Professional Documents
Culture Documents
İSTANBUL-2000
©Copyright 2000: Bu kitabın bütün telif haklan
EKEV YAYINEVİNE aittir.
Yayınevinin yazılı izni olmaksızın herhangi bir vasıtayla
kısmen de olsa çoğaltılamaz.
sayfa tasanm
.bil~bi@öı
l<apak'Tasanm
İsmail boztaş
R.Ö.
*Prof. Dr. Ramazan ÖZEY* 1955 yılında, Aydın ili, Bozdo-
ğan ilçesi, Akseki Köyü'nde doğdu. 1979 yılında, Atatürk Üniversi-
tesi, Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölümü'nden mezun oldu. 1979-
1981 yılları arasında, Erzurum T.K.İ Müessesesinde, Eğitim Şefi
olarak görev yaptı. ··
Atatürk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Coğrafya Bölü-
mü, Türkiye ve Ülkeler Coğrafyası kürsüsünde açılan sınavları ba-
şararak, 1981 yılında asistanlığa atandı. 1985 yılında doktor oldu.
198 7 yılında Türkiye Coğrafyası Anabilinı Dalına Yrd.Doç.Dr. ola-
rak atandı. 198 7-1 991 yıllan arasında, Türkiye ve Bölgesel Coğraf
ya Anabilinı Dalı Başkanlıklarını yürüttü.
1991 yılında, Marmara Üniversitesi, Atatürk Eğitim Fakül-
tesi, Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü, Coğrafya Eğitimi Anabilim Da-
lı'na Yrd.Doç.Dr. olarak naklen ataması yapıldı. 1993 yılında Do-
çent, 1999 yılında Profesör oldu. Halen Atatürk Eğitim Fakültesi,
Orta Öğretim Sosyal Alanlar Eğitimi Bölümü, Coğrafya Eğitimi Ana-
bilim Dalı'nda, öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.
Siyasi Coğrafya, Türk Dünyası, Ortadoğu ve İslam ülkeleri
konularında araştırmalarını devanı ettirmekte olan, ÖZEY; bu konu-
lardaki çalışmalarını çeşitli gazete ve dergilerde yayınlamaktadır.
ÖZEY'in bugüne kadar, 1O'u aşkın kitabı, SO'yi aşkın
Türkçe ve İngilizce dillerinde yazılmış bilimsel makalesi, 200'ü aş
kın aylık dergilerdeki makaleleri ve çeşitli gazetelerin düşünce köşe
lerinde gündem ile ilgili çok sayıda yazılan yayınlanmıştır.
ÖZEY'in yayınlanmış olan başlıca kitapları arasında; Lise-
ler için ülkeler Coğrafyası (Öz-Eğitder Yay.,1994), Dünya Denkle-
minde Ortadoğu (Öz Eğitim Yay., İkinci Baskı, 1997), 21.Asrın Uf-
kunda Türkiye (Marifet Yay., 1996), İslam Dünyası (Erkam
Yay., 1996), Dünya ve ülkeler Coğrafyası (Öz Eğitim Yay., İkinci
Baskı, 1997), Jeopolitik ve Jeostratejik Açıdan Türkiye (Marifet
Yay., 1998), Türkiye Üniversitelerinde Coğrafya Eğitimi ve Öğretimi
(Öz Eğitim Yay., 1998), İlköğretim Sosyal Bilgiler Ders Kitabı 6 (Al-
tan Deliorman ve Doç.Dr. Recep Efe ile birlikte, Bayrak Yay., 1998),
ilköğretim Sosyal Bilgiler Ders Kitabı 7 (Altan Deliorman ve Doç.Dr.
Recep Efe ile birlikte, Bayrak Yay., 1998), Siyasal ve Sosyal Açıdan
Türkiye (Marifet Yayınları, 1999), Dünya Platformunda Türk Dün-
yası (Aktif Yayınları, Üçüncü Baskı, 1999), Dünya ve Türkiye öl-
çeğinde Siyasi Coğrafya (Aktif Yayınlan, 1999) sayılabilir.
ÖZEY, evli ve dört çocuklu olup, İNGİLİZCE bilmektedir.
ÖNSÖZ
BİRİNd BÖLÜM
İKINCI BÖLÜM
GEZEGENLER .............................. 3 7
GÜNEŞE EN YAKIN GEZEGEN MERKÜR .......... 37
Merkür Hakkında Bilgiler ...................... 38
Merkür' de Hayat Var mı? ...................... 39
Merkür, Dünyamızdan Görülür mü? .............. 40
Kuran Diliyle Gezegenler ve Merkür .............. 41
DÜNYAMIZA EN YAKIN GEZEGEN VENÜS ......... 41
Venüs'ün Ölçüleri ............................ 42
Venüs'te Hayat Var mı? ....................... 43
Venüs'ün Düşündürdükleri ...................... 44
HAYATIN VARLIGI TARTIŞILAN GEZEGEN MARS .... 46
Mars Hakkında Bilgiler ........................ 46
Mars Hakkındaki ilk Araştırmalar ................ 4 7
Sahi, Mars' da Hayat Var mıydı? ................. 48
Mars'ın Kaç Uydusu Var? ...................... 50
Kuran'ın Açıklamaları ve ilahi Uyanlar ............ 51
HALKALI GEZEGEN SATÜRN ................... 52
Satürn'ün Ölçüleri ............................ 53
Satürn'ün Halkaları ........................... 54
Satürn'ün Uyduları ........................... 55
Satürn'ün Düsündürdükleri ..................... 56
GÜNEŞ SİSTEMININ EN BÜYÜK GEZEGENİ JUPİTER .. 57
Jüpiter'in Ölçüleri ............................ 58
Jüpiter'in Sıcaklığı ............................ 59
Jüpiter'in Uydulan ....................... : ... 60
Jüpiter'in Düşündürdükleri. ..................... 61
DEV GEZEGENLERDEN BİRİ URANÜS ............. 62
Uranüs'ün Boyutlan ve Hareketleri ............... 63 ·
Uranüs'ün Yapısı ve Sıcakliğı ................... '. 64
Uranüs'ün Uyduları .......................... 65
Uranüs'ün Halkalan .......................... 65
Uranüs'ün Düşündürdükleri .................... 67
ÖTELERİN ÖTESİNDE BİR GEZEGEN NEPTÜN ....... 68
Neptün Hakkında ölçüler .......................69.
Neptün Adı Nereden Geliyor? ................... 69
Neptün Hakkında Gözlemler. ................... 70
Neptün'ün Uydulan ................. -.......... 71 ·
Neptün'ün Düşündürdükleri .................... 71
GÜNEŞE EN UZAK GEZEGEN PLÜTON ............ 72
Plüton'un Bulunuşu .......................... 72
Plüton Hakkında Ölçüler ....................... 73
Plüton'un Yapısı .............................. 73
Plüton'un Uydusu ............................ 74
Plüton'un ötesi .............................. 75
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
BEŞİNCİ BÖLÜM
ALTINCI BÖLÜM
YEDİNCİ BÖLÜM
BİRİNCİ BÖLÜM
KAİNAT VE DÜNYAMIZ
Güneş'teki Ölçüler
soru karşısında,
Sistemin bir gün iflas edeceği gerçeğini
kavrayınca, inancı olmayan insanoğlu hop oturuyor,
hop kalkıyor. inancı sağlam olanlar ise, tefekküre
dalıyorlar.
Bilim dünyası, yıllardır sistemin nasıl yok olacağı
üzerinde araştırmalarını sürdürüyorlar. Öte yandan,
güneş sisteminin yok oluşuyla, bir başka sistemin
oluşabileceği ihtimali üzerinde araştırmalarını yoğunlaş
tırıyorlar. Son yüzyıldır, uzay bilim dünyasını en çok
meşgul eden konu ise, uzaydaki ak ve kara delikler.
Çoğu bilim adamları, güneş sisteminin de, bir gün,
uzayda bulunan çok sayıdaki kara deliklerden birisi
tarafından yok edilebileceği varsayımları üzerinde
duruyorlar.
Güneş sistemini kökünden sarsabilecek ve yok
edebilecek olan bu kara ve ak delikler nedir? Nasıl
oluşmuşlar?
Nasıl Oluşuyorlar?
Beyaz Cüceler
Yıldız
evriminin başında, içinde bulunan helyumun
yanmasıyla kızıl bir deve dönüşür. Kızıl dev süresince
yıldız bir kaç evre geçirir. Genellikle birkaç milyar yılı
içeren bu süre sonunda, başlangıçtaki kütlesinin büyük
bir bölümünü kaybeder. Yakıt bitince kızgın ve parlak
bir çekirdek oluşur. Kızgın Çekirdek zamanla soğuyarak
beyaz cüce durumuna gelir.
KUYRUKLU YILDIZLAR
kalınlığı
ise, 50 ile 100 Astronomi Birimi (Bir Astronomi
Birimi= 149 milyon km.= Dünya ile Güneş arasındaki
ortalama uzaklık) olarak hesaplanmaktadır.
Ufalar Nedir?
Ufo Araştırmaları
Türkiye'de Ufolar
BURÇLAR
Burçlar Nedir?
Burçlar kuşağında,
ilkbahar mevsımının başlama
noktasından itibaren 30'ar derecelik açılarla ayrılan on
iki yaydan her birine (360/30=12 ay) burç adı verilm-
ektedir. Bu yaylarda, tam on iki adet takımyıldızı
bulunmaktadır. Bu takımyıldızlarının adlarına izafeten
adlandırılmışlardır.
Babilliler'in kuturlarında bazı burç simgelerine rastla-
nılmıştır.Eski Mısırlıların Denderah tapınağında, 2,5 m.
uzunluğunda kare biçiminde taş bir taş levha üzerinde,
burçlar kuşağını, güneşi ve gezegenleri tasvir eden bir
resim bulunmaktadır.
ilk defa ortaçağ Yunan yazma eserlerinde görülen
burç adları ve denk geldiği aylar şöyledir;
Meteorlar Nedir?
Göktaşlannın Oluşumu
Göktaşlannın Düşündürdükleri
İnsan
eliyle yapılan ve bir füze veya uzay aracı
yardımı ile dünyanın ya da diğer gökcisimlerinin
yörüngesine oturtulan uzay araçlarına yapay uydu adı
verilmektedir. Newton'un çekim kanunundan hareket
edilerek fırlatılan yapay uydular, dünyanın veya her-
hangi bir gökcisminin çekim etkisinde olan bir uzaklıkta
herhangi bir yörüngeye oturtulur. Uydunun hızı,
yükseltisi ve uydunun büyüklüğü ile ilişkilidir. Dünya-
nın çekim etkisi altındaki bir uydunun hızı, 35.800
m.de yerin dönme süresine eşittir.
"Sputnik 1" uydusunun 4 Ekim 1957'de yörüngesi-
ne oturtulmasından sonra, Ruslar; 3 kasım 19 5 7' de
"Sputnik 2" adlı uydu ile ''Layka" adlı köpeği uzaya
gönderdiler. Ardından A.B.D; 1 Şubat 1958 tarihinde,
"Explorer 1" adlı yapay uyduyu fırlattı. Bundan sonra,
uzaya gönderilen uydular biri birini izledi. Bunların
çoğu, Dünya üzerindeki yörüngelerine oturtuldular. Bazı
uydular ise, diğer gezegen ve uyduların yörüngelerine
yerleştirilmiştir. Örneğin 1959'da "Luna l" adlı uydu
Güneş çevresine, 1966'da "Luna 10" adlı uydu Ay
yörüngesine, 1971 'de "Mariner 9" adlı uydu Mars
yörüngesine, 1975'de "Venera 9" adlı uydu Venüs
yörüngesine yerleştirildiler.
Uydu Çeşitleri
***
37
İKİNCİ BÖLÜM
GEZEGENLER
Venüs'ün Ölçüleri
Venüs'ün Düşündürdükleri
Yaşadığımız
dünya, güneş sistemi içinde bir gezegen.
Hem kendi, hem de Güneş etrafında dönerken,
çevresinde birçok gezegen, uydu ve diğer gök cisimleri,
dünyamıza eşlik etmektedir. Dünyamız ile birlikte,
Güneş sistemi içinde, bugünkü bilgilerimize göre tam
dokuz gezegen bulunmaktadır. Bu ge?.egenlerden biri
de, Satürn' dür. Sat11rn, halk arasında Zühal ya da
Sekendiz yıldızı olarak da bilinir. Bu gezegene,
çevresinde bulunan dev halk"Jarından dolayı, Halkalı
Gezegen de denir. Uzayda, halkaları ile birlikte Satürn,
çok güzel bir göıünüme sahiptir.
Satürn, adını mitolojideki Roma'mn Tanm Tannsı'nın
adından almıştır. Eski Roma dininde, ekin ya da tohum
tcrınsına Satürn denilirdi. Her yıl ı 7 Aralıkta başlayan
ve 7 gün süren Satürn şenliği olurdu. Şenlik süresince,
çalışılmaz, köleler hür bırakılır, tüm kısıtlamalar
GEZEGENLER 53
Satüm'ün ölçüleri
Satüm'ün Halkaları
Satüm'ün Uyduları
Satüm'ün Düşündürdükleri
Jüpiter'in Ölçüleri
Jüpiter'in Sıcaklığı
Jüpiter'in Uyduları
Jüpiter'in Düşündürdükleri
Uranüs'ün Uyduları
Uranüs'ün Halkaları
Uranüs'ün Düşündürdükleri
Dünyamızdan yaklaşık
3 milyar km. uzakta olan bu
gezegen ve Güneş
Sistemi hakkında bilgilerimiz arttıkça,
kainatın yapısı hakkında hafızalarımızı zorlayan
düşüncelere dalmak zorunda kalıyoruz. Şimdilik daha
Milyonlarca Galaksiden biri olan Samanyolu Galaksisi
içinde yer alan milyarlarca yıldızdan sadece biri olan
Güneş Sistemi hakkında bile bilgilerimiz oldukça sınırlı.
Son derece sınırlı olan bu bilgiler bile, hafızalarımızı
durduruyor. Çoğu rakamları bile ifade etmekten aciz
kalıyoruz.
Güneş Sistemi içinde yer alan gezegenlerin her
birinde ayn ayn sırlar bulunmaktadır. Bu sırların ne
olduğunu henüz tam öğrenmiş değiliz. Ancak,
Astronomi biliminin ortaya koyduğu bilgiler bile, bizi;
kainatın sırrını çözmede bir ipucu olabilmektedir.
Düşünmesi bile mümkün olamayacak kadar muazzam
olan kainatın yaratılışı, İnsanoğlunu; Yaratanı olan
68
Neptün'ün Uyduları
Neptün'ün Düşündürdükleri
Plüton'un Bulunuşu
Güneşe
en uzak olan gezegen olarak kabul edilen
Plüton, aynı
zamanda en küçük gezegen olarak da
bilinir. Güneşe ortalama uzaklığı 5,9 milyar km.
kadardır. Ekvator çapı ise 3500 km. dolayındadır. Bu
ölçülerle, büyüklüğü Ay'a hemen hemen eşittir.
Güneş etrafında bir dolanımını 24 7, 7 yılda tamam-
lar. Güneş çevresinde dönerken oluşturduğu yörünge-
sinin dış merkezliği (odak uzaklığının büyük eksene
oranı) çok büyüktür. Bu nedenle, günberi noktasın
dayken, Güneşe, Neptün gezegeninden daha fazla
yaklaşır. Böyle bir durum, 1979-1999 yıllarını kapsa-
yan 20 yıllık devre içinde gerçekleşmiştir. Yani içinde
bulunduğumuz bu yıllarda, Plüton, Güneşe Neptün
gezegeninden daha fazla yakın konumda yer almakta
ve Neptün yörüngesi içinde dönüşünü devam ettirmek-
tedir. Kendi ekseni etrafındaki bir turunu ise 6, 9 günde
yapar.
Plüton'un Yapısı
Plüton'un Uydusu
Plüton'un ötesi
***
DÜNYAryl_l;?Y~..AY............. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ................. . .. m • 77
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
DÜNYAMIZ VE AY
Dünyamız,
kainat içinde sayısız yıldızlardan biri olan
Güneş Sistemi içinde yer alan bir gezegendir. Dünya-
mızın şekli, kutuplarda hafifçe basık, ekvatorda şişkin,
kuzey yarımküresi, güney yarımküresine oranla biraz
daha şişkin ve genişçedir. Bu görünümüyle dünyamız
bir kalbe, yada tabir caizse Ankara armuduna benzer bir
hal almaktadır ki, bu şekline "Geoid" (Yere Ait) adı
veriyoruz.
Dünyamızın Ölçüleri
Dünyamızın Hareketleri
Dünyamızın Düşündürdükleri
Dünyamızın Uydusu; Ay
Bilindiği üzere,
tek uydusu var. O da Ay. dünyamızın
Arapça karşılığı, Kamer. Gecenin zifiri karanlığında,
gökte asılı koskoca bir kandil gibi duran Ay, dünyamıza
ortalama 384.000 km. (en yakın devresinde 365.000
km, en uzak olduğu dönemde ise 407.000 km.dir.)
kadar uzaklıktadır. Bu da, dünya çevresinin yaklaşık 1O
katıdır. Başka bir deyişle de, dünyamızın çevresini bir
kez dolaşan uzay aracı, Ay'a ulaşabilmek için 10 kat
......................... "" Sırlar
Her Ölçüsünde ... .
Saklı Olan YAŞADIGIMIZ DÜNYA .
............................................................................................................... 84
Ay'ın Ölçüleri
Dünyamızın
kütlesinin 1/8'i kadar olan Ay'ın çapı,
dünya çapının
1/4'ü (3.476 km.) dolayındadır.
Dünyamızda var olan atmosfer (yani su buharı ve
gazlar), Ay'da yoktur. Ayrıca Ay'ın çekim gücü, dünya-
nın 1/6'sı kadardır. Bu da dünyada hissettiğimiz
ağırlığın 1/6 'sı demektir. Diğer bir ifadeyle, 60 kg.
ağırlığında bir insanın Ay' da 1O kg. ağırlığında bir
bebek gibi hissedilmesi. .. İşte o yüzdendir ki, Ay'a çıkan
astronotların (uzay adamları) yürüyüşleri, adeta koşan
bir adamın ağır çekimle çekilmiş film sahnesine benzer.
Ay yüzeyinde çok sayıda krater (sönmüş volkan
konisi) bulunmaktadır. Su buharı olmadığından canlının
yaşaması imkansız gibi gözükmektedir.
Ay'ın
o kadar hassas ve düzenli hareketleri vardır ki;
saat, zaman ve takvim buna göre ayarlanabilir. Bu tür
takvimlere, Kameri Takvim denir. Zaten İslam takvi-
minin temeli Ay'ın hareketlerine bağlıdır.
Kameri takvimde, 12 ay vardır. Bir ay, 29 yada 30
günden oluşur. 30 yıllık süre içinde, 19 tane 354, 11
tane 355 günlük yıllar vardır. Kameri takvimi, güneş
takviminden 1O yada 11 gün eksiktir ve 32 yılda bir
tam devir olarak yer değiştirir. Böylece bir Müslüman,
32 yıllık hayatında, yılın her mevsimi ve her gününde
oruç tutmuş olur ve güneş yılından bir yıl fazla zekat
vermiş olur. Diğer taraftan, oruç tutarken ve zekat
verirken, zengin-fakir bütün Müslümanlar, dünya
nimetlerinin hepsinden ayrı ayrı istifade etmiş olur.
Her Ölçüsünde Sırlar Saklı Olan YAŞADIGIMIZ DÜNYA 86
............................................................................................................................... - .................................................................................................................................................
İslam
ile şereflenen insanlardan bir gurup, hurma
ağaçlarının tepesine çıkmış, günbatımında, oruç tutmak
için, Ramazan ayının hilalini gözlüyor. Nihayet yeşil
hurma ağaçlarının arasından Ramazan müjdesini veren
Hilal görünüyor. Tüm Müslümanlarda, kutlu bir aya
başlangıç sevinci yaşanıyor. Aynı manzara, Bayram için
tekrarlanıyor. İslam; dünya coğrafyasında yayıldıkça,
hilali gözleme işi yaygınlaşıyor ve islam'ın doğuşundan
bugüne dek yapılıyor.
Bir diğer manzara; savaş meydanlarında gözleniyor.
Zaferle sonuçlanan bir savaş akşamı, Osmanlı Padişahı,
vezirleri, kumandanları ve askerleri ile savaş meydanını
gezmektedirler. O anda bir manzara, herkesin tüylerini
ürpertir ve heyecan doruk noktasına ulaşır. Bir çukurda
biriken şehit kanlarının üzerine, Hilal ve bir yıldızın
görüntüsü aksetmiş, adeta yeniden bir doğuşu, bir
zaferi, bir yükselişi müjdelemektedir.
İslam dünyasında, hilali gözlemek ne kadar kutsal bir
görevse, onu göklerde görme arzusuyla sancak ve
bayraklarında simgeleştirmekte o kadar heyecan veri-
DÜNYAMIZ
.... VE AY.
....................... 87
Hilalin Oluşumu
Ay'ın Safhaları
AYIN EVRELERi
"Güneşi ışıklı
ve ayı nurlu yapan; yıllann sayısını ve
hesabını bilmeniz için aya konak yerleri düzenleyen
O'dur. Allah bunlan ancak gerçeğe göre yaratmıştır,·
bilen millete ayetleri uzun uzadıya açıklıyor. "
(Yunus-5)
"Tanyerini ağartan, geceyi dinlenme zamanı, Güneş
ve Ay'ı vakit ölçüsü kılandır. Bu güçlü olanın, bilenin
nizamıdır." ( En'am-96)
oQı:ıYAryl.1.2'..Y..~. . AY. .. . ....... .. . . . . . . . . . . . . . . . . . .. 91
***
97
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
KITALAR VE OKYANUSLAR
DEPREMLER
Depremlerin Oluşumu
Fay Hattı
(KAF) 'dır. Söz konusu bu hat üzerinde çok
yıkıcı depremler olmuştur. 1939 yılında meydana gelen
ve yaklaşık 40.000 kişinin ölümüne sebep olan
Erzincan Depremi, bunlardan sadece biridir.
.,l9Z~ ,2.3$5
Çaldıran ı976 7.5 3840
L;f9açWS;.\,. >~~0:0,~9
Guatemala 22778
sJ~J:Utı,ı:Ki:ı~;, "1!ti~(S··
Mexico City ıoooo
'ıj~~ft~:Etım~p-filı/ 1
~5dQ'o
Kuzeybatı İran 50000
\l\~;i~tı •t!OO:
· Kuzeybatı Afganistan 5000
~ati,öl~iml?)~aıt1;:;." ~,.~2·:.~'
'" , '~}u~~i'i
Cezayir- El Asnam 10.10.1980 7.3 2590
7.2 j .2,i;p:5
iran-Kerman 11.06. 1981 6.8 1027
Yemeli QJıamar·· . ~3.J4i,ı~~2' !6 j5©ôp
Türkiye- Erzurum 30.10 1983 6.8 1155
Meksika . :y·r19.~:J'..98ı;' 8;;1 :Ji~~QP
El Salvador 10.10. 1986 7.5 1500
•.Ek~~~o,t-;E,n~~l!l~ıir 1.000
Ermenistan- Spitak 7.12.1988 6.9 25000
itan-'Gilan ' ı: 35000
Filipinler- Cabanatuan 16.07.1990 7.7 2000
"(iliil'dista;~~U~fg.rkı:ıs,!Jf ~;Q;· 1Q.1991 :1;'600'
Endonezya- East Nusa Tenggara 12.ı2. 1992 6.8 1490
Fıifidistan~ M~]la~a~J;ıtra ... ~(),09.1993 .,,.;c,9/1: :?,~PO~:.
Kolombiya- Paez 6.06.1994 1000
Jap,tjnya:; Kolıe 1ioı. 1995 7~2 6500
Rusya- Sakhalin 28.05. 1995 7.5 1989
ff<füt.C:Kaen , · .. ;::c;'.~tı'to2W998 ı~oo;w
Afganistan-Takhar 30.05 1998 3000
TürlQyecKocaelt.:.Wl~yıff ·1t'.llil '.~firJjt.08.t999 Z.4
ilahi Hatırlatmalar
Şüphesiz
bu gelen kıyamet günüdür. O gün yeri_nden
oynamayan dünya ~arsıldıkça sarsılır, oynadıkça oynar.
İçinde bulunanları dışa atar. Gizlediği yüklerini fırlatır.
Cesetleri, madenleri velhasıl içinde ne varsa fırlatır ve
açığa çıkarır. Ve sanki uzun süredir omuzunda taşıdığı
yüklerini atıp kurtulmak ister.
"Ve insan 'buna ne oluyor?' dediği zaman." Bu soru
görmediği ve bilmediği ve alışkın olmadığı bir olay
karşısında, şaşkınlık ifadesidir. Şaşkın ve kendini
yitirmiş insanın sualidir.
insan daha önce birçok depremleri ve volkanları
görmüştür. Depremler ve volkanlar onda korku, dehşet
ve ürperti yaratır. Ama o kıyamet zelzelesini gördüğü
zaman bununla dünya hayatında gördüğü depremler
arasında bir benzerlik olabileceğini dahi düşünemez.
Çünkü çok dehşet verici bir manzaradır. Kıyamet
zelzelesi ile karşılaştıramayacak kadar hafif olan
günümüz depremleri ise, dünyamız üzerinde bulunan
kıtaların sabit ve sağlam olmadığını ve sürekli hareket
halinde olduklarını, bize açıkça gösterir.
ÜLKEMİZDE DEPREMLER
9f}> ~<1:~j!,~'[:
97. İzmir 16.J2.ı977 5.3
~.i;.E{i)Ç~·
99. Mus-Bulanık 27.03.1982
190: Biga}\f'.• o,5.~7,ı~~\ · :3
1o1. Erzurum 30.ıo.ı983 6.8 1155
· 10?.~:Erzururıt~Bcalkaya ıs:p9~:r@s4 3.
103. Malatya-Sürgü 06.06.1986
.;{to~: ~~~rAkya~~~ı:::· .. ·~f.12.~;~i{'
ıo5. Erzincan 13.03.ı 992 6.8 653
I1i<J6. Jililiı.at
~:Of,'< '.~~l,:;t",.'><;· , f~l~'~J~'.l!W~·
ıo7. Çorum-Amasya 14.08.1996 5.4
ı q:BıtAaana~c;eylla!ı~!l*ı:~ ~~.d~fı1'99Ş §;~ ı:~.5
109. Kocaeli-Yalova ı 7.08.1999 7,4 17000'
~1Jf10. ŞQlyınuz9~. ' ıı:;·:,12:fl..1~~9 }!,2 .·.·...•:.; 760
TOPLAM 83392
Alınacak Tedbirler
Deprem kuşakları
içinde yer alan ülkemizde, bütün
insanımızı deprem bakımından tehlikesiz bölgelerde
yerleştirmemize imkan yok. Türkiye'de binlerce kişinin
ölümüne sebep olan aynı şiddetteki depremler, bugün
için Japonya, A.B.D. gibi gelişmiş ülkelerde can mal
kaybı olmadan atlatılmaktadır. O halde, ülkemizde
ııı
DEPREMLERİN ARDINDAN
1983 Erzurum-Kars Depremi
***
iKLiMLER VE ETKiLERi ı27
BEŞİNCİ BÖLÜM
İKLİMLER VE ETKİLERİ
BASINÇ VE RÜZGARLAR
Bulut Cinsleri
Şimşek Nedir?
Bulutlar Yoğunlaşıyor
Yağmurdaki Sır
Kırkikindi yağmurları,
iç bölgelerimizde, özellikle
hububat (buğday,
arpa, yulaf, çavdar v.b.) için çok
faydalıdır. Yağmurlama sistemi gibi, hergün ikindi
vaktinde, tarlalar sulanır, ekinler büyür ve buğday
daneleri olgunlaşır. Eğer yağmur az olursa, ekinlerin
boyları kısa, daneleri küçük ve zayıf olur. Diğer taraftan
hububatta olduğu gibi diğer meyve ve sebzeler için de,
Kırkikindi yağmurları faydalıdır. Ancak bu yağmur
mevsiminde, yükselici hava hareketi hızlı ve soğuma
aniden olursa, dolu yağışları olur ki, başaklara çok zarar
verir.
Her Ölçüsünde Sırlar Saklı Olan YAŞADIGIMIZ
·················
DÜNYA
.................................. ....................................................................
................ ..
ı66
Kur'an-ı
Kerim'de yağmur hakkında oldukça fazla
ayet-i kerime vardır. Bu ayetlerde, yağmurun oluşumu,
faydaları ve zararları hakkında ayrıntılı bilgiler sunulur
ve insanoğlunun ibret alması öğütlenir. Ayet mealleri
şöyle;
"Gökten bereketli bir su indirdik, onunla bahçeler ve
biçilecek daneler bitirdik.
Kullara rızık olması için birbirine girmiş, küme
küme tomurcukları olan uzun boylu hurma ağaçları
yetiştirdik. Ve o su ile ölü toprağa can verdik. işte
hayatayeniden çıkış da böyledir." (Kef9,l0,l 1)
Cenab-ı Allah'ın
bu nimetlerine karşı, yeniden hayata
çıkışda iman ehlinden olmak için, bu dünyada
hazırlığını tam olarak yapanlara selam ve müjdeler
olsun!. ..
Sıcaklar,
rüzgarlar, bulutlar, yağmurlar derken, kış
mevsimi geldi. Bazı yerlerde Aralık-Ocak-Şubat aylarıyla
simgelenen kış mevsimi, Doğu Anadolu'da 6-7 ay,
bazan 9 ay sürmekte. Kış denilince, çoğu kez aklımıza
gelen ilk şey, kar yağışları ve soğuk havalardır. Özellikle
kar, çoğu insanların belleğinde iyi veya kötü bir
hatırasıyla birlikte saklıdır. Kimi, kartopu oynarken
ı 72
Kar yağışları,
Anadolu bölgemizde, tahıl özellikle İç
tarımı için çok faydalıdır. Çünkü kar örtüsü, güneş
ışınlarının ve ısısının toprağa geçmesini engellemediği
için, kış mevsiminde, bir battaniye görevi görür. Bitkileri
aşırı don tehlikesine karşı korur. Bahar aylarında kar
Her Ölçüsünde Sırlar Saklı Olan YAŞADIGIMIZ DÜNYA ı76
Dolu.Nasıl Oluşur?
Diğer
tabiat olaylannda saklı olan sır, çiy olayında da
vardır. Bahar aylarında görülen ve bitkiler için yararlı
olan bu hadise bulutsuz oluşan bir yağış türüdür.
.J.IS~.IM.~;B. .Y.;._l~Il$1.b§.8L ············-··-··--····--· . . . . . . . . . . . . ... . ............ . . . . . ............. ····- ............ . . J.Ş?..
Bizleri yaratan Yüce Allah (c.c), tabiat olaylarında
türlü nimetler yaratmış ve her birinde bir hikmet saklı
tutmuştur. Yağmur denilince ilk akla gelen buluttur.
Bulut denilince de yağmur düşünülür. Oysa çiy bulutsuz
bir ortamda yağan bir yağmur çeşididir. Ve işte Yüce
Allah (c.c) 'ın bir buyruğu;
"Rüzgarlan rahmetinin önünde mijjdeci gönderen
O'dur. Ölü bir yeri diriltmek ve yarattığımız nice
hayvan ve insan/an sulamak için gökten tertemiz su
indinnişizdir. And olsun ki öğüt alma/an için ülkeler
arasında yer yer türlü türlü yağmur yağdınnzşızdzr.
Buna rağmen insanlann çoğu nankörlükte diren-
miştir. "(Furkan, 48-50)
Evet, Yüce Allah (c.c) ölü bir toprağı diriltir. Bazı
çöllerde hayatın devamını sağlamak için, bulut olmadan
çiy yağdırır. Ülkeler arasında da yer yer farklı türde
yağmur (kar, yağmur, dolu, çiy, kırağı, kırç vb.) yağdı
rır. işte bu olaylarda, düşünenler için elbette ibretler
vardır. Düşünmeyenler ise, Kur'an-ı Kerim'in ifadesiyle
"nankördürler". Düşünen ve düşündüğü gibi yaşayan
lara selam olsun!..
Şiddetli olayı
görülen bölgelerde, dona karşı
don
dayanıklı tarım ürünlerinin ekilmesi, önceden
alınabilecek bir tedbirdir. Hava akımının olmadığı çukur
alanlarda; donun etkisi şiddetli olduğundan, bu gibi
yerlerde tarım kontrollü yapılmalıdır. ilkbaharda
özellikle Mart ayında beklenmedik donlara karşı,
bitkilerin üzeri; kağıt, bez, saman, ot gibi şeylerle
örtülmelidir. Bunlarla örtülemeyecek kadar geniş
arazilerde ise (özellikle meyve bahçeleri), belirli
aralıklarla ateş yakılarak, is veya yapay sis
oluşturulmalı ve donun oluşması engellenmelidir. Kış
döneminde de, kar örtüsünün bu tür koruyucu tesiri
vardır.
iKLiMLER VE ETKiLERi ı87
Kış
mevsiminde, önce gezici bir Alçak Basınç
(depresyon) ile bir miktar kar yağışı olur. Sonra
kuzeydoğudan kuvvetli bir Yüksek Basınç Alanı ile
birlikte, daha ziyade poyraz, karayel ve yıldız rüzgarları
esmeye başlar. Bu rüzgarlar soğuk cephesi gerisinden
geldikleri için, kar ve yağmurla karışık güçlü fırtınalar
oluşturur. Güçlü fırtınalar, kara içlerinde kar savurma-
sına neden olur. Bu olaya, Anadolu'da Tipi ya da Boran
adı verilir.
Dünyanın diğer bölgelerinde de Tipiye benzer kar
fırtınaları olmaktadır. Güney Sibirya ve Rusya'da, Tipiye
ı90
Tipinin Zararları
Tayfunlann Faydalan
Öğrencilik yıllanmdaydı.
Sömestr tatili için memleke-
time gidiyordum. Ankara otogarında, bir otobüs
firmasının yazıhanesinden hemen kalkacak bir otobüs
Her Ölçüsünde
................................... Sırlar Saklı Olan YAŞADIGIMIZ DÜNYA ı96.
_,_....................................................................................................................................................................................................
Sis Nedir?
Buzul Çeşitleri
Buzul Devirleri
Buzulların Etkileri
***
211
ALTINCI BÖLÜM
hem sıcak
bir yuva, hem geçim kaynağı, hem de mezar
olmuştur. Topraktan gelip, toprağa giden insanoğlu,
dünya hayatı boyunca da, her yönüyle toprağa bağımlı
kalmıştır.
İnsanoğlu için bu kadar önemli olan toprak hakkında
ne biliyoruz? Toprak nedir? Nasıl oluşur? Ne gibi yarar
ve zararları vardır? Dilerseniz, biraz bu sorular üzerinde
duralım.
Toprak Çeşitleri
yerlerden başka
bölgelere taşınıp birikmiş ise Taşınmış,
oluştukları yerde kalmış ise Yerli toprak denir. Akarsular
Alüvyon, rüzgarlar lös, buzullar morenleri oluştururlar.
Taşınmış topraklar, çok çeşitli mineral içerdiklerinden,
oldukça verimli topraklardır. Yerli topraklar ise, bulun-
dukları ortamın, iklimi, bitki örtüsü, kayanın cinsi ve
içinde bulunan mikroorganizmalara göre, farklı özellikler
taşırlar.
Mağaraların Faydalan
Erozyonun Düşündürdükleri
Bilindiği
gibi dünyamız yuvarlak. Hem kendi
etrafında ve hem de güneş etrafında dönüyor. Kendi
etrafında dönerken tüm yüzeyi güneş ışığını alıyor.
Güneş etrafında dönerken ise, kutup ekseni ile ekvator
düzlemi arasında 23 derece 2 7 dakikaya varan bir
değere kadar eğiliyor. Bir yıl içinde, dünyamız tam iki
defa (21 haziran ve 21 aralık), 23 derece 2 7 dakikalık
bir değerle eğik hale geliyor. Bu dönemlerde güneş
ışınları dönencelere (Yengeç ve Oğlak) dik olarak
geliyor. Yengeç dönencesine dik geldiği dönemde yani
kuzey yarım küresinin yaz mevsiminde kuzey kutup
bölgesinde tam 6 ay güneş batmıyor ve gece-gündüz
güneş ışığı eğik vaziyette geliyor. Güney kutup
bölgesinde ise tam 6 ay gece yaşanıyor. Bu durum
güneş ışınlarının Oğlak dönencesine dik geldiği
dönemde tam tersi oluyor. İki defa da (23 eylül ve 21
mart), kutup ekseni ile ekvator düzlemi dik olarak
çakışıyor. Bu dönemlerde güneş ışınları ekvatora dik
olarak geliyor. İşte dünyamızın bu özelliğinden dolayı,
bazı bölgeleri çok fazla güneş ışığı alıyor, bazı bölgeleri
ise az güneş ışığı alıyor. Dolaysıyla yeryüzünde farklı
ısınma meydana geliyor. öte yandan denizlerle
karaların farklı yer kaplamaları, karaların yüzey
şekillerindeki farklılıklar, dünyanın dönmesi, karalar ile
denizlerin farklı zamanlarda ısınmaları gibi çok çeşitli
olaylardan ötürü, dünyamızın bazı kısımlan çok yağmur
alırken, bazı kısımları az yağmur alıyor. Yine bazı
kısımlan az ısınırken, bazı kısımlan çok ısınıyor.
Gerek ısınmanın minimum ve maksimum değerlere
ulaştığı ve gerekse yağışın en düşük düzeyde kaldığı
bölgelerde, kayaçların parçalanmasından çöller oluşu
yor.
Çöller, ikiye ayrılıyor. Soğuk çöller ve sıcak çöller.
Soğuk çöller, sıcaklığın ve yağışın az olduğu bölgeleri
içine alıyor. Gobi çölü gibi. Sıcak çöller ise, sıcaklığın
çok fazla, ancak yağışın çok az olduğu bölgeleri
oluşturuyor. Sahra ve Arabistan çölleri gibi. Böylece her
iki çöl çeşidi, insan hayatı için olumsuz şartlar taşıyor.
Heyelanın Düşündürdükleri
Çocuklarının;
"Tohumlar fidana, fidanlar ağaca,
Ağaçlar
ormana, dönmeli yurdumda ..
***
. §\LY.!0§\LKQhIQBQ __.. . -······················--····················-························-································· 2s 1
YEDİNCİ BÖLÜM
SU VE SU KÜLTÜRÜ
Suyun Çeşitleri
Kur' an Diliyle Su
AKARSULAR
Akarsu, eğer
biraz hızlı akıyorsa, eğer fazla yüzme
bilmiyorsanız, akarsuyun içine girmekten çekinmek
gerek. Çünkü durgun su gibi değildir, akarsu. Koskoca
taşları yuvarlaya yuvarlaya götürdüğü ve parçaladığı
gibi, yüzme bilmeyen insanı da hemen içine alarak
boğuveıir.
Köyümüzün yakınında bir akarsu vardı. Adı;
Akçay'dı. Akçay'ın seyrine doyum olmazdı. Ancak akışı
hayli hızlı idi. Bazan yaz günlerinde, Akçay'ın kenanna
gezmeye giderdik. Rahmetli ninem, sıkı sıkı tembih eder
ve dikkatli olmamızı söylerdi. Hemen bir solukta,
Akçay'da boğulanların hikayelerini anlatıverirdi.
"Oğlum, ben suyu bardakta, ateşi ocakta görmek
isterim." derdi. Gerçekten bu sözünde haklıydı. Bir
keresinde, köyümüzde küçük bir çocuğun kibritle
oynaması sonucunda bir ev yanmıştı da, köylülerin o
günkü korku, telaş ve dehşetini anlatmak imkansızdı.
Yine Akçay'da boğularak ölen birini görmüştüm de,
günlerce gözüme uyku girmemişti.
Akarsu, iktisadi yönden de, insanoğlu için başka
anlamlar taşıyor. Normal akışında ve kontrolünde tarım
alanlarını sulaması bakımından son derece faydalı.
Ancak kontrolü mümkün olmadığında, ortaya çıkan su
baskınlarında son derece zararlı ve tehlikeli. İşte insana,
ümit ile korkuyu aynı anda tattıran akarsu, yaşadığımız
dünya içinde sırlarla dolu bir doğal olay.
SU VE SU KÜLTÜRÜ 263
Akarsu Ne Demektir?
Akarsu Tipleri
Mayıs ayının
ilk günleriydi. İlkokul öğretmenimiz,
son dersin bitiminde "Çocuklar yarın Ulukavak mevki-
ine pikniğe gideceğiz. Yarın herkes okula azığı ile
gelsin" dedi. Sınıfça sevinçten çığlıklar atmıştık. Ertesi
gün, hava da çok güzeldi. Okul şarkıları söyleye söyleye
Ulukavak mevkii yoluna koyulduk. Yarım saat sonra
piknik alanına vardık. Piknik yapacağımız yer, çam
ormanları ile kaplı dağlar arasında çınar ağaçlarının
SU VE SU KÜLTÜRÜ 267
Ülkemizdeki Kaplıcalar
Kaplıcaların Düşündürdükleri
İçmelerin Faydalan
İçlerinden
biri: "Yuslfl'u öldürmeyin, onu bir
kuyunun derinliklerine bırakın. Böyle yaparsanız
yolculardan onu bulup alan olur" dedi.
Bunun üzerine "Ey babamız! Yusef'un iyiliğini
istediğimiz halde, onu niçin bize emniyet etmiyorsun?
Yarın onu bizimle beraber gönder de gezsin oynasın,
biz onu herhalde koruruz" dediler.
Babalan: "Onu götünneniz beni üzüyor,· sizJarkına
varmadan onu kurdun yemesinden korkanm" dedı:
"And olsun kı: biz kuvvetli bir toplulukken kurt onu
yerse biz aciz sayılınz" dediler.
Yusef'u götürüp bir kuyunun derinliklenne bırak
mayı kararlaştırdılar. Biz ona, kardeşlerinin bu işlerini
kendileri Jarkına varmadan haber vereceksin, diye
vahyettik.
Akşam üstü ağlayarak babalarına geldiklerinde:
''Ey babamız! İnan olsun biz yanş yapıyorduk; Yusef'u
eşyalanmızzn yanına bırakmıştık; bir kurt onu yedi.
Her ne kadar doğru söylüyorsak da sen bize inan-
mazsın" dediler.
Üzenne başka bir kan bulaşmış olarak Yusef'un
gömleğini de getirmişlerdi. Babalan: "Size nefsiniz bir
iş yapmaya sürükledı;. artık bana güzelce sabır gerekir.
Anlattzklannzza ancakAllah'tanyardım istenir" dedı:
Bir kervan geldı: suculannı gönderdiler; sucu
kovasını kuyuya saldı, ''Mijjde! İşte bir oğlan" dedi.
Yuslfl'u alıp, onu ticari bir mal olarak sakladılar.
Oysa Allahyaptzklannz bilir. .. "(YusefSuresi 1-19)
. ~.~.~. .Qıç~'.'..~.~.~.~..?.1~.'~.~. .?..~.~11. . 9.'.~.~-\!J::?..~l?'.~'.~.1~ . 1?.9~.X~........ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 282
Çeşmelerin
ilk olarak ne zaman ortaya çıktığı kesin
olarak bilinmemekle beraber, insanoğlunun ilk dünya
yüzüne indiği tarihlerden bugüne çeşmelerin varlığından
1:-J~.'....Qıç_~~-~~-~~---§ı:..ı.~'... §.~.~-1.ı_ gı_~.~---X~?.~l?.ı~ı~ı.~ . 1?.9.~.X~............. . . 2s4
Osmanlı Çeşmeleri
Günümüz Çeşmeleri
Şadırvan
ilk olarak, camilerde abdest almak -için
yapılmıştır. Bu nedenle, şadırvanların ilk ortaya çıkışları,
İslamiyetin ortaya çıkışı ile eş zamanlı olmakla beraber,
mimari açıdan değerli bir yapı olarak, İslamiyetin geniş
coğrafi mekanlara yayıldığı yıllarda yapılmaya
başlandığı bilinmektedir. Hemen hemen her caminin
yanında, mimarisi farklı olmakla beraber şadırvan
bulunur.
Şadırvanların planları, kare, çokgen ya da daire
biçimindedir. Ortada bir su haznesi vardır. Bu haznenin
üzerinde, havuz yer alır. Havuzun üstü, bazen açık
olmakla beraber, çoğu kez kubbe, koni ya da piramit
biçimindeki çatı ile örtülüdür. Havuzun ortasında değişik
görünümlerde su fıskiyeleri bulunur. Fıskiyelerden
yükselen su önce, havuzun içinde birikir. Havuzun
çevresinde belirli aralıklarla musluklar bulunur.
Muslukların altında, musluklardan dökülen suyun
toplanıp akıtılması için, havuzu çevreleyen su kanalı
vardır. Her musluğun önünde, oturmak için taştart veya
ahşap malzemeden yapılmış oturaklar yer alır.
Şadırvanların yapımında, daha ziyade mermer
kullanılır. Örtü malzemesi olarak, kurşun, bakır, sac
veya ahşap gibi malzemeler kullanılır. Çatı kısmı, tüm
havuzu ve çevresindeki oturulacak yerleri örtecek
şekilde geniş yapılır. Sütunlarda ve kubbe altlarında,
İslam sanatının çok değişik süslemeleri yer alır.
Camilerin dışında, han, hamam ve imaret gibi
yapıların yanında da şadırvanlar yapılmıştır. Şadırvan
lar, bütün İslam ülkelerinde, geçmişten bugüne yapıla
gelmişse de, mimari açıdan esas gelişmesini, cami,
köprü," han, hamam ve kervansaraylarda olduğu gibi,
Osmanlı İmparatorluğu döneminde sağlamıştır.
Osmanlı Şadırvanları
Şadırvanlar
bazen camiinin iç; bölümünde ya,pılmıştır:
özellikle ilk Osmanlı döpemi _caı::nilerinde bu tip
şadırvanlq.r çoğunluktadır. Bu tip şadırvanlara en iyi
örnekler Bursa'da bulunur. Bursa Ulu 1Caminin içi11deki
şadırvan, görülmeye değer bir sanat eseridir. Ancak bu
tip şadırvanların üstü, caminin kubbesi olduğu için, açık
bırakılmıştır.
Şadırvanların Faydalan
Şadırvanların faydalarını
saymakla bitiremeyiz. Başta
is.lam dininin temellerinden biri olan namaz ibadeti için
gerekli olan abdest alımı · için 1· Müslümanlar,a çok
kolaylık sağlar. Eğer şadırvanlar olmq.saydı, uz.ak
semtlerden veya başka memleketlerden gelen insanların
abdest almalarında zorluklar olurdu.
öte yandan, şadırvan; insanların gönlünü ferahlatır.
Hele hele, şadırvanın kenarında oturup, suyun musiki
dolu şırıltılı sesini dinleyen insan; zamanın tüm
streslerinden uzaklaşarak, zaman ötesi bir yolculuğa
çıkar.
Bugünkü Şadırvanlar
***
297
. YARARLANILAN KAYNAKLAR
ADIVAR; A., 1970, Osmanlı Türklerinde ilim. Remzi
Kitapevi, İstanbul.
ARDEL, A., }eomorfolojinin Prensipleri 1 ve Il; İ.Ü. Coğrafya
Ens. Yay. No. 53, 63, İstanbul. '
ARDEL,A., 19T3, "Türkiye İklim, Yapı veRelief bakımından
bir Akdeniz Memleketidir." Cumhuriyetin 50.Yılına
Armağan, i. Ü. Ed. Fak. Yay. İstanbul.
ARDEL, A., 1973, Klimatoloji. Umumi Coğrafya dersteri 1.,
i.ü. yay.No; 146, Coğrafya Ens. Yay. No. 73, ·
İstanbul.
ARDEL, A., 1975, Hidrografya. Umumi Coğrafya dersleri II,
i.ü. Yay. No. 720, Coğrafya Ens. Yay. No. 19,
İstanbul.
ATALAY; İ., 1986, Uygulamalı Hidrografya 1. Ege Üniv.
Ed.Fak. Yay. No 38, İzmir.
ATALAY, i., 1987, Türkiye Jeomorfolojisine Giriş. Ege Üniv.
Ed. Fak. Yay.No:9, İzmir. . .
ATALAY, İ., 1989, Toprak Coğrafyası. Ege Üniv. Edebiyat
· Fak. Yay.No.8, İzmir. ·
ATALAY, İ., 1989, Vejetasyon Coğrafyasının Esaslan.Dokuz
Eylül Üniv. 0901, Dk. 89, 004.056, İzmir.
ATALAY, İ., 1994, Türkiye Vejetasyon Coğrafyası. Ege Üniv.
Basımevi, İztnir..
ATALAY, L, 1997, Türkiye Coğrafyası. Ege Üniv. Basımevi,
. İzmir.
AYDINLI, A., 1991, "Arz" İslam ansiklopedisi, TDV Yay.
İstanbul.
BIRCHALL, F.T:, Oceans Of the World-The Antartic Ocean.
For reasons that he will understand. Whittleses
House.
BRADLEY,J.H, 1951, World Geography. Printed in the United
States of Amerika, New Edition, NEWYORK.