You are on page 1of 12

MEDYATİK GERÇEKLİKTE KİMLİK TEMSİLLERİ: TELEVİZYON HABERLERİNİN

AKTÖRLERİ ÜZERİNE DÜŞÜNCELER


Sibel Karaduman 

ÖZET
Her şeyin olağanüstü hızla değiştiği, görüntü ve imajın ön planda olduğu, yaşantıların tüketim
merkezli hale geldiği postmodern çağda, kimlik anlamlandırması da değişime uğramış, iletişim
teknolojilerinin zaman ve mekan algısını değiştirmesiyle kimlik kodlarında bir dönüşüm yaşanmış-
tır. Toplumsal temsillerin inşasında önemli rol oynayan televizyon, medyatik gerçeklik kurgusu
içinde çeşitli kimlik temsillerine yer vermektedir Varolduğu toplumsal yapının bilişsel düzeyini
oluşturmada büyük ölçüde katkıda bulunan televizyonun, toplumsal hiyerarşi içinde kime/kimlere,
ne kadar ve nasıl temsil olanağı verdiği önemli bir konudur. Ancak televizyon, kimlik temsillerine
yer verirken bazı kimlik ve grupları ön plana çıkarmakta, bazılarını geri plana itmektedir. Bu
çalışma, televizyon haberlerinin gerçekliği, yer verdiği kimlik temsilleri üzerinden nasıl yeniden
inşa ettiği, farklı biçimlerde sunduğu ve hangi kimlik gruplarının ön plana çıkartılıp hangilerinin
arka planda bırakıldığına, dolayısıyla televizyon haberlerinin aktörleri üzerine bir düşünme prati-
ğidir.
Anahtar sözcükler: Televizyon haberleri, medyatik gerçeklik, kimlik temsilleri, haberin aktörleri.

REPRESENTATIONS OF IDENTITY IN MEDIATIC REALITY:THOUGHTS ABOUT


ACTORS OF TELEVISION NEWS

ABSTRACT
In a postmodern age where everything changes with a stunning speed, appearance and image
become a matter of primary importance and lives become consumption centered, by changing time
and space perception via communication technologies, there have been some alteration in the
interpretation of identity and some transformation in its codes. Television playing a crucial role in
the structure of societal representations allows for various identities in a mediatic reality atmos-
phere. Television contributing to form the cognitive level of the society on a large scale is an im-
portant issue if it is examined on what conditions and in which social hierarchy it provides repre-
sentation chances for people. However, television gives preferences to some ids and groups in the
first place whereas some are of minor importance while exhibiting them. This study is a contem-
plation practice on the authenticity of TV news and how it restructures the news by employing
different id representations, which ids and groups are preferable and which are not on the show
and consequently who are TV news actors.
Keywords: Television news, mediatic reality, identity representations, actors of the news.
yeniden inşa edilen televizyon haberlerindeki
GİRİŞ
olaylar çoğu zaman nesnel gerçekliğin önüne
geçmekte; bireyler dış dünyadaki gerçeklikleri
Kitle iletişim araçları, toplumun neyi ne kadar
medya nasıl sunuyorsa o şekilde algılamakta
bilmesi gerektiğine karar vermekte ve belirle-
ve öğrenmektedir.
dikleri gündem ile varolduğu toplumsal yapının
bilişsel düzeyini oluşturmada büyük ölçüde
Egemenlik ilişkileri içerisinde yer alan televiz-
katkıda bulunmaktadır. Medya bize neyi düşü-
yon ve piyasa koşulları altında üretilen haber,
neceğimizden çok, ne hakkında düşüneceğimi-
varolan ideolojik dizgenin belirleyiciliğinde
zi empoze etmektedir. Medya insanların gün-
toplumsal iktidarın pekiştirilmesi açısından
demini şekillendirmekte, neyi düşünüp, neyi
önemli bir araç işlevi üstlenmektedir. Etki
tartışacaklarına ilişkin bir gündem sunmakta-
gücü oldukça geniş bir kitleyi kapsayan tele-
dır. Öyle ki, medyatik gerçeklik kurgusu içinde
vizyon haberlerinde kurmaca bir gerçeklik


Arş. Gör., Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi
Selçuk İletişim, 4, 4, 2007

içerisinde, kimi kimlikler ön plana çıkarılırken, dolduran bütün nesneler bilgilerde vardır. Ne
kimi kimlikler arka planda bırakılmaktadır. var ki yalnızca nesneler değil, insanlar ve dü-
Böylelikle toplumsal hiyerarşik bir düzen içeri- şünceleri, değerlendirmeleri, yargıları, duygu-
sinde, hegemonya alanı oluşturulmakta ve bu ları da gerçekliği oluşturur (McCarthy 2002:
doğrultuda televizyon haberleri belirlediği 22).
gündemle statükonun korunmasında ve devam-
lılığında aracı konumda işlev görmektedir. Weimann’ın çiftli koni modeli, bünyesinde
üçlü gerçeklik türünü barındırmaktadır. Bun-
Bu makalenin amacı, medyatik gerçeklik anla- lardan birincisi bireyin bilincinin dışında dış
yışı içinde ön plana çıkarılan kimlik temsilleri- dünyada varolan nesnel gerçeklik, ikincisi dış
nin nasıl bir hegemonya alanı oluşturduğuna dünyadaki olay, olgu, konu, sorun veya aktör-
yönelik bir durum saptaması yapmaktır. Bu lerin kitle iletişim araçlarında seçimi ve düzen-
çalışmada, kitle iletişim araçlarının, varolan lenmesiyle inşa edilen medyatik gerçeklik,
kapitalist yapıda gerçekliği, televizyon haberle- üçüncüsü de medyanın aktardığı iletilerle alım-
rinde yer alan kimlik temsilleri üzerinden nasıl layıcıların zihninde oluşturduğu imgelere gön-
yeniden inşa ettiği ve hangi kimlik gruplarının derme yapan alımlayıcıların kitle iletişim araç-
ön plana çıkartılıp hangilerinin arka planda ları aracılığıyla algıladığı öznel gerçeklik (akta-
bırakıldığı ortaya konmaya çalışılacaktır. ran Çebi 2003:119).

GERÇEKLİK KAVRAMI Berger ve Luckman’ın iddialarıyla uyumlu


olarak “gerçeklik” ve “bilgiler” süreçle ilişkili
Türkçe’de hakikat-doğruluk sözcükleriyle biçimde ele alınmaktadır. Gerçeklik ve bilgiler,
kullanılan gerçeklik kavramı, Felsefi Doktrin- karşılıklı ilişki içindedir. Ve toplum içinde
ler ve Terimler Sözlüğü’nde “varolan şeylerin üretilir. Bu durum, sahip olduğumuz benlikler
tamamı, bilinçten bağımsız olarak varolan için ne kadar doğruysa, içinde yaşadığımız
günlük hayatta karşılaşılan somut şeyler” ola- toplumsal dünyalar için de o kadar geçerlidir.
rak tanımlanmaktadır. Gerçeklik, bilenden, Her ikisi de bize gerçek gibi görünür; hem
bilinçten bağımsız olarak varolan şeylere iliş- dünyalarımız hem de benliklerimiz, onları
kin bir özelliktir (Bolay 1996: 156). gerçek ve anlamlı kılan bilgilerden kaynakla-
nır. Buna göre bilgi, farklı toplumsal gruplar ya
Felsefedeki gerçeklik, hakkındaki düşünce ve da insan toplulukları tarafından kabul edilen
inançlarımızdan bağımsız olarak var olan bir her türlü düşünce kümesine, onların gerçek
gerçekliğe işaret eder. olarak kabul ettikleri olgulara ilişkin fikirlere
gönderme yapmaktadır. Emile Durkheim bu
Gerçek, söylenen şeyin, iddianın konusu olan düşünceyi şu sözcüklerle özetlemektedir.
şeydir ve dış dünyada, nesnel dünyada bulunur. ”Dünya, bize gösterildiği ölçüde varolmakta-
Örneğin “güneş”, “havanın sıcaklığı”, “yağ- dır.” Gerçeklik, insanların onun hakkındaki
mur yağması”, bir doğru değildir, bir gerçektir. bilgileri kadar değişkendir. Söz konusu gerçek-
Ama güneşin var olduğuna, havanını sıcak lik hakkında bize açıklama getirecek bilgimiz
olduğuna, dışarıda yağmur yağdığına ilişkin yoksa, “gerçeklik” de yoktur (McCarthy
sözümüz, ifademiz “doğru”dur. O halde doğru- 2002:15). Dolayısıyla insanların gerçek dünya-
luk zihinle, zihinde bulunan veya zihnini üret- ya ilişkin bilgilerini televizyondan edinme
tiği bir şeyle, teknik bir deyişle “önerme” ile düzeyi ile, toplumsal gerçekliği algılamaların-
ilgilidir. Gerçeklik veya gerçek olmama, öner- daki düzey arasındaki ilişkinin sorgulanması
menin konusu olan şeyle, özneye göre “dıştan” gerekmektedir (Mutlu 1991: 80).
olan şeyle ilgilidir (Arslan 1994: 33).
Kitle iletişim araçları toplumsal gerçekliği
İnsanoğlu yalnızca bakıp görmez. Nesneler, yeniden inşa etmektedir. Ancak bu inşa süre-
basit bir biçimde orada değildir. Nasıl gördü- cinde, kendi yayın politikası, ideolojik görüşü
ğümüz, ne gördüğümüz ve gördüğümüzden ne ölçüsünde bir süzgeçten geçerek gerçekliği
çıkardığımız, zihinsel haritalarımızın unsurla- yansıtmaktadır. Bu noktada nesnel gerçeklik ve
rınca şekillendirilir. Benliklerimiz, ötekiler, medyatik gerçeklik kavramları kitle iletişim
Tanrı, zaman, uzam ve toplumsal manzarayı araçlarının gerçekliği yansıtma sürecindeki rolü

46
Medyatik Gerçeklikte Kimlik Temsilleri... (45-56)

bakımından önem kazanmaktadır. Nesnel ger- rin bilgi niteliğinin yanı sıra, gerçeğe ne kadar
çeklik, bilinçten bağımsız olarak varolan kişi- yakın olduğu, gerçeği ne kadar temsil ettiği
nin dış dünyada gözlemlediği nesnelere ait tartışmaları da başlar.
gerçekliktir. Öte yandan medya gerçekliği ise;
kitle iletişim araçlarının dış dünyada varolan Konunun metin boyutunu öne çıkaran çalışma-
olay ve olgular arasından seçip eleme yaparak lara göre, haberi yapılacak olan konu/olay,
gazetecilik pratikleriyle yeniden oluşturularak sabitleşmiş anlam yapısına dönüştürülerek
temsil edilen şeydir. Dolayısıyla medya gerçek- metne aktarıldığı anda, gerçeklikten uzaklaş-
liği, haberin, bilginin ya da anlamın inşa süre- maktadır. Özellikle toplumsal olayların çok
cinin nasıl işlendiğini bilmeyi gerekli kılmak- katmanlı yapısına karşın, metne belirli bir bakış
tadır açısının egemenliğinde aktarılması, bu uzak-
laşmanın temel nedenlerinden birini oluştur-
MEDYATİK GERÇEKLİK maktadır (Edgar 1998: 147-148).

Bireyler dış dünyadaki nesnel gerçekliği algı- Televizyonun ve dolayısıyla televizyon haber-
layıp anlamlandırma aşamasında kendi gözlem- lerinin yansıttığı gerçeklik, doğal olmayan,
lerine dayanarak gerçekliği tanımlarken, diğer yapılandırılmış bir gerçekliktir. Buna karşın,
yandan kitle iletişim araçları aracılığı ile ger- haberin televizyondan sunumunda izleyici, bir
çekliği dolayımlamaktadır. Bilgi çağını yaşadı- gazete haberine göre daha inandırıcı bir metin
ğımız günümüzde kitle iletişim araçlarından karşısında olduğunu düşünebilmektedir. İzleyi-
özellikle televizyon haberlerinden edinilen ci için televizyon haberlerini görece gerçeğe
bilgiler, bireyin kendi gözlemlerine oranla çok daha yakın kılan etken, aracın kendine özgü
daha fazladır. Gelişen teknolojik gelişmelerle teknolojik olanakları sayesinde yaşamın kendi-
birlikte bilginin akıl almaz bir hızla yayılma- sine tanıklık ediyor/ettiriyor gibi görünmesidir.
sıyla birey, kitle iletişim araçlarının gerçekliği Bu anlamda televizyon haberlerindeki görüne-
kurgulamasıyla birçok iletiye maruz kalmakta- bilirlik öğesi, yazılı basındaki görüşleri olduğu
dır. Dolayısıyla “gerçeklik, gazeteciler, medya gibi alıntılamayla eş tutulmaktadır. Oysa tele-
kurumları, gazetecilik kültüründe egemen pro- vizyon haberlerinin nesnelliği, aracın kendisi
fesyonellik ideolojisi, sosyal ve kültürel sistem- tarafından kurgulanan ve gerçeğin yalnızca
ler aracılığıyla inşa edilmekte, yeniden üretil- gösterilmek istenen yanına tanıklık eden bir
mekte ve medya gerçekliği olarak alımlayıcıla- görsellikle değil, bilinen habercilik ölçütleriyle
ra sunulmaktadır” (Çebi 2003: 136). Çalışmada değerlendirilebilecektir. Bu anlamda izleyicinin
özellikle televizyon haberleri ele alınması ne- tanıklık ettiği dünya, kurgulanmış gerçeklik
deniyle, haber ve gerçeklik arasındaki ilişkinin yanılsamasına tanıklık ettiği bir dünyadır (İnal
ortaya konmasının yararlı olacağı düşünülmek- 1996: 103).
tedir.
Sosyolog Gaye Tuchman, Making News adlı
Haberlerin seçilmesi ve sunulması editörlerin kitabında 10 yılı aşkın bir dönemde bir dizi
haber değerleri konusundaki kafalarındaki katılımcı gözleme dayalı olarak haber çalışan-
formüllere göre gerçekleşmektedir. Dolayısıyla larıyla görüşmeler yapmıştır. Tunchman, haber
görüntü ile desteklenen televizyon haberlerinde yapma eyleminin, gerçeği görüntülemek değil,
gerçeklik yeniden inşa edilmektedir. Haber ve gerçeğin kendisini yapma eylemi olduğunu
gerçeklik tartışmalarından biri de “kimin ger- söyler. Tunchman, haberin çağdaş yaşam anla-
çeği, neye göre gerçeklik” seçimidir. Bir yanda yışının sınırlarını yapan bir sosyal kaynak ol-
“var olan gerçeklik” varken, medya açısından duğunu tartışır. Tunchman, alışılmış uygulama-
bakacak olursak bir yanda “yansıtılan gerçek- ları ve haber profesyonellerinin bilgiyi yargı-
lik” söz konusudur. Var olan gerçeklik medya- lama ve olaylara dayanan haber sunma taleple-
da yansıtılan gerçekliğe dönüşmektedir. Kame- riyle, haberlerin statükoyu meşrulaştırdığını
raman kamerasını eline alıp vizörünü çevirdiği savunur (aktaran Severin ve Tankard 1994:
zaman, muhabir bilgisayar karşısına geçip 536).
haberini yazmaya başladığı zaman, gerçeklik-
ten uzaklaşmış olup, var olan gerçeğin yeniden Bültenlerden izlenilen, gazetelerden okunan
inşasına başlamış olur. Bununla beraber habe- haberlerin bağımsız ve nesnel gerçeklik olma-

47
Selçuk İletişim, 4, 4, 2007

dığı, ekonomik ve politik alan içindeki gazete- lenmekte ve yapılandırılmaktadır. Her ne kadar
ciliğin itibarlı tanıklarının gerçekleştirdiği kitle iletişim araçlarında inşa edilen gerçeklik,
anlamlandırma pratiklerince ve gazeteciliğin büyük ölçüde dış dünyadaki olay ve olgulara
anlamlandırma pratiklerince üretilen bir ger- dayansa da, gerçeklik ile kitle iletişim araçla-
çeklik olduğu, eleştirel kuram içinde gerek rındaki gerçeklik arasında çok fark vardır.
fenomenolojistler, gerekse de kültürel çalışma- Medyatik gerçeklik nesnel gerçeklikten çok
lar geleneği tarafından vurgulanmaktadır. Nes- daha dramatik, canlı, sanki “olay yerindeymiş”
nellik, tarafsızlık vb. kavramlarla habere yak- hissini uyandırmaktadır. Medyanın geniş kitle-
laşmayan fenomenolojistler, haberin, gerçekli- leri etkisi altına almasının nedenlerinden biri
ğin doğru ya da taraflı bir resmi olarak karakte- zihinlerde yarattığı bu “oradaymışlık” imajıdır.
rize edilemeyeceğini, ancak toplumsal dünya-
nın tekdüze bir şekilde yapılandırılmasından Kitle iletişim araştırmaları ve gerçeklik ilişki-
kaynaklanan bir çerçeve olarak tanımlanabile- sinin bir başka boyutunu inceleyen gündem
ceğini belirterek, onun bir gerçeklik inşası belirleme araştırmaları ise, kamu gündeminin
olarak iş gördüğü üzerinde vurgu yapmaktadır- kitle iletişim araçlarından gelen mesajlarla
lar (Dursun 2001: 128). oluştuğunu, biçimlendiğini, medyanın tutumla-
rı yönlendirmede kritik bir role sahip olduğunu,
Haber-gerçek ilişkisini Walter Lipmann, “Ha- gerçekliği yeniden üreterek “inşa edilmiş bir
ber ile gerçek aynı değildir. Haberin işlevi bir gerçekliğe” dönüştürdüğünü bir başka deyişle
olayı iletmek, gerçeğin işlevi ise, saklı kalmış gerçekliğin kurgulandığını ortaya koymuştur.
olguları gün ışığına çıkararak, birbirleri arasın-
daki bağlantıyı kurarak, insanoğlunun iletişi- Liberal Çoğulcu Paradigma, gazeteciliğin yan-
mine olanak tanımak için gerçeğin resmini sız, nesnel gerçekliğe olabildiğince yakın ol-
yapabilmektir” şeklinde açıklamaktadır. Ancak ması gerektiğini ileri sürse de, ticari basın ku-
okuyucu ya da izleyici açısından “haber gerçe- ruluşlarının gittikçe sayılarının artması nede-
ği yansıtır ya da kamera gerçekliğe tanık et- niyle oluşan rekabet ortamında uygulamadaki
mektedir” gibi önkabuller bir yanılsama yaşan- gazetecilik pratiklerinde liberal görüşün tam
dığı gerçeğini arka plana itmektedir. aksine bir durumun geçerli olduğu ortadadır.
Yanlılık, nesnel gerçekliğin kitle iletişim araç-
Haber ve gerçeklik ilişkisi üzerinde konunun ları tarafından çarpıtılıp bozularak medyatik
metin boyutunu ele alan çalışmalara göre ise, gerçekliğe dönüşmesine neden olmaktadır.
haberi yapılacak konu ya da olay metne akta- Haber metinlerinde yanlılığa yol açan dört
rıldığı anda, gerçeklikten uzaklaşmaktadır. Bu temel strateji olan “kişiselleştirme, dramatize
uzaklaşmanın temel nedenlerinden birini, konu etme, parçalama ve normalleştirme”nin uygu-
ya da olayın haber metnine belirli bir bakış landığı belirgin olarak ortaya çıkmıştır (Ben-
açısı çerçevesinde aktarılmasıdır.”Olayı müm- nett 2000: 82-147). Televizyondaki kimlik
kün olduğu ölçüde aslına sadık olarak verebil- temsillerine baktığımız zaman, bu sözü edilen
mek için haber ve gerçek arasındaki ilişki ku- stratejilerden en çok kişiselleştirme eğiliminin
rulmalıdır. Bu durumda, olayın aslına sadık olduğunu görüyoruz. Kişiler semboller şeklin-
kalma, olayı oluşturan olgulara ait gerçeklere de kullanılarak, olaylar, toplumsal, siyasal,
dayandırılması doğrultusundadır. Haberde ekonomik ve kültürel bağlamından koparılarak,
olayın esas çerçeveye oturtulması, gerçeği iyi haberler daha çok insan öğesi üzerine kurgu-
bir şekilde yansıttığı ölçüde önem kazanmakta- lanmakta, özellikle sıradan insanların hikayele-
dır” (Tokgöz 2000: 166). ri başlarına gelen felaketlerle haber bültenlerine
konu olmaktadır.
Kitle iletişim araçlarında gerçeklik tartışmaları
birçok çalışmaya konu olmuştur. Bu araştırma- Genel olarak programların bilgilendirme, eğ-
larda elde edilen en önemli bulgu, dış dünyada lence ve eğitim unsurları bulunmasına karşın
varolan gerçeklik ile medya gerçekliği arasında bilgilendirme ve eğitimin, eğlendirme olgusu
önemli farklılıklar ve çarpıtmalar olduğudur. içinde kaybolup gitmesi, haberlerin dramatik
Gerçekliğin kitle iletişim araçlarında kurulması oluşumların etkisi altında bulunmasını gerek-
televizyon haber öyküleri, dramalar, gazete tirmektedir; bir tiyatro oyununun estetik zen-
haberleri, müzik ve görüntü aracılığıyla destek- ginliğini artık bir haberin içinde bulabilmek

48
Medyatik Gerçeklikte Kimlik Temsilleri... (45-56)

olasıdır. İzleyici oranının en fazla olduğu ak- KİMLİK OLGUSU


şam haberlerinde karşı karşıya gelinen bu du-
rum, fonda çalınan müzik parçasında bile ken- Psikolojide kimlik kavramı “benlik” olarak
dini belli etmektedir. Bunun bir soap opera mı, tanımlanmaktadır. Benlik kavramı bireyin “kim
yoksa gerçek hayatın kesitlerini sunan bir haber olduğunu” tarif eder ve bireyin diğerleriyle
programı mı olduğu tartışmaya açıktır (Gro- ilişkisi içinde şekil alırken, ötekilerin davranış-
ombridge -: 87). Haberlerin dramatik yapıları larımıza verdiği geri bildirimler ve onlarla olan
bilginin objektifliğini zedeleyen bir şekil al- ilişkilerimiz doğrultusunda biçimlenmektedir
makta ve nesnel bilgiden uzaklaşmayı berabe- (Bilgin 2001:156).
rinde getirmektedir.
Geleneksel toplumlarda kimlik oluşum, üzerin-
Televizyon haberlerinin içeriği üzerine yapılan de fazla tartışılmayan bir kavramdır. Kimlik
incelemeler, habere konu olan toplumsal çatış- önceden tanımlanmış, toplumsal rol ve gele-
ma ve çelişkilerin büyütülerek sunulduğunu, nekleri, bireyin dünyadaki varlığına ilişkin
konuların tarihsel süreçlerinin aktarılmadığını çizdiği sınırlar içinde ele alınmaktadır. Bir
ortaya koymaktadır. Böylelikle haber konusu, insan sınırlı bir topluluk içinde doğar, yaşar ve
bağlamından koparıldığı için kolaylıkla saptı- ölür. Kendisinden beklenenler ve kendisinin
rabilirken, olayların dramatik öyküleme kalıp- toplumsal ilişkilerde katkısı belirlenmiş sınırlar
ları kullanılarak aktarımı, var olan gerçekliğin içindedir. Bireysel ve toplumsal beklentiler, az
ikincil bir konuma itilmesi gibi sakıncalar do- olduğu gibi, kimliğin belirleyicileri de sınırlı-
ğurabilecektir (Ergül 2000: 109). Gerçekliğin dır. Geleneksel toplumlarda kimlik katı, dura-
ikincil konuma itilmesiyle anlamın içi boşal- ğan ve tamamlanmıştır. İlkel toplumun avcısı
tılmakta, tarihsel bağlamından kopuk yüzeysel olmak vb. gibi. Modernizmle birlikte kimlik
haberciliğe doğru giden habercilik eğilimi baş hareketli, çoklu, bireysel, öz-düşünümsel, ve
göstermektedir. değişime ve yeniliğe açık hale gelmiştir. Ancak
aynı zamanda toplumsal ve diğer yönelimlidir.
Jean Baudrillard, gerçek zamanlı sunumun, Hegel’den Mead’a kadar kimlik üzerine yazan-
haberler içinde yer alan ve bir olayın hemen o lar kimliği, diğer kimliklerin tanınması anla-
an, imge olarak sunumundan başka bir şey mında, karşılıklılık olarak nitelemişlerdir. An-
olmayan gerçek olayı bile yok ettiğini belirte- cak modernizmde kimlik biçimi aynı zamanda
rek, “Haber -olay, bize bir anlamda gerçekten o göreli olarak gerçek ve tamamlanmıştır; kimlik
anda bir olay oluyormuş illüzyonu sunmakta- hala bir dizi rol ve normlarla biçimlenmektedir;
dır- bu aslında gerçek olayı ortadan kaldıran, öğretmen, anne, çocuk, bir profesör, bir sosya-
canlı yayın aracılığıyla aktarılan medyatik bir list vb. Kimlikler olası kimliklerle çevrelenmiş
dünya illüzyonudur” demektedir. ve durumsal, tamamlanmış, ve sınırlıdır ancak
yayılmaya müsaittir (aktaran Timisi 2003:
Bütün bu tartışmalar özellikle etki gücü erişe- 170).
bilme kolaylığı nedeniyle diğer kitle iletişim
araçlarına göre daha etkili olan televizyon ve Kellner, modernitede kimliğin oldukça devin-
televizyon haberleri üzerinden gitmektedir. gen, çok katlı, öz düşünümsel, değişme ve
Hele okur-yazar oranının düşük olduğu Türki- yeniliklere açık hale geldiğini açıklamaktadır
ye’de televizyon haberlerinin etki gücünün ve modern kimliğin özelliklerini şöyle sırala-
büyüklüğü tartışılmaz bir gerçektir. maktadır (Kellner 2001: 196):

Televizyon haberlerinde belli konu ve kişilere - Kimlik, aynı zamanda toplumsal ve öteki
öne çıkarma ve çerçeveleme yöntemleriyle öne bağlantılıdır. Böylelikle, yeni kimliklerin, olası
çıkarılıp vurgu yapılmaktadır. Yine bu konu ve kimliklerin sınırları sürekli genişlemekle birlik-
kişiler belli sınırlar belli roller çerçevesinde te, kimlikler hala görece sınırlandırılmış, sınır-
sunulmaktadır. Bu makalede özellikle ele alı- lanmış ve sabittir.
nan konu, televizyon haberlerinde ön plana
- Moda ve yaşam olanakları değişip genişledik-
çıkarılan ya da arka planda kalan kimlikle-
çe insan kimliğini seçebilir, imal edebilir ve
rin/aktörlerin nasıl temsil edildiğine ilişkindir.
sonra yeniden imal edebilir.

49
Selçuk İletişim, 4, 4, 2007

- Modernitede toplumsal olarak tanımlanmış bürokratikleşen, dolayımlanan ve tüketicileşen


mevcut roller, normlar, görenekler ve beklenti- bir kitle toplumu yüzünden parçalanmakta ve
ler arasında bir etkileşim yapısı hala vardır. gözden kaybolmaktadır. Postyapısalcılar öznel
İnsan bu süreç içinde kimlik edinmek amacıyla kimliğin kendisinin bir söylence, dilin ve top-
seçim yapmak, sahiplenmek ve yeniden üret- lumun bir inşası olduğunu, kişinin tözsel bir
mek zorundadır. Dolayısıyla “öteki” moderni- özne olması, gerçekten sabit bir kimliğe sahip
tede kimliğin kurucu unsurlarından biridir. olmasının üstbelirlenmiş bir yanılsama olduğu-
nu iddia ederek, özne ve kimlik kavramlarına
- Kimlik, her zaman istenildiğinde değişebile-
saldırırlar (Kellner 2001: 197-198).
ceğinin ve değişiklik yapabileceğinin farkında-
dır,
Postmodern kuramların pek çoğu kimliğin içe
- Modernite geçmiş zaman biçimlerinin, değer- patlama ve öznenin parçalanma yeri olarak
lerinin ve kimliklerinin yıkılışının ve yenileri- popüler kültüre yer verir. Postmodernitenin
nin üretiminin bir aradalığını ifade eder. yapılanmasında önemli bir rolü olan medya da
popüler kültürün yayılmasında güçlü etkenler-
- Nitekim modernitede kimlik sorunu, biz ken-
den biridir. Bu nedenle medyada yer alan,
di benimizi nasıl kurar, kavrar, yorumlar kendi
temsil edilen kimlikler postmodern kimlik
kendimize ve başkalarına nasıl sunarız demek-
dinamiklerini taşımaktadır. “Her durumda her
tir.
karakterde kimlikler parçalanmış ve değişken,
Modern sonrası dönemi ifade eden postmoder- farklı ve alışılmadık, ancak daima dramatik
nitede kimlik kavramı ise, toplumsal yaşamın değişmelere açıktır” (Kellner 2001: 205). İmaj
hızla farklılaşması ve karmaşıklaşması sonucu, ve görünüş, postmodern imaj kültürünün ve
çok daha kırılgan, değişken ve çok katmanlı bir postmodern kimlik inşasının temel öğeleridir.
yapıdadır. İletişim teknolojilerinin gelişmesiyle İmajlar yoluyla inşa edilen kimlikler, çoklu,
birlikte zaman ve mekan tanımlamalarının akışkan, hareketli ve hızlı değişmeye açık özel-
dönüşüme uğradığı postmoder-nitede, kimlik lik göstermektedir. Çoklu kimlikleri benimse-
kavramı sorunsallaştırılmakta, öznenin artık yen postmodern kimlik, daha çok boş zaman
dayanaklarını (öznenin taşıdığı varsayılan de- faaliyetleri ve tüketim imajlarıyla biçimlenen,
ğerler) yitirdiği iddia edilmektedir. Zaman ve özgürce seçilen ve özgürce değişebilen bir yapı
mekan kimlik tanımlamalarında önemli yer eğilimindedir. Popüler kültür ürünleri arasında
tutmaktadır. Ancak bu kavramlarda gerçekle- yer alan televizyon metinlerinde (dizi, yarışma
şen kaymalarla, kimliği yeniden kurma arayışı programları, -kültürel bir metin olarak- ha-
içine girilmiştir. Artık insanın kendini belirli ber…) postmodern kimlik inşalarını görmek
bir yerde konumlandıramayacağı bir kültürel mümkündür. Bu uzamda inşa edilen kimlikler,
ortam doğmuştur. özgül, çelişkili, dönüşümlere açık davranışlar
ve toplumsal rollerle temsil edilirler.
Modern kimliğin konumu, insanın mesleği,
kamusal (ya da ailevi) alandaki işlevi etrafında TELEVİZYON HABERLERİNDE
oluşurken, postmodern kimlik ise görünüşler, TEMSİL EDİLEN KİMLİKLER
imajlar ve tüketime dayanan boş zaman faali-
yetleri çevresinde oluşur. Postmodern kimlik, Temsil etme, aktif bir seçme ve sunma, yapı-
rol yapmak ve imaj oluşturmak suretiyle, sah- landırma ve biçimlendirme işini ima eder.
nede oyun karakterlerini oynar gibi teatral Televizyonun belirlediği gündem ve medyatik
biçimde kurulurken, modern kimlik kişinin kim gerçeklik içinde birtakım toplumsal temsillerin
olduğunu (meslek, aile, politik özdeşleşmeler inşası söz konusudur. Televizyon haberlerinde
vb.)gösteren temel tercihleri içine alan ciddi bir yapılandırılan/kurgulanan temsillerde, bazı
meseleydi (Kellner 2001: 207). kimlikler ön plana çıkarılırken, bazı kimlikler
de arka planda bırakılmaktadır. Ve bu temsiller
Postmodern çerçeveden bakılınca Frankfurt aracılığıyla oluşturulan gündem çerçevesinde
Okulu; Baudrillard ve diğer postmodern ku- toplumda bir sosyal hegemonya alanı oluştu-
ramcılara göre özerk, kendini kuran özne; mo- rulmaktadır.
dern bireylerin bir bireycilik kültürünün başarı-
sı iken, toplumsal süreçler ve rasyonelleşen,

50
Medyatik Gerçeklikte Kimlik Temsilleri... (45-56)

Yapılan araştırmalar, basmakalıp yargılar, haberlerinde hem de televizyon haberlerinde


çerçeveleme ve ön plana çıkarma aracılığıyla, daha çok seçkin ve güçlü kişiler ve söylemleri-
çeşitli toplumsal grup ve tabakaların, azınlıkla- nin temsili sözkonusudur. Bu bağlamda, “ideo-
rın, yabancıların, bazı meslek gruplarının veya lojik düzeyde özellikle, medyanın toplumdaki
kadınların kitle iletişim araçlarında yanlı ve güçlü çıkar gruplarının uzantıları olarak nasıl
dengesiz biçimde temsil edildiğini ve sunuldu- işlev gördüğünü ve egemen ideolojinin yeniden
ğunu ortaya çıkarmıştır (aktaran Çebi 2003: üretiminde ve kontrol sisteminin sürdürülme-
115). sinde rutinlerin, değerlerin ve kurumsal yapıla-
rın nasıl biraraya geldiğini araştırmak” (Shoe-
Haber medyasında, bilginin stratejik denetimi, maker ve Reese 1997: 102) önem taşımaktadır.
toplumsal ve siyasal gerçekliklerin yeniden
Seçkin kavramını 19. yüzyılda ilk ortaya atan,
özgül inşalarıyla uygulanır. Bu sürecin etkisi
İtalyan düşünürler Vilfredo Pareto ve Gaetano
çeşitli seçkin aktörlerin, kişilerin, grupların,
Mosca’dır. Özellikle yazıları sayesinde seçkin-
sınıfların, kurumların, ulusların ya da dünya
ci kuramların yayılmasını sağlayan Pareto’ya
bölgelerinin çıkarlarına ağırlık verilmesine
göre “seçkin”, kendi faaliyet alanlarında en
destekleme eğiliminde olan haber ve haber
yüksek endekslere sahip olanlardır(Bottomore
değeri hakkındaki mesleki ideolojiler sistemi
1990: 8). Seçkin kavramı Marksist kuramda
tarafından yönetilir. Haber aktörlerinin tercihe
ise, başlıca üretim araçlarına sahip “egemen
dayalı erişimleri ve sunumları toplumsal iktida-
sınıf”a karşılık gelir. Toplumsal karar verme
rın kitlesel dolayımından geçerek yeniden
sürecine yakın olan seçkinler, bu süreci yön-
üretilmesinde bir etkendir (aktaran Rigel 2000:
lendirme ve şekillendirme araçlarını da ellerin-
192).
de bulundururlar. Gerek Mosca gerekse de
Pareto, ya doğrudan siyasal erki kullanan, ya
Haberlerde toplumsal yaşamın değişik alanla-
da siyasal erkin kullanımını güçlü bir şekilde
rında ayrıcalıklı konumda bulunan güçlü ve
etkileyecek bir konumda bulunan insan küme-
seçkin kişilerin bireyler olarak temsil edildiği-
leri anlamında seçkinlerle ilgilenirler; aynı
ni, buna karşılık yoksullar, güçsüzler, zayıflar
zamanda “yönetici seçkinlerin”, ya da “siyasal
veya karşıtların birey olarak değil, ait oldukları
sınıf”ın farklı toplumsal kümelerden meydana
çevre içinde sınırlı bir şekilde daha çok olum-
geldiğini kabul ederler (Bottomore 1990: 11).
suz olaylar gerçekleştiğinde haber oldukları bir
Wright Mills’e göre ise, siyasal seçkinler, şir-
gerçektir (Çebi 2003: 127). Toplumsal konum-
ketler dünyasının zenginleri ve nüfuzlu askerler
ları bakımından daha az güçlü ve daha az say-
birleşerek bugünkü iktidar seçkinleri toplulu-
gın olanların ancak protestolar, grevler ya da
ğunu meydana getirmişlerdir (Mills 1974: 414).
cinayet gibi toplumsal düzene karşı gelen ve
sapkın eylemler olarak nitelendirilen bu ve Kavrama iletişim bilimleri açısından baktığı-
benzeri olaylarla haber bültenlerinde yer ala- mızda seçkin, bir sosyal hiyerarşinin ya da ast-
bilmektedir (Shoemaker ve Reese 1997: 105). üst ilişkisinde gücü/iktidarı temsil edenin bir
Son yıllarda televizyon haberciliğinde gittikçe parçasıdır. İktidar, kontrol ve etki seçkin kav-
daha çok artan şiddet eğilimi, şiddet içerikli, ramının belirleyici dinamikleri arasındadır.
kan/gözyaşı görüntüleriyle ve dramatik müzik Medyada sıklıkla temsil edilen seçkinler, med-
eşliğiyle desteklenen, suç veya şiddet mağduru ya ideolojisinin de belirleyici aktörleridir.
sıradan insan haberlerinin sayısının artmasına “Medya kurumları, sürekli olarak tutarlı bir
da neden olmuştur. (Şiddet öğesi, medya tara- ideoloji ile toplumsal yapıyı yönetilen sınıfların
fından sıklıkla kullanılmakta, bayağılaştırıl- tahakküm altına alınmalarına kendi rızalarıyla
makta, sıradanlaştırılarak hayatın bir parçası katılımları aracılığıyla yeniden üreten ve haklı-
haline getirilmektedir) laştıran bir dizi ortakduyusal (common-sencial)
değerler ve mekanizmalar üreterek hegemon-
Televizyon haberlerinde, toplumsal açıdan yacı bir işlev görürler... Varolan kültürel değer-
güçlü ve seçkin kişiler temsil edilmesi ise, ler egemen grupların çıkarlarına en iyi hizmeti
Galtung ve Ruge’nin çerçevesini çizdiği haber verebilecek biçimde yapılandırılırlar ve yorum-
değeri ölçütleri arasında "seçkin uluslara ve lanırlar” (Shoemaker ve Reese 1997: 116).
seçkin kişilere yapılan göndermeler" ölçütüyle
de örtüşmektedir. Diyebiliriz ki, hem gazete

51
Selçuk İletişim, 4, 4, 2007

Siyasal elitler, yönetici sınıf ya da iktidarı elin- temposunun olağanüstü hızlandığı, tüketim ve
de bulunduranların hiyerarşik sınıflama içinde boş zaman (serbest zaman) faaliyetlerinin kim-
kitle iletişim araçlarında en çok temsil edilen lik ve anlam sağlamada öne çıktığı postmo-
gruplardır. Bu gruplar siyasal erkleri ölçüsünde dern toplumda, bir şeyden tad/zevk almayı, bir
belli bir temsiliyet niteliği taşımaktadırlar. şeyin keyfine varmayı ve “kaliteli” yaşantılara
Dolayısıyla, haber söylemi de toplumdaki sahip olmayı ön plana çıkaran, hedefleyen bir
egemen çevrelerin, siyasal elitlerin çıkarları hayat tarzının, hayat görüşünün egemenliğini
doğrultusunda yapılandırıldığı bir söylemden anlatmaktadır (Bora: 2001) (1).
oluşmaktadır. “Haberin söylemi içinde güçlüle-
rin tanımlarının yeniden üretilmesini sağlamak- Bu hayat tarzının, yayılmasında ve benimsen-
ta anahtar uzlaşımlardan olan saygın kişilerin mesinde özellikle televizyon haberleri, televiz-
görüşlerine yer vererek resmi söylemi destek- yon programları ve ABD kaynaklı tv formatları
leyici bir yapı” sözkonusudur (Dursun 2001: belirleyici rol oynamaktadır. Özellikle son
132). S. Hall ve arkadaşları haber konularında yıllarda magazin öğelerinin haber aralarına
başvurulan kurumsal kaynakları, temsiliyet serpiştirilme eğiliminin arttığını, siyasal aktör-
konumları gereğince saygın kişileri, uzmanları lerin maganizel bir söylemle haber bültenlerin-
“birincil tanımlayıcılar” olarak nitelemektedir. de yer aldığını görmekteyiz. Bennet’in belirtti-
ği haberde yanlılığa neden olan dört temel
Zenginlik, prestij, statü de siyasal seçkinler strateji olan kişiselleştirme, dramatize etme,
dışında kalan seçkin grupların temel kavramla- parçalama ve normalleştirme gibi magazinel-
rıdır. Televizyon haberlerinde güçlü ve nüfuzlu leşme de, haberi bağlamından koparmakta,
sınıfın güçsüz ve yoksul sınıfa göre her zaman anlamın özünden uzaklaşmasına ve haberlerin
daha fazla temsil edildiğini görmekteyiz. yüzeyselleşmesine neden olmaktadır. Dolayı-
sıyla bu eğlenceli siyaset haberleri, politikanın
Günümüzde medya aracılığıyla yapılan siyaset içini boşaltmakta, magazinel öğelerin politik
çerçevesinde siyasal olay, olgu, konu, sorun, öğelerin önüne geçmesini sağlamakta ve top-
süreç ve aktörlerin kişiselleştirilmiş, dramatik lumu apolitik olma yolunda olumsuz yönde
bir yapıda ve bağlamından koparılarak parça- etkilemektedir.
lanmış ve basitleştirilmiş eğlenceli bir formatta
sunulması eğilimi gittikçe artmaktadır. Siyasal Anaakım medya olarak tanımladığımız medya
bilgi, haber, aktör, olay, olgu, konu ya da so- kurumlarında belli başlı temsil pratiklerinin
runlar medya profesyonelleri ve siyasal aktör- üretildiği bir diğer kimlik grubu da kadınlardır.
lerin etkileşimi, işbirliği, uzlaşmaları, ödünleri Kadına ilişkin haberlerde medya endüstri tara-
çerçevesinde ortaya çıkan simbiyotik bir ilişki fından bilinçli bir şekilde tercih edilen söylem-
aracılığıyla seçilmekte, inşa edilmekte, üretil- le, Türkiye’de hakim olan erkek egemen ideo-
mekte ve sunulmaktadır (Çebi 2002: 11-12). loji pekiştirilmektedir.
Tanıl Bora, siyaset ile medya arasındaki bu
simbiyotik ilişkiyi Andreas Dörner’in Polita- Hakim liberal-kapitalist medya sistemi içinde
inment (eğlenceli siyaset/siyasal eğlence) kav- konumlanan medya kurumlarının dolaşıma
ramına başvurarak açıklamaktadır. Bora’ya soktuğu metinleri özellikle kadınlar, ya örnek-
göre Politainment, politik izleklerin, aktörlerin, özverili anne-eş rolleri ya da fettan-kötü kadın
süreçlerin, açıklama şablonlarının, kimliklerin, rolleri içinde sıkıştırılmışlardır. Haber metinle-
anlamlandırma tekliflerinin eğlence tarzı içinde rinde “Türk” kadınına uygun ve örnek biçi-
politikanın yeni bir gerçekliği olarak monte len/kurgulanan anne-eş rolleri bir çok şekilde
edildiği, medya dolayımlı bir kamusal iletişim- karşımıza çıkar: örneğin kadın A’nın eşi, B’nin
dir. Bu toplumsal gerçeklik, Alman kültür annesi olarak örnek davranışları ile haber me-
toplumbilimcisi Gerhard Schulze tarafından tinlerinde yer alır. Buna karşı, bu haber metin-
“yaşantı toplumu” (Erlebnisgesellschaft) ola- lerinde anne ve eş olarak kadınların özel alanda
rak adlandırılmaktadır. Dörner’ in Alman kül- çeşitli biçimlerde karşılaştığı ezilme pratikleri
tür toplumbilimcisi Gerhard Schulze’ dan dev- gündeme gelmez. Bu örnek anne ve eş kadınla-
raldığı bu kavram günümüzde toplumsal ilişki- rın, aile içinde yaşadıkları sorunlar ve iş bölü-
lerin izole edildiği, insani ilişkilerin dayanış- mündeki eşitsizlikler haber metinlerinde gör-
macı niteliğini yitirdiği, yapaylaştığı, hayat mezden gelinirken, ailenin uyumu, mutluluğu

52
Medyatik Gerçeklikte Kimlik Temsilleri... (45-56)

ve birlikteliği ön plana çıkartılır (Gencel-Bek kimlikler, öteki olarak gösterilir. İzleyiciye


ve Binark 2000: 7). Ayrıca bu temsillerde, öteki konseptinde sunulan kimliklerin başında
genellikle toplumun düşünsel alanına erkekle- kadınlar, alt sosyo-ekonomik düzeydeki yok-
rin hakim olduğuna, kadınların ise estetik öğesi sullar, başlarına felaket gelmiş sıradan insanlar,
olarak kullanıldığına, cinsel bir meta olarak suç ve şiddet mağduru çocuklar yer alırken;
konumlandırıldığına ve görsel tüketim nesnesi suçlular, hırsızlar, cinsel tercihi farklı olanlar
olarak sunulduğuna tanık olmaktayız. ise, “sapkınlar ya da normalin dışında olanlar”
grubunda temsil edilirler. Suça yönelik haberler
Kitle iletişim araçlarında kadının yer alış biçi- negatif içerik taşıdıkları için, medyanın en çok
mi, şimdiye kadar birçok araştırmaya konu ilgi gösterdiği olayların başında gelmektedir.
olmuştur. Bu araştırmalardan kapsamı en geniş Böylelikle “söylem yoluyla farklı alternatifler
sayılabilecek olanı 1995 yılında Pekin’de Dör- değerlendirilse bile bu alternatifler kendi ara-
düncü Dünya Kadın Konferansı’nda “Eşitlik, sında bir konsensus sağlayabilecek olanlardır
Gelişme ve Barış Adına” başlığıyla sunulmuş- ve ötekiler dışlanarak yok edilmektedir.” (Shol-
tur. 150’yi aşkın ülkede gerçekleştirilen araş- le 1994: 239). Televizyon haberlerinde de
tırma projesinin Türkiye sonuçları, dünyayla “olumsuz olanın yüceltilmesi, güncelliğin öne
uyum göstermiştir. Araştırmada, aynı gün için- çıkarılması, sürekliliği olabilecek konuların
de radyo, televizyon ve yazılı basında yer alan seçilmesi, popüler olguların tercih edilmesi, her
haberlerde kadınların ne kadar ve hangi bağ- türlü konunun basite indirgenerek aktarılması
lamda temsil edildiklerine bakılmıştır. Buna ve konuların olabildiğince kişilere dayandırıl-
göre, haber konusu olarak karşımıza çıkmayan ması” (Burton 1995: 139) gibi öğelerin gittikçe
kadın, kitle iletişim araçlarının mutfağında ya arttığı, son dönem habercilik pratikleri arasında
da radyo ve televizyonda haberleri sunan pro- oldukça önemsendiği gözlenmektedir.
fesyonel kişi olarak bulunuyor. “Ancak sunulan
haberlere dikkatle bakılınca kadının ev dışı “Sapkınlık ve toplumsal değişme bağlamında
dünyadaki erkeklere ilişkin kamusal alanlarla düşünüldüğünde, medya toplumdaki temel
ilgili haberlerin konusu olabilecek denli ‘ciddi denetim mekanizması olarak hareket eder.
işler yapmıyor’ izlenimi ediniliyor. Hafif ma- Normal, sürekli biçimde sapkınla yanyana
gazin haberlerinde ise durum daha farklı. Özel- gösterilerek yeniden onaylanır. İronik biçimde,
likle gazetelerde fotoğraf, televizyon ekranla- çoğu siyasal grup medyanın ışıkları kendilerine
rında görüntü gerekiyorsa kadın estetik ve kapatılınca daha radikal ve keskin hale gelir ve
gizemli varlığıyla güvenli yerini alıyor” (Tür- böylece sahip oldukları özgün sapkın tanımla-
koğlu 2000: 83-84). ması da onaylanmış olur” (Shoemaker ve Ree-
se 1997: 105). Normalitenin onayladığı davra-
Haber metinlerinde kadına yönelik her türlü nış kalıpları dışında kalan ya da bu normlara
şiddet eyleminin, sözlü şiddetten, dayağa, cin- uymayan kimliklerin televizyon ekranlarında
sel tacize ve tecavüze değin, yaygın olarak temsiliyet ortamı bulduklarını görmekteyiz.
kadınların “müsait” oldukları, bir şekilde bu Kadının Sesi, Biz Bize gibi programlara çı-
eyleme “olanak sağladıkları”, erkeği “kışkırt- kan/çıkartılan insanların özel hayatlarında
tıkları” veya erkeğin “cinsel dürtülerini gemle- yaşadıkları olumsuzlukları, mağdur ve kurban
yememesi” vb. açıklamalar çerçevesinde su- psikolojisiyle ekrana taşımaları, özel hayatları-
nulduğu gözlemlenmektedir. Böylece kadınla- nı deşifre etmeleri, insan hikayelerini malzeme
rın şiddet eylemine maruz kalmalarının neden- olarak gören televizyon yapımcıları için bir
leri ön plana çıkartılır, şiddet eylemi haklılaştı- reyting unsuru olarak görülmektedir. Ajitasyon,
rılır ve eylemin baş aktörü olan erkek ve onun daha fazla gözyaşı, insan duygularını hedef
içinde yetiştiği erkek egemen ideoloji sorgu- alan acındırma stratejileriyle “kitleleri ekranda
lanmaz (Gencel-Bek ve Binark 2000: 7). Dola- daha fazla nasıl tutabilirim” anlayışıyla tele-
yısıyla kadın, ana haber bültenlerinde eğlence, vizyonculuk pratikleri kısır bir döngü içinde
magazin, suç ve şiddet olgularıyla temsil edil- işlemektedir. Televizyon ürünleri kendi içinde
menin ötesine geçememektedir birbirini beslediğinden dolayısıyla gündüz
programında çıkan bir kişi, akşam haberlerinde
Diğer taraftan medya temsillerinde idealize de haber bülteninde yer alabilmektedir. Gün
edilen kimliklerin yanında marjinalize edilen geçtikçe artan bir oranda birbirinden farklı ve

53
Selçuk İletişim, 4, 4, 2007

acı dolu insan hikayeleri de haber olarak kitle- yarışmacının fan topluluklarına katılarak oyu-
lere servis edilmektedir. nun içine dahil oluyorlar. Popüler kültürün
yayılmasında en etkili kitle iletişim araçların-
Yaygın kullanım alanına sahip olana televiz- dan biri olan televizyon, yarattığı yıldızları bir
yon, görsel medyada temsil çözümlemelerinin malzeme olarak görüp, metalaştırıp tükettikten
merkezi metni olarak karşımıza çıkmaktadır. sonra yeni yıldız ve program arayışlarına gir-
Farklı kimlik temsillerinin diğer bir boyutu da mektedir. (Benimle Evlenir misin? Gelinim
yıldız olgusuna dayanmaktadır. Medyada yıldız Olur musun ?, Size Anne Diyebilir miyim?
temsiliyetini ikiye ayırabiliriz. Birincisi, kapita- Popstar,... gibi) Bu kurmaca kahramanlar ay-
lizmle birlikte sinema, televizyon, müzik, spor nen bir sabun köpüğü görünümünde işlevleri
gibi sektörleşen alanlardaki yıldızlardır. Bu bittikten sonra sönmektedirler. Tüketim kültü-
tektipleşen sistemde yıldızlar meta olarak su- ründe her şey bir kullanım nesnesi haline dö-
nulmaktadır. Çoğu zaman izleyici kitlesine nüştürülmekte ve hızla tüketilmektedir. Sonuç-
fantastik bir evren sunan yıldız, izleyiciye ta, sıradan kişilere kısa bir süreliğine de olsa
günlük sıkıntılardan, içinde bulunduğu ekono- gösteri toplumunun bir üyesi olma imkanı
mik ve sosyal sınıftan uzaklaşma olanağı sağ- veren televizyon, yarattığı yıldızları da hızla
lar. Kitle iletişim araçları, yıldızları hayran tüketmektedir. Kısa yoldan ekonomik refaha ve
kitlesine ulaştırmada, gündemde tutmada ve kısa süreliğine de olsa şöhrete ulaşma tutku-
tanınırlıklarını artırmada gerekli ortamı sağlar. sunda olan insanlar da, kapitalist düzenin için-
Bu nedenle yıldızlar ve kitle iletişim araçları – de üretilen ve işleyen bu “kurgu yaşama” ko-
görselliği nedeniyle özellikle televizyon- ara- laylıkla rıza göstermektedir. Bu sayede, kısa
sında simbiyotik bir bağ vardır. Yıldızlar tele- sürede mutluluğu ve başarıyı yakalamanın
vizyonda görünerek, gündemde kalırlar, tele- mümkün olduğunu gösteren bu tarz programlar
vizyon yapımcıları da yıldızlarla ilgili haber kapitalist toplumun egemen değerlerini güçlen-
yaparak ya da çeşitli programlara çıkartarak dirmiş olur.
hem kendi için gerekli malzemeyi sağlamış
hem de toplumda idealize edilen yıldızların, SONUÇ
merak edilen özel yaşamlarını sunarak yıldızla
Günümüzde televizyon, medyatik gerçekliğin
hayranları arasındaki mesafeyi yakınlaştırmış
inşası ve yeniden üretilmesinde tartışılmaz bir
olurlar. Böylelikle yıldızlar ve kitle iletişim
role sahiptir. Medya nesnel gerçeklik anlayışını
araçları gösteri toplumunun baş aktörleri olarak
ve algılamamızı derinden etkilemiş ve değiş-
sistemin devamlılığını sağlarlar.
tirmiştir. Öyle ki, medyatik gerçekliği nesnel
gerçeklik olarak algılamaya başlayıp, dış dün-
Yıldız temsiliyetinin ikinci boyutu, medyanın
yadaki olay ve olguları medya süzgecinden
günübirlik, dönemlik ya da geçici olarak tabir
geçmiş biçimiyle öğrenmeye başladık. Medya
edebileceğimiz yıldız yaratmasıdır. “Biri Bizi
sunduğu tüm iletilerinde, kitlelere birtakım
Gözetliyor” programıyla başlayan, sıradan
davranış ve düşünüş tarzlarını empoze ederek
insanları 24 saat kameralar karşısında günlük
bu süreçteki yerini korumaktadır. Medyatik
hayatlarını yaşamaları için kurmaca bir ev içine
gerçeklikle nesnel gerçeklik yeniden inşa edi-
sokan ve karşılığında yüklü miktar para ödülü-
lirken, bilgi kaynağı olarak güçlü bir etkiye
nün yanında şöhret sunan bu tarz programlar,
sahip televizyon haberlerinde toplumsal alan-
sıradan insanların mahrem hayatlarını popüler-
daki birtakım kimlik kalıp ve model üretimi,
leştirerek seyir nesnesi haline getirmiş, gele-
temsil hakkı tanınan kimlikler/aktörler üzerin-
neksel yıldızlık sistemini de, yıldızların erişil-
den gerçekleşmektedir.
mezlik mitini ve gizemini de bozmuştur.
Bu kurmaca kahramanların taraftarları, 24 saat Televizyonun gerek programlarında, gerekse
bir televizyon kanalından bütün gün canlı ola- de haber bültenlerinde medyatik gerçeklik
rak yarışmacıların ne yaptıklarını izliyor, yine alanında temsil edilen kimlikler/aktörler, ka-
her haftasonu üç saati aşan bir final programı- musal alanda baskın/egemen ya da marjinalize
nı, hafta içi ise her öğleden sonra yarışma özet- edilmiş olarak karşımıza çıkmaktadır. Medya-
lerini ve seyirci yorumlarını takip ediyor. İzle- dan alternatif görüşleri yansıtması, farklı bakış
yiciler/taraftarlar, idealize edilen bu televizyon açılarını farklı kimlikler üzerinden yansıtılma-
yıldızları ile özdeşleşme duygusuyla, sevdiği sında aracı olması beklenirken, (farklı seslere

54
Medyatik Gerçeklikte Kimlik Temsilleri... (45-56)

söz hakkı vermesi) pratikte medyanın temsil Bek-Gencel M ve Binark M (2000) Medya Ve
gücünü egemen sınıfın temsil edilmesinde Cinsiyetçilik, A.Ü. Kadın Sorunları Araştırma
kullandığını, yönetici sınıfın, siyasal seçkinle- Ve Uygulama Merkezi Ve Ka-Der Eğitim
rin resmi görüşlerini ön plana çıkardığını, bun- Kitapçığı, Ankara.
ların dışında kalan seslerin marjinalleştirildiği-
Bennet L W (2000) Politik İlüzyon ve Medya,
ni ya da gayrimeşrulaştırıldığını görüyoruz.
Seyfi Say (çev), Nehir Yayıncılık, İstanbul.
Yine gösteri toplumunun baş aktörleri arasında,
siyasetçilerin, yıldızların (sanatçılar, sinema- Bilgin N (2001) İnsan İlişkileri ve Kimlik,
dizi oyuncuları, şarkıcılar, mankenler vb.) Sistem Yayıncılık, İstanbul.
medyanın kendisinin ürettiği medyatik kişilik-
Bolay S H (1996) Felsefi Doktrinler Sözlüğü,
lerin yer aldığına tanık oluyoruz. Bunların
Akçağ Yayınları, Ankara.
dışında kalan kimlikler ise, marjinalleştirilerek
sapkın ya da normal dışı olaylarla haber bülten- Bottomore B. T (1990) Seçkinler ve Toplum,
lerinde temsil olanağı bulabilmektedir. Post- Erol Mutlu (çev), Gündoğan Yayınları, Ankara.
modern kimlik dinamiklerini taşıyan “televiz-
Burton G (1995) Görünenden Fazlası: Medya
yon dünyasının tipik medya uzamlarında, alı-
Analizlerine Giriş, Alan Yayıncılık, İstanbul.
şılmış olanlardan tamamiyle farklı cinsiyet, ırk
ve sınıf imajlarının yanı sıra, tümüyle özgül Çebi S M (2002) Günümüzde Siyasetin Med-
toplumsal cinsiyet ve rol modelleri ve özne yada İnşası ve Sunumu Üzerine Bazı Dikkatler,
konumları sunulmaktadır”(Kellner 2001: 204). Gazi Üniversitesi İletişim Derg, (14), 1-33.
Çebi S M (2003) Kitle İletişim Araçlarının
Varolduğu toplumsal yapının bilişsel düzeyini
Gerçekliğin Yansıtılması Ya Da Kurulması
oluşturmada büyük ölçüde katkıda bulunan
Süreçlerindeki Rolü, Gazi Üniversitesi İletişim
televizyonun, toplumsal hiyerarşi içinde ki-
Derg, (17), 111-142.
me/kimlere, ne kadar ve nasıl temsil şansı ver-
diği düşündürücü ve eleştirel bir gözle bakıl- Dursun Ç (2001) Tv Haberlerinde İdeoloji,
ması gereken bir konudur. Kitle iletişim araç- İmge Kitabevi, Ankara.
larının, varolan kapitalist yapıda (medyatik)
Edgar A (1998) Nesnellik, Yanlılık ve Hakikat,
gerçekliği, televizyon haberlerinde yer alan
Medya ve Gazetecilikte Etik Sorunlar, Andrew
aktörler veya kimlik temsilleri üzerinden nasıl
Belsey ve Ruth Chadwick (ed), Nurçay Tür-
yeniden inşa ettiği ve hangi kimlik gruplarının
koğlu (çev), Ayrıntı, İstanbul.
ön plana çıkartılıp hangilerinin arka planda
bırakıldığı, son dönem gelişen ve değişen ha- Ergül H (2000) Televizyonda Haberin Maga-
bercilik eğiliminin ne olduğu ve nereye doğru zinelleşmesi, İletişim Yayınları, İstanbul.
gittiği hakkında bize önemli argümanlar sağ-
Groombridge B.(-), Televizyon ve İnsanlar-
lamaktadır.
Demokratik Katılım Açısından Medya, Der
Yayınları, İstanbul.
SONNOTLAR
İnal A (1996) Haberi Okumak, Temuçin Ya-
(1) Görüntü ve imajın ön planda olduğu, insan-
yınları, Ankara.
ların giydiği kıyafetle, kullandığı arabayla,
tamamen tüketim odaklı olarak kategorize Kellner D (2001) Popüler Kültür ve Postmo-
edildiği, boş zamanlarını değerlendirme biçi- dern Kimliklerin İnşası, Doğu Batı, (15), 195-
miyle kimlik anlamlandırmalarının yapıldığı, 226
toplumsal ilişkilerin atomize olduğu, hayat
Mccarthy E (2002) Bilgi Kültürü-Yeni Bilgi
temposunun olağanüstü hızla aktığı çağda,
Sosyolojisi, Çiviyazıları, İstanbul.
dinamizm, eğlence ve heyecan sunan televiz-
yon, “yaşantı toplumu”nun arzularına uygun Mills W (1974) İktidar Seçkinleri, Bilgi Yayı-
bir işlev görmektedir. nevi, Ankara.
Mutlu E (1991) Televizyonu Anlamak, Gündo-
KAYNAKLAR
ğan Yayınları, Ankara.
Arslan A (1994) Felsefeye Giriş, Vadi Yayın-
Rigel N (2000) İleti Tasarımında Haber, Der
ları, Ankara.
Yayınları, İstanbul.

55
Selçuk İletişim, 4, 4, 2007

Severin W ve Tankard Wr (1994) İletişim Tanıl B (2001) Politainment, Medyakronik, 28


Kuramları, Anadolu Üniversitesi Yayınla- Ağustos 2001,
rı,Eskişehir
http://www.medyakronik.com/arsiv/tbora_arv_
Shoemaker P ve Reese D S (1997) İdeolojinin 280801.htm,
Medya İçeriği Üzerindeki Etkisi, Medya-
Timisi N (2003) Yeni İletişim Teknolojileri ve
Kültür-Siyaset, Süleyman İrvan (der), Ark
Demokrasi, Dost Kitabevi, Ankara.
Yayınevi, Ankara.
Tokgöz, O (2000) Temel Gazetecilik, İmge
Sholle D (1994) Eleştirel Çalışmalar: İdeoloji
Kitabevi, 4. Baskı, Ankara.
Teorisinden İktidar/Bilgiye, Medya, İktidar,
İdeoloji, Mehmet Küçük (der), Ark Yayınları, Türkoğlu N (2000) Görü-Yorum Gündelik
Ankara. Yaşamda İmgelerin Gücü, Der Yayınları, İs-
tanbul.

56

You might also like