bağı almış. Hala üzüm bağı almak mümkün, bölge iskana,
Türk yerleşimine çok müsait. Rejim deyişince yüzlerce binlerce hane
boşalmış bağlar bahçeler yeni Türk sakinlerini bekliyor. Gürcü yönetiminin
bu bölgeye Gürcü iskanı için yaptığı evler, mahalleler, köyler halinde
bomboş. Ermenilerin Güney Gürcistan'ı Türkiye sınırına yakın köyleri
boşaltmaları üzerine Borçalı bölgesi halkı onlara köylerini açmış, maalesef,
RF'nun taziki ile bunlar da Azerbaycan'ın diğer kaçgınları gibi,
Azerbaycan' da iskan edilmiş Ahıska Türklerini yurtlarına dönme döneminde
Borçalı halkı tekrar heyecanlanmış, hala da beklentileri sürüyor ve yardıma
hazırlar.
KAFKASYA ARAŞT/RMALARI DiZiSi
Aras Vadisi Türk düğünlerinden tanıdığımız " Bey Şah" Kür boyu
Türklerinde de yaşamaktadır. Bey şahı burada da dokuz dallı olmakta ve
her ağaçtan yapılabilmesine rağmen, daha ziyade çam ağacından yapılır.
Soyulan çam ağacından bazen dal sayısı 30' a kadar çıkabilir. Bey Şahını iki
kişi taşır. Bey Şahı sağdıcın evinde gece bezenir. Beyin adamları Şahı
korurlar. Şahın dalından gençler bir elma uğurlasa (çalsa, kaçırsa) bey o
elmayı satın alır. Sağdıç subay (bekar) olmalı. Bey sağdıçlık için evliyi
çağırmaz.
Bize göre sağdıcın bekar olması, kısır gecesi, kızlar gecesi gibi sadece
bekarlara hasredilen gece ve günlerin eski inançlardaki "kişi oğlu" kültü ile
yakın iygisi vardır. Zira Altay samanizm'de sadece evli kad ınların
katılabildiği toplantılar var. Bekarlar veya evlendikten sonraki kişi oğlunda
kuvvelerce bir değişme mi oluyor? Acaba bu nişanlı, evli, başı bağlı, başı
boş, sahiplenme, sahipsizlik kavramları ile mi ilgili?
Kızın evine geldiği akşam gelin bey ile oynatılır. Gelinin başında kırmızı
sarp olur. Gelinin yüzünü kimse görmez. Gelinin elinden tutarak oğlanların
oynamaları uygun değildir. Bu gece bey kesinlikle gülmeyip kesinlikle ciddi
olmalıdır. Bey güldürülmeye çalışılır, gülen beye çerme verilir. Gülmenin
cermesini çeker. Eylencede erkekler kadın veya polis kılığına sokulur
bezenilir. Buna "keçebörd" denir. Bu gece oğlanın anası da oynatılır. Kız
evi bir yıl kızını evine gitmez kız da bir yıl atasının evine gitmez. Kız atası
kızının toyunda oynamaz.
hömıet demektir. Gelin ile oğlanın anası arasında perde vardır. Gelin,
kaynanası kaynatası, kaynının dediğine cevap kaytamıaz (cevap vermez),
cevap ayıptır. Yaşmak olunca cevap verememiş olur.
Borçalı'da gelin eşine ismi ile hitap etmez, kaynanası hitaben evde
konuşurken "oğlum" der. Eşi de ona "Aykız" veya babasının ismi ile
"Yusuf'un kızı" veya memleketinden hareketle "Ay Kars'lı" veya "Ay tembel"
der. Bu hitap şeklinde kesinlikle aşağılama horlama yoktur. Bu doğal ve
yaygın bir uygulamadır ve hiç yadırganmaz. Türk Dünyasının her kesiminde
bilhassa kutsal kesimde görülür. Anadolu'da bu uygulaya "Ses saklama"
denir. Uygulamanın inanç derinliklerinde incelik insanların seslerini
görünmeyenlerin zararından korumaktır. Kars'da güzel erkek çocukları
nazardan korumak için pasaklı, fırtıklı gibi çirkin isimler koyarlar. Bu
uygulama Barçalı yöresinde de var. Ayrı inancın başka bir tezahür biçimi
olmalı.
Çocuğun çıkıp düşen dişi "halvet yer" e atılır. Bu esnada "ay sıçan inci
dişimi sana verirem, balta dişin i bana ver" denir. Çocuğun ilk saçı 1 yaşında
kırkılır (traş ed il ir) , o saç terazide çekil ir (tartı lır) . Ağırlığınca delleye (be rbere)
pul (para) verilir. Çocuğun ilk traşı sağd an başlanarak yapılır.
Kadınların düşen, dökülen saçları uygun bir yer kazılarak yere bastırılır
(gömülür), veyahut böyle saçlar bir şeye bükülür (sarı l ı r) ve duvarın taşlığına
(oyuğuna) konulur. Saç ulu orta yerde taranmaz. Dökülen saçların (cadı
kün) (cadı yer) (cadı) gibi büyü yapanların eline geçip büyü yapmasından
çekinilir. Anlatılan bir hikayeye göre büyücü kadın büyü yapacağı kadının
saç kı l ı n ı aşık olan zattan ister. O da bulamayınca bir camuşun derisinden
büyücüye kıl getirir. Büyücü büyüsünü bu kıla yapınca hayvanın derisi
sürünerek aşık adamın eline g el i r.
Barçalı Türklerinde bebek day duracağı zaman; "day dur dayın gelsin,
çörnçede payın gelsin" denir. O esnada çocuğun dayısı çocuğa hediye
KAFKASYA ARAŞTIRMALARI DiZiSİ
Bey sağdıç olarak tayin edeceği kimseye önceden bir hediye verir.
Gelini kızın atası evine çağırınca, akrabaları da çağıdrıp yemek verir. Geline
(kızlarına) hediye alır. Buna " ayak açma" denir. Gelini damatın akrabaları
evine çağırıp ona hediye verir, onu yemeğe alırlar. Buna "toy görmesi"
denir.
sürüsüne katılır. Yenilen yalnızlığa terk edilir, o yıl artık aşk dövüşü olmaz.
Maral boynuzu nazara iyi gelir inancı burada da vardır.
vardır. Turna balığı pulsuz dişli bir balıktır. 20-/25 kilo kadar olur.
Şimdilerde pek çıkmamaktadır. Çapak balığı, bir kilo kadar olur. Kılçıklı
yassı bir balıktır. Pulludur. Kurutulur ve kızartılarak tüketilir. Sudak, kılçıksız
bir balıktır.
Tekrar aile hayatı ile ilgili inançlara geçelim. Gelin evin eşiğinden içeriye
girmeden ayağının kabağına (önüne) kurban kesilir. Eşikte ayağının altına
KAFKASYA ARAŞTIRMALARI DiZiSi
bir çini kap konulur. Ayağı ile sındırması istenir. Gelin ayağı ile bastığı bu
tabağı kırar. Gelin atasının evinden çıkınca ardı sıra su dökerler. Bahtı aydın
olsun şeker serperler, yeni ocağında şirin olsun diye.
Mahsul alınca adağı olanlar nezir verip kurban keserler. Keşeli köyü
sunni olduğu için Muharremlik ayında Şii inançlı müslümanlarda olduğu gibi
çok özel uygulamalar olmaz. Ancak bu ayda Sunnilerde de toy düğün
eğlence yapılmaz.
Borçalı'da dolu yağdığı zaman durması için ezan çekilir (ezan okunur).
Mahmut Hacı Halil aynı zamanda bir halk bilimci. Ondan da yöredeki
halk kültürüne dair Mahmut topladık; Gürcistan da Türklerinde geline baba
evinden çıkarken "Ocak Taşı" verilir. Gelin yeni evinde " ağır" olsun bereketi
bol olsun diye. Makedonya Türklerinde yeni geline, ilk geldiği gün "ocak
Taşı " öptürülür. Bereketi celbetmesi için. Anadolu ve diğer bazı yörelerde
gelinin cebine taş konur. Yeni evinde ağır olması, aklı baba evinde kalmasın,
sık sık kaçıp eski evine gelmesin diye.
lbrahim Isfahanlı (Tiflis'te Türk Rejisördü, 1 998 yılında ismi Tiflis'de 1 00.
yılı münasebeti ile bir caddeye verildi}.
U şağı (çocuğu) gelini, atı, malı, davarı nazardan korumak için, molladan
nazar duası alınır. Dağdağan ağacı üç kulak {üçgen) biçiminde kesilir.
Çocuğun sağ çiyniye dikilir. Büyükler sağa "nasihat görürler (uygun
bulurlar) ayrıca göy (mavi) göz boncuğu, gelinin omuzuna yakasına dikilir.
Atın sinesine ve geriyanına dağdoğan'dan yapılmış üç kulak takılır.
Bu ağacın üstü şişle yandırılır (yakılır). Ev diktirende de evin anlına at nalı
çakılır.
Navat Ana ilginç bir dua yaptı. Bölge Türklüğünün Türkiye'ye Bakışı ve
Türkiye' den beklentileri itibariyle manidar bir dua idi. Navat ana sık sık bize
"Yaşlandım, hükümet aylığımı vermedi. Allah Türkiye'nin kömeyi
{yardımcısı, koruyucusu) olsun. Ayakta dursun. Buraların dayağı (dayandığı
güç) odur" dedi .
" Nevruz da, ahır çerşembe günü herkes evinde olmalı. Gırakda
(kenarda, dışarda} heç ne (hiçbirşey) olmamalı, kalmamalı, komşuda bir şey
bırakılmarnall, b orcunu, alacağını ödemelisin üç gün sonra evde yahşi
(güzel) sufre düzeltiriz (hazırlarız), kimin üzerinde ne iş var ise, evine gidilir.
O' na nevruzluk apanlar (götürülür). Hayır işe, taze (yeni) kız alıp vermeye,
elçiliye bu dönemde gidilir. Kurban ve Ramazan bayramlarında bayram
namazından sonra mezarlığa gidilir, ölüler ziyaret edilir."
Karapapak' larda "Hal apardı" inanç vardır. Uşağ üstü olanda, uşağa
yatanda doğum vakti gelen arvatı hal basar. Korunmak için; sarımsak,
soğan arvadın anlına çekerler (koyarlar) yatağının etrafı dört tarafından
suresi okunarak dönülür. Demir döver ses ederler. Dövme işi sağdan
dönmeye başlanılarak yapılır. "Al arvadı" "Al karısı " inaneı bütün Türk
dünyasında yaygındır. Anadolu ve Uluğ Türkistan'da da sarımsak, soğan ve
demirin koruyucu gücünden yararlanılır. "Ses etme" uygulaması Kara iyiler
sesten rahatsız oldukları için kullanılır.
Karapapakistan da Anadolu daki gibi bir çok Türk elinde olduğu gibi
ateşin su ile söndürülme, söndürülmesi doğru bulunmaz. Ölüsünü rüyada
gören kimse diğer Türk kesimlerinde olduğu gibi ruhuna kuran okutur.
Kara iyelerle ilgili tespitlerimiz arasında; adamın biri gece ıssız yolda atla
giderken yolda bir çepiş keçi yavrusu görüp atına alır. Çepiş'in ayakları
uzamaya ve yere değemeye yaklaşır. Adam korkak ve Çepiş'i yere atar,
kaçmaya başlar. Çepiş de onun ardından koşarak " ayağım yere değmeden
beni attan indirdin ayağım yere değse idi, bak ben sana neler yapardım" diye
bağırır. Bu iyenin tezahür biçimi çeşitli anlatım tarzları ile Anadolu da
yaşamaktadır.
Gayıptan bir ses gelebilir. Bu ses bazen insan uyurken onu çağırabilir.
Çağrılan kişi çağrıya itibar etmemeli dönüp bakmamalı kalkıp gitmemeli
sese riyayet eden adam zarar tapar (görür). Ayrıca sesin sahibi cin; keçi, at
vs. donunda görülebilir. Amacı hof (korku) yaratmaktır.
hayırlı olsun, yaradana şükür" bir kimsenin yaşı öğrenilse o kişinin çabuk
öleceği inancı vardır. Hakikaten birçok yöre de kırsal yerde insanlar yaşlarını
saklarlar. Muhtemelen bu da bir nazardan korunma şeklindir. Ayrıca
çalışmak da olan bir kimseye kolay gelsin anlamında "yorulmayasan" denir.
"Süt nazarı keser. Bunun için ananın nazarı balaya değmez. Adamın
özünün de özüne nazarı değer. Nazardan korunmak ve kurtulmak için en iyi
çare Kuran'daki ilgili suredir. Akşamları ruhlar öz evlerini ziyarete gelirler.
Onun için Kuran okunur. Cuma günü Kuran'ın okunmasının sebebi Kuran
Cuma günü gelmiştir. . . Gözü o ocakta olan ruhların ihsanına belirli günlerde
helva kavrulur."
Karapapak Türklerinde Atanın yeri çok itibarlıdır. "Atanın Goru hakkı "
"Atamın Goru hakkı" en büyük yemindir. isimlerin başına "ay" önekinin
gelmesi sadece şahıs isimlerinde " ay Eset.. .ay Eli" gibi deyi\ statü belirten
hallerde de kullanılır. Mesela "Ay hanım çay süz" çay doldur çay koy gibi.
Gece aynaya bakılmaz günahtır. Rüyada kınk ayna görmek yahşi (iyi)
değildir. gelinin sandığına ayna konulur. Gelin beyin evine gidende kabağına
(önüne) ayna tutulur. Ayrıca gerdeğe girince de geline ayna tutulur.
Bu esnada kırmızı büyük bir çarşafın arkasında gelinin başı kırmızı ipek
tüllerle örtülür. Bu örtünün üzerinde kırmızı goncalar olur. Örtü erkeklerin
olduğu kısmı böler. Amaç yad erkeklerin (yabancıların) gelini görmemesidir.
Türk halk inançlarında evlilik, sünnet olma ve benzeri gibi haller hayatın
önemli dönemleri, alem değiştirme farklı hayata geçme gibi önemsenirler.
şifa ve hayır işlemiş olmak için içenler vardır. Çocuk olması için niyet
tutanlar kız ve erkek evlatları olunca niyetleri gereği "paltarlarını burada
yuyarlar" (giysilerini burada yıkarlar). Anadolu'daki Arap Baba, Karadonlu
Can Baba'dan sonra burada da Karapir'i görüyoruz.
Dilara ana'nın atası rahmetli i dris, Mir Nigari hazretlerinin mürididir. İ dris
Baba'nın istifini yaptığı çok güzel bir hat örneğini bize gösterdi. Biz de onu
resimledik. Seyit Nigari nin gazellerini· okuyan Dilara ana, " Meyhana da"
'
Dilara ana, üstünde durduğumuz konular için "hırda - huruç sözler" (boş
sözlerdir)" diyordu. lslam'la din ile ilgili bulmuyordu. Biz, Samsun ve
Amasya' da da Nigariyi Pir kabul eden kimselerle görüşmüştük .. Onlar da
bize gösterişi, alayışı onaylamadıklarını yapılacak işin hayır işleyip saklı
tutmak olduğunu söylemişlerdi.
" Karadonlu'nun Ağırı "diye bilinen bir oyun havaları vardır. lğdır'da nefesi,
şerri dokunan ve görünmeyen bir güce 11Karadonlu11 denilmektedir. Kara
iyelere tekrar dönmek istemiyoruz ancak, Borçalı ve Azerbaycan' da Ardoy
diye bilinen bir kara iye daha ziyade, abdestsiz, kimselere görünen Kuran
okunan yerlerde gözükmeyen şer bir kuvve vardır.
Kırklama, hem anaya hem de balaya yapılır. Kırk kaşık su bir kovaya
"Allahım Meselli okunarak dökülür. Anne ve çocuğu bu su ile kırklanır. Su
başlarından dökülürken "Allahım Meselli Ala Muhammedi, Seni Kırklayanın
kırkından çık"denir. Kırklamayı koca avradlar yapar. ilkin anası sonra balası
kırklanır. Ayrıca 1 O. ve 20. günlerinde de çeyrek ve yarı kırkları yapılır.
Ayrıca kırmızı, sarı ve mavi üç taş muhtemelen akik taşı kırk içinde
hastalanan çocuğun suyuna konur. Bu su ile koca arvadlar çocuğu yuyarlar,
yuyarken "Allahım meselli Ala Muhammed" denilir.
BAKÜ - CEYHAN KÜLTÜR HATTI
Anayı Hal Aparmasından kurtarmak için, bir hayvan (inek, koyun gibi)
yüreyi suya atılır. Al Avradı onu yer. Ananın yüreğini salar. Ayrıca al
Anasından korunmak için tüfek de atılır. Bu uygulamada ki suya atılan
yürek, kara iye olan Al karısına verilen bir sacıdır. Böylece onun fenalık
yapmasından kurtulmuş olunur. i nanca göre Al Anasının mekanı su başları
ve değirmen arkıdır. Ayrıca tüfek atılarak çıkarılan ses, kara iyeleri kovmak
içindir. Al avradı gelmesin diye kabakca (önceden) bıçak, tüfenk, gaycı
(makas) Kur'an, kadının odasına konuluru. Doğum Hasant (iyi) olsun diye
anne adayına efsunlu su içilir. Doğum kolay olsun diye gelinin kulağı çekilir
ve ona sopa atılır.
Uşağı olmayan kadına maliki (derman) yapılır. Kabak ve bal pişirilir. Ana
adayının kamına belenir. O yakı iki gün orada kalır. Ayrıca Camış gübresi
pişirilir gelin ana belenir. i çi ağır kadın deriye çekilir. Bir başka uygulamada
da, peteklibal, darçın, gülümcan, zencefil, hil, nuheyl, ıstot( biber) 4 adet yel
cevizi el makinasın da çekilir. 1 kilo petekli bala karıştırılır. Gelin aç karnına
bir yemek kaşığı yer. Sonra çörek yiyebilir. Geline kartal (patates) pirinç
verilmez. Düzelir ise, beline yakı sarılır, kamına küpe yapılır, beli çekilir,
tekrar beli çekilir. 3 yumurtanın sarısına alçı karıştırılır. 1 metrelik bir bezle
yakı yapılır. Bu yakı 3 gün belde kalır.
Çocuğu sürekli ölen anne, meyve ağacının dibine gider, ve " ben hamı
zatımı sana verirem sende varını bana ver"der. Ü ç defa ağacın dibine "tu tu
tu" der. Bu uygulama bir defa yapılır. Sonra ayrıca ocaklara ziyarete gidilir.
Gezgincilere sadaka verilir. Bu uygulamada da görüldüğü üzere "Ağaç"
" meyve ağacı" ocak olarak algılanmıştır.
Karapapağ Türklerine göre; "Dünya Kızıl Öküzün üstünde durur. Yer ter
penen de Öküz boynuzluyur" Zelzeleye kızıl öküzün boynuzunu oynatması
yol açıyor.
Kına yakılınca " iki ay sonra vaht (vakit) kesirem { vaad ediyorum), iki ay
sonra bir de yahıram (tekrar yakacağım)" denir. Bu bir nevi adaktır.
Holabel holabel
Katan baştan gelir
Zincir kaşdan gelir
Holabel çekmeyenin
Bacısı oynaşdan gelir
Horabel horabel. "
Hacı adaylarını hacca gönderme konusunda, " El var hacıyı bizim gibi
tantana ile yola koyar. Hacdan gelende de O'nu ziyaret eder orada olanlar
dan sohbet ederiz" denilmektedir.
"Köhne hesaba göre (eski zihniyete bakılır ise) dünya Kızıl Öküzün
üstündedir. Onu goven dişliyende kuyruğunu sallar boynuzunu oynatır, yer
sallanır, zelzele olur."
Urfu (ruhu) kimse göremez. Bir Allah bilir. Ruh ağızdan burundan çıkar,
çünkü nefes oradan alınır. Azrail başının üzerine keser can, ayağından
itibaren çıkmaya başlar. "
Ağabeyi ölen kardeş, yenge ile evlendirilir, (balaları var) denir. Gelinin ille
çocuğu oğlan olsun diye bir balaca oğlanı yatağa koyarlar, bu çocuğu
gelinin yengesi bir çift çorap verir.
"Ardoy deyirler bir şey var. Köhne vakitte bir Süleyman Ağa vardı. Şer
vaktı değiımene un götürür mezarlıktan geçende aklından ardoy geçir,
korkur. Şeyhoğlu Bayram bundan birini tutup, (geç gel) deyende tez
gelirmiş tez gel deyende tez gelirmiş. Buna hamur yoğurtturuyorlarmış,
kurtulmuyormuş (çok bereketli imiş bitip tükenmiyormuş) Kız - gelin yağışır
suya gedir. Hamısı özünü suya verir. Kızlara ben de (yıkanım) deyir, paltarını
çıkarırlar. Paltarında iğne variymiş, o'nu o iğne tuturmuş, iğne çıkanda suya
girir kayıp olur. "
olabilir kuzu), şişek (iki yaşında koyun), ögeç (üç yaşında koyun), buluka
(3-5 günlük buzağı), cönge (erkek dana), buruk (burulmuş sığır), gulun (yeni
doğmuş tay), daylak (biraz daha büyük tay), gulan (dişi tay), ürge (erkek tay),
aygır - madyon, kısrak (çiftleşmemiş madyan).
Adaklı nişanlı kız veya erkek, deyikli (sözlü kız veya erkek), göy (güvey),
küreken, (damat), günü (kuma), kayınnene (kaynananın anası), sözümün
canı (sözümün özü), hündür gaşank kızlar (uzun boylu poslu güzel kızlar),
subay (bekar), şad oldum (memnun oldum), Allah beni nazardan salamat
eylesin (Allah beni nazardan korusun), kanı kararmak (müthiş canı sıkılmak)
Bakü'de Azerbaycan Türkçe' sin den kelimeleri not alırken Yavuz Bülent
Baküler hocamız., hocam Prof. Dr. F. Kırzıoğlu'nun Diyarbakır'dan tesbitini
yaptığı bir Kerkük hoyratı okudu, biz de onun ünlü Azerbaycan ses sanatçısı
Hanlarova ile bir resmini çektik;
araya gelip buluştuk), şükür yeri var (şükretmek lazım), uçuk sökük (kırık
dökük), cenap (hürmetli), malı karası (varlığı yokluğu, karanın yokluk
anlamında kullanılması bizim karar kelimesinde istenmeyende olsa bir
kuwenin olduğu izahımızı doğruluyor. Zira varlığı da yokluğu da veren güç
nihayet güçtür ve yokluğa da ham edilebilmelidir), ala yılan soksun (acaba
ata geyik, boz kurt , kırat gibi bir gargış türümü), kuru (fakir), kurubey (cıbılın
kabadayısı), birce (bir tanecik, biricik), soruşuram (soruyorum), onurluk
(plaket), maruza (bildiri), adını çekmek (ismini söylemek), dua (alkış), heyyif
(ne yazık), nezerde tutmak (dikkate almak), öğ (ana) öğsüz (anasız), garibe
(tuha�. karayara (amansız tedavisi çetin olan yara, diğer adı yaman hastalığı
veya çor hastalığı biz bu konuyu lstanbul Türkoloji kongresinde 2000 yılında
verdiğimiz bir bildiri de tartışmıştık), üreyi kuş pişirmek (kalbi pır pır etmek,
hasret çekmek), sufle çekmek (sofra açmak yemek ikramında bulunmak),
kulak asmak (dinlemek), muayyen etmek (belirlemek), here bir (her biri) göze
değmek (dikkati çekmek), inam (inanç), yuhu görmek (rüya görmek), erkek
eşşek sıpatı dolaşmaz (çocuğunu her yere götüren babalar için söylenilmiş
söz) ay ana gabrine kurban olam men derdim özümden gabah doğmusan
(annelerimizi onlar hayatta iken üzeriz öldükten sonra hepimiz her yerde
sızlanırız).
yer adları bilimi itibarıyla Ermeni ve Gürcü iddialarına cevap vermiş olmak
bakımından da önemli idi.
SONUÇ
GENEL DiZiN
- A -
Aç karın: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 20
. . . . . . . . . . . . . .
Ad verme: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 08
.
Ağıtçı: . . . . . ... . .
. . . . . . . ...
. . . .. .
. . 1 00
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Ağzı Pis: . . . . . .. . .. . . . . .. . .
. . . .1 30 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
.
Ağzı tatsız: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 30
.
Aldeyişlik: . . . . . . . .. .
. . . .......
. . . . . 114 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Arap Baba: . .. . .
. . .. . ... .
. . . . .
. . ... .126 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Ardoy: . . .
. .. . . . .
. . . .. . . . . . .. . .1 28 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Aş ermek: . . .. . . . . ...... .
. . . . . . . . . 1 30 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
At: . . . . . . . . . . . . . . .1 26 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
At nalı: . . . . . . . . . . . . . . .1 21 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Ateş: . . . . . . . ..
. . . . . . . . .1 23 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Ay: . . . ·. . .
. .. . . . . . . . 1 24, 1 33
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Ay babam: . . . . . ... . .
. . . . . . .. ... . . . 22 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Ayakkabı: . . . .. . . . . .. . . . . . ...
. . . . . . 1 00 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Ayna: . . . . . . ... ..
. . .. .. . . . . ... . . .1 24 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
-B-
Baca-baca: .... . .... ........... ... .. .... .. ... .... . . . . . . . . .1 1 O
Baş indirmek: . . . . . . . . . . ... . . . . . . . . . .. ... . .. ... . . . . . . . 112 . . . . . .
Buduh: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 87
. . . .
-C-
Cad ı: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 07
. . .
Cadı kün: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 07
. . .
Cadı yer: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 07
. . .
Can: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 23
. . .
Cezbe: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 28
. . .
Ceviz: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 22, 1 28
Cünüp: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 33
. . .
-Ç-
Çam: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 04
. . .
Çenne: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 05
. . .
Çorab: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 1 4, 1 33
- D -
Dada: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 19 . . .
Dadaloğlu: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 19 . . .
Dadaş: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 19 . . .
Dede: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 19 . . .
Demir . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 22
. . .
Dilara Ana: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 27
. . .
. Diş: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 07
. . .
Dul:. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 100. . .
KAFKASYA ARAŞTIRMALARI DiZiSi
-H·
Hacı Halil Ocağı: . . . . . . . 111 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Hak Aşığı: . . . . . . .. . . . . 88 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Hamzet: . .
. . . . .
. . . . . . . . . 1 23 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Hapıtlı: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 86
Haram: . . . . . . ... . . . .1 24, 1 33 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Hatime Kağıdı: . . . . . 1 00 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Hedik: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 07
Helva: . . . . . . . . . . . . 1 24, 1 30
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Helvet Yer: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 07
.
Hıdrellez: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 1 O
.
Hınalık: . . . . . . . . . . .
. . 86 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Honça: . . . . . . . . . . . . . . 1 04 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Hortlama: . . . . . . . . . . 1 01
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
-G·
Gaga: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 19.
Godu godu: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 33
Göy: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 121
Göya Botu Gavut: . . . . . . . . • . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 08
Göy kuşağı: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 30
Güzgün: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 26
·F·
Fakirek: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 05
·E·
Ekmek: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 29
Elma: . . . . . . . . . . . . . . 98, 1 04, 1 1 4
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
11441
BAKÜ - CEYHAN KÜLTÜR HATTI
- i -
-K-
Kabirtaşı: . . . . . . . . . 111 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Kara Pir: . . . . . . . . . . . 1 25 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Kara Zurna: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 06
.
Kara yol: . . .. . . .. . .
. . . . . . 1 31 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Kara kaz: . . . . .. .
. . . . ... . . . . 1 09, 1 1 2
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Kemeri: . . . . . . . . . . . . . . . .. . 100 . . . . . ·. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Kemer Bağlamak: .. .. .. . . . . 1 1O
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Kirve: . . . . . . . . .. . . . . . . . . 108
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Kişi oğlu: . . . . . . . . . 1 04 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Kırık ayna: . . . .. . . .
. . 1 24 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Kırızlılar: . . . . . . . . . .. 86 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Kırmızı . . . .
. . . 1 05,1 1 2, 1 1 4,1 24, 1 28
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Kırklama Suyu: . . . 1 29 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Kızıl . . . . . . . . . . . 112 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Koyun: . . . . . . . . . . . . 1 26 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Köpek: . . . . . . . . . .. .
. . . . . . . . 1 26 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
KAFKASYA ARAŞTIRMALARI DiZiSi
Kuran: . . . . . . . .. . . . . . 1 24 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Kurban: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 07, 1 1 0, 1 1 1 , 1 1 4, 1 33
Kül: . . . . . . . . . . . . . 1 00
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
·M·
Malakan: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 87
Maliki: . . . . . . . . . . . . . . 1 27
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Maral: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 08
Maral Boynuzu: . . . . ... . . . . . . .. . . . . 1 09 . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Mavi: . . . . . . . . . . . . . . 1 28
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
Meyve ağacı: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 29
Mir Hamza Bulaği: . . .. . . . .. ... .. . . . 1 25
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
-N·
Nakşi Piri: . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . ... . . . . . . . .. . . . . . . . . . 111
. . . .
Niyet Bezi: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . 1 25. ._. .
- 0 -
0cak: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . 1 29
. . . .
Ocaktaşı: . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 114
. .
Od: . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . .... . . . . . . . .. . ..
. . . . . . . . . . . . . . 1 14 . .
-ö-
Ôlüm Teri: . ...... . . . . . . . . . . .... . . . . . . . .... .. . . . . . . . . . .. . . .1 1 2
BAKÜ - CEYHAN KÜLTOR HATTI
.p.
Papah: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 00. .
Para, pul: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 26
. . .
Patlar Dökmek: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 01
. . .
Pir: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 99. . .
· R ·
Rahmete Gitmek: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 00
. . .
Razılık: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 08
. . .
Ruh: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 24, 1 34
Rum Türkleri: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 15 . . .
· S ·
Saç: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 31 . . . . . .
Saçı: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 98 . . . . . . .
Sağ: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 1 4, 1 2 1 , 1 29
Sarı: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 29 . . . . . .
Sarımsak: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 22 . . . . . .
Ses Etme: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 22 . . . . . .
Sini: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 04 . . . . . .
Sıvanlar: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 13 . . . . . .
Soğan: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 22 . . . . . .
Sünnet: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 31 . . . . . .
Süpürge: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 34 . . . . . .
·Ş·
Şahsey: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 98
Şem: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 00
1 1471
KAFKASYA ARAŞTIRMALARI DiZiSi
Şiş: . . . . .
. . . . . . . . . .. ........
. . . . . ........ . . . . . . . . . . . . . 1 2 1 , 1 29
-T-
Ters: ... . . ...... .... ..
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. ... . . 1 33 . .
Teştüstü: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . 97
. . . .
Tırnak: . . . . . . . .
. . . .... . . . . .... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . 1 07
. . . .
Toprak: . . . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 25
. . . . .
Traş: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 100
. . . . .
Tüfenk: . . . . .. . .. ... .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 1 4, 1 29
. .
- U -
-Ü-
Üdin: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 87
Üç kulak: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
. . . . . .. .
. . . 121
. . . . . . . . . . . . . . . . .
-V-
Veysel Karani: . . . . . . ........ . .... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 25
. . . . . .
-Y-
Yalın Ayak: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . 112
. . . . .
Yaşmak: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
1 05. . .
Yer: . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 31
. . . . .
Yeriklemek: . . . . . . . .. . .
. . . . . . . . . . ... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 30. .
BAKÜ - CEYHAN KÜL TÜR HA TT/
Yeşil: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 27
. .
Yetim: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 105
. .
Yılan: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 26
. .
Yukarı: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 115
. .
Yumurta: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 2 1 , 1 29
Yunus Emre: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 28
. .
- Z -
Zina: . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 1 34
BAKÜ - CEYHAN KÜLTÜR HATTI
jiff�TÜ!!('!(
KAFKASYA ARAŞTIRMALARI DiZiSi
Halk Bilimi Uzmanı Prof. Dr. Dursun Yıldırım, 80 yaşındaki halk bülbülü Hanım
Hacıyeve Ana ile, Dede Korkut Açıkhava konserinde Baku Kalesi, 7 Nisan 2000
Derviş Osman Ahmet, Seyfettin Altaylı, Dr. Yaşar Kalafat, Doç. Dr.
Mahmut Hacıha/il, Keşa/i - Barçalı - Gürcistan, 1 O Nisan 2000
. . t"
r/fi· 7
I
\•'
/
-- .
..
.
• _.;ı
Muharremlik,
Büyük Cami
Bakü
Azerbaycan
Oymalı Kapı,
Kale eteği
Tiflis -
Gürcistan
Or. YAŞAR KALAFAT