You are on page 1of 5

TV Programları, Aile, Toplum ve RTÜK

http://www.asiyed.org/asiyed_Makaleler__tv-programlari-aile-toplum-ve-rtuk.aspx

21.09.2012 09:08:03

Hasan Başar

Bazı sözde aydınlar tarafından bidon kafalı ve cahil olarak nitelendirilen bu halk, bu devletin
okullarında eğitim görmüştür. Sözde aydınlar ne zaman fildişi kulelerinden veya eğlence
mekânlarından uzaklaşıp bu halkın sorunları ile ilgilendiler ki.

Yine kendileri misyoner okullarında Hıristiyanlık ve Yahudilik felsefesine göre eğitim görmüş olan bu
bir kısım mutlu azınlığın insanlarının kısmen de olsa İslami eğitim almış olan halkımızı anlaması ve
halk ile sağlıklı iletişim kurması pek mümkün değildir.

Peki devlet ne yapıyor bu arada? Devlet sadece vatandaş şikâyet edince hareket ediyor. Adet yerini
bulsun diye biraz da siyasi destek zeminini yoklayarak ilgili yayıncı kuruluşlara öylesine ceza
kesiyorlar. Yani devlet bataklığı kurutmak yerine sivrisineklerle mücadele ederek güya çalışıyormuş
gibi gözükmeyi tercih etmektedir.

Ayrıca televizyonlarda her gün şiddet, cinsel sapıklık, yalan, entrika, hırsızlık, imansızlık, sihir-büyü-fal,
cin numaraları anlatılıyor. İnsanlara kişisel gelişim, maneviyat, olumlu tutum ve düşüncelerle
kötülükleri aşmak değil de kötülüğün gücüne boyun eğerek kötü insanlarla iyi geçinerek ve onlara
benzeyerek ancak bu dünyada yaşanabileceği düşüncesi işleniyor.
ATV de yayınlanan Aşk Bir Hayal adlı dizide Miran Ağa adında katil ve sadist bir Kürt Ağası kötü
karakter olmasına rağmen devletten üstün gibi gösterilerek dolaylı açıdan yüceltilmektedir. Bölgede
halen etnik olan mafyavari ve teröristlere arka çıkan bu oluşumun temsilcilerini, Devlet Güçleri
karşısında üstün konumda olarak sunulmaları manidardır. Acaba Kürdistan üzerinden Büyük İsrail
Devletine psikolojik bir altyapı desteği mi planlanmaktadır? Kurtlar Vadisi gibi derin devlet dizileri ile
Polat Alemdar ve Yiğit gibi kahramanlar izleyiciler tarafından örnek alınarak şiddet, hukukun üstünde
ve ötesinde tek etkili çözüm gibi sunulmaktadır. Bu suretle insanlar dolaylı bir şekilde sorunlarını
çözmek için her fırsatta şiddete yönlendirilmektedir.

Bu dizilerin, magazin ve kadın programlarının sonucunda insanlar evlenmekten soğuyor, yuvalar


parçalanıyor, kişilik sorunlu, katil-sadist ve satanist gençler yetişiyor, suç işleme eğilimi güçlü ve her
an kavgaya hazır insanlar çoğalıyor. İnsanlar kart borcu yüzünden eşinden boşanıyor, intihar
ediyorlar. Hapishanelerde bile yer kalmadı. Artık ihale ile yeni hapishaneler açarsınız. Hatta yeni
üniversitelerin bazıları potansiyel suçlular için yarı açık hapishane olarak kullanılabilir.

RTÜK sayesinde bunların sayısına her gün yüzlerce yenisi ekleniyor. Peki, RTÜK bunlar karşısında ne
yapıyor? Vatandaşı kendi kaderine terk ediyor. Devleti yönetenleri bir baba gibi düşünürsek, millet bu
babanın çocukları gibidir. Bu durumda devleti yöneten siyasiler ve bürokratlar halkın Ruh ve Akıl
Sağlığı ile öncelikle ve özellikle ilgilenmek zorundalar. Okullar okuldaki insanları, medya ise tüm
toplumu eğitir. Bu nedenle aşağıda sunacağım önerilerin ivedilikle yerine getirilmesi, bunun için
gerekiyorsa kanun bile çıkarılması gerekir.

Yukarıda anlatılan sebeplerle aşağıda sunduğum çözüm önerilerimin yetkililerce ivedilikle


uygulanması gerekmektedir:

1-RTÜK; tüm TV-radyo kanallarındaki programları; kamu yararı ve genel ahlak kriterlerine göre
derecelendirmek suretiyle değerlendirmeye tabi tutmalıdır. Bu derecelendirme işlemi sonucunda
kamu yararına ve genel ahlaka aykırı yayınları derhal yasaklanarak yayıncılara ağır cezalar kesilmelidir.
Yayınlanması riskli bulunan yayınlar ise şifreli kanallarda internet tabanlı televizyonlarda izlenmek
kaydı ile RTÜK tarafından belirlenecek yüksek ücretler ödenerek izlenmelidir.

2-Kamu yararı ve genel ahlaka uygun olması bakımından topluma yararlı olan tüm programlara (dizi,
belgesel, tartışma programı, yarışma programı,..gibi) Maliye Bakanlığı ve RTÜK tarafından
belirlenerek bütçe-kriter ve performans esasına göre yıllık teşvik ödemesi yapılmalıdır. Bu programlar
şifresiz yayınlanmalıdır.

3-Ulusal ve yerel televizyonlarda ve ulusal radyolarda yayınlanacak tüm programları metinleri ve


görsel medyası RTÜK tarafından incelenerek kamu yararına ve genel ahlaka aykırı olup olmadıkları ile
suç unsuru içerip içermedikleri bakımından denetime tabi tutulmalıdır. Benzer uygulama yıllardır Milli
Eğitim Bakanlığı talim ve terbiye kurulu tarafından yürütülmektedir. Milli Eğitim Bakanlığına bağlı okul
ve kurs merkezlerinde okutulan ders ve yardımcı ders kitapları ile tavsiye kitaplarının çocuk
pedagojisine ve kişiliğine uygun olup olmadıkları denetlendikten sonra yayınına izin verilmektedir.
Aynı uygulama benzer şekli ile yetişkinler için de gerçekleştirilebilir.

4-Bir kanalda bir günde iki den fazla dizi yayınlanmamalıdır. Her haftanın dizi senaryosu yayından bir
hafta evvel RTÜK’e iletilmelidir. RTÜK tarafından sakıncalı bulunan sahneler, izleyici şikâyeti
beklenmeksizin yayından kaldırılmalıdır. Ancak bu kesinlikle bir sansür olarak yapılmamalıdır. Sansür
ile

5-Kadın, çocuk ve evlendirme programlarında mutlaka alanında uzman ve başarılı sosyal hizmet
uzmanı, sosyolog, psikiyatrist, psikolog, kişisel gelişim uzmanı, boşanma avukatı, aile sorunları
uzmanı, gazeteci, yazar hazır bulundurulmalı. Bu kişiler uzman jürisi gibi konuya ve sorunlara açıklık
getirmelidir.
6-Ortaokul, lise ve üniversitelerde Kişisel Gelişim ve Medya Analizi dersi zorunlu ders olarak
okutularak SBS VE LYS de bu derslerden sorular sorulmalıdır. Bu amaçla artık ahlaki ve siyasi bilinç
işlevini sağlamayan Inkılap Tarihi, Milli Güvenlik Bilgisi, Psikoloji dersi ortaokul-lise ve üniversitelerde
kaldırılmalıdır.

7-Tüm TV kanallarında sunuculuk ve program yöneticiliği yapan ve yapacak olan kişilerin mutlak
suretle kişilik testinden geçirilmelidir. Ayrıca diksiyon yeteneklerinin yeterliliği test edilmelidir.
Yetersiz bulunanlara görev verilmemelidir.

8-TV kanallarında eğitim, belgesel, araştırma ve tartışma programları gibi büyük ilgi çeken ve beğeni
kazanan programların vidoları HD formatında kredi kartı veya banka havalesi ile program başına 2-3
TL gibi sembolik ücretler ödenerek izleyicilerin arşiv oluşturmasına olanak sağlanmalıdır.

9-Yayıncı kuruluşlar, yayınladıkları reklamın içeriğinin doğruluğu konusunda reklam veren kadar
sorumlu olmalıdırlar. Aynı zamanda reklam süresi saat başı 15 dakikayı geçmeyecek şekilde
sınırlandırılmalıdır.

10-Genel ahlakı, insan haklarını, insani dayanışma, eğitim sorunları, çevre sorunları, siyasi ve dini
tartışmalar,…gibi yüce değer ve duyguları ile güncel hayata dönük sorunları işleyen dizilere ağırlık
verilerek her dizide bir engelli oyuncunun bulundurulması zorunlu hale getirilmelidir.

You might also like