Professional Documents
Culture Documents
-I-
Erdem Çetinkaya
© Bu kitabın tüm yayın hakları Kutsal Gizemler Yayınlarına aittir; izinsiz
çoğaltılamaz. Kısmen veya tamamen basılamaz.
www.kutsalgizemler.com
_______________________________________________
Kutsal Gizemler Yayınları
ISBN: 978-605-61443-0-1
Eseradı: Kutsal gizemler
Baskı:
Başak Matbaacılık ve Tan. Hiz. Ltd. Şti.
Tel: (0312) 397 16 17 • Faks: (0312) 397 03 07
www.basakmatbaa.com
İÇİNDEKİLER
Yazar Hakkında
7
Erdem Çetinkaya
9
Kutsal Gizemler
10
Erdem Çetinkaya
ÖNSÖZ
İlkokulda iken pek çok dua kitabını okurdum ve orada yazan “şu duayı
on bin kez okursan melekleri görürsün”, şu sureyi kırk bin kez okursan
peygamberi görürsün gibi pek çok iddiaya inanarak hemen hepsini dene-
dim. O dönemde gece ve gündüz mucizevi bir şeylerin olması ve kainatı
yaratan muhteşem güç tarafından zavallı zatıma değer verildiğini bilebil-
mek için olabilecek her türlü çabayı gösterip tüm ibadetleri en ince deta-
yına kadar yerine getirmeye çalışmakla geçiyordu. Fakat tüm bu durmak
bilmez çabalarıma rağmen net olarak tanımlayabileceğim “hiçbir şey” ol-
mamıştı. Çok üzgündüm.
Sonunda yorgun ama pes etmemiş içsel bir yakarışla Allah’a seslen-
dim; “Ben yalnızca küçük bir çocuğum, dünyada pek çok din var ve her
bir dindarı kendi dininin hak din olduğuna tutku ile kesinlikle inanıyor.
Ben sınırlı kaynakları olan ve her şeyi iyi bilmeyen bir çocuk olarak bel-
ki de doğru yol üzerinde değilimdir. Senin sevdiklerinden isem, üzerinde
yürüdüğüm yoldan memnun isen ve Hak ise bana bir işaret gönder, yoksa
bugünden itibaren kendime başka bir yol belki de başka bir din seçeceğim.
Bunu da yine senin için yapacağım, sana ulaşmak için farklı bir yol dene-
yeceğim, eğer işaret vermezsen”
Sonra seccademde durup düşündüm; “şimdi bir şey olsa birazcık en-
teresan görünen ben hemen bu işaretti der ve kendimi kandırabilirdim.
İşaretimi ben seçmeliydim ve bu bir insanın hayatı boyunca yaşaması çok
zor olan bir şey o an gerçekleşmeliydi”. Karar vermiştim, cama yöneldim.
“Bir yıldırım düşsün tam karşıma şimdi, çünkü yıldırımlar Allah’ın ihtişa-
mını gösteren harikulade şeylerdir” dedim. Cam açıktı. Yanımda babam
duruyordu. Evimiz apartmanın son katıydı ve karşı apartmanın çatısını
net olarak görüyordum. Birkaç saniye boyunca karşıya baktım. Herhangi
bir yıldırım ışığı yada uzaklardan sesi bile gelmedi. Gülümsedim, başımı
babama çevirdim. “Yinede bu yoldan vazgeçmeyeceğim, inanıyorum” de-
dim. Ben bunu söyler söylemez kulaklarımızı patlatırcasına bir yıldırım
karşı apartmanın çatısına düştü. Yıldırımlar hakkında bir bilgim yoktu,
yakına düşen bir yıldırım insanları sağır edebilir bomba etkisi oluştura-
11
Kutsal Gizemler
12
Erdem Çetinkaya
Herhangi sıra dışı bir şey bir işaret gelmesini beklemiş… Ama hiçbir şey
olmamış. Üzülmüş.. Sonra tüm bu düşünceleri kenara bırakarak Kuran’ı
yeniden eline alıp rastgele bir sayfa açmış ve karşısına şu ayet çıkmış “İçi-
nizden arayanlar için yeterince işaret göstermedik mi?”… tabi ki bu genç
şok olmuş ve doğru yolda olduğunu daha bir içsel şekilde anlamış… Bu
güzel hikayesini bir konferansta topluluk önünde paylaşmıştı.
Belki ben din yolunda yalnız bir çocuk olduğum ve yol gösterenim
olmadığı için, o gençte gayrimüslim bir ortamda kaybolmuşken Allah’ın
yardımı ile karşılaşmıştı. Bu herkesin başına geleceği anlamına gelmiyor
tabi ki…
Ama o olaydan sonra şu duayı etmiştim;
“Bana tüm dünyaya gösterebileceğim ve yüceliğini haykırabileceğim
mucizeler de ver, sadece varlığının gerçekliğini değil, hak dininin ve doğru
kitabın hangisi olduğunu da insanlığa göster”.
Sonraki dönemlerde risaleler gibi bazı kitaplarda insanların imanına
vesile olabilecek mantıksal çıkarımlar ve yeni yeni gelişmeye başlayan bi-
limin dini doğrular hal almaya başladığını gördüm. Materyalizme kayan
dünyada insanlar sanki gözleriyle görür gibi net doneler olmadan hiçbir
şeye inanmıyorlardı. Kendilerince haklı pek çok nedenleri de vardı.
Ayrıca risalelerde gelecekte İslam’ın dünyaya hakim olmasına giden
yolun risaleler gibi kitapların program haline getirilerek tüm dünyaya ya-
yılacağı anlatılıyordu.Bu fikir bana çocukluğumda dahi ilham vermişti.
Sanki risaleler bu büyük işin nasıl gerçekleşeceğini yani çağların değişim
formülünü inananların kulaklarına fısıldıyordu.
Gerçekten de bu yol yani Allah ve Kuran’a iman delillerinin filmlerle
ve programlarla anlatılması insan insana aylarca konuşup ikna etmeye ça-
lışmaktan daha hızlı sonuç verebilecek bir yoldu. Bir insan yarım ve yanlış
bilgisi ile aylarca konuşarak sadece tek bir kişiyi etkileyebilirken, çok iyi
hazırlanmış bir kitap yada program-film milyonlarca insanı aynı anda kısa
bir sürede etkileyebiliyor ve etkisini onlarca yıl yitirmeden yaşatıyordu.
Çağların ve kültürlerin hızla evrim geçirdiği bir yüzyılda eski teknikleri
kullanmada ısrarcı olmak Osmanlının çöküşü gibi çöküş getirecekti. Ül-
kemizde yeni yeni medya Allah’ı anlatmada bir araç olarak kullanılsa da
İslam’ın tüm dünyaya tanıtılması açısından hala bir karış yol alabilmiş
değiliz. Batıda İslam fobisi en güçlü günlerini yaşıyor.
13
Kutsal Gizemler
14
Erdem Çetinkaya
15
Kutsal Gizemler
16
Erdem Çetinkaya
17
Kutsal Gizemler
ﱢ َ
ﻻ َ ﺲ َﻋ َﻠﻰ ﺍﻟﱠ ِﺬ
َ ﻳﻦ ﻦ ﺇِ ﱠ
ﻻ ﺑِِﺈ ْﺫ ِﻥ ﺍﷲ َﻭﻳَ ْﺠ َﻌ ُﻞ ﱢ
َ ﺍﻟﺮ ْﺟ َ ﺲ ﺃﻥ ُﺗ ْﺆ ِﻣ َ َﻭ َﻣﺎ َﻛ
ٍ ﺎﻥ ِﻟ َﻨ ْﻔ
َ ﻳَ ْﻌ ِﻘ ُﻠ
ﻮﻥ
Allah’ın izni olmadan hiç kimse inanamaz. O, akıllarını kullanmayan-
ları murdar (inkârcı) kılar.
Sizlerden ricamız burada yazılan her bir delil ve mucizenin gerçekten
18
Erdem Çetinkaya
bir mucize olduğunu kesin olarak anlayıp başkasına net olarak anlatıp is-
patlayabilecek kadar iyi okumanız, anlamanız ve gerekirse bize yada baş-
kalarına anlaşılmayan kısımları sormanız. Çünkü anlamalıyız ki bu bilgi-
ler dünyanın en kıymetli bilgileridir. Çünkü cenneti vaat eden bir kitabın
gerçekten insan üstü ilahi ve dosdoğruyu söyleyen bir kitap olduğunu bize
ispatlayacak ve gafletten kurtararak sonsuza dek işkence içinde kalınacak
cehennem çukurlarından kurtaracaktır.
Pek çok kişi ve kitap kendisinin Allah’tan gelen sözler duyurduğunu
iddia edebilir ve ediyor da. Fakat sadece gerçek olan birisi güçlü nice de-
liller sunabilir... Bu bizler için hayat, ölüm kalım meselesinden bile bü-
yüktür. Çünkü sonsuzluk söz konusudur. İki seçenek.. biri sonsuz acı ve
keder, sonsuza kadar hem de... Ötekisi de sonsuza dek sonsuz mutluluk...
Bir kitap güçlü kanıtlarla bize kaçış şansımızın olmadığını ve seçimimizi
yapmamız gerektiğini ve inanırsak bu kitaba; Kuran’a göre yaşayışımızın
bize kurtuluş getireceğini iddia ediyor. Teklifi, dünyadaki etkisi ve delil-
leri gerçekten çok büyük. Bir kardeş olarak önerim onu çok iyi anlamaya
çalışmak ve delillerini son derece yakinen tetkik etmenizdir. Bir kişi bunu
anlayamıyorsa bile kalan ömrünü bu delilleri anlamaya çalışarak ve anla-
mıyorsa yalanlanıyorsa bunu yazanlara detaylarını sorarak mutlaka emin
olmalıdır. Çünkü buna fazlası ile değer. Sonsuza dek güzel geçecek yeni
bir hayat için ömrün kalanını feda etmeye dahi değer. Kuran’dan başka
hiç bir şey bırakın sonsuzluğu kısa dünya hayatını bile güzel geçirmeyi
gerçekleştiremez ve bunu vaat dahi edemez. Kuran’a inanan kişi başına
kötülük gelince buna sabrettiğinde Allah katında sevgisi ve derecesinin
yükseleceğine neden olacağını düşünüp zevkle katlanır. Bir iyilik başı-
na gelse şükredip paylaşır ve Allah’ın lütfüne yorar. Böylece Kuran iman
eden insan için daha bu dünyada iken büyük bir pozitif bakış açısı ve
mutluluk var eder. Dünyanın en mutlu insanları Kuran’a yürekten iman
edebilmiş insanlardır.
Bir insan size gelip ciddiyetle “seni dünyanın en zengini , en mutlusu
yapacak bilgi elimde” dese , bir başkası da “kısa sürede ölümle hepsini
kaybedecek ve yere düşeceksin, fakat, bende sonsuza dek mutlu olmanın
ve yaşamanın bilgisi vardır, kanıtları da budur” dese elbette sonsuzluğu
vaat eden dinlenilmeye ilgilenilmeye binlerce kat daha layıktır ve bu bil-
giyi elde etmek için binlerce kez ölmeye değer.
Binlerce bilimadamları, düşünürler, dil uzmanları ve araştırmacıların
19
Kutsal Gizemler
20
TÜM İNSANLIK KANDIRILIYOR
İNANÇ TESTİ
Herkes bir şeylere inanır. Doğrusu insanın kesin bir bilgi ile bir
şeyi bilebilmesi çok güçtür. Gördüğümüz upuzun bir rüya mıdır? Yada
bilimkurgu filmlerindeki gibi makinelere bağlı sanal gerçeklik içinde
yaşayan canlılar mıyız?
Kesin kes doğru olan bir şey için fedakarlık yapmak zaten bir
ticarettir, matematiktir ve takdire şayan ahlaki bir özellik sayılmaz.
Bir şeyin iyiye gidebilme ihtimali için dahi fedakarlık yapmak ve yollardan
kesin olmasa bile en güzelini en asilini seçmeye çalışmak asıl erdemdir.
23
Kutsal Gizemler
Fakat ortada büyük bir sorun daha var; Ya aslında hiç bir şeye
pekte inanmamışsak ve inandığımız konusunda kendimizi bile
kandırmışsak... Bu esef verici durumu çok şükür ki aşmak için psikolojik
bazı test yöntemleri ve tahliller var. Endişelenmeye gerek yok. Bir şeye
inanıp inanmadığımızı veya neye inandığımızı anlamak artık çok kolay...
İnanç nedir?
24
Erdem Çetinkaya
25
Kutsal Gizemler
Bir define haritası verilse bize, uzun ve meşakkatli bir yol sonunda en
çok istediğimiz her ne ise onu ulaşacağımızı vaat etse, örneğin, gerçek
aşkı ve mutluluğu bulmak, dünyanın en zengini olmak, hep sağlıklı
olmak, en güzel ve iyi insanın eşi olmak... gibi en çok ne istiyorsak onu
bize verebilecek bir kapıya götüreceğini vaat etsek bu define haritası ile..
Buna bakan kişinin durumu şöyle olabilir;
26
Erdem Çetinkaya
işitmemek için "kalbimle inanıyorum ya, bir şey yapmama gerek yok"
der. Bu aslında münafıklıktır. Allah'ın muhteşem saltanatına ermek için
kişi hamallık ile geçinmeyi ve bir yamalı çuvalı elbise olarak seçmeyi dahi
büyük bir şans ve çok az bir bedel olarak görür. Yaratıcı insanoğlunun
inanıp inanmayacağını kimlerin kendisini seçip aşık olacağını biliyor.
O'nun sonunu bile bile yaratma nedeni sadece bildiğini görme arzusudur
ve bilinç sahiplerinin tarafından bilinme arzusu… O yüzden Allah'a
aşkımızı göstermek gerek…
Nasıl sevdiğimiz bize "sana aşığım" dese ama günde 5 kez çağırmamıza
rağmen bir kez bile gelmese, ne de sıkıntıya düşünce yetişmese, ama
sorunca ""kalbimle seni seviyorum ya" bir şey yapmama ne gerek var"
dese… Elbette o bizle alay etmiş olur ve o bize el olan bir yabancıdan bile
daha aşağı seviyede aşağılık bir yalancıdır. Keşke sevmediğini söylese…
Yada inanmadığını, belki biraz daha şerefli olurdu
İşte küçük bir define haritası bile bir insana bunu yaptırabilir.. Fakat
insanlar evrendeki tüm hazineleri ve mutlulukları insanın önüne fazlasıyla
yığan cennet yurdu ve Rabbin sonsuz güzelliğine erişmek için kıllarını
kıpırdatmazlar ve inandık derler.... Hayır inanmadılar...Bu yüzden Kuran
onların inandık demelerini saymaz ve "yeniden inanın" der. Bu ilki olmadı
çünkü.... Nasıl inandınız...? Sanki inanmanın ne olduğunu unutmuş
şüphecilik hastalığına yakalanıp kanser olmuş hiç bir şeye inanamayan
bir beyin gibi, bir dava bir inanç uğruna yaşamayan yada ölemeyen sanki
27
Kutsal Gizemler
bir kedi, bir koyun nasıl yaşıyorsa , hatta daha da kötü şekilde yaşayan
canlılara dönüşmüş insanlık...
Cevap evet ise bu aşamayı da başarı ile geçtik demektir. Cevap hayır
ise şu anlama gelir;
Hemen her insan sabah 7 de kalkıp işinde olur, akşam da belli bir
vakitte evinde olur. Kimileride biraz daha iyi bir yaşam için 2. iş yapar..
Bir çiftçi olsa idik her gün binlerce kez eğilip kalkacaktık. Evet yaşamak
için çalışmak gerekli. Peki sonsuza dek cehennem yerine cennette nefes
alarak yaşamak için çalışmak boş mu? Hiç şüphesiz kesinkes buna inanan
bir insan için bu çalışması çok daha gerekli bir vaat.
Bir insan o sene tatile gitmek için maaşlarından ayırdığı 10 bin lira ile
10 körün gözlerini açacak ameliyat parasını karşılayabilir. Yada İslam'ı
anlatan bir kitap yada belgesel cd'sini kendi imkanları ile kopyalatıp yüz
28
Erdem Çetinkaya
Tatil için yada emeklilik için, her şeyin güzel gideceğine hiç bir ihtimal
olmadığı halde para ayıran bir orta halli, sonsuz cennet ve Rabbinin
gülümseyen yüzü için hiç bir şey yapmaz. Kuran da biri Allah a değersiz
gördüğü şeylerden harcayan Kabil ile en değerli mallarından harcayan
Habil, Adem AS. iki oğlunun hikayesi anlatılır. Allah Kabil'i sonunda
cehenneme atmıştır ve Habil'i cennete ve Kabil'in süprüntülerden, ucuz
şeylerden oluşan mallarını sadaka olarak kabul etmemiştir.
Soru 5 ;
Cevabınız evetse son aşamayı da başarı ile geçmişiz demektir. Hayır ise
inandığımız diğer örneklerden yola çıkarak durumumuzu akıl aynasında
görelim.
29
Kutsal Gizemler
çıkış yolu daha iyi bir servet aramak için yola koyulmaz. Bu halde mutsuz
ve çaresiz olan insanoğlu, bir gün tüm dileklerini yerine getirebilecek,
sonsuza dek onu tarifsiz mutluluk, zenginlik ve güç içinde yaşatabilecek,
ona muhteşem bir güzellik ve güzel bir eş sunabilecek bir Yaratıcı olduğunu
ve onunla iletişime geçebileceğini , onunda bunu kabul etmeye çok istekli
olduğunu fakat bazı şartları olduğunu öğrense, ayrıca o muhteşem kralın
dostu olma şansını da yakalasa.. herhalde ne büyük heyecan, titreme
ve sarhoşluklar içine girer. Yerinde duramaz olur belki de hayatının en
heyecan verici günlerini yaşar... İşte iman eden kişinin hali buna benzer ve
imanın alameti böyle hissetmektir. Basit bir müdür, ünlü yada zengin ile
görüşen kişilerde bile heyecan hasıl olur. Allah'ın huzuruna iman ederek
duran bir insanın heyecandan ölmesi dahi beklenebilir.... İman etmenin
ilk alameti kişiyi yıldırım çarpmış gibi sarsılmış hissetmesi yada binlerce
yıldır karanlıkta iken güneşin gözlerinin önünde ışık patlaması ile temaşa
etmesi gibidir.
Sonuç;
30
Erdem Çetinkaya
Zekat mı? Sadaka mı? namaz mı? Sonsuz gücün karşısında bu kelimeyi
hakiki manada söyleyen birisi o anda Ebubekir gibi tüm malını ve hatta
borç da alarak ondan da iyi şekilde harcayıverir gerektiğinde.. Yada can mı
isteniyor.. En hazır ve nazır şekilde sunuverir. Çocuklar, analar babaları
vermek gerekiyor? İsmail ile İbrahim as. gibi bıçağı gülümseyerek öz
boğazına daldırır iman etmiş kişi...
31
Kutsal Gizemler
İman eden bir kaç kişi bir araya gelse Allah'ın izniyle dünyayı
değiştirebilir. Hatta tek bir kişi iman ettiğinde haklı davasında
dünyaya meydan okuyabilir... Problem Müslüman sayısının çokluğu
değildir, iman eden kişi sayısının azlığıdır.
32
Erdem Çetinkaya
33
Kutsal Gizemler
Altın çağ hemen her kültürde ve dinde kendisine yer bulan kıyametten
kısa süre önce dünyada yaşanacak büyük refah, mutluluk, adalet ve tek
dinde tüm insanlığı birleştiren teokratik bir idarede Yaratıcı'nın hoşnut
olacağı büyük medeniyetin ifadesidir. İnsanların bilinç ve mana düzeyinde
yükselerek, tek dinde buluşmaları ve İslam'ın delillerinin ayetlerde
belirtildiği üzere ortaya çıkacağı günün yaklaştığı bir dönemdeyiz. Bunun
ispatlarını şöyle sıralayabiliriz;
34
Erdem Çetinkaya
313 SIRRI
Ahir zamanda gelecek ve Allah için herşeylerini feda ederek çaba sarf
edecek topluluk hakkında Muhammed b. Hanefi (ra)'dan rivayet edildi ki:
35
Kutsal Gizemler
Daha güzel amel yapan kişiler bu 313 kişi midir?Önce buna bakalım?
ki sınavın galiplerinin onlar olup olmayacağını bilelim;
Bu hayırlar, iyilikler çok güzel olsa da hepsi fani ve geçici süre boyunca
insanları faydalandıran eylemlerdir. Baki kalan iyilik ise bir insanın
imanına vesile olmaktır. Kişi iman vesilesi ile sonsuza dek körlükten
kurtulur, muhteşem bir hayat yaşar, Rabbi ile ebediyen birlikte olur ve
korumasına girer. Sonsuz ve yakıcı cehennem azabından azad olur. Hiç
şüphesiz hiçbir iyilikle bir kimsenin imana gelmesi kıyas olunamaz.
Allah Resûlü bu durumu ifade etmek için "Bir kişinin imanına vesile
olmak, tüm dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır" buyurmuştur. Yani
dünya içindeki tüm iyiliklerden dahi daha hayırlıdır.
Peki öyleyse en çok insanın imanına vesile olan kişi yada kişiler o
zaman insanların da en hayırlısı olacak ve belki de milyonlarca milyarlarca
insanın sonsuz azaptan kurtularak sonsuz cennet saadetine erişmesine
sebep kılınacaktır.
36
Erdem Çetinkaya
Peki bu 313 kişi asrın getirdiği imkan ve fırsatı kullanan ilk zeki
ve arif Müslümanlar olarak öne çıkarlar herkesten evvel islamı yayma
görevini kolaylıkla üstlenir bu uğurda fedakarlıktan çekinmezlerse
ne olur? Evet, İslam'la ilgili bir filmi batıda yada doğuda bir kanalda
gösterip 1 milyar insana izletip binde birinin dahi İslam'a geçmesini
sağlamakla 1 milyon kişinin İslam olmasına vesile olunabilir. Kaldı ki,
son derece etkili kanıtlarla, bilim adamlarının sunumu ile hazırlanmış ve
en yüksek teknolojinin sanatsallığın kullanıldığı filmler en etkili kültürel
etkileşim aracıdır ve belki de tüm seriyi izleyenlerin tamamına yakınını
etkileyecektir.
Furkan Suresi
Diğer mealler;
37
Kutsal Gizemler
Furkan Suresi 74-75 ; Kim de tövbe eder ve salih amel işlerse işte
o, Allah’a, tövbesi kabul edilmiş olarak döner.Onlar, yalana şahitlik
etmeyen, faydasız boş bir şeyle karşılaştıkları zaman, vakar ve hoşgörü
ile geçip gidenlerdir. Onlar, kendilerine Rabblerinin âyetleri hatırlatıldığı
zaman, onlara kör ve sağır kesilmezler.Onlar, “Ey Rabbimiz! Eşlerimizi
ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten
sakınanlara önder eyle” diyenlerdir.İşte onlar, sabrettiklerinden ötürü
cennetin en yüksek dereceleriyle mükafatlandırılırlar. Orada esenlik ve
dirlik dilekleriyle karşılanırlar.
38
Erdem Çetinkaya
Tevbe etmek
39
Kutsal Gizemler
feda edeceklerdir. Çünkü Hz Ebubekir sadece bir kez tüm servetini birden
savaş zamanında feda etmişti. Onlar ise birikmesi olmaksızın kendilerine
gelen ne varsa ölmeyecek kadarını bırakıp geri kalanını feda edeceklerdir.
40
ALTIN ÇAĞ, İSLAM VE ALTIN ORAN
MUCİZELERİ
Erdem Çetinkaya
GİRİŞ
Hiç kuşkusuz aşkla güzellik arasında çok yakın bir ilişki vardır. Kişi
psikolojik olarak aşık olmaya açık bir halde ise bu durumda çok çekici bir
insanın ilgisi onun kapılıp gitmesine kolayca neden olabiliyordu. Bununla
birlikte, dünyada hemen hiç kimsenin, saçları dökülmüş, yüz oranları
hayli bozuk, birine ilk görüşte aşık olması imkansıza yakındı. Aşka sahip
olmak için en azından çoğunluk için hoş sayılabilecek bir yüz oranlarına/
hatlarına sahip olmak büyük bir avantaj sağlıyordu.
Peki yüzün güzel olmasını sağlayan şey neydi? Aynaya bakıp bazen;
kimimiz, ‘keşke burnum daha kısa’ ya da ‘yüzüm daha ince’ ya da
‘gözlerim daha büyük olsaydı’…. demiş olabiliriz. Çünkü yüz hatlarının
ve belirleyici noktaların birbirine göre bir orana sahip olması gerektiğini
içgüdüsel olarak biliyorduk. Ruhumuza işlenmiş bu oran neydi acaba?...
Daha sonraki dönemlerde işim nedeniyle Altın Oran sayısı ile yolum
yeniden kesişti, çünkü yaptığım filmler, grafikler ve 3d animasyonlar ya
da kamerayla çektiğimiz görüntüler sonuçta birer resimdi ve resmin güzel
görünmesi için bazı değerlere sahip olması gerekiyordu. Kabaca 3 te 1 bir
kuralı olarak tarif edilen Altın Oran kuralı yine karşıma çıkmıştı. En güzel
insan yüzleri, kelebekler, çiçekler ve bitkilerin yaprak dizilimlerinde yani
güzel olan hemen her şeyde çok açıkça fark edilen bu oran sanki güzellik
ve seçkinliğin üzerine vurulmuş bir mühürdü.
43
Kutsal Gizemler
değerlendiriyordu.
44
Erdem Çetinkaya
Kuran’ı açıp acaba buna işaret olan bir ayet var mı diye baktım. 3:96
ayetten itibaren başlayan ayetlerde işareti buldum:“Yeryüzünde insanlara
için kurulan ilk ibadet evi mübarek Bekke’de ki dir. Orada İbrahim’in
makamı ve apaçık mucizeler vardır.”
45
Kutsal Gizemler
Fibonacci Sayıları:
1, 1, 2, 3, 5, 8, 13, 21, 34, 55, 89, 144, 233, 377, 610, 987, 1597, 2584
Görüldüğü gibi, 1 den başlayarak her sayıyı kendinden bir önce gelen
sayı ile toplarsak karşımıza yukarıdaki gibi bir sayı dizisi ortaya çıkar.
Bu sayı dizisine fibonacci sayı dizisi denir. Bu sayı dizisindeki sayıların
oranı büyüdükçe bir oranda kilitlenir. İşte bu kilitlenme sayısı 1,6180339…
şeklinde uzayıp giden sayıdır.
Euclid (M.Ö. 365 – M.Ö. 300), "Elementler" adlı tezinde, bir doğruyu
0.6180399... noktasından ( oran olarak 1,618... ile aynı değere sahiptir )
bölmekten bahsetmiş ve bunu, bir doğruyu ekstrem ve önemli oranda
bölmek diye adlandırmıştır.
46
Erdem Çetinkaya
47
Kutsal Gizemler
48
Erdem Çetinkaya
"Bir insanın tüm vücudu ile göbeğine kadar olan yüksekliğinin oranı,
bir pentagramın uzun ve kısa kenarlarının oranı, bir dikdörtgenin uzun
ve kısa kenarlarının oranı, hepsi aynıdır. Bunun sebebi nedir? Çünkü tüm
parçanın büyük parçaya oranı, büyük parçanın küçük parçaya oranına
eşittir."
İnsanın boydan altın oran noktası göbek deliği üzerine düşer. Sağdan
sola enlemesine altın oran noktası ise kalbin üzerine düşer. Elbette ne
taraftan baktığımızda önemli ama karşıdan bakıldığında sağda görünen
ve lirik manada en önemli objemiz kalp; yaratılışçı dini motiflerde hayırlı
olan sağ ve üstün olan yukarıya yerleştirilmesi açısından altın oran
teorisini desteklemektedir.
Dr. Steven Marquardt isimli dünyaca ünlü estetik cerrah yaptığı büyük
bir deneyle altın orana uygun yüz oranlarına sahip insanların istisnasız
herkes tarafından güzel bulunduğunu ispatladı. Bu deneyin sonunda
insan yüzündeki iç içe geçmiş onlarca altın oranı ifade eden matematiksel
bir altın oran maskesi geliştirdi. Diş hekimlerine ve mühendislere dahi
günümüzde üniversite eğitimlerinde altın oran kavramı öğretilmekte ve
buna uygun şekilde çalışmaları öğütlenmektedir. Güzelliğin tespitinde
cildin rengi, sağlığı gibi etmenler de etkilidir. Fakat biçimli ve orantılı
olarak kabul edilen yüz hatlarına sahip olmanın tek yolu altın orana uygun
bir yüze sahip olmaktır. Bu nedenle ağzı yüzüne göre geniş, burnu uzun,
alnı dar gibi yüzdeki orantısızlığı ifade eden kavramlar gelişmezdi ve
bunlar güzelliği bozan etmenler olarak sıralanmazdı.
49
Kutsal Gizemler
50
Erdem Çetinkaya
51
Kutsal Gizemler
Bir insanın yüzü çok uzun yada çok yuvarlak ve genişse, burnu yüzüne
göre uzunsa, yada ağzı çok genişse neden onu orantısız buluruz. Acaba
ruhumuza yazılan bir oran mı vardır? Sanki hepsi birbirine göre önceden
belirlenmiş bir sabite bağlanmış gibi. Belirli oran aralıkları içinde ise onu
normal kabul ederiz. İşte ruhumuza insan yüzlerini ve bedenlerini hatta
çevremizde gördüğümüz hemen her şeyin orantılılık ölçütünü ifade eden
şey altın orandır.
Yukarda ki şekilde a uzunluğu b den kısadır. Fakat a çok kısa olsa idi
ve b ile birbirine oranları 2 ye yaklaşsaydı o zaman çenenin alt tarafına
yakın bir dudak görünümü ortaya çıkardı ki bu bize çok garip ve sıra dışı
gelecektir.
Peki Yaratıcı neden bazı istisnai insanları bu aralığın çok çok ötesinde
şekillendirmiştir? Çünkü yaratıcının tek amacı daima şekli insan için güzel
olan işler yapmak demek değildir. O çirkin veya orantısız yüzlü olarak
addettiğimiz insanlarla bize orantısızlığın ne demek olduğunu öğretmiş.
Yaklaşık olarak sahip olduğumuz bu oranın kıymetini ve sanattaki
güzelliği fark etmemizi sağlamıştır. Her yer bembeyaz olsa idi hiç siyah
olmasa idi biz beyaz ile siyahı kıyaslayıp aydınlığı iyi kavrayamazdık.
52
Erdem Çetinkaya
Bir ressam dahi dümdüz renge sahip gökyüzüne bir iki küçük bulut yada
dümdüz bir ovaya küçük bir kaya yada ağaçla onun dümdüzlüğü aynılığını
değiştirmek ister. Zenginlik olarak algılanır ve güzelin güzelliğini çirkinler
ortaya çıkarır.
"Birbiriyle temas halinde olan iki cam tabakasının üzerine bir ışık
tutulduğunda, ışığın bir kısmı öte yana geçer, bir kısmı soğurulur, geriye kalanı
da yansır. Meydana gelen, bir, 'çoklu yansıma' olayıdır. Işının tekrar ortaya
çıkmadan önce camın içinde izlediği yolların sayısı, ışının maruz kaldığı
yansımaların sayısına bağlıdır. Sonuçta, tekrar ortaya çıkan ışın sayılarını
belirlediğimizde bunların Fibonacci sayılarına uygun olduğunu anlarız.
Doğada hemen her cisim yarı saydam dış tabakalara sahip olduğu için
( deri, tortu yada kristaller gibi ) altın oranın ışık sayesinde oluşan çoklu
yansımaları ile baktığımız hemen her yerde var olduğunu söyleyebiliriz.
Çoklu tabakalarda yansımalar dünyamızda ilk önce atmosferden
başlamaktadır.
53
Kutsal Gizemler
Doğada birbiriyle ilişkisiz canlı veya cansız pek çok yapının belli
bir matematik formülüne göre şekillenmiş olması onların özel olarak
tasarlanmış olduklarının en açık delillerinden biridir. Altın oran,
sanatçıların çok iyi bildikleri ve uyguladıkları bir estetik kuralıdır. Bu
orana bağlı kalarak üretilen sanat eserleri estetik mükemmelliği temsil
ederler. Sanatçıların taklit ettikleri bu kuralla tasarlanan bitkiler, galaksiler,
mikroorganizmalar, kristaller ve canlılar Allah'ın üstün sanatının birer
örneğidirler.
Altın Oran sayısı 1,618 karesini almakla üzerine bir eklemenin aynı
sonucu verdiği tek sayıdır ve bu sayının 1 rakamı ile arasında çok sıkı bir
ilişki bulunur.
Tarihte Kepler, Leonardo Da Vinci gibi pek çok ünlü, dahi bilim
adamı Altın Oran sayısına delicesine bir tutkuyla bağlanmış, yaptıkları
eserlerden sürdürdükleri araştırmalara kadar hemen her alanda bu oranı
kullanmışlardır.
54
Erdem Çetinkaya
Leonardo da Vinci
Johannes Kepler
Norman Gowar
Ag. Tyong
American Scientist
“Altın oran sayısına her yerde rastlamak mümkün değildir. Fakat hoşa
giden ya da son derece dengeli olan bir forma ulaşılmışsa burada Altın
Oran sayısını bulabiliriz. Altın sayı matematiksel hayalgücünün değil de
denge yasalarına ilişkin doğal prensibin bir ürünüdür.”
55
Kutsal Gizemler
J. Boronowski
F. Hutcheson
Roger Scruton
Peter Smith
“Sarmalın popüler bir şekil oluşu, sadece doğada ortaya çıkışından değil,
mantıki dengeliliğinden ve açık seçik oluşundan da kaynaklanmaktadır…
Sarmalın ilginç özelliklerinden biri de, matematiğin en tanınmış oranı
olan Altın Oran’la doğrudan ilişkili olmasıdır.”
"Birbiriyle temas halinde olan iki cam tabakasının üzerine bir ışık
tutulduğunda, ışığın bir kısmı öte yana geçer, bir kısmı soğurulur, geriye
kalanı da yansır. Meydana gelen, bir, 'çoklu yansıma' olayıdır. Işının tekrar
56
Erdem Çetinkaya
ortaya çıkmadan önce camın içinde izlediği yolların sayısı, ışının maruz
kaldığı yansımaların sayısına bağlıdır. Sonuçta, tekrar ortaya çıkan ışın
sayılarını belirlediğimizde bunların Fibonacci sayılarına yani Altın orana
tam olarak uygun olduğunu anlarız."
Fibonacci Dizisi;
1+1 = 2
2+1 = 3
3+2 = 5
İlk başta mutlak yokluk vardı = 0. Ve yokluğu, yani 0’ı elinde tutup
kapsayan mutlak ve tam varlık vardı yani Yaratıcı = 1. O kendisinden
başka hiçbir şeye bölünemezdi.
57
Kutsal Gizemler
İstisnasız her şey Yaratıcı'yı haber verip yansıtan bir aynaya dönüştü.
1I1
58
Erdem Çetinkaya
89 / 55 = 1,618..
144 / 89 = 1,617..
Bütün sayıları ortaya çıkarmak için 1 yeter. 1 kendi içinde her sayıyı
(sonsuz noktayı) barındırır. Böylece her sayıyı ve değeri oluşturabilir. 1
her şeye kadirdir.
O Her şeyin ilkidir ve tüm değerlerin içinde vardır. Hiçbir değer 1’siz
oluşamaz. Her şey ve her değer birin yansımalarından oluşmuştur.
"De ki; O birdir, Her şey O'na muhtaçtır. O başka "bir" şeye muhtaç
değildir" ( İhlas Suresi 1-2 )
59
Kutsal Gizemler
Allah kelimesi Arapçada ki yazılışı itibari ile her zaman 1'lerden oluşan
ve sonunda 0 ile biten bir yazılış şeklinden oluşur.
60
Erdem Çetinkaya
Mekke şehrinin kuzey kutup noktasına olan uzaklığı ile güney kutup
noktasına olan uzaklığının oranı tam olarak 1,618 yani altın orandır.
Ayrıca Mekke şehrinin Güney kutup noktasına olan uzaklığı ile iki kutup
arasındaki uzaklığın birbirine oranı yine 1,618 dir.
Mucize bununla bitmez; tüm insanlığın ortak yer belirleme dili haline
gelmiş enlem boylam haritasına göre de Dünyanın Altın Oran noktası
Mekke şehrindedir.
61
Kutsal Gizemler
Gün dönümü çizgisi siyasi bir kararla 1844 yılında batılı devletlerce
kabul edilmiş sonra tüm dünyanın ortak yer belirleme dili haline gelen
enlem boylam ve gps değerlerine haline gelmiştir. Bu karar alış aşamasında
kesinlikle İslam ülkelerinin ve Müslümanların sözü dinlenmemiş, ana
meridyenin İngiltere'den geçmesine karar verilmiştir. Bu harita görsel
olarak kıtaları en iyi şekilde bir araya getiren, nüfusu ve kıta yoğunluğu
üste alarak kullanım kolaylığını sağlasa da siyasi bir haritadır. Bu haritaya
enlem boylam haritası da denir ve 0 enlem ile 0 boylam noktasını yani
koordinat sistemini ortalayacak şekilde planlanmıştır. Bu yönüyle
numaralandırılmış ve çizgilerle bölünmüş bir tabloyu andırır.
Sadece ilk yaratılıştan gelen kutup noktalarına göre değil de siyasi bir
çizgi olan gün dönüm çizgisine göre dahi Mekke'nin altın oran noktasına
ev sahipliği yapması dünyanın siyasetine yön veren ilahi bir el olduğunu,
Kuran'da yazdığı gibi kaderde Mekke'yi şehirlerin anası ve en seçkini
olarak tayin ettiğini ispatlamaktadır.
62
Erdem Çetinkaya
63
Kutsal Gizemler
64
Erdem Çetinkaya
65
Kutsal Gizemler
66
Erdem Çetinkaya
67
Kutsal Gizemler
68
Erdem Çetinkaya
69
Kutsal Gizemler
70
Erdem Çetinkaya
Dolayısı ile Altın Oran noktası da 20-30 km lik bir sapma ile asla
Mekke sınırlarından çıkmamıştır. Mekke sınırları Dünya haritasında çok
küçük görünse de yaklaşık 500 km çapında bir daire ile ifade edilebilir.
71
Kutsal Gizemler
72
Erdem Çetinkaya
73
Kutsal Gizemler
74
Erdem Çetinkaya
75
Kutsal Gizemler
76
Erdem Çetinkaya
Bunun üzerine Amr, Mekke'ye götürmek için bir put ister. İsteğini
kabul ederler ve kendisine Hübel adını taşıyan putu verirler.
İşte Mekke'ye ilk defa put getirme ve burada puta tapma hikayesi
böylece başlamış oldu.
77
Kutsal Gizemler
1,618033
78
Erdem Çetinkaya
Kuran'da her surenin bir sıra sayısı ve bir de ayet sayısı olmak üzere iki
matematiksel değeri vardır.
Örneğin Bakara suresinin Sıra sayısı 2 Ayet sayısı 286 dır. 286 + 2 =
288 ise Bakara suresinin toplam sayısal değeri olarak ifade edilebilir.
79
Kutsal Gizemler
114 + 119 + 110 + 106 + 113 + 102 + 103 + 115 + 102 + 106
Sayısal değeri sadece kendine has olan, hiçbir şekilde tekrar etmemiş
surelerin sayısal değerleri toplamı = 4885 dir.
4885
80
Erdem Çetinkaya
ﻭﺍﻝﺕﺕﻱﻥﻭﺍﻝﺯﺯﻱﺕﻭﻥﻭﻁﻭﺭﺱﻱﻥﻱﻥﻭﻩﺫﺍﺍﻝﺏﻝﺩﺍﻝﺃﻡﻱ
ﺙ ﻡ ﻡ ﺭ ﺩ----- ﻥ ﻝ ﻕ ﺩ ﺥ ﻝ ﻕ ﻥ ﺍ ﺍ ﻝ ﺇ ﻥ ﺱ ﺍ ﻥ ﻑ ﻱ ﺃ ﺡ ﺱ ﻥ ﺕ ﻕ ﻭ ﻱ ﻡ
ﺩﻥﺍﻩﺃﺱﻑﻝﺱﺍﻑﻝﻱﻥﺇﻝﻝﺍﺍﻝﻝﺫﻱﻥﺁﻡﻥﻭﺍﻭﻉ
ﻡﻝﻭﺍﺍﻝﺹﺹﺍﻝﺡﺍﺕﻑﻝﻩﻡﺃﺝﺭﻍﻱﺭﻡﻡﻥﻭﻥﻑﻡﺍ
ﻱﻙﺫﺫﺏﻙﺏﻉﺩﺏﺍﻝﺩﺩﻱﻥﺃﻝﻱﺱﺍﻝﻝﻝﻩﺏﺃﺡﻙ
ﻡﺍﻝﺡﺍﻙﻡﻱﻥ
Tüm harflerin sayısı 171 , en güzel ölçü ayetinden sure sonuna kadar
105 harf ( Mavi kısım ) 171 / 1,618 = 105,…
81
Kutsal Gizemler
ﺷﻌﺎﺋِﺮ ٰﱢ
ﺍﷲ ِ َ َ ﺍﻟﺼ َﻔﺎ َﻭﺍ ْﻟ َﻤ ْﺮ َﻭ َﺓ ِﻣ ْﻦ
ﺍِ ﱠﻥ ﱠ
Şear olarak okunan nişan manasına gelen bu kelime Kuran’da
birkaç yerde daha geçer. Aşağıda görüldüğü gibi kimi zaman delil,
sembol, hüküm ve ayet manasına da gelebilir.
82
Erdem Çetinkaya
83
Kutsal Gizemler
NAMAZDAKİ 1 ve 0
84
Erdem Çetinkaya
Kainattaki her iş ve oluş Allah'ın istek ve takdiri olduğu için kul bu hali
her şeyiyle teslim olmuştur ve kendisine emredileni yapmakta tereddüt
etmez.
85
Kutsal Gizemler
İnsan namaza ayakta yani elif şeklinde başlar. Arapçada elif aynı
zamanda 1 sayısını temsil eder. Kişi namaza 1 şeklinde yani bir benliği
olduğu iddiası ile başlamaktadır. Sonsuz arzuları ve kısıtlı algısı nedeniyle
kendisini Yaratıcı'dan gelmeyen ve ondan başka bir benliğe sahip ayrı bir
varlık zanneder. Bu zannı nedeniyle Rabbine sen diye hitap eder. Onu
uzaklarda bir yerden kendini gözlüyor zanneder.
Halbuki Allah; "Allah doğunun da batınında Rabbidir. Öyleyse
istediğiniz yöne yönelin. .. Ayetinde belirtildiği gibi yada;
Nereye dönerseniz dönün Allah'ın yüzü oradadır, ayetinde olduğu gibi,
istisnasız her varlık Allah'ın bir yansımasıdır. Çünkü her varlık Allah'ın
yüzünün, duygularının düşüncesinin bir ifadesi sonucu oluşmuştur ve o
şekilde hareket eder. İnsanoğlu bunun idrakine vararak baktığı her yerde
kendi içi de dahil.. Rabbini görebilmesi için öncelikle kendisini "var gibi"
yada "ayrı bir varlık gibi" görmekten kurtulması ve gerçeği en derinden
hissetmesi gerekmektedir.
Nereye dönersek, bakarsak Rabbimiz orada ise, haydi durma kalbine
bak, öz benliğinin en derinine... İnsanın Rabbini en güzel görebileceği
yer kendi kalbidir. Ona dokunacak kadar yakın olmaktan çok daha ötedir
bu. Benliğini yok ederek aşktan ölecek noktaya geldiğinde insan aşık
olduğuna dönüşmüştür ruhen. Mecnunun "Ben artık Leyla'yım" dediği
gibi.. Yada yıllardır kör olan birinin güneşi görüp, güneşin içine girdi
zannetmesi gibi…
Bu durumda kişi Allah'ın zatına ulaştırılmış olur. Aslında zatında
olanı, her yerde olanın her daim yanında ve iç içe olduğunu görür. Bu
basit bir biliş değil, keskin bir görüş ve insanı uyutmayan, içinde yangınlar
çıkaran bir hissediştir. Ta ki yok olana kadar... Görüşte derinleşmede bir
sınır yoktur…
86
Erdem Çetinkaya
Aşık sevdiğinin kapısını çalar, içerdeki ses "kim o!" der. Aşık: "BEN"
der. İçerdeki ses:'' aşkta BEN yok'' der. Yıllar geçer sonra aşık yine aynı
kapıyı çalar içerideki yine "kim o!" der. Bu sefer aşık "SEN" der ve kapı
sonuna kadar açılır… Çünkü sevgilinin yanında ikinci bir ben'e yer yoktur.
İki benliğin olduğu bir kalpte aşk olmaz, birleşmişlik olmaz.
Benliğin yok olması demek "öylece durup hiçbir şey yapmamak, hiçbir
şey istememek değildir". Kara sevdaya düşen, Aşktan ölen olan bitmiştir
fakat, sevgilinin benliğinde bitmiştir… Artık istekleri onun istekleri olur,
düşünceleri onun düşünceleri… Kişi ben şöyle giyineyim bugün diyemez;
sevgili olan "O", nasıl istiyorsa benim isteğim odur. O bugün ne yapmamı
istiyorsa benim isteğim o'dur der.
“Yüce Allah’ı o kadar çok zikredin ki, insanlar size deli desinler.”
(Ahmed, Müsned, Müsned, III, 68; Hakim, Müstedrek, I, 499; İbnu
Hıbban, Sahih, No:817, Heysemi, Mecmau’z-Zevaid, X, 75)Kişi aklıyla
aşka asıl layık olanı görürse, yani aşık olduğumuz ve olacağımız her şeyi
yaratanı, aşkın asıl sahibini görürse ve ona yönelirse kendisine gerçek
aşk verilir. Sadece sabırlı olmak… O duyguyu gerçekten yaşayana kadar
taklit etmek lazım ve emredileni yerine getirmek. Sevgiliden gelen Kuran
mektubunun her satırını ezberleyecek kadar çok okumak, tüm aklımız ve
87
Kutsal Gizemler
Bir ben'i olan emir kabul etmez. Çünkü kendi benliğinin emirleri vardır
zaten bedeni üstünde. Bir benlik üzerinde iki ayrı efendinin emirleri birden
işleyemez. Aslında kendi benliğine esirdir o gerçekte. Ne zaman, "artık ben
yokum, ben bir hiçim, sen sadece varsın benliğimin ve her şeyimin sahibi
efendisi sen ne dersen o olacak, benim konuşursa onu dinlemeyeceğim ve
onu yok sayacağım, onunla savaşıp öldüreceğim verdiğin güçle" derse.. Bu
durumda öteki benliğini Rab o kulun elleri ile öldürür kıskanarak. Kim
benliğini öldürürse Allah için; Allah da ona kendi zatını sunar.
Secde etmek bir başka varlığın Yaratıcı olduğunu kabul etmek manasına
gelmemektedir. Secde aşırı eğilmek olup, karşıdakinin kendinden çok
üstün oluşunu kabul etmek demektir. Allah CC. İblisin içindeki kibri ve
küfrü ortaya çıkarmak için meleklerden ( iblis meleklerin içinde idi bazı
rivayetlere göre meleklerin hocası idi ). Adem As.'a secde etmesini istedi.
O Hz Adem'i Yaratıcı olarak görmediği için değil onu kendinden aşağı
gördüğü için secde etmedi. Zaten ayette anlatıldığı gibi iblis secde emrine
uymama nedeni olarak, "O Yaratıcı değil ki" dememiş bunun yerine "ben
ondan üstünüm, o çamurdan yaratıldı, ben ise ateşten" demiştir. Yani
secde etmek şeytanında ifade ettiği gibi ilahlık belirtisi değil üstünlüğün
kabulüdür. Bu nedenle Yusuf suresinde Yusuf'un anne ve babasının
kardeşleri ile birlikte Hz Yusuf'a rüyasında secde ettiğini ve surenin
sonunda Yusuf'un üstünlüğünü görerek gerçek hayatta da secde ettiklerini
rüyanın gerçekleştiğini ifade eder. Yani kendisine secde edilen tek varlık
Hz Adem değildir. Bir peygamber olan Yakup As. da Kuran'daki ifadeye
göre Hz Yusuf'a secde etmiştir.
"Ve rafea ebeveyhi alel arşi ve harru lehu succeda, "(YÛSUF suresi
100. ayet) Çünkü Kuran'daki tanımlardan anlaşıldığı üzere secde sadece
üstünlüğün kabul edilmesinin lisanı hal ile ifadesidir. Secdenin Allah'a
mahsus olduğu bizim saygımızdan doğan gelenekçi bir tanımlamadır.
88
Erdem Çetinkaya
89
Kutsal Gizemler
görüyorum Allah'tan başka ilah yok" diyen kişinin bizzat her yerde Allah'ı
görme hali gibi konuştuğunun kim olduğunu bilir hale gelir insan.
90
Erdem Çetinkaya
91
Kutsal Gizemler
İstanbul son 2000 yıldır Kutsal kitabı kanun edinerek yaşayan teokratik
kökene sahip devletlerin başşehri ve dinlerinin en güçlü kalesi olmuştur.
Mekke ve Kudüs dinsel merkezler, İstanbul ise onları koruyup siyasi
manada yöneten bir beyin konumunda yer almıştır.
92
Erdem Çetinkaya
93
Kutsal Gizemler
94
Erdem Çetinkaya
Ye he ve
95
Kutsal Gizemler
İslam dininde İbranicenin kardeş dili olan ve aynı aileye mensup Arap
96
Erdem Çetinkaya
BU seslenişi hemen herkes bilir. Huuuu ile Allah ismi zikri çekilir.
Yaratıcının en öz ismi olarak Allah kelimesinin de son hecesi olarak
kullanılmaktadır. Arapçada hu aynı zamanda bir kelimedir ve O manasına
gelir. Kuran da Allah'ı temsil edecek şekilde çok sık kullanılmıştır. Harf
tek başına okurken Huve şeklinde ifade edilir. Yani he sesi ile seslendirilen
huve harfinin Allah ın eski çağlardan beri öğretile gelen ismi olduğu
söylenebilir. " Tevrat'ta ben benim diye kendini tarif eden Yaratıcı ya
insanların "O " manasına gelen " ya hu" yada "yahuve" olarak hitap etmesi
de akla yakındır.
Eğer sondaki vav uzatma harfi olarak kullanılmışsa zaten herhangi bir
sese sahip değildir sadece kendinden önce gelen harfi uzun okutur. Bu
durumda yahuve harflerinin yahuuu olarak okunması gerekmektedir.
97
Kutsal Gizemler
YOD HE VAV
10 8 6
0,618 Altın Oran Sayısı ( a / b = 1,618 b / a = 0,618 dir. Her ikisi de altın
oranı temsil eder ve bu oranlar birbirine eşittir. )
98
Erdem Çetinkaya
Çağların değişimi olarak öngörülen 2012 yılı ile serinin tümünün tüm
dünyada sıra dışı bir teknikle gösterilerek hemen hemen tüm insanlığa
tüm dillerde ulaştırılacak olması ve bir dizi gizemli gelişme ile birlikte
bu çağın başlamasında ilk adım olacağı ve şiddetli bir tesir uyandıracağı
beklenmektedir.
21. 12. 2012 olarak Maya takvimine kazınan, çağların bitip bambaşka
bir döneme girileceğini ifade eden bu tarih aslında astronomik verilere
göre değil astrolojiye göre yazılmıştı. Yani Mayalara göre bu Ruhani bir
değişime işaret ediyordu.
99
Kutsal Gizemler
100
KUTSAL GİZEMLER VE
BİLİMSEL KANITLARI
Erdem Çetinkaya
Giriş
Bilim de din de Allah'ındır. Aynı elden çıkmış iki bilgi bütünü asla
birbirine çelişmez. Fakat din doğrudan Allah'ın hazır olarak sunduğu
hakikat, bilim ise zamanla insanların keşif ve araştırmaları ile hatalarını
düzelte düzelte geliştiği için birbirleri arasında zaman zaman farklılık var
gibi görünebilir. Hakikatte ise bilim dinin yani Kuran'ın seviyesine ve
birikimine ulaşamadığı için bazı kısımlarını iyi anlayamayabilir. Örneğin
Kuran' da yazan dağların sürüklenmesi ve kazık köklerinin varlığı
bundan 100 yıl önceki bilime göre yanlış bir bilgi olarak algılanırken,
günümüzde bilimin gelişmesi ile Kuranda ki bu hayret verici şaşırtıcı
bilgiler ispatlanmış hale gelmiştir. Bilim ve analiz yöntemleri geliştikçe
Kuran'ı ispatlamaya doğru yol alıyor ve her adımda ondan özür dilemek
zorunda kalıyor.
103
Erdem Çetinkaya
Dağların Sırları
"O Rab ki, yeri sizin için döşek yaptı." (Bakara Suresi 22)
Biz, yeryüzünü bir döşek kılmadık mı? Dağları da birer kazık? (Nebe
Suresi, 6-7)
ﺍَ ْﻭﺗَﺎﺩًﺍ
evtada kelimesi kazıklar kelimesinin Arapçadaki çoğuludur. Kuran da
kazıklı Firavun olarak da birkaç kez tekrar etmiş bir kelimedir. Dağlar için
açıkça bu kelimenin kullanılması dağların görünmeyen ve kazık görevi
köklerini ortaya çıkarmada muhteşem bir görüş gücünü ifade eder.
105
Kutsal Gizemler
Dağlar için sarsıntı önleyici ve adeta döşeğe çakılmış kazık gibi yapılan
bu tarifler bilimsel verilerle birebir uyuşur.
106
Erdem Çetinkaya
107
Kutsal Gizemler
1. ve terâ : ve görürsün
2. el cibâle : dağı
3. tahsebu-hâ : onu sanırsın
4. câmideten : cansız, hareketsiz
5. ve : ve
6. hiye :o
7. temurru : hareket eder, yürür
8. merre : hareket etti, yürüdü
9. es sehâbi : bulut
10. sun’allâhi (sun’a allâhi) : Allah’ın sanatıdır
11. ellezî : ki o
12. etkane : sağlam yaptı
13. kulle şey’in : herşey
14. inne-hu : muhakkak ki o
15. habîrun : haberdar
16. bimâ : şeylerden
17. tef’alûne : siz yapıyorsunuz
HAYVANLAR VE BİYOLOJİ
Karınca vadisine geldiklerinde, bir dişi karınca dedi ki: “Ey karınca
topluluğu, kendi yuvalarınıza girin… Süleyman ve ordusu farkına
varmadan sizi kırmasın! dedi” 27 Neml Suresi 18
108
Erdem Çetinkaya
Neml /karınca
Bu âyette:
109
Kutsal Gizemler
Örümcek:
29/Ankebut/41
110
Erdem Çetinkaya
Arapça da bir işi erkek yapıyorsa farklı dişi yapıyorsa farklı bir ek
alır fiiller. Bu şekilde o fiili hangi cinsiyete sahip bir canlı yapıyor hemen
anlaşılabilir. Kuran bizlere “ev yapma yani petek yapımı, dağlarda uçup
çiçek aramak, bal yapmak gibi tüm görevlerin dişi arıya vahyedildiğini
söylüyor. Peki erkek arılar ne yapıyor? Erkek arıların kovan içindeki tek
fonksiyonları kraliçe arıyı döllemektir. Vücut yapıları farklı işler yapmaya
izin vermez.
Bal arısı :
ﺍﻟﺸ َﺠ ِﺮ َﻭ ِﻣ ﱠﻤﺎ
ﻦ ﱠ ِ ﻦ ﺍ ْﻟ ِﺠ َﺒ
َ ﺎﻝ ُﺑ ُﻴﻮﺗًﺎ َﻭ ِﻣ َ ﻞ ﺍَ ِﻥ ﺍﺗﱠ ِﺨﺬﻯ ِﻣ
ِ ﻚ ﺍَِﻟﻰ ﺍﻟﱠﻨ ْﺤ
َ َﻭﺍَ ْﻭ ٰﺣﻰ َﺭﺑﱡ
ﻮﻥ
َ ﺷ
ُ ﻳَ ْﻌ ِﺮ
Burada Nahl/ bal arsının erkek veya diş olduğunu gösterecek dilsel
111
Kutsal Gizemler
veriler şunlardır:
ÇOCUĞUN CİNSİYETİ
Doğrusu, çiftleri; erkek ve dişiyi, yaratan O'dur. Bir damla sudan (döl
yatağına) meni döküldüğü zaman. (Necm Suresi, 45-46)
Kendisi, akıtılan meniden bir damla su değil miydi? Sonra bir alak
(embriyo) oldu, derken (Allah, onu) yarattı ve bir 'düzen içinde biçim verdi.'
Böylece ondan, erkek ve dişi olmak üzere çift kıldı. (Kıyamet Suresi, 37-
39)
112
Erdem Çetinkaya
KIYAMET
113
Kutsal Gizemler
73; 14
84:3-4
21:104
41-11
81:1
114
Erdem Çetinkaya
82;2
MÜRSELAT(77)/8
[FUSSİLET(41)/11]
[NAHL(16)/12]
115
Kutsal Gizemler
Toprak içine düşen her tohumu dirilterek çıkaran bir anne rahmi
gibiydi. Ve bir tohum gibi toprağa düşen DNA yeniden dirilişin gizemini
içinde barındırıyordu.
116
Erdem Çetinkaya
Aya işaret ettikten hemen sonra, aya gitmek için tabakan tabakaya
bineceksiniz diyerek insanoğlunun aşama aşama tabakalara bine bine ona ya
Ayrıca bilimsel verilere göre dünya ile yaklaşık aynı yaşta olan uydumuz
ay'da ışık veren çok sıcak bir yapıya sahipti ve dünyayı aydınlatıyordu.
Yakın geçmişte keşfedilen bu bilimsel veri Kuran'da şöyle ifade edilmişti;
Biz geceyi ve gündüzü iki ayet kıldık; gece ayetini sildik ve gündüz
ayetini aydınlatıcı kıldık... ( İsra 17 )
EVRENDEKİ BİLİNÇ
117
Kutsal Gizemler
Atlas dergisinde yer alan habere göre, Tegmark, evrendeki ince ayara
ilişkin şu örnekleri veriyor: "Eğer elektromanyetik kuvvet (benzer yüklerin
birbirini itmesine, zıt yüklerin çekmesine yol açan kuvvet) yalnızca
yüzde 4 daha az olsaydı hidrojen olmaz, normal yıldızlar olmazdı. Daha
güçlü olsaydı, daha az kararlı atom bulunurdu. Zayıf etkileşim (parçacık
bozunmalarında rol oynuyor) çok daha güçlü olsaydı, ağır elementler
süpernova patlamalarıyla yıldızlar arası ortama saçılmazdı. Eğer proton-
elektron kütle oranı çok daha büyük olsaydı, kristaller ya da DNA
molekülleri gibi düzenli yapılar oluşamazdı."
Profesör Paul Davies, yeni kitabında "evren neden yaşam için bu kadar
uygun" sorusunun cevabını arıyor ve çokluevren gibi bazı teorileri ele
aldıktan sonra "hepsi ya saçma ya da tamamen yetersiz görünüyor" diyor.
Davies, ünlü fizik profesörü Freeman J. Dyson"un şu sözlerine yer veriyor:
"Sanki evren bizim geleceğimizi bir şekilde biliyormuş gibi."
Küçücük bir kaya parçası yada molekül dahi evrenin öteki ucundaki
başka bir nesnenin kendisine olan uzaklığını ve kütlesini mükemmel
şekilde bilir ve buna göre bir kütlesel çekim etkisi oluşturur. Acaba her
molekül içinde Nasa'dan gelişmiş bir araştırma ve tetkik merkezi mi
barındırıyordu?
118
Erdem Çetinkaya
400 SAYISI
27 SAYISI AY VE DÜNYA
Dünyanın 1 gününe karşılık ayın 27,32 günde kendi çevresinde
dolanması son derece ilginç bir oranı gözler önüne sermektedir.
Dünyanın her 10.000 gününde ayda 366 gün oluşmaktadır.
119
Kutsal Gizemler
KURANDA AY VE DÜNYA
KAMER SURESİ
﴾١﴿ ﻖ ﺍ ْﻟ َﻘ َﻤ ُﺮﺸﱠ َ ﺎﻋ ُﺔ َﻭﺍ ْﻧ َ ﺍﻟﺴ ﺖ ﱠ ِ َﺍِ ْﻗ َﺘ َﺮﺑ
﴾٢﴿ ﺴ َﺘ ِﻤ ﱞﺮْ ﺳ ْﺤ ٌﺮ ُﻣ ِ ﺿﻮﺍ َﻭﻳَ ُﻘﻮُﻟﻮﺍ ُ َﻭﺍِ ْﻥ ﻳَ َﺮ ْﻭﺍ ٰﺍﻳَ ًﺔ ُﻳ ْﻌ ِﺮ
﴾٣﴿ ﺴ َﺘ ِﻘ ﱞﺮ َﻭ َﻛ ﱠﺬﺑﻮﺍ َﻭﺍﺗﱠﺒ ُﻌﻮﺍ ﺍَ ْﻫ َﻮﺍ َء ُﻫ ْﻢ َﻭ ُﻛ ﱡ
ْ ﻞ ﺍَ ْﻣ ٍﺮ ُﻣ َ ُ
﴾٤﴿ ﻓﻴﻪ ُﻣ ْﺰ َﺩ َﺟ ٌﺮ
ِ ﺍﻻ ْﻧ َﺒﺎ ِء َﻣﺎَْ ﻦ َ َﻭَﻟ َﻘ ْﺪ َﺟﺎ َء ُﻫ ْﻢ ِﻣ
﴾٥﴿ ﱡﺬ ُﺭ ُ ﻦ ﺍﻟﻨ ِ ِﺣ ْﻜ َﻤ ٌﺔ ﺑَﺎِﻟ َﻐ ٌﺔ َﻓ َﻤﺎ ُﺗ ْﻐ
﴾٦﴿ ﯽ ٍء ُﻧ ُﻜ ٍﺮْ ﺷ َ ﺍﻉ ﺍِ ٰﻟﻰ َﻓ َﺘ َﻮ ﱠﻝ َﻋ ْﻨ ُﻬ ْﻢ ﻳَ ْﻮ َﻡ ﻳَ ْﺪ ُﻉ ﱠ
ِ ﺍﻟﺪ
ِ ﺍﺙ َﻛَﺎﻧﱠ ُﻬ ْﻢ َﺟ َﺮﺍ ٌﺩ ُﻣ ْﻨ َﺘ
﴾٧﴿ ﺸ ٌﺮ َْ ﻦ
ِ ﺍﻻ ْﺟ َﺪ َ ﻮﻥ ِﻣ َ ﺎﺭ ُﻫ ْﻢ ﻳَ ْﺨ ُﺮ ُﺟُﺼ َ ﺸ ًﻌﺎ ﺍَْﺑ ُﺧ ﱠ
﴾٨﴿ ﺴ ٌﺮ ِ ـﺬﺍ ﻳَ ْﻮ ٌﻡ َﻋَ ﻭﻥ ٰﻫَ ﻮﻝ ﺍ ْﻟ َﻜﺎ ِﻓ ُﺮ
ُ ﺍﻉ ﻳَ ُﻘ
ِ ﺍﻟﺪﻌﻴﻦ ﺍَِﻟﻰ ﱠ َ ُﻣ ْﻬ ِﻄ
ٌ ﻮﺡ َﻓ َﻜ ﱠﺬُﺑﻮﺍ َﻋ ْﺒ َﺪﻧَﺎ َﻭ َﻗﺎُﻟﻮﺍ َﻣ ْﺠ ُﻨ
﴾٩﴿ ﻮﻥ َﻭﺍ ْﺯ ُﺩ ِﺟ َﺮ ٍ ﺖ َﻗ ْﺒ َﻠ ُﻬ ْﻢ َﻗ ْﻮ ُﻡ ُﻧ
ْ ََﻛ ﱠﺬﺑ
﴾٠١﴿ ﺼ ْﺮ ٌ َﻓ َﺪ َﻋﺎ َﺭﺑﱠ ُﻪ ﺍَﻧّﻰ َﻣ ْﻐ ُﻠ
ِ ﻮﺏ َﻓﺎ ْﻧ َﺘ
﴾١١﴿ ﺍﻟﺴ َﻤﺎ ِء ﺑِ َﻤﺎ ٍء ُﻣ ْﻨ َﻬ ِﻤ ٍﺮ
ﺍﺏ ﱠَ َﻓ َﻔ َﺘ ْﺤ َﻨﺎ ﺍَْﺑ َﻮ
ِ ﺎء َﻋ ٰﻠﻰ ﺍَ ْﻣ ٍﺮ َﻗ ْﺪ ﻗ
﴾٢١﴿ ُﺪ َﺭ ُ ﺽ ُﻋ ُﻴﻮﻧًﺎ َﻓﺎ ْﻟ َﺘ َﻘﻰ ﺍ ْﻟ َﻤ َْ َﻭ َﻓ ﱠﺠ ْﺮﻧَﺎ
َ ﺍﻻ ْﺭ
120
Erdem Çetinkaya
Sure ismi olan Ay yani Kamer'den itibaren 12. ayetteki arz yani
dünya kelimesi arasındaki harflerin toplamı 333'dür. Dünya ile ay arasına
bilimadamlarının tabiriyle tam 111 adet ay sığmaktadır. Ay yani kamer
kelimesi Arapçada kaf mim ve re gibi 3 harfin yan yana gelmesi ile oluşur.
Yani harf sayıları göz önüne alındığında ay suresindeki ay ve dünya
kelimeleri arasına da 111 ay sığmaktadır. Basit bir tesadüf mü? Yoksa
arayanlar için bir işaret mi? Seçim bizim...
121
Kutsal Gizemler
(Güneşin içine yan yana dizilmiş tam 109 adet dünya sığabilir )
1 392 000 ( Güneş ekvatoral çapı ) / 12756 ( Dünyanın Ekvatoral Çapı)
= 109,.. ( Güneşin içine yan yana dizilmiş 109 adet dünya sığabilir )
Ve ilginçtir ki ;
152 100 000 ( Max. Güneş - Dünya mesafesi ) km / 1 392 000 ( Güneş
ekvatoral çapı )= 109.267 ( Dünya ile güneş arasına yan yana dizilmiş 109
adet güneş sığabilir )
109 tane 100 km de ayın ekvatoral çevresine denk düşmektedir.
100 tane Güneş Çevresi = 437 900 000 km (Nasa tahmini )
Ay'ın Ekv. Çevresi = 10,916 km X Dünyanın Ekv.Çevresi = 40,075 km
= 437 458 700 km
Rakamların kontrolü için Nasa'nın resmi sitesini kullanınız.
http://solarsystem.nasa.gov/planets/
Güneş ve ay bir hesaba göre hareket etmektedir. 55. sure 5. ayet
54. Sure olan ve 55 ayetten oluşan Ay suresi toplam matematiksel
değer olarak 55+54=109 109 değerine sahiptir. Surelerin matematiksel
değerlerinin rastgele olmadığı Simetrik Kitap; Kuran bölümünde
anlatılmıştır.
Ay gittikçe dünyadan uzaklaştığı için insanoğlunun dünyada hayat
buluşuna denk gelen bu mükemmel oranların bozulacağı düşünülüyordu.
Fakat bilimadamları anlam veremeseler de 1999 yılında Ay'ın dünyadan
uzaklaşmasının durduğunu ve artık bu seviyede kaldığını açıkladılar.
Yani 2000 yılından itibaren ay'ın dünyaya uzaklığı ve tüm bu oranlar
değişmeden kalacaktı. Neden bu oranda kaldı? Neden şimdi? Eğer bu
tüm insanlığın duyması gereken bir mesaj ise milyon yıl boyunca sahip
olmadığımız internet, tv ve cep telefonunun son 20 yılda birden görünüp
tüm dünyaya yayıldığı ve bir mesajın iletilmesi için en mükemmel ortamın
şimdi bahşedilmesinin sebebi nedir? Cevabını aramamız gereken pek çok
heyecan verici soru var? Dünya yeni bir çağa hazırlanıyor….
122
Erdem Çetinkaya
(Kuran'da) çok fazla doğru var ve tıpkı Dr. Moore gibi ben de bu açıklamaları
yaptıranın İlahi bir ilham olduğu konusuna inanmakta kesinlikle
zorlanmıyorum. (Prof. T. V. N Persaud, Manitoba Üniversitesi'nde anatomi,
pediatri ve çocuk sağlığı, obstetrik, jinekoloji alanlarında profesör)
Bence genetik ve din arasında hiçbir çatışma yok, bilakis din, bazı
geleneksel bilimsel yaklaşımlara vahiy ekleyerek bilimi yönlendirebilir
ki bunlar da Kuran'da var olan sözlerdir, asırlar sonra geçerli olduğu
gösterilmiştir ve Kuran'daki bu bilgi desteği Allah'tandır. (Prof. Joe Leigh
Simpson, obstetrik, jinekoloji, moleküler ve insan genetiği alanlarında
profesör)
123
Kutsal Gizemler
Son dört yıldır Kuran ve hadislerle ilgili yapılan yoğun çalışmalar sonucunda,
insan embriyosunu bölümlere ayıran yeni bir sistem ortaya çıkmıştır ki, bu
MS 7. yüzyılda kaydedildiği için çok şaşırtıcıdır... Kuran'daki açıklamalar
MS 7. yüzyıldaki bilimsel bilgiye dayalı olamazlar... (Prof. Keith L. Moore,
Toronto Üniversitesi anatomi ve hücre biyolojisi profesörü)
124
Erdem Çetinkaya
Böyle bir bilginin o zaman yani 1400 sene önce var olduğunu hayal
etmek son derece güç. Belki bazı şeyler basit birer fikir olabilirdi, ama
bunları çok detaylı bir şekilde anlatabilmek son derece zor. Öylese bu
kesinlikle insan bilgisi değil. Normal bir insan bu olguyu bu kadar detay
ile açıklayamaz. Öyleyse bilgi doğaüstü bir kaynaktan gelmiş olmalı diye
düşünüyorum.(Prof. Dorja Rao, Suudi Arabistan, Jeddah, Kral Abdulaziz
Üniversitesi'nde deniz jeolojisi profesörü)
Ben inanıyorum ki Kuran'da 1400 sene önce ifade edilmiş olan herşey
doğrudur ve bilimsel yollar ile kanıtlanabilir… Bu, tüm bilimleri bilen
Allah'ın ilhamıdır. Böylece, şunu söylemenin vakti gelmiştir, "Allah'tan
başka İlah yoktur ve Hz. Muhammed (sav) O'nun elçisidir". (Prof. Tejatat
Tejasen, Tayland, Chiang Mai Üniversitesi embriyoloji ve anatomi
departmanının başkanı)
125
Kutsal Gizemler
RAKAMLANMIŞ KİTAP
“Allah her şeyi ilmiyle kuşatmış ve her şeyi bir bir sayıp
kaydetmiştir”(Cin, 72/28) ( Diyanet Meali )
126
Erdem Çetinkaya
Cennet ve Cehennem
Şeytan ve Melek
Dünya ve Ahiret
İyiler ve Kötüler
Sıcak ve Soğuk
….
127
Kutsal Gizemler
Ellerinde pek çok bilgisayar, Kuran'ı pek çok farklı yönden analiz
etmeye yarayan PC programları ve Arap dili uzmanlarına sahip olan
bizler dahi zaten var olan kelimeleri sayarken pek çok kez hata yaptık,
gözden kaçırdıklarımız yada unuttuklarımız oldu. Gelişmiş teknoloji ve
uzmanlar yardımı ile bırakın böyle bir kitap oluşturmayı , var olan kitabın
analizi dahi çok ciddi bir iştir.
128
Erdem Çetinkaya
129
Kutsal Gizemler
6 ) Kitapta tekrarı veya belli hikmete göre son derece anlamlı sayılarda
tekrar eden bu kelimelerin durunun ancak bir tesadüf olduğunu ve her
kitapta bulunabileceğini iddia edenlerin, Kuran kalınlığında ( Yaklaşık
100 000 kelimeden oluşan ) bir kitabı alıp temel anlam ifade eden
kelimelerin sayılarını karşılaştırarak etkileyici , belli bir manası olabilecek
sayıların karşımıza çıktığını ispatlaması gerekmektedir. Kuran dışında ki
kitaplarda yaptığımız pek çok araştırmada tek bir kelime çiftinin dahi eşit
yada anlamlı şekilde tekrar edilmediğine şahit olduk.
ﺖ
َ َﺟﱠﻨ
ve
130
Erdem Çetinkaya
َﺟﱠﻨﺔ
olarak iki yazılış şekli vardır. Aynı şekilde okunur.
َﺟﱠﻨﺔ
64 ayette tekrar eder. 59:20(2kere) geçer Bu nedenle toplam 65 kez
bulunur.
ﺖَ َﺟﱠﻨ
ise 12 ayette tekrar eder. (SEBE' suresi 16. ayet) 2 kez bulunur. Toplam
13 adet geçer.
Yani Kuran'da cennet kelimesi tüm halleri ile tekli olarak 78 kez tekrar
eder.
CENNET ()ﺟﻨﺔ
131
Kutsal Gizemler
CEHENNEM ()ﺟﻬﻨﻢ
132
Erdem Çetinkaya
TOPLAM = 77
"Cehennemin yedi kapısı olup onlardan her bir kapı için bir grup
ayrılmıştır."
Cebrail:
133
Kutsal Gizemler
Cebrail:
134
Erdem Çetinkaya
ŞEYTAN ()ﺍﻟﺸﻴﻄﺎﻥ
َ ,ﺷ ْﻴ َﻄﺎ
ﺷ َﻴﺎﻁ ﱠ
şeytan kelimesi Kuran'da şeytan ve şeyate olarak iki şekilde geçer.
şeyat ﻁﺍَﻱَﺵkelimesini programda ki arama bölümüne yazarsanız 17
ayette geçişini listeleyecektir. şeytan ﺍَﻁْﻱﱠﺵkelimesini arama bölümüne
yazdığınızda ise 63 yerde listelendiği görülecektir. Bu iki kelime bazen
aynı ayet içinde tekrarlandığı için programdaki sekmeler kısmına sağ
tıklayıp sekmeleri birleştir seçeneğini tıklayalım. Tekrar eden ayetleri
bir kez göster, seçeneğini seçerek bu iki kelimenin listesini birleştirelim.
Karşımıza 78 ayetten oluşan yeni bir liste çıkacaktır. ( demek ki 2
ayette hem şeytan hem de şeyate aynı anda bulunuyormuş ). Ayetleri
incelediğimizde 10 ayette birden fazla şeytan kelimesinin bulunduğunu
göreceğiz. Demek oluyor ki Şeytan kelimesi tüm halleri ile birlikte Kuran
da 88 kez tekrar etmektedir.
Listesi;
TOPLAM = 88
135
Kutsal Gizemler
halleri ile ka yerde geçtiğini, kelimenin sözlük bilgisini bize listesi ile
birlikte verecektir.
MELEK ( ﻣﻠﻚ,)ﻟﻤﻠﺌﻜﺔ
ً َﻣ َﻠ, ﻚ
ٍ َﻣ َﻠ,ﻚ ٌ َﻣ َﻠ,ﻦ
ﻚ ِ َﻣ َﻠ َﻜ ْﻴ
ﺍ ْﻟ َﻤ َﻠﻚ
gibi melek yada melaike kelimelerinin tüm ihtimalleri ile aranıp, bu
ayet listelerinin birleştirilmesi ve sonunda tek tek listenin kontrol edilerek
bu 3 harfin melek anlamında yan yana gelenlerinin tespit edilmesi
gerekmektedir. Örneğin malik, mülk gibi kelimelerin harekelerine
bakarak elenmesi gerekmektedir. Yada harekeleri dikkate alacak şekilde
136
Erdem Çetinkaya
MELEK ( ﻣﻠﻚ,)ﻟﻤﻠﺌﻜﺔ
137
Kutsal Gizemler
TOPLAM = 115
138
Erdem Çetinkaya
AHİRET ()ﺍﻻﺧﺮﺓ
TOPLAM = 115
ِ ﺍَْﺑ َﺮebrar
ﺍﺭ
139
Kutsal Gizemler
ﻓﻴﻬﺎ
َ ﺪﻳﻦ
َ ﺎﺭ َﺧﺎِﻟ َْ ﺎﺕ ﺗَ ْﺠﺮﻯ ِﻣ ْﻦ ﺗَ ْﺤ ِﺘ َﻬﺎ َ ﻦ ﺍﻟﱠ
ٌ ﺬﻳﻦ ﺍﺗﱠ َﻘ ْﻮﺍ َﺭﺑﱠ ُﻬ ْﻢ َﻟ ُﻬ ْﻢ َﺟﱠﻨ ٰ
ُ ﺍﻻ ْﻧ َﻬ ٰ ٰ ِ ﻟ ِﻜ
ﺍﺭ ﱢ ﱢ ً
َ ْ ُﻧ ُﺰﻻ ِﻣ ْﻦ ِﻋ ْﻨ ِﺪ ﺍﷲ َﻭ َﻣﺎ ِﻋ ْﻨ َﺪ ﺍﷲ َﺧ ْﻴ ٌﺮ ِﻟ
ِ ﻼ ْﺑ َﺮ
Diyanet Fakat Rablerine karşı gelmekten sakınanlar için, Allah
katından bir konaklama yeri olarak, içinde ebedî kalacakları, içinden
ırmaklar akan cennetler vardır. Allah katında olan şeyler iyiler için daha
hayırlıdır.
ٍ َﺍﺭ َﻟﻔﻰ ﻧ
ﻌﻴﻢ َْ ﺍِ ﱠﻥ
َ ﺍﻻ ْﺑ َﺮ
Diyanet Şüphesiz, iyiler Naîm cennetindedirler.
ٍ َﺍﺭ َﻟﻔﻰ ﻧ
ﻌﻴﻢ َْ ﺍِ ﱠﻥ
َ ﺍﻻ ْﺑ َﺮ
Diyanet Şüphesiz iyi kimseler, Naîm cennetindedirler.
ﻓﺠﺎﺭFüccar ( Kötüler )
ِ ﺎﺭ َﻟﻔﻰ
ﺳ ﱟﺠﻴﻦ ِ ﺍﻟﻔ ﱠﺠ
ُ ﺎﺏَ َﻛﱠﻼ ﺍِ ﱠﻥ ِﻛ َﺘ
Diyanet Hayır, günahkârların yazısı, muhakkak “Siccîn”dedir.
141
Kutsal Gizemler
İyilerin her zaman kötülerden fazla olacağı son derece hikmetli bir
ifade ile Kuran da ki kelimesi sayılarına dahi işlenmiş ve iyilerin sayısı
kötülerin sayısının 2 katı olarak yer almıştır. Görüldüğü gibi İyiler kelimesi
6 kez, kötüler kelimesi Kuran'da 3 kez tekrar etmiştir.
SICAK;
LİSTESİ;
TOPLAM = 4
SOĞUK
( ﺑﺎﺭﺩ,)ﺑﺮﺩ
Kuran'da berd kelimesi 4 yerde geçer. İki farklı halinin her ikisi de
benzer şekilde okunur ve aynı manaya gelir. Tek farkı be harfini uzatarak
okumayı sağlayan elif vurgusunun bulunmasıdır.
ﺎﺭ ٌﺩ
ِ َ ﺑkelimesini harekeli olarak aratırsanız 2 yerde karşınıza çıkar.
ﺑَ ْﺮ ًﺩkelimesini harekeli olarak arattığımızda yine 2 yerde karşımıza
çıkar. Böylelikle tüm Kuran'da toplam 4 kez tekrar etmiştir.
142
Erdem Çetinkaya
Listesi;
TOPLAM = 4
143
Kutsal Gizemler
144
Erdem Çetinkaya
145
Kutsal Gizemler
146
Erdem Çetinkaya
ve resul olarak geçen tüm kelimeler ortak olarak peygamber olarak çevrilir.
İslam alimleri resulü kitap verilen şeriat sahibi peygamber, nebiyi de kitap
sahibi olmayan sadece tebliğ görevi olan peygamberler olarak tanımlarlar.
Diyanetin sitesindeki bilgilerde aşağıda görüleceği gibi var olan yaygın
tüm kitaplardaki gibi aynı hata yapılmıştır.
3 Mayıs Pazartesi,2010
RESUL
Sözlükte “risalet görevini yerine getiren elçi” anlamına gelen resul,
dinî literatürde, Allah tarafından yeni bir kitap ve yeni bir şeriat
ile bir topluma veya bütün insanlığa gönderilen kimsedir. Buna resul de
denir. Çoğulu murseldir. Rasûl kelimesinin kökü olan “risl”, yumuşaklık
ve kolaylık üzere göndermek veya yumuşaklıkla yürümek ve yol almaktır.
Resul kavramı nebi kavramına oranla daha kapsamlıdır. Zira her resul aynı
zamanda bir nebidir. Fakat her nebi bir resul değildir. Hz. Muhammed
hem resul hem de nebidir. Çünkü o müstakil ve mükemmel bir din olan
İslâm ile onun hükümlerini ihtiva eden Kur’ân’ı getirip açıklamıştır. Resul
kelimesi bazen melekler için de kullanılmıştır. Her resul insanları irşad,
ıslah ve hak yola davet etmek için kendi kavminin dilini konuşacak şekilde
gönderilmiştir. Şu âyet de bu hususu ifade etmektedir: “(Allah’ın emirlerini)
onlara iyice açıklasın diye her peygamberi yalnız kendi kavminin diliyle
gönderdik. Artık Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir.
Çünkü O, güç ve hikmet sahibidir.” (İbrâhim, 14/4) (İ.K.)
http://www.diyanet.gov.tr/turkish/dy/DiniBilgilerDetay.aspx?ID=469
İslam alimleri arasında bugüne dek resul ve nebi kelimesine verilen
anlamlarda bir hata süregelmiştir. Günümüz yaygın ilmihal bilgilerine
göre resul, kendisine kitap verilen peygamberler, nebiler ise kitap sahibi
olmayıp var olan dini tebliğ etmekle görevlendirilmiş kişilerdir. Yaygın
inanışa göre her resul nebidir ve fakat her nebi resul değildir. Çünkü her
nebinin kitabı yoktur. Nebi kitap sahibi olursa resul olur. Bu yanlış iddia
nedeniyle yukarıdakiler ( 28 peygamber ) resul değildir ki o yüzden resul
kelimesinin de bu kişilerin isimleri ile eş sayıda tekrar etmesi hikmete
uygun değildir denebilir. Fakat Allah alimler arasındaki bu hatalı görüşü
düzeltmek için bir işaret olarak Yunus As. ın da bir resul olduğunu
belirtmiştir. Halbuki onun ne kitabı ne şeriatı nede sahifeleri vardı.
147
Kutsal Gizemler
148
Erdem Çetinkaya
“Allah, nebilerden şöyle söz almıştı: Bakın size kitap ve hikmet verdim,
sonra yanınızda bulunan kitapları doğrulayıcı bir rasûl geldiğinde ona
mutlaka inanacak ve ona mutlaka yardım edeceksiniz. Bunu kabul ettiniz
mi ve bu hususta ağır ahdimi üzerinize aldınız mı? demişti. Kabul ettik
dediler...” Âl-i İmrân sûresinin 70. âyetinde kitap, hüküm ve nübüvvet
verilmesi birlikte zikredilmiştir; “Hiçbir insana yakışmaz ki, Allah ona
kitap, hüküm ve nübüvvet versin de sonra o insanlara Allah’ı bırakıp, bana
kullar olsun desin...” (Casiye, 45/16; Ankebût, 29/27; Hadîd, 57/26). Nisâ
sûresinin 163. âyetinde nebilere vahiy indirildiği bildirilmiş, bir sonraki
âyette bunlara resul denilmiştir: “Nuh’a ve ondan sonra gelen nebîlere
vahyettiğimiz gibi (Ey Muhammed!) sana da vahyettik…..
http://www.diyanet.gov.tr/turkish/dy/DiniBilgilerDetay.aspx?ID=287
149
Kutsal Gizemler
150
Erdem Çetinkaya
151
Kutsal Gizemler
ْ ﺎﻡ ﺍِﱠﻻ َﺭ ْﻣ ًﺰﺍ َﻭ ٰ َ ﻚ ﺍَﱠﻻ ُﺗ َﻜﱢﻠ َﻢ ﺍﻟﱠﻨ َ ﺎﻝ ٰﺍﻳَ ُﺘ
َ ﺍﺟ َﻌ ْﻞ ﻟﻰ ٰﺍﻳَ ًﺔ َﻗ
ﺍﺫ ُﻛ ْﺮ ٍ ﺎﺱ ﺛَﻠ َﺜ َﺔ ﺍَﻳﱠ ْ ﺏ َ َﻗ
ﺎﻝ َﺭ ﱢ
ِ ْ ﻰ َﻭ
ِ ﺍﻻ ْﺑ َﻜ
ﺎﺭ ﺸﱢ ِ ﺳﱢﺒ ْﺢ ﺑِﺎ ْﻟ َﻌ
َ ﻚ َﻛﺜﻴ ًﺮﺍ َﻭَ َﺭﺑﱠ
152
Erdem Çetinkaya
41:
Zekeriya, “Rabbim! (çocuğum olacağına dair) bana bir alâmet
ver” dedi. Allah da şöyle dedi: “Senin için alâmet, insanlarla üç “gün”
konuşamaman, ancak işaretleşebilmendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah
akşam tesbih et.”
(ÂLİ IMRÂN suresi 140. ayet) (Resmi: 3/İniş:94/Alfabetik:7) - Diyanet
çevirisi
ٰﱡ
ﺍﺳ َﺘ ٰﻮﻯ
ْ ُﻢ ٍ ﺳﱠﺘ ِﺔ ﺍَﻳﱠ
ﺎﻡ ﺛ ﱠ ِ ﺽ ﻓﻰ َْ ﺍﺕ َﻭ
َ ﺍﻻ ْﺭ ِ ﺍﻟﺴ ٰﻤ َﻮ
ﻖ ﱠ َ ﺍِ ﱠﻥ َﺭﺑﱠ ُﻜ ُﻢ ﺍﷲ ﺍﻟﱠﺬﻯ َﺧ َﻠ
... ﺸﻰ ِ َﻋ َﻠﻰ ﺍ ْﻟ َﻌ ْﺮ
ِ ﺵ ُﻳ ْﻐ
153
Kutsal Gizemler
54:
Şüphesiz sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı “gün” içinde (altı
evrede) yaratan ve Arş’a kurulan, geceyi, kendisini durmadan takip eden
“gün”düze katan, “gün”eşi, ayı ve bütün yıldızları da buyruğuna tabi
olarak yaratan Allah’tır. Dikkat edin, yaratmak da, emretmek de yalnız
O’na mahsustur. Âlemlerin Rabbi olan Allah’ın şanı yücedir.
(YÛNUS suresi 3. ayet) (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109) - Diyanet
çevirisi
ٰﱡ
ﺍﺳ َﺘ ٰﻮﻯ ْ ُﻢﺎﻡ ﺛ ﱠ
ٍ ﺳﱠﺘ ِﺔ ﺍَﻳﱠ
ِ ﺽ ﻓﻰ َْ ﺍﺕ َﻭ
َ ﺍﻻ ْﺭ ِ ﺍﻟﺴ ٰﻤ َﻮ
ﻖ ﱠ َ ﺍِ ﱠﻥ َﺭﺑﱠ ُﻜ ُﻢ ﺍﷲ ﺍﻟﱠﺬﻯ َﺧ َﻠ
ٰﺍﻻﻣﺮ ﻣﺎ ﻣﻦ ﺷﻔﻴﻊ ﺍﱠﻻ ﻣﻦ ﺑﻌﺪ ﺍ ْﺫﻧﻪ ٰﺫﻟ ُﻜﻢ ﱡ
ﺍﷲ َﺭﺑﱡ ُﻜ ْﻢ ُ ِ ِ ِ ِ ْ َ ْ ِ ِ ٍ َ ْ ِ َ َ ْ َْ ﺵ ُﻳ َﺪﺑﱢ ُﺮ ِ َﻋ َﻠﻰ ﺍ ْﻟ َﻌ ْﺮ
ﻭﻥَ ﻭﻩ ﺍَ َﻓ َﻼ ﺗَ َﺬ ﱠﻛ ُﺮ ْ َﻓ
ُ ﺎﻋ ُﺒ ُﺪ
3:
Şüphesiz ki Rabbiniz, gökleri ve yeri altı “gün” içinde (altı evrede)
yaratan, sonra da Arş’a kurulup işleri yerli yerince düzene koyan Allah’tır.
O’nun izni olmaksızın, hiç kimse şefaatçi olamaz. İşte O, Rabbiniz
Allah’tır. O hâlde O’na kulluk edin. Hâlâ düşünmüyor musunuz?
(YÛNUS suresi 102. ayet) (Resmi: 10/İniş:51/Alfabetik:109) - Diyanet
çevirisi
154
Erdem Çetinkaya
7:
O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı konusunda sizi imtihan
için, henüz Arş'ı su üstünde iken gökleri ve yeri altı “gün” içinde (altı
evrede) yaratandır. Böyle iken “Ölümden sonra şüphesiz diriltileceksiniz”
desen, inkârcılar “Mutlaka bu, apaçık bir büyüdür” derler.
(HÛD suresi 65. ayet) (Resmi: 11/İniş:52/Alfabetik:38) - Diyanet
çevirisi
َ ﺎﻡ ٰﺫِﻟ ٰ
ٍ ﻚ َﻭ ْﻋ ٌﺪ َﻏ ْﻴ ُﺮ َﻣ ْﻜ ُﺬ
ﻭﺏ ٍ ﺍﺭ ُﻛ ْﻢ ﺛَﻠ َﺜ َﺔ ﺍَﻳﱠ َ ﻭﻫﺎ َﻓ َﻘ
ِ ﺎﻝ ﺗَ َﻤﱠﺘ ُﻌﻮﺍ ﻓﻰ َﺩ َ َﻓ َﻌ َﻘ ُﺮ
65:
Derken onu kestiler. Salih, dedi ki: “Yurdunuzda üç “gün” daha
yaşayın. (Sonra helâk olacaksınız.) İşte bu, yalanlanamayacak bir tehdittir.”
(İBRÂHİM suresi 5. ayet) (Resmi: 14/İniş:72/Alfabetik:40) - Diyanet
çevirisi
155
Kutsal Gizemler
ٰﱡ
ﺍﺳ َﺘ ٰﻮﻯ
ْ ُﻢ ٍ ﺳﱠﺘ ِﺔ ﺍَﻳﱠ
ﺎﻡ ﺛ ﱠ ِ ﺽ َﻭ َﻣﺎ ﺑَ ْﻴ َﻨ ُﻬ َﻤﺎ ﻓﻰ َْ ﺍﺕ َﻭ
َ ﺍﻻ ْﺭ ِ ﺍﻟﺴ ٰﻤ َﻮ
ﻖ ﱠ َ ﺍَﷲ ﺍﻟﱠﺬﻯ َﺧ َﻠ
َ ﻔﻴﻊ ﺍَ َﻓ َﻼ ﺗَ َﺘ َﺬ ﱠﻛ ُﺮ
ﻭﻥ ٍ ﺷ َ ﻰ َﻭَﻻ ﺵ َﻣﺎ َﻟ ُﻜ ْﻢ ِﻣ ْﻦ ُﺩﻭﻧِﻪ ِﻣ ْﻦ َﻭِﻟ ﱟ ِ َﻋ َﻠﻰ ﺍ ْﻟ َﻌ ْﺮ
4:
Allah, gökleri ve yeri, ikisi arasındakileri altı “gün” içinde (altı evrede)
yaratan sonra da Arş’a kurulandır. Sizin için O’ndan başka hiçbir dost,
hiçbir şefaatçi yoktur. Hâlâ düşünüp öğüt almayacak mısınız?
(SEBE’ suresi 18. ayet) (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91) - Diyanet
çevirisi
156
Erdem Çetinkaya
10:
O, dört “gün” içinde (dört evrede), yeryüzünde yükselen sabit dağlar
yarattı, orada bolluk ve bereket meydana getirdi ve orada rızık arayanların
ihtiyaçlarına uygun olarak rızıklar takdir etti.
(FUSSİLET suresi 16. ayet) (Resmi: 41/İniş:61/Alfabetik:30) - Diyanet
çevirisi
157
Kutsal Gizemler
158
Erdem Çetinkaya
159
Kutsal Gizemler
160
Erdem Çetinkaya
161
Kutsal Gizemler
162
Erdem Çetinkaya
Sağdaki mavi olarak yazılmış adem kelimesinin üzerine fare imleci ile
gelirseniz kaç adet olduğunu Türkçe rakamlarla görebilirisiniz. Görüldüğü
gibi 25 ayette adem kelimesi bulunmaktadır ve hiç bir ayette bu kelime
birden çok görülmez. Bu nedenle tüm Kuranda adem kelimesinin 25 adet
var olduğu kesinlikle söylenebilir.
İsa kelimesinin Kuranda ki Tekrar Sayısı; 25’tir. İspat ve keşif
metodu;
Ali İmran Suresi 59. Ayetinde geçen İsa kelimesinin Arapçasına
sağ tıklayarak “kelimeyi sözlükten göster” sekmesini seçerseniz
Kuran’da kaç kez geçtiğini gösterecektir.
163
Kutsal Gizemler
ﺇﻥﻥﻡﺙﻝﻉﻱﺱﻯﻉﻥﺩﺍﻝﻝﻝﻩﻙﻡﺙﻝﺁﺩﻡﺥﻝﻕﻩﻡﻥﺕﺭﺍﺏﺙﻡﻡﻕ
ﺍﻝﻝﻩﻙﻥﻑﻱﻙﻭﻥ
Görüldüğü gibi ayet 50 harften oluşmaktadır. Adem kelimesine kadar
( Adem ‘de dahil ) 25 harf vardır.
İnne mesele isa indellahi ke meseli adem, halekahu min turabin
sümme kale lehu kun fe yekûn.
Ayetin Arapça okunuşunu görüyorsunuz.
İnne; şüphesiz ,
mesele; misali
isa; isa
İndellahi; Allah’ın indinde, katında, yanında, Allah’ göre
ke meseli; misali aynı olanlar, benzerler.
adem; adem
Şeddeler bilindiği gibi tekrar eden harflerin bir daha yazılmadan
üzerine kısaca 2 işareti konması gibidir. Konuşmada seslendirilmiş bir
değeri vardır ve uzatmalardan farklı olarak sesin süresini değil bizzat
sesin yapısını bir harf gibi değiştirir. Zamandan kazanmak için okumayı-
yazmayı kolaylaştıran minik bir işarettir şedde. Bu nedenle şeddeler de
sayımda dikkate alınmıştır.
Görüldüğü gibi ayetin ilk yarısında yani ilk 25 harfinde Adem ve İsa
164
Erdem Çetinkaya
165
Kutsal Gizemler
ﺪﻳﻦ
َ ﺎﺟِ ﺍﻟﺴ
ﻮﻥ َﻣ َﻊ ﱠ َ ﺍِﱠﻻ ﺍِْﺑ
َ ﻠﻴﺲ ﺍَ ٰﺑﻰ ﺍَ ْﻥ ﻳَ ُﻜ
Diyanet Ancak İblis, saygı ile eğilenlerle beraber olmaktan kaçındı.
(HİCR suresi 32. ayet) (Resmi: 15/İniş:54/Alfabetik:36)
ﺪﻳﻦ
َ ﺎﺟِ ﺍﻟﺴ َ ﻚ ﺍَﱠﻻ ﺗَ ُﻜ
ﻮﻥ َﻣ َﻊ ﱠ َ ﻠﻴﺲ َﻣﺎ َﻟ َ َﻗ
ُ ﺎﻝ ﻳَﺎ ﺍِْﺑ
Diyanet Allah, “Ey İblis! Saygı ile eğilenlerle beraber olmamandaki
maksadın ne?” dedi.
(İSRÂ suresi 61. ayet) (Resmi: 17/İniş:50/Alfabetik:46)
ْ َﺎﻝ َءﺍ
ﺳ ُﺠ ُﺪ ِﻟ َﻤ ْﻦ َ ﻠﻴﺲ َﻗ َ ﺍﺳ ُﺠ ُﺪﻭﺍ ِ ٰﻻ َﺩ َﻡ َﻓ
َ ﺴ َﺠ ُﺪﻭﺍ ﺍِﱠﻻ ﺍِْﺑ ْ َﻭﺍِ ْﺫ ُﻗ ْﻠ َﻨﺎ ِﻟ ْﻠ َﻤ ٰﻠ ِﺌ َﻜ ِﺔ
ﺖ ﻃﻴﻨًﺎ َ َﺧ َﻠ ْﻘ
Diyanet Hani meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” demiştik, onlar
da saygı ile eğilmişlerdi. Yalnız İblis saygı ile eğilmemiş, “Hiç ben, çamur
hâlinde yarattığın kimse için saygı ile eğilir miyim?” demişti.
(KEHF suresi 50. ayet) (Resmi: 18/İniş:69/Alfabetik:54)
ﻖ
َﺴ ﻦ ﺍ ْﻟ ِﺠ ﱢ
َ ﻦ َﻓ َﻔ َ ﻠﻴﺲ َﻛ
َ ﺎﻥ ِﻣ َ ﺴ َﺠ ُﺪﻭﺍ ﺍِﱠﻻ ﺍِْﺑَ ﺍﺳ ُﺠ ُﺪﻭﺍ ِ ٰﻻ َﺩ َﻡ َﻓ ْ َﻭﺍِ ْﺫ ُﻗ ْﻠ َﻨﺎ ِﻟ ْﻠ َﻤ ٰﻠ ِﺌ َﻜ ِﺔ
ﺲ َ َﻋ ْﻦ ﺍَ ْﻣ ِﺮ َﺭﺑﱢﻪ ﺍَ َﻓ َﺘﱠﺘ ِﺨ ُﺬﻭﻧَ ُﻪ َﻭ ُﺫ ﱢﺭﻳﱠَﺘ ُﻪ ﺍَ ْﻭِﻟ َﻴﺎ َء ِﻣ ْﻦ ُﺩﻭﻧﻰ َﻭ ُﻫ ْﻢ َﻟ ُﻜ ْﻢ َﻋ ُﺪ ﱞﻭ ﺑِ ْﺌ
ﻤﻴﻦ ﺑَ َﺪًﻻَ ﻠﻈﺎِﻟ ِﻟ ﱠ
Diyanet Hani biz meleklere, “Âdem için saygı ile eğilin” demiştik de
İblis’ten başka hepsi saygı ile eğilmişlerdi. İblis ise cinlerdendi de Rabbinin
emri dışına çıktı. Şimdi siz, beni bırakıp da İblis’i ve neslini, kendinize
dostlar mı ediniyorsunuz? Hâlbuki onlar sizin için birer düşmandırlar. Bu,
166
Erdem Çetinkaya
َ ﻠﻴﺲ ﺍَ ْﺟ َﻤ ُﻌ
ﻮﻥ َ ﻮﺩ ﺍِْﺑ
ُ َﻭ ُﺟ ُﻨ
Diyanet (94-95) Artık onlar ve o azgınlar ile İblis’in askerleri hepsi
birden tepetakla oraya atılırlar.
(SEBE’ suresi 20. ayet) (Resmi: 34/İniş:58/Alfabetik:91)
َ ﻦ ﺍ ْﻟ ُﻤ ْﺆ ِﻣ
ﻨﻴﻦ ً ﻮﻩ ﺍِﱠﻻ َﻓ
َ ﺮﻳﻘﺎ ِﻣ ُ ﻠﻴﺲ َﻇﱠﻨ ُﻪ َﻓﺎﺗﱠَﺒ ُﻌ
ُ ﻕ َﻋ َﻠ ْﻴ ِﻬ ْﻢ ﺍِْﺑ َ َﻭَﻟ َﻘ ْﺪ
َ ﺻ ﱠﺪ
Diyanet Şeytan, onlar hakkındaki zannını doğru çıkardı. İnananlardan
bir grup dışında hepsi ona uydular.
(SÂD suresi 74. ayet) (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)
َ ﻦ ﺍ ْﻟ َﻜﺎ ِﻓ
ﺮﻳﻦ َ ﺳ َﺘ ْﻜ َﺒ َﺮ َﻭ َﻛ
َ ﺎﻥ ِﻣ َ ﺍِﱠﻻ ﺍِْﺑ
ْ ِﻠﻴﺲ ﺍ
Diyanet Ancak İblis eğilmedi. O büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu.
(SÂD suresi 75. ayet) (Resmi: 38/İniş:38/Alfabetik:88)
ﻦ َ ﺕ ﺍَ ْﻡ ُﻛ ْﻨ
َ ﺖ ِﻣ ْ َی ﺍ
َ ﺳ َﺘ ْﻜ َﺒ ْﺮ ُ ﺴ ُﺠ َﺪ ِﻟ َﻤﺎ َﺧ َﻠ ْﻘ
ﺖ ﺑِ َﻴ َﺪ ﱠ ْ َﻚ ﺍَ ْﻥ ﺗ
َ ﻠﻴﺲ َﻣﺎ َﻣ َﻨ َﻌ َ َﻗ
ُ ﺎﻝ ﻳَﺎ ﺍِْﺑ
َ ﺍ ْﻟ َﻌ
ﺎﻟﻴﻦ
Diyanet Allah, “Ey İblis! Ellerimle yarattığıma saygı ile eğilmekten
seni ne alıkoydu? Büyüklük mü tasladın, yoksa üstünlerden mi oldun?”
dedi.
Ayrıca herhangi bir iblis kelimesine sağ tıkladığınızda program sizlere
kelimenin anlamı, Kuran’da ki tüm hallerini ve geçiş sayısını gösterecektir.
167
Kutsal Gizemler
168
Erdem Çetinkaya
ٰﱢ
ﺟﻴﻢ
ِ ﺍﻟﺮ ِ ﺍﻟﺸ ْﻴ َﻄ
ﺎﻥ ﱠ ﻦ ﱠ ْ ﺕ ﺍ ْﻟ ُﻘ ْﺮ ٰﺍ َﻥ َﻓ
َ ﺎﺳ َﺘ ِﻌ ْﺬ ﺑِﺎﷲ ِﻣ َ َﻓِﺎﺫَﺍ َﻗ َﺮْﺍ
Diyanet Kur’an okuduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah’a sığın.
(MÜ’MİN suresi 56. ayet) (Resmi: 40/İniş:60/Alfabetik:69)
ٰﱢ
ُ ﻤﻴﻊ ﺍ ْﻟ َﻌ
ﻠﻴﻢ ﺎﺳ َﺘ ِﻌ ْﺬ ﺑِﺎﷲ ﺍِﻧﱠ ُﻪ ُﻫ َﻮ ﱠ
ُ ﺍﻟﺴ ِ ﺍﻟﺸ ْﻴ َﻄ
ْ ﺎﻥ ﻧَ ْﺰ ٌﻍ َﻓ ﻦ ﱠ َ َﻭﺍِ ﱠﻣﺎ ﻳَ ْﻨ َﺰ َﻏﱠﻨ
َ ﻚ ِﻣ
Diyanet Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa,
hemen Allah’a sığın. Çünkü O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
(BAKARA suresi 67. ayet) (Resmi: 2/İniş:92/Alfabetik:11)
169
Kutsal Gizemler
َ ﻦ ِﻣ ْﻨ
َ ﻚ ﺍِ ْﻥ ُﻛ ْﻨ
ﺖ ﺗَ ِﻘًّﻴﺎ ِ ﺎﻟﺮ ْﺣ ٰﻤ ُ ﺖ ﺍِﻧّﻰ ﺍَ ُﻋ
ﻮﺫ ﺑِ ﱠ ْ َﻗﺎَﻟ
Diyanet Meryem, “Senden, Rahmân’a sığınırım. Eğer Allah’tan
çekinen biri isen (bana kötülük etme)” dedi.
(MÜ’MİNÛN suresi 97. ayet) (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
ﺎﻃﻴﻦ
ِ ﺍﻟﺸ َﻴ
ﺍﺕ ﱠ َ ِﻮﺫ ﺑ
ِ ﻚ ِﻣ ْﻦ َﻫ َﻤ َﺰ ُ ﺏ ﺍَ ُﻋ ْ َﻭﻗ
ُﻞ َﺭ ﱢ
Diyanet De ki: “Ey Rabbim! Şeytanların vesveselerinden sana
sığınırım.”
(MÜ’MİNÛN suresi 98. ayet) (Resmi: 23/İniş:74/Alfabetik:70)
ﻭﻥ ُ ﺏ ﺍَ ْﻥ ﻳَ ْﺤ
ِ ﻀ ُﺮ َ ِﻮﺫ ﺑ
ﻚ َﺭ ﱢ ُ َﻭﺍَ ُﻋ
Diyanet “Ey Rabbim! Onların benim yanımda bulunmalarından da
sana sığınırım.”
(FELAK suresi 1. ayet) (Resmi: 113/İniş:20/Alfabetik:26)
ﻖِ ﺏ ﺍ ْﻟ َﻔ َﻠ ُ ُﻞ ﺍَ ُﻋ
ﻮﺫ ﺑِ َﺮ ﱢ ْﻗ
Diyanet (1-5) De ki: “Yarattığı şeylerin kötülüğünden, karanlığı çöktüğü
zaman gecenin kötülüğünden, düğümlere üfleyenlerin kötülüğünden,
haset ettiği zaman hasetçinin kötülüğünden, sabah aydınlığının Rabbine
sığınırım.”
(NÂS suresi 1. ayet) (Resmi: 114/İniş:21/Alfabetik:76)
ﺎﺱ
ِ ﺏ ﺍﻟﱠﻨ ُ ُﻞ ﺍَ ُﻋ
ﻮﺫ ﺑِ َﺮ ﱢ ْﻗ
Diyanet (1-6) De ki: “Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine
vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine,
insanların Melik’ine, insanların İlâh’ına sığınırım.”
İÇKİ VE SARHOŞLUK
İÇKİ KELİMESİ
hamr "içki, şarap" manasına gelir ve Kuran da 6 defa tekrarlanır.
170
Erdem Çetinkaya
ْﻤ ُﻬ َﻤﺎ
ُ ﺎﺱ َﻭﺍِﺛ ٌ ْﻢ َﻛ
ِ ﺒﻴﺮ َﻭ َﻣ َﻨﺎ ِﻓ ُﻊ ِﻟﻠﱠﻨ ٌ ﻓﻴﻬ َﻤﺎ ﺍِﺛ
ِ ُﻞ ْ ﺴ ِﺮ ﻗِ ﻦ ﺍ ْﻟ َﺨ ْﻤ ِﺮ َﻭﺍ ْﻟ َﻤ ْﻴ
ِ ﻚ َﻋ َ َﺴ َﭙ ُﻠﻮﻧْ َﻳ
ٰﱡ
ﻚ ُﻳ َﺒﱢﻴ ُﻦ ﺍﷲ َﻟ ُﻜ ُﻢ َ ُﻞ ﺍ ْﻟ َﻌ ْﻔ َﻮ َﻛ ٰﺬِﻟ َ
ِ ﻗ ﻮﻥ
َ ﻘ
ُ ﻔ
ِ ﻨ ﻳ
ُْ َ َﺍ
ﺫ ﺎﻣ ﻚ ﻧ
َ ﻮ ُ
ﻠ ﭙ ﺴ ﻳ ﻭ
َ ْ ََ َ ِ ﺎ ﻤ ﻬﻌِ ﻔ
ْ ﻧ
َ ﻦْ ِ ُ َ ﺍَ ْﻛ
ﻣ ﺮ ﺒ
ﻭﻥ ﱠ ﱠ َ
َ ﺎﺕ ﻟ َﻌﻠ ُﻜ ْﻢ ﺗَ َﺘ َﻔﻜ ُﺮِ َﺍﻻﻳ ْٰ
Diyanet Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: “Onlarda hem büyük
günah, hem de insanlar için (bazı zahirî) yararlar vardır. Ama günahları
yararlarından büyüktür.” Yine sana Allah yolunda ne harcayacaklarını
soruyorlar. De ki: “İhtiyaçtan arta kalanı.” Allah, size âyetleri böyle
açıklıyor ki düşünesiniz.
(MÂİDE suresi 90. ayet) (Resmi: 5/İniş:110/Alfabetik:60)
171
Kutsal Gizemler
ٍ ﺎﺭ ِﻣ ْﻦ َﻟ َﺒ
ﻦ ٌ ﻦ َﻭﺍَْﻧ َﻬٍﺳ ِ ﺎﺭ ِﻣ ْﻦ َﻣﺎ ٍء َﻏ ْﻴ ِﺮ ٰﺍ
ٌ ﻓﻴﻬﺎ ﺍَْﻧ َﻬ
َ ﻮﻥ َ َﻣ َﺜ ُﻞ ﺍ ْﻟ َﺠﱠﻨ ِﺔ ﺍﻟﱠﺘﻰ ُﻭ ِﻋ َﺪ ﺍ ْﻟ ُﻤﱠﺘ ُﻘ
ﺼ ًّﻔﻰ َ ﻞ ُﻣٍﺴ َ ﺎﺭ ِﻣ ْﻦ َﻋٌ ﺑﻴﻦ َﻭﺍَْﻧ َﻬ
َ ﺎﺭ ﺎﺭ ِﻣ ْﻦ َﺧ ْﻤ ٍﺮ َﻟ ﱠﺬ ٍﺓ ِﻟ ﱠ
ِ ﻠﺸ ٌ َﻟ ْﻢ ﻳَ َﺘ َﻐﱠﻴ ْﺮ َﻃ ْﻌ ُﻤ ُﻪ َﻭﺍَْﻧ َﻬ
َ
ِ ﺍﺕ َﻭ َﻣ ْﻐ ِﻔ َﺮ ٌﺓ ِﻣ ْﻦ َﺭﺑﱢ ِﻬ ْﻢ ﻛ َﻤ ْﻦ ُﻫ َﻮ َﺧﺎِﻟ ٌﺪ ِﻓﻰ ﺍﻟﱠﻨ
ﺎﺭ ِ ﻞ ﺍﻟﱠﺜ َﻤ َﺮ ﻓﻴﻬﺎ ِﻣ ْﻦ ُﻛ ﱢَ َﻭَﻟ ُﻬ ْﻢ
ﻄ َﻊ ﺍَ ْﻣ َﻌﺎ َء ُﻫ ْﻢﻤﻴﻤﺎ َﻓ َﻘ ﱠً ﺳ ُﻘﻮﺍ َﻣﺎ ًء َﺣ ُ َﻭ
Diyanet Allah’a karşı gelmekten sakınanlara söz verilen cennetin
durumu şöyledir: Orada bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt
ırmakları, içenlere zevk veren şarap ırmakları ve süzme bal ırmakları
vardır. Orada onlar için meyvelerin her çeşidi vardır. Rablerinden de
bağışlama vardır. Bu cennetliklerin durumu, ateşte temelli kalacak olan
ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu
gibi olur mu?
(YÛSUF suresi 36. ayet) (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
ٰ ْ ﺎﻝ
ﺍﻻ َﺧ ُﺮ َ ﺼ ُﺮ َﺧ ْﻤ ًﺮﺍ َﻭ َﻗ ِ ﺎﻝ ﺍَ َﺣ ُﺪ ُﻫ َﻤﺎ ﺍِﻧّﻰ ﺍَ ٰﺭﻳﻨﻰ ﺍَ ْﻋ َ ﺎﻥ َﻗ
ِ ﻦ َﻓ َﺘ َﻴ َ ﺍﻟﺴ ْﺠ
ﻞ َﻣ َﻌ ُﻪ ﱢ َ َﻭ َﺩ َﺧ
ﯾﻚ ﻕ َﺭْﺍﺳﻰ ُﺧ ْﺒ ًﺰﺍ ﺗَ ْﺎ ُﻛ ُﻞ ﱠ
َ ﺍﻟﻄ ْﻴ ُﺮ ِﻣ ْﻨ ُﻪ ﻧَﱢﺒ ْﺌ َﻨﺎ ﺑِ َﺘ ْﺎﻭﻳ ِﻠﻪ ﺍِﻧﱠﺎ ﻧَ ٰﺮ َ ﺍِﻧّﻰ ﺍَ ٰﺭﻳﻨﻰ ﺍَ ْﺣ ِﻤ ُﻞ َﻓ ْﻮ
ﻨﻴﻦ
َ ﺴ ِ ﻦ ﺍ ْﻟ ُﻤ ْﺤ
َ ِﻣ
Diyanet Onunla beraber zindana iki delikanlı daha girdi. Biri,
“Ben rüyamda şaraplık üzüm sıktığımı gördüm” dedi. Diğeri, “Ben de
rüyamda başımın üzerinde, kuşların yediği bir ekmek taşıdığımı gördüm.
Bize bunun yorumunu haber ver. Şüphesiz biz seni iyilik yapanlardan
görüyoruz” dedi.
(YÛSUF suresi 41. ayet) (Resmi: 12/İniş:53/Alfabetik:110)
ُ ( sekera ) , ﺳ ْﻜ َﺮ
ﺳ َﻜ ٰﺎﺭ َ ( sekr ) sarhoşluk
Sarhoşluk kelimesi yukarıda ki 2 şekilde yazılabilir. Bu iki kelimeyi
harekeleri göz ardı ederek aratırsak Kuran’da 6 ayette 7 kere tekrar ederek
karşımıza çıkar. Bir tane fazlalık olan (HİCR suresi 15. ayet) teki ﺳ ﱢﻜ َﺮ ْﺕ
ُ
kelimesi ise kef harfi şeddeli yani çift okutan olarak yazılmış ve manayı
değiştirip başka bir kelime oluşturan bir yapı arz etmiştir. Meallerden de
172
Erdem Çetinkaya
ﻭﻥ
َ ﻮﺭ ْ ﺎﺭﻧَﺎ ﺑَ ْﻞ ﻧَ ْﺤ ُﻦ َﻗ ْﻮ ٌﻡ َﻣ
ُ ﺴ ُﺤ ُﺼ َ ﺳ ﱢﻜ َﺮ ْﺕ ﺍَْﺑ
ُ َﻟ َﻘﺎُﻟﻮﺍ ﺍِﻧﱠ َﻤﺎ
Diyanet (14-15) Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıkmaya
koyulsalar, yine “Gözlerimiz döndürüldü, biz herhâlde büyülenmiş bir
toplumuz” derlerdi.
Ayet listesi;
ﻗﻤﺮKAMER
sözcüğü Kuranda 27 kez geçer
ﻗﻤﺮkelimesini harekeleri göz ardı et seçeneğini tıklayarak tüm
Kuran’da arayınız. Yapılan aramada 26 ayette toplam 27 kez tekrar ettiği
görülmektedir. 28 ayeti inceleyerek kaf mim ve re harflerinin yan yana
geldiği her sefer aydan bahsettiğini meallerden açıkça görebilirisiniz.
AY (DUNYA ÇEVRESİNDEKİ BİR TURU) ()ﻗﻤﺮ
173
Kutsal Gizemler
174
Erdem Çetinkaya
175
Kutsal Gizemler
ﱢ َ
ﻻ َ ﺲ َﻋ َﻠﻰ ﺍﻟﱠ ِﺬ
َ ﻳﻦ ﻦ ﺇِ ﱠ
ﻻ ﺑِِﺈ ْﺫ ِﻥ ﺍﷲ َﻭﻳَ ْﺠ َﻌ ُﻞ ﱢ
َ ﺍﻟﺮ ْﺟ َ ﺲ ﺃﻥ ُﺗ ْﺆ ِﻣ َ َﻭ َﻣﺎ َﻛ
ٍ ﺎﻥ ِﻟ َﻨ ْﻔ
َ ﻳَ ْﻌ ِﻘ ُﻠ
ﻮﻥ
Allah’ın izni olmadan hiç kimse inanamaz. O, akıllarını kullanmayanları
murdar (inkârcı) kılar.
Bu nedenle insanda ki en büyük nur olan imanın akla bağlı olduğunu
hikmetli bir şekilde işaret eden Kuran-ı Kerim ikisinin de tekrar ediliş
sayısını 49 olarak belirlemiştir.
176
Erdem Çetinkaya
177
Kutsal Gizemler
178
SİMETRİK KİTAP;
KUR’AN
Erdem Çetinkaya
DOĞADA SİMETRİ
Simetri bir şeklin birbirine eşit iki yarısının birbirine benzemesi, eş
olması olarak tanımlanabilir. Simetri yukardan aşağı yada soldan sola
yada her iki şekilde olabilir.
Evrende tüm gezegenlerin, galaksilerin ve yıldızların yapısında,
yapraklar ve bitki gövdeleri ve dallanmanın temel yapısında, tüm insan ve
hayvan beden ve yüzlerinde, tüm moleküler yapılarda, kar kristallerinde,
matematikte oluşabilecek tüm eşkenar dörtgen ve dairelerde simetri
bulunmaktadır.
Bununla birlikte mıknatısın kutuplarında, elektron ve proton
değerlerinde evrendeki aydınlık karanlık yada iyilik kötülük, sıcak soğuk
gibi duygusal algılarda dahi zıt kutuplu bir simetri olduğu düşünülebilir.
Rastgele var olup şekillenmiş bir tabloda çizgiler bir yumağı andırırken,
canlılara ve evrene işlenmiş şekillerin simetrik bir düzene sahip olması
tasarımlarının rastgele oluşmadığının en büyük delillerinden biridir.
Bir tablonun rastgele dökülen boyalar yada çizgilerden oluşup
oluşmadığını ilk bakışta bile çözebiliriz. Evreni Yaratıcı’nın tuvali
olarak düşünürsek onun yaratmada rastgelelik yerine simetriyi ve
bununla bütünleşik altın oranı bir yaratma modeli olarak benimsediğini
düşünebiliriz.
İnsanlarda kullandıkları otomobil ve uçak ve silahların, neredeyse
tüm mimari yapıların, eşya ve malzemelerin tamamına yakınını içsel
bir güdü ile simetrik olarak tasarlar ve bu şekilde ruhuna hoş görünür.
İnsanlar rastgele gibi görünen yamru belli bir düzen ifade etmeyen yumru
şekillerden hoşlanmazlar. Yüzleri genel manada simetriye sahip olan
insanlar normal ve orantılı yüz hatlarına sahip kabul edilirken, simetrisi
büyük oranda bozuk yüzler itici ve nahoş hissedilir.
Bir kalemle bir kağıdı rastgele karalarsak simetri yada anlamlı bir
şekil oluşturamayız. Simetri ancak bilinçli bir çalışmanın sonucudur.
İnsanoğluna da sevdirilmiş bir tasarım biçimidir.
Değişik bir bakış açısı ile matematikteki tüm denklemlerde ve dolayısı
ile tüm fizik kanunlarının ifadesinde dahi bir simetri olduğu söylenebilir.
Evrende var olan simetriyi insanoğlunun da ruhen benimseyip taklit
etmesi kutsal kitaplarda yazan “Allah insana kendi ruhundan üfledi”
ayetinin bir tezahürü olsa gerektir.
181
Kutsal Gizemler
182
Erdem Çetinkaya
183
Kutsal Gizemler
184
Erdem Çetinkaya
185
Kutsal Gizemler
186
Erdem Çetinkaya
187
Kutsal Gizemler
İşte Eşsiz ve İlahi Sayı Dizisi
Aşağıda ilk bakışta darmadağınık ve rastgele olarak yerleştirilmiş gibi
görünen bu sayı diziliminin içinde
En dahi matematikçileri ve tasarımcıları kıskandıracak muhteşem bir
tekrarlı ikili simetrik sayı dizi barındırdığını tahmin eder miydiniz? Bu
188
Erdem Çetinkaya
189
Kutsal Gizemler
190
Erdem Çetinkaya
191
Kutsal Gizemler
Yukarıda ki listeyi tek-tek olanlar veya çift çift olan sayı değerlerine
sahip sureleri türdeş olarak kabul ederek bir tablo oluşturursak. Karşımıza
yeni bir simetri çıkacaktır.
Türdeşliği açısından tasnif edilmiş bu listeyi hem ortadan ikiye hem
de yukardan aşağı ikiye böldüğümüzde 4 lü ( 2 tane 2 li ) bir simetrik yapı
ortaya çıkar ki akıllara durgunluk vericidir.
192
Erdem Çetinkaya
193
Kutsal Gizemler
194
Erdem Çetinkaya
195
Kutsal Gizemler
196
Erdem Çetinkaya
197
Kutsal Gizemler
198
Erdem Çetinkaya
Mükemmel Sayılar
Zengin Sayılar
Kıt Sayılar
199
Erdem Çetinkaya
DÜŞÜNCE YOLCULUĞU
201
Erdem Çetinkaya
DİNLERİN BİRLİĞİ
“Allah katında din, ancak İslâm’dır. Kitap verilenler (Yahudi ve
Hıristiyanlar ) kendilerine ilim geldikten sonra sırf aralarındaki ihtiras
yüzünden ayrılığa düşüp farklı görüş ve inançlar ortaya koydular... (Âl-i
imran:19).
Öyleyse sen yüzünü Allah’ı birleyen olarak dine, Allah’ın o fıtratına
çevir; ki insanları bunun üzerine yaratmıştır. Allah’ın yaratışı için hiç bir
değiştirme yoktur. İşte dimdik ayakta duran din (budur). Ancak insanların
çoğu bilmezler. (RUM SURESİ / 30 )
Tüm insanlık tarihi boyunca insan Dna’sında yani fıtratında bulunan
aynı tek dinin binlerce elçi aracılığı ile insanlığa ulaştırılması dünya
üzerinde derin bir etki oluşturması gerekli kılıyor. Bu nedenle namaz oruç,
gusül, abdest, örtünme ve Kabe’ye yönelik ibadetler hemen her kültür ve
dinde yer alıyordu. Kabe için ilk işaret Tevrat’ tan;
“Uşak gider gitmez, Davut taşın güney yanından ayağa kalktı ve
yüzüstü yere kapanarak üç kez eğildi. İki arkadaş birbirlerini öpüp
ağladılar; ancak Davut daha çok ağladı.” Samuel, 20:41.
Hz. Davud bu sırada günümüz Kudüs topraklarında yaşıyordu.
Kudüs’ün güneyinde tek secde yönü Mekke’deki Kabe olabilirdi. Çünkü
Hz. Davud’un zamanında Mescid-i Aksa henüz inşa edilmemişti. Kendisi
ölürken oğlu Hz Süleyman’a vasiyet etmiş ve Mescid’i oğlu inşa etmişti.
Bununla birlikte Tevrat ve İncil’de Kabe’ye yönelik ibadetler olan
secde ve rukülardan, abdest ve gusülden bahseden pek çok ayet vardır.
Bu durum “Allah katında tek din İslam’dır” ayeti ile örtüşmekte ve
tüm dinlerin aslında aynı tek din olup zamanla değişikliğe uğrayarak
farklılaştığını göstermektedir.
Gelin, tapınalım (secde edelim ), eğilelim (rükua varalım) . Bizi yaratan
Rabbin önünde diz çökelim.”[1] Zebur 9:5- 6.
Bütün melekler tahtın, ihtiyarların ve dört yaratığın çevresinde
duruyordu. Tahtın önünde yüzüstü yere kapanıp Yaratıcı’ya secde ederek
şöyle diyorlardı:Amin! Övgü, yücelik, bilgelik, Şükran, saygı, güç, kudret,
sonsuzlara dek Yaratıcımızın olsun! Amin!” İncil, Vahiy 7:11.
Musa’yla Harun topluluktan ayrılıp Buluşma Çadırı’nın giriş bölümüne
203
Kutsal Gizemler
204
Erdem Çetinkaya
205
Kutsal Gizemler
206
Erdem Çetinkaya
207
Kutsal Gizemler
208
Erdem Çetinkaya
KENDİNİ BİLMEK
İnsanların önemli bir kısmına ilahi kitap hiç ulaşmadı, pek çoğu okuma
bilmiyordu, çevresinde duyduklarından başka bir bilgisi yoktu, eğitim
alamamıştı, fakirlik ve geçim sıkıntısı içinde çırpınıyordu. Fakat hepsinin
bir ruhu, bir hayal gücü vardı. Gerçeği keşfetme arzusu ve kendisi için en
mükemmel olanı, kainatın en mükemmel şeyini bulma dürtüsü içinde idi.
Sonsuza dek var olma ve güç ( dilediğini yapma ) arzusu hem kendisinin
hem de hemen her canlının benliğine yazılmış bir şifreydi.
Onlara ayetlerimizi ufuklarda ve öz benliklerinin içinde
göstereceğiz. Ta ki, onun hak olduğu kendilerine ayan-beyan belli
olsun. Kendisinin her şey üzerinde bir tanık oluşu, senin Rabbine
yetmez mi? Fussilet 53.ayet.
Gerçek, hayatın sırrı yada Hak bilgisi... bu bilgi öyle olmalıydı ki bir
çoban dahi bunu hiç kimseye sonradan bilebilsin ve hiç bir kitaba bakmaya
ihtiyacı olmasın.
(MÜ’MİNÛN suresi 14. ayet)
Diyanet; Yaratanların en güzeli olan Allah’ın şânı ne yücedir!
Bu ayette yaratanlar kelimesi ilgi çekicidir. Bizlere öğretilene
göre yaratma gücüne sahip olan yalnız Allah’tı. Fakat Kuran da Allah
yaratanlar.. yani çoğul bir ifade kullanarak başka yaratabilen varlıklarında
bulunduğuna işaret ediyor. Buna benzer bir anlatımı Allah kendisi
için, verenlerin en hayırlısı, en merhametli gibi ifadelerde kullanmıştır.
Yani merhamet, sevgi sahibi olmak gibi yaratmak da başka varlıklarda
209
Kutsal Gizemler
210
Erdem Çetinkaya
211
Kutsal Gizemler
212
Erdem Çetinkaya
213
Kutsal Gizemler
214
Erdem Çetinkaya
215
Kutsal Gizemler
216
Erdem Çetinkaya
2 ) Çok büyük zevk veren yemekler, cinsellik ve çok güzel bir çevre (
cennet )
3 ) Ateş, zehir ve işkence aletlerinden oluşan bir alan ( cehennem )
Şimdi size delilleriyle anlatacağım şeylerin zaten çok yakında bir
şekilde karşınızda göreceksiniz;
Öncelikle sonsuza dek yaşamın nasıl gerçekleşebileceği üzerinde
duralım çünkü bu en önemli ve zor görünen nokta;
1 ) Dna’dan koyun, inek kurbağa gibi pek çok hayvan türünün başarı
ile kopyalandığı ve fiziksel olarak farksız bir eşinin oluşturulabildiğini
zaten tv’lerden bile izlemişsinizdir. Genetik teknolojisi büyük bir süratle
ilerliyor. İnsan kopyalama pek çok ülkede yasak gibi görünse de bizzat
devletlerin kendileri genetik araştırmalarına ve insan kopyalamaya önemli
bütçeler ayırmış durumdalar. Bu ne anlama geliyor;
Gelecekte bir adam 4 yaşındaki çocuğunun Dna’sını ticari çalışan bir
şirkete vererek aynısından 100 adet sipariş verebilecek. Böylelikle kendi
çocuğunu 4 yaş geriden takip eden 100 laboratuar çocuğu daha olacak.
Bunlar ilk başta güvenlik, kamuflaj, yedek organ yada ölümü halinde
yerine geçmek üzere çok değişik amaçlarla kullanılabilecek ( etik yönünü
sorgulamıyorum ) . Fakat gelişen teknoloji çok daha yeni fikirlerin hayat
bulmasına neden olabilecek. Şimdilik sizinle aynı bedene sahip fakat
anıları farklı yüzlerce kopyanın şimdi bile çıkarılabileceğini aklınızın bir
kenarında tutmanız... Bu bilgi ilerleyen maddelerde işimize yarayacak.
2 ) Bilim adamlarına göre düşünsel ve duygusal tüm aktiviteler ve
yaşam bilinci beyinde oluşuyor. Beynin kendisi bir etten müteşekkil olsa
da kendine has elektriksel ağ yapısı ona bir ruh veriyor ve anılarıyla onu
özgün kılıyor. İkiz kardeş olan ve hemen hemen aynı DNA ya sahip olan iki
kardeş dahi birbirlerinden beyinlerinde elektriksel yapıların yani anıların
ve kişiliklerin düşünce tarzlarının farklı olması nedeniyle ciddi şekilde
ayrılıyorlar. Yeni gelişmeler beyinde ki elektriksel yapının filmini çekmeyi
olanak kılacak hatta bunu bir kenara kaydetmeye ve gerektiğinde bu 3
boyutlu elektriksel yapıyı yeniden beyne yüklemeye imkan verecek gibi
görünüyor. Dna’sı aynı olduğu için beyin yapısı ve büyüklüğü iç dizaynı
birbirine eş olan iki beynin hatta gelişen teknoloji ile birbirinin aynısı
olmasına gerek kalmadan farklı beyinler arasında beyne ait elektriksel
yapının kopyalanması da mümkün olabilecektir.
217
Kutsal Gizemler
218
Erdem Çetinkaya
219
Kutsal Gizemler
saatler süren bir çabanın ardından kurtulup bambaşka bir mekana geldiğini
görebilir. Aslında bıçak sadece 2-3 saniye dokundurulmuştur fakat hemen
uyandırılan kimse çok daha uzun bir rüya görmüştür.
Eğer sanal gerçeklik sırasında beynimiz modifiye edilerek zaman
algımız yeterince genişletilebilirse sonsuza yakın sürecek bir hayat algısını
yeniden kopya bedende dirilmeye ihtiyacımız olmadan da yaşayabiliriz.
6 ) Ölülerin yeniden dirilişi;
Öncelikle dünyaya bıraktığımız ve öldüğümüzde toprağa
düşürdüğümüz tohumların yani Dna ve yeni keşfedilen özellikleri
hakkında biraz bilgi sahibi olalım.
Prof. Dr. Osman Çakmak’ın makalesinden bir alıntıya göz atalım;
DNA’lar Nasıl Etkilendi?
Varlığın plan ve projesinin yer aldığı DNA moleküllerinde yer alan
her bir gen insan bedeninde belli bir özelliğe tekabül eder. Biliyoruz ki
canlının vücut şeklinden her organına ait iş bölümü ve bu organların
çalışma düzenlerine, hücre içinde üretilmesi gereken proteinlerin genetik
kodlarına kadar her şey; hep DNA üzerinde planlanmış ve kodlanmış
durumdadır. Hatta üretilecek proteinlerin miktar ve kontrolleri gibi
canlının hayatını devam ettirmesi için gereken şeyler de genetik kodlarda
yazılıdır.
Bir Kuantum Biyologu olan Dr. Vladimir Poponin ilginç bir deney
gerçekleştirdi. Bir kabın içinde vakum oluşturarak kabın içinde madde
olarak hiçbir şey bırakmadı. Haliyle kap içinde sadece fotonlar (ışık
parçacıkları) kalmış olacaktı. Fotonların dağılımı ölçüldü. Fotonlar kap
içinde rastgele bir şekilde bulunuyordu. Sonra DNA bulunduğu kaptan
dışarı alındı. Fotonların dağılımı tekrar ölçüldüğünden görülenler
şaşırtıcıydı. Fotonlar, DNA’ nın bulunduğu yerde sıralı ve düzenli bir hale
gelmişlerdi. Adeta DNA’nın kalıbı oradaydı. Ortada DNA falan yoktu ama
ışık parçacıkları bağlanıp kalmışlardı.
Işık parçacıkları neye bağlanıp kalmışlardı böyle? Bir kısım
araştırmacıların da dikkat çektiği “yeni bir enerji alanı”, yeni bir “enerji
ağı” gerçekliği mi vardı yoksa. Deneyler tekrarlandı. Benzer deneyler
yapıldı. Sonuçlar benzerdi. Bir “enerji alanı” DNA nin fotonlarla hatta
duygularla iletişimini sağlıyordu. Ordu adlı araştırmacı tarafından
220
Erdem Çetinkaya
221
Kutsal Gizemler
222
Erdem Çetinkaya
223
Kutsal Gizemler
224
Erdem Çetinkaya
225
Kutsal Gizemler
Biz her şeyin Kuran’da nasıl anlatıldı ise o şekilde gerçek olacağına
inanıyoruz. Fakat o anlatımlar öyle genişletilebilir ve anlamlandırılabilir
ki; birbirinden farklı binlerce senaryo ile kendini gerçekleştirebilir ve her
senaryo dada Kutsal kitapları doğrulayacak bir kurguya sahne olabilir...
Bir insanın aklını kullanarak evet gelecekte bunlar olabilir ve
Yaratıcının yönlendirdiği bir güç yada kimseler bunu gerçekleştirebilir
demeleri dahi insanların kutsal kitaplara uygun şekilde dine inanmalarını
büyük ölçüde sağlar...
Önümüzdeki 100 yıl içinde bile dünyada muazzam gelişmeler
yaşanacak. Burada kastettiğimiz şey milyarlarca yıldır. Elbette aklımıza
gelen gelmeyen hemen her şeyin mümkün olmasını sağlayabilecek kadar
geniş ve muhteşem bir zaman dilimidir.
Gelecekte ölülere bile ulaşacak mutlak adaleti sağlayacak güç elde
edildiğinde gökleri yararak hüküm sürmeye gelecek olanlar... kimi
düşünceye göre insanoğlunun sadık ve yüksek bilgeliğe sahip evrim
geçirmiş evlatları... kimi düşünceye göre başka dünyalardan gelen cennet
halkları, kimilerine göre bedenleri bize benzemeyen ışınsal varlıklar yada
melekler... Adları her ne olursa olsun, her duyanın ruh dünyasında derin
yaralar açan tarihteki işkence ve soykırımlar, yapılan büyük fedakarlıklar
ve hizmetler, bir başkasını mutluluğu için göz kırpılmadan verilen canlar,
insanoğlunun yaratıcısını arayarak ve gerçeği bulmak için verdiği amansız
mücadele.. hepside ödüllendirilmeyi yada şiddetle cezalandırılmayı
hak ederek bekliyorlar. Ta ki milyarlarca yıl içerisinde bunu yapmaya
muktedir kılınacak ilk topluluk bu fırsatı ele geçirinceye kadar... eminim
ki bunu yapabilecek olduğunda yada zamanı gelipte Yaratıcı bu gücü
kendilerine verdiğinde yapacakları ilk iş, mazlumların ahını almak ve
iyileri ellerindeki büyük imkanlarla kendilerine hiç bir yük olmadan
ödüllendirmek olacaktır. Cennetin efendileri belki 1000 yıl, belki de bir
milyar yıl uzaklıkta.. Ne fark eder?
Öyleyse gözlerinizi yeniden açmaya ve yaptıklarınız için açıklama
yapmaya şimdiden hazır olun......
226
Erdem Çetinkaya
227
Kutsal Gizemler
hitap eder”. “O’nu kimse kendi isteği ile zorlayamaz, davet edemez, O
ancak kendi dilediğini yapar”
Allah konuştuğu zaman bunu sadece bir ses gibi duymazsınız. Aynı
zamanda manası da tüm ruhu ve kalbin en derinini sarar. Kelimeler kalbe
inen bir enerji gibi gelir ve sarsıcı bir deneyim oluşturur.
Elbette Allah’ı görmekte her Müslümanın en büyük duası ve hayalidir.
Bu konuda ki taleplerim inançsızlıktan değil elbette ruhumun O’na en
büyük yakınlıkla kavuşmasını sağlamak ve kainatın muhteşem güzellik
pınarını görebilmekti. O’nu görüşüm dünya gözü ile hiç gerçekleşmedi.
Dünya gözü ile melekler yada cennete ait taşları dahi görmeyi ruhum
kaldırmadı. Ruhum patlayacak gibi oluyor ve görüntünün içerdiği mana
şok geçirmeme neden oluyordu. Beyin bu gibi durumlarda gördüğü
şeyi izah edemiyor ve görümler uyanıksanız bayılma, rüyada iseniz
aniden uyanma ile sonuçlanıyordu. Tasavvuf yolunda bu tarz görümler
görmek, deneyimler yaşamak oldukça normal karşılanır ve bunu yaşarken
delirenlere de genel bir ifade ile “bu yolun mecnunları” derler. Çok nadiren
yaşandığını sandım bu tür olayların aslında O’na ulaşmayı yaşam tarzı
haline getirmiş pek çok kimse için sıradan bir hal olduğunu zamanla
gördüm. Ve bu kişilerle ilgili pek çok doğa üstü olarak tanımlanabilecek
olaya da bizzat şahit oldum.
Bana Allah’ın seslenmelerinde şu ana kadar verilen açık bir görev
yoktu yada büyük övgüler... Bu nedenle hitabının ve sözlerinin sadece
bana acıyıp merhamet ederek yapılmış bir lütuf olduğunu düşünüyorum.
Bu konuşmalar sonunda iyice öğrendiğim bir şey vardı “Rab sizi sevmeden
siz Rabbi sevemezsiniz” ve “Bir kulun ona aşkı yada öfkesi O’nun size
olan aşkı yada öfkesinin ancak sonsuzda biri kadar küçük olabilir”...
Yaratıcı ile konuşurken size dilediği her türlü zarar ve yararı verebilecek
bir sınırsız bir güç ile konuştuğunuzu bilerek ve size zaten o ana kadar
reddi mümkün olmayan milyarlarca nimet verdiğini bilerek mahcubiyet
ve aşk-korku arasında konuşmanız gerekiyor. Edep, edep, edep... Aslında
her an onun huzurunda olup sizi dinlediğini bilecek görüşe sahip olmak
gerekiyor. Kadere isyan etmemek ve her gelene sabır ile yaklaşmak, razı
gelmek gerekiyor... Sürekli bir istek ve talep halinde olmak..
Yaşadığım bazı deneyimlere ev halkının yada iş yaptığım kişilerin de
şahit olması benim yaşadıklarımın halüsinasyon yada koşullanma ürünü
olmadığını ispatlıyordu.
228
Erdem Çetinkaya
Bir görüş halinin yada rüyanın hak olduğunu anlamanın yolu, o rüyada
yada gördüklerinizde gerçeğe giden bir işaret bulunmasıdır. Yani birazdan
şu olacak, yarın şunu göreceksin, sana şunu vereceğiz denmesi yada sizle
birlikte başkalarının da şahit olması gibi durumlar yaşadıklarınızın gerçek
olduğunu ve hakka dayandığını ispatlayabilir. Ancak sadece “rüyanda sen
şusun busun, şöyle iyisin böyle üstünsün” vs şeklinde görülen rüyaların
çoğu koşullandırmadır. Dünyada binlerce kendinin Hz İsa, Hz Mehdi
yada kendi kültüründe üstün görülen kişi olduğunu sık sık rüyasında
gören binlerce insan olduğunu unutmamak gerek ve hastanelerin bir kısmı
bunun gerçek olduğuna inanan kişilerle dolu.
Yaratıcı ile konuşma esnasında yaşananların koşullandırma olmadığını
ispatlayan diğer bir özellik ise “size hitabı sırasında pek çok kez hiç
bilmediğiniz bir kelimeyi söylemesidir ve sizin hiç düşünemeyeceğiniz
şekilde düşünmesidir”. Böylelikle konuşurken kendi iç sesinizle değil de,
sizden çok daha üstün bir bilgi ve akla sahip bir varlıkla konuştuğunuzu
net olarak anlarsınız.
UMRE YOLCULUĞUM
Mescid-i Haram ile ilgili ilk gördüğüm şey büyük inşaat alanlarının
yanından geçerken gördüğüm bir minaresi idi. O an ilk dediğim şey şu
olmuştu; “Burası dünyadan değil”. Etrafa yayılan bir ışık vardı. Binaları
ince bir tül gibi örtüyordu. O anın etkisinden uzun süre kurtulamadım.
Dilimde Kabe’yi ilk gördüğümde Allah’tan isteyeceğim şeyi tekrarlayıp
duruyor duayı yanlış söylememek için çaba harcıyordum.
Kelimelerin bittiği bire yere gelmiştim.
Kabe’yi uzun süre izledikten sonra şunları anladım. Evet Kabe seçkin
güzel nurani bir varlıktı. Hissedebilenler için aydınlık bir pınar. Fakat
kalbim şöyle dedi.. Ben bundan güzel şeyler anımsıyorum... Benim aklımı
bile şaşırtan bu sözüm nedeniyle kendimi önce ayıpladım. Sonra hakikaten
dedim.. hem Allah katında hem onun yansıması olan insan yüreklerinde
Kabe’nin tüm güzellik ve görkemine karşın daha güzel şeyler var. Sonra
gerisi akıverdi. Oraya gelen insanların gözyaşları Kabe’ye bakmaktan
daha güzeldi, acı içinde yürüyen yaşlı ayakların, eritici sıcağın altında
Allah’ım geldim emrindeyim diye yankılanan çığlıkların, edilen duaların
içtenlikle dolu seslerinin daha güzel olduğunu fark ettim. Öyle ya, Kabe
229
Kutsal Gizemler
230
Erdem Çetinkaya
231
Kutsal Gizemler
232
Erdem Çetinkaya
233
SONSÖZ
Erdem Çetinkaya
237
TEŞEKKÜR
Erdem Çetinkaya
241
OKUYUCU YORUMLARI
Bazen bir kitap asıl sahibinden sonra hediyeleşmek sureti ile elden
ele dolaşır ve geçen zaman içinde onlarca yeni okuyucu ile buluşur.
Okuyucularında kitaba bir şeyler katabilmesini hep arzu etmişimdir.
Bu nedenle kitabın son 8 sayfasını yorumlarınız için ayırdım. Böylelikle
sizden sonra okuyacaklara iletmek istediklerinizi yazabilir ve sizden
önce okuyanlar varsa onların iletilerini görebilirsiniz. Umarım bu güzel
bir adet olarak yayılır ve insanlar kitapları birbirlerine hediye ederler.
Yorum kısmını doldurabilen olursa dilerseniz yenisini ücretsiz almak için
yayınevine gönderebilirsiniz. Paylaştığınız için şimdiden teşekkürler.
244
Erdem Çetinkaya
245
Kutsal Gizemler
246
Erdem Çetinkaya
247
Kutsal Gizemler
248
Erdem Çetinkaya
249
Kutsal Gizemler
250
Erdem Çetinkaya
251
Kutsal Gizemler
252
tüm seçkin
kitapçılarda
SİMETRİK KİTAP; KUR'AN
Kutsal Gizemler Yayınlarından bir ilk daha! Kuran'ın gerçekten Allah'ın sözleri
olduğunu
ispatlayan yeni bir mucize: Simetrik Kitap;Kuran bilimsel kanıtlarıyla yayında.
Akıl sahibi ve biraz olsun araştırmayı seven her insan görecektir ki; Kuran'ın
sure ve ayet numaralarını oluşturan sofistike matematiksel yapının insan ürünü
olması kesinlikle imkansızdır ve benzeri bir sayı serisi asla bir insan tarafından
oluşturulamaz.
“Allah her şeyi ilmiyle kuşatmış ve her şeyi bir bir sayıp kaydetmiştir”(Ayet, 72/28)
Cennetin ve Muhteşem Yaratıcının cemaline uzanan yolu tarif eden ilahi bir define
haritası olan Kuran'ı Kerim'in bu büyük ve müthiş iddiasını doğrulayan her kanıt
hiç kuşkusuz o
hazinenin anahtarı kadar kıymetlidir.
Hz İsa’nın Gizemi ... Dünya Kuran ve Hz İsa’ hakkında ki kanıtlarla şok olmak
üzeredir...
KUTSAL KASE’NİN SIRRI
Bugüne kadar özellikle İslam dünyasından İncil hakkında pek çok eleştiri yapıldı. Ve
Hıristiyanlar tarafından da Kuran ve Hz Muhammed hakkında As. Tüm bu önyargılı
ve araştırmaya dayanmayan karşılıklı suçlamalar kültürler arasındaki uçurumu
büyütüp birbirine karşı saflaşmaya neden oldu.
Fakat belki de dünya tarihinde ilk kez bir sırrın çözülmesi ile hem İncil’de
anlatılanların gerçek olaylara dayandığını hem de Kuran da Hz İsa ve yaşananlar
hakkında söylenenlerin aynı anda ispatlayan ve birbirlerine dair çelişkilerini gideren
bir keşif gerçekleşti.
Bu eserde İncil yaşanan her şeyin gerçek olduğunu ama Kuran’ı Kerim’in orada
yaşanan olaylar ve Hz İsa’nın öğretisi ile ilgili kimsenin fark etmesi mümkün olmayan
gerçekleri ortaya çıkardığını delilleri ile göreceksiniz.
Kuran, İncil ve tarih konusunda yıllar süren ve hiç bir yerde göremeyeceğiniz
yüzlerce tespit ve keşiften oluşan bu eserle iki din arasında ki buzların eriyeceği ve
ortak bir gerçekte buluşulacağına dair büyük bir ümit var. Çünkü ilk kez Müslüman
araştırmacılar, İncil’in gerçeklere dayandığını ve son derece değerli tarihsel kanıtlar
olduğunu kabul ettiler.
Konunun uzmanlarından olan eski High Priest rütbesinde ki Yüksek Papaz Andreas
Palailogos ( şimdi Müslüman ve ismi Abdullah Palazoğlu ) keşfedilenlerin bir
kısmını inceledikten sonra şu açıklamalarda bulundu;
“Hidayet Allah’tan olmakla birlikte, eğer iyi bir sunumla bu bilgiler tüm dünyaya
ulaştırılırsa, bu keşifleri gören Hıristiyan aleminin yarısından çoğunun islama
dönecektir”