You are on page 1of 102

TÜRK T,\RİH KURUMü YAYINLARINDAK

ıl
II. Seri - No. 22

CEVDET PAŞA

TEZAKiR
1--12

YAYINLAYA!'.

Prof. CAVİD BAYSUN

ı-

f
ı(
1
TÜRK T .ı.. R İ H K l.' R l.' :'ıI -C BASI '\!EVİ - ANK ,\ R :\

1 9 .S 3
İÇİNDEKİLER

TEZ. KİR-İ CEVDET HAKKl:-ID., .................................................................................. I - XX.


TEZAKİR İLE M A'RUU ı:r TAN BAZI PARÇALARIN MUKAYESESİ
0

1. Metternich'in Türkiye'ye dair sözleri üzerine düşünceler (Tez-


kire l\'o. ı 3 ile Ma' ruzat cuzdan 2'den) . . . . .....XX -X
I Xll.
II. Sultan Abdülaziz'in hal'ine ve Sultan Murad'ın cülusuna
dair (Tezkire No. 40 ile Maru'zat cüzdan 5'den) ........... XXII - XXIII
TEZKİRE, N. I.
Vak'a-nüvisler arasında cari usul ve vak'a-nüvisler hakkında
malumat. - Lütfi Efendi'ye bir kısım vakayi cerideleri gönderdiği
ve bundan böyle kendi zamanına aid vukuatı yazıp yollayacağı. ......... 3- 4
TEZKİRE, No. 2

Cevdet Paşa'nın Vak'a-nivis Ahmed Lütfi Efendi'ye 29 kıt'a evrak


gönderdiği ..............................· .................. 4
TEZKİRE, No. 3
Cevdet Paşa'nın Vak"-nüvis Ahmed Lütfi Efendi'ye bazı evrak gönderdiği. 4
TEZKİRE, No. 4
Cevdet Paşa'nın Vak'a-nüvis Ahmed Lütfi Efendi'ye ı ı kıt'a evrak
gönderdiği. ..................................................................................................... 4 - 5
TEZKİRE, No. 5
Gevdet Paşa'nın Vak·a-nüvis Ahmed Lütfi E!endi'ye Mısır valisi Meh-
med Ali Paşa'nın iki mektubunu gönderdiği ..................................................... 5
TEZKİRE, No. 6

Mahmud 11.'nin vefatı sıralarında Osmanlı devletinin vaziyeti.


Mustafa Reşid Paşa. Tanzimat-ı hayriyye'nin ilanı ve neticeleri.
- Vükela tebeddülleri. - Reşid Paşa'nın sadareti. - Üç dereceli tahsil,
Sıbyan ve Rüşdiye mektebleri, Darülfünun. -Macar isyanı ve mülte­
ciler meselesi. - Encümen-i Daniş. - Reşid Paşa ile Damad Mehmed Ali
Paşa arasında zıddiyet. - Karadağ ahvali.- Reşid ve Ali Paşalarla Fuad
Efendi (Paşa)'nin aralarındaki ahenk bozularak devlet ricalinin iki hizib
haline geldiği. - Rütbeler ve maaşlar. - Rüsumat iltizamları. - İrtika
blar. - İstanbul'da alL5 verişin çoğalmas; ve sefahatın artması.­
Şirket-i hayriyye ve Boğaziçi'nin rağbet kazandığı. - Mal! buh-
ran. - Abdülmecid Han'ın istikraza şiddetle aleyhdar olduğu ve
beytülmalin muhafazasına itina gösterdiğ. - Rusya ile ithtilaf. -
Harbe karar. - Softalar vak'ası. - Abdülmecid Han'a hitaben
sokaklara yapıştırılan yafta. - Arif Hikmet Beyefendinin meşi-
\ l lçt IJEKİLER iÇİNDEKİLER \ lJ
hatteıı azledildiği. - Sinop vakası. --- Rusya\a karşı Osmanlı
TEZKİRE. :-;o. U
devletinin İngiltere, Fransa ve Sardenya ile ittifakı. - Kıbrıslı l\ıkhmed
Paşa'nın sadareti. - İstanbul'daki İngiliz ve Fransız sefirlerinin nüfuz Fıkıh ilminin muamelat kısmına mütedair ,Hetıı-i J,/eti!l adlı acık ıürk­
yarışına çıkmaları ve Babıali işlerine müdahaleleri. - Reşid Paşa'nın çe bir kiıab le.lifine karar verildiği. - Bu iş için Meclis-i TaP'.:imat'tcı
İngiliz, Ali ve Fuad Paşaların Fransız politikası takib etmeleri ,·e dii;er toplanacak komisyonun sudurdan Rüşdi Mo1la Efrndi'nin riyasetinde
vükelanın vaziyetleri. - Meclis-i Tanzimat ................... ')·27 Istanbul kadısı Tahir Efendi ve Meclis-i !VIaii.riC azasından Hüsam
Efendi ile Ali Ratib Bey'den, bir de Cevdet Efendi (Paşa)'den
TEZKİRE, No. 7 mürekkeb olduğu. -Kitabü'l-bi9•u'un hulasa olarak yazıldığı, Afoııı-i J.1ı:­
Bakıyye-i vekayi' sene 1271. Osmanlı ordusu Tuna boylarında tin'in tama111!ananıadığı. - Bilahare Aiecelle-i ahkam-ı adl0:Fc'nin tanzim
çarpışırken İngiliz ve Fransız ordularının yardıma geldikleri.-· olunduğu.- lvfece/lc ile Roıııa kanımnaınesi arasında bir muk::ıvesc ................ 62-64
Serdar-ı ekrem Ömer Paşa'nın harb sahasına dair düşüncesi. - Gözle-
ve'de Türk galebes. -İmparator Nikola'nın hiddeti ve ölümü. - Bir
TEZKİRE, No. 9
istihrac. - Vükela entrikaları. - ı 1 Cumadelahire 1271 çarşamba günü Lord Palmerston'un Londra şehrenıanetindc İngiliz-Fransız mü­
vuku'bulan zelzele ve onun İstanbul'a yapdığı tahribat. - En büyük nasebatına dair nutku. - Politika ahvali. - Kırım harbi esnasında
tahribatın Bursa'da olduğu ve bunun tafsilatı. -- Damad Mehmed Ali İngiltere'nin çok kuvvetlendiği ve harbe devam etmek istediği. -
Paşa'nın tatbik mührü meselesi. --- Damad Mehmed Ali Paşa'nm sür­ Fransızların sulha meyletmeleri. . ... . .. . ... ... 64-66
güne gönderildiği ve afv olunduğu.- Kanal meselesi ve Mustafa Reşid
Paşa'nın sadaretten ç.ekilmesi. - Fransız maslahatgüzarı Benedetti'nin
TEZKİRE, >:o. ıo
rolü. - Rıza Paşa'nın seraskerlikten, Darbhor Reşid Paşa'nın Tophane Islahat fıermanı. -Fermanını ı Cumadelahire 1272 pazartesi günü
müşirliğinden azilleri. - :Mütercim Rüşdi Paşa. - Gümrü muharebesinde Kaymakam Kıbrıslı iVlehmed Paşa'mn hnzunmda vükel8, rical ve
bir ayağını kaybeden Türk zabitine Abdülmecid Han'ın iltifatı. - Ana- ruhani reisler muvacehesinde okunduğu. -- .Meclis-i Maarif azasmdan
pa'nın fethi. - Hive hükümdarının hethüdasından sadarete mektub. - Arif Efendi'nin duası. - Umumi hoşnutsuzluk. - Sernsker Rüşcli
4. şevval 1271 pazartesi günü rikab-ı hümayunda konnşulanlar. -Tunus Paıa'nın bir sözü. - Mustafa Reşid Paşa Islahat fermanına aleyhdar. --
Beyi Ahmed Paşa'nın ölümü ve amca-zadesinin sadarete arizesi. - Koska Reşid Paşa'nın tenkidleri. -- Cevdet Efendi (Paşa!'nin Reşid Pa ;::ı
ve Laleli yangını. - Rusların Çıldırı zapt etmeleri. - 20 şevval 1271 günü Larafıı:ı.dan Scyhülisli ;:ı " rif Efc:.di'ye göndeı.:i1mt'si. -- Reşid Pa ct'nıı7
Abdülmecid Han'ın Babıali'ye giderek devlet işleri hakkında vükela ile söylediği sözlere ArifEfendi'nin cevabı. -- Canning'in düşüncesi. - Re;icl
görüşdüğü. - Fransa sefiri Thouvcnel.- İngiltere'nin Serdar-ı ekrem Paşa tarafından Mabeyn-i hümayun Baş-kitabetine yazılan tezkire. -·
Ö (·-:r P::ı_ 8-')'? Dl7-h ğ1 nl.53111 verdi i. - Samatva yangını. -- iane Reşid Paşa'nın Ferman hakkında itirazlarını havi olarak J\ıiabeyn'c
meselesi. - Kars'ın Rus ordusu tarafından ku:;atıldığı. - Damad :Meh- takdim ettigi ıneşhur 13-yıha.- l::,tı.::fct.HaKi Et )'· 11 Fcdııc.ı,üa 0.C i· üı.üta:d.z.l;,­
med Ali Paşa Kaptan-ı derya. - İngiliz sefiri Caııning, - III. 0capo- n.-- Gayr-i müs1in1 Osır12.nlı elçi1eri hakkında bir Eıcscle.- Fuad Paşa'ya
leon'un, Paris sefiri Reşid Paşa-zade Cemil Bey'e iltifatı. - Mekatib-i 112.zaran DevleL-i ,lliyye'nin ü ; esası. -- Reşid Pa a ile ji,..li ve Fuad Paşabr
idadiyyeyc almacak çocukların intihabımla Vehbi 'Molla'ııın yolsuz­ arası11daki zıddiyetin arttığ·ı. - \lekayi'-i şctta: Trablus isyanı.--" .:\ziller.
luğu. - Kırım muharebesinin muhtelif safhaları. - Sivastopol'un zaptı na:ablar. -- Paris muahedesinin imzası \-esilesi-yk:- İswnbulcla donann1a.- -
ve bu haberin yeni yapılan telgraf hattl ile İstanbul'a geldiği. - Rübte sahibi gayr-ı müsliınlerin ilk defa olart1k 1271 senesinin şeker bay-
Serdar-ı ekrem Ömer Paşa Kars'ı kurtarmak üzere Gürcistan'a gön­ raınında mü3.yedeyc dahil oldukları ............................................................. 67-89
derilmiş olduğundan Sivastopol'un zaptına iştira], edemediği. - Ge-
neral Pelissier'nin nutku. ---- Sene 1272. - Sivastopol'un zaptını tes'id TEZKİRE, ><ü. ıl
için İstanbul'da 1 Muharrem perşembe günü şenlik yapıldığı. - Ser- Kafka;;ya nıeselcsi. ---· İngiltere elçisi Ca:ıning'in Re id Pa a vasıta<.;1
dar-ı ekrem Ömer l'aşa'nın Gürcistan'da Ruslar üzerine bir galebesi.-- ile Cevdet Efendi (Paşa)'den Kaflrnsya'ıcın tarihi hakkında risale kılıklı
Kars muharebeleri. - Rusların Kars önünde hezimeti. - Ömer Pa- bir layiha, istemesi. - Cevdet Efendi'nin Kafkasya'ya dair maruf layihası. -
şa'nın yanlış hareketi ve Kars'a yardım edemediği. - Kars'ın düş­ Reşid Paşa'nın bu layıhayı türkçeye çevirterek Canning'c verdiği ve
mesi.- Sadık Rifat Paşa'nın bir sözü. - Trablusgarb'de ve Mekke'de tercümenin Paris konferansındaki İngiliz murahhası L rd Clarendon'a tevdi
isyan. - Abdülmecid Han'ın 24 Cumadelula 1272 cuma gecesi İngiliz olunduğu. -- Paris konCeransında Ali Paşa tarafından Kafkasya işlerine
sefir\ Canninig'in sefarcthanede verdiği baloya gittiği. - Mezkur ba- ehemmiyer Yerilmediği. -- Lorcl Clarendon'un Ali
loya dair tafsilat ................................... , .......... 28·62 Paşa'ya ıa'rizi. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 90-ıo r
V 111 İC:İNl)f',KİLER

TEZKİRE, l\'o. 12
Sene ı 072 Muharreminde M.ekke emiri Abdülmuttalib Efendi'nin
isyaıı <;ıkardığı. - Esarerin ilgasından ınütevellid haşnudsuzluk. - Cidde TEZi\.KİR-İ CEVDET HAKKINDA
tacirlerinin l\1ekke ilerigelenlerine mektubu. - İsvanın tafailatı. - isvau
aleyhdarı ?\akibülqraf Ishak Efendi'yi Abdülmut alib'in eza ve cefa.' ile
On dokuzuncu asır Türkiye Tarihi'nin mühim bir kaynağı
öldürtmesi, --- Cidde valisi Kamil Paşa'ya Ferik Reşid Paşa ile gönderilen
emirname-i s2mi.-Ferik Raşid Paıaya verilen talimat. --İsyanın muhtelif telakki edilen Tezô.kir-i Cevdet, burada şahsiyetini belirtmek için
safhaları. - Raşid Paşanın Abdülmutalib'i itaate davet eden mektubu. - fazla söz söylemeği zaid buld.J.1ğumuz Ahmed Cevdet Paşa'nın1
.\bdülmuttalib Efendi'nin cevabı.-· Yüzbaşı Hasan Ağa'nın isyana dair görüp işittiği veya bizzat karıştığ·ı hadiselere, içyüzLinü bildiği
takriri. -- Topçu mülazımı Mustafa Ağa'nın takriri. - Şeyhülislam Arif meselelere, zamanındaki devlet adamlarına dair kaleme alıp
Efendi'nin 1v1ekkelilere arapça mektubu ve bunun türkçeye tercümesi. -
vak'a-nüvislikte halefi Ahmed Lütfi Efendi'ye gönderdiği yazı­
Sabık Necid emiri tarafından verilen müzekkerenin h ılasası. - Arafat
muharabeleri. -Asirlilerin isyanı,- Hüdeyde'nin muhasara edildiği ve lardan mürekkeptir •2
muhasaradan kurtulduğu,-· Abdüimuttalib Efendi'nin Mekkc'ye taarru:;,
ettiği ve mağlüb olduğ·u, - Abdülmuttalib Efendi ile Veys Paşa arasında ı Cevdet Pasa'nın hayatına ve ,ahsiyetinc dair şimdiye kadar kitab
muhabere. -Abclülrnut1alib Efendi'nin ıo şaban 1272 pazartesi gühü ve makale olarak bir hayli neşriyat yapılmıştır. I-!a:::.inc-i fümm (İst:ınbul
altı hın urban ıle osmanlı kuvvetleri üzerine hücumu. - Muharebenin ıo Zilhicce 1312 tarihli nüsha\ Cevdet Paşa'nın Bebek'deki yalısında vefa­
tafsilatı. - Asilerin iııhizarne uğrayarak dağılmaları. - İbn Avn'in Cid, tını (2 Zilhicce 1312 - 25 Mayıs 1895) müteakip "kendi kalemile yazılmış"
de'den hareketle lvlekke'ye muvasalatı. - İbn Avn'in Osmanlı ordusunu uzunca bir hal tercümesi neşretmişdir ki bu yazı müverrihimizin resmi ha­
alarak Abdülımıttalib kuvvetleri üzerine yürdüğ·ü ve Taif'e girildiği. - yatını kafi derecede aydınlattığı gibi, Ba§bakanlık ,-\rşivi, Sicill-i ahvô.l dejieri
Urban ile Osmanlı askeri arasında çarpısmalar. -- Abdülmuttalib Efen· (No. ı, sahife 2) 'nele de bu hususta malumat vardır. Ara sıra şiir ile uğ­
cli'nin Taif kalesinde mahsur kalarak müdafaada bulunduğu. - Abdül- raşan ve basılmamış Divançe'si İstanbul Belediye kütüphanesinde kendi ev­
muttalib Efendi'nin teslim olunması ve Osmanlı kuvvetlerinin muha­ rakı arasında bulunan Cevdet Paşa, 1bnül-Emin :'.\Iahmud Kemal .Bcv'in
Son Asır Türk Şairleri (İstanbul 1931, sahife 236 ve devamı) adlı eserinde.yer
fazası altında Cidde'ye sevk edilmesi. -- İstitrad: İmam Makkari've dair
bir iikra ve halifefü üzerine bazı düşünceler. - Reşid Paşa'nın Abdül­ almış bulunuyor. Cevdet Paşa'nın tarihçiliğ·i için Bk. F. Babinger, Die Ge-
ınuttalib Efendi'yi İstanbu!'a götürdüğü. --- Abdülmuttalib'in önce schichtsschreiber der Osmanen und ihre T,Verke, Leipzig, 1927 s. 376 v.d. müracaat
Selanik'e nefy edilmesi sonra İstanbul'da oturmasına müsaade olun­ edilmelidir. On dokuzuncu asrın bu pek mühim Türk alimi hakkında
rnrı..:;ı. - Abrli.lln111h;:ılih"in ilk· Pn1-;ırı::-1 nr- .;;,-:ı +?f<:';ı:;+. ts+:,-_,,;ı_ '' -·--·, ııesredilınis .
{;ll etrafh vazı

o1 rak A 11 ()lrr,p7n(rlı,'r,,n
- - . ··0·-- ------
rın•rlo!
,---- --
Pnrı,
- ··:,;··
( j l n,
,---· ----

Ansiklopedisi, İstanbul 19,g) adlı makalesini zikredebiliriz. Belii baslı k'.\\·-


Sullan Selim zamanında Hicaz·ın Osmanlı hakimiyeti altına girmesi. ---
Osmanlı devrinde Mckke emirleri. - Osmm1lı imparatorlıığu devrinde naklardan başka Te::.iikir-i Cevdet'den de istifade suretiyle kaleme alı;rnn ı;u
Cidd valilerinin isimleri .................................... ıo ı- 15 2 tetkik, Cevdet Paşa'nın hayatma ve eserlerine dair doğru malümat verdikten
Indeks .... başka, bu mevzu üzerinı, yapılmış neşriyatın bibliyografyasını ihtiva etmek­
tedir. Alı Ölmezoğlu'nun makalesinden sonra M. Şakir Ülkütaşır, Cevdet
Paşa, Ha)'atı ;ıe Eserleri (Ankara 1954) ismini verdiği bir risale neşretmiştir.
Cevdet Paşa, bir hukuk alimi olarak, Ord. Prof. Ebülula Mardin ta­
rafn:dan, lvle enı hukuk cephesinden Ahmed Ce-odet Paşa (İstanbul 1946) adlı
esennde tedk!.k edı1mekte, Paşa n1crlıun1.ın hukuk sahasındaki nıcvkii ve.:
Jfecelle-i ahkdm-ı adl/yye'nin tertibindekı hizmeti salahivetle belirtilmektedir.
Gösterdiğimiz kitaplarda lüzumu kadar bibliyograİ'ik malı'.ımat bulun­
duğundan bu mesele üzerinde daha fazla durmadan, Cevdet Paşa'nın hayatı
için en emin kaynağın Tezkire No. 40 olduğunu hatırlatmakla iktifa ediyoruz.
2 Tezakir-i Cevdet'in tebyiz edilerek Lütfi Efendi'ye gönderilen metin-

leri elde mevcut değildir. Tezakir'in bizzat müellif kaleminden çıkma müs­
veddelerini muhtevi orta büyüklükte 21 defter bugün İstanbul Belediye
kütüphanesinde Cevdet Paşa evrakı. arasındadır ki neşrimize esas olarak aldı-
X TlcZAK1R - İ CEVDET TEZAKiR - İ CEVDET XI

Tezkire kelimesinin cem'i ile müellifin isminden vücude muhafaza ile devrin vekayi'ini zabtetmekten geri durmuyordu.
getirilmiş Tezakir-i Cevdet terkibi, ilk bakışta akla birtakım alelade Vak'a-nüvisin mühim hadiseleri hemen not ettiğine, Viyana
muharebe varakaları getirmemek mümkün olmuyor. Cevdet Paşa, Konferansına memur Reşid Paşa ile, sonra geri kalacak olan
bir vekayiname diyebileceğimiz bu metinlere tc- zakir adını Avrupa seyahatine hazırlanırken "hasb'el-memuriyye" ve-
verirken, bir taraftan aynı şehir dahilinde teati edi- len muhabere kayi' zabtiyle meşgul bulunduğunu söylemesi (Tezkere No.7)
evrakını düşünerek asıllarında Saddetlıl Efendim, Semalzatlıl Efendim kafi bir delil sayılabilir. Bundan başka Tezkire No. 6 daki şu:
hazretleri gibi elkab, ve resmi kitabetin rüt- beye göre değişen "Taraf-ı fazılanelerine devr-ü teslim-i ma' lumat edilmek üzere vak'a-
hatime cümleleri kullanmış, diğer tarafdan da, ihtimal tezkire nüvis iken acizane tesvid edilmiş olan zabıt varakaları gözden geçirildi"
kelimesinin başka bir manasını gözönündc tutarak, Fransızların cümlesi de müverrihimizin zamanında ve muntazamen kayd
ıneınoires tabirine mukabil bir mefhum murad etmiş, bunların eylediğine şüpheye mahal bırakmıyacak surette meydana koyar.
kendi hatıratı olduğunu anlatmak Devletin resmı tarihcisi diğer işler ehemmiyet kesbettikçe "vak'a-
istemiştir. Bu itibarla tezdkir kelimesi, zanmmıza göre, geçen asırda nüvislik umurunu" muvakkaten bir tarafa bırakıyor, eli boş
bugünkü manaya gelmeyen fzdtır,,1t'ın yerini tutmaktadır. kaldığı zaman tekrar vukuatın tesbitine başlıyordu (Tezkire No.
O tarihlerde hrnüz ilmiye silkinde olduğundan efendi un­ 26'mn hatimesi).
vanını taşıyan müellif,miz, her ikisinde de aza bulunduğu En-- Cevdet Paşa, 1281 sonlarına 4 kadar süren vak'a-nüvis-
cümen-i danifin kararı ve J\feclis-i umfımi-i maarif'in "arz liği esnasındaki hadiselerden başka, Abdülmecid'in cülusundan
·ve ihtarı ' üzerines2.dırclaL irade-i s rıiyyc n1ucibince ır33-r'.2.JI itibaren cereyan eden vukuatı, ve kendi hal-tercümesi vesile-
devri vekayi'ini yazmağa başlamış :ı ve Tarih-i Cevdet'in ilk siyle r288'den sonraki devri (son Tezkire'nin nihayetindeki
kısımlarını tamamladıktan sonra 1 Cumadelula 1271 (6 Şubat tarih 5 Şaban 1312 dir), bazıları pek uzun, bazıları nisbeten
ı 855) de vak'a-nüvisliğe getirilmişti. daha kısa birer tezkire halinde kaleme almıştır ki bunların
Cevdet Efendi ma.:uf Tari/ı'inin te'lifinc devam etmekle yekunu kırka baliğ olur ve hepsi büyük ve pek mühimin bir
beraber bir yandan da k· ndisine tevdi' edil en muhtelif vazife- vekayiname teşkil eder.
lerin ifasına çalışıyor, ;;,ynı zamanda, eline geçirdiği vesikaları Birinci Tezkire'de vak'anüvisler arasında cari usul ile bu
·vazifede buluırnıu eslaf hakkında biraz malumat veriimiş,
. ıınız 111cı.in işte bu ınüsveddelerdi:·. Cçv-det Paşa nın ev-rakı büyük kızı Fat­ mütaakıp dört Tezkire Lütfi Efendi'ye bazı vesikalar gönde-
ma Aliye Hanım'ın terekesinden, İstanbul'da Bayezid'de Hakkakler-çar ısı
diye maruf Sahaflar-çarşısında Kitapçı Nizameddin Aktuç Bey tarafından ,, Lütfi Efendi (Tarih, İstanbul, 1290, cilt I, sahif 7) vak'a-nüvisliğe
satın alınırnşdı. Keyfiyetten haberdar olan Halil Edhem (Sadrıazam Ed- "bin iki yüz sekoen iki evdhirinde nasb" olunduğunu ve "mukuddema ilmi-
hem Pa azade) ve Ressam Ahmed Ziya Beyler karlı bir kış sabahı erken­ yeden el'an rübe-i ula sıııif-ı sanisi ile mühahı" bulunduğunu söylediği gibi
l
den dükkana gelip bu pek mühim evrakın yad ellere geçmemesi ve umu­ ·.1 Cevdet Paşa (Tezkire No. 30) 7 Zilkade 1298) de haiz olduğu Anadolu
mun istifade edebileceği bir müesseseye mal edilmesi için nasıl çırpındıkları kazaskerliği payesinin vezarete tahvil olunduğunu ve müteakiben Haleb ve
mumaileyh Nizammeddin Bey'den mesmu'dur. Adana eyaletlerinin birleştirilmesinden teşekkül eden Haleb vilayeti vali­
3 Cevdet Paşa ı"!leşhur Tarih'inin on ikinci cildini gönderdiği Namık liğine getirildiğini kaydettikten sonra Lı'.'ıtfi Efendi'ye "vak'anüvislik hizmeti
Kemal Bcy'in bu esere 1241 senesinde hitam verilmesine itiraz ederek vaka- dahi uhde-i fazılaneleriııe ihale edilmiş idüğinden artık vekayi'-i Devlet-i aliJıye'nin
yi'i.n hiç olmazsa 1-lısır meselesinin sonuna kadar yürütülmesi icap ettiğine zabt ve tahriri mürettib-i zimmet-i u[ya/arı olup bendeniz otuz kıt'a tezkire ile devr-ü
dair 22 Safer 1302 tarihli mektubuna, ı Rebiyülevvel 1302'de yazdığı ce­ teslim-i mô.liımat vazifesini ifa eylemiş· oldum. Fakat arzeylemiş olduğum malilınatııı
vapta "Eııcümen-i Daniş'in kararı ve anın üzerine sddır olan irade-i seıı/YJ•e-i şeh­ ikmali lazıme-i hdlden olmağla ikmal-i vazife kabilinden olmak üzere piş-gdh-ı haka-
r/yarı mucibince meınuryet-i iicizaııeın Vak' a-i lıayriJıyc'ye kadar olup andan sonrası yık-ı iktinah-ı fazılanelerine diğer bazı tezô.kir takdim etmek n vetinılryim" demiş­
wk' a-niivis Efendi hazreilaiııı, ait olduğundan daha ilerı gidilse vazife haricine çıkılmış •ir. Cevdet Paşa'nın vak'a-nüvisliğe ta'yin tarihi ı Cumadelahire 127ı'dir
olıırdıı" diyor (Mustafa Reşid, Beda)'i' iil-in1a, İstanbul 1302 sahife 149-33. (Tezkire No 6).
Xll TEZA.KİR - İ CEVDFT TEZAKİR-l CEVDET XIII

rildiği bildirilmek için yazılmıştır. Çoğunun mahiyetini tayin edecek lar, eserin bütününe nisbeten pek azdır. 6 Bildiğimize göre birinci
kati karinelerden mahrum bulunduğumuz bu vesika- ların Luifi Tezkire'nin tamamı ile (bu Tezkire'nin Saddetlu Efendim hitabı ve
Tarihi'ndeki muharreratın bir kısmı olmasını pek muhtemel Fi 16 Recep 1288 tarihi müsveddede yoktur. Mezkur tarih,
görüyoruz. Nitekim Cevdet Paşa, Mısır valisi Meh- med Ali Cevdet Paşa'nın Lutfi Efendi'ye ne zamandan itibaren
Paşa'nın sadrıazam Hüsrev Paşa'ya yazdığı iki mektubu vak'a-nüvis tezkire göııdermeğe ba ladığını gösteriyor) kırkıncı Tezkire'de
Lutfi Efendi'ye gönderirken ( Tezkire No. 5), ''Semahatlu Efendim hazretleri" hitabı ve "Ali Paşa münharif'ül-
bunların "Tarih' e dere olunacak letdif-i muharrerattan" olduğunu mizac olup hastalığı kesb-i şiddet etmekte olduğu esnada" ibaresiyle
söylüyor. Lutfi Efendi ise "letdfFi tarihiyyeden olmağla bu mahalle başlayan ve "Bu icrdat-ı maliyyeden ndşi Avrupa halkı dahi Dev­
dere olundu" diyerek 5 Tarih'ine böyle iki mektup sureti alıyor ki, let-i ali;ye' den müteneffir olınuŞ!ur" cümlesine kadar devam eden
Cevdet Paşa'nın yolladığı vesikalar bunlar olsa gerektir. kısım, Tarih-i Osmani Encümeni Mecmuası'nda (sayı : 44-47)
Beş fasiküle ayırmak şartile neşre başladığımız Tezd- de "Dahiliye nazır-ı esbakı Daniş Beyefendi tarafından ihda olunan
kir-i Cevdet'in en mühimleri altıncıdan kırkıncıya kadar 35 tez­ bir defter"den naklen "Cevdet Paşa evrakı" namı altında neşre­
kiredir ve bu tezkireler Tanzimat devrinin bir kısım vekayi'- dilmiştir. Yeni lı1ecmua'da çıkan Kajkasya'ya dair bir liiyıha, Te:!:,-
ini hiç bir eserde mevcut olmayan tafsilat ile açık, tekellüfsüz kire No. n'deki layıhadır ve bu kısımların müsveddeden değil Vak'a-
ve manidar bir ifade kullanarak anlattığı gibi, Abdii\hamid ııüvis Efendiye gönderilmiş metinlerden alındığı muhak­ kaktır.
II. saltanatının bazı hadiselerine ait kayıtları da ihtiva ederler. Lutfi Efendi Tezdkir-i Cevdet'i toplu olarak muhafaza etmemiş,
Osmanlı tarihi'nin bu devreleri hakkında yazılmış ciddi eser­ bunların bir kısmı sağlığında, belki bir kısmı da ölü­ münden sonra
lerin nekadar mahdut olduğu, hatta birçok meselelerin na­ muhtelif ellere geçmiştir. Filvaki' Tarih-i Os- manf Encümeni
sıl karanlıklar içinde bulunduğu düşünülürse, Cevdet Paşa Mecmuası'nda intişar eden metinlerin baş tara­ fındaki kayıttan,
gibi ilim ve ihatası herkesçe maruf bir zat tarafından böyle basılan parçalara esas tekil eden Tezkire'lerin bizzat Lutfi. Efendi
bir devir hakkında verilen malumatın kıymet ve ehemmiyeti tarafından Abdülhamid II. nin kütüphane­ sine takdim kılındığı
kolaylıkla anlaşılır. anlaşılıyor 7•
Müverrih, Tezkire No. 49'da : "Vak' a-nüvis olduğum zamanın Tezdkir-i Cevdet, tarih sahasında çok yazı yazmış bir müel­
vekayi'-i mühimmesiyle bazı vukuat-ı mütiferri' asını icmalen beyan ve lif olan Cevdet Paşa'nın şüphe vok ki en mühim eserlerinden
ijade zımnında zat-ı fezdil-simat-ı semuhilerine otuz dokuz Tezkire biridir. Kasas-ı Enbiya gibi kitaplarını ve aşağıda temas ede­
takdim ettim" mukaddemesini rrıüteakıp "şimdi de tercüme-i hdl-i ceğimiz lvla'ruzat'ını bir tarafa bırakalım. On dokuzuncu as­ rın
dcizanemin beyanına dair bir Tezkire ile tekmil-i erbain etmek isterim" bu en büyük Türk tarihçisine müverrihlik sıfatı, malum olduğu
diyerek son Tezkire'yi kendi t:yografyasına tahsis niyetinde üzere Tarilı-i Cevdet'i te'lif ettiği için verilmiştir. Bu
olduğunu zarifane ifade eder ve tezkire adedinin kırkı aşma­
masına itina ederek kırkıncı Tezkire'nin devamı olan yazıları, 6 Burada Reşid Paşa'nın Islahat fermanı aleyhindeki meşhur layiha­
onun tetimmeleri sayar. Cevdet Paşa'nın büyük kızı Fatma sının, merbut bulunduğu Tezkire ile birlikte Tezakir'de sureti vardır, ve
bunların mükerreren tab' edilmiş olduğu malumdur. Keza, Tezkire No. 4o'da
Aliye Hanım'ın, Cevdet Paşa ve zamanı adlı eseri bu Tezkire'nin Cevdet Pa a'nın muhtelif eserlere yazdığı takrizler bulunduğunu ve bunların
hulasasından başka bir şey değildir. o eserlerle birlikte basıldığını da hatırlatmalıyız.
Hemen herkesi alakadar edecek bahisleri muhtevi bulunan 1 Lı'.ıtfi Efendi'nin kaydı şudur : Cevdet Paşa merhumdan bi'l-vürud taraf-ı

ve bugün defter doluları bir müsvedde halinde duran Tezd- fakiranemde mahfuz olan şayan-ı mütala' a bô.zı resiiil ve mevadd-ı mühimm yi havi
mecmuadır. Zavi' olmamak için Kiitüphane-i hümayun' a takdim kılınmıştır.
kir-i Cevdet'in basılmış kısımları mevcut olmakla beraber bun-
Abd-i kadim-i Hazret-i Padişahı
Vak' a-nüvis
5 Ahmed Lütfi Efendi, Tarih, İstanbul 1302, cilt VI, sahife 42.
Lütfi

j
XIY TEZAKİR - İ CEVDET
TEZA.KİR-1 CEVDET XV
maddeten ve ma'nen azim eser, müellifin yaşamadığı devir­ leri,
yetişmediği devlet adamlarını naklettiği halde kıymetin­ den bir ıçın hazırladığı bu metinlerdeki her bahsin tarihe gcçmiyece­
şey kaybetmez. Tezakir'e gelince, son zam nl rda_ ara sıra istifade ğini, daha doğrusu geçemiyeceğini biliyor, nitekim Tezkire
edildiğini bildiğimiz bu henüz değen nısbetın e tanınmamış eser, No. 6 nın sonlarında "Vek yi'in bir karn geçmedikçe hakkiyle ila-
nı kabil olmaz. Bu Tezkire-i acizinin ekser-i mündericatı halen içinde
Cevdet Paşa'nın bizzat içinde yaşadığı ve bı_r çok hadiselerine
bulunduğumuz bir asrın zatiyyat ve ledünniyyatı olmak hasebiyle bun­
iştirak ettiği bir devrin hikayesidi_:· Müellıf burada anlattıklarını ya
dan bir hayli müddet sonra dahi meydana çıkarılamaz. Fakat tahririne
gözü ile görmüş veya gorenlerden işitmiştir. Binaenaleyh, Tezakir-i
me'mur oldukları seneler vekayi'inin esrarına miftah ve mukaddime
Cevdet'e Tarih-i Cevdet'de_n üs tün bir değer tanımak ve onu her
olmak hasebiyle zat-ı alilerine mahremane keşj:i raz edilmek lazım
eser hakkında gösterılmesı icap eden ihtiyatı elden bırakmamak
gelmişdir. Ceride-i vekayi'in ana göre tertib ve tahriri" diyordu.
şartiyle, Cevdet Paşa'nın kaynak mahiyetinde asıl tarihi telakki
Tezakir-i Cevdet, devrin umumiyet itibariyle siyasi ve iç-
ylemek yanlış olmaz.
timai vekayi'inden başka, padişahların mizacına ve vükela
Cevdet Paşa, Abdülmecid, Abdülazız, Murad V. ve Ab-
ile münasebetlerine, saray kadınlarının hususi hayatlarına
dülhamid II. devirlerini idrak etmiş, Osmanlı tarihinde devir
ve israf ve sefahatlerine, hükümet tarafından bazı icraatın
açan bir şahsiyetin, Mustafa Reşid Paşa'nın mahremiyet d i­
halk üzerindeki tesirlerine ve bu yüzden çıkan karışıklıklara
resine girerek çok mühim meselelerin içyüzünü öğrenmış,
dair pek mühim tafsilat verir. Bazan bir muayede resmini,
Ali Fuad, Rıza, Damad Mehmed Ali, Yusuf Kamil, Müter­
bir fermanın ilanını, bir cenaze alayını, bir padişahın Babı­
ci Rüşdi, Mahmud Nedim, Şirvani-zade Rüşdi, Hüseyin
aliye gelerek vükeladan hesap sormasını öyle canlı ve tabii
Avni ve Midhat Paşalarla bunların emsalini yakından tanımak
bir lisanla anlatır ki, bunları zamanının ifade tarzına uygun
sayesinde devrin siyasi hadiselerine müt allik malu atını_ ge­
cümlelere sindirilmiş olarak okumak bizi on dokuzuncu asrın
nişletmiş bir zat idi. Anadolu ve Rumelı ıslahat hey tlerı de
ortalarına doğru sürükleyip götürür.
bulunarak imparatorluğun idari ve içtimai bünyesını tetkıke
Cevdet Paşa'nın, Tezakir'de kendi devri vekayi'ini şahsı
fırsat bulan valilik ve nazırlık gibi büyük makamlara yükse­
görüşüne göre muhakeme ettiği ve halefini bu görüşe göre
lerek devle;in esrarına nüfuz eden böyle bir kimseden, kendi
hazırladığı muhakkaktır. Müverrihimiz, bağlı bulunduğu devlet
devrine dair hatırat kalmasının Türkiye tarihi için ne büyük
adamiarını, bilhassa, bitaraf görünmek içın bazan hafifce
bir kazanç olduğunu izaha hacet görmüyoruz.
tenkid ettiği Mustafa Reşid Paşa'yı ekseriya haklı, hiç değilse
Tezakir'de b hsi geçen meseleler o devrin vak'a-nüvisi
mazur göstermeğe çalışmış, buı;ıa mukabil, belki sırf hususi
Ahmed Lutfi Efendi'ye düşen bir vazife idi. Gerçi bu zat vazi­
sebepler yüzünden aralarında soğukluk bulunanları bahis
fesini ihmal etmiyerek şimdiye kadar maatteessüf ancak sekiz
İ:nevzu'u ederken acı bir dil kullanmaktan çekinmemiş, bu
cildi çıkan ve mütebakisi resmi ve hususi bazı kütüphanelerd
arada kendini de en salim düşünen ve bir çok meselelerin halli
yazma halinde bulunan bir Tarih bırakmıştır. Fakat sathı
zımnında fikrinden istifade edilen bir şahsiyet olarak ileri sür-
bir mukayese bile vak'anüvislikte halef selef olan bu ıkı zatın
mek fırsatını kaçırmamıştır 8• Aşağ·ı yukarı eski müelliflerin
eserleri hakkında doğru bir fikir vermeğe ve Cevdet Paşa'nın
Lutfi Efendi'den her cihetce nekadar üstün olduğunu göster- " Cevdet Paşa'nın Sadaret ve Meşihat gibi en büyük makamlara yük­
meo-e kafidir. Mamafih şunu da söyliyelim ki, Lıltji Tarihi de selmek için nihayetsiz bir arzu beslediği ve kendisi gibi ilmiyeden geldiği
kendine göre bir kıymet taşımakta ve Tezakir-i Cevd t'te bul n- halde vezir ve bilahere sadrıazam olan Şirvanı-zade Rüşdi Paşa misalinde;,
pek dilgir olduğu muhakkaktır. Onun bu hislerini dolambaçlı bir şekilde
mayan birtakım kayıtlara ancak orada tesadüf edılmektedır. jfade eden şu satırları okuyalım :
Cevdet Paşa Tezkire'lerini aynen neşredilmek üzere kaleme "Sadrıazan ve gerek fakir ikimiz dahi tarik-i ilmiy_yeden geldik. Fakat o mebde' -i
almış değildi. O, Vak'a-nüvis Efendi'ye bir nevi' me'haz temini meratib-i ilmiyye olan müderrislikten def'aten vezir oldu. Devlet'in etvar ve es-
rarını c,ğrenmeden vükel4y-ı devlet sıraszııa geçti. Ben ise ınüntelıa_y-ı meratib-i
ilıniJ,ye nlrzıı kazaskerlik rütbesini ihraz ile Meşihat' t" rızülazinz iken tarıkim

,r
XVI TEZ.A.KlR CEVDET 'l'l<'7.A KtR _ i rvvnvT ......... '(/T"ıı
......, ....ıl

çoğunda göze çarpan bu itiyad bir tarafa bırakılacak hadiselerin tam tasvirini değil ancak silik birer gölgesini ak­
olursa, zekası, ilmi, dirayeti, tecrübesi ve zamanın icap­ settirmesi mukadderdi.
larına göre hareket etmek kabiliyeti sayesinde, birkaç padişah Vak'a-nüvis Efendi'nin, Abdülhamid II. devrinde el sü-
devrinde en yüksek mevkilerde bulunmak ve asla nekbete uğ­ remiyeceği tehlikeli mevzu'ları sükut ile geçiştirmesi mazur görülse
ramamak gibi nadir bir tali'e mazhar olan ve tali'in bu mü- bile, Tezakir'den kimseyi kuşkulandırmadan fayda­ lanabileceği
saadesini şüphesiz biraz da kendi hazırlayan Cevdet Paşa, birçok meselelere layık oldukları değeri verme­ mesi te'vil kabul
bahsedeceği meselenin ruhuna nüfuz etmesini bilir ve onu etmez. Lütfi Efendi, Cevdet Paşa'nın en fazla ehemmiyet atfettiği ve
vuzuh ile, dağıtmadan ve istediği şekilde ifade kudretini gös­ her birine uzun sahifeler tahsis eylediği mesela Bosna ve Kozan
terir bir edib idi. Te::,iikir'in birçok sahifeleri onun, bu herkesce vekayi'inden, Mekke'de Abdülmut­ talib Efendi isyanından ve
malum meziyetini bir kere daha meydana koymaktadır. daha buna benzer hadiselerden ya hiç bahsetmemiş veya onlara
Lütfi Efendi'nin, Tezakir-i Cevdet gibi gayet mühim bir bir kaç satırla işaret edip geç­ miş, 9 bu suretle on dokuzuncu asır
menba'a malik olmak fırsatından ne dereceye kadar istifade Türkiye'sinin bazı mühim meselelerini adeta unutulma tehlikesine
ettiğini araştırmak bu küçük mukaddimede bütün şumulü mfıruz bırakmıştır. Mamafih Lı1ifi Tarihi'nde Teziikir'den hemen
ile tedkik edilemiyecek nisbette geniş bir mevzu' olmakla bera­ aynen alınan parçalar bulunduğunu da söylemeliyiz. Buna
ber, hiç değilse birkaç sözle bu mesele hakkında fikir vermeğe misal olarak,
çalışmak mecburiyetindeyiz. Evvela şunu söylemek lazımdır mezkur Tarih'in yedinci cildinde (s. 99) Reşid Paşa'ya dair. olan
ki, Lütfi Efendi Abdülhamid II. devrinde, Tarih'ini kaleme kısım ve onu takib eden :
alıp neşrederken, Cevdet Paşa'nın verdiği bütün malumatı "Bu devrin ricali güzel ömür geçirdiler. Hoş geçindiler. Pek çok
ortaya dökemez, padişahların ve sultanların içyüzüne, hal'­ irad ve akar edindiler. Haklarını inkar etmiyelim dolab-ı Devlet'i dahi
lere, iclaslara ve daha buna benzer nice meselelere temas bile /5üzelce idare ettiler. Muvazene-i maliyyeyi gô·zettiler. Fakat haricen
edemezdi. Bu itibarla Tarih-i Lı1ifi'nin birçok hususlarda şan ve itibar kazanamayıb politika işlerinde racil kaldılar. Dahilen
Tezakir-i Cevdet' e nazaran daha sathi, daha resmi, tabir caizse, beyn' en-nas irtikab ve irtişa ile medhı1l oldular. ::(,at-ı şahane anlardan
usandı" satırları kelime değiştirmeksizin Tezkire No. 6 dan
tahvil buyruldu. Henüz vitkeiciy-ı devieı idadına ddfıii oiuu.uıuş ikı:n t.)ft.U-ı, ,. l _ _ . , . .,-
A1 • ,ı. ,....,...,

aıııııııı ur ve 1 ezaı;;ır ııe Lugı 1 arıııı-nın tam bır mukayesesi


,., -Y I"" •• • • • ,

devlet'e vukuf kesb etmiş idim.• 7Vfehmud Paşa makam-ı Sadaret-i tesmim etti.
Devlet'in vaz'ını bozdu. Tavrını değiştirdi. Ben tecribem hasebiyle bu makama neticesinde bu tipte başka misaller de bulunabilir.
rağbet göstermedim. O ise tecribesizliği hasebiyle ızhar-ı hırs-u hahi.ş ederek Bu vesile ile Lütfi Efendi'nin, Cevdet Paşa hakkında ba­
kendisini bu gaileye uğrattı. Şimdi azli emmareleri zuhur etti... Ana kiın halef zen de pek müsait olmıyan bir lisan kullandığını kaydetmeden
olacak bilmem. İhtimal ki daha fenası gelir ve en ziyade ürkdügüm ş y bar-ı geçmiyelim. Filvaki' Tarih'ini selefinin telkin etmek istediği
giran-ı Sadaret'in bana tahmil olunması mutala' sıdır"
fikirlerı hazan pek uymayacak şekilde kaleme alan Vak'a-nüvis
Cevdet Paşa'nın Şirvani-zade Rüşdi Paşa'ya bildirilmek üzere onun
Efendi, onun Filibe'ye memuriyetinden bahsederken "Cel!det
bir adamına söyledikleri Tezkire N. 4o'ın başka bir yerinde "tahsil Sadaret'e
hiihişğer" olmadığını söyleyen Cevdet Paşa, Abdülhamid IT. ye takdim Paşa hazretleri bin lira harcırahından başka müteuahil maaşlarını da
ettiği Ma'ruzat'ta da (beşinci cüzdan, Belediye kütüphanesi, Cevdet Paşa evrakı) sekiz yüz lira olarak becerdi" ıo demekle selefine karşı hürmet­
Ali Paşa'nın vefatında Sadaret namzedlerinden birinin kendisi olduğunu karane diyemiyeceğimiz bir duygu beslediğini gösterir.
iddia etmiş ve ihtimal Sultan Hamid'e Sadaret babında şahsını hatırlatmak
istemiştir. Ma'ruzat'ın bu hususdaki ifadesi şudur: " Lütfi Efendi, Tarih, basılmamış kısım, İstanbul Arkeoloji Müzesi
"1288 Cumadelahiresinde Alı Paşa fevt oldu. Sadaret üç kişi ydni Bahriye Na­ kütüphanesi No. 1343, cilt X, varak 64-b. Lütfi Tarihi'nin basılmamış kısım­
zırı Mahmud Nedim Paşa bu kulları ve Şirvanı-zade Rüşdi Paşa beyninde dô.ir ola­ larının ancak bu kütüphanedeki nüshasını görebildiğimizi kaydetmeliyim.
rak iki ü: gün makam-ı Sadaret halı kaldı. Nihayet mah-ı merkumun yirmi ikind 10 Lütfi Efendi, Tarih, basılmamış kısım, aynı kütüphane, defter No.
günü Mahmud Nedim Paşa sadr-ı azam n/du." 1347, varak 43-a.

,,,
XVIII TEZAKİR - İ CEVDET TEZAKİR - İ CEVDET XIX

Cevdet Paşa'nın dikkate şayan eserlerinden biri de malum tetkik mevzuu olan bu meseleye girişmeden ve üslup ve meal
olduğu gibi Ma'ruzat'tır 11 • Tezakir ile hemen hemen aynı farklarını görmek ve umumi bir fikir edinmek üzere Tezakir' de
mevzu'da oldukları için, ikisi bir zannedilecek kadar biribirine ve ]ı.fa'ruzat'ta tafsil edilen vak'alardan bir iki örnek almayı
karıştırılan bu iki eserin de yekdiğeri ile münasebetini tayin faydalı buluyoruz.
etmek lazımdır. Şimdiye kadar verdiğimiz izahattan Tezı1- Bu küçük tedkikimizi takib eben sahifelerde, mukayeseyi
kir-i Cevdet'in adeta Cevdet Paşa hatıratı veya tabir caizse bir kolaylaştırmak için karşılıklı ikişer sütün olarak arz ettiğimiz
nevi' vak'a-nüvis ceridesi olduğu anlaşılmıştır. Ma'ruzat ise, misa,ller okunduktan sonra Tezıikir ile Ma'ruzat arasındaki mü­
babası ve amcası devrindeki vekayi' hakkında doğru malu- nasebetin derece ve mahiyeti daha iyi anlaşılacaktır. Mamafih
mat sahibi olmak isteyen Abdülhamid II.'nin emri ile Cevdet şurasını bir kere daha söyliyelim ki, mezkur iki eser arasında
Paşa tarafından yazılmış bir tarihtir ve Tezakir'deki bahisleri bulunan farklar daima bu misallerde görüldüğü şekil ve nisbettc
kısmen ihtisar ve kısmen tevsi' suretiyle kaleme alınan bu ta­ değildir. Bazan, birinde hiç temas edilmeyen bir mesele hak­
rihe, Padişah'a takdim edilmiş bir metin olduğu için müel- kında, diğerinde uzun tafsilat verildiğinden her ikisinin de ayrı
lifi tarafından Ma'ruzat adı verilmiştir. Beş defter (Cevdet Paşa ayrı kıymetleri bulunduğu muhakkaktır 13•
bunlara cüzdan diyor) den mürekkep olan Ma'ruzat, tahttan Ayrıca dikkati çeken bir nokta da Afa'ruzat'ta Sultan Ab-
indirilişine kadar Abdülhamid II. nin nezdinde kalmış, hal'i dülhamid'in mizacına uygun bir lisan kullanılması ve onu kuş­
müteakıp Yıldız evrakı arasında ele geçmiştir. Ma'ruzat'ın kulandırmaktan ihtiraz gösterilmiş olmasıdır. Cevdet Paşa ya-
birinci ve beşinci defterlerinin ortadan kaybolduğu, ikinci kından tanıdığı bu evhamlı padişahın, şahıslar ve meseleler hak-
üçüncü defterlerin ise Ahmed Refik Bey merhum tarafından kında. beslediği sabit kanaatleri muhakkak gözönünde tutmuş,
neşredildiği herkesce malumdur. Cevdet Paşa evrakı içinde sözünü ona göre idare etmiştir. Bu hususiyet eserin bazı kısım­
beşinci defterin müsveddesi zuhur ettiğine göre şimdiki halde bu larını, mesela Abdülaziz'in hal'ine ve Murad V.in cülusuna dair
eserin yalnız birinci kısmından mahrum bulunuruz 12• satırların mukayese neticesinde derhal meydana çıkıyor.
Anlaşıldığına göre Cevdet Paşa, Tezal:ir ile Ma'ruzat'ı aynı Velhasıl, Tezakir-i Cevdet 14 ile, ziya'a uğrayan birinci kıs-
notlardan çıkarmış ve Tezakir'in bir kısmı, şüphesiz daha eski ıa Maruzat'ın en mühim ve uzun bahisleri Bosna ve Kozan meseleleri-
tarihli olanlari, ;.ıfu' tu-<,at'irr ihtimal mchazıuı teşkil eylemiş dir. Tez;llkir'de <le bunlardan birincisinin :20-26, ikiucisi:iÜn 2 7-39 r-1uü1.roh..l-
tir. Tezakir ile Ma'ruzat arasındaki münasebeti daha iyi an Tezkire'ler muhtevasını teşkil ettiği düşünülürse iki eser arasındaki benzer­
lamak bu iki eseri mukayese etmekle mümkün olabilir. Aynı lik daha iyi anlaşılır.
14 Cevdet Paşa'nın ta'lik 'kırması el yazısı ile yazılı olan Tezdkir müs-
eserin Luifi Tarihi ile karşılaştırılması gibi başlı başına bir
veddelerinde müellif tarafından bazı kelimeler hatta cümleler çizilmiş, ha­
zan satır aralarına, hazan sahife kenarlarına yenileri yazılmış bir hayli çı­
11 Ma'ru at'ın ikinci cüzdanı (defter) ilk defa olarak Ahmet Refik
kıntılar yapılmışdır. Gerek bunları gerek nadiren tesadüf edilen zuhı'.ılleri
Bey Merhum tarafından ikdam Gazetesi'nde "Tarih Sahijeleri" başlığı al­
işaret suretiyle metnin bütün hasusiyetlerini belirtmek mümkündü. Bu
tında ve kısa bir mukaddeme ile tefrika edilmişti (İkdam, 10-18 Kanunu-
usul, neşrettiğimiz metnin okunuşunu zorlaştırmak ve sahifelerin birçok
sani 1921). Aynı zat, bu eseri evvela üçüncü, sonra dördüncü, nihayet ikinci
haşiyelerle dolmasına sebebiyet vermekten başka pek de ameli bir faide te-
cüzdanlar gelmek üzere Türk Tarih Encümeni Mecmuası'nda neşretmiştir
min etmediğinden, bu kabil şeyler ancak en lüzumlu sandığımız yerlerde
(bk. Türk Ta.rih Encümeni Mecmuası, fihrist).
gösterilmekle iktifa edilmişdir.
12 Ma'ruzat'ın beşincinin müsveddesi için Bk. : İstanbul Belediye kütüp­
Tezô.kir-i Cevdet'in herkes tarafından kolay okunması için onu alıştı­
hanesi Cevdet Paşa evrakı. Bu eserin matbu kısımlarını vaktiyle aslından Sayın
ğımız bir şekilde, yani Türk alfebesinde bulunmayan harfleri işaretlemeden
Osman Ferid Sağlam Bey de istinsah etmişti. Kendilerinde bulunan müstensah
nakletmeği daha muvafık bulduk. Eski metinleri tam manasiyle doğru oku­
nüsha, matbu'u ile karşılaştırılınca, Ahmed Refik Bey neşrinde bazı kelime
tacak kat'ı bir imla sisteminden henüz mahrum bulunduğumuz için Te-
ve cümlelerin atlanmış olduğu ve ikinci cüzdanın sonundan 29 sahife kadar
zô.kir'in transkripsiyonunda bic takım aksaklıklar husule geleceği tabii idi.Bina-
tutan bir kısmın da tamamen ihmal edilmiş bulunduğu meydana çıkıyor.
enaleyh aynı kelime veya terkiblerin muhtelif yerlerde birbirinden farklı
ekillerle nakledilmesi gibi zuhulleri özür dileyerek kaydediyoruz.
XX TEZA.KİR - CEVDET

mının muhtevasını bu eser sayesinde bir dereceye kadar telafi


edebileceğimiz Ma'ruzat'ı Cevdet Paşa'nın hatıratı olarak yek­
diğerini tamamlayıcı metinler add'etmek zaruridir. Türkiye
Tarihinin, Tanzimat'tan başlayıp Abdülhamid II. devri or- TEZAKiR İLE MA'RUZAT'TAN BAZI PARÇALARIN
talarına kadar gelen kısmı üzerinde çalışacak olanlar Tezô.- kir- MUKAYESESİ
i Cevdet ile Ma'ruzat'ı aynı zamanda tedkik etmelidirler. I
M. CAVİD BAYSUN METTERNICH'İN TÜRK1YE'YE DAİR SÖZLERİ ÜZERİNE
DÜŞÜNCELER

Tezkire, No. 13 'den: .Nliiruzat, Cüzdan 2'den ı:


Viyana sefaret müsteşen bu­ 72 senesinde vaki' musalaha
lunup akd-i musalaha esnasında maslahat- esnasında bir aralık Viyana mas­ lahat-
güzar olan İhsan Bey ol aralık güzarı olan İhsan Bey Avus·· turya
çiftliğinde mukim olan meş­ hur Başvekili meşhur Metternich ile
Prince Metternich ile görüş­ tükte görüştükte Metternich "Ben Dev- let-i
Metternich "Ben Devlet-i aliy- ye'nin al{yye'nirı dostu ve hayr-hrıhryım ve
sahihen dostu ve hayr-hahıyım ve bunu bazı hususa/ta isbat eylemişim­ dir.
bunu bazı lwsusatta isbat dahi et­ miş Musa/aha güzel suret kesb etti. Devlet-i
idim. ivfusalaha güzel suret kesb etti. alfrye' ce terakki için bunun gi- bi bir
Devlet-i aliyye' ce terakki ıçın fırsat olamaz. Bu müsaadeli eyyamı iki
bunun gibi bir vakt-i fırsat olamaz. sene kadar tahmin ederim. Bu müddet
Amma aksine hareket olunduğu takdirde zarfında esbab-ı terakkfye teşebbüs
dahi bunun gibi fena vakit olmaz. olunmaz ise jir,mt fevt olur" demiş idi..
Bu müsaadeli e_)lyamı iki sene kadar Metternich'in sözleri güzel na-
tahmin ederim. Bu müddet zarfında sihat ve muvafık-, . hal-u maslahat
esbab ? tertJkk{ye teşehhüs olunmaz ise idi. Andan sonra Cenab-ı Hak bize
jirsat .fevt olur" demiş olduğu mir-i hayli fırsat verdi. Lakin istifade
mumaileyhin lisanından işidilmiştir. edemedik. Musalahadan beş altı
Metternich'in sözü muvafık-ı hal- sene mürurundan sonra Babıali ile
ü maslahat idi ve andan sonra Cenab-ı Şeyhülislam arasında öyle bihude mü-
Hak bize pek çok seneler fırsat verdi. nakaşalar cereyan ediyordu. Umur-ı
Ne çare ki biz adam olup da mülkiyyeye hiç bakılamıyor ve ıs­
istifade edemedik ve belki ol vakit lahat-ı lazımeye itina olunamıyor
bütün bütün fenalığa yüz tuttuk. idi.
Mukaddema Reşid Paşa damad Rusyalu ise Kırım muharebt:­
paşalarla uğraşırken mu'ah­ haren sinde noksanlarını görüp andan
kendisinin yetiştirmiş olduğu sonra umur-ı nafiaya hasr-ı nazar
Alı ve Fuad Paşalar andan ayrılıp ederek imar-ı ,bilad ile meşgul idi.
Reşid Paşa öteden beri İngiliz po­
litikasına mail iken anlar Fransız
I Maruziit'ın bu basılmamış kısmı Sayw
politikasını iltizam eylediler ve iki Osman Ferid Sağlam Bey'in lütufkar m\isaadclc,.
ıaraf dahi yekdigere galebe için her riyle kendi nüshalarından alınmıştır.
türlü vesaile teşebbüs ederek , bir
XXII TEZAKİR - İ CEVDET TEZAKiR - İ CEVDET XXIll

biriyle uğraşmağa başladılar ve ha­ Elhasıl bu muharebe Rusyalu'ya her süfün-i hümayun donanıp toplar Jir mi oldu" deyu sormuş Şeyhülis­
zinenin bir para borc etmesine razı badi-i intibah ve basiret ve bize de atılmağa başlayıcak artık iş işten geç­ lam cahil Avni Paşa da bu misillu
olmıyan Sultan Abdülmecid Han sebeb-i müsamaha ve gaflet olmuş­ miş olduğunu anlamışlar ve Sultan mesailden gafil olmakla birdenbire
hazretlerinin vücuduna za'f ve fütur tur. Abdülaziz Han ile daire-i mahsusası meclise durgunluk gelmiş... Lakin
geldiği gibi muttasıf olduğu ahlak-, halkı leb-beste-i hayret olup kal- Rüşdi Paşa'nın maharet-i nutkıy­
haserıesine dahi za'f gelerek sec­ mışlar. Biz ol vakit Beylerbeyi'nde yesiyle mübahaseye meydan veril-
cadenin dört ucunu salıverdi ve müste'ciren bir yalıda ikamet et- meyip gürültüye getirilerek hemen
havass-ı vükelasının . böyle yekdi­ mekte idik. O tarafa bir haber ve- cümleten bi'at edivermişler. Sa­
ğeriyle uğraşmasından usanıp her ren olmadı. Top sadaları ziyade­ ray-ı hümayun hab-ı gaflete dal­
işi tabiatine bıraktı ve hazinelerin leşmekle yalıda uyanık bulunanlar mağla bu vukuattan birisinin haberi
bir suret-i fevk'al-ade de tezayüd-i merak edip bizi uyandırdılar. "Bir- olmayıp ortalık ağırmağa başlayınca
düyununu hiç kayd etmez oldu. çok toplar at1l1yor" dediler. "lhti- Saray-i hümayunun mahsur ol-
Elhasıl en ziyade istifade olunacak miil ki bir taraftan bir beylik gemi gel-
duğunu ve Murad Efendi'nin dai­
eyyam-ı fırs,tta bir garib girive-i miştir" dedim... Karşı tarafta len­ ger-
resinden alınıp götürüldüğünü öğ­
gaflet ve dalalete gidildi. Bu haller- endaz olan süfün-i hümayunun hep renmekle beraber süfün-i humayun
den dolayı eshab-ı dikkate hayret donanmış oldukları halde mü­ temadiyen donanıp toplar atılmağa başlayınca
elverdi. Bazı ashab-ı ibret dahi : top atmakta oldukları görülünce fevk'al- iş işten geçmiş olduğunu anlamış­
.,..ı.,;. ....ı_,.;. Jı.,;ı ı; ade bir hadiseye alamet olduğu lar ve Sultan Abdülaziz Han haz-
l:-- ı.,;ı ., .; JJ\:-- l,.._ anlaşıldı. Beylerbeyi Saray-i
retleriyle daire-i mahsusası halkı leb-
beytini hasbihal olarak okurdu. hümayununa adam gönder- dim. Gerek
beste-i hayret olup kalmışlar. Kulları
Bu bahsi yazarken hame-i hakikat- bekçilerden ve gerek sandalcılardan o zaman Beylerbeyi tara­ fında
cuye dahi fütur geldi ve burada sordurdum. Bir doğ­ ru haber müste'cir olduğum bir yalıda idim. O
bu tezkiremize hitarri verildi efendim. alamadım. Fakat Efendi­ lerin tarafta hadiseden kimes- nenin
18 Haziran sene 94 kayıkları karşı tarafa geçiril­ miş haberi yok idi... "Birçok toplar
olduğu tahkik edildi ve Sultan Abdülaziz atılıyor. Aceba nedir" deyu ha- ber
I·Ian hazretlerinin ve­ fatına dair bir
verenlere "lhtinıiil ki bir tarqf tan
II söz işidildi. Hemen kayık hazırlatıp bir beylik gemi gelmiştir. Yahud bir
karşı tarafa azimet hükümdarınyevm-i mahsu;udur" dedim ...
St!L1'.\!'J :\E:8İ:L;\.Z!Z'1::-; I-iAL lNE v-E SULTAN lviURAJYii\ d.tiın. Dolınabağl.<e ::ıafayına la­
Karşı tarafta lengerendaz olan beylik­
CÜLÜSUNA DAİR karrübümüzde Murad Efendi'nin
ler hep donanmış oldukları halde
saltanat kayığı. . . aşağıdan yukarıya mütemadiyen top atmakta olduk-
Tezkire No. 4o'dan: 11Iaruzat, Cüz.dan 5'den: doğru gelip geçerek saltanat kapı­ ları görülünce fevk'alade bir hadi­
Erkenden Namık Paşa ve Şe­ sına yanaştı. Biz de vezir dairesi seye alamet olduğu anlaşıldı. Beyler­
Erkenden Namık Paşa ve Şe­
rif Abdülmuttalib Efendi gibi bazı rif Abdülmuttalib Efendi gibi bazı beyi Saray-ı hümayununa adam gön
zevat dahi Bab-ı ser-askeri'ye da- zevat dahi Bab-ı ser-askeri'ye davet 1
• Cevdet Paşa müsveddenin bu derdim. Gerek bekçilerden gerek
vet olunmuş ve İstanbul'da keyfi­ olunmuş ve İstanbul'da keyfiyet şayı' mahallinde evvela: sandalcılardan sordurdum. Bir doğru
yet şayi' olarak herkes Bab-ı ser­ olarak resm-i bi'atin icrası için pek "lcmalen vak' ayı bıyana ibtidar ile Sen haber alamadım. Fakat Efendilerin
askeri'ye gidip icray-i resm-i bi'- çok kimseler Bab-ı ser-askeri'ye !'
olsan ne yapardın dedi _,:,• <Si J\s:'..;ı ,:,• kayıkları karşı tarafa geçirilmiş ol­
atc başlanmış. Saray-ı hümayun hal­ gitmişler. Hal'-i Sultan için şer'an ;..r-<Si J'C .:,_ı dedim. Öyle ise size haber duğu tahkik edildi ve Sultan Abdü­
kı hab-ı gaflete dalmakla bu vu­ birinci derecede aranılacak sebeb­ vermediğimize isabet etmişiz dedi. isabet laziz Han hazretlerinin vefatına
kuattan birisinin haberi olmayıp ler · cünün ve küfür olmağla Ab­ isabet dedim. Biz bu vechile muhaverede dair bir söz işidildi. Lakin Babıali'den
ortalık ağırmağa başlayıcak Saray-ı dülmuttalib Efendi Bab-ı ser-as- iken,, yazmış, sonra üzerlerini cizerek etrafa haber gönderilmemesi badi-i
hümayun'un abluka olanduğunu ve keri'deki cem'iyete dahil olup da yerine, metinde görüldüğü gibi "lc- hayret oldu. Beylerbeyi sarayı sandal-
urad Efendi'nin dairesinden gö- keyfiyet kendisine ifade olundukta malen va'kayı hikô.ye eder iken" bare- cılarından bir aylakçı celb ile kayı­
türüldüğünü görüp öğrenmekle hera- "Sultan Abdülaziz mecıııın mu oldu kô.- sine koymuştur. ğı indirdiler. Binip karşı tarafa azi-
xxrv TEZAKİR - i CEVDET TEZAKİR-İ CEVDET XXY

iskelesine çıktık. İçeri gırıp vezir met eyledim. Dolmabağçe sarayına rüp okudum. Fevk'al-ade müte'es- bulunmayanlar hep bir alay olarak
odasına girdim. Şu hale nazaran takarrübümüzde saltanat kayığı aşa­ sir oldum. Lakin suretlerini alama- yukarı sofaya çıkarıldık. Saf olup dur­
Sultan Abdülaziz'in füc'eten ve- ğıdan yukarıya doğru gelip geçerek dım. Scnra bu tezkireler hülasa duk. Murad Efendi dahi gelip ayak
fat eylemiş olmasına zahib oldum saltanat kapısına yanaştı. İçinde edilerek bir tezkire şeklinde gazete­ üstünde huzzara iltifat eylediği sırada
ise de Padişah-i cedid ber-mu'tad Murad Efendi olduğunu sandalcı lere verilerek ilan olunmuş idi. Lakin yorgun!uğuna ve rahatsızlığına dair
Topkapı sarayına gidip de icray-i haber vermekle beraber kürekleri asıl kuvvetleri ba'z-ı mertebe zayı' bir iki söz söylemek istedi. Tamam
resm-i bi'at olunacağı evanda aşa­ bırakıp büka etmeğe başladı. Hemen olmuş idi. Bunun üzerine Sultan Ab­ edemedi. Vücudundan ziyade başının
ğıdan yukarıya kayık ile gelişine vezir dairesi iskelesine yanaşıp çık­ dülaziz Han hazretleri evlad ve iyali yorgun olduğu nasiye-i halinden an-
bir ma'na veremedim. Derhal Ke- tım. Saray-i hümayunu pek ıssız ile Çırağan saray-i hümayununun laşılıyordu. Bir münkesif güneşe ben­
mal Paşa vezir odasına geldi. Andan bir halde gördüm ve hemen vezir üst tarafında karakola muttasıl olan ziyordu. Andan sonra kendisini gör-
sordum. Bab-ı ser-askeride al'es- odasına gittim ki kimse yok idi. daireye nakl olundu. Garibdir ki mek kullarına nasib olmadı. Çend­ i-
sabah bi'at olundu unu haber verdi. Şu ahvale nazaran Sultan Abdül­ Sultan Abdülaziz Han hazretleri uz sonra Sultan Abdülaziz Han
"Ya cenaze alayı nasıl olacak" dedim. aziz'in füc'aten vefat eylemiş ol­ bu daireyi Sultan Murad için yap- hazretlerinin vefatı akabında Mu­
"Nasıl cenaze alqyı. Sultan Abdülaziz duğuna zahib oldum ise de hale­ tırmış idi ki sair dairelere nisbetle rad Efendi'nin bütün bütün şuuru­
hal' olundu" dedi ve icmalen vak'avı finin ber-mu'tad Topkapı sarayına <livarları ziyade mürtefi' ve kal'a na halel geldi. Vükela burasını
beyan ederken Avni Paşa geldi. gidip de icray-i resm-i bi'at oluna- gibi muhkem idi. Meğer kendisine ketm-ü ihfaya sa'yede dursun Sul-
Geçti üst tarafımızdaki kanepeye cağı evanda aşağıdan yukarı bir mahbes yaptırmış "::;.. -jıJ.. JA.,.. 0-- tan Abdülaziz Han hazretlerinin
oturdu. Gayet münbasit ve müb- kayık ile gelişine bir ma'na vereme­ ,,; i!_ .... Sultan Abdülaziz pek ziyade vefatı hadise-i elimesi kulub-ı enama
tehic idi. Ana doğru bakıp "Çok dim. Müteakiben merhum Kemal müte'essir olarak ölümünü temenni öyle te'sir etti ki aleyhinde bulunan-
maharet. Çok cesaret" dedim. - Kalktı Paşa vezir odasına geldi. Andan etmeğe başlamış... Cumadelulanın lar bile dil-hun oldu. Efkar-ı umu­
yanıma geldi ve hemen icmalen sordum. Erkenden Bab-ı ser-askeri'- onikinci günü sabahleyin sanki mu'- miyye def'aten aksine münkalib ola-
vak'ayı hikaye eder iken Bab-ı ser- de bi'at olunduğunu haber ve di. tadı üzere sakalını düzeltmek üzere rak vak'aya sebeb olanlara sebb ec'er
askeriden avdet eden vükela ve "Ya cenaze alayı nası.l olacak" dedim. odasında tenha kalmış olduğu hal­ oldular. İşte o sırada Cennet-mekan
me'murin-i saire geldi. Bizim gibi "'Nasıl cenaze alayı. Sultan Abdülaziz de bir küçük mikras ile kollarındaki Sultan Abdülmecid Han hazretleri-
Bab-ı ser-askeri bi'atinde bulun- hal' olundu" dedi ve icmalen vak'ayı damarları [kesip] kanını akıtarak nin... yevm-i vefatında nur-ı çeşmi
mıyanlar çoğaldı. Birtakım olarak beyan ederken Hüseyin Avni Paşa kendisini itlaf ile bu azab-i elimden Abdulhamid Efendi (hala erike-piray-i
Padişah-ı nev - cah hazretlerinin geldi. Geçip üst tarafımızdaki ka­ kurtarmış deyu ilan olundu... İşte Saltanat ve Hilafet olan veli- ni'-
huzuruna çıkıp icray-i resm-i bi'at nepeye oturdu. Gayet münbasit ekser-i nasın kavl-ü ıtikadı bu idi. met-i bi-minnetimiz Sultan Abdül-
yledik. Kcndisiiıi ha.yTci: ,ıc ınc cı­ ve müb1ehic ıoı. na aenu Bab-ı ser- i..itkin mikras ile sol kolunun cia- harrıi<l Han-ı sani Efendiıuiz) haz.­
ret arasında bir halet istila etmiş askeri'den avdet eyleyen diğer vükela marını kesdikten sonra ol mecruh retlerini celb ile dua edip de sair
olduğu nasıye-i halinden ru- nüma ve me'murin ile beraber Rüşdi Paşa eliyle sağ kolunun damarlarını dahi şehzadegi\nı görmemiş olması me­
oluyordu. Vakı'a uykusuzluktan ve gelip yanımdan geçer­ ken "Niçin kesmesi inanılmaz bir keyfiyet ol­ ğer ayn-ı keramet imiş. Devlet-in
yorgunluktan vücudca rahatsız ol­ Bab-ı ser-askeri'ye gelme- din" dedi. duğundan ba'z-ı nas Sultan Abdül­ ahval-i atiyyesine işaret imiş söz­
maları tabi'i ise de başı daha ziyade "Oradaki cem'iyyetten ha- berim yok aziz'in cebren ve gadren kati olun- leri baz-ı zevat arasında mahre-
yorgun idi. Yevm-i hal'de Sultan idi" dedim. "Bu kadar to/J- lar atıldı. muş idüğine zahib olmuş idi. Halbuki mane söylenir oldu. Hatta "Hain-
Abdülaziz Han hazretleri evlad ve İşitmedin mi" dedi. "Eı·et işit:im ve tofı Validesi ve evlad-u iyal ve cevarisi lere la'llet ve Abdülhamid E/endi'nin ömrü-
iyali ile Topkapı sarayına nakl olun­ sesine seğirdiµ geldi.{!,imde avdet vuku' hep onunla beraber Fer'iye dai- ne bereket" sözleri bile işidildi ve
muşlar idi. Orada pek ziyade sı­ bulmuş idi. Keyfiyeti bu­ rada Kemal resinde bulundukları halde anların bey'en-nas Abdülhamid namı medh-ü
kıldıklarından mütevaliyen Sultan Paşa'dan öğrendim" dedim. Kulları gibi yanında idamı kabil olamıyacağı sena ile yad edilir oldu.
Murad Han hazretlerine iki kıt'a Bab-ı ser-askeri bi'atin- de cihetle ba'z-ı nas dahi bu iki müşkil
tezkire yazıp pek müessir bir lisan bulunmıyanlar çoğaldı. "O b!'- atte arasında mütehayyir ve mmered­
ile ana taht-ı saltanatı tebrik eylemiş bulunmayanlar bu;ada bi'at eyle- did idiler. Lakin vükeley-i hazıraya
ve hem de bir vus'atli mahalle vecek" deyu cümlemizin tevakkufu karşı kimesne bu babda şübhe ve
naklini istirham etmiş idi. Bu tez­ emr olundu.... Nihayet öğleden son­ tereddüd gösteremeyip herkes Sul-
kireleri Mabeyn-i hümayun'da gö- ra idi ki Bab-ı seraskeri bi'atinde tan _\bdülaziz'in kendisini ıdam

,-$'
XXVI TEZAKİR-İ CEVDET

eylemi olduğundan bahs ederdi.


Doksan sekiz senesi evasıtına kadar
hal böyle mübhem ve müştebilı
surette kalmıştır. Sultan Murad
Han hazretleri sofrada iken kurena-
sından biri bu hadise-i feci'ayı
kendisine hikaye ettikte yevm-i hal'
ve cülusun te'sir-i dehşetiyle duçar-ı
za'f-ı fütur olan şuuruna birden­
bire halel gelmiştir.

TEZAKİR-i CEVDET

'i
,
1 .
'
1

'
h
TEZKİRE N. 1

Mersum-i ceride-i vuku'at ve ma'lum-i dakika-sencan-ı rivayat


olduğu üzere ötedenberi vak'a-nüvislerin vekayi' cerideleri selef-
den halefe devr oluna gelmiş iken vak'a-nüvis Es'ad Efendi'nin
vefatında bu ka'ide icra olunmayıp ana halef olan Reca'i Efendi
ile halefi Nail Bey dahi bir şey yazmamış olduklarından taraf-ı
senaveriye eslaftan bir varaka bile devr-ü teslim olunamamış
ve Es'ad Efendi'nin müsveddatı haylice araştırılıp bulunamamış
idi. Muahharen şurada burada kalıp da ele geçirilmiş olan ev­
rak-ı perişan içinde bin iki yüz kırk iki tarihinden kırk altı ta­
rihine kadar beş senelik zabt-ı vekayi' cerideleri bulundu ve bu
kerre sırasiyle tertib edilerek suy-i hakayık-cuy-i saadetlerine
irsal olundu. Çünki bin iki yüz otuz beş senesi eva'ilinde vak'a­
nüvis olan Şani-zade selefi Asım Efendi'nin zamanı vuku'atını
tahrir ve tebyiz ile meşgul olarak kendi zamanı vekayi'nin
ekserini cem'-ü tertibe muvaffak olamadığından kırk bir tari­
hinde azl ile yerine Es'ad Efendi nasb olundukta otuz yedi senesi
muharreminden kırk bir senesine kadar olan zabt-namesiyle evıak-
ı müteferri"asını Es'ad Erendi'ye devr-ü teslim eylemiş ol­ duğuna
mebni Es'ad Efendi dahi otuz yedi senesi muharremin- den bed'
ile mücelled-i evvel olmak üzt'.re üç kıt'a olarak bir tarih yazdıktan
sonra mücelled-i sanı olmak üzere kırk bir senesinden bed' ile
zabt-ı vekayi'e ibtidar etmiştir ve Üss-i zafer namiyle Vak' a-i
Hayriyye'ye dair te'lif eylediği tarihden başka olarak kırk bir
senesi vekayi'ini havi bir kıt'a tarihçesi dahi meydana çık­ mıştır
ki zikr olunan mücelled-i sininin birinci kıt'ası olup bu kerre irsal
olunan müsveddat-ı salifet üz-zikr dahi anın zeyl ve tekmilesidir.
Zat-ı fezail-simat-i saadetleri ise kırk bir tarihin­ den bed' ile
cem' ve te'lif-i tarihe mübaşeret buyurmuş olduk­ larından altı
senelik me'haz-i resmi mevcud demek olur. Şimdiye kadar canib-i
saadet-calib-i valalarına bir varaka devr edeme­ diğim gibi
zaman-! me'muriyyet-i acizaneme dair bazı ma'lumat
dahi veremediğimin esbab-ı mani'ası nezd-i hakayık -vefd-i ali-
4 TEZAKİR-İ CEVDET TEZ.AKİR-İ CEVDET 5

!erinde ma'lüm olduğundan itizara hacet göremem. Bu kerre himmet buyuru!mak babında emr-ü irade efendim hazretleri-
ihtilas olunan bir vakt-i ferag-ı müsamere mesag-ı fursatta birinci nindir. Fi 5 zilhicce sene 1291-
defa olarak bu nemikanın takdimiyle evrak-ı mezkürenin devr­
TEZKİRE N. 5
ü teslimine mübaderet eyledim. Bundan sonra dahi saht-girı-i
zamaneden tahlis-i giribana zafer buldukça bazı tezakir ile za­ Cülf.ıs-ı Abdülmecid Hanide Hüsrev Paşa'nın hod be-hod
man-ı acızı vuku'atına dair ma'lı'.'ımat itası musammemdir. Baki makam-ı Sadaret'e geçmesi üzerine Mısır valisi Mehmed Ali Paşa
lütf-u irade efendimindir. tarafından kendisine gönderilmiş olan iki kıt'a mektup tarihe dere
olunacak letaif-i muharrerattan olmağla birer sureti leffen piş­
TEZKİRE N. 2 gah-ı maarif-dest-gah-ı fazılanelerine takdim olund u.1 Her halde
emr-ü irade efendim hazretlerinindir.
Ma'lı'.'ım-ı saadetleri buyurulduğu üzere muhlis-i mütehassıs­ Selh·i zilhicce sene 1291-
ları mütenevvi' me'muriyetler ile diyar be-diyar geşt-ü güzar
ide gelip İstanbul'da bulunduğum vakt-i hazar ve asayişte dahi kira- TEZKİRE N. 6
haneden kira-h:meye nakl ile al'ed-dcvam göçebelik halinde
Mukaddema birinci defa olarak suy-ı hakıkat-cuy-i saadet-
bulunduğum cihetle ahval ve efkarım gibi evrak ve asarım dahi
lerine gönderilmiş olan tezkire-i sena-veride va'd olunduğu vec­
perakende ve perişan olarak sanduklarla dolaşmakta olduğundan
hile taraf-ı fazılanelerine devr-ü teslim-i ma'Hımat edilmek üzere
birinci tezkire-i sena-veride ima olunduğu veçhile eslaf-ı veka'yi­
vak'a-nüvis iken acizane tesvid edilmiş olan zabıt varakaları
nüvisan beyinlerinde carı olan ka'ide-i dcvr-ü tesEme riayet
gözden geçirildi ve pey der-pey icmallerinin takdimine müba-
olunamamış idi. Bu esnada bazı evrakın taharrisi mülabesesiyle
şeret edildi. Mücmel olarak zabt olunan vekayi'in ekseri Tak-
zaman-ı alilerine aid yirmi dokuz kıt'a evrak ele geçirildi ve
vim-i Vekayi' ve Ceride-i Havadis nüshalarında mufassalen mastur
heman piş-gah-ı hakayık-iktinah-ı kerimanelerine takdim edildi.
olduğundan takdim olunacak hülasaların ceride-i vekayi'e der-
Her halde lı'.'ıtf-u irade efendimindir.
cinde anlardaki tafsilata müracaat buyurulmak la.zım geleceği
TEZKİRE N. 3 ihtar olunur. İşte maksada şüru' ediyorum.
Azalığiyle müftehir olduğum Encümen-i Daniş'in kararı VP
Bi-lfıtfihi ta'3J8 bıJ k rrf:' sayfiyeye r:2-k! cl:.!nmaX ;-nülibe3t- azasından bulunduğum Meclis-i umumi-i maarif'in arz ve ihtarı
siyle evrak sanduklarından bazılarının teftiş ve muayenesine led'el- üzerine sadır olan irade-i seniyye-i hazret-i Şehriyari mucibince
ibtidar zaman-ı alilerine dair haylice evrak ele geçirilmekle heman 1188 2 senesinden 1241 senesine kadar olan vekayi'-i Devlet-i
taraf-ı bahir üş-şeref-i kerimanelerine gönderilmiş ve sena­ ver-i bi- aliyye'yi havi bir tarih yazmağa me'mur olduğumdan bu tari­
meralarına halef oldukları me'muriyyet-i mühimme-i hakayık- hin te'lifiyle meşgul iken ı 271 senesi Cumadelulasında Takvim­
şinasılerine acizane bu kadarcık olsun muavenete müba­ deret edilmiş hane nazırı ve vak'a-nüvis bulunan Akif Paşa-zade Nail Bey fevt
olduğu rehin-i ilm-i fezail-karın-i saadetleri oldukda her halde olmağla mah-ı merkumun selhi olan cumaertesi günü Takvim-
emr-ü irade. hane nezareti vak'a-nüvis-i esbak Recai Efendi uhdesine tevcih
Fi 3 rebi'ülevvel sene 1289
ve ferdası yani sene-i hicriyye-i merkume cumadelahiresinin
TEZRİRE N. 4 gurresi ve 1855 sene-i miladiyyesi şubatının altısı olan pazar günü
vak'a-nüvislik me'muriyeti dahi uhde-i acizaneme ihale buyuruldu.
1270 senesi vekayi'-i harbiyyesine dair olup mukaddema vak'a-
nüvislik münasebetivle tedarük ve hıfz edilmiş olan evraktan on 1 Bu iki vesikayı Lutfi Efendi, tarihine aynen dere eylemiştir (Ahmed
bir kıt'ası bu kerr canib-i hakayık calib-i fazılanelerine irsal Lutfi, Tarih-i Devlet-i aliyye-i Osmaniyye, İstanbul, 1302, VI.42 v.d.).
2 Metinde zuhul eseri olarak 1288 yazılmıştır.
kılınmağla bi'l-mütala'a hülasalarının ceride-i vekayi'e dercine

,,,
6 TEZA.KİR-1 CEVDET TEZAKİR-1 CEVDET 7

Andan sonra zuhura gelen vekayi'in tefehhüm-i ledünniyatına gibi cirmi küçük kadri büyük bir zat pa:lamakta idi_ ki Dev;et-i
medar olmak üzere evvel be-evvel zat-ı alılerine mahsus ve mah­ aliyye'de diplomasi usulünü vaz' ve te'sıs eden Re_şıd Pa_şa ı:.
remane olarak bazı mukaddematın ber-vech-i ati bast-u beyanı Reşid Paşa ol vakit Düvel-i Avrupa miyanelerın e bır ıt:1-
münasip görüldü. fak hasıl edip de kalemen :Mısır mes'elesini hail ve tesvıye etme e
Şöyle ki Mısır valisi Mehmed Ali Paşa daiye-i istibdada çalışıyordu. Fakat bunu Tanzimat-ı H(!yrfJrye'n n icrasına rabt edıp
düşüp üzerine sevk olunan ordular dahi münhezim olagelmekle iki işi birlikte yürütmek isterdi. Efkar-ı atıka eshabından olan
Sultan Mahmud Han-i sani hazretleri kahrınden terk-i rezm- vükela anın meydana koymak istediği Tanzimat-ı Hayrfyye'den
gah-ı fena edip necl-i ekber ve erşedi Abdülmecid Han hazret­ hoşnud olmayıp ancak Mısır işi bittikten sonra anın, t 'sis ed ­
leri calis-i taht-i ali-baht-i Osmani oldukta Başvekil Rauf Paşa ceği tanzimatm temellerini yıkmak kabil _ol:1: mütal asıyle mu­
ve Şeyhülislam Mekki-zade Asım Efendi ve Meclis-i ahkam-ı cerred Mısır maslahatının husule gelmesı ıçın Tanzımat-ı Hay­
adliyye re'isi meşhur Hüsrev Paşa idi. Damad-ı Şehriyari Halil rfı!,ve'nin vaz'ına muvafakat etmişler idi,. Reşid Paşa Tanzi_mat-
ve Said Paşalar dahi müteneffiz idiler. Lakin fetk-u retk-ı umur-ı Hayrryye fermanını kaleme alıp Gülhane de okudu ve D e -ı
Devlet Hüsrev Paşa yedinde bulunmağla hod be-hod Rauf Pa- Avrupa ile bir ticaret muahedesi akd edip bunda Mısır valısının
şa'dan mühr-i hümayunu altp uhdesine bil-istiklal Sadaret-i uzma sair iyalat valilerinden fazla hiçbir imtiyazı olmadığın_ı dere
ve vekalet-i mutlaka-i kübra mesned-i celilini tevcih ettri di 1. 01 ettirdi. Fransa Devleti Mehmed Ali Paşa'yı tasahhub ettıyse de
vakit Enderun-i hümaymı ağalarının içinde en ileri gelen Rıza yalnız kaldı. Düvel-i saire-i uazzama Devlet-i aliyye ile Mısır
Bey Padişah-ı nev-cah hazretlerinin hüsn-i zann ve itimadına aleyhine ittihad eylediler ve Ingilizler Mısır akyhıne do anma
mazhar idi ki müteakıben rütbe-i vezaretle Mabeyn-i hümayun sevk ettiler. Taraf-ı Devlet-i aliyye'den dahi bir fırka tertıb olu­
müşiri ve ba'dehu ilave-i me'muriyyet olarak bil'istiklal serasker narak İngiliz donanmasiyle birlikte Berr üş- am, s vahilin g n:
olan Rıza Paşa'dır. Anın sanisi dahi yine Enderun-i Hümayun derildi. Ol vakitler Devlet-i aliyye'de yed-ı vahıd usulu c, r
beylerinden Mehmed Ali Bey idi ki muahharen damad-ı Şeh­ olarak taraf-ı Hükı'.imet'ten mübaya'a me'murları çıkarılıp zahaırı
riyari ve kapudan-ı derya olan ve bir müddet sonra makam-ı miri fiatiyle zürra'dan mübaya'a ederlerdi ve işb:1 yed-i v hid
Sadaret'e gelen Mehmed Ali Paşa'dır ve cülus-ı hümayunda usulünden canib-i miriye senevi yetmiş bu kadar bın kese varıdat
kapudan-ı derya bulunan ı\hmed Paşa donanma-yi hün.1a:,''..l!l husule gelirdi. . _. , . .
ile Akdeniz'de bulunup düşmanı olan Hüsrev Paşa'nın ber-vech-i Mezkur muahede-i ticaretin icab ettıgı serbestı-ı tıcaret
bala makam-ı Sadaret'e geçtiğ·ini işidip bazı nüdeması dahi anı hasebiyle Hazine-i maliyye bu varidattan mahrum ol uys da
ihafe ve iğfal etmekle Dersaadet'e gelmekten ise Mehmed Ali Mısır'ın te'essürü kat kat ziyade idi. Zira Mısır'ın ekser-ı varıdatı
Paşa ile bil-ittihad Hüsrev Paşa aleyhinde hareket etmek üzere usul-i inhisariyyeden hasıl olduğuna mebni bu usulün ref'inde
donanma-yi hümayunu alıp İskenderiyye-i J\ıiısr'a gitmiş ve def'aten Mısır'ın varidatı fevkalade tenezzül ederek umur-ı ma­
firari lakabını ahz etmiş idi. Mehmed Ali Paşa ise öyle nemek be- liyvesi müşevveş oldu. Mehmed Ali Paşa ise Devlet'e karşı dura­
harama itibar etmeyip anı İskenderiye'de tevkiyf ile donanma-yi bil ek için muntazam ve gayr-i muntazam pek ço_k_ asker bes-
hümayunu bir ni'met-i gayr-i müterakkıhe olarak ycd-i zabtma 11 me'·t
AL,
L, i ....
b·u·lundug'undan idare-i :Mısriyye bu masarıfı karşılaya-
< H "'
geçirmiş ve Mısır mes'elesi bir mertebe daha güce sarmış idi. mayıp birdenbire bir büyük müzayaka-i aliyyeye dU.ştü. atta
İşte ol vakit Devlet-i aliyye'nin ufk-ı politikasında kevkeb-i Utarid asakir-i Mısriyyenin yirmi sekiz aylık maaşları !e ahu;de kaldı:
İdare-i Mısriyye maddeten bu vechile sıkıldığı gıbı 1:1a nen dahı
bir mevki-i müşkilde bulundu. Zira Tanzimat-ı Hayrıy_Ye f rma;:ı
1 Önce "mühr-i hümayunu alıp sadaret'e geçiverdi,, yazılmış iken
Arabistan'da münteşir olıcak efkar-ı amme taraf-ı Saltana_t _a ma'.l
sonra bu ibare çizilerek yerine haşiye halinde "uhdesine bil-istiklal sadaret-i
uzma ve vekalet-i kübra mesned-i celilini tevcih ettirdi,, yazılmıştır. ve Mısırlulardan müteneffir olarak Halep ve Şam ahalısı def -
8 TEZAKİR-İ CEVDET TEZAKİR-1 CEVDET 9

aten anların aleyhine düştüler. Binaenaleyh Berr üş-Şam tarafına olunacak mesailden biri dahi Mehmed Ali Paşa hanedanının
çıkan asakir-i şahane kolaylıkla muzaffer oldu ve asakir-i Mısriyye taksim-i mirası mes'elesi olmak mülabesesiyle fakir dahi birlikte
pek perişan hal ile düşe kalka hıtta-i Mısriyye'ye can attılar. gönderilmiş idim. Fuad Efendi ol vakit bu mesaili hall-ü tesviye
Elhasıl Devlet-i aliyye bayağı iki kısma munkasım olmuş etmekle beraber Abbas Paşa'yı ikna' ile Mısır'ın vergisini seksen
iken Hariciye nazırı Reşid Paşa kalemen Mehmed Ali Paşa'ya bin keseye iblağ ile Reşid Paşa'nın karar-ı meşruhunu fi'le ge­
galebe ederek anın kılıcını kınına koydurdu ve Devlet'i bu tirmiştir. Amma defterdar fıkrasının icrası kaabil olamamıştır. Biz
muhataradan kurtardı ve emniyyet-i can ve ırz ve mal kaziyyesini yine ma-nahnü-fihimize gelelim.
mütekeffil olan Tanzimat-ı Hayri(yye'yi te'sis ile ammeye büyük Reşid Paşa uhdesine ber-vech-i meşruh Edirne valiliği
iyilikler etmiş oldu. Lakin Avrupalılar ile ziyade ihtilatından ve tevcih buyurulmuş ise ele kendisi temaruz ve azimetten istin­
karantine te'sisini tervic eylemek gibi usul-i cedideye inhimakin- kaf etmekle büyük elçilikle Paris'e gönderildi. İşte ol vakit
den dolayı bazı mutaassıbın kendisinden hoşnud olmayıp ana Rıza Paşa devri zuhura geldi. Fetk-u retk-ı umur-ı Devlet
umur-ı diniyyede mübalatsız nazariyle bakarlar idi. Bu misillu anın elinde kaldı. Damad Fethi Paşa müddet-i meclicle men-
usul-i cedidenin vaz'-u te'sisindeDamad-ı şehriyari Fethi Paşa anın­ kfıb kalıp Damad Mehmed Ali Paşa mukbil oldu. Ancak
la hem-efkar olduğundan o dahi avam-ı nas indinde medhfıl idi. o dahi Rıza Paşa'nın nüfuzu altında işlerdi. Elli altı tari­
Çera-gah-ı menasıbde mutlak ul-inan gezmeğe alışan me'- hinde Hüsrev Paşa düşüp Rauf Paşa yine sadrıazam oldıysa
murlar dahi Tanzimat-ı Hayriy_ye bağlariyle bağlanmaktan na-hoş­ da o dahi daima Rıza Paşa'nın hükmüne ittiba' eylerdi ve bir
nud idiler. Reşid Paşa ise bu kavanin-i cedidenin harf be-harf aralık hun-rizlik ile meşhur olan İzzet Mehmecl Paşa saniyen
icrasında taassub ederek bundan dolayı Saray-ı hümayunun Saclaret'e gelip eski devirlerin ahkamını yürütmek istedi ise de
muamelatını tas'ib ve daire-i nüfuzunu tazyıyk etmekte idi ve ana Tanzimat-ı Hayrf ye mani oldu ve hıristiyanları ehl-i islamclan
bir de Mısır eyaleti Mehmed Ali Paşa hanedanına tevarüs etmek tefriyk için feslerine ra'iyyetin ra'sineı alamet olmak üzere kur­
şartiyle kendisine tevcih olunmak mukarrer olup buna dair Reşid deleden uzunca ve eğrice sü!ük tabir olunur nişanlar koydurmak­
Paşa'nın kaleme aldığı ferman-ı ali müsveddesinde senevi seksen tan başka dil-ha.hına muvafık bir iş beceremedi ve bir seneye
bin kese maliye hazinesine verilmek ve Mısır'da taraf-ı Devlet'ten varmaksızın azl ile yine Rauf Paşa Sadaret'e geldi. Lakin kema­ fi's-
mansup bir defterdar olup varidatı Devlet namına istifa ve asa­ sabık bir bostan korkuluğu olup iş Rıza Pa a i],, r1n 1 n m':'.n­ subanı
kir ve sair me'murinin maaşlarını nam-ı şahaneye olarak vermek ellerinde idi ve Reşid Paşa'nın düşmesi üzerine Tanzi- mat-ı
şartları münderic olup bu defterdar maddesinden Mehmed Ali Hqyrryye'nin tetimme ve teferru'atınclan olan birçok işler geri
Paşa pek ziyade dil-gir olmağla fermanın ta'dili için Reşid Paşa'ya kaldıysa ela esası baki idi ve elli dokuz tarihinde tensikat-ı as­
altmış bin kese akçe ikramiye arz ettirmişken Reşid Paşa buna keriyye icra olundu. Bu işde ümeray-ı askeriyyeden Abdülkerim
asla meyl göstermiyerek efkarında ısrar eylediği bu hususa vasıta Nadir Paşa ile Mütercim Rüşdi Paşa kullanıldı. Al'el-husus Rüşdi
ittihaz edilmiş olan zattan mesmu'-ı fakir olmuştur. Mehmed Paşa hayli nizamlar kaleme alarak sınf-ı askeride hayli şöhret
Ali Paşa ise bu mebaliği bazı mukarrebine arz ile Reşid Paşa'yı aldı. Rıza Paşa dahi bu misillu ef'al-i memduhaya masdar ol-
Hariciye nezaretinden azl ile Edirne valisi nasb ettirmiş olduğu duğ·u cihetle memduh oldu. Bu tensikat-ı askeriyye iktizasınca
sikadan işidilmiştir. Reşid Paşa'nın azli üzerine mezkur ferman-ı Devlet-i aliyyenin kuvve-i berriyyesi Hassa ve Dersaadet ve Ru-
ali tashih edilerek seksen bin kese altmış bine tenzil ve defterdar meli ve Anadolu ve Arabistan ve ma'a İrak Hicaz orduları na­
fıkrası tayy edilmiştir. l\ıiuahharen bazı hususattan dolayı Babı­ miyle altı orduya taksim olundu. Hassa ordusuna Üsküdar ve
ali ile Mısır valisi Abbas Paşa arasında zuhura gelen müşki­ Dersaaclet ordusuna İstanbul ve Rumeli ordusuna Manastır ve
latın hall-ü tesviyesi için Müsteşar-ı sadr-ı alı bulunan Fuad Anadolu ordusuna Harput ve Arabistan ordusuna Şam ve İrak
Efendi me'muriyyet-i mahsusa ile Mısır'a izam olundukta hall 1 Burada « ::.,c"_;., kelimesinin ilk harfi olan , .; , kast edilmektedir.
10 TEZAKİR-İ CEVDET TEZAKİR-1 CEVDET 11

ve Hicaz ordusuna Bağdad merkez ittihaz kılındı. Her ordunun


kaleme aldı ve Meclism me'muriyeti tamam oldu ve bu layi­
mevaki'-i mu'ayyenesi olup mesela Edirne ve Şumnu Dersaadet
haların ahkamını fi'le getirmek üzere ber-vech-i bala Mekatib-i
ordusunun mevaki'inden olarak buralarda Dersaadet ordusundan
umumiyye nezareti ile bir meclis-i maarif-i daimi teşkil edildi.
mıkdar-i kafi asker ikame ettirilirdi. Yoksa Rumeli'nin muha-
Bu meclis-i daimi al'ed-devam maarif-i umumiyyenin tervici
fazası Rumeli ordusuna münhasır değil idi ve Dersaadet ordu-yi
esbabını mutalaa ile meşgul olurdu ve sudur-ı izamdan bir reisi
hümayunu müşirliği seraskerlik mesned-i celiline munzam olup
olup ancak Meclis-i valay-i ahkam-ı adliyye reisi ile Hariciye nazı­
sair orduların birer müşiri var idi ve ordu müşirlerinin şehriye
rının nezaret-i aliyyeleri tahtında bulunurdu. Yine ol esnada Mekki-
ma'aş ve ta'yinleri yetmiş seksen bin kuruşa baliğ olurdu. Rıza
zade vefat etmekle müşarünileyh Arif Hikmet Beyefendi
Paşa devrinde Hassa müşirliği anın havass-ı mensubanından Darb­
şeyhülislam olup o dahi maarifin terakkiysine himmet eylerdi.
hor Reşid Paşa uhdesinde idi ve ol devirde ziyade mukbil ve
Mekatib-i rüşdiyye küşad ile tarıyk-i terakkıyde bir adım ileri
makbul olanlardan biri dahi Maliye nazırı Safveti Paşa idi.
atıldı. Lakin işin ortasından başlanılmış oldu. Zira mec- lis-i
Bu devrin ricali güzel ömür geçirdiler hoş geçindiler ve
muvakkatin tertibine nazaran ibtida mekatib-i sıbyan ıslah olunup
pek çok irad ve akar edindiler. Haklarını inkar etmiyelim. Du­
da anlardan yetiştirilecek çocuklar için mekatib-i rüşdiyye küşad
lab-ı Devlet'i güzelce idare ettiler. Muvazene-i maliyyeyi dahi
olunmak lazım gelirken mekatib-i sıbyan hali üzere kaldı ve ol
gözettiler. Fakat haricen şan ve itibar kazanmayıp umur-ı po­
esnada serasker bulunan Damad Said Paşa'nm altmış dört tarihinde
litikanın hüsrı-i tesviyesinde raci] kaldılar ve dahilen dahi beyn'en-
huzfır-ı hümayunda vuku' bulan ısrar-ı mecnunanesi üzerine Reşid
nas irtikab ve irtişa ile müttehim oldular. Zat-ı Şahane de an­
Paşa azl ile yerine Sarım Paşa sadrıazam oldu ve fetk-ı retk-u
lardan usandı ve nihayet Rıza Paşa'yı azl ile Reşid Paşa'yı Ha­
umur-ı Devlet Sa'id Paşa eline geçti. Bu adem ise taassub-ı barid
riciye nezaretiyle Paris'den Dersaadet'e getirdi ve müteakıben
eshabından bir mecnun-ı akil-nüma olup Reşid Paşa mensubanını
r 262 senesinde anı makam-ı Sadaret'e geçirdi ve fetk-u retk-ı
umur-ı diniyyede mübalatsızlık ile it- ham ederek kimini idam ve
umuru anın yed-i istiklaline verdi. Elhasıl Rıza Paşa devri geçip
kimini nefy ettirmek ve İstanbul'u efkar-ı ced ıde eshabından tahliye
Reşid Paşa devri zuhura geldi. Lakin Reşid Paşa'da evvelki
etmek velhasıl Devlet-i yüz sene geri döndürmek gibi hülyalara
salabet ve rasanet kalmamış idi. Evvelki hariciye nezaretinde az
saptı. Hatta mekatib-i rüş­ divvede cocuklara ressamlık
vakit zarfında büyük büyük işler görmüş iken bu kerre bil-istik-
öi!retivorlarmış deyu harita ta'liminin y s ğ edileceği işidildi. Anı;
lal sadrıazam olduğu halde o kadar büyük işiere muvaffak oia­
efkar-ı akıymesine göre Meclis-i maarifin hiç işi kalmıyacak idi.
madı. O dahi ali binalar yapmak ve irad ve akar edinmek heve­
Mekatib-i umumiyye muavini Vehbi Molla bu türlü havadisi işidip
sine düştü ve daha sonraları oğlu Ali Galib Paşa'yı Padişah'a
ürkerek Meclis-i maarif dairesi teftis olunur havfivle ne kadar
damad etmek için kadınlara ve harem-ağ·alarına müdahene eder
harita müsveddeleri var ise kenef k burlarına atru'ıs idi. İşte
oldu. Maamafih Tanziınat-ı Hayriyye'nin teferru'atını ikmal ile
maarifin terakkıysine çalı­ şıyorken böyle bir sekteli vakit gördük.
emr-i temeddün ve maarifin terakkıysine himmetten geri kal­ 0

Bereket versin Sarım Pasa aklı başında bir zat olup Sa'id Paşa'ya
mazdı. İşte ol esnada Mekatib-i umumiyye nezareti ve Meclis-i
uymadı ve anın dizginini elinden bırakmadı. Zat-ı Şahane dahi
maarif teşkil olundu. Şöyle ki akdemce maarif-i umumiyyenin 0

Sa'id Paşa'nın asra uyar adem olmadığını anlayıp anı def' etti ve
intisarı esbabını mutalaa etmek üzere bir meclis-i maarif'..i muvak-
0
Reşid Paşa'yı vine Sadaret'e getirdi. Bunun üzerine maarif-i
kat teşkil olunup sudur-ı izam ve fuzalay-i benamdan meşhur Arif
umumiyyenin neş­ ine bir mertebe daha itina olundu. Şöyle ki
Hikmet Beyefendi ve Mütercim Rüşdi Paşa ve Fuad Efendi bu
Meclis-i maarifin bir umumisi olup ayda bir kerre akd olunurdu ve
Meclisin azalığına ta'yin olunmuşlar idi. Bu Meclis-i muvak-
bunda Mec- lis-i maarif in reisi ve azasiyle beraber Meclis-i vala
katte terbiye-i umumiyye üç derece üzerine tertib olundu ki.
reisi Rifat Paşa ve Hariciye nazırı Ali Paşa ve serasker olan
mekatib-i sıbvan ve mekatib-i rüşdiyye ve darülfünun derece­
mütercim
leridir. Bu üç derece için Meclis-i mezkur üç layiha-i mufassale
12 TEZAKİR-İ CEVDET
'T'F.7AKtlLt r1cvnF'T' 13

Rüşdi Paşa ve Fuad Efendi dahi bulunurdu ve bir ay zarfında


likte Kava'id-i Osmanryye'nin te'lifine gayret olundu ve bir de Bo-
Meclis-i maarif tarafından ne yapılmış ve ne yapılmağa karar
ğaziçi'nde işlemek üzere bir vapur şirketi teşkiline dair bir ni­
verilmiş ise hülasaları ve lazım gelen layiha ve mazbataları b'it­
zamname layihası kaleme alındı ve avdette mevki-i icraya ko-
tanzim ay başında işbu meclis-i umuimıye takdim kılınırdı. İşte bu
nuldu ve Şirket-i hayriyye deyu tesmiye edildi.
layiha ve mazbatalar hep kalem-i aciziden çıkardı.
İşte ol esnada Reşid Paşa ile Mısır valisi Abbas Paşa bey­
Ol devirde Avusturya devletinde zuhura gelen ihtilal üzerine
nindeki mübayenetten dolayı tahaddüs eden müşkilatın hall -ü
Macarlar ayaklanıp Avusturya'ya isyan ile galebe çaldılar.
tesviyesi için Fuad Efendi canib-i Mısır'a me'mur olarak fakır
Efkar-ı ihtilaliyye Eflak ve Boğdan'a dahi sirayet etmekle bir
dahi ma'iyyetiyle gidip üç ay zarfında itmam-ı maslahatla Der­
taraftan asakir-i Devlet-i aliyye ve öte taraftan asakir-i Rusya
saadet'e avdet olunmuştur.
Memleketeyn'e girdi. Amedi-i divan-ı hümayun Fuad Efendi dahi
Yine ol esnada Meclis-i umumı-i maarifin kararı üzere kırk
fevkalade me'mur olarak Bükreş'e gönderildi. Anınla beraber
azadan mürekkep bir Encümen-i Daniş teşkil olundu ve encü­
asker kumandanı ferik Ömer Paşa idi ki nıuahharen serdar-ı
menin yevm-i küşadında salif üz-zikr Kava'id-i Osmanyfıye huzur-ı
ekrem olan meşhur Ömer Paşa'dır.
hümayuna arz ve takdim kılındı. Encümen-i Daniş azasının
Avusturyalular Macarların terbiyesinden aciz kalmağla Rusya­
birçoğu hatır için intihab olunmuş zatlar olduğu cihetle Encü­
lu Macaristan üzerine iki yüz bin nefer sevk etti. Macarlar naçar
men'in teşkilinden me'mul olan faide husule gelmedi ve b'il-fi'il
kalarak birçoğu Devlet-i aliyye'ye iltica eylediler. Rusya ve Avus-
işe yarayacak azaya tevzi' olunan te'lifat içinde hisse-i fakire
turya devleti anların red ve iadelerini teklif ettiler. Pek çok zevat
isabet eden Tarih-i Cevdet'den başka bir eser görülmedi. Halbuki
bu iki Dcvlet-i mücavire-i muazzamayı kırmaktan havf ve ihti­
Encümen'in küşadı günü vükela ve me'murin iki sınıfa taksim
raz edip Fuad Efendi dahi bu komşuları gücendirmemek fikrinde
olunup biri sanki eshab-ı daniş ki Reşid Paşa takımı idi. Diğer kıs­
idi ve fakat Reşid Paşa'nın re'yine tevfık-i hareket eylerdi. Reşid
mı bunların haricinde kalmakla dil-gır olmuşlar idi ki Fethi Paşa
Paşa ise O _r:-Ü ;:\.) \ c:,,Ç pi jA ..J.,-1 .)\_, ilb. ayct-i kerimesinin dahi haricde bırakılanlardan biri idi. Halbuki Fethi Paşa mu­
hükmünce mültecileri ıva ve himaye hususunda izhar-ı sebat ve kaddemleri Reşid Paşa ile hem-efkar iken muahharen araları
salabet etmekle rrıillet-i İslamiyyeye Avrupaca ve Amerikaca bü­ şeker-ab oldu. Diyebilirim ki aralarındaki bürudet Encümen'in
yuk şan kazandırdı. Bu ciiıetie Duvel ve Iviiiei-i garbiyye Rus- yevnı-i kü admda kesb-i şiddeL eylemiştir ki sonraiarı Meclis-i
ya'ya karşı Osmanlıların gayretini güder oldular. İşte ol vakit maarifin işlerini tervicde ekseriya taraf-ı hilafda bulunmuştur.
fakir dahi tebdil-i kıyafet ile yani avam elbisesiyle Eflak Ol evanda ise Fethi Paşa Tophane-i amire müşiri ve mazhar-ı
yakasına geçip Fuad Efendi nezdine giderek bir ay kadar Bük­ kemal-i teveccüh-i Şehriyari olarak bayağı müsteşar-ı Saltanat
reş'de bulunmuş idim. Bu hususdan dolayı Rusya imparatoru makamında idi. Ol asırda kapudan-ı derya olan Damad Meh­
Devlet-i aliyye'ye gücenmiş ise de Fuad Efendi rrıe'rrıuriyyet-i mah- med Ali Paşa dahi Reşid Paşa ile taban tabana zıd olup daima
susa ile Petersburg'a gidip ıslah-ı zat'ül-beyne muvaffak olmuş anın hilafında bulunurdu. Reşid Paşa ise hilaf-giranı ile uğraş­
idi. Fuad Efendi bu me'muriyetlerde doğrusu maharet-i fevk'al- maktan geri durmaz re'yinde musır ve müstebid bir zat idi.
ade gösterdi ve mükafaten uhdesine rütbe-i bala ile sadaret-i Binaenaleyh havass-ı vükela beyninde nifak ve şikak günden güne
uzma müsteşarlığı tevcih buyuruldu. Anın yerine Necib Paşa­ tezayüd etmekte idi.
zade Mahmud Kedim Bey dahi amedi-i aivan-ı hümayun oldu. Yine ol evanda Ayasofya karşısında bir büyük Darülfünun
Rusya memalikinin soğukları Fuad Efendi'ye ziyade te'sir eyle­ inşasına mübaşeret olundu. Halbuki maarif-i umumiyyenin esası
diğinden kendisinde sızılar peyda olmağla Dersaadet'e avdetinde olan mekatib-i sıbyan ıslahatına henüz başlanmamış idi. Burası
Bursa kaplıcalarına gitti. Fakiri dahi beraber alıp götürdü. Bir- erbab-ı maarif indinde mahall-i itiraz olduktan başka eshab-ı
agrazdan bazıları milel-i müslime ve gayr-i müslime ile meşhun
14 TEZAKİR-İ CEVDET

bir büyük mektebin Ayasofya cami'-i şerifi karşısında te'sisi hafi olarak fakır okuyup Reşid Paşa-zade Ali Galib Paşa tebyiz etmiş
münasib olmıyacağını Abdülmecid Han hazretlerine ihtar ve idi. Karadağ üzerine hareket olunacak olursa ne veçhile Devlet'in
ilka etmekle Darülfünun binası nice seneler sürüncemede bırakı­ başına bir Karadağ gailesi getireceği ve Devlet'i nasıl müşkilat-ı
lıp nihayet başka işde kullanılmak üzere itmam olunabilmiştir. azimeye uğratacağı bu tezkirede münderic idi. Bunun aslı ya
Hariciye nazırı Ali Paşa ve Dahiliye nazırı makamında bu­ lunan müsveddesi bulunup görülse Reşid Paşa'nın ahval-i politikıyyede
Müsteşar-ı sadr-ı ali Fuad Efendi umur-ı politikıyyede Reşid Paşa'nın derece-i maharet ve melekesi ma'lı'.im olur. Zira mütalaatı sonradan
iki eli hükmünde idi ve her biri ana halef olabilecek birer mahir birer birer zuhura gelmiştir.
diplomat idi. Ol devirde serasker olan Mütercim Rüşdi Paşa dühat- Şöyle ki Mehmed Ali Paşa Karadağ üzerine hareket em­
ı asırdan bir zat olarak anlara mu'in ve zahir idi. Meclis-i vala reisi rinde Ömer Paşa'yı hafiyyen teşci' edip bu kerre Sadaret'e gel­
Rifat Paşa Reşid Paşa'nın akranından olup gayet zeki ve fatin bir mesi Ömer Paşa'ya bir mertebe daha cesaret vermekle Ömer
zat idi. Ancak pek mütelevvin ve mütereddid olmağla her tarafı idare Paşa buna bir vesile taharri ederek bir takrible Karadağ reisini
etmek ister ve eazım-ı vükela beyninde bürudet vuku'unda bundan ürkütmüş o dahi hami-i ma'nevisi olan Rusyalu'ya müraca'at
dolayı biçare zahmet çeker idi. Minval-i meşruh üzere havass-ı ettikde Rusyalu tarafından cesaret verilmiş ve fakat ihtiyaten
vükela beyninde zuhura gelen nifak ve şıkakdan naşi altmış sekiz biraz müddet olsun Ömer Paşa'ya dayanabilecek kadar asker cem'
senesinde Reşid Paşa azl ile Ra'uf Paşa sadrıazam nasb olundiyse de ve tedarük eylemesi ihtar edilmiş olduğuna mebni Reis-i cebel
bir buçuk ay olmadan Reşid Paşa yine makam-ı Sadaret'e iade sekiz bin kadar asker cem' ile hududunun muhafazasına kıyam
buyuruldu ve beş ay sonra yine Reşid Paşa azl ile Ali Paşa eylemiş idi. Karadağlular ise asakir-i nizamiyye gibi rahat durur
sadrıazam ve Fuad Efendi hariciye nazırı oldu. Halkın nazarı Rauf bir taife olmayıp civarlarındaki nevahiye tecavüze başladıkların­
Paşa ve Hüsrev Paşa gibi kudemadan zevata alışmış olduğundan Reşid dan Devlet-i aliyye dahi anların terbiyesine mecbur oldu ve
Paşa birinci defa makam-ı Sadaret'e geldik.de halkın gözüne küçük Ömer Paşa'ya bu yolda talimat-ı kafiyye verildi. Hariciye nazırı
görünmüş idi. Az vakit zarfında büyüklüğünü gösterdi ve Fuad Efendi bu bahta Devlet'in hareketi haklı ve meşru' olduğuna
makamını doldurdu. Bu devirde andan büyük adam yok idi. Anın dair bir mufassal layiha kaleme almış idi. Bu layiha dahi bulunup
üzerine Ali Paşa Sa.dai"et'c gctitildiktc haU 11ı nazatında cisrni mütalaa olunmak lazım gelir.
gibi hil-ü şanı dahi pek küçük göründü ve iki aya varmadan infisal Önıer Fa a 1Juııun üzeLine KaraJ.ağ; üz.erine hücuıu ile iler­
ile Damad Meh­ med Ali Paşa sadrıazam nasb olundu. Bir sene lemekte iken Avusturya devleti tarafından Leiningenı nam
içinde böyle dört defa Sadaret'in tebeddülü işlere durgunluk ve murahhas gelip verdiği ultimatumda münderic olan mevaddan
karışıklık getirdi ve Reşid Paşa'nın bu kerre haricde bulunması biri ve belki birincisi Karadağ üzerine sevk olunan kuvve-i as-
politikaca mucib-i mazarrat oldu. Şöyle ki mukaddema Ömer Paşa keriyyenin iadesi hususu olmağla naçar Babıali Ali Paşa'ya
Bosna'yı urup Boşnakları sürüp ve sala.betlerini kırdıktan sonra askeri geri çekmesi için emr-i kat'ı verdi. Karadağlu ise bunun
Karadağ'ı dahi urup da bir fatihlik kazanmak emeline düşüp üzerine şımardı ve günden güne Karadağ mes'elesi kesb-i müş­
Damad Mehmed Ali Paşa dahi anın efkarını tervic eylemiş ise de kilat etti. Babıali'nin Karadağ mes'elesinde hata ettiğini der­
Reşid Paşa buna ahval-i politikıyyenin müsaid olmadığını meyan ve mezkur layihanın mahall-i itirazı olan yerlerini beyan
bildiğinden Fethi Paşa ve Mehmed Ali Paşa ile Fuad Efendi'dcn etmek üzere Reşid Paşa bu fakiri Fuad Efendi'ye gönderdi. Varıp
mürekkeb bir encü- men-i hass ül-hass akd ile bu keyfiyeti ifade ettiğimde Fuad Efendi Reşid Paşa'nın itirazatını teslim
mevzu'-ı bahsederek bun­ dan sarf-ı nazar olunmasına karar etti ve "Mukaddema Paşa efendimiz sadrıdzam iken güç hal ile Mehmed
verdirmişti. Bu karara dair Fuad Efendi'nin kaleme almış Ali Paşa'.Ja karşı durabildi. Şimdi ben anın maiyyetindeyim. Ne yapa-
olduğu arz tezkiresini gece gayet
1 Metinde .:,,::':..i,}

· ··
16 TEZAKİR-İ CEVDET

bilirim. Beni ma' zur bilmelidirler,, deyu cevap verdi. Ne çare ki Reşid Paşa alicenap ve sebatlı ve insaniyetli ve kalbi temiz
fatihlik kazanmak gayret-i cahiliyyesiyle Devlet'in başına bir bir zat-i rnemduh' üs-sıfat olarak Mahmud Bey'in etvar-ı şey­ tanet-
Karada,ğ gailesi çıkarılmış oldu. Andan sonra bundan dolayı karanesine aldanır ve anı kendisine muhlis ve sadık sanır idi. O
görülen hasar ve ziyanlar cümlenin ma'lfımu olma,ğla tafsiline ise hiçbir tarafa hayr-hah olmayıp rnenafi'-i şahsiyye dai­ yesinde
hacet yoktur. idi ve Sadaret-i uzrna müsteşarlığı münhal oldukda bu makarna
Reşid Paşa ile iki şagird-i ders-i terbiyesi olan Ali Paşa ve geçmek rne'mu.1-i kavisinde iken Beylikçi Şevket [Bey] kıdemine
Fuad Efendi bir şekl-i müselles-i mütesaviy' üs-sakeyn teşkil ede- mebni kırılmasın deyu Sadaret müsteşarı nasb -u ta'yin olunmakla
rek her hal -ü karda andan münfekk olmazlar iken mukaddemce Mahmud Bey nail-i me'rnul olamayıp Hariciye müs­ teşarlığında
Ali Paşa'nın Sadaret'e gelmesi Reşid Paşa'ya mucib-i rakabet karar kılmıştı. Halbuki lisan-aşina olrnadı,ğından bu mansıbda
oldu. Fuad Efendi dahi Ali Paşa'dan münfekk olmayıp ikisi bir­ iğreti idi. Bu cihetle halinden na-hoşnud olarak her nasıl olursa
likte Efendilerinden ayrılarak gittikçe Reşid Paşa ile araları olsun kendisince terakki esbabını aramakda idi. Hal­ buki etvar-ı
açıldı ve nihayet ikisi dahi Serasker Rüşdi Paşa ile birleştiler televvün-karı hasebiyle nihayet iki taraf dahi ken­ disinden meslub'
ve üçü ekanim-i selise gibi ittihad ile Reşid Paşa aleyhine düş­ ül-cmcıiyye olmuş idi.
tüler. Rifat Paşa ise ne yapacağını şaşırıp her tarafı idare etmeğe Elhasıl Reşid Paşa'nın ber-minval-i meşruh rakiybleri çoğaldı.
çalışırrlı. Ali Paşa ile Fuad Efendi'nin mensubanı hep Reşid Kuvveti azaldı. Fakat kendisinin adu-yi ekberi Darnad Mehrned
Paşa takımından ma'dud iken anlar Reşid Paşa'dan ayrıldıkda Ali Paşa idi. Altmış dokuz tarihinde Mehmed Ali Paşa'nın Sa-
ikisinin havass-ı rnensubanı dahi Reşid Paşa takımından ayrıldı. daret'ten infisali üzerine Giritli Mustafa Paşa Sadaret'e getirildi.
Fakat gara'ibden olarak Beylikçi Şevket Bey eski halinde kaldı. Ol esnada Reşid Paşa dahi Hariciye nezaretine geldi ve fetk-u
Çünki Şevket Bey muhlis ve safdil bir zat olup Reşid Paşa'nın retk-ı urnıır-ı Devlet yine anın elinde kaldı ve ol vakit Kuds-i
havass-ı mensubanından olduğu halde Ali Paşa'ya dahi ihlası şerif'deki ma'hud anahtar rnes'elesi üzerine Rusyalu Memalik-i
var idi. Ali Paşa ile Reşid Paşa'nın aralan açılıp tarafeyn yek­ rnahruse'de ortodoks m zhehinde bulunan hıristiyanlar hakkında
digerin aleyhinde oldukları cümlenin ma'lumu iken Şevket Bey himaye da'vası edip Devlet-i aliyye ise bunu rnuhill-i istiklal
bunu münkir olup iki taraf ile dahi halisane görüşür ve anları görmekle iş keşakeşe düşerek günden güne Rusyalu ile Devlet-i
Pvw-lki gibi müttehirl'iil-efh\, s,n ı, idi. aliyye beyninde mulıareue eınınareleri kuvveL buldu ve nihayet
Amedci Mahmud Nedim Bey dahi Reşid Paşa'nın havass-ı muharebeyi müntec oldu. Biz şimdi Hükümet-i rnerkeziyyenin
rnensubanından iken iki tarafı kollar ve kangı taraf galebe ederse ol zamandaki suret-i teşekkülü ile keyfiyyet-i idaresi hakkında
andan istifadeye çalışır idi. Çünki rnir-i mumaileyh iyi gün bazı ma'lfımat-ı icrnaliyye itasına rnübaderet edelim.
dostu olup el için ağlqyan göz kör olsun diyenlerden olrnasiyle Efen- Ol asırda Meclis-i vükela hey'eti Sadrıazarn ve Şeyhülislam
disi yahud rufekası için değil rnenafi'-i mahsusasını belki bir ve Serasker ve Kapııdan-ı derya ve Tophane müşiri ve Meclis-i
günlük eğlencesine bile feda edemediği cihetle şayan-ı vüsuk valay-i ahkarn-ı adliyye reisi ve Hariciye ve Maliye ve Hazine-i
ve emniyet değil idi ve gayet mütelevvin ve tavr -u rnişvarı garib hassa ve Evkaf-ı hümayun ve Ticaret nazırları ve Zabtiye mü-
ve herkes hakkında su'-i zannı galib bir adem olarak kimesne şiri ve Müsteşar-ı sadr-ı ali ile valde kethudasından ibaret idi.
hakkında anın dahi emniyeti yok idi. Bir gün Reşid Paşa'nın Fakat Sadaret ma'zfıllerinden bazıları Mecalis-i aliyye me'rnuriyeti
bir husustan dolayı canını sıkrnağla anın mizacını ta'rif maka- unvaniyle Meclis-i vükela azasından addolunurdu. Sadrıazarn ve
mında "Bizim Bf!yefendi cıvık sabuna benzer anınla ne el yıkanır ve Serasker ve Kapudan ve Tophane müşiri ve Meclis-i vala reisi
ne de çamaşıra gelir,, demiş idi. Mahmud Bey'in mizacı bundan ve Zabtiye müşiri daima vüzeradan ve Müsteşar-ı sadr-ı ali rütbe-i
ala ta'rif olunamaz. Fakat eshab-ı nüfuz ve ikbale ziyade ternelluk bala. eshabından ve sairi hazan vüzeradan ve bil.zan rütbe-i bala
ve müdahane ederek bu vechile pek çok zevatı iğfal ederdi. Biçare eshabından bulunurdu.
Te;:;cikir·i Cevdet 2
18 TEZ.AKİR-İ CEVDET TEZ.AKİR-İ CEVDET 19

Vüzeradan olan vükelanın şehriye altmış binden yüz bin muş idi. İşte Babıali'nin icmal-i ahvali bu minval üzere olup
kuruşa kadar Hazine-i maliyyeden muhasses maaşları ve mükem­ devair-i saire ricali ve me'rnurın ve ketebesi dahi anlara
mel ta'yinatları ve rütbe-i bala eshabının otuz bin kuruştan elli kıyas oluna.
bin kuruşa kadar maaşları ve münasib mikdar et ve ekmek ta' - Şeyhülislamın maaş ve ta'yinatı şehriye yüz bin kuruşa baliğ
yinleri oldukdan başka nezaretlerin ekserinde nazırlara mahsus olurdu ve ol vakit on yedi on sekiz kadar sudur-ı kiram olup
harclar dahi var idi. Al'el-husus Maliye nazırının tahsildariyesi bunların eskisine yani en evvel Rumeli payesi almış olana alim
külli şey'e baliğ olurdu ve ol vaktin bin kuruşu yirmi dirhem olsun cahil olsun reis' ül-ülema denilip anın şehriye maaşı on
mikdarı altına yahud üç yüz yirmi dirhem kadar sim-i halise beş bin kuruş idi ve diğer Rumeli payelülerinin arpalıkları ile
müsavi idi. zamimesi olan maaşları şehriye dokuz bin kuruş ve Anadolu
Babıali ricalinden Da'avi nazırı ve Beylikçi ve Amedci ve payesinde bulunan sudurun şehriyeleri yedişer bin kuruş idi.
Teşrifatcı bulunanlar rütbe-i ula sınf-ı evvelini haiz olup şehriye İstanbul payesinde dahi bir hayli zevat olup bunların arpalıkları
on iki bin beş yüzden yirmi bin kuruşa kadar maaşları ve mik- dahi şehriye üçer bin beşer yüz kuruşa iblağ olunurdu.
dar-ı kifaye et ve ekmek ta'yinleri ve bazılarının mansıblarından Sair mevalinin arpalıkları ve müderrisinin maişet ve maaş­
hardan dahi var idi. Sadrıazam ve Hariciye mektubculan ve ları mütefavit surette idi. Me'murın-i Devlet böyle müstevfa
Divan-ı hümayun tercümanı ve Dahiliye ve Hariciye katibleri maaşlar ile güzel geçinmek kabil iken günden güne, sefahat artıp
ve Meclis-i va.la tahrirat müdiri ve Da'avi nazırı muavin-i evvel bu cihetle bazıları medyun ve bazıları dahi hane ve sahil-hane
ve sanisi ve Evrak müdiri bulunanlar rütbe-i ı'.:ıla sınf-ı sanisini tedarüküne muhtac olmak hasebiyle arasıra bazılarına atayay-i
haiz olup şehriye altı binden on bir bin kuruşa kadar maaşları seniyye dahi verilirdi. Müteneffizin ve müntesibine şuradan bu­
ve bazılarının ta'yinatı olduktan başka bazılarına taşra vüzerası radan haylice hedaya dahi gelirdi.
kapu kethudalığı ilave-i me'muriyyet edilerek bunun için dahi Bundan başka Reşid Paşa'nın def'a-i ı'.:ıla sadaretinde aşar
şehriye bin kuruştan iki bin beş yüz kuruşa kadar maaş verilirdi ve rüsumat iltizamatından dahi ol devrin müteneffiz ve mün­
ve işbu eshab-ı menasıbın ma'iyyetlerindeki kalemlerde rütbe-i tesibleri mebaliğ-i külliyye kazanırlardı. Şöyle ki mülteziminden
saniye eshabından üçer beşer bin kuruş şehriye maaş alır müte­ biri bir sarraf vasıtasiyle bir sancağın ya bir kazanın iltizamını
addid scı·-lıa.lifc vc üiua:v-iı1 -v-c 1ı1ütı.ıcyyizlcr bulur.ıü:;.--du.
Amedi odasının usı'.:ıl-i müttehizesi mucibince rütbe-i saniye bir zate ifade edip beyinlerinde pazarlık kesildikten sonra ol zat
eshabından yirmi nefer hulefası olup şehriye ikişer bin beşer yüz dahi vükeladan mensub olduğu mahalle varıp ol iltizarnın şu
ve kudemasının daha ziyade maaşları var idi. Sair aklam-ı Babı­ kadar yüz yahud bu kadar bin kese noksaniyle ihalesini rica
ali'de mevcud olan ketebenin rütbeleri mütefavit olduğu gibi eder ve Sadrıazam muvafakat ettiği halde Maliye nazıriyle söy­
şehriye maaşları dahi yirmi beş kuruştan iki bin beş yüz kuruşa leşerek icra ettirir bu tariyk ile külfetsizce külliyetli akçeler ka-
kadar mütefavit idi. zanılırdı. Lakin bu muamele her kula müyesser olmayıp vükela
Divan-ı hümayun kalemiyle• andan müfrez mühimme ve ve rical-i Devlet'in müteneffizlerine ve havass-ı mensubana mah­
ru'us ve tahvil kalemlerinde bulunan ketebenin senevi seksen sts idi ve ekseri bu muameleyi açıktan icra ederdi. Bu ise ha­
bin ı kuruştan yirmi bin kuruşa kadar bedel ile rnukayyed zi- kikat-ı halde Hazine'nin malini bir te'vil ile ahz-ü irtikab demek
ametleri olup bila-veled vefatl rında bedel-i zi'ametleri maaşa idi. Binaenaleyh dur-endiş olan zatler bunu açıktan yapmayıp
tahvil ile bu kalemlerin ketebesine tahsisi nizama rabt olun- bazı sarrafan eliyle gizlice yürütürlerdi. Reşid Paşa taraf-ı Pa­
dişahiden ara-sıra külliyetli atiyeler alıp diğer vechile temet-
tüe tenezzül etmezdi. Amma mensubanından bu iltizamat işine
1 Aslında, "seksen,, den sonraki " bin" kelimesi mavi mürekkeple ve

ihtimal başka bir hatla ilave edilmiştir. ıgirişmeyen pek az kaldı ve havass-ı nıensubanındaıı bazılar

1
J
TEZAKİR-İ CEVDET 21
20 TEZAKÜl-İ CEVDET
kıymeti fevkalade terakki buldu. Fakat muvazene-i maliyye
böyle na-meşru' yollar ile def'aten binlerce keseler alıp sefihane
şaşıp Devlet'in varidatı masarifini korutmuyordu. Halbuki Hazi-
sarfederlerdi.
ne'nin ahvaline Babıali'ce ma'lumat-ı sahihe olmadığından mu­
Reşid Paşa takımının iddiaları men'-i irtikab ile maarif
vazeneye asla ehemmiyet verilmiyordu. Altmış yedi senesinde
ve medeniyetin terakkisine hidmet etmekten ibaret iken öyle
Maliye nazırı Nafiz Paşa bu halden şikayet eder oldu ve bir gün
çirkin temettüata girişmeleri efkar-ı ammenin tagyirine badi oldu.
:tY!eclis-i mahsus-ı vükelada "İşte bu J' başında aylıklar verilemeyip
Bundan dolayı beyn'en-nas itirazlar çoğaldı. Abdülmecid Han
bır hafta te'hire mecburiyet geldiğini,, beyan edicek huzzara hayret
hazretleri dahi bu iltizam usulüne sirkat-i mü' evvele deyu tabir
ve dehşet elverdi. "Bir ayın ahirinde herkes miistehik olduğu ı,lı­
etmiş idi. Binaen'ala-zalik hediye nam· yle kıymetli eşya ahzi men'
olunduğu gibi bu iltizam usulü dahi men' ile müzayedesiz aşar iını _reni qyın birinci günü istqip de ı·erileme:,:, ise Hazine ildn-1
ve rüsumat satılmaması emr olundu. Erbab-ı iffet zaten bu ma­ ijlds etmiş olur. Halimiz nolıır,, deyu herkes düşünmeğc vardı. Reşid
Paşa dahi ",Zat-ı Şahane bunu duyarsa ne buyurur,, deyu telaşa
kule tayyarattan hissedar olmadıkları cihetle bu emr-ü nehyden
zarar görmediler. Ehl-i irtikab ise hediye yerine gizlice irtişaya düş·ü. Bunun üzerine Maliye hazinesinin halini anlamak üzere M
koyuldular ve müzayedede iltizamatı kapatmak gibi yollara dis-i vala dairesinde bir komisyon teşkil olundu. Ser­ asker Ruşdi
döküldüler. Böyle müftden bol bol paralar kazanan kesan bu Paşa ve Hariciye nazırı Ali Paşa ve Müsteşar-ı Sadr-ı ali Fuad
mebaliği muhafaza edemeyib türlü sefahat yolunda sarf ile Efendi ile ol vakit Hazine-i maliyyede defterdar bulunup muahharen
istihlak etti. Haydan gelen huya gitti. Maliye nazırı olan Halid Efendi bu komisyona me­ mur
Fakat İstanbul içinde ahz-ü ita çoğaldı. Esnaf güruhu zengin buyuruldu. Hazineden defterler getirildi. İrad ve mısraf muvazene
oldu. Bir aralık I\iehmed Ali Paşa hanedanından pek çok paşalar edildi. Görüldü ki Devlet'in masarifi varidatını hay­ lice aşmış.
ve beyler ve hanımlar Mısır'dan savuşup İstanbul'a döküldüler Maliye işi sahihen fenalaşmış. Hazine bir erise1 haline düşmüş. Bak
ve külliyetli akçeler getirip bol-bol hare ederek İstanbul süfe­ belaya ki erise lafzının lisan-ı tiirkide. tercümesi yok. Ana
mukabil bir kelime bulmak dahi bir mes'ele oldu. Bir gece
hasma su'-i emsal gösterdiler. Sefahat vadisinde yeni çığırlar
Fuad Efendi'nin yalısında bulunduk bu mes'ele der­ meyan edildi.
açtılar. Hele :Nfısırlı hanımlar alafranga melbusat ve sair tecem­
Led'et-taharri bu/ıran lafzı bulundu ve crise'in ter- cüm::si olmak üzre
mülata rağbet edip İstanbul hanımları ve al'el-husus saraylılar
kabfıl olundu. Hatta bu hususa dair takdim olunan arz tezkiresinde
ciahi anlara taklid eUer ulü.ulaı ve iv1ı ıihlaxıiı ci\.sed. gaali bahaL:.l. "
Hazine-i maliy)'enin hd!-i buhranı diye tah­ rir kılındı ve andan
ile hane ve sahil-hane ve akarat-ı saire aldılar. Bu cihetle Der­
sonra erise makamında buhran kelime i isti'- mal edilir oldu. Altmış
saadet'te emlakin kıymeti fevkalade terakki buldu ve İstanbul'da
_sekiz tarihinde maliye mes'elesi kesb-i eh(m:niyyet eyledi. Babıali'de
bir servet-i kazibe peyda oldu. Halbuki emr-i ticaretce idlıalat
herkes andan hahsetmeğe başladı. Umur-ı maliyeyyi ıslah için
ve ihracatın muvazenesi bozuldu. Al'ed-devam Avrupa'ya nukud-ı
evvela kaide-i tasarrufa riayet lazım gelir iken istikraz yolu açılmak
külliyye gider oldu. Lakin me'murin ay başında maaşlarını alıp
istenildi. Bu yolu en ziyade tervic eden Fuad Efendi idi.
hoş geçinir ve esnaf ve tüccar dahi kesret-i ahz-ü ita ile meba-
Nihayet Fransa'dan bir mikdar altın istikrazına karar verildi.
lig-i külliye kazanır olduğundan işin sonunu düşünmezler idi. Al'el-
Ol esnada ise Reşid Paşa ile Damad Fethi ve Mehmed Ali
husus eyyam-ı sayfde Boğaziçi ve sair seyr-ü temaşa mahalleri
Paşalar mivanelerinde kesb-i şiddet eden nifak ve şikaktan dolayı
eshab-ı safa ile leba-leb olarak hatıra keder ve zihne küduret
sık-sık tebeddülat vuku'a gelmekte idi ve ber-vech-i bala Ali
getirecek mütalaalardan herkes ictinab ederdi. Dersaadet sahi-
Paşa Sadrıazam v Fuad Efendi Hariciye nazırı olmuş idi.
hen nümune nümay-i Cennet ve her guşesi bir guna cay-gah-i
safa ve meserret idi.
1 Bu kelime metinde :,_,; şeklindedir.
Hele Şirket-i Hayriyye vapurları Boğaziçi'ne işlemeğe başla­
dıkdan sonra Boğaziçi'nin şenliği ruz-efzun oldu ve sahil-hanelerin
22 TEZAKİR-İ CEVDET TEZAKİR-1 CEVDET 23

İşte ol esnada Fethi Paşa Abdülmecid Han hazretlerine sonra artık önü alınamayıp Fethi Paşa'nın dediği haller zuhura
"Pedeıiniz iki dqf'a Rusyalu ile muharebe etti bu kadar seferler aşırdı­ geldi. Cism-i Devlet'e unulmaz yaralar açıldı. Biz humarını çe­
Bunca ga'ileler ge_çirdi haricden bir pare istikraz etmedi. .Z,aman-i hü- kiyoruz. Yaralarımıza bi-hude nemek-i teessüf ekiyoruz. Artık
mayununu;:_ as11;yiş ile geçmiş olduğu halde istikraza alem ne der,, de- sadede rücu' edelim.
mekle kalb-i hümayunları müteessir olarak bu istikrazın men'ini Atmış dokuz senesi avahirinde Rusyalu ile muharebeye karar
iltizam buyurdu. verildi. Sade-dilan-ı zamane Moskova şehrine ve belki Peters­ burg'a
Halbuki istikraz mukavelesi imzalanmış bulunduğundan kadar gitmek ve hiç olmazsa Kırım-ı feth etmek hayal-i hamiyle
yürütülmesi Babıali'ce iltizam olundu ve Fransız elçisi Fuad Efen­ bidayet-i mes'elede pek ziyade cenge hahiş-ger ve harıs idiler.
di'ye "Ben dlemin halini beğenemiyorum. lhtimdl ki bir muharebe zuhur .AJafranga efkarda bulunan zevat ise muharebe zuhurunda üç aya
eder. lstikra:u bozmayın. Elinizde biraz altın bulunsun,, deyu nasihat kadar Rusyalu'nun P _ıirne'ye geleceği iddiasında bulun­ dular. İki
etmekle Fuad Efendi Zat-ı Şahane'yi bu babda ikna'a çalışdı fırkanın re'yler dahi yanlış idi. Çünki Rusya'nın kuvvetine muadil
ise de müfid olmadı. Zat-ı Şahane Fuad Efendiye hitaben "Ben kuvvetimiz olmadığı cay-i bahs ve iştibah değildir. Lakin tensıkat-ı
bu Devlet'i selefimden nasıl buldum ise halefime ö_ylece terk edeceğim. askeriyye icabınca Devlet-i aliyyenin nizamiye ve redif olarak cem'
Eğer bu istikraz bozulmaz ise saltanattan istifa ederim,, deyu buyurmuş edeceği kuvve-i askeriyyenin Rus­ yalu'yu hayli vakit işgal ve tevkif
idi. Binaenaleyh istikraz-ı mezkur fesh olundu ve bundan dolayı edebileceği dahi erbabının ma'­ lumu idi. Vuku'at dahi bunu isbat
itası lazım gelen tazminat akçesi beynel-vükela tevzi' ve tahsil eyledi. Abdülmecid Han haz­ retleri kan dökmeği sevmez ve
kılındı. binaenaleyh muharebe istemez idi. Reşid Paşa dahi mes'eleyi kalem
Abdülmecid Han hazretleri Beyt'ül-mali muhafaza hususun- ile hall ve tesviye etmeğe çalışıyordu. Ali Paşa ve Fuad Efendi gibi
da ötedenberi fevkalade itina buyururlardı. Hatta Fuad Efendi anın mekteb-i terbi­ yesinde yetişen diplomatlar dahi anınla hem-efkar
amedci iken Saray-ı hümayundan ihrac olunan bir ağaya Ma­ idi. Askeri güruhu al'el-husus Mehmed Ali Paşa üst tetikte bulunarak
liye hazinesinden şehriye iki yüz elli kuruş maaş tahsisi ile sadrı­ mu­ harebe tarafdarı görünürler idi. İçlerinde kalben sulhün bakaası
azam bulunan Reşid Paşa tarafindan arz olundukta Abdül- tarafdarı olanlar dahi "Diplomatlar muharebeyi men' ettirsinler de
mecid Han hazretleri "Benim hidmet-i mahsusamda bulunan ademin sonra kendileri biz şöyle keserdik böyle biyerdik. Lakin ne çare filan ve
- ıfolfye hrızirıe,indrn mrıd; almağa ·ıu hakkı var,, deyu maaş-ı mez­ filan muharebeye mani' oldular,, demek hulyasında idıler. Mehmed
kCırun Hazine-i hassadan tahsisini emr-ü ferman etmiş idi. Bu Ali Paşa dahi bu tarıyk ile Reşid Paşa'yı ammenin nazarından düşürmek
kerre bidayet-i emrde Babıali'nin kararına mümaşat etmiş ise daiyesine düştü. Hatta softaları bazı vesait ile tahrik ederek sokaklara
de Fethi Paşa'nın ihtarı üzerine ol kararı ber-vech-i meşruh fesh düşürdü ve Reşid Paşa azl olunursa ihtilalin ber-taraf olacağını diğer
ettirdi. Bir gün Fethi Paşa'ya mensubanından biri bu bahsi açıp vasıtalar ile Abdülmecid Han hazretlerine ilka ettirdi. Abdülmecid
''Niçin Babıdl(ve böyle zıd gidiyorsun. Babıali' ye karjı gitmek fyi Han hazretleri ise zeki ve fatin ve sebat
şey değildir,, dedikte Fethi Paşa buna cevaben "Ben Babıali' ye -ü sekinet sahibi bir padişah olup o makule ilkaata kulak asmadı
asla muhalefet etmek istemem. Lakin bilirim ki bu Devlet beş kuruy borç ve softaların hareketinden ürkmedi. Hatta hace-i şehriyarilcri
ederse batar. Zira bir kerre borca alışırsa sonra önü alınmaz. Düyuna Akşehirli Ömer Efendi Şeyhülislam Arif Hikmet Bey tarafından
ınüstagrak olup gider,, dediği ol asırda mahremane istirak olunan olarak bazı vükelanın tebdiliyle bu hareketin her-taraf olacağını
hususattandır. huzur-ı hümayunda led'el-ifade Abdülmecid Han hazretleri
Müteakıben Rusya muharebesi zuhura geldi. Mecburiyyet-i "Hoca Efendi bir takım esafilin söziyle vükela azl ve tebdiline k yam
sahihe tahtında olarak Avrupa'dan bir mikdar altın istikraz eder isek sonra bu Devlet'i idare edemeyiz,, deyu cevap vermiş idi ve
edildi. Bu cihetle istikraza alışıldı. İstikraz işlerinde bulunan bazı ol hilalde bir gün akşam taamını Tophane'de tenavül buyurup
vükela ve me'rrıurin dahi bundaE temettü'e me'luf oldu. Andan
24 TEZAKİR-İ CEVDET TEZAKiR-İ CEVDET 25

ba'dehu Saray-ı hümayuna teşrif edecekleri vakit memlekette Rusyalu ile berren ve bahren muharebe olunmakta iken vükeliy-i
.ihtilal korkusu olduğuna alamet olmak üze,re arabasının etrafına Devlet-i aliyye dahi yek-digeri aleyhine düşerek manevi muharebeler
bir bölük süvari hazır edilmiş olduğunu gördükte "Umumen halk etmekte idiler. Bu sırada Reşid Paşa dahi Damad Mehmed Ali Paşa'dan
aleyhimizde olduğu takdirde bir bölük süvari beni muhafaza edemez,, bir suret-i müessirede intikam almak is- terdi. Ulkin halilesi Adile
deyu süvariyi geri çevirmiş idi. İşte ol esnada bazı mahallere, yaftalar Sultan'a karşı istediği vechile mu- imele-i şedide icra edemeyip buna
yapıştırılmış idi ki sureti budur : ilet olacak demir-elli bir vasıta arardı. Ol esnada Kıbrıslı Mehmed Paşa
"Ey Padişah-ı şevket-iktinah. Kdjfe-i tebea'anız uğur-ı şdhdnenizde "Ben sadrıdzam olsam AıJehmed Ali Paşa'yı kimseye sormadan n fy eder
can ve mdl ve evlddlarını feda etmeğe hazır ve dınddedirler. Siz de ecdad ve ve ba'dehu Padişah'a arz eyler idim,, demiş olduğu Reşid Paşa'ya
esldfınız gibi Eyyub-i Ensari hazretlerinde kuşandığınız se_)f-i muham- hika.ye olunmağla o dahi Mehmed Paşa'dan ahz-i sar için Kıbrıslı
medi'yi kınından çıkarmak üzerinize vacib oldu. Bu babda vükeldnızın :tvfehmed Paşa'yı yetmiş senesi içinde sadrıazam ettirdi. O sırada
vaki' olan tereddüdleri bir zamandan berü izzet-i nefs illetine mübteld Serasker-i sabık Mehrned Rüşdi Paşa dahi Arabistan ordusu
olmalarından neş'et etmiştir ve bu keyfiyyet hafazan-Allah cümleyi bir müşiri nasb ve ta'yin olunmuş idi. Fakat temaruz yolunda ayak
tehlüke-i müşkileye ilka etmek ihtimali vardır. Binden ald-zdlik asakir-i sürümekte idi ve anın seraskerliğinde Kıbrıslı Arabistan ordusu
nusret-mev'udunuz ve ddfyan kullarınız hukuk-ı sarihalarının ınüdafa­ müşirliğin­ den azledilmiş olduğu cihetle Kıbrıslı ana hatır-minde
asi için gavga isterler Padişahım,,. olmağla Arabistan'a gönderilmesi ve gitmez ise nefy edilmesi
Mezkur softalar vak'asında Arif Hikmet Beyefendi suret-i emrinde ısrar ediyordu. Reşid Paşa'nın Kıbrıslı'dan me'mulü ise
tesamüh gösterip ilin-ı harb için akd olunan meclis-i umumi- Mehmed Ali Paşa'nın nefyi hususu olup bu uğurda Kıbrıslı'nın sair
lerde dahi gevşek davranmış ve sudur-ı izamdan l\ıleclis-i va.la. ic- raatını dahi tervice mecbur idi. Halbuki Kıbrıslı Sadaret'e gel-
müftisi Arif Efendi cerbeze ve metanet göstermekle sıyt -ü şan diği gibi makam-ı Sadaret'te yerleşmek emeline düşerek Reşid Paşa'nın
kazanmış olduğundan çok geçmeyip yetmiş tarihinde Arif Hikmet arzusuna hidmet etmek efkarından fariğ olmuş idi. Hatta sadaretinden
Bey azl ile Arif Efendi Şeyhülislam olmuştur. altı gün sonra akd olunan meclis-i mahsusta Reşid Paşa "Sır katibi
Damad 1vfehmed Ali Paşa'nın sevk ve himmetiyle kapudan-ı Mustafa Paşa'_yı mecalis-i dlfırye ıneınurfyetiyle içimize alsak hem
derya olan Mabmud Paşa'nın ehliyetsizliği ve su'i-tedbiri asa- re'yinden iiftifade ederdik ve hem de hey' etimiz daha kuvvet bulurdu,,
rından olarak Sinop'da donanma-yi hümayun muhterik olmağla dedıkte Kıbrıslı "Evet anı da alınalı lvle/znıed Alı Paşa'.'Jn da me'mur
yetmiş tarihinde makduhen ve mezmumen Kapudanlıkdan az] etmeli. Niçin boş dursunlar,, diyicek Reşid Paşa hiddet ederek
ile Kıbrıslı Mehmed Paşa kapudan-ı derya oldu. "Afvedersini;:_. Melımed Ali Paşa anın gibi delildir. Tehliikeli ademdir.
Reşid Paşa hukuk-ı Saltanat-ı seniyyenin muhafazasına pek zi­ Anın içimize girmesi hiç elvermez,, deyu sözü kestirmiş idi ve ol günden
yade itina edip Rusyalu'nun tekalifine kemal-i salabet ve mahard sonra Kıbrıslı'nın azli esbabına teşebbüs etti. Lakin bir hafta evvel
ile karşı dururdu. Fakat Avrupa'nm muvazene-i efkar-ı politikıyye­ anı Sadaret'e kendisi sevk etmiş olduğundan der- 'akab azline kıyam
sini daimi piş-i nazarda tutardı ve muharebe zuhurunda Rusya'ya etmesi çirkin görüneceğinden tabiatiyle mün- fasıl olması için bi't-
karşı Devlet-i aliyyenin yalnız kalmaması çaresini arardı. Avru­ tedric esbib-ı lizimcsini tehiyyeye karar vermiş idi. Binaenaleyh Kıbrıslı
paca ve al'el-husus İngiltere'ce kendisinin pek büyük şan -u sıylı yine meclis-i mahsusta Mehmed Rüşdi Paşa'nın Şam'a gönderilmesi ve
olduğu halde Macar mültecileri mes'elesinde tezyid-i şöhret ve gitmez ise hakkında muamele-i cebriyye icra edilm si hususunu irad
itibar eylediğinden bu arzusunu ahsen-i tarıykle husule getirdi. ettikte Reşid Paşa "Ben öyle mudmele-i cebriyye icrasına re'y
Fransa ve İngiltere ve Sardunya devletlerini Rusya aleyhine veremem,, deyu men' ettikten başka Dersaidet'de Kıbrıslı'nın husemasını
ittifak ettirdi ve asakir-i osmaniyye Rumeli ve Anadolu serhad- çoğaltmak fikriyle Rüşdi Paşa'ya bazı vesait ile itizar edip de
lerinde Rusyalu ile pençeleşmekte iken bu üç devletin asikir-i İstanbul'cla kalması husu-
dahi gelip muavenetine kıyam eylediler.
26 TEZAKİR-1 CEVDET TEZAKİR-1 CEVDET 27

sunu ihtar ettirdi ve nihayet yetmiş bir senesinde Kıbrıslı'yı azl söyleniyordu. Binaenaleyh Safveti Paşa'nın Maliye nezaretinden
ettirerek kendisi def'a-i rabia olarak makam-ı Sadaret'e geldi. azli lazımgelip ancak hasb'el-hal Reşid Paşa anı açıkda bıraka­
Ol esna_da umur-ı Devlet'i müşkilata düşüren başlıca bir madığından Ticaret nezaretine getirdi ve bu esnada Beyrut ve
sebeb dahi Ingiliz ve Fransız sefaretlerinin Dersaadet'te nüfuz İzmir gümrüklerine külliyetli zamm edenler olduğundan Tıngır­
yarışına çıkışmaları hususu idi. Şöyle ki İngiliz Elçisi Canning1 oğlu şürekası hayli telaşa düştü ve bunun için akd olunan ko­
ötedenberi Babıali'nin icraatına müdahale eylerdi. Fransızlar misyonlarda Safveti Paşa dahi azadan bulunmağla her tarafdan
ise bu muharebede hayli şan kazanıp bu cihetle Fransa sefareti atılan tariz ve itiraz taşları ana dokunarak mucib-i mahcubiyyeti
nüfuzca ana tefevvuk daiyesine düşmüş idi. Reşid Paşa öteden­ olmakda idi.
beri İngiltere politikasına mail olup anın mekteb-i terbiyesinden Mahmud Nedim Bey ise bu halleri gördükçe gah kızar ve
çıkıp da sonra ana rakıyb olan Ali Paşa ile Fuad Paşa ise bütün­ gah kızarıp bozarır idi ve bir de Mahmud Nedim Bey Reşid
bütün Fransa politikasına bağlandılar. Serdar-ı ekrem Ömer Paşa Paşa'ya mensub olduğu cihet.le Canning'e temelluk etmekte
Ingilizlere mail olup Serasker-i esbak Rıza Paşa ise herkesden olduğu halele Rıza ve Safveti Paşa vasıtalariyle Fransa Sefaretine
ziyade Fransa sefareti ile hem-raz idi. Resid Pasa Fransa sefa- dahi hoş görünmek isterdi. Halbuki hazı yaraniyle mahremane
retini okşamak ve rakıyblerine karşı bir kuv et al ak üzere Rıza musahabeti esnasında "Uzak devletlere dayanmaktan ise cdr-i müldsık
Paşa'yı serasker ve anınla Hızım ve melzum kabilinden olan Darb- olan bir devlet ile her nasıl olursa olsun uyuşup da hoş geçinmek evladır,,
hor Paşa'yı Hassa müşiri ettirmiş ve meşhur Maliye nazın Nafiz cleyu daha ol vakit Rusya tarafdarı olduğu sıkadan mervidir.
Paşa evahir-i eyyamında irtikab ile itham olunduğundan ve İltizam temettüatına pek ziyade karşı gelen Kıbrıslı'nın
mürur-ı zaman ile Safveti Paşa'nın sevabık-ı ahvali zihin­ lerden akdemce Sadaret'ten infisali balada beyan olunan hafi şirketler
çıkar gibi olup halbuki her halde Rıza Paşa'ya tabi' bu­ eshabına medar-ı tesliyet olmuş idiyse ele ol esnada Meclis-i Tan-
lunduğundan Reşid Paşa anı dahi l\1aliye nezaretine getirmiş zimat'ın teşkili anlara mucib-i fikr-ü endişe olmuş idi. Zira Mec­
idi. Reşid Paşa sayesinde Rıza ve Safveti Paşalar hey'eti tekrar lis-i Tanzimat teşkilinin sebeb-i hafisi Mehmecl Ali Paşa'nın
meydana çıkdıklarında evvelkinden ziyade iddihar-ı emvale mün­ tatbiyk mührü keyfiyyeti idiyse de başlıca bir vazifesi vükelayı
hemik oldular. Halbuki vakit evvelki vakit değil idi. Halkın muhakeme etmek maddesi idi.
oldukça gözleri açıldı. Ne yapılsa halkın nazar-ı dikkatine çarpar Eslafımız olan vak'a-nüvisan "otuz sene mürur etmeden vek(!_Yi'-i
oklu. Binaenaleyh Kıza Paşa takımı evvelkiden zivade lisana tarıh{J!Ye fldn olunamaz,, demişler. Filvaki' bir karn geçmedikçe
geldiler. · vekayi'in hakkiyle ilam kabil olamaz ve bazı vekayi' vardır ki
Hariciye müsteşarı Mahmud Nedim Bey dahi daima me­ nafi'- iki kam hile geçse ıl:.'tnı münasib olmaz. Bu tezkire-i acizinin
i şahsiyyesini arar bir adem olduğundan Reşid Paşa ile ara­ larını ekser-i mündericatı ise halen içinde bulunduğumuz bir asrın
te'lif etmek üzere anlara çatmış ve ol hey'etin tertib eylediği hafi zatiyyat ve ledünniyyatı olmak hasebiyle bundan bir hayli müddet
şirketlerin temettüatından istifadeye kıyam etmiş olduğu ve kendisi sonra dahi meydana çıkarılamaz. Fakat tahririne me'mur olduk­
Reşid Paşa'nın nedim-i bezm-i hassı olduğundan ol şir­ ketlerin ları seneler vekayi'inin esrarına miftah ve mukaddime olmak
işlerini kolaylıkla yürütmek üzere anlar dahi anı daire-i hasebiyle zat-ı alilerine mahremane keşf-i raz edilmek lazımgel­
mahremiyyete almış oldukları ihsas olunuyordu. Hatta Tıngır-oğlu ıniştir. Ceride-i vekayi'in ana göre tertib ve tahriri menut-ı him­
Ohanes Efendi Beyrut ve İzmir gümrüklerini kapatıp Safveti met-i behiyye-i fazılaneleridir. Ol babrla emr-ü irade efendim
Paşa kafadarları ile hafiyyen şerik olduğu ve bu şirket-i hafiyyede hazretlerinindir.
15 Muharrem sene 95
Mahmud Nedim Bey'in dahi hissedar bulunduğu beyn'el-enam

1 Metinde bu kelime .:t;ı; şeklindedir.

,ı)'
TEZ. KjR.t CF,VDF,T 29
TEZKİRE N. 7
ziyade hiddetlenerek Urkapusım'daki ordusunun kumandanına
Faziletlu Efendim Hazretleri
hitaben "Süngü süngüye ve goJüs göğüse uruşarak Türkleri denize dijk­
Tahriri sadedinde bulunduğumuz vekayi'-i mühimmenin melisiıı,, deyu emr-i kat'ı vermiş olmasiyle o dahi kırk bini mü-
esbab-ı hafiyyesi altıncı tezkire-i sena-veride bast-u beyan olun- tecaviz asker ile gelip Gözlöve istihkamatı üzerine şiddetli hücum
duğundan işbu yedinci tezkirede ber-vech-i atı beyan olunacak eylemiş ise de asakir-i şahane tarafından kaviyen müdafaa olun­
vekayi'in teselsül-i revabıtında ol esbaba müracaat olunmak mağla dört saat kadar mümted olan muharebede asakir-i şaha­
lazım geleceği ihtar olunur. neden yüz neferi şehid ve iki yüz doksan kadarı mecruh olduğu
halde Rusyaluların meydan-ı harbde üç binden ziyade telefatı
Bakıyye-i vekayi'-i sene r27r kalıp o nisbette mecruhları dahi vuku' bularak münhezimen
1: na yalısı umum kumandanı ve ba'dehu Serdar-ı ekrem ric'at ve iki saat geride iki gün kadar ikamet ettiklerinde birden-
lan Orner aş _Tuna yalısında Rusyalu ile pençeleşmekte iken bire pek çok karlar yağıp şiddetli soğuklar olduğundan ve Rusya
-ransız ve Ingılız orduları muavenete geldi. Led'el-müzakere ordusu açıkda bulunduğundan yaralılarının çoğu telef olmuş ve
Omer Paşa b'il-ittifak Bcsarabya kıt'asının urulmasını tasvib hayli asa.kiri dorımuş olduğu haber alındı.
eylemiş ise. de Fransız ve İngiliz ceneralleri buna muvafakat Nikola zatr:n münharif'ül-mizac olduğu halde ordusunun
etmeyip Kırım üzerine hareketi tensib etmişler idi. Kırım'ı tercih inhizamı haberini alıcak ziyade müte'essir olarak işbu yetmiş bir
etmeleri oraya bahren erzak ve mühimmat sevkinde sühulet senesi cumaclelahiresinin üçüncü çarşanba gecesi saat dörtte vefat
olduğuna ve donanmalarından dahi bu voltla istifade etmek eylediğ·i haberi mah-ı merkumun on sekizinci çarşanba günü
maks_adına m bteni imiş. Lakin sonra bu haı:eketin hata olduğunu Dersaadet'e vusul buldu. Yerine calis-i taht-ı imparatori olan
kendılen dahı anladılar ve "Bizi bu hataJa Avustuıyaluların ihtarat oğlu Aleksandr sulhcü bir zat olduğundan müsalahaya temayülü
ve ilkadtı düşürdü,, dediler. Eğer Ömer Paşa'nın re'vi üzere Besa­ me'mul ve muntazar iken cülusu günü irad eylemiş olduğ·u nut­
:abya> urmuş o_lsaydılar az vakit zarfında birç;k yerleri feth kunda Petro ve Katerina ve Aleksandr ile pederinin tasmimatı
ıle asakır ve ahalıye şevk ve gayret gelirdi ve pek çok emval ve üzerine sabit-kadem olduğunu beyan ve bu veclıile yemin eyle­
erzak ve eşya iğtinam olunarak ordularm idarelerinde sühulet diğini ilan etmiş olduğundan nıusalaha intizarında bulunanlar
olurdu. Kırım üzerine hareketi tercih ettiler bari öte tarafta Kers'i bir merıelJe ıne yu uldular. Tiu sırJ,da. vfc11çil.;:.c1f\ıtı. du.hi ·\; fa,t:;_
zabt ile ilerleyip ana mukabil beri taraftan dahi bir ordu se;k söylerıdise de aslı çıkmayıp ancak azl olunmuş idüği ımıahharen
il i i ordu Urkapusu'nda birleşerek orasını tutmuş olsaydılar haber alındı.
kamılen Kırım kıt'ası teshir edilirdi. Halbuki bunu dahi yap­ Garibdir ki Nikola'nın vefatından evvelce bir istihrac mes'e­
mayıp Kırım'ın en sarp ve müstahkem mevki'i olan Sıvastop;l lesi meydana çıkıp ilm-i huruf meraklısı olan bazı zevat ara­
üzerine vardılar ve müddet-i medide orada saplanıp kaldılar. sında mevzu'-ı bahs olarak bu sene be-heme-hal Nikola'ya dair
Har bin imtidadı ise herkese fütur verdi ve kulub-ı nasda harbin bir büyük vak'a zuhura gelecek ya budur ki Nikola biter veya
eski ehemmiyet ve harareti kalmadı. Elhasıl Fransız ve İngiliz odur ki bil-cümle husemasma galebe eder derler iken ber-vech-i
kumandanları sevk ül-ceyş fennine muvafık hareket edemediler. bala vefatı haberi geldi.
Ne çare anlar Kırım üzerine hareketi tercih etmeleri üzere Ömer Zikr olunan istihracııı keyfiyeti budur ki Nikola'nın impa­
Paşa'nın dahi ordu-yı hümayun ile Kırım üzerine hareketi lazım rator olduğu sene-i miladiyyenin crkamı yukarıdan aşağı al'et­
gelmiş idi. tertib ahadi tahtına vaz' ile cem' olundukta hasıl olan 1841 sene-i
Bu esnada Ömer Paşa'nm Gözlöve'ye çıkıp asakir-i şaha­ neyi miladiyesinde bir vak'a-i cesime vücuda getirmiştir ki cümle
ta'biye eylediğ·i Rusya imparatoru Nikola'ya haber verildikte Avrupa devletlerine pış-rev olarak Mısır mes'elesine dair bir
muahede-i ittifak yapmış idi ve yine bu tarz ile cem' olun-
30 TEZAKİR-İ CEVDET TEZAKİR-İ CEVDET 31

dukta hasıl olan işbu I 855 senesinde ber-vech-i muharrer frvt 4


olmuştur. 2

Şekl-i istihrac budur : 1857 Fransa hakkında intizar olunan vak'a-i cesıme.
Sene Biz sadedimize rücu' edelim.
r825 Nikola'nın tarih-i cülı'.'ısu Cumadelahirenin on birinci ve şubat-ı rumi.nin on altıncı
çarşanba günü sabahleyin İstanbul hapishanesinde mevkuf hu­
8 lıman deniz hırsızlarından biri Galata'da salb edileli ve diğer
2 biri dahi salh olunmak üzere Adalar'a gönderildi. Bunlar beş
5 nefer izbandid olup bir fransız fırkateyni tarafından Akdeniz'de
1841 l\ıfısır tutulan bir korsan gemisinde bulunmağla Dersaadet'e getirilmiş­
mes'elesine dair Düvel-i Avrupa ile akd-i ittifak lerdi. Bunların salb olunmalarına Meclis-i ya.lada karar verilmiş
ettiği ise de hapishane zıyk olduğundan üçü telef olmuş idi. Hapis­
8
hanenin bu halinden evvelce Zabtiye müşiri İzzet Paşa dahi
4
şikayet ederek tevsiini istid'a etmiş idi. Binaenaleyh ol vakit Babı­
alı'ce hapishanelerin tevsi' ve tanzimi mes'elesi mevzu'-ı bahs
1855 Tarih-i vefatı olmağa başladı.
. I esab-ı mezkur sene-i miladiyye itibariyle olup bazı zevat Cumadelahirenin on ikinci perşenbe günü beş orı kişinin
bu ı tıhra_ ırı- s ir zevat hakkında dahi cerayanını itikad ederek koleradan vefat eylemiş olduğu havadisi şayi' oldu. Arıcak fi
bu hısab ııe ıkı sene sonra Fransa hakkında dahi vuku'at-ı cesi­ nefs'il-emr kolera olmadığı bazı etibba tarafından ihbar ve te'min
meye muntazır olmakta idiler. edildi ve cisr-i cedidin bakır kaplı dubalarında hasıl olan mid­
Keyfiyyet-i istihracı bu vechiledir : yelerden arasıra hazı vefeyat vukua geldiğinden bunların dahi
Sene öyle midyeden rnesmumen vefat eylemiş olmaları akreb-i ihti-
r8r5 Bu··yu··k -Napo l'eon Bonaparte'nın tutulduğu maldir denildi.

8 endişe idi ve bir de Kırım tarafındaki Devlet-i aliyye ordusiyle


Düvel-i müttefika ordularından bu esnada Dersaadet'e hayli
5 mecruh ve hastalar getirilip bir taraftan dahi hastahane ittihaz
l 830 Charles X.1'in Fransa'dan tard ı·ıe L ouı·s-Ph·ıı·ıppe,.ın 2 olunmak üzere konaklar ve yalılar peylenmekte olduğundan böyle
giderse yazın Dcrsaadet'te fena hastalıkların hadis olabileceği
kırallığı
8 bazı etibba tarafından beyan ediliyordu.
Bu esnada l\ıfehmed Ali Paşa'nın tatbıyk mührü mes'elesi
o mevzu'-ı bahs oldugu halde İzmir ve Beyrut gümrükleri iltiza­
mından dolayı Rıza ve Safvetı Paşalar ile Hariciye müsteşarı
1842 Louis-Philippe'in veliahdi olan oğlunun vefatı
Mahmud Nedim Bey aleyhinde dahi beyn'el-enam hayli güft-ü
8
gu.lar vuku'a gelmekte idi. Rıza ye Safveti Paşalar takımı Reşid
Paşa'nın bu işi ört-bas etmesini isterlerdi. Reşid Paşa ise o misillu
ı Metinde :,_, J.,l.:. (Şarlı diz). temettü'at-ı rnemnu'ad,,n müteneffir olarak eshabının ceza görme-
2 Metinde -,..0ı; .,_;.ı. 1 Bugün Tifo dediğimiz hastalık olacaktır.

i
TEZAKİR-İ CEVDET 33

32
Babıali meydanına uğradılar. Davud-paşa Cami'inin son cema'at
lerini isterdi. Al'el-husus düşmen-i ekberi olan Mehmed Ali yer.inde iki kubbesi indi ve bir hayli kargir binalar sakatlandı
Paşa'vı muhakeme altına alıp da andan bu vechile intikam ve kargir hanlarm bazılarında birçok odalar yıkıldı. Kal'a divar­
almak emelinde idi. Binaenaleyh Rıza ve Safveti Paşalar bu larının bazı mahalleri ayrıldı. Herkes valih ve hayran kaldı.
defa Reşid Paşa sayesinde meydana çıkıp Mahmud Nedim Bey Kırk elli dakika mürurunda saniyen ·ve andan on beş dakika
ise Reşid Paşa'nın ez kadim nedim-i bezm-i hassı olduğu halde mürurunda salisen birer hafifce zelzele vuku' buldu. Ol rrünün
üçü dahi Reşid Paşa'nın bu meslek-i adalet-cuyanesi_n en na- gecesinde dahi arasıra zelzeleler vuku' bulduğu gibi ferdası'" per-
hoşnud idiler. Meclis-i vali re:isi Kamil Paşa, anların ıltızam şenbe günü dahi iki def'a zelzele vaki' oldu. Bunlar eğerçi hep
müteallik olan işlerini Meclis-i valaca tervice gayret etmedıgı hafifce geçdiyse de tekerrür ve tevilisi hasebiyle halka azım havf
cihetle ana dahi kızgın idiler ve bir de Mahmud Nedim Bey ve dehşet geldi.
kendisinin Reşid Paşa'ya kıdem-i mensubiyeti cihetiyle vükela Meğer mesaibin büyüğü Bursa'da vuku' bulmuş. Buradaki
sırasında bulunmak me'mfıl eder iken Hariciye müsteşarlığında hareketler oradaki zelazil-i şed'.idenin serpintisi imiş. Şöyle ki
kalmasından dolayı kalben müteessir idi. Bursa'da mezkur çarşanba günü saat yedi buçuk kararlarında
Bu evanda ise Fransa sefareti Reşid I'aşa aleyhinde işlemekte hava gayet berrak iken birden bulutlar zuhur ile gökyüzü kararıp
olup Mahmud Nedim Bey Rıza ve Safveti aş lar :7asıta i'.le Fransız dört taraftan rüzgarlar eserek ve şimşekler çakıp yağmur yağarak
politikasının galebe edeceğini ve tezkıre-ı sadısede ış-ar olunduğu misli görülmedik fırtınalar zuhur etmekle beraber batı tarafın­
üzere Reşid Paşa'nın kuvveti azalmıkta olduğu cihetle kariben dan bir kara bulut peyda olup on dakika kadar ol mertebe ka-
düşeceğini anlamış idi. Binaenaleyh savuşup. taşrada bulunmak ve bu ranlık olmuş ki katibler yazı yazamaz olmuşlar ve bu arada
vesile ile rütbc-i vezareti ihraz eylemış olmak üzere taşra mansıbına öyle şiddetli bir saika düşmüş ki ahali memleket batıyor san­
talib oldu Ye kendi talebi üzerine cuma- delahirenin on birinci mışlar. On dakika sonra yani saat dokuzu çeyrek geçerek hare­
çarşanha günü uhdesine rütbe-i vezaretle Sayda eyaleti ve selefi ket-i arz başlayıp otuz saniye kadar sürmüş ol halde ahali bu­
Namık Paşa'ya Şam eya eü tevcih olunup lundukları yerlerden çıkıp kaçmağa yüz tutmuşlar ise de yürür-
ken yokuş yukarı çıkıyor gibi bir hale gelerek ne yapacaklarını
sabık Sam valisi ve Arabistan ordusu müşiri Arif Paşa'nın talı- kıyk-,i
ve nereye gideceklerini şaşırmışlar. Sultan Osman ve Sultan
ahvali dahi müşarünileyh Mah ,mud p a.şa'\a_ h va'l e-o
ı
ıud,u. Orhan türbeleri takımiyle ve Sultan Murad-ı sani ve Yıldırım
Bu esnada Mahmud l'aşa'nın ıvieciis-i vaia rem 01<,ccıgı sı:ıy«';­
Bayezid Han cami-i şeriflerinin minareleri ve Ulu cami'in yedi
nirken tasra mansıbım Ü1tiyar etmesine salif üz-zikr dakikalara
aded kubbesiyle iki minaresi ve sair cami'lerin dahi minareleri
vakıf olın:ayan zatlar bir rna'na veremeyip taaccüb ettiler.
hep münhedim olmuş ve Sultan 11urad-ı evvelin inşa-kerdesi
Rıza Paşa ise Reşid Paşa'ya gelip "Efendim 1Walmıud Paşa
olan Urganlı köprüsü'nün bazı mahalleri sakatlanmış ve Su-başı
işe yarar bir bendenizdir. Taşra gitme_vip de bari Mecli:-i dld reı:i
köprüsü üzerinden mürur ve ubur mümkin olmıyacak mertebe
olsa diverck anı tavsiye etmiş idi. Vakı'a iltizam ışlerıne Ka- mil Paş
" J

• • d 1 e yarılmış. Harir fabrikaları yıkılmış ve nice hanumanlar harab


a yaramayıp l\ıiahrnud Paşa ı se herkesden z ıya ou olmuş. Kal'anın bir tarafındaki <livar göçüp altındaki yahudi
misillu islere yarardı. Reşid Paşa bu dakıykayı tefattıın ederek Rıza hanelerini basdırmakla havli nüfus telef olmus ve altında kalan
Pas 'nın aarazi iltizam şirketlerine müsaid bir reis aramaktan ibaret yıkıntılardan gece harik ·zuhur ile otuz k dar hane ve bir
;lduğu u suret-i infialde 1fahmud Paşa'ya söylemiş idi. iki dükktı.n yanmış ve hareket-i arzın arkası kesilmeyip kaplıca­
Mahmud Kedim Paşa'nın ber-vech-i bala Sayda valisi olduğu lardan bazılarının suları çekilmiş ve bazılarının suları çoğalmış.
gün tesadüfat-ı garibeden olarak bir hareket-i arz vuku' buldu. Şöy­ Ahali çadırlar ile bahçelerde ve kırlarda ikamete mecbur olmus.
le ki ol gün Hariciye dairesinden çıkıp huzur-ı Sadr-ı al ye_ gi :r­ Recebin yirmi üçüne kadar la-yenkatı' ara-sıra haraz-ı arz vuku'
ken gayet şiddetli bi.r zelzele vuku'a geldi. K ttabın kı 1ı :gıd
Tc;::,dkfr-i Cevdet 3
ve kalem ve kimi mıkraz ya kalerntraş ellerınde oldugu ı1alde
34 TEZAKİR-İ CEVDET TEZAKİR-İ CEVDET 35

gelip eğerçi evvelki gibi şiddetli olmadığından ahali hanelerine avdet şehir kamilen harab olmuş ve bu zelzelelerden Mihaliç'de dahi
ve çarşı ve pazara giderek işlerine müdavemet eder olmuş iseler de külli zayiat vuku, bulmuştur.
sakat ve tehlükeli hanelere girmekten ictinab ederler imiş. Recebin Devlet-i aliyyenin pay-i taht-ı kadimi olan Bursa'nın böyle
yirmi üçüncü gününün akşamı yani yirmi dör­ düncü perşenbe harab olması sahihen mucib-i teessüf-i azim olan mevaddandır.
gecesi saat biri on dakika geçerek bir güherçile buharı peyda olup Buna dair Fuad Efendi'nin bir şairane sözü vardır ki "Osmanlı
beş dakika sürmüş. Neden hasıl olduğu ve olacağı bilinemeyip tarihinin dibacesi zayi' oldu,, dcyu teessüf eylerdi. Lakin garibdir ki
herkes havf-ü dehşet üzere iken birdenbire bir ;elzele-i şedide lisanen böyle te'essüf edip dururken Bursa'nın ahvalini tahkik için
zuhura gelmiş. Memleket gı'.iya bir şid­ detli fırtınada iki büyük bir me'mur gönderilmedi. Çünki biz Rusya muharebesiyle ve
dalga arasında kalan gemi gibi sal­ lanır ve binalar bir iki arşın daha doğrusu Mehmed Ali Paşa tarafından sarraf Mıgırdıç'a
ileri ve geri gidip gelir olmuş. Bu vechile hareket-i arz iki dakika verilmiş olan senedlerin tatbik mührü mes'elesiyle meşgul idik. Ber-
kadar sürmüş. Artık herkes ne vapacağını şaşırmış. Ana evladını ve vech-i bala Bursa'da ol zelzele-i şedide vuku' bulurken Gem- lik
evlad anasını gayb edip ersem ve ser-gerdan olarak sokaklara vapuru kalkıp Dersaadet'e geldi ve açıktan Bursa üzerinde bir
düşmüşler. Kargir binalar harab olmuş Çarşı denilen Demir-kapı ateş gördüğünü haber verdi. Volkan zuhuruna haml olundu. Sonra
ise bütün bütün yıkıl­ mış. Nasın emval ve eşyası yıkıntılar altında yangın olduğu haber alındı. Yine kayd olunmayıp oradan tahrirat
kalmış. Kimesne maline sahih olmak üzere yanına varamaz imiş ve vüruduna intizar olundu. Bursa'daki halk ise can ve başları
bu yıkıntılar­ dan gece harik zuhur ile üç dört kol olup eğerçi kaygısına düşerek vaktiyle İstanbul'a kağıd yazamayıp dokuz gün
birkaçına yıkın­ tılar mani' ve hail olarak muntafi olmuş ise de sonra tahrirat-ı resmiyye gelebildi. Halbuki İngilizler Bursa
Kayağan çar­ şısı'nda külliyetli kereste olduğundan oraya sirayet ahalisine iane için derhal iki gemi ekmek ile bir hayli akçe
eden ateşin itfası kabil olamayıp Tatarlar denilen mahalleye kadar göndermiş olduklarını on gün sonra Bursa vücuhundan Dersa­
sirayet ile bin beş yüz kadar hane ve dükkan külliyetli emval ve adet'e gelen Tahir Ağa maa't-te'essüf,haber verdi. Artık ecnebiler­
eşya- lariyle beraber muhterik olmuş. Dört yüz elli seneden beri den utanır olduk ve hele hilal-i recebde Bursa'da zelzeleden musab
kaim ve metanet ile meşhur olan Su-başı ve Urganlı köprüleri olanlara iane akçesi toplamak üzere beyn'el-vükela bir defter
kamilen yıkılmış. Gök-dere suyu vakt-i feyezanında Keşiş dağından açıldı. Biz ne vakit hab-ı gafletten uyanacağız. Rusya muhare­
yirmi omz kıyyelik kayaları sürükliyerek geıirip bu köprülere çarpar belerinde atılan topların sadaları bizi uyandırmadı. Acaba Bur­
olduğu halele hu kadar yüz yıllardan beri bir yerleri sakatla­ mamış sa'nın kudret topları da uyandırmıyacakmı. Hayır. Heman
iken iki dakika zarfında bu köprülerin bütün-bütün mün- hedim Cenab-ı Hak bizleri ıkaz ve ıslah eyleye.
oluvermelerinden zelzelenin derece-i şiddeti istidlal olu­ nabilir. Salif'üz-zikr hareket-i arz gecesi Fethi Paşa'nın bir sene­
Bursa'da bu zelzele-i şedidenin zuhurunda Dersaadet'te dahi pek denberi hidmetinde bulunan Daver nam gürcü uşağı Eyyub'daki
şiddetli bir hareket-i arz vuku' buldu ve herkese mu- sarayında çamaşır odasını küşad ile kaffe-i mücevheratını ve
cib-i dehşet oldu. yüz kırk bin kuruşluk kadar altınlarını alıp savuşmuş ve Büyük-
Bundan sonra dahi Bursa'da al'ed-devam hafifce zelzeleler dere'de Zafiri'nin lokantasına gidip anın vasıtasiyle bir rum
vuku'iyle pek çok yerlerden sular çıkmakta ve arasıra derinden gemisine süvar olarak Batunı canibine firar etmek üzere bulun­
sanki büyük yıkıntı gürültüleri ve gı'.iya on beş top birden pat­ muş iken şabanın üçüncü cuma günü sabahliyin ol gemi basılıp
lıyor gibi dehşetli sadalar işitilmekte imiş. Bunların asarından sarik-ı merkum ahz-u habs edildi. Sonra noldu bilmem.
olarak recebin yirmi altıncı cumaertesi gecesi İstanbul'da dahi Şabanın altıncı ve nisan-ı ruminin on birinci günü yalılara
bir hareket-i arz vuku' buldu. Lakin hafifce geçti. naklolunmuş idi. Bursa'da zelzelelerin arkası kesilmediğinden
Elhasıl bunca yıllardanberi imarına çalışılan güzel Bursa yine oradaki zelzelelerin serpintisi olarak şabanın on birinci günü

- .1'
36 TEZAKİR-İ CEVDET
TEZAK.İR-İ CEVDET 37
sabahliyin saat yarım sularında iken Dersaadet'te bir hareket-i
arz vuku'a geldi. Paşalar beyninde taksim olunuvermiş. Anın ıçın Reşid Paşa
Biz gelelim Mehmed Ali Paşa'nın tatbik mührü mes'elesine. vak'ayı meydana koymağla kendisinin müsellem olan iffetini ve
Mes'elenin tafsilatı ana dair olan evrakı bulup tetebbü' etmekle rakiblerinin yağma-gerliklerini zahire çıkarmış oldu ve Mehmed
ma'lı'.'ım olur. İcma.len beyanı bu vcchiledir ki Mehmed Ali Pa­ Ali Paşa'ya bu hususun Meclis-i ali-i Tanzimat'a havalesi lazım
şa'nın gümrükten hayli me'huzatı olup Mıgırdıç'ın evrakı içinde geleceği ve evvel be-evvel kendisinin bu babda olan ma'lı'.'ımat
birtakım tahvilatı zuhur etmiş idi. Mehmed Ali Paşa'ya led'el­ ve cevabı ne ise bilinmek lazımgeldiği beyaniyle bir kıt'a tezkire-i
müraca'a mührünü inkar eyledi. İşte bu maddenin icray-i ted- samiyye yazıldı. Buna cevaben Mchmed Ali Paşa'nın yazdığı
kıykatı sırasında Meclis-i ali-i Tanzimat teşkil olundu. tezkirede "Bu akçe_ye Hükıımet ne nazarla bakacak ve bu madde niçin
Bu meclisin vazife-i asliyyesi gerek havale üzerine ve gerek Meclis-i Tanziınat'a havale olunuyor. lbtida buraları ifade olunmadıkça
bila-havale meclisce lüzum görülmekle bidayeten lazım gelen beyan-ı ma' lümat edemfyeceği,, muharrer olmağla keyfiyet tekrar
kavanin ve niza.mat layihalarını yapmaktan ibaret olduğu halde meclis-i mahsusta der-mivan olundukta "Hükumet buna ne na-
nizamata muhalif bir hareket görür ise bir müzekkere ile rnakam-ı zarla bakacağını hata kendi dahi bilmez. Meclis-i Tanziınat'a havalesi
Sadaret'e ihtar eylemek salahiyetini ve bir de vükelayı muhakeme ise kendisinin bileceği şeydir,, denilip bu mealde yine bir kıt'a tez­ kire-
etmek vazifesini dahi haiz idi. Binaenaleyh meclis-i mezkurun i samiyye yazıldı. Buna cevaben Mehmed Ali Paşa'dan gelen tezkirede
hin-i teşekkülünde der-dest olan mes'ele-i mebhusün-anha dahi "Bu muamele bana hakarettir. Ben de buna ne nazarla bakı­ lacağı. beyan
oraya havale olundu ve belki meclis-i mezkfırun teşkilini mucib olunmadıkça buna dair beyan-ı ına' lı1mat etmem. Bununla beraber yine
olan sebeb-i hafi işbu mebhusün-anh olan tatbıyk-i mühr mes'e- niçin 1'1eclis-i Tanziınat'a havale olunduğunu sual ederim ve bu
lesi idi. Çünki Reşid Paşa ile Mehmed Ali Paşa miyanesindeki muamele beni tahkir demek olduğundan buna neden ihtidar olunuyor deyu
adavet bu esnada pek ziyade te'ekküd ve teşcddüd etmiş idi. sual ederim ve artık ben de namus-ı ınevki'imi muhafazaya mecbur
Keyfiyet mevki'-i tedkıyka konuldukta yetmiş beş bin ku­ olacağım,, demek gibi Hükı'.'ımet'i istihfaf yolunda sözler münderic
ruşluk bir kıt'a tahvilin mührü Mehmed Ali Paşa'nın kendi idi ve bu Sırada Mehmed Ali Paşa Fransa şefaretine müracaat
mühr-i mu'teberi olduğunda ehl-i hibre müttefik olup memhur eylemiş ise de Serasker Rıza Paşa'nın Fransa sefaretince nüfuz
muhasebe defterinde dahi kaydı musarrah bulunduğuna mebni ve itibarı ziyade olduğundan hu babda sefaretin müdahalesini
tahvil anın senedi olduğuna hükm olunarak diğer tahvilatı tah­ kestirmişdi.
kika havale olunmu§ idi. Reşid Paşa'ca maksad dahi senedattan Recebin yirmi yedinci cumaertesi gunü Sadrıa.zam Reşid
birinin olsun sübutiyle Mehmed Ali Paşa'nın sübut-ı irtikabı Paşa ve Şeyhülislam Arif Efendi ve Serasker ve Kapudan 1 Pa-
olmağla bu arzu husule gelmiş idi. şalar ile Fethi Paşa ve 11eclis-i vala reisi Kamil Paşa Mabeyn-i
İşte bu halde Nevrckoplu Mehmed Bey mes'elesi meydana hümayun'a celb ile huzur-1 hümavuna led'el-müsı'.'ıl Sultan Ab­
çıktı. Agnam ve sair iltizamar için Mehmed Bey Mehmed Ali dülmecid Han hazretleri Mehn;ed Ali Paşa'nın mukaddema
Paşa'ya vermiş olduğu on yedi bin bu kadar kese akçenin istir­ softaları tahrik etmek gibi muhill-i maslahat bazı fesadındaıı
dadını da'va etti. Keyfiyet meclis-i mahsus-ı vükelada der-miyan bahsile terbiyesi lüzumunu beyan buyurması üzerine derhal nef-
olundukta Reşid Paşa "Bunun dokuz bin kesesi iradelidir. lvfehmed yine dair tanzim olunan mazbata vükelay-ı müşarünileyhim
Bey'in anı da'vaya salahiyeti yoktur. Bakisinin mürafa'asına teşebbüs tarafından mühürlenerek üzerine hatt-ı hümayun keşide buyu­
lazımgelir,, demiş. Meğer mukaddema Mehmed Bey'in Reşid rulduktan sonra icray-ı icabına mübaderet olunmuştur. Şöyle ki
Paşa'ya ve Fethi Paşa ile Mehmed Ali Paşa'ya üçer bin kese akşamdan sonraca Mabeyn-i hümayun kapuçuhadarı Mehıned
vermesi için irade-i seniyye istihsal olunmuş ise de Reşid Paşa
kabfıl etmediğinden meblag-ı mezbur Fethi ve Mehmed Ali 1 ·'Serasker ve Kaputları,, ile "Paşalar,, arasındaki :; ın zülıulen ko­

nulduğu muhakkak olduğundan onu nakl etmeğe lüzum görmedik.


33 TEZAK.İR İ CE"'VDET 39

Ali Paşa'ya gidip "Sizi Şevketlu Efendimiz ister,, deyu Çırağan sahil- ile meşgulüz. Pek §Ok bekliyem yiz,, diyerek iskeleye doğru yurumüş
saray-ı hümayununa davet etmiş halbuki Zat-ı Şahane Dolmahağçe ve arkasından sadrıazam ağaları her nekadar tevekkufunu rica etmişler
sarayına gidip Çıragan'da Serasker Rıza Paşa kalmış idi. ise de ısga etmeyip hemen kayığına rakiben Babıali'ye gitmiş ve fi-
Mehmed Ali Paşa galiba "lade-i ikbal ile Reşid Paşa)a ga­ ma-ba'd Mehmed Ali Paşa'nın ziyaretine gitmemiş idi ve Arif
lebe ettim,, zu'muna zahib olmak gerektir ki memnunen Kuru- Efendi b"giz ve kin-dar bir zat olduğuna binaen Meh­ med Ali
çeşme'deki sahil-sarayından üç çiftesine rakiben çıkıp Çıragan'a Paşa aleyhinde bulunurdu. Bu kerre sırasını düşü­ rüp
gelerek iskeleye çıktığı esnada askerle memlu çend kıt'a ikişer çif­ Mehmed Ali Paşa'nın terbiyesi emrinde lazımgelenleri teşci'
teler etrafını almışlar. Mehmed Ali Paşa Serasker Paşa'nın iskelede etmiştir.
duran kaftan-ağasına "Ne var bu ka:,Yıklar nedir,, deyu sual etmiş Bu esnada Hariciye nazırı Ali Paşa Viyana konferansına
O dahi "Bir Şf!Y yok,, deyu cevab vermiş. Ba'dehu Mehmed Ali me'mur olduğundan mukaddema Meclis-i ali-i Tanzimat azalığiyle
Paşa Serasker Paşa'nın olduğu odaya girdikte Serasker Paşa ken­ Mabeyn-i hümayun ikinci kitabetinden çıkan ve ba'dehu Hari­
disine Kastamonu'da ikamete me'mur olduğunu beyan eylemiş ciye müsteşarı olan Safvet Efendi Hariciye nezareti vekaletine
ve "Gitmem,, deyu inad ve ısrar gösterdikte Serasker Paşa buna dair ta'yin buyuruldu ve bu sene recebinin üçüncü çarşanba günü
hatt-ı hümayun sadır olduğunu b'il-beyan nasihat etmiş. Bunun nevruz-ı sultaniye müsadif oldu.
üzerine gah "Şevkettıı Efendimiz'i gö'receğim,, gah "Sultan'ı görryim,, Mehmed Ali Paşa'nın asayiş-i ammeyi selb edecek hareka-
diyerek hayli keşmekeşlerden sonra nihayet azimete karar vermiş tından bahs ile nefy olunduğu henüz Takvim-i Vekayi' ile ilan
ve iskeleye inip kendi kayığına binmek istemiş ise de buna da olunmuş iken şabanın on dördüncü pazarertesi günü afv ve itlak
ruhsat verilmeyip Serasker Paşa anı kendi beş çiftesine bindirip birlikte olundu. Bu ise enzar-ı ammede pek garib göründü ve şabanın
doğru Köprü içerisinde evvelce tehiyye edilmiş olan Saik-ı şadı on altıncı çarşanba gecesi Reşid Paşa hutub-ı cesime-i Sadaret'ten
nam vapur-ı hümayuna çıkmışlar. Kapudan Paşa dahi anlar ile afvi istirhamına daiı bir kıt'a ariza yazıp Mabeyn-i hümayun'a
beraber olduğu halde vapurda gecelemişler. Sabahliyin anlar yerlerine takdim etmekle ferdası sabahliyin Baş-mabeynci Ali Efendi gelip
avdet ile Mehmed Ali Paşa bahren Kastamonu'ya varmak üzere isti'fasının kabul olunduğunu kendisine beyan eyledi.
Karadeniz'e izam olundu. Reşid Paşa'nın isti'fası bi't-tabı' 1-Iehmed Ali Paşa'nın afv
Mehmed Ali Paşa'nın mukaddema sofraları tahrik ettırmesi -u itlakına haml olundu. Lakin kendisinin şifahen fakire vaki'
fi'l-vaki' mucib-i iğbirar-ı Padişahı olmuş idi. Ancak kendisinin olan ifadesine nazaran isti'fasının sebeb-i aslisi 1v1ısır'ın kanal
Abdülaziz Efendi taraftarlığiyle itham olunmuş olması dahi mes'elesi olup ancak Mehmed Ali Paşa vak'ası dahi bunu
esbab-ı hafiyyeden olduğu mervidir. ta' cil etmiştir.
Ivfehmed Ali Paşa'dan intikam almak hususunda Şeyhül­ Gelelim kanal mes'elesine.
islam Arif Efendi'nin Reşid Paşa'ya hayli muaveneti vuku' bul­ Altıncı tezkiremizde iş'ar olunduğu üzere ötedenberi Dersa-
muştur. Sebebi bu idi ki mukaddema Mehmed Ali Paşa makam-ı adet'te lngiliz elçisi Canning'in nüfuzu cari ve saire galib olduğu
Sadaret'e geldikte halka pek ziyade tafra-furuş-ı ta'azzum olup halde bu muharebelerde :Fransızlar ziyade şan kazanıp bu ci­
halk ise Reşid Paşa'mn nezaketine me'luf olmağla anın kibr-ü lıetle lngilizler anları istirkab eder oldular. Fransız sefareti ise
ta'azzumundan dil-gir olmuş idi. Ol vakit Arif Efendi Meclis-i Canning ile nüfuz yarı ına çıkmıştı. Reşid Paşa ötedenberi İn­
va.la müftisi olup tebrik-i Sadaret için ber-mu'tad dört çiftesine giltere politikasına mail iken şagirdleri olan Ali ve Fuad Paşalar
binerek Mehmed Ali Paşa'nın sahil-sarayına vardıkta sair züvvar Fransa politikasını ele aldılar ve bu vesile ile üstadlarına galebe
ile beraber Paşa'nın çıkmasına muntazır olup Paşa haremden çaldılar ve bir de Fransızlar Akdeniz'den Süveyş denizine fir­
pek geç çıkmakla ve Arif Efendi'nin buna canı sıkılmakla hemen kateyn geçebilecek vü5'atte bir kanal açıp iki denizi birleştirmek
yerinden kalkıp "Paşa hazretlerine selam s ylryin. Biz mesalih-i ibad
40 TEzAKİR-İ CEVDET TEZAKiR-İ CEVDET 41

da'iyesine düştüler. Bu suretle ise Hindistan İ.ngiltere'den Fransa'ya keff-i yed eylemesini makam-ı nasihatte ihtar eylemiş. Sa'id Paşa
daha karib olacağından İngilizler bunu istemeyip ancak re men ise bu mektubu Mısır'daki Fransız konsolosuna göstermiş. O dahi
mümana'at edemediklerine mebni dolayısiyle men' ettirmek ister­ keyfiyeti Dersaadet'teki Fransız maslahat-güzarı Benedetti'ye inha
lerdi. Babıalı ise her ne dese iki müttefik devletlerinden birini eylemiş olmasiyle Benede tti1 Reşid Paşa'ya gelip "Bu mektubun
kırını olacağından bir mevki'-i müşkilde bulunuyordu. tahririnden sizin haberiniz yokm wli,, dedikte "Evet var idi,, deyu
Halbuki mukaddema Mısır valisi Abbas Paşa ile Reşid Pa'.Şa cevab vermiş, "Ya bu surette yazılışından haberiniz var mı idi,, de-
arasında mübayenet vuku'a gelip Reşid Paşa ol vakit Abbas dikte "Hq_yır yok idi,, demiş. Tahkıyk-ı maddeye led'el-ibtidar
Paşa aleyhinde bulunmasiyle ol vakit Mısır valiliğine mülazım Fransızlar "Ol mektubu gördük,, derler. Abbas Paşa "Gô'stermedim,,
bulunan Sa'id Paşa bunu fursat ittihaz ederek Abbas Pa a'yı deyu inkar eyler. Muhtelefün-fih bir mes'ele oldu ve iş keşa-keşte­
düşürüp de kendisi vali olmak emeline düşmüş idi. Abbas Paşa kaldı. Maslahat-güzar ise Reşid Paşa'ya gelip "Ol mektubda ınün­
ise İngilizlere yaklaşıp hatta. onları hoşnud etmek üzere Mısır'dan deric olan ta'birat Fransa devletinin namusuna dokunur. Binaenaleyh siz
Süveyş'e bir demiryolu inşa ettirmiş idi. Reşid Paşa'nm başlıca buna vıikıf oldu_ğunuz gibi derhal Kamil Paşa'yı azl etmelfydiniz,, deyu
kuvveti İngiltere sefareti olduğundan ol vakit Abbas Paşa'ya bir iddia ettikte Reşid Paşa ol mektubda Fransa'nın namusuna do­ kunur
şey yapamadı. Fuad Paşa'mn Mısır'a gitmesi dahi bu misillu birşey olmadığını beyan eylemiş ise de Maslahat-güzar "Bize öyle
müşkilatın· hall-ü tesviyesi hususu idi. İşte ol vakit Sa'id Paşa yazılıyor,, deyu iade-i kelam ile suret-i ısrar göstermiş olması üzerine
İngilizlere gücenmiş idi ve Abbas Paşa'nın vefatında kendisi b'it- Reşid Paşa "Böyle ına/zremane ve min-gqyri-resmiıı yazılan şeylere bir
tevarüs vali-i Mısr olmuş idi. Bu eBnada Fransızların aktar-ı hüküm terettüb etmez. Tutalım ki terettüb etmiş olsun. Ben mektubun
şarkıyye' de nüfuzları galebe etmeğe başlayınca 1ngili:ı:lerden müsveddesini gördüm. Fransa'nın namusuna dokunacak birşey yoktur.
öcünü almak üzere bu kanal mes'elesini fursat ittihaz ederek Müsveddeyi getirelim. Size yazılan tahrirat ile tatbik edelim. Şübhe drız
heman Fransızlar ile buna dair olan mukaveleyi kararlaştırarak olur ise lııfısır' dan aynini getirtelim e/jer fi' !-vaki' ö]le bir ş · var ise
taraf-ı Devlet'teıı tasdikini istemişler idi. Keyfiyet medis-i mah- Kamil Paşa'yı tekdir ve te' dib edelim,, deyu cevab vermiş ise de
sus-ı vükelada led'el-müzakere verilen karar üzere Sa'id Paşa'ya Maslahat-güzar işi öyle muhakeme şekline koymağı dahi iste­ meyip
bir kıt'a mektub-ı samı yazılarak maddenin ehemmiyetine mebni yine kavl-i evvelini tekrar etmekle Reşid Paşa bunu mü­ cerred
koD1T2.t0su u.!'! b1r kerre de P,5.billi'ce .Lczekkür ve t dkiki iazım­ kendisinin İngiltere politikası tarafdarı bilindiğinden do­ layı bir
geleceği emr-ü iş'ar olunmuş idi. Meclis-i mahsusta ol vechile nev'-i iz'aca bahane aramak manasına haml ile ana cevaben "Bu artık
mektub yazılmasına karar verildiği sırada Meclis-i va.la reisi bir nev' -i iz' de oluyor. Bizim işten çekilmekliğimiz ldzımgelir.
Kamil Paşa Reşid Paşa'ya "Efendim. Sa'id Paşa sizi pek sever. Ana ,cira Devlet'iniz[e Devlet-i aliyye'nin te' ekküd-i müııasebatına beni lzdil
bir de ma!ıremane bir mektub Jazsanız lıüsn-i te' siri olur,, demiş ise de görüyorsunuz. Ben ise bu iki Devlet'in za'f-ı ınünasebatıııa seheb olmak-
Reşid Paşa "G'erçi Sa'id Paşa yi adamdır. Ldkin ketm-i esrar edemi- lığı bir vechile istemem,, demesi üzerine 1vfaslahat-güzar "Hqyır. O
yor. Ben bunu J'azaınam,, deyu cevab vermesi üzerine Kamil Paşa dereceleri ldz:.ıın de.iJ,il. Fakat böyle şeyler de niçin olmalı,, deyu lisam
" ô_yle ise ben akrabaca ana bir mektub yazqyım ,, deyu istizan değiştirmiş ise de işlerin ağırlığına ve kanal mes'elesinin n('ticesi
etmiş. Reşid Paşa "Size de yazın dİ:)ıemem. Ben hemen karar-ı meclis mechfıl id üğüne binaen Reşid Paşa isti'fayı kararlaştırmış ve hatta
üzere resmi bir mektub yazar gönderirim,, demiş. Kamil Paşa tekrar Abdülmecid Han hazretlerine arz ve beyan-ı hal ederken "'Aılasla/zatın
"Sa'id Paşa pederini pek severdi. Ben anın canına yemin verip ana mah­ bir derecesi vardır ki oraya gelince kulunuz:. isti'fqya mec­ bur olurum,,
remane bir ınektub yazarım,, demiş ve Fransızların mukaddema demiş. Kaldı ki bu esnada teba'a-i gayr-i müslime hakkında ilanı
Mısır hakkında müşahed olan televvünlerinden bahsile anlara mukarrer olan imtiyazattan dolayı sadr-ı Devlet'te
emniyet ve istiııad edip de böyle fevkalade işlere teşebbüsten
1 J\ıietinde .,,.-.ı.!. şeklindedir.

,.;-
42 TEZAKİR-İ CEVDET 'Fl<'7 • K tl=Lt rı;-vn-ıc'l'

bulunan kimse avam-ı nasın hedef-i ta'n-u teşni'i olacağı dahi turya Devleti buna fesh demeyip bila-müddet te'hir deyu ta'bir
cay-ı fikr-ü mutala'a idi. Binaenaleyh Mehmed Ali Paşa'nın afv-ü eyledi. Reşid Paşa'nın isti'fasına ber-vech-i bala Benedetti sebeb
itlakı üzerine Reşid Paşa Sadaret'ten isti'fa ediverdi ve ber­ olup Fransızlar ise Dersaadet'te kesb-i nüfuz etmek isterler idiyse
vech-i bala şabanın on altıncı çarşanba günü Sadaret'ten afv ile de bu mertebe ileri gitmeği dahi istemezlerdi. Binaenaleyh Reşid
yerine Viyana konferansına me'mur olan Hariciye nazırı Ali Paşa Paşa'nın infisali haberi Paris'e vasıl olduğu gibi Benedetti dahi
sadrıazam oldu. Anın yerine Reşid Paşa dahi konferansa me'mur azl olunmuştur. Bu hilalde Fransa imparatoruna su'-i kasd ile
buyur.uldu. Fakiri dahi birlikte Viyana'ya götürecek olduğundan üzerine tabanca sıkıldığı istihbar olundu.
esbab-ı seferiyye tedarükiyle meşgul olduğum esnada hasb'el- Bu hilalde Düvel-i selase asakirinden on altı bin kadar
me'muriyye bu vuku'atı dahi zabt etmekte idim. Binaenaleyh asker İngiliz ve Fransa donanmalariyle Kerş'e çıkarılıp orası zabt
tabi'ı'yüz-zuhur olan kusur ve noksanımın afv buvurulması mer- olunmuş ve Yenikal'a teshir kılınmış olduğu ve ba'dehu Devletey­
cudur. · nin duba vapurları Azak denizine duhul ile Rusya'nın mühimmat
Yine ol gün Ali Paşa'dan münhal olan Hariciye nezaretiyle nakline mahsus olan gemilerini gark ve ihrak eyledikleri haber-
Meclis-i ali-i Tanzimat riyaseti rütbe-i müşiri ve vezaret ile Fuad leri mütevarid oldu ve yine bu esnada Rusyalu'nun Karantina
Efendi'ye ve Sadaret-i uzma kaymakamlığı Maliye nazırı Şefik tabyaları karşısında bulunan Fransa istihkamına Rusyalu hücum
Paşa'ya ve Maliye nezareti rütbe-i vezaretle Tophane nazırı ile bu istihkamı almış iken Fransızlar kemal-i şiddet ile hücum
Muhtar Beyefendi'ye tevcih olundu. ederek bu istihkamı istirdad eylemişler. Bu iki muharebede
İngiliz elçisi Canning Kırım'a gitmiş idi. Bu kerre avdet tarafeynin külli telefatı vuku' bulmuştur.
etti. Bu tebeddülatın vuku'unu öğrenip dil-gir oldu. Lakin bir Reşid Paşa'nın akib-i infisalinde Kaymakam Paşa'nın sahil­
iştir olmuş. Çare bari Reşid Paşa'nın Viyana seferinden sarf-ı hanesinde akd olunan meclis-i mahsusta Reşid Paşa "Mehmed
nazarla Dersaadet'te kalması hususunu tensib ile bu yolda Reşid Ali Paşa gelecek olduğu halde Hayreddin Paşa'nın menjada dur­
Paşa'ya dahi nasihat etti. Reşid Paşa ise re'y·ü azminde musır ması haric e::.-hadd-i icabdır,, demekle arz ve istizan oluanarak
bir zat olduğundan fesh-i azimet etmeyip yol hazırlığiyle meşgul Hayreddin Paşa dahi afv ve itlak olundu. Ramazan-ı şerifin on
idi ve Avrupa'ya varıp Fransa imparatorunun müdahalatından beşinci günü ber-mu'tad Hırka'i şerif ziyaretine gidildikte dest-
şikayet etmek niyetinde idi. Ol vakit ise konferans fesh olunacağı mal dağıtmak için eyhulislam Efcndı Sadrıazam yerinde ve
sözleri işidilmekte idi. Hele ol devirde bütün dünyaya nüfuzu Kaymakam Paşa vükelay-ı saire sırasında durdu.
mü'essir olan bir imparatordan şikayet başını divara urmak Mukaddem ve muahhar Mısır kanalı mes'elesine dair me­
gibi pek bi-yhude ve muzır bir hareket idi. Biaenaleyh bir gece calis-i mahsusada cereyan eden ebhas-ı mahremaneyi Fransa
oğlu Ali Galib Paşa ile beynimizde buna dair vaki' olan müza­ sefareti duvardı. Bu misillu ketmi vacib olan esrarın o tarafa
kere üzerine sabahliyin Fuad Paşa'nın yalısına gittim. Keyfiyeti keşfi ise Rı a ve Safvet'i Paşalara isnad olunuyordu. Bunlar beny­
beyan ettim. Zaten o dahi Reşid Paşa'nın Viyana'ya gitmesini en-nas irtikab ile dahi itham olunmakta idiler. Bu sırada Serdar-ı
münasib görmediği cihetle hemen Reşid Paşa'nın sahil-hanesine ekrem Ömer Paşa'nın illet-i vücudiyyesinden naşi bir müddet isti­
gelip lisan-ı münasib ile kendisini ikna'a himmet etti. Bir kat'i rahate muhtac olduğundan bahsile isti'fa etmesi dahi Rıza Paşa
söz alamadiyse de haylice yumuşattı. Müteakıben Canning gelip ile aralarında der-kar olan bürudet ve mübayenetten münba'is
tekrar o dahi nasihat etti. Bunun üzerine Reşid Paşa dahi te'hir-i olduğu ma'lum idi. Binaen-ala-zalik ramazanının on yedinci
azimete karar verdi ve keyfiyeti beyan etmek üzere fakiri Fuad cuma gecesi Rıza Paşa'nın seraskerlikten ve anın tevabi'inden
Paşa'ya gönderdi. Çok geçmeyip konferans dahi münfesih olup olan Darb-hor'un Hassa müşirliğinden azillerine dair Kaymakam
azası dağıldı. Ali Paşa'nın dahi avdeti lazımgeldi. Fakat Avus- Paşa'ya bir tezkire-i seniyye gelmekle akşam saat üçte Kayma-

.,,,,
TEZ.AKİR-İ CEVDET
44 1.'EZAKİR-I CEVDET
mayıp ancak mukaddemce Fransa sefareti tarafından Rıza Pa­
kam Paşa tarafından birer kıt'a tezkire-i samiy-ı,e ile vuku'-ı infi­ şa'nın azl olunmaması iltimas ve tavsiye olunup Zat-i Şaha e
salleri kendilerine beyan olundu ve Seraskerlik Mehmed Rüşdi dahi anı azl etmek niyetinde olmadığı beyaniyle ibkası için bır
Paşa'ya tevcih kılındı. Mukaddema iki def'a Rüşdi Paşa'ya Ka­ va'd-i zımni vermis ve sonra nadim olmuş ve bu kerre Serdar-ı
pudanlık ve bir def'a Sadaret teklif buyurulmuş iken kabul et- ekremin isti'fasını bahane ederek icab-ı halden olmak üzere az!
memiş idi. Seraskerlik kendisinin biçilmiş kaftanı olup kendisince etmiştir ve Sefaret'in hatırı için sonradan böyle fevkalade dolgun
bunda tereddüde mahal yok ise de Fransızların mesaisi üzerine maaşlar ihsan buyurmuştur.
Reşid Paşa düşüp bu kerre Fransız politikasına hidmet eden Rıza Rıza Paşa'nın azli akibinde Fransa sefareti baş tercümanı Schefer
Paşa takımı dahi düşmüş olduğu halde hey'et-i vükela yine Fran- ı Fuad Paşa'ya gelip telaş ile Rıza Paşa'nın sebeb-i azlini sual
sa politikasına mail olan takımdan ibaret bulunmağla Canning etitikte Fuad Paşa ''Pek iyi bilmem. Lakin Ömer Paşa isti'ja etmiş
yine hey'et-i vükela aleyhinde işliyeceği der-kar olmasiyle ve Rüşdi idi. Rıza Paşa ile araları bozuk olduğu dahi ma' lılmdur. Şimdi
Paşa ise ecanibden bir tarafa mensubiyet lekesiyle müttehim Rıza Pasa' dan dld Serasker bulunur amma Ömer Paşa gibi bir ordu
olmaktan be-gayet muhteriz bulunmasiyle böyle karşıık bir hal müsiri b;lunamaz. Bu mütala' aya mebni Şevketi() F:fendimiz bu sureti
içinde bulunmamak için bu kerre Seraskerlik'ten dahi ictinab ve ter;ih buyurmuş olmak gerektir zannederim,, deyu cevab vermiştir.
itizar eylemesi melhuz idüğüne mebni bu kerre huzur-ı hümayuna Bu. kerre Lond;a parlamentosunda azadan bazısı "Artık
celb ve ihzar olundukta Zat-i Şahane "Sana birşey teklif edeceğim. muharebe işi bitmelidir,, demekle "Harbin imtidadını biz de istemeyiz.
Anın üzerine sen uzun uzadıya bahs etmek istersin. Benim de şimdi ana Ldkin Devlet-i Osmani)ye'nin hali ma' lfJm. Rusyalu'ııun dahi Karadeniz' de
vaktim müsdid değil. Bu bahisleri sonra edersin, Ben seni serasker ettim,, bu kadar donanması var. Şimdi bu hdlde bıraksak alız-i intikam sevdasına
[deyu] hitab-ı müstetab edicek Rüşdi Paşa biraz söz söyliyecek kıyam ederek def'aten lstanbul'u urursa sonra ne }apılır,, deyu cevap
olmuş ise de "Orafarı sonraya dursun,, deyu sözü kestirmekle Rüşdi verilmiştir.
Paşa na-çar teşekkür ederek Seraskerliği kabule mecbur olmuştur. Bu hilalde tab'-u neşr olunan Avusturya gazetelerinin ba­
l\lukaddema Sinop'ta donanmanın ihtirakına sebebiyet ile zısında "Devlet-i Osmant ye adeta öldü ve defiı oluiıdu. Ldkin türbedar
müttehim olarak azl olunan Kapudan-ı derya Mahmud Paşa'ya kim olacak. Burası cay-i nizd' ve mülahazadır,, deyu tahrir olunmuş
bile azli Mabeyn-i hümayun'dan kendisine tezkire-i seniyye yazı­
larak bildirilmiş ıken Kıza Paşa gibi Devlet'te tahayyüz ve temey­
VP.
e,-'-7-Pt-Pl-P--r-i-n-P-- r-l3hi b1-1 rrıe'8.lde fı.kr Lır clerr nhın-
- r-l-i-O.::',P--r -A-v·r-ıı-r..-r:-ı ()"
makta bulunmuş olduğu halde vükelay-i Devlet-i aliyye nüfuz
yüz etmiş efahim-i vükeladan bir zata vuku'-ı infisalinin ber­ gavgasiyle meşgul idiler. Yekdigeri aleyhinde_ şıkak ve nifaktan
vech-i bala Kaymakam Paşa tezkiresiyle bildirilmesi bir nev'-i başka bir şeye ehemmiyet vermiyorlar idi. Işte burası eshab-ı
tahkir idi. Bu muameleye mübayin olarak ramazanın on doku­ hamiyyete mucib-i te'essüf ve hayret olurdu. Bu muharebede
zuncu pazar günü Rıza Paşa'ya altmış bin ve Darb-hor'a otuz efrad ve ahad-i millet-i islamiyye fevkalade ibraz-ı gayret ve ha­
bin kuruş ma'zuliyet maaşları tahsis buyuruldu. Halbuki şimdiye miyyet ile isbat-ı vücud eylemiş olduklarından vaki' olmuş v olacak
kadar Hüsrev Paşa'dan başka kimseye altmış bin kuruş ma'zu­ kusurların me'murine isnad olunacağını Serasker Rüşdı Paşa
liyet maaşı verilmemiştir. Darb-hor'un ise otuz bin kuruş rna'zu­ söylerdi. Ecnebiler dahi asakir-i islamiyyenin düny,:ı- a biri ci asker
liyyet maaşı alacak değer ve haysiyeti yok idi. Baltacı'dan yüz
olduğunu ıtiraf ediyorlardı. Nemçe imparatoru Alı Paşa ya
bin kese istikraz olunmak için mazbatası temhir olunmakta "J1ukaddemleri bilirdik. Bu kerre de neferatınız bi-misl-ü manend as er
olduğu ve Avrupa'dan altı yüz bin kese istikraz olunmak mu­ olduklarını isbat ettiler. Lakin zabitini::. yok,, demiş olduğunu Ali
sammern bulunduğu halde açıktan bu kadar maaş tahsisi mucib-i Paşa beyan eyledi.
hayret ve ta'accüb oldu ve led'et-tahkıyk anlaşıldı ki bu maaş­
ların tahsisi Rıza Paşa hakkında bir eser-i teveccüh demek ol- ı Bu kelime metinde 1 ;,:. >Jeklindedir.
46 TEZA.KİR-İ CEVDET TEZAKİR-İ CEVDET 47

İyd-ı fıtr cuma gününe müsadif oldu. Ba'dehu salat'ül-iyd satın aldık' deyu tariyk-i hileye süluk ediyor. Halbuki hırsız ve harami
muayede-i hümayun resm-i alisi ber-ınu'tad kubbe altında icra makulesi olan bir takım dsiler(in) Rusya toprağına kaçıp ta kendi Padi­
edildi. Mekatib-i umumiyye nazırı mevaliden Vehbi Efendi resm-i şahlarının memleketlerini digere nasıl satabilirler. .Amma ne çare müs­
ulema olduğu üzere etek öpecek iken ayak öptü. Zat-i Şahane lümanlar aciz ve o galip olduğundan birşey yapılamıyor. Binaenaleyh
muğber olarak setresinin eteğini tutup "Bunu öpmeli,, deyu bu- memalikimizden rusyaluların def'i esbabının istihsaline himmet buyurul-
yurdu. Telafi-i ma-fat kabil olmayıp mehabet-i huzur-ı hümayun duğu halde ecr-i azim husule geleceği ve dosti ve ittihadın izdiyadını mu­
h?kmünce Efendi-i_ mumaileyh arak-ı hacalet dökerek dönüp cib olacağı der-kardır,, deyu muharrer bulunmuşdur.
gıtmekten başka bır şey yapamadı. Zat-i Şahane sağ tarafına Şevvalin dördüncü pazartesi günü rikab-ı hümayun resm-ı
teveccüh ile Rauf ve Reşid Paşalara hitaben "Bu da ulema taklidi,, alisi icra buyuruldu. Kaymakam Paşa ve Şeyhülislam Efendi ve
deyu buyurdu ve eshab-ı resme bir güzel ders verdi. müşiran ve rütbe-i bala ricali Mabeyn-i hümayun'a azimet ve
. Geçen sene Gümrü muharebesinde bir ayağını gülle götüren huzur-ı hümayuna duhul ile ber-mu'tad kuud ve bir çeyrek
b_ır kolağası teka'üd edilecek oldukta "Ata biner zabitandan oldu um kadar tevakkuf ettiklerinde kemal-i inbisat ile sadır olan nutk-ı
cıhetle istihdam olunabilirim,, deyu teka'üdü kabul etmemiş' idi hümayun ber-vech-i ati irad olunur. Şöyle ki bugünlerde Tunus
v ağa? n aya yaptırıp ata biner ve daire-i askeriyyeye gelip Beyi Ahmed Paşa'mn vefatı haberi alınmağla eğerçi mukaddem­
gıder ıdı ve bır değneğe dayanarak gezer idi ve mükafaten kendisine leri beylerbeyilik payesiyle biri nasb olunmak mu'tad-ı kadim
kaym_akamlık rütbesi ihsan buyurulmuş idi. Kabl'el-ıyd ise de bu kerre ahali merhumun akrabasından Mehmed Bey
?e asker üşdı Paşa yanına gelip "Muayedeye gideyim mi,, deyu namında birini intihab etmiş oldukları istima' olunup bu vechile
ıstızan ettıkte Rüşdi Paşa "Sen gitm yip te yalnı::, bizler mi gidelim. paye-i mezkur ile nasb olunsa şayed ki sonra ecnebiler tarafından
Asıl muayedeye senin gibi yiğitler yakışır,, deyu cevab vermiş oldu­ buna dahi vezaret ve nişan verilmek gibi ihtarat vuku' bulur.
ğundan o dahi üniformasını giyip ve ümeray-i askeriyve sırasında Ana hacet kalmaksızın ve tunuslular tarafından adet-i kadime-
ağaçan ma'mul aya ı a bas:;ak. v değneğine day;narak gelip leri üzere mazbata gelmeğe vakit olmaksızın hemen bir zat ile
sancak operken Zat-ı Şahane Senı mıralay ettim ve muayedeye gelişin­ vezaret menşuru irsal ve merhum gibi buna dahi nişan i'ta olun­
den mahzu::, oldum,, deyu buyurdu ve ba'd'el-muayede kendisini mak husu u beyn'el-vükela müzakere olunmakta idi. Bu kerre
huzur-ı hümayunlarına celb-ü ihzar ile birçok iltifattan sonra Zat-i Şahane huzzara hitaben Kırım mes'elesine dair biraz sözler
haiz olduğu beşinci rütbe nişanını dördüncü rütbeye tebdil ve söyledikten sonra işbu Tunus maddesini açıp" lunus valisi vefat
terfi' buyurmuştur. etmiş. 'Yerine Mehmed Be_y namında birini istiyorlarmış. Fi'l-vıiki' vefat
. Ol gün Anapa'nın feth-ü teshir olunduğu haber-i meserret- ettiyse o nasb olunur. Fakat daha resmi haberi gelmedi inşıiallah aslı
esen alındı. Bu esnada Hive hükümdarının kethudası tarafında yoktur. Zira bu muharebede pek çok gayret ve iıinesi müşahede olundu,,
rısan-ı çagatayı' üzere mak am-ı Sadaret'e varid olan mektubnda dedikten sonra "Viyana' da mükaleme münfesih olmuş. lnşaallah
"Metbu'-ı mufahh mim olan Padişahımın emriyle Şükrüllah Aka Kabe-i ileride . yine akdolunarak hüsn-i netice hasıl olur. Anı temenni ede­
mu::,a:u::,aı:ıa.ZfYar tıy'.e R_ıım_ Memleketi Sultanı sefaretine me'mur olmağın riz,, deyu buyurmuş. Ba'dehu "Zırhlı asker tertib olunsa amma
bu veclı ıle ifade-ı hale ıbtıdar olunur ki bir müddettenberi Rus Padişahı anlar Sultan Afurad zamanında yapılmış idi. Anlara bakılıp ta _yapılsa.
hudu unu tecavuz ve bizim Padişahımızın memalikine talıatti ederek nice Zira her millet ddet-i milliyyesini muhafaza eder ve bu keyfiyet her dev-
Y_erZ,erı z t _ve istila V b zı mevaki' de kal' a ve tabyalar inşa ile elıl-i lette makbuldür. Amma bundan garaz bütün bütün eski usule gidilsin
ı l m ısal-ı ara daıyesınde bulunuyor. Elçi gönderip te niçin mema­
0
demek değildir. Belki eskisine ve yenisine bakılıp ta bir güzel suret alın­
lıkımıze tahattı edıyorsunuz denildikte dahi 'Buralarını biz Kazaklardan malı demektir,, dedikten sonra "istikraz olunmamak için pek çok çalış­
tım. Lakin ahval bizi istikraza mecbur etti. Bunun te'diyesi varidatın
TEZAKİR-1 CEVDET TEZAKiR-İ CEVDET

artmasiyle olur. Bu dahi imar-ı mülk ile yani her devlette olduğu gibi biraz iane-i afkerfy_yeye ilave olmak üzere bu kerre dahi bdzı levazımat 7,e
kumpanyalar teşkil ederek demiryolları yapılmakla olur. Artık kumpan­ mühimmatı ile beraber bir mikdar asker irsatinden ibarettir ve Saltanat-ı
yalara da muvafakat etmeliyiz. Garlar da _yapmalı. Fakat varidat arttı 5eniY._ye'nin kadr-ü şan-ı azamet-nişcınına layık olmayıp mücerred hadd ve
deyu masrafı da artırmamalı ve illa bir semere hasıl olmaz. Yine batak mikdar-ı kemteraneme göre olmak üzere cüz'i mebla/j dahi arz ve takdim
yoludur. Beşiktaş sarayı da pek tekell flü oldu. Daha sadece dahi olabilirdi,, kılınmıştır ki iki _yüz biıı( <i.-..v.i J 3::ı) 1' dir ve hediye miihdinin mikdarınca
deyu buyurması üzerine Fethi Paşa ve Kapudan-ı derya Halil olagelip hususiyle iane-i cihadfy_ye olduğu halde karin-i kabul buyurulmak
Paşa "Efendimiz' e göre bu bir şıy değil,, dediklerinde dahi "Yok kaide-i atıfet ve mürüvvet iktizasındandır. Bunları ar;:, ve takdim ede­
yok. :?,iyadece olduluna benim de kalbim şahadet etti,, deyu buyurmuş­ cek oğlumuz miriliva Mehmed Paşa hendeleri olup asakirin mikdarı 6811
tur. Zat-ı Şahane ötedenberi istikrazdan korkar ve beyt'ül-malin süvari ve 900 piyade oe 205 topçu neferatından ibaret olduğu halde taf,il-i
muhafazası kaydlnde bulunur iken ceyb-i hümayuna şehriye on !zal mumaileyh bende/erinin takririne muhavveldir ki beldemizin usı1l-i
iki bin beş yüz kese verilmekte iken bu sene yirmi bin keseye iblağ mer'iıyesi üzere eslafımızın salatin-i maziyye efendilerimi. den ndil olagel-
olunmuştur. Halbuki Hazine-i hassa'nın külliyetli düyunu var idi.. dikleri eltaf ve ina_yatın hakk-ı kemteranemdP dahi celb-ü talebine muma-
Bunun ne vechile tevsive olunabileceği ma'lum değil idi. ill':)'h bendeleri taraf-ı ubeydanemden vekil ve naib-i menabdır ve bu emel-i
Tunus valisi Ahm d Paşa'nın v fa ı üzerine yerine inühab r;akeranemin husulünü hidmet-i Saltanat-ı seni)ye' de neş' et eylemiş ve
olunan ammi-7.adesi Mehmed Bey tarafından 20 şaban sene 71 ni' am-ı Devlet-i ali)ye ile perverde olmuş olduğum haseb yle mahz-ı luif-ü
tarihiyle müverrahan makam-ı Sadaret'e varid olan arabiyy'iil­ inayet olmak üzere istirham qlerim. Mumaileyh bende/eri hdk-i pay-i
ihare inhası vechile bu kerre uhdesine Tunus eyaleti tevcih bu- hidivanelerine olan sıdk-u ubudiyyetimi arz ve izah edeceğinden lıakk-ı
yuruldu. İnhasınm suret-i tercemesi ber-vech-i ati irad olunur. kemteranemde ehasin-i enzar-i aliyye-i asafanelerinin bekası nryazryle
Cenab-ı Hak zat-i maali-ayat-ı asafilerini saye-i Saltanat-ı seniyye' de nail-ı:
Ba'de'l-ell,ab ve'd-dua.
amal buyurması duasını tekrar eylediğim mulıat-i ilm-i alem-şümııl-i
Cenab-z Hak ömr-ii is·la! ve devlet-Ü ikbdl-i hidivanelerini daim ve
ralıimaneleri buyuruldukta ol babda te kqjfe-i hususaUa emr-ü ferman.
efzun huı;ursun.
· Hik-i Jıay-i !ıacet-ma-yi dsajanelerine kemdl-i sı.dk-u ubudiyytt ile muttasıf ve Reıs'ül-ulema yani ulemay'i resmiyyenin eskisi add olunan
kadr-ii şan-ı mudli-nişan-i hidivanelerini arif ve mu'terff olan ammi-zadem ve Fındık-zade Efendi şevvalin altıncı çarşanba günü vefat etti. Bin
maiwm-ı biraderim Ahmed Paşa on dört ramazan per­ şenbe ge,·esi zuhr-ı yüz seksen altı tarihinde tevellüd edip bin iki yüz üç tarihinde
alzireti o!mak üzere dareynde medar-ı saadet olan Saltanat-ı sen ıye ta' atını ru'us almıştır. Gayet imsak ile ma'ruf bir zat idi. Biraz ilmi var
ve makam-ı Saltanat-ı senjye)e şerr:f:ı hidmet üzere sebat ve müdaumetini idi ve pek ala şatranc bilirdi.
der-piş eyledıği hdlde azim-i ra!ı-ı beka ol­ muştur. Cenab-ı Hak selefin Şevvalin onuncu günü Sadrıazam Ali Paşa Dersaadet'e gelip
d'malini kabı1! ve halqf'i naıl-i me'mı1l buyura. Ve hin-i vefatında ahali-i doğru Mabeyn-i hümayun'a gitti ve alay ile Babıali'ye gelip sada­
eyalet emr-i iradenin uhde-i ubeydaneme ihalesi üzere icmd' ve ittffak retine dair olan hatt-ı hümayun okundu. Ol gün saat beşte iken
ttmelerz1ı/e kulları dahi avn-ü inayet-i Bdri'ye istinad ve tel!Jikat-z Koska ve Laleli semtinde bir cesim harik zuhur ettiğinden Ser­
samedaniyyeden istimdad ederek fariza-i defni ifaya ibtidar edip bu yükün asker Paşa ile bazı me'mur'in Babıali'cle bulunamadı. Harik-i
altına girmekten maksad-ı flsli-i ubeydanem dahi millet-i islami, yryi tiferruk mezkur gece saat bir buçuğa kadar imtidat buldu. Binlerce hane
ve teşettüten hıjz-u hıraset ile rzza;Y-i ilahi ve rı;:;ay-i hazrel-i hilafet- ve dükkan muhterik oldu. Ferdası salı gecesi dahi Beşiktaş'ta
penah{_yi tahsil emelinden ibaret bulunmuştur ve hidmet-i Saltanat-i senfyye'yi bir harik vukua geldi. Rusyaluların Çıldır'ı istila ettikleri hava­
akdemce b'il-ititihad teşebbüs olunmuş olan tedarükat-ı cihadbıye ile bed' disi şevvalin on dördüncü günü Dersaadet'e vasıl oldu.
olunmuştur ki mukaddema irsal kılınmış ve mücerred eser-i inayet-i aliy}'e-i
asafaneleri iktizası üzere kabul buJ1urulmuş olan 1 Mahiyeti kat'ı olarak anlaşılamadı.
Teztikfr-i Cevdet 4

.,-1'
50 TEZAKİR-İ CEVDET TEZAKİR-İ CEVDET 51

Yine şevvalin yirminci günü İzmir gümrüklerinin Tı_ng r­ asına mebni şayed ki bu surete muvafakat etmezler deyu ıtiraz
oğlu Ohannes uhdesinden feshine Meclis-i has'ta k rar verıl - olundukta Fuad Paşa mukabele edip "Buraları gözedilerek ve mu­
İstanbul payelülerinden Abdullah Bey-zade Necıb Efendı ıle vafakat/arı istihsal edilerek yapılacaktır ve bu suretle kendileri isti_)'orlar.
halen İstanbul Kadısı Tahir Efendi'ye Anadolu payesi tevcih Anlar da müteferrzkan ikametten havf ediyorlar. Fakat bunun icrası iki
olunup 'lnlara nisbetle eski bulunan sabıkaa İstanbul -Kadısı Şükri bin kese ianeye mevkuftur,, dedi. Bunun üzerine Zat-i Şahane "Ora-
Efendi kendisine iki eski peyda etti. Sebebi bizzat Şeyhülislam sının haritası var mıdır,, deyu sual buyurdu. "Hayır yok,, denil-
Efendi'den bu vechile mesmu'um olmuştur ki ramazan-ı şerifte dikte "Evveld hır haritası yapılsın. K ylerin mahalleri görülsün. Ana
Ortaköy'de bir yol niza'ı olup huzurda led'el-mürafa'a bazı hu­ göre köyler teşkil olunsun. Ol vakit daha ziyade idne olunmalı,, deyu
susatın tahkikine karar verilmiş iken Şükri Efendi zıddına olarak buyurdu. Bunun üzerine Sadrıazam "Keramet,, ve Serasker "Ayn-i
akdemce ta'til edilmiş olan bir kahve-hane ebniyesine ruhsatı havi hikmet,, dediler. Meclis de hitam buldu. Ba'dehu vükela ve sudur
bir ilam-ı müzevver yazıp hilaf-i usul olarak müsteşarın ve vakayi' huzur-ı hümayuna girdiler. Zat-ı Şahane tarafından "Her vakit
katibinin haberi olmaksızın itaya cesaret eylemiş ve bunun için me'murlar ifay-i me'ınuriyyete sıdk-ıı istikamet ile miidavemet etmelidir.
bir kaç bin kuruş rişvet almış olduğu ma'lum olduğundan duçar-ı Hele lzarb iistü her iş iki kat olduğundan şimdi herkes iki kat ziyade
ceza b'it-te'hir olmuştur. ga_)'ret etmelidir ve su!k-u istikamet ile !ıidmet ve ga_yret edenler hakla-
Edirnekapı semtinde bayağı bir mahalleye mutasarrıfa rında mükafat olunacağı gibi hilafında bulunanların dahi icray-i müca-
olarak kibarane ve zarifane kar-hanecilik etmekte olan ve hak- zatlarında dakika fevt olunmalıdır,, deyu buyurulmuş. Fran.sa devle­
kmda Zabtiye müşirinin bile hükm ve nüfuzu carı olamıyan tinin Dersaadet elçisi ta'yin eylemiş olduğu Thouvenel 1 zilka'-
meşhure Langa Fatıma şevvalin yirmi sekizinci günü veda'-i kar- denin dördüncü çarşanba günü Dersaadet'e geldi.
hane-i fena edip gitmiş olduğundan İstanbul'un en büyük kar- Dersaadet'te azl ve nash hususuna sefirlerin müdahale et-
hanesi kapandı ve ondan sonra ol mertebe muhteşem bir kar-hane memeleri için Fransa [ve] İngiltere devletleri tarafından se­ faretlerine
açılmadı. Vefatına bazı şu'ara "Öldü Langa Fatıma,, akdemce ta'limat gelmiş olduğu işidilmiş idi. Bu kerre Thouvenel
terkibini tarih düşürdü 1• Dersaadet'e geldikte "Ben zatryyat ile uğraşmağı zaten sevmem. Hele bu
Şevvalin yirmi dokuzuncu perşenbe günü Zat-i Şahane Ba­ kerre ta' limatım lngiltere elçisiyle b'il-itt{fak maslahata bakmaktır. Yoksa
biali'ye teşrif ile akd olunan meclis-i umumide güzel müzakereler azl ve no h g ·bi şe_y!eYf ibtida; cl:.:,:rc:.n c,::,. J;ıgi!tc,ıe, ile Dev{et'imın
cereyan eyledi. Evvela varidat ve masarif-i Devlet-i aliyye'ye dair ittifakı ol make:;.dedir ki bir veclzile inhildli kabil değildir,, dedi. Rıza
Meclis-i Tanzimat'tan kaleme alınmış olan nizamname kıra'at Paşa takımı ise Fransa sefir-i cedidinin vürudunda meydana çıkmak
olundu. Saniyen Ali Nihad Efendi'nin tahrir-i emlak hakkında ümidinde bulunduklarına binaen bundan hoş­ nud olmadılar ve bir
olan layihası okundu ve İzmir ile Selanik'te nümune olmak üzere de Girid'e gitmek üzere olup ta Hariciye nezareti gibi ol vaktin
icra ve ba'dehu sair yerlere ta'mim olunmak üzere vergilerin emlak hümkünce uhdesinden gelemiyeceği ma­ nasib-i celiieden birine neyl
üzerine tarh olunması karar-gır oldu. Salisen Yunanistan hudu­ ile İstanbul'da kalmak üzere ayak sürüyen ve bu babda Fransa
dunda vaki' olup muharebe-i sabıka sebebiyle dağılmış olan ehl-i elçisinin himmetine muntazır olan Veli Paşa dahi bu usulden
islam köyleri al1alisinin cem' olunmaları ve bunlar hududa bir hcşnud olmadı. Reşid Paşa"yı tesa­ hub eden Canning dahi bu
nev' istihkam kabilinden olmağla birkaç köyün bir yere getiril­ halden çendan memnun değil idi. Kaldı ki Fransa taraf-
mesi hakkında kaleme alınmış olan mazbata okundu. Bazıları darlanndan Rıza Paşa takımı haricde iseler
tarafından birkaç köy bir yere geldiği takdirde bazılarının em­ de asıl işbaşında bulunan Ali ve Fuad Paşalar Fransa politikasına
lakinden uzak düşmeleri cihetiyle badi-i su'ubet olacağı mi.itala-
1 1 Bu kelime metinde J ı, şeklindedir.
j

ı Bu ....ı,ı; ;..ij .;.ılJI mısra'ı ebced hisabiyle 1271 senesini gösterir.

1
1

1
52 TEZİKİR-İ CEVDET TEZAKİR-İ CEVDET

merbut idiler. Bunlara karşı bulunan Reşid Paşa ise 1 ma'zül bu- Zilhiccenin altıncı pazar gecesi Samatya cıvarında harik
lunduğundan hey'et-i hazıra Fransa sefaretinin dil-ha.hına mu­ zuhur ile Yedikule'ye doğru sirayet ederek on saat mümted oldu.
vafık idi. Pek [çok] hırıstiyan mahalleleri yandı.
Yine salif'üz-zikr çarşanba günü Serdar-ı ekrem Ömer Paşa Vefik Efendi mukaddema Kırım'daki asakir-i şahaneye iane-i
dahi muvakkaten Dersaidet'e geldi. Ferdası perşenbe günü Sadr-ı ahali ile hırka yaptırmak hususuna önayak olduğu gibi muah­
esbak Kıbrıslı Mehmed Paşa Meclis-i Tanzimat reisi olup sa- haren Laleli harikinde pek çok ahali-i müslime haneleri muh-
bıkaa Hekim-başı İsmail Paşa ile Vidin valisi Sami Paşa uhde­ terik olmağla bunda dahi önayak olarak bir mikdar iane akçesi
lerine dahi Meclis-i Tanzimat azalığı tevcih huyuruldu. toplanarak bugünler henüz tevzi' olunmak üzere idi. Ancak
Bir vakitten beri Meclis-i Tanzimat riyasetine müstakillen bir İstanbul'da harikler adet hükmüne girmiş olduğundan ve İstan­
zat ta'vin olunmamış olduğu cihetle Meclis muattal hükmünde bul ahalisi axifa.ne yolunda ianeye alışmadıklarından işbu Laleli
iken b kerre yeniden ihya edildi. hariki için hırka ianesi kadar akçe toplayamamış idi. Şöyle ki
Yine ol gün Paris Elçisi Reşid Paşa-zade Mehmed Cemil toplanan akçenin mikcları güç hal ile seksen bin kuruşa baliğ
Bey Paris'e azim oldu ve Valide kethudası ve İhtisab n zırı olan oldu. Fakat taraf-1 hümayundan üç yüz bin .kuruş ihsan buyu­
Hüseyin Bey azl ve İhtisab nezareti ilga olunarak yerme şehr­ ruldu. Bu kerre Samatya hariki için iane toplanmıyacak olsa
emini ünvaniyle esbak Zabtiye müşiri Mehmed Paşa-zade Salih "Hırıstiyanlar aranml:Jlor,, deyu itiraz olunacağı varid-i hatır
Paşa nasb edildi ve Dar-ı şüra reisi Muammer Paşa-\Tidin valisi olmuş ise de iane toplanmağa kıyam olunsa halkın akçe 'itasına
ve Hassa meclisi reisi Rif'at Paşa Dar-ı ş{ıra reisi oldu. rağbet etmiyecekleri evvelkinde ağır davrandıklarından arılaşıl­
Bu esnada Trablus-garb'da ihtil:11 zuhur ile vali bulunan Mustafa mağla bu babda tereddüd ve tevakkuf olundu.
Paşa kal'ada mahsur olduğu cihetle istimdad etmekten hali değil Ber-vech-i bala Mehme<l Ali Paşa afv-ü itlak ile Dersaadet'e
idi ve bu kerre İngiltere ve Fransa devletlerinin kefa- letiyle taraf-ı getirilmiş ise de halk ile ihtilattan memnu' idi. İyd-ı adhaya
Devlet-i aliyye'den olunacak istikraza dair Ingiltere parlamentosunda bir gün kala bu memnü'iyet dahi ref' olundu. Bu keyfiyet Rqid
kefalet için hayli mübahaseler cari olup gü_ç Paşa'ya dokundu. Halbuki bayram günü huzur-ı hümayunda
hal ile üç ekseriyet buluna _ak karar verile?il iş olduğu i idildı. yanyana durdular.
7
Akd.enıcc Scrda.r-i ckre:i.Yı ÜI"1.".ı.ci- P u.'·ya I g:Jt re C.e-..,,ı-let1 t2.r2-- Rusyalular Kars kal'asım sıkı sıkıya muhasara etmış olduk­
fından Diz-bağı nişanı veriİmiş idi. Bu nişanın İngiltere'ce ne kadar larından anı istihlas için Serdar-ı ekrern. Ömer Paşa Kırım'daki
büyük kadri olduğu malümdur. Şimdiye kadar I'v emalik-i ?s: ordu-yi hümayundan mikdar-ı kafi asker alıp ve Gürcistan se­
maniyye'de bu nişana nail olan kimse yoktur. _Bu nışanın teslımı vahiline çıkıp da Tiflis'e doğru ilerliyerek Rusyalu'nun teveccü­
için Kıraliçe huzurunda bir büyük resm icrası Ingilizlerin kanunu hünü beri tarafa tahvil ile Kars'ı terk ettirmek üzere me'mıır
icabından ofmağla bu resmin icrası için Kıraliçe tarafından olmuş idi.
Canning tevkil olunmağla o dahi Ömer Paşa'nın İstanbul'a İyd-ı adhanın üçüncü cumarertesi günü icra olunan rikab-1
vürudu a (?) ta'lik eylemişdi. Akdemce Ömer Paşa Dersaadet'e hümayun resminde Zat-i Şahane "A[es' elenin ehemmiyeti herkesin
gelmekle zilka'denin on sekizinci v: ağu tos_un otuz birinci gü_nü ma'lumudur. Her vakit sadakat etmek farizeden olup hususiyle böyle va-
cümle vükela büyük üniformalarıyle Ingıltere sefarethanesıne kitte sıdk ile !ıidmet etmek herkese lazımdır. İşte Serdar-ı ekrem gidiyor.
gidip resm-i teslim ve ta'lik icra olunduğu akabinde Tersane'den Her yerde muvaffak olduğu gibi inşaallah burada da muvaffak oluj; ke­
toplar atıldı. mal-i afiyetle avdet eder,, deyu buyurmuştur.
Ferdası pazar günü Fransız elçisi Şeyhülislam Efendi'nin
ı Metinde ile şeklinde olan bu kelime, ifadenin siyak ve sibakına göre
ise olacağından tashihen nakli tercih edilmiştir.
yalısına gidip mülakat eylemiştir. Bu keyfiyet asrımızda birinci
51 TEZAKİR-İ CEVDET TEZAKİR-İ CEVDET 55

def'a olarak vuku' bulmuştur. Elçilerin Şeyhülislam'a gidip gö­ eski nüfuzu kalmadığı ve Fransa politikasının galib geldiği mey­
rüşmesi müşahede olunmamıştır ve eğerçi Canning dahi bir def'a dana çıktı.
Arif Hikmet Beyefendi ile görüşmüş idi. Ancak yalısına gitmeyip Bu kerre Halil Paşa'ya dahi şehriye altmış bin kuruş ma'­
belki sadrıazarn bulunan Reşid Paşa'nın yalısına evvelce Arif zuliyet maaşı tahsis· buyuruldu. Bu esnada böyle karşılıksız ve
Hikmet Bey gidip ve ba'dehu Canning dahi oraya gelip suret-i haric ez-muvazene tahsis buyurulan maaşlar şehriye iki yüz elli
tesadüfiyyede olarak görüştürülrnüşler idi. bin kuruşa baliğ oldu. Mukaddema bir masraf ihtiyarında kar­ şılık
Zilhiccenin on yedinci perşenbe günü Halil Paşa azl ile aranır ve muvazene-i maliyye gözedilir iken şimdi o tekel- lüfler
Mehmed Ali Paşa Kapudan-ı derya oldu. Bu da Fransa sefa­ ber-taraf edildi. İstikrazdan korkar idik. Şimdi ana da alıştık.
retinin galebe-i nüfuzu asarındandır. Bunun üzerine sarraf Mıc Mukaddema Avrupa'dan olunan istikraz yüzde on beş noksanına
gırdiç canından emin olmadığına dair Mabeyn-i hümayun'a ve yapılmış iken bu kerre İngiltere ve Fransa devlet­ lerinin kefaletiyle
vükelaya ve süferaya kağıtlar irsal ile İngiltere'ye firar etti. Fakat edilen istikraz fevkalade olarak yüzde iki faz­ lasiyle yapıldı. "Bizim
İngiliz beylik vapuruna binip gitmesi erhab-ı politikanın nazar-ı gibi miras-yedilere böyle bir para kapısı açılırsa bunun önünü kim
dikkatini celb eyledi. alacak ilerde lıalimiz n ve varacak ,, deyu "Allah encamını havreyliye,,
Mukaddema softalar vak'asında Canning Mabeyn-i hüma- deyu erbab-ı dikkat ve hasıret te'es­ süf etmekte idi.
yun'a gidip Zat-i Şahane i.le led'el-mülakat "Bu bir fesaddır. Dev­ l<,ansızlar Resid Pasa alevhi.nde bulunduklarından Paris
let-i aliyye ise bir nazik hal ve mevki' de bulunuyor. Bunda ihmal etm(yip elçisi- olan oğlu C mil B;y Fra sa'da tahkir olunur deyu bazı zevat
hemen bastırılmasında isti'cal etmelidir,, deyu nasihat ettikte Zat-i arasında söylenir idi. Halbuki Cemil Bey Paris'e varıp imparator
Şahane "Ben bilirim. Bunun müellif ve mürettibi Mehmed Ali Pa- Napoleon ile görüştükte aks-i kaziyye zuhur eyledi.
şa' dır. Anı terbiye edeceğim. Lakin şimdi vakti değildir,, deyu buyur- Sövle ki Napoleon ana hitaben "Zat-i Şahane hakkında olan n[Y)'et-i
muş idi. Fi'l-vaki' Mehrııed Ali Paşa nefy olundıysa da müteakıben ha;enemi ve Devlei-i aliy_ve' sinin istiklalini muhafaza için 1ngiltere ile
Canning Kırım'da iken afv-ü itlak olundu ve Canning Dersa- birlikte icra ettiğim mesaiyi siz bilirsiniz. Ben Türkistan'ın yalnız is­
adet'e avdetinde yine Zat-i Şahane ik led'el-mülakat keyfiyeti tikla!inP kana' at etmeyip kavi ve metin olmasını isterim. Deviet-i a!i_1:_ııe
istizah ettikte Zat-i Şahane "Ben anı hanesinde oturmak üzere itlak sefareti için intihaba gelin, e ve,·di!-i adide ile memleketine birçok hid-
ettim. Amma mansub etmem,, deyu buyurm sı üzerine Ca!!!ling dahi metler ibraz etmiş lıir büyük 7._atın o. lunı.ın bu işte bulunmasından dolayı
i:ıunu böylece Ingiltere'ye yazmak üzere 1:.ı.ma ruhsat verir misiniz kendimi bahtiyar addederim,, demi§tir.
dedikte "Evet,, deyu buyurulmuş ve muahharen ber-vech-i bala Mekteb-i idadiyyeye alınacak çocukların evvel be-evvel me-
Mehmed Ali Paşa'nın ihtilata me'zUniyeti ile nıuayedeye davet katib-i ri.işdiyyeden alınmaları geçen sene usfıl ittihaz olunmağla
olunduğunu Canning led'el-istima' baş tercüman Pisani l'yi Ma- bu sene dahi sabıkı vechile Meclis-i maarifce on bir çocuk ay-
beyn-i hümayun'a gönderip iztizah-ı madde ettikte taraf-ı Şaha­ rılıp mekteb-i idadiyyeye gönderilmiş idi. Mekatib-i harbiyye nazırı
neden "Ben anı bütün bütün istihdam etmem demedim. Sadaret ve Ser- Deniş Paşa'dan Hayrullah Efendi'ye gelen tezkirede bu çocuklar
askerlik gibi işlerde kullanmam demiş idim\, deyu cevab verilmiş idi. "Emıileden ibtidavrı mevkuftur,, deyu muharrer olmağla bu keyfiyet
Bu kerre Canning Kırım'a gittiği gibi ber-vech-i bala Mehmed Meclis-i maarif'e dokundu ve "Bunda idadiye hocalarının bir garaz­
Ali Paşa Kapudan-ı derya nasb olunuverdi. Bundan Canning'in kar/ıh olmak gerektir ki mekatib-i rüşdiyye ilerl(vip de mekiitib-i
iadiJ;enin miiıztehi!eri derecesinde şagird yetiştirirse idadiyeye hacet
kalmaz d u istirkab ederek mekatib-i rüşdiJryenin itibarını kırmak
Metinde bu kelime G·ı . şeklindedir.
için nazırı iiflil etmiş olmaları melhuzdu.ı,, deyu- çocuklar ve
1

2 Metinde bu cümlenin sonundaki demiş idim çizilmiş ve yerine


demektir yazılmış ise de maksadı daha doğru ifade eden ilk şeklin naklini
tercih eyledik.
56 TEZAKiR İ CEVDET TEZAKİR-İ CEVDET 57

tarafeyn hocaları ve haricden dahi biraz hocalar celb ile haki­ kat- puru gelip ol havadisi tasdik eyledi. Müte'akıben tafsilatı gelip
i halin harice 1 hususuna Meclisce karar verildi. Meğer ki mekatib-i Sivastopol 1 'un feth olunmuş olduğu tahakkuk ederek düvel-i müttefika
umumiyye nazırı muavini ma'hud Vehbi Molla im­ tihan olunan me'murları birbirini tebrik ettiler ve eğerçi Rusyalular şimal tarafına
çocukların ismiyle haricden bir takım acemi ço­ cukları göndermiş geçip Katerin ve Kostantin kal'alarında tahassun ile altı kıt'a
olduğu anlaşıldı. Halbuki hakikat-i hal mey­ dana çıktığı gibi anın vapurlarını dahi bu kal'alar altına almışlar ise de çend ruz zarfında
te'dibi lazım gelicek Molla Efendi ise Ali Paşa'nm havass-ı buralara dahi hücum olunmağla Rusyalu vapurlarını ihrak ve itlaf
mensubanından olup böyle ehliyeti olmayan adamın maarif işinde ederek oralardan dahi savuşup gitmiştir. Bu muharebeyi temaşa eden
istihdamı dahi mücerred anın sahabeti sayesinde olmağla işin asakir-i şahane kaymakamla- rından birini gördüm. Keyfiyeti
ilerisine gidilemedi ve Meclis'in kararı icra edilemedi. Lakin andan sordum. Ta'rif olunmaz surette bir nıuharebe-i dehşet-nüma olduğunu
sonra mekatib-i rüşdiyyenin dahi itibarı düzelemedi. beyan etti ve dedi ki "Fransızlar ihtida Malakof üzerine yirmi dört saat
Yetmi1 bi.n kadar Rusyalu Balaklava'yı istila gareziyle Çer­ kadar gülle ve hum- bara _yağdırdılar. Ba' dehu cumartesi günü idi ki
naya nehri 2 civarındaki Sardenra 3 istihkamatına hücum edip yüri{,vüş ettiler ve birden atılıp mukavves olarak lvlalakof üzerine inen gülle
orada bulunan Sardenya ve Fransız asa.kirinin mecmu'u on iki ve humbaraların taht-ı. muhafazasında olarak hücum etmeleri_yle
bin raddelerinde olduğu halde kaviyyen mukabele ve müdafa'a Rusyaluların topları işlemeyip anlar salim kaldılar ve eğerçi Rusyalulnun
ederek istihkamatın topları kamilen işlemekle Rusyalular mün­ şeşhanelerinden ha:,vli Fransız asakiri tel f oldu ise de _yine birinci hat
hezimen ric'ate mecbur olarak Çernaya nehrini mürur ederken lvlalakoj' a girdi. Anlar ise askeri üç hat üzerine tertib ederek birinci hattı
külli telefat vermiş ve bin kadar esir bırakmış oldukları haberi gözden çıkarmışlar idi,, intiha. Serdar-ı ekrem Ömer Paşa ber-vech-i bala
evvelce alınmış idi. Muahharan alınan haberlere nazaran l\fa- Kars'ı kurtarmak üzere Gürcistan tarafına azimet etmiş olduğundan bu
lakof karşısındaki tabyalarda Fransızların cebhanesi ateş alarak muharebede bulunamadı ve mukaddema Fransız ordusu kumandanı
üç yüz kadar askerleri telef olmuş ve Fransız zabitanından bazı­ Pelissier 2 ile bazı mertebe bozuşmuş olup ber-vech-i bala İstanbul'a
ları tecennün etmiş ve ordularına havf-ü haşyet gelmiş olmağla gel- diğinde dahi pek çok kimselere "1\ılalakof bu sene alınamaz sene-i
bu sırada Rusyalu hücum etmiş olsaydı zafer·-yab olacağı mu­ dti_yede zabt olunabilir. Sıvastopol'uıı dahi ·iki üç sene ye kadar fethi mııh­
karrer imiş. Hele bu kadarcık zarar ile savuşturulmuştur. temeldir ve düvel-i müttefika asakiriııiıı orada iıılzizamı dahi muhtemel
Zilhiccenin yirmi yedinci pazarertesi gecesi gelen telgraf- olup ancak anların gemileri çok. Askerlerini çekebilirler ve bizi terk edi-
lardan Malakof'un zabt olunduğu ve Rusya donanması itlaf ile verirler,, yollu dehşet-amiz sözler söylemiş idi. Bu kerre Sıvas­ topolu'n
şimal tarafındaki kal'alar hep alındığı anlaşıldı. fethi vak'ası anı tekzib eyledi ve ber-vech-i bala Dersa- adet'e
Bir müddetten beri Varna ile Şumnu beyninde yapılmakta vürudunda Devlet'ce ve halkca pek büyük şan ve haysiyete malik
olan hatt--ı telgraünin ikmaliyle mabeynlerinin kesb-i ittisal olduğu halde kendi kadrini bilmeyip bu iktidarını Meh- med Ali
etmesine intizar olunuyordu. Bu kerre hitam bularak en ibtida Paşa'yı meydana çıkarmak hususuna sarf etmekle beyn' el-havas mat'un
verdiği havadis bu haber-i meseret olmağla tesadüfat-ı haseneden olduğu gibi seyir yerlerinde gezerek ve birtakım naşizelerle düşüp
add-olundu. Ferdası salı günü dahi Karadeniz'den bir posta va- kalkarak izhar-ı hiffet etmekle enzar-ı avamda dahi kendisini küçük
düşürmüş idi ve bu kerre Kırım'a vardıkta
1 İfadenin gelişinden burada bir kelime eksik olduğu anlaşılıyor. Pelissier ile diğer ceneraller kendisine keşf-i ma-fiz-zamır ederek
2 Bu kelime metinde Y,':" şeklindedir. herçı bada-bad vadisinde ya çıkmak ya batmak yoluna gitmek
3 Bugün lisanımızda Sardu7!ya diye kullanılan bu kelime Tezakir'de 1 Metinde Sivastoj10l ismi umumiyetle Sivasta/10/ yazıldığı lıaldc hurada
ı.;, l- şeklindedir. İhtimal Cevdet Pasa zamanında ona asıl talaffuzu ile Sandenya ( Sivastapoli şeklindedir.
Sardegna) deniliyordu. 2 Bu kelime metinde <,- 01, şeklindedir.
58
TEZAKlR-1 CEVDET
n:zAKİR-T Cl<'.VllET 59
üzere karar verdikleri beyaniyle birlikt b l .
. . e u yalular dört beş def'a tabyalara dühul ile yedi kıt'a toplarımızı
ler iken "Benim nıu··t , l ışım var de h unmasını teklıf etmiş-
s a ce
gitmiştir. Vakı'a işi müsta' cel "d· ı ı ''.'"'mmayuba · emen· oradan k" savuşup çivilemiş iken asakir-i islamiyye yine sürüp çıkarmışlar nihayet
kumandan tavsiye edip t .. h·. . rı yerme ve ıl olacak nesim-i fevz-ü zafer canib-i isla.miyana vezan ve Rusyalu münhezim
e guru -ı muhacım' . ' ın ıçrn · · d b iraz Os-
manlı . askeri
. bulunmuş ol 'd ı b u ,. e k" · ve perişan olmuştur. Rusyalu'nun götürdüğü ve taşlar arasında
d h ve çukur yerlerde ve şurada burada kalan vefeyatından başka
ıeth-ı azımd
a ı hısse-dar-ı iftihar olurdu. say . en asa ır-ı şahane
Halbuki ol muzafferi et .. .· . . ' . tabyaların dahil ve haricinde altı bin dört yüz seksen altı mak­
hitabede "B .. b. .. Y . u eııne Pelıssıer nın ırad eylediği tulü kalmıştır. İkinci kumandanı ile altı ceneralı dahi maktul
rakları ugun ır gundur kı lngiltere e S d enya ve Fransa bqy- olmuştur. Bundan başka Rusyalulardan iki yüz elli üç esir alın­
birlikte hareket ederek . ..b h- b r mış ve bir top ve bir kapaklı ve on iki bin beş yüz kadar tüfenk
bva ıtte
k . unutulmı"acak b.
:., ır mu a at-ıe edı,,vevı :.,_ - ucı z k ve nıçbir
m o·b aca ,·
dh .
ayrağımn u
mem b'il .. ışde bulundu! ar" d eyu O ·
smanlı ve emval ve eşya.-i saire iğ·tinam olunmuştur. Rusya ordusunda
yad olunmaması
oldu. Vakı'a O . l . . -cumle Osmanlılara dag-ı derun bulunan ekrad ve aşair dahi gerideki Rusya ordusunu hali gö­
smanl ı ·asakırı
d Çernaya h . .. . muhafaza rerek yağma edip dağılmışlardır. Bu muharebede Rusya'nın
emrinde bulund u ar e . ne rı uzerınde
Pelissier'ye bir d · . ıse k
muhacımin içind b l
.. - e u unma ıklarından
d mecmu'-ı zayiatı yirmi binden ziyade olduğu tahkik kılınmıştır­
..
Omer Paşa'va ıyece soz bulunamavıp _.. .. k. Rusya başkumandanı olan Iviuravief 1 dahi ağır hasta yahud
ma't f o ld u. ı curm-u ta sır ancak
. u meslub'uş-şu'ur olmağla Gümrü'ye götürülmüş ve yerine digeri
SENE 1272 tevkil edilmiştir.
Ber-nıinval-i meşruh
yetmiş iki senesi muh ' I\a apoun
s.t
1
, .
fethı üzerine bin iki yüz
Asakir-i şahanenin şühedası üç yüz ve mecruhları altı yüz
arremının gurresi olan b · elli raddelerinde olup ancak Kars ahalisinden dahi yetmiş şehid
tanbul'da sehr-ayin y· ld H · perşen e gecesi Is- ve iki yüz otuz mecruh vuku' bulmuştur ki bu şehidlerin dokuzu
Osmanlılar;n yürüyüş: ıb ı.1 er ytk kandil:erle donatıldı. Lakin ulema ve suleha güruhundandır ve Kars'ın kadınları tabyalardaki
hisse-dar-ı mübahat ol du kulnmaı lan cıhe e bu fütuhattan mücahidine ekmek ve su ve fişenk götürmek gibi hidmetlerde
l , ama ı arından dolayı Ö P b
e -enam kadh edilmekte idi. mer aşa eyn' bulundukları cihetle o biçarelerin dahi altısı şehid olmuştur. Asakir-i
Bu hilalde Gözleve'deki asakir-i . l' . . . . şahane zabitanından dahi bir hayli şehid ve mecruh oıduktan başka
Fransız askeri dahi berahı>r ı-,,,ı,,.. ---' ıs, mıyye ıle bır mıkdar askerin sebatına birinci sebeb olan ordu reisi ferik Kerim Paşa'nın
yaiuları münhezim eder ---_ -. "u";"'"-" oır muharebe edip Rus- dahi göğsüne kurşun isabet eylemiştir. Fakat içeri işlememiştir.
Bu esnada Ömer ;k yedı kıta t p aldıkları havadisi alındı. rebe Elhasıl taraf-ı islamiyandan vuku' bulan şehid ve mecruhlarırı
edip muzaffer ol a şt Rusyalu ıle Gürcistan'da bir muha- mecmu'u bin iki yüz raddesindedir.
bundan sonra Ömer ;::,a Dersaade ' e şenlik topları atıldı ve
Bu muharebe Silistire muharebesinden büyüktür. Zira Silis-
işiJildi ve akdernce vukd'a :lm utayıs :_doğru hareket eylediği
tire'nin arkasında yani Şumnu'da yüz binlik bir Serdar-ı ekrem
mübahat vuku'attan ol " "' ş ola .K.ars muharebesi şayan-ı
ordusu var idi. Ecnebilerden bazıları " Bu Kars ıı,u/ıare­
Sövle
, ki rnul1arıernın
. -- . magla _ber-vech-ı ati tafsiline ibtidar olunur ·
on yedınci hesi SıJastopol m.u::.a_üer[vetinden daha bi{J'iiktiir. Fakat Türklerin
, larında R , . gecesi saat on karar-
cumartesı
mas ve İn ii:l ee ata bulunan asakirini cem' ile Kars'ın Tah­ b yle fevkalade sebatları ancak istihkam arkasında olup top talimleri
nakıs ve ;:_abitleri e!zl{yetsiz olduğundan ılola_yı ın ydan muhare­
Kars'ta bulunan asa::r a;a ,na_mr t byalarına hücum edip derun-ı
besini beceremiyorlar ,, deler idi. Bunun üzerine Kars'ın üç
halde bu tab l· ' slamı )e ıse yorgun ve za'if bulundukları
ya araa rnuctemı' olanl ·k senelik vergisi afv olunduktan başka oradagönderildi
ibraz-ı şecaat eden
raddesinde olduo·u h·'ld · arının mı darı sekiz bin hahadırlara verilmek üzere birçok nişanlar ve Serdar-ı
"' a e tamam yedi buçuk t l' .
ve tüfenk ve süıı"ü v k 1 h . saa a et-tevalı top
"' e ı ıç mu arebelerı mümted olarak Rus- 1 Metinde ,.J.,ı _,ı"., şeklinde<lir.
60 TEZAKİR-İ CEVDET TEZAKİR-İ CEVDET 61

ekrem Ömer Paşa Batum tarafına çıktığı gibi Rusyalu Kars Vükelayı ve al'el-husus Serasker Rüşdi Paşa'yı dahi "Doğru
üzerindeki ordusundan bir mikdarını ıfraz ile beri tarafa sevk Erzurum cihetinden Kars' a zahire idhaline çalışma_np da b1yle
ettiği işidildi ve artık Kars'ın muhasaradan kurtulacağı ümidleri yanlış tedbir ettiler,, deyu kadh-ü zem ederlerdi. Hatta Rüşdi
kuvvet buldu ve Serdar-ı ekremin ol tarafa me'muriyetinden Paşa Ömer Paşa'nın bu cihete sevkını sevkülceyş fennince pek güzel
maksad-ı asli dahi Rusya'nın yüzünü beri tarafa çevirip de Kars'ı manevre I olmak üzere iddia ve bununla iftihar ederek "Yılanın
bıraktırmak olup Kars'a zahire idhali için dahi Selim Paşa başını beri tarafa çevirmek için kuyruğuna basmak gibidir,, demiş idi.
Erzurum'a gönderilmiş idi. Serdar-ı ekrem ise doğru Ahısha Binaenaleyh bu kerre Kars'ın istilası haberi geldikte sabıkaa Meclis-
üzerinden ileriye hareket ile Kars'ı muhasara eden Rusva or­ i vala reisi Rif'at Paşa ana ta'riz ederek "Biz bir teşbih uğruna Kars'
dusunu tehdid edeceğinden hatt'ül-harekatım tebdil ile Sohum'a ı verdik,, dedi.
çıkıp oradan doğru Tiflis üzerine hareket etmis idi. Halbuki bu Bu esnada mün'akid olan Cem'iyyet-i ilmiyye'de ilm-i fıkıh­
yolda pek çok nehirler ve bataklıklar olduğun; mebni buradan dan muamelata dair bir kitap te'lifiyle meşgul idik. Tafsil-i key-
Tiflis'e varıp da Rusyalu'yu tehdid etmeğe mevsimin müsaade fiyyet başkaca bir kıt'a tezkire ile taraf-ı zi-şeref-i fazılanelerine
etmiyeceği ma'lfım olrrıağla Rusyalular artık fikr-ü endişeden iş'ar olunmak musarnmemdir.
azade olarak bi-muhaba Kars'ın üzerine yüklendiler. Kars içinde Yine bu hilalde Trablus-garb tarafında isyan zuhuriyle reis-i
ise zahire kalmayıp Erzurum tarafından dahi zahire sevk olu­ usat olan meşhur Gurne2 ile uğraşılmakta iken bu kerre J\1ek-
nanıadığ·ına mebni Kars tarafından ye's haberleri gelmeğe baş­ ke-i mükerreme'de dahi isyan zuhur ile me'murin-i Devlet'in
ladı. Bu sırada Anadolu ordusu rcis-i1 erkanı salif' üz-zikr Kerim tard olundukları ve bunun sebebi üsera rnernnu'iyetine dair
Paşa ile İngiliz zabitanından olup Kars'ta müstahdem olan Cidde valisine gönderilmiş olan ferman-ı ali idüği istihbar olundu.
Williams Paşa'ya rütbe-i vezaret verildiyse de menşurlarım Bunun üzerine Emir-i Mekke Abdülrnuttalib Efendi hazretleri
isale yol yok idi ve henüz bunların vezaretleri Takvim-i Vekavi' rebiülahirin yirmi altıncı günü azl ile Emaret-i Mekke-i müker-
de okunurken rebiülahirin beşinci pazar günü Kan:'ın açlıkt-:ı,n reme şerif Muhammed ibni Avn hazretlerinin uhdesine def'a-i
teslim edilmiş ve Rusyalu gelip Kars'a duhul ile müşir ve kuman­ saniyye olarak tevcih buyuruldu. Vak'anın tefasilinc dair taraf-ı
dan Vasıf Paşa'yı ve Kars mutasarrıfı vezir İsmail Paşa'vı ve bu valalarına ayrıca bir kıt'a tezkire yazılmak musammemdir. Kars
iki müşir-i cedidi ve sekiz i:ıin kadar asakir-i nizamiyyeyi esir edeteK ·t,'?:.k'2.s1:ıd:ı:ı ort!:·a müzaker2.t-1 ulhi.yyeyf" e;lrl ilnıi tir. Bunun taf-
götürmüş ve redif askerleri ile ahali\i salrı-ermiş olduğu haber-i silatı dahi diger tezkire-i acizide beyan olunur.
te'essüf-eseri alındı. Cumadclulanın yirmi dördüncü cuma gecesi Zat-ı Şahane
Serdar-1 ekrern Ömer Paşa'nın me'muriyeti Kars'ı tahlis etmek İngiliz elçisi Canning'in balosuna med'uven teşrif buyurdu. Öte­
maksadına mübteni iken Abaza ve Gürcü memleketlerinde dolaşmağla denberi sadrıazamlar bile elçi ziyafetlerine ya balolarına gitmek
vakit geçirerek Kars'ın istilasına sebeb olduğundan dolayı halk anın adet değil iken bir senedenberi sadrıazamlar gitmeğe başladı.
hakkında ta'n-u teşni'i diraz eylediler ve Ser- dar-ı ekreh derneğe Bu sene Zat-ı Şahane için dahi bu kapı açıldı. Rüesay-i ruha-
başladılar. Ömer Paşa'nm bö)·le yanlış yola zehabı hakkında kimi niyye balolara gitmek adet olmayıp al'el-husus ortodoks papas-
"Mevaki' ve araziyi bilmed( i hdlde yalnız haritaya balcıp aldandı,, ve larına göre istimai' -ı saz ve temaşa-yı raks büyük günah iken
kimi "Anı yanındaki ecnebi zabitleri aldattı,, ve kimi '·Omer Paşa bu baloda b'il-cümle patrikler ile haham-başı dahi bulundu. Şeyh­
cebaııetinden Rusya ordusuna hiçbir vakit tesadüf edemivecek bir yola ülislam Efendi dahi davet olunmuş idi. Lakin itizar eyledi. Fakir
sapıjJ gitti,, deyu anı itham ederler idi. dahi davetli idim. Sadrıazam'a sordum "Şeyhülislam 'Efendi' den istfzan
et,, dedi. Şeyhülislama sordum "Sadrıdzam bilir,, dedi. Birinden
1 Niet.indc L.,,; .J keliınesinir. ilk harfi zuhulen yazılınarrııştır.
" ?vietinck_ ,, \,l:.ı şeklindedir.
0 1 Metinde •JJ\:. şeklindedir. 2 Metinde ,. ,;. şeklindedir.
TEZAKİR-İ CEVDET 63
62 TEZA.KİR-İ CEVDET

bır cevab-ı şafi alamadım. Ben de gitmedim. Fransızların te'sir-i mahakim-i şer'iyyede muhakemelerine itiraz eder oldular. Bundan
nüfuziyle Reşid Paşa'nın düşmesinden • dola)'! Canning ot, -ücenmi•s dolayı bazı zevat Fransa kanunları türkçeye tercüme olunup da
idi. Balosuna teşrif-i Şahane vuku'u misli sebk etmemiş bir iltifat mahakim-i nizamiyyede anlar ile hükm olunmak fikrine zahib
olmak hasebiyle bir nev-i tarziye yerini tuttu. Baloda Zat-ı Sahane oldular. Halbuki bir milletin kavanin-i esasiyyesini böyle kalb-ü
sefarethanenin büyük salonuna dahil olup vükela sağda ;e süfe­ tahvil etmek ol milleti imha hükmünde olacağından bu yola
ra solda oturmuşlar. Ferdası Canning teşekkür zımnında Ma­ gitmek caiz olamayıp vlema güruhu ise o makule alafranga
beyn-i hümayun'a gidip avdetinde Reşid Paşa'nın sahil-hanesine efkara sapanları tekfir ederderdi. Frenkler dahi "Kanununu::.
uğradı. Paşa ise ol gece İstanbul'da kalmış olduğundan yalıda ne ise meydana koyunuz. Biz de görelirr;. ve teba'amıza bildirelim"
bulunamadı. Fakat fakir yalıda bulundum. Bir buçuk saat ka-- derler idi.
dar Canning ile beynimizde ahval-i politikaya dair cereyan eden Bunun üzerine ilm-i fıkhın muamelat kısmına dair türkçe l'v1etn-i
muh veratı ferdası Reşid Paşa'ya tebliğ eyledim. metin namiyle ve herkesin anlıyabileceği ibarat-ı vazıha ile bir kitap
Işbu curnadelahire gurresi olan cuma gününden itibaren zabt- yapılmasına beyn'el-vükela karar verilerek bu kerre Meclis-i ali-i
etmek üzere mukaddema uhde-i daiyaneme Galata mevleviyeti Tanzimat dairesinde ve Meclis-i mezkür azasından ve sudur-ı
tevcih buyurulmuş idüğünden yevm-i mezkı'.irda resm-ü adet üzere izamdan Rüşdi Molla Efendi'nin taht-ı riyasetinde bir cem'iyyet-i
mahkemeye gittim ve ferdası işe mübaşeret ettim. Pazarertesi ilmiyye teşkil ile azalığına İstanbul kadısı Tahir Efendi ve Meclis-i
günü dahi ilk def'a olarak divana yani huzur mürafa'asına azimet maarif azasından ve İstanbul payelülerinden Hüsam Efendi ve Ali
eyledim. Ratıb Bey ile abd-i fakir me'mur edildik. Cem'iy- yet-i mezküre
Tahsil-i ulüm için Avrupa'ya gönderilmek üzere ketebeden işbu yetmiş iki senesi saferinin yirminci günü birinci def'a olarak
on nefer müsta'id efendilerin emr-i intihabı Ahmed Vefik Efen­ akd olundu.
di ile fakire havale buyurulmuş olduğundan bu esnada istek Rüşdi Molla Efendi sahihen üdebadan ve eshab-ı fazl-u
edenlerin imtihanlarına şüru' olundu. Baki siz sağ biz selamet!. maariften bir zat olup lisan-ı arab üzere inşa-i kelama muktedir idi.
Fi 8 rebiülahır sene 1295 Hüsam Efendi muahharen Şeyhülislam olan zat-ı fazail­ simattır ki
alim ve tarih-şinas olup al' el-husus ilm-i ensaba vukuf-ı tanımı var irlı.
TEZKİRE N. 8 Ali R§tib Bl".y dahi füz?J§_d?.!1. bir Et idi. U.kirı. üçünün dahi ilm-i
. .. Yed_inc, i '.e kire e i ' ar olunduğu üzere bin iki yüz yetmiş fıkıhta maharetleri yok idi. Cenı:'iyette sahihen fakih diyecek ancak
ıkı senesı cvaılınde ılm-ı fıkıhdan bir kitab telifine ne vechile Tahir Efendi idi. Fakirin dahi evail-i ömrüm ulüm-ı akliyye ve
kıyam olunduğunun bervech-i ati beyanına mübaderet olunur. edebiyyeye masruf olarak ol vakit ulüm-ı nakliyyede ma'lümat ve
. Gün.den güne Avrupalıların Memalik-i mahruse'ye tevarüdü melekem nakıs idi. Fakat cem'iyetin muharriri olduğum cihetle kütüb-i
zıy_adeleşıp al'e -husus Kırım muharebesi münasebetiyle fevkalade fıkhiyyenin mutalaasına mütevaggil idim.
çogaldı ve bu cıhetle daire-i ahz ve ita vüs'at buldu. Dersaadet'te Ne hal ise kütüb-i fıkhiyye tetebbü' olunarak hayli vakit u,ğraşıldı
ruz-merre zuhura gelen de'avay-i ticareti bir mahkeme-i ticaret ve Kiiab-ül-büyu' hulasa vechile yazıldı ise de jiıfetn-i metirı'in
idare. etmez oldu. Ecnebiler mahakim-ı şer'iyyeye gitmek istemez. itmamı müyesser olmadın cem'iyyet-i mezküre dağıldı.
Müslım aleyhinde gayr-i müslimin ve zimmi aleyhine müste'- Ba'de bu'din fakirin ibtida Divan-ı ahkam-ı adliyye nezare­
menin şehadeti şer'an isti'ma' olunmamak mes'elesi ise Avru- tinde yine bu mes'ele meydana çıkıp riyaset-i acizanem tahtında
palıların nazarına pek ziyade çarpar olduğundan hırıstiyanların olarak teşkil olunan cem'iyyet-i ilmiyyede asrın en ileri gelir fukaha
ve fuzalası bulundu. E'imme-i hanefiyye beyninde muhtelefün-
1 Bu tezkirenin altına iki defa rl.!.li ..;t.» ,y- yazılmış sonra her iki iba-
re de çizilmiştir. · '
64 TEZAKİR-İ CEVDET
TEZAKİR-İ CEVDET 65
fih olan mesailde na.sa erfak ve maslahata evfak olan kaviller
tercih olundu ve bu yolda Ahkdm-ı adl yye namiyle bir mecelle Bu esnada İsveç ve Danimarka ve İspanya devletleri dahi
te'lifkılındı ve b'il-cümle mahakim-i şer'iyye ve nizamiyyede mer'iy düvel-i müttefika'ya mülhak olmak üzere iken Avusturyalu
-ül-icra olması için irade-i seni, ye sadır oldu. Ehl-ü erbabı in­ mevadd-ı rabi'a teklifiyle Petersburg'a bir elçi gönderip ve ulti-
dinde pek ziyade takdir -,,,e tahsin edildi. Zat-i val&Jarının dahi matum yani son-lakırdı olmak ü ere cevab-ı kat'ı isteyip muvafakat
mutala'a-güzarı olan tasanif-i asriyyeden olmağla Ceride-i vekqvi'e olunmadığı halde Rusyalu ile kat'-ı muhabere ederek o dahi dahil-
suret-i derc-ü ilavesi re'y-i fazılanelerine mu'allak olan me­ i daire-i ittifak olacağını ilan eyledi. Rusyalu ise düvel-i müttefika
vaddandır.· ile başa çıkamıyacağını anlamış ve Kars'ı istila ile namus-ı
Avrupa kıt'asında enibtida tedvin olunan kanun-name Roma askerisini ikmal eylemiş olduğundan Avusturyalu'nun tekil.lifini
kanun-namesi'dir ki şehr-i Kostantiniyye'de bir ce,m'iyyet-i ilmiyye milletine karşı medar-ı ma'zeret olmak üzere göstererek bu tekalifi
· ma'rifetiyle tertib ve tedvin olunmuş idi. Avrupa kanunlarının kabul etmekle mevadd-ı mezbure sulha esas itti­
esasıdır ve her tarafta meşhur ve mu'teberdir. Fakat Mecelle-i haz olunarak teferruatının müzakeresine mübaşeret olunmak
lazımgelmiştir.
alıkdın-ı adl{yyıye benzemez. Beyinlerinde çok fark vardır. Çünki
o beş altı kanun-şinas zatın ma'rifetiyle yapılmıştır. Bu ise beş Bir sene muharebe daha temdid olunsa daha faideli bir
altı fakih zatın ma'rifetiyle vaz'-ı ilahi olan şerıat-i garradan alız musalaha akdi kabil olurdu. Binaenaleyh bidayet-i emrde ekser-i
-ü iltikat edilmiştir. Avrupa kanun-şinaslarından olup bu kerre vükela muharebe tarafdarı olduğu halde Reşid Paşa sulhün be-
},1ecelle'yi mütala'a ve Roma kanun-namesi'yle mukayese eden ve kasına sa'y etmiş iken bu kerre muharebenin temdidini isterdi.
ikisine dahi mücerred eser-i beşer nazariyle bakan bir zat dedi Hatta bir gün fakire ''Ah bizde de tıib ve takat kalmadı amma her
ki "Alemde cenı'ryyet-i ilmryye vasıtasryle re' sen iki def'a kanun yapıldı. n sıl olursa olsun bir sene daha muharebe miimted olsqvdı daha hayırlı
lkisi de Kostantinryye' de vuku' buldu. İkincisi tertib ve intizamı ve me­ bır musalıiha akdi müyesser olurdu,, dedi.
sdilinin hüsn-i tensik ve irtibatı hasebryle evvelkrye çok müreccah ve fa- Ne çare ki Rusyalu Fransa imparatoruna müraca'at edip
iktir. Be_)'inlerindeki fark dahi insanın ol asırdan bu asra kadar dlem-i musalahanın ta'cili anın politikasına dahi muvafik olmağla derhal
medenryyette kaç adım atmış olduğuna bir güzel mik_)'astır,, intiha. sulha meyledivermiş ve İngilterelü her ne kadar muharebenin
imtidadı arzusunda ise de ol vakit Devlet-i aliyye'nin umur-ı
·u.. Zl\.ıt,J<.. l'I,, politikıyyesini idare eden Ali ve Fuad Paşalar Fransa politikasına
Bin iki yüz yetmiş iki sene-i hicriyyesi Londra şehr-emanetinde ber- merbut ol1:1ak hasebiyle Devlet-i aliyye dahi sulha temayül edi-
mu'tad verilen büyük ziyafette İngiltere devleti hariciye nazırı Lord cek artık Ingilterelü'ye söz düşmedi. Bu cihetle hemen şerait-i
Palmerston'un irad eylediği nutkunda "Büyük Napoleon dermiş ki musalaha müzakeresine karar verildi. Fransalu'nun sulhü ta'cil
bu iki büyük millet _)'dni Fransız ve İngiliz milletleri eğer müt­ tehid ve İngilterelü'nün aksini iltizam edişlerine sebeb bu idi ki Fran­
olsalar asqyiş ve temeddün-i dleme ddir pek bü]ük şeyler yapabilir­ lerdi. sa'nın daimi surette dört yüz bin asakir-i berriyyesi olup lüzumu
Ne çare ki bunların _yek-diif,erine olan rakabet ve hasedlerini izale kabil kadar tertibat-ı harbiyyesi dahi mükemmel ve müheyya bulunurdu.
olamıyor. lşte bu Jvapoleon'un vaktinde bu emel husule geldi. Bizim dahi Binaenaleyh bidayet-i muharebede kuvvetli bulundu ve hayli şan
anın zatına emnryetimiz olup biz kılıcı bir kerre kınından çıkardık. Bir ve şöhret kazandı. İngilterelü'nün daimi surette kullandığı asa­
hayırlı ve sahih ve müeyyed sulh olmadıkça yerine koymayız. İşte Devlet-i kir-i berriyyesi azdır ve tertibat-ı harbiyyesi müheyya değildir.
osman{Y.ııe elçisi dahi buradadır. Sultan'ın teba' ası bizim ianemize ldyık Lakin parası çok ve anasır-ı harbiyyesi her devletten ziyade kuv­
olduklarını isbat etmişlerdir. Sardenya elçisi dahi burada olup anın kıralı vetlidir. Binaenaleyh bidayet-i muharebede Fransızlara nisbetle
dahi hakkında olan emnryetimiz cihetryle milletine şan vermiştir,, demiş za'if görünüp gittikçe kuvvetleri tezayüd etmekte idi ve bu sene
olduğu işidildi. Kronştad tersanesini tahrib için yüz yirmi kıt'a deniz tabyası
Tezdkir-i Ceııdet 5
66 TEZAKİR-1 CEVDET 'T'F7.!KtlLt rvvnvT

tabir olunur zırhlı vapur dubaları inşasına başladılar. İngilizlerin


TEZKİRE N. 10
bu misillu fevkalade aleme dehşet verecek surette rfı-nüma olan
tertibat-ı harbiyyelerine nazaran gelecek yazın Bahr-i Baltık ta­ Bin iki yüz yetmiş iki senesi içinde en ziyade ehemmiyetle
rafından Rusyalu pek ziyade şaşırıp encam-ı kar şöhret-i harbiyye mevzu'-ı bahs ve müzakere olan mevaddan biri teba'a-i gayr-i
İngilizlerde kalacağı gelip göründü. Fransızların ise bu sene müslimenin imtiyazatı mes'elesi idi. Bu hususa dair akdemce bazı
nukud ve mühimmatça bazı mertebe noksanı mervi idi. Bina­ vükela ve süferay-i ecnebiyyeden mürekkeb bir muhtelit komisyon
enaleyh Fransız imparatoru İngilizlerin öyle fevkalade tehiyyat-ı olup bunda Şeyhülislam Arif Efendi dahi dahil idi. Bu komisyonda
harbiyyelerini istirkab ederek hazır şöhret-i harbiyye Fransızlarda verilen kararlar zabt olunarak ana göre bir fer- man-ı ali kaleme
iken işe nihayet vermeği kendi politikasına muvafık görmüş idi. alınmış idi ki Islahat Fermanı dediğimiz fermandır.
İşte bu sırada Rusyalu Fransızları celbe çalışıp Fransa ve Rusya Bu Ferman-ı dti'nin ilanından mukaddem ötedenberi ferman-ı
imparatorları dahi biribirine yaklaşarak nihayet ber-vech-i bala alilere dere olunagelen elkab ve unvanların tebdiliyle icab-ı
Avusturyalu'nun teklifi üzerine mevadd-ı esasiyye vaz' ile müza- vakt-ü hale enseb unvanlar vaz'-u ihdas olunması için Hariciye
kere-i maslahata karar verilmiştir. nazırı Fuad Paşa ve Beylikçi Afif [Bey] ile fakirden mürekkeb
Zikr olunan mevadd-ı esasiyye Karadeniz'in bi-taraflığı ve bir komisyon teşkii kılınmış ve hatta bir def'a akd olunmuş iken
Besarabya'dan bir mikdar arazinin Rusyalu yedinden nez'iyle Kars'ın istilası haberi varid olarak bu iş ta'ahhur etmiş idi. Fuad
Rusya'nın Tuna nehrinden teb'id edilmesi ve Rusyalu'nun Eflak Paşa her hususta ihtira'at ve ihdasatı sever bir zat olmağla fer­
ve Boğdan üzerinde olan hakk-ı nezaretten vazgeçmesi ve uhud-ı manların elkabını dahi tebdile merak etmiş idi. Halbuki lslahat
sabıka iktizasınca Memalik-i mahruse üzerine olan iddialardan Fermanı'nın ilanı ehl-i islama ziyade dokunacağından bu sıra
keff-i yed etmesi hususlarıdır. Mevadd-ı musalaha müzak:re i fermanların tebdil-i elkabiyle dahi uğraşmak münasib değil idi.
için Paris'te bir konferans akdine beyn'ed-düvel karar verılmış Binaenaleyh bundan feragat olundu.
olmasiyle işbu yetmiş iki senesi cumadelahiresinin yirmi beşinci lslahat Fermanı okunacak deyu birkaç gündenberi intizar
cumartesi günü Sadrıazam Ali Paşa murahhas olarak konfe­ olunuyordu. Cumadelahirenin dördüncü salı günü okunacak
ransa me'mur olmağla yemv-i hareketinden avdetine kadar deyu işidildi. Ol gün ise Sadrıazam Paris'e azimet etti. Ferman'ın
Kı.l::ın h J\.1:ehml:'d P3Ş8 Sadaret-i uzma bymakamhğırı:ı na b ve Kıraaıini Kaymakam ?aşa'ya bıraktı.
ta'yin buyuruldu. Cumadelahirenin on birinci pazartesi günü mev'ud ve
Ali Paşa'nın Avrupa canibine azimetinde yerine Hariciye muntazar olan Ferman-ı ali Kaymakam Kıbrıslı Mehmed
nazırı Fuad Paşa'nın kaymakamlığı ummur-ı tabi'iyyeden iken Paşa huzurunda okundu. B'il-cümle vükela ve azay-i mecalis ve
bu esnada Islahat Fermanı unvaniyle teba'a-i gayr-i müslimeye b'il-fiil mansıb ve me'muriyetlerde bulunan ulema ile beraber
bazı imtiyazat itasını havi bir kıt'a ferman hazırlanmış olduğun­ Patrikler ve Haham-başı ve Metropolidler ve rum milleti mu'-
dan ehl-i islam nazarında siper-i la'net olabilecek bir zatın ma­ teberanından bazıları hazır bulundu. Ma'zulinden kimesne med'fı
kam-ı icrada bulunması lazime-i halden görülmekle Kıbrıslı değil idi. Ol gün hava fevkalade puslu idi. Zekiye Sultan dahi
Mehmed Paşa'nın Sadaret kaymakamlığına getirilmesi lazım­ vefat etmiş idi. Binaenaleyh Ferman'ın kıraati biraz ta'ahhur eyledi.
gelmiştir. Bu bahsin tafsilatı diger tezkire-i sena-veride serd-ü Bu Ferman'ın hükmünce teba'a-i müslime ve gayr-i müslime kaffe-
ityan olunmak musammemdir. Baki emr-ü irade. i hukukta müsavi olmak lazımgeldi. Bu ise ehl-i islama pek ziyade
Fi 8 Cumadelula sene 1295 dokundu. Mukaddema musalahaya esas ittihaz edilmiş olan
mevadd-i erba'adan birisi hırıstiyanların imtiyazatı mes'elesi olup
ancak istiklal-i hükumete dokunulmamak şartı ile mukayyed idi.
Şimdi ise imtiyaz bahsi geri kaldı. b'il-cümle hukuk-ı hükfı-
68 TEZAKİR-İ CEVDET TEZA.KİR-1 CEVDET 69

mette teba'a-i gayr-i müslime ehl-i islam ile müsavi add olunu- dair olmağla bunda ber-mu'tad du'a edilmek münasebet almı­
verdi. Ehl-i İslamdan birçoğu "Abd ve ecdadımızın kaniyle kazanıl­ yacağından Hariciye nazırı Fuad Paşa Hatib Efendi'nin celb
mış olan lzukuk-ı mukaddese-i milliyyemizi bugün ga'ib ettik. l'vfillct-i olunmamasını tenbih etmişti. Lakin Şeyhülislam Arif Efendi'nin
isfıim ye millet-i hakime iken böyle bir mukaddes haktan mahrum kaldı. bundan haberi olmadığı cihetle bu kerre Islahat Fermanı'nın
Elzl-i islama bu bir ağlayacak ve: matem edecek gündür,, deyu söylen- kıra'ati akabinde "Du' acı Efendi nerede,, deyu sordu. Teşrifatçı
meğe başladılar. Nazif Efendi "Yok gelmedi,, deyu cevab verdi. Meclis-i maarif
Teba'a-i gayr-i müslime ise ol gün raiyyet silkinden çıkıp azasından Arif Efendi metropolidlerin arkasında duruyordu.
millet-i hakime ile tesavi kazanmış olduklarından anlarca bir Şeyhülislam Efendi'nin nasılsa gözüne ilişmiş "Gel Arif Efendi du'ıi
yevm-i meserret idi. Lakin patriklerin ve sair rüesay-i ruhaniyye- et,, dedi. Arif Efendi ise şurada burada va'izlik etmekle ömür
nin tavzifleri Ferman'da münderic olduğundan anlar dahi hoşnud geçirmiş bir zat olduğu halde fi'l-asl Mabeyn-i hümayun Baş­
olamadılar ve bir de ötedenberi Devlet-i aliyye'de ehl-i islam- katibi Hakkı Beyefendi'nin hocası olmak takribiyle Meclis-i ma-
dan sonra rumlar ve ba'dehu ermeniler ve ba'dehu yahudiler arif azalığına me'mur edilmişidi. Va'ız kılığiyle Meclis-i maarife
derece derece mu'teber oldukları halde bu kerre cümlesi bir devam eder ve cer için bazı vükela konaklarına dahi gider idi.
raddede tutulacaklarından rumların bazıları "Devlet bizi yalzu- Bu kerre Şeyhülislam Efendi tarafından du'a emr olunmağla he­
dilerle beraber etti. Biz İslam' ın tefevvukuna razi idik,, deyu itiraz men metropolidan ve papasan saffnı yarıp geçerek meydana çıktı.
eylediler. Binaenaleyh ol gün hava nasıl puslu ise arz-odasında \ r>) t \ J\J..10->I JI \:J\,.. J _,,,... Jly ·'ı'I_, J_,J-1 Jy
Ferman okunur iken hazır olanlardan ekseri abus'ül-vech idi.
Ancak bizim ziyy-i İslamda bulunan birtakım alafranga çelebi­
1 1...ı..,ı A ı ..\....,! ı fal ı ı ı r- ı J..

lerin yüzlerinde eser-i beşaşet görülüyordu ve bu makulelerden gibi kürsilerde okuna gelen fıkaratı müştemil bir du'a okudu.
birtakım yadgarlar dahi "Teba'a-i ga)T-i müslime ehl-i islıim içine Rüesay-i ruhaniyye bozuldu. Meclise bir soğukluk geldi. Hatta
yayılıp malıalleler mahlut olıcak emlakımızın fiatı terakki ve medenü•et Serasker Rüşdi Paşa mahremane rüfekasına dedi ki "Bir adam
tevessü' eder,, dedikleri ve bu vechile izhar-ı memnuniyyet ettikleri gece saat dokuza kadar meşgul olarak bir uzun layiha kaleme alıp da
işidildi ve görüldü. Her vakit ferman ya hatt-ı hümayun okun­ tamam ettikten sonra üzerine rıh dökeyim derken yanlışlıkla mürekkeb
duktan sonra du 'a etmek adet olup ez-kadim de' avı ü1e'muI­ hukkasuu al p d:5kerek bu kadar enıeJiııi heba ettik,ti nasıl ;;1,e'yus u·e ;nil-
ları içinde du'acı namiyle bir me'mur bulunurdu ve bu du'a­ te' essir olursa bu Ferman'ın akabinde bu du'ıinın okunuşu dahi öyle oldu,,.
cılar cahil adamlar olup ne dediklerini bilmedikleri halde adet Ferman okunduktan sonra hocalardan biri namaz kılarken
yerini bulmak üzere Babiali'de hatt-ı hümayun kıraati akibinde Mehmed Paşa-zade ma'hud Sa'id Bey "Ne kılıyorsun Hoca Efendi.
du'acı bulunan şahıs bir du'a ederdi. Hüsrev Paşa'nın sadaretine Ferman okundu görmedin mi. Teba' a-i gayr-i müslime ile beraber ola-
dair olan hatt-ı hümayun okunduktan sonra De'avi nazırı cağız,, dediği Kaymakam Paşa'ya ihbar olunmağla pür-hiddet
du'acısı Hüsrev Paşa'ya du'a ederken "Rabbim kalı/zar ismiyle olarak Sa'ıd Bey'i huzuruna celb ile "Senin ağzını yırtarım,, deyu
kalır etsin,, demiş idi. tekdir ve ihafe ettikte ayağına kapanıp isti'fay-i kusur ettikten
Binaenaleyh bu vazife de'avi çavuşlarının elinden alınmış başka Kaymakam Paşa'nın kayni olan Besim Bey'in konağına
ve oldukça du'a etmeği bilir bir zatın Babıali du'acısı ta'yiniyle varıp tevbe ve istiğfar ederek sakal bırakmış idi.
led'el-icab celb ile du'a ettirilmek usul ittihaz olunmuş ve bina­ Elhasıl bıi Islahat Fermanı'ndan dolayı millet-i islamiyye dil-gır
enaleyh bu esnada Osmaniye Cami-i şerifi hatibi Babıali du'a­ olarak vükelay-i hazırayı fasl ve mezemmet eder oldular. Hatta
cısı bulunmuş idi. Sadaret tebeddüllerinde celb ile hatt-i hüma- bu Ferman'ın mazbatasını Hariciye müsteşarı Safvet Efendi'nin temhir
yun okunduktan sonra o dahi bir muhtasar du'a ederdi. Islahat eylemediği işidilmekle beyn'en-nas memduh oldu ve Şeyh-
Fermanı teba'a-i gayr-i müslimenin ehl-i İslam ile müsavatına

_,l
70 TEZAKİR-İ CEVDET
TEZAKİR-İ CEVDET 71

ülislam Arif Efendi mevadd-ı mündericesini tervic eylemiş ol- his ettirmiyerek bu yolda hayli ileri gitmiş idi. Bundan sonra
duğundan enzar-ı enamda makduh oldu. "Eğer işin içinde Reşid dahi o yolda giderek b'it-tedric ıslahat ve ta'dilat-ı lazımenin
Paşa ile Şeylıülislam-ı sabık Arif Hikmet Bıy bulunsaydı böyle icrasını isterdi. Ali ve Fuad Paşalar ise b'it-tedr'ic icra olunabi-
olmazdı. Tekalifin bıizı mertebe tebdili kabil olurdu,, deyu beyn- en- lecek mevaddı def'aten mevki'-i icraya koymalariyle enzar-ı ehl-i
nas söylenmeğe başladı. Vükelay-i hazıra bu vechile ehl-i islam islamda mazhar-ı nefrin oldular.
arasında melı'.'ım ve mezmum oldular ise de ecnebiler ara­ sında
Islahat Ferman-ı dlisi led'el-mutalaa ma'lı'.'ım olur ki münde­
memduh oldular ve bu tarikle Reşid Paşa'ya galebe çal­ dılar.
ricatının ekseri salatin-i izam tarafından teba'a-i gayr-i müsli- meye
Hatta İngiliz ve Fransız ve Avusturya elçileri "Vükelay-i salife her
ihsan buyrulmuş müsa'adattan ibaret olup ancak vükelay-i hazıra
hususta tas' ib-i maslahat ederlerdi. işte vükelay-i hazıra matlub ve
Avrupalılara cemile olmak üzere anları yeni verilmiş im­ tiyazat
me'mulümüzün öte tarafına geçtiler,, demiş oldukları işidildi ve Fransız
sırasında der-miyan etmişlerdir. Bazıları dahi mübhem surette
elçisi "Devlet-i aüyye'nin bu kadar feda-karlık edeceğini me'mul etmez idik.
Canning ne dediyse vükelay-i Devlet-i aliyye kabul etti. Eğer biraz yazılarak Avrupalılara bir vechile ve ehl-i İslama diger vechile tefsir
dayanılmış olsaydı ben bdzı mertebe kendilerine yardım ederdim,, dediği ederlerdi. Ez-cümle ehl-i islamdan bazıları Fuad Paşa'ya "Bu Ferman'ın
mesmfı' oldu. Fransız elçisinin bundan muradı millet-i islamiyyenin hükmünce bundan sonra re'ayadan dahi vükela olmak ldzımgelecek,,
gayz-u kinini bütün bütün İngiliz elçisinin üzerine yükletmek idi. demeleri üzerine Fuad Paşa "Re' ayadan vükela ve vüzera olmak şöyle
Çünki Canning ötedenberi Devlet-i aliyye'nin hırıstiyan teba'ası dursun Meclis-i vala dzası bile olamıyacaklarına Ferman'ın bir yerinde
delil vardır ki hin-i hacette hırıstiyan teba' adan bazıları meclise celble
hakkında bazı imtiyazat istihsal edip de anları İngiltere tarafına celb
müzakereye idhdl olunacakları maddesidir. işte bu madde anların
ve imale etmek isterdi. Bu kerre komis- yonda saire önayak oldu ve
azalıklarına sed olmak üzere Ferman'a dere edilmiştir,, deyu cevab
pek çok senelerdenberi çalıştığı hu- susatı ma'a-ziyadetin husule
verdi. Reşid Paşa ise tek durmayıp bu Ferman'ın mevadd-ı
getirdi. Lakin ötedenberi millet-i islamiyye İngilizlere mail iken bu
mes'eleden dolayı ehl-i islamı1: bu meyl-ü mahabbetine halel mündericesini mevzu'-ı bahs ederek bazı züvvara ha­ kayık ve
geldi. Fransızların arzusu dahı bu olduğundan Fransız elçisi ber- dekayıkını tefsir ve izah eylerdi. Hatta Şeyhülislam Arif [Efendi] "Bu
esnada bd-ferman-ı ali neşr olunan mevadda zararlı birşey yoktur. Halk
vech-i bala bu babda Cann- ing'in ileri gittiğini i a'a ile ehl-i
dahi bunu hüsn-i kabul etti. Bazı itiraz edenler var ise de anlar dahi
islitmm İngilizler hakkımla olan meyl-ü mahabbetini izale etmek
ma' zulin-i vükela olmağla bazılarını muhakem ye mecbur olacağız,, demiş
isterdi. Rusya tarafdarı olanlar ise daima buna sa'y ederdi.
olduğu Reşid Paşa'nın sem'ine vasıl oldukta bunu kendisine ta'riz ve
Reşid Paşa dahi vükelay-i hazıranın bu icraatı şatranc-ı
ihafe manasına haml etmekle bazı ta'rizatı havi tebligat ile fakiri
diplomaside kendi aleyhine bir mansı'.'ıbe olduğunu teffatun
Efendi-i müşarüniylehe gönderdi. Varıp ta'limatım vechile dedim ki
etmekle icraat-ı vakı'anın mehazirini meydana koyup erbab-ı
"Reşid Paşa mahsus ellerinizi öper. işit­ miş ki vükeldy-ı fihamdan
basiretin nazar-ı dikkatini celb ve rakibleri hakkında ı ehl-i isla-
bazıları 'Bu Ferman'da muzır birşey yoktur. Halk da bunu hüsn-i kabul
mın teveccüh ve emniyetini selb etmekte idi.
etti. Bazı itiraz edenler var ise de anlar da ma'zulin-i vükelddır. Bazılarını
İnkilab-ı hal ve zaman hasebiyle Devlet-i aliyye'nin mes- muhakemeye çekmeğe mecbur olacağız, der imiş Reşid Paşa dfyor ki
lek-i kad'imini tebdil ve teba'a-i gayr-i müslime hakkında cari 'Sair ma' zulin ne demişler ve muhake- meden çekinirlermi
olan muamelesini ta'dil etmesi eğerçi lazıme-i umurdan olup Reşid çekinmez[ermi bilmem. Ben buna itiraz etmedim desem yalan söylemiş
Paşa dahi bunu münkir değil idi ve mukaddem ve muahhar olurum. Fakat itirazım Ferman'ın umumuna değil bıizı mevaddınadır ve
itiraz etmeğe dahi hakkım vardır. Zira bu kadar sene Devlet-i aliyye
ı Metinde evvela altyhinde denilmiş, sonra bu kelime çizilmeden hidmetinde bulunmuşum. Benim de bu Devlet'te his­ sem vardır ve bunun
üstüne mor mürekkeple hakkında yazılmıştır.
için muhakemeye davet olunursam kemdl-i mem-
72 TEZAK1R-İ CEVDET TEZAKtR-1 CEVDET 73

nuniyyetle giderim. Hazır söyliceceğim bazı mevaddı izah eylemiş olurum. !emiş idim. Ldkin muhakeme lakırdısı olmadı. Şöyle ki selefim Beyefendi
Z,at-i devletlerinin umur-ı şer'ryyede maharet-i kamilesi vardır. Benim de Güzeloğlu Artin' e 'Sizlere de rütbe verilecek imiş. Sen de bu tarikin ada­
o kadar umur-ı politikıyyede maharetim vardır deyu da'va etmem. Lakin mısın. Efendi hazretlerine söyle sana da bir rütbe-i san[1rye mütemayizi
bu kadar sene hidemat-ı senryyede kullanıldım. Devlet ve Milletimin ve alsın, demiş. O dahi gayet ahmak ve kaba bir ermeni olduğundan gelip
Padişahımın şan-u istiklaline ve şeref-ü haysryetine dokunup dokunmı­ mektubi ve kethudamıza bunu nakl ile rütbe iltimas eylemiş. Bu maddeden
yacak maddeleri fark ve temyize iktidarım vardır. Hırıstryanlar birşey gayet mahzun ve mükedder oldum. Bu maddeleri izah ediniz halkın
yapmamış iken bu kadar imtryazata nail oldukları halde ben bu Millet'ten ta'rizatından kurtulalım dedim. 'Yoksa muhakeme lakırdısı olmadı,, deyu
ve Devlet-i alryye'nin bunca senelik vükelasından bulunduğum halde ef­ hatm-i kelam eyledi.
karımı serbest söyliyecek kadar imtiyazım olmasınmı,, deyu takrir Dönüp Reşid Paşa yanına geldim. Şeyhülislam Efendi'nin
ve tebliğ eyledim. ifadatını kendisine beyan ettim. Şeyhülislam Efendi'den öyle bir
Şeyhülislam Efendi buna cevaben "Paşa hazretlerinin umur-ı şey sadır olmadığı a,nlaşıldı "Lakin o biçarenin dahi mugfel olduğu
politikıyyede mahareti cümlenin müsellemidir. O da'va etmez ise de biz bunu ma' lılm oldu ki mevaddın izahiyle itirazatın def'olunacağı zu'ınunda
da'va eyleriz. O bu Devlet'te fetva emini gibidir. Her müşkili andan sual bulunuyor. Fakat izah olunsun dediğinde hakkı var. Kaşki bunda israr
ederiz. Hatta Menşikof Pun mükalemesinde anlar ma' zül idiler. Ben o etse ve ol mevaddı izah ettirse de herkes iştibahtan kurtulsa. Ben de sd­
vakit dahi iştibah ettiğim maddeleri gidip kendisinden sudl etmiştim ve irleriyle beraber mu'teriz iken mukir olurduk,, dedikte Vefik Efendi
bu hususta itiraza dahi hakları vardır. Bdzı muzır mevadda vukuj7arında yanında idi. "Bu Efendi'nin başına bir gelecek var. Eğer daha bir iki
eğerçi vükeladan birinin konağına gitmek şanlarına göre tenezzüldür. mecliste izah olunsun derse azli ldzımgelir,, dedi. Hande-i istihza ile
Lakin vükeladan kangısını ister ise celb ile ihtar etmeleri lazımedendir bahse hitam verildi.
ve bu surette 'Reşid Paşa yalısında oturup da yine Devlet umuruna mü­ Ferman-ı mezkürun mevadd-ı mündericesi üzerine bahse
dahale edryor, dryenlere ihtida muarız olacak benim. Anlar vukuflu girişsek pek uzar. Andan sarf-ı nazar edelim. Şayed ki bazı mevad
ve bu Devlet'te akranı munkariz olmuş bir zattır. Ben anları pek büyük üzerine izahat istenilirse verebilirim. Şimdi tatvil-i kelama hacet
bilirim. Fakat saire haber göndermeyip te bana haber göndermekte sebep yoktur. Fakat bunun suret-i tanzimi hakkında Reşid Paşa'dan
nedir,, dedikte "Sadrıazam bulunmadığı vakit şeyhülislamlar merci' mesmu' olan bir itirazı ber-vech-i ati beyan edeyim. Şöyle ki

vam ile "Ben bu lakırd yı vükeladan işitmedim ve beyinlerinde dahi haberatta yalnız hırıstiyan reayay-i Devlet-i aliyye'nin imtiya-
böyle bir söz olduğunu duymadım. Zira anları meclisten meclise görüyorum. zat-ı diniyyesi mezkür olup bunun dahi ahde idhal olunmaması
Bana gelip gittikleri yoktur ve Paşa hazretlerinin aleyhinde öyle bir söz hususunda Reşid Paşa tarafından israr olunmuş idi. Bu kerre
söylfyecek olsalar bana emnryet edemezler. Fakat cay-i itiraz olan mad- sulha esas ittihaz olunan mevaddın dördüncüsü hukuk-ı poli­
deler nereleridir,, dedikte "Oralarını bana beyan etmedi,, deyu sözü tikıyye dahi ilave olunmuştur ve Dersaadet'te düvel-i selase sü-
kısa kestim. Ba'dehu yine kelama devam ile "Bunlar hep fena ferasiyle resmi meclisler akd olunarak Kalimaki1 Bey karar-ı
şeylerdir. Lakin ne çare mukaddema on iki sene evvel mürted maddesine müzakeratı zabt ile mazbata yapılıp bu ise umur-ı dahiliyyeye
karar verildikte Frenk donanması burada yok idi. Şimdi donanmalarından müte'allik olmasiyle emsalsiz bir müzakeredir ve eğerçi mukad­
başka lngiliz ordusu Usküdar' da ve Fransız ordusu l'vfaslak' dadır. Ne demleri dahi süfera bazı şeyler söyler ve bazı işler yaptırırlardı.
yapalım ol vakit verilen karar üzere madde-i ma' lılme ki te' hir-i katl ile Ancak kaffesi min gayr-i resmin olup resmi surette birşey vuku'
te'vil olunmuş idi. Bu kerre ta'ınim olundu ve Ferman'da olan şeyler_yeni bulmazdı ve mevadd-ı esasiyye-i mezküre Devlet-i aliyye'ye arz
değildir. Yeni bir iki madde vardır. Vakıa ben mecliste bd.:ı sözler söy-
1 Bu aile isminin garp eserlerinde imlası Callimaque ve Callimachi
1 Bu isim metiede ._;_,;,";'-, şeklindedir. şeklinde olup, onu bizim Kalliınaki yazmamız daha doğru olur.
14 TEZAKİK-1 CEVDET TEZAKiR-İ CEVDET 75

olunmadan Rusyalu'ya arz ile kabül ettirildikten sonra Devlet-i mevaddı taahhüd ettirterek başımızı belaya uif,rattılar. Sen de burada bu
aliyye'ye arz olundukta şu hukuk-ı politikıyye üzerine bir pro­ kadar senelik elçisin, deyu takaza etse bir cevabım var. Derim ki senin
testo olunmak lazımeden· idi deyu Reşid Paşa tarafından Sadrıazamın Ali Paşa bunlara dair Dersaddet'te akd olunan konferansta
itiraz olunmuş idi. elini göğsüne koyup Devlet-i aliyye'nin yaşaması bu mevaddın icrasına
Elhasıl bir Islahat Fermanı'nın tanzimi icab-ı hal ve zama­ ınenutlur diyerek bunların muhassenatını beyan etti. Eğer dahili müşkildlı
neden olup bunu Reşid Paşa ve sair erbab-ı politika tasdik olsa orasını anlar daha ala bilir. Biz haricden ldyıkiyle göremeyiz,, di-
etmekte oldukları halde bazı mevadd-ı mündericesinin ta'dili yerek Reşid Paşa'ya beyancı nıa'zeret eylemiştir.
mümkin iken vükelay-i hazıra avrupalılara hoş görünmek için Reşid Paşa'nın bu hususa dair Mabeyn-i hümayun'a takdim
bol doğradılar ve tedricen vakt-u zaman ile yapılacak şeyleri eylemiş olduğu tezkiresiyle melfufu olan layihası izah-ı maddeye
def'aten ilan ettiler. Fakat enzar-ı islamiyanda su'-i te'sirini medar olacağından suretleri burada irad olunur.
izale için bazı mevadd-ı mübhemesini maksadın hilifi olarak
Reşid Paşa'nın Mabeyn-i hümayun Başkitabetine yazmış ol­
tefsir ediyorlar ve bu yolda biribirini dahi aldatıyorlar deyu
duğu tezkiresinin suretidir 1 :
ma'zulin-i vükela tarafından hedef-i itiraz olmakda idiler.
İşbu mevadd-ı mündericenin t,esdidine sebeb Canninoo- olup Der-dest olan mesalih-i dakıykadan dolayı bazı keyfiyyat ve mutala­
anın böyle ileri gitmesine sebeb dahi vükelaya dil-gir olması idi. atı havi kaleme alınan layiha manzur-ı dekayık-neşur-ı hazret-i Padişahf
Çünki Reşid Paşa'nın azli ve ba'dehu Mehmed Ali Paşa'nın mey­ bu,yurulmak için takdim kılındı. Ldyiha-i mezkurenin bazı fıkaratı zevat-ı
dana çıkarılması hasebiyle hey'ete gücenmiş idi ve mevadd-ı müstahdemeden bazılarının itham suretinde gibi görünür ise de Huda
mezkürenin en ağırı teba'a-i gayr-i müslimenin hukuk-ı politi­ altmdir ki hiç kimse hakkında garezim ve kendimce dahi sermaye-i ha-
kıyyede müsavatları maddesi idi ki vezaif-i teba'iyyetin en ağırı yatım olan tevecciihat-ı celile-i cenab-ı veliyy-ı ni'metin bekasından gayri
olan vazife-i askeriyyeyi icra etmedikleri halde hukuk-ı politikı­ emelim olmayıp fakat can-u cihandan akdem bildiğim Padişahımız Efen­
yyede müsavatları bir emr-i garibdir ve Ferman eğ·erçi Devlet-i dimize ve Devlet-i aliyye' !erine ve vatan ve millete muzır olacak şeyleri
aliyye tarafından verilmiş bazı müsiadattan ibaret görünüyor ise tecviz edenler peder ve birader ve evladım dahi olsalar lillah'il-hamd
de ahde idhal olunmağla hukuk-ı ahdiyye idadına girmiştir. hilkat-i zatiy)'emde bulunan sadakatim cihetiyle yine doğruyu söylemekten
Şöyle ki P2..!' C' JrrırıfPr':'1-rıc:<ınrl.-;ı dll'\"r,:::ı.l_; C' rp 'YY'llı1'":l:bh..-H.•l0r"? t-::ı- geri duramıyacalıma ve veliyy-i ni'met-i bi-minnetimiz Şehenşah-ı melek­
rafından Feman-ı mezkfırun ahde idhali taleb olunup Ali Paşa haslet Fjendimize ve vatan ve millete menfa' atli zannettiğim k fiyyatı
ise buna muvafakat edemiyerek keyfiyeti Dersaadet'e arz ve inha dahi arz ve be_yan etmek/iği fariza-i zimmet-i rıkkıy yet bildiğime mebni
ettikte "Devlet-i aliyye şöyle bir ferman ısdar etti, düvel-i saire dahi layiha-i merkum ye bazı hususat dere olunmuş olmağla bu suret el-hdletü-
tahsin eyledi, tabirinin dere olunmasına rıza gösterip zeytinde dahi Devlet-i hazihi bulunduğum hal ve mevki' iktizasınca bir bi-edebane harekete
aliyye'nin umur-ı dahili_Jyesine müdahale olunmaması fıkrası dere olun­ cesaret rengini alacağı cihetle şayan-ı tevbih olacağımı dahi rnu'terif isem
mağla vükela bununla müteselli iseler de bu iki fıkra meze olunduğu hdlde de n{y_yat-ı sadıkarn hasebiyle afv-i aliye mazhariyyetim hususunda ümid-i
icraatın müfredatına müdahale olunmamak manası çıkar. Yoksa umumi­ kemteranem dahi pek kavi bulunmağla hakk-ı bendeganemde her ne türlü
yeti hukuk-ı Avrupa' dan oldu,, deyu Reşid Paşa tarafından izah-ı muamele hu_yurulsa ,bek büyük ni'met ve inayet bilineceği ve çünki ldyiha-i
mes'ele edilmiştir. mezkıJre me' alinden müstefad olacağı vechile Zat-i valdy-i vekalet-pena-
Elhasıl mücadele hırıstiyan teba'anın hukuk-ı mezhebiyye ve
1 Bu tezkire ile onu takib eden layıha eski harflerle müteaddit defa­
adliyyesi üzerine cereyan edegelmişken hukuk-ı politikıyye dahi lar intişar etmiştir. Mesela bk. : Reşid Paşa merhumun bazı iisdr-ı sryasjyyesi
ilave ile def'-i husumet olunmuştur. kütüphane-i Ebüzziya, Istanbul, 1305, s. ıo 73 v. d. 53 v. d. ; keza bk.:
Bu esnada Canning Reşid Paşa ile mülakat ettikte "Sul- Ebüzziya Tevfik, Nümune-i Edebryyat-ı Osmanryye, temsil-i sadis, İstanbul,
tan Abdülmecid hazretferi beni çağırıp da diivel-i Avrupa bize bu 1330, S. 175 V. d., 163 V, d.
76 TEZAKİR-İ CEVDET TEZAKİR-İ CEVDET 77

hinin bu taraftan kabl' el-hareke vdki' olan suallerine ldzım gelecek cevabları lahat-güzarının me' zun olduğu dahi gazetelerde gô'rülmüş olduğundan ve
verip bdzı mesmu' attan dol[!_yı istenilir ise muhakemeye hazır ve dmdde protokol dahi ahd kuvvetinde bulunduğundan bunun için aceba mudhedeye
olduğumu dahi canib-i cenab-ı fetva-penahiye ihbar ylediğimden ve bu girmekten kurtulabilir mi sualine mahal olmayıp şimdiden girmiş nazariyle
kerre dahi ldyiha-i mezkure ile her hdli ve zihn-i kasırımce bdzı mutala' at-ı bakılmak ldzımgeleceği ve ez-cümle Paris'i teşriflerinde beyn' ed-düvel mu-
sehffeyi dahi min-gayri-haddin atebe-i ulydy-ı hazret-i vel!J.y-i ni'mete karrer olduğu üzere mevadd-ı esasiyye imza olunacak olduğu halde birinci
beyan ve iş' ara mütecasir olduğumdan artık bende-i bi-riyalarının bundan ve ikinci ve üçüncü maddeler zikr olunduktan sonra arada dördüncüyü
sonra ittihaz edeceğim usul ve meslek şayed muhdkemıl_)'e ddvet olunduğum bırakıp da beşinciye geçilmesine devletlerin rdzı olacaklarını akıl kesmediği
hdlde gidip her hususun doğrusunu söylemek üzere ma' ada vakitlerde ilti­ velhasıl süferanın va' dlerine mebni devletlerin edece,ği müsaade olsa olsa
zam-ı sükut etmekten ve hiçbir şeye karışmamaktan ibaret olacak ise de çünki bu imtiyazat ya bir hatt-ı hümayun ve yahud ferman-ı dli ile ıldn
mücerred kendi cürm-ü günah ve tali'-i siyahım iktizasınca ekseriya si­ olunacağından anın ahkdm-ı mii.ndericesini mudhede-i umumfyyeye ldfz be-
ham-ı müfteriyata hedef olageldiğime ve der-dest bulunan şeylere taraf-ı lqfz geçirilmfyerek meseld mevadd-ı esasiyyenin dördüncü maddesinde mezkıır
çakeranemden itiraz vuku'u şayi'asiyle hakk-ı. kemteranemde elçilerin olduğu vechile hırıstiyan teba' anın imtiyazat-ı mezhebiyye ve hukuk-ı po­
teşdid-i efkarına çalışılmakta olması dahi muhtemeldt-ı kavf yeden bulun­ litikıyyesini Devlet-i aliyye falan tarihte neşr buyurduğu hatt-ı hümayun
duğuna nazaran bu yolda zuhur edebilecek kıyl-ü kaller bildhire veliyy-i vrya ferman-ı dli ile icra ve te' min buyurmuş olduğundan artık bunların
ni'metimin rahatsı;:,lıklarını ve bu cihetle bu abd-i memlukün dahi Huda- mevzu-ı bahs olmasına hacet kalmıyarak yalnız zikr ile iktifa olunmuştur
nekerde hüsn-i nazar-ı merhamet-eser-i cenab-i Şehriyariden düşmekliğimi yollu bir fıkra ildve etmek istiyecek/eri muhtemeldt-ı kaviyyeden olup bunun
intac edebı:lmesi vdhimesi beııde-i kemine/erine hatır-hıraş olmakta ol­ icrası takdirinde ise iınt{yazatı mutazaınmin olan !ıatt-i hüma)'un veya
masfJJle şimdiden havası ldtifce bir mahalle gidip ikamet etmekliğime emr- ferman-ı dlı ahidnamenin ec;:,asından ma' dud olarak işte bununla devletlere
üferman-ı cenab-ı Tac-darı mütaallik buyurulur ise icray-i muktezay-i bir hakk-ı nezaret verilmiş ve bu suretle Saltanat-ı seniyye'nin istikldl-i
münifiııe müsara'at olunacağı rehin-i ilm-i samfleri buyuruldukta ol babda. dlisi ihldl edilmiş olacağı ve emr-ü ferman-ı ha;_ret-i Padişahı muta' allik
buyurulduğu !uilde konferanslara gitmeğe ibtidadwı meyl-i çakeranem rnr
Paris'te akd olunan yetmiş iki senesi muahedesi ve teba'a-i iken maslahatın kesb ettiği reng-ü revişe gijre bu ıııah;:,urdan kurtarılması
gayr-i müslimeye ita kılınan imtiyaz Fermanı hakkında bazı imkansız görünüp böyle bir madde-i muzırraya vaz' -ı yed etmekten dahi
itirazatı bf\:vi Resid Pas,ı tanıfmrlan. isbıı tezkirı>vf' mpJfııf 0hr;ık ,gü}etfç ;;ıii,cter;,ib buh;,;ıdüğz;,;ndaız şı:, gfinkil g;lndı gitrn&)'Cteğimdc;ıı dolc]?
Mabeyn-i hürna;un'a ;akdim olunan 'ıavihanm "; r tidi;: ....... memnuniyetim ber-kemdl bulunduğu cevablarını vermiş idim ve miitea­
kıben münteşir olan Ferman-ı dlf'nin suret-i rrıatbuasıııı kırdat eylediğiıııde
<,at-i valdy-i hazret-i sadaret-penaht bu tarapan hareket etmezden
gerek maslahatın mebde' ve müntehasında ve gerek suret-i icrasında Dev­
evvel kendilerine Fransa sefirinin balosunda tesadüf olunduğundan esnay-i
let-i aliyye' nin istik/dl ve şanına rahne ve zihinlere hadşe verecek şeyler
sohbette lıırıstiyan teba' aya ddir yapılacak ş ylerin bir an akdem icrası
gô"rdüğümden bdzı zevat ile buna ddir musahabet esnasında lzasb' es-sadaka
takdirinde bu hususun mudhedeye dahil olmaktan kurtulacağı süferqy-i
dayanamıyarak te'essüfümü izhardan geri duramamış idim. Bilmem bu
seldse tarajindan va' d olunduğunu hikaye ile bu babda mutalda-i çake-
misillu söz/er bazılarının politikasına dokunduğundan mıdır nedir "'Yap­
raneıni isti/sar buyurduk/arına binden madam ki şerdit-i sulhiyyenin
tığımız nizamat-ı haseneye bdzı ma'zul vükela tarafından itiraz vuku'
dördüncü maddesi fıırıstfvanlar üzerine olup bunda ise şimdiye kadar
buluyor. Artık bunları muhakemeye çekmedikçe biz rahat edemiyeceğiz,,
hiçbir varaka-i resm!J.yede görülmeyen hukuk-ı politikıyye tdbiri ki ehl-i
yollu kelimat tefevvüh olunduğunu işitmiş olduğumdan sdir ma' zu/iniıı
is/dm ile hırıstiyan teba' ayı her hususta müsavat-ı kamile haline koyacak
bir sözdür bu dahi münderic iken taraj ı Devlet-i aliyye' den red oluna- akvdl ve harekatı bileceğim şey değil ise de kendimce muhakemeye hazır
olduğumu taraf-ı valdy-i fetva-penahiye ihbar ettiğim cihetle eğer muha­
madığından başka mevadd-ı hamsenin esas ittihaz olunacağına ddir Vi-
kem J'e ddvet ederler ise Saltanat-ı seniyye'nin istikldl-i dlfsine dokunan ve
yana' da mün' akid olacak protokolu imza etmeğe Saltanat-i sen'i)ye mas-
TEZAKtR-İ CEVDET
78 TEZAK1R-İ CEVDET
mücbiresi olacağı bittabı' hatıra gelecek şey olup vükelay-i fiham taraf-
hususiyle Padişahımız Efendimize borçlu• olduğumuz sadakate münafi
larından dahi bu suretin meydana konulduğunda şüphe yoğise de geçen
görünen şeyleri beyan ve isbat etmeklikte tereddüd etmiyeceğim der-kar olup
seneki şerait-i sulh{ıyede yalnız imtfyazat-ı mezhebiyYenin bekası fıkrası
herbir hali atebe-i uf yay-i Padişahi'ye arz etmeklik dahi vezaif-i ubudiy-
münderic olarak beyn'ed-düvel yapılan bazı evrakta dahi ancak rahat ve
yetin en akdemi olmağla ve bu aciz gibi emelsiz bir bendenin böyle bir
refah ma'nasını m;tazammin olan ıslah-ı hdl-i reqya kaziyyesinin Jütüv-
hareketine başka türlü mana verilemiyeceği dahi bedihiyattan bulunmagla
vet-i senryye-i hazret-i mülukaneye havalesi ibaresi mastur olup bu def' a ki
şu vechile beyan-ı hale ibtidar olunur ki balada mezkur olduğu üzere ihtida
şerait-i sulhryyenin dördüncü maddesinde bile hukuk-ı politikıyye lafzının
şerait-i sulhiyyenin dördüncü maddesinde hukuk-ı politikıyye lafzı görüldü4ü
vücudryle beraber yine istiklal-i ali ve hukuk-ı aliJyeye riayet ka_yd-i kavi-
gibi protesto olunmıyarak kabulü müş' ir olan sükut muamelesi gösterıl­
sinin dahi muharrer bulunması esbab-ı mübreme mutala' asını salib ola-
mesi ve saniyen tedkik-ı maslahat olunmaksızın ViJiana' da mün' akid olan
protokol için Devlet-i aliy_ye maslahat-güzarına me' zuniyet v_erilmesi_ e cağından başka elçilerin daha mükalemat hengamında doğrusu vükef a e
salisen Saltanat-ı seniyyenin sırf umur-ı dahili:Jyesinden olan nızamat ıçın Devlet-i alry_ye her vechile teshil-i maslahat ederek arzu ve ümıdlerı­
burada süfera ile konferanslara girilerek mazbata bile tutturulması Devlet-i mizin bile iJte tarafına geçdiler vadisinde sözler söylediklerine dair riva-
aliyyenin istiklal-i alisini ve hukuk-ı hükumet-i senryyesini tehlükeye bıra­ vetler ve şu aralık bu kelimatı musaddık gazetelerde görülmekte olan
kacak surette politikaca pek büyük hatalar olarak işbu Ferman-ı ali her hikayetler dahi hep madde-i ibramfyyenin fıkdanı mülahazasına kuvvet
nasıl ibare ile olursa olsun muahedede mezkıır olacak olursa artık burası verecek şeyler olduğuna nazaran mücerred Avrupaca bir memduhfyet ka-
ma'az-allahu ta'ala mukaseme-i hükıımet demek olacağı cihetle Saltanat-ı zanılmak hevesryle asıl iltizam olunacak tarik-i ihtryatkarane ve hikem-
seni yyenin şu muharebede ettiği fedakarlıklar ve çektiği meşakkatler ve siaranenin terk olunmuş olması zannı pek galib görünmektedir ve işbu
Dü;el-i müttefik anın dahi sarf ettiği mesa' i ve himmetler bayağı bi-semere Ferman-ı alinin ma'nay-i hakikisini setr için her ne kadar te'vilat-ı
kalacaktır ve devletlerin muhafaza-i istiklal hakkında olan da'valarını bu iifalryye ile uğraşılmakta ise de asl-ı sahihi Avrupa'ya bildirildiği üzere
fiil nakz edeceği cihetle bu dahi laf;::,-ı bi-m' ana gibi görünecektir ve (emancipation complete) ve (egalite parfaite) kazayası olarak bundan böyle
Karadeniz' de Rusya donanmasının mahvı ve Besara ya' dan biraz arazinin millet-i hakime ile milel-i mahkı1me beyninde hiçbir gune fark ka{-
Bağdan emaretine ilhakı gibifi-nejs'il-emr fevaid-i maddiyesi olan şeyler madıaını ve Ferman-ı alınin bu şeylerde ve gerek temellük-i emlak mad-
dahi işbu mazarrat-ı hukuk1:)!ye ve istiklaliyYeye mükafat olamıyacaktır. desin; dair mahallerinde görülen fıkarat-ı mübheme dahi ancak burayı
Sd!if'il::,··::.ik:- Ferman-ı dlinin hdzii uldu!,u uhkdnıa oe suret-i iitasuıu ifjfal için meydana konulmus kelimat-ı musanna' a olu;b voksa bu hususlrınrı
gelince zaman ve mevki'in hükm ve icabı münker olmıyarak hırıstryan teba' b-ir ddire-i ahdude içinde tutulmasına ve vaktryle da'va olundukça Avru-
anın bundan yüz sene evvelki değil yirmi sene mukaddemki halde bile palu'_yu iskdt ve ilmia medar olur surette olmadığını isbat etmek pek asan
kullanılması mümkin olamıyacağı ve şimdrye kadar gerek Cennet- mekan şeydir. Her ne ise bu hususlarda mecburfyYet-i kavryye olmadığı takdirde.bu
Efendimizin zamanlarında ve gerek asr-ı ali-i Şehenşahide hırıs­ tiyanlar derece ileri gidilmek münasip görülmediği misillu şayed bir kavi mecburryet
haklarında aralık aralık şayan buyuru/muş olan müsa' adat-ı seniyyenin hep olduğu halde dahi çünki bu madde Devlet-i aliyye'nin altı yüz senelik
bu mülahazattan neş' et ettiği müsellemattan olduğuna narazan bundan biiyle rengini tamamryle zıdd-ı muhalifi olan bir renge koyacak ve ehl-i islam ve
dahi bazı mevadd-ı müsa'ide ilave olunmasının lüzumu hakkında bir hırzstryan beyninde ma'az-allahu ta' ala bir mukatele-i azfme vuku'una
dryecek yoğise de böyle şeyler tedrici ve hususryle düvel-i ecnebiyyenin sebeb olabilecek bir emr-i cesim ve nazik olup elhaletii-hazihi Dersaadet'te
müddhele-i resmfryesi karışmaksızın yapılıp hem ehl-i isla- mın ezhanı bir kuvve-i ecnebbye bulunması cihetle buraca başlıca vuku' attan korkulmaz
alıştırılmasına ve hem de hırıstryan takımının havsala-i taham- müllerine ve Rumeli'nin Bosna ve Arnavutluk' dan maada yerlerinden bir gune uy-
sığmıyacak surette de,J 'aten birçok imt yazat verilip le şımar­ tılmamasına gunsuzluk me'mul olunmaz ise de Şam ve Haleb ve Hıtta-ı lrakıyye' de ve
dikkat olunmak muktezay-i hikmetten iken vükelay-i fi/zam hazaratı Anadolu'nun pek çok yerlerinde bunun su'-i te'siratı ve icrasının su'ubatı
taraflarından bu kazfyYe-i dakikanın aranılmaması cay-i ta' ac- cübdür ve melhuzat-ı kavryyeden iken buraları asla kayd olunmıyarak bil'akis buna
eğerçi bu maddede bu rütbe ileri gidilmesinin elbette esbab-ı be-gayet hafifce suretle teşebbüs olunmuş olması dahi akla miilayım gö-

l
l
1
1
i
1

l
80 TEZAKİR-İ CEVDET TEZAKİR-İ CEVDET 81

rünmez. Zira esbab-ı mübreme sahihen mevcud ise anı isbatta su'ı1bet lahat bu dereceye gelip bundan dô"rt sene mukaddem Kudüs mes' efesinin
olmadığı cihetle Saltanat-ı seniyyenin adat-ı kadimesinden olduğu vechile suret-i tanzimf1!)!esine dair verilen karar her tarafça makbul olmuşiken
bu maslahat bir meclis-i umumfye konulmuş ve hakikat-i hal etrafiyle sonra icrasında vuku' a gelen kati' at muharebe-i hazırayı müntic olduğu
anlatılmış olsaydı herkes mecnun olmadığından büyük büyük muhataratı gibi bu muharebenin musalahaya mübeddel olacağı hengamda meşhud
def' için en muta' assıb ve vukufsuz bulunanların bile beher hdl bir nevi' olan harekat-ı gafilane dahi Devlet-i aliyye'nin şerr/ ve haysiyetini ve
fedakarlıkları gö·ze aldıracak/arından şübhe olmadığına nazaran ol halde istiklal-i alisini bir hdl-i hatar-nake isdl eylemiş olduğundan veliJ!y-i ni'-
bu "!aslahatın kararı aray-i umumiyyenin ittihadiyle olur ve Devlet-i aliyye met-i bi-minnetimiz Padişah'ımızın sddık kulu ve kölesi olanlara göre bu
dahı her dürlü ta'rizattan ve emr-i icrada dahi müşkilattan masun bulu- nurdu ş ylerden dolayı mahzun ve dil-hun olmaklıkla beraber bdzı gı1ne tedabir-i
ve çünki bundan mukaddem suhteler maddesi vuku'unda ol vakit aray- ta'miriyye düşünmeklik dahi vecibe-i zimmet olduğuna binden şurası acizane
umumiyyeyi ve mesag-ı şer'-i şerifi ve anın üzerine müte' allik buyu- rulan ve kasırane hdtır-güzar olmuştur ki ihtida bu Ferman-i alinin ahkdmı
ira_d:-i senryyeyi cami' olarak elde bulunmuş olan sened-i aleni def'-i fesada Saltanat-ı seniyye'nin kendiliğinden te'sis buyurmuş olduğu sair nizamata
sılah ve kuvvet olduğu cümlenin ma'lı1mu olduğundan ve bu kerre ilan olunan benzemiyerek Düvel-i selase süferasiyle resmen konferanslarda kararlaştı­
nizamat ise şimdiye değin hiç emsali görülmemiş gayet tetik bir madde rılmış olduğu cihetle tamami-i icrasına mecburryyet-i kavf1!)!e der-kar oldu-
bulnudağundan şematesizce icr0:,va medar olmak ve şayed taşralarda na karşı ğundan ve bunun ta' dili ve tagyiri emr-i muhal olup fakat yaldt ve elvi-
areket edenler olur ise o makule/eri kolaylıkla yala yatırmak ıçın elde bır yede icraatında dahi me'mudn taraflarından yolsuzluk vaki' olacak olur
sened-i kavi bulunması kaziyesinden dahi vükelaca gaflet olunmamak iktiza ise bundan bir takım gavail tekevvün edeceğinden ve bununla asakir-i
ederdi. Halbuki maslahat bu surette tutulmıyarak bir meclis-i muhtasarda ecnebi)ıyenin memalik-i Saltanat-z senf1ıye' de temdid-i ikametlerine dahi
birkaç kerre ictima' ile al'el-acele her şey y pılıp vü- kelaya farize-i zimmet ve sebeb vereceğinde şübhe olmamağla bari şu mahazir-i melhuzenin önünü
muktez0:,v-i sadakat ve ubudiyyet ancak zat/erini meydana koymak ve hasıl kestirmek için me'murin-i kiramı hareket-i hakımaneye da'vet yolunda ken­
olacak inkisar-i kuluba dahi kendilerini karsı tutmak suretleri iken Ferman-i dilerine tenbih-nameler yazılması ve (ıbu Ferman-ı aliden dolayı her tarafta
alide karar-ı vükeladan bile bahs alu - maksızın irade-i senf1!)!e-i mahsuse e/zl-i islamırı mükedder ve mağmum olacakları umur-ı tabi' [vyeden olup
suretinde ilan olunması dahi akl-ı kasır-ı kemteranemce vükelalık vezaifine eğer_çi muharebe-i hali)ıye evanında hırısti)ıaıı teba' a tarafından dahi hid­
mübayin bir büvük hatadır ve Ferman-ı alınin ilanından hiç olmaz ise on on rnette kusur olunmamış de uğur-ı Devlet-i alf1!)!e' de asıl feday-i can eden
beş f!Ün ev;el vülat ve mu- tasarrıfı.ne mahremane bir mektup yazılı,b da millet-i isldmiyye oldu,if_undan umum-ı ehl-i islamın bdzı mertebe tatyib ve
;,lcabat-ı askeriy_J'edeıı olmak üzere şu me' dlde ve bu surette bir ferman-ı ali taltifi tedbirine dahi bakılması ve fıavali-i Hicazf ye' nin sıfdt-ı celile-i
gönderı:lecektir. Sizler mukaddemat-ı münasibe ile şimdiden halkın ezhanını hildfet-i kübraya rabıta-i kaviyyesi cihetiyle ol kıt' a-i mubareke ahali-i
hazırlamağa him- met ediniz ,,yollu bazı vesaya yazılmak e/zemm-i mehamdan kiramının efkarını gözetmek jarizeden olarak daha yakın vakitte bir üsera
iken tahkik olunduğuna gö·re bundan dahi gaflet olunmuştur ve bizim içinde memnıı'iyeti sözünün oralarda nasıl kıtal-i azime sebeb olduğu dahi bu
iken hiss- edemediğimiz müşkilatı hariceden Avrupalu'nun daha etraflı Ferman-ı dlinin oralarda şiiyu'u herkesi elem-nak edece, inin delil-i kavı"si
gö·rdüğüne ve istihfaf etmediğine bu dahi delalet eder ki nizamat-ı cedide olmağla ve Cidde valisi devletlu Kamil Paşa hazretleri her ne kadar esdı­
yerleşinceye kadar memalik-i Devlet-i ali1Ye'nin bdzı mevaki'inde Düvel-i kadaıı bir zat ise de bir vakitten beri kendisinin meşhud olan şiddet
müttefika asakirinin müddet-i vafiye ikametleri lüzumundan Avrupa ve hiddeti ve hususa Harem-i şerif derununda sefk-i dimd-ı beşerryyeye
gazeteleri şimdiden bahs etmektedirler. Bu ise fi'le gelecek yani Düvel-i sebebiyeti ol havali-i mukaddesede herkesi dil-gir ve tenfir )ılediği
müttefika ile yapılan ittifak muahedesinde musaldhanın in'ikadı akibinde ve dahi erbab-ı vukuf taraflarından rivayet olunmağla müşarünileyh saye-i şevket-
müd- det-i mu' ayyene zarfında hazırlanıp asker ve sefine/erini iade etmeleri vaye-i hazret-i Hilafet-penahide ahar işte kullanılmak üzere şu aralık
meşrut iken böyle sebeplerle temdid-i ikamet sureti zuhur edecek olur ise Haremeyn-i şerifeynin ahali-i kiramını te'min ve te' life ve anlara su'-i
bunun dahi mazarrat-ı azimesi olacağı bedihidir. Her ne ise şimdi mas- te'siratı olacak şeyleri hakımane tefhim ve ta'rife muktedir bir zatın dahi
Cidde'ye vali ta'yinfyle serian mahall-i me'murryyetine izam buyuru!-
Teziikir i Cevdet 6
82 TEZAKiR-İ CEVDET TEZAKİR-l CEVDET 83

ması ve bu defa'ki şerait-i sulhiyyenin dördüncü maddesi hakkında ber­ Devlet-i alf]ye)e hazar ve seferde hidmet ve gayreti sebk etmis ı'e a!e'l- husus
vech-i muharrer ibtidadan kayıdsızlık vuku' bulmuş olduğundan şimdi salif'üz- Rum fetreti vak'a-i faci'asında Eflak ve Boğdan'nın saJe-i celddet- v11;ye-i
zikr Ferman-i alinin ahd-namede mezkur olmakdan kurtarılması pek Devlet-i aliyye'de istihldsı ve Rumeli'ye fesadın adem-i sirayet-i esbab-z zahire
müşkil görünüp halbuki her ne kadar suret-i hafifede olur ise olsun bir ve haff]yesine nasb-1 nefs iie çalışmış ve Rusyal;'nun Edirne'yi istilası
kerre de mudhedede mezkur olduğu gibi Saltanat-ı seııiy_ye'nin istikldl-i hengamında miiteı;effa Pertev Paşa on milyon taznıinat-z sf;ferbyenin itasında
alisine azaim rahne açılmış ve bundan böyle Devlet-i alitye'nin mesalih-i kemdl-i iztırab ve helecana mübtela olarak Eflak ve
dahiliyyesi hakkında devletlere bir müdahale-i resmfyye hakkı verilmiş ola- Boğdaıı'ın bedel-i tazmin olarak Rusya'ya terk ve ferağı ve nehr-i
' 1

cağından faraza bu belanın def'ine çare ve imkan bulunamıyacak olduğu T una'nın Devleteyn beyninde !ıüdud ittihazı vadi/e-
halde bari Devlet-i aliyye devletlerin ile'l-ebed himaye-i müşterekesi tah­ rinde tekapu ettikte şuray-ı Babıdli'ye mii::,ekkeıe takdimiyle lede'l- ınubahase
tında kalmamak için mesala bundan beş seneye kadar Saltanat-ı senfrye A1emleketeyn'nin Rusya'ya terk ve ferağı maddesinden
memalik-i mahruse' sinde lazım gelen ıslahatı icraya himmet buyuracağı saıf-'ı na;:,ar olunması hususunda sarf-ı makdur ey[emiş ve
cihetle ol müddetin inkızasında madde-i rabi' anin ke' en-lem:yekün hük- "Sıgar-ı sinnimdenberi ndn-u ni'met-i Devlet-i ali10ıe ile jJerverde olmuş olan
müne girmesi ve ol müddet zarfında dahi devletler tarafindan umur-1 bu çaker-i hakir'ül-mikdarları şimdi uzaktan seyirci durmak mah- keme-i
Devlet-i aliyye'ye bir gune müdahale edilmemesi fıkaratının dahi ahd­ vicdanf]yeye elvermiyeceği cihetle veliyy-i ni' ınetim olan Devlet-i alfvye'ye
nameye dere edilmesi gibi bdzı şey yapılması vakt-ü halce faideli gibi şükr-gü:::,arlık yolunda bazı ihtarata istihkakım yok mu,, mu- kaddemesiyle
görünür ise de bunlar hep müldhazdt-ı kasıre kabilinden olarak mübarek söze başlayıp birçok emsal ve edille-i tarihiyye serd ve ityanından
zihn-i {)dk ve hatır-ı tab-ndk-1 hazret-i Zıll-ullahi)e lqyih ve sanih ola- sonra der ki "Düvel-i selase süferası şimdiden bi'l- cümle teba' a-i
cak arqy-i rezine mahz_-ı isabet ve keramet olacağında iştibah olmamağla Saltanat-i seniJ:Yl!Ye müsavat-ı hukuk itasını iddia ediyorlar. Bu halde ise eben
emr-ü ferman. Temmet. an ceddin nıütevarid olan ve tabi' at-i san9e hükmüne giren itikadat ı:e ze/ıabat
Fi'l-asl Bulgar kavminden olduğu halde Rum milleti mu'te­ ve adat ve itibaratın def' aten ittihaz olunacak tanzimat-ı cedideııin tatbikat-ı fi'
beranmdan meşhur İstefanaki Bey'in salif'üz-zikr Ferman-i alinin liyye ve icraat-ı ameliyyesine muhalif ve mu'teriz olacakları der-kardır. Avrupa'
tanzim ve ilanından akdem makam-ı Sadaret'e vermiş olduğu da dahi def' aten tanzimat-ı cedide mVyesser olamayı;b bi't-tedric hasıl
layiha dahi Reşid Paşa'nın efkarını müeyyid ve izah-ı mes'eleye olageldiği ma' lumdur. Saniyen Fransa' da katoliklerin protestanlar ile ve
medar olmağla hulasasının buraya dere ve iradı münasib görül­ İngiltere' de protestanların katolikler ile re Almanya' da kezalik vuku' bulan
müştür.1 muhasamat lı1emalik-i Osmanfrye' de gah-u bi-gdh zuhura gelen rııuhasamattaıı
Şojle ki İstefanaki Bey aahir-i devr-i Selimide Rus_ya üzerine kat kat ziyade ve vahim olup Avrupalu tedric ile ta' assubat-ı diniyyenin ta!ıfifine
sevk olunan ordu-yi hümayunda asaleten kethuda bulunan lVlustafa Refik temessük ve teşebbüs eyledikleri ınisillu Dedet-i alfrye dahi teba' asının zu'm-u
Efendi'niıı Ordu:yı lıüıııavun tercümanı olan çakerlerine f,ir hususta zehablarını rııfte refte ta' dile sarf-ı himmet buyurmakta olup ancak evvel be-
"Ben yirmi senedeııberi Deület-i aliyye'ye Jıidmet ediyorum. Elbette evvel muahedeler ta' dil ve ıslah oluıımadıkta sıiferanın iddia ettikleri müsavat-
Devlet-i alf]ye' de benim de bir hissem ııardır. Re'_;, vermeğe istihkakım ı hukuk nük- te-i nazikesi kuvveden fi' le gelemez. Şöyle ki müsa' adat
derkardır,, demiş idi. Eben elli beş senedenberi ve!ryy-i ni'metimi.::, olan kabilinden olarak iki üç yüz senedenbe;i ,ataf-t Devlet-i aliyye' den Düvel-i
mütehabbe-i nasdraya ita buyurulmuş ve mürur-ı zaman ile şurut-ı mütekabile
1 Cevdet Paşa bu nıetni önce İsteja,wki Bey·in ldy1hası scr levhasiyle
hük- münü almış olan ahd-nameler yalnız milel-i efrenciyye'ye nafi' ve teba' -
ve Evahir-i devr-i Seliıni'de RufYa üzerine... şeklinde başlayan tam suret ola­
rak naklederken, sonra ser-lavhayı çizip suretinin yerine hüldsasının kelime- a-i Devlet-i aliyye'ye muzır olma/f,la bu hdlin bekasını süferay-i seldse
sini yazmış ve cümlenin başına çıkıntı ile Şöyle ki lstefanaki Bry ibaresini dostlarımızın ma!zkeme-i insaf ve vicdanları reva görmez. Bu ecvibe-i
ilave eylemiştir. Paşa merhum, layıha suretini hülasa haline koyduğu sırada müskitenin süferaya mülayimaııe ve hakimane itası takdirinde ikna' ve ilzamları
lüzumu kadar değişiklik yapmadığından ifade vuzuhtan mahrum bulunu- kabil olur zan ve itikadındayım,, . İstefanaki Bey'in sözü
yor ve AJustafa Refik Efendi'nin ordu-yı hümayun tercümanı olan çakerleriııe ...
ibaresindeki çakerleri ta'biri iltibasa mahal bırakıyor.
dahi burada tamam oldu. Biz yıne sadede gelelim.
sı TEZAKİR-İ CEVDET TEZAKtR-İ CEVDET 85

Ferman-ı alinin kıraatinden sonra bir garib keyfiyet vuku'a dının rengi değiştirilerek "Şimdi Avusturyalu'nun her tarafta orta
gelmiştir. Şöyle ki Kallimaki Bey'in taltifi irade-i seniyye iktiza- elçisi olup Vryana' da bulunan elçiler dahi orta elçilikten yukarı olma­
sından olduğuna mebni Viyana sefaret-i seniyyesine ta'yini tensib dıkları cihetle V{vana)a gönderilecek elçinin dahi bii:Yiik elçi olmaması
olundu ve mukaddema Paris büyük elçiliğinde bulunduğuna miinasib olur,, vadisinde idare-i kelam edilmiştir.
menbi yine büyük elçilik ile ta'yini umur-ı tabiiyyeden ise de bu Bundan başka Kallimaki Bey'in büyük elçiliğine ve gerek
surette Londra sefiri Muzurus Bey'e dahi büyük elçilik vermek Muzurus'a büyük elçilik tevcih olunmasına Fransa Hariciye nazırı
lazım geleceği mutalaasına binaen orta elçilik ile Viyana'ya tarafından itiraz olunmuş idüği Paris elçisi Mehmed Cemil Bey
me'muriyeti Fuad Paşa nezdinde bi't-tensib ol vechile irade-i tarafından suret-i resmiyyede Fuad Paşa'ya yazılmıştır.
seniyyesi istihsal ile icra için Babiali'ye da'vet olundukta Kallimaki Bu suretle "Düvel-i Avrupa Devlet-i aliyye tarafından hırıstiyan
Bey Kamil Bey'in odasına gelerek keyfiyete tahsil-i vukuf edicek teba' asına bazı ınudmeldt-ı lutf{yye icra olunmasını isterler ise de öyle vü­
orta elçiliği kabulden istinkaf ile hemen pasaportunu mutalebeye kelalığa ve vü::,eralığa çıkmalarını bir vakitte istemiyecekleri bu madde
kıyam edip bu hareketi Fuad Paşa'ya mucib-i infial oldu ise de ile dahi sabit olur,, deyu Fuad Paşa ifadat-ı sabıkasını te'yid ey­
"Varsın gitsin,, dese "Selefi Arif Efendi hüyük elçi iken Kallimaki' den lemiştir. Aleyhinde bulunanlar ise Ferman-ı alınin tanziminde
bü)'iik elçiliğin diriğ olunması hırıstüıan olmasından ııaşidir,, deyu guft-ü vükelanın derece-i lüzumundan ileri gitmiş olduklarını bu madde
guya ba'is olur mülahaza.,iyle Fuad Paşa anın bu vaz'-ı dürüş­ ile isbat ederek muaraza etmekte idiler.
tünü hazın ederek heman arz ve istizan ile büyük elçi nasb ve Akdemce buna dair cerayan eden müzakerat esnasında Fuad
ta'yin ve Muzurus Bey'e dahi büyük elçilikle rütbe-i ula sınf-ı Paşa C:anning' e demiş ki '' Devlet-i alf ye dô·rt esas üzere müesses olup
evveli tevcih ettirdi. Habuki keyfiyet Viyana'ya ihbar olundukta bunlar ile !zer nasıl istenilir ise idaresi ve ilerlemesi kabil olur ve bun­
Avusturya devleti tarafından Kallimaki Bey orta elçilikle kabul lardan her kangısı nakıs olur ise iddre kabil olma::,. Dört esas budur.
olunur ise de büyük elçilikle kabul olunamıyacağı beyan olundu. }.1illet-i is!dmı)ı_ye devlet-i türkiy_,e salatııı-i osman yye pdyıtaht-ı İs­
Cünki Fransa'nın Viyana'da mukim elçisi orta elçi olup Devlet-i tanbul,, .
;liyye elçisinin kendisine takaddümünü çekemiyecek ve eğer ana Fuad Paşa'nın bu sözü doğrudur. Fakat bu kadar yüz
dahi Fransa devleti tarafından büyük elçilik verilse bi'l-mukabele yıll;rdanberi millet-i hakime ola ehl-i islam teba'a-i gayr-i
Avıı tıırv:cı 'nın Frama'd aki ekisine dahi büvü \ elcilik verilmek
lazım gelecek o ise genç olup sinnine göre a a büyük elçilik rüt­ esastan biri hedm edilmiş olmadı mı. İşte bahis buradadır. \'ü-
besi verilmek Avusturya usulüne muhalif düşecek ve kendisini kelay-ıJhazıra "Esasa dokunu!madı" derler. l\fuhalif!er ise "Devletin
Fransa imparatoru sevmiş olduğundan anı azl ile yerine digerinin esasına halel getirildi,. deyu itiraz ederler. Binaenale>vh rnahafil ve
nasbı dahi maslahata mugayır gelecek olduğundan Kallimaki mecaliste bu türlü mücadele ve keşakeşler cerayan eder oldu.
Bey'in büyük elçilikle kabul olunmamasına karar verildjği Avus­ Fuad Paşa dahi "Ferma11-ı alinin evvelce [isdarı} pek isabet ol­
turya sefareti tarafından lede'l-ifade Fuad Paşa gülüp "Arif Efendi muş. ?:ira vakt vle davranılıp da ısdar olunmamış olaydı mevadd-ı mün­
dahi büyük elçi idi,, dedikte "Evet o dahi ej!,erçi büyük elçi idi. Ancak dericesi birer birer muahedeye dere olunarak imiş,, deyu söyler ve bu
ehl-i islamdan olup AvrujJa usulüne tamam{vle 11dk ıj olmadığından ve yolda Ali Paşa'dan tahrirat gelmiş olduğ·uııu hikaye eyler idi, Hilaf-
bizimle kdmilen amiziş etmediğinden anın zararı olmayıp amma Kalli­ giran ise "Şeyhin kerameti kendiiden menkul,, deyu ta'riz eder- ler
maki tamamiyle bizim usuliimü::,d€ olduğundan anın rütbesi dokunur,, idi.
deyu Avusturya sefareti tarafından cevab verilmiş ve fakat henüz Esbab-ı meşruhadan naşi Reşid Paşa ile Ali ve Fuad Paşalar
hırıstiyan teba'a ile ehl-i islamın müsavat-ı tammelerini teklif beynindeki bürudet kesb-i şiddet eyledi ve Reşid Paşa'nın Şeyh­
edenlerden biri dahi Avusturyalu olduğu halde şimdi bu tefrika ülislam Arif Efendi hakkında ziyade teveccüh ve mahabbeti
dahi acıb görüneceğinden Avusturya sefareti tarafından lakır- olup rnakam-ı meşihate gelişi dahi anın himmetiyle olduğ·u halde
80 TEZAKİR-İ CEYDET TEZAKiR-İ CEYDET 87

Arif Efendi Ali Paşa ile ittihad ederek anın efkarını tervic ede­ mun vefat eylediği oda dahi temhir edilmiş olup halbuki kadın­
geldiğinden bi't-tabı' Reşid Paşa andan dahi ru-gerdan olup selefi larca orada kandil yakmak gibi bazı rüsum icrası adet imiş.
Arif Hikmet Beyefendi'ye yeniden izhar-ı teveccüh ve mahabbet lşte bundan dolayı merhum Halil Paşa'nın kayınvaldesi olan
eder oldu ve Arif Hikmet Beyefendi Ali Paşa'yı küçük görüp Kadın Efendi gücenerek Mabeyn-i hümayun'a bir kıt'a tezkire
ana Reşid Paşa kadar hürmet etmediği cihetle Ali Paşa dahi tahrir ile arz-ı şikayet eylemesi üzerine Necib Efendi azl olundu
andan müteneffir olarak her cihetle Arif Efendi'nin makam-ı ise de açıkta bırakılmayıp Meclis-i va.la azalığiyle kayırıldı ve
meşihatte bekasını iltizam eylerdi. Evkaf müfettişliği sair menasıb-ı ilmiyye gibi bir sene müddet
ile ve münavebe usulü üzere İstanbul ve Haremeyn payelülerine
tahsis edildi ve evvel-i emrde Fetva emini Refik Efendi Evkaf-ı
Vekayi'-i şetta hümayun müfettişi oldu.
Cumadelahirenin on altıncı cumartesi gecesi bir şiddetli Ba'dehu recebin yirmi üçüncü pazar günü Müsteşar-ı sadr-ı ali
ruzgar çıkıp çok cevami'-i şerife minarelerinin alemleri ve Şevket Bey dahi Meclis-i vali azalığına bi't-ta'yin yerine Ha- riciye
bazılarının şerefeden yukarıları kopup düştü ve nice kırk elli müsteşarı Safvet Efendi nasb ve ta'yin buyuruldu ve Ter­ cüman-ı
senelik servi ağaçları yıkılıp hak ile yeksan oldu. divan-ı hümayun Nurüddin Bey Hariciye müsteşarı ve Kabuli Efendi
Trablus-garb valisi Osman Paşa'nın sevk eylemiş olduğu üç Tercüman ve anın yerine Remzi Efendi Ticaret muavini ta'yin edildi.
bin asakir-i nizamiyye ve dokuz bin kadar yerli asker muzaffer Ancak mahremane rivayet olunduğuna göre tebdilattan maksad-ı
olarak re'is-i usat olan Gume dehalete mecbur olup ancak Der- asli Kaymakam Paşa'nın kayını olan Besim Bey'e bir hisse çıkarılmak
saadet'e gelmekten havf etmekle istid'ası üzere Tunus valisine iken bu maksad husule gelemedi. Ol asrın politikası ise herkes kendi
gönderilmiş olduğu haberi hılal-ı recebde Azmi Bey'in avdetiyle tarafını kayırmak ve me'murin içinde tarafdarlarını çoğaltmak
haber alındı. hususlarından ibaret idi. Yani biz ol vakiüe dahi şimdiki tarik-i
Fevkalade olarak şubatın evahirinde kar yağdığı gibi martın makduha gidiyor idik. 01 asırda da Devlet-i bir menzil-i selamete
altıncı ve recebin on birinci salı gecesi kar yağmağa başliJ,yıp eriştirmek vazifesini bıra­ kıp menafi'-i mahsusamıza hasr-ı efkar
ferdası salı günü dahi arkası kesilmedi ve ol gece Babıalı'de yangın ediyor idik. Cenab-ı Fe:yya.z bizi ll;:2.z cyl ye :lmir...
zuhur ile Müsteşar-ı sadr-ı ali dairesi yandı. Kaymakam-ı sadr-ı Yine recebin yirmi üçüncü pazar günü Paris'te sulh-name imza
ali Kıbrıslı Mehmed Paşa Müsteşar-ı sadr-ı ali Şevket Bey ile olunduğu haberi ol günün akşamı telgraf ile alındı ve fer- dası
Evkaf-ı hümayun müfettişi bulunan Reşid Paşa kitapcısı Necib pazartesi günü sabahlayın saat birden sonraca yüz bir pare top
Efendi'nin azillerini bu esnada arz etmiş ise de Zat-i Şahane endahtiyle izhar-ı şadmani kılındı. Evvel ber-mu'tad Bab-ı fetvaya
müsa'ade etmedikten başka "Bu kadar sadrıdzamlar gelip geçti. azimetle huzura girilmiş idi. Dahiliye katibi Bahir Efendi gelip
Şevket Bey' e birşey demedi,, deyu izhar-ı iğbirar ile cevab vermiş resmen musalaha haberini beyan ile beraber bir gece ikad-ı
ve bir de "Bu değil illd Reşid Paşa)a dokunmaktır. Anınla ne alıp kanadil ile resm-i meserret ve şadmani icrasını Şeyh­ ülislam
veremiyorlar. O adam mansıb dahi istemiyor. O dahi kalkıp da anlar Efendiye tebliğ eyledi. Şeyhülislam Efendi müstebşir olarak fakire
ile uğraşsa hakkı )'Ok mu,, deyu buyurmuş olduğu mahremane hitaben "Vak'anüvis Efendi bu vak' ayı güzelce kaleme almalısın. Ha;-li
isti'ma' olundu. Lakin Damad Halil Paşa'nın akdemce vuku'-ı senelerdenberi böyle hayırlı musaldha olduğu yoktur,, dedi. Fi'l-vaki' Prut
vefatında Necib Efendi ile Anadolu kazaskeri arasında tahrir-i muzafferiyetinden sonra Devlet-i aliyye'ce
terike münaza'ası zuhur edip Necib Efendi Şeyhülislam Efen­ böyle menfa'atli surette muahede yapılmayıp sahihen Devlet-i aliyye
dinin hilaf-ı marzisi olarak Evkaf nazırından aldığı emr-i me'- hakkında güzel bir muahede akd olundiyse de hırıstiyan teba'-
zuniyyet üzerine Halil Paşa'nın yalısını temhir ettirmiş olmasın­ anın hukuk-ı politikıyyede müsavatlarmı mutazammın olan fer-
dan dolayı Şeyhülislam Efendi muğber olduktan başka merhu-
88 TEZAKİR-İ CEVDET TEZAKiR-I CEVDET 89

manın bu muahedeye derci cay-i itiraz olarak erbab-ı politika geçit resmı ıcra olundu. Şöyle ki İngiltere kıraliçesi bir cesim
"Bu muıihedeye bir diyecek olmazdı l j ; \\ ') J,, deyu ta'riz vapurda calise olduğu halde pış-gahından geçirilen beş yüz
ederlerdi. kıt'a kadar sefain-i harbiyyenin ekseri vapur imiş ve cümlesi
Yevm-i mezkur gecesinde cevami'-i şerifenin kanadil ile yirmi bin kıt'a topu hamil imiş ve el-haletü-hazihi İngilterelü'nün
donadılması hususu ol gün Kaymakam Kıbrıslı Mehmed Paşa malik olduğu donanma sekiz yüz kıt'aya baliğ olmuş işte kuv­
tarafından arz ile istizan olunmuş idi. Kaymakam Paşa acul vet ve şevket böyle olmalı. Meydan-ı terakkide bu menzili
ve uzun düşünmez bir zat olup bunun hakkında irade-i seniyye göze almalıdır.
sudur edeceğinde dahi iştibah ve tereddüdü olmadığından key­ Islahat Fermanı Maraş'da kıraat olunduğu vakit bazı mertebe
fiyeti ol vechile arz etmekle beraber buyruldusunu dahi İstan­ kıyl-ü kal olmuş ise de ört-bas edilerek bir eser zuhur etmemiş
bul kadısına göndermiş idi. idi. Muahharen Maraş'da İngiliz tüccarından olup bir aralık kon­
Cevami'de ikad-ı kanadil ise umur-ı diniyyeye mahsus olarak solos vekili olan şahs bir mürafa'a zımnında hakim-i beldeye
bu misillu vukuat için cevami'de kandil ıkadı mesbuk bi'l-misl şetm etmekle ahali birikip merkumun hanesine hucum ettikte
olmadığına mebni bundan sarf-ı nazar olunmasına irade-i seniyye ve hatta kurşun ile bir adam dahi öldümüş olduğundan ahali
taalluk edip mucebince zikr olunan buyruldu geri alınmış ise hanesine ateş verip bir karısı ve bir çocuğiyle beraber ihrak olun­
de İstanbul kadısı tarafindan her tarafa emirler verilmiş idüğün­ mağla bu esnada Maraş'a bir mikdar asker gönderildi. Bu vak'a
den tekrar her tarafa def'aten haber isali kabil olamadığı cihetle Reşid Paşa'nın salif'üz-zikr layiha-i itiraziyyesini müeyyid olmağla
cevami'in kimisinde kandiller hazırlanmış iken yanmadı ve ki­ sair taraflarda dahi bu makule uygunsuzlukların vuku'una mey­
misinde yanmış iken bazısında saat birde ve bazısında saat üçte dan verilmemek için Devlet'çe takayyüdat-ı lazimeye itina edilir
söndürüldü ve bazısında sabaha kadar yandı. Elhasıl vükelanın oldu. Bir müddet sonra Haleb vak'asının ve daha sonra Suriye
hal ve tavrı gibi ittiradsız bir keyfiyet hadis oldu. Müsteşar-ı vuku'atının zuhuru Reşid Paşa'nın mutalaatmı tasdik eylemiştir.
sabık Şevket Bey dahi bundan dolayı hayli ematet etmeğe Biz yine sadede gelelim.
fursat buldu. İşbu yetmiş iki senesi ıyd-ı fıtrınde teba'a-i gayr-ı müsli­
Bu hılalde İngiltere ve Fransa ve Avusturya devletleri kendi meden eshab-ı rütbe olanlar mu'ayede-i hümayuna dahil oldular.
beyinlerinde Devlec-i aliyye\1iu Lan:ı.a1ıılyyct-i 1ı1ülkünJ ZZı.iT1-ai-.1- -v-c Iyd-1 f:tnn il ir:ci perşe be gün_ü Be ikt s8_hi1- r8yınc1 n kl-1
tekeffül zımnında başkaca bir muahede akd ve imza etmişlerdir. Bu hümayun vuku' buldu.
dahi Devlet-i aliyye'ce fa.ideli birşey ise de Devlet-i aliyye'nin bunda Reşid Paşa Mısır valisi Sa'id Paşa'nın ziyafetine med'u ola­
imzası olmayıp bu ise Devlet-i aliyye'nin istiklal-i hüku- metine rak şevvalin on üçüncü günü Mısır'a gitti. Sadrıazam Ali Paşa
mübayin bir keyıiyettir. Kaldı ki Devlet-i aliyye'nin bunda şevvalin yirmi beşinci günü Dersaadet'e geldi.
imzası olmadığından lede'l-iktiza Devlet-i aliyye bu mu- ahedeye Akdemce kahve ve çubuk temennası yasağ edilerek adab-ı
istinad edemez ve eğerçi akdemce İsveçlü için dahi böyle bir mecalis hakkında tab' ve neşr olunan nizamnameye "Selam bedeli
muahede yapılmış idi. Lakin anda İsveçlü'nün dahi imzası var temenna ile iktifa olunması,, ta'biri dere edilmiş idi. "Selamı da kal­
idi. Yoksa böyle sırf gaibane bir muahede-i hiınayet-karane değil idi. dımıışl,ır,, deyu her taraftan itirazlar yağmağa başladı. Binaen­
Ber-vech-i bala Paris'de sulh-name imza olunmuş olduğundan aleyh bu esnada nizamname-i mezkur Takviın-i Vekayi'e dere
bu muharebe için yani Kronştad limanının zaptı için İngilizlerin olundukta fıkra-i mezkure "Selam ile iktifa olunması,, deyu tashih
yaptırmış olduğu deniz tabyası nam vapurların bu muharebede ettirildi. Lakin Babıali'de yapılan nizamlar mülahazasız ve saygısız
istimaline meydan kalmadı. olarak yazılıvermekte olduğu aşikar oldu 1 .
Fakat bu hılalde İngiltere denizinde bir büyük donanma
1 Tezakir'i muhtevi cüzlcrin ikincisi burada hitam bulur.
TJ::Z},KİR-İ CF\DJ.T 91
90 TEZAKiR-İ CEVDET

TEZKİRE N. ll L \..:dI-L\
Memalik-i Kafkasya'nın Rusya'dan istihlası Devlet-i aliy- Çingi,Jier sel gibi cihanı bası/J !zer tarafa akm ettikleri !ıengiiında
ye'ce fevkalade arzu olunur mevaddan olup İngilizler dahi Rus­ bir fırka-i cesimeleri dahi Kazan ce Ejder/zan tarciflarından hücum ıle
yalu'yu Hind'den teb'id için Memalik-i Kafkasya'nın hiç olmazsa ta Tuna sevahiline dek inip Kazan'ı payitaht ittihaz ederek Rusları harac­
ise bir hal-i istiklale ifrağını isterlerdi. Ne çare ki Dağıstan'da aüzar etmisler idi. İşte Kırım Tatarları bu firka-i cesimenin bir kolu
Şeyh Şamil Efendi bunca senelerdenberi Rusyalu ile pençe pen­ iken mürur ı zaman ile Kazan hükumeti ,caJ ve izmihlale müşrif oldukda
çeye cenk ederken Kırım muharebesi esnasında kendisinden me'- Kırım !ıükiımeti daha kuvvetli bulunmağla ana tabi' gibi kalmış idi ve
mul olan hareket görülmedi. Sanki Rusyalu ile mütareke etmiş Fatih Sultan /vfelznıed Han-ı sani hazretlerinin zamanında Kırını hü-
gibi çekilip seyirci oldu ve Batum'dan Anapa'ya kadar olan kumeti Saltanat-ı senjyye tdbi' olup Yavuz Sultan Selim Şah hazretleri
sahiller Düvel-i müttefika tarafından zabt olunmuş iken öteden­ ise Saltanat-ı vsmanLvye ile Hilafet-i isldmiyyeyi cem' etmekle ol lıavalide
beri Rusya ile muharib bulunan Abaza ve Çerakise kabaili dahi bi- bulunan kaffe-i ehl-i islam havza-i teba'iy_yet-i Devlet-i aliyye'ye dahil
taraf gibi kaldılar. Çerakise'nin böyle soğuk durmalarına fi'l-vaki' oldular.
beri tarafın taksiratı dahi sebebiyet vermiş idi. Şöyle ki bu J,fualıharen Kazan hanlarının bütün bütün silsile-i nesebleri mukariz
kaba.ili celb için taraf-ı Devlet-i aliyye'den gönderilenler kö- oldukta Kırım sultanlarından biri Kazan hanlığına intihab ve irsal olun-
lelikten yetişme idi. Çerkesler ise satmış oldukları kölelere itimad mak lazım geldikçe Kırım hanları Kanunf Süleyman Han hazretlerinin
etmediler. Bizim pafa ve bey deyu verdiğimiz nam ve unvanlara nazarında Kırım hanlığına kabil ve müsta'id görünen sultanları Kazan
hiç itibar eylemediler. İngilizler dahi ol sevahile yanaştıkları hanlığına sevk ile def' -ü teb'id edip bunlar ise Kırım hanlı4ına dide-dı1z-ı
gibi birinci nasihatleri köle ve cariye bey'-ü şirasının men'i mes'e­ emel ve intizar olarak Kazan hanlığını istiskal ederlerdi. Işte bu asırlara dek
lesi oldu. Çerkesler ise eski usul ve adetlerini terk edecek olduk- Rusvalular Kazan hanlarına harac veregelmiş iken Kazan hükumeti böyle
lanı anlara göre Ruslar ile İngilizlerin farkı yok idi. Elhasıl gerek bir za'j-ı hale giriftar olduğunu Rusyalu jiırsat ittihaz ederek mü-
Babıali canibinden ve gerek Avrupalular tarafından kabail-i şarünileyh Sultan Süleyman Han hazretlerinin evahir-i ahd-i s ltaııat­
Kafkasya'yı celb için isti'mal olunan esbab ve vesait anların larında Kazan ve Ejder/zan eyaletlerini istild ile tevsi' -ı memalık edıp bir
nefretini mucib halattan olmağla matlubu müntic olmadı. kerre böyle nqes aldılar ise de andan sonra birkaç def'a Kırım hanları ıd
Yoksa Fğer Dağı tnn ve Çerkesist?-!l ?.hcJisi tarafı:ıda Düve!-i ivioskov şehrine kadar iU!ti-u idult.: ot huUti bir ktrı"i Afuskuua şıhriıı­ den
müttefikaya iane yolunda fedakarane hareketler müşahed olaydı dahi alız.-ı /ıarac etmişler idi. Ancak Kırım hanlarının kuvveti kül- liyetli
mevadd-ı musalahanın müzakere ve mükalemesinde Memalik-i hafif sıwarilden ibaret olarak bir yeri urup geçmeden_ başka işe
Kafkasya'nın dahi mevzu'-ı bahs olması umur-ı tabiiyyeden idi. yaramadıkları cihetle urduklarını zabt ile temekküne muktedır olmadık­
Her ne ise Fransa imparatorunun sulhü ta'cil etmesi üzerine larından ve Rusya/ular dahi anların bu hücumlarından biz.ar kaldıkla­
gerek Devlet-i aliyye'nin ve gerek İngilizlerin Memalik-i Kaf- rından Tatarların nazarında Jıarac bedeli ve Rusvaluların itikatlarıııcc
kasya hakkında olan arzuları bi't-tabı' pesmande olmak lazım­ def'-i belri için verilen bir nev' surre olmak üzere tış ta'bir olunur ma'-
geldi ise de İngilizler yine konferansta Çerkeslerin serbestliklerini Tüm'ii/-mikdar senevi bir vergi üzerine rnusaliiha_ya rabt olunup td Petro
mevzu'-ı bahs ederek buna dair musaB.hanameye bir şart dere vaktine dek hdl bu minval üzere cari olmuş ve Petro dahi bu vergiyi Kırım
ettirmek emelinde idiler. Hatta İngiliz elçisi Canning buna dair fıvinesine vermis idi. Ruslar bu kadar büyük bir devlet teşkil edip de dü
Reşid Paşa Yasıtasiyle fakirden Memalik-i Kafkasya'nın ahval-i yanın başına, bela olacaklarını kiın hatıra getirirdi. Yoksa ol rnkit Devlet-i
tarihiyyesini mübeyyin risale kılıklu bir layiha istemiş idi. Fakir aliyye'ye göre Kazan ve Ejder/zan eyaletlerinin Ru:,yalu'dan alız:. ve istirdadı -
dahi Reşid Paşa'nın emriyle bir layiha tanzim ve takdim eyledim ;mr-i sehl iken şayed ki bu iki eyaletle Kırım hükumeti kesb-i kuv,:ti ve
ki ber-vech-i atı bu makamda dere ve irad olunur : Tatarların satz•eti avdet eder ve bazı a' dii tarafından ınil!et-i
1 Cümlesinin siyakına göre bu kelime oldukta yerine yazılmış görünüyor. islamüye beynine tejı·ika düşürmek garezfyle Kırım hanları datve-i i:,tik!ale
92 TEZ.AKİR-İ CEVDET TEZAKİR-t CEVDET 93

düşürülür vahimesine ve ol evanda Sultan Süleyman'ın himmeti Almanya id!zal ile r r97 sene-i hicri:Jyesinde Kırım'ı mülhakati:Jle beraber memalikine
canibine masruf olmaktan naşi Rusya tarafına ehemmi:Jet verilmemiş ilave eylediğini mübeyyin bir kıt'a müzevver beyanname neşr ettikte Avus­
olmasına mebni bu hususta ı, maz edilıniş olması zann-ı kavidir. turyalu ile müttehid olup Devlet-i ali:Jye ise yalnız kaldıktan başka vakt-ü
Her ne hal ise Ruslar bu iki eyalet-i cesimeyi zabt ile Kızlar1 ve halin cenge müsaid olmamasına mebni sükuta mecbur olmuş iken Katerina
Kabartaylar tarajina ta'arruz etmeğe kesb-i isti'dad etmişler ise de yüz buna dahi kana'at etmeyip gasb-ı mütelıakkimanesini Devlet-i alfrye)e
sene kadar umur-ı dahilty_yeleri ihtilal üzere bulunduğundan birşey yapa­ tasdik ettirmek ve bir suret-i meşru' aya koymak için Jozef ile mütt fikan
mamışlar idi. Muahharen Büyük Petro zuhur edip bir taraftan hudud-ı "Ya sened ya seyj,, deyu teklif ve ibram ettiklerinden min küll'il-vücuh
Devlet-i aliy_ye'ye tecavüz ile Azak kal' asını istila ve Kırım muzafatından vakt-ü hdl kendilerine müsaid bulunduğundan naçar Devlet-i ali:Jye Kırım
ma'dud olan Kabartqylar'a ta'arruz etmiş ve bir taraftan dahi hüdud-ı ve Yaman ile Kuban boyunda olan kajfe-i memalikin Kuban nehri hüdud
lrani:Jye)e ta'arruz ile Dağıstan'ın bahr-ı Hazar sevalıilinde kain bazı olmak üzere Rusya'ya terk-ü ferağı senedini imza etmiş ise de ınillet-i
mevaki'ini zabt eylemiş ise de Nadir Şalı zuhur ile bu mevaki'i istirdad islami:Jye bunu bir vechile hazın edemeyip bundan sonra Kırım' ın isti!ıldsı
eylediği gibi Prut ma'rekesinde Baltacı l'vfe!ımed Paşa'nın imza eylediği çaresine teşebbüs olunmak lazımgelmekle r2or senesinde Rzısya'_ya ildn-ı
ahd-ndıne mucebince Rusyalu Azak kal' asını dahi !erke mecbur olmuş idi. harb olunup ancak RuSJ>a üzerine ordu çıkarılmak üzere iken Jozef dahi
Bu cihetle Ruslar ol tarafta kazanmış oldukları )'erlerin ekserini za)'i' Katerina ile olan ittifakına mebni nakz-ı ahd etmekle ordu yi hümayun
etmişler ise de Kızlar tarafında yerleşerek refte refte Kabartaylara ta'­ Avustuıya üzerine gidip haylice muzaffer olduğu esnada Rus_yalu beri
arruza başladıkları esnada yani Sultan ,\1ahmud-i evvel asrında küşad tarafı !ıdli bularak bdzı kıld'ı istila ettikten başka muahlzaren Anapa)ı
olunan cbıstuıya seferinde Rusyalu dalzi ,-lwstuıya)a idne )!Ollu Deı1et-i dahi zabt etınis ise de r20C senesi muahedesinde yalnız Ô::_i e )'aleti Rııs­
ali:Jye'_ye ıldn-ı lıarb ederek Azak kal' asını tekrar zabt etmekle r r52 sene-i yalulara terk olunarak sdir yerlerle beraber Anapa dahi istirdad olunup
hicri:Jyesinde akd olunan Belgrad muahedesinde Azak kal' asının fera, ını andan sonra müddet-i medide ol havalinin hududu bu minval üzere bulu-
ve Kabartaylar be_ıın'ed-devleteyn mucib-i nizıi' oluyor deyu işlerine bir narak Anapa ve Soğucuk ve Gürcistan sevahilinde kain mevaki-i müs-
taraftan müdahale olunmamak üzere salıibsi:::. olarak terk olunmalarmı tahkeıne kdffeten Devlet-i aliyye'nin yed-i :::.abtınde iken sefer-i a!ıfrde
Devlet-i alfY.Je)e tasdii: ettirdikten sonra bu ahdin hildjina olarak i' mal-i Rusyalular tekrar Aııapa'_yı istila ederek Edirne muahedesinde Çerkesis­
leta'if'iil-h0ıel ile evvel-i emrde Küçük-Kabarta)!' ı zamime-i memleketi tan' ın kendülere terkini tasdik ettirmeleri:Jle memalik-i Kafkasya)ı sevd-
Pdijı Bü_yiik-Kohrırtnv'rı rlnhi tn'adr!tw haş-far!1 1,;7;,,7, borr,I,,,. hmjmçprfj/pr 71P ber-m,'m,i//-i mecruh Krıhmtmılar icindnı
Devlet-i al{ıye bu ta' addiyatın ô"nünü kestirmek ve Azak kal' asını ; /' ıp d:· ;ebel i-J( )kas'ııı An dolu cihetine ı;ıürur ve ubuta hailadık­
istirdad eylemek emel ve mutald' asında iken K0:,ınarca muahedesinde ikinci Jarından Katerina ihtida n97 1 senesinde Tiflis hanı olan lrakli; Han'ı
Katerina Kabartaylarııı RUSJ'D:,Va terk-ü ferağını ve Kırım'ın istiklalini !ıimaye-i Devlet-i aliy_ve' den i!zrac ile Rwya himayesine id!ıal ettikten
tasdika Devlet-i alty_y vi mecbur eyledi ve ba'dehu bir taraftan Kırım'ı sonra Gürcistan umuruna müdahaleye başlayıp sdlif'üz-zikr r201 senesi
istila etmek ve bir taraftan dahi Kabartaylar içinden kuh-i Kafkas'ın seferinin bir başlıca sebebi dahi işte bu Gürcıstan mes' elesi olmağla r206
Anadolu tarafına yol açıp Gürcistan' a el atmak esbabına teşebbüs edip senesi muahedesinde Tiflis ülkesine serhaddat-ı hakani:Jye tarafından ta' -
ihtida Almar1ııa imparatoru Jozef'i iğfal ile ele aldıkdan sonra Amerika arruz olunmamak şartını dahi Katerina ahd-nameye dere ettirmiş idi.
mes' elesinden dolaı·ı lngiltere ve Fransa devletlerinin mıJıarebelerini fursat İrakli Han fert oldukta Rusyalu anın veresesi beyninde kendisinin ihdas
ittihaz ile Kırım' da ihdas ettirdiği fesadı bahane ederek Kaynarca ahd­ eylediği münaza' ayı bahane ittihaz ederek Gürcistan'ııı lrakli Han hük­
namesinde "Kırım'a Allalı'dan başka kimse müdahale etmesin,, deyu münde olan kıt' asını zabt etmiş idi. Sefer-i alıirde Çerkesistan ile beraher
musarralı iken ahd ve şürutun külliyen !zilajirıa olarak Kırım' a asker
2 Metinde yanlışlıkla ı 297 yazılmıştır.
1 Terek ırmağ·ının sol sahilinde ve ağzına yakın bir n1ahalde bulunan 2•.\slı Heraklius isminden başka bir şey olmayan İrakli, gerek Tczakir'rk
Kızliar şd1ri. ve gerek bazı türkçe metinlerde es,;') şeklinde vazılmıştır.
TEZAKİH-İ CEVDET TEZJ.KiR-t CEVDET 95
91

Gürcistan'ı dahi sevalıihyle beraber zabt ylemiş oldu. u nıevadd-ı ına'lı1- Dağıstan kıt' ası da!ıi uç kısma taksim olunur ki Daii,istan-ı cenub[
medendir. Gelelim memalik-i Kafkasya' nın tefasil-i ahvaline. Dağıstan-i şimdi[ ve Dağıstan-i eı:sattir. Dağıstan-ı evsat istik/dl ve
Cebel-i Kafkas Karadeniz' de vaki' Anapa kal' asından bed' ile şiınal-i serbesti ü::,ere _yaşayan akvdm-ı mulıtelifenin meskenleridir ki büyük küçük
garbden cenub-ı garbe doğru mümted ve bahr-ı Hazar sahilinde bulunan on beş kadar sancaklardan ibarettir. Da,ğıstan-ı cenubi Kafkas dağının
Baku kal' asına ıııüııLehi olem cibı1l-i müteselsileden ibarettir ki bir ucundan cenub tarafındaki eteklerinde vaki' memleketler olujJ Şeki ve Kabala
öbür ucuna dek iki _ııüz doksan saatlik mesafedir. ve Şirvan ve Baku ve Salyan sancakları bu kıt'a dahilindedir. Ekser-i
Bu hava/ide sdkin olan akvam-ı ınulztelifenin bazısı Çerkes ve Lezgi ahalisi Türk ve Lezgi ta'ifelerinden ibaret olup fakat içlerinde biraz
ve Gürci misillu cebel-i mezkurun asıl yerlilerinden olup Yunan cümlıur­ Şi'i ile biraz da Ermeni vardır. Dağzstan-i şimdli balır-i Hazar sa/zilinde
Luklarından beri müverri!ıinin ma'lumlarıdır. Bazısi tarilı-i !ıicreUen iki üç ve cebel-i Kafkas'ın tarafındaki etehlerinde olan memleketlerdir ki
yüz sene mukaddem Tataristan-ı Kebirden canib-i cenub-ı garbe hücum Kuba ve Timur-kapu sancakları bu kıt'a dahilindedir.
eden Andi ve Got ve Hun ve Alan ve Hazar ve Çeçen ve Kumuk ve Avar Cebel-i Kafkas ahalisinin ekseri nıüslüman olup fakat Gürciler
milletlerinin bak yeleri ve diger taraftan canib-i şimal ve garbe azimet hzrıst0ıandır ve Gürcistan' da bir ınikdar put-perest dahi vardır. Çünki
rylfyen Selçukilerin vakitlerinde muhafaza-i hüdud için iskan ettirilmiş hazret-i Ömer rad9,'Allahii-an!ı vaktinde .4.rablar İran'ı feth ettikten
olan Türk tdifeleridir. sonra bir jirkaları Da.if,zstan' a doğru hareket ile Şirvan' a takarrüb ettik­
Cebel-i Kafkas silsilesi iki kısma münkasimdir. Kısm-ı şarkisi lerinde hakim-i Şirvan olan Şelzr9ıar gelip cebel-i Kafkas'ın canib-i şi­
Dağıstan tarafıdır ki fi' l-asl bu tarafa AlbanJ'a denilip Dak taifesinin malisinde olan Alan ve Hazar nam Türk tdifelerinin beri tarafa hücum
bazı aşı'iirine me'vd olmak haseb ıle Dağıstan ta'bir olunmuştur. Kısm-ı ve ta!ıattilerini men' etmek şartf1ıle istiman edijJ kl?)ifi),et hazret-i Ömer'e
garbisi Çerkesistan olup en yüksek yerlerine kfılz-i Elbruz denilir ki Çer- arz ve istizan olunarak bu veclzile kendisine ahd-ü aman verilmiş idi.
kesistan ile Dağıstan'ı fasıldır. Çerkes taifesinin bir büyük kısmı Ka­ Bir müddet sonra Arablar Dağıstan'ın bir lıa)'li yerlerini zabt ile aha­
bartaylar olup cebel-i Kajkasın'ın canib-i şimdlisiııde sakin olurlar. lisine din-i isldırıı telkin ve Gürcistan hükümdarlarını ci<J9e rabt ile
Gürciler dahi cebe/-i mezkı1run canib-i cenuhisinde sakin olup memle- akd-i mukavele etmişler idi. Bundan sonra Arablar fevc fevc Dağzstaıı
ketleri Karadeniz sevahiline dek mümted olur. Bu cihetle ınemalik-i K af- tarafına gazd edip hülefa)'-i emev{yye vaktinde Tiırıur-kapu teshir olunarak
kasya dört kıt'a-i cesimrye taksim olunur ki Çerkesistan Kabartay Dağıs­ şimale doğru hücum ile Arablar hayli ilerilediler ise de yüz seksen sene-i
tan Gürcistan' dır. Çerkesistan kıt' ası şarkan Daifıstan ve simdlen Kuban !ıicriyyesinde Hazar taifesi Timur-kapu'yu alı/J ehl-i isldmı /)ek fena halde
nehri ue garbeu Karadeniz ve ceııuben Gürcistan ile mahdud olark akvam-ı duçar-ı inhizam e)'lemişlerdi-.
muhtelifeden ibaret olan Çerkes ve Abaza taifelerinin meskenleridir. Hazar kavmi bir tdife-i adme olup iki yüz seneden z{yade Arablar
Kabarta_ıı kıt' ası K ubaıı ile Terek nehirlerinin arasında bir şekl-i ile muharebe ettiler. Fakat Arablar nihayet galib ve muzaffer olarak
murabba' -ı münharif gibi vdki olup derununda biraz Nogay ve Karabulak kdınilen Dağıstan'ı ve ekser-i memalik-i çerakiseyi ve Kumuk d9ıarını
ve Os ve Tıgalur kavimleri var ise de ekser-ı ahalisi Cerkes cinsinden feth edip ba' de!ıu halefleri dahi Kabartay üzerinden mürur ile Kırun'ı
olan Kabartay kabilesidir. J
almışlardır. Bu cihetle Dağıstan ahalisi ve tevdif-i çerakise'nin ekseri
Gürcistan kıt' ası şarkan Dağıstan' ın serhadd-i cenub-ı garbisi olan müslüman olup fakat Karadeniz taraflarındaki kabail put-perestlikte kal-
Kanık nehrfvle ve şimdlen Çerkesistan ile ve garben Karadeniz ile ve ce­ mışlar idi. Ldkin Sultan Abdülhamid Han asrında Kırım hanlığı istiklal
nubeıı Acara dağı ve A/zısha ve Gümri sancakları ile mahdud olup aha­ suretiJle Devlet-i al9'}ıe' den munfası.l oldukta lerl'el-icab tevıiif-i çerakise'-
lisi Gürci ve Os ve lsvan ve Ermeni teva'ifindeıı ibarettir. Fakat hu den asker celb ve istihdam etmek üzere Devlet-i al9ıye nazar-ı ilztimamını
kıt'a dahi ikfye münkasim olup bir kıt' ası asıl Gürcistan denilen Tiflis Çerkesistaıı' a ihale etmeğe mecbur olduğundan ahalisine din-i isldm telkin
ryaletidir ve diger kıt' ası ryalet-i mezkure hududundan Karadeniz seva- olunup refte refte bu tarafların kıiffe-i ahalisi put-perestlikten geçerek kavi
hiline dek mümted olur ki Migrel ve Gurel dacf:yanlıklarıııı ydni bry­ müslüınan olmuşlardır.
liklerini !ıo1ıidir. Elhasıl cebel-i Kafkas a!ıalisiııir, ekseri e/z!-i isldm ve siinni olmak
96 TEZAKİR-I CEVDET TEZAKİR-İ CEVDET 97

hasebryle salatin-i osmanryyenin ınakam-ı hilafetlerini itiraf ile ihtiram gelip giden tüccarlarından bac ve rüsumat-ı saire taleb olunmaması şu­
edegelmişlerdir. Fakatbu dağın ahalisi bir tarafın hükumet-i maddryyesini ıutunu havi Şamşhal ile Osman Paşa beyninde bir mukavele akd olun­
kabul etmeyip ötedenberi istiklal ve serbesti üzere kalmışlardır. muş idi.
Mi' e-i sddise-i hicriyyede saldtin-i Şirvan zuhur ile Şirvan memle­ Muahlıaren şah-ı İran olan Şah Abbas Dağıstan ahalisini tahrik
ketinin kürsisi olan Şamahi şehrini payitaht ittihaz ederek teşkil ettik­ ve ifsad etmekten ndşi asakir-i osmanryye beri taraflara çekilmeğe mecbur
eri hükumetlerinde Dağıstan' ın şimal-i şarkisi ve cenubisi ve Ermenis­ olmuşlardır. Bundan sonra Dağıstan ahalisini celb için her sene Devlet-i
tan' ın bazı mevaki'i dahil idi. Amma şimal-i garbisi ile Dağıstan-ı evsatta iranryye Dağıstan-ı şimdU hakimlerine ve beylerine hila' ve hedaya irsal
yine Avar ve Çeçen taifeleri istiklal üzere bulunurlar idi. Ol vakit Gür- edip bu suretle Dağıstan'ı benimseyerek memalik-i İran' dan add-eder
cistan hükümdarları dahi müstakil oldukları hdlde bdzan saldtin-i Şirvan' a oldular. Dağıstan ahalisi ise iranlıların bu hedryelerine bir nev'
ve bazan Konya sultanlarına tabi' gibi geçinirlerdi. surre ve vergi nazariyle bakarlardı. Hatta Aj2,anların zuhuriyle İran'ııı
Mogol ve Tatarların beri taraflara hücumları ve ba' dehıl Türk­ ahvali muhtel oldukta bu hedryeler gönderilememiş olduğundan Dağıs­
menlerin Azerbaycan ve Ermenistan' da rayet-efraz-ı istiklal oldukları tan-ı şimdlf ahalısi "Bu sene biz surremizi alamadık,, deyu Şirmn ve
zamanlarda gerek salatin-i Şirvan ve gerek hükümdaran-ı Gürcistan Revan eyaletlerini ya/f,ma etmişler idi.
bunlarla gah muharebe ve gah Konya sultanları gibi bdzı hedaya tak­ İşte bu ihtildldt esnasında Rus_;·a çarı Petro dahi Dağıstan taraf­
diınryle musalaha ve mütareke suretinde imrar-ı evkat etmişlerdir ve Ta­ larına tecavüz edijJ bu sırada Şalı T ahmasb 1 ile beyinlerinde akd olunan
tarlar' ın hücumlarında Dağıstan-ı şimali dahi pa-zede-i hasar olmuş ise musalahada Derbend z,e Baku kal' aları gibi Bahr-i Hazar seva!ıilinde
de nihayet ahalisi Tatarlara galebe ederek istiklallerini iade edip fakat kdirı bd:u malıaller Rıoyalu)a terk ce .feraJ olunmuş ve tarafı Devlef-i
Çingi-z Han evladından birini kendilerine han intihab ve nasb ederek al{yye' den dahi Tiflis te Şamahi şehirleri zabt ile birer vali nasb ı·e
Şamhal tesınrye ederlerdi. 942 se;ıe-i hicrryyesinde Şahruh tıfl-i na-bdlig ta'yin olunup hatta ol lıavaliye sez•k ve irsal-i asakir ve mühimmat yolunu
iken şah-ı Şirvan olduğu esnada İran şahı bulunan birinci Tahmasb taht-ı teshil için ol rnkit tarqf ı Devlet-i al{yye' den Faş kal' ası bina kılınmış
Şirı'an'ın b ,•le bir sabı elinde kalmasını fıırsat bilerek ve sevk-ı asakir ise de "Vadir Şalı zuhur ile gerek Rus_ya ve gerek Devlet-i alL ye tarafından
ile bir haı,/i muharebelerden sonra galebe ederek Şirvan'ı zabt ettikte sa­ zabt olunan yerleri istirdad etmiştir. Fakat Daji,ıstan-ı şimalt ve evsat
latin-i Şi;van evladından bazıları Dağıstan-ı evsat ve şimalide istiklal ahaUsi her vechile müstakil bulunduklarından bu alış verişi bir vakitte
;; 7Pre hiik11mel etmekte olan kavimlerden istimdad ile bir müddet daha
t:ı.sdik t'tm yif1 '!?': lrc!? şelnnzn I?.zt ')'C'_)1a tt'rdz"ği sen!!dt: f!ibar edt>r!er Z'f!
m:harebe etmişler ise de miifid olmrı:J>ıp kırk bir sene kadar Dağıstan-z ne de Rusyalu)u tanırlar idi. Hattd Nadir Şah Şirvan 1·e Gürcistan ta­
Cenubi Kızılbaşların elinde kalmış idi. Sultan L',ıfurad-ı sdlis asrında rqfinı pd_y-mal-i lıu_yul-ı hasar etmiş iken Dağistaıı alıalıs0;/e vaki' olan
Acem seferi zuhur ile Sadrıazam lvfustafa [ Paşa J ordu-Jn hümayun ile İran bir muharebede pek jena münhezim olarak zaf-ı hdl ile ric' ate mecbur
üzerine hareket ettikte maryetinde bulunan Özdemir [ oğlu} Osman Paşa'.J;ı olmuş idi.
bir mikdar askerle Dağıstan tarafına gönderip o dahi Şamahi zıe Baku Bu suretle Gürcistan kıt' ası gd!ı asakir-i asınaniy_ye)e z;e gdlı asakir-i
taraflarım zaht ile Şirvan şahları neslinden Sultan İbrahim Şirvan hükü­ iraniJye)e makar olmuş ise de ekser-i evkatta Tiflis eyaleti İran meına­
mdarı nasb olundukdan başka Osman Paşa Şamhal'ın kızını tezevvüc etmek likinden ve lvfigrel 11e Gurel tarafları Devlet-i al yye memalikinden ma' dud
münasebetiyle Dağıstan-ı şimalıde dahi kesb-i nüfuz etmiş idi. Ancak olurdu. Ldkin Gürcistan hükümdarları umur-ı dahiliy_velerinde müstakil olujJ
ahali bun; çekemryerek arada cenk ve ciddl zuhura geldiğinden nihayet yalnız bdzı hedqya takdiınryle iziıar-ı merasim-i teba'iyyet ederlerdi. Fakat
hutbeyi -4.l-i Osman ndınına okumaları ve Kırım canibinden Acem seferine gerek Gürcistan ı•e gerek Çerkesistarı srrn!ıili tamamen Dez•/et-i aliJye'niıı
oıuz bin kadar Tatar askerinin Dağıstan' dan müruruna mümana' at et­ zabtında idi.
memeleri ve adat-ı kadimeleri üzere intihab edegeldikleri Şamhalların
bir tarafdan müdahale olunmayup fakat nıurad-ı padişahı olursa kendi­
1 Metinde '-"'t.,. şeklindedir.
sine tu/J ve alem u kılıç ve kaftan gönderilmesi ve Memalik-i Osınani:Jye'ye
Tezıikir-i Ceı-deı 7
98 TEZAKİR-İ CEYDET TEZAKİR-i CEVDET 99

Anımd kabdil-i Çerakise ötedenberi bütün bütün istiklal ve taht-ı idarelerinde bulunmağı Rusya zabitanının etvar-ı mütehakkiınane­
serbesti ve hürri(yet-i tamme üzere yaşll:,vıp bir tarafın müdahalesini kabzı[ !eriııe tercih ile himaye-i Devlet-i alfvye'_ye arzu-keş bulundukları
etmezlerdi. Hattd ehl-i isldm olmaları hasebiyle saldtin-i osmaniyye'niıı muhakkaktır.
rızakam-ı hilafetini itiraf ederler iken Anapa ve Soğucuk kal' aları aha­ Elhasıl Kafkas ahalisinin ekseri istik/dl ve hürriyet üzere olup fakat
lisiyle gdh sulh ve gdh cenk üzere bulunurlardı. Fakat Rusya'_ya olan bunlardan bazıları Rus_ya'ya müdara etmeğe mecbur olmuşlar ve yalnız Gür­
adavetleri ve cihet-i vahdet-i isldmfyye hasebiyle taraf-ı !ıildfet-penahfye cistan ile Dağıstan-ı şimali ahalisinin ekseri Rusya' nın taht-ı hükume­
olan mutava'atları iktizasınca muharebe vuku'unda asakir-i Devlet-i alfvye tinde kalmışlardır. Lakin Ru yalular büsbütün meınalik-i Kafkasya'yı
ile beraber Rusya s ferlerinde bulunurlardı. İşte sifer-i ahire kadar ol beninıs yip ve cebel-i Kafkas'ın cdnib-i cenubisinde bulunan Erınenis­
havali ahvali bu minval üzere cari olup mezkur muharebenin neticesi tan'ıız bir kıt' asını dahi Kafkas eyaletine katıp bi't-tedric ahalisini celb
olan Edirne muahedesi hükmünce Rusyalu bütün memalik-i Kafkasyayı. ile taht-ı ra'ry_yete almak esbabını istikmdl etmek üzeredirler.
benimseyip cebel-i Kafkas ahalisi ise bir vakitte Rusya hükumetini kabul Kafkas ahalisi ise canib-i garbden bir kuvvet gelib de kendilerini Rusya' -
etmediklerinden düz mahaller ahalisi zaruri kayd-i esre giriftar oldular nzn pençe-i ka/zrinden halas edeceği güne intizar ile istiklal ve hürrfyetlerini ol
ise de yerleri sarp olanlar bu asırlara kadar Rusyaya karşı cenk ile meşgul vakte kadar muhafaza edebilmek için sildh der-dest oldukları halde vatanları
buluııdular. uğuruna canlarını feda etmekte iken bu kerre Rusya S{feri zuhurunda "ara-
Şö_yle ki Dağıstan-ı evsaf ahalisi yüz bin hane kadar oluj; cümlesi dığımız ruz-i halds ve saadet işte gelip göründü,, deyu kdffe-i ahali hare-
müslüman oldukları lıdlde Ş yh Şamil Efendiye tdbi' olarak Rusyalıı kete geldiği esnada Avrupa donanması Karadeniz' e dühul eder etmez
ile ddima cenk etmektedirler. Dağıstan-ı şimali ahalisi kezalik yüz bin Rus_yalularııı seva!ıil-i Çerkesistan ve Gürcistan'ı terke mecbur olduklarını
lıan ye karib olarak cümlesi müslüman olma.ğla zahiren Rus_ya'_ya tdbi' görücek ahali-i merkuıne bütün bütün Rusyaludan lıalds buldukları ve
iseler de lıufyeten elzl-i isldma idneden hali değillerdir. Dağıstan-ı cenubi hele Anadolu cihetinde artık Rusya hükmünün zdil olduğu itikadına zdhib
ahalisi yetmiş bin haneye balii!, olarak on bin hane mikdarı Ermeni ve olmuşlar idi. Zira Rusyalularııı cebel-i Kafkas' dan Anadolu cihetine
hakisi müslüman oldukları !ıdlde birkaç kal' alan Rusyalu ydiııde ise de mürur ve uburları Kabartay is:inden açmış oldukları farika münhasır oluj;
bu kal' alarda mevcud olan Rusya askeri pek cüz' idir ve ahalisi hususiyle tarik-i mezkur ise gayet sarp olduğu halde bir taraftan Dağıstan ve
Dağıstan-ı evsafa muttasıl olan _yerlerin halkı fursat buldukça Rusya ile diger taraftan Çerkesistan ahalisinin hücumlarından haefile ddimd bir
cc;ık ederık Şı_yh ,)d:';:,i! Efendi'nin +,.,l,.,,, -, Y,..-nl,.. nf1,,r,, ,;,..+,,"rl,Jih,, ,n -,y,,,,,.lHM' nl1,rln,.,. Vn,ı,-n,/ınrı,;,,.. ,,,rı/11 /ı-ı,,:,;/,,'h ,./,,
ı,u,;ı,l,IJI, ..ı.._U...._.<A,,ı, U,.,ı,ı,,.;ı, ı,vı,ı,,.ııı,uı.ıvıı,...., ı,ı,vvuı..t,, vv.,,,, o.,ı..<,ı • ..,_..,....,, .....,....,..,,.,.,,-... _ıv.,..,., ,.,..,...,.,.,,.,.f" ,......,

rtrızekten hali olmazlar. Rus_yalular bu tarika münhasır kaldıklarında Anadolu tarafında bulunan
Kabartay ahalisi altmış bin haneye karib olarak muktezay-i mev- ordularının takvryeti kendilerince pek müşkil olmuş idi. Bu halde altmış
ki'!eri üzere Rus_ya teba' (vyetini kabule mecbur olup ancak ehl-i islam ol- binlik bir muntazam ordu ile Arpaçaf ı güzar ve yalnız Gümrü kal' asının
duklarından salatin-i osmaniJye'_ye dud ile meşgul olurlar. Çerkesistan muhasarası için on bin kadar asker terk ile doğru Tiflis üzerine hareket
ahalisi yüz bin haneyi mütecaviz ve kaffesi ehl-i isldm olmağla taraf-ı olunmuş ola_ydı ileride bir lıdil olmadıktan başka bu arada ınevcud olan
Devlet-i aliJıye'_ye mdil ve müncezib oldukları halde serbesti ve istiklallerini göçebe-nişin Kazakların kaffesi ehl-i isldm ve silahşor olmağla bunlar bi't-
muhafaza için bu dne dek Rusya/ular ile cenk ve ciddl üzere bulunmuşlardır. tabı' Devlet-i alüıye ordusuna ınültehik olrak bir nev' hafif süvari iıeyda
Gürcistan ahalisi yüz bin haneye karib olarak tahminen seksen altı bin olmuş olurdu ve bidayet-i eııırde Şe_yh Şdınil dahi Tiflis üzerine harekete
[ hanesiJ hırıstiyan ve altı bin hanesi ınüslüman olup sekiz bin hanesi putperest tehe_Jyi göstermiş olduğundan Rusyalu bir fırka-i askeriyyesini dahi ol tarafa
olan Os ve lsvan tdifeleridir ki _yerleri gayet sarp ve bir taraftan Dağıstan' a ifıw:, etmeğe mecbur olurdu. Bu surette Rus)'alular yalnız bir def'a
ve diger taraftan Çerkesistan' a muttasıl olmağla Rusya hükumetine tabi' meydan muharebesi edebilip ve ikinciye meydan kalmayıp asakir-i Devlet-i
olmamışlardır ve Gürciler eğerçi Rusya teba'{y_yetini kabule mecbur olmuşlar al{yye Tiflis' e dahil olabilirlerdi. Bu surette Tiflis'in muhafa­ zası
ise de eski usul ve adat-ı serbestanelerine mdil olduklarından zir-i hinuye-i mühim olmayıp belki tarık-ı salif'üz-zikrin medhali şehr-i merkumun
Devlet-i aliy_ye' de bulunarak eski hükümdarlarının neslinden olan beylerin verasında olmağla hemen birkaç bii)'ücek lağımlar ile tarik-ı mezkıır ol
]00 TEZAKİR-İ CEVDET TEZAKiR-İ CEVDET 101

mertebe tahrib olunabilirdi ki tesviyesi birkaç seneye mevkuf kalırdı. Bu Lord Clarendon 1 ile Paris'deki İngiliz elçisi ve murahhas-ı sani
halde Anadolu cihetinde bulunan Rusya askerinin hatt-ı ric' ati kat' edilmiş olan zat hufyeten söyleşip ba'dehu dışarı çıkarken Ali Paşa'ya
olacağından cümlesi esareti ihtiyardan başka çareleri olmamağla bu mi­ işaret etmekle o dahi beraber çıktıkta Sefir-i müşarünileyh "Biz
sillu muzafferiyetlere intizar olunurken _yetmiş bine baliğ olan Anadolu Kafkas memalikinin bir başka şekle konulmasını der-ıniyan edeceğiz.
ordusunun ibtiday-i teşkilinde ika' olunan nizamsızlık hasebiyle refte refte Fakat )'alnız bizimle olmaz ve bunun asıl ınenafi'i Devlet-i aliyye'ye
dağılarak nihayet bakıyyesi Kars' da esir olduğuna yar-u ağyar mütehayyir diddir. Siz dahi muavenet etmelisiniz,, demiş. Ali Paşa ise buna ce­
kalmıştır ve bidayet-i seferdenberi Batum' da bir büyük fırka-ı askeriyye vaben "Bizce oraların o kadar ehemmiyeti olmqyıp bizim Çürüksu ta­
mu'attal kaldıktan başka muahharen kırk bin kadar güzide askerin dahi ratında biraz münaza' alı yerlerimiz var. Oralarını kurtarmakla iktifa
Sokum ve Kutayis taraflarından dolaştırılmaları bi!ıude bir !ıareket-i eyleriz,, deyu cevab vermek]e İngiliz murahhasları hayret ile
mecnunane olduğu anlaşıldı. Halbuki Batum tarafı sarp yerler olmağla sükuta m cbur olmuşlar ve Rusyalu'ya müsaade sureti gösteril­
esfar-ı sabıkada ol havaliyi beş bin kadar yerli askeri muhafaza eylerdi. miş deyu lngilizler tarafından Clarendon'a itiraz olundukta "Ben
Binaenaleyh ol tarafın muhafazası için bir büyük jirkayı orada işgal bir Türkteıı daha ziyade Türk olamam,, deyu Ali Paşa'ya ta'riz eylemiş
ve td'til etmek bihude olduğu gibi ol tarapan K utayis' e ve andan Tiflis' e olduğu dahi mcsmu'dur. Bundan ziyade tahkikata zafer bula­
hareket dahi gqyet düşvar olup bunun için saıf-ı efkar etmek abese iştigal madım. Artık ikmali lıirnmet-i bergüzidelerine menuttur. 2
demek olduğu ötedenberi erbabının ma' lilmu olan mevaddandır. lvfeğer ki
Fi ı 2 Haziran sene 94
Sıvastopol üzerine sevk olunan kuvvet gibi fevkalade cesim bir kuvvet
ile gidilirse o yoldan dahi. Tij7is' e gidilebileceğini aklım keser. Amma
TEZKİRE N. 12
Kars tarajinda altmış bin kadar güzide asker olsa Tiflis'e girilmek kabil
olurdu. 12 72 senesi availinde Mekke-i mükerreme'de zuhura gelen
Ol havali ahalisi bu lıalat-ı gayr-i ma' kulenin pey-der-pey zuhu- hadisenin tafsilatına dair ber-vech-i ati verilecek ma'lfımat ve
runu gördükçe mütehayyir olduktan başka kendilerini celb için beri taraf tafailat-ı mev'ude ol vakit me'muriyyet-i mahsusa ile ol canib-i
dan gösterilen mudmelat-ı hakka ve söylenilen akvdl-i sadıkqyı kabdil-i eşrefe izam olunmuş ve ol esnada ferik rütbesinde bulunmuş
merkumeye muzır surette göstermenin yolunu RusJ,alular pek dld bildik­ olan Raşid Paşa'nın tahriratınclan ve evrak-ı saireclen hülasa
lerinden bd.z.,ı vejdii ile kul.ıdil-i nttiküine itiııe Jcsadlai- ilka ct::2ı::kt0n hali edilmiştir.
olmadıkları cihetle alıali-i makwne bir müddet mku·dt-ı harbf1yeye kar­ Emir-i :\Iekke-i mükcrreme Şerif Abclülmuttalib Efendi ile
şıdan mütehqyyirane nazar etmeğe mecbur oldukları halde musaldha ile Ciddc Yalisi Kamil Paşa uyuşamayıp beyinlerindeki müba­
lakırdısı zuhur etmeğin biçarelerin iki elleri böğürlerinde kalıp bundan yenet ve bürudet tezayüd etmekte idi. Kamil Paşa eğerçi ters
sonra ke-md-fi' s-sdbık Rus_yalu'nun pençe-i kalır-Ü tegallübüne bırakılacak­ ve tünel-huy ve imtizacsız bir zat idi. Lakin Abdülmuttalib Efendi
larını akılları keser ise her tarajian meyus olarak artık Rusya['.Jıa} kdjfeten andan evvel İzzet Paşa ve Agah Paşa ile dahi münaza'a çıkar­
müdarqya mecbur olacakları bi-iştibah olduğuna nazaran işte Rusyalular mış olduğundan etvar ve mişvarı Babıali 'ye şübheye düşürmüş idi.
memalik-i Kafkasya'.Jıa ma'nevi ve hakiki bu musaldha ile mutasarrıf
olmuş olacakları gelip giirünüyor,,. İşte layihamız burada tan,am J Bu isinı ınc:Linde ı:.,,..ı.:ı.;'..\..C ddindedir.
oldu. ' Cc\"det Paşa'nın bu tezkiresi, Kaf!.asJa'ya dııir ba lığı ve kısa bir
Reşid Paşa bu layihayı fransızcaya terceme ettirip Canning'e mukaddime ile reni A1ecıııua. cilt II, savı 4Sı, 20 Haziran ıgı8"de neşredil­
miştir. Tezkirenin altında 23 Cuınadelahire 1295 ve 12 Haziran 1294
verdi. O dahi devletine gönderdi. Bunun ne mertebe te'siri ol- tarihleri vardır.
duğunu bimem. Fakat mahremane olarak işittim ki Paris kon­ Cevdet Paşa, Kırım ce Kafkasıa Tarihçesi (İstanbul 1307, ikinci tab'ı)
feransında İngiltere Hariciye nazırı ve murahhas-ı evveli olan 3d1ı küçük risalesinde ve ma'ruf Tarih'inde ( Tarilı-i Cevdet, İstanbul, ; 309,
cilt 1, s. 272 \".el.) de Kafkasya hakkında malümat vermiıtir.
102 TEZA.KİR-İ CEVDET TEZA.KİR-İ CEVDET 103

Bey'-i üsera memnu'iyetini iltizam eden Düvel-i Avrupa'ya Siz dahi bu babda avakıb-ı umura im' dn-ı nazarla bir re'y-i sdibe muvaf-
müdara için Devlet-i aliyye üseray-i zenciyyenin men'ine karar fakiyet zımnında sarf-ı efkar ederek vuku' -ı hali Şerif Efendimize arz
verip buna dair vülat ve mutasarrıfine evamir-i aliyye yazılmış etmeniz rica olunur ki böyle kdffe-i bildd-i islamfyye ve hususa Cez:,iret-ül-
idi. İşte bu madde Mekke-i mükerreme'de fitne ihdasına vesile Arab hakkında neticesi mucib-i vebal olan bir su' -i halin ref'i zımnında
ittihaz olunmuştur. taraf-ı hazret-i sultaniye arz:,-i-hdl eimeğe size delalet yl ye ve çünki
Şöyle ki Cidde mu'teberan-ı tüccaranından olan Seyyid Abdullah kdffe-i nds },ıfekke ahali ve sıidatının ne hareket edeceklerine muntazır
Ahmed Ba-Sabrin ve Şeyh Ahmed bin Osman ve Şeyh Abdülgaffar olduklarından ifay-i fariz:,e-i zimmet için ><:'.""'-;J\.:_,.-\li muktezasınca imdına
bin Muhammed Ba-Gaffar ve Şeyh Yusuf bin Ahmed Ba-Nace ve
Şeyh Ahmed bin Abdullah Ba-Ras ve Şeyh Ali bin AbdullahBa-Aşin ı.....
_ş uı
rz-i lıdl etmelisiniz:,. ,.,;.:.:;0 .JS"..i.ll j \; J 1....::--i': ı...J"'' ı..5-\tl - J < JJJ
ve Şeyh Amr bin Abdullah Ba-Derb ve Hacı Hüseyn bin Muham­ ("" J "'-:J ,JT J_ç,J -\....s!- \;_\ .,, J>'- .. IJ..,o J u- :.•J\: İntiha.
med Sindi tarafı ndanmüştereken ve 7 r sene-i hicriyyesi recebinin on İste bu mektubun Mekke-i mükerreme'ye vürudu meb-
üçü tarihiyle müverrehen ve şürefa ve ulemay-i Mekke'den Ab- de'-i fi;ne ve fesad olmusiur. Bu mektub ise Abdülmuttalib Efendi
dullah bin Muhammed el-Merganı ve Seyyid Abdulah bin Ukayl ve tarafından lıafiyyen tertib ettirilmiş olduğu ferik Raşid Paşa'nm
Seyyid İshak bin Ukayl ve Seyyid Muhammed bin Hasan-el-Habeşi tahkikat ve ifadatı cümlesindendir.
ve Şeyh Cemal Efendilere hitaben arabiyy'ül-ibare bir kıt'a mek­ Bu esnada Abdülmuttalib Efendi Taif'de bulunup ol mek-
tub gelmiş. Hülasa-i terceme-i me'ali budur ki "Süveyş ve lvfısır tubun Mekke'ye vürudiyle ulema ve şürefaya mfıris-i halecan
taraflarından tevarüd eden tahrirata go·re gerek Çerkes ve gerek Habeş olduğu akabinde Abdülmuttalib Efendi Mekke'de re'is'ül-ulema
ve zenci iiseranın men' -i füruhtuna ddir istanhul' dan emr-i dli sadir olmuş
bulunan Şeyh Cemal Efendi'yi Taif'e celb edip "Muharebe-i
idüğine mebni canib-i Hicaz' dan getirilen üseranın iadesine dair Süveyş
hazıranın neticesi Devlet-i alfy_ye hakkında vahimdir. Bunun uhdesinden
ınuhajiz:,ına emir gelip hatta haylice üsera dahi iade olunarak be-takrar
gelemez:,. Bu muharebe bir suretle hitam bulsa dahi borcunun altından
bu tarafa gelmiştir ve ıifvah-ı ndsta söylendiğine nazaran bu emir kdffe-i kalkamayıp ezilir. Jiem de Türkler ınürted oldular ve eğerçi şimdilik irti­
Afemalik-i hakaniyye hakkında dm ve şamil olup mukaddema ilan olunan dadlarını ihfa edryorlar ise de ba' dehu fldn edecekleri der-kardır. işte bu
Tanz:,imat-ı Hayyr{ye'nin kdjfe-i mevaddının icrası mukarrer imiş ki biri e)'yam-ı muharebe bize tamamfursattır. Eskidenberi hakkımız olan hükumeti
;,'if b11 merı'-1 İİ<Prn mar/ı/esi 1'P rfiger; hıır/ıır/-ı , <P1" 1_):J'Pn1rı ih/11/i 71P hfr;
ıu­
1

jirnaı ae,-deJl eaevuınz ıe bu !tuJuja 1:biidaruruzu ıneı/-i ÜJtt"a ııtuddt:.ii


dahi ıiddy-i dinin Cez:,iret'ül-Arab' dan istedikleri _verlerdr ebııiye inşa
İıane olabilir ki şimd0•e dek her ne kadar buralara gelmedi ise de sdiryerlerde
edebilmel;ri ve biri tdife-i nisvanın kocalarının yalıud babalarının yan­
icra olundu. Kariben buralarda dahi icraya başlanır. Fakat hac mevsiminde
larında durmak istemedikleri surette kendilerine ve küffarın ehl-i islam asker kalabalığı olduğundan hac mevsimi güz:,ar edinceye dek işin te'!ziri
karılarıni tez:,evvüc etmelerine itiraz olunmaması ve keza taife-i nisvanın ldzımgelir. Andan sonra maslahatımızın husulüne bakmalıyız. Maamdfih
elbiselerine dahi ve taarruz kılınmaması suretleridir. işte işittiğimiz budur simdiden esbab-ı laz:,imesinin tedarükiine sa'y olunmalıdır,, yollu ma-
ve eğerçi bu maddeler henüz üseranın men'i ve küffarın Süveyş' de ebniye kulat-ı faside ile Şeyh Cemal'i iyice kandırarak yakası sırmalı
inşası gibi tahakkuk etmemiş ise de bu iki maddeden herkes duçar-ı hai!f bir hil'at iksa ve hakkında ziyadesiyle usfıl-i ihtiramiyyeyi icra
-ü haşyet olup bu haberi işiten ehl-i isldm azim keder etmektedir. Nasdrd ettikten sonra Mekke-i mükerreme'ye iade eylemiştir. Şeyh Ce­
ise el' dn bu hususatı ve belki daha ıifhaş makaldtı cehren tıifevvüh eyle­ mal dahi Mekke'ye vüsulünde gı'.'ıya ki Abdülmuttalib Efendi'nin
mekiedirler. Bu surette hakim bize kavdid-i küfrt;yenin te'yid z,e işa' as(vle kendi hakkında iğbirarı var iken bu kerre afv-eylemiş olduğunu
her şeyde kefere ile ihtilatı ve bildd-i isldma celb-i üserdnın men'ini nasıl ılan için bu hil'ati giydirmiş olduğ·u şayi'asım vererek üç gün
emr eder. Ma' a-/ıdza ki celb olunmakta olan üseranın kaffesi din-i isldına ol hil'at sırtında olduğu halde konağında oturup cemi'-i şürefa
dahil olmaktadır. Din-i isldmın mebnası kavaid-i din-i küffarın her vechile ve ulema kendüye gelerek icray-i resm-i tehniyet etmişlerdir.
hilafınadır. işte vakıf olduğumuz havadisi size şerh ve beyan eyledik.
104 TEZAKİB.-İ CEVDET TEZAKİB.-İ CEVDET 105

Hakikat-i halde ise lazımgelenlerin celb ve teshiri zımnında sinden dört beş ay mukaddem Seyid İshak Efendi Cidde yolunda
Abdülmuttalib Efendi tarafından me'mur olduğu üzere emniyet Mekke-i mükerreme'ye yarım saat mesafede vaki' Hecaliye nam
edebildiği kimseleri mahrem-i raz ederek ifsad-ı kuluba ağaz edip mahalde kain bağçesinde na-mizac olarak ikamet etmekte iken
ulemadan Şeyh Sıddık Kemal ve Şeyh Feta ve naib'ül-harem Sey- Abdülmuttalib Efendi oraya on nefer bevaridi göndermiş (Beva- ridi
yid Ali ve şafi'i imamı fakih Abdullah ve Kudüslü Fityani 1 sekban hey'etinde kulla'nılır kölelerdir ki şerifin dairesi
ve Carullah ve Seyyid Abdullah Sakkaf nam eşhası ve daha halkından ma'duddurlar). Bunlar Seyyid İshak'ın yanına gelip "Seni
bazı scbük-mağzanı iğfal ve ıdlal ve kendi efkar-ı fitne-karına Şerif Efendimiz isttfyor. Kalk gidelim,, dediklerinde İshak Efendi "Halimi
celb ederek cümlesiyle bu babda ahd-ü misak etmiş ve ba'dehu gördünüz ya. Ben bu hdl ile nasıl gideyim. İnşaalla!ıu tadld birkaç güne dek
cümlesini Taif'e götürüp Abdulmuttalib Efendi'ye bi'at ettirdik- kesb-i sıhhat edersem giderim,, dedikte bevaridi nefe- ratı bu sözü ısgaa
ten sonra Mekke'ye getirdiğinde cümlesi mahremlerini agah ve etmeyip "lsrar ettiii,in /ıdlde ser-i maktu'unu gö- türmeiJ,e da!ıi me'
taraf be-taraf fitne ikazına ibtidar edip ancak izhar-ı fesada menşe' zunDıetimiz vardır,, demeleriyle biçare İshak Efendi "Eger Rusyalu yakın
olabilecek madde zuhuruna kadar bu keyfiyet beyinlerinde mek- )'erde olaydı şe!ıid o1ınak iı;in ınulıarebr:ye giderdim. Orası olmaz ise burası
tum kalarak mücavir ve müsafir olan ebnay-i türkden ve ba-husus olsun,, diyerek cevab vermekle bevaridiler anı hah na-hah firaşından
asakir-i şahaneden bir ferde ifşa olunmamak üzere mukavele kaldırıp bir deveye irkil.ben Taif'e götürdüklerinde yevmiye kendisine
ve muahede etmişler; ve nakib'ül-eşraf bulunan Seyyid İshak cüz'i yiyecek verilmek üzere Abdülmuttalib Efendi tarafından mahbese
Efendi'nin bir vechile Abdülmuttalib Efendi tarafına meyl­ ilka ile ihtilattan men' olunmuş hatta mütc'akıben hanesinden bir
etmemesi nihayet kendisinin idamına sebeb olmuştur. Çünki kölesiyle kendisine melbusat ve bazı levazımat getirildikte kölesiyle
Seyyid İshak Efendi sadat-ı aleviyyeden gayur ve cesur ve laübali­ bile görüştürül­ memiş üç gün sonra yevm-i cum'a olup mücerred
mcşreb ve natuk ve şair-i bi-nazir ve hak-gu bir zat-i sütude- eza ve tahkir için "Kalk cdmi'e gidijJ cuma namazını kılalım,, deyu
sıfat olarak fetanet ve dirayeti ve hüsn-i hilkat ve cibilleti ikti- kendisine tek- lif olundukta harekete mecali olmadığın beyan ile
zasınca sıdk-u hulus-ı Devlet-i aliyye'yi iltizam eylemiş ve ayan-ı itizar eylemiş ise de ısgaa olunmayıp hemen cebr ile yola çıkarılmış ve
sadakat-nişandan bulunduğuna mebni Abdülmuttalib Efendi'nin yolun yarısını yayan yürüterek nihayet bi-tab kaldıkta bir küçük hımara
etvar-ı na-hemvarını mü5ahede ettikçe "Bu hareketler şerajete )'a­ bindirilmiş İshak Efendi ise gayat cüsseli ve uzun boylu oldu- ğundan
kısır s vler değildir., kelamlarını alenen ve bi-perva sövlemekte ayaklar1 yerele sürünerek bin bela ile böyle suret-i mu- hakkiranede
olmasiyle Abdülmuttalib Efendi dahi ana "Ge! bu !ıaıf-endaz[ıktan İbn Abbas radıyallahu-anhuma hazretlerinin med- fen-i saadetleri
wz geç ve benimle beraber ol ve illd sana başka suretle mudmele ederim. olan mahalde kain-i cami'-i şerife götürülmüş ba'de eda'is-salat
Zarar görürsün,, yollu tehdidat ile anı celb ve imaleye çalışmış ise herkese göstermek üzere cami'-i şerifin kapı­ sında durdurularak
de İshak Efendi ı_,.. .:ılf ,l_.ı J;l-lJi mü'eddasınca doğrudan doğruya hep cema'at geçip temaşa ettikten sonra
ke-ma-fi's-sabık ol hımara irkab ile çarşı ve pazar gibi mecma'-ı nas
efkar-ı hakkaniyyet-karını söylemekten feragat etmemiş ve Abdül­ olan mahallerden geçirilip her tarafı mesducl bir mahbesin sakfı
mutatlib Efendi'nin sözlerine kulak asmadıktan başka yanına delinerek ip ile içine indirilmiş ve me'külat ve meşrubata dair bir
varmağa bile rağbet eylememiş olduğundan hakkında Abdül­ şey verilmeyip bu vechile mescun olduğu halde üçüncü gün vefat
muttalib Efendi ızmar-ı gayz-ü kin ile idamını tasmim etmekten eylemiş olduğu görüldükte cenazesi Taif mahkemesine görtürülüp kadı
naşi beyanı sadedinde olduğumuz Mekke-i mükerreme hadise- ve saireye "Bakın. Bo,J>nunda ip _)'arası ve tesmim eseri var mı,,
denilerek keşf ettirilmiş ve "T dif' de müsajereten mukim il:en vefat
1 İsmi burada cı' ..ı.; (Kıdyani?) şeklinde yazıları bu Kudüslü şahıs, etti,, deyu bir mazbata yapılmış ve cenazesi
daha sonra müteaddit yerlerde (Bk, s. ı ı ı v. d.) Jt,:; (Fityani) adıylc göste­
rilmiş bulunduğundan, biz aynı adamın ismini iki türlü yazmamak için,
mahkemede gasl ile defn ettirilmiş. "-"-":'<'-""2,,' "-U J;.
doğru olduğunu tahmin etıiğimiz Fityani şeklini tercih ettik.

,,
..,...
106 TEZAKiK-İ CEVDET TEZAKİH-İ CEVDET 10

Babıali Abdülmuttalib Efendi'nin etvarından iştibaha düşerek olması cihetryle cn>rl-i emrde Emir-i müşarünileyh hazretlerinin a/ıralini
salif'üz-zikr ferik Raşid Paşa ta'limat--ı mahsuse ile 7 r senesi eva-- ve tebeddül--i emarete mahallince lüzum-ı kad olujJ olmadığını ve icabı
hirinde başka şayi'a ile canib--i Hicaz'a gönderilmiş idüğinden halinde bunun suret-i icrasını re !ıaıali--i mubareke--i mezkııreııin ahval
kendisine verilen ta'limat ile Kamil Paşa'ya yazılan emirname--i ıe kryjiy_yat ve asd_yiş ve emniyetini ıe mı,ımail yh İshak Efendi'ııin vefatı
:;aminin izah--ı mes'ele zımnında birer suretleri bu mahalle kayd­ maddesinin dahi k€ıfiy_yet-i /ıakiküyesini bi' !--etraf ve suret-i mahrenı.anede
olunmak münasib görülmüştür. zot--i valdlarındaıı tahkik etmek ve avdetinde getireceği ma' lilmat ve tah­
Cidde valisi Kamil Paşa'ya ferik Raşid Paşa yediyle gön-- kikata göre icabına bakılmak üzere kudemay-i ferikaıı-ı kiramdan ve
derilen emirname--i samı suretidir : Ddr--i şı1r4r--i askeri azasindan saadetlü Raşid Paşa hazretleri müta'allik
Emir--i Mekke--i mükerreme devletlıı siyddetlıı Abdülmuitalib Efendi bu_yrulan emr-ü ferman--ı lzazret--i şe/ıenşahi mucebince ahar şayi' a ı·e
hazretlerinin ol canib--i dlfye vusulündenberi zaten ve maslahaten evzd' --ı ta' limat-ı mahsusa ile ol tarafa tayin re [zam kılınmış ve tebeddül--i emaret
ga)'r--i me'muleııin menşe' ve mebde'i bir esaslı şry olma)iıp eshab--ı fesadın hakkında oraca liizum--ı hakiki ve kavi ve vakt--u hal müsdid olujJ ta te' --
taraRyne vuku' bulan ilkadt--ı garez--kdranelai asdrı olduğu taraf--ı vala-- izirinde mahzur göründüğü takdirde derhal ildn--ı keyf0yet ile Emfr--i mü--
larından ve gerek Eınir--i müşarüni!ryh canibinden iş' ar olunduğundan şarünileyhi bi' l-istislıob Dersaadet' e getirmesi dahi Paşa--yi müşarünileyhin
evvelki hal keen--lem--)'ekün hükmüne konularak valilik ile emarete aid cümle--i me'ınur{yyetinden bulunduğundan bunun i_çin ihtiyaten bir kıt'a
vazife ve sifat--ı mütemry)'izenin )'ek--digerinden nisbet ve revabıtına göre Jerman--ı dli dalıi tasdir ve Paşa--yi müşarünil Jı/ıe ita olunmuş olmağla
müttehidaııe hareket kılınması bd--irdde--i sen y)'e geçenlerde SU)'--i vdlalarına zat--i devletleri fetanet--i kamile ve dira_yet--i mütemeJyize ile muttasıf mü--
ve Emir--i müşarüııil yh hazretlerine malzsusen tavs0ıe kılınmış idi. Emir--i şiran--ı izamdan bulunarak lıavdli--i mubareke--i hicaz0:ye'nin ahval--i
müşarünilryh Mekke--ı mükerreme nakib'ül-eşraf--ı sdbık Se_y_yid İshak sahihasına şimdiye kadar vukııf--ı kamil hasıl etmiş olacakları umur--ı
Efendi)i bir suret--i mulzakkire ve müz' ice ile Taif'e celb ve tescin ryle-- meczumeden bulunmağla bi--mennihi--tadld Paşa--yi müşarünilryhin ol tarafa
miş olduğu halde Efendi-i mumailryfzin vefat rylediği ve havali--i mu-- vusulünde ta' limatı dahi mutala' a buyrularak mevadd--ı mündericesi hak--
bareke--i hicaz0:ve' de bu misillıJ ş yler ı-uku' a geldiği ve a!e' l--husııs Emir--i kında olan cukuf ı:e mu' lilıııat--ı behry_ye ve bunların icra)'--i icabaiındu drd_y--i
müşarünile)'lz hazretlerinin mesalih--i vakı' ada mübaJıeneti cihetiyle havali--i vdkı' a--i düsturflerini bi' !--etraf Paşa--yi müşarünilryhe tebli/f, ve ifade ile
mezkurenin ıisd_yi,, ve emn0ıeti dahi pek de _yolunda olmadığı kaza_yası kendisinin bir an evvel iadesine !zimmet ve emr--i tebeddülün lüzumu mü--
muahlıaren mesmu'--1 dli--i haı:rel-i lıilôfet--,benohf b11:,vrulmuştur. Vuku'at--ı
mezküreııin ı vgunsuz ve lzildf--ı n.zay-i alı' olduğu misi/hı Emir--i mü- düğü surette dalıi icray--i icabrna bezl--i reviyyet bı )lrulması siJ1akıııda
şarünileyhin def'--i vahşet ve mübayenet ve mesalih--i lıicaz0ye--de zat--i işbu şukka--i nwhremane terkim ve irsal kılındı.
valalariyle müttelzidane harekete da'veti zımnında icra olunan vesa)'a ve Ferik Raşid Paşa'ya verilen ta'limatın suretidir:
te' minatın te' siriyle lzavali--i mezkurenin matlub olan emniyet ve asd_yişinin
A1ekke--i mükerreme Emaret-i şerife' sinde bulunan devletlıı s{yadetlıi
husulü dahi mechül olmasiyle emaret--i şerifenin tebeddülü Devlet'çe lı;ı,zım--
Abdülınuttalib Efendi hazretlerinin ol canib--i şeref-calibe vusulündenberi
geldiğinden mddd müşarünileyhden ahali--i mubarekenin mei"vi olan tevah--
zaten ve ınaslahaten bazı evza' --ı gayr--i me'ıızuleleri rivayet olunmakta
huşuna bu def' a munzam olan işbu İshak Efendi hadisesi bu tebeddüle
olujJ J1ekke--i ınükerreme nakib'ül-eşrafı sabık ls!ıak Efendi'nin mııah--
mahallince dahi icab göstermiş olacağı bedihf ve müşarünile_yhin Ema--
haren ınahbusen vefatı hadisesi dahi zuhura gelmiş olduğundan ıne'mur--ı
ret'ten infisali kazryesini gerek şürefa ve ahali--i belde--i şerifenin ve gerek
müşarünileyhin esas--ı ıne''mur{yyeti ve sebeb--i ızamı bu hususlar hakkında
aşdir takımının meınnun0ıetle müşahede edecekleri mervi olarak mesned--i
Cidde ı·alisi devletlıJ Paşa hazretlerinden malzremane istihsdl--i tahkikat
emarete Dersaddet'te dram etmekte olan devletlu s0ıadetlu Şerif lvfuham--
ve ma' lumat--ı sahihe etmekten ve bununla beraber alız edeceği ma' lıımat--ı
med bin Avn hazretlerinin mahdumları saadetlz1 paşalar Dersaadet' te
mahallü:Ye ve hdl-ü maslahata göre lazımgelir ise emaretin tebdili ı-e ol
kalmak üzere _yine ik' adı tensib--i ali buyrulmuş olup fakat ta'rife hacet
takdirde Efendi--i müşorünil JJ/ı hazretlerinin bu tarafa nakli maddelerini
olmadığı ü:::,ere maslahatın şa_yan--ı itina ve vaktin dahi nezaketi hüvryda
]08 TEZAKiR-İ CEVDET TEZAKİR-1 CEVDET 109

dahi icra eylemekten ibaret olınağla tahkik edeceği mevadd-ı esasi)ye zirde Emir-i müşarünileyhin tahkik-i ahvdli),le Emaret'ten infisalinin ma-
bend bend beyan ve teferruatı uhde-i dirayetine havale olunur. hallince kaviy_yen ve sahi/zen lü::_umu görünür ise mahdumları saddetlu
Emfr-i ınüşarünile:ylı hazretleri ber-vech-i meşruh ol canib-i dlfye Paşalar bu tarafta kalmak üzere Emaret' e devletlu siyadetlu Şerif jıfu­
azimetindenberi birtakım evham ve lıayaldta ze/ıab ile gerek bu taraftan hammed bin Avn hazretlerinin yine nasbı ldyih-ı !ıatır-ı keramet-meza!ıir-i
gerek Cidde vüldt-ı izdmından vahşet ve adem-i emniyyet halinde ve o Jıa:uet-i hildfet-penalıi olduğuna ve müşarünileyh Abdülmuttalib Efen­
cihetle mesdlih-i !ıicaz/y_ve'niız ber-vefk-ı dil-hdlı-ı dli hüsn-i tesviyesine di' nin mudmeldt-ı merviyesindeıı ndşt kulub-ı şürefd ve a!ıali-i belde-i
sekte gelmekte bulunmuş ve kendisi dahi ke-enne hakkında oraca ve buraca mubareke ve meşdy_yih-i urbanın kendisinden meslub'ül-emniy_ye ve na-
bazı azvfy_vat vuku' undan ve binaberin tahdiş-i zi/m eden bu ınisilla şey­ hoşnud olması riuayatı ve kudret ve şevket-i ha::_ret-i padişa!ıtnin ora­
lerden ıne'yus ve mqftur olduğundan bahsile suret-i isti'jdda görünmüş larca dahi bilinmesi cihetleriyle in/isali bir gune su' ubete düşmiyeceği
olmasiyle mukaddemce verilen karar ve müta' allik buyrulan irade-i seniyye eğerçi derkdr ise de kabdil içine savuşması ve ol halde aralıkta aktar-ı
mucebince sühulet görünür ise emr-i tebeddülüıı icrası ve iınkdn görün- hicaziyye' niıı ihldl-i ds4yişine çalışması mülahazasına na::_aran emr-i te-
mediği halde te' hir ve ihfdsı suretleri Cidde valisi müşarünileyh hazretlerine beddülün bu tarafta ilanı mı }'Oksa müşarünile_y!ı Şerif lvfu/ıammed Ef'en-
havale olunmuş olduğu halde Eınir-i müşarünileyhin te'mini şıkkı mahal­ di'nin mukaddemce azlinde ittihaz olunan suretin icrası mı ınünasib olur
lince müreccah göründüğünden kendisinin te'ıniıı ve taltifi ile uınur-ı hi­ velhasıl tebeddülün icrası takdirinde ne surette olması malıalliııce ve mas­
caziyye ve mesdlih-i urbanjyenin dnza-i sekteden vikayesi suretine teşebbüs lahatça es!ıel giirünür ise anı dahi !vle'ınur-ı müşarünileyh Vdli-i müşa­
buyurulmuş idi. Emir-i müşarünileyh /ıazretleri İshak Efendi'yi bir suret-i rünileyh hazretleri)ıle bi' /-müzakere kararlaştırmak ldzımgelecektir.
muhakl-ire ve mii;;,'ice ile Taif'e celb ı·e teshir eylemiş olduğu halde ınuına­ lvfüşarüniley!ı Abdülmuttalib Efendi hazretlerinin şu !ıd! re lıarc­
ileyhin vefatı ı;uku' buldu,ğu ınisillzi havdli-i mubareke-i hicazi)'ye' de kdtından dolaJı !ıatali-i mubareke-i hica::_i;:ı•e' nin dsdyiş ve emııryeti .muh­
daha bu gune şeyler vuku'u dahi muahharen mesmu'-ı dli-i hazret-i ha- tel olup hdlbuki Cenab-ı-Hak ile' l-ebed z[ver-i dilzim-i Hilqfet ve Sal-
dişahi buyurulup ve bu misilbi vuku' at-ı merv7:ye muvajik-ı nefs'ül-eım tanat buyursun velfıy-i ni'met-i bi-minııetimiz Padişahımız efendimiz
ise pek uygwzsu::, ve hildf ı rı::,ay-i dli olup müşarünil vhin her nasıl ve hazretleri aktar-l lzicazryye'nin dahi e::, { her} cihet aSÔJ'iŞ 1'C emızfyet Ve
ne sebebe mebni ise itti!ıa::, etmiş olduğu usul ve meslek kendisinden me'mzı! ahali ve sekenesinin huzur ve rahatını ::.iyadesi)ıle ilti::_aın buyurmakta
ve muntazar-ı dU olan hale gayr-ı muvafık ve teşebbüs buyurıtlan ısld!ıatın olduklarından ve hakıkat-i halde dahi oranın te'yid-i asayiş ıe emniyeti
?!sıil!! dahi rrıerfı,,/ nlrlıığıınrr ınelmi Emrrret-i ıniişarünilevhada artık bir zimm,t-i H;!qfet w Srıltnwıt-ı ,m0:)ıe')ıe miitehnttiın nlıhığıından lıarn!i-i
tebedılü/ün Del'let'çe lü::_umundan ınddd ınüşariinileylıten ahali-i mubarekeııiıı mubareke-i ınezkı1renin el-hdletü-hazi/ı a!ıvdl ve keyffratı ne surettedir
mervi olan tevaşşziıiuna bu def'a munzam olan işbu İshak Efendi !ıddisesi ve dsf,)'iş ve emni_)'eti ber-vech-i dil-hd!ı-ı dit rerine getirilmek ne gııne
bu tebeddüle mahallince dahi icab göstermiş ve müşarünileyh ha::_retlerinin esbab z:e vesdile mu!ztacdır Me'mur-ı müşarünileyh buralarını dahi Vali-i-
Emdret'ten infisali ka::_i)ıyesi bir gune su'ubete düşmek şöyle dursun bunu müşarünileyh hazretlerinden tahkik yliyecektir.
şürefa ve sdddt ve ahdli-i belde-i ,,erifenin ve gerek aşdir-i urbamız kemdl-i İshak Efendi'nin mahdumu tarafından canib-i ali-i hazret-i padi-
memnunfıyetle müşahede edecekleri rivayft olunmakta bulunmuş ise de bu şahf)'e takdim kılınıp sureti lvfe'mur-ı müşarünile_yhe verilen bir kıt'a arzı­
husus uınur-ı mu' tena-bihadan olarak icrasında tahkikat-ı salıiha üzerine lıdlde beyan olunduğuna göre müşarünileyh Abdülmuttalib Efendi hazretleri
gidilmesi ne::,d-i hakayık-vefd-i !ıa::,ret-i hilqfet-penahtde tercih VP tasvih mwndileyh İshak Efendi)i mücerred nefsan/ycte mebni bir suret-i cebri)ye
buyrulmuş olmağın me'mur-ı müşarünileyh bi memıi!ıi tadld Cidde'ye ve ta!ıkirry_ye ile hanesinden kaldırıj; Tdif' e kadar irsdl ile orada habs
nısulüııde zdhir-i !zaide kendisi[ ni] aktar-ı hicazfı:,ve' de bulunan asakir-i etmesi ve mahbesde iken mumdileyhin vefatı mku' bulması ve sonra tezkiye-i
/ıazret-i mülukdnenin teftiş-i mesali!ıi me'muru gibi göstererek içyüzün­ hdl ile vücuh-ı memleketten cebren mazbata alınması kazayası doğrusu
den Vali-i müşarünileyh hazretleri)ıle bu maddelerin müzakeresine girişip şübhe götürür şey oluji bu halin vuku'u ise afak-gir olan adl-fi mer!ıamet-i
Emir-i müşarünileyhin ahval ve keyfiyyatı ne surette olduğunu ve tebed­ Jeniyye-i cenab-ı zıll' ullahiye bi'l-vücu!ı muga_yir olarak hakıkat-i halin
dül-i emarete mahallince lüzum-ı kavi olujJ olmadıJıııı bi' /-etraf ve gayet ın ydana çıkarılması ldzımgeidiğine mebni Me'mur-ı müşarünileyh Efendi-i
m alıremane tahkık edecektir.
110 TEZAKİR-İ CEYDET TEZAKİR-İ CEYDET 111

muınaileyhin ke,ıjiyyet-i vefatını dalıi ldyıkile ve şüblıedcn beri olacak su­ yeııın mu4yenesi zımnında ol canib-i şeref-calibe dahi azimet edece.§,ini
retle talıkık edecektir. ve şu kadar var ki cenab-ı ni'rıı' el-ıne' db-ı !ı.aşimaneleriyle Vali Paşa
Bir de bdlada be,van kılındığı vechi[ e ba' de' t-tahkikat oraca tebed- beyninde mücerred ba::,ı eshab-ı afi,ra::,ın ilkaatından ndş[ bürudet lza_y­
dül-i emarete lü;:,uın-ı hakiki ve kavi göründüğü ve uakt-ü !ııil müsaid lıllet eylemiş olduğundan şu bürudetin külliyen ref' -u imhasiyle germi-
olujJ da fez:t--i fursat olunmasında J'dni bir taraftan istizan olunup da yet-i ma!zabbete bi't-tahvil umılr-ı hica::,iyye'nin keındl-i ittifak ve ittihad
cevabının vusulüne kadar te' hirde ınah::,ur göründüğü takdirde derhal ilan-ı ü::,ere !ıüsn-ı rü'yt ve temşi)ıeti murad-ı /ıayriJ:Yel-itryad-ı alı olarak bunun
ke,ıf[yyet olunmak la::,ımgeleceğiııden A1e'mur-ı müşarünileyh bu suretin dahi istihsdl-i vesaili dahi kendisine ilave-i me'muriyyet kılınmış olduğunu
lede' l-lıace icrasına me'::,un olmağla ve bu !ıdlde meydana konulmak için ve bi::,::,at mülakatta hd! başka olacağından J\ılekke-i ınükerreme'ye teş­
Emaret'iız Şerif lvfu!ıaınıned bin Avn hazretlerine tevcilıini muta::,amının rifleri Vali-i müşarünileyhe ifade olundukça ba' d' el-hac henüz Cidde'ye
ihti)ıaten bir kıt'a emr-i dli tasdir ve Me'ınur-ı müşarünileyhe ita kılııı­ avdet eylemiş olmalariyle yol yorgunluğunu daha her-taraf edemediklerin-
mağla müşarünileyh icabı halinde yine Vali-i müşarünileyh hazretleriyle den bahsile vadi-i iti::,arde bulunuyorlar ise de her ne hal ise hazine re
bi'l-mü::,akere ve'l-ittifak bu vechile dahi icra_y-i me'muriyyet ederek ınüşa­ umur-ı eyaletçe der-dest olan bd::,ı mesalih-i mühimmeniıı arkası alındık­
rünile,ı,fı Abdülmutta[ib Efendi hazretlerini bi' l-istislıab bu tarafa getire­ tan sonra birlikte J11ekke-i mükerreme'ye azimet edeceklerini,, beyan
cektir ve ınü;1arünileyh hazretleri ne::,d-i Deulet-i aliyye' de ıner'iyy'ül-hatır etmiştir. Buna cevaben Abdülmuttalib Efendi tarafından saferin
ecille-i zevattan olınağla esnay-i rahda tekriın ve ihtiramı ka::,{yesine dikkat yirmi ikisi tarihiyle müverrahan bir kıt'a mektub gelmiş ise de
olunup bununla beraber bir tarafa savuşmamak ü::,ere kendisine renk ve hakikat-ı maddeden asla bahs edilmiyerek yalnız tahriratın vu­
ser-rişte terilmiyecek surette lıüsn-i mu!zqfa::,asına dahi takayyüd ve ih­ sulünü ihbardan ibaret bir mektub-ı resmidir.
timam eyliyecekdir. Halbuki akdemce bey'-u şira-i üseranın men'ine dair Cid­
Me'mur-ı müşarünileyh işbu me'muri)yet-i mühimıııesinin bdldda mu- de'ye gelmiş olan emirname-i saminin oraca hükmünü icra et-
harrer ınevadd-ı esasfyyesinde ve gerek ınüteferridtı olan şeylerde mukte::,ay-i tikten sonra Kamil Paşa Mekke-i mükerreme'de dahi icabı icra
rüşd ve dira)'eti ü::,ere icray-i tahkikat ve istihsdl-i ına' lumat-ı kdmileye olunmak üzere bu emirname-i saminin me'alinden bahsile l\ıiekke-i
sarf-ı himmet ve ga)'ret ettikten sonra orada tevakkuf etmeyip avdet bi­ mükerreme kaymakamı Süleyman Ağa'ya bir emirname gönder­
ınenni/ıt ta' dld Dersdadete ınuvasaletinde arz ve ifade ile isbat-ı ınüd­ miş idüğinden Süleyman Ağa saferin on sekizinci salı günü
,.1 ·--" ....,.., ....,,, ......,! ....,..,,...l...,lr,.._, ...,,,._ .-.,:,_11-. ı,., T.TA ........ 1 u.,,..,, . . , ...... ,._.,..,... : ...... .,...._,_
Fi 2 z 1 se;-;,c r.271 u..1.ı.:...1.ı.l.a v ı..., ı..., .1. LlJ..ı. .tı..t..U.J..l'>..L>.ı...u.v yı... ı....ı....ı.ı...ı .ı..i.ı... .ı.:ı....aJ..lHJ. _ı._ a'i'u .1.1.1.1.ı. \..-J.J..1.1.1. .ı.ı.ct.J.J..iL-

sini kıraat ile izah-ı keyfiyyet ettikte cümle tarafından zahiren


Raşid Paşa işte bu ta'limat ile 72 senesi muharreminin do­ mutavaat gösterilerek herkes mahallerine avdet eylemiş ise de
kuzuncu günü Dersaadet' den hareketle saferin on altıncı günü ferdası çarşamba günü Abdülmuttalib Efendi'nin Mekke-i müker-
Cidde'ye muvasalet eylemiştir. Bu ta'limata nazaran kendisinin reme'de kaymakam bulunan Şerif Mübarek Efendi Taif'e gitmiş
hülasa-i me'muriyyeti Kamil Paşa ile maslahatı müzakere ve andan ve ferdası perşembe günü reis'ül-ulema Şeyh Cemal Efendi ma-
ahz-i ma'lümat eylemekten ibaret olduğ·una mebni anın re'yiyle hallat şeyhlerini celb ve cem' ederek "Üseranın men'i maddesi şer' -i
harekete mecbur bulunduğundan Cidde'ye vusulünden iki gün şerife muga_yirdir ve bundan başka e::,an-ı şerif terkle _verinde top atılmak
sonra Kamil Paşa'nın tensibi üzere Raşid Paşa Abdülmuttalib ve taife-i nisvan apk gezmek v,; ,,ikuhın feshi nisvan yedinde olmak gibi
Efendi'ye bir kıt'a tahrirat göndermiştir. Hülasa-i ifadatında şeri' at-i mutah!zaraya mugayir on dört teklifleri olınağla Türkler ınüşrik­
"Aktar-ı !zica::,iJ,ye' de bulunan asakir-i ni::,aın{yye-i şahaneyi muayene zım­ lerdir. Demleri !ıederdir z:e ev/adlarını esir etmek haldldır,, deyu ifta
nında bd-irdde-i senb)'e-i cenab-ı hildfet-penahf canib-i Hicaz' a ıne' ınur ederek cümlesini idlal ve ifsad ile reis'ül-ulema iken reis-i ehl-i
olarak Cidde'ye bi'!-vusul orada bulunan asakirin ahvalini teftiş ve mu­ fitne ve fesad olarak ülemadan ma'dud Şeyh Sıddık ve Şeyh İb­
ayene e,ylemiş olmasi)ıle l'vfekke-i mükerreıne' de bulunan asakir-i ni::,am{J'- rahim Feta ve naib'ül-Harem Seyyid Ali ve şafi'i imamı fakih
1 Zilhicce.
Abdullah ve kudüslü Fityani ve Carullah ve Seyyid Abdullah
]12 TEZ.AKİR-İ CEVDET

Sakkafve daha birkaç sebük-mağzanı bi'l-istishab önlerinde bir bay-


l
1 TEZ.AKİR-İ CEVDET

tarafeynden tüfenk patlamış ise de ibtida ne taraftan atılmış


113

rak küşad ve arkalarına bir güruh eşkiyayı peyrev ederek Cemal olduğu henüz anlaşılamamıştır ve bu esnada ahaliden dahi iki
Efendi "Türkler mürted oldu. Anlar ile ve anlara tdbi' olanlar ile muha- kişiye kurşun isabetiyle muharebe şiddet bulmuştur.
rebe olunmalıdır. Bizden olanlar cennetlik ve anlardan olanlar cehennemlik- Bu hilalde ise ser-defter-i eşkıya olan bir takım şürefa bir
1 nice eşkıyayı bi'l-istishab Mekke-i mükerreme sokaklarında gezip
tir. Demleri heder maileri lzaldldır :._ :.,_;,,. c.:.,Ş_?IJ l>Jl,o_;,ll J.:- ,:,\¾ ,, !ı: halkı fitne ve fesada davet etmekte bulunmuşlar idi. Şöyle ki Şerif
deyu yer yer nida ettirmiştir. t Fehd önünde bir alem ve iki dellal ve arkasında bir takım eşkıya ile
Cemal Efendi bu veehile Abdülmuttalib Efendi'nin munta-
zır olduğu fitneyi uyandırıp hemen birçok kalabalıkla mahke­
! beraber "Ya elzl-i Mekke bild-hisdb ve ld-a::,db Ceııııet'e girmenin zamanı
geldi. Türkler üzerine cihad edin ki anlar nasdrd ve frenk oldular. Sizden
meye gelerek "Bef-u şiray-i üseranın men'i mulzalif-i şer'-i şeriftir.
Bunu kabul etmeyiz ve sen /ıdkim'üş-şer' olduğun takdirde böyle mugayir-ı
şeri' at olan mevaddı hize niçin teklif edersin. Ya hiz bunu evvelki gibi
l kati olunan cennetlik ve anlardan katl olunanlar cehennemlik olduğunda
iştibalz yoktur,, deyu nida ettirerek bu hey'etle
Bab'ül-atik'den Harem-i şerif'e dühı'.'ıl ve l'vfakam-ı İbrahim ile
icra edelim. Yahut sen de mugayir-i şer' -i şeriftir deyu ıldm et. Biz de Zemzem-i şerif kuyusu miyanında Baş-karakolhane'ye ve ittisalinde
hir arz-ı mahzar ederek istizan edelim,, deyu Kadı Eferıdi'ye ilhah 11 bulunan Veys 1 Paşa konağına kurşun attırıp hatta atılan kurşun­
ve ibramlarında Kadı Efendi ye mahkemede bulunan kaymakam-ı lardan biri karakolhanedeki neferattan birine isabet ederek
mumaileyh Süleyman Ağa ve "Böyle tarafı Saltanat-ı seniyye'den şeref-sudur biçare şehid olmuştur ve kezalik bu fesadın zuhurunda eli ve
buyurulan irade-i seniı'J'e_J'C hiç hildf-ı şer' -i şerifdir diJ1erek verilir mi,, belki külli medhali olan Şerif Baz dahi önünde bayrak ve iki
deyu ifade ver-(.".J;-J\ JJIJ ,J_,....._)I ,,!'\J .ııUI ,,::1,1 ayet-i dellal ve arkasında iki yüzden mütecaviz ehl-i Mekke beraber
kerimesini kıraat ile cevaba rn.übaderet ettikte cümlesi birden olduğu halde esvakta (1 G)..,a.:llJ ,;',r.:J.ı J.:- ,J7"".
.ıılJI j .:ı\f II deyu
Kadı Efendi've ve mumaileyh Kaymakam Ağa'ya itale-i lisan ve nida ettirerek Bab-ı Selam'dan girip o dahi Baş-karakolhaneye
lisana alınm z ta'birat ile düşnam ve bazı mertebe darb ederek ve Veys . Paşa konağına tüfenk attırmıştır Ye bir taraftan dahi
hah na-hah Kadı Efendi yedinden istedilkeri gibi bir kıt'a mü­ Şerif Zeyd kezalik bir takım eşkıya ile Mehmed Paşa'nın kona­
rascle ahz etmişler. 01 halde nıahkeme haricinde "(}ınmet-i A1u- ğına doğru gitmiştir ve kezalik Şerif Muhammed bin Abdullah
lzamıned silaiıianııı ve ciiıada hazır oiun,, cieyu bir ahıs nida euııekle ! zadeler dahi bir takım eşkıya ile geşt-ü güzar etmekte bulun-
bir takım eşkıya ellerine birar sırık ve değnek alıp uçlarına birer \ muştur.
bez parçası ta'lik ile bayrak küşad ederek "t'mınet-i Aiu!ıammed Ancak Baş-karakolhane'de ber-vech-i meşruh bir nefer telef
cihada hazır olun,, nidasını tekrarbdıkta her taraftarı bir güruh-ı olıcak karakolhane-i mezburdan dahi bi'z-zarure müdafa'aya kal-
fesad-enbuh oraya tecemmu' eylediği esnada Süleyman Ağa kışılmış ve hatta asakir-i nizamiyye zabitanı "Etmeyiniz,, deyu
maslahatın fenaya müncer olduğunu anlayıp civarında bulunaD 1 tenbih ,etmiş ise de asakir-i merkume "P y-der-pey bizden uruluyor
hükumet konağına gitmek üzere mahkemenin Harem-i şerıf'e 1 ve bir nqferiıniz dahi telef oldu. Biz niçin duralım,, diyerek zaruri
açılan kapusund:m çıkar kıçmaz bir güruh-ı eşkıya yakasına 1
1 müdafa'aya germiyet verilmiş. Ol halde Harem-i şerif'in ekser
sarılarak telef etmek raddesinde iken naib-i Harem-i şerif Seyyid 1 kapuları ahali tarafından tutulup siper alınmağla la-yu'ad kurşun
Ali Efendi ne hal ise bir takrible ellerinden tahlis eyledikte Süleyman atılmakta bulunduğu sırada ne taraftan kumanda olunduğu
Ağa sür'atle konağına giderken be-tekrar eşkıyay-i merkumenin ma'lı'.'ım olmıyarak Harem-i şerif'in diger kapularından dahi asa­
arkasından takib ettiklerini his eylediği anda mezbur konak kir-i nizamiyyc dühı'.'ıl ile tarafeynden haylice muharebe vuku'
kapusunda bulunan Arnavud sekbanlarına ala-rivayetin "Urun,, bulmuş ve hatta Beyt-i muazzam'ın kisve-i saadetine ve Hace-
deyu emr etmiş ve bu "urun,, sadasını eşkiya dahi işittiği anda
1 Tezakir'de bu kelime ekseriya er!., bazan ..s-!J şeklinde yazılmıştır.
Teziikir-i Cevdet 8
IH TFZAKİR-İ CEVDET TEZAKİR-İ CEVDET 115

rülesved'in mahfaza-ı şerifesiııin bir mahallline zararsızca kuqun mahallerinden hareket etmemeleri çaresine bakılmak ldzımgelir. Bunu
isabet edip ancak kangı tarafın kurşunları olduğu henüz ma'lüm hasb' el-ihlds arz ve beyan ederim,, diyicek Şerif Alkam ile kethuda
olmamıştır. Bu sırada bir mikdar adam dahi telef olmuştur. Ahmed Efendi'nin levnleri mütegayyir olarak lisanlarından ke-
Hatta yüzbaşı Mustafa Ağa şu hadisenin vuku'unda hane­ lime-i vahide sudur etmemiş. Amma Şerif Mansur Efendi ol şeyhin
sinde bulunup tüfenk sadası işidicek aslını anlamak üzere Baş­ ifadesini tahsin ederek derhal tarafından bir kaç adam tayin ve
karakolhane canibine gelirken esnay-i tarıkte salif'üz-zikr Mu- Mualla ve Şeyh Mahmud taraflarına irsal birle şayed urban
hammed bin Abdullah oğullarının takımı tesadüf ederek bıçareyi hareket edecek olur ve yahud casusları gelir ise teblig-i hal et-
pare pare etmişler. meleri için. asakir-i şahane ve ahaliyi vechine almış olduğ·unu
İşbu Mustafa Ağa Seyyid İshak Efendi'nin vefatında Taif'de beyan ve nida ettirmiştir. Bu vechile fitne kesb-i sükünet edip
bulunup Mekke-i mükerreme'ye geldikte Abdülmuttalib'in ol gece ve ferdası cuma günü bir hadise zuhur etmemiştir. Fakat
Şerif İshak'a gadr etmiş olduğunu bazı mahallerde söyle­ şbu perşembe günü vak'a-i mükedderesini şifahen Vali Paşa'ya
miş olması biçarenin telefine sebeb olmuş idüğini Raşid ıfade etmek üzere asakir-i muvazzafa süvarisinden irsal olunan
Paşa bazı erbab-ı vukuftan tahkik eylediğini tahrir eylemiş idi ve üç neferin Şeyh Mahmud civarında kain Haretülbab'da tecemmü'
salif'üz-zikr Şerif Zeyd mevcud-ı maiyyeti olan eşkıya ile mirliva eden eşkıya önlerine çıkıp ikisini telef ve Şerif Müşeyyed'in em­
Mehmed Paşa konağına gidip ve Paşa-yı mumaileyhi yemek riyle bir kireç kuyusuna ilka ile ihrak etmişler.
yerken bulup "Nasrani yahı1di,, diyerek ve türlü serzenişler ederek Hadise-i merkumeye dair Mekke-i mükerreme kaymakamı
yüzüne tükürmüştür ve bu esnada serkerde-i süvari küçük Mus- ferik Veys Paşa tarafından gönderilen tahrirat cuma günü saat se­
tafa Ağa askerinden beş on neferin bazısı süvari ve bazısı piyade kiz sularında Cidde valisi Kamil Paşa'ya vasıl olıcak der-akab akd-i
olarak cem'iyetin aslı ne olduğunu anlamak üzere birazı anın meclis olunarak verilen karar üzerine Vali Paşa taratindan def'-ü
konağına ve birazı Liva Paşa konağına giderlerken işbu Şerif teskin-i fesad ve te'min-i ahali için bir kıt'a buyruldu tastir ve hazine
Zcyd'in takımı rast geldikte neferat-ı merkumeden birini katl ketebesinden lisan-aşina Mehmed Rüşdi ve gümrük emini Ri'fat
etmişlerdir. Efendiler ile yevm-i mezkürda Mekke-i mükerreme'ye irsal
Bu esnada Abdülmuttalib Efendi'nin akrabasından de:;:: a::1cal: olun muşlar.
s:'>.d,!c-, Devlf'.t b 1 ılu nan Şerif Mansur Efendi hane- sinden çıkıp Cumartesi günü Abdülmuttalib Efendi tarafından da-
fitne ve fesadın teskini için tarafeyni üç gün mühlet ile vechine madı Şerif Zeyd ile kaymakamı Şerif Mübarek Efendi ale's­
alarak münadi nida ettirmekte iken miralay Hasan Bey yetişerek sabah Mekke-i mükerreme'ye vasıl olarak "Gerek ahali ve gerek
asakir-i nizamiyyeyi Harem-i şerif'ten çıkarmış ve şerif Mansur asakir-i nizami(y_ye Emir Abdülmuttalib Efendi'nin vechiııdedir. Karakollar
dahi ahaliyi teskin ile herkesi mahallerine irca' eylemiş olmasiyle da'hi meıju' dur. Ahali rahatta olsun,, diyerek münadi nida etdirmişler
saat dokuz raddelerinde muharebe teskin olunmuştur. ve karakolların kaldırılması hakkında Abdülmuttalib Efendi
Şerif Mansur tarafından ber-vech-i meşruh münadi nida tarafından Veys Paşa'ya bir kıt'a tahrirat dahi getirmişler. Bunun
etmekte iken i1. bdülmuttalib'in akrabasından Şerif Alkam ile üzerine üç aded kebirce bulunan Müddea ve Yeni-karakol-
kethudası Ahmed Efendi hazır bulundukları halde mahalle şeyh­ haneler ile Baş-karakolhane'den başka olan ve mahalle aralarında
lerinden birisi gelip "Ya Şerif lı1.ansur senin her bir emr-ii iradene bulunan ufak karakolhanelerden asakir-i şahane çıkarılmağa
ihdle-i sem'-i itibar ve infaz ve icrasına ibtidar etmek cümlemizin vecibe-i başlandığı esnada ba-buyruldu te'life me'mur olan mumaileyhima
zimmetidir. Ancak bu vakı' anın temdidi ve etraf ve eknafta bulunan ur- Rüşdi ve Ri'fat Efendiler saat beş raddelerinde iken Mekke-i
banın gelmeleri için bıizı taraftan ilıin olunduğu muhakkak olup bunun mükerreme'ye vasıl olmuşlar ise de doğrudan doğruya giremeyip
üzerine del/dl nida ettirmek kdfi olmaz. Bir suret-i hasene ile urbanın haric-i Mekke-i mükerreme'de vaki' mezkur Şeyh Mehmud nam
mahalde kain Bab mahallesi karakolhanesini Şerif Ahmed Paşa
116 TEZAKİR-İ CEVDET
TEZAKİR-İ CEVDET ll7

tahliye ederken tesadüf ettiklerinde ba'de't-tahliye Ahmed Paşa


"Her ne ki istediğiniz ise kabul ve icra olundu. Bu edebsizliği niçin ediyor-
mumaileyhimayı alıp ŞerifMansur'un konağına götürmüştür. Mez­
sunuz,, deyu sual olundukta eşkıyalar tarafından "Siz ulemamızı
kur konakta ferik Veys Paşa ve miralay Hasan Bey ve şürefa
cem' edip ve bağlayıp Vali Paşa tarafına göndereceksiniz. Biz ulemamızı
ve sair zevat-i kiram hazır bulunmağla Mehmed Rüşdi Efendi
dahi isteriz,, demeleriyle ulema dahi iade olunmuş ve Şerif Mü­
hamil olduğu buyrulduyu kıraat ettirmek isternis ise de "Revis-i
barek tarafından "Tüfenk atılmasın,, deyu del kıllar nida etmekte
hale nazaran buyruldunun kıraati münasib olmaz,, d yu ve bu Ab-
iken eşkıya güruhu akdemce canib-i mirıden inşa olunmus olan
dülmuttalib Efendi kethudası Ahmed Efendi ve Serif Mansur
salif'üz-zikr Yeni karakolhane'yi Şeyh Cemal Efendi'nin fetvası
Efendi ve sairleri taraflarından te'hir ettirilmisti ve Emaret
ve kudüsl,ü Fityanı'nin teşvik ve ığrası ile garet ve hedm etmişler
kaymakamı Şerif Mübarek Efendi her ne kadaı'. Mekke-i mü-
ve yine ulemadan Şeyh Ali Kürdi ve Şeyh Yahya Kürdi emr-i
kerreme'ye varid olmuş ise de konağına gelmeyip haric-i Mu-
teşvik ve ifsadda şerik olup hatta ikisi dahi eşkıyaya yevmiye
alla'da Beyaziye nam mahalde kalmış olduğundan ve anın celbi
ve ta'yinat vererek karakolhanenin hedmine dek yanından ayrıl­
ise be-her-hal lazimeden olduğunu Şerif Mansur Efendi ifade
mamışlardır. Bundan sonra Şeyh Cemal ve Şeyh Sıddik Efendilerin
eylediğinden teskin-i madde müzakeresi için gerek o ve gerek
fetva ve teşvikleriyle eşkıyay-i merkume mahall-i müdiriyyet olan
ulema ve mütehayyizandan huzuru lazımgelenlerin celbi zımnında
Remzi Efendi konağını yağma edip eşyay-i mağ·sube Şerif Alkam'ın
adamlar gönderilip henüz Şerif Mübarek gelmeden kethuda
emriyle Şerif Zeyd'in konağına nakl olunmuştur ve ba'dehu Şerif
Ahmed Efendi ile ana müte'allik şürefa namaz kılmak baha­
Zeyd_ ma'rifetiyle eşkıya mirliva Vehbi Paşa'nın konağını basıp
nesiyle hanelerine gitmişler ve bir buçuk saat sonra henüz med'ü
ve cıvarında olan hanelerin satıhlarına çıkıp tüfenk endahtivle
olan zevat gelmeden avdet etmişler. Müte'akıben ulema ve ahaii
Vehbi Paşa'nın evlad ve iyalini tazyik ve bir cariye ve bir kölesini
dahi tevarüd etmekte iken konağın karşısına bir takım eşkıya
mecruh ve bir çav;-1şunu kurşun ile katl ve iki esbini telef eylemiş
toplanarak bir cenaze getirip "Biz kendi halimizde iken Müdded
oldukları esnada Ibn Avn hazretlerinin damadı Nasır Efendi
karakolhanesinden kurşun atılarak bu adamı kat{ etti/er,, deyu ferya<l
Vehbi Paşa konağına gelerek bazı eşyasiyle beraber harem ve
ettiklerinde Şerif Mansur Efendi "Hdşd karakolhaneden tiifenk en­
dahtına cesaret etmezler. Siz kendiniz anların üzerine varıp ta' addi ediyor­ selamlık halkını kamilen kendi konağına götürmüştür ve yine yevm-i
wnıı::_,,rleyu cevab vermis. Halbuki mezkur cenaze oersembe merkumda Cezair-i garb ahalisinden olup hüccac-ı müsliminin
günü vuku' bulan muharebede yaralanıp ol gün vefat· etmiş nıt.'.)al h ııi Lt:-,v yt el.1nekte olaü I(o Laıılinl Iiac.ı Iüsc-yin ild.ffı

olmağla ber-vech-i bala namaz kılma bahanesiyle çıkıldıkta te­ bir zatın dahi hanesini garet ve hedm ettikten sonra cümlesi
darük olumuş bir sanı'a olduğu siyak-ı halden anlaşılmıştır. yerli yerine çekilmişlerdir.
Bu esnada Şerif Mübarek ile ulema ve ahaliden med'fı olan­ Ferdası pazar günü "Kimse sildh taşıması.n,, deyu Şerif Mü­
lar Şerif Mansur'un hanesine geldiklerinde eşkıyay-ı merkume ba:ek_ E_fendi t rafından dellallar nida ettirilerek şiddetli yasağ
tarafından tüfenk endahtına mübaşeret olunmuş ve "Zorunuz edılmış ıse de ışbu vak'a Abdülmuttalib Efendi takımının icad­
nedir. Niçin tüfenk atıyorsunuz,, denildikte "lvfüdded karakolundan bize kerdeleri olup imtidadı dahi anların muradı olduo-u halde iste-
atıyorlar. Biz dahi atı,yoruz ve o karakolun bekasını istemıyiz,, deme- dikleri raddeye gelinceye dek işin mektum tutulm:sı mültezem­
leriyle bu karakolhanenin tahliyesine karar verilmiş iken buna leri imiş. Halbuki işin o raddeye gelmesine Şerif Mansur'un mes­
dahi kani' olmayıp yine tüfenk atmaktan hali olmadıklarına lek ve mişvarı mani' imiş. Binaenalyh ber-minval-i sabık Serif
mebni lede's-sual "Yeni ve Bas-karakolhanelerini dahi istemryiz J\ıfansur'un asakirci şahaneyi ve ahaliyi vechine alması ve urbam
demeleri üzerine ana dahi muvafakat olunmuş ise de yine tüfenk Mekke-i mükerreme'ye dühulden men' etmesi hususlarından Ab­
endahtından fariğ olmayıp eğerçi tüfenklerin kurşunları bir yere d ülmuttalib Efendi zahir-i halde beyan-ı mahzuziyyet eylemiş ise de
isabet etmiyor ise de mucib-i teşviş-i kulub olduğundan be-tekrar kendisi Taif'te mevcud iken dellalları anın nam-ı haşimanesine
nida ettirmeyip te kendi namına nida ettirmiş olmasından dolayı
l ]8 TEZAKİR-İ CEVDET 119

ŞerifMansur'a muğber'ül-hatır olduğunu ve fi-ma-ba'd Şerif Man­ sözleri üzerine hiddet ederek ana "Sen kezzabsın,, deyu tekdir
sur böyle Emaret'e aid hususlara müdahale etmiyerek kendi mesali- etmiş. Meclis dağıldıktan sonra medrese ve hanesinin yağma
hiyle meşgul olmasını ve bu ettiği hareket kanunlarınca mezmum edilmesine fetva vermiş ise de maliki müftisi Şeyh Hüseyin Efendi
ve muhill-i edeb olduğundan evlad-ı arab beyninde lisana gelmiş ricasiyle halas olmuştur.
idüğini yanında bulunan Şerif Yahya-zade Şerif Hasan ve Şerif Bu esnada Abdülmuttalib Efendi tarafdaranı urbam tahrik
Muhammed Efendilere söyleyip anlar dahi Şerif Mansur'a iş'ar ile bütün aktar-ı hicaziyye'yi bulandırmak daiyesinde bulunup
etmişler. Halbuki Seyyid İshak Efendi vak'ası henüz zihinlerinden Şerif İbn Avn hazretlerinin Mekke-i mükerreme'de bulunan
çıkmamış olduğuna mebni Şerif Mansur Efendi bu haber-i baridi damadı Şerif Abdullah bin Nasır ise gizlice her tarafa mektublar
işidicek duçar-i endişe olarak artık canından emin olamıyacağı gönderip tedabir-i hakimane ile Abdülmuttalib takımının seyl-i
cihetle hemen levazım-ı seferiyyesini tedarük ile Dersaadet'e gel­ azm-i fasidlerine sed çekmekte bulunmuştur. Fakat bazı erazil-i
mek üzere Mekke-i mükerreme'den hareket ile ferdası pazartesi urban Mekke-i mükerreme ile Cidde arasında bulunan başıbozuk
günü Cidde'ye varmış ve her ne kadar Dersaadet'e azimet etmek askerine ve ebnay-i sebile taarruz ve taaddi etmekte bulunmuş­
istemiş ise de "Şimdilik münasib olmaz,, denilerek Vali Paşa tara­ lardır. Hatta Cidde'ye iki saat mesafede kain Veziriye nam ma­
fından avk-ü te'hir ettirilmiştir. halle hilaf-ı me'mul olarak urban gelip ber-mu'tad bila-esliha su
Abdülmuttalib Efendi yaver-i harbi miralay Hacı Ahmed almağa giden asakir-i şahanenin on beş re's saka develerini al­
Bey ile mensubanından Şerif Abdülmu'in ve Mustafa Musa'yı ale'l- mışlardır. Biz gelelim ma-nehnü-fihimize.
acele Mekke-i mükerreme'ye gönderip "Ahaliyi cem' ile sual edin. Mahzar-ı mezkur Cidde valisi Kamil Paşa'ya vasıl olıcak
A1eramları ne ise mahzar yapsınlar. Siz dahi alıp Vali tarafına götürün derhal akd olunan mecliste verilen karar mucebince Mekke-i
ve derhal cevabını alıp getirin,, deyu emr eylemiş olmasiyle salı günü mükerreme ahalisinin tatyib-i kulubunu mutazammın bir kıt'a
Mekke-i mükerreme'ye geldiklerinde ahaliyi cem' ile meramlarını buyruldu yazdırıp sair matlubatınıza müsaade mümkin ise de
sual ettiklerinde ahali "Evvela biz buradaki askeri istemeyiz. Bu askeri konsolos keyfiyeti zamanımızda olmuş bir şey olmayıp müddct-i
kaldırıp başka tabur getirsinler. Saniyen üsera bey'u şirasına me' zun vafiredenberi Devlet'çe vuku' bulmuş bir keyfiyet olduğundan ana
olalım. Salisen Cidde' de İngiliz ve Fransız konsoloslarını istemeyiz. bir cevab verilmiyerek behemehal mahalline arz olunmak lazım­
Bandıraiarı kaiksın ve kendileri de gitsin,, demeleriyle bu me'alde gP-1P.rP rpv-;ı"hiylP lif'll'7-7ikT mir ı y A hmP0 Bey ilt rt:>fiklP-rini
müttehid'ül-mazmun iki kıt'a mahzar tahrir ve temhir ile biri iade etmekle anlar dahi cuma günü Cidde'den hareket ve fer-
Abdülmuttalib Efendi'ye gönderilmiş digerini dahi mu­ maileyh dası Mekke-i ınükerreme'ye muvasalet etmişler ve doğruca Ab­
miralay Ahmed Bey ile refikleri alıp "Ahalinin meramları ne ise dülmuttalib Efendi'nin kethudası Ahmed Efendi'nin ikametgahı
icra olunsun,, mazmununu havi olarak Abdülmuttalib Efendi bulunan ve Harem-i şerif'e muttasıl olan medreseye gitmişler ve
tarafından verilmiş mektub ile bereber Vali Paşa'ya isal etmek hemen ulema ve şürefa ve vücuh-ı belde cem' olunarak mezkur
üzere Mekke-i mükerreme'den hareket ile çarşamba günü Cid­ buyruldu kıraat olundukta hazır bi'l-meclis bulunanlar cümleten ruy-
de'ye varmışlar. :Mezkur mahzarların akdemce Taif'te Abdül­ i mutavaat göstererk "Abdülmuttalib Efendi tarafından dahi tasdiki
muttalib Efendi'nin arabi katibi tarafından yazılıp ba'dehu Mek­ şamil bir kıt'a buyruldu isteriz,, demeleriyle keyfiyet ket- huda ve
ke'de temhir edilmiş olduğu mervidir ve mahzarlar temhir için Kaymakam-ı Emaret ve saire caniblerinden Abdülmut­ talib
şürefa ve ulemaya dolaştırıldığı sırada Davudiye müderrisi Da­ Efendi tarafına yazılmış. Abdülmuttalib Efendi ise bu es­ nada
ğıstani Hasan Efendi'ye götürüldükte "Böyle şey temhir olunmaz. akçe kuvvetiyle Devvi Zeyd 1 ve Abadile ve Beni-Süfyan
Doğru s ylLvelim. Devlet-i aliyye büyük ve merhameti galibdir. Sonra kabilelerinden iki bin kadar urban cem' ederek damadı Şerif
afvimizi ricaya yüzümüz olsun,, demiş. Hasan Efendi ulemadan 1 Metinde arap harfleriyle .,,_) J> yazılan bu tabir, başka eserlerde
akil ve sadık encam-bin bir zat imiş. Cemal Efendi ise anın bu -".) GJ; (Zevı Zeyd) şeklinde görülmektedir.
120 TEZAKİR-İ CEVDET TEZAKİR-İ CEVDET 121

Muhsin kumandasına vermiş ve bunları Cebel-i Arafat'a ya.ım saat hirinden ibarettir. Bu suretin Valı Paşa'ya ifadesi lazımdır. Fakat buna
mesafede müceddeden kal'a tarzında inşa ettirip Simar tes­ miye dahi müsdade-i ;:amaniyye yoktur. Ciran-ı Beytullah'ın pdy-mdl olmaları
olunan konağının piş-gahmda ikame ettirmiş idi. ise kat' d cdiz olamıyacağından fitnenin def'i çeresine bakılmak vacibdir.
Halbuki urbanın yanlarında yalnız bir kazan bulunmağla Benim de Cidde'ye azimetim ldzımgeldi,, diyip ve hemen esbine süvar
pilav tabhında takaddüm iddiasına düşüp biribiriyle mücadele olarak hac tarikiyle ilgar edip yollarda çok muhataralar geçi- rerek
ederek ve kavgayı azıtarak Aba.dile kabilesi şürefasından birisine çarşamba günü ale's-sabah Cidde'ye lede'l-vusı'.'ıl vuku'-ı hali beyan
kurşun isabet etmiş ve tarafeynden beş altı nefer telef ve beş on edicek bir tedbir-i acile teşebbüs olunmak lazımgelmiş ve
neferi mecruh olmuş idüği cihetle urban'ın birazı dağılmış idi. Abdülmuttalib Efendi'nin isyanı vazıhattan görülmüştür. Halbuki
Ahali-i Mekke ise Abdülmuttalib Efendi tarafından muntazır Emaret-i Mekke-i mükerreme uhdesinde bulundukça urbana
oldukları buyruldunun te'ahhur-ı vürudiyle beraber urbanın te'sir-i nüfuzu ziyade olup fesad gittikçe tezayüd ve terakki ederek
öyle cem'iyetini istima' edicek "Encam-ı kdr neye müncer olacak,, sonra def'i duçar-ı suubet olacağından ilan-ı azli münasib ola­
deyu hal-i ihtilalde bulunduklarından derun-ı Mekke'de dük- cağı Vali Paşa ile Raşid Paşa beyninde bi'l-mutalaa derhal Ab-
kanlardan bazıları açık ise de ekseri kapalı idi. Birkaç gün hal dülmuttalib Efendi'nin azliyle Muhammed bin Avn Efendi'nin emareti
bu minval üzere cari iken rebiülvvelin üçüncü çaqamba günü saat ilan ve Raşid Paşa'nın hamil olduğu ferman-ı alı kıraat olunmağa
dört sularında iken açık bulunan dükkanların dahi kapanmış mecburiyet elvermiştir ve Şerif Muhammed bin Avn'in oraya
olduğunu ber-vech-i bala mukaddema Cidde'den gelmiş olan vusulüne kadar şürefadan birinin kaymakam ta'yini lazım­ gelmekle
Mehmed Rüşdi Efendi görüp bazı zevattan lede's-sual Abdül- akdemce def'-ü teskin-i fesad maddesinin müzakeresi için
muttalib Efendi Mekke-i mükerreme'ye gelecek olduğundan Cidde'ye celb edilmiş olan Bin Avn damadı Şerif Abdullah bin
cemı'-i ahalinin müsellah olarak Safa ile Merve beyninde Nasır Efendi kaymakam nasb ve ta'yin olunarak rebiülevvelin üçüncü
Mes'a tabir olunan mahalde hazır ve amade bulunmaları perşembe günü kaffe-i me'murin ve vücuh-ı Cidde hazır oldukları
emrını kaymakamları bulunan Şerif Mübarek Efendi ma­ halde ferman-ı ali-i mezkur kıraat olunduktan sonra vakit
hallat şeyhlerine tebliğ ve geleceği günün dahi ifade oluna- geçirilmiyerek Mekke-i mükerreme'de dahi kıraat olunması lazıme-i
cağını va'd eylemiş olduğunu ifade etmeleri üzerine Rüşdi Efendi hal ve maslahattan olduğuna mebni Raşid Paş<t ile Abduiiah bin Nasır
hemen Reis Paşa'nın yanına varıp mirliva Mehmed Pa ;ı rhı.; füendi'nin hemen Mekke-i mükerreme'ye azimetleri tasmim olunmuş
hazır bulunduğu halde keyfiyeti işittiği gibi nakil ,:e hikaye ve iken Abdülmuttalib Efendi'nin gfıya ki def'-i fesad için çarşamba
"Abdülmuttalib Efendi'nin j\Jekke-i mükerreme'ye gelmesi dej'-i fitne için günü akşamı Mekke-i mükerreme'ye gelmiş olduğuna dair Vali
olmayıp belki iş' dl-i ndire-i fesad için olduğu reviş-i halden anlaşılmıştır,, Paşa'ya yazmış olduğu tahriratı vasıl olıcak Vali Pa a Abdullah bin
deyu ifade eylediği esnada lisan-ı arabiye aşina asakir-i şahane Nasır Efendi ile Şerif Mansur Efendi'yi celb edip anlarla müzakere-i
mülazimlerinden birisi bi'l-vürud "Şerif Mübarek si;:e seldın etti. Şe­ keyfiyyet ettikte hakikat-i hale kesb-i vukuf olunmadıkça a.le'l-
rif!ıa;:retleri bugünler lıJekke-i ınükerreıne'ye gelecek imiş. Asakir-i ni;:amiJıve immiya Mekke-i mükerreme'ye gidilmek münasib olmıyacağmı ikisi
ve sdir a/ımıil ve eska!ini nakl için mikdar-ı kifaJıe develer tedar.'ik olun­ dahi bi'l-ittihad ifade etmeleri üzerine Raşid Paşa'nın hareketi
muş kıijfe-i asakirin kılıi' -ı hakanl'Vyeden ihracı ve Şerif hazretlerinin te'hir edilmiştir.
Mekke'ye vürudundan evvel Cidde'ye izam olunmaları ve yerlerine ol Abdülmuttalib Efendi'nin Mekke'deki harekatına gelince
mikdar askerin Cidde' den Mekke'ye celbi hususu Vali Paşa tarafından müşarünileyh Mekke'ye vusulünün ferdası kumandan Veys Paşa'ya
Abdülmuttalib Efendi'ye yazılmış ve develer dahi tedarük edilmiş olduğun­ bazı mevadd-ı mühimme ifade olunmak üzere "Sö;: anlar bir iki
dan kendileri dahi hazır olsunlar,, deyu haber verdikte Rüşdi Efendi adam gô·ndersin,, deyu haber göndermiş olduğundan Veys Paşa
"Hıişd Vali Paşa kıld' -ı lıakaniyyenin urban eline verilmesini emr etme;:. yoklamacı Ata Efendi ile lisan-aşina Şaban Ağa'yı gönder­ miş
Abdülmuttalib Efendi'nin bundan gara;:ı. bir desise ile kal' alarzn teshi- olmağla Abdülmuttalib'in konağına vusfıllerinde kethudası
!22 TEZAKTH-t CEVDET 12:1

Ahmed Efendi "Ferik Paşa ve maiyetindeki asakir-i nizdmiyye ve muvaz- ile dağıtmak ve bir mıkdar urban askeri toplamak üzere oraya izam
zafanın ve haremlerinin velhasıl cümlesinin ahmdl ve eskalini tahmil için edilmiş olduğuna mebni Bahre'de epeyce bir kuvvet tedarük olunmuş
ldzımgelen develeri hazırladık. Hemen kal' aları terk ile Bahre' de idi ve Abdullah bin Nasır Efendi asakir-i merkume ile Bahre'ye
bulunan asakir mülhak olup birlikte gelsinler. Bana kurşun atsınlar. Bu giderken esnay-i rahda önlerine birtakım usat çıkmış ise de
suret işlaine elvermez ise oradan gelecek asakire muavenet etmiyerek bi- ma'iyetindeki asakirin mukavemetiyle firara mecbur olarak Efendi-i
taraf duracaklarına beni te' min için bir kıt'a mazbata versinler. Şıkkayn­ mumaileyh salimen Bahre'ye vusul bulmuş idi.
den herhangisi işlerine elverir ise hemen vakit geçmeksizin icrası Şerif Çend ruz mürurunda Abdülmuttalib Efendi tarafından bir
Efendimizin iradeleri iktizasındandır. Ferik Paşa'ya böylece ifade edin ve kaç şerif ma'iyetiyle sevk olunan iki bin kadar urban Bahre üzerine
seri' an cevabını getirin,, diyerek mumaileyhimayı iade etmekle av- hücum ettiklerinde ke'l-evvel münhezimen avdete mecbur olup
detlerinde Veys Paşa'ya keyfiyeti ifade ettiklerinde akd-i meclis fakat asakir-i şahaneden bir nefer şehid ve üç nefer mecruh ve
olunarak keyfiyet lede'l-mutalaa kal'aların terki bir vechile caiz asakir-i muvazzafa süvarisinden bir nefer şehid ile altı nefer
olamıyacağından bitaraflık senedi vermek şıkkı tercih olunmağla mecruh vuku' bulmuştur.
asakir-i şahanenin me'kulatı verilmek şartiyle bitaraf bulunacak- larına Bunun üzerine Abdülmuttalib Efendi akçe kuvvetiyle başına
dair bir kıt'a sened tanzim ve irsal olunup ta Bahre'deki firka birtakım urbam cem' ile etraf ve eknafa neşr-i şerare-i fesad
Mekke-i mükerreme'ye dahil oluncaya dek kırk üç gün kal'ada etmekte olmasiyle fırkanın bir müddet Bahre'de tevakkufu
mahsur kaldıkları eyyamda biçarelerin evlad ve iyalleri dahi kal'a lazımgelmiştir.
içinde harabezar yerlerde askerle muhtelit olarak enva'-ı mihan ve Bu esnada Veys Paşa tarafından Vali Paşa ile Raşid Paşa'ya
meşakkat çekmişlerdir. Bu esnada Devlet-i aliyye gayretini güden çend kıt'a tahrirat gelip mefahiminde "Eger Emaret'in Muhammed
ve asakir-i şahaneye bazı cihetle muavenet eden çend nefer kimesneleri bin Avn hazretlerine tevcihi ferman-ı dlisi sahihen Dersaddet' den gelmiş
Abdülmuttalib Efendi tevkif ile Taif'e tard ve teb'id etmiş idi. Gelelim ise Abdülmuttalib Efendi'nin mutava'at edeceğini ifade zımnında ahali-i
Bahre'deki ürkanın ahvaline. Ber-minval-ı meşruh Muhammed bin Avn Afekke-i mükerreme' den nakib-i sdddt ve ana mümasil ulema ve şürefadan
hazretlerinin ema- retine dair olup Cidde'de kıraat olunduktan sonra yedi sekiz kimesnenin Abdülrwttalib Efendi tarafından gönderilecek ol­
Mekke-i mü- kerreme' cie dahi kıraatine karar veriimiş olan ferman-ı duğu ve Mekke-i mükerreme' de ve yol üzerinde topladığı urban dahi cüz'iyat
aliye ta'zimen Raşid Paşa maiyetinde bulunmak üzere Cidde'de bu- kabilinden olduğu ve Abdülmutialib Efendi itdat edeıek olduğu İtulde
lunan asakir-i şahaneden iki bölük ile bir mıkdar asakir-i mu- vazzafa Raşid Paşa'nın Afekke-i mükerreme'ye vusulünden sonra hasıl olacak bir
Cidde'den ihrac ile nısf:ı tarikte vaki' Bahre nam mahalle gönderilmiş keyfiyet idüği ve Bahre' deki fırkanın Mekke'ye hareketinde biraz daha
iken Raşid Paşa'nın hareketi teahhür edicek bu asker dahi Bahre'de ihtiyar-ı te'enni olıınnr ise ical'alarda mahsur olan asakir-i şahanenin da!ıi
tevkif olunmuşlar idi. Müteakıben Abdülmuttalib Efendi tarafından önü alınamıyacağından yine bir fesad-ı azim zuhur edeceği,, dere ve
çend nefer şeriflere terfikan altı yedi yüz kadar urban işbu Bahre'deki tastir olunmağla Raşid Paşa hemen Cidde'den hareket ve Bahre
asker üzerine hücum ettirilmiş ise de asakir-i şahanenin mevki'ine azimet edip esnay-i rahda Cidde ile Bahre arasında
müdafa'alariyle urbanın bir haylicesi telef ve bakisi münhezimen nısf ı tarika karib Ceride kahvesi nam mahalde sedd-i
avdete mecbur olmuşlar. Bunun üzerine Bahre'ye altı bölük asakir-i rah olmak sevdasiyle ale'i-gafle cebel arasından iki yüz kadar
şahane ile bir kıt'a da top ve birkaç yüz süvari asakir-i muvazzafa urban zuhur ile hücum etmişler ise de mevcud-ı ma'iyyeti olan
ve yetmiş kadar piyade arnavud askeri daha gönderilmiş ve Emaret bir bölük piyade ile altmış kadar süvari asakir-i muvazzafası
kaymakamı olan Şerif Ab- dullah bin Nasır Efendi dahi mukabele etmeğin usattan çend neferi itlaf olunarak sairi dahi
Abdülmuttalib Efendi'nin cem' firar etmekle asakir-i şahaneden bir neferin burnu kanamaksızın
,etmiş ve etmekte bulunmuş olan urbam letaif'ül-hiyel-i hakimane Bahre'ye vusul bulmuşlar ve hemen mühimmatın nakline kafi
develerin vüruduna muntazır olmuşlar.
TEZAKİR-İ CEVDET 125
124 TEZAKİR-İ CEVDET
isldmiyye aleyhine oluşu hiçbir tarihte işitilmemiş ve görülmemiş bir key­
Bu sırada Mekke-i mükerreme'den sulh ve müsaleme rica-
Jiyyet-i garibe olduğu nezd-i samflerinde dahi müsbet bir keyfiyet idüği
siyle gelecek olanların aslı olmadığı dahi tahakkuk etmiş idi.
ve zat-i devletleri vasat-ı sinni tecavüz etmiş bir zat-i sütude-sif at bulun-
Hatta asakir-i şahanenin Mekke'ye dühulüne mümana'at için
duğunuz halde Rabb'im pek çok ömür ihsan buyursun yani ahir vaktinizde
yol üzerinde Salim'in hakvesi ta'bir olunan dar ve sa'b'ül-mürur
şu Harem-i şerif' te reviş-i hale nazaran vuku' u melhuz olan kıtale sebeb-i
boğazın yemin ve yesarında vaki' sarp cebellere Abdülmuttalib
müstakil olup ruz-i-cezada cenab-ı Rabb'ül-izzet'e ne veclıile cevaba
Efendi tarafından beş altı yüz urban ikame olunduktan baska
muktedir olabilirsiniz. Bu babda birtakım müfsidin siJzüne bakmayıp
Bahre fırkasının sol cenahında vaki' Şu'b-boğazı nam hahal­
şu halet-i gayr-i layıkanın izalesi esbabına teşebbüs buyurmalarını niyaz
deki sarp cebellere dahi üç beş yüz kadar urban ile bir mikdar
eylerim ve cenab-ı devletinize ne vechile emniJet hasıl olur ise yani Kitab­
aylıklı biseli ı askeri ik'ad ve tabya kılıklı meterisler inşa
ulla!ı ile mi olur velhasıl ne vechile ikna' b11:.11rulur iseniz o yolda bulu-
ve Cidde'den fırka-i hümayuna giden mühimmat ve erzakı
nacağımı bu kerre dahi hak-i pdy-i alfnize hasb' el-hulus ihtar eylerim ve
gasb ile asakir-i şahaneyi tazyik için yol üzerine birtakım hecinli
şu acizane tahririınin cevabını dahi inayet ve ihsan buJıurmanızı hassaten
haşerat tertib olunmuş idi ve eğerçi sevk-i mühimmat hususu
niyaz ve rica ederim ve eğer bdlada bast-u beyan olunan hususa müsaade-i
ihtiyatlıca tutulduğuna mebni bu yüzden Abdülmuttalib Efen­
ali:Jyeleri erzan buyrulduğu halde şu vuku' bulan kl!Jifi:Jıet/eri keen' leın­
di'nin eline birşey girmemiş ise de ber-vech-i meşruh sedd-i rah
yekün hükmüne konulmasına dahi ta'alzhüd ederim ve eğer dcizane vuku'
olan haşerat def'-ü tard olunmadıkça ileriye hareket caiz olrnı­
bulan ilıtaratım kabul buyrulmadığı halde bu def'a dahi tebri:Jıe-i zimmet
yacağına mebni fırka-i hümayunun biraz daha Bahre'de tevkifi
etmiş olurum. Rabb'im taala hazretleri Devlet-i osmaniyy'nin şan ve
lazımgelmiştir. İşte bu sırada da Ra id Paşa Abdülmuttalib Efen­
şevketini müzdad edip cümle ddaları üzerine galib buyursun. Amin bi­
di'ye nasihat siyakında rebıülevvelin yirmi üçü tarihiyle müver­
hürıneti Seyyid' il-mürselin. Bö_yle ufak tefek derinti nefir-i dm askeriyle
rehen bir kıt'a mektub yazmış olduğundan bunun ve Abdül­
Devlet-i islamiJy(ye mukabele olunamıyacağı nezd-i samilerinde dahi bedihi
muttalib Efendi tarafından gelen cevabnamenin birer sureti bu
mahalle dere olunur : bulunduğu ıneczuın-ı çakeranemdir ve Devlet-i isldm[ve .:ilI J·:-" j I J-\A \:;:-J
emr-i celil-üş-şanına imtisalen bunca müddettenberi düşmen-i din ile mu-
Suret-i mektub harebe ederken vakt-i şeyhuhetinizde sizin dahi Devlet-i isldmiyye üzerine sıidh
JJir müddettenberi ,,uku' bulan hadiselerin jıek la)'ıksız bir keyfiııet kaldırmanız ind: Aüah ve ın-a €r-Resuııilaız ve he_}n7 ei-isidm ne
olduğu ııezd-i a!tlerinde dahi müstağni-i ta'rif ı-e beyan bulunduiJ,u emr-i derecelerde ınezmum bir kl!Jifi:Jyet-i garibe olduğu erbab-ı ve basiret
aşikardır ve nezd-i Devlet-i aliy)'e' de şimdiye kadar tahsil buyurduğunuz indinde dahi ma' lum olan lıalattandır.
kadr-ü ha)'siyeti bi-hasıl )'ere ga)'b ve hetk etmeği zat-i ali;izin şanına Velhasıl qfendim rıza-i Bari için olsun bdlada bast-u beyan eyle-
düşürmem. Bu babda lıltf-ü kerem hu)'urup ve ev!ıam-ı nd-lzevmardan diğim hususatı la_yıkiyle tefekkür ve mutalaa ve encam-ı karı dahi müla­
feragat buyurmanızı nim-g11;yri haddin halisane ihtar eylerim ve Devlet-i haza buyurup hayır ve şer her ne ise cevabını ihsan ve iş' dr buyurmaları
al7:Jye ü.ç senedenberi düşmen-i din olan Rusya devleti)'le yaka yak11;va babında emr-ü irade efendimindir.
harb ve cıhad etmekte iken ve n1y-i arzda "la-ildize ill' Allah,, Jiy,m ne Abdülmuttalib Efendi'nin cevabnamesi :
kadar ehl-i islam var ise yani Trablus-garb ve Tunus ve l',ıfısır ve sair Bu def'a ralıe-zib-i vusul olan bir kıt'a tahrirat-i devletleri me' al-i ı-
buna mümasil bildd-i islam{yye ahalileri cümleten ellerinden geldiği mer- dlası ma' lum-u hulus-veri olmuş ve Belde-i mu' azzama derununda olan
tebe ve vüs' Zeri _yettiği derece malen ve bedenen şu hususa her cihetle iane hadisenin evvela zuhuru ve saniyen ulema ile asakir beyninde olan müna-
etmekte iken bö_yle mahall-i mubdreke ahalisinin şu vakt-i nazikte Devlet-i za' anın vuku'u ve bu cihetler ile el-haletü hazihi bütün ahali ve kabail-i
urbanın müselldhan kıyamda bulundukları keyfiyatının esbab-ı lıakikiy­
1 Metinde ) -"!!. Şeklinde yazılan bu tabir, Hicaz ile Yemen arasındaki
yesi ne olduğu ammenin ma' li1mu olarak ahali-i merkumenin te'minleriyle
Ilişe kabilesi ahalisinden alınma mahallı asker manasır,a gelmektedir.
126 TEZA.KİR-İ CEVDET TEZA.KİR-İ CEVDET 127

hadise-i mez:kurenin de]' i nihayet Bahre' de olan asakirin Cidde'ye avdet- kifaye asker ve bir kıt'a top ve Kaymakam-ı Emaret'in cem'
leriyle hasıl olacağı bi' d-difeat Cidde valisi devletlu Kamil Pasa haz:retlerine etmiş olduğu yüz yirmi kadar urban ile birer müfreze tertib
ııazılmış olduğundan şimdiye değin zat-i atufileri hakikat i hale kesb-i olunarak haşerat-ı merkume üzerine sevk olunmuş ve maslahat her
ıttıla' etmiş olacakları mutaldasiyle ahali-i merkumenin suret-i te'minatını ne kadar hafi tutulmuş ise de asiler istihbar ve mukavemet
mucib olur vesail-i ha_yriyyenin istihsaline hüsn-i himmet buyuracaklarını edemiyeceklerini derk ve iz'an ederek malzemelerini terk ile
zat-i atufilerinden me'mul ederken cenab-ı valaları dahi· zikr olunan firar edip Bcğaz kahvesi nam mahaldeki haşerata mülhak olmuşlar.
tahrirat-ı varidelerinde hakk-ı hulus-veride bir takım azviyat-dmiz keli- Ferdası yani rebiülevvelin yirmi dokuzuncu pazartesi günü fırka-i
mat-ı nıi-seza ile beraber ihafe yolunu irae buyurmanız doğrusu ziyade hümayun ile Bahre'den hareket ve Bahre'ye beş ve mez-
istiğrab olunmuş ve çünki şu hadise-i mezkurenin sebeb-i vuku'u ber-min- kur boğaza bir saat me:;afede kain Alemeyn nam mahalle
val-i muharrer meydanda olup muhlisleri bu babda vuku' bulacak azviyatın muvasalat olunmuştur.
hiçbirisinden bim-ü bakim olmıyacağı zahir ve bedidar ve ahali-i merkume Abdülmuttalib Efendi dahi casuslar vasıtasiyle yevm-i mezkurda
ile kabdil-i urbanın henüz kıyamda bulunmaları ise lzaşd Devlet-i aliyye askerin hareket edeceğini haber aldığı gibi fırka-i şahaneyi basmak
aleyhinde olmll)ııp mücerred Beytullalz'il-/zaram'ın be-tekrar /zürmet-i celı­ üzere kendisinin bevdridi ta'bir olunan gulamlarını ve yanında
lesi lzetk olunmaması lzaefinden neş' et ederek bu babda cemi' -i e/zl-i islam bulunan üç beş yüz kadar urban eşkıyasını bizzat istishab ederek
lzimayet ve sıyanet için fedayi can eyliyecekleri der-kar ve işbu Beyt-i mu- seyr-i seri' ile boğaz-ı mezkurda bulunan haşerata mülhak olmuş idi ve
azzama ile Belde-i tayyibe'nin hakayik-ı celilesi ne vechile olduğu Dev­ ol hinde azline dair Raşid Paşa ile Abdullah bin Kasır tarafindan
let-i alüıye-i ebediyy' üd-devamın bileceği şey olduğu bedilzi ve aşikar idüğin­ ulema ve şürefaya ve meşayihe ve saireye Bahre'den tahrir ve irsal
den bu hususta ne veclzile emr-ü ferman-ı keramet-unvan-ı hazret-i şahane olunan mektub- lardan kendi eline geçen çend kıt'a tahrir-atı bir
muta'allik ve şerif-sudur buyrulur ise cümlesi imtisal ve mutava'atta zerreten- adamiyle Raşid Paşa'ya iade eylemiş ve guya mekatib-i mezbureyi
ma kusur etmiyeceklerine mebni zuhur-ı irade-i seniyyeye değin Bahre' deki ahali ve urban kabul etmediklerinden naşı getirip kendisine teslim
asakirin Cidde)e avdet ettirilmeleri hususna bez!-i atıfet buyurulmak etmekte ol­ duklarını tezkar ile bu surette ısrar olunduğu takdirde
babında irade ifendimindir. İntiha. fesad ve fitne artarak encamı vahim olacağını iş'ar zımnında Raşid
Raşid Paşa Bahre'de iken birkaç def'a Abdülmuttalib Efendi Pa­ şa'ya hitaben bir kıt'a mektub dahi yazmış olduğundan fırka-i
ile bu minval üzere muhabere eylediğ·i esnada Kaymakam-ı Ema­ askeriyyenin ber-vech-i meşruh Alemeyn'e vusulünde evrak-ı mez­
ret Şerif Abdullah bin Nasır ile birlikte olarak urbana ve ulema bure ile mektub-ı mezkur Raşid Paşa'ya vasıl olıcak gelen ada­ mına
ve şürefaya ve mahallat şeyhlerine hafiyyen haylice mektuplar Raşid Paşa bahşişler ıtasiyle ikram ve ihtiram ettikten sonra "Bu
gönderip Abdülmuttalib Efendi'nin Devlet-i aliyye aleyhine babda çakeriniz me'mıır olduğum cihetle ma' ;:,urum yani z:,at-i alinizin
ilan eylediği lisan-ı ubudiyyete yakışmaz azviyatın külliyen hilaf irıfisalinizi ılan ve mu' azzezen ve mükerremen Dersaadet' e kadar
olduğu ve Bahre fırkasının hareketi kendileri hakkında olmayıp hidmet-i devletinizde bulunmak üzere taraf-ı şahaneden mihmandar nasb ve
ancak Abdülmuttalib Efendi'nin azliyle Muhammed bin Avn ta'yin olunmuş olduğumdan icray-i icabına vüs' -i çakeranem yet­ tiği
Efendi'nin nasbına dair olan ferman-ı alinin Harem-i şerif'de mertebe ikdam vacibe-i ::,iınınetim bulunmuş olduğu ve ahali ve ur­ banca
kıraatiyle Kaymakam-ı Emaret'in ik'adından ibaret bulunduğu ilişiğim olma_yıp müdahale dahi olunmıyacağı bedihi bulunmuş
ifadat ve ılanatiyle oldukça halkın efkarını ta'dile muvaffak ol­ olduğundan in-şa Allahu tadld çend güne kadar bu taraftan dahi hare­
muşlar idi. Ancak mektubların yerli yerine vusulünden ve öte ketle lvfekke-i mükerreme)e vusul ve Beyt-i muaz:zama)a yüzler sürerek
tarafın ahvalinden haberdar değiller idi ve kağıtların bazısı infisalinize dair olan ferman-ı dliyi kırdat ettireceğim,, mazmununda
Abdülmuttalib Efendi'nin eline geçmiş idi. bir kıt'a cevabname yazıp merkum adamına teslimen tarafına
Binaen ala-zalik Şu'b boğazındaki haşeratın tard-ü def'ile göndermiş idi.
fırka-ı askeriyyenin hareketi sırası gelmiş olduğundan mikdar-ı
128 TEZAKİR-İ CEVDET TEZAKiR-İ CEVDET 129

Bunun üzerine Abdülmuttalib Efendi boğaz-ı mezkurda bu­ muttalib' n Taif'e firarında hırs-u gayretinden şark tarafına gidip
lunan haşeratın asakir-i şahane üzerine hücum etmeleri için ikdam akçe sarfıyle urban toplamakta bulunmuştur.
eylemiş ise de encam-ı kar başa çıkamıyacaklarını derk ile ha­ Şerif Zeyd mebde'-i fesadda mirliva Mehmed Paşa kona­
şerat-ı merkumenin birazı dağılarak kendisi dahi me'yusen Mekke-i ğına giderek "nasranı" ve ''yahudi" diye yüzüne tükürüp hakaretler
mükerreme'ye ve oradan Taif'e avdet eylemiştir. eylemiş ve muahharen ol konağı basıp tazyik elmekte iken Ab­
Raşid Paşa dahi çarşamba günü fırka-i hümayunu bi'l-is- dullah bin Nasır yetişerek Mehmed Paşa'nın evlad-ü iyalini
tishab mahall-i merkumdan hareket ve tüfenk patlamaksızın tahlis eylemiş idi.
Mekke-i mükerreme'ye vusul ve duhul ile ferdası perşembe günü Şerif Muhammed bin Abdullah'ın oğulları fesadın evveliki '
ulema ve şürefa ve ahali Harem-i şerif'te hazır oldukları halde fer­ günü bir takım eşkıya ile gezip hasaret etmekte bulunduk­
man-ı ali kıraat ve cümle tarafından arz-ı mutava'at olunmuş ve larından başka Vadi-i Fatıma şürefası Devlet'e itaat üzere
üç gün sonra karakollar ma'a-ziyadetin ikame kılınmış ise de olduklarından "Siz bize teba'iyet etmeyip de nasrani tarafına meyyal
ahali hala tereddüdde bulunarak müsellah gezdiklerinden mü- bul nayo su uz,, deyu Şerif Fehd ile beraber gidip şürefay-i mu-
sellah gezmek ve gece saat üçten sonra fenerli ve fenersiz sokağa maıleyhımın emval ve eşyalarını yağma ve 'nisalarına muhalif-i
çıkmak şediden yasağ edilerek asayiş-i memleket iade ile herkes şer'-i şerif bazı muamelat-! na-seza etmişler idi.
kesb-ü kariyle iştigale başladığı müşahede olundukta Raşid Paşa Şerif Müşeyyed ber-minval-i sabık hadiseyi haber vermek üzere
Cidde'ye avdet eylemiştir. Vuku'at-ı ı sabıkada ser-defter-i eşkıya Cidde'ye gönderilen üç neferin ikisini katl ile kireç kuyu­ larına
olan mütehayyizan-ı şürefa erif Alkam Ye Şerif Baz ve Şerif endahte ettirmiş icti.
Fehd ve Şerif Zeyd ve Şerif Muhammen. bin Abdullah ve Şerif Şerif Hüseyin bin Mansur dahi kabilesine başbuğ olarak
Müşeyyed ve Şerif Hüseyn bin Mansur idi. Bahre'deki asakir-i şahane üzerine gelmiş idi.
Şöyle ki Şerif Alkam fesada dair olan hususatın kaffesinde Bundan başka,ŞerifMansur bin Yahya Efendi'nin biraderi Serif
Abdülmuttalib Efendi'nin mü'temen ve müsteşarı· olarak asa­ Hasan dahi bir dePa Bahre'ye hücum edenler ile beraber bul nup
kir-i şahane üzere sevk olunan urbanın seraskerliği hidme­ ba'dehu Abdülmuttalib'in Taif'e firarında anınla beraber firar ede­
tinde bulunurdu ve zuhur-ı fesadın üçüncü günü ber-minval-i rek ol tarafta urban cem'ine sa'y etmekte bulunmuştur. Serif Amı­
sabık Remzi Efendi'nin konağına ve müdiriyet hazinesini ti (?) Paşa dahi karakolhanelerin ref'inde pek çok çalışı eşkıvava ·
yağma ettirip eşyay-ı mağsu be ve menhubeyi Şerif Zeyd'in gayret vermiş ve Bahre muharebelerinde bulunmus idüo-i d n
konağına nakl ettirmiş idi ve bu kerre Abdülmuttalib'in Taif'e başk_a endi:ine Abdü_l1:1 ttalib Efendi tarafından Cidde aliliği
firarında Şerif Zeyd'in eşyasiyle beraber eşyay-i mezbureyi e cıh ıle Cıdde ahalısının emvalini yağmaya me'mur olduğunu
yirmi deveye bi't-tahmil kendi konağına nakl ettirdikten sonra ılan etmek üzere. etraftaki kura ahalisine tahrir ve iş'ar etmiş idi.
kendisi dahi Abdülmuttalib Efendi yanına gitmiştir. Bunlar ser?işegan-ı usat olup yanlarında mu'teberan-ı şü­
Şerif Ba.z dahi Abdülmuttalib Efendi'nin manzuru olarak refadan daha nıce şer-pişeler var idi.
fesadda küllı medhali olup ber-minval-i sabık birtakım eşkıyayı
istisha b ile esvak-i Mekke'de dellallar nida ettirmiş idi. Ra id
ıı Asakir-i şahane miralaylarından olup Abdülmuttalib Efendi'nin
yanında bulunan Dağ·ıstani Ahmed Bey dahi Abdülmuttalib'in mec-
Paşa Bahre'de iken iki def'a asakir-i şahane üzerine hücum edip
i lubu olup canib-i Hicaz'a vürudundanberi anın rekiz-i zamiri olan
hatta gülle isabetiyle altındaki atı telef olmuş idi.
Şerif Fehd fesadın ibtidasında en evvel Baş-karakolhane'ye
1 efkar-ı fasidesine vakıf olduktan başka Mekke-i mükerreme hadisesi
vuku'unda Abdülmuttalib'in garez-i fasidini bilir iken Mekke'ye ve
andan arz-ı mahzar ile Cidde'ye vürudunda buralara dair asla
ve Veys Paşa konağına kurşun attırıp bu kurşunlardan bir nefer
1 :r: işte,_ver:neyip memurin-i Devlet-i aliyye'yi letaif'ül-hiyel-i ile
dahi telef olmuş idi ve Bahre'de asakiı-i şahane üzerine urban
ile beraber hücum ettikte bir atı urulmuş idi. Ba'dehu Abdüm- ıgfaı daıyesınde olarak Abdülmuttalib Efendi'nin sadakatinden
'Tezakfr-i Ceı:det 9

1
1

J
130 TEZAKiR-İ CEVDET TEZAKiR-İ CEYDET ı:ıı
bahs edermiş. Ba'dehu Abdülmuttalib Efendi Mekke-i müker- "Asker benim vec/ıiıııdedir. Kimse kimseyi rencide etmesin,, de_)'U Abdül-
reme'ye vürud ile ilan-ı isyan ettikte işbu Dağıstanlı dahi üze­ ınuttalib Efendi tarafından dellallar ile nida ettirildi. İşin ne merkezde
rindeki alamat-ı askeriyyeyi ref'-ü ilga ile şürefa elbisesi giyip olduğunu anl yamadık. Fakat Abdülmuttalib Efendi Taif havalisinden
mücavirın ve saireye der imiş ki "Ey gözüm. Siz bu şerifi şürefay-i bedevi cem'ine mübaşeret edip "lvfekke'_yi terbiye edeceğim,, deyu her gün
saireye kıyas etmeyin. Bu adem eben an ceddin /ıalife-i ruy-i zemindir ve asker irsalind!!!.ı hdli olmazdı. Hadise-i mezkureden on gün sonra Afek-
şimdi Balıre' deki asker ana bir içim su olmaz. İşte din-i mübin uğryna ke'_ye müteveccihen Taif' ten hareket ettiğinin üçüncü günü haric-i surda
hazinesini döküp Asif lü' den altmış bin asker ile on altı kıt'a top getirt­ bulunan süvari asakir-i ınuvazzafaya "Sizi pederim isti:J,or. Bugün gidin
mektedir. Hemen Rabbimiz taala hazretleri muvaffak buyurup din-i mu- ve illa sizi urbana heldk ettiririm,, de)'U Abdülmuttalib Efendi'nin
hammedfyi zahire ihrac eylesin. Zira dinimiz gün begün elden gitmekte ma!zduınu Abdullah Bey tenbih etti. Asakir-i merkume eğerçi gitmemek
ve şöyle böyle olmaktadır,, . istedi ise de üzerlerine külli Arab geldiğini ve kendilerini itlafa cür'et
Dağıstanlının bu vechile türlü hezeyan ve itale-i lisan ey- edeceklerini his etmeleriyle çadır ve mühimmat ve eş)'ay-i sairelerine bak-
lemiş olduğunu ekser-i mücavirin gelip ifade ve şehadet eylemiş ma)'ıp hemen ha)'vanlarına rükub ile oradan savuştular. Bizim dahi orada
olduklarına dair ferik Veys Paşa ve mirliva Mehmed ve Vehbi o!an iki bölük askerimiz kapularda ve sair mahallerde müteferrik bulun-
Paşalar ve miralay Hasan Bey ve kaymakam Sa'dullah Bey ve sair duğundan ve işin ne merkezde olduğunu bilemedi,ğimizden ve hususiyle
zabitan bir kıt'a mazbata tanzim ve takdim eylemişlerdir. Abdülmutatlib Efendi bizleri aldatıp kendisinden bojıle isyan _zuhuru ·ise
Abdülmuttalib Efendi'nin ber-miııval-i sabık Mekke'den Taif'e me'mul olmadığından .Mekke-i ınükerreme'_ye gittiğinde bıraktığı gibi kal' ada
avdetinde Taif'te bulunan asakir-i şahanenin avdetlerine ruhsat ve kppu!arda ikamet etmel:;Je iken süvari askeri gittikten sonra azar azar
vermiş olduğundan bu eyyam-ı ihtilaliyyede asakir i mer- kumenin beş altı yüzü mütecaviz bedeviyi yerleştirmiş ve ahaliyi kandırmış olup
ne kadar sefalete duçar oldukları bilinmek için yüzbaşı Hasan Ağa bir gün akşam üzeri Şerif Abdullah Bey beni ve şune emini Mehmed Efen­
ile topçu mülazımı Mustafa Ağa'nın takrirleri ber­ di'_yi ve muhafız-ı ınuınaileyhi yanına celb ile "Şimdi askerin silahını
vech-i atı irad olunur : teslim ettir. Yoksa seni ve kdjfe-i askerini batırırım,, dedi ve tedbire vakit
Yüzbaşı Hasan Ağa'nın hulasa-i takriri : bırakmayıp daha ben orada iken askerin üzerine hücum göstermişler. As­
Mekke-i mükerreme hadisesinin vuku'u Taif'te şüyu' buldukta ben­ ker dahi külliyetli s4.rabı go·rüp yolun kesildiğini dahi anlamış oldukla­
delıı·i uı şzli (; 1 ;ni:ıi Jfehrncd Efe:ıdi ile t:zı h:;fZ::_ Edhcn1 A.ğc te mi­ rından teslim-i silah ettikleri halde kaffe-i mühimmat ve erzak ve eşyay-i
ralay Ahmed Bey z,e atlı-başı Ömer Ağa divan katibi Şükri Efendi'nin askerfv)'eyi )'ağma ettirmiş. Beni dahi o! gece konağında habs edip ferdası
odasına celb olunup arabiyy'ül-ibdre Mekke-i mükerreme' den Abdülmut- huzuruna celb de '·Git askerini topla. Pederimin emri üzere haric-i surda
talib Efendi'ye gelen bir kıt'a mazbata kıraat ve türkçeye terceme etti­ Şeybı Efendi'nin konağında ikamet ediniz,, demekle gidip SO)'ulan askerı
rildi. Şöyle ki g4Ya hilaf-i şer' -i şerif olarak taraf-ı Devlet-i aliyye' den topladım ve sefil-ü sergerdan olarak mezkur konağa girildi. Geceleri
ehl-i Mekke'ye birkaç madde teklif olunmuş. Anlar dahi kabul etmeyip etrafımızda karakollar tertib olunarak asakir-i merkunıe altı gün aç-u hı-
li' ecl'it-teşekki cümhur olarak mahkem ye gitmiş olduklarından asakir-i ilde kaldı. Ba' dehu ahaliden bazı bildiklerimiz gelip karzeıı anlardan
nizamiyye ahali-i merkumeden pek çoğunu kurşun ile kati ve telef etmişler. alınan ve muahharen ala)' tarafından gelen mebaliğ ile ta'yiııat-ı askeriyye
Hatta bazı acezı:yi Hareın-i şerif'te namaz kılarken süngüden geçir­ çarşıdan mübcıya' a olunarak mebidğ-ı mezbur hitam bulduğu esnada
mişler. Fakat bu kabahat ahalide olduğundan Şerif Efendimiz Mekke-i Abdülmuttalib lı1ekke' den Taif'e firar ettikte "Ta'_yinat ınüba)'a' a edecek
ınükerreme'.J'e gidip orasını yoluna koyacaktır deyu haber urildi ı-e der-akab akçemiz yoktur. Halimiz perişandır,, deyu Divan katibine ifade olundu.
On günlük ta)inatın ahali tarafından verilmesini emr edip mecburen ahali
memhur senedimiz ile on günlük ta'yinat verdi. Ba' dehu akçesi;:, zehair
1 Arap harfleriyle ..;_,:. şeklinde yazılan bu kelime anbar manasına
geldiğinden şune emini, ambar emini demek oluyor. (Bunun için Bk. Hicaz ,;e erzak vermeğe kudretleri kalmadı,ğını ifade ettiklerinden "Bizler dahi
vilııyeti salnamesi, 1309). aç-u bi-ildc kaldık,, deyu Abdülmuttalib Efendi olduğumuz konağın
132 TEZAKİR-İ CEVDET
i33
önünden geı;erken feryad eyledik. Her ne mülahazaya mebni ise ferdası
asakire taksim olunmak üzere iki bin beş yüz kuruş giinderdi ve Mekke'ye 1 Suret-i mektub-ı şeyhülislamı
avdetimize dahi tuhsat verdi. Elhamdülillah böyle bir düşmanın elinden
halas olduk. Abdülmuttalib Efendi Taif'e geldikte iki gün sakin dur- '
t"ıJ (.;,L,o,ıJ l>..,A:JıJ ..,, ı J<:- .:.ı.,wı Jı 1;1..ı.)> t.. J<:- Gı...,, oJ...>-1
o..,.,.
du. Üı;üncü günü Arab cem'ine başlayıp Sakif ve Hüzeyl-i Yemani
_ J _ \)1 .,JT J;.J l>J;.klJI 1 • l...a.;_)1 ıf \j l> jJ1 J.ll,:. J...,ajI J;.
ile Beni Süfyan kabıiilinden bini mütecaviz bedevi topladı. Taif
ahalisine emniyeti olmadığından yedi sekiz kişilerini habs eyledi. i\.i. u"" _)-\,.,:,..ı,; JJ-½ Jk '--:-'\ 5" U. \..1 L5_p-'11c.UI ı.YCL
Taif kal'asını ta'mir etmekte ve asakir-i şahane hastahanesinden yağma
olunan ı;arşeb bezlerinden hartuı; bağlamakta idi. Taif ahalisi her ne 01.:ıUI ...r.ı.;:.J ı.:, L.Wl.l_.l.,.ll ..., .a.all \;\ J .J:a...li.;:;,,?
0
\..i..:..-A J '->..f.ıill
kadar zahiren anınla birlikte iseler de bizi rencide etmediler ve aı; kal­
Jl..ı \;J" .ı3ıl \.)ı.:ı\j :ı;_,,.-:.ll :Z.(, l.S;,\; İljJIJl_,li öJ.r JI 0,:,.,_;5'.:11
dığımızda bazıları ikramen ekmek ve üzüm ve nar misillı1 şeyler getirdiler
ve sokaklar aralarında atılan köhne elbiselerimizden bulduklarını getirip ) ....., J I J 0_:A}1 J 4 1J 1 t\J;1 '->J \:,... UClI• \J..,JI öJ-ı.; l
bizlere verdiler.
Topçu mülazımı Mustafa Ağa'nın takriri : ı.:, d-l...all,.l) )..:I , ;;l'}\ J üb ı...JIJ t.L::.l1..ı • \),Jiu-4 \ 0.:"" 1 \:; \J>I
Vuku-ı hdl Hasan Ağa'nın takriri gibidir. Fakat kulunuz topçu
olduğumdan Abdülmuttalib Efendi'nin oğlu Abdullah Bey beni ve refik­ 0 l: ..,.. 0-· r ;:,-.., \ '1ıJ<:- J ı,..;J- .,;ı .ı3ıırtAJİ 0 l ı
lerimi asker içinden ifraz edip kendi konağına giitiirdü ve kal' ada top­ -3d.J \;_,,..,..,,, j 1 '"'l,o, J ..\; .,;1 J!tı '--:-'ı cı1 1 j.ı,, j..J;,,-_;) L-,,0. l l1 ;i_, \_\;j1
lardan birini kaldırıp da Şenada inşa ettikleri kal' aya götürmüş olmağla
ol top ile bana nişan aldırdı ve pederleri Mekke' den Taif'e gelinceye dek ..w:. :.r' 1_,.,ib,:.\ _\; \ ..ı.ll t::.. c:,,,., Ü:"-'\kll 0'_..r"l \ u JI ı.;..ı,:.,:.
arkadaşlarım ile beraber ellerinde esir kaldım. Taif'e geldikte çebren ve
kahren velryy-i ni'mete top attıracağını cezm ettiğim cihetle "Uğur-ı. şaha­ ü·· ; J:1, ı r .l ,:- ,.. ü" ı..r..,,.::,,:.ıJ 7;..Jç. '--:-:::ılS"ı rt-,;;ı

nede can ve baş feda olsun,, dryerek bir gece oradan firar edip Muhammed J e1ı L;.· ı_)yl J\....i "3ı½ ::ıı ıı.J (_;) :;ı;...ıı 4:1,Jı 4JJ..ı.ıı0ı
bin Avn hazretlerinin kabıiili olan mahalle vardım. Bana ziyadesryle
ikrcm ettiler nrrırlrı ikamet üz.ere iken Abdülmuttalib Efendi kabıiil-i .wll'--:-'l >-IJ 21 4 J wG\:.l.\J,:. j\;ı:!lif el L;,.J, .\.,,:J - 1
merkume üzerine bir top ile beş altı yüz Aralı sevk etti. Yanlarında top
!' _,A.: 4i\,.....'1\ L_..:.,J • \.-il10 ..v l, J )\k!1 .:., .( .., '11 \,;_. , ·, ;; 1 , ,,:. ;_...., ,
olmak hasebiyle bizi köyden çıkarıp beş adamımızı dahi katl ettiler. Beni \ .. • J • ..,1 ' · 1 JJ _,, J

Şerif Fevvaz alıp Mekke'ye gönderdi. Taif'te bulunduğum vakit şı1ne c.1!1'11 \j.ı,,\.. _:,, :.. Jl i .)3 .:ı ,\)JIJ ilk! .\..ı,,:.'.'11::ı\ilJ \: .:ıJ<:-1..,-:l
emini Nfehmed Efendi' den cebehane sual olundukta "Bir habbe yoktur,,
deyu yemin billah ederdi ve bize cebhane ve mühimmattan birşey göster­ JS" J\ J _,.ı,, i_5Jl\ l ..ı.ll j rt >- j::-:1 :kllö..ı.l)I c.J_\; j l.ıtı_,d,.::,\; i.S ::..;,..,
mezdi. Bizim silahlarımız alındıktan sonra Taif şı1nesinden yüz elli
sandık fişenk ve yedi varil top barudu çıkarıp Abdülmuttalib Efendi'ye
s!,.\J ı ı..,..\,.;J Juı iy<... rr;,.;:J.... )IJ"'-:.,a.i..ı 4.. ı1z,:. (:::J 1z,:.
vermiş olduğunu haber verdiler. İntiha. \....HS.) \\1 j .:ıL..J 'l: ı..,,....., J .,:.:,;,ıı ı..,1 J _,.,(J...1 İL,;_,.J C:,J 4:k>-Y
Ber-vech-i bala ihtilale vesile ittihaz olunan esbaba dair Mek-
ke-i mükerreme kadısı ile müfti ve ulema ve şür[ efa] ve eimme ;,j>"Jıı.k l$"' (.SlI ö..ı..l)1 j \,.,:,_,..,a.;,:. J \$"0 l(. l> 1 j ..G-'j ,.:J/:l \j.ı,J, ltl_,>-
ve huteba efendilere hitaben 3 ca sene 72 tarihinde 1 müverrehen . J...,;_; (-• .,,;,ı::;!,ı 4:.;,J.l_)y'J lo \,>s '-;-'(;J_ j \ \.,:;,\>- ( \..;;,\;,..; f 1 ,:.,-_..ı.ll \..:i.J.
Şeyhülislam Arif Efendi tarafından gönddrilmiş olan mektubun
dahi bir sureti bu makamda dere ve irad olunmak münasib ;iJ3-\ll ı.:,-::b)\_..., .:ıI İ .Jk.J •ı:.: ..1,;-} I , :l 1 .:., \hl.,3 :0 ....U I İL, 1 c:,,,:.
görülmüştür.
1 Bu tarih "3 Curnadelula 1272,. dir. 1 Bu kelime metinde :d.UI şeklindedir.
' '

13,J, TEZ_\KiR-İ CEVDET

j } öJf)I ;.i' _;.il o_;1 ½..r.:l½ l}:...s.· t..:,,JJ.g..b ..1.t:\ ,y iı.;,._lı ö_,l.\,,]I_, ;;_5"J..J\ ö.½,..J. ::-' JJ S)""'-i t ll "-i\ 0'JI _,0 .U I_,
-:,-_.\!I ..I.\,;.\ IJA·J' IJjLl., l},,-ll ;;_"'"_\(.!\ ..)\,::.1 Ü"' r-..:,ı..J.-P.' ":,li=- IJ.l:J -' _:_:..J.,-jlL "-j(:>,,. o \ JlkLJI ö _rP !'"ı,,\j:-J j_; I .)J½
.ıJı\J,.p '<l} J\.\""1,A r-1:•½.I J,::. _;t,b J lj\S"J _:_'::"'-uı .))\'. ly-...., JJ 4.....il)_, öJ.::.l:C;ı ;z::- ':Jı J_,.uıif liy.)ıy .)\) ,ı;J;J Jt,..; ı
($'.1 dl, t_4...., J lr:) \;c. _, l+; )...:-..ı..::..:,I) c.JP) ':l lj l>J j .ıj) 1 j I il.,,J 4},::. u,. r-0. ıS_; ll l I r-ı,,Y.J :,, Ulu"' ..l.1,::.':J\ l..\; iy,;-1: 01
, , c-.a.i':l ol , ../• .., ..,./ .\::,-1=,..
1....ı;..,..ç ../ı..,;;;;- •
1..,,ı;.•, ..,,ı '·"""..·#:',-ri 1_, ,ı::.,- ,ı.:,;. ,L..:.. J0 • ; L.
...1-' ly_ \Y.J(:>,,.) i I «.C.l...llı..:r· \J.J':":. 01 \Jj l:;_...\; öJl..ı..,Ji_, ;i.;iJl;d,.\
_:_'::;..ü IJ,ı,1 JI );.JI IJ:-,..\ l,.py,a.>- ı.,s.a..2:-ll J'::;.JI JJ\_,,JI A:>- -"'-U 4fü .. l,::. J\ ;;_f u o.lı,,j \)\ .:iıl "-1;\; _,..J.,,]\ u l_;:S::J

"'"U l1l..1 l:ilkL.,.:,ıl_, _:_J;: I .:..:·'_;J.l(d 0:""'J::ll IJA""":....\, :., ...bl.l 4.,,.,J I 0lkLll l:)_,... 0 t :!" olk.,,..)I..J. ol ...Jlh,L 4.•:1\ " J
(J ½ G,Li;ll )l,..)l<\:)>J \'"';\:1../1 "' ;ıL 0:).(_r.a.J½ ,ıj 0.1:_I ,, ..\-\,::.'::JI LG ö..J.- if _;¾t ..ı.; ll r-ı,,j lj r-1,::.U C...:,l,......,'::JIJ

J,ıı 0l--.a.i':ll l_,}ı.il u:_J.l101J:,;.I lJ 0: ..li WI J .. \_\,::.':11 J ü?-1 0:_rlI t_..r.:J.l Lll\;:. u- l \j..,,..,.,:.ı1 -Y:':l _, JW .ı:ıı Ir-ı,,_;,...) _:,, i ). \ _,
ol ,,_.a.:ll .._,
....ı
·,., ·.,"'"LU
ı...,_
,.;-.c
L .:.ıtı. .ı:ııı u\::,-\ l, İ.J:t-.. _:;ı ,..\:., ..._·,., J ...ı
,J
..
ü l.. -
J \J •
.. -'
..J.ç,.:. : r-... .l lI J,li
• .. -.. _,ı
ı.._...a.i• .,,; \; li:- L_,. "'" .,. L.'>\l 0 ':l
.. \

.:.ıı :11 u"' l.S""i..::. 0ıJ ış..r (:>,,.:#? LG.. r-iLe_ı ı..::....CL., "-P _, pı r-½ 0.. JJ:-ıı; -:.:_..ı.ıı i)l,::.ı if ..J.::,-1_, Y:!- ı) ı ı.r r-¾ı w
o\Jy :.,. Ü,. )31_, .. 4 J'\ jl_, İ)\....,':}I ;l,.. ıj• Jı,, L5lll Lf :.,'::"'-Lli t;IJ>-1 IJ""" 01_, '7": \S"'::11 ıt Jt:,,\ JI \J;_..,.,; ':J 01
:..:...LU :.ı.Jl;:. Ü .. J .. l)_,1 l :. .:.ıı_, ur: ½ J)\k!I .:.ı..,.S"J ..wıı ,....,, pi. 0\J _. .. JI c.·..J.ll o -.i:-_, 0 J,WI. ol_,,'; ,..,..l.., lS
:JI Jü

r
\ - .. J \

<Gl- j,::. ,ı) _:,n U j Jt,.;J ,ıj _...., .ıJıl uP-i \.. 0)\;,,:. J,::. 0hlı 0 \; J;.l ıJ ı 1 ')L..J ı.., ö ı "':l,::. ;..a..ı .J·; lS ;...ııJ,::.
jJ:f: jlJ 'j'L:> !'")0)İ-:.':l 1'")0-'.) Ü,. ilk: IJ.\;,_;;':} IJJ , 0 .i.11 lr:,1 '::JJ l_y....,\i':J_, IJ..:_ \;.; 'J_, IJ-;{. :}J 13 ':}J ..ı.J.\ '-:-'·\)\
':l lil lfA:>-tJ r-' "-},: . .ıJılJ,.p Jü Jli _,,r-11 \ ;\,..:....,':}\ j !_.J (!;Jb..)1 ol_,J \j\J>\ .ı:iıb ljJS"J 1_,..ı_lx':/_, \J-.,a.i:-
.)Y,JJ )\ \.J..\..J.:.ı::, LSf' "-jl,._:....,:J\tjJ l:.,b)_,l \;.j\ J,::. !J_r.:...C. 'jk: <ık4 ,ı; ...., .ı:iılj...l -..:,::. lı.,s.bJ oy_ _;..,, 0 1 if l...
tü ıs'. .)-"ı:: 0k ...ı rl""' .ı:iıı J_,,...) j'J J_rA Ö_i· \k;ı .)\ ':11 "-JTJ 1)\.J IJ ö}.dl ;,.._;>; .)Lll\e J 4:;:,il\J\j
!J_r"" J;:,,J I 0. jlyi"""'-; J ö_,_jj jl,..:- .....13 .} :..:. J,::. \)ı_..J\3 (ı_,..J.llJ,::. )L...,':J\ ı.;,..ıı d.)_,..ı.Jı t:ı .,l,::...ı.]½ _,
[J.;;j ıs->.,,..JI ;l:Jı l, .1.-ıJ 0_..ı.11 ;lı if Jş"-:lP ı.f
_,s;ı w J_,:1ı0.)L.-:ı..:,.. c..ıl!ıı1J ; 1J )).,,.. 1 l;J.:ı _, i..yıJ
.ı:iıl 01 "-JJA: r""' ,ı}\J I_, J ..::JI .:_,_..d 1 .0 ..J."'"s! 1 \..)\ J J-;-:-(J\ \ -...:.ı.ıı_, :., t. J
..J.:>- ı..:,• #? j lSJ\;,,}I [_? _, t J)\;,,:.\':l 1İ }½ u:_..ı.l\ \.h J:.
)l(JIL5I ?\.,il\ J:::·)½ :..:_J.l\ \j,ı, J::l .iiılı)\ ,ı;_ç. .ı:iıl-s.bJ OJ _ _;,,, I
/

TEZAKİR-İ CEVDET 137


136 TEZAK.İR-İ CEVDET
met'ül-ulya'yı yükseltmek için bütün gayretlerini sarf etmişler ve
[ Mektubun tercemesi1 bunda muvaffak olarak din düşmanlarını kalır edip müslü­ man
Bize birr-ü tekva hususunda te'avün yollarını gösterdiği ülkelerini genişletmişlerdir. Onlar, ellerinden çıkan işlerle,
için Allah'a hamd-ü şükr ederim. Bizi buğz-u isyandan men'- Peygamber - Allah ona salat ve selam etsin -'in şu sözünün mis­
etmiş olan efdal-ı mahlukatı Muhammed'e ve onun kendine dakı olan kimselerdir: "Allah benim için yer yüzünü topladı da
en layık yolda yürümüş olan evladına selam eylerim. Bundan doğularını ve batılarını gördüm. Ümmetimin hakimiyeti benim
sonra söyleyelim ki bu, hakikatı ifade eden bir yazı olup Fetva için toplanmış yerlere vaı;:-acaktır". Bu hadisi Müslim, Sahih'inde
makamından ve Meşihat-i uzma mesnedinden ulema-i a/mili- rivayet etmiştir. Bu padişahlar sayısız mescidler ve hayır mües­
nin muhibbi ve sadat-ı mükriminin muhlisi ben fakirden, seseleri kurdular ve müstehikler için sonsuz gelirler tayin ey-
mevali-i kiramın umdesi Mekke-i müşerrefe -Allah şerefini art- lediler. Bilhassa iki belde-i mu'azzama (Mekke ile Medine)
tırsın- kadısına; ulema'ül- kamilinin ileri-geleni enva'-ı fazilet halkına hüsn-i nazarla bakıp Haremeyn-i muhteremeyn'in hadimi
ve iffet ve yakin sahibi müftisine; ve orada mukim salih ve sıfatına hak kazaridılar. Muhakkak ki müslimanların imamı olan
mütteki ulemaya, meşayihe, sadata, imamlara ve hatiblere Sultanımız- Allah onu nasr-ı mübin ile müeyyed etsin - ecdadının
- Allah cümlesini doğru yolda yürümeğe muvaffak eylesin- izlerinde yürüdüğü gibi himmet-i aliyyesinin en büyük kısmını
ve nedameti mucip şeylerden korusun - hitaben sadir olmuş­ sağlam bağa (şeri'at) tutunmağa ve a'da ve mu'anidini yola
tur. Bu yazının tahririne sebep şudur ki : dünya meta'ına getirmeğe sarf ediyor. Ey din kardeşleri, insaf göziyle bakınız.
tama' eden bazı cür'et-karlar kendi kendilerine garip yalanlar Onun gibis;nin, müslümanlara sahih bir mül- kiyet ile malik
ve cibilletlerinden çirkin ürcufeler uydurup Devlet-i aliyye-i oldukları şeyler üzerindeki meşru' tasarruf­ lardan men' etmekle
osmaniyye'nin- el-iyazu bi'llah- minarelerde ezan okunmasını, Allah'ın hala! ettiğini haram kılması, islamiyetin şe'airinden olan
köle ve cariye satılmasını, tesettürü ve setr-i avreti men'etmek, ezanı yasak eylemesi, kadınların kesf-i avreti ve talak hakkı
kadınlara talak hakkı vermek, bizim dinimizden olmayan almaları gibi çirkin ve münker şe;leri, Allahu te'ala'nın Kitab-ı
bir kavimden yardım almak, mü'minleri değil de düşmanları mübin'deki: "Ey iman eden- ler, kendinizden başkasını dost ve
dost ve arkadaş edinmek gibi şeyler irtikab eylediğini işa'a sırdaş etmeyiniz. Onlar size zarar vermekte kusur etmezler'·
nassına muhalif olarak, nıüslü­ man düsmanlarını dost ve
ifk-ü iftiradan başka bir şey değ·ildir. Bütün hataların başı arkadas edinmesi ve Peygamber
olan dünya muhabbeti için dünya meta'ı cem' etmek ve riya­ - Allah na salat ve selam etsin -'in:,"Biz bir müşrikten yardım
seti nefislerine tahsis kılmak için bunları işbu belde-i tayyibede istemeyiz", şeklinde ifade ettiği gayr-ı meşru yardımı caiz gör­
işa'a ettiler. Halkı toplayıp mahkemeye ve hükumet makamına mesi tasavvur edilebilir mi? Yardım istemenin vaki' olduğunu
tecavüz eylediler; fitne çıkardılar. Ümm'ül- kura'da ve hava- farz etsek bile bu, yardıma ihtiyaç olduğu ve şartları mevcucl
lisinde fesadı yapmağa çalıştılar. Bu her hanği bir mahalde, bulunduğu takdirde caiz ve meşru'dur. Çünki Peygamber
bilhassa vahyin nüzul ve hak dininin zuhur ettigi yerde kim- - Allah ona salat ve selam etsin - Beni Kureyza'ya karşı Beni
seye yakışır bir hareket değildir. imam-ı müslimin ve sultan-ı Kaynaka' Yahudilerinden yardım istedi. Huneyn gazvesinde
teba'a ve muvahhidin şöyle dursun hiç bir müslüman bu kabil Safvan bin Umcyye'den yardım talebinde bulundu ki bu, din
şeyleri haşa, sümme haşa irtikab etmez. Ma'lumdur ki Dev­ alimlerinden bir çoğunun söylediği gibi müşrik idi. Şems'ül­
let-i osmaniyye padişahları, zuhurlarının ibtidasından itibaren, e'imme Serhasi, imam Muhammed bin Hasan el - Şcybani'-
en sağlam bağ olan şeri'at-i mutahhareye bağlanmışlar keli- nin S ıer'ül-kebir'i şerhinde bunu uzun uzun anlatmıştır.
1 Bu terceme ile arapça metnin tashihi Edebiyat Fakültesi Deçent-
Peyoo-amber- Allah ona salat ve selam etsin - bu cihete "All.ah
lerinden Dr. Ahmet Ateş tarafından yapılmıştır. bu dini ahlakı olmıyan kavimlerle müeyyed kılar,, sözü ıle
TEZAKİR-İ CS\'Df:T U9
138 TEZAKİR-İ CEVDET

işaret eylemiştir. El-Buharı, Sahi/ı'inde, Ebu-Hureyre - Allah , :tviekke-i rnükerrenıe'de işaa olunan eracifin ccrhine bu mek­
o'.ı an_ razı olsun -'nin rivayet ettiği "Muhakkak ki Allah bu tubun mezamin ve mezayası kafi ise de me-ı;add-ı saire içinde
dını_ b_ır ffıcir yani bir kfJir ile mü'eyyed kılar" hadisesini zikr rnen'-i üsera maddesi olup bu ise akdcmce ba-buyruldu men'
etmıştır. Şimdi vaki' olan şey ise şudur : kuvvet ve adaveti edilmiş olduğundan bu hususta mektub-ı mezkurun mazmuniyle
c;ok olan Rusya hiristiyanları müslüman ülkelerine hücum edin- buyruldunun hükmü beyninde tenakuz görülmekle mektub-ı
ce Padişah - Allah onu mü'eyyed kılsın - Hak taala'nın hab­ linden mezkur meydana çıkarılmayıp ihfa edilmiştir.
e kuvvetinden istiane ederek gaza edince, ecnebi devletlerınden Mekke-i mükerreme'nin ihtilali Hicaz'ın sair taraflarına dahi
barış halinde bulunduğumuz İngiltere ile Fran­ sa, aralarında sirayet edip hatta Kecicl Emiri Şeyh Faysal dahi reviş-i hale
adavet olan bu düşman müslümanlardan def'­ etmek ve kendileri de nazaran taraf Devlet-i aliyye'den üzerine asker sevk olunamı­
onunla çarpışmak istediler. Mezkur düşman - Allah onu kahr etsin yacağını his ederek vergü-yi muhassesı ita ve teslimde tereddüde
- ile karada ve denizde harb etmek için Osmanlı memleketinden başlamağla sabıkaa Necid emıri olan Halid Sebud bir kıt'a
geçmek müsaadesi istediler. Derin tedkikat ve mülahazat ile müzekkere takdim eylemiş olduğurnhn anın dahi hulasası ber­
beraber bu mes'elede ulema-i millet ve fukaha-i ümmete müracaat vech-i ati dere ve ırad olunmak münasib görüımıüstür.
ettikten sonra Padisihı­ mız Efendimiz bu isteği yerine getirmeği ,, Sabık emir-i Necid tarafından verilmiş olan ;nüzekkereııin
muvafık buldu. Ç nki, duşmanların ve muhariplerin - Allah onları hulasası :
helak etsin - kuvvet- Şeyh Faysal kendi başına Necid emaretinde bulunup Mısırlılar
li harp hileleri görülmüştü. Muhakkak ki bu ser'-i serife muha- vaktinde Hicaz seraskeri bulunan Ahmed Paşa tarajindan Asire' sevk
:if eğildir. Zira İmam'ın bu hususta salahi;eti v;rdır. Dinin olunacak zahdir ve mühimmat zımnında on beş bin deve göndermesi için Paşa-
ılerı _gelen alimlerinden bir çoğunun işaret ettiği gibi, kendisi yi müşarünileyh tarafından kendisine yazıldıkta havale-i sem' -i itibar
muslumanların gözcüsü nasb edilmiş olup, onların iyliklerine etmiyerek suret-i ısyanda bulunmağın te' dibi zımnında çakerleriyle miriliva
çalışır ve kendilerine riayet eder. Sizden istenilen şudur ki : İsmail Bey me'mur kılınıp üzerine hareketimizde Şeyh Faysal firar etmekle
böyle yalanlara kulak vermiyesiniz ve müslüman kardesleri- bi' !-muharebe makarr-ı hükumetine dek ,zabt olunmuş idi. Bir müddet sonra
n:ize asihat edesiniz. El-Buhari'nin ve daha başkala ının İsmail Bey'in su' -i hareketi ve noksan-ı tedbiri hasebiyle Hiite karyesi kabaiii
rıvaytct:ınt'. gör!". Pt'.vrsamher - .AlLıh nn3 s3H\t VP spBm ptsin .'in ısyan eııikıe inhizam güjiet iieıek wktı firı1,; etmiş olmağla bende/eri
dediği gibi, din na i11attır. Peygamber -All h 0 - s lfıt " - la makarr-ı hükumet olan Rıyad nam ma- halde mikdar-ı vafi askerle
e si_n. -'in "Zandan sakmm ; çünki zan en yalan sözdür. Bir- ikamet üzere iken Şeyh Faysal akdemce firar eylediği Hasse nam mahalden
bırınıze gözetleyip dinlemeyin; tecessüs etmevin · birbirinizi asker tedarükiyle üzerimize gelip yedi malı muhasara etmiş ise de zaferyab
kıskanıp hased etmeyin; birbirinize kin besleU-:eyi'n · buğz et­ olamamış ve bu esnada serasker-i müşa­ rünileyh keyfiyete lede' /-ıttıla' ferik
meyin; yekdiğerinizin idbarına çalışmayın; ve e Allah'ın Hurşid Paşa'yı irsal etmekle Şeyh Fqysal ele geçirilip Jamilyasfyle beraber
ku ları kardeş olun" kavlinin icab ettirdiği gibi onları amele teşvik Mısır' a gönderilmiş idi. Bina- enaleyh Necid hükumeti ldyıki._yle ,:,abt olunup
edın. Buna El-Buhari ve Müslim Sahih'lerinde Ebu-Hureyre çend sene idare olunmakta iken ferik-i müşarünileyhin muahharen Berrüsşam
- Allah o,n'.farı ra ı olsun - naklen rivayet etmişlerdir. Belki cihetine hareketi iktiza etmekle bendeleri bin mağribi askeriyle bırağılmış
Allahu taala lutfu ıle ve Peygamberi - Allah ona salat ve selam idim. Hicaz'ın zir-i idare-i Devlet-i aliyye'ye devr(vle müteveffa Osman Pa:ıa
etsin - ve onun al-i emcadının hürmetine fitne ateşini söndürür vali olduktan sonra dahi bir buçuk sene kadar minvdl-i sabık üzere idare
ve fesadı def'eder. Siz de Devlet-i osmanivye-i islamivve'nin olunmuş ise de asakir-i mısriyyenin memleketleri tarafına gönderilmesi irade-i
müeyyed olması için daima du'a etmelisiniz; ve's-sela'. fi'l- seniyye iktizasından olduğu Osman Paşa tarafından taraf-ı dcizaneme emr-ü iş'
bed'i ve'l-hitam. Bu yazı bin ikiyüz yetmiş iki senesi cuma-
A
dr buyruldukta mikdar-ı kafi asker gönderilmedikçe bunların hareketi
delulasının üçüncü günü yazıldı. hü-
MEHMED ARİF]
TEZAKİR-İ CEVDET 141
140 TEZAKİR-İ CEVDET
tahassun ederek akçe kuvvetiyle urban cem' ve öte beriye sar-
kı1mete halel vereceğini arz ve beyan etmiş idim. Ancak asakir-i ınerkuınıye kıntılık etmekte olduğuna mebni bir taraftan te'mini havi nush ve
izin verilmiş olduğu bazı taraflardan istiına' olunup ol esnada bendeleri pende dair mükatebe ve bir taraftan Kaymakam-ı emaret
dahi devirde bulunduğum hasebi)'le aınmi-zadem Abdullah bin Seletan vasıtasiyle ele getirilmesi hususunda elden geldiği kadar sa'y-u
asker ile ittifak edip levazım-ı seferiy)'elerini bi' t-tedarük canib-i Mısr' a ihtimam olunduğu esnada Abdülmuttalib Efencli'nin revi -i haline
izam ile kendi avenesiyle memleketi zabt etmiş olduğu mesmu' -ı bende- nazaran Mina boğazına çıkarılmış olan fırka-i askeriyyede mev-
ganem oldukta keyffyeti Osman Paşa'.Jıa arz ettiğimde "Kasını nanı ma­ cud asakir-i muvazzafa serkerdeganından Küçük Mustafa nefera-
halle gel. Sana ınikdar-ı kqfi asker gönderirim,, deyu vaki' olan eınr-ü tiyle beraber keşif ve muayene zımnında Mina boğazından beş
iş' arına mebni ınahall-i ınerkuıne gelip asakirin vüruduna intizar üzere saat ileride vaki' Zeyme nam mahalle kadar gönderilmiş
iken Medine-i münevvere' de vuku' a gelen U)'gunsuz[uğa mebni asakir-i olmağla vusullerinde çend ruz sonra Abdülmuttalib Efendi
mevcudeden taraf-ı acizıye asker ifraz ve irsal olunaınadığından ve Şe]'h bağteten üzerlerine hücum ettikte asakir-i merkume gafil bulun-
Fa_ysal dahi ol aralık lıfısır' dan firar ederek Abdullah bin Seletan'ı kat[ mağın vaki' olan muharebede altı yedi neferi fevt [ve] (idam) ve
ve Necid'i ke-ına fi' s-sô.bık zabt e)'lediğinden beııdeleri bu tarafa avdet ve virmiden zivade neferi ile serkerde-i mumailyeh Mustafa Ağa dahi
mualıhareıı müteveffa Cidde valisi Şerif Paşa zaınamnda şerif Muham­ ecruh ol uş ve doksan esbleri alız-ti iğtinam edilmiş oldukları
med bin Avıı hazretleri ına' rifetfyle Şe]'h Fa)'sal' dan senevi on bin riydl halde Mina boğazına ric'at eylemişler. Fakat Kaymakam-ı
vergi istifasına karar verilip ol vakitteııberi mebldğ-ı mezburu vermekte ise de emaret Abdullah bin Nasır Efendi akdemce keyfiyeti istima' ile
bu senenin vergisine mukabil lıaJ1va11at vermek istemesi ınuza)'aka-i halinden bir mikdar asakir-i nizamivve ve muvazzafa ve biraz urbam bi'l-
naşi olmayı/; belki Devlet-i alive'niıı şu aralık gailesi olup meşgul bulun­ istishab ol canibe gitmiş ' lup eğerçi Zeyme'ye vusulünden çend
duğundan kuvve-i cebr Y)'e ile tahsil kılınamaz ınutaldasıdır. Hele acz-ü saat mukaddem hadise-i mezburenin vukuıunu istima' ede- rek
ınuza)'aka izharı kizb olduğu ına' lı1ındur. :?:,ira ge_çen sene Sa'id bin Seletan ileriye hareketin faidesi olmıyaeağını cezm etmiş ise de eş­
ile be_yinlerinde vaki' olan ınünaza' a)'a mebni bedel-i sulh olarak seksen kıyanın geçit yerlerini kestirip vürudlarında muharebeye müba-
bin rfval aldı-ğı müsellem iken on bin riyal itasında tereddüdü garibdir şeret olunmağla eşkıyayı fena halde bozup haylisini telef etmiş
ı·e Balıreyn eınırinden senevi beş bin riyal mürettebi olup Necid varida­ ve ber-minval-i sabık serkerde Mustafa Ağa'dan aldıkları esb-
tından lıaric olarak bu makule pek çok tahsilatı olmağla bu makule lıa­ lerin bir mikdarını dahi ele geçirerek mansuren ve muzafferen
rPkôb orrı;t-i !SJ'cn oldt ğ:,;,na, delildi;-. I-fir ılt fail i::,e şinıdiki halde zat-i avdet eylemiştir.
valıi)'-i müşiraııeleri kullarına bin nefer süvari ,·e bin nefer pi)•ade asakir-i Bundan sonra Abdülmuttalib Efendi Şerif Alkam ve Zeyd
muvazzaja ile iki )'ÜZ nefer piyade bişeli Arab askeri ve iki kıt'a top vasıtalariyle Uteybe ve Huzeyl-i Yemanı'den cem' ettirmiş olduğu
ihsan bu)'ururlar ise Necid'in kaınilen zabtına muktedir olduğu halde hayli urbam bu iki şerife terfik ile asakir-i şahaneyi basmak
vergbıe doksan bin riyal zaının ile senevi Cidde /ıazinesine )'ÜZ bin ri:J,al-i niyyet-i fasidesiyle Arafat tarafina gelmiş oldukları haber alınmağ-la
fransa vermeğe ta' ahlıüd fJıleriın. Fakat istis/zab olunacak asakirin ma' aş Abdullah bin Nasır Efendi cumadelulanın on sekizinci cumar­
ve ta'_yiııatları verilmek lazımgelmeğin müteveffa Şerif Paşa vaktinde Necid tesi günü üç bölük asakir-i nizamiyye ve bir mikdar süvari ve
üzerine gönderilen asakirin mesarifiııe k vasen fta bıomıfması lıizııngelir. çend kıt'a top ve bışeli askeri ve Huzeyl-i Şami'den bir mikdar
Fi 3 n sene 1271 urban alarak eşkıyay-ı merkume üzerine azimetle Mina'ya var-
Halid dıkta usat tarafından ol civarda bulunan bir mikdar urban
asakir-i şahanenin vürudunu gördüklerinde firar etmişler. Asa­
Biz ma-nahnü-fihe gelelim. Ber-minval-i sabık Abdülmuttalib kir-i şahane ol gece orada geceleyip ale's-sabah Arafat canibine
Efcndi'nin firarı üzerine asakir-i şahanenin Mekke-i mükerre- azimet ile Mescid'ül-Hanif kurbüne vardıklarında eşkıya görünüp
me'ye duhulünde asayiş-i belde-i tayyibe iade olunmuş ise de bu Abdullah bin Nasır heman Huzeyl-i Şamı urbanını birkaç şerif
esnada Abdülmuttalib Efendi dahi tek durmayıp Taif kal'asında
/

112 TEZAKİR-İ CEVDET TEZA.KİK-İ CEVDET 1-13

ile bir kol ederek yürütüp kendisi dahi asakir-i şahane ve bişeli bu merk-i bi-amana giriftar olup ve kendisi dahi ııa-mizac olarak
ile bir koldan hücum ederek muharebeye mübaşeret ile yarım avdet edip esnay-i rahda fevt olduğu haber alınmıştır. Biz yine
saat zarfında usat münhezimen firar etmekle çadırları ve eşyay-ı sadede gelelim.
siireleri ve dört esbleri ahz ve altı neferleri esir edilmiştir. Ba'dehu Abdülmuttalib Efendi ber-minvil-i sabık Arafat'ta münhezim
Abdullah bin Nasır mansuren ordugaha avdet etmiştir. olduktan sonra ale't-tahmin beş bine karib urban cem' ederek Mek-
Bu hilalde hıtta-i yeminiyye'de dahi bazı vuku'at zuhur et­ ke-i mükerreme'ye duhul ile asakir-i şahaneye perişanlık vermek
melde ber-vech-i iti beyanına mübaderet olunur. Şöyle ki Ab­ kasdiyle cumadelihireniı,1 yedinci perşembe günü saat dokuz
dülmuttalib Efendi isyanına takviyet vermek için her taraftan raddelerinde üç kol olarak cebel aralarından fırka-i hümayuna
istimdad etmekte olduğu misillu Yemen'e hem-hudud olan Asirlü bir mil mesafede olan -iina ve sair boğazlardan ale'l-gafle vürud
ile muhabere ederek anları dahi muharebeye teşvik eylenıiş olup ile ibtida mevcud olan piyade ve süvari asakir-i muvazzafa cenge
Asirlü ise tevsi'-i memalik sevdasında olarak müsta'id-i fe- ibtidar edip ancak asakir-i muvazzafa düşmana nisbetle pek az
sad olduğundan ve bu kerre aktar-ı hicaziyye'nin ihtilali hasebiy- oldukları halde düşmanla pençeleşmekte iken Abdullah bin Na­
le ol tarafa sevk-ı asker olunamıyacağını cezm etmesile Asır sır çend kıt'a top ve bir mikdar asaki-i nizamiyye ile sağ kola
emıri Ayid bin Mer'i fursatı ganimet bilip kendi maslaha­ Vt'; mirliva Vehbi Paşa orta kola ve Abdullah bin Nisır'ın baca­
hatına revac vermek üzere Abdülmuttalib'in ihtaratı üzerine nağı Şerif Seletan sol kola hücum etmekle ateş-i cenk cuma gecesi
me'murın-i Devlet-i aliyye'ye bazı müfteriyat isnad ve dürlü tefev- saat iki raddelerine kadar şiddet üzere iştial bulup gecenin
vühata ibtidar ile yirmi binden ziyade piyade ve süvari asker zulmeti ve yağmurun nüzulü ile iteş-i harb kesb-i sükunet eylemiş
ve çend kıt'a top ile sevahil-i yeminiyye'den Hüdeyde kal'asını ise de külliyen muntafi olmayıp sabaha dek tüfenk ve top atılmakta
zabt etnıek üzere oraya iki saat kala Cebbane nam mahalle bulunmuş ve eşkıyanın tutmuş oldukları cibil-i sa'b'ül-menil
ordusunu kurmuş ve kal'aya çıkmak üzere nerdübanlar tedarük boğazlarına gündüz hücum olunmak üzere imhi·l olnmuş idüğin­
etmiş idi. Yemen valisi Mahmud Paşa maiyyetindeki asakir ise den cuma günü ale's-sabah be-tekrar muharebeye mübaşeret olu­
cüz'i olduğ-undan hareket-i tahaffuziyi ihtiyar etmiş idi. narak her taraftan yürüyüş boruları çalınıp hücum olundukta
Hudeydc ahalisi ve tüccarını Asirlü'nün bu hareketini bil­ ol boğazlarda dahi eşkıya duramayıp perişan olmuşlardır.
istimi' kimi limandaki sefiine ve kimi me'men mahallere firar Bu muharebede usittan altmış kadar rüus-ı maktu'a alınıp
etmekle Mahmud Paşa kal'ada yalnız askeri takımiyle kalarak cebel aralarında dahi yüz elliden ziyade iaşeleri kalmış ve
harbe amade olmuş idi. Cumadelihirenin evasıtında ki Abdül- / yüz elli kadarı dahi hayyen elegeçirilmiş ve asakir-i şahaneden
muttalib ile Arafat'ta vuku' bulan muharebeden çend ruz sonra haylice nefer şehid ve on dokuz nefer mecruh olmuştur.
Ayıd tarafından keşif ve mu'ayene zımnında Hudeyde'ye irsal Bundan sonra Abdülmuttalib Efendi ile pek çok muharebe
olunmuş olan bir mikdar süvari kal'a pişgihında top menziline olunarak te'mine çalışılıp eğerçi istimaleti kabil olmamış ise de
geldikde kal'adan yedi sekiz defa top atılarak bir iki danesi urul- eşhür-i hürümden olan receb-i muazzamın hululü takarrüb edip
muş olmağla avdet etmişlerdir ve Asırlü iki günlük mesafe mahalle eşhür-i hürümde ihtiyar-i kıtal ise Arab'ın hilif-ı adeti olduğun­
geldiklerinde içlerinde bazı mertebe hastalık zuhur etmiş idi. Bu dan mah-ı merkumu geçirmek ve biraz vakit kazanmak üzere
kerre ber-rninvil-i sabık kal'adan top atılarak irca' olunan sü- mükitebeyi uzatmış ve bundan bir fiide olmıyacağı ma'lum ise
varileri ordularına lede'l-vusul içlerinde rfh-i asfar denilir illet-i de bu esnada Şerif Muhammed bin Avn hazretlerinin vürudu
mahufe bir derece şiddet bulmuş ki dört beş gün zarfında nısfı ağleb-i me'mul olduğundan biraz imrar-ı vakt olunması beri
telef olup ve cenazelerini kaldırmağa vakit olmaksızın memle- tarafın mutali'asına dahi. muvafık görünmüş idi. Fakat bu hi­
ketlerine ric'at edip birçoğu dahi yollarda telef olmağın mahal- lalde Abdülmuttalib Efendi külli akçe sarf ederek hayli urban
lerine ancak sülsü vasıl olabilmiştir ve Ayid'in iki oğlu dahi celb ve cem' edip ve asakir-i şahanenin mikdar-ı sahihini bilip

i
TEZAKİR-İ CEVDET TEZAKiR-i CEVDET l.45

anlara nisbetle kendi kuvvetinin kesreti olduğuna mağrur olarak Bunun üzerine Abdülmuttalib Efendi esbab-ı seferiyyeyi bi'l-
recebin yirmi yedisi tarihiyle müverrahan Mekke-i mükerreme'de istikmal bir top ve altı bin kadar urban ile Arafat'a gelip şaban-1
bulunan Veys Paşa'ya bir mektup yazıp hulasa-i mazmununda muazzamın onuncu pazartesi günü sabahleyin; saat dokuz rad- delerinde
"lvlekke-i mükerreme' den Taif'e gelerek taraj-ı hulus-veriye hitaben bir askerini dört kol ederek asakir-i şahane üzerine hücum ettikte miralay
guıze emr-i irade-i seniyyenin şerif-vüruduna dek şurada kendi halimizle Hasan Bey asakir-i nizamiyyeden altı bölük ve bir kıt'a top ile
ikamete rabt-ı ıziyyet eylemiş isem de Abdullah bin Nasır urbam ve sai­ Dersaadet alayı birinci binbaşısı Ali Ağa'yı ve iki bölük ve bir kıt'a
reyi tahrik ve igfdlden hali olmamağla beyn' eş-şürifa terbiyesi esbabının top ile Hicaz alayı birinci taburunun bin- başısı Ali Efendi'yi sevk
istihsali lazımgelmiş ve halbuki sair ahali ve urbam dahi Mekke-i mü- etmiş ve bir mikdar süvari ve asakir-i muvazzafa ve bir kıt'a top ile dahi
kerreme'ye gidip gelmekten men' etmekte bulunmuş olduğundan bu ahvalde Mina boğaziyle cebel eteğinde kain diger boğazlar taraflarından
tecemmü' ve tahaşşüd eden urbanın artık önü alınamayıp· mücerred mu­ gelenlere mukabele olunmuş ve geceleyin hafiyyen Maabide
maileyhin def'i zımnında muhlisleri dahi beraberce A1ekke-i mükerreme)e mahallesinde gelip girmiş bulu- nanlar üzerine iki bölük gönderilmiş
azimetimiz zaruri bulunmuş olmağla asakir-i nizamiyye-i hazret-i şahane iken Cebel Nur'un canib-i şarkisinden asakir-i şahane üzerine lbaşkaca
zabitan ve niferatına ve sair ahali ve mücavirin-i kirama bir guna zarar bir kol hücum gös- '1:ermiş olup ordu yerinde kalanlar ile bir kıt'a
ve ziyan olmaması esbabının istihsaline ibtidar kılınmış olduğuna mebni asakir- topu dahi Hasan Bey bi'l-istishab ol koldan gelenlere karşı gelmiş ve
i merkumenin dahi bi-taraf olarak kal'alarda ikametleri lazım­ geleceği ve bu cihetle dört tarafta şu'le-i ateş-i cenk-ü vega iştial bulmuş olduğu
şayed mumaileylzi istishab gareziyle mukabeleye tasaddi ede­ cek olurlar halde mirliva Mehmed Vehbi Paşa Hicaz alayından şüne'de
ise terettiib edecek ziyandan taraf-ı huHrs-verfye bir Ş0' did olmayıp herhalde bulunan altı bölüğün üç bölüğünü binbaşı İsmail Bey'e ve bir bölüğünü
ma' zur bulunacağımın ifadesine ibtidar kılınmıştır,, denilmekle Veys Paşa kolağası Hüseyin Bey'e terfik edip birbirlerinden bin beş yüz hatve
tarafından ana cevaben yazılan mektubda dahi "Hasb' el-kader zat-i açık olarak ve kendisi dahi beraberce bulunarak şu.ne yüzünden ileri
siyadetlerinin mesned-i Emaret'ten infisaliyle Emaret-i mezkııre i\ıfuhammed hareket ve Dersaadet alayının ikinci binbaşısı Ahmed Ağa ve
bin Avn hazretlerine tevcih ve ihsan buy- rularak bu canibe teşriflerine değin kolağası Hacı Ali Ağa karakolhane ve kal'alardan asker alıp ber-vech-i
Abdullah bin Nasır Efendi bd-irade-i seni:Jye kaymakam ta'yin buyrulmuş ve ihtiyat dağ tarafına azimet etmiş ve Vehbi Pc1. ;, ve binh;, ı Tsm il Be
şimdiye dek taraf-ı lzaşimanele­ rinden emr-i uli' /-emre adem-i itaatı mübe_ , ve kol:ığa ı Hfüeyin Bey rlağın başına lede'l-vusül boğazlarda takım
yin zuhur eden hareketten nasi zarurı müdafa' aya ibtidar olunmuş idüğine ve takım cenk etmekle olanları tef- rik ve temyiz ile cenge ibtidar ile
Şerif-i mumaileyh kayma- kam-ı emaret bulunmak ve asakir-i şahane asayiş orada müdafa'a ınümkin ol- duğunu anlayıp hemen Maabide
ve istirahat-i mahallüı­ yenin muhafazasına me'mur olmak mülabeses yle def'-i mahallesi tarafından gelen- leri dahi def' etmek üzere serian
ta'addiyata me'mur olacakları ve saye-i şahanede şiındi:Jıe değin ibraz hareket ile ordugaha lede'l- vusül kolağası Halil Ağa ile bir mikdar
0ıledikleri şeca'at ve mazhar oldukları muzafferiyeti urbanın her gelişlerinde asakir-i nizamiyeyyi bi'l- istishab Maabide tarafından gelen düşmana
te' kid ve ilan edecekleri nezd-i valalarında dahi bedihi olduğuna ve Vali karşı gelmiş ve Ce- bel Handeme tarafına ihtiyaten iki
Paşa)a yaz­ makta oldukları ınuharrerat ile bu def' a suy-i aciziye varid olan bölük ile giden bin­ başı
talırirat-ı sfvadetleri me' alleri zat-i haşimanrlerinin adem-i salahını ima Ahmed Ağa cihet-i mezkureyi keşf edip ol taraftan düşman
eylediğine ve b yle vadi-i muhalefeti iltizamdan ise afv-ü merhamet-i gelmiyeceğini derk ile mevcud-ı ma'iyyeti bulunan iki bölükten bir
seniyyeye iltica dü vevi ve uhrevi mucib-i necat olacağına ve Dersaadet'e bölüğünü binbaşı İsmail Bey tarafına imdad için Cebel Handeme'ye
teşriflerine me'­ mur buyurulan Raşid Paşa dahi bu caızibde bulunduklarına sevk ve kendisi Cebel Kubeys tarikiyle Liva Paşanın harbe ibtidar
mebni nifs-i alileri hakkında ralz-ı müstakimi tefekkür ile alıır-ı halde eylediği mahallin sol canibine yetişip Ebrac ve Hane ve mahall-i
hedif-i navek-i saireyi tutmuş olan eşkıyayı oradan ihrac ve tard-u ib'ad ile
teşni' olmamaları vesailiızin istihsaline himmet buyrulmasını acizane ihtar Cebel Nur canibinden gelip Hasan
ederim,, deyu mukabele olunmuştur. 'l'ez<ıkir-i CPvdet 10
i-ı.ô TEZAKİR-İ CEVDET t 17

Bey'in bulunduğu kolda firara yüztutmuş olan düşmanı dahi Paşa- muvazzafadan bir nefer süvari fevt olmuştur ve ordu-yı hü­
yi mumaileyh ta'kib edip haylice kovalamış ve Mina ve Cebel mayun tarafında bulunan Bışe askeri ileride bulunduklarından
Handeme boo-azlarında gelen bagiler bozulup Cebel Handeme ol gün Abdülmuttalib Efendi'nin Müsenna'daki konağını yağma
aralarında °yüz elliden ziyade iaşeleri kalmış ve halas olanları dahi etmişler idi. Ferdası pazartesi günü dahi asakir-i şahaneden
münhezimen kendilerini dağdan dağa atarak firar bazıları ve Bişe askeri her nasıl ise birleşerek ale's-sabah Müsenna'ya
eylemişlerdir. gidip konağ-ı mezbur ile bazı müteferriatını ihrak etmişlerdir.
Muhammed bin Avn hazretleri akdemce Dersaadet'ten Bu halde Abdülmuttalib Efendi sür içinde mahsur kalıp ordu-yı
Cidde'ye lede'l-vusul işbu muzafferiyetin vuku'unu istima' ed_ic k hümayunun Taif'e vusulü gecesinden bed' ile perşembe gününe
hemen Cidde'den hareketle Mekke-i mükerreme'ye gelmıştır. dek dahil-i sürda bulunan iki kal'a içine yevmiye altı yedi nö­
Çend ruz sonra Raşid Paşa dahi Mekke-i mükerreme'ye varid bet üç kıt'a topun beheri yirmişer otuzar ve ellişer kerre endaht
olmuştur. olunmakta bulunmuş iken çarşamba gecesi ahaliden bazıları
İbn Avn hazretlerinin Mekke'ye ba'del-vusul nasihat tarzında firaren ordu-yı hümayuna dehalet ile aman talebinde bulunduk­
Abdülmuttalib Efendi ile vaki' olan muharebesi bir şeye müntec larından Bin Avn hazretleri dahil "Abdülmuttalib'i tutup teslim
olmadığından ramazan-ı şerifin yedinci pazar günü akşamı or- ru-yı / ederseniz size aman veririm,, deyu ellerine iki aded aman kağıdı
hümayunu bi'l-istishab Mekke-i mükerreme'den hareket ve ferdası verip kal'a içine göndermiş olmağla ahali beyninde ol kağıdlar
ale's-seher Bi'r Barud'a varıp iki gün ikametten sonra kıraat olundukta cümlesi mutava'at edip cuma gününe kadar
çarşamba günü ale's-sabah hareketle ol gün Su'le nam mahalle ve ruhsat mutalebe ve ol gün Abdülmuttalib'i tutup teslim edecek-
ferdası ale's-seher hareketle Seyl nam mahalle lerini ta'ahhüd etmişler ise de perşembe günü ordu-yı hümayunda
giderken ara yerdeki dar boğazda Abdülmutta ib E endi_ tara- findan "Abdülmuttalib Efendi firar etmiş,, hadisesi şayi' olmağın der-akab
ikame olunan urban sedd-i rah olmak ıstemışler ıse de birkaç top damad-ı emaret Abdullah bin Nasır bir mikdar asakir-i muvaz-
atıldığı gibi dağılmış olduklarından Bin_ Avn hazretleri ordu-yu zafa süvarisiyle etraf ı süru ihata ve der-akab mahdum-ı emaret
hümayun ile salimen saat yedı raddelerınde S yl nam mahalde nasb-ı şerif Ali Paşa dahi asakir-i şahaneyi bi'l-istishab Cebel kapısı
hıyam-ı ikamet eylemiştir. Cumartesı gecesı saat altıda oradan dahi tarafına sür'atle azimet edip Arnavud askeri dahi Abdullah bin
hareketie rerdası saat duılte Kaynı ff, -:..;.;, mahalle muvasalet olundukta ı asır'ın arkasıncian Seyi kapısına iede'l-vusıü derun-ı surdakı
Uteybe ve Bu'-um ve Taif ci- varında bulunan urbandan bin beş ahaliden biri,ıi ''Jf,}'endim telaş etmeyiniz. Abdülmuttalib Efendi firar·
yüz kadar urban bi't-tecem- mu' Bin Avn hazretlerini istikbal edip etmeyip hanesindedir,, deyu cevab verdikte Şerif-i mumaileyh "Aç
birlikte olarak pazar günü saat yedide oradan hareketle saat onda Taif'e kapıyı,, deyu ibram eylemiş olduğundan ahali-i merkume dahi
dühül olun- muştur ve eğerçi Şevbere nam hmahale gelindikte birkaç "Kendiniz girer iseniz baş üzerine açalım. Amma asker girerse malimizi
yüz eş­ kıyay-ı urban ordu-yi hümayuna hücum niyetiyle_ Taif' n Seyl yağma eder,, dedikte Şerif-i mumaileyh "Kimse girme:::,. Açınız kapıyı,,
kapusundan çıkmışlar ise de yine cesaret edemeyıp en_ çe ıl: mişler diyerek açtırıp içeriye girmiş ve Arnavud askerini dahi "Kimesne
idi ve Şevbere civarındaki cebellerde Huzeyl-ı 'ı: emanı ve Beni içeriye girmesin,, deyu k2pmın dış tarafında tevkif etmiş. Ali Paş::ı.
Sakif ve Süfyan'dan üç yüz kadar eşkyay-ı urban tü- fenk endahtına dahi bab-ı mezbure lede'l-vusül kapıyı açtırmak isteyip kimesne
mübaşeret ettiklerinde asakir-i şahane dahi mu- kabele edicek firar kelamını ısga etmediğinden yanındaki çarha topu ile birkaç gülle
etmeleriyle Müsenna nam mahalle kadar atarak kapıyı açıp asakir-i nizamiyye ile içeriye dahil ve Şerif
ta'kib olunup eşkıyay-ı merkume Abdullah bin Nasır Efen- di'den aman Abdülmuttalib'in olduğu mahalle vasıl oldukta "Efendim geliniz
dilemeleriyle o dahi Beni Sakif ile Beni-Süfyan'a aman vermiş ve teslim olunuz gidelim. Bir şeyden havf etmeyiniz,, demiş ise de ihale-i
bakisi firar etmiştir. Bu muharebecikte asakir-i sem'-i itibar etmiyerek asakir-i şahane üzerine tüfenk atmağa
başlayıp hatta iki nefer şehid ve dört nefer mecruh olmağla asakir-i
TEZAKİR-İ CEVDET lJ.9
ıı.e TEZAKİR-İ CEVDET
söz söylemesinden havf olunurken üstad-ı müşarüniyleh "Müctehidin
şahane geri alınmış ve Beni Sa'd urbanı meşayihinden dahi dört
neseb zannidir demişler. Şimdi ise vehmi derecesine varmıstır. Sevket ve
nefer fevt olmağla asakir-i şahane ve saire Taif'in bazı mahal­
kudret sahibi her kim ise ana inkıyad ve itaat faraiz-i i;lamiJ;ıedendir,,
lerini ve Abdülmuttalib'in haremleri olan haneyi yağma etmeğ·e
demekle taraf-ı sultaniden mükerrem olmustur.
başlamışlar. Bu halde zabitan-ı askerivve ve esraf mümana'at
Bu asırda ise küre-i arz üzerinde din-i, islamın hamisi olan
ydı13:dne olmuşlar ise de iade edemeyip akt-ı a;ra kadar yağma
yalnız bir Devlet-i osmaniyye kalmıştır. Halife-i abbasi dahi
ışı carı olup ba'dehu yağmadan salim kalan mahall-i saireve asa-
nice müslimin mahzarınd Yavuz Sultan Selim'e ve a'kaabı'na
kir-i şahaneden birer nöbetçi bırakılarak yağmanın arkas alına­
emanet-i hilafeti terk ve teslim etmişidi. Binaenaleyh hanedan-ı
bilmiştir.
osmani'nin hilafetleri meşru· olarak muhalefet edenlerin asi ve
Hin-i yağmada bir topçu neferi Abdülmuttalib Efendi'nin
bağı olduğunda şübhe yoktur. Biz yine sadede gelelim.
hareminin parmağındaki hatemi almak isteyip hatem ise sıkıca
. Raşid Paşa Cidde'den Abdülmuttalib Efendi'yi alıp Mısır
olduğundan zor ile çekip parmağının derisiyle beraber hatemi
ve Iskenderiye tarikiyle İstanbul'a götürürken bir gün esnay-i
almış olduğu mervidir.
musahabette Abdülmuttalib Efendi evliyay-ı umuı-ı Devlet'e iti­
Ber-minval-i meşruh yağmanın önü alındıkta zabitan-ı as­
raza ibtidar eylemiş hatta yollar yar,,ılmak gibi mülkce men-
keriyye ve eşraf Abdülmuttalib'e "Çık,, deyu ilhah ettiklerinde
faatli şeylerin yapılmasına dair söz açıkldıkça "Çünki öyledir şim­
ine ta'annüd eylemiş ise de nihayet başa çıkamıyacağını cezm
diye dek niçin _yapılmadı,, demesine cevaben Raşid Paşa "Şimdiye
ıle akşam ezanına karib ")\1.iralay Hasan Bry gelsin teslim olurum,,
dek eşgal-i kesire cihetiyle ve lzazineniıı adem-i müsaadesiyle yapılamadı
deyu haber göndermiş olduğundan Hasan Bev kendi tarafından bi'l-
vekale bir mülazim gönderip ve mülazim i merkum Abdül- muttalib
demesi üzerine "On beş senedenberi Beşiktaş sara_;ına üç JİJ
hin kise sarf olundu,, deyu ta'riz ve ba'd'el-musalaha ısdar olunan
Efendi'yi hanesinden aşağı indirip kapıya çıkararak
ferman-ı ali-şanın ahkamına ve hususiyle hırıstiyanlardan asker alınıp
Abdullah bin Nasır'a teslim eyledikte bazı eşraf-ı Aba.dile katli
içlerinden müşir dahi olabileceğine itiraz ile "!ki sen9e kadar
için hayli güft-ü gu etmişler ise de Abdullah bin Nasır'ın hima­
Berrüşşaın sevalıi[ini mudviıı dezıletler istila edecektir ve bunun hakkında
yesiyle aminen ve salimen ordu-yu hümayunda İbn Avn haz­
istilzrac-ı sahih vardır,, demiş ve evvelki teveccüh ve mu­
retlerinin çadırına gelip ve bir mikdar aramdan sonra Ali Pa­
:'irnf'lf'yi göre-miyf'.ceğini ima ederek "Acaba mahall-i ikametimiz
şa'nın çadırına getirılıp etratina asakır-ı şahaneden karakol
neresi ·olur,, deyu sual ettikte Raşid Paşa "Cenab-ı Hak <_,at-ı şaha­
ta'yin olunarak ol gece çadırda ikame edilnıistir ve sevvalin se­
tıe'_ye jJek çok o·mürler ihsan buyursun. Afv-ü merhameti galibdir. j\ıfaz­
kizinci çarşamba günü saat yedide ordu-yı hümayun,ile hareket
lzar-ı afv-ı alileri olarak _yine konağınızda ikamet edersiniz,, deyu tes-
olunarak on birinci cumartesi günü saat yedi raddelerinde
liyet sırasında Davud Paşa'yı ve İşkodralı Mustafa Paşa'yı mi­
Mekke-i mükerreme'ye birlikte getirilmiş ve ba'dehu Cidde'ye
sal olmak üzere irad ve tezkar ile "Bu olan vukuatı dahi Sıffin
gönderilmiştir.
vak' ası kabilinden add ederler,, dedikte "Bu temsilini kabı11 etmem.
Abdülmuttalib Efendi u=-:.) j-4 ;;i')\ hadis-i şerifine isti-
Hazret-i imam Hüse_yn ve Yezid vak' asiyle temsil et,, deyicek Raşid
nad ile saltanat daiyesine düşüp :i.:..... J .::t (S-l"'. ,')\;.J ı hadis-i Paşa "Size ridyeten bu misdli kale almadım,, demesi üzerine ".Haz-
şerifinden gaflet etmiştir. ret-i Ali benim bü}'ük pederimdir,, deyu hiddet ve cesaret ile tefev-
Meşahir-i ulemay-ı meğaribeden imam :Makkari
İSTİTRAD -
vuhata başlamağla Raşid Paşa bahsi uzatmamak için kat'-ı rişte-i
bir gün ders okutur iken sultan-ı vakt anın dersini istima'a hazır kelama mecbur olmuştur.
Bu hal ile Dersaadet'e geldiklerinde Abdülmuttalib Efendi iki
olmuş. Ders ise u=-:.J
ü-" ;;i')\ hadis-i şerifine dair imiş. Makkarı
gün Raşid Paşa'nın konağında ba'd-'el-ikame menfivyen Selanik'e
ise gayet mütedeyyin ve mütesallib bir zat olarak her şeyi doğru­
dan doğruya söyler olduğundan Sultan'm gazabını davet eder bir
150 TEZAKiR-İ CEVDET TEZ.AKİR-İ CEVDET 15[

gönderilmiş iken eser-ı kemal-i merhamet-i padişahı olarak iki yüz bin flori irsal ederek fukaray-ı Haremeyn'i igna buyur­
konağında ikamet etmek üzere çend ruz mürurunda afv-ü itlak muş oldukları Mısır müverrihlerinden İbn İyas nam müverrihin
ile Dersaadet'e iade olunmuştur. Bedayi' uz-zuhur fi vekayi' id-duhur nam tarihinde münderictir.
Abdülmuttalib Efendi'nin bu def'aki hali mukaddema İbn Yavuz Sultan Selim zamanından bu ana dek emaret-i Mek-
Avn'in ?vfekke'ye ve andan Taif'e vürudiyle tutulmasının ayni ke-i mükerreme ile şeref-yab olan şürefarıın isimleri sırasiyle ber­
vuku' bulmağla ahval-i sabıkanın icmalen beyanı münasib görüldü. vech-i ati tastir olunur ı_
Şöyle ki Yeğen Ahmed Paşa Mehmed Ali Paşa tarafın­ Eb'ül-Berekat, Ebu-Numey bin Eb'il-Berekat, Hasan bin Ebi-
dan Mekke kaymakamı iken emır-i Mekke olan Şerif Yahya Numey 2, Ebu-Talib bin Hasan, İdris bin Hasan, Muhsin bin
şürefadan birini katl edip Harem-i şerif'te böyle bir fezahati Hüseyn bin Hasan, Ahmed bin Abdülmuttalib, Ahmed bin Mes'-
irtikab etmesinden naşi Ahmed Paşa Mekke mollasiyle bi'l-is- ud, Mes'ud bin İdris, Abdullah bin Hasan, Muhammed bin
tişare Şerif Yahya'yı azl ve Abdülmuttalib'i intihab ile Mısır'a Abdillah bin Hasan, Nami bin Abdülmuttalib, Zeyd bin Muh-
inha ettikte Mehmed Ali Paşa "Abdülmuttalib dahi bir uygun- sin, Berekat bin Muhammed bin İrbahim, Sa'id bin Berekat,
suz ademdır. Sonra anında büyük ma,c:_arratı görülür,, deyu Ah- Ahmed bin Zeyd bin Muhsin, Ahmed bin Galib, Muhsin bin
med Paşa'ya tevbih-name yazıp Mısır'da bulunan İbn Avn'a Hiıiseyn bin Zeyd, Abdullah bin Haşim, Sa'id bin Sa'd bin Zeyd,
hil'at-ı emareti ilbas ile :I'vlekke'ye irsal ettirip bunu Abdülmut- Abdülmuhsin bin Ahmed bin Zeyd, Abdülkerim bin Muham-
talib istima' edicek adem-i inkıyad ile cenge ve Mekke-i müker- med bin Ya'la 3, Abdullah bin Sa'id bin Sa'd, Ali bin Sa'id
reme'yi tazyıka ictisar edip hatta bu esnada iki tabur Mısır as­ bin Sa'd, Yahya bin Berekat, Mubarek bin Ahmed bin Zeyd,
kerinin ber-takrib dek ile ellerinden silahlarmı alıp Mina boğazın­ Berekat bin Yahya bin Berekat, Muhammed bin Abdillah bin
da boğazlamış idi. Ba'dehu Şerif Yahya ile bi'l-ittifak Mekke'ye Sa'id, Mes'ud bin Sa'id bin Sa'd, Mesa'id bin Sa'id, Abdullah
hasr-u tazyika ibtidar edip Mekke'deki :tviısır askeri tamam bin Hüseyn Berekati, Ahmed bin Sa'id, Sürur bin Mesa'id,
mağlub olmağa yüztuttuğu hengamda Bin Avn Mekke-i müker- Galib bin Mesa'id, Yahya bin Sürur, Muhammed bin Avn,
reme'ye bi'l-vusfıl anın teşvikatiyle asakir-i mısriyye'ye şevk ve Abdülmuttalib bin Galib, saniyen Muhammed bin Avn, Abdul-
gayret gelerek urbam kaçırmışlar idi. Ba'dehu İbn Avn asker lah bin Avn, Hüseyn bin Avn.
techiz ile Mekke'den çıkıp ve Abdülmuttalib'i Taif kal'asında Abdülmuttalib'in mukaddemki emareti tasdik olunmamı
bir ay kadar muhasara edip fakat Abdülmuttalib bir takrib ile olduğu cihetle itibar olunmamıştır.
oradan firar ederek Necid toprağına düşüp andan Bağdad'a ve Yavuz Sultan Selim zamanında ibtida Cidde valisi oları
andan Dersaadet'e gelmiş idi. İşte bu def'a dahi İbn Avn'in Şirvan'i Kasım Paşa'dır ki Cidde'ye vusulünde Sultan Gavri tara-
rı1ekke'yc vusfılü hengam-ı muharebeye tesadüf ederek bu def'a
ki vukuat o zamanın vukuatına şebihtir. Fakat bu def'a Abdül­ 1 Cevdet Paşa·nııı Mekke emirleri listesi ile, muhtelif eserlerin verdiği
muttalib Efendi firar edemiyerek karakol altında olduğu halde malumat arasında mühim farklar bulunduğundan, listeyi tedkiksiz olarak ka-
Dersaadet'e getirilmiştir. bule imkan yoktur. Bu hususta bir fikir edinmek için Tezakir'in listesi ile
JU eserleri karşılaştırmak lazımdır. Ahmed bin Zeyni Dahlan, Huliisatü'l-
İsTİTRAD · Yavuz Sultan Selim Harı hazretleri hıtta-ı ,'1ısır'ı feth keidmfi heyani urııerU i:l-beledi'l-Juıraın, ?viısır, 1305; Eyyub Sabri Paşa, .i.Wir'at-'i.
edip tesviye-i mesalih-ı mısriyyc zımnında çend mah orada ikamet Ceziretü'l-arab, İstanbul, 1306; Hicaz vilayeti salnamesi, 1309; E. de Zarnbaur,
ettikleri esnada emır-i Mekke-i mükerreme olan Şerif Eb'ül­ /vfanuel de gı!nı!alogie et de chronologie jıour l' Histoire de l' İslam, Hanovre, ı 927
Berekat tarafından feth-i .1ısır'ın resm-i tebrikini ifa zımnında ı.s' -".
2 :tvıetinde bu isimler .:,\s' ı_,,_ ı .:,_ ı ve .,.i _,,_ı .:,_ .:,- şeklindedir.
Cevdet Paşa'nın Ebu' l-Berekat dediği zatin ismi diğer eserlerde sadece
oğlu Ebu - Numey Mısır'a geldikte Yavuz Sultan Selim
Berekdt olarak kayıtlıdır.
Han hazretleri anı mazhar-ı sunuf-ı izaz ve nevaziş ettikten başka 3 Metinde )(•• (Mu'alla) şeklinde gösterilen bu isim diğer eserlerde
_,ı•' iYa'la) dır.
152 TEZAKİR-İ CEYDET

fından Cidde muhafızı bulunan Kürd Hüseyin Ağa'nın boğa­


zına taş bağlayap deryaya ilka eylemiştir. Cidde'de ibtida kal'a
bina eden muhafız-ı müşarünileyhtir. Kasım Paşa'dan bu vakte İNDEKS*
gelince Cidde valilerinin isimleri ber-vech-i ati beyan olunur1 :
Abaclilt. Bir arab kabilesi, ı ı9, 120, Abdullah Sakkaf, \.1ekkc isyanının
Şirvani Kasım Paşa sene g ı 7, İbrahim Paşa, Süleymen Paşa, 148. ele - başılarından, ı 04, ı ı ı, ı ı 2.
Mehmed Paşa, Mustafa Paşa, Dilaver Paşa, Jv1ustafa Paşa, Mehmed Abaza ve Gürcü memleketleri. 160. Abdülaziz Han, VI, XI, XIV -
Paşa, Süleyman Paşa, İmad Paşa, ?viehmed Paşa, Hüseyin Paşa, Abbas, İran Şahı birinci, 97. XVII, (Abdülaziz Efendi), 38.
Ahmed Paşa, Mehmed Paşa, Ahmed Paşa, Meh­ med Paşa, Ahmed Abbas Paşa, :>.-1ehmecl Ali ailesine Abdülgaffar bin Muhammed Ba- gaffar
Paşa, Mehmed Paşa, Süleyman Paşa, Ivaz 2 Paşa, Ahmed Paşa, İsmail mensub ?viısır valilerinden, 8, _,liı:- ., t:. ..:, jJ.AJLı. .c, CiddF-
9, ı3. 40, 41 (bu sahifede Ab- tacirlerinden ve Mekke isyanını
Paşa, İbrahim Paşa, İsmail Paşa, Muhsin-zade Mehmed Paşa, Bekir bas Paşa isminin sehven yazıldı­ tahrik edenlerden, 102.
Paşa, Sa'id Mehmed Paşa, Naili Abdullah Paşa, Sa'düddin Paşa, ğı, ifadenin ,.;elişinden doğ­ Abdülhamid Han, Birinci , 95.
Mustafa Paşa, Salih Paşa, Seyyid Ahmed Paşa, Ahmed Paşa, Rakım rusunun Said Paşa olması la- Abdülhamid Han, İkinci, IV--\·I,
Mehmed Paşa, Ha­ mid Hamza Paşa, Ömer Paşa, Yusuf Paşa, Deli zım geldiği anlaşılır J. VIII, XIL XVII.
Abdi Paşa, İb­ rahim Paşa, Osman Paşa, Şerif Paşa, Hasib Paşa, Abdullah, Fakih. Mekke'nin şafi'ı .l\bdülkerim Nadir Paıa, Osmanlı
ulemasından ve isyanın elebaşı­ kumandanlarından, bilahere s<,r­
Agah Paşa, İzzet Paşa, Kamil Paşa sene 1272 3.
larından, ıo4, ı ı ı. dar-ı ekrem, 9.
Abdullah Bey, Şerif Abdülmutta­ Abdülmecid Han (Bu padişaha
lib'in oğlu, 131. 132. hazan ismiyle, bazan zat-i şahane
Abdullah bin Ahmed Ba-Sabrin, terkibi ile bir kaç yerele ele
Seyyid, ..:,M..,; ..ı..r-1 0. ..,_.\!ı.;. .c, Cid- sadece padişah ve sultan tabir-
de tacirlerinden ve Mekke is- leriyle işaret olunmuştur), Rıza
yanını tahrik edenlerden, 102. Paşa'yı seraskerlikten az] et­
Abdullah bin :ı,fohammed el-Mer- mesi ve Mustafa ReşidPaşa Hari­
gani ,;;.}1 ;;-_ "'"'-"," Mek- ciye nazırlığına getirmesi, ıo. ­
ke ileri gelenlerinden ve ısya­ İstikraza şiddetle muhalif olması
nın elebaşılarından. ıo2. VF, hazineye haks1z yere· maa:-;

Abdullah bin :'--iasır Efendi, I'vfu­ tahsisinden koruması. 22.- Kan


hammed bin Avn'in damadı, Emaret dökülmekten nefretine. zekasına
kaymakamlığına ta­ yin ve sebatkarlığına dair. 23.
olunması. ı 2 ı. - Abdül- muttalib'in -Kendisine hitaben harb k-
kuvvetlerini Zey- rne'de hezimete hinde yazılıp İstanbul sokak­
uğratması, 141.- Arafat larına yapıştırılan yaftanın su­
muharebesini kazanması, reti. 24.- Vükelaya Damad
143. Ayrıca bk. ı 19, ı22, 123, Melımecl Ali Paşa'nın te'dibi­
ıc:6, ıc:g, 142, 144, 146--148. ni cn1r etmesi, 37. Rüşdl
Abduilab bin Seietan cı\:l ;;-_ "' '-"," ,
1 Bu liste ile krş. : Hicaz vilayeti salnamesi, ı 309. s. ı 23- ı 30. Necid emirlerinden Halid bin Se-
' :ı1ctinde ismi Ll ;ı_,,,, şeklinde yazılı olan bu zat sadaretten aze olunup bud'un ammi-zadesi olup Şeyh * Has isimlere aid olup formale.rın
Cidde'ye tayin edilen Ivaz Mehmed Paşa'dır (Bk. Sami, Şakir, Subhi, Tarih, Faysal tarafından öldürüldüğü, baskısından sonra ·dikkati çe­
İstanbul, 1198, v. 179 a. 140. ken yanlışlar indekse düzelti­
3 Tezakiri muhtevi cüzlerin üçüncüsü burada biter. Birinci cüz Te.zkire No. Abdullah bin Ukayl el?"- 0, .iiıl-"," , lerek geçirildiği gibi bilahere
6 ile hitam bulduğu halde zühulen verinde gösterilmediğinden bu notta işaret Seyyid, Mekke'nin ileri gelenle- elde edilen bazı malumat da
ediyoruz. rinden, 102. buraya ilhe edilmiştir.
TEZAKİR-i CEVDET İNDEKS I.)J

Paşa'yı serasker etmesi, 44. şu (Salı, 7 Şevval 1272) ve er­ Ahmed Paşa, Kapudan-ı derya ..\h- gitmesi, sadaret fern1anının okun-
- Muhtelif meselelere ezcümle tesi günü Mekke'ye sevk edil- med Fevzi Paşa . Hüsrev Pa­ ması, 49. - Paris konferansına
T'unus'a dair konuşmas1 4.7. diği, 148.-İstanbul'a v': ora- a'nın sadrazam olması üzerine memur edildiği, 66. - 25 Şev­
· Öteden beri kendisine ayda dan Selanik'e izamı, 149. - İlk Osmanlı donanmasını İsken­ val 1272 de İstanbul'a avdeti,
12,500 kese verildiği halde 1271 emaretinden infisaline dair, deriye'ye götürüp Mehmed Ali'- 89. Avrıca bk. V, VI, VIIl,
de bunun 20.000 keseye çıka­ 150. Ayrıca bk. IX, XIV, ıoı, ye teslim ettiği ve firarı lakabını XIII, 1 ı, 21, 23, 26, 45, 51.
rıldığı, 48. - 29 Şevval 1271 ıo3-107, ıo9 -112, 114-117, aldığı, 6. 56, 65, 71, 74, 75, 85, 86, [Ol.
günü Babıali'ye giderek devlet I 19, !20, 122-124, 126-132, Ahmed Paşa, Mısırlılar zamanında
Ali Ölmezoğlu, I.
işleri hakkmda müzakereler­ 140, 141, 146, 151. Hicaz seraskeri, 139.
Ali, (bin ebi-Talib), 149.
de bulunması, 50.- İngiliz se­ Acara, Acar halkının yaşadığı Batunı _-\hmed Paşa, Yeğen, Ka,·alalı Meh­
_\Ji Ağa, Dersaadet alayı birinci
firi Canning ile Damad Mehmed havalisi, 94. med Ali Paşa'nın bu zatı i\Iekke
binbaşısı, 145.
Ali PaJa hakkında görüşmesi, Acem diyarı, İran, 96. kaymakami tayin ettiği, 150.
.·\li Ağa, Hacı, Mekke'clc kol-ağ-ası,
54- · -· Cuma 24. cumadelula Adalar, İstanbul'un maruf sayfiye Ahmed Paşa, Şerif, ı 15--116.
1 45·
ı 272 de İngiliz sefirinin ba- mahalli olan adalar, 3ı. Ahmed Refik Bey, Müverrih, X.
Ali bin Abdullah Ba-Asin, Şeyh
losuna gitmesi, 61. Ayrıca bk. Adana, III. Ahmed Vefik Efendi (Paşa) , İane
III, VI, IX, XIII XVII, 5, 6, Adile Sultan, Mahmud II'nin kızı ve toplamak üzere ön-ayak ol- .:.,::.:.. -ü!ı..ı.:-J:: .:.:. J i::;;, Ciddt'
tacirlerinden ve Mekke isya111-
I I, 14, 20 38, 41, 45, 46, 51, Damad M:ehmed A.li Paşa'mn / duğu, :J:J Avrupa'ya gön-
111 tahrik edenlerden, ıo2.
53, 55, 74, 86, 134, 135, 137, haremi, 25, 38. derilecek ıo talebenin imtiha-
Ali Efendi, Baş-mabeynci, 39.
ı38, 14.9. Afganistan, 97. nına Cevdet Efendi (Paşa) ile
Ali Efendi, akibü'l-harem, ıo+
Abdülmu'in, Şerif, Abdülmuttalab Afif Bey, Beylikci, 67. birlikde me'mur olarak işe baş­
I I I, I 12.
Efendi mensublarından, ı 18. Agah Paşa, Cidde valilerinden, ı o ı . lz,dığı, 62. - :;ieyhülislam Arif
Abdülmuttalib Efendi bin Galib, Ahısha, 60, 94. Efendi hakkında bir sözü, 73. Ali Efendi, Hicaz alayı birinci ka­
Şerif, İkinci emaretinde devletin Ahmed Ağa, Mekke'de Binbaşı, 143. Ahmed Ziya Bey (Ressam), II. bru binbaşısı 145.
Kırım harbi dolayısiyle uğradığı Ahmed Ateş, r36 Akdeniz, 6, 3 ı, 39. .\li Galib Paşa, JVIustafa Reşid Pa­
zorluklardan faydalanıp 1272 Ahmed Bev_. Da,ğıstanh. :tviiralay, Albanya, Cenubi Dağıstan ile şi­ şa'nın oğlu, Abdülmecid Han'ın
ferrnanmdaki esadarı ileri sü­ 129, 130. mali Azerbaycan'a verilen eski dan1adı, Fatm8: Suhan'ın zev ci,
erek isyan eden Emir. Emaret- _.\hmed Bey, Miralay Hacı, Ab­ ismi, 94. Hariciye nazırı, ıo, 13, 4:.2.
ten azline dair, 61-. Dev- _.\leksandr (llJ. Rus Çarı. Babası _.\li Kürdi, Şeyh, Mekke ulemasın­
dülmuttalib'in yaver-i harbi,
ı,, --ı-c ,....."'ı_;;:ı,...,.:, .... o. u,.., :.-l u ... T TÇ! T Tf', T<'>f'\ Kikola I.'ın yerine cülusu, 29. dan ve isyana iştirak edenler­
---, --::.,, -J· ·
nın ınektubuna cevabı, 12.5----126. Ahmed bin :\bdillah Ba-Ras, Şeyh _-\lemeyn, 1-Iicaz'da Bahere'ye ) saat- den, 117.
---Asirlileri isyana teşviki, 142.- dl-> ·•Jı..ı..t.:,: ...ı.?'\ E:.:;: Cidde tacir- lik nıesafede bir n1ahal, r 2 7. ,\li :'-Tihad Efendi, 50.
Arafat muharebesinde mağlub lerinden '-'e :tviekke isyanını Al-i Osman, Osmanlı hümadar ha­ ,.\li Paşa, Şerif, Mckke Emiri ı'vluham­
olması Ye bunu müteakıb ur­ tahrik edenlerden, ı02. nedanı. (Osman oğulları), 96. med bin Avn'ün oğlu. 147, 148.
ban'dan 5000 kadar muharib :\hmed bin Osman, Şeyh, Cidde .Ali Paşa, Mehmed Emin, Tan- Ali Ratib Bey, Seyyid ;\,Iustafa
toplayarak Mekke'yi basması tacirlerinden ve :tviekke isyanını zinıat devrinin pek rneşhur sad­ Paşa--zadc Abdülkerim Bey'irı
(Perşembe, 7 Cınnadelahire tahrik edenlerden, 102. razamlarından. Politika işle­ oğlu, Anadolu payeli, fudaladan
1272) ve pek az olan Osmanlı \hmed bin Zeyni Dahlan, Hu!dsatü'l rinde nıaharetinc. sadrazanı bir zat olup Meclis maarif reisi
kuvvctleriylt. çarpı:;;uklaıı son­ olduğu zaman halk nazarında iken ı 272 de vefat etmiştir. Bu
-keldnıfi umeıai'l- beledi'l halwıı
ra ınünhezirnen firarı, 14-3.- ku,;ük görürıJüğünı.::: dair ., 14.- zatın .,_lldn-i ;;;etiıı'i yazacak
adlı tarihi müellifi, r5r
Pazartesi ıo Şaban ı 2 72 de ·· Reşid Paşa'ya karşı Fuad Paşa hey'ete dahil bulunduğu, 63.
Ahmed Efendi, Şerif Abdülmutta­
dört koldan Arafat'da bnlu- ile birleştiğ·i. 16. -- Vi- yana Alkam, Şerif, Abdülmuttalib'in is-
lib'in kethüdası, 114-1 r6,ı19,
uan Osn1anlı askerine hücumu I22. konferansına ınc'n1ur ol­ duğu 39.- yanında ele-başılardan, ı ı:!-· r 15,
ve ınağ-Juben kaçması, 145-146. Ahmed Lı'.ıtfi Efendi, Vak'a- nüvis, Reşid Paşa yerine sadaret'e tayini, 117, 128, 141.
Te.if'de Osmanlı kuvvetleri I, III, VI, VIII, IX, 5. 4:2. - ıo Şev­ val 1271 de Almanya, 83, 92.
tarafından kuşatılması, 147.- Ahmed Paşa, Tunus Beyi. Vefat İstanbul'a döne­ rek 1VIabe·yn'e ..Amerika, 12, g .
Osmanlı kuvvetlerine teslim olu- haberinin geldiği, 47, 48. \T sonra Balnaltyc '\.1111ti Pa1a, erif l-! y... .ı..: ..- 1
TEZAKİR-İ CEVDET
t"iDEKS 157

Abdülnıuttalib'in isyanında faa- Tvleclis-i mai'lrif-i muvakkat aza-


liyet gösterenlerden, ı 29. Babıali, Osmanlı devletinin Sadaret, Sivastopol'un cenubunda bir
lığına tayini, ıo. -- Softalar
Amr bin Abdillah Ba-Derb, Şeyh, '-;- Hariciye, Dahiliye, sonra Şu­ sahil kasabası , 56.
vak'asında gevşek davrandığı ci­
ray-ı devlet gibi yüksek dairele Baltacı. sarraf, Osmanlı hükumetinin
'J.'.) cÜJ\ ı. r .. J.ı.E- Cidde tacirle- hetle meşihatten azli, 24. Avnca
rinden ve isyan müşevvibelerin­ rinin hcy'et-i mecmu'ası ( Bu bu adamdan 1oo bin kese istik-
bak. 23, 54, 70, 86.
den ıo2. tabir ekseriya Osmanlı hüku­ raz etmesi, 44-
Arif Paşa, Sabık Şam valisi ve Ara­
meti manasına ela gelir), Ba­ Baltacı Mehmed Pa a, Osmanlı sad­
,\nadolu. \ 71, 9, 24, 60, 79, 92, bistan ordusu müşiri, tahkik-i
bıali ricali ve rütbeler hak­ r3.zamlarından, Petro I.'i, Prut'-
93. 99, 100. ahvalinin Mahmud Paşa'ya ha-
kında (Babıali'nin icmal-i ah- da kuşattığı, 92.
Anapa, Kafkasya'nm Karadeniz sa- · vale olunduğu, 32.
vafü, 18. - Devlet'in 1268 de Baltık, 66.
hilinde bulunan bu kalenin, zapt .\rnavudluk. Arnavud. 79, ı 12. 147.
m3.li muzayakası ve Babı.lli'­ de Baş-karakollıanc, Mekke'de bir kara-
ve teshiri, 46. Ayrıca bk. 90, 93, Arpaçay, Kars dolavlarında bir
herkesin bundan bahsettiği, 2 ı. kolhane, ı 13-116, 128.
94, 9B. nehir, 99.
-- İstikraz tarafdarlığı, 22. Batum, 35, Go, 90, ıoo,
Ankara. 1. Asım Efendi Vak'a-nüvis. 3,
-Babıali'de 1271 zelzelesinin Bayezid, İstanbul'da meşhur semt, II.
Arabistan, Arab, 9, 15, 32, ı 3 ı, ı 32, Ata Efendi ::V!ekke'de yoklamacı.
I 2 I. \esirleri, 33-Babıali'cle ı 1Receb Baz, Şerif, )\ '-'!.:-,; Mekkc'clc isyan
140, 143. 1272 de yangın çıktığı ve Sadaret
Avrupa, Avrupalu, III, V, 7, 8, 12. edenlerden, ı 13. 12B.
Arafat. Mekke'nin meşhur dağı, ımüsteşarlığı dairesinin yandığı,
20, 22, 24, 29, 30, 42, 44, 43, Bebek, Boğaziçi'nin Rumeli sahilind<"
120, 141, 142, 143. 145.
55, 62, 64, 66. 74, 79, 80, 83, 84, 86. - Avnca bk. VII, XV, meşhur semt, I.
Arif Efendi, Meclis-i maarif aza- 85, 99, !02. 8, 15, 19, 26, 3ı, 39, 40, 49, Bedayi'ü'l-inşa, Mustafa Reşid Bey'in
sından, Islahat fcrmanmın okun­ A,·usturya. Avusturyalu. 1848 ih- 68, 83, 84, 89, 90, I O 1, 106. tertib ettiği eser , 11.
rnas1ndan sonra ettiği duanın, tialine dair, 12. - Karadağ Babinger. Franz, l. Bedayiü'z-zulıur fi vekayi'ü'd-dulıur
dinleyenler üzerindeki fena te- meselesinde takındığı tavur. Babü'l-atık J:,C.Ji":'\, Mekke'nin kapı­ Ibn Iyas'ın maruf tarihi, ı 5 ı
siri, 69. 15. - Kırım harbi esnasındaki larından biri, 113. Belgrad, 92.
Arif Efendi, Viyana büyük elçifi, 84. siyasi müdahalesi, 65. Aynca Babü's-selam, Harem-i şerif'inşark Benedetti, Vincent, (Fransa'nın İs­
Arif Efendi. Sudurdan Meşreb Ali cihetindeki kapılardan biri, ı 13.
bk. XIII, 28, 42, 43, 45. nfi. tanhul'daki maslahat-güzarı. Bu
Efendi'nin torunu, müderris E- 84, 85, 88, 92, 93. Bağdad, ıo, 150. zat bilahere Bedin sefiri
min Efendi'nin oğludur ve Şey­ Ayasofya cami'i, t3, 14. Bahere * ,,s,_, Hicaz'da ?viekke ile olmuş ve Napolieon III. tarafın­
hü!islamlıkda Arif Hikmet Be- \yid bin Mer i i.5./ 1: t.,at , \sir Cidde arasında yarı yolda bir dan kendisine kontluk veril-
:,."'.f,.,,..,,.1; "" h? lpf' ,.lrnnı.:. n0 l\"..!T}?-
E;.1.,.i;:i, \. G lnıüttz.li!)'i :.. ver 1. 122-124. 126, ı27,
ını ur. Bc:ııeUı.::LLi 187v Fra.i1.- sa-
ddula 1275 de vefat etmiştir. ,·iki ile isyan ederek Hudeyde- 129,. 130. Prusya harbi başlarken Bcr­ lin'de
Bu zatın Meclis-i va.la müftüsi yi muhasaraya kalkıştığı, ve Bahir Efendi, Abdürrezzak, Dahiliye
sefir idi), 41.-- Reşid Paşa'nın
iken şeyhülislam olduğu, 24-- muvaffak olamayıp dönerken bir katibliğine kadar yükselenBabıi'l­
Sadaretini tebrike gittiği Da­ Sadaret'ten infisalinc sebeb olduğu
salgın hastalığa tutularak öldü­ lı ricalindendir. Paris'ten gelerek
mad Mehmed Ali Paşa'nm, ve bu yüzden azle uğradığı , 43.
ğü, 142. sulhun akd olunduğu haberini
Beni Kavnaka' ,:.la:..J , Hicaz'daki
kendini fazlaca bekletmesi üze- Azak denizi, İngiliz ve Fransız ge­ resmen bildirmesi, 87.
rınc hiddetle valıdan ayrıl­ vah di kabil le;ind n, 134, 137.
milerinin Rus gemilerini batır­ Bahreyn, Arab yarımadasında bir
Beni, Kureyza .ı..A!J; ., Hicaz'daki
dığı, 38.- Kindar olduğu ,·e dığı, 43; kalesi, 92. emaret, 140.
:viehmed Ali Pa a'nın sürgün vahudi kabilelerinden, 134, 137.
Azerbaycan, 96. Baku, 94-97.
edilmesi için çalıştığı, 39.- Beni· Sa'd -'•- "'·' Arab kabilelerin-
Azmi Bey, 1272 de Babıali enak Balaklava, Kırını yanınadasında ve
den, 148.
Mekke'ye yazdığı arabca mek­ müdürlüğüne, iki sene sonra Beni Sakif ,..;,;; .,;._, .\rab kabilelerin-
tub, 132 ---- 135 - 138. Ayrıca De.lvi nazır n1uavinliğine ta­
hk. 37, 67, 69-71, 85, 86. * Bidayette Bahre okuduğum bu den, 145.
yin olunan Mehmed Azmi Bev Beni Süfyan :,\,;, .;., Arab kabile-
Arif Hikmet Beyefendi, Vezir Raif olmalıdır. 86. kelimenin, bazı yabanei eserlerde
Bahere şeklinde yazıldığı görüldü. lerinden, ı 19, 132, 146.
İsmail Paşa zade sudurdan İb­
Bk. :t'v1aurice Tamisier, Voyage en Berekat (Ebülberekat), Şerif, Yavuz
rahim jsmet Bey'in oğlu şey­ Bab, i'v1ekke'nin mahallelerinden bi- Sultan Selim'e ınutava'at eden
hulislam, (vefatı, şaban 1275. ri I Ij. Arabie, Paris, 1840, I, 161, v.d.,
II, atlas.
İNDEKS l.'i9
TEZ.A.K.İR-İ CE'\'DZ'f
,,iliğine Fransa'nın itirazını Fuad Rüsdi ı'v1olla Efendi, aza: İstan­
Mekke emiri. 150. 151, Bükreş, 12. Paşa'ya yazdığı, 85. bul kadısı Tahir Efendi, Mec-
Berrüşşam, 8, ı7, 139, 149. (_bk. Büyükdere, Boğaziç.i'nin Rumeli sa­ lis-i maarif azasından ve İstan­
Cengiz, Cengiziler, gı, 96.
Suriye): hilinde meşhur semt, 35. bul payelilerinden Hüsam Efen-
bcsarabya, 28, 66, ]il. Cerade kahvesi ıs"'-' ; ,,ı, , Cidde ile
di, Ali Ratib Bey, Cevdet
Besim Bey, Darbhanc '\azın AliRı­ Canning (metinde .:ı,<,\;J Statford Can- Rahere arasında yan yola yakın
Efendi. Komisyonda fakih de-
za Efendi'nin oğlu ve Kıbrıslı ning, Vicomte Stratford de Re- bir mahal, 123. nilecek yegane şahsiyetin Tahir
lVIehmed Pa a'nın kaynı, rical­ dcliff,- (ı 788- ı 880), İngiltere'- Ceride-i Havadis, İstanbul'da ,;ıkan Efendi olduğu ve kendisinin
den, 69, 87. nin İstanbul elçisi. Babıa-li'nin Türkçe bir gazete. 5. (yani Cevdet Efendi'nin) eski-
Beşiktaş, Boğaziçi'nin R..umeli sahi- icraatına müdahale etmesi, 26. Cevdet Pa,a, Ahmed, Tezakir'in den ulüm-ı akliyye ve edebiyye
linde meşhur semt, ı ı Şevval Büyük nufuzu, 39.-Kırımdan müellifi (metinde kendisini ile meşgul olup ulüm-ı fıkhiy­
ı 27 ı de bukada bir yangın İstanbul'a dönüşü, 42.- Reşid daima fakir diye zikr eder). yede melekesinin nakıs bulun-
olduğu, 49. Ayrıca bk. 48, 89, 149. Paşa yalısında şeyhülislam Arif Meclis-i maarifce hazırlanan duğu ve bu cihetle fıkıh ki-
Bevaridi ,PJI.J'., Mekke emirlerinin Hikmet Beyefendi ile görüş­ karar hülasaları ile layıhaların tablarım tetebbü'e haşladığı,
ma'iyyetindeki sekban nev'inden mesi, 54--Verdiği baloya Abdül­ ve mazbataların kendi kalemin­ komisyÔnun i1k ictim3.nı 20
köleler, 105, 127. mecid Han'm gelmesine teşek­ den çıktığı, Fuat Efendi (Paşa) safer 1272 de yaptığı, 1i1etn-i
Bevazive, Mekke mahallerinden biri, kür i :in 1.labeync'e aziıncti ve 'ile Bursa kaplıcalarına gittiği, metin'in taınan1lanamadığ1, daha
. I 16.
dönüşte Reşid Paşa yalısına 12. - Reşid Paşa ile Mısır va­ sonra kendi riyaseti altında bir
Beylerbeyi, Boğaziçi'nin Anadolu sahi- uğrayarak Paşa yalıda olmadı­ lisi Abbas Paşa arasındaki ihtilatı hey'etin Aılecelle-i ahkii.m-ı adliıyr:'yi
linde meşhur semt. XIV, X\'. ğ·mdan Cevdet Efendi ile gö­ lıall için i\ıfısır'a giden Fuad vücude getirdiği, 63--64. - -· Un-
Beyrut, 26, 27, 31. rüşmesi, fö.-Reşid Paşa vası­ Efendi (Paşa) ye refaket ettiği, vanların tebdili için, }'uad Paşa,
Beytullah, Beyt-i muazzama, Ka'be. tasiyle Cevdet Efendi'den Kaf- ı 3. - Reşid Paşa'nın kanal Afif Bey ve Cevdet Efendi'den
113, 121, 126, 127. kasya'ya dair layıha istemesi, 90. meselesi yüzünden İstifa ettiğini mürekkeb bir komisyon teşekkül
Bi'r Barud .:ıJ...ı ;.. , I\·1ekke civarında -Reşid Paşa'nm, Cevdet Efen­ kendisine hikaye eylediği, 39.--- etmesi ve bu komisyonun bir
bir mahal , 146. di tarafmdan yazılan li\yıhayı Re id Pa .a'nın, kendisini \ 1i- kere ictin1a' ettikten sonra Kars'uı
Bişeli _,k:. ., Bişe Hicaz ile Yemen ara­ fransızcaya cevirtip Canning'e yana'ya götürecek olması, ap.-- düşman eline geçtiği haberi üze-
sında bir bölgedir. Bu havaliden vermesi, ıoo. Ayrıca bk. 27, 44, Fıkıhtan bir kitab telifiyle meş­ rine işin geri bırakıldığı, 67.
alınarak Mekke emirlerinin gul olduğu, İngiliz elçisinin Reşid Paşa taralindan Şeyhülis­
52, 61, 70, 74, 85.
ma'ivvetinde istihdam edilen as- .Jl.ÜG6UilZı. Jiı \,-e,t c2ildiği \'C gi- b.111 Arif Efendi:ye gönderılerek
kere bişeli denirdi. r 24, 14 7. !arından, ı 04. ı ı ı . cleınediğj, 6 ı . --Cuma ı Cuma­ Paşa'nın İslfıhat Fermam hak­
Boğ·aziçi, 13, 20. Cebbane <il , Hudeyde'nin şimalinde dehılft ı cz72 den itibaren zapt kındaki itirazları yüzünden do­
Boğaz-kahvesi, Mekke civarında bir \'e iki saatlik mesafede müteaddid olunmak üzere kendisine Galata la5an dcdi-kodulara dair görüştü­
ınahal, r27. kuyuları olan bir yer, 142. rnevleviyeti tevcih eclildiğ·i ve ğü, 71.-Paris muahedesinin akdi
Hoğdan, Vaktiyle Osmanlı dev- Cebel Handeme Hicaz'da bir dağ. 146. Pazartesi günü huzur mura- haberi gelince Şeyhülislam Arif
letine bağlı bir beylik, şimdi Cebel kapısı, Taif'in kapılarından fa'asına gittiği, ketebeden Av- Efendi'nin o sırada vak'a-nüvis
Romanya'nın bir bölgesi, 12, biri, 147. rupa'ya gönderilecek ıo talebe- bulunan müellife bu vakayı'ı
66, 78, 83. Cebel Kubeys ..,...0,, l,':" :t\fekke civa- nin, Vefik Efendi (Paşa) ile bera­ kaieme almasını söylediği, 87.-
Bosna, IX, XI. 14, 41, 79· rında bir dağ, ı:45. ber intihabına me'mur olduğu, Canning'in istf'ği iizere Kafkasya
Buharı, İmam, l\'1eşhur muhaddis, Cebel Nur, Hicaz'da bir dağ, 145. fö.-Vükelanın kararı mucibince 'ya dair bir layıha kaleme alması
135, 138. Cemal Efendi, Mekke mu'tebe- ilm-i fıkhın muamela_t kısmına ve bu layıhanın sureti, 90--ıoo.
Bursa, Fuad Efendi (Paşa) ile Cevdet r:ınından Ye ısyana iştirak dair türkçe ve herkesin anla- Ayrıca bk. I--XIl, XIl, X\J,
Efendi (Paşa)'nın kaplıcalara edenlerden, ıo2, ıo3, ı 1ı-ı 18. yabileceği üslubda .Metn-i metin 56, IOI; IjI.
gitmeleri, 12. - Büyük zelzele CPmil Bey Mustafa Reşid Paşa'nın adlı eserin te'lifine me'mur edil­ Cevdet Paşa, hayatı ve eserleri, I.
(Çarşamba, ı Cumadelahire, büyük oğlu Paris elçisi Mehmed Cezftyir-i garb, Şin1ali Afrika'nın
diği ve bu işle uğraşacak
1271), 33--35. Cemil Paşa. Paris'c gittiği, 52.- komisyonu şu zatlardan mürek­ osmanlı idaresinde bulunan
Bu'-um, p•! Mekke ile Tcıif ara­ Napoleon III. ün iltifatı, 55. keb bulunduğu, Reis: sudunlan Cezayir kısmı, II 7.
sında bir mahal, 146. -Kallimaki Bey'in büküy el-

-.!'.1'
'
1 ·it
'j

1Gu TE7A.KTR-İ CEVDET 'i İ DEKS 161

Cezirctü'l-arab, 102, 103. Çıldır, Kars bölgesinde bir kasaba. j den biri, 6, g, ıo, 12, 13, 20, 25, Eflak, 12, 66, 33.
Cidde, 61, 81, 102, 105--108, 1 ıo, bu kasabanın Ruslar tarafından Ejderhan, 9ı.
26, 29,31,35,36,39,41-43,49,
l J I, J 15, l 18-124, 126, 128, zaptı, 49. Elburz, 94-
51-54, 57,58, 62, 73-75, 79,
12(), 140, ı4fi, 148, _149.
Cidde valileri (Yavuz Suha
Çırağan sarayı, Boğaziçi'nin Rumeli
sahilinde. Beşiktaş ile Ortaköy 1 1: 86, ıo6, !07, I 18, 123, 127,
144-146, 149, 150. (Bk. İstan­
Eneümen-i danış, Reşid Paşa'nın te'sis
ettiği akademi, II, 5, 13.
Selim'den 1272 senesine ka- arasında bulunan meşhur saray. Enderun-ı hümayun, Osmanlı sa­
l bul ve Kostantiniye).
dar): Şırvani Kasım Paşa, İb.­ XVI, 38. rayının padişahlara aid daire­
Derviş Paşa, Mekatib-i harbiyye na -
rah.im Paşa. Süleyman Paşa, Çingiz, (Ek. Cengiz) .
Çürük-su, Batum yakınında Karade­
ilı· zırı, kimyager, 55. sine verilen isimdir ki daha
Mehmed Paşa. Mustafa Paşa, ,! sonra Topkapı sarayını mün­
niz'e dökülen bir ırmak. 101. j Devlet-i aliyye, Osmanlı devletine veri-
Dilaver Paşa, Mustafa Paşa, hasır kalmıştır, 6.
i' len isim (bazan sadece Devlet
Mehmecl Paşa, Süleyman Paşa. Dağıstan, 90, 92, 94-99. I) Ermenistan, 96, 99.
olarak da geçer), III, V, VII,
İmad Paşa, Mehmed Paşa, Hü­ Erzurum 60, 61.
seyin Paşa, Ahmed Paşa, Meh­ Danış Bey, Dahiliye Nazın, V. VIII, IX, XIII, 5-12, 15-17,
Es'ad Efendi, Vak'a-nüvis, müsved-
med Paşa, Ahmed Paşa, Mehmed Danimarka. 65. 21-26, 31, 34, 35, 39- 41, 45, clatının çok araştırılıp bulunama­
Dar-ı şuray-ı askeri:, 1239 ela 49, 50, 52, 54, 55, 57, 6ı, 64, 65, dığı, 3.
Paşa, Ahmed Paşa, Mehmed
Paşa, Süleyman Paşa, İvaz Mahmud 1L tarafından ih- 68, 70-85, 87-93, 95, 97-99, Eyyub, Ashabdan Ebu-Eyyub Ensari
Paşa, Ahmed Paşa, İsmail Pa­ clas olunan bir daire olup bu- I0I-104, 106, ıo8, I IO, I 14, Halid b. Zeyd'in İstanbul'daki
şa, İbrahim Paşa, İsmail Paşa, rada Devletin askeri işleri ted­ 118, 119, 122, 124-126, 129, türbesi, 24. - İstanbul'un meş­
·Muhsin zade Mehmecl Paşa, kik ve nizamları tesbit edilir­ 130, 139, 140, 142, 149. hur bir semti, 35.
Bekir Paşa, Said Mehmed Pa­ di, ,)2, 107. Devlet-i osmaniyyc, 149. Eyyub Sabri Paşa, J1iralü' l-ha.remeyıı
a, Naili Abdullah Paşa, Darülfünun, Ayasofya cami'i civarın­ Devlet-i aliyye-i osmaniyye , müellifi, 15ı.
Sadeddin Paşa, Mustafa Paşa, da sonradan Adliye Nezareti ola- 133, 136, 138.
Salih Paşa, Seyyid Ahmed Paşa, rak kullanılan binanın inşası, Türkistan, 55. (Bk. Saltanat-ı Faş, Batum civarında bir kale, 97.
.'\hmed Paşa, Rakım j\,fehmecl 13.-bu mahalde Darülfünun te- seniyye) . Fatih sultan Mehmecl, 9 1.
Pasa, Hamid Hamza Paşa, Ömer sisinin doğru oimıyacağına dair, Devv-i Zeyd, ı 19 (Bk. Zevi-Zeyd). Fatma Aliye Hanım, Cevdet Pa­
Paşa. Yusuf Paşa, Deli Abdi bazı garazkarların _\bdülmecid Divan-ı hümayun, Babıali'nin Di­ şa'nın büyük kızı, II, IV.
Paşa, İbrahim Paşa, Osman Han'ı kışkırtmaları ve yapının van-ı hümayun kısmı hakkında, Faysal, Şeyh J,a,; i':,.! , Necid Emiri
ra a, Şe:-if P2. ::. :!:2 ib P2. '-:'-, bir müddet sürüncemede kalması 18-19. olup bu ülkeyi zaptederek Ab-
Ap:i'ıh Paşa, İzzet Paşa, Kamil ve başka işde kullanılmak kararı Dolmabağçe sarayı, lloğaziçi'nin duiiah bin Seletan'ı ölclüruüğü,
üzerine inşaatın tamamlanınası Rumeli sahilindeki meşhur sa- Devlete senevi ıo.ooo riyal ver­
Pa a.
14. ray, XV, 38. gi verdiği, 139 140.
Charles X., Fransız kıralı, 30. Daver,Damad Fethi Paşa'nın mücev­ Fehd, Şerif .li; ui!_,.!., I I 3, I 28, l 29.
Clarenclon, George William Fre- heratını ve parasını çalıp ka­ Ebrac ıJ.ı, Mekke havalisinde bir Feta, Şeyh İbrahim <S; f-"'.ı:I e-,
deric Villiers, Baron de Hyde, çan ve Büyükdere'de tutulan mahal, 145. Mekke isyanının ele-başıların­
Lord, İngiltere Hariciye nazırı gürcü uşağı, 35. Ebu-Hureyre, Ashabdan, 134, 135, dan, ıo4, 1 I I.
ve Paris Konferansında birinci Davud Paşa, Bağdacl'ın son kölemen 138. Fethi Paşa, Daınad, Ahmed Mahmud
murahhası, IO I. valisi, şeyhülharem, 149. Ebı'ılula Mardin, I. II.'nin kızı Atiye Sultan'ın zevci,
Davud-paşa cami'i, İstanbul'da bulu­ Ebu-Numey ,/Y.l ŞerifBereki'ıt'ın oğlu, Tophane muşırı. Reşid Paşa
Çerkesistan, 90, 93-95, 97--99. nan bu cami'in, çarşamba ı Cu­ Osmanlı devrinin ilk Mekke ile hem-fikir olduğu, 8.- Men-
Çcrnaye, Sivastopol cıvarında bir madeluli'ı 1271 günü vukubulan emiri, 150. kı'ıbiyeti, 9. - Encümen-i da-
ırmak. Buradaki Sardenya istih­ zelzelede iki kubbesinin yıkıl­ Ebüzziya Tevfik, 75. niş'a alınmadığından dolayı Re­
kamlarına Rus hücumunun püs­ dığı, 33. Edhem Ağa, Taif'de muhafız, 130. şid Paşa ile aralarının açıldı­
kürtülmesi, 56.- Sivastopol'un Davudiye, Mekke'de bir medrese, ı 18. Edhem Paşa, Sadrazam, II. ğı, 13. - Abdulınecid Han'a
zaptı esnasında Osmanlı askerinin Demirkapı, Bursa'da çarşı, 34- Edirne, 8-ıo, 23, 83, 93, 98. istikraz aleyhinde bulunduğu ve
bu ırmak boylarında bulun­ Derbencl, Dağıstan'cla şehir, 97. Edirnekapı, İstanbul'un bir mahal- Padişah'ı bundan vaz geçir­
duğ·u: 58. Dersai'ıdet, İstanbul'a verilen isimler- lesi, 50. diği, 22. - Eyüb'deki sarayı-
'fEZ.:\.KİR.-İ CEVDET t DEKS

(Fuad PaşaJ, Alı Paşa ile Fransız Gümrü, Kafkasya'cla bir ehir , 39, Haretü'l-bab ._,,ı_,.ıı;).;_, Mekke mahal-
nın uşağı Daver tarafoıdan
soyulduğu, 3:,. Ayrıca bk. 14, 21, politikası takib ederek Reşid Pa­ 64, 94, 99- lelerinden biri, ı 13.
şa'ya galebe çaldıkları, 39.- Gürcistan, 33, 57, 38, 92-99. Güzel- Harput, 9.
23, 36, 37, 48.
oğlu Artin, İstanbul'un ermeni
Fevvaz, Şerif .:,ı.,; <Jt.,-!ı, ı 32. Vezaret ile Hariciye nazırı ve Hasan Ağa, Taif'te yüzbaşı, hiılasa-i
Meclis-i alı Tanzimat reisi ol­ 1nu'teber2.n1nda11 73.
Fındık-zade Efendi, Sudurdan reis'- takriri, 130-132.
ü'l-ulema (yani ulemay-i resmiy- duğu, 42.-- Alı Paşa Paris kon­ Hasan Bey Mekke'de miralay, 114,
feransına gittiği zaman neden Hacerülesved ,_,-':/,, . ı 13--114.
yenin en eskisi) İbrahim Halil Hakkakler çarşısı, İstanbulun maruf l 16, 130, 145, 148.
Efendi. Tevellüdünün ı 186 da kaymakam ta·yın edilmediği, Hasan Efendi, Dağıstanı, Mekke'dc
66.- Elkab ve unvanların de­ kitabcılar çarşısı, I1.
olduğu,6 Şevval ı 271 vefat ettiği, Hakkı Beyefendi, :\1abcyn-i hümayun Davudiye müderrisi, Abdiil-
biraz ilmi olup pek ala şatranc ğişmesi için teşekkül eden ko­ muttalib'in hazırladığı mahzarı
ınisyona me'mur olduğu, 67.- baş-katibi, 69.
bildiği, 49. imzadan istinkaf ettiği, ı 18.
Fityani, Küdüslu Mekke isyanının Kendisine göre Osmanlı dev­ Haleb, III, 7, 79, 89.
Halid Bin Sebud ,.,,- :,-_ öJi;.., Hasan Paşa, Şerif, Mansur bin
ele-başılanndan, 104, 11 ı, 117. letinin dört esası, 85. Ayrıca bk.
::siecid'in sabık emiri. Verdiği Yahya'nın kardeşi, ı 1B, 129_--
vr, XIII, 40, 45, 51, 65, 69, 71,
Fransa, l:.'ransız, 7, 21, 22, 24, 26- nıüzekkerenin hülasas1, (Ne- Hasse , , Necid havalisinde bi7
8+
28, 30--32, 37, 39-45, 51-58, cid emiri Faysal'ın isyan et­ mahal, 139.
62---66, 76, 83-85, 88, 90, 92, Galata, 31, 62. tiğine ve kendisinin Devlet­ Hayreddin Paşa, Dar-ı'.şuray-ı askeri·
l 18, 135, 138. Cavri, Merc Dabık muharebesin ten yardım gördüğü takdirde -=- eisi,"'":,;ali,-··z;_btiye= üşi i-:-Reşid­
Fuad Paşa, Sadrıazam Keçecizade de Yavuz Sultan Selim'in yen- senevı ı oo bin fransız riyali Paşa'.nın teklifi üzerine sürgün--
Mehmcd Fuad Paşa. diği Mısır kölemen kükümdarı vergi ,·ereceğine dairJ, 139--140. den Istanbul'a avdetine müsaade
(Fuad Efendi), Müsteşar-ı sadr-ı Kansu Gavri, 151. Halil Ağa, Mekke'de kol-ağası, 145. edilmesi , 43.
ali iken me'muriyyet-i mahsusa Geschichtschreiber der Osmanen Halil Edhem Bey, il. Hayrullah Efendi, Abdülhak Molla'
ile Mısır'a gönderildiği, 8.- urıd ihre \,Verke, Die, F. Babin- Halil Paşa, Mahmud Il. nın kızı nın oğlu, ricalden, 55.
Abbas Paşa'yı ikna' ederek Mı­ --er'in Osmanlı müverrihlerine Saliha Sultan'ın zevcı kapu­ Hazar (denizi\ 92, 94-, 95, 97.
sır vergisini 80 bin keseye çı­ d3.ir eseri, I. dan-ı derya Halil Rıfat Paşa Hazine-i fünun, Mecmu'a, I.
karttığı, g.-- Meclis-i muvak- (ölümü: 2:') Cunıadelahire 127:.2).
Gemlik, 35. Hecaliye ,,ıı , Mekke'ye yarım saat
kat-i maarif azalığına ta'yini, Abdülmecid Hanın cülüsunda nu­
Cirid, 51. mesafede bir mahal, ıo5. I-
ıo.- Amedı iken 1848 ihti­ nnkrlf're ı.;11 ;11. Bursa'd;:ı lJludağ'dall fuzlu şahsiyetlerden olduğu 6. - lic-::.;z, ' ... .....,, Br, IO.c!, 106,
lallerinde ve Rusya ile Avus- gelen bir dere, 34. Kapudanlıktan azli (Perşembe ı 7 124, 129, 139, 142, 145, 152.
ıurya'nın Eflak--Boğdan'ı 17- Cözleve, Kırım yarımadasının batı Zilhicce 1271::, ,4-- Altırnş bin I- licaz vilayeti salnamesi, 151.
galinde Bükreş'e gönderildiği ve sahilinde ve Sivastopol'un şi­ kuruş mazuliyet maaşı tahsis Hindistan, Hind, 40, 90.
muvaffakiyetinden dolayı bala malinde bir müstahkem mevki olunduğu, 55. - Vefatından sonra Hivc, Bu memleket hükümdarırıuı
rütbesiyle Sadaret müsteşar­ (Kozlov, Eupatoria), Serdar-ı terekesinin tahriri için yalısının kethüdasından sadaret makamına
lığına getirildiği, 12. -- Dev- ekrem Öıner Paşa'nın bu mev­ mühürlenmesi meselesi. 8G. Ayn- mekiub, 46.
let'in Karadağ'a karşı hareketi­ ki'e asker· çıkarchğı 28. ca bk. 48, 87.
nin meşru' olduğuna dair bir Hudeyde, 142.
Ömer Paşa'nın galebe çalması Halid Efendi Hazine-i maliyyede def- I-I ula::.atü'l-kel.lın i beyani unıerd.i"- 1-
layıha kaleme aldığı. 15.- Re- 29. - -· Osmanlı ve Fransız km·­ terdar, sonra Nialiye nazırı 2 I. Hant: beledi'l-haram, Ahmed bin Zeyni
)id Paşa'ya karşı Alı Paşa ile vetlerinin Rusiarı mağiub etmesi, '\it,,... , 1-fekkc lıavalisindc: bir yc:r-
birleştiği, 16. - Malı nıuva­ Dahlan'ın Tarihi, 151.
58.
ene bozulduğu sırada Cev­ Huneyn : , 134, 137.
Cume <> _,i-, Trablus'da isyan 61.- Hanoyre, 151.
det Efendi (Paşa) ile erise ke- Dehaleti , 86. Harem-i şerif, Ka'be'yi muhtevi olup Hurşid Paşa, ferik, Hicaz'ın i\,Iısır,
limesine karşılık olarak buhran Gurel, Kafkasya'da gürcü dadyan- etrafı tahdid edilmiş bulunan saha, · idaresi (Mehmed Ali zamanı 1
kelimesini buldukları ve istik­ 81, l 12-114, l 19, 125, 126, 128, esnasında Necid'in asi enurı.
lıklarından (yani beyliklerinden),
raza tarafdar olduğu, 2 ı .-Ab- 130, 150. Faysal'ı esir ederek aileriyle beraber
94, 97.
dülmecid Han'i istikraz 1çın Gülhane, İstanbul'da Topkapı sarayı Haremcyn, :\1ekke ve l\1edinc'ye veri- Mısır'a gönderdiği, 139. Huıe ,ı,_,.,. ,
İkna'a çalıştığı, 00 müştemilatından 7. len isim, 31, 37, 134, 137, 151. Necid'de bir karye, 139.
İNDEKS
r6+ TEZAKİR-İ CEVDET

İkdam, gazete, X. 6o, 6ı. i'ı.vrıca bk. 57, 65 -- Kırım, XIII, 23, 28, 31, 42, 47, 53,
Huzeyl-i Şam\ c;\:. '!.," , Bir arab ka-
İngiliz tabyesi, Kars tabyalarından 67, 100. 54, 57, 62, 90 93, 95, 96.
bilesi, 141.
Kasas-ı enbiya. Cevdet Paşa'nm ma­ Kızliar, Kafkasya'da Terek ırmağıınn
H uzeyl-i Yemanı .; Jı'.ı", Bir arab biri, 58.
sol sahiline yakın bir mahalde
İngiltere, İngiliz, XIIl, 7, 24, 26, ruf eseri V.
kabilesi, 132, 141, 164. kain şehir, 92.
Kasım ,_,.ı;, Arabistan'da Necid hava-
Hüsam Efendi, İstanbul payelilerin­ 28, 35, 39, 43.- 41, 51, ;; -
Kitabü'l-büyu', Metn-i ınetin'in te'li-
54, 55, 58, 64-66 70, 83, 88- lisinde bir mahal. 140.
den ve Meclis maarif azasından Kasım Paşa Şırvani, Yavuz Sultan finde ancak bunun hulasa edi-
(sonraları şeyhülislam olmuştur), 90, 92, ıoo, ı 18, 135, 138.
Selim zamanında Cidde'ye lebildiği, 63.
tarihte ve ensab ilminde büyük İrak, 9, 79.
İrakli Han Gürcistan hükümdarı t.lyin olunan ilk \lali, 151, 152. Kitabullah, Kitab-ı mübin, Kuranı
bir vukuf sahibi bulunduğu, 63. kerim, 125, 134, 137.
(Heraklios), 93. Kastamonu, 38.
Hüseyin, Hazret-i Ali'nin oğlu, 149. Konya, 96.
İran, 92, 95-97. Katerin,Sivastopol'da bir Rus istihka-
Hüseyin Ağa, Kürd, Mısır sultanı mı, 57. Kaska, İstanbul'da meşhur semt.
İshak bin ukayl J,;;,,. cı: ,j"'-1 ,
Gavri tarafından Cidde muhafızı Katerina, Rus Çariçesi İkinci, 29, 10 Şevval 1271 günü saat
Cidde'den isyan mektubu
tayin edildiği, I yı. 92, 93. alaturka 5 de yangın çıkarak
alan j\,fekke mu'teberanın­
Heseyin Avni Paşa, VL XIV, XV. Kavaid-i Osmaniyye, Cevdet Efen- gece saat ı ,30 'a kadar sürüp
dan, 102.
XVI. di (Paşa) ile Fuad Efendi (Pa­ bu semtte ve Laleli'de binlerce
İshak Efendi, Seyid, Mekke nakibül­
Hüseyin Bey, Valde kethübası, İhtisab a)'nın Bursa'da te'lif ettikleri ev ve dükkan yandığı, 49.
eşrafı. Abdülmuttalıb'e muhale­ eser, 13.
nazırı. thtisab nazırlığından azli, Kostantin, Sivastopol'da bir Rus
fet ettiği, 104.-Öldürtüldüğü, Kayağan, Bursa'da kereste dolu olan
bu ne zaretin ilgası, yerine şeh- istihkamı, 37.
l 05, 106-----109, l 14, 118.
bu çarşının 1271 zelzelesinde
ranetinin tc'sisi, 52.
İskenderiyc, 6, 149. Kostantini hacı Hüseyin Efendi,
Hüseyin, Bey :Mekke'de kolağası, 145. yanması, 34. Cezair-i garb ahalisinden olup
1slahat Fermanı, Paris muahedesi Kayın f..'' Mekke ile Taif arasında
Hüseyin Bin Mansur, Şerif, Bahere' hacıların işine bakan bu zata
hazırlanırken Osmanlı hükümeti bir yer, 146.
deki Türk askerine hücumu, ı 11, aid evin asiler tarafından tah­
tarafından bilhassa hıristiyan Kaynarca, 92.
128, 129.
taba'aya bazı imtiyazlar tanıyan rib olunduğu, ı 17.
Hüseyin Bin ;\,fuhaınmed Sindi .;.ı.:.­ Kazan. 91. Kostantiniyye, İstanbul'a verilen
ferman, V, 66. - Ferman'ın ı ı Kemal Paşa, Maarif nazırıXV,XVII.
Hacı, Cidde tacirlerinden ve isimlerden biri, 64. (Bk. Dersa-
Cumadelula 1272 Pazartesi gü- Kerim Paşa, Ferik, Kars müdafi'
Mekke'ye isyana teşvik mek­ adet ve İstanbul)
nü Babıali'de okunması, bırak­ ]erinden, Ordu reisi, Kars mu-
tubu gönderenlerden biri, (m,:k- Kozan, IX, XI.
tığı tesir; okunuşu müteftkıb vu­ ı".!.':.ı·,-,.hpJ,,,.....;rı,4,.,. !-nerr11_h ?.lm -:ı
tubun tarihi, 13 Keceb 1271 ı. ku'bulan tadsız hadise, 67-69. Krali<;e, İngiltere Kralit,_,e i \r ıci.vucı
102.
39. - Uhdesine vezaret te,-cihi, 32.
--Ferman'ın mahiyeti hakkında, csit düşn1esi: 60.
Hüseyin Efendi, Şeyh, Mekke'de Köprü, İstanbul'un Halic üzerindeki
71. --- Ferman hakkında Reşid Kerş (Keı:ç), Kırım yarımadasının
maliki müftisi ı 19. meşhur köprüsü, 38.
Paşa'nın düşüncesi, 74. - Reşid doğusunda Karadeniz ile Azak
Hüsrev Paşa, Abdülmecid Han'ın Kronstad, Finlandiya körfezinde Kot-
Paşa'nın Ferman'a dair Mabey­ denizi arasındaki boğaz üze­
cülusunda Meclis-i ahkam-ı ad­ Iina dasında müstahkem mevki',
n'e takdim ettiği tezkire ile layi­ rinde kasaba, 28, 43.
liyye reisi iken sadrazam olma- 65, 88.
ha, 75-82. Keşiş-dağı, Bursa'daki Uludağ, 34·
sı, 36. - Sadaretten sukutu, Kuba, Kafkas dağının şimal etekle­
İslam ansiklopedisi, I. Kıbrıslı Mehmed Paşa (hazan
g. Arıca bk. IV, 14, 44, 68. rinde bir bölge, 95.
İsmail Bey, Arabistan'dc mir-i fö-a, sadece Kıbrıslı), :Mahmud Paşa'
1 39· Kuban Kafkas dağlarının şiınalindıc bu
İbn Abbas, Hazret-i ı\1uhammed'in nm verine kapudan-ı derya ol­ ülke ve içinden geçen ırmak,
İsmail Bey, Binbaşı, Mekke'de Os­
amcazadesi, 105. masi, 24. -Sadareti, 25.- Sada- 93, 94·
manlı zabitlerinden, 145.
İbn İvas Arab müverrihlerinden, 151. İsmail Paşa, Kars mutasarrıfı, vezir, retten azli, 26. :Meclis-i Tan- Kudüs, 17, 81.
İbnül-Emin Mahmud Kemal Bey, L Kars'ın sukutunda esir düşme­ zimat riyasetine tayini (Perşem­ Kuruçeşme, Boğaz'ırı Rumeli sahi­
İbrahim, Sultan, Şirvan hükümdarı, si, 60. be, 5 Zilkade 1271), 52.-Sadrı­ linde Ortaköy ile Arnavud köyü
96. İsmail Paşa, Hekim, Meclis-i Tan- azam Ali Paşa konferansa git­ arasında eski sayfiye mahalli.
İhsan Bey, Viyana maslahat - güzarı, zimat azalığına tayini (Per­ tıgı zaman sadaret kaymakamı Damad Mehmed Ali Paşa yalı­
XIII. şenbe, 5 Zilkade 1271), 52. olması 66, Ayrıca bk. 27, 86, 88. sının burada bulunduğu, 38.
166 TEZAKİR-İ CEVDET İ;\"DEKS

İstanbul, Alış-verişin çoğalması ve Hazar, İsvan, Kabartay, Kara­ Kutayıs, Kafkasya'da bir şehir. Serdar-ı için yolsuz işlere girenler ara·
sefahatin artması, 20.-Sivas- bulak, Kumuk, Lezgi, Nogay, ekrem Ömer Paşa'nın bu şehre sında bulunduğu, 26, 27.-- Hak-
topol'un zaptı münasebeti ile Os, Tatar, Tıgalur, Türk, Türk- doğru yürümesi, 58.- Ruslar kında söylentiler, 31. -Talebi
donanma yapılması ( ı Muhar­ men, 94-96. Kazak, 99. Kars'ı muhasara eder­ ken bir üzerine Sayda eyaletine veza-
rem 1272 Perşembe gecesi), 58. kısım Osmanlı kuvvet­ lerinin retle tayini (Çarşamba ı Cu­
Kafkasya'ya dair risale, IOI.
--Paris muahedesinin akdi mü- ba.51na bu bava1ide d0- madelula 1271), 32.
Kallimaki Bey, Fenerli beylerden ıoo.
nasebeti ile donanma yapılması laşdıkları, l\ılahmud Paşa, Kapudan-ı derya,
olup Osmanlı devletinin muhtelif
(22 Receb ı 272 akşamı), 88. Ay­ Damad Mehmed Ali Paşa'nın
elçiliklerinde bulunmuş, bala
rıca bk. I, lV, IX, X, XIV, 4, 9, Laleli, istanbul'da meşhur semt. himayesiyle kapudan olduğu
rütbesini ihraz eylemiştir. İs­
11, 25, 31, 34, 35, 5o--·53, 57, 62, Koska'da ve bu semtte yangın çıktığı ve ehliyetsizliği yüzünden Os­
tanbul'daki düvel-i selase (İn­
75, 85, IOI, !02, 149, I5I, (Bk. Kaska), 4.9, 53. Langa Fatma, manlı donanmasının Sinop'te<
giltere, Fransa, Sardenya, se-
152. (Bk. Dersaadet). İstanbul'da, Edirne- kapısı semtinde, Rusların baskınına uğradığı, 27.
firleri ile akd olunan meclis-
htefanaki Bey, Sisam beyliğinde bu­ Zabtiye nazırı­ - Kapıdanlıktan azline dair
lerde müzakeratı zapta me'mur
lunmuş, Eflak beyliği payesini ih- nın bile hükm edemediği bir l'viabeyn-i hümayundan tezkere
olduğu, 73.-Viyana elçiliğine
raz etıniş, r272 de bir sene ınüd­ yazıldığı, 44.
tayini ,·e uhdesine büyük elçi- ' umumi hane işleten bu kadının
detle Meclis-i vali\ azalığına ta­ 28 Şevval ı 27 ı de öldüğü, 50. Makam-ı İbrahim, Mekke'de mi­
lik tevcihi meselesi, büyük elçi-
yin olunrnu olan İstefanaki Leiningen, Serdar Öıner Paşa'nın ruf makamlardan, ı 13.
liğine Fransa seferinin itirazı.-
Vogoridis Bey. İslahat Fermanı Karadağ'da ilerlemesi üzerine Makkari, l\ı!agrıblı arab ulemasından.
85.
hakkındaki düşünceleri, 82-83. Avusturya tarafından gönderi­ 148.
Kamil Bev, bilahere Hariciye te - Malakof, Sivastopol tabyelerindcn
İsveç_ 65, 88. len murahhas, ı 5.
rifatcısı olan zat, 84.. biri olup bu tabyenin zaptı ,·c
İzınir, 26, 27, 31: 50. Leipzig, I.
Kamil Paşa, Mehmed, Cidde va­ haberinin Varna ve Şumnu tel­
İzzet Paşa Zaptiye müşiri, 3 ı. Londra, 45, 64, 84.
lisi, mühendis, Avrupa'da oku- graf hattı ile gelen ilk haber ol­
İzzet Paşa Ahmed Cidde valisi, Louis - Philippe, Fransız kıralı, 30.
muş ricalden olup, valilik, se­ duğu, 56, 57.
ıoı.
firlik ve nazırlık etmiş, ı 276 JV!anastır, 9.
İzzet Mehmed Paşa, Osmanlı sadr­ :\fa:ibide, c\1ekke'nin mahallelerin-
da ölmüştür. Kendisine Ferik Mansur Efendi, Şerif, Mckkc isya -
azamlarından. Abdülmecid Han den biri, 145.
Raşid Paşa ile gönderilen emir­ nında Devlete sadık kalanlardan
d vrindeki sadaretinde kaydede- :vfabeyn-i hümayun, Osmanlı sa­
name, ıo6-ıo7. Ayrıca bk. Sı, 114-118, 121, 129.
ğer bir başarı göstermediği, 9. rayında erkan ve mukarreb- leriı:ı
IOI, IIO, III, II;), 119, 126. Manuel de genealogie et de chro-
Kamil Paşa, Yusuf, Meclis-i dl& Luluü<lu. u, ,,-;..:ı.h_diı, il.., diğer noiogie pour l'Histoire cie i'-
JozeL .-\yusturya irnparatoru ikinci. reisi (sonra Sadrıfizam olınu tur). ricalin müracaat ettiği islam. E. de Zambour'ın eseri,
92, 93. VI, 32, 37, 40, 41. d:iire, 6, 37, 39, 4 7, 49, 54, I5I.
Kanık, Kafkasya'da bir nehir, 94. 62, 69, 73, 76, 87. Maraş, 89.
Kabala. Dağıstan'da bir bölge, 93. Kanuni Sultan Süleyman, 91, 92. ::l,lacaristan, :Macarlar. 12, 24- Ma'ruzat, Cevdet Pa a'nın tarihe aid
Kabartay, 92--95, 98, 99. Karadağ, 14-16. ]Vlahmud I. , 92. eserlerinden, VI, VIII, X-Xlll.
Ka'be-i mu'azzama, 46. Karadeniz, 38, 45, 56, 66, 78, 94. Mahmud II. , ll, 6. Maslak, Boğaziçinin Rumeli sırt­
Kabuli Efendi (Paşa), Osmanlı vü­ 95, 99. :\fahmud Nedim Bey (Paşa), Necib larında maruf mahal, 72.
kelasından. Ticaret muavini iken Karantina tabyaları. Şivastopol'da. Paşa zade, sadrazam, VI, Mecelle-i ahkam-ı adliyye, I, 64.
Tcrcüınan-1 Divan hüınayu11 43. Vlll.-Amed-i Divan-ı hümayun Meclis-i Tanzimat, Vükelayı muha­
olduğu, 87. Kars, Ruslar tarafından muhasa­ olduğu, 12. - Mustafa Reşid keme etmek vazifesi ile kurular,
Kafkas, Kafkasya, V, 90, 93, 98, rası, 53. - Ruslar'm Kars'a Paşa'nın havaıss-ı mensubanın­ bu yüksek meclisin teşkil sebebi­
IOO, IOI. hücumları (Cumartesi 17 l'vlu­ dan bulunduğu, Reşid Paşa'nın nin Damad Mehmed Ali Paşa'y;ı
Kafkasya'da oturan veya ora- harrem 1272) ve hezimete uğ­ bu zat hakkındaki mutalaası, aid tatbik mührü meselesi ol-
dan geç.en kavimler : Abaza, ramaları 58 - 59.- Kars'ın za­ 16.- Kurnazlığına Reşid Paşa'­ duğu, 27. - Meclis'in teessü-
Alan, Andi, Arab, Çerkes, Çe- hiresizlik yüzündan teslim ol- nın kapılması, Hariciye müste­ sü ve vazifeleri hakkında, 36.-
çen, Dak, Ermeni, Got, Gürci, duğu (Pazar, 5 Rebi'ülahir 1272), şarlığı, 17. - Maddi menfaati BuMeclis'de fıkıh ilminin muiı-
168 TEZAKİR-İ CEVDET İNDEKS 169

melat kısmına dair türkçe ]ı,Jet­ kerek Rusya'ya müracaat ettiği, kadar Mekkc emirliğinee bulu­ tanbul'a gelen Rus fevkalade
n-i 1vleti11 adlı eserin te'lifi 15.-Sadaret'ten infisali, 17. - nan şerifler ; elçisi, 29, 72.
için komisyon kurulduğu ve bu Rusya ile harbe tarafdar olduğu Ebulberekat, Ebu-Numey bin. Merve, Mekke'de maruf yer, JQO.
komisyonun ilk ictimaını 20 ve softaları Reşid Paşa aleyhine Ebi'lberekat, Hasan bin Ebi- Mes'a -·, (Mekke'de Safa ile Merve
Safer ı 272 de akdettiği, 63. ayaklandırdığı, 23. - Sarraf Numey, Ebu-Talib bin Hasan, arasındaki maruf yer, ı 20.
Ayrıca bk, 37, 39, 50, 52. Mıgırdiç'a verdiği senedlerin İdris bin Hasan, Muhsin bin
:'vieclis-i umumi-i Maarif, Makatib-i tatbik mührü meselesi, 31, 32, Mesciclü'l-hayf ( metinde ....;,:J-ı=-•)
Hüseyin bin Hasan, Ahmed
umumiye nezareti ile Meclis-i 35, 36. - Nefyine karar veril- 141.
bin Abdilmuttalib, Ahmed bin
Maarif'in teşekkülü, sıbyan ve diği, 37. - Afvedildiği, 39.- Metn-i Metin, Hükumetin karan
Mes'ud, Mes'ud bin İdris, Ab­
rüşdiye mektebleriyle Darülfü­ İhtilattan menu'iyetinin kal­ mucibince Meclis-i ali-i Tan-
dullah bin Hasan, Muhammed
nun'dan mürekkeb üç dereceli dırıldığı ( 9 zilhicce ı 27ı J, zimat'ta Rüşdi Molla Efendi'­
bin Abdillah bin Hasan, Nami
tahsil esasının vaz'edildiği, ıo-- 53. - Kapdari-ı deryalığa ta­ nin riyasetinde Tahir Efendi
bin Abdilmuttalib, Zeyd bin
13. Ayrıca bk. II, 5, 55, 69. yini (Perşembe 17 Zilhicce 1271) Hüsam Efendi, Ali Ratib Bey
Muhsin, Berekat bin Muham-
:VIeclis-i valay-ı alıkam-ı adliyye , 54. Ayrica bk. VI, 21, 24, 25, ve Cevdet Efendi (Paşa)'den
med bin İbrahim, Said bin
1253 sonunda, .Mahmud II. 27, 42, 43, 57, 74. mürekkeb bir hey'ct tarafın­
' Berekat, Ahmed bin Zeyd bin dan fıkhın muamelat kısmına dair
tarafından devlet işleri hakkın­ ::\1ehmed Bey, Nevrekoplu, ağnam Muhsin, Ahmed bin Galib,
da müzakerelerde bulunup ka- olmak üzere te'lifine ba1. -
ve sair iltizamat için Da- Muhsin bin Hüseyn bin Zeyd,
rar vermek ve nizamnaIİıeler lanan ve İtmamı müyesser ola­
mad Mehmed Ali Paşa'ya Abdullah bin Haşım. Said bin
vücudc getirmek üzere teşkil mayan eser, 63.
14 bin kese kadar para verdiği Sa'd bin Zeyd, Abdülmuhsin bin lvietternich, Prince de, Avusturya'-
olunan iki meclisten (diğeri ve bu parayı dava ettiği, 36. Ahmed bin Zeyd, .-\bdülkerim
Şuray-ı Babıali'dir) biri, 6,ı ı, Mehmcd Bey (Paşa), Tunus Beyi, nın pek maruf devlel adamı
bin Muhammed bin Ya'la, XIII.
14, 17, 18, 19, 21, 31, 32, 38, Sadarete arizesı, 47. - Tunus Abdullah bin Said bin Sa'd, Mıgırdiç Cezayirli oğlu, İstanbul
40, 61, 71, 87.
:\feclis-i vükela, XIX asırda osman­ beyliğine tayini ve 20 Şaban Ali bin Said bin Sa'd, Yahya sarraflarından, 35, 36, 54.
1271 tarihli arapca mektu- bin Berekat, Mubarek bin Ah-
lı devlet ricaline dair, 17. lviısır, II, IV, 5-9, 13, 20, 29, 30,
bunun tercümesi, 48-+9. med bin Zeyd, Berekat bin
:VIedeni hukuk bakımından Ahmed 39-41, 43, !02, 124, 139, 140,
Mehmed Efendi, Taif'de şune emi­ Yahya bin Berekat, lviuhammed
Cevdet Paşa, Ord. Prof. Ebulua­ 149- 1 51.
ni, 130, 132. bin Abdillah bin Said, Mes'ud
la Mardin'in eseri, I. Midhat Paşa, VI.
:VIedine-i münevvere, 137, 140. Mehmed Paşa, Kıbrıslı (bk. Kıbrıs­ bin Said bin Sa'd, Mesaid bin
Migrel .l:0G, Kafkasva',fa giirri'ı chrl-
:viehmed Aii Paşa, Kavaiaiı, ivlısır lı ?viehmed Paşa;. SaiJ, nuuuııan bin Huseyn
yanlık (prenslik)larınden, 94, 97.
valisi, IV, 5-9, ı:;, 20, 150. Mehmed Paşa, Miriliva, Hicaz or­ Berekati, Ahmed bin Said,
Mihalıç, (Bugün: Karacabey), 1271
:VIehmed Ali Paşa, Damad, Ende­ dusu erkanından, 113, 114, 120, Surur bin Mesaici, Galib bin
zelzelesinde çok zarar gördüğü, 35.
run beylerinden iken bilahere 129, 130. Mesaici, Yahya bin Surur, Mu- lviina \;.,, Mekke civarında marufycr,
kapudan-ı derya ve sadra­ Mehmed Remzi Efendi, bilahere hammed bin Avn, Abclülmut-
141, 143, 145, 146, 150.
zam olan ve Mahmud II. 'nın bala rütbesine kadar yükselen, talib bin Galib, Muhammed
Mir'atü Cezireti'l-arab, Eyub Sabri
kızı Adile Sultanın zevci bu­ sakızlı, Ticaret mtıavinliğine bin Avn (saniyen), Abdullah bin
Paşa'nın eseri, I5I.
lunan zat. Abdülmecid Han'ın layini, 87. Avn, Hüseyin bin Avn, 151. l'ı1Ioskova, 23, 9 ı.
cülusunda teveccü_hüne mazhar Mehmed Rüşdi Efendi, Cidde'de lviekki zade (Asım Efendi), Seyhü- Mualla J.., Mekkc'nin mahallelerin-
olduğu, 6.-İkbali ve Rıza Paşa'­ Hazine ketebesinden, I 15, ı 16 Iislam, 1!. den, 115, 116.
nın nüfuzuna tabi bulunduğu, 9.- ve 12. Memalik-i hakaniyye, mı. Muammer Paşa, Dar-ı şuray-i as-
Mustafa Reşid Paşa ile zıd­ diyeti, Mekke-i mükerreme (Belde-i tay- :VIemali k i mahruse, 17, 62, 66.
0
keri reisi iken Vidin valisi ol-
13. - Sadrazam ol­ duğu, 14. - yibe, Belde-i m'azzama), IX, :Vfemalik-i Osmaniyye, 83, 96. duğu, 52.
Karadağ mesele­ sinde Serdar-ı 61, IOl-!07, 1 IO, 111 113-117, Memleketeyn, (Eflak ve Boğdan Muddea lc..ı..., Mekke'nin mahallele-
ekrem Ömer Paşa'yı tuttuğu ve 139, 140, 143, 144, 146, 148, 150. beylikleri, bunlara bk.), 12, 83. rinden, ı 15, 116.
Sadaret'e geçince Karadağ Yavuz Sultan Selim zamanından Menşikof, Prince, ,11,,1akamat-ı mü­ Muhammed (Hazret-i Peygamber)
reisinin ür- Tezkire 12.' nin yazıldığı tarihe bareke meselesi. dolayısiyle İs- 112, 132 ; Nebi, 135, 138;
'l'EZAKİR-İ CEVDET
İ:\:DEKS
Resül'ulla!ı, Syyidü'1-nıürselin,
125, 13,,, 137. Mustafa Ağa, Küçük, Osmanlı za­
Muhammed, Şerif, 118. bitlerinden olup Zeyme'de bu- edildiği zühu l en .-.,.-am-ık Pa·s._a .Ya- Osman lı, IV, \'11, 12, 35, 58.
Muhammed bin Abdillah, Şerif, lunduğu sırada Abdülmutta­ z1lan zat hakikatta \camık Pa­ O
.m. er, Hulefa-i raşidinin ikincisi
128-. Muhammed bin Abdil- lib'in hücumuna uğrayarak ya­ '\ şa'dır) .. Bey, II. Ömer ibnü'l-Hattab, 95· _
lah- zadeler ı 13, 114, 129. ralandığı, 14ı. Jamık Kemal .. \ ·a Taif'de atlı-başı, ı3u.
Mhammed Bin Avn, Mekke emiri lviustafa Musa, Abdülmuttalib'iı, Napoleon I. 3o, 64_- Omer, g , r. Hact'-i
adamlarından, 118. '\Japoleon III., Parıs sefiri Cemil Ömer Efendi, Akşehır ı, ..
(Bu isim hazan sadece Bin Avn
ve İbn Avn şeklinde de geçer), Mustafa Paşa, Lala, (Teziikir'de sad­ Bev'e Türkiye ve Reşid Paşa şehriyari, 2 3. Ekrem. ( o· . mer
. p Serdar-ı
hakkında sitayişli sözler söy- Omer aşa, . . Fuad
İkinci defa Mekke emiri olduğu razam gösterilen bu zat ancak Lütfi Paşa), Ferık ıken _..
55
(6 Rebi'ul-ahir 1272), 61. -- ikinci vezirEğe kadar yüksel­ :--;;asırledEiğfie,ndı.·, ·eı.ı·f '..\,,hı harnrncd bin Efendi (Paşa) ile berab r Buk­
Cidde'de emareti tayin fermanı­ mişti), 96. res'e giitiği, ı2. Bosna ısyaııı ıı
Avn'in damadı. 117..
nın (3 Rebiulevvel 1272) okun- Mustafa Paşa, Giridli, Sadrazam b;stırclıktan sonra Karacl_ağ'a - ıa
::--;;azif Efendi, Teşrifatcı, 69...
duğ·u, 12 ı. - İstanbul'dan ha­ olduğu, 17. bir darbe indirmek ıstcclıgı,
,_,-...:ec'ıb ı":.!ı 'endi, Abdullah B . q-·zade
reketle Cidde'ye muvasaleti, Os- l\'1ustafa Paşa, sır-katibi, 25.
A.hrned, İstanbul payelı1erın­ 14.--Kara dag"'da ilerler.ken.. Av.·u.s.-
manlı ordusu ile birlikte ha­ rekete j\Justafa Paşa_, Trablus-garb valisi. den iken uhdesine Anadolu pa- luryajnın nıü<lahaksı. uzcrıı_ıc
geçerek Taif'e duhulü (14 Ramazan Asiler tarafından kalede mu­ yesi tevcih edildiğı, 5o._ ,. 13abıeJi taraf111elan bo·eı·ı ç.ekıl-
1272_1, 146. Avnca bk. hasara edildiği. 52. mek emri verildiği. 15.. (Bu sa-
" 'b Ef:--di Hafız .1ehrnecl, Rcş,d
106, Iog, I IO, I I/, I rg, 122, Mustafa Paşa, İşkodralı, 149. _,ccı ı..,ık,_ ,b ı Evkaf-ı hümayun
123, 126, 132, 143, 147, 148, Mustafa Reşid Bey, Bedayiü'l-in;-a Paşa ıta cıs , .. .. . ıshifede satır 28 deki Ali Paş,.,
.ını o·.meı . Pa·s.a olarak tashı,l.,ı
150. müfettişi, 86.-- - Evkaf mufettış:
M'uhamrnecl biıı el-Hasan el-Ha-
IaId.lieseri tcrtib ve neşreden zat. liğinden azl olunarak :'Ie lıs-ı edilmelidir) .-İngiliz tarafdarlıg,,
\·3.la azalığına kayrıldıgı 8,. o6 - Tuna yalılarında Ruslarla
beşi, 125. Musurus Bey (Paşa), Kastaki,
-:\iecicl, 139, 14°, ı5o. , :ıharebesi, Rusya'ya_ B saraby,:ı
Muhammed osmanlı büyük elçilerinden, 8..J-,
134, l 3-bin Hasan el-Şeybani, 85. -"iemçe, 45 (Bk. _\vusturya)· tarafından hücüm fıkrınde al-
."vfohsin, Şerif, Abclülnıuttalib Efen­ Mübarek Efendi, Şerif, Emaret kay- -"iikola I., Rus Çarı, Gö:leve'de Rus c .ıugu, İngiliz Vt' Fransız ku-1
. k 1
di:nin danıadı, 118, 120. n1akan11, rrr, 115-117, 120. - ordusunun rnag"]ubıv·et1 lızedreıne manclanlarımn bu fikrı a Ju,
l
Müsenna l:..:. , Taif civarında biı· hiddete geldiği ve bir mü et etmiyerek Kınm'a taa ·ruz cı-
.Muhtar Beyefendi (Paşaı, Tophane yer, 146, 147. h .. 'ltizam eylemelerı, 28. -·-
sonra öldüğü. 28-3o. etınıı
nazın iken vezaretle Maliyı: ne . ara-
./vfüslim, İmam, lvieşhur muhad- Serasker Rıza Paşa ı1e
zaretine tayin olunduğu. 42. j\;"izamecldin Aktuç Bey, II. ._ .....
k oldu l l u v
\Ju_::ad I. Bursa;da Urganlı köprüsü­ r:fü, :3+, 135, 137, 138. "'\Tn n.---L--:ı .,,l 2 ·, ,.f :·(:,;.:;L,Z:.rl-J. D.:_,-._.......-_,_ l arının açı . ...., ' hasf1feal--
nün banisi olduğu, 33. :'vlü;eyyed, Şerif, isyanı haber veı·­ - ' ....... ..,h .ıı...r..cn I:-1ariciYc nıüste-
....u ...ı..a,·un1
._.n lık bahanesiyle Istanbul a "'-.
şarliğ;na getirildiği, 8 . .c-l.ıgı, 43.- F ua el Pa.'sa tar_a_f_ıı_ı-
!Vlurad (III.), 99. rnek üzere Cidde'ye gönderi-
len üç kişiden ikisini öldürte­ ':\" ne-i edebiyat-ı osmanıye, Ebuz- dan iltizam olundugu, 4:ı_. -
Murad (IV.), zamanında zırhlı asker
ihdas olunduğu, 47. rek cesedlerini kireç kuyusunc, . umz va Tevfik Bev tarafından ter- İ ngiltere tarafında . •. ke, ndısım --
attırdığı. 115, 123, 128. tib edilen rna'ruf eser, 75. Diz-bağı nişanı verıldıgı, :ı2,
Murad Elendi (Murad \'.), \'I,
XI, XIV-xvır. Kars'ı muhasaradan kurtarmak
.lviuraviyef, general, Kars'ı muha­ Nadir Şah, İran hükümdarı, 92, 97. .. ) ,
Orta kO Boıi:,i-azi) ri'nin• Rumeli sa- . . Gürcistan sahiline asker
ıçın el • - ',
Kafiz Paşa, lvfaliye nazırı, 1272 d.-. hilinde Beşiktaö ıle Kuruçeşrne cıkarmağa me mur ol ugu, :Jl
sara eden rus ordusunun ku-
mandanı. 59. arasında meşhur semt, 50. '_ Sivastopol'un z,:ıptı
- u.sırasına..
varidann masraıları koruyama­ Gürcista·n'da bulun d ug ,D. amad
Mustafa Ağa, Mekke'de yüzbaşı, dığından şikayet eder olması, Osman Ferid Sağlam, . X' XIII.
Osman Paşa, Cidcle valısı, sonra
Asiler tarafından şehid edildiği, 21.- İrtikab ile itham olun­ 1 ·
duğu, 26. . ı - 1 stan b u]'ela kenclısım "u-
ett.ı_g
11.J., Şeyhülharern, 13° , qo. . . .
?vlustafa Ağa, Hicaz ordusunda top­ Nail Bey, Akif Paşa-zade, Takvim- Paşa, Trablus-garb , alısı, 86. ük düşürecek şeyler yaptıg:,
cu müliizimi, 130. - 1syana hane nazırı, vak'a-nüvis, 3., 5. O
Ossm
maan
n Paşa, Özclemır-oglu, 96, :ı7• - Gürcistan'da Rusları -hır
• - -8
dair takriri, ı 32. Namık Paşa, XIV. (Sahife 32 de, 97 ağlı'.ıbiyete ugrattıgı, : ı . ..
Sayda valiliğinden Şam'a nakl · iye Camı·,·ı, İ s· tanbul'da
Osın2n Nur-i m Gür. cıstan'daki a•skeri _. ha6rcka-
Osmani Cami'i, 68. tının hatalı oldugu, 60--- 1.
172 TEZAKİR-İ CEVDET
İJ\iDEKS

Özi, (Dniyepr nehri), 93. Rauf Paşa, Mehmed Eınin Rauf,


men-i daııiş yüzünden Damad 36--38, 43, 44, 46, 5 ı--55, 62,
Hüsrev Paşa'nın yerine sad­
Fethi Paşa ile bozuştuğu, 13. 70--74, 82, 85, 86, 90.
Pa]merston, Lord Henri Temple, razam olduğu, g.- Reşid Pa­
-- Karadağ-'a tecavüzün aley- Reşid Paşa, Darb-hor Melımed.
Vicomte Palmerston(ı784-ı864), şa'nın yerine sadra.zam olduğu,
hinde olduğu, ve bu husustaki Serasker Rıza Paşa'nın yakın
İngiltere Hariciye nazırı. Londra 14.-Bir mua.yede resminde, 46.
düşüncelerinin doğru çıktığı, 14- adamlarından olduğu, 10.- Rı­
şehr-emanetinde verilen mu'- Recai Efendi, Vak'a-nüvis, Es'ad
15.-Ali Paşa'nın sadareti­ ni za Paşa tarafından Hassa mü­
tad ziyafetteki nutku, 64. Efendi'ye halef olduğu, 3. -
çekemediği, onunla ve Fuad Paşa şirliğine getirildiği, 26.- Has-
Paris, 9, ıo, 43, 52, 54, 55, 66, 67, Na.il Bey'in yerine uhdesine
ile aralarının açıldığı, 16.- sa müşirliğinden azli, 43.- otuz
74, 76, 77, 84, 85, 87, 88, ıoo, Takvim-hane nezareti tevcih
101. edildiği, 5. Hüsn-i ahlakı ve uluvv-i cenabı, bin kuruş ma.zuliyet maaşı tah­
Pelissier, general sonra marechal, Refik Efendi, Mehmed, (Bila.here Hariciye nazırlığına getirildiği, ı sıs edildiği, 44.
Amable -Jean-.Jacques Pelissier, Şeyhülislam olmuştur)Fetva'emi­ 7. -- İlk sadare­ tinde o devir
müteneffizlerinin iltizamlardan Revan, 97.
duc de Malakoff ( ı 794--- ı 864) ni iken Evkaf müfettişliğine tayin Rıza Paşa, Serasker Hasan, En­
Kırım muharebesinde Fransız olunduğu, 87. çok para kazan-
dcrun-ı hümayun ağaları­
ordusu kumandanlarından, 57. Refik Efendi, Mustafa, Reisü'l-küt- • clıkları, 19. - Hazine-i maliy-
nın ikri gelenlerinden (o za­
78. tab ve kethüda-yı sadr-ı ali, yenin fena durumundan müte-
man Rıza Bey denirdi) olup
Pertev Paşa, Mahmud II. devrinde Selim III. devrinde Ordu-yı vellid telaşı. 21.- Makamat-ı
mübareke meselesinden çıkan /1.bdülmecid Han'ın teveccü­
Mülkiye nazırlığında bulunan ve hümayunda kethüda olduğu, hüne mazhar bulunduğu, 6.-
Edirne'de idam edilen Meh- 82. osmanlı-rus ihtilafını kalemen Reşid Paşa Paris elçiliği ile
med Said Pertev Paşa, 83. Remzi Efendi konağı, Mekke'dc halle çalıştığı, 23. - Rusya'
müdiriyet mahalli, ı ı 7, 128. ya karşı İngiltere ve Fransa'- uzaklaştırıldığı zaman Dn·let
Petersburg, (Saint-Petersbourg, bu- idaresinin Rıza Paşa eline geç­
gün Leningrad) 12, 23, 65. Reşid Paşa, Mustafa, Tanzimat nın yardımını te'mine muvaffak
tiği, 9. - ı 26 ı ele serasker­
Petro, Rus çarı, birinci, 29, 9 ı, 92, hayriyye'yi iltı.n ettiren meş­ olduğu, 24.- Damad Mehmed
hur büyük Reşid Paşa. Tan­ Ali Paşa'clan intikam almak likten azli, 10.-- Fransızlarla
97- sıkı münasebette bulunduğu, 26.-
Prut, Baltacı 1chmed Paşa kuman­ zimat Fermanını kaleme alıp istediği, ı27o'de Kıbrıslı Meh­
Gülhane'de okuduğu, 7.--Ka- med Paşa'yı sadra.zam ettir­ -· Aleyhinde dedi kodular
dasındaki Türk ordusunun Rus dolaştığı, 31.- Mahmud Ne-
ordusu ile karşılaştığı, 87.-Bal- valalı Mehmed Ali Paşa'yı ka­ diği. Kıbrıslı ile aralarının açıl­
lemen mağlub ettiği, Avrupa­ dığı, 25.- Dördüncü sadare- dim Paşa'yı taşradan getirt­
tacı Mehmed Paşa ile Petro mek istediği, 32.- Meclis-i vu-
hfarh=ı ziy,-:ı(1p- ihtllat1 vf" k r n- ti, 26.-- Sadaretten istifası ve
I. arasıncia aktedilen muahede, kelcl muzakeratını $afveti Pa­ şa
tina gibi yeni te'sisler vücude sebebleri, 39 v. cl.-Viyana kon-
92.
getirmesi yüzünden eski kafa- feransına me'mur olduğu ve git­ gibi Fransa sefaretine bildir-
Raşid Paşa, Müşir Hacı Mehmed, lıların hoşnudsuzluğunu celb et­ mekten vazgeçirildiği, 42.-Rus- mekle ve irtika.b ile zan altın­
Ferik rütbesinde olarak me'- tiği, Hariciye nazırlığından azli ya ile harbın devamına taraf­ da olduğu, ı 27 ı de serasker­
muriyet-i mahsusa ile Hicaz'a ve Edirne valiliğine tayini, dar bulunduğu ve bu hususta likten azli, 43. - Kendisine 60
gönderildiği ( ı 2 7 ı sonları ) , 8. -- Edirne valiliğini kabul e.-d t Efendi (Paşa)'ye söyle­ bin kuruş ma.zuliyet maaşı tahsis
ıoı.- Bu zat eliyle Çidde va- etmediğinden Paris elçiliğine dıklerı, 65. - Mabeyın'e yazdı- edildiği, 44.. Ayrıca bk. VI, 27.
lisi Kamil Paşa'ya gönderilen tayin olunduğu, 9. - Hariciye ğı tezkirenin sureti, 75 ve 76.- 37, 38, 45, 5 ı.
c111irnan1enin sureti, 106--107. nazırlığı ile Paris'ten çağrıl­ Islahat Fermanına itirazlarını Rifat Efendi, Ciddc'dc gümrük
Kendisine verilen talimatın dığı ı 262 de sadra.zam olduğu, muhtevi meşhur layıhası, 76- e-nıini: ı 15.
sureti, 107-110. -- İstanbul'­ oğlu Ali Galib Paşa'yı Padişah'a 82.-- Mısır valisi Said Paşa'­ Rifat Paşa, Sadık. Meclis-i va.-
dan hareketi, Cidde'ye muva- damad etmeğe uğraşdığı, 10.- nın davetlisi olarak Mısır'a azi­ la reisi, ı ı.-- Gayet zeki ve
saleti (16 Safer, 1272), ı ıo.­ Damad Said Paşa'nın çılgınca ıs­ met ettiği (13 Şevval 1272) , rnütelevvin olduğu ve Reşid
rarı üzerine sadaretten az! edil­ 89.- Cevdet Efendi (Paşa)'­ Paşa'nm yakınlarından bulun­
Abdülmuttalib Efendi'ye mek-
diği, ı ı. - Mülteciler mesele- nın Kafkasya'ya dair la.yıhasını duğu, 14.- Reşid Paşa'nın Ali
tubu, 124-125. Ayrica bk. 103,
fransızcaya çevirterek Canning'e ve Fuad Paşa'larla arası açı­
114. ı2ı-ı23, 126-128, 144, sinde büyük bir azim ve me-
tanet gösterdiği, 12. - Encü- verdiği, ıoo. Ayrıca bk. III, V- lınca ne yapacağını şaşırarak
ı46, 149.
VII, XIII, 20, 22, 27, 31, 33, her tarafı idareye kalkıştığı,

-- _l. -
rfEZ.\KİR_-İ CE\'DET' İSDLKS

16. - -· Kars'ın sukutuna dair müsteşarı iken Ali Paşa'nın Viya­ ':oalih Paşa Zaptiye Müşiri Melımed Sicill-i ahval defteri, 1.
bir SÖZÜ, 6 I. na konferansına n1e'muriyeti ü- Paşa-zade. Şehramanetinc ta­ Sıffin .:,, , Hz. Aliile Muaviye
Rifat Paşa, Dar-ı şura reisi, vali. zerine Hariciye nazır vekaletine yini, 52. arasınd ki meşhur muharebenin
Hassa meclisi reisi iken Dar-ı getirildiği, 39.-Islahat fermanım Salimin kahvesi, Mekkc yolu üstünde cereyan ettiği saha, 149.
şura reisi olduğu, ;;2. mühürlemediği duyularak halk bir boğaz, ı 24- Silistre, 39.
Riyad, Necid'in merkezi, 139. arasında iyi karşılandığı, 69.- Saltanat-1 seniyye (Osmanlı devleti, Simar _,\,.', Abdülmuttalib Efendi'nin
Roma kanunnamesi, 64- Hariciye müsteşarlığından sa­ bk. Devlet-i aliyye), 7, 24, 48, Araf t dağına yarım saatlik mesa­
Rumeli, VI, g, ıo, 24, 79, 83. daret müsteşarlığına tayin edil­ 49, 77-83, 91, ıo9, 112. fede kale tarzında yaptırdığı
Rusya, Rusyalu, XIII, 12, ı3, ı 7, diği, 87. Salyan Cenubi Dağıstan'da bir bölge, konak, r20.
22-2;;, 27---29. 35, 4S, 47, 53, Safreti Paşa, Maliye nazırı, zama­ 95· Sinop, Rus donanmasının bir Osmanlı
Samatya, İstanbul'da meşhur semt, filosunun baskına uğratması,
16-60, 65, 66, 70, 74, 78, nında makbul olduğu, ıo. -
82, 83, go - 93, 97 --- IOI, 105, 6 Zilkade ı 27 ı Pazar gecesi 24. - Kapudan-ı derya Meh­
Maliye nazırlığına tayini, 26.--
107, 127, 135, 138. Ticaret nezaretine nakli, 27.- yangın çıkarak Yedikule'ye doğ­ med Paşa'nın tedbirsizliği, 44.
l't.üşd i '.\1olla, Meclis-i Tanzirrıa1. .-h.1 yayıln1as.ı ve IO saat sürınesi, Sivastopol Müttefiklerin taarruzu,
Vükela arasındaki müzakere­
azasından, ;\ıfetn-i metin adlı leri Fransa sefaretine bildir- 53· 28.-Zaptı, ;;7. Ayrıca bk. 59, ıoo.
eseri te'lif edecek komisyona Sami, Osmanlı ,·ak'a-nüvislerinden. Siyerü'l-kebir, 134, 137.
mekle ve mürtekib olmakla zan
reis olduğu, 63. altında bulunduğu 43.- Ayrıca 152. Soğucuk, Kafkasya'nın Karadeniz sa­
Rüşdi Paşa, l\ı[ütercim Mehmed, Sami Paşa, Vidin valisi sabık, Perşembe
bk. 31, 32. hilinde bir kale, 93, 98.
5 Zilkade ı 27 ı 'de c-.Ieclis-i
Kaleme aldığı nizamlar saye­ Sahhaflar çarşısı, (bk. Hakkakler Çar Sohum, Kafkasya'nın Karadeniz sa­
sinde şöhret kazandığı, g. - Tanzimat azalığına ui- vini 52. hilinde maruf kasaba, 60, ıoo. Son
şısı).
Meclis-i maarif-i muvakkat aza- Sahih, İmam Buhari ve İmam Mus­ Sard nya, bugünki İtalya devletinin asır türk şairleri, İbnül'emin
lığı, ıo.- Dühat-ı asırdan ol­ esasını teşkil eden kırallık , 24-
lim'in meşhur eserlerine verdik­ Mahmud Kemal Bey'in eseri, 1.
duğu, 14.- Reşid Paşa'ya kar­ leri isim, ı 34-ı38. , 56, 58, 64. Subaşı köprüsü, Bursa'da 1271 zel­
Sanın Paşa, Sadaretle l'vlustafa
sı Ali ve Fuad Paşalar ile birle­ Said Bey, Mehmed Paşa-zade, 69. zelesinde harab olması, 33, 34· Subhi,
Rqid Paşa'ya halef olması, ı ı.
;erek her üçünün ekanim-i se- Saıd bin Seletan, .:,l:t- 0' -'-,•- , Necid Osmanlı vak'a-müvislerinden
ldse teşkil ettiği, 16. - Hazine-i emirlerinden, 140. Savda, 32. 152.
. Schefer, Charles, Fransa'nın İs- Su'le 4•-, Mekke ile Taif arasında bir
maliyyenin vaziyetini tedkik Said Paşa, Damad, Mahmud II'-
edecek komisyona tavin kılın­ nin kızı Mihri.imalı Snlt;:oın'ın tanbrıl sefaretinde baş-tercü- yer. 146.
dığı, 2 r.-- Seraskerlikten ma- zevci. Abdülmecid Han'ın cü­ n1a!l .+3· Sultan-fviurad-ı sani-cami'i Bursa'daı
zul iken .\rabistan ordusu mü- lusunda büyük nüfuza sahih bu- Selanik, 50, ı 49. ı 27 ı zelzelesinde harab olması,
şirliğine tayin olunduğu ve lunduğu, 6. - Reşid Paşa'nın Selçukiler . 94. 33.
ı 264 de Sadaretten azline sebeb Sdelan, Şerif, Abdullah bin :\"a- Sultan-Orhan-türbesi Bursa'da, 1271
Reşid Paşa'nın i:tiz_ar ettirdiği,
23.- Abdülmecid Han tarafın­ olduğu, nüfuzunun arttığı, Ab­ sır'ın bacanağı, 143 zelzelesinde yıkılması, 33.
dülmecid Han tarafından uzak­ Selim Paşa, Kars'a zahire idhali. Snltan-Osman-türbcsi, 1271 zelzele-
dan seraskerliğin nasıl tevcih
laştırıldığ·ı, I 1. için Erzurum'a gönderildiği, 60. crhasi sinde harab olması, 33.
edildiği, 44. Azrıca bk. VI,
9 .,,..;.. .r"', Şemsu'l-eimme. Ebu- Suriye, ı 02 (bk. Berrüşşam ve Şam).
XIV, XVI, 12, 45, 4G, lir, 69. Said Paşa, Mısır valisi, Süveyş ka­
Bekr :\1ub1mmed, büyük islam Süleyman Ağa, Mckkc kaymakamı,
Rü cli Paşa, Şirvani zade Mchmed, nalının açılmas, hususundaFran-
alimi, 134, 137.
\T--VIII. sızlarla anlaşması, 40. -- Kanal I I I, I 12.
Seyl l,-, Mekke ile Taif arasında Süveyş, 39, 40, ıo2.
meselesine dair kendisine kamil
Sa'dullah Bey, Kaymakam, 130. bir yer, 146,
Paşa tarafından mektub yazıl­
Safa, u, Mekke'de maruf mahal, 120. Seyl kapısı, Taif kapılarından biri, Şaban Ağa, Veys Paşa'nın Abdül­
dığı, 41.- Reşid Paşa'yı Mısır'a
Safvan bin Umeyye, <c•I .:r. .:,1_,;,.- 146, 147, muttalib Efendi'ye gönçlerdiği
davet ettiği, 89.
134, 137. Sıddik Efendi, Şeyh, Mekke ulema­ lisan-aşına zat, 12 r.
Saik-ı Şadi, Damad Mehmed Ali
Safvet Efendi (Paşa)., Mabeyn ikinci sından ve isyanın elebaşıların­ Şahruh, Şirvan hükümdarı, 96.
Paşa'yı sürgüne götüren beylik
kitabetindcn Meclis-i valil. azalı­ vapur, 38. dan, !04, ııı, 117. Şakir, Osmanlı vak'a-nüvislerinden,
ğ-ma nakl olunduğu ve Hariciye Sakif ...;,;;;, .'\rab kabilesi, 132. 152.
INDEKS
TEZ.\KİR-1 CEY'DET
verilen asar arasında tahak­ zelzelesinde hasara uğ-radığı, 33,
Şam, 7, 9, 25, 32, 79. (Bk. Suriye ve bir rüşvet meselesinden ceza kuk eden yegane te'lif, II, V, 34.
Berüşşam). bi't-te'hire uğraması, 50. VI, 13, JOI. Urkapısı, Kırım yarım-adasını ka­
Şani-zade Ataullah Efendi, Osman- Şükri Efendi, Taif'de divan katibi. Tarih-i Lı'.ıtfi, Lutfi Efendi'nin ma­ raya bağlayan berzahın batı kıs­
lı vak'a-nüvislerinden, 3. 130. ruf eseri, III, IV, VI, VIII- mı üzerindeki müstahkem mevki
Şefik Paşa, Maliye nazırı iken sa- Şükrullah Aka, Hive hükümdarının X. 5. (Perekop) , 38, 39.
daret kaymakamı olduğu. 42. Şeki, Abdülmecid Han nezdinde yol- Tarih-i osmani encümeni mecmua- Uteybe <,t= , Bir arab kabilesi, 141,
Dağıstan'da bir sancak, 95. Şemahi, ladığı elçi, 46. sı, V, X. 146.
Şirvan'da bir şehir, 96, 97. Şemhal, Şumnu, Rumeli şehirlerinden, ıo, Tataristan-ı kebir, 94.
Dağıstan-ı şimali ahali- 56, 59. Tatarlar Bursa'da bir semt. 34. Ülkütaşır, M. Şakir, I.
sının Cengiz evladından seç- dikleri Terek.' 92, 94. . Üsküdar, Boğaziçi'nin Anadolu sa­
hana verilen unvan, 96, Tahir Ağa, Bursa vücuhundan olup Tersane, 52. hilinde meşhur semt, 9, 72.
97. 1271 zelzesinden sonra İstan­ Üss-i zafer, Es'ad Efendi'nin vak'a-i
Şena U, Taif cıvarında bir mahal, Tezakir-i Cevdet, I-XI, 89, ıy,
bul'a gelerek İngilizlerin ahaliye hayriyye'ye dair maruf eseri, 3.
152.
132. yardım ettiklerini haber veren
Thouvenel, Edouard-Antoinc. Fran-
Şerif Paşa, Ciddc valilerinden, 140. zat, 35. Vadi-i Fatıma, 129.
Şevket Bey, Reşid Paşa aleyhdar­ sa'nın İstanbul sefiri, bilfıhere
Tahir Efendi, İstanbul kadısı iken Vak'a-i hayriyye, l\1ahmud. II. ta-
Jarmı dost :;anması, saf-dil bir adam Hariciye Nazırı. Çarşamba 4
uhdesine Anadolu payesi tevcih rafından yeniçeri ocağının kal­
olduğu, 16.-- Beylikci- likten Sadaret Zilkade 127ı'de İstanbul'a vu­
olunduğu, 50. - Metn-i Metm'i dırılması, II, 3.
müsteşarlığına ge­ tirildiği, 17. -- te'life me'mur olan hey'ette fakih rudu, 51.
Varna, 56.
Kıbrıslı Mehmed denilecek yegane zat bulunduğu. Tiflis, 53, 60, 93, 94, 97, 99, 100. Vasıf Maşa, J\Iüşir, Kars'ı müdafa'a
Paşa tarafından müsteşarlı.ktan az! 63. Timur-kapı, 95. edip esir düşen kumandan, 60. Vehbi
edilmek istendiği, 86.- Tahmas, Kars tabyalarından biri, 58. Tıngır-oğlu Ohannes Efendi, Ermeni Molla, İmam-zade Mustafa, (Mekatib-
Meclis-i va.la azalığına ta'yini, 37.- Tahmasp, İran hükümdarı birinci, zenginlerinden olup sonradan i umumiyyeye nazır muavini
Paris muahedesinin akdi Şah İsmail'in oğlu, 96. (1272), bir sene müddetle Mec- mevaliden ve Ali Pa-
münasebetiyle İstanbul'da yapı­ lan Tahmasp, İran hükümdarı ikinci, lis-i vala azalığına getirilen zat. şa mensublarındandir, Anadolu
donanmanın karışık şeklinden dolayı Şah Hüseyin'in oğlu, 97. İzmir ve Beyrut gümrüklerini payesine kadar yükseldikten son-
ileri-geri konuştuğu, 88. rbi Ef ndl Taif, ıo3- ı 06, ı 08, 109, ı ı ı, ı 14, iltizama aldığı, 26 ve 27.-Uhde- ra 27 Recep 1294 de ölmüş­
kon;:;ığı: Tfı.if surunun 117. 118. 122. 129--132, 140,144, sinden İzmir gümrüklerinin fes­ tiir) :Re İr:1 P8. a'n1n 711 ,.,,.,.
dışında bir konak. ı 3 ı. 146-148, 150. hedildiği, 50. Sarım Paşa'nın sadaretinde mek­
Şeyh-Mahmud, Mekke'de bir semt, Takvim-i Vekayi, Osmanlı deYleliniıı Tophane-i amire, 13, 17, 23, 42. teblerde ressamlık öğretiliyormuş
l 15. resmi ceridesi, 5, 39, 60, 89. Topkapı sarayı, XV, XVI. Trablus- rivayetinden ürkerek harita müs-
Şeyh Şamil Efendi, Kırım. muhare­ Takvimhane, Takvim-i Vekayi'in neşr garb, 52, 61, 86, 124. veddelerini abdesthanelere at-
besi esnasında kendisinden bek­ edil diği devlet matbaası, 5. Tuna, 28, 66, 83, 9 1. tırdığı, 1ı.-Muayedede Abdül-
lenen faaliyeti göstermediği, 90, Taman, Karadeniz ile Azak denizi Tunus, 47, 48, 86, 124. mecid Hanın ayağını öpmekle
98, 99. arasındaki boğazın medhalinde Türk, V, XI, 29, 59, ıoı, 103, padişahın iğbirarım mucib ol­
Şirket-i hayriyye, Boğaz'içinde va­ bulunan bir ada, 93. 111--113. duğu, 46. - Rüşdiye mekteb­
pur işletmek üzere te'sis edilen Tanzimat-ı hayriye, 1255 de Abdül- Türkistan (bk. Devlet-i aliyye) lerinden idadiye gönderilen on
şirket. Bu şirket'in nizamname­ mecid Han zamanında J\1ustafa Türkiye, I, VI, IX, XI, XIII. bir talebenin adiyle haricten
sini Fuad Efendi (Paşa) ile Reşid Paşa tarafından ilan olu­ ridesi, 5, 39, 60, 89. acemi çocuklar yolladığı, 56.
Cevdet Efendi (Paşa)'nın Bu­ nan ve Osmanlı tebeasının can­ Vehbi Paşa, Mekkede mirliva (son­
rsa'da kaleme aldıkları, 13, 20. ına! ve namus emniyetini sağ­ Ulu Cami', (Bursa'da), 1271 zelze- radan ferik olmuştur); ıı7, 130,
Şirvan Kafkasya ülkelerinden biri, layan hatt-ı hümayun, XII, lesinde kubbelerinden yedisi ile 1 43, 1 45·

95-97. 7-10, 102. iki minaresinin harab olduğu, Veli Paşa, Giridli Mustafa Naili
Şu'b buğazı <S);,_,._ .,....;., Bahere cıva­ Tarih-i Cevdet, Cevdet Paşa'nın pek 33. Paşa'nın oğlu, Paris sefiri Veli­
nnda bir yer, ı 24, 126. maruf eııeri, Encümen-i da.niş Urganlı, Bursa köprülerinden, 1271 ) ı'.ıddin Paşa. O sırada valiliğine
Şükri Efendi, İstanbul kadılarından, tarafından yazılmasına karar

. ,,
'

tayin olunduğu Girid'e git­ Yeni Karakolhane, Mekke'de bir


mek istemediği ve Fransız el­ karakolhane, 115-1 ı 7.
çisi Thouvenel'in yardımı ile Yeni mecmua, Bu derginin 20 Ha-
Hariciye nazırı olmak ümidine ziran 1918 sayılı nüshası, V, rnr.
düştüğü, 5ı. Yezid, Meşhur Emevi hükümdarı bi­
Veli-Paşa, Kars tabyalarından biri­ rinci, 149.
nin adı, 58. Yıldırım Han Cami'i (Bursa'da),
Veys (veya Veysi) Paşa, Hicaz ve 1271 zelzelesinde bu cami' mi-
İrak ordusunda erkan reisi ferik, naresinin harab olduğu, 33.
113, 115, 116, 121- 123,128, Yıldız, Boğaz'ın Beşiktaş sırtların­
130.- Abdülmuttalib'in Veys daki meşhur semti, XI.
Paşa'ya mektubu ve Veys Paşa'­ Yunanistan, 50.
nın cevabı, 144. Yusuf bin Ahmed Ba-Nace ,
Veziriye, Cidde'ye iki saatlik bir Cidde tacirlerinden ve Mekke'- /
yer, 119. ye isyan mektubunu gönderen-
Vidin, 52. lerden, ıo2.
Viyana, llI, XIII, 39, 42, 47 ,76,
78, 84, 85. Zafiri, Büyükdere'de lokantacı, 35.
Williams Paşa, Sir William Fen­ Zambaur, E. de, Manuel de gı!ne­
wick Williams ( 1800-1883 ), alogie et de c/ıı·onologie pour l'His­
İngiliz generallerinden olup toire de l'lslaın adlı eserin müel­
Osmanlı hizmetine giren, Kırım lifi, 15r.
muharebesi sırasında Kars'ın Zekiye Sultan, Abdülmecid Han'ın
müdafaasında çalışarak uhdesine kızı olup küçük yaşta vefat ettiği /
vezaret tevcih edilen ve Ruslara (Pazartesi, ıı Cumadelula 1272),
esir düşen zat, 60. 67.
Zemzem-i şerif kuyusu, 113.
Ya'la. J.ı. Mekke emirlerinden (Te- Zevi-Zeyd -".: c;,; , Haşim-oğulları
zakir'de •• şeklinde yazılıdır), ailesinin Katade'den geien ko-
151. luna verilen isimdir ve Abdül-
Yahya, Şerif, 15. muttalib Efendi'ye kadar Mek-
Yahya Kurdi, Şeyh, 1 1 7. ke emirleri bu koldandır. Ail­
Yavuz Sultan Selim, 91, 149, 150, enin diğer koluna Zevi-Avn
15ı. denir, 119. _
Yedikule, İstanbul'da meşhur semt, Zeyd, Şerif -"_j ..;,,.: , Mirliva Meh-
53· med Paşa'nın konağına ta'ar­
Yemen, 124, 142. ruzu, 119. Avrıca bk. 113-115,
Yenikale, Karadeniz ile Azak denizi 117, 128, 141.
arasındaki boğazda bir müstah­ Zeyme ,_;, Mina boğazından 5 saat
kem mevki', 43. mesafede bir yer, 141.

TDV İslam Araştırmaları .,"'


Merkezi kUtüphanesi'ne
Orhan Şaik GOKYAY'rn
VAKFIDIR.

You might also like