Professional Documents
Culture Documents
KRAL OİDÎPUS
S o p h o kl e s
İstanbul Devlet
Ankarn, Umiı,
İraba* *f Vın Sil
vmkmmm m^
Millî K f i l i m Vivin#¥Î#rl
ve Bakanllll Yayınlan sah. isi hitamla.
% İ KDV « A N İ L r t V A T I ı 6300 Ü f Ü T
(»ii;ia J,ita * .İHH t.iıa)
M i l l î EĞİTİM BAKANLIĞI YAYINLARI: 2054
Bîl.tM ve K Ü L T Ü R E S E R L E R İ D Î Z Î S Î : 365 Tiyatro Eserleri
Tiyatro Eserleri: 47
Kitabın adı
ICRAL OİDİPUS
KRAL OİDÎPUS
Yayırı kodu
92.34.Y .0002.849 Sophokles
I S B N 975.11,0176.x
Baskı yılı
1992
Baskı adedi
20.000 Çeviren
Dizgi, baskı, cilt BEDRETTİN TUNCEL
MÎLLÎ EĞİTİM BASIMEVİ
nuşmalarını sağlar. Böylelikle eserlerde koro- lümle biten kanlı çatışmaları anlatanları, insa-
nun fazla yer tutmasını önler, konuşmaları ilk. nı korkunç âkıbetlere sürükliyenleri eserlerin
plâna getirir. Aiskhylos'un eserlerinde insan,, bellibaşlı maddesini teşkil etmiştir. Tragedia'-
tanrıların biiyiik kudreti karşısında ezilir. Bu nın üç büyük şairinden (Aiskhylos, Sophokles,
kudret Sophokles'in tragedia larında da bilyük Euripides) elde kalan otuz üç eserden yirmi
ölçüde kendini belli eder; insan yine kaderinin dördü, gerçekten çok acı konuları ele alır; bü-
çizdiği yoldadır, alınyazısından kurtulamaz, tün Atreus oğullarını teker teker mahveden
ama bunu bile bile, kendini yok etmek isteyen felâketler; Oidipus'un korkunç kaderi; Troia
kuvvetlerin elinden kurtulmaya çalışır, uğraş- savaşının binbir faciayla dolu safhaları; He-
maktan yılmaz.- Oidipus, böyle bir davranışın rakles'in başına gelenler; kanlı savaşlar; bütün
en açık örneklerinden birini verir. î şaret etti- bir aile fertlerinin birbirlerine düşmeleri; Eu-
ğimiz gibi, bu bakımdan onda bir nevi yeni ripides'in Bakkhai'lerinde, Medea'sında görül-
çağ anlayışı sezilir. Tragedia'lar da sık sık gö- düğü gibi, oğlunu parçalıyan analar, babala-
rülen, onlara konu olan Yunan tanrılarının rından öc almak için çocuklarını öldüren ka-
kendi aralarındaki türlii münasebetleri, "beşe- .dınlar...
rî" denilebilecek- kavgaları zamanla seyircile-
rin, geniş halk topluluklarının din ve dünya Atreus'lardan sonra (Agamemnon, îphi-
görüşlerine tesir etmiştir. Pindaros'un şu sözü, genia, Orestes, Elektra, v. s.) müthiş kaderiyle
bu gerçeği pek güzel anlatır: "İnsanların da, Yunan tiyatrosunu besliyen aile Labdakos'lar,
tanrıların da anası topraktır". Sahneye en az vani Oidipus ile çocukları olmuştur. "İnsanın
tanrı çıkarmış Yunanlı, denilebilir ki, Sophok- en büyük suçu, dünyaya gelmiş olmasıdır" di-
les'tir. Elde kalan yedi eserinde, sadece iki yer- yen Calderon'a hak verdirecek bir aile. Yaban-
de tanrılar görülür : Philoktetes'm sonunda, i t diyarlardan gelip Yunanistan'da yedi kapılı
içinden çıkılmaz bir duruma son vermek üze- l'lıebai şehrini kuran Kadmos'un, Oidipus'un
re, Herakles gelir; ilk eseri olan Aias, Athena dedesinin, başına gelenler gerçi pek dile düş-
ile Ulysses arasında geçen bir konuşma ile baş- m, iniştir, ama torunundan daha az belâya da
lar; hepsi bu kadar. nf:r<ııııamıştır; alın teriyle kurduğu, karısı Har-
Konuları bakımından, tragedia'yı Yunan nıoııia ile iyi günler geçirdiği Thebai'de, bir-
mitolojisinin zengin efsaneleri beslemiştir„ l'iıi ardından kızlarının feci şekilde ölmeleri
Bunların bilhassa çeşitli, garip ihtirasları, ö- < >ıın hıı -chiıden soğutmuş, acısından karısını
KRAL OİDİPUS
14 KRAL OİDİPUS 15
iki erkek (Eteokles, Polyneikes), iki de kız ço- alır. Sophokles'in ikinci eserden, Oidipus'/an,
cuğu dünyaya gelir (Antigone, îsmene). Hiç faydalanmış olduğu söylenebilir. Bu üçlemenin
farkına varmadan, Apollon'un bildirdiği felâ- ilk iki eseri kaybolduğundan, aralarında bir
ketler de gerçekleşmiş olur. Thebai'de çok se- kıyaslama yapmak imkânı kalmamıştır.
vilen, sayılan bir kral hayatı yaşadığını sanır..
Efsane ve edebiyat dünyasının bu gerçek-
Çok geçmez, şehirde vebâ, kıtlık başgösterir..
ten kara bahtlı insanının hayatı Sophokles'ten
Delphoi'deki kâhine danışırlar; Laios'u öldü-
sonra birçok büyük yazarları ilgilendirmiştir.
renin Thebai'de yaşadığını, felâketin asıl sebe-
Filozof Seneka, daha sonra Corneille, Dryden,
binin bu olduğunu, onu bulup şehirden atma-
Voltaire, Oidipus'un korkunç kaderini çeşitli
dıkça belâdan kıırtulamıyacaklarını bildirir..
yönlerden ele almışlardır. Zamanımızda Gide
Oidipus bu işi kendi üzerine alır, öldüreni araş-
Cocteau, aynı temayı kendi görüşleriyle işle-
tırmaya başlar. Ne yazık ki, sonunda bütün
mişlerdir. Kısacası: Oidipus'un başına gelen-
şiipneler kendi üzerinde toplanır, gerçeği an-
ler, en eski zamanlardan beri bütün acılığıyla
lar. Duyduğu acının, utancın tesiriyle gözleri-
tiyatroyu beslemiş, üstelik, çağımızda bir de
ni kör eder, yanından ayrılmıyan kızı Antigo-
psikanaliz meraklılarının eline düşmüştür...
ne'nin kılavuzluğunda memleketinden çıkarr
Atina yakınındaki Kolonos kasabasına sığınır„
Orada, işlediği korkunç günahların kefaretini III
çıkardıktan sonra, esrarlı bir şekilde dünya
yüzünden kaybolur... Eser, iç yapısı bakımından da incelenme-
ye değer. Yunan tragedia sı perdelere ayrılmaz;
Tragedia şairleri arasında bu efsaneden başından sonuna kadar aralıksız oynanır; bel-
ilkin Aiskhylos faydalanmıştır. 467 yılında oy- li bölümlere ayrılmış olmakla beraber, tam
nanan ve Laios, Oidipus, Thebai önünde yedi: bir bütiin teşkil eder. Konuşmalar; uzun, kısa
kumandan adlı iiç eseri ihtiva eden Trilogia- bereli, âhenkli, zaman zaman ölçüleri değişen,
da (') Kadmos oğullarının başına gelenleri ele kafiyesiz mısralar şeklinde yazılmıştır. "Ser-
nütlere ferahlık verir, gün görmüş, hayatı an- dum. Memleketimizde Yunan dili ve edebiyatı-
lamış insanların büyük tecrübesini dile geti- nın gönüllüsü, gerçek humanizmanın ne de-
rir. Başta da söylediğimiz gibi, Kral Oidipus, mek olduğunu en iyi bilenimiz, bu yoldan kıl
Yunan tragedia sanatının en olgun örneklerin- kadar şaşmıyo.n Suat Sinanoğlu, o tarihte ara-
den biridir. Aristo, bu sanatın esaslarım bil- mıza yeni katılmıştı; kuvvetli dil bilgisinden,
hassa Sophokles'in eserine dayanarak belirt- sağlam görüşlerinden faydalandım; birlikte
miştir. tercümeyi aslıyla karşılaştırdık; aslının gölge-
V si olduğu halde, ana dilden çevrilinceye kadar
hiç değilse Sophokles'in eserini tanıtmaya ya-
Kral, Oidipus, Maarif Vekâletinin ilk defa
rar diye basılmasına razı oldum. O tarihten
1941 yılında çıkarmya başladığı "Dünya Ede-
beri onsekiz yıl geçti; kimse çıkıp ta beni bu
biyatından Tercümeler" koleksiyonunun Yu-
yükten kurtarmadı. İkinci baskısı da bu yüz-
nan klâsikleri serisinde ilk eser olarak basıl-
den bugüne kadar gecikti. Bu sefer tercümeyi
mıştı. Eseri doğrudan doğruya yunancadan
yeni baştan ele aldım, koro parçalarını aslın-
değil, fransızca, ingilizce metinlere başvurarak
daki ölçülere uyarak serbest bir nazım içinde
çevirmiştim ('). O tarihte Yunan dili ve edebi-
verdim. Bu işin türlü güçlüklerini tanınmış
yatını bilenlerimiz parmakla sayılacak kadar
yunanlı rejisör Takis Musenides'in değerli yar-
az olduğundan, ikinci dilden çevirmek "mu-
dnnlariyle yenmeğe çalıştım. Kendisinden çok
bah" sayılıyordu. Her eserin, yazıldığı dilden
l<ı\'dalandım; nerdeyse aslından çevirecek du-
çevrilmesi gerektiğine inandığım halde, Sop-
luma geldim. Bu güzel fırsatı da, eseri 1959
hokles'in öteki tragedia larını çevirenlerin bir-
vılı Ekim ayı başında Devlet Tiyatrosunda sah-
çokları gibi, bende bile bile ikinci dile başvur-
neye koymasıyla elde ettim. Tiyatro sevenle-
rimi:, gerçek tragedia geleneğine uygun su ka-
O Eserin türkçesi, Paul Masqueray'in fransızca
tercümesine dayanılarak verilmiştir (Sophocle, cilt I, tılmamış bir temsil görmüş oldular. Tercüme-
ikfnci baskısı, Paris, Les Belles Lettres, 1929). Mas- nin dili de epeyce eskimişti; konuşma dili ol-
queray metni esas tutulmakla beraber, ayrıca Sir ta, ra yarekirken yazı diline kayıyordu; yer yer
Richard C. Jebb (Cambridge, 1914), J. T. Sheppard gömük kalan söyleyişler eksik değildi; bunla-
(Cambridge, 1922), Robert Pignarre (Paris, Garnier, rı gidermeye çalıştım. Bütün dileğim, yine de,
1937), Mario Meunler (Paris, Albin Michel, 1949), Paul
Mazon. (Paris, Les Belles Lettres, 1958) tercümele- Yunan tiyatrosunun bu parlak örneğinin aslın-
rinden de geniş ölçüde faydalanılmıştır. dtin çevrilmesidir.
lokaste OÎDİPUS
Korinthos'lu Haberci Ulu kadmos'un genç evlâtları! Bu niyaz
Laios'ım Kölesi iiHaılyle sarayımın önünde niçin diz çöktü-
• •• ' '.H-lırin her yanından buhur dumanları,
Haberci Biatrnı havaları, iniltiler yükseliyor. Derdinizi
ttaflsnlmmdan duymak istemedim, evlâtlarım;
ye Uru, lu-pinizin pek iyi tanıdığı Oidipus, ken-
âiüi . il,um karşınıza. (Zeus'un Rahibine) An-
|at, tlıiiy.ıı; sana düşer herkes adına söz söy-
İffnek; ııi'ilen buraya geldiniz? Bir derdiniz
fili, 1 -11 ıMı iniz mi var? Bütün kuvvetimle siz-
İti^ yanlıma lıazır olduğumu bilin. Önümde
İHvJp ili/ i,nkiip yalvarmanıza üzülmiyecek,
»i inin ı. ık kadar duygusuz değilim.
RAHİP
invllvpvluı öyleyse: Oidipus, yurdumun
ÎMlktîm,I,h ı! '.unakların önünde diz çökenleri
pejtilviiı sun l..ı/i!.ıi'i, pek uzaklara gidemiye-
Un , 1 ı,ı/ilan, benim gibi, ihtiyarlığın
KRAL OİDİPUS 31
30 KRAL OİDİPUS
OIDIPUS KREON
Ah, Apollçm! Thebai'yi kurtarabilecek bir Söyleyim tanrının cevabını öyleyse: İPhoi-
haberleT gelse! Sevinçli olduğu yüzünden belli. bos, bu memleketin kendi bağrında beslediği
bir çirkefi, vakit geçirmeden, topraklarımız-
RAHIP
dan temizlememizi kesin olarak emrediyor.
Başını çevreleyen defne dallarına bakılır-
sa, hayırlı haberlerle geliyor. OIDIPUS ;ÎF.-RV:L. R!
OIDIPUS Ne olduğunu bilmeden, nasıl temizleyece-
Öğreniriz şimdi her şeyi. Sesimi duyacak ğiz bu çirkefi?
kadar yakınlaştı. Karımın kardeşi, Menoilceus'- KREON
un oğlu, sarayımızın en yakını; ne cevap var Kan dökeni bu memleketten sürüp çıkar-
bize tanrıdan?
makla, yahut kanı kanla temizlemekle; başı-
Kreon girer. mıza gelen belâlar hep bu yüzdenmiş. f
KREON
OIDIPUS
îyi cevap. Demiştim ben size: en felâketli
hâdiselerden uğurlu neticeler doğabilir. Peki, kim bu kanı dökülen adam?
OIDIPUS L KREON
Sen cevabı söyle. Sözlerin gerçi kuşkuları- Oidipus, sen bu memleketin başına geç-
mı gideriyor, ama içimi de pek ferahlatmıyor. meden önce, Thebai'de Laios hüküm sürüyor-
du.
KREON OIDIPUS "•••:•< .
Beni herkesin önünde dinlemek istersen, Biliyorum, söylediler. Hiç görmedim onu:
söylemeye hazırım. İstemezsen, saraya girelim.
KREON
OIDIPUS %
Laios öldürüldü. Tanrı şimdi açıkça biz-
Herkesin önünde konuş: onların acısı ba- tirıı onun intikamım almamızı, kanına giren-
na kendi acımdan daha ağır geliyor. in m cezasını vermemizi istiyor.
34 KRAL OİDİPUS
KRAL OİDİPUS 35
OİDİPUS KREON
İyi ama, eskiden işlenmiş bir cinayetin Laios'un karşısına haydutlar çıkmış; onu
kaybolan izlerini şimdi nasıl buluruz? bir kişi öldürmemiş; hepsi birden öldürmüş-
ler. . . .
KREON
Onu öldürenler bu memlekette imiş. Ara- OİDİPUS
nılan bulunur, aranılmıyan elden gider. Bu iş, büyük para karşılığı, burada tertip-
lenmemiş olsaydı, haydutlar böyle bir cinaye-
OİDİPUS ti işlemeye cesaret edemezlerdi. >.
Laios sarayında mı, kendi topraklarında
mı, yoksa memleketi dışında mı öldürüldü? T KREON
Herkes böyle söylemişti o zaman. Ama
KREON I.aios öldükten sonra, başımıza gelen felâketin
Kâhine başvurmaya gidiyorum diye mem- heyecanı içinde, kimsenin aklına onun öcünü
leketten çıktı; o günden beri bir daha da sa- almak gelmedi.
rayına dönmedi.
OİDİPUS
OİDİPUS
Hükümdarın mahvedildiği, iktidarın sa-
Yalnız değildi ya? Yanında bulunanlar lı ipsiz kaldığı bir zamanda, hangi felâket sizi
elbette bir şeyler anlatmışlardır. olup bitenleri öğrenmekten alıkoyabilirdi?
KREON KREON
Yanındakiler de canlarını kaybettiler. İç-
Karşımıza canavar Sphinks çıkmıştı; bit-
lerinden yalnız biri kaçıp kurtuldu. O da an-
mez tükenmez muammâlariyle aklımızı altüst
cak bir şeyi hatırlıyabildi...
fili; başka bir şey düşünemez olduk.
OİDİPUS
OİDİPUS
Neyi? Ufak bir ipucundan çok şeyler çı-
kabilir. Pekâlâ; bu dâvayı başından ele alıp aydın-
la la cağım. Phoibos yerden göğe haklı. Sen de
36 KRAL OIDIı'UŞ KRAL OİDİPUS
OİDÎPUS OİDİPUS
Daha başka diyeceklerin de varsa, söyle; Bunu da duydum; ama hiç kimse hâdise-
çekinme konuşmaktan.
yi gören birine raslamamış.
44 KRAL OIDIPUS KRAL OİDİPUS .45
OİDİPUS OİDİPUS
Demek biliyorsun da, söylemek istemiyor- Ne diye söylemiyorsun o halde?
sun? Böylece bize hıyanet ettiğini, memleketi-
ni mahvettiğini anlamıyor musun? TEİRESİAS
Öfkeden köpürsen de söylemiyeceğim.
TEİRESİAS
Sana da, kendime de acı çektirmek istemi- OİDİPUS
yorum. Boşuna zorlama beni; ağzımdan lâkır- Pekâlâ... Beni öylesine asabileştirdin ki,
dı alamazsın. içimden geçenleri gizlemiyeceğim: bu cinayeti
.•sen tasarladın, sen gerçekleştirdin; belki kendi
OİDİPUS
•elinle öldürmedin; gözlerin görseydi, o işi de
Böyle alçaklık olur mu? Karşında kaya ol- senin yaptığını söylerdim.
sa isyan eder. Konuşmıyacaksm demek? Ben
seni yola getirmesini bilirim.
TEİRESİAS
TEİRESİAS Öylemî? O halde seni, yüksek sesle herke-
se verdiğin emirleri yerine getirmeye davet
Konuşmak istemediğim için öfkeleniyor-
ediyorum. Yani, bugünden itibaren, hiç kim-
sun, ağır sözler söylüyorsun, bana. inatçılık is-
KRAL OIDIPUS KRAL OIDIPUS
OİDİPUS
TEİRESİAS
Demek anlamadın? Yoksa, beni kışkırtıp Böyle pervasızca daha konuşabileceğini
söyletmek mi istiyorsun? mi sanıyorsun?
50 KRAL OİDİPUS
KRAL OİDİPUS
51
TEİRESİAS
OİDİPUS
Hakikatin bir kudreti varsa, evet. Güzel şey ikbâle ermek, iktidarı elde tut-
mak, üstün bilgili olmak! Ama ne kıskançlık-
OİDİPUS lar doğuyor ardından... Kendim istemeden ba-
Var, ama senin için değil; ruhu da, kulak- na bu memleketin tevdi ettiği iktidar mevkii-
ları da gözleri gibi kapalı bir kör için değil... ne, Kreon gibi dürüst, daima vefalı bir dost
göz dikmiş; el altından iş görerek, sırf para
TEİRESİAS hırsıyla hareket eden bu hiylckâr büyücüyü,
sahte peygamberi, gizli oyunlar ustasını bana
Sen de bahtı kara bir insansın; bana söy- yollamış, beni devirmek istiyor. Söyle bakalım
lediklerini yakında sana da söyliyecekler. şimdi: ne zaman isabetle kehanette bulundun?
O kanatlı canavar, şehrin kapılarını tuttuğu
OİDİPUS zaman nerdeydin? Sorduğu muammalara veri-
Sen, karanlıkta yaşıyan bir insansın; be- lecek, yurttaşlarını kurtaracak cevapları ne di-
nim gibi, başkaları gibi, aydınlığı görenlere kö- ye söylemedin? Onları her önüne gelen çöze-
tülük edemez sin. mezdi tabii; bu iş için keramet lâzımdı! Öyle
şeylerden anlamadığını açıkça isbat ettin. Ama
ben, Oidipus, gelir gelmez, biraz düşünerek,
TEİRESİAS
kuşlara, tanrılara başvurmadan, canavarın ağ-
Seni mahvedecek ben değilim; sana Apol- zını kapadım. Böyleyken beni iktidardan dü-
lon yeter. şürmeye bakıyor, Kreon'un yanında mevki sa-
hibi olacağını umuyorsun. Thebai'yi bu yoldan
OİDİPUS kurtarmayı düşünmek, korkarım, size pahalı-
Bu güzel buluşlar senin mi, yoksa Kreon'- ya mal olur. Bu kadar ihtiyar olmasaydın, hı-
un mu? vanetinin cezasını çekerdin, aklın başına gelir-
di.
TEİRESİAS
KORO BAŞI
Sana kötülük eden Kreon değil; kötülüğü
kendinde ara. Oidipus, bana öyle geliyor ki, sen de, Tei-
resias da, öfkeye kapılarak konuştunuz. Bu da
KRAL OİDİPUS 53
53 KRAL OIDIPUS
KREON KREON
Nasıl olur da, Oidipus, benim kâhini kan- Sen konuştun; şimdi sıra bende. Beni din-
dırdığımı, ona yalanlar söylettiğimi iddia eder? ler, hükmünü verirsin.
OİDÎPUS KREON
Ne arıyorsun burada? Açıkça canıma kıy- Böyle inatçılıktan bir fayda gelir sanıyor-
um, yanılıyorsun.
mak istiyorsun, tahtıma göz dikiyorsun, bir de
kalkıp pervasızca sarayıma geliyorsun... Tan-
rılar hürmetine, söyle: böyle şeylere kalkış- OİDİPUS
mak için, her halde beni ahmak, korkak bir Sen de, akrabasına hiyanet edenin ceza-
adam sandın. Belki de, çevirdiğin dolapların lı/ Kalacağını sanıyorsan, yanılıyorsun.
farkına varamıyacağımı, farkına varsam da,,
seni cezasız bırakacağımı umuyordun. Ahmak- KREON
lık asıl sende; millet arkanda değilken, seven-
lerin yokken, nasıl ele geçirirsin iktidarı? İkti- (,'ok doğru. Ama, sana ne kötülük ettiğimi
«i'\ l< metisin.
dar parayla, halkın rızasıyla elde edilir.
KRAL OIDIPUS N.
OG KRAL OIDIPUS
OIDÎPUS OIDIPUS • • ı
O kendini beğenmiş Kahin'i buraya çağı- O sıralarda benden bahsetti mi? J *<
ralım diyen, sen değil misin?
KREON
KREON
Hayır. Hiç duymadım adını ağzından.
Evet, şimdi de aynı fikirdeyim.
OIDIPUS OIDIPUS
Bu ölüm hâdisesi üzerine hiç araştırma
Peki, kralınız Laios... yapmadınız mı?
KREON KREON
Ne yapmış Laios? Anlıyamıyorum ne de- Yaptık elbette, ama bir şey bulamadık.
mek istediğini.
OIDIPUS
OIDIPUS
Peki, o kerametler kumkuması adamınız,
. . . öldürüleli, ortadan kaybolalı, ne kadar Inıgün söylediklerini o zaman ne diye söyle-
zaman geçti? medi?
KREON
KREON
Aylar, yıllar geçti.
Orasını bilemem; bilmeyince de susarım.
OIDIPUS
OIDIPUS
Bu adam, o zaman da kâhinlik ediyor muy-
du? Gen çok şeyler biliyorsun...
KREON
KREON
Evet. O zaman da saygı gören, bilgili, ta-
l> i İsem söylerim.
nınmış bir kâhindi.
KRAL OIDIPUS 63
62 KRAL OİDİPUS
KREON
OİDİPUS
İkiniz de bana bir takım haklar tanımı-
Seninle anlaşmamış olsaydı, kâhin beni yor musunuz?
Laios'un ölümünden sorumlu tutamazdı.
OİDİPUS
KREON
îşte bundan faydalanıp bize hıyanet edi-
Öyle söylemiş olabilir; ama, doğru mu, yorsun.
yanlış mı, bunu sen' daha iyi bilirsin. Beni sor-
guya çekiyorsun; benim de sana soracaklarım KREON
var. İyi düşünürsen, öyle şey yapmıyacağımı
.uılarsın. Benim de bir takım haklarım olduk-
OİDİPUS
tan sonra, iktidar mevkiinin gailelerini raha-
Sor. Kralı be.nim öldürdüğümü iddia ede- tıına tercih eder miyim hiç? Kral gibi yaşa-
cek değilsin ya! mak, benim için kral olmaktan daha iyi. Her
a kıllı insan böyle düşünür. Bugün, çekinme-
KREON den, senden ne istesem elde ediyorum. Kral
«•I-aydım, yapamazdım her istediğimi. Böyle
Soruyorum : sen, benim kız kardeşimle •ıkıııtısız, rahat rahat yaşarken krallığı ney-
evlenmedin mi? Irviın? Gördüğüm sevgi ve saygıdan başka şey-
Ifi istiyecek kadar akılsız değilim. Bugün her-
OİDİPUS kesle selâmlaşıyorum; senden bir isteği olan-
Evlenmedim diyemem. iiu hana başvuruyorlar, çünkü sözlerime değer
ı> itliğini biliyorlar. Böyle bir durumda sana
KREON hıyanet etmek budalalık değil de nedir? Hem,
Itıınu aklımdan bile geçirmem. Bana yardım
Senin gibi, o da bu ülkeye hükmetmiyor » 111 ek isteseler bile, girişmem böyle işlere. İs-
mu? imlini istiyorsan, git Delphoi'ye, tanrının ce-
1
n l ı ı ı u doğru olarak getirip getirmediğimi an-
OİDİPUS la Sonra, benim sana karşı kâhinle birlik ol-
Her istediğini yapıyorum.
©4 KRAL OIDIPUS
KRAL OIDIPUS 65
KREON
OİDİPUS Eğer böyle bir şeye kalkışmışsam, tanrı-
Ey Thebai, Thebai! lar beni kahretsin, canımı alsın!
KREON İOKASTE
Bu şehir yalnız senin değil. Oidipus; tanrıları seviyorsan, ettiği büyük
yemine, bana, burada bulunanlara saygın var-
KORO BAŞI sa, sözlerine inan.
Büyüklerimiz, durun! Bakın, tam zama-
KORO BAŞI
nında, îokaste sarayından çıkıyor. Aranızdaki
anlaşmazlığın giderilmesine o yardım edebilir. Yalvarırım, efendimiz; iyilikle ricasını ka-
bul et.
îokaste girer.
OİDİPUS
İOKASTE
Neye dayanarak kabul edeceğim?
Ne var, böyle boş yere ağız kavgası ede-
cek? Memleket ağır felâket içindeyken, şahsî KORO BAŞI
kırgınlıklar yüzünden birbirinize düşmek ya- Çocuk değil o sözleri söyliyen; tanrının
kışır mı size? Haydi, Oidipus, saraya gir; sen adını anmakla da büsbütün büyüdü.
de Kreon, evine git. Hiç yoktan mesele çıkar-
mayın. OİDİPUS
KREON Böyle söylemekle benden ne istediğini bi-
Kardeşim; çok garip ama, kocan Oidipus, liyor musun?
aklına koymuş: ya beni baba yurdundan ede-
KORO BAŞI
cek, ya öldürtecek.
Biliyorum.
OİDİPUS OİDİPUS
Evet öyle. Beni öldürmek için tertipler Arıkla öyleyse.
almış; yakaladım.
08 KRAL OIDIPUS
KRAL OIDIPUS 69'
KORO BAŞI
Senin yaratılış m daki insanlar, kendi kendile-
Ettiği büyük j'eminin vebâli altına giren rini kahrederler; bu da onların cezasıdır.
sana en yakın bir insanı sırf şüphe üzerine
suçlu sayıp lekelemekten vazgeç. OÎDİPUS
Beni rahat bırakmıyacak mısın? Defolup
OİDÎPUS
gitmiyecek misin?
Böyle söylemek, ölmemi veya kovulmamı
istemektir. KREON
İOKASTE
KORO BAŞI
Evet. Anlat, anlat ki, ondan şüphe etmekte hak-
lı olup olmadığın açıkça anlaşılsın.
İOKASTE
Neler söylediler birbirlerine? OİDİPUS
Laios'u benim öldürdüğümü iddia ediyor.
KORO BAŞI
Memleket, yeteri kadar acı çekiyor; bu İOKASTE
kavgayı bittiği yerde bıraksak iyi olur.
Nerden biliyor bunu? Kimden öğrenmiş?
OİDİPUS
OİDİPUS
Görüyorsun ya: ne kadar iyi niyetli olur-
san ol, hakkımı korumuyorsun, bana bağlılı- Buraya çok alçak ruhlu bir kâhini yolla-
ğın da zayıflıyor. dı; kendisi söylemiyor, ona söyletiyor.
İOKASTE İOKASTE
ÎOKASTE İOKASTE
O zaman da öyle dediler, bugün de öyle Uzun boyluydu, saçları ağarmaya başla-
diyorlar. mıştı, biraz da sana benzerdi.
OİDİPUS
OİDİPUS
Eyvah! Korkarım, biraz önce, bilmeden
Nerede bu, Laios'un öldürüldüğü yer?
krıuliınc lânetler yağdırdım.
İOKASTE İOKASTE
Phokis'te, Daulis ile Delphoi'den gelen Neler söylüyorsun, Oidipus? Yüzüne ba-
yolların birleştiği yerde. kamıyorum.
74 KRAL OIDIPUS
KRAL OIDIPUS 75
OİDİPUS
Korkuyorum, kâhinin dedikleri çıkacak İOKASTE
diye korkuyorum. Artık her şeyin anlaşılması Hayır. Buraya dönüp de seni ölen kralın
için, bir noktayı daha aydınlatmanı istiyece-
yerine geçmiş görünce, bana geldi, yalvardı;
ğim.
hayatını çobanlıkla geçirmek, görmeye daya-
ııamadığı bir şehirden uzaklarda yaşamak is-
İOKASTE
lediğini söyledi. Ben de râzı oldum, çünkü is-
Benim de içimi korku aldı, ama ne sorar- lediğinden fazlasına hak kazanmış bir insan-
san cevap vereceğim. dı.
OİDİPUS OİDİPUS
Yanında sadece birkaç kişi mi vardı, yok- En kısa zamanda buraya gelebilir mi?
sa, her hükümdar gibi, kalabalık muhafızlar-
la mı yola çıkmıştı? İOKASTE
Gelebilir, ama ne diye istiyorsun gelmesi-
İOKASTE
ni?
Beş kişiydiler; içlerinden biri, kralın ha-
bercisiydi. Arabayı Laios sürüyordu. OİDİPUS
Bu kadar konuştuktan sonra, onu ne di-
OİDİPUS \t f,örmek istediğimi anlarsın artık.
Anlaşılıyor her şey şimdi... Kimden öğren-
din bütün bunları? İOKASTE
Kolay buraya gelmesi; yalnız, üzerinde
İOKASTE »irilen bu kadar durduğunu anlamak da hak-
Kaçıp kurtulan köleden. k ı m d ı r sanırım.
OİDİPUS OİDİPUS
Şimdi burada mı bu adam? Söylevim sana, çünkü başka ümidim kal-
madı İleni, bu durumda, senden başka kime
KRAL OIDIPUS 77
76 KRAL OIDIPUS
KRAL OIDIPUS 79
OİDÎPUS
Bütün ümidim o çobanda; onu bekliyo- ili haber vermişti. O zavallı çocuğun da baba-
rum. sını öldürmesi imkâsızdı, çünkü kendisi daha
mıce ölmüştü. Kehanetlere inanmam artık.
İOKASTE
Ne umuyorsun ondan? OİDİPUS
Hakkın var, ama sen yine birini gönder,
OİDİPUS
çobanı bulup buraya getirsin. Unutma bunu.
Söyliyecekleri senin anlattıklarına uyarsa,,
artık hiçbir şeyden korkmam. İOKASTE
İOKASTE
Şimdi birini gönderirim. Biz de gidelim
iulık. Sen ne istersen ben onu yaparım.
Okadar ehemmiyetli bir şey mi söyledim,
sana?
Birlikte saraya girerler..
OİDİPUS
Bana dedin ki, çobanın iddiasına göre, La- KORO
ios'u haydutlar öldürmüş. Yine böyle söyler- Ah, yardım etseler de tanrılar,
se, onu öldürmediğim anlaşılır, çünkü bir Bütün sözlerim, hareketlerim
adam, birkaç adam demek değildir. Aksine, Kavuşsa kutsal berraklığına
bir kişi üzerinde durursa, benden başka birini O yüksek kanunların!
aramaya lüzum kalmaz.
Ölümlü kafalarda değil!
Olympos'ta doğan;
İOKASTE Dalmak, unutmak bilmeyen,
İnan ki böyle söyledi. Aksini de iddia ede- Yıpranıp eskimeyen,
mez artık; bunu yalnız ben değil, bütün mem- Canlı kalan kanunlar...
leket duydu. Dediklerini değiştirse bile, Laios'- Kibrin, azametin çocuğu: zâlim;
un, önceden bildirildiği şekilde öldürüldüğünü Taşkınca beslenip büyüdükçe,
hiçbir zaman isbat edemez, çünkü Loksias,. <îiiriir kendini yükseklerde,
onu benden doğacak bir çocuğun öldüreceği- İtilmeden âlcıbetini, gaafil;
Dil şer derin uçurumlara.
KRAL OIDIPUS KRAL OIDIPUS Sİ
82 KRAL OIDIPUS
İOKASTE
OİDİPUS
Ölümüne ben sebep olmuşumdur... Gerçek şu
Öyle mi, yabancı? Sen söyle bakalım. Ki, Polybos, o değersiz kehanetleri kendisiyle
birlikte öteki dünyaya götürdü.
HABERCİ
Polybos bu dünyadan göçtü. İOKASTE
86 KRAL OIDIPUS
OİDİPUS
Söylenmiyecek bir şey değil: Loksias, gü-
OİDİPUS
nün birinde anamla evleneceğimi, kendi elim-
Anam sağ olmasaydı, doğru düşünüyorsun le babamın kanına gireceğimi haber verdi. Bu
derdim, ama o yaşadıkça içimden korku git- vii/.den, uzun zamandır Korinthos'dan uzak
miyecek. yaşadım. İyi etmişim, ama anadan, babadan
İOKASTE oyrı düşmek de çok acı şey doğrusu!
Babanın mezarda olması seni büyük bir
HABERCİ
sıkıntıdan kurtarmıyor mu?
Demek bu yüzden uzakta yaşadın?
OİDİPUS
OİDİPUS
Kurtarıyor, ama, ne de olsa, sağ kalan bir
kadın var; ondan korkuyorum. Evet, ihtiyar; baba katili olmak istemiyor-
dum.
HABERCİ
HABERCİ
Kim bu seni o kadar korkutan kadın?
Kral; seni daha önce bu korkudan kur-
OİDİPUS utmadığıma üzülüyorum. Ben buraya sana
Polybos'un karısı, Merope, ihtiyar. lılı I lydam dokunur diye geldim.
HABERCİ OİDİPUS
Ne diye korkuyorsun ondan? Hu hizmetin elbette karşılığını göreceksin.
OİDİPUS HABERCİ
Beni korkutan, tanrıların yolladıkları kor-
t »uğrusunu istersen, buraya gelirken ak-
kunç bir haber, yabancı.
lımdan peçirmedim değil; sen Korinthos'a
tjfîınluktnı sonra beni unutmazsın diye düşün-
HABERCİ
düm
Bu haberin ne olduğunu söyliyebilir mi-
sin? Ama, belki de, öğrenilmesini istemezsin.
kral oidipus 89
ss KRAL OIDIPUS
HABERCİ
OÎDİPUS
Boş yere korkuya kapıldığını bilmiyorsun
Ben hiçbir zaman baba yurduna ayak ba-
sacak değilim! öyleyse.
OİDİPUS
HABERCİ
Boş yere olur mu hiç? Onlar benim anam-
Oğlum; ne kadar yanıldığın açıkça anla- la babam değil mi?
şılıyor şimdi.
HABERCİ
OİDİPUS
Hayır, sen Polybos un kanından değilsin.
Neden böyle söylüyorsun, ihtiyar? Tanrı-
lar aşkına, açık konuş! OİDİPUS
Ne dedin? Polybos benim babam değil
HABERCİ
mi?
Seni memleketine dönmekten alakoyan
HABERCİ
sebepler bunlarsa...
Hana baba diyebilirsen, ona da dersin.
OİDİPUS
OİDİPUS
Phoibos'un dediği çıkacak diye korkuyo-
rum. Senin gibi yabancı bir adam, babamla bir
"İt hiç?
HABERCİ
HABERCİ
Ananla babana karşı cürüm imlemekten
korkuyorsun, değil mi? Sen lıenim oğlum olmadığın gibi, onun da
Mfl.ı delilsin.
OİDİPUS
OİDİPUS
Evet, ihtiyar; bütün korkularımın kayna-
ğı bu işte. Ovlev.se niçin bana "oğlum" diyordu?
90 KRAL OIDIPUS
KRAL OIDIPUS 91
HABERCİ
HABERCİ
Şunu bilesin ki, seni vaktiyle ona ben ver- işte o günlerde seni ben kurtardım, yav-
miştim.
ı um!
OİDİPUS OİDİPUS
Başkasının çocuğunu o kadar nasıl sever?
Ne haldeydim beni bulduğun zaman?
HABERCİ
HABERCİ
O zaman çocuğu yoktu da ondan. Ne halde olduğunu ayakların dile gelip te
söylese!
OİDİPUS
OİDİPUS
Sen beni bir başkasından mı almıştın,
yoksa kendin mi bulmuştun? O eski acıyı ne diye hatırlatıyorsun bana?
HABERCİ HABERCİ
Seni Kithairon'un ormanlık, kuytu bir ye- Kullarını çözdüm: ayaklarının uçları de-
rinde bulmuştum. linmişti.
V OİDİPUS
OİDİPUS
l'aluı kundakta çocukken işkence başla-
Ne diye dolaşıyordun oralarda?
mıştı!
HABERCİ HABERCİ
OİDİPUS E OİDİPUS
Demek çobanlık ediyordun? 'Iştınlar aşkına, söyle! Anam mı, yoksa
Mıam mı verdi bu adı bana?
92
KRAL OIDIPUS 93
KRAL OIDIPUS
HABERCİ
HABERCİ
Sizler bu memleketin yerlilerisiniz; onu
Bilmiyorum. Seni bana veren, bunu ben- I» ilden daha iyi tanırsınız.
den dalıa iyi bilir.
OÎDİPUS
OİDİPUS Aranızda bu adamın sözünü ettiği çobanı,
Öyleyse sen beni başkasından aldın; ken- binalarda yahut köylerde görmüş olan, onu
din bulmadın. I«ılıyabilecek biri var mı?
OÎDİPUS OÎDİPUS
Bu çobanın kim olduğunu söyliyebilir mi- Kraliçe; biraz önce buraya gelmesini istc-
sin? diyimi/, adam, bu çoban olmasın?
HABERCİ ÎOKASTE
II,miri adam? Sen onun dediğine bakma;
Laios'un kölelerinden biriymiş.
jphd lıoş lâkırdıları unutmaya çalış.
OÎDİPUS
OÎDİPUS
Bu ülkenin eski kralı Laios'un mu? I Olmaz; ortada böyle deliller varken, ki-
KİH nftlıı olduğum gizli kalamaz.
HABERCİ
Evet, onun çobanlarından biri. İOKASTE
•fışfunnk istiyorsan, tanrılar hakkı için,
OİDÎ PUS bu ur.,!,;tıı-madan! Çektiklerim bana ye-
Sağ mı bu adam? Görebilir miyim onu?
94 KRAL OIDIPUS
KRAL OIDIPUS 95
OÎDİPUS
İOKASTE
Korkma; üç kuşak öncesine çıkan bir kö-
le kanından olduğum anlaşılsa bile, bir şey Ah, kara bahtlı! Artık sana bundan başka
kaybetmezsin haysiyetinden! vrrilecek bir ad bulamıyorum. Bundan sonra
•T 'imdan başka bir ad duyamazsın...
İOKASTE Saraya girer.
Yalvarırım; beni dinle, öğrenmeye kalk-
ma bunu! KORO BAŞI
ÎOKASTE OİDİPUS
Sen benim sözümü dinle; en iyi yolu gös- Koparsa kopsun! Soyum ne kadar aşağı-
teriyorum sana. i.l olu ı sa olsun, bunu bilmek istiyorum. Ka-
ilıttlrti. kendilerini beğenmiş yaratıklar. Belir-
OİDİPUS *I» I MI soydan olduğuma üzülüyor herhalde.
JjMİtıin çocuğu olmakla övünürüm, bundan
Bıktım artık öğütlerinden!
•n t'iı utanç duymam. Kader benim anam.
Hp,^tı vıllar beni bazan alçalttı, bazan yük-
İOKASTE - pilli, Nasıl doğmuşsam öyle kalacağım, ki-
Kim olduğunu hiç bilmesen iyi olur. İftiü t,1" "ftu olduğumu da elbette öğreneceğim!
OİDİPUS KORO
Bana bu çobanı getirecek misiniz? (Köle- K i hanetten anlıyorsam,
lerden biri çobanı aramaya gider) Bırakın bu ı • rrçeği sezebiliyorsam,
kadını, asaletiyle övünsün! I v Kithairon!
i mi içerim üzerine
KRAL OIDIPUS
KRAL OIDIPUS 97
Olympos'un:
Yarından tezi yok; OÎDİPUS
Yarın ayin on dördü, İhtiyarlar; onu hiç görmedim, ama bu ge-
Seni anacağız birlikte! lrn, galiba çoktandır aradığımız çoban. O da,
Çünkü Oidipus, I. orinthos'lu haberci kadar, geçkin yaşlı.
Memleketlindi senin; Adamlarım da yanında. Ama, sen onu evvelce
Onu besledin, görmüşsün; bizden daha iyi tanırsın.
Babalık ettin ona.
Esirgemedin lûtfunu Laios'un ihtiyar kölesi gelir.
Başımızdakilerden;-
KORO BAŞI
Kutlayacağız seni
Korolarımızla, Evet, o; tanıdım. Laios'un kölesiydi, çok
Şarkılarımızla. iâıhk bir çobandı.
Sen de, Phoibos,
Umarım, hoşlanırsın onlardan... OİDİPUS
Seni kim doğurdu, yavrum, Korinthos'lu yabancı; ilkin sana soruyo-
Hangisi, ölümsüz bakirelerin? (um .sözünü ettiğin adam bu mu?
Dağlarda dolaşan tanrı Pan'a
HABERCİ
Gönlünü kaptıran mı?
Yüksek yaylalarda oturan Tu kendisi.
Loksias'la sevişen mi?
OİDİPUS
Belki Hermes'in oğlusun,
Kyllene dağının efendisi; (lıtios'un kölesine) Sıra sende, ihtiyar;
Belki de Ba.kkhos'un: İttin yaklaş, gözünü gözümden ayırma; so-
<M ı mıa cevap ver. Laios'un kölesiydin, de-
Doruklarda oturan,
) illi?
Helikon'da sık sık
Onlarla oynaşan; LAİOS'UN KÖLESİ
Doğdun dünyaya birinden... ' ! \H iteni dışardan almamışlardı; kralın
tudrt doğup büyüdüm.
kral OIDIPUS 99
98 kral oIdİpus
OİDİPUS HABERCİ
OİDİPUS HABERCİ
Hemen cevap veremiyeceğim, çünkü iyice (lleğneğiyîe üzerine yürür). Kahretsin se-
hatırlıyamıyorum. ni ı annlarl Kes sesini!
KRAL OİDİPUS 101.
;100 KRAL OÎDIPUS
OİDİPUS
OİDtPUS
Çocuğu verdin mi ona?
Dur, ihtiyar, öfkelenip dövmeye kalkma
•onu; asıl senin sözlerine öfkelenmek lâzım. LAİOS'UN KÖLESİ
Verdim. O gün canım çıksaydı da, kurtul-
LAİOS'UN KÖLESİ
saydım!
Suçum ne, ey efendilerin efendisi!
OİDİPUS
OİDİPUS Doğruyu söylemezsen, başına gelecek de-
O sana çocuktan söz açtı, cevap verme- bu zaten.
din; suçun bu.
LAİOS'UN KÖLESİ
LAİOS'UN KÖLESİ
Söylersem mahvolduğum gündür!
Ne dediğini bilmiyor, boşuna konuşuyor.
OİDİPUS
OİDİPUS Bu adam galiba oyalamak istiyor bizi.
Güzellikle olmazsa, zorla cevap verirsin.
LAİOS'UN KÖLESİ
LAİOS'UN KÖLESİ
Çocuğu ona verdiğimi söyledim ya!
Tanrılar hakkı için; yalvarırım, bana kö-
:tü davranma! Ben ihtiyar bir adamım.
OİDİPUS
OİDtPUS OÎDİPUS
Alı benim kara bahtım, alı! Adımlarım be-
Apollon, dostlarım, Apollon! Bu dayanıl-
ni böyle nerelere götürüyor? Sesim nerelerde
kayboluyor? Ey kaderim; nerelere attın ken- maz acıları o çektiriyor bana. Ama gözlerimi
dini? kör eden başka eller değil, kendi ellerim. Hem,
benim için, bu dünyada görmeye değer ne kal-
KORO BAŞI mıştı ki?
Tüyler ürpertici, görmeye, işitmeye yürek-
KORO BAŞI
ler dayanmıyan bir felâkete.
Doğru söylüyorsun.
OİDÎPUS
OİDİPUS
Ey karanlıklar bulutu! Felâket rüzgârının
sürüklediği, üzerime yığdığı korkunç, ezici, da- Görecek, sevecek neyim vardı, dostlarım?
yanılmaz bulut! Bağrımı yakıyor yaralarımın Konuştuğum insanlardan hangi tatlı sözleri
acısı, felâketlerimin hâtırası. duyacaktım? Dostlarım; çabuk uzaklaştırın
beni buralardan! Götürün bu belâlıyı, lânetliyi,
KORO BAŞI tanrıların en çok nefret ettikleri insanı!
Böyle felâketler içinde elbette artacak şi-
kâyetlerin; derdin de, acın da iki katlı... KORO BAŞI
Çok acınacak haldesin; hem felâkete uğ-
OİDÎPUS radığın için, hem de başına gelenleri anlıyacak
Ah, dostum! demek bir sensin beni bıra- bir ruh taşıdığın için. Keşke hiç tanımasaydım
kıp gitmeyen, bir köre bakmak isteyen? Gizli- seni!
yemezsin kendini benden; karanlıklara gömül- OİDİPUS
düm ama, sesini iyice tanıyorum.
Dağlarda dolaşırken beni bulup ayakları-
KORO BAŞI
mın sıkı bağlarını çözen, beni ölümden kurta-
ran, başıma bu belâların gelmesine yol açan
Alı, ne yaptın, nasıl kıydın gözlerine? Han- adam kahrolsun! Ölüp kurtulsaydım, sevdikle-
gi tanrı seni kışkırttı böyle?
rime de, kendime de acı çektirmezdim böyle.
KRAL OIDIPUS 113
112 KRAL OIDIPUS
OİDİPUS
Ne yapmam gerektiğini ilkin tanrıdan öğ-
renmek istemeseydim, bilesin, bu dediğini çok-
Ah! tan yerine getirirdim.
.ne söyliyebilirm şimdi ona? Ne bek-
liyebilirim ondan? Çok haksızlık ettim ona. OİDİPUS
KREON Tanrı zaten vermiş hükmünü:, baba kanı
na giren, büyük günah işleyen öldürülecek.
Buraya seninle eğlenmek, eski hakaretle-
rini yüzüne vurmak için gelmedim, Oidipus.
KREON
Ama sizler, insanlara saygınız yoksa, hiç ol-
mazsa, her şeye hayat veren Helios'un ateşine Biliyorum, ama bu güç durumda ne yapıl-
saygı gösterin de, ne toprağın, ne kutsal yağ- ması gerektiğini açıkça bilmek daha iyi olur.
murun, ne gün ışığının kabul edemiyeceği bu
OİDİPUS
murdar yaratığı böyle uluorta meydanda bı-
rakmaktan utanın! Çabuk, onu sarayına götü- Mahvolmuş bir insan için hâlâ tanrıya nu
rün. Aile felâketlerini görmek, dinlemek, her- başvuracaksınız ?
kesten önce akrabalarının işidir.
116 «RAL OIDIPUS KRAL OIDIPUS 117
KRAL OIDIPUS ] 19
dik ne dert kaldı? Babanız babasını öldürdük
anasıyla evlendi, kendi öz anasından sizleri KREON
dünyaya getirdi. İşte bütün bunları yüzünüze Söyle, dinliyorum.
vuracaklar. Kim evlenir sizinle? Hiç kimse,
yavrularım; hayatta zürriyetsiz, tek başınıza, OİDİPUS
solup gideceksiniz. Menoikeus'un oğlu; madem-
ki artık onların ne babası, ne de anası var; Beni bu memleketten kovacaksın.
mademki onlara babalık edecek bir sen kaldın,
kendi soyundan olan bu yaratıkları kimsesiz KREON
bırakıp süründürme, kimseye muhtaç etme! Bu Iûtfu tanrıdan bekliyebilirsin ancak.
Benim kadar acı çekmesinler. Bu yaşlarında,
senden başka güvenecek kimseleri yok, onlara OİDİPUS
acı. iyi yürekli insan; elini bana ver de kabul Ama tanrılar bana düşman!
ettiğini anlıyayım. Anlıyacak yaşta olsaydınız,
çocuklarım, size ne öğütler verirdim! Şimdi ne
KREON
söyliyebilirim size? Dua edin de, babanızdan
daha iyi bir ömür nasibolsun size! işte onun için çabuk yerine getirirler iste-
diğini. 1 ,
KREON
OİDİPUS
Yeter ağladığın; haydi, eve gir artık.
Doğru mu söylediğin?
OİDİPUS
KREON
Bana ağır da gelse, dediğini yapacağım.
Düşünmeden söylemem.
KREON
OİDİPUS
Her şeyi zamanında yapmalı.
Öyleyse götür beni buradan.
OİDİPUS
Gideceğim, ama bir şartla. KREON
Haydi, yürü, ama çocukları bırak.
KRAL OIDIPUS
OİDİPUS
Olmaz, elimden alma onları! ESERDE GEÇEN MİTOLOJİK ADLAR
Her istediğini almak huyundan vazgeçmi- AMPIiÎTRİTE. Deniz perilerinden biri; Zeus'un kar-
yecek misin? Gördün ki, bugüne kadar elde et- deşi deniz tanrısı Poscidon'un karısı.
tiklerin hayırlı olmadı senin için. APOLLON. Zeus ile Leto'nun oğlu, Artemis'in kar-
deşi; sanat tanrısı. Dclphoi'de tapmağı vardı.
KORO BAŞİ ARES. Savaş tanrısı. Zeus ile Hera'mn oğlu. (Eserde
Ares adı altında, Thebai'yi kasıp kavuran veba
Ey Thebaililer, yurttaşlarım! O zorlu mu- kasdediliyor).
ammaları çözen Oidipus'un haline bakın! Çok
kudretli bir insandı. Onun mutluluğu bu şe- ARTEMİS. Av tanrıçası. Zeus ile Leto'nun kızı. Öm-
rünü ormanlarda avlanmakla geçirmişti. (Ltâin
hirde hangi vatandaşı imrendirmemişti? Şim- lerde: Diana).
di ne korkunç bir felâket kasırgasıyla sürük-
lendiğini görün! Onun için, son gününü gör- ATHENA. Düşünce tanrıçası. Zeus ile ük karısı Mı-
tis'in kızı. Pallas-Athena adıyla tanınmıştır. Ali
meden, hiç kimseye mutluluğa ermiş deme- na şehri adını ondan alır. Akropolis üzerindi-
yin!... Athena - Nike ile Erekhteion tapmakları onını
adına yapılmıştır. (Romalılarda: Minervcı).
BAKHOS. Bkz. Dionysos.
HADES. Adı "görünmeyen" anlamına gelen, ayrıca KİTHAİRON. Yunanistan'da Attike üe Boiotia böl
Plüton (zengin) şekliyle de tanınan yeraltı ülkesi geleri arasında bulunan sıra dağların adı. Oidipus
tanrısı; Kronos ile Rhea'mn oğlu. İlk zamanlarda çocukken oraya atılmıştı.
Plüton adı altında toprağın bereketini temsil et-
miştir. Yeraltı tanrısı olarak, ölüler âlemine hük- KYLLENE. Arkadia bölgesinde bir dağ. Bugünkü
meder. adı: Ziria. (Bkz. Hermes).
HELİKON. Boiotia bölgesinde bir dağ. Edebiyat, gü- LAİOS. Oidipus'un babası; Thebai'de krallığı kuran
zel sanatlar tanrıçaları Musa'lar orada otururlar- Labdakos'un oğlu. Babasından sonra Thebai lalı
dı. Edebiyat ve güzel sanatlara adlarını veren tına geçmiş, Amphion ile Zethos hükümdarlığı
dokuz Musa şunlardır: Kaüiope (destanî şiir); gaspedince, memleketinden sürülmüş; onların
Kleio (tarih; Euterpe (musikî); Melpomcııe (tra ölümünden sonra yeniden iktidar mevkiine geç
gedia); Terpsikhore (rakıs); Erato (mersiye); miş, Kreon'un kız kardeşi îokaste ile evlenmişti.
Polyhymnia (lirik şiir); Urania (astronomi); Tha- Uzun zaman çocukları olmamış, nihayet, aksi gibi,
lia (Komedia). Oidipus doğmuştu.
HELİOS. Güneş; Hyperion ile Thea'nın oğlu. LOKSİAS. Apollon'un lâkaplarından biri.
HERMES. Belagat tanrısı; Zeus ile Maia'nın oğlu; LYKAİOS. Arkadia'da bir dağ. Apollon'un orada otur
Arkadia'da, Kyllene dağında doğmuştur. duğu rivayet edilirdi.
İSMENOS. Thebai ile ilgili efsanelerde Apollon'un MENADES. "Çılgın kadınlar" anlamına gelen bir ki-
oğlu olduğu rivayet edilen îsmenos, babasının lime. Dionysos'un eğlencelerinde yanından ayrıl
tapmağında kâhinlik ediyordu. Bu tapınak, The- nııyan, saçları başları dağınık bir halde rakse
bai yakınlarında akan Îsmenos ırmağı kıyısında den bakirelerin adıdır.
bulunduğu için, kâhini de bu adı almıştır. Adak- MENOİKEUS. Kreon'un babası.
ları yakmak, kül etmek suretiyle kehanette bu-
lunulduğu için, "îsmenos'un külleri" sözü bunu OLYMPÎA. Eski Yunanistan'ın dinî merkezlerinden
anlatmaktadır. biriydi; dört yılda bir büyük şenliklerle oyuntu
tertiplenen yer. Orada Zeus ile Hera'mn tapmak
İSTROS. Tuna nehrinin eski adı. lan vardı.
KADMOS. Fenike kralı Agenor'un oğlu. Yunanistan'- PALLAS. Bkz. Athena.
da Thebai şehrinin kurucusu. Ares ile Aphrodite'-
PAN. Sürülerin, çobanların tanrısı. Tabıalı da 1fin-.il
nin kızı Harmonia ile evlenmişti. Oğlu Polvdoros,
Thebai kralı Laios'un babası, Oidipus'un dedesi- ediyordu. Boynuzlu, keçi ayaklıydı.
dir. PARNASSOS. Delphoi'nin kuzeyinde bıılııııau ıl,ıg,
Apollon ile sanat Musa'larının orada olurduk!.u ı
KERES'LER. întikam tanrıçaları. farzedilirdi.
124 KRAL OIDIPUS
•r- •
^
o
ö
C3
00