Professional Documents
Culture Documents
PROJE EDİTÖRÜ
Adem Koçal
EDİTÖR
Zeynep Berktaş
KAPAK TASARIMI
Ravza Kızıltuğ
1. BASKI
2012, İstanbul
ISBN
978-605-114-929-5
TİMAŞ YAYINLARI
Cağaloğlu, Alemdar Mahallesi,
Alayköşkü Caddesi, No: 5, Fatih/İstanbul
Telefon: (0212) 511 24 24 Faks: (0212) 512 40 00
P.K. 50 Sirkeci / İstanbul
timas.com.tr
timas@timas.com.tr
facebook.com/timasyayingrubu
twitter.com/timasyayingrubu
BASKI VE CİLT
Sistem Matbaacılık
Yılanlı Ayazma Sok. No: 8
Davutpaşa-Topkapı/İstanbul
Telefon: (0212) 482 11 01
Matbaa Sertifika No: 16086
YAYIN HAKLARI
© Eserin her hakkı anlaşmalı olarak
Timaş Basım Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi’ne aittir.
İzinsiz yayınlanamaz. Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir.
VAHDEDDİN’İN SIRDAŞI
AVNİ PAŞA ANLATIYOR
Milli Mücadele ve Sürgün Yılları
Osman Öndeş
AHMED AVNİ PAŞA
OSMAN ÖNDEŞ
1931 yılında, baba tarafından dedesi Üsküplü ve Selânik’ten muhacir kolağası Osman
Sancakdar Efendi ve Hafize Fahriye Hanım’ın İstanbul, Üsküdar İmrahor’daki evinde
doğdu.
Ankara-SBF’den ayrılarak Deniz Harp Okulu’na girdi. Bu okuldan dede ve baba mesleği
olan bahriye zabiti olarak birincilikle mezun oldu. Meslek yıllarında bir yıla yakın ABD
Maryland, İngiltere’de South Shields, Newcastle, Glasgow, 1968-70 yıllarında Malta
Adası’nda yaşadı. 1972’de gemi komutanı iken isteğe tâbi olarak istifaen emekli oldu.
Öğrencilik yıllarından beri yazarlık yanı hep ağır bastığından Son Saat, Milliyet, Hür-
riyet, Günaydın, Dünya, Referans, Hayat Tarih dergisi, Hayat Mecmuası ve Belgelerle
Türk Tarihi, Atlas Tarih gibi yayınlar başta omak üzere muhtelif gazete ve dergilerde
yüzlerce makalesi, araştırmaları ve Günaydın gazetesinde Cemal Dündar’ın resmettiği
çizgi romanları yayınlandı.
Eserleri; Boğaziçi Yayınları, Yağmur Yayınevi, Altın Kitaplar, Milliyet Yayınları, Hürriyet
Yayınları, Aksoy Yayıncılık, Remzi Kitabevi, Yapı Kredi Kültür Yayıncılık, Şenocak
Yayınları, İş Kültür Yayınları ve Timaş Yayınları gibi yayınevlerince neşredildi.
İngiltere’de, Lloyd’s of London Press, Informa, Seatrade, Shipbroker, Yunanistan’da Naftiliaki,
İsviçre’de International Journal of Transports dergilerinin Türkiye temsilcisi olarak çalıştı ve
bu sürelerde İngiltere’de Colchester ve Londra’daki merkezlerde temsilci olarak yer aldı.
Sürekli Basın Kartı sahibi Osman Öndeş, Bahriye Nazırı ve Sultan Vahdeddin’in Ser-
yaveri Avni Paşa ailesi mensupları tarafından kendisine emanet edilen “Avni Paşa’nın
Hatıratı” ile tarihi ve vicdani bir perdeyi aralamaktadır.
İÇİNDEKİLER
Sunuş / 9
Önsöz / 11
1. Bölüm
Ahmed Avni Paşa ve Ailesi / 21
2. Bölüm
Kimdi ve Nasıl Seçilmişti
Bu Vatan Haini 150 Kişi? / 47
3. Bölüm
Milli Mücadele’nin Öncesi ve Sonrası
Ahmed Avni Paşa / 133
4. Bölüm
Sultan Vahdeddin’in Sürgün Yılları
ve Ahmed Avni Paşa’ya
Yazdırdığı Hatıratı / 333
5. Bölüm
Sultan Vahdeddin’in Vefatı ve
Sonrasında Yaşananlar / 357
Ek / 369
Kaynakça / 375
Dipnotlar / 377
Ahmed Avni Paşa Albümü / 427
İndeks / 455
Tercüme-i Hâlim
Ben kimim? Rumi 1291 yılı Temmuz ayı ortasında Batum’un
sayfiyesi olan Çakay’da Şahinbaşzade Süleyman Paşa’nın soyundan
gelmişim.
1893 Moskof Muharebesi’nin ardından, ailece Trabzon’a hicret ettik
ve orada yerleşerek, Trabzon mülki ve askeri rüştiyesinden saadetimde
İstanbul’da Kuleli Askeri İdadiyesi’ne nakil oldum. 1308 senesinde
Mekteb-i Harbiye’ye dahil oldum. 1313 yılında (24 Ocak 1898) Erkân-ı
Harbiye Yüzbaşı rütbesine terfi ettim.
Henüz, Erkân-ı Harbiye sınıfındayken Yunan Harbi sebebiyle Te-
selya Muharebesi’ne katıldım. Trabzon’da Redif Fırkası’na Erkân-ı
Harbiye zabiti olarak kumanda ettim. Hidemat Vakası’na binaen Yunan
Madalyası ve IV. Derece Mecidiye Nişanı ile ödüllendirildim.
Erkân-ı Harbiye Umumi Dairesi’ne tayinim çıktı. 1314’te (18 Ma-
yıs 1898) Kurmay kıdemli Yüzbaşı-Kolağası rütbesine terfi ettim ve
Yemen’e tayin olundum.
1318 senesinde Ankara Fırkası ile Hassa Ordusu’nda Erkân-ı
Harbiye’de görevler aldım. Tercihen (28 Aralık 1901) Kurmay Binbaşı
rütbesine ve ardından 16 Nisan 1903’te Kurmay Yarbay-Kaymakam,
11 Şubat 1908’de Kurmay Albay-Miralay oldum.
1324 senesi ve Meşrutiyet’in ilanından sonra Yıldız’da II. Fırka,
Erkân-ı Harb riyasetinde 13. Alay Kumandanlığı’na tayin edildim.
Görevler birbiri ardından geliyordu. Alay’ın Üsküdar tarafına naklim
ve oradan Samsun Redif Livası Kumandanlığı’na tayinlerim çıktı.
1324 Mayısı’nda Arnavutluk İsyanı’nın bastırılmasına memur
edildim. Altı ay Harekât-ı Askeriye’deki icraatın başında yer aldım.
Temyize muvaffak oldum ve Padişah hazretlerinin huzurunda icra
135
Ahmed Avni Paşa
136
Milli Mücadele’nin Öncesi ve Sonrası
137
Ahmed Avni Paşa
138
Milli Mücadele’nin Öncesi ve Sonrası
139
Ahmed Avni Paşa
140
Milli Mücadele’nin Öncesi ve Sonrası
141
Ahmed Avni Paşa
Avni Paşa’nın, yüreği vatan sevgisiyle dolu bir asker ve bir kuman-
dan olarak yaşadığını ispat eden nice örneklerden biri de bu muha-
rebelerdeki çabaları ve hatta hangi yokluklar içerisinde olduğudur.
Huzuruna kabul ettiği heyetlere şöyle seslenir: “Burada düşmanla
harp edeceğim. Askerlerimle harp etmek isteyenlere silah vereceğim.
Harp etmek istemeyenler olabilir. Onlar da askerlerim için cephane
taşısınlar. Bunu da yapmayanlar olursa, askerlerim için istihkâm kaz-
sınlar. Bunu da yapamam diyenler, askerlerime dua etsinler. Bunu da
yapamam diyenleri, vallahi asarım, billahi asarım.”
Toplayabildiği askerlere, nasıl savaşacaklarına dair taktikler ve-
rerek şu emirleri verir: “Askerler, sizleri sağ cenaha, deniz kenarına
gönderiyorum. Orada kahramanca harp edeceksiniz. Her kim bana
bir düşman şapkası getirirse, kendisine bir gümüş Mecidiye vereceğim.
Bir düşman tüfeği getirene bir altın vereceğim. Bir düşman kulağı
getirene beş altın vereceğim. Askerler, bu kadar mükafat verebilirim.
Vatan için harb eden sizlere Allah daha çok şeyler verecektir.”
Öylesine derme çatma birliklerle düzenli Çarlık Rusya ordusu bir-
likleri karşısında akıbet değişemeyecek ve 27 Mart 1916 günü Ruslar Of
ve Çaykara’yı işgal edeceklerdir. Of ’u geri almak için yapılan hücum-
lar da sonuç vermeyecek ve Sahil Müfrezesi Sürmene istikametinde
çekilmeye başlayacaktır. Bu safhada çok çarpıcı bir karar ile Ahmed
Avni Paşa görevinden alınmış ve 31 Mart 1916 tarihinde 10. Kolordu
Ahz-ı Asker Heyeti (Asker Alma Heyeti) Başkanlığı’na atanmıştır.
2002 yılında Ankara’da düzenlenen XIII. Türk Tarih Kongresi sı-
rasında Sadık Sarısaman’ın “Trabzon Mıntıkası Teşkilât-ı Mahsusa
Heyet-i İdaresi’nin Faaliyetleri ve Gürcü Lejyonu” konulu tebliğinde
belirttiği üzere: “Trabzon Valiliği ve 3. Ordu Kumandanlığı tarafından
Gürcü Komitesine alet olduğu gerekçesiyle şikayet edilen Avni Paşa
19 Kasım 1915 tarihli telgrafında lejyonun Milo ve Erzurum taraf-
larına sevk edilebileceği gibi lejyon askerlerini dağıtabileceğini de
ifade ediyordu. Avni Paşa lejyona yeni asker kaydına engel olacağını
da belirtmekteydi.” ifadeleriyle Avni Paşa’nın görevden alınmasını,
Batumlu olması nedeniyle Gürcü Lejyonu’na arka çıkmasına bağlayan
iddialara açıklık getirmektedir. Kuruluş amacına hizmet edemeyen
ve giderek bu amaçtan uzaklaşan Gürcü Lejyonu’nun kapatılmasını
142
Milli Mücadele’nin Öncesi ve Sonrası
Fihrist
Birinci Kısım: 1- Sadrazam Tevfik Paşa’nın İstifası, 2- Hürriyet-i
İtilaf Fırkası’na Seçilmek İstemeyişim, 3- Bağımsızlık ve Tarafsızlık
Sorunu, 4- Birinci Damad Ferid Paşa Kabinesi’nin Kurulması, 5-
Kabinede Harbiye Nezareti’ne İlaveten Nafia Nezareti’ni Üstlenişim,
6- Yemin Töreni İçin Padişah Hazretlerinin Huzuruna Kabul, 7- Hatt-ı
Hümayun’nun okunması, 8- Kabinenin Programı, İcraatı, 9- Divân-ı
Harblerin Birleştirilmesi, 10- Tutuklanma, 11- Sıdkı Bey’in Dahiliye
Nezareti’ne Vekaleti.
İkinci Kısım: 1- Abuk Paşa’nın Harbiye Nezareti’nden İstifası, 2-
Bahriye Nezareti’ne Tayinim, 3- Dahiliye Nazırı Cemal Bey’in İstifası,
4- Mehmed Ali Bey’in Dahiliye Nezareti’ne Tayini, 5- İtilaf Devlet-
leri Temsilcileriyle Görüşmeler, 6- Anadolu ve Rumeli’ye Şehzade-
ler Başkanlığı’ndan Heyetlerin Gönderilmesi, 7- Mekteb-i Sultanî’de
Ziyafet ve Nutuklar, 8- Ermeni Tehcir ve Katliamı Sorunu, 9- Kürt
Mustafa Paşa’nın Bana Hücumu, 10- Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nın
İddia ve İtirazları, 11- Adliye Nazırı Sıdkı Bey’in İstifasının Nedeni,
12- Adliye Nezareti’ne Cemil Molla Bey’in Tayini,
Üçüncü Kısım: 1- Bahriye Nezareti’ndeki İcraatım, 2- Cemal
Paşa’nın Bir Mektubu ile Souchon Paşa’nın Bir Raporu, 3- Fransızlar’ın
Bahriyeden Almak İstedikleri İstimbot, 4- Seyr-i Sefain Genel Mü-
dürlüğü, 5- Harp Kömür Merkezi’nin İtilaf Devletleri ile Müştereken
İdaresi, 6- General Franchet d’Esperey’nin Mühim Bir Notası, 7- Hey-
beliada’daki Mektebin Tekrar Rumlara İadesi, 8- Rauf Bey’in Bahriye
Mesleğinden İstifası, 9- Bahriye Mektebi’nin İntizamı, 10-Almanya’dan
Dönen Bahriye Talebesinin Şüpheli Tavrı
143
Ahmed Avni Paşa’nın Milli Mücadele Dönemi’ni anlattığı defterinin ilk sayfası.
Mukaddime
Hatırat yazmak neden hatırıma geldi? Hakikat-i halde bir sene kadar
Nezaret’ten bir buçuk sene de seryâverlikten mütebâ‘id olarak boş
kaldığım zaman yazmaktan ziyade okumaya dalmıştım. Okudukça da
cehlim artmış ve cereyân-ı hadisât düşündüklerimi te’yîd, söylediklerimi
tasdik etmeye başlamış olduğu için biraz da yazmaya heves ettim.
Ancak elde vesika olarak bir kurşunkalem bir de muhtî hafızamdan başka
bir şey yok. Yalnız sözlerimi işiten, bilen, hatta ezberleyen pek çok ilk
sahifede şahsiyetlerini hürmetle kayd ve işhâd eylediğim zevât da beni
kısmen muâheze, kısmen teşeccü‘ ettiler.
Ben ise vekâyi‘ tamamen hafızamda menkûş olmasa bile kâffesi alnımda
imiş gibi herkes okuyor, görüyor zann ediyor idim.
O halde ben de lehimde aleyhimde olsun yazılmış, basılmış görmek arzu
ettim.
Münferid vasıta-i rû’yet iken
Göremez kendisini dîde bile
Ahmed Avni Paşa
Avni Paşa
21 Temmuz 1341 (1925)
Başlangıç
Hatırat yazmak neden hatırıma geldi?
Hakikat-i halde bir sene kadar nezaretten, bir buçuk sene de baş-
yaverlikten uzaklaşarak, boş kaldığım zaman yazmaktan ziyade oku-
maya dalmıştım. Okudukça cehaletim artmış, etrafımda cereyan eden
hadiseler düşündüklerimi doğrulamaya, söylediklerimi tasdik etmeye
başlamış olduğu için biraz da yazmaya heves ettim.
Ancak elde vesika olarak bir kurşun kalem, bir de beni sürekli
hataya düşüren hafızamdan başka bir şey yok. Yalnız sözlerimi işiten,
bilen, hatta ezberleyen, ilk sayfada şahsiyetlerini hürmetle kaydetti-
ğim ve şahid gösterdiğim pek çok zevat da beni kâh eleştirdiler, kâh
yazmaya yüreklendirdiler.
146
Milli Mücadele’nin Öncesi ve Sonrası
Ben ise olaylar tamamen hafızamda kayıtlı olmasa bile hemen hepsi
elimde yazılı imiş gibi herkes okuyor, görüyor sanıyordum.
O halde ben de lehimde veya aleyhimde olsun, yazılmış ve basılmış
bütün evrakı görmeyi arzu ettim.
Münferid vâsıta-i ru’yet iken
Göremez kendisini dîde bile1
Bir de düşündüm; fâni insanların servetleri gibi bildiklerini de
öbür dünyaya beraber götürmeye hakları yoktur. Çünkü hakikatlar
ve yaşanmış olaylar da müşterek bir tarihtir, ortak bir servettir. Her
kimde bulunursa bütün kardeşlerine, hemşehrilerine verilmesi icap
eden bir borçtur.
Böyle bir görüşe dayanarak gördüklerimi, işittiklerimi, hatta söy-
lediklerimi bir araya topladım. Tarihlerin sırasına pek de bakmadım.
Zira benim niyetim, sanatım tarih yazmak değil.
Bu kitaba ne tarih denilir, ne de hatırat. Bu kitap belki tarihçilerin
işine yarayacak ve tarihe mâl olacak gizli kalmış, memuriyetim icabı
bildiğim ve tanık olduğum olayları içine alan bir mecmuadır.
Bu eser birilerine hoş veya nahoş görünmek için düşünülüp ya-
zılmamıştır. Asıl hedefim ahlâka ve bizden sonra gelecek olan nesle
hizmet olduğundan, gündeme getirirken ve yazarken, bu satırlara
nakledilen her şahsiyetin gerçek kimliğiyle anlatılmasına ve bilhassa
gerçeklere dayanarak kaydedilmesine dikkat edilmiştir.
Kaçınılmaz olarak ismi geçen şahsiyetleri takdir etme veya aksine
onlara saldırmak gibi bir tavırdan kesinlikle uzak kalınmıştır. Bununla
beraber kendilerini ve hizmetlerini tanımlarken kusursuzluk gibi bir
iddiada bulunmuyorum. Şu kadar var ki hatalı görülürsem azarlamaya
hacet yok zira: “Bir adama, her işittiğini ve her yaptığını söylemesi ve
yazması günah ve ceza olarak kâfi-i kâfîdir.
Allah’ın selâmı üzerinizde olsun!
Birinci Cilt
Yazıldığı tarihte okuyan şahıslar: 2
1-Adliye Nazır-ı Esbâkı Ayândan Ebuzziyazâde Velid Bey3
2- Sedat Simavi Bey (Resimli Gazete)
147
Ahmed Avni Paşa
148
Milli Mücadele’nin Öncesi ve Sonrası
1334 (1918) senesi Şubat ayı son günlerinde ve Ömer Yaver Paşa’nın
zamanında Harbiye Nezareti’nden süratle celp ve davet olundum.
Mondros Mütarekesi gereğince Diyarbakır tarafında İngilizler tara-
fından silahları alınmak istenen Ali İhsan Paşa5 Kolordu veya ordunun
terhis edilerek dağıtılmasına ve silahsızlandırılmasına İngilizlerin
dahi onay vermesi ile sorumlu kumandan olarak tayin edildiğinden
bu görevi benim kabulüm ve görev yerine hareket etmem teklif edildi.
Bütün harp müddetince, Sivas Asker Alma Başkanlığı’ndan Erzurum
menziline, oradan Lazistan ve Havalisi Kumandanlığı’na, tekrar Sivas
ve İzmir Asker Alma Başkanlığı’na, hülasa menzilden menzile saya-
mayacağım her türlü hizmete, sevk ve görevli kılınmış ve hepsine
de hiçbir itirazda bulunmadan rıza göstermiş iken, koskoca İmpa-
ratorluğun maruz kaldığı feci yenilginin meydana getirdiği haysiyet
ve onur kırıcı bir hizmete ve hele İngilizlerin onaylayacağı böyle bir
göreve katılamayacağımı, bu tarz bir makamı kabul edemeyeceğimi
itiraz ederek bildirdim.
Bir taraftan kayınpederim Müşir Şakir Paşa, Birinci Dünya Harbi’ne
girilmeyerek, hiç olmazsa seferberlik halinde tarafsız bir ülke olarak
kalınmasını ısrarla ifade etmişti.
Almanların akıbetinin yenilgi olacağını beyan etmesi ve bu gö-
rüşünde ısrarcı olması üzerine ikinci defa Gemlik’e sürgün edildi ve
biraderim eski Denizli Mutasarrıfı İsmail Fevzi Paşa Karaman’a sevk
ve hatta tehdit ile uzaklaştırıldı. Tüm aile mensuplarını her fırsatta
baskı altında tutan ve takip eden İttihad ve Terakki Fırkası Komitesi
mensuplarından küçük bir kısmı beni de rahat bırakmadı ve istedik-
lerini reddedişimi istismar ile ve canımı vatanıma adadığım halde
her hareketimi de suistimal etmekte idi. Diğer taraftan ise komiteye
mensup olmayan memleketin münevverlerinden bir kısmı da vatana
hizmet adına daha şerefli bir vazife ve memuriyeti bana layık görerek
teklif ediyorlar ve bu yakın ilgilerini iltifatlarla ifade ediyorlardı.
1335 senesi Mart ayının dördüncü Salı günü (4 Mart 1919) Damad
Ferid Paşa Kabinesi’ne dahil olundum ve Harbiye Nezareti Vekalet
görevini müstakilen ve fedakâr olarak üstlendim.
149
Ahmed Avni Paşa
150
Milli Mücadele’nin Öncesi ve Sonrası
151
Ahmed Avni Paşa
152
Milli Mücadele’nin Öncesi ve Sonrası
153
Ahmed Avni Paşa
Hâmiş (Ek Bilgi): İnancıma göre bağımsız demek, bir insanın hata ve
günahları kendisine kâfi iken, bir de büyük bir siyasi topluluğun, hem
de bazı hallerde fikren ve hissen onların görüşlerini hiç paylaşmadığı
halde, onların hatalarını beraber taşıması, beyaza siyah, siyaha beyaz
demek gibi bir zorunluluğu kabul etmemiş demektir. Özetle bağımsız
demek; fikir ve kanaatini kimseye zorlamamış demektir. Halbuki
muhalifler veya muhtelifler nazarında tarafsızlar, iki tarafı da idare
eder, renksiz, kokusuz, kanaatsiz, cesaretsiz, ictihadsız sayılırlardı.
İttihadcılar ise tarafsızlık olamayacağını, belki bir taraflık olacağını
kabul ettiklerini, kendilerinden olmayan bir kimseyi daima şüpheli,
zanlı telakki ettikleri cihetle aralarına hiç de almıyorlardı.
Bir kısım zevat da bizde, İttihadcı, İtilafçı, Padişahçı, Hançerci ola-
mayacağını, belki hepsine bir “ci” ilave edilirse menfaatçi bulunaca-
ğını söylüyordu. Halbuki mutlaka (ci) ile ifade edilmek arzu edilirse,
memleketçi demek daha doğru olacaktır.
154
Milli Mücadele’nin Öncesi ve Sonrası
155
Ahmed Avni Paşa
156
Milli Mücadele’nin Öncesi ve Sonrası
157
Ahmed Avni Paşa
158
Milli Mücadele’nin Öncesi ve Sonrası
159
Ahmed Avni Paşa
160
Milli Mücadele’nin Öncesi ve Sonrası
161
Ahmed Avni Paşa
162
Milli Mücadele’nin Öncesi ve Sonrası
163
Ahmed Avni Paşa
164