Professional Documents
Culture Documents
Derleyenler
NEŞE ŞAHİN-TAŞĞIN
UĞUR TEKİN
YASEMİN AHİ
SOSYAL HİZMETLERDE GÜNCEL TARTIŞMALAR
Sosyal Hizmet(ler)i Yeniden Düşünmek Konferansları
Derleyenler
NEŞE ŞAHİN-TAŞĞIN
UĞUR TEKİN
YASEMİN AHİ
Nika Yayınevi - 58
1. Baskı: Aralık 2017
ISBN: 978-605-9386-23-4
Bu kitabın basım, yayın, satış hakları © Fita İnş. Müh. Pet. Mat. Bas. ve Yay. İml. San. Tic. Ltd. Şti.’ye aittir.
Anılan kuruluşun izni alınmadan kitabın tümü ya da bölümleri, mekanik, elektronik, manyetik ya da
başka yöntemlerle çoğaltılamaz, basılamaz. Nika Yayınevi, Fita İnş. Müh. Pet. Mat. Bas. ve Yay. İml. San.
Tic. Ltd. Şti.’nin markasıdır.
Derleyenler
NEŞE ŞAHİN-TAŞĞIN
UĞUR TEKİN
YASEMİN AHİ
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ
Yazarlar Hakkında...........................................................................................233
Neden Sosyal Hizmetleri Yeniden Düşünmek?
kımı, gençlik çalışması, okullardaki çalışma, sağlık alanında, ceza infaz ku-
rumlarındaki çalışma, yaşlı ve engelliler, göçmenler, meslek edindirme vs.
gibi pek çok alanda sosyal çalışmaya rastlamak mümkün. Sosyal çalışmanın
biçim ve yöntemleri de zamanla dönüşüme uğruyor tabii ki. Örneğin günü-
müze artık sokak sosyal çalışması (Streetwork), boşanma danışmanlığı, ba-
ğımlılarla çalışma ya da göçmenlere yardım ve danışmanlık gibi çalışmalar
sosyal çalışmanın önemli unsurları haline gelmiştir.
Sosyal çalışma “düzen sağlayıcı” bir çalışma değil “eğitici” (pedagojik) ve
eleştirel bir çalışmadır. Bunu mümkün olduğunca çok vurgulamakta fayda
vardır. Çünkü bu kolaylıkla yanlış anlaşılmaya yol açabilmektedir. Sosyal ça-
lışma insanları ikna etmeye çalışır ve onları kendi yaşamlarını kendi ellerine
almaları için güçlendirir, yetkinleştirir. “Lebensweltorientierte Sozialarbeit”
yani “kişinin kendi yaşam dünyasına odaklı sosyal çalışma” dediğimiz ça-
lışma artık günümüzde standart hale gelmiştir. Bu tarz bir çalışma insanları
kendi yaşamlarının rejisörleri olarak görür ve onları tekrar bunu yapacak du-
ruma getirmeye çalışır. Korumacı, kollamacı sosyal çalışma ile yaşam alanı
odaklı sosyal çalışma arasında büyük fark vardır. Bunun yanında sorunlara
olayların muhataplarıyla birlikte çözüm üretmek çok önemlidir çünkü onlar
kendi yaşamlarının virtüözleridirler.
Bahsedilen bu alanların yaygınlaşması ve konu hakkında tartışmalar
Türkiye’de daha yeni yeni gerçekleşiyor ancak bu hızlı gelişme ve taleple-
rin artması birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Çünkü Türkiye’de sosyal
devlet anlayışı da oldukça yeni bir olgudur. Sosyal hakların talep edilmesi
konusunda toplumda gelişkin bir duyarlılık ne yazık ki henüz oluşmamış
durumdadır. Geleneksel “yardım” anlayışının toplumsal etkileşimde olduğu
gibi toplum-devlet etkileşiminde de hâlâ geçerli anlayış olduğunu söyleye-
biliriz. Oysa modern anlamıyla sosyal çalışma “fakirlere yardım” etmekten
çok farklıdır. Burada etik çok önemlidir. Acıma kaynaklı ve motivasyonlu
yardımla hak temelli yardım arasında büyük fark vardır. Etik olarak bu fark
özellikle önemlidir. Kendini yardıma ihtiyacı olandan üstün görmemek gibi,
yardıma ihtiyacı olan kişinin bu duruma gelmesine neden olan toplumsal
koşulları göz ardı etmemek gibi boyutları vardır. Bu nedenle de Türkiye’deki
kullanımıyla söyleyecek olursak sosyal hizmet uzmanları yani sosyal çalış-
macılar insan odaklı olmalıdır ve insan haklarını temel alan bir perspektiften
çalışmalıdır. Sosyal hizmet uzmanlarının etik ilkeleri evrenseldir çünkü in-
san hakları evrenseldir.
Alanının geniş olması nedeniyle sosyal çalışmacının görevinin yaşamla
başa çıkmak gibi bir görevi olduğundan bahsedebiliriz. Sosyal çalışma her
şeyden sorumlu olmak gibi bir sorunla karşı karşıyadır. Sosyal çalışma des-
teğe ihtiyacı olan insanların kendi güçlerini ortaya çıkarmaya ve kullandırt-
maya yönelik çalışmalıdır. Sosyal çalışma olayları ‘kişiselleştirmez’ insanları
tüm yaşam alanlarını göz önüne alarak destekler. Sosyal çalışma sosyal poli-
tikanın bir parçasıdır ve bu nedenle de politiktir.
10 Yasemin Ahi /Neşe Şahin-Taşğın/Uğur Tekin
Yerellere kaynak aktarımının bir sonucu olarak ortaya çıkan sosyal belediye-
cilik yaklaşımı üzerine değerlendirmeler yapan yazar, bu yaklaşımın giderek
seçimlerde başarıya odaklanan sosyal rant sağlamak amacıyla kullanıldığı
tespitini yapmaktadır.
Mehmet Nuri Gültekin yazısında iç göçe bağlı olarak toplumda yaşanan
değişimlere ve bunların kültürel yapılarda yarattığı etkiler üzerine yoğun-
laşmaktadır. Gaziantep belediyesi örnekleminden hareketle yerel yöne-
timlerin bu sürece müdahalesinde hangi yöntemler geliştirdiği üzerine bir
değerlendirme yapmaktadır. Yazar belediyenin yas/taziye durumunda ve
meslek eğitimi alanında etkinliklerini ele alarak belediyelerin kalabalıklaşan
kentli nüfusuna hizmet sunmada geliştirdiği “dil, araç ve imkanları” değer-
lendirmektedir. Belediye yas ve taziye çadırları kurarak ölüm ve cenazenin
kamusal alanda görünür kılınmasında aktör olmakta veya kentsel durumlara
“mesleksiz kitlelere, kendi politik amaç ve argümanlarını zerk etmenin son-
suz fırsatlarını da çok isabetli kullanıp meslek öğreterek” müdahale etmekte-
dir. Bu hizmetleri veren belediye bu etkinliği kamusal bir görev olarak değil,
bir lütuf ve imtiyaz olarak topluma yansıtmaktadır. Yazar, merkezi devletin
yönlendiremediği kamusal faaliyetleri belediyelerin üstlenerek, kendilerini
destekleyen kesimler yaratmak için kullanacakları etkinliklere dönüştürmek-
te olduğu saptaması yapmaktadır.
Göç ve sosyal çalışma ilişkisinin ele alındığı göç ve sosyal hizmetler bö-
lümünün ilk yazısında Sema Erder düzensiz göçü irdelemekte ve bir yandan
güçlü devletlerin tetiklediği bölgesel savaşlar, iç savaşlar diğer yandan dün-
ya yoksullarının eşitsizliği ve zenginliği daha kolay izler hale gelmesi gibi
nedenlerle, insan hareketlenmesinin şimdiye kadar olanın çok üstünde ger-
çekleştiğine değinmektedir. Düzensiz göçe katılanların korunmasına yönelik
uluslararası hukukun, uluslararası kuruluşların ve BM Mülteciler Yüksek
Komiserliği gibi sığınmacıları korumakla görevli uluslararası kurumların
etkisizliğini vurgulamaktadır. Makalede günümüzde göç ve göçmenlerin
toplumlarda konumlanmasına yönelik geliştirilen politikalara bağlı olarak,
ülkelerde seçmen davranışlarının yönlendirilebildiğine vurgu yapılmaktadır.
Çevre ülkelerdeki siyasal değişimlere bağlı olarak düzensiz göçün hedefi
ülkelerden biri haline gelen Türkiye Suriye’de iç savaşla da çok yüksek sayıda
Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapmaktadır. Bu durum sosyal hizmet
uzmanlarına yeni görevler yüklemektedir. Göçmenlerle çalışmanın ve bu
alanda elde edilen deneyimlerin eleştirel değerlendirilmesi, paylaşılması ve
yeni önerilerin geliştirilmesinin gerekliliğine vurgu yapan yazar, günümüz-
de sosyal hizmetlerin her alanında ön plana çıkan, hayırseverlik üzerinden
bir sosyal hizmet yapılandırılmasına karşı, insan hakları perspektifinden
göçmenlerin sorunlarına eğilmeyi ve hak temelli sosyal hizmet yaklaşımının
tartışmaya sokulmasını önermektedir.
Juliane Karakayalı ise yazısında Almanya ve Avrupa’da mülteciler üzerine
tartışmaları ve mülteciler ile ilgili üretilen farklı politikaları ele almaktadır.
20 Yasemin Ahi /Neşe Şahin-Taşğın/Uğur Tekin