You are on page 1of 128

TÂRİH-İ KAMANİÇE

(METİN)
2

[Ib] Mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm Hazretleri devlet ve ikbâl ile Edirne
Şehrinden hareket ve nakz-ı ahd iden Leh keferesi üzerine teveccüh buyurduğu evkāt
ve menâzildir. fî sene 1083.

Tuğ-ı humâyûn ve otağ-ı gerdûn-nitâk Çukurçayırı’na nasb ve vaz‘ olundu.


Şehr-i muharremü’l-harâm, Yevm-i şenbih: 2, Mâh-ı nisan: 20

Mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm azîm alay ile Edirne’den otağ-ı humâyûna nüzûl
buyurdular.
Şehr-i muharrem, Yevm-i şenbih: 9, Mâh-ı nisan: 27, Rûz-ı Hızır: 5, Oturak: 27

Menzil: Çömlek Köyü, sâ‘at: 2, Şehr-i safer, Yevm-i şenbih: 8, Mayıs: 25

Menzil: Değirmenderesi, sâ‘at: 5, Şehr-i safer, Yevm-i yekşenbih: 9, Mayıs: 26

Menzil: Yenice-i Kızılağaç, sâ‘at: 4, Şehr-i safer, Yevm-i düşenbih: 10, Mayıs: 27

Menzil: Yanbolu, sâ‘at: 7, Şehr-i safer, Yevm-i seşenbih: 11, Mayıs: 28, Oturak: 1

Menzil: Saray, sâ‘at: 4:30, Şehr-i safer, Yevm-i pencşenbih: 13, Mayıs: 29 1

Menzil: Karînabâd, sâ‘at: 4:30, Şehr-i safer, Yevm-i cuma: ( ) 2 , Mayıs: 31

Menzil: Aydos, sâ‘at: 4:30, Şehr-i safer, Yevm-i şenbih: 14, Haziran: 1, Oturak: 1

Menzil: Hoca Ömer, sâ‘at: 3:30, Şehr-i safer, Yevm-i düşenbih: 16, Haziran: 3,
Oturak: 1

[IIa] Menzil: Koparan, sâ‘at: 4:30, Şehr-i safer, Yevm-i çeharşenbih: 19, Haziran: 5

Menzil: Suculu, sâ‘at: 6, Şehr-i safer, Yevm-i pencşenbih: 20, Haziran: 6

1
30 olmalıdır.
2
( ) boş bırakılmış.
3

Menzil: Köprü Köyü, sâ‘at: 6, Şehr-i safer, Yevm-i cuma: 21, Haziran: 7, Oturak: 1

Menzil: Döne, sâ‘at: 6, Şehr-i safer, Yevm-i yekşenbih: 23, Haziran: 9, Oturak: 2

Menzil: Uşunlu, sâ‘at: 6, Şehr-i safer, Yevm-i çeharşenbih: 26, Haziran: 12

Menzil: Hacı Oğlu, sâ‘at: 4, Şehr-i safer, Yevm-i pencşenbih: 27, Haziran: 13

Menzil: Musa Bey Karyesi, sâ‘at: 5, Şehr-i safer, Yevm-i cuma: 28, Haziran: 14

Menzil: Kurnalı Deresi, sâ‘at: 6, Şehr-i safer, Yevm-i şenbih: 29, Haziran: 15

Menzil: Karasu, sâ‘at: 6, Şehr-i safer, Yevm-i yekşenbih: 30, Haziran: 16, Oturak: 1

Menzil: Uzun Ali Çayırı, sâ‘at: 6, Şehr-i rebîülevvel, Yevm-i düşenbih: 1, Haziran:
18

Menzil: Deli Ali ve Sula, sâ‘at: 6, Şehr-i rebîülevvel, Yevm-i çeharşenbih: 3,


Haziran: 19

Menzil: Babadağı, sâ‘at: 4, Şehr-i rebîülevvel, Yevm-i pencşenbih: 4, Haziran: 20,


Oturak: 1

Menzil: Kışlağ-ı Hacı Köyü, sâ‘at: 4, Rebîülevvel, Yevm-i şenbih: 6, Haziran: 22

Menzil: İsakçı, sâ‘at: 5, Rebîülevvel, Yevm-i yekşenbih: 7, Haziran: 23, Oturak: 3

[IIb] Menzil: Kartal, sâ‘at: 6, Rebîülevvel, Yevm-i pencşenbih: 11, Haziran: 27,
Oturak: 4
4

Menzil: Kerekül, sâ‘at: 5, Rebîülevvel, Yevm-i seşenbih: 16, Haziran 3 : 2

Menzil: Karinoş mâbeyn-i Papas, sâ‘at: 5, Rebîülevvel, Yevm-i çeharşenbih: 17,


Temmuz: 3

Menzil: Sahrâ-yı İsak Sıddık, sâ‘at: 4:30, Rebîülevvel, Yevm-i pencşenbih: 18,
Temmuz: 4

Menzil: Sahrâ-yı kolcuk der kurb-ı Vaniş, sâ‘at: 4, Rebîülevvel, Yevm-i cuma: 19,
Temmuz: 5

Menzil: Sahrâ-yı Günşet, sâ‘at: 4, Rebîülevvel, Yevm-i şenbih: 20, Temmuz: 6

Menzil: Perte, sâ‘at: 7, Rebîülevvel, Yevm-i yekşenbih: 21, Temmuz: 7

Menzil: Pagol, sâ‘at: 4, Rebîülevvel, Yevm-i düşenbih: 22, Temmuz: 8

Menzil: Berurşen, sâ‘at: 5, Rebîülevvel, Yevm-i seşenbih: 23, Temmuz: 9

Menzil: Çuçura, sâ‘at: 6, Rebîülevvel, Yevm-i çeharşenbih: 24, Temmuz: 10, Oturak:
7

Menzil: Yepuren, sâ‘at: 5, Rebîülahir, Yevm-i pencşenbih: 3, Temmuz: 18

Menzil: Kopıcan, sâ‘at: 6, Rebîülahir, Yevm-i cuma: 4, Temmuz: 19

Menzil: Sahra-yı Sahura, sâ‘at: 5, Rebîülahir, Yevm-i şenbih: 5, Temmuz: 20

Menzil: Sahra-yı Berberine, sâ‘at: 5, Rebîülahir, Yevm-i yekşenbih: 6, Temmuz: 21

[IIIa] Menzil: Sahra-yı Lubnice, sâ‘at: 5, Rebîülahir, Yevm-i düşenbih: 7, Temmuz:


22

3
Temmuz olmalıdır.
5

Menzil: Sahra, sâ‘at: 2, Rebîülahir, Yevm-i seşenbih: 8, Temmuz: 23

Menzil: Pınarbaşı kurb-ı Hotin, sâ‘at: 5, Rebîülahir, Yevm-i çeharşenbih: 9,


Temmuz: 23, Oturak: 10

Menzil: Mukābil-i Pınarbaşı kurb-ı İzvanca, sâ‘at: 2, Rebîülahir, Yevm-i yekşenbih:


20, Ağustos: 4, Oturak:2

Menzil: Sahra-yı Kamaniçe, sâ‘at: 4, Rebîülahir, Çeharşenbih: 23, Ağustos: 7,


Oturak:16

Menzil: Koru-yı Keşişan, sâ‘at: 1:30, Cemâziyelevvel, Yevm-i şenbih: 10, Ağustos:
24, Oturak:5

Menzil: Palanka-yı Urine, sâ‘at: 2, Cemâziyelevvel, Yevm-i cuma: 16, Ağustos: 30

Menzil: Sahra Palanka-yı mezbûr, sâ‘at: 2, Cemâziyelevvel, Yevm-i şenbih: 17,


Ağustos: 31, Oturak: 4

Menzil: Sahra Palanka-yı İzberice, sâ‘at: 4, Cemâziyelevvel, Çeharşenbih: 21, Eylül:


4, Oturak: 12

Menzil: Palanka-yı Koladan, sâ‘at: 4, Cemâziyelahir, Yevm-i seşenbih: 5, Eylül: 7 4 ,


Oturak: 2

Menzil: Palanka-yı Yakolince, sâ‘at: 6, Cemâziyelahir, Yevm-i pencşenbih: 7, Eylül:


19, Oturak: 3

Menzil: Sahra-yı Bucac, sâ‘at: 4, Cemâziyelahir, Yevm-i düşenbih: 11, Eylül: 23,
Oturak: 4

4
17 olmalıdır.
6

Menzil: Sahra der kurb-ı Bucac, sâ‘at: 1:30, Cemâziyelahir, Yevm-i şenbih: 16,
Eylül: 28, Oturak: 11

Menzil: Sahra kurb-ı Palanka-yı Harabe, sâ‘at: 6, Cemâziyelahir, Yevm-i


pencşenbih: 28, Teşrînievvel: 10

[IIIb] Menzil: Palanka-yı Kurice, sâ‘at: 6, Cemâziyelahir, Yevm-i cuma: 29,


Teşrînievvel: 11

Menzil: Sahra-yı İzvance, sâ‘at: 7, Cemâziyelahir, Yevm-i şenbih: 30, Teşrînievvel:


12, Oturak: 4

Menzil: Sahra-yı Hotin, sâ‘at: 2, Şehr-i receb, Yevm-i pencşenbih: 5, Teşrînievvel:


17

Menzil: Sahra-yı Haduka, sâ‘at: 5, Şehr-i receb, Yevm-i cuma: 6, Teşrînievvel: 18

Menzil: Sahra-yı Berberine, sâ‘at: 7, Şehr-i receb, Yevm-i şenbih: 7, Teşrînievvel: 19

Menzil: Sahra ve Uslunca, sâ‘at: 5, Şehr-i receb, Yevm-i yekşenbih: 8, Teşrînievvel:


20, Oturak: 1

Menzil: Sahra-yı Kopıcan, sâ‘at: 6, Şehr-i receb, Yevm-i seşenbih: 10, Teşrînievvel:
22

Menzil: Yepuren, sâ‘at: 6, Şehr-i receb, Yevm-i çeharşenbih: 11, Teşrînievvel: 23

Menzil: Çuçura, sâ‘at: 6, Şehr-i receb, Yevm-i pencşenbih: 12, Teşrînievvel: 24,
Oturak: 1

Menzil: Gurzeşt, sâ‘at: 5, Şehr-i receb, Yevm-i cuma: 14, Teşrînievvel: 26, Rûz-ı
kasım
7

Menzil: Sahra-yı Pagol, sâ‘at: 5, Şehr-i receb, Yevm-i şenbih: 15, Teşrînievvel: 27

Menzil: Sahra-yı Çeretin, sâ‘at: 5, Şehr-i receb, Yevm-i yekşenbih: 16, Teşrînievvel:
28

Menzil: Gegeç Ağzı, sâ‘at: 5, Şehr-i receb, Yevm-i düşenbih: 17, Teşrînievvel: 29

Menzil: Zerneş, sâ‘at: 6, Şehr-i receb, Yevm-i seşenbih: 18, Teşrînievvel: 30

[IVa] Menzil: İsak Sıddık, sâ‘at: 4, Şehr-i receb, Yevm-i çeharşenbih: 19,
Teşrînisâni: 1

Menzil: Gerekol, sâ‘at: 6, Şehr-i receb, Yevm-i pencşenbih: 20, Teşrînisâni: 2

Menzil: İsakçı, sâ‘at: 8, Şehr-i receb, Yevm-i cuma: 21, Teşrînisâni: 3, Oturak: 3

Menzil: Kışlağ-ı Hacı Köyü, sâ‘at: 6, Şehr-i receb, Yevm-i çeharşenbih: 25,
Teşrînievvel 5 : 6

Menzil: Çağatay, sâ‘at: 6, Şehr-i receb, Yevm-i pencşenbih: 26, Teşrînisâni: 7

Menzil: Uzun Ali Çayırı, sâ‘at: 7, Şehr-i receb, Yevm-i cuma: 27, Teşrînisâni: 8

Menzil: Karasu, sâ‘at: 6, Şehr-i receb, Yevm-i şenbih: 28, Teşrînisâni: 9, Oturak: 1

Menzil: Kurnalı Deresi, sâ‘at: 6, Şehr-i receb, Yevm-i düşenbih: 30, Teşrînisâni: 11

Menzil: Musa Bey Karyesi, sâ‘at: 6, Şehr-i şabân, Yevm-i seşenbih: 1, Teşrînisâni:
12, Oturak: 1

Menzil: Hacı Oğlu Bazarı , sâ‘at: 5, Şehr-i şabân, Yevm-i pencşenbih: 3, Teşrînisâni:
14

5
Teşrînisâni olmalıdır.
8

Menzil: Kadıköyü, sâ‘at: 4, Şehr-i şabân, Yevm-i cuma: 4, Teşrînisâni: 15

Menzil: Kozluca, sâ‘at: 4, Şehr-i şabân, Yevm-i şenbih: 5, Teşrînisâni: 16

Menzil: Pravadi, sâ‘at: 4, Şehr-i şabân, Yevm-i yekşenbih: 6, Teşrînisâni: 17, Oturak:
1

Menzil: Köprü Köyü, sâ‘at: 6, Şehr-i şabân, Yevm-i seşenbih: 8, Teşrînievvel 6 : 19

[IVb] Menzil: Nadir Derbendi, sâ‘at: 4, Şehr-i şabân, Yevm-i çeharşenbih: 9,


Teşrînisâni: 20, Oturak: 1

Menzil: Aydos, sâ‘at: 3, Şehr-i şabân, Yevm-i cuma: 11, Teşrînisâni: 22, Oturak: 1

Menzil: Karînabâd, sâ‘at: 4, Şehr-i şabân, Yevm-i yekşenbih: 13, Teşrînisâni: 24

Menzil: Bahşili Yurdu, sâ‘at: 4, Şehr-i şabân, Yevm-i düşenbih: 14, Teşrînisâni: 25

Menzil: Paşa Köyü, sâ‘at: 8, Şehr-i şabân, Yevm-i seşenbih: 15, Teşrînisâni: 26,
Oturak: 1

Menzil: Çömlek Köyü, sâ‘at: 7, Şehr-i şabân, Yevm-i pencşenbih: 17, Teşrînisâni: 28

Menzil: Şehr-i Edirne, sâ‘at: 4, Şehr-i şabânü’l-mu‘azzam, Yevm-i cuma: 18,


Teşrînisâni: 29

7
Elhamdülillâhi Te‘âlâ mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm ‫ﺧﻠّﺪت ﺧﻼﻓﺘﻪ اﻟﻲ ﻳوم اﻟﻖﻳام‬

hazretleri devlet ü ikbâl ve sa‘âdet ü iclâl ile teveccüh ve azîmet buyurduğu


Kamaniçe seferine yüzseksen dokuz günde varup, gelüp; seksen beş konak nüzûlü ve
yüz dört gün oturak müyesser olup, sâlim ve gānim Edirne şehrine vusûl nasîb
olmağın Melik-i Mennâna hamd-i ferâvân olunmuşdur.

6
Teşrînisâni olmalıdır.
7
Hilafeti kıyamet gününe kadar baki olsun, mealinde.
9

Bismillâhirrahmânirrâhim

[1b] Hamd-i bî-hadd ve senâ-i lâ-yu‘add Hâlık-i cümle-i mevcûdât-ı bî-niyâz


dergâhına ki ketm-i ademden benî âdemi îcâd ve i‘zâz idüp ehl-i İslâmı cümleden
mümtâz ve ser-efrâz eyledi. Ve salât u selâm Habîb-i Hudâ şefî‘-i rûz-ı cezâ hazret-i
Muhammedü’l-Mustafâ sallallahü te‘âlâ aleyhi vessellem ve âl u ashâbına olsun ki
mu‘cîzât-ı kesîretü’l-berekâtı ile emniyyet-i gazâ ve cihâd eminde kāim eyledi.
Husûsâ selâtîn-i âl-i Osmân 8 ‫ اﺑﺪاﷲ ﺳﻠﻄﻨﺘﻬﻢ اﻟﻲ اﻧﺘﻬﺎﻋ اﻟﺪوران‬hazerâtının bu emr-i azîmini icrâ
itmek de’b-i hasene ve kā‘ide-i müstahseneleri olmağın sâbık takdîr-i Hayy ü Kadîr
ile hâlâ inân-ı semend-i sa‘âdet-mend-i sâhib-kırânı kabza-i kudretine muktedir ve
şemşîr-i zafer-te’sîr hûrşîd-i leme‘ân kazâ-te’sîri ile arsa-i rûy-i zemîn tâbân ve
münevver olan Ebu’l-Feth ve’l-Megāzî mehâbetlü ve azametlü Sultân Mehemmed
Hân ibn Sultân İbrâhim Hân hazretlerinin zemân-ı sa‘âdet-iktirânlarında [2a] asâkir-i
nusret- şi‘ârı me’mûr oldukları esfârda tevfîkāt-ı ilâhî ile fütûhâta muvaffak olup zât-
ı şecâ‘at-ı nihâdlarında olan vüfûr-u salâbet ve şevket muktezâsıyla bi’z-zât gazâ ve
cihâda teveccüh ve azîmet buyurmak aksâ-yı âmâlleri olduğu 9 ‫آﺎﻟّﺸﻤﺲ ﻓﻲ وﺳﻂ اﻟّﻨﻬﺎر‬
zâhir ve âşikâr olmağın gazâ ve cihâdı pîş-nihâd iden selâtîn-i izâmın fütûhât-ı
celîleleri sahîfe-i eyyâmda mastûr ve muharrer olmak izdiyâd-ı ömr ü devletleri
da‘vâtına mûcib-i iştigāl olmağın rikâb-ı humâyûn-ı şevket- makrûnda sadâret-i
uzmâ ve vekâlet-i kübrâ Kāimmakāmlığı ile şeref-yâb olan Vezîr-i âsaf-nazîr
sa‘âdetlü ve devletlü Mustafa Paşa Hazretlerinin bu abd-i fakîr El-Hâc Alî dâ‘îleri
tezkirecilik hizmet-i şerîflerinde olup zuhûr iden vakāyi‘in ba‘zısın husûsâ azîmet-i
humâyûn olan Kamaniçe seferinde olan menâzil ü merâhilin kurb u bu‘dun ve şuhûr
u eyyâmın vukū‘un hezâr acz ü kusûr ile bî-kadri’t-tâka tahrîre cesâret ve sehv ü
kusûru [2b] dâmen-i afv ile mestûr buyurulmak niyâzı ile cür’et olundu. Hazret-i
Hudâvend-i vâhibü’l-âmâl kemâl-i inâyetinden tevfîkāt-ı aliyyesin refîk ü rehber
idüp fütûhât-ı celîle ve gazavât-ı keşîde vukū‘u ile itmâm ve ihtitâmın nasîb eyleye
Amin.
İşbû sâl-i meymenet-meâl, ki binsekseniki senesidir, mehâbetlü ve azametlü
Pâdişâh-ı İslâm hazretleri Edirne şehrinden devlet ü ikbâl ve sa‘âdet ü iclâl ile karar

8
Allah onların saltanatlarını zamanın sonuna kadar sürdürsün, mealinde.
9
Günün ortasındaki güneş gibi, mealinde.
10

buyurup, de’b-i humâyûnları üzere nizâm ve intizâm-ı mülk ü millete ihtimâm-ı


humâyûnları mebzûl iken, Venedik keferesinin iltimâs ettikleri sulh u salâha
mugāyir Bosna serhadlerinde hudûd ve sınıra müte‘allık ba‘zı mertebe-nizâ‘ları
vukū‘ bulmağın Bosna muhâfazasında olan Vezîr Mahmûd Paşa bu ahvâle faysal
virmez ise hudûd-u İslâmiyye temyîz ve a‘dâ-yı dînin dest-i ta‘addîlerinden intizâ‘
kasdıyla Rumeli tarafına teveccüh-i humâyûnları mukarrer olmağın devlet ü ikbâl ile
sene-i mezbûre mâh-ı muharreminde Edirne şehrinden hareket [3a] ve Filibe tarafına
vusûlleri velvele-endâz oldukda Venedik keferesi gerden-i dûzah-mekînlerin henüz
amân ile tîg-i hûn-feşân-ı İslâmdan halâs idüp, vehm ü hirâsları def‘ olmamış iken bu
haberden lerzân u perîşân olmalarıyla hudûd-ı İslâmdan bi’l-külliyye kasr-ı yed idüp
teslîm itmeleriyle cânib-i Pâdişâhîden zabt olunup bi‘-inâyeti’llâhi te‘âlâ Devlet-i
Pâdişâhîde ber-taraf olduğu sem‘-i humâyûna ilkā olundukta şiddet-i germâ vakti
olup Filibe’ye karîb Despot yaylağı letâfet-i âb u havâ ile Rumeli’nin meşhûr ve
mümtâzı olmağın murâd-ı humâyûn üzere vusûl ile karar buyurup memâlik-i
mahrûsanın cevânib-i erba‘ası sâye-i devletlerinde âsûde hâl olmak bâbında her
tarafa himmet-i humâyûnları masrûf iken sene-i mezbûrede huccâc-ı müslîmîni esnâ-
yı tarîkde Arab eşkıyâsı ta‘cîz ve Mekke-i mükerreme şerîfi ba‘zı mertebe vaz‘-ı nâ-
hemvâr eyledüğü şüyû‘ bulmağın ol gāilenin inâyet-i Bârî ile ber-taraf olmasın
ehemm ü elzem idinüp inşâ’llâhû te‘âlâ sene-i mezbûrede Burusa şehrinde kışlayup
evvelbahar-ı meymenet âsârda [3b] Arabistân taraflarına teveccüh ve azîmete karar
verilmeğin mâh-ı cemâziyelevvelde Despot yaylağından avdet ve Edirne sahrâsına
nüzûl müyesser oldukda Burusa’da konaklar müheyyâ ve zâd u zahîre berren ve
bahren âmâde olup azîmet üzere iken üç sene mukaddem cânib-i humâyûna
ubûdiyyet arz idüp kulluğa kabûl buyurulmağla sâye-i Devlet-i Pâdişâhîden âsûde
hâl olmak içün tuğ ve sancak ihsan olunan Sarıkamış Kazaklarının hatmanı
Doroşenko’nun feryâd-nâmesi gelüp Leh Kıralı mâbeynde mün‘akid olan sulh u
salâha mugāyir üzerine asker gönderüp ve birkaç palankasın alup gāret ü hasâret
eyledüğün bildirmekle Leh kıralına nâme-i humâyûn irsâl ve Doroşenko hatman
memleketine ta‘arruzdan ve nakz-ı ahdden ihtirâz eylemesi fermân buyurulmuşken
mütenebbih olmayup kudreti mertebesinde gāret ü hasâretden hâlî olmaduğu
mukarrer olmağın eyyâm-ı şitâda Özi muhâfızı Vezîr Halîl Paşa eyâleti askeriyle ve
11

Rumeli eyâletinden beyleriyle altı sancâğın zu‘amâ ve erbâb-ı tîmârı ve ulûfeciyân-ı


[4a] yemîn ü yesâr ve gurebâ-i yemîn ü yesâr ağalarıyla tâ‘yîn olunup ol semtlerde
kışlamak ve iktizâ eyledüğü mahalde Doroşenko hatmana imdâd u i‘ânet üzere
olmaları fermân olmağın Devlet-i Pâdişâhîde ba‘zı mertebe-âsûde hâl olmuş idi. Ve
lakin Leh keferesi dâimâ gurûr üzere olduklarından bu mertebe taraf-ı Pâdişâhîden
Doroşenko’ya i‘ânet olunduğun gözlerine salındurmayup ve Burusa tarafına
teveccüh olunmak haberinden üzerlerine varılmasın muhâl addidüp sulh u salâha
mugāyir vaz‘ ve hareketden hâlî olmadıkların Vezîr-i müşârün-ileyh müte‘âkıben arz
itmekle ve cânib-i humâyûndan gönderilen çavuşu nice eyyam ârâm ittirüp gazab-ı
Pâdişâhîye mündefi‘ cevâbı gelmedüğünden sünnet-i seniyye-i Seyyidü’l-enâm
aleyhi efdâlü’s-salât ve’s-selâm üzere üzerlerine varılmak ve inâyet-i Bârî ile cezâları
virilmek ehemm-i mühimmât-ı din ü devletden olmağın Burusa’ya azîmetten ferâgat
ve Edirne’de kışlayup ve Hicaz taraflarının gāilesi ber-taraf olmasına tedârük
görülüp mütevekkilen ale’llah te‘âlâ evvel-bahâr-ı huceste-âsârda [4b] Leh kıralı
üzerine sefer-i nusret-eser muhakkak olmağın umûm üzere kapukullarının hâzır u
âmâde olmalarına ve Kubbe-nişîn olan Vüzerâ-yı izâm kapuların mükemmel
itmelerine ve Rumeli ve Bosna ve Anadolu ve Sivas ve Haleb ve Karaman ve
Diyarbekir ve Maraş ve Adana eyâletlerine mutasarrıf olan Vüzerâ-yı izâm ve mîr-i
mîrân zevi’l-ihtirâm ve ümerâ-yı kirâm mükemmel kapuları ve eyâletlerinde olan
zu‘amâ ve erbâb-ı tîmâr ile Edirne sahrâsında ordu-yı humâyûna gelmeleri bâbında
fermân-ı kaza-cereyânları sâdır oldukdan sonra evkāt-ı müstetâbede gazâ ve cihâdın
sevâb u fazîletin ehl-i İslâma takrîr ü beyân itmek içün Burusa’ya me’zûnen revâne
olan vâ‘iz-i sultânî Vânî Mehemmed Efendi fermân-ı humâyûn ile Edirne’ye vâsıl ve
sefer-i humâyûna revâne olması fermân olunmağın selâtîn câmi‘lerde gazâ ve
cihâdın fazîletin asker-i İslâm’a takrîr ü beyân eylediğinden âmmeten ehl-i İslâm’a
sürûr-u küllî hâsıl olup izdiyâd-ı ömr ü Devlet-i Pâdişâhî da‘avâtın iz‘âf ve muzâ‘af
eylemişlerdir. Bifazli’llahi te‘âlâ eyyâm-ı sefer irişüp tuğ-i humâyûn ve otağ-ı [5a]
gerdûn-nitâk Çukurçayırı nâm mahâlde nasb vaz‘ olunmak fermân olunmağın
binseksenüç senesinde vâki‘ mâh-ı muharremü’l-harâmın ikinci şenbih günü, ki
nisanın yirmisidir, Çirmen sancâğına mutasarrıf olan Ali Paşa tuğları ve kapucıbaşı
ağalar otağ-ı humâyûnu ve Vüzerâ-yı izâm ve erkân-ı devlet tuğları ve çergeleri
12

kaldırulup mahall-i mezbûra vaz‘ olunmuşdur. Cenâb-ı hakk kemâl-i kereminden


emîn-i evkāt ve eşref-i sâ‘ate makrûn eyleye. Ve mâh-ı mezbûrun dokuzuncu şenbih
günü, ki mâh-ı nisanın yirmiyedisi ve rûz-ı hızırın beşidir, mehâbetlü ve şevketlü
padişâh-ı İslâm hazretlerinin devlet ü ikbâl ve sa‘âdet ü iclâl ile Sarây-ı
humâyûnlarından hareket ve otağ-ı humâyûnlarına vusûle niyyet-i humâyûnları
olmağın kapu-kulları ve Vüzerâ-yı izâm tevâbi‘at-ı alay ile selâma hazır u âmâde
olmaları fermân olunmağın yevm-i mezbûrda vakt-i temcîdde piyâde ve süvâr
Hızırlık tarafında âmâde olduklarından sonra Bâb-ı humâyûn’dan mürûr ve Sarâc-
hâne cisrinden ubûr idüp otağ-ı humâyûna varınca yemîn ü yesârda dergâh-ı âlî
yeniçerileri ağaları olan [5b] Vezîr Abdurrahmân Paşa ve kul kethüdâsı ve ocak
ağaları mu‘tâd üzere karar idüp ve kazâlarında sipâh ve silâhdârânın mevcûd olanı
karar idüp ba‘dehû devletlü Sadr-ı âlî-kadr hazretlerinin kethüdâları üçbinden
mütecâviz huddâm-ı Enderûn ve ağavât ve tevâbi‘ât ve binbeşyüz mikdârı piyâde ve
süvâr segbân ile alayı bağlayup anların nihâyetinde Kāimmakām-ı âlî-makām
sa‘âdetlü Vezîr Mustafa Paşa hazretlerinin kethüdâları ikibinden mütecâviz huddâm-ı
Enderûn ve ağavât ve tevâbi‘ât ve binden mütecâviz piyâde ve süvâr segbânân cânib-
i yemînde karar idüp mehâbetlü Padişâh-ı İslâm hazretlerinin gazâ ve cihâda olan
ihtimâm-ı küllîlerinden nâşî Vüzerâ-yı îzâm hazarâtının huddâm-ı Enderûn ve ağavât
ve tevâbi‘âtı pûlâd-pûş ve mevâkibleri yancıklı ve kotaslı kemâl mertebe müsellâh ve
mükemmel olduklarından gayri hidemât-ı aliyyeleri ile şeref-yâb olan küttâb dahi
kendülerin erbâb-ı harb u kıtâle idhâl idüp misli sebkat eylemeyen gayret ü hamiyyet
izhârına bezl-i kudret eylediler. Bu minvâl üzere [6a] cânib-i yesârda dahi Nedîm-i
Şehriyârî sa‘âdetlü Vezîr Mustafa Paşa hazretlerinin kethüdâları ve huddâm-ı
Enderûn ve ağavât ve tevâbi‘ât ve piyâde [ve] süvâri segbânân ile müsellâh ve
müretteb ve rif‘atlü Defterdâr Vezîr Ahmed Paşa hazretlerinin kethüdâları ve
huddâm-ı Enderûn ve ağavât ve segbânân ile karar ve ârâm idüp mehâbetlü Pâdişâh-ı
rûy-i zemîn hazretlerinin teşrîf-i humâyûnlarına intizâr üzereler iken devlet ü ikbâl
ile rahş-ı bâd-pâylarına süvâr olduklarından sonra tuğ-ı humâyûnları önünde mu‘tâd
çâvûşân ve müteferrikagân ve anlardan sonra gedüklü çâvûşân ve müteferrikagân
ağaları ve akablerince dergâh-ı âlî kapucu başıları mu‘tâd üzere revane olup anlardan
sonra sadreyn efendiler ve Tevki‘î Vezîr rif‘atlü Abdurrahmân Paşa mürûr idüp
13

andan sonra cânib-i yemînde Kāimmakām-ı â‘lî-makām Vezîr-i Celilü’l kadr


Mustafa Paşa hazretleri zırh-ı zerrîn pûş ve semmûr kaplu muvahhidî ve kallâvî
destâr ile bahâdırâne tarz u tavr ile mürûr ve canîb-i yesârında rif‘atlü Vezir
Defterdâr Ahmed Paşa [6b] bu tertîb üzere tarafeyne edâ-yı selâm iderek revâne olup
akablerince devletlü Sadr-ı a‘zam Vezîr-i âsaf-nazîr Fazıl Ahmed Paşa hazretleri
cânib-i yemînde ve sa‘âdetlü Nedîm-i Şehriyârî Vezîr-i celîlü’l-kadr Mustafa Paşa
Hazretleri yesârda zırh-ı zerrîn-pûş ve muvahhidî ve kallâvî ile tarafeyne edâ-yı
selâm iderek hem-‘inân âyîn-i vekâlet-i kübrâ üzere mürûr eylediklerinden sonra
kâlbüd-i cihâna mesâbe-i rûh-i revân olan Pâdişâh-i rûy-i zemîn hazretleri zırh-ı
zerrîn pûş ve semmûr kaplu kabaniçe kāmet-i vâlâsında tarafeyne edâ-ı selâm ile bir
mertebe-salâbet ü şevket üzere mürûr eylediler ki, eyyâm-ı sâlifede misli sebkat
eylemediğü azherü mine’ş-şems olup a‘lâ ve ednâ ömr ü devletleri efzûn olmak
da‘avâtını bükâ ile edâ eylediler. Vüzerâ-yı îzâm hazarâtının bu üslûb-ı mergūbu
de’b-i kadîm olmağın mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin zemân-ı devletlerinde
izhâr u ayân olduğun sâl-hûrde a‘yân-ı devlet ihbâr ittiklerinden gayri dîde-i hakîkat
ile [7a] nazar olundukda kallâvî ve muvahhidî hem âlimâne ve hem bahâdırâne libâs-
ı fâhir olup herkes cân u dilden pesend ü tahsîn idüp el-hamdü’lillâhî te‘âlâ böyle
celîlü’ş-şân Pâdişâh-ı âlişân hazretlerinin zamân-ı devletlerinde sefer-i humâyûna
azîmetimiz nasîb oldu. Ve vâhibü’l-merâm dergâhından niyâz olunur ki, velâdet-i
humâyûnlarında keşîde-i silk-i tahrîre resîde olan tarîh-i meymenet me’al ki:

Gûş idenler olduğun hem-nâm-ı sultân-ı rüsül


Didiler Bü’l-fethveş hakān-ı kişver-gîr ola

mazmûn-ı sa‘âdet-makrûnun âsâr-ı celîlesi akreb-i evânda nümâyân ola deyü sagîr ü
kebîr bükâ ile du‘â ve niyâzların peyveste-i âsmân eylediler. Bu tertîb ü tezyîn üzere
otağ-ı humâyûnlarına nüzûl ve vusûl ve vukū‘undan sonra Vüzerâ-yı izâm dahi yerlü
yerüne karar ve kapuların mükemmel ve müretteb ve mühimmât-ı sefer itmâmına
bezl-i iktidâr ile günden güne tevâbi‘âtı terakkîde olmağla şark ve garb seferinde
mevcûd bulunan erbâb-ı seferin ehl-i vukūf Vüzerâ-yı izâm hazarâtının bu mertebe
[7b] mükemmel ve müretteb kapuları olmaduğun nakl ve tahkîk eylemişlerdir.
Mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri dahi bu husûsu mutazammın her-bâr fermân
14

buyurduklarından gayri harem-i humâyûn-ı devlet makrûnlarından olan huddâm-ı


süreyyâ-nizâmı bir mertebe pûlâd-pûş müretteb ve mükemmel tertîb ü tezyîn
buyurdular ki, Devlet-i Hânedân-ı Âl-i Osmân zuhûrundan bu ana değin bu tarz u
tavrı ve bahâdırâne salâbeti görmüş olmayup murâd-ı humâyûnları üzere fütûhât-ı
celîleye muvaffak olmaları da‘avâtını ehl-i İslâm edâ eylediler. Bu minvâl üzere gazâ
ve cihâd mühimmâtına ihtimâm ve ikdâm ile yirmiyedi gün Çukurçayırı’nda oturak
olup Memâlik-i mahrûsadan sefer-i humâyûna me’mûr olan asker-i İslâm dahî fevc
fevc ordu-yı humâyûna gelmek üzere olup mesâfe-i ba‘îdede olanlara intizar ve ârâm
olunmakdan bir kadem ilerüde bulunmak bi-lutfihî te‘âlâ istisvâb olunmağun me’mûr
olup henüz ordu-yı humâyûna vâsıl olmayan vüzerâ ve mîr-i mîrân ve ümerâ ve bi’l-
cümle askerî tâifesi serîan ve âcîlen vüsûlleri içün [8a] evâmir-i şerîfe irsâl ve fermân
olunup inşallâhü’l-Melîkü’l-müte‘âl mâh-ı saferü’l-muzafferin sekizinci şenbih günü,
ki mayıs ayının yirmibeşidir, Çukurçayırı’ndan kalkup Çömlek köyü havâlîsine
konulmağa karar virilmiştir. Hak sübhânehû ve te‘âlâ herhâlde mu‘în ve zahîr ve
yâver ve dest-gîr olup mehâbetlü ve azametlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerini ve asker-i
İslâm’ı fütûhât-ı celîle ile şâdân eyleye. Âmin.

Menzil: 1, Çömlek Köyü, sâ‘at:2


Şehr-i safer, yevm-i şenbih: 8, mâh-ı mayıs: 25

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri seherî


Çukurçayırı’ndan hareket buyurup Vüzerâ-yı îzâm ile yemîn ü yesârda olan alaylar
meyânından mürûr ve tarafeyne edâ-yı selâm ile otağ-ı humâyûna nüzûl buyurdular.
Bî-emri’llâhi te‘âlâ vakt-i temcîdden beyne’s-salateyne değin bârân-ı rahmet nâzil
olup ba‘dehû def‘ olmuşdur. Ve sâbıkā defterdâr olup kubbe-nişîn olan Vezîr
İbrâhîm Paşa devletlü Hâsekî Sultân hazretleriyle ma‘an revâne [8b] olması fermân
olunmağın devletlü Şehzâde-yi cevân-baht hazretleriyle ordu-yı humâyûn civârında
nüzûl ve karar buyurdular.

Menzil: 2, Değirmenderesi, sâ‘at: 5


Şehr-i safer, yevm-i yekşenbih: 9, mâh-ı mayıs: 26
15

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri seherî hareket idüp


Vüzerâ-yı îzâm ile yemeklikde bir mikdâr karar buyurduklarından sonra yemîn ü
yesârda olan alaylara edâ-yı selâm ile mürûr idüp nüzûl buyurdular. Yevm-i
mezbûrda sabâhdan vakt-i zuhra değin gâh bârân nâzil olup ve gâh havâ küşâde olup
mürûr olunan tarîk şib ü firâz ve mîşe-zâr olmağla kesret-i âb u gil vukū‘undan
zahmet çekilmiştir.

Menzil: 3, Yenice-i Kızılağaç, sâ‘at: 4


Şehr-i safer, yevm-i düşenbih, mayıs: 27

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm mu‘tâd üzere hareket ve azîmet


buyurup bârân-ı rahmet nüzûlünden esnâ-yı tarîkde kesret-i âb u gil [9a] vukū‘u
asker-i İslâmın ıztırâbına mûcib olmağın alaya âmâde olanlar yerlü yerüne gitmek
fermân olunup ba‘dehû Pâdişâh-ı İslâm devlet ile nüzûl buyurdular. Yevm-i
mezbûrda dahi gâh bârân nâzil olup ve gâh havâ küşâde oldu.

Menzil: 4, Yanbolu, sâ‘at: 7


Şehr-i safer, yevm-i seşenbih, mayıs: 28

Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm seherî hareket ve


esnâ-yı tarîkde vefret-i âb u gil olmağın selâma müheyyâ olmaları mu‘tâd olanlar
Yanbolu kurbunda âmâde olmaları fermân olunmağla ol minvâl üzere hareket
olunup, ba‘dehû şevketlü Pâdişâh-ı İslâm Vüzerâ-yı îzâm ile yemeklikde ârâm
buyurdukdan sonra devlet ü ikbâl ile alaylar meyânından mürûr ve edâ-yı selâm
iderek nüzûl buyurdular. Yevm-i mezbûrda bârân-ı azîm vâki‘ olup askerin ba‘zıları
vakt-i magribde ordu-yı humâyûna vâsıl olmağın oturak fermân olunup dellâl nidâ
eylemişdir.

[9b] Menzîl: 5, Yanbolu, oturak


Şehr-i safer, yevm-i cahârşenbih: 12, mayıs: 29

Yem-i mezbûrda oturak olup inâyet-i Bârî ile havâ küşâde ve latîf olup
mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm refâh-ı hâl üzere karar ve ârâm buyurdular.
16

Menzil: 6, Saray, sâ‘at: 4:30


Şehr-i safer, yevm-i pençşenbih: 13, mayıs: 30

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm mu‘tâd üzere hareket buyurup


ve alaya müheyyâ olagelenler Sarı-Hocalı kurbunda olan cisirlerden mürûr ve âmâde
olduklarından sonra Pâdişâh-ı İslâm ve Vüzerâ-yı izâm ile yemeklikde bir mikdâr
ârâm idüp mahall-i mezbûr merhûm ve mağfûrü’n-leh Sultân Süleymân Hân’ın şikâr
içün geldikleri vâdî olup nüzûl buyurdular. Yevm-i mezbûrda bi-lutfihî te‘âlâ havâ
küşâde ve mu‘tedil olup beyne’s-salâteyn bir mikdâr rahmet-i bârân vukū‘undan
sonra derhâl havâ küşâde oldu.

[10a] Menzil: 7, Karînâbâd, Sâ‘at: 4:30


Şehr-i safer, yevm-i cum‘a: 14, mayıs: 31

Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hareket ve


tarafeynde âmâde olan alaylara edâ-yı selâm ile nüzûl buyurdular. Bi-emri’llâhi
te‘âlâ beyne’s- salâteyn bârân-ı azîm vâki‘ olup sabâha değin ârâm itmemekle menzil
olan mahalde ve esnâ-yı tarîkde ziyâde bataklar zâhir olup hîn-i mürûrda ziyâde
zahmet ve meşakkat çekilmişdir.

Menzil: 8, Aydos, sâ‘at: 4:30


Şehr-i safer, yevm-i şenbih: 15, haziran: 1

Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere hareket olunup kesret-i bârân vukū‘undan


ziyâde bataklar zâhir olmağla dört sâ‘atlik yol iken deve ve katır sekiz sâ‘atde hezâr
zahmet ile vâsıl olduklarından oturak olmak fermân olundu. Bi-emri’llâhî te‘âlâ
Edirne’den hareket olunduğu eyyâmdan yevm-i mezbûra değin ekser evkāt bârân ile
mürûr idüb ehl-i sefere îlam ve meşakkat îrâs itmemek olmaz ammâ yevm-i
mezbûrda [10b] cümleden ziyâde ıztırâb nümâyân olmuşdur. Cenâb-ı Hak avn ü
inâyeti ile mükâfât eyleye.

Menzil: 9, Aydos, oturak


Şehr-i safer, yevm-i yekşenbih: 14, haziran: 2
17

Yevm-i mezbûrda oturak olup havâ latîf olmuşdur. Ilıca menzilinden


Balkanın öte tarafına varınca yolların zîkî olmağın Vüzerâ-yı îzâm ağavâtı ve
levendâtı üzerlerine birer ağa baş ve bûğ ta‘yîn olunup, Devne menzilinde karar
itmeleri fermân olunmağın ol minvâl üzere hareket idüp revâne oldular.

Menzil: 10, Hoca Ömer, sâ‘at: 3:30


Şehr-i safer, yevm-i düşenbih: 17, haziran: 3

Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere hareket olunup mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm


Vüzerâ-yı izâm ile revâne olup alaya müheyyâ olanlar ilerüye revâne olmağla yemîn
ü yesârda sipâh ve silâhdârân âzim olup hîn-i nüzûlde oturak fermân olundu.

[11a] Menzil: 11, Hoca Ömer, oturak


Şehr-i safer, yevm-i seşenbih: 18, haziran: 4

Yevm-i mezbûrda oturak olup mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm şikâr-ı humâyûn


içün Ahyolu tarafına azîmet buyurup vakt-i asra değin ol semtleri geşt ü güzâr idüp
avdet buyurdular. Yevm-i mezbûrda bi-emri’llâhî te‘âlâ havâ gâh küşâde ve gâh ra‘d
ü berk ile bârân vâki‘ olup iki çadıra isâbet itmekle civâr-ı rahmete vâsıl olmuş benî
Âdem ve diyâr-ı adem alefzârında ten-perver olmağa âzim olmuş birkaç davar
vukū‘u ta‘ayyün bulmuşdur.

Menzil: 12, Koparan, sâ‘at: 5


Şehr-i safer, yevm-i cahârşenbih: 9, haziran: 5

Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere hareket olunup mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm


Vüzerâ-yı izâm ile yemeklikde bir mikdâr ârâmdan sonra nüzûl buyurdular. Mahall-i
mezbûr cenge Balkan’ın kurbunda olup izdihâm ihtirâzından asker-i İslâmın ekseri
vakt-i asrdan mukaddem hareket ve azîmet eylediler [11b] bu gün havâ ziyâde pus
olup aslâ küşâde olmamışdır.

Menzil: 13, Suculu, sâ‘at: 6


Şehr-i safer, yevm-i pençşenbih: 20, haziran: 6
18

Yevm-i mezbûrda havâ puslu olduğundan gayri Balkan’ın bâlâsına çıkınca


yollar ziyâde çamurlu ve bataklu olup ve tevsî‘ine me‘mûr olan mübâşir murâd üzere
ihtimâm itmedüğünden asker-i İslâm azîm ıztırâb çeküp hezâr meşakkat ile vakt-i
asrda ba‘zılar ordu-yı humâyûna vâsıl olup ve niceleri kalmışdır. Yevm-i mezbûrda
vakt-i zuhrdan sonra bârân-ı azîm nâzil olup vakt-i magribde def‘ ve havâ inâyet-i
Bârî ile küşâde olmuşdur.

Menzil: 14, Köprü Köyü, sâ‘at: 6


Şehr-i safer, yevm-i cum‘a: 21, haziran: 7

Yevm-i mezbûrda bi-emri’llâhî te‘âlâ bârân-ı azîm vâki‘ olup ve vakt-i zuhra
değin ârâm itmediğinden esnâ-yı tarîk şib ü firâz ve tarafeyni azîm ormanlu olup
yoldan sapmak ve salt atlu araba [12a] ve deve ve katardan ve yüklü davardan
savuşmak mümkin olmadığından esnâ-yı tarîk nerdübanlu ve çamurlu ve azîm
bataklu olmağla ekseri yıkılup esvâb u eşyâ dökülüp kalup otağ-ı humâyûn Vüzerâ-yı
izâm çergeleri ve bâr-hâneleri mu‘tâd üzere mahalline vâsıl olmayup mehâbetlü
Pâdişâh-ı İslâm ve Vüzerâ-yı izâm tarîk-ı ıssızdan teveccüh buyurmalarıyla Kamçı
nehri üzerinde olan cisrden ubûr ve ordu-yı humâyûn olacak sahrâya vusûl
buyurduklarında birer küçük çergede karar buyurup otağ-ı humâyûnu mu‘accelen
îsâle Defterdâr Paşa sür‘at üzere azîmet idüp sa‘bü’l-mürûr olan mahalle vusûlünden
fukarânın çekdüğü âlâm u meşakkatten haberdâr ve hissedâr olmak içün süvâr
oldukları esb-i tâzî bir mikdâr serkeşlik idüp kendülere zahmet virdüğü şâyi‘
olmuşdur. Ehl-i İslâm’ın ba‘zıları vakt-i asrda ve vakt-i magribde gelüp ve ba‘zıları
kādir olmadıklarından cibâlde kalup su‘ûbet-i küllî zâhir olmağın oturak fermân ve
dellâl nidâ eylemişdir.

[12b] Menzil: 15, Köprü Köyü, oturak


Şehr-i safer, yevm-i şenbih 22, haziran: 8

Yevm-i mezbûrda oturak olup inâyet-i Bârî ile havâ küşâde olmağın
Balkan’da kalan ehl-i İslâm vakt-i duhâdan sonra ordu-yı humâyûna gelmeğe
başlayup vakt-i magribe değin münkatı‘ olmadılar. Yüzelliden mütecâviz deve ve
bunlardan ziyâde katır ve bâr-gir ve araba dökülüp kalup kat‘-ı ümîd olmağın ashâbı
19

bârların ihzâr içün gayri davar tedârük idüp kazâya rızâ deyü hâtır-ı hüznilerin tesellî
eylediler. Vak‘ada Balkanın sa‘b olduğu mukarrer ve vefret-i bârân vukū‘u su‘ûbetin
muzâ‘af ittiğü muhakkak. Ammâ tevsî‘-i tarîka me’mûr olân mübâşirîn adem-i
takayyüd illet-i müstakille olmağla mazhar olduğu du‘â kendüyü makūm-ı felâha
ulaşdırmaz fehm olunur. Hatta Şeyhü’l-İslâm hazretlerinin inhirâf-ı mizâc-i şerîfleri
olmağla taht-ı revân ile bulunup çamura saplanup meşakkat-i azîm üzereler iken
sa‘âdetlü [13a] Kāimmakām Paşa hazretlerinin huddâm-ı Enderûnu müsâdif olmağla
atlatdırup selâmete ulaştırdılar. Mübâşir hakkında fetvâ-yı şerîfe tâlib bulunsa
muktezâ-yı şer‘-i şerîf üzere bilâ-tereddüd vücûda gelürdü. Her ne hâl ise yevm-i
mezbûrda herkes hâline intizâm virüp karar ve ârâm olundu.

Menzil: 16, Döne, sâ‘at: 6


Şehr-i safer, yevm-i yekşenbih: 23, haziran: 9

Yevm-i mezbûrda inâyet-i Bârî ile i‘tidâl-i havâ nasîb olup mehâbetlü
Pâdişâh-ı İslâm devlet ü ikbâl ile otağ-ı humâyûna nüzûl buyurdular. Ba‘zılarının
esvâb ve eşyâsı henüz gelmeyüp ve develerin bağlanacak vakti olmağın oturak
fermân olunup ve dellâl nidâ eylemişdir.

Menzil: 17, Döne, oturak


Şehr-i safer, yevm-i düşenbih: 14, haziran: 10

Yevm-i mezbûrda oturak olup devletlü Sadr-ı âlî-kadr hazretlerinin ammîleri


Hasan Ağa’nın mahall-i mezbûra karîb Kozluca karyesinde [13b] çiftliği ve
meyvedâr bağçesi olmağla devletlü Haseki Sultân hazretleri nüzûl buyurmuşlar idi.
Mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin teşrîf-i humâyûnları oldukda sa‘âdetlü
Kāimmakām Paşa hazretlerinin yeğenleri olan müşârü’n-ileyh Hasan Ağa’nın
mahdûm-ı muhteremleri Hüseyin Bey rikâb-ı humâyûna mükemmel bir re’s-i yorga
çeküp ve devletlü Haseki Sultân hazretlerine birkaç boğça tefârîk makūlesi ile arz-ı
ubûdiyyet itmeğin makbûl u mergūb olup mazhar-ı iltifât ve yüzelli altun ihsânı ile
i‘zâz olunmuşdur. Mahall-i mezbûr ki etrâf u eknâfı küşâde ve sayd u şikâr mahalleri
olmağın mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin tab‘-ı humâyûnları üzere sayd u
şikâr eylediler.
20

Menzil: 18‚ Döne, oturak


Şehr-i safer, yevm-i seşenbih: 25, haziran: 11

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm Varna kal‘asına azîmet buyurup


ve vakt-i asrda otağ-ı humâyûnlarına nüzûl buyurdular. Ve Vüzerâ-yı izâm
hazarâtının uğûr-ı humâyûna olan mâlen ve ricâlen [14a] gayret ü hamiyyetleri
muktezâsıyla kapularından olan ağavât ve tevâbi‘âta hâllü hâlince ihsânların mebzûl
ittiklerinden gayri dîvâne-gân ve gönüllüyân ve segbânın her bir neferine onikişer
guruş bahşiş virilmişdir. Cenâb-ı Hak ihsân idenlere dünyâ ve âhirette ecr ü
mükâfâtın ve rızâ-yı humâyûna lâyık hidemât-ı hayriyyeye muvaffak olmaların
mukadder eyleye. Te’yîdât-ı ilâhî ile mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm
hazretlerinin bu sefer-i nusret-eser ibtidâ sefer-i humâyûnları olup gazâ ve cihâda
olan himmet-i humâyûnları mertebe-i kemâlde olduğu Vüzerâ-yı izâm hazarâtının
ma‘lûmları olduğundan sefer-i humâyûn âvâzesi zuhûr ittüğü günden memâlik-i
mahrûsaya mu‘temed ağaların irsâl ve harb u kıtâle kādir levendât ihzârına ihtimâm
buyurduklarından bâb-ı devletleri murâd üzere harb u kıtâlden ve ceng ü cidâlden
habîr kâr-âzmûde ağavât ve levendât ile bir olup bu yüzden olan sa‘y-ı cemilleri
günden güne alâylarda zâhir ve nümâyân murâd-ı humâyûn-ı Pâdişâhîye muvâfık
olduğundan [14b] mûcib-i iltifât-ı Pâdişâh-ı İslâm ve sebeb-i zikr-i cemîli hâss ü
âmm oldukları lâ-reybdir. Hazret-i Bârî her hâlde dest-gîrleri ola.

Menzil: 19‚ Uşunlu, sâ‘at: 2


Şehr-i safer‚ yevm-i cahârşenbih: 26, haziran: 12

Yevm-i mezbûrda bi-avnihî te‘âlâ letâfet-i havâ olup mehâbetlü Pâdişâh-ı


İslâm mu‘tâd üzere Vüzerâ-yı izâm ve yemîn ü yesârda sipâh u silahdâr alaylarıyla
nüzûl buyurdular.

Menzil: 20‚ Hacıoğlubazarı, sâ‘at: 3


Şehr-i safer, yevm-i pençşenbih: 28, haziran: 13

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm mu‘tâd üzere karar-gâh-ı


devletlerine nüzûl ve bir mikdâr ârâm buyurduklarından sonra Kadıköyü tarafına
şikâr içün azîmet buyurup sayd u şikâr ile avdet buyurdular. Yevm-i mezbûrda
21

havâda germiyyet olup ba‘de’l-asr bârân-ı rahmet vukū‘undan i‘tidâl-i havâ nasîb
olup zâd ü zahîrede zarûret olmadığından herkese refâh-ı hâl hâsıl olmuşdur.

[15a] Menzil: 21, Musa Bey Karyesi, sâ‘at: 5


Şehr-i safer, yevm-i cum‘â: 28, haziran: 14

Yevm-i mezbûrda bi-lutfi’llâhî te‘âlâ havâ küşâde ve mu‘tedil olup mehâbetlü


Pâdişâh-ı İslâm Vüzerâ-yı izâm ile yemeklik olan İl-beğli karyesinde bir mikdâr
ârâm buyurdukdan sonra vakt-i duhâda devlet ü ikbâl ile otağ-ı humâyûnlarına nüzûl
buyurdular. Menzil-i mezbûrda zâd ü zahîre müstevfâ bulunup ordu-yı humâyûn
içinde re‘âyâ arabalarıyla nân ve sa‘îr gezdirüp altı akçaya bir at yemi satılup sâir
me’kûlât ferâvân bulunmuşdur.

Menzil: 22, Kurnalı Deresi, sâ‘at: 6


Şehr-i safer, yevm-i şenbih: 29, haziran: 15

Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere Pâdişâh-ı İslâm Vüzerâ-yı izâm ile


yemeklikde bir mikdâr ârâm buyurup vakt-i duhâda nüzûl buyurdular. Menzil-i
mezbûrda dahi zâd ü zahîre yevm-i evvelden ziyâde ve noksân bahâda bulunup
Pâdişâh-ı İslâma du‘â-yı hayr-ı ferâvân olunmuşdur.

[15b] Menzil: 23, Karasu, sâ‘at: 6


Şehr-i safer, yevm-i yekşenbih: 30, haziran: 16

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri mu‘tâd


üzere Vüzerâ-yı izâm ile hareket ve yemîn ü yesârda selâma müheyyâ olân
yeniçeriyân ve Vüzerâ-yı izâm alaylarına edâ-yı selâm iderek devlet ü ikbâl ile mürûr
idüp karar-gâh-ı humâyûnlarına nüzûl buyurdular. Ve sefer-i humâyûna me’mûr
olanlar ordu-yı humâyûna vusûllerine medâr olmak içün oturak fermân olunup
dellâllar nidâ eyledi.

Menzil: 24, Karasu, oturak


Şehr-i rebiülevvel, düşenbih gurre: 1, haziran: 17
22

Yevm-i mezbûrda oturak olup asker-i İslâmdan ba‘zılar ordu-yı humâyûna


vâsıl oldu. Devlet-i Pâdişâhîde me’kûlât ferâvân bulunup şa‘îrin keyl-i istanbulîsi
onaltı akçaya satılmışdır. Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin
sayd u şikâr içün Boğaz köyü tarafına azîmet buyurmağa murâd-ı humâyûnları
olmağla [16a] devletlü Sadr-ı âlî hazretlerinin ve sa‘adetlü Kāimmakām Paşa
hazretlerinin ağavât ve levendâtından dört-beşyüz mikdârı âdemleri ma‘an revâne
olup sayd u şikârdan sonra vakt-i asrda otağ-ı humâyûnlarına nüzûl buyurdular.

Menzil: 25, Uzun Ali Çayırı, sâ‘at: 6


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i seşenbih: 2, haziran: 18

Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri hareket


ve Vüzerâ-yı izâm ile azîmet buyurup yemîn ü yesârda müheyyâ olan alaylara edâ-yı
selâm ile mürûr idüp nüzûl buyurdular. Yevm-i mezbûrda germiyyet nümâyân
olmuşken vakt-i asrda bârân-ı rahmet vâki‘ olup i‘tidâl-i havâ nasîb oldu.

Menzil: 26, Deli Ali ve Sulayayla, sâ‘at: 6


Rebiülevvel, yevm-i cahârşenbih: 3, haziran: 19

Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hareket ve seherî


ve Vüzerâ-yı izâm ile azîmet idüp tarafeynde müheyyâ olan [16b] alaylara edâ-yı
selâm ile mürûr ve nüzûlden sonra bir mikdâr ârâm buyurup ba‘dehû Vüzerâ-yı izâm
tevâbi‘âtı ile süvâr olup sayd ü şikârdan sonra otağ-ı humâyûna teşrîf buyurdular.

Menzil: 27, Babadağı, sâ‘at: 4


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i pençşenbih: 4, haziran: 20

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm mu‘tâd üzere hareket ve


Vüzerâ-yı izâm ile azîmet buyurup tarafeynde âmâde olan alaylara edâ-yı selâm ile
yemekliğe vusûl bulduklarından alaylar yerlü yerinde karar ve mehâbetlü Pâdişâh-ı
İslâm akabince tertîb üzere Babadağı’ndan mürûr ve ordu-yı humâyûna vusûlleri
fermân olunmağın ol minvâl üzere hareket olunup dört sâ‘atlik yol iken alaylar
hareketi iktizâsıyla sekiz-dokuz sâ‘atde yerlü yerine vâsıl oldular. Yevm-i mezbûrda
23

havâda germiyyet küllî iken vakt-i asrda bârân-ı rahmet vukū‘undan i‘tidâl-i havâ
nasîb oldu. Zâd u zahîre dahi murâd üzere müstevfâ bulunup zarûret çekilmedi.

[17a] Menzil: 28, Babadağı, oturak


Rebiülevvel, yevm-i cum‘a: 5, haziran: 21

Yevm-i mezbûrda oturak olup ve Bosna muhâfazasında olan Vezir İbrâhim


Pâşâ ordu-yı humâyûna vâsıl olmağla alayı göstermesi fermân olunmağın ağavât ve
levendât piyâde ve süvâri binbeşyüz mikdârı âdem ile ve kafâsında Bosna ve
Semendire ve İzvornik ve Kilis ve Çernik sancaklarının zu‘amâ ve erbâb-ı tîmârı ile
mükemmel alay gösterüp kapusu müretteb olduğundan huzûr-ı humâyûnda kendüye
hıla‘-ı fâhire inâyet olundukdan sonra devletlü Sadr-ı âlî huzûruna geldükde
kendüsüne ve on nefer ağasına hıla‘-ı fâhire ihsân ve iltifât olundu.

Menzil: 29, Hacı Köyü Kışlağı, sâ‘at: 4


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i şenbih: 6, haziran: 22

Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere Pâdişâh-ı İslâm hareket ve Vüzerâ-yı izâm ile
azîmet buyurup tarafeynde olan alaylara edâ-yı selâm ile [17b] mürûr idüp vakt-i
duhâda otağ-ı humâyûnlarına nüzûl buyurdular. Devletlü Haseki Sultân hazretleri ve
devletlü Şehzâde-i âlî-nijâd hazretleri Babadağı şehrinde ârâm buyurmak murâd-ı
humâyûn olmağla, Vezîr-i mükerrem İbrahim Pâşâ dahi ma‘ân alıkonmuşdur. Yevm-
i mezbûrda Boğdan Voyvodası tarafından diller gelüp Kamaniçe muhâfazasında olan
Macar ve Nemçe melâ‘îninden oldukların ve Leh Kıralı tabur kurmak tedârükünde
olduğun haber virmişlerdir.

Menzil: 30, İsakçı, sâ‘at: 5


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i yekşenbih: 7, haziran: 23

Yevm-i mezbûrda azîm alay olmak fermân olunmağın Vüzerâ-yı izâm


tevâbi‘âtı yemeklikden ordu-yı humâyûna varınca tarafeynde mükemmel ve müretteb
âlât-ı harb u kıtâl ile hâzır u âmâde olup mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri
semmûr kaplu kabânice geyüp Vüzerâ-yı izâm zırh-ı zerrîn-pûş kallâvî ve muvahhidî
ile Pâdişâh-ı İslâm o gece mu‘tâd üzere tarafeyne edâ-yı selâm ile mürûr idüp sipâh u
24

silahdârân [18a] yemîn ü yesârda ve huddâm-ı kevâkib-nizâm kafâda zırh-ı zerrîn-


pûş salâbet ü şevket ile İsakcı havâlisinde vâki‘ merhûm ve mağfûrü’n-leh Sultân
Osmân Hân Tepesi kurbunda vaz‘ olunan otağ-ı humâyûna nüzûl buyurdular.
Kal‘adan ve nehr-i Tuna ile gelen deryâ ümerâsı kadırgalarından toplar ve tüfengler
atılup azîm şenlik oldu. Yevm-i mezbûrda olan Vüzerâ-yı izâmın mükemmel ve
müretteb alayların şark ve garb seferlerinde mevcûd bulunan erbâb-ı seferin ehl-i
vukūfu görmediklerin nakl ü takrîr eylediler. Yevm-i mezbûrda havâ ziyâde
germiyyet üzere iken bârân-ı rahmet vukū‘undan gubâr def‘ ve i‘tidâl-i havâ nasîb
oldu. Zâd u zahîre berren ve bahren ferâvân ihzâr olunmağın zarûretden a‘lâ ve ednâ
ârî olup Pâdişâh-ı İslâm’a hayr-du‘â-yı ferâvân eylemişlerdir.

Menzil: 31, İsakçı, oturak


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i düşenbih: 8, haziran: 24

Yevm-i mezbûrda oturak olup mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri [18b]


sayd u şikâra tevcîh buyurmağın Vüzerâ-yı izâm tevâbi‘âtından fermân-ı âlîleri ile
bir mikdârı ma‘an revâne oldular. Ve Bosna muhâfızı İbrâhim Paşa cisirden mürûr
idüp Kartal havâlisinde karar eyledi.

Menzil: 32, İsakçı, oturak


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i seşenbih: 9, haziran: 25

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm Babadağı’nda olan şehzâde-i


âlî-nijâdların görmek murâd-ı humâyûnları olmağın devletlü Sadr-ı âlî hazretlerinin
ağavât ve levendâtdan fermân-ı humâyûnlarıyla hayli kulların atlatdırup azîmet
buyurdular. İsakçı’nın âb u havâsı Babadağı’ndan latîf ve mu‘tedildir deyü ser-ettıbâ-
yi hâssa haber virmekle İsakçı’da konak tedârüküne mübâşeret olunduğu şâyi‘ oldu.
Yevm-i mezbûrda dergâh-ı âlî yeniçerileri ağası yeniçeriyân ile cisirden ubûra seherî
hareket idüp ordu-yı humâyûn olıcak mahalde karara azîmet eyledi. Asker-i İslâmın
ba‘zıları girân olan [19a] esvâb u eşyâların kal‘a ve kasabada alıkomağa ve müstevfâ
zehâir iştirâsına ihtimâm üzere oldular. Devlet-i Pâdişâhîde dakīkın vakiyyesi beş
akçaya ve peksimadın vakiyyesi on akçaya ve ruğan-ı sâdenin vakiyyesi otuzbeş
gāyet a‘lâsı kırk akçaya ve aselin vakiyyesi yirmibeş, a‘lâsı yirmiyedi akçaya ve
25

pirincin keyli yüzyetmiş akçaya ve kahvenin vakiyyesi üçyüz akçaya ve şa‘îrin keyl-i
istanbulîsi yirmidört akçaya ve baklın keyli elli altmış akçaya alınub ba‘zı mertebe
kahvenin bahâsı tenezzüle varmağa yüz tutdu.

Menzil: 33, İsakçı, oturak


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i cahârşenbih: 10, haziran: 26

Yevm-i mezbûrda tuğ-ı humâyûn ve Vüzerâ-yı izâm ve erkân-ı devlet tuğları


cisirden mürûr idüp eşref-i sâ‘atde nasb olundu.

Menzil: 34, Sahrâ-yı Kartal, sâ‘at: 2


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i pençşenbih: 11, haziran: 27

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Padişâh-ı İslâm hazretleri Vüzerâ-yı izâm ile


[19b] vakt-i mübârekede cisirden devlet ü ikbâl ile mürûr idüp otağ-ı humâyûnlarına
nüzûl buyurdular. Hîn-i ubûrda kal‘a ve kadırgalardan top ve tüfeng şenliği ile sahrâ
ve tilâl pür-sadâ oldu. Vüzerâ-yı izâm alaylara dahi kafâdan mürûr idüp yerlü yerine
vâsıl oldular.

Menzil: 35, Sahrâ-yı Kartal, oturak


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i cum‘a: 12, haziran: 28

Yevm-i mezbûrda oturak olup gerüden gelen vüzerâ ve mîr-i mîrân alayı
göstermek fermân olunmağın Haleb muhâfızı Vezir Kaplan Paşa ve ber- vech-i
arpalık Hamid sancağına mutasarrıf olan Küçük Mehemmed Paşa ve Karaman
Beğlerbeğisi Ali Paşa ve Niğbolu sancağına mutasarrıf Osman Paşa ve Kırşehri ve
Sirem sancaklarına mutasarrıf olan ümerâ alaylarıyla huzûr-ı humâyûna uğrayup
merâtiblerince hıla‘-ı fâhirelere mazhar olup ba‘dehû devletlü Sadr-ı âlî huzûruna
geldüklerinden kendülerine ve ba‘zı ağavâtına hıl‘atlar geydirilüp yerlü yerine karar
eylediler.

[20a] Menzil: 36, Kartal, oturak


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i şenbih: 13, haziran: 29
26

Yevm-i mezbûrda oturak olup Boğdan voyvodası ahz ittirdüğü on nefer Lehlü
kâfiri irsâl itmekle huzûr-ı Âsafî’de söylediklerinde Leh Kıralı tarafından ikibin
mikdârı kâfir dil almağa ta‘yin olunmağla Boğdanlıya müsâdif olup bir mikdârı katl
ü mürd oldukların ve bunlar ahz olunup sâiri firâr eylediklerin haber virdiler. Ve
Kıral-ı zall Nemçe ve Moskov taraflarından imdâd talebinde olduğun söylediler. Ve
Karaman Beğlerbeğisi Ali Paşa’nın bölükbaşısı olan Seyfi bölükbaşı vüzerâ ve mîr-i
mirân kapularında olan segbânâna virdikleri bahşişe kanâ‘at eylemeyüp ve töhmet-i
sâbıkası olmağla ser-çeşme ma‘rifetiyle cezâsı tertîb olunup sâire mûcib-i nasîhat ve
sebeb-i ibret oldu.

Menzil: 37, Kartal, oturak


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i yekşenbih: 14, haziran: 30

Yevm-i mezbûrda oturak olup sipâh ve silahdârân tâifesine [20b] devletlü


Sadr-ı âlî-kadr mevâciblerin tevzî‘ eyledi. Yevm-i mezbûrda huccâc-ı Müslimînin
müjdecisi gelüp el-hamdü’llâhî te‘âlâ Devlet-i Pâdişâhî’de huccâc-ı müslimîn refâh-ı
hâl üzere hacc-ı mebrûru edâ ve selâmet üzere avdet eylediklerin ve sene-yi mâzîde
esnâ-yı tarîkde reh-zenlik iden Arab eşkıyası tecâvüze cesârete kādir olmayup tarîk-i
haccın emn ü emânın ve şerîf olan seyyid Sa‘d’ın cibilletinde âsâr-ı gayr-i şerâfet
muzmer olmağın kararı firâra tebdil itmeğin şürefâ-yı izâmdan âl-i Hüseyin Seyyid
el-Berekât nâm şerîf makām-ı şerâfete lâyık ve sezâ-vâr ve efrâtı meyânında
mümtâz-ı celîlü’l-iktidâr olmağla şerâfet-i Mekke-i mükerreme kendüye tevcîh
olunup bu sene-i amîmetü’l- meymenede huccâc-ı müslimîn ile hacc-ı şerîfe me’mûr
olan Vezîr-i a‘zam-ı sâbık merhûm Siyavuş Paşa karındaşı Şam-ı şerîf muhâfızı,
Vezîr Hüseyin Paşa şerîf-i müşârü’n-ileyhe fermân-ı şehr-yârî üzere hıla‘-ı fâhire
geydirüp makâm-ı şerâfetde ve mu‘tâd üzere hidemât-ı hayriyyesinde kāim olmak
içün kemâl-i ta‘zîm ve ikrâm itmeğe şerîf-i müşârü’n-ileyh dahi [21a] mahâbetlü ve
şevketlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin fermân-ı humâyûnları üzere Haremeyn-i
şerîfeynin hıfz u hirâsetine ve mücâvirînin himâyet ve siyânetine ve fî-mâba‘d
huccâc-ı Müslimîn’in refâh-ı hâline sarf-ı kudret itmeğe izhâr-ı ihtimâm eyledüğün
ve şerîf-i müşârün-ileyhin i‘ânetinde olmak içün Mısır askerinden müstevfâ asker
alıkonduğun vezîr-i müşârün-ileyh devletlü Sadr-ı âlî- kadr hazretlerine ve vükelâ-yı
27

devlete yazup bildirmekle bu haber-i meserret eserden ehl-i İslâma sürûr-i küllî hâsıl
olmuşdır. Hakîkat-i hâl selâtin-i Âl-i Osmân ebbeda’llâhü saltanatühüm ilâ-
inkırâzi’l-deverân hazarâtının mülûk-ı sâireye teşerrüf ve tasaddurları dîbâce-i
ünvânları hâdimü’l-haremeyni’ş-şerîfeyn elkābı ile mu‘anven olduğu cihetden
olmağın Haremeyn-i şerîfeynin hidemât-ı celîlesini mehâbetlü ve kerâmetlü Pâdişâh-
ı İslâm hazretleri himmet-i mülûkâneleriyle mühimm idüb Vezîr-i müşârün-ileyhi
ta‘yîn ve levâzımâtın ihsân buyurmağla bi-avnihî te‘âlâ zamân-ı devletlerinde bir
vechile âsâr-ı celîlesi rû-nümâ olduğu şarkdan garba velvele-endâz olup âmme-i
müslimîn sebât-ı kadr ü saltanatları [21b] da‘avâtın ez‘âf-ı muzâ‘af eylemişlerdir.
Menzil-i mezbûrda üç-dört gün şedîd rüzgâr vukū‘undan asker-i İslâm muztarib
olmuşlarken bî-emrihi te‘âlâ bârân-ı rahmet nâzil ve gubâr zâil olup hamd ü ferâvân
olundu.

Menzil: 38, Kartal, oturak


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i düşenbih: 15, mâh-ı temmuz: 1

Yevm-i mezbûrda oturak olup seherî konakçılar tuğ-ı humâyûnu ve tuğları


kaldırup ilerüye revâne oldular. Mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri
otağ-ı humâyûnlarının bir nevbetin ayırup İsakçı’da alıkonmağa fermân-ı âlileri sâdır
olmağın, Vüzerâ-yı izâm dahi ol minvâl üzere amel ü hareket itmeleriyle âmme-i ehl-
i İslâm’a sârî olduğundan a‘lâ ve ednâ kudretleri mertebesinde salt ve sebük-bâr ve
hâzır u âmâde erbâb-ı harb u kıtâl olmalarıyla kudretlü ve kerâmetlü Pâdişâh-ı rûy-i
zemîn hazretlerinin bu tarz u tavrı inâyet-i Bârî ile cihângirlik vâdîsinin a‘zam ve
akdemi olduğun ukalâ-yı devlet ve sâl-horde ehl-i vukūf du‘â-yı hayr ile nakl ve
tahkîk [22a] eyledükleri elsine-i nâsda cârî olmuşdur. Tevfîk-i Bârî ile asker-i İslâm
dahi murâd üzere zahîrelenüb refâh-ı hâl üzere karar eylediler.

Menzil: 39, Kerekül, sâ‘at: 5


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i seşenbih: 16, temmuz: 2

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri mu‘tâd üzere Vüzerâ-yı


izâm ile yemeklikde ârâm buyurdukdan sonra tarafeynde müheyyâ olan alaylara edâ-
yı selâm ile mürûr idüp nüzûl buyurdular. Varna Beğlerbeğisi Hüseyin Paşa alay
28

gösterüp kapusu mükemmel olmağla hıla‘-ı fâhire ile huzûr-ı humâyûnda ve huzûr-ı
Sadr-ı âlide mazhar-ı inâyet olmuşdur. Ve Silifke sancağına mutasarrıf olan Küçük
Mehemmed Paşazâde İbrahim Bey alay gösterüp babasına taklîd ve tarîkine sülûk
itmekle kapusu mükemmel olmağın akrânından efzûn inâyete mazhar oldu. Yevm-i
mezbûrda bi-emri’llâhi te‘âlâ bârân-ı rahmet vukū‘undan şiddet-i germâ def‘ olup
i‘tidâl-i havâ nasîb oldu. Karye ahâlisinden nân ve şa‘ir vâfir bulunmağla asker-i
İslâm murâd üzere refâhiyetde oldular.

[22b] Menzil: 40, Karinoş mâbeyni Papas, sâ‘at: 5


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i cahârşenbih: 17, temmuz: 3

Yevm-i mezbûrda hareket olunup bârân-ı rahmet vâki‘ alay olmayup fermân
üzere yerlü yerine revâne oldular. Pâdişâh-ı İslâm Vüzerâ-yı izâm ile azîmet ve nüzûl
buyurdular. Menzil-i mezbûrda şa‘irin keyl-i İstanbulîsi yirmibeş otuz akçaya satılup
ve Tatar tâifesi arabalarla ordu-yı humâyûn içinde ruğan-ı sâde gezdirüp vakıyyesin
otuza otuzbeş akçaya fürûht eylemişlerdir.

Menzil: 41, Sahrâ-yı İsâk sadat, sâ‘at: 4,5


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i pençşenbih: 18, mâh-ı temmuz: 4

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm mu‘tâd üzere Vüzerâ-yı izâm ile
revâne olup tarafeynde olan alaylar cenaheyn revâne olmaları fermân olunmağın, ol
minvâl üzere hareket olunup yemeklikde bir mikdâr ârâmdan sonra nüzûl buyurdular.
Ve mukaddemâ Hân-ı âlî-şân tarafına gönderilen devletlü Sadr-ı âlî hazretlerinin
ağası ve Hân’ın [23a] Bahadır Ağa nâmında olan ağası gelüp Hân hazretleri fermân-ı
Pâdişâhî üzere bî-şümâr asker-i Tatar ile hareket idüp ordu-yı humâyûna doğru
gelmesinden a‘dâ-yı dînin memleketi içinden gelmesin istisvâb itmekle âzim olduğun
i‘lâm eylemiştir. Menzil-i mezbûr Purut kenârında vâki‘ olup dakīkın vakıyyesi beş
akçaya ve peksimâdın vakıyyesi onbeş akçaya satılup lahm-ı ganem ve bakar
müstevfâ bulunmuşdur. Ve şa‘îrin bir yemi onbir akçaya satılmışdır.

Menzil: 42, Sahrâ-yı kolcuk der kurb-ı Vaniş, sâ‘at: 4


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i cum‘a: 19, mâh-ı temmuz: 5
29

Yevm-i mezbûrda yevm-i evvel üzere alaylar cenâheyn olup vakt-i duhâda
nüzûl olundu. Purut nehri kenârında çayırı vâfir menzildir.

Menzil: 43, Günşet vilâğ ağzı, sâ‘at: 4


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i şenbih: 20, temmuz: 6

Yevm-i mezbûrda dahi alaylar cenâheyn olup vakt-i duhâda nüzûl olundu.
Purut nehri kenârında çayurlu vâdidir. Bir mikdâr bârân vâki‘ oldu.

[23b] Menzil: 44, Perte, sâ‘at: 8


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i yekşenbih: 21, mâh-ı temmuz: 6

Yevm-i mezbûrda alaylar cenâheyn olup revâne oldular. Yevm-i mezbûrda


Gegeç Ağzı konâk olacak iken mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin a‘dâ-yı
dînden ahz-ı intikāma teveccüh teemmülleri olduğundan iki konâğı bir idüb vakt-i
zuhurdan sonra otağ-ı humâyûnlarına vâsıl oldular. Menzil-i mezbûrun dahi çayırı
ferâvân idi.

Menzil: 45, Mabeyn-i Pagol sahrâ-yı Piskopos, sâ‘at: 4


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i düşenbih: 22, mâh-ı temmuz: 7

Yevm-i mezbûrda alaylar yerlü yerine gelmek fermân olunmağın ol minvâl


üzere hareket olunup mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm Vüzerâ-yı izâm ile mu‘tâd üzere
azîmet ve nüzûl buyurdular. Menzil-i mezbûr dahi Purut nehri kenârında olup zahâir
müstevfâ bulunur ümîd olunurken üç dört konak mürûr olunup fürûht ider vilâyet
âhâlisi baş göstermediklerinden bu menzilde şa‘îrin keyl-i İstanbulîsi yüz [24a]
yüzyirmi akçaya nâdir bulunmuşdur. Boğdan vilâyetinde bu mertebe kıllet-i zahâire
Boğdan voyvodası sebep olmuşdur deyü sakameti meyân-ı askerde şâyi‘ olmuşdur.

Menzil: 46, Berurşen, sâ‘at: 5


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i seşenbih: 27, mâh-ı temmuz: 9

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm ve Vüzerâ-yı izâm mu‘tâd üzere


yemeklikde bir mikdâr ârâm buyurdukdan sonra tarafeynde müheyyâ olan alaylar
cenâheyn olup revâne oldular. Ve Boğdan Voyvodası olan Duka Voyvoda ikibin
30

mikdârı Boğdanlı ile cânib-i yemînde alay gösterüp vakt-i duhâda nüzûl olundu.
Menzil-i mezbûrda şa‘irin keyl-i İstanbulîsi yüzaltmış akçaya ve dahi ziyâdeye
satılup zarûret çekilmişdir. Boğdan vilâyetinde bu mertebe muzâyaka, Boğdan
Voyvodası yol üzerinde olan kurâ re‘âyâsın savuşdurmağla oldu.An-karîb mazhar-ı
gazab-ı pâdişâhi olsun deyü asker-i İslâmın teveccühleri olmuştur. Yevm-i mezbûrda
bi-emrihî te‘âlâ ba‘de’l-asr bârân-ı rahmet vâki‘ olup ve der-akab havâ küşâde ve
latîf olmuşdur.

[24b] Menzil: 47, Çuçura, sâ‘at: 6


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i cahârşenbih: 24, mâh-ı temmuz: 10

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü ve azametlü Pâdişâh hazretlerinin azîm alay


olmak fermân-ı humâyûnları olmağın Vüzerâ-yı izâm zırh-ı zerrîn-pûş-ı muvahhidî
ve kallavî ile âmâde olduklarından sonra tarafeynde alaylara müheyyâ olagelen
Vüzerâ-yı izâm tevâbi‘âtı cebe ve çavuş ile ve erbâb-ı manâsıb-ı vüzerâ ve mîr-i
mîrân ve ümerâ bölük bölük top olup karar eylemeleri karîha-i humâyûndan sâdır
olmağın ol minvâl üzere Vüzerâ-yı izâmın huddâm-ı enderûnî topdan ve ağavâtı
tevâbi‘ât ile üçer yüz mikdârı âdem ile bir bölük ve segbânân bölük- başılarıyla
başka başka bölükler olup bu minvâl üzere cümle asker-i İslâm ordu-yı humâyûna
varınca yemeklikden bir mertebe mükemmel ve müretteb alaylar bağladılar ki sahrâ
ve tilâl asker-i İslâm ile mâl-â-mâl olmuşdu. Çuçura menzili Boğdan voyvodalarının
karar-gâhı olan Yaş şehrine karîb olmağla mesâfe-i ba‘îdeden ve nehr-i Purut’un
karşusundan alaylar seyrine hâzır olan [25a] küffârın hadd ü hasrı yoğidi. Bu tertîb
ve tezyîn ile Pâdişâh-ı İslâm otağ-ı humâyûnlarına nüzûl buyurup oturak deyü dellâl
nidâ eyledi.

Menzil: 48, Çuçura, oturak


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i pençşenbih: 24, mâh-ı temmuz: 11

Yevm-i mezbûrda oturak olup mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin Yaş


şehrin görmek murâd-ı humâyûnları olmağın sa‘âdetlü Kāimmakām-ı âlî-makām
Vezîr celîlü’l-kadr Mustafa Paşa hazretleri Sadâret-i uzmâ kāimmakāmlığı ile ma‘an
mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleriyle revâne olması fermân-ı Şehriyârî sâdır
31

olmağın binbeşyüz mikdârı mürd ve cürd ağavât ve levendâtdan âmâde olup ve


Halep muhâfızı Kaplan Paşa beş-altıyüz mikdârı âdemleriyle hâzır olup Purut nehri
üzerinde olan cisirden mürûr ve teşrîf-i humâyûna intizâr üzereler iken kesret-i bârân
vukū‘undan gayri cisr-i mezbûr istihkâm üzere olmayup mürûr u ubûrda su‘ûbet
nümâyân olmağın yevm-i mezbûrda revâne olmakdan [25b] ferâgat olunup ertesi
revâne olmağa karar virilmeğin mürûr idenler avdet idüp yerlü yerine karar eylediler.
Yevm-i mezbûrda dahi ordu-yı humâyûnda zâd ü zahîre kılleti olup asker-i İslâmın
ıztırâbı vükelâ-yı devletin sem‘-i şerîflerine vâsıl olmuşdur.

Menzil: 49, Çuçura, oturak


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i cum‘a: 26, mâh-ı temmuz: 12

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri seherî


hareket ve tahmîn-i evvel üzere müheyyâ olan tevâbi‘ât ile cisirden mürûr ve Yaş
şehrinin havâlisinde olan sâyebâna nüzûl buyurdular. Boğdan Voyvodası olan Duka
sa‘âdetlü Kāimmakām-ı âlî-makām Mustafa Paşa hazretlerinin huzûr-ı şerîflerine
geldiklerinden asker-i İslâma zâd u zahîre ihzârında olan adem-i takayyüdünden nâşî
mûcib-i zarûret olan fesâd u şakâveti mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin kahr u
gazablarına mazhar olup eşedd-i ukūbet ile katl olunmasından gayri ile cezâ tertîb
olunmayacağın mukarrer bilsün deyü huzûr-ı şerîflerinden gazab-ı cevr ile redd
itmekle [26a] Voyvoda-i mezbûr bir dürlü özr ü bahâne ve cevâba kādir olmayup
lerzân u perîşân bir köşede karar eyledi. Mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri bir
mikdâr ârâm ve ta‘amdan sonra voyvoda-i mezbûr müheyyâ itdüğü semmûr kürkler
ile üç re’s yürütme bâr-gîr izn ile arz idüp ba‘dehû Pâdişâh-ı İslâm sayd u şikâr ile
vakt-i asrda karar-gâh-ı devletlerine vâsıl oldular. Mezbûr Voyvoda sa‘âdetlü
Kāimmakām-ı âlî-makām hazretlerinden müşâhede itdüğü itâb ü ikābı müddet-i
ömründe görmedüğüne dâll der-akab zâd ü zahîrenin ordu-yı humâyûnda ferâvân
zâhir olduğudur. Yevm-i mezbûrda kānûn-ı Osmânî üzere kul tâifesine umûm
zahîresi virilmek fermân olunmağın mübâşeret olundu.

Menzil: 50, Çuçura, oturak


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i şenbih: 27, mâh-ı temmuz: 13
32

Yevm-i mezbûrda oturak olup fermân-ı humâyûn üzere umûm zahîresi tevzî‘
olundu. Ve ordu-yı humâyûnda dahi zâd ü zahîre ferâvân [26b] bulunup asker-i
İslâmın müzâyakaları def‘ olmağla bâ‘is-i merhâmet ü inâyet olan vükelâ-yı devlete
hayır-du‘â-yı bî-nihâye eylemişlerdir.

Menzil: 51, Çuçura, oturak


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i yekşenbih: 28, mâh-ı temmuz: 14

Yevm-i mezbûrda Özi muhâfızı Vezir Halil Paşa ve Rumeli Beğlerbeğisi


Mehemmed Paşa Venedik sancağına mutasarrıf olan Mehemmed Paşa ve Malatya
sancağına mutasarrıf olan Mehemmed Paşa ve Rumeli’nin ümerâsı ve eyâlet askeri
ve aşağı bölük ağaları neferâtlarıyla bölük bölük huzûr-ı humâyûna uğrayup mu‘tâd
üzere hıla‘-i fâhireler ile mazhar-ı inâyet olup devletlü Sadr-ı âlî-kadr huzûrunda dahi
mikdâr ve mertebelerince hıl‘atlar ile i‘zâz olunduklarından sonra yerlü yerine
revâne oldular. Ordu-yı humâyûnda zâd u zahîre müstevfâ bulunduğundan gayri
revâne olunacak esnâ-yı tarîkde asker-i İslâm zarûret çekmemek içün menzil-i
mezbûrda herkes kudreti mertebesinde iştirâ içün izdiyâd-ı zehâir ihzârına devletlü
Sadr-ı âlî-kadr mu‘temed ağalarıyla ocaklar [27a] tarafından çavuşlar ta‘yin ittirüp
muhtekirler etrâfından ahz eyledikleri zahâiri fürûht içün aylak çadırı önüne ihzâr
itdirmeleriyle el-hamdü’llâhi te‘âlâ murâd üzere zâd u zahîre bulunup asker-i İslâm
muğtenem olmuşlardır.

Menzil: 52, Çuçura, oturak


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i düşenbih: 29, mâh-ı temmuz: 15

Yevm-i mezbûrda Divân-ı humâyûn olmak fermân olunmağın kānûn üzere


Vüzerâ-yı izâm kubbe-nişîn olanlar ve sâir erkân-ı devlet mu‘tâd üzere otağ-ı
humâyûna varup sefer-i humâyûnda bahşiş virilmesi mu‘tâd olan kul tâifesi içün
atiyye-i Pâdişâhîden altıyüzdoksanaltı surre nukūd ihzâr ve erbâbına ihsân olunmağın
hayr-du‘â-yı ferâvân ile nakl eylediler.
33

Yeniçeriyân Sipâhiyân Silahdârân Ulûfeciyân-ı yemîn


Neferen Neferen Neferen Neferen
18150 6300 6525 550
darb darb darb darb
363 126 1122 11

Ulûfeciyân-ı yesâr Gurabâ-yı yemîn Gurabâ-yı yesâr


Neferen Neferen Neferen
500 350 250
darb darb darb
10 7 5

Cebeciyân Topcıyân
Neferen Neferen
1800 1300
darb darb
36 26

Neferen
34825
34825000

[27b] Vech-i meşrûh üzere otuzdört binsekizyüz yirmibeş nefer kul tâifesinin
her neferine biner akça olmak üzere üçyüz kırksekiz yük yirmibeş bin akça ihsân-ı
Pâdişâhî olup kul tâifesi mesrûren hidemât-ı humâyûna dâmen-der-miyân eylediler.
Yevm-i mezbûrda Özi muhâfızı Vezir Halil Paşa ve Anadolu Beğlerbeğisi Ali Paşa
ve Karaman ve Adana Beğlerbeğleri eyâletleri askeriyle çarhacı tâ‘yîn olunup ilerüye
revâne olmuşlardır.

Menzil: 53, Çuçura, oturak


Şehr-i rebiülevvel, yevm-i seşenbih gurre: 1, mâh-ı temmuz: 16
34

Yevm-i mezbûrda oturak olup zâd u zahîre ferâvân olduğundan gayri Vüzerâ-
yı izâm dâirelerinde şa‘îrin keyl-i İstanbulîsi yirmi üçer akçaya değin gezdirilüp
satılmıştır. Ve sefer-i humâyûn içün âmâde olan balyemez toplar ordu-yı humâyûna
vâsıl olmuşdur. Menzil-i mezbûrda asker-i İslâm İsakçı mertebesinde zahîrelenüp ve
ba‘zılar zahîrelerinden birer mikdârın Yaş şehrinde alıkoyup hıfz ittirmişlerdir.

[28a] Menzil: 54, Çuçura, oturak


Şehr-i rebiülahir, yevmi cahârşenbih: 2, mâh-ı temmuz: 17

Yevm-i mezbûrda oturak olup dergâh-ı âlî yeniçerileri ağası kalkup ilerüye
revâne oldular. Ve Purut nehri üzerinde olan cisrin muhâfazasına ulûfeciyân-ı yesâr
ağası Parmaksız Ahmed Ağa neferâtıyla ta‘yin olunup Çuçura’da karar eylemesi
fermân olundu.

Menzil: 55, Yepuren, sâ‘at: 5


Şehr-i rebiülahir, yevm-i pençşenbih: 3, mâh-ı temmuz: 18

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm Vüzerâ-yı izâm ile mu‘tâd üzere
hareket ve tarafeynde topdan müheyyâ olan alaylara edâ-yı selâm ile mürûr idüp
vakt-i duhâda nüzûl buyurdular. Menzil-i mezbûr dahi Purut nehri kurbunda olup iki
mahalde bataklar olmağla binâ olunan cisirlerden âsân vech üzere mürûr olunup
karar olundu.

Menzil: 56, Kopıcân, sâ‘at: 6


Şehr-i rebiülahir, yevm-i cum‘a: 4, mâh-ı temmuz: 19

[28b] Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm Vüzerâ-yı izâm ile mu‘tâd
üzere azîmet ve yemeklikde bir mikdâr ârâmdan sonra tarafeynde olan alaylara edâ-
yı selâm ile mürûr idüp nüzûl buyurdular. Yevm-i mezbûrda devletlü Hân
hazretlerinin küçük hazîne-dârı gelüp getürdüğü üç nefer diller huzûr-ı humâyûna
ihzâr olunduklarında Hanko la‘înin Kazaklarından olmağla haklarından gelinmişdir.
Ve bir mikdâr Kazak tâifesi Doroşenko hatman’dan yüz döndürüp Hanko kâfire
mütâba‘at idüp revâne olmalarıyla Nûreddîn Sultan ve Doroşenko hatman imdâdında
olan Rumeli’nin altı sancak ümerâsı ve zu‘amâ ve erbâb-ı tîmârı üzerlerine azîmet
35

eylediklerinden Hanko haberdâr oldukda dörtbin mikdârı Kazak atlusu ile


imdâdlarına erişdüğü esnâda ehl-i İslâm irişüp a‘dâ-yı dîn üzerine hücûm ve harb u
kıtâl eylediklerinde inâyet-i Bârî ile ehl-i İslâm gālib ve a‘dâ-yı liyâm münhezim
olmağın ekseri esîr ve nicesi tu‘me-i şemşîr olup. Hanko la‘în bir mikdâr Kazak ile
firâr idüp Ladenc kal‘asına kapanduğun Hân hazretleri [29a] mektubu ile ve Kazak
hatmanı Doroşenko tafsîl üzere i‘lâm itmeleriyle bu haber-i meserret-eser
mukaddime-i feth ü nusrete dâll olmasın ehl-i İslâm fâl eylemişlerdir. Yevm-i
mezbûrda esnâ-yı tarîk şib ü firâz olup kesret-i gubâr vukū‘undan ıztırâb hâsıl
olmuşken bârân-ı rahmet nâzil olup letâfet-i havâ nasîb oldu. Yevm-i mezbûrda
Adana Beğlerbeğisi Hüseyin Paşa konakçı ta‘yîn olunmağın tuğ-ı humâyûnu
kaldırup revâne olması fermân olundu.

Menzil: 57 ,Sahrâ-yı Sahura, sâ‘at: 5


Şehr-i rebiülahir, yevm-i şenbih: 5, mâh-ı temmuz: 20

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm mu‘tâd üzere hareket ve


Vüzerâ-yı izâm ile yemeklikde bir mikdâr ârâmdan sonra tarafeynde alaylara edâ-yı
selâm ile nüzûl buyurdular. Yevm-i mezbûrda çarhacı olan Halîl Paşa Kamaniçe
etrâfından aldırduğu beş nefer kâfiri irsâl idüp re‘âyâ makūlesi olmağla Leh kıralı
tarafından haberleri olmadığından alıkonmuşlardır. Yevm-i mezbûrda ba‘de’l-asr
bârân vâki‘ oldu. Şa‘îrin bir yemi yirmi otuz akçaya değin satılmışdır.

[29b] Menzil: 58, Sahrâ-yı Berberine, sâ‘at: 5


Şehr-i rebiülahir, yevm-i yekşenbih: 6 ,mâh-ı temmuz: 21

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm Vüzerâ-yı izâm ile mu‘tâd üzere
hareket ve yemeklikde bir mikdâr ârâm idüp tarafeynde olan alaylara edâ-yı [selâm]
ile mürûr idüp vakt-i duhâda nüzûl buyurdular. Menzil-i mezbûrda zâd u zahîre
müstevfâ bulunup refâh-ı hâl hâsıl oldu. Bir iki def‘a bârân nâzil olup i‘tidâl-i havâ
nasîb olmuşdur.

Menzil: 59, Sahrâ-yı Lubnice, sâ‘at: 5


Şehr-i rebiülahir, yevm-i düşenbih: 7, mâh-ı temmuz: 22
36

Yevm-i mezbûrda alaylar cenâheyn olup mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm Vüzerâ-


yı izâm ile karar-gâh-ı devletlerine nüzûl ve bir mikdâr ârâmdan sonra devletlü Sadr-
ı âlî hazretlerinin ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin ağavât ve
levendâtından fermân üzere hayli âdem atlanup mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm sahra ve
tilâli geşt ü güzâr ve sayd u şikârdan sonra vakt-i asrda otağ-ı humâyûnlarına nüzûl
buyurdular. Yevm-i mezbûrda şa‘îrin keyl-i İstanbulîsi yüz akçaya satıldı.

[30a] Menzil: 60, Sahra, sâ‘at: 2


Şehr-i rebiülahir, yevm-i sesenbih: 8, mâh-ı temmuz: 23

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı rûy-i zemîn hazretleri Vüzerâ-yı izâm


ile mu‘tâd üzere hareket ve bir mikdâr yemeklikde ârâmdan sonra tarafeynde olan
alaylara edâ-yı selâm ile mürûr idüp vakt-i duhâda karar-gâh-ı devletlerine vusûl
buldular. Dil almak içün Nedîm-i Şehriyârî hazretlerinin Tatar ağası vâfir Tatar ile üç
gün mukaddem revâne olmuşdu. Yevm-i mezbûrda bir mikdâr Kazak ve avret ve
oğlan esîri ile ordu-yı humâyûna dâhil oldu. Menzil-i mezbûr dahi Purut nehri
kenarında olup müstevfâ çayırı olup şa‘îrin keyl-i İstanbulîsi yüz akçaya satılmışdır.

Menzil: 61, Pınarbaşı der kurb-ı kal‘a-i Hotin, sâ‘at: 5


Şehr-i rebiülevvel 10 , yevm-i cahârşenbih: 9, mâh-ı temmuz: 24

Yevm-i mezbûrda azîm alay olmak fermân olunmağın mu‘tâd üzere


yemeklikde karardan sonra mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı âlem-penâh hazretleri
semmûr kaplu kabaniçe giyüp Vüzerâ-yı izâm zırh-ı zerrîn pûş kallâvî ve muvahhidî
ile [30b] ve huddâm-ı süreyya-nizâm cebe ve cevşen ile kafâda âmâde olduklarından
sonra Vüzerâ-yı izâm tevâbi‘âtı üslûb-ı evvel üzere mükemmel ve müsellâh yerlü
yerlerinde müheyyâ olup sâyir vüzerâ ve mîr-i mîrân ve ümerâ ve tavâif-i asker
alayların yoklayup karar eylediklerinden sonra mehâbetlû Pâdişâh-ı İslâm devlet ü
ikbâl ile hareket ve Vüzerâ-yı izâm tertîb-i evvel üzere azîmet idüp vakt-i duhâda
otağ-ı humâyûnlarına nüzûl ve karar buyurdular. Menzil-i mezbûr Turlu nehrine
karîb olup asker-i İslâmın çadırları Pnarbaşı’ndan Turlu nehri kenârına döşenüp
karşu yakası Leh diyârı olup Pınarbaşı olan mahallin ekseri tilâl olduğundan püşte-i

10
Rebîülâhir olması gerekir.
37

bâlâya müsâdif olan asker-i İslâm çadırlarının ekseri Kamaniçe tarafından


görünüyordu. Nice sahra ve tilâl mâl-â-mâl olup kuvvet-i basar erişdüğü mahallerde
askerden hâlî bir mahal kalmayup, nüzûl ve karar ve bir mikdâr ârâmdan sonra
devletlü Sadr-ı âl-i kadr hazretleri ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri süvâr
olup ve Turlu nehri üzerinde binâsına mübâşeret [31a] olunan cisir başına varup
Defterdâr Paşa ihtimâm üzere olduğun müşâhede buyurduklarından sonra Hotin
kal‘asına varup ârâma mûcib hâl olmadığından Turlu kenârı ile İzvanca kal‘ası
karşusuna varılup karar buyurdular. Kal‘a-i mezbûrda olan Lehlü keferesi bir gün
mukaddem kal‘ayı bıragup firâr itmeleriyle kal‘a-i mezbûrun kabza-i tasarrufa
vusûlün istisvâb itmeleriyle bilâ-tevakkuf birkaç kayık tedârük itdirilüp ve beş oda
yeniçeriyân ta‘yîn olunmak içün fermân olunmağın sür‘at üzere âmâde ve kayıklar
ile mürûra ve İzvanca kal‘asına vusûle ihtimâm itmeleriyle âsân vech üzere dâhil
olup bayrakların kal‘a kullelerine nasb idüp ve ezân-ı şerîf okuyup murâd üzere bu
merâm bi-lutfihî te‘âlâ karîn-i husûl oldukdan sonra ba‘de’l-asr avdet idüp ordu-yı
humâyûna gelindi. El-hamdü’llâhi te‘âlâ Pâdişâh-ı İslâm Turlu nehrin mürûr itmedin
böyle Taşhisar keferesi mütezelzil olup perîşân oldukları fî-mâba‘d fütûhât-ı celîleye
dâlldir deyü ehl-i İslâma sürûr hâsıl olup hamd-ı ferâvân eylediler. Vaki‘de İzvanca
kal‘asının [31b] iki tarafı kudretten kaya üzerinde ve istihkâm üzere metîn kulleleri
olup muhâsaraya tahammülü olduğu mukarrer, hatta merhûm ve mağfûrü’n-leh
Sultan Osman Hân Hotin havâlisine vusûlünde Leh kıralı taburda olmağla İzvanca
kal‘ası fethine kolanburna toplar ile Vezir-i a‘zam-ı sâbık Hüseyin Paşa’yı ve hayli
asker ta‘yîn buyurup birkaç gün muhâsara ve cidâl idüp kabza-i tasarrufa vusûlü
müyesser olmaduğu ol esnâda tahrîr ve tastîr olunan vakāyi‘de mastûr el-hamdü’llâhi
te‘âlâ mehâbetlü ve kerâmetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin debdebe ve velvelesine
a‘dâ-yı liyâm tâb ü tâkat getürmeyüp muhâsaraya tahammülü olan kal‘ayı bıragup
firâr eylediler. Yevm-i mezbûrda sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin bâb-ı
devletlerinden olan Hacı Beyi Paşa-zâde Eyyûb Bey binden mütecâviz Bucak Tatarı
ile nehr-i Turlu ve Purut mâbeyninde olan Leh memleketine birkaç gün evvel akın
itmişler idi. Dörtyüzden mütecâviz esîr ve koyun ve sığır ahz idüp ordu-yı humâyûna
dâhil olup mazhar-ı iltifât ü ihsân olmuşdur.

[32a] Menzil: 62, Pınarbaşı, oturak


38

Şehr-i rebîülâhir, yevm-i pençşenbih: 10, mâh-ı temmuz: 25

Yevm-i mezbûrda Turlu üzerinde binâ olunan cisrin öte başında karar itmek
içün Özi muhâfızı Vezir Halil Paşa eyâleti askeriyle ma‘mûr olmağın kayıklar ve
sallar tedârük idüp ubûra mübâşeret ve İzvanca kal‘asının muhâfazasına Küçük
Mehemmed Paşa ta‘yîn olunmağın vâsıl olup küffarın mezrû‘âtın levendâtına cem‘
itdirüp ganîmet ile hâli muntazam olduğu şâyi‘ oldu. Ve Yaş altında bir çorbacının
rûsiyyü’l-asl bir kölesi firâr idüp Kamaniçe kal‘asına varmağla on kadar kâfiri
kendüye uydurup ve dil almak içün ordu-yı humâyûn etrafını cüst ü cûda iken
serhadlüye müsâdif olup ahz itmelerüyle huzûr-ı humâyûna ihzâr eylediklerinde bu
minvâl üzere hareket eyledüğün i‘tirâf itmekle başı kesilüp cezâsın bulmuşdur.
Menzil-i mezbûrun etrâf ü eknâfı çayırlu, evsa‘, odunu vâfir olup zâd u zahîre dahi
murâd üzere bulunmağla ehl-i İslâm refâh-ı hâl üzere olup cisrin itmâmına ve diyâr-ı
a‘dâya [32b] azîmete intizâr üzere oldular. Vâki‘de Turlu nehrinin karşu yakası a‘dâ-
yı liyâmın mezrû‘âtı ile pür olup vakt-i hasad ve tahassul-i zâd ü zevâd mahalli
olduğundan asker-i İslâmın mürûr u ubûra ihtimâmları bir mertebede zâhir olmuşdur
ki tahrîri muhâldir.

Menzil: 63, Pınarbaşı, oturak


Şehr-i rebîülâhir, yevm-i cum‘a: 11, mâh-ı temmuz: 26

Yevm-i mezbûrda oturak olup cisrin itmâmına ihtimâm içün devletlü Sadr-ı
âlî hazretleri ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri Turlu kenârında birer çerge
kurdırup karar buyurdular. Ve karşu yakaya mürûr iden asker tahassun itmek içün
şaranpo binâsın mübâşeret eylediler. Tatar tâifesi mürûr iden askerin atların ve bâr-
gîrlerin ücretleriyle karşu yakaya yıldırup geçürmüşlerdir. Ve yeniçeriyândan yazılan
üçyüz mikdârı serdengeçti ba‘de’l-asr karşu yakaya mürûr eylediler. Ve Tatar
tâifesinden vüzerâ ve mîr-i mîrân kapularından her ne kadar var ise karşuya geçüp
Özi muhâfızı Halil Paşa’nın yanına varmaları içün hatt-ı humâyûn-ı sa‘âdet makrûn
sâdır olunmağın cümlesin geçürmüşlerdir. [33a] Yevm-i mezbûrda ordu-yı
humâyûndan dil almak içün Kamaniçe kal‘asından birkaç kâfir karşu yakada cüst ü
cû üzereler iken cânib-i Pâdişâh-ı İslâma itâ‘at eyliyen Lipka Tatarına müsâdif
olduklarından bir kaçın katl idüp ve dil içün cebe ve çevşen ile müsellah bir Leh
39

kâfirini huzûr-ı humâyûna ihzâr itdiklerinde Kamaniçe’den çıkup dil almağa


geldiklerin ve kıral-ı dall henüz yerinde olup hareket eylemedüğin söylemekle
alıkonup habs olundu.

Menzil: 64, Pınarbaşı, oturak


Şehr-i rebîülâhir, yevm-i şenbih: 12, mâh-ı temmuz: 27

Yevm-i mezbûrda devletlü Sadr-ı âlî çergesinde sipâh u silâhdârâna kusûr


kalan bahşişlern tevzî‘ ve karar idüp sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa cisir başına varup
Defterdâr Paşa dahi sonradan gelmekle itmâmına ihtimâm eylediler. Ve mübâşeret
olunan şaranpo dahi iki başından su kenârına değin temâm olup içerüsünden hendek
ve meteris kazmağa mübâşeret eylediler. Mürûr iden askerin davarların Tatar tâifesi
karşu yakaya bildirüp ve esvâb ve çadırların kayıklar ve sallar ile karşu yakaya nakle
ihtimâm üzere oldular.

[33b] Menzil: 65, Pınarbaşı, oturak


Şehr-i rebîülâhir, yevm-i yekşenbih: 13, mâh-ı temmuz: 28

Yevm-i mezbûrda dahi vükelâ-yı devlet cisir başına varup itmâmına ikdâm ü
himmet buyurdular. Ve Hân-ı âlî-şân Leh diyârında vâki‘ Bar kal‘asına dâhil olduğu
haberi vâsıl olmağın mukaddemâ dillerle gelen küçük hazinedârı tarafına yollandı.
Yevm-i mezbûrda vakt-i magribde bârân vâki‘ olup ve der-akab def‘ ve havâ küşâde
oldu.

Menzil: 66, Pınarbaşı, oturak


Şehr-i rebîülâhir, yevm-i düşenbih: 14, mâh-ı temmuz: 29

Yevm-i mezbûrda vükelâ-yı devlet cisir başında karar idüp itmâmına ihtimâm
buyurdular. Ve İzvanca muhâfazasında olan Küçük Mehemmed Paşa beşyüz mikdârı
âdem ile kethüdâsın Kamaniçe kal‘ası tarafına göndermiş idi. Kamaniçe havâlisinden
mürûr idüp kurbunda olan bir palankanın varoşuna hücûm itdikde ceng ü cidâlden
sonra zabt idüp esîr ve hayvânâtın ahz idüp varoşu ihrâk eyledüğün ve ganîmet ile
kendüye vâsıl [34a] olduğun tafsîl üzere devletlü Sadr-ı âlî hazretlerine i‘lâm idüp
diller ile mezbûr kethüdâsın irsâl itmeğin hıla‘-ı fâhire ile mazhar-ı inâyet oldu.
40

Yevm-i mezbûrda dahi bi-emri’llâhi te‘âlâ beyne’s-salâteyn bârân vâki‘ olup ve der-
akab def‘ olmuşdur.

Menzil: 67, Pınarbaşı, oturak


Şehr-i rebîülâhir, yevm-i seşenbih: 15, mâh-ı temmuz: 30

Yevm-i mezbûrda dahi vükelâ-yı devlet cisir başına varup itmâmına ihtimâm
eylediler. Ve asker-i İslâmın ba‘zıları karşu yakadan diller ihzâr idüp re‘âyâ makūlesi
olmağla ahvâl bilmediklerinden ahz idenlere ihsân olunmağın herkes esîrin ordu-yı
humâyûn sevkinde fürûht idüp muğtenim olmuşdur.

Menzil: 68, Pınarbaşı, oturak


Şehr-i rebîülâhir, yevm-i cahârşenbih: 16, mâh-ı temmuz: 31

Yevm-i mezbûrda vükelâ-yı devlet cisir başında karar idüp itmâmına ziyâde
ihtimâm buyurdular. Bir gün evvel itmâmına medâr olmak içün karşu yakadan dahi
mübâşeret olunup ve levâzımât-ı cisr neccarâna irişdirilmek içün berü yakada [34b]
Rumeli’nin zu‘amâ ve erbâb-ı tîmârından ve karşu yakada Özi eyâletinin zu‘amâ ve
erbâb-ı tîmârından nevbet ile hizmete ta‘yîn olunup murâd-ı humâyûn üzere
ihtimâm-ı küllî olunduğundan gece ile meş‘aleler yakdırılup takayyüd olunmuşdur.
Ve karşu yakada olan neccârlara timura müte‘allık mühimmât virüp, “zâyi‘ ve telef
olmaya” deyü Defterdâr Paşa ağalarından Çapkın Receb Ağa’yı ta‘yîn eylemişdi.
Gece vaktinde mühimmât tevzî‘ iderken cisirden suya düşüp bi-emrihî te‘âlâ vakti
gelmeyin halâsa çapüklük medâr olmayup nâ-bûd oldu. Cisrin dahi itmâmı karîb
olmağın Maraş Beğlerbeğisi Hasan Paşa muhâfazasına ta‘yîn olunmuşdur.

Menzil: 69, Pınarbaşı, oturak


Şehr-i rebîülâhir, yevm-i pençşenbih: 17, mâh-ı ağustos: 1

Yevm-i mezbûrda cisir itmâm olmağın tarafeynde olan korkulukları istihkâm


üzere binâ ve itmâmına ihtimâm olunup inşâallâhü te‘âlâ asker-i İslâmın mürûruna
karar virilmişdir. Ve Sivas Beğlerbeğisi Murtaza Paşa vakt-i duhâda alayın tertîb
idüp huzûr-ı humâyûndan geçdikde kapusu mükemmel olmağla hıla‘-i fâhire [35a]
inâyet olundu. Ba‘dehu devletlü Sadr-ı âlî hazretlerine varup anda dahi kendüye ve
41

sekiz nefer ağasına hıl‘atlar ihsân olundu. Andan sonra Bozok sancağına mutasarrıf
olan Yahya Bey ve Canik sancağında mutasarrıf olan Can Arslan Paşazâde
Mehemmed Bey ve Divriği sancağı beği alayların gösterüp huzûr-ı humâyûnda ve
Sadr-ı âlî huzûrunda hıl‘atlar giyüp yerlü yerlerine revâne oldular. Bunlardan sonra
Eflak voyvodası olan Ligoroşfu dahi atlu ve piyâde dörtbin mikdârı Eflak askeri ile
huzûr-ı humâyûnda alay gösterüp ve devletlü Sadr-ı âlî kadr hazretlerinin huzûruna
geldikde mu‘tâd üzere hıl‘atlar ihsân olundu. Yevm-i mezbûrda Hân hazretlerinin
sarrâcbaşısı gelüp Hân hazretleri ve Doroşenko hatman Kamaniçe kal‘ası havâlîsine
gelüp irtesi Turlu nehrine karîb mahalle nüzûle karar virdikleri haberin getürmüşdür.
Vâki‘de Tatarın vâsıl olduğu semtlerde duhân asumâna direk direk olmak alâmet
olduğun nakl iderlerdi. Vusûlleri haberi vâsıl olmadın [35b] Kamaniçe tarafında ol
minvâl üzere alâmetle zâhir olmağın vukūfu olanlar mukaddemce haber virmişler idi.
Ve Kamaniçe kal‘asının cevânib-i erba‘ası ne hâl üzeredir. Muhâsaradan haberdâr
olan Rumeli’nin sağ ve sol kol alay beğileri ve yeniçeriyân ocağından orta çavuş
ikibin mikdârı âdem ile irsâl olunmuşlar idi. Sür‘at üzere varup görüp ve avdet idüp
vusûllerinden ziyâde metânet ü istihkâmda olup ve vâki‘ olan mahalleri ziyâde sa‘b
olduğun haber virdikleri haber alındı.

Menzil: 70, Pınarbaşı, oturak


Şehr-i rebîülâhir, yevm-i cum‘a: 18, ağustos: 2

Yevm-i mezbûrda cisr murâd üzere istihkâm ve itmâm bulmağın Haleb


muhâfızı Kaplan Paşa ve Bosna muhâfızı İbrahim Paşa ve Rumeli beğlerbeğisi
Mehemmed Paşa eyâletlerinin zu‘amâ ve erbâb-ı tîmârı ile ve ümerâsı ale’s-seher
cisirden mürûra mübâşeret eylediler. Ve vakt-i zuhrda dergâh-ı âlî yeniçerileri ağası
ocak ağaları ve yeniçeriyân ile revâne oldu.

[36a] Menzil: 71, Pınarbaşı, oturak


Şehr-i rebîülâhir, yevm-i şenbih: 19, ağustos: 3

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin ve Vüzerâ-yı izâm


ve erkân-ı devlet tuğları seherî cisirden mürûr ve Pınarbaşı mukābilinde ordu-yı
humâyûn olacak mahalle nasb olunmuşdur. Cenâb-ı Hak eşref-i sâ‘at ve eymen-i
42

evkāta makrûn eyleye. Vakt-i duhâdan sonra bârân-ı rahmet vâki‘ olup ve der-akab
havâ küşâde ve latîf olmuşdur.

Menzil: 72, mukābil-i Pınarbaşı, sâ‘at: 2


Şehr-i rebîülâhir, yevm-i yekşenbih: 20, ağustos: 3

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü ve azametlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri mu‘tâd


üzere seherî hareket ve Vüzerâ-yı izâm ile cisirden mürûr idüp devlet ü ikbâl ile
otağ-ı humâyûnlarına nüzûl buyurdular. Yevm-i mezbûrda sa‘âdetlü Kāimmakām-ı
âlî-makām Vezîr-i âsaf nazîr Mustafa Paşa hazretleri Kamaniçe kal‘ası havâlisine
varmak ve etrâf ü eknâfını ve muhâsara olunacak mahallerini görmek ve ahvâl ü
âsârının vukū‘u üzere haberin getürmek [36b] mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm
hazretlerinin murâd-ı humâyûnları olmağla me‘mûr olmağın ağavât ve levendât
cisirden mukaddem mürûr ve hâzır u âmâde olmalarına tenbîh-i âlîleri olmağın ol
minvâl üzere hareket ve dâiresinde müsellah ü müretteb âmâde olmuşlar idi. Rikâb-ı
humâyûndan ric‘at eylediğinde devletlü Sadr-ı âlî hazretlerine varup murâd olunan
müzâkere olundukdan sonra hâzır u âmâde olan üçbin mikdârı mürd ü cürd ağavât ve
tevâbi‘ât ve segbânân ile ordu-yı humâyûndan taşra çıkdıkda kendüler ile ma‘an
ta‘yîn olunan Haleb muhâfızı Kaplan Paşa ve Bosna muhâfızı İbrahim Paşa ve Özi
muhâfızı Halil Paşa ve yeniçeri ağası Vezir Abdurrahman Paşa ve Adana
beğlerbeğisi Hüseyin Paşa ve kul kethüdâsı ve topcı başı ve sağ kol ve sol kol alay
beğileri beş altı bin mikdârı âdemleriyle ordu-yı humâyûn kurbunda irişüp hem-inân
musâhabet iderek üç sâ‘atden evvel Kamaniçe’nin Hotin tarafında olan püşte-i
bâlânın nihâyetine varılup öte yüzü Kamaniçe kal‘ası olmağla askeri püştenin [37a]
dibinde ârâm itdirüp sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri piyâde olup topcı başı ve
sağ ve sol kol alay beğilerin yanına alup Kamaniçe kal‘asını ve tabyasına ve etrâfını
temâm mertebe mizân-ı nazara olup ba‘dehû süvâr olup şimâl tarafında olan meylin
etrâfından kal‘a ve tabya ve şehrin cevânib-i erba‘asın murâd üzere gözden geçürüp
kal‘a ve şehir mabeyninde cârî olan nehir ne tarafa cârî olduğun ve kıllet ü kesreti ne
mertebede olduğun fehm idüp muhâsara ve meteris yerleri tabyaya karîb olmasın
zamîrinde nakş itmekle tabyaya karîb vardıklarında tabya ve kal‘ada olan a‘dâ-yı
liyâm bu mertebe etrâfları cüst ü cû olunduğundan şübheye düşüp toplarına ve
43

şâhîlerine ve misketlerine bir ağızdan âteş virüp azîm velvele kopardılar. Sâir vüzerâ
dahi her biri bir tarafdan etrâf ü eknâfın gözden geçirüp sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa
hazretleri murâd üzere her tarafların gördükten sonra garb tarafında bir mahalde
karar buyurup ma‘an olan vüzerâ ve erkân-ı devlet huzûruna geldiklerinde [37b]
tabya ve kal‘a ve şehre nâzır olan garb tarafında vâki‘ püşte-i bâlânın bâlâsına
inşâ‘llâhü te‘âlâ mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin otağ-ı
humâyûnları vaz‘ olunmak ve ordu-yı humâyûn mu‘tâd üzere kal‘aya doğru olup
ibtidâ tabya muhâsara olunmak zamîr münîrlerinden tahmîn olunduğu üzere Vüzerâ-
yı izâma ve erkân-ı devlete ifâde buyurduğında re’y-i âlîlerin istisvâb itmeleriyle bir
mikdâr dahi ol mahalleri gözden geçürmek üzere iken a‘dâ-yı liyâm müte‘âkıben
topların atup velvele-i azîm itdiklerinde asker-i İslâm dahi her köşede kendülerin
izhâr ü ayân idüp ve dil ve baş almak sevdâsıyla piyâde ve süvâr niceler şehir
kenârında olan bustânlara seyirdüp ve segbânân dahi ba‘zı mahallerden a‘dâ ile
tüfenglenüp ve lâkin a‘dâ-yı hâsirîn bu mertebe askeri gördükde içerüye firâr idüp
ancak bir kafire serhadlü müsâdif olmağla başın kesüp sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa
huzûruna getürmekle murâdından efzûn nâil-i ihsân oldu. Dört sâ‘atden mütecâviz
a‘dâ-yı dîne karşu karar olunup [38a] melâ‘în bu kadar top ve şâhî ve misket atup
asker-i İslâm gâh üzerlerinden ve gâh yanlarından ve gâh önlerine gülleleri isâbet
idüp bi-avnihî te‘âlâ bir ferde zarar îrâs eylemedi. Ancak ma‘an birkaç Tatar bulunup
tu‘meleri olmak nasîb olan bir levendin atı ayağına top güllesi isâbet idüp hurd
itmekle derhâl Tatar’lar zebh idüp yağma eylediler. Sâhibine sa‘âdetlü Kāimmakām
Paşa hazretleri bahâsından ziyâde ihsân idüp hâtırın hoş eyledi. Ba‘dehû ol havâlîde
karar ve ba‘de’t-ta‘âm salât-ı zuhru edâ idüp murâd olunan ahvâllerde bi-lutfihî
te‘âlâ noksan kalmamakla avdet olunup ba‘de’l-asr ordu-yı humâyûna vusûllerinde
sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri doğru devletlü Sadr-ı âlî hazretlerine varup
karar u ârâmdan sonra ba‘de’s-salâti’l magrib ma‘an huzûr-ı humâyûna varup
mûşâhede ve mu‘âtebeleri üzere otağ-ı humâyûn vaz‘ olunmağa tahmîn olunan
mahalli ve ordu-yı humâyûn yerini ve ibtidâ tabya muhâsara olunmasını ve meteris
yerlerini tafsîl üzere takrîr ü beyân idüp a‘dâ-yı liyâmın ne vech üzere ceng ü cidâle
âğâz idüp [38b] atılan toplarının ihzâr olunan onbir vakıyye ve sekiz vakıyye top
güllelerin arz idüp tabya ve kal‘anın metânet ü istihkâmı ne mertebede olduğun
vukū‘ üzere arz idüp, inâyet-i Kādir-i mutlak ile eyyâm-ı devletlerinde kabza-i
44

tasarrufa vusûllerine teveccüh-i humâyûnları delîl-i kâfidir deyü murâd-ı humâyûn


üzere takrîr ü beyân eyledüğünde tab‘-ı humâyûn-ı cihân-dârîye inşirâh hâsıl olup
mazhar-ı iltifât oldukdan sonra huzûr-ı humâyûnda bir sâ‘atden ziyâde ârâm idüp
ba‘dehû ric‘at ve karargâhlarına azîmet buyurdular.

Menzil: 73, Mukābil-i Pınarbaşı, oturak


Şehr-i rebîülâhir, yevm-i düşenbih: 21, ağustos: 5

Yevm-i mezbûrda semâhatlü Hân-ı âlî-şân hazretleri huzûr-ı humâyûn-ı


Pâdişâh-ı rûy-i zemîn hazretlerine gelmek fermân olunmağın mu‘tâd üzere evvel
devletlü Sadr-ı âlî kadr hazretlerine gelmeğe karar virilmeğin devletlü Sadr-ı âlî otağı
önünde olan sokaklar ref‘ olunup sâyebân altından aylak çadırına doğru üçyüz
mikdârı sahanlar ile envâ‘ından ta‘âm mâl-â-mâl [39a] bir simât-ı âlî döşenüp ve
simâtın iki tarafına ikişer kat yüzellişer mikdârı koyun çevirmeleri şişler ile kazıklar
üzerinde ve ellişer mikdârı sığır çevirmeleri müheyyâ olup ve sâyebân altında bir
sofra ta‘âm ve baş çadır önünde bir sofra ta‘âm ve ardında mükemmel bir sofra ta‘âm
âmâde oldukdan sonra sâyebân önünden aylak çadırına varınca cânib-i yemînde
Divân-ı humâyûn çavuşları ve muhzır ağanın neferâtı ve deli başı neferâtıyla ve
cânib-i yesârda Divân-ı humâyûn çavuşânı ve muhzır ağanın yoldaşları ve gönüllü
ağası neferâtıyla selâma durup ve bunlardan yukarı üç direkliye varınca devletlü
Sadr-ı âlî hazretlerinin ağavâtı kat ender kat selâma durup Hân-ı âlî-şân hazretlerinin
vusûlüne intizârda oldular. Hân hazretlerinin istikbâline giden Haleb muhâfızı
Kaplan Paşa sağında ve Özi muhâfızı Vezir Halil Paşa solunda tarafeyne edâ-yı
selâm ile sâyebân altında atdan inüp devletlü Sadr-ı âlî hazretleri dahi erkân ferracesi
ve kallâvî ile sâye-bân altında kucaklaşup ve sakal öpüşüp ve içerüye [39b] girüp
Sadr-ı a‘zâm hazretlerinin sağ tarafında semâhatlü Hân hazretleri altı yanında
Nûreddîn Sultan altı yanında hân-zâdeler ve Şirin beğleri oturup ba‘dehû taşra baş
çadır ardında döşenen sofrada Hân vezîri ve kādı-askeri ve Defterdâr ve ağavâtı
oturup ve önünde olan sofrada mîrzâyân ve sâyebân altında olan sofrada Hânın
kapıkulları oturup ve taşrada döşenen simât Tatar-ı yağma-şi‘âr içün müheyyâ
olduğu ma‘an gelen bin mikdârı Tatar-ı yağma-kâra işâret olundukda simâtda olan ol
mikdâr sahanlardaki ta‘âmın kimini şürb ve kimini yudup bir anda sahanları
45

boşaltdılar. Çevirmeler ise Tatarîce tabh olunmağın ale’l-kor pârelenüp herkes


hissesini almak mümkin olmadığından her koyuna beşer onar Tatar ve her sığıra
yirmişer otuzar Tatar yapışup her biri bir tarafa çeküp ve ba‘zısı ayak ile çevirmenin
bir tarafın basup ve eliyle zoran kopardığı barçayı ağzına sokup bu minvâl üzere ol
havâlîde seyr ü temâşâya gelüp piyâde ve süvâr tarafeynde olan [40a] mahlûkāt
arasına düşüp bir mertebe dıhk ü temâşâ oldu ki, devletlü Sadr-ı âlî hazretlerine
değin ulaşmağla men‘ olunmalarıçün mîrzâlar ve zâbitleri tâziyâneler üzerlerine
gelüp darb-ı şedîd ile def‘ eylediler. Bu mertebe darb ve men‘ olunmuşlarken,
çevirme lühûmundan ve üstühânından lokma-i zâg u kilâb olıcak bir barça ol
mahalde alıkomayup nâ-bûd itdiler. Tatar tâifesinin ekl ü şürb ahvâlleri meşhûr ve
müte‘âref olup tıbb ve perhîz sebeb-i intikālleri olduğu muhakkakdır. Bu mertebe
yağmâ-kârlık hakikât-i hâl budur ki, görülmeyince ma‘lûm olmaz. Cenâb-ı Hakk âb
ve dânelerin diyâr-ı a‘dâdan nasîb eyleye. Hân hazretleri dahi Sadr-ı âlî hazretleriyle
bir mikdâr mahfî musâhabet idüp ba‘dehû bir sofra ta‘âm gelüp Hân hazretleriyle
Sadr-ı âlî ve Nûreddîn Sultân ve hân-zâdeler önüne döşenüp ve bir sofra dahi Şîrîn
beğlerine döşenüp ba‘de’t-ta‘âm kahve ve şerbet ve buhûr virilüp ziyâfet-i azîmden
sonra huzûr-ı humâyûna varmaları fermân olunmağın Sadr-ı âlî ve Hân-ı âlî-şân
süvâr olup önlerince çavuş başı ağa [40b] reîs efendi selîmîler ile ve devletlü Sadr-ı
âlî üslûb-ı evvel üzere revâne olup ve otağ-ı humâyûn kapusına vardıklarında bir
mikdâr meks itdiklerinden sonra otağ-ı humâyûn sokakları açılup azametlü ve
mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri devlet ü iclâl ile taht-ı humâyûnları üzerinde
karar buyurup Hân-ı âlî-şân ve Sadr-ı âlî içerüye girüp sâyebânı mürûr mahalline
değin Hân-ı âlî-şân yer öpmek vaz‘ında üç def‘a kemâl mertebe ubûdiyyet arz
eyledüği esnâda mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri dahi birkaç kadem
istikbâl idüp ba‘dehû taht-ı âlîlerinde karar ve Hân hazretleri ku‘ûden karşularında
karar idüp Devlet-i Aliyyelerine müte‘allık ba‘zı cevâb-ı şerîfleri sudûrundan sonra
ser-â-ser kaplu bir semmûr mintana ve üzerine bir hıl‘at-ı fâhire giydirilüp ve başta
bir semmûr kalpak ve bir cevâhir sorguç ve miyânına murassa‘ bir kabza şemşîr-i
adû-tedmir bend ve in‘âm olundukdan sonra Nûreddîn Sultan’a ve hân-zâdelere ve
Şîrîn beğlerine ve mirzâlara ikiyüz mikdârı hıl‘atler ihsân [41a] olunup ve Hân-ı âlî-
şân süvâr olmak içün âmâde olan mücevher rahtlu ve incilü ve dikdiklü ve eberlü bir
re’s kırat otağ-ı humâyûn kapusı önünde çekilüp süvâr olundukdan sonra devletlü
46

Sadr-ı âlî hazretleriyle hem-inân ordu-yı humâyûndan taşra çıkınca revâne olup
ba‘dehû vedâ‘ idüp Kaplan Paşa ve Halil Paşa ma‘an karar-gâhına revâne oldular.
Cenâb-ı Hak mehâbetlü Pâdişâh-ı rûy-i zemîn hazretlerinin vücûd-ı humâyûnların
hatâlardan hıfz idüp serîr-i saltanatlarında sa‘âdet ü iclâl ile pâyidâr ve üstüvâr
eyleye. Sadâkat üzere ubûdiyyetde olan kullarına vücûd bulan ihsân ü inâyetleri
ecdâd-ı izâmlarından hezâr mertebe efzûn olmağın uğûr-ı humâyûn-ı şevket-
makrûnlarında cân ve başların fedâ itmeği devlet-i uzmâ add itdikleri lâ-reybdir.
Boğdan voyvodası olan Duka’nın asker-i İslâm’a itdüği ihânet terakki bulmağın
yevm-i mezbûrda mu‘âteb olup habs olundu. Bu yüzden sakāmet idenler dâimâ hor
ve hâkîr olmadan hâlî olmayalar.

[41b] Menzil: 74, Mukābil-i Pınarbaşı, oturak


Şehr-i rebîülâhir, yevm-i seşenbih: 22, ağustos: 6

Yevm-i mezbûrda oturak olup balyemez topları selâmet üzere cisirden


geçirüp ordu-yı humâyûna ulaşdırdılar. Ve Sarıkamış Kazaklarının hatmanı rikâb-ı
humâyûna yüz sürmek fermân olmağın taburundan beş altıyüz mikdârı tüvânâ ve
güzîde Kazak tâifesiyle atlanup devletlü Sadr-ı âlî hazretlerinin dâiresine geldikde
kethüdâ-yı mahremleri çergesine indirilüp ba‘de’t-ta‘âm devletlü Sadr-ı âlî
hazretlerine buluşup ve andan sonra rikâb-ı humâyûna gönderilüp otağ-ı humâyûn
kapusına vardıkda kendüye bir şîb cebe donı ve üzerine bir ser-â-ser mintâne ve
başına semmûr kalpak giydirilüb yemîn ü yesârında mu‘tâd üzere rikâb-ı hümâyün
ağaları huzûr-ı humâyûna götürdüklerinde birkaç def‘a rû-mâlden sonra mehâbetlü
ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri tarafından kendüye bir altun topuz ihsân
olundukda bûs [42a] idüp kullukda sadâkat üzere olması fermân olundukda boynu
bağlu kul olduğun ve askeriyle fermân buyurılan hidemâta cân ve başın fedâ ideceğin
bildirüp rû-mâlden sonra ihsân buyurılan topusı omuzına alup huzûr-ı Pâdişâhîden
taşra çıkdıkda divân rahtı ile mükemmel müheyyâ olan ata süvâr olup taburuna
revâne oldu.

Menzil: 75, Sahrâ-yı Kamaniçe, sâ‘at: 4


Şehr-i rebîülâhir, yevm-i cahârşenbih: 23, ağustos: 8
47

Yevm-i mezbûrda mütevekkilen ale’llâhi te‘âlâ Kamaniçe sahrâsına nüzûl ve


azîm alay olmak ve cümle ağrık kafâda alıkonup asker-i muvahhidîn salt ve sebük-
bâr ilerüye yürümek fermân olunmağın, mehâbetlü ve şevketlü rûh-ı âlem Pâdişâh-ı
cem-hışm zırh-ı zerrîn-pûş heybet ve salâbet ile süvâr ve Vüzerâ-yı izâm-ı âlî-makām
kezâlik zırh-ı zerrîn-pûş kallâvî ve muvahhidî ile safnâtü’l-ciyâd neslinden esb-i
tâzîleri mücevher pûlâd yancıkları ile âmâde olup mu‘tâd üzere revâne [42b] olup
kafâda huddâm-ı süreyyâ-nizâm cebe ve çavuş ve mevâkibleri sîm ve pûlâd yancıklı
sülüsü mikdârının ellerinde nîze-i cân-sinân ve mâ‘adâsının ellerinde tüfeng-i ateş-
feşân bir mertebe müretteb ve müzeyyen müheyyâ olmuşlar ki dikkat ile nazar
olunmağa kuvvet-i basar tahammül eylemez. Ve yemîn ü yesârda sipâhiyân ve
silahdârân bayrakların küşâde idüp alaylarıyla sahrâ ve tilâl mâl-â-mâl olmuşdı. Bu
minvâl üzere yemekliğe teveccüh ve mu‘tâddan noksân ârâm buyurdukdan sonra
yemîn ü yesârda müheyyâ olan Vüzerâ-yı izâm alayları ile selâma âmâde olıgelen
huddâm-ı Enderûn ve ağavât ve tevâbi‘ât ve levendât ve segbânân yevm-i mezbûra
değin misli sebkat eylemeyen âlât-ı harb u kıtâl ile bir mertebe mükemmel ve
müretteb hâzır u âmâde oldular ki, erbâb-ı seferin sâl-hûrde ehl-i vukūfu Vüzerâ-yı
izâmın bu kadar alayların Hotin seferinde ve Bağdad ve Revan seferlerinde görmedik
deyü Cenâb-ı Hakk’a hamd ü şükür eyledüklerin bu haber istimâ‘ ve sıhhati üzere o
makūlelerden suâl idüp ilmü’l-yakîn hâsıl olmağın ba‘zı mertebe tastîre cesâret
olundu. Ve erbâb-ı menâsıb olan vüzerâ, [43a] mîr-i mîrân ve ümerâ ve sâir asker-i
İslâm fevc fevc mükemmel ve müretteb yemîn ü yesârda alayların bağlayup karar ve
mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin teşrîf-i humâyûnlarına intizârda iken
Vüzerâ-yı âsâf-râve de’b-i âlîleri üzere alaylar meyânından mürûr ve tarafeyne edâ-
yı selâm ile âzim olup akablerince nûr-ı çeşm-i âlemiyân olan salâbetlü ve mehâbetlü
Pâdişâh-ı İslâm hazretleri kemâl-i şevket ü iclâl ile tarafeyne nazar-ı humâyûnları
ta‘lîk iderek Kamaniçe havâlisinde vâkı‘ otağ-ı gerdûn-nitâkları vaz‘ olunan mahalle
teveccüh buyurup asâkir-i muvahhidînin bükâ ile olan pây-dâr fer ü saltanat da‘vâları
peyveste-i asumân oldukdan sonra cânib-i yemîn, ki Kamaniçe semtidir, devletlü
Sadr-ı âlî-kadr hazretlerinin kethüdâ-yı muhteremleri huddâm-ı Enderûn ve ağavât ve
tevâbi‘ât ve piyâde ve süvâri altıbin mikdârı asker müsellah ve müretteb elvân renk
livâların küşâde idüp bölük bölük tabya ve kal‘a önünden karar-gâh-ı Sadr-ı âlî
tarafına sadâ-yı tabl ve nefîr ve surna ile revâne olup akabince sa‘âdetlü
48

Kāimmakām-ı âlî makām hazretlerinin kethüdâları cebe ve cevşen ile müzeyyen


[43b] huddâm-ı Enderûn ve ağavât ve tevâbi‘ât ve piyâde ve süvâr segbânân
dörtbinden mütecâviz müsellah ve mükemmel rikâb rikâba muttasıl mehîb ve garîb
alay ile tabyaya ve kal‘aya dahi karîb mahalden livâları küşâde ve sadâ-yı tabl ve
nefîr ve surnâları karar-dâde kemâl-i metânet ile mürûr idüp, dâirelerine doğru
revâne oldukdan sonra cânib-i yemînde yürümesi fermân olunan vüzerâ ve mîr-i
mîrân ve ümerâ ve asker bölük bölük mürûr idüp karar-gâhları olacak mahallerde salt
ü sebük-bâr karar ve bâr-hâneleri vusûlüne intizârda oldular. Bu tertîb üzere cânib-i
yesârda sa‘âdetlü Nedîm-i Şehriyârî Mustafa Paşa hazretlerinin kethüdâları huddâm-ı
Enderûn ve ağavât ve tevâbi‘ât ve piyâde, süvâri, segbânân müsellah ü müretteb alay
ile ve akabince rif‘atlü Defterdâr Paşa hazretlerinin kethüdâları huddâm-ı Enderûn ve
ağavât ve tevâbi‘ât ve segbânân ile ve sâir cânib-i yesârda yürümesi mu‘tâd olan
vüzerâ ve mîr-i mîrân ve ümerâ ve asker-i İslâm bölük bölük mürûr idüp yerlü yerine
vâsıl ve karar eylediler. Dergâh-ı âlî yeniçeriyânı dahi mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm
[44a] hazretlerin selâmladıkdan sonra dâireleri otağ-ı humâyûn olan püşte-i bâlânın
dâmeninde vâki‘ olmağın bâlâdan dâirelerine bir mertebe kesret ü vefret üzere sür‘at
ile revâne oldular ki adedi ma‘lûmu olmıyanlar kırkbinden mütecâvizdir deyü bahse
düşdiler. Bu minvâl üzere asâkir-i İslâmın süvâri ve piyâdesiyle tabya ve kal‘a ve
şehrin cevânib-i erba‘asında olan sahrâ ve tilâl mâl-â-mâl olup ve niceler şehir
kurbundan câri olup a‘dâ-yı liyâm vehmlerinden ihrâk itdikleri Değirmânlar
semtinden nehr üzerine inüp atların su varmağa ve ol mahallerden bir şikâr ahzına
cüst ü cû idüp asâkir-i İslâm cevânib-i erba‘ayı cevalân üzere oldular. Tabya ve kal‘a
ve şehirde ise ceng ü cidâl alâmetleri olan livâ-yı menhûsları küşâde ve a‘dâ-yı liyâm
ile burc u bârûları memlû ve âmâde iken inâyet-i Kādir-i perverd-gârî ve teveccüh-i
humâyûn-ı tâc-dârî ile a‘dâ-yı hâsirîn nice zemân dem-beste vü hayrân olup asker-i
İslâm alayları tüfeng irişür menzile varmışlar iken asla top ve şâhî [44b] ve kunbara
ve misket ve tüfeng atmayup sükûn üzere oldular. Alaylar dahi tabya ve kal‘adan bir
mikdâr uzaklaşup dâirelerine doğru revâne olduklarında tabyadan beş altı top ve iki
kunbara atup kunbaranın birisi havâda çatlayup ve toplardan bi-inâyeti’llahi te‘âlâ bir
ferde zarar isâbet itmedi. Ba‘dehû kafâdan ağrıklar ve bâr-hâneler yürüyüp yerlü
yerine vâsıl olduklarında bâr-gâhlar ve çerge ve çadırlar kurılup etrâf u eknâf ehl-i
İslâm ile zînet bulduğı mahalde a‘dâ-yı liyâm dahi tabya ve kal‘a ve şehirden top ve
49

şâhî ve misket atmağa mübâşeret idüp asla ârâm u karar eylemedi. Atılan toplarının
gülleleri ordu-yı humâyûndan mürûr ve püşte-i bâlâda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm
hazretlerinin ba‘zısı otağ-ı humâyûnları üzerinden ve ba‘zıları yanından geçüp ol
havâli gülle ile pür olmuşken mehâbetlü ve salâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin
vücûd-ı humâyûnları köşk-i âlîden münfekk olmayup tevekkül ve istinâdı vefret-i
askere ve kesret-i leşkere olmayup avn ü inâyet-i Hudâ-yı vâhibü’l merâm dergâhına
olmağın Kamaniçe’nin akreb-i evânda [45a] kabza-i tasarrufa vusûli içün Cenâb-ı
Hakk’a tazarru‘ ve niyâzı mertebe-i kemâlde olduğu herkesin ma‘lûmu olmağın
sihâm-ı du‘âları hedef-i icâbete karîn olmak yanında a‘lâ ve ednânın nâliş ü niyâzı
hadd-ı tahrîrden bîrûn olduğu lâ-reybdir. Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı
İslâm hazretleri otağ-ı humâyûnlarına nüzûl ve karar buyurduklarından sonra kal‘ada
olan a‘dâ-yı hâsirîne devletlü Sadr-ı âlî tarafından kâğad yazılmak ve sünnet-i
seniyye-i Seyyidü’l-enâm-ı aliyye efdalü’s-salat ve’s-selâm üzere ola. Irz-ı dîn-i
İslâm ve rû-gerdân olurlar ise kal‘anın miftâhların teslîm ve harâc kabûl ideler.
Yağma ve isyân iderler ise cezâları tertîb olunur. Habîr ü agâh olmaları
mazmûnından gāfil idük deyü özr ü bâhânelerin dâfi‘ irsâl olunmak fermân
olunmağın fermân-ı Şehriyârî üzere yazılup devletlü Sadr-ı âlî hazretlerinin sâbıkā
kethüdâları olan Kaplan Ağa ile irsâl olmuş idi. Fermân-ı âlî üzere götürüp teslîm
idüp a‘dânın ma‘lûmları oldukda Leh keferesinin üzerine bu Devlet-i Aliyye’nin
Hotin seferinden gayri seferi vâki‘ olmaduğından gurûrları kemâlde olmağın yağma
[45b] ve isyânları zâhir ve cânib-i Pâdişâhîye adem-i inkıyâdları bâhir olmağın
mütevekkilen ale’llâhi te‘âlâ feth ü teshîr sebeb-i zâhiri olan meterisler ve kal‘a-kûb
toplar vaz‘ olunacak mahaller fermân-ı sâhib-kırânî üzere görülmek ve bilâ-tevakkuf
mübâşeret olunmak iktizâ itmeğin vakt-i asrda devletlü Sadr-ı âlî hazretleri ve
sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri ve rif‘atlü yeniçeri ağası ve kul kethüdâsı ve
topçıbaşı ve sağ ve sol kol alay beğleri süvâr olup Kamaniçe kal‘asının ve şehrinin
başı şeklinde olan tabya kurbuna varup tahmîn-i evvel üzere meteris yerleri ve toplar
vaz‘ olunacak mahalleri ve kollar olacak semtleri murâd üzere görülüp karar
virildikten sonra müste‘înen-bi‘llâhi te‘âlâ pençşenbih gicesi dergâh-ı âlî yeniçerileri
meterise girmeğe ve devletlü Sadr-ı âlî hazretleri tabyaya karşu ve sa‘âdetlü
Kāimmakām Paşa hazretleri cânib-i yesârda ve Nedîm-i Şehriyârî Kamaniçe
kal‘asının cânib-i şerîfinde olan püşte-i bâlâda birer kol olup bu minvâl üzere üç
50

koldan tabyanın muhâsarasına ve mübâşeret olunmasın müşâvere itdiklerinden sonra


devletlü Sadr-ı âlî [46a] hazretlerinin kolunda dergâh-ı âlî yeniçerileri ağası ve kul
kethüdâsı müstevfâ yeniçeriyân ile ve Rumeli’nin zu‘amâ ve erbâb-ı tîmârı ve
sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin kolunda saksoncubaşı müstevfâ yeniçeriyân
ve Sivas Beğlerbeğisi Mustafa Paşa eyâleti askeriyle ve Karaman eyâletinin askeri ve
Adana Beğlerbeğisi Hüseyin Paşa ve Nedîm-i Şehriyârî sa‘âdetlü Mustafa Paşa
hazretlerinin kolunda Anadolu Beğlerbeğisi Ali Paşa eyâleti askeriyle ve zağarcıbâşı
müstevfa yeniçeriyân ile ve her kola ellişer kıt‘a balyemez top ta‘yîn olunup bu
minvâl üzere mükâleme ve tertîbleri ihtitâm buldıkdan sonra her kola ta‘yîn olunan
eyâlet askerlerinin alay beğileri ihzâr olunup sepetler içün çubuk âmâde itmelerine
tenbîh ü te’kîd ve üzerlerine mu‘temed ağalardan ta‘yîn idüp bilâ-tevakkuf tedârik-i
levâzımata ihtimâm olundu. Kal‘a-kûb toplar ise ordu-yı humâyûn kenârında
olmağla vaz‘ olunacak mahalle karîb ihzârları muktezî olmağın zikr olunan Vüzerâ-
yı izâm kapularından olan segbânân çeküp götürmeleri fermân olunmağın her
kapudan müstevfâ segbânân ve üzerlerine mu‘temed ağalarından ta‘yîn olunmağla
çeküp [46b] vakt-i işâdan sonra murâd olunan mahallere ulaşdırmağa ihtimâm üzere
olduklarından tabya ve kal‘ada olan a‘dâ-yı liyâm etrâflarına meş‘aleler yakup ve
topların çekilen semtine top ve şâhî ve misket ve el kunbarası ile azîm velvele idüp
vakt-i sabâha değin asla ârâm itmediler. Bi-inâyeta’llâhi te‘âlâ topları çeküp
getürenlere çokluk zarâr isâbet itmedi. Dergâh-ı âlî yeniçeriyânı dahi mu‘tâdları
üzere kazma ve küreklerin kabz idüp vakt-i mu‘tâdlarında meterisleri olacak
mahallere revâne ve hayır du‘â-yı tâc-dârî ile eşref-i sâ‘atde meterislerine mübâşeret
eylediklerinde a‘dâ-yı hâsirîn henüz kendülerine afet isâbet itdüğin fehm
olunmalarıyla toplar tarafına ve ordu-yı humâyûna top ve şâhî ve misket ve tüfeng
atmakdan ferâgat idüp meterislere meşgūl olan yeniçeriyân üzerine bir mertebe ateş-
endâzlık itdiler ki velvelesi ordu-yı humâyûnun nihâyetine irişüp yeniçeriyânın
meterise girdiklerinin alâmeti olduğun herkes bilüp hazret-i Hakk şerr-i düşmândan
emîn idüp mu‘în ve zahîrleri olmak du‘âsın itdiler. Bi-lutfihî te‘âlâ [47a] yeniçeriyân
dahi meterislerine yerleşüp levâzımâtlarına ise ihtimâmda oldular. Sâir kılâ‘
muhâsaralarında yeniçeriyân ibtidâ meterise girdikde ziyâde neferât şehîd oldukları
lâ-reybdir. El-hamdü’llâhi te‘âla bu def‘a ol mertebe şehîd ve zahm-dâr olmadıkları
tahmîn bulmuşdur. Merdâne gayret idüp me’mûlden evvel meterise yerleşdiklerinden
51

sonra mehâbet-i İslâm’ı a‘dâ-yı bed-kâra izhâr ve ayân içün tüfeng-endâzlığa


mübâşeret eylediler.

Menzil: 76, Sahra-yı Kamaniçe, oturak


Rebîülâhir, yevm-i pençşenbih: 24, ağustos: 8

Yevm-i mezbûrda dergâh-ı âlî yeniçerileri meterislerden a‘dâ-yı liyâm


üzerine ale’s-seher bî-hisâb tüfengler atup dilîrâne ceng ü cidâle âgāz itdiler. Vüzerâ-
yı izâm dahi meterisler kafâsında seherî çadır kurdırup ve meterislere mülâsık karar
olunmak içün birer tabya binâsına mu‘temed ağaların ta‘yîn buyurmalarıyla ber-
vech-i ta‘cîl itmâmlarına ihtimâm üzere oldular. Ve tabyaya ve meterislere lâzım
olan kazma ve kürek ve torbalar ihzârına ve lâzım oldukça tevzîî dahi birer ağaların
ta‘yîn [47b] buyurup bu levâzımât itmâm oldukdan sonra top sepetleri âmâde
olmasına ihtimâm olunup ve topçıbaşı üç kola ta‘yîn olunan altışar kıt‘a balyemez
toplar içün topçılar ta‘yîn idüp meterislerde vaz‘ olunacak yerleri âmâde itmeğe dahi
mübâşeret olunup, inşâllâhu te‘âlâ yarın cum‘a günü, ki ıydü’l-müminindir, Vüzerâ-
yı izâm tabyalarına dâhil ve topları dahi yerlü yerine vaz‘ idüp harb u kıtâle niyyet
olunmuşdur. Cenâb-ı Hakk her halde mu‘în ü nâsır ola.

Menzil: 77, Sahrâ-yı Kamaniçe, oturak


Şehr-i rebîülâhir, yevm-i cum‘a: 25, ağustos: 9

Yevm-i mezbûrda Vüzerâ-yı izâm tabyaları itmâma karîb olmağın eşref-i


sâ‘atde varup tabyalarında karar ve tüfeng-endâz ve tîr-endâz huddâm-ı Enderûn ve
ağavât ve segbânânı etrâflarında âmâde idüp ceng ü cidâl ve harb u kıtâle âgāz
olundu. Topların dahi ikişer dânesi ilerüce çekilüp yerlerine vaz‘ [48a] olunmağın
a‘dâ-yı liyâm mütehassın oldukları tabyanın kullelerine ve toprak ile memlû olan
sepetlerine ve top ve şâhîlerine ve a‘dâ-yı dîn ü devlet misket ve tüfeng atdıkları
mahallerde vakt-i duhâya değin bir mertebe ra‘daşup toplar ile darb olundu ki a‘dâ-yı
liyâm neye uğradıkların henüz anlamağa başladılar. Bu minvâl ve duhâ mürûr idince
balyemez topların birer mikdârı ile darb olunup ve yeniçeriyân dahi meterislerin
ilerüye sürüp ve top ve tüfeng atılmasın, içerüye mu‘temed âdem gönderiniz
tüfenglerin atup Vüzerâ-yı izâm dahi tabyalarından hareket ve meterisleri devr idüp
52

yeniçeriyâna ve serdengeçdilere in‘âm ü ihsânlar itmeleriyle anlar dahi ziyâde


cünbüş ve a‘dâ-yı bed-kâr üzerine dilîr-âne harb u kıtâl izhâr itdiklerinde kal‘ada
olan baş kapudan sa‘âdetlü Kāimmakām hazretleri koluna iki kâfir gönderüp
huzûruna geldiklerinde içerüde olan beğler geliş idüp devletlü Sadr-ı a‘zâm
hazretlerine kâğıd gönderdiler. Sizin dahi iylükde bulunmanızı recâ eylediler deyü
cevâb virmeleriyle bilâ-tevakkuf Sadr-ı âlî hazretlerine [48b] yolladılar. Kâğıdlarının
mefhûmu “top ve tüfeng atılmasun,içerüye mu‘temed âdem gönderinüz söyleşelüm”
ve lisânen dahi cevâbları bu yüzden olmağla devletlü Sadr-ı âlî hazretleri “bu Devlet-
i Aliyye cenginde ârâm yokdur. Te‘hîr itdirmek murâdınız ise ceng bayrakların
kaldırup beyaz bayrak nasb eyleyiniz ve illâ hemân ceng ü cidâldir” deyü cevâb
virüp yollamış idi. Gelen kâfirler içerüye dâhil olduklarında a‘dâ-yı bed-nihâd ceng
bayrakların kaldırmayup top ve kunbara ve misket ve tüfeng atmağa âgāz itmeleriyle
asker-i İslâm dahi ceng ü harbe merdâne dikkat idüp ve âmâde olan toplar ile a‘dânın
topları sepetlerin târ ü mâr idüp vakt-i asra karîb mahalle değin bir mertebe harb u
kıtâl oldu ki ta‘bîr olunmaz. Ehl-i İslâm tarafından ceng ü cidâl ve hücûm-ı küllî
ânen fe-ânen terakkîde olduğun a‘dâ-yı liyâm gördüklerinde ceng bayrakların
kaldırup ve beyaz bayrak vaz‘ idüp ve tekrâr iki Lehlü kâfiri ile Türkî lisânından
haberdâr bir Ermeni sa‘âdetlü [49a] Kāimmakām Paşa hazretlerinin koluna çıkup ve
kal‘ada olan beğlerden kâğıd getürüp “beğler bu def‘a huzûrunuza kâğıd yazup
iylüklerinde bulunmanızı niyâz eylediler” deyü cevâb virmeleriyle kâğıdın mührin
bozmayup bilâ-tevakkuf kâğıdı ve gelen kâfirleri devletlü Sadr-ı âlî hazretlerine
gönderüp kâğıdın mefhûmı Devlet-i Aliyye tarafından içerüye mu‘temed âdem irsâl
olunmasın müş‘ir olmağla yeniçeriyân ocağından orta çavuş ve Sadr-ı âlî ağalarından
Kara Kulak Ahmed Ağa ta‘yîn olunup kal‘ada olan küffâra “asla gayri cevâb yokdur
kal‘ayı teslîm iderlerse kendülerine emân virilür ve illâ hemân cengdir, bîyhûde
cevâblarına aslâ i‘tibâr olunmaz” deyü kat‘î cevâb virmeleriçün fermân
buyurmalarıyla ol minvâl üzere içerüye varup cevâba me’mûr oldular ve haylî
ârâmdan sonra çıkup geldiler. Cevâb her ne ise bildirüp ve tekrâr iktizâ iden cevâbı
söylemek içün yine orta çavuş ve Ahmed Ağa ve baştercemân içerüye irsâl
olundular. Bu aralıkda ise beyaz bayrak tabya üzerinde olup [49b] ve tarafeynden top
ve tüfeng âvâzesi olmadığından meterislerde olan asker-i İslâm meterisler üzerine
çıkup ve ordu-yı humâyûnda olanlar, ki ba‘zıları atlanıp vire oldu kal‘ayı, şehri
53

görelim deyü sür‘at üzere hareket ve meterislerden ilerü tabya ve şehrin hendekleri
kenârına değin seğirdüp seyr ü temâşâ içün ol kadar atlu ve piyâde hendek kenârında
cem‘ oldu ki a‘dâ-yı liyâm vehme düşüp şimdi heman üzerimize hücûm iderler
mertebesine vardılar. Erbâb-ı seyr ü temâşâ bu halde ammâ a‘dâ-yı liyâmın hâlinden
ve muhâsaranın iktizâsından haberdâr olan kâr-güzârân kal‘a ve şehrin seyrin
inşâllâhu te‘âlâ ba‘de’l-feth ideriz bu seyircilerin seyrin dahi ideriz vakt-i fursatdır
deyü top sepetlerin Sadr-ı âlî kolunda ve Kāimmakām-ı âlî-makām kolunda olan
zu‘amâ ve erbâb-ı tîmâr gereği gibi yerlü yerine yerleşdirüp ve toprak ile murâd
üzere tepe tepe doldurup ihtirâz ve ihtiyât ile görecekleri hizmetlerin bî-pervâ itmâm
ve taşradan gelecek kazık ve çubuk her ne ise sür‘at üzere lâzım olan mahallere [50a]
ihzâr olunup muhassal beş altı günde nice âdem telef ve zahm-dâr olmağla hâsıl
olacak hizmetler bu aralıkda lutf-ı Hakk’la husûle geldi. Ağalar Devlet-i Aliyye
tarafından içerüde mükâleme ve müzâkerede ammâ tabya ve kal‘ada ceng ü cidâle
âmâde olan küffâr ehl-i İslâm’ın atlu ve piyâdesi etrâf olup cevelân eylediklerin
gördüklerinden gayri serdengeçdi meterisleri ve kafâlarında olan yeniçeriyân
meterisleri durmayup ilerüye yürümede oldukların ve top sepetleri vaz‘ olunup
toprak ile doldukların ve henüz yerlerine gelmeyen balyemez topları ordu-yı
humâyûn tarafından gürûh gürûh asker çeküp kollu koluna ulaşdırmağa azîm
ihtimâmda oldukların a‘dâ-yı hâsirîn gördüklerinde zâhiren Devlet-i Aliyye
tarafından sâdır olan fermân murâd-ı sakîmlerine muvâfık olmaduğından gayri
taşrada ehl-i İslâm’ın bu yüzden ihtimâm ve dikkatlerin müşâhede itdiklerinde orta
çavuşu ve Kara Kulak Ahmed Ağa’yı ve baştercemânı sür‘at üzere yollayup ve ceng
ü cidâl vaz‘iyet itmeleriyle Ahmed Ağa dahi taşra çıkup [50b] hendek başında ve
sahrâda top ve tüfeng menzili olan mahalde asker-i İslâm’a ve meterislerden çıkup
toplar önünde seyr ü temâşâda olan piyâde ve süvârîye, “savulun” deyü işâret
itmekle ba‘zılar işârete amel idüp bilâ-tevakkuf savuldular, ba‘zılar ise yârânı ile gâh
kal‘a ve şehre nazar idüp ve gâh musâhabete meşgūl olup böyle mahalde isâbet
idecek gāileden gāfil olmağın savulmağa şitâb itmeyüp meydânda dolaşup durdular.
Ahmed Ağa dahi mâbeynlerinden ayrılup devletlü Sadr-ı âlî hazretlerine karîb
varduğı gibi a‘dâ-yı liyâm bir ağızdan topların ve şâhîlerin ve misket ve tüfenglerin
meydânda olan ehl-i İslâm ve meterisler üzerine boşaldup bi’l-bedâhe bir velvele-i
azîme kopardılar ki meterislere değil ordu-yı humâyûnun nihâyetine ulaşdı.
54

Meterisler üzerinde olan asker her ne hâl ise derhâl meterise girdiler. Ammâ atlu ve
piyâde sahrâda olanlar at boynına düşüp kimi ordu-yı humâyûna doğru ve kimi
meterisler kurbuna geldiği gibi atını bıragup meterisler içine düşüp [51a] ve süvâri
olanlar sahrâdan ordu-yı humâyûna değin dizgin çeküp reftâr itmeleriyle ehl-i
İslâm’a lâhık olan âr ve gayret bu vak‘ada zahm-dâr olan birkaç âdemin acısın
unutdırup cân u gönülden a‘dâ-yı bed-kâr üzerine topları boşaltup ve mâbeyne aslâ
fâsıla virmeyüp vakt-i magribe değin a‘dâ-yı hâsirîn üzerine ol kadar tüfengler atdılar
ki, bir yerden baş göstermeğe kādir olamadılar. A‘dâ-yı dînin bu yüzden bir günde
iki def‘a taşraya âdem gönderüp ve beyâz bayrak nasb itmişken der-akab ehl-i İslâm
üzerine bu yüzden fesâd ü şekāvet eyledüği mûcib-i keder olup inâyet-i Kādir-i
mutlak ile cezâları tertîb olunmak içün âmâde olan mühimmât-ı harb u kıtâl bir sâ‘at
evvel müheyyâ olmasına gayret-i din ü devlet iktizâsıyla mûcib-i ihtimâm olmağın
her kola vaz‘ olunacak ellişer kıt‘a balyemez toplar yerlü yerine vaz‘ olunmağa vakt-
i magribde mübâşeret olunup her kolun erbâb-ı tîmârı bezl-i kudret üzere oldular.
Sadr-ı âlî kolunda olan Rumeli’nin [51b] erbâb-ı tîmârı topların mahalline
yaklaşdırup sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa koluna ta‘yîn olunan Sivas ve Karaman
eyâletlerinin zu‘amâ ve erbâb-ı tîmârı murâd üzere topları irişdirmekte nev‘ân âdem-
i iktidârları sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin ma‘lûm-ı şerîfleri olmağın
Sivas ve Karaman eyâletleri askerine i‘ânet içün ta‘yîn olunan Bosna askerine dahi
i‘tibâr itmeyüp cümle ağavât ve levendâtın ta‘yîn idüp ve kendüler ol havâlîden cüdâ
olmayup vakt-i magribden vakt-i temcîde değin ikdâm ü ihtimâm idüp bî-avnihî
te‘âlâ evvel gelen iki kıt‘a topdan gayri dört kıt‘a balyemez top murâd üzere tabyanın
metîn ü müstahkem müdevver kullesi ki üzeri sepetler ile dolu ve a‘dâ-yı liyâmın
cengâver Nemçe kâfirleri ile memlû idi. Ol kulle-i azîmeye karşu vaz‘ olup bârût ve
gülle ve levâzımât-ı sâire her ne ise bi’t-temâm ihzâr ve âmâde kılındı. Sivas ve
Karaman eyâletlerinin askeri topları murâd üzere çeküp getürmekde âhar asker
imdâdına muhtâc oldukları Rumeli askerine [52a] kıyâsen tenâkusları vehm ü
hirâslarına haml olunmaz. Balyemez topları bir mertebede idiler ki, iki eyâlet askeri
değil dört eyâlet askeri çeküp getürmeğe kādir olamadıklarından gayri oldukları
mahalden vaz‘ olunan mahal ba‘îd olup ve mâbeynde şîb ü firâz birkaç vâdi olup ehl-
i vukūfun takrîrinden gayri bu hakîr muhâsara ve fethinde bulunduğum husûnda bu
mertebe kavî balyemez toplar ol mikdâr asker ile üç dört günde ancak ulaşdığın
55

müşâhede eylemişdim. Bunlardan gayri tabyanın ol müdevver kullesinde toplar ve


şâhîler husûsâ misket-endâz olan Nemçe kâfirlerinin dernek yeri olmağla toplar
çekildüği vakt-i işâdan beş altı sâ‘at mikdârı mahalde ol semtlere bir mertebe ateş-
efşân oldular ki, birkaç def‘a top gülleleri top çeken ehl-i İslâm arasına uğrayup bir
kaçın kolun, budun götürüp elden bırakmışlar iken sabâha kalursa bir vechile ol
havâlîden koparmak ve kal‘adan atılan toplardan meydan ortasında kalan toplar
zahm-dâr olmamak muhâldir deyü sa‘âdetlü kāim [52b] Kāimmakām Paşa hazretleri
dâmen-i der-miyân eyâlet askerlerine ve kendi ağavât ve levendâtına ikdâm ve
himmetleri mertebe-i kemâlde olduğundan huddâm-ı Enderûnî dahi sarılup ol gice
mahall-i murâda vusûlleri muhâl iken bi-lutfihî te‘âlâ vusûlleri sa‘y-ı âlîlerinin
semeresi olduğu nümâ-yân olmağın du‘â-yı hayr-ı ferâvâne mazhâr olmuşdır. Sâir
kolların dahi balyemez topları murâd üzere yerlü yerine vaz‘ olundu. Muhâsara
olunan kılâ‘ın darbına vaz‘ olunacak toplar yerlü yerine vâsıl ve a‘dâ-yı dînin topları
âtıl ve karar-gâhlar târ u mâr olmadıkça meterisde olan asker-i İslâm’a ve ordu-yı
humâyûnda top irişür mahalde bulunan çadırlar sâhibine ve sahrâda kârına meşgūl
olanlara râhat kalmaduğı mukarrerdir. Elhamdü’llâhi te‘âlâ toplar himmet-i Vüzerâ-
yı asaf re’y ile yerlü yerine vaz‘ olundukdan sonra meterislerde olan ehl-i İslâm’a
mürûr hâsıl olup a‘dâ-yı dîn top ve misket ve tüfeng atdıkça yarın inşâllâhu te‘âlâ bir
hoş toplarımız güllelerin mîzâna koyup metâ‘ımız bahâsı takdîr olunur deyü [53a]
a‘dâ-yı liyâma merdâne ve dilîr-âne tüfengler atup izhâr-ı gayret İslâmiyye’de aslâ
kusûr itmediler. A‘dâ-yı liyâm ise toplar çeküp yaklaşduğından ve meterisler ayak
ayak ilerüye vardığından vehm-i azîme düşüp vakt-i şâmda ol kadar el kunbarası
atdılar ki tahrîri muhâldir.

Menzil: 78, Sahra-yı Kamaniçe, oturak


Şehr-i rebîülâhir, yevm-i şenbih: 26, ağustos: 10

Yevm-i mezbûrda sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa kolunda âmâde olan altı kıt‘a
balyemez toplar âmâde olup ve mu‘tâd üzere kurbânlar zebh olunup topcıyânın
du‘âları ahşam buldıkda karşularında olan tabyanın kulle-i azîmi üzerinde olan
sepetler ardında ve kârgîr karakolhâne kafâsında olan a‘dâ-yı bed-kâr vakt-i şâmda
toplar kendülerine karşu vaz‘ olunduğundan haberi olmalarıyla ba‘zısı misket ve
56

tüfeng atup sâirleri âlemlerinde karar üzereler iken bir fitilden altı kıt‘a balyemez
topa ateş virildikde Allah ekber bir yerden küffâr mütehassın oldukları mahalle bir
mertebe sadâlar ile gülleler uğradı ki a‘dâ-yı bed-kâra kıyâmetten nişân verir bir
hâlet vâki‘ olup vakt-i [53b] fecrden vakt-i duhâya değin bir dürlü vaz‘ ve hareketleri
zâhir olmaduğı a‘dâ-yi hâsirin ekserî mürd ve helâk olduklarına dall olmuşdur. Der-
akab tepe doldurup müte‘âkiben kal‘a ve karakolhâne ve sepetler darb olunmağla
sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa kolunda olan meterislerde husûsa kendüler karar
buyurdukları tabya etrâfında bir ferd baş göstermeğe a‘dânın top ve şâhîleri ârâm
virmez iken lütf-i Hâkk’la birkaç top ve şâhîleri battâl olup herkes murâd üzere
harekete ve a‘dâ-yı liyâma tüfeng ve tîr atmağa evvelkinden birkaç tabaka ziyâde
cür’et eyledi. Maksud-ı küllî olan ise meterisler tabya hendekine ulaşmak olmağın
sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin koluna ta‘yîn olunan saksuncıbâşı Ahmed
Ağa’yı yevm-i mezbûrda birkaç def‘a huzûruna çağırup meterislerin yürümesine
ihtimâm-ı küllî buyurduklarından gayri kendüler meterisleri dolaşup yeniçeriyân ve
serdengeçdilere in‘âm ü ihsânlar idüp ve harb u kıtâlde mecrûh olanlara ve tüfengleri
hurd olanlara ihsânlar idüp bir mertebe ilerüye yürümeğe yeniçeriyân [54a] gayret ve
himmet itdiler ki iki üç günde ancak varılur deyü tahmîn olunan mahallere fecrden
vakt-i asrda dâhil oldular. Bu minvâl üzere devletlü Sadr-ı âlî hazretlerinin kolundan
karşusına müsâdif olan tabyanın metîn ve müstahkem kullesi üzerine olan top ve
şâhîlere ve a‘dâ-yı bed-kâr mütehassın oldukları sepetlere balyemez toplar urılup ve
meterislerde olan yeniçeriyân ve serdengeçdiler ve segbânân a‘dâ-yı liyâma göz
açdırmayup kıtâl-i azîm ve top ve şâhîlerinin nicesin battâl itmeleriyle melâ‘în dahi
bir an durmayup ceng ü cidâlden hâlî olmadılar. Nedîm-i Şehriyârî kolı ise püşte-i
bâlâda vâki‘ olup kendüler ile hasmâne ceng ü cidâle cümleden ziyâde âgāz iden asıl
Kamaniçe kal‘asının tabyaya muttasıl şeklinde olan kulle-i azîmeye tahassun iden
a‘dâ-yı bed-kâr olup kal‘aya manend kulle metîn ve müstahkem olup üzerinde topları
ve şâhîleri vâfir olduğundan dört tarafa toplar ve şâhîler atup ve tahassun iden a‘dâ-yı
bed-kâr dahi misket ve tüfengler atup kıtâl-i azîm itmeleriyle Nedîm-i Şehriyârî
kolunda olan balyemez topları ol kulle-i azîmeye [54b] havâle idüp bir mertebe darb
ve harb olunduğu kullenin ortası târ u mâr ve tahassun iden a‘dâ-yı liyâm serâsime
ve bî-karar olmağa yüz tutdu. Bu minvâl üzere üç koldan a‘dâ-yı bed-kâra azîm
rahneler virilmeğe ihtimâm olmağın ehl-i vukūf olanlar inşâllâh u te‘âlâ akreb-i
57

evânda guzât-ı İslâm’ın tığ-ı hun-feşânları gerdân-ı a‘dâyı kat‘ itmeğe dest-res
bulurlar deyü Vüzerâ-yı asaf-ârânın himmet âlîlerine ve uğûr-ı humâyûn-ı Pâdişâhîde
olan gayret ve himmetlerine cân u dilden hezâr tahsîn ile hayr du‘â eylediler. Bu
minvâl üzere üç koldan harb u kıtâl mütemâdî olmakda ve meterisler ayak ayak
ilerüye yürümekde a‘dâ-yı liyâm tarafından ise meterise girilden beri ehl-i İslâm’ın
üzerine kunbara atmadığından kunbaraları var ise de frenk-i bed-renk kadar
mahâretleri yokdur deyü ehl-i İslâm ol gāileden bir mikdâr âzâde olmalarıyla sefer-i
humâyûna ihzâr olunan altmışar vakıyye ve otuz vakıyye kunbara havanların
kunbaracılar kollara ihzâr idüp henüz atmağa mübâşeret etmemişler idi. [55a] Vakt-i
işâda a‘dâ-yı liyâm tarafından birbiri ardınca iki kıt‘a kunbara atılup meterisler
üzerinden bir mertebe velvele ve mehîb sadâ ile mürûr eylediler ki Kandiye
kal‘asının gāyet müntehâ kunbaraları mânendi olduğun ehl-i vukūf olanlar takrîr
eylediler. Meterislerde olan ehl-i İslâm kunbaralar zuhûrundan ihtirâzen mu‘tâd
üzere ve ardacılar ta‘yîn idüp tabya ve kal‘a tarafından ictinâb üzere oldular. Ehl-i
İslâm tarafında olan kunbaracılar dahi hâzır u âmâde oldukları halde bu ahvâl zuhûr
itdüği gibi âmâde olan kunbaraların tabya ve kal‘a üzerine atup a‘dâ-yı bed-kâra
dürlü dürlü rahneler virüp ve lakin bu mertebe ile a‘dâ-yı dîne izhâr her şey kābildir
deyü kunbaracıbaşı ve sâir ehl-i vukūf olanlar Nedîm-i Şehriyârî kolunda olan
kunbaralar olduğu püşte-i bâlâya varup ol kolda olan altmışar vakıyye kunbaraları
tedbîrleri üzere doldurup ve küffârın kunbara atdıkları mahalli temâm mertebe
mîzâna aldıklarından sonra üç kıt‘a kunbaraya birbiri ardınca [55b] ateş virüp vakt-i
şâmda revnakları garîb olmağın ayânen üç kıt‘a kunbara râst a‘dâ-yı dînin kunbara
gülleleri olduğu mahzene isâbet itmeğin atılan kunbaralar gülleleri çatlayup acayib
ve garîb velvele ve sadâları zâhir oldukdan sonra a‘dânın güllelerine ateş isâ[p]
itmeğin cümlesi bir yerden çatlayup bir mertebe velvele ve sadâ peydâ oldu ki, tabya
ve kal‘a ve şehr bi’l-külliye havaya münkalib olup nâ-bûd ve nâ-peydâ olmak
mertebeleri zâhir olmağın ehl-i İslâm dahi Allah Allah sadâsın kubbe-i nüh-tâka
yetişdirüp bir yerden tüfenglerin boşatup ve der-akab üç koldan müheyyâ olan
balyemez toplara ateş virilüp a‘dâ-yı hâsîrine kıyâmetten nişân virir bir gayret
gösterdiler. A‘dâ-yı dîn ve devlet bu vaz‘-ı kıyâmet eseri gördüklerinde mürd ve
mecrûh olan bî-hisâb olmağın üç sâ‘at mikdârı zamân mürûr idüp sayt ve
sadâlarından eser zâhir olmayup vâveylâ-yı kilâb ile semtleri mâl-â-mâl idi.
58

Kunbaraların vücûdı ma‘dûm olduğuna fî-mâba‘d o ma‘kūle [56a] kunbaralar


atılmaduğuna delîl vaz‘ olmuşdur. Bi lutfi’llâhi te‘âla yevm-i mezbûrda a‘dâ-yı
hâsirine üç koldan hucûm-ı azîm olup göz açdırılmamağla devletlü Sadr-ı âlî
hazretlerinin ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin kollarında olan
serdengeçdilerin meterisleri hendek başına dayanup yeniçeriyân meterisleri dahi
varmağa dikkat ve ihtimâm olundu. Ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin
kapusında olan haçı ki Paşa-zâde ahz eyledüği Lehlü esîrin huzûrlarına ihzâr idüp
sûal olundukda Leh kıralı tarafından gönderilen küçük elçisinin âdemi olup mezbûr
elçi Bahuvice kal‘asına dâhil olup asker havfından çıkup gelmeğe ihtirâz idüp Devlet
tarafından âdem irsâl olunmasın ricâ eyledüğin bildirmekle devletlü Sadr-ı âlî
hazretlerine irsâl eylediler.

Menzil: 79, Sahra-yı Kamaniçe, oturak


Şehr-i rebîülâhir, yevm-i yekşenbih: 27, ağustos: 11

Yevm-i mezbûrda mu‘tâddan ziyâde üç koldan a‘dâ-yı liyâm üzerine ra‘dâşup


toplar ve kunbaralar ve meterislerden bî-hisâb tüfengler atılup bir mertebe [56b]
a‘dâ-yı liyâm üzerine hücûm olmuşdur ki, beyânı muhâldir. A‘dâ-yı liyâm ise gâh
kal‘aya ve gâh şehre seyirdişüp tabya üzerine arabalar ile âlât-ı ceng ü cidâl ihzâr
idüp ehl-i İslâm üzerine dürlü dürlü ateş-bâzlıklar izhâr eylediler hatta sa‘âdetlü
Kāimmakām Paşa kolunun karşusında olan müdevver kulle-i azîme üzerinde a‘dâ-yı
dînin cemi‘yyet-i menhûsları küllî olduğundan bî-kıyâs misket ve tüfeng atdıklarına
kanâ‘at eyleyüp onbeş yirmi nâmlı bir tahta üzerine düzülmüş otuz ve kırk dirhem
dâne atar bir kaçın ol kulle üzerinde olan sepetleri ardına ihzâr idüp ehl-i İslâm ol
şeyden haberdâr değiller iken bir fitilden ateş virmeleriyle dâneleri katarât-ı bârân
gibi meterisler üzerine ve Kāimmakām Paşa tabyası üzerine nâzil olup
yeniçeriyândan ve tevâbi‘âtdan bir mikdârı rütbe-i şehâdete vâsıl ve zahm-dâr
olmalarıyla melâ‘înin ol havâliden bu vechle olan fesâdları def‘ olmak ziyâde
muktezâ olmağın sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri koluna ta‘yîn olunan
kunbaracılar halîfesi Tırhala [57a] sancağının erbâb-ı tîmârından Ahmed sipâhiyi
huzûr-ı şerîfine çağırup a‘dâ-yı dînin ol gün icâd itdikleri fesâdın vâdîsin gösterüp
kunbaraları rast ol mahalle düşürmesine tenbîh buyurmağla Ahmed sipâhi dahi
59

rüfekāsı ile altmışar ve otuzar vakıyye kunbaraları müheyyâ itdikden sonra nâzil
olacak mahalle nazar olunmak içün âgâh idüp sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri
bi-nefsihi ve sâir mevcûd bulunan bu abd-ı hakîr hâzır olup intizâr üzere iken Ahmed
sipâhi dahi izhâr-ı hüner içün kemâl basîret ile mîzâne olup ve fitilden ateş virüp
kunbara güllesi gice vaktinde gitdiği gibi rûz-ı rûşende zâhir olmayup ukāb şeklinde
tayerân ve çoklık sayt ve sadâsı olmayup velvelesi çatlamasına mevfûk olmağın
atılan kunbara gülleleri rast a‘dâ-yı liyâmın ortalarına nâzil olup savuşmağa
iktidârları olmamağla bî-hoş yerlü yerinde iken kunbaralar çatlayup a‘dânın ba‘zısın
havaya atup ve nicelerin pâre pâre idüp a‘dâ-yı dîne ol havâlide bir ukūbet-i azîm
isâbet eyledi ki dört sâ‘at [57b] mikdârı zemân mürûr idüp a‘dâ-yı dînden bir dürlü
vaz‘ ve hareket sâdır olmadı. Ahmed sipâhinin murâd üzere hüneri zâhir olmağın
başından kalpağın eline alup ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerine baş açık
gelüp yüz sürdüğünde hemânvar kalpağı ihsân-ı nükūdu ile mâl-â-mâl kılındı.
Vâkı‘ada kunbaranın atılması vakt-i şâma münhasır olup tabya muhâsara-i evâilden
gündüz atılmaduğından a‘dâ-yı bed-kâr kunbaradan gündüzde emîn idiler inâyet-i
Bârî ile melâ‘îne bu yüzden hareket isâbet idüp ekserî mürd ve helâk olmağla sâir
kollarda olan melâ‘îne dahi perîşânlık el virüp harb u kıtâle olan cesâretleri tenezzüle
vardı.

Menzil: 80, Sahra-yı Kamaniçe, oturak


Şehr-i rebîülâhir, yevm-i düşenbih: 28, ağustos: 12

Yevm-i mezbûrda ehl-i İslâm merdâne ve dilîrâne ceng ü cidâle âgāz idüp
a‘dâ-yı dînin tabya üzerinde olan top ve şâhîlerin battâl itmek içün balyemez toplara
aslâ aralık virmeyüp tabyayı [58a] a‘dâ-yı dînin başlarına zindân itdiler ve sa‘âdetlü
Kāimmakām Paşa hazretlerinin kolunda olan topların ikisi bir mikdâr ilerüce vaz‘
olunmak muktezâ olmağın leyle-i mezbûrede aşağı çekilüp a‘dâ-yı dînin sultat
odaları olduğu mahalle havâle olunmuşlar idi. A‘dânın ol mahalle toplar vaz‘
olunduğundan haberleri yoğiken ceng ü cidâl idüp ol semtde karar iden Nemçe
keferesine ale’s-sabâh ol toplar atıldıkda önlerinde olan hurde semtleri gülleler târ u
mâr idüp Nemçe keferesinin ortasına uğradıkda nicesin mürd ü helâk idüp şaykaları
zâğ-ı siyâh gibi havâya perrân oldu. Devletlü Sadr-ı âlî hazretlerinin kolundan hod
60

a‘dâ-yı dîne bir mertebe hücûm ve kıtâl izhâr olunduğu melâ‘în ne yüzden ceng ü
cidâle âgāz ideceklerin bilemeyüp atdıkları top ve şâhî ve misket ve tüfengleri
havâdan gelmeğe başladı. Sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa kolunda olan keferenin ekseri
Nemçe olmağla bir def‘a kunbaralardan ve def‘a-i sâniyede bi’l-bedâhe isâbet iden
toplardan ekseri mürd olmağla Lehlü ve Rus keferesi [58b] baş gösterdiler. Ve lakin
bunların kal‘a cengi Nemçe keferesine müşâbih olmayup Rus keferesinin cengi
ihzârı olmağın pes-i perdeden tüfeng ve misket atmağa meşgūl oldular. Lehlü
keferesi ise Rus keferesine şekil ve kisvede benzemediklerinden gayri kendülerin
göstermek ve Rus tâifesine aslâ i‘tibâr eylemeyüp onlara gālibâne mu‘âmele itmek
de’b-i batılları olmağın ehl-i İslâm’ın murâdları üzere eblehâne hareket ve tîr ve
tüfeng atmağa kendülerin sepetlerden izhâra mübâşeret eyledikleri meterislerde olan
serdengeçdi ve yeniçeriyân ve tevâbi‘âta ayân oldukda, henüz murâdımız üzere
a‘dâya müsâdif olduk meterislerde olanlar bir başdan bir başa varınca haberleşüp ve
cümle tüfenglerin doldurup ve ol havâlîde olan topları dahi âmâde itdirüp a‘dâ-yı
liyâma hâb-ı harpûş şeklinde müsâmaha gösterdiklerinde Lehlü keferesi ehl-i İslâm
tarafından sükûn gördüklerinde “bizim cengimiz Nemçe’ye benzemez. Türk’lerin
gözü sindi tüfeng atamaz oldular” deyü dahi ziyâde kendülerin izhâr ve Rus
keferesin cengden [59a] el çekdirüp toplardan târ ü mâr olan topları sepetlerin tebdîle
ve müceddeden sepetler vaz‘ına bî-vehm ü bîm mübâşeret itdiler. Rus keferesi hem
ihtirâzda ve hem sepetleri birleşdirüp doldurmakda Lehlü keferesi önlerinde durup ol
kada[r] tüfeng ve tîr ve misket atup velvele kopardılar ki sâir kollarda olanlar “bu ne
hâldir” deyü haber almak gāilesine düşdüler. Bu esnâda devletlü Kāimmakām Paşa
hazretleri dahi mu‘tâdları üzere meterisleri dolaşmağa tabyalarından hareket
eyledikde a‘dâ-yı dînin evvelkiden ziyâde hareketleri olmağla tedârüklerin görmek
ihtimâm buyurdukda asker-i İslâm’ın a‘dâ-yı dîne ol vechile niyyetleri ve hâzır u
âmâde olduklarından mahzûz idüp ihsân-ı küllî ile hâtır-nevâzlık idüp ve topçılara
dahi ihsânlar eyledi ol esnâda ehl-i İslâm’ın sükûnları a‘dâ-yı liyâmın çâh-ı helâka
düşmelerine vesîle-i azîme olmağın Lehlü keferesi vehm ü hirâsdan ârî olup murâd
üzere meydânda ceng ü cidâl üzereler iken Allahu ekber bir yerden cümle tüfengleri
ve topları boşaldup a‘dâ-yı liyâma kıyâmetten [59b] nişân virir bir gün gösterdiler.
Bu minvâl üzere birbiri ardınca ol havâlîye ol kadar top ve tüfeng atdılar ki melâ‘în-i
dûzah-karîn vakt-i asra karîb mahalle değin baş göstermeğe kādir olamadılar. Yevm-i
61

mezbûrda devletlü Sadr-ı âlî hazretleri ve Nedîm-i Şehriyârî sa‘âdetlü Kāimmakām


Paşa hazretlerinin koluna uğrayup meterislerden dolaşup seyr eylediklerinden sonra
süvâr olup Kamaniçe kal‘asının ve şehrinin cevânib-i erba‘asın hem-inân gözden
geçirüp avdet itdiklerinde devletlü Sadr-ı âlî hazretleri sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa
hazretlerinin tabyasında bir mikdâr ârâm idüp karargâhına revâne oldular.

Menzil: 81, Sahrâ-yı Kamaniçe, oturak


Şehr-i rebîülâhir, yevm-i seşenbih: 29, ağustos: 13

Yevm-i mezbûrda vükelâ-yı devletin ikdâm ve ihtimâmları kemâlde olmağın


tevfikāt-ı ilâhî ile leyle-i mezbûrede meterisler hendek başına ulaşup erbâb-ı meteris
ilerüye yürümekten ve meteris almak kaydından emîn olduklarında a‘dâ-yı liyâma
bir mertebe dilîrâne harb u kıtâle âgāz itdiler ki [60a] evvel olan bu günün cengi
yanında hiçden hiç idi. Meterisler hendek başına ulaşmağla Vüzerâ-yı izâm dahi
kendüler içün hendeğe muttasıl tabya binâsına mu‘temed ağaların ta‘yîn idüp
ahşâmdan sabâha değin dikkat ü ihtimâm itmeleriyle temâm olmağın yukaruda olan
tabyalarından kalkup hendek başında olan tabyalarında karar ve huddâm-ı Enderûn
ve ağavât ve levendât yemîn ü yesârda ve kafâda ârâm itdirilüp harb u kıtâle birkaç
tabaka ziyâde ihtimâm itdiler. A‘dâ-yı liyâm ise meterislerin hendek başına ulaşdığın
gördüklerinden cân başlarına sıçrayup toplar darbından târ u mâr olan sepetlerin gice
ile doldurmağa ziyâde dikkat idüp ol kadar harb u kıtâle ikdâm itdiler ki cengleri
nefîr-i âmm şeklin gösterdi. Elhamdülilâhî te‘âlâ yevm-i mezbûrda mehâbetlü ve
azametlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin teveccüh-i humâyûnları semeresiyle yirmi
günde meterisler hendek başına ulaşur ise temâm mertebe adîmü’n-nazîr gayret ve
himmet olur deyü ehl-i vukūf tahmîn ve tasavvur iderlerken beşinci günde murâd
üzere meterisler hendek başına ulaşdığı müşâhede olundukça Cenâb-ı Hâkk’a hamd-i
ferâvân [60b] olmuşdur. Vüzerâ-yı izâm hazarâtının müntehâ-yı maksûdları
meterislerin hendek başına ulaşması olduğundan ol mahalle değin asker-i İslâm-ı
ceng ü cidâle çokluk tergīb eylemeyüp bir ayak meterislerden ilerüde bulunmağa
ihtimâm buyururlardı. Devlet-i pâdişâhide ol merâm husûl buldukda asker-i İslâm’ı
ceng ü cidâle tergīb idüp ve ihsân ü keremlerin bezl itdiler. Harb u kıtâlde mecrûh ve
zahm-dâr olanlar huzûr-ı humâyûna vardıklarında mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı
62

İslâm hazretleri herkesin zahmına göre kırkar ellişer altun ihsân idüp tîmârlarıyla
haraçlar ihtimâm itmek içün fermân-ı hümûyûnları sâdır olup kullarına merâhim-i
âlîleri meyân-ı asker-i İslâm’da velvele-endâz-ı beşâret olmağın şevketlü Pâdişâh-ı
rûy-i zemîn hazretlerinin devâm-ı ömr ü devlet ve kıyâm-ı fer ve şevketleri da‘avâtın
edâ ile a‘dâ-yı hâsirîn üzerine bir mertebe hücûm ve kıtâl eylediler ki velvelesi
âsumâna peyveste oldu. Meterisler hendek başına ulaşdıkdan sonra kubûra mübâşeret
olunmak muktezâ olmağın devletlü Sadr-ı âlî- kadr hazretlerinin kolundan ve [61a]
ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin kolundan birer kubûr olmasın istisvâb
itmeleriyle yevm-i mezbûrda kubûr olacak semtler nişânlanup ve kubûra lâzım olan
keraste ve yük memlû çuval ve torbalar ve sepetler ihzârına Vüzerâ-yı izâm
tarafından mu‘temed ağalar ta‘yîn olunup dâmen der-miyân ikdâm ü ihtimâm üzere
oldular. Yevm-i mezbûrda vakt-i asrda bi-emri’llâhi te‘âlâ bârân-ı azîm vâki‘
olmağın meterislerde olan asker-i İslâm’a ıztırâb-ı küllî hâsıl olmağla inâyet-i Bârî
recâsıyla herkes dergâh-ı Vâhibü’l-merâm kıbeline nâliş ü niyâz itmeğin hazret-i
Hudâvend-i lâ-yezâl taş yasdanup toprak döşenen kullarına inâyet nazarın idüp
nısfü’l-leylde havâ küşâde ve latîf olup Hazret-i Hâkk’a hamd-i ferâvân olmuşdur.

Menzil: 82, Sahrâ-yı Kamaniçe, oturak


Şehr-i rebîülâhir, yevm-i çahârşenbih: 30, ağustos: 14

Yevm-i mezbûrda dahi yevm-i evvel üzere a‘dâ-yı dîn üzerine üç koldan hücûm
olunup vakt-i seherden vakt-i zuhra değin a‘dâ-yı liyâm hendek [61b] başında olan
meterisler erbâbı ile bir mertebe harb u kıtâl ve ceng ü cidâl eylediler ki, velvelesi
ordu-yı humâyûna ulaşdı. Devletlü Sadr-ı âlî hazretlerinin kolundan mübâşeret
olunan kubûra Rumeli’nin kâr-güzârları dâmen der-miyân ikdâm ü ihtimâmda
Nedîm-i Şehriyârî kolu ise püşte-i bâlâda olup önünde olan amîk nehr-i yâbisden
mürûr ve tabya hendekine meteris olmak ve kubûr olmak mümkin olmaduğından ol
kolun ceng ü cidâli muttasıl kal‘ada husûsâ kulle-i azîmeye ve mütehassın olan a‘dâ-
yı liyâma münhasır olmağın kubûra mübâşeret olunmayup sa‘âdetlü Kāimmakām
Paşa hazretlerinin kolundan mübâşeret olunmak muktezâ olmağın, kolunda olan
meterisler hendek başında nihâyet bulduğu mahalde bir mürtefi‘ mahall vâki‘ olup ol
mahalli yarup ve hendek içine inmek içün kapu açılmasına mübâşeret olunmuşdu.
63

İhtimâm-ı küllî ile hendek divârına el irişdikde kapu açılacak mahallin iki tarafına
toprak memlû torbalar ile tabya şeklinde tabyalar ve mazgāllar devrinlüp
karşularında olan müdevver kullede müheyyâ olan a‘dâ-yı bed-kâr hendek [62a]
içine kapu açıldıkda a‘dâ-yı liyâm haber-dâr olmamak içün tarafeynde âmâde olan
tabyalara yeniçeriyân ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin ağavât ve
tevâbi‘âtı ve huddâm-ı Enderûnî tüfeng ve tîr ile müheyyâ olup karşularında olan
a‘dâ-yı bed-kârı kubûr kapusunda haberdâr itmemek bir mertebe ceng ü cidâle
ihtimâm eylediler ki a‘dâ-yı liyâm ceng ü cidâlden el çekmek mertebesine vardı. Bu
esnâda kubûr kapusın açmağa me’mûr olanlar hendek divârın delüp açılan kapu
murâd üzere zemîne beraber müsâdif olmağın serdengeçdi ağasına fermân olunduğu
üzere bilâ-tevakkuf hendek içine inüp kapuda hâzır olan yük memlû çuvalların bir
ikisin önüne siper idüp ve iki tarafına hurde sepetler ve toprak memlû torbalar dizüp
bir kadem ilerüye varmağa ve kafâsından rüfekāsı mühimmât yetişdirmeğe cân u
başla ihtimâm idüp mukābelesinde olan a‘dâ-yı hâsirîne meterisler üzerinde olan
tabyalarda âmâde olan cünûd-ı muvahhidîn göz açdırmayup hendeke bakdırmamağla
kubûr kapusu açılduğundan ve kubûr mübâşeretinden [62b] haberdâr değiller iken
cânib-i yesârlarında olan kulle üzerinde mütehassın olan a‘dâ-yı dîn asker-i İslâm
hendeke kapu açup ve kubûra mübâşeret eyledüklerin gördüklerinde ol müdevver
kulle üzerine cümlesi gelüp ve gāfil olan a‘dâ-yı haberdâr eyledüklerinde bir yerden
ayağa kalkup ol kadar ceng ü harbe âgāz itdiler ki, ol ana gelince misli sebkat
itmemiş idi. Tabyalarda olan ehl-i İslâm dahi merdâne ve dilîrâne ceng ü harbe âgāz
idüp tüfeng ve tîr cenginden gayri kuvvet-i bâzû ile âşikâre el kıyâsı cengine ahenk
eylediler. Ol esnâda sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri ol mahalde bulunup âteş-i
harb u kıtâle bu yüzden işti‘âl bulduğın gördükde cüdâ olmayup bî-aded tîr ve kemân
ihzâr ve erbâbı olanlara tevzî‘ ve harb ü kıtâle tergīb ve mecrûh olanlara ziyâde
ihsânlar ve cümle tevâbi‘âtın ol havâliye ihzâr idüp bir mertebe ceng ü cidâl oldu ki
velvelesi huzûr-ı humâyûn-ı Pâdişâhîye vâsıl olmağın tecessüs-i ahvâl içün gelen ağa
[63a] ahvâli müşâhede idüp ve der-akab varup ifâde itdikden sonra mazhar-ı du‘â-yı
hayr-ı şehen-şâhi oldukların ve gayret ü hamiyyetlerin ziyâde eylemelerin
mutazammın tekrâr ağa-yı müşârün-ileyh sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa huzûruna
gelüp haber virdikde kemer-i gayretlerin miyân-ı hamiyyete birkaç yerden bend idüp
a‘dâ-yı dîn üzerine bir mertebe hücûm ve harb u kıtâl oldu ki sadâ-yı vâveylâ ile
64

ordu-yı humâyûn mâl-â-mâl olup asker-i İslâm’ın niceleri ol havâlîye gelüp ve


niceler mürtefi‘ olan semtlerden harb u kıtâl seyrine meşgūl oldular. Muhassal a‘dâ-
yı dîne ehl-i İslâm’ın inâyet-i Bârî ile galebesi nümâ-yân olup hendek içinde kubûra
ihtimâm idenleri men‘e a‘dânın iktidârları ma‘dûm olıcak serdengeçdi ağası
tarafeyne sepetler vaz‘ iderek hendekden mürûr ve müdevver kullenin divârına el
irişdirdikde âmâde olan kavî kerasteyi divâra dayayup ve yukarudan ve cânibeynden
zarar isâbet eylemeye deyü siper düzüp ve derhâl müheyyâ olan lağımcılar ol sipere
sığınup taş koparmağa [63b] ve lağım ocağını düzmeğe meşgūl oldular. Devletlü
Sadr-ı âlî hazretlerinin kolundan dahi hendek içine kapu açıldıkda karşularında olan
a‘dâ-yı liyâm haberdâr olunca cân başlarına sıçrayup ceng ü cidâl ve harb u kıtâl ile
velveleleri sahrâ vü tilâli mâl-â-mâl eyledi. Kendüler dahi bi-nefsihî ol havâlîde karar
ve yeniçeri ağası ve kul kethudâsı serdengeçdi ve yeniçeriyâna ihtimâm-ı küllî
eylediklerinden gayri Rumeli askerinin kâr-güzârları itmâm-ı kubûra cân u başla
ikdâm idüp devletlü Sadr-ı âlî hazretlerinin ağavât ve tevâbi‘ât ve segbânân dahi
ceng ü cidâle kemâl mertebe ihtimâm itmeleriyle ol kolun dahi himmet-i âlîleriyle
kubûru murâd olunan kulle-i azîme divârına ulaşup ve der-akab lağım ocağı vaz‘ına
lağımcılar mübâşeret eylediler. A‘dâ-yı hâsirîn iki koldan tabya divârına muttasıl
olan iki kulle-i azîmeye kubûrlar irişdüğün gördüklerinde kulleler toprak memlû
olmağla lağımları karşulamak muhâl olduğun fehm itdiklerinde ceng ü cidâlden gayri
çâre olmamağla Allahü ekber kal‘a ve şehrin [64a] kâfirleri azîm cem‘iyyet ile iki
kolun karşusına gelüp bir mertebe velvele sît ü sadâ ile ceng ü harbe âgāz itdiler ki
sadâları ordu-yı humâyûna ve Tatar askerine ve Kazak tâifesine ulaşup cevânib-i
erba‘ada seyr ü temâşâya hâzır ve nâzır olan mahlûkātın hadd ü hasrı yoğidi. İki
kolun dûd-ı siyâhı âsumâne direk direk olup kıyâmetden nişân virir bir eser zâhir
oldu. Nedîm-i Şehriyârî sa‘âdetlü Mustafa Paşa hazretleri dahi kolu olan püşte-i
bâlâdan Kamaniçe kal‘asında olan a‘dâ-yı liyâma husûsâ kal‘anın başı mesâbesinde
olan kulle-i azîmeye müte‘âkiben ol kadar ra‘dâşup toplar ve tüfengler uruldı ki a‘dâ-
yı dîn ser-gerdân olup ceng ü cidâlleri perîşânlık yüzünden olduğu zâhir oldu.
Devletlü Sadr-ı âlî hazretlerinin kolundan lağıma mübâşeret olunmağla mebâdâ a‘dâ-
yı dîn nihâyet-i hareket ve hendek içinde olan serdengeçdilere ve lağımcılara
zarârları isâbet eylemeye deyü ol havâlîden cüdâ olmayup ve Defterdâr Paşa dahi
gâh ordu-yı humâyûna seğirdüp mühimmât-ı [64b] lâzımeyi ihzâr ve gâh huzûr-ı
65

Âsafîde karar idüp rûy-i râhatdan ârî idi. Bu minvâl üzere devletlü Sadr-ı âlî
hazretlerinin kolunda kıtâl-i azîm mütemâdî olmakda sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa
hazretlerinin kolunda ise kubûr kapusu açılmak mukaddemce vâki‘ olmağın ol
mahalle cem‘ olup ceng ü cidâle meşgūl olan a‘dâ-yı liyâm Lehlü ve Nemçe ve Rus
tâifesi bırağup gitmediklerinden gayri akablerince ceng ü harbe gelen küffâr birkaç
tabaka ziyâde olmağın harb u kıtâle gitdikçe terakkî bulup beyne’s-salâteynden vakt-
i magribe değin aslâ münkatı‘ olmadı. Yevm-i mezbûrda olan ceng-i azîm nice nice
kılâ‘ın muhâsara ve fethinde bulunan kâr-güzârân görmedik deyü nakl ve takrîr ile
makām-ı tahkîke irişdirmişlerdir. El-hamdülilâhî te‘âlâ mehâbetlü ve şevketlü
Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin teveccüh-i humâyûnları mu‘âvenetiyle vükelâ-yı
devletin ihtimâm ve ikdâmları netîce-pezîr olup lağıma mübâşeret olunmağla
a‘dânıın îsâl-i mazarratı sebebiyle amel âhare ihtiyâcdan ihtirâz olunmağın sa‘âdetlü
Kāimmakām Paşa hazretleri kubûr içün açılan kapu üzerinde olan [65a] tabyada
karar idüp tevâbi‘âtın ceng ü cidâle tahrîk ve tergīb içün a‘dâ-yı dîn üzerine bî-hisâb
tîr-endâz olup ol havâlîde olan kıtâl-i azîmden gözler kamaşup ve kulaklar işitmeden
kalup gayret-i dîn-i mübîn içün rû-nümâ olan kıtâl-i azîmin kesreti ve mürd olan
a‘dâ-yı bed-kârın vefreti ba‘de’l-feth müşâhede olan a‘dâ-yı dînin lâşe-i
murdarlarından ma‘lûm oldu. Muhassal rû-nümâ olan ceng ü cidâlin vukū‘u tafsîl
oluna. Her faslı nice bâb ve her bâbı bir mufassal kitâb olmak lâzım gelür. Netîce
vakt-i magribe değin aslâ harb u kıtâl münkatı‘ olmayup vakt-i magribden sonra
a‘dâ-yı liyâm yine ceng ü cidâle âgāz ve bir mertebe el kunbarası ile ateş-bâzlık idüp
ve yağlı paçavralar yakup hendek içine atup şeb-i târiki 11 vehmlerinden meş‘aleler
ve paçavralarla rûz-ı rûşene döndürüp nefîr-i âmm mesâbesinde şol kadar harb u kıtâl
izhâr eylediler ki tahrîri muhaldir. Ehl-i İslâm dahi merdâne ve dilîrâne hareket ve
a‘dâ-yı din ü devlet ile ceng ü cidâle makāmlarında [65b] sâbit-kadem olup bu üslûb
üzere vakt-i işâdan sonra iki sâ‘at mürûruna değin aslâ cengden ferâgat olunmayup
a‘dâ-yı liyâm üzerine tüfeng kundakları ve tîrler katarât-ı bârân gibi nâzil olmağla
melâ‘în-i mahzûlîn bî-tâb u tüvân olmalarıyla sükûna varup şehir içinde azîm velvele
ve giryân ve sûzân-ura surnâ sadâsında acâib ve garîb sadâlar zâhir oldu ki, haberdâr
olanlar takrîri üzere “tabya elden gideyor ne durursız cevâbın iş‘âr ider” deyü cevâb

11
Nüshada bârini olarak yazılmış.
66

virdiler. Ba‘dehû nısfü’l-leylden sonra a‘dâ-yı dîn yine harekete gelüp bir ağızdan
ehl-i İslâm üzerine misket ve tüfenglerin ve el kunbaraların atmağa mübâşeret idüp
asker-i İslâm vakt-i şâmda cem‘iyyet-i tâm ile ol havâlîden dûr olmamağla bilâ-
tevakkuf yine a‘dâ-yı bed-nihâda evvelkinden ziyâde tüfeng ve tîr atup bu minvâl
üzere sabâha iki sâ‘at kaldıkda a‘dâ-yı dîn te’ennî ile cengden el çekmeleriyle ehl-i
İslâm dahi vakt-i temcîde değin bir mikdâr ârâm eylemişler idi. Vakt-i sabâh-ı sâdık
irdikde asker-i muvahhidîn çûş u hurûş idüp vakt-i fecr-i [66a] edâya ve murâd üzere
harb u kıtâla âmâde olmağa ihtimâm üzere herkes yerlü yerine cem‘ olmak üzere
oldular.

Menzil: 83, Sahra-yı Kamaniçe, oturak


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i pençşenbih gurre 1,ağustos : 15

Yevm-i mezbûrda ehl-i İslâm salât-ı fecri edâsından sonra a‘dâ-yı dîn üzerine
göz diküp harb u kıtâle kemâl mertebe âmâde olmuşlar idi. Devletlü Sadr-ı âlî
hazretleri ale’s-seher kolunda olan askeri ve tevâbi‘âtı âmâde idüp ol koldan
muhâsara olunan tabya Kamaniçe kal‘asına ve kulle-i azîmesine mülâsık şeklinde
olup a‘dâ-yı dînin sît ve sadâları münkatı‘olmadığından bilâ-tevakkuf tabya üzerine
hücûm olunmayup Rumeli’nin kal‘a yürüyüşünde mahâretleri olan askeri
nerdübânları kubûr kapusuna ihzâr idüp a‘dâ-yı dîn tarafından ne vaz‘ zuhûr ider
deyü hücûma âmâde olmuşlar idi. sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri dahi salât-ı
fecri edâdan sonra kolunda olan kubûr kapusı üzerindeki tabyaya gelüp a‘dâ-yı bed-
kâr tarafına nazar kıldıkda a‘dâ-yı dînin bir dürlü eserleri zâhir olmayup [66b] ancak
hîn-i muharebede nasb eyledikleri livâ-yı menhûslarından üç dört kıt‘a rîz[e] rîze
olmuş bayrakları yerinde olup mâ‘adâsı nâ-bûd olduğun müşâhede buyurduklarında
ağavât ve huddâm-ı Enderûn ve sâir tevâbi‘âtın yanına ihzâr ve âmâde idüp ve
serdengeçdi ağasın çağırup, “a‘dâ-yı dînden tabya ve kulle üzerinde eser zâhir
değildir. Bilâ-tevakkuf kulle üzerine hücûm olunmak ve âdem çıkmak lâzımdır” deyü
adem çıkmasına tenbîh buyurdukda “ihtimâldir, a‘dâ-yı dîn hîle ü hud‘a içün
kendülerin ihtifâ itmiş olalar mazarratlarından ihtirâz ve tevakkuf olunmak lâzımdır”
deyü serdengeçdi ağası cevâb virdikde a‘dâ-yı bed-kârın o makūle fikr-i fâsidleri
olduğu takdîrce tabya üzerine çıkılmağa tarafımızdan cesâret olundukça ne kârda
67

oldukları nice ma‘lûm olur deyü kelâmın sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa ısgā
buyurmayup heman bu an âdem çıkmak gerekdir deyü cevâb-ı şerîfleri olup hâzır u
âmâde olmağla kendüler teveccüh buyurmağa kasd eylediklerinde serdengeçdi ağası
sür‘at üzere hendeke inüp ve kendinin akrabâsı olan bir Arnavud [67a] yiğidin kulle
dibine götürüp kullenin divârı top darbından nerdübâna dönmekle ol yiğid dahi
kılıcın ağzına alup ve serdengeçdi ağasının omuzuna basup çâbük ve ciğer-dâr
olmağla ankebût-vâr kullenin karâvulhânesine çıkup kılıcın eline aldıkdan sonra
etrâfına ve sepetler ardına nazar eyledikde a‘dâ-yı liyâmdan tehî ve kālıb-ı bî-cân
gibi tabya hâlî olup a‘dâ-yı dînin mürd olanlarından gayrisi olmaduğun gördükde
savt-ı a‘lâ ve bülend sadâ ile ezân-ı şerîf okuyup meterislerde olan ehl-i İslâm bu
sadâyı pür-beşâreti istimâ‘ itdiklerinde meterisler üzerine çıkup tabyada ezân-ı şerîf
okunduğun dîde-i hakîkat ile müşâhede eylediklerinde vâhibü’l-merâm dergâhına
hamd-i ferâvân eylemişlerdir. Sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri dahi tabya
üzerine ol sâ‘at âdem çıkmak içün olan ikdâm ü ihtimâmı muvâfık-ı takdîri bî-tagyîr-
i Hayy-ı kadîr olduğuna binâen dergâh Lâ-yezâle şükr ü niyâzın ez‘âf ve muzâ‘af
eylemişlerdir. Ve der-akab bayraklarıyla birkaç oda yeniçeriyân ve ağavât ve
levendâtın bilâ-tevakkuf tabya üzerine [67b] yollayup nerdübân ihzârında bir mikdâr
gaflet olunmuşdu. Ammâ inâyet-i Bârî ile tırmanup çıkanlar aşağıda olanlara
mukaddemlerin ve kuşakların sarkıdup ân-ı vâhidde ikibinden mütecâviz âdem
tabya üzerine çıkup ve yeniçeriyân ve serdengeçdiler bayrakların nasb idüp el-
hamdülilâhi te‘âlâ murâd üzere bu koldan tabyanın bu tarafı kabza-i tasarrufa girüp
ehl-i İslâm karar eyledi. Devletlü Sadr-i âlî hazretleri vakt-i seherde kubûr kapusu
kurbunda âmâde olan askere tabya üzerine hücûm içün fermânları olup kal‘ada olan
a‘dânın sît ve sadâları tabyada olmak mülâhazasıyla âmâde olan cünûd-ı muvahhidîn
ortalık küşâde olmağa intizârda olmuşlar idi. Nazar ve ihtimâm eylediklerinde tabya
üzerinde melâ‘înin ceng ü cidâl alâmetleri zâhir olmaduğından adâ-yı dîn pes-i
perdede muhtefî oldukları takdîrce tabyaya çıkılsun deyü devletlü Sadr-ı âlî-kadr
hazretlerinin fermân-ı şerîfleri olmağın nerdübânları divâra diküp ve tabya üzerine
çıkmağa ihtimâm [68a] üzereler iken Vülçitrin sancâğının erbâb-ı tîmârından kirrâren
bahâdırlığı zâhir olan bir yiğid tırmaşup ve cümleden evvel tabya üzerine çıkup ezân-
ı şerîfi sadâ-yı bülend ile okuyup inâyet-i Bârî ile iki koldan ezân-ı şerîf okunduğun
ehl-i İslâm istimâ‘ itdiklerinde a‘lâ ve ednâya hâsıl olan sürûr ve hubûrun tafsîli
68

beyân mertebelerinden hâricdir. A‘dâ-yı dîn tabya üzerinden vakt-i temcîdde firâr
idüp Kamaniçe kal‘asına dâhil olduklarında tabyaya muttasıl olan kal‘anın asma
köprüsin kaldırup ve köprüye nâzır olan kulleye ve etrâfında olan toprak memlû
sepetler ardına gizlenüp şâhîlerin saçmalarla doldurup ve misket ve tüfengleri âmâde
olup ehl-i İslâm ol tarafa teveccüh iderlerse harb u kıtâle âmâde olmuşlar idi.
Sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin kolundan evvel tabyaya çıkup ezân-ı şerîf
okuyan yiğid ve ardınca çıkan ehl-i İslâm’ın niceleri cisr üzerine doğru seğirdüp
tevfîk-i Hüdâ refîk olursa kal‘aya dahi hücûm idelim deyü [68b] sell-i seyf “Allah
Allah” sadâsıyla köprü başına vardıklarında cisir kat‘ olunmuş bulunup henüz avdet
itmeden a‘dâ-yı bed-kâr müheyyâ itdikleri şâhîlerin ve misket ve tüfenglerin bir
yerden ehl-i İslâm üzerine boşaltup ol havâlîde bulunan guzâtın kırk elli mikdârı
şehd-i şehâdeti nûş ve âzim-i dârü’n-na‘îm olup ve ol mikdârı dahi zahmdâr olup
a‘dâ-yı dînin ol semtde bu yüzden şekāveti zâhir olmağın tabya divârı dibine guzât-ı
İslâm yerleşüp ve siperler peydâ idüp vakt-i seherden vakt-i zuhra değin a‘dâ-yı dîn
üzerine bir mertebe tüfeng ve tîr ile hücûm itdiler ki melâ‘înin başlarına kal‘a zindân
oldu. Tabyada olan a‘dâ dahi kal‘aya tahassun idüp kesret-i a‘dânın harb u kıtâlleri
zâhir olmağın Nedîm-i Şehriyârî sa‘âdetlü Mustafa Paşa kolundan kal‘ada olan
a‘dâya bir mertebe ra‘dâşup toplarla darb u kıtâl olundu ki, melâ‘în ol güne değin
öyle ukūbete musâdif oldukları yoğidi. Ba‘dehû sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa
hazretleri devletlü Sadr-ı âlî hazretlerine [69a] varup mülâkî olduklarında sürûr-ı bî-
gāyelerinden tabyayı seyr ü temâşâ içün hendek içine inüp tabyanın bir kullesinde
zemîne berâber olan timur kapusın açdırup yirmi ayak nerdübânlı bir kemer kubbe
ile yukaruda olan bir vâsi‘ kubbeye çıkup ve ol kubbenin iki cânibine yukarı gider
tahmînen onar zirâ‘ arzî ve yüzer zirâ‘ tûli iki dırâz kargîr müstahkem kemeri olup
yukaruya azîmet olundukda râst-ı tabyanın ortasında olan meydâna çıkılup nazar
olundukda tabyanın ortası bir meydân-ı âlî tabya ise çâr-kûşe her kûşesinde birer
mu‘azzam kulle ve tabya dahi mâl-â-mâl toprak ile memlû ortası bir mikdâr alçak ve
bir cânibinde vâfir sultat odaları binâ olunmuş, Nedîm-i Şehriyârî kolu olan püşte-i
bâlânın tabyaya bir mikdâr havâlesi olmağla ol tarafına kara tağ gibi azîm toprak
yığındısı olup ve üzerinde toprak memlû sagîr ü kebîr bî-aded sepetler olup ol püşte-i
bâlâdan olan havâlesini bir mertebe sedd eylemişler ki ol semtden aslâ top ve tüfeng
ve kunbara isâbet itmek ihtimâli [69b] yoğidi. Muhassal, bânîsi olan mi‘mâr bir
69

mertebe tarz üzere binâ idüp istihkâm virmiş ki mânendi meğer Kandiye kal‘asının
Ak tabyası ola. Bu hısna memâlik-i mahrûsada olan kal‘ada buna mânend metîn
tabya olmaduğın tahkîk eylediler. Vâkı‘ada pûlâda müşâbih hendek-i amîk ve arîz bir
hey’et-i garîbe ki mühendisler tarz u tavrına hayrân oldular. Kudret-i ümmet-i
pâdişâh inâyet-i aliyyesin refîk ve rehber itmekle nice mâh ve sâl ehl-i İslâm ile ceng
ve perhâsa a‘dâ-yı hâsirînin istinâd itdikleri böyle bir âhenîn tabyanın altı günde
kabza-i tasarrufa vusûlü nasîb oldu. Devletlü Sadr-ı âlî hazretleri ve sa‘âdetlü
Kāimmakām Paşa hazretleri ve yeniçeri ağası ve erkân-ı devlet tabyanın etrâfını seyr
ü temâşâ üzereler iken vâ‘iz-i sultân Vâni Efendi gelüp seyr ü temâşâdan sonra
cenâb-ı Hâkk’a hamd ü senâ ile du‘â-yı hayr eylediler. Ba‘dehû Vüzerâ-yı izâm yerlü
yerine geldiklerinde tabya üzerinde cisir tarafına hücûm iden zahmdârlar huzûrlarına
gelüp herkese ferâvân ihsân eylediler. Hatta Kāimmakām Paşa kolunda ibtidâ
tabyaya çıkup [70a] ezân-ı şerîf okuyan serdengeçdi ağasının akrabâsı ol esnâda
tüfeng ile zahmdâr olmağın Kāimmakām Paşa huzûruna getürdiklerinde murâdından
efzûn ihsân idüp ve du‘â-yı hayr eylemişdir. Bahâdırlığı kemâlde olduğundan gayri
ezân-ı şerîfi bir mertebe savt-ı şîrîn ile kāri’ oldu ki gûş iden müezzinân Hazret-i
Bilâl-i Habeşî rahmetu’llahi aleyh hayât buldu zannı ile meterislerde her biri top ve
tüfeng hirâsında birer kûşede ihtifâda iken sürûrlarından kendülerin izhâr u beyân
ber-gûş idüp te‘âlâ şânuhū sadâsın âsumâna ulaşdırdılar. Hazret-i Bârî celle şânuhu
kemâl-i kereminden asker-i muvahhidîni dâimâ böyle fütûhât-ı cemîle ile şâdân
eyliye. Amîn be-câh-ı Muhammedü’l-emîn.

Bi-avnihî te‘âlâ tabyanın gāilesi bertârâf oldukdan sonra devletlü Sadr-ı âlî
hazretlerinin kolundan Kamaniçe kal‘asına ceng ü cidâl olacak mahalli olmağın
tabyaya darb olunan ra‘dâşup toplar kal‘aya havâle olunup ve yeniçeriyân ve
levendât kal‘ada olan a‘dâ-yı liyâm üzerine hücûma ve harb u kıtâle fermân olunup
bilâ-tevakkuf ceng ü cidâle mubâşeret ve ihtimâm eylediler. [70b] Sa‘âdetlü
Kāimmakām Paşa hazretlerinin tabyaya olan meterislerinden Kamaniçe kal‘asına
ceng ü cidâl olacak mahal olmayup tabya önüne düşmekle Kamaniçe kal‘asının ve
şehrinin cânib-i şimâlinde hemvâr bir vâdi olup kal‘a ve şehir mâbeynine müsâdif
olmağın ol semte göçmek ve kal‘a ve şehirde olan a‘dâ ile harb u kıtâl olmak istisvâb
olunmağın Sivas ve Karaman beğlerbeğilerin ve alay beğilerin getürtüp balyemez
70

toplar içün sepetler hâzır u âmâde itmeleri içün tenbîh ü te’kîd ve üzerlerine
mu‘temed ağalar ta‘yîn idüp ve kolunda olan yeniçeriyân göçüp meterislenmek içün
zâbitlerine tenbîh buyurdukdan sonra vakt-i zuhru edâ ve ba‘dehû süvâr olup
Kamaniçe kal‘asına cârî olan nehirden ubûr ve kal‘a ve şehir mukābelesinde
meterisler kafâsında bir küçük çadır kurdırup ve ağavât ve levendât etrâfına karar
itdirüp ol semtden kal‘a ve şehir muhâsarasına âmâde olmakda yeniçeriyân dahi bilâ-
tevakkuf meterislere girüp ve evvelki kolunda olan dört kıt‘asın toplardan eyâlet
askerinin çekmesinde nev‘â tevakkuf müşâhede [71a] buyurmalarıyla ağavât ve
segbânân ta‘yîn buyurup sür‘ât üzere meterisler kafâsına ihzâr ve ikisin kal‘aya ve
ikisin şehre havâle idüp a‘dâ-yı dîn üzerine ol semtden dahi âteş-i harb u kıtâl bi’l-
bedâhe feşân olduğun gördüklerinde aslâ endîşeleri yoğiken zuhûrundan şehir ve
kal‘ada a‘dânın azîm hareketleri olup ve kal‘a ve şehirden ol havâlîde olan
meterislere husûsâ Kāimmakām Paşa çadırına ol kadar top ve şâhî ve misket ve
tüfeng atdılar ki meterisler üzerine gülleler katarât-ı bârân gibi nâzil oldu ve
Kāimmakām Paşa çadırının etrâfı top ve şâhî gülleleri ile mâl-â-mâl oldu. Cenâb-ı
Hakk hıfz idüp ancak mehterân-ı Enderûn’ından birisi ve bir çadır mehteri karar içün
bir mahal hafr iderlerken bir şâhî güllesi mehter-i Enderûn’un sağ kolun bazusından
ve çadır mehterinin bileğinden darb ve kat‘ idüp ol mikdâr zahm ile halâs ve
hayâtdan el yumadılar. Meterisler ise kal‘a ve şehir mâbeyninde vâki‘ olup
meterislerin tûlânî tarafı bi’z-zarûrî kal‘a tarafına düşmeğin ziyâde amîk olmayınca
[71b] top ve şâhî ve misket ve tüfengden korunmak asîr olmağın murâd üzere itmâm
idince yeniçeriyân ziyâde meşakkat çeküp ve mukaddemâ tabya muhâsarasında altı
günde olan şühedâ ve zahmdâra karîb bu meterislerde vâki‘ oldu. Cân-ı azîzin hıfz
içün herkes bir mertebe ikdâm eyledi ki müşâhede idenler bir aylık meteris zann
iderlerdi. El-hamdülilâhi te‘âlâ murâd üzere meterisler şehir tarafından cârî olan
nehir başına karîb ulaşup ve kal‘a semtine dahi karîb oldukda vaz‘ olunan toplar
gündüz atılduğı mîzân üzerine vezne alınup âmâde olunmağa tenbîh olunmağın
âmâde kılınup meterislerden yeniçeriyân ve serdengeçdi gāzîleri ve segbânân vakt-i
şâmda tüfeng cenginden el çekmediler a‘dâ-yı liyâm ise ziyâde vehm üzere
olduklarından şehrin bir mikdâr nazara alçak olan mahallerine meş‘aleler yakup ve
yağlı paçavralar yakup kudretden olan hendekine bırağup ol havâlîde bir mertebe
rûşenlik izhâr eylediler ki, a‘dânın hareket ü sekenâtları meterislerden ayânen zâhir
71

idi. Ol esnâda sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri meterisleri dolaşup [72a]


yeniçeriyâna ve serdengeçdilere husûsâ zahmdâr olanlara ihsânlar idüp toplar olduğu
mahalle geldiklerinde toplar dolu ve karşularında olan rûşenlikde a‘dâ memlû olup
nişâne almak ve darb olunmak rûz-ı rûşenden dahi âsân olduğun müşâhede
buyurmalarıyla topçıyân topların a‘dâ-yı liyâmın cem‘iyyetlerine doğru atılmasın
ilhâh eylediklerinde,“mevcûd olan dört ise kıt‘a topun ikisi kal‘aya havâle olmağla
iki kıt‘a topdan ne gezend irişmek ihtimâli vardır mümkin kal‘aya havâle olunan iki
kıt‘a top dahi şehre havâle olunup bir fitilden atılsa lutf-i Hakk’la a‘dâ-yı dîne azîm
rahne olurdu” deyü cevâb-ı şerîfleri oldukda topcıyân mazhar-ı ihsân olmak
sevdâsıyla emr-i sehldir deyü semtin göstermeleriyle sa‘âdetlü kâāimmakām Paşa
hazretleri yanında bulunan ağavât ve tevâbi‘âta işâret buyurmağla iki kıt‘a topu dahi
şehir üzerine havâle idüp temâm murâd üzere nişâne alup Kāimmakām Paşa
hazretleri mevcûd iken bir fitilden âteş virdiklerinde Allahu ekber bi’l-bedâhe
şehirde a‘dâ-yı dîn üzerine ra‘dâşup [72b] topların gülleleri bir mertebe velvele ile
uğradığı a‘dâ-yı dînin başlarına kıyâmet kopdı sanup târ ü mâr oldular. Der-akab bir
def‘a dahi doldurup yine ol semte atdıklarında a‘dâ-yı dîn mütezelzil ve perîşân
olduklarından nasb itdikleri meş‘alelerin kaldırup zulmât içinde karar eylediler.
A‘dâ-yı dînin bu yüzden hakārete mazhar oldukların sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa
hazretleri müşâhede buyurdukda topcıyâna azîm ihsânlar idüp karargâhına azîmet ve
vakt-i temcîdde hareket olunup gerüde kalan iki kıt‘a topları çeküp getürmeğe eyâlet
askerleri ve tevâbi‘ât revâne olmağa tenbîh ve kunbaracılar dahi kunbara havânların
ihzâr içün mu‘temed âdemlerin ta‘yîn idüp ve sâir mühimmât-ı lâzime her ne ise
tedârük ve ihzâra ihtimâm olunup sabâha karîb vakte değin ikdâm olundu. A‘dâ-yı
liyâm tarafından dahi dürlü dürlü sadâlar ve hareketler olup şeb-i târîkde vakt-i
sabâha değin sît ve sadâlar def‘ olmamış idi.

[73a] Menzil: 84, Sahra-yı Kamaniçe, oturak


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i cum‘a: 2, ağustos: 16

Yevm-i mezbûr ki ıydü’l-mü’minîndir. Yevm-i mezbûrda vakt-i temcîdden


a‘dâ-yı liyâm üzerine toplar ve kunbaralar ile ve tüfeng ve tîr ile azîm hücûm olunup
a‘dâ-yı dîne kıyâmetden nişân virir bir gün gösterdiler. Kal‘anın metânet ü istihkâmı
72
73
74

12
“küllü emrin bi-vaktihî merhûn” Her iş vaktine bağlı mealinde.
75
76
77
78
79

Menzil: 85, Sahrâ-yı Kamaniçe, oturak


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i şenbih: 3, mâh-ı ağustos: 17

Yevm-i mezbûr ki Bârekallahü’s-sebt ve’l-hamîsdir. Asker-i İslâm vakt-i


fecri vakt-i Şâfi‘î’de edâdan sonra çûş u hurûşa gelüp evvelki günlerden birkaç
tabaka ziyâde heybet ü salâbet ile a‘dâ-yı dîn üzerine harb u kıtâle âgāz eyledikleri
esnâda şehirde olan a‘dâ-yı dîn bir dirâz sırığa bir büyük beyaz bayrak diküp
sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin karşusında bir def‘a gösterüp [82b] bir
mikdâr ârâm itdiklerinden sonra doğru devletlü Sadr-ı âlî-kadr hazretlerinin
karşusında olan kullenin üzerine nasb itdiklerinden sonra istîmân itmeleriyle her
koldan hücûm ve ceng olunmakdan ve top ve tüfeng atılmakdan ferâgat olundu. Der-
akab devletlü Sadr-ı âlî-kadr huzûruna içerüden birkaç kâfir çıkup geldiklerinde
maiyyetler âdemleri çıkmak içün Devlet-i Aliyye tarafından âdem ta‘yîn olunmasın
iltimâs itmeleriyle, devletlü Sadr-ı âlî ağalarından Karakulak Ahmed Ağa ve Hüseyin
Ağa’yı ma‘an ta‘yîn buyurup içerüye vardıklarında Hüseyin Ağa içerüde kalup,
Ahmed Ağa ile ma‘an bir kaç kâfir huzûr-ı Âsafî’ye geldiklerinde fazîletlü Şeyhü’l-
İslâm ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa ve Kaplan Paşa ve yeniçeri ağası ve sâir erkân-ı
devlet mevcûd olup, “kal‘ayı vakt-i asra değin teslîm iderlerse cân ve mâllarına
zarar yokdur zabt olunmağa âdemler ta‘yîn olunur ve illâ fazlu’llâhi te‘âlâ Devlet-i
Pâdişâhî’de kılıcımızla feth ideriz, bundan gayri cevâb yokdur” deyü bilâ-tevakkuf
kat‘î [83a] cevâb-ı şerîfleri sudûrundan a‘dâ-yı liyâm lerzân u perîşân içerüye dâhil
olduklarında ser-i kârda olan melâ‘în hilâfete zâhib olmağa adem-i iktidârlarından
istîmândan gayri çâreleri olmamağla kal‘a ve şehrin zabtına ta‘yîn olunan yirmi oda
mikdârı dergâh-ı âlî yeniçerileri bayrakları ve çorbacılarıyla meterislerden çıkup ve
kal‘anın açılan küçük kapusından vakt-i magribden bir sâ‘at evvel kal‘aya dâhil olup,
ve lâkin kal‘anın ekser mevâzi‘i harâb u vîrân olup şehir zabtı dahi ehemm olmağın
yeniçeriyân şehre duhûl ve etrâfında olan tabya ve topları ve cebehâneyi murâd üzere
kabz u zabt eyledikleri zâhir ü âşikâr olmağın cünûd-ı muvahhidîne sürûr-ı azîm
hâsıl olup safâ-yı hâtır üzere salât-ı magrib edâ ve a‘lâ ve ednâ cenâb-ı Hâkk’a hamd
80

ü senâya iştigāl üzereler iken, Kamaniçe kal‘asının cengcisi olan Nemçe melâ‘îni
kal‘anın elden gitdüğün gördüklerinde cebehânesinde olan tîg ü tüfeng ve barutdan
murâdları üzere ahz itmek içün kal‘a kapudânına ibrâm itdiklerinde, “şimden sonra
kal‘a ve cebehânede alâkam yokdur” deyü redd itdikçe mümkin olmayup kârgîr
mu‘azzam cebehâneye [83b] zor ile girüp bin mikdârı Nemçe keferesi tîg ü tüfeng ve
barut yağmasına mübâşeret eylediklerinde melâ‘înin kahr u helâk olmaları takdîr-i
Hayy-ı Kadîr ile ol vakte mevkūf olmağın baruthânesine âteş isâbet itmekle Allahu
ekber böyle bir vakt-i sürûrda kal‘a ve şehir ve tabya ve meterislerde kıyâmetden
nişân virir bir alâmet-i garîbe zâhir olmağın, herkes hayrân olup meterislerde olan
ehl-i İslâm kendülerin taşra pürtâb ve ordu-yı humâyûnda olanlar dahi “bu ne sırr-ı
garîbdir?” deyü meterislere doğru şeb-i târikde üftân ü hîzân şitâb idüp a‘dâ-yı dîn
ne acayîb ve garîb mekr ü âl idüp bu kadar ehl-i İslâm’ı içerüye aldıkdan sonra nâ-
ümîd oldukları kal‘ayı lağım ile havâya atdı zannı ile bir mertebe meterislerde ve
kal‘a ve şehir etrâfında harekât-ı garîbe oldu ki şehirde olan a‘dânın sagîr ü kebîr ol
gûne acayîb ü garîb sadâ ve velvelenin aslı Nemçe kâfirlerinin barut yağmâsından
olduğun bilmediklerinden hayrân ü perîşân olup saç ve sakalların yolmağa başladılar.
Kal‘ada olan cebehâneye âteş isâbet itdüğü vakt öyle metîn ve müstahkem binâyı ve
etrâfında olan kulel ü burûcun [84a] yerinden kobarup nice yıllık harâbeye döndü.
Nemçe kâfirlerinin hâlleri hâd ma‘lûm cümlesi cân ber cehennem olup cebehâneden
ber-murâd oldular, kal‘a kapudânı Nemçe keferesinin hücûmlarına tâkat
göstermediğinden şehre firâr idüp bir köşede karar eylemişdi. Bu ahvâl zuhûr itdikde
barut yağmâsından olduğunu fehm idüp ve sür‘at üzere şehirde müctemi‘ olan
küffâra haber virdikde taşrada olan İslâm’ın hareketlerinden ve şehirde olan
yeniçeriyân ayağa kalkup kılıçların uryân ve a‘dâ üzerine hücûm u kıtâle âmâde
olduklarında a‘dâ-yı dîn feryâd u figān ile bellü başluları yanına varup ve oradan
Ahmed Ağa ve Hüseyin Ağa yanına gelüp vukū‘ bulan ahvâl Nemçe kâfirlerinin
itdikleri şekāvetde sâdır oldu. Bu bâbda bizim cürmümüz yokdur, taşrada olan
askerin hareketi hemân şehre hücûma alâmetdir ve içerüde olan yeniçeriyân kılıçların
uryân eylediler. “Halâsımıza dermân bizimle ma‘an taşraya varup ahvâlimizi
devletlü Sadr-ı âlî-kadr hazretlerine bildirmekdir” deyü bükâ ile zârî eylediklerinde
Ahmed Ağa dahi birkaç kâfir ile der-akab huzûr-ı Âsafî’ye gelüp ahvâli i‘lâm ve
gelenler dahi, “bu hâlin vukū‘na asla [84b] âgāh değil idik” deyü afv u merhamet
81

recâsıyla yüzlerin yere sürüp feryâd u figān eylediklerinde “azametlü ve şevketlü


Pâdişâhım hazretlerine arz ideyim, afv buyurmaları fermân-ı hümâyunlarına
mevkūfdur” deyü mübhem cevâb-ı şerîfleri sâdır olmağın huzûr-ı âlîlerinde tevakkuf
itdirmeyüp girüye yollatdıklarından a‘dâ-yı mahzûlîne itmînân hâsıl olmayup,
“sabâh olsa teslîm itsek kuşca cânımız halâs olsa” deyü sabâha değin ayak üzerinde
nîm cânıyla bir mertebe hakāret çekdiler ki ta‘bîri muhâldir. Hareket üzere olan asker
dahi bu ahvâlin bu yüzden vukū‘undan haberdâr olup herkes yerlü yerinde karar ve
sabâhü’l-hayra intizârda oldular.

Menzil: 86, Sahrâ-yı Kamaniçe, oturak


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i yekşenbih: 4, ağustos: 18

Yevm-i mezbûrda meterislerde olan Vüzerâ-yı izâm ve vükelâ-yı âlî-makām


dâirelerine ve erkân-ı devlet yerlü yerine varmak fermân olunmağın refâh-ı hâl üzere
karargâhlarına vâsıl oldular. Yevm-i mezbûrda vakt-i fecrden sonra bârân-ı rahmet
nâzil olup ve vakt-i zuhrda havâ küşâde ve latîf olmamışdır. [85a] Yevm-i mezbûrda
kal‘a ve cebehâne miftâhların getürüp teslim itmeleri içün a‘dâ-yı liyâma fermân-ı
cihân-dârî sâdır oldu. Meterislerde olan asker-i İslâm yerlü yerine geldiklerinde zâd ü
zevâde endîşesinde idiler. Ordu-yı humâyûnda ise dakīkın vakiyyesi altı yedi akçaya
ve peksimâdın vakîyyesi sekiz onar akçaya ve pirincin keyli yüzseksen ve ikiyüz
akçaya ve kahvenin vakîyyesi ikiyüzden ziyâdeye ve ruğan-ı sâdenin vakîyyesi
altmış yetmiş akçaya ve lahm-ı ganem sekiz akçaya ve lahm-ı bakar üçer akçaya ve
şa‘îrin keyl-i İstanbulîsi altmışar akçaya müstevfa bulunup ve müte‘âkiben zâd u
zahîre Devlet-i Pâdişâhîde arabalar ile gelmek üzere olduğun müşâhede
eylediklerinde Cenâb-ı Hakk’a hamd-ı ferâvân ve mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm
hazretlerine du‘â-yı hayr-ı bî-pâyân eylemişlerdir.

Menzil: 87, Sahrâ-yı Kamaniçe, oturak


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i düşenbih: 5, ağustos: 19

Yevm-i mezbûrda kal‘ada olan baş kâfir ve papasları ve birkaç bellü başlu
yirmi mikdârı kâfir ve kal‘a ve cebehânenin miftâhların vakt-i duhâda [85b] devletlü
Sadr-ı âlî-kadr hazretlerine getürüp teslîm idüp şehirde olan alâkaların ve küblerin
82

recâ eylediklerinde bunda kalanların emlâkına dahl ü ta‘arruz olunmaz, harâc kabûl
idüp karar eylesün ve zâd u zahîresi olmayup yirmi otuz güne değin varup gelmeğe
izn taleb idenlere izn virilür geldikde mülküne dahil olunmaz yohsa gidüp ba‘de
zamân gelene mülkü virilmez, ve kura ve re‘âyâ mehâbetlü ve şevketlü pâdişâhımız
hazretlerinindir. A‘şâr-ı şer‘iyyelerin ve cizyelerin cânib-i pâdişâhiye edâ iderler. Bir
ferdin müdâhalesine rızâ ve ruhsat yokdur deyü cevâb-ı şerîfleri sudûrundan sonra
mu‘tâd üzere on mikdârı kâfire hıl‘atlar giydirilüp yollanmışlar idi. A‘dâ-yı dîn
ahvâlden haberdâr olduklarında Ermeni tâifesinin cümlesi ve Rus kâfirlerinin ekseri
şehirde kalmağa karar virüp Lehlü keferesi çıkup gitmek tedârükünde oldular. Yahud
tâifesi ise mukātele ve muhârebe mahallinde kûşe-gîr oldukları gibi bu esnâda dahi
birer kûşeye sinüp “ehl-i İslâm sâyesinde olmağı ni‘met bilürüz” sûretin gösterdiler.
Yevm-i mezbûrda dahi havâ pus olup vakt-i zuhurdan sonra küşâde ve latif
olmuşdur.

[86a] Menzil: 88, Sahrâ-yı Kamaniçe, oturak


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i seşenbih: 6, ağustos: 20

Yevm-i mezbûrda kal‘a ve şehirde olan a‘dânın çıkup gitmelerine izin recâ
idenleri gitmeleriçün izn-i humâyûn sâdır olmağın şehirde ve hendek içinde hâneleri
olan tüccâr ve re‘âyâ makūlesi hânelerinde kalup gidecekler âmâde olmağın vakt-i
duhâda Haleb muhâfızı Vezîr Kaplan Paşa ve Rumeli Beğlerbeğisi Mehemmed Paşa
ve Adana Beğlerbeğisi Hüseyin Paşa mükemmel âdemleriyle hâzır olup kal‘adan
çıkanları murâd itdikleri mahalle ulaşdırmağa me’mûr olmalarıyla ordu-yı humâyûn
kenârında alayları ile karar idüp ve şehrin kapusından ordu-yı humâyûn sevkine ve
me’mûr olan Paşalar alaylarına varınca yemîn ü yesârda yeniçeriyân ve kafâlarında
sipâh ve silâhdârân müheyyâ oldukları şüyû‘ndan ordu-yı humâyûnda olan a‘lâ ve
ednâ ve pîr ü cevân a‘dâ-yı mahzûlînin hallerin görmek içün açılacak kapu
kurbundan intihâ-yı alaylara değin bir mertebe hâzır u nâzır oldular ki, gözler asker-i
İslâm’ın ne mertebe kesretde olduğun fehm idüp Cenâb-ı Hakk’a hamd-ı ferâvân
eylediler. Ba‘dehû değirmanlar tarafında olan kapu açılup üçyüz mikdârı araba ile
[86b] levend ve re‘âyâ şeklinde ve hayli mecrûh kâfir çıkup akablarınca piyâde
yüzelli mikdârı sarıklı ve yüzelli mikdârı tüfengli Nemçe keferesi çıkup akablarınca
83

baş olan kâfir önünce otuz mikdârı atlu kâfir ve kafâsında dahi ol mikdâr nekebâtı ile
çıkup arkasında şeyb-i celâyi ve meyânında tîrkeş hayretinden tarafeyne gâv-ı
beyâbân gibi nazar iderek revâne oldu. Cümle kal‘a ve şehirden çıkan mecrûh ve sağ
avrat ve oğlan binbeşyüz mikdârı kâfir idi. Hor ve hakîr alaylar ortasından geçüp
gitdiler. Ba‘dehû şehir ve kal‘a inâyet-i Kādir-i mutlak ile murâd üzere kabza-i
tasarrufa dâhil olup ehl-i İslâm kal‘a ve şehrin etrâf u eknâfını bî-bâk seyr ü temâşâ
eylediklerinde metânet ü istihkāmı ve ne mertebe sa‘b mahallerde vukū‘nu mu‘âyene
ve müşâhede eylediklerinde, hazret-i Vâhibü’l-merâm inâyet ve ihsânından ehl-i
İslâm kullarına nasîb ve mukadder eyledi ki, nusret ü inâyeti cân u dilden idrâk ve
iz‘ân idüp şükr-i ferâvân eylediler. Fi’l-vâki‘ bu sefer-i nusret-eserde mevcûd olan
asker Bağdad ve Revan seferlerinde olmadığından gayri devletlü Hân-ı âlî-şân
yüzbinden mütecâviz Tatar askeri [87a] ve Kazak hatmanı Doroşenko yirmi otuzbin
Kazak tâifesiyle kezalik Eflak ve Bağdan voyvodaları askeriyle Kamaniçe kal‘asının
ve şehrinin etrâf u eknâfında hâzır u âmâde olup Kamaniçe’nin metânet ve istihkāmı
meşhûr-ı âfâk olduğundan gayri Leh diyârının sedd-i sedîdi olmağın ehl-i İslâm’ın
teveccühleri sebebi ile askeri ve cebehânesi müstevfâ olduğundan zamân-ı kalîlde
kabza-i tasarrufa vusûlün muhâl addetdiklerinden milel-i muhtelife, kendülere teklîf-i
hizmet ve i‘ânet olunur ümîdiyle hâzır u nâzır üzereler iken kerâmetlü ve mehâbetlü
Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin otağ-ı gerdun-nitâkları vaz‘ olunduğu mahal kal‘a ve
şehre nâzır ve top irişür vâdî iken köşk-i humâyûn vücûd-i şerîflerinin dâimü’l-evkāt
karargâh-ı devletleri olup şecâ‘at-ı mülûkâneleri çûş u hurûş eyledikçe kal‘anın ve
şehrin cevânib-i erba‘asın cevelân idüp, teveccüh-i humâyûn ve gayret ü
hamiyyetlerin mutazammın müte‘âkıben Vüzerâ-yı izâm hazarâtına fermân-ı
humâyûnları sâdır olmağla Vüzerâ-yı izâm hazarâtına [87b] tâziyâne-i gayret olup
rûh-ı âlem olan mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin devlet ü ikbâl ile
teveccüh buyurdukları ibtidâ sefer-i humâyûnları olmağla şarkdan garba süyûfu
velvele-endâz olan guzât-ı Osmâniyânın harb u kıtâli ve inâyet-i Bârî ile kal‘a-
gîrlikde olan hüner ve san‘atı ve dilîrâne hücûm-ı ibret-güsteri âyîne-i husûlde ne
yüzden cilve-nümâ olduğun müctemi‘ olan milel-i muhtelifeye izhâr u ayân içün
tavâif-i muhtelifeyi mesâfe-i ba‘îdede temâşâcı şeklinde ârâm ve iskân itdirüp, üç
koldan Vüzerâ-yı izâm mütevekkilen ale’llâh semend-i himmetlerin semender-misâl
âteş-i gayrete atup bir mertebe dilîrâne ceng ü cidâl ve harb u kıtâl eylediler ki,
84

tevfîk-i Hudâ refîk olup tabya ve kal‘a ve şehir ma‘nen üç hısn-ı hasînin dokuz
günde kabza-i tasarrufa vusûlü müyesser oldu. Sefer-i mezbûrda olan ecnâs-ı
muhtelife Vüzerâ-yı izâm ve vükelâ-yı âlî-makām hazaratının ve asker İslâm’ın bu
cünbüş ve hareketlerin gördüklerinde Devlet-i Hânedân-ı Âl-i Osmân ebbeda’llâhü
saltanatehû ilâ yevmi’l-mîzân [88a] lütf-i Hakk’la ne kuvvet ve kudretde olduğun bir
hoş iz‘ân ve engüşt-ber-dehân idüp dem-beste ü hayrân olmuşlardır. Hakîkat-i hâl
mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm Ebu’l-Feth ve’l-Megāzi Sultan Mehemmed
Hân tavvelallahü ömrehû ve devletehû ilâ intihâi’l-devrân hazretlerinin gazâ ü cihâda
himmet-i humâyûnları selâtîn-i mâzîyeye müşâbih olmayup leyl ü nehâr teveccüh-i
humâyûnları hadd-ı tahrîrden bîrûn olduğundan gayri leyâlî ü eyyâmda Vâ‘iz-i
Sultân Vânî Mehemmed Efendi huzûr-ı humâyûnlarında tefsîr-i şerîfden gazâ ve
cihâd fazîletin takrîr ü beyân ile tab‘-ı humâyûnları mücellâ olup gazâ ü cihâddan
gayri cihânda murâd-ı humâyûnları olmaduğı Vüzerâ-yı izâm hazâratına ve asker-i
İslâm kullarına olan nazar ve inâyetlerinden zâhir ü hüveydâ olmağın sâye-i
devletleri âmme-i ibâdullâh üzerinden dûr ve zâil olmamak da‘avâtına sagîr ü kebîr
müdâvemet ü iştigāl üzerelerdir. Hazret-i Bârî karîn-i kabul idüp saltanat ve devlete
üstüvâr eyleye. Âmin.

[88b] Menzil: 89, Sahrâ-yı Kamaniçe, oturak


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i çahârşenbih: 7, ağustos: 21

Yevm-i mezbûrda sefer-i humâyûnda fütûhât-ı celîlede bezl-i kudret iden


Vüzerâ-yı izâm ve ulemâ-yı kirâm ve mîr-i mîrân-ı zevi’l-ihtirâm ve ümerâ ve ocak
ağaları hıla‘-i fâhire ile mazhar-ı iltifât ü inâyet olmaları de’b-i selâtin-i Âli Osmân
olmağın mu‘tâd üzere cümlesi huzûr-ı humâyûna vardıklarında Vüzerâ-yı izâm
hazarâtına semmûr kürklü hıl‘at-ı fâhire ve sâirlere dahi de’b-i kadîm üzere hıl‘atlar
inâyet olunup safâ-yı hâtır ile herkes yerlü yerine gelüp izdiyâd-ı ömr ü Devlet-i
Pâdişâhî da‘avâtına meşgūl oldu. Yevm-i mezbûrda sa‘âdetlü Hân-ı âlî-şân hazretleri
dahi huzûr-ı humâyûna da‘vet olunup semmûr kaplu hıla‘-i fâhire ile ikrâm olundu.
Ba‘dehû Kazak hatmanı Doroşenko’ya dahi hıl‘at ihsân olunmuşdur. Kal‘ada kalan
Rus keferesi Doroşenko hatmana olan inâyet-i Pâdişâhîden ziyâde mahzûz olup [89a]
bellü başluları kendüye varup cinsiyyet hasebiyle ubûdiyyet arz eyledikleri şüyû‘
85

bulmuşdur. Yevm-i mezbûrda a‘dâ-yı dîne rağmen ba‘de salâti’l-magrib azîm


donanma ve şenlikler olmak fermân olunmağın otağ-ı humâyûn önünde ve Vüzerâ-yı
izâm dâirelerinde ve umûm üzere asker-i İslâm çadırlarında mûm donanması olup
yeniçeriyân dâiresinden üçer def‘a tüfengler atıldıkdan sonra Vüzerâ-yı izâm
segbânânı ve sâir tüfengciyânı üçer def‘a tüfengler atup ve ordu-yı humâyûnda olan
topları ve şâhîleri üçer def‘a atup sahra ve tilâl sadâ ile nice zamân mâl-â-mâl olup
ehl-i îmâna sürûr-ı küllî hâsıl olmuşdur. Bu şenliklerden sonra Kazak hatmanı olan
Doroşenko dahi Pâdişâh-ı İslâm’a olan ubûdiyyetin izhâr içün üç def‘a tüfeng şenliği
ve top şenliği idüp sabâha değin ârâm eylemişlerdir.

Menzil: 90, Sahrâ-yı Kamaniçe, oturak


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i pençşenbih: 9, mâh-ı ağustos: 22

[89b] Yevm-i mezbûrda a‘dâ-yı liyâmın üzerine asker-i İslâm’ın teveccüh ü


azîmetini bî-inâyeti’llâhi te‘âlâ dîn ü devlete evlâ ve enfa‘ olmağın vakt-i seherde
Bosna muhâfızı Vezir İbrahim Paşa tuğ-ı humâyûn ve Vüzerâ-yı izâm ve erkân-ı
devlet tuğlarıyla kalkup ilerüye revâne olmuşdur. Bu gice dahi a‘dâya rağmen leyl-i
evvelden ziyâde donanma ve top ve tüfeng ve fişek şenlikleri olmuşdur.

Menzil: 91, Sahrâ-yı Kamaniçe, oturak


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i cum‘a: 9, ağustos: 23

Yevm-i mezbûr ki, ıydü’l mü’minîndir. Mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı


İslâm hazretleri Kamaniçe şehrinde vakıf ve ihyâ buyurdukları mu‘azzam fethiyyeye
vaz‘-ı mihrâb ve minber olunup salât-ı cum‘a edâsına niyyet-i humâyûnları olmağın
dergâh-ı âlî yeniçerileri ordu-yı humâyûndan câmi‘-i şerîf kapusına varınca
tarafeynde selâma durup ve ocak ağaları mu‘tâd üzere müheyyâ oldukdan sonra
Vüzerâ-yı izâm ve Şeyhü’l-İslâm [90a] ve Vânî Mehemmed Efendi ve sadreyn
efendiler ve sâir erkân-ı devlet azîm alay ile şehre vusûl ve câmi‘i şerîfde namâz-ı
cum‘a kılınup hutbe-i şerîfe mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm Ebu’l-Feth ve’l-
Megāzi Sultan Mehemmed Hân hazretlerinin nâm-ı nâmî ve ism-i sâmilerine okunup
minber ve mihrâb medâyih-i şerîfe-i ashâb ile ziynet-yâb olmuşdur. Bu rûz-ı fîrûzda
Vânî Efendi câmi‘-i şerîfde kürsiye çıkup gazâ ve cihâda ve fütûhât-ı celîleye
86

münâsib va‘z u nasîhat ile cünûd-ı muvahhidîni derûn-ı dîlden hamd u şükre tergīb
eylediğinden gayri mehâbetlü ve azametlü Pâdişâh-ı rûy-i zemîn hazretlerinin bükâ
ile olan şükrünü cemâ‘at-i Müslimîn istimâ‘ itmeleriyle cümleye bükâ ârız olup,
sebât-ı devlet ü saltanatları da‘avâtını bir mertebede edâ eylediler ki tahrîr ü tafsîli
mertebe-i beyândan hâricdir. Mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin ihyâ
buyurdukları Fethiyyeden mâ‘adâ câmi‘-i şerîf olmağa sezâ-vâr mu‘azzam kiliseler
olmağın devletlü sultân hazretleri ve inâyetlü Sadr-ı âlî-kadr hazretleri [90b] ve
sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri ve Nedîm-i Şehriyârî devletlü Mustafa Paşa
hazretleri ve fazîletlü Vânî Mehemmed Efendi hazretleri vakf ve ihyâ itmeleriçün
mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinden recâ eylediklerinde her biri birer mu‘azzam
câmi‘-i şerîf olmağa lâyık olan kiliseler icrâ-yı âyîn-i küfr ü şirkden ârî ve ibâdât-ı
İslâm ile münevver olmak Cenâb-ı Bârî Celle-şânühûnun takdîr-i bî tagyîrine
mutâbık olmağla vükelâ-yı devletin recâları karîn-i kabûl ve vakıf ve ihyâ itmeleri
bâbında fermân-ı cihân-dârî sudûr itmeğin vükelâ-yı devlete azîm sürûr hâsıl olup
ta‘mîr ü tathîrlerine mu‘temed ağaların ta‘yîn ve itmâmlarına ihtimâm-ı küllî
eylediler. Yevm-i mezbûrda ba‘de’l-asr bârân-ı rahmet vâkî olup vakt-i magribde
havâ küşâde olmuşdur.

Menzil: 92, Sahrâ der-kurb Keşişan Korusu, sâ‘at: 2


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i şenbih: 10, mâh-ı ağustos: 24

Yevm-i mezbûrda ordu-yı humâyûnda olan asker-i İslâm Vüzerâ-yı izâm


[91a] tevâbi‘âtı selâma durmayup yerlü yerine varmaları fermân olunmağla ol minvâl
üzere hareket olunup mehâbetlû Pâdişâh-ı İslâm hazretleri Vüzerâ-yı izâm ile vakt-i
duhâda hareket ve devlet ü ikbâl ile otağ-ı humâyûnlarına nüzûl buyurdular ve
“oturak!” deyü dellâl nidâ eyledi. Ve Özi eyâletine mutasarrıf olan Vezîr Halil Paşa
eyâletinde olan zu‘amâ ve erbâb-ı tîmâr ile Kamaniçe kal‘asının muhâfazasına ve
harâb olan mahallerin ta‘mire me’mûr olmuşdır. Leh kıralı olan ser-nigûn Pâdişâh-ı
İslâm’a inkıyâd eylemeyüp bir kûşede münzevî olmağın üzerine varılmak ve inâyet-i
Bârî ile cezâsı virilmek kerâmetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin tab‘-ı
humâyûnlarında cây-gîr olmağın Kamaniçe fethinden evvel gelen elçisinden cevâb-ı
kat‘î olmamağla kıral-ı bed- fi‘âl tarafına yollanup ve cevâb ihrâciçün intizâr
87

olunmakdan Leh diyârının mahallin ma‘mûresi ve kıral-ı dâllın karargâh-ı sânîsi olan
İlbav şehrine doğru azîmete karar virilmiştir. Cenâb-ı Bârî tevfîkāt-ı aliyyesin refîk
ve rehber eyleye.

[91b] Menzil: 93, Sahrâ der-kurb-ı Koru, oturak


Cemâziyelevvel, yevm-i yekşenbih: 11, ağustos: 25

Yevm-i mezbûrda oturak olup Leh kıralının elçileri yollanmak içün devletlü
Sadr-ı âlî huzûruna geldiklerinde Devlet-i aliyye tarafından kendüler ile âdem irsâl
olunmasın niyâz eylediler. “Leh kıralı harâc kabûl idüp kerâmetlü ve azametlü
pâdişâhımız hazretlerine inkıyâd iderse sâye-i devletlerine ilticâ iden sâir cizye-
güzâr gibi âsûde hâl olur ve illâ inâyet-i Bârî ile vücûda gelen ahvâlleri gördiğin
gibi var kıralına takrîr eyle. Ma‘an âdem gönderilmez, vaktine hâzır olsun” deyü
kat‘î cevâb-ı şerîfleri sudûrundan sonra girüye yollanmak içün devletlü Hân
hazretleri tarafına gönderildiler. Yevm-i mezbûrda seherî bir mikdâr sermâ ve
beyne’s-salâteyn bârân-ı rahmet vâki‘ olup ba‘dehû der-akab havâ küşâde olmuşdır.
Diyâr-ı a‘dâya henüz azîmet olunmağın i‘tidâl-i havâ ihsân olunmak içün dergâh-ı
Hakk’a niyâz küllî olmuşdur.

[92a] Menzil: 94, Sahrâ der-kurb-ı Koru, oturak


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i düşenbih: 12, ağustos: 25 13

Yevm-i mezbûrda oturak olup Kamaniçe’den çıkan kâfirleri yerlerine


ulaşdırmağa me’mûr olan Kaplan Paşa ve sâir mîr-i mîrân ordu-yı humâyûna dâhil
oldular. İzvanca mâliki olan kapudânın İzvanca’dan gayri Kamaniçe ve İlbav
etrâfında vâfir palanka ve kurâsı olmağla yedi kıt‘a kal‘anın miftâhların getürüp
devletlü Sadr-ı âlî hazretlerine teslîmden sonra mâl-ı maktû‘unu virmek üzere birkaç
pâre karye recâ ve sâye-i Devlet-i Pâdişâhîde âsûde olmasın niyâz itmekle rehberlik
idüp hizmetinde olmak içün Kaplan Paşa yanına ta‘yîn olunmuşdur. Devletlü Sadr-ı
âlî hazretleri sipâhiyân u silahdârânın kusûr olan ulûfe ve bahşişlerin tevzî‘ eyledi.
Bi-emri’llâhi te‘âlâ garbî rüzgâr ile bârân-ı rahmet vukū‘undan sonra i‘tidâl-i havâ
nasîb olmuşdur.

13
26 olmalıdır.
88

[92b] Menzil: 95, Sahrâ der-kurb-ı Koru, oturak


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i seşenbih: 13, ağustos: 27

Yevm-i mezbûrda oturak olup iki palankanın miftâhların ahâlisi huzûr-ı


Âsafî’ye getürüp inkıyâd itmeleriyle cebehânelerin kabz içün cebeciyân gönderildi.
Yevm-i mezbûrda havâ gâh küşâde ve gâh bulutlu olup şiddet üzere garbî rüzgâr
esdi.

Menzil: 96, Sahrâ der-kurb-ı Koru, oturak


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i çahârşenbih: 14, ağustos: 28

Yevm-i mezbûrda oturak olup Leh diyârının memâlik-i ma‘mûresi gāret ü


hasâret olunmak mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin murâd-ı humâyûnları
olmağın devletlü Selim Giray Hân hazretleri huzûr-ı Âsafî’ye da‘vet olunup fermân-ı
cihân-dârî izhâr olundukda bu umûra müte‘allik tedârük-i mühimme müzâkere
olundukdan sonra Hân-ı âlî-şân Tatar askeriyle me’mûr ve Haleb muhâfızı Vezir
Kaplan Paşa serdâr olup eyâleti askeriyle ve Rumeli Beğlerbeğisi [93a] Mehemmed
Paşa ve Anadolu beğlerbeğisi ve Sivas beğlerbeğisi ve Karaman beğlerbeğisi
eyâletlerinde olan zu‘amâ ve erbâb-ı tîmârlarıyla ve saksoncıbaşı on oda yeniçeriyân
ve üç bayrak serdengeçdi ve dört kıt‘a balyemez top ile topcıyân ve cebeciyân ve üç
kıt‘a kunbara ve Edirne şehrinin ordusu ve rûz-nâmçe-i sâbık Mustafa Efendi,
Defterdâr Kāimmakāmı serdâr-ı müşârün-ileyh ile ma‘an me’mûr olup ve Kazak
hatmanı Doroşenko Kazak askeriyle ve Eflak voyvodası askeriyle ta‘yîn olunup
İlbav şehrinin ve etrâfında olan kılâ‘ ve palankaların küffârı harâc kabûl idüp itâ‘at ü
inkıyâd idüp istîmân iderlerse amân virile bagy ü isyân iderlerse tu‘me-i şemşir ve
esîr ü bend ü zincîr olup dâr u diyârları bî-inâyeti’llâhî te‘âlâ gāret ve yağma
olunmak fermân olunmağın hâzır u âmâde olmağa karar virildi. Yevm-i mezbûrda
bi-lutfihî te‘âlâ havâ latîf olmuşdur.

Menzil: 97, Sahrâ-yı Koru, oturak


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i pençşenbih: 15, ağustos: 29
89

[93b] Yevm-i mezbûrda oturak olup Leh diyârının tahrîrine me’mûr olan
asker-i İslâm ve Kazak ve Eflak askerleri kalkup mahall-i me’mûra revâne oldular.
Cenâb-ı Hak her hâlde dest-gîrleri ola.

Menzil: 98, Palanka-i Urine, sâ‘at: 2


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i cum‘a: 16, ağustos: 30

Yevm-i mezbûrda hareket ve a‘dâ-yı dîn üzerine azîmet olunmak karîha-i


humâyûn-ı şehriyârîden sâdır ve gicenin dördüncü sâ‘atinde Vüzerâ-yı izâm
kapularına seherî hareket olunmasın müş‘ir fermân-ı âlî vârid olup, herkes âgâh
olmağın ihtimâm üzere oldular. Leyle-i mezbûrenin bi-emri’llâhî te‘âlâ beşinci
sâ‘atinde bârân-ı azîm vukū‘undan herkes bâr-girân endîşesinde iken der-akab şedîd-
i garbî rüzgâr zuhûr idüp nakl ve harekete medâr-ı küllî olmuşdur.

Menzil: 99, palanka-i mezbûr, oturak


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i şenbih: 17, ağustos: 31

Yevm-i mezbûrda oturak olunup, palanka-i mezbûr kurbunda cârî olan


nehirden arabaların ba‘zıları ubûr eylemeyüp kalmağla yevm-i mezbûrda [94a]
cümlesi ordu-yı humâyûna dâhil oldular. Yevm-i mezbûrda inâyet-i Hakk’la mu‘tedil
havâ olmuşdur.

Menzil: 100, palanka-i mezbûr, oturak


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i yekşenbih: 18, eylül: 1

Yevm-i mezbûrda oturak olunup, Hân-ı âlî-şân üç nefer kâfir göndermekle


suâl olundukda Lehlü keferesinden olup kıral-ı bed 14 -fi‘âl tarafından ta‘yîn olunan
bin mikdârı kâfirin ve refîkaları oldukların ve dil almak içün geldiklerin ve kıral-ı
dâll İlbav’dan öte bir mikdâr melâ‘în ile makām-ı ihtifâda olduğun haber
virmeleriyle haklarından gelündüğü ta‘ayyün buldu. Yevm-i mezbûrda dahi üç kıt‘a
palankanın miftâhları huzûr-ı Âsafi’ye gelüp teslîm olunmuşdur. Menzil-i mezbûrun
etrâf ü eknâfı vâsi‘ sahrâ ve biçilmiş müstevfâ çayırı olmağla asker-i İslâm ihzâr idüp

14
Nüshada “bedel” yazılmış.
90

zâd u zahîrede dahi müzâyaka olmayup a‘dâ-yı dînin mezrû‘âtı henüz yerinde
olmağla ehl-i İslâm ta‘ayyüş idüp zarûretden emîn oldular.

[94b] Menzil: 101, palanka-i mezbûr, oturak


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i düşenbih: 19, eylül: 2

Yevm-i mezbûrda oturak olup devletlü Sadr-i âlî-kadr hazretleri sipâhiyân ve


silahdârana kusûr bahşişlerin tevzî‘ eylemişlerdir. Ba‘de’l-asr bârân-ı rahmet vâz‘
olup vakt-i işâdan sonra havâ küşâde olmuşdur.

Menzil: 102, palanka-i mezbûr, oturak


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i seşenbih: 20, eylül: 3

Yevm-i mezbûrda dahi oturak olup devletlü Sadr-i âlî hazretleri yevm-i evvel
üzere ihtimâm buyurdular. Vakt-i işâdan sabâha iki sâ‘at kalınca gâh bârân ve gâh
garbi rüzgâr esüp ba‘dehû i‘tidâl-i havâ nasîb olmuşdur.

Menzil: 103, Palanka-i İzberice, sâ‘at: 4


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i çahârşenbih: 21, eylül: 4

Yevm-i mezbûrda seherî hareket olunup sipâhiyân ve silâhdâ[râ]n alayları


nihâyetinde Vüzerâ-yı izâm tevâbi‘âtı mu‘tâd üzere selâma [95a] durup yemeklik
olmamağla mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri mu‘tâd üzere Vüzerâ-yı izâm ile
mürûr ve edâ-yı selâm idüp vakt-i duhâda otağ-ı humâyûnlarına nüzûl buyurdular.
Yol üzerinde olan dört kıt‘a köprülerden balyemez toplar ve araba ve ağırlıklar
selâmet üzere mürûr idüp salt atlu yemîn ü yesârda bataklardan geçüp ordu-yı
humâyûna dâhil oldular. Palanka-i mezbûr İzvanca kal‘ası kurbundan cârî olan nehr-i
İstiribya dimekle ma‘rûf nehir üzerinde vâki‘ olup etrâfı meşe ormanlu ve mezrû‘âtı
ve çayırı vâfir iki tarafı kudretden kaya üzerinde kulleleri ve divârı metânetinden
gayri taş divâr çevirme kal‘a-yı mezbûreye muttasıl ikibin hâne mikdârı varoşu var
iken Kamaniçe fethinde keferesi firâr itmeğin kal‘a ve şehre cevânib-i erba‘ada
cevelân iden asker-i İslâm âteş virmekle bi‘l-külliye ihrâk olup yüz yıllık harâbeye
dönmüş idi. Bu ma‘kūle kal‘a ve varoşların keferesi ekser mün‘im ve mütemevvil
olup mürd olduklarında sîm ü zere müte‘allik [95b] ba‘zı eşyâ ile defn olunmalarıyla
91

Tatar tâ‘ifesi mezarların açup eşyâların ahz itdiklerinden Engürüs serhadlerinde vâki‘
olan seferlerde mevcûd olan asker-i İslâm’ın ba‘zıları haberdâr olmalarıyla
kiliselerinde âhar mahallerde olan mürdelerin ba‘zıların ihrâc idüp nicesi hissedâr ve
ba‘zısı tehî emek çeküp nâdim olmuşdur.

Menzil: 104, Palanka-i İzberice, oturak


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i pençşenbih: 22, mâh-ı eylül: 5

Yevm-i mezbûrda oturak olup devletlü Sadr-ı âlî-kadr hazretleri sipâhiyân ve


silahdârânın ve aşağı bölüklerin kusûr bahşişlerin ve ulûfelerin virüp üçer def‘a
devroldukdan sonra üçyüzden mütecâviz nâ-mevcûd olmağla halîfe-i rûy-i zemîn
hazretlerinin emr-i âlîlerine inkıyâd itmedikleri içün dirlikden tehî kaldıkları şüyû‘
bulmuşdur. Hakîkat-i hâl mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri i‘lâ-yi
kelime‘tullahi’l-ulyâ niyyeti ile gazâ ve cihâdı pîş-nihâd [96a] ve vücûd-ı şerîflerine
meşakkat-i seferi rahmet addidüp hâb u râhatı leyl ü nehâr harâm itdiğinden gayri
asker-i İslâm kullarına ulûfe ve bahşiş ve zahâir-i deryâ- nevâlîn bezl ü in‘âmda bâb-ı
keremleri meftûh iken sefer-i humâyûna me’mûr olan irhâ-i inân iden eşhâsa her ne
vechile cezâ tertîb olunursa müstahıkk oldukları günden ayândır. Ve sa‘âdetlü
Kāimmakām-ı âlî makām Mustafa Paşa hazretleri meterisden çıkdıkdan sonra mizâc-
ı şerîfleri nâ-hoş olduğu şüyû‘undan derûn-ı ihlâs-ı meşhûnu hayr-hâh-ı âlem birle
mecbûl meyân-ı asker-i İslâm’da mahbübü’l-kulûb bir Vezîr-i celîlü’ş-şân olmağla
asker-i İslâm’a inkisâr hâsıl olup cenâb-ı Bârî celle şanuhû şifâhâne-i gayb-ı lâ-
reybinden şifâ-yı âcil ihsân eylemek du‘âsına iştigāl üzereler iken devletlü Sadr-ı âlî-
kadr hazretleri ve irtesi fazîletlü Şeyhü’l-İslâm hazretleri hâtırların suâl içün teşrîf
buyurup du‘â-yı hayr-ı serî‘ü’l-icâbeleri hedef-i icâbete karîn olup âsâr-ı sıhhat-ı
kâmile müyesser olup elhamdülilâhi te‘âlâ cümleye [96b] sürûr hâsıl olup du‘â-yı
hayırların efzûn eylemişlerdir.

Menzil: 105, Palanka-i İzberice, oturak


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i cum‘a: 23, eylül: 6

Yevm-i mezbûrda oturak olup Kaplan Paşa revâne olduğu yol üzerinde
İzbarava palankasının keferesi inkıyâd itmemekle üzerlerine hücûm olundukda ekseri
92

tu‘me-i şemşîr olup ba‘dehû itâ‘at idüp ve andan sonra Mikolince nâmında kal‘aya
uğrayup anlar dahi istîmân itmekle topların ve kumbara havanların ve tüfeng ve
misketlerin ve kurşun ve barutların kabzidüp kapudanların Sadr-ı âlî hazretlerine
irsâl ve vâki‘ hâli i‘lâm eylemişdir. Ve Erdel kıralına fermân olunan zehâiri beşyüz
araba ile irsâl ve mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerine bir billûr hintu-yı
mükemmel ve üç yorga ve iki sakson ile ubûdiyyetin arzidüp askeriyle hâzır ve her
ne fermân buyurulursa edâ-yı hizmete nâzır olduğun bildirmişdir. Yevm-i mezbûrda
[97a] Lehlü keferesinden ahvâl bilür dil ahz itmek içün Adana Beğlerbeğisi Hüseyin
Paşa ta‘yîn olunmağla Semendre sancağının zu‘amâ ve erbâb-ı tîmârı ve devletlü
Sadr-ı âlî hazretlerinin segbânlardan üç dört bayrak levendât ma‘an me’mûr olup
revâne olmuşlardır.

Menzil: 106, Palanka-i İzberice, oturak


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i şenbih: 24, eylül: 7

Yevm-i mezbûrda oturak olup palanka kurbunda cârî olan nehrin üzerinde
vâki‘ ağaç cisri küffâr ihrâk itmekle ta‘miri topların mürûru içün lâzım olmağın cisir
başında Defterdâr Paşa çadırı kurdurup itmâmına ihtimâm eylemişdir.

Menzil: 107, Palanka-i İzberice, oturak


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i yekşenbih: 25, eylül: 8

Yevm-i mezbûrda oturak olup etrâf ü eknâfdan asker-i İslâm zâd u zahîre ve
esîr ihzâr idüp ordu-yı humâyûnda murâd [97b] üzere ganîmet nümâ-yân olmuşdur.
Devletlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin kapusında olan serbest bölük başısı
tüfengciyân levendâtından üçyüzden mütecâviz piyâde ve süvâri Hırvat segbânânı ile
henüz itâ‘at eylemeyen bir palankanın varoşun gāret idüp üçyüz mikdârı kâfiri
tu‘me-i şemşîr ve ikiyüz mikdârı esîr ahzidüp üçbin mikdârı koyun ve beşyüzden
mütecâviz sığır ve kısrak ahzidüp selâmetle ordu-yı humâyûna dâhil oldu. Palanka
âhâlisi bu vechile gûşmâl gördükden sonra istîmân idüp muhâfazalarıçün devlet
tarafından çavuş almışlardır.

Menzil: 108, Palanka-i İzberice, oturak


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i düşenbih: 26, eylül: 9
93

Yevm-i mezbûrda oturak olup menzil-i mezbûr kurbunda vâki‘ Husatin


palankasının küffârları inkıyâd itmekle mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin seyr
itmek murâd-ı humâyûnları olmağın [98a] devletlü Sadr-ı âlî hazretleri ma‘an revâne
olmak fermân olmağla devlet ile seherî hareket ve üçbin mikdârı sipâh u silahdâr
revâne olup palanka-i mezbûr havâlîsi sayd u şikâr vadileri olmağın palanka
kapudanı sayyâd olduğu ma‘lûm olmağla kendüsü ve tevâbi‘âtı ihzâr ve şikârı olan
semtlerden geşt ü güzâr olunup murâd üzere şikâr bulunmağla mazhar-ı ihsân
olmuşdur. Mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri ba‘de’l-asr devlet ile otağ-ı
humâyûnlarına nüzûl buyurdular.

Menzil: 109, Palanka-i İzberice, oturak


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i seşenbih: 27, eylül: 10

Yevm-i mezbûrda oturak olup elhamdülilâhi te‘âlâ murâd üzere havâda i‘tidâl
ve ordu-yı humâyûnda ganîmet olup dakīkın vakiyyesi on akçaya ve peksimadın
vakiyyesi onbeş akçaya ve pirincin keyli yüzseksene ve kahvenin vakiyyesi yüzelli
akçaya ve şa‘îrin bir yemi onsekiz ve yirmi akçaya müstevfâ bulunup cevânib-i [98b]
erba‘adan zâd u zahîre ihzârına revâne olanlar zahâir ve esîr ahzidüp ber-murâd
olmuşlardır.

Menzil: 110, Palanka-i İzberice, oturak


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i çahârşenbih: 28, eylül: 11

Yevm-i mezbûrda oturak olup emr-i Hakk’la gâh küşâde-i havâ ve gâh bârân-ı
azîm vâki‘ olup ol hâl üzere mürûr eylemişdir.

Menzil: 111, Palanka-i İzberice, oturak


Şehr-i cemâziyelevvel, yevm-i pençşenbih: 29, eylül: 12

Yevm-i mezbûrda Kaplan Paşa’ya inkıyâd iden Mikolince kal‘asının


muhâfazasına ta‘yîn olunan yeniçeriyânı ulaşdırmağa me’mûr olan Küçük
Mehemmed Paşa edâ-yı hizmet idüp ordu-yı humâyûna dâhil olmuşdur. Ve Nedîm-i
Şehriyârî sa‘âdetlü Mustafa Paşa hazretlerinin ağavât ve levendâtı bir palankanın
94

varoşun gāret idüp hayli esîr ve hayvanât ile dâhil oldular. Yevm-i mezbûrda dahi
bârân-ı azîm vâki olup havâ küşâde olmamışdır.

[99a] Şehr-i cemâziyelâhir


Menzil: 112, Palanka-i İzberice, oturak
Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i cum‘a gurre: 1, eylül: 13

Yevm-i mezbûrda Hân-ı âlî-şân hazretlerinin ve Kaplan Paşa’nın ulaklarıyla


kâğıdları gelüp revâne oldukları yol üzerinde vâki‘ olan( ) 15 nâm kal‘anın müstevfâ
cengci kâfiri ve cebehânesi olup harb u kıtâle mübâşeret itmeleriyle üzerine toplar
havâle ve meterislere mübâşeret olundukda istîmân idüp inkıyâd itmeleriyle
muhâfazasına yeniçeri ta‘yin olunmasın i‘lâm itmeleriyle müstevfâ yeniçeriyân
ta‘yîn olundu. Ve mukaddemâ Leh kıralından gelüp me’zûnen avdet iden Leh elçisi
kırallarına ve hatmanlarına vardıkda inâyet-i Pâdişâhî niyâzı içün rikâb-ı humâyûna
elçiler göndermeğe tedârükde oldukların Hân hazretlerine kâğıd ve âdem gönderüp
bu bâbda i‘ânetin ricâ eylediklerin Hân hazretleri devletlü Sadr-ı âlî hazretlerine inhâ
ve i‘lâm eylemişdir.

[99b] Menzil: 113, Palanka-i İzberice, oturak


Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i şenbih: 2, eylül: 14

Yevm-i mezbûrda Leh kıralının Hân-ı âlî-şân ve Kaplan Paşa tarafından


gönderilen âdemlerinde rikâb-ı humâyûn-ı şevket-makrûna ubûdiyyet idenler men‘
ve redd olmaduğun mutazammın devletlü Sadr-ı âlî hazretleri tarafından mektûb-ı
devlet-mashûb tahrîr ve irsâl olunmağa fermân-ı cihân-dârî sâdır olmuşdur. Ve
sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin kapularında olan Hırvatlu levendâtından
ikiyüzden mütecâviz piyâde ve süvâri Kara İbrahim ve Salih nâm bölükbaşılar ile
ganîmete gitmişler idi. Bir taş hisârın varoşun gāret idüp küffâr ile azîm ceng ü
cidâlden sonra varoşu kabz ve yüzden mütecâviz esîr ve binbeşyüz kara sığır ve
ikibin koyun ve hayli kısrak ahz idüp ordu-yı humâyûna dâhil oldular. Sekiz nefer
levendât zahmdâr [100a] olup sâirleri selâmet üzere gelmişlerdir.

15
Nüshada boşluk var.
95

Menzil: 114, Palanka-i İzberice, oturak


Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i yekşenbih: 3, eylül: 15

Yevm-i mezbûrda oturak olup emr-i Hakk’la seherî bârân-ı rahmet ve garbî
rüzgâr vâki‘ olmağın i‘tidâl-i havâ içün cenâb-ı Hakk’a niyâz olunmuşdur. Ordu-yı
humâyûn sevkinde üsârânın kesreti zâhir olup ba‘zılar dahi esîrin muhâfazada tegāfül
ve tekâsül itmekle müjdesiyle esîr ahz idene nukūd ikrâr ve reddine ashâbından du‘â
ile dellallar ordu-yı humâyûna azîm nidâlar eylediler.

Menzil: 115, Palanka-i İzberice, oturak


Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i düşenbih: 4, eylül: 16

Yevm-i mezbûrda oturak olup i‘tidâl-i havâ nasîb olmuşdur. Devletlü Sadr-ı âlî
hazretlerinin baş bölükbaşısı ser-çeşme binden mütecâviz segbânân ile Zidva nâm
kal‘anın varoşun gāret idüp ganîmet-i azîm ile ordu-yı humâyûna dâhil olmuşdur.

[100b] Menzil: 116, Palanka-i Koladan, sâ‘at: 5, oturak


Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i seşenbih: 5, eylül: 17

Yevm-i mezbûrda seherî İzberice palankası kurbundan hareket olunup palanka-


i mezbûrun ahâlisi inkıyâd itmeleriyle cânib-i yesârında etrâfı ormanlu sahrâda nüzûl
olundu. Ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin ağalarından Kürd Şeyhî Ağa
üçyüzden mütecâviz âdem ile ganîmete gitmişdi. Hayli esîr ve hayvanât ahz idüp
yevm-i mezbûrda sâlimen ordu-yı humâyûna dâhil olmuşdur.

Menzil: 117, Palanka-i Koladan, oturak


Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i çahârşenbih: 6, eylül: 18

Yevm-i mezbûrda oturak olup ilerüye varılacak mahallin esnâ-yı tarîkinde cisre
muhtâc mahaller olmağın Defterdâr Paşa binâları içün revâne olup asker-i İslâm
menzil-i mezbûrda karar ve cevânib-i erba‘anın mezrû‘âtı vâfir olmağla ihzâr idüp
muğtenim ve hoş hâl olmalarıyla Pâdişâh-ı İslâm’a du‘â-yı hayr-ı ferâvân
eylemişlerdir.

[101a] Menzil: 118, Sahrâ-yı Palanka-i Yakolince, sâ‘at: 5


96

Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i pençşenbih: 7, eylül: 19

Yevm-i mezbûrda seherî hareket olunup ve nehr-i Lazarine üzerinde Defterdâr


Paşa binâ itdirdüğü cisirlerden ve salt atlunun ba‘zıları nehirden mürûr idüp palanka-
i mezbûrun taş hisârı ve tabyası ve mükemmel varoşu olup etrâfında olan kurânın
re‘âyâsı kal‘a ve varoşa tahassün idüp istîmân itmeleriyle zarardan emîn olmuşlar idi.
Mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri azîm alaylar ile yanına uğradıkda ahâlisi kurbân
içün vâfir koyunlar ile yol üzerinde durup kurbânlardan behresi olan hissedâr
olmuşdur. Palanka-i mezbûr bir sahrânın vasatında vâki‘ olup kenârından cârî olan
suyu latîf ve vâfir olup sahrâsında olan demed-i mezrû‘ât ve biçilmiş çayırın nihâyeti
görünmez idi. Asker-i İslâm murâd üzere karar idüp esîr ve ganîmet ahzından ber-
murâd olanlar etrâf ü eknâfı cüst ü [101b] cûya âgāz itdiler. Palanka-i mezbûra
gelince vâki‘ olan palankaların ba‘zıları Kamaniçe muhâsarasında asker-i İslâm’ın
hücûmundan keferesi firâr idüp ve ba‘zıları inkıyâd idüp mübâşir olduklarından
yerlerinde karar eylediler. Ammâ bundan ilerüsünde olan palankaların küffârları
inkıyâd eyleyüp ve firâr iden palankaların küffârı varup anlara mülâsık olmalarıyla
birkaç def‘a ba‘zı mahalde asker-i İslâm’a zahmet virüp ve atdıkları toplarının sadâsı
ordu-yı humâyûnda işidilmekle mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin karîha-i
humâyûnlarından bu makūle vaz‘ u hareket iden a‘dâ-yı liyâma ne yüzden fermân-ı
humâyûnları sâdır olur deyü asker-i İslâm hâzır u âmâde olup ânen fe-ânen fermâna
muntazırlar idi.

Menzil: 119, Sahrâ-yı Yakolince, oturak


Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i cum‘a: 8, eylül: 20

Yevm-i mezbûrda oturak olup palanka-i mezbûra altı sâ‘at mikdârı mahalde
vâki‘ Bozaneve kal‘asının ahâlisi henüz itâ‘at eylemeyüp zâd u zahîre [102a]
ihzârına giden ehl-i İslâm’a îsâl-i mazarratından hâlî olmadıkları ta‘ayyün bulmağın
Bosna muhâfızı Vezir İbrahim Paşa eyâleti askeri ve zağarcıbaşı ile on oda
yeniçeriyân ve mühimmâtları ile iki top ve lağımcıbaşı ve çavuşzâde ta‘yîn olunup
vakt-i zuhurda kalkup revâne oldular. Yevm-i mezbûrda bi-emri’llâhi te‘âlâ vakt-i
magribden evvel bârân ve berk vâki‘ oldu.
97

Menzil: 120, Sahrâ-yı Yakolince, oturak


Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i şenbih: 9, eylül: 21

Yevm-i mezbûrda seherî mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri


Bozaneve kal‘asını görmek içün devletlü Sadr-ı âlî ve Nedîm-i Şehriyârî ma‘an
revâne olup sipâh ve silahdârândan bir mikdâr ve tevâbi‘âtdan bir mikdâr mürd ü
cürd âzim oldular. İbrahim Paşa vakt-i seherde Bozaneve kal‘asına vardıkda önünde
olan varoşu küffâr ile mâlâ mâl olup üzerlerine asker ta‘yîn olunduğundan haberleri
olmamağla yeniçeriyân ve me’mûr olan asker varoş üzerine hücûm idüp ceng ü cidâl
olmağın hayli kâfir tu‘me-i şemşîr olup varoşda karara iktidârları olmaduğından
[102b] kal‘aya kapanup kal‘adan ceng ü cidâl üzereler iken mehâbetlü Pâdişâh-ı
İslâm hazretleri püşte-i bâlâdan temâşâ idüp ta‘yîn olunan toplar henüz vâsıl
olmadığından avdet idüp vakt-i magribe karîb mahalde karargâh-ı devletlerine vâsıl
oldular. Yevm-i mezbûrda sa‘âdetlü Defterdâr Paşa isyân üzere olan Bucac ve
İzlokce kal‘alarının mâbeyninde ordu-yı humâyûn nüzûlüne münâsib konak yeri
görmeğe me’mûr olmağın ağavât ve levendât ve huddâm-ı Enderûn mükemmel ve
müretteb revâne olup, ordu-yı humâyûna münâsib olan mahal Bucac kal‘asına karîb
olmağın üzerine varılmak ve mümkin olursa varoşuna tahassun iden a‘dânın saydı ve
hayvanâtının ahzı ile mugtenim olmak kasd olunup Bucac varoşuna hücûm
eylediklerinde Defterdâr Paşa tevâbi‘âtının kafâlarında hâzır olmağla merdâne
tevâbi‘âtı hücûm idüp varoş kapusundan kal‘aya varınca a‘dâyı sürüp kıtâl-i azîm
eylediler. Ve lâkin Bucac varoşu sâir varoşlardan ziyâde vâsi‘ ve taş hisârından gayri
varoşun [103a] etrâfın taş divâr idüp câ-be-câ kulleler idüp ba‘zı mertebe metâneti
olduğundan gayri etrâf u eknâfın re‘âyâsı varoşuna cem‘ olup birkaç def‘a çetecileri
bozup yüze çıkmış a‘dâ-yı dîn olmağla Defterdâr Paşa tevâbi‘âtı evvel emirde a‘dâya
göz açdırmayup kal‘a dibine sürüp nicesi tu‘me-i şemşîr ve esîr olmuş iken, melâ‘în
gitdikçe her tarafdan emîn değiller iken, ancak hücûm ve cidâl bir tarafdan olduğun
gördüklerinde sâir semtlerde olan bir yere gelüp ve İslâm üzerine hücûm idüp bi-
emrillâhi te‘âlâ fethi vakt-i âhara merhûn olmağın ehl-i İslâm avdet idüp kabza-i
tasarrufa vusûlü müyesser olmadı. Gerçi Defterdâr Paşanın onbeş yirmi kadar
âdemisi şerbet-i şehâdeti nûş eyledi. Ammâ a‘dâ-yı dînin mürd olan melâ‘ini
üçyüzden mütecâviz olduğun nakl ve tahkîk eylediler.
98

Menzil: 121, Sahrâ-yı Yakolince, oturak


Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i yekşenbih: 10, eylül: 22

[103b] Yevm-i mezbûrda mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri


İbrahim Paşa muhâsara itdüğü kal‘aya tekrâr revâne olmak murâd-ı humâyûnları
olmağla sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri ma‘an revâne olmaları fermân
olunmağın tevâbi‘ât, âmâde oldukdan sonra salât-ı fecri edâ idüp süvâr ve sür‘at
üzere muhâsara olunan Bozaneve kal‘ası altı sâ‘at iki üç sâ‘atde havâlîsine varılup
mehâbetlü Pâdişâh hazretleri püşte-i bâlâdan kal‘ada olan a‘dâ-yı liyâm meterisde
olanlarla ceng ü cidâl eyledüğüne nâzır oldular. Sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa
hazretleri dahi cümle tevâbi‘âtı ile kal‘a kurbunda olan cisirden mürûr ve varoş
içerüsünden doğru İbrahim Paşa olduğu mahalle varup ve segbânân ve levendât
meterisler kafâsında birleşüp karar eylediler. Kal‘ada olan a‘dânın ahvâlinden suâl
buyurduklarında aslâ itâ‘ate râgıb olmayup tüfengcileri güzîde olmağla ehl-i
İslâm’dan vâfir âdem zahm-dâr olduğun ve lağıma muhtâc olmağla mübâşeret
olunup henüz itmâm bulduğun tafsîl üzere sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerine
ifâde idüp ol [104a] vakte değin toplar dahi henüz birleşüp âmâde olundukda a‘dâ-yı
liyâm üzerine birbiri ardınca üçer def‘a atılup a‘dâ-yı dînin gözlerin açdıklarından
gayri sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri ikibinden mütecâviz ağavât ve levendâtı
varoşa uğrayup üzerlerine hücûm kasdıyla meterislere mülâsık oldukların
gördüklerinde vire bayrağın kaldırup istîmân itmişler iken, birkaç def‘a şekāvetleri
zâhir olmuş melâ‘în olduklarından mehâbet-i İslâm’dan bir hoş haberdâr olmalarıçün
tekrâr birer def‘a dahi toplar urulup ve tüfengler atılup amân virilmemekle a‘dâ-yı
dînin Türkî lisândan haberdâr olanları âşikâre kulleler üzerine “amân amân” deyü
feryâd u figān itmeleriyle amân virilüp mâliki olan Lehlü beğzâdesi devletlü
Kāimmakām Paşa hazretlerinin huzûruna gelüp, “palanka ve re‘âyâsı ata ve
dedemden kalmışdır, mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri kabûl buyurup bu fakîri
ve ehl ü ıyâli azâd eylesün” deyü niyâz ve recâ eyledüğünde, “ahvâlini rikâb-ı
humâyûnlarına arz idelim, her ne fermân buyurulursa öyle olur” deyü [104b] cevâb
virilüp ba‘dehû kapudan yeniçeriyân ve zâbitleri içerüye dâhil olup ve kal‘ayı kabz
eylediklerinden sonra mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm devlet ü ikbâl ile avdet ve
Kāimmakām Paşa dahi ma‘an azîmet idüp vakt-i magribde ordu-yı humâyûna vusûl
99

müyesser olmuşdur. Bozaneve gerçi palanka yâd olunur, ammâ bir mürtefi‘ mahalde
vâki‘ olup çâr-gûşe metîn divârı ve her köşesinde birer metîn kullesi olup ve önünde
olan nehri varoş dibinde sedd idüp yukarı tarafında azîm göl hâsıl ve seddi cisre
muhtâc olup varoşu dahi palankanın top ve tüfengi altına alup bir vechile girîbân ve
dâmını pence-i gāziyân alta girmez sevdâsıyla inkıyâd içün haber vardıkda,
“kıralımız Leh kıralıdır gayrisin bilmeyiz” deyü hayli kâfirlik gösterdi.
Elhamdülillâhi te‘âlâ iki gün içinde yakasın ele virüp kendüsü ve ceng ü harb iden
melâ‘îni ordu-yı humâyûna ihzâr ve re‘âyâ makūlesi varoşda iskân itdirilmek üzere
fermân olundu. Yevm-i mezbûrda devletlü Sadr-ı âlî hazretlerinin Hân-ı âlî-şân ve
Kaplan Paşa [105a] tarafına gönderilen Karakulak Ahmed Ağa gelüp Kaplan Paşa
İlbav şehrin muhâsara idüp üç gün döğdükde mütehassın olan küffâr mütezelzil ve
perîşân-ı hâl üzereler iken kıral tarafından elçi gelüp rikâb-ı humâyûna arz-ı
ubûdiyyetin ve Kamaniçe’ye tâbi‘ kılâ‘ ve bikā‘dan kasr-ı yed idüp ancak İlbav şehri
Podolya iklîminden olmamağla ta‘arruzdan kasr-ı yed olunmasın iltimâs
eylediklerinde, “İlbav şehri kabza-i tasarrufa vusûle karîb olmuşken ferâgat
olunmaz” deyü cevâbları redd olunmağın sulh u salâha olan niyâzları sûret bulmak
içün İlbav şehrinden kasr-ı yed olunmağa bedel rikâb-ı humâyûn-ı Pâdişâhî
seksenbin guruş virmeğe ta‘ahhüd itmeleriyle ol minvâl üzere Hân-ı âlî-şân ve
Kaplan Paşa rızâ virüp altı aya değin bi‘t-temâm edâ itmeleriçün kavî rehînleri alınup
ahvâlleri ol minvâl üzere karar-pezîr olduğundan ve me’mûr olan asker-i İslâm ile
avdet idüp gelmek üzere oldukların mektûblarıyla i‘lâm eylemişledir. Hazret-i Hudâ-
yı Bîçûn mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerin hatâsız idüp her umûrunda dest-gîr
ola.

[105b] Menzil: 122, Sahrâ-yı Bucac, sâ‘at: 4


Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i düşenbih: 11, eylül: 23

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri devlet ü ikbâl ile


hareket ve vakt-i duhâda Bucac sahrâsına nüzûl buyurup, bir mikdâr arâm itdikden
sonra süvâr olup ve devletlü Sadr-ı âlî hazretleri ma‘an revâne olup Bucac havâlîsine
nüzûl ve karar buyurdular. Devletlü Kāimmakām Paşa hazretleri dahi vâfir tevâbî‘ ile
atlanup Bucac’ın bir tarafından kal‘a ve varoşuna nazar üzere iken devletlü Sadr-ı âlî
100

tarafından da‘vet olunmağla vükelâ-yı devlet bir yerde iken kal‘ada olan a‘dâya
inkıyâd itmelerin mutazammın haber gönderildikde “kıralımız tarafından elçi
gelecekdir” deyü üç gün mehl niyâz itmeleriyle ve etrâflarında cevelân idüp
küffârdan sehl-i cüdâ düşen hayvanâtı ehl-i İslâm ahz itdikçe top ve tüfeng atmayup
misket izhâr itmeleriyle yevm-i mezbûrda her tarafdan üzerlerine hücûm ve varoşda
olan küffâra ve hayvanâta el uzatmağa ruhsat virilmeyüp [106a] nihâyet a‘dâ-yı bed-
kâr niyâzlarına i‘timâd ü i‘tibâr olunmayup ol gice toplar çekilüp kal‘aya havâle
kılınmak ve meterislere yeniçeriyân girüp âmâde olmak ve Vüzerâ-yı izâm
kapularında olan segbânân varoş etrâfını ihâta idüp sabâha muntazır olmak bâbında
sâdır olan fermân-ı Pâdişâhî bi-inayetillâhi te‘âlâ icrâ olundukda ba‘de’l-asr
mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazreleri otağ-ı humâyûnlarına avdet buyurup inşâallahü
te‘âlâ ale’s-seher hareket ve Bucac üzerine nazar-ı târâc salmak niyyeti ile vakt-i
sabâhü’l hayra intizârda oldular.

Menzil: 123, Sahrâ-yı Bucac, oturak


Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i seşenbih: 12, eylül: 24

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri seherî hareket ve


vükelâ-yı devletleri ma‘an azîmet idüp Bucac kal‘asının varoşunun üzerine asker-i
İslâm’ı merdâne ve dilîrâne hücûm itdirmek maksûd-ı küllî iken a‘dâ-yı liyâm yevm-
i evvelde vakt-i şâma değin tertîb ve müheyyâ olan ahvâlleri gördüklerinde bî-tâb ü
tüvân [106b] olup istîmân ve vîrân olmak havfından amân bayrağını birkaç yerde
nasb idüp taşraya gelen kâfîr kal‘a mâliki olmaduğun ve mâliki kıral yanına gitdüğün
takrîr idüp i‘tizâra sâlik oldu. Ba‘dehû kal‘a ve varoşun zabtına yeniçeriyan ta‘yîn
olunup murâd üzere kabza-i tasarrufa dâhil olmayınca mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm
rahşlarından inmeyüp etrâf ü eknâfı cevelân iderledi. Kal‘a ve varoş ahvâli bertarâf
oldukdan sonra devletlü Sadr-ı âlî hazretlerinin sâyebânlarına nüzûl ve mal-ı
ganîmetinden ahz olunan ganemi karşularında kebab tabh itdirüp tenâvülden sonra
devlet ile otağ-ı humâyûnlarına teveccüh buyurdular. Ve Bozaneve palankasının
mâlikini ve bellü başlu cengcilerin Bosna muhâfızı İbrahim Paşa dest ve gerdân-
beste huzûr-ı humâyûna göndermişidi. Geldiklerinde mâliki ile dört neferin
mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri alıkodup mâ‘adâsını Defterdâr Paşaya
101

gönderdiler. Yevm-i mezbûrda Bazlukça kal‘asının ahâlisi itâ‘at itmek içün devletlü
Sadr-ı âlî hazretleri [107a] tarafından kağıd yazılup Adana Beğlerbeğisi Hüseyin
Paşa ile irsâl olunmuş idi. Vusûlünde bir vechile ahâlisi fermândan rû-gerdân
olmayup Bazlukça ve tevâbi‘ palankaların müte‘ayyin âdemleri huzûr-ı Âsafî’ye
gelüp itâ‘atlerin izhâr ve miftahları teslîm eylediler. Bi-avnihî te‘âlâ Bazlukça ahvâli
dahi Devlet-i Pâdişâhîde âsân vech üzere husûl pezîr oldu. Bazlukça kal‘ası püşte-i
bâlâda vâki‘ ba‘zı mertebe Haleb kal‘asına müşâbih olup varoşu ise şehr-i mu‘azzam
Leh diyârının senede iki def‘a bâzârı ve azîm cemi‘yyet ve kâr yeri bâzâr-gânı vâfir
memâlik-i ma‘mûrenin adîmü’n-nazîri olup memâlik-i Pâdişâhîye munzam
olduğundan hamd-i ferâvân olunmuşdur.

Menzil: 124, Sahrâ-yı Bucac, oturak


Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i çahârşenbih: 13, eylül: 25

Yevm-i mezbûrda Bozaneve palankasından ihrâc olunan mâlikinin ve kapudân


ve dizdârının iki bellü kâfirin otağ-ı humâyûn [107b] önünde başları kesilüp bir topal
kâfir âzâd olundu. Sâirleri tersâne-i âmire hizmetinde olmaları fermân olunmuşdur.
Ve Bozaneve palankasının dört kullesinde lağım vaz‘ olunup hâkle yeksân kılındı.
Pâdişâh-ı İslâm’a inkıyâd eylemeyen a‘dâ-yı liyâm dâimâ bu yüzden kahr u helâk
olup dâr u diyârları harâb ve vîrân olmakdan hâlî olmaya.

Menzil: 125, Sahrâ-yı Bucac, oturak


Şehr-i cemâziyelâhire, yevm-i pençşenbih: 14, eylül: 26

Yevm-i mezbûrda oturak olup havâda bürûdet zâhir olmağın i‘tidâl-i havâ içün
16
niyâz olundu. Etrâf ü eknâfda a‘dânın mezrû‘âtı vâfir olmağın ‫ﻣﺎل آﺎﻓﺮ هﺴﺖ ﺑﺮ ﻣﻮﻣﻦ ﺣﻼل‬

mazmûnu üzere asker-i İslâm ahz ve muğtenim oldular.

Menzil: 126, Sahrâ-yı Bucac, oturak


Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i cum‘a: 15, eylül: 27

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri Bazlukça [108a]


kal‘asını görmek murâd-ı humâyûnları olmağın devletlü Sadr-ı âlî hazretleri

16
“mâl-ı kâfir dest ber mü’min helâl” Kâfirin malı mü’mine helâldir mealinde.
102

tevâbi‘âtı ile ve sipâh u silahdârândan hayli mürd ü cürd ma‘an revâne olup ordu-yı
humâyûna iki sâ‘at karîb olmağla seyretdikden sonra avdet idüp vakt-i asrda otağ-ı
humâyûnlarına nüzûl buyurdular. Menzil-i mezbûrda birkaç gün oturak olup ekser
eyyâmda bi-emrillâhi te‘âlâ bârân vâki‘ olmağla ordu-yı humâyûn sevkinde ve
dâirelerde ziyâde bataklar olup asker-i İslâm’a meşakkat nümâyân olmağın Bucac
kal‘asında cârî olan nehrin üzerinde ihrâk olmuş bir karyenin etrâf ü eknâfı vâsi‘ ve
korusu vâfir bir mahall olmağla inşâallah ol mahalle ordu-yı humâyûnun nakl ve
nüzûlü fermân olundu. Cenâb-ı Hak eşref-i sâ‘ate makrûn eyleye.

Menzil: 127, Sahrâ der-kurb-ı Bucac, sâ‘at: 12


Şehr-i cemâziyelevvel 17 , yevm-i şenbih: 16, eylül: 28

Yevm-i mezbûrda seherî hareket olunup otağ-ı humâyûn Vüzerâ-yı izâm


[108b] dâireleri yerlü yerine vaz‘ olundukdan sonra mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm
hazretleri Vüzerâ-yı izâm ile karargâh-ı devletlerine nüzûl buyurdular. Menzil-i
mezbûr evvelkinden vâsi‘, mezrû‘âtı ve otu ve odunu karîb ve vafîr olup Pâdişâh-ı
İslâm etrâf u eknâfı cevelân iderken nazar-ı humâyûnları ta‘alluk idüp ol mahalle
ordu-yı humâyûnun nakline fermân-ı âlî-şânları sudûrundan asker-i İslâm’a refâh-ı
hâl müyesser olmağın izdiyâd-ı ömr ü devletleri da‘vâtın tekrâr eylemişlerdir.

Menzil: 128, Sahrâ der-kurb-ı Bucac, oturak


Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i yekşenbih: 17, eylül: 29

Yevm-i mezbûrda oturak olup emr-i Bârî ile garbî şedîd rüzgâr vezân idüp ve
bir mikdâr berk ü bârân vâki‘ olmuşdur. Cenâb-ı Hak kemâl-i kereminden i‘tidâl-i
havâ ihsân eyleye. Mehâbetlü Pâdişâh-i İslâm süvâr olup etrâf ü eknâfı geşt ü güzâr
ve devlet ü ikbâl ile avdet ve karar buyurdular.

[109a] Menzil: 129, Sahrâ der-kurb-ı Bucac, oturak


Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i düşenbih: 18, eylül: 30

Yevm-i mezbûrda oturak olup inâyet-i Bârî ile i‘tidâl-i havâ nasîb olmağın
asker-i İslâm refâh-ı hâl üzere karar eylediler.

17
Cemâziyelâhir olmalıdır.
103

Menzil: 130, Sahrâ der-kurb-ı Bucac, oturak


Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i seşenbih: 19, teşrîn-i evvel: 1

Yevm-i mezbûrda Dîvân-ı humâyûn olmak fermân olmağın kānûn üzere


kubbe-nişîn olan Vüzerâ-yı izâm ve erkân-ı devlet otağ-ı humâyûna varup kul
tâifesinin müstehık oldukları masar mevâcibi ihsân olundukdan sonra ba‘de’d-dîvân
herkes yerlü yerine gelüp devletlü Sadr-ı âlî hazretleri çergelerinde karar ve sipâh u
silahdârân tâifesine ulûfelerin tevzî‘ eyledi.

Menzil: 131, Sahrâ der-kurb-ı Bucac, oturak


Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i çahârşenbih: 20, eylül: 2

Yevm-i mezbûrde devletlü Sadr-ı âlî hazretleri kul tâifesinin [109b] ulûfelerin
tevzî‘ idüp ve Leh kıralı tarafından ta‘yîn olunan elçiler yevm-i mezbûrda ordu-yı
humâyûna dâhil oldular.

Menzil: 132, Sahrâ der-kurb-ı Bucac, oturak


Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i pençşenbih: 21, teşrîn-i evvel: 3

Yevm-i mezbûrda Leh kıralı tarafından gelen üç nefer elçileri mürâca‘at


itdikleri umûr-ı sulhu söyleşüp faysal virmeğe taraf-ı Pâdişâhîden sa‘âdetlü
kāîmmakām Paşa hazretleri me’mûr olmağın elçiler içün Vezîr-i müşârün-ileyh
hazretlerinin sokakları taşrasında çerge ve çadırlar kurulup elçiler geldikden sonra
sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin huzûruna da‘vet olunup, Reisü’l-küttâb
Mustafa Efendi ve Çavuşbaşı Süleyman Ağa ve baş tercemân mevcûd olup, umûr-ı
sulha müte‘allik bir mikdâr nihân mükâlemeden sonra ta‘am çekilüp üç nefer elçi
sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa huzûrunda ta‘am yeyüp ve beğ-zâde nâmında olanlar ve
âdemleri içün taşra çerge ve çadırda üç sofra ta‘am çekilüp ba‘de’t-ta‘am elçiler
kalkup ve müzâkere [110a] içün irtesi gelmeğe karar buyurmalarıyla kondukları
mahalle revâne oldular. Yevm-i mezbûrda lutf-i Hakk’la i‘tidâl-i havâ nasîb
olmuşdur.

Menzil: 133, Sahrâ der-kurb-ı Bucac, oturak


Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i cum‘a: 22, teşrîn-i evvel: 4
104

Yevm-i mezbûrda Leh kıralının elçileri devletlü Kāimmakām Paşa hazretleri


huzûruna gelüp yevm-i evvel üzere nihânî beş sâ‘at mikdârı sulh u salâh ahvâlin
müzâkere ü mükâleme idüp murâd-ı humâyûn üzere faysal virilmemekle ba‘de’l-asr
yerlerine yollanup irtesi gelmeğe ve tekrâr müzâkereye karar virilmeğin sa‘âdetlü
Kāimmakām Paşa hazretleri devletlü Sadr-ı âlî hazretlerine varup mâbeynde
mükâleme olunan ahvâlleri ifâde eylemişdir. Menzil-i mezbûra altı sâ‘at mikdârı
mahalde vâki‘ Zalve ve Turoylu nâm palankaların kâfirleri etrâflarında zâd u zahîre
ihzârına giden asker-i İslâm’a şâhî toplar atup şekāvet itdikleri sem‘-i humâyûna
vâsıl olmağın Bosna muhâfızı İbrahim Paşa ve Adana Beğlerbeğisi Hüseyin Paşa
[110b] iki kolonborna ile me’mûr olup muhâsara eylediklerinde istîmân itmeleriyle
re‘âyâ ve cengcisi huzûr-ı humâyûna ihzâr olunmuşlar idi. Zalve palankasının
keferesi bir def‘a dahi istîmân idüp tekrâr şekāvet itdikleri şüyû‘ bulmağın cezâları
tertîb olunmağa murâd olunduğu Leh kıralının elçilerine haberleri vâsıl olup halâsları
içün sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerine recâ ve niyâz itmeleriyle haklarından
gelinmekden ferâgat olunup, elçiler recâsıyla ıtlâk ve yerlerine ulaşdırmak içün
üzerlerine bir Paşa ta‘yîn ve irsâl olundu.

Menzil: 134, Sahrâ der-kurb-ı Bucac, oturak


Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i şenbih: 23, teşrîn-i evel: 5

Yevm-i mezbûrda yine Leh kıralının elçileri sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa


hazretlerinin vakt-i duhâda huzûruna gelüp bir mikdâr müzâkereden sonra taşrada
olan çergelerine çıkup ve birbirleriyle üç sâ‘at mikdârı söyleşüp faysal virilecek rızâ-
yı humâyûna muvafık cevâbları [111a] sûret bulmayup ekser cevâbları
“memleketimizin bir tarafını Kazak hatmanı Doroşenko i‘ânetiniz ile zabt eyledi,
hâlâ Kamaniçe kal‘ası ve tevâbi‘ palankaları kabza-i tasarrufunuza dâhil oldu.
Merhamet ve inâyet recâ ideriz. Harâc nâmıyla taleb olunan malı ol mertebe edâya
kādir değilüz. Merhamet-i Pâdişâhî recâ ve niyâz olunur.” deyü sa‘âdetlü
Kāimmakām-ı âlî-makām Paşa hazretlerine bir dürlü tazarru‘ ve niyâz eylediler ki,
tahrîri muhaldir. Hâlâ bu recâları ise rızâ-yı humâyûn-ı şehriyârîye muvafık
olmadığından yevm-i mezbûrda recâ ve niyâzları karîn-i kabûl olmayup yerlerine
gitmeğe ve irtesi yine gelmeğe iltimâs itmeleriyle, yarınki gün kat‘-î cevâb virmeleri
105

içün devletlü, sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin tenbîh ve te’kîdi


mutazammın ve müteferri‘ cevâb-ı şerîfleri sâdır olup yerlerine yolladılar.

Menzil: 135, Sahrâ der-kurb-ı Bucac, oturak


Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i yekşenbih: 24,teşrîn-i evvel: 6

Yevm-i mezbûrda Leh kıralının elçileri geldikde kendüler içün taşrada kurulan
çergede bir mikdâr ârâm idüp cevâb-ı kat‘î içün yevm-i evvelde [111b] kendülerine
te’kîd olunmağın sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerinin huzûr-ı şerîflerine
geldiklerinde reis efendi ve çavuş başı ağa ve bu abd-i fakîr Vezîr-i müşârünileyh
hazretlerinin hizmet-i âlîlerinde olmak takrîbi ile huzûr-ı âlîlerinde mevcûd olup
mezkûr elçiler girü yevm-i evvel üzere cevâba sâlik olacakları mahalde sa‘âdetlü
Kāimmakām Paşa hazretleri mehâbetlü ve azametlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin
fermân-ı humâyûnları üzere harâc umûrun ve sâri hudûd ve sınur ahvâllerin
kendülere tafsîl üzere tefhîm eyledikde a‘dâ-yı liyâmın dûr ü dırâzü’z-zâmâna
cevâba sâlik olmaları âdât-ı bâtılaları olmağla yine envâ‘-ı biyhûde kelimâta şürû‘ ve
“sulha mugāyir tarafımızdan sâdır olmuş vaz‘ yoğiken Memâlik-i Osmaniyye’de
menn ve selvâ nâzil olan memleket mislî Podolya iklîmi elimizden gitdi ve Kamaniçe
kal‘ası gibi Leh diyârının sedd-i sedîdi kabza-i tasarrufunuza girdi vech-i ma‘âşımız
Podolya iklîmine münhâsır idi. Bu halleri görmek bizi tu‘me-i şemşîr olmağa hasret
itdi” deyü gâh zâr u niyâz ve gâh,“ sulh u salâha [112a] cevâz yoğise harb u kıtâlden
dahi sakınmazız” deyü ba‘zı mertebe tereddüd sûretin gösterdiklerinde, bu umûrun
de’b-i mülûk-ı selâtin Âl-i Osmân üzere hall ü akdine me’mûr olan Vezîr-i Âsâf-
nazîr devletlü ve âlî himmetlü Kāimmakām-ı âlî-makām Mustafa Paşa hazretleri bi-
lutfihi te‘âlâ sâhib-i akl-ı selîm ve mâlik-i tab‘-ı müstakîm olup Devlet-i Aliyye’nin
cüz‘î ve küllî umûru zamîr-i minberlerinde mastûr olduğundan gayri mülûk-ı
Nasarâ’nın evzâ‘ u etvârları ma‘lûm-ı âlîleri olmağla dört sene mukaddem Leh
kıralının rikâb-ı humâyûn-ı devlet-makrûna elçisi geldikde sadâret-i uzmâ ve vekâlet-
i kübrâ Kāimmakāmlıkları zamânında müsâdif olup mabeynde mün‘akid olan sulh u
salâha madde-i kübrâsı sâye-i Devlet-i Pâdişâhîye iltica iden Doroşenko hatmanın
memleketine min-ba‘d ta‘arruz olunmamak üzere cânib-i humâyûn-ı şehriyârîden
ihsân olunan ahidnâme-i humâyûnda tasrîh ve tastîr olunmuş iken sulh u salâha
106

mugāyir Leh kıralı tarafından vaz‘ u hareket [112b] olunup der-i devlet tarafından
nâme-i humâyûn irsâl olundukça nakz-ı ahdden gayri vaz‘ı sâdır olmadığı zâhir u
ayân olmağın ber-muktezâ-i nâmûs-ı saltanât sefer-i humâyûn fermân olunup inâyet-i
Bârî ile zuhûra gelen ahvâl ü asâr manzûrunuz ve ma‘lûmunuz oldu. “İmdi fermân-ı
cihân-dârî üzere harâc kabûl itmeyüp ve sâir fermân buyurulan umûra inkıyâd
olunmaz ise Kamaniçe kal‘asının kabza-i tasarrufa vusûlü ve Podolya iklîminin zabtı
ile mehâbetlü ve şevketlü ve azametlü pâdişâhım hazretlerinin, hânmân-sûz-ı a‘dâ-yı
dîn ü devlet olan âteş-i kahr u azabları def‘ olmayup Leh diyârının intihâsına değin
zabt u kabz olunmasıyla değil Leh kıralı nâmında kıral Leh diyârında belki rûy-i
zemînde yâd olunduğuna rızâ-yı humâyûnları olmaduğu ma‘lûmunuz olsun” deyü
elçilere bir sûretden Devlet-i aliyyenin salâbet ve şecâ‘atin izhâr ü ayân buyurdular
ki elçiler dem-beste vü hayrân olup bir dürlü cevâba kādir olamadıklarından hâk-pây-
ı şerîfine düşüp bükâ ve niyâz ile, [113a] “Devlet-i aliyyenin ahvâlini gördük ve
anladık ednâ himmetleri ile dörtyüz yıllık re‘âyâmız olan Sarıkamış Kazakları
üzerimize musallat olup Doroşenko hatman olmağla kıralımız ile akrâniyyet da‘vâsın
ider ve mu‘âmelesi sâir nasârâ kıralları tavrındadır. Devlet-i aliyyeden recâmız redd
olunmamak niyâz olunur. Harâcdan mâ‘adâ olan mevâdda râzıyuz” deyü baş elçileri
olan koca kâfir ve ikinci olan cümle memleket vekîli husûsâ üçüncü olan Leh
kıralının hazinedârı ve cümleden ziyâde cevâba kādir ve murahhas kâfir bu minvâl
üzere cevâb virdiklerinde, “alâ eyyi hâlin harâc kabûl olunmadıkça recânız kabûlüne
mehâbetlü ve azametlü pâdişâhım hazretlerinin rızâ-yı humâyûnları yokdur” deyü
devletlü Kāimmakām Paşa hazretleri cevâb virdikde mezbûr hazînedâr “Leh kıralları
şimdiye değin harâc nâmına viregildikleri yokdur” didikde “şevketlü ve mehâbetlü
pâdişâhım hazretleri harâc nâmına alur mabeyninizde isterseniz harâc dilerseniz bâc
nâmıyla yâd eyleynüz” deyü sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa [113b] hazretleri elçilere
cevâb virüp ve harâc ahvâli netice-pezîr oldukça iltimâsları karîn-i kabûl olmak
ihtimâli olmaduğu bildirildikde bir zamân yine birbirleriyle müşâvere idüp, her ne
tarafa zâhib ve her ne cevâba sâlik oldular ise ısgā olunacak ma‘kūl kelâmları vücûd
bulmadığından, “matlûb olan yüzbin altunu virmeğe bir vechile kādir değilüz” deyü
bükâ ile eymân idüp itmâm-ı musâlaha içün her sene yirmiikişerbin altun harâc
virmeğe ve Kamaniçe kal‘asına tâbi‘ olup Podolya iklîmi dimekle ma‘rûf olan
iklîmde vâki‘ kılâ‘ ve palanka ve kurâdan bi‘l-küllîyye kasr-ı yed idüp min-ba‘d
107

müdâhale itmemelerine ve Leh memleketinde sâkin olup dârü’s-selâma çıkmak


murâd iden Lipka Tatarının çıkmalarına mâni‘ olmamağa ve kadîmden Hân-ı âlî-şân
hazretlerine vire geldikleri virgülerin virmeğe ve Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin
Âsitâne-i devletlerine ubûdiyyet üzere olan Sarıkamış Kazaklarının hatmanı
Doroşenko’nun zabtında olan Ukrayna iklîmine ve zîr-i destinde olan Kazak tâifesine
min-ba‘d dahl ve ta‘arruz olunmamak üzere mevâdd-ı mezbûre ketb ü tahrîr
olundukdan sonra [114a], bu uhûd u şürût tarafeynden kabûl ve sulh u salâh
mün‘akid ve karar-dâde oldukdan sonra elçi-i sâlis olan Leh kıralının hazinedârı yine
cevâba âgāz idüp “kıralımız harâc virmesi gerçi dâg-ı derûn görünüyordu ammâ
Sarıkamış nekebâtı ve Doroşenko şevketlü âl-i Osmân Pâdişâhı hazretlerinin ordu-yı
humâyûnu kurbunda taburun kurup ve izhâr-ı sadâkat içün Kamaniçe kal‘ası
fethinde top ve tüfeng şenliği itmesi ve hâlâ kendüsü kırallar tavrında süvâr olup
etbâ‘ı ile asker-i İslâm mabeyninde gezüp yürüyüp ve bize rağmen olduğumuz
semtlere uğraması ne mertebe bize ihânet olduğu zâhir değil midir?” deyü cevâb
virdikde devletlü Kāimmakām Paşa hazretleri dahi “şevketlü ve mehâbetlü
pâdişâhım hazretlerine kul olanlar ol minvâl üzere mümtâz olagelmişlerdir şimdilik
mâbeyninizde olan husûmet ber-taraf olmak üzere akd olundu. Kendüsüyle görüşüp
mâbeyniniz musâfât olmak içün huzûrumuza ihzâr idelim. Eski dostlar [114b] ve
konşularsız” deyü cevâb virdikde bir yerden üçü dahi ayak üzerine kalkup “ihsân ve
mürüvvet ile Doroşenko ile bizleri huzûr-ı şerifînde bir yere getürme huzûr-ı
şerîfinizde nâm-ı yâd olunmak bizlere cevr-i azîmdir. Değil ki bi’l-muvâcehe
müzâkere olmak” deyü recâ ve niyâz eylediklerinde “fî’mâb‘ad sâye-i Devlet-i
Pâdişâhîde sâir müste’min olan sanâdîd-i Nasârâ gibi Leh kıralı ve memleketi âsûde
hâl olur” deyü devletlü Kāimmakām Paşa hazretleri tesellî yüzünden elçilere cevâb
viricek, hâtırları hoş olup şâkir ve râzı yerlerine revâne oldular. Ba‘dehû devletlü
Kāimmakām Paşa hazretleri inâyetlü ve devletlü Sadr-ı âlî-kadr hazretlerine varup
elçiler ile karar-dâde olan sulh u salâh ahvâllerin tafsîl üzere ifâde ve inhâ itdikden
sonra ma‘an huzûr-ı humâyûn-ı şevket-makrûna varup ahvâl ü âsârı mufassalan arz
idüp murâd-ı Şehriyârî üzere ahvâl-i musâlaha ihtimâmında mazhar-ı iltifât olup
safâ-yı hâtır üzere huzûr-ı humâyûndan [115a] avdet idüp karargâhlarında karar
buyurdular. Bî-inâyetillâhi te‘âlâ ahvâl-i sulh u salâh bu yüzden itmâm bulduğundan
108

asker-i İslâm’a sürûr-ı küllî hâsıl olmağla mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerine ve
vükelâ-yı devlete du‘â-yı hayr-ı ferâvân eylemişlerdir.

Menzil: 136, Sahrâ der-kurb-ı Bucac, oturak


Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i düşenbih: 25 ,teşrîn-i evvel: 7

Yevm-i mezbûrda Leh kıralının elçileri devletlü Sadr-ı âlî hazretlerine buluşup,
sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleriyle sulh u salâha mün‘akid olan eğer harâcları
ahvâli ve sâir mevâd makbûl-ı humâyûn-ı Pâdişâhî olmasın devletlü Sadr-ı âlî
hazretlerinden recâ ü niyâz eylediklerinde mükâleme ve mu‘âhede olunan mevâd
karar-pezîr olup taraflarından nakz-i ahid zuhûr itmedikçe Devlet-i Aliyye tarafından
âsûde-hâl oldukların hitâb buyurup, ba‘dehû üç nefer müte‘ayyin elçilere ve beğ-
zâde nâmında onüç nefere hıl‘atlar gönderilüp de’b-i kadîm üzere nevâziş-i hâtır ile
yerlerine yollanmışlar idi. Leh keferesi takdîr-i ilâhi ile [115b] Hânedân-ı Âl-i
Osmân’dan bu âna değin bu vechle gûş-mâl görmediklerinden gurûrları kemâlde
olduğu mukarrerdir. Elhamdülillâhi te‘âlâ eyyâm-ı Devlet-i hazret-i sâhib-kırânda
sedd-i sedîd ve âhenîn kilidleri olan Kamaniçe kal‘ası dokuz günde kabza-i tasarrufa
dâhil olup ve bir vezîri varup kıral-i dâllin taht-ı sânîsi olan İlbav’ı muhâsara idüp
zamân-ı kalîlde harâb u vîrân itmek üzere iken kendiler iltimâsı ve istîmânı ile hâlâs
ve ahâlîsi menâs oldukların müşâhede eylediklerinde Devlet-i Âliyye-i Âl-i Osmân
ne mertebede olduğun elçiler husûsâ kıral hazinedârı olup sinn-i vasata bâliğ olan
cümleden ziyâde fetk u retka me’zûn olmağın bu mertebe gāret ü hasârete
uğradıkların ve bu kadar memleketden dûr oldukların ferâmûş idüp,“Podolya iklîmi
elimizden gitdi ise böyle bir Pâdişâh-ı celîlü’ş-şâna konşuluk kesb olundu. Husûsâ
sulh u salâh akdi ile elimizde olan memleket harâc edâsı ciheti ile Tatar-ı yağmâkâr
gāretinden emîn oldu” deyü lisânları üzere mâbeynlerinden müzâkere ve devletlü
Sadr-ı âlî [116a] hazretlerine ifâde eylediklerinde inâyetlü Sadr-ı âlî kadr-hazretleri
dahi “bu Devlet-i Âliyye konşuluğundan olanlar rızâ-yı humâyûn-ı Şehriyârî üzere
vaz‘ ve hareket itdikçe âsûde-hâl ve müreffehü’l-bâl olmakdan hâlî olmazlar Hilâfete
zâhib olurlarsa konşuluğu dahi karîb ideriz” deyü cevâb-ı şerîfleri sâdır oldukda
rızâ-yı humâyûndan taşra vaz‘ u hareket itmeyüp ubûdiyyetde sâbit-kadem
olmalarına recâ ü niyâz ile cevâbları itmâm oldu. Sulh u salâh iltimâsları üzere karîn
109

kabûl olduğuna itmînân-ı hâtırları içün Bucac kal‘ası Podolya iklîminden olmamağla
muhâfazasına me’mûr olan yeniçeriyân kal‘adan ihrâc olunup fermân-ı âlî üzere
kendüler tarafından zabt itdirildi.

Menzil: 137, Sahrâ der-kurb-ı Bucac, oturak


Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i seşenbih: 26, teşrîn-i evvel: 8

Yevm-i mezbûrda İlbav üzerine me’mûr Vezîr Kaplan Paşa ve mîr-i mîrân ve
ümerâ ve cümle asker-i İslâm selâmet-i hâl üzere ordu-yı humâyûna dâhil oldular.
Asker-i İslâm İlbav semtlerinde zâd u zahîreye ziyâde müzâyaka çekmeleriyle [116b]
ordu-yı humâyûna vusûllerinde zâd u zahîreye ziyâde taleb olup bi-emrillâhi te‘âlâ
menzil-i mezbûrda kesret-i bârân vukū‘u dahi zahâir ihzârına mûcib-i su‘ûbet
olduğundan dakīkın vakiyyesi otuz akçaya iken elli altmış akçaya ve peksimadın
vakiyyesi kırk akçaya iken yetmiş seksen akçaya ve şa‘îrin yirmi otuza iken kırk
elliye ve rugan-ı sâdenin vakiyyesi yüzkırk iken yüzseksen ikiyüze çıkmış idi. Bu
minvâl üzere ordu-yı humâyûnda satılup iyâzen billâhi te‘âlâ dahi terakkî bulmak
havf olunurken asker-i İslâm’ın ba‘zıları ihzâr itdikleri buğdayların Bucac varoşu
içinde dâir olan âsiyâblarda dakîk idüp ve birer mikdârın fırunlarda peksimad tabh
itdirüp bu yüzden zarûretlerin def‘ itdiklerinden gayri irtesi gün olmak üzere menzil
yerin görmeğe mu‘tâd üzere konakcılar gitmek fermân olunduğu şâyi‘ olmağın
ziyâde bahâya fürûht itmek ümîdiyle zahâirlerin ihtivâ iden eşhâs meydâna döküp
dakīk ve peksimad ve kahve ve şa‘îr evvelki bahânın nısfı ile [117a] alınmışdır. Ve
İlbav üzerine havâle ve irsâl olunan balyemez topları Eflak voyvodası ordu-yı
humâyûna getirüp, teslîm eylemişdir. Elhamdü’llâhi te‘âlâ murâd üzere i‘tidâl-i havâ
nasîb olup asker-i İslâm’ın maksûd-ı küllîleri olan sefer-i humâyûnun avdeti râcîsi
herkesin dimağına vâsıl olmağın envâ‘-ı sürûr hâsıl olup Bucac ortasından cârî olan
nehrin tarafeyninden bir hoş vâdîler olmağla niceler ahbâbı ile varup zevk ü sürûr
kesb ve du‘â-yı hayr-ı Pâdişâh-ı İslâm’a iştigāl eylediler. Cenâb-ı Hak cümleye yâver
ve dest-gîr olup rızâ-yı azîzinde istihdâm eyleye. Âmîn. Be-câh-ı Muhammedü’l-
emîn.

Menzil: 138, Sahrâ der-kurb-ı Bucac, oturak


Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i çahârşenbih: 28, teşrîn-i evvel: 9
110

Yevm-i mezbûrda devletlü Sadr-ı âlî hazretleri ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa


hazretleri ve Kaplan Paşa hazretleri huzûr-ı humâyûna varup otağ-ı humâyûn önünde
karar üzereler iken semâhatlü Hân-ı âlî-şân hazretleri huzûr-ı humâyûna da‘vet
olunup iltifât-ı hüsrevânî ile i‘zâz ü ikrâm [117b] olundukdan sonra semmûr kaplu
serâser kaftan giydirilüp mesrûr u şâdân huzûr-ı humâyûndan çıkup karargâhına
revâne oldukdan sonra devletlü Sadr-ı âlî hazretleri ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa
hazretleri ve rif‘atlü Kaplan Paşa hazretleri semmûr kaplu hıla-i fâhireler ile mazhar-ı
iltifât-ı Pâdişâhî olup huzûr-ı humâyûnda karar eylediler. Ba‘dehû yevm-i mezbûrda
Leh kıralının elçileri huzûr-ı humâyûna gelüp yüz sürmeleri fermân olunmağın
mehâbetlü ve azametlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin fermân-ı celîlü’ş-şânlarıyla
harem-i humâyûn-ı şevket-makrûnda olan hüddâm-ı kevâkib-nizâm zırh-ı zerrîn-pûş
müretteb ve müzeyyen âmâde oldukdan sonra otağ-ı humâyûn-ı şevket-makrûn
önünde tarafyende cevâhir-i bisât ile tertîb ü tezyîn olunan gözler görmemüş geçilen
atlar mu‘tâd üzere müheyyâ oldukda elçiler dahi otağ-ı humâyûn karşusuna Bâb-ı
humâyûndan dizilen atlar nihâyet bulduğu mahalde atlarından inüp ve atlar
ortasından mürûr idüp Bâb-ı humâyûna geldiklerinde mu‘tâd üzere hıl‘atlar
giydirilüp her birine ikişer kapucubaşı yapışup rikâb-ı humâyûna yüz sürdürmeğe
fermân-ı humâyûn intizârı ile Bâb-ı humâyûnda karar eylediler. Mehâbetlü [118a] ve
şevketlü halîfe-i rûy-i zemîn hazretleri dahi kemâl şevket ve salâbet ile taht-ı
humâyûnlarında karar ve kafâlarında huddâm-ı süreyyâ-nizâm kât-ender-kât üstüvâr
ve pâyidâr olup ve devletlü Sadr-ı âlî-kadr hazretleri ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa
hazretleri ve rif‘atlü Kaplan Paşa hazretleri huzûr-ı humâyûn-ı şevket-makrûnlarında
hâzır u âmâde olup elçilerin rikâb-ı humâyûna yüz sürmelerine izn-i humâyûn sâdır
oldukda kapucubaşılar ihzâr ve sâyebân altına gelince elçilere yedi def‘a yer öpdürüp
mu‘tâd üzere karar idecekleri mahalle geldiklerinde mün‘akid olan sulh u salâha
mugāyir vaz‘ u hareketden kıral ihtirâz ve ictinâb eylemesin mutazammın azametlü
ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin elçilere fermân-ı humâyûnları sâdır oldukda
Lehlü keferesi bu makūle satvet ü şevketi görmediklerinden aslâ bir dürlü cevâba
kudretleri olmaduğundan yüzleri üzerine düşüp ve yüzlerin yere sürüp emr-i
humâyûna inkıyâd itmeğin ve, “kullukdan gayri kârımız yokdur” sûretin izhâr
itmeleriyle huzûr-ı humâyûndan ihrâc [118b] olunup müzeyyen ve müretteb geçilen
atlar arasına geldiklerinde, endîşe-i azîmleri olan rikâb-ı humâyûna yüz sürmek
111

gāilesinden âzâde olmalarıyla geçilen atlara ve cevâhir bisâtlarına bir mertebe dikkat
ile nâzır oldular ki atlar arasında nice zamân ayak sürüyüp cüdâ olmağla meyl
itmediler. A‘dâ-yı liyâm mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin bu tarz
u tavrın ve şevket ü salâbetin gördüklerinde Leh kıralı olan serni-gûn ne mertebede
olduğun bir hoş iz‘ân idüp hazînedârı nâmında olan kâfir Doroşenko hatman
kırallarına akraniyyet itmeğe tenezzül itmedüğüne teslîm olup müşâhede itdikleri
evzâ‘ı yerinde olduğun hizmetinde olanlar şeref-i İslâm ile müşerref olan
mu‘temedü’l-kavl vükelâ-yı devletin kavllerine takrîr itdikleri ta‘yîn bulmuşdur.
Vâki‘de Lehlü kâfirleri ziyâde gurûr üzere olup ekser harb u kıtaleri Tatar askerine
münhasır olmağın gâh ceng ü cidâl idüp ve gâh memleketleri gāret olunmağla iktifâ
idüp ve gâh sulh olup Hân-ı âlî-şân huzûruna varmağa [119a] muhtâclar olup zamân-
ı kalîlde kazâların def‘ itmeleriyle memleketden dûr olmak ne mertebede olduğun
bilmezler idi. Tevfîkāt-ı İlâhî ile mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin üzerlerine
sefer-i humâyûnu vukū‘undan Kamaniçe kal‘ası ve Podolya iklîmi ellerinden çıkup
ve sâir tastîr olunan ahvâl ve âsârı müşâhede eylediklerinde, “selâtin-i Âl-i Osmân
nakz-ı ahd idenlerden böyle mi ahz-ı intikām idüp cezâların tertîb ider deyü bâ‘is-i
nakz-ı ahd olan Doroşenko hatmana ve memleketine ta‘arruza bâdî olanlara azîm
melâmet eylemek müşâveresine âgāz itdiklerin sulh u salâhın fî-mâb‘ad kadr u
kıymetin bildik, anladık” deyü sadâkatlerin izhâr içün âşikâre söyledikleri tahakkuka
irmişdir. Yevm-i mezbûrda fermân-ı âlî üzere vakt-i zuhurda Adana Beğlerbeğisi
Hüseyin Paşa tuğ-ı humâyûnu ve sâir vükelâ-yı devlet tuğların kaldırup Hotin
tarafına revâne olmuşdur. Ve yeniçeri ağası dahi yeniçeriyân ile kalkup revâne
olmuşdur. Hazret-i Bârî celleşânuhû eşref sâ‘ate makrûn eyleye.

[119b] Menzil: 139, Palanka-i Harâbe, sâ‘at: 6


Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i pençşenbih: 28, teşrîn-i evvel: 9

Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere seherî hareket olunup palanka-i mezbûr


kurbuna nüzûl olundu. Elçiler dahi ma‘an revâne olmağla sefer-i humâyûn avdeti
olduğundan gāret ü hasârete giden asker-i İslâm ordu-yı humâyûnda mevcûd
olduğundan fermân olunan alaylar bir mertebede mükemmel oldu ki a‘dâ-yı liyâm
gördüklerinde birkaç tabaka ziyâde valih vü hayrân oldular. Mehâbetlü Pâdişâh-ı
112

İslâm hazretleri tarafeyne edâ-yı selâm ile mürûr ve otağ-ı humâyûna nüzûl
buyurdular. Askerin ekseri palanka kurbunda cârî olan nehirden ve binâ olunan
cisirden ubûr idüp sefer-i humâyûnun lütf-i Hakk’la avdeti rûz-ı kasımdan onyedi
mukaddem vukū‘ bulmağın fütûhât-ı celîle ve itmâm-ı müsâlaha ehl-i İslâm’ın
sürûru gāyesine mûcib olmağla Pâdişâh-ı İslâm hazretlerine bir mertebe cân u
gönülden du‘â-yı hayr eylemişlerdir ki tahrîr ü tafsîli beyân mertebelerinden hâricdir.

[120a] Menzil: 140, Kurb-ı Palanka-i Kurice, sâ‘at: 6,5


Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i cum‘a: 29, teşrîn-i evvel: 11

Yevm-i mezbûrda Vüzerâ-yı izâm tevâbi‘âtı sabâhdan iki sâ‘at evvel hareket
ve esnâ-yı tarîkde olan cisirleri mürûr idüp yemeklik olan mahalde ârâm itmeleri
fermân olunmağın ol minvâl üzere hareket olundu. Ba‘dehû mehâbetlü Pâdişâh-ı
İslâm hazretleri Vüzerâ-yı izâm ile teveccüh buyurup esnâ-yı tarîkde Hân-ı âlî-şân
hazretlerin huzûr-ı humâyûnlarına da‘vet idüp, cânib-i yemînde Hân-ı âlî-şân ve
cânîb-i yesârda devletlü Sadr-ı âlî-kadr hazretleri revâne olup Devlet-i aliyyelerine
müte‘allik ba‘zı umûr mükâleme olundukdan sonra fermân-ı âlî ile yedekde olan
atlardan mükemmel ve müretteb bir esb-i tâzî Hân-ı âlî-şân hazretlerin inâyet
olunmağın derhâl süvâr olup hemân de’b-i evvel üzere bir mikdâr dahi revâne ve
iltifât-ı aliyye-i şâhâne ile ta‘zîm olunup ba‘dehû izn-i humâyûn ile müfârakat ve
Tatar askerine doğru azîmet eyledi. Palanka-i mezbûr bir mürtefi‘ mahalde vâki‘
olup [120b] çâr-gûşe binâsı ve kulleleri metânet üzere olup mu‘azzam varoşu var idi.
Kamaniçe muhâsarasında asker-i İslâm hücûmundan ahâlisinin ba‘zısı esîr ve ekseri
katl olunup Podolya iklîminden olmağla taş hisârına tahassün iden kâfirler re‘âyâ
olmak üzere karar idüp muhâfazaları içün devlet tarafından mübâşir iltimâs
itmeleriyle bir mikdârı kalup asûde hâl oldular.

Menzil: 141, Sahrâ-yı İzvanca, sâ‘at: 7


Şehr-i cemâziyelâhir, yevm-i şenbih: 30, teşrîn-i evvel: 12

Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri hareket


ve yemeklikde Vüzerâ-yı izâm ile bir mikdâr ârâmdan sonra müheyyâ olan alaylara
eda-yı selâm ile mürûr ve İzvanca kurbundan cârî olan nehirden ubûr idüp karargâh-ı
113

devletine nüzûl buyurdular. Bi-avnihî te‘âlâ havâda murâd üzere küşâdelik olup hîn-i
avdetde vâki‘ olan menâzilde zâd u zahîre bulunmamağla ba‘zı mertebe zarûret
görünüyorken, İzvanca mukābilinde Hotin kal‘asında zâd u zahîrenin vefreti [121a]
ve ba‘zıların emânet alıkonmuş zahâiri olmağla zarûret def‘ olmuşdur.

Şehr-i recebü’l-mürecceb
Menzil: 142, Sahrâ-yı İzvanca, oturak
Şehr-i receb, yevm-i yekşenbih: gurre 1, teşrîn-i evvel: 12

Oturak olup mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri vüzâra-yı izâm ile Kamaniçe
kal‘asına azîmet buyurmuşdur. Karîb varıldıkda tabya ve kal‘a ve şehirden toplar
atılup ve müceddeden yazılan kul tâifesi bayraklarıyla başka alayların gösterüp ve
tüfeng şenliği idüp ehl-i İslâm ile memlû ve müzeyyen olduğundan bir mertebe
revnak buldu ki ta‘bîr olunmaz. Ba‘dehû ezân-ı şerîf okunup salât-ı zuhr mehâbetlü
Pâdişâh-ı İslâm hazretlerinin ihyâ buyurdukları Kamaniçe’de edâ olundukdan sonra
Vâni Efendi va‘z u nasîhat ile murâbıtîn-i serhadd-i mansûreyi muhâfaza ve cihâd ile
tergīb ve mesrûr eyledi. Vüzerâ-yı izâm dahi âsâr-ı haseneleri olan câmi‘-i şerîfleri
dolaşup vaz‘-ı minber ve mihrâb husûlünden ve cemâ‘at-i Müslimîn evkāt-ı hamsede
edâ-yı salavâta iştigālleri müşâhedesinden [121b] aksa’l-gāye sürûr hâsıl idüp
mu‘temed olan ağalarına ve eimmeye ve hutebâya ve müezzinâna azîm ihsânlar
eylediler. Ve vazîfelerine zamm-ı terakkî ile şâd ve handân eylediler. Cenâb-ı Hak
karîn-i kabûl idüp sa‘âdet-i dâreyn ile şâdân eyleye. Bu minvâl üzere Vüzerâ-yı izâm
hazarâtı umûr-ı uhreviyyeleri ihyâsına bezl-i kudret idüp ba‘dehû avdet ve ordu-yı
humâyûna azîmet buyurdular.

Menzil: 143, Sahrâ-yı İzvanca, oturak


Şehr-i receb, yevm-i düşenbih: 2, teşrîn-i evvel: 14

Yevm-i mezbûrda oturak olup Leh kıralının elçileri kıralları tarafına yollanmak
fermân olunmağın Bosna muhâfızı Vezîr İbrahim Paşa eyâleti askeri ve Semendre
sancağının zu‘amâ ve erbâb-ı tîmârı ve Diyarbekir Beğlerbeğisi Hüseyin Paşa eyâleti
askeri ile ma‘an revâne olmağa âmâde olmuşlardır. Elhamdülillâhi te‘âlâ yevm-i
mezbûrda i‘tidâl-i havâ nasîb olup Hotin kal‘asında zâd u zahîrenin vefreti şâyi‘
114

olmağla asker-i İslâm cisirlerden mürûr ve ba‘zılar kayıklar ile ubûr idüp
levâzımâtları ihzârına ihtimâmda [122a] oldular Hotin havâlîsinde zâd u zahîrenin
kesreti olduğundan gayri asker-i İslâmın bilâ-tevakkuf avdetleri şüyû‘undan herkes
metâ‘ın 18 fürûht vuslat ve sebükbâr bir kadem ilerüde bulunmak içün ihtimâm idüp,
dakīkın vakiyyesi sekiz on akçaya ve pirincin keyli yüzelli akçaya ve peksimadın
vakiyyesi onbeş yirmi akçaya ve revgan-ı sâdenin vakiyyesi kırk elli akçaya ve
kahvenin vakiyyesi yüzyirmi akçaya ve çizmenin ve mest ve bâpuçun bahâları
Edirne bahâsında ve şa‘îrin yirmi otuz ve yirmibeş akçaya satılup el-hamdülillâhi
te‘âlâ bu minvâl üzere ferâvân bulunmağın herkes nakline kādir olduğu mertebe
zahîrelenmişdir.

Menzil: 144, Sahrâ-yı İzvanca, oturak


Şehr-i receb, yevm-i seşenbih: 3, teşrîn-i evvel: 15

Yevm-i mezbûrda sa‘âdetlü Hân-ı âlî-şân devletlü Sadr-ı âlî hazretlerine da‘vet
olunup ziyâfet-i âlî ve ta‘zîm ü ikrâm olundukdan sonra bir re’s-i mükemmel at ihdâ
olunup, ba‘dehû sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretlerine [122b] uğrayup envâ‘-ı
ta‘zîm ve ihtirâm olundukdan sonra bir re’s at Vezîr-i müşârün-ileyh hazretleri dahi
ihdâ idüp karargâhına revâne oldu. Yevm-i mezbûrda Sivas Beğlerbeğisi Murtaza
Paşa ve Nigbolu sancağına mutasarrıf olan Osman Paşa Kamaniçe kal‘ası
muhâfazasına me’mûr oldular. Vüzerâ-yı izâm kapularında olan segbânândan bin
mikdârı harb u kıtâle kādir levendât Kamaniçe kal‘asına kul yazılmak üzere fermân
sâdır olmağın kapulardan ifrâz olunup alıkonmuşlardır.

Menzil: 145, Sahrâ-yı İzvanca, oturak


Şehr-i receb, yevm-i çahârşenbih: 4 teşrîn-i evvel: 16

Yevm-i mezbûrda seherî mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri Kamaniçe


kal‘asına azîmet buyurup ve devletlü Sadr-ı âlî hazretleri ma‘an revâne oldular. Ve
konakçı olan Hüseyin Paşa tuğ-ı humâyûn ve Vüzerâ-yı izâm tuğların kaldırup Torlu
nehrinde olan cisirden mürûr ve Hotin havâlisine nasb eylediler. Kamaniçe kal‘asının
[123a] Devlet-i Pâdişâhîde zâd u zahîresi ve cebehâne ve mühimmâtı ve balyemez

18
Nüshada “metâ‘în” yazılmış.
115

topları ve kunbaraları murâd üzere müstevfâ müheyyâ oldukdan sonra Cenâb-ı


Bârî’nin hıfz u emânına emânet alıkonup devlet ü ikbâl ile mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm
hazretleri avdet idüp ordu-yı humâyûna dâhil oldular.

Menzil: 146, Pınarbaşı Sahrâ-yı Hotin, sâ‘at: 3


Şehr-i receb, yevm-i pençşenbih: 5, teşrîn-i evvel: 17

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh hazretleri seherî hareket ve Vüzerâ-yı


izâm ile mukaddemâ binâ olunan cisirden mürûr idüp vakt-i duhâda nüzûl
buyurdular. Asker-i İslâm dahi ubûra mübâşeret idüp vakt-i işâya değin münkati‘
olmadılar. Vakt-i zuhurda konakçı Hüseyin Paşa tuğları kaldırup ilerüye revâne
oldular. Yevm-i mezbûrda havâ pus ve gâhîce bârân vâki‘ olmuşdur.

Menzil: 147, Sahrâ-yı Haduka, sâ‘at: 5


Şehr-i receb, yevm-i cum‘a: 6, teşrîn-i evvel: 18

Yevm-i mezbûrda seherî hareket olunup vakt-i zuhurda nüzûl müyesser oldu.
Yevm-i mezbûrda Hân-ı âlî-şân huzûr-ı humâyûna da‘vet olunup Kırım tarafına
gitmeğe ve Akkerman bucâğında olan Tatarı Kırım’a kaldırmağa iltimâs üzere izn-i
humâyûn erzâni buyruldukdan sonra cânib-i pâdişâhiden katifeye koplu semmûr
kabanice bir kabza mücevher şemşîr-i zafer-te’sîr ve incülü mücevher tîr-keş i‘tâ
olunup Torlu nehrinin berü yakasıyla Boğdan memleketi içinden Akkerman bucâğına
Tatar tâifesinin cümlesin Kırım’a kaldırmağa revâne olup ve sâbıkā Trablus-Şam
Beğlerbeğisi olan Halil Paşa ma‘an me’mûr olup Tatar tâifesinin ol havâlîde ba‘zı
şakāvetleri zuhûr itmekle Hân hazretlerinin iltimâsı Tatar tâifesinin şakāvetlerine
medâr olmağın cümlesi kaldurulup Kırım tarafına nakl itdiler. [123b] Bi-emrillâhî
te‘âlâ havâ gâh bulutlu ve gâh bârân vâki‘ olmuşdur.

Menzil: 148, Sahrâ mâbeyn-i Berberine der-kurb-ı nehr-i Purut, sâ‘at: 7


Şehr-i receb, yevm-i şenbih: 7, teşrîn-i evvel: 19

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı rûy-i zemîn hazretleri mu‘tâd üzere


hareket ve yemeklikde bir mikdâr ârâm buyurup vakt-i zuhurdan sonra karargâh-ı
116

devletlerine nüzûl buyurdular. Bi-emrillâhi te‘âlâ ahşâmdan sabâha değin bârân-ı


azîm vâki‘ olup kat‘ı olmadığından ziyâde bataklar zâhir olmuşdur.

Menzil: 149, Sahrâ Uslunca der-kurb-ı Purut, sâ‘at: 5


Şehr-i receb, yevm-i yekşenbih: 8, teşrîn-i evvel: 20

Yevm-i mezbûrda bi-emrihî sübhânehû bârân-ı azîm vâki‘ olup ve şâmdan


sabâha değin münkatı‘ olmayup ziyâde çamur peydâ olup ve yol üzerinde cisirler
olmağla mürûr idince asker-i İslâm’a azîm meşakkat olup Vüzerâ-yı izâmın
bârhâneleri vakt-i magribde ve ba‘zıları irişmemekle, merâhim-i Pâdişâhîden oturak
fermân olunmağın herkese [124a] refâh-ı hâl hâsıl olmuşdur. Girüde kalanların
ba‘zıları nısfü’l-leylde ordu-yı humâyûna dâhil olup inâyet-i Hakk’la havâda dahi
küşâdelik olup sabâha karîb havâ mu‘tedil oldu.

Menzil: 150, Sahrâ Uslunca der-kurb-ı Purut, oturak


Şehr-i receb, yevm-i düşenbih: 9, teşrîn-i evvel: 21

Yevm-i mezbûrda oturak olup bârân-ı rahmet def‘ ve i‘tidâl-i havâ nasîb
olmağın girüde kalan asker ve bârhânenin ekseri ordu-yı humâyûna dâhil oldu zâd u
zahîre dahi ba‘zı mertebe bulunup çamur ve batakdan gayri ehl-i İslâm’da meşakkat
yoğidi. Yevm-i mezbûrdan Hân hazretlerinin mektûbu gelüp kendüsü sefer-i
humâyûnda olmağla, “Kırım hâlîdir” deyü gāret itmek kasdıyla onbin mikdârı
Barabaş Kazağı gelmiş idi. Kırım muhâfazasında olan Kağılgay Sultan Tatar
askeriyle irişüp melâ‘înin ekserin tu‘me-i şemşîr ve esîr-i bend ü zencîr eyledüğün
bildirmekle ehl-i İslâm’a sürûr hâsıl hazret-i Hakk’a 19

[124b] Menzil: 151, Sahrâ Koyocan ve Kobicin der-kurb-ı Purut, sâ‘at: 6


Şehr-i receb, yevm-i seşenbih: 10, teşrîn-i evvel: 22

Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere Vüzerâ-yı izâm tevâbi‘âtı ilerüye gidüp


mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri Vüzerâ-yı izâm ile yemeklikde bir mikdâr ârâm
ve otağ-ı humâyûnlarına nüzûl buyurdular. Bugün dahi lütf-i Hakk’la havâ mu‘tedil
olmuşdur.

19
Yarım bırakılmış.
117

Menzil: 152, Yepuren der-kurb-ı nehr-i Purut, sâ‘at: 6


Şehr-i receb, yevm-i çahârşenbih: 11, teşrîn-i evvel: 23

Yevm-i mezbûrda bi-emrillâhi te‘âlâ nısfü’l-leylde bârân ve vakt-i temcidde


şedîd rüzgâr ile berk nüzûlü vâki‘ olup esnâ-yı tarîkde şîb ü firâz tilâl vukū‘undan
ehl-i İslâm’ın bî-mecâl olan davarları hususâ deve ve arabaların mürûruna kemâl
mertebe su‘ûbet ve meşakkat olduğuna mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı İslâm
hazretlerinin ilm-i humâyûnları lâhik olmağın tarîk-i âherden şikâr tarîkiyle Vüzerâ-
yı izâm mürûr idüp yollarda salt atlu gāilesi olmaduğundan menzile vusûlden nâ-
ümîd olan [125a] nice bî-dermân refâhiyyet üzere mürûru asîr olan yerlerden geçüp
yerlü yerine ulaşdılar. Sefer-i humâyûna teveccüh olundukda bu menzilde şa‘îr ki
yirmi kırk akçaya bulunmada ve sâir zahâir alınmakda azîm zahmet çekilmiş idi.
“Duka voyvodanın azli bu bâbda olan fesâdından iktizâ itdi” deyü beyne’n-nâs
şüyû‘ bulmağın, hâlâ Boğdan voyvodası olan İstefan menzil-i mezbûrda ziyâde
zahîre ihzâr itdirüp şa‘îrin bir yemi yirmişer akçaya alınup ve sâir me’kûlat müstevfâ
bulunmuşdur.

Menzil: 153, Çuçura der-kurb-ı Yaş, sâ‘at: 1


Şehr-i receb, yevm-i pençşenbih: 12, teşrîn-i evvel: 24

Yevm-i mezbûrda dahi mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri Vüzerâ-yı izâm ile
bir mikdâr yemeklikde karar buyurup otağ-ı humâyûnlarına nüzûl buyurdular.
Vüzerâ-yı izâm tevâbi‘âtı ilerüce geldiler. Menzil-i mezbûrda dakīkın vakiyyesi on
akçaya ve peksimadın a‘lâsı yirmi akçaya ve pirincin keyli ikiyüze ve revganın
vakiyyessi elli akçaya ve şa‘îrin bir yemi onbeş akçaya [125b] ferâvân bulunmağla
asker-i İslâm murâd üzere zahîrelenüp ve ba‘zılar İsakçı’ya değin vefâ idecek
mertebe iştirâ eylediler. Bi-emrillâhi te‘âlâ vakt-i asra değin havâ i‘tildâlde idi. Vakt-
i magribe karîb mahalde bârân-ı rahmet vâki oldu.

Menzil: 154, Çuçura, oturak


Şehr-i receb, yevm-i cum‘a: 13, teşrîn-i evvel: 25

Yevm-i mezbûrda oturak olunmağın girüde kalan asker-i İslâm’ın ekseri


selâmet üzere ordu-yı humâyûna vâsıl oldular. Yevm-i mezbûrda dahi zâd u zahîreye
118

muhtâc olanlar tedârik idüp zarûretden emîn olmalarıyla Pâdişâh-ı İslâm’a du‘â-yı
hayr eylediler.

Menzil: 155, Gurzeşt, sâ‘at: 5


Şehr-i receb, yevm-i şenbih: 14, teşrîn-i evvel: 26, rûz-ı kasım

Yevm-i mezbûr rûz-ı kasım olmağın nısfü’l-leylde garbi rüzgâr ile berk ve
bârân mahlût nâzil olup, kasım fırtınası zâhir oldu. Sefer-i humâyûndan avdet olunup
menzil-i mezbûra gelince bi-emrillâhi te‘âlâ [126a] kesret-i bârân vukū‘undan
yolların çamur ve batakları ziyâde olmağla mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri ehl-i
İslâm’a terahhumen yollarda oturak olup Çuçura’ya gelince ba‘zılar ordu-yı
humâyûna dâhil olup ve hayli bî-dermân girüde kalmağla ehl-i İslâm’dan husûsâ
üserânın nisvân ü sübyânından vâfiri intikāl eylediklerin girüden gelenler haber
virdiler. Cenâb-ı Hak cümleye yâver ve dest-gîr olup selâmetle sâhil-i selâmete
ulaşdıra.

Menzil: 156, Sahrâ-yı Pagol, sâ‘at: 5


Şehr-i receb, yevm-i yekşenbih: 15, teşrîn-i evvel: 27

Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere hareket olunup mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm


vakt-i zuhurda dâhil oldular. Bi-emrillâhi te‘âlâ gice şedîd rüzgâr ile berk ve bârân
vukū‘undan yollarda azîm çamur ve bataklar hâsıl olup ba‘zılar vakt-ı asrda ve
ba‘zılar vakt-i magribde ordu-yı humâyûna dâhil oldular. Menzil-i mezbûrda dahi
zahâir kılleti olmayup, i‘tidâl-i havâ içün dergâh-ı Hakk’a niyâz ve nâliş olundu.

[126b] Menzil: 157, Sahrâ-yı Çeretin, sâ‘at: 5


Şehr-i receb, yevm-i düşenbih: 16, teşrîn-i evvel: 27

Yevm-i mezbûrda havâ pus ve garbi rüzgâr esüp berk ve bârân vâki‘
olmadığından bir mikdâr refâhiyyet olup ve zâd u zahîre kılleti olmamağla zarûret
çekilmemişdir.

Menzil: 158, Gegeçağzı, sâ‘at: 5


Şehr-i receb, yevm-i seşenbih: 17, teşrîn-i evvel: 29
119

Yevm-i mezbûrda bi-avnihî te‘âlâ havâ mu‘tedîl olup mehâbetlü Pâdişâh-ı


İslâm hazretleri Vüzerâ-yı izâm ile ordu-yı humâyûna dâhil oldular. Menzil-i mezbûr
iskele yeridir deyü zâd u zahîre müstevfâ bulunup ümîd olunurken kıllet üzere
olduğundan şa‘îrin yemi kırk ellişer akçaya zarûret bulunmuşdur.

Menzil: 159, Zerneş, sâ‘at: 6


Şehr-i receb, yevm-i çahârşenbih: 18, teşrîn-i evvel: 30

Yevm-i mezbûrda dahi berk ve bârân vâki‘ olmayup mehâbetlü Pâdişâh-ı


[127a] İslâm hazretleri Vüzerâ-yı izâm ile ordu-yı humâyûna vakt-i zuhurda dâhil
oldular. Menzil-i mezbûrda olan zehâirin ekserin ilerüce gelen ba‘zı asker tâifesi
olup ordu-yı humâyûn vusûlünde kıllet olmağın şa‘îrin bir yemi elli altmış akçaya
zarûret üzere bulunmuşdur. Sâir me‘kûlât makūlesinde dahi zarûret olup lahm-ı
ganem ve sığır müsetvfâ bulundu. Ammâ odun bulunmadığından çokluk olunmağa
heves olunmamışdır.

Menzil: 160, İsak sıddık, sâ‘at: 4


Şehr-i receb, yevm-i pençşenbih: 19, teşrîn-i evvel 20 : 1

Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere hareket olunup vakt-i zuhurda nüzûl olundu.
Vakt-i sabâhda şedîd rüzgâr ile berk vâki‘ olmuşken bi‘lultfihî te‘âlâ def‘ olup
i‘tidâl-i havâ nasîb oldu. Menzil-i mezbûrda dahi şa‘îrin kılleti olup bir yem yetmiş
seksen akçaya satılmışdır. Ve ba‘zılar almağa bulamadılar. Hazret-i Bârî kemâl-i
kereminden meded-res olup asker-i İslâma inâyet eyleye.

[127b] Menzil: 161, Karye-i Gerekol, sâ‘at: 6


Şehr-i receb, yevm-i cum‘a: 20, teşrîn-i sâni: 2

Yevm-i mezbûrda seherî şedîd rüzgâr olup ehl-i İslâm ıztırâb-ı küllîde iken bi-
emrihî te‘âlâ vakt-i zuhurda i‘tidâl-i havâ nasîb olup ve şa‘îrin bir yemi oniki ve on
akçaya müstevfâ bulunup ve karye ahâlisi nân-ı vâfir hâzır itmeleriyle ehl-i İslâm’a
Devlet-i Pâdişâhîde refâhiyyet hâsıl olup mürûr iden eyyâm zarûreti ferâmûş ve du‘â-
yı hayr-ı Pâdişâh-ı İslâm’ı efzûn eylediler.

20
Teşrîn-i sâni olmalıdır.
120

Menzil: 162, İsakçı, sâ‘at: 8


Şehr-i receb, yevm-i şenbih: 21, teşrîn-i sâni: 3

Yevm-i mezbûrda Kartal karyesinde konulmayup doğru İsakçı’ya nüzûl fermân


olunduğu şüyû‘ bulmağın asker-i İslâm’ın ekseri nısfü’l-leylde hareket idüp ba‘zılar
cisri ubûr ve ba‘zılar Kartal havâlîsine nüzûl idüp gice ve gündüz mürûra ve
İsakçı’ya vusûle ihtimâm eylediler. Yevm-i mezbûrda dahi şiddet-i şitâ bir mertebede
zâhir oldu ki [128a] tahrîri muhaldir. Şiddet-i şitâ kemâlde ve odun kılletde
olduğundan cisirden mürûr ve ubûra asker-i İslâm’ın ziyâde ihtimâmı olup oturak
fermân olunduğundan herkese refâh-ı hâl hâsıl oldu. Elhamdülillâhi te‘âlâ İsakçı’da
zâd u zahîre me’mûlden efzûn bulunup şa‘îrin bir yemi oniki ve on akçaya ferâvân
bulunmuşdur. Dakīkın vakiyyesi sekiz ve on akçaya ve peksimadın vakiyyesi onbeş
ve oniki akçaya ve pirincin keyli yüzseksen ve ikiyüz akçaya ve kahvenin vakiyyesi
yüzotuz yüzkırk akçaya satılup her şeyde ganîmet olmağla Vâhibü’l-merâm
dergâhına hamd-ı ferâvân olunmuşdur.

Menzil: 163, İsakçı, oturak


Şehr-i receb, yevm-i yekşenbih: 22, teşrîn-i sâni: 3

Yevm-i mezbûrda oturak olunup girüde kalan asker-i İslâm’ın ba‘zıları cisri
mürûr idüp ordu-yı humâyûna dâhil oldular. Ve ba‘zılar dahi girüden gelüp Kartal’da
karar itdiler.

[128b] Menzil: 164, İsakçı, oturak


Şehr-i receb, yevm-i düşenbih: 23, teşrîn-i sâni: 4

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri şehzâde-i âlî-nijâdların


görmek murâd-ı humâyûnları olmağın devletlü Sadr-ı âlî hazretleri ve Nedîm-i
Şehriyârî sa‘âdetlü Mustafa Paşa hazretleri ma‘an fermân-ı âlî üzere Karasu’ya
azîmet buyurup sa‘âdetlü Kāimmakām-ı âlî-makām Mustafa Paşa hazretleri ordu-yı
humâyûn ile kalup sipâhiyân ve silahdârânın ulûfelerin virmek ve girüde olan asker-i
İslâm ile teveccüh eylemek fermân olunmağın vakt-i duhâdan vakt-i asra değin
mezkûrâna ulûfelerin virüp ve ba‘zılar zahâirlerin fürûhtdan imtinâ‘ ve ziyâde
bâhâya fürûht itmeğe murâd itdikleri ma‘lûmları olmağın o makūlenin zehâirin
121

meydâna çıkarup asker-i İslâm murâd üzere mugtenem olmağla mehâbetlü Pâdişâh-ı
İslâm hazretlerine du‘â-yı hayr-ı küllî eylemişlerdir.

[129a] Menzil: 165, İsakçı, oturak


Şehr-i receb, yevm-i seşenbih: 24, teşrîn-i sâni: 5

Yevm-i mezbûrda oturak olup yevm-i evvel üzere sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa
hazretleri ve Defterdâr Paşa ve kul tâ‘ifesine ulûfelerin virüp ekserî def‘ olmağla
İsakçı’dan hareket olunmağa karar virildi.

Menzil: 166, Hacı Köyü kışlası, sâ‘at: 6


Şehr-i receb, yevm-i çahârşenbih: 25, teşrîn-i sâni: 6

Yevm-i mezbûrda hareket olunup yollarda çamur ve batak kesreti olmağın


ba‘zılar vakt-i zuhurda ve vakt-i magribde ordu-yı humâyûna dâhil oldular. Bi-
emrillâhi te‘âlâ berk ve bârân vâki‘ olmayup bir mikdâr şiddet-i sermâ zuhûr itmiş
idi. Zâd u zahîreye zarûret çekilmedi.

Menzil: 167, Karye-i Çağatay, sâ‘at: 6


Şehr-i receb, yevm-i pençşenbih: 26, teşrîn-i sâni: 7

Yevm-i mezbûrda bî-lütfihî te‘âlâ havâda i‘tîdâl nasîb olup nüzûl oldukdan
sonra vakt-i zuhurda sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri [129b] çergesinde karar
ve Defterdâr Paşa da‘vet olunup sipâhiyân ve silahdârânın ulûfeleri virilmişdir.
Yevm-i mezbûrda dahi zâd u zahîreye zarûret çekilmemekle ehl-i İslâm’a refâh-ı hâl
hâsıl oldu.

Menzil: 168, Uzun Ali Çayırı, sâ‘at: 7


Şehr-i receb, yevm-i cum‘a: 27, teşrîn-i sâni: 8

Yevm-i mezbûrda dahi inâyet-i Bârî ile i‘tidâl-i havâ nasib olup esnâ-yı tarîkde
çamur ve batak eseri olmaduğundan refâhiyyet üzere cümlesi vakt-i asra değin
menzile vâsıl olup zehâirde zarûret olmaduğundan hazret-i Hakk’a hamd-ı ferâvân
olundu.
122

Menzil: 169, Karasu, sâ‘at: 6


Şehr-i receb, yevm-i şenbih: 28 ,teşrîn-i sâni: 9

Yevm-i mezbûrda bi-inâyetillâhi te‘âlâ havâ mu‘tedil olup mehâbetlü Pâdişâh-ı


İslâm hazretleri Karasu’da ârâm buyurmağla ordu-yı humâyûn dahi vâsıl olup girüde
kalanlara irişmeğe ve gelenler [130a] zâd u zahîre almağa medâr olmak içün bir gün
oturak fermân olundu.

Menzil: 170, Karasu, oturak


Şehr-i receb, yevm-i yekşenbih: 29, teşrîn-i sâni: 10

Yevm-i mezbûrda oturak olup bi-lütfihî te‘âlâ küşâde-i havâ olmuşdur. Ve


konakçı olan Hüseyin Paşa tuğları kaldırup revâne oldu.

Menzil: 171, Kurnalı Deresi, sâ‘at: 6


Şehr-i receb, yevm-i düşenbih: 30, teşrîn-i sâni: 11

Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere hareket olunup seherî şedîd-i rüzgâr ve bârân
vâki‘ olmuşken der-akab def‘ olup küşâde-i havâ olmağın mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm
hazretleri Vüzerâ-yı izâm ile sayd u şikâr içün sahrâya revâne olup ba‘dehû avdet ve
otağ-ı humâyûna nüzûl buyurup asker-i İslâm’da refâh hâl nasib olmağın Pâdişâh-ı
İslâm’a du‘â-yı hayr-ı ferâvân eylemişlerdir.

[130b] Şehr-i şa‘bânü’l-mu‘azzam


Menzil: 172, Musa Bey karyesi, sâ‘at: 6
Şehr-i şaban, yevm-i seşenbih: gurre 1, teşrîn-i sâni: 12

Yevm-i mezbûrda mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri vakt-i temcidde hareket


ve Vüzerâ-yı izâm ile azîmet idüp şikâr-ı humâyûn içün re‘âyâ ihzâr olunan Geci
deresine vusûllerinde sürgün avı olup birkaç karaca sayd olundukdan sonra yemeklik
olan mahalle vakt-i magribde gelinmeğle uğranmayup Pâdişâh-ı İslâm Haseki Sultan
olduğu karyeye azîmet idüp devletlü Sadr-ı âlî hazretleri ve sa‘âdetlü Kāimmakām
Paşa hazretleri ma‘an revâne olmalarıyla devlet ile vusûlünde Vüzerâ-yı izâm vakt-i
işâda ordu-yı humâyûna dâhil oldular.
123

Menzil: 173, Musa Bey Karyesi, oturak


Şehr-i şaban, yevm-i çahârşenbih: 2, teşrîn-i sâni: 13

Yevm-i mezbûrda oturak olup tekrâr sürgün avı olmak ve menzil-i mezbûrdan
mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri şikâr-ı humâyûn içün [131a] Silistre tarafına
tevecüh buyurmak ve sa‘âdetlü Kāimmakām Paşa hazretleri ma‘an revâne olmak ve
devletlü Sadr-ı âlî-kadr hazretleri ordu-yı humâyûn ile azîmet eylemeleri fermân
olunmağın bu minvâl üzere harekete karar virilmişken bi-emrillâhi te‘âlâ nısfü’l-
leylde şiddet-i şitâ ve berk-i azîm vâki‘ olmağın mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri
esnâ-yı tarîkde olan re‘âyâ fukârâsına terehhümen sürgün avından ve Silistre tarafına
azîmetden ferâgat buyurup Edirne’ye doğru azîmete karar virilmeğin herkes çadırının
nakline ilâc tedârikine ihtimâm üzere iken inâyet-i Bârî ile i‘tidâl-i havâ nasîb
olmuşdur.

Menzil: 174, Hacı Oğlu Bazarı, sâ‘at: 5:30


Şehr-i şaban, yevm-i pençşenbih: 3, teşrîn-i sâni: 14

Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere hareket olunup gedikli müteferrika çavuşâna


ve sipâh ve silâhdârâna İzn-i âlî sâdr olmağın birer tarafa azîmet idüp Vüzerâ-yı izâm
tevâbi‘âtı dâireleri ile sahraya nüzûl ve mehâbetlû Pâdişâh-ı İslâm hazretleri
kasabada bir hâneye teşrîf buyurdular. Yevm-i [131b] mezbûrda dahi i‘tidâl-i havâ
nasîb oldu.

Menzil: 175, Kadıköyü, sâ‘at: 4


Şehr-i şaban, yevm-i cum‘a, teşrîn-i sânî: 15

Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere hareket olunup esnâ-yı tarîkde sürgün avı içün
re‘âyâ ihzâr olunmağın Vüzerâ-yı izâm ile azîmet ve bir kaç karaca ve rûbâh ve
hârgûş sayd olunup vâkt-i asrda ordu-yı humâyûnâ vusûl buldular. Yevm-i mezbûrda
dâhi havâ küşâde ve mu‘tedil oldu.

Menzil: 176, Kozluca, sâ‘at: 4


Şehr-i şaban, yevm-i şenbih 5, teşrîn-i sânî: 16
124

Yevm-i mezbûrda dahi mu‘tâd üzere hareket olunup yevm-i evvel üzere sürgün
avı içün bir mikdâr re‘âya âmâde olmağın Pâdişâh-ı İslâm hazretleri Vüzerâ-yı izâm
ile azîmet ve karaca ve sâir murâd olunan şikâr sayd olunup vakt-i asrdan sonra
nüzûl buyurdular. Yevm-i mezbûrda dahî inâyet-i Bârî ile havâ i‘tidâlde ve zâd ü
zahîre âmâde olmağın hamd-ı ferâvân olunmuşdur.

[132a] Menzil: 177, Pravadi, sâ‘at: 4


Şehr-i şaban, yevm-i yekşenbih: 6, teşrîn-i sâni: 17

Yevm-i mezbûrda mehâbetlû Pâdişâh-ı İslâm hazretleri mu‘tâd üzere hareket


ve Vüzerâ-yı izâm ile sayd u şikâr iderek vâkt-ı âsrda nüzûl buyurdular. Bi-lutfihî
te‘âlâ yevm-i mezbûrde dahi havâ i‘tdâlde idi.

Menzil: 178, Pravadi, oturak


Şehr-i şaban, yevm-i düşenbih: 7, teşrîn-sâni: 18
Yevm-i mezbûrda oturak olup tuğlâr Köprü köyüne revâne kılındı. Lütf-i
Hak’la yevm-i evvel havâ mu‘tedîl ve küşâde oldu.

Menzil: 179, Köprü Köyü, sâ‘at: 4


Şehr-i şaban, yevm-i seşenbih: 8, teşrîn-i sâni: 19

Yevm-i mezbûrda sabahdan bir sâ‘at mukâddem olup hareket olunup esnâ-yı
tarîkde sürgün avı içün bir mikdâr re‘âyâ izhâr olunmuşdur. Murâd üzere şikâr
bulunmadığından inâyet-i Bârî ile havâ küşâde olmağın Köprü köyüne oturak
olmadan ferâgat olunup vakt-i zuhurda tuğlar revâne kılındı. [132b] Sefer-i
humâyûna teveccüh olundukda kesret âb u gil vukū‘undan herkesde endîşe ve teşvîş
olmağın ilerüye azîmet ve konak yeri olacak Nadir derbendine vusûle dikkat eyledi.

Menzil: 180, Nâdir Derbendi, sâ‘at: 4


Şehr-i şaban, yevm-i çahâr-şenbîh: 9, teşrîn-i sâni: 20

Yevm-i mezbûrun gicesinde vakt-ı fecre değin bârân-ı azîm aslâ münkati‘
olmayup esnâ-yı tarîkde çamur ve bataklardan mürûrda kayd-ı azîm olduğundan
gayri mürûr olunacak boğazda cârî olân nehrin suyu gittikçe tuğyân idüp yüklü davar
makūlesi değil salt atlu hezâr zahmet ile geçüp bî-hisâb katır ve ‫ ﺳﻳﺳﺎم‬ve deve suya
125

Menzil: 181, Nâdir Derbendi, oturak


Şehr-i şaban, yevm-i düşenbih: 10, teşrîn-i sâni: 21

Yevm-i mezbûrda oturak olup inâyet-i Bârî ile mu‘tedil olmağın çay etrâfına
tahassün iden huddâm vakt-i duhâdan vakt-ı asra değin taşunup odun kesreti olmağla
esvâb u ahmâlin rutûbetleri def‘ine ihtimâm ile azîm âteşler yakup istirâhat eylediler.
Âmma katır ve deve ve yük davarından hayli âdem kât‘-ı ümîd eyledi.

Menzil: 182, Aydos, sâ‘at: 3


Şehr-i şaban, yevm-i cum‘a: 11, teşrîn-i sâni: 22

Yevm-i mezbûrda bî-inâyeti’llâhî te‘âlâ havâ küşâde ve mu‘tedil olup safâ-yı


hâtır üzere nüzûl olundu. Mehâbetlû Pâdişâh-ı İslâm hazretleri esnâ-yı tarîkde bir
mikdâr sayd ü şikâr idüp nüzûl buyurdular.

[133b] Menzil: 183, Aydos, oturak


Şehr-i şaban, yevm-i seşenbih: 12, teşrîn-i sâni: 23

Yevm-i mezbûrda oturak olup mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri Ilıca’ya


azîmet buyurdular. Yevm-i mezbûrda bi-emri’llâhi te‘âlâ ba‘de’l-asr bârân-ı rahmet
nâzil olup ve sabâha değin asla münkatı‘ olmadığından ordu-yı humâyûnda ziyâde
çamur peydâ oldu.

Menzil: 184, Karînabâd, sâ‘at: 4


Şehr-i şaban, yevm-i yekşenbih: 13, teşrîn-i sâni: 24
126

Yevm-i mezbûrda seherî hareket olunup yevm-i mezbûrda dahi bârân def‘
olmamağla esnâ-yı tarîkde azîm bataklar ve ziyâde çamur hâsıl olup dört sâ‘at mahal
iken sekiz ve on sâ‘atde hezâr zahmet ve meşakkat ile Karinâbâd’a gelinüp ordu-yı
humâyûn olan mahâlde dahî kesret-i âb u gilden karar mûcib-i keder olmağın
mehâbetlü Pâdişâh-ı İslâm hazretleri bir hâneye teşrîf buyurup Vüzerâ-yı izâm dahi
birer hâneye nüzûl buyurdular. Bu menzilde dahi hayli davar dökülüp kalmışdır.

[134a] Menzil: 185, Bahşili yurdu, sâ‘at: 4


Şehr-i şaban, yevm-i pençşenbih: 14, teşrîn-i sâni: 25

Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere hareket olunup havâ gâh açılup ve gâh bârân
vâk‘i olup gice dahi bârân münkâtı‘ olmadığından yolda ziyâde çamur peydâ oldu
dört sâ‘atlik yol iken sekiz sâ‘atde ve bâzılar on sâ‘atde gelüp ve nicesi gelemeyüp
yolda kalmışlardır.

Menzil: 186, Paşa Köyü, sâ‘at: 8


Şehr-i şaban, yevm-i seşenbih: 15, teşrîn-i sâni: 26

Yevm-i mezbûrda havâ küşâde olup ve lâkin müte‘âkiben bârân-ı azîmin


vukū‘u ve ab u gilin kesreti esnâ-yı tarîkde ziyâde meşakkat virmeğin mehâbetlü
Pâdişâh-ı rûy-i zemîn hazretleri şikâr tarîkıyla Vüzerâ-yı izâm ile tarîk-ı âherden
azîmet buyurup vakt-i asrdan sonra nüzûl buyurdular. Yüklü davar makūlesi vakt-i
magribde ve vakt-i işâda gelüp ve niceler gelemeyüp kalmağla oturak fermân olundu.
Yevm-i mezbûrda dahi ziyâde zahmet çekilüp oturak şüyû‘undan ve zâd ü zahîre
kesretinden ferâmûş olundu.

[134b] Menzil: 187, Paşa Köyü, oturak


Şehr-i şaban, yevm-i çahârşenbih: 16, teşrîn-i sâni: 27

Yevm-i mezbûrde oturak olub bi-inâyet’illâhi te‘âlâ havâ i‘tidâlde olmağın


gerüde kâlan ağırlık ordu-yu humâyûna dâhil oldu.

Menzil: 188, Çömlek Köyü, sâ‘at: 7


Şehr-i şaban, yevm-i pençşenbîh: 17, teşrîn-i sâni: 28
127

Yevm-i mezbûrda mu‘tâd üzere hareket olunup inâyet-i Bâri ile havâ küşâde
olmağın Edirne şehrinin havâlileri müşâhedesiyle herkesin tab‘ı küşâde olup hazret-i
Melik-i Mennân’a hamd ü ferâvân-ı bî-hisâb oldu.

Menzil: 189, Şehr-i Edirne, sâ‘at: 4


Şehr-i şaban, yevm-i cum‘a: 17, teşrîn-i sâni: 29

Yevm-i mezbûr ki ıydü’l müminîndir, mehâbetlû ve azametlü Pâdişâh-ı İslâm


Ebü’l-Feth ve’l-Megāzi Sultan Mehemmed Hân hazretlerinin Sarây-ı âmirelerine
vusûle ve Sarây-ı âmire kurbunda alaylar âmâde olmağla fermân-ı âlîler sâdır
olmağın dergâh-ı âlî yeniçeriyânı birkaç gün evvel Edirne Şehrine [135a] dâhil
olmalarıyla mükemmel ve müretteb Sarây-ı âmire kapusundan sarây meydanıyla
Çukurçayırı’na varınca yemîn ü yesârda alay bağlayup ve yeniçeriyân ağası Vezîr
Abdurrahman Paşa ve ocak ağaları yerlü yerine âmâde oldukdan sonra devletlü Sadr-
ı âlî-kadr hazretlerinin kathüdâ-yı muhteremleri ağavât ve huddâm-ı Enderûn
segbânan ile müretteb ve mükemmel Çukurçayırı’nda olan cisri mürûr ve mu‘tâd
üzere cânib-i yemînde müheyyâ olup nihâyetinde sâ‘adetlü Kāimmakām-ı âlî-makām
hazretlerinin kethüdâları ağavât ve levendât ve hüddâm-ı Enderûn müsellâh ve
müretteb ve segbânan cânib-i yemînde âmâde ve tabya ve Kamaniçe kal‘a ve
şehrinde misket ve şâhî gülleleri ile zamh-dâr olân bayrakların küşâde idüp de‘b-i
evvel üzere karar eylediler.Bu üslûb üzere sa‘âdetlü Nedîm-i Şehriyârî hazretlerinin
ve rif‘atlü Defterdâr Paşa hazretlerinin kethüdâları ağavât ve hüddâm-ı Enderûn ile
sâir tevâbi‘ât ile cânib-i yesârda karar idüp mehâbetlü ve şevketlü Pâdişâh-ı rûy-i
zemîn hazretlerinin teşrîf-i humâyûnlarına intizârda oldular. Edirne [135b] Şehrinin
dahi müderrisini ve ulemâ ve sulehâ ve meşâyihîni yemeklik olan Gülbaba’ya değin
varup istikbâl ve tertîbleri üzere selâma hâzır ve du‘â-yı hayra iştigâl idüp devlet ü
ikbâl ile şevketlü Pâdişâh-ı rûy-i zemîn hazertleri Sarây-ı humâyûnlarına teveccüh
buyurup Vüzerâ-yı izâm ve ûlemâ-yı kirâm hâzarâtı dâhi deb-i evvel üzere yerlü
yerine azîmet buyurup âdet-i mülukâneleri üzere tarafeyne edâ-yı selâm ile eşref
sa‘ât ve emîn-i evkātda kemâl-i devlet ü ikbâl ve sa‘âdet ve iclâl ile Sarây-ı
humâyûnlarına nüzûl buyurdular. Edirne şehrinin etrâf u eknâfın mevcûd olan pîr ü
civân ve sabî ve nisvândan hânesinde bîr ferd kalmayup fütûhât-ı celîle ile âmme-i
128

ehl-i İslâmı ihyâ ve şâdân etmeğe bâdî olan rûh-ı âlem şevketlü ve mehâbetlü ve
kerâmetlü Pâdişâh-ı rûy-i zemîn hazretlerinin semend-i devlet-mendleri hâk-i pâyeye
yüz sürmek arzûsuyla Gülbaba’dan Çukurçayırı’na ve Sarây-ı âmire kapusuna
varınca bir mertebe cem‘ ve karar eylediler ki, tahrîr ü tahsîli beyân mertebelerinden
hâricdir. [136a] Hâzır olan mâhlukāt dîde-i hakîkat ile mehâbetlü ve şevketlü
Pâdişâh-ı İslâm hazretlerimiz müşâhede eylediklerinde vücûd-ı humâyûnları hata ve
hâtırlardan mâsun ve ömr ü devletleri efzûn olmak da‘avâtını bükâ ve zârî ile bir
mertebe eylediler ki yevm-i mezbûrda sürûr u hubûrdan bükâ ve niyâz itmemiş benî
âdemden bir ferd kalmadı. Vâhibü’l-merâm celle şânuhû sihâm-ı du‘âyı hedef-i
icâbete karîn idüp zıll-i humâyûnların şarkdan garba memdûd ve a‘dâ-yı dîn ü
devletlerin ma‘dûm ve nâ-bûd eyleye. Ba‘dehû Vüzerâ-yı izâm hazarâtı yerlü yerine
varup izz ü sa‘âdet ile karar eylediler.

You might also like