You are on page 1of 5

BAKIRKÖY NÖBETÇİ SULH CEZA HAKİMLİĞİNE

SORUŞTUMA NO : 2018/*****

KARAR NO : 2018/****

ŞİKAYETÇİ : ÖMER S***** Ç*** (T.C. Kimlik No ********)


Zuhuratbaba Mah. Hüdaverdi Çarşısı Sk. Bakırköy-İST

VEKİLİ : AV. A***** K***** (TC Kimlik No: *********)


Beyoğlu- İST
Tel: 0 **** **** *** **** Fax: **** **** ***** **

ŞÜPHELİLER : Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığı yetkilileri


1. T***** K*****,
2. S**** Y*** P*****,
3. Ö**** İ****** Ö****
Genel Yönetim Binası, Atatürk Havalimanı Yolu
Yeşilköy, BAKIRKÖY-İST

SUÇ : Adil yargılanmayı engelleme suçu, suça teşvik, suçu ve suçluyu övmek
İşyerinde psikolojik baskı ve taciz suçu; eziyet suçu;
çalışma hürriyetini engelleme suçu; hakaret suçu;
tehdit suçu; kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu

SUÇ TARİHİ
VE YERİ : 22.01.2018, İstanbul Bakırköy

KONU : Sayısı yukarıda yazılı karara itiraz dilekçesidir.

AÇIKLAMALAR :

1. 19 Mart 2018 tarihli suç duyurumuzu değerlendiren Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı ilgili
sayılı ve 21.03.2018 tarihli ve tarafımıza 16.04.2018 tarihinde tebliği edilen kararı ile kovuşurmaya
yer olmadığına kararı vermiştir.

2. Savcılık kararında: “şikayete konu olay ve iddianın iş ve çalışma hukukundan kaynaklanan


tazminat ve işçi hakları ihtliafı mahiyetinde olduğu, bu ihtilafın çözümünün ise iş mahkemeleri
nezdinde mümkün bulunduğu, ceza hukuku anlamında takibi soruşturulması ve kovuşturulması
gereken bir suç ve suçlu bulunmadığı, bu nedenle iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçunun yasal
unsurlarının gerçekleşip tamamlanmadığı, ayrıca şüphelilerin eziyet edip şikayetçiye yönelik tehdit
ve hakaret suçlarını işlediklerine ilişkin de haklarında kamu davası açılmasına gerektirir yasal,
yeterli ve inandırıcı delil elde edilmediği kanaatine varıldığından” denilerek TCK’nun 172.
Maddesi gereğince kavuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.

3. Bu karar usul ve kanuna aykırıdır (TCK Madde 5). Şikayet dilekçesinde ayrıntılı şekilde
anlattığımız olaylar değerlendirildiğinde yukarıda yazılı suçların yasal unsurlarının gerçekleşip
tamamlandığı açıktır. Savcılık yazıldığı şekilde kararını delilleri gerektiği gibi değerlendirmeden ve
tanıkların dinlenmeden vermiştir.

4. Şikayet dilekçesinde yazılı suçlardan başka ayrıca "yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı
1
etkilemeye teşebbüs" (TCK Madde 277), "adil yargılanmayı engellemeye teşebbüs suçu" (TCK
Madde 288), "suça teşvik" (TCK Madde 39) , "tehdit" (TCK Madde 106)" , "inanç, düşünce ve
kanaat hürriyetinin kullanılmasını engelleme" (TCK Madde 115), "iş ve çalışma hürriyetinin
engellenmesi" (TCK Madde 117)" , "ortak hüküm" (TCK Madde 119)" , "Kanunlara uymamaya
tahrik" (TCK Madde 217)" suçlarının da yasal unsurları gerçekleşmiştir. Şüpheliler, şikayetçi
müvekkili yalan ifade vermeye zorlamış ve suça teşvik etmişlerdir ("azmettirme" TCK Madde 38).
Müvekkil bunu ret edince de ("suça teşebbüs" TCK Madde 35) baskı kurmak , hakaret ve tehdit
etmek suretiyle istifaya zorlamışlardır.

5. Yaşanan bu olaylar neticesinde müvekkil işinden olmuş ve düzeni tamamen alt-üst olmuştur.
Müvekkilin aile huzuru kalmamış ve eşi ile boşanma aşamasına gelmiştir. Bu ani durumun maddi
olarak etkileri yüzünden evlerini kapatma ve eşyalarını elden çıkartıp, kendi ailelerinin yanına
yerleşme kararı almak durumunda kalmışlardır.

6. Suça konu olayları tekrardan gözden geçirdiğimizde suçun yasal unsurlarının oluştuğu açıktır.
Söyle ki; Müvekkil 07 Kasım 2017 günü Bakırköy adliyesinde görülen G***** I****’ın davacı,
THY AO’nunda davalı olduğu işe iade davasında G***** I**** lehinde ifade vermiştir. 19 Ocak
2018 günü cep telefonuna gelen sms ile Türk Hava Yolları Yeni Bosna yerleşkesinde yer alan Kabin
Hizmetleri binasında görüşmeye çağrılmıştır. SMS’te Görüşmenin konusu hakkında bir bilgi
verilmemiştir. Öğleden sonra 1:30, 2 gibi görüşme için ilgili binaya gitmiştir. Prosedür gereği
öncelikle kabin hizmetleri katında yer alan resepsiyona başvurmuştur. Kayıtlarında müvekkilin
kiminle görüşmek üzere çağırıldığı hususunda bir bilgi bulunamamıştır. Halbuki bu tarz
görüşmelerde normal şartlarda isim verildiğinde kiminle yada hangi bölümle görüşeceğiniz
resepsiyon kayıtlarında yer alır. Ancak müvekkil için görüşmeye geleceği bilgisi olmasına
rağmen kiminle görüşeceği hakkında bilgi bulunmamıştır. Resepsiyon yanında yer alan bekleme
odasında beklemesini, kimin ile görüşeceğinin öğrenilip kendisine haber verileceği söylenmiştir.
Bekleme odasında müvekkil hariç sivil giyimli iki personel daha bulunmaktaymış. Bekleme
süresinde görüşme için üniformalı başka bir amir daha gelmiştir. Ardından Kabin Hizmetleri idari
müdürü T***** K***** odaya gelip üniformalı personeli görüşme odasına davet etmiştir. Normal
prosedür gereği bu tarz görüşmeler iki tarafında ses ve görüntü kaydının alındığı görüşme
odalarında yapılır. T***** bey odadakilere genel olarak selam verip, onun ile başka görüşmek için
bekleyen olup olmadığını sormuştur. Müvekkil görüşme için geldiğini ancak kiminle görüşeceğinin
belli olmadığını ve beklemesi gerektiğini söylediklerini belirtmiştir. Yaklaşık 30 dakika beklemiştir.
Ardından resepsiyon görevlilerine hala görüşmenin kiminle olacağının belli olup olmadığını
sormuştur. Resepsiyonda görevli bir bayan görüşmenin personel müdürü ile olacağını söylediğinde,
orada bulunan bir bayan kendisini takip etmesini, ve onu görüşmenin yapılacağı yere götüreceğini
söylemiştir. Müvekkil onu izleyerek bir alt katta bulunan kabin personel müdürlüğüne inmiştir.
Müvekkilin şirket kimlik kartları girişte yer alan turnikeleri açmayacağını söylediğinden kendi
kartını müvekkilin giriş yapması içinde okutmuştur. Müvekkili personel müdürlüğü ofis katının
içerisinden geçirerek köşede bulunan Kabin Personel Müdürü S**** Y*** P*****’ın odasına
götürmüştür. İçeri girdiğinde içeride Kabin Personel Müdürü S**** Y*** P***** ve Kabin
Performans Müdürü Ö**** İ****** Ö**** vardı. S**** hanım masasında oturuyordu. Ö****
hanım ise masanın karşısında bitişik olan koltuklardan cam tarafında oturmaktaydı. Müvekkil selam
verip kendisini tanıtmış ve Ö**** hanımın karşısında sırtı kapıya dönük olarak gösterilen yere
oturmuştur. Görüşmenin başlaması için Kabin Hizmetleri İdari Müdürü T***** K*****’ın
gelmesini bekleyecekleri söylemişlerdir. O esnada Ö**** hanım ile müvekkil arasında yer alan
sehpa üzerinde 07 Kasım 2017’de ifade verdiği davanın tutanağı durmaktaydı. Ö**** hanım
tutanağı gördüğünü anlamış ve tutanağı sehpa üzerinden kaldırıp elinde tutmaya başlamıştır. Bu
esnada T***** bey gelmiş ve ardından kapıyı kapatmıştır, müvekkil yerimden kalkıp kendini
tanıtıp selam vermiştir.

7. T***** beyin katılımdan sonra önce S**** hanım söze başlamıştır. İlk ifadesi “ seni buraya
2
G***** I****’ın davasında verdiğin ifade nedeniyle çağırdık” olmuştur. Devamında “eski bir
personel olduğunu görüyorum, yaklaşık 13,14 senelik bir personelsin, neyin yapılıp neyin
yapılmayacağını bizim kadar iyi biliyorsundur. Şirketin aidiyet politikasını bilmen gerekir ki bu
kadar eski personelsin, böyle bir durumda şirketin ne gibi bir tepki vereceğini de kestirmen
gerekirdi” demiştir. “Verdiğin ifade yüzünden bu G***** I**** davasını kaybedersek yada ileri
zamanlarda açılacak davaları kaybedersek bunlar senin yüzünden olacaktır, zira sen çalışan olarak
ifade veriyorsun. Bu ifade bu haliyle olmadı, şirketin aleyhinde bir ifade bu.” diye devam etmiştir.
Müvekkil “Gökhan beyin lehinde, şirketin aleyhinde değil” diyerek düzeltme yapmıştır. S****
hanım “bu ifadende yer alanlar her halükarda şirketin aleyhine olacak ve bunun düzeltmek gerek”
demiştir. Müvekkil “eğer beni buraya duruşmada verdiğim ifadeyi görüşmek için çağırdıysanız
bunu yapmam” “Dava devam ediyor ve benim verdiğim ifadeyi tartışamayız ve ifademde yer
alanların şirket aleyhinde olduğunu düşünmüyorum” demiştir.

8. Ö**** hanım ifadenin yazılı olduğu kağıttan müvekkilin ifadesini okumuştur. Müvekkil “Evet
bunları ben söyledim, aynı kelimeler ile değil belki ama bunlar benim ifadem” demiştir. Ö****
hanım İfadeyi okumaya devam edip ve bitirmiş ve “altında imzan var” demiştir. Müvekkil “evet
benim imzam var doğrudur .” demiştir. Ö**** hanım “İmza attığın şeyde ne yazdığını okumadın
mı?” diye sormuştur. Müvekkil tekrar “Şirket aleyhinde olduğunu düşünmüyorum” demiştir.
Cevaben “Sen ne biliyorsun ki?” “G***** I****’ı biz performansından dolayı işten çıkarttık, sen
ne biliyorsun da böyle ifade veriyorsun” demiştir. Müvekkil “ifade verme hakkımı kullandım.
Verdiğim ifadenin bu görüşmeye konu yapılması yanlış.” demiştir . T***** bey “nesi yanlış?” diye
sormuştur. Müvekkil devamla “Dava devam ediyor ve ben şahit olduğum davada verdiğim ifade
yüzünden çağrılıyorum, baskı görüyorum” demiştir. T***** bey “Baskı falan yok, konuşuyoruz”
demiştir. Müvekkil “üç müdür beni çağırıp ifademde yazanları neden söylediğimi soruyorsunuz,
değişmesi gerek diyorsunuz, kendimi baskı altında hissediyorum” demiştir.

9. S**** hanım “niye ifade veriyorsun ki?” deyip üstelemeye devam etmiştir. Bunun üzerine
müvekkil “İfade vermek vicdani bir sorumluluktur, bir haktır, anayasada yer alır” demiştir. S****
hanım yine “iyide sen neden ifade veriyorsun?” demiştir tekrar. Müvekkil çaresizce “Hanımefendi,
çünkü ifade verme hakkına sahibim” demiştir. “Hayır ifade vermek zorunda değildin” diye sert tepki
ile karşılaşınca, “İfade vermek zorunda değildim ancak verme hakkına da sahiptim ve bu hakkı
kullandım” diye kendini savunmuştur.

10. Ö**** hanım “Biz senin dosyanı da inceledik, gayet iyi bir personelsin, niye yani ifade
veriyorsun, niye sorduğunda evet diyorsun, hayır demiyorsun” deyip baskılamaya devam
etmiştir. “Hakim sana aynı işyerinde çalışıyorsun, ifade vermek istiyor musun diye sorduğunda
hayır diyebilirdin” diyrek devam etmiştir. Müvekkil yine“Hayır diyebilirdim ancak evet deme
hakkımı kullandım” demiştir. T***** bey, devreye girerek “anlıyorum tamam arkadaşını savunmak
istemişsin ancak bu ifade bu haliyle olmaz” deyip baskıyı arttırmıştır. Müvekkil “gördüğüm
kadarıyla ve bildiğim kadarıyla doğruları söyledim” demiştir yine. Ö**** hanım ısrarla “Sen ne
biliyorsun da böyle ifade verebiliyorsun kim var başka bu şekilde atılan” demiştir agresif şekilde.
Müvekkil “bir sürü örnek var, isim isim mi istiyorsunuz” demiştir. T***** bey “Kim var?”demiştir
provakatif şekilde . “Şirketin geçmişinde yer alan bir 305 olayı var T***** bey” diye cevaplamıştır
müvekkil. S**** hanım “Tamam da bak hakim sana ifade vermek zorunda olmadığını, isteyip
istemediğini sormuş, sen neden istiyorum dedin” demiştir tekrar. Müvekkil cevaben “Benim
irademle verdiğim bir karardı, bildiğim kadarıyla doğruları söyledim” demiştir. Ö**** hanım
“söylemek zorunda değildin” diye girmiştir tekrar söze. Müvekkil“ yemin altındaydım ve vicdani
sorumluluğum vardı” demek zorunda kalmıştır tekrar. S**** hanımda “Tamam ama illa doğruları
söylemek zorunda da değildin” demiştir bıktırırcasına. Müvekkil kendisine “mahkemede yemin
altındaydım. Söylemek zorundaydım” demiştir yine. Ö**** hanım “Söylemeyebilirdin” diye
üstelemiştir tekrardan . S**** hanımda “evet söylememeyebilirdin” demiştir tekrardan. Müvekkil
dayanamayıp “söylemeyi tercih ettim” demiştir. Hakikati gizleyebilirdin demeye getirdiklerini
3
düşünen müvekkil “sizin ailenizden biri suç işlese siz söylemez, gizlermisiniz?” diye sormuştur.
Devamla “Bu görüşme yüzünden haklarımın çiğnendiğini düşünüyorum ve kendimi baskı altında
hissediyorum, devam ederseniz istifa etmek zorunda kalacağım” demek zorunda kalmıştır.

11. T***** bey “hadi ne bilerek söyledin sen bana onu söyle, 305 olayındakilerin hepsi işe iade
aldı, sana mı kaldı ifade vermek” demiştir. Müvekkil ise tanıdığım ve işe iade almayan insanların
olduğunu söylemiştir. “Kim var ki?” diye sorulunca. “B ***** Ö******isimli bir arkadaşım vardı,
kendisi çok çalışkan ve örnek bir çalışandı, geri dönmedi.” diye cevap vermiştir. T***** bey
“Neden dönmedi?”diye sorunca. “Kovulduğum yere dönmem dedi” demiştir. S**** hanım “bak
tamam ifade vermek zorunda değildin, vermişsin, benim anladığım sen bu şirkete karşı dolmuşsun,
kin dolusun, o yüzden böyle ifade vermişsin” diye girmiştir tekrar söze. Müvekkil “şirkete karşı
neden dolayım S**** hanım, şirket cansız bir varlık, ben eskimesin diye şirketin uçak kapılarını
sildim, yolcuların doktor masraflarını ödedim, raporlu günümde çağırdınız, uç dediniz, raporu
teslim etme dediniz, üstüne üstük paramı kestiniz, gıkım çıkmadı uçmak zorunda kaldım. Yolcu
mağdur olmasın diye 27 saat mesai yaptım. Her uçağa bindiğimde canımı ortaya koyuyorum.
Şirketi, ülkeyi düzgün temsil etmek için elimden geleni yapıyorum. Ben bu şirkete dolmadım S****
hanım, dolsam umurumda olmaz” demiştir. S**** hanım tekrar “ifade vermeyebildin, bak şimdi
şirketin sana tepki göstermesi normal yani” demiştir. “S**** hanım ailemden aldığım terbiye ve
eğitim bunu gerektirdi, ayrıca bu benim vatandaşlık görevim , kanuni bir hakkımı kullandım ve
artık bunun sorgulamayın” diye cevaplamıştır. Ö**** hanım müvekkil ailemden aldığım terbiye ve
eğitim derken küçümser bir ifade takınarak "hıh" layarak gülümsemiştir. Aile terbiyesi konusunda
özellikle takındığı bu küçümseyici tavır müvekkili rencide etmiştir. Bunun üzerine “ifade vermek
kanunen güvence altına alınmış kişisel hak ve anayasal bir görev , bende bu hakkımı kullandım,
bunun hala konuşulmasını anlam veremiyorum. Bakın istifa etmek zorunda kalırım” demiş ve
boynunda yer alan kimlik kartlarını çıkartıp Ö**** hanımla arasında yer alan sehpanın üzerine
koymuştur.

12. T***** bey “ifade verirken daha özenle seçebilirdin cümlelerini” diye sertçe devam etmiştir.
Müvekkil cevaben “seçebilirdim ancak seçmedim, kaldı ki ben yanlış olduğunu düşünmüyorum
söylediklerimin, şirket tanığı M**** B******bey gibi olayları farklı anlatmadım. Biliyorsunuz
değil mi neler söyledi, ifadesinde yanlış yada çarpıtma beyanlar vardı” demiştir. T***** bey “Biz
her şeyi biliyoruz, kim ne dedi hepsini biliyoruz sen merak etme” demiştir. Bu cevaba şaşıran
müvekkil “Ne yani onun gibi mi ifade vermemi istiyordunuz” demiştir. T***** bey “ifade
vermeyebilirdin” demiştir tekrar öfkeli şekilde. Bu bitmeyen diyalog ve baskıdan bıkan müvekkil
“Neden hala benim ifademi konuşuyoruz, ifade verme hakkımı kullandım ve dava devam ediyor siz
hala inatla ifademi konuşuyorsunuz” diye yakınmıştır. Cevaben S**** hanım “ifaden bu şekliyle
kabul edilemez, ileride sorunlara neden olur, ilerisi için bunun değişmesi lazım” demiştir.
Şikayetçi müvekkil bunun üzere “S**** hanım ilerisi milerisi yok, ben şimdi bu odadan çıkıyorum
ve istifamı veriyorum” demiş ve yerinden kalkmıştır. T***** bey hala ifade ile ilgili bir şeyler
söylediğinden, müvekkil kendisine “dava devam ederken bir tanığı çağırıyorsunuz, üç müdür
onu bir odaya tıkıp, kayıt dışı konuşup ifaden kabul edilemez, değişmesi lazım diye baskı
kuruyorsunuz, hukuk departmanına sorun bakayım bu yaptığınız nedir, cezası nedir ” demiştir.
T***** bey “hiç merak etme bir şey olmaz, biz biliyoruz ne yaptığımızı, sen canını hiç sıkma”
diyerek bahsi geçen fiili bilerek ve isteyerek yaptıklarını belirtmiştir. S**** hanım “Tamam artık
konuşmanın bir manası yok, istifa edecekse etsin” diye eklemiştir. Bunun üzerine müvekkil odayı
terk etmiştir.

13. Odadan çıktıktan sonra S**** hanım yakındaki bir masada oturan bayana “Yardım edin dilekçe
yazacakmış” demiş. Bayan müvekkili yakındaki bir masaya yönlendirmiştir. Müvekkil kağıt kalem
alarak istifa dilekçesi yazmıştır. Kime teslim edeceğim diye sorduğunda, yardımcı olan bayan
dilekçeyi teslim için yine aynı katta yer alan personel işlerine götürmüştür. Odadaki bayana bir
kopyasını ve evrak kayıt numarasını istediğini söylemiş, o da cevaben siz çıkış için kart
4
teslimlerinizi yapın ben kaydettirip, kopyasını size vereceğim demiştir. Kart teslimi için giriş katta
yer alan Kabin Destek Müdürlüğüne gidip, kart iptallerini yapıp demirbaş teslim formunu
doldurmuştur. Üst kata geri dönüp istifa dilekçesinin kopyasını alarak binadan ayrılmıştır. Bina
çıkışında yer alan turnikelerden çıkmak için kartı olmadığından yerine bayan güvenlik görevlisi
kartını okutmuştur. Binadan çıkınca eşi ****** *****’yi aramıştır. Başından geçenleri anlatıp ve
istifa etmek zorunda kaldığını söylemiştir. O arada davasında şahitlik ettiği G***** I**** aramıştır.
Durumu ona da anlatmıştır. Kendisini beklemesini gelip arabayla alacağını söylemiştir. Güneşli
sapağında yer alan benzinliğe doğru yürüyüp kendisini beklemeye başlamıştır. 10 dakika sonra
gelmiş ve müvekkili oradan almıştır ve yaşadığı şaşkınlığın ve hukuksuzluğun pişkin bir şekilde
ona normal bir davranışmış gibi dayatılmasının yarattığı sinirli haline tanık olmuştur.

14. 14 yıl görev aldığı Türk Hava Yollarında görüşme esnasında Ö**** Hanımın da görüşmede
belirttiği üzere sicili parlak, iki kere terfi almış, kariyerinin en üst noktasında yer alan bir personel
olan müvekkil, aylık olarak 10 ila 14 bin TL maaş alan, saygın bir kurumda saygın bir pozisyonda
çalışan bir personel iken 14 yıllık kıdem tazminatını hiçe sayarak istifa etmek zorunda kalacak
kadar ağır bir baskı altına alınmıştır. Müvekkil giriş ve çıkış izni olmayan “ikna odası”
niteliğine sahip bir odaya alınmış ifadesini değiştirip yalan beyanda bulunmak veya istifa
alternatifi ile başbaşa bırakılmıştır ve “istifa ediyorum” diyene kadar psikolojik baskıya tabi
tutulmuştur.

15. Açıklanan nedenlerle, verilen kararın itirazen kaldırılmasına ve şüphelilerin cezalandrılmasına


karar verilmesini diliyoruz.

DELİLLER : Tanık beyanları, tüm delliler

HUKUKİ NEDENLER : TCK ilgili maddeleri, 4857 sayılı İş Kanunu ve ilgili diğer
mevzuatlar ve Türk Borçlar Kanunu’nun 417. maddesinde işçinin kişiliğinin korunmasına
yönelik düzenleme.

SONUÇ VE TALEP : Yukarıda kısaca açıklanan nedenlerle şikayetimizin kabulü ile


müvekkilime psikolojik tacizde bulunan şüphelilerin cezalandırılması için gereğini
saygılarımla arz ve talep ederim. 16.04.2018

Müşteki Vekili
Av A****** K*****

You might also like

  • WW
    WW
    Document5 pages
    WW
    Anonymous b3TkfDrXr
    No ratings yet
  • WW
    WW
    Document5 pages
    WW
    Anonymous b3TkfDrXr
    No ratings yet
  • Yeni Cevaplar
    Yeni Cevaplar
    Document3 pages
    Yeni Cevaplar
    Anonymous b3TkfDrXr
    No ratings yet
  • Cevaplar
    Cevaplar
    Document8 pages
    Cevaplar
    Anonymous b3TkfDrXr
    No ratings yet