Professional Documents
Culture Documents
Ol O K |
Y A P I K R E D Y A Y IN L A R I
MELANKOL
M eryem M ine ilin g iro lu (stanbul, 1977) stanbul niversitesi Felsefe Bl-
m nden m ezun olduktan sonra yksek lisans eitim ini ayn niversitenin tal
yan Dili ve Edebiyat Anabilim D alnda tamam lad. Venedik C Foscari niver-
sitesinin uzaktan eitim kapsam nda gerekletirdii ITALS, Yabanc Dil Olarak
talyanca Eitim i Vermek adl yksek lisans program n bitirdi. Duke (Durham ,
ABD), Yeditepe ve stanbul niversitelerinde talyanca O kutm an olarak alt.
Elena Ferrante, Francesco Alberoni, Giorgio Agamben, Alice Tayan, Margaret
M azzantini, Melenia G. M azzucco, Edm ondo de Amicis, Predrag Matvejevic ve
Eugenio Borgna gibi yazarlarn kitaplarndan eviriler yapt.
Eugenio Borgnamn
YKYdeki eserleri
Melankoli
0130
YAPI KRED YAYINLARI
Yap Kredi Yaynlar - 4260
Cogito - 210
<0 Yap Kredi Kltr Sanat Yaynclk Ticaret ve Sanayi A.. 2013
Copyright Giangiacomo Feltrinelli Editre, 1992
Sertifika No: 12334
Btn yayn haklar sakldr.
Kaynak gsterilerek tantm iin yaplacak ksa alntlar dnda
yayncnn yazl izni olmakszn hibir yolla ogaltlamaz.
SIM O N E W E IL , Q u a d e m i, I, s. 2 5 8
SIM O N E W E IL , Q u a d em i, III, s. 3 6 3
NDEKLER
Sze Balarken 11
PSKYATRDE NORMALLK VE
ANORMALLK ARASINDAK SINIRLAR
1 Schneider K., Wesen und Erfassung des Schizophrenen, Zeitschrift f r die gesamte
Neurologie und Psychiatrie, 99, 1925, s. 542-547.
2 U eyer W, von, Whnen und Wahn, Enke, Stuttgart 1979; Basaglia F., eritti I: 1953-
Psikotik deneyim, dzen-sizliin, homojenlik-yoksunluunun,
an-arinin hkm srd anlamszlk yaplarnn mevcudiyetin
den ibaret deildir ve bununla zdelemez.
1968, Einaudi, Torino 1981; Binswanger L., ber die daseinsanalytische Forschungsrich
tung in der Psychiatrie (1945), Ausgewhlte Vortrge und Aufstze, C. I: Zur phnome
nologischen Anthropologie, Francke, Bern 1947 iinde s. 202-217; Binswanger L.,
Schizophrenie, Neske, Pfullingen 1957; Binswanger L., Der Mensch in der Psychiatrie,
Neske, Pfullingen 1957; Binswanger L., Melancholie und Manie, Neske, Pfullingen
1960; Binswanger L., Wahn, Neske, Pfullingen 1965; Blankenburg W., Der Verlust
der natrlichen Selbstverstndlichkeit, Enke, Stuttgart 1971; Borgna E., / con fiai del
conoscere, Feltrinelli, Milano 1989; Bovi A., Appunti di psicopatologiafenomenologica,
Libreria Goliardica, Trieste 1979; Callieri B., Quando vinee l'ombra, Citt Nuova,
Roma 1982; Cargnello D., Alterit e allenita, Feltrinelli, Milano 1977; Cargnello
D. , II caso Ernst Wagner, Feltrinelli, Milano 1984; Gebsattel V. E. von, Prolegom
ena einer medizinischen Anthropologie, Springer, Berlin-Gttingen-Heidelberg 1954;
Gebsattel V. E. von, Imago Hominis, Neues Forum, Schweinfurt 1964; Minkowski
E . , La schizophrnie, Descle de Brouwer, Paris 1953; Minkowski E., Trait de psy
chopathologie, Presses Universitaires de France, Paris 1966; Minkowski E., Le temps
vcu, Delachaux et Niestl, Neuchtel 1968; Storch A., Wege zur Welt und Existenz des
Geisteskranken, Hippokrates, Stuttgart 1965; Straus E., Vom Sinn der Sinne, Spring
er, Berlin-Gttingen-Heidelberg 1956; Straus E., Psychologie der menschlichen Welt,
Springer, Berlin-Gttingen-Heidelberg 1960; Tatossian A., Phnomnologie des psy
choses, Masson, Paris-New York-Barcelona-Milan 1979; Tellenbach H Psychiatrie
als geistige Medizin, Verlag fr angewandte Wissenschaften, Mnih 1987; W yrschJ.,
Psychiatrie als offene Wissenschaft, Haupt, Bern-Stuttgart 1969; Zutt J., Auf dem Wege
zu einer anthropologischen Psychiatrie, Springer, Berlin-Gttingen-Heidelberg 1963.
Kukusuz ki psikotik deneyim, gndelik zneler aras (psikotik
olmayan) deneyimlerin karsnda yer almaktadr; ancak bunun
nedeni, normal bir Lebensweltte de rastlanlabilecek olan ierikler
ya da semptomlar deildir. Psikotik deneyim ancak fenomenolojik-
antropolojik yapsyla ve biimsel ynleriyle deerlendirildii tak
dirde, klinik ve varolusal olarak radikal bir zerklik tar.
Psikiyatrideki semptomlarn semantik dalgall (greceli
lii) sorunu, H. C. Rmke3 ve Christian Scharfetter4 tarafndan
kuramsal ve klinik ynleriyle titizlikle incelenmitir. Rmke ve
Scharfetterin savunduklar savlar, aslen birbirleriyle rtmekte-
dir; zira her ikisi de psikiyatrinin (geleneksel) nozo-grafik* ema
larna kar iddetli bir eletirel sylem gelitirmitir.
Yapsal semptomlarnn ayrtrlp blnmesiyle, klinik me
lankoli, klinik anlamndan ve zerkliinden soyunmu olur. H
zn, tutukluk, ac, kayg ve umut yitimi gibi semptomlar, ayr ayr
ele alndklar takdirde, klinik (tehissel) adan radikal bir nem
tamayabilirler. Bunlar, sadece psikotik (endojen) hayat biimi
olarak melankolide deil, psikopatolojik her kategorinin dnda
yer alan ruh hali (Stimmung) olarak melankolide de bulunan semp
tomlardr (gstergelerdir). Klinik melankolinin (psikotik depresyon
halinin) tehisi, ancak semptomlarn gndelik deneyimle hibir
benzerlii olmayan biimsel (niteliksel) bir younluk gstermesi ve
semptomlarda, alelade semptomolojik grnn tesine geen ve
semptomlarn fenomenolojik (zsel) temellerini ortaya karan bir
eyler olmas halinde yaplabilir. te yandan, belirsiz semptomo
lojik bileimler karsnda fenomenolojik sezgi de kanlmazdr.
Dier yandan, sadece (grnrde) izofrenik olan semptomlar
da izofreninin mevcudiyetine iaret etmeye yetmez: Psikotik ol
mayan insanlarda belli belirsiz psikotik semptomlarn bulunduu
olur. Zira5 gerek psikotik bir varoluun gerekse de normal bir
6 Age.
7 Minkowski E., La schizophrnie, Descle de Brouwer, Paris 1953.
olarak tartma konusu haline getirmektedir: Zira bu eler, ancak
fenomenolojik (yapsal) temeli olan bir syleme dahil edildiklerin
de anlam tarlar nk fenomenolojik temelli bir sylem, hastann
kiiliindeki gereklii (elden kaan ama bir btnlk de gsteren
ynn), semptomlarn tesine geerek, kavramaya alr.
Dolaysyla psikotik bir Lcbensv/dtte mevcut bulunan semp
tomlarn hemen hepsinin, psikotik-olmayan bir Lebensvveltte de
grlebileceim sylemek mmkndr.8 Psikotik olan ile olmayan
arasndaki her sorunsal dm zen, aan ey semptomlar de
ildir (semptomlar, psikopatolojinin sonsuz syleminin minik bi
rer birimidirler). Bylelikle, sadece istatistiksel olarak belirlenmi
normallikle rtmeyen ve byle bir normallie dahil edilemeyen
semptomolojik elerin mevcudiyeti zerine temellenmi bir de
neyimden yola karak bir hayat durumunun patolojik olarak ta
nmlanmas, alelade (indirgemeci) bir tavrla psikoz saptamasnda
bulunulmas tehlikesi bir kenara atlmaktadr. te yandan, pato
lojik bir normallik de bulunabileceini vurgulamamak da doru
olmaz:9 yle ki, istatistiksel olarak baskn modellerle uygunluk
gsteren yaant ve tutumlar, zaman zaman, psiik bir acya neden
olan ieriksel ve biimsel bir bileim gsterirler.
Elbette ki psikotik Lebenswelt ideolojik bir icat ya da tarihi bir
yanlsama deildir; bununla birlikte, tabii ki, psikotik Lebensvvelt,
onu asli psikotik znden de tehlikeli ve ykc klabilecek yapay
lklar da beraberinde srklemeye elverili d etkiler tarafndan
biimsizletirilir (biimsizletirilebilir). Psikotik zn asl, ancak
psikopatolojik (fenomenolojik) olarak yeniden deerlendirilmesi
halinde derinden derine kavranabilir.
10 Basaglia.F-, Scritti 1 :1953-1968, Einaudi, Tormo 1981; Basaglia, Scritti II: 1968-1980,
Einaudi, Torino 1982; Borgna E., Modelli teora e questioni cliniche in psichiatria, A.
Gastn, Genealoga dell'alienazione, Feltrinelli, Milano 1987, s. 9-30; Foudraine J.,
Chi dt legno?, Mondadori, Milano 1975;.Kisker K.P., Psychiatrie in dieser Zeit,
. Hundert Jahre Nervenheilkunde, ed. R. Degkwitz, Hippokrates, Stuttgart 1985; Laing
R.D., Vio diviso, Einaudi, Torino 1969; Laing R.D., L'Io e gli altri, Sansoni, Firenze
1970.
11 Bernhard T., II nipote di Wittgenstein, Adelphi, Milano 1989.
Buradaki sylem amanszdr ve sorunlara eilmemektedir; bu
nunla birlikte, metin, daha sonra annda saptraca bir gereklii
yakalamaktadr: Kendi hastalklarnn doduu ve ld ka
ranlklarn bilincinde olmayan ve (psikotik olan ya da olmayan) bir
kiinin kaderini, kayna hayal gc olan tanmlarn ve kat te-
hissel modellerin alaryla hapsedebilecei yanlsamasn yaayan
bir psikiyatri trnn (neyse ki tek bir psikiyatri yoktur, son-suz
psikiyatri vardr) gerekliinden bir kesit sunmaktadr. (Elbette ki
Bernhardn szlerini aktarmak zordur; zira szlerinin, eletirel bir
mesafe koymakszn dorudan doruya kabul edilmesinden kor
kulur; ancak metindeki kamlayc ve ykc szler de iddetli bir
zlemin varlnn seilir gibi olmasn salamaktadr.)
Hibir eyden psikiyatrlarn eline dmekten korktuum ka
dar korkmadm. En nihayetinde ancak bela getiren dier btn
doktorlar bile, psikiyatrlarn yannda nispeten daha az tehlikeli
kalr nk toplumumuzda psikiyatrlar kendi aralarnda hl b
yk bir dayanma iindedirler ve dolaysyla bir ekilde dokunul
mazla sahiptirler ve onlarn dostum Paule tamamen vicdanszca
uyguladklar teraptik yntemleri uzun yllar boyunca inceleme
imknna sahip olduumdan, nceden zaten duyduum korku
daha da iddetli bir korku halini ald.13
Psikiyatriye ve bundan da ziyade psikiyatrlara ynelik bu yarg,
elbette ki kabul edilemez bir katlkla verilmitir; ancak szn z,
belki de psikiyatrinin (bir tr psikiyatrinin) kendi bilgi-sizliinin
snrlarn kabul etmeyerek, ac ve kayg, umutsuzluk ve korku gibi
her trl psikotik deneyimin yaptalarna kar ayn (gemi ve
gnmz) teraptik yntemlerini uygulamaya meyletmesi; by
lelikle de, her trl biyolojik mutlaklatrmanm tesinde olan ve
dinleyen ve elik eden insan scaklndan asla vazgeemeyecek
olan delilik takmadasnn elikilerinde yatan bitmez tkenmez
insani kkleri (krdm) gz ard etmesidir.
13 Ar*
PSKOTK DENEYMDE ANLAM YOLU
18 Berti E., Introduzione, La filosofa oggi, ira ermeneutica e dialettica, Studium, Roma
1987, s. 8-9.
anlamnda kullanlmtr. W. Blankenburgun19 belirttii gibi, di
yalektik bir Einstellung*** psikotik Lebensweltin ayrtrlabilir ve
diyalektik olan ifasnn kavranmasn salamaktadr: Bu sayede,
olumludaki olumsuz, olumsuza dalm olumlu yakalanr ve psiik
normallik ve a-normallik, psiik salk ve hastalk ayrm
nn tesinde yer alan condition humaine t* ikin sav ve karsavla-
rm uyum ve uyumsuzluklar radikalleir.
(Hegelin yan sra Kierkegaardn ifadelerinde de, diyalektik,
olumsuzdaki olumluyu yakalamay salayan bilisel bileim ola
rak deerlendirilmektedir. Gereklikte, olumlamalar ve olumsuz-
lamalar, savlar ve karsavlar, dorusallk ve dorusallk kartl
gren, bunlar sonsuz bir sarmalda birbirlerine diyalektik olarak
bal kabul eden kavramsal Einstellung ise Hegelindir.)
Her psikotik deneyimde, sylemin yetersiz kalan kategorile
rinin elinden kaan bir yaant z bulunmaktadr: Bu z, yay
lmac olumsuzlukta da mevcut olan bir olumluluk zdr ve bunu
yakalamak, psikiyatrinin bir eyleri net bir ekilde ortaya koyup
kavramasn salayan diyalektik deerlendirmenin zelliklerinden
biridir. Psikotik Lebensweltte baka (bildik ve gndelik olandan
ayr olan) anlamn onarm da, psikotik deneyimin karaltsn ve
srrna erilmezliini ayn ekilde, hatta daha da kkten ekilde ha
fifletmekte, olumsuzdaki olumlu arayna ve olumlunun olum
suzda yer alma tanklk etmektedir. Anlam snrlar, bylelikle,
kavramann (anlamann: Jaspersci anlamda Verstehenin) dayatt
snrn ve snrlamann tesine hzla ve istikrarla gemektedir:
Buna gre, psikoz artk bir doa olay deil de kendine gre bir
anlam verisine sahip olan: olumsuzluktan kmlmn izini ta
yan bir olaydr.
[Immanuel Kantm Anthropologie in pragmatischer Hinsichtte
(Pragmatik Adan Antropolojid) zihin hastalklar ile ilgili yap
t deerlendirmeler, olaanst gncellii ve psikozlarla ilgili
diyalektik temelli sylemle uygunluu bakmndan insan hayret
iinde brakmaktadr.
19 Blankenburg W., Wie weit reicht die dialektische Betrachtungsweise in der Psychi
atrie?, Zeitschrift f r klinische Psychologie und Psychotherapie, 29, 1981, s. 45-66.
* Alm. Tutum, zihniyet, (.n.)
** Fr. nsan olma durumu, insanlk hali, (.n.)
Aslen radikal psikotik zlme deneyimi olduunu syleyebi
leceimiz deneyimin fenomenolojisini tanmlarken, kendisi yle
yazmtr:20 Tuhaflk (delilik), dengesi bozulmu mantn hastal
dr. Hasta, deneyimin her nevi rehberliinden kanr ve deneyim
ltnden tamamen stn olabilecek ilkeler izler ve anlalmaz
olan kavramay hayal eder. Dairenin kareliletirilmesinin kefi,
srekli devinim, l Birlik srr onun egemenliindedir. Eser
daha da grkemli bir ekilde devam etmektedir: Bu drdnc tr
den deiiklie, sistematik denebilir. Zira szn ettiimiz bu zi
hinsel dengesizlikte sadece akl dzensizlii ve akl kurallarndan
sapma deil, olumlu bir mantkszlk, bir dier deyile baka bir kural,
bambaka bir bak as da vardr ve bu yle bir bak asdr
ki, tabiri caizse insann ruhu yer deitirmi ve tm nesnelerin
farkl bir ekilde grld uzak bir yere gemitir ve dolaysyla,
(nefsani) hayatn birlii iin gerekli olan duyulardan uzakta bu
lur kendini: delilik (VerrckungY terimi ite bu nedenle mnasiptir.
Hemen hemen, bir da manzarasn ku bakndan grmek gibi
bir eydir bu, orada edinilen izlenim yerde edinilen izlenimden
tamamen farkldr. Son olarak: Aklszlk (ve bu olumlu bir eydir,
salt bir akl yoksunluu deildir), tpk akl gibi, nesnelerin uyum
salayabildikleri sade bir biimdir ve dolaysyla akl da, aklszlk
da evrensel olann iinde yer almaktadr" demektedir.
Kantm sylemi, her nevi kat natralist konumlanmann tesi
ne gemekte ve psikotik deneyimi, alntlanan metin balamnda
izofrenik deneyimi, kendi aikr ikilemliliinin ve diyalektiin
nda kavramaktadr.]
Szn ettiimiz diyalektik baktan hareket ederek, olumsuzda
olumluyu kavrayarak, hezeyan ve halsinasyon deneyimlerinde,
karaltl ve srl da olsa, anlam ve manaya gndermede bulunan bir
eyler yakalamamz mmkn olur. Hezeyann ve halsinasyonun
olumsuzluunda, sadece kendi gnlk deneyimimizden radikal
olarak baka olan bir deneyim ifa olmaz; burada, diyalogsal (ikili)
farkl bir bileim ve zneler aras farkl bir temel de belirir. O halde
psikotik Lebensveltten hezeyan ve halsinasyon fenomenolojisini*
* Fr. Tenakuzlar. nsan, doas gerei hem kolay inanr, hem zor inanr, hem ekin
gen hem de ar cretkrdr, (.n.)
** Fr. Kiide hem namevcudiyet hem mevcudiyet, hem keyif hem keyifsizlik vardr.
ki anlaml bir kod ... Ak olan ey, manann sakl olduu yerdedir, (.n.)
24 Pascal B., Penses, Seuil, Paris 1962.
tesine gemekte ve autre mondea* deil de, bu dnyaya ait psiko
lojik ve insani olgular kendine (etrafna) ekmektedir. Dolaysyla
bir anlam yolundan ve bununla birlikte, anlam olan ile anlam
olmayann birbirine balanmasn ve birbirinden ayrt edilmesi
ni salayan, anlaml (yapc) bir eye atfta bulunan ile lsel bir
olumsuzluk iinde bulunann: bir dier deyile, olumsuzluun iine
dalm olana tanklk eden eyin birbirine balanmasn ve bir
birinden ayrt edilmesini salayan diyalektik bir deerlendirme
eklinden sz edilmektedir. Her depresif Lebensweltte mevcut olan
isel manzaralar ve birbirinin yerine geen, birbirleriyle birleen
eitli semptomatolojiler, anlamn sonsuz alanlarna iaret etmek
tedir.
GRNRDEK DZELME
SULULUK HSS
PSK HZN
6 Scheler M., D er Formalismus in der Ethik und die m ateriale Wertethik, Francke, Bern
und Mnih 1966.
7 Schneider K., Die Schichtung des emotionalen Lebens und der Aufbau der Dep-
ressionszustande, Zeitschrift f r diegesam te Neurologie und Psychiatrie, 59, 1921, s.
281-286; Schneider K., Klinische Psychopathologie, Thieme, Stuttgart 1962.
8 Wyrsch J., Etats dpressifs, Acta psychosomatica, I, 1958.
ik hznde, kendinden-bakasyla, iinden ac ve gzya geen:
dayanlmaz bir insani kntyle atlam bir zdeleme belir
gindir. Endojen depresyonda (klinik melankolide) hzn, hastann
ifa etmi olduu o rtkan ve haykrc (boulmu) zellikleri
tar ve bunlar, bellee ve klinik deneyime kaznr.
Psiik hzn, onun anlamsal uzantsn belirleyen, daha baka
duygu ve duygulanmlarla9 beraber yrr. Ona, zellikle de her
trl sevincin yokluu, her umudun kayb: yani depresif deneyi
min en temel yaplarndan biri olan umutsuzluk elik eder. Me
lankolik fenomenoloji balamnda, Maria Teresann szlerinin de
gsterdii zere, isel zlme deneyimine de rastlanr: Younlu
unu, yanklarn tamamen yitirir gibi olan dnyann ve insann
kendisinin iinin boald (yprand) grlr; bunun uzants
da her trl ilikisel (diyalogsal) oluumun ulalmazlk noktasna
varacak kadar ok azalmasdr; ilikiler geici, en nihayetinde de
olanaksz bir ey olarak yaanr olurlar. Ben ve dnya, zaman za
man, hilik ve ykm deneyiminin kapsna dayanr ve bu durum
hz ve art gsterdiinde, gitgide yaylan ve dehet verici bir hal
alan yabanclama (Entfremdung) deneyimine dnebilir.
Sonradan intiharn lmcl arsna kaplm Marina Tsve-
tayeva, ylesine hlyal ve huzursuz edici mektuplarndan birin
de, kendinde buna benzer bir yabanclama grmtr; Bedeninin
ve dnyann yaadn hissetmek onun iin imknsz olmutur.
Hayatta bir ekilde acya altm... Hatta fiziksel acya bile: Yanan
bir eyi elime alabiliyorum -ve scakln hissetmiyorum, herkes
hlamur aac iek at diyor -ve ben koku almyorum; hani sanki
bana kol kanat germi birisi karar verip Yeter! demi ve tensiz
bedenimi geirgen olmayan bir maddeyle kaplam.10
Hzn ve kayg, paralanm iletiim ve yabanclama dene
yimleri, Maria Teresann ruh halinin (StimmungvLnun) depresif d
nm sresince birbirini izlemitir: Kendisi, en acl gnlerinde
bile, sessizlie kapanmak ve reddedilmilik hissine kaplmak zo
runda kalmayarak, bir eyler sylemeyi srdrebilmitir ve iine
iletiim zlemi ve umudun ateli kvrm szm olan bir yalnzla
13 Scheler M., Der Formalismus in der Ethik und die materiale Wertethik, Francke, Bern
ve Mnih 1966.
14 W yrschJ., Etats dpressifs, Acta psychosomatica, I, 1958.
ve bu ykn midesine oturduunu, kalbinin elik bir mengeneye
sktn sylediinde Maria Teresann bana gelen bu yukarda
sylediklerimizdir. Bunlar; depresyonlarn geliim srelerinden
bazlarnda, hznn, nasl da bedensel (somatik ve yaamsal) zel
likler tadn, radikal bir biimde bedensellie odaklanp onu
kapladn gsteren deneyimlerdir (otoanalizlerdir). Psiik hzn
yaam bulduunda, somatik semptom halini de alr.
1 Baeyer W. von, Angst als erlebtes Bedrohtsein, Der Nervenarzt, 55, 1984, s. 349-
357; Baeyer W. von, Baeyer-Katte W. von, Angst, Suhrkamp, Frankfurt am Main
1973; Binswanger L., Melancholie und Manie, Neske, Pfullingen 1960; Gebsattel
V. E. von, Prolegomena einer medizinischen Anthropologie, Springer, Berlin-Gttingen-
Heidelberg 1954; Gebsattel V. E. von, Imago Hominis, Neues Forum, Schweinfurt
1964; Herzog-Drck J., Der Depressive und die Hoffnung, in Der leidende Mensch, ed.
A. Sborowitz in collaborazione con E. Michel, Wissenschaftliche Buchgesellschaft,
Darmstadt 1969, s. 352-366; Lopez Ibor J . J., Sobre la psicopatologia de las depressi-
ones, in Psychopathologie heute, ed. H. Kranz, Thieme, Stuttgart, 1962, s. 139-144;
Minkowski E., Trait de psychopathologie, Presses Universitaires de France, Paris
1966; Schneider K., Die Aufdeckung des Daseins durch die cyclothy-me Depres
sion, Der Nervenarzt, 21, 1950, s. 193-195; Schneider K., Klinische Psychopathologie,
Thieme, Stuttgart 1962; Schulte W., ber den Zugang zu melancholisch Kranken,
ber das Wesen melancholischen Erlebens und die Mglichkeiten der Beeinflussung, ed.
W. Schulte, Hippokrates, Stuttgart 1965, s. 70-87; Tellenbach FL, Sinngestalten
des Leidens und des Hffens, Conditio humana, ed. W. von Baeyer ve R. M. Griffith,
Springer, Berlin-Heidelberg-New York 1966, s. 307-318; Weitbrecht H. ]., Glatzel J.,
Psychiatrie im Grundriss, Springer, Berlin-Heidelberg-New York 1979.
2 Bopp J., Angst vor Endzeit, Universitas, 42, 1987, s. 1150-1157; Pldinger W., So-
ziogenese der Angst, Die Vielfalt von Angstzustnden, ed. P. Kielholz ve C. Adams,
Deutscher rzte-Verlag, Kln, 1989, s. 101-105.
3 Homberg W., Konflikte, Krisen, Katastrophen. Angst durch die Medien-Angst vor
den Medien, Universitas, 42, 1987, s. 1133-1142.
zellikle de, her yntemsel yaklam bir yana, Sigmund Freudun
kaygnn zerinde uzun uzun durduu almalar4 gz nnde bu
lundurulmaldr.
Kayg mevcudiyetinin ve krlan umudun (umutsuzluun) iz
lerini srdmz takdirde, melankolinin yapsal imgeleri, nihai
(varolusal) fenomenolojik ve antropolojik perspektifleriyle ortaya
kacaktr.
7 Heidegger M., Che cos la metafsica?, Segnavia, Adelphi, Milano 1987, s. 59-78.
8 Jaspers K., Gesammelte Schriften zur Psychopathologie, Springer, Berlin-Gttingen-
Heidelberg 1963.
9 Heidegger M., Essere e tempo, Utet, Torino 1969.
10 Schneider K., Die Aufdeckung des Daseins durch die cyclothy-me Depression,
Der Nervenarzt 21, 1950, s. 193-195; Schneider K., Klinische Psychopathologie, Thie-
me, Stuttgart 1962.
kayg iddetlenir, kktenleir ve dnr, hezeyan zellikleri gs
tererek, hzla, hastalk bilincinden yoksun baz (endojen) depres
yonlara kayar. J. J. Lpez Iborun11 da kaygya bak bundan farkl
deildir; kendisi, depresif kaygnn, zsel olarak, normal kay
gdan ayrlamayacan: her ikisinin de hilik karsnda duyulan
bir kayg olduunu; ancak ilkinin (hastaln tetikledii) gerek
d deneyimlerle; kincinin ise yaamn ontolojik hassasiyeti ne
deniyle vcut bulmu, canl deneyimlerle, bir dier deyile d
kaynakl olup da hilikten sarslmaya sevk eden etkilere uzak ka
lan deneyimlerle ilgili olduunu belirtir. Buna gre, depresif kayg
Kierkegaardn sz ettii gibi deildir, yaratc kaygnn zellikleri
ni tamaz ama patolojik olmakla birlikte, gene de varoluun derin
liklerini ifa edebilir.1
112
L. Binswangerin yapt melankolik depresyon saptamasnda
ise yukardakinden tamamen farkl bir yorum getirilir. Binswan-
ger; melankolik kaygnn, Kurt Schneiderin tabiriyle, depresyon
tarafndan serbest braklm asli kaygdan ok farkl olduunu
belirtmitir.1314Buna gre, depresif kayg, varolusal bir gereklik
deil de bir doa olayfdr: Doal bir deneyim olan klinik melan
kolinin (psikotik depresyonun) bnyesinde gerekleen bir olgu
dur. Schneiderin tezine gre, Heideggerin dncesi, depresif kay
gnn da kkl bir ekilde kavranmasn salamtr; Binswangere
gre ise, bu kabul edilemez. Heideggerin syleminin, kaygy va
roluun ontolojik yapsnda yer alan bir yapta saydn belirten
Binswanger, bunun depresif kayg iin geerli olamayacan ifade
eder. Ona gre, depresif kaygda, daha-hl-hayatta-kalabilme ihti
malinin yitimi karsnda dehet duyulmaktadr; (Heideggerin ele
alm olduu) psikotik-olmayan kaygda ise insan, kendi varolu
unun tartma-konusu-haline-gelmesi ihtimali karsnda dehete
kaplmaktadr. Binswangerin dncesinin z, o halde, udur:u
(Heideggerci) ontolojik kaygnn eidosnu,* kayg olarak tanm
lanmaya alk olunan her eye ynelik olas atflarn bir modeli
22 Hole G., Angst aus theologischer und psychiatrischer Sicht, Angst-Furcht-Panik, ed.
V. Faust, Hippokrates, Stuttgart 1986, s. 38-45.
tutunur. zgrlk bu ba dnmesine boyun eer.23 Kaygnn
sahip olduu ikenceler hibir Byk Engizisyoncuda bulunmaz;
hibir gizli polis, zanlya saldraca, ya da onu tuzaa drecei
zayf n Kayg kadar iyi bilmez; hibir yarg, suluyu soru
turma yolunu, onun ne elenceyle, ne grltyle, ne iiyle, ne
gndz, ne de gece elinden kamamasn salamay Kayg kadar
iyi baaramaz.2*
Kukusuz ki, psikoloji ve psikopatolojinin hibir alannda,
hl salkl ile neredeyse hasta snr kaygda olduu kadar
dalgal ve deiken deildir. V. E. Gebsattel, bu sav onaylayarak
ve Kierkegaardn bir saptamasna k tutup, ne meleklerin ne de
hayvanlarn kaygy bildiini belirtir: Kayg, hiliin girdaplarna
(hayati olan her ufkun kkl hileme girdaplarna) ne kadar de
rinden batldmn gstergesidir.25
Gerek psikotik (depresif), gerekse psikotik-olmayan kaygda,
insan hem zgrdr hem de zgr deildir; yle ki, insan, altn
da ezildii kaygnn nereden geldiini ve neye yneldiini bilmez:
Kayg ite yle grnmez, yle somut, yle uup kac, yle yanl-
samal bir eydir. Kaygnn antropolojik yaptalarn ele alan Geb
sattel, kayg halinde dnyann d grnmnn nasl da dn
tn, bizden-baka-olanm nasl da ba dndrc bir namev-
cudiyetle bizden uzaklatn: ulalmaz ve yabanc, tannmaz ve
gizemli hale geldiini vurgular. Kaygda, anlam ve karlkll
yakalanamayan varolusal ilikinin (her zneler aras ilikinin) ii
nin boalmas vuku bulur.
Kendinden-baka-olanla karlamay yok eden ve talatran
kayg fenomenolojisinde daha baka eler de rol oynar: Sessizlie
ynelinir (szckler sner) ve ayna, hayat barndrmayan, bolukta
yitmi bir imge yanstr. Kayg srasnda (zannmca depresif kay
gda ama elbette ki sadece bunda deil) grlen, metaforik olarak
Medusanm baklarna gndermede bulunan bu buz gibi tann
mazlk, bizden-baka-olanlara ve eylere ilikin elere deebilir.
Bu aamada, Jean-Pierre Vernantm baka bir balamda dile getir
i l Kierkegaard S., Kayg Kavram, ev.: Trker Armaner, Trkiye t Bankas Yaynlan,
stanbul, 2012, s. 56.
24 Age, s. 156.
25 Gebsattel V. E. von, mago Hominis, Neues Forum, Schweinfurt 1964.
dii26 ima ve deinmeleri kavrayp, onlarla yeniden-tanabiliriz:
Medusaya baktmzda, o bizi taa dntrp yle bir aynaya
evirir ki, bizde kendi dehet verici yzn grr ve ayrm, iki
ye blnm imgede: onun gzn grdkten sonra her birimizin
dnt hayalette kendini yeniden-tanr. Ancak, Medusamn
maskesinde bakmz kaybolup saklanverir; ve bu maske hani
sanki yzmzden hi kmam ya da hani sanki sadece glgemiz
ya da yansmamz olmak zere bizden kopmu gibi olur.
Kayg, kendine has deikenlii ve uup kaclyla, (bu vahi
ve amansz maskelerin gizemli oyununda) hayret verici sahnelere,
olas sonsuz metaforlardan bir dierine gndermede bulunan hi
liin imgelerine yansr; von Gebsattelin tabiriyle hiliin imgele
ri, insann durumuna yansyan (insann durumunda tersyz olan)
basit ve asli tehditle kapldr ve bu tehdit, grnmez olan ifa ede
rek, insan hayalinin ei benzeri olmayan srayna tanklk eder.
Hiliin imgeleri, depresif varoluun kendi tarihselliinde ve oluu
munda tutuklu kalma ekillerinin semantik simgesinden ibarettir.
Psikiyatrinin srl ve huzursuz edici karanlklarn aralayp da27
bugn hl gkta gibi l l parlayan V. E. Von Gebsattelin fe-
nomenolojik (Schelerci) kurgusuna baktmda seer gibi olduum
depresif kayg antropolojisi ve zellikleri bunlardr.
Depresif kayg (en nihayetinde), hayat karsnda duyulan kayg
olarak: ayn zamanda, -le-me-me kaygs anlamna da gelen, yaa-
ya-ma-ma kaygs olarak ele alnmadan edilemez. Klinik melanko
lide, kii yaayamaz ama lemez de; hastalarn yapt zbetimle-
meler, melankolide lme kaygsna da dnen bu yaama kayg
snn nasl yaandn ve deneyimlendiini ve bunun, soyut ya da
kesik bir ifade deil de, fenomenolojik olarak nasl da dorudan ve
aikr bir deneyim olduunu gstermektedir. Yaamadnda ve
lmediinde, yaayamadnda ve de lemediinde, insann hayat
her trl atlmdan yoksun kalr ve kendini, dnyayla iletiim kur
maktan geri eker: Her trl aknlktan kopuk (kesik) bir imdiki
zamann sularnda yzer.
26 Vernant J.-P., Lamorte negli occhi, II Mulino, Bologna 1987.
27 Kisker K. P., Gotthnliches Herz, Viktor von Gebsattels Wege zur Person,
Zeitschrift f r Klinische Psychologie und Psychotherapie, 24, 1976, s. 292-304; Tellen
bach H., V. E. von Gebsattel und das Problem der Person in der Psychotherapie,
Daseinsanalyse, 7, 1990, s. 157-166.
Kayba dair her deneyim; ifade biimleri ve iddeti farkllk gs
terebilmekle birlikte, boalma ve varolusal yitmilik hislerine e
lik eder. Klinik melankolide, depresyonun elik ettii kaygda, her
ey daha da altst edicidir: Bu durumda, hayat, hayatn kesintisiz
aknts, oluum girdabnda her bizimizi ileri doru iten ve her bi
rimizi zneler aras etkileim dnyasnn iine ve de krdm
lerine daldran akkanlk yok olur. Hayatn ak durunca (ve bu
durma hali, her depresif kaygda gayet aikr bir ekilde grlr),
hayat gerekleemeyecek bir hale gelir: Gereklikten ve isel yan
klardan yoksun bir imdiki zamann iinde yanp kl olan gemi
ve gelecein girdabna kaplr.
Son olarak, kayg, lmn aynasdr (metaforudur) ve her de
fasnda yreim azma gelerek, bylenerek okuduum Georges
Bernanosun Dialogues des Carmlitesinde,28 lm deindeki ba-
rahibenin kvrandrc kaygsnda, insani kaygnn her trlsn
dnm ve zetlenmi olarak grr gibi olurum: Quimporte ce
que je dis! Je ne commande pas plus ma langue qu mon visage!
Langoisse adhre ma peau comme un masque da cire... Oh! Que
ne puis-je arracher ce masque avec mes ongles! (Bu olaanst ve
evrilmesi olanaksz metni, evirmeye elim varmad.)
UMUDUN YTMES
KAYGI VE KAYGILAR
37 Tellenbach H., Sinngestalten des Leidens und des Hffens, Conditio humana, ed.
W. von Baeyer ve R.M. Griffith, Springer, Berlin-Heidelberg-NewYork 1966, s. 307-
318.
38 Schmitt W., Karl Jaspers und die Methodenfrage in der Psychiatrie, Psychopatho
logie als Grundlagenwissenschaft, ed. W. Janzarik, Enke, Stuttgart 1979, s. 74-82.
39 Herzog-Drck J., Der Depressive und die Hoffnung, Der leidende Mensch, ed. A. Sbo-
rowitz & E. Michel, Wissenschaftliche Buchgesellschaft, Darmstadt 1969, s. 352-
366.
lenmitir. Psikotik kaygda, psikotik-olmayan kayg da varln
srdrr ama psikotik kaygnn, duygulanmsal ierii yabanclk
derecesine varr: Kald ki, bu iki kaygnn biimsel zellikleri de
birbirinden farkldr.
Bu blm sonlandrrken, Rainer Maria Rilkenin labirenti an
dran, silinmez duygulanmlar yanstan aykr romannda40 kay
gya (her kaygya) dair ortaya koyduu acl ve huzursuz edici baz
imgelere atfta bulunmann faydasz olmayaca kanaatindeyim.
Btn kayp korkular yeniden karmda. Yorgan kenarndan
km kk bir yn ipliinin sert, sert ve bir elik ine gibi siv
ri olduu korkusu ve devam: uyursam, sobann nndeki bir
kmr parasn yutarm korkusu; rasgele bir saynn, kafamda,
bo yer brakmayacak ekilde bymeye balayaca korkusu; ze
rinde yattm eyin granit, gri granit olduu korkusu; barabili
rim, kapma rler, derken kapy krarlar korkusu; kendimi
aa vururum da korktuum eylerin hepsini sylerim korkusu ve
hepsi de sylenmeyecek eyler olduu iin hibir ey syleyemem
korkusu ve br korkular... korkular. ocukluum iin Tanrya
yakardm, ite geri geldi ocukluum ve yle hissediyorum ki, o
cukluk, eskiden naslsa yine yle ar ve hibir eye yaramam
yalanmak.41
Umudun varolusal izgisi, kaygnnkine tam olarak kar du
rur. Bu umut suda yzer ve kendine ikence eder, hayat ve lm
sresince akkan olur ve can ekitirir ama umut, lmcl hastal
n, klinik melankolinin en karanlk saatlerinde bile, en ok darbe
alr gibi durduunda bile, ufukta uup kac bir ekilde belirebilir.
Nietzschenin parlak sylemi umuda dair muhteem bir fenomeno-
loji ortaya koymaktadr: Umut, aceleci ve apansz hayat deresinin
stne atlm gkkuadr, kpkler onu yzlerce kez yutar ama
o hep yeniden belirir: Dereyi, tam da vahi vahi, tehlikeli tehlikeli
gmbrdedii yerde, o narin ve gzel atlganlyla srekli aar.42
40 Rilke R. M., I quaderni di Malte Laurids Brigge, ltalyancaya ev. F. Jesi, Garzanti,
Milano 1974.
41 Rilke M. R., Malte Laurids Briggenin Notlar, ev. Behet Necatigil, Can Yaynlar,
stanbul, 2006, s. 45-46.
42 Nietzsche F., Umano, troppo umano, iinde Umano, troppo umano e Frammenii
postumi (1876-1878), Adelphi, Milano 1965, s. 3-306.
3. Bedenin Gizemi
SYLEMN FELSEF YN
6 Age..
gelebilir. Hasta kii, entelektel bir aba ya da istencin soyut karar
sayesinde deil, btn bedeninin derlenip toparland bir geri d
n sayesinde kendi sesini yeniden kazanacaktr.7
Merleau-Pontynin bedenle ilgili syleminin z, zannmca
kendisinin u ifadesinde yatmaktadr: Dnyann hacmiyle yar
maktan uzak olmakla birlikte bedenimin hacmi, eylerin kalbine
varmak iin sahip olduum tek aratr.8
Dolaysyla da bundan, fenomenolojinin (ok net bir ekilde
Merleau-Pontynin fenomenolojisinin), niyeti; bedeni dnyaya do
ru yneltip yollayan yapta olarak ortaya koyduu ve bylelikle,
dnyann da, bedenin de anlamn netlikle belirledii sonucuna
varlmaktadr. Bir dier deyile fenomenoloji, bedenin anlamna
ilikin farkl ve radikal bir zmleme yapma olanan da vurgu
lamtr; buna gre bedenin anlam, ancak, dnyann ve bedenin
birbirine balandklar, birbirinden koptuklar ve ate gibi sms-
cak gndermelerle dolu sarmalda birbirlerine yeniden kavutuklar
girintili kntl i ielikte kavranabilir.
Ludwig Binswanger; fenomenolojik dncenin izinden gide
rek, beden konusunu eskilerde (ve halen) somatoloji (vcutbi-
lim) alanyla daraltan, bir dier deyile bedeni (elbette ki beden
hastalklaryla ilgilenen) tbba teslim eden ve onu sadece jey-beden
ve nesne-beden olarak ele alan birtakm psikoloji ve psikiyatrilerin
yntemsel temellerini iddetle deitirmitir. Binswangerin szleri
yledir: Biz, insann bir bedene sahip olduunu ve bu bedenin
yapsn bilmekle kalmamal; insann her zaman, bir ekilde beden
olduunu da bilmeliyiz. Bu; insann bedensel olarak yaad an
lamna gelmekle kalmaz, onun srekli olarak bedeniyle konutuu
ya da kendini ifade ettii anlamna da gelir. O halde, bu, insann
szlerle meydana getirdii lisann ve imgelerle az ok ortaya koy
duu dilin tesinde, kati bir biimde kendini ifade eden, gelien
bir beden dili olduu anlamna da gelmektedir. letiimin reddi ya
da insann kendi iine ekilmesi nedeniyle, iletiimin asli ifadesel
arac (szl dil) sndnde, bir dier deyile insann imgelemsel
hayal gc de sustuunda ve gerekten de yrek paralayc hayat
13 Plgge H., Der Mensch und sein Leib, Niemeyer, Tbingen 1967.
14 Blankenburg W., Phnomenologie der Leiblichkeit als Grundlage fr ein
Verstndnis der Leiberfahrung psychischer Kranker", Daseinsanalyse, 6, 1989, s.
161-193.
biimlerinde grlen olumsuzluk, -me, -ma deneyimine15 balanr.
Melankolik tutukluun uurumundan inmek demek, ya-pa-ma-ma
deneyimine yakalanm olmak (bu deneyimin meydan okuyuuna
maruz kalmak) demektir: Hznl-olamama, yaayamama ve le-
meme demektir. Tutuk melankolinin -me,-ma hali, anlam tayc
olan bedenin hafzasn silecek kadar ileri gidebilir; bu durumda,
oluumun (her trl gelecein) talamasna ahit oluruz, anlam
yokluu mahiyetinde ve kendi savanda niyetten yoksun kalm,
ey-beden haline gelmi yaanm beden mahiyetinde lm dene
yimine ilikin bir eyler grrz.
O halde depresif yaam (zellikle de hipokondriyak ve tutuk
olan), derin ve ulalmaz beden metaforuna da elik etmektedir;
depresif yaamn ileri aamalarnda, hasta, yaayan bedenini his
setmez olur, yaayan bedeni tam bir anlamszlk ve yitik bir i-
kinlikte boulmu gibidir. Depresyonun gerek ve asli boyutlar,
anahtar szck niteliindeki beden szcnden (de) gemektedir.
IH Age.
Bu derin isel yalnzln beni iine mhlad bu uurumdan
kacama dair hibir umudum yok artk, iinde bulunduum
yalnzlk engin ve mutlak: Onu dindirebilecek hibir ey, gerek
ten de hibir ey yok; oysa her ey onu iddetlendirebilir. imdeki
souu eritebilecek hibir s yok; beni saran karanl aydnlatabi
lecek hibir k da yok. Gnlerim, hayatm, kayg ve umutsuzlua
mahkm. Bir kimlie sahip olmann: bir kimlii olmann ne de
mek olduunu bilmez oldum artk. Canllar arasnda bir l, ller
arasnda da bir canlym; hl anlam tayan yegne ey intiharm
gibi geliyor bana. Hayatm, var olan her eyden ve zellikle de ken
dimden irenmemi salayan salt bir olumsuzluk oldu.
Bu gen hasta, kendini olaanst zeki bir ekilde zmleye
bilmekte ve yaadklarn, zaman zaman yapmack gibi de durabi
len ama aslen derin bir depresif durumda olmasndan kaynakla
nan, zarif ve ssl bir dille ifade edebilmektedir. Bu semptomato-
loji olmadnda, dil kuraklamaktadr. Zira bu semptomatolojinin
yokluunda, gndelik hayatn sradanlg baskn gelir ve bu gz
kamatrc isel manzara, bilindik ve snk bir eye dnr.
Annann (ikinci hastann) melankolisi, Paolanmkinden yo
undur ama onda da, beden konusu tartlmaz bir ifadesellie
sahiptir.
lmek bile mmkn deil artk. Sadece et ve kemikten ibare
tim: Yaamdan yoksunum. Artk bir insan deilim. Bilmem ki, bir
yn oldum, anlam olmayan bir ey, bir hi oldum. Ve yryemi-
yorum. Bir hi yryebilir mi hi? Ve hayrettir ki, okuldayken snf
birincisiydim. Bu koca dnyada bir ben byleyim. Herkes benim
gibi olsayd, dnya bir adm ileri gidemezdi. Artk bir insan dei
lim. Bir hiim. Yrmeme engel olan, beni yerime mhlayan bir ey
var. Aklm gitti. Ama onun artk varolmadn sylemem gereksiz:
Benim hi beynim olmad ki. Onu hissetmiyorum artk. Kendimi
ne canl ne de l gibi hissediyorum. Bir insan deilim. Bir hiim.
Bedenim ne yayor ne de l. Bilmiyorum, bilmiyorum, bu bir
sorun. Benim gibi, ocuklarm gibi beyni olmayanlar, hibir ey
anlayamaz.
Durum burada daha da sknt ve kayg vericidir: Depresyonun
beraberinde srkledii, benlie ve dnyaya ynelik gitgide artan
yabanclamada, beden de kendi tanmrlgn ve ainaln, maddi
oluunu ve effafln yitirmekte, sz konusu zlme ve hile-
meye gmlmektedir.
Depresif deneyim, dnyay ve kendi bedenini yitirmeye dair bu
manidar duruma varacak derecede radikal bir yabanclama sn
rna ulaabilmektedir.
Roland Kuhn, iddetli bir yaamsal endojen (i kaynakl)
depresyon geiren bir hastasnn yaam yksn betimlerken,
Paolada (hi olmazsa ksmi olarak) karlatmz klinik gz
lemleri saptamtr. Kendisinin yazd gibi: Depresif hasta, va
kamzda da grld zere, gnlk dilde yaygn olmayan ama
fenomenolojinin ve varolusal analizin daarcnda bulunan
szckleri doallkla kullanmaktadr.19 Sz konusu bu anahtar
kelimeler arasnda, hastamzn kullanm olduu olumsuzluk
szc de bulunmaktadr. Kuhn, betimledii vaka hakknda
fenomenolojik bir izgi tayan baka eyler de sylemektedir:
Hastay megul eden, ona ekici gelen, onu ilgilendiren, ona
sevin ya da keyif veren hibir ey yoktur. A rtk hibir ey ya
pamyorum, hibir eye kar hibir ey hissetmiyorum, iimde
hibir duygu kalmad sanki. Hibir ey hissedemiyorum. Bede
nen de, cinsel olarak da hibir ey hissetmiyorum, ne eime ne
de domak zere olan torunuma kar bir ey hissediyorum. Et
rafmda dehet verici bir boluk var ve ben kendim de umutsuzca
boum.20
eriksel ve dilsel yaknlklar bir yana (elbette ki Anna ve
Paolann kullandklar dil ok daha yaratcdr), gerek Anna ve
Paolada, gerekse Kuhnun bu hastasnda ei benzeri olmayan (her
duygulanmn ve bedensel ifadenin yittii) bir kayg bulunmakta
dr; bu kayg sessizlie kapanmayan, hareket ve szlerde anlamsz
la kaymayan, radikal bir biimde varolusal temelli bir syleme
dnen bir kaygdr.
23 Age.
4. Otistik Yalnzlk
6 Age.
7 Kranz H., Depressiver Autismus, Das depressive Syndrom, ed. H. Hippius ve H.
Selbach, Urban & Schwarzenberg, Mnih-Berlin-Viyana 1969, s. 409-414.
8 Minkowski E., La schizophrnie, Descle de Brouwer, Paris 1953.
9 Borgna E., Modelli teorici e questioni cliniche in psichiatria, A. Gaston, Genealo-
gia dell'alienazione, Feltrinelli, Milano 1987, s. 9-30; Borgna E., / conitti del conosce-
re, Feltrinelli, Milano 1989.
geileri atlayarak, Minkowskinin gereklikle yaamsal temas
kavramn101getirdiini ve otizmi, oluumu srasnda boalm ve
donakalm bir yaam atlm ifadesi olarak grdn sylemek
uygun olacaktr. te yandan, tek bir otizm yoktur, zengin otizm
ve fakir otizm vardr; isel hayatta kk salm otizm vardr ve
tutumda kk salm otizm vardr. Bu ikililik bir yana, otizm, sa
dece semptomatolojik deil, antropolojik anlam bakmndan da,
izofrenik yaama (ve olma) eklinin metaforu ve dorultusu ol
maktadr. Ama Bergsoncu arka plan paranteze alp, bu yorumsal
antropolojik akmn altnda ufalanp paralanan gereklikleri
zmlemeye kalkarsak, sadece Eugen Bleulerin deil de, Eugne
Minkowskinin de otistik deneyimi iki ana kola ayrd: bir dier
deyile, onu, birbirinden zorlukla koparlabilecek psikolojik ger
eklikler olan yaanmlk alan ile tutum alanna bld izle
nimine kaplrz.
Elbette ki, Minkowskinin yksek ve dhiyane sylemi11, e
matik ve soyut: rasyonalist her deerlendirmeyi amakta ve kl
etmektedir ve otizm konusunu, silinmesi mmkn olmayan insani
olgularn bitmez tkenmez akna dahil etmektedir.
Manfred Bleuler,12 Eugen Bleulerin (babasnn) tehissel ve
klinik sylemini, Eugne Minkowskinin zellikle de Bergsoncu
ve antropolojik (antropolojik olmakla birlikte, semptomatolojik
boyutundan tamamen soyunmam) sylemiyle badatrarak,
otizmin klinik tanmn radikalletirmi ve izofreninin tehissel
temelini saptamadaki nemini (de) kesin bir ekilde ne karm
tr. Otizmi, izofrenik deneyimin ikincil bir semptomu olarak deil
de, birincil semptomu olarak grmtr ve psiik yaamda yer alan
22 Age.
23 Rumke H. C., Eine blhende Psychiatrie in Gefahr, Springer, Berlin-Heidelberg-New
York 1967.
24 Binswanger L., Welche Aufgaben ergeben sich fr die Psychiatrie aus den Fort
schritten der neueren Psychologie? (1924), Ausgewhlte Vortrge und Aufstze, C.
II: Zur Problematik der psychiatrischenA Forschung und zum Problem der Psychiatrie,
Francke, Bern 1955, s. 111-146.
5 Schneider K., Wesen und Erfassung des Schizophrenen, Zeitschrift f r die gesamte
Neurologie und Psychiatrie, 99, 1925, s. 542-547.
otizmin temelinde yatan (ikilikler ve atklar barndran) iletii
min ani ve ykc bir biimde snmesi hali, znelliimizin usuz
bucaksz derinliinde, benzersiz bir deneyim olarak yaanr ve za
man zaman da bu durumun kabullenilmemesi, hazmedilmemesi
halinde de insann kann donduran bir deneyim olarak yaanr.
Her izofrenik hayat biiminde, sakl ve maske takm krlgan
ln ve duygulanmsal yanklarn can yakc younluu mevcut
tur; bunlarn kalbimize dokunduunu ve bizi ardn duyarz.
Bu maskeler, onlara kulak asld takdirde, delinirler ve zm
lenebilir olurlar. (akn ve yrek paralayc) isel sessizlikte tit
reen bu ok duyarl antenler, reddedildiklerine dair en ufak bir
gstergeyi de, incelikli bir tebessmn filizleniini de alglarlar, bir
bakla ya da manidar ve gerek bir karlamayla kesintiye ura-
tlabilen otistik hal snrlarnn iine kapanm, savunma halinde
ve de savunmasz bir Eigenwelt (kendi-dnyasmda) grnts yan
strlar. Hezeyan ve halsinasyonla, benliin ve dnyann yaban
clamas ve dnmyle de beslenen otistik bariyerleri aarak
(bunlarn tesine-geerek), izofrenik Getalti (onun otistik karal
tlarnn srrn), tad esrarengiz derinliiyle ve fenomenolojik
anlamyla kavrarz. Kukusuz ki izofreninin: izofrenik otizmin
bu derin alanna ancak fenomenolojik sylem inebilmektedir; an
cak fenomenolojik sylem, aradaki mesafeyi, baarszla uram
(ve srekli araynda olunan) karlamay, olanaksz bakalnn
ateinde tkenen (yanan) insanlar-aras ilikiyi, kiiyi26 ve kiinin
iine dald dnyay dntren monat misali yalnzl aydn
latabilmektedir. Otizm; kendi mevcudiyetinde-namevcudiyetinde:
dile gelmez izini tekinin znelliine yanstan bir gerek dlk-
gereklikte ortaya kar. Bizimkinden fersah fersah baka olan
bu gereklik, ancak izofrenik otizm balam iinde kavranabilir.
Ancak kendi znelliimizden yola karak bu balama ulaabili
riz; kard belirsiz ve ulalmaz yank araclyla izofrenik Le-
benswelt ile (hayat-dnyasyla) yzleebilir, izofrenik otizmi zsel
temeline bal bir olgu, dile gelmez ve hayali bir dnyada yanan,
anlam ve anlamszln srl ve uucu dnyasnda yanan bir dene
yim olarak kavrayabiliriz.
4 Glatzel J., ber den manischen Autismus, Schweizer Archiv f r Neurologie, Neuroc
hirurgie und Psychiatrie, 130, 1982, s. 69-76.
5 Weitbrecht H. Glatzel J., Psychiatrie im Grundriss, Springer, Berlin-Heidelberg-
New York 1979.
Manik durumun, zaman zaman, nasl derin bir zlemle yaan
d da, maniden uzak kalm bir kiinin, bu gizli kalm ancak
insan olma haline ikin deneyimin dolu doluluunu tadamayaca-
mn bilincinde oluu da aikrdr.
8 Binswanger L., ber Ideenflucht, Fssli, Zrih 1933; Binswanger L., Melancholie und
Manie, Neske, Pfullingen 1960.
9 Binswanger L., Ober die manische Lebensform (1945), Ausgewhlte Vortrge und
Aufstze, C. II: Zur Problematik der psychiatrischen Forschung und zum Problem der
Psychiatrie, Francke, Bern 1955, s. 252-263.
10 Flofmannsthal H. von, II libro degli amici, Adelphi, Milano 1980.
11 Binswanger L., agy.
ki, grnn aksine her iletiim mutlak bakalk duvarna arpar
gibidir: liki kurmak, karlkl bakma ve aynalama imknsz
gibidir. Dolaysyla manide, bizimkinden farkl bir dnyada yaan
maktadr: Yabanclkla ve derin ve buz kesici bir yalnzlkla m
hrlenmi bir autre mondeda bulunulmaktadr.
Manik dnyada her ey nemini, arln yitirir; her ey, uu
cu, elden kac olur, her ey parltlarla ve korkun dlerle dolu
ykselen hayata dalverir. VVeitbrecht ve Glatzelin tasvir ettii
hastann yaantsnda sylendii gibi, mekn parlak renklerle ve
dile gelmez mziklerle doludur ama byleyici ve dntrc
Stimmung sadece evresel ve nesnesel gereklere deil, insanlara
(kendinden-bakalarma) da uzanmaktadr. Kiiler aras ilikide
manik hastalar snr tanmaz: Rastladklar her insanda, tamamen
yabanc biri olsa da, dost bir insan (baka-yerdeki-bir-kiiyi) grr
ler ve ellerinin altnda olmadn dndkleri hibir ey yoktur.
Maniye kaplm hastalarda bundan daha da dikkat ekici olan ey,
srekli hareket halinde olmalardr ve bu, hi ara vermemelerine ve
hep yeni, farkl bir eyler yapmalarna neden olur.12
Tpk iinde yaadklar ve debelendikleri dnya gibi hafif ve
uup kac, deiken ve bo olan bu hastalar, kendilerine kar ge
linmesini ve hareketlerinin snrlanmasn kabul etmezler. Onlarn
dnyasnda ne i ne de d bariyer vardr, karlarnda durabilecek
engel yoktur ve bulunduklar ortam engel kardnda, hastalar
ar heyecanl, saldrgan olur, zaman zaman da iddete bavurur
lar. te yandan, (baka ekillerle kyaslanamayacak olan) kendileri
ne has dnyada-olma ekillerinin ve varolularn oluturan temel
yaplarn anlaldn hissettiklerinde durum deiir ve kendile-
rinden-bakalarma ynelik bu kar durular da, saldrganla y
nelik meyilleri de diner. Bunun art, elbette ki, onlarn davran
biimlerinin, istemeden gereklemi bir eyi kastilikle, deiken
lii (istenli) istikrarszlkla kartran ahlaki nyarglar nda
deerlendirilmemesi: eylemlerinde gizlenen kanlmaz zgrlk
ve zgrszlk rgsnn gz nnde bulundurulmasdr.
Manik dil, zaman zaman hayal gcyle dolu, anlamdan yoksun
bir efsane gibidir: parltl ve deiken girdaplarda kaybolur; bu da
* Fr. Birebir kelime anlam bulunmu nesnedir. Ancak, sanat iin tasarlanmam
ama sanat eseri olarak sergilenen ve estetik deer yklenmi doal haldeki bir nes
ne anlamnda terimlemitir. (.n.)
19 Meyer J.-E ., agy.
20 Cargnello D., A lterit e allenita, Feltrinelli, Milano 1977.
21 Age.
yprammda, (haliyle) gelecek ve gemi zlr: Sadece tarihsel
liini yitirmi ve tecrit olmu bir imdinin tuhaf monad hayatta
kalr. Ve bu monada, maninin klinik balamnda yer alan baz asli
varolu ve davran ekilleri kkensel olarak balanabilir.
22 Binswanger L., ber Ideenflucht, Fssli, Zrih 1933; Binswanger L., ber die ma
nische Lebensform (1945), Ausgewhlte Vortrge und Aufstze, C. II: Zur Problematik
der psychiatrischen Forschung und zum Problem der Psychiatrie, Francke, Bern 1955, s.
252-263; Binswanger L., Melancholie und Manie, Neske, Pfullingen 1960.
23 Binswanger L., ber die daseinsanalytische Forschungsrichtung in der Psychiat
rie (1945), Ausgewhle Vortrge und Aufstze, C. I: Zur phnomenologischen Anthro
pologie, Francke, Bern 1947, s. 202-217.
24 Binswanger L., ber die manische Lebensform (1945), in Ausgewhlte Vortrge und
Aufstze, C. II: Zur Problematik der psychiatrischen Forschung und zum Problem der
Psychiatrie, Francke, Bern 1955, s. 252-263.
gibi olmak mmkndr. Gndelik eylerden edindiimiz bilgilerle
bizler, hayatn ba dnmesine, oyun, an ve dans taknlna ey
tani bir enin elik ettiini biliriz ve bu; hayat kendi zaferlerini
kutladnda, sarho edici ve geici enliklerini verdiinde, l
mn yakn olduu anlamna gelmektedir: Ykselen hayat ne kadar
vahi ve ateli olursa, lme ve lm kehanetine de o kadar yaka
lanm demektir. Manik girdaba kaplm hastalar dinlemi olan
Binswanger, onlarda farkl zamansal kesitlerinde, gerek ykselen
hayat olgularna (filizlenme, ldama, yanklanma, ayr kular
nn sevinle ok misali uular, gneten mest olmu kartallarn
ldrm uular imgeleriyle ortaya kan olgulara) gerekse inite
olan hayat olgularna (solma, rme, ayrma, lme ve zlme
imgeleriyle ortaya kan olgulara) rastlanldn ifade eder.
Bunlar, doal olarak, sadece manik condition humainenin varo-
lusal zsel boumlarn ifa eden metaforlar deildir.
Depresyonla dnml olarak yer deitiren manide, her va
roluun iinde kk salm olan hayat ve lm atks daha da
youn ve yrek paralayc bir ekilde fark edilir. Hayat ve lmle
yzleme ekillerindeki farkllk (atk) bir yana, manik ve dep-
resif deneyim, gizemli ve ortak patikalardan geer gibi grnmek
tedir: Her ikisi de lm ve lmeyi eli kulanda ve gncel bir ey
eklinde yaar.
Manik deneyimin gmbrtl ve bozguna uram ateinin ke
sintiye urad ve depresyonun buz gibi souk yalnzlna dn
t haline dair en altst edici betimlerinden birini Kierkegaardm
szlerinde buluruz.
Erken kalkmtm ve kendimi olaanst ekilde iyi hissedi
yordum; bu kendini iyi hissetme hali, sabah saatlerinde, tam ola
rak saat bire dek esiz bir biimde art gsterdi, bu saatte zirveye,
hibir honutluk skalasmda, hatta hayal gc termometresinde
dahi bulunmayan en yksek dorua ulatm fark ettim.25
Taknlk (sevin) kaynakl ba dnmesine kaplm
Stimmungun znel deiimleri daha da srkleyici ve kendinden
geirici deneyimlere savrulur.
26 Agy.
27 Agy.
2. Kz Kardeleri Kalm am Saat
OLANAKLI LM
2 Celan P., Neredeyse Yaayacaktn, Trkesi: Oru Aruoba, Dnya Kitaplar, stan
bul, 2005, s. 179.
* Gr. Tpos: Yer, mekn, (.n)
3 Szondi R, Lora che non ha pi sorelle, Gallio, Ferrara 1991.
4 Gebsattel V. E. von, Imago Hominis, Neues Forum, Schweinfurt 1964.
lanabilir ve aina bir eydir; bilinen ve bir nn kaprisli hafifliiyle,
ylesine son verilebilecek (ipi koparlabilecek) bir ey gibidir.
Maria Teresanm melankolisinin geliim srecini gsteren sy
lemini (sonsuz cmlesini): melankoliye, yaanmln cretkr ve
beklenmedik derinliini vermi ve hayat hikyesinde lm ana
balk yapm bu kadn hastamn sylemini, bylenerek, bir kez
daha okuyorum. Hasta, gndelik hayatnn lmn sessizlik iin
de ve yreini askya alarak yaarken, lmenin boyunduruun
daki dalgalar tarafndan yutulduunu hisseder; bu sularda lm,
daima olanakl bir lmdr ve gereklememi, kanlan bir lm
deildir.
ldm hissediyorum. Dn sabah lyordum. ldm
hissediyorum. Kendimi bir trajedinin iinde gibi hissediyorum. Bu
kadar da deil, hep uyumann hayalini kuruyorum ve sonunda da,
ldmn hayalini kuruyorum ama bu son hayalim, lmm ai
lemin cann yakar diye sarslyor. Bu yzden intihar hibir zaman
ciddi olarak dnmyorum. lmek kolay deil. Kendimi kaptr
mamaya alyorum umutsuzca. ldm hissediyorum. Canm
yaamak istemiyor nk yaamak demek lmek demek.
Bu son szler, melankolide lm olas olduu zaman, yaama
nn ve lmenin (sonsuza uzanan bu lmenin) edindii anlamlara
dair can yakc bir tanklkta bulunmaktadr.
(Maurice Blanchotnun sylemimle ilintili olan gndermelerin
de de dedii gibi: lmek. Sadece sonsuzlua lyormuuz gibi l
mek. lmek: Buzun zerindeki yansma, belki de, bir grntnn
yokluunun kvlcm, olmayan birinin ya da bir eyin imgesinden
ziyade, derin hibir eye ulamayan bir grnmezlik etkisi; hani
sanki yakalansa, grlse ya da tamnsayd fazla yzeysel olurdu.5)
Maria Teresada melankolik isellik, asla anlamsz ve lsel,
otomatik ve sradan bir eye indirgenmez. Bu iselliin kaplarn
aan, uurumlarn ifa eden acl ve manidar kayg ve umutsuzluk
deneyimleri yaam olan Maria Teresada lm (kati olarak kapa
nan lm) umudu yoktur.
ntihar edemeyeceimi hissediyorum ama bu, acm ve kayg
m daha da derin ve sancl klyor, intihara umut balayabilsey-
OLANAKSIZ LM
6 Cotard J., Du dlire hypochondriaque dans une form e grave de la mlancolie anxieuse,
iinde Annales mdico-psychologiques, 38, 1880, s. 168-174 ; Cotard J., Etudes
sur les maladies crbrales et mentales, Masson, Paris 1891.
bavurup, onlar eletirel olarak ok gzel bir ekilde zetlemi
tir.7 Bu sayede, yaamdaki bu (sra d) depreil dnm sresin
ce kendini gsteren lmszlk (lmn yadsnmas ve lmn
imknszl) konusunun psikolojik hallerini derhal kavrarz.
En nihayetinde lm gerekliine meydan okuyarak ve lm
aarak hayatta kalmay yenik drm, lm gerekliini olanak
sz klm bu esiz yadsnm lm ve ulalm lm kar-dene-
yim vakalar hakknda Cotard ne sylemektedir?
Yadsmayla (hastalar, kendi bedenlerini ve iinde yer aldklar
dnyay bile inkr edecek bir hezeyan bilinci edindirmeye, kk
l bir hilemeye srklemeye dek varan bir yadsmayla) balayan
deneyim sresince, derin bir depresyon durumu meydana gelir:
Hastalar lmsz gibi yaar ve lme ve lmeye yabanc oldukla
rn belirtirler. Bunun nedeni hem zaten lm ve yeniden domu
olmalar, sonsuza dek hayatta kalmalar, hem de lm ve lmenin
onlar iin nfuz edilemez olmasdr. Bu deneyimler gitgide artan
bir kaygya da elik eder: lmn uzakl (olanakszl), acy ve
umutsuzluu sonsuz klmaktan baka bir eye yaramaz.
Cotardm hastalarna ilikin olarak betimledii farkl ieriksel
sreler nelerdir? Baz hastalar, bedenlerinin tamamen boaldn,
bedenlerinin iinin bo olduunu ve lmn onlara vuramayaca-
m, bu nedenle lemeyeceklerini belirtirler. Kendilerini yaayan l
ler olarak tanmlarlar ve lmszln, lmelerinin olanakszl
nn kendilerine ac verdiini belirtir, bu korkun kaderden kurtarl
may talep ederler. Baka hastalar ise, lm gerek bir lm olarak
yaarlar (lmlerdir) ama bu lm, ayn zamanda, hayat yutmayan
bir lmdr; hayatta kalnmaya devam edilir ve bu gizemli hayatta
kalma hali, lm bo klar (onu eritir) ve ona elik eder.
Cotardm ele ald psikotik depresyon vakalarnda, szn et
tiimiz bu lm kayb, lmn silinmesi ve talaarak hareketsiz
kalmas, varoluun (bedenselliini lmszl mevcuttur: lm
artk olanakl deildir ve lmsz olunmutur ya da lme ulal
mtr ancak snrszca sonsuzlaan bir ekilde yaamaya devam
edilmektedir. lm artk bir sona, bir son noktaya, bir sonuca kar
lk gelmemektedir; bahedilmeyen bir deneyime, gelecekten yok
7 Starobinski J., Limmortalit mlancolique, in Le temps de la rflexion, Gallimard, Paris
1982, s. 231-251.
sun bir imdiki zamanda yaanan bir eye dnmtr. Szn
ettiimiz lmn ve lmenin hilemesi, ayn zamanda, zaman ve
mekn kategorilerinde de dnme neden olmaktadr.
Bu balamda da zaman ve mekn konusuna tekrar girmeden
edemeyiz nk Jules Cotardn betimledii vakalarda, meknda
ve meknda yaayan bedende deiimlere rastlanmaktadr. Bunun
bir nedeni de lm deneyiminin kaybnn gelecein de kaybna
iaret etmesidir.
Dolaysyla depresif lmszle, meknn dnm de elik
etmektedir (edebilmektedir): Bu balamda beden, iinde bulun
duu meknda ba dndrc bir yaylm sarmalnda bulunan,
kendi snrlarndan km ve uzaklam bir gereklik eklinde
yaanmaktadr. Meknn dnm, bu deiken depresyon bi
iminin evrimine, semptomatolojik olarak, eytani olan da dahil
olduunda daha da huzursuz edici hale gelmektedir. Mekn zama
na da sk skya baldr; zamann (znel zamann ve varolusal
zamann) sapmaya uramad hibir depresyon deneyimi yoktur.
Gelecek mevhumundan yoksun zamansal ufukta, lm deneyimi
nin yokluuna tank olunabilir. Jean Starobinskinin dedii gibi,8
ancak gelecein mevcut olmas halinde, lm, hayatn yapsal bir
gereklii olarak yaanr (yaanabilir): Eer gelecek yok olursa,
paralanrsa, o zaman bunu her birimizin sahip olduu lm arife
si olarak grebiliriz ve de bu asli n arttr: lm arifesi var olmal,
ardndan zlmeli ve lm ufukta yitmelidir, ite bu durumda
lm olanaksz bir deneyim haline gelir.
11 Age.
12 Age.
hazmedilmesi daha da g bir hakikat ifade edebilir, lm olanak
l deil anlamna gelebilir. Avc Gracchus adl ksa bir yksnde,
Kafka, bir avcnn Kara Ormandaki teebbsn anlatmaktadr,
avc uurumdan dm ancak te dnyaya ulaamamtr - ve
artk hem hayattadr hem de ldr. Hayat sevinle karlam
t ve hayatn sonunu da sevinle karlad -ldrldkten sonra,
sevinle lm beklemeye koyuldu: Uzanm bekliyordu. Sonra,
-dedi,- felaket gerekleti. Felaket lmn olanakszldr, byk
insan smaklarnn, gecenin, hiliin, sessizliin zerine atlm
ac alaydr.1314
lmn yoksunluu ve kayb, yok olmaya yz tutan, yabanc
ve tannmaz hale gelen gece metaforunu artrmaktadr.
Bylelikle lm hayatmz sonlandrr ama lme olanamz
sonlandrmaz; bu, hayatn sonu kadar gerek, lmn sonu ka
dar aikrdr, ite buradan da bir yanllk, btn karakterlerin
hareketlerinde tuhaflklara neden olan ikili yanllk ortaya kar:
Onlar belki de, tpk avc Gracchus gibi, lme srelerini bo yere
sonlandrm llerdir; eski lmlerinin aikr eylerin bildik tab
losundaki yanllnn kendine has alayna ama ayn zamanda da
kendine has tatllna, sonsuz inceliine bulanm hangi sularda
erimi varlklardr onlar, kim bilir? Ya da belki de onlar farknda
olmadan lm eski byk dmanlaryla, hem bitmi hem de bit
memi bir eyle, reddederek yeniden yaattklar, aradklar zaman
sakndklar bir eyle savaan canllardr, kim bilir? u
lme olanan ykmayan lmn ve kendini srgnn karan
lna teslim eden: rahat vermeyen ve ardnda daha da vahi ve
yrtc bir yalnzlk brakan lmn firarna teslim olan varolu...
23 Rilke R. M., I quaderni di M ake Laurids Brigge, ltalyancaya ev. F. Jesi, Garzanti,
Milano 1974.
24 Ey H., Esquisse d une conception organo-dynamique de la structure, de la no
sographie et de Vtiopathognie des maladies mentales, Psychiatrie der Gegenwart,
ed. H.W. Gruhle, R. Jung, W. Mayer-Gross e M. Millier, parte 1/2: Grundlagen und
Methoden der klinischen Psychiatrie, Springer, Berlin-Gttingen-Heidelberg 1963, s.
720-762.
3. Can Sknts l ve Melankoli
3 Heidegger M., Che cose la metafisica?, Segtavia, Adelphi, Milano 1987, s. 59-78.
4 Leopard G., Zibaldone di pensieri, C. I, Tutte le pere di Ciacomo Leopard, ed. F.
Flora, Mondadori, Milano 1973.
Melankoli, ieriksel olarak, gerek ruh hali (Stimmung), gerekse
de psikotik hayat biimi olarak can skntsyla i iedir. Her ruh
halinde olduu gibi, bir ruh hali olarak melankolide de, Almanca
Stimmung kelimesini yanklandran ve temellendiren bir ses vardr.
Stimmungdaki bu kayp ses, bu Stimme, Giorgio Agamben tarafn
dan muhteem bir ekilde ele alnmtr: Duygulanmsal renk
tonu olarak evrilegelen Stimmung szc, burada her trl psi
kolojik anlamndan soyulmal, ona Stimme ile olan etimolojik ba
lants ve zellikle de, akustik-mzikal asli boyutu geri verilmeli
dir: Almancada Stimmung, Latince concentusun, Greke appoianm
evirisi olarak ortaya kmaktadr. Bu bak asndan baklnca
aydnlatc olan ey, Novalisin Stimmungu psikoloji olarak deil,
ruhun akustii olarak grmesidir.56
Psikolojik deneyim olarak can sknts ve ruh hali (Stimmung)
olarak melankoli, birbirlerini izleyen hayat biimleridir ve her in
sann hayatnda i ie geerler: Elbette ki bu, klinik her kategorinin
dnda ve gnlk hayatn sradanlndan uzak olunmas artyla
byledir; zira gndelik hayat dnme ve gerekliin diyalekle-
tirilmesine yer vermez ve bunlar olmadan da can sknts ve me
lankoli olmaz.
Can sknts psikolojisi (elbette ki) can skntsnn psikopato
lojisi deildir; ve ruh hali olarak, belki de Weltanschauung* olarak
melankoli de, klinik bir gereklik olarak melankoli deildir.
Can skntsnn psikolojik ve insani boyutta nasl olutuu,
melankoliyle ne ekilde i ie geebildii ve zaman zaman melan
kolinin onu nasl istila edebildii, psikolojik ve psikopatolojik ara
trmalarn felsefi ve edebi metinlerle harmanlanmas halinde daha
iyi kavranr ve betimlenir. (Melankoli, klinik melankoli ve modern
edebiyat arasndaki balantlarla ilgili olarak, Anna Dolfi tarafn
dan muhteem bir zenle hazrlanm bir kitaba4 gndermede bu
lunmak isterim.) Melankoli ile, zaman zaman lmcl can sknts
ve zaman zaman da taedium vitae olan ama her halkrda benin
dnyayla ve kendinden-bakalaryla olan ilikilerinde radikal bir
9 Leopardi G., Zibaldone di pensieri, C. II, Tutte le pere di Giacomo Leopard, ed. F.
Flora, Mondadori, Milano 1973.
10 Fr. Dnceler, (.n.)
11 Pascal B., Penses, Seuil, Paris 1962.
* Can sknts, insan iin hibir ey tamamen dinlenme halinde olmak, tutkusuz,
isiz gsz, elencesiz, megalesiz olmak kadar ekilmez deildir. O zaman ken
di hiliini, terk edilmiliini, acizliini, bamlln, gszln, boluunu
hisseder. Kabna smayarak ruhunun derinliklerinden can skntsn, kasveti,
hzn, kederi, rahatszl, umutsuzluu karacaktr, (.n.)
lere dair dur durak bilmeyen araylara ahit olunabilir ancak bun
lar bir netice getirmez.
Can skntsnn psikolojik yapsnda, sadece bedende ve za-
mansallkta deil, iinde yaanlan meknda da deiiklikler g
rlr. Bir dier deyile, can sknts, meknn yaanmlnda:
meknda yer alan ve can skntsyla anlamlarndan soyunan ve
hareketsizleen nesnesel ve kiisel gerekliklerde deiiklikler ya
ratr. Meknla ilgili bir metafor olan ve can skntsnn asli feno-
menolojik ynlerinden birini barndran l metaforu, anlamn yi
tiren ve orak bir anlamszlkta yekpareleen: her tarihsellii yutan
bulank ve bo uzaklklarda kaybolan mekn sonsuzluuna atfta
bulunmaktadr. Can skntsnda anlaml olarak yaanm yerler
(meknlar) bulunmamaktadr: Kiisel bellee kaznm kiisel bir
tarihe ve vatana (Heimata) tanklk eden yerler yoktur. Meknlar,
ierdikleri kaytszlklaryla ve niyetsel daha baka ufuklara gn
dermede bulunmaktan yoksun olularyla, birbirlerinin yerine ge
ebilmektedirler; ayrca, can skntsnda manzara (Landshaft) da,
bellekte (belleklerde) yaamayan, donmu ve llemi znellii
mizin sahnesinde hareket etmeyen ruhsuz bir corafyaya dn
mektedir.
Bu; can skntsnn olumsuz psikolojisidir, ancak can sknts
nn, A. de Garanderienin12 altn izdii olas bir deeri (de) vardr;
can skntsndaki aikr atklara ise, Vladimir Jankelevitchin
imgelemi kuvvetli syleminde13 rastlanmaktadr: Can sknts,
am ortasndaki rmcek misali, gri renkli ve kaytszlk kuan
m effaf bir tlle eyleri ve insani gereklikleri sarar. Buradaki
can sknts fenomenolojisi radikaldir ve yer yer bilinmez ve zgn
psikolojik alanlar ele almaktadr. Can sknts, deikenliin (ok
ynlln) zirvesinde grnmektedir: Kart bin bir ehresi var
dr, bin bir dil konuur, kararsz ve elden kacdr: Sonsuz sayda
eyin paras olmaya girimesi nedeniyle, elle tutulur gibi deildir.
Can skntsnn daha da beklenmedik ynleri vardr: O (katksz
can sknts denebilecek can sknts), hibir hissi bulunmayan
histir ve bu, onun tm hislerin olanaklarn kendi iinde barm-
* Fr. k, (.n.)
Elbette ki Binswangerin sylemi, Leopardinin syleminin ha
fifliine ve umutsuz zarafetine sahip deildir ama her ikisinde de
can skntsna ve melankoliye atfedilen anlam ufuklarna dair ipu
cu niteliindeki yaknlklar kavranmaktadr.
18 Binswanger L., ber Ideenflucht, Fssli, Zrich 1933; Binswanger L., Grundformen
und Erkenntnis menschlichen Daseins, Niehans, Zrih 1942; Binswanger L., ber die
manische Lebensform (1945), in Ausgewhlte Vortrge und Aufstze, C. II: Zur Proble
matik der psychiatrischen Forschung und zum Problem der Psychiatrie, Francke, Bern
1955, s. 252-263; Binswanger L., Schizophrenie, Neske, Pfullingen 1957; Binswanger
L., Melancholie und Manie, Neske, Pfullingen 1960; Binswanger L., Wahn, Neske,
Pfullingen 1965.
19 GebsattelV. E. von, Christentum und Humanismus, Klett, Stuttgart, 1947; Gebsattel
V. E. von, Prolegomena einer medizinischen Anthropologie, Springer, Berlin-Gttingen-
Heidelberg 1954; Gebsattel V. E. von, Imago Hominis, Neues Forum, Schweinfurt
1964.
20 Minkowski E., La schizophrnie, Descle de Brouwer, Paris 1953; Minkowski E.,
Trait de psychopathologie, Presses Universitaires de France, Paris 1966; Minkowski
E., Le temps vcu, Delachaux et Niestl, Neuchtel 1968.
21 Straus E., Vom Sinn der Sinne, Springer, Berlin-Gttingen-Heidelberg 1956; Straus
E., Psychologie der menschlichen Welt, Springer, Ber-lin-Gttingen-Heidelberg 1960.
22 Blankenburg W., Der Verlust der natrlichen Selbstverstndlichkeit, Enke, Stuttgart
1971; Borgna E., / conflitti del conoscere, Feltrinelli, Milano 1989; Cargnello D.,
Alterit e allenita, Feltrinelli, Milano 1977; Fischer E , Zeitstruktur und Schizophre
nie, in Zeitschrift fr die gesamte Neurologie und Psychiatrie, 121, 1929, s. 544-
574; Garrab J.f Triantafyllou M., Les dlires et le temps, in LEvolution Psychiatri
que, 55, 1990, s. 359-376; Hartmann F., Patient, Arzt und Medizin, Vandenhoeck
& Ruprecht, Gttingen 1984; Hartmann E , Zeit des Kranken-Zeit des Arztes, in
Elbette ki felsefenin psikiyatri zerinde belirleyici bir etkisi ol
mam olsayd, bu gerekleemezdi: Heideggerin23, Husserlin24,
Sartren25, Schelerin26 eserleri ve de zamana ve zamann isellii
ne dair olaanst sezileriyle bu sylemin kapsamna tam olarak
giren Augustinusun27 ve Pascalm 28 szleri, bu anlamda, (daha
baka eserlere gre) tarihsel olarak belirleyici rol oynamtr.
Augustinusun mehur sorusunu, bu noktada, yinelememek
olanakszdr: yleyse zaman nedir? Bunu bana kimse sormasa
bile biliyorum, ama biri sorarsa nasl aklayacam bilmiyorum.
Ama urasn kesin olarak syleyebilirim ki, hibir ey gemesey-
di (zamanda), gemi zaman olmazd; hibir ey olacak olmasay
d gelecek zaman olmazd; hibir ey olmasayd imdiki zaman
olmazd.29
Dolaysyla can skntsyla ilgili psikolojik dnmn ucu,
kanlmaz olarak, zaman (zamann sonsuzluu) konusuna doku
nacaktr; zira zaman, bu balamda bertaraf edilemeyecek ve ka
nlmaz bir anahtar szck niteliindedir.
Derin can skntsna kapldmzda, zaman, znel olarak, ba
dndrc bir hzla kendi etrafnda dnen ve zaten gereklemi:
zaten vuku bulmu olann zerinden iddetli bir tekrarla yinelenen
bir deneyim olarak yaarz. Ar ar ve zahmetli zahmetli srnen
Psychiatrische Praxis, 14, 1987, s. 1-8; Kchenhoff J., Warsitz P., B iographie und
Zeit. Zur Z eiterfahrung in N eurose und Psychose, in Biographie und K rankheit, ed. W.
Blankenburg, Thieme, Stuttgart-New York, 1989, pp. 65-75; Pauleikhoff B., En
dogene Psychosen als Zeit Strungen, Pressler, Hrtgenwald 1986; Payk T.R., Zeit-
Lebensbedingung, Anschauungsweise o d er Tuschung?, in Universitas, 43, 1988, s.
1255-1263; Storch A., W ege z u r Welt und E xisten z d es G eisteskranken, Hippokrates,
Stuttgart 1965; Tatossian A., P hnom nologie des psychoses, Masson, Paris-New York-
Barcelona-Milan 1979; Tellenbach H., M elancholie, Springer, Berlin-Gttingen-Hei-
delberg 1961.
23 Heidegger M., Essere e tem po, Utet, Torino 1969.
24 Husserl E., M crisi delle s c ie n z e eu ropee e la fen om en olog a trascendentale, 11 Saggi-
atore, Milano 1961; Husserl E., Id ee p e r una fen om en olog a pura e p e r una filo so fa
fen om en olog ica, Einaudi, Torino 1965; Husserl E., Per la/enomenologia delta coscienza
interna del tem po, Angel, Milano 1981.
25 Sartre J.-P., Ltre et le nant, Gallimard, Paris 1943.
26 Scheler M., D er F orm alism us in d e r Ethik und d ie m ateriale W ertethik, Francke, Bern
und Mnih 1966.
27 Agostino, L e confessioni, ltalyancaya ev. Roberta De Monticelli, Garzanti, Milano
1989.
28 Pascal B., Penses, Seuil, Paris 1962.
29 Augustinus, ltiraflar, ev. Dominik Pamir, Temuin Yayinlart, Istanbul 1997.
bu zamanda plan ve beklenti yoktur; bu durumda zaman, sadece
monoton bir sretir ve isellikte (znellikte) hibir iz brakmadan
geen saatlerden ibarettir. Rilkeci anlamda, olgunlama ve geliim
bakmndan kayp zamandr; sonsuzluunda hi sonlanmayan bir
zamandr; niyetlilii olmayan bir tekrar girdabdr, hilikte dalan
bir zamandr. Elbette ki burada, gene, sreleri olmayan zaman,
tarihi ve kiisel kimlii olmayan zaman, bo zaman metaforu do
maktadr.
Eugne Minkowski, ince dokunulu ve parlak szlerle, psikolo
jik bir hal olan can skntsn ve zellikle de can skntsnda za
mann tekil ettii asli nemi ele almaktadr. Kendisi, zaman dene
yiminin ok ynl ve snr tanmayan zelliklerini zmlemi ve
sahip olduu o olaanst yetenekle, psikopatolojik olgularn gizli
ve radikal ynlerini kavramtr. Can skntsn, varoluun pathos-
u (duygulanmsal) bir gstergesi olarak grm, nedensiz ortaya
kmas ve zaman iinde srmesi halinde de patolojik bir anlam
edinebileceini belirtmitir. Eugne Minkowski bunlar belirtir
ken30 kendisine has o renkliliiyle, can skntsnn nasl da karal-
tl olduunu ve zerimizde nasl da arlk yaptn, hayat ufku
nu nasl da umutsuz bir karanla boduunu vurgulamaktadr.
Ancak can skntsnn fenomenolojik nihai temelini belirleyen ey,
yaanm zamandaki dnmdr: Alldk zaman deneyimin
de kesintisiz olarak gemiten geerek ortadan kaybolan ve baka
bir gelecei yutuveren imdiki zaman (ann imdi ve buradas), can
skntsnda yaylr ve buzlu ve hareketsiz bir sonsuzlua uzanr.
Zaman, yaamsal ieriklerinden soyunur ve durur; can sknt
snda bunun yan sra dilsel sorunlar da sakldr. Almancada can
skntsna Langweile denir ve bu, gerekten de, derhal can eki
meye gndermede bulunan uzun bir andr (lange Weiledir). Bunlar,
btn can sknts deneyimlerinin yapsal (zamansal) elerinin
ortaya kmasn salayan, dil ipi zerinde yaplan cambazlklar,
etimolojik arkeolojilerdir.
Can sknts, ucu melankoliye dokunan duygulanmsal ve va-
rolusal bir durumdur ama melankoliden daha hassas ve uucu,
daha belli belirsiz ve elden kacdr. Can sknts hayat ufkuna
31 Leopardi G., Zibaldone di pensieri, C. II, Tutte le opere di Giacomo Leopardi, ed. F.
Flora, Mondadori, Milano 1973.
32 Leopardi G., Zibaldone di pensieri, C. II, Tutte le opere di Giacomo Leopardi, ed. F.
Flora, Mondadori, Milano 1973.
33 Jacobsen J. P., Niels Lyhne, Romanzi e racconti, Sansoni, Firenze 1957, s. 279-502.
gelecein arasna yerleen, belirsiz ve elle tutulmaz olan bu duy
gulanma) iddetle kar duran bir imgedir ama can skntsnn
sonsuzluuna ve yekpareliine iaret etmektedir. Can skntsnda
insan, durmu bir zamana dalmtr: Bu durumda yaamak; saatle
rin boa akmasyla ya da ateli bir hzla akmasyla ar ar lmek
anlamna gelir; hzla geen ve kaan zaman duygusu ise tiz ve
rtkandr: Saatler, haftalar ve aylar geip gider ve insan bu srada,
oturur, havaya bakar ve hibir ey yapmaz. Zamann ak ve siyah
beyaz saatlerin (ruh halinde birbirlerine balanan ve birbirlerinden
kopan klarn ve karaltlarn) elden ka zamann tamamen ka
yp olduu hissiyle ve kalan saatlerin de: her gnn on iki beyaz ve
on iki siyah saatinin de, zlmekte olan bu zaman uurumundan
dur duraksz kayaca izlenimiyle pekiir.
Geleceini yitiren ve gemi girdabna kaplmadan imdiki za
manda duran bir deneyim olarak can sknts deneyimine Thomas
Manrin en byleyici ve derinliine inilmez romannda34 rastlan-
maktadr. Romanda bu deneyim, can sknts tarafndan yutulan
ve onda boulan insan hayat benzetmesi (metaforuyla) ifade edil
mitir. Zamanla ve can skntsyla ilgili bu olaanst sayfalarda,
sadece edebi deil, kanlmaz olarak psikolojik de olan deneyim
lerin l dalgalar grlr gibidir; bunun yan sra, bu sayfalarda,
Leopardinin ayn konuyla ilgili yapm olduu saptamalarla ben
zerlikler de seilmektedir.
Bu geveme, bu tembellik neye bal? Kaide uzun zamandr
ne zaman askya alnmad ki? Bu, hayatn gerekliliklerinden doan
bedensel ve psikolojik yorgunluktan, ypranmadan deil de (yle
olsayd, g toparlamak iin dinlenmek kfi gelirdi); daha ziyade
psikolojik bir olaydan, kesintisiz yekpareliiyle yitme tehlikesine
giren zaman deneyiminden kaynakl olmal ve bu deneyim, bizzat
hayat duygusuna ylesine yakn ve ylesine bal bir ey ki, bun
lardan biri hafifledi mi, dieri de ister istemez korkun derecede
zarar gryor. Can skntsnn doasna ilikin pek ok yanl fi
kir var ve roman parlak bir anlatmla devam etmektedir: Can
sknts dediimiz ey, daha ziyade monotonluk nedeniyle zama
nn hastalkl bir ekilde ksalmasdr: Eer bu tekdzelik kesintiye
Stimmung olarak depresyon hali ile varoluu altst eden bir dene
yim olarak depresyon hali; melankoliyle i ie giren can sknts
deneyimi ile yaanm zamann dnm bakmndan can skn
tsndan daha radikal ama ok farkl seviyelerde de olsa benzer bir
ekilde ortaya kan melankoli; edebi metinler ile psikopatolojik
metinlerin, klinik melankolinin ortaya koyduu metinler arasn
daki benzerlikler; zamann can sknts ve melankoli balamnda
ayran ve birleen fenomenolojik biimler: te, can skntsnn ve
melankolinin anlamn kavramak zere ortaya konmu asli sorun
sal noktalar bunlardr.
Can sknts ile melankoli arasndaki ieriksel bir kyaslama
yapmak, zamann gizemli srrndan ve hem can skntsnn hem
de melankolinin zamansal zn tanmlama syleminden ge
mektedir. Can sknts ve melankoli (Stimmung olarak melankoli
ve klinik bir durum olarak melankoli) Virginia WoolPun yaam
izgisini ve yazn modellerini belirlemi gibi grnmektedir: Ro
manlarnda40 ve yklerinde41 kulland dil ve duygular, eyle
rin ve durumlarn melankolisine de (can skntsna da), ocukluk
ve lm zlemine42 de asla yabanc kalmayan bir esin prltsnda
ayrp kl olmaktadr. ngiliz yazarn yaam daha sonra sessiz
lik araynda olup da, en sonunda da gerekletirdii istemli l
mn43 hayreti iinde sona ermitir; ama beni Virginia Woolfun in
sani ve yaratc tanklna deinmeye sevk eden tek neden bu de
ildir. Kendisinin, hem yrek paralayc hem de ltl bir ekilde
yaamann acsnn izinden doan metinlerinde filizlenen can s
knts ve melankolide, Bergsonun sezgilerini izleyen bir zamann
ayrmasnn ve zamann dnmnn (zamann durmasnn ve
hzlanmasnn) mevcudiyetinin (yanksnn) grlmesidir de. Car
la Apollonionun44 da yazd gibi Virginia Woolf, insan ruhunun
ie dnne ve bilgisine tamamen szm, dsal zamann meka
nik ve kat ilerleyiine karlk isel zamann genlemesini kefet
mitir ve bunu, hislerin srekli ve durmak bilmez ak zerine
kurulu bir anlatm yapsyla iirsel bir ekilde gstermitir.
Can skntsnn ve melankolinin anlam, can sknts l ile
melankolinin yanp yanp snen karanln birbirine balayan
gizemli yol, her zaman net ve tatminkr ekilde seilemez; ama
her iki varolusal durumda da, elbette ki, farkl nitelikte de olsa,
ortak bir zamansal dnm: isel zaman (znel zaman) balamn
da onlar birletiren ve birbirinden ayran eler bulunmaktadr.
Romano Guardini, yazd ok gzel sayfalarda,45 can sknts ve
melankoli arasndaki yaknlklar ve uyumsuzluklar konusuna da
deinmitir ve bunu, dncesinin ieriine has o hafiflik ve de
rinlikle yapm, adeta bir hayat yolu izmitir. te yandan, can
skntsnn ve melankolinin nedenleri hakknda, Descartes (net
1 Klibansky R., Panofsky E., Saxl F., Saturno e la melancoria, Einaudi, Torino 1983.
kavramdan dierine ynelik bu geliim); en ok, on beinci yz
yl yazarlarnn ve onlar izleyen pek oklarnn bir fenalk olarak
grd merencolie mauvaise*in daha sonradan tekrar deerlen
dirilerek ve ilerlik kazanarak, olumlu bir entelektel ifade edin
mesiyle belirgin hale gelmitir.
Klinik ve edebi metinlerin nda, Stimmung (ruh hali) olarak
melankoli ve hastalk (psikopatolojik bir hayat ekli) olarak me
lankolinin yaratc deneyimle olan olas etkileimlerini gstermek
isterim. Elbette ki bunlar olas zmler deil, karanlkta kaybolu-
veren patikalar, izler mahiyetindedir sadece.
3 Age.
4 Bonifazi N., Leopardi. L'immagine antica, Einaudi, Torino 1991; Gioanola E., Psica-
nalisi, ermeneutica e letteratura, Mursia, Milano 1991.
5 Leopardi G., Le lettere, Tutte le opere di Giacomo Leopardi, ed. F. Flora, Mondadori,
Milano 1977.
6 Age.
7 Age.
Giacomo Leopardi melankoliyi sadece ylesine acl ve umut
suz bir insani deneyim olarak ele almaz, ayn zamanda ve bununla
bantl olarak, onu her kkten iirin kayna ve anahtar kelimesi
sayar.
Kendisinin Zibaldone adl eserinde de, ate gibi yakan bu d
ncelerle karlarz: Zamanmza melankolik iirden baka iir
uymaz ve iir, hangi konuyu iliyor olursa olsun, ancak melanko
linin yanksn tar. ayet bugn gerek anlamda airler varsa, ve
gerekten de iirsel bir esin duyuyorlarsa ve bunun zerine ya da
herhangi bir konu zerine iir yazyorlarsa, esinleri her nereden
kaynaklanyor olursa olsun, illa ki melankoliktir; airin doallkla
yalnz bana ya da bakalaryla birlikte bu esini izlerken yakala
d yank illa ki melankoliktir (ve esin yoksa ayet, o zaman iir
olarak anlmaya layk bir ey de yok demektir).8
Hibir iirsel yaratclktan koparlamayacak bir ruh hali olarak
melankoli ve bilgi tayc: eyleri ve eylere dair edinilen deneyim
leri parlatan ve l l klan ok youn bir k demedi mahiyetin
de melankoli...
Jean Starobinski, aynadaki melankoliye9 ilikin yazd o ok
gzel inceleme-kitabnda, Charles Baudelairein iir deneyimini,
(bilisel bir bakla) melankolinin nda incelemitir ve gr
nen odur ki, Baudelairein iiri melankoliden kk salarak domu
tur. Starobinskinin daha baka metinlerdeki10 yaklam psiko-
analitik, sz edilmi eserde ise byk lde fenomenolojiktir.
Baudelairein melankolisi, baka melankoli biimleriyle kyaslana
rak, ieriksel zellikleri ve tarihsel-hermeneutik uzantlar bakm
dan zmlenip ayrtrlmtr. Bylelikle, Baudelairein melanko
lisinde; Shakespearein As you like it (Size Nasl Geliyorsa) eserinde
nehrin sularna alayarak eilen ve sulara tpk Nergis gibi kendi
umutsuz imgesini yanstan Jaquesin tatl ve takatsiz melankolisi,
E.T.A. Hoffmann snr tanmaz hayal gcnn rn olan ve ya
zarn en baarl hikyelerinden birinde, ironik ve alegorik ekilde
ortaya konmu melankoli, Charles dOrleansa has, k mevsimin
8 Leopardi G., Zibaldone di pensieri, C. II, Tutte le opere di Giacomo Leopardi, ed. F.
Flora, Mondadori, Milano 1973.
9 Starobinski J., Lamalinconia alio specchio, Garzanti, Milano 1990.
10 Starobinski J., Locchio vivente, Einaudi, Torino 1975.
de esen buz gibi rzgr misali ac ve yabani melankoli, son olarak
da, kiilemi roninin yakn dman suretine brnd int-
rapsiik uyumsuzluun bir uzants olan melankolik insan ile
dnyann mzii arasndaki uyumsuzluu ifa eden melankoli11
kh akr, kh da birbirini yakp kl eder.
Jean Starobinskinin Baudelaire ve onun melankolik Lebenswelti
hakknda syledii eyler, klinik melankolinin baz zelliklerine de
gnderme yapar. Klinik melankolide, kendini yok etme ve (esrar
l bir ekilde) maniye dnmeye dair radikal bir ihtimal vardr.
Ve bunlar, Starobinskinin Baudelairein iirinde bulduu izlerdir:
Coku ve ylgnlk: bu ikili potansiyel ayn mizaca aittir; hani san
ki bu iki utan birine, kendi kart durumunun olasl -tehlikesi
ya da talihi- elik etmektedir.1112
Melankoli, (nihayet) yzn ve imgesini aynaya yanstr. Ayna
temas, melankoli mevcudiyetini bakalarnn dnyasndan ve
nesneler dnyasndan ayran, cam gibi olan yabancla bir gn
dermede bulunur. Rilkenin, blnm ve dalm bir kimliin
araynda olan sonsuzca yitmi ehreleri yanstan aynalar13 var
dr; ancak Jean Starobinskinin donakalm szlerine konu olan
Baudelaire aynalar da vardr: Bu saf k aynalar sadece bolukta
parlayabilir. Bunlar buululuk rnekleridir. imdi ve buradaki ha
yatn aynalar farkldr: Gece ktnde, glgelerimizi parlak bir
ekilde yanstr onlar.14
Bylesine zenle zmlenmi Baudelairein metninden, me
lankoliye (zaman-mekn paradigmalarndaki dnmlerden
dolay, zaman zaman klinik melankolinin snrna varan iirsel
melankoliye) varlr: Bu olmasayd, Charles Baudelairein yaratc
deneyimi, her halkrda, daha baka olurdu.
Melankoli (melankolik Stimmung), J. J. Jacobsenin ok gzel
dier bir roman olan Marie Grubbenin anlatmnda yer alan ana
elerden biridir.
Romann ba kahraman Marie Grubbe ile akrabas Sti Hogh
15 JacobsenJ. P., Maria Grubbe, in Romanzi e racconti, Sansoni, Firenze 1957, s. 1-275.
* Aim. Deneyim, (.n.)
16 JacobsenJ. P., Maria Grubbe, in Romanzi e racconti, Sansoni, Firenze 1957, s. 1-275.
hann Glatzelin antropolojik bakmdan da ok anlaml bir kitabn
da17 ilenmitir.) Kukusuz ki, bir metindeki melankolik izler illa
ki yazarn melankolisine iaret etmektedir ama her halkrda, Cla-
udio Magrisin de demi olduu zere, melankolinin, Jacobsenin
romanlarnn ieriksel dokusundaki nemini grmezden gelmek
mmkn deildir.
Claudio Magrisin eletirel sylemi,18 Jacobsenin eserinde
ki melankolinin anlamn vurgulamakta ve DanimarkalI yazarn
melankoliye meyletme nedeninin, onda, zellikle de silinmez bir
tarihsel durum grmesinden kaynaklandn dile getirmektedir.
Melankoli, bizi gereklik ve mutluluk yanlsamalarndan kopa
rr ve gerek iir gerekse modern dnce, kaderimizin, Hugo von
Hofmannsthalm bitkin ve olgun iirinin dedii gibi, doduu
muz topraklardan uzaklamak: deniz sularnda akmak olduunu
gstermitir; dier yandan, her birimizin hayat deil de, hayatn
kendisi, hayatn belirsiz ve bitmez tkenmez: dinmek bilmez ve
kaytsz ak bize dardan bakmaktadr. Claudio Magris, melan
koliden kalamaz, da demektedir, zira melankoli telafisi mmkn
olmayan bir kayptan domaktadr.
Melankoli kendini aar ve esrarengiz bir ekilde kendi mhr
n tayan yaratc deneyime dnr; ve melankoli (gzyann
izlerini de tad izlenimine kapldm tatllk iindeki hayret-
li bir melankoli), Nietzschenin bu aydnlk szleri ile badar:
Cenovada, alacakaranlkta, uzun sre bir kuleden an sesi geldi
ini duydum: Ses kesilmek bilmiyordu ve kendine doyamamas-
na dar sokaklarn stnden, batan gnn gnde ve deniz kokan
havada ylesine buz kesici, ylesine ocuka ve ylesine melan
kolik yanklanyordu. te o zaman Platonun szlerini anmsadm
ve onlar aniden kalbimde hissettim: insana dair hibir ey fazlaca
ciddiye alnmaya demez, mamafih.. .19
Sigmund Freud, (neredeyse) ili bir Stimmung balamnda, me
lankolinin ieriksel hassasiyeti, hafiflii ve (de) beraberinde s
22 Wyrsch J Zur Geschichte und Deutung der endogenen Psychosen, Thieme, Stuttgart
1956; W yrschJ., Gesellschaft, Kltr und psychische Strung, Thieme, Stuttgart 1960;
W yrsch j., Psychiatrie als offene Wissenscha/t, Haupt, Bern-Stuttgart 1969.
bulayormuasma, hasta iir ve hasta sanattan sz etmenin
de, hasta bilimden bahsetmenin de bir anlam yoktur. Salk
ve hastalk kavramlar tbba aittir; ve sadece diyalektik olmayan,
kat bir dnce, bu kavramlar bir tan koymak amacyla me
deniyete, siyasete, sanata, iire uygular ve byle yaplmas halinde
de, meru olann dna klr, yani sadece benzerlik kurulmu ve
atfta bulunulmu olur. Her ne olursa olsun bir eserin sanatsal ya
da bilimsel deeri, onu ortaya koyan kiinin psiik durumundan
bamszdr; ve estetik ya da bilimsel bakmdan kayda deer baz
eserlerin, bir hastalk deneyimi: hastala (melankolik ve dissosi-
yatif gerekliklere) bal insani ya da psikolojik bir ac deneyimi
balamnda ortaya konduu da yadsnamaz.
Psikotik deneyim ile yaratc deneyim arasndaki ahenk ve
uyumazl salar gibi grnen psikolojik yaplar neler olabilir?
Normal varolu, bakalarnn da benimsedii ve itirak ettii,
nceden belirlenmi bir dzen, bir ideoloji ya da bir itikat ba
lamnda gerekleir; oysa yaratc varolu, kkl gvensizliin ve
kaygnn snrlarnda ortaya kar ve geliir: Bunlar, yaratc dene
yime psikotik deneyim eklenince daha da yrek paralayc olur,
ite o zaman, ekicilii ve belirsizlikleriyle, srekli ve ba dnd
rc bir tehlikenin ve uurumun dorultusunda bulunan, oyunu
oynanm ve kaybedilmi bir hayat biimi filizlenir. Elbette ki, var
saymlar ve yanlsamalar zerinden konumaktayz ve psikotik bir
deneyimin, bir metnin biim ve ieriinde ya da grsel bir yaptta,
radikal ya da anlaml bir deiiklie neden olup olmadn, keza
psikotik deneyimin trmanmam olmas halinde (ya da bu dene
yimin yokluu halinde) gereklemeyecek bir ey yaratlp yaratl
madn saptamak her zaman mmkn deildir.
Kuramsal deerlendirmeler bir yana, her psikotik gerekliin
insan kiiliini yakalayp dntrdne ve bunun, isel yete
nekle (yaratc itkilerle) donanm bir kiiyi, edebi ya da grsel bir
almay ele alma ve oluturma konusunda ileri sevk ettiine: onu
kuku gtrmez bir ekilde, basmakalplardan kmaya, ssl bir
tarza, eytanilie, esrarengizlie ve bunun yan sra da, zaman
zaman, mutlak dhilie daldrdna kar kmak olanakszdr.23
23 Wyrsch J., Gesellschaft, Kultur und psychische Strung, Thieme, Stuttgart 1960.
DHLERN HZN
27 Kierkegaard S., Diario I (1834-1850), Morcelliana, Brescia 1962; Kierkegaard S., Di*
ario II (1849-1855), Morcelliana, Brescia 1963.
2 8 Kleist H. von, Opr, Sansoni, Firenze 1959; Kleist H. von, Lettere allafidanzata, SE,
Milano 1985.
29 Nerval G. de, Correspondance, Oeuvres, C. I, Bibliothque de la Pliade, Part(
1960, s. 738-1170 ; Nerval G. de, Aurlia, Lefiglie delfuoco, Einaudi, Torino 199Qj
s. 181-289.
3 0 Trakl G., Poesie, ltalyancaya ev. Leone Traverso, Cederna, Milano 1949.
YARATICI DENEYMN KAYNAI OLARAK KLNK
MELANKOL
33 Agy.
34 Burkhardt H., Die Schwermut in psychiatrischer und anthropologischer Sicht,
rztliche Mitteilungen, 46, 1961, s. 503-507; Schulte W., Die Welt des psychisch Kran
ken, Hippokrates, Stuttgart 1974.
talik yaantsndan fkran acdr. Dolaysyla, grne baklrsa,
psikotik deneyim ve zellikle de depresyon deneyim balamnda,
yaratcl salayan ey, hastalk deildir;35 hastala elik eden, dile
gelmez ve beraberinde, her halkrda radikal bir ekilde insani olan
kayg ve duygulanmsal ykm depremleri getiren acdr. Ac (acnn
ve onun isellik ve znellik zerindeki eitli yansmalarnn kendi
lerine has yakcl); o halde, yaratc deneyim ile psikotik deneyim,
depresif (psikotik) deneyim ile Stimmung (ruh hali) mahiyetindeki
depresif deneyim arasndaki olas bir kanca olabilmektedir.
nsan, psikotik ac ve kaygya (gerek psikotik, gerekse ve zel
likle depresif deneyim trmantayken de, yaanmln ve hat
rann acl iziyle birlikte zlrken de) tamamen batm olabilir
ama ondan, ksmen, uzaklaabilir de. Psikotik ieriklerle, bunlarn
pene ve hayaletleriyle, (Grard de Nervalde de grld zere)
gerek mimetik bir iliki, bir dier deyile kabul edi ve zdeleim
ilikisi, gerekse de eletirel bir iliki, bir dier deyile duygulanm-
sal mesafe ve uzaklk ilikisi kurulabilir.36
Bunlar bir yana, Simone Weilde bir kez daha talihsizlik konu
suyla i ie geen acda,37 dayanlmaz effaflyla grnrlk ka
zanan nihai eyler vardr; ve kuku yok ki, varoluun gerilimlerine
ve elikilerine sonsuz derecede daha fazla maruz kalan psikotik
Lebensweltte ac daha da iddetlidir.
Acnn uurumlaryla ve varolusal zlmenin yaratt ba
dnmeleriyle; kukusuz ki her birimizin ama zellikle de yaratc
olaand bir kapasiteye sahip olan kiilerin, (rnein) Grard de
Nerval ve George Trakln, isellii ve znellii altst olur ve para
lanr. (Bu noktada, Trakln iirinin felsefi ve edebi ynlerine ilikin
olarak Martin Heideggerin38 ve Ladislao Mittnerin39 yazdklarna
gndermede bulunmadan edemeyiz.)
Depresif acnn nitelii, alldk artlarda ve gnlk hayatta ya
35 Benedetti G., Psychiatrische Aspekte des Schpferischen und schpferische Aspekte der
Psychiatrie, Vandennoeck &r Ruprecht, Gttingen 1975; Rauchfleisch U., Zur
Psychoanalyse des Komponierens", Psyche, 44, 1990, s. 1113-1140.
36 Jeanneret M., La lettre perdue, Flammarion, Paris 1978.
37 Weil S., Attesa di Dio, Rusconi, Milano, 1972.
38 Heidegger M., In cammino verso il linguaggio, Mursia, Milano 1973.
39 Mittner L., Dal fine secolo alla sperimentazione (1890-1970), Storia della letteratu-
ra tedesca. Dal realismo alla sperimentazione (1820-1970), C. II, Einaudi, Torino 1971.
anan acmm niteliine benzer grnmemektedir; ancak bu, acnn
anlam40 kapsamna giren bir baka yndr. Yaratc bir kiinin acs
patolojik deilse de (bir dier deyile, yaratc deneyim ve psikotik
deneyim ortak bir balama dahil deilse de), bu ac, gene de, psi
kotik Lebensweltte yaanan ac ekme ekillerinin snrna dayana
bilir: Salkla hastalk, normal ac ile patolojik ac arasnda gei
bulunmaktadr. Ac (psikotik bir durumun karanlk erisini dene-
yimleme ekli), varoluta yer alan temel eylerin durumlarna has
bir eydir; ve belki de, olutuunda ve ortaya ktnda, bilindik ve
gndelik bir ac ile psikotik dnmden kaynaklanan yakn bir ac
arasnda gidip gelmeyen hibir yaratc imgelem yoktur. Hastalk;
estetik ve yaratc duyarlla dnen bir ac da, hayatn emin li
manlarn ve aikarln paralayan bir deneyim de olabilmektedir.
4 0 Benedetti G., Psychiatrische Aspekte des Schpferischen und schpferische Aspekte der
Psychiatrie, Vandennoeck SrRuprecht, Gttingen 1975.
41 Nerval G. de, Aurlia, Lejiglie delfuoco, Einaudi, Torino 1990, s. 181-289.
gecelerinin hlyal yeniden yorumu olmazd. Burada, yabanclama
ve dissosiyasyon yaanmlklar ile bunlarn anlatmsal aktarm
(sanki) st ste binmitir: Ama ncelikle, yaratc bulu, psikotik
yaanml dntrm ve iirsel bir deiime uratmtr; psi
kotik yaanmln her nevi arl yitip gitmi: sluptaki inanl
maz zarafet, her arl yutuvermitir.
Grard de Nerval, kapal kald (psikiyatrik) tedavi merkezin
de babasna 3 Aralk 1853te yazd bir mektupta, hastaln onda
uyandrd izlenimleri kaleme alma niyetinden sz etmitir. Has
taln zerimde brakt tm izlenimleri yazmaya ve saptamaya
yneliyorum. Bu, gzlem ve ilim bakmndan faydasz bir alma
olmayacaktr. Tahlil ve tasvir yapmak bana daha nce hi bu kadar
kolay gelmemiti.42 Bunlar, Grard de Nervalin, Aureliada, buz
tutmu uurumlar ve trajik effaflyla yeniden-yaad psikotik
deneyime (elbette ki dissosiyatiften ziyade, depresif olan deneyime)
demir atm edebi ve iirsel deneyimin puslu ve can yakc anla
mn dile dkt szlerle ieriksel olarak bantldr. Bunlar
rnek alarak, ruhumun gizlerinde tam olarak gereklemi uzun
sreli hastaln izlenimlerini yazya aktarmaya alacam; ve
neden hastalk terimini kullandm gerekten de bilmiyorum
nk bana yle geliyor ki kendimi hibir zaman o zamanki kadar
iyi hissetmedim. Zaman zaman, g ve etkinliim ikiye katlanr
gibiydi; hani sanki her eyi bilir gibiydim; imgelemim bana son
suz harikalklar sunuyordu. nsanlarn akl dedii eye yeniden
kavutuumda, bunlar yitirdiime yanmam m gerekecek?...43 O
halde, Aureiiann, umutsuz bir melankolinin ehresinin seildii,
yazya geirilmi ve dntrlm yrek paralayc ve aydnlk
bir psikotik deneyimin gncesi olduunu hissetmeden edemeyiz.
ntihar; Grard de Nervalin kaderini, tpk kendi gibi istemli
lm tarafndan yutulmu olan George Traklm kaderine yakla
trmaktadr ama bu yaknlk intiharla snrl kalmamaktadr. Kayg
ve ac, hzn ve yitmilik hissinin uurumlar George Traklm o
ksack mrnde iz brakmasayd, muhteem iiri, hi olmazsa i
irindeki baz manidar ifadeler varolamazd. ine dalnm ve al
PSKYATRDE SYLE BM
3 Age.
ykm hislerini beslediini sylemek,4 dile gelmezliin snrna do
kunmak gibi bir eydir: Bununla birlikte, bu fenomenolojik radikal
kar-deneyimlerden kamak mmkn de deildir.
Bu alp kapanma gel-gitleri, sadece imgelerden (metaforlar-
dan) ibaret deildir; bunlar, ortaya kan antropolojik grntlerde
(gerekliklerde) ve psikoterapik syleilerde (her sylei biimin
de) de derin isel yanklar uyandrmaktadr.
Bu deerlendirmelerden sz ederken, Manfred Bleulerin5 ve
de Friedrich Mauzun6 almalarna bir kez daha bavurmadan
edemem zira kendileri psikotik olan ve psikotik-olmayan Getalt
balamnda syleinin (diyalogun) inasna dair hassas ve cesur
yollar saptamlardr.
Psikotik hayat da dahil olmak zere, her insan hayat kiisel
bir hayattr; ve her sylei, ister istemez, her genelletirmeye ve
her bilisel soyutlamaya meydan okur. Psikotik deneyim alannda
gelitirilmeye allan sylem, Skylla ile Kharybdis arasnda gi
dip gelir, kolay bir sylem deildir: Bir dier deyile, hastay (sade
ce) gzlemleyerek, zmleyerek, onun yaptklarm betimleyerek
yzleilebilecek bir sylem deildir; hastadaki hastalkl yanlar
grmezlikten gelmeyerek, salkl yanlarn ise kk grmeyerek,
diyalektik zdeleim zerinden kurulmas gereken bir sylemdir;
hastay anlamdan uzak, anlamsz grmemek; ancak, onu bizden
ayran snrlar amamak, onun dnyasyla ve umutsuzluuyla
bsbtn zdelememek gereklidir. Elbette ki, F. Mauzun dedii
gibi7, psikotik kiinin de senin benim gibi bir kii olduunu bilmek,
4 Burkhardt H., Die unverstandene Sinnlichkeit, Limes, Wiesbaden 1973; Rumke H. C.,
Eine blhende Psychiatrie in Gefahr, Springer, Berlin-Heidelberg-New York 1967.
5 Bleuler M., Bleiben wir am Kranken!", Schweizerische Medizinische Wochenschrift,
100, 1970, s. 89-96; Bleuler M., Klinik der schizophrenen Geistesstrungen, Psy
chiatrie der Gegenwart, ed. K.R Kisker, J.-E. Meyer, M. Mller ve H. Strmgren, parte
11/1 : Klinische Psychiatrie I, Springer, Berlin-Heidelberg-New York 1972, s. 7-82;
Bleuler M., Die schizophrenen Geistesstrungen im Lichte langjhriger Kranken - und
Familiengeschichten, Thieme, Stuttgart 1972.
6 Mauz E , Der psychotische Mensch in der Psychotherapie, Archiv f r Psychiatrie
und Nervenkrankheiten, 181, 1949, s. 337-341; Mauz E , Das rztliche Gesprch",
Therapiewoche, 10, 1960, s. 311-316; Mauz E , Psychotherapeutische Mglichkeiten
bei endogenen Psychosen, Archiv f r Psychiatrie und Zeitschriftfr die gesamte Neuro
logie, 206, 1965, s. 584-598.
7 Mauz E , Der psychotische Mensch in der Psychotherapie, Archiv f r Psychiatrie
und Nervenkrankheiten, 181, 1949, s. 337-341.
psikiyatrideki her bilisel ve teraptik eylemin arka plan (dei
mez ve zaruri sahnesidir): Psikiyatride her teraptik Einstellung, her
eyletirmenin tesinde, hasta ile birlikte yaama, onunla birlikte
olma biimi olarak ortaya kar.
Bunlar snk eyler deildir nk bu sylenenler, ciddi ve
karmak bir sylem iermektedir: rnein bu sylem, psikotik
hastay bizden ayrann, farkl klann ne olduunu saptamann
ve betimlemenin yan sra, hasta ile bizim aramzdaki ortakl
da saptamay ve betimlemeyi kapsamaktadr. Bu projenin baa
rs, ancak, depresyon ya da izofreni girdabna kaplm kiiyle
psikolojik ve insani grme biim ve koullarnn net bir ekilde
tersyz edilmesine baldr. orak (standart) psikiyatrik aratr
ma yntemlerini, orak salk muayenesini ve bilimsel ntrl
izlersek, hastaya yaklamak bir yana, F. Mauzun sert bir ekilde
ifade ettii psikotik ii8 yapm oluruz: Hastay tecrit etmek, kayg
ve umutsuzluunu pekitirme konusunda psikozla ibirlii etmi,
bir dier deyile onun izofrenisinin ya da melankolisinin etkileri
ni beslemi oluruz. te yandan, hasta, hareket ve szleriyle insan
olma durumunun anlamndan (anlam bantlarndan) uzaklar
gibi durduunda, tam da o zaman, onunla insani bir dorultuda
karlalmasma (onunla karlamaya ynelinmesine) daha ok
ihtiya duyar: Kendi iselliine ve srrna sayg duyacak, syleide
doalla ve insanca itenlie9 o zamanlarda daha ok gereksinimi
vardr.
Sylei (diyalog), sadece psikozda bulunan kiilerin deil, psi
kolojik problemi olan herkesin de kkl ihtiyacdr. Buna ilikin
olarak, byk bir psikiyatri kliniinde alm ve eitli alanlar
da daima psikolojik ve insani bir ekilde eylemi bir doktor olan
Manfred Bleulerin baz saptamalarna10 gndermede bulunmak
isterim. Elbette ki hastalara daha ok zaman ayracak olsak, pek
ok kayg ve aclar hafifler: Byle yaplsa, hastalara kulak verilse,
her psikolojik acy ve de hastalk acsn pekitiren ve arlatran
yalnzlklar hafifletilse, organik (fiziksel) hastalklarda da daha az
8 Age.
9 Mauz F., Das rztliche Gesprch", Therapiewoche, 10, 1960, s. 311-316.
10 Bleuler M., Bleiben wir am Kranken!, Schweizerische Medizinische Wochenschrift,
WO, 1970, s. 89-96.
ar kesiciye, daha az uyku ilacna, daha az sakinletiriciye ve belki
diyabet hastalarnda da daha az ensline ihtiya duyulur. rnein
sadece kalp cerrahisi mdahalelerinden sonra deil de, organik
bir hastalk srecinde de depresyon, kafa karkl ve deliriyum
semptomlarnn ortaya kma tehlikesi vardr ve bu riskler hastalar
ne kadar yalnz kalrsa, ne kadar terk edilirlerse, insanla temastan
ne kadar uzak olurlarsa, o kadar ykselmektedir.
Manfred Bleuler yle yazmtr: Cerrahi mdahaleleri izleyen
psikotik glklerin nne gemek iin, hastalarla kiisel bir iliki
kurmak gereklidir: Doktorlar ve salk ekibinin doktor olmayan
yeleri hastayla konumaldr. Bunu yapmak yerine baka bir e
yin yaplmas nerilmitir: Yatak ucuna televizyon yerletirilmitir;
aktr ki, bu, insan scaklnn yerini hibir ekilde doldurma
maktadr. Her halkrda televizyon nerisi, zamanmzn tipik
tutumudur: Teknik, insani olan yerinden etmekte ve bu durum,
daha ok teknik ilave ederek takviye edilmektedir: En nihayetinde
btn bunlar, aslen, gereksinim duyulan birka tatl sz sylemek
ten kanmak adna yaplmaktadr.11 Manfred Bleulerin sade ve
net syleminde dile getirdii eyler, insani ve klinik adan ok
manidardr: Teknik zerine, mutlaklatrlm ve ilahlatrlm
tekniin ve tbbn insanisizletirilmesinin (her terapinin ve en
nihayetinde her tehisin asli eleri olan sz ve syleinin askya
alnmasnn) reddi zerine dnmek, psikiyatri alannda daha da
kkl ve etkili yanklar uyandrr: Zira psikotik deneyim alannda,
herhangi bir kaytszlk ve zensizlik, saldrganlk ve uzaklk tutu
mu beraberinde, gerek bir sylei: iddetle, kalpten gelen bir sz
zlemi eken hastalarn duyarllk ve hassasiyetinde derin yaralar
amaktadr.
Elbette ki bu deerlendirmeler, hastayla doktor arasnda gerek
leen her karlamayla ilgilidir, hastaln niteliinden bamsz
dr; ancak depresif Lebensweltle ilgili teraptik bir karlama sz
konusu olduunda, daha kapsaml ve btncl bir ekilde ortaya
konmas gereken bu sylenenler daha da kanlmaz olmaktadr.
Psikolojik problemleri bulunan ya da psikotik deneyimden ge
mekte olan kiilere yaklama biimleriyle ilgili yaplan aratrma*
l Agy.
lar, bizleri zor ve deiken bir diyalog btnlne (sylei biim
lerine) sevk etmektedir; bu btnlk, bir yerde her trl teknik
yabanclamay ve indirgemeci tehisi dlayan, derinden insani
olan bir aklk gerektirmektedir, dier yerde ise, bizim znellii
miz, zdeleme kapasitemiz, bakalmzn bilinci ile hastann
znellii, onun duygulanmsal deiimleri, kendini dahil ettii ve
at dnyadaki dnmler arasnda srekli bir karlatrma
yapmamz gerektirmektedir. (Psikiyatride, hastalara hayat yollan
boyunca elik etmeye dair sonu olmayan arayta, sefalet ve ihtiam
i iedir: Psikiyatri, hastalara, her zaman, somut bir yardmda bu
lunacak teknik aralar sunamaz nk mutlaklatrlm her ila
tedavisinde ve de ilahlatrlm her psikoterapide yatan zayfl
bilir ama insani dayanmay, dinleme ve kavrama hususlarnda
amade olmay asla askya almaz.) Grnte uucu gibi duran bu
tevik ve kelime oyununda, her psikotik hastayla ve de psikolojik
sorunlar olan psikotik olmayan hastayla kurulacak dolaysz, duy-
gulanmsal zdeleime dayal iletiimin anlam yatmaktadr. Von
Gebsattel12 buna her psikoteraptik bileimden ve psikiyatrideki
her tehisten daha ncelikli bir yer vermitir.
SYLEMN UZANTILARI
28 lala tedavi. (Budak S., Psikoloji Szl, Bilim ve Sanat Yaynlan, Ankara, 2009.)
29 1) lalar, kaynaklarn, yaplarn ve zelliklerini ve etkileyen bilim dal. 2) ila
larn, zellikle tedaviyle ilikili olarak zellikleri ve vcutta yol atklar reaksiyon
lar. (Budak S., Psikoloji Szl, Bilim ve Sanat Yaynlar, Ankara, 2009.)
30 Krausz M., Sorgenfrei T., Der therapeutische Umgang mit Neu-mleptika, parte I: Fors
chungsstand ber Wirkbeaingungen, Effektivitt und Compliance in der Behandlung von
Psychosen, in Psychiatrische Praxis, 18, 1991, s. 9-13; Krausz M., Sorgenfrei T.,
Der therapeutische Umgang mit Neu-roleptifea, parte 11: Subjective Wirkungsfaktoren,
Compliance und Konsequenzen f r die Behandlungsstrategie, in Psychiatrische Praxis,
18, 1991, s. 14-20.
da) znel olarak nasl gslemektedir, kendilerine ila verilme
sini nasl yaamaktadrlar ve onlarn istenli bilinlerinde bu ne
gibi bir anlam tamaktadr? Bunlar, psikiyatride farmakoterapinin
psikolojik boyutlar kavranmak istendii takdirde, ka olmayan
sorunsal noktalardr.31 Zaman zaman ilaca kar iten ie isyan
tutumunda olunabilecei hissine kaplnr: Bu; varolusal usuz
bucaksz mahkmiyet saatlerinde hastalarn henz sahip olduu
zgrlk alanna dair32 son gstergedir.]
Psikoterapinin depresyonlar (endikasyon ve stratejik seimler)
karsnda yaad sorun karmaktr ve elbette ki farkl kuramsal
konumlanmalara aktr. Analitik psikoterapiler, depresif alevlen
meler arasndaki dnemlere odaklanmaya meyleder;33 Ludvving
Binswangerin syleminin temelini tekil ettii syleminin iz
gisini izleyen varolusal psikoterapiler ise, depresyonlarn klinik
(akut) dengesizlikleriyle de yzleir.
Analitik ynelimli psikoterapi, izofreni alannda baarlar ka
zanmtr: Metodolojik temelleri asndan hepsi bir olmasalar da,
izofreni vakalarnda psikoteraptik sylemin teraptik ve bilisel
adan tartlmaz bir nemi olduunu ortaya koyan son derece
ciddi almalara34 imza atmtr (Yakn zamanda yaplm iki a
lmayla, bu sorunlar eletirel adan ve kaynaka bakmndan ye
35 Krull F., Psychotherapie bei Schizophrenie - Theorie und Praxis der Einzelbehandlung.
Eine bersicht, in Fortschritte der Neurologie-Psychiatrie, 55, 1987, s. 54-67;
Mller P., Psychotherapie bei schizophrenen Psychosen-historische Entwicklung,
Effizienz und gegenwrtig Anerkanntes, Fortschritte der Neurologie-Psychiatrie, 59,
1991, s. 277-285.
36 Fromm-Reichmann F., Pscoanalisi e psicoterapia, Feltrinelli, Milano 1977
37 Brutigam W., Psychotherapie der Depressiven", Das depressive Syndrom, ed. H.
Hippius ve H. Selbach, Urban & Schwarzenberg, Mnih-Berlin-Viyana 1969, s.
519-526.
38 Battegay R., Psychotherapy of Depressive, Psychopathology, 19, 1986, s. 118-123.
39 W illi J., Psychokologische Aspekte der sttzenden Psychotherapie, Psychothera
pie und medizinische Psychologie, 39, 1989, s. 225-231.
40 Gebsattel V. E. von, Christentum und Humanismus, Klett, Stuttgart, 1947; Gebsattel
V.E. von, Prolegomena einer medizinischen Anthropologie, Springer, Berlin-Gttingen-
Heidelberg 1954; Gebsattel V.E. von, Imago Hominis, Neues Forum, Schweinfurt
1964.
41 Schulte W., Studien zur heutigen Psychotherapie, Quelle & Meyer, Heidelberg 1964;
Schulte W., ber den Zugang zu melancholisch Kranken, in ber das Wesen melancho
lischen Erlebens und die Mglichkeiten der Beeinflussung, ed. W. Schulte, Hippokrates,
dengesizlikler de dahil olmak zere depresyonlara ynelik psiko-
terapiyle ilgili yaplm almalardr ve geceleyin aniden yaklm
mealelerin getirdii aydnlk misali, farkl depresyon biimlerine
ynelik her psikoterapik Einstellurgun anlamm aydnlatmaktadr.
Zanmmca depresyonlarn fenomenolojik ve klinik gerekliklerini
en kkl ekilde kavrayan ve depresif bilinle yzlemeye dair en
somut karlama (diya-log olan sessizlik) modellerini sunan al
malar bunlardr.
Varolusal psikoterapi syleminin izgisine yaklam daha
baka almalar bulunmaktadr;42 ancak bu alandaki en nemli
yaptlar, Freudcu dnceyle (daha sonra baskn dnce haline
gelen) Heideggerci dnce arasnda diyalektik bir kyas zerin
den ilerleyen Medard Bossun almalar43 ve Schelerin ve von
Gebsattelin dncesinin izinden giden Dieter Wyssn44 alma
lardr. (Szlerim, somut mdahale modellerini ele almak deil, sa
dece konuyla ilgili hangi eilimlerin bulunduunu belirtme amac
gtmektedir.)
Antropolojik (varolusal) psikoterapinin metodolojisi, imdiki
zamana (hayat hikyesinin imdi ve burada gereklemekte olan
Stuttgart 1965, s. 70-87; Schulte W., Die Welt des psychisch Kranken, Hippokrates,
Stuttgart 1974; Schulte W., Mende W. (ed.), Melancholie in Forschung, Klinik und Be
handlung, Thieme, Stuttgart 1969.
42 Condrau G., Einfhrung in die Psychotherapie, Walter, Olten 1970; Ey H., Valeur
thrapeutique de lanalyse existentielle, Acta psychotherapeutica et psychosoma-
tica, 8, 1960, s. 241-251; Pauleikhoff B., Probleme der Psychotherapie bei der
Melancholie", Leib Geist Geschichte, ed. A. Kraus, Hthig, Heidelberg 1978, s. 172-
179; Schottlaender F., Das Problem der Begegnung in der Psychotherapie, Der lei
dende Mensch, ed. A. Sborowitz in collaborazione con E. Michel, Wissenschaftliche
Buchgesellschaft, Darmstadt 1969, s. 220-237; Vlker H., Klinische Psychothera
pie bei Depressionen, Zeitschrift f r Psychotherapie und medizinische Psychologie, 12,
1962, s. 154-167; Zacher A., Psychotherapie des depressiven Patienten, Daseinsa
nalyse, 6 , 1989, s. 94-105.
43 Boss M., Psychoanalyse und Daseinsanalyse, Huber, Bern und Stuttgart 1957; Boss M.,
Grundriss der Medizin, Huber, Bern-Stuttgart-Viyana 1971; Boss M., Daseinsanaly
tische Bemerkungen zum Wesen der Freudschen Psychoanalyse, Daseinsanalyse, 7 ,1 9 9 0 ,
s. 167-173.
4 4 Wyss D., Mitteilung und Antwort, Vandenhoeck & Ruprecht, Gttingen 1976; Wyss
D., D er Kranke als Partner. Lehrbuch der anthropologischint egrativ e Psychotherapie, C.
1, Vandenhoeck & Ruprecht, Gttingen 1982; Wyss D., Der Kranke als Partner. Lehr
buch der anthropologi-scnint egrativ e Psychotherapie, C. II, Vandenhoeck Sr Ruprecht,
Gttingen 1982; Wyss D., Biologische, anthropologische und daseinsanalytische
Aspekte der Depression, Daseinsanalyse, 6 , 1989, s. 29-39.
kesitinin analiz ve betimine) odakldr, psikanalizde olduu gibi
gemie odakl deildir: Gemii ve gemiteki olaylar yorumla
yp zmlemeye ynelmez. Metodolojik atmalar bir yana (her
birimiz kendi deneyimindeki anlama ve kendi Weltanschauungana
balyzdr), Ludwig Binswangerin, V.E. von Gebsattelin ve Wal
ter Shultenin ortaya koyduklar varolusal psikoterapi modelleri
nin, akut dengesizlik halindeki depresyonun alevlenmi ve kayp
gerekliine uygulanabilecek en anlaml modeller olduklar kana
atindeyim. Ancak akut semptomatolojinin dnda da, doktor ve
hasta arasndaki kiiler aras ilikiyi4546yeniden kurmak ve muha
faza etmek gereklidir, nk ancak bu, hastaln ve can yakc bir
konu olan istenli lm konusunun anlamyla yzleilmesini ve
de depresyonlarn anlam kkeninde yatan patojen durumlarn44
zmlenmesini ve mmknse deitirilmesini salar. Yaplacak
her psikoterapi, yaanm ve tahayyl edilmez kayg gecesinin
(zira bunun zerinden atlamak gereklidir) depresyon bitiminin ar
dndan hastalarn bellek ve yaantsnda seilemeyebileceini gz
nnde bulundurmaldr: Hani sanki bu dramatik olayn zeri
ne tamamen perde ekilmi gibidir; ayrca hastalarda, depresyon
ortadan kaybolduktan sonra da, youn bir isel hayat, derin bir
duygulanmsallk ve nadide bir duygusal iletiim yetisi gsteren,
huzursuz, gvensiz, krlgan ve hassas bir kiilik grlmesi de
mmkndr.47
[Konuyla ilgili ok saydaki almann iinden ok gzel iki
talyan kitabndan: Alberto Melucci ve Adelmo Sichelin eserlerin
den sz etmek isterim. lk kitapta;48 karlamann, psikoterapik
karlamann (da) kkl anlam, her karlamada, g bir denge
iinde bulunan, zahmet ve nee ele alnmaktadr; kendi kimliini
kaybetmeden tekinin bak asn anlayabilme yetisinden geen
45 Meyer J. E., Die Arzt-Patient-Beziehung in der Psychiatrie, Der Nervenarzt, 60,
1989, s. 102-105.
4 6 Baeyer W. von, Situation, Jetzt sein, Psychose, Conditio hu-mana, ed. W. von Bae-
yer ve R.M. Griffith, Springer, Berlin-Heidelberg-New York 1966, s. 14-34; Buyten-
d ijk F .J. J., Avant-propos, Situation, I, Spectrum, Utrecht/Antwerpen 1954, s. 7-14;
Tellenbach H., Psychiatrie als geistige Medizin, Verlag fur angewandte Wissenschaf-
ten, Mnih 1987.
47 Schulte W., Die Welt des psychisch Kranken, Hippokrates, Stuttgart 1974; Tellenbach
H., Melancholie, Springer, Berlin-Gttingen-Heidelberg 1961.
48 Melucci A., Il gioco dellio, Feltrinelli, Milano 1991.
bakalk riskinden (meydan okuyuundan) ve her karlama
nn snr olan boluk ve yitimden sz edilmektedir. Karlama,
karlkl duygulanm ve beraber ac ekmedir (sym-patha* e com-
passustur);** bu sayede de bize ait olmayan ama karlamada bize
sunulan ve bizim, sadece bizim filizlendirebileceimiz bir anlam
imkn barndrmaktadr. Her gerek karlamada ortaya kan
sorunsallk ve sonsuz anlam katman, ikinci kitapta49 da yer al
maktadr; buna ilikin olarak, psikoteraptik grmenin ikilem-
li ve ngrlmez ele alm eklini: her syleide ba dndrc
bir ekilde yer deitiren ve glgeleri, meknn genilemesi
ve daralmas, hzlanmalar ve frenler ve gene, her (psikoteraptik)
syleisel bileimde i ie geen soukluk ve scaklk, ba dnd
rc hareketler ve hareketsizlik, grilik ve talama temalarn vur
gulamak isterim. Bu eser en nihayetinde, uzaklatrc her souk
bilginin ie yaramazln, varolu biliminin varolu deneyimi kar
sndaki yenilgisini vurgulamak istemektir.]
SZ VE SESSZLK
talyan psikiyatr Eugenio Borgna Melankoli adl kitabn, klinik melankolinin semptom
larndan ziyade yapsal olgularn psikolojik ve insani ynleriyle olduklar gibi ortaya
koyma projesi olarak tanmlyor Yazar bu almasnda depresyonu ve melankoliyi kli
nik bir gereklik olarak ele almaktansa, psikopatolojik ve antropolojik ynlerine odakl
bir sylem oluturuyor Melankoliyi yaama ekillerini bir yandan hastalarn znel de
neyimlerinden biryandan da felsefi ve edebi metinlerden dnml olarak aktaryor
Eugenio Borgna
i I SBN 7 7 8 - 9 7 5 - 0 8 - 3 0 6 1 - 7