Professional Documents
Culture Documents
Bilin
Kullanm Klavuzu
Britanyal nrolog, yazar. Edinburgh'dak VVestern General Has-
tanesi'nde danman nrolog olarak almakta ve Edinburgh
niversitesi'nde de klinik sinirbilimleri alannda dersler vermekte-
dir. Mesleki dergilerdeki birok yazsnn yan sra Londra'da kan
The Times gazetesinde de daha popler yazlan yaymlanmtr.
Zeman, yaymlandktan ksa bir sre sonra bilin almalar ala-
nnda temel giri kitaplarndan biri haline gelen Bilin'i yazmas-
nn yan sra. Unda L. Emanuel ve Linda Emanuel ile birlikte Ethi-
cal Dilemmas in Neurology (2000, Nrolojide Etik Amazlar) ad-
l br kitabn editrln yapmtr.
Metis Yaynlan
ipek Sokak No. 9, 34433 Beyolu, stanbul
Tet: 212 2454696 Faks: 212 2454519
e-posta: nfo@metiskitap.com
www. metiskitap.com
Bilin
Kullanm Klavuzu
Adam Zeman
ngilizce Basm: Consciousness. A User's Cuide
Yale University Press
Adam Zeman, 2002
Metis Yaynlar, 2004
ISBN 975-342-580-5
ADAM ZEMAN
Bilin
Kullanm Klavuzu
eviren:
Grol Koca
metis
Bilinci kullandklar phesiz kiiye:
Natalya, Flora ve Ben'e
Zihnin byk blgeleri beynin byk blgelerine
tekabl eder.
Paul Broca, 1861
Giri : 21
Yamurlu btr gne dair iki eskiz 21
Dejavu . 23
Hibiryer'den bakmak 25
Sonlu zihinde tekrar 26
Bilinci tantrken 27
I. BLNCN TANITIMI
3. Farkndalk Kaynaklar:
Bilincin Yapsal Temeli (i) ,,; ,.
: Giri 109
Beynin elektrii 110
nsann elektroensefologram zerine 110
Bugnk EEG 117
Bilin durumlarnn modelini karmak 121
Bilisel potansiyeller 126
Bilinci denetlemek 130
Uyuukluk salgn ,130
Harika bir a 133
Bilincin kimyas 135
Bilincin ikamet ettii yer 139
Neden uyuruz 142
Sonu: Farkndalk koullar 148
4. lmn Kardeleri: Bilin Patolojileri
Giri 150
Baylmalar, nbetler ve tuhaf hareketler 151
Baylmalar 151
Nbetler.: 157
Tuhaf hareketler 164
Afyon, alkol ve dier uyuturucular 166
Afyon 166
Alkol ve dier uyuturucular 168
Anestezinin etkisi altnda farknda I k 172
Koma eitleri 176
Histeri ve trans 179
Gece iyi uyudun mu? 182
nsomni 183
Hpersomni 185
Parasomni 187
Farkndalk lm 189
Sonu: Bilincin anatomisini karmak 196
M. BLNCN ER
5. Karanlktan Aydnla:
Bilincin Yapsal Temeli (ii)
Giri 201
Ik ve grme duyusunun evrimi 202
Ik 202
; :' Ik ve hayat 204
Hayat ve grme 205
Retina: Hassas pigment 211
En ufak eyleri yakalamak 211
Analiz ve btnleme: Korteksteki grme alanlar 216
Grme korteksine giden yol 216
17. Alan 218
oklu haritalar 222
Nesneleri grmek 225
Aalardan ormana 225
Balama 227
Sreklilik 229
Tanma 232
Hayalgc 234
Gz hareketleri 235
Dikkat kesilmek: Gorili grdn m? 239
Gzlemcinin katks 243
Grnmez var noktalar , 235
Sonu: Grnt ve hareket 243
Bilincin Doas
Giri 375
Deneyim ve beyin 375
Gneli bir gne dair iki tasvir 375
Sezgiler sava 377
Nasl bir eydir 380
... yarasa olmak veya Maiy gibi kr olmak? 381;
... veya zombi olmak? 383
Herkese yetecek kadar "-izm" var 386
kicilik eitleri 387; Descartes: Tz ikicilii 387; Chalmers:
zellik ikicilii 388; McGinn: Ktmser doalclk 390; Searle:
yimser doalclk 391; Fizikalizm trleri 393; Davranlk 394;
Zihin-beyin zdelii teorisi 395; Ilevselcilik 396
Tnelin ucu gece mi? 399
Baka zihinler '. 402
nsan zihinleri 402
Hayvan zihinleri 404
mal edilmi zihinler 406
Giri: Nelson'u artmak 406; Bilgisayarlarn neden bilinli
olamayacana dair be neden 407; Turing Testi'ne tabi tutmak 412
Yabanc zihinler 413
nsan zgrl 415
ngr ihtimali 415
ktle iin zm 416
Che sara sara? (Ne olacaksa o mu olur?) 417
Serbest d 418
Sonu: Zihnin maddesi 421
Sonsz 423
Neden bilinliyiz? 423
Mekanizmalar 423
Soyolu 425
Bireyolu 426
lev 427
Peki ama neden bilinliyiz? 427
Szlke 429
Notlar 445
Konuyla ilgili baka kaynak nerileri 475
Okura Bir Not
Aktif volkan sralar yer kabuu iindeki fay hatlarnn yerini belli
eder. Bilin konusundaki srekli artan ilgi patlamas ise insani d-
ncenin fay hattnda gerekleir. Kabaca sylemek gerekirse, insa-
ni dncedeki bu atlak bilim dallar ile sanat dallan, beden konu-
sundaki almalar ile zihin konusundaki almalar arasnda uza-
nr. Beynimizin iinde olup bitenlerin zihnimizden geen eylerle
balantl olduu ak da, bu ikisi tam olarak birbiriyle nasl bir ili-
ki iinde? Yz yla yakn bir sredir gelimekte olan beyin bilimi
bu atla daha da grnr bir biimde ortaya karm ve bu ki ya-
kay birletirecek bir kpr kurmamz salayabilecek baz yollarn
olabileceini ima etmitir. "Bilin sorunu", modern deyimle "zihin-
beden" sorunu bu fay hattndadr. Bu kitap bu fay hattnn derinlik-
lerinin haritasn karmay amalamaktadr.
Bu sorun yirmi yldan fazla bir zamandr ilgimi ekiyor. Bu so-
runun srekli karma ktn sylesem yeridir. Okuldayken ngi-
lizlerin doa bilimleriyle edebiyat ayr tutma eilimlerinden uzak
durdum, ama deyim yerindeyse, sabah Shakespeare, leden sonra
da Newton okumak, o gen zihinde baz sorulann ortaya kmasma
neden olmutu: Yani, mekanikilerin tarif ettii dnya Shakespeare'
in "kendine ait bir mesken ve bir isim" verdii dnce ve deneyim
alanyla nasl bir iliki iindeydi? Genliimden beri bu konu zih-
nimi hep megul eder. Kafam kurcalayan bu muamma beni felse-
feye, psikolojiye, nihayet tbba yneltti, ama muamma daha da de-
rin bir hal ald. Nrolog olarak alrken ayak karncalanmalarn-
dan zek geriliine kadar, hastalarn meleke ve davran! armdaki
eitli dzensizliklerle karlap da bunlarn sinir sistemi iindeki
kaynan belirlemeye alrken, ayn sorunla her gn kar kar-
ya kalrm: Beyinlerimizde meydana gelen olaylar zihinlerimizdeki
18 BLN, KULLANIM KILAVUZU
olaylar nasl meydana getiriyor? 100 trilyon sinir hcresi bilinci
nasl meydana getiriyor? Ksacas, neden bilinliyiz?
Bu kitab ksmen bilinle ilgili kiisel merakm tatmin etmek,
ksmen de hem bilin bilimine hem de bilin felsefesine, hem "me-
kanie" hem de deneyime hakkn verecek, bilince giri niteliinde
bir almann gerekli olduunu hissettiim iin yazdm. Yakn za-
manlarda bilinle ilgili kan yazlar, ki bazlar muhteem yazlar-
dr, polemik amal yazlm, konuyu paral ele alan yazlard: a-
tan grler arasnda mmkn olduunca hakkaniyetli bir denge
kurmaya, bilin sahasnm ana hatlarn ortaya karp gvenilir bir
haritasn izmeye altm.
Kitab yazarken, farkl konularda yazlm, mkemmel bir btn-
le ve anlalrla sahip birok kitab model aldm. Onlarn anla-
Irlk derecesini bir nebze olsun yakalayabldiysem ne mutlu bana.
Yararlandm kitaplar unlard: Richard Gregory, Eye andBrain;
Ernst Gombrich, Art and Ilusion; Jeffrey Gray, Pschoogy ofFear
and Stress ve Dick Passingham, The Human Primate. Kitapta,
benimkine yakn konularda ok iyi eyler yazm olan Oliver Sacks,
Stephen Gould ve Danel Dennett'e sk sk gndermede bulunu-
yorum.
Bu kitap kanlmaz bir biimde eklektik. Hatasz olmas iin
elimden gelen gayreti gsterdim, ama her eyi kapsayamayacann
da farkndaym. Blmleri bazen birka kez gzden geiren dostla-
rmn, retmenlerin ve meslektalarmn yardmn grdm: Re-
becca Ayl ward, Peter Brown, Janet Carsten, Anthony Grayling, And-
rew Glenerster, Sally Laird, Andy Lawrence, Andrew Lydiard, Da-
vid Parkes, Dick Passingham, Matt Ridley, lan Robertson, Timothy
Sprigge, James Tickell, Alain Townsend, Sophie ve Anthea Zeman.
Dnya genelinde bilin konusunda olumu olan sozdaanyla ilgili
zgl neriler Charles Jedrej, Sally Laird ile Judit Osman-Sagi'den
ve Susan Whitfield'in araclyla Yi-Bin Ni'den geldi. Profesr Ga-
reth Jones anestezinin etkisi altndaki kiilerin bilincinin deerlen-
dirmesi konusunda, Dr. Colin Mumford da havaclk tbb konusun-
da beni eittiler. Fikirlerine bavurduum, bu kitab ortaya karan
ilgi ve meraklarm kamlayan kiileri de anmak isterim: Jim Co-
gan, John Field, Collin Harris, Jonathan Glover, Alan Cowey, John
Oxbury, Ed Thompson, Anita Harding, John Hodges ve Charles
TEEKKR 19
Bir bilim insan ayn olay bu ekilde, yani birinci paragrafta tasvir
edilen "ieriden gr"tekinden daha aklayc olduu sylenebile-
cek bir ekilde byle izah ederdi. Ama btn o keskin grsne ra-
men bu izah ekli tam da birinci izahta bize son derece gerek ge-
len deneyim niteliklerini dlar. "Beyinde gerekleen belli olay-
lar" dan yola karak o zengin deneyim eitliliini, odun dumann,
gkkuan meydana getirmek iin ne tr bir simya gerektii ko-
nusunda bize bir ey sylemez.
GR 23
Dejavu
Hibiryer'den bakmak3
Olaylarn birinci tekil ahs azndan yaplan bir tarifini ayn olay-
larla ilgili bilimsel bir tariften ayran ey nedir?
Birinci tekil ahs tarifleri bir kiinin deneyimlerini bireysel bir
perspektiften aktarr: Bunlar "orada olmann nasl bir ey olduu-
nu" syler bize. znel olduklar iin bir zr borlu deildirler, ol-
mamaldrlar da zaten: zne olmasayd aktarlacak bir ey de ol-
mazd.
Bilimsel tarif, znellii bertaraf etmek, dnyayla ilgili tekrarla-
nabilir, "gayri ahsi" bir tarife, her tarafsz gzlemcinin kabul ede-
cei bir izaha ulamak iin son derece titiz bir aba harcamay ge-
rektirir. Buna ulamak iin gsterilen aba sradan deneyim dilin-
den uzaklatrp genellikle dardaki insanlarn eriemedii, teknik
bir szdaarna ynlendirir insan. Bu etrefillik, baarl bilimin
artc br zellii tarafndan da teyit edilir: Gvenilir ngrler-
de bulunduu iin bilim, dnya zerinde denetim kurma imkn
salar. Byle bir bilgi, Francis Bacon'n deyiiyle, "iktidardr."
Daha alicenap bir tavr taknp bu iki tarif biimi arasnda reka-
bet olmad sonucuna da varlabilir. kisinin amac farkldr. Birin-
ci tekil ahs beyanlar tek bir bak asna bavururken, bilimsel
beyanlar dnyann btn bak alarnda ortak olan zelliklerini
soyutlar. Birinci tekil ahs beyanlar birbirimizin dnce ve duy-
gulan ilgimizi ektii iin, bilimsel beyanlarsa fiziksel evremiz
zerinde hkimiyet kurmak istediimiz iin nemlidir. Ama kar-
latrma kanlmazdr, zellikle de iki tarif ayn olay hakknda
bambaka eyler sylyorsa. Bnyesinde barndrd kar ve pra-
tik yararlar gz nnde bulundurulduunda galip gelenin bilim ol-
duuna kesin gzyle baklr: Binbir zahmetle kazanlm nesnel-
lik, aba sarf etmeden elde edilen znellie tercih edilir elbette.
Nesnellie duyulan bu hayranlk anlalr bir ey. Ama bu hay-
ranl denetim altnda bulundurmaya almann iki iyi sebebi var.
Bir kere bilimsel bilgi daima geicidir: Srekli gzden geirme
sreci iinde hangi inancn tutunaca, hangisinin geersiz klnaca-
belli deildir. Yzyl banda Oxfordlu tp doktoru Sir William
26 BLN, KULLANIM KILAVUZU
Osler'n yeni mezun doktorlar uyarrken syledii gibi: "Beyler, si-
ze unu sylemek isterim ki, rendiiniz eylerin yars yanl ve
o yarnn hangisi olduunu bilmiyoruz."
kinci sebep daha temel ve bu kitabn ruhuna daha yakn: Bilim
gayri ahsi olmasna gayri ahsidir, ama insani kkenlerini de aa-
maz. nsani gzlem ve insani dnceyle balar, onlarla biter. "Hi-
biryerden bak"a asla ulaamayz. zne olmasayd aktarlacak bir
ey de olmazd fikri, birinci tekil ahs beyanlar iin ne kadar ge-
erliyse bilim sayesinde ulalan hayli disiplinli tarif biimi iin de
o kadar geerlidir.
Bilinci tantrken
Sunu
Bilin '
1970'te Gordon Gallup adl Amerikal bir psikolog, hem insan psi-
kolojisi alannda hem de hayvan psikolojisi alannda alan aratr-
maclarn lgisini eken bir makale yaymlad.18 Gallup primatlar,
yani prosimianlar (lemurlar gibi), kuyruklu ve kuyruksuz maymun-
4B BLN, KULLANIM KILAVUZU
larla insanlar kapsayan memeliler "snf" zerinde almaktadr.
almalar srasnda, primatlarn aynadaki yansmalardan neler an-
ladklar veya neler renebilecekleri konusu Gallup'un ilgisini
ekmi.. nlerine ayna konduunda empanzelerin kendi grntle-
rine kafeslerine girmi bir davetsiz misafir muamelesi yaptklarn
fark etmi. Ama yaadktan bu ilk yanl anlamadan sonra empan-
zeler, aynadaki grntnn aslnda kendi grntleri olduunu ok
abuk renmiler. Onlarn bu alglama yetileri bizi fazla artma-
sn: empanzeler bizim gibi primat snfnn "st aile"sine mensup-
tur ve yaayan akrabalarmz arasnda bize en yakn olanlardr.
Ama kendini tanma kapasitesine her primat sahip deildir: Gallup,
beyinleri empanzelerinkinden ok daha kk olan kuyruksuz
maymunlarn, defalarca (toplam olarak binlerce saat) ayna nne
getirilmelerine ramen, aynalarn onlara kendi yansmalarn gs-
terdiini renemediklerini de gzlemlemi.
Gallup, bu gzlemlerin ardndan basit, ama etkili bir deney yap-
m. Genel anestezi uygulandktan sonra empanzelerle kuyruksuz
maymunlarn zerine ancak aynaya baktklarnda grebilecekleri
iaretler izmi. Kullanlan boyann tahri edici olmamasna, koku
iermemesine byk bir zen gsterilmi. zerlerindeki ekillere
dikkat ekmesinler diye dierleri kafesten karlm ve anestezinin
etkisinden kurtulduktan sonra hayvanlarn nne ayna konmu.
empanzeler aynann yardmyla zerlerindeki ekilleri hemen fark
etmi, sonra bunlar dikkatle incelemiler. Kuyruksuz maymunlarsa
aynaya ihtiya duymadan grebildikleri benzer ekillere dikkat ke-
silmelerine ramen bunu asla yapmamlar.
Bu sonu ondan sonra da sk sk teyit edilmi, deney baka bir-
ok hayvana daha uygulanmtr, insann aynadaki grntsnn
kendi yansmas olduunu fark etme yeteneine orangutanlar kesin-
likle, goriller de muhtemelen sahiptir. Kuyruksuz maymunlar, ay-
nalarn baka trl gremedikleri eyleri kendilerine gsterdiini
renebiliyoriarsa da, aynada kendilerine baktklarn renmekten
aciz gibidirler.
Bu "ayna davranlar" eitlemesi, iki Amerikal psikolog tara-
fndan, Walt Disney'in de yardmyla ok gzel tasvir edilmitir.19
Disney'in 1958 tarihli V/innie the Pooh filminde Tigger, Ay Po-
oh'ya alml alml, "Benim bir eim daha yok!" der. Pooh onun
ADI NE OLURSA OLSUN GZELL BAK M? 47
aynadaki yansmasna iaret ederek Tgger'e, "Madem yok bu ne?"
diye sorar. Tigger aynadaki yansmann sahtekr olduuna karar ve-
rir ve onu oradan kovmak iin hamle yapar, ama onun da ayn e-
kilde hamle yaptn grnce yle korkar ki yatan altna snr.
Pooh ise aynadaki grntlerin doasn daha iyi kavramtr. Arka-
sndaki sk dikmek iin aynadaki grntsnden yararlanr.
Ama skn diktikten sonra aynaya dnp de teekkr edince,
ayna imgelerinin doasn ne derecede kavrad phe gtrr ha-
le gelir. irkin rdek bir adm daha ileridedir bu konuda: Gln
durgun suyu zerinde yansmasn grnce "yzn miskin miskin
1
seyirciye dner ve 'bu benim dercesine kendini iaret eder." Bu
benzetmede Tigger ile Pooh, kuyruksuz maymunlarn ayna konu-
sundaki anlama yetilerinin iki ynn tasvir eder: Pooh gibi ayna-
lardan yararlanabilirler, ama aynadaki yansmalarn, Tigger gibi,
tehdit ve teekkr edilebilecek bamsz failler olarak kabul ederler.
Buna karlk irkin rdek, tpk empanzeler gibi, aynay inceler-
ken kendini incelediinin farkndadr.
"Aynada kendini tanmak" karlatrmal psikoloji alannda
aratrma yapanlara engin bir konu salamtr salamasna, ama ay-
nada kendilerini tanma yetenekleri empanzelerin insanlardaki
"kendinin farknda olma" yeteneine tam anlamyla sahip olduklar-
n gsterir mi? Bu soruya ancak soruyla cevap verilebilir: "Hayva-
nn aynada grd, srekli olduunu, varlnn srdn, ama
sonlu olduunu bilen... dier benliklere gre onu benzersiz, ama ay-
n zamanda onlarla psikolojik adan ortak klan bir benlik midir?"
yoksa "kendi zihinsel hayatna ilikin ok da fazla bir kavraya sa-
hip olmadan... aynada kendi bedenini mi fark ediyordur" yalnzca? 20
empanzenin kuyruksuz maymundan farkl olarak gereklik
kavrayna "kendini" (bedenini) dahil edecek kadar geni bir zihin
dnyasna sahip olduundan emin olabiliriz en azndan. Byle bir
kendilik/benlik-temsili snrl olabilir, ama daha sonra da grecei-
miz gibi, insana zg bir kendinin farknda olma eidine doru at-
lan nemli bir admdr bu. Oysa kuyruksuz maymunlarn ikinci an-
lamda "kendilerinin bilincinde" olduklar phesizse de, dnyann
ierii listesine kendilerini pek dahil etmiyor gibidirler.
Aynada kendini tanmann nemi en iyi ocuklar zerinde yap-
lan aratrmalarda kendini belli eder. empanzeler iki ile yalan
48 BLN, KULLANIM KILAVUZU
arasnda aynada kendini tanma belirtileri gsterir. nsanlarsa bu
konuda daha hzldr; Gallup'un iaret deneyine benzer testlerde 18
aylk ocuklar baarl olabilmektedir.
21
Bu baary mjdeleyen baz ilgin nbelirtiler vardr. Bir ya-
n biraz altndaki ocuklar kendi yansmalarna baktklarnda ra-
hatsz olduklanna dair emareler gsterirler. Yaklak ayn yalarda
blk prk taklit oyunlarna balarlar; bu oyunlar onlarn baka-
larnn ilgi nesnesi olarak kendilerinin farknda olduklarn gsterir
daha ok (kzm bir yandayken bir keresinde, yznde bir glm-
semeyle ksrm taklit etti; bu yz ifadesiyle yapt eyin a-
ka olduunu bildiimi bildiim sylemeye alyor gibiydi bana:
"Taklidin taklit olduunu fark ettii" iin bu davran basit taklidin
tesinde bir eydi). 15 ayla ulatklarnda ocuklar, bakalarnn
onlar taklit ettiini fark ediyor gibidirler.
18 aylk civarndayken aynada kendilerini tam anlamyla tan-
maya baladktan hemen sonra kaydettikleri birtakm gelimeler bir
"ben fikri"nin ilk tomurcuklanmalarna iaret eder: Birinci tekil a-
hs zamirine vakf olurlar, daha karmak taklit oyunlar oynamaya
ve oynadklar oyunlarda rol deitirmeye balarlar. Yava yava
kendilerini sslemeye balarlar. ki yandaki bir ocuun, teknik
olarak "olumsuzculuk" diye tabir edilen inatl kefediiyle, da-
ha ho karlanan bu dier gelimelerin ayn zamanlara rastlamas
hi de rastlant olmasa gerek.
Bir ben fikri kazanmann duygular ve ilikilerle ilgili ek erim-
leri vardr, ikinci dereceden (veya kendi kendini deerlendirmeye
ynelik) dye tarif edilmi olan duygulara yardmc olur.22 Nee, f-
ke, znt, ilgi, irenme ve korku gibi birinci dereceden duygular
herhangi bir benlik-temsilini veya kendini deerlendirmeyi nge-
rektirmez. Oysa, mahcubiyet, haset, gurur, sululuk duygusu, utan,
bunlarn hepsi bir benlik duygusuna ihtiya duyar (bir bakasnn
dikkat nesnesi, snrl dlleri elde etmek iin bakalaryla rekabet
eden biri veya vg ve yergiye tabi ahlaki bir fail olarak).
Bir benlik fikrine sahip olmak duygularmz karmaklatrma-
nn yan sra ilikileri de derinletirir. ocuklarn zgn grdkleri
arkadalarn ilk kez bir buuk ya civarnda teselli etmeye alma-
lar anlamldr: Empati, insann dier insanlarn kendine benzedii-
ni fark etmesini gerektirir ki bu da belli bir "benlik" kavramnn
ADI NE OLURSA OLSUN GZELL BAK M? 49
Vicdan
Ve kadn grd ki, aa yemek iin iyi... arzu olunur bir aat; ve
onun meyvasndan ald, ve yedi... kisinin de gzleri ald, ve ken-
dilerinin plak olduklarm bildiler; ve incir yapraklan dikip kendile-
rine nlkler yaptlar.
28
Tekvin
Bilin nemli bir eyse, o zaman her dilde onun eitli anlamlarm
ifade eden szcklere rastlayabilmeliyiz. Bu anlamlar bilincin ngi-
lizce'deki karmak anlamlanyla tam tamna akrsa srpriz olur
geri. Uyank anlamnda "bilinli" demek iin, unu veya bunu bil-
mek anlamnda "bilinli"den baka bir szck kullanlyor olabilir
rnein. te yandan, dier dillerin hibirinde bilin szc yoksa,
ngilizce'nin bizi bo hayallerle oyaladndan phelensek yeridir.
Dnya genelinde yaklak 30 ana dil grubu mevcut. ngilizce gi-
bi Hint-Avrupa kkenli, Sanskrite kkenli olan dier diller "bilin"
szcn kendi dillerine evirirken pek zorlanmasalar gerek, ki
zorlanmadklar da anlalyor.32
Rusada soznanie ("birlikte" anlamna gelen so ile "bilmek" an-
lamna gelen znat'tan tremi) ayrmn yaptmz anlamdaki
"bilin"in yerine kullanlabiliyormu. Sovest (so ile eski bir fiil olan
ve "bilmek" anlamna gelen vesfm birlemesinden oluan bir sz-
ck) "vicdan"a tekabl ediyormu. ngilizcede karlatmz an-
lam gruplar Rusadaki muadillerine tam anlamyla karlk gelmi-
yormu: rnein, Rusa bilen arkadam soznat ailesinden gelen ve
"eli ayana dolamak" anlamn da tayan "zbilin" gibi bir sz-
ck olmadn syledi. Ruslar bu ngilizlere mahsus hastala kar-
bakl m acaba diye dnd nce, ama biraz daha dnn-
ce sklganlk ve sakarlkla ilgili baka szcklerin bu anlam kar-
layabildiim syledi.
Dancada bevidsthed, vurguyu arttran be neki ve bilgi anlamn-
da kullanlan vide szcyle oluturulmu. Bevidsthed, uyanklk
ve evrenin farknda olmak anlamndaki "bilinli" szcnn ter-
cmesinde kullanlyormu. "Kasti" hareket balamnda da (bilin-
li bir niyetle yaplan hareketler iin) kullanlyormu. Dancada "bi-
lin" iin kullanlan samvittighed szc bevidsthed szcyle
uzaktan akrabaym; sam burada da paylalan eyi ima ediyor, n-
58 BLN, KULLANIM KILAVUZU
gilizcedeki "witty" (zeki, akll) szcne karlk gelen vittig ise
bilgi anlamna geliyormu. Vide ve vittig'in ait olduu szck gru-
bu epey eski bir gemie sahipmi; kkleri Sanskritede "bilgi, kut-
sal bilgi, kutsal kitap" anlamlarna gelen veda szcne dayan-
yormu ve bugn ngilizcede kullanlan "wit" (zek, akl), "vision"
(grme) ve "idea" (fikir) szcklerinde varln srdryormu.
Hint-Avrupa dil ailesinin dndaki diller "bilin" konusunda n-
gilizceye yakn dillerdekinden daha m fazla sknt ekiyor? Ma-
carca baka bir dil ailesinden, Fin-Macar dil ailesinden geliyor, ama
bilin szcklerinin tercmesi mkemmel biimde gerekletirile-
biliyormu. "Bilmek" anlamna gelen tud szcnden tremi olan
tudatos ayrmn yaptmz anlamdaki "bilin" szcnn tam
karlym; ontuda, "zsayg, izzetinefis", enudat ise "insann
kendisiyle ilgili bir kavrama sahip olmas" anlamna geliyormu.
"Vicdan" tpk Rusadaki gibi Macarcada da farkl bir szck aile-
sine aitmi: Lelkiismeret kelimesi kelimesine "ruh bilgisi" anlamna
geliyormu.
Macarlarn srad bir dilleri var, ama Avrupa kltrne sahip-
ler. Her insan dilinin bilinci tartabilecek aralara sahip olduu hi-
potezi in sk bir test hazrlamak istiyorsak aratrma sahamz da-
ha da geniletmeliyiz. inceye ne dersiniz?
ncede "bilinli" szcne karlk gelen bir dizi szc
okuyunca insan dzyazdan iire doru getii duygusunu yayor.
Bu bir yanlsama belki, ama gzel bir yanlsama. "Uyank" anla-
mndaki "bilinli"nin ince karl king zing; king "mavi" veya
"gkyz veya su kadar berrak" anlamna geliyormu; zing, alkol
anlamna gelen jiu szcyle aym kkene sahipmi. Burada, reha-
vet ve uykunun bulank kasvetinin aksine bilincin effaf bir berrak-
lk durumu olduu gibi bir ima sz konusu.
Bir eyin bilincinde olmak gan jue veya yi i eklinde tercme
edilebilir: gan kalp anlamna geliyormu ki kalp eski in dnce-
sinde dnme organ olarak kabul edilirmi; yWnun anlam ise ay-
dnlanma. Y ile i benzer szckler: Yi kalple ilgili, i de konuma
ve bilgiyle.
nsann utangalk yznden elinin ayana dolamas anlamn-
daki kendinin bilincinde olmak, yine "kalp"le ilikili olan ve kiinin
kalp fazlalndan (buna dnce fazlal da diyebiliriz) mustarip
ADI NE OLURSA OLSUN GZELL BAK M? 59
Giri .
Hcreler2
Bizim gibi csseli canllar, muazzam bir ibirliinin rn, muhte-
em bir bamsz paralar topluluudur. Byk lekte bu kolayca
grlebilir: Salmzn kalbimizle akcierlerimizin, karacieri-
mizle bbreklerimizin, barsaklarmzla kemiklerimizin ibirliine
bal olduunu hepimiz biliriz. Transplantasyon ameliyatlar bu or-
ganlarn zerklik potansiyeline sahip olduunu gsterirler: Benim
kalbim sizinkinin yerinde atabilir; aramzdaki mesafe yzlerce ki-
lometre de olsa, ihtiyatla tandnda bu seyahate dayanabilir.
Organlarmzn paralardan oluan bir topluluk olduu se pek o
kadar belli deildir. yle olduu ancak yz elli yl kadar nce k-
l mikroskobun kefinden sonra anlalmtr. Ikl mikroskopla ya-
plan incelemeler yap maddelerimiz olan dokularmzn, tpk mer-
can kayalklar gibi mikroskopik hcre kolonileri olduunu akla ge-
tirmitir.
64 BLN, KULLANIM KILAVUZU
Hcreler, gvdenin zerklik potansiyeline sahip en kk canl
birimleri, biyolojinin "atonTudurlar. Her hcre, iinde genetik mad-
denin tamamm barndrr, enerji tketir, atk retir ve kendini s-
rekli yeniler, yeniden biimlenir. nsan hcrelerinin ou, uygun
koullarda ve yeterli zen gsterildii takdirde, ait olduu yerden
ayrlabilir ve laboratuvarda yetitirilebilir.
Hcreler kktr, ama yle an derecede deil: Mesela, kann
vcudun her yerine oksijen tayan "alyuvarlar" ou hcreden da-
ha kktr. Boylan bir milimetrenin /100'i kadardr; cetvelinizde
seemeyeceiniz bir byklktr bu, ama yle hayalgcnz ok
fazla zorlayacak kadar deil. Yine de iimize bunlardan mebzul mik-
tarda doldurmak mmkndr: Damarlarmzda yaklak be litre
kan dolar, bir litre kanda bir milyon kere milyon alyuvar bulunur.
Hcre iini ancak yakn zamanlarda, kl mikroskoptan ok
daha gl olan elektron mikroskobu kefedildiinden beri, yani el-
li yldr ayrntsyla inceleme olanam elde edebildik. Bu mikros-
kobun yardmyla hcrelerin kendi i mimarileri olduu ortaya k-
t. Etraflar, ya ve proteinden oluan iki kat bir "zar"Ia evrilidir ve
bu zar tarafndan korunmaktadrlar. leride de greceimiz gibi,
hcreler iin zel bir neme sahiptir bu zar. Hcre iinde bulunan
ve incecik ipliksi dokulardan meydana gelen "hcre iskeleti", hc-
renin organel adyla bilinen eitli i yaplarnn dzenli almas-
na yardmc olur: Hcrenin ii bu organellerin arasnda paylalm-
tr (bkz. ekil 2.1 ve 2.2).
Hcrenin "ekirdei" bu organellerin en nemlsidir. inde
genler bulunur, yani kromozomlarmz iinde ifrelenmi olan, in-
san vcudunun inas ve sreklilii iin gerekli kaltm talimatlar.
Genler, dllenmi yumurtada bulunan talimatlarn tpk kopyasdr;
yeni doan bebekle onun btn hcreleri, rahimde geirilen 40 haf-
ta sre boyunca bu yumurtadan meydana gelir. Bu talimatlar her
hcrede bulunduundan, ilkesel olarak sahip olduunuz milyonlar-
ca hcreden herhangi birinden sizi meydana getirmek (daha doru-
su, sizden tpk size benzeyen ikizinizi klonlamak) mmkn olma-
ldr. Bu blmn ilk taslan yazdm sralarda Dolly adl o me-
hur koyun tek bir hcreden baarl bir biimde klonland. Gen tek-
nolojisinin yakn bir zaman iinde, istersek bu ekilde yeniden re-
tilmemize olanak tanmas kuvvetle muhtemel.
mitokondri
ekil 2.1 Hcre mimarsi Mikroskop hcre iinde bir dnyay gzler nne serer.
ekirdek ile mitokondri metinde anlatlyor. ekilde grlen dier organellerse
protein retiminde (ekirdekik, endoplazmik retikulum); hcre iindeki madde-
lerin paketlenip tanmasnda (Golgi cisimcii, kesecikler); atk boaltmnda (lizo-
zomlar); veya hcrenin yapsnn ve hareketlerinin denetiminde (mikrotbl, hc-
re uzants) rol oynar.
ekil 2.2 Hcre zar Proteinlerle bezeli bu ift katl ya tabakas hcre ile evresi
arasnda bulunur. Nronlarda hayati bir rol oynar: nron zarnda gml olan
proteinler nronlarn sinyalleri geirmesine ve birbirleriyle iletiim kurmasna ola-
nak salar.
66 BLN, KULLANIM KILAVUZU
Doamz ieren talimatlar DNA adn verdiimiz kimyasal bir
ifre halinde yazldr; bu konuya daha sonra tekrar dneceiz. Bu
talimatlar, ok eitli bir sr proteinin (on binlerce) yapm tarife-
sidir. Proteinler byk molekllerdir. Aminoasit ad verilen ve 25
eidi bulunan daha kk molekl zincirlerinden oluurlar. ekir-
dein dmda hcrede yer alan, gelimi bir kimyasal makineyle
donatlm birtakm organeller, ekirdein verdii talimatlar, ami-
noasitleri genlerin tayin ettii dzen ierisinde birbirine balamada
kullanr.
Bunun sonucunda oluan proteinler byklk ve ekil bakmn-
dan byk bir farkllk gsterir ve ok eitli ilevler grrler. Bun-
larn bazlar "yapsaT'dr, hcrenin mimarisine katkda bulunur; ba-
zlar, yani "enzimler" hcrenin hayatnn bal olduu kimyasal
tepkimelerin ileyiini dzenler; bazlar hcre zarna katlmtr,
bazlanysa hcre dna ihra edilmitir. Bu protein fabrikasnn
randman zellikle byme srasnda, hcrelerin hzla oaldklar
sralarda artar, ama yaadmz srece faaliyetini srdrr, hcre-
nin dokusunun ve ileyiinin devamn salar.
Protein sentezi srasnda, hcrenin dier faaliyetlerinde olduu
gibi, enerji tketilir ve yakta ihtiya duyulur. Amip gibi tek hcre-
li organizmalar srekli yakt peinde koturur. nsan hucreleriyse
byk oranda bu iten kurtarmtr kendini; zira kan dokularmza
nfuz ederek oralara beraberinde getirdii oksijeni, ekeri, ya,
aminoasiti ve hayat iin gerekli dier maddeleri tar.
Hcreye ulaan yaktlardan enerji elde etme iinden sorumlu or-
ganeller mitokondri adyla bilinir. Mitokondriler dikkat ekici bir
gemie sahip: Bunlarn, 1,5 milyar yl kadar nce, yani dnya bu-
gnk yann neredeyse yansmdayken, hcrelerimizin ilk atalarn-
dan biriyle ortakyaaml bir ilikiye balayan bir bakteriden tre-
dikleri dnlyor. zerk kkenleri sayesinde ilerinde kendi gen-
lerinin kk bir parasn tarlar; bu bakmdan organellerin in-
de benzerleri yoktur. nsanlarda ender grlen bir hastalk grubu
mutant mitokondri DNA'sndan geer: Mitokondrilerimiz kadn yu-
murtasnda bulunduu, erkein sperminde bulunmad iin bu has-
talklar kaltm yoluyla anneden geer.
Btn bunlar sizde bir sonsuz ufuk duygusu yaratm olabilir:
Vcudun iinde organlar, organlarn iinde hcreler, hcrelerin
"BEYNDE SNRLER, NE REN' 67
Alyuvarn
yandan grn
Alyuvarn
stten grn
ekil 2.3 Hcre tipleri Alyuvar, karacierin ana hcre tiplerinden "hepatosit",
sperm hcresi ve nron, insan hcrelerinin farkllnn birer rneidir.
68 BLN, KULLANIM KILAVUZU
dece bir ksmnn ifade bulmasndan kaynaklanr: Geliim devam
ederken baz genler sessiz klnr. Bizim gibi "ok hcreli" byk
bir yaratktaki her hcrenin her levi yerine getirmesine gerek yok^
tur. nsan toplumunun ekonomisinde olduu gibi vcudun ekono-
misinde de uzmanlama hayat kolaylatrr.
Sinir sistemindeki balca uzman hcre nron adyla bilinir. Sa-
hip olduu zellikler ana ilevini, yani bir sinyal aygt oluunu
yanstr. Nronlar daha iyi tanmann artk zamandr.
3
Nronlar (sinir hcreleri)
ekil 2.4 Nron ve ksmlar Nronlar saakl kkleri, dall budakl tepeleriyle bit-
ki ve aalar andrrlar genellikle. Ksmlarn tanmlayan szdaar da bu benzer-
lii yanklar. Hcre gvdesinden kan "dendritler" dier nronlarn terminallerin-
den sinyal alr; hcre gvdesinde ekirdek ile hcrenin varln srdrmesi iin
gerekli olan kimyasal mekanizma bulunur; "akson" nronun elektrik sinyalini
hcre gvdesinden uzaklatrr: Akson, dier hcrelerle temas kurmasn salayan
bir terminal "dallanma" meydana getirebilir.
Nronlarn komular
Balantlar
ekil 2.5 Basit bir sinyal sistemi Baz insani refleksleri denetleyen sinyal sistemi
gibi en basit nron sinyal sistemi, iki nron ve bir kastan oluur. Bu rnekte, bir
duyu nronu yiyecein varln tespit ediyor, bu bilgiyi bir "motor nron"a sin-
yalle iletiyor ve yarat yiyecee doru hareket ettirecek ekilde konumlanm
bir kas harekete geiriyor.
Nronlar ve komular
Nron alar
19
18
19
Beynin n yz (d grn)
18
ekil 2.7 Korteksin katmanlar Serebral korteksin iindeki alt katman ve nron
trleri. Bu yap, kortekse gelen girdilerle korteksten giden ktlarn dzenleni tar-
zna dair bir izlenim verir: sag ve soldaki gelen aksonlar korteksin baka alanlarn-
dandr; ortadaki gelen akson ise zgl bir duyu enformasyonu tamaktadr. Hc-
re tipleri: P = piramit, M = Martinotti, F = fziform, Y = yatay, N = nrogliya,
S = sepet hcre, Y-| = yldzs hcre.
_
78 BLN, KUUANIM KLAVUZU
tsnn bilgi ilemini yapmak. Birbirleriyle youn bir iletiim ha-
lindedirler, ama komu katmanlardaki hcrelerle olan iletiimleri
daha kstldr. Korteksin tek bir blgesi iindeki saysz stun bir-
birlerine paralel biimde ayn anda faal olabilirler. Bunlar korteks
anatomisinin modlleridir ve inde sinir sisteminin her blgesinde
grlebilen eitlilii barndran dzenin bir rneini tekil ederler.
Beynin etrafndaki yolculuumuz srasnda modler tasarmn
birok baka rneine rastlayacaz ve korteksteki stunlar gibi ye-
rel alarn, daha byk ve uzun menzilli alarn deimez bir par-
as olduunu kefedeceiz. Bunlarn bazlar deneyimin nrolojik
temeli iin en iyi adaymzdr. Grmeye yardmc olan alar 5. B-
lm'n ana konusunu oluturuyor.
nral oluk
nral tp
ekil 2.8 Embriyonun sinir sistemi Soldaki izimde, 18 gnlk insan embriyosu-
nun stten grn tasvir ediliyor: Terlik ekline benzeyen blge, yani nral
plak, geliimlerine devam edip sinir sistemini oluturacak olan hcreleri barndrr;
embriyo 22 gnlk olunca (sadaki izim) nral plaktan ortaya kan nral kv-
nmlar uzamaya ve nraf tp (beyin le omurilii meydana getirecek olan ii bo
yap) oluturmaya balar. Alttaki kk izimlerde, stteki embriyonun orta kesi-
minin stten grn grlyor.
mezensefalon
rombensefalon
omurilik
boluu
ekil 2.9 Drt haftalk embriyo beyninin blmleri Drt aylk embriyonun yan-
dan ve stten ematik grn. Bata ve gvdede geliim gsterecek olan sinir-
lerin balanglar imdiden grlebiliyor. Sinir sisteminin tps yaps seilebiliyor.
EVRESEL SNRLER , -
ekil 2.10 Sinir sistemi On yedinci yzylda izilmi olan bu resim sinir sisteminin
tamamn gsteriyor: Beyinle omurilik merkezi sinir sistemini oluturuyor. Resimde,
omurilik sinir kklerinin omurilikten kt, kol ve bacak sinirlerine uzand gr-
lebiliyor; burada ksa braklm geri, ama bu sinirler gvdeden vcudun her tara-
fna dalarak deri ve kaslara ular. Kol, bacak ve gvde sinirleri bataki kranyal si-
nirlerle birlikte evresel sinir sistemini oluturur. Bu resim, ac verici uyarmlardan
kanmamz salayan sinir yollann tasvir etmek amacyla ve zellikle diyagram
eklinde izilmitir.
OMURLK
Kol ve bacaklarn evresel sinirleri omurilie gider ve oradan gelir.
evresel sinirler omurilie 27 ift "spinal sinir kk" dizisi yoluy-
la girerler; bu sinir kk dizisi, parmaklarnz srtnzda gezdirdii-
nizde kntlarn hissedebileceiniz "omurlar" arama giren sinir
demetleridir.
Embriyo sinir sisteminin yaps omurilikte hl kendini gsterir.
Kk br "merkezi kanaT vardr; bu kanal, sinir dokusunu ortaya
karan nral tpn kalmtsdr. Sz konusu kanaln evresi omuri-
liin "gri maddesi"yle, sinir hcrelerinin gvdelerinden oluan bir
ala kapldr. Omurilii boydan boya kesip stten baktnzda gri
maddenin kelebek biiminde olduunu grrsnz. Gri maddenin
etraf da omuriliin "ak maddes"yle, inip kan aksonlardan mey-
dana gelen ve beyinle omurilik arasndaki iletiimin gerekletii
kaln bir halkayla kapldr.
Kasa giden aksonlarn ana hcre gvdeleri omurilik iinde, ya-
ni omuriliin "n boynuzTnda, iki kelebek kanadnn n blmle-
rinde yer alr. "Motor nron hastal" srasnda kt biimde bozu-
lan hcreler bunlardr: Sinir takviyesinden mahrum olduklar iin,
bu kt hastalktan mustarip olan kiilerin kaslar zaman iinde ya-
va yava zayflayp yok olur. Kaslardan gelen duyu liflerinden ba-
zlar ilk sinapslarn "dorsal boynuzlar"da, kanatlarn arka blm-
lerinde gerekletirir; dierleri ak maddenin "dorsal kolonlarTnda
yol alarak beyne dorudan ular.
Omurilik, vcuda giden ve vcuttan gelen nral sinyaller iin
vazgeilmez bir mecradr. Omuriliin ciddi bir biimde hasara u-
ramas, ki yerlerinde ve sporda ok sk rastlanr, hasann meydana
geldii yerin alt ksmnda felce ve duyu kaybna neden olur. Bu ha-
sar genellikle onarlmaz niteliktedir: Hasarl evresel sinirler, he-
deflerine doru yava yava tekrar byyebilirler, gnde bir mili-
metre gibi, ama merkezi sinir sistemindeki ve omurilikteki akson-
larn hasara uramasndan sonra bu blgelerin kendi kendini onar-
mas ok snrl gerekleir.
"BEYNDE SNRLER, NE REN" 85
Ama omurilik bir enformasyon yolu deildir sadece. Gri mad-
de, omurilie gelen sinyalleri tar. Birok refleks burada dzenle-
nir. Nrolog dizin altna vurup bacan atmasn salarken bir spi-
nal "refleks halkas"m test eder: Bu vuruu alglayan tendondaki ve
kastaki organlardan kan ve tekrar omurilie giden duyu giriini
yani; vuru n boynuzdaki bir grup motor nronu uyarr; bu nron-
lar, vuru nedeniyle gerilmi olan kasa tekrar sinyal gnderir, kas
kaslarak bacan atmasna neden olur.
yldzst hcre
sepet hcre
Golgi
hcresi
Purkinje
hcreleri
yosunsu
lifler
ekil 2.11 Beyinciin mimarisi Bu gzel ekil, beynin hareketin dzgn ve do-
ru yaplmasndan sorumlu bir blgesi olan beyincikte yer alan sinirlerin tiplerini ve
beyincik kodeksinin dzenini tasvir ediyor.
yalanmtr. Beynin sadece yzde onu kadar bir bykle sahip ol-
masna ramen beynin toplam nron saysnn yarsndan fazla n-
ron ierir. Dtan bakldnda, serebrumun altnda bulunmas, g-
rn onun ikinci bir beyin olduu izlenimini verir insana ve bu o
kadar da yanl bir izlenim saylmaz. Mikroskopik anatomisi, kor-
teksin stunsu yapsndan ok farkl, ayrt edici ve hayli tekrarl
modler bir tasarm ortaya serer (bkz. ekil 2.11).
Bu tasarm beyinciin her tarafnda tekrar eder, ama ana alt
blmnn ilevi girdi ve ktlarnn yerine baldr. En eski bl-
gesi olan "serebellum vestibl" dengemizi korumamza, ba ve
gz hareketlerimizin egdml almasna yardmc olur; "spino-
serebellum" dengeye ve gvde, kol ve bacaklarn ahenkli hareketi-
ne yardm eder; "serebroserebellum" ise bu hareketlerin balang-
"BEYNDE SNRLER, NE REN" 87
YARIKRELERN NDE
Omuriliin merkezi kanalndan yukan, beynin sv dolu merkezi
yerlerine doru yol aldnz hayal edin. Beyin sap iinde gerek-
letireceiniz yolculuk sizi, kemer ksmn beyinciin oluturduu
drdnc karncn adr biimli boluundan alp ortabeyin iin-
deki Sylvius kanalnn klostrofobk ortamna gtrecektir. Bu ka-
naldan ktktan sonra serebrumun kalbinde yer alan ve nc ka-
rnck adyla bilinen yksek bir maarada bulacaksnz kendinizi.
Uzakta, nc karncn daha geni yan karncklara alan geit-
leri, foramen Monro'yu gz ucuyla grebilirsiniz. Ama yola devam
etmeden nce burada biraz daha kaln. nc karncn tabany-
la duvarlar ilerinde n beynin ilk ana yaplann barndrr (bkz.
ekil 2.12).
nc karncn duvarlarnda, her iki tarafnda, sinir hcresi
gvdelerinden oluan ift a, yani talamus yer alr. Talamus, kor-
tekse gelen ve oradan giden sinyallerin nakil istasyonudur; ama bu
tarif onun nemini yanstmaktan uzaktr. Talamus iinde, birbirin-
den farkl on be veya daha fazla nron kmesi (akl kanstnc bir
adla, "ekirdekler" adyla bilinirler) ayrt edilebilir. Mesela bunlar-
dan biri gzlerden gelen nronal girdinin ounu, biri de beyincik-
ten gelen girdilerin ounu alr. Bu girdi uygun kortikal blgelere
gnderilir, o blgeler de karlnda sinir lifleri gnderir; bu saye-
BLN, KULLANIM KILAVUZU
kuyruklu
ekirdein
bas
amigdaia
ekil 2.13 Komaya neden olan bir inmeyi gsteren bir MRI filmi Talamusun her
iki tarafn da etkileyen inme, meydana geldii srada komaya neden olmu, has-
tada yllarca kalc bir uyuukluk ve konsantrasyon gl yaratmtr. lgili ha-
sarl alanlar okla gsterilmi. Bu alanlara bitiik olan ve beynin derinliklerinde yer
alan "parlak" alanlar beynin kanncklandr.
beyin felcinden mustarip bir hastaya ait bir MRI filmi grlyor.
Felcin olutuu srada hasta uyandnlamam; yllar sonra bile has-
tann uyuukluk ve dikkat dankl ikyetleri hl sryor. Tala-
musun geni apl hasan bazen, "kalc bitkisel hayat hali" olarak
bilinen "farkndaln olmad daimi uyanklk" durumunu gizler.
Doal olarak, birok sinirbilimci talamusun bilin konusunda kilit
bir rol oynadm savunur. Bu konuya daha sonra tekrar dneceiz.
nc karncn tabannda, kanundan hipofiz bezinin sarkt
hipotalamus yer alr. Hipotalamus, beynin hacminin yzde birinden
az bir hacme sahiptir, ama boyuyla karlatrlamayacak derecede
nemli bir blgedir. Vcudun i evresini kontrol eder, kan ekeri,
vcut scakl ve kann tuz konsantrasyonu gibi parametreleri ta-
rar; bu bilgilerden yararlanarak otonom sinir sistemiyle hipofiz be-
zinin almalarn dzenler, onlar sayesinde tiroid, bbrekst be-
7
zi, byme ve seks hormonlar salglarm denetler; yiyecek, iecek
go BLN, KULLANIM KILAVUZU
ve seks gibi itahlarmz kabartr ve sndrr; gnlk ritimleri sa-
lar, tahriki artrr; yeni anlar edinmemizi salayan nral devreye
katk salar.
Hipotalamus, biyolojik evre ile fiziksel evre, vcudun "i or-
tam" ile i ortamn srekliliinin salanmasnda ihtiyacmz olan
evre arasndaki snrda grev yapar. rnein, scak bir gnde yap-
tnz hzl bir yry sonrasnda susuz kaldnzda hipotalamus
kan younluunuzda bir art tespit edecek, re retimini azaltan
bir hormon salglayacak, neden olduu susama duygusunu yatt-
racak davram devreye sokacaktr. Tutkularmz depretiinde veya
korktuunuzda hipotalamus ayn ekilde sevimek veya kamak
iin gerekli i hazrlklar ynetecektir. Hipotalamus, btn basit i-
tiyaklarmzn nral merkezidir. Hipotalamusun ilevinin aksamas
halinde, an susuzluk ve alk hissi veya itah kayb, uyuukluk,
vcut scaklnn ykselip dmesi ve hormonal dzensizlik belir-
tileri kendini gsterir.
nc karncktan ayrlp talamustan dar, beynin yzeyine
doru yol almaya baladnzda ilk olarak beyaz maddeyle kapl
bir blgeyle karlarsnz, korteksi beynin dier blgelerine ve
omurilie balayan i kapsl'le. Burasn da getikten sonra kortek-
se ulamadan nce son nemli yaplarla karlarsnz. Bunlar ba-
zal ganglionlar, kuyruklu ekirdek (caudate), putamen ve globus
pallidus adl ekirdeksi kitlelerdir.
Kuyruklu ekirdek ile putamen, aslnda i kapslle ikiye ayrlan
tek bir ekirdekten oluur. Korteksin geni blgelerinden afferens
alrlar; bu ktlar burada ilendikten sonra globus pallidusa aktar-
lr; sonra bazal ganglion ktlar talamustan geip tekrar kortekse
dnerek karmak bir halkay tamamlar. Korteksten bazal ganglion-
lara, oradan da talamus yoluyla tekrar kortekse ulaan bu halka, se-
rebelluma giden ve ondan kan sinyallerin -zledii yola ok ben-
zer. Ama bazal ganglionlar kendilerine zg bir i mimariye ve i-
levlere sahiptir; bunlarda meydana gelebilecek hatalar kendine z-
g hastalk biimlerine neden olur.
Beyincik gibi bu kitleler de genelde hareketi idare eden yaplar
olarak kabul edilegelmilerdir. Onlarda meydana gelen bozukluklar
hareketi etkiledii kesindir. Beyin sapnda yol alan aksonlar tarafn-
dan bazal gangliyonlanna taman nrotransmitter dopaminde mey-
1
"BEYNDE SNRLER, NE REN 91
SEREBRAL KORTEKS
Bazal ganglionlan ve baka bir ak maddeyi getikten sonra beynin
e kvrml yzeyine, serebral kortekse ulanz. Yksek tepeleriy-
le derin vadileri (girus ve sulkus) beynin yzeyini aratranlara bir-
ok nirengi noktas sunar. Bu engebeli araziyi aratrmaya balama-
dan nce u genel bilgi, ilevlerini anlamamz bakmndan fay-
dal olacaktr.
ncelikle, beynin sol yarkresi vcudun sa tarafndan, sa ya-
rkresi de sol tarafndan duyusal bilgi alr, sa yarkre vcudun
sol tarafn, sol yarkre de sa tarafm denetler. kincisi, btn hay-
vanlar arasnda en ok insanlarda beynin iki yarkresinin kendine
zg zellemi kabiliyetleri vardr: Genelde baskn olan sa eli de-
netleyen sol yankre, dili kullanma ve beceri gerektiren hareketle-
ri icra etme yeteneimizin yeridir; sa yankre ise rnein, bo-
yutlu meknn alglanmasnda ve mzikte nc bir rol oynar. Sa-
lkl bir beyinde iki yankre eitli sinir demetleri sayesinde birbi-
riyle yakn bir temas halindedir. Bu sinir demetlerinin en by,
beynin nc kannc zerinde kemer oluturan korpus kallosuri
dur.9 ncs, korteksin baz kk blgelerinin (zaman zaman
92 BLN, KULLANIM KILAVUZU
Brodmann'm haritasnda ayrt edilen blgelerle akan blgelerin)
uzmanlam ilevler icra ettii artk kabul edilmektedir. rnein,
korteksin V4 adyla bilinen grmeyle ilgili kk blgesinin hasar
grmesi, renkli gr tamamen ortadan kaldrarak sadece grinin
tonlarnn grlmesine neden olabilir. Bu nedenle V4 "renk blge-
si" olarak tanmlanr, ama bu tanm yaplrken bu blgenin dier
blgelerden yaltlm halde renkli gr salad imasndan ka-
10
nlr: Renkli gr iin bu blge zorunludur, ama yeterli deildir.
Her zaman iin, uyank bir beyinde birok kk korteks blgesi
11
uzmanlam grevlerini "paralel" bir biimde gerekletirir.
Beynin her iki yarkresi de drt loba ayrlr (bkz. ekil 2.14).
Aln loblar (frontal lob), beynin, kafatasnn gzlerin zerindeki
ksmna yaslanan n ucundan, "beynin merkez oluu"na kadar uza-
nr. Beynin bu oluu, beynin temelde motor ileve sahip ndeki bl-
geleriyle temelde duyusal ileve sahip arka blgelerini birletiren
nemli bir levsel badr ayn zamanda. Merkez oluun arkasnda,
zellikle bedensel duyumlarla ve meknsal ilikilerimizle balant-
l olan duvar lobu (paryetal lob) bulunur. Duvar lobunun snr, bey-
nin en arkasnda bulunan ve daha ok grmeyle ilgili olan artkafa
lobu'na (oksipital lob) kadar uzanr. akak loblar, yarkrelerin ku-
laklarn st ksmndaki bombeli yan uzantlarnda yer alrlar; fron-
tal ve duvar loblanndan beynin st ksmndaki "Sylvius olukla-
r"yla ayrlrlar. Yan karncklar loblarm iinde devam eder, sereb-
rospinal sv iindeki yolculuumuza devam etmi olsaydk sonun-
da her birinin i ksmlarnn derinliklerine ulaabilirdik.
Aln loblan, merkez oluun hemen nnden yarkrenin aa-
sna giden br korteks eridi olan "primer motor alam"n ierir. Bu
alan vcudun bir "motor haritas"dir: Haritadaki belli bir blgenin
uyarlmas vcudun belli bir blmn harekete geirir. Bacaklar,
yarkrelerin i yzlerine kadar uzanan korteks duda temsil eder
rnein. Burada bir tmrn olduu, bir bacau istemsiz bir biim-
de atmas eklindeki nbetlere sebebiyet vermesiyle anlalabilir.
Hareketlerimizle alg dnyasnn zelliklerini temsil eden eitli
"haritalar" kortekste bolca bulunur.
Primer motor alan, insanda zellikle daha hacimli olan aln lob-
larnn sadece kk bir parasn oluturur, ama btn olarak d-
ndmzde, aln loblanmn ilevlerinin zellii "motor" oluu-
"BEYNDE SNRLER, NE REN' 93
(a)
ALN LOBU DUVAR LOBU
(b)
DUVAR LOBU
ARTKAFA
LOBU
subkallosal blge
un ki
rinal sulku
AKAK LOBU
ekil 2.14 Beynin yandan grn Bir serebral yarkrenin iki grn. ekil-
lerden biri yarkrenin yandan grn, dieri de ayn yankrenin normalde di-
er yankreyle bititii, grnmeyen yznn grn. Her ki ekilde de bey-
nin drt lobunun konumu ve nemli alt blmleri grlyor.
94 BLN, KULLANIM KLAVUZU
nr: Kiilik dengesini bozar, insan ya uyuuk bir kaytszla ya da
engelleyemedii bir taknla sevk eder. Aln loblann zedelenen-
ler genellikle iinde bulunduklar durumun hi farknda deildir:
Kaybettikleri asl ey, kendi davramlann gzleme ve dzenleme
yetenekleridir ("igr") zaten. Davran nrolojisi tarihinin belki
de en sk gsterilen rneklerinden biri olan Phineas Gage vakas bu
12
durumu rnekler. Gage, 1860'larda demiryolu inaatlarnda al-
an bir ekibin ustabayd. Erken gerekleen bir patlama srasnda
metal bir ubuk alttan bir gznden girip aln loblanndan gemiti.
Hayret verici bir biimde nemli bir sakatlk yaamadan hayatta
kalmay baarm, ama o eski dnceli, alkan hali gitmi, "d-
zensiz, saygsz... kaprisli" biri haline gelmiti. Birka yl sonra da
doal nedenlerle lmt. lmnden sonra kafatas muhafaza edil-
miti: Hasar, bugn sosyal davranlarn dzenlenmesinde nemli
bir rol oynad kabul edilen bir blgede, aln loblannn alt ksmn-
da meydana gelmiti. Aln loblan, hareket ve davranlarla ilgili rol-
lerinin yan sra akc konumada da benzer bir rol oynar: 1861'de
Fransz nrolog Broca tarafndan tanmlandktan sonra onun adyla
anlmaya balayan Broca alam hasar grdkten sonra hasta durak-
sayarak ve kendini zorlayarak konumaya balar, ama bakalannn
syledii eyleri anlama kabiliyeti genelde zarar grmez.
akak loblan zellikle bellekle ilikilidir. Deniz atm andrd
in Yunanca ayn anlama gelen hipokampus adyla anlan ve akak
lobunun i yzeyine sokulmu halde bulunan yap, kalc "bildirim-
li" anlar (bisiklet kullanma bilgimiz gibi beynin baka yerinde yer
alan "ilemsel" anlarn tersine, istendiinde anlabilir anlamnda
"bildirimli" anlar) iin elzemdir. Davran nropsikolojisinde bir
baka nl vaka bu noktaya rnek oluturur. HM 27 yanda, nor-
mal hayatm srdrmesini engelleyen epilepsi hastalndan musta-
rip biriydi. Kanadal sinir cerrah Walter Scoville 1953'te onun bey-
ninin her iki tarafndaki hipokampuslan almt.'3 HM'nin epilepsi-
si bu tedaviye olumlu yant vermiti ve HM grnte bu ameliyat-
tan zarar grmemi gibiydi. Ne var ki, epilepsi nbetlerinin yile-
mesi HM'ye ok pahalya patlamt: Ameliyattan sonra belleinde
yeni bilinli anlan saklayamaz olmutu. Deimez bir imdiye
hapsolan HM, hayatmz anlamlandran kiisel deneyim birikimle-
rine (epizodik bellek) yenilerini katmaktan acizdi. Onlarca yl he-
"BEYNDE SNRLER, NE REN' 95
ekil 2.15 Limbik sistem Limbik sistem iinde bulunan ve yeni bilinli anlarn olu-
umunda gerekli olan yaplann ematik bir diyagram. Parahipokampal girus ile
fomiksin beynin yarkresi iindeki konumlan iin bkz. ekil 2.14. Amigdala, tala-
mus ve mememsi cisimcikler derinlerde yer alan yaplar olduklan iin ektt 2.14'te
grlmyor.
ekil 2.16 nsan beynindeki bilgi aknn yollan Beyne giren bilginin kaderi: Du-
yulardan gelen sinyaller, korteksteki ilgili blgelere girer (nce "yukan" sonra
"aa" unimodal kortekse); bu ekilde ilendikten sonra sinyaller, farkl duyular-
dan gelen sinyallerin bir araya geldii "heteromodal" duyu kortekstne girebilir;
hem unimodal korteks hem de heteromodal korteks, bellekle ve vcudun i du-
rumuyla yakndan ilikili olan limbik sistemle iletiim halindedir; duyu korteksiyle
limbik korteks, hareketi denetleyen aln lobundaki motor ve "premotor" blge-
lerle iletiim kurar.
Basit bir sinir hcresinin nron saylan, hcre eitlilii ve girift bir
rgtlenme sayesinde nasl ok karmak bir sistemin temelini olu-
turduunu grdk. Nronlann birbirleriyle iletiime girdikleri te-
mas noktalan da ilk bakta basit grnr, ama onlan daha yakndan
incelediimizde bir sr incelikli snaptik balantyla karlanz.
ekil 2.17 Sinapslar Elektrom i kroskop yardmyla ekilmi bir sinaps fotoraf
(50.000 kez bytlm). Irb harfleriyle iaretlenmi olan ve belli belirsiz seilen
zar alanlar ieren (ii nrotransmitterlerle dolu "kesecikler") karanlk alan (sinap-
tik bir terminal veya "dme"), birlikte bir sinaps oluturduu solundaki hcre-
den ince bir sinaptik yarkla (kk oklarla gsterilen alan) ayrlm. Karanlk alan,
iindeki nrotransmrtter kimyasal maddelerle "iaretlendii" iin karanlk. Yldz-
la iaretlenmi alan, baka bir dendritle (s ile iaretlenmi alan) temas kuran ia-
retlenmemi keseciklerden oluuyor.
1
"BEYNDE SNRLER, NE REN 99
Nrotransmitterler
Reseptrler ve kanallar
Sinaptik plasisite
Giri
Beynin elektrii
25 yanda bir adam yirmi yldr sren fel durumu nedeniyle sol ko-
lunun btn hareket gcn yitirmiti. Baka areleri deneyip de bir
sonu alamaynca sonunda elektrikte karar kld. Her elektrik okun-
da kol kaslar kaslyordu; hatta birka hafta elektrik verildikten son-
3
ra, adamn nceleri zayf olan kolu dolgunlat.
ekil 3.1 Hans Berger'in Klaus'un kafasndan ald alfa ritim kaytlar Berger'in
ilk makalesinde yer alan ekillerden biri. Bu kayd, ksa sal olu Klaus'tan alm.
Alttaki iz, saniyenin onda birlik bir zamann temsil ediyor. Berger, en iyi gzleri
kapal, gevemi bir denekten kaydedilebilen bu bariz, dzenli salnmlar ikinci
makalesinde "affa" dalgalar olarak tanmlamtr.
bir yzyl boyunca sren aratrmalar besleyen bir dizi soruyla bi-
tiyordu. Duyusal uyarmn EEG zerindeki etkisi nedir? Uykuday-
ken veya zihin durumunu deitiren uyuturucularn etkisi altnday-
ken neler oluyor? Hepsinden ilginci de, dnsel faaliyetin etkisi
nedir? Avusturyal fizyolog Ernst Fleischl, 1883'te u varsaymlar-
da bulunmutu: "Kafa derisi zerinden kayt alnarak, bir kiinin
beyninde meydana gelen psikolojik faaliyetlerin harekete geirdii
akmlar bile gzlemlemek mmkn olabilecektir belki de." 11 Ber-
ger'in en byk arzusu da buydu. Peki lmnden sonra, sava kar-
maas ortadan kalktktan sonra onun bu byk kefine ne oldu?
Bugnk EEG
ekil 3.2 Beyin faalyfeti ritimleri Farkl deneklerden alnan bu drt kayt, EEC'de
yaygn olarak grlen drt ritmi gstermektedir: 14-25 devr/saniyelik beta ritmi,
faal uyank beyinde karakteristiktir; 8-13 devir/saniyelik alfa ritmi, dinlenme ha-
linde, gzler kapalyken grlr; daha yava ritimler olan teta (4-7 devir/saniye)
ve delta (4 devir/saniyeden daha dk) ritimleri normal uyku srasnda ve koma
gibi bilincin bask altnda olduu durumlarda grlr. Kesik izgiler 2 saniyelik za-
man dilimini ikiye ayrr.
ekil 3.3 Uykunun mimarisi Soldaki EEG kaytlar, uyank durumun hzl ritimle-
rinden (Berger'in beta ritmi) uyku srasnda alman EEG'lerin teta ve delta frekans-
larna tedrici geii gstermektedir. Sadaki ekilde, mnavebeli olarak yava dal-
ga ve hareketli gz uykusuna (koyu renkli ubuklarla gsterilmitir) geiin ger-
ekletii uykunun dngsel rnts grlmektedir; gece ilerledike hareketli
gz uykusunun sresi artar.
ekil 3.4 Uyku ve uyanklk durumunda 40 Hz'lik saln m lar MEG kullanlarak al-
nan kaytlar, uyanklk ve ryal uyku (REM uykusu) durumunda ban genelinde
ezamanl, 35-45 devir/saniyelik yksek frekansl salnmlann hkim olduunu
gstermitir. En yukarda, soldaki ekilde ban zerine yerletirilen alclarn yeri
grlmektedir; 35-45 devir/saniye aralna ayarl alclardan alnan kaytlar altta,
sadadr; sadaki izler, iki denein uyanklk durumunda, yava dalga (delta) uy-
kusu ve REM uykusu srasnda kaydedilen izlerinin st ste bindirilmi halini gs-
termektedir; alttaki z, kayd yapan aygttan kan "grlt"nn izidir.
Bilisel potansiyeller
tatans msn.
3 4 5 6
ekil 3.5 Beyinsap iitsel uyarlm potansiyel Kulaa bir ses ulatktan sonra sa-
niyenin ilk on binde biri sresince kafa derisi zerinden kaydeditebilen be dalga.
Bu dalgalar, "iitsel" sinyaller i kulaktan (Corti organ iindeki ty hcrelerinden)
beyin sapna girerken ve beyin sap boyunca ilerlerken art arda yaanan nronal
faaliyet patlamasna karlk gelir. VI. ve VII. dalgann kayna tam olarak belli de-
ildir. Iyan genikulat nukleus, talamus iindedir. itsel malar, iitme sinyalleri-
nin beyin yankreleri boyunca izledii yollardr.
ekil 3.6 Hazrlk potansiyeli En alttaki ekilde saniyenin binde birine karlk ge-
len zaman dilimi gsterilmektedir; 0 zaman bir el hareketine karlk gelir, EMG
(kas hareketlerini elektriksel taramadan geiren "elektromiyogram") izinde bu
hareket srama eklinde tezahr etmitir; en stteki iz, hareketten nce, hareket
srasnda ve hareketten sonra ban st tarafndan kaydedilen elektriksel faaliyeti
gstermektedir: HP, istemli hareketlerden en fazla bir saniye nce grlen "hazr-
lk potansiyeli "ne; PMP premotor potansiyele, MP motor potansiyele ve RAF re-
aferans potansiyeline karlk gelir.
130 BLN, KULLANIM KILAVUZU
bal olduu gereini vurgular bu durum. Dnce hzl gereklei-
yor olabilir, ama llebilir bir hzdr bu: Berger'in halefi olan bilim
insanlar dncenin sresini tespit edebilecek durumdalar.
Bu blmn merkezi konusundan (bilincin ham kapasitesinden)
uzaklap dnce ve eylem alanlarna girdik. Bir cmleyle topar-
lamak gerekirse, EEG konusunda geen yzyl yaplan almalarn
kilit nemdeki bulgusu, beyindeki elektriksel faaliyet rntlerinin
bilin durumlaryla ilikili olduudur. Kafa derisinden alnan EEG'
den bilin durumlarmzn nral denetleyicilerinin bulunduu sinir
sisteminin zne doru bu faaliyetin izini srelim imdi de.
Bilinci denetlemek
Uyuukluk Salgn
Harika bir a
Moruzzi ile Magoun'un kefi teknik grnr belki, ama ok nemli
28
bir keif olduu anlalmtr. Bu ki adam, doal rahavet iinde
veya hafif anestezinin etkisinde olan kedilerde, beyin sapna yakn
blgelerin elektrikle uyarlmas durumunda yava ritimli EEG'nin
senkronizasyonunun bozulduunu veya "faaliyete" getiini kefet-
tiler. Bu tepkinin saland blge baya geniti, beyin sapnn or-
tasndan diensefalona kadar uzanyordu. Sz konusu alanlar, Bre-
mer'in zannettii gibi, zgl duyusal enformasyonlar tamakla il-
gili deildi; daha sonra yaplan almalar da, duyu yollarm see-
rek mdahalede bulunmann, yarkrelerin beyin sapnn ortasn
uyarmak suretiyle harekete geirilmesini nleyemediini gsterdi.
Moruzzi, beyin sapnda bir "aktivasyon sistemi" olduundan ve be-
yin sapmm uyar etkisini yarkrelere (beyin sapmm ortasnn kn-
t yapt) talamus yoluyla ulatrdndan pheleniyordu.
Beyin sapmm sz konusu blm, anatomistlerin i ie geerek
a eklinde dallara ayrlan "ilkel" hcre rntsne uzun bir sredir
aina olduu bir blgeyle, Latince a anlamna gelen reticulum'dan
hareketle "retikler oluum" ad verilen blgeyle akr. Tpk sk
aalarla rl ormanlarda olduu gibi, nronlarla rl bu blge
de aratrmaclar iin tehlikeli, ama srpriz dllerle dolu bir yerdir.
Beyin sap anlalmas zor bir anatomiye sahiptir, ama hatrlaya-
canz gibi, ana unsurdan oluur. lk olarak, beynin yarkrele-
rinden omurilie giden ve oradan yarkrelere gelen saysz "geit
lifi", akson demeti vardr. Sonra, "ekirdekler", ou kesin ilevle-
re sahip, sk bir ekilde bir arada duran hcre gruplar bulunur: r-
nein, yz ifadesini oluturan kaslara giden aksonlar, ponstaki e-
kirdeklerden birinden kar; yzden duyu sinyalleri alan hcreler,
beyin sapmm byk bir blm boyunca uzanan bir baka uzun e-
kirdei ihtiva eder. Bir de, beyin sapnn merkezinin byk br b-
lmn kaplayan, birbiriyle balantl hcrelerden oluan bir blge
var: retikler oluum.
134 BLN, KULLANIM KLAVUZU
Retikler oluumun yaps ilk bakta baya dz grnr. Uta-
ki kk hcreler, retikler oluumun "parvoseller" blgelerini,
ortasna yakn yerlerdeki byk hcreler de "magnoseller" blge-
lerini meydana getirir. Ama beynin ou alannda hcre balantla-
n son derece zgl olduu halde, retikler oluumun organizasyo-
nu, azami bir karmaa yaratacak ekilde tasarlanm gibi grnr.
Btn duyular buraya, ounlukla da "parvoseller" evreye
sinyal yollar. Duyu sinyalleri balangta genellikle beyinde ayn
ayn yerlere giderken, retikler oluumda bir araya toplanrlar. Ama
zerinde biraz dnlrse, bir "aktivasyon sistemi"nden de byle
bir ey beklenir. Bir elin dokunuu olsun, kapnn alm olsun ve-
ya imek akmas olsun hi fark etmez, hepsi de sizi irkiltip dal-
gnlnza son verir; nemli olan bir eyler olmutur; ve dikkat et-
menizde fayda vardr.
Parvoseller evre, duyu sinyalleri alnca ortadaki magnoseller
blgeyi uyarr. Magnoseller blge de (Moruzzi ile Magoun hakly-
d) kortekse giden sinyalleri denetleyen talamusla iletiime girer.
Uyuyan beyinde, korteks ile talamus ritmik bir yatak sohbetine da-
lar: Retikler oluumdan gelen uyanlar bu uykulu diyalogu keser
ve uykunun yava dalgalannn yerini daha hzl ritmli hrtlar alr.
Burada, von Economo'nun hastalanyla Bremer'in hasarl beyin-
li kedilerinin uykulu hallerini aklayacak bir ey vard: Normal
uyarlmlk durumu beyin sapndaki retikler oluumun "faaliyete
geirici" girdisini gerektirir. Ama, davranlar tahrik etmenin reti-
kler sistemin tek ilevi olmad (ve bu sistemin karmakank ana-
tomisine ramen, paralan farkl ilevlere hizmet eden yaplanm
bir sistem olduu) daha bandan aka belliydi.
st beyin sap uyarn (arousal) konusunda nemliyse, retikler
oluumun altndaki, yani medulla le ponstaki blmleri de bizi
uyank tutmaktan ziyade hayatta kalmamzla ilgilidir. Solunum rit-
mimizi ve kalple kan dolamnn davranlarm dzenlerler. Bir s-
kandinav su perisine hanet etmenin tehlikelerine antrmada bu-
lunmak amacyla "Ondine'in laneti" ad verilen bir hastaln, bazen
bu blmler incindikten sonra meydana geldii grlr: Hastalar
uyankken, solunum kaslar istemli ekilde denetim altmda olduu
srece iyi-kt nefes alp verebilirler. Uykuda beyin saplan gveni-
lir bir ekilde otomatik olarak nefes alp verme ilemini tetikleye-
FARKINDAK KAYNAKLARI 135
Bilincin kimyas
talamus
st beyin sap
retikler
oluumu
ekil 3.7 Retikler aktivasyon sistemi Bu son derece ematik ekil, st beyin sa-
p ile talamusun beyin yarkrelerini harekete geirmedeki nemlerini vurgula-
maktadr.
Neden uyuruz?
(a)
1. Gz seirmesi, yanmas veya gz yorgunluu; grme gl, puslu grme veya ift
grme.
2. Grsel yanlsamalar; ekilleri, byklkleri, hareketleri, renkleri ve doku srekliliini
farkl grme veya hi grememe; derinlik algsnn zarar grmesi.
rnekler: "Yer dalgal gibi grnyor."
"Ik krpyor sanki."
"Sandalyelerin boyu ve rengi deimi sanki."
3. Yanlsamalar, yanlsama olabileceklerini gz nnde bulundurarak snflandrma,
rnekler: "In etrafnda sis var sanki-"
"O siyah leke farkl bir kaya oluumuna dnyormu gibi grnd g-
zme. "
4. Yanlsamalan gerekliklerinden kuku duyarak snflandrma.
rnekler: "ienin evresinde ty var sandm."
"Zeminden buhar ykseliyor gibi geldi bana, doru mu gryorum acaba
diyerek gzlerimi kontrol ettim."
5. Yanlsamalar (halsinasyonlan) gerekliklerine (en azndan bir sreliine) inanarak
snflandrma.
rnekler: "Stmn iinde kl grdm. Yantmdakiler kl olmadn syledi, ama
bence iinde kl vard, st imeyeceim."
"O ey (Rorshach kart) zarf gibi grnyordu. ncelemek iin arkasn e-
virdim, zerinde ismim ve adresim yazyordu. *
(b)
1. Zaman yava ilerliyor gibi veya sresi "farkl" grnr.
2. Zamanla ilgili dnrken ara sra hatalar yaplr ve annda dzeltilir.
3. Ara sra yukardaki gibi hatalar yaplr, ama sylenmedii srece hata yapldnn far-
kna varlmaz.
4. Denek doru olduuna inand hatalar giderek daha sk yapmaya balar. Kendisine
bunlarn hata olduu sylendiinde emin olamaz.
5. Zamanla ilgili byk yanlglar yaanr veya hatal zaman kavramna sarslmaz bir
inan duyulur.
(0
1. Zihinsel srelerin yavalamas, szckleri bulmakta baz zorluklar yaama (bunlar
normal iletiimi ok fazla bozmaz).
2. Dnmede ve konumada ara sra yaplan, kolayca dzeltilebilecek hata veya yan-
llklar.
3. Dnce zincirinin ucunu karma, neyi dndn veya konutuunu unutma,
cmleleri yarm brakma vs. Dnce veya konumada beklenmedik atlamalar; ze-
rine gidip uraldnda dzeltilebilir.
4. Baz dnce veya ifadelerin tamamen tutarszlamasr. Bunlar tmyle dzeltmenin
mmkn olmamas. Baz fantazilerin, hayallerin veya araya giren dncelerin ger-
eklikle kartrlmas
5. Ksa sreli balantsz, tutarsz konuma ve hatalan fark edememe. Karmakark, t u -
tarsz dncelerin iinden, bu talep edilse bile, kamama.
FARKINDAUK KAYNAKLARI 145
Giri
Baylmalar
Nbetler
Makine almyor.
(yedi yandaki bir ocuun nbet balamadan nceki szleri)
ekil 4.1 Epilepside EEG Epileptik bir gencin beynindeki genel elektrik faaliyeti-
nin beyin dalgas kayd (EEC). Her iz hatt, kafa derisi zerindeki farkl bir blge-
nin elektrik faaliyetini inceler. Kaydn ilk (normal) drt saniyesinde, baskn fre-
kanslar hzldr, alfa ve beta seviyelerindedir. Drdnc saniyenin sonlarna do-
ru, bu faaliyetin yerini aniden 3 devir/saniyede meydana gelen "sivri ve dalgal"
faaliyet alr: Bu faaliyet, bilincin ksa sreliine kesildii, hibir uzvun kaslmad
ksa bir "absans nbeti "ne karlk gelir.
LOMN KARDELER: BLN PATOLOJLER 159
Temel vasf zihinsel... bir Hatrlama hissi, yani dikkati igal eden e-
yin, dikkati daha nce de igal etmi olduunu, dolaysyla bu eyin
tandk olduunu, ama bir sreliine unutulduunu fark etme, hem de
bu ey ne zamandr aramlyormu da imdi bulunmu gibi biraz da
sevinle fark etme hissi... Hatrladm bu eyin hayali bir ey, duru-
mumun da anormal bir durum olduunun belli belirsiz farkndaym.
Bir fokal nbet, ardnda genellikle bir fokal beyin bozukluu bra-
kr: Bir hatrlama avras, bellein bir sreliine kaybolmasna yol
164 BLN, KULLANIM KILAVUZU
aabilir pekl. Geici bellek kaybmn bazen bir epilepsi nbetinin
13
yegne ifadesi olduuna dair birok veri var bugn elimizde.
Dr. Z'nin mustarip olduu epilepsi eidi, bilinle ilgili idraki-
mizin iki merkezi ilmeini koparr: Zatree tehisi koymak gibi d-
nsel aba gerektiren iler yapma kabiliyeti ile daha sonra byle
iler yaptm hatrlama kabiliyetini. Halbuki oumuz, dnsel
aba gerektiren bir i yapabilecek durumda olan bir kiinin bu ii
yaparken, hem uyank olma, hem de o deneyimi yaama anlammda
{sonradan bu yaptklarn hatrlamasa bile) bilinli olduunu varsa-
yarz.
Dier nbet eitleri, genellikle uyankken sahip olduumuz ba-
14
z psikolojik kabiliyetlerimizi sakatlar. Bir nbet hastay" tepkisiz"
klabilir; zira hasta nbet srasnda, konumalar anlamayacak veya
konuamayacak, hareket edemeyecek veya youn bir hasinasyon
durumu yaad in btn bunlar yapamayacak haldedir. Bu ko-
ullarda, nbet geiren birinin neler yaadn ya da bir ey yaa-
yp yaamadm bilmek bile zordur, hatta imknszdr. Ama uyank
hayatlarmzla zahmetsizce btnletirdiimiz kabiliyetlerin (bel-
lek, konuma, dikkat, hayalgc) hepsinin tek tek, beynin iindeki
isyankr elektriin muzr oyunlarnn kurban olabilecei aktr.
Tuhaf hareketler
Afyon
ki dkknlarnn arap, bira, likr, envai eit ikiyle tka basa do-
lu raflar, insan yaratclnn muhteem bir kantdr. Susuzluu-
LMN KARDELER: BLN PATOLOJLER 169
muz basit, ama onu gidermenin binlerce yolu var. tki eksperleri
kar kacaklardr belki, ama her ikinin temel ierii ayndr. Al-
kol, bilin zerinde derin ve tandk bir etki yaratan basit bir mole-
kl. Kadehleri dudaklarmza gtrrken alkoln beyin zerindeki
etkileri konusunda pek bir ey bilmiyor olmaktan oumuz gocun-
mayz.
Alkoln en iyi tanmlanm etkisinin genel anestetik etki oldu-
unu rendiimde armtm (alkol pratikte bu uyuturucu aile-
sinin pek de ie yarar bir yesi deilse de, tatminkr bir anestezi el-
de etmek iin gereken dozla solumamz durduran doz arasndaki
ince snrda bu ii grr).
lk ie yarar genel anestetik olan diazot monoksiti, 1776'da Jo-
21
seph Priestley adl kimyac farknda obuadan oluturmutur. On
sekizinci yzyln sonlarna doru, Bristol'deki Gaz Tbb Enstit-
s'nde alan Humphry Davy adl bir kimyac, eitli gazlarn "so-
lunabilirlii"ni aratrrken diazot monokstn "olaanst etkile-
ri"ni kefeder. Kt bir di ars Davy'ye diazot monoksitin an-
ya kar etkilerini test etme olana tanr: "Arnn iyice iddetlen-
dii gn, gazdan derin nefes ektim... titreme her zamanki gi-
biydi, onu takip eden huzursuzluk birka dakika sonra yerini haz-
za brakt."
Davy, diazot monoksitin "ameliyatlar srasmda yararl" olabile-
ceini ngrmt. Yirmi yl sonra, fiziki Michael Faraday, dietil
eterin benzer zelliklere sahip olduunu kefetti. Ama bu maddeler
1840'ara kadar genelde panayrlarda ve "lemler"de kullanlyordu.
1845'te Amerikal di hekimi Horace Wells, diazot monoksitin bir
sahne gsterisinde kullanldn grdkten sonra gaz bir meslek-
tann yardmyla kendi zerinde dener. Meslekta diini ekme-
den nce Wells gaz solur ve ekim srasnda hi ac duymaz. Wells,
Massachusetts Hastanesi'nde gazn etkisini bir grup seyircinin
nnde gstermek ister. Ama "gaz torbas erken karlm olduu"
iin hastann feryat etmesi zerine kimseyi inandrmay baaramaz.
Ertesi yl, Wells'in meslektalarndan VVilliam Morton, Wells'in de-
neyini eter kullanarak gerekletirir ve baarl olur.
imdi anlatacam mehur bir hikye, ama tekrar anlatmaya de-
er. Cerrah Dr. Warren, ameliyat salonuna sabah kyafetleriyle ge-
lir. Morton'un baarsz olmas halinde hastay zaptetmek iin bir
170 BLN, KULLANIM KILAVUZU
sr asistan orada hazr bulunmaktadr. Morton gecikmitir. On be
dakika sonra Dr. Warren sabrszlanmaya balar, "Dr. Morton gel-
mediine gre, baka bir ii km olmal," diyerek neteri eline
alr. Tam bu srada Dr. Morton ieri girer. Dr. Warren, hastann ma-
saya balandn belirtir ve beklentili bir fadeyle, "Evet baym,
hastanz hazr," der. Birka dakika eter soluduktan sonra Gilbert
Abbott adl hasta bilincini yitirir. Bu sefer Morton, "Dr. Warren,
hastanz hazr," der. Ameliyat hasta an duymadan veya herhangi
bir olay yaanmadan gerekletirilir. Ameliyatn sonunda Dr. War-
ren, hayret iindeki seyircilere dnerek "Beyler, bu bir aldatmaca
deil," aklamasnda bulunur. Demonstrasyona katlan cerrahlar-
dan Dr. Bigelow sonrasnda, "Dnyann her tarafnda ses getirecek
bir ey grdm bugn," der.
Kloroformun anestetik olarak kullanlabilirlii, ertesi yl Edin-
burgh'ta doum uzman Sir James Simpson tarafndan kefedilir,
Simpson bu kefi, Humphry Davy gibi yaparak, yani gaz kendi ze-
rinde deneyerek gerekletirir: "Kk bir kloroform iesi aradk,
atk kt tomarnn altnda bir tane bulduk... Uyanrken Dr. Simp-
son'n ilk alglad ey zihinsel bir eydi -'Bu eterden daha gl ve
daha iyi' dedi kendi kendine." kinci alglad ey, yzst yerde
yatt ve dostlar arasnda bir kargaa ve tela havasnn hkm sr-
dyd. Dr. Duncan baylm, bir sandalyenin altnda yatyor, Dr.
Keith kendine gelmeye alyordu.22
Bu ilk anestezi macerasndan sonraki yz elli yllk dnem iin-
de baka gazlar da kullanld. Anestezi, kurallar kesin ve titiz bir b-
lim dal haline gedi. Bu durum, anestetiklerin nasl alt ve bir
anestetiin temel amacn yerine getirip getirmedii (yani farknda-
h yok edip etmedii) konusunda en iyi ihtimalle zayf bir bilgiye
sahip oluumuzun zaman zaman yaratt sorunlu halleri ok daha
dikkate deer klar.
Anestetikler, kurtuklarn, semenderlerin ve farelerin faaliyetle-
rini insan bilinci kadar etkili bir biimde bastrrlar. Anestetikler, u
veya bu biimde sinir dokusunun temeline saldryor olmal. Nere-
yi ve nasl etkilerler peki?
Tptaki dozlarda kullanldklarnda, anestetiklerin sinapslan et-
kileyerek uyarlmay azaltt, kesin olmamakla birlikte, fikir birli-
iyle kabul edilmektedir. Daha yksek dozlarda, sinir hcresini ta-
LMN KARDELER: BLN PATOLOJLER 171
Koma eitleri
ekil 4.3 Kalc bitkisel hayat durumunun patolojisi Bitkisel hayat durumu, tala-
musun, beynin ak maddesinin byk bir blmnn veya korteksin hasar grme-
si sonucu ortaya kabilir. "Laminar nekroz", zellikle korteksin belli katmanlann
etkileyen hcre lmne verilen addr.
178 BLN, KULLANIM KILAVUZU
iddia edilmektedir. Gelgeldim, zaman zaman bu durumun (yani,
farkindaln olmad uyanklk durumlarnn) gerekten ortaya
kt konusunda genel bir fikir birlii vardr. Beyin taramalar, bi-
lincin ieriini oluturduu dnlen beynin btn alanlarnda ha-
sar gsterdiinde veya yaplan incelemeler beynin enerji tketimin-
de byk bir d belirlediinde, tehisin doruluuna olan gven
artar. Kalc bitkisel hayat durumunda, beynin enerji tketimi nor-
mal deerinin te biri kadardr; uykuda, hatta genel anestezi sra-
snda kaydedilenden ok daha dktr bu deer.
Bu durumdaki geni hasta gruplar zerinde yaplan aratrma-
lar, belli bir sreden (nedenine bal olarak alt ay ila bir yl) sonra
bitkisel hayat durumunun kalc olma ihtimalinin yksek olduunu
gstermitir. ou kii bu sreden sonra hastaya tbbi bakm uygu-
lamay srdrmenin gereksiz olduuna inanr; Britanya mahkeme-
lerinin gr de bu yndedir.
Bitkisel hayat durumunda, yarkreler hasar grmken beyin
sap salam kalmtr. "Beyin lm" durumundaysa yarkreler son
derece salkl olabilirken beyin sap lmtr.34 Komann bu se-
vimsiz sona ulat tehisini, beyin sapnn ilevlerinin tm phe-
ye yer brakmayacak ekilde yok olduunda koyuyoruz: Bu tehis
sreci, hastann solumasn kontrol etmekten gzlerinin refleks ha-
reketlerini gzlemlemeye kadar eitli sreleri kapsyor. Beyin l-
m tehisi konmadan nce, bu durumlarn tedavi edilebilir nedenle-
rinin (belli ilalarn ar dozda alnmas gibi) olmadnn iyice an-
lalmas gerekir. Bu tehisin ierimleri ok derin elbette. Byle bir
tehis konduktan sonra, hasta ailesinin de izin verdiini varsayarsak,
hastann organlarnn muhta durumdaki kiilere nakletmek zere
alnmas meru kabul edilmektedir (Birleik Krallk'ta yledir).
Beyin sapmn hayatm kava olmas tuhaf geliyor olabilir:
Beynin yarkreleri insanlmzn ve zekmzn kilit unsurlardr
elbette. yle de olabilirler, ama zek her ey deildir. Beyin yark-
relerimizi yitirdiimizde, her ne kadar hareketlerimiz ok kstlan-
sa da, hayatta kalrz, ama hayatn srmesi iin yapay havalandr-
malarla en iyi imknlar salansa bile, yle grnyor ki, beyin sa-
pnn kayb nlenemez bir ekilde lme yol aar. Yakn zamanlar-
da Tayvan'da, beyin sap lm kriterlerini karlayan 73 hastann
durumlarnn takibini ieren bir aratrma yaplm ve eksiksiz bir
LMN KARDELER: BLN PATOLOJLER 179
Histeri ve trans
nsomni
Hipersomni
Parasomni
Farkndalk lm
1. uyurgezerlik
uyku terr
uyku sarholuu
3. lmcl
ailevi
insomni
ekil 4.4 Bilin durumlar arasndaki kesiim alanlar Ana bilin durumlar arasn-
da meydana gelebilen kesiim alanlarnn bir emas. Uyanklk ile NREM arasnda-
ki kesiim (1. blge) uyurgezerlik, uyku terrleri ve kafa karklnn elik ettii
uyanklk durumlarnda meydana gelir; uyanklk ile REM arasndaki kesiim (2.
blge), narkolepsi (katapleksi, uyku felci ve hipnagojik halsinasyonlar), REM uy-
kusu davran bozukluu ve berrak ryah uykularda grlr; bilin durumunun
hepsi arasndaki kesiim (3. blge) seyrek tarif edilmitir.
ekil 4.5 Glasgovv Koma Endeksi Yaygn olarak kullanlan bu endeks, doktorlarn
gz amalarn, konumalarn ve hareketlerini dikkatle gzlemleyerek hastalarn
bilin dzeylerine ilikin nesnel bir deerlendirmede bulunmalanna olanak tanr
(her zaman olduu gibi: stisnalar iin metne baknz).
192 BLN, KULLANIM KILAVUZU
yat srasnda bilinlerinin zaman zaman yerine geldii olur: "Tp
bilgisine sahip kadn"n basma byle bir talihsizlik gelmiti. Kilit-
lenme sendromlu hastalarn yapabildii tek hareket, gzlerini aa
yukar oynatmak olmasna ramen bu hastalar tamamen ayktrlar.
Daha birok baka nrolojik bozukluk ayn duruma neden ola-
bilir. Mesela Guillain-Barre' sendromunda, bir enfeksiyonu takiben
evresel sinirler sinyal iletme kabiliyetlerini geici bir sre kaybe-
der. Ara sra genel fel meydana gelir, ama hasta, sinirler kendileri-
ni yeniden toparken yeterli yaam destei alrsa, merkezi sinir sis-
temi (ve farkndalk) bu durumdan hi etkilenmez.
Bilincin deneyimlerimizi ilettiimiz btn bildik aralar yitir-
sek bile ayakta kalabilmesi, farkndalk konusunda koma endeksle-
rinden daha dolaysz ltlere ihtiya dourur. Anestezi uzmanlar-
nn aratrmalarna dayanan iki yaklam mit vaat ediyor: Uyarl-
m potansiyel kayd ve EEG gzlemi.
Bundan nceki blmde grdmz iitsel uyarlm potansi-
yellerin bu konuda zellikle yararl olduu anlald (bkz. ekil
3.5). Bir sesi iittikten sonraki ilk 10 milisaniye iinde beyin sap
boyunca gerekleen faaliyetleri tespit etmek mmkndr. Bu faali-
yetleri, sinyal kortekse ulat srada, dikkat nral faaliyeti etkile-
meye balamadan nce meydana gelen olaylar yanstan "midlaten-
si iitsel uyarlm potansiyeller" izler. ekil 4.6'da da grld gi-
bi, bu potansiyeller nispeten dzenli bir dizi tepe ve ukurlardan
oluur.
Daha nce karlatmz Alman aratrmaclar, deneklerinden
hangilerinin anestezinin etkisi altndayken duyduklar hikyeyi ha-
trlayabileceim bu potansiyeller sayesinde tahmin etmilerdi.54
Anestetik madde, potansiyelin tepe ve ukurlarn geciktirmi veya
yok etmiti. Dokuz hastada, ilk tepe olan Pa'nm gecikmesi 12 mili-
saniyeden az kmt; 21 hastada ise bu gecikme daha fazlayd, ilk
kategorideki hastalara rtk hatrlama iaretleri sergileyen yedi has-
tann yedisi de dahildi, ki bu da midlatensi potansiyelin anestezinin
derinliinin (veya tam tersi, baka trden bir farkndaln olabilir-
liinin) llmesinde kullanlabileceini akla getiriyordu.
Profesr Jones ile alma arkadalar bu fikri gelitirerek uya-
rlm potansiyel tekniinin ilgin bir modifikasyonundan yararlan-
dlar.55 Bu aratrmaclar, denee tek bir sesi defalarca dinletip so-
LMON KARDELER; BLN PATOLOJLER 193
20 40 60 80 100
(ms)
ekil 4.6 Midlatensi iitsel uyan mi potansiyeller V, beyin sap iitsel uyarlm
tepkiye karlk gelir (bkz. ekil 3.5). Na, Pa, Nb ve P1 midlatensi itsel uyarlm
potansiyellerdir ve bunlar iitsel korteksteki erken faaliyeti yanstrlar.
0 5 10 15 20 25 30 35 40 45
dzgn frekans (Hz)
ekil 4.7 Anestezi srasnda dzgn frekans ve idrak Anestezi derinletike dz-
gn frekans azalr ve idrak ilevleri giderek bozulur.
kma ihtimali konusunda ie yarar bir lt de salar; ie yarar,
ama dolayl bir lt. itsel uyarlm potansiyel, iitme yetenei-
mize dayanr: Hi kimse, sarln bilinci nlediini dnmez.
Tam duyusal yaltmn bile otomatik olarak farkndalk kaybna yol
aacama inanmak iin de ortada hibir sebep yoktur. Bilincin va-
rolduu sonucunu, duyulara gerek kalmadan, dorudan beynin fa-
aliyetine bakarak karmamz salayacak bir bilin ls kullan-
mak ok daha tercih edilebilir bir eydir. EEG byle bir l olma-
ya uygun mu peki?
EEG'nin "orta frekans" diye tarif edilen bir yn, bir bilin l-
s olma vaadi tar.56 Bundan nceki blmde de belirttiim gibi,
EEG'nin karmak izgileri, matematiksel adan st ste akan
"sins" dalgalarnn bir kombinasyonu olarak tanmlanabilir. Sins
dalgalan, monoton tepe ve ukur dizileridir; yksekliklerine ve fre-
kanslarna gre, yani belli bir zaman aralnda meydana gelen dal-
ga saylarna gre tarif edilirler. Serbeste dolaan sins dalgasna
saf not denir; ykseklii bykln, frekans da derecesini ta-
nmlar. EEG'nin orta frekans, st ste binip belli bir rnt yaratan
dalga grubunda meydana gelen orta frekanstr.
Uyank olduumuzda ve zihnimiz faalken, hkim frekanslar
5/saniye'nin ok stndedir, orta frekans ise 10 civarndadr. Doal
derin uyku srasnda bu frekanslar 5/saniyeye kadar der. Aneste-
zi derinletike, uyarlm tepkinin dzgn frekans gibi EEG'nin
orta frekans da tedricen azalr: ekil 4.8'de anestezinin, anestetik
maddenin dozu yukar aa oynadka deien zelliklerine gre
LMN KARDELER: BLN PATOLOJLER 195
ekil 4.8 Anestezinin etkisi altnda orta frekans Anestezinin derinliini lmek
iin alternatif bir yaklamdr. kinin altndaki bir orta frekans, anestezinin gereksiz
derecede derin olduuna, drdn zeri ise anestezinin ok hafif olma riski tad-
na iaret eder.
196 BLN, KULLANM KILAVUZU
EEG farkndalkla ilgili ayrntl bir bilgi vermez, ama u an iin
mkemmel olmasa da mevcut en iyi bilin lsdr. EEG'nin ve
onun manyetik kardei MEG'nin srekli geliimi ile alan beyni
grntleme konusunda kaydedilen hzl ilerlemelerin nmzdeki
on on be yl iinde daha gl bir alet ortaya karacan ummak
iin ortada her trl sebep var.
Veya zihin eterin etkisiyle bilinli, ama hibir eyin bilincinde de-
ilse...
T. S. Eliot, "East Coker"'
Giri
Ik
Ik ve hayat
Hayat ve grme
ekil 5.1 Gzn evrimi Birbirine akraba trlerden oluan bir grupta giderek kar-
mak bir yap kazanan gzlerin art arda sralanmas, metinde anlatlan hikye-
ye benzer bir evrim hikyesine imada bulunur (ek = cams kitle; dd = d deri ve-
ya kornea; m = mercek; la = lakuna).
208 BLN, KULLANIM KLAVUZU
ama ortada fikir verici birok ipucu mevcut. Anlattm hikyede ge-
en birok "aama" rnei yaayan hayvanlarda da bulunabilir, hat-
ta bazen embriyondaki geliimleri izlenebilir. Birok tek hcreli or-
ganizmada a duyarl "ilkel gzler" vardr. ok hcreli deniz sal-
yangozunun gz basit bir ukurdan ibarettir. nsan gznn merce-
i embriyonda bir deri olarak hayata balar, embriyonun geliimiyle
birlikte gzn yzeyinden aynlr. Birbirine akraba eitli hayvan
gruplarnda canl rneklerden "daha mkemmel bir gze doru d-
zenli bir dizi"yi yeniden ina etmek mmkndr (bkz. ekil 5.1).
ok farkl trler zerinde yaplan ayrntl karlatrmalar, her
trl gzn yeryznde hayat baladndan beri 40-65 kez evrim
geirmi olabileceini akla getirir. Ama molekler biyolojide elde
edilen son bulgular, meyve sinei ve insan gibi birbirinden apayn
hayvanlann gzleri arasndaki baz yakn benzerliklere de iaret
eder.
Gzleri ok farkl grnr. Bcek gz, her biri a dorudan
"bakan" dizi halinde saysz mercekten oluur. 500 milyon yanda-
ki kambriyen dnemi kayalannda bulunan Trilobitlere ait bilinen en
eski gz fosillerini andrr bu gzler (bkz. ekil 5.2). Eski veya bu-
gne ait bu bcek gzleri, tek bir byk mercei bulunan (ki insan
ekil 5.2 Tribolit gz Tribolitler, 500 milyon yl kadar nce yaam, tespih b-
ceine benzeyen bltl yaratklard. Bu gzel korunmu (fosillemi) rnein bir-
leik gz, hayvann kafasnn kenarnda rahatlkla grlebiliyor.
KARANLIKTAN AYDINLIA 209
gzbebei
kornea
gz ak
kirpiksi kas
grme snr
retina ukuru
ekil 5.3 insan gz ekilde " ekvatoru" ndan kesilmi insan gz grlmektedir;
nde kornea ile gzbebei, arkada retina yer alr. Grme siniri retinadan beyne
gider.
diskler
sitoplazmik alan
ekil 5.4 omak ve koni hcreleri (a) ortalarndan yaradklarnda omak hcrele-
riyle koni hcrelerinin yukandan aaya doru grnleri tasvir ediliyor; (b) hc-
re ekillerinin boyutlu grnleri grlyor. "Titrek tyler"in varlklarn sr-
drdklerine; omak ve koni hcrelerinin ikisinde de ieriinde "k pigmenti"
bulunan hcre zarnn i kvrmlarna; tespit etmede zellemi proteinlere; ve
omak ve koni hcrelerinin tabannda yer alan, n geliinin nrotransmitter sal-
gs oranndaki deiimle iletildii yer olan sinaptik terminallere dikkat edin.
Ztlarn iletiimi
ekil 5.6 Retina ekilde retina iindeki nron tabakalar grlmektedir. ekildeki
retina amur semenderinin retinasna aittir, ama genel yap insan retinasnda da
benzerdir. ekil, yaplarnn btn halde grlebilmesi iin birka hcrenin boyan-
d Golgi yntemi esas alnarak izilmitir (ak hcreler boyanmamtr). Ik re-
septrleri (R) retinann arkasnda yer alr; a verdikleri tepki, aksonlar grme si-
nirini oluturan ganglion hcreleri (G) araclyla beyne iletilir; aradaki yatay (Y),
iki kutuplu (1) ve amakrin (A) nronlar ganglion hcrelerin tepkilerini ekillendi-
rirler, bu sayede ganglion hcreleri beyni en bata grsel sahnedeki zt blgeler
konusunda bilgilendirebilir. M, Mler hcresine karlk gelir. Bu hcre nron de-
ildir, glial hcredir.
17. Alan
ekil 5.8 izgili kortekste grme alannn haritasn karmak Gordon Holmes,
beynin arkasndaki kurun yaralarnn yerleriyle bu yaralara bal grme kaybn
ilikilendirerek grme alannn temsilini kar taraftaki izgili (veya primer) grme
korteksinde belirlemitir. Holmes'un I. Dnya Sava srasnda "Fransa'daki sahra
hastanelerinde" alrken byle doru bir harita karabilmi olmas olaanst
bir ey. V1 'in bir hayli byk bir alannn, ince ayrntlar seme yeteneimizin en
yksek olduu grme alannn merkezini tetkik ettiine dikkat edin.
lekeler
ekil 5.9 V1 alannn stunlu dzeni Hiperstun grme alannn, her iki gzn
grd oryantasyonlar 360'lik ayla temsil eden kk bir blgesini denetle-
yen ve izgili kortekte yer alan kk bir blgedir. ekle "lekeler" de dahil edil-
mitir.
oklu haritalar
INTRAPARYETAL
INFERIOR OKSIPITAL
(b)
ekil 5.10 kortikal grme alanlar: Anatomi ve balantlar ekil a'da kuyruklu
maymun beynindeki grme alanlar grlmektedir. MT blgesi, metinde geen
V5 blgesine karlk gelir. ekil b'de bu blgelerin aralarndaki balantlar grl-
mektedir. "Nerede" (koyu olanlar) ile "ne" yollar arasndaki aynm kabaca, yuka-
r ve aa sinyal akmlarna karlk gelir. TF alan, akak lobunun gizli i yzeyin-
de bulunur.
224 BLN, KULLANIM KILAVUZU
sonra da V5'e ynlendiriliyordu: Bu akmn genel biim ve hareket
algisiyla ilikili olduu dnlyordu.
Eer renk, biim ve hareket beyinde gerekten de "ayrlyor"
ise, bunun dorudan insanda da gsterilebilmesi gerekir. levsel
beyin grntleme, insan beynindeki kortikal grme alanlarnn fa-
aliyetlerini incelemeyi mmkn klmaktadr aslmda. Renkli, sabit
bir grntnn incelenmesi, nsandaki V4 alanna karlk gelen
alan gl bir biimde harekete geirirken, hareketli bir siyah-be-
yaz rntnn incelenmesi zellikle V5 alannda faaliyeti tetikler.
Eer farkl kortikal blgeler insanda farkl gr ynlerine araclk
ediyorsa, o zaman beyin zedelenmelerinin zaman zaman yaltlm
renkli grme veya hareketleri alglama bozukluklarna yol amas
beklenmelidir: Bundan sonraki blmde bunun doru olduunu g-
receiz.
ok yakn bir zamanda gerekletirilen bir alma, bu farkllk-
lar "aydnlatt kadar bunlarn karanla gmlmesine" de neden
16
olmutur maalesef, ama kortekste ok sayda grme alan olduu-
na ve bunlarn grmeye farkl katklarda bulunduuna phe yok.
Grsel bilginin ilenme srecinde benzer basamaklarda bulunan
alanlar farkl grevleri yerine getirir, V4 renk grmeye, V5 hare-
ketlerin alglanmasna yardmc olur. Mesela VI ve V2 gibi "yuka-
r" alanlardan V4 ve V5 gibi "aa" alanlara geildiinde, grsel
"harita! ama"mn doas deiir. Aa alanlardaki hcreler, grme
alannn daha geni bir sahasndan gelen uyaranlara ve daha karma-
k "ilenmi" zelliklere (mesela, bir sahnenin paralarnn hareke-
tinden ziyade o sahnenin genel hareketine) tepki verebilir. leride de
greceimiz gibi, daha aadaki alanlar, yzler ve rntler gibi
karmak uyaranlar seebilecek yapdadrlar.
Parvoseller akmda ince ayrnt ile renk arasndaki ztlk ve
magnoseller akmdaki hareket hkimiyeti, daha nce grme kor-
teksinin kimlikle ilgili blgeleri ile konumla ilgili blgeleri arasn-
da, yani grmenin "ne"si ile "nerede"si arasnda var olduu belirti-
len genel farka uygunluk gsterir. "Ne" akmyla "nerede" akm
artkafa korteksinden balar, ama birincisi, yani ventral yol akak
loblanna, ikincisi, yani dorsa yol duvar loblanna gider. V4 ventral
yol zerinde, V5 dorsal yol zerinde bulunur.
Kortikal grme alanlarnn kefi, grme konusundaki kavray-
KARANLIKTAN AYDNLA 225
mzda byk bir ilerlemeyi temsil eder. Geleneksel teoriler, retina-
dan gelen ham verilerin basit duyumlar uyard duyu korteksi (bu-
rada 17. alan oluyor) ile duyu korteksinin evresinde yer alan ve
duyu verilerini gizemli bir ekilde "ileyen", onlara anlam veren
"balant korteksi" birbirinden ayrrlar. Gnmz aratrmalarnda
ise duyum srelerinin bizatihi kendilerinin dnyayla ilgili bilgi
saladna dair aklamalar gelmeye balamtr. Ama grmenin
yerine getirdii grev zerinde biraz dnnce, henz zmlen-
memi rktc sorunlar aa kar.
Nesneleri grmek
Aalardan ormana
ekil 5.11 Gruplama ilkeleri ve ekil-zemin belirsizliine bir rnek Gestalt psi-
kologlar, ekilleri zeminden semede yardmc olan bir dizi ilke tanmlamtr; Ma-
urits Escher de almalarnda daima ekil-zemin belirsizligiyle oynamtr. Burada
grlen almas zellikle cokun bir rnek.
KARANLIKTAN AYDINLIA 227
lavuzluk ettii ayrntsyla incelendi. Karmak olmayan biim,
renk, derinlik ve hareket ztlklar nesnelerin iinde bulunduklar di-
ziden ne kmalarm salar (bkz. ekil 5.12). Elbette bunlar, daha
nce oluturulmu kortikal haritalarda hcreler tarafndan ifrelen-
mi zelliklerdir sadece: Bu hcrelerin faaliyeti ekilleri zeminden
karmamz salayan kurallar bir araya getirmeye meyilli gibidir.
Bela Julesz bu srelerle ilgili en byl ekilleri hazrlamtr.
Bir zamanlar Vktorya amm yemek sonras elencelerinden biri
olan "stereogramlar" grmsnzdr. Bir sahnenin, ayr ayr iki
gzn konumundan bakhyormu gibi, birbirinden biraz farkl iki
adan fotoraf ekilir. Bu iki fotorafa "stereoskop" yardmyla iki
gzle bakldnda sahne derinlikli grlr. Elde edilen etki gl-
dr, ama bunda alacak bir ey yoktur. Julesz, grme sisteminin
steoropsis yardmyla biimi ortada hibir ipucu olmadan ileyebil-
17
diim kefetti. Onun hazrlad "rasgele noktal steorogramlar"da
ayrnt ki grnt ayr ayn, her biri bir gzle, grlene kadar fark
edilmez. Her iki gzle byle tek tek bakldnda, genellikle saniye-
ler sonra, boyutlu ekiller ortaya kar. Bu stereogramlar art-
cdr, gzlerimizi her amzda biz hi farkna varmadan meydana
gelen yaratc ilemlerin bugne kadar grdm en canl kantn
olutururlar.
Balama
Bir sahneden bir yap (ekil 5.12'deki x'ler gibi) "ne kyorsa", o
yapnn farkll beyin tarafndan bir ekilde sinyalle iletiliyor ol-
mal. Grme korteksinde zel ilevlere hizmet eden oklu haritalarn
varl da bir baka ihtiya yaratyor olmal: Beynin genelinde yay-
gn olarak sren faaliyetlerden bir ekilde bir nesnenin tutarl algs
yaratlyor olmal. Bir arnn evrenizde vzldayarak dolandn
dnn: Annn biimi, renkleri, derinlii ve hareketi ayr ayr ana-
liz ediliyorsa bunlar nasl bir araya getiriliyor?
Bu sre "balama sorunu" adyla bilinir.18 Umarm vzldayan
an, grmeyi anlamak konusundaki zorluu rnekliyordur, ama so-
run aslen grmenin beynin ileviyle fena halde alakal olmasmda.
Burada biraz duralm ve bunun neden byle olduunu deerlendi-
relim.
228 BLN, KULLANIM KILAVUZU
ekil 5.12 n dikkat ve aba gerektiren grsel aratrma ekilde arplardan olu-
an kare "ne kar"; L'lerin arasnda T'leri bulmak ise sabrl bir aratrma gerek-
tirir, ti
Sreklilik
Nesneleri birbirinden ayrmak, onlan tanmann lk nartdr. Ama
bir de yle bir sorun var. Tandk bir nesneyi, diyelim kahve finca-
230 BLN, KULLANIM KILAVUZU
nn, ne zaman grseniz her defasnda fincan gznze biraz farkl
bir grnt drr. Kalabalk bir rafta yakndan baktnzda fin-
can, yere koyup da odann bir kesinden baktnzda grndn-
den ok daha byk grnecektir gznze. Bulaklk zerindeki
fincann grnyle ters evrilmi halinin grn birbirinden
ok farkldr. Bir k sabahnn gri altnda tonu, yaz gneinin
altndaki tonundan daha koyudur. Bir nesneyi tanmak, btn bu
boy, ekil ve renk dnmlerine ramen o nesnenin zelliklerinin
"sreklilii"ni tespit edecek bir grme sisteminin varln gerekti-
rir. Son derece zorlu bir ilem gerektiren bir itir bu, ama grme,
evremizle ilgili bir bilgi kaynaysa eer, bu i kanlmazdr.
Sreklilik kazanm nral mekanizmalar ancak ksmen anlal-
mtr, ama ekil-zemin segmentasyonuyla zellikleri birbirine ba-
lama gibi, sreklilik de kortikal grsel haritalarn faaliyetinden or-
taya km olabilir pekl. Renkleri alglama, bu sreci anlamam-
za yardmc olabilecek iyi bir rnektir.
Aydnlatan n dalga boylarndaki belirgin deiimlere ra-
men bir nesnenin ana renklerini alglamada son derece baarlyz-
dr. lk kez, grsellik alannda almalar yapan Amerikal bilim in-
san ve mucit Edwin Land'in gerekletirdii deneyler, bu yetenei-
mizin, belli bir renge sahip nesnelerin yanstt k ile grme ala-
nnda yer alan farkl renklerdeki nesnelerin yanstt k arasnda-
ki bir karlatrmaya dayandn gstermitir.20 Gerekten de, yal-
nzca yeknesak bir renk tonuna sahip tek bir nesneye baktmzda,
nesnenin alglanan rengi aydnlatan n rengine bal olacaktr.
Bir nesnenin rengiyle ilgili normal alglaymzn, nesnenin ok
tesine uzanan bir alan kapsayan bir karlatrmay ierdiine ia-
ret eder bu.
Bu karlatrmann, retinada oluturulan haritann net, grme
alannm farkl paralan arasndaki ilikilerime snrl olduu pri-
mer grme korteksinde meydana gelmesi pek mmkn deildir.
Beklenecei zere, Vl'dek renk hcreleri sadece yerel renk ztlk-
larna kar hassastr ve bu hcreler sreklilii aklayamazlar. Da-
ha aada, oluturulan haritann pek net olmad, ana kaygnn
renk olduu V4 alannda ise nral tepkiler nesnelerin gerek renk-
lerine, alglanan haliyle renge ok daha yakndan tekabl eder.
Normal renk alglamasnn temelini tekil eden "karlatrmann
KARANLIKTAN AYDINLIA 231
Tanma
Hayalgc
Gz hareketleri
Gzlemcinin katks
ekil 5.15 (a) Lear'in baykuu "Baykula kedi denize alm/ Bezelye yeili gzel
bir tekneyle... Bayku yukardaki yldzlara bakp / ark sylemi kk bir gitar-
la..." Lear'in baykuu izgilerin etkileyici derecede iktisatl kullanmyla izilmi.
ekil 5.15 (b) Rembrandt'n Uyuyan Gen Kadn' Rembrandt'n o harika "uyu-
yan gen kadn" resmi "dounun hat sanatn andran sade, akc bir zarafetle"
izilmitir.
dLCN
ekil 5.16 Retinal projeksiyonlar Retinada oluan grsel bilgi lateral genikulat
nukleusa, oradan da V1 alanna (ama ayn zamanda baka birok var noktas-
na) akar. Kesik izgiler grece seyrek projeksiyonlar temsil ediyor. V2'nin tesin-
deki kortikal grme alanlar arasndaki karlkl balantlann ou burada gste-
rilmemitir. Ksaltmalar: SK = suprakiyazmatik ekirdek; MT, LT, DT = sra-
syla medyal, lateral, dorsal terminal aksesr ekirdekler; O = optik erit ekir-
dei; O = olivar ekirdek; PG = pregenikulat ekirdek; SK = sperior kollik-
ls; P = inferior pulvinar.
Giri
A gz
Molyneux'nn sorusu
gzden dengeli bir girdi alan bir nron grubuna baldr: Bu hcre-
lerin normal geliimi, dolaysyla derinlik algsnn rafine edilmesi
her iki gzn srayla kapatlmas yznden engellenmi olur.
kinci deney dizisi baz alardan daha arpcdr. Bir nceki b-
lmde primer grme korteksinde, meknn belli blgeleri iindeki
yn izgilerini "temsil eden" hcre stunlar bulunduunu grdk.
Bir insann veya hayvann grsel deneyimi belli trden eiklie sa-
hip izgilerle (hepsi dikeye yakn veya hepsi yataya yakn izgiler-
le mesela) snrl olsayd ne olurdu? Grnd kadar tuhaf bir so-
ru deil bu: Astigmat gzlerin mercekleri baz ynlere iyi odakla-
nabilirken bazlarna odaklanamadndan, ar "astigmat" olan ki-
iler bazen tam da byle bir durum yaarlar.
Bu konu hayvanlarda sistemli bir ekilde incelenmitir; bu ince-
lemelerden alnan cevaplar aktr. Daha ziyade okler dominans
stunlar iin kritik olan dnemden nceki kritik bir dnemde, kii
daha ok belli trden eildie sahip izgilere maruz brakldnda
o tr eiklie kar seici olan kortikal hcrelerin oran artarken, di-
er oryantasyonlara kar seici olan hcrelerin oram azalr (bkz.
ekil 6.2). Keza, belli ynde hareket eden bir evrede yetitirilen
dikey dikey
yatay yatay
dikey dikey
ekil 6.2 Yatay veya dikey oryantasyonlara kar seici grmeye maruz brakl-
mann etkisi Bir hayvan sadece yatay izgileri (solda) grmeye zorland bir or-
tamda yetitirmek, hayvann oryantasyon-seici hcrelerinin tercihlerini yatay iz-
gilerden yana kutlanmalarna neden olur: Dikey oryantasyonlan tercih eden ok
az hcre vardr (ekildeki izgilerin oryantasyonu, grme korteksindeki mstakil
hcrelerin oryantasyon tercihlerini yanstmaktadr). Bu deneyin tersi sa taraftaki
ekilde tasvir ediliyor.
260 BLN, KULLANIM KILAVUZU
ekil 6.3 Hareket ynlerine kar seici grmeye maruz braklmann etkileri Bir
hayvan yavrusu tek bir ynde (burada sadece sa tarafa doru) hareket eden bir
nokta rntsyle evrelendii bir ortamda srekli tutulursa, hayvann hareket
seici hcreleri saa ynelik hareketleri seer hale gelir (burada, her ok tek bir
kortikal hcrenin yn tercihini temsil etmektedir).
Yeni duyumlar
"Kr biri olarak lp, gren biri olarak yeniden domam gerekiyordu."
15
Bir hastann szleri, aktaran Valvo
Renk
Hareket
Biim
Balant agnozisi
Nesneler
Son bir test daha denedim. Baharn ilk dnemleriydi, souk bir
gnd ve ceketimle eldivenlerimi kanepeye frlattm.
Elimde eldiven, "Bu nedir?" diye sordum.
"Bitimsiz bir yzey," dedi neden sonra, "st ste katlanm. ey-
leri var," dedi duraksayarak, "be kesesi var, kese doru bir szckse
tabii."
"Evet," dedim tereddtle. "Bana bir tarif yaptnz. imdi bunun
ne olduunu syleyin."
"Bir eit hazne mi?"
"Doru," dedim, "peki bu haznenin ine ne giriyor?"
"ine girecek eyler giriyor!" dedi Dr. P glerek. "Birok ey
mmkn. Bozuk para kesesi olabilir mesela, be farkl boyda made-
ni paralar iin. ey de olabilir..."
Araya girip bu desteksiz atlara son verdim. "Tandk gelmiyor
mu size? Vcudunuzun bir parasn iine alabilecek, o paraya uya-
bilecek gibi grnmyor mu?"
Yznde tandna dair tek bir ifade bile belrmedi...
Daha sonra eldiveni tesadfen eline giydi ve "Tabii ya, eldiven-
mi!" dedi.
272 BLN, KULLANIM KILAVUZU
Yzler
gz hmali
prosopagnozi
ekil 6.4 Prosopagnozinn konumu nsan beyninde prosopagnoziye, akromatop-
siye ve krgrye (V1 alan: Gz ihmali kitabn 280-3. sayfalar arasnda, krgr
283-8. sayfalar arasnda ele alnmaktadr) neden olabilecek blgelerin konumu.
ekil 6.5 VH'nin MRI filmi lk olarak prosopagnozi belirtisi gsteren, sonra insan-
larla ilgili bilgisini tedricen yitiren bir hastann sag akak lobunda meydana gelen
klme (okla iaretli).
ekil 6.6 Korku Darvvin, Fransz nrolog Duchenne'in izdii bu resmi (stteki) n-
san ve Hayvanlarda Duygularn fadesi adl kitabnda kullanmtr. Alttaki resim-
lerde, bir bilgisayar program yardmyla oluturulmu, sakin bir ifadeden korku
dolu bir ifadeye kadar bir dizi yz ifadesi grlmektedir. Bu resimler Andy Young
ile meslektalannn aratrmalaryla ilgili makalelerinde kullanlmtr.
SEN GREMYORUM CHARLEY, KR OLDUM" 277
taki "amigdala"s zarar gren DR zerinde yaplan aratrmalardan
39
geldi. Amigdala, akak lobunun kortikal yzeyinin altnda, hipo-
kampusun yannda yer alan bir nron grubu kmesi. Amigdalasn-
dan mahrum olan DR tamdk yzleri tanmakta glk ekmiyordu.
Mutluluk ve znt, aknlk ve irenme gibi yz iaretlerini oku-
makta sorun yaamyordu. fke ifadelerini her zaman karamaya-
biliyordu; ama bir insann yzndeki korku fadesini hibir ekilde
tanyamyordu. Anlamlyd bu: Amigdalalarn, korku veya fkeyi
kkrtan koullarda faal olduklar bilinir. Amigdala kaynakl epilep-
si hastalan bazen nbet srasnda bu duygulardan oluan duygu dal-
galanmalar yaarlar. Korku deneyimi ve ifadesinde kritik neme sa-
hip beyin blgesinin baka insanlardaki korku iaretlerini de algla-
mas gerektii fikri beklenmedik deilse bile akla yakn bir fikirdir.
Andy Young ve mesai arkadalar bu gzlemi, salkl insan
beyninin korku algs zerine yaptklar bir aratrmayla ileri gtr-
40
dler. Londra, Queen Square'deki (Hughlings-Jackson'n yz yl
nce alt hastanenin karsndaki yol zerindeki) levsel G-
rntleme Laboratuvan'nda alan bir aratrma ekibi, deneklere
mutluluktan korkuya kadar bilgisayarda oluturulmu bir dizi yz
ifadesi gstermi. Beyin faaliyeti PET kullanlarak gzlenmi. Ara-
trma srasnda deneklerden, yz ifadelerinden yola karak duygu-
lan okumalarndan ziyade ekranda grdkleri yzlerin hangi cinsi-
yete ait olduuna karar vermeleri istenmi. Ama normalde yz ifa-
desini okumadan edemeyiz; aynca yzdeki korku "yzdesi" arttk-
a, amigdalann faaliyeti de artar.
Prosopagnozi bozukluu olanlar zerinde yaplan aratrmalar,
yzleri tanmlama srecinde insan beyninin baz alanlarnn zellik-
le etkili olduunu ortaya koymutur. DR gibi vakalar zerinde yap-
lan aratrmalar, yz ifadelerinin yzn kime ait olduundan bam-
sz olarak ilendiini gstermektedir; bu da farkl duygularn farkl
beyin sistemleri tarafndan ele alndna iaret eder.41 Yz algs hi-
kyesine eklenen bir dipnot, renk ve biim algs hikyelerini yan-
klayan baka bir karmaklk hatt daha oluturur. Yzlerin kimlik-
leri hakknda bilinli muhakemelerde bulunamayan baz hastalar
bunlar hakknda "rtk", "zmni" veya bilind bilgiye sahiptir.
Bu durum birok ekilde gsterilmitir. Sululuk bilgi testi, de-
rinin otonom sinir sistemindeki uyarlma dzeyine bal olarak k-
278 BLN, KULLANIM KILAVUZU
k bir elektrik akm iletmeye hazr oluundan yararlanr. letim-
deki ani bir deiim, otonom sinir sistemindeki faaliyetlerde bir de-
iiklik yaand sinyalini verir. "Yalan makinesi"nin temelinde de
bu vardr. Baz prosopagnozi hastalar bu tr deiiklikleri tanma-
dklar yzlere deil, tandk yzlere kar gsterdikleri tepkiden
42
sonra gsterirler, geri her ikisini de tanmadklarn bildirirler.
Onlarn yalan sylediklerini dnmek iin hibir sebep yok orta-
da. Kendilerine aina yzleri tandklar, ama bu tanmann ya far-
kndal tetikleyemeyecek kadar zayf olduu ya da tanmann far-
kndalkla bir ekilde ayr dt yorumu en akla uygun yorum gi-
bi grnyor burada. Baz prosopagnozi hastalarnn kendilerine
isimleriyle birlikte sunulan yz fotoraflar arasndan doru isim-
lerle yer alan yzleri yanl isimlerle yer alan yzlerden daha iyi -
rendiini (yzlerden hibirinin kendilerine en ufak ekilde tandk
gelmediini srarla belirtmelerine ramen) gsteren aratrmada da
43
benzer bir sonu elde edilmitir.
Yerler
ok kipli
bilgi temeli
ekil 6.7 Tanmay salayan sinir yolu zerindeki balca admlar yatay oklarla; ba-
z grsel kusurlarn hangi aamalarda ortaya kabildikleri dikine inen oklarla gs-
terilmitir.
280 BLN, KULLANIM KILAVUZU
Agnozi hastalan biim, renk ve yz kimlikleriyle ilgili grsel bilgi-
leri bazen hissedebilir ve bunlar ilemden geirebilir. Bu durum,
bilind bilginin, farkndaln yzeyini gemeyi baaramad za-
manlarda bile, davran etkilediini ortaya karan testlerde grl-
mtr. Bu tr rtk veya zmni bilgilerin kefi, son yirmi yl iin-
de farkndalk teorileri iin nemli bir gelime olmutur. Bu konu,
deneklerin beklenmedik bir biimde duyularnn varln onaylaya-
madklan iki balamda yeniden ortaya kar: ihmal ve krgrde.
Gz ihmali
(b)
ekil 6.8 Gz ihmaline bir rnek (a) izim <b) hastann izdii kopya
"ine batmas", "diken batmas" veya "uzaktan gelen bir silah sesi"...
(Beyin zedelenmesinden sonra hastalarn grsel deneyimleri
55
hakknda syledikleri eyler)
nce bantlar
Gkkua yapmak
Giri
Drt yandaki bir ocuk, kendinden emin bir edayla: "Ben her eyi
biliyorum."
Babas, pheyle: "Pisagor'un teoremini bile mi?"
Drt yandaki ocuk, endieyle: "Sevmedim ben onu. Isrr m?"
lk eyler
Hayatn douu
Biz tarihe ait varlklarz, genel ilkelerin csimlemi hali falan dei-
li.z.
Stephen Jay Gould5
Beynin ortaya k
Sokaktaki adam,
Ki hayatn keskin bir gzlemcisidir, kusura bakma,
Entelektel lafn duydu mu
Karsna sadk olmayan adam gelir ilk aklna.
W.H.Auden
Sreklilik
14
Beynin gemiinin izini nereye kadar srebiliriz? Beyni meydana
getiren unsurlar, 2. Blm'de grdmz "basit sinir sistemi"nm
temel yaplan gerekten de ok eskidir. Ama neden o kadar eski ol-
sunlar k, o kadar eski olduklarn nereden biliyoruz?
Nedeni grece basit. okhcreli yaplarn hcreleri arasndaki
yardmlamalar bariz bir sorun yaratr: Aralarndaki ittifakn verim-
li olabilmesi iin, yapy oluturan hcrelerin dzen iinde hareket
etmelerinin salanmas gerekir. En basitinden, bir sinir sistemi bu-
nu salayan, organizmann hissettii olaylara verdii tepkilerin or-
ganizmann genel karna olmasn garantileyen bir aratr. Nron-
lar, okhcreli bir organizmann denetim konusunda uzmanlam
paralardr. Bir denetim arac kanlmaz olduuna gre, sinir sis-
temlerinin okhcreli hayat kadar eski olduunu dnebiliriz pe-
kl.
Sinir sisteminin erken tarihini nasl inceleyebiliriz peki? Bu ko-
nuda veri kayna mevcut: Her biri kendince sorunlu.
Her eyden nce, yaayan organizmalarn sinir sistemleri ara-
snda bilgilendirici karlatrmalar yapabiliriz. Her okhcreli t-
rn sinir sisteminde sinyal iin belirli bir kimyasal kullandn bu-
lursak, o zaman btn bu trlerin ortak atalar da uzun zaman nce
ayn eyi yapm olabilir demektir. Bu yaklam yzeysel benzerlik-
lerle derin tarihsel likileri birbirine kartrma riski tar: Farkl
evrim izgileri bamsz biimde benzer bir sorunun benzer bir -
zmnde akm olabilir.15 lgili proteinlere, hatta onlarn genleri-
ne en ince ayrntsna kadar bakma mkn veren moekler biyolo-
jinin yardmyla bu phe son zamanlarda genellikle bir kenara fcu-
raklabilmektedir.
Bunun dnda, fosil kaytlarn beynin ortaya k dnemleriy-
le ilgili veriler elde etmek iin aratrabiliriz. Fosiller birok ekil
ve boyuttadr. Organizmalar rrken, ilk yok olan elbette ki yumu-
HER EYN TARH 315
ak blmleridir. Koullar elveriliyse (ki nadiren yledir) l bit-
kinin veya hayvann sert blmleri yava yava kayann iine sz-
lr, yerini balk veya kum, kireta veya silis alr. Fosil iyi koru-
nur da bulunursa (ki bu da nadiren olur), onu evreleyen kaya "mat-
ris"inden ekip karmak mmkndr. Bazen l organizma tama-
men rr, ama rrken vcudu bir maddeyle kaplanr ve bulun-
duu kayann iinde bir "kalp" oluturur. Bazen de bir organizma-
nn yumuak bir yzey zerine brakt iz bir "bask izi" eklinde
kalr. Beyin aratrmaclarmn her trl fosiller konusunda kar
karya olduklar en byk engel, sinir sistemlerinin fena halde yu-
muak olmas ve sadece onlar evreleyen kemiklerin veya en iyi
ihtimalle yzey ayrntlarnn gnmze kadar kalabilmesidir. Gel-
gelelim, ileride de greceimiz gibi, fosil kaytlarnn beyin hakkn-
da bize syleyecekleri ok ey vardr.
En tehlikelisi de, bireyin geliiminden hareketle evrimle ilgili
bilgi toplamaya alabiliriz. On dokuzuncu yzylda yaam biyo-
log Ernst Haeckl, "bireyoluun, soyoluun zetini iinde barndrd-
n ileri srmtr. Blmn banda yer alan satrlarda Sylvia
Plath'n da ima ettii bu fikre gre, gelimekte olan bir organizma
kendi evrim aamalarn tekrarlar. Tamamiyle doru deildir bu:
Gelimekte olan organizmalar da yaam mcadelesinin basklarna
gelimi biimler kadar maruz kalr ve bu basklara gre uyum sa-
larlar. Bunlarn biyologlarn houna gitsin diye evrimsel gemile-
rini ortaya sermek gibi bir zorunluluklar yok. Yine de dier etken-
ler ayn kaldnda geliim, evrimle ilgili ipular verir. Masamda
iki kitap ak duruyor u anda: Birinde, 425 milyon yl kadar nce
nehir azlarnda yzen enekemiksz bir baln, bir heterostrasitin
merkezi sinir sistemini gsteren bir ekil var (bkz. ekil 7.1); die-
rinde drt haftalk bir insan embriyosunun beyni resmedilmi. Ara-
larnda farkllklar var, arna bunlarn m, yoksa temel benzerliklerin
mi daha etkileyici olduunun kararn size brakyorum.
Heterostrasitler bir yana, sinir sistemlerinin eski bir bulu oldu-
una dair salam kantlar var m? Bu soruyu cevaplandrmak iin,
nce szn ettiim ilk yaklam, var olan sinir sistemlerinin kar-
latrlmas yaklamn deneyelim. ekil 7.2'de var olan organiz-
malar arasndaki ilikileri gstermek amacyla hazrlanm bir so-
yaac grlmektedir. 2. Blm'de szn ettiim kurtuk Caenor-
316 BLN, KULLANIM KILAVUZU
ekil 7.1 Heterostrasit fosilinin beyni ile drt haftalk insan embriyosunun bey-
ni Drt haftalk bir insan embriyosunun gelimekte olan beyninin yaps, 400 mil-
yon yandaki enekemiksiz ilkel bir baln, Heterostrasi'rim fosillemi beyninin
uzak bir yanksn ierir.
sini oluturan uzun sinir sistemine epey yatrm yapt kesin. Ar-
lk oranna gre deerlendirildiinde, C. elegans'n nronlan insana
nazaran daha fazladr. Yakndan incelendiinde bu hcreler insan-
daki nronlara kuku uyandracak kadar ok benzer. C. elegans'm
nronlan aynen bizimkiler gibi elektrik sinyalleri tar ve bunlan
kimyasal sinapslardan iletir. Bu hcrelerin kullandklar kimyasal-
lar, yani asetilkolin, GABA ve serotonin, insan beyninde kilit oyun-
culardr. C. elegans'ta asetilkolinin ve belki de GABA'nm reseptr-
leri, insann sinir sisteminde bolca bulunan reseptrlere benzer.
318 BLN, KULLANIM KILAVUZU
Aslnda, sinir sisteminin temel unsurlarndan bazlarnn gemi-
inin izi biraz daha gerilere kadar izlenebilir. Elektrik sinyali sra-
snda iyonlarn nron zarndan gemesine izin veren "voltaj girili
iyon kanallar" tek hcreli prokaryotlarda da grlr. Bu ok eski
organizmalarda bu kanallar enerji retiminde rol oynarlar. Tek hc-
reden ibaret en basit karyot organizmalarndan olan gnmzn
tekgzelileri, engin imknlar sunan daha farkl bir rol gelitirmi-
lerdir.
n ksmna basn uygulandnda, tekgzelilerden Parameci-
um, iine kalsiyum girii salayan kanallar aar. Kalsiyum pozitif
ykldr, hcreye girii tekgzelinin iindeki negatif ykn net
dengesini drr. Buna tepki olarak organizmann aya, yani tir-
tek ty ters ynde hareket eder ve yarat tehlikeden uzaklatrr.
Arka ksmna dokunulduunda potasyum kanallar alr: Potasyum
hcrenin dna akar, hcre iindeki negatif yk arttrr, bylece
titrek tyn hareket hz artarak organizmann kendisine yaklaan
eyi geride brakmasna yardmc olur.
Omurgaszlar omurgal izgisinden aynlmadan nce, okhcre-
li hayatn ilk gnlerinde, bu iyon kanal ailesi byyerek sodyumun
geiine izin veren bir kana! daha oluturdu. Kalsiyum, potasyum
ve sodyumun geiini salayan bu kanallar imdi btn hayvanlar
leminde, nron sinyalinin ebedi ve vazgeilmez temelini olutur-
maktadr. Bu kanal ailesinin soy aac neredeyse hayatn balang-
cna kadar uzanr.
Bu rnek var olan btn sinir sistemleri arasnda derin yaknlk-
lar olduuna iaret eder.16 Gerekten de, beyinde kullanlan nemli
molekl snflarnn soyunun ok eskiye dayanmas istisnai bir du-
rumdan ziyade genel bir durumdur. Nrotransmitter aileleri, resep-
tr aileleri, nronlarn bymesini salayan etken maddeler ve on-
lar birbirine yaptran etken maddeler, hepsi Prekambriya amda
ortaya kmtr. Ortak bir kaynaktan balayan nral evrim en az
600 milyon yldr devam ediyor.
HER EYN TARH 319
Deiim
Byklk nemlidir.
Anonim
nsann soyaac
Biyolojiden tarihe
Balangta Sz vard...
Aziz Yuhanna ncili, 1:1
ekil 7.5 nsan ve empanzede beynin byme sreci Cenindeki hzl byme,
empanzelerde doumdan hemen sonra dururken, insanda iki yl kadar daha s-
rer. empanze beyniyle ilgili saysal veriler kafatas hacmine, nsan beyniyle ilgili
veriler de beyin arlna dayanlarak elde edilmitir.
Bilincin gelii
Bilincin kullanmlar
ten sonra anlarz. Ama iletiim bilinci talep eder ve onu dile getirir.
Mesela, masanzda alrken haftasonunu dada geirmi bir mes-
lektanzn iinizi bldn dnn. Meslektanz ne deneyim-
li bir dacdr ne de daa trmanma merakls. Daa merakl bir ar-
kada onu yamatan kayatlara karm, kayatlardan kayalklara,
oradan da bir taraf bir gle, dier taraf buzlu kayalklara bakan bir
resife gtrm. Yapt yry anlatrken, onun neler hissetmi
olabileceini dnyorsunuz ve dehetle rperiyor iiniz, ona duy-
gularn paylatnz sylyorsunuz. Onun size anlatt bu eyle-
ri yllar sonra da hatrlayabilirsiniz.
altm blmden her yl iki yz tp rencisi geiyor. Yan-
sna ders veriyorum. Baka eylerin yan sra bu yz rencimin
hastalarn uzuvlarnn katlnn veya gevekliinin "tonu"nu, yani
derecesini nasl deerlendireceini ve "diz refleksi" gibi refleksler-
den nasl anlamlar karacan da renmesi gerekiyor. Sz konu-
su manevralar hareketle ilgili sorunlar konusunda ie yarar ipular
verir. in pf noktalarn retmek iin iei burnunda doktorla-
rn bu eylerde neden zorlandklarn kendi aylaklk dnemlerimi
hatrlayarak anlamaya alrm. Bunun eitli nedenleri var: Hasta-
nn cann actacaklarndan korkuyorlar, hastann pozisyonunu nasl
ayarlayacaklarn veya ekici nasl sallayacaklarn bilemiyorlar,
neden phelenmeleri ve neye bakmalar gerektiinden bihaberler.
Bunu onlara ne derece iyi rettiimi bilmiyorum, ama bunu baar-
mak konusunda herhangi bir ansm olabilmesi iin bu testlerden
benim nasl gemi olduuma dikkat etmem ve kendimi aylak
doktorlarn yerine koyabilmem gerekiyor.
Bunlar herkesin aina olduu olaylar, gnlk hayatmz meyda-
na getiren unsurlar. Algsal farkndalk ile bilinli ama bunlarn vaz-
geilmez bileenleri gibidir. Bunlar hangi amaca hizmet eder peki?
Kendilerine zg yntemlerle her gn karmza kabilecek
tahmin edilemeyen zorluklarla (burkulmu bir bilekle yrmeye a-
lmak, yerdeki oyuncaklara basmadan yrmek, sabahn erken sa-
atlerindeki rutini yerine getirmek, zm bekleyen bir sorunla u-
ramak, adabyla sohbet etmek, beceri isteyen bir eyi yaparken e-
kilen zorluklar) ba edebilmemiz iin gerekli hareketleri seebilme-
mizi salarlar. Eer bu sezgisel cevap yan yanya doruysa, bilin
davrann denetimiyle dorudan ilikilidir.
HER EYN TARH 337
Hayvanlarn ruhu
Not: 1 milyar = Bin milyon; 1 k = Bin. Tabloda yer alan saylann hepsi kaba tahminlerden ibarettir. karyot
hcrelerin nndeki soru iareti prekaryotlar ite karyotlar arasndaki belirsiz ilikiye iaret eder (bkz. not 7);
Homo sapiens'm "Afrika d"na g ibaresinin nndeki soru iareti metin iinde bahsi geen belirsizlie
iaret eder (bkz. 'nsann soyaac" blmnn son ksm).
ekil 7.6 Her eyin kronolojisi Benim gibi geni zaman izelgelerini aklnda tut-
makta zorlananlar iin bir kronoloji.
Giri
Bilince duyulan ilginin son yirmi yldr bir yeniden dou yaama-
s bilim insanlaryla felsefecileri bilincin mekanizmalar, ilevleri
ve doasyla ilgili genel teoriler ne srmek konusunda cesaretlen-
dirmitir. Bu blmde bilim insanlarnn, dier blmde de felsefe-
cilerin bu alandaki katklar zerinde duracam. Bazlar farknda-
lrn nrobiyolojisine arlk vermi, bilincin nral bantlar iin
adaylar belirlemitir. Bunlar her verili grsel farkmdahk nnn bir
beyin blgesi a iindeki faaliyete bal olduunu dnrler:
Ama hangi beyin blgesi ve ne tr bir faaliyet? Bilgisayar bilimi
altyaps olan baz teorsyenler, bilincin beynin bilgi ilem yollarn-
da nasl bir rol oynuyor olabilecei sorusunu sormutur: Farknda-
hn ieriklerini beyinden bolca geip giden bilinsiz bilgiden ne
ayrr? Baka bir teorisyen grubu ise baklarn biyolojinin ve -
lemlemenin (computation) tesine, farkndaln daha geni insani
balamna evirmi, farkmdahm amacn zaman zaman aprak
olabilen toplumsal ilikilerimizde aramtr. Bu teorilerin ou bi-
lincin kapasitesinden ziyade ieriine hedeflenmitir: "Saha teorile-
ri" her ikisiyle de ilgilidir.
Bu fikirlere gz atmadan nce, bunlarn aklama ihtiyacnda
olduklar olgular hatrlamamz, bellek ve hareketle ilgili son za-
manlarda paralel olarak gerekletirilmi keifleri anlayabilmemiz
iin de grme konusu zerindeki odamz geniletmemiz gereke-
cek. Bilin bilimiyle ilgili incelikli bir soruna dikkati ekmek de
boynumun borcu; bu sorun, farkndalikla ilgili bir bilimden ne bek-
leyip ne bekleyemeyeceimizi aklamada bize yardmc olacak.
348 BLN, KULLANIM KILAVUZU
ekil 8.2 Tahrif edilmi ekiller Buradaki gibi ekiller zihni hazrlama aratrmala-
rnda kullanlrlar. Bellek kayb olan hastalar, bunun gibi ekil dizilerinden yararla-
narak az tahrif edilmi ekillerden balayp yava yava ok tahrif edilmi ekilleri
tanmay renirler.
Yakn zamanlarda bir bilin teorisine el atm olan hemen her bilim
insan baz temel noktalarda hemfikirdir. Bilincin, onsuz imknsz
olacak her trl eyi yapmamza olanak salamas babnda nemli
olduu; bilincin beyinle balantl olduu, ama beyinde meydana
gelen btn faaliyetlerin bilinli olmad; beyin sap ile talamuslar-
daki derin yaplarn uyarlmlk iin byk nem tarken, talamus-
larla korteksteki faaliyetin bilincin ieriklerini belirledii; bilinci
ortaya karan faaliyetin tek bir yerde meydana gelmedii, beynin
eitli yerlerine dald ve birok psikolojik sistemin bu faaliyete
katld daima sorgulanmadan kabul edilir (bkz. ekil 8.3). ou
teori, aynca, birbirleriyle gevek bir balant iinde olan, ama bir
sreliine tutarl olabilen nronlardan oluan, beynin drt bir yan-
na salm bir nron ann (ngr sahibi Kanadal psikolog Do-
nald Hebb'in "hcre birlii" adn verdii bir nron grubunun) bilin-
cin nral bants olacam farzeder.14
BLNLE LGL BLMSEL TEORLER 357
ekil 8.3 Etkileimden doan bilin Beynin iindeki bilgi aknn yollar. Bu genel
yollarla modllerin mevcut olduunu biliyoruz. Bilinle ilgili birok yeni teori, bi-
lincin kkenini bu modllerin ikisi veya daha fazlas arasndaki likilere yerletirilir.
Nerede?
ekil 8.4 Bilin teorileri Metinde ele alnan teoriler ounlukla etkileimlidir, bi-
lincin psikolojik sistemlerle nral sistemler veya altsistemler arasndaki diyalogdan
doduunu dnrler. Kesik izgiler bilinsiz veya sadece bilin potansiyeli olan
(Edelman) sreleri gstermektedir.
Nasl?
(bilinsiz)
ekil 8.5 Baars modeli Baars modelinin bu temel versiyonu, beynin evresine uy
gun bilginin yaylmasnda bilincin oynad rol vurgular.
BLNLE LGL BLMSEL TEORLER 369
Bilin esas itibariyle toplumsal bir fenomendir, tek bir beynin veya
zihnin mlk deildir.
Steven Rose34
Sonu
Giri
Deneyim ve beyin
Enerji demetleri, zeri alclarla dolu bir organizmay art arda vuru-
yor. Grnr k fotonlar, havadaki st ste binen titreim rntle-
ri, kabaran karmak molekl bulutlan organizmann gzlerindeki,
kulaklarmdaki ve burnundaki hassas alclar uyaryor.
Btn bu alclar beyne arka arkaya sinya gnderiyor. Ama onla-
r uyarm olan grnt, ses ve kokulardan farkl olarak bu sinyaller
monotondur: Aksonda ilerlerken elektriksel, bir nrondan dierine
atlarken de kimyasaldrlar.
Uyku srasnda bunun gibi sinyaller kendilerini saniyenin bir kes-
ri yavalatrlar. Ama beyin sapndaki nrokimyasal atmlar talamus
ve korteksi atelemeye devam eder; uyank beynin hzl elektrik ri-
timleri uykunun ar salnmlannn yerini almtr. Bu yaratk habere
atr, dnyaya ardna kadar aktr.
Sinir sisteminde dolaan bilgi birbirine paralel birok yoldan ge-
er. Bunlardan bazlar, gn yapraklarn arasndan geerken gz-
bebeinin kslmas gibi refleks tepkileri ynetir. Bazlar daha kar-
maktr, dnyamzn hatlarnn (bahenin boyutlu mekn, iek-
lerin renk yerleri, ku seslerinin ses yerleri gibi) haritasn karan
korteks blgeleri arasnda sinyal tarlar. Burada, yeni yeni anlamaya
baladmz srelerin yardmyla sinyaller analizden geirilip snf-
landrlm, birbirinden ayrlp yeniden birletirilmitir, bylece sin-
yalleri uyarm olan uyaranlarn yaltlmas, snflandrlmas ve ta-
nmlanmas mmkn olmutur.
Bu asla nihai bir ama deildir. Duyu sinyalleri ksa bir sre son-
ra beynin hareketle lgili blgelerine akmaya balar, sz veya hareket
zerinde etkide bulunur. Bazlar elbette asla bunu yapmaz ve iz b-
rakmadan yok olur; bazlar gelecek sinyallerin geecekleri yollar
zerinde kk deiiklikler yapan ince izler brakr. Bazlanysa u
anda okuduunuz szcklere katkda bulunur.
BLNCN DOASI 377
Sezgiler sava
Bilim, dnyann tmyle kapsaml bir tarifini yapacak, bir "her eyin
teorisi"ni gelitirecek donanma sahiptir. Buna deneyimin bir tarifi de
dahil olacaktr; nk deneyimin belli fiziksel sistem trlerindeki
belli faaliyet trlerinden ne eksii vardr ne de fazlas. Beyin bu tr
sistemlerden biridir. Bir kere mnasip faaliyet trleri tam olarak tarif
edildikten sonra, deneyim hakknda sylenecek pek bir ey kalmaz.
Hepimiz zombiyiz.
Daniel Dennett7
(Dennett bu cmlenin sonuna u notu der: "Bu laf balam
dnda kullanmak iren bir entelektel erefsizlik olacaktr.")
kicilik eitleri
DESCARTES: TZ KCL
Vcudum yokmu, iinde yaadm bir dnya, bir yer yokmu gibi
davranabilirim, ama... btn bunlara ramen yokmuum gibi davra-
namam... aksine, baka eylerin hakikatinden phe duymamn biza-
tihi kendisi benim var olduumu aka ve kesin olarak gsterir; ama
te yandan, artk dnemez olsaydm, var olduuma inanmamn bir
nedeni olmazd; bu yzden, btn z ve doas dnmeden ibaret
olan, var olmak iin bir yere ihtiyac olmayan ve hibir maddi eye
14
bal olmayan bir tz olduum sonucuna vardm...
"her eyin teorisi"ni yapacak hale geliriz, ama ancak o zaman, da-
ha nce deil.
Chamers'n teorisi Descartes'm teorisinden nemli farklarla ay-
nin-. Chalmers, zihinsel bir tz olduunu veya zihinsel alann doa-
st olduunu koyutlamay zorunlu grmez. Gerekliin zihinsel
zelliklerini fiziksel varlklarn (hayvanlarn) zellikleri olarak g-
rr. Hayvanlarn zihinsel zelliklerinin fiziksel zellikleriyle yasa-
ya dayal bir iliki iinde olduklanm dnr. Dolaysyla, teorisini
bir tr "doalc zellik ikicilii" olarak tanmlar.
yi gzel de her trl ikicilik eninde sonunda nemli, muhteme-
len de feci bir sorunla kar karya kalr. Bu durumu daha nce, ka-
rikatrletirerek anlattm ikinci konuyu incelerken grmtk.
kicilik en byk zorluu, zihinsel olaylarn nasl etkili olabildikle-
rini, nasl bir fark yaratabildiklerini aklama konusunda eker (hal-
buki, zihinsel olaylann bunlara kadir olduklanna dair gl bir sez-
gi vardr iimizde). Sorun u: Eer zihinsel zellikler trsel olarak
fiziksel zelliklerden farklysa, ikisi nasl etkileime girer? En yi
ihtimalle, fiziksel olaylar bir ekilde zihinsel olaylarn bir "glge
olay", ilevsiz bir sonu olarak ortaya kmasna neden olur; peki
ama zihinsel olaylar fizik yasalarna kar gelmeden doann fizik-
sel gidiatn nasl etkileyebilmektedir?
Descartes bu etkileimin epifiz bezinde gerekletiini ileri s-
rer. Descartes psiko-fzik temas iin epifiz bezini semitir, nk
epifiz bezi, ruh gibi tekildir; halbuki beynin ou blgesi iki simet-
rik versiyon halindedir. Ama Descartes, bu etkileimin nasl ger-
ekletiine dair iyi bir aklama getiremez. Chalmers onun gibi ka-
ak oynamaz, felsefecilerin sevdii tabirle, "bana geleni ekmesi-
ni bilir." Zihinsel olaylann doann gidiatn etkilemediini kabul
eder. Chalmers'a gre, farkndahk* konusundaki aklama davran-
mz aklamaya yeter, ama sz konusu farkndalk* yalnz Dar-
vinci evrim srecinden ortaya km bir farkndalk* olmaldr.
Gzel ama bir ekilde gereksiz olan bilin, sonsuz (ve ayn ekilde
izah edilemez) psiko-fizksel yasalarca aklanr.
kiciliin bilincin etkililiini anlaml klma konusundaki bariz
baarszl, fizikalizmin radikal alternatiflerinin ana itici gcn
oluturur. Ama ikicilik konusundan ayrlmadan nce, yakn tarih-
lerde zihn-beden sorununu Kartezyen sezgiyi tamamen feda etme-
390 BLN, KULLANIM KILAVUZU
Ayrntda son derece karmak olan dnya resmimiz bilincin epey ba-
st bir izahn verir. Atom teorisine gre, dnya paracklardan olu-
mutur. Bu paracklar sistemler eklinde dzenlenmitir. Bunlardan
bazlar yaayan sistemlerdir ve bu sistem trleri uzun bir zaman s-
reci iinde evrimlemitir. Bunlardan bazlar evrim geirerek bilince
592 BLN, KULLANIM KILAVUZU
Fizkalizm trleri
DAVRANIILIK
Davranlk iki trldr: Yntembilimsel ve felsefi. Yntembi-
imsel davranlkla, byle kallavi bir isimle olmasa da, daha n-
ce karlamtk. Bakalannn bilinci zerinde aratrma yapmak
istiyorsak, bilinli olup olmadklar, bilinlilerse bunun neyin bilin-
ci olduu konusunda onlann davranlanna gvenmek durumunda-
yz. Baka insanlar zerinde aratrma yapyorsak, sz konusu dav-
ran genellikle szel olacaktr, yani syledikleri eylerden olua-
caktr. artc bir ey yok bunda: Sadece gzlemlenebilir olan
gzlemleyebiliriz. Ama felsefi davranlk ok daha byk bir id-
diada bulunur: Davrann gzlemleyebileceimiz yegne ey ol-
30
makla kalmadn, bilinteki yegne ey olduunu iddia eder.
BLNCN DOASI 395
LEVSELCLK
nsan bilinci en iyi... bir beynin paralel mimarisine yerletirilmi sa-
nal bir makinenin... ileyii olarak kavranabilir.
Daniel Dennett 3 3
* fil
Grmenin eylemde bulunmann bir yolu olduu dncesindeyiz.
Grme, evreyi aratrmann zel bir yoludur...
J. Kevin O'Regan ve A. Alva Noe 3 4
BLNCN DOASI 397
Baka zihinler
nsan zihinleri
Hayvan zihinleri
1
1. Grn her ey mi demek ?
nsan zgrl
ngr ihtimali
ktle iin zm
Serbest d
Duvarn br tarafnda
Hep sknet gerisi
Ve sknet olgunluk
Olgunluk da her ey demek
W.H. Auden1
Neden bilinliyiz?
Mekanizmalar
lk yaklamlardan biri bilincin mekanizmalarnn ana hatlarn or-
taya karmak: Farkndal ne mmkn klar?
3. Blm'de de grdmz gibi, uyanklk durumu hakknda
epey ey biliyoruz. "Beynin elektrii" bilin durumlarmzn izini
srer. Biz uyanrken, beynin yzeyinde, korteks iindeki nron bir-
liklerinin yer deitirmesi sonucu retilen gelge ritimler oynar.
Bu ritimler, daha sonra, st beyin sapnn ortasndaki ve talamusta-
424 BLN, KULLANIM KILAVUZU
ki bir aktivasyon sistemi sayesinde devam eder. Aktivasyon siste-
minin salglad kimyasallar, beynin yarkrelerini duyulardan ge-
len bilgilere aar, onlar bu bilgileri mevcut ihtiya ve taanlarm-
za gre ileyecek hale getirir.
Uyku da uyanklk gibi beyin sap tarafndan dzenlenir. Uyku-
nun kendine zg gizli bir yaps vardr: Gece boyunca hafif uyku-
dan derin uykuya, derin uykudan ryal uykuya doru seyreden bir
dng srekli iler. Beyin sap, beyin yarkreleri hasar grdkten
sonra, mesela "bitkisel hayat durumunda" da bu ritimleri olutur-
maya devam eder. Buna karlk, beyin sapnn lmn, birka sa-
at iinde, hemen her zaman kesin lm izler.
Bilincin ieriklerini salayan mekanizmalar hakknda da bir
eyler biliyoruz. 5. Blm, grsel farkndahm nral temelini konu
alyordu. Hayatmzda by bir rol oynad iin gze arlk ver-
dik, ama insan duyularnn her biri zerinde de ayn arlkta duru-
labilirdi. In retina tarafndan nasl tespit edildiini, kartlklarn
beyne sinyalle nasl iletildiini, biim, renk, derinlik ve hareketin
grme korteksinin blgelerinde nasl analiz edildiini grdk. Bey-
nin grsel dnyann zelliklerini yeniden birletirmede yararland-
, grdmz eyi tanmamz ve hayalgcnn oyuncaklarn
oluturmamz salayan mekanizmalara yle bir deindik. Bilincin
bekisi olan dikkatin nral temelini inceledik. Grme srecinin ha-
reketle nasl i ie gemi olduunu, grme duyusunun gz hare-
ketlerine nasl klavuzluk ettiini, gz hareketlerinin de bu sayede
grmenin mmkn olmasn nasl saladn grdk.
Geni bir alana yaylm hcre gruplar arasndaki ezamanl
gerekleen hzl faaliyetin bilinlilikte bir rol olabilecei fikri, za-
man zaman gndeme gelen bir fikir. Bu faaliyet, sradan uyanklk
durumunun, ryal uykunun ve anestezinin etkisi altndaykenki far-
kndalk durumunun bir zelliidir; bu faaliyetin, tekil bir grsel
nesnenin birbirinden ok farkl zelliklerini "balayan" mekanizma
ve bilincin nndeki maddeleri semede kullanlan bir ara olduu
dnlmtr. leride bu fikrin bilincin biyolojisinde kilit neme
sahip bir fikir olduu ortaya kabilir.
SONSUZ 425
Soyolu
Bireyolu
lev
Afferens: Bir sinir hcresine veya sinir sisteminin bir blgesine giden uya-
rmlar iin kullanlan ortak bir terim.
Afyon trevleri: Ary hafifletmede nemli bir rol oynayan peptit nrot-
ransmtter ailesinden biri. Hasar grmemi beyinde bulunmalar, eroin gi-
bi afyon trevlerinin hem ila olarak tavsiye edilebiliyor hem de kt et-
kiler yaratyor olabilmelerini anlamaya yardmc olur.
Alfa ritmi: Gzleri kapal ve sakin vaziyette yatan bir denein bann arka
ksmndan kaydedilebilen beyin kaynakl 8-13 devr/saniye'lik bir elektrik
ritmi.
Alg: Duyu deneyiminin imdiki ierikleri; u anda grebildiiniz (iitebildi-
iniz ve dokunabildiiniz...) eyler. Terim bilimsel ve felsefi belirsizlik-
lerle doludur.
430 BLN, KULLANIM KILAVUZU
Aln lobu/Frontal lob: Beynin drt lobundan en nde olan. Motor kortek-
si barndrr ve genel olarak beynin ktlarn yneten, hareketlerimizi r-
gtleyip dzenli almasn salayan Iobdur.
Asetilkolin: Sinir le kas arasndaki uyarm aktaran bir kimyasal. Ayn za-
manda, beyinde bulunan ve uyankln srdrlmesi ile renmede
nemli bir rol olan temel nrotransmitterlerden biridir. Beyin asetilkoli-
ni Alzheimer hastalnn erken evrelerinde tkenir.
Atom: Atomlar maddelerin yap talardr: Bir atom, oksijen, hidrojen, sod-
yum, altn gibi bir maddenin mmkn olan en kk niceliidir. Ayn ve-
ya farkl maddelerin atomlar bir araya gelip molekl oluturabilir (bir su
molekl iki hidrojen ve bir oksijen atomundan oluur: H2O).
Beyin yarkreleri: Beynin her biri bazal ganglia dahil derin yaplar tayan,
kvrml serebral korteksle kapl yarm daire ifti.
Bilgi (Information): Mulak bir terim. Konuma dilinde bilgi, bir eyler
hakknda haber anlamna gelir; bilgisayar biliminde bu terim, daha soyut
bir biimde, bir imknlar topluluu arasndan belli bir durumun zglle-
tirilmesine atfta bulunmak iin kullanlr.
Bilincin noral bantlar: Bu terim, bilinli deneyimin nral temeline ia-
ret eder: Yap (bilincin "nerede'si) ile fizyoloji (bilincin "nasl") bir ara-
ya gelerek deneyimin olumasn salar (daha dorusu, bilinle lgili re-
vata olan bir gre gre yle).
Bireyolu: Bireyin geliimi; trlerin geliimi anlamna gelen soyoluun kar-
t.
Bitkisel hayat durumu: Beyin yarkrelerinde veya talamusta nemli, beyin
sapndaysa ksmi bir hasar olumas sonucu meydana gelen "farkndaln
olmad uyanklk" durumu. Ba yaralanmalarndan sonra veya beynin
yeterince kan veya oksijen alamamasn takiben grlebilir. Bitkisel du-
rum "kalc" olarak adlandnlyorsa, bir sredir, genellikle bir aydan faz-
la bir sredir devam ediyor demektir.
73
SZLKE 433
Delta ritmi: Derin uyku, bazen de koma halindeyken kafatasndan veya be-
yinden kaydedilebilen 4 devir/saniye'den dk, yava bir elektrik ritmi.
Dorsal akm: Artkafa lobundan (occipital lobe) duvar lobu (parietal lobe)
ynnde gerekleen grme sinyali akm. Temel olarak mekn ve hare-
ketle ilgili bilgilerin ilenmesinden sorumludur. Artkafa lobundan akak
lobuna (temporal lobe) doru gerekleen ventral akm ise, temel olarak
nesne tanmayla ilgilidir.
Hebb yasas (veya kural): Psikolog Donald Hebb'in renmenin nral te-
melini aklamak iin teorik zeminde gelitirdii bir yasa. Bu yasaya g-
re, A nronu ile B nronu arasndaki sinaps balants, A ateleyip de B
baarl biimde uyarldnda salamlasn
436 BLN, KULLANIM KLAVUZU
kicilik: Zihinsel ve fiziksel olaylar arasna derin bir ayrm koyan felsefe ge-
lenei. Tz ikicilii, zihinsel tzler ile fiziksel tzleri birbirinden ayrr;
zellik ikicilii ise zihinsel zelliklerle fiziksel zellikleri birbirinden ay-
nme: Bir kan damannda yaanan bir sorun nedeniyle (genellikle tkanma
eklinde gorulur) beynin bir ksmnn lmnn neden olduu nrolojik
zedelenme epizodu iin kullanlan genel bir terim. nme ok yaygndr in-
san beyninin ilevleriyle ilgili yerleik bilgilerimizin ou inmenin etki-
len zennde yaplan almalardan gelmektedir.
yon: Net elektrik yk tayan atom veya molekl. yonlar nron sinyalleri
iin nemlidir: Sodyum, potasyum ve kalsiyum gibi iyonlarn (pozitif
elektrik vuku tarlar) veya klor biieimli iyonlann (negatif elektrik yk
tarlar) nronlara giri klar hareket potansiyelini ekillendirir.
-/S
SZLKE 439
Ortabeyin: Beyin sapnn ana beyne en yakn ksm. Bu ksmn hasar gr-
mesi, byk ihtimalle bilin kaybna neden olabilir.
P 300: Ender karlalan bir olaydan (sk sk tekrar eden "bup" sesi arasnda
seyrek olarak "bip" sesinin gelmesi gibi) 300 milisaniye kadar sonra de-
nein kafa derisi zerinden kaydedilebilen bir tepki (tabii denein bu ara-
lklara dikkat etmesi art).
Pons: Beyin sapnn, medullanm stnde ve ortabeynin altnda yer alan mer-
kezi blm (Latince'de "pons" kpr anlamna gelir, hasar grmemi bir
beyne nden bakldnda, beyinciin ki yans arasnda bir kpr gibi g-
rnd iin bu ad almtr).
Projeksiyon: Sinir sisteminin bir tarafndan baka bir tarafna sinyal tayan
akson demeti: Mesela, beyin sapndan beynin yarkrelerine uzanan ve
uyanlmlik durumumuzu etkileyen birok nemli projeksiyon vardr.
Protein: Bir gen tarafndan belli bir nitelik kazandrlan, bir dizi aminoasit-
ten oluan bir molekl; ad Yunanca "ilk ey" anlamna gelen szckten
tretilmitir. Proteinler, insan vcudunu ina eder, korur, onun devamn
ve almasn salar (hayatn ivedi ilerinden onlara nazaran bir basamak
daha uzak olan genlerin klavuzluunda yaparlar bunlar).
Reseptr: Baka bir molekle sonunda bir etkiye (iyon kanal amak gibi)
neden olacak ekilde kilitlenmek zere tasarlanm bir molekl. Sinirbi-
limde reseptrler genellikle nrotransmkterleri kollarlar (mesela, kastaki
asetilkolin reseptr, motor nronun salglad nrotransmitteri seerek
kasn kaslmasna neden olur).
Sinaps: Bir nronun baka bir nronla temas kurduu (genellikle kimyasal
br temastr bu) nokta. Bu temas, presinaptik ("sinaps ncesi") hcrenin
kimyasal nrotransmitter salglamas, bu nrotransmitterin postsinaptik
("sinaps sonras") hcrenin yzeyindeki reseptrler zerinde tanmas s-
recini kapsar.
Sinir: Birlikte hareket eden nron gruplarna verilen ortak isim. Genelde,
bunlardan bazlar kaslara destek verirken bazlar duyu organlarndan ge-
ri dner (geri, grme siniri gibi baz sinirler tmyle duyularla ilgilidir).
Sinir sistemi: Beyin, omurilik ve evre sinirleri: Vcudun btn sinir doku-
lar.
akak lobu/Temporal lob: Gz hizasnn biraz stnde yer alan, itme, ko-
ku alma, grsel tanma, dil idraki ve bellek konusunda zel bir neme sa-
hip, beynin en alt lobu.
Teta ritmi: Uyku, bazen de koma srasnda kafa derisi veya beyin zerinden
kaydedilebilen 4-8 devir/saniyelik yava bir elektrik ritmi.
Transdksiyon: Bir aracn baka bir araca dnmesi: Bizi lgilendiren
transdktrler bir enerjiyi (retina zerine den k gibi) sinir sisteminde-
ki elektrokimyasal sinyal aracna dntrr.
Uyaran: Artk biraz gevek bir biimde, bir deneyde hedef veya tetikleyici
olarak kullanlan bir nesneye veya verili bir davran tipine atfta bulun-
mak iin kullanlan bir terim.
Uyarlm Potansiyel: Kafatasndan kaydedilen ve duyumlarla veya bilisel
bir srele ilikili olan elektriksel tepki. Bu kk elektriksel olaylar gs-
termek iin genellikle tekrar tekrar kayt alp sonra da kaytl sinyallerin
ortalamasn almak gerekir.
Uyku evreleri: Uykunun bir i yaps vardr: Uykunun gittike derinletii
drt evreye sahip yava dalga uykusu ile rya grdmz daha ileri bir
uyku evresi olan "paradoksal" uyku veya "hzl gz hareketi" uykusu ek-
linde ikiye ayrlr.
Ventral akm: Aitkafa lobundan akak lobuna doru ve ilkesel olarak nesne
tanmalar srasnda gerekleen grme sinyali akm. Aitkafa lobundan
duvar lobuna doru gerekleen ve ilkesel olarak mekn ve hareketin i-
lemden geirilmesiyle lgili olan dorsal akmn tersi.
Giri
3. Farkndalk Kaynaktan:
Bilincin Yapsal Temeli (i)
a a
rine dayanrr. Bu ikincil deiiklikler, beynin seilmi faal l n l g J n ( j a ra j_
yoaktif bir madde kullanlarak gerekletirilen pozitron e m i s y O n t o m o e
raf veya bu iin radyoaktif madde olmadan gerekletirildii f o n ksivo-
nel manyetik rezonans grntleme (fMRI) sayesinde grntlenebilir
a
Bu yntemler, yirmi yl nce sadece hayvan beyinlerinde y p j l a h u e n in-
celemelerin insan beyninin fonksiyonlar zerinde gerekletii mein;
mmkn klar. Ne var ki bu yntemler, "zaman"la snrldrlar; g u t e , n ;-
lerin dayand metabolizma ile kan akndaki deiiklikler f u ^ r t - j . ama
ani deildir ve baka tekniklerin yardm olmadan beynin genelindeki
hzl faaliyetleri izlemenin olana yoktur,
25 A. Fiset, P. Fiset, T. Paus, T. Daloze, P. Gilles, P. Meuret, V. Bonhomme
N. Hajj-Ali, S. B. Backman ve A. C. Evans, "Brain m e c h a n i s ^ * '_
pofol-induced loss of consciousness in humans: a P^tron-eijjjssion t o
mographic study", Journal of Neuroscience 19 (1999): 5506^13- M T
Alkire, R. J. Haier ve J. H. Fallon, "Toward a unifed theory O j nrco'sis-
brain imaging evidence of for a thalamocortcal switch of t h e neumnhv
siologic basis of anaesthetic-induced unconsciousness", Corsc;
and Cogniton, 9 (2000): 370-86.
26 Belki de zellikle 40 Hz menzilindeki faaliyetlerde: Bkz. J o h n v J <-,
variant reversible QEEG effects of anesthetics", Consciousnes and Ca
8
nilion, 10(2001): 165-83. ~
27 Yayn Kurulu'nun Sunuu: "On being aware'\ British Journal o
J
hesia, 51 (1979) 711-12.
28 J. G. Jones, "Perception and memory during general anaesthesj a " British
Journal of Anaesthesia, 73 (1994): 31-7; "Memory of t j
events", British Medical Journal, 309 (1994): 967-8. Bu k
le tartt iin Profesr Gareth Jones'a ok teekkr ederim.
29 I. F. Russel, "Midezolam-alfentanil: an anaesthetc? An m v e s t i e a t ; o n us
ing the isolated forearm techniaue", British Journal Anaesthoc.;* nc\
(1993): 42-6. lesta, 7U
30 D. Schwender, A. Keiser vd., "Midlatency auditory evoked pot e n tials and
explicit and implicit memory in patents undergoing cardia c sureerv"
g y
Anesthesiology, 80 (1994): 493-501. '
31 A. Culebras, "Neuroanatomic and neurologic correlates of s l e e D
bances", Neurology, 42 (1992), Ek 6: 24.
32 F. Plum ve J. B. Posner, The Diagnosis ofStupor and Coma,
hia: F. A. Davs, 1982; F. Plum, "Coma and related global distujbaces o f
the human conscious state", A. Peters ve E. G. Jones, der., Cerehra Cor
tex iinde, New York: Plenum, 1991; N. D. Schiff ve F. Plum, "The ne-
urology of impaired consciousness: global dsorders and iinplied mo-
dels", 2000: http//www.phil.vt.edu/assc/niko.html
33 "The Multi-Socety Task Force on PVC I", New England Jout-fMi nfMe
dicine, 330 (1994): 1499-508; "The Multi-Society Task Force O n PVC II"
age.: 1572-79; A. Zeman, "Persistent vegetative state", Lancel ^cn
(1997): 795-9.
456 BLN, KULLANIM KILAVUZU
34 C. Pailis ve D. H. Harley, ABC of Brainstem Death, 2. Basm, Londra:
BMJ Publications, 1996.
35 T.P. Hung ve S.T. Chen, "Prognosis of deeply comatose patients on ven-
tilators", Journal of Neurology, Neurosurgery and Psychiatry, 58 (1995):
75-80.
36 J.-D. Bauby, The Diving-Bel! and the Butterfly, Londra: Fourth Estate,
1997 (Trkes: Kelebek ve Dalg Giysisi, ev. Burin Gerek, stanbul:
Arion, 1997).
37 Britanya hukukuna gre yle.
38 Bu konuyla ilgili yakn zamanlarda leri srlen dnceler iin bkz. P.
W. Halligan ve A. S. David, Conversion Hysteria: Towards a Cognitive
Neuropsychologicai Account, Hove: Psychology Press, 1999.
39 Aktaran, Oliver Zangwill, The Oxford Companion to the Mind&ki
"Freud on Hypnosis" balkl giri yazsndan, der. R. Gregory, Oxford:
Oxford University Press, 1987.
40 Virginia Woolf, Orlando (1928), Londra: Granada Publishing, 1983, s.
42 (Trkesi: Orlando, ev. Seniha Akar, stanbul: Ayrnt, 1994).
41 Yaplan son aratrmalarda bu tavuklarn durumunu aydnlatacak heye-
can verici bulgular elde edilmitir. Ailevi uzun sre uyuma sendromun-
dan (fasps) mustarip olanlar genellikle akam saat 7'de yatp sabah saat 2
ile 4 arasnda kalkarlar. Bu naho durumdan sorumlu genetik mutasyon,
hPer2 geninde meydana gelir. Bu gen, meyve sineklerinde, hamsterlerde,
farelerde (ve muhtemelen insanlarda) vcut saatini dzenledii bilinen
bir proteini denetler (L. Ptacek vd., "An hPer2 phosphorylation site mu-
tation in familial advanced sleep phase syndrome", Science, 291 (2001):
1040-43).
42 Bkz. S. Chokroverty, der., Sleep Disorders Medicine, Boston: Butter-
worth Heinemann, 1999.
43 Age.,
44 Bkz. R. Medori vd., "Fatal familial insomnia, a prion disease with a mu-
tation at codon 178 of the prion protein gene", New England Journal of
Medicine, 326 (1992): 444-9; V. Manetto vd., "Fatal familial insomnia",
Neurology, 42(1992): 312-19. Prion hastalklar konusunda yakn dnem-
de yaplan deerlendirmeler iin bkz., S. Prusiner, "The Shattuck Lectu-
re -neurodegenerative diseases and prions", New England Journal of Me-
dicine, 344 (2001): 1516-26.
45 Narkolepsi hakknda ok ey yazlmtr. Daha nce bahsi geen Chokro-
verty'nin ders kitabnda bu konuyla ilgili gzel bir blm vardr. Yakn
zamanlarda narkolepsi tedavisiyle ilgili nerileri ieren yazlar yaymlan-
mtr: "Practice parameters for the treatment of nareolepsy", Sleep, 24
(2001): 451-66.
46 Narkolepsi terimi lk kez Gelineau'nun 1880'de Gazette des hopi(aux de
Paris'de yaymlanan yazlarnda kullanlmtr: s. 626-8 ve 635-7.
47 Yeni yaymlanan bir dizi makalede belgelenen bu bilgi ok taze: S. Nis-
hino vd., "Hypocretin (orexin) defciency in human nareolepsy", Lancet,
NOTLAR 457
355 (2000): 39-40; C. Peyron vd., "A mutation in a case of early onset
narcolepsy and a generalsed absence of hypocretin peptides n human
narcoleptk brains", Nature Medicine, 6 (2000): 991-7.
48 F. J. Zorick vd., "Narcolepsy and automatic behaviour: a case report",
Journal ofClinical Pschiatry, 40 (1979): 194-7.
49 Aktaran A. Bonkalo, "Impulsive acts and confusional states during in-
complete arousal from sleep: criminological and forensic impHcations",
Psychiatric Quarterly, 48 (1974): 400-9.
50 Aktaran age.
51 J. D. Parkes, Sleep and its Disorders, Londra: W. B. Saunders, 1985, s.
205-6.
52 Bu vaka C. Schenk vd., "Chronic behavioural disorders of human REM sle-
ep: a new category of parasomnia", Sleep iinde tarif edilmektedir, 1986:
293-308. Yeni yaymlanan bir makalede buna benzer 93 vaka tarif edil-
mektedir (E. J. Olson vd., "REM sleep behaviour disorder: clinical, demog-
raphc and laboratory fndings n 93 cases", Brain, 123 (2000): 331-9).
53 G. Teasdale ve B. Jennett, "Assessment of coma and impaired conscious-
ness", Lancet, 2 (1974): 81-4.
54 Schwender vd., "Midlatency auditory evoked potentials."
55 R. Munglani vd., "A measure of consciousness and memory during isof-
lurane administration: the coherent frequency", British Journal of Ana-
esthesia, 71 (1993): 633-41.
56 H. Schwilden, "Use of the median EEG frequency and pharmacoknetics
in determining depth of anaesthesia", Baliere's Clinical Anaesthesi-
ology iinde, 3 (1989): 603-21.
57 "Bispektral endeks" gibi dier EEG endeksleri henz geliim aamasn-
dadr: Bkz., Medical Journal ofAustmiia, 174(2001): 212-3.
58 Bkz., Plum ve Posner, Diagnosis.
59 E. Lugaresi vd., "Endozepne stupor: recurring stupor lnked to endoze-
pine-4 accumulation", Brain, 121 (1998): 127-33.
60 Hayvanlarn farkndal meselesi 7. ve 9. blmlerde daha ayrntl ele
alnyor.
61 Ludwig Wittgenstein, Tractatus Logico-Philosophicus, ev. O. Aruoba,
stanbul: Metis, 2006.
37.
27 S. M. Kosslyn, W. L. Thompson, I. J. Kim ve N. M. Alpert, "Topograp-
hical representations of mental images in primary vsual cortex", Nature
378 (1995): 496-8.
28 Nancy Kanwisher yakn zamanlarda bu harika almasna iyi bir giri
imkn sunan bir tantm yazs yazmtr: "Neural events and perceptual
awareness", Cognition, 79 (2001): 89-113.
29 A. D. Milner ve M.A. Goodale, The Visual Brain in Action, Oxford: Ox-
ford University Press, 1995.
30 T. H. Huxley alnts, Milner ve Goodale'in Visual Brain adl kitaplarnn
giri blmnden.
31 Age., s. 52.
32 V. Gallese vd., "Acton recognition in the premotor cortex", Brain, 119
(1996): 593-609.
33 W. James, The Principles ofPsychology (1890), Cambridge, Mass.: Har-
vard University Press, 1983, II. Blm, s. 380.
34 G. Eliot, Middlemarch (1871-2), 20. Blm.
35 Bu ayrmlar, Davd LaBerge'in Attentional Processing (Cambridge,
Mass.: Harvard University Press, 1995) adl kitabna dayanlarak yapl-
mtr.
36 J. Moran ve R. Desimone, "Selectve attention gates visual processing in
the extrastriate cortex", Science, 229 (1985): 782-4; S. Treue ve J. R. Ma-
unsell, "Attentional modulation of visual motion processing in cortical
areas MT and MST", Nature, 382 (1996): 539-41.
37 Bkz. Kanwisher, "Neural events."
38 M. I. Posner ve M. E. Raichle, images of Mind, New York: Scientifc
American Library, 1994, 7. Blm, "Networks of attention."
39 H. Carns vd., "Aknetic mutism with an epidermoid cyst of the mind
ventricle", Brain, 64 (1941): 273-90. Konuyla ilgili daha yeni bir akla-
ma iin bkz. E Plum, "Coma and related global disturbances of the hu-
man conscious state", A. Peters ve E. G. Jones, der., Cerebral Cortex iin-
de, New York: Plenum, 1991; N. D. Schiff ve F. Plum, "The neurlogy of
impaired consciousness: global disorders and implied models", 2000:
http//www.phil.vt.edu/assc/niko.html
40 Deiim krlyie ilgili bir aklama, bununla ilgili referanslar ve bu
konuyla balantl grme teorisiyle ilgili bir giri yazs iin bkz. J. K.
O'Reagan ve A. A. Noe, "A sensorimotor account of vision and visual
consciousness", Behavioural and Brain Sciences, 24 (5), 2001. Kevin
O'Reagan'n deiim krlyie ilgili on-line sunumlarn ve makalesinin
(henz son haliyle yaymlanmamtr) daha belirgin ayrntlarn grmek
iin internette http://nivea.psycho.univ-paris5.fr sayfasn ziyaret edebi-
lirsiniz.
41 A. Mack ve I. Rock, Inatlentional Blindness, Cambridge, Mass.: MT
Press, 2000.
42 www.wjh.harvard.edu/-viscog/grafs/demos/gorilla.mov.
NOTLAR 461
imdiye kadar burada szn etmediim bir baka sorun da, bilincin var-
lna iaret eden bir verinin belirsiz olabilmesidir: Bir olayn tespit ed-
lip edilmedii sorusuna iki farkl bildiri tarz iki farkl cevap verirse, bu-
radan nasl bir sonu karlabilir? Bu sorunu Eduardo Bsiach, Consci-
ousness in Contemporary Science'ta (A. J. Marcel ve E. Bisiach, der, Ox-
ford: Oxford Science Publcations, 1992) yer alan "The (haunted) brain
and consciousness" balkl yazsnda ele alr.
13 Bu dnce izgisi krgriiyle ilgili alternatif bir yorumlama mknn
gndeme getirir (maalesef demek gerekir herhalde burada, zira krg'r
bilincin bilimsel aratrmas konusunda mit verici bir veri oluturmakta-
dr). Alternatif imkn yledir: Krgriiye doru "tahminde bulunma"y
ynlendiren grsel ilem bilinli, ama bilincin temel eilimlerinden bi-
linli olduunu gsteremeyecek kadar yaltlm olamaz m?
14 D. Hebb, The Organisation ofBehaviour: A Neuropsychological Theory,
New York: John Wiley, 1949.
15 Edeiman ve onun alma grubu yayn konusunda ok retken. Bright
Air, Briiliant Fire (Londra: Pengun, 1992) Edelman'm grlerini kendi
kaleminden aktaran ender eserlerden biri; "Consciousness and the nteg-
ration of informaton in the brain"de (H. H. Jasper, L. Descarries, V. F.
Castelluci ve S. Rossignol (haz.), Consciousness at the Frontiers ofNe-
uroscience iinde, Philadelpha: Lippincott-Raven, 1998) Edelman'n a-
lma arkada Giulio Tononi, teorilerinin zl bir taslan karr. G. To-
noni ve G. M. Edelman'n "Consciousness and complexity" {Science,
282, 1998: 1846-51) balkl yazlan bunun alternatif bir versiyonudur.
16 Edeiman gibi Crick de bilin bilimi hakknda popler bir giri kitab yaz-
mtr: The Astonishing Hypothesis, Londra; Simon and Schuster, 1994
(Trkesi: artan Varsaym, ev. Sabit Say, Ankara: Tbtak, 2000). Bu
grlerin gncellenmi ve daha teknik versiyonunu C. Koch'un "The ne-
uroanatomy of visual consciousness", balkl yazsnda bulabilirsiniz,
Jasper vd., Consciousness at the Frontiers ofNeuroscience iinde.
17 F. H. C. Crick ve C. Koch, "Are we aware of neural activty in primary
visual cortex?" Nature, 375 (1995): 121-4.
18 A. D. Milner, "Cerebral correlates of visual awareness", Neuropsycholo-
gia, 33 (1995): 1117-30.
19 Larry Weiskrantz'n fikirleri en kapsaml biimde Consciousness Lost
and Found adl kitabnda aklanmaktadr (Oxford: Oxford University
Press, 1997).
20 D. M. Rosenthal, "Two concepts of consciousness", Philosophical Studi-
es, 1986: 329-59.
21 Bkz. J. Gray, "Abnormal contents of consciousness: the transtion from
automatic to controlled processing", Jasper vd., Consciousness at the
Frontiers of Neuroscience inde.
22 Bkz. Damasio, "A neurobiology for consciousness", T. Metznger, Neural
Correlates of Consciousness: Empirical and Conceptual Questions iin-
de, Cambridge, Mass.: MT Press 2000.
NOTLAR 471
9. Bilincin Doas
Sonsz
1 W.H. Auden, "The Sea and the Minror", nsz, Collected Longer Poems
iinde, Londra: Faber and Faber, 1968.
2 J. Locke, An Essay Concerning Human Understanding, kinci Cilt, 1.
Blm: 22, der. A. D. Woozley, Londra: Fontana, 1975.
Konuyla ilgili baka kaynak nerileri
Klinik nroloji
Szn ettii vakalar nrolojinin her gn karlat trden vakalar olmasa
da, Oliver Sacks'n vaka analizleri [Karsn apka Sanan Adam (ev. i-
dem alkl, stanbul: YKY, 1996) ve Mars'ta Bir Antropolog'daki (ev. Os-
man Yener, stanbul: letiim 1997) vaka analizleri] nrolojik bozukluklann
deneyim ve davran zerindeki tuhaf etkilerini konu alan son derece scak
anlatmlar.
Grme
Semr Zek'nin A Vision ofthe Brairii (Oxford: Blackwell Scientific Publica-
tions, 1993) ile A. David Milner ve Mel A. Goodale'n The Visual Brain in
Acon' (Oxford: Oxford Universty Press, 1995) grmenin nrolojisi ve n-
ropsikoloj isiyle ilgili harika bir giri sunuyor. Richard Gregory'nin Eye and
Brain (2. Basm, New York: World Unversity Library, 1973) adl kitab ko-
nuyu daha geni kapsaml ele alyor.
insann evrimi
The Cambridge Encyclopedia of Human Evolution (Cambridge: Cambridge
Universty Press, 1992) ansiklopedisi gz gezdirmeye deer. Richard Pas-
singham'n The Human Primate (Oxford: Freeman, 1982) adl kitab kuyruk-
476 BLN, KULLANIM KILAVUZU
Bilin bilimi
Krgr konusunda nde gelen isimlerden Larry Weiskrantz'n Cosciousness
Los and Found (Oxford: Oxford University Press, 1997) adl yapt, bilin-
cin nropsikolojisi zerine yazlm, okunmasn hararetle tavsiye edebilece-
im giri niteliinde bir alma. Francs Crick'in artan Varsaym' (ev.
Sabit Say, Ankara: Tbitak, 1997) ile Gerald Edelman'n BrightAir, Brilliant
Fire' (Londra: Penguin, 1992), genel bir okur kitlesine seslenen, sinirbilimin
bilinle yakndan ilgili ksmlarn tantc kitaplar. Bu konuda ok sayda
makale var: zellikle H.H. Jasper, L. Descarries, V.F. Castellucci ve S. Ros-
signol (haz.), Consciousness at the Frontiers of Neuroscience (Philadelphia:
Lipincott-Raven, 1998) son zamanlarda yazlm en nitelikli almalardan
bri.
Bilin felsefesi
Yakn zamanlarda yaymlanm kitaplardan Daniel Dennett, Consciousness
Explained (Londra: The Penguin Press, 1991); John Searle The Rediscovery of
the Mind (Cambridge, Mass.: MT Press. 1994) ve David Chalmers, The Cons-
ciotts Mind (New York: Oxford University Press, 1996) balang iin iyi.
(Chalmers'n ad geen kitab Bilinli Zihin adyla yaynevimiz tarafndan ya-
ymlanacaktr.) Erwin Schrdinger'in The Conscious Mind (Cambridge:
Cambridge University Press, 1977) adl kitab daha ok tannmay hak eden,
ayrks bir klasik.
Kurgu
David Lodge'un Thinks (Londra: Penguin Books, 2002) adl kitabnda, bu ki-
tapta geen birok fikir elenceli biimde ele alnyor.