Professional Documents
Culture Documents
YÖNETĐMĐ
&
SOSYAL
SORUMLULUK
PROJELERĐ . . .
1
AFEDERSĐNĐZ !.. BĐ’ŞEY SORABĐLĐR MĐYĐM ?
2
AFEDERSĐNĐZ!
BĐ’ŞEY
SORABĐLĐR MĐYĐM?
3
DAHA
MUTLU
BĐR GELECEK ĐÇĐN,
BĐR ŞEYLER . . .
YAPMAK ĐSTERMĐSĐNĐZ ?
4
BU KĐTAP’TA
BĐRLĐKTE OLDUĞUMUZA
GÖRE
...
SĐZĐ KUTLUYOR
VE
HOŞ GELDĐNĐZ
6
(Proje Yönetimi e-kitabına başlangıç . . . . . . . 2007)
&&&&&&&
&
(e - kitap)
7
2007
2008
2009
2010
8
VĐZYON
TASARIMCILARI
21.YÜZYIL’IN
YÜKSELEN TRENDLERĐ
VE
SOSYAL
SORUMLULUK
PROJELERĐ...
9
YAŞAM TASARIMCILARI . . .
VĐZYONERLER . . .
VĐZYON STRATEJĐSTLERĐ . . .
YAŞAM MĐMARLARI . . .
VĐZYON TASARIMCILARI . . .
10
Değerli Dostlarım...
Sevgili Vizyon Tasarımcıları...
Umarım beğenirsiniz!..
11
☺
Özellikle!.. 45 + Genç Dostlarım...☺
Hayatınız boyunca;
Genellikle, Siz’e hep yapmamanız gerekenler söylendi...
Đstatistiklere göre bir çocuk, ergenlik çağına gelinceye kadar
ortalama 150.000 kez, ebeveyn veya büyüklerinden; yapma,
etme, elleme, dokunma v.s. gibi sözler duyuyor’muş . . .
Ancak; buna rağmen bugüne kadar yaptıklarınızla birlikte,
bugün’den sonra da hem kendiniz hem de çevreniz için, bir
şeyler yapmanız gerektiğine inanıyorsanız, ne mutlu! Size...
Ve bunda, bu kitabın bir katkısı olursa, ne mutlu! Bana...
Bu kitabı yazarken pek çok; Gazete, Dergi, Kitap, Bilimsel
Araştırma, Đnternet, Web Siteleri ve bu işin Usta’larından
yararlandım...
Hepsine Teşekkürler!..
Sevgiyle kalın...
Faydalanacagımdan eminim.
Ishak ALATON
***************************************************
13
Đstanbul - 2009
1) Đnsan yetiştirmek,
2) Ağaç dikmek,
14
Sayın Ali Rıza DEĞER,
Güray KARACAR
Genel Koordinatör
TKYD - TÜRKĐYE KURUMSAL YÖNETĐM DERNEĞĐ
*************************************************
Fügen TOKSÜ
Yönetim Kurulu Başkanı
TÜHĐD - TÜRKĐYE HALKLA ĐLĐŞKĐLER DERNEĞĐ
************************************************
15
DAHA MUTLU
17
MĐSYON ... VĐZYON ........................................................... 106
BĐ DAKKA ........................................................................... 120
HAREKETE GEÇĐŞ... ETKĐ... TEPKĐ... DAVRANIŞ ........ 124
DURUM ANALĐZĐ VE KUVVETLER DENGESĐ .......... 134
20. 08. 2008 ........................................................................... 144
VE ... KRĐZ DÖNEMĐ ............................................................170
ĐLETĐŞĐM .............................................................................. 179
ÜLKEMĐZ VE GERÇEKLER ............................................ 197
YAŞAM FELSEFEMĐZ ....................................................... 228
HADĐ BAKALIM .................................................................. 244
YAŞAM TASARIMINDA GÜNEŞĐN GÜLERYÜZÜ...... 254
SOSYAL SORUMLULUK VE PROJE AŞAMALARI ...... 256
KENDĐMĐZĐ TANIMAK ..................................................... 259
ÖNÜNÜZÜ GÖRMEK... ĐLERĐYE BAKMAK ................... 275
HAYIR DEMESĐNĐ BĐLMEK .............................................. 278
SORUNLARIN ANALĐZĐ ................................................... 280
SOMUT HEDEFLER ........................................................... 283
EKĐP OLUŞTURMAK ......................................................... 287
18
DĐNLEMEK VE GÖZLEMLEMEK ................................... 294
ÇATIŞMA ... KAVGA .......................................................... 297
OLUMSUZLUKLAR ............................................................ 302
UZMANLAR ......................................................................... 309
BÜTÇE PLANLAMA .......................................................... 312
SPONSORLUK ĐLĐŞKĐLERĐ ............................................... 316
PROJELERDE LOJĐSTĐK YÖNETĐM ............................... 319
PROJENĐN ADI... LOGOSU... SLOGANI ........................... 320
ĐZLEME VE DEĞERLENDĐRME ..................................... 333
TANITIM VE HALKLA ĐLĐŞKĐLER................................. 336
POLĐTĐKA VE DĐPLOMASĐ .............................................. 340
PROJE BĐTĐNCE .................................................................. 343
PROJE... PROJE... PROJE .................................................... 350
YENĐ PROJELER ... KSSP .................................................. 365
AFEDERSĐNĐZ BU DÜNYA KĐMĐN ................................ 416
20. 09. 2009 ........................................................................... 471
GÜZEL DOSTLUKLAR ...................................................... 501
MUTLULUK DÜKKANI .................................................... 520
19
YAPACAK ÇOK ĐŞĐMĐZ VAR !
20
Çok fazla geçmişe gitmeden, 3 kıtada hüküm süren Osmanlı
Đmparatorluğu’ndan sonra, 20. Yüzyılın ilk çeyreğinde...
Doğumunun 100. yılı nedeniyle ve o zamanki BM’e üye 152
ülkenin oybirliği ile...
*) Sömürgecilik ve emperyalizme karşı savaşan ilk lider...
*) Olağanüstü reformlar gerçekleştirmiş bir devrimci...
*) Uluslararası anlayış, işbirliği ve barış yolunda çaba göstermiş
üstün bir kişi...
21
1957... 6 - 7 Eylül Olayları
1960... 1971... 1980... Đhtilalleri...
1968... 1978... Öğrenci Hareketleri...
1939... 1967... 1999........ Depremleri...
BOP... Ortadoğu... ABD.......... Problemleri...
1985... PKK... Kuzey Irak... Terör ve Uluslararası Aktörleri...
1970. 1977. 1980. 1988. 1995. 2001. 2009. Ekonomik Krizleri...
22
Okula gidemeyen çocuk sayısı... 1.000.000
Đşsiz sayısı... 3.000.000 (Gerçek’te, daha fazla)
Seçmen sayısı... 48.000.000 (18 yaş üstü)
Bu listeyi, Öğretmenler ve Öğretim Üyeleri... Türk Silahlı
Kuvvetleri... Güvenlik Güçleri... Hastane ve Hasta sayıları...
Yetiştirme Yurtları ve Huzurevleri... ile daha da genişletmek
mümkün.
Bu sayılarla ifade ettiğimiz insanlarımızın sorunlarına çözüm
bulmak için, ayakta durmaya çalışan “Devletimiz”in bazı genel
rakkamlarına gelince...
Yıllık Đhracat 120.Milyar USD (Yaklaşık)
Yıllık Đthalat 160.Milyar USD (Yaklaşık)
Cari Açık 40.Milyar USD (Yaklaşık)
Kişi Başı Gayrisafi Milli Gelir 2.500.- USD
(Siyasilerimiz, 11.000.- USD. oldu falan diyorlar, ama!..)
Kişi Başı Gayrisafi Milli Borç 3.000.- / 5.000.- USD
23
Đç ve Dış Borçlar Toplamı... 400.Milyar USD
Kayıtdışı ekonomi oranı... % 50 (Acaba ?)
2009 Bütçesi... 300.Milyar YTL (200.Milyar USD)
Burada 3 rakkamın dışında kalan ve çeşitli kurumlara göre
değişkenlik gösteren, tartışmaya açık rakkamları bir kenara
koyarak, şu noktalara dikkatinizi çekmek istiyorum.
1) Đç ve Dış Borçlarımız...
2) 2009 Bütçesi... (Her yıl en az % 10 açık’la devam.)
(Bu kitabı Temmuz 2007 de yazmaya başladım. Normal
olarak burada 2008 Bütçesi olmalıydı... Ama Ocak 2009 dayız
ve Ben... krize rağmen, yazmaya devam ediyorum.)
3) Açlık ve Yoksulluk Sınırında Yaşayan Vatandaşlarımız...
Neticede; 2009 yılında Türkiye olarak, hiç bir harcama
yapmasak... yemesek... içmesek... hasta olmasak... hatta nefes
bile almasak...ve bütün gelirimizi versek... cari açık’la, iç ve dış
borçlarımızın ancak % 50 sini karşılayabiliyoruz ve bu şekilde
yaşamaya devam edersek borçlarımız 2 yılda bitiyor.
Đki yıl nedir ki? Göz açıp kapayıncaya kadar geçer...
Nasıl formül ama...
Hem, 01.01.2009 dan itibaren YTL deki “Y” de kalkıyor ve
yeniden TL ye geçiyoruz. “000 000” nereye gitti... bilen var mı?
Sosyal yaşantımız açısından, durum gayet açık ve net...
Açlık ve yoksulluk sınırında yaşayan vatandaşlarımızın
sayısının daha fazla olduğunu bilsekte, açıklanan istatistik
24
rakkamlarını doğru kabul edersek, her 4 vatandaşımızdan 1’rinin
yoksul olduğunda mutabıkız.
Olay’a birde, başka açıdan bakalım. Son dönemlerde bazı Yerel
Yönetimler’in, çeşitli Dernek ve Vakıflar’la birlikte, yoksul
vatandaşlara yaptığı yardımlar devamlı gündemde... Yakacak,
yiyecek, giyecek, eşya, sağlık yardımları v.s... Bunların hepsi de
makbuz karşılığında kayıtlı ve kuyutlu... mesele yok!.. Ve Türk
halkı duyarlıdır, yapılan iyilikleri kolay kolay unutmaz.
Yerel Yönetimlerimiz’in, siyasetten arındırılmış hamiyet
duygularına ve 4 - 5 yıldan bu yana “Đstanbul Serbest
Muhasebeciler Mali Müşavirler Odası” araştırmalarında
açıklanan şekliyle, 8 Milyar YTL yi bulan yardımlarına ve
imkansızlıklar nedeniyle “balık tutmasını öğretemediğimiz”
ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza sahip çıkmalarına, saygı
duyuyoruz.
Konuya stratejik olarak baktığımızda... 48 Milyon seçmenden
% 20 sinin sandığa gitmediğini var sayarsak, kalan 40 Milyon
seçmenin 1/4 ü, bu yoksullar grubuna giriyor. Bu da 10 Milyon
kemikleşmiş “Oy” demek oluyor...
Tablo ortada...
* Aile planlamasını gözardı ederek, nüfusumuzu aynı hızla
arttırmaya...
* Yer altı ve yer üstü zenginliklerimizi gerektiği gibi
değerlendirmeyip, yabancılara altın tepsilerle sunmaya...
* Köy Enstitülerini kapatıp, eğitim’de çözüm üretmeyip...
kültür, sanat ve sporda birbirimizi yemeğe... devam ettiğimiz
sürece de, pek birşey değişmeyecek gibi gözüküyor!..
25
Bu yüzden; Devletimiz’le birlikte daha mutlu bir gelecek için,
sosyal yaşama ilgi duyan ve birşeyler yapabileceğine inanan
duyarlı insanlarımıza, bu kitapla bir çağrıda bulunmak istiyor...
26
Tam olarak anlamadığımı ifade ederek, konuyu biraz açmasını
rica ettim... O’da;
“Bildiğiniz gibi Avrupa’da evlilik oranları çok düşük. Gençler
18 yaşından itibaren istedikleri takdirde; anne, baba ve
kardeşlerinden ayrılabiliyorlar. Genellikle de evlenmeyip
birlikte yaşıyorlar.
27
Çok şaşırmamıştım. Gelişmiş ülkelerde diğer sivil toplum
kuruluşlarının bu tür çalışmalar yaptığını yakından biliyordum.
Ülkemize turistik gezilere gelen belirli bir yaşın üstündeki
kafilelere dikkat ederseniz, bunu Siz’ler de görebilirsiniz.
Evet ! . .
ÜLKEMĐZ ĐÇĐN . . .
ĐNSANIMIZ ĐÇĐN . . .
ĐNSANLIK ĐÇĐN . . .
28
DAHA MUTLU
29
20. 07. 2007 !
30
Gözüm, bir an! Takvim’e ilişti... Gün ve tarih ilginçti!
31
“Zafere Ulaşmak Đçin... Yarın Çok Geç Olabilir!”
“Kararınızı, Hemen ve Şimdi Vermelisiniz” dendiğinden .....
NEDEN?...
KENDĐSĐNE VE ÇEVRESĐNE...
DAHA MUTLU BĐR GELECEK ĐÇĐN!..
32
Şu anda, bu konular’la ilgilenen, uzman olan veya olmayan
insanlara “Mutlu Olmak” nedir? diye sorsanız, Size sayısız tarif
verebilirler. “Mutlu olmak... sevmektir... sevilmektir... birlikte
olmaktır... maddi manevi hayattan zevk almaktır... başarmaktır...
amaca ulaşmaktır... gol atmaktır...” gibi tanımlar başta olmak
üzere... hepsi de doğrudur. (En azından, kendilerine göre...)
Ama, hemen hemen hiç bir tarif’in, “Ömürboyu” garantisi
kesinlikle yoktur.
Ancak, ben; Siz’e, bundan sonraki yaşamınızda, ömürboyu
garantili, mutlu olmanız için, bir formül verebilirim....
Hemde, daha kitabın başında...
***************************************************
33
Ayrıca, geçtiğimiz Haziran ayında katıldığım, bir Uluslararası
Kuruluşun, Antalya’da ki eğitim ve liderlik seminerleri’nde;
program akışı içinde, tam yeri geldiğinde, kendisi’ninde haberi
olmadan, eğitimi yöneten değerli dostum Prof.Dr.Turgay
Biçer’den izin alarak, salon’a bu formülü sorup, cevap
alamayınca da, yaptığım açıklama’nın coşkuyla alkışlanması
ve aynı seminer’de bulunan, eski Đ.Ü. Đşletme Fakültesi
Dekanı, yine çok değerli dostum Prof.Dr. Hayri Ülgen’in
“Bunu mutlaka, bizde kullanalım!” demesi, beni son derece
“mutlu” etti...
Birkaç gün sonra, Cumhuriyet Gazetesi - Hafta Sonu
ilavesinde, “Kişisel Gelişim Uzmanı” Sayın Mümin Sekman
ile yapılan “Çekim Yasası, Bu Ülke’de Çekmez...” başlıklı
“Röportaj”da; yukarıda bahsettiğim yayınlarla ilgili aynı
konulardan bahsediliyor ve çok doğru bir tespitle; “Gerçek
Kişisel Gelişimciler”, “Kişisel Gelişimciyim Diye Geçinenler”
ve “Kişisel Gelişim Üzerinden Geçinenler”, üzerinde
duruluyordu.
Bu statülere, Sayın Sekman’ın ve sizlerin müsadesiyle, bir ilave
daha yapmak gerektiğine inanıyorum. “Kendini Kişisel Gelişim
Uzmanı Zannedenler”...
Yani, yurt içinde veya hele hele yurtdışında herhangi bir
şekilde katıldıkları seminerler’den sonra, anında bu işin uzmanı
sıfatıyla ve tamamen iyi, ama fazla iyi niyetle... “Bu işlerden
haksız çıkar sağlamak isteyenlere... çanak anten reklam olsun”
diye... tam bir koç edasıyla, saf saf, sağda solda fikir beyan
edenler...
34
“Pozitif Enerji ve Dünyanın Adaleti” başlıklı “Söyleşi”yi
okuyunca, bu düşüncelerim daha da kuvvetlendi.
Röportaj’da şöyle deniyordu...
***************************************************
Mutlu ve savaşsız bir dünya hayali gözden uzaklaştıkça kişisel
gelişim öğretileri mutluluk için yeni bir yol müjdeliyor...
“Başınıza ne gelirse gelsin, içsel yolculuğunuzla mutluluğu
yakalayabilir, pozitif enerjiyle evrenin ruhunu istekleriniz
doğrultusunda yönlendirebilirsiniz.”
Hele bir de, atıl beyninizi gerçek kapasitesiyle bu yolda
kullanırsanız, başarılı olmak ya da zenginliğe ulaşmak hiç de zor
değil!
Amerika’da 1970 ler de hızlanan pozitif enerji akımı, ülkemizde
de önce çeviri eserler, ardından fazlaca alıntı ve intihal (çalıntı)
kokan kitaplar ve de bilimselmiş gibi sunulan mistik terapilerle
dolu, yeni bir ekonomi yarattı.
Bugün çok satan kitaplar listesinde her zaman 3 - 4 kitapla yer
alan bireysel gelişim külliyatı ve büyük şehirlerde gitgide
yaygınlaşan çeşitli mutluluk ve rahatlama terapileri, binlerce
insan için, dar zamanda kolay bir “aydınlanma ve çıkış” yolu
olarak görülüyor.
Peki... tüm bu, pozitif enerji ve beyin gücü ile mutluluğun,
zenginlik öykülerinde... gerçekten payı var mı?
Yoksa bunların tamamı, çağdaş insanın kendisiyle ilgili
memnuniyetsizliklerinden kaynaklanan, inançların bir sömürüsü
mü? şeklindeki sorumuzu...
35
“Şüphesiz pek çok kişisel gelişim kitabı, bir çok laf kalabalığı
içinde, kişinin zamanını nasıl organize edeceği, dikkatini ve
motivasyonunu nasıl geliştireceği ve kişiler arası ilişkileri nasıl
güçlendireceği gibi yararlı bilgiler ve akl’ı selim tavsiyeler de
içeriyor.” diye yanıtlayan Prof. Beyerstein...
“Ama bu kitapların çoğundaki problem, iddiaların fazla abartılı
oluşu ve bunları desteklemek için, gizemli şeyleri ve bilimi
andıran sahteliği kutsaması...”
diye de görüşlerini dile getiriyor.
Şimdilik bu plan, pozitif enerjiyle kişisel gelişim meraklıları için
işliyor ve sonuçta bu pozitif enerjiden en çok istifade edenler de
yurtiçinde ve yurt dışında katıldıkları eğitim programlarıyla,
terapi tekniklerini uygulamaya başlayan eğitmenler ve çoğu
intihale dayalı, on’larca yayını birkaç yıla sığdırabilen yazarlar
gibi görünüyor.
Pozitif enerji... böylelikle olumsuz gelişmelerin, savaşların ve
yoksulluğun silinemediği dünyamızı sarıyor... ve geride sıkıntı
ve ızdırap çeken mağdurların şikayetini dinleyecek pek kimse
bırakmıyor...
***************************************************
Bir çok konuda olduğu gibi,
bu konuda da maalesef “Gerçek” buydu!
Bu noktalarda da, hümanist bir yaklaşımla...
Bazı problemlere ve sıkıntılara, çözüm önerileri gerekiyordu...
VE . . . (*)
VĐZYON TASARIMCILARI !.. BU NOKTA’DA DOĞDU.
36
Mutlu olma hali… “mut” kökünden türemiştir…
37
YAŞAM KALĐTESĐ VE YAŞAM ÇĐZGĐSĐ !
38
Özellikle... Yaşam, Kurum, Lider, Yönetici, AB destekli Kobi,
Marka, Kariyer, Eğitim, Ekip, Đletişim, Network, Siyasetçi,
Oyuncu, Đmaj, Sanatçı, Alışveriş, Đlişki...(!) ve son olarak’ta
Doğum Koçu / Koçluğu... gibi konularda, o kadar çok birbirine
benzer... yazı, makale, başarı öyküleri ile eleştri v.s. var ki...☺
Bir de bunlar, yabancı örnekler’den yararlanıp (Tabii yabancı
kaynaklar söz konusu olunca, Ülkemiz’de akan sular duruyor.)
genellikle kriz dönemlerinde özellikle şirketlere yönelik, laf
ola... beri gele... “Platform, Birlik, Akademi, Enstitü...” ek’li
web siteleri ve “Tatlı Su Sertifikalı... Eğitim Programları” ile
karşımıza çıkmıyorlar mı!..
39
gelip... örgütlenerek, gerekli kurum ve kuruluşlardan da destek
alarak, belirli bir plan dahilinde “Đçinde yaşadıkları toplumun
yaşam kalitesini yükseltmek için”... aileleriyle, arkadaşlarıyla ve
halkla birlikte... her türlü sosyal gelişmeye, destekte bulunmak
sorumluluğudur.) konularındaki; önemli gözlem, araştırma,
çalışma ve uluslararası uygulamaları, sizlere aktarmak...
*) Hayatımız ve sosyal yaşantımızdaki hedeflerimizle ilgili,
ortak akıl ve ortak heyecanla yola çıkarak... hem kişisel hem de
ekip olarak, karar alma aşamasına gelmek...
*) Özellikle 2000 li yıllarda çok moda olmaya başlayan ve
trend’leri yükselen... “Kişisel Gelişim”, “Misyon”, “Vizyon”,
“Stratejik Planlama”, “Đnovasyon”, “Lojistik”, “Swot Analizi”,
“6 Sigma” ve “Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri”... v.s.
gibi kavramları... “ulusal ve uluslararası projeler”le ilgili olarak,
olması gerektiği şekilde, sizlerle paylaşmak...
*) Ve de, harekete geçme noktasından itibaren; Etki, Tepki ve
Davranış tarzlarımızla... “Durum Analizleri” yaparak, Đletişim
Sanatı’nın detaylarından ve inceliklerinden de yararlanıp,
toplumumuz’un daha mutlu bir geleceğe sahip olabilmesi için
üretilecek... hem gönüllü, hem de kurumsal sosyal sorumluluk
projelerine, katlıda bulunmaktır!..
Evet . . .
Hem kendimiz, hem de toplumumuz için, yaşama kalite katmak;
düşünceyle başlar, hayallerle gelişir...(ama, çok fazla uçmadan),
tasarımlarla şekillenir, planlamalarla devam eder ve nokta nokta
hedefler’le netleşir.
Tabii bu tabloda... bizim duracağımız yer ile ekibimize liderlik
yapacağımız yerler... en önemli faktörleri oluşturacaktır.
40
Daha sonra da, kişilere ve gelişmelere göre olması gereken
mesafelerimizi, en az yanılgı payı ile belirleme özelliğimizi ön
plana çıkarıp, değerlerimizin ve gücümüzün de farkına vararak
yol almamız... “hem kişisel, hem de toplumsal problemlere”
çözüm üretme aşamasında, en büyük yardımcımız olacaktır.
Yaşam çizgisini biliyor musunuz? Bilmiyor’sanız önemli
değil... Aşağıdaki gibi düz bir çizgiyi, herhangi bir kağıda
çiziniz.
Çizgiyi, istediğiniz uzunlukta çizebilirsiniz. Ancak, fazla’da
abartmaya gerek yok, tabii.
Başlangıç noktasına “Doğum”, son noktasına da ”Ölüm” diye
yazınız. Hayatınızın gerçeğini simgeleyen bu çizginin...
istediğiniz bir yerine’de “Bugün”ü işaretleyiniz.
***************************************************
Doğum................................Bugün......................................Ölüm
!.....Öz Geçmiş.....Misyon........!........!......!Vizyon!......!......!.....!
***************************************************
Genellikle katıldığım eğitim çalışmalarında “Bugün” noktasını;
gençlerin sol’a yakın, yaşlıların sağ’a doğru (ama sona yakın
değil, ortanın biraz sağına) ve kendini orta yaşlı hissedenlerin de
orta’lar da bir yerlere koyduğuna, çok şahit oldum.
Neticede “Bugün ile Ölüm” arasındaki mesafeyi ölçmek ve de
süre olarak ay... yıl... cinsinden belirlemek, (pek / hiç) mümkün
değil. Ama; eğer isterseniz, daha yararlı ve etkili bir yaşam tarzı
için “Düşünmek... Planlamak ve de geleceğimizi... elimizden
41
geldiğince... hem kendimiz, hem çevremiz, hem de toplumumuz
için... Tasarlamak” mümkün!
42
bunların farkında olamıyoruz ve kaybedince değerlerini daha iyi
anlıyoruz.
Bu nedenle; eğer orta yaşlarda olduğunuzu hissediyor, iyi ve
belirli bir olgunluğa ulaştığınızı düşünüyorsanız, hayat tarzınız
nedeniyle maddi ve manevi açıdan istisnai durumlar olsa bile...
“Đş ve sosyal hayatınızla ilgili taşıdığınız sorumluluklar,
kariyerinizin sizden devamlı olarak enerji ve zaman talep
etmesi, ailenizi ve hayat standartlarınızı koruma çabalarınız,
çocuklarınızın sürekli gelişiyor ve değişiyor olması, hayatınızın
ortasında son derece yüksek bir hız ve tempoyla ilerlerken,
birden “Bugün”e nokta koyup, bugüne kadar ki ve bundan
sonra ki yaşamınızı gözden geçirme süreci, pek kolay değil...”
Bunu biliyorum!...
Ama, Siz de şunu çok iyi bilin ki, bu süreç bundan sonraki
hayatınızda işiniz, aileniz ve sosyal yaşantınız açısından, sizin
için çok önemli!.. Bunun içinde, “Kendinize ve Çevrenize
Zaman Ayırın!” diyorum.
Bunu yapamayan bazı üst düzey yönetici’ler için...
Bazı “Yönetim Danışmanları”, ne kadar acı da olsa “orta yaşta
kalp krizi geçirmenin, bir lütuf olduğu”nu söylüyor.
Çünkü bu tür kalp krizlerinde; bu insanlar, her taraflarına ince
hortumlar ve kablolar bağlı olarak yatakta yatarken bir takım
muhasebelere giriyorlar ve...
*) Yaşamımdaki en önemli insanlara, yani hayatımdan,
sağlığımdan, gerçekten endişe duyanlara... aileme, dostlarıma
ve çevreme yeterince vakit ayırabiliyormuyum?
43
*) Yaşamak istediğim hayat bu mu?
*) Tüm bunlara değer mi?
*) Bundan sonra neleri yapmalı, neleri yapmamalıyım?
gibi sorulara, cevap arıyorlar...
Bunun sonucunda da, iyileştikten sonra aldıkları doğru
kararlarla, daha önce seçtikleri hayat tarzının kurbanı olmamayı
başarabiliyorlar...
44
Her yaşamın sonu, ”Ölüm” olduğuna göre... güzel bir
Vizyon’un sonu da, güzel bir “Ölüm”dür... Sakın! Şaşırmayın.
Siz, elinizden geleni yapın. Mutlaka, ölüm’ünüz istediğiniz gibi,
çok güzel olacaktır... Cenaze Töreni’nize, yüzlerce kişinin;
bayraklarla, alkışlarla ve gözyaşlarıyla katıldığını düşünün...
Ve... her yıl buna benzer kalabalığın, kabrinizin başında
toplandığını ve de Siz’i çok güzel sözler’le andıklarını...
Umarım, bunun herkez için çok da kolay birşey olduğunu
zannetmiyorsunuzdur... Tabii, Tanrı’nın da buna mutlaka izin
vermesi... Şart!
45
vardır? diye, düşünmemek’de olmaz...
Ayrıca; şu anda türlü fiziksel ve zihinsel engellerine rağmen
yaşam mücadelesi veren... Çoçuk Esirgeme Kurumlarında,
Düşkünler Yurtları’nda hayatlarına devam eden çocuklarımız
ve yaşlılarımız’la... çeşitli nedenlerle hayata küsen, toplum
tarafından çeşitli önyargılarla dışlanan... Ve de hayatlarına son
veren Đnsan’ları da... Hiç unutmamak gerek! Dünyaya gelen
her canlı ne kadar masumsa, onlarda doğduklarında öyleydi...
47
DAHA MUTLU
48
***************************************************
Bu arada, kitap yazımı’mın sonlarına doğru (Temmuz 2009)
inceleme fırsatı bulabildiğim...
Ve de web sitelerinde belirtilen açıklamalar’la...
Özellikle gençler’e ve geleceğe yönelik, teknoloji ve kariyer
planlamaları nedeniyle, Bahçeşehir ve Yeditepe Üniversiteleri
tarafından da desteklenen...
Öncelikle gelecekteki iş yaşamı ve sosyal hayat ile, sosyal ve
pozitif bilimlerdeki bütün disiplinlerin ve teknolojinin, insanlığı
ne kadar etkileyeceği ve de nasıl yön vereceği ile ilgili olarak,
görüşleri paylaşmak, yöntemlerin geliştirilmesini sağlamak ve
geleceğe yönelik çalışmaların kamuoyu tarafından anlaşılmasını
ortaya koymak, amacı ile kurulan…
Geleceği inceleyen veya planlayan kurumlar ve kişiler ile
“Türkiye” içinde ve dışında, yabancı ülkeler ve uluslararası
kurumlar arasında işbirliğine yönelik çabalarda bulunmak,
hedefini taşıyan…
Ve de aynı zamanda uluslararası bir kuruluş olan World Future
Society “Dünya Fütüristler Birliği” ile işbirliği içinde olan…
“Tüm Fütüristler Derneği” ni de kutluyor ve çalışmalarında
başarılar diliyorum!..
Fütüristler... en basit şekliyle, “gelecek senaryoları üzerine
düşünen ve geleceğe dair öngörüler’de bulunan kişiler” olarak
nitelendiriliyor…
Đş ve sosyal yaşam için “olumlu gelecek tasarımı”na, “fütürizm”
ve bu tür bakış açısını benimseyenlere de “fütürist” deniyor.
49
(Future… Đngilizce’de “gelecek” anlamında…)
50
Onlara tekrar kolay gelsin diyerek… Bu kitabı okuyan insanlar
nedeniyle… üye sayılarının daha da artacağından dolayı, çok
mutlu olacaklarına inanıyorum…
Ancak “Daha Mutlu Bir Gelecek Đçin”, yeni yeni kurulacak…
daha değişik tarzlar’daki; Dernek, Birlik, Platform v.s. sayısının
artmasından dolayı da, endişe etmemelerini diliyorum…
***************************************************
51
Geleceği, yeniden yaratmak…
Geleceği, yaşamak ve yaşatmak…
v.s. gibi bir çok yazı, makale ve kitap okumuşsunuzdur.
52
................
....................................................
....................................................
....................................................
....................................................
....................................................
....................................................
....................................................
54
Bu bölümde, Ali Rıza DEĞER olarak;
biraz detaylı özgeçmiş’imi Siz’lere aktarmak istiyorum.
55
*) Sahrayıcedid Lions Kulübü (Onursal Üye)
*) Türk Lions Beceri Kazandırma Vakfı (Başkan Yardımcısı)
*) Lions Đstanbul Anadolu Yakası Sosyal Hizmet Vakfı Başkanı
*) Uluslararası Lions 118.Y Federasyonu (Genel Yönetmen)
*) Uluslararası Lions Kulüpleri Birliği MD.118 Konfederasyonu
Sivil Toplum Kuruluşları ve çeşitli kurumsal gelişmeler ile
ilgili aldığım, uzmanlık eğitimleri... Ve yaptığım çalışmalar;
*) ISO 9001-2000 Toplam Kalite Yönetimi...
*) Liderlik, Motivasyon ve Lojistik Ekip Çalışması...
*) Đnovasyon, Misyon ve Vizyon Eğitimi...
*) Kobi’ler ve Kurumlaşma... (Kurumsallaşma... Değil)
*) Kurumsal Yönetim, Đç Denetim ve Performans...
*) 6 Sigma, Yalın 6 Sigma, Kaizen...
*) Ar - Ge, Zaman, Risk, Kaos ve Kriz Yönetimi...
*) Network Marketing, Permission Marketing ve Womm (1/1)...
*) Yaşam Kalitesi ve Özel Đletişim Stratejileri...
*) Kosgeb Kişisel ve Kurumsal Gelişim Çalışmaları...
*) Kobinet Takım Çalışması ve Mentor Eğitimi...
*) A. B. Sivil Toplum Geliştirme Çalışmaları ve Eğitimleri...
*) Lions Akademisi Başkanlığı... (Lefkoşa... Girne... Magusa...)
*) Eğitmenlerin Eğitimi ve “Genel Yönetmenlik”...
(Düsseldorf... Chicago... Indianapolis... Newyork...)
Ayrıca; yaptığım çalışmalardan dolayı, yurt içinde ve yurt
dışında aldığım, ulusal ve uluslararası ödüller de, yaşantımın en
güzel anılarıdır... Hepsi için teşekkürler...
VE . . . BUGÜN.
“Bugün, bundan sonraki yaşantımızın ilk günüdür.”
Ve de... Önemli olan BUNDAN SONRASI . . .
56
DUR VE DÜŞÜN !
57
***************************************************
*) Bir vizyonunuz olsun. Hedeflerinizi gerçekleştirdiğiniz de
nasıl bir sonuca ulaşacaksınız? Gerçek, net ve açık bir Vizyon’a
ihtiyacınız var.
*) Hedefleriniz ya makuldür, ya da saçmadır. Kimilerine göre
sizin hedefleriniz saçma olabilir. Ama başkalarına göre saçma
da olsa, sizin için mantıklı açıklamaları olmalıdır. Bir hedefiniz
varsa, aynı zamanda risk alıyorsunuz demektir.
*) Riskleri almaya hazırlıklı olun. Başarıya ulaşmak için
başarısızlık riskini de göze alın.
*) Niyetlerinizi açıklayın çevrenizdekilere net bir şekilde anlatın
ve kendinize bir destek grubu oluşturun.
*) Eğer niyetlerinizi etrafınıza söylerseniz, evren size
desteklerini verir... Buna inanın!.. Đnsanlara anlatın, araştırma
yapın. Göreceksiniz, siz araştırma yapıp insanlarla konuşmaya
başladıkca, onlarda size destek vermeye başlayacaklardır.
*) Bir noktadan diğerine gitmek için, iyi bir planınız olsun.
*) Birçok insan, yapmak istediği değil, yapmak zorunda olduğu
şeyleri yapar. Hayatta ne yapmak isterseniz, heyecan verici
olduğuna emin olun.
*) Çoğumuz, ekipleri yönetiyoruz. Onlara çoğunlukla yalnızca
iş veriyoruz. Oysa onlara hedef’te vermeliyiz. Herkez ne
yapabileceğini bilmeli ve yapabilmeli. Bu onları mutlu etmeli.
*) Sonuçlar da size, başarıyı ve mutluluğu getirmeli...
***************************************************
58
Vizyonumuza, yani hedef ve amaçlarımıza, ulaşmanın...
Hepimizi çok mutlu edeceği gerçeğinden hareketle;
Sizlere, Benjamin Franklin’in bir tezini hatırlatmak istiyorum.
59
Đnsanların, hayatta en kolay verdikleri şey nedir?
NASĐHAT!..
☺)
4) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . (Yok Artık!.. demeyin...☺
60
Eğer bu kitap, yabancı bir yazar’dan tercüme olsaydı, yukarıdaki
satırların aynen yer alacağına, ilk 3 madde için, bahse girerim.
Ve, Yazar ... büyük bir ihtimalle kitabın sonlarına doğru,
tahminen 35. baskıdan sonra, yenilenmiş ve güncellenmiş yeni
baskılarda, bu hedeflerine ulaştığını da açıklayacaktı...
% 1 - 2 ihtimalle’de olsa, belki’de olabilir, bilemiyorum.
Ama, Ben’de bu düşünceler’le yola koyuldum.
61
1) Ya... Hiç bir şey yapmadan...
Sadece istemek... veya yatıp / kalkıp “Dua Etmek”...
2) Ya da... “Yapılması Gerekenleri Yapmak”...
62
Mimarbaşı, ayrılıp devam etmiş dolaşmaya... Az ileride yine taş
yontmakla meşgul başka bir ustanın yanında durmuş...
***************************************************
63
ZAMAN !
64
Planlamayı mümkünse… Günlük, Haftalık, Aylık ve Yıllık…
olarak, ama mutlaka… yazılı olarak yapın.
Böylece, kafanızdaki zamanlama planı unutulmaz, aklınızın
yoğunluğu azalır, konsantrasyonunuz artar…
Tamamlanmayan işleriniz için de önemli bir faaliyet arşiviniz
oluşur. Bunu bir “Yıllık Ajanda”da deneyebilirsiniz…
Đşlerinizi önem derecesine göre sıralayın. Bunu yaparken ABC
Planı’na başvurabilirsiniz...
Zamanınızın büyük bölümünü dolduracak kadar önemli olanlar
A Grubu... Daha az önemli ama yapmanız gerekenler B Grubu...
Yapmasanız da bir şey değiştirmeyecek olanlar da C Grubu…
A’lar üzerinde yoğunlaşın, B’leri mümkün olduğunca yapmaya
çalışın ve de C’leri ise başınızdan atmanın yollarını arayın…
Hayatınızı iyi yönetebilmek için, atacağınız her adımın
zamanlama’sıyla birlikte, bu zamanlama’lara göstereceğiniz
sadakat, sizin en büyük yardımcınız olacaktır.
Zamanınızı ve enerjinizi nasıl kullandığınızı, her zaman gözden
geçirmenin faydaları da, saymakla bitmez.
Zaman’ın algılanması, duruma göre değişgenlik göstermekle
birlikte, bir ömür boyu “dolu dolu yaşayarak” hayat kattığımız
yıllar, bir yana... Atletizm Yarışmaları’ndaki bir “Salise”nin
değeri... zamanın önemini anlatan en güzel örnektir, diye
düşünüyorum...
Zaman, herkeze demokratik olarak dağıtılmıştır. Herkezin bir
günün de 24 saati vardır... (O gün, yaşanacak’sa tabii...)
65
Ama gerektiğinde…
Sıkıntı duyduğunuz durumlar da…
Çalışmalarınıza, ara vermeyi de unutmayın!
Bu konuda, aşağıdaki hikaye ve alıntı, size yardımcı olacaktır.
***************************************************
Baltayı Bileylemek . . .
“Bu nasıl olabilir? Ben daha çok çalıştım. Senden daha erken işe
başladım, senden daha geç bitirdim. Ama sen, daha fazla ağaç
kestin. Bu işin sırrı ne?”
66
Đkinci adam yüzünde tebessümle yanıt vermiş…
“Ortada bir sır yok. Sen durmaksızın çalışırken ben arada bir
dinlenip baltamı bileyliyordum.”
Keskin baltayla ve daha az çabayla, daha çok ağaç kesilebilir…
***************************************************
Đşte böyle…
***************************************************
67
KARAR VERMEK !
68
Güzel bir şeyler yapmak için, kişi olarak yaşamımızı, toplum
olarakta geleceğimizi ilgilendiren, Vizyon’unuz ile ilgili tüm
konularda, karar vermeden önce, kendinize şu 3 basit soruyu
sormanızda yarar var.
69
zekice başlayabilme fırsatından başka bir şey değildir...”
Netice’de, Tamam!..
Ben / Biz, Oyun’a Giriyorum / Giriyoruz... demeniz.
Ve karar verdiğiniz, Şık’lar önemli!..
70
dökmektir, sevdiklerinize daha az zaman ayırmaktır.
71
bireylerden... gruplara, kurumlardan... toplumlara, ülkelerden...
uluslararası ilişkilere, en büyük birliktelikler... maddi veya
manevi “Ortak Çıkarlar” üzerine kurulmuş ve devam etmiştir.
Hiç merak etmeyin, bundan sonrada aynen devam edecektir.
72
Fiziksel detaylar dışında...
73
*) Hızlı Karar Alması ve Đnsiyatif Kullanması
*) Ketumluğu ve Soğukkanlılığı
*) Problemlere Çözüm Üretmesi
*) Umut Tazelemesi
*) Önerilen Çözümlere Saygı Göstermesi ve Rekabetçiliği
*) Prensip Sahibi Olması, Dakikliği, Ciddiyeti ve Girişkenliği
*) Özgün, Yenilikçi ve Bağımsız Hareket Etme Kabiliyeti
*) Ekip Çalışmasına Yatkınlığı
*) Katılımcı Olması ve Görev Alma Arzusu
*) Đyimser, Paylaşımcı ve Barışsever Olması
*) Akıllı, Düşünceli ve Mantıklı Davranması
*) Toleranslı, Sakin ve Duygusal Yaklaşımları
*) Huzurlu, Ölçülü, Mütevazi, Sabırlı, Saygılı Yaşamı
74
*) Sürekli Mazeret Üretmesi
*) Hırslı, Katı, Kırıcı, Agresif ve Bencil yaklaşımları
*) Çok Konuşması ve Ukalalığı
Bir anda...
“Ne oluyoruz yahu ?
Cumhurbaşkanı’mı seçiyoruz ?”
☺
Dediğinizi... duyar gibi oluyorum!..☺
75
GELĐŞĐM !
76
Ben de düşlerimi biraz kısıtlayarak, sadece memleketimi
değiştirmeye karar verdim. Ama o da değişeceğe benzemiyordu.
Şimdi ölüm döşeğinde yatarken birden fark ettim ki; önce yalnız
kendimi değiştirseydim, onlara örnek olarak ailemi de
değiştirebilirdim.
77
Bir insanın kendini değiştirebilmesi için… inanç ve beyin
sistemlerinde farklı düşüncelerin oluşması gerekir. Bu da bir
süreç’e bağlıdır.
78
Prof. Dr. Erçin Kasapoğlu'nun belirttiği gibi…
***************************************************
***************************************************
79
Konfiçyüs’un görüşlerinden de esinlenerek; yönetenlerle,
yönetilenlerin değer yargıları ve davranış biçimleri arasında, bir
etkileşim ve uyum vardır. Yöneticiler dürüst ise, yönetilenler
çıkar ilişkilerine yönelemez. Aynı şekilde yönetilenler dürüstse,
yöneticilerde dürüst olmak zorundadır... diyebiliriz.
Bu yüzden, toplumsal gelişim için... “Bal tutan parmak yalar”,
“Devletin malı deniz... yemeyen domuz”, ”Bana dokunmayan
yılan bin yaşasın”, ”Sürüden ayrılanı kurt kapar” v.s. gibi
özdeyişleri... artık bir kenara bırakılmamız gerekiyor.
Bu noktada, gazeteci Sayın Öztin Akgüç’ün ifadesiyle...
***************************************************
“Cesareti olmayan... dışa dönük, özeleştiri yapamayan... günü
kurtarmaya çalışan... yalakalıkla bir yerlere ulaşmak isteyen...
haksızlıklara tepki vermeyen... eleştirmekten kaçınan... fincancı
katırlarını ürkütmeyelim, el öpmekle dil aşınmaz anlayışında
olan... çabasız... toplumu harekete geçirmeye ve normal
vatandaşın haklarını korumaya çabalayanlar’a kızan... karnından
konuşan... düşüncelerini açıklamaktan cezalandırılma kaygısı ile
korkan bir toplum... ancak layık olduğu şekilde yönetilir.”
***************************************************
diyerek...
“Halkımızın değer yargılarını ve davranış biçimlerini
değiştirmeden, hiçbir sorunu çözemeyiz.” görüşüne de, hak
vermemek mümkün değil.
Kişisel Gelişim; Birey’in toplam kalite felsefesini, isteyerek
kendi yaşantısına uygulamaya karar vermesi, bu yolda küçük
80
adımlarla da olsa, günden güne ilerlemeler kaydetmesi ve
önüne çıkan engellerden dersler çıkararak, belirlediği
vizyon’larına ulaşabilmesidir.
Gelişim, başkaları tarafından keşfedilmeyi beklemek yerine,
kişinin kendisini ve güçlü yönlerini keşfetmesiyle başlar. Đkinci
aşama; düşünmek, hayal kurmak ve örnekleri gözlemlemektir.
Daha sonra hedef belirlemek ve plan yapmak gelir. Gerekli
destekler sağlandıktan sonrada harekete geçmek ve her aşamayı
kontrol ederek yola devam etmektir.
Kendinizi keşfetmek için internetten “Kişisel Gelişim
Testleri”ni tık’layarak işe başlayabilirsiniz. Yeter ki isteyin ve
mutlaka bir yerlerden işe başlayın... Tabii, durumunuz elverişli
ise ücretli, değilse ücretsiz... online olarak... “Gerçek Kişisel
Gelişim Uzmanları’ndan” da, destek alabilirsiniz...
Bu konuda T.C.Boğaziçi Üniversitesi’nden sonra, T.C.Maltepe
Üniversitesi’de son 2 yıldan bu yana “Koç’luk Serifikasyon
Programı” uygulamaya başladı. Darısı diğer Üniversitelerimize.
Bu destek konusunu biraz açmak gerekirse;
Doğduğumuz günden beri hayatımız boyunca hep destek
alıyoruz. Aile büyüklerimizden, annemizden, babamızdan,
kardeşlerimizden, öğretmenlerimizden, amirlerimizden v.s.
Ama doğru, ama yalnış... Sonuçta kararları “Biz” veriyoruz.
Yani “Siz” veriyorsunuz! Bunları değerlendiren veya
değerlendirmeyen ve de sonuçlarına katlanan da Siz’siniz.
Yani, Siz bilirsiniz!
81
Dünyadaki ülkeleri üç grupta toplamaktayız...
Gelişmiş... Gelişmekte Olan... Az Gelişmiş Ülkeler...
Ancak dikkat ederseniz, sömürgeler dışında hiçbir ülke, hangi
grupta olursa olsun yerinde saymıyor. Hepsi kendi çaplarında
değişim ve gelişim içinde... Böyle de olmak zorundalar.
Đnsanlar içinde aynı gruplamayı yapabiliriz.
Bu yüzden... yaşımız, kaç olursa olsun;
*) Özgüvenimizi geliştirmek için,
*) Hayır! Dememiz gereken yerde rahatça hayır diyebilmek için,
*) Hayata daha güçlü bakabilmek için,
*) Hayatın zorluklarını daha kolay aşmak için,
*) Kendimizi daha rahat ifade edebilmek için,
*) Farkında olmadığımız yönlerimiz için,
*) Đç dünyamız hakkında farkındalık kazanmak için,
*) Daha rahat ve bilinçli bir iletişim için,
*) Engellilerin yaşam sıkıntılarını izlerken; onlar adına çözümler
bulmak yolunda... aklımız, vücudumuz ve kendimizle barışık
olmak için...
Kişisel Gelişimin, kişiliğimize olan katkıları tartışılamaz!..
***************************************************
Ve… Sayın Uluç Gürkan’dan, Darwin’in çok güzel bir uyarısı!..
82
“Bilim ve sanat, bir kuş’un iki kanadı gibidir. Bu iki kanadı
kullanabilen toplumlar uçar ve özgür olurlar…
Uçamayanlar ise tavuk olur…
83
imtina eden, “Bulunmaz Hint Kumaşları”ndan da uzak durun.
(Bu tipler genellikle “Arama Konferansları”nda ortaya çıkarlar.)
Sadece... size özgü zannettiğiniz fikirlerinizin, daha önce
başkaları tarafından, hiç düşülmediğini de zannetmeyin.
Sayın Vehbi Koç’un deyimleriyle “Tecrübeyi ucuza satın alın.”
ve dikkatli olun. Olmayacak hayallerin peşinde fazla zaman
kaybetmeyin... “Uçuk hayallerle dolu bir vizyon, illizyon olur.”
“Đnsanlar;
Kıyafetleriyle Karşılanır,
Bilgileriyle Ağırlanır,
Ve ... Konuşmalarıyla Uğurlanırlar...”
Yani... “kişisel markanız”a ve bırakacağınız imaj’a, dikkat edin.
Görüşmeleriniz de her zaman çok konuşan Siz olmayın. Bırakın
karşınızdakiler konuşsun... Đnsanlar ahkam kesmeye ve yorum
yapmaya bayılır, hem de bilgileri olsun olmasın, farketmez...
Genel konularda bir şey sorun... Mutlaka, bilmiş bir eda ile
“Bence...” veya “Bana göre...” diye başlayan cevaplar alırsınız.
Kimimiz beyniyle, kimimiz ağzıyla, kimimiz bildikleriyle,
kimimiz duygularıyla, kimimiz yaparak, kimimiz yıkarak,
kimimiz efendice, kimimiz kabaca, kimimiz bilinçli, kimimiz
bilinçsiz, kimimiz dolu, kimimiz boş, kimimiz dünü, kimimiz
yarını, kimimiz yüreğiyle, kimimiz bileğiyle, kimimiz medyada,
kimimiz meydanlarda...
84
Konuşmak deyince, aklıma GSM operatörleri geliyor...
(Gına getiren reklamları için, bir şey söylemek istemiyorum.)
Bir çok zaman ülkemizin en gözde ve en çok para kazanan
şirketleri...
Ancak, işin güzel tarafı teknoloji ve telekomünikasyonla ilgili
Projeler’e “Şak” diye destek vermeleri...
Aralarında öyle bir rekabet ve ceplerinde öyle çok para (Çok
konuşanların paraları...) var ki!
Tutsun tutmasın fark etmiyor, küt diye hemen üstüne atlıyorlar.
(“Şubuo...?”,“Çok Aran!.. Kontür Kazan!..?”, Jettvel... v.s...)
Ancak; çeşitli sivil toplum kuruluşları ve vakıflarla birlikte,
kurumsal sosyal sorumluluk projelerine... önem vermelerini
de takdirle karşılıyor ve teşekkür ediyorum...
Genellikle... Kurumlar’da gelişimin en temel fonksiyonu da
“Kurumlaşma” dır. (Kurumsallaşma... değil! derken... Kurum
zaten çoğul bir ifade... Kurumsallaşma olunca... çoğul x çoğul
oluyor diye... belirtmekte yarar var.)
Kurumlaşma; örgütsel bir yapı içinde o kurumun hedefleriyle
ilgili (kişilerden bağımsız olarak) gereken kuralları, standartları,
yöntemleri belirledikten sonra... bu özel kuralları, sektörün ve
toplumun genel kuralları ile desteklemek... ve de belirlenen tüm
kurallara sadık kalarak harekete geçmektir!..
Tabi ki... planlanan kontroller, denetimler, geri dönüşümler ve
desteklemeler ile, gereken değişiklikler zamanında yapılmak...
kaydıyla!..
85
AMAÇ VE HEDEFLER’E ULAŞMAK !
86
*) Yapılacak Đşlerin ve Hamlelerin Tarifleri...
87
Yani kısaca, inovasyon; çevremiz’deki, bir amaç için birlikte
olduğumuz insanlara... “Yeter artık, çok oluyorsunuz, yeni yeni
icatlar çıkartmayın.” dedirtilerek... “Eski köy’e, yeni adet’ler
getirmek” tir.
“Beyin Jimnastiği” olarakta niteleyebileceğimiz, inovasyon; her
konuda fikirler’le başlar, araştırma ve bilgiyle gelişir. Planlama,
strateji seçimi, organizasyon ve çözümlerin ortaya konmasıyla
devam eder. Savunulan tüm düşünceler başlıklarıyla yazılır ve
oylanır. Karar verilenler uygulamaya konur.
Yani . . . Şöyle;
***************************************************
89
“Uçak düşmek üzere, tüm yolculara atlamalarını söyleyin. Şu
anda deniz üzerindeyiz ve denize çok yakın uçuyoruz. Yardım
çağırdım, ama gecikme olabilir. Yolcular can yeleklerini takıp
atlarlarsa, kurtulma şansları var. Yoksa herkez ölecek!”
90
“Bayanlar Baylar, afedersiniz rahatsız ediyoruz. Rica etsek, can
yeleklerinizi takıp, lütfen aşağıya atlarmısınız. Şimdi’den
teşekkür ederiz.”
***************************************************
91
olmayın, yemin billah etmeyin, üzülmeyin, küsmeyin ve
kesinlikle kimseye taviz vermeyin… Đstemezlerse istemesinler!..
92
konudaki tecrübesizliğinizden dolayı moraliniz çok kötü bozulur
ve belki de olaya devam edemezsiniz.
93
yetmez, kalpleri’de harekete geçirmelisiniz!..”
Psikolojik olarak, insanları harekete geçirmek ve birşeyler
yapabileceklerine olan inanç ve güdü’lerini, en yüksek noktaya
çıkartmak için ortaya konan; istek, heyecan, azim, şevk ve
davranışların bütününe motivasyon denmekte... ve latince
“movere” yani “hareket ettirme, hareketlendirme” kelimesinden
gelmektedir.
Motivasyon; olaya inanmak ve inandırmakla başlar, güven
tazelemek ve yetenekleri ortaya çıkarmakla devam eder...
Sonuç’ta elde edilen başarıların takdir edilmesi ve çeşitli
ödüllerdirmeler, motivasyonun en güçlü silahlarıdır.
*) Performans ve Değerlendirme...
Performans; hangi konuda olursa olsun, en basit tanımıyla...
verimliliğin ölçülmesidir. Başka bir tabirle... Performans, kendi
içinde ölçüm seviyeleri olan bir başarı tanımlamasıdır.
Değerlendirme ise; ölçme sonuçlarını, belirli bir ölçüt sistemine
dayanarak... ölçülen nitelikler hakkında, bir değer yargısına
varma süreci olarak tanımlanabilir.
Burada önemli olan;
Neyi? Nerede? Niçin? Nasıl? ve Ne Zaman? ölçeçeğimizdir.
Genel performansda iki önemli detay daha mevcuttur.
1) Bireysel Performans...
2) Kurumsal Performans...
94
Performansları ölçüp, elde edilen verileri bir araç olarak kabul
edip değerlendirerek, amaçlanan hedeflere göre yönetime yön
vermeyi planlayan, “Performans Yönetimi” çalışmalarında baz
alınan performans, Bireysel Performans’tır. Çünkü tüm ekip ve
kurumların başarısı, üyelerinin ve çalışanlarının başarıları ile
doğru orantılıdır ve de ölçülemeyen performans yönetilemez.
Performans değerlendirme sistemleri, bireysel performansı
ölçmeye yönelik olarak uygulanır. Amaç, kurumsal performans
içinde bireysel performansı ölçmektir. Bu nedenle, bireysel
performansın ölçümü ile ilgili olarak belirlenecek kriterler,
bireyin kişisel performansı ile ilgili olduğu kadar, ekibe ve
kuruma olan katkısınıda içermelidir.
Performans değerlendirme formatlarında, kriterler; güvenilirlik,
uygulanabilirlik ve değerlendirme sonuçlarının etkin kullanımı,
en önemli faktörlerdir.
96
Yönetim; Đnsanların işbirliği’ni sağlama, örgütleme, onları bir
amaca doğru yürütme ve sonuca varma... çabalarının toplamıdır.
*) Hedeflerin belirlenmesi...
*) Planlama çalışmaları...
*) Görev tanımlarının yapılması...
*) Organizasyon şemasının oluşturulması...
*) Đş bölümü, Sorumluluk bilinci ve yetkilerin delege edilmesi...
*) Mevcut güçlerin; etkili ve sistemli bir şekilde kullanılması...
*) Komitelerin tespiti ve gereken desteklerin temin edilmesi...
*) Đletişim, bilgi akışı, raporlama...
*) Denetim ve değerlendirme mekanizmaları... v.s.
Yönetim’in, en önemli unsurlarını oluşturur!..
97
*) Đş bölümü ve uzmanlaşma sağlar. Daha az emek kullanımı ile
verim... maksimum düzeye ulaşır...
*) Karar almada etkinlik artar...
*) Kişileri motive eder, güdülendirir. Đnsanların birlikte
çalışmaları, yardımlaşmaları... onların; biyolojik, psikolojik ve
ekonomik eksikliklerini tamamlar ve manevi tatminler sağlar...
*) Üyelerin, bilgi ve görüş alanları genişler...
*) Uygulamada karşılaşılan sorunlar azalır. (Özellikle yönetim
kadrosu tarafından, çağdaş yöneticilik anlayışında son dönemler
de en ön plana çıkan “Yetkilendirme ve Delegasyon”a dikkat
etmek, şartıyla...)
*) Çeşitli karşıt görüşlerin bağdaşması kolaylaşır...
*) Bireylerin ayrı ayrı verimlerinin toplamından, daha fazla
verim sağlanır...
şeklinde sıralanabilir!..
Tabii bunlarla birlikte, hedefe ulaşmak için; anlaşma ve
birleşme sağlamak amacıyla karşılıklı ödün vermemeye,
tartışma halinde kararları geciktirmemeye, aşırı tutucu
baskılardan kaçınarak ekibi bölmemeye, çıkar manevralarına
karşı yönetim boşlukları oluşturmamaya da, dikkat etmek
gerektiğini unutmamak kaydıyla...
98
Neticede, Yönetim bir ekip işi’dir. Bu ekibin en önemli işi’de;
“Ortak Vizyon”un yol haritasındaki... problemlere, sorunlara ve
olumsuzluklara... çözüm üretmektir.
99
Masaaki Imai… 1930 yılında Japonya’da doğdu. 1986 yılında
yayınladığı…
100
(Gambe… yer anlamına gelmekte… Temizlik, Düzenleme,
Sınıflandırma, Standartlar ve Disiplin ilkeleriyle uygulanan,
sosyal yaşam ve üretim mekan’larının, sürekli iyileştirilmesi.)
***************************************************
101
Risk yönetimi; “Risk” sözü, genellikle olumsuzluğu çağrıştırır.
Ancak; risk, her zaman olumsuzluk anlamına gelmez. Projelerin
gelişimine olumlu yönde katkıda bulunan risk’lerde vardır.
Bu durumda, konumuzla ilgili olarak “risk”i; projelerin gelişimi
için yapılan çalışmalarda, gerçekleşmesi olasılıklar dahilinde
olan, olumlu veya olumsuz olaylar (Tehditler ve Fırsatlar) dır...
diye tanımlayabiliriz.
Faaliyetlerin daha etkin, sorunsuz ve olumlu yönetilebilmesi
amacıyla...
*) Grup hedefleri doğrultusunda risk faktörlerinin belirlenmesi,
*) Hedeflere ulaşmayı etkileyen risk unsurlarının, olasılık ve
etkilerine göre tanımlanması,
*) Ölçü ve Kontrol mekanizmalarının oluşturulması, görev ve
sorumluluklarının belirlenmesi,
*) Risk unsurları’nın ölçülmesi, raporlanması ve karar
noktalarına ulaştırılması,
*) Karar noktalarının, kuruma entegre olarak görevlerini
yapması,
*) Öngörülemeyen riskler içinde, projede; sadece bu gibi
durumlarda kullanılmak üzere, bir “Acil Durum Bütçesi” nin
ayırılması...
Risk Yönetimi’nin esaslarını oluşturur!..
Hedeflerimize ulaşma yolunda risk yönetimi esasları doğru bir
şekilde oluşturulamazsa... önce “Kaos Dönemleri”... sonra da
“Kriz Dönemleri” gündeme gelebilir.
102
Bu noktada, gelişim ve yaşam mühendisliğinin duayeni Sayın
Ergun Zoga'yı sevgiyle anarak... organizasyonlarda; kaotik,
yani... karmaşa ve kargaşa'ya neden olan… olumsuz, düzensiz,
belirsiz ve karışık durumlarda, “Kaos Yönetimi”nin önemini bir
kez daha vurgulamak istiyorum.
103
*) Đç Tetkikler ve Denetim Organizasyonu...
(Hedeflere yönelik... raporlama çalışmaları)
104
Neticede... çözüm odaklı müşteri memnuniyeti için yapılan bu
çalışmaların... Size, yani tüketiciye yansıması önemli!..
***************************************************
Ve sonuçta... Yaşamda ki en önemli faktör, ortaya çıkıyor...
105
MĐSYON... VĐZYON... TASARIM...
Amacımız;
106
Topluma, etik değerlere, insan haklarına saygılı...
Çağdaş, kaliteli ve sağlıklı hizmetler üreterek...
Entegre bilgi teknolojileriyle...
Çalışanlarımızın veya üyelerimizin...
Müşterilerimizin ve toplumun...
Memnuniyetini ve de mutluluğunu...
Daima ön planda tutarak...
Haksız kazanç veya çıkar gözetmeden...
Sektör lideri veya en güçlü STK olmaya aday...
Bir kurum olarak...
Đnsanlığa ve çevreye duyarlı...
Toplum değerlerine, katmadeğer katan...
Pozitif değerler ve teknoloji üreten...
Ülkemizin;
Ekonomik ve sosyal kalkınmasında söz sahibi olmak... v.s.
Misyon...
Daha öncede değindiğimiz gibi, bugün ki değerlerimiz, varoluş
nedenimiz, neler yaptığımız, neden yaptığımız ve üstlendiğimiz
görevler ile varmak istediğimiz hedeflerimize ve amaçlarımıza
ulaşmak için yapmamız gerekenler... şeklinde ifade edilebilir.
107
Değerlerinizi keşfedin ve kullanmayı öğrenin. Duyularınızdan
başlayarak, sahip olduğunuz herşey sizin değerlerinizdir...
Ve... Kişisel Gelişim Uzmanı Sayın Cengiz Eren’in deyimiyle;
“Değer’lerinin farkına varmayanlar... Eyer’lerinin farkına hiç bir
zaman varamazlar.”
Yaşantımızın bundan sonraki bölümünde, eğer daha önceden bu
konuda bir çalışma yapmadıysak, kişisel veya kurumsal olarak
bize yön verecek olan misyonumuzu belirlemekte fayda var…
108
Vizyon...
***************************************************“
”Başarı sürekli olarak değer yaratabilmektir…
***************************************************
109
Başarı… tek faktör’lü bir sonuç değildir. Daha öncede
belirttiğimiz gibi, kişisel özelliklerden başlayarak… konu ile
ilgili her aşama (Đmaj, bilgi, istek, kabiliyet, maddi kaynaklar,
manevi destekler, tecrübe, v.s. v.s.) başarı için, olması gereken,
ama… tek başına yeterli olmayan aktör’lerdir.
110
algılaması ile devam eden... güzel bir farkındalık ve “yeniden
tasarım” çalışmaları... şeklinde tanımlanabilir.
111
yönelik çabaların bütününü teşkil eder.
Bir stratejik planlama… aşağıda yer alan beş temel soruya verilen
yanıtların yer aldığı bir rehber niteliği taşır…
*) Şu anda neredeyiz?
*) Ve nasıl denetleyebiliriz?
Đki veya üç kişinin kafa kafaya verip, bir grup veya kurum için
112
oluşturduklarını zannettikleri vizyon veya vizyonlar’a ulaşmak...
Düş Mühendisliğinden öteye geçemez!
Vizyon; tüm grubun ortak bakış açısını yansıtmalıdır.
Araştırmalara dayalı, coşku verici, zorlayıcı ve gerçekçi
olmalıdır. “Yani... Çünkü...Yoksa... Anahtar Kavramları” açıkca
tanımlanmalıdır.
113
Ve karekterlerimiz de... geleceğimize... yön verir.”
*) “Kendimizi, düşüncelerimizle harekete geçirebilirsek,
vizyonumuza doğru yol alabiliriz.”
*) “Hazırlıklı olarak fırsatlarla karşılaşmak, şans dediğimiz
sıçrama tahtasıdır.”
*) “Vizyon’lar, kişisel hırs ve ego’lara göre belirlenemez.”
*) “Grup ve kurum vizyon’larına, tek başınıza ulaşamazsınız.”
*) “Hayatta en zor şeylerden biri, amaçsız insanlarla yaşamak
zorunda kalmaktır.”
*) “Hiçbirimiz, hepimiz kadar akıllı değiliz.”
*) “Başarı, kişinin başlangıç noktası ile ulaştığı yer, arasındaki
olumlu farktır.”
*) “Çözümde görev almayanlar problemin birer parçası olurlar.”
*) “Vizyon’da liderlik... değişim için, ikna etmekle başlar.”
şeklinde sıralanabilir.
Ve Siz... buna dilediğiniz gibi, ilavelerde bulunabilirsiniz!..
114
Herkezin sorunları veya problemleri, kendisine göre mutlaka
çok önemlidir...
Ama daha da önemli olan o sorun ve problemlere karşı
girdiğimiz ruh hali ve sergilediğimiz davranışlardır...
Netice de...
Tasarım...
115
Doğal hayatın dışında, tüm yaşamımızın temelinde tasarımlar
vardır.
Bazı insanlar…
116
“Beyfendi veya Hanımefendi hangi takımı tutuyorlar acaba?”
diye… Hemen atlıyorlar tabii.. “FB… GS… BJK... TS…”
Olay biter!..
117
(Profesyonel futbol’dan kesinlikle hoşlanmıyorum ve halkı
uyutma sanatı olarak nitelendiriyorum ama, onlar başka bir
şey‘den anlamıyorlar...)
118
elma verir, ama meyveleri çok lezzetli olmaz.
119
BĐ DAKKA !
120
Bugün hangi şirketin web sitesine girerseniz girin, baş köşede
bir vizyon / misyon tanımı bulursunuz.
121
Yani bundan “10 yıl sonra şöyle bir şirket olsak ne güzel olur”
dediğinizde bu vizyon belirleme anlamına gelmiyor, işiniz daha
çok dilek ve temenni boyutunda kalıyor.
Vizyonunuzu doğru belirlemek için iki alanda yetkinliğiniz
olması gerekiyor. Birincisi kendinizi, kurumunuzu ve
olanaklarınızı tanımak, ikincisi ise sektörünüzü, pazarınızı, hatta
ekonomiyi iyi bilip, gelecek projeksiyon’unuzu yapabilmek.
Đkinci’den başlarsak; bu, genel olarak dış dünyayı anlayabilmek,
kavrayabilmek anlamına geliyor.
Yani, nasıl bir dünya da yaşıyorsunuz, bu dünya da nasıl bir
ekonomik sistem var, bu ekonomik sistem içinde siz hangi
sektördesiniz, hangi pazarın neresine hitap ediyorsunuz?
Bölge ve ülke dinamikleri neler?
Biraz ağır oldu, ama başlangıç için bu sorulara yanıt
veremiyorsanız, sizin kendinize doğru bir vizyon belirlemenize
pek ihtimal yok...
122
Dijital fotoğraf icat edilmeden önce, siyah beyaz fotoğraf
banyosu yapma şansını kullananlar bilirler...
Agrandizör’ün altında pozladığınız fotoğraf kartını, banyo
havuzuna attığınızda çekilen fotoğraf yavaş yavaş kartın
üzerinde belirmeye başlardı. Đşte aynen onun gibi geleceğin bir
fotoğrafını yaratmanız gerekir.
Tabii, bu sabır ve çalışma isteyen bir süreçtir. Çoğu zaman
yapıldığı gibi kendi kafanızda yarattığınız, kendi geleceğinizin
resmi, bir vizyon değildir.
123
HAREKETE GEÇĐŞ... ETKĐ... TEPKĐ... DAVRANIŞ !
124
Davranış; Đnsanların, belirli etki ve uyarıcılara karşı gösterdiği
olumlu veya olumsuz tepkidir.
Đnsan davranışlarının temel akışı ise;
*) Bakmak...
*) Görmek...
*) Anlamak...
*) Davranmak... şeklindedir.
Önce, olaylara “Bakmak” gerekiyor. Bakmayı çok kolay bir şey
zannetmeyin. Đnsanların çoğu yanlış yere bakıyor. Ya bakmayı
bilmiyorlar, ya da işlerine öyle geldiği için...
Sonra, baktığını görmek ve gördüğünü anlamak gerekiyor.
Görmek ve anlamak, isteğe ve bilince bağlı...
Doğru davranmak için ise; sorumluluk sahibi olmaya, kendimize
güven duymaya ve cesaret’e, ihtiyacımız olduğu muhakkak...
Đnsanların tepkilerini anlamaya çalışmak; onları izlemek ve
neden böyle davrandıkları konusunda, bir sonuca varmaktır.
Bu izlenceler ve çıkarılan sonuçlar; bizi, etkin bir motivasyon
için en önemli sırlara ulaştıracaktır. Bu sırlarda, ekip üyelerinin,
böyle bir iş’ten sağlayacakları, maddi ... manevi fayda ve
çıkarlarının belirlenmesinde, en önemli faktörleri oluşturacaktır.
Unutulmaması gerekenler;
*) Đnsanlar aynı torna’dan çıkmamışlardır. Her insanın kendine
özgü bir dünyası vardır.
125
*) Tüm insanların, kendilerini diğerlerinden ayıran; kimlikleri,
kişilikleri ve değerleri mevcuttur.
Bunları doğru algılamak, beklentileri saptamak ve ekip’te özgün
yeteneklere göre planlamalar yapmak, “Vizyon Çalışmaları”nın
en temel ilkeleridir.
Đnsan ilişkilerinde;
En önemli 5 kelime... “Ben sizi gerçekten kutlamak istiyorum.”
En önemli 4 kelime... “Peki sizin fikriniz nedir?”
En önemli 3 kelime... “Lütfen rica etsem.”
En önemli 2 kelime... “Teşekkür ederim.”
En güzel Tek kelime...“BĐZ.”
Ve... En kötü kelime’nin de...“BEN.”
Olduğunu... asla unutmamak gerekir...
126
*) Yorgun görünüyorsun...
*) Đyi görünmüyorsun...
*) Ne bu halin, darmadağan olmuşsun, topla kendini...
*) Kesin hatalısın... Çok yanlış yapıyosun...
*) Çok kilo almışsın, çirkinleşmişsin, sana hiç yakışmıyor... v.s.
demeyin!..
Mümkün olduğu kadar ve abartmadan, “Onlara” sizi hoş bir
şekilde hatırlatacak, bir kaç güzel söz söyleyin...
(Güzel sözler, kolay kolay unutulmaz.)
Ama yok!.. Ben doğrucu davutum, Benim içim dışım bir, Ben
adamın yüzüne şak diye söylerim... diyorsanız;
Siz... Ya hiç Kobaş’larda (Küçük ve Orta Boy Aile Şirketleri)
çalışmadınız, ya da hiç aşık olmadınız!
Ülkemizde, % 50 si kuruldukları yıl içinde kapanan, bazı...
Kobaş’ların, 2 maddelik anayasa’ları vardır.
Madde.1) Büyük bir çoğunluğu’nun... limon satarak veya çanta
tipi tezgah açarak, bu günlere geldiği ve Ben... Been... Beeen...
diyerek söze başlayıp... gürleyerek ve kükreyerek... küçük
dağları yaratan... Patronlar, her zaman haklıdır!..
Madde.2) Her zaman haklı olmaktan bıkmayan, patronlar’ın
haksız olduğu çok özel durumlarda da, yine 1.Madde uygulanır.
Đleride... Keşke! dememeniz için, aklınızda bulunsun.
Belki lazım olur!..
127
“Biz”... diyebilmenin en önemli şartlarından biri de... kendimiz
ve beraber olduğunuz insanları çok iyi irdeleyerek; olaylara
bakış açılarımız, duyarlılığımız ve kapasitelerimiz... hakkında
bilgi sahibi olmaktır...
Bu nedenle; ilgi... bilgi... merak... istek... sorumluluk alma... v.s.
gibi konular da... dünya’da genel anlamda ve hemen hemen her
toplumda...
*) “Bilgisiz... Bilinçsiz...”
*) “Bilgisiz... Bilinçli...”
*) “Bilgili... Bilinçsiz...”
*) “Bilgili... Bilinçli...”
Kategorilerinde, “3 Tür Đnsan” olduğunu unutmamak gerek...
1) Bekleyenler. . .
2) Đzleyenler. . .
3) Liderler. . .
Başka bir değişle, yaşamı bir yolculuğa benzetirsek...
“Kaptanlar”... “Yolcular”... ve onlara “El Sallayanlar”!..
Sizden ricam, şimdi lütfen “Lider” olmak mı, yoksa “Đzleyen”
olmak mı, istediğinize karar verin...
128
“Đzleyen” veya “Yolcu” olmak da ise, çekinilecek bir durum söz
konusu değil. Çünkü birçok “Lider ve Kaptan”, çalışmalarına
“Đzleyen veya Yolcu” olarak başlamışlardır.
Aslında her insan... önce kendi hayatının lideri’dir. Bir başka
deyişle... Liderler’de insan’dır... Onlarında, kendilerine göre bir
yaşam düzenleri vardır. Ama... özellikle gönüllü kuruluşlar’da...
ve sosyal sorumluluk projelerinde...
129
Otokratik Liderlik (Otoriter, Emredici, Katı) ile Demokratik
Liderlik (Paylaşımcı, Katılımcı, Teşvik Edici) arasındaki tercih
ise; getirilerine katlanmak kaydıyla, tamamen Siz’e bağlıdır.
Ama; ortama... yerine... projelere... ekiplere ve kurumlara göre...
otokratik ve demokratik niteliklerle birlikte, tamamlayıcı ve
bütünleyici özelliklere de sahip olarak, “Paylaşımcı Lider”
olmak, günümüz de daha da ön plana çıkmaktadır.
Bir Lider olarak, her hangi bir problemle karşılaştığınızda ise
yapılması gerekenlerin;
*) Problemi tanımlamak,
*) Bulguları belirlemek,
*) Sebepleri araştırmak,
*) Çözüm alternatiflerini ortaya koymak,
*) Çözüm planlarını yapmak,
*) Planı yürülüğe koymak,
*) Sonuçları tekrar değerlendirmek...
şeklinde sıralandığını zaten biliyorsunuz!..
130
Yetenekli bir kişilik (1) i (10) yapar.
(10) un yanına bir (0) daha koyalım. Bu tecrübedir.
(10) iken (100) olursunuz.
(0) ları eklemeye devam edelim. Başarı... Disiplin... Sevgi...
Eklenen her yeni (0), Kişiliği 10 kat zenginleştirir.
Şimdi baştaki (1) i silin bakalım, geriye ne kalacak?
0000000...
Đşte... Kişiliğinizin, Liderlikteki önemi!
Liderler;
aynı zamanda ve mutlaka, oldukları gibi görünmelidirler.
Hz.Mevlana’nın dediği gibi...
“Ya göründüğün gibi ol, ya da olduğun gibi görün”
Eğri ağacın, doğru gölgesi olmaz...
Özellikle gönüllü kurumlar da, Lider önemli bir katalizördür…
131
Lider, vazgeçilmez olduğunu düşünmemelidir. Charles De
Gaulle’ün dediği gibi “Mezarlıklar vazgeçilmez insanlarla
doludur.”
Mevcut bir kuruma seçimle Lider olan kişilerin, en çok
yaptıkları hatalardan biri de, kendilerinden önceki liderleri ve
o kurumu kuran kurucuları ihmal etmeleri ve de onların
yaptıklarını yok saymalarıdır.
Halbuki onlarda aynı heyecanla yola çıkmışlar ve ellerinden
geldiğince o kurum için çalışmışlardı.
Bu yüzden o kurumun geçmişinde yapılanları ve onları bir
köşede unutmamaları gerekir diye düşünüyorum.
En azından eski “Başkanlar”dan oluşturulacak bir “Danışma
Kurulu”, hem yapılacak yeni işlerde bizlere tecrübeleriyle yol
gösterir, hem de atıl olmanın verdiği sıkıntıyla yapacakları,
eleştrilerden ve dedikodulardan sakınmamızı sağlar.
Sürekli kurumlarda, iyi bir liderin unutmaması gereken diğer bir
önemli konu da; görev süresi bitince, kendisininde onların
arasına katılacağını, hatırında tutmasıdır...
Lider; zamanı geldiğinde görevi, insanları bıktırmadan sevgiyle
devredebilecek, olgunlukta olmalıdır.
Sevgili ağabeyim, Kasdav Vakfı Başkan Yardımcısı Đnal
Aydınoğlu’nun deyimiyle de, “20 - 30 yıldır Burada / Şurada
Başkanlık yapıyorum” diye övünenler (yani, egoları boylarından
büyük olanlar... oturdukları koltukların dünyanın merkezinde
olduğunu ve aşiret reisi babalarından hak olarak miras kaldığını
zannedenler...) hiç kusura bakmasınlar... Kendilerinden başka...
bulunmaz ve özel “Hint Kumaşları” da mutlaka var...
132
Yeter ki çeşitli entrikalarla, yollarını tıkamasınlar!..
Tabii, her şeyin olduğu gibi... Liderliğinde bir bedeli var.
Liderliğinizi tamamladığınızda, başarılarınızla ve sevgiyle
anılmakla birlikte; tenkitlere, yorgunluğa ve yanlızlığa karşı
hazırlıklı olmalısınız.
Bir benzetme yapmak gerekirse, liderlik merdiveni’nin üst
basamaklarına çıkarken, size destek veren, elinizden tutan
yüzlere dikkat edin ve onları unutmayın. En üst basamaktayken,
onlara arkanızı dönmeyin. Çünkü, basamaklardan inerken de
genellikle aynı yüzlerle karşılaşacaksınız.
Bu konuda, konuları’nın liderleri olarak, gündem’de ve şöhretin
üst basamaklarındayken çevresine pek bakmayan ve de zamanı
gelip miyadları dolunca’da... eğer “Đmaj, Marka, Tanıtım veya
Halkla Đlişkiler Danışmanı” olarak, bir yerlere gelemedilerse...
insanların ilgisizliğinden şikayet eden; sinema, sanat ve medya
dünyasının ünlülerini’de, hatırınızdan hiç ama hiç çıkartmayın...
Ancak, özellikle içlerindeki, bir çok saygın ve hakikaten şanssız
olanlar için de, elinizden geleni mutlaka yapın!..
133
DURUM ANALĐZĐ VE KUVVETLER DENGESĐ !
1) Fizyolojik Đhtiyaçlar,
2) Güvenlik... Đhtiyaçları,
134
4) Sosyal Değerler... Đhtiyaçları,
5) Gelişim... Đhtiyaçları,
135
Sağlık için, sigara ve içki’yi azaltıp spora başlayabilirsiniz.
Swot Analizi...
“Strenghts... Weaknesses... Opportunities... Threats...”
Kuvvetler Dengesi...
136
***************************************************
138
Aklımızdan çıkarmamamız gereken düstur ise... her zaman;
139
Bu nokta’da; kararsızlıktan kurtularak stratejilerimizi belirlemek
ve kendimize uygun şartları oluşturarak harekete geçmek, bizi
başarıya ulaştıracaktır.
Başarı, “önceden belirlenen hedeflere, aşama aşama ulaşılması”
şeklinde tanımlanabilir. Başarı da bir süreçtir...
Büyük önderler, mucitler, sanatçılar ve bilim insanları,
hedeflerinden vazgeçmedikleri için başarılı olmuşlardır.
Hepsinin ortak özelliği ise; kendilerine olan güvenleri, olumsuz
koşullara olan dirençleri, vizyon sahibi olmaları ve hedeflerine
olan inançları’dır.
(Edison’nun ampulü icat edene kadar, 3.000 den fazla deney
yaptığı, bilinen bir gerçek...)
Nefes almak için dışarı çıktı ve parka gitti. Bir banka oturdu,
başını ellerinin arasına aldı ve bu durumdan nasıl kurtulacağını
düşünmeye başladı...
140
Tam bu sırada birden… önünde, yaşlı ve babacan tavırlı bir
adam durdu. Ve…
141
Takip eden aylarda ise borçlarından tümüyle kurtulup hatta para
kazanmaya bile başlamıştı. Tüm bir yıl boyunca çalıştı durdu.
Tam bir yıl sonra, elinde bozulmamış çek ile parka gitti ve
kararlaştırdıkları saatin gelmesini beklemeye başladı.
***************************************************
142
DAHA MUTLU
143
20. 08. 2008 !
144
Eylül 2007 de evimizi değiştirmiş ve Suadiye’ye taşınmıştık. O
harra gürranın içinde bir de, sabahtan öğlene kadar bir Dernek’te
daha danışmanlığa başlamıştım, öğleden sonra da 2005 dan beri
çalıştığım şirketler’deki işim devam ediyordu... Cumartesi’leri
de Kasdav’da “Yaşam Kalitesi ve Vizyon Stratejileri” aynen...
145
Dernek, bir gazete haberi üzerine tesadüfen tanıdığım trafik
mağduru Dernek Yöneticileri; Başkan Sayın Ahmet Yarar
(Đngiltere’de, Đngiliz Hükümeti adına tercümanlık yaparken,
geçirdiği trafik kazası sonrasında işitme kaybı ve konuşma
zorluğu ile yaşamına devam ediyor) , Derneğin Fahri Başkanı
Sn. Mehmet Dost (Đngiltere’de çalışırken tatil için geldiği
Eskişehir’de, kaldırımda karısı ile birlikte yürürken, minibüs
çarpması sonucu eşini kaybediyor.) ve diğer kurucu Yönetim
Kurulu Üyeleri ile Benim Danışmanlığımda...
147
Yukarıdaki amblemler arasında logo’larını gördüğünüz
otomotiv şirketleri, trafik konusunda elle tutulur “Sosyal
Sorumluluk Projeleri” olup, bunu hayata geçiren ve devam
ettirenler… 2. Sıradaki sağ boşluğa da “ISUZU” logosu gelecek.
(Neden mi ? Az Sonra.)
148
Trafik sektöründe yer alıpta, bu sektörden kazanç sağlayan,
diğer Otomotiv, Akaryakıt, Lastik, Akü, Otomotiv Yan Sanayi
ve Sigorta Şirketleri’ni bir düşünün…
Kendi çaplarında bir şeyler yapanların dışında…ister istemez,
insanın aklına... Toplumsal sosyal sorumluluk projelerinde,
Neredeler ? diye sormak geliyor ya, Neyse…
T R A F Đ K T E D Đ K K A T 10 B Đ N H A Y A T ! . .
Trafik kazaları ve sonrasında çok büyük rant’lar olduğunu
olayın içine girdikten sonra öğrendim.
Ayrıca bu rant sadece karayolları’nda değil, tüm deniz ve hava
kazalarında da geçerli. Kasım 2007 deki Isparta uçak kazasından
sonra rahmetli olan bir Profesör’ümüz için ABD den Türkiyeye
üşüşen ve % 33 le çalıştıklarını resmen açıklayan Hasar / Kaza
Tespit ve Tedbir Büroları; “Kariyer”in de çok önemli olduğu
Aktüerya (Risk, Hasar, Sigorta Matematiği) Hesabında, Sayın
Profesör Doktor için 2.000.000.- , hatta 3.000.000.- USD
tazminat’tan bahsediyorlardı...
Ülkemizde bu tür çalışmalar için bir kurumlaşma olmadığından,
işini doğru yapan Kişi ve Kuruluşları tenzih ederek; Sigorta ve
Sosyal Güvenlik Kapsamındaki Kaza’larda... Tedavi Giderleri,
Destekten Yoksunluk, Yaralanma, Daimi Sakatlalık (%) ve
Ölüm Tazminatları gibi konularda, nereye / ne şekilde
başvuracağını bilmeyen “Kazazedeler”in, bu tür işlerle iştigal
eden kişilerin insafına terk edilerek, yaşadıkları büyük
sıkıntılara da, çok yakından şahit oldum.
Sürücü (8 / 8) kusurlu olsa dahi, yolcu konumundaki 1 kişi için
ölüm tazminatı 2008 yılı için 80.000.- / 90.000.- USD civarında
olduğu göz önüne alındığında ortada dönen rakkamları Siz
149
düşünün. Bazen aynı aileden 2 - 3 kişi vefat ettiğinde ise geride
kalan veya kalanlar, tazminat olarak ciddi bir servet sahibi
olabiliyorlar... (Güvence Fonu Genel Müdürü’nün açıklamasına
göre, 2009 da... ölüm halindeki rakkam 1 kişi için 150.000.- TL
idi. Tabii, yaşanan acıları telafi eder mi ? Bilinmez...)
(Dernek olarak, gerekli yasa değişiklikleri ve kanun tasarıları
için T.B.M.M./STK Ortak Çalışma Gruplarına ve Başbakanlığa,
Meclis Başkanlığı’na, ilgili Bakanlık’lara ve Alt Komisyonlara
ve de 550 Milletvekili’mize Dosyalarımızı takdim ettik.)
Bu arada; inşallah başımıza hiçbir zaman gelmez ama, trafik
kazaları açısından... 2918 sayılı Trafik Kanunu’nu en azından
internetten okumakta çok büyük yarar olduğunu belirtmeden
geçemeyeceğim.
Bununla ilgili olarak Derneğin internet sitesinde aşağıdaki
duyuruyu hazırladık...
***************************************************
SAYIN VATANDAŞLARIMIZ
150
“Yapılacak Müdahele ve Tedavi Ücretlerini Ödeyeceğinize
dair, Şu Belgeyi Đmzalayınız.” teklifi ile karşılaşabilirsiniz.
***************************************************
151
Ayrıca; daha sonra Sosyal Güvenlik Kurumları, Sigorta
Şirketleri, Motorlu Taşıtlar Bürosu (Yabancı plakalı araçlar için)
ve Trafik Garanti Fonu Güvence Hesabı... nezdinde yapılması
gerekenler hakkında da... bilgi sahibi olmakta yarar var.
***************************************************
Bu arada... başka herhangi bir sağlık probleminiz için (Acil
servislerde sunulan sağlık hizmetleri; Yoğun bakım hizmetleri...
Yanık tedavisi hizmetleri... Kanser tedavisi... Radyoterapi...
Kemoterapi... Radyo izotop tedavisi... Yeni doğan sağlık
hizmetleri... Organ doku ve hücre nakilleri... Doğumsal
anormallikler için yapılan cerrahi işlemler... Diyaliz tedavileri...
Kardiyovasküler cerrahi işlemleri... v.s.) 01. Ekim. 2008
tarihinden itibaren yine “Özel” veya “Devlet” Hastaneleri’nin
acil servislerine başvurduğunuzda, Sizden ödeme talep etmeleri
söz konusu değil!..
Bir şekilde ödeme yapmış olsanız bile, paranız T.C.Sağlık
Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu Đl Müdürlüğü
tarafından geri ödeniyor. (Ödemeler... “Yerel Yönetimler”
tarafından, ilgili kurumlara yapılacakmış... Yerel seçimler
öncesi politik bir strateji olabilir ama, önemli olan ihtiyaç
sahibi vatandaşımızın yararı...)
***************************************************
Bu duyuruların açıklanmasından 1 - 2 yıl sonra dahi... bir çok
mail gruplarında ve forumlarda yayınlanıyor olmasına... ve de
vatandaşlarımızı bilgilendirmek için, vermek istediğimiz
mesajlara... televizyon dizilerinde (Melekler Korusun - Show
Tv... v.s.) yer verildiğine, şahit olunca... ne kadar doğru
çalışmalar yaptığımıza... bir kez daha inandım.
152
Derken; 2007 yılı sonlarına doğru Basın’da bir açıklama
dikkat çekmişti...
“Trafik Güvence Fonu Hesabında 110 Trilyon Birikti . . .
Ancak! Alan Yok.”
Açıklama “Türkiye Sigorta Reasürans Şirketleri Birliği” Genel
Sekreteri tarafından yapılıyordu ve bu fon 1991 yılından itibaren
rahmetli Cumhurbaşkanımız Sn. Turgut Özal’ın, Başbakanlığı
zamanında çıkarılan “Zorunlu Trafik Poliçeleri”nden kesilen
% 1 - 2 lik paylardan oluşuyordu.
Bu fon’dan yararlanmak için, trafik kazasının; faili meçhul
olması, trafik poliçesinin olmaması, poliçe yapan sigorta
şirketinin kapanmış olması v.s. gibi... şartlar gerekiyor.
Aslında; Devletimiz (T.C. Başbakanlık Sosyal Dayanışma ve
Yardımlaşma Vakıfları başta olmak üzere...) bir çok konuda
olduğu gibi, Yerel Yönetimlerle birlikte rehabilitasyon ve sosyal
yardımlar gibi konularda da, üzerine düşeni yapıyor ve yapmaya
çalışıyor... Dernek’te köprü vazifesi görüyor.
CNN Türk de, Cumartesi günleri (2009’da) yayınlanan “Bakış”
programında ki “Güvence Fonu” bölümleri, Güvence Hesabı
Müdürlüğü vasıtasıyla, halkımızın bu konuda bilinçlendirilmesi
açısından, bunun en güzel örneklerinden biri...
Teknik detaylara daha fazla girmeyeceğim, ama; bu konuda
Ülkemizde o kadar çok desteğe muhtaç insan varki... Hele hele
Trakya ve Anadolu’nun ücra noktalarında...
(Yaşamayan... bilmiyor!)
Dernek ve Gönüllü Üyeleri... trafik kazalarından sonra, tedavi
giderleri ve destekten yoksunluk tazminatları gibi konularada,
153
100 - 150 trilyonluk pastadan haksız pay kapmak isteyenlere
karşı... hiç bir karşılık beklemeden insanlara yardımcı olmakla
birlikte, trafik kazalarının olmaması için de projeler üretiyor ve
eğitim çalışmaları yapıyor...
Benim’de yer aldığım bu projelerin başında da sanal adıyla
“Türkiye Kaza Noktaları Şampiyonası”... resmi adıyla ise...
“Yola Dikkat Yaşasın Hayat” isimli Ulusal bir Proje geliyor.
Dernekte yaptığımız ekip toplantılarından birinde, istatistikleri
incelerken ölümlü kazaların daha çok şehirler arasındaki
yollarda meydana geldiği (% 65) gerçeğinden hareketle,
T.C.Karayolları Genel Müdürlüğü’nün internet sitesinde yeralan
“Kaza Kara Noktaları” haritasına yoğunlaştık.
154
Köşkünde yaptığımız brifingler’de, Karayolları Trafik Şube
Müdürlüğünce açıklanan nokta sayısı) belliydi. Harita, Resmi
Devlet Kurumunun internet sitesinde yeralıyordu. Đnsanlar her
gün bu noktalarda yaralanıyor, sakatlanıyor ve ölüyordu, ama bu
konuda pek birşey yapılmıyordu... (Uzun vadeli, ihalelere dayalı
iyileştirme çalışmaları hariç.) Tabii bu noktalar iyileştirilene
kadar daha kaç can alır tahmin etmek imkansız değil... Yaklaşık;
(Yıl x 5.000 Ölüm) + (Yıl x 150.000 Yaralı) . . . Ne olacak ki?
Ayrıca, 01.12.2008 tarihli Milliyet Gazetesi’n de
(www.milliyet.com.tr) “Bayramda Trafik Kazalarına Dikkat”
başlığı ile uzun Kurban Bayramı tatili öncesi, TŞOF Türkiye
Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Başkanı Sayın Fevzi
Apaydın’ın açıklamalarına dayanılarak verilen haberde...
güzergahları da belirtilerek, bu tür “Kaza Kara Noktaları”ndan,
Ülkemizde 500 tane olduğu ve bunlardan 150 ila 300’ünün acil
olarak çözüm beklediği, özellikle vurgulanıyordu.
Birşeyler yapmalıydık...
Sürücüleri bu noktalardan haberdar etmeliydik ve insanları
uyarmalıydık...
Çünkü; kimse seyahate çıkmadan önce internetten bu haritayı
inceleyip bilgi alamıyordu. Bırakın Km ve Kavşak bilgilerini,
güzergahlar bile haritada belirtilmemişti. Belki de buna teknik
olarak imkan yoktu ya... Neyse!
Ve... Proje, tüm Ekibin katılımıyla oluşmaya başladı...
155
(Dikkat !.. Kaza Bölgesi... 1 Km.)
(Dikkat !.. Kaza Noktası... 500 Mt.) gibi...
Daha sonrada, her nedense uluönder Atatürk’ümüzün
önderliğinde Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana 10 yılda
ülkemizi demir ağlarla ördüğümüz Demiryollarımız dururken,
yavaş yavaş karayollarımızın ve “Kaza Noktaları”nın iyileştirme
çalışmaları için ilgili Kurumlara gerekli baskılar için kamuoyu
oluşturulacaktı.
Proje Dosyamızı tüm detaylarıyla 2918 sayılı Karayolları Trafik
Kanununu ve Yönetmeliklerini inceleyerek ve de Avrupa Birliği
Sivil toplum Kuruluşları Kriterlerine... göre hazırladık.
Fahri danışmanlığını yaptığım, Avrupa Birliği kriterlerine
göre faliyetlerini sürdüren “STGM Sivil Toplum Geliştirme
Merkezi”nce de belirtilen bu kriterler;
Dernekle ilgili; isim, adres, telefon ve fax numaraları, web
sitesi, e - mail adresi, vergi dairesi ve vergi numarası, Başkan,
Yönetim Kurulu ve Proje Koordinatörü iletişim bilgileri ile . . .
*) Projenizin veya Kampanyanızın Adı ?
*) Projenizin veya Kampanyanızın Amacı ?
*) Projenizin veya Kampanyanızın Hedef Kitlesi ?
*) Projenizin veya Kampanyanızın Başlangıç Tarihi ?
*) Projenizin veya Kampanyanızın Bitiş Tarihi ?
*) Projenizin veya Kampanyanızın Sloganları ?
*) Bu Sloganları Nasıl Ürettiniz?
156
*) Projeniz veya Kampanyanız kapsamında hangi iletişim
araclarını, nasıl kullandınz? (Logo, afiş, broşür ve el ilanı,
pankart / banner, çıkartma, fotoğraf, illustrasyon, bülten - dergi,
promosyon ürünleri, web sitesi, görsel / işitsel ürünler?)
*) Projeniz veya Kampanyanız için hangi medya araçlarını nasıl
kullandınız? Hangi medya kuruluşları ile nasıl iletişim
kurdunuz?
*) Projenizin veya Kampanyanızın tasarım aşamasından
uygulama sonrasına kadar, gönüllü, profesyonel görev
dağılımını nasıl yaptınız?
*) Projenizin veya Kampanyanızın bütçesini nasıl hazırladınız?
Öz kaynaklarınızı nasıl değerlendirdiniz?
*) Projeniz veya Kampanyanız için sponsorluk ya da kurumsal
sosyal sorumluluk ilişkilerini nasıl kurdunuz?
*) Projenizin veya Kampanyanızın Sözleşme örneği?
*) Projenizin veya Kampanyanızın izleme ve arşivlemesini nasıl
yaptınız?
*) Projenizin veya Kampanyanızın tasarlama, hazırlama,
yürütme ve izleme süreçlerinde ne tür sorunlarla karşılaştınız,
sorunları nasıl çözdünüz?
*) Projenizin veya Kampanyanızın sonuçlarının
sürdürülebilirliğini sağlamak için herhangi bir çalışma yaptınız
mı?
*) Projenizin veya Kampanyanızın başarısını nasıl ölçtünüz ve
nasıl değerlendirdiniz?
157
*) Bugün, aynı projeyi veya kampanyayı yeniden yapsanız neyi
farklı yapardınız?
*) Proje veya Kampanya sürecinden nasıl dersler çıkardınız?
*) Projenizin veya Kampanyanızın bir sorunu çözdüğünü ya da
bir yenilik getirdiğini düşünüyor musunuz?
*) Projenizin veya Kampanyanızın genişleme potansiyeli varmı?
*) Projeniz veya Kampanyanız sürdürülebilir mi?
***************************************************
158
Ve... “Türkiye Kaza Noktaları Şampiyonası” düzenleniyor.
159
Değer’in, bahsettiği… kara mizah projenin adı…
160
Ali Rıza Değer'in bahsettiği proje, gerçekten dikkat çekici…
***************************************************
Bir kaç uzun ve olumlu görüşmeden sonra, toplumsal “Sosyal
Sorumluluk Projeleri” çerçevesinde ANADOLU - ISUZU
sponsorumuz olmayı, büyük bir coşkuyla... kabul etti.
Projenin 3 yılda tamamlanması planlandı. 1 noktanın yaklaşık
maliyeti 10.000.- USD idi ve diğer masraflarla birlikte yaklaşık
bütçe 1.500.000.- USD nı buluyordu.
Ve bu rakkam... hiç bir karşılık beklemeden “Anadolu Isuzu
Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş.” tarafından ödenecekti.
Sonuç;
161
Peki !.. Sonra ne mi oldu?
162
gereken izin verilir diye düşünüyorum. Neticede insan hayatı
söz konusu...
Tabii bu arada da hiç birşey yapmadan beklemiyoruz. Konuyu
T.B.M.M.’ne ve Üniversiteler’e taşıyoruz. Bütün yaklaşımlar
olumlu... Mutlaka güzel bir netice alacağız.
“S I R A N I Z I B E K L E Y Đ N”
Haber’de...
163
Söz konusu bölge, kaza kara noktaları açısından 1. Sırada olan
Sakarya - Eskişehir karayolundan sonra, en çok Kaza
Noktası’nın yer aldığı 2. Bölge. Đnşallah sıra bir an önce gelir.
Bu arada, Karayolları Genel Müdürlüğü’nden sevinçli
haberlerde gelmiyor değil. Bu kaza noktaları içinde, en çok
ölümlü kaza olayının yaşandığı “Türkiye Kaza Noktaları
Şampiyonu” Đzmir Ambarlar Kavşağı (150 Kaza x Yıl) için
1 yıldır devam eden “Đyileştirme ve Köprülü Kavşak Đhalesi”nin
hazırlık çalışmaları tamamlanıyormuş ve inşallah 2 - 3 yıl içinde
hizmete girecekmiş.
164
*************************
ÇAĞRI
ÜLKEMĐZĐN;
BĐLGĐLĐ, NĐTELĐKLĐ, TECRÜBELĐ,
GÜZEL ĐNSANLARI . . .
GELĐN!
VĐCDANEN DAHA MUTLU VE
HUZURLU BĐR YAŞAM ĐÇĐN,
KAZA MAĞDURU ĐNSANLARA
“GÖNÜLLÜ” KATKILARDA BULUNUN…
*************************
165
Çok güzel tepkiler aldık... Hukuk, Sigorta, Eğitim ve Sağlık
sektörlerinden özellikle emekli dostlarımızın katılımlarıyla,
karşılıksız danışmanlık hizmetlerimize, T.C. Milli Eğitim
Bakanlığı ve Đl + Đlçe Milli Eğitim Müdürlüklerimizin
katkılarıyla... Trafikte Eğitim ve Bilinçlendirme
Çalışmalarımıza, ve de her yıl Kasım ayı’nın 3. Pazarı olarak
Birleşmiş Milletlerde kabul edilen “Dünya Trafik Mağdurlarını
Anma Günü” etkinliklerimize hız verdik.
Bu konularda çok duyarlı olan, başta yirmi ikinci dönem
Milletvekili ve Đstanbul Aydın Üniversitesi Kürsü Başkanı Sayın
Doç.Dr. Zeynep Karahan Uslu ve Gazi Üniversitesi Rektör
Yardımcısı Sayın Prof.Dr. Süleyman Pampal olmak üzere,
herkeze sonsuz teşekkürler ediyoruz.
166
Ayrıca gönüllü faaliyetlere katılımın, bireyin kişisel gelişimi
üzerindeki etkisi de çok sayıda araştırmayla kanıtlanmış
durumda.
Yapılan araştırmalara göre gönüllülük faaliyetlerinde bulunan
kişiler, daha hoşgörülü, demokratik değerlere daha saygılı, daha
fazla kendine güvenen ve toplumsal faaliyetlerde daha aktif
vatandaş oluyorlar. Yeni insanlarla tanışıyorlar ve kendilerine
ihtiyaç duyulduğunu hissediyorlar ve de kendilerini daha olumlu
cümlelerle değerlendiriyorlar.
Bu açıdan başta Birleşmiş Milletler Kalkınma Örgütü (UNDP)
olmak üzere gönüllülüğün yaygınlaştırılması, başlı başına bir
amaç olarak benimsenmiş durumda.
Đşte bu nedenle “Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı” tarafından
gönüllülükle ilgili bir kamuoyu araştırması yapıldı ve bu
araştırma, “Gençler”in gönüllü faaliyetlere katılmadıklarını
gösterdi. Türkiye’deki kentsel bölgelerde yaşayan 20 - 35 yaş
arası gençler arasında son 1 yıl içerisinde, herhangi bir gönüllü
faaliyete katılanların oranı % 5 olarak belirlendi.
20 - 35 yaş diliminde kentsel bölgelerde yaşayan ve gönüllü
çalışmalara katılan Genç’lerin dünyadaki oranları ise; ABD’de
%70, Hollanda’da %50, Hindistan’da %35 ve Bosna’da %20.
Türkiye bu açıdan 50 ülke arasında, sonunculukta yer alıyor.
Son 1 yıl içerisinde herhangi bir gönüllü faaliyete katılmadığını
söyleyen gençlerin öne sürdükleri en önemli nedenler ise...
*Maddi imkansızlıklar... ve *Zaman yokluğu...
Düşük eğitimli, düşük gelirli gençler ve ev kadınları, daha çok
maddi imkan eksikliğini öne sürerken, yüksek eğitimli ve
167
yüksek gelirli gençler ise zaman yokluğu nedeniyle gönüllü
çalışmalara katılamadıklarını söylüyorlar.
Öte yandan araştırma sonuçlarına göre gönüllü faaliyetlerde
bulunan gençlerin büyük çoğunluğu, bu çalışmalara haftada 4
saatten daha az zaman ayırıyorlar...
Gençlerimizin, gönüllü faaliyetlerde bulunmamalarının en
önemli sebeplerinden biride, yakınlarında bu tür faaliyetler
gösteren kurumların varlığından haberdar olmamaları.
Bu açıdan Sivil Toplum Kuruluşlarına, Üniversitelere, Yerel
Yönetimlere ve Ulusal Medya Kuruluşlarına büyük rol düştüğü,
açık olarak görülüyor.
Gönüllü faaliyetlere katılan veya katılmayan gençlerin tamamı,
ülkemizde gönüllü çalışmaların yapılmasına ihtiyaç duyulduğu
kanısında ve yeterince gönüllünün olmadığı konusunda da görüş
birliği içinde...
Ancak, hangi konularda ihtiyaç duyulduğu konusunda da,
farklılıklar gözleniyor.
***************************************************
Böylece; gönüllü hizmetlerde... “Orta Yaş” ın önemi bir kez
daha ortaya çıkıyor.
Bize verilen en güzel hediye olan yaşamımızın; kavgalarla,
kan davalarıyla ve sonu belirsiz hırslarla, heba edilmemesi
gerektiğini, orta yaşlarda... çok daha iyi anlayabiliyoruz.
Bakın bu konu da Sayın Đnal Aydınoğlu, Gazete Kadıköy’deki
yazısında ne kadar güzel ve içten bir tespitte bulunuyor…
(Bizim çağrımızdan… yaklaşık 1 yıl sonra… 26.03.2009)
168
***************************************************
Hangi Hedef ?
Tüm sosyal ilişkileri ise konu komşu, küçük bir ahbap ve akraba
grubu ile sınırlı. Daha ilerisi için bir arzu ve arayışları da yok.
***************************************************
169
VE... KRĐZ DÖNEMĐ !
170
Kriz dönemlerinde, genellikle işsizlikle karşı karşıya kalan...
“Beyaz Yakalı Personel”in ve “Genç Emekliler”in en çok rağbet
ettiği sektör...
Neden ? Tabi ki... Çaresizlikten.
ABD de zincir mektuplar'la başlayarak, ürün ve hizmetlerin
devreye girmesiyle yasallaşma yoluna giren… Network’ün,
ülkemiz’e 1980 ler’de Çelik Tencerelerle, Ansiklopedilerle ve
Robot Elekrik Süpürgeleri ile geldiğini, her halde hatırlarsınız.
Daha sonra Uluslararası Markalar’la (Oriflame, Herbalife, L&R
Amway, Forever Liwing, Energetix, Magnocenter, Tupperware,
Avon, Dione, Agel, Tiens, Nikken v.s.) devam eden Network
Marketing, Türk Ticaret Kanunu’na göre “Doğrudan Satış”ın
geliştirilmiş bir türü olarak adlandırılıyor ve Tüketiciyi Koruma
Kanunu’na göre de “Bir ürün veya hizmetin, direkt satış
mekanı olarak kabul edilmeyen yerlerde, tanıtımı yapılarak
pazarlandığı, bir satış yöntemidir.” diye tarif ediliyor.
Network, Üyelerinin iki farklı faaliyetleri sonucunda, kazanç
elde edebildikleri, bir doğrudan satış türüdür. Bunlardan
birincisi, kişisel olarak yaptıkları satışlardan doğan kazanç,
diğeri de uygulanan plana göre, ekiplerine kayıt ettikleri
kişilerin ve sonra da bu kişilerin kayıt ettiklerinin satışlarından
doğan kazanç, yani teşvik primi gibi birşey...
Online Alışveriş Siteleri’de dahil, şu anda bilinen 100 den fazla
yerli ve yabancı şirket tarafından, ülkemiz’de biraz farklı
yöntemlerle de uygulanan MLM (Multi Level Marketing -
Katlı Sistem Pazarlama), kamuoyu’nda... Pramit Pazarlama,
Balık Ağı Sistemi, Katman Ticaret ve Alta Adam Yazma... gibi,
biraz amiyane tabirlerle de anılıyor.
171
Ve konuya, Đnsanların bundan sonraki yaşamlarında ki,
tercihleri sorularak giriliyor...
172
Đnternet'te, network'le ilgili olumlu (!) veya olumsuz o kadar çok
yazı ve açıklama var ki, hepsi de kendi açılarından haklı (?)…
173
kaydı gerçekleşiyor ve daha sonraki aşamalarda "Distribütörler
Toplantıları" , “Avrupa Rallileri” , ”Dünya Seyahatleri” v.s. ile
devam ediyor.
174
(Üye kaydetme, ürün problemleri, kota ve kredi puanları
yüzünden yaşanan bencilliklerin, çok yakın dostlukları ve
arkadaşlıkları paramparça ettiğine, birçok kez şahit oldum.)
175
Yani, söz konusu haber bir söylenti de olabilir… Yöneticiler de
yanlış anlaşılmış olabilir…
Bir akşam oğlum telefon etti. “Baba bir arkadaşım aradı. Yeni
bir network işine girmiş. Seni de bir yerden duymuş. Araştırınca
ve babam olduğunu öğrenince, seninle görüşmek istiyor.” dedi.
176
Bir çok “Online Alışveriş Sitesi”de; kozmetik’te, ev tekstili’nde,
iç çamaşırı ve çorap sektörü’nde aynı tür kampanyaları...
Yani... Network Marketing’i tercih ediyor.
177
Yapılması gereken, belirttiğiniz profil bilgileriniz ve
tercihlerinize göre, e-mail adresinize gelen reklam maillerini
tık’lamak. O da isterseniz... Đstemezseniz, gene sorun yok!
Kısa vade de, tek başına gelir kaynağı olması, çok zor olmakla
birlikte... Süper Teklif; yurtdışındaki benzelerinden biraz farklı
olarak, 2006 da bir Đnşaat Mühendisi olan Sayın Serdar Özyaşar
tarafından kurulup... 2008 yılından itibaren de Hitay Yatırım
Holding bünyesine katılarak... Türkiye’deki 2 Milyar USD lık
reklam pastası’nda, yaklaşık % 5 paya sahip, internet reklam
pazarının içinde, güzel bir yer edinmek amacıyla yola çıkmış...
178
ĐLETĐŞĐM !
179
Etkin bir “Đletişim”; doğru kişiler tarafından, doğru zamanlarda,
doğru bilgilerin, doğru ifadelerle ve doğru araçlarla, doğru hedef
kitlelere, aktarılmasıdır.
*) Duygulara hitabedebilmesi...
180
dikkatli davranın. Ve asla... kimseyi, başkalarının yanında
eleştirmeyin.
181
*) Gülümseyin.
*) Tartışmaya girmeyin.
183
*) Anladı… Hak Verdi… Anlamına gelmez !..
184
Bunun üzerine adam panik halinde doktora koşup,
“Doktor Bey, Doktor Bey, at maması bitmiş.” diye yakınmış.
Doktor cevap vermiş:”bitmemesi lazım.” . . .
“Bit Memesi” (!)
185
Kıssadan Hisse...
1) Esas olan, aldığın cevap değil, sorduğun sorudur.
2) Beceri, almak istediğin yanıtı alabileceğin soruyu
sorabilmektir... Ama kesinlikle, yargıç veya savcı edası ile değil.
3) Güzel ve akılcı sorular, iletişimde kaliteyi arttırır.
Bu arada, Magazin Gazetecileri’nin, yeni beraberliklerini
öğrendikleri medyatik çiftlere... “Bebek çalışmaları nasıl
gidiyor?” diye soru sormalarına, ne dersiniz? bilemiyorum.
Sayın Sedef Kabaş’ın deyimiyle...
***************************************************
186
***************************************************
187
Đletişimde, en önemli faktörlerden biride...
“Beden Dili”ni, giyim kuşamla birlikte, doğru kullanmaktır...
***************************************************
Beden Dili’nin önemi konusunda... THY ve Coca Cola’nın
eski başkan’larından Sayın Cem Kozlu’nun... 7. kitabı
“Lider’in Takım Çantası” ile ilgili olarak, “Dünya - Kitap”
ilavesinde yaptığı söyleşi de anlattığı, bir “Hata” hikayesini...
Sizlerle paylaşmak istiyorum...
188
Bir yurt dışı atamada bana önerilen isimler yerine, ağırlığımı
koyarak kendi tercih ettiğim, bir müdürü tayin ettim.
Oysa... O müdür çok başarısız oldu ve görevden geri alındı.
Şaşırdım, üzüldüm ve ekibime... ben bu hatayı nasıl yaptım...
diye sordum.
Basit... dediler...
Seçtiğiniz arkadaş, haftalık Đcra Komitesi toplantılarında daima
sizin tam karşınıza oturuyor, sizi pür dikkat dinliyor, her zaman
dediklerinizi not alıyor ve sık sık sizin söylediklerinizi bilerek
veya bilmeyerek, onaylarcasına kafa sallıyordu...
Beden dili, bilinçaltı’nızı etkiledi!..
Bu olay Sayın Kozlu’ya toplantıların fiziksel ortamlarının’da ne
kadar önemli olduğunu göstermiş ve O’da... hiyerarşik düzenli
toplantıların dışında, “inovasyon toplantıları” gibi protokol
kurallarının uygulanmadığı “yuvarlak masa toplantıları”nı tercih
etmiş...
***************************************************
189
Đyi bir konuşma ve güzel bir sunum için önce şunları
saptamakta yarar var.
*) Anlatacağınız konu hakkında detaylı bilgi sahibi olmak ve iyi
hazırlanmak,
*) Konuşma ve sunum sonunda ne beklediğinizi ve hedeflerinizi
saptamak,
*) Toplantı salonu hazırlıklarını... kürsü, oturma ve ses düzenini,
görsel malzemeleri v.s. yi kontrol etmek,
*) Konuşma sürenizi net saptamak, giriş, gelişme ve kapanış
bölümlerinizle ilgili gerekli planlamayı belirgin bir düzen
içinde yapmak, gerekiyorsa Soru / Cevap bölümü için zaman
ayırmak,
190
*) Konunuza açıklık kazandırın. Ne / Neden / Niçin ile...
Hedeflerinize yoğunlaşın.
*) Konuşmanız esnasında sabit bir yere takılı kalmayın. Tek
düze bir hitaptan kaçının.
*) Đzleyicilerinizle göz teması kurun. Gülümseyin. Ellerinizi
kullanmıyorsanız veya fazla geliyorsa... kürsüyü tutun.
*) Önyargılı tiplere dikkat edin, sözünüzü kesmelerine izin
vermeyin. Onları yok farzedin. Aman, konsantrasyon’unuzu
bozmayın.
*) Yüz ifadenizle, konuşmanızı destekleyin ve heyecanınızı ve
coşkunuzu belli edin.
*) Ses tonunuzu çeşitlendirin. “Eee” ,”Iıı” gibi sesler yerine,
nefes durakları’nı kullanmaya çalışın.
*) Meslek dili ve argo kullanmayın. Sunumu monoton ve sıkıcı
bir hale getirmeyin.
*) Bire bir (1/1) iletişimde ve beden dili’nde olduğu gibi...
“Ne Söylediğinizden Çok... Nasıl Söylediğiniz Önemlidir.”
özdeyiş’ini, sunumlarda da asla... unutmayın.
*) Đlk 20 dakika’dan sonra, izleyicilerin dikkatini toparlamak
çok güçleşir. Bir soru sorun... kısa bir hikaye anlatın... veya
araya bir mizah katın. Çünkü mizah, insanların daha kolay
hatırlamalarını ve izleyicilerin uyumamasını sağlar.
*) Yeterli sayıda “Görsel Slaytlar”la konunun önemini
vurgulayın. Konunun tanımlamasını yapın ve ana bölümlere
geçin. Ana konuları slaytlara yansıtın. Örneklemeler yapın.
Araya; anı, alıntı, espri v.s. serpiştirin. Daha da ilgi çekmek
191
için, hemen cevap alabileceğiniz ve sadece el kaldırılarak
cevaplanabilecek özel sorularda sorabilirsiniz...
192
“Efendim, uzun zamandır siz konuşmanızı yaparken, ben de
arka sıralar da oturup sizi dinliyorum ve artık neredeyse…
söyleyeceğiniz her şeyi kelimesi kelimesine biliyorum” dedi.
***************************************************
193
Güzel bir sunum ve konuşmadan sonra vaktiniz varsa salonu
terketmeyin...
Topluluk içinde soru sorma cesareti bulamayanlar hemen
etrafınızda yer alacak ve Size...
Kurumsal Đletişim...
Buraya kadar genellikle bireysel iletişimle ilgili konular ve
yaklaşımlar üzerinde durduk...
Bireylerin bir araya gelmesiyle oluşan... ister sosyal... ister
ticari... isterse sınai... tüm Kurum’ ların da, özellikle “Marka”
ları için... gelişim ve tanıtım açısından, iletişime ihtiyaçları
oldukları... yadsınamaz.
Kurumsal iletişim çalışmalarının ana başlıkları ise şöyle
sıralanabilir...
*) Kurum...
*) Ürün veya hizmet, markaları...
194
*) Amblemler...
*) Görsel kurum objeleri ve standart antet kullanımları...
*) Kurum içi çalışma planları ve iletişim...
*) ĐK, empati, müzakere teknikleri ve çatışma yönetimi...
*) Ekip yönetimi...
*) Tedarik zinciri yönetimi...
*) Zaman ve ürün yönetimi...
*) Stok maliyet ve finans yönetimi...
*) Marka yönetimi...
*) Medya ve mecra yönetimi...
*) Satış ve risk yönetimi...
*) Lojistik yönetimi...
*) Pazarlama ve kalite yönetimi...
*) CRM Müşteri ilişkileri yönetimi (Hedef kitle)...
*) Müşteri davranışları yönetimi (Satınalma istatistikleri)...
*) Sosyal medya ve iletişim platformları...
*) Alternatif iletişim kanalları...
Aslında çok geniş ve çok özel bir konu olan Kurumsal Đletişim’e
ilerideki sayfalarda... projelerimizle ilgili olarak, “Tanıtım ve
Halkla Đlişkiler” bölümünde de, değineceğiz.
195
DAHA MUTLU
196
ÜLKEMĐZ VE GERÇEKLER !
197
Maddi durumları itibariyle anne ve babalarını...”yol, su , elektrik
ve bankamatik” olarak gören gençlerimizi... şimdilik bir kenara
koyarak...
198
çelenk, hediye ve plaket vermeyecek, bunun yerine belirli bir
ücret karşılığı Vakıf Kartları kullanılacaktı.
199
***************************************************
Kasım. 2005
Merhaba,
200
Birde baş belası bir kıskançlığı vardır adamın. Küçük eşinin,
onu bırakıp başka biriyle beraber olacağı korkusu! Oysa
farketmemiştir adam, küçük kızın derdi başkadır. O ta başından,
en başından, feda etmiştir hayatını.
201
Đstanbul’a, o koskoca insanları yutan şehre, nasıl emanet edilir
de, gönderilir ki kızları?
202
bana, benim için o an bunun değerini anlatamam. Đçimdeki
küçük, kırılgan, umutsuz bir halde yere düşmüş çocuğa el verip,
onu kaldıran bir anne gibiydi... O !..
Liay bana çok şey kattı, hayata umutla bakmama aracı oldu.
Neşet Hanımın bana hediye aldığı montla ısındım. Yalnız
bedenim değil, kışın ayazda beni sarıp sarmalayacak kalplerin
olduğunu görünce, kalbimde ısındı. Dişim çürümeye yüz
tuttuğunda ve yirmilik dişlerin sancısıyla sancılandığımda Diş
Hekimi Sayın Necla Hanım ve eşi Mustafa Bey derdime deva
oldular.
203
Đnanın; sizin bağışlarınızla, bizlere verilen burslar, doğru yerlere
gidiyor. Gelecek nesillere umut oluyor. Belki sizler bizleri
tanımıyorsunuz ama, minnetlerimiz ve vefa duygularımızla,
bizler... sizleri hiç unutmuyoruz. Ve kimbilir, belki bizlerde
başkalarına umut olacağız.
Saygılarımla...
***************************************************
204
Politika biraz farklı bir konu ama, aslında onunla da
ilgilenmek ve “Üç Maymun”u oynamamak gerekiyor.
Özellikle, bir çok dönem için “Cuk” diye oturan “Bal tutan
parmak yalar” ve “Devletin malı deniz, yemeyen domuz”
atasözlerini hiç sevmiyoruz değil mi?
205
Ancak bu iki kavramında çoğu zaman birbirine karıştırıldığını
görüyoruz.
206
***************************************************
207
Birlikte çalıştığınız insanların ilerliyebilmesi için destek oldunuz
mu? Yollarını, ufuklarını açtınız mı?
***************************************************
208
Örneğin, Siz!
Neden Olmasın!..
***************************************************
209
Ne yapsak? Ne etsek? Nasıl çıkarsak? soruları… havada kalmış.
***************************************************
210
halkına açık olduğunu biliyorsunuz. Bu şekilde kentinizde ve
çevrenizde alınan kararlardan haberdar olabilir, bir şekilde Kent
Konseyleri’ne ve Kentsel Dönüşüm Projeleri’ne katılabilirsiniz.
211
Yalnız, bu arada; değerli gazeteci Sayın Selahattin Duman’ın
Vatan Gazetesindeki “Çeyiz Sandığı’ndan... Çıkma! Sosyal
Projeler” başlıklı yazısında belirttiği gibi...
***************************************************
***************************************************
212
Ayrıca; “AB Hibe Programları”ndan da yararlanabilirsiniz...
213
nesillere yatırım hedefleniyor. 2010 nun esas amacı, geleceğin
kuşaklarına sanatı ve kültürü sevdirmek.”
214
ve sosyal sorumluluk projeleri konusunda verdiğimiz emeklerin
boşa gitmediğini görmek, beni çok mutlu etti.
215
“Gönülden Ödüller 2008” de yeralan;
*) Kurtsan ve Kagider’in,
“Doğu ve Güneydoğu’da Kadın Girişimciler”
*) Eti ve Çekül’ün,
“Gençlerarası Değişim ve Kültür Elçileri”
216
*) Teknosa ve Đstanbul Üniversitesi’nin,
“Zamana Direnen Tarihi Eserler”
*) Đsöm’ün,
“Đstanbul Belediyesi Özürlüler Merkezi”
*) Eczacıbaşı ve Avon’un,
“Sağlığa Yolculuk - Pembe Ajanda”
217
*) Milliyet ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin,
“Okumayan Kızımız Kalmasın”
*) Kadıköy Belediyesi’nin,
“AB Destekli Elektrikli Elektronik Ekipman Atıkları”
218
*) Tesyev Vakfı ve Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’nin
“AB Hibe Fonu destekli, Rehabilitasyon Merkezi”
219
getirilebilecek tüm detaylarına, ilgili “Đnternet Siteleri”nden
ulaşabilirsiniz.
Hepsine teşekkürler . . .
220
Bedensel ve Zihinsel Engelliler...
Bu nokta da...
***************************************************
221
Kafkas Üniversitesi’nin birlikte düzenlediği... “1. Özel
Olimpiyatlar Konferansı” üniversiteli gençlerin oldukça ilgisini
çekti. Derneğin onursal başkanı Dilek Sabancı, başkanı ise
Necmettin Aydın. Yönetim kurulu üyesi Mehmet Civelek ile
ulusal direktör Melih Gürel, Kars ve Sarıkamış’taki konferansı 2
gün boyunca izlediler... katkıda bulundular... özel sporcuların
yaşamla ve kendileriyle nasıl barışık olduklarını bizlere ve
konferansa katılanlara anlattılar.
***************************************************
223
Bıyık, Mehmet Çöteli ve Ali Üredi’nin önderliğinde, T.C.Milli
Eğitim Bakanlığı - Özel Öğrenciler Müdürlüğü ile Gençlik ve
Spor Genel Müdürlüğü nün katkılarıyla, Erenköy Lions Kulübü
ve Leo / Lions Yönetim Çevreleri tarafından, 10 yıl süre ile
düzenlenen... ulusal ve uluslararası standartlar’daki “Megelday
Atletizm Yarışmaları” ile “Leolimpik Şölenleri”nde, emeği
geçen herkeze bir kez daha teşekkürlerimi sunuyorum...
***************************************************
224
*) Ülker… Active Academy’nin 2003 yılından bu yana
Uluslararası Finans Zirvesi kapsamında düzenlediği Active
Academy Ödülleri’nin 2008 yılı Kurumsal Sosyal Sorumluluk(!)
kategorisinde, “Herkez için Futbol” projesiyle ödüle layık
görüldü...
225
“Uluslararası Özel Sektör Ödülleri”nin amacı BM in hedeflerini
başarmada, iş dünyasının örnek teşkil etmesi için kamuoyuna
duyurulması… ilk öğretimin geliştirilmesi… cinsel eşitliğin
sağlanması… açlığın azaltılması… aile planlaması… çocuk
ölümlerine çareler, çevre dostu ekonomik gelişmeler… gibi 8
ana alanda, özel sektörü “Model Rol” oluşturmaya teşvik etmek.
226
döneminden sonra, başarılı sosyal sorumluluk kampanyalarını
saptadı... Đşte Ödül Alan Projeler...
“Kardelenler”
ÇYDD ve Turkcell…
“Yaşasın Okulumuz”
TOÇEV ve Milliyet Gazetesi…
“Engelleri Kaldıralım”
Show TV ve TESYEV...
***************************************************
227
YAŞAM FELSEFENĐZ !
Üretken olmak...
Şeklinde ise...
Y A Ş A M P R O J E S Đ Z O L M A Z !..
228
Neden olmaz?
***************************************************
229
Açıklamada, IBM Ar - Ge Ekibinin, bu tür teknolojilerin
kullanıldığı girişimlerden ilki olan HERMES programı için,
Avrupa Birliğindeki çözüm ortaklarıyla iş birliği yaptığı
belirtildi...
230
hatırlarsınız.
***************************************************
***************************************************
231
“Kendimizi... Aktif Halde Tutmanın Yolları...”
***************************************************
232
Ait olmak’tan mutluluk ve heyecan duyulan bir grupla yapılacak
planlı çalışmalar’la... başarılmayacak “Proje” yok gibidir.
***************************************************
2. ve 9. Madde’lerde...
233
fazlalıklardan arındıracaktır. Okuyun, araştırın, düşünce
egzersizleri yapın...
***************************************************
********************************************************
Affedin...
234
Hep yaşadıklarımızdan dolayı başkalarını suçlar veya kinleniriz.
Öğrenmemiz gereken bir süreçtir bu. Bize o olayı Ali veya Ayşe
yaşatmasa, herhangi biri mutlaka yaşatacaktı.
235
*) Önce sessiz bir yerde rahat bir şekilde oturun; gözlerinizi
kapayın ve birkaç kez burundan derin bir nefes alıp yavaşça
ağızdan verin. Tüm kaslarınızın gevşediğini hissedin.
236
başkası yaşatacaktı.
237
Đşte, artık çok daha hafifsiniz…
***************************************************
238
Evet! Geçmişte yaşadığımız olumsuzlukların ve tersliklerin,
yaşantımızdaki etkilerini bir anda silip atmak, her zaman kolay
olmuyor.
Çabuk ihtiyarlayamaz...”
239
V E . . . “YAŞAM KALĐTESĐ” ĐNŞASI ! . .
*VĐZYON*
************ PROJE*
*LĐDERLĐK *******************
240
ZAMAN
ZAMAN . . .
AYAKLARIMIZA
BATAN DĐKENLER . . .
YA EKTĐKLERĐMĐZDĐR . . .
YA DA SÖKMEDĐKLERĐMĐZ !
(Alıntı)
241
Bu Çin Atasözünü, mutlaka hatırlarsınız...
BĐR TOHUM EK . . .
TOPLUMU EĞĐT . . .
SANATÇI YETĐŞTĐR . . .
242
DAHA MUTLU
243
HADĐ BAKALIM !
***************************************************
244
(20 adet üçgen’i, bulduysanız bravo... Fazlası var, eksiği yok!)
***************************************************
☺)
(Ama! Lütfen, hemen cevaba bakmayın...☺
245
Genel’de… bu soruya yanıt bulmaya çalışanlar, noktaların
belirlediği düzlem içersinde yanıtı ararlar…
246
Düşüncelerinize gem vurmayın, gerekirse duvarları yıkın,
geniş açıdan ve daima mantıkla düşünün.
***************************************************
“Çocuğumun...
Saatlerce... altın’larımı saymasını... görmek... istiyorum.”
***************************************************
247
Şimdi, gerçek bir beyin testine ne dersiniz?
Rahatça oturun ve sakinleşin... Lütfen, teknik destek almayın!..
***************************************************
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOCOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
OOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOOO
248
*Eğer C yi bulduysanız, şimdi de 6 yı bulun.
999999999999999999999999999999999999999999999999999
999999999999999999999999999999999999999999999999999
999999999999999999999999999999999999999999999999999
999999999999999999999999999999999999999999999999999
999999999999999999999999999999999999999999999999999
999999999999999999999999999999999999999999999999999
999999999999999999999999999999999999999999999999999
999999999999999999999999999999999999999999999999999
999999999999999999999999999999999999999999999999999
999999999999999999999999999999999999999999999999999
999999999999999999999999999999999999999999999999999
999999999999999999999999999999999999999999999999999
999999999999999999999999999999999999999999999999999
999999999999999999999999999999999999999999999999999
999999999999999999999999999999999999999999999999999
999999999999999999999999999999999999999999999999999
999999999999999999999999999999999999999999999999999
999999999999999999999999999999999999999999999999999
999999999999999999999999999999999999999999999999999
999999999999999999999999999999999999999999999999999
999999999999999999999999999999999999999996999999999
999999999999999999999999999999999999999999999999999
999999999999999999999999999999999999999999999999999
999999999999999999999999999999999999999999999999999
999999999999999999999999999999999999999999999999999
999999999999999999999999999999999999999999999999999
249
*Son olarak N yi bulun. Biraz daha zor gibi...
MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM
MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM
MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMNMM
MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM
MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM
MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM
MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM
MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM
MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM
MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM
MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM
MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM
MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM
MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM
MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM
MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM
MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM
MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM
MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM
MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM
MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM
MMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMMM
***************************************************
250
Ama; önce şu iki soruyu da cevaplarsanız, sevinirim...
Sekiz çocuk sahibi… üçü sağır, ikisi kör, biri geri zekalı…
Ve de kadın frengili…
Soru… 2
Yeni bir lider seçme zamanı ve öyle bir an geliyor ki lideri sizin
oy’unuz tayin edecek. Üç aday var ve adaylarla ilgili gerçekler
de şunlar:
251
Aday A ..............................Franklin Roosewelt
Beethoven’i öldürdünüz!..
252
GENELLĐKLE...
TÜRKĐYE’DE
HĐÇ BĐR BAŞARI CEZASIZ KALMAZ!..
DENSE’DE...
MÜSLÜMAN MAHALLESĐNDE...
VARMISINIZ!.. SALYANGOZ SATMAYA?
253
YAŞAM TASARIMINDA GÜNEŞ’ĐN GÜLERYÜZÜ. . .
***************************************************
ĐSTEK * DÜŞÜNCE *
*********
HAYAL * MANTIK * AR - GE * ANALĐZ *
*****************
TANIMLAR * TASARIMLAR * HEDEFLER *
**********************
EKĐP * ORGANĐZASYON * BÜTÇE * STRATEJĐ *
**********************
ÇALIŞMA PROGRAMI * VE UYGULAMALAR *
*****************
ĐZLEME * DEĞERLENDĐRME *
*********
RAPORLAMA* GELĐŞĐM *
254
DAHA MUTLU
255
SOSYAL
SORUMLULUK
VE
PROJE
AŞAMALARI !
***************************************************
256
1994 yılından başlayarak Sivil toplum ve eğitim alanında çeşitli
girişimlerde bulundum. Şeffaflık, hesap verebilirlik, katılımcılık
ve gönüllülerle paylaşım, ülkemizde yükselen ve daha da
gelişeceğine inandığım sivil anlayışın temelinde yer alabilmesi
için çaba göstermekteyim…
***************************************************
257
Evet! Sosyal Sorumluluk... Gönüllü Sosyal Sorumluluk...
Bireylerin, kurumların, yerel veya genel yönetimlerin, içinde
yaşadıkları toplumun yaşam kalitesini yükseltmek için...
Kendileri, aileleri, çevreleri ve toplumla birlikte, sosyal ve
kültürel gelişmelere, destek verme sorumluluğu’dur... demiştik!
Bu neden’le...
258
KENDĐMĐZĐ TANIMAK . . .
259
***************************************************
*) Sevgi.
*) Bilgi.
*) Biraz tebessüm.
*) Gerektiğinde susmak.
260
Đki şey... başarıyı mutlulukla beraber yakalamanın sırrıdır...
*) Ruhsal temizlik.
*) Geçen zaman.
*) Söylenen söz.
*) Demagoji.
*) Kibir.
261
*) Kararsızlık.
*) Cesaretsizlik.
*) Şikayet.
*) Dedikodu.
Ve...
***************************************************
262
*) Dil’i doğru ve etkili kullanmak,
*) Çatışmalarla ve zorluklarla daha kolay başetmek,
*) Sizi sınırlayan korkularınızdan kurtulmak,
*) Sınırsız düşünmek ve yaşamak,
*) Hayatın işaretlerini okumak,
*) Kendinizi özgürleştirmek,
*) Başarıyı ve mutluluğu içselleştirmek için,
Çevreniz’den...
263
ilk adım ne? Sonraki planlamalarımız? v.s.” gibi soruları kendi
kendinize sormaya başladığınızda, kendi kendinizin ve ekibinizi
koç’u olma yolunda ilk adımları atmaya başladınız demektir.),
Kuantum (En küçük enerji birimi. Düşünce enerjisi çok yoğun
ve frekansları ölçülebilen bir enerjidir.) Düşünce Tekniği
(Bundan önceki yaşamlar da dahil “Ben”lik ile ilgili değişken
ve bilinç altındaki olumsuz düşüncelerden arınma metodları...
“Hayat bir dengedir ve herşeyin bir sebebi vardır. Biraz sabır.
Siz dünyaya gülümserseniz, dünyada size gülümser.” Felsefesi!)
ve Neuro Linguistic Programming (Sinir Dili Programlaması)
v.s. gibi konularda... destek alabilirsiniz.
264
kodlanması ve dil’in deneyim edinme ve değişim
süreçlerimizdeki etkisi... (Tepki)
Vurgulanmakta!..
***************************************************
NLP son yılların yükselen trendi. NLP ile yabancı dil öğrenin,
NLP ile zayıflayın, NLP ile başarıyı yakalayın, NLP’nin iş
265
dünyasına katkıları v.s... Liste uzayıp gidiyor…
Her derde deva olduğu iddia edilen NLP, sihirli bir değnek mi,
başarı iksiri mi, iddia edildiği kadar etkili mi yoksa ismi bizde
saklı bankanın artık şüphelendiği gibi şarlatanlık mı?
266
Taraftarları ve Anti NLP Lobisi’ne danıştık…
***************************************************
***************************************************
267
bilgisayarlarını kullanmayı iyi bilmektedirler.
268
önem vermediğimiz anlamına gelir.
***************************************************
Öte yandan...
269
*) Eksiklerimizi, kırılma ve kilit noktalarımızı saptamak...
*) Umuda Yolculuk...
270
***************************************************
Düşünün!..
Tükenmeyin…
Tüketmeyin…
Tükettirmeyin…
Hep hatırlayın!
***************************************************
271
Evet… bazen sıkıldığınız ve sıkıştığınız an’lar olabilir…
272
yapıştırarak görselleyin ve ara ara da olsa görebileceğiniz bir
yerlere asınız. Böylece, hayallerinizi somutlaştırabilirsiniz…
*) Hedeflerinizi düşünün...
*) Listelerinizi yapın...
273
arasından, sizin için önemli olanları seçin ve nedenlerine de
kendinizi ikna edin. Çözümler’le ilgili alternatif önerilerinizi de
listeye dahil edin…
*) Kendinizi Yönlendirin...
274
ÖNÜNÜZÜ GÖRMEK VE ĐLERĐYE BAKMAK . . .
***************************************************
275
Ama, avantajlarının yanında zorlukları da vardır.
Đşin iyi tarafı, balık bol iken tüm ayıların doymasına yetecek
beslenme şartları vardır. Nadiren şiddetli kavgalar vuku bulur.
276
Oysa ki… uzun bir yolculuk. zor şartlar demektir.
***************************************************
277
H A Y I R !.. DEMESĐNĐ BĐLMEK . . .
278
“Çok üzgünüm ama”... demeden “Hayır” demeyi öğrenin…
280
Ancak, yaşam kalitesi yavaş yavaş ve istikrarlı bir şekilde
kötüye giden bir çok kişi, kendisini bir anda çaresizlik içerisinde
bulabilir.
Ama nelere ve nereye ulaşacağız? Asıl önemli olan soru da, bu!
281
Ön yargılarınızı ve sabit fikirlerinizi bir tarafa bırakın.
***************************************************
***************************************************
282
SOMUT HEDEFLER . . .
Herkez Desteklesin...
283
***************************************************
Bir ağacın dalında asılı, bir but görür. Karnı açtır ama şüpheyi
elden bırakmaz ve etrafı kontrol etmeye başlar ve de görür ki…
Bu bir tuzak…
But iple bir kapan’a ve ses bombası’na bağlıdır.
Biraz uzağa gider ve başını kollarının arasına koyarak, yatar.
Az sonra, bir kurt yaklaşır.
But’u görür ve de uyuklayan tilki’yi tabii…
Tilki’ye sorar, “Ne yapıyorsun dostum.”
Tilki cevap verir, “Hiiç… yatıyorum.”
Kurt…“Burada bir but var.”
Tilki… “Evet var.”
Kurt… “Neden yemedin.”
Tilki… “Bugün orucum.”
Kurt kendinden emin… “Peki, ben yiyeyim o zaman.”
Tilki… “Buyur afiyet olsun.”
Kurt buta uzanır uzanmaz, bir patlama, bir gürültü…
Ortalık toz duman ve kurt kapanda hareketsiz perişan bir halde
284
yatarken, tilki sakince gelir ve but’u çalıların arkasına götürüp,
yemeye başlar.
Bunu gören kurt, can havliyle bağırır…
“Ulan şerefsiz! Hani oruç’tun!”
Tilki… pişkin pişkin…
“Ama dostum, biraz önce top patladı, duymadın mı?”
***************************************************
Uzmanlık alanınızla ilgili konular da... çevrenizde bu konularla
ilgili ihtiyaçlar ve beklentiler ile yapılması gerekenleri de tespit
ettikten sonra...
285
özellikle ülkemizde eğitimin ilk aşaması olarak ihtiyaç duyulan
“Okuma / Yazma Kursları” başta olmak üzere...
her konuda...
286
EKĐP OLUŞTURMAK . . .
287
Takım veya ekip içinde, wan men show’culara, ego’tomi
uzmanlarına, papazlara, imamlara, hahamlara ve ulemalara veya
benzeri nitelikte hareket edenlere... tolerans göstermeyin,
çalışma sisteminize adapte olan ve projenizden heyecan duyan
gençlere fırsat verin, onların arkasında durun, ezilmelerine ve
harcanmalarına asla seyirci kalmayın.
289
Her ekip üyelerden oluşur...
Bu yüzden...
290
ÜYELERĐNĐZE VE EKĐBĐNĐZE DEĞER VERĐN!..
ĐNSANLAR...
KAYBETMEK ĐSTEMEZLER!..
derseniz...
291
Mutlu ve önemli günlerinde, sıkıntılarında ve hastalıklarında
onları arayın, yakınlarının cenazelerine katılın... Đnsanlara, Sizin
için önemli olduklarını hissettirin... gerisi kolay!..
***************************************************.
292
Dolayısıyla, KalDer Yönetim Kurulu’nda Toplam Kalite
Yönetimi’ni uygulamış kişilerin olması konusunda görüş
birliğine vardık.
***************************************************
293
DĐNLEMEK . . . GÖZLEMLEMEK . . .
294
*) Mümkünse ağzınızı açmadan, başka şeylerle ilgilenmeden
gözlerinizle dinleyin. Vücudunuzla dinleyin.
şeklinde sıralanabilir.
***************************************************
***************************************************
296
ÇATIŞMA . . . KAVGA . . .
*) Çatışma derken...
297
kazanmak veya kaybetmek... en iyi veya en kötü sonucu
göstermez. En iyi sonuç, uzlaşma ve işbirliğidir…
En kötü sonuç ise… kişisel hırs ve ego’lar uğruna… ipleri
kopartmaktır...
KAVGALARI...
298
Genellikle, televizyon kanallarındaki kavgalar için, izleyiciler
medyayı... medya da izleyicileri suçlar. Sonuçta rating kazanır.
Rating denilen izlenme oranı da, reklam demektir...
***************************************************
300
En büyük düşünenler, en küçük düşünenler tarafından alaşağı
edilebilirler...
Yine de büyük düşünün.
***************************************************
Neticede...
301
OLUMSUZLUKLAR . . .
302
*) Unutmak… kitaplardan veya seminerlerden öğrenip, heyecan
duyduğumuz konuları… günlük hayatın karmaşası içinde,
unutma eğiliminde olmaktır. Öğrendiğimiz en değerli şeyleri
yazarak… sürekli görebileceğimiz yerlere asmak… bir çözüm
olabilir.
*) Đstenmeyen durumlardır…
303
*) Belirlenmiş şartların oluşumunu engelleyen şeylerdir…
***************************************************
304
Çok fakirmiş… Ama… Kral bile onu kıskanırmış...
Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki, Kral bu at için
ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş, ama adam
satmaya yanaşmamış.
“Bu at, bir at değil benim için, bir dost!.. Đnsan dostunu
satar mı?” dermiş hep.
305
Meğer çalınmamış, dağlara gitmiş kendi kendine.
306
Şimdi eskisinden daha fakir, daha zavallı olacaksın”
demişler…
307
Ama bunların hangisinin talih, hangisinin şanssızlık
olduğunu sadece Allah biliyor.”
***************************************************
308
UZMANLAR . . .
*) Uzmanlara danışın!
309
Size bir örnek!
***************************************************
1950’li yıllarda Amerikalı mühendisler, Türkiye’ye gelmiş.
310
Bir kısım, yol ve imar çalışmalarına rehberlik ediyorlarmış.
“Anlayamadım?”
***************************************************
311
BÜTÇE PLANLAMA . . .
313
Sıkça yapılan hatalardan biri önce para bulup, o paraya
göre proje hazırlamaktır. Eğer baştan böyle bir kaynağı
bulup, parayı temin edebiliyorsanız?
***************************************************
2004 yılında yaşanmış ve kayıtlara geçmiş bir olay . . .
314
görür ve karısına e - mail atmaya karar verir. Oturur hazırlar ve
yollar. Fakat yazdığı mesajı, farkında olmadan yanlış bir adrese
gönderir...
***************************************************
315
SPONSORLUK ĐLĐŞKĐLERĐ . . .
316
O neden’le, prosedürü dikkatli oluşturun. Aşamaları, yetkileri
ve yetkilileri doğru saptayın. Sponsorunuz veya sponsorlarınızla
(Ana Sponsor, Medya Sponsoru, Đletişim Sponsoru, Ulaşım
Sponsoru v.s.) mutlaka sözleşme yapın. Karşılıklı raporlamayı
da gözardı etmeyin.
...............................................
...............................................
317
Sponsorluk ve sosyal sorumluluk projeleri yaklaşımında…
Geleneksel yaklaşım…
318
PROJELERDE LOJĐSTĐK YÖNETĐM . . .
319
PROJE’NĐN; ADI . . . LOGO’SU VE SLOGANI . . .
320
“Danışman’lığını ve Genel Koordinatör’lüğünü” yaptığım,
kurumsal iletişim ve kurumsal sosyal sorumluluk projeleri,
konusunda çok ciddi çalışmalar yapan...
321
hammaddeleri, blister ambalajları, veteriner aşıları, tohum
kaplama malzemeleri, cam buzlama ve kalite kontrol cihazları
ile ilgili temsilcilikleriyle, endüstriyel konularda sanayi
sektörümüze destek olmakta…
***************************************************
-----------------------------------------------------------------------------
Amacımız;
322
ederken, kendi bünyemiz içinde üretime dayalı bir ’’Marka’’
oluşturmak ve sürekli olarak büyüyen kozmetik pazarında
yerimizi almak.
323
ve fiyat olarakta, piyasa şartlarına uygun sekilde, makul bir
düzeyde olmamız gerekmektedir. (Hem ürün, hem ambalaj
açısından) Bu da, birbirine karışmayan renklerden oluşan 2
faz’lı meyva esanslı (Aromaterapi özellikleri nedeniyle; Çilek,
Kavun, Şeftali), bitkisel bazlı hem jel hem krem yapısı, gliserin
ve propilen glikol gibi nemlendiriciler, vitaminler ve aktif
maddeler (Panthenol, Allantion,Aminoasit komplexleri) içeren
ve cilt pH’ı ile aynı değerde olan pH 5,5 gibi özellikleriyle,
üretimine başladığımız ürünlerimiz için, çok zor
gözükmemektedir.
Pazar Araştırmaları ;
324
SWOT ANALĐZĐ
Ürünlerimizin,
tanıtımlarda ilgiyle karşılanması, sempatik görünümü.
325
Kaygan sözleşme zeminleri.
Ürünlerimiz,
Pazarlama çalışmalarımızın geldiği nokta,
Web Sitemiz,
E-mail Grubumuz,
Patentimiz,
Üretim Đzinlerimiz,
Üretim Tesislerimiz,
Online Satış Girişimlerimiz,
Ekip Çalışmalarımız,
Standardizasyon Eğitimleri ve Kurumlaşma,
Yetkili Satıcılar, sistemimizin oluşmaya başlaması,
Yilbak Ticaret A.Ş.nin Gücü ve Desteği.
326
3.75 x 40 / 45.000 Adet için 150 / 160.000.- YTL + KDV
civarında olacaktır.
Pazarlama Stratejimiz;
327
Marketler vasıtasıyla, 20.000 Nokta’da, tüketiciye ulaşmış
durumdayız.
Yeni Yatırımlar;
Standartlar;
328
Cildiniz ve Siz,
Yaşamboyu Birliktesiniz!..
329
( 5 YILLIK BÜTÇE / YTL VE STRATEJĐK PLAN )
***************************************************
GĐDERLER;
***************************************************
***************************************************
***************************************************
***************************************************
***************************************************
330
Dip Notlar:
331
9) 5 Yıllık Bütçe ve Stratejik Plan’da, ortalama 5.000 Adet/Ay
olarak düşünülmesine rağmen, Üretim ve Satışlardaki artışların
2008, 2009 ve 2010 yılında da, ilave bir extra yatırımlar
gerektirmeden süreceğine olan inancımızla, “Ürün Yelpazemiz“i
genişletmek yönündeki Swot Raporlarımızı (Tüy dökücü, saç
çıkartıcı, kırışıklık giderici, zayıflatıcı, güç arttırıcı... ürünler)
Nisan / 2008 de yapılacak olan 2007 Genel Kurulumuz’da
Sizlere takdim etmek arzusundayız.
Saygılarımızla
Yılbak / Pazar Araştırma ve Kurumsal Đletişim Grubu...
***************************************************
Ama doğru, ama yanlış bir kararla, önümüze çıkan bir fırsatı
değerlendirip alternatif “B” planımızın 2. Maddesini uygulama
kararı aldık. Çünkü mazeretlerimiz vardı ve üretmek, ticarete
göre zor bir işti...
Neticede, işe başlarken ortaya konulması gereken ve konulan,
stratejik plan dahilinde hareket edilmişti. Önemli olan da buydu.
Belki biraz uzun ve teknik bir örnekleme oldu ama, tüm
projeleriniz’de hedeflerinizi ve elde etmeyi umduğunuz pozitif
gelişmeleri, somut veriler’le ortaya koymanın yararlarını,
göstermek açısından faydalı olabileceğini umuyorum...
332
ĐZLEME VE DEĞERLENDĐRME . . .
333
Projeleri... izlerken ve değerlendirirken, yapılması gereken en
önemli nokta da, varsa aksamaları teşhis etmek, hataları tespit
etmek ve tedavi yoluna gitmektir.
Her proje, her zaman % 100 başarılı olacak diye bir garantimiz
yok, mutlaka arada ders alacağımız sorunlu projeler de olacak.
Bu nokta da, iyi bir lider olarak... proje, konu ve olaylarla ilgili;
336
Daha sonra da tüm gönüllü üyelerin katkı ve katılımlarıyla...
şeklinde yapılabilir...
337
“Medya’dan bir tanıdık”... konusunda ilginç bir örneğe daha, bu
satırları yazarken rastladım.
Projesi de vardı.
***************************************************
338
yayınlamaz!..
Ben de... Gündem çok yoğun, bir iki gün bekleyin, moralinizi
bozmayın, sabredin, birçok yerde yayınlanır... dedim.
***************************************************
339
POLĐTĐKA VE DĐPLOMASĐ . . .
340
Đyi bir politika ve diplomasi stratejisi, her zaman güçünüze güç
katar. Bunu da şu örnekle hatırlayın...
***************************************************
Güzel köpek bir gün, daha önce hiç alışık olmadığı orman’daki
tabiat ortamında dolaşıp, kelebekleri kovalar ve renkli çiçekleri
koklarken, kaybolduğunu fark etmiş!
“Ne kadar lezzetli bir leopar’mış. Acaba etrafta bundan bir tane
daha var mı?”
341
Bütün bunlar olup biterken bir başka ağacın üstündeki bir
maymun olanları izliyormuş.
“Bu aptal maymun da nerede kaldı? Yarım saat once, bir leopar
daha getirsin diye gönderdim, hala haber yok!”
***************************************************
342
PROJE BĐTĐNCE . . .
343
“Amerika”, “Deneyim” ve “Uyarı” deyince... güzel bir hikaye...
***************************************************
Kızıldereli’ler ve Ay Üssü…
345
söylediklerini de iletir ve yine koşaradım uzaklaşır.
***************************************************
346
Aslında, adamların günahını da almamak lazım...
4) Bilişim ve Teknoloji…
347
Herkez, ama bireysel ama kurumsal…hayat gailesi ile kendine
göre bir mücadele içinde!..
348
DAHA MUTLU
349
PROJE. . . PROJE. . . PROJE. . .
350
Yok! Yok! merak etmeyin, özel olarak “Đnsan Kaynakları”
konusuna girmeyeceğim.
Ve . . .
351
Ne zaman, hayatınızda 24 saat kısa gelmeye başlar ve bazı
şeyleri külfet olarak algılamaya başlarsanız, o zaman “Kavanoz
ve 1 Fincan Kahve” örneğini hatırlayınız...
***************************************************
352
Profesör’de öğrencileri destekleyerek “Evet” der. “Ben bu
kavanozun, sizlerin hayatı gibi olduğunu göstermeye çalıştım.”
***************************************************
353
Dünya’da herşeye rağmen en değerli varlığın “Đnsan” olduğuna,
hiç şüphe yok. Tabii insanlarında hayatlarında değer verdiği
şeyler var. Bunun güzel bir örneğini, bildiğinizi tahmin ettiğim
güzel bir alıntı olarak, sizlerle tekrar paylaşmak istiyorum.
***************************************************
354
Öğretmen de öğrencisine “Peki, söyle bakalım! Senin listende
neler var, belki biz sana yardımcı olabiliriz” der.
1) Görmek
2) Duymak
3) Dokunmak
4) Tatmak
5) Hissetmek
6) Gülmek
***************************************************
356
*) Zihin Haritası…
357
*) Beyin Fırtınası…
358
“Şapkalar”, düşüncelerin ayrıştırılması için kullanılan bir
semboldür. Konuya bu şapkalar giyilerek yaklaşılır ve daha
sonra uzlaşma veya oylama yoluyla çözüme gidilir…
359
*) Pukö Döngüsü…
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>> Hedef
360
Sayfanın ortasına soldan sağa, sağ başta hedef (Sonuç) yeralacak
şekilde, ana kılçık çizilir. Sonuca etki eden ve edecek olan
faktörler (Sebepler - Sorumlular)… araştırmalar, beyin fırtınası
veya başka bir sistemle tespit edilerek bu ana kılçığın üstüne ve
altına etki ve önem derecelerine göre, sırayla yerleştirilir.
*) Problemlerin Tanımlanması…
361
*) Gerekli Değerlendirme ve Raporlamaların Yapılması…
*) Pareto Analizi…
FREKANS
Ortak
Performans
Ölçümleri
* * * * * * * SORUNLAR
362
*) Ağaç Diyagramı… (Sorunlardan… Çözümlere doğru)
SORUN
KAYNAKLAR
VE
DESTEKLER
K Đ M VEYA
……………… KĐMLER YAPACAK ………………
363
Yalnız... problemlere odaklanırken, basit önerileri ve güzel
çözümleri de, aman... gözden kaçırmayın!..
364
YENĐ PROJELER . . . (K S S P)
366
Bu nedenle, kısaca bazı ayrıntılara girmekte yarar var... diye
düşünüyorum...
Hele hele!..
açıklaması ile...
açıklamasından sonra!..
367
Kurumsal sosyal sorumluluk projeleri (KSSP) konusunda 2000
li yıllar’dan itibaret Türkiye olarak ülkemizde, “Avrupa Birliği”
standartlarında çok ciddi çalışmalar yapılmakta...
***************************************************
368
üstesinden gelinmesi ve de yolsuzluğun her türlü biçimi ile
mücadele edilmesi… ilkeleri üzerine kurulmuştur!..
369
*) Marka bilinirliği ile tüm paydaşlar nezdinde daha fazla itibar
elde edebiliyorlar.
Đnsan Hakları…
370
Đlke 2: Đş dünyası, insan hakları ihlallerinin suç ortağı
olmamalıdır.
Çalışma Koşulları…
371
*) Ilo sözleşmesi çocukların 15 yaşından önce işe alınmamasını
belirtmiştir. Çocukların cinsel istismarı çocuk kaçakçılığı, borç
köleliği, zorla çalıştırma ve köleliğe son verilmelidir…
Çevre…
372
Dünyadaki tüm çevre dostu yaklaşımlar takip edilmeli,
desteklenmeli ve uygulama yolunda adımlar atılmalıdır…
Yolsuzlukla Mücadele…
373
dış çevrelerdeki, tüm aktörlere karşı olan... sorumluluğu ifade
eder. Bu sorumluluk alanları...
********************************************************
374
Küresel Đlkeler Sözleşmesi... sadece şirketler için geçerli değil,
ülkemizde de bu sözleşmeye imza atan STK'lar var. Bu yüzden
“Vizyon Tasarımı” açısından incelemeye“ değer…
*) Vizyon…
*) Liderlik…
*) Kaynaklar…
*) Stratejik Planlama…
*) R a p o r l a m a…
*) Bu yıl ne yaptık?
375
********************************************************
*PROJE DÖNGÜSÜ*
EĞĐTĐMLER...
ĐHTĐYAÇ ANALĐZĐ...
UYGULAMA...
RAPORLAMA... SÜRDÜRÜLEBĐLĐRLĐK...
***************************************************
376
Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projelerinde…
Ölçümleme… Derecelendirme… Değerlendirme…
A) Enerji ve Su Harcamaları...
*) Doğalgaz
*) Elektrik
*) Su
C) Atıklar...
*) Kağıt atık (Ambalaj - Kağıt - Karton, v.s.)
*) Organik atık (Kimyasal Atıklar - Yemek Atıkları)
*) IT atık (Kartuş, v.s.)
*) Diğer (Plastik - Metal - Cam - Floresan - Pil, v.s.)
4) Çalışanlar ve Aileleri…
5) Ortaklar ve Hissedarlar…
377
6) Satış Kanalları ve Müşteriler…
7) Tedarik Zincirleri…
Sürdürülebilirlik Raporlamaları...
***************************************************
380
ölçümlemeleri kurum açısından değerlendirdiğimizde…
kampanya hedeflerini ve hedef kitle olarak belirlediğimiz
paydaşlarımızı net bir biçimde ortaya koymamız gerekiyor.
381
*) Yürüttüğümüz KSS kampanyasında ele aldığımız toplumsal
sorunla ilgili farkındalık düzeyinde ne tür bir değişim oldu?
Medya Ölçümleme…
382
*) Haberler hangi yaş gruplarına, ne kadar erişti?
383
sosyal sorumluluk kampanyalarının, hem kurum hem de toplum
lehine geliştirilmesinde... ölçümlemenin öneminin altını çizmek,
kullanılabilecek yöntem ve kriterlerle ilgili rehberlik etmektir.
***************************************************
384
Aslında hem ülkemiz hemde dünya için yeni yeni gündemde
olan kurumsal sosyal sorumluluk projeleri ve bunların
sürdürülebilirliği, maddi ve manevi geleceğimiz açısından,
muhakkak ki çok önemli… Dünya artık bunlarla uğraşıyor…
***************************************************
Kurumsal Sürdürülebilirlik . . .
385
şirketlerin üstünde pazarlama ve farklılaşmaya yönelik getirdiği
bir baskı mı?
386
Bu da; ekonomik, çevresel ve sosyal unsurların bütüncül şekilde
kurumsal bir yönetişim ilkesi çerçevesinde benimsenerek süreç
içinde karşılaşılabilecek, muhtemel risk ve maliyetlerin
azaltılarak hayata geçirilmesi ile mümkün olabilir.
387
kuruluşları ile paylaşıyor.
388
Özellikle, Avrupa Birliği’nde ve ABD de sürdürülebilir
uygulamaları içselleştirmiş işletmelerin, süregelen ekonomik
krizden olumsuz yönde etkilenmediğini gösteren birçok örnek
mevcut.
***************************************************
389
***************************************************
Eski anlayış tam anlamıyla geride kaldı. Uzun yıllardır artık tek
hedef üretim, satış ve kar elde etmek değil. Özellikle batıdan
esen rüzgar, tüm bunların tek başına yeterli olmadığını, işin
toplumsal ve sosyal tarafının da… önemli olduğunu ortaya
koyuyor…
390
Bu anlamda global şirketlerin daha saydam olduğu ve
hazırladıkları raporlarla, hesap verebilirlikte ön planda oldukları
düşünülüyor.
391
*) Görüşülen kişilerin KSSP çalışmalarını takip ediyor olması
ise dikkat çekici. Halk nezdinde görüşülen kişilerin yüzde 43’ü
KSSP faaliyetlerinden haberdar olduğunu belirtiyor.
392
toplumun duyarlılıklarının önemini kavradı. Đkincisi ise…
toplumun ayrılmaz bir parçası olan şirket çalışanları da, artık
şirketlerinin KSSP alanında bir şeyler yapmasını istemeye
başladı. Bu projelerin sayısı bu nedenlerle önümüzdeki dönemde
de artacaktır. Ama proje sayısının artması şirketlerin sosyal
sorumluluklarını yerine getirdiği anlamına gelmiyor.
393
Kurumsal yönetim ilkeleri, etik kodlar, kurumsal vatandaşlık, iş
yeri ortamı ve çalışanların mutluluğu (Ekonomi dünyasının,
artık çalışanların mutluluğuna değer vermesinin önemli bir
sebebi de, mutsuz çalışanların maliyetinin, çok daha yüksek
olduğunu görmeleri), doğa ve çevre duyarlılığı, işçi sağlığı, iş
güvenliği ve tedarik zincirinin çalışma biçimi, müşteri
memnuniyeti… Kurumsal sosyal sorumluluk projeleri için, çok
önemli konular!.. (Şeyma Öncel Bayıksel)
***************************************************
394
şekilde, bugün’ün ve geleceğin yaşamını ve kalkınmasını
programlama… anlamına geldiğini biliyor... Ve Kutluyoruz!..
***************************************************
1) Gazeteler’den…
395
Avea, Mavi Jeans ve Đpragaz yetkililerinin de katılımıyla bir
basın toplantısı düzenledi.
***************************************************
396
“Türkiye’de Gençlik… Geleceğimizi Şekillendirelim.”
*) Đş Yaşamımıza Başlarken…
397
Đş imkanlarının yaratılması, yeni işletmelerin kurulması v.s.
*) Becerilerimizi Geliştirmek…
*) Sesimizi Duyurmak…
***************************************************
398
Anne Çocuk Eğitim Vakfı (Açev) Eğitim Reformu Girişimi ile
Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme Derneği tarafından
ortaklaşa yürütülen “Eğitimde ve Toplumsal Katılımda…
Cinsiyet Eşitliğinin Sağlanması” adlı Avrupa Birliği Projesi ile
ilgili rapor yayınlandı.
399
politikalar geliştirmek ve bunların savunusunu yapmak
amacıyla, proje il’lerinde ve ulusal düzeyde “Sivil Đzleme
Grupları” oluşturuldu.
***************************************************
***************************************************
400
5) Gazeteler’den…
***************************************************
401
6) Bilim Đlaç Sanayi A.Ş.nin web sitesinden…
Faaliyetlerimizde;
*) Daha iyi bir toplum ve daha iyi bir çevre için, gönüllülüğü
esas alırız.
402
Sosyal Sorumluluk Projelerimiz…
***************************************************
403
Bu bakış açısıyla atılan adımlardan bir tanesi de…
404
Uluslararası iklim politikasının, son birkaç yılda böylesine
çaresizlikler silsilesine dönüşünün ardındaki ana neden, Bush’un
uzlaşmazlığı” diyen Lynas, yenilenebilir enerjinin, hem
gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde, inanılmaz bir artış
göstermekte olduğununda altını çiziyor.
***************************************************
Ve… 2009 yılı başlarında Sabancı Vakfı’ndan, güzel bir haber;
405
Sabancı Vakfı, Toplumsal Gelişim Hibe Programı kapsamında
geliştirilen projelere, 1.Milyon TL verecek…
***************************************************
406
konuların tartışıldığı bir platformu, gözlemleme’leri için önemli
bir imkan yaratmıştı.
407
*) “Çevre” % 18.2 ile…
*) Bir ünlü bal markası da... şaşalı bir basın toplantısı ile “Bu bir
sosyal sorumluluk projesidir diyebiliriz” diyerek (Ne demekse?)
ülkemizde çam ormanlarının en yoğun olduğu güney il’lerinden
408
birinde 10 Milyon USD yatırımla “Arıcılık... Eğitim, Araştırma,
Destek ve Lojistik Merkezi” kuracağını açıklıyor...
Neticede...
410
Duyarlı bir vatandaş olarak bu tür katılımlarda bulunmak...
topluma katkı sağlamanın yanında... Birey’lere de... liderlik
özellikleri, insan ilişkilerinin geliştirilmesi, sosyal çevrenin
genişlemesi ile başkalarına yardımda bulunmanın ve fark
yaratmanın verdiği haz’lar gibi... artı’lar da sağlar!..
411
Bu arada diğer önemli bölüme geçmeden “Kurumsal Sosyal
Sorumluluk Projeleri” konusunda... “Sektörel” anlamda bir
başka güzelliği... ülkemizdeki ilaç üreticileri ile BM nezdinde
hayata geçirmeyi planladığımız yepyeni bir projeyi, müsade
ederseniz, sizlerle paylaşmak istiyorum...
***************************************************
412
AB ve uluslararası pazarlar’da varolma açısından büyük bir
eksikliği farkederek, ĐEĐS Đlaç Endüstrisi Đşverenler Sendikası,
Türkiye Đlaç Sanayi Derneği ve Türkiye Kurumsal Sosyal
Sorumluluk Derneği ve de BM Küresel Đlkeler Sözleşmesi
UNGC - Türkiye Ulusal Temsilciliği ile temasa geçtik!..
Kısa bir süre içinde aldığımız cevaplar, bizleri çok mutlu etti ve
2010 yılı için çalışmalarımız başladı...
***************************************************
413
Ancak kitap henüz baskıya girmeden gelen şu mail’i de sizlerle
paylaşmak istiyorum.
***************************************************
Saygılarımızla,
Pınar ILGAZ
Birleşmiş Milletler
Küresel Đlkeler Sözleşmesi
Türkiye Ulusal Temsilciliği
2010 Yılı Sektör Toplantıları 18. Şubat. 2010 - 10. Mayıs. 2010
***************************************************
415
AFEDERSĐNĐZ!..
BU DÜNYA KĐMĐN?
418
Pek’de hayra alamet olmayan bu tasarı ile ilgili aynı tarihlerde,
Sayın Sadık Çelik’in aynı gazetede belirttiği gibi (Nedense,
başka medya organlarında bu tür konular... diğer önemli
konuların yanında pek yer bulamıyor!..); GDO ların... insan
hayatı, bioçeşitlilik ve çevre üzerindeki olumsuz etkilerinin
ötesinde, arka planda kalan... ürkütücü ve karamsar başka
gerçeklerinde varlığının kanıtını... (Aşağıdaki araştırmada da,
yer aldığı şekliyle...) eski Amerika Dışişleri Bakanlarından
Henry Kisinger’in 1970’ler de söylediğini görmekteyiz.
419
Bizim akademisyen ve uzmanlarımız ise, yasa taslağının
oluşturulması sırasında, kendi görüşlerinin alınmadığından ve
yasa’nın daha çok bürokratlar tarafından hazırlandığından
şikayetçi...
Geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız gıda krizi hala hafızalarımızda
iken, bazı teorisyenler... bu gıda krizinin, hiç de sanıldığı kadar
masum olmadığını, dünyada yeteri derecede tarımsal üretim
yapılmasına rağmen hala milyonlarca aç insan olmasının... ve
yaşanan gıda krizlerinin gizli sorumlularının, tekelleşmiş olan
konvansiyonel tohum ve GDO’lu tohum üreticisi firmalar
olduğunu iddia ediyorlar.
Đnsanlar aç kalacak ki, bu firmalar da “Đşte... açlığa çözüm” diye
GDO’lu tohumlarını rahat rahat pazarlayabilsinler...
Bu şirketler kutsal ve insani amaçlarla hareket ederek,
dünya’daki açlık sorununa çare olmak için çalışıyorlarsa...
O zaman adama sorarlar... “Madem kar amacı gütmüyorsun,
açlığa çare olmak istiyorsun da, tohumlarını neden patentleyerek
tröstleşiyorsun?”
GDO’lu tohumla üretim özellikle bazı çiftçilerimize çok cazip
gözükebilir... az bir emekle, bol ve firesiz ürün almayı kim
istemez? Üstelik de bu tohumlarla üretilmiş ürünlerin, ülkemize
ithali yıllardan beri serbestken ve bu konuda da her hangi bir
denetim uygulanmazken... bizim çiftçimizin kısıtlı olanakları,
imkansızlıkları, yetersizlikleri ile... özendirici GDO’lu
tohumların karşısında durabilmesini, direnebilmesini istemek,
fazla iyimserlik olmayacak mıdır?
Dolayısıyla GDO lar, her ne kadar... açlığa, kıtlığa çare olacak,
çiftçiyi kalkındıracak, bioyakıt üretiminde kullanılarak çevreye
de katkı sağlayacak... yeni ve modern bir tarım tekniği olarak
420
lanse edilse de... madalyonun öbür tarafında, bu ürünler için
gerekli olan tohumların dünyada sadece 3 - 5 uluslararası
firmadan sağlanabiliyor olmasının yol açtığı... GDO
üretimindeki bağışıklık ve bağımlılık nedeniyle, bir kere
GDO’lu üretime başlarsanız... elinizi verip, kolunuzu
alamayacaksınız.
Hem devlet, hem de çiftçi olarak bu şirketlere esir olacaksınız!..
Diğer taraftan da... doğanızı, çevrenizi, toprağınızı, geleceğinizi
ve gen zenginliklerinizi riske edeceksiniz.
Evet değerli dostlarım...
Organik tarım ve tohum gibi büyük avantajlarımız varken,
uluslararası tohum ve gıda tekelleri... yarım asırlık bir süreçte,
ülkemizi de, diğer kalkınmakta olan ülkeler gibi... tarımda da,
gıda da, malesef dönüşü çok zor olan bir yola sokmaktalar...
Küresel bir felaket tehditi yaratıp, sonra yaraları sarma
bahanesiyle, dünya ekonomisinin ve siyasetinin kontrolünü ele
geçirme planı, sizce çok mu ütopik?
Buyrun bakalım!.. ☺
***************************************************
421
Microsoft’un kurucusu Bill Gates’i suçlayamayacağımız tek şey
tembellik’tir. Daha 14 yaşındayken program yapıyordu ve
Harward’da 20 yaşında öğrenciyken, Microsoft’u kurdu…
422
Kutbu Okyanusu yakınlarındaki Barents Denizi’nde yer alan
“Svalbard Tohum Bankası”na… milyonlar yatırıyor. Svalbard,
Norveç’in hak iddia ettiği ve 1925’te uluslararası sözleşmeyle
alınan çorak bir kaya parçası…
423
Yaptıkları basın açıklamasına göre, amaç… tohum çeşitliliğini
gelecek için korumak...
CGIAR ve “Proje”
424
Rockefeller Vakfı, John D. Rockefeller III’ün Tarım Gelişim
Konseyi ve Ford Vakfı, Filipinler Los Banos’da Uluslararası
Pirinç Araştırma Merkezi’ni (IRRI) kurmak için güç birliği
yaptılar. (a)
425
Böylelik’le ilk kurduğu vakıfların, planlamaları aracılığıyla…
Rockefeller Vakfı… 1970’lerden itibaren küresel tarım
politikalarını şekillendirebilecek konuma geldi… Ve başardı!
426
özelliklerini, istenilen şekilde değiştirmeyi ümit ediyorlardı…
Savaştan sonra sessizce ABD’ye, biyolojik öjenik çalışmalarını
devam ettirmeleri için getirilen Hitler’in öjenikçi bilim adamları,
çeşitli yaşam formlarının genetik olarak tasarlanması konusunda
çok ciddi temel adımlar attılar.
Henry Kissinger
427
Tarım işi ve Rockefeller’in Yeşil Devrimi kol kola ilerledi. Her
ikisi de Rockefeller Vakfı’nın bitki ve hayvanların genetik
mühendisliği yoluyla geliştirilmesini de içeren büyük planının
parçasıydılar…
428
Hibrid (Melez… Genleriyle oynanmış… Değiştirilmiş…) lerde
bu azalan hasat verimi özelliği yüksek miktarda hasat alabilmek
için çiftçilerin her sene tohum almasını gerektiriyordu.
429
siyaset hedeflerini şekillendirmek ve de desteklemek için kol
kola çalıştılar.
430
kimya devleri için ek pazarlar oluşturuyordu. Yeşil devrim
aslında bir “kimyasal darbeydi”.
431
“Gen Devrimi”ni, yani GDO patentli tohumların da dahil olduğu
endüstriyel tarım girdilerinin yayılmasını, teşvik etmek için
çalıştılar…
433
şeyler beklemektedirler ki… bu şaşırtıcı bir durum değil.
Svalbarda’ya Geçiş…
434
Gates ve Rockefeller Vakfı’nı, Afrika’da patentli ve terminatör
patently… tohumların yayılmasını desteklemeye iten nedir?
435
Svalbard projesi… “Küresel Hasat Çeşitliliği Örgütü” denilen
bir şebeke tarafından işletilecek (GCDT).
Onlar kim ki yeryüzünün tüm tohum çeşitliliğini saklayacak bir
banka kuruyorlar? GCDT… Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım
Örgütü (FAO) ve CGIAR’ın yan kuruluşu olan Bioçeşitlilik
Enternasyonal (daha önceleri… “Uluslararası Bitki Genetik
Araştırma Enstitüsü” idi.) tarafından kuruldu.
436
Avrupa Birliği eski büyükelçisidir ve Brezilya Maliye Bakanlığı
dış borçlar arabulucusu’dur. Dauster aynı zamanda Brezilya
Kahve Enstitüsü başkanlığı ile Brezilya patent sistemlerinin
modernleştirilmesi projesinin yöneticiliğini de yapmıştır ki… bu
proje yakın zamana kadar Berzilya kanunlarına göre yasak olan
genetiği değiştirilmiş tohumların patentlerinin yasallaştırılmasını
da içermektedir.
437
Enstitüsü’nün de (IRRI) Yönetim Kurulu üyesidir.
Rai Uluslararası Mısır ve Buğday Geliştirme Merkezi’nin
(CIMMYT) Yönetim Kurulu üyeliğini yapmıştır ve CGIAR’ın
Đdari Kurul üyesidir.
438
Günümüzün en büyük bitki üreticileri, küresel bitki patentiçisi
GDO devleri… Monsanto, Du Pont, Syngenta ve de Dow
Kimyasalları’dır.
440
bankaları zincirleri işletmektedir.
GDO ve Ölüm…
Şimdi Bill Gates ve Rockefeller Vakfı’nın Svalbard projesindeki
suistimal olasılığının en önemli tehlikesine bir göz atalım.
Pirinç, mısır, buğday ve soya gibi dünyanın temel gıda üretimi
için patentli tohumların üretimi korkunç bir biyolojik silah
olarak kullanılabilir mi?
442
Test sonuçları gösterdi ki Dünya Sağlık Şebekesinin (WHO)
yalnızca çocuk doğuracak yaştaki kadınlara dağıttığı aşıların
Chorionic Gonadotrophin ya da hCG içerdiği ortaya çıktı.
Doğal bir hormon olan hCG, tetanoz toksoid taşıyıcılarıyla ile
birleştiğinde kadınların hamile kalmasını engelleyen antibodileri
üretiyordu. Aşı yapılan hiçbir kadına bundan bahsedilmemişti.
Dip Notlar…
F. William Engdahl, Küresel Araştırma’dan çıkan… “Ölümün
Tohumları…Genetik Mühendisliği’nin Gizli Ajandası (Seeds of
Destruction… the Hidden Agenda of Genetic Manipulation)”
kitabının da yazarıdır.
444
Kendisi, aynı zamanda Pluto Press’ten çıkan “Savaş Yüzyılı…
Anglo Amerikan Petrol Siyaseti ve Yeni Dünya Düzeni” adlı
kitabını da yazmıştır…
445
GDO lar, organik tarıma ve biyolojik çeşitliliğe zarar veriyor.
GDO ların bebek mamaları ve çocukların ek besinlerinde
kullanımı yasak! Peki büyükler için neden yasak değil? diye!..
446
Ve… Sayın Ali Ekber Yıldırım’ın, çıkacak kanunla ilgili olarak
belirttiği gibi…
***************************************************
447
9) Çiftçiler, tohumluk ayırma haklarını yitirecek; tozlaşma vb.
yollarla ürünlerine GDO bulaşmışsa şirketlere tazminat ödemek
zorunda kalabilecekler,
***************************************************
***************************************************
448
Hızla büyüyen dünya nüfusu, her geçen gün daha çok besine
ihtiyaç duymaktadır...
449
“Tarımsal üretimde... sürekliliğe ilişkin ilkeleri destekleyen
ürünler ve hizmetler sunarak... kar’lı bir şekilde ☺
büyümek...” olarak belirlemiştir!..
***************************************************
450
veya bilgisayar alacak maddi güce sahip olmama… gibi
nedenlerle internete erişemiyor.
IBM, internetin…bilgisayar kullanılmadan tüm dünya da
erişilebilir ve yaygın hale gelmesini sağlamak amacıyla
“Konuşan Web” (Spoken Web) teknolojisini geliştiriyor.
452
2) Et endüstrisi, dünyadaki amonyak salınımının % 64 ünün de
sorumlusu. Amonyak ve çeşitli kimyasallar ise, asit yağmurları’
nın ve biyolojik çeşitliliğin, yok oluşunun nedeni…
3) Et üretimi için kullanılan geniş toprakların yanı sıra,
milyarlarca hektarlık alanlar da, hayvanlara besin sağlamak için
tarımsal üretime ayrılıyor.
Örneğin dünyada 756 milyon ton tahıl, çiftlik hayvanlarını
beslemek için kullanılıyor. Bu miktar, açlık riski altındaki 1.4
milyar insanın beslenmesi için kullanılsa… yaşamaları için
gereken miktarın 2 misli tahıl elde ediliyor…
4) Sektörün su tüketiminin çok fazla olması nedeniyle su
kaynakları azalıyor…
Araştırmalara göre… 1 kg sığır eti elde etmek için harcanan su
miktarı… ortalama 18.930 litre iken, bu oran aynı miktarda
patates için 455 litre, buğday için 820 litre, pirinç için 1.735 litre
ve soya için 1.820 litre…
5) Et tüketimi giderek artıyor. Gelişmekte olan ülkeler de kişi
başına düşen yıllık et tüketimi 1980 de 14 kg iken, 2002 de 28
kg oldu. FAO ya göre bu oran 2050 ye kadar 2 katına çıkacak.
Bazı kişilerin et yemeğinin doğal ve gerekli olduğunu savunup,
bunlara itibar etmeyeceğini biliyorum. Ama şu da bir gerçek ki,
insanın sürekli et yemesi çok doğal bir durum değil. Bilimsel
araştırmalar, ilk insanların vejeteryan olduğunu kanıtlıyor…
Etin insane sağlığına etkisi ise ayrı bir tartışma konusu…
Geleneksel mutfağında ete çok fazla yer verilen bir ülkenin
453
vatandaşlarına bunları anlatmanın bir etkisi olur mu?
En azından birileri haftada bir gün et tüketmemeye ikna olabilir
belki… (Sözüm, zaten et almaya gücü yetmeyen dar gelirlilere
değil.) Böylece hem kendi sağlıklarına, hem de dünyanın
geleceğine olumlu bir katkı yapabilirler…
Geçen ay, Belçika’nın Ghent şehrinde bu yönde bir uygulama
başladı. Belediye Meclisi kararıyla, artık Ghent’te haftada bir
gün et yenilmeyecek ve bütün restaurant’lar vejeteryan menu
sunacak!..
Darısı her şehrin başına… Çünkü ete olan bu aşırı düşkünlüğün
önü alınmazsa… dünya daha da hızlı tükenecek.
Đnsanlık için… ne uygunsuz bir gerçek!..
454
Ve... bu önerimi de, çok güzel sosyal sorumluluk projelerine
imza atan, ülkemizin en büyük bankalarından bir tanesinin, daha
önceden tanıdığım, Genel Müdür Yardımcısı vasıtasıyla...
kendilerine şu şekilde ilettim...
“Özellikle… Tema Vakfı ile birlikte bu yılbaşında başlattığınız
81 Đl’de… 81 Orman… ve diğer güzel projeleriniz için, sizleri
kutlamak istiyorum…
455
Ali Rıza Bey,
***************************************************
456
Merkezi” olmaya hazırlandığı, haberleri de medyada yer almaya
başladı. (Đlk toplantı 24.07.2009 Đzmir)
Derken...
Ekim 2009 sonunda, TBMM de yıllardır bekleyen “Ulusal
Biyogüvenlik Yasası” çıkmadan, Tarım Bakanlığı alelacele
GDO Yönetmeliğini çıkartıyor... Ve Türk Sağlık Sendikası
ile Ziraat Mühendisleri Odası, Kasım ayı başında
yönetmeliğin iptali için Danıştay’da dava açıyor.
457
Evet . . . Dünya dönüyor . . . Hayat devam ediyor . . .
BÖLGESEL SAVAŞLAR . . .
458
GÖÇLER VE ĐNSAN TĐCARETĐ . . .
MÜLTECĐ KAMPLARI . . .
ÇOCUKLAR VE GENÇLER. . . .
YETĐŞTĐRME YURTLARI . . .
KADINLAR VE SIĞINMA EVLERĐ . . .
HUKUK VE ĐNSAN HAKLARI . . .
EĞĐTĐM VE SANAT . . .
ORGAN TĐCARETĐ VE SAĞLIK . . .
TOPLUM BĐLĐNCĐ . . .
ENGELLERĐN KALDIRILMASI . . .
MEDENĐYETLER ĐTTĐFAKI VE BULUŞMASI . . .
STRATEJĐK ORTAKLIK . . .
KÜLTÜR BAŞKENTLERĐ . . .
ĐNANÇ TURĐZMĐ . . .
***************************************************
459
Ancak, daha öncede bahsettiğim gibi... yapmayı düşündüğümüz
ve arzu ettiğimiz herşey’e önce “Kendimiz”in inanması lazım...
Bu noktada, şu anekdotu birkez daha hatırlatmak istiyorum!
***************************************************
Uzunca bir süre Roma’da hiç yağmur yağmamış...
Su sıkıntısı baş gösterince, Belediye Başkanı panik halinde bir o
yana, bir bu yana dönüp duruyor.
“Eyvah yağmur yağmıyor” diye...
Sonra Danışmanlarından biri geliyor.
“Efendim” diyor. “Biliyorsunuz, yağmur bombası var. Bombayı
atarız, bulutlar biraraya gelir, şimşek çakar, yağmur yağar.”
“Yaşasın, harika! Hemen getirin atın” der Belediye Başkanı.
Bombaları atarlar... Atarlar, atmasına da, bulutlar biraraya
geliyor, şimşekler çakıyor, gök gürlüyor, ama bir damla yağmur
düşmüyor! Düşmüyor...
Sonra bir başka Danışmanı “Efendim, yağmur duasına çıkalım”
diyor. Belediye Başkanı kızıyor köpürüyor ama, çaresizlik işte...
sonunda öneriyi kabul ediyor ve Papa’yı telefonla arıyor...
“Papa hazretleri, biliyorum olmaz ama... belkide kızacaksınız.
Danışman’larımdan biri söyledi. Yağmur duası ederek, yağmur
yağdırmanız mümkün mü?”
Papa, sakin bir şekilde... “Evet evladım.”
Belediye Başkanı, bu sefer sitem ediyor...
460
“Saygıdeğer efendim. O zaman niçin dua etmiyorsunuz?
Binlerce Hıristiyan susuzluktan mahvolmak üzere!”
Papa... “Bir kişinin duası ile olmaz yavrum. Pek çok kalabalığın
topluca dua etmesi lazım.”
Belediye Başkanı... “Sorun değil efendim. Biz o kalabalığı
toplarız.”
“Tamam o halde, yalnız 2 şartım var.”
“Nedir?”
“Biri şu... Gerçekten yağmur yağmasını isteyen insanlar
gelecek. Đkincisi...Bunlar dua edince, yağmur yağacağına inanan
insanlar olacak.”
“Tamam, bu çok kolay!”
Belediye Başkanı, her türlü medya aracını kullanıp, Roma
meydanı’nı hınca hınç dolduruyor. Gelen herkeze şartlar
bildiriliyor ve bunun dışında kimsenin gelmemesi isteniyor.
Kalabalık toparlandıktan sonra, Papa kürsüye çıkıyor ve
soruyor...
“Geldiniz mi?”
“Geldiiiik...”
“Niye geldiniz?”
“Dua etmeyeee...”
“Niçin dua edeceksiniz?”
461
“Yağmur yağması içiiiin...”
“Yapmur yağmasını gerçekten istiyormusunuz?”
“Eveeet... Đstiyoruuuz...”
“Yine de istemeyen varsa geri gidebilir.”
Kimse yerinden kımıldamayınca... Papa yine soruyor...
“Herkez, dua ettiğimizde yağmur yağacağına, gerçekten
inanıyor mu?”
“Đnanıyoruuuz...”
Papa bakışlarını kalabalığın üzerinde gezdiriyor ve sesleniyor...
“Hadi, şemsiyelerinizi açın. Yağmur duası’na başlıyoruz.”
Kendisi, şemsiyesini çıkarıp açıyor. Halk şaşkın, öylece donup
kalıyor. Çünkü Belediye Başkanı dahil, kimsede şemsiye yok...
Dua ettiğinizde, yağmur yağacağına gerçekten inanıyorsanız...
Şemsiyeniz yanınızda olmalı!..
***************************************************
Tüm inançlar’a ve insanlar’a saygı duyarak, bu dünya için daha
güzel şeyler yapabilme şansımızın, her zaman var olduğuna tüm
kalbimle inanıyorum...
Đsterseniz... Yerel...
Đsterseniz... Bölgesel...
Đsterseniz... Ulusal...
462
Đsterseniz... Uluslararası...
Đsterseniz... Küresel boyutta olsun...
463
“Đnsanlar, şanslarını kendileri yaratır.” derler...
464
“Yıllarca bana inanmadın, yaratılışı kozmik bir kazaya bağladın,
sana bu durumda yardım etmemi mi istiyorsun? Seni sevgili bir
kulum mu saymalıyım?” demiş.
***************************************************
Genç ve yakışıklı bir işadamı uzak bir seyahat için uçağa biner.
Daha sonra yanındaki koltuğa da çok güzel yalnız bir genç kadın
gelir ve oturur.
465
“Uzun bir yolculuk olacak. Eğer isterseniz enteresan bir konu da
sohbet edersek, zamanın nasıl geçtiğini anlamayız.” der...
Kadın da... “ Olabilir... Ama ben, önce size bir soru sormak
istiyorum.” der. Adam da... “Tabii” deyince sorar.
Adam... “Ot’la”
☺
Şaka, tabii...☺
***************************************************
466
Đşte güzel bir örnek!..
***************************************************
Gizli Armağanlar…
Bir gün okyanusta yol alan bir gemi kaza geçirerek battı.
467
Başına gelebilecek en kötü şeydi bu…
***************************************************
468
anlarımızda imdadımıza yetişebiliyor…
Değil mi?
Evet...
Đlgiye ve desteğe ihtiyaç duyan birçok problem...
469
DAHA MUTLU
470
20. 09. 2009 !
471
Aşağıdaki gerçekleri tekrar hatırlamakta yarar var... diye
düşünüyorum... (Ama sakın gülmeyin... Sadece gülümseyin...)
Son 30 - 40 yılda neler’le uğraştığımıza bakarsak...
***************************************************
01.Mayıs. 2009... tekrar “Đşçi Bayramı”
1977’ yi ve diğer 1 Mayıs’ları da hatırlarsınız mutlaka...
02. Temmuz. 1993... Sivas Madımak Oteli’ni de...
1980 den sonra yaşananları ve 1995... Gazi Olaylarını da...
Terörle Mücadele Şehitlerimizi ve Basın Şehitlerimizi de...
473
“Elektrik mühendisi ve mucidi Nicola Tesla 1857 de Hırvatistan
da doğdu. 1943 de Newyork’ta öldü.
Graz Üniversitesi’nde okudu ve 1881 de Budapeşte’de elektrik
mühendisi olarak iş hayatına atıldı.
1887 de Newyork’a yerleşerek, alternatör yapım şirketini kurdu.
Elektroteknik ve yüksek frekans tekniği alanında önemli
buluşları vardır. Đlk döner alanlı asenkron motoru yaptı... Çok
fazlı akımları... komütatörleri ve yıldız montajı... icat etti.
1889 da yüksek frekanslı akımları incelemeye başladı...
Hertz dalgalı ilk sanayi jenaratörlerinde kullanılan, karşılıklı
indüklemeyle... iki devrenin bağlanmasını tasarladı.”...
Ergenekon iddianamesindeki şüpheli şahıs Nikola Tesla ile
dünya bilim tarihinde Amerikalı Thomas Alva Edison’un rakibi
olarak anılan Hırvat mucit Nikola Tesla aynı kişidir.
Ve Siz... eğer bu satırları okurken eğer gülüyorsanız...
Veya yüzünüzde acı bir gülümseme belirdiyse...
Derhal kendinize geliniz ve en kısa sürede... en yakın polis
merkezine giderek kendinizi ihbar ediniz... Ve de “Ben darbe
destekçiliğine meyilli bir demokrasi düşmanıyım” deyiniz.☺
Siyasi iktidarın emrindeki polis, size... kirli bilgi ve belgelerle...
gereken siyasi propagandayı yapacak güçtedir!
474
fotoğrafını indirmeye zaman bulamamıştır...
Polis, gençlerden birine “Kim ulan bu” diye sorar...
Gencin yanıtı “Dedem” olur. Ama... polisten de okkalı bir tokat
yemekten kurtulamaz.
Tokatın nedenini sorar bir ifadeyle polise bakar...
Polis’te... “Böyle ak sakallı, nur yüzlü bir ihtiyarın torunu olarak
kominist’lik yapmaya utanmıyormusun ulan!” diye haykırır...
475
dosyasındaki oluşum göstermektedir ki, açılan dava , delillere
değil, bir takım senaryolara dayalı olarak açılmış bir davadır ve
yürütülmekte olan soruşturma sırasında da bu senaryoya uygun
deliller bulunmaya çalışılmaktadır.
476
Tüm yaşamlarını ülkemizin ve devletimizin temel değerlerini
korumaya adamış olan bu değerli ve saygın kişilere yöneltilen
suçlamaların siyasal değil hukuki dayanakları herkezce merak
edilmektedir.
477
kurallarını açık bir şekilde çiğneyerek yürütülen bu
soruşturmaya mevcut hukuk sitemi içinde yer bulmak mümkün
değildir.
Öyle bir ülke düşünün ki… Yüz yıldır eğitim atılımı yapmaya
çalışıyor. Ama… üniversite kuranlar, rektörler, profesörler
içerde… Eğitime adanmış sivil toplum kuruluşları sorumluları
içerde… Ama, bunlar hakkındaki yargısız infaz kararları
manşetlerde!..
478
Öyle bir ülke düşünün ki… Sorunlar çözülmüyor… Tam tersine
giderek ağırlaşıyor… Ama, hem kendi anayasasını ihlal ediyor...
Hem en değerli evlatlarını yiyor ve yitiriyor… Hem de yerel ve
ulusal medya’nın önemli bir bölümü bütün bunlara alkış tutuyor.
.........
479
ve insanlığımızı da hala yitirmediğimizi düşünüyor…
480
Leyla Tavşanoğlu ile yaptığı söyleşi’den…
481
gelişimleri konu edinir…
482
Buzulların erimesi… erozyon ve su baskınları başta olmak
üzere, birçok çevre felaketini de birlikte getirecek…
483
yapabileceğimizi, hala düşüne dururken… (DASK sağolsun!..)
484
Semercioğlu, aynı duyarlılığı bağışçıların gösterememiş
olduklarını tespit etmiş.
Belki hemen değil. Ancak belli bir tarih verdikten sonra, söz
485
Ucuz kahramanlığa ve bedava itibar yönetimine, pabuç
bırakmamak için bir yer’den başlamalı.
Ne diyorsunuz? Neyse!..
***************************************************
Bu hafta size geçtiğimiz hafta bize ulaşan bir mektubu “hiç
değiştirmeden” sunuyorum.
486
Birileri devletin denetim eksikliğini... Her şeyi yaparım...
uygulamasına dönüştürmüş. Buna cesaret edenlerin bir çeşit
vatan hainliği yaptıklarına inanıyorum.
Toz beyaz şekeri gıda boyası ile boyayıp esmer şeker diye satan
bir işletmede görev aldım. Görev aldığım işletmenin sahibine bu
ahlaki ve yasal bir şey değil dediğimde bana kapıyı gösterdiği
günü hiç unutmuyorum. Üstelik T.C. Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı’nda denetim yetkililerine bundan bahsettim. Ama
nafile, kulak arkası ettiler... kayda alıp üzerine gitmediler.
487
hipoklorit vb.) katkı maddeleri ile işleme tabi tutulup, eritme
peyniri olarak değil, “Taze Kaşar” adıyla “Katkısız” ibareli...
ambalajlarda satılıyordu. Kaymaklara, tereyağlarına renklerde
düzeltme yapmak için, klorofil, karetenoid bileşikler ilave
ediliyordu. Ama etikette... Katkısız % 100 Doğal... yazıyordu.
Bir örnek daha vermek isterim. Bir maden suyu firması limonata
üretiyor. Esas işi maden suyu şişelemek. Limonata üretmek için
temin ettiği su, 10 metre’den az derinliğe sahip bir sığ kuyunun
suyu. Kuyunun yanı başından bir dere geçiyor. Burada garip
olan ne var diyebilirsiniz.
488
tabi bir kuyu değil. Yani DSĐ’den kuyu açma izni alınmamış ve
sonrasında analizlerini yaptırmak amacıyla ne Sağlık Bakanlığı
ve ne de Tarım Bakanlığı'ndan içerik olarak zararsızdır ve
gıdaya kullanıma uygundur onayı alınmamış. Ama bu suyla
limonata yapıyor birileri ve bunu satıyor, süper marketlerde...
489
Toz yoksa, etraf derli topluysa uygundur diye rapor veriyor.
Peki işin arka bahçesinde insan sağlığını hiçe sayarak yapılan
uygulamalar. Bütün bunlar biliniyor da ses çıkarılmıyor mu diye
düşünüyorum bazen.
Bakalım!..
***************************************************
Evet...
490
Netice’de…
Dünya’da da bitmeyecek…
491
sorumluluklarını yerine getirmesini ve bölge halkına insan gibi
davranmayı öğrenmesi... gerektiğini, söyledi.
***************************************************
492
*) Sakarya’da, çok güzel bir proje... (Hasan Coşkun)
493
Öğrenen şehir konseptiyle... esnafların, belediye personellerinin,
zabıtaların, dünya standartlarında bir yapı ve anlayışa kavuşması
sağlanacak...
Sonrasında ise esnafı ile sanayicisi ile işadamı ile emeklisi ile
494
Sakarya'da yaşayan herkez... “Kentime Sahip Çıkıyorum”
projesine sahip çıkmalı.
Ve tabii, bu arada…
495
Haa... yalnız hiç bir şey yapılmadı zannetmeyin...
Sorgusuz... Sualsiz...
Đnsanlar’da hala...
Bir de ayrıca...
496
servis tedavi giderleri için... ödemelerin, bir şekilde devlet
tarafından yapılacağını (SGK’ları veya Yerel Yönetimler v.s.)
belirtirken...
497
AFEDERSĐNĐZ!
SON BĐ’ŞEY
SÖYLEYEBĐLĐR MĐYĐM?
498
EĞER...
Gerçekleştirilecek hizmetlerin,
Yerimizi alacağımızı...
499
DAHA MUTLU
500
GÜZEL DOSTLUKLAR . . .
Sevinçleri çarpabilmeli…
Üzüntüleri bölebilmeli…
Geçmişteki olumsuzlukları çıkartıp silebilmeli…
Yarınlarımızı toplayıp… toplarlayabilmeli…
Hz. Mevlana…
501
Evet... Dostlarımız çok değerlidir... Ama hangileri ?
502
Bir an gözlerinizi kapatın...
503
Şimdi Sizlere 3 soru sormak istiyorum.
504
HADĐ BAKALIM ! KOLAY GELSĐN . . .
VE . . . Y O L U N U Z AÇIK OLSUN.
505
Sayın Doğan Cüceloğlu’nun tabiriyle... Bir maç düşünün!..
Futbol... Voleybol... Basketbol maçı... mesela.
Ve o sezon şampiyonluk’ta son final maçı...
Maçın son saniyeleri... Durum 79 - 80. Siz sahanın en iyi
oyuncularından birisiniz ve takımınız geri durumda...
Top’la çember altında buluşuyorsunuz, tek başına’sınız!..
E V E T !..
506
Ve… çok güzel iki öykü…
***************************************************
Çok başarılı bir çocuktu…
Bir gün talihsiz bir kaza sonucu çocuk sol kolunu kaybetti.
Bir gün hoca elinde bir kağıtla geldi. Kağıt’ta, çocuğun gençler
karate şampiyonasına katılabileceği yazıyordu.
507
Çocuk çok şaşırdı ve heyecanlandı.
Ve... Bir tek savunması vardır. O da, rakibin sol kolunu tutmak".
***************************************************
508
***************************************************
Bu da… çiftlik’ten çiftliğe, yarıştan yarışta koşarak… at’ları
terbiye etmeye çalışan… gezgin bir at terbiyecisi’nden, küçük
oğluna kadar uzanan, bir öykü…
Kağıdın üzerinde...
Kırmızı kalemle yazılmış kocaman bir “0” ve
“Dersten sonra beni gör!..” uyarısı vardı!..
509
“Neden, Sıfır aldım?” diye merakla sordu hocasına, çocuk…
“Bu. senin yaşında bir çocuk için. gerçekçi olmayan bir hayal”
dedi, hocası…
“Ben de hayallerimi!..”
510
EN BÜYÜK DĐLEĞĐM...
511
BEKLENTĐLERĐNĐZDEKĐ...
UMUT IŞIĞI DA HĐÇ SÖNMESĐN!..
512
HAYATA...
UMUTLA BAĞLANMANIN EN ÖNEMLĐ ŞARTLARI;
513
HAYAT’TA BAŞARILI OLMANIN EN ÖNEMLĐ
FAKTÖRLERĐNDEN BĐRĐ ĐSE;
BĐTĐŞ ÇĐZGĐSĐNĐN ÖTESĐNĐ GÖREBĐLMEKTĐR...
514
Bir uyarlama...
***************************************************
O kahraman…
O toplum için;
“Kurtuluş” olabilir…
“Model” olabilir…
“Umut” olabilir…
Peşine takılırsınız...
515
*) O - akıllıdır....
*) O - başarılıdır...
*) O - karizmatiktir...
*) O - misyon sahibidir...
*) O - vizyon sahibidir...
*) O - marjinaldir...
*) O - liderdir...
*) O - korkmaz...
*) O - yılmaz...
*) O - kaçmaz...
*) O - başarır...
*) O - becerir...
*) O - yücedir...
516
*) Zaafları…
*) Zayıflıkları…
*) Bilmedikleri…
*) Beceremedikleri…
*) Eksik yanları…
*) Anlamadıkları…
*) Korkuları…
*) Yenilgileri vardır…
*) Şaşırırsınız…
*) Đnanamazsınız…
*) Anlayamazsınız…
*) Pişmanlık duyarsınız…
*) Boşlukta kalırsınız…
***************************************************
517
O YÜZDEN,
“Ş Đ M D Đ”
AYNA’YA BAKMALISINIZ…
518
Ş A M P Đ Y O N S Đ Z S Đ N Đ Z !..
519
MUTLULUK DÜKKANI…
***************************************************
520
pazarlıklar, günlük yaşamdakilerden biraz farklı olur ve pek çok
müşteriyi şaşırtırdı.
521
Dükkan sahibinin sorduğu soru, müşteriyi iç dünyasına
döndürmüştü. Gözünün önünden geçen sahnelerin kendi
yaşamına ait olduğunu kabul etmek için kendini zorluyordu.
522
“Peki, benim size vereceğim atmış beş yılın karşılığında siz
bana ne verebilirsiniz?”
“Ne isterseniz?”
“Beyefendi, her ne kadar siz atmış beş yıl karşılığında bana her
şeyinizi vermeye hazır olsanız da, ben sizden bir tek şey
isteyeceğim.”
“Belleğinizi...”
“Anlamadım?”
523
“Belleğinizi dedim...Atmış beş yılın yaşantısını içinde
barındıran belleğinizi istiyorum.”
“Emin misiniz?”
524
“Nasıl yani? Buradan çıktığımda hiçbir şey hatırlamayacak
mıyım? Sizinle konuştuklarımızı bile, öyle mi?”
“Evet…”
525
Size teşekkür ederim.”
***************************************************
526
Dünyamızdaki… yaşamın doğal enerjilerini ve astrolojik
özelliklerini oluşturan tüm elementlerin… temel yapı taşları
olan; Ateş (Güneş), Su, Toprak ve Hava… arasındaki uyum
gibi… yani;
Suyun… Ateşi,
Toprağın… Suyu,
Havanın… Toprağı,
Ateşin… Havayı, dengede tutması gibi...
527
Şimdi, isterseniz...
Sevdiğiniz ve dostluğuna inandığınız birkaç kişiyi arayıp,
bu kitabı okuyup okumadığını sorabilirsiniz...
Eğer okuyupta, sizin gibi pozitif düşüncelere sahiplerse...
biraraya gelerek, bir şeyler yapmak ve bir yerden başlamak
için, mail gruplarınızla... ilk adımları atabilirsiniz...
528
SON SÖZ ! . .
529
HEPĐMĐZ
AYNI TANRI’NIN
ÇOCUKLARIYIZ!
*****************
ĐNSANLARIN
DĐL ... DĐN ... IRK VE RENKLERĐ
NE OLURSA OLSUN...
530
DAHA
DOSTLUKLA VE
SEVGĐYLE...
531
Zaman zaman insanlar, kendilerine destek ararlar’ya...
Kendini yenileyebilmek…
...
533
Bu nedenle, özellikle mecburi emeklilik yaşı uygulamalarının
değişen demografik trendlere uyarlanması ve yaşlılara iş
bulmada fırsat eşitliği sağlayan politikaların uygulanması önem
kazanıyor. Yaşlıların çalışma hayatına katılım sürelerini
uzatabilmek için onların eğitiminin güncellenmesi de, gerekiyor.
Yeni bir kariyere geçişi sağlayanlar, bir taraftan yeni bir işin
getirdiği heyecan ve keyfi yaşayıp gelir düzeylerini artırırken,
diğer taraftan topluma faydalı olmaya devam ettikleri bilinciyle
özgüvenlerini ve yaşam sevinçlerini artıracaklardır. Küçülen
sektörlerde çalışanların, yeni bir kariyere geçişini sağlayacak
hazırlıklara önem vermemiz, daha zengin ve mutlu bir toplum
olmamıza hizmet edecektir.
534
***************************************************
-----------------------------------------------------------------------------
***************************************************
535
GÜZEL MESAJLARI ĐÇĐN TÜM DOSTLARIMA VE . . .
536
ALĐ RIZA DEĞER
537
CRM + Satış ve Pazarlama Eğitimleri ile birlikte... Girne Amerikan
Üniversitesi - Lions Akademisi Eğitmenliği ve Chiago, Indianapolis,
Newyork / Uluslararası Lions Kulüpleri Birliği Genel Yönetmenlik ve
"Stratejik Liderlik Eğitimi" sonrasında ilaç, otomotiv ve kozmetik gibi
sektörlerde Koordinatörlük yaparak, STK lar da görevler aldı.
538
539
PROJE
YÖNETĐMĐ
&
SOSYAL
SORUMLULUK
PROJELERĐ . . .
540