You are on page 1of 5

31.01.

2018 Yahud Tar h Üzer ne Tartışma Notları » Keyf yet Mahf l

Arama Arama

Ana sayfa
Arş v
Hakkımızda
İlet ş m
Künye
Yazarlarımız

« Kron k

Nasıl Özleyey m Sen ?! »

Ağu 08

Yahud Tar h Üzer ne Tartışma Notları


Kategor ler:

Altay Ünaltay

Tevrat etrafında şek llenen Yahud kültürü ve buradan neşet eden, neredeyse 5 b n yıllık “tek kav m-tek halk” dd ası,
modern S yon zm’ n de f krî kökler ndend r. Ancak S yon zm’ n pol t k arenaya propaganda malzemes olarak sürdüğü bu görüş, eşyanın tab atı
cabı artık b r nanç unsuru olmaktan çıkıp s yaset b l m n n konusu olunca b rçok eleşt r ye uğradı. Artık Tevrat temell b r nanç umdes olması
yetm yor, buna tar h b l m nden somut tar hî kanıtlar da göstermek gerek yordu. Ama bu konuda tartışmasız kanıtlar elde etmek mümkün olmadı.

Sonuçta S yon st “tek kav m-tek halk-tek ulus” dd asına b rçok redler yapıldı. B zzat Yahud entelektüel ve araştırmacılarca da yapılan bu redlere
son örnek olarak Shlomo Sand’ın “Yahud Kavm Ne Zaman ve Nasıl İcad Ed ld ” (When and How the Jew sh People Was Invented) adlı Türkçeye
çevr lmem ş araştırması örnek göster leb l r. Hz. Musa’nın Müslümanların da peygamber sayılması ve Yahud ler n b r ümmet olarak Kur’ân’da
anılması neden yle konu Müslüman araştırmacılar nezd nde de önem kazanmaktadır. Araştırmacı yazar İhsan El açık, b rçok yazısı ve hazırladığı
Kur’ân tefs r nde konuyu etraflıca ncelem ş ve alışılageld k görüşler n dışında çok lg nç sonuçlara varmıştır. Ş md bu ve d ğer kaynaklardan
beslenerek b z de k m tesp tler m z tartışmaya açmak st yoruz.

Tesp tler:

• Hz. Musa Mısırlı b r reformcu – peygamber d , İbran değ ld , d l ve sm Kıptîced r (Kopt k)

• “Ben İsra l” denen halk ve İbran ce denen l san Hz. Musa’dan yüzyıllar sonra oluşmuştur.

• “İsrael” b r kav m adı değ l, b r pol t k-d nî hareket adıdır. “İsra l’ n dünyalardan üstün tutulması” şekl ndek Tevrat ve Kur’ân’da geçen vaad
bugün ç n de geçerl d r. Ama kasted len ayrıcalıklı b r Yahud toplumu değ ld r.

Arapçaya “Musa” olarak geçen sm n İbran ces “Moşe”d r. Bu kel meye gerç İbranî – Aramî d l nden b rçok anlam yakıştırmaları yapılmışsa da
bunlar tartışmalıdır. Öte yandan or j nal Mısır d l olan Kıptîcede kullanılan “Mose” kel mes “Moşe” sm n n de geld ğ kök olup (İbran cede s – ş

http://www.keyf yetmahf l .com/2014/08/yahud -tar h -uzer ne-tart sma-notlar / 1/5


31.01.2018 Yahud Tar h Üzer ne Tartışma Notları » Keyf yet Mahf l
dönmes ne sık rastlanır), “oğul”, “erkek çocuk” manasına gel r.

Karşılaştırmak ç n “Ra-Mose” (Tanrı Ra’nın Oğlu) ya da Mısır’da Helen st k dönemde “Ramses”, veya “Tut-Mose” (Tanrı Tut ya da Tot’un Oğlu)
ya da Helen st k dönemdek şekl yle “Tutmos s”, f ravun adları olarak çok esk çağlarda kullanılmıştır. Dolayısıyla “Musa” – “Mose” adının anlam
yakıştırmalarına gerek bırakmayan çok kullanılan b r anlamı Kıptîcede vardır.

Her ne kadar Musa’nın Kıptîlerden olmayan özel b r soy-boydan geld ğ ne da r tartışılamaz b r K tabî dayanak yoksa da, b r an ç n yaygın kanaate
uyup böyle varsayalım. Onun yüzyıllar önce Hz. Yusuf zamanında Mısır’a yerleşen özel b r soydan geld ğ n , belk or j nal l sanının da Kıptîceden
farklı olduğunu varsaysak dah , hem Musa ve a les , hem de kend soy ve boyundan d ğer nsanlar aradan geçen yüzyıllar ç nde kend d ller n
unutmuş, Kıptîce konuşmaya başlamış, dolayısıyla as m le ve artık b rer Mısırlı olmuş olmalıydılar.

Bu anlattığımıza çok benzer b r hâl yüzyıllar sonra ve y ne Mısır’da Yahud ler n başına geld . M.Ö. 300’lerde (kıyaslamak ç n: Hz. Musa dönem
yaklaşık M.Ö. 1100-1000 arasına tar hlen r), Büyük İskender’ n Mısır’ı feth nden sonra Helen st k dönem başlamış, Kıptîce taşrada konuşulan b r
d l konumuna düşmüş, büyük şeh rlerde se neredeyse tamamen unutulmuş, yer n Yunanca almıştı.

İskender’ n adına kurulan büyük Mısır l man şehr İskender ye böyle b r Helenleşm ş şeh r d . Bu şeh rde çok sayıda Yahud de yaşıyordu.

Yahud cemaat b r yüzyıl ç nde kend d ller n neredeyse tamamen unuttu ve herkes g b Yunanca konuşur oldu. Bu değ ş m öyles ne köklü oldu k ,
kısa süre sonra İbranî d l nde yazılmış Tevrat met nler n cemaat ç nde anlayab lenler n sayısı çok azaldı. Bu dönemde Tevrat Yunancaya çevr ld .
Yunanca bu Tevrat meal ne “Septuag nt” dend .

Bu tercüme faal yet etrafında oluşturulan efsaneye göre Tevrat’ı çev ren 70 Yahud d n âl m n n (İbran ce: Septuag nt = Yetm şl kler) her b r
tercümeler n b rb r yle görüşmeden ayrı ayrı yapmış olmasına rağmen tercümeler b r araya get r ld ğ nde b rb rler n n tıpatıp aynı oldukları
görüldü. Öyleyse bunda b r h kmet vardı. Böylece Septuag nt Tevrat’ın adeta “kutsanmış” b r Yunanca çev r s oldu. (Bugün Yahud d n n n k m
ter mler de o dönemden kalmadır; örn: “S nagog” = Yunanca “Syn-a-gog”= b r araya get ren, b rleşt ren, toplayan, ya da Arapça: “Câm ”!)

Bu kıssada b z lg lend ren h sse 100 yıl ç nde Yahud cemaat n n İbranîcey neredeyse tamamen unutması ve Yunanca konuşur olmasıdır; o
derecede k , artık kend kutsal met nler n b le anlamaz olmuşlardı. Aynı şey n (efsane ve r vayetlere göre) eğer varsa, Hz. Yusuf dönem nde Mısır’a
yerleşen b r Yakupoğlu – Ben İsra l kavm n n başına gelmemes ç n h çb r sebep olmadığı g b , b lak s bunun olması ç n İskender ye’ye nazaran
daha da fazla sebep vardı:

• Yakupoğullarını Mısır’a get rd ğ varsayılan Hz. Yusuf le Hz. Musa zamanı arasındak süre 300-400 yıl olarak tahm n ed l r, yan çok daha
uzundur.

• İskender ye Yahud ler ağırlıklı olarak t caretle meşgul zeng n ve müreffeh b r cemaatt . D l ve kültürler n sürdürmek ç n okullar ve mabedler
açmak, müesseseler kurmak, böylece sonrak kuşaklara d n ve kültürler n aktarmak ç n eller nde çok daha fazla mkân vardı.

Oysa Musa “kavm ” fak r şç ler ve kölelerden oluşmuş b r cemaatt ; kültürler n sürdürecek, çocuklarını eğ tecek mkânlardan mahrum, ez k ve
çares z d ler.

• İskender ye Yahud ler n n kend ler ne d ğerler nden farklı b r k ml k ve kültür telk n eden b r d nler ve kutsal k tapları vardı. Oysa Musa
zamanındak söz konusu topluluk Mısırlılar g b putperestt ; bu o derece köklü olarak çler ne s nm şt k , Musa Göç’ten sonra kısa süre
topluluğunun yanından ayrılınca bu süre Sam r ’ye topluluğun çoğunu putperestl ğe ger döndürmes ç n yett !

• N hayet b r toplumda ez len unsurlar kend ler n ezenlere, üstün ve yüce gördükler ne benzemeye çalışır, kend “lanetl ” sosyo-kültürel ortamlarını
terk etmeye çalışırlar. Bu genel kural şüphes z varsayılan Musa kavm ç n de şleyecekt . Yan Musa’ya gelene dek ortada başka b r d l konuşan ya
da kültürü sürdüren b r kavmî topluluk kalmayacaktı.

• Öyleyse doğuştan ya da as m le olsun, her halükârda b r Mısırlı olan Hz. Musa Kıptîce konuşan b r topluluğun ç nde Kıptîce konuşarak tebl ğ
ed yordu.

Sonuç t bar yle Hz. Musa Mısır’da Yakupoğulları-Ben İsra l kavm n n b r kurtarıcısı sıfatıyla değ l, ez len alt sınıfların sözcüsü b r barış ve adalet
tems lc s sıfatıyla ortaya çıktı. Kaldı k , Allah’ın h çb r peygamber ne kend nden h kmet öğrenmek ve mesajına tâb olmak ç n gelenler arasında
kavmî ayrım yapmak yakışmadığı g b , Hz. Musa’ya da yakışmaz. Öyleyse Mısır’ın ez len k tleler nden sayısız nsan gelm ş ve onun çağrısına
kulak verm ş olmalıdır (Dahası Musa F ravun’a dah d n n tebl ğ ett ; yan h ç k mse onun davet çevres n n dışında değ ld !). Gün gel p de bu
nsanlar Musa le b rl kte Mısır’ı terk etmek zorunda kalınca da “Musa kavm ”n oluşturdular.

R vayet ve gelenekte, nedense Hz. Musa sert m zaçlı ve c ddî yüzlü b r k ş olarak göster l r. Oysa onu kuşatan tar hî toplumsal olaylara ve
mücadeles ne baktığımızda adeta İlkçağların Mısırlı b r Gand ’s n , dolayısıyla genel nt baın ç zd ğ portreden çok daha yumuşak huylu ve medenî
b r nsanı görüyoruz. Barışçı b r “s v l taats zl k” mücadeles yle F ravun’un zal m saltanatını dev rmek stem ş, başarılı olamayınca da kend s ne
tâb olanlarla Mısır’ı terk etme mücadeles ne g r şm ş, bunu başarmıştır. O halde Ben İsra l ya da “İsrael” ned r?

“İsra-el”, İbran cede b rçok manaya çek l r: “Tanrı’nın vad s ”, “Tanrı’nın yolu”, ya da “Tanrı’ya yürüyenler”. Kardeş Sâmî d l olan Arapçada da
aynı ortak kökten (s-r-y) türeyen örneğ n “ser yye” kel mes “yürüyüş kolu” manasına gel r. B z “Tanrı’ya yürüyenler” manasını terc h edeceğ z. Bu,
S na Çölü’nde Hz. Musa’nın ardı sıra, kölel k ve zulümden, neşe ç nde ve lah ler söyleyerek umuda, nsanlığa ve Tanrı’ya yürüyen o müm n
topluluğunu bet mlemeye çok daha uygun b r s md r. Dolayısıyla Hz. Musa’nın Mısır’dan çıkışından sonradır k , “İsra-el”den (Tanrı’ya
Yürüyenlerden) bahsed leb l r.

Bu anlamda İsrael f ravun kt darının zulmüne başkaldırmış ve b r peygamber n ardına düşerek özgürlükler ç n uğraş ç ne g rm ş Mısırlı köleler,
fellahlar ve ez lenler n s yasî-d nî topluluğunun adı olur. Bu kel meye İslamî term noloj den en uygun karşılık “H zbullah” (Allah’ın topluluğu) olsa
gerekt r. Öyleyse çok açıktır k “İsra-el” b r kav m ya da m llet adı olamaz; tıpkı “H zbullah”ın olamayacağı g b ; ancak b r pol t k-d nî hareket adı
olur. Ve mensupları arasında soy-boy bağı önem taşımaz.

Çek rdeğ Mısır’dan göçen köleler ve ez lenlerden oluşan İsra l, vaad ed len toprak Kenan İl ne yerleşt kten sonra geçen uzun yüzyıllar boyunca
bölgedek d ğer kav m ve m lletlerle karıştı. İsra l peygamberler n n evrensel çağrısına kulak veren her etn k ve kavmî kökenden nsanlar ayrım
yapılmaksızın geld ler ve müm nler topluluğuna katıldılar. Aslında karışma ta Hz. Musa dönem nde başlamıştı b le. Hz. Musa’nın hanımı
Medyenl lerdend (Kur’ân; Kasas: 23-29). İşte Ben İsra l (İsra loğulları) m llet böyle oluştu.

Ancak zamanla bu katılmalar azaldı; Yahud l k mutaassıp ve kavmî b r d n olarak algılanır oldu; Tanrı’nın mesajını tebl ğ azaldı, hatta yok oldu;
İsrael olanlar ancak İsrael t ana babadan doğanlar oldu. G derek bu soyun tüm nsanlardan üstün olduğu ırkçı düşünces ortaya çıktı. Ya da Kur’ânî

http://www.keyf yetmahf l .com/2014/08/yahud -tar h -uzer ne-tart sma-notlar / 2/5


31.01.2018 Yahud Tar h Üzer ne Tartışma Notları » Keyf yet Mahf l
tab rle “kalpler karardı”.

İşte Hz. İsa bundan 2 b n yıl önce ortaya çıkıp Yahud ler n bekled ğ Mes h olduğunu lan ederek çürümüş Roma’dan çok daha önce çürümüş
İsrael’ aslî hal ne çev rmek ve Tanrı mesajını hep olduğu g b y ne herkese yaymak üzere mücadeles n başlattı: “Tanrı’nın ev n haydut n ne
çev rd n z,” ded d n bez rgânlarına. İsa’nın atılımı ona karşı Roma askerî dares yle şb rl ğ yapan mutaassıp b r Yahud dares nce durduruldu se
de, mesajı yaşadı, büyüdü ve gel şt . Hz. İsa İsrael’e dünyanın ve ah ret n krallığını vaad etm şt .

Bugün gen ş coğrafyalara yayılan hâk m yet ve 2 m lyara yakın nananıyla Hır st yanlık dünyanın en çok kabul görmüş d n d r. Bu konuya tekrar
döneceğ z.

İbranîce de yüzyıllar süren bu süreçte b r d l olarak şek llend . Erken dönemde İsra l’e katılanlar ağırlıklı olarak Sâmî kökenl nsanlardı, İbran ce bu
d ller n b r sentez olarak yüzyıllar ç nde oluştu. Daha sonra Yahud ler (özell kle Roma çağında) esk dünyanın her yer ne göç ett ler ve karışma
devam ett .

Yahud l kle lg l çeş tl etnoloj k araştırmalara göre bu karışma 17-18. yüzyıllara dek sürdü. Özell kle Doğu Avrupa Yahud ler n n Sâmî kökler çok
tartışmalıdır. Daha 18. yüzyıla dek Polonyalı Yahud cemaat n n büyük bölümünün Tatar (Hazara) kökenl olduğu üzer ne araştırma ve dd alar
vardır. Bugün İsra l’ z yaret edenler sarı saçlı mav gözlü Yahud lerden koyu tenl kıvırcık saçlı Yahud lere dek gen ş b r ırksal karışımla karşılaşır.
Ne lg nçt r k , bugünün İsra l toplumunda koyu tenl ve kıvırcık saçlı, yan aslen Sâmî kökenl (Seferad) Yahud ler, genelde sarı saçlı mav gözlü
Avrupalı (Aşkenaz) Yahud lere göre daha alt – aşağı sınıfları oluşturmaktadır!

Erken dönem Yahud m llet n n oluşumu daha çok Sâm ırklardan beslenerek g tt ğ nden İbranîce d l Sâmî b r d l olarak bütünlüğünü koruyab ld
(Y ne de esk Yunancadan ve H ndî-Avrupaî b r d l olup esk İran’da konuşulan Pehlev ceden de ç ne b rçok kel me g rm şt r. Örneğ n: Yunancadan
“S nagog” ve Pehlev ceden Pardes = bağ, bahçe, cennet; aslı: Pehlev cede “Pardeş”). Ama Yahud ler Roma çağından sonra Esk Dünyanın hemen
her yer ne yayılıp d ğer m lletlerle karışınca İbranîce de halk d l olarak b r kenara atıldı.

Yen Yahud d ller ortaya çıktı. Bunların lk , yukarıda bahsett ğ m z, İlkçağ İskender yes Yahud ler n n konuştuğu ve Tevrat’ın da kend s ne
çevr ld ğ Yunancadır. Daha sonra Orta Çağda gel şen, Endülüs Yahud ler n n konuştuğu Lad no (Yahud İspanyolcası) ve daha geç dönemde Doğu
Avrupa Yahud ler n n konuştuğu “Y dd ş” (Almanca, Lehçe -Polonya d l - , Rusça ve Tatarcanın b r karışımı) sayılab l r. Ne lg nçt r k ,
Cervantes’ n ünlü romanı Don Qu xote’u (Don K şot) İstanbul’un Lad no konuşan Yahud ler bugünün İspanyollarından daha y anlar. “Y dd ş”
kel mes se Almanca “Jüd sch” (Yahud ye a t, Yahud ce) kel mes nden bozmadır ve Y dd ş, deneb l r k , bugünkü dünya Yahud ler n n ez c
çoğunluğunun ata d l d r.

Yavaş yavaş araştırmamızın sonuna gel yoruz. Tüm bu tar hî olayları nakletmekte amaç, S yon st propagandanın temel olan Yahud ler n tek b r
m llet olduğu, 2 b n yıl önce vatanlarından kovulduğu ve ş md buraya dönüş haklarının olduğu şekl ndek dd aların h çb r tar hî ve d nî del le
dayanmadığını göstermekt r. Yahud ler bundan 2 b n yıl önce vatanlarından kovulmadan çok önce uygar dünyanın her yer ne yayılmışlar ve
karışmışlardı. Bugün “vatanlarına” dönmüş olan Yahud ler 2 b n yıl önce buradan g denler değ ld r. Özell kle Yahud l ğ devlet d n olarak kabul
eden Hazar Türk Devlet n n (7-10 yy.) varlığının, çok sayıda Doğu Avrupalı (Aşkenaz) Yahud s n n bu coğrafyadak varlık sebeb n açıkladığı,
Yahud yazar ve entelektüel Arthur Koestler’den ber b rçok araştırmacı tarafından kabul ed legelm şt r. Yan d n Yahud l k olan çok sayıda etn k
grup ve halk vardır. Bu durumda Yahud ler n İsra l anavatanına dönüşün Tevrat’ın kend ler ne tanıdığı b r hak olduğu dd ası b r nanç meseles
olarak kalır. Her tür nanca saygı olmalıdır kuşkusuz; ama k mse k msey kend nandıklarını kabule ya da bunun prat k sonuçlarına zorlayamaz.
Y ne de Musa’nın ırkından olanların bu topraklar üzer nde ebed hakkında ısrar ed lecekse, o zaman F l st n’ n Mısırlılara ver lmes gerek r!

O halde hem Kur’ân hem de İnc l’de Tanrı’nın dünyalardan üstün tuttuğu b ld r len İsrael k mlerd r? (Kur’ân, Bakara: 122; İnc l: Esk ve Yen
Ah d’de b rçok yerde geçer). Bunu b lmek şu açıdan da önem kazanmaktadır: Bugün Anglosakson ülkeler ABD, İng ltere, Kanada ve
Avustralya’da (ağırlıklı olarak ABD’de 60 m lyon c varında) sayıları kabarık b r Protestan cemaat İnc l’dek son zaman kehanetler n yorumlayarak
Mes h’ n yeryüzüne ger dönmes nden önce İsra l’ n zafer kazanacağı sonucuna varmış olup bu nedenle İsra l devlet n koşulsuz
desteklemekted rler. ABD’n n İsra l’e hesapsız destek pol t kasının popüler dayanaklarından b r de bu yaygın nançtır ve bu nedenle bu nançta
olanlara Hır st yan S yon stler denmekted r. İnc l’dek r vayetler çok çeş tl , hatta lk görüşte b rb r n nakzeder görünmekte olup, bu konuda b rçok
Hır st yan mezheb ht laf ç nded r. Burada b z İsrael’ n b r soy bağından çok, anlamı üzere “Tanrı’ya yürüyenler” manasında alınarak ht lâfın
çözümüne b r yol tekl f ed yoruz.

Eğer “İsrael” soydan-boydan bağımsız olarak “Tanrı’ya yürüyenler” ya da b z m kültürümüzün kavramlarıyla “Takva sah pler ”, “Sab kun”
(Öncüler), ya da “Sırat-ı Müstak m üzere olanlar” manasına gel yorsa, o zaman tüm d nlerden herkes buradan kend ler ç n gerekl payı
çıkarab l rler: K m Allah’a yürümekted r? K m Hak yolundan ayrılmamıştır? Bu satırların yazarı Cennet’ n sadece Müslümanlara ayrıldığını
söyleyenlerden değ ld r. Çünkü Rab her ümmet ç n su kaynağına g den ayrı yollar ve yöntemler yaratmıştır (“… B z her b r n z ç n b r yol ve b r
yöntem kıldık; eğer Allah d leseyd s z b r tek ümmet yapardı, fakat bu verd kler yle s z denemes ç nd r. O halde y l klerde yarışın, hep m z n
dönüşü Allah’adır. O, ayrılığa düştüğünüz şeyler s ze b ld recekt r.” – Ma de 48).

İnsanlara zulmeden, öldüren, evler nden çıkaran, fak r, aç ve çares z bırakan ve sırf bell b r soydan geld kler ç n kend ler n üstün ve yaptıklarını
kend ler ne hak gören S yon stler, tüm bunlara rağmen eğer “Allah’a Yürüyenler”den oldukları dd asında seler de, hesaplarını gün gel p Rabb’e
vereceklerd r.

Rabb’e yönelen gerçek müm nlere (İsra-el’e) gel nce: “Şüphes z man edenlerden; Yahud lerden, Hır st yanlardan ve Sâb îlerden Allah’a ve ah ret
gününe hakkıyla nanıp sâl h amel şleyenler ç n Rabler katında mükâfatlar vardır. Onlar ç n herhang b r korku yoktur. Onlar üzüntü
çekmeyeceklerd r.” (Bakara: 62)

http://www.keyf yetmahf l .com/2014/08/yahud -tar h -uzer ne-tart sma-notlar / 3/5


31.01.2018 Yahud Tar h Üzer ne Tartışma Notları » Keyf yet Mahf l

0
Kere Paylaşıldı
 Facebook +
Bu yazı et ket çermemekted r

B r Cevap Yazın
E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekl alanlar * le şaretlenm şlerd r

İlet n z: *

Bu HTML et ket ve tanımlayıcılarını kullanab l rs n z: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite="">
<cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

Ad: *

E-Posta: *

Web s ten z:

Yorum Gönder

Son Yazılar

Şehâdet n Onayını Kalb nden Alacaksın


Akl-ı Sel m ve Tar h
Seyr- N syan
Kapıkullarıyla Mücâdele Buraya Kadarmış
“Dönülmez Akşamın Ufkundayız”
“N zam-ı Âlem Ülküsü”, Saâdet; “Çıkar İlkes ”, Şekâvet ve Felâket Sebeb d r…
Tesl m Abdal İle Gönül Seyr
“Öz Yurdunda Gar ps n”

Yazarlarımız

http://www.keyf yetmahf l .com/2014/08/yahud -tar h -uzer ne-tart sma-notlar / 4/5


31.01.2018 Yahud Tar h Üzer ne Tartışma Notları » Keyf yet Mahf l
Adem Kurum (5)
Adnan Övenç (4)
Ahmet Mansur Tural (1)
Al Çakır (40)
Altay Ünaltay (16)
B rsen Elveren (13)
Cah de Kayış (1)
Can Ceylan (2)
Canan Ejderoğlu (1)
Cangüzel Güner Zülf kar (1)
Cem l Kem ks z (1)
Ebrar Akbulut (1)
El f Sabır (6)
Erdal Şah n (1)
Es n Esra Altıntaş (2)
Fatma Ad le Başer (3)
Fatma Albar Nazlı (2)
Gamze Keleş (1)
Gavs Bayraktar (1)
Genel (5)
Gülasf Melan (9)
Güln hal Küpel (1)
Hal me Tezcan (5)
Harun Kocataş (2)
Hayr Ataş (1)
İsma l Doğu (2)
Mac t Şay n (14)
Mahmut Haldun Sönmezer (30)
Mehd Gencel (3)
Mehmet Pala (3)
Mesut Şen (4)
Mustafa Tatcı (2)
Nazar Kadem (4)
N lüfer Özcan Dem r (22)
Ömer Özercan (4)
Osman Gaz Kandem r (2)
Sa t Başer (41)
Sak ne Duran (1)
Süleyman Sert (7)
Tuğçe Meç (2)
Turgut Güler (15)
Uğur Uçar (3)
Vehb Başer (2)
Yılmaz Soyyer (4)

Tel f
© 2018 Keyf yet Mahf l .

Başa dön

WordPress ve Graphene Teması tarafından desteklenmekted r

http://www.keyf yetmahf l .com/2014/08/yahud -tar h -uzer ne-tart sma-notlar / 5/5

You might also like