You are on page 1of 7

FOTOBİYOREAKTÖRLER: FOTOTROPİK MİKROORGANİZMALAR İÇİN

ALTERNATİF ÜRETİM SİSTEMLERİ

Mehmet NAZ, Kaya GÖKÇEK


Mustafa Kemal Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi, Antakya, HATAY
E-Posta: mnaz@mku.edu.tr

ÖZET
Mikroalgler, biyoteknolojik üretimlerde olduğu gibi yem, gıda, kozmetik ve ilaç
endüstrilerinde kullanılan değerli hammaddelerin üretiminde büyük bir
biyoteknolojik potansiyele sahiptir. Fotobiyoreaktörlerin teknik dizaynları,
fototropik biyoteknoloji alanında ekonomik başarı için önemli bir konudur.
Gelecekteki uygulamalar açısından, büyük çaptaki üretimler için açık havuz
sistemlerinin kapalı sistemlere oranla daha düşük bir yenilik potansiyeline sahip
olduğu gözlenmektedir. Özellikle, yüksek değerli ürünler bakımından kapalı
sistemler, dizaynlardaki çok farklı yaklaşımlara karşın, teknik gelişmeler açısından
daha umut vaat edici bir görüntü sergilemiştir. Bu araştırmanın temel amacı, açık
havuz sistemleri ve kapalı sistemlerde olduğu gibi farklı algal üretim sistemlerinin
fotobiyoreaktörler açısından avantaj ve dezavantajlarını ortaya koymaktır.
ANATHAR SÖZCÜKLER: Fotobiyoreaktörler, üretim sistemleri, fototropik
mikroorganizmalar.

ABSTRACT
Mikroalgae have a large biotechnological potential for producing valuable raw-
materails for the feed, food, cosmetics and pharmacy industries as well as for
biotechnological processes. The design of the tecnical basis for photobioreactors
is the most important issue for economic succes in the field of phototropic
biotecnology. For future applications, open pond systems for large-scale
production seem to have a lower innovative potential than closed systems. For
high-value products in particular, closed systems of photobioreactors seem to be
more promising field for tecnical developments despite very diffrent approaches in
design. The main aim of this study was to show what is the advantages and
disadvantages in diffrent algal cultuvation systems such as open pond and closed
systems based on photobioreactors.
KEYWORDS: Photobioreactors, production systems, Phototropic microorganisms.

GİRİŞ
Mikro ve makro algler her yıl dünya ekonomisine yaklaşık 5 milyon dolarlık bir gelir
sağladığı için önemli bir role sahiptir. Algler, gezegenimizde biyolojik CO2/O2
dönüştürücü olarak görev yaparlar. Aynı zamanda, biyomasın en önemli birincil
üreticileri olup, organizmalar içinde en değerli ekolojik gruplardan biridir. Özellikle,
mikroalgler üzerinde yapılan son biyoteknolojik ve teknik incelemeler, gıda, ziraat,
yem, çevre ve kozmetik gibi alanlarda kullanımlarını arttırmaya yöneliktir (Soeder,
1986 ; Borowitzka, 1992 ; Sirenko and Pulz, 2000). Bu nedenle, yukarıda
bahsedilen alanlara yapacağı katkılarından dolayı mikroalg üretiminin
biyoteknolojik bir temele dayandırılması önemli bir konudur.
Akuakültür uygulamaları için halen birçok mikroalg türü çoğunlukla bölgesel olarak
üretilmektedir. Bu amaçla, çeşitli plastik kaplar ve konteynır şeklindeki açık
sistemler kullanılmaktadır. Ancak zayıf verimliliklerine ek olarak, bu sistemlerin
yüksek fiyatlarından dolayı, tubular fotobiyoreaktörler gibi kapalı sistemler
ekonomik önem kazanmaktadır. Fototrofik mikroorganizmalar’ın üretimi için teknik
545
sistemler genel olarak fotobiyoreaktörler olarak adlandırılmaktadır(PBR). Bu
sistemler, algal üretimlerde kullanılmadan önce potansiyel verimlilikleri ve
ekonomik fizibiliteleri açısından değerlendirilmiş olmaları gerekmektedir.
Mikroalgal üretim sistemlerinde, mikroalg kültürleri arasındaki en belirgin
farklılıkların, çevresel koşullardan ileri geldiği bilinen bir gerçektir. Bu gibi mikroalg
gelişimini olumsuz yönde etkileyen çevresel faktörleri en aza indirgemek amacıyla
ilk dönemlerde kullanılan sistemlere bir alternatif üretim sistemi geliştirmeye
yönelik çalışmalar halen devam etmektedir. Bu tür alg gelişim sistemlerinde,
optimum gelişim için biyoteknolojik çözümlerin tümünde ana faktör olan ışık ve
türbülans, biyomas üretiminde önemli bir rol oynar (Tredici, 1999). Algal üretim
sistemleri genel olarak; açık havuzlar, havaya açık reaktörler ve kapalı sistem
reaktörleri olarak dizayn edilmektedirler. Bu tür sistemlerin yapım aşamasında,
daha önce edinilen tecrübelere göre dikkat edilmesi gereken en önemli
noktalardan biri, mikroalglerin dağılımlarına göre sisteme ışık girişinin uygun
şekilde sağlanmasıdır.
KÜLTÜR SİSTEMLERİ
Mikroalg üretiminde kullanılan sistemler genel olarak, açık ve kapalı sistemler
olarak sınıflandırılabilir. Açık sistemlere, çok farklı amaçlar için üretilmiş olan
konteynır, yapay havuzlar ve doğal sular örnek olarak verilebilir. Teknik
kompleksliği bakımından, yaygın olarak kullanılan kanal tipi havuzlarda açık
sistem olarak düşünülmektedir. Mikroalg kültüründe kapalı sistemlerden en yaygın
olarak kullanılanı ise, kapalı fotobiyoreaktörlerdir.
Sistemlerin birbirlerine göre tercih edilmelerini etkileyen parametreler, 1990’lı
yıllardan bu yana oldukça önem kazanmıştır. Bir sistem seçimi yapılırken dikkat
edilmesi gerekli noktalardan biri, alg kültürlerinin hangi alg üretim sisteminde daha
verimli olacağının tespit edilmiş olmasıdır. Algal üretim için belirli bir sistemin
seçimini etkileyen faktörler ise; bölgenin iklim şartları, toprak ve suyun maliyetleri,
alglerin çevresel istekleridir.
Bu sistemlerin birbirlerine göre avantajları ve dezavantajları Tablo 1’ de
verilmektedir.

Tablo 1. Açık ve kapalı algal sistemlerin avantajları ve dezavantajları


Parametreler Açık Havuzlar Kapalı Sistemler
Kontaminasyon Aşırı yüksek Düşük
riski
Alan ihtiyacı Yüksek Düşük
Su Kayıpları Aşırı yüksek Hemen hemen yok
CO2 kayıpları Yüksek Hemen hemen yok
Kültüre edilen Birkaç alg türüyle Yüksektir. Hemen hemen tüm
türlerin çeşitliliği sınırlıdır. mikroalg türleri kültüre edilebilir.
Standardizasyon Mümkün değil Mümkündür
Hava şartlarına Yağış sırasında tam Kapalı konfigürasyonlar aynı
bağımlılık olarak üretim mümkün zamanda kötü hava şartlarında da
değildir. üretime müsaade ettiği için önemli
değildir.
Üretim sırasındaki Düşüktür. 0,1-0,2 g/l Yüksektir. 2-8 g/l
Biyomas
konsantrasyonu
Muamele Düşüktür. Düşük Yüksektir. Yüksek
proseslerinin konsantrasyonlardan konsantrasyonlardan dolayı küçük
randımanı dolayı büyük hacimler hacimler akar.
akar.
546
AÇIK HAVA SİSTEMLERİ
Mikroalg kütle kültürleri üzerine yapılan ilk çalışmaların çoğu kapalı sistemlerin
üzerinde yoğunlaşmış olmasına rağmen (Burlew, 1953), çoğu büyük ticari
sistemler hala açık sistemlerdir. Bu tür sistemlerin kullanılmasındaki sebep
ekonomik olmalarıdır. Kapalı kültür sistemleri çok pahalıdır ve bu sistemlerin
çoğunu genişletmek veya büyütmek zordur. Bununla beraber çoğu kapalı
sistemler yapay ışık altında iç mekan kültürü olarak kurulmaktadır. Bu durum,
mikroalg üretiminin yüksek enerji maliyetleriyle sonuçlanmasına sebep olmaktadır.
Buna karşılık açık hava sistemleri, güneş ışığından yaralanabilme özelliklerinden
dolayı fiyat bakımından daha ekonomiktirler. Ancak, alglerin az sayıda türü, açık
hava sistemlerinde başarılı olarak geliştirilebilir. Günümüzde kullanılmakta olan
bazı açık hava sistemlerine; sığ büyük havuzlar, tanklar, dairesel havuzlar, kanal
tipi havuzlar, şelale sistemleri örnek olarak verilebilir.
Açık hava havuz sistemlerinde verimlilik başarısı, teorik olarak mümkün olandan
azdır. Çünkü dıştan gelen çevresel etmenleri kontrol etmek zordur. Açık
sistemlerde başarılı olabilmek için, daha önce yapılmış olan çalışmalardan elde
edilen datalara göre; havuz derinliği, algal hücrelere yeterli ışığı sağlama, karışım
için yeterli bir su derinliğini koruma ve buharlaşmadan dolayı iyonik
kompozisyondaki büyük değişimlerden sakınma konuları üzerine bir ortak görüş
oluşturulmuştur. Bu ortak görüş; çoğu kanal tipi havuzların 20-30 cm arasında bir
derinliğe sahip olmasıdır. Bu derinliklerin az olmasının sebebi ise, bütün üretim
sistemleri için ışığın sınırlayıcı olmasıdır. Aynı zamanda, bu tür üretim
sistemlerinde kirliliğin ve kontaminasyonun sürekli tehdidine ilave olarak, CO2’in
difüzyonuda açık havuz sistemlerinde gözlemlenen en önemli dezavantajlarından
biridir. Ancak, böyle açık sistemlerin kullanıldığı havuzlara CO2 ilave edilmesi
randımansız olmakta ve ekonomik görünmemektedir. Aynı zamanda bu tür
sistemlerin kapalı sistemlere göre daha büyük bir alan gereksinimi de bilinen bir
gerçektir. Açık sistemler içinde, yüksek hücre yoğunluklarının sürekli olarak elde
edildiği tek açık hava sistemi, şelale tipi sistem olup hala bir çok mikroalg kültürü
için kullanılmaktadır (Setlik et al, 1970). Bu sistemde kültür derinliği 1 cm’den
daha azdır ve 10 g/l’ye kadar hücre yoğunlukları sürekli olarak korunabilir.
KAPALI SİSTEMLER
Açık sistemler başarı ile uygulanmasına rağmen, mikroalg kütle kültüründe eğilim
kapalı sistemler yönündedir. Bunun sebebi, ilaç, insan ve hayvan tüketimi gibi
alanlarda kullanılan algler ve alg ürünlerinin çoğunun, ağır metal ve potansiyel
mikroorganizmalardan bağımsız gelişmiş olmalarından doğan gereksinimdir. Bu
nedenle, kapalı sistem kavramı son yıllarda akuakültür sektörünün gündemindedir
(Pirt et al, 1983). Buna karşılık bu sistemlerin yüksek maliyetleri, yakın zamana
kadar ticari uygulamalarını engellemektedir. Buna rağmen, son yıllarda alg kültürü
için kapalı fotobiyoreaktörlerin dizaynında ve çalıştırılmasında önemli
sayılabilecek ilerlemeler kaydedilmektedir. Bu reaktör dizaynlarında ana prensip,
ışık yolunu indirgemek ve böylece her bir hücreye ulaşan ışığın miktarını
arttırmaktır. Ayrıca, gaz değişimini arttırıcı, hücrelere optimum ışık mevcudiyetini
sağlayıcı ve iyi karışım sağlayıcı fonksiyonlarında ilave edilmiş olması
gerekmektedir. Çok farklı dizaynlara sahip kapalı ve yarı kapalı sistemler birçok
teste tabi tutulmaktadır. En son gelişmeler, daha geniş bir alana ışığı dağıttığı için
bu ana dizayn prensiplerine ilaveten, bir tubular konfigürasyon veya kompakt
yassı tip fotobiyoreaktörlere doğru bir eğilimin olduğunu göstermektedir (Tredici
and Materassi 1992 ; Tsoglin and Gabel, 2000). Kapalı fotobiyoreaktörler, aşağıda
bahsedilen esansiyel yararlarına ilaveten, hemen hemen tüm biyoteknolojik
parametrelerin kontrolü ve düzenlenmesiyle karakterize edilirler (Pulz, 1992).
1-Temiz alg kültürü elde edilmesi.
547
2-Işıktan yararlanma randımanının yüksek olmasından dolayı yüksek verimlilik
sağlaması.
3-Gün ışığında kullanılma özelliği, birçok türü kontaminasyondan koruduğu ve
reaktörlerin açık hava sistemleri gibi çok geniş bir iklim aralıklarında
çalıştırılabilmesinden dolayı, bir çok mikroalg kültürünün yapılabilme avantajına
sahiptir. Buna karşılık tüm alg türleri bu sistemde kültür için uygun olmayabilir.
Bilhassa, bazı hassas türler bu sisteme ait sirkülasyon sistemi tarafından zarar
görebilir.
4-Kapalı sistemlerde açık sistemlere oranla, kültür şartları daha iyi kontrol edilebilir
ve elde edilen son ürünün daha iyi bir kompozisyona ve kaliteye sahip olduğu
gözlenmektedir (Chrismadha and Borawitzka, 1994).
KAPALI TUBULAR KULTİVATÖRLER
Teorik olarak algal verimlilik 60g/m2/günde’ı aşabilir (Ben-Amotz, 1980 ; Weisman
and Gobel, 1988). Ancak gerçek ürün miktarı, ışık sınırlamasından dolayı çok
daha düşüktür. İdeal kültür sistemi, alg hücreleri tarafından ışık enerjisinin
maksimum absorpsiyonunu sağlayacak şekilde olmalıdır. Bunu gerçekleştirmenin
en iyi yollarından biri yüzey ile hacim oranını maksimize etmektir (S/V). Yüksek
S/V oranlarıyla mikroalg kültür sistemleri iki kategoride incelenir.Bunlar;
1-Yassı paralel duvarlı ince paneller
2-Tubular fotobiyoreaktörler
Bu panel kultivatörler, yüksek algal verimlilik sağlamasına rağmen, panellerin
fabrikasyon fiyatları ve mühendislik hesaplamaları, uygulama açısından uygun
olmadıklarını ortaya koymaktadır (Pirt et al, 1983). Buna karşılık, tubular
fotobiyoreaktörlerin her birim hacminden daha yüksek ürün alındığı ve maliyet
bakımından ticari algal üretim sistemlerinden daha randımanlı olduğu
kanıtlanmıştır (Chaumont et al, 1988 ; Torzillo et al, 1986). Net biyomas çıkışı,
kültürdeki algal konsantrasyonların ve büyüme oranının bir fonksiyonudur. Tubular
fotobiyoreaktörlerdeki hücreler, tamamen güneş ışığı alan açık kanallardakine
benzer maksimum büyüme oranına sahiptir (Richmond et al, 1980). Ancak,
hücrelerin konsantrasyonları çoğu kez kanal havuzlarında elde edilen miktara
oranla daha yüksek olabilir.
Avantajları;
1-Kapalı tubular kültivatörler açık alg kültür sistemlerinde (tanklar ve havuzlar)
gözlenen kontaminasyonun kaynaklarını minimize ederler.
2-Kapalı tubular kültivatörlerde gelişen alg kültürlerinde, açık sistemlerden birkaç
kere daha yüksek hücre yoğunluklarına ulaşmak mümkün olabilir.
3- Kapalı fotobiyoreaktörler bilgisayar kontrolüne uygun sistemlerdir. Sıcaklık, pH
ve CO2 gibi faktörlerin arttırılması veya seyreltilmesi laboratuar masraflarını
önemli ölçüde indirger.
4- Açık kültür sistemleri tipik olarak kesikli alg kültürleri için kullanılırken, kapalı
tubular fotobiyoreaktörler yarı sürekli ve sürekli kültür protokollerine kolayca uyum
sağlayabilir. Bu tür kültürlerin daha çok protein , lipid, vitamin, enzim ve diğer
biyolojik aktive maddeler içerdiği tahmin edilebilir.
5-Bu sistemler, klorinizasyon ve ozonasyon gibi geleneksel metotlarla kolayca
sterilize edilebilirler.
6-Tubular kültivatörler tünel ve havuz gibi açık sistemlerin istediği alanın sadece
1/4’üne veya 1/10’una ihtiyaç duymaktadır. Vertikal ve horizontal olarak konfigure
edilebilirler.
7-Kapalı tubular kültivatörlerin CO2 kullanımı, açık kültür sistemlerinkinden daha
randımanlıdır.

548
Dezavantajları;
1-Tubular kültivatörlerin yüksek S/V oranları, sistemin termal iletkenliğini arttırır.
Yaz ayları sırasında veya tropikal iklimlerde, kültivatörün duvarları tarafından
absorbe edilen termal enerji, hızlı bir şekilde mevcut kültürdeki su sıcaklıklarının
aşırı yükselmesine neden olabilir. Ilıman bölgelerde ise bu durumun tersi söz
konusu olup aşırı soğumadan dolayı, sıcaklığı optimum seviyeye çıkarmak için
kışın veya sabah saatlerinde ısıtma gerekebilir. Sonuç olarak, optimum üretim için
kültivatörlerde ısıtma/soğutma sistemlerinin bulunması gerekmektedir.
2-Oksijen doygunluğu, yüksek algal hücre yoğunluğunda ve maksimum fotosentez
sırasında çok sık meydana gelir. Oksijen doygunluğu, sık sık doygunluk
seviyesinin 4-5 katı kadar artar ve bu durum alg gelişimini inhibe eder.
Kultivatörde, gaz değiştiriciler, aşırı oksijeni dışarı salıvermek için kullanılabilir
(Weisman and Gobel, 1988).
FOTOBİYOREAKTÖR DİZAYNI İÇİN BİYOTEKNOLOJİK PROBLEMLER VE ÖN
ŞARTLAR
Biyoteknolojik araştırmaların konusu olan mikroalglerin doğal yaşam şartları; 103
hücre/ml maksimum hücre yoğunluğu,1350μm veya hücre çapının 250 katı kadar
hücreler arası uzaklık, vertikal ve horizontal olarak 5x10-3 ile 3x10-5 m/s kadar yer
değiştirme, CO2 ve nutrient şartları genellikle optimum seviyelerden uzak, pH
değeri, iyon konsantrasyonları ve sıcaklığın uzun süre stabil olması ile karakterize
edilirler. Buna karşılık, bahsedilen algal kültür sistemleri için çok farklı şartlar
mevcuttur. Örneğin; 108 hücre/ml’ye kadar hücre yoğunlukları, 60μm veya hücre
çapının 10 katına kadar indirgenebilen hücreler arası uzaklık, vertikal ve horizontal
yönde 0,3’den 1,2 m/s’ye kadar değişen yer değiştirmeler, CO2 ve nutrient şartları
genellikle optimum seviyede olup, pH ve sıcaklık değerleri fizyolojik olmayan
varyasyonların altında gider (Tredici, 1999). En yüksek hücre yoğunluğuna
ulaşılabilmesi için üretimi etkileyen bazı ön şartların yerine getirilmesi bir
zorunluluktur. Yerine getirilmesi gereken ön şartlardan en önemlileri şunlardır;
Işık
Fototrofik yaşam için enerji kaynağı olan ışık, fotobiyoteknolojide birincil sınırlayıcı
faktördür (Kirk, 1994). Bu tür sistemlerde ışık, gelişim için her ne kadar sınırlayıcı
olsa da, fazla ışık yoğunluğunun birkaç dakika içinde fotosentetik reseptör
sistemine zarar verebilmektedir. Alg üretiminde gözlenen fotoinhibasyon işlemleri
çoğunlukla zamana bağlıdır. Buna karşılık dönüşü olmayan bir yıkımın, 10-20
dakika sonra %50’yi aşan zarardaki ışık stresinden sadece birkaç dakika sonra
meydana geldiği farzedilir. Çoğu mikroalglerde, fotosentez karasal güneş
ışınlarının yaklaşık %30 ile gerçekleştirilir (örneğin; 1700μE/(m2/s)). Bazı plankton
türleri 50μE/(m2/s)’de optimum bir gelişme gösterir. Bu tür mikroalgler de
fotoinhibisyon 130μE/(m2/s)’de gözlenir. Çeşitli ışık boruları veya su altı ışık veren
elementlerle aydınlatılan hareketli fermenterlerde gün içinde 100-1000mg kuru
ağırlığa sahip bir verimlilikte bir ürün almak mümkündür. Bu aydınlatma
2 3
dizaynında 2-8 m /m bir hacim oranının üst limit olduğu görülür. Fakat yassı ve
tubular tip fotobiyoreaktörlerde ise, bu üst limitin 20-80 m2/m3 olduğu ve bunun
yanı sıra bu tür sistemlerde 5 mm’ye kadar olan tabaka kalınlıklarında 2-5 gr kuru
ağırlığa/günde çıkılabileceği gösterilmiştir (Chini Zitelli et al, 2000).
CO2/O2 Dengesi
Yüksek hücre yoğunluğuna sahip algal kültürlerde, artan O2 inhibe edici
konsantrasyonlara varmadan önce kaldırılması gerekirken, yeterli CO2 miktarı da
ortama sağlanmalıdır. Oksijen, yüksek yoğunluklu alg kültürlerinde büyük bir
problem olabilir. Mikroalg kültürlerinde CO2 optimum olarak sağlandığında, O2
üretimi kolayca 40 mg/l’ ye kadar varabilir. Artan O2 radikalleri mikroalg hücreleri
üzerinde toksik etkisini gösterebilir. Superoxide dismutaslar ve diğer O2
549
radikallerini nötralize eden sistemler koruyucu bir etkiye sahip olabilir. Çoğu alg
zincirleri, 2-3 saatten daha uzun bir süre O2’e doymuş ortamda yaşayamayabilir.
CO2 sınırlamasıyla birlikte yüksek sıcaklık ve foton akış yoğunluğunun da
fizyolojik inhibasyon işlemlerini hızlandıracağı bilinmektedir. CO2
konsantrasyonları, genellikle dar sınırlar içinde tutulmalıdır. Havadaki % 0,03’lük
CO2 içeriği, bitki gelişimi için alt optimum seviye olarak belirlenirken, çoğu bitkiler
sadece %0,1’e kadar CO2 konsantrasyonlarını tolere edebilirler. Buna karşılık
mikroalg zincirlerinin çoğu için bu durum, 35 °C sıcaklıkta %12’ye kadar CO2’i
tolere edebildiğini göstermektedir. Hem açık, hem de kapalı fotobiyoreaktörlerde
bulunan mikroalg kültürlerinde O2’nin kısmi basıncı, ya turbulansın artmasıyla ya
da O2’nin havaya karışması ile indirgenebilir. Her iki yaklaşımda reaktör
sistemlerinde çözümsüz bir ikilemdir. Gaz değişimi için uygun membranlar üzerine
yoğun araştırmalar yürütülmesine rağmen, henüz bu sorunu çözücü yönde bir bilgi
rapor edilmemiştir. Mevcut durumda, membranlar üzerine CO2 geçişi sadece
basınç altında sağlanabilir. Bir alternatif olarak, 8-10 g kuru ağırlık/l biyomas
konsantrasyonuna sahip yüksek hücre yoğunluklu mikroalg kültürleri içine,
saf CO2’in küçük miktarlarının nispeten basit bir injeksiyonu ile olabilir (Straka
et al.,2000).
Sıcaklık
CO2 ve ışık fotosentez için yetersiz olduğu zaman, sıcaklığın etkisi önemlidir.
Sıcaklıktaki bir artışla solunum önemli bir miktarda artacaktır. Yani, fotosentezin
net randımanı yüksek sıcaklıklarda azalır.
Tuzluluk, Nutrient ve pH Değerleri
Mikroalgler için yeterli bir besin sağlanması, optimum fotosentez için bir ön şarttır.
Yetersizlikler, metabolizmada rahatsızlıklara sebep olmaktadır. Optimum pH ,
osmotik şartlar ve tuzluluktan sapmalar fizyolojik reaksiyonlara ve verimlilik
problemlerine sebep olabilir. Bu şartlar fotobiyoreaktörlerde optimum oranlarda
kontrol edilebilirler.

ÖNERILER
Son birkaç yıl içinde, mikroalgleri filtre ederek beslenen organizmaların
yetiştiriciliğinde canlı yem, biyolojik gübreler, tıp için biyoaktif bileşikler ile insan ve
hayvan tüketimini içine alan ticari amaçlardan dolayı alg üretimi artmaktadır. Bu
nedenle, akuakültürde mikroalg biyomas kültürü üzerine gelecekteki talepler daha
verimli üretim metotlarını, yenilik dizaynlarını teşvik edici ve ayrıca otamasyon
işlemlerini zorunlu kılacaktır. Mevcut bilgilere göre; kapalı tubular kültivatörler,
biyomas üretimini arttırabilirler ve ayrıca maliyeti bu artışa bağlı olarak
indirgeyebilirler. Bu tür sistemler, yüksek bir başlangıç maliyetiyle karşımıza
çıkabilirler. Ancak, bu sistemler yüksek verimlilik ve otamasyon işlemiyle,
geleneksel sistemlere göre eşit ve hatta daha üstün verim sağlayabilirler.
Günümüzde tüm araştırmalar, bu teknolojinin başlangıç yatırım maliyetlerini daha
düşük bir seviyeye çekmeye yönelmiştir.

KAYNAKLAR
Ben-Amotz, A., 1980, Pages 191-208 in Biochemical and Photosyntetic Aspects
of Energy Production (A.San Pietro, ed), Academic Press, N.Y.
Borowitzka, MA., 1992, Algal biotecnology products and process, J. Appl. Phycol.,
4, 267-279.
Burlew, J.S., 1953, Algae culture, Carnegie Institution of Washington, Washington,
DC.

550
Chaumont, D.C.,Thepenier, C., Gudin, C.,Yunjas, C., 1988, Algal Biotecnology,
N.Y., 199-208.
Chini Zitelli, G., Rodolfi, L., Tredici, M.R., 2000, Mass cultivation of marine
microalgae under natural , mixed and artificial illumination, Abstracts of
the 4th European workshop on biotecnology of microalgae, Bergholz-
Rehbrücke, Germany.
Chrismadha, T., Borowitzka, M.A., 1994, Effect of cell density and irridiance on
growth, proximate composition and eicosapentaenoik acids production of
Phaeodactylum tricornutum grown in atubular photobioreactor, J. Appl.
Phycol. 6,67-74.
Setlik, I., Veladimir, S., Malek, I., 1970, Dual purpose open circulation units for
large scale culture of algae in temperate zones, Algol. Stud., 1,11.
Kirk, J.T.O., 1994, Light and photosynthesis in aquatic systems, Cambridge
University Press, Cambridge.
Pirt, S.J., Lee, Y.K., Walach, M.R., Pirt, M.W., Balyuzi, H.H.M., Bazin, M.J., 1983,
A tubular fotobioreactor for photosyntetic production of biomass from
carbon dioxide, J Chem. Tech.Biotecnol., 33B, 35-58.
Pulz, O.,1992,Cultivation tecniques for microalgae in open and closed ponds,
Procedings of the 1st European workshop on microalgal biotecnology,
Postdam, 61.
Richmond, A.,Vonshak, A., Arad, S.M., 1980, Algae Biomass (Ghelef and C.J.
Soeder, eds.), Elsevier/North Holland Biomedical Press, N.Y.
Soeder, CJ., 1986, An historical outline of applied algology. In: Rıchmond, A(ed),
Handbook of microalgal mass culture, CRC,Boca Raton,Fla, 25.
Sirenko, L., Pulz, O., 2000, Influence of algae on physiological and biochemical
process in plants, Abstracts of the 4th European workshop on
biotecnology of microalgae, Bergholz-Rehbrücke, Germany.
Straka, F., Doucha, j., Crha, J., Livansky, K., 2000, Flue-gas CO2 as a source of
carbon in closed cycle with solar culture of microalgae, Abstracts of the
4th European workshop on biotecnology of microalgae, Bergholz-
Rehbrücke, Germany.
Torzillo, G., Pushparaj, B., Bocci, F., Balloni, W., Materassi, R., Florenzano, G.,
1986, Biomass, 11,61-74.
Tredici, MR., 1999, Bioreactors, photo. In: Flickenger MC, Drew SW(eds)
Encyclopedia of bioprocess tecnology:fermentation biocatalysis and
bioseparation, 1, Wiley,NewYork, 395-419.
Tredici, M.R., Materassi, R., 1992, From open pond to alveolar panel, J. Appl.
Phycol., 4,221.
Tsoglin, L., Gabel, B., 2000, The tecnology of production of biomass labeled with
stable isotopes. Abstracts of the 4th European workshop on biotecnology
of microalgae, Bergholz-Rehbrücke, Germany.
Weissman, J.C., Goebel, R.P.,1988, Biotecnology and Bioengineering, 31, 336-
344.

551

You might also like