You are on page 1of 72

içiNDEKİrpn

SLrNUŞ

CARPiNI'NiN HAYATI
........... l0
CARPiNi'NiN ELÇiLiĞi iıp irciri MEKTUPLAR l8
PAPA INNOCENTIUS'UN MEKTUBU
.. i8
GüYüK HAN,IN CEVABI ......20
BLZDE TATARLAR ADI VERiLEN MOĞOLLARIN
TARİHi
23

öNSöZ......
z-t

.DERyA xirlprvi
Uzun Sokak No: 85
Tel 0462 326 85 90
Fax: 0462 321 03 94
TRABZON
'ISBN ı 9]5-8053-29-9
.BASILDIĞI YER
Esen ofset Matbaacılık
Tel&Fax: 0462 3Zt 6t OO
TRABZON
MoğoI Tarihi ve SeyahatnAme 1245-1247

2. Si16hlar ve ordu düzeni........... ..'............. 96


j. Savaş hileleine karşı alınacak tedbirter....
.''...'''..'... 97
4. Kale ve kentlerin tahkim edilmesi........ ................ 100
5. Esir düşen Moğo]]ara nası] davranılması gerektiği................. 10l
DOKUZLINCU BÖLüM ........l03

BEŞINCI BOLUM 5l CARPiNi,NiN SEYAHATNAı,ıEsi .....'.....l03


A. Hakanın Saraylna seyahat......... ......... 103
1. Moğolların ilk sınır karako]]arına kadar yolcutuğumuz..'..'.... 103
2. MoğoLlar tarafından iLk karşılanışlmu............... .'..... 106
j. Corenza tarafından kabul ediLişimiz...................
.... 108
4. Batu'nun huzuruna çıkışımız'....' .'....... 110
5. Batu'dan ayrılışımız. Kuman]ar ve Kangitler ......... 113
6. Bİserminen]er ve i]k imparatorluk ,,orda,' sı....'... ........ 114
7. Güytik'e vaflşlm1z...... .'''. 116
B. Saraydaki durum........... ........................ I 17
8. Güyük tarafından kabul edİlişimiz...............'... .....'...117
9. Güyük'ün tahta çıkması ................... t21
10. Taht töreni............ ...'....'.122
l 1. Güyük, Baycu ve Batu ............. .......... 123
12. Rahiplerin ve elçilerin huzura kabut edi]me.si................... ...'..... 125
13. Hakanın annesinden ayrılması. Yaros]aos'un ötümü.'.....,............. 126
14. Papanın mektubunun şunulması ve Hakan'ın cevabı
ALTINCI BÖLÜM 76 '................ l28
15 Güyük'ün ahl6kı, yaş ve Hıristiyanlığabakışı.'......................'...130
16. Veda...... ....132
C. Geriye dönüş yolculuğu................ .....'. 134
17. Vakna geri dönüşümüz. Rusya i\e yapı\an müzilkereler..........' l34
D. 9on......... .....136
18. Seyahatimize tanıklık edenler.......... .............'......... 136
19. Sonsöz...
YEDiNCi BÖLÜM 85 BiBLiyoGRAFyA ................. t39
Zaprgoiı-gN üLKELER .......'........85
1. Moğo\\arındiğer uluslarla antlaşma tarz]arı ...'........"85
2. Moğolların vassa]]arına karşı uyguladıkları baskılar.....-.....'............'87
3. Zaptettikteri ülke]erin zikri.......-..''.. ....-................".""89
4. Moğollara cesaretle karşı koyan ü]keler...'....... ......."'90
5. Savaş esiri olan köle\erin kader]eri....... ........'.'....'.'"'90

SEKiZiNCİ BÖLÜM 93
Moğol Tarihi ve Seyahatnöme 1245-1247

sUNUŞ

XIII. yüzyılın-keşiş seyyahlarından Plano Carpini ve


Rubruk'un eserleri irk defa tam orarak Richard Fiakluyt
tarafindan 1598'de basılmıştır. Bu seyahatnömeler daha
sonra
çeşitli dillerde tenkitli bir şekilde neşr Ve tercüme edilmişlerdir.
C-arpini'nin seyahatnAmesinin yazmaları 5 tanedir; .,Corpus,,,
"Petau", "Colbert", "London-Lumley (Hakluyt,un transkripi
ettiği y azma buradadır)",,.Dupuy,,.

I Corpus
,yazmast: Bu yazma Cambridge, Corpus
Christi College Kütüphanesi, codeks nr. l l8,dedi.. öu.pini,ri,
yazm.o 278-32l. sayfalar arasında bulunmaktadır. Bu yazma
XIII. Yy. sonu ile XIV. Yy. başında yazılmış olup, Rubiuk,un
Seyahatnömesi ile aynı kalemden
çıkmıştır.
II. Petau yazmasl: d,Avezac tarafindan lg39,da
!|a1is, |ecye!!içinde) yayınlanan bu yazma, şimdi Leyden
Universitesi Kütüphanesinde nr. l04'de bulunmaktadlr. paul
Petau imzasını taşıyan bu yazma, Cambridge nüshasının
aynısıdır. Muhtemelen "Corpus"dan birkaç yıl soira yazılmıştır.
D' Avezac, bu nüshanın Cambridge - ntıshasiyla aynl
mükemmelliğe sahip olduğunu belirtmeye
çalışır.
m. Colbert yazmasl: Paris Milli Kütüphanesi,nde
Latince yazmalar nr. 2477,de kayıtlı oıup, t'IV. Yy.,ın
ortalarında yazılmıştır. Ancak bu yazma, London-Lumley
p-'puy'dakiler gibi hatalı olup, ve
Corpus ve Petau yazmalarından
farklıdır. Bazı yerlerde London-iumley'den iyidir ve bazı
yerlerde Corpus-Pet au' y a benzerl ikl e r arz e der _

ry. London-Lumley yazmast: British Museum


yazmalar nr. 13 A, XlV,dedir. Bu yazma XVI yy.,da
Lord
Lumley'in kütüphanesinin hazinelerinden biriydi; İüıı. Yy.,da
AYAN Moğol Tarihi vc SeyahatnAme |245-1247
Ergin

Royal Library'ye geçmiş, XVIII. Yy.'da British Museum'da yer rahat nefes alabilmesi idi. Şimdiyıı kııdar gerçi, Moğollara
almıştır.
gönderilen elçiler, onlar hakkında rapor mahiyetinde bir takım
yazılar yazmışlardır, fakat Carpini'nin eseri bambaşka bir
V.
Dupuy yazmasl: Bu yazma sadece XVII. Yy.'da özellik taşımaktadır. Carpini, diğer elçilerden farklı olarak,
Hakluyt basımından yapılan bir kopyadır. Jacques Dupuy seyahati sırasında edindiği bilgileri kitap haline getirmiş, Moğol
tarafından armağan edilen bu kopya, Fransız Royal sosyal hayatı ile tarihi hakkında da tafsilAtlı bilgiler vermiştir.
kütüphanesinin koleksiyonları arasında nr. 686'da kayıtlıdır'. Ayrıca, seyahati sırasında edindiği tecrübelerin ışığında
Bizim çevirimiz, Dr. Frederich Risch'in 1930'da Moğollara karşı Avrupalıların nasıl davranmalan gerektiğini de
Leipzig'de yayınladığı Almanca tercümesi eSaS alınarak bir rapor halinde kitabında sunmuştur.
yapilmıştır. Dr. Risch bu tercümeyi yukarıda sözünü ettiğimiz Moğolistan'a kadar gidecek olan elçiler, aynl zamanda
d'Avezac neşrinden yapmış olup, kendi ifadesine göre mümkün Moğolların bundan sonra ne yapmak istediklerine dair bilgiler
mertebe aslına s6dık kalmıştır. Biz de tenkitli çevirimizde bu de edineceklerdi. Papa, gönderilecek elçilik heyetlerinin
üslubu takip ettik. Ayrıca, seyahatnömenin İngilizce ve başka bir misyonerlik sayesinde, Moğollara Hıristiyan dinini kabul
Almanca kısaltılmış versiyonlarını da Dr. Risch'in tercümesiyle ettirebileceğini ve böylelikle maruz kalabilecekleri feliketleri de
karşılaştırdık. Metnin değişik tercümelerini karşılaştırırken, önleyebileceklerini ummaktaydı.
diğer taraftan İslöm ve batı kaynak kitaplarındaki bilgilerle
işte bu görevleri yerine getirmek üzere Papa tarafından
tenı<it ettik. Bu çalışmayla tarihçi, ilöhiyatçı ve sosyologlara da
tayin edilmiş olan Plano Carpini ve beraberindeki heyet, uzun Ve
faydalı olmayı umuyorum.
meşakkatli bir yolculuktan sonra Moğcılistan'a ulaşmışlar ve
Büyük Moğol istilffsı sırasında, Müslüman doğu elçilik görevlerini yerine getirerek ğcl'iyt: ılönmüşlerdir. Carpini
dünyasını olduğu kadar, Hıristiyan batı dünyasını da dehşet bu elçilik görevinin sonunda yaıdığı raporunda, sadece
sarıyordu. Moğol orduları Macaristan'ı geçip, Adriyatik Moğolistan'a giderken nerelerden geçtiğini, kaldığı yerlerde
kıyılarına dayandıkları vakit, başta Papa olmak üzere batı nelerle ve nasıl karşılandığını yazmakla kalmadı. o, Moğolların
dünyası bu sel gibi ilerleyen müthiş istila karşısında tedbirler örf ve adetleri, yaşayışları, inanç ve ibadetleri, tarihleri,
düşünmeye başladı. şecereleri, SaVaş usulleri ve diğer uluslara karşı tavırlarını
Nihayet i245 yılında Lyon kentinde toplanan sinodda yazmlş, ayrıca Moğol tehlikesine karşı batılıların nasıl tedbirler
ilk defa olmak izere Papa İnnocentius (IV.), Moğollara elçiler alması gerektiği konusunda da öneriler ileriye sürmüştür. orta
yollanmasını, bu elçilerin ittifak teşebbüsünde bulunmalarını Asya'nın uzak bölgelerinde yaşamakta olan kavimler hakkında
istedi. Aslında Carpini'den önce de elçiler gönderilmiş ve bunlar Carpini'nin batıda ilk defa olarak ortaya attığı muhtelif bilgilerin
raporlar hazırlamışlardır. Ancak, 1243 l|e |245 arasında böyle ne kadar güvenilir ve sağlam bilgiler olduklarını anlamak ise,
bii rapora rastlanmamaktadır. Bunun nedeni belki de Moğolların ancak bu bilgileri doğu kaynaklarıyla karşılaştırmakla
|243;de Macaristan'ı terk etmeleri ve Avrupa'nın biraz olsun mümkündür. Biz çalışmamızda bu hususa elimizdeki imkönlar
nispetinde dikkat etmeye itina gösterdik.
l Yazmalar hakkında daha geniş bilgi için bk. C. Raymond Beazley, The Text and Versions
of John P\ano Carpini and Wİtliam de Rubruquış London 1903 (Hakluyt Society), s. VII_XVII.
Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatndıııe 1245-1247

Plano Carpini'nin seyahatnemesinde anlattığı şaşılacak bölümü de kendi zamanlnln şartları içerisinde tasvir edilmiştir.
derecedeki ilginç bilgiler sayesinde, doğu dünyasını özellikle de Bu kaynak çevirisinin Moğolların siyasi ve toplumsal tarihini
Moğolları tanıyanlar arttı. Çeşitli tarikatlara mensup rahiplerin çalışmak isteyenler için mutlaka faydalı olacağı kanaatlyla,
bir çoğu, kimi Papa'nın kimisi kralların emriyle ya da kendi özel eksiklerimiz hususunda yapılacak eleştiriler için, bizi daha
istekleriyle misyonerlik yapmak uzere doğuya yollanıyorlardı. iyisini yapmaya teşvik edeceği düşüncesiyle, şimdiden teşekkür
Bunlardan birisi de Fransa Krah'nın emriyle yola çıkmış olan ederiz.
tanınmış seyyah Rubruk'dur. Lombardia'lı Dominicus rahibi
Anselmus, Johannes de Monte Corvino, Pardenon'lu Odericus
Ordu, 19 Haziran 2000 Yrd. Doç. Dr. ERGİN AYAN
Marignoli, Venedik'li töcir Maffeo Polo buıılarclandır. Bu
ondokuz Mayıs Üniversitesi
sonuncusu bir seferinde yeğeni Marko Polo'yu tla beraberinde
ordu F en-Edebİy at F akülte s i
götürmüştür ki, orta Asya ve Çin'i dolaşan bu seyyah çok
Taih Bö\ümü Öğretim Üyesi
önemli bir eser bırakmıştır.
Bunların aras ında Carpini'nin seyahatn6mesinin önemi,
Moğollar hakkında ilk köklü bilgileri kendi tecrübelerine göre
vermiş olmasındandır. Buna rağmen itiraf etmel iyiz ki Carpini,
verdiği coğrafT bilgilerde Zaman Zaman ortaçağın kendine has
efsanevi rivayetlerine yer Verniş, tarihi olayları anlatırken ise
bir takım hatalara düşmüştür. Bunlar muhtemelen Carpini,nin
başvurduğu sözlü kaynaklarln, ağızdan ağıza dolaşan
rivayetlerden oluşmasından meydana gelen hatalardı. Buna
mukabil o, şahsen tanık olduğu olayları gayet doğru bir şekilde
nakletmiştir. onun naklettiği efsanevi rivayetlerin o dönemin
diğer bazı kaynaklarında da yer aldığı görülmektedir, ki biz
bunları gerek doğu gerekse batı kaynaklarıyla imkAnlar
nispetinde karşılaştırarak tenkit ettik.
Carpini'nin eserinin diğer bir hususiyeti de kendi
düşüncelerini ve gözlemlerini çok net ve basit bir dille
aktarmasıdır. Carpini kitabını 9 bölüme ve hcr bölümü de
paragraflara ayırmıştır. Bu bölüm Ve paragraflarda verilen her
bilgi yerli yerinde okuyucuya akıcı bir dille sunulmaktadır.
Carpini'nin "Moğol Tarihi"ni, Moğolların en önemli
zamanları hakkında, birinci el kaynak değerinde bir eser olarak
görüyoruz. Bu eserde aynta Asya ve Avrupa'nın büyük bir
l0 Ergin AYAN
Moğol Tarihi ve SeyahatnAme |245'|247 lı

ailenin adının del Piane de Carpine' olduğunu belirtmektedir.


CARPıNı'NiN HAYATı Diğer bir yazar oldoino'da (i678'de) şunlan okuyoruz: "Planus
Carpenis, Perugia bölgesinde bir yerdir". Perugia'nın Assisi
yakınlarında olması bize şunu açlklamaktadır; Carpini, yaşıtı
Carpini'nin hayatı hakkında yegane kaynak Franciscus'u Assisi'de tantmtş Ve orada onun tarikatına
d'Avezac't'.'. o da aynı devirde yaşamış olan yazarlara ve girmiştir.
Fransisken tarikatının tarihçisi olan Wadding' e' dııyıınmaktadır.
Carpini'den ilk defa olarak 1221 yılında söz edilir. St.
Carpini'nin doğum tarihi hakkında D'Avezaco, Franciscus d'Assisi, birader Caesar de Speier'i, ilk Almanya
Wadding'e dayanarak aşağıdakileri aktarmaktadır: "Johann de eyAlet reisi olarak tayin ettiği zaman, kendisine işlerinde
Plano Carpini çağdaşı Aziz Franciscus'un bir öğrencisi Ve yardınıcı olmak üzere tarikat biraderleri arasından iki muhteşem
|223'te Almanya eyAletinde eski bir tarikatın üyesi idi ". Eğer vaiz seçti. Bunlar almanca ve Lombardca vazeden Carpini ile
biz onun bu sırada 40 veya 41 yaşında olduğunu farz edersek, Barnabas idiler. Alınan karardan Sonra Caesar de Speier,
1182 yılını yaklaşık doğum tarihi olarak buluruz'. Franciscus'un izni ile onları Lombardiya'nın değişik
manastlrlarına gönderdi (sükünet içerisinde kendilerini
Daha önceleri kitabındaki bazı anlatımlarından görevlerine hazır\amaları için). Üç ,y geçtikten sonra, tarikat
Carpini'nin Fransız olduğu sonucu çıkarılmaktaydı. Fakat bölgesine doğru yola çıkarken, Carpini, Barnabas Ve diğer
D'Avezacu, çağdaşı ve tarikat biraderi olan Salimbene'nin XIII. tarikat biraderlerini yolu açmaları için önden gönderdi. Bunlar
yüzyılın 2. yarısına ait italya kroniğinde', Carpini'yi Fransa'nın önce Trient'e yöneldiler ve orada verdikleri vaaz sonucunda
Perugia bölgesinde tanıdığını yazmaktadır. Bir Perugia tarihi zengin bir kimsenin teveccühünü kazandılar. Bu adam onlara
(1640'ta) yazan Felix Ciatti, Carpini'nin mensubu bulunduğu yeni elbiseler verdi ve Fransisken tarikatına girmek için, hemen
hemen büttin mal varlığını fakirlere bağışladı.
Fransiskenler buradan Bozen'e gittiler. Trient
piskoposu daha önce burada oturmuştu ve yollarına devam
2d'Avezac' Notice sur ]es ancİensvoyages de Taxaie en gEnöral, et sur ce]ui de Jean du PIan
etmeleri için gereken masrafları karşlladı. oradan Brixen'e
de Carpin en particulier, in Recueil lV,399'602.
geldiler ve buranın piskoposu da onları aynı şekilde iyi karşıladı.
3 Wadding, Annales Minorum, XII, Roma l'731'174'7 '
ondan sonra bir dağa vardılar ve öğle yemeğinde Storzing'de
4D'Avezac, a.g.e., 467. oldular. Burada onlara yemek için hiç bir şey sunulmadı vc
5 Henry H. Howorth, History of the Mongols,ll,London 1880, s. 68. yemek istemelerine rağmen karşılarındakiler bunu anlamaylnca'
6 D'Avezac, a.g.e., 468-470. akşamleyin kendilerine lütufkar davranacak ve isteklerini
7 Saıimbene, Chron. Fr. Sa|imbeni Parmensis. In: Monum. Histor' ad Prov. et Placent. karşılayacak insanlar bulmak ümidiyle yollarına devam ettilcr.
pertinentia, Parma l857; Holder-Egger, Cıonica de Sa]imbene, kit. Ausg. der Mon. Germ. Hist.,
8 Bugünkü adı Piano della Magione olan bu yer Perugia ile Cortona arasıııtliıki 1lıl
XXXII, l913; Carpini'nin italyan asıllı ve Perugia bölgesinden olduğunu Howorth (History of
üzerindedir. Carpini ailesi XVIII. yüzyılın sonuna kadar burada yaşamıştır: I}k. l)'Aveıııe, ı g ı'
the Mongols,ll, s. 68)'da teyid etmektedir.
4'70.
t2 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatn6me 1245-1247 l3

Böylece ulaştıkları Mittenwald'da9 açlıklarını gidermek için, bölgesine tayin edildi. Tören vesilesiyle, Speier,de ruhban
sadece iki dilim ekmek ve yedi tane şalgamdan başka yiyecek sınıfının önünde vazetme firsatını yakalayan Carpini, bu son
bir şey bulamadılar ve bu yediklerinin üzerine yakınlardaki bir bölgeyi aldı. o, tarikatı adına Speier piikoposunun
dereden su içtiler. o gün 7 Alman mili (14 saat) yolu geride teveccühünü kazanmak için, bu emri büyük bir mutlulukla yerine
getirdi.
bıraktılar Ve kendilerini ölü gibi yoğun bir vaziyette
istirahatgöhlarına attılar. Ertesi sabah aç Ve boş bir mideyle Saksonya memurları olarak, tarikattan güvenilir kişileri
yeniden yola koyuldular, fakat henüZ yaİlm Alman mili yol Hildesheim, Braunschweig, Goslar, Halberstadt ve Magdeburg,a
almadan güçlerinin tükendiğini ve dizlerinin titremekte gönderdi. l5 Ağustos l224'te kendi bölgesi olan Wtıizburg;da
olduğunu hissettiler. orada durarak bazı yabani meyveleri bir toplantı yapıldı ve buradaki vazifesinden alınarak Köln,e
toplayıp yediklerinde, o günün oruç günlerinden Cumartesi tayin edildi.
olduğu hiç akıllarına bile gelmemişti. Yavaş bir şekilde
yürüyerek ve Zaman zaman dinlenerek bir sonraki şehre onun ismine tekrar 1228 yılında rastlıyoruz,o.
Fransisken reisi Elias de Cortona, Almanya için bir djni vaiz
ulaşmaya gayret ettiler. orada iki merhametli kişi onlara ekmek
verdi ama bu bütıın hepsine yetecek kadar değildi. Şanslarından
olmadığını görünce, Almanya mümessili İngiliz Simon,u
vazifesinden alarak, birader Johann de plano carpini,yi
şalgam zamanl olduğu için, bunları ekmek yerine yiyebildiler.
Almanya mümessilliği ve dini vaizliğine tayin etti. Worms,ta
Bu şekilde, kentleri, şatoları Ve manastırları kat ederek yapılan bir toplantıda Carpini'nin makamı tasdik edildi Ve ona
Augsburg'a vardılar ve orada çok iyi karşılandılar.
St' Franciscus D'Assisi ile ruhani kardeşlik payesi verildi.
Aynı yılın Gallus gününde (l6 Ekim l22|) Caesar, Selefi İngiliz Simon'u diğer bazı güvenilir v" a.geıl kişilerle
Augsburg'da 3l tarikat mensubunun katıldığı bir toplantı beraber vaiz olarak Magdeburg'a gönderdi
düzenledi ve bunların her biri Almanya'nın çeşitli bölgelerine
gitmek üzere gönderildiler. Carpini ve Barnabas ta Würzburg'a Saksonya yıllıkları Carpini,nin yaşamından bazı ilginç
bölümler anlatmaktadırlar. Carpini çok şişman birisi olduğuiçin
görevlendirildiler. oradan Mainz, Worms, Speier ve Köln'e
gidip, her yerde ateşli vaaz|ar vererek, kendilerinden sonra binek hayvanı olarak eşeğe binmek zorunda kalıyordu. Bu
durum, insanların adeta az bulunur bir tiyatro sahnesi imiş gibi,
gelecek biraderlerinin iyi karşılanmasını sağladılar'
ona bakmak için toplanmasına sebep oluyordu. Tarikatın
1223 yılında Caesar de Speier Almanya yeniliği ve binicisinin de tevazusu yüzünden eşek
şimdiye kadar
mümessilliğinden alınarak yerine Pisa'lı Albert geçirildi. Bu olduğundan daha faz\a itibar görüyordu. Tarikatin gayretli bir
gelir gelmez derhal, kendi vekili Celano'lu Thomas ve Plano mensubu olarak Carpini, Fransisken taraftar|arını Bohemya,
Carpini gibi tarikatın en eski mensuplarıyla, diğer bazı üyelerini Danimarka, Macaristan, isveç ve Norveç'e gönderdi. Tarikat
toplantıya çağırdı. Bunların onayl ile, 8 Eylül'de Speier'de bir adına Metz'de büyük bir mülk edindi ve tarikatın Lorraine,de
toplantı yapıldı ve Almanya eyAletinin çeşitli bölgeleri için dört yayılmasını sağladı. o, yürekten samimiyetle ve büyük bir
yönetici seçildi. Bunlardan birincisi Franken, ikincisi Bayern ve cesaretle piskoposların Ve kralların önünde tarikatını sivundu.
Schwaben, üçüncüsü Saksonya, dördüncüsü de Alsace
9Yukarı Bayern'de, fakat Brixen'den oldukça uzaktadır
r0 D'Avezac, a.g.e.,474 vd; History of the Mongols,lI, s.6g.
Moğol Tarihi ve Seyahatnime 1245-1247 l5
t4 Ergin AYAN

Tarikat mensuplarını tıpkı bir annenin çocuklartnln üzerine l6 Nisan i245 Paskalya yortusunda, o zamanlar
kanat gerdiği gibi korudu. Bu insanların onda buldukları sevgi, Papa'nın ikametgAhı olan Lyon'dan yola çıktı. Ilık bir iklime
barış ve süküneti kelimelerle ifade etmek mümkün değildir. alışkın olan ihtiyar italyan, Sibirya'daki şiddetli soğuklar altında
geçen zahmetli seyahatini şöyle anlatmaktadır: "Buz çölünde
St. Franciscus D'Assisi'nin cenazesinin nakil töreni çoğu kez karların üzerinde yattık, ancak ayaklarımızla karları
için 1230'da Assisi'de genel bir Fransisken toplantısı yapıldı. açarak kendimize uyuyabilec eğimiz yerler yapabildik. Sabahları
Carpini derhal Almanya'dan oraya hareket etti. Bu törende Elias uyandığımızda rizgarın sık sık üzerimizi kapattığlnı Ve karlar
de Cortona'nın generallik rütbeleri alınarak, Jean Parente de altında kaldığımlzı gördük "''. Yolculuk sırasında Dominiken
Florenz tarafından İspanya mümessilliğinden azledildi. Boş olan tarikatından olan Almanya kardinal legatı Hugo de Santa Caro,
ispanya mümessilliğine Carpini tayin edildi. elçilere kendi hizmetinde bulunan maiyetinden birkaç adam
Carpini'nin bundan sonraki on yılda ne gibi vererek, seyahatin zorluklarını hafi fl etmek istemiştir.
faaliyetlerde bulunduğu hakkında herhangi bir rivayet yoktur. Seyahat Polonya ve Rusya üzerinden devam etti ve
Y a|nız D' Avezac", Pupu Gregorius (Ix., |227 - |24 I)' un Tunus Carpini 22 Temmuz |246'da Moğol imparatorluk sarayına
kralına yazdığı bir mektupta Barbaria Fransisken reisi ulaştı. Burada hakan seçimi yapılarak, Güyük Han tahta
Johannes'i kendi elçisi olarak tavsiye ettiğini zikreder. Bu belki çıkarıldı. l3 Kasım 1246'da onlara veda ederek Rusya'ya geldi
de ispanya mümessili olarak Müslüman Araplarla ilişkileri ve burada önemli bir misyonu tamamlayarak, Lyon'daki
bulunan ve daha sonra Moğollara elçi olarak gönderilen bizim papanln yanlna döndü. Salimbene'nin yazdığına göre'' buraya
Johann de Plano Carpini idi. Aziz|er yortusunda geldi; seyahatnömesindeki son tarih ise 8
Carpini'yi |24I yı|ında yine Köln eyAletinin başında Haziran |247'dir ki, bu tarih Kiev'e gelişinin tarihidir'a. Bu
buluyoruz. Papa Gregorius (IX.) Liegnitz yenilgisinden sonra elçilik seyahatinin daha faz|a ayrıntılarına girmiyoruz, çünkü
Moğollara karşı bir Haçlı seferi düzenlenmesi için çağrı Carpini'nin ve yanındaki arkadaşlarlnln seyahatnömeleri bizim
yaptırmağa başladığında, Carpini'ye bu hususta Almanya'da asıl konumuzu teşkil etmektedir.
görev verildi. Böylece o, birbiri ardına Saksonya, Almanya,
onun hayatının son yılları hakkında D'Avezac'' şunları
ispanya, belki Barbaria ve nihayet Köln'deki görevlerinde,
nakletmektedir: Papa Innocentius (IV.) birçok zorluklara karşı
kilisenin hizmetinde olarak ömrünü geçirdi. Her gittiği yerde
koyan ve zahmet çeken bu Fransisken'i, vatanına geri döndükten
son derece temayiz etti. Carpini 65 yaşında iken yeni Papa
sonra 3 ay Lyon'da kendi yanında alıkoydu. Bu sırada
Innocentius (IV., |243-|254) onu elçilik göreviyle Moğollara
gitmesi için çağırdı. o ilerlemiş yaşına ve çekeceği meşakkatlere
l2 F. Risch, a.g.e.,9,17; Karş. History of the Mongols, II,68.
rağmen bu görevi kabul etti.
ı3 Batton, Wilhelm von Rubruk, ein Weltreisender aus dem Franziskanerorden und seine

Sendung in das Land der Tafaren, Münster 192l, s. 9; History of the Mongo.lş II, 68.

ıl
14 C. Raymond Beazley, The Text and Versions of John Plano Caryini and William de
F. Risch, Johann de Plano Carpini, Leipzig 1930, s. 38, bu mektup Carpini'nin
Rubruquis, London 1903 (Hakluyt SocieŞ), s. l43.
memleketi olan Perugia'da l4 Mayıs l235'te yazıImış olup, D'Avezac tarafından neşredilmiştir;
l5 D'Avezac, a.g.e., s. 598-601.
Carnini'nin isnanva mümessilliğine seçilmesi hakkında ayrıca bk. History of the Mongols,lI,68'
t6 Ergin AYAN
Moğol Tarihi ve SeyahatnAme 1245-1247 17

Dalmaçya'daki Antivari başpiskoposluğu


boş bulunduğu için,
Carpini'yi bu makama tayii etti. Soııra onu verilmiştir. onun birçok meşakkatlerden sonra sağlığına yeniden
"Sen isa'nın Ve onun vekiii olan benim şöyle takdis etti: kavuşmak için Perugia'ya ya da papanın maiyetiyle Lyon'dan
taraflndan takdis edildin.
Senin için Kutsal Kitap'ta Assisi'ye, Perugia'ya veya |257'de Roma'ya gitmiş Ve orada
şu sözler söylenmiştir; .,o halde ölmüş olması pek ala mümkündür. Carpini ile Moğolistan'dan
uyanık durun, zira sizgünü ve saati bilem
ezsiniz,u ,,.
dönüşünde 1247'de Fransa'da karşılaşan çağdaşı birader
Bundan bir süre Sonra Carpini, o zaman|ar Salimbene şunlarl söylemiştir: "o, iyi huylu, akıllı, mükemmel
mukaddes
topıaklara doğru bir haçlı seferine hizırlanmakta bir hatip Ve dost bir insandı. Birçok konularda tecrübeli ve
olan St. L";ir;
(IX., Fransa kralı 1226-127})'ye elçi yetenekli idi. Moğollar ve Dünyanın diğer harikaları hakkında
olarak gönderildi u. onoun
Doğu'ya doğru hareketini,'Papa'n,n in,pi."J;. büyük bir kitap yazmlştr. Ben bunu kendi gözlerimle gördüm.
Germen imparatoru |Z20-l250İin baskı
;.l.a.i.ı, iıı.,
ve saldırılarından emin insanlar ondan Moğollan anlatmasını istedikleri Zaman' onlara o
olmasına kadar geciktirmesini rica etti.
Joinville,in anlattığına kitaptan okuduğunu birçok defalar gördüm ve işittim "20.
göre, bunun üzerine. St. Louis papayı
Lyon'da bizrat __ziyaret
etmiş ve haçlı seferi için onun elinden takdis
edilmişti.]'.
- Carpini,nin ölüm günü l Ağustos olarak bize
Martyrologİum Francisrunu-' da nakledllmiş,
fakat öiu. yrı,
belirtilmemiştir. Ancak bu tarih yine de ııesapıanablıi..
bnun
Antivari'deki halefi kendisi iıe biiıitte Moğolistan,u
gönderilmiş olan Portekizli Lorenz, ikinci
.ıçl oiuruk
halefi ae prarri*ı..n
Gottfried idi. Bu ikincisi makamına 12 Nisan
l253,te tayin
edildiğine göre; C^arpini'nin öIümü 1 Ağustos
1248 ile 1252
arasında olmalıdır''. Martyro\ogium'daölüm
yeri olarak itaıya

|6 Kİtabı Mukaddes,Mafta, 25, |3.


l7 Louis (IX.) yedinci
haçlı seferini yönetti. l248 Ağustos,unda kralın
yönetimindeki haçlı
orduları, Aigues Mortes'ten gemilere binerek
Mısır,ı ele geçirmek üzere yola
çıktılar. Ancak
şubat l250'de Mansure'de yenildiler ve kral esir düştü.
Ağır bir fidye karşılığında serbest
bırakılan Louis dört yıl Suriye'de kaldı. Kasım 1252'de yeni bir
sefer hazırlamak amacıyla
Fransa'ya döndü. Sekizinci Haçlı ordusu l Temmuz I270,te
Tunus,a doğru denize açıIdı. Tunus
iyi bir üs gibi görünüyordu, ancak Kartaca'ya
çıkıldlktan kısa bir süre sonra hastalık orduyu
kasıp kavurmaya başladı. Kral 25 Ağustos
l270'de öIdü.
18 Joinvilre' Histoire de saint Louis. Texte
oiginal par de wa,ry,paris lg06; D,Avezac,
a.g.e., s. 599.

19 D'Avezac, a.g.e., s. 600.


2o D'Avezac, a.g.e., s. 598.
l8 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatndme |245-1247 19

iyi biliniz ki; h6kimiyetinize güvenerek ellerinizdeki kılıçlarla


başkalarına saldırırsanız, şimdiye kadar her şeye kadir olan
Tanrı, birçok ulusun önünüzde diz çökmesine izin vermiş olsa
CARPıNi',NıN bile, Dünyamdaki böyle mağrur kişileri cezalandırmak için, bu
rı_Çİı_İĞi ILE İı-e iı_i gidişata ancak bir süre daha göz yumabilir. Eğer bunu fark
MEKTUPLAR etmeyip, samimi olarak pişman olmazsanız günün birinde artık
kötülüklerinize müsamaha etmeyecek ve sadece şu anda
yaptıklarınızı değil, ileride yapacak olduğunuz kötülükleri de en
Papa lnnocentius'un Mektubu ağır şeki lde cezalandır acaktır.
Kutsal Kitab'ı iyi bilen imanlı, namuslu ve hayatında
Tanrı'nın kullarının kulu olan Papa Innocentius'tan leke bulunmayan oğlum gibi sevdiğim Johannes'in yanındaki
Moğol hakanı ve Moğol halkına. adamlarıyla birlikte bu mektubu size iletmesinin çok iyi
olacağını düşündüm. Tanrı'dan korkarak kendisini bizim size
Sadece insanlar değil, hatta akıls ız hayvan|ar bile göstereceğimiz şekilde misafir edin ve ona saygl gösterin.
gökteki ruhların örnek olduğu gibi, Dünya nizamıni ayakta tutan
Kendisine inanın ve tarafimızdan ilettiklerinin doğruluğuna
dünyev? unsurlarla tabii bir birlik içerisinde blrbirlerine güvenin. Aranızda yapacak olduğunuz barışı Ve diğer
bağlanmışlardır. Kainatı yaratan Tanrı, büttın bu yaratmış hususlardaki müzökereleri bir karara bağlayın. Öteı<i ulusları
olduklarını, muntazam ve bozulmaz bir barış nizamıyla yerinden yurdundan etmenizin sebeplerini ve ileride neler
ilişkilendirmiştir. Hem Hıristiyanların hem de diğer ulusların yapmak istediğinizi açık ve samimi olarak bu elçilerimize
ülkelerine saldırıp, çok kötü tahribatlara sebebiyei verdiğinizi bildirin.
duyunca, bu yüzden son derece rahatsız oldum.
Şimdiye kadar
hdlA öfkeniz sona ermediği için, şu anda bile za|im ellerinizi Elçilerimizin başına hiç bir belö gelmeden gidiş ve
daha da uzaklarda olan ülkelere uzatıp, bütün insanlığı dönüşlerini emniyet altına alın ve iAşe için gerekli olan şeyleri
kucaklayan tabii akrabalık bağlarını göz önüne almadan yaşlı, verin. Size yollamış olduğumuz elçilerin Kutsal Kitap ve tarikat
genç, kadın Ve erkek ayırt etmeyerek, kılıçlar lnızla bilgilerine sahip bulunup bulunmadıklarını çok önceden
zulmetmektesiniz. araştırdık. Size elçi sıfatıyla gelebilecek vasıflarda
bulunduklarrna Ve diğerlerinden daha faydalı olabileceklerine
Bizler İsa Mesih'i kendimize örnek alarak, Tanrı kanaat getirdikten Sonra, onları yola çıkardık. Bunlar isa'nın
korkusu altında barış ve birlik içerisinde yaşamak arzusundayız. yolunu tevAzu içerisinde izleyen kullarımızdır. Eğer bu
Bu nedenle hepimiz böyle saldırılardan vaz geçmenizi, özellikle elçilerimizden daha başarılı ve sizin tercihlerinize mazhar
Hıristiyanları katletmeyi tamamen bırakmanızı istiyoruz. Bunun olabileceklerini düşünseydik, kilisemizin daha saygın ve bilgili
gibi bir çok cürümlerle Tanrı'ya hakaret edip, öfkesini üzerinize
kişilerini yollardık.
çektiğiniz için artık tövbekör olarak, onun affına sığınmanızı
rica ve tavsiyede bulunuruz. Ancak bu suretle kendinizi özgür Lyon, Papanın İkinci YıLı, 5 Mart 1245.
insanlar olarak görerek, etrafa azgınca saldıramazsınız.
Şunu
20 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatndme 1245-1247 2t

istiyorsanız, Sen yani papa, diğer imparator ve krallar, şehirlerin


bütün valileri Ve ulusların temsilcileri derhal bana gelip,
cevabımlzl ve isteğimizi duyarak barış şartlarında anlaşmamlz
Güyük Han'ın Cevabı'' gerekir. Mektubunun bir cümlesinde, hepimizin vaftiz edilerek
Hıristiyan olmamız gerektiğini belirtiyorsun. Buna kısa olarak
cevablmız şudur ki, bunu nasll yapacağ:ımnl anlamadık. Ayrıca
- Tanrı'nın gücü ve bütün insanların hakanı Güyük Han
tarafindan muhterem papay a.
mektubunda insanları, özellikle daha çok Macaristan, Polonya
Ve Molavya'daki Hıristiyanları kılıçtan geçirmemizin seni
Sen ve Batının büttın Hıristiyan ulusları bizimle bir üzdüğünü ve hayrete düşürdüğünü yazmaktasın. Buna olan
barış antlaşmasl yapmak fikrindesiniz, bu yüzden elçinle bize cevablmıZ ise, bundan ne demek istediğini anlayamadığımızdır.
gerçek ve güvenilir bir yazı yolladın. Hem ondan bizzat Bu sitemimi cevapslz bıraktılar demeyesin diye,
duyduğuma ve hem de yazıda bulunanlara göre, siz bizimle aşağıdaki gibi cevap Vermek zorunda olduğumuza inanıyoruz:
barış yapmak istiyorsunuz. Eğer bizimle barış yapmak (Bunu yaptık) çünkü, onlar Tanrı'nın CengizHafın yasalanna
uymaylp, önceden planladıkları şekilde kötü kalpleriyle
2l
Pıano Carpini'nin elçiliği sonucunda Güyük Han'ın Papa,ya vermiş olduğu cevap
uzun
elçilerimizi öldürmüşlerdir. Bu nedenden dolayl Tanrl bize
zaman ancak mektubun L6tince tercümesinden bilinmekteydi. Zira, bu tercüme
uzun yüzyıllara
onları ortadan kaldırmayı emretmiş ve kaderlerini ellerimize
kazasız bir şekilde dayanmış ve yanlışsız olarak zamanımıza kadar kalmıştır.
Tatarların
bırakmıştır. Şayet Tanrı bunun böyle olmasını istemeseydi, o
memleketine gitmiş olan keşişlerin yazdıkları raporlara
şüpheli gözlerle bakmak uzun zaman
Zaman bir insan diğer bir insana ne yapabilirdi ki?. Fakat siz
moda halinde kalmış olduğundan P]ano Carpini'nin bu mektubun Tatarca bir aslını
ve hele bir de
Batılılar Tanrı'ya dua edip Ve sadece kendinizi Hıristiyan
Sarasence bir tercümesini beraberinde getirmiş olduğuna da inanıImamıştı. Bu
hiperkritik
Sayarak diğerlerini (Hıristiyan mezhepleri) küçük görürsünüz.
bilgiçliğin nasıl aldatıcı yollardan yürütiıldüğünü ise bu meşhur Farsça tercümenin l920 yılında Ama Tanrı katında kimin hiddyete erecek derecede imanlı
Vatikan evrak hazinesinde bulunmuş olmasından daha iyi hiçbir ol duğunu nereden b i l iyorsunu z? . Bizler Tanrı' ya tapanz Ve onun
şey ispatlayamaz. Güyük
Han'ın mührüyle mühürlenmiş olan bu yazı gözden geçirilince bu mektubun o zamana kadar gücü ile Doğu'dan Batıya büttın Dünyayı tarumar edeceğiz.
sanıldığl gibi Arapça değil' Farsça olduğu da o(aya çıkmıştır. Aynı zamanda Chin_cai, Bala
ve
Eğer insanda Tanrı'nın gücü olmasaydı (Tanrı'nın gücü
Kadaç'ın keşişlerle iyi iş görmüş oldukları tercümenin
çok başarılı olmasından anlaşılmaktadır.
insanlara tesir etmeseydi) o zaman insanlar ne yapabilirdi ki?.
Mektubun Moğolca nüshası henüz meydanda değildir, fakat tarihçiler günün birinde
onu da
bulacak oIurlarsa şaşmamak gcrekir.
Demek ki, bugün Güyük Han'ın Papa'ya ne cevap vermiş olduğunu mektubun Farsça
ve
L;Atince tercümelerinden inceleyebilecek durumdayız. Bu cevap, doğrusu yüksekten konuşan
tehditkdr bir cevaptır. Papalık mektubunun her satırı ayrı ayrl
şerh edilmekte ve her şeye
kaçamak yollu bir bahane bulunmaktadır. Papa, Moğol ordularının pek
çok Hıristiyan Macar
öldürdüğünden mi şikAyet ediyor?. Ceza olarak yapmıştır, çünkü onlar onun cedlerini
öldürmüşlerdir. Plano Carpini'nin elçiliğinin ve mektubun kritiği hakkında bk.
L. Ligeti,
Bilinmeyen İç ASya' çev. Sadreddin Karatay, Ankara l 986, s. l 0 l.
Moğol Tarihi ve Seyahatnöme |245-|241 23
22 Ergin AYAN

Yeni Bulunan Farsça Yazmasına Göre


Aynı Mektubun Baş Ve Son Bölümleri BiZDE TATARLAR ADı VERiLEN
MoĞoLLARıN TARiHı

Bütün Dünyanın en büyük ulusunun "Denizler Hakanı,,


o|anbiz, ebedi gökyüzünün (yani Tanrı) gücüyle şu emri verdik Antivari Başpiskoposu Johannes de Plano Carpini
; bu görmesi ve anlaması için muhterem papaya yolladığımız
emirdir...... .... Uymamız hususunda bize
iletmiş olduğunuz ricanızı elçinizden öğrendik. Muhterem papa,
eğer kendi söylediklerinize mutabık davranmak istiyorsanlz, o
Zaman bütün krallarla birlikte gelip önümüzde eğilmeniz
öNsÖz
gerekir, ancak bundan sonra size vereceğimiz emirleri
bildiririz. Papa'' taraflndan Moğollarla diğer Doğulu uluslara elçi
Siz şöyle diyorsunuz: Ben bir Hıristiyanlm, Tanrı'ya olarak yollanan Fransisken tarikatından Plano Carpini, bu
taparım, diğerlerini hAkir görür ve nefret ederim. Tanrı önünde seyuhatnameyielinealıpokuyanbüjünHıristiyaninanç1ılara,
kimin haklı olduğunu ve onun kime mağfiret edeceğini bu dtınyevİ ve uhrevi hayailarında Allah'ın azfrbından merhamet
şekilde nasıl bilebi1irsiniz ki?. Nasıl bu şekilde emin diler. Peygamberimiz İsa'nın ve Allah'ın düşmanlarına karşı
konuşuyorsunuz?. Güneş'in doğduğu ve battığı yer arasındaki onlara zafer niYaz eder.
bütün toprakları Tanrı bize bağışlamıştır. Kim Tanrı'nın emrine Doğu'da yaşayan Moğollarla diğer uluslara elçi
aykırı davranabilir?. Bugün açık kalple şöyle söylemelisiniz: yollamak dtıştıncesinde olup, bunu bize ve diğer saygıdeğer
Sizin tabileriniz olmak ve kendi gücümüzü de size katmak tardinallere bildiren PaPo, eiçi olarak gidilecek ulusun tercihini
istiyoruz. Sizden bütün kralların başında olarak bize gelip, bize bıraktığından dolayı biz, onun emriyle ilk önce Moğollara
boyun eğmenizi ve hizmetimize girmenizi istiyoruz. Ancak seyahat etm-eye karar verdik. Bunun nedeni yakın bir-gelecekte
bundan sonra bize baş eğdiğinizi kabul edeceğim. Eğer üogoııu. tarafindan kilisemize yönelecek olan tehlikelerden
Tanrı'nın emrini duymaz ve bizim talimatlarımıza karşı korimamızdır. Moğollar Veya diğer uluslar taraflndan
gelirseniz, o zaman sizleri düşmanımız olarak göreceğiz. Size öldürülmekten, ömür boyu esir kalmaktan, açlıktan, susuzluktan,
bildireceğim budur. Şayet bize itaat etmezseniz, başınıza neler ve
soğuktan, sıcaktan, kötü muamele görmekten, gücümüzün
gelebileceğini bilemem. Bunu ancak Tanrı bilebilir. ,uğı'gr*rrın yetmeyeceğinden korktuğumuz halde yılmadan'
Cumada, İkinci Ayın Son Günleri, ..iur.tı. papanln emrini yerine getirerek, en.ufak bir şekilde de
olsa Hıristiyanlığa faydaiı olmaya çalıştık. Öııımtı ve tutsaklığı
H' 644/ M. 11 Kasım 1246.
bir tarafa tırakırsak, önümüze çıkan engeller gerçekten de
22 Innocentius (IV., 1243-1254).
Ergin AYAN Moğol Tarihi' ve Seyüatnöme |245-|24'l 25

inanılmayacak kadar büyüktü. Amacımız en az,ndan Moğolların


gerçek niyet ve planlarını öğrenip, bunları Hıristiyanlara
bildirerek, ani bir saldırı durumunda, geçmişte olduğu gibi
hazırlıksız yakalanmalarını önlemeyi sağlamaktr. çtı.rktı
insanlarımız geçmişte yapmış bulundukları günahlarln cezaslnl
çekmek üzere büyük bir yenilgiye Ve insan kaybına
uğramışlardı.
onların ülkelerinde bir yıl ve dört aydan daha uzun bir
süre bazen ya|nız başımıza, bazen da refakatçıların eşliğinde
yolculuk yaptık. Aralarında yaşadığımız kadar kendi
göz|erimizle şahit o lduklarım vl Y ey a esir düşerek on ların içinde
yaşayan Hıristiyanlardan edindiğimiz güvenilir bilgileri sizlere
en gerçek bir şekilde veyazılı olarak aktarıp, uyarıda bulunmak
istedik. Sizlerden bu uyarılarlmızl samimi olarak dikkate Birinci Bölüm
almanızı bekleriz. Filhakika her şeyi tam olarak araştırıp,
malümat toplamamız için papa bize talimat vermişti. Biz de
taikatımızın üyesi olan yol ve kader arkadaşımız tercümanımız
Benedict de Polen ile beraber, bu emri en iyi şekilde yerine
getirmeye çalıştık. Moğolların Yurdu
B izim memleketimizde bi l inm ey en bazı
şeyl eri, sadece
okuyucularlmtzln merağını gidermek için yazmışsak, lütfen bizi
yalancılıkla itham etmeyin, çünkü size anlattıklarımız ya
şahsen
gördüğümuz veya güvenilir olduğuna kanaat getirdiğimiz 1. Ülkenin Coğrafi Konumu
kişilerin anlattıkları gerçeklere dayanmaktadır. Başkaiarına
faydalı olmak isteyen bir kişinin, onlar taraflndan yerilmesi, o
kişide üzüntü yaratır. Moğolların ülkesi doğuda ve tam olarak Dünyanın
kuzevdoğusunda bulunur. Üıke, doğuda Kıtayların Ve
S o l arı ge l e-rin" 1Tun guz], güneyde Müslümanl arın, güneydoğuda

23 Almanca metinde Solangeler olarak belirtilen kavim veya kabile, Selenga nehri

dolaylarındayaşayanTunguzlariçinkullanılmışolabilir,ziraRubruktaSolangaları,Tibetile
ÇinarasındayaşayanbirTunguzkabilesiolarakzikretmektedir,bk.WilhelmvonRubruk'
Reisen zum Groskhan der Mongolen, Alm' terc' H' D' Leicht' Stutgart 1984' s' 112'
Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyüatndme 1245-1247 27

Uygurların, batıda Naymanların ülkesi ile sınırdaştır; kuzeyinde


günlük mesafede bulunuyordu ve hükümdarın sarayı da burada
ise okyanus ile çevrilmiştir'o.
idi. oldukça kıraç olan bu ülkede zengin olmayan ama sürülere
yetecek kadar otlaklar Vardır.

2. Arazinin Durumu
3. iı<ıım

Ulkenin bir kısmı tam olarak dağlık, bir kısmı da


düzdür. Hemen hemen her yerde çakıl taşlarıyla karışık olan
Ülkenin iklimi belirgin bir şekilde değişkendir (her
zemin, genellikle kumludur [çok azı da killidir]. ülkenin bazı yerde aynı özelliği göstermez), çünkü genel olarak diğer
bölgeleri aynı genişlikte ormanlık olmasına rağm en, bazı bölgeler şiddetli Sıcak geçerken, burada yazln ortasında
bölgeler tamamen ağaçsızdır. Hükümdarın, beylerin Ve birdenbire bir çok insanın ölümüne sebep olan şimşek, yıldırım
diğerlerinin etrafinda oturarak yemeklerini pişirdikleri ateşi sığır
Ve gök gürültüsü meydana gelir. Yılın aynt mevsiminde çok
veya at dışkılarıyla yakmaları bu yüzdendir. Bu ülkenin yizde miktarda kar yağar' ayrlca ülkede (yazın) gayet güçlü ve soğuk
biri bile bitek değildir ve nehirlerden gelen sularla sulanmadığı fırtınalar olur. Bazen insanların güçleri, bütün emeklerini sarf
takdirde ürün vermez..Burası su yönünden fakir olup, dere ve
etmelerine rağmen bunlara karşı tedbir almaya yetmez. Meseld
nehirler faz|a değl|dir". Bu nedenle bölgede çok az köy vardır biz o'orda"da'u bulunduğumuz sırada -hükümdarın Ve
ve Kara-Korum dışında hemen hemen başka şehir yoktur. kumandanların oturduklarl çadırlara ya da evlere (stationes)
oldukça önemli olan bu şehre doğrusu biz gitmedik, ancak deniyordu- birdenbire şiddetli bir firtına çıktlğında, bizi
bizim kalmış olduğumuz Sarı-orda bu şehre sadece yarlm yüzükoyun yatmaya mecbur ettiler ve biz yoğun kasırganın
tozundan başka bir şey göremez olduk.
24 Mogolistan'ın coğrafi konumu için ayrıca bk. Gregory Abü'l-Farac, Abu'I Farac Tarihİ,
Kışın buraya hiçbir Zaman kar yağmaz, fakat yazın sık
çev. Ö. R. Doğrul, II' Ankara l987, s. 476; Karş. C. Raymond Beazley, The Text and Versions
sık mutlaka ve genellikle de toz|arı ve otların köklerini dahi hiç
ıslatmayacak kadar az olarak yağar. Ayrıca iri tohum
of John Plano carpini and william de Rubruquis, s. 108; Arne Eggebrecht, Die Mongolen und
Ihr Weltreich, Mainz 1989, s. 200 vd.
büyüklüğünde dolu yağdığı da olur.
25 Buna benzer bir bilgiyi Radloff [Sibı'rya'dan Seçmeler, çev. Ahmet Temir, ankara l986
(2. Baskı), s.3l7]'da bulabilmekteyiz: "ili vadisi rasyonel ve suni sulama ile,
çok az gübre
Biz ordada bulunduğumuz sırada, yeni hükümdarın
verildiği zaman bile bol mahsul verir. Fakat, münasip miktarda su şartt!r. Bu olmadan iklimin seçimi Ve tahta çıkış töreni yapılmakta iken, öyle bir dolu yağdı
kuraklığı yüzünden hiçbir şey yetişmez. Yaz aylarında yağmur burada seyrek görülen
26orda ya da ordu Han sarayl veya ordu karargöhına deniyordu. Hakan sarayına ayrıca örke
hadislerdendir. Ne kadar şiddetler yağarsa yağsın, kurak toprak ve şiddetli sıcak altında hiç bir iz
adı da veriliyordu. orda merkez bir karargAhı, örke ise süslü bir çadırı ifade etmektedir, bk. G.
bırakmadan birkaç saat içinde kaybolur.
Doerfer, Türkische und MongoLische E]emente im Neupersİchen, Wiesbaden l963, s. 166.
Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatn6me 1245-1247 29

ki, sonradan öğrendiğimize göre bunlar birdenbire eriyince


ordada 160 kişiden fazla insan boğulmuş, bunun yanında bir çok
yurt ve diğer mallar da sürüklenip gitmiştir.
Burada yazln ani ve şiddetli sıcaklarını, aynı şiddette
soğuklar takip eder. Kışın bazı kesimlerde gayet yoğun kar
yağmasına mukabil, bazı bölgelerde çok azkar yağar. Kısacası
ülke son derece büyük olmakla beraber, 5.5 ay sürmüş olan
seyahatimiz esnasında gözlemlerimize dayanarak yaptığımız
incelemelere göre son derece fakir ve muhtaçtır.

ikınci Bölüm

Moğol Halkı

1. Moğollarln Dlş Görünüşleri

Moğollar dış görünüşleri itibarı ile diğer kavimlerden


ayrılırlar, çünkü yanakları ile gözleri arasındaki mesafe diğer
insanlarınkinden daha geniştir; elmacık kemikleri de çenelerine
oldukça uzaktır. Burunları düz ve hayli küçüktür. Aynı şekilde
küçük olan gözleri de, göz kapaklarına kadar çekiktir. istisnalar
dışında belleri incedir ve hemen hemen hepsi orta boylu olup,
sakalları da çok yavaş büyür. Bazılarının üst dudaklarının,
üzerinde bıyıklarının olduğu yerde, hiç bir Zaman kazımadıkları
tek tük kıllar vardır. Kafalarının üst kısmında, tıpkı bizdeki
papaz|ardaki gibi, kazınmış düz bir kel vardır. Genellikle hepsi
Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatn6me 1245-1247 3t

bir kulaktan öbür kulağa kadar uzanan bir çizgiyi üç parmak 'ikinci bir evlilik yapamaz, çünkü üvey oğlu kendisiyle evlenmek
genişliğinde traş ederler ve bu çizgll'er zikredilen kel ile bir isteyebilir.
yizey teşkil eder. Aynı şekilde hepsi de alınlarının üzerinde, iki
parmak genişliğindeki bir çizgiyi traş ederler, fakat bu kazınmış
şeritlerle, kellerinin arasında bulunan saçları kaşlarına kadar
uzatırlar ve alınlarının her iki tarafını kazıdıkları yerdeki 3. Kılık ve Kıyafetleri
saçlarını,kafalarının ortasındakinden daha faz|a uzatırlar. Geri ye
kalan saçlarını kadınlar gibi bırakırlar ve bunlardan iki örgü
yaparak kulaklarının arkasına düğümlerler". Ayakları narindir. Kadınların ve erkeklerin kıyafetleri aynı modelden
yapılmıştır. Mantoları, pelerinleri, kukuletaları ve kürkleri
yoktur. Buna karşılık hafif yünden yapılma erguvani Bağdad
kumaşından kazak (bukeran) giyerler. Bu giysiler aşağıdaki
2. Aile şekildedir: yukarıdan aşağıya kadar yırtmaçlıdırlar ve göğüs
üzerinde ikiye katlanırlar. Sol tarafta bir ve sağ tarafta üç bağla
birbirine iliklenirler. Sol yanda bele kadar yırtmaçlıdırlar. Hangi
Erkekler geçimlerini temin edebilecekleri kadar eş cinsten olursa olsun kürk etekler de aynı modelde hazırlanırlar.
almak hakkına sahiptirler. Bunlardan bazılarının l0, 50 ve hatta Ceketlerinin kıllı olan tarafları dışa doğrudur, fakat arkadan
100 karısı vardır. Genel olarak bazı istisnalar dışında bütün açıktır ve dizlerinin arka kısmına kadar ulaşan bir frak kuyruğu
akrabalarıyla evlenebilirler, ancak öz anneleri, kendi kızları ve bulunur. Evli kadınlar yerlere kadar uzanan ve önden yırtmaçlı
ana bir kız kardeşleri bunun dışındadır. Buna karşılık sadece olan çok uzun bir gömlek giyerler.
baba bir kız kardeşleri ve babalarının ölümünden sonra, (öz Bu evli kadınlar başlarının üzerinde değnekten ya da
anneleri dışında) diğer karıları ile evlenebilirler. Bir kardeşin kamıştan yapılan ve bir dirsek boyunda olarak yukarıda dört
ölümünden sonra diğer bir küçük kardeş veya akrabalarından köşe bir düzlemle son bulan yuvarlak bir şey taşırlar. Bu silindir
diğer bir üye, onun karısıyla evlenmek zorundadır. Diğer bütün şeklindeki başlık, aşağıdan yukarıya doğru genişler ve yukarıda
kadınlarla istisnasız tereddüt etmeden evlenebilirler ve kadınları uzun Ve ince olan altın, gümüş sopa veya kamıştan yapılan bir
gerçekten de çok pahalı olarak ebeveynlerinden satın çubuk vardır; bu omuzlara kadar uzanan bir külaha dikilidir.
alabilirler". Dul kadın kocasının ölümünden Sonra, kolaylıkla Zikredilen başlık Ve onun üzerine oturtulan çerçeve hafif yünden
purpur veya Bağdad kumaşı ile örtülmüştür. Kadınlar asla bu
27 Yakın zamanda Altaylıların saçlarından bahseden Radloff [Sibırya'dan Seçmeler,s. |70l çerçevesiz insanların araslna girmezler ve bakire kızlardan da bu
şöyle demektedir: "Saç ve kaşları kapkara, pek sert ve diktir. Muhtemelen kafantn traş edilmesi
de muhtemelen buna sebep olmaktadır. Çünkü, erkekler kafalarının büyük bir kısmınl kazıtarak Moğolların İçtimaİ Teşkil6tı, Türkçe terc. Abdülkadir inan, Ankara l987, s. 89; Ayrıca, genç
ancak tepede yuvarlak bir tutam saç bırakır ve bunu da ince bir belik halinde örerler. kadının kocasının evine cihAz getirdiğine dair kayıtlara rastlamak da mümkündür. MeselA bk.
28 Eski Moğoııarın gelin mukabilinde kalın (mehir) ödediklerine, niköh mukavelesinde ise Reşidüddin Fazlullah, Cemi' ü'Frcverİh. I, neşr. Muhammed Rüşen_Mustafa Müsevi, Tahran

kızın babasına nişan olarak hediye verdiklerine dair malumat mevcuttur. Bk. B. Y. Vladimirstov, l373 hş.' s. 703.
32 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve SeyüatnAme |245-1247 )5

şekilde ayırt edilirler. Kızlar Ve genç kadınlar erkeklerden çok


zor ayırt edilebilirler, çünkü her halükörda hemen hemen aynı
şekilde giyinirler. Erkeklerin diğer uluslardan tamamen farklı 5. Mülkiyet
olan ktilAhları vardır ve biz onların giyim kuşamları hakkında
daha ayrıntılı bir tasvir yapacak durumda,değiliz.
Moğollar hayvan sürüleri, özellikle de deve, sığır,
koyun, keçi ve at bakımından zengindirler. onlardaki kısrakların
çokluğu dünyanın hiçbir yerinde yoktur3o. Buna mukabil domuz
Veya diğer hayvanlara sahip değildirler. Hükümdarlar,
4. Çadırları (evleri) kumandanlar veya diğer ileri gelenler fazlasıy|a altın, gümüş,
ipek ve mücevhere sahiptirler.
Moğolların ince kamış çubuklardan yapılma yuvarlak
çadır biçiminde evleri vardır. Bunların üzerlerinde tam
ortalarında yuvarlak bir delik bulunur; buradan içeriye ışık girer
Ve ayrlca içerideki dumanı çeker, zira ateş yakılan yer daima
çadırın tam ortasındadır. Duvarlar ve tavan keçe ile kaplanmıştır
ve kapılar da aynı şekilde keçeden yapllmıştır. Bu evlerin
(stationes) büyüklüğü ve küçüklüğü ev sahibinin rütbesine ve
sosyal durumuna göre değişir. Yurtların bazıları çarçabuk
sökülüp, yeniden kurulabilir ve yük hayvanlarına taşıttırılabilir.
Buna karşılık bazıları parçalanamaz, aksine bütün halinde
arabayla taşınabilir. Arabaların üzerindeki daha küçük yurtlar
bir öküz tarafindan çekilebi1irler; daha büyükleri için
büyüklüğüne göre üç, dört hatta daha faz|a ökize ihtiyaç vardır.
Savaşa ya da herhangi başka^bir yere nereye giderlerse gitsinler,
bu yurtları birlikte götürürler29.

2gYukarıdaki bilgilerden anlaşllıyor ki, Moğollar göçebe-avcı


bir kavim idiler. Göçebe 30 Eski Moğol kabileleri, mera_yaylaları müştereken kullanmayı bilirlerdi. Fakat, bu ortak
avcıIar ile onnan-avcl kabileler arasında mesken bakımından büyük fark vardı. Göçebe avcılar,
kullanma ancak kabilenin aynı mıntıkada göçmesine, kabileye mensup akrabaların beraber
dikmesi ve toplaması nispeıen kolay olan keçe ile örtüIü çadırlarda yaşamakta idiler. Bununla
yaşamalarına yahut bir küren (kamp) olarak bulunmalarına veya birbirinden pek uzakta olmayan
birlikte bugünkü Moğol çadırı, Carpini'nin tarif ettiği çadırdan farklıdır. Bugünkü Moğol
ayil halinde göçmelerine müsait şartlar bulunduğu zaman mümkündİJ. Moğolların içtimai
çadırında eski Moğol çadırlnın belirgin vasfı olan bacaya benzeyen boyun yoktur. Ayrıca, eski Teşkil6a' s. 89 vd.; Ayrıca, şunu da kaydetmeliyiz ki, MoğoIlarda hayvanlar üzerindeki mülkiyet
Moğol göçebeleri tekerlekli arabalardan da faydalanmışlar, bugünkü Moğollar ise bunu tamamen
özel bir tamga ile işaretlenirdi. Bu tamga kabilenin bütün mensupları için aynı idi. Bk. C6mı'ü'ı
unutmuşlardır. Moğotların İçtimaİ Teşkiliıı' s. 68.
tev6rih,I[, neşr. Muhammed Rüşen_Mustafa Müsevi, s. 2341.
Moğol Tarihi ve Seyahatndme 1245-1247 35
34 Ergin AYAN

I.

Görünen Ve görünmeyen bir dünyayı yaratan bir


Tanrı'nın Varlığına, ayrrca bu dünyadaki her şeyin onun
adaletiyle yerini bulacağına inanırlar". o'na ya dua ederek, ya
methiyeler söyleyerek ya da dini ayinler yaparak tapınırlar.
Bununla birlikte, keçeden insan suretinde maketler" de yaparak
bu maketleri yurtlarının girişlerinin her iki taraflna yerleştirirler.
Bu maketlerin alt kısımlarına, yine keçeden yapılma Ve memeye
benzer bir figür koyarlar'o; kendi inanışlarına göre bunlar
sürülerini korur, onların üremesini ve sütlerinin bol olmasını
sağlarlar. Yine ipekten başka maketler de yaparlar Ve bunlara
Üçüncü Bölüm büyük bir saygı duyarlar.
Bazı Moğollar bu maketleri güzelce örtülmüş arabalara
koyarak, yurtlarının kapısının önüne yerleştirirler Ve her kim bu
Moğolların Dinİ Törenleri (Ritus)
kalkmıştır. Türk kavimleri üzerinde ise düa büyük tesiri islimiyet göstermiştir. Bu din pek çok
yerde Şamanlığı büsbütün silmiştir. Bununla birlikte yukarıda söylendiği gibi bazı Altaylı Türk

boyları arasında bunun izlerine rastlamak mümkündür.

1. Tanrıya Tapınma" 32 Cengiz Han'ın hangi dine mensup olduğu malüm değildir. Herhalde büyük bir itikada
sahip bulunmadığı zannediliyor. ondan dolayı Cengiz Han'ın yasalarında din konusu ihmal
edilmiştir. Umumiyetle "Yeri, göğü yaıadan bütün mevcudatm rabbi olan bir Tanrı'ya inanmayı''
3l Şamanlık hakkındaki tafsildtlı bilgilerin batılı seyyahlar tarafından veritenlerini ilk defa
emretmiştir. Deguignes, Hunların, Türk]erin, Moğolların 've Daha Sair Garbİ Tatar]arın T6rİh-i
Carpini, Rubruk ve Marko Polo'nun eserlerinde bulmaktayız. Yakın zamanda ise Şaman dini ve
tJmtımİsi, V, osmanlıcaterc. H. Cdhid, istanbul l924, s. l28, 130; CengizHan'ın Moğolları ve
kültürü hakkındaki en iyi tetkik Radloff (a.g.e.,2l3) tarafından yapılmıştır ki, verdiği bilgilerin
bunlara iltihak eden kuzeyli Türk kavimleri Şamanist idiler. Moğolistan'daki bazl kabileler
bir kısmı Carpini'ninkilerle uyuşmaktadır. Bu da göstermektedir ki, bu dinin bir çok hususiyeti
arasına Hıristiyanlık sokulmuş olmakla beraber, bu din ancak sembolik olmakla kalmıştır. Buna
zaman içerisinde büyük değişikliklere uğramlştır. Bugün sadece Altaylı Kalmuklar, Teleütler,
mukabil Cengiz ve oğulları devrinde ilkel Şamanizm'in mümessilleri olarak, kuzey
Karaorman Tatarlarl, Şorlar, Buryatlar ve Tunguzlar çoğunlukla kendilerini Şaman olarak
ormanlarında yaşayan Uryankıtlar sayılmaktadır. Bu kavim Gök Türk yazıtlarındaki
tanımlamaktadırlar. Şamanhk, doğudan Budizm, kuzeyden ve batıdan Rus Hıristiyanlığı, batıdan
Kurıkanların torunları olup, bugünkü Urenha ve Yakut Türklerinin ataları sayılmaktadır. Bk. A.
ise Müslümanlar tarafından sıkıştırılmaktadır; ibn Fazlan (Seyahatn6me, terc. R. Şeşen, İstanbul
inan, a.g.e., s. I l.
l995, s.47) da Başgırd Şamanizmine dair bazı bilgiler vermektedir. Bu mal0mata göre
33 Bu maketlerin keçeden yapıldık|arına dair bir kayda Rubruk (Reıseı zum Groskhan der
Başgırdlar, on iki tane iliha süiptirler. Fakat, gökte olan Tanrı bu ilüların hepsinden büyüktür.
Mongolen, s. 44' 109)'da rastlamaktayız.
o, diğerleri ile anlaşarak hareket eder. Bunlardan her biri diğerinin yaptığına razı olur;
34 Rubruk (Reisen zum Groskhan der Mongolen, s.44) da Moğolların yurtlarının girişinde
Şamanizm hakkında daha geniş bilgi için bk. A. inan, Tarihte ve Bugün Şamanizm. Ankara
kadınlar tarafında bu tür maketlerin bulunduğunu belirtiyor.
l986; Budizmin tesiriyle orta Asya kavimleri arasında Şamanlık büyük bir kısmıyla ortadan
36 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve SeyahatnAme 1245-1247 37

arabalardan bir şey çalarsa, onu


aclmaslzca ölümle kimse cesaret edemez''. Aynı şekilde ona başka hayvanlar da
cezalandırırlar". Bu maketlerin yapılması şöyle olur: ilgili ihsan ederler Ve yemek için bunlardan birini öldürürlerse, onun
kabilenin btıttın yaşlı ve saygıdeğer hanımları bir araya gelirler kemiklerini kırmadan ateşte yakarlar". Bu suretin önünde
ve onları büyük bir huşu içerisinde tamamlarlar. Bu iş bittikten güneye doğru dönerek tıpkı Tanrı'nın huzurundaymış gibi diz
sonra bir koyun keserler, kemiklerini ateşte yakarken etini çökerler ve kendilerine t6bi kıldıkları diğer soyluları da onun
yerler. Aynı şekilde bir çocuk hasta olduğu zaman, daha önce önünde diz çökmeye zor|arlar.
zikredildiği şekilde bir put resmi yaparlar ve bunu yatağının Buna bir ömek de şudur: Rusların büyük prenslerinden
üstüne asarlar. Noyanlar, binbaşılar ve yüzbaşılar ordugihlarının biri olan Michael, Batu'ya tdbi olmaya geldiği Zaman, onu iki
orta yerinde, put olarak daima içi doldurulmuş bir teke ateşin arasmdan yürüterek geçirdiler. Sonra ona güneye doğru
bulundururlar. Önce bu putların yanlna bütün sürülerinin ve Cengiz Han'rn önünde eğilmesini emrettiler' Fakat o, ölmüş bir
kısraklarındın sütlerinden getirirler ve yiyip içmeye başlamadan adamın suretinin önünde değil de, Batu'nun ve maiyyetinin
önce, yiyecek ve içeceklerden onlara sunarlar. Aynı şekilde bir önünde eğilmek istediğini, çünkü Hıristiyanların böyle bir
hayvan kestikleri Zaman, hayvanın kalbini bir kabın içerisinde harekette bulunamayacağını arz etti. o, sık sık tekrar edilen
arabayla putun yanlna getirirler ve ertesi sabaha kadar orada emre rağmen eğilmek istemeyince zikredilen Batu han, prens
bırakırlar; sonra onu önünden alırlar ve pişirerek yerler. Yaroslaos'un oğluna, direttiği takdirde öldürüleceğini bildirdi.
II. Bu sırada o, Hıristiyan|ara yasak olan bir şeyi yapmaktansa
Ayrıca ilk hükümdarları olan [Cengiz Han'a] hürmet
ölmeyi terçih ettiğini bildirdi. Bunun üzerine Batu,
muhafizlarından birini gönderdi. o, topuğuyla prensin kalbine
için bir put sureti yapar|ar ve bunu saygıyla bir arabanın üzerine
ve karnına kendisinden geçene kadar vurdu' o sırada orada
yerle ştiri rl e r' Biz bunu bizzat şimdiki hüktimdar [Güyük Han' ın]
bulunan şövalyelerden birisi olan Teodor şunları söyledi:
ordasında gördük'u. ona birçok hediyeler sunarlar ve ayrıca bir "Dayan, çünkü bu işkence senin için uzun sürmeZ ye hemen
çok atlar bağışlarlar, ölünceye kadar bu atlara binmeye hiç

35 Kuş. Reisen zum Groskhan der Mongo|en' s. 109.

36 Radloff(a.g.e., s.232)'a göre, Şamanlığı diğer inançlardan aytran en önemli husus, şimdi
37 Moğottardaki bu geleneğe benzer bir gelenekten bir Çin sülölesi olan Minglerde
yaşayan insanla onun ölmüş cedleri arasında sıkı bir münasebetin mevcut olduğuna dair inanıştır.

Bu bağın kuvvetine olan iman, atalara ardl arası kesilmeden saygı göstermeyi gerekli rastlandığını Semerkandi (Matl6u's-sa'deyn, neşr. Quatremöre, Paris l843, s. 423)
zikretmektedir: "Bir prenses öldüğünde ona ait olan atları mezarın bulunduğu dağlara, serbestçe
kılmaktadır. Bu durum karşısında, ancak kendi atalarıyla sıkı bir münasebet kurabilen bir kimse
otlasınlar diye salarlar. Bu atları hiç kimse yakalamaz''.
rahip veya şaman olabilir demektir. Başka bir deyişle burada ancak, irsi yani ailelere ait genetik
38
bir şamanlık mümkündür. Böylece şaman, şamanlık için gerekli kudret ve bilgiyi atalarından Şamanlarda kurban hayvanlarının kemiklerinin kırıImayacağı Radloff (a.g.e., s. 246)
alır; o, atalarının sudur kuvvetiyle şaman davulunu kullanmayı, şarkılar söyleyerek atalaıı ve tarafından da belirtilmiştir: "KurbanIık hayvanı öldürdükten sonra parçalama işi büyük bir
ruhları çağırmayı ve onların yardımıyla kendi vücudunu ruhundan ayırarak aydınlık ışık ustalıkla yapılmalıdır, çünkü hiçbir kemiğin üzerinde en ufak bir zedeIeme izi bile görünmemesi

dünyasına veya karanlığa göndermeyi öğrenir. !azımdır. Bu yüzden bu işten anlayan biri vazifelendirilir''.
38 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyüatndme |245-|247

şekilde, ikisini de sil6h zoruyla tamamen şartsız olarak


ardından ebedi mutluluk gelir". Sonra başı küçük bir kılıçla cinsel
kesildi Ve aynl şekilde zikredilen şövalyenin de başı vuruldu". bi.ı.ş*"y" zorladılara..

u. 2. Günah Saydıkları Şeylerin 7ikri


Bundan başka güneşe, aya Ye ateşe taparlar ve saygı
duyarlar, aynı şekilde Suya ve toprağa da tapar|ar. Özellikle
sabah kahvaltısından önce yiyecek ve içeceklerinden önce (Moğollar) kendilerine nasıl doğru davranacaklarını ve
onlara sunarlar. Tanrı'ya tapınma hususunda belirli kuralları günahtan nasıl sakınacaklarını gösteren dini bir yasa kitabına
olmadığı için (kesin dini kuralları yoktur) bizim bildiğimiz iahip bulunmadıkları halde, kendiliklerinden ya da atalarının
kadarıyla, şimdiye kadar hiç bir kimseyi kendi dinini ve inancını buldukları belirli gelenekleri vardır ve bunlara göre bazı işleri
inkör etmeye zorlamamışlardır; tabii ki Michael hakkında günah sayarlar. Örneğin, hançeri ateşe sokmak veya hançerle eti
anlattıklarlmlzl hesaba katmazsak. Fakat ileride neler iazandan dışarı almak ya da ateşin yanında eti doğramak
yapabileceklerini bilmiyoruz. Bazılarının tahminine göre, günahtır. Çünkü ateşin bıçağın kuwetini aldığına inanırlar. Atlar
[Moğollar] Allah göstermesin mutlak bir hakimiyete sahip olsa
için kullandıkları kamçıya dayanmak 'zaten mahmuz
idiler, herkesi bu putların önünde eğilmeye mecbur ederlerdi. kuııanmasını bilmezler- kamçıyla oklara dokunmak, kuş
yavrularını kamçıyla yakalamak ve öldürmek, ata yularıyla
Biz onların ülkesinehenüz yeni gitmiş olduğumuz vurmak, süt veya başka bir yiyecek veya içeceği yere dökmek,
sırada, bunu teyit eden şu olay oldu; Rusya'daki Chernoglove kasten yapan
çadır içinde işemek günahtır"'. Eğer bu hareketi
büyük prensi Andreas, Moğol atlarını ülkeden (kendi ülkesi imiş olursa ölümle cezalandırırlar. Kanıtsrz olursa, kama büyük bir
gibi) çıkartıp sattığı için, Batu tarafından yargılanmakta idi. Bu meblağ ödeyip, bütün çadırda oturanları, çadırdaki bütün
iddia ispat edilemediği halde, prens idam edildi. Kardeşi bunu eşyaları ve çadirı da iki ateş arasından geçirerek, temizlenmesini
öğrenince, maktulun eşi ile birlikte Batu Han'ın huzuruna çıktı sa!ıa.lar. Yurt bu şekilde temizlenmeden hiç kimse içeriye girip,
ve diz çökerek ondan ülkelerini işgal etmemesini istedi. o, genç heihangi bir eşyayı a|amaz. Ayrıca, ağzına bir parça et alıp,
adama, öz kardeşinin eşi ile evlenmesini söyledi ve kadına da bunu çigneyip yutamayan Ve Sonra ağzından dışarı çıkarmak
Moğol 6detlerine göre kayınbiraderine nikAhlanmasını emretti.
Adam kendi dini kurallarına karşı gelmektense ölmeyi tercih s- 427 n. l60 ve l6l)'e
B. Spuler (İran Moğol|an,Türkçe terc. C. Köprülü, Ankara 1987'
ettiğini bildirdi. Bununla birlikte, ikisi de bütün güçleriyle
40

için
göre Carpini'nin zikrettiği ad Andreas değildir. Çünkü, bu isimde bir Grandük o zaman
mukavemet etmelerine rağmen, adamı kadının üzerine koydular; oldukça
bilinmiyor.Acaba l246'da zehirlenen Yaroslaos'un adı ile mi karıştırılıyor ?. Mesele
ikisini birlikte bir yatağa yatırdılar. Kadının bütiın yalvarma ve edilemiyor'
karanlıktır. Her şeyden önce bu şartlar altında kardeşinin de evli olup olmadığı tesbit
yakarmalarına aldırış etmeden adamı üzerine koydular Ve aynl
4ı Reşidtıddin (C6mi'ü't-tev6rİh. I, neşr. Muhammed Rüşen_Mustafa Müsevi, s. l53), bir

39 Michael vakası aslında din gayreti veya dini hoşgörüsüzlük ömeği değildir. Moğolların Moğol kavmi olan Uryankitleri (aT-ö90<* :ı ) anlatırken, şunları yazıyor: "inanırlar ki, şarap,
de atların
uyguladığı bu kötü muameleyi icabettiren şey onun' Batu'nun emrine inatla karşı gelişidir. Bk. kımız, tatlı veya ekşi süt zemine döküldüğü takdirde dört ayaklı hayvanların, özellikle
L. Ligeti, BiLinmeyen iç Asya,s. l03. üzerine yıldırım düşer. Eğer şarap dökülürse bu daha tesirlidir'''
40 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyüatnöme 1245-1247 41

zorunda kalan kişiyi, çadırın altında bir tünel açarak, oradan getirdiğinde, hem bu gelenlerin Ve hem de eşyalarının
dışarı çıkartırlar ve hiç acımadan da öldürürler. Bundan başka, temizlenmesi için, iki ateş arasından geçirirler ve bu suretle
bir kumandanın yurtunun eşiğine basan bir kimse de ölümle büyü, zehir ve diğer musibetlerden korunduklarına inanırlar. Bu
cezalandırılır. Buna benzer birçok bötıl inanışları vardır. Bunlar
ülkede sık sık görüldüğü gibi, yıldırlm çarpmurro' ,onu.,
saymakla bitmeyecek kadar çoktur.
hayvanlar veya insanlar öldüğünde veya başlarına bu tarzda
Diğer taraftan insanları öldürmek, öteki ülkelere başka bir felAket geldiğinde, inanışlarına göre kirlendiklerini,
saldırmak, başkalarının mallarını yağmalam ak, zina yapmak, günahkör ve beliya uğramış olduklarını düşünerek, aynı şekilde
başkalarının hakkını yemek, Tanrı'nın emir ve yasakıaiını ihıaı kamın liderliğinde temizlenme ayinleri yaparlar. Diyebiliriz ki,
etmek onlar için günah sayılmaz. Cennet ve cehennemdeki ebedi bütün ümitlerini bağladıkları böyle bir ayinden Sonra, bu yolla
hayattan onların haberleri yoktur, fakat ölümden sonra başka bir kötülüklerden kurtulduklarına inanırlar.
dünyada yaşaylp, orada sürülerini güdeceklerine, yiyip
içeceklerine ve dünyevi hayatlarında neler yapmışlarsa ora-da da
yapabileceklerine inanırlar.
+. Öıu Gömme Adetleri

3. Kehönet ve Günahlardan Arınma III. Eğer onlardan biri ölümcül bir hastalığa tutulmuşsa,
çadırına kara keçeye sarılı bir mızrak saplarlar. Bunu gören
herhangi bir yabancı, artık böyle bir hastanın çadırına giremez
I. Keh6nete, birtakım işaret ve belirtilerden anlam veya hasta artık son nefesini vermekte ise, hemen hemen bütün
çıkarmağa, kurban edilen hayvanların bağırsaklarını incelemeye, akrabaları hastayı terk eder, çünkü böyle bir hastanın ölümünde
büyüye ve afsuna büyük bir önem verirler. Cinlerle konuşup, yanında kalan kişi veya kişiler, 9. aya kadar hükümdarın otağına
onlardan cevap aldıklarında, Tanrı ile konuştuklarını zannederler giremezlero'. Soyıu bir hasta öldüğünd.e, onu bozkırda giz|ice
ve bu Tanrı'ya Moğollarda Itoga, Kumanlarda ise Kam denir. kazdıkları çok sevdiği bir yere gömerler*. Böyle bir soylu otağın
ondan çok korkar Ve onu sayarlar. Kendisine bir çok kurban
kurbanlar adar, yiyecek ve içeceklerinden ilkönce ona sunarlar.
Bütün davranışlarını da ondan aldıkları cevaba göre düzenlerler. 42 Moğoıistan'da Uryankit'lerin ülkesinde, özellikle de Berkucin Tukum ('ı-ox*
ty5-ı (',) adı verilen viliyette sık sık yıldırım düşmesi olayları olur. Reşidüddin (C6mi' ü't-
Herhangi yeni bir sefere çıkacakları Zaman, hilAli veya -ırI
tev6rİh,1, s. 153).
dolunayı beklerler. Aya Büyük Han derler ve diz çökiip
43 Hastanın çadırının etrafına mızrak dikilmek suretiyle yabancıların çadırdan uzak
kendilerini kötülüklerden koruması için yalvarırlar. Güneş,i di
tutulmast sağlanıyordu' Eğer hasta ölüm halinde ise bütün akrabası onu terk ederdi. Karş. B.
Ay'ın annesi sayarlar, çünkiı Ay parlaklığını ondan alır.
Spu|er, İran MoğoL\arı, s. l94.
II. Kısacası ateşin her şeyi temizlediğine inanırlar. 44 Cengiz Han ölmeden önce Tula, onon ve Kerulen ırmaklarının doğduğu bir yerde
Kendilerine elçiler, soylu kişiler veya diğerleri gelip hediyeler avlanmaktayken, güçlıı ve yalnızbir ağacın gölgesinde dinlenmiş ve şöyle söylemişti "Burasl
42 Ergin AYAN
Moğo| Tarihi ve Seyahatndme 1245-1247 43

jejna9 oturmuş vaziyette, önünde bir masa, masa


üstünde bir
k6se dolusu et ve bir testi kımız, bir Soylulardan bazılarını başka şekillerde gömdükleri de
kısrak Veya yavnısu, bir at,
e-ğer ve üzengileri ile birlikte gömülür. olur. Önce kimseye görünmeden bozkıra çıkarlar, orada çayırlık
Başka bir at da cenaze
töreni.nde (toy) yenir ve derisisamanla bir yerde büyük bir çukur kazarlar Ve bu çukurun etrafinda bir
ooiar.riu*t, ,^n uı,
sopa ile birlikte iki veya dört kazık tünel açarlar. ondan Sonra bu tünele ölen kişinin en sevdiği
ayak üzerir. g.çlıı.r"t,
mezarın üzerine yerleştirilir. Böylece kölesi yatırllarak, ölüyü de onun üzerine koyarlar. Köle
ölen kişi ita.neietmek için
bir çadıra, kendisine süt verecek bir kısrağa
hem damızlık olacak hem de binebileceği
," iynr-)'u*unou havasızlıktan boğulmak üzereyken, tünelden çekip çıkarırlar,
bir ata sahip olmuş dinlenmesini sağlarlar Ve bu töreni üç defa tekrar ederler.
olur' Törende yedikleri atın kemikleri de ölünün Neticede böyle bir törenden canll olarak kurtulan köleyi azad
ruhunun
selömeti için yakılır. ederler. Bu şekilde azad edilmiş bir köle, ölenin çadırında ve
Bizim de gözümüzle şahit olduğumuz ve diğer akrabalarınln yanlnda çok büyük bir saygınlığa sahip olmuş
kişilerden işittiğimiz gibi, daha bazı olurou. Ölenin cenazesini ve eşyalarlnt yukarlda söylediğimiz
çok [aaıniu.1opi*u.ut,
kocalarının ruhlarının sel6mete erişmesi tünele koyarlar, açtıkları çukuru yeniden toprakla örterek,
için kemik yakarlar. Şu
andaki hükümdar Güyük Han,ın babasi üzerine çayff parçaları döşerler Ve eski haline getirirler, böylece
kendi ruhunun sel^meti iç.in bir "ı;; ı<uun, ö;;;| hiç kimse bu mezar yerini bulamaz. Bu töreni yaparken yıkarıda
çalılık diktirmiŞ ve'bu çaıı anlattığımız ayinleri icra ederler, fakat çadırını mezardan uzakta
kümesinin dallarının kesllmesini yasaklam,ştr..
gözlerimizle gördük. Herhangi biri bunu ıl, bozkırda kurulmuş bir şekilde bırakırlar.
bu çalılıktan bir tane dahi
kopardığında dövülür, malları elinden alınır
ve çot ttıttı ui, ıruı. Ülkelerinde iki tane mezarlıkları vardır. Birinde
getirilir ki, böyle bir hanlarını, soylularını ve diğer Soylu aile efradlarını gömerler.
acil bir 9!
olaya da şahit olduk. i7attabir ara çok
şekilde atımızı ,-tı...k için bir auıu intly*,m, Böyle Soyluların ölümü yaklaştığı anlaşılınca, mümkün olduğu
olduğunda, bu çalı kümesinin bir daiını
getirmedik.
bile kesme yi uni^rru kadar bu mezarlığa götürülür Ve mezarlarına çok miktarda altın
Ve gümüş koyulur. Diğer mezarlıkta ise Macaristan seferinde
ÖJ, gömüIürken mezarlna altın ve gümüş de koyulur, ölen çok sayıda insan gömülmüştür. Bu iki mezarlığın da
--.- bekçileri vardıro'. Mezarlıklara girmeye yeltenenler
genellikle hayatında bindiği arabası u. pa.çulunmış
bir edilir ve adını üç nesil boyunca kimse
çadıriyerıe
' yakalandıkları takdirde malları ellerinden alınır, dövülür ve
uprrnu
^J;;;r-'.' işkence edilerek ülkeden kovulurlar. Bizim böyle bir Adetten
benimgömülmemelayıkbiryerdir.',.on,n,oyı"offi haberimiz olmadığı için, Macaristan seferinde ölen askerlerin
Burası onun son istirüatini yaptığı yerdi.
C6mi' ü,t-tev6rİh, I, s. 542.
45Bu konuda Moğolca'da ayna anlamına gelmektedir. Yukarıdaki nedenden dolayı Moğollar, Tuluy'un
Cami'ü't-rcverİh(I, s. l35, 75)'de iki örnek var:
Cengiz Han, Kişin vilayetini
zapt ettiği sırada oğIu Ögitay'ın bir
oğlu oldu ve bu çocuğa Kdşin adını verdiler. ölümünden sonra bu adın yerine Türkçe'de ayna anlamına gelen "gözgü''yü kullanmışlardır (s.
Fakat, bu çocuk
küçük yaşta öldüğü için, K6şin ismi yasaklandı 300)
ve K6şin olan viiAyetin adı Tangkut,a
çevrildi.
Diğer bir örnek de şudur: Cengiz Han'ın 46 Hükümdarlar hususi bir imtiyaz olarak cariyeleri ile birlikte gömülürlerdi. Hülagu da öyle
oğullarından Çağatay ölünce, adı
ÇağaİayKüçük olan
Moğol kumandanı artık bu adı taşıyamaz gömülmüştür. Bk. B. Spuler. iran MoğoIIarı,s. |96.
oldu. Bu yüzden onun adı Sunitay'a
çevrildi, çünkü o
Sunit kavminden idi. Ayrıca, aynı 47 Reşidıiddin (C6mi'ü'rtev6rİh. l, s. 54l)'den Cengiz Han'ın mezarının bekçiliği için 1000
şekilde Cengiz Han,ın en küçük oğlu olan Tuluy,un adı
Uryankitlinin görevlendirildiğini öğreniyoruz.
Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatndme 1245-1247

mezarlığlnln yarundan geçerken, bekçiler bize doğru geldiler ve


bizim izerimize ok atmak istediler, fakat ülkelerine elçi olarak
gelmiş . bulunduğumuzu Ve bizim onların ödetlerini
bilmediğimizi öğrenince, bize dokunmadılar ve yolumuza
serbestçe devam etmemizi sağladılar.

5. Yıldırım Çarpması Veya Normal


ölümlerde Temizlenme

Ölenin çadırında oturan akrabaları ve diğerleri şu


şekilde ateşle temizlenme işleminden geçmelidirler; iki küme
Dördüncü Bölüm
ateş yakarak, yanlarına iki tane mızrak dikerler ve iki mızrağın
uçlarını iple bağlarlar. Bu iplere Bağdad kumaşından yapılmış
olan putları takarak bu iki ateş arasından ve ipin altından
insanları, hayvanları ve portatif çadırları geçirirler. Sağda ve Moğolların örf ve Adetleri
solda iki yaşlı kadın durarak bir takım dualar okurlar Ve su
serperler. Bu törende bazı arabalar hasara uğrar ve arabaların
üzerinden yere bir şey düşerse, bunlar ayinleri düzenleyenlere
kalır.
f. iyi Taraflan
Eğer bir kimse yıldırım çarpmasl neticesinde ölmüş
olursa, onun çadırında oturan bütün kişiler yukarıdaki gibi iki
ateş arasından geçmek zorundadlrlar. Çadırı, yatağı, arabası, Bütün dünyada, ne bizdeki sıradan müminlerde, ne de
keçeden örtüleri ve ölenin diğer eşyaları artık kirlenmiş tarikat mensuplarında, Moğollardan daha itaatli insanlar yoktur.
olduğundan dolayı, artık onları herhangi bir kimse ne alabilir, ne Hükümdirlarına en fazla Saygıyı onlar gösterirler ve onlara
de dokunmaya cesaret edebiliro8. yalan söylemeğe asla cesaret edemezler. Birbirlerine hemen
hemen hiç küfiır SaVurTnaZ ve kendi aralarında kavga etmezler.
Aralarında kavga, SaVaş, yaralama ve öldürme olayları hiç
Reşidüddin (Cemi' ü't&vefih. I, s. l53), bu konuda şunları yazmaktadır: .,Moğol kavmi
o|maz ve büyük çapta hırsızlık ve gaspçılık yapanlar da yoktur.
48

olan Uryankitler, yıldırım çarpmış olan bir hayvanı asla yemezler, ayrıca onun yakınlarına
Bu yüzden servetlerini koymuş oldukları orda ve arabalarında,
sokulmaya dahi cesaret edemezler.".
ne kilit ne de sürgü vardır. Eğer hayvanları sürüden ayrılıp,
kavbolup siderse. bunları bulan ya kendi kaderlerine bırakır
46 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatnöme 1245'1247 41

Veya alıp, böyle durumlarla ilgilenen kişilere teslim eder. kişilerin yanlarına refakatçi olarak verilen sıradan Moğollar bile
Hayvanları kaybolan sürü sahipleri, bu sorumlu kişilere onlur* dntinde gidip, bir yerde konakladıklarında en yüksek
başvurur ve herhangi bir sorun çıkmadan hayvanlarını teslim yerlerde oturuyoilardı ve Saygln kişiler bunların arkalarında
alır. lalmak ror,rndu bulunuyorlardı. Moğollar yabancılara karşı
yalanları
Moğollar birbirlerine karşı saygılıdırlar, kendilerini çabuk öfkelenirler. Yabancılara karşı en büyük
aynl ailenin üyesi olarak görürler ve yiyecekleri az olsa bile, stıyıeyenıer dünyada Moğollardır ve onların ağızlarından gerçek
bunları başkalarıyla severek paylaşırlar. Ayrıca kanaatkördırlar; bii sdz çıkmaz. Baştan iyi sözlerle yaklaşlr ama Sonunda akrep
bir iki gün hiç bir şey yemeden oruç tutmak zorunda kalsalar gibi sokarlar. Tilki gibi kurnaz olup, diğer insanları gerçek dışı
bile, neşelerini kaybetmezler ve sanki çok iyi bir yemek 6lan sozlerle aldatmağa çalışırlar. Eğer başka birine kötülük
yemişler gibi güler oynarlar. At sırtında giderken kuru soğuğa yapmak isterlerse, bunu olağanüstü bir yetenekle saklamasını
Ve aynl zamanda cehennem sıcağına bile dayanırlar. Havaların tilirı.r, böylece onların herhangi bir önlem almasına fırsat
değişmesinden rahatsız olmazlar. Birbirlerine karşı hiç vermezler. Yeme içmede ve diğer işlerinde temizliğe dikkat
kıskançlık duymazlar ve hemen hemen hiç mahkemelik etmezler ve sarhoşluk onlar için övünülecek bir durumdur.
olmazlar. Hiç kimse kimseye kem gözle bakmaz, birbirlerine İçkiyi faz|a kaçırdıklarında, aynı yerde kusar ama sanki hiçbir
gözlü ve
karşı ınümkün olduğu kadar destek ve yardımcı olurlar. ş.y oı*u*ış gibi içmeğe devam ederler' Aslında aç
cimridirler, herhangi bir şeye sahip olmak istedikleri zaman, rica
Kadınları terbiyelidir ve onlarln yaşam biçimleri ve minnetle almadan bırakmazlar. Mallarına çok sahiptirler,
hakkıında hiç bir dedikodu duymadık, fakat şakalaşırken açık fakat bir şey Verme konusunda elleri sıkıdır. Başka insanları
saçık konuşurlar. Moğollarda başkaldırma olayları pek az olur öldürmede vicdan azabı çekmez|er. Yani kısacası Moğolların
veya lıiç olmaz. Çok içip sarhoş olmalarına rağmen, aralarında
bütün karakter özelliklerini burada yazmağa kalksam, bunları
ne söz:lü münakaşa ne de fiili şekilde kavga vukua gelmez.
yazmağa kağıt yetmez.

2. Kötü Tarafları 3. YiYecekleri

Diğer insanlara karşı kibirli olup, herkese tepeden I. Isırabildikleri her şeyi yerler; köpek, kurt, tavşan, at
bakarlar. Bunlar ister soylu, ister sıradan insanlar, ne olurlarsa veya acil durumlarda insan eti. Bir defasında Kuzey Çin'de,
olsunlar yabancı hiç kimseye saygl duymazlar. ömeğin; hakanın içinde imparatorun da bulunduğu Kıtayların bir kentini
sarayına (orda) gelen ve kesinkes saygtn bir kişi olduğu kuşatırken, kuşatma çok uzun stırdtığünden dolayı yiyecekleri
bilinmekte olan Rus knezi (grandük) Yaroslaos'a, Gürcü tükendi ve her 10 kişiden birini seçip, diğerleri için pişirip
prensine ve Solange prensi gibi daha birçok güç1ü hükümdörlara yemek zorunda kaldılar. Hatta kısrakları doğduğu Zaman, onun
karşı gereken hürmeti göstermemişlerdir. Hatta böyle saygtn annesinin ana rahminden kalanları bile yerler. Biz bizzat
kendimiz bit yedikleri de gördük. Sorduğumuzda; " Niye bunu
48 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatn6me 1245-1247 49

yemeyelim, bu da et değil mi?, çünkü bu bitler de benim


oğlumun etini yemiş ve kanını içmiştir" cevabını verdi. Kendi 4. Töre ve Yasalarl
gözlerimizle hatta fare yediklerini bile gördük. Ne masa örtüsü,
ne havlu ve peçete, ne ekmek, ne sebze, ne bakliyat ne de başka
|. Zina yapan kadın Veya erkeği, fuhuş yapan bekdr
bir şey bilirler, bildikleri tek şey ettir. Etten de o kadar az yer|er
kadını ve fuhuş yaptığı adamı, töre ve yasalarına göre öldürürler.
ki, öteki ulusların bu kadar azyiyerekyaşamaslna imkön yöktr.'
Açıkça hırsızlık Veya gasp yaptığı görü1en bir kişi
II. Yağlı etten elleri yağlanınca, çizmelerinin üzerine yakalandlğında, hiç acımadan öldürürler. Savaş planlarını
sürerek veya et ve diğer şeylerle temizlerler. Sadece aralarındaki düşmana ifşa edenlere, kuvvetli bir kişi tarafindan kalın bir
bazı soylu kişiler, yanlarında bir iki küçük mendil taşırlar ve değnekle kıçına yiz defa vurarak ceza verirler. Emir kulu olan
eğer yedikleri et yemeği ise, bu mendille ellerini silerler. ve amirine karşı bir hata yapan kişilere de hiç acımadan iyi bir
Yemekte birisi eti keser, bir diğeri bıçak ucuyla küçük parçalar dayak atılır.
alır, ötekilere teker teker, birine az ötekine daha fazli olarak
dağıtır. Bu şekilde diğerine daha fazla saygı gösterdiğini
Bir metresten doğan oğulla, nik6hlı kadından doğan
oğul hukuken eşit sayılırlar. Baba, ister üvey olsun ister öz olsun
belirtmiş olur. Tabaklarını yıkamazlar ve baien_et suyuyla
her oğluna eşit davranlr Ve aynl sevgiyi gösterir. Bir Moğol,un
çalkaladıktan Sonra, kazanda pişmekte olan etin yanma koyarlar. eğer birçok karısı Varsa, her karıslnln kendi çadırı ve kendi
Kap kaçak ve diğer yemek takımlarını da aynı şitiıa.
iaşesi vardır. Koca her gün başka bir karısına giderek, orada yer,
temizlerler, çünkü bir lokmayl Veya bir damlayı bile harcamak
içer ve geceler, fakat bununla beraber kadınlar arasında eşitlik
büyük günöh sayılır. Hiç bir zaman kemiklerinin iliklerini
yoktur. Çünkü, koca ilgi gördüğü bir karısının yanında
boşaltmadan köpeklerine vermezler. Elbiselerini de yıkamaz|ar
diğerlerinin yanında olduğundan daha fazla zaman geçirebilir.
ve yıkayacak olduklarında fırtınalı havaların başlangıcından
bitişine kadar olan süre içinde yıkanmasına müsaade etmezler.
Aynı erkeğin karıları olan Moğol kadınları, umumiyetle
birbirleriyle pek az kav ga ederler.
III. Eğer at sütüne sahip iseler bunu bol miktarda
içerler; yine koyun, keçi, inek ve develerin sütlerini de içerler.
II. Erkeklerin oklarıyla uğraşmak, arasıra sürülere
bakmak, ava çıkmak ve ok atma talimleri yapmaktan başka bir
Şarap, bira ve methin ne olduğunu bilmezler, bunları sadece uğraşları yoktur. Büyük küçük hepsi çok iyi ok atarlar. Çocuklar
diğer uluslardan gelen elçilerin getirdiği hediyeler olarak
2-3 yaşına gelince ata binmeye başlar ve dört nala bile
tanırlar. Kışln at sütü içme imk6nı olmayanlar, arpayı suyla
koşturabilirler. Yaşlarına göre kendilerine ok ve yay verilir ve
karıştırır ve bundan bir bulamaç yaparak bunu içerler. Her biri
böylece ok atmasını öğrenirler, çünkü bunlar çok yetenekli ve
bundan sabahları 1-2 bardak içer ve bütün gün boyu başka bir
cesaretlidirler.
şey yemezler. Akşam olunca bir parça et yer vebirazda et suyu
içerler. Yaz gelince at sütü çok bol olduğundan, hediye olarak III. Kızlar ve kadınlar da erkekler gibi aynı şekilde ata
gelen veya avladıkları hayvanların dışında pek seyrek olarak et binerler. Bunlardan bazılarının ok ve yay taşıdıkları gördük.
yerler. Hem kadınlar ve hem de erkekler, uzun süre at sırtında
kalabilirler. Üzengileri kısa olup, atlarına çok önem verirler.
Aslında sahip oldukları bütün eşyaları özenle kullanırlar.
MoğoI Tarihi ve Seyahatnöme |245'1247 5l
50 Ergin AYAN

Genellikle bütün işleri kadınlar görür; kürk etek, elbise,


ayakkabı, çizme ve deriden ne yapabilirlerse yaparlar ; arabaları
kullanır ve tamir ederler, develeri yüklerler; elleri çabuk ve
çalışkandırlar. Bütün kadınlar pantolon giyerler ve bazıları
erkekler gibi çok iyi ok atarlar.

Beşincİ Bölüm

Moğol imparatorluğu

Buraya kadar Moğolların idetlerinden bahsettik, şimdi


ise onların İmparatorluklannı anlatmağa geçiyoruz. Bu konuda
şöyle bir sıra takip edebiliriz:

A. imparatorluğun kuruluşu
B. Hakanları
C. oğulları
D. Hakanın ve oğullarının Yönetimleri
52 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatnöme 1245-1247 53

A. Moğol lmparatorluğu'nun kuruluşu II. Yeka-Moğol ülkesinde Cengiz'o adında birisi ortaya
çıktı". o, yolunda.yürümeğe, hAkimlerin önünde başarılı bir
avcl olarak başladı". İnsanlar ondan çalmayı, gasp etmeyi Ve
1. Cengiz Han'ın, Naymanların ve Kara-Hıtaylarıno, yağmayı öğrendiler. Yabancı ülkelere sefer yaptıkça, sürekli
ibtidaıarı olarak birçok insanı kendisine bağlamayı ve hökimiyeti altına
almayı tecrübe ediyordu. Fakat, her şeyden önce kendi ulusunu
kendine bağlamayı çok iyi biliyordu ve böylelikle onlar, her
I. Daha önce zikretmiş olduğumuz gibi, dünyanın doğu türlü hareketle liderlerini izlemeye hazır duruma gelmişlerdi.
kısmında Moğolistan adlı bir ülke vardır. Bu ülkede önceleri
şu ordusuna omuzdaşlarını alarak çoğaldıktan sonra ilk seferini
dört kabile oturmakta idi: Tatarlar (ya da Su-Moğollar) üzerine yaptı. Kabile reislerini
l. Yeka (Büyük)-Moğol, öldürdü, birçok Savaşlardan sonra Tatarlan boyunduruğu altına
aldı ve kendi hökimiyetine girmeye zorladl. Böylece yendiği
2. Su-Moğol; fakat bunlar ülkelerinde Tatar adlı bir kabilelerin nüfuslarıyla güçlendi; silöhlarını Tatarların komşusu
nehire izdfeten Tatar diye adlandırılırlar, olan Merkitlerin üzerine çevirdi Ve aynl şekilde silAh zoruyla
3. Merkitler, onları da töbi kıldı. ondan Sonra Mecritler (Keraitler) üzerine
yürüdü Ve müthiş bi zaferkazandı.
4. Mecritler (Kerait).
Naymanlar, Cengiz'in gücünün hangi noktaya eriştiğini
Bütün bu kabileler aynl dış görünüşe Ve dile sahip işitince çok kıskandılar, çünkü onların güçlü bir hükümdirları
olmakla beraber kendi aralarında bölgeleri ve hükümdArları vardı ve adı geçen kavimler ona Vergi Vermekte idiler. Fakat bu
ayrılıyordu. hükümdAr öldükten sonra, onun halefleri olan oğulları, bir halkı
yönetmek için genç, aptal ve yeteneksiz idiler. Üstelik kendi
aralarında uyumsuz olup, birlik değildiler. Cengiz bu sırada
böyle yüksek bir noktaya ulaştığı halde bunlar, yukarıda
Kaşgarlı Mümüd'un (Diviln-ı Ltügati't-Türk,I, terc. Besim Atalay, Ankara l986, s. 28),
49

Türk kabul ettiği Yabahu, Tangut ve Kltayların, yazarln zamannda batıya doğru ilerleyerek
Türklerin oturduğu yerleri işgal etmiş olmalarından dolayı bu yargıya vardığını kabul edebiliriz. 50 Kalkaşandi, Mes61ikü'1-ebs6r adlı esere dayanarak kendi eserinde asıl adı Temercin
Johann de Plano carpini (Geschichte der Mongolen und Reisebericht 1245-1247, AIm trc. (Temuçin) olan.Cengiz Han'ın nesebini şöyle vermektedir: Cengiz Han b. Yesükey b. Bahadır b.
Friedrich Risch, Leipzig l930, s. lll) de Kıtay veya Kitanların Mançurya'nın güneyinde Tümen b. Bertil Han. Bk. Kalkaşandi, Subhu'I-'aş6, IV, Kahire l334' s. 305.
oturduklarını, orta Asya'ya göç ettikten sonra başkenti imiI nehrinin kenarında bulunan bir 5l Hamdullah Müstevfi-i Kazvini (Tdrih-i Gi)zİde, ing. terc. E. G' Browne, London l9l 3, s.

devlet (l l28_l2l8) kurduklarını belirtmektedir. Barthold (,,Kara_HltayIar-, İ.e, vı, s. zıs1, l40)'ye göre asll adı Temuçin olan Cengiz Han, 20 Zilkide 549 (=26 ocak l l55)'da doğdu. l3
Çinlilerin Kitan dedikleri Kltayları (yahut Hıtay) MoğoI kavimlerinden biri olaıak kabul ediyor. yaşında öksüz kaldı. 30 yaşında kabilesi üzerinde hdkimiyet sağladı. 40 yaşında Kerait
Bunların menşelerinin tetkiki Uzak Doğu tarihi sınırları içine girdiğinden bizim mevzuumuzu hükümdörı ong Han ile ittifak kurdu.
aşar. Şunu belirtmekle yetinmeliyiz ki, bunlar Çin'i terk edip İslim ülkelerine geldikten sonra 52Kitabı Mukaddes' Musa, l0,9: "o Rabbin indinde kudretli avcı idi; bundan dolayı:
bile, Çin kaynakları taraflndan bir Çin süldlesi olarak teldkki ediImişlerdir. Rabbin indinde Nimrud gibi kudretli avcı, denilir.''
54 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatnime |245-1247 55

zikredilen ülkelere bir baskın yaparak erkekleri, kadınları ve 2. Kıtaylara karşl yaplıan savaşta alınan
çocukl arı ö ldürüp, mal larını da yağmaladılar. yenilgi ve kazanı|an Zafer
III. Bu haber üzerine Cengiz, kendisine t6bi olan bütün
kuvvetleri topladı. Diğer taraftan Naymanlar ve Kara-Hıtaylar
da hemen bütün kuvvetlerini iki dağ arasındaki dar bir geçitte IV. Moğollar ülkelerine döndükten sonra, Kıtaylara
topladılar. Biz bu geçitten Moğol hakanını ziyaret etmek izere karşı savaş a hazır|anarak yola çıktılar Ve onlarln Slnlrlarlndan
giderken geçmiştik. Burada Naymanların Ve Kara-Hıtayların içeriye girdiler'o. Bu haber üzerine Kltay hanı ordusuyla
Moğollar tarafindan müthiş bir yenilgiye uğratılmış olduğu Moğollara karşı çıktı ve zorlu bir savaş cereyan etti. Moğollar
müthiş bir savaş vuku buldu. Bunların büyük bir kısmı bu savaşta müthiş bir yenilgiye uğratıldılar. orduda bulunan
öldürüldü ve geriye kalanlardan kaçıp kurtulamayanlar esir bütün Moğol kumandanlarınln Saylsl' savaş karargöhında yediye
edildiler'3. kadar düştü. Bu nedenden dolayı herhangi bir kimse Moğolları
şöyle tehdit ederse: "Siz bu ülkeye veya başka bir ülkeye
Kara-Hıtayların ülkesinde Cengiz Han'ın oğlu Ögedey saldırırsanız, ölülerden olursunuz; çünkü oTada büyük bir kavim
Kaan (tahta çıktıktan sonra) omil adında bir şehir kurdu' oturuyor Ve onlar Savaşçl bir. kavimdir", buna rağmen
Güneye doğru buraya yakın olan büyük bir çöl vardır. Aldığımız Moğollardan şu cevap alınabilir: "Ilkin biz de öldürülmüştük ve
güvenilir bilgilere göre, burada hiç bir kelime konuşamayan Ve bizden sadece yedi kişi hayatta kalmıştı; ve biz buna rağmen
ayaklarında eklem olmayan insanlar oturmaktadırlar. Bir kez yeniden büyük bir ulus olduk. Bu yüzden bu gibi tehditlerden
yere düştükleri vakit, başka birisinin yardımı olmaksızın ayağa korkmayız"". Cengiz Han ve diğerleri ülkelerine kaçtılar.
kalkamazlar. Adetlerine göre, deve yününden keçe yaplp,
bunları elbise olarak giyerler ve rüzgdra karşı korunmak için :l2l l ocak)'de
54 Carpini'nin bahsettiği bu seler muhtemelen Cengiz Han'ın, Şa'ban 607 (
etraflarına yerleştirirler. Moğollar bir defasında onlara hücum
Hıtaylar üzerine yaptığı seferdir. Cengiz Han, Konkirat kavminden Tukuçar'l öncü olarak 2-000
edip, oklarla yaraladıklarında, yaralarını otlarla tıkamış ve bütün
askerle Karaulu tarafına göndermiş, kendisi de ihtiyat kuvvetleriyle beraber arkadan gitmiştir.
güçleriyle onların önünden kaçmış1ardır.
Bk. C6mi' ü't-tev6rfh, I, s. 44l.
55 Gerçekte Carpini'nin yukarı<ja anlattığl olay mümkün gibi gözükmüyor. ifadeye göre
Moğol ordusu 7 kişiye kadar düşmüş, kısa bir süre dinlendikten sonra yeniden fetihlere
başlamışlar ve Carpini devrine kadar geçen 40 yıl içinde büyük bir kavim olmuşlardır. Biz
yukarıdaki bilginin bir destanla ilgili olduğunu sanlyoruz. Gerçekten de Reşidüddin de
bulduğumuz çok eski devirlere ait bir rivayet bu hususu doğrulamaktadır. Buna göre, diğer
53 Plano Carpini' Güyük'ün ordasına giderken geçtiği iki dağ arasındaki vadide' evvelce kavimler Moğollara galip geldikten sonra hepsini öldürmüşler ve Moğollardan geriye sadece 2
vuku bulduğunu naklettiği rivayeti, maalesef kendi seyahatini anlatırken değil, Moğol fetihleri kadın ve 2 erkek kalmlş. Bu iki hane düşmanlarından kaçıp, dağların arasında ormanlarla çevrili

kısmında vennektedir. Bu yüzden burada pek çok yanlışlıklar olabilir. Buna göre, bahis konusu bir yere gelmişler. Buraya Ergenekon adını vermişler. Bu iki kişinin adı Nukuz ve Kiyan imiş.
savaş meydanının nerede olduğunu ve adınl zikrettiği kavimlerin savaşa gerçekten katıllp Moğollar burada çoğalarak, şubelere ayrılmışlar. Bk. C6mi' ü't-tevdrİh, I, s. 148. Anlaşılan
katılmadlklarını bilemeyiz. Karş. Barthold \Moğol istildsına Kadar Türkisan, Türkçe terc. H. D. Carpini veya onun kaynağı, çeşitli şekillerde anlatıIan Ergenekon destanını, Cengiz Han
Yıldız, Ankara 1990, s.427. zamanına taşımışlardır.
56 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatnöme |245-|247 57

V. Cengiz Han bir süre dinlenip, yeni bir sefer için yiyecek olarak verilmesini emretti. Şehir halkı onlara karşı
hazırlıklarını tamamladıktan sonra, Nesturi Hıristiyan savunma aletleriyle ve oklarla cesurca direndi ve atmak için
inancından olan Uygurların'u ülkesi üzerine yöneldi Ve yaptlğı taşları bitince, taş yerine gümüş Ve eritilmiş gümüş attılar.
bir savaşla onları tamamen mağlup etti. Galipler mağlu;larüdan
Çünkü şehirde bir hazine birikmişti'
yazlylöğrendiler, zira Moğolların daha cınce kullandıkları bir
yaz;Jan yoktu, fakat şimdi aynı bu Uygur ya^SlnaMoğol ya:.ıs| Moğollar uzun bir savaş ve düzenli bir kuşatmaya
adını vermişlerdir. oradan sefere devam edeĞk, Sarı rağmen, şehre hökim olamayınca, ordugihtan şehrin ortasına
Uygurların, Karanitlerin, oyratların57 Ve Kumanların5' ülkelerine kadar büyük bir yeraltı tüneli kazdılar. Şehrin ortasında aniden
girdi. Bütün bu ülkeleri savaşta yendikten Sonra, kendi bir yer açıldı ve Moğollar, halkın haberi olmadan şehrin
göbeğine çıktılar. Bunlar aynl zamanda dışarıdakilerle beraber
memleketine geri döndü".
şehir halkına karşı savaşarak, dışarıdakilerin de bu arada şehre
VI. Kısa bir istirahatten sonra' Cengiz Han bütün girebilmesi için, şehrin kapılarını kırdılar. Hükümdör ve halkın
ordusunu etrafina topladı Ve tekrar Kıtaylarla ,=uuuşu yöneltti. büyük bir kısmı öldürüldü; şehir işgal edilerek altın, gümüş ve
Uzun Süren bir savaş neticesinde, onların ülkesinin biiyük bir bütiin mücevherler götürüldü.
kısmını zaptetti|er ve hatta hükümdörlarını da kendi başkentinde
kuşattılar. Kuşatma, ordunun bütün yiyecekleri bitinceye ve
o
zamanlar Kıtayların hükümdörına karşı zafer
kazandıktan sonra, zikredilen Cengiz Han, ilk defa olarak Kaan
artık yiyecek hiç bir şeyleri kalmayıncaya kadar uzadl; <ıyıe kl,
Cengiz Han her 10 kişiden birinin kesilip, diğer arkadailarına unvönını aldıuo. Her şeye rağmen Moğollar, Kıtayların deniz
kıyısında bulunan bir bölgesini bu güne kadar kendilerine tAbi
Reşidüddin'e göre (C6mi' ü't-tevArİh, I, s. 52) Uygur, Türkçe,de bir kimse
56 kılamamışlardır.
ile ittifak ve
ona yardım eden anlamına gelmektedir. Rivdyete göre, oğuz Han
babasıyla harbe giriştiği Kıtaylar şamanisttirler ve özel bir yazıları vardır.
zaman, kendisine yardım eden bu taifeye Uygur adını vermiştir;
Uygurların çoğunun Hıristiyan Söylendiğine göre, eski ve yeni ahitleri, atalarına ait şecdreleri,
inancında oldukları hakklnda ayrıca karş. Barthold (Moğo| İstilısına Kadar
Türkısfan,.fürkçe keşişleri, bizim kiliselerimize benzeyen Ve içerisinde belirli
terc' H. D. Yıldız, Ankara l990, s. 4l2.
51
Cengiz Han 604 ( =l208)'de oyratların reisi olan Tukta-Biki üzerine yürüdü.
Bu kavim 60 Kendisinden önceki bir çok göçebe derebeyleri gibi, Temuçin de hükümdir olduktan
kendisinde mukavemet için kudret ve takat bulamadığından, gelip kendi
istekleriyle itaat ettiler. sonr4 yeni bir isim almıştır. Kendisine ilk olarak ne zııman Cengiz Han dendiğini ve bu ismin ne
Bk. CAmi' ü't-rcverİh,1' s. 422.
manaya geldiğini Moğol geleneklerinden açık olarak tesbit etmek mümkün olmamaktadır.
58 Carpini'nin burada bahsettiği Kuman, muhtemelen Kuşan'dır. Zira, Reşidüddin (C6mi,
Bazılarına göre Temuçin bu unvanı daha küçük bir maceracılar grubunun reisi iken, bazılarına
ü't-tev6rİh, I, s.297) ong-Han'ın oğlu Sengun'un Cengiz Han'dan kaçarak
önce Buri-Tabet,e, göre l203'de Keraitler üzerine kazandığı zaferden, diğer bir kısmına göre ise 1206'da
oradan da Kaşgar ile Hoten arasında sınır olan Kuşan ülkesine sığındığını belirtmektedir.
Naymanlar üzerine elde ettiği muzafferiyetıen sonra almlşhr. Bk. W. Barthold, "Cengiz Han'',
Kumanların Karadeniz kuzeyindeki ülkelerinin fethi ise
çok daha sonraki tarihlere tekabül ja, ııı, s. gı.
etmektedir.
Mirhond (Ravzatu's-safr,IV, neşr. Abbis Zerydb, Tahran l358 hş., s. 827)'a göre, Temuçin
59
Keza Kazvini (T6rİh-i Güzide,İngterc., s. l40) Cengiz Han,ın Hıtay, Hoten,
Hazaı, Pars Yılı'nda büyük kurultayı toplatmış, Cengiz Han unvanını almıştır. Karş. 'AlAaddin Ata
Saksın, Bulgar, Kırgız, Alan, Tangut ve Rus kavimlerini hdkimiyeti altına
aldığını Melik Cüveyni, T6rİh-i CihAngüşAy, I, neşr. MirzA Muhammed lbn 'AbdülvahhAb_i Kazvini,
beliıtmektedir.
Tahran l367 hş., s. 28; T6rİh-i Gİjzide, ing terc., s. l40.
58 Ergin AYAN
' Moğol Tarihi veSeyahatn6me|245-1247 59

zamanlarda dua ettikleri yapıları Vardlr. Sadece bir Tanrı'ya


taparlar, bizim peygamberimiz isa'ya saygı duyarlar ve sonsuz Başka bir oğlunu da bir ordunun başında Hindistan'a
hayata inanırlar. Buna mukabil vaftizin ne olduğunu bilmezler sevk etti. Bu da Küçük Hindistan halkına karşı büyük bir zafere
ama kutsal kitabımıza dikkat Ve saygl göstererek, Hıristiyanları ulaştı; bunlar Athiophier adı verilen siyah Müslümanlardır. Bu
severler ve merhamet dolu birçok işler yaparlar. Kısacası
çok iyi ordu buradan devam ederek Büyük Hindistan'da yaşayan
kalpli ve sevgi dolu insanlardır. Müslümanlarla savaşa yöneldi. Bu haber üzerine o ülkenin kralı
Sakalsızdırlar ve yiz yapılarının genişliği dışında, o|an P apaz Johannesu', büttın SaVaş kuvvetleriyle beraber onlara
hemen hemen Moğollara benzerler. özel bir dil konuşurlar ve doğru ilerledi.
bütün zanaat işlerinde dünyanın en becerikli ustalarıdırlar. o, insan büyüklüğünde ve bakır görünümünde maketler
Ulkeleri hububat, şarap, altın, ipek ve insan yaşamt için gerekli yaptırdı. Bunları atların üzerindeki eyerlere oturtarak, içlerine
olan tabii her şey bakımından zengindir.
döndüler. Fakat Moğollar beklenmedik bir şekilde Kıpçakların üzerine saldırarak

yakaladıklarınln hepsini kılıçtan geçirdiler. Kıpçaklar ülkelerinin en güzel otlaklarını Moğollara


ele geçirip,
terk etmek zorunda kaldıIar. Moğollar buradan Karadeniz kıyısındaki Sudak şehrini
Bir
3. Kumanlarla ve Hindistan'la yapılan Savaş Kıpçakların (Kuman) da bulunduğu Rusya üzerine yürüdüler. süre direndikten sonra

Kıpçaklar ve Ruslar mağIup oldular. Moğollar onlann şehirlerini tahrip ettiler. Bölgenin çoğu
kısmı insandan hali kaldı. C6mi'tj'rtev6rİh, l, s' 524 vd'
VII. Cengiz Han ordusunu kısa bir müddet 63 1ı45 yılında Suriye'deki Gabala piskoposunun Papa III. Eugenius'a bir mektup

dinlendirdikten sonra, onu bir kaç kısma ayırdı ve oğlu Cuciu',yi yolladığını ve bunda Ermenistan ile İran'ın ötesinde Johannes adlı bir hükümdör bulunduğunu,
bir ordu ile Kumanlar üzerine gönderdi. Bu onlara karşı birçok bu hükümdarın bundan birkaç yıl önoe Media ve Acemistan ile harbe tutuşarak Ekbatana'yı

aldığını, düşman ordusunu dağıttığını ve Hıristiyanlığa yardım için askerleriyle


Arz_ı
mvazzam zafer kazandıktan sonra ülkesine geri döndüu'.
Mukaddes'e gitmek niyetinde olduğunu ilk defa Freising'li otto'dan işitiyoruz'
Asya'lı Kral
6l Cuci, Kıpçak ülkesini lran'da Tebriz, Hemed6n, MerAga'yı yalnız
fethetmiştir. Bk. Kalkaşandi, Papaz Johannes kavmiyle beraber Hıristiyan daha doğrusu Nesturi olup, kavminin
Subhu'l-'aşA, IV, s. 308 vd.
hükümddrı değil, aynı zamanda ruhani reisidir'
62 Bizans ve batı kaynaklarında Kuman olarak geçen
bu Türk kavmi Rus müellifleri PapazJohannesefsanesiböylecedoğmuştur.cabalapiskoposununverdiğihaberin
tarafından Polovtsi olarak adlandırılmakta idiler. XII' yüzyılda Ruslar tarafindan yenildikten arkasından bşka haberler türedi ve Asya'lı Hlristiyan kralın masalları hatlrlatan simasını, sıkışık
sonra onların yerini doğudan gelen Kıpçak Türkleri aldı. Kıpçaklar ise tek kabile olmayıp, birkaç duruma düşmüş olan batı Hıristiyanları imdada yetişecek bir adam diye,
renkli hayal çiçekleriyle
Türk kabilesinden müteşekkildi. Bk. C6mi' ij't-rcverİh, IV, s. 2037; Moğollar l22l'de yardımına güvenilerek başlamıştı' XIII'
Zalen]lI. Haçlı seferi onun muhakkak sayılan
süslediler.
Yüzyılın başında ise batı Hıristiyan dünyası Moğol tehdidi attında kalınca, Papaz
Kafkaslara girdiler 1222'de Derbend'i geçtiler ve bu dağlarda Alanlara rastladılar. Kıpçak veya Johannes

Kumanlar Moğollara karşı savaşa girişti. iki taraftan hiç birisi galip gelemedi. Bunun üzerine efsanesi yeniden canlanıyor ve ondan yardım bekliyorlardı. Moğol istilası zamanındaki
Moğollar Kıpçaklara elçi gönderip, aynı kavimden olduklarını ve birbirine taarruz etmemelerini Fakat, bu bir sürü ifadeyi
seyyahların hepsi de onun kahramanlıkları hakkında bir şeyler bilirler.
istediler ve buna karşılık büyük mükdfatlar vadettiler. Kıpçaklarla bu şekilde yapılan anlaşma birbiriyle karşılaştıracak olursak, taban tabana zıt hükümler ortaya çıkar. Bk.
L. Ligeti,
yapmış ve
neticesinde Moğollar Alanlara karşı zafer kazandılar. Zaferin akabinde katil ve yağmaya Bilinmeyen İç Asya, s. 303; l253-1255 yılları arasında Moğolistan'a seyahat
giriştiler. Diğer taraftan Moğollarla yapılan sulh neticesinde Kıpçaklar ayrılarak ülkelerine Karakurum,a da uğramış olan Rubruk da Plano Carpini'den geri kalmayarak,
Papaz Johannes'in
_83'
Naymanlar hükümdirı olduğunu söyler. Bk. Reisen zum Groskhan der Mongolen, s. 8l
60 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatn6me 1245-1247 6l

ateş Ve arkalarına da köri.iklü birere adam yerleştirdi. Bu


şekilde 4. Köpek (it) başlı insanlaru'Ve Tibet
hazırlanmış olan bir çok maket ve at Moğollaia doğru iierledi.
Savaş alanına ulaşınca kapalı bir saf düzeninde ,i bi'biriri,
yanında olarak atlarını önden gönderdiler, fakat arkada VIII. Çölden geçmekte olan geri dönüş yollarında
ofurmakta olan adamlar benim adını bilmediğim bir maddeyi bu gelmiş oldukları ülkede, bazı kadın yüzlü azmanlarla
maketlerin içlerinde yanan ateşe attılar. Sonra da körükleriyle karşılaştılar; bu rivöyetler bize, hükümdörın Saraytnl ziyaretimiz
ateşi güçlendirdiler. Grek ateşi dolayısıyla düşman askerleri sırasında Rus rahipleri Ve onların arasında uzun Süre bizzat
yanmağa başladı ve duman dolayısıyla hava büsbütün karardı. yaşamış olanlar tarafindan teyit edildi. Bazı tercümanlar
Bu sefer oklarını Moğollara doğru firlattılar ve bir çoğunu vasıtasıyla bu kadınlara, ülkede yaşayan erkeklerin nerede
yaralayarak öldürdüler. Böylece Moğollar
şaşkınlık içeiisine oldukları sorulunca şöyle cevap Verdiler: "Bu ülkede yaşayan
düştüler ve bu ülkeden kovuldular. Bizim duyduğumuia göre, bütün kadınlar insan yüzlüdür, buna karşılık erkekler ise köpek
hiç bir zaman da onlara karşı savaşmak için geri dönmedilera. görünümüne sahiptirler".
Moğollar bu ülkede bir süre daha kalmakta iken, it
başlılar nehrin karşı kıyısında toplandılar ve orada o Strada çok
Sert bir kışın ortasında hepsi birden Suyun içine atladılar.
Hemen akabinde de tozun içerisinde yuvarlandılar ve su ile
g Yukarıdaki hadise aslında ReşidüddTn'in aşağıda anlattığı tarihi rivayettir. Harezmşah karışan toz, bütün vücutlarında dondu; bu hareketi vücutlarının
CelAleddin b. Muhammed, Cengiz Han'ın önünden güneye kaçtı. Cengiz Han, üzerinde sağlam bir kabuk meydana gelinceye kadar tekrar
ettiler ve Moğollarla savaşmak izere büyük bir şiddetle
Karaullardan Şiki
Kutuku Noyan'a Sultan CelAleddin'i yakalaması için emir gönderdi. Bamyan yakınlarında
bulunan Perv6n civarında iki taraf savaşa başladılar. içerisinde Kanglıların da bulunduğu saldırdılar. Moğolların bunlara affıkları oklar, ödeta sert taşlara
Harezm ordusu mevcut bakımından hayli kalabalıktı. Kutuku Noyan bu durum karşısında
bir
çarpmlş gibi oldu ve diğer silöhlarla da onlara bir şey
harp hilesine başvurmayı düşündü. insan suretindeki maketleri atların üzerine yerleştirerek, yapamadılar. Bu yüzden it başlılar onların üzerine daha şiddetli
ordusunun kalabalık görünmesini sağladı. Fakat, buna rağmen CelAleddin
bu hilenin farkına
bir şekilde saldırdılar ve dişleriyle bir çoklarını yaralayafak
vardı ve Moğollara karşı gelip gelmeyi başardı. Bir çok ganimet elde ettikten sonra ülkesin
öldürdüler66.
döndü. Kutuku Noyan geri dönüp duruınu izü ettiğinde Cengiz Han Talekan'ın
muhasarası ile
meşguldü. Haber üzerine kendisi bizzat _Carpini'nin dediği gibi oğlu değil- 65 Plano Carpini galiba oğuz Han'ın kuzeydeki "it-baraklar"a seferi hakkında
CelAleddin,in
üzerine gitti ve onunla Indüs nehri kıyısında karşılaştı. Savaş l22l yılının oğuzn6me'deki menkıbeyi duymuş ve Tatarların en kuzeyde bulunan "it başlı ve sığır ayaklı''
sonlarında cereyan etti
ve Celileddin mağlubiyete uğradı. Başka çare kalmadığını görünce kendisini bir kavim üzerine sefer ettiklerinden bahsetmiştir. Halbuki bu "itbaş sığır ayak kıssası'' bugün
nehre atarak karşı
kıyıya geçip, kurtuldu. Bu savaş hakkında ayrıntı için bk. C6mi' ü't-tev6rİh,I, bile Başkırdlar arasında bilinmektedir. Bundan başka aşağıda büsedildiği gibi Cengiz orduları
s. 524_527; ibnü,l_
Esir, eI-KAmi| fi'çT6rİh, XII, Türkçe terc. A. Ağırakça_A. özaydın, istanbuı ı987, hiçbir zaman, bu kuzey havalisine kadar gitmemişlerdir. Bk. M. Fuad Köprülü, Türk Edebiyatı
s. 356 vd'
Carpini ve Reşidüddin'in burada özneleri farklı olmakla birlikte aynı savaş hilesinden Tarüı, istanbul 1986, s. 54.
bahsetmeleri ilginçtir. Bundan anlaşılıyor ki, bu hileye İndüs bölgesinin hemen
her tarafında
66 Moğoı öncesi döneme ait yukarıdakine benzer bir rivAyete, Reşidüddin (Z. Velidi Togan'
rastlanmaktadIr' Carpini'nin bahsettiği savaş muhtemelen daha sonraki yıllarda
olmuştur. Her iki oğuz Destail, Reşideddin oğuznAmesi, Tercüme ve Tahliti, istanbul l982, 24 vd.)'de
müellif de MoğoIların mağlup olduklarını teyit etmektedirler. rastlıyoruz. "it_barak (ya da Kıl_barak), dünyanın karanlık taraflnda bir ülkedir. Bu kavmin
Moğol Tarihi veSeyahatnöme1245-1247 63
62 Ergin AYAN

bize
Bu şekilde Moğolları ülkelerinden çıkarttılar Ve Sefere çfttl. Fakat o, silah Zoruyla buraya hökim olamadı ve
o vardı. Bu dağların bir tarafi
zamandan beri şu söz söylenir olmuştur (birbirlerine alayla anlatlliığına göre, Hazar dağlarına
söylerler): "Senin baban ve kardeşin it başlılar tarafindan mücevher taşlarıyla kaplı olduğundan onların oklarını ve diğer
öldürülmüştür''. Fakat Moğollar zikredilen kadınlardan silahlarını mlknatıs gibi çekti. Hazar dağlarında kuşatılmış
yakaladıklarını memleketlerine götürdüler ve bunlar ölene kadar bulunan insanlar, ordunun gürülti.isünü işitince muhtemelen dar
orada yaşadılar. bir yol açıp dağlardan çıkmağa teşebbüs ettiler. Moğol ordusu
10 sene Sonra geri dönerken, dağda açllmış olan bu yolu buldu.
IX. Moğol ordusu oradan geri döndü ve Buri-Tabetu'
ülkesine gelerek, onlara karşı savaşıp zafer kazandı, Bunlar Fakat Moğollar, onların ülkelerine girmeyi
putperesttirler ve çok iğrenç idetleri vardır. Bir kişinin babası denediklerinde (10 sene Sonra?) bunu asla başaramadılar, çünkü
öldüğünde, akrabaları toplanır Ve onu yerler; bu bize anlatılarak önlerinde bölük bölük bulutlar bulunuyordu ve bu yüzden
teyit edilmiştir. ilerleyemiyorlardı. Yüzleri aniden simsiyah olmuştu. Karşı
tarafiaki rakipler olayı Moğolların kendilerine doğru
Sakalları yoktur ve bizzat şahit olduğumuz gibi, ilerlemekten korktukları şeklinde yorumladılar ve bundan dolayı
beraberlerinde daima büyüyen sakallarını kazımak üzere bir onlara saldırdılar. Fakat kendileri de bulutlara Varlnca,
demir çekecek taşırlar. Çirkin ve tipsizdirler. Bu ordu oradan zikredilen sebepten dolayı daha faz|a ilerleyemediler. Moğollar
ülkeye geri dondu. bu dağlara varmadan önce, çok büyük bir sahrayl kat etmek
zorunda kalmışlardı.
oradan doğuya doğru gittiler ve yolları onları l aylık
5. Hazar dağlarında ve Troglodytlerle yapılan
mesafeden daha da uzun süren büyük bir çöle götürdü. Bize de
SaVaŞ güvenilir kişilerin anlattıklarına göre, hiç bir insan bulamadıklarl
6i. ıık.y. ulaştılar. Burada büti.ın ülkeyi aradılar ve bir adamla
karısını bulunca, onları yakalayıp Cengiz Han'ın huzuruna
X. Cengiz Han diğer iki orduyu sefere gönderirken,
kendisi debizzat üçüncü ordu ile doğuya Kırgız ülkesine doğru çıkardılar. onlara bu ülkenin insanlarının nerede oldukları
sorulunca, dağların arasında yeraltında yaşadıklarını söylediler.
erkekIeri kara renkli, çirkin yüzlü ve köpek gibi, kadınları ise temiz yüzlüdürler. Bunlar Cengiz Han kadını alıkoydu, fakat adamı kendi elçileriyle
savaşacakları zaman iki havuzdan birini kara birini de ak tutkal]a doldururlardı. Savaştan
önce beraber göndererek, halkın huzuruna gelmesini emretti'
Adam onların yantna gidip te CengizHan'ın buyruğunu
bu havuzlara girerek çıkarlar sonra da kumların üzerinde yuvarlanırlardı. Böylece bu madde
üç

iletince, belirli bir gün tayin edip onun yanlna gideceklerini ve


defa vücutlarında kuruduktan sonra, gövdelerine hiçbir silah tesir etmezdi. Böylelikle
bunlar
oğuz'un gönderdiği askerlere karşı galip geldiler. Sonra oğuz Han bizzat kendisi onların üzerine
emirlerine itaat edeceklerini bildirdiler. Fakat bu atada
yeralt1ndaki gizli geçitlerde toplandılar ve Moğollara karşı
giderek, galip gelmeyi başardı'' .

iıareket ederek, ani bir saldırı ile onlardan birçoğunu öldürdüler.


67 I]uri-Tabet,
Tibet'tir. Reşidüddin (C6mi' ü'tıev6rih, I, s. 297) ong-Han,ın oğlu
Sengun'un Cengiz Han'dan kaçarak önce Buri_Tibet'e gittiğini bildirmektedir; .,l,'yerine..r',
üsteıik Moğollar, doğan güneşin olağanüstü gürültüsüne
telaffuz eden ÇinliIer, Tibet yerine BoIi-Tufan derter ki, Tufan Tibet,e verilen addır. Bk. F.
dayanamayıp, bu olağanüstü gürültüden kurtulmak için, Güneş
Risch, a.g.e., s. 128, n.3.
Ergin AYAN
Moğol Tarihi ve Seyahatn6mel245-1247 65

doğarken bir kulaklarlnl yere bastırıp tıkamalarına rağmen,


b-irçoğu bu güniltüye engel olamayıp hayatını kaybetti. öengiz bunlara kesin kes uymaktadırlar. Bu talimatlardan ikisini burada
Han ve adamları burada hiç bir şey başaramuyu.akıar,rı, bilökis zikretmek istiyoruz. Birincisi şöyledir: Kendisine yetki verilen
saldırılar ve gürültü yüzünden adamlarını kaybettiklerini ve bu yetki ile kibirlenip, komutanlar tarafindan seçilmediği
görünce, kaçarak bu ülkeyi terk ettiler. halde hakan olmak isteyen affedilmez ve acımadan idam edilir.
Bu yüzden şu andaki hakan Güyük Han'ın seçiminden önce, bu
Fakat karı kocayı yanlarında götürdüler Ve onlar da mevkiyi elde etmek isteyen Cengiz Han'ın bir torunu (veya
ölene kadar Moğolların ülkesinde kaldılar. Kendilerine yeğeni), hakan olmak istediği için ölümle cezalandırılmıştıru'.
yeraltında yaşamalarının nedeni sorulduğunda, senenin belli
bir Cengiz Han'ın diğer yasası, dünyaya hökim olup, başta
gününde Güneş doğarken, insanların dayanamayacağı bir
gürültünün ortaya çıktığını ve bundan dolayı -yeraltında hAkimiyetine girmeyen uluslarla barış yapmamaları hususunda
yaşadıklarını söylediler. Hatta bu gürültüytı bastirabilmek için idi. Bu yasa, kendileri yok olana kadar geçerli kalacaktı. Çünkü
kendileri müzik aletleri ve davullarla daha büyük gürültüler 42 seneden beri savaşmakta olup, daha 18 sene daha
yapmak zorunda kal ıyorlarm ı ş. egemenliklerini sürdüreceklerdir. Bir efsaneye göre, sonunda
başka bir ulus tarafindan yenileceklerine inanıyorlar, fakat bu
ulusun hangi ulus olduğunu bilmiyorlardı. Bu yenilgiden
6a. Cengiz Han'ın yasalarıu've ölümü kurtulanlarla, kendilerini yenenlerin de bu yasalara uymağa
devam edeceklerini söylüyorlardı (bunun anlamı yenen Ve
yenilenler, Cengiz Han'ın yasalarına uymağa devam
Cengiz Han sözü edilen ülkeden geri döndüğünde edeceklerdir).
yiyecekleri bitmiş ve hepsi son derece büyük açlık
çekın-işler. Cengiz Han her ı0, l00, 1000 askere Ve tümen
Bu sırada tesadüfen bir hayvanın barsaklarını bulmuşlar. Bunları (finsternis)'e bir komutan vererek, böylece ordunun
alıp içindeki pisliği temizledikten sonra, pişirerek CengizHan,ın düzenlenmesini sağladı ve bütün organizasyonu bu şekilde
önüne koymuşlar. o ve kumandanları bunu yemişler. Bu yıizden yaptı'o. Şimdi bunların hepsini anlatmak uzun Zaman ahr, ayrlca
Cengiz Han, bir hayvanın pisliği dışında yeniiebilec.k kun,,
barsağı ve herhangi bir parçasının atılmamaSlnl yasalaştırmıştır.
69 Yukarıdaki hadisenin aslı aslında şöyledir: Cengiz Han'ın en küçük kardeşi otçigin,
XI. Bu olaydan sonra Cengiz Han vatanına geri dönüp, Ögedey'in ölümünden sonra ve Güyük'ün tahta çıkmasından önce, tahtı ele geçirmeye çalıştı.
yasalarını ve çok çeşitli olan talimatlarını bildirdi. Moğollar
Fakat, Turakina Hatun'un dostça davranışları üzerine bundan vaz geçti. Sonra bu hususta bir
araştırma yapıldı ve otçigin'in bazı kumandanları cezalandırıldı. C6mi' ü't-tev6rih, II' s. 802,
68 Bilindiği gibi, Cengiz Han zamanında Moğollarda kendi adıyla anılan yasalar meydana
806. Aynı şekilde Carpini'nin Moğolistan'dan dönüşünden sonra, Ögedey Han'ın bir torunu olan
geldi. Moğolların sosyal hayatı ve teşkilAtı hakkında önemli ayrıntyıları
ihtiva edecek olan bu
Şiramun, Möngke Kaan'ın tahta çıkmasına (l251) karşı çıkmış ve bazı giz|\ planlar yapmaya
yasalar maalesef orijinal olarak bu güne kadar elimize ulaşmamıştır.
istdm müe1liflerinin bu girişmiştir. Ancak, onun bu planları duyulunca Karamuran nehrine atılarak cezalandırılmıştır.
yasalar hakkında verdikteri bilgiler ise, eksik ve
şüphelidir. Bk' Moğolların İçtimaİ Teşkit6tı, Bk. C6mi' ü't-tev6rİh,I, s. 625; kuş. Ravzatu's-safi, IV, s. 875.
J'ürkçe terc. Abdülkadir inan, s. 25; Cengiz Han'ın yasaları hk. bk. T6rİh-i
Cih6ngüş6y,Il, s. l6_ 70 Moğoı kavim, kibile ve oymakları, onluk, yüzlük, binlik asker
25; Ayrıca bk. Abu'] Farac Tarihi' çev. ö. R. Dogrul, ]I, s. 478 vd. çıka(abilecek ayil
gruplarına ayrılmıştı. Bir amirden diğerine izinsiz geçmeler ölüm cezasl tehdidi ile men
66 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatnöme 1245-1247 67

bazılarını biz de bilmiyoruz. Cengiz Han bütün yasalarını Cuci'nin oğullarından birisi Batu'dur ve hakandan
koyup, teşkilötını kurduktan Sonra yıldırım çarpması ile sonraki en zengin ve kuvvetli şehzadedir'o. şehzadelerin yaşça
ölmüştür. en büyüğü ordu'dur; diğerleri ise Siban, Bora, Berke" ve
Taut'tur. Cuci'nin diğer oğullannln isimlerini bilmiyoruz'u.

Çağatay'ın oğulları ise Burin Ve Kadan olup,


diğerlerinin adlarını bilmiyoruz''.
B. Moğolların hükümdArları
Cengiz Han'ın adını bilmediğimiz dördüncü oglunun"
da şu oğulları Vardl: anaslnln adı Surukuteni" olan Mengü.
6b. Cengiz Han'ın oğulları Ve torunları Hakanın anasından Sonra bu hatunun nüfuzu Moğollar arasında
çok büyüktür, çünkü Batu'yu bir tarafa bırakırsak, ondan
sonraki en kuvvetli şehzöde Mengü'dür. Diğer bir oğlunun adı
I. Ceıgiz Han'ın 4 oğlu vardı: Birincisi ögedey, Budçak olup, diğerlerinin adlarını bilmiyoruz".
ikincisi Cuci", üçüncüsü Çağatay, dördüncüsünün ismini II. Şimdiki şehzödelerin adları ise şöyledir: Polonya ve
öğrenemedik (bu dört oğul o Zaman henüz yaşamakta olan diğer Macaristan'da bulunan Ordu; Batu, Kadan, Siban, Burin ve
devlet büyükleri ile birlikte, en büyük oğul ögedey,i kagan Budçak ki, hepsi Macaristan'da idiler. Bundan başka bir de
seçmişlerdir). işte bütün Moğol hükümdöriarı bu dört oğuldan
1)
turemışlerdır 74 Batu hakkında bk. History of the Mongols,Il, s. 36_92.

En büyük oğlu olan Ögedey'in aşağıdaki oğulları vardı: 75 Berke Han hakkında geniş bi|gi için bk. History of the Mongols,Il, s. l02-l25.
Birincisi olan Güyük şu anda hakandır; ondan sonra Kutan ve 76 Reşidüddin (C6mi' ü't-tev6rih, I, s. 7l0), Cuci'nin l4 oğlundan bahs etmektedir. Bunların
Kuçu, bunlardan başka oğulları var mıydı bilemiyoruz". isimleri sırasıyla şöyledir: ordu, Batu, Berke, Berkeçar, Şiban, Tangkut (yukarıda Taut), Buval,

Çilavukut, Singkur, Çimbay, Muhammed, Udur, Tukay-Timur, Şingkum.


77 cemi' ü't-tev6rİh ( l, s. 752 vdd.)'de adı geçen
çalatay Han'ın oğulları şöyledir:
edilmişti. Halkı bu şekilde gruplara aylrmasl hususi defterlere kaydediliyordu. Moğolların Muvatugan, Muçi_Yibe, Bilgeşi, Sarban, Yisungka, Baydar. Bunlardan Muvatugan'ın bir oğlu da
İçtİmai Teşki16tı. Türkçe terc. Abdülkadir inan, s. l57. Buri'dir; Subhu'I-'aş6 (IV, s. 309)'da Kaday (muhtemelen Kadan) adlı bir şehzddeden
7lCucihakkındadahagenişbilgi içinbk.Howorth, Historyofthe bahsedilmektedir, ki bunun hikimiyet sahasının Mdverdünnehr olduğu belirtilmiştir.
Mongots,ll's.25-36.
72 '78
Carpini Ögedey'in en büyük kardeş olduğunu yazmaslna rağmen bunda yanıldığı Cengiz Han'ın en küçük oğlunun adı Tutuy idi. C6mi' tj't-rcvarİh,Il, s. 778; Kalkaşandi,
aşikardır. Cami' ü't&veİİh (I, s. 605)'de Cengiz Han'ın en büyük oğlunun Cuci olduğu, ayrıca Subhu'I-'aş6,IV, s. 309; Abu'l Farac Tarihi, çev. Ö. R. oogruı, II, s. 478.

ikinci oğlunun Çalatay, üçüncü oğlunun ögedey (s. 6|7) olduğu açıkça zikıedilmektedir. Karş. 79 Surukuteni Bike, aynı zamanda Hulagu Han'ın annesi olup, Kerayit kavminin reisi ong_
Subhu'l-'aş6,IV, s. 308; Abu'l Farac Tarihi, çev' ö. n. oogruı, ıı, czs. Han'ın, Cegembu adındaki biraderinin kızl idi.

Cemi'ü'ueverİh ( I, s. 62l)'e göre ögedey'in yedi oğlu bulunuyordu. Bunlarln beşi


73 80Cemi' ü't-tev6rih (|1, s.779-783.)'e göre, Tuluy'un oğullarının isimleri şöyledir: Möngke
Turakina Hatun'dan, diğer ikisi ise Kumay Hatun'dan idiler. Adları Kaan, Curike, Kutuktu, Kubilay Kaan, Hulagu Han, Arık-Buka, Buçek, Möge, Sugitay,
şöyledir: Cüyük, Kutan,
Kuçu, Karaçar, Kaşin' Kadan oğul, Melik. Subuktay.
Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatn6me 1245-1247

Kakodan (Chirpodan) vardır ki, bu şehzide şu anda islöm kızları toplatarak, aralarından hoşuna gidenleri seçip alır,
ülkelerindeki birkaç hükümdarla ve ay,,ça deniz kıyısında diğerlerini ise kendi arzusuna göre adamlarına dağıtır.
oturan diğer düşmanlarla savaşmaktadır.
Herhangi bir ülkeye elçi yollandığında, sayıları ne
Üıkede kalan şehzöde ve noyanlar şunlardır: Mengü, kadar olursa olsun, halkın bu elçilere gerekli olan atları ve i0şeyi
Kutan, Sibka, Kubildy, Seremum, Taşdemir, Sinokur, Kara-Çay,
temin etmesi zorunludur. Aynı şekilde diğer ülkelerden vergi
artık yaşlanmış bulunan Subutay Noyan ki, ona eski asker getiren veya elçi olarak gelen kimselere de at, araba ve
derlerdi, Bora, Berke, Mauci, Corenza ki, bu aralarındaki en inş
.. 8t vermek zorundadırlar.
onemSız tıgındır
Buna karşılık Moğol soylularına diğer uluslardan
elçiler geldiğinde, kendilerine yeterli yiyecek, içecek ve giyecek
sunulmamaktadır. Doğrudan hakana elçi olarak gelmeyip,
C. Hakanın Ve şehzödelerin yönetimleri şehz1delerde uzun süre elçi olarak kalanlara çok az ilği
gösterilmektedir. Örneğin, 10 kişilik bir gruba 2 kişiye yetecek
kadar yiyecek verirler. Hem şehzödelerin konaklarında (saray),
hem de yola çıktıklarında kendilerine günde bir kez olmai< izere
7. Hakanln ve şehzadelerin egemenıik
kendilerine çok az yiyecek yolluk olarak verilir. Elçilerin
yetkileri
başlarına bir haksızlık geldiğinde, şikdyet etme imkAnları da pek
yoktur, daha çok bunları sineye çekmek zorunda kalırlar.
I. Moğol hakanının halk üzerinde mutlak egemenlik II. KendiIerine böyle davranıldığı halde, konuk
hakkı vardır. Hiç kimse ondan özel izin almadan ülkenin bir oldukları şehzAdeler ve kumandanlar elçilerden bir sürü
tarafına yerleşmeğe cesaret edemez. Hakan noyanların hediyeler talep ederler. Hediye Vermeyen elçilere tepeden
oturacakları yerleri tayin eder, onlar da binbaşılara, binbaşılar bakarlar ve hiç iltifat etmezler. Bir elçi eğer ünlü bir hükümdör
yüzbaşılara, yüzbaşılar onbaşılara yerlerini gösterirler8'. Bundan tarafından yollanmışsa, vasat bir hediye ile tatmin olmazlar ve
başka herhangi bir zamanda ve yerde, ister savaş için (veya "sen ünlü bir hükümdArın elçisi olarak geliyorsun, niye bize
barış), ister ölüm, isterse yaşamak ne için olursa olsun bir emir böyle basit bir hediye getirdin" diye sitem ederler. Ardından da
verirse, itiraz etmeden bu emre uyarlar. sunulan böyle bir hediyeyi reddederler. Eğer elçiler başarıya
ulaşmak istiyorlarsa, daha faz|a hediyeler vermek zorunda
Eğer şahsen herhangi bir kişinin bek6r kızıy|aveyakız
kalırlar. Biz bile din kardeşlerimizden, seyahatimizin
kardeşi ile evlenmek isterse, itirazsız bu arzusu yerine getirilir.
masraflarını karşılamak üzere almış olduğumuz paraların büyük
Hatta her yıl ya da bir kaç yılda bir Moğollardaki bütün bökire
bir kısmını zorunlu olarak böyle hediyeler için harcadık.
Herkesin bildiği gibi bu ülkede her şey hakana aittir.
Bu yüzden hiç kimse bu buna Veya şu şuna aittir demeye cesaret
8l L. Ligeti, Bilinmeyen iç Asya, s.93.
82
edemez, çünkü bütün ev eşyalan, hayvanlar ve insanlar hakanın
Karş. Moğolların İçtimai Teşkillrr, Türkçe ıerc. Abdülkadir lnan, s. 168.
'71
10 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatnime 1245'|24'7

malıdlr83. Bu hususta hakan bir süre önce kesin bir ferman 8. Ögedey'in Kaganlığa seçilmesi ve Batu'nun
çıkartmıştır. seferi"
III. Aynı şekilde şehzideler de kendi tabiiyetleri altında
yaşayanlar üzerinde mutlak hökimdirler. Bu insanlar ister
Moğol, ister başka menşeden olsun, şehzödeler arasında mal gibi
IV. Cengiz Han'ın
ölümünd^gn sonra' şehzideler

paylaşılmışlardır. Şehzade bir yere elçi yolladığında, o yörede toplanarak, ögedey,i kaganlığa seçtiler86. Ögedey devlet ileri
yaşayanlar hem hakanın hem de o bölgedeki şehz1denin kulları gelenlerini toplayıp, onlarla müşavere ederek, ordusunu birkaç
olarak itiraz etmeden bu elçilere, at|ara bakacak uşak ve kr'., aylrdl. Yeğeni olan Batu'yu 1. ordu ile Altı Soldan
hizmetçiler vermekle kalmayıp, masraflarını da karşılamak ülkesine Ve Biserminenler (yani bunlar Müslümanlar olup,
zorundadırlar. Kumanca konuşurlardı) üzerine gönderdi. Batu bunların
ülkelerine girdi, onlarla savaştı Ve Silah gücüyle onlara boyun
Hem şehzideler ve hem de ülkenin diğer insanları eğdirdi. Barçin adlı bir kentte oturanlar uzun süre Batu'ya direnç
hakana bir, iki, üç yıllık veya istediği kadar sütünden g6sterdiler. Barçinliler kentin etrafına daire şeklinde bir çukur
faydalanmak üzere kısrakları vergi olarak vermekle iurrp, üstünü kap atm ı şl ardı. B atu' nun askerleri kente sal dırırken
mükelleftirıer'o. şehzAdelerin kendi kulları da aynı şekilde bu Çukurlara düştüler Ve ancak bu hendekleri doldurduktan
şehzödelere vergi verirler. Böylece bu insanların bağımlı sonra kenti ele geçirebildiler.
oldukları ve hür olmadıkları ortaya çıkmaktadır. Kısaca
özetlersek hakan ve şehzödeler, ülkede yaşayan insanların
Yenikent"'te oturanlar bunu öğrenince (Moğollara
mallannı ve canlarını istedikleri şekilde kullanırlar. direnmenin imkönsız olduğunu) kentin kapılarını açarak teslim
oldular. Böylece kent tahrip olmaktan kurtuldu, fakat Moğollar
buna rağmen halkın çoğunu öldürerek, sağ kalanlarl sürgiın
Batu'nun seferleri hakkında daha geniş bilgi için bk. Hısfory of the Mongols, s.
85 82_85.

86 Kalkaşandi, Subhu'1-'aş6, IV, s. 309.


83 Moğoıtara tabi olan bütün topraklar han süldlesine (altan uruğ aitti. onların idarecisi ise s7 Yengikend (Ditı_j Nev) şehri X. yüzyıldan beri oğuz Yabgu'sunun kışlak merkezi idi.
Frankfurt
imparator-han idi. Mukataaları bu sülilenin erkek evlAtlarına (köbegün) ve onun sadık Hudfıdu'l-'alem(Anonim), İng. trc. V. Minorsky, London 1937 (Ed. by. F. Sezgin,
1993), s. l22'312; Savran suyunun Seyhun'a döküldüğü yerden iki
günlük mesafede ve
bendelerine (nöker, noyan) tevzi ederek o kendisi tasdik ediyordu. Bk. Moğotların İçtimaİ
tarafından sık sık
Teşkil6tı, Türkçe terc. Abdülkadir inan, s. l69. Moğol istililsına Kadar Türkistan, s. 4l6 vd.)'un nehirden bir fersah uzaklıkta olan bu oğuz başkenti, muhtelif Arap müellifleri
mevzubal.ıis edilmektedir. Halihazırda bunun harabesi Seyhun'un güneyinde ve Cankend adıy[a
tesbitine göre Cengiz Han, milli geleneğe uyarak hayattayken oğullarına ve diğer yakınlarına
tanınmış olan mevkide görilnmekte olup bu harabe Hive Hanlığı arazisindeki
eski Cankale'den
mülkler vermiştir. l207 ve l208'de "orman Milletleri'' itaat altına alınınca Selenga ve Yenisey
kilometrelik bir mesafededir. Yengikend'den Harezm'e kadar on günlük mesafe idi' Buradan
arasındaki ülke ile Yenisey havzasını zapt eden Cengiz Han'ın büyük oğlu Cuci ilk hisseyi aldı. beş
l923, s '
Moğol ananesine göre, babanın esas mülkünün en küçük oğula kalması icap ettiği gibi her Kimek Türklerinin arazisine de gidilirdi. KöprülüzAde M. F., Türkiy| Tarüı, istanbul
l33; Kimek (Yemak) kabilesi hakkında ayrıca bk. Gerdizi, Zeynü'1'ahb6r, neşr. 'Abdülhayy
oğulun arazisinin uzaklığının da yaşı ile mütenasip olması gerekiyordu. Cuci en büyük oğul
olması münasebetiyle en uzak bölgeyi aldı. Habibi,iran |!4'l,s.257vd.;Hududu'l'A]em,s.305-3l0;Dahabk.M.K.Özergin,"Kimek'ler
84 Karş' Moğotların içtimaİ Teşkit6ü, Türkçe terc. Abdülkadir lnan, s. l70. ve Kimek Devleti'', Atsız Aımağanl, istanbul 1976' s' 371'396'
72
Ergin AYAN Moğol Tarihi Ve Seyüatname D45-|247 IJ

etti]er. Kenti yağmaladıktan sonra Moğolları yenip, neredeyse ülkelerinden kovabilirlerdi. Böyle
da başka yerlerden insanlar
getirterek buraya yerleştirdiler88. kritik bir anda Batu kılıcını çekerek askerlerine: "Kaçmayın,
Batu'nun ordusu buradan, zenginbir şayet kaçarsanız hiçbiriniz kurtulamazslnlz' öleceksek hiç
yöneldi' Bu kentte şehir olan omas,a olmazsa birlikte ölelim,çünkü Cengiz Han'ın kehinetine göre,
çoğunlukla Hıristiyan olanHazarlar, Rutenler
(Hazar-Rus), Alanlar ve diğer ırkia-rdan kaderimizde hepimizin öldürülmesi Vardlr. Eğer bu vakit
insanlarla, Müslümanlar gelmişse, hep beraber ölelim" dedi. Batu'nun bu sözleri üzerine,
da yaşamakta idi ki, keitin idaresi
Müslümanların elinde yeni bir cesaretle dayandılar Ve Macaristan'ı yerle bir ettiler.
bulunuyordu' Kent Don nehrinin kenarında kurulmuş
olduğundan dolavı çok zengin di, ayrıca
d,enizkenarında liman VI. Macaristan'dan döndükten sonra, bu kez kifiır
kenti
.o'duğu için, Mtisltıminıurıu'|ogun ticaret yapılıyordu. Morduan (Mordvin) ülkesine geldiler Ve bunları da
Moğollar kente hücum edip alamaoikıirınaan hAkimiyetleri altına aldılar. Bundan sonra Bilerlere" yani Büyük
içinden geçen nehrin <ındne bir üeno
aoiJ,,'o-u.,,,
çekip sonra da bunu Bulgarya'ya yöneldiler ve orada da her tarafi yakıp yıktılar.
yıkarak ve kentin binalarını ve halkını ondan sonra daha da kuzeye doğru çıkarak, Bascart yani Büyük
da su altında bırakmak
suretiyle başarıya ulaştılar ve kenti Macaristan'a gidip, onları da yendiler. Bu ülkeden sonra daha
zaptettiler.
V. ornas,ı aldıktan sonra' Türklerin ülkesine
kuzeye doğru ilerleyip, bu sefer Korossitlerin ülkesine geldiler.
yöneldiler. Türkler o zamanlar henüz Bize anlatıldığına göre, bu halkın mideleri ve ağız|arı çok
k6fir idiler. onları da küçükmüş, bu yüzden yemekleri çiğneyemedikleri için, etleri
yandikten sonra Rusya'ya hücum
ettiler ve bütün t.ntı..irl iJ
kalelerini yerle bir ederek, halkıni da kaynatarak üzerlerine doğru eğilir, buharını veya kokusunu
öldürdüler. Uzun bir
kuşatmadan sonra Rus başkenti olan içerlerine çekerler ve bu şekilde beslenirlermiş. Bir şeyler
Kiev,i aldılar ve halkını da yiyebildikleri takdirde de çok az yerlermiş. Bunların ülkesinden
katlettiler. Biz o böIgelerjen g"ç..k.n,
öldünilen ,uyrro lrrun,n
kafataslarını ve kemiklerini ta-rlalarda ylğılmış sonra Samogedenlere sefer yaptılar. Bunlar sadece avcılıkla
oıa.ak g".art. o yaşarlarmış; çadırlan ve evleri ise hayvan posfundan imiş.
zamanlar Kiev kenti
çok büyük_9lrp, nun bakımındin Ja çot
kalabalıktı. Şu anda ise uiak bir kasaba ' Buradan sonra daha da ileri giderek neticede Okyanus'a
halinde, zob tuou,
binaya sahiptir ve halkı da ulaştılar. Bize yemin ederek anlatılanlara göre; burada insan
çok şiac.tıl bir baskı altında
tutulmaktadır. Kiev'den sonra Rusya'nın
J aıger btıig.i..ln" şeklinde, öküz ayaklı ve it başlı canavarlar yaşıyorTnuş. İnsan
dağılarak, her tarafi yakıp yıktılar. dilinde sadece iki kelime konuşabiliyorlarmış ama üçüncü
Rusya ve Kumania,dan sonra, Batu,nun kelimede köpek gibi havlamağa başlıyorlarmış. Konuşurken ara
Macaristan'a Ve Polonya,ya saldırdı. ordusu vermelerine (yani iki kelimede bir havlamalarına) rağmen, güç
Macaristan'daki savaşIarda Moğollar
P;i;;;; Ve te olsa neticede düşündüklerini anlatabiliyorlarmış.
büyük kayıplar verdiler,
eğer Macarlar kaçmayıp ta muJafaaya j.uu,
l,t.ii oüüurd, Bu ülkeden sonra Moğollar, tekrar Polonya'ya döndüler
ve halen bugün dahi Moğolların bir kolu burada bulunmaktadır.
88 Reşidüddin (Cemi' ü't-bverİh,
I, s. 576), Barçınlığkent ve Yengikent,in
h.617 (l220),de
Cuci Han tarafından ele geçirildiğini belirtmektedir.
Carpini,nin bu oIayda Batu,dan bahsetmesi, 89 Büyük Bulgarya olarak Volga Bulgarlarının ve Küçük Bulgarya olarak da Don
onun da bu seferde bulunmasından
dolayı olsa gerektir. Bulgarlarının ülkesi kasdedilmektedir.
74 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatnime |245-1247

Savaşa Savaşa Halep hükümdörına doğru ilerlediler ve halen bu


ülkeyi işgal altında tutmakta olup, niyetleri diğer ülkelere
saldırmaktır. Şu anda bu seferden henüz geri dönmediler. Başka
9. Cormagan'ın seferi bir Moğol o'irr., ise, halifeye karşı Bağdad'a doğru yola çıktı
u. on, yenerek hakimiyeti altına aldı. Bugün bile Bağdad
Moğollaia her yıl 400 Bizans altını, bunun yanında Bağdad
VII. Ögedey Kagan, Batu ile aynı sırada başka bir kumaşı ve diğer hediyelerden vermektedir. Buna rağmen
Moğol ordusunu da Cormagan'ın komutasında Kırgızlara karşı
Moğoilar her yıl halifeye elçiler yollayarak, şahşen hakanın
yolladı. Cormagan Noyan Kırgızları mağlup ederek, hikimiyeti
,rrğrru gelip görünmesini emretmektedirler. Halife de haracın
altına aldı. Kırgız|ar da kdfir olup sakalsızdırlar. Kırgızlarda
yun*du Jaha zengin hediyeler yollayarak, ziyareİinin daha ileri
şöyle bir yas tutma ödeti vardır: bir aile babası oldtığtınde, aile tir tarihe ertelenmesini rica etmektedir. Hakan bu hediyeleri
efradları üzüntülerini göstermek için, bir kulağından diğer
almasına rağmen, emrinde ısrar etmekte ve halifenin şahsen
kulaklarına kadar derilerini şerit halinde yüzerler. Cormagan
gelmesini istemektedir.
Kırgızlardan sonra, güneydeki Ermenilere doğru yöneldi. Çölü
geçerken, yine bize anlatılanlara göre, yerin altında birkaç tane
tuhaf yaratığa rastladılar. Gerçi bunlar da insan şeklinde olup,
göğüslerinin ortalarından çıkan birer kollarl Varmış ve birer
ayaklı imişler. Ancak, iki tanesi birbirlerine destek vererek ok
atabiliyorlaffnış Ve o kadar hızlı koşabiliyorlarmış ki, bir at bile
onlara yetişemiyormuş. Bunların koşmaları bir ayak üzerinde
slçrama şeklinde imiş. Bir zaman sonra yorulunca da el ve ayak
üzerinde bir tekerlek gibi dönerek koşmaya başlarmış. Isidor bu
yüzden onlara siklop (tekerlek ayaklı) adını vermiştir. Bu
şekilde koşarlarken yorulduklarında, tekrar diğer şekilde (tek
ayak üzerinde) koşarlarmış. Buna rağmen Moğollar onlardan
birkaçını yakalayıp öldürmüşler ve birçoğu da elçi olarak
hakanın saraylna, barış antlaşması yapmak için geldiler. Bu
o|ayıbize, hakanın sarayında yaşayan Rus papazları anlattılar.
Cormagan daha sonra Ermenistan'a doğru yöneldi.
Ermenileri yendikten sonra, Gürcüler üzerine hücum etti ve
onları yılda 40.000 hiperper altın haraca bağladı ki, onlar bu
vergiyi höld ödemektedirler. Moğollar buradan çok saygın ve
kudretli biri olan Rum sultanının ülkesine yöneldiler ve onu da
bir savaşta mağlup ettiler. onu mağlup ettikten sonra bu defa
76 Ergin AYAN MoğoI Tarihi ve Seyahatndme 1245-1247

vardır, fakat komutaya bunların arasından sadece biri tam


yetkilidir.
Savaş zamanında bir onluk gruptan l,2,3 veya daha
fazlası kaçarsa, kaçanlar ölümle cezalandırılır. Eğer bütün onluk
toplu olarak kaçarlarsa ki, bağlı oldukları yüzlük birliğin hepsi
kaçmasa bile, hepsi ölümle cezalandırılır. Yani bütün ordu
genelde ricatte değilse, kaçanların sonu ölümdür. Aynı şekilde
onluk gruptan ikisi veya üçü cesaretle düşmana saldırır ama
diğer onluktan hiç kimse onlara katılmazsa, katılmayanlar da
ölümle cezalandırılırlar. onluk bir gruptan bir iki tanesi
yakalandığı takdirde, diğerleri bunları kurtarmazsa, bunun
cezasl da ölümdür.
Altıncı Bölüm
2. Silah Ve teçhizatları

I. Moğollar en azından aşağıdaki silihları bulundurmak


MoğolIarın Harp Sanatı zorundadırlar; iki veya üç yay ya da hiç olmazsa iyi bir yay,
okla dolu üç büyük sadak, bir balta Ve SaVaş aletlerini çekmek
için bir ip, fakat daha zengin olan Moğollar, ucu sivri ve eğri
olan bir pala taşırlar.
1. ordunun düzeni Atları zırhlıdır ve askerlerin ayakları korumalıdır,
aynca miğfer ve zırh taşırlar. Atların bu zırh ve örtülerinin
bazı|an deridendir ve şu şekilde yapılırlar; öktızlerin veya diğer
Bu hususta baştan şunu belirtelim; Cengiz Han,ın hayvanların derilerinden, bir avuç genişliğinde şerit parçalar
emrine göre her on askerin başına bir onbaş (latincJde keserler. Bunlardan üç veya dördünü birbirine yapıştırırlar ve
dekan),
her onbaşıyabir yizbaş (sentenarius), her on yüzbaşa ayrrca ince kayışlar yada iplerle birbirine bağlarlar. En üst
bir binbaş
(millenarius) ve her binbaşa bir başkumandan tayin parçaya bağlamış oldukları ipi bir alttakinin ortasından geçmek
edilecekti,o.
Bu son sayı olan onbinin onlardaki karşılığı karaiveya karanlık) uzere bağlayarak, böyle devam ederler. Atlı savaşçı atın
anlamına gelir. Bütün ordunun başında iü veya iıç noyan (tugj üzerindeyken öne doğru eğildiği Zaman, bu parçalar iki, tıç kat
yukarıya birbiri üzerine kayarak binerler.
90 Kendi isteğiyle bir kumandanın maiyetinden diğer bir kumandanın
maiyetine geçen asker, Atları korumak için takmış oldukları zırh beş parçadır.
ordu huzurunda idam edilirdi. onu kabul eden kumandan
da ağır bir şekilde cezalandırılırdı. Bk. Atın her iki sağrısına kuyruktan atın başına kadar uzanan birer
T6rih-i Cih6ngüş6y, neşr. Mirzö Muhammed ibn .ebdiııvahneb_i
Kazvini, s. 24. parça bağlanır ve bu parçalar eğerin altından atın kalçalannı
Moğol Tarihi ve Seyahatn6me 1245-1247 '79
78 Ergin AYAN

kaplar. İkinci parça atın sırtından aşağıya her iki yanma doğru
şeritlerin hepsini (her bir zırh kısmına) daha önce anlatılmış
olduğu gibi, biribirine bağlarlar. İnsan zırhları, at zırhlarının
sarkar ve karın altında sıkıca bağlanır. Üçüncü parça yuvarlak
yapllışı için de geçerlidir. Bu zırhları öyle parlatırlar ki, bir ayna
boru şeklinde atın kuyruğuna geçirilir. Dördüncüsü atın göğsüne
gibi insanlar içinde yüzlerini görebilirler.
bağlanır. Kuyruğa takılan parça dışındaki diğer deri parçaları
atın dizlerine veya ayaklarına kadar iner. Beşinci parça III. Bazılarının demirden yapılmış olan mızraklarının
demirdendir ve atın alnı ile boynunun her iki tarafinı koruyacak uçlarında , rakibini atın çekip düşürebilmek için, birer çengel
şekilde olup göğüs, sırt Ve boyun zırhlarına tutuşturulmuştur. takılmıştır. okları iki ayak, bir el ve iki parmak uzunluğundadır.
Fakat bu ayak uzunluğu her yerde aynı değildir; geometrik ölçü
Binicilerin zırhları da döıt kısımdan ibarettir. Bir parça olarak |2 arpa boyu (it dirseği), bir başparmak ("pollicis
baldırlarından boğaza kadardır ve insanın vücut yaplslna transversio'') ve 16 başparmak genişliği bir ayak yapar. okların
uygundur. Önde göğüs üzerinde dar olup, kollardan başlayarak,
demirden yapılma olan uçları çok sivridir ve her iki taraflarında,
aşağıya doğru devam etmek izere, binicinin büti.in karın kısmını
iki tarafi da keskin kılıçlar gibi kesiciler vardlr. Sadaklarında
kaplar. Diğer parça arkada (omuz üzerinden) enseden aşağıya
daima taşıdıkları bir okla, diğer oklarını bilerler. Bu demir ok
doğru karın üzerini örten kısma doğru uzanarak, kalçaları uçları geriye doğru, okun odun olan kısmını kaplayacak şekilde
kaplar. Arkadaki ve öndeki bu iki parça omuzlar üzerinde bir parmak uzunluğunda sivri bir kavisle son bulurlar'
birleştirilerek, iki demir apolet ile birbirine tutturulur ve
tokalarla sağlamlaştırılır. Üçüncü olarak her kolda bir kol zırhı Kalkanlarl söğüt dallarından ya da kamışlardan
(kolluk) bulunur ve bunlar omuzlardan ellere, hatta daha aşağıya örülmüştür, fakat bunları mutad olarak sadece geceleri hakanın
doğru serbest olarak uzanırlar. Nihayet dördüncü olarak ve noyanların nöbetçi devriyeleri, ordugöhın etrafinda taşırlar.
ayaklarında da birer zırh vardır. Bütün bu ayrı parçalar tokalarla Bunlardan başka ayrlca, 3 parmak genişliğinde olan okları da
birbirine tutturulur' Miğfer ise üst kısmında demir veya çelikten vardır. Bunları da kuşları, vahşi hayvanları ve silahslz insanları
yapılmıştır, fakat ense Ve gırtlağı koruyan kısmı deridendir. vurmak için kullanırlar. Kuşları ve vahşi hayvanları vurmak için
Bütün bu parçalar daha önce de belirtildiği şekilde birbirine daha değişik oklar da bulundururlar.
tutturulmuş el büyüklüğünde deri kayış parçalarından
yapılmışlardır.
3. Moğolların SaVaş usülleri
II. Bazılarının zikredilen teçhizatları ise demirdendir ve
şu şekilde yapılırlar; her biri bir parmak genişliğinde ve bir el
uzunluğunda olan ince demir plakalar yaparlar. Her bir plakaya L Moğollar seferden önce bir öncü kıtasını kıl çadır, at
sekiz küçük delik deldikten ve (vücuda dönük ) iç taraflarına üç ve silöhla donanmış olarak yollarlar. Bu grup düşmana saldırıda
sağlam kayış yerleştirdikten sonra, bir plakayı diğerinin üzerine bulunup, ganimet toplamaz, düşman evlerini yakmaz ve
koyarlar ve bu delikler boyunca, balık pulu şeklinde uzaylp hayvanlarını öldürmez, sadece yakaladıkları insanları yaralar
gitmesi için, ince kayışlarla birbirine bağlarlar. Böylece veya öldürürler. Rastladıkları insanlara hiç bir şey yapmasalar
kayışların üst kenarları içten ve dıştan birleştirilerek, plakaları bile, en azından onları korkutup kaçırırlar. Fakat korkutup
sağlam tutmaları sağlanır. Bu demir parçalardan, aynl şekilde bir
çnriİ (,,a,ıq .ı hii\n'ık]iığiinde bir hanf) vanar-lar ondan sonra hıı
80 Ergin AYAN
oğol Tarihi ve Seyahatnöme 1245-1247 81

kaçırmak yerine insanları öldürmeyi daha


çok tercih ederler''.
Bu öncü grubunu ordu takip eder ve ontine ne |'ka.sa III. Düşmanı gördüklerinde hemen üzerine hücum
::-aş
yağma|ar, ele geçirdikleri insanlaiı da öldürürler. Ayrıca ordu ederler ve her asker, karşısındaki düşman askerine bir ok firlatır.
kumandanları her tarafa akıncılar yollayarak, oralarda
saklanmış
Fakat, bu şekildeki bir hücumda düşman saflarını
bulunan sil6hlı veya silAhsız insanların yerlerini tesbit
ettirirler.
geçemeyeceklerini anlayınca, tekrar kendi saflarına geri
Bu akıncılar böyle zor işlerde çok tecrübe sahibidirler. dönerler. Bu davranışları bir SaVaş taktiği gereğidir, zira
şimdi
kendilerini takip etmekte olan düşman, hazırlanan tuzağa dogru
II. Büyük nehirleri bile aşağıdaki anlatac ağımızşekilde
geçerler: Bütün komutanların yanında ince derideıiyapılmış
ilerlemektedir. Düşman kendilerini takip edip bu tuzağa
bir düşünce, etrafını çevirerek büyük bir yenilgiye uğritırlar.
torba vardır. Bu torbanın içine silAh, elbise ve
şahsi .şyuıurrn,
koyduktan Sonra, daha önce torbanın ağzına geçirilmiş Karşılarına çok büyük bir ordu çıktığında ise, ondan iki
olan
bağlarla ağzını sıkıca bağlarlar. Böylece d-eri torü günlük mesafe kadar uzaklaşırlar. izlendikleri bu bölgeye
gelmiş olur. Sonra, atın eğerine bazı büyük .şyu'ıu.
iişı. ar*.nu
saldırır, yağmalar, insanları öldürür ve her şeyi yerle bir ederler.
koyarak,
kendileri de üzerine otururlar. Bu torbayi atlarinın t y.rgrru Sonuçta bu yolla başka bir şey elde edemeyeceklerini anlayınca
bağlarlar ve askerlerden birisi öne geçip iıem yüzer hem 10-12 günlük mesafeye çekilirler, bazen da saklandıkları yerde
de atın
yularını tutarak karşı kıyıya geçerler. Bazen da atları durarak, bu büyük ordunun çekip gitmesini beklerler. dndan
bir grup
halinde suya sürerJer Ve yanlarına yüzerek onlara yön veren sonra saklandıkları yerden çıkarak, bııttın ülkeyi tahrip ederler.
askerler koyarlar; kendileri de önceden hazırladıklaiı iki Savaş yaparken çok kumaz ve akıllı hareket ederler,
kısa çtınktı onlar
kürekle torba üzerine oturmuş olarak ve kürek karşıya 40 yıldan fazla bir zamandan beri düşman kavimlerle harp
çekerek
geçerler. Diğer atlar da kendiliklerinden onden suya halinde bulunuyorlar.
sürülen
izleYerek karşıya geçerler. Moğollar bu iereleri
3tlar1 şekilde ve IV' Bir meydan Savaşl yapmağa karar verdikleri zaman,
büyük nehirleri aşmış olurlar. Askerlirin yanlarında da bu
tarzd,a ordunun her bölümü nasıl savaşması gerekiyorsa, o şekilde saf
ama daha küçük olan birer deri torba bulunur. onlar da
sil6h tutar. Beyler Veya noyanlar, düşmanı uzaktan görebilecekleri bir
veya diğer eşyalarını içine koyarak ağzını kapatıp, atlarının noktada dururlar ve emirlerinde atlı oğlanlar, kız|ar ve kadınlar
kuyruğuna bağlarlar ama torbaları üzerine binilecek kadar
büyük bulunur. Bazen da insan şeklinde maketleri atlara bindirirler.
olmadığı du^rumlarda, kendileri yüzerek karşıya geçmek Bunun nedeni de maiyetlerindeki asker Saytsınl çok
zorundadırlar". göstermektir.
Düşman hattına karşı önce esirleri ve kendilerine
savaşta yardım etmek zorunda bırakılan diğer kavimlerin
9| Karş, Moğol İstililsına Kadar Türkistan' s.448. askerlerini sürerler. Bunlar arasında cüzi miktarda Moğol askeri
92 Karş. Moğol İstililsına Kadar Türkistan, s.446. Moğollar bu torbaları de olabilir. Tecrübeli olan diğer esas askerlerini düşmanın
bozkırlardaki yürüyüşlerde su
aynı zamanda
için kullanırlar; Yukarıdaki nehir geçme usulüne yakın bir rivayet
göremeyeceği bir şekilde, çevreden düşmanın sağ ve sol
Bizanslı müverrih Niketas Khoniates (Historia, kanatlarına yollarlar, böylece düşmanı çeııber içine alarak her
çev. F. Işıltan, Ankara I995, s. 47) tarafından
nakledilmektedir.
yandan üzerine hücum ederler.
MoğoI Tarihi ve Seyahatndme 1245-1247 83
82 Ergin AYAN

yağı yanmağa başladığında söndürülmesi imkAnsızdır, bu ateş


Düşmanı çember içine aldıklarında, bazen sayıları az ancak üzerine şarap Veya bira döküldüğü takdirde
olmasına rağmen, kalabalık gibi görünürler, çünkü beylerin ve söndürülebilir. Bu yanan yağ insan vücuduna değdiği Zaman,
noyanların etrafindaki atlı oğlan]ar, kadınlar ve insan suretindeki avuç içi ile ateşin düştüğü yeri ovalayarak söndürmek
maketler sayılarını daha çok gösterir, böylece düşmanlarını mümkündür.
yanıltır ve korkuturlar. Ama bütün bunlara rağmen düşman
ordusu yılmadan direnç göstermeğe devam ederse, bu sefer Kale bu şekilde de alınamazsa Ve eğer kuşattlkları kale
mahsustan düşmana kaçarak kurtulabilecekleri ümidini vermek veya keırtten bir nehir geçiyorsa, ya nehrin yatağını değiştirerek
için çemberde bir boşluk açar|ar. Düşman ordusu kendi savunma Veya suya bend çekerek kenti Suyun basmaslnı sağlarlar. Bunun
saflarını bozup, bu gedikten kaçmaya teşebbüs edince de da bir faydası olmazsa, kale duvarının altından tüneller kazarak,
Moğollar arkalarından takip ederek, eSaS savaşta bir kısmı kenti ateşe verirken, diğer kısmı da savunmada
öldürebi leceklerinden daha fazlasını ö l dürürl er. Mümkün olduğu bulunanlarla savaşırlar. Bu kadar çabadan Sonla yine başarısız
kadar göğüs göğüse Savaşa girmezler, daha ziyade uzaktan ok oldukları takdirde kalenin karşısına müstahkem bir mevki veya
atarak düşman askerlerini ve atlarını yaralamağa veya başka bir kale kurarak kuşatmayl uzatırlar. Bunu da ancak
öldürmeğe çalışırlar. Böylece yaralanan ve zayıflayan düşmana kuşatılanlara dışarıdan bir yardım gelmediğinde ve geri
saldınp, göğüs göğüse çarpışırlar. çekilmek zorunda kalmadıklarında yaparlar.

4. Kale kuşatmaları 5. Moğollarln ihanetleri ve esirlere karşı


zulümleri

Kuşattıkları kaleleri aşağıda anlatıldığı gibi zapt


ederler: Sefer sırasında yolları üzerinde bir kale ile Bir kaleyi kuşatmayı sürdürmekte iken, Savunma
karşılaştıklarrnda, geçit vermeyen kazıklar çakıp, daha başka halinde bulunanlara her türlü tatlı vaatlerde bulunarak, kaleyi
engeller de koyarak kaleyi kuşatma altına alırlar. Bu suretle teslim etmelerini sağlamak isterler. Bu hoş vaatlere inanıp teslim
kaieye giriş Ve çıkışları önlemiş olurlar. Bundan Sonra olanlara da şöyle emrederler: "Adetlerimize göre, sizin sayıca
.un.rn,küurla taş atarak ve ok firlatarak gece gündüz durmadan miktarınızı tesbit edebilmemiz için, şehirden dışarı çıkmanız
baskı altında tutarlar. Bu şekilde kaleyi savunanlara bir an bile gerekmektedir''. İnsanlar dışarı çıkınca onlara aralarında
olsun dinlenme imk6nı vermezler. Moğolların kendileri ise kimlerin zanaatkdr olduklarını sorarlar. Bunları bir kenara
orduyu bölüklere aylrıp, bir kısmı hücum ederken diğerleri ayırarak, diğerlerini öldürürler. Katliam sırasında genellikle
dinlenme firsatı bulurlar. balta kullanırlar. Zanaatkdr|arın köle (nöker) olarak
kullanacakları kimselerin de hayatlarını bağışlarlar, fakat
Kaleyi böyle zaptedemedikleri takdirde, içine Grek
düşmanın soylularını ve ileri gelenlerini asla yaşatmazlar. Şayet
ateşi atarlar, hatta bazen öldürdükleri insanların yağlarını
birkaç soylu kişi, tesadüfen hayatta kalabilmiş ise, artık bunlann
eriterek, kale içindeki binalara flrlattıkları da olur. Bu tür insan
84 Ergin AYAN
MoğoI Tarihi ve Seyahatn6me 1245-1247
85

ne para ne de başka herhangi bir şey vasıtasıyla esaretten


kurtulmalarına imkin yoktur.
Savaştan Sonra genel olarak bütün esirleri öldürürler,
ancak birkaç tanesini köle olarak bırakırlar. Öıdııruıecek olanları
yüzbaşılara dağıtırlar. Yüzbaşılar bu esirleri çifte ağız|ı balta ile
öldürmeleri için onar onar kölelere verirler. Bu sayı yüzbaşıların
ordusuna göre daha aZveya daha çok olabilir.

Yedİncİ Bölüm

Zaptedilen ülkeIer

1. Moğolların diğer uluslarla antlaşma


tarzları

I. Cengiz Han'ın kat,i yasasına göre, Moğollar


kendilerine boyun eğmeyen hiçbir devletle barış yapm uiu, ,"
bütün kavimleri hikimiyetleri altlna almak i.t.iı... Diğer
kavimlere ileri sürdükleri şartlar şunlardır: Moğollarla birlikte
her istendiğinde, her türlü düşmana karşı savaşta asker
göndermek. Mal, mülk ve insan sayısının onda birini Moğollara
vermek. Moğollar Saylm yaparak her on oğlan ve kızdan-birini
alırlar. Bu oğlan kızları ülkelerine götürerek, orada köle olarak
çalıştırırlar. Geri kalanların da Saylmlnl yaparak, kendi
lJ6 Frgin
Ergin AYAN
AYAN
il
Moğol Tarihi ve Seyahatnim e |245-1247 87

olmaktır, bu nedenle diğer ulusların ileri gelenlerini


ortadan
letlerine göre, belli bir düzene koyarlar' Mutlak
hökimiyetlı
hökimiyetleri
Adetlerine
tına aldıkları yerlerde, halka söz verdikleri
altına halde, ,ı"o bir ll
ufak İll kaldırmak için her imkAnı değerlendirirler'
dahi bahane ederek kendi düşündüklerini yaptırırlar'
bebidahibahaneederekkendidüşündükleriniyaptırırlar.ll
sebebi Geridönmelerinefirsattanıdıklarıkişilerede,
oğullarıni ve erkek kardeşlerini yollamalarını tavsiye
ederler.
Biz Rusya'da bulunduğumuz sırada ve de sonradansonradan
r,itat Yaroslaos'un oğluna, Alanların bir asilzidesine ve diğer
öğrendiğimize göie,
göre, Batu Han tarafından Güyük Han adına tayın
tayin
|I
firsat
lrendiğimize aileden' li
vali, üç erkek çocuğu olan her aileden' Lirçoklarına olduğu glbi, bi, daha ülkelerine dönmelerine
ü, Mtisliıman
iiı.n ür Mtislüman Il
taimaz|ar. gir üıı(Jde hükümdör olan bir baba
veya erkek
"iiı.n
irisinivergiolarakalıyordu.AyrıcabekirerkeklereveyasallI
birisinivergiolarakalıyordu.Ayrıcabekirerkeklereveyasal oğulun veya
i.u'J.ş öldüğünde, onların yerine tahta çıkacak olan
larakevliolmayankadınlaradaaynıkuralıtatbikediyordu.Nı
olarakevliolmayankadınlaradaaynıkuralıtatbikediyordu. .rt"t'kardJşin ülkelerine geri dönmelerine izin vermezler
ve
Iatta dilencilik yapmakta olan yoksulları da toplayıp
Hatta toplayıp
ll ily;; bajsız kalan deilet veya beyliği tamamen..kendi
ötürüyordu
götürüyordu. İl iop.utı-r"a katarıa.. Bizim de şahsen gördüğümüz
gibi' bir
teue.ü11
1detlerine göre, halkı yeni doğan bebeğine
Moğollar ödetlerine soıange hükümdirına bu şekilde davranmışlardır'
oiarak sayıp büyük, ttiçt'ıt, zengin' yoksul ne
olursa Il
olursa
adar tam olarak
kadar I]
uergıyi alırlar: Her aile bir beyaz ayı derisi'
o]sunherailedenş"u.,givialırlar:Herailebirbeyazayıderisi,
,]sun her aileden şı,, ll
,i. siyah kunduz, bir siyah Samur, .bir de yeraltında yaşayan
bir I"ı"IT
'lv.ı,
,ötince ismini bilmediğim Almanca'da Itis
Polonya {l
(kokarca), Polonya
Lötince -9i İl
Ve en Son z. Moğolların Vassaııarına karşı uyguladıkları
iiıino" ve Rusça'da dohori denen hayvanın kürkü ve.
dilinde l|
baskılar
oo tilki derisi vermek zorundadır. Bu
siyahbirtilkiderisivermekzorundadır.Busöylediklerimizi
,'_rJ söylediklerimizi
götürüımek veve |]
,Jr-.y.nı.rin akıbetleri Moğolların ülkesine götürülmek
uJr-.y.nıerin
ırada köle
orada etmektir'
koıe olarak hizmet etmektir'
|l

ll ıII. Ülkelerine geri dönmelerine izin vermiş oldukları


II. Dünyada yaşayan bütiin hükümdnrlara haber haber
hükümdörların başına, kendi başkak (kumandan)larını
veya
gelmelerini isterler'
|]
sarayına i.-":,'^"j; beyler hem de o
yollayarak dertıal
derhal hakanin il vaıııerini koyarlar ve onların emirlerine hem
ülkenin halkı uymak zorundadır' Bir ülkede veya
kentte
b.'i.ı.,., de bu davete uYuP, hakanın huzuruna
b.rç.ı.,.n cıkanlara
çıkanlara
|i
yapmadıkları
sıradan kişilerm'u
sanki sırad"" istediklerini
g.r.lıi
ğ.r.lıi hürmeti göstermeyip, onıu'u Y:i','IİT şlll
ş19l
hem de diğer ilerı ll v.i"rn"t'" olan halk, Moğollarınihanet sayarak orayı tahrip
davranırlar. Huzura çıkaniar hem hakana ||' iutdiro., başkaklar bu dairanışı
ve yüzbaşıl"l'|*Y:1:: gönderdikleri
g.ı.ı..., onların karıiarına, binbaşılara ederler ve halkını da öldürürler. Bu başkakların
köleler bile 'l
İrr*uk zorundadırlar. Hemen hemen herkes' hatta haberüzerineMoğollarbirdenbirebüyükbirorduyla.gelerek,
bunların yollamış oldukları jl irii ui. |eyd"r, hĞri olmayan halka saldırırlar. Bir süresırada'
önce
1|

,uJ... lıuKurrıu.rı4ıu(:ıı değil,


Saoece hükümdArlardan ::?,_''^ li^_lr^.''-.
ederler' lı
kölelerden bile utanmadan hediye talep ii iir' n"iı, daha Moğoııarın tııkelerinde bulunduğumuz yerleşmiş
Bazılarını tıpkı Michael ve diğerlerinde olduğu gibi{ böyle bir olaya şutit oıdrık' Moğollar Rusların
da emnıyet lçenslnqe bulunduklarıKumantopraklarındakibirkentiyerlebirettiler.vali
öldürnıek için bahane ararlar. Bazılarının veya tayin ettiği
Sadece toprağın sahibi olan Mogol hakanı
gl*i au n, c' ıcri n i ve boyl ecc. başka.'.lç i l'l'^1_,9:,*^*;'
T: hükümdör
:;;i;; ir*.i.r, diğei b.r k1smg. ise, zehirli içecek ' ;;ğr, lıer'ıvıogol gjttiği her yerdi kendisini ideta bir Moğollar
*ı e ortadan kil dırırl ar' Çtınktr' gayöl eri .dünyaya
hAki giıŞig""".kteiir. ör.iıitı. de biraz yetkiye sahip olan
vii.. "ı.ı
Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatnöme 1245-|247

böyle davranmaktadrrlar, aynca istedikleri miktarda altın, herhangi bir nedenle kendilerinden korkan ülkelerden bile vergi
gümüş ve diğer değerli almaktadırlar. Bu ülkeler bu suretle, korkmakta oldukları Moğol
şeyleri istemekte ve hiç itiraz görmeden
almaktadırlar. ordusunu üzerlerine çekmemiş ve Moğollar da bu yöntemle
ry. ürkütmeden diğer ülkelerin hAkimiyetleri altına girmelerini
Egemenlikleri altına almış oldukları hükümdArlar
arasında anlaşmazlık çıktığı Zaman' bunlar davalarını sağlamış olurlar. Buna misöl olarak Ab hazları ve Gürcüleri
halletmek gösterebiliriz. Bu ülkeler 40.000 veya 50.000 hiperpera Veya
için Moğol hakanına gitmek zorundadırlar. Bundan
bir süre once bizantiner meblağı vergi olarak ödemektedirler. [Moğollar]
Gürcü kralının iki oğlu, aralarındaki ihtilifi
çözmek için hakanın şimdiye kadar dokunmamış oldukları diğer uluslara,
huzuruna çıkmışlardı. Bunlardan Melic adında
oianı kralın kendilerinden duyduğumuza göre yakında savaş açmak
meşru; David adındaki_diğeri ise gayri meşru oğluydu.
Kral
ölüm döşeğinde yatmakta iken, üIkesinin 'bir kismını gayri niyetindedirler.
meşru oğluna vermişti. Daha genç olan diğer oğlu
annesi ile
birlikte hakanın huzuruna çıkmak izere yoıaı.oyuTau
ama gayri
meşru oğul David de aynı düşüncede idi. Bunlar henüz
yolda
iken, Melic'in annesi öldü. Bu kadın Gürcü truıiç.rl
oırp, 3. Zaptettikleri ülkelerin zikri
kocası ancak kraliçe ile evlenerek, onun sayesinde tahta
oturabilmişti. Çünkü, bu ülkede krallık hakkı, annenin
sülölesine
dayanmakta idi. [Moğolların] egemenlikleri altına almış oldukları
ülkelerin adları şunlardır: Kıtay, Nayman,Solange, Kara-Hıtay,
Her iki kavgalı prens huzura vardıklarında hakana
kıymetli hediyeler sundular. Resmi evlilikten doğmuş oıun çok
Kuman, Tumat, oyrat, Karanit, Uygur, Su-Moğol, Merkit,
p."n, Mecrit (Kerait), Sarı Uygur, Başkirt (yani Büyük Macarlar),
babasının, gayri meşru oğlu David'e ülken]n bi. kısmını
verdiğini, oysa bunun böyle bir
Kırgız, Kaşmir, Müslümanlar, Biserminenler, Türkmenler,
şeye hakkı olmadığını söyledi. Büyük Bulgarlar (Biler), Karluk, Comuci, Buri-Thabet (Tibet),
David ise kendini şöyle savundu: "Bir cariyed"en doimuş _

Parositler, Cassi, Cakobitler, Alanlar, Abhaz veya Gürcüler,


bulunsam bile, Moğolların 6det ve yasalarınu ,ygrn
oıarak ve Nesturiler, Ermeniler, Cankitler, Brutachi (Yahudi olanlar),
resmi eş Veya cariyelerden doğan oğullar arisında ayrlm
yapılmadığına dayanarak, ben de kendi hakkımı istiyorum',. Mordui, Türkler, Hazar|ar, Samogetler, iranlılar, Tacikler,
Bu Küçük Hindistan (Ethiophia), Kafkasyalılar, Ruslar, Sartlar ve
nedenle hakanın hükmü, kralın resmi evlilikten dogmuş
olan Bağdad Halifeliğig3. Bunlardan başka birçok ülkeler de vardır ki,
oğlunun aleyhinde oldu, hatta David yaŞça daha btıy"tık
oıaugu biz bunların isimlerini bilmemekteyiz. Sözünü ettiğimiz bütün
için, evlilikten doğmuş olan kardeşinin gözetimi di kendisine
verildi ve babasının kendisine verdiği toprakları, ihtil6fsız bu adı geçen ülkelerde yaşayan kadın ve erkekleri de gördük.
resmen iddreye hak kazandı. Böylece meşru prens
hem verdiği
hediyeleri boşuna vermiş oldu, hem de davasını kaybetti.
V. [Moğollar] kendilerinden çok uzaklarda oturan 93 Moğoııar tarafından zaptedilen ülkelerin bir hülasası için bk. Kalkaşaıdi' Subhu'I-'aşa"
başka uluslarla ittifak yapmış olan ama işgal edilmeyip
te IV, s. 308 vd.
90 Ergin AyAN
Moğol Tarihi ve Seyahatnime 1245-1247 91

4. Moğollara cesaretle karşı koyan ülkeler dışında ve haftada üç kez olmak üzere biraz et verirler. Bundan
ancak kentlerde yaşayan sanatkör köl eler faydalanabilirler'n.
Moğollara karşı direnen ve boyun eğmeyen ülkeler Kumandanlar istedikleri zaman ve hanımları ve oğulları
şunlardır: Büyük Hindistan, Mançurya, Alanların bir kısmı, da her Zaman için genç köleleri alarak hizmetlerinde kullanırlar.
Kıtayların bir kısmı ve Saksonlar. Bizim onların ülkelerinden Gerçi bu köleler Moğolların saflarında sayılmakta olup ama
geçtiğimiz sırada öğrendiğimiz gibi Moğollar, Saksonların
bir gerçekte esir durumundadırlar, çünkü Moğol tarafinda
kentini kuşatıp, büttın gııçleriyle aımaga görüldükleri halde, onlar gibi saygınlık görmemekte ve diğer
kenttekiler Moğolların mancınıkluirnu'çalışmışlar
ama
ı.urşi kendi köleler gibi her türlü kötü muameleye maruZ kalmaktadırlar.
mancınıklarını kurarak, onlarınkini etkisiz hale getiimişlerdir.
Bunlar SaVaş sırasında en ön safa koyulurlar. Bir bataklığı veya
Moğollar mancınıkların flrlattıkları taşlar ytiiünden'göğüs tehlikeli bir nehri geçmek gerektiğinde, bunlar yine ilk geçiş
güğışe çarpışmağa yanaşamayarak, duvarların altından kizılan
denemesini yapmakla zorunludurlar.
tünellerden şehre girebilmişler. Bir kısmı kenti ateşe
verirken,
diğerleri savunmada olanlara saldırmış, fakat kentiiler de Bunun dışında gerekli olan ve istenen her işi yapmakla
boş
durmayıp bir kısmı çıkan yangtnl söndiirmeğe koşarken, mükelleftirler. Bir hata yaptıklarında veya verilen emre hemen
oig..
bir kısmı da saldırganlara karşı savaşarak b-irçoğunu cııiurtıp, uymadıkları takdirde hayvan gibi dayak yerler. Kısaca bunlara
bir çoğunu da yaralamışlar. Neticede ıvıoğoiıa. au|u.,yu verilen yiyecek ve içecek azdır ve üst başları çok iptidaidir.
ulaşamayacaklarını anlayınca ve bir Ancak aralarında kuyumculuktan ve diğer ince el işlerinden
çok ask-er kaybetiikten anlayanlar, biraz para kazanarak yaşamlarını düzeltebilirler,
Sonra, kuşatmayı kaldırmışlar.
fakat bazılarının efendileri çok zalim olup, kendilerine
kazançlarından bir pay Vermedikleri gibi, yükledikleri bir sürü
işten dolayı çalışarak biraz para kazanmak fırsatı datanımaz|ar.
Böyle köleler ancak uykularından Veya kısa olan dinlenme
5. Savaş esirİ olan kölelerin kaderleri zamanlarından feragat ederek bu işleri yapabilirler, fakat bu tür
işleri yapabilmek, evlenmek ve kendi oturacağı evi bina etmek
için önceden efendilerinden izin almak mecburiyetindedirler.
Müslümanların ve diğer kavimlerin ülkelerinde egemen
oldukları için, bütün tecrübeli sanatkdrları alırlar ve "kendi Efendilerinin çadırlarında hizmet etmek zorunda
işlerinde kullanırlar. Alamadıkları diğer sanatkdrlar ise, bırakılan kölelerin kaderleri dünyadaki en kötü kaderdir, çünkü
onlara
kendi kazanç|arından vergi vermek zorundadırlar. Köleleri biz bunları pek sık olarak, en sıcak günlerde bile üst tarafları
olan
çiftçiler bütün hasatlarını kumandanlar,n Samanlıklarına taşırlar. açık bir şekilde ve bacaklarında kürklü pantolonlarla çalışırken
onlar da çiftçilere ancak ölmeyecek ve tekrar ekebiiecek gördük. Kışları ise soğuktan çok cefa çekmektedirler.
kadarını bırakırlar. Diğer kölelere ancak günde küçük bir ekmek Birçoklarını da soğuktan dolayı el ve ayak parmaklarını
kaybetmiş vaziyette gördük. Daha başkalarının da donarak

94 Karş' Moğol]arın içtimaİ Teşkil6tı, Türkçe terc. Abdülkadir İnan, s. l72 vd


Moğol Tarihi ve e 1245-1247
Ergin AYAN Seyahatndm
93

öldüklerini veya organlarlnı donma yüzünden kullanamaz


durumda olduklarına şahit olduk.

Sekizincİ Bölüm

Moğolların PijskİjrtüImesi

1. Moğolların ulaşmak istedik|eri son hedef

I. Yukarıda_ zikrettiğimiz gibi, Moğolların son hedefi,


herhalde Cengiz Han'ın emrettiği şekilcle dünyaya h6kim
olmaktır. Bu yüzden hakan mektuplarına
şu- stız ile
başlamaktadır: " Tanrı'nın gücü, bütün inianların hükü,ndar, .,.
Hakanın mühründe ise şu sözler yazılıdır: " Gökte Tann ve
yerde Tanrı'nın gücü olan Güyük Han. Bütün insanların
hükümdArının mührüdür ...

Bu nedenle kendi merhametlerine sığınmayan hiç bir


kav-imle sul h yapm az|ar. Hıristiyanl ar, yuşudrkları
ülkel er,den
başka, dünyada hiç bir ülkeden korkmajıkiarı için,
karş ı savaş a hazırlanmaktadırl ar. B u mün6s eb etle ins
şı.Ji uır.
-

an larım ızın
Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatnöme 1245-1247

aşağıdaki hususlara dikkat etmelerini isteriz. Moğolların ne zaman başlayacağı da belli olmuştu. Geçen sene Mart aylnda
ülkesinde bulunduğumuz sırada, birkaç sene öncesinden hakan Moğolların ülkesinden geçerken, Rusya'ya karşı sefer
olarak seçileceği bildirilmiş olan Güyük Han'ın tahta çıkış yapılacağını herkes bilmekte idi. Üç dört sene sonra Kumania'ya
törenine katıldık. Törenden Sonra Güyük Han btıttın varacaklar ve oradan yukarıda zikredilen ülkelere
kumandanlarıyla beraber kilisemize, Roma imparatorluğuna, saldıracaklardı. Fakat biz bunun üçüncü kışın sonunda hemen
baiıdaki bütün Hıristiyan kra1lıklarına ve uluslarına karşı Savaş başlayıp başlamayacağını veya düşmana beklenmedik ani bir
bayrağını dikti. o, bu gayesinden ancak papaya ve diğer saldırıda bulunmak için, bir süre daha bekleyip
Hıristiyan krallarına iletmiş olduğu isteklerine uyulduğu beklemeyeceklerini bilmemekteyiz. Bütün bunlar kesin ve net
takdirde v azgeçeceğini bildirdi. bir biçimde planlanmıştır. Eğer Tanrı merhametli davranmayıp
Bizim kanaatimize göre, aşağıdaki nedenlerden dolayı ta bunların önüne bir engel çıkarmazsa, daha önce olduğu gibi
yine Macaristan ve Polonya'ya gireceklerdir. o seferde 30 yıl
bu isteklere katiyen uyulmaması gerekir. Birincisi kendi
göz|erimizle gördüğümüz gibi, kendilerine boyun eğen kavimler boyunca savaşmaları ve daha da ileri gitmeleri emredilmişti,
fakat hakan zehirlenerek ortadan kaldırılınca, şu ana kadar bu
ğok sert, aclmasız ve bu güne kadar ummadığımız bir şekilde
emri yerine getirmeleri mümki.in olmadı. Ama şimdi tahta yeni
baskı altında tutulmaktadırlar. ikincisi başka kavimlere
verdikleri sözleri asla tutmazlar ve kendilerine uygun gelen bir bir hakan çıkmış olduğu için, yeniden savaşa
hazırlanmaktadırlar. Bun,ı hakan şahsen kendi ağzıyla birdirmiş
zamandayaptıkları barışı bozarlar' Bu yüzden hareketlerinde ve
sözlerinde sinsi olup aclma duygularına sahip değildirler. Ayrıca
Ve ordusunu Lituanya ve Prusya'ya karşı yollayacağını
bütün hüküm sürenleri, din adamlannı Ve soyluları yeryüzünden
söylemiştir.
silip temizlemek isterler. Bu niyetlerini boyun eğdirdikleri III. Hakan bütün dünyayı istilA etmeyi veya
uluilar arasında sessiz ve sinsi bir şekilde tatbik ederler. köleleştirmeyi düşünmektedir. Kendi ırkımız için dayanılmaz bir
Üçüncüsü, çok zulüm yaptıklarından dolayı, bizlerin Hıristiyan zi||et olan bu hAkim olma isteğine karşı, savaşarak karşı
olarak onlara boyun eğmemiz şerefsizlik olur, ayrıca durmalıyız. Eğer bir memleket diğerine yardım etmekten
ayinlerimizi serbestçe yapamay:.Z,, ruhumuz rencide olur ve kaçınırsa, Moğollarla savaşmakta olan ülke kesinkes işgale
bedenimiz inanılmayacak derecede çeşitli hastalıklara maruz uğrayacağı gibi, esir edilen halkı da Moğollar diğer ülkelere
kalır. Moğollar baştan tatlı sözler sarf ederler, fakat arkasından karşı asker olarak kullanacaklardır. Bu esirler ordunun en ön
akrep gibi sokarlar. insanlara işkence ve zulüm ederler. saflarında yer almak zorundadırlar ve kötü savaştıkları takdirde
DörJüncüsü, sonuçta onlara uymamamız gerekir, çünkü hem de zalim Moğollar tarafindan öldtıruleceklerdir. iyi savaştıkları
sayıları azdır hem de ulus olarak Hıristiyanlardan daha zaman da onlara vaatlerde bulunurlar ve tatlı sözler söyleyerek
zayıftırlat. kendilerine bağlamak isterler. Böylece kaçıp gitmelerini önlerler
II. Zikredilen kurultayda sefere çıkacak olan asker ve ve ileri gelenlerine birtakım yetkiler vereceklerini bildirirler.
Sonuçta bunların artık kendilerinden ayrılamayacaklarına kanaat
kumandanlar tayin edildi. Hakimiyetleri altındaki ülkelerdeki
her on kişiden üçü hizmetkarlarıyla birlikte savaşa katılmağa
getirdikleri zaman, onları en kötü talihsiz köle durumuna
girecekti. düşürürler. Kadınlarına da aynı davranışlarda bulunarak ya
çağrıldı. Bir ordu Macaristan'a, bir ordu Polonya'ya
c;ı.,ı^_r;-,^ -Arp 1R vı'l hie drlnıııkqızın S2Vaqır'qlrlnrdı S2l'ıc''
96 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatn6me 1245-1247 97

hizmetçi veya cariye olarak kullanırlar, böylece yendikleri askerler iyi silöhlanmamlşSa, onlarda olduğu gibi, bizde de
ülkenin halkıyla diğer bir ülkeyi mahveder]er.
bunların iyi silöhlanmlş askerlerin arkasında bulunmaları ve
Bizim kanaatimize göre, Tanrı dışında onlara hiç bir düşmana ok ve mancınıklarla saldırmaları gerekir. Ruhunu,
ülke direnç gösteremez, çünkü zikrettiğimiz gibi, h6kimiyetleri bedenini, hürriyetini ve mallarını korumak için kimsenin
altındaki bütün ülkelerden asker toplarlar; eger rııris tiyanlar silöhlanmaya yapacak olduğu masrafl ardan kaçınmaması şarttır.
kendi ülkelerini korumak istiyorlaisa bütiın-krallar, dlkıer, II. Moğollarda olduğu gibi, ordu düzenleri her 1.000,
baronlar ve şövalyeler birleşmeli ve ortak bir savaş planı 100 vel0 askerin başına kumandanlar Ve ayrıca başkumandan
yaparak, daha Moğollar ülkelerin birine girmeden oriry, tayin ederek tertiplenmelidir. Moğolların yaptığı gibi,
üzerlerine yollamalıdırlar. Çünkü, Moğolla, bi. ııık"ye girip, o
başkumandanlar hiç bir zaman savaşa katılmayıp, bütün orduyu
ülkeye yayıldıktan sonra, artık hiç ki*.. doğru itır-ııst bir Ve savaşl idare etmelidirler. Ayrıca askerlerin topluca Savaşa
yardımda bulunamaz. Moğollar yine birleşip, haıka saldırarak
katılmalarl Veya emredilen yere gitmeleri hususunda kesin
onları öldürürler.
talimat verilmelidir.
Halk bir kaleye sığındığında, Moğollar 3-4.000 veya Yine birisi savaşa katılan arkadaşına yardım etmez
daha fazla askerle kaleyi kuşatlrlar. Buna mukabil diğerleri yine
veya topluca geri çekilme emri verilmeden kaçan olursa, bunlara
ülkede at koşturarak, önlerine çıkanı öldürürler.
sert cezalar verilmelidir. Çünkü, birisi kaçmağa başlayınca,
askerlerin bir kısmı onlara uyar; düşman da direnç gösterenlerle
savaşırken, kaçanları oklar. Böylece ortaya çıkacak olan
kargaşalıkta hem mukavemet edenler hem de kaçanlar
2. Silöh|ar ve ordu düzeni hayatlarını kaybederler. Ayrıca düşman ordusu tam olarak
bozguna uğratılmadan, ganimet toplamaya kalkışan askerler de
en ağır şekilde cezalandırılmalıdırlar. Moğollarda böyle hareket
I. Moğollarla s.avaşanların aşağıdaki silAhlara sahip edenler, hiç acımasızca derhal öldürülürler.
olmaları gerekmektedir: iyi ve kuvvetli yaylar Ve manclnlklar ki,
bunlardan çok korkarlar. Çok sayıda oklar ve kuvvetli demirden
yapllmış büyük balta veya uzun saplı küçük balta. okların ve
mancınıkların demirleri Moğolların yaptıkları gibi tuzlu suda
3. Savaş hilelerine karşı alınacak tedbirler
tavlanmalıdır, böylece düşmanın iırhlarını delecek kadar
sertleşmiş olurlar. Bundan başka her askerin kılıcı ve düşmanı
eğerden aşağı çekebilmek için, ucu
çengelli mızrağı oirnu., I. Meydan savaşı için mümkün olduğu kadar her yanı
gerekir. Bu tür silAhlarla Moğolları attan düşürmeklolaydır.
açık olan düz bir alan seçilmeli ve arkaya veya sağ ve sol
Ayrıca düşman oklarının kolayca delemeyeceği
çift katlı bir kanatlara bir ormanı almalıdır. Bu düzende düşmanın kendi
zırh, bir miğfer, kendi bedeniyle atını Moğoııuirn silAh ve saflarıyla orman arasındaki boşluğa Slzmamaslna dikkat
oklarından koruyacak diğer silöhlara d'a ihtiyaç vardır. Bazı edilmelidir. Ayrıca bütün ordu bir noktada yoğunlaşmama7ı,
Moğol Tarihi ve Seyahatndme 1245'ı.247 99
98 Ergin AYAN

gruplara ayrılmasını temin etmek isterler. Böyle bir durumu


daha ziyade birbirinden çok uzakta olmayacak şekilde küçük
tesbit ettiklerinde ise, hiç bir engel kalmadığını düşünerek tekrar
ordular tertip ve teşkil edilmelidir. Hücuma geçen ilk düşman
ülkeye girerler ve her tarafi istila ve tahrip ederler.
safina ordunun bir bölümü ile karşı hücum yapılmalıdır ve
Moğollar sanki kaçıyorlarmış gibi davranınca, bütün ordu gücü Bundan başka askerlerimizin diğer zamanlara nazaran
ile arkalarından kovalamak sakıncalıdlr. Ancak, bütün savaş seferde daha tutumlu olmaları gerekir. Böylece hem yiyecek
alanı görülebiliyorsa ve bir tuzağa düşme tehlikesi yoksa ki, sıkıntısından dolayı geri dönmeleri önlenmiş olur, hem de
genellikle böyle bir tuzağa düşürme niyetindedirler; o zamanbir gereksiz israf yüzünden Tanrı'yı gücendirmemiş olurlar. Çünkü
kovalama yapılabilir. ilk saldırıya karşı koyan ordu bölümüne geri çekilen ordu, Moğollara yol açmış ve hem kendilerinin hem
gerektiğinde yardıma koşacak başka bir birlik hazır futulmalıdır. de sivil halkın öldürülerek, ülkenin yağmalanmasına neden olur.
Bundan başka savaş alanının her tarafına gözcüler yerleştirerek, Ayrıca bizim tarafımızdan dikkat edilmesi gereken diğer bir
arkadan veya her iki kanada yaklaşan düşman kıtalarının nokta da , eğer tesadüfen bir kısım asker ayrılıp giderse, onların
bulunup bulunmadığl tesbit edilmelidir. Şayet böyle bir tehlike bıraktığı boşluğu, başka birliklerle doldurmak gerektiğidir.
Varsa, saldıran düşman birliklerine karşı özel olarak eğitilmiş bir III. ordunun beklenmedik bir baskına uğramaması için
ordu kıtası yollanmalıdır. Çünkü Moğolların taktiği, düşmanı kumandanların gece Ve gündüz nöbetçi koymaları
çember içerisine almak almaktır. Bu hususa çok dikkat gerekmektedir. Çünkü Moğollar her türlü fitne ve fesadı
edilmelidir, aksi takdirde çembere alınmış olan ordu kolayca düşünüp bize zarar vermek isteyen gerçek şeytanlardır. Hatta
imha edilebilir. ordu birliklerinden herhangi bir bölümünün ileri gelenlerimizin ve komutanlarımızrn bile gece ve gündüz,
düşmanı uzun süre kovalamasından sakınmalıdır, çünkü daima hazır olup, yemek yerken ve dinlenirken dahi silihlarını
hazırlanmış olan bir tuzağa düşme tehlikesi çok büyüktür. kuşanmış durumda bulunmaları gerekir, böylece herhangi bir
Moğolların savaşlardaki başarıları cesaretten çok, hazırlamış baskında gafil avlanmazlar, çünkü Moğollar her zaman tetikte
oldukları böyle tuzak|ar sayesindedir ve bu tarz savaşmayı çok olup, bir firsat buldukları anda hemen saldırırlar.
severler.
Moğolların saldıracağını düşünerek, bundan korkan bir
Il.ordu kumandanlarl Savaşln seyrini inceleyerek güç ülkenin halkı, kendisine gizli sığınaklar hazırlayarak, bunların
durumda kalanlara yardım göndermelidir ve kaçan düşmanı içerisinde yiyecek, içecek ve kıymetli mallarını saklamalıdırlar.
büyük bir sevinç coşkusuyla kovalayıp atlarını yormamalıdır, Bunun iki nedeni vardır; birincisi Moğolların bu malları
zira askerlerimizin atları Moğollarlnkiler kadar seçkin yağmalamalarının önlenmesi, ikincisi de Tanrı'nın yardımıyla
değildirler. Moğol askerleri bir gün bindikleri ata artık üç dört ülkeyi terk ettiklerinde halkın elinde kalmasıdır. ot ve samanları
gün daha binmezler. Bu nedenle atlarının yorulup ise, ya yakmalı veya çok iyi bir şekilde saklamalıdlrlar, böylece
yorulmayacağına hiç aldırış etmezler, çünkü çok sayıda yedek
Moğolların atlarına mümkün olduğu kadar az yiyecek bırakmış
atları vardır.
olurlar.
Moğollar bir ülkeden Veya SaVaş alanından ayrılıp
gittikleri Zaman, askerlerimizin geri dönüş yolunu tutmaları
veya dağılmaları büyük hata olur, çünkü Moğollar bunu
aldatmak için yaparlar ve bu gibi tuzaklarla ordumuzun küçük
t00 Ergin AyAN Moğol Tarihi ve SeyahatnAme 1245-1247 l0t

4. Kale ve kentlerin tahkim edilmesi tehlikeye karşı düşünüp hazır olmamız gerekir. Eğer bir kale
Veya kent nehir kenarlnda kurulmuşsa, Su basklnına
uğratılmaması için önlem almamız gerekir.
Kaleleri ve kentleri tahkim etmeden önce, bulundukları
Bütün bu anlattık|arımız yanında düşünmemiz gereken
mevkileri incelemek gerekir. Bunların bulundukları yerlerde
durum, Moğolların meydan savaşl yapma yerine, düşmanın kale
yeterli su Ve odun bulunmalı, kentin giriş ve çıkışlarının
ve kentlerin içine kapanmalarını daha çok tercih ettikleridir.
kesilmesine imk6n olmamalıdır. İçlerinde savaşacak kadar
yeterli sayıda insan yaşamalı, kalelerin de oklardan Ve savaş Çünkü bu şekilde kapanan düşmanlarıyla: "Bunlar ahıra
kapanan domuzlarımızdır ve başlarına çoban koyduk'' diyerek
aletlerinden zarar görmeyecek şekilde yapılmış olması gerekir.
alay ederler.
Ayrıca Moğolların herhangi bir hile ile kaleyi gizlice ele
geçirmemelerine dikkat edilmeli Ve uzun sürecek kuşatmalara
dayanabilecek yeterli yiyecek depolamalıdır. Kuşatma sırasında
yiyecekleri küçük ö1çeklerle halka dağıtmalıdır, çünkü
kuşatmanın ne kadar süreceği ve kale içerisinde kapalı
i
1r 5. Esir düşen Moğollara nasll
kalınacağı bilinemez. Moğollar bir kaleyi muhasaraya alınca davranılması gerektiği
bunu birkaç sene devam ettirirler. Zamanımızda buna bir örnek
vermek istersek; Alanların ülkesinde bir dağ tepesindeki kalenin ir
kuşatmasını 72 yıldan beri halen sürdürmektedirler, fakat ı Savaş esnasında atlarından düşen bazı Moğol
kuşatma altındakiler şimdiye kadar cesaretle karşı koymuşlardır I askerlerini hemen yakalamak gerektir, çünkü ayakları yere
ve bir çok Moğol- ki bunların arasında bir çok kumandanlar da değdiğinde çok iyi ok atarak askerleri ve atları yaralat veya
vardır- bu kuşatmada telef olmuştur. Sözünü ettiğimiz kale öldürebilirler. onları esir olarak tutabilirsek sürekli barış için
konumunda olamayan diğer kale ve kentlerin iyi inşa edilmiş elimizde bir koz olmuş olurlar veya büyük miktarda fidye
kale duvarları ile, derin kazılmlş Ve kenarları taşlarla örülmüş kazandırabilirler. Çünkü bu insanlar çok sıkı bir sevgiyle
hendeklerle korunması gerekir. Bundan başka kuşatma altında birbirine bağlıdırlar (bu yüzden akrabalarının kurtuluşu için, ne
olanların yeterli sayıda YaYd, saylslz oklara, taşa Ve kadar olursa olsun en yüksek fidyeyi bile ödemeye hazırdırlar).
mancınıklara sahip olmaları gerekir. Bir kişinin Moğol olup olmadığının nasıl anlaşılacağı üzerine,
daha önce dış görünüşlerini anlatarak açıklama yapmıştık.
Moğolların kendi savaş aletlerini yerleştirmelerini
Kendilerini esir ettikten sonra kaçarak kurtulmalarını önlemeye
önlemek için her türlü imkAn kullanılmalı ve kendi savaş
de çok dikkat etmelidir.
aletlerimizle bunların bertaraf edilmeleri sağlanmalıdır. Eğei
Moğollar buna rağmen SaVaş tecrübeleri ve teknikleri sayesinde Moğolların arasında başka uluslardan yaşayanlar da
aletlerini kurmayı başarırlarsa, bunlara kendi aletlerimizle karşı vardır ve tasvir ettiğim şekilde onlardan ayırt edebilirsiniz.
hamle yaparak, geri çekilmelerini temin etmeliyiz. özet olarak Ayrıca Moğol ordusu içerisinde başka uluslardan bir sürü asker
mancınlklar ve diğer aletlerle bütün gücümüzü kullanarak kente olup bize söylediklerine göre, Zamanl geldiğinde ve kendi
yaklaşmalarınl önlemeliyiz. Yukarıda anlattı ğımız gibi, her türlü ordumuz tarafından öldürülmeyeceklerine garanti verildiğinde
'il
!
t
102 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatnime 1245'1247 103

Moğollarla savaşacaklarını bildirmişlerdir. Bu askerler o zaman


Moğollara, savaş halinde bulundukları düşmanlarından daha
fazla zar ar verebi I e cekl erdir.

Burada yazdıklarımızın hepsini göz ve kulak şahidi


olarak samimi inancımızla kaleme aldık. Niyetimiz savaş
sanatının inceliklerini bilen ve şahsen tecrübe kazanmış
kumandanlara akıl vermek değildir. Böyle akıllı kumandanlar ile
devlet adamlarının bizim tavsiyeterimizden daha uygun ve
geçerli teklifleri sunacak bilgi ve tecrübe sahibi olduklarına
inanıyoruz. Biz, anlatmış olduklarımızla onlara kendi
düşüncelerine temel teşkil edecek malzemeyi vermiş
bulunuyoruz, çünkü kutsal kitapta şöyle yazılıdır:- "Hikmetli
adam da dinlesin ve.bilgide artsın; ve anlayışlı adam sağlam
öğütler edinsin diye"". Dokuzuncu Bölüm

CARPINı'NiN SEYAHATNAMESi

A. Hakanın saraylna seyahat

1. Moğolların iık Slnlr karakollarına kadar


yolculuğumuz

I. (Biz papanln emriyle doğulu uluslara elçi olarak


gitmek zorunda bulunduğumuz için, ilkönce Moğollara gitmeye
fu.u, verdik, çünkü Tanrı'nın kiliselerinin ileride onların
tehlikesine maruz kalacağından korkuyorduk)' Daha önce
önsözde söylediğim iz gibi, Moğollara seyahat etmeğe karar
verdikten Sonra, önce dostumuz olan Bohemya kralına gittik ve
Kinb- ı Mukaddes,Süleymanın Meselleri, l,
ona hangi yolu izlememiz gerektiği hususunda sorular sorarak
95
5.
t04 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatn6me |245'124"I 105

tavsiyesini edindik. o, kendi kanaatine göre, Polonya Ve Rusya


yolunu seçmemizin en doğrusu olacağını söyledi,
karşıladı, fakat biz burada kalarak daha fazla dinlenmek
çünkü onun istemedik. Ricamız üzerine piskoposlar toplandıktan sonra,
Polonya'da akrabaları vardı ve onların koruması altında biz
onlara papanln mektubunu okuduk. Papa bu mektubunda onları
güvenle Rusya'ya ulaşabilecektik. Bu amaçla bize bir tavsiye
(Grek kilisesinden) geri dönerek, mukaddes [Meryem] Ana
mektubu ile Polonya'dan geçirebilecek iyi bir kılavuz verdi.
kilisesi ile birleşmeğe davet ediyordu; bu hususta onlarr biz de
Ayrıca yeğeni olan Boleslav'a gidene kadar kendi ülkesinde her
bizzat uyardık. Büyük kneze, piskoposlara Ve orada bulunan
yerde serbestçe iöşe temin edebilmemizi sağladı. Schlesia dükü
diğerlerine bizim beyan ettiğimiz kararları teklif olarak sunduk.
olan bu adamla dabizaynı şekilde dost idik.
Yi|nız büyük knez Vasilico Polonya'ya gelmiş bulunduğu
Bu dabize bir tavsiye mektubu ve kılavuz verdi ve
II. sırada kardeşi Daniel, Batu'ya gitme fikrinde olduğundan dolayı
Lanciscia dükü Konrad'a gidene kadar bütün köylerde ve burada bulunamadı. onun yokluğu yüzünden bize şimdilik kesin
şehirlerde serbestçe iöşemizi temin etmemizi sağladi. Tam bu bir cevap veremediler. Bu konuda bir karar verebilmeleri için
sırada Rus büyük knezi Vasilico'nun burayi gelmesi de onun geri dönüşünü beklemeleri gerekiyordu.
Tanrı'nın takdiri ildhisi idi. ondan Moğollarla münAsebetlerin
IV. Böylece büyük knez Vasilico, adamlarlnln birinin
esasınl tafsildtıyla öğrendik, çünkü o, kendisi de [Moğollara]
rehberliğinde bizi Kiev'e gönderdi. Bu kılavuzlara sahip
elçiler göndermişti ve bunlar kendi yanlna ve kardeşi Daniel,e
olduğumuz halde bütün yolculuk boyunca sürekli olarak
geri döndükten sonra, Batu'ya gönderilecek olan elçilerin
Lituanyalılar tarafından hayatımız tehlike içerisinde bulundu.
emniyetlerinin garanti edildiğini bildirmişlerdi. Vasilico bize,
Bunlai Rusya'da ve özellikle de yolumuzun geçtiği güzergöh
şayet Moğollara gitmek istiyorsak mutlaka büyük hediyeler üzerinde sık sık eşkıya baskınları yapmakta idiler. Rus halkının
götürüp vermemiz gerektiğini söyledi, zira bir elçi kendilerine
büyük bir kısmı Moğollar tarafindan öldürülmüş veya esir
bir şey sunmazsa, bunu büyük bir saygısızlık olarak telakki
ediımlş olduğu için, eşkıyalara karşı etkili bir mukavemet
ederler ve bu durumda onlarla herhangi bir meseleyi halletmeyi
göstermekt en aciz kal ın ıyordu. Yanımızda zikredilen kılavuzlar
ümit etmemelidir. Zikredildiği gibi böyle elçilerin genellikle bir
6ıa,rg, için, Ruslardan korkm amlza gerek yoktu; böylece bizi
hiç olarak göründüğü bir gerçektir. (Papanln Ve kilisemizin
İsa,nın Haçı'nın düşmanlarından koruyan Rusya'nın başşehri
teşebbüslerinin boşa gitmesini istemediğimizden dolayı)
Kiev,e geldik. Buraya ulaşınca millenarius (binbaşı) ve burada
yolculuk sırasında bize masraflarımızı karşılamamız ve sıkıntı
oturmakta olan diğer ileri gelenlerden yolculuğumuzun devamı
çekmememiz için verilmiş olan parayla, kunduz ve diğer hususunda tavsiyeler aldık. Bunlar bize sahip bulunduğumuz Ve
hayvanların kürklerinden satın aldık. Dük Konrad, Krakau
birlikte Moğolistan'a götürmek istediğimiz atların yoğun kar
prensesi, Krakau piskoposu ve bazı şövalyeler bunu duyunca
yüzünden öliceklerini söylediler, çünkü bunlar Moğol atları gibi
bize daha fazla kürkler hediye ettiler. Krakau piskoposu gibi
Lar altında kalmış olan otları yemeğe alışkın değildiler ve yol
Konrad ve oğlu da büyük knez Vasilico,dan, Moğoliara
üzerinde Moğolların sahip oldukları saman, kuru ot ve yem
yapacağımız bu seyahatte mümkün olan bütün koruma
dışında yiyecek başka bir şey de yoktur. Bu tavsiyeler üzerine
tedbirlerinin alınmasını rica ettiler.
at:larımızılki buk'., ile birlikte burada bırakmağa karar verdik;
III. Böylece o, bizi beraberine alarak (Vladimir,den ayrlca binbaşıya bize posta atları ve kılavuzlar vermesini kabul
I

sonra), kendi ülkesine götürdü ve bir kaç gün masraflarımızı eitirmek için hediyeler takdim etmek zorunda kaldık. Kiev'e
i,
t
106 Ergin AYAN 107
Moğol Tarihi ve Seyüatnöme 1245'|247

Varmadan kısa bir süre önce Danilove'de ölüm derecesinde


hasta olduk, fakat buna rağmen kilisemiz adına teşebbüs edilen kendi adamları tarafindan Moğolların ilk sınır karakoluna
mukaddes görevin akimete uğramaması bakımlndan şiddetli götürüldük. Karnaval Çarşamba'sından (23 Şubat |246) sonraki
i-ık C,r*u günü, Güneş batarken misafir odamıza çekildiğimizde,
soğuk altında bile karın üzerinden bir kızakla yolumuza devam
ettik.
Moğollar tıpkı kızgın şeytanlar gibi, silAhlı olarak izerimize
saldırdılar ve bizim ne cinsten insanlar olduğumuzu sordular.
V. Kiev'deki bütün işlerimizi tamamlayarak, Meryem onlara papanln elçileri olduğumuzu söyledikten vebazı yiyecek
Ana'nın temizlik bayramından (4 Şubat T246) iki gün Sonra, maddeleri hediye ettikten Sonra hemen dağıldılar. Ertesi sabah
Kiev'deki binbaşının kılavuzlarıyla beraber ve ath olarak diğer yola çıktıktu, ,orru karakoldan bazı subaylar bize doğru gelip,
barbar uluslara doğru yola çıktık. Doğrudan doğruya Moğolların seyatıat amac:lmlzl ve görevimizi sorduklarında, yo lumuzun kıs a
hökimiyeti altında bulunan Canove adlı bir köye geldik. Bu bir bölümünizatengeride bırakmış bulunuyorduk. Biz onlara şu
köyün reisi bize atlar ve diğer bir köye kadar kılavuzluk yapacak cevabı verdik: "Biz Hıristiyanların efendisi ve pederi olan
adamlar verdi. Bu yeni köyün Alan asıllı ve adı Michaes olan papanln elçileriyiz, o, bizi Moğol hükümdör ve kumandanlarına
reisi çok kötii ve adi biri idi; çünkü bizzatkendi muhafizlarından gonoeroi, çünkü Hlristiyanların Moğolların dostu olmasını ve
birkaçını bizi karşılamak için Kiev'e göndermiş ve bunlar bize 6arış içinde yaşamalarlnl arzu etmektedir. Bundan başka onun
yanlış olarak Corenza'nın adını vererek, elçi olarak önce ona en btıyuk arzusu [Moğolların] Tanrı tarafindan göklere iyi
(Michaes) gitmemiz gerektiğini söylemişlerdi. o, bu yalana yazı1ai;,a yazılmasıdır. Papa bu yüzden kendi m-ektubunda da
sadece bizden hediyeler koparabilmek için başvurmuşfu. Yanına telirttigi ğibi, birlrn aracılığımızla [Moğolları] Hazreti Isa'nın
vardığımızda bize bir sürü zorluklar çıkararak, hediye dinine ğirJreı< Hıristiyan olmağa davet etmektedir, zira başka hiç
vermediğimiz takdirde, yanımıza hiç bir kılavuz katmak bir surette mutlu olmaları mümktin değildir'
istemediğini bildirdi. Yola daha fazla devam edemeyeceğimizi
görünce ona bazı hediyeler için söz verdik. onlara yeterli Ayrıca o, Moğolların özellikle de papaya bağlı olan
miktarda hediyeler verdiğimizi zannettiğimiz halde, daha birçok Hiristiyanı, hele hele Macarlar, Moravyalılar ve
fazlasını vermediğimiz takdirde, bunları da almak istemedi. Polonyalı1urr, t,, insanlar Moğollara hiç bir zarar vermeyi
Bunun üzerine onu tatmin edecek kadar çok hediyeler eklemek denemedikleri halde, niçin öldürdükleri hususundaki hayretlerini
zorunda kaldık ve o, bunlardan başka bizden çok adi bir şekilde
bildirmek ister. Tanrı bu hususta son derece öfkelendiği için, o
bazı şeyler daha çaldı. sizi gelecekte böyle günöhlardan sakınmanıZ Ve başlamış
olduğunuz zulümlerin cezas,nt çekmeniz konusunda da
,ryu.ryor. Papa, gelecekte neler yapmak istediğinizi ve ne gibi
piun|urrn, oidrgrrrrr* yazman.,,.sizden rica ediyor. Bütün bu
yukarıda zikredilmiş olan noktalar konusunda ona yazı|ı bir
?. Moğollar tarafından ilk karşılanışımız cevap veriniz".
Geliş nedenlerimizi ve izahat|anmlzl anladıktan Sonra
VI. Burayı terk ettikten sonra, Quinquagesimae'ya bize saygı göstererek, yukarıda zikredilen posta atları ve
doğru yola çıktık (Pazartesi, 19 Şubat |246) ve Micheas'ın kılavuzlai iıe blrılkte bizi Corenza'ya götürmek istediklerini
108 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatnöme 1245'1,247 109

bild-irdiler ve hediyeler talep ettiler. Biz de onlara bazı hediyeler Papa'nın verdiği görevi tamamlamak ve yaşamak istiyorsak,
takdim ettik, çünkü her ne isterlerse yapmak zaruretinde idik. bunları kabul etmek zorunda idik.
VII'
Hediyeleri aldıktan sonra kendi atlarından inerek VIII. Hediyelerin sunulmasından sonra kumandanın
bunları bize posta atları olarak verdiler ve onların kılavuzluğu otağına götürüldük ve şu talimatı aldık: onun yurtunun kapısının
altında Corenza'ya doğru yola koyulduk, fakat bizim yukarıda eşiğinde'', sol dizimizin üzerine üç defa çökmeli ve ayağımızın
söylediğimiz sözleri söylemesi için zikredilen kumandan hızlı kapının eşiğine basmaması hususuna dikkat etmeliyiz' Bu
giden bir ulak gönderdiler. Bu kumandan muhafızkarargilhında talimatı dikkatle yerine getirdik, zira bir kumandanın kapısının
bulunan Moğolların en yüksek rütbelisi idi. Bunlar üt,ouı.l eşiğine kasten basmak, onlarda ölüm cezasını gerektiren bir
ülkelerin halkının muhtemel ani ve beklenmedik saldırısına cürümdür. otağın içerisine girince, kumandanln Ve oraya davet
uğramamak için nöbet tutarlar. Kumandanın emrinde 60.000 edilmiş bulunan diğer ileri gelenlerin önünde diz çökmek ve bu
(6.000 ya da 600.000) sil0hlı adamı bulunur*. v aziy ette yukarıda zikredilen sözleri söylemek mecburiyetinde
kaldık. Sonra papanln mektubunu takdim ettik. Kiev'den özel
bir ücret karşılığı olarak yanlmna almış bulunduğumuz
tercüman bu yazıyı tek başına tercüme edecek durumda
3. Corenza tarafından kabul edilişimiz olmadığından Ve elde başka tercüman da bulunmadığından
dolayı, mektup tercüme edilmemiş olarak kaldı. ondan Sonra
bize atlar verilerek yanlmza üç Moğol katıldı; bunlardan ikisi
Karargöhına vardıktan sonra o, bizim çadırlarımızı onbaşı olmakla beraber, üçüncüsü Batu',nun has muhafizı idi.
kendisinden oldukça uzakta bir mesafede kurdurdu Ve Bunlar bizi en kısa zamanda Batu'ya götürmek için emir aldılar.
hizmetkdrlarını bize aracı olarak gönderdi. Bunlar bize, onun Batu, hakan hariç olmak üzere Moğol kumandanları arasında en
huzuruna neden çıkacağımlz| ve ne gibi hediyeler vermek güçlüsüdür ve hakana itaatle hizmet etmekle yükümlüdür'
istediğimizi sordular. Riz de cevap olarak papanın hiç bir hediye IX. Quadragesimae'daki ilk Pazar'dan sonraki
göndermediğini, çünkü Moğollar tarafından kabul ediiip Pazartesi günü (26 Şubat 1246) ona doğru yola koyulduk'
edilmeyeceğimiz konusunda emin almadığını, ayrrca bizim Atlarımızı tırısta gidebilecekleri en hızlı şekilde sürdük. Günde
seyahatimizin Polonya'dan Moğollara kadaiolan güzergAhının 3-4 kez değiştirebilecek taze atlara sahip olduğumuz için,
Lituanyalılar yüzünden tehlikelerle dolu bulunduğunr rğı.alk. sabahleyin erkenden geceye kadar, sık sık ta geceleyin bile eyer
Bununla birlikte Tanrı'nın indyetiyle papanln maııarından bize üzerinde kaldık. Buna rağmen Büyük Hafta'nın (Paskalya
verilen yanımızdaki iAşeden mümkün mertebe onlara saygı Yortusundan önceki matem haftası, 4 Nisan 1246) içindeki
nişönesi olarak vermek istedik. Fakat bizim vermiş olduğumuz
Çarşamba gününden önce, ona ulaşmak mümkün
olmadı. Biz
birçok hediye ona k6fi gelmedi, üstelik aracılar yoluyla oaııa oa Kumanların dümdüz olan ülkesinde seyahat ettik. Burada
fazlasını istedi; buna karşılık isteklerini yerine g.ti.digl.ı, aşağıda zikredilen 4 büyük nehir akar:
takdirde, bize değerli bir rehber vermeyi taahhüi etti.
ğayet
96 Karş. Bilinnıeyen iç Asya, s. 93. 97Kapı eşiğine''Basaga'' denmektedir.
ıl0 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatnöme 1245'1247 1r1

1)Dynyepr: bu steplerin içinden çıkar. Rus tarafındaki X. Biz Kuman ülkesinde ikamet etmekte olan Batu'nun
kıyısında C^orenza, diğer kıyısında ise Corenza'dan daha güçlü bölgesine ulaştığımızda, karargAha bir Saatlik mesafede bize bir
olan Mauci". yer gösterildi. onun saraylna takdim edilmeden önce, bize iki
ateş arasından geçmemiz gerektiği bildirildi. Bunu asla kabul
2) Don: bu nehrin kıyısında, Batu'nun bir kız kardeşi ile
etmek istemedik, fakat onlar bize şöyle dediler: "Korkmadan
evli olan Cartan (Tirbon) adlı bir komutan hdkimiyet sürer.
yürüyün, biz sizin bu iki ateş arasından geçmenizi istiyoruz,
3 )Volga: büyük bir nehir olup Batu seferde iken çünkü eğer efendimize karşı aklınızda kötülükler varsa veya
kararg0hını bu nehir kıyısında kurmuştur. beraberinizde zehir taşıyorsanız, bu ateş büttın kötülükleri yok
4) Jaik: her biri 1.000'den fazla askere sahip bulunan edecektir''. Bu konuda onlarla anlaştık ve dedik ki: "Bunu
sadece böyle şeyler yüzünden şüpheli durumuna düşmemek için
iki kumandandan biri bu nehrin sağ, diğeri ise sol kıyısında
yaparru (ya|nız onların Şaman ayinlerinde yer almamak
konar ve göçerler, çünkü bu kumandanlar kışın denize doğru
güneye, yaan da dağlara doğru kuzeye göç ederler. Zikredilen
kaydıyla)". orda'ya geldikten Sonra, Emir Eldegay (Elçidey,
procurator) bize, ne suretle Batu'nun huzuruna çıkacağımlzı ve
bu deniz kendisinden ayrılan Sen Georg kanalı (Boğaz) ile
Konstantinopel'i sulayan büyük denizdir (Karadeniz). kendisine (huzurda) hangi hediyeleri sunacağımızı sordu. Biz
Dynyepr'de günlerce buz üzerinde seyahat ettik. Bu nehirler daha önce Corenza'ya vermiş olduğumuz cevabı tekrarladık,
çok büyük olup balık bakımından zengindirler, özellikle de şöyle ki; "Papa hiç bir hediye göndermedi ama biz Tanrı'nın
Volga. Bunların hepsi Büyük Deniz adı verilen Grek Denizi'ne inöyetiyle papanln mallarından bize seyahat masraflarımızl
dökülürler.
karşılamak izere verilenlerden, ona saygl nişanesi olarak
gücümüzün yettiği nispette hediyeler takdim etmek istiyoruz".
Zikredilen deniz kıyısı boyunca devam eden Hediyeler alınıp verildikten Sonra vekili Eldegay, niçin buraya
seyahatimiz oldukça tehlikeli oldu, çünkü kıyı bir çok yerde gelmiş olduğumuzu sordu, biz de daha önce Corenza'nın
günlerce buzlarla kaplı oluyordu. Su, kıyıdan itibaren içeriye huzurunda zikretmiş olduğumuz sebepleri saydık.
doğru üç saatlik mesafeye kadar donmuştu. Biz Batu'ya
varmadan önce, bizim Moğollardan ikisi Corenza ile konuşmuş
XI. Cevabımızı aldıktan sonra bizi kumandanın
yurtuna götürdüler; daha önce Corenza huzurunda zikretmiş
olduklanml.zl ona iletmek üzere aceleyle bizden ayrıldılar.
olduğumuz gibi, kapının önünde diz çökmek ve kapı eşiğine
basmamak konusundaki uyarıları işitmek zorunda kaldık.
Yurtun içerisine girdikten sonra diz çöktük ve bu vaziyette
söyleyecek olduklarımızı söyledik. Sonra mektubunuzu takdim
4' Batu'nun huzuruna çlklşımlz ederek bunu tercüme etmek için tercüman verilmesini rica ettik.
Bu arzumuza ancak Paskalya'dan önceki Cuma günü (6 Nisan
1246) nail olabildik ve onların yardımıyla mektup itinayla
Rusça'ya, Arapça'ya, Türkçe'ye ve Moğolca'ya çevrildi. Son
çeviri Batu'ya verildi ve o bunu dikkatle okuyarak tam olarak
98Muhtemelen
Çağatay'ın ikinci oğlu Moşi'dir
malumat edindi. Nih6yöt kendi çadırımıza geri götürüldük, fakat
It2 Ergin AYAN
Moğol Tarihi ve SeyüatnAme 1245'1247 I 13

gelişimizin ilk gecesindebize, sadece


çok azbiraz darıdan başka
yiyecek verilmedi. 5. Batu'dan ayrlhşlmlz. Kumanlar Ve
XII. Batu'nun gerçekten de muhteşem bir sarayı, kapı Kangitler
muhafizları ve tıpkı hakan gibi saray memurları vardıi. Aynı
şekilde hemen hemen taht denebilecek yüksek bir şeyin üzerinde
XIII. Mukaddes Paskalya'dan önceki Cumartesi günü
hatunlarından biri ile beraber oturur. Buna mukaLii kardeşleri,
(7 Nisan |246) biz onun yurtuna çağrıldık. Batu'nun zikredilen
oğulları ve diğer devlet erk6nı (les majores) biraz daha alçakta,
ortada bir sedir üzerinde otururlar. Geri kalan halk ta orıu.r,
vekili bize onun emirlerini iletti; buna göre bizim, Moğol
arkaslnda yerde; erkekler sağ, kadınlar da sol tarafta otururlar.
ülkesinde oturmakta olan Güyük Han'ın yanlna gitmemiz
gerekiyordu' B ununla b irl ikte yanıml zdaki adaml ard an bazılar ı'
Çadırları büyük ve gerçekten de güzeldir. Bunlar ketenden elimizdeki belgeyi papaya geri götürme düşüncesine kapıldılar.
yapılmış olup, daha önce Macaristan kralına ait imişler. onun
ailesine mensup olmayan hiç bir yetkisiz kimse,
Biz onlara papaya götürmeleri için, şimdiye kadar ki
çok btıytik u. faaliyetlerimizi anlatan bir rapor verdik, fakat bunlar geri
güçlü birisi de olsa, eğer davet edilmemiş veya Batu'nun izninin
dönüşlerinde Mauci'nin yanına vardıkları zaman' biz geri
bulunduğundan kimsenin haberi yoksa, otağına yanaşmağa
dönene kadar orada alıkoyuldular.
cesaret edemez. Biz görevimizi tamamladıktan sonra sol tarafa
oturduk. Uzaklardan intikal eden bütün elçiler böyle yaparlar' Paskalya bayramında (8 Nisan |246) Kuddas ayininde,
Bununla beraber hakanın yanından dönüşümüz de, biie daima imkAnlarımız ölçüsünde bir ziyafet tertib ettikten sonra, göz
sağ taraf gösterildi. Yurtların içinde kapıya yakın duran bir yaşları arasında bizimkilerle vedalaştık; doğrusu yaşamaya ml
masa' bunun üzerinde gümüş ve altın kaplara konulmuş içki yoksa ölüme doğru mu gideceğimizi kestiremiyorduk. ondan
(genellikle kımız) bulunur. Batu ya da hiç bi. ııogoı kumandan, sonra Corenza'nın emrimize vermiş olduğu iki Moğol ile
resmi olarak şereflerine şarkı söylenmeden veya kanun birlikte yola devam ettik. o sırada kendimizi eyerin üzerinde
çalınmadan bundan içemez. Atla gezintiye çıktığı zaman|arda tutabilecek kadar iyi hissetmiyorduk, çünkü o kır günlük oruç
başının üzerinde daima bir mızrağın ucunda bir Güneş günlerinde Ve aynl şekilde geri kalan günlerde de yiyeceğimiz
şemsiyesi
ya da çetr taşınır. Bu hürmet bütün Moğol ileri gelenlerine ve sadece tuzve suda pişirilmiş darıdan ibaretti. Tencerede eriterek
hanımlarına da gösterilir. içtiğimizkar suyundan başka da içeceğimiz yoktu.
Batu adamlarına karşı çok şefkatli, aynl Zamanda onlar XIV. Kumania kuzeyde Rusya ötesinde Mordvinler,
da ona karşı çok saygıhdırlar. Buna karşılık savaşlarda oldukça Bilerenler veya Büyük Bulgarlar, Başkirler yani Büyük
kıyıcıdır. Çok güçlü bir hafızaya sahiptir ve harp hilelerini tam Macarlar ve Başkirlerin ötesinde Parositler ve Samogetler,
olarak bilir, çünkü uzun süreden beri yapmış olduğu savaşlarda Samogetlerin arkasında zikredilen ve okyanus kıyısındaki
kazandığı zaferlede tecrübe sahibi olmuştur. tenhalarda yaşayan it suratlılar ile sınırdaştır. Güneyde ise
Alanlar, Çerkezler, Hazatlar, Grekler, Konstantinopel,
Gürcistan, Ermenistan, Türk ülkesi, saçlarını tamamen kazıyan
Burtaçlar Ve ayrlca Ziclerin ülkesi ile sınırlıdır. Batısında
Macaristan ve Rusya bulunur.
Moğol Taıihi ve SeyahatnAme 1245-1247 115
114 Ergin AYAN

kaleleri yıkılmış, köyleri boşaltılmış vaziyette bulduk. Bu ülkede


Kumania çok geniş Ve uzun bir ülkedir. Bizim bu adını bilmediğimiz büyük bir nehir ve kıyısında da Janckint,
ülkedeki SeyahatimiZ oruç günlerinin başlangıcından, Barçin, omas ve adlarını veremediğimiz birçok başka şehirler
Paskalya'nın bitiminden sonraki 8. güne (16 Nisan |246) kadar vardır. Burada ilk olarak soyu Moğollar tarafindan ortadan
sürdü. Atlarımızı buraya kadar en süratli tırısta sürdük, bu kaldırılmış olan ve asıl adını bilmediğimiz Altı-Soldan (A1ö al-
durumda atlarımızı günde 5 veya 7 sefer tazelemek zorunda Din) hüküm sürmüştür.
idik. Bu mümkün olmadığında ise, yolumuz çölden geçtiği
takdirde, bütün gün zorluklara dayanabilecek iyi ve kuvvetli Çok yüksek dağların bulunduğu bu memleketin
atlar aldık. Kumanlar, Moğollar taraflndan yok edildiler, hayatta güneybatısında Kudüs, Bağdad ve Müslümanların yaşadığı diğer
kalabilenler onların önünden kaçmakla beraber bazılan esir bütün ülkeler bulunur. Bunlara komşu olan ülkelerde Burin ve
edildiler, fakat kaçanların çoğu da tekrar onların boyunduruğuna Kadan adlı hükümdirların ikamet yerleri vardır. Kuzeyde (tam
geri döndüler. olarak kuzeydoğuda) Kara-Hıtay ülkesinin bir kısmı ve okyanus
bulunur ve Batu'nun bir kardeşi olan Siban burada oturur. Bizim
XV. oradan Kangitlerin ülkesine vardık. Bu ülkenin buradaki yolculuğumuz isa Günü'nden Yaftizci Yahya
nüfusu, birçok yeri su bakımından fakir olduğu için çok azdır. bayramından 8 gün önceki güne (l7 Mayıs-17 Haziran 1246)
Bu nedenle Rus büyük knezi Yaroslaos'un halkından çoğu, kadar sürdü.
Moğolların ülkesindeki bu çöllerde susuzluktan ölmüştür. Bu
ülkede Kumania'daki gibi, birçok kafatası ve yerde gübre yığını XVII. Bundan sonraki yolumuz bizi Kara-Hıtayların
gibi yatan ölü insan kemikleri bulduk. Burada BeyazPazar'dan ülkesine götürdü. Burada Moğolların onarmlş oldukları adı
sonraki Pazartesi'nden hemen hemen isa Günü'ne kadar (16 omul olan tek bir şehir vardır. ogedey Kaan burada bir saray
Nisan - 17 Mayıs 1246) yolculuk yaptık. inşa ettirmiştir ve biz orada bir içki ziyafetine davet edildik.
Hakan tarafindan tayin edilmiş olan vali, şehir halkının ileri
Üıkede oturan halk inançsızdır. Kumanlar veya gelenlerine Ve aynca iki oğluna önümüzde el çırptırdı. Buradan
Kangitler tarım ve zanaatla uğraşmazlar, sadece hayvan adını sormayı unutmuş olduğumuz pek te büyük olmayan bir
sürüleriyle geçinirler. Aynı şekilde evler yapmaylp, çadırlarda göle geldik. Bu gölün kıyısında küçük bir dağ vardır. Bunun
otururlar. onlar da, şu anda ülkelerinde oturmakta olan üzerinde muhtemelen delik gibi bir şey olması gerekir ve kışın
Moğollarla yaptıkları savaşlarda öldürülmüşlerdir. Hayatta kalan kasırga çıktığı Zaman yolcular büyük bir tehlike içerisinde ve
Kangitler ise yine Moğollar taraflndan esir edilınişlerdir. zorlukla bu yeri geçebilirler. Buna karşılık yazn burada daima
bir rüzgör esintisi hissedilir, fakat delikten dışarıya sadece sessiz
bir esinti çıkar; yerliler bize böyle anlattılar. [Göl büyük
6. Biserminenler ve ilk imparatorluk "orda,, st. olmamakla beraber] üzerinde birçok adacıklar vardır. Biz birkaç
gün daha aynı kıyı üzerinde gittik ve Sonra onu solda bıraktık.
Bu memleket akarsu bakımlndan zengindir, fakat bunların hepsi
XVI. Kangitlerin ülkesinden sonra, Biserminenlerin de pek büyük değildirler. Ayrıca akarsuların iki taraflı kıyıları
yurduna vardık. Bunlar geçmişte olduğu gibi, bugün dahi
ormanlarla kaplı olmasına rağmen, genişlikleri fazla değildir.
Kumanca (Türkçe) konuşmaktadırlar, fakat kendilerini
Müslüman olarak tanıtırlar. Biz burada birçok şehirleri harap,
u6 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve SeyahatnAme 1245-1247 t11

Bu ülkede oturan ordu, Batu'dan daha büyüktür ve hatırladığımıza göre üç hafta içinde Maria Magdalena gününde
hatta Moğol şehzadeleri arasında en yaşlı olanıdır". Babası (22 Temmuz |246) bizim şimdi bunları yazdığımız sırada
(Cuci) hatunlarından biri ile bu sarayda oturarak ülkeyi hükümd6r olan Güyük Han'a ulaştık. onlarla birlikte
yönetmiştir. Zira Moğollarda hükümdİrların ve soyluların yaşayabilmek amacıyla bütün bu yolları büyük bir hızla geride
(ölümlerinden sonra) saraylarının yıkılmaması idettir, bilökis
bıraktık, çünkü bizim Moğollar bizi en kısa zamanda kurultay
bazı karıları seçilerek bu saraylarl aynı şekilde devam ettirir ve
şölenine yetiştirmek için emir almışlardı. Hakan seçmek için
yönetirler. onlara aynı tahsisatlar verilir ve kocaları olan toplanacak olan bu kurultaydan zaten bir kaç yıl öncesinden beri
hükümdörların sağhklarındaki gibi geçimleri temin edilir. bahsedilmekte idi. Bu yüzden sabahleyin erkenden kalkıp
oradan hakanın hatunlarından biri ile birlikte hüküm sürmüş atlarımıza binerek, akşamlara kadar yemek yemeden
olduğu ilk ordaslna geldik. eyerlerimizin üzerinde kaldık. Sık sık ta konaklama yerlerine
geç geldiğimiz için, akşamları bile yemek yemedik, hatta akşam
yemeklerimiz sabahlara kaldı. Atlarımızı en hızlı tırısta ve
bakımlarını bile yapamadan sürdük; çünkü günde bir kaç kez
7. Güyük'e Varlşlmlz onları dinlenmişlerle değişme imkAnımız vardı' Böyle yorgun
düşen atlar (hızlı gittikleri için halsiz kalanlar) yukarıda
zikredildiği gibi, tekrar geri gönderildiler. Yolları herhangi bir
Hakanı henüz görmemiş olduğumuz için, biz davet engelle karşılaşmadan, en hızlı tırısla işte böyle kat ettik.
etmek Ve onun ordasına götürmek istemediler ama kendi
çadırımızda Moğol usulünce çok iyi ağırladılar ve tam
manasıyla dinlenmemiziçin bir gün tahsis eylediler.
XVI[. oradan St. Peter (ve Paul) günüden bir gün B. Saraydaki durum
önce ayrıldık ve inançsız Naymanların ülkesine ulaştık. St. Peter
ve Paul gününde (29 Haziran |246) burada çok büyük bir kar
yağdı ve çok şiddetli soğuk oldu. Bu ülke genellikle dağlık 8. Güyük tarafından kabul edilişimiz
olduğu için çok soğuktur ve düz atazi az bulunur. Bu iki kavim
(Kara-Hıtaylar ve Naymanlar) tarım ve zanaatla uğraşmazlar,
bilAkis Moğollar gibi yurtlarda yaşarlar ve yine bu sonuncular I. Güyük'ün saraylna Varlnca, Moğol ödetlerine göre,
tarafından ortadan kaldırılmışlardır. Biz bu ülkede birkaç gün onun emri üzerine bize bir çadır ve iöşe verildi. Bize sunulan
daha at sürdük. hizmet diğer elçilere nazafan daha ihtimamlı idi. Fakat Güyük
hakan seçilmemiş ve devlet işlerini de devr almamış olduğu için,
XIX. Bundan sonra bizde Tatar diyeadlandırılan
Moğolların kendi ülkelerine girdik. Bu ülkede hızla at sürerek, huzuruna çıkmak izere bize herhangi bir davet gelmedi. Fakat
ııuhtemelen papanln mektubu (ve daha önce Corenza ye
Batu'ya söylediklerimiz) Batu tarafindan kendisine bildirilmişti.
99 Karş. Moğol İstilisına Kadar Türkistan' Türkçe terc. H. D. Yıldız, s. 4l7.
Moğol Tarihi ve Seyahatnime |245'1247 119
lt8 Ergin AYAN

Beş veya altı gün bekletildikten sonra'oo, Güyük biri kapı yapılmıştı. Bu kapılardan biri sadece hakanın giriş ve çıkışı
annesine (imparatorluk naibesi Turakina Hatun) yolladı ve içı" iatısis edimiştl. Bu kapıyı kullanmaya hiç kimsenin cesaret
kurultay onun huzurunda toplandı'o'. Biz oraya vardığımızda .d.*.y.".ğini biıdiklerinden dolayı, muhafiz koymamış1ardı.
beyaz purpurdan yapılmış büyük bir çadır kurulmuş olup, itincl lup'1.. kurultay üyelerine ayrı1mlştl ve bu kap.da kılıçlı
tahminimize göre bunun içine 2.000 kişi sığabilirdi. Çadırın Ve yayl; muhafizlar Vardl' Görevi olmadığı halde çadıra
çevresinde tahtadan yapılmış ve üzerinde çeşitli resimler yakiaşanlarl muhafızlar y aka|ayıp döVüyorlardı' Kaçanların
bulunan bir çit vardı. arkalarından ise uçları sivri olmayan oklar firlatıyorlardı'
Atlarını da çadırlaia tahminen iki ok atımı mesafe uzakta
II. İkinci veya üçüncü gün bizi korumakla görevli olan
toplamışlardı. Ülkenin her yanlndan kumandanlar, adamlarıyla
muhafizlarla birlikte kurultaya gittik. Kurultayda bütün
birlikte silöhlı olarak bu kurultaya geldiler'o'. Topı,. olarak bir
kumandanlat hazır bulunuyordu. Her kumandanın kendi ordusu
arada duran atlara ancak kumandanların yaklaşmaslna
izin
çadırın çevresindeki tepelere ve ovalara yerleşmişti. Kurultayın Vardt; işi olmayan diğerleri atların yanlna yanaşlnca, yakalayıp
ilk gününde hepsi beyaz purpurdan yapılmış olan elbiseler
giymişlerdi. Güyük'ün kurultaya katıldığı ikinci gün kırmızı, çok kötü dövüyorlardı.
üçüncü gün mavi, dördüncü gün çok zarif Bağdad kumaşından Tahminimize göre, bir çoğunun üzengisinde' göğüs
elbiseler giymişlerdi'o'. çadırı çevreleyen tahta çite iki büyük zırhında, eyerinde Ve ai kuyruğu zırhında 20 Mark değerinde
altın süslemeler vardı. Bu komutanlar çadırın içinde toplandılar
l00 Elçiler muvasalatlarını müteakiben tekrar tekrar sorguya çekilir, muayeneye tabi ve kanaatimize göre hakanın seçilmesi hakkında uzun süre
tutulurlardı. Bu tür tedbirlere bilhassa Moğol saltanatının başlangıçlarında suikasd tehlikesinin konuştular. onlai içeride iken btıtıın halk, zikrettiğimiz çitten
bulunduğu zamanda önemIe başvurulmuştur' Büyük Han,i cüIus töreni taınamiyle bittikten sonra ;p*yi uzakta beklemekte idi, böylece öğleye kadar beklediler.
elçileri kabul ederdi. Validesi elçileri, Güyük Han'ın huzuruna çıkmadan evvel kabul etmek sonra öğle olunca kıınız içmeğe başladılar Ve akşama kadar çok
istemediği halde, hükümd6r Carpini'yi validesi Turakina llatun'un yanına göndermiştir. Bk. B. miktarda kımız içtiler.
Spuler, lran Moğottarı, s.397 .
III.Sonradanbizdeçadıradavetedildik.Bizehürmet
ikram
olarak sundukları kımızı içmek istemeyince, bu sefer bira
10l Bu kurultaya Frenk elçiterinin katlldığını Cüveyni (T6rİh-i Cihingüşıiy, I, s. 203_205) ve

Mirhond (Ravzatu's-saf6' IV, s. 868) da zikretmektedirler ki bu F-renk elçilerinden birisi


ettiler. içmemizi istedikleri halde, alışık olmadığım:|z)dan dolayı
Sunulan birayı da içemedik. işte bundan rahatslz olduğumuzu
muhtemelen Plano Carpini idi. Ayrıca bu kaynaklar kurultaya katılan|ar arasında Carpini'nin
zikrettiği David'in ismini de vermekte ve geniş bir katılanlar listesi sunmaktadırlar. Karş. B.
anlayınca, artık üzerimize varmadılar. Dışarıdakiler arasında
Spuler, lran Moğolları, s' 5I.
n ryu,aui.i Susdal büyük Knezi Yaroslaos ve diğer bir çok
l02 CüVeyni (T6rİh-i Cih6ngüş6y, I, s. 203 vd.) kurultay günlerini şöyIe tavsifetmektedir:
"o sırada mevsim, bahar günlerinin güzelliklerle kucaklaştığı, bahçelerin cennet bahçelerini
yakışır şekilde
unutturduğu, yer yüzünün her türlü güller ve hoş kokulu otlarla örtüldüğü, durumlarına Cüveyni, burada kurultayın muhteşem Moğol imparatorluğu'nun şanına

şükretmek için bütün tomurcukların ağızlarını açtıkları, kumruların sevişip koklaştığı, güzel sesli görkemlibirşekildekutlandığınıbelirtmekisterken,olayıdoğalgüzelliklerinihtişamıylada
büIbüllerin havada şu gazeli okuduğu mevsimdi. Şiir: bütünleştirmek istemiştir.

"Baharın ordusu çadırını sahraya kurmuş. Bu durumda senin de çadırını sahraya kurman l03GerekCüveyni(I,s.204)vegerekseMirhond(lV,s.828)kurultayaşehzddelerin,

şart. Başka iş yapmadan akşama kadar şarap iç, akşanıdan sabaha kadar da gül topla'', noyanların, sultanların, meliklerin geldiğini belirtmektedirler'
t20 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatn6me |245-|247 12l

Kıtaylı ve Solange'oo'ıi hükürndilrlat ile birlikte Gürcü kralının 9. Güyük'ün tahta çıkması'oo
iki oğlu, Bağdad halifesinin bir elçisi, bundan başka 10 kadar
Müslüman sultan'o' hazır bulunuyorlardl. Devlet kAtiplerinin
söylediklerine göre; kurultaya 4.000 d,en faz|a etçi gelmiş,
bir
kısmı Vergi, bir kısmı hediye getirmiş, kimisi
şahsen t"erJı adına Hatırladığımıza göre tahminen dört hafta burada kaldık
gelip hakana bağlılığını bildirmek istemiş,-bazıları Moğollar
Ve resmen halka açıklanmadığı halde hakanın bu kurultayda
çağırmış olduğu için, son bir kısmı da idare ettikleri tılkilerin seçildiğini sanıyoruz. Bu tahminimizi teyit eden bir durum da
vali]eri olarak (hükümdArları adına) gelmişlerdi Biıtün bu
(seçimin yapıldığına dair) Güyük her seferinde çadırdan dışarı
kişilere çitin dışında yer gösterilmiş ve içecek sunulmuştu.
B-izlere ve dışarıda kendisi ile beraber olduğumuzda büyük çıktığında, namlna şarkıların söylenmesi ve dışarıda kaldığı
knez sürede, ellerinde tuttukları ucunda kızıl renkli yün sarılı olan bir
Yaro sl aos' a (ç itin dı ş ında) daha fazla itibar gosteriyorlardı.
tuğ bulunan güzel sopa ile, başka hiç bir hükümdöra
göstermedikleri saygıyla, onun önünde eğilmeleri idi. Bu ordu
karargihı veya hakan saraytna Saray-orda (veya Sarı-orda)
diyorlardı.
IV. Biz buradan ayrıldıktan ve 3-4 saat at sürdükten
sonra dağlar arasındaki nehir kıyısı boyunca uzanan düzlük bir
araziye vardık. orada Altın-orda denen başka bir çadır
ı@ Solange'ler Kuzey Kore ve kurulmuştu. Güyük bu çadırda Meryem Ana gününde (l5
Mançurya'nın halkına verilen isimdir. Moğollar bunlara
"Solongos" diyorlardı ve doğulu tarihçilere ülkeleri Solanka
Ağustos |246) tahta çıkacaktı. Fakat daha önce sözünü ettiğimiz
diye adlandırılıyordu. l2l8,de
Cengiz han taraflndan itaat altına allndılar. Bk. F. Risch, a.ge.'
yoğun kar yağışı yüzünden tören başka bir güne ertelendi. Bu
s. 247; Kaq. L. Ligeti,
Bilinmeyen İç Asya, s. 98.
çadırın direkleri altın kaplanmlş ve tahta aksamları altın çivilerle
l05 Cüveyni (I, 204 çakılmıştı. Üstünü kapatan tavanı ve çadırın içindeki bölmeleri
Bağdad kumaşından, dış tarafi ise başka tür bir kumaştandı. Biz
vd.) ve Mirhond (IV, s. 828) Anadolu'dan Selçuklu Sultanı
Rükneddin
(Kılıçarslan Iv, 1257-1265)' Haleb'den Melik Eşref, Musul'dan Bedreddin
LuIu (l233_
l265)'nun elçileri, Bağdad'dan KAdı'l-kuddt Fahreddin Alamut'dan .Alaaddin
Ve Kühistan,dan 106 Güyük'ün tahta çıkması hakkında bk. Ravzatu's-safi, IV, s. 868 vd. Ögedey Kaan kendi
Şihabeddin ve Şemseddin ile o bölgelerden ileri gelenleri' kurultaya katıIan Müslüman saltanatı zamanında Turakina Hatun'dan doğmuş olan büyük oğlu Kuçu'yu veliahd ilan etmişti.
devlet
adamları arasında saymaktadırlar.
Fakat o, babasının sağtığında vefat etti. Ögedey bunun üzerine onun oğlu Siramun'u veliüdlığa
getirdi. Ögedey Kaan'ın ölümü [639 ( =12aı)] üzerine seferde bulunan oğlu Güyük aceleyle geri

döndü ve imit'e ulaştı. orada Cengiz Han'ın kardeşi otçigin'in saıtanata göz koyduğunu
öğrenince deham babasının ordugöhına giderek ordunun başına geçti. Fakat, yasaların icaplarına

uyarak kudret ve şevketin Turakina Hatun'un elinde olmasına ses çıkarmadı. Bu durum yaklaşık
4-5 yıl devam etmiştir. Bu sürenin sonunda kurultay toplanarak Carpini'nin de belirttiği gibi

Güyük Han'ı tahtaçıkarmışlardır; Karş. T6rİh-i Güzide,lng. terc., s. l4l. Güyük Han'ın sadece

l yıl hükümdirhk yapabildiğini zikediyor.


122 Ergin AYAN
Moğol Tarihi ve Seyahatnöme1245'|247 123

burada Bartolomeos gününe (24 Ağustos 1246) kadar kaldık. o


gün kalabalık bir insan topluluğu geldi ve bu toplulukta göre hürmet gösterirsen hükümdArlığın parlak olacaktır. Bütün
bulunanlar yüzlerini güneye doğru döndüler. uer birisl diıryu önünde diz çökecek ve Tanrı da yüreğin ne isterse sana
aralarında bir taş atımı kadar mesafe bırakarak ve dualar ederek verecektir, fakat eğer bu söylenenlerin aksine davranırsan sonun
harekete geçtiler. Hem dua ediyor, hem yürüyor Ve hem de kötü olur; herkesin nefretini kazanır ve o kadar yoksul düşersin
dizlerini güneye doğru çöküyorlardı. Ama bir büyümü ki, şimdi üzerinde oturduğun keçeye bile sahip olamazsın"'
yaptıklarını, yoksa dizlerini Tanrı ya da başka bir il6h için mi
Bu sözlerden sonra devlet büyükleri Güyük'ün karısını
çöktüklerini bilmediğimiz için, onların bu diz çökme da keçenin üzerine Ve onun yanlna oturttular. Her ikisi de
hareketlerinebiz uymadık. Uzun süre bu şekilde ayin yaptıktan
otururi<en keçeyi havaya kaldırarak, yüksek sesle ve tantanayla
sonra çadıra döndüler ve Güyük'ü tahta oturttular. Bundan sonra
onları Moğolların hakan ve hatunu olarak ilön ettiler. Bundan
bütün noyanlar ve arkasından da halk onun önünde diz
çöktüler. Sonra yeni hakana, Ögedey Kaan'rn ölümünden miras kalan çok
Bizler buna uymadık, çünkü onun teb6sı değil idik.
büyük miktardaki altın, gümüş, kıymetli taş ve diğer değerli
eşyaları getirerek teslim ettiler ve bunları istediği gibi
kul]anması için yetkili kıldılar. Hakan da bu hazineden, hemen
10. Taht töreni orada bulunan asillere isteğine göre dağıttıktan sonra geriye
kalanını kendisi için ayırttı.
1246 yılında Güyük'e, Gök Han yani kaan veya hakan Törenbittiktensonraeğlencebaşladıveakşamakadar
olarak aşağıdaki tören yapıldı. Bütün ileri gelenler ve noyanlar bol miktarda içki içilerek devam etti. Bu arda araba|ara
toplandıktan Sonra' ortalarına altın bir taht koyup bu b<ık,tı yüklenmiş olan tuzsuz pişmiş et getirilerek döret beş kişiye birer
üzerine oturtarak, önüne bir kılıç koydular ve şöyle dediler: purçu düşecek şekilde dağıtıldı. Çadırda bulunanlara da et ve
"Bizim senden isteğimiz, ricamız Ve Sana emrimiz, hepimizin y"ilne tuzlu et suyu verildi. Eğlence olduğunda genel
üzerine hükümrAn olmandır". Bunun üzerine o dal .,Eğer 'uıçu
olarak bu şekilde kutlanıyordu.
hepinizin üzerine hükümrAn olmamı istiyorsanı Z, o Zaman
emrettiğimde her şeyi yapmağahazır ve kararlı olmanız gerekir.
Çağırdığımda gelmeyi, yolladığım yere gitmeyi ve gösterdiğim 1 1. Güyük, Baycu Ve Batu
kişiyi öldürmeyi kabul ediyor musunuz?" dedi. Hepsi de: "EVet"
cevabını verince; o da: "Bundan sonra benim en ufak sözüm
kılıç gibi kessin" dedi. Hepsi de bunu kabul ettiler. Han kelimesi özel isim olmayıp, imparator veya
hükümdör anlamındadır. Moğollar hükümdirlarına isimleriyle
Bundan sonra yere keçeden bir örtü serdiler, üzerine
değil, bu kelimeyle hitap ederler. Hükümdarlar kendilerini
oturdular ve dediler ki; "Göğe bak ve Tanrı'yı tanı, yere bak ve
Ta-nri'nrn oğlu olarak tanımlar ve kendilerine böyle hitap
üzerinde oturduğun bu keçe örtüyü gör. Eğer ülkeni iyi yönetir,
ettirirler. Şu andaki hükümdörın gerçek adı Güyük'tür ve kendi
dillerinde .'Gök" anlamındadır. Gök onun öze| ismidir.
cömert davranır, iyilik yapar, adaleti kendine yön verecek rehber
edinir, beylere ve kumandanlara hükmeder ve herkese mevkiine
Kardeşinin adı da Magog (Möngke veya Mengü)'tur. Tanrı bize
p.ygu.nb., Hezekiel vasıtasıyla Gog ve Magog'un geleceğini ve
124 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatnöme 1245-1247 t25

onlar tarafından felöketler getiri leceğini Kaan) zehirlenince''* bulundukları yerde duraklamışlardır ama
bildirmiştir,o'. Tatarlar
kendi lerini Mongles Veya M;ğoilar jarak adl andırmaktadırlar. şimdi yeni bir hakanları (Güyük) olduğundan, eskisi gibi yeni
bir sefere hazırlanmaktadırl ar.
Bu
Gök, bir sobanın içindeki ateş gibi insanları
_
mahvetme arzusu ile yanmaktadır. kendisine
g6nıilıtı oiarat taui
olmayanlara boyun eğdirmek için 5 orduy-u
a.uurıl nurr.
tutmaktadır. Kumandan.Baycu Noyan irur,nr.rnau
o.arrryıu
beklemekte olup, Akdeniz'den ve intakya,oan
z gtı, uruı.ırt,un 1?. Rahiplerin Ve elçilerin huzura kabul edilmesi
itibaren bütün Hıristiyan ve Müslüman ülkeleiini
almış ve
böylece İran'la birlikte l4 memleketi zaptetmiştir.
Baycu onun
özel ismi olup, Noyan ise rütbesini ifade etmetteoir. ' V. Burada
(hakanın tahta oturtulduğu yer) hakan
tarafindan huzura çağrıldık. Birinci devlet veziri olan Chin-
Batıda Hıristiyanlarln stnlrlnda 60.000 kişilik
orduya Gai'o' bizim,bizi yollayanlarrn, Solange elçisinin ve diğerlerinin
sahip bulunan Corenza isminde diğer bir komutan
vardır. Bu isimlerini bir liste halinde yazdıktan sonra, adlarımızı yüksek
kumandanlar, Hıristiyanların veya dğer düşmanları,
t.raiı..ir. sesle çağırarak, hakanln Ve diğer kumandanların önünde il6n
beklenmedik bir saldırıda bulunacafır., jüşün.esiyle
devamlı etti. Bunun üzerine her birimiz dört kez sol dizlerimizi yere
tetikte beklemektedirler.
vurduk ve kapı eşiğine basmamamız konusunda uyarıldık.
Batu, Moğolların en kudretli Muhafizlar izerimizde sil6h olup olmadığını kontrol için iyi bir
şehzadesidir. Kendi
adamlarına iyi davranmasına rağmen, ondan arama yaptıktan Sonra, doğu kapısından içeri girdik, çünkü batı
çok korkarlu.. Ayn,
zamanda çok zalim olup, emrindeki ordu kapısı sadece hakana ayrılmıştı. Kendi mülkü olan bir çadıra
iahminen 600'000
kişidir. Bunun l60.000'i Moğol, 450 bini ise Hırisğunıu.oun sahip olan her asil de bu kapıyı kullanırdı. Halk arasında böyle
u.
diğer inançsız askerlerden meydana gelir. onun kumandası
altında, Baycu Noyan'ın askeiinden 7 kat daha l08 Ögedey
fazla asker Kaan'ın fazla şarap içmekten dolayı öldüğü rivayet edilmektedir. Bk. Cüveyni,
vardır. I, s. 158; Mirhond,IV, s.864.

Hakan, saylslz askeri bulunan 5 orduyu bu l09 Chin_Gai, Uygur asıllı bir devlet adamı olup, Güyük zamanında vezir ve müşdvir idi' Bk.

sürekli hazır tutmaktadır. Riv6yete göre, Baycu,nun şekilde Ravzatu's-safk,IV, s.866; Karş. A. Zeki Velidi Togan,4Jmumİ Türk Taihi'ne Gı'rış, istanbul
uyri urn.
ve.babadan olmayan 18 erkek kardeşi bulunup, 1981 (3. Baskı), s.466; Aslında Chin- Gai'ın iktidarı Cengiz Han zamanında başlamış ve
buniarın her
birinin emrinde l0.000 asker vardır. Ögedey Kaan'ın ölümüne kadar bütün büyük hanların itimadını kazanmış olarak sürmüştür.

il Gittikçe artan saray entrikaları yüzünden nihayet Turakina Hatun'un kısa süren saltanatı
(Bu 5 ordudan) sadece ikisi Macaristan,a saldırmış zamanında gözden düşmüş ve az kalsın felAkete sürüklenecek gibi olmuştu. Fakat, yeni Büyük
olup,-rivAyete göre 30 yıl boyunca batıya doğru
ilerleyecek ve Han Güyük, ona geniş selihiyetli mevkiini ve itimadı geri vermişti. Bu husus Carpini tarafından
istilölara devam edeceklerdi, fakat son hiktımdar"(ogeaey i da teyid edilmektedir. Sonunda Chin-Gai, yeniden feldkete uğramış ve Mengü Kaan'ın saltanatı

zamanının ilk yıl[arında zuhur eden isyana karıştığından' 1252'de diğer asilerle birlikte ortadan
l

i kaldırılmıştır. Keza Hıristiyan olan yakın arkadaşı da aynı akıbete uğramıştır; Carpini'nin
107
Kitabq Mukaddes,Hezekiel. 3g-39. raporunda onun adına da rastlanmaktadır (Bl. IX, Pr. IX). Bk. Bitinmeyen İç Asya, s' 1l4.
'l
,l
126 Ergin AYAN
Moğol Tarihi veSeyahatn6me1245-|247 w

haşIanmış et sundular. çadırın içinde kurulmuş


bir.ayrım pek yoktu (yani çadırın doğu ya da batı kapısından tahtadan sahne
girilmesi hakkında). Hakan seçildikten Sonra Güyük'ün şeklinde bir yapı vardı ve ıızerinde hakanın tahtı bulunuyorou.
çadırına
ilk kez girmiş olduk. o, diğer elçileri de bu çadırda huzuia kabul
Bu taht oymalı fildişinden olup, altın ve hatırladığıma
göre,
kıymetli taş ve incilerle- stısıenmliti. Arkası yruu.ıuı.}_u
ediyordu, bunların dışında çadıra pek azkimse girebiliyordu. oüu, b,
sahneye merdivenle çıkılıyordu. Taht etrafında
otuimak için
- Elçilerin getirmiş oldukları ipek, purpur Ve Bağdad çepeçevre sedirler vardı; sol tarafta da daha alçakta asiller
kumaşları, altın işlemeli kemerler, değerli ktıikler ve olağanüstü oturmuşlardı. Halktan insanlar ise
miktardaki diğer hediyeler, bu çadırda kendisine sunuldu. çadırın ortasinda Ve yan
taraflarında yer almışlardı. Her gtin
Bunların arasında küçük bir çadır veya Güneş şemsiyesi (çetr) çok sayıda ,ojıu ırurıu, u.
soylu hatunlar buraya geliyordu. Zikredilen bu
tığ |uJ', 1su"-
vardı ve kıymetli taşlarla bezenmişti. Valilerden biri kendisine orda, Altın-orda ve Kırmızı
çadır) çok geniş idiler.'gurıu.aun
bir çok deve yükii Bağdnd kumaşı getirdi. Bu develerin üzerinde başka hakanın karılarının beyazteçeaen yapılma
oldukça büyük
insanların oturabileceği kapalı eyerler vardı. Tahminimize göre, ve güzel çadırları vardır'
40_50 deve ile birlikte bir çok at ve katır da getirmişti. Bu
hayvanların hepsinin kısmen demirden, kısmen de deriden ve annesi burada birbirlerine veda ettiler.
Hakan
Davalara bakmak için her biri başka bir tarafa gittller.
yapılmış zırhları vardı, ayrlca göğüslerinde ve başlarında da uakanın
annesinin
süslemeler bulunuyordu. lir baya.n arkadaşı ögedey,i zehIrleyi| o.,uoun
kaldırmış olduğu için-hapse ut,ı,,[t,. ö sırada l,ı"g"ı
Bize, ne gibi hediyeler vereceğimizi sordular, fakat ordu*
Macaristan'da idi ve [ögedey'in] 6ltımü üzerine
buiadan geri
yolda hepsini dağıtmış olduğumuz için hediye babından çekildi. Bu kadının ve diğe. ortaklarınln mahkemeleri
verebileceğimiz bir şeyimizin kalmadığını söyledik. ordugöhtan 'rç
yapıldı ve sonunda hepsi idam edildiler.
oldukça uzakta bulunan bir tepe üzerinde içleri altın, gümüş ve
ipekli kumaşlarla dolu 500 araba duruyordu. Bu arabalar hakan VII' Aynı süre içerisinde Rusya'nın Susdal bölgesinde
büyük knez olan Yaroslaos ta öldü. Yaroslaos
ile diğer ileri gelenler arasında paylaşıldı. Her asil, kendisine daha geçiigimlz
günlerde hakanın annesi tarafından davet
düşen mallardan adamlarına keyfine göre dağıttı. edilip, htırmEt nllan.rl
olarak onun elinden yemiş ve içmişti. Yemekten
sonra evine
dönmüş, hastalanmış ve 7 gün sonra da ölmüştür.
Cesedi tuhaf
bir mavi-yeşil renk aldığınJan do|9yı, genel oiarak
herkes onun
zehirJendiği kanaatine varmıştır"o. Böylece Moğollar
3. Hakanın annesinden ayrIlmasl. Yaroslaos'un hiç bir
1 engel kalmadan onun ülkesine hökim olacaklard].
Bu hususta
ölümü. yar-atan diğer bir husus ta hakanın annesinin,
İİq|. çevresindeki
kişilerin haberi olmadan Rusya'ya acele bir krrye'yoıiuyurut,
Yaroslaos'un oğlu Alexandr'ı
çagırıp, babasının tıikesini ona
u. Bizler
buradan ayrılarak, kırmızı purpurdan vereceğini bildirmesidir. Alexand. lr" bu daveti
reddedip,
yapılmış ve Kıtayların hediyesi olan olağanüstü güzellikteki bir
ll0 Yaroslaos genel kanaate göre
çadırın bulunduğu yere vardık. Bizi içeriye davet ettiler ve Turakina Hatun taraflndan zehirletilerek öIdürülmüştür.
içeriye girince her zaman olduğu gibi bira Veya şarap ayrrca Karş. B. Spuler, İnn Moğotları' s' 397.
'
t28 Ergin AYAN
Moğol Tarihi ve Seyüatnöm e 1245-1247 ng

ülkesinde kalmıştır. Buradaki genel kanaat, Alexandr bulunanlardan öğrendik. Bunlaıdan


geldiğinde hakanin annesi tarafindan ya öldürüleceği ya da LAtince ve Fransızca b-ıljvorl_1rdı. çoğu Rus ve Macar olup,
Aynı şekilde uu, uiçiı..i a.
hapse atılacağı şeklindedir. Rus papazlardan ve ıvıogoııarla ürlikte
faaliyetlere katılmış kişilJden eoinJıt.
savaşıa.;;. diğer
ıu tişıie.ae niu'rlu,
30,
.bazılatı 20,bazıları l0 veya bir kaç seneden fazla zamandan
beri Moğollarla birlikte yaşamakta
Jup, hem dillerini hem de
14. Papanın mektubunun sunulmasl Ve Hakan'ın geleneklerini çok iyi bilmektedirler.
Bu kişilere sorarak,
cevabl tığre1qe} istediğimiz her konu hakkında
glniıııii
olarak bilgi aldık. Hatta meraklı oldugumuzu ";i;;;
uiıoitıEı içln
bazıları, dahabiz sormadan bize bilgi
attardılar.
VIII.EğerhafızamızbiziyanıltmlyorsaYaroslaos,un IX. Huzura- çıkmayı beklemekte iken
ölümünden sonraki zamanda Moğollar tarafindan hakana Chin-Gay'ı bize yollayarak, eıç;ılt ga yemizin hakan, vekili
neler oldugunu
götürüldük. Hakan geldiğimizi öğtendiğinde, annesinin yanına yazmamu| ve yazı|ı olarak sunmamlzı
kesin olarak istedi. Bu istege uyarak
ğeri dtınm emizi emretti, çünkü bazı kişilerden daha önce Batu'ya bildirdiğimz gioi,
go.evimizi yanyadökfük.
Eğrendiğim ve daha önce zikrettiğimiz gibi, hakan batıdaki Bir kaç gün daha geçtikĞn *oi.u,'Eiri hururuna
tittın tı]-kelere saldırmak niyetinde idi ve gelişimizden 2 gün Moğol imparatorluğunun baş veziri oıun çağırtarak
Sonra savaş bayrağını dikecekti ama bunu bizden gizlemek diğer vezirler Bala ve Chin-Gay ve
ruaui;iiir'.il'ro-
diğer bir çok naibler önünde
istedi. onun emri üerine annesinin yantna geri döndük; orada kalbimizde söyleyeceğimiz ne ua.ra
gittik. s;yı.memiz
-oıarat istendi. Biz de
birkaç gün kaldıktan sonra, yeniden hakanın ordugöhına hiç bir şey saklamadan samimi konuştuk. Diğer
orada yaklaşık bir ay kadar beklemek zorunda zamanlarda olduğu gibi, Yaroslaos'un
askeri ..atutfl.ioıu,
bırakıldık. Bu sürede çok açlık ve susuzluk çektik, çünkü dört Temer tercümanl ığımızı yaptt. nrroun
başka huzurda
kişilik olan grubumuza verilen iöşe, aslında bir tek kişi için bile Yaroslaos'un maiyyetinde bulunan bir
papaz nutun, ii.
yjerli degilii. Ayrıca istediğimiz halde herhangi bir yiyeceği de h i zm eti nd eki b aşka'bi r p
ap azJu t u^ı',i*vo.ar.
satın alamadık, çünkü pi'u, yeri bizden oldukça uzakta
asılh
bulunuyordu. Hakan tarafından çok sevilmekte olan Rus
Kosmas adlı bir kuyumcu, Tanrı tarafindan bize lütfedilmeseydi, lıı Kadaç veya Kadak, Ögedey Kaan zamanında
devlet idaresinde yüksek bir mevkie
açlıktan hayaİımız tehlikeye girebilirdi. Bu Rua bize ihtiyaç getirilmişti' Güyük ise hastallğı dolayısıyla
imparatorluğun yönetimini Hıristiyan
duyduğumuz en acil şeyleri temin etti Ve bize' henüz
olan Chin-Gai
ile Kadaç'a bırakmıştı. Bunlardan Kadaç
önceleri Güyük Han,ın eğitmenliğini
de yapmıştı. Bu
tahtını
tınğ.ırtıjatığtı yere konmamış olan, kendi yaptığı hakanın ikisi Mengü Kaan zamanında öldürülmüşIerdir.
Bu iki devlet adamı Hıristiyan olduk,arı için,
göiterdi, uy.rca da yine kendi yaptığı hakanın mührünü Güyük'e, annesine ve ailenin diğer üyelerine
Hıristiyan'ık hakkında iyi
şeyler söylemişler,
ğöstererek, imzasının anlamını
açıkladı' metropolitler, papazlu ve rahipleri
övmüşlerdi. onlar bu
çabalarıyla Güyük Han,ın Hıristiyanlığa
sıcak bakmasınl sağlamışlaı ayrıca
Bundanbaşkahakanındahaçokkişiseltabiatı Suriye'den, Anadolu,dan Rus ve Alan
papaz|arı imparatorluğa getirtmişlerdir.
ülkesinden bir çok

hakkındaki özelliklerini yabancı asilzadelerin hizmetinde C6mi' ü'çtevArih,Il, s. 839,220,7 .


Bk. F. Rish, a.g'e.' s. 254, n. 4 ve s. 328
n. 3; Karş.
Moğol Tarihi ve e
Seyahatndm 1245-124.7 l3l
Ergin AYAN
r30

zikretmiş olduğumuz gibi aracı bir kişi ile cevablnı bildirir.


Rusça'
Bir ara (Kadaç) bize papantn maiyyetinde
olmadığını
Kendi tebösı olan kişiler ne kadar sayg,n olurlarsa olsunlar,
adamlarl olup
Arapça veya Moğ"i*'Jt"v"tilen istediklerini baş vezir Kadaç'ın refakatinde hakana anlatır|ar,
Arapça veya Moğolca
sordu. Biz de ülkemizdo Rusça' cevabını alana kadar diz çökmüş vaziyette beklerler. Hakan
gerçi tıikemizde Arapların
okuyabilen kimse olmadığını' herhangi bir dava hakkında karar verdi mi,artık hiç kimse
uzakta oturduklarlnı' bu bu
bulunduğunu, fakat p"p"o""" iol papaya verecekleri cevabı hususta yorumda bulunamaz. onlarda anane bcıyıea;r. nu
,#Ş, fikrimize g;;.;;;ygun
yüzdcn yolun hakanın özel ve resmi işlerini yürütecek bir baş viziri, başka
ü tlrc üm e etm e lerin in
i;'';' uliu1ur r,nrn u.- b i ze s ö zl olarak vezirleri ve bunların yardımcıları ile ayrıca kalabalık bir memur
uygun kendi lisanımızda topluluğu vardır. olmayan ise şudur; avukatları yoktur,
olacağını söyledik' Tercümeye je
yaz|p,hem Moğoı*t*" ı'"m tercümesini papaya iletiriz her dava hakanın şahsi isteğine göre sonuçlanır, btıylece çünkü
i in ayrıl dıl ar'
İ.iiı.. ıj, l.rıin. izi hakana b il d irm ek ç mahkeme salonlarındaki tartışma
şamataları burada o|maz'
1246) tekrardan huzura Diğer Moğol şehz6deleri de, hükmettikleri topraklarda ayn,
. Martini gününde (1l Kasım
Bala ve zikredilen diğer şekilde davranırlar.
çağrıldık ve baş
"J;'ii'd'n)cnin_cuy'
ar bize hakanın yazilıı cevabını
memurlar bizi kariılaa'ıuıl'b'nı XII. Güyük tahta çıktığında herhal de 40-45 ya dabiraz
t"'tı'" ettiler' Biz de tercümeyi Litince daha fazla yaştaydı. orta boylu,
kelimesi kelimesiie çok zeki, olağantısttı kurnaz,
herhangi bir yanlıı anlamay1
olarak yazdıktan ;;;;;'-;""u ye tercüme etmemızı
davranışlarl Son derece ciddi ve vakurdu. Etrafinda bulunan
meydan u"r*.-'k_için' 1ç'.IluT1'17l Hıristiyanların teyit ettiklerine göre, güJdüğü veya herhangi bir
istediler. Her iki y-ıi-.,"i (Moğolca ve Lötince) hazırladıktan anlattığı
çok seyrek imiş"'.
Sarayinda yaşayan
SonTa' emin oımal_^iii" ui'j'"' (5'' tekrar okuyup tercüme -f1k1a
Hıristiyanlar, onun kesinlikle Hıristiyan olduğu g,ıriışııra.oi.ı"..
etmemiz istendi';";; şt'yı'
o'oiler: "Her şeyi doğru olarak Bunun açık delili de emrinde bakımlarını-üs]lenmiş olduğu
mı?. Eğer anlamayıp ta yanlış 9r., -..u1pla geri Hıristiyan papazların bulunması Ve en büyük
anladınız seyahat çadırın önünde,
dönerseniz , o uzak dıt"y" yup*rş "..ı'q-ğ-."1 küçük bir kilisenin sürekli kurulmuş bulunmasıdır. Bu küçük
beyhude olur".
gi' o" şöyle cevap n'ioiı'' "Her şeyi çok iyi
'u^?nıu kilisenin ve halkın önünde papaz|ar, hiç çekinmeden Rum
olarak ta hazırlandı ve
aniadık". Huı.uıı'n '"nuu uy"'"uAiapça ve Arapça bilen biri
' Hıristiyanlarında olduğu gibi, önceaen iesbit edilmiş ayin
bize verildi, uovi""'f,o:pu'uou 'ttigi'o' tahtalarına vurarak ayinlerini icra etmektedirler. Mogolların
tercüme edilme imkAnı
ülkemizde bulunduğunda bu "uubin veya diğer kavimlere mensup olan insanların bu ayinlere7z veya
yaratılmış oldu' çok katılıp katılmamaları onları hiç ilgilendirmemektedir, fakat
Moğo l ların diğer şehzadeleri böyl e ayinler y aptırrnazl ar.
bakışı
15 Güyük'ün ahlÖkı, yaşı Ve Hıristiyanlığa

geçerli olan geleneksel


XI. Moğol hakanının sarayında
oıu"u olsun hiç bir
orotokole gore hakan, ne kadar.'uyg"l-dinler, fakat daha önce l l2 Karş. Moğol İstilAsına Kadar Türkistan, s. 512
il;H"j""şlırr* i."r"i-"r, soylen-eni
132 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatndm e 1245-1247
133

6. Veda Huzura çıktıktan 3 gün Sonra


(l3' Kasım |246) hakanın ir,ıırrtırtı ve azizBriccius gününde
1

taşıyan yazı bize teslim


edilerek, geri dönmek. üzere y"ı;
önce hakanrn annesine yoiladriur. ;,i.;" mıza izinverildi v e bizi
Hutunln annesi de her
birimize, purpurdan bir elbise iı.liıki derisinden yapılmış
XIII.Geridönüşümüzdebizerefakatedecekolan dışa öakan ve iç tarafi pamuktan_"'i-ı, ti.iyleri
Moğolların dediklerine göre, hakan^ bizimle birlikte kendi Re fakati m i zdeki M oğo l ür,
birer kürk hediye etti.
.ıçi|rini yollamak niyetinde imiş. Refakatimizdeki Moğolların h ı rs ı zü,ü;;;k; ;;.
parçasından bir el genişliğindeki dfi
J.,', n
yaşııoıarundan,bizimbuhusustahakanaricadabulunmamız miktarı hatta"; hizmetkörlara ",
olduğundan, böyle bir verilenlerin yarısından aa Ğıasrrr'
lerettieini anladık, fakat tereddütlerimiz etmemize rağmen, olay
t"'...t aldılar. Biz bunu fbrk
hakanın
ricada bulunmanın bizim görevimiz olmadığını, ancak çıkmaması içinsesimizi çıkarmadık.
ı.."oi özgür kararıyla bize elçi katmak isterse, Tanrı'nın
y"ardımıyla emniyetini sağlayarak, ülkemize kadar
"ğ".
götürebileceğimizi söyledik'
Çeşitli sebepler yüzünden ülkemize elçi ve savaş
gelmesini
istemiyorduk; iıçini, ülkemizde her an kavga
çtınkıı

"ıa,g*,"görüpbundancesaretlenerek,ülkemizesaldınteklif
u" tu"n riy" Jinde buıunacağından korkuyorduk. ikinc
i si bunların

yapacağından
.içiilt ğoreui bahanesi ile ülkemizde casusluk
yolumuzda iken çoğunlukla
itıpır.ı.iivorduk. Üçüncüsü, dölPş
tarafindan bu elçilerin
l-l"'ı, ve kendini üeğenmiş halklarımız
Örneğin ; Almanya kardinal i
öldürülme s inden endi
ş-eleniyorduk.
bize verilen hizmetkArlar, Almany a geri^dönerken
a' y
tarafindan
Moğol giysisi taşıdıklarından dolayı Almanlar tarafindan taş
yü-zden Moğol giysilerini çıkarmak
vue;""r;nu tutulmuş ve bu uluslarla
2olunau kalmışlarjır. Moğollar elçilerini öldüren
intikamlarını almadan hiç bir zaman barlş yapmaz|ar'
yaptıkları gibi'
Dördüncüsü, bir Müslüman hükümdörı vaktiyle
uiri o. kaçırmalarından korkuyorduk' Bu hükümdir' şayet
olmediysehalenhapistebulunmaktadır.Beşincisi,böylebir
elçinin hakanın yazlslnl pa?ay? ve diğer Hıristiyan
Böyle bir
ıitıttımoaıara teslim'etmek dışinda bir faydası o|maz.
.iiiri, bizimle beraber gelmesinin aleyhimize olacağını
ot'şü,aü,er'müzden,yun,^,,dugötiirmekniyetindedeğildik.
Moğol Tarihi veSeyahatn6mel245-l247 135
Ergin AYAN
t34

bu son Moğol karakolundan sonra 6 gün içerisinde Kiev,e


götiirdüler.

C. Geriye dönüş yolculuğu II. Buratya (Kiev'e) Yohanna gününden (9Haziran


|247) 14 gün önce vardık. Geleceğimizi duyan Kiev halkı
neşeyle bizi karşılamağa çıkmıştı ve 6deta ölü iken dirilip ayağa
ile yapılan kalkmış gibi bize bol şans dilediler. Bu şekilde bütün Rusya,
17 . Vatana n.'.,
*ı:il}:i;İusya Polonya ve Bohemya'da karşılandık. Daniel ve kardeşi Vasilico
(Basil) bizim şerefimize büyük bir eğlence tertip edip,
istemediğimiz halde bizi hemen hemen 8 gün yanlarında
ayrıldıktan sonral artık alıkoydular. Bu arada Moğollara giderken kendileri ile
I.
[Hakanın annesinden yol aldık' müzökere etmiş olduğumuz konuda, halkın ileri gelenleri ile
ç'ı"* v9 biitiın kış boyunca
vatanrmıza doğru v"ı"-Ğ
Buz çölünde çoğ; karların tızerinde yattık' ancak piskoposlar oturup bir karara vardılar. Bize verdikleri cevaba
uyuyabileceğimiz yerler göre; papanın Ve Kutsal Roma kilisesinin otoritesini
ayaklarımızla karlarl .i"*r
ı.9"dimize
gu a;; Jti'a'ı' ve agağs')oldu-ğundan 9:'u'" tanıyacaklardı. Daha önce başpiskoposları tarafindan papay|a
vapabiliyorduk. kapattığını yapılmış olan antlaşmalar da tasdik edildi. Bundan başka biz
s ab ahl arı ryuna'
g"'l' Jju''u' ga"" :'k_"k üstümüzü Isa'nın Bu şekilde istemeden papaya bir mektup yazarak, yanlm:za elçiler kattılar.
ve karlar altında,.üiilffi;;'^g:'otıt 1247\ doğru Batu'ya
gökyüzüne ytıkseldiğ^iu?iı'" (9 Mayıs
i'i.diği bir mesaj'ının olup
vardık ve ondan ;;ffi'ii.r'"Iı. herhangi
olmadı ğını sorduk'' B
u"' hukun'n'"uui' n-u ekleyeceği hakanın
başka bir şey "#;;';;
*'.J"9'' ayrlca bizlere' olarak
cevabrnr pupuyu" iJ'?iğ",
iı.ri gei"nıere doğru
aktarmamrzl tavsiYe etti'
devam edebilmemizi
Batu'dan, serbestçe yolumuza
sa ğ l ay a cak u ı, y u, ıl e^
Cumartesı gunu
a ld ı kta n .-:.11İ,[H|ş
}*;JIJ]'slT J;
po"nrı.ot haftasındaki
önce alıkoyuldular ama
^

arkadaşları,n" u'_ı'i'metkörlarımız ondan


arkamızdan yolladılar'-
sonradan onları r;.b";;;,;rkr'ak istedi' fakatjq'
Corer,ru'ru J" ui'o" hediyeler
sonra "LŞü " kenjisine bir şey veremedik'
elimizde hediye t.iir"jrer.dan olma hakkını alan ve
Corenza ui" u'i'i"Mit;i
;;andaşı
edecek olan iki Kuman
Rusya'nrn ritu titi;;?;;"t 'efutut da
verdi. Daha o'"'İ"'li^
tiiunu'ı"ı' yuprnuttu oıan [1ğollar
yanımızdan
son Moğoı karakolun" g'çiikt'n Sonra bizi
"'"
ayrıldılar. c o"'Ju' ii., ;;;';""
k"i*' i
"ıo"ğu
kılavuz|ar'
Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatndme 1245-1247
136 137

ve maiyyetindekiler, orada tutuklu bulunan


arkadaşları mlzl ve
Rusya'dan gelen Santopolicus Ve adamlarıni
go:r-tıiı..at.
D. Son Kumanların ülkesinden ayrıldıktan sonra,
Moğolların ülkesine
gitmekte olan büyük p."ns Romanus
ve maiyyetine rastladık.
Ayrıca halen hayatta^olan büyük prens aloiıa
(Alovaj,yı ve
adamlarını gördük.
18. Seyahatimize tanıklık edenler Kumania'dan bizimle -Chernoglou.'btıytık p."r.lnir-.içırl o.
berab-er çıktı ve uzun süre Rusya,da
yanımızda bulundu. Zikredilen kişilerin
hepsi Rus p."r'i.riol..
I. Moğollara yapmış olduğumuz seyahatten kimsenin _ II. Ayrıca
9üli, Kiev şehrinin halkı şahidimizdir.
şüphe duymaması için burada bizi görenlerin isimlerini Burada ofuranlar, Moğollara giderken ilk sınır karakoluna kadar
*uy'yo',rr.-Rus knezi Daniel, şövalyeleri ve diğer ileri gelenler. bize kılavuzlar ve atlar vermişlerdir. Dönüşümüra"
ir", uirı..i
Buniarla Batu'nun bir kız kardeşi ile evli olan Carthan'ın ve geriye dönüşlerine kadar yanımızdaki
ü;dıı;'iJun"
ordugöhında görüşmüştük. Carenza',nın yanında ise, emrinde Kumanlar) misafir etmişler vi atlarımıza çot
bakıiışla.dır. ırroun
100 adam bulunan Kiev'li yüzbaşı Mangrot'u gördük' o ve başka Batu'nun mühni iie Rusya'daki
halkın büy"k;i. i,r-,ru
adamları yolumuzun bir bölümünde bize kılavuzluk etmişlerdi hitap eden ve bizlere yolculuk sırasında
ut u. ia|. u..lı-..ını
ama onlai bizden önce Batu'ya varmışlardı. Batu'nun yanında emreden aksi takdirde ölümle cezalandırılacakiarıni
ulioir.,
büyük knez Yaroslaos'un oğlunu gördük. onun yanında da y ?::y' g-österdiğimiz,
şahidimizdirler. Yine bizimle
Rusya'dan getirdiği Kuman asıllı bir Hıristiyan olan Sangor birlikte Breslau'dan Kiev'e -şahıslar
gelen ve bizim Moğollardan geri
isimıı bir ş-tıvalye vardı. orada aynca Rusya',daki Susdal dönmekte olduğumuzu. öğrenen Polonya'lı
ve Avusturya,lı
eyiletinden gelen ve Batu'nun yanında bize tercümanlık eden tdcirler de şahidimizdir. istanbul,dan Moğolların
tııı.esineiica.et
-diğer
bir Rus vardi. Moğolların hakanının yanında vefat eden büyük yapmak amacıyla 8.i,Ti?,ru.
şimdi g.ii d.ır.tış olan
knez Yaroslaos'u ve beraberindeki askeri danışmanı Temer'i tAcirler de şahidim izdir"'' Bu tAcir*lerin isimlerı
papaya yolladığı ş,ıyı.al.'
şahsen gördük. Bu Temer, Güyük Han'rn Ceneviz'li Michael ve Bartolomeos, Venedik,li
Manu.i,_^f,k u,ı,
yaz|y| iercüme etmiş ve sözlü görüşmelerde tercümanlık Jakob Reverius ve Pisa'lı Nikolaus. Bu
saydıklarımı2 büyük
yapmıştır. Ayrıca burada büyük knezin hizmetinde bulunan toptancı t6cirlerdir.
çapta ticaret yapanlar da şunlardır:
brburiuo', Jakob, Michael ve başka bir Jakob adlı papazları Markus, Heinrich ve [tıçük Johannes vasius, ayflcaHeinrich Bonadius
gördük. Biserminenlerin ülkesindeki Lemfinc kentinde ve Paschamus'un oğlu Peter. Aslinda bu tarzda
bir surü
iaroslaos'un eşi ve Batu'nun emriyle Yaroslaos'a gitmekte olan tan ığım ız o lup, i s im l erini artık
hatırlayama maktayız.
Ugneus'a, ayrlca maiyyetindeki adamlarıyla bir1ikte
Cocteleban' a rastladık l13 Cengiz Han'ın
MoğoI imparatorluğu'nu kurmasından sonra,
Moğolistan,ın ekonomik
İsmini saydığım bütün bu kişilerin (Yaroslaos dışında)
durumunun değiştiği ve dünyanın her
tarafından buraya akan, kültür, sanat ve
ticaret erbabı
hepsi Rusya,daki Susdal kentine geri dönmüşlerdir Ve sayesinde kasaba ve şehirlerin inşa edildiği
anlaşıIıyor. Kısmen MoğolIar da
şehirlerde yaşamağa
geiettiginde seyahatimizin doğru olup olmadığı kendilerinden
başlamışlardır. Moğolistan, büyük ticaret yollarının
kesiştiği bir ülke oldu. orhun üzerindeki
ioruıŞogreniıibiıir. Mauci' nin yanında büyük knez Yaroslaos Karakurum başkent idi. Bk. Moğol|ann İçtimaİ
Teşkitilı,Türkçe terc. Abdülkadir inan, s. 72.
r38 Ergin AYAN Moğol Tarihi ve Seyahatndme 1245-1247
139

19. Sonsöz

Bu yazdıklarrmtzl okuyanlardan herhangi bir değişiklik


veya ek yapmamalarını rica ederiz; çünkü bizyazdıklarlmlzlya
duyduk' Tanrı
şuh*.r, lo'rdtık veya güvenilir .kişilerden Her hAlükArda
i"irıo,*irairki, uydur urikbur' şey,er eklemedik. Bibliyografya
i"rç.gı kendimize rehber edindik, fakat Polonya'da'
ion"iiyu'au, Almanya'da, ("Teutonia")' Lüttich Ve
anlatmış
Champagne'da yolu^iru çıkan kişiler, yukarıda- 'Alöaddin Ata Mel?k Cüveyni, T6rİh-i
Çih6ngüş6y,I, neşr.
;ıd;fi;;, Mogolların tarihini ele geçirmekkitabımı
istediklerinden,
y.azarak
Mirzd Muhammed İbn .Abdülvahh6b-i
aut u"u., yeterli zaman ve sükünet bulup' Kazvini, Tahran 1367 hş.
ederek piyasaya
uitir..o., önce, kendileri yazdıklarımı kopya daha
Barthold, W ', Moğol İstililsına Kadar Türkistan,Türkçe
,tıiatıı... Bu yüzden piyasada bulunanın yerine' şimdi H. D. Yıldız, Ankara 1990.
terc.
iui'iıatı' ve düLenli nüshasına rastlayan kimsenin şaşlrrnamaslnl
oii.ii.. İlk yazdıgım taslağı yeterli Zamanl bulduktan sonra
ekleyerek
--,"CengizHan',, İA.
;;;i;; eıe Jıarak"incelediıi ve eksik olan kıslmları Batton, Wilhelm von Rubruk, ein Weltreisender
aus dem
eserimi tamamladım. Franziskanerorden und seine Sendung
BizimTataradınıverdiğimizMoğollarınTarihiburada in das Land der Tataren, Münster l92l.
bitmektedir. Beazley, R. C., The Text and Versions of
John Plano Caıpİnİ
and William de Rubruquis. London
1903 (Hakluyr Society)
D'Avezac, Notİce i", anciensvoyages de Tartarie en
'u,
gönöral, et sur riıui a" Jean du Plain de
9?tpi" en particulier, in Recueil IV,
399-602.
Deguignes, Hunların, Türk]erin, Moğolların
ve Daha Sair
Garbİ TatarLarın T6rih-i (Jmfımİsi, Y,
osmanlıca terc. H. Cehid, İstanbul
1924.
AYAN Moğol Tarihi ve
140 Ergin Seyahatn6m e 1245-|247
rul

Mirhond, Ravzatu's-ş1f6,IV,
Doerfer, G., Türkische und Mongolische Elemente İm neşr. Abbös Zerydb,Tahran
N eupersicheı, Wiesbaden 1 963. I358 hş.
ıhi weltreich, Mainz Niketas Khoniates, Hİstoria,çev.
Eggebrecht, A., Die Mongo\en und F. Işıltan, Ankara l995'
1989. Özergin' M' K., "Kimek'Ier ve Kimek
Devleti,,,
Gerdizi, Zeynü'l-ahb6r,neşr' 'Abdülhayy Habibi, iran 1347 ' Armağanı,istanbul D7a. "vçı , Atsız
Radloff |Sibirya'dan
Gregory Abü'l-Farac, Abu'|Farac Taihi, çev. Ö. R. Doğrul, Seçme^Ier,
II, Ankara 1987.
ankara-;"'
çev. Ahmet Temir, o'n"u..

Hamdullah Müstevfi-i Kazvini, Teİih-i Güzİde, İng. terc. E'


Reş idüd din eurı, ıl #'u: -":u:!1t,, a
G. Browne, London 1913. 1ı7,,
Muhammeo Rnşen-üustua
ıvınr"uı,
- -*i
Howorth, Henry H., History of the Mongols, II, London
1 880.
Risch, F., Johann o";Y'ut ,T",rr,* ,rro.
Salimbene, Chron. Fr
Hudfidu'l-'alem (Anonim), ing. trc. V. Minorsky, London Salimbeni parmensis.
In: Monum.
1937 (Ed. by. F. Sezgin, Frankfurt Histor. ad prov. placeni p,"İi"nriu,
,et
1ee3).
luyu 1857; Hold*-Ed;;'ör"İi"" o"
ibn Fazlan, Seyahatnilme, terc. R. Şeşen, İstanbul 1995.
S a.l i mb e n e, kri t. A us g.';;'i;;." ;;r_
-F/r'sr., XXXII, 1913.
ibnü'ı-Esir, el-K6mil fi'FTerİh., xII, Türkçe terc. A. Semerkand İ, Matlilu'S
-sa'deyn,neşr.
Ağırakça-A. Özaydın, İstanbul 1 987. Quatremdre, Paris 1 843.
Spuler, B., İran Moğ?r]:!,Türkçe
inan, A., Tarihte ve Bugün Şamanizm, Ankara 1986' terc. C. Köpnilü, Ankara
1987.
Joinville, Histoire de Saint Louis. Texte original par de Togan, Z' Yelidi, oğY Destanı,
Wailly,Paris 1906. Reşideddin oğuzndmesi,
Te rc üm e v e Tah'I i ] i, irtunu "
Kalkaşandi, Subhu' 1'' aş6, lY, Kahire l 3 34. Wadding, Annales Minorum,Xll,
u İiqt;."'
Roma 173I_1747.
Kaşgarlı Mahmüd, Div6n-ı Lügati't'Türk, |, trc. Besim Wilhelm von Rubruk,.feıseı
Atalay, Ankara 1986. zum Gros der Mongolen,
AIm. terc. H. D. Leıcht,
.kh.an
Stutgart I984.
Köprülüzöde M. F., Türkiy| Tarihi, istanbul 1923. Vladimirstov, B. Y',.MoEolların İçtimaİ Teşkilltı,Türkçe
Türk Edebiyatı Tarihi, istanbul 1986. terc. Abdülkadir inan,
fi;;'i 9;;.^'
Ligeti, L., BiLinmeyen İç Asya, çev. Sadreddin Karatay,
Ankara 1986.

You might also like