Professional Documents
Culture Documents
İçindekiler
1 GİRİŞ.................................................................................................................................................................................2
1.1 GÜÇ SİSTEMLERİ İÇİN GEREKLİ OLAN TEMEL ÇALIŞMALAR..................................................................4
1.2 NOTASYON.............................................................................................................................................................6
1.3 TEK FAZLI DEVREDE GÜÇ..................................................................................................................................7
1.4 ÜÇ FAZLI DENGELİ DEVRELERDE GÜÇ ..........................................................................................................9
1.5 PER-UNİT (BAĞIL) BÜYÜKLÜKLER..................................................................................................................9
1.6 SİMETRİLİ BİLEŞENLER....................................................................................................................................10
1.6.1 a işlemcisi...........................................................................................................................................................11
1.6.2 Simetrili bileşenlerin empedanslara etkisi .........................................................................................................12
1.6.3 Simetrili bileşenlerde güç...................................................................................................................................12
2 SİSTEM MODELLEMESİ ...........................................................................................................................................13
2.1 HATLAR ................................................................................................................................................................13
2.1.1 Direnç.................................................................................................................................................................14
2.1.1.1 Direncin sıcaklıkla değişimi .......................................................................................................................................15
2.1.1.2 Deri etkisi ...................................................................................................................................................................15
2.1.2 Endüktans...........................................................................................................................................................17
2.1.2.1 İletkenin içindeki akı dağılımı....................................................................................................................................19
2.1.2.2 Tek fazlı iki damarlı hatların endüktansı ....................................................................................................................20
2.1.2.3 Bir gurup içindeki iletkenin durumu...........................................................................................................................22
2.1.2.4 Çok telli tek fazlı iletkenler ........................................................................................................................................23
2.1.2.5 Üç fazlı hatların endüktansı........................................................................................................................................25
2.1.2.6 Toprağın etkisi............................................................................................................................................................27
2.1.3 Kapasitans..........................................................................................................................................................28
2.1.3.1 Bir iletkenin çevresindeki elektrik alanı .....................................................................................................................29
2.1.3.2 İki iletkenli hatların kapasitansı..................................................................................................................................30
2.1.3.3 Üç fazlı hatların kapasitansı .......................................................................................................................................32
2.1.3.4 Toprağın etkisi............................................................................................................................................................34
2.2 TRANSFORMATÖRLER......................................................................................................................................36
2.2.1 İdeal Transformatör ...........................................................................................................................................37
2.2.2 Transformatörün Eşdeğer Devreleri ..................................................................................................................38
2.2.3 Özel Transformatörler........................................................................................................................................41
2.2.3.1 Üç fazlı transformatörler ............................................................................................................................................41
2.2.3.2 Üç sargılı transformatörler .........................................................................................................................................44
2.2.3.3 Oto-transformatörler...................................................................................................................................................45
2.2.3.4 Kademeli transformatörler..........................................................................................................................................46
2.2.3.5 Faz kaydırıcılar...........................................................................................................................................................48
2.2.3.6 Topraklama transformatörleri.....................................................................................................................................50
2.3 ÜRETEÇLER .........................................................................................................................................................51
2.3.1 Senkron Makinelerin Yapısı ...............................................................................................................................52
2.3.2 Senkron makine parametreleri ...........................................................................................................................53
*Şekil * SEQ Şekil \* ARABIC *1* Bir güç sisteminin temel elemanları
Dolayısıyla bir iletim hattını alt sistemlere ayırarak incelemek ortak bir anlayış olarak yerleşmiştir;
i
Özellikle rüzgar turbinlerinde asenkron makinalar kulanılmakla birlikte bunların güç sistemlerindeki
ağırlığı çok küçük düzeylerde kalmaktadır.
M. Hakan HOCAOĞLU Analiz 1(Notlar).htm 01.03.07 3
1. iletim sistemi,
2. alt-iletim sistemi,
3. dağıtım sistemi.
Bir iletim sistemi, bütün ana üretim merkezlerini birbirine enterkonnekte olarak bağlayan hatlardan
meydana gelir. Bu hatlar bütün sistemin belkemiğini oluştururlar ve genellikle mümkün azami gerilimle
işletilirler bu gerilim genellikle 230kV un üstündedir. Üreteçlerin gerilimi genellikle 11 ile 35kV
arasında değişmektedir dolayısıyla bunlar yükseltici transformatörlerle iletim gerilimi seviyesine
yükseltilmekte ve iletim hatları ile iletim merkezlerine sevk edilmektedir. Bu merkezlerde gerilim alt-
iletim ve dağıtım sistemi gerilim seviyesine düşürülmektedir ve ilgili hatlarla alt-iletim veya dağıtım
merkezlerine ulaştırılmaktadır.
Bir alt-iletim sistemi, gücü daha küçük büyüklüklerle dağıtım merkezlerine aktarırlar. Büyük endüstriyel
müşteriler genellikle bu merkezlerden beslenirler. Bir çok güç sisteminde iletim ve alt-iletim sistemleri
kesin hatlarla birbirinden ayrılmamıştır. Genellikle iletim gerilim seviyesinde yaşanan artışlar
neticesinde eski iletim hatları alt-iletim sistemleri olarak kullanılmaya başlamıştır.
Bir dağıtım sistemi, güç sistemlerinin enerjiyi son kullanıcıya ulaştıran son basamağıdır. Dağıtım hatları
birincil ve ikincil dağıtım sistemleri olmak üzere sınıflandırılmaktadır. Birincil dağıtım sistemleri 4 ile
35kV arasında gerilim seviyesine sahiptir. Genellikle küçük endüstriyel müşteriler bu tip besleme hatları
üzerinde enerjilendirilirler. İkincil dağıtım sistemleri ise ev ve işyerlerini ülkemizde 220\380Vi
seviyesinde beslerler. Bu gerilim seviyesi ülkeler arasında farklılıklar göstermektedir.
Yük merkezlerine yakın küçük üretim istasyonları genellikle alt-iletim ve dağıtım sistemlerine
bağlanırlar. Komşu sistemlerle olan bağlantılar iletim sistemi gerilimi seviyesinde gerçekleştirilmesi
genel uygulamadır.
Özetle bir güç sistemi bir çok paralel üretim merkezi ve çeşitli tabakalarda düzenlenmiş hatlardan
meydana gelir. Sistemin bir ağ yapısı arz etmesi beklenmedik durumlara karşı toplam mukavemeti
arttırıcı yönde etki yapar. Böylece müşterilere kesintisiz bir hizmet sağlanmış olur.
i
220V faz toprak, 380V ise fazlar arası gerilimdir.
M. Hakan HOCAOĞLU Analiz 1(Notlar).htm 01.03.07 4
3. Koruma (Protection): Güç sistemlerinin iki temel probleme karşı korunması gerekmektedir.
Bunlar aşırı gerilimler ve akımlardır. Devre koruma elemanları bu arızalara karşı sistem
elemanlarını korumak ve arızalı kısmı hızlı bir biçimde sistemden ayırmak veya arıza
sebebini ortadan kaldırmak için geliştirilmişlerdir. Bu elemanların sistemi en az etkileyecek
ve tasarruflu bir tarzda yerleştirilmesi ve ayarlanması bu çalışmalarla gerçekleştirilir.
4. Topraklama (Earthing): Bir topraklama şebekesi sistemde herhangi bir elektriksel ve ısıl stres
meydana getirmeden arıza akımına yol sağlamalıdır. Bu esnada toprak şebekesi çevresinde
oluşabilecek tehlikeli adım ve dokunma gerilimleri de belirlenmiş sınırların üstüne
çıkmamalıdır. Topraklama şebekesinin düzenlenmesi ve performansı yapılacak hesaplamalar
veya ölçmelerle belirlenir.
5. Kararlılık (Stability): Yük açısı ve gerilim kararlığı olarak iki ayrı kararlılık çalışması güç
sisteminin sağlıklı bir şekilde idame ettirilmesi için gereklidir. Bunun için sistemin kararlılık
sınırları her bir durum için belirlenmeli ve sistemin optimum noktada çalışması
sağlanmalıdır. Pazar ekonomisinin oluşturduğu rekabetçi koşulların maliyeti optimize etme
yolunda oluşturduğu baskılar ve çevreci gurupların yeni sistem inşasına karşı aktif direnişleri
mevcut sistemlerin kararlılık sınırlarında işlemesini gündeme getirmiştir. Bu nedenle
kararlılık çalışmaları, hem geçici durum kararlığı (transient stability) hem de sabit durum
kararlılığı (steady state stabilty), güç sistemlerinin sağlıklı için uygun stratejiler geliştirilmesi
yolunda gittikçe artan bir öneme sahiptir.
6. Geçici rejimler (Transients): Bir güç sisteminde oluşan arızaların büyük bir çoğunluğu geçici
karakterdedir. Dolayısıyla sabit hal için geliştirilmiş yaklaşımlar ve çözüm metotları bu
durumlarda yetersiz kalmaktadır. Özellikle kararlılık analizleri için yeni kriterler ve
hesaplama teknikleri incelenecektir.
7. Aşırı gerilimler (Over-voltages): Bir güç sisteminde gerek tabiat olayları sebebiyle (yıldırım
düşmesi) gerekse çeşitli operasyonlar (açma-kapama) neticesinde aşırı gerilimler meydana
gelebilmektedir. Bu gerilimlerin kestirilmesi ve bunlara karşı geliştirilecek stratejilerin tespiti
için gerekli olan çalışmalardır.
8. İzolasyon koordinasyon (Insulation coordination): Bir güç sistemi için önemli problemlerden
biride bir bütün olarak sistemin ve tek tek unsurlarının (transformatör, hatlar, yeraltı kabloları
vs) sistemdeki daimi veya geçici gerilimler sebebiyle oluşabilecek strese dayanıp
dayanamayacağının tespiti ve bu dayanımın ucuz, emniyetli ve sağlıklı bir yöntemle
teminidir. Bu işlevin sağlanması izolâsyon koordinasyon çalışmaları ile yapılır.
9. Ekonomik yük dağılımı (Economic dispatch): Bu çalışmalar üretilen enerjinin tüketim
merkezlerine en ekonomik yollardan iletilmesi, enerjinin ucuz üretim merkezlerinden temini
şeklinde özetlenebilir. Özelleştirmenin getirdiği pazar ekeonomisinin sonucu olan rekabetçi
ortam bu tip çalışmaları daha da önemli kılmıştır.
10. Güç Kalitesi (Power Quality): Tüketiciye ulaşan gücün kesintisiz, öngörülmüş belirli limitler
dahilinde sabit frekans ve gerilim genliğinde, hormoniklerden arındırılmış düzgün bir sinüs
dalgası şekline sahip olarak iletilmesi gerekmektedir. Müşteriler satın aldıkları gücün bu
sayılan vasıflara sahip olmasının getireceği avantajların bilincindedir. Bu konuda yapılması
gereken çalışmalar yukarda sayılanlara ilave olarak özellikle hormoniklerin bastırılmasında
odaklanmaktadır. Harmonik kaynaklı bozulmalara karşı geliştirilecek stratejiler bu
çalışmaların temelini oluşturmaktadır.
11. Elektromagnetik uyumluluk, EMU (Electromagnetic Compabilty, EMC): Herhangi bir
elektrikli cihaz bir başkasını ve çevresinde olabilecek canlıları gerek yayınım (radiation)
gerekse iletim yoluyla önceden belirlenmiş belirli limitler dahilinde etkilemeyecek şekilde
çalışmalıdır. Güç sisteminin ve onu oluşturan unsurların bu ilkeye uygun olarak
düzenlenmesi ve uygunluğu değişen ve dinamik sistem koşulları altında sürekli kontrol
altında tutulması gerekmektedir. EMU çalışmaları bu doğrultuda yapılacak çalışmalarıdır.
1.2 Notasyon
Bu kısımda kullanılacak olan notasyon ile ilgili bilgiler örneklerle desteklenerek verilecektir. Bu notların
hazırlanmasında bir çok kaynaktan yararlanılmış olmakla beraber temelde Stevenson’un [8] tekniği takip
edilmiştir. Farklı kaynaklara dayanan çalışmalar referanslandırılmıştır.
Herhangi bir barada ölçülebilecek olan akim ve gerilim aksi belirtilmediği müddetçe tam bir sinüs
dalgası seklinde ve sabit frekansta kabul edilecek ve bu değerlere ait fazör gösterim büyük harflerle
yapılacaktır U, I. Bu işaretlerin çevresinde yer alacak olan düşey çizgiler bu fazörlerin genliklerine işaret
etmek için kullanılacaktır, |U|, |I|. Küçük harfler bu büyüklüklerin ani değerlerini göstermek için
kullanılacaktır i, u. İleri bölümlerde izah edilecek olduğu üzere per-unit büyüklükler de küçük harfler
kullanılarak gösterilecektir. Üreteçlerin iç gerilimi için E sembolü kullanılacaktır. Bu semboller
kullanılan alt yazımlarla (subscript) desteklenmişlerdir. Büyük harflerle yapılan gösterim aksi
belirtilmediği müddetçe etkin (rms) değerleri gösterecektir. Tam bir sinüs dalgası için azami değerin
a R X Iy b
ZG
Ut Zy
Uy
E
0 n
1.414 bölünmesi bu değeri verecektir. Aşağıdaki şekilde bu kullanımlar gösterilmiştir.
Şekil 2 Dört uçluya ait gösterim.
Şekilde ZG genaratörün iç direncini Ut, Uy sırasıyla terminal ve yük uçlarındaki gerilimleri temsil
etmektedir. Bu gerilimler tek veya çift alt yazım kullanılarak gösterilebilirler. Burada kullanılacak
notosyonda yukarıdaki devreye ait gerilimler,
Ut=Ua0=Ua Uy=Ubn=Ub
olarak gösterilebilir. Hat boyunca hat empedansı ZH sebebi ile görülebilecek olan gerilim düşümü ise,
∆U=Uab=IabZH
İşaretin değiştirilmesi akım veya gerilim değerinin 180° döndürülmüş şeklini üretecektir.
M. Hakan HOCAOĞLU Analiz 1(Notlar).htm 01.03.07 6
Uab/180°=Uba=- Uab
Kirchhoff’un gerilim kanunlarının yukarıdaki devreye uygulanması ile
U0a+Uab+ Ubn=0
Sonucu elde edilecektir. Yukarıdaki devrede 0 ve n noktaları aynıdır. Bu dikkate alınarak bağıntı
yeniden düzenlenecek olursa,
-Ua0+Uab+ Ub0=0
Üç fazlı sistemler içinde benzer bir terminoloji ve notosyan kullanılacaktır.
60
40
20
20
Akim
Gerilim
Güç
Şekil 3 Akım, gerilim ve gücün ani değerleri.
Burada akım ile gerilim arasında θ derece faz farkı bulunduğu için güç zamana bağlı olarak negatif
olabilmektedir. Bu faz farkı olmasa idi gücün negatif olması söz konusu olmayacaktı. Gücün negatif
olmasının manası yükten kaynağa doğru bir akımın olmasıdır. Yükün kaynağa doğru bir akıma yol
açabilmesi için kapasitif ve enduktif elemanlar da içermesi gerekmektediri. Tam endüktif ve kapasitif
i
Bunu denemek için yukarda verilen aci degeri ile oynayabilirsiniz. Bu işlem için MATHCAD dosyası
“güç açısı”nı kullanınız. Açinin sıfır oldugu durumlara ve -90 ile 90 derecelere dikkat ediniz
M. Hakan HOCAOĞLU Analiz 1(Notlar).htm 01.03.07 7
devrelerde güç eğrisinin pozitif ve negatif kısımlarının birbirine eşit ve ters yönde olması sebebiyle
bunların ortalaması sıfır olacaktır.
Yukarıdaki güç ifadesi trigonometrik bağıntılar kullanılarak ve azami değerler yerine etkin değerler
yerleştirilerek,
p=UI cosθ (1+cos2wt)+UI sinθ sin2wt
.2
şeklinde yazılabilir. Yukarıdaki ifade incelenecek olursa cos ifadesi ani gücün aktif bileşeni, sin ifadesi
ise ani gücün reaktif bileşeni olarak isimlendirilir. Zamana bağlı terimler düşürülerek söz konusu
büyüklüklerin genlikleri yazılacak olursa
P=UI cosθ Q=UI sinθ
.3
sonucuna ulaşılabilir. Bu terimler aktif ve reaktif güçler olarak, θ açısının cos değeri de güç faktörü
olarak isimlendirilmektedir. Tabiatıyla P ve Q büyüklükleri aynı boyutlara sahiptir. Fakat pratik
nedenlerle P Watt, Q ise VAr birimiyle anılmaktadır. Bu iki büyüklüğün geometrik toplamı ise görünür
gücü, S, verecektir. Bu gücün birimi ise VA olarak belirlenmiştir. Güç sistemleri uygulamalarında bu
büyüklükler genellikle kilo veya Mega seviyesinde kullanılırlar.
Yukarıdaki akım ve gerilim büyüklükleri fazör olarak gösterildikleri takdirde güçler karmaşık
(kompleks) ifadeler kullanılarak kolayca hesaplanabilir. Şayet herhangi yükün çektiği akım I/α , gerilim
U/β olarak gösterilecek olursa karmaşık güç (S), gerilim ile akımın eşleniğinin çarpımı ile bulunabilir.
S=UI* = U/β I/-α
.4
Yukarıdaki denklemlerde (. 1, . 2 ve . 3) gösterilen θ açısı, rasgele seçilen bir referans göre ölçülen akım
(α) ve gerilim (β) açılarının farkına eşittir.
Aydınlatma ve elektrikli ev aletleri genelde tek fazlı olmakla beraber, çoğunlukla güç sistemleri üç fazlı
ve dengeli bir yapı arz ederler. Üç fazlı dengeli devrelerde gerilim kaynaklarının genlikleri birbirlerine
eşit ve 120° faz farkına sahiptirler. Şayet birinci faz gerilimi referans alınacak olursa bir üretecin iç
Ec
Ea
Eb
gerilimlerinin bu referansa göre olan durumları Şekil 4 de gösterilmiştir.
Şekil 4 Faz gerilimlerinin durumu.
Bu gerilimlerin fazör ifadesi de benzer şekilde Ea/0 , Eb/240 ve Ec/120 olarak yazılmaktadır. Dengeli
sistemlerde bu üç gerilimin toplamı sıfırdır. Akımlar da benzer şekilde 120° faz farkına sahiptirler.
Burada fazların isimlendirilmesinde a, b ve c sırası kullanılacaktır. Yazında farklı kullanımlarda söz
konusudur mesela genellikle İngiltere’de R (red), G (green) ve Y (yellow) kullanılmaktadır. Sadece 1,2
ve 3 şeklinde bir kullanımda söz konusudur. Nötür noktası için de n sembolü kullanılacaktır.
i
Gerçek hayatta dengeli bir sistem çok nadir karşılaşılan bir durumdur. Ancak çeşitli teknikler
yardımıyla sistem dengesizliği asgari tutularak, bu varsayımın gerçekçi olması sağlanır.
M. Hakan HOCAOĞLU Analiz 1(Notlar).htm 01.03.07 10
sahip sete de aynı işlemi yaptığımızda geriye kalan sıfır altyazılı set üç fazlı bir sistem olmaya
zorlanamaz fakat faz ve genlik bakımından birbirine eşit hale gelebilir. İki alt yazılı sete negatif sıra
sonuncuya ise sıfır sıra dediğimizde Fortescue’nun dönüşümünü elde etmiş oluruz.
1.6.1 a işlemcisi
Karmaşık sayıları ifade etmek için kullanılan j işlemcisini hatırlarsak, bu sayı 1/90 şeklinde kutupsal
düzlemde ifade ediliyor ve bir vektörün genliğini değiştirmeden 90° döndürülmesi işlemini sağlıyordu.
Benzer tarzda bir vektörü genliğini değiştirmeden 120° döndürmek için a işlemcisi kullanılabilir. Bu
durumda a, 1/120 şeklinde yazılabilir. 11 de verilen ifade de yer alan terimler incelenirse birinci sıraya ait
büyüklükler için
Ub1=a2Ua1 Uc1=aUa1
. 12
ifadesi yazılabilir. Negatif ve sıfır sıralar için de benzer şekilde,
Ub2=aUa2 Uc2= a2Ua2
Ub0=Ua0 Uc0= Ua0
. 13
yazılabilir. Bu bağıntılar kullanılarak . 11 de verilen ifade düzenlenirse,
Ua=Ua0+Ua1+Ua2
Ub= Ua0+ a2Ua1+ aUa2
Uc= Ua0+ aUa1+ a2Ua2
. 14
olur. Kolaylık olması için birinci fazın sembolü a yazımdan düşürülerek denklem takımı matris
biçiminde yazılacak olursa
U abc = aU 012
U a 1 1 1 U 0
U = 1 a 2 a U 1
b
U c 1 a a 2 U 2
. 15
bulunur. a matrisinin tersi kullanılarak kolaylıkla faz bileşenlerine dönmek mümkündür. Bu dönüşüm
akımlar içinde aynı şekilde kullanılabilir.
I 012 = aI abc
I0 1 1 1 I a
I = 1 1 a a 2 I b
1 3
I 2 1 a 2 a I c
. 16
Bu dönüşümün asıl etkisi devre empedanslarında görülecektir.
1.6.2 Simetrili bileşenlerin empedanslara etkisi
Herhangi bir üç fazlı sistemde akım ve gerilimler arasındaki bilinen bağıntı
Uabc=[Zabc]Iabc
şeklinde yazılabilir. Burada Zabc sistemin karşılıklı ve öz empedanslarını simgelemektedir. Bu denkleme
dönüşüm uygulanacak olursa.
2 Sistem modellemesi
Bu kısımda, elektrik güç sistemlerini oluşturan temel unsurların gerekli olan çalışmaları gerçekleştirmek
için modellenmesinde takip edilmesi gereken metotlar üzerinde duracağız. Herhangi bir sistem elemanı
sistemle ilgili yapılacak çalışmanın ihtiyaçlarına göre modellenmelidir. Mesela nakil hatlarının mekaniki
mukavemeti ile alakalı bir çalışma yapılacak ise bu hatların elektriki özelliklerinin bu çalışmaya bir
etkisi olmayacağı açıktır. Bu tip bir çalışmada önemli olan kullanılan malzemenin kopma, kesilme,
burulma dayanımları, çapı vs.dir. Fakat şurası akılda tutulmalıdır ki bu özellikler malzemenin kendinden
bağımsız değildir. Modellerle çalışırken her zaman akılda tutulması gereken husus bunun model olduğu
ve modellediği elemanın tam olarak yerini tutmasının mümkün olmadığıdır.
Güç sistemlerinin temel elemanları hatlar, transformatörler ve üreteçlerdir. Sistemde bunlardan başka
elemanlar da olmakla beraber, ki bunların başında çeşitli özelliklere sahip yükler gelmektedir, bu
2.1 Hatlar
Elektrik enerjisi genelde bakır veya alimunyum dan yapılmış havai hatlarla veya yine aynı özelliklere
sahip metallerden imal edilmiş kablolarla gerçekleştirilmektedir. Güç sistemleri için gerekli olan
parametreler;
• direnç,
• kapasitans,
• endüktans,
• kondüktans
olarak sıralanabilir. Bu parametrelerin ilk üçü bizim çalışmalarımız için önem arz etmektedir.
Kondüktans yani havai hatlardan hava üzerinden birbirlerine veya toprağa ve kabloların izolâsyon
malzemesi üzerinden yine birbirlerine veya toprağa olan sızıntı akımının modellenmesi için
kullanılmaktadır. Pratikte bu sızıntı akımı ihmal edilebilecek derecede küçük olduğundan burada
incelenmeyecektir. Bu parametreler normalde hat veya kablonun üzerinde dağıtılmış biçimde yer
almaktadır. Fakat pratik nedenlerle bu değerler birleştirilerek (lumped) veya belirli uzunluklarla
dağıtılarak (distributed) hesaplanmaktadır. Hat veya kabloların uzunluklarına göre bu modelleme
tekniklerinde biri kullanılmaktadır bu modeller ve bu modellerin kullanımı üzerinde ayrıca durulacaktır.
Nakil hatlarının elektriki parametreleri bu hatları oluşturan
• iletkenlerin elektriki özelliklerine,
• havai hatları taşıyan direklerin fiziki yapısına,
• yer altı kablolarının düzenleniş biçimine,
• iletkenlerin yer aldığı ortamın özelliklerine
bağlıdırlar. Bu özelliklere bağlı olarak her bir parametre hesaplanabilir.
i
SI, Uluslararası Birim Sisteminin resmi kısaltmasıdır. Bu notlar boyunca SI birim sistemi
kullanılacaktır.
M. Hakan HOCAOĞLU Analiz 1(Notlar).htm 01.03.07 14
grafik üzerinde gösterilecek ve doğrusal grafik sıcaklık eksenini kesecek şekilde uzatılacak olursa her bir
malzemeye ait zahiri bir sıcaklık değeri Şekil 5 de gösterildiği gibi elde edilir.
t
t2
t1
R1 R2 R
l
Şekil 6 Dairesel bir iletkenin durumu.
Akımın iletken içindeki dağılımını (yoğunluğunu, J) hesaplamak için Şekil 6 da Z orijinine göre durumu
gösterilen iletkenin manyetik ve elektrik alan yoğunlukları (H, E) için yazılan ve . 25 de verilen
denklemleri uygun teknikler kullanarak çözmek gerekmektedir.
dE(h,t)/dh=dB(h,t)/dt
dH(h,t)/dh+H(h,t)/h=J(h,t)+dD(h,t)/dt
. 25
Burada şayet iletkenin iletkenliği σ, geçirgenliği µ ve di-elektrik sabiti (permittivity) ε ile gösterilecek
olursa,
B(h,t)= µH(h,t)
D(h,t)= εE(h,t)
J(h,t)= σE(h,t)
. 26
şeklinde yazılabilir. Her iki denklemde alan büyüklüklerinin h ve t ye bağlı olduğu kabul edilerek
Maxwell denklemlerinin silindirik koordinat eksenine uygulanması ile elde edilmişlerdir. Bu denklem
takımlarının çözümü akım dağılımını bulmamızı sağlayacaktır [11].
d 2 J (h)
− ( jωµσ − ω 2 µε )J ( h ) = 0
dJ ( h )
2
+
dh hdh
. 27
Bu denklemlerin çözümü oldukça karmaşık ve tekrar basitleştirmelere ihtiyaç gösterecek yapıdadır. Bu
sebeple deri olayını formüle etmek için daha basit fakat yeterince pratik ve daha kolay anlaşılabilir bir
metot da mevcuttur. Bu metot iletkenin AC direncinin yaklaşık olarak ortası boş bir iletkenin DC
direncine eşit olduğu kabulüne dayanmaktır. Bu ortası boş (boru şeklinde) hayali iletkenin et kalınlığı
akımın girme (depth penetration) δ miktarına eşittir.
gösterilmektedir.
Şekil 8 Paralel iki iletken çevresinde yer alan akıların dağılımı.
Bu akı dağılımımdan dolayı oluşabilecek herhangi bir iletkenin endükansını hesaplayabilmek için iki
temel denklemi kullanmamız gerekmektedir. Bunlardan birincisi endüklenen gerilim ile halkalanma
akısındaki değişimi alakalandıran denklemdir. Faraday kanunlarına göre ve endüklenen gerilim e ile
gösterilecek olursa,
x ds
r dx
D2
µI µI D2
λ1, 2 = ∫ 2πrx dx = 2π ln D
D1 1
n DnP P
D4P
4
D3P
3 D2P
2 D1P
1
bir gurup iletkenin ele alalım ve bu iletkenlerin taşıdıkları I1, I2, I3, I4, … In akımların toplamı sıfır olsun.
Şekil 10 Taşıdıkları akımların toplamı sıfır olan bir gurup iletken.
İletkenlerin merkezinden uzak bir P noktasına olan mesafeler de D1P, D2P, D3P, D4P,…. DnP ile
gösterilmiş olsun. Şimdi birinci iletkenden akan akıma ait P noktasına göre iç ve dış halkalanma
akılarını hesaplayalım. I1 akımı sebebi ile meydana gelebilecek halkalanma akısı için denklem . 42 ve .
48 nin toplamına bakalım.
. 52
Şimdi ikinci iletkenden akan akımın birinci iletkende halkaladığı akıya bakalım. Bunun için P noktası ile
ikinci iletken arasındaki mesafe D2P ve her iki iletken arasındaki mesafe D12 ile sınırlanmış bir alana
bakmamız gereklidir. Denklem . 48 yi bu mesafelere uygularsak,
µI 2 D2 P
λ1P 2 = ln
2π D12
. 53
olur. Bu formül ışığında her bir iletkenin birinci iletken üzerinde meydana getireceği halkalanma akısını
P noktasına kadar dikkate alarak,
µI 1 µI 1 D1P µI 2 D2 P µI 3 D3 P µI 4 D4 P µI D
λ1P = + ln + ln + ln + ln + " + n ln nP
8π 2π r1 2π D12 2π D13 2π D14 2π D1n
. 54
yazılabilir. Gurup içindeki iletkenlerden akan akımların toplamı sıfır olduğu verildiğine göre In akımı bu
denklikten çözülecek ve . 54 de yerine yazılacak ve benzer terimler bir araya getirilecek olursa,
µI 1 µI 1 1 µI 2 1 µI 3 1 µI 4 1 µI n 1
λ 1P = + ln + ln + ln + ln +"+ ln
8π 2π r1 2π D12 2π D13 2π D14 2π D1n
µI 1 D 1P µI 2 D2P µI 3 D 3P µI 4 D 4P µI ( n − 1) D ( n − 1) P
+ ln + ln + ln + ln +"+ ln
2π D nP 2π D nP 2π D nP 2π D nP 2π D nP
. 55
yazılabilir. P noktası sonsuz uzaklığa çekilecek olursa bu noktayla iletkenler arasındaki mesafenin
oranına bağlı terimler 1 e yaklaşırken bu terimlerin logaritması sıfıra eşitlenir. Bu durumda bu terimleri
ihmal ederek,
µI 1 µI 1 1 µI 2 1 µI 1 µI 1 µI 1
λ1 = + ln + ln + 3 ln + 4 ln + " + n ln
8π 2π r1 2π D12 2π D13 2π D14 2π D1n
. 56
yazılır. Böylece bir gurup iletken içindeki tek bir iletkene ait toplam halkalanma akısı miktarı bulunmuş
olur. Akım alternatif akım ise bu akımın ani değeri kullanılarak akının ani değeri ve buna bağlı rms
değeri hesaplanabilir.
2.1.2.4 Çok telli tek fazlı iletkenler
Elektrik hatları genellikle büklümlenmiş çok telli iletkenlerden meydana gelirler. Bu iletkenler farklı
elektriki ve manyetik özelliklere sahip olabilirleri. Bu kısımda bu tip iletkenlerin endüktansı incelenecek.
Bu durumla ilgili yapacağımız en önemli basitleştirme her bir telden akan akımın aynı olduğu yani
akımın iletken teller arasında eşit dağıldığıdır. İletkenler Şekil 11 de verildiği gibi dizilmiş olsun.
i
Mesela çelik katkılı alimunyum iletkenler.
M. Hakan HOCAOĞLU Analiz 1(Notlar).htm 01.03.07 22
c'
c
b'
b
a' m
a n
Y iletkeni
X iletkeni
i
Boşluğun geçirgenliği 4π10-7H/m olarak verilidir.
M. Hakan HOCAOĞLU Analiz 1(Notlar).htm 01.03.07 23
mn ( Daa ' Dab ' Dac ' " Dam )( Dba ' Dbb ' Dbc ' " Dbm ) " ( Dna ' Dnb ' Dnc ' " Dnm )
L x = 2.10 −7 I ln
n2 ( Daa Dab Dac " Dan )( Dba Dbb Dbc " Dbn ) " ( Dna Dnb " Dnn )
. 62
1/4 1/4 1/4
Daa, Dnn, gibi terimler e ra, e rn, gibi terimleri karşılamak için kullanılmıştır. e iç endüktans sebebi
ile ortaya çıkan bir katsayıdır ve değeri yaklaşık olarak 0.7788 olduğundan yarıçapın bu değerle
çarpılması ile eşdeğer yarıçap hesaplanabilir. Denklem . 62 incelenecek olursa logaritmik terimin iki
parçası vardır bölen ve bölünen. Her ikisi de köksel ifadelerdir. Bölünen terime bakacak olursa bunun m
tane tele sahip Y iletkeni ile n tane tele sahip X iletkeni arasındaki mesafelerin çarpımının kökü olduğu
görülür. Bu şekildeki bir ortalamaya karşılıklı geometrik ortalama uzaklık denmektedir ve kısaca GMD
(Geometric Mean Distance) ile gösterilir. Bölen terim de benzer tarzda X iletkenini oluşturan teller
arasındaki mesafelerin geometrik ortalamasıdır. Buna da kısaca self-GMD veya geometrik ortalama
yarıçap GMR (Geometric Mean Radius) denmektedir. Karşılıklı GMD terimi Dm ve self GMD terimi Ds
ile gösterilecek olursa,
Ds
L x = 2.10 − 7 I ln
Dm
. 63
halini alır. Dikkat edilecek olursa bu denklem . 51 da verilen ve solid iletken için çıkartılan denkleme
benzemektedir.
2.1.2.5 Üç fazlı hatların endüktansı
İlk olarak birbirleriyle eşit mesafeye yerleştirilmiş üç faz iletkeninin durumunu inceleyelim. Bu durumda
iletkenler eşkenar bir üçgenin üç köşesine yerleşmiş olacaktır.
Faz b
D D
Faz a D Faz c
Şekil 12 Eşit aralıklı yerleştirilmiş iletkenler.
Üç fazın dengeli yüklendiğini yani üç faz akımlarının toplamının sıfır olduğunu kabul edelim. . 56
kullanarak birinci faz iletkenine ait halkalanma akısı,
µ I a µ I a 1 1 µI b 1 µI 1
λa = + ln + ln + c ln
8π 2π ra 2π D ab 2π D ac
1 1 1
λ a = 2.10 −7 I a ln + I b ln + I c ln
Ds D D
. 64
şeklinde yazılabilir. Boşluğun geçirgenliği yerine yazılarak ve ra terimi yerine iç akı sebebiyle oluşacak
endüktansı hesaba katarak Dsi değeri kullanılır ve Dab= Dab=D eşitliği gözönüne alınırsa,
. 65
yazılır. Akımların toplamının sıfır olduğu bilindiğine göre,
i
Ds daha önce açıklandığı üzere 0.7788r ye eşittir.
M. Hakan HOCAOĞLU Analiz 1(Notlar).htm 01.03.07 24
1 1
λa = 2.10 − 7 I a ln + ( I b + I c ) ln
Ds D
1 1
= 2.10 − 7 I a ln − I a ln
Ds D
. 66
ve buradan endüktans,
D
La = 2.10 −7 ln
Ds
. 67
olarak hesaplanır.
Şayet iletkenler simetrik olarak yerleştirilmemişse her bir iletkenin endüktansı farklı olacaktır.
Dolayısıyla bu fazlar arasında endüktans bakımından dengesizliğe sebep olabilecektir. Bu problemin
önüne geçmek için hatlar iletkenlerin Şekil 13 de gösterildiği gibi eşit aralıklarla yer değiştirilmesi
(Transposition) ile inşa edilirler. Böylece her bir fazın endüktansı diğer fazınkine eşit hale gelir.
Şekil 13 Transpoze edilmiş hatlar.
Fakat modern iletim hatları düzenli yer değiştirme yapılmadan inşa edilmektedir. Ekonomik sebeplerle
ancak belirli merkezlerde mesela kesici ve ayırıcı bulunan noktalarda hat kendiliğinden durmuşsa yer
değiştirme yapılmaktadır. Bu şekilde faz endüktansları arasında nispeten bir denge sağlanmaya
çalışılmaktadır.
Düzenli olarak transpoze edilmiş bir hattın ortalama endüktansını bulmak için her bir yer değiştirme
periyodunun endüktansı hesaplanarak bu değerin aritmetik ortalaması alınacaktır. Bu durumda her bir
periyot için halkalanma akısı . 65 kullanılarak,
1 1 1
λ a1 = 2.10 −7 I a ln + I b ln + I c ln
Ds D12 D31
1 1 1
λ a 2 = 2.10 −7 I a ln + I b ln + I c ln
Ds D23 D12
1 1 1
λ a 3 = 2.10 −7 I a ln + I b ln + I c ln
Ds D31 D23
. 68
şeklinde yazılır. Bunun aritmetik ortalaması,
2.10 −7 1 1 1
λa = 3I a ln + I ln + I ln
3
b c
Ds D 12 D 23 D 31 D 31 D 12 D 23
. 69
olur. Akımların toplamı sıfır kabul edilirse,
İletken İletken
D I
D
Toprak Toprak
Şekil 15 İzole edilmiş pozitif yüklü bir iletkenin çevresindeki elektrik alanları.
Bu elektrik alanının yoğunluğu x çapında silindirik bir yüzey düşünülerek hesaplanabilecektir.
İletkenden eşit uzaklıktaki bütün yüzeylerin eş-potansiyele sahip olduğu durumda buradaki elektrik akı
yoğunluğunun eşit olacağı açıktır. Bu durumda iletkenden ayrılan elektrik akısının miktarı bu iletkenin
yük miktarına (q) eşit ise elektrik akı yoğunluğu,
D=q/(2πx)
. 74
yazılabilir. Elektirik akı yoğunluğu ortam permitivitisine (di-elektrik sabiti) (ε)i bölünürse elektrik alan
şiddeti (E) şiddeti hesaplanabilir.
Ε=q/(2πxε)
. 75
Elektrik alan şiddetinin birimi V/m dir.
Hatların kapasitesinin hesabına geçmeden önce incelenmesi gereken önemli bir konu da iki nokta
arasında elektrik yükü sebebiyle oluşacak potansiyel farktır. İki nokta arasındaki volt cinsinden
potansiyel fark sayısal olarak bir Coulomb’luk yükü birinci noktadan ikinci noktaya kadar taşımak için
gerekli olan kuvvete eşittir. Yine elektrik alan şiddeti alandaki elektrik yükünün kuvvetinin ölçüsüdür.
Dolayısıyla metre başına volt olarak verilen elektrik alan şiddeti bakılan noktadaki Coulomb başına
newton cinsinden elektrik yükünün kuvvetidir de. Bu bilgiler kullanıldığı takdirde iki nokta arsındaki
potansiyel fark bir yükü çizgisel bir yol boyunca bu noktalar arasında taşımak için gerekli olan kuvvete
sayısal olarak eşitlenecektir.
i
SI birim sistemiinde boşluğun di-elektrik sabiti ε0=8.85.10-12F/m olarak verilmiştir. Havanın bağıl di-
elektrik sabiti yaklaşık olarak 1 alınarak bu değer burdaki hesaplamalarda kullanılacaktır.
M. Hakan HOCAOĞLU Analiz 1(Notlar).htm 01.03.07 28
Şekil 16 da verilen durumu inceleyelim. P1 ve P2 noktaları pozitif yüklü bir iletkenden D1 ve D2
mesafelerinde yer almış olsun. Bu noktalar arasındaki potansiyel farkı hesaplamanın en pratik yolu
elektrik alan şiddetini bu iki nokta arasında entegre etmektir.
İntegralin
Yolu
D1 P1
+q
D2
P2
Şekil 16 Silindirik bir iletkenin dışında yer alan iki noktanın durumu.
Şayet elektrik yükünün ani değeri q ile gösterilecek olursa bu iki nokta arasındaki potansiyel farkın ani
değeri v,
D2 D2
q q D2
v12 = ∫ E.dx = ∫ 2πεx .dx = 2πε ln D
D1 D1 1
. 76
olur. Denklem . 76 de verilen v12 değeri seçilen noktaların durumuna ve elektrik yükünün işaretine bağlı
olarak negatif veya pozitif olabilir.
2.1.3.2 İki iletkenli hatların kapasitansı
Kapasitansın tanımını hatırlayacak olursak, iki iletken arasındaki kapasitans bu iki iletkenin potansiyel
farkı başına elektrik yükü olarak tanımlanmaktadır. Bu tanım şu şekilde formüle edilebilir.
C=q/v
. 77
İki iletken arasındaki kapasitans . 76 i . 77 da yerine koyarak rahatlıkla hesaplanabilecektir. Aralarında D
mesafesi bulunan ra ve rb yarıçaplı iki iletkenin durumunu inceleyelim. Şayet iki iletkenin oluşturduğu
elektrik alanları birbirlerini etkilemiyor ve bozmuyorsa süper-pozisyon teoremi kullanılarak potansiyel
fark hesaplanabilir. Bu yaklaşım D mesafesinin yarıçaplara nazaran çok büyük olması durumunda
önemli hatalara sebep olmaksızın kullanılabilir. Fakat iletkenlerin birbirine hayli yakın olduğu
durumlarda mesela kablolar için bu varsayım önemli hatalara yol açacaktır.
İki iletken arasındaki potansiyel fark önce birinci iletkenin yükü sebebiyle birincide ve ikinci iletkenin
yükü sebebiyle ikincide meydana gerilim düşümlerinin süper-pozisyon prensibinden hareketle
toplanmasıyla bulunabilir. Bu durumda . 76 de verilen bağıntıyı kullanarak ve her bir iletken için D2
mesafesinin o iletkenin yarıçapı olduğunu kabul edersek,
qa D q r
v ab = ln + b ln b
2πε ra 2πε D
. 78
0
0,03 0,05 0,1 0,2 0,3 1
-0,08
Hata (%)
-0,16
-0,24
-0,32
İletkenler arasındaki mesafe (m)
Şekil 17 2.54cm çapındaki bir iletkenin kapasite hesaplamasında düzgün yük dağılımı kabülü
sebebiyle olabilecek hata [11].
Grafikten de açıkça görüleceği gibi iletkenler birbirine yakınlaştıkça varsayımdan dolayı oluşacak hata
miktarı çok önemli ölçüde artmaktadır. Fakat bu varsayımın iletkenler arasındaki mesafenin çok büyük
olduğu havai hatlarda önemli bir hataya sebep olmayacağı söylenebilir. Bu sebeple bundan sonraki
hesaplamalarda bu varsayım kullanılmaya devam edilecektir.
Burada dikkatle üzerinde durulması gereken nokta . 80 da verilen kapasitans formülünde yarıçap
endüktans formüllerinde olduğu gibi GMR değil gerçek-ölçülen değerdir. Yine bu formül solid iletken
için çıkartıldığına göre büklümlü iletkenler için de aynı formülün kullanılması hatalara sebep
olabilecektir. Ancak bu hata sadece iletkenin dışına yakın kısımlardaki elekrik alanında bir bozulmaya
sebep olacağından çok küçüktür ve ihmal edilmesi yine özellikle havai hatlar için büyük hatalara sebep
olmaz. Dolayısıyla büklümlü iletkenler için yapılan hesaplamalarda da ölçülen yarıçapın kullanılması
yeterli olacaktır.
Elektrik güç sistemleri genellikle topraklanmıştır. Dolayısıyla sadece hatlar arasındaki kapasitenin
bilinmesi güç sistemi çalışmaları için genelde yeterli değildir. Hat ile toprak veya nötür noktası
arasındaki kapasite de bazı çalışmalar için elzemdir. Toprağa veya nötür noktasına olan kapasitans bu
iletken ile toprak arsındaki potansiyel fark ile yüke bağlıdır. Dolayısıyla iki telli hatlar için toprağa olan
kapasitans hatlar arasındaki kapasitansın iki katıdır.
Dab Dbc
1 Deq r
Vac = qa ln + qc ln
2πε r Deq
. 90
Faz toprak arasındaki kapasitans için eşit aralıklı hatlarda yapıldığı gibi bu iki değer toplanarak üçe
bölünür,
1 D eq
V an = q a ln
2πε r
. 91
ve kapasite,
i
Şurası açıktır ki bu varsayım hakiki durumda geçerli değildir. Ancak aksi bir kabul ile yapılacak
hesaplama kullanım bakımından pratik olmayacaktır.
M. Hakan HOCAOĞLU Analiz 1(Notlar).htm 01.03.07 32
2πε
Cn =
ln( Deq / r )
. 92
olur.
2.1.3.4 Toprağın etkisi
Endüktansta da görüldüğü gibi iletim hattının üzerinden geçtiği toprak iletkenlerin kapasitansını etkiler.
Zira havaya göre daha iletken bir ortam olan toprağın varlığı hatların çevresindeki elektrik alanlarının
durumunu değiştirir bu değişim hattın kapasitansını etkileyecektir. Bunu daha iyi anlayabilmek için
iletkenlerin üzerinde asılı bulunduğu toprağı düz, iletken ve sonsuz boyutlarda bir ortam olarak
düşünelim. Bu durumda iletkenlerin etrafında olması gereken elektrik alanı büyük ölçüde değişime
uğrayacaktır. Elbette toprak tam anlamıyla düz değildir ve iletkenliğinin de mükemmel olduğu
söylenemez. Ancak bu örnek bize toprağın iletkenler etrafındaki elektrik alanını nasıl değiştirebileceğini
ve bunun dolayısıyla hattın kapasitansını etkileyeceğini anlatmak bakımından faydalıdır.
Şayet toprak üzerinde asılmış ve dönüş yolu toprak üzerinden olan tek bir iletken düşünülecek olursa, bu
iletkenin yükü toprakla iletken arasındaki potansiyel farktan ve topraktaki elektrik yükünden
kaynaklanacaktır. Toprağın elektrik yükünün iletkenini elektriki yüküne eşit fakat ters işaretli olduğu
söylenebilir. Toprak iyi bir iletken kabul edilecek olursa iletken üzerindeki yük ile toprağın yükünün
meydana getirdiği akı toprağın eş potansiyel yüzeylerine diktir. Şimdi yine endüktans hesabında
yapıldığı gibi hayali iletkenler düşünelim. Bu iletkenler toprak üzerindeki gerçek iletkenler ile aynı
büyüklükte ve onların toprak yüzeyinden mesafesi kadar derine gömülmüş olsun. Bu ortamdan toprağı
kaldırırsak ve ortamın belirli ve sabit bir di-elektrik katsayısına sahip olduğu kabul edilecek olursa
hayali ve gerçek iletkenlerin tam ortasında bir eş potansiyelli yüzey oluştuğu düşünülebilir. Bu yüzey
toprağın mevcudiyeti durumunda oluşacak eş potansiyel yüzeyle aynı özelliklere sahip olacaktır,
dolayısıyla hayali iletkenler toprağın işlevini üstlenmiş olacaktır.
Şekil 19 da hayali ve gerçek iletkenlerin durumu transpose edilmiş, üç fazlı bir havai hat için ilk
transpozisyon periyodu için sunulmuştur. Her bir faz iletkeninin yükleri a, b, c alt-yazımları ile ve hayali
iletkenlerin yükleri gerçek yüklerin ters işareti ile gösterilmiş olsun. İletkenler arasındaki mesafe D harfi
ve uygun alt yazımlarla, gerçek iletkenlerle hayali iletkenler arasındaki mesafe de H harfinin uygun alt
yazımlarla kullanılması ile gösterilsin.
D23
D13 qc
H12 H23
H13
H1
H2
H3 Toprak
H32
H31
H21
-qc
-qa -qb
1 D 12 H 12 r H2 D H
V ab = q a ln − ln + q b ln − ln + q c ln 23 − ln 23
2πε r H 1 D
12 H 12
D
31 H 31
. 93
şeklinde yazılır. Benzer denklemler diğer periyotlar içinde yazılabilir. İletkeninin uzunluğu boyunca eşit
yüke sahip olduğu varsayılacak olursa tüm hat boyunca ortalama bir potansiyel fark hesaplanabilecektir.
Daha önce yapıldığı gibi . 85 kullanılarak toprağa olan potansiyel ve takiben faz toprak arasındaki
kapasitans,
2πε
Cn =
(
ln( D eq / r ) − ln 3 H 12 H 23 H 31 / 3 H 1 H 2 H 3 )
. 94
şeklinde bulunur. Yukarıdaki denklem toprağın etkisini dikkate almadan hesaplanan ve . 92 de verilen
denklemle kıyaslanacak olursa, toprağın etkisinin küp köklü terimle gösterildiği anlaşılacaktır. Bu terim
toprak düzeltme terimi olarak isimlendirilmektedir. Şayet havai hatların genel yapısı göz önüne alınacak
olunursa bu düzeltme teriminin çok küçük olacağı görülecektir. Çünkü iletkenler yerden çok yüksekte
inşa edildikleri için çapraz yükseklik (Hjk) ile normal yükseklikler (Hj) birbirine çok yakın olup
logaritmik terim sıfıra yakınsar. Dolayısıyla bu tarz inşa edilen hatlar için dengeli işleme durumunda
toprağın etkisi ihmal edilebilmekte ve . 92 hat kapasitesinin belirlenmesi için kafi olmaktadır. Ancak
dengesiz işleme şartlarında (mesela toprak arızası) toprağın etkisi sistemden akan akımların dengesiz
olması sebebiyle büyük önem arz edecektir. Dengesizlik durumunun oluşturacağı bu etki simetrili
bileşenler konusunda tekrar incelenecektir.
2.2 Transformatörler
Elektrik güç sistemlerinin önemli bir başka elemanı da transformatörlerdir. Transformatörler çok çeşitli
güç ve gerilim seviyelerinde üretilerek güç sistemlerinde kullanılmaktadırlar. Bir transformatör genelde
M. Hakan HOCAOĞLU Analiz 1(Notlar).htm 01.03.07 34
ortak bir manyetik akı ile halkalanan birden fazla sargıdan oluşan basit cihazlardır. Güç sistemlerinde
kullanılan transformatörlerin manyetik devreleri ki çekirdek veya nüve olarak adlandırılmaktadırlar
genelde demir temelli bir manyetik malzemeden yapılmıştır. Sargıların seri veya paralel olarak bir araya
getirilmesi ile transformatörlerin sarım düzenleri gerçekleştirilebilirler. Transformatörlerle alakalı teori
çok iyi yerleşmiştir ve çok sayıda yayın mevcuttur [19, 20]
Şekil 20 de tek fazlı bir transformatörün sargılarının yerleştiriliş şekli gösterilmektedir. Her bir sargıdaki
sarım sayısı çok farklı değerlerde olabilir. Yine çekirdek tipleri çok farklı olarak düzenlenmiş
transformatörlerle karşılaşmak mümkündür.
φ, Akı
I1 I2
U1 N1 N2 U2
u2
i
Bu terimler transformatörün bir tarafına ait olan büyüklüklerin diğer tarafa göre yazılması manasında
dönüşümlü olarak kullanılabilecektir.
M. Hakan HOCAOĞLU Analiz 1(Notlar).htm 01.03.07 36
S1=S2=U1I*1= U2I*2
. 102
şeklinde verilir.
2.2.2 Transformatörün Eşdeğer Devreleri
İdeal transformatör gerçek transformatörün çalışma prensibini anlamakta iyi bir araç olmakla birlikte
transformatörün en önemli özelliklerini barındırmaz. Bunlar şu şekilde sıralanabilir; manyetik devrenin
geçirgenliği sonsuz değildir, sargıların direnci (bakır kayıpları) vardır, akının zamana bağlı değişiminden
dolayı manyetik devrede kayıplar (demir kayıpları) oluşur ve birincil sargıda oluşan akının tamamı
ikincil sargıyı halkalamaz (kaçak akı).
İkinci tarafı açık tutulan bir transformatörün birinci tarafına sinüs biçimli değişen alternatif bir gerilim
uygulanacak olursa bu sargıdan küçük bir akım akar. Bu akım mıknatıslama akımı olarak
adlandırılmaktadır. Bu akım transformatörün temel bir kaybı olan boş çalışma kayıplarına sebep
olmaktadır. Bu akımın yol açtığı kayıplar iki ana başlık altında incelenmektedir. Birincisi manyetik
akıdaki değişim nedeniyle transformatörün manyetik gövdesinde ısıya dönüşmekte ve bu kayıp histerisiz
kayıpları olarak isimlendirilmektedir. Diğeri ise demir gövde de oluşan fuko akımları (eddy-current)
sebebi ile oluşan kayıplardır.
Her iki kayıp da çeşitli metotlar kullanarak azaltılabilmektedir. Mesela yüksek geçirgenliğe sahip
yönlendirilmiş kristalli çelik malzemeden yapılan demir gövde histerisiz kayıplarını azaltırken,
dilimlenmiş ve birbirlerinden elektriki olarak yalıtılmış sacların preslenerek bir araya getirilmesiyle imal
edilen çekirdek fuko kayıplarını azaltmaktadır. Bu boş çalışma kayıplarını modelleyebilmek için ideal
transformatörün beslendiği birinci tarafa paralel elemanlar yerleştirilir. Aktif (Watlı) kayıpları
gösterebilmek için bir rezistans ve genellikle enduktif bir karaktere sahip olan ve 90 dereceye yakın bir
açıya sahip olan boş çalışma akımının reaktif bileşenini gösterebilmek için de bir paralel endüktans
kullanılır.
İlave bir başka kayıp ise transformatör sargılarından akan akıma ve bu sargıların direncine bağlı olarak
oluşan (I2R) kayıplardır. Bu kayıplar bakır kayıpları olarak isimlendirilirler. Transformatör sargılarının
DA direnci bu kayıpları hesaplayabilmek için yeterli olmadığı için, bu kayıplar ancak özel bir deney
olan kısa devre deneyi ile belirlenebilirler. Bakır kayıpları yük altında tezahür ettikleri için kısa devre
deneyinin anma akımında yapılması transformatörün anma kayıplarını ve dolayısıyla anma değerleri için
eşdeğer devrenin seri elemanlarının hesaplanmasına imkan verir.
Kısa devre deneyi esnasında transformatöre uygulanan gerilim çok küçük olduğundan eşdeğer devrenin
paralel elemanlarından akan akımın miktarı çok küçüktür. Dolayısıyla bu esnada oluşan kayıpların
tamamının sargı dirençlerinde harcandığı söylenebilir. Bu kayıplar transformatörün deneyin yapıldığı
taraftan görülecek olan toplam empedansı ve AA direncini hesaplamakta kullanılırlar.
İdeal transformatörden farklı olarak gerçek transformatörlerin birincil sargısında üretilen akının tamamı
ikincil sargıyı halkalamazlar. Bu akının bir kısmı başka yollar üzerinden (mesela hava) devresini
tamamlayabilir. Bu şekilde ikincil sargıyı halkalamayan akıya kacak akı bu akının oluşturduğu reaktansa
da kaçak reaktans adı verilir. Bu reaktans da eşdeğer devrenin seri elemanlarından reaktif olanını temsil
eder.
Özetlenecek olursa gerçek bir transformatörün ideal transformatöre ilave olarak boş çalışma kayıplarını
temsil etmek için besleme tarafına yerleştirilen paralel bir endüktans (Xm) ve direnç (Rm), kısa devre
deneyi ile bulunan, bakır kayıplarını temsil eden seri bir direnç ve kaçak akıyı temsil eden bir reaktans
bulunmaktadır. Bu seri elemanlar transformatörün birinci ve ikinci sargıları arasında paylaştırılmalıdır
(R1, R2, X1, X2). Bu şekilde düzenlenmiş bir eşdeğer devre Şekil 22 sunulmuştur.
0
I
I1 I2
I.T.
Rm Xm
U1
U2
E1
E2
Şekil 22 İdeal Transformatörlü eşdeğer devre.
Dönüştürme oranını kullanarak ikinci taraf büyüklükleri birinci tarafa aşağıda gösterildiği gibi
yükseltgenecek olursa iki taraf arasında yer alan hayali eleman ideal transformatör (I. T.) kaldırılabilir.
E′2=aE2 I′2=I2/a U′2=aU2
X′2=a2X2 R′2=a2R2
. 103
Yükseltgenmiş elemanları normal elemanlardan ayırt edebilmek için (′) sembolü kullanılırsa eşdeğer
devre Şekil 23 de gösterilen duruma gelir.
R1 X1 X'2 R'2
I0
I1 I'2
U'2
Rm Xm
E'2
U1
E1
Güç sistemleri çalışmalarında en yaygın olarak Π eşdeğer devreyi kullanılmaktadır. Bu eş değer devre
ve buna ait model küçük değişikliklerle farklı transformatör tiplerini de göstermek için kullanılmaktadır.
Şekil 24 de bu eşdeğer devre sunulmuştur. Aşağıdaki gösterimde yükseltegenmiş büyüklükleri niteleyen
(′) işareti kolaylık sağlamak amacıyla düşürülmüştür.
I1 Y12 I2
U1 Y1 Y2 U2
. 105
. 104 de verilen değerler . 105 de yerine yazılacak olursa,
I1 Yk − Yk + Y0 / 2 U 1
I = − Y + Y / 2 Yk U
2 k 0 2
. 106
bulunur. Bu gösterim sadece tek fazlı transformatörlerin gösteriminde veya üç fazlı transformatörlerin
tek fazlı modellenmesinde kullanılabilir. Paralel kol ihmal edilerek en basit eşdeğer devreye kolayca
geçiş sağlanabilir.
fazlı transformatörlerden oluşan gurubun modüler karakteri bir avantaj sağlamaktadır. Arıza durumunda
bu karakterdeki transformatörün sadece arızalı olan elemanını değiştirmek mümkün olmaktadır. Şekil
25 de üç fazlı transformatörlere ait çeşitli bağlantı şekilleri gösterilmiştir.
I1 3.5aI1
U1/(a3.5)
U1
I1 aI2
U1/a
U1
i
Bakınız Bölüm 2.2.3.2
M. Hakan HOCAOĞLU Analiz 1(Notlar).htm 01.03.07 40
Üç fazlı transformatörlerin Y/∆ veya ∆/Y bağlanması durumunda Y/Y veya ∆/∆ transformatörlerde
karşılaşılmayan bir önemli sorun da bu bağlantı tarzlarının bir faz kaymasına sebep olmasıdır. Bu
sebeple bu transformatörlerin uçları Y/Y ve ∆/∆ transformatörlerde olduğu gibi kolayca işaretlenemez.
Şekil 26 da Y/∆ bağlanmış ve dönüştürme oranı bir (a=1) olan transformatöre ait fazör diyagramı
görülmektedir.
U 13
U 10
U
12 U 23
10
U
U20
U 20
U21
U
30
U30
U31
U
32
Her ne kadar üçgen bağlı taraf için nötr noktası yoksa da faz-nötr gerilimleri mukayese amacıyla bu taraf
için de gösterilmiştir. Bu fazör diyagramı incelenecek olursa, tek faz nötr arası gerilimlerinde 30° lik bir
faz kayması görülecektir. Her faza ait gerilimler normal işleme şartlarında diğer tarafa göre 30° ileriye
kaymıştır. Bu durumun Y/Y ve ∆/∆ bağlı transformatörlerde olmadığı dikkate alınırsa bu tip bağlı
transformatörler ile Y/∆ bağlı transformatörlerin paralel bağlanması sakıncalar doğuracaktır. Şekil 27 de
British güç sistemine ait transformatör bağlantısı sebebiyle ortaya çıkan faz kayması görülmektedir.
Şekil 27 Transformatör bağlantısı sebebiyle bir güç sistemindeki faz kayması [21].
Görüleceği gibi birinci faz referans olarak alınacak olursa bu faza ait gerilim vektörünün yönü değişik
gerilim seviyelerinde farklı bir hal almaktadır. Uygun bağlantı tarzları kullanılarak 30° den fazla faz
kaymaları da elde etmek mümkün olmaktadır.
U2
U1
U3
Z3
I1
Is
Us
I2
U1
U2
UB IB
yapısı görülmektedir.
Şekil 30 Oto-transformatör
Yukarıdaki şekilde ortak bobine ait büyüklükler B alt-yazımı ile seri sargıya ait büyüklükler s alt-yazımı
ile gösterilmiştir. Bu durumda dönüştürme oranı U1 ve U2 gerilimlerin oranı ile veya sarım sayısı dikkate
alınarak,
a=U1/U2=(Ns+NB)/NB
. 108
M. Hakan HOCAOĞLU Analiz 1(Notlar).htm 01.03.07 43
şeklinde yazılabilir. Denklem . 108 ye bakacak olursak dönüştürme oranı daima birden büyüktür;
a=1+Ns/NB
. 109
Dönüştürme oranı yerine yazılacak olursa
Ns/NB =a-1
. 110
sonucuna ulaşılır. Şekil 30 incelenecek olursa dönüştürme oranı akımların oranı şeklinde yazıldıktan
sonra bobin ve sargı akımları arasında ki oran
a=I2/I1
. 111
IB/Is=(I2-I1)/I1=(I2/I1)-1
. 112
şeklinde yazılabilir. 111 ve . 112 birleştirilecek olursa
IB/Is=a-1
. 113
yazılır. Oto-transformatörün normal çift sargılı bir transformatör olarak görünür gücü UBIB ve oto-
transformatör olarak gücü U1I1 ise bunların oranı
Oto - transformatör olarak güç U I U 1 I1
= 1 1 =
Transformatör olarak güç U B I B (U 1 − U 2 ) I 1
a
=
a −1
. 114
şeklinde yazılabilir. Bu orana dikkat edilecek olursa iki taraf gerilim seviyesi arasında çok büyük bir fark
yoksai azami faydayı sağlayabilecek transformatör elde edilmiş olur [22].
2.2.3.4 Kademeli transformatörler
Ayarlı (veya kademeli) transformatörler (tap-changer) güç sistemlerinde yaygın olarak gerilim ayarı
yapmak amacıyla kullanılmaktadırlar. Kademe değiştirme düzeneklerinin otomatik olup olmamasına
göre iki tipi bulunmaktadır. Otomatik olanlara yani yükteki değişiklere operatör müdahalesine gerek
kalmadan cevap veren kademeli transformatörlere yük altında kademe değiştiriciler (OLTC, on-load tap-
changer) adı verilmektedir. Güç sistemlerinin dinamik modellenmesi için otomatik kademe
değiştiricilerin kontrol mekanizmalarının çalışmalara dahil edilmesi gerekmekte ise de standart
çalışmalar için kontrol sistemlerinin zaman sabitleri genelde çok yavaş oldukları için bu tip
transformatörler dönüştürme oranı anma değerinde olmayan transformatör olarak modellenirler. Bu tip
bir transformatör ve buna ait ideal transformatörlü bir eşdeğer devre Şekil 31 de sunulmuştur.
i
Mesela, 161/138kV, 500/700kV, 500/345kV.
M. Hakan HOCAOĞLU Analiz 1(Notlar).htm 01.03.07 44
a
Y12 I21
I12
Ut
U2
U1
Y12(1-a)/a2 Y12(1-a)/a
I1 y I2
a1 a2
U"
U1
U2
U'
yarısı kadar olmalıdır. Şekil 33 da bu tarz düzenlenmiş bir transformatöre ait eşdeğer devre sunulmuştur.
Şekil 33 He r iki sargısı da anma değerinde bulunmayan transformatörün eşdeğer devresi.
Şekil 33 da verilen devreyi birinci taraf terminal akımı için çözecek olursak,
I1=[(U’-U”)y]/a1
. 119
bulunur. Gerilim değerleri terminal büyüklükleri göz önüne alınarak yerine yazılacak olursa,
U1 U 2
− y
a1 a 2 y y
I1 = = 2 U1 − U2
a2 a1 a1a 2
. 120
olur. Aynı şekilde ikinci taraf akımı içinde benzer bir bağıntı yazılacak ve sonuç matris biçiminde ifade
edilecek olursa,
y y
− I2 = U1 − 2 U 2
a1a 2 a2
. 121
bulunur.
2.2.3.5 Faz kaydırıcılar
Güç sistemlerinde temel üretim unsurları genaratörler olmakla beraber yük akışı kontrolü faz kaydırıcı
transformatörler (Phase-Shifter Transformer, PST) yardımıyla gerçekleştirilebilmektedir. Normalde bir
sistemden akan aktif ve reaktif gücün miktarı değişik yollardaki empedanslarla belirlidir. Reaktif güç
akışı gerilimin genliği vasıtasıyla ayarlanabilmekle beraber aktif güç akışında gerilim genliğinin çok
önemli bir etkisi bulunmaktadır. Güç akışı bir hattın iki noktası arasındaki gerilimin genliğinden ziyade
açısını değiştirmekle kontrol edilebilmektedir. Bu tip transformatörler özellikle İngiliz iletim firması
National Grid tarafından yaygın olarak kullanılmakta olup Balkan ülkeleri arasındaki güç alış verişini
gerçekleştirme maksadıyla işletime alındığı rapor edilmiştir [23]. Bu araçların kullanımının temel gayesi
hatlardan akan güç üzerinde bir çeşit kontrol sağlamaktır. Somut bir anlatımla; farklı ısıl (thermal)
limitlere sahip paralel hatların yüklenmesini kontrol etmek veya ağ şeklindeki bir şebekedeki mümkün
farklı akış yollarından isteneni kullanmak amacıyla bu cihazlar kullanılmaktadır. Özelleştirme veya
M. Hakan HOCAOĞLU Analiz 1(Notlar).htm 01.03.07 46
özerkleştirme yoluyla parçalanmış sistemlerde bu cihazların kullanım yeri gittikçe artmaktadır. Şekil 34
de bu tip bir cihaza ait prensip şeması görülmektedir. Buradaki bağlantı tek bir faz için gösterilmiş olup
diğer fazlarda benzer şekilde bağlantılandırılmalıdır.
a
u'bc c
ubc
Ua
Ubc
δ
U’bc
U’a
Ub
Şekil 35 Faz kaydırıcıya ait fazör diyagram.
Şekil 35 de verilen fazör diyagramının incelenmesi faz kaydırıcıların genel çalışma prensibi hakkında
bilgi verecektir. Bu transformatörleri modellemek için Şekil 33 da verilen eşdeğer devreyi inceleyeceğiz.
Bir faz kaydırma olduğundan bu şekildeki transformatör kompleks dönüştürme oranı ile verilmelidir.
Ayrıca UI* teriminin ideal transformatör üzerinden değişimi nedeniyle akımlar ve gerilimlere ait
dönüştürme oranı birbirinden ayrılmalıdır. Yani,
U1I1*=-U’I’*
veya
Topraklama Transformatörü
AG dahili yük
Şekil 36Topraklama transformatörünün bağlantısı.
Bu cihazlar elektrik istasyonlarının iç güç ihtiyacını karşılamak için de kullanılmaktadırlar. Bu amaçla
kullanılan transformatörler genellikle üç değişik tarzda yapılmaktadır [24]. Bunlar;
• Zikzak/Yıldız,
• Yıldız/Zikzak,
• Yıldız/Üçgen/Zikzak
olarak sıralanabilir. Bu üç değişik transformatör bağlantı gurubunun özellikleri ve kendine has faydaları
şu şekilde sıralanabilir.
2.3 Üreteçler
Elektrik güç sistemlerinde kullanılan üreteçler genelde senkron alternatörlerdir. Bazı küçük rüzgar
santrallarında asenkron jeneratörler kullanılmakla birlikte bu tip üreteçlerin güç sistemlerinde normal
işleme şartlarında önemli bir ağırlığı yoktur. Ancak arızalı hal durumlarında sisteme bağlı büyük güçlü
asenkron veya senkron motorlar bir üreteç gibi davranabilirler. Dolayısıyla bu makinelerin de dengesiz
çalışma şartlarında üreteç olarak incelenmesi mümkündür. Arızalı durum çalışmaları esnasında bu
durum ayrıca incelenecektir.
Bu kısımda senkron makinelerin genel yapısı ve güç sistemlerindeki kalıcı durumların hesaplanmasında
kullanılan modeller üzerinde durulacaktır. Geçici durum ve dinamik analizlere kullanılacak daha
gelişmiş modeller ilerdeki bölümlerde incelenecektir. Genelde elektrik makineleri özelde ise senkron
makineleri konusunda çok geniş bir literatür mevcut olup konu çok güzel bir biçimde çok sayıda ders
notu ve kitabıyla incelenmiştir. Burada senkron makineler konusunda okuyucunun temel bilgilere sahip
olduğu kabulüyle güç sistemlerini temel alan tarzda bu makinelerin incelenmesi esas alınacaktır. Şurası
hatırda tutulmalıdır ki bu notların amacı senkron makineler konusunda çok geniş bilgiler vermek değil
sadece güç sistemleri çalışmaları için bu makinelerin modellenmesini sağlamak için gerekli altyapıyı
sağlamaktır. Bu makinelerle alakalı çok geniş bir literatür mevcut olup geniş bilgi için müracaat
edilebilir [mesela 25 den 30 ye].
2.3.1 Senkron Makinelerin Yapısı
Alternatör olarak kullanıldıklarında bu makinelerin basit olarak çalışma prensibi; rotor bir tahrik
makinesi ile döndürülerek stator üzerine yerleştirilen sargılar üzerinde gerilim indüklemektedir şeklinde
özetlenebilir. Yapı itibariyle hareketli olduklarından güç sistemleri bakış açısıyla hareketli (Dönen)
transformatörler olarak incelenmeleri mümkündür. Makine hareketli olduğundan yapılacak çalışmanın
ihtiyaçlarına göre özellikle dinamik sistem analizleri için sadece elektrikli kısmın değil mekanik aksamın
da modellenmesi gerekebilmektedir. Fakat kalıcı durum analizleri (steady-state çalışmalar) için
genellikle mekanik modelleme ihmal edilebilir. Hatta dinamik çalışmalar için de bazı durumlarda
(mesela çok hızlı geçici olayların incelenmesinde) mekanik aksamın zaman sabitesi nispeten büyük
olduğundan ihmal edilebilmektedir.
Senkron makinelerin iki önemli unsuru bulunmaktadır. Bunlar sabit olan üzerine faz sargıların genellikle
dağıtılmış olarak yerleştirildiği ‘stator’ ve hareketli olan, doğru akımla beslenen uyartım sargılarının yer
Rotor
Stator
Stator
q ekseni
Rotor
Şekil 40 Senkron makinenin bir fazına ait self-endüktansın rotor pozisyonuna göre değişimi [33].
Noktalar ölçülen değerleri, eğri ise Prentice tarafından ideal bir makine için analitik olarak hesaplanan
değerleri göstermektedir. Benzer tarzda Şekil 41 de ise aynı motor için faz sargıları arasındaki (faz a ve
b) karşılıklı endüktansın rotor pozisyonuna göre değişimi gösterilmiştir. Bu şekilde de noktalar ölçülen
değerleri eğri ise hesaplanan değerleri göstermektedir.
Karşılıklı endüktans (mH)
Şekil 41 a ve b fazları arasındaki karşılıklı endüktansın rotor açısı ile değişimi [33].
Bu hesaplama tarzı direk faz büyüklüklerini kullanarak makinenin incelenmesine imkan sağlamaktadır.
Ancak bu tarz bir analiz karmaşık ve birden fazla makinenin bulunduğu sistemlerin incelenmesi
esnasında zamana bağlı ve lineer olmayan elemanların sayısının fazla olması sebebiyle nümerik
problemlere yol açmaktadır. Günümüzde gelişmiş bilgisayarlar ve nümerik araçlar sayesinde bu tarz
modellemede kullanım alanı bulmaya başlamıştır [34, 35].
Bu bölümde sadece kalıcı durum analizleri için gerekli modeller üzerinde duracağımız için gelişmiş
modellerle alakalı malumat ileri bölümlerde sunulacaktır. Genellikle kalıcı durum analizleri için
empedans arkasında bir gerilim kaynağı şeklinde özetlenebilecek bir üreteç modelinin yeterli olacağı
kabul edilmektedir. Hatta bu model büyük sistemlerin dinamik analizinde uzaktaki makinelerin
M. Hakan HOCAOĞLU Analiz 1(Notlar).htm 01.03.07 52
benzetiminde de sağlıklı bir şekilde kullanılmaktadır. Yine gösterilmiştir ki [36] özellikle ilk periyot için
yapılan kararlılık analizleri için bu tarz basit modeller daha kullanışlı olmaktadır. Dinamik benzetim
teknikleri ile alakalı daha geniş bilgi ilgili bölümlerde verilecektir.
Şekil 42 de özellikle kalıcı durum hesaplamalarında yaygın bir şekilde kullanılmakta olan empedans
arkasında gerilim kaynağı modeli görülmektedir. Dengeli çalışma şartlarında fazlar eşit olarak
yüklenildiği için makinenin tek fazlı gösterimi yeterli olmaktadır. Dengesiz işleme durumları için uygun
dönüştürme teknikleri (mesela Park [32] veya Clarke [37] dönüşümleri) simetrili bilşenler tekniğiyle
birlikte veya direk faz gösterimleri kullanılmalıdır.
R Xg
Ib
E U
IbXg
Ib U
IbR
1 LACROIX, B., CALVAS, R.: ‘Earthing systems world-wide an evolutions’, (Merlin Gerin Technical
Specification n° 173, September 1995)
2 The Electricity Supply Regulations: 1988, No. 1057, 1. October.1988.
3 IEC 364: ‘Electrical Installations of Buildings, Part 5 Chapter 54’, International Electrotechnic
Commission publication, 1980.
4 TAYLAN N.: ‘Dağıtım Şebekelerinde İşletme Kayıpları Hakkında Öneriler’, TMMOB Elektrik
Mühendisleri Odası İSTANBUL Şube Bulteni, Ocak-Şubat 1999, Sayı: 15 Sayfa: 29-31.
5 KUNDUR, P: ‘Power System Stability and Control’, (McGraw-Hill, 1994)
6 TEKİNEL, H., ‘Elektrikle Enerji Taşıma’, (Ankara D.M.M.A. Yayını, 1974)
7 ARRILAGA, J., ARNOLD, C.P., ‘Computer Analysis of Power Systems’, (J. Wiley and Sons,
London, 1990)
8 STEVENSON, W.D., ‘Elements of Power System Analysis’, (McGraw-Hill, Fourth Ed., 1982)
9 FORTESCUE, C.L., ‘Method of Symmetrical Co-ordinates Applied to the Solution to Polyphase
Networks’ Trans. AIEE, 1918, Vol.37, pp. 1027-1918
10 GROSS, C.A., ‘Power System Analysis’, (J. Wiley and Sons, New York, 1986 2. Ed.)
11 MELIOPOULOS, A.P.S.: ‘Power System Grounding and Transients: an Introduction’, (Marcel and
Decker Inc., 1988)
12 HOCAOĞLU, M.H., ‘Hat Parametrelerinin Frekansa Bağımlılığı’ Yüksek Lisans Tezi, Marmara
Üniversitesi, 1989.
13 ERGENELI, A., ‘Simetrili Bileşenler’, (İDMMA –Yıldız- Yayını, İstanbul, 1984 )
14 İNAN, M., ‘Orta Gerilim Şebekeleri’, (İTU Yayını, 2 Cilt)
15 BICKFORD, J.R, MULLINEWX, N., REED, J.R., ‘Computation of Power Systems Transients’,
(IEE Monograph Series 18, 1983)
16 WAGNER, C.F., EVANS, R.D., ‘Symetrical Components –As applied to the Analysis of Unblanced
Electrical Circuits-’, (Krieger Pub. CO., USA, 1982 –Reprint from 1933 ed.-)
17 CARSON, J.R., ‘Wave Propagation in Overhead Wires with Ground Return’, Bell System Technical
Journal, 1929, pp.539-554
18 RUDENBERG, R., ‘Fundemental Considerations on Ground Currents’, Electrical Engineering,
January 1945.
19 ÇETİN, İ., ‘Transformatör’, (Arpaz Matbaacılık, 1981, 2. Baskı)
20 STIGANT, S. A., ‘The J&P Transformer Book’, (Newnes Butterworths, London,1973)
21 WEEDY, B.M., ‘Electric Power Systems’, (3rd ed., John Wiley & sons, 1994)
22 GÖNEN, T., ‘Modern Power System Analysis’, (John Wiley&sons, 1988)
23 PAPAZOGLU, T. M., ‘Phase Shifting Transformers in an Efficient Power Flow Control Method’,
Proceedings of the International Conference on Electrical and Electronics Engineering ELECO’99,
December 1999, pp. 325-328
24 BAYLISS, C. (editor), ‘Transmission and Distribution Electrical Engineering’, (Newnes, Oxford,
Second Ed., 1999)
25 BODUROĞLU, T., ‘Elektrik Makinaları Dersleri (Teori Hesap Konstriksiyon) Cilt III kısm 1 ve 2
(Senkron makineler)’ (İTÜ Yayını, 1981 ve 1986)
M. Hakan HOCAOĞLU Analiz 1(Notlar).htm 01.03.07 54
26 SARIOĞLU, K., ‘Elektrik Makinalarının Temelleri II (senkron Makinalar)’ (İTÜ Yayını, 1987 2.
Baskı)
27 ADKINS, B., Harley, R.G.: ‘The General Theory of Alternating Current Machines: Application to
Practical Problems’ (Chapman and Hall, London, 1975).
28 RAMSHAW, R., VAN HEESWİJK, R.G., “Energy Conversion Electric Motors and Generators”,
(Saunders College Publishing, 1989, USA)
29 CONCARDIA, C.: ‘Synchronous Machines, Theory and Performance’, (J. Willey and Sons Inc. New
York, Chapman & Hall Ltd. London, 1951)
30 KIMBARK, W.E.: ‘Power System Stability, Volume III Synchronous machines’, (IEEE Press, New
York, 1995, 2nd ed.)
31 113. PARK, R.H.: ‘Two reaction theory of synchronous machines Pt 1’, AIEE Trans. 1929, vol. 48,
pp. 716-30
32 PARK, R.H.: ‘Two reaction theory of synchronous machines Pt 2’, AIEE Trans. 1933, vol. 52, pp.
352-55
33 PRENTICE, B.R.: ‘Fundamental concepts of synchronous machine reactances’, AIEE. Trans. 1937,
vol. 56 supplement, pp. 1-21
34 SUBRAMANIAM, P., MALIK, O.P.: ‘Digital simulation of a synchronous machine in direct-phase
quantities’, Proceedings of IEE, Jan. 1971, Vol. 118, No 1, pp. 153-160
35 MARTI, J.R., LOUIE, K. W.: ‘A phase domain synchronous generator model including saturation
effects’, IEEE Trans. on PAS, Feb. 1997, Vol. 12, No 1, pp. 222-229
36 DANDENO, P.L., HAUTH, R.L., SCHULZ, R.P.: ‘Effects of synchronous machine modelling in
large scale system studies’, IEEE Trans. on PAS. 1973 Vol. 92, pp. 574-82
37 CLARKE, E.: ‘Circuit Analysis of A-C Power Systems’, Volume I and II, (J. Willey and Sons,
London, 1950)