You are on page 1of 223

melankoli

italyancadan eviren: Meryem Mine ilingiroLu

Ol O K |
Y A P I K R E D Y A Y IN L A R I
MELANKOL

Eugenio B orgn a (22 Temmuz 1930, Borgomanero) Novara, Maggiore Hastanesinde


Psikiyatri Bahekim i, Milano niversitesi Sinir Hastalklar ve Zihinsel Hastalklar
K liniinde retim yesi olarak hizm et vermitir.
B a lca k ita p la r: I conflitli del conoscere. Strutture del sapere ed esperienza d ellafollia
(1 9 8 8 , Bilmede Yatan atmalar. Bilm enin ve Deliliin Yaps), M alinconia (1992,
Melankoli), C om e sefin isse il m ondo. il senso dellesperienza schizofrenica (1995, Dn
yann sonu gibi. izofrenik Deneyim in Anlam), L e fig re della n sia (1997, Anksi-
yetenin Trleri), Noi siam o un colloquio (19 9 9 , Biz Bir Syleiyiz), Larcipelago delle
em ozioni (2 0 0 1 , Duygularn Takm adas), L e intermittenze del cuore (2 0 0 3 , Yrein
duraklam alar), La ttesa e la speranza (Bekleyi ve U m ut-2005, Bagutta dl),
C om e in uno specchio oscuram ente (2007, Karaltl Bir ekilde Aynada Gibi), Nei luog-
hi perduti d ella fo llia (2 0 0 8 , D eliliin Kayp Yerlerinde) ve L e em ozion iferite (2 0 0 9 ,
Yaral Duygular), Ruhun Yalnzl (2011, YKY 2013), M elankoli (1 9 9 2 , YKY 2014).

M eryem M ine ilin g iro lu (stanbul, 1977) stanbul niversitesi Felsefe Bl-
m nden m ezun olduktan sonra yksek lisans eitim ini ayn niversitenin tal
yan Dili ve Edebiyat Anabilim D alnda tamam lad. Venedik C Foscari niver-
sitesinin uzaktan eitim kapsam nda gerekletirdii ITALS, Yabanc Dil Olarak
talyanca Eitim i Vermek adl yksek lisans program n bitirdi. Duke (Durham ,
ABD), Yeditepe ve stanbul niversitelerinde talyanca O kutm an olarak alt.
Elena Ferrante, Francesco Alberoni, Giorgio Agamben, Alice Tayan, Margaret
M azzantini, Melenia G. M azzucco, Edm ondo de Amicis, Predrag Matvejevic ve
Eugenio Borgna gibi yazarlarn kitaplarndan eviriler yapt.
Eugenio Borgnamn
YKYdeki eserleri

Ruhun Yalnzl (2013)


Melankoli (2014)
EUGENIO BORGNA

Melankoli

Italyan cad an eviren

Meryem Mine ilingirolu

0130
YAPI KRED YAYINLARI
Yap Kredi Yaynlar - 4260
Cogito - 210

Melankoli / Eugenio Borgna


zgn ad: Malinconia
lulyancadan eviren: Meryem Mine ilingirolu

Kitap editrleri: Pnar Kanlkler - eyda ztrk


Dzelti: Korkut Tankuter

Kapak ve kitap tasarm: Mehmet Ulusel


Grafik uygulama: Arzu Yara

Bask: Pasifik Ofset Ltd. ti.


Cihangir Mah. Gvercin Cad. No: 3/1
Baha Merkezi A Blok Haramidere - Avclar / stanbul
Telefon: (0 212) 412 17 77
Sertifika No: 12027

eviriye temel alman bask: Malinconia, Feltrinelli, Mart 1992,


1. bask: stanbul, Kasm 2014
ISBN 978-975-08-3061-7

<0 Yap Kredi Kltr Sanat Yaynclk Ticaret ve Sanayi A.. 2013
Copyright Giangiacomo Feltrinelli Editre, 1992
Sertifika No: 12334
Btn yayn haklar sakldr.
Kaynak gsterilerek tantm iin yaplacak ksa alntlar dnda
yayncnn yazl izni olmakszn hibir yolla ogaltlamaz.

Yap Kredi Kltr Sanat Yaynclk Ticaret ve Sanayi A..


stiklal Caddesi No: 142 Odakule Merkezi Kat: 3 Beyolu 34430 stanbul
Telefon: (0 212) 252 47 0 0 (pbx) Faks: (0 212) 293 07 23
http://www.ykykultur.com.tr
e-posta: ykykultur@ykykultur.com.tr
Internet sat adresi: http://alisveris.yapikredi.com.tr
Milenay a
Teekkr

Umberto Galimberti Hocaya duyduum minneti


tekrar dile getirmeden edemem: Bu kitap, kendisinin
yardm olmakszn, asla yazlamazd.
H er v arlk , b a k a b ir ek ild e o k u n m ak iin , sessizce hay k rr.
Bu h a y k rla r k a rsn d a sa r kaln m am ald r.

SIM O N E W E IL , Q u a d e m i, I, s. 2 5 8

m g elem im iz; s z c k leri, g en ellik le, h a n i aylak ay lak, b u ru


u k a m arlard an ya da d um and an e k ille r k a rr g ib i, g
r lt lere y erletirir. A n cak fazla b itk in d p de oy u n oy n a
yacak h alim iz k alm ad n d a, ite o zam an , g erek s zcklere
ihtiya d uyarz. Ve o n la r ed in m ek i in h a y k rrz. H ay k r
iim iz i paralar. E lim ize sessizlik ten b ak a b ir ey gem ez.

SIM O N E W E IL , Q u a d em i, III, s. 3 6 3
NDEKLER

Sze Balarken 11

1. Psikotik Deneyimde Anlam ve Anlamszlk 17

II. Melankolinin Can ekitirici Erisi 41


1. Hzn ve Acnn Yaratt Ba Dnmesi 43
2. Kaygnn Mevcudiyeti ve Umudun Krlmas 63
3. Bedenin Gizemi 81
4. Otistik Yalnzlk 96

III. Melankolinin Usuz Bucaksz Snrlarnda 117


1. Maninin Takatsiz Hafiflii 119
2. Kz Kardeleri Kalmam Saat 137
3. Can Sknts l ve Melankoli 153
4. Melankolik Stimmung ve Yaratc Deneyim 173

IV. Biz Bir Syleiyiz 193

Szn Bittii Yerde 217


Sze Balarken

Melankoli (depresyon) gibi sonsuz bak asyla zmlenip ince


lenmi insani ve psikolojik, metafizik ve klinik, gndelik ve edebi
bir deneyim hakknda sylenecek ne kalmtr? Bu konu hakknda
farkl farkl bilisel alanlarda bir dizi aratrma, bir dizi alma
bulunmaktadr: Konuyla ilgili bak alar da, meselenin ortaya
konuundaki kavramlar ve snflamalar da (bukalemun misali)
deimektedir. Melankoli ve depresyon zaman zaman farkl psi
kolojik gereklikleri iaret etmek iin, zaman zaman da ayn ya da
birbirinin yerine geebilecek gereklikler iin kullanlmaktadr.
Semantik ve terminolojik her seim, zayf ve keyf kalmaktadr:
Psikiyatri, genellikle, melankoli ve depresyonu birbirinin yerine
geebilen kavramlar olarak kullanmaktadr: Bunun iinde de, d
kaynakl ya da tepkisel (yan anlamyla nevrotik) olarak adlandrd
mz depresyonlar (melankoliler) ya da i kaynakl ya da endojen
(psikotik) olarak adlandrdmz depresyonlar (melankoliler) yer
almaktadr. Betimleyici psikiyatri (fenomenolojik zmlemelerde
ve betimlemelerde bulunan psikiyatri): Hastaln (tbbi anlamda
hastalklarn) eitli semptomatolojik bileenlerinin (semptom
larn balamsal olan, kuramsal-olmayan bileimine atfta bulunan
eitli sendromlarn) altnda yatan doal birimlere ulamay ama
layan (hayal eden) psikiyatri, depresyonu (melankoliyi) klinik ve
sresel otonomluktan karr: onu, sembivotik olarak maniye
balar ve balam iinde, yersiz ve uygunsuz kalanJ'manikrdepresif
psikoz kavramndan sz eder. Manik deneyimlere elik eden dep
resyon (melankoli) sreleri vardr ama klinik bakmdan manik
Getalt lerle* hibir ilgisi olmayan depresyonlar da bulunmaktadr.
Manik-depresif psikoz kavramnn gerek kuramsal gerekse kli
nik bakmdan kabul grmedii gnmzde, depresyon ve -daha
youn bir anlam doluluuna sahip olmas bir yana- melankoli ara-

* Alm. Paralarnn toplamndan te bir ey olan btn, (. n.)


smda terminolojik ve ieriksel bir ayrm yapmay hakllatracak
herhangi bir neden de yoktur.
Melankoli (burada) psikopatolojik bir deneyim olarak nevrotik
ya da tepkisel zellii olmayan, psikotik zellik tayan ve bu zel
lii nedeniyle bizimkinden radikal bir biimde baka bir varoluu
bulunan, klinik bir deneyim olarak zmlenmekte ve betimlen
mektedir. Her halkrda sylemimiz klinik bir sylem olma niye
tinde deildir: Bu alma, depresyonu, klinik bir gereklik (klinik
bir Getalt) olarak ele alp bunun semptomatolojik ynleri zerine
odaklanmayacaktr. almamz, gndelik deneyim biimlerinin
dnda ortaya kt kuku gtrmez olan ama ayn zamanda da
kkl psikolojik ve insani ynlerini muhafaza eden depresyonun
psiko(pato)lojik ve antropolojik ynlerine odakl bir sylem olu
turmak amacndadr.
Sylemin dorultusu bu ekildedir ama elbette ki sylemin
psiko(pato)lojik ve antropolojik anlamyla bantsz ve alakasz
saylamayacak daha baka birtakm dnceler de bu almaya
dahil olacaktr.
Elbette ki melankoliyi (melankoli zerine) yazmak, bu acl
insani deneyimi ele almak, dile gelmez olann yanndan gemek
demektir: Melankolide meydana gelen, elden kaan ve gizemli
anlam dile getirebilen fazla sz yoktur. Sadece bir ruh halinden
(Stimmung) ibaret olmayp klinik melankoli (depresyon hali) de
olabilen melankolinin sonsuz saydaki ynnn derinliklerine
inmek ve onlar yakalamak (elbette ki) benim iin kolay olma
yacaktr. Tek yapmak istediim, melankoli iinde bulunan her
hastann dolayl olarak ifade ettii sessizlik szn gizlememek
ve karartmamaktr sadece. Melankoliyi (psikotik deneyim haline
gelen melankolik deneyimi) oluturan yaplar ayrtrdmzda,
sadece klinik melankoliyi daha iyi tanm olmakla kalmayz, bu
melankoliden dier btn melankoli biimlerine (iire ve gndelik
hayata da) uzanan ipularn ve bantlar da yakalarz.
Psikotik deneyimin Gesialtini belirleyen ey, ne grnrde
psikotik olan semptomlar ne de bunlarn yan yana gelmesidir;
psikotik deneyimi, anlam ierikleri ve yeni bir varolu biimi
olarak belirleyen ey, baz asli varolusal yaplarn dnmdr
(bu almann ilk blmnn ieriksel amac bunu ele almak
olacaktr). Her psikotik deneyimde anlam ve anlam yoksunluu
birbirine balanr ve birbirine karr; ama her ideolojiyi parantez-
iine-almaya niyetli ve eylerin diyalektik olarak yeniden deer
lendirilmesine ynelik fenomenolojik bir sylem dorultusunun
izlenmesiyle, en radikal psikotik deneyimde bile anlamn aydnlk
yolunun ald grlr. Bylelikle psikotik deneyim, anlamlarn
an-arisinden* koparlr ve anlamszl kurtaran (ona yeniden ye
terlik kazandran) anlamn sakl kkeni yeniden ina edilir.
kinci blmn ieriksel dorultusu, melankoliye kaplm ki
ilerin yaad deneyimler zerinden ilerlemek olacaktr. Melan
koli; klinik yk kesitlerinin izindei gidilerek, psikopatolojik ve
insani bir gereklik olarak ortaya konacak; melankoliyle ilgili asli
ieriksel alanlarn birbirinden nasl ayrlp, nasl tecrit olduklar,
ardndan homojen bloklar olarak nasl birletikleri gsterilecektir:
Hzn ve ac (sonsuz ve keskin ac), kayg mevcudiyeti ve umu
dun krlmas (lmcl hastalk olarak ortaya kan umutsuzluk),
ypranan ve ayran bedenin alt st edici deneyimi (bedenin d
nm), iletiimi ve zneler araslgn ak snrlarn kesintiye
uratan otistik yalnzlk deneyimi ele alnacaktr.
nc blmde, melankoliyle (klinik melankoliyle) balan
tl ve balantsz ieriksel alanlar betimlenecektir. Mani (manik
deneyim), melankolinin arka plannda yer almaktadr: Manik
deneyimin, melankolik deneyimin yerini alarak, kiinin varolma
biiminde ve gereklii alglama eklinde mutlak bir kartlk
yaratmas olasdr ama art deildir. unu belirtmemiz gerekir ki,
melankoliye kar durduunu sylediimiz manide de, melanko
lide olduu gibi, lmn uucu ve yrek paralayc glgesi seilir
gibidir. Olas lm (istemli lm) deneyimi, klinik melankolinin
baz u-durumlarnda, bununla atkl olan olanaksz lm dene
yimine dnmektedir: Buna gre lm, artk yeniden-yaanamaz,
radikal zlmlyle hayal bile edilemez bir ey olmutur ve
bu duruma korkun bir kayg elik etmektedir. Can sknts de
neyimi melankoliyle balantldr; ama byleyici ve allmadk
manzaralar oluturan (zellikle de) zamansal ve meknsal olan,

* Gr. An-arkhos: Ba boluk, dzensizlik, ynetimsizlik, ilkesizlik. Arkhos: Dzen,


ynetim, ilke. A: Olumsuzluk eki. (.n)
birbirine benzeyen ya da benzemeyen elikili ve belirsiz elerin
mevcudiyetiyle, melankoliden uzaklaan da bir eydir. Bu nc
blm, yaratc deneyim ile melankolik Stimmung deneyimi: ya
ratc deneyim ve klinik melankoli arasndaki (olas) bantlarn
ilenmesiyle sonlanacaktr.
Drdnc ksmda, diyalog (sylei) fenomenolojisi araclyla,
depresif deneyimi (melankolik deneyimi) ele almak iin kulla
nlan, krlgan olmakla birlikte kanlmaz da olan yollar ortaya
konmaya allacaktr. Bunu yapmaktaki ama, szn ve sessizli
in, ehrenin ve baklarn nemini kavramak ve gstermek, me
lankolik varoluun iinde bulunduu donuk yalnzln i ve d
(otistik) engellerini amaktr. Yeniden (olanakl ve olanaksz bir)
diyalog kurmaya ve (kolay ve zor bir) karlama gerekletirmeye
almak, ancak anlama yaklaan ve depresif halin (melankolik
halin) ulalmazlna sayg duyan varolusal bir tutumla mm
kndr.
Melankolinin (depresif deneyimin) farkl farkl ynlerini ele
alan ve elbette ki kalbime deen ve dokunan pek ok yaamn
psikopatolojik ve klinik deneyiminden yola karak oluturduum
sylemin izledii srete, yukarda sylenmi blmlerin hepsi
ieriksel olarak birbirine baldr.
Bu yolda, klinik melankolinin (i kaynakl ve endojen: gizemli
ve tannmaz, karanlk, her ortaya knda ulalmaz bir olay
mahiyetindeki depresyonun) biimsel ve nedensel oluumuyla
ilgili her sylemi parantez-iine-alarak, zellikle de melankoliyi
yaama ekillerini gstermek arzusundaym: Bu amala, (hastalar
tarafndan) yaanm deneyimler ile daha baka deneyim alan
larndan doan (felsefi ve zellikle de edebi alanlardan doan)
metinleri dnml olarak aktaracam. Psikopatolojik ve klinik
kkenli olmayan metinlerin eklenmesi, bu almann sularn bu
landrmakta, izgisini bozmakta mdr, bilimsellikten yoksun bir
karmaa m yaratmaktadr? Bir dier deyile, psikopatolojiden ve
klinik alandan uzak ve grnrde bunlarla badamayan alanlara
girmek, sylemin srecini bozmakta, onu kesintiye uratmakta ve
yntemini altst m etmektedir? Bana yle geliyor ki, Jean Staro-
blnski, sylemimin anlam ve yntemiyle (ya da anti-yntemiyle)
ilikili bir eyler sylemektedir. Yntemsel bir gzlem: ne kadar
keyfi olursa olsun, bir soruya cevap mahiyetindeki metinlerin bir
birini izledii her bir dizim, beraberinde, ayn eserin ya da farkl
farkl eserlerin farkl farkl yerlerini yeniden okumay getirecek ve
aksi takdirde alglanamayacak yanklar uyandracaktr: Eletirinin
yaplar ve de eserin gizli ama nesnel yollar bunlardr.1
[Psikotik deneyimlerin nedenlerini elbette ki bilememekteyiz
ama bunlar salayabilecek artlar (durumlar), bu deneyimlerin
grlebilecei ve dengesizliklere yol aabilecek baz balamlar,
baz tarihsel-yaamsal, ailesel ve sosyal koullar bilmekteyiz. Her
durum her birimiz iin ayn anlam tamaz ama psikotik dene
yimlerin, zellikle de depresif deneyimlerin anlam oluumunda
byk nem tayabilecek baz durumlar bulunmaktadr. Depres
yonun, klinik melankolinin tetiklenmesinde ya da byle bir den
gesizliin oluumunda: arzu edilmi ve ulalm ancak sonradan
anlam paralanmasna uram hedefler, ev deiiklikleri, Heimat,
vatan toprann yitimi, kii iin byk nem tayan birilerinin
mevcudiyetinden yoksun kalm ev deneyimlerine bal varolusal
ve ailesel atma ve gerilimler rol oynayabilmektedir; ama bu
saydklarmzn yan sra, doum dnemini izleyen zamanlarda
beliren durumlar da etkili olabilmektedir zira doum sonras s
rete, zaman zaman, depresif bir Getaltin ortaya kt grlr.]1

1 Starobinski J., Lamalinconia allo specchio, Garzanti, Milano 1990.


I. Psikotik Deneyimde Anlam ve
Anlam szlk

im diye d ek a ratrd m z p sik ozlard a, n o rm d an sapm ala


rn k e sin lik le sad ece olu m su z d eerlend irilm em esi, b ir dier
d eyile n o rm u n rad ikal b ir an titezi o larak g r lm em esi ge
rek ti i, a k sin e p sik o zlarn d a yeni b ir n o rm a: dnyad a-ol-
m aya-d air yeni b ir b iim e d en k geldiini h ay retle sap tam
b u lu n m ak tay z.

L. B IN SW A N G ER , b e r d ie dasein san alytische


Forschungrichtung in d e r P sychiatrie, s. 2 0 2
Psikotik deneyim, mantktan uzaklamakla birlikte, kar-mantk
olan bir baka mant ortaya karan insani bir duruma dair ka
nlmaz izler tar; bu baka mantkta, anlam tecrit haldedir ama
kendi iinde anlam barndran bir kar-anlam mevcuttur: Bu kar
anlam, dank ve ypranm haldedir, gizemlidir ve konunun sa
dece natralist kategorileriyle kavranamaz ama vardr.
Psikotik deneyimin, anlamn mutlak yadsmas olduu sav,
gnmzde savunulur ve kabul edilebilir gibi deildir. Zira her
psikotik deneyimde, kesiim noktalar ve farklaryla ele alnma
s gereken karmak semantik katmanlar mevcuttur. izofreni
nin ve melankolinin (ve buna elik edebilecek maninin) radikal
fenomenolojilerinin anlaml psikotik deneyimler olarak yeniden
deerlendirilmesi, onlarda bilindik (gndelik) anlam yaplarndan
mahrum bir varolu biimi olduunu, ok farkl bir bileimin izin
den yaplandklarn kavramamz salar; bununla birlikte bunlar,
an-ari gstermezler ve anlam yitimine uramamlardr. Bu, psi
kotik deneyimde de insani bir ihtimal (her birimiz iin ortak olan
Lebensweltten, bir dier deyile yaam-dnyasmdan fkran bir
ihtimal) karsnda olduumuzu gsterir: Burada, acdan ve ile
tiim krizinden kaynakl bir biimsizleme ve paralanma vardr
ama insani olan ey, draison* tarafndan yutulmam, tketilme-
mitir: Onda halen yaamakta olan baka mantk tarafndan terk
edilmemitir.
Raison** ve draison, anlam ve kar-anlam arasndaki elikiye
ilikin sylem balamnda, psiik normalligi psiik a-normallikten,
sal hastalktan (bazen ideolojik olarak) ayran dalgal ve zayf
snrlar belirtmek; psikotik deneyimlerin fenomenolojik yapsnn
anlam temellerinin ve hermeneutik zlebilirliinin snrlarn

* Fr. Mantkszlk, (.n.)


** Fr. Mantk, (.n.)
izmek; her psikotik deneyimin olumsuzluunda yatan olumlulu
u onarmaya meyleden diyalektik bir sylemin olas anlam zeri
ne tartmak ve her psikotik deneyimde var olan ama grmezden
gelinen anlam verilerini yeniden deerlendirmek isterim. izofre-
nik varolu, elbette ki depresif ve manik varolutan farkl bileim
yaplarna sahiptir ama hi olmazsa ksmi olarak, her nn or
tak temelleri hakknda konumak mmkndr.

PSKYATRDE NORMALLK VE
ANORMALLK ARASINDAK SINIRLAR

Yabanclk hali alan bir bakaln yapsal gereklii dediimiz


psikotik deneyim, draison egemenliine ve a-normalliin ortaya
kma indirgenemez. (Anormallik yerine hastalk da diyebiliriz
ancak hastalk terimi psikiyatride sorunlu bir anlam iermektedir
nk psikotik deneyimlerin nedenleriyle ilgili fikir birlii bulun
mamaktadr ve Kurt Schneider1 gibi net ve amansz bir klinik psi
kiyatr bile bu nedenlerin metafizik olduunu varsaymtr.)
Psiik normallik ve anormallik kavramlarnn teorik ve pratik
tanmlar sorunlar iermekte ve elden kamaktadr. Her halkrda
normalliin (ipucu niteliinde) iki temel biimi vardr: Bunlardan
biri, (ortalama norm anlamnda) istatistiksel norm kavramna ba
ldr; dieri ise ideal norm kavramyla ilintilidir ve ortaya konan
ideal norm kavramnn ideolojik uzantlarn da iermektedir. Psi
ik normallik ve anormallik, her bir kltrde ve bazen her bir in
sanda, birbirine balanp birbirine karan, netlii bulunmayan,
soyut kavramsal alanlarn iinde yer almaktadr; ancak, psikotik
deneyimi psikopatolojik ve klinik bileimleriyle belirleyen ey, bir
normun olmay (norm yadsm) deildir. Bir dier deyile, ista
tistiksel anlamda psiik normallik snrlarnn tesinde bulunan
psikotik gerekliklerde de, bir norma ve antropolojik bir temele sa
hip anlam yaplar bulunmaktadr: Fenomenolojik ve antropolojik
aratrmalar da bunu gstermektedir.1 2

1 Schneider K., Wesen und Erfassung des Schizophrenen, Zeitschrift f r die gesamte
Neurologie und Psychiatrie, 99, 1925, s. 542-547.
2 U eyer W, von, Whnen und Wahn, Enke, Stuttgart 1979; Basaglia F., eritti I: 1953-
Psikotik deneyim, dzen-sizliin, homojenlik-yoksunluunun,
an-arinin hkm srd anlamszlk yaplarnn mevcudiyetin
den ibaret deildir ve bununla zdelemez.

PSKOTK DENEYMLER SEMPTOMLARLA ZDELEMEZ

Teorik (soyut) sylemden klinik (somut) syleme geip klinik


ynden baklacak olursa, psikopatolojik semptomlarn (istatistik
sel olarak belirlenmi normalliin dnda kalan semptomlarn)
gerek psikotik bir Lebensvveltte gerekse de psikotik-olmayan bir
Lebensweltte bulunabileceini belirtmeden edemeyiz. izofreninin
ve klinik melankolinin tehisini, semptomlar hastann insani ve
kiisel balamndan kopararak, (dolaysyla da) paral ve zayf
elere gereinden fazla nem vererek yaparsak, gerek d tehis
lerde bulunma ve (olas) ackl sonulara yol aacak lmcl tuzak
lara dme tehlikesine gireriz: Psikiyatride, yanl ya da ideolojik
bir tehis, beraberinde, zamanla kaybolmakla birlikte silinmez iz
ler brakan ykc psikolojik olgular da getirebilmektedir.

1968, Einaudi, Torino 1981; Binswanger L., ber die daseinsanalytische Forschungsrich
tung in der Psychiatrie (1945), Ausgewhlte Vortrge und Aufstze, C. I: Zur phnome
nologischen Anthropologie, Francke, Bern 1947 iinde s. 202-217; Binswanger L.,
Schizophrenie, Neske, Pfullingen 1957; Binswanger L., Der Mensch in der Psychiatrie,
Neske, Pfullingen 1957; Binswanger L., Melancholie und Manie, Neske, Pfullingen
1960; Binswanger L., Wahn, Neske, Pfullingen 1965; Blankenburg W., Der Verlust
der natrlichen Selbstverstndlichkeit, Enke, Stuttgart 1971; Borgna E., / con fiai del
conoscere, Feltrinelli, Milano 1989; Bovi A., Appunti di psicopatologiafenomenologica,
Libreria Goliardica, Trieste 1979; Callieri B., Quando vinee l'ombra, Citt Nuova,
Roma 1982; Cargnello D., Alterit e allenita, Feltrinelli, Milano 1977; Cargnello
D. , II caso Ernst Wagner, Feltrinelli, Milano 1984; Gebsattel V. E. von, Prolegom
ena einer medizinischen Anthropologie, Springer, Berlin-Gttingen-Heidelberg 1954;
Gebsattel V. E. von, Imago Hominis, Neues Forum, Schweinfurt 1964; Minkowski
E . , La schizophrnie, Descle de Brouwer, Paris 1953; Minkowski E., Trait de psy
chopathologie, Presses Universitaires de France, Paris 1966; Minkowski E., Le temps
vcu, Delachaux et Niestl, Neuchtel 1968; Storch A., Wege zur Welt und Existenz des
Geisteskranken, Hippokrates, Stuttgart 1965; Straus E., Vom Sinn der Sinne, Spring
er, Berlin-Gttingen-Heidelberg 1956; Straus E., Psychologie der menschlichen Welt,
Springer, Berlin-Gttingen-Heidelberg 1960; Tatossian A., Phnomnologie des psy
choses, Masson, Paris-New York-Barcelona-Milan 1979; Tellenbach H Psychiatrie
als geistige Medizin, Verlag fr angewandte Wissenschaften, Mnih 1987; W yrschJ.,
Psychiatrie als offene Wissenschaft, Haupt, Bern-Stuttgart 1969; Zutt J., Auf dem Wege
zu einer anthropologischen Psychiatrie, Springer, Berlin-Gttingen-Heidelberg 1963.
Kukusuz ki psikotik deneyim, gndelik zneler aras (psikotik
olmayan) deneyimlerin karsnda yer almaktadr; ancak bunun
nedeni, normal bir Lebensweltte de rastlanlabilecek olan ierikler
ya da semptomlar deildir. Psikotik deneyim ancak fenomenolojik-
antropolojik yapsyla ve biimsel ynleriyle deerlendirildii tak
dirde, klinik ve varolusal olarak radikal bir zerklik tar.
Psikiyatrideki semptomlarn semantik dalgall (greceli
lii) sorunu, H. C. Rmke3 ve Christian Scharfetter4 tarafndan
kuramsal ve klinik ynleriyle titizlikle incelenmitir. Rmke ve
Scharfetterin savunduklar savlar, aslen birbirleriyle rtmekte-
dir; zira her ikisi de psikiyatrinin (geleneksel) nozo-grafik* ema
larna kar iddetli bir eletirel sylem gelitirmitir.
Yapsal semptomlarnn ayrtrlp blnmesiyle, klinik me
lankoli, klinik anlamndan ve zerkliinden soyunmu olur. H
zn, tutukluk, ac, kayg ve umut yitimi gibi semptomlar, ayr ayr
ele alndklar takdirde, klinik (tehissel) adan radikal bir nem
tamayabilirler. Bunlar, sadece psikotik (endojen) hayat biimi
olarak melankolide deil, psikopatolojik her kategorinin dnda
yer alan ruh hali (Stimmung) olarak melankolide de bulunan semp
tomlardr (gstergelerdir). Klinik melankolinin (psikotik depresyon
halinin) tehisi, ancak semptomlarn gndelik deneyimle hibir
benzerlii olmayan biimsel (niteliksel) bir younluk gstermesi ve
semptomlarda, alelade semptomolojik grnn tesine geen ve
semptomlarn fenomenolojik (zsel) temellerini ortaya karan bir
eyler olmas halinde yaplabilir. te yandan, belirsiz semptomo
lojik bileimler karsnda fenomenolojik sezgi de kanlmazdr.
Dier yandan, sadece (grnrde) izofrenik olan semptomlar
da izofreninin mevcudiyetine iaret etmeye yetmez: Psikotik ol
mayan insanlarda belli belirsiz psikotik semptomlarn bulunduu
olur. Zira5 gerek psikotik bir varoluun gerekse de normal bir

3 Rumke H. C., Eine blhende Psychiatrie in Gefahr, Springer, Berlin-Heidelberg-New


York 1967.
4 Scharfetter C., Psychopathologie bei Kranken und Gesunden, Deutsche medizinisc
he Wochenschrift, 1 0 3 ,1978, s. 985-989.
* Gr. Nsos: Hastalk. Grpho: Yaz, tasvir, alma. Nozografi: Hastalklarn yn-
temli olarak snflandrlmas, (.n.)
5 Rmke H. C., Eine blhende Psychiatrie in Gefahr, Springer, Berlin-Heidelberg-New
York 1967.
varoluun duygulanmsal hayat istikrar-sz, uygun-suz, belir-siz,
ikilem-li olabilir ve bu semptomlar klinik olarak ayn anlam ta
mazlar. zellikle de duygulanmsal uygunsuzluk, izofreni gster
gesi olarak kabul edilmitir ve baz klinik evrelerce halen byle
kabul edilmektedir: Bunun, (olas) evresel ve kiiler aras etkiler
den kaynaklanm geici bir gsterge niteliinde olabilecei gr
mezden gelinmitir. Mesele bu kadarla da kalmamaktadr: Benin
yabanclk deneyimi ve dnyann yabancl deneyimi, izofrenik
bir Getalt balamnda ortaya kabilecei gibi, psikotik bir zellik
tamayan psikolojik hallerde de ortaya kabilmektedir. Kaygl ya
da huzursuz, acl ya da bitkin olduunda, insanda kendisinin ve
kendi kimliinin btnl duygusu darbe alabilir ya da bir kii
nin ehresinin, bir manzarann (Landschaft) algs youn bir yaban
clk hissine yenik debilir (gereklik kiiye sisli ve belli belirsiz
bir tannmazlk hissi verebilir). Ayrca halsinasyon deneyimi ya
da hezeyan deneyimi gibi izofreninin kapsamna ait kabul edilen
semptomlar da, balamlarndan kopuk olduklarnda, dorudan
doruya (otomatik olarak) psikotik bir anlam tamazlar.
Otistik bir halin mevcudiyetine de iaret edebilecek iletiim s
knts, iletiimde kkl baarszlk da o kiinin yaamnda psiko
tik bir sapma bulunduunu (dorudan doruya) gstermez. H. C.
Rmkenin dedii gibi,4 duygulanmsal ya da varolusal iletiimin
kurulma ekillerindeki deiikliklere, psikotik bir yaam biimin
den yoksun bir kiide (de) rastlanabilmektedir: Grip karsnda ya
da bedensel olarak ok bitkin dldnde (byk bir fiziksel
yorgunluk halinde) de, zaman zaman, iletiim duygusu krize gire
bilir ve kiiler aras iliki kurma: bir bakasyla karlama yaama
imkn snebilir. Bylelikle otistik bir deneyim gibi duran (ama
Eugne Minkowskinin67 betimledii izofrenik otizmin psikopato
lojik yapsna elbette ki sahip olmayan) bu durum, sadece bir hayat
durumunun ifadesinden ibarettir ve psikotik deneyimle hibir ilgi
si bulunmamaktadr.
Psikiyatrideki klinik gstergelerin uup kac ve rastlantsal
zellikleri, zerlerinden bir tehis ve bir hastalk temeli oluturul
maya meyledilen bu gibi elerin semantik deerlerini kanlmaz

6 Age.
7 Minkowski E., La schizophrnie, Descle de Brouwer, Paris 1953.
olarak tartma konusu haline getirmektedir: Zira bu eler, ancak
fenomenolojik (yapsal) temeli olan bir syleme dahil edildiklerin
de anlam tarlar nk fenomenolojik temelli bir sylem, hastann
kiiliindeki gereklii (elden kaan ama bir btnlk de gsteren
ynn), semptomlarn tesine geerek, kavramaya alr.
Dolaysyla psikotik bir Lcbensv/dtte mevcut bulunan semp
tomlarn hemen hepsinin, psikotik-olmayan bir Lebensvveltte de
grlebileceim sylemek mmkndr.8 Psikotik olan ile olmayan
arasndaki her sorunsal dm zen, aan ey semptomlar de
ildir (semptomlar, psikopatolojinin sonsuz syleminin minik bi
rer birimidirler). Bylelikle, sadece istatistiksel olarak belirlenmi
normallikle rtmeyen ve byle bir normallie dahil edilemeyen
semptomolojik elerin mevcudiyeti zerine temellenmi bir de
neyimden yola karak bir hayat durumunun patolojik olarak ta
nmlanmas, alelade (indirgemeci) bir tavrla psikoz saptamasnda
bulunulmas tehlikesi bir kenara atlmaktadr. te yandan, pato
lojik bir normallik de bulunabileceini vurgulamamak da doru
olmaz:9 yle ki, istatistiksel olarak baskn modellerle uygunluk
gsteren yaant ve tutumlar, zaman zaman, psiik bir acya neden
olan ieriksel ve biimsel bir bileim gsterirler.
Elbette ki psikotik Lebenswelt ideolojik bir icat ya da tarihi bir
yanlsama deildir; bununla birlikte, tabii ki, psikotik Lebensvvelt,
onu asli psikotik znden de tehlikeli ve ykc klabilecek yapay
lklar da beraberinde srklemeye elverili d etkiler tarafndan
biimsizletirilir (biimsizletirilebilir). Psikotik zn asl, ancak
psikopatolojik (fenomenolojik) olarak yeniden deerlendirilmesi
halinde derinden derine kavranabilir.

PSKYATRDE SEMPTOMATOLOJK TESHSE BR REST

nceden de dediimiz gibi psikotik deneyim, istatistiksel olarak


belirlenmi bir normalliin dnda kalan elerin belirmesinden,

8 Rumke H. C., age.


9 Blankenburg W ., Grundlagenprobleme der Psychopathologie, Der Nervenarzt, 49,
1978 inde s. 140-146; Tellenbach H., Psychiatrie als geistige Medizin, Verlag fr an
gewandte Wissenschaften, Mnih 1987.
ayr ayr semptomlarn mevcudiyetinden yola karak saptana-
maz. Bununla birlikte, psikiyatride, baz klinik alanlarda, byle-
sine deiken ve dalgal, belirsiz ve akkan olan bu gstergelerin
(semptom ya da iaretlerin) mevcudiyetinden yola klarak tehis
yaplmaktadr. Psikotik deneyimi semptomatolojik temelli, belirle
yici olmayan zelliklerin nda saptamaya meyilli bir psikiyatri
eilimi (byle bir psikiyatri imgesi), son zamanlarda iddetle k
nanmtr ve bylelikle bu psikiyatri ekli, psikiyatrinin geleneksel
kalplarn altst etmi olan antipsikiyatrinin101domasna ve ge
limesine katkda bulunmu, zellikle de kurumsal psikiyatrinin
elikilerini ve bilimsel zayfln iddetle ne karmtr. Her
halkrda bundan deil de, bu psikiyatrinin Thomas Bernhardn
olaanst bir romannda11 iddetle rtlmesinden sz etmek
isterim (elbette ki, metinde genelleme yaplmtr ve bu yanyla
kabul edilir gibi deildir, ancak gene de tekdze bir semptom ve
davran biimleri silsilesinden ibaret bir psikiyatride varolabilecek
belirsizlikleri ve sapmalar gsterebilmektedir).
Szm ona psikiyatrlar arkadamn hastaln kh byle kh
yle tanmlyor, btn hastalklar gibi bu hastalk iin de doru
bir tanm bulunmadn, ancak ve daima hatal tanmlar, ancak
ve daima yanl yola saptran tanmlar bulunduunu kabul edecek
cesareti hibir zaman gstermiyorlard nk en nihayetinde psi
kiyatrlar da, dier btn doktorlar gibi, hayatlarn kolaylatrmak
iin, srekli, kendi yanl klinik tanmlarn kullanrlar". Kitap yle de
demektedir: Her an manik szcn ve her an depresif szcn
sylyorlard ve phe yok ki yanl szck sz konusuydu. Her an
(dier btn doktorlar12 gibi), (kukusuz hastalan deil!) kendi
lerini korumak ve gvenceye almak iin yeni bir bilimsel terimin
arkasna snmaya alyorlard.

10 Basaglia.F-, Scritti 1 :1953-1968, Einaudi, Tormo 1981; Basaglia, Scritti II: 1968-1980,
Einaudi, Torino 1982; Borgna E., Modelli teora e questioni cliniche in psichiatria, A.
Gastn, Genealoga dell'alienazione, Feltrinelli, Milano 1987, s. 9-30; Foudraine J.,
Chi dt legno?, Mondadori, Milano 1975;.Kisker K.P., Psychiatrie in dieser Zeit,
. Hundert Jahre Nervenheilkunde, ed. R. Degkwitz, Hippokrates, Stuttgart 1985; Laing
R.D., Vio diviso, Einaudi, Torino 1969; Laing R.D., L'Io e gli altri, Sansoni, Firenze
1970.
11 Bernhard T., II nipote di Wittgenstein, Adelphi, Milano 1989.
Buradaki sylem amanszdr ve sorunlara eilmemektedir; bu
nunla birlikte, metin, daha sonra annda saptraca bir gereklii
yakalamaktadr: Kendi hastalklarnn doduu ve ld ka
ranlklarn bilincinde olmayan ve (psikotik olan ya da olmayan) bir
kiinin kaderini, kayna hayal gc olan tanmlarn ve kat te-
hissel modellerin alaryla hapsedebilecei yanlsamasn yaayan
bir psikiyatri trnn (neyse ki tek bir psikiyatri yoktur, son-suz
psikiyatri vardr) gerekliinden bir kesit sunmaktadr. (Elbette ki
Bernhardn szlerini aktarmak zordur; zira szlerinin, eletirel bir
mesafe koymakszn dorudan doruya kabul edilmesinden kor
kulur; ancak metindeki kamlayc ve ykc szler de iddetli bir
zlemin varlnn seilir gibi olmasn salamaktadr.)
Hibir eyden psikiyatrlarn eline dmekten korktuum ka
dar korkmadm. En nihayetinde ancak bela getiren dier btn
doktorlar bile, psikiyatrlarn yannda nispeten daha az tehlikeli
kalr nk toplumumuzda psikiyatrlar kendi aralarnda hl b
yk bir dayanma iindedirler ve dolaysyla bir ekilde dokunul
mazla sahiptirler ve onlarn dostum Paule tamamen vicdanszca
uyguladklar teraptik yntemleri uzun yllar boyunca inceleme
imknna sahip olduumdan, nceden zaten duyduum korku
daha da iddetli bir korku halini ald.13
Psikiyatriye ve bundan da ziyade psikiyatrlara ynelik bu yarg,
elbette ki kabul edilemez bir katlkla verilmitir; ancak szn z,
belki de psikiyatrinin (bir tr psikiyatrinin) kendi bilgi-sizliinin
snrlarn kabul etmeyerek, ac ve kayg, umutsuzluk ve korku gibi
her trl psikotik deneyimin yaptalarna kar ayn (gemi ve
gnmz) teraptik yntemlerini uygulamaya meyletmesi; by
lelikle de, her trl biyolojik mutlaklatrmanm tesinde olan ve
dinleyen ve elik eden insan scaklndan asla vazgeemeyecek
olan delilik takmadasnn elikilerinde yatan bitmez tkenmez
insani kkleri (krdm) gz ard etmesidir.

13 Ar*
PSKOTK DENEYMDE ANLAM YOLU

Psikotik bir deneyimi kendi Gestaltiyle belirleyen ey, (grnrde)


psikotik olan semptomlar da, sadece onlarn pe pee dizilmesi
de deildir; belirleyici olan ey, varolusal baz asli yaplarn: z-
neleraraslgm ve duygulanmsal durumun, zamann ve meknn,
dilin ve bedenin dnmdr. Semptomlar ancak bu asli yapla
rn dnmne eklemlenmeleri halinde, psikotik bir zellik ta
yarak, bizimkinden baka bir varoluun gstergesi olurlar. Elbette
ki burada sz edilen, Binswangerin syleminin radikal fenome-
noloji-Daseinanaliz* izgisidir ve buna hayret dolu bir hayranlkla
bakmamak mmkn deildir. Her halkrda, ciddiyetli her psiki
yatri, anlam izgisini (psikotik deneyimde ypranm ve kesintiye
uram olan ama daimi olarak yitirilmemi olan anlam izgisini)
kendi atklaryla ve bulgusal olarak kar-anlam (anlamszlk)
olarak tanmladmz ters yz edilmi, altst olmu anlamla olan
ilikileri zerinden ele almaya alr: Zira soyut ve hesap mant
n karsnda yer alan baka bir manta nasl kar-mantk diyor
sak, anlam iin de ayn ey geerlidir.
Elbette ki, felsefe ve psikiyatride, anlam kavramnn kullanm,
biricik ve ayn kategorilere bal deildir; bununla birlikte, nesnel,
deneysel olarak saptanabilir anlam ile znel, niyetsel anlam arasn
da ayrm olduu her ikisince kabul edilir. Psikiyatride kullanlabi
lecek anlam lt, varoluun ontolojik ve metafizik anlamn ele
alan felsefenin anlam ltleriyle dorudan doruya biimsel bir
balant iinde deildir. Psikiyatri, olaylarn psikolojik anlamm
ele alr: Bunda, znellik bir kenara atlamaz ama fenomenolojik
olarak yeniden temellendirilebilir.
Kari Jaspersin genel psikopatoloji almalarnda14 en yksek
ve zgn rneini gstermi znel fenomenoloji balamnda, kii

* Daseinanaliz: Varolusal analiz. Varoluu terapide, bireyin kendi varln, yani


kendi deer sistemini, ilikilerini, inanlarn analiz etmesi. Ancak bu analizin he
defi, olan kabul etmek deil, yeni ve daha doyurucu varolu tarzlar yaratmaktr,
nk varolu sabit bir durum deil, bir olu srecidir (Budak S., Psikoloji Szl,
Bilim ve Sanat Yaynlar, Ankara, 2009).
14 Jaspers K., Allgemeine Psychopathologie, Springer, Berlin-Gttingen-Heidelberg
1959; Jaspers K., Gesammelte Schriften zur Psychopathologie, Springer, Berlin-Gttin
gen-Heidelberg 1963.
nin kendinden-baka-olann yaanmlklaryla zdeleim kura
maz olmas kendi yaantsndaki anlam krlmasnn iaretidir ve
radikal bir psikotik zelliktir: Bu, her kavraya (insan bilimlerinin
ilerleme ekline) kapaldr ve sadece bir aklamaya (doal bilim
lerin ilerleme ekline) aktr. En nihayetinde Descartes olan bu
bilisel ikileim, anlamn znel ltn kktenletiren Jaspers
fenomenolojisinin sorunsal snrn oluturmaktadr; bununla bir
likte, bu ikileim, Husserlin, Heideggerin ve Schelerin dnce
sinin kaynaklarndan filizlenmi olan nesnel fenomenolojiye dahil
edilmeli ve bu fenomenolojinin nda yeniden temellendirilmeli-
dir. Nesnel fenomenoloji, her kuram parantez-iine-alarak (askya
alarak) daha radikal (fenomenolojik) bir anlam ve anlamn kar-
imgesi olan, kar-anlam yolunu amakta, (zellikle de) psikotik
deneyimlerdeki kar-anlamm semantik bileimlerini yeniden ya
kalamakta, natralist indirgemecilii reddetmektedir.
Anlam ve anlamn aynadaki atlak imgesi olan kar-anlam,
psikotik deneyimin: (elbette ki) her psikotik deneyimin ieriksel
alanlarn, mantk ve kar-mantktan daha iyi bir ekilde tanm
lar. H. Mller-Suurun yazm olduu gibi, her psikotik yaamda
gerek bir olumluluk barndran bir anlamszlk ortaya kar15 ve
bu anlamszlk, anlamszln snrndaki bir anlamdr. Her psikotik
hasta, kendi anlam ufuklarnn dnmleri tarafndan emilmi-
tir, bununla birlikte kendisi bizim gibi bir insan olarak grl
meden edilemez: Mamafih o, sadece bizim gibi bir insan deildir,
bizden farkl da bir insandr: Bizim gibi deildir; bununla birlikte,
bizim yabancs olmadmz, kaygl ve umutsuz bir anlam aray
na radikal bir ekilde dalmtr. En nihayetinde psikotik dene
yimde, H. Mller-Suurun sama olarak tanmlad kategori ortaya
kmaktadr (simgelemektedir); bir dier deyile anlamdan yok
sun olmayan bir anlam-szlk grlmektedir; ve varolu biimine
ikin bu atk ve elikiler, sadece psikotik Gestaltte (psikotik
Lebensweltte) deil, normal Gestaltte de bulunmaktadr. Bu anlal
mas zor, hatta belki (zaman zaman) idraki zorlayan bir sylemdir;
bununla birlikte, psikopatolojik fenomenlerin gizli ve yer alt ger
ekliklerini kavramak (grr gibi olmak) iin gereklidir de.
15 Mller-Suur H., Das Sinn-Problem in der Psychiatrie, Hogrefe, Gttingen-Toronto-
Zrih 1980.
Psikotik olan ile psikotik olmayan deneyimler arasndaki kart
konum ve (olas) uzlam, bu ifada ve anlamn kar-anlama, bir
baka anlama dnmesinde ve von Gebsattelin16 zamannda gs
termi olduu zere, insan halinin derinliine inilmez ve ikin bir
ihtimalinin ifadesi olarak eitli (ayrtrlabilir) bileenlerine yeni
den ulalan (ulalabilen) bu anlamda yatar gibidir. Bu balamda,
mant putlatran ve btn psikotik Lebensweltleh n anlam boyu
tunu reddeden, onlar fenomenolojik ve antropolojik zelliklerin
den soyan her psikiyatri zayflar ve zlr.
Anlamn derinliine inen yol olarak da tanmlayabileceimiz
bu yolun izlenmesi ve katedilmesiyle, baz radikal psikopatolojik
deneyimler, kendi tarihsellikleriyle temellendirilmi ve anlam-sz-
lklarmdan ekip alnm olurlar; fenomenolojik aratrmalar, bu
yol boyunca, anlam yitimine ve mantn kne kaplm gibi
duran psikozlarn kalbinde yatan (sorunsal ve ikilemli) anlam ya
plarnn yeniden kefedilmesini salamtr. Dolaysyla anlam ve
anlamn balantlar, psikotik deneyimden skp atlamaz; zira
psikotik deneyimde anlam, dnme uram ve kendi ufukla
rnda yeniden ilerlik kazanm haldedir.
Elbette ki biz, psikotik deneyim ve bu deneyimde beliren an
lam ve anlamszlk karsnda, mantktan yoksun ya da muaf zel
bir insani gereklikle karlatmz zamanki gibi deilizdir; bu
balamda, sempati ve kayg, anlay ve yabanclama, bylenmi
bir ekilde itirak etme ve hrn bir savunma ile ifade bulan isel
tutumlar yelpazesinde gidip gelebiliriz: Psikozda yatan iddetli iki
lem dmleri, bizi, psikoza-dalm kiiyi anlaya ve anlama dair
umutsuz bir aray izgisi zerinden yaamaya sevk eder. Bu aba
zaman zaman baarl, zaman zaman da baarsz olur: Bunun bir
nedeni de, psikotik deneyimin, kanlmaz olarak, iimizde bulu
nan, kalbimizin ve duygulanmlarmzn srl ve mhrl yerlerin
de yatan, bizi ortak bir kaderin glge ve izleriyle yzletiren: bizim
de kaplabileceimiz kar-yanklar uyandrmasdr.
Bu isel gereklikleri, hastalarn isel gerekliklerini (onlarn
yrek paralayc yanklarn) belirleyen ey, mantk yoksunluu,
mantktan muaf olu deildir; anlamn paralanmas ve baka bir

16 Gebsattel V. E. von, mago Hominis, Neues Forum, Schweinfurt 1964.


anlamn: gndelik Lebensmltte grldnden kkl bir ekilde
farkl bir anlamn kurulmasdr. Psikotik, depresif, manik ya da
izofrenik deneyimde kii mantn yitirmez; mantk, ortak anla
mn dndaki yollara dalar ve bu yollarn ifresi, ancak (sezgisel ve
zsel) bir aratrmayla zlebilir. Hibir zaman unutulmamaldr
ki, psikotik deneyimdeki anlam dnm, insani bir ihtimaldir
ve bu ihtimal, bizi, her birimizin karanlk ve savunmasz yanma
meydan okuduu, bu yanmzn maskesini drd: alldk
kanlarmzdan bizi ekip ald, iimizde yle-ol-a-bilme hissini
dourduu ve bakaln ve yabancln: kanlmaz olarak, kii
sel ve nesnesel gerekliklerin tannmazl uurumuna dedirdii
lde yere serer, imgeler ve kar-imgeler, klar ve youn karal
tlar, zdeleim ve kar-zdeleimler, hepsi, her halkrda an
lamn bitmek tkenmek bilmeyen atmalarna dalm haldedir.
Fenomenolojik sylem, psikotik deneyimlere ilikin olarak,
bizleri, yeniden, klinik psikiyatridekinden kkl bir ekilde farkl
yntemsel ve bilisel bir temele sevk etmektedir. Zira klinik psiki
yatri, radikalletiinde ve younlatnda, her Lebenswelti, psiik
ilevler kmesi eklinde snflar ve onlar datr; bp ilevleri, sa
dece soyut bir normallik modeline (zaman zaman baskn ideolojik
modele) uyup uymadna gre normal ya da a-normal olarak
tanmlar. Ayn ekilde, klinik psikiyatriye gre, psikotik Lebensmlt
bir semptomlar bileimidir; buna gre semptomlar, bileenleri statik
ve talam olan bir mikrokozmosun yapsal eleridir. Fenome
nolojik (fenomenolojik ve hermeneutik) bak ise, psikotik dene
yime hastaln tbbi paradigmasndan deil de, insan olma hali17
paradigmasndan: psikotik deneyim de dahil olmak zere, her in
san deneyiminde ortaya kan, anlam ve anlam-szlk atmasnn
ve paralanmasnn manidar bir gstergesi olarak bakar. Psikozun
(unutulmu) anlam temellerine inmek; her psikotik Lebensmltin
yapsal elerinin rtk, asli bir insani ihtimal ortaya koyduunu
ve bu ihtimalin, baka, karanlk ve gizemli olan ama anlamn ay
dnlk (ok ynl) izlerini de tayan bir varoluun buz gibi esen
rzgryla gn na ktn bir kez daha vurgulamak anlamna
gelmektedir. Anlam kesintiye uram, hezeyann (deliriyumun)
17 Kisker K. P., Psychiatrie in dieser Zeit, Hundert Jahre Nervenheilkunde, ed. R. Degk-
witz, Hippokrates, Stuttgart 1985.
ve halsinasyonun, umutsuzluun ve kaygnn iddetli girdabna
kaplmtr ama kati bir biimde yitirilmi deildir.
Bu sylenenler, kukusuz ki, psikiyatrinin radikal temeliyle
fenomenolojik ve hermeneutik: anlam arayna gre konumlan
m bir psikiyatri (de) olabilecei savnn yeniden ifade ediliidir.
Elbette ki bu noktada, fenomenoloji sylemine dalm hermene-
utigin byleyici ve sorunlu sularnda yer almaktayz ve haliyle,
mesele, derhal, son derece karmak alanlara almaktadr: Ancak
bu noktada, hermeneutigin aadaki tanmna atfta bulunmak
bizim iin yeterli olacaktr: Benzer bir konuma, hermeneutik iin
yaplabilir. Zira, Heideggerden nce, hermeneutigin sadece Kut
sal Metinlerden yasalara, iirsel ifadelerden genel anlamda sanat
eserlerine, farkl farkl alanlara uygulanabilecek alelade yorumsal
bir teknik olmu olduunu syleyebiliriz. Heideggerle hermene
utik, aslen, varoluun, zamansallgm, tarihselliin ve de varln
kendisinin anlamnn yorumu mahiyetinde felsefeyle zdele
mitir. Gadamer bunun evrenselliini dile getirmi, her alanda
ki her insani sylemin aslen yorumsal zellik gsterdiini ortaya
koymutur.18 Fenomenolojik ve hermeneutik alanda, bu ikisi
nin arasndaki balar, elbette ki Heideggerin syleminde de ok
i iedir ve psikotik deneyimlerin ve bu deneyimlerde grlen ve
katmanlaan psikopatolojik fenomenlerin anlam aratrmasna ve
tanmna meyleden bir psikiyatri izgisiyle rtmektedir.

DYALEKTK ZMLEMEYE GRE PSKOTK DENEYM

Anlama ak fenomenolojik psikiyatri balamnda, psikotik dene


yimler zerine diyalektik yeni bir deerlendirme yapmak mm
kndr: Burada diyalektik, idealist ya da materyalist (felsefi) an
lamda kullanlmamtr; betimleyici, bir dier deyile bir yandan
olumsuzdaki olumluyu (olumsuzluun olumluluunu), bir yandan
da psikotik olma hallerine yansyan gerekliin atkl ve uyum
suz elerini ele almak mahiyetindeki metodolojik konumlanma

18 Berti E., Introduzione, La filosofa oggi, ira ermeneutica e dialettica, Studium, Roma
1987, s. 8-9.
anlamnda kullanlmtr. W. Blankenburgun19 belirttii gibi, di
yalektik bir Einstellung*** psikotik Lebensweltin ayrtrlabilir ve
diyalektik olan ifasnn kavranmasn salamaktadr: Bu sayede,
olumludaki olumsuz, olumsuza dalm olumlu yakalanr ve psiik
normallik ve a-normallik, psiik salk ve hastalk ayrm
nn tesinde yer alan condition humaine t* ikin sav ve karsavla-
rm uyum ve uyumsuzluklar radikalleir.
(Hegelin yan sra Kierkegaardn ifadelerinde de, diyalektik,
olumsuzdaki olumluyu yakalamay salayan bilisel bileim ola
rak deerlendirilmektedir. Gereklikte, olumlamalar ve olumsuz-
lamalar, savlar ve karsavlar, dorusallk ve dorusallk kartl
gren, bunlar sonsuz bir sarmalda birbirlerine diyalektik olarak
bal kabul eden kavramsal Einstellung ise Hegelindir.)
Her psikotik deneyimde, sylemin yetersiz kalan kategorile
rinin elinden kaan bir yaant z bulunmaktadr: Bu z, yay
lmac olumsuzlukta da mevcut olan bir olumluluk zdr ve bunu
yakalamak, psikiyatrinin bir eyleri net bir ekilde ortaya koyup
kavramasn salayan diyalektik deerlendirmenin zelliklerinden
biridir. Psikotik Lebensweltte baka (bildik ve gndelik olandan
ayr olan) anlamn onarm da, psikotik deneyimin karaltsn ve
srrna erilmezliini ayn ekilde, hatta daha da kkten ekilde ha
fifletmekte, olumsuzdaki olumlu arayna ve olumlunun olum
suzda yer alma tanklk etmektedir. Anlam snrlar, bylelikle,
kavramann (anlamann: Jaspersci anlamda Verstehenin) dayatt
snrn ve snrlamann tesine hzla ve istikrarla gemektedir:
Buna gre, psikoz artk bir doa olay deil de kendine gre bir
anlam verisine sahip olan: olumsuzluktan kmlmn izini ta
yan bir olaydr.
[Immanuel Kantm Anthropologie in pragmatischer Hinsichtte
(Pragmatik Adan Antropolojid) zihin hastalklar ile ilgili yap
t deerlendirmeler, olaanst gncellii ve psikozlarla ilgili
diyalektik temelli sylemle uygunluu bakmndan insan hayret
iinde brakmaktadr.

19 Blankenburg W., Wie weit reicht die dialektische Betrachtungsweise in der Psychi
atrie?, Zeitschrift f r klinische Psychologie und Psychotherapie, 29, 1981, s. 45-66.
* Alm. Tutum, zihniyet, (.n.)
** Fr. nsan olma durumu, insanlk hali, (.n.)
Aslen radikal psikotik zlme deneyimi olduunu syleyebi
leceimiz deneyimin fenomenolojisini tanmlarken, kendisi yle
yazmtr:20 Tuhaflk (delilik), dengesi bozulmu mantn hastal
dr. Hasta, deneyimin her nevi rehberliinden kanr ve deneyim
ltnden tamamen stn olabilecek ilkeler izler ve anlalmaz
olan kavramay hayal eder. Dairenin kareliletirilmesinin kefi,
srekli devinim, l Birlik srr onun egemenliindedir. Eser
daha da grkemli bir ekilde devam etmektedir: Bu drdnc tr
den deiiklie, sistematik denebilir. Zira szn ettiimiz bu zi
hinsel dengesizlikte sadece akl dzensizlii ve akl kurallarndan
sapma deil, olumlu bir mantkszlk, bir dier deyile baka bir kural,
bambaka bir bak as da vardr ve bu yle bir bak asdr
ki, tabiri caizse insann ruhu yer deitirmi ve tm nesnelerin
farkl bir ekilde grld uzak bir yere gemitir ve dolaysyla,
(nefsani) hayatn birlii iin gerekli olan duyulardan uzakta bu
lur kendini: delilik (VerrckungY terimi ite bu nedenle mnasiptir.
Hemen hemen, bir da manzarasn ku bakndan grmek gibi
bir eydir bu, orada edinilen izlenim yerde edinilen izlenimden
tamamen farkldr. Son olarak: Aklszlk (ve bu olumlu bir eydir,
salt bir akl yoksunluu deildir), tpk akl gibi, nesnelerin uyum
salayabildikleri sade bir biimdir ve dolaysyla akl da, aklszlk
da evrensel olann iinde yer almaktadr" demektedir.
Kantm sylemi, her nevi kat natralist konumlanmann tesi
ne gemekte ve psikotik deneyimi, alntlanan metin balamnda
izofrenik deneyimi, kendi aikr ikilemliliinin ve diyalektiin
nda kavramaktadr.]
Szn ettiimiz diyalektik baktan hareket ederek, olumsuzda
olumluyu kavrayarak, hezeyan ve halsinasyon deneyimlerinde,
karaltl ve srl da olsa, anlam ve manaya gndermede bulunan bir
eyler yakalamamz mmkn olur. Hezeyann ve halsinasyonun
olumsuzluunda, sadece kendi gnlk deneyimimizden radikal
olarak baka olan bir deneyim ifa olmaz; burada, diyalogsal (ikili)
farkl bir bileim ve zneler aras farkl bir temel de belirir. O halde
psikotik Lebensveltten hezeyan ve halsinasyon fenomenolojisini*

20 Kant l , Antropologa pragmtica, Laterza, Bari 1969.


* Alm. Szck bir eyin yerinden oynatlmas anlamna da gelmektedir, (.n.)
karmak, zaman zaman faydal (teraptik) olmayacaktr. Ben bilin
cine ilikin rahatszlklar da,21 olumsuz bir deneyimi olumsuzluk
la olumluluk arasnda gidip gelen bir deneyime eviren psikolojik
ve insani ikilemli manalar ifa eder. Ben bilinci atlayp krldn
da, benin btnl ve tarihsel kimlii zayflar, ardndan da pato
lojik olarak tek bir ekilde yorumlanamayacak ifadesel ve semantik
oklu deeri olan blnmeye (zlmeye) ve ift kiilie varacak
kadar da paralanr. Mamafih ben bilincinin ayrmasna dair bu
radikal fenomenlere, zaman zaman, sadece olumsuz olmakla kal
mayan fenomenler de elik edebilir.
Baz manidar edebi metinler, hi olmazsa bu metinlerin te
melinde yatan kkensel kesitler, benin zlme deneyimleriyle:
btnln ve kimliini yitirmi, karanlk ve bilinmez yerlere
kvermi bir benin deneyimleriyle iliki iinde gibi grnmek
tedir. Bu sylediimiz, Rainer Maria Rilkenin22 ya da Hugo von
Hofmannsthaln23 romanlar iin geerli gibi grnmektedir; bu
romanlar, metinlerin ieriksel yapsnda ve genetik oluumunda
kiilik blnmesinin ve oalmasnn oynayabilecei radikal rol
gstermektedir. Bu romanlarn (anlatm yaplarn dntrm
ve zannmca, znellii ve znelliin yoldan kmalarn yaratc
deneyimin zne yerletirmi bu antiromanlarn ya da metaro-
manlarm) gizemli ve byl ifresinin zm anahtarlarn, belki
de, diyalektik temelli: ideolojik her trl n-yargy askya alan ve
psikotik deneyime ynelik her ayrmcl (diskalifiyeyi) reddeden
bir psikiyatrinin zaten sahip olduu bilisel ve analojik aralara
bavurmadan da yakalayabiliriz.
Sylemin ve metnin atkl yaplar, izofreninin yaptalar
dr ama bu yaplar, gerekliin gndelik bilincinde de mevcuttur
ve bu ikisini birbirinden ayrt etmek zaman zaman kolay deildir.
Gndelik hayatta (gereklikte) atkl yaplar olduu elbet
te ki tartlmazdr. nsan olma durumunda mevcut olan eliki
ve atklara, Pascaln iimizde yer alan karaltlara ve u gerek

21 jaspers K., Allgemeine Psychopathologie, Springer, Berlin-Gttingen-Heidelberg


1959; Scharfetter C , Allgemeine Psychopathologie, Thieme, Stuttgart 1976.
22 Rilke R. M., 1 quaderni di Malte Laurids Brigge, Italyancaya ?ev. F. Jesi, Garzanti,
Milsno 1974.
23 Hofmannsthal H. von, Andrea o I ricongiunti, Adelphi, Milano 1970.
liklere dair yakc syleminde (iddetle) rastlarz: Contrarits!
Lhomme est naturellement crdule, incrdule, timide, tmraire*;
sonu olmayan, derinliine inilemeyen gndermelere kaplan yanl
samalara ilikin ise yle der:** Figure porte absence et prsence,
plaisir et dplaisir. Chiffre double sense. Un Clair et o il est le
sens et cach.24
Psikotik ve zellikle de izofrenik varoluta, szn ettiimiz
bu atklar yaylr ve kktenleir (ama sylemi olduumuz ze
re, gndelik hayatn uyumsuzluk ve terslikleriyle olan ieriksel
balarn tmden yitirmez); e zamanl olumlama ve olumsuzla-
malarda bulunur, birbirini izlemeyen, ayn zamanda gerekleen
almalar ve kapanmalar olur, e zamanl olarak birbiriyle kkl
bir eliki iinde bulunan tutumlar ortaya koyar: Kii, birbiriyle
kart ve elikili duygulanmsal deneyimleri ackl bir ekilde e
zamanl olarak yaar ve bu, izofrenik ikililiin tipik klinik gs
tergesidir. Mevcudiyet ve yoksunluk sarmalnda, gerekliin diya
lektik bileimi biimsizleir ve iddetlenir, artar ve paralanr ama
btn bu olanlarda, gene de varolusal adan btnlkl bir temel
seilir gibidir.
Bu deerlendirmeler, bizim ortak Lebensweltmiz balamnda
atkl ve uyumsuz olann btnleebilirlii sorununa, ve en niha
yet de, psikozda var olmay srdren anlam sorununa gndermede
bulunmaktadr. deolojik paradigmaya gre anari ve anlamszlk
gstergesi eklinde deerlendirilen psikoz, aslen farkl bir normal
lik ve farkl bir anlam ve mantk bileimleri eklinde grlebilir.
Depresif (klinik melankoli biimine dair) bir deneyimi betim
leyerek, ardndan da, daha baka metinlerden (daha baka klinik
yklerden) alnm kesitleri aktararak, klinik olarak endojen (i
kaynakl) depresyon olarak tanmlanan halden mustarip olmu ve
dnm bir Lebensweltte de sylemsel anlamn var olmay nasl
da srdrdn gstermek isterim. Elbette ki sz konusu olan
baka bir anlamdr ama bu anlam, her klinik semptomatolojinin

* Fr. Tenakuzlar. nsan, doas gerei hem kolay inanr, hem zor inanr, hem ekin
gen hem de ar cretkrdr, (.n.)
** Fr. Kiide hem namevcudiyet hem mevcudiyet, hem keyif hem keyifsizlik vardr.
ki anlaml bir kod ... Ak olan ey, manann sakl olduu yerdedir, (.n.)
24 Pascal B., Penses, Seuil, Paris 1962.
tesine gemekte ve autre mondea* deil de, bu dnyaya ait psiko
lojik ve insani olgular kendine (etrafna) ekmektedir. Dolaysyla
bir anlam yolundan ve bununla birlikte, anlam olan ile anlam
olmayann birbirine balanmasn ve birbirinden ayrt edilmesi
ni salayan, anlaml (yapc) bir eye atfta bulunan ile lsel bir
olumsuzluk iinde bulunann: bir dier deyile, olumsuzluun iine
dalm olana tanklk eden eyin birbirine balanmasn ve bir
birinden ayrt edilmesini salayan diyalektik bir deerlendirme
eklinden sz edilmektedir. Her depresif Lebensweltte mevcut olan
isel manzaralar ve birbirinin yerine geen, birbirleriyle birleen
eitli semptomatolojiler, anlamn sonsuz alanlarna iaret etmek
tedir.

RUHUN KARANLIK BLGELERNDE

Ele almakta olduumuz sylemin girdabnda, sadece psikotik,


zellikle de izofrenik Lebenswelti diyalektik olarak (diya-lektik**
kategoriler araclyla) ilemeye ynelik bir dnsel dorultu
yoktur; bu sylemin ters yz, ba aa edilmi izini sren, di
yalektik (felsefi ve zellikle de Hegelci bir kategori mahiyetinde
diyalektik) dnceyi, iine izofreni szm (hastalkl) olarak
grmeye meyleden dnce dorultular da bulunmaktadr. Gayet
aikrdr ki, dile getirdiimiz bu son fikirler kesinlikle kabul edi
lebilir gibi deildir: Belki de her insani varoluun: psikotik olan ve
olmayan, felsefi olan ve olmayan her insani varoluun dayanksz
ve sallantl temelini vurgulamaya ynelik fikirlerdir bunlar; ama
gene de kabul edilebilirlikleri yoktur.
Bu tuhaf ve hayal gcnden yana zengin fikirlere burada yer
verilmesinin tek nedeni, gz peklikleri ve biimsiz radikallikle
riyle psikiyatriye meydan okumalardr. Zira bu bak, psikiyatriyi,
gizemli bir yapya sahip, eitli ideolojik alanlarn dayatt srekli
bir dnme (srekli bir kaa) tabi bir ey olarak grmektedir.

* Pr. Dier dnya, baka dnya, (.n.)


* Gr. Dia-lektik: Karlkl konuma, karlkl tartma (sanat); sav ve kar savla
ik il yrtme yntemi; dnmemizin ilkeleri. Di: Ayr ayr, karlkl Leg: Sy
lemek. (.n)
Buna gre, psikiyatri, farkl farkl sosyal ve siyasi, kltrel ve re
tisel alanlar tarafndan bir yerlere srklenmektedir: Kh her insa
n ve her eyi psikiyatri konusu yapmaya, kh da her trl (olas)
psikiyatrik gereklii yadsmaya (tanmamaya) sevk eden sonsuz
bir kirlilik ve dlama (yanllk) dngs iinde yer almaktadr.
Dolaysyla Hegelci diyalektik, hi olmazsa, psikotik bir hal
gstergesi olarak yorumlanmtr: Bu sav da, G. W. F. Hegelin
hipokondri hastalndan muzdarip olduu ve kz kardei
Christianenin psikotik bir deneyimden geip intihar ettii yargla
r zerine temellendirilmitir.
Bu ok byk filozofun yaam, (elbette) kayg ve huzursuz
luun glgesinden gemi gibi grnmektedir. Kendisi, 27 Mays
1810da Windischmanna yazm olduu bir mektupta yle de
mitir: Bu i anlattnz o ruh halinin ortaya kmasna katk
da bulunmakta - hibir eyin sabit, kesin ve emin olmad, her
tarafta klarn yand ama klarn etraf aydnlatmak yerine,
uurumlarn kenarlarnda sahte grntler yaratt, aydnlkla
ryla bulanklaan, evrede yanlsamalar yaratan, her balangc
kesintiye uratan ve belirsizlie vardran bu karanlk blgelere
dalmak, kaybolmamz salamakta ve bizi kendi kaderimizden ve
var noktamzdan koparmaktadr. Ben ruhun sesini, daha doru
su mantn sesini, mantn olgularn karmaasna kendi ilgi ve
melekeleriyle daln ve isel olarak hedeften emin olup da, ona
henz varmadnda ve ona henz tamamen ve netlikle nail ol
madnda kard sesi kendi kiisel deneyimimden bilirim. Bu
hipokondriden, birka sene boyunca, takatsiz kalana dek ekmi-
ligim var. Elbette ki her insan kendi hayatnda bylesi bir dnm
noktasndan, kendi doasnn younlat karanlk noktadan ge
mitir, bundan gemelidir de, yle ki ii rahat etsin ve kendinden,
alldk ve gndelik hayatndan emin olsun ve olur da alldk ve
gndelik hayattan tatmin olmayacak noktaya gelmise, daha asil
isel bir bilincin varlndan emin olsun.25
Remo Bodei; Hegelin deliliin anlam ve anlam-sz-l zeri
ne de derinlemesine dnd26 bu mektubuna ilikin olarak,

25 Hegel G. W. F., Lettere, Laterza, Bari 1972.


26 Mndt C., Endogenitt von Psychosen-Anachronismus oder aktueller Wegweiser
fr die Pathogeneseforschung?, Der Nervenarzt, 62, 1991, s. 3-15.
hipokondrisinin onu gizli bir psikoza sevk ettii yorumunun is
ter istemez tuhaf olduunu vurgulamtr;27 zira Hegel bu hasta
lktan muzdarip olmu ve ondan felsefe sayesinde kurtulmaya a
lmtr. (Elbette ki, bylesi bir yorumun altnda, Blankenburgun
dedii gibi, Hegelin kz kardeinin psiik hastalnn ve intiha
rnn ideolojik olarak kullanlmas yatmaktadr.28) Bodei szn
srdrerek, bu alanda, sadece, Hegelin felsefe eserlerinde mantk
sal ve argmansal tutarszlk gstergeleri olup olmadn deer
lendirmenin nemli olduunu savunmu ve nihayetinde, radikal
ve derin bir rasyonelliin tam da blnme ve elikilerin ackl
potasndan doduu varsaymnn (bu varsaym, psikopatolojik ve
klinik olarak da ok manidardr) doru olup olmadn kendine
sorar olmutur.
Her halkrda Hegelin ieriksel excursusu* budur: Gerekliin
atkl (elikili ve uyumsuz) yaplar, yaantlarn blnmesi ve
paralanmas deneyimleri, gerek psikotik olan gerekse de olmayan
Lebensweltte grlebilir; gncel olmayan, yersiz karmaadan, sula
r bulandrmaktan kanmak gereklidir.

BLGELKTEN DOAN DELLK

Anlam ve kar-anlam, mantk ve kar-mantk, iletiim ve ileti


imin yitmesi, farkl biimsel zelliklere sahip olup da ieriksel
anlamda benzer ynler tayan, bununla birlikte birbirinden farkl
olan gerekliklerdir.
Psiik normallik alan, mantn mevcudiyetinden ibarettir
ama normallii belirleyen (sadece) mantk deildir. Derin psi
kotik deneyimler, aslen, mantn kmesinden deil de, rasyonel
hayata yansyan duygulanmsal hayatn frtnal bunalmlarndan
kaynaklanmaktadr. Psikotik varoluta mantk var olmaya ve st
rap (da) ekmeye devam eder; ama bu, psikoza yabanc bir varolu-
takinden farkl bir ekilde olmaz. te yandan, belki de normal
bir insani durumda da grlemeyecek hibir psikopatolojik semp

27 Bodei R., Scomposizioni, Einaudi, Torino 1987.


28 Blankenburg W., Wie weit reicht die dialektische Betrachtungsweise in der Psychi
atrie?,- Zeitschri/t/r klinische Psychologie und Psychotherapie, 29, 1981, s. 45-66.
tom yoktur. Psikoz ile psikoz-olmayan arasndaki ayrm izgileri,
anlam ile anlamszlk arasndaki atmal noktalarda yatmaktadr;
bu anlam ve anlamszlk noktalar, bu iki varolu biiminin her
birinde farkl lde birbirlerine balanmakta ve birbirinden ay
rlmaktadr; ama her halkrda psikotik varoluta hibir zaman
anlam anarisi (anlam kayb ve anlam yoksunluunun putlamas)
bulunmamaktadr; psikozda gndelik anlamdan baka anlam ie
ren anlam oluumlar ortaya kmaktadr.
Elbette ki semptomatolojik ayrm ve bileimler, tasasz gnde
lik varoluumuzun hafiflii ile depresif, manik ya da izofrenik
varoluta iinde bulunulan etin yalnzlk arasnda neler gerekle
tiini (gerekleebileceini) kavramamza bile izin vermemektedir.
Psikiyatrinin fenomenolojik (hermeneutik) olarak yeniden yaplan
drlmas, her psikotik deneyimin grnrde almaz engellerini
aralamaktadr ve zerinde, bo girdaplarn ama ayn zamanda ye
niden bulunmu bir zneler araslm anlamn yeniden uyandran
mhrlenmi diyaloglarn grld ince kprler kurmaktadr:
Bu ince kprler, sonsuz arklar eklinde yansyan yrek para
layc bir acnn elalelerinin grlr gibi olmasn salamaktadr.
Szler dilde vcut bulur ve de bzlrler, ama sessizlikte yeniden
doarlar. Kopmu ve yeniden kazanlm zneleraraslkta, srl
ve elden kac bir bakalk erisi: psikotik deneyimi genletiren,
onun gizli ve lime lime olmu anlaml paracklar halinde patla
masna neden olan metaforik bklme ortaya kar.
Bu sylemin bir derlemesine (olaanst bir ncelemesine)
Michel de Montaignede rastlarz, kendisi Ferrarada bulunduk
tan ve SantAnna tmarhanesinin sonsuz karanlnda Torquato
Tassoyu grdkten sonra, kendi duygulanm ve kaygsn yeniden
dile getirir, deliliin anlam ve anlamszln yeniden ifade etmeye
ve cevab olmayan muammalara ilikin bir eyler anlamaya alr.
Anlamdan yoksun insanlarn eylemlerinde, deliliin, ruhumu
zun en kuvvetli ileriyle nasl da uyutuunu grrz. Delilik ile
zgr bir ruhun cesur ykselileri, olaanst ve yksek bir erde
min etkileri arasndaki mesafeyi alglamann olanaksz olduunu
kim bilmez ki? Platon, melankolik insanlarn bilime daha meyilli
ve daha stn olduklarn syler ve delilie bu kiilerden daha me
yilli olan da yoktur. Sonsuz ruh vardr ki, kendi g ve uysallna
kaplmtr. talyan airlerince uzun zaman yaatlm antik ve saf
iirin ruhuna uyan, ona en ok nfuz eden, en usta adam kendi he
yecan ve tutkusu nedeniyle nasl bir srama yapt imdi? O bunu
kendi lmcl canllna borlu deil mi? Bunu gzlerini kr et
mi o aydnla borlu deil mi? Ona mantn kaybettirmi olan
ey, manta ilikin net ve gergin kavray deil mi? Onu aptalla
sevk etmi olan ey, bilimlere ynelik merakl ve alkan aratr
malar deil mi? Onu melekesiz ve ruhsuz klm olan ey, ruhun
melekelerine ynelik o nadide yatknl deil mi?29
Son olarak da meseleyi yakc bir sonuca balayan ve tabiri ca
izse, nfuz edilemez (yrek paralayc) olan kar anlama doku
nan u cmle gelmektedir: En keskin delilik, en keskin bilgelikten
domaz da neden doar?30

29 Montaigne M. de, Saggi, C. I, Adelphi, Milano 1966.


30 Age.
II. Melankolinin Can ekitirici Erisi

D ep resyond a, ile tiim in y itim i ve bu n u n u z an ts o larak da, y a


ayabilm en in y itim i yle b ir y o u n lu k gsterir k i, k iin in varolu
u n u n tam am k an sz, ca n sz ve b o olur, in s a n n k arsn d ak i
her g elecek engelli gibidir, h ay atn y erin i y k m ve u m utsu zluk
gerek li i alm tr. G iriim cilik ve d o allk ca n ek im ek ted ir;
kayg, y itm ilik h issi ve z a y flk a rtm tr; h ay atn bir-p aras-
olm ay -istem ez-olm ak , hatta h atta artk -h ay atn -b ir-p aras-
olam am ak , m e la n k o lin in an ah tar k elim esi olur. Sch elere gre
za m a n sa llg n y a an m l n olu tu ran program ve p lanlarla
yaan m az olur; hayat g em ie d n k t r, sadece y itm ilik de
n e y im le rin in etrafn d a dnp d urm aktad r.

V. E. VON G E B SA T T E L , Im ago Hominis, s. 2 1 4


1. Hzn ve Acnn Yaratt
Ba Dnmesi

Melankolinin, insan olma haline derinden kk salm bir eyle1


alakas vardr: Klinik melankoliden yola karak, melankolide ya
tan insani anlamlar ortaya koymak isterim. (Ayrca) melankolik
deneyim, ister psikotik olsun ister olmasn, insan olma halindeki
ba dndrc dengesizliin en aikr olduu deneyimdir. Klinik
melankoliyi (klinik melankoliyi de) fenomenolojik olarak deerlen
dirip zmleyince, onu bir Getalt, bir dier deyile bir birlii ve
isel bir ba bulunan: anlam tayan bir hayat (kader) biimi olarak
yorumlamamak da, onu bir btnlk tamayan (anarik) sempto-
matolojik bir bileen olarak grmek de olanakszdr. Klinik melan
kolide hayat ve hzn belki de bir btn olarak yaanmamakta
dr, bununla birlikte klinik melankolinin iinde de, Kierkegaardn
lmcl hastalna dair bir eyler, hi olmazsa bir eyler sakldr.1
2
Sadece Stimmung (ruh hali) deil de, bakalk ve yaklalmazlk
da olan melankolinin bu paralanm ve olaand ynn ara
trmam ve yakalamam kolay olmayacaktr: Tek umudum, melan
koli iinde bulunan her hastann mhrl bir mahremiyetle, do
layl yoldan dile getirip gndermede bulunduu sessizliin szn
(gizli sakl ve sklgan sz) muhafaza etmem ve ona baka baka
eyler bulatrmamamdr.
Her halkrda, klinik yaklam grmezden gelinemez: Zira
sadece klinik yaklam, karlkl ve diyalektik yapsal zellikleri
balamnda,3 nevrotik deneyimin psikotik deneyimden, bir dier

1 Guardini R., Vom Sinn der Schwermut, Arche, Zrih 1949.


2 Kierkegaard S., La malattia morale, Opere, Sansoni, Firenze 1972, s. 621-692.
3 Bojanovsky J., Stubbe H., Der depressive Mensch, Enke, Stuttgart 1982; Borgna E.,
Clnica e psicopatologia delle depressioni ciclotimi-che, Archivio di psicologa, ne
urologa e psichiatria, 28, 1967, s. 115-140; Glatzel J., Endogene Depressionen; Thie-
me, Stuttgart 1973; Haase H.-J., Depressionen, Schattauer, Stuttgart-New York 1976;
Heimann H., Giedke F. (ed.), Neue Perspektiven in der Depressionsforschung, Hu-
ber, Bern-Stuttgart-Viyana 1980; Kranz H., Depressionen, Bonaschewski, Mnih-
deyile tepkisel (reaktif) psikopatolojik deneyimin tepkisel olma
yan (endojen) psikopatolojik deneyimden ayrt edilmesini, bunlarn
snrlarnn belirlenmesini salar. Klinik yaklam, klinik melanko
li olarak da tanmlanabilen endojen (i kaynakl) depresyonlar ile
psikotik depresyonlarn kendilerine has bir gereklik gsteren iki
semptomatolojik bileeninin biimsel balamda birbirinden ayrt
edilmesini de salar: lkinde hastalar hastalklarnn bilincindedir
ler, doktordan yardm isterler ve muzdarip olduklar semptomlar
ortaya koyarlar: Yaadklar hzne, manevi acya, taedium vitaea,**
tutukluklarna, hayatn alldk grevlerini yerine getirmede ek
tikleri zorlua, dnyann tanmrln yitirdiine dair znel de
neyimlerini yetkin bir ekilde betimlerler; kincisinde ise hastalar
hibir ekilde hastalklarnn bilincinde deildir, doktora gitmeyi
gerekli grmez ve ruh hallerinde (duygusal yaamlarnda) varolan
deiikliklere deil de, sululuk deneyiminde, fiziksel bir rahatsz
ln iaretlerini hissetmeye dair temelsiz korkudan ibaret olan hi-
pokondri deneyiminde ve de finanssal adan bir ykm deneyi
minde grlen hezeyan deneyimlerine Ijaspersin tabiriyle primer
(birincil) ve kkenine imlemeyen deneyimlere] odaklanrlar.
Bu klinik deerlendirmeler balamnda, Sigmund Freudun yas
ve melankoli ile ilgili mehur almasna4 gnderme yapmamak
olanakszdr, Freudun yas ile melankoli arasnda yapt ayrm ve
bu konudaki syleminin ieriksel sreci, her trl tarihsel ereve
nin ve kuramsal konumlanmann tesine gemektedir; ve yapt
ayrmda, tepkisel depresyon ile klinik psikiyatrinin psikotik bir
olay olarak grd depresyon arasndaki fark da seilmektedir.
Yas, kanlmaz olarak, sevilen bir kiinin ya da onun yerine
geen bir eyin, rnein vatann, zgrln, bir idealin vb gibi
soyut bir eyin kaybna ynelik bir tepkidir.

Grfelfing 1970; Leonhard K., Aufteilung der endogenen Psychosen, Akademie-Verlag,


Berlin 1966; Pauleikhoff B., Endogene Psychosen als Zeit Strungen, Pressler, Hrt
genwald 1986; Scharfetter C., Angst J., Depressionen, Deutsche medizinische Woc
henschrift, 103, 1978, s. 913-918; Schneider K., Psychiatrie heute, Thieme, Stuttgart
1960; Schneider K., Klinische Psychopathologie, Thieme, Stuttgart 1962; Schulte W.,
Mende W. (ed.), Melancholie in Forschung, Klinik und Behandlung, Thieme, Stuttgart
1969; Weil S., Quaderni 1 , Adelphi, Milano, 1985.
* Lat. Hayat karsnda hissedilen bezginlik, tiksinti, (.n.)
4 Freud S,, Melapsicologia. Lutto e melanconia (1915), pere, C. 8, Bollati Boring-
hleri, Torino, 1989, s. 102-118.
Melankolinin psikotik deneyim olarak ortaya konmas ise, kli
nik adan olaanst bir anlam tar: Melankoli, psiik olarak,
derin ve acl bir ylgnlk, d dnyaya ynelik ilgi kayb, sevme
yetisini yitirme, herhangi bir etkinlik karsnda tutukluk duyma,
kendini azarlama ya da kendine hakaret etmeyle, nihai noktada ise
cezaya dair hezeyanl beklentiyle ifade bulan kendini kmseme
zellikleri gsterir. Teraptik adan belirleyici (gncel olan ve ol
mayan) bir nem tayan bu almadan5 son bir alnt yapalm:
Kendi Benine bylesi sulamalarda bulunan hastaya kar gelme
ye kalkacak olursak, biz de bilimsel ve teraptik adan verimsiz
bir ey yapm oluruz.

KLNK MELANKOLDE NASIL YAANIR VE NASIL LNR

Otuz be yandayken depresyon krizine yakalanan Maria Teresa


adl hastann kendine (yaadklarna) ilikin zmlemeleri, dep-
resif yaam deneyimine dair acl ve yrek paralayc bir tablo iz
mektedir. Ancak, bylelikle, bir hastaya kulak vermemiz halinde,
klinik melankolinin anlam ve kar-anlamm seer gibi olmamz
mmkn olacaktr.

Acya ve straba dalm olmak


ldm hissediyordum. Fiziksel olarak da fenaym. im beni
ldryor. Bu krizi atlatamamaktan dehet derecede korkuyorum.
Bylesi bir kayg hissediyorum. imde korkun bir ac var. Sakin
kalmak ve kendimi kontrol etmek iin gsterdiim aba yznden
kaskat kesildim. En ackl anlar, uyandm zamanlar. Bir daha
uyanmamak iin hi uyumamak isterim. Acya batm gibiyim.
Dayanlr gibi deil. Hibir insan bu kadar ac ekmemeli.
Dn sabah kendimi fena hissetmeye baladm. Kaygm gene su
yzne kyordu. imde dehet hissi var, korku deil, umutsuz
luk hissi var: Kendimi umutsuz hissediyorum. zerime yapm
bu hzn yznden duyduum bir umutsuzluk hissi bu. Bu byle
nasl srer, bilmiyorum. Neye tutunaym bilmiyorum.

5 Freud S., agy.


Katlanlmaz olduumu biliyorum. Bu ekilde devam edemem.
Sabahlarm dehet iinde geiyor. almak zorunda olan bir has
taym. Gerekten de endieliyim. Sanki kronik bir duruma girdim:
Hani sanki bu benim iime girdi. Aklm ylesine kark ve ben
ylesine umutsuzum ki. Ruh halim deimiyor. Kendimi, uurum
dan aa yuvarlanr gibi hissediyorum. Bu tatil gnlerinde ilerle
me kaydetmeliydim: Gerilememeliydim. Dn, tekrar ie balamak
zorunda olmam bana dehet veriyordu. Byle bir ac ekilebilir mi?
Bu size insanca geliyor mu? Hayatm bu benim. Bu halin dnda
olan kii, bu halden kmann imknszln anlayamaz. lmeye
ceimi umarm.
Gnler sonsuz bir ekilde birbirini yineler ve izler, ve her ey
uup kac, geici hale gelir ama melankoli gemez: Kii, fiziksel
acyla hibir alakas olmayan bir acya dalmtr.
Utan hissediyorum. Dn sabah kendimi kmsyordum.
Bu gibi anlarda kendimi kontrol edemiyorum. Bu acya daha ne ka
dar katlanabileceim? Sonsuza dek sren depresyonlar var, benim
ki de bunlardan biri. Bu acnn iine ylesine batm durumdaym
ki, mideme oturmu bu ykn kalkmas bana imknsz geliyor.
Size inanmyorum neredeyse; iyileeceimi duymak bana neredey
se olanaksz geliyor. En beter umutsuzluktan bir lde huzura
varmak. Beni bir tek iyilemek ilgilendiriyor. Bu, fiziksel ardan
da iddetli bir ey. Byleyken kendimi dierlerinden ayr: uzaydan
gelmi gibi hissediyorum.
Kendimi herkesten bu kadar uzak hissediyor oluum beni
derinden kayglandryor; ama sylediklerinizden honudum. So
rumluluk karsnda boulduumu hissediyor olsam da, belki de,
yarnlar o kadar da uzak deildir.
Getiimiz gnlerde kendimi iyi hissettim. Bu sabah uyanmak
yle ar gelmedi: Ardndan da kaygdan ziyade, hzn hissettim.
Salm konusunda da bir nevi tevekkl hissine girdim. Kendimi
bo, ok bo hissediyorum. Kendimi hl kendim olarak hissetmi
yorum. Kii ve durumlarn elinde gibi hissediyorum, insan kendi
ni krk iki bacak zerinde yrmeye mecbur gibi hissediyor. Ken
dimi parampara hissediyorum. nsan bu durumdayken korkun
bir ac hissediyor. Hi ulalamayan bir eyi aramak gibi bir ey bu.
Sk sk kendi kendime bir beden btn bunlar nasl kaldrabilir
diye soruyorum. Btn bunlarn onu tketmemesi mmkn m?
Btn bu ikenceye ramen bedenim dayanyor. Bu bana esraren
giz geliyor. Organik bakmdan hibir etkisi yok mu? Kendimi ok
skc hissediyorum. Baz anlar bu ykten kurtulduumu hissedi
yorum. Bu sabah, zor bir sabah oldu. nsan kendini bir anda yere
aklm hissediyor. Nasl olur da bu hale gelinir? Aniden ykl-
vermek. Kendimi gerekten de lm gibi hissediyorum. imde
hibir eyin olmadn hissediyorum. Hibir isteimin kalmad
n gryorum. Biraz daha bilinliyim, dolaysyla da zerimdeki
yk daha ok hissediyorum. Uurumdaym.
(Yaanm bu deneyimler, kronolojik sradzeniyle verilmitir.
Tarihleri belirtmek elbette ki gerekli deildir.)

GRNRDEK DZELME

Farmakolojik tedavi, insan scakl ve psikoterapi ile gemi otuz


gnn ardndan, hastann iinde bulunduu derin karanlk yrt
lp da alacakaranla dnr gibi olmutur.
Dn sabah lyordum: Dn akamdan beri kendimi daha
iyi hissediyorum. Zaman: Zaman sanki neredeyse duruyor; sanki
neredeyse ebedi oluyor. Hissettiim tek ey kendi acm. Evim ve
okulum da benim iin birer kayg nedeni. Dn de bana ayn e
kilde dehet verdi: Ayn ey. ldm hissediyordum. Kendimi
trajedi ortamnda hissediyorum. Bu kayg klarn gerekten de
yayorum. Neredeyse akntya kaplm gibi hissediyorum kendi
mi. Her eyden boalm gibi hissediyorum. Canm yaamak iste
miyor nk yaamak demek lmek demek. Korunmay, ocuk
olmay, ocukluuma geri dnmeyi: ihtimam grmeyi, baklmay
ok istiyorum. Gerekler korkun. Bu ac bana zulmediyor. Artk
ldm hemen, uyanr uyanmaz hissetmiyorum, durumlar d
ndmde hissediyorum. Hapisteyim: imdi buradan kyor ve
tekrar hapse giriyorum.
Kayg dinmitir: Hastann bu hali, geici ve uup kac olsa
da, kendi yaanmlndan duygulanmsal olarak uzaklamasn
salamtr.
Kayg bakmndan daha iyiyim. Dn gevedim. Ufukta baz
projeler belirmeye balad. Kendimi arada kalm gibi hissediyo
rum. Kaygm olmaynca, kendimi gayriihtiyari daha yalnz hisse
diyorum. Onu zlyorum ama aslnda yokluunu hissetmemem
gerekir.
Fiziksel ac deildi ama sonradan fiziksel bir sancya da yol
at. Kalbim elik bir mengeneye skm gibiydi. Kendimi tecrit
edilmi gibi hissediyordum. Btn bu aksiliklere tahamml etmek
zorunda kalmam byk bir acya neden oldu ama imdi hatrasn
bile canlandramyorum. Hatrasnn bile kalmam olmas bana
garip geliyor ama byle. O gnlerden anmsadm tek ey umut
suzluk: Korkun bir uurumdan aa yuvarlanmak zere olduu
mu ve kendimi bundan alkoyamadm hatrlyorum. imdi ken
dimi kaybolmu gibi hissediyorum. Uzun zamandr oturmadm
bir yerde oturmaya yeniden alyorum. Yabanc: Kendimi yabanc
hissediyorum. Bir zamanki kaygy hissetmiyorum artk. Byk
acmn, kaygmn beni ezdiini hissediyordum. Bugn artk lece
imi umarm demem. aknm: Bylesine derinden deitiime
inanamyorum. Buna ihtimal vermezdim: Normal hayat ritmine
tekrar dnmekten doan korkuyu hissediyorum.
Semptomatolojinin ortadan kaybolmas, depresyonun alevlen
me srecinde yaanm deneyimlerde deiime yol amaktadr:
yle ki, baz deneyimlerin hatras solmaya ve ieriksel youn
luunu yitirmeye yz tutmutur, dierleri ise yaanm bellekte
varln srdrmektedir. Elbette ki hastalk zamannn (hastal
n znel zamannn) ba dndrc yaylm etkileyicidir: Bunun
yan sra normal hayat artlarna geri dnmenin karsnda hisse
dilen akn yabanclk da arpcdr. te yandan semptomlarn
silinmesi uzun sreli olmamtr: Kendini iyi hissettii birka g
nn ardndan, hastann depresyonu yeniden ortaya km, acnn
mhlayc engeli de yeniden belirmitir (yeniden olumutur).

KAYGI VE HZN YAYILIYOR

Berbat gnler. Kendimi korkun derecede yalnz hissediyorum.


Tutunacam hibir ey yok. Hznlym. Bana anlaml gelen hi
bir ey yok artk. yilemediimi kabul etmek bana zor geliyor. Size
geleceimi bildiim sabahlar kendimi daha iyi hissediyorum. Kt
niyetli olmaktan korkuyorum. Kendimi umutsuz hissediyorum:
Keke aglayabilsem. Alayamyorum. Pasif olmayan, isyan barnd
ran bir umutsuzluk iindeyim. Alayabilmek iin sadece ac hisset
mem gerekir. Btn bunlardan ok sklmaya baladm. Zaman za
man umutsuzluuma glmseyebiliyor ve onu alaya alabiliyorum.
Bu gitmek bilmez hzn duygusunu artk hissetmek istemi
yorum. Heyecandan yoksunum ve bu benim iin ok nemli. H
zn belki de bunun bir sonucu. Yapmak istediimi yapamadm
fark ettiimde kendimi hznl hissediyorum. retmenlik yap
yorum ama heves duymuyorum. En ufak bir tutkuya bile kapla-
myorum. Yaptm ylesine yapyorum. Noeli biraz da dehetle
dnyorum. Beni krize sokan ey kararlar, intihar edemeyecei
mi hissediyorum, acm ve kaygm daha da derin ve sancl klan
da bu. ntihara umut balayabilsem, yakn bir lme bel balaya-
bilsem, kendi lmm seebilecek olsam, o zaman bu korkun
acya daha kolay katlanrm nk acmn sonu olduunu bilirim.
lmden yana umudum yok. Bu umuda sahip deilim. Artk hi
bir umudum yok.
Anahtar kelime olan umut, sonu olmayan bu sylemde manidar
ve amansz bir ekilde belirmektedir; bu, perianlk ve kayg han
erlerinden darbe yemi bir umuttur. Tekrar filizlenir gibi gr
nen umut, eriyivermitir: Artk lm umudu dahi, intihar umudu
dahi kalmamtr. Sadece snr tanmayan bu ac ve hastann bir
aklama veremedii yrtc ve karanlk sorgulama sreleri vardr.
Bu defasnda da depresif Lebensweltte, salkl iletiim kuramama
ve tecrit deneyimleri ne kmaktadr: Depresif durumun nihai
aamasnda, hastann kendiyle ilgili yapt zmleme de bunu
gstermektedir.
Vaziyetim yle fena ki, canm sigara bile imek istemez oldu.
Ama durumda bir deiiklik var. Huzursuzum. Moralim bozuk.
Tekrar nceki halime geri dndm gryorum. Kalbim boa
zmda dmlenmi gibi: Hani komuum gibi. Bu ekilde yaa
mak bana olanaksz gibi geliyor. Umutsuzum. Kendimi hl kayg
ve umutsuzlua hapsolmu hissediyorum. Bu durumu aamadm
iin kendimi sulu hissediyorum. Robot gibi yayorum. Her eyi
otomatik yapyorum. Bir ay evvel bir dzelme olmutu ama artk
yok. Anlayamyorum: Bylesi mutlak bir boluk haline nasl d
lebilir? Bu mantkl deil. Herkesin beni ekilmez bulduunu
hissediyorum. Hi olmazsa konu deiseydi.
Kendimi hl iyi hissetmiyor olmam bana imknsz ve inanl
maz geliyor. O halde nceden kendimi nasl hissettiimi unutmu
olmalym; acm doruk noktasna varm gibi geliyor bana. Bu ok
cesaret krc. Herkesin beni terk etmesinden ok korkuyorum. Ar
tk dayanamyorum.
Bu kaygdan kurtulamyorum. Bu durum beni yiyip bitirdi.
Kendimi farkl hissediyorum. Aklm yitirmek zereyim. Artk da
yanamyorum. Kendimi eskisi gibi hznl, eskisi gibi umutsuz
hissediyorum. lyilememekten korkuyorum ve iyileme umudumu
yitirmek zereyim. Ac ekmeye devam etmeli miyim? Ac hisse
diyorum, tartlmaz bir ey bu. Bu ac neden ibaret? Fiziksel ac
bunun yannda hi kalr. Btn insan ilikilerim bir facia. Nere
deyse deiime uramaktan korkar gibiyim: Siz bu ihtimali yok
mu sayyorsunuz? Pekiyi ya deiim olumlu olursa? Belki gerekten
de deimem gerek. Umut demek, hayatn bugnden daha iyi gide
bileceine inanmak demek. Gelecei dnyorum ama bana deh
et veriyor. Buraya gelmenin bana yardm dokunuyor ama hayal
krkl da veriyor. in en zor ksm benim omuzlarmda kalyor.
k yolu bulamak da her eyi gitgide daha ar klyor. Kayg.
Yaananlar hibir zaman ksr bir tekrar mahiyetinde olmaz.
Depresyonun grnrde durgun, hareketsiz sularnn altnda,
melankolinin alldk her tanmna meydan okuyan deneyimler
bulunmaktadr: Melankolide, yenik dm ama ezip geilmemi,
yok olamayacak insan haysiyeti kendini gstermeye devam eder.
Kayg beni gene esir ald. Bu ilk kez olmuyor, bu yzden de on
dan korkuyorum ama yeniden krize girdiimi fark etsem de, buna
bir tepki verebilecek durumda deilim. Kendimi bataa saplanm
gibi hissediyorum, bataktan kma denemelerim gitgide daha zayf
ve umutsuz kalyor, rpnlarm ancak daha ok batmam salyor.
Umutsuzlua kaplyorum nk irade gcme gvenemeyecei-
mi fark ediyorum, dolaysyla da kaygnn ellerine teslimim, ite
o zaman bana en yakn kiiye: kocama umutsuzluumu haykr
yorum. iimi dkmek beni hi rahatlatmyor. Kaygm hzla korku
hissine: yaama korkusuna brnyor. Hep yatakta yatmay, hibir
ey ve hi kimseyle muhatap olmamay hayal ediyorum. Bu kadarla
da kalmyor: Boyuna uyuduumun, en nihayetinde de ldmn
hayalini kuruyorum; ama bu son hayalim, lmmn kocama ve
kzlarma ok zarar vereceini bildiimden dolay sarslyor. By
lelikle de intihar hibir zaman ciddi olarak dnmyorum. Bu
nunla birlikte kendi lmm ve kzlarmn lmn ok youn
bir ekilde arzuladm zamanlar oluyor; bazen kocamn da lm
n istiyorum. nsanlar bana sonsuz derecede uzak geliyor: Benim
hibir deer vermediim eylerle ilgileniyorlar. Ancak korkun bir
aba gstererek, en yaknmdaki insanlarla olan iletiimimi koru
yabiliyorum; bu da hep olmuyor. Gnlerim hemen her zaman ayn
geiyor nk ok gerekli olmayan her ii bir kenara brakyorum.

SULULUK HSS

Grevlerimi yerine getirmediimi fark ediyorum ve bu bende


sululuk hissi, derin bir hzn douruyor; imdi zar zor hayatta
kalabiliyorum; oysa bir zamanlar yaamasn biliyordum, gemi
teki kendime dayanlmaz bir zlem duyuyorum. En ackl anlarm
sabahleyin uyandm anlar: Geceki molann ardndan tekrar ac
ekmeye balyorum, kalbimi elik mengeneye skm gibi hisse
diyorum ve buna bir tepki vermem gerektiini sylesem de kendi
mi umutsuzlua kaptryorum nk yalnz kalma dncesine,
normal zamanlarda benim iin sradan bir i gnnden ibaret olan
gn gsleme fikrine tahamml edemiyorum. Mzik iimde ok
tiz bir ac uyandryor, byk bir ihtimalle iimde, u an hissede-
mediim bir refah ve huzur halinin yanklarn uyandrdndan
olmal bu. Gzel gnlere duyduum zlem bende ac uyandryor.
Bu acya dayanamayacama inandm anlar ok oluyor, zaman
zaman lmekten korkuyorum, sklkla ise kaygmn srekli olaca
ndan korkuyorum.
Yukarda betimlenmi ieriksel gidi gelilerin grld, be
lirgin endojen [Schneiderei anlamda siklotimik (dngsel)] zel
likler ieren bu depresif durumun balangcndan iki ay gemi ve
klinik fenomenoloji, bu zaman ierisinde temel zellikleri bak
mndan bir deiiklik gstermemitir.
Bu acya dayanamyorum. Kendime kzyorum da; ama iinden
kamyorum. Dayanamyorum artk. Bu ekilde yaayamyorum
artk. Ne yapabilirim? Davranmn ne kadar sama olduunu
fark ediyorum. Size bunun nasl bir ac olduunu bile syleyemem:
Adeta fiziksel bir ac bu. Makul olarak yle demem gerekir: Ken
dimi kt hissetmem iin hibir neden yok, bununla birlikte ben
kendimi kt hissediyorum. Bu sama bir durum. Her eyin bana
bal olduunu sylyorlar sadece. Ben byle olmak istiyormuum
gibi grnyor. Bir yandan, etrafmda byk bir boluk hissediyo
rum. Gerekten de kendi durumumdan umutsuzlua kaplmaya
baladm. Ne yapyorum da ila yardmyla bile iyileemiyorum?
Kendimi sulu hissediyorum. Utan hissi duyuyorum. Kendimden
nefret ediyorum, insanlk d bir ey bu: Artk dayanamyorum.
Bu ac beni bitiriyor. Bu acy beraberimde tama dncesi kor
kun bir ey. lmek kolay deil. Kilo bile aldm. Umutsuzca boul-
mamaya abalyorum. ldm hissediyorum.
Ortaya kan sonular umut olmadn gsteriyor. imdilerim
korkun ama durumum o kadar beter ki, geleceim kanlmaz ola
rak bundan da umutsuz olacak. zel sylemlerden kopamyorum.
Belirlenmi bir eyden umudumu ekip alamyorum. Yanlsamaya
kapldm zamanlar kendimi iyi hissediyorum. Yapm gerei son
derece gerekiyim. Bu ruh haline reklenmekten korkuyorum.
Deieceimi umarm: Bir eyler ummak zorundaym. Hayat
bana yaanmaya deer gelmiyor. Huzurdan ziyade ac hissediyo
rum. Sonu bir hayli olumsuz. Olumlu bir eyler olacana dair
kendimi kandrmalym. Daha nemli bir eylere tutunmalym.
Haydi yaamaya devam edelim.

UMUT YENDEN DOUYOR

Bu son szler, psikolojik deiikliin belirlenmeye baladn gs


termektedir: Sahne deimekte ve iyileme imknnn hl var ol
duuna dair umut yeniden domaktadr.
Semptomatolojisi deiip de ok hzl srelerde zlen dep
resyonlar vardr; bir de semptomatolojileri yava yava hafifleyen
depresyonlar vardr. Maria Teresada depresyon olgusunun klinik
adan hafiflemesi, ardndan da radikal zmn gelmesi bir hafta
iinde: durumlar hzla deiip de hznn ve kaygsn ieriksel
olarak boalttnda gereklemitir. Ancak klinik ve fenomenolo-
jik dnm noktas da, hastann syleminin ieriini dolduran da
umut temas olmutur.
Dn iimde nedensiz bir umut vard. Ailevi durumumun d
zeleceine dair umudum yoktu. Kalbimde bir umut vard sadece:
umut. nceden belli bir umudum olmakszn umamayacam d
nyordum: Dn ise iimde aniden bambaka bir umut filizlendi.
Kalbimde bu umut vard. Ksa srd ama gzeldi. Mesela bugn
kalbimde bu umut yok artk. Bu umudu ylesine inkr etmitim ki.
Bu sebepsiz umut aslen bir dolu ey ieriyor: Gelecei de. Gelecei
de kapsayan bir umuttu. En nihayetinde hayat olan bir gelecekti
bu. Bir gelecein mevcudiyeti vard. Hissettiklerimi dile dkmem
kolay deil. nceden gelecek beni korkutuyordu nk onu imdi
nin tekrar olarak gryordum. Dn bu olumsuz hissi duymadm:
Ulamam gereken aamalar kendime dayatmyor, bunlara sapla
np kalmyordum: Olup bitebileceklerin ucu akt, inanabilirim
gibi geliyordu bana. Ufuklara takl kalmadan, ucu ak bir durum
mahiyetinde bir gelecek olabilirdi. Umut alyordu ve bu, yeni bir
yaama kavumak gibi bir eydi.
Anlaldm hissettiimde, kendimi kt hissetmez oldum.
Hastalm tamamen insani bir olay olarak deerlendirmemin
bana yardm dokundu. Bir bakasnn beni insani adan anla
masnn bana ok ok yardm dokundu. Kendimi yalnz hissetmi
yorum. Sadece sizin yardmnzla dayanmay baarabiliyorum. u
yaadklarm bir macera olarak tanmlanabilir.
Szlerinden baz kesitleri alntlamakla yetindiim Maria
Teresann depresif deneyimi bu ekilde son bulmutur. Hastann,
aydnlk bir orak misali, kendi znelliine inmesini salayan bu
radikal ie dn olmasayd, hasta bu srelerden geemezdi (bu
szleri syleyemezdi). Melankolik hznn ve umutsuzluun ger
ek boyutlarm, ancak bu szleri yeniden okuyarak, ancak bu sz
lerin effafl ve amanszl araclyla kavrayabiliriz.
Dipsiz bir uuruma ve aktarm imknsz bir acnn eiine s
rkleyen, bylesine altst edici ve allmadk bir insani olgu olan
klinik melankoliye dair bir eyler sylemek gtr. nsan; sessizlik
iinde ve kalbin gizli iselliinde kulak verilmesi gereken, dsal
lk ve aikr semptomatoloji sahnesine karlmamas icap eden bu
szlerin sihrini temkinsiz ve souk mu souk (klinik dncenin
ve metodolojinin buzuna kaplm) szler syleyerek paralamak
tan korkar. Maria Teresamn szlerine, klinik bir yknn (bir has
talk yksnn) izi kaznmtr ve bu klinik ykden ayr, sonsuz
defa yinelenen ancak anlam ve aclar grmezden gelinip unutul
mu baka baka klinik ykler vardr. Maria Teresann klinik y
ks (hayatnn kesit kesit verilmi bir srecinin hikyesi), daha
baka psikolojik ve yaam gerekliklerinin fenomenolojik kkenle
ri ve anlam yaplar bakmndan daha iyi anlalmasn salamak
asndan manidar olabilmektedir (manidardr).

PSK HZN

Maria Teresa, hayatna pene atm klinik melankoli srasnda


hzn tatllk ieren ateli ve acl szlerle yaamtr; yazya gei
rilmi bu szler, hissettii derin ve umutsuz perianl aa vur
maktadr.
Psiik hznn, yani duygulanmsal hayatn esiz arkeolojisini4
ortaya koymu Max Schelerin ele ald psiik duygular katmann
dan kan hznn ierii, Maria Teresann otoanalizlerinin netlik
le ifa ettii zere, dayanlmaz bir insani sknt ve hibir yanlsa
ma tanmayan mutsuzluktur. Kurt Schneider,67 Schelerci sylemin
arkeolojisine depresyonlarn fenomenolojik ayrmn yapmak ama
cyla bavurmutur ve psiik duygularn (ve bu kapsamda yer alan
psiik hznn) niyetsel duygular olduunu, bir dier deyile benin
dnda yer alan ve zneleraraslk olarak yaplanan bir eye yne
lik duygular olduunu belirtmitir. Psiik duygular dnyasnda,
sevdiimiz, nefret ettiimiz, korktuumuz ve bizi sevindiren ya da
bize ac ektiren, bize umutsuzluk veren bir eyler sunulur8 ve psi

6 Scheler M., D er Formalismus in der Ethik und die m ateriale Wertethik, Francke, Bern
und Mnih 1966.
7 Schneider K., Die Schichtung des emotionalen Lebens und der Aufbau der Dep-
ressionszustande, Zeitschrift f r diegesam te Neurologie und Psychiatrie, 59, 1921, s.
281-286; Schneider K., Klinische Psychopathologie, Thieme, Stuttgart 1962.
8 Wyrsch J., Etats dpressifs, Acta psychosomatica, I, 1958.
ik hznde, kendinden-bakasyla, iinden ac ve gzya geen:
dayanlmaz bir insani kntyle atlam bir zdeleme belir
gindir. Endojen depresyonda (klinik melankolide) hzn, hastann
ifa etmi olduu o rtkan ve haykrc (boulmu) zellikleri
tar ve bunlar, bellee ve klinik deneyime kaznr.
Psiik hzn, onun anlamsal uzantsn belirleyen, daha baka
duygu ve duygulanmlarla9 beraber yrr. Ona, zellikle de her
trl sevincin yokluu, her umudun kayb: yani depresif deneyi
min en temel yaplarndan biri olan umutsuzluk elik eder. Me
lankolik fenomenoloji balamnda, Maria Teresann szlerinin de
gsterdii zere, isel zlme deneyimine de rastlanr: Younlu
unu, yanklarn tamamen yitirir gibi olan dnyann ve insann
kendisinin iinin boald (yprand) grlr; bunun uzants
da her trl ilikisel (diyalogsal) oluumun ulalmazlk noktasna
varacak kadar ok azalmasdr; ilikiler geici, en nihayetinde de
olanaksz bir ey olarak yaanr olurlar. Ben ve dnya, zaman za
man, hilik ve ykm deneyiminin kapsna dayanr ve bu durum
hz ve art gsterdiinde, gitgide yaylan ve dehet verici bir hal
alan yabanclama (Entfremdung) deneyimine dnebilir.
Sonradan intiharn lmcl arsna kaplm Marina Tsve-
tayeva, ylesine hlyal ve huzursuz edici mektuplarndan birin
de, kendinde buna benzer bir yabanclama grmtr; Bedeninin
ve dnyann yaadn hissetmek onun iin imknsz olmutur.
Hayatta bir ekilde acya altm... Hatta fiziksel acya bile: Yanan
bir eyi elime alabiliyorum -ve scakln hissetmiyorum, herkes
hlamur aac iek at diyor -ve ben koku almyorum; hani sanki
bana kol kanat germi birisi karar verip Yeter! demi ve tensiz
bedenimi geirgen olmayan bir maddeyle kaplam.10
Hzn ve kayg, paralanm iletiim ve yabanclama dene
yimleri, Maria Teresann ruh halinin (StimmungvLnun) depresif d
nm sresince birbirini izlemitir: Kendisi, en acl gnlerinde
bile, sessizlie kapanmak ve reddedilmilik hissine kaplmak zo
runda kalmayarak, bir eyler sylemeyi srdrebilmitir ve iine
iletiim zlemi ve umudun ateli kvrm szm olan bir yalnzla

9 Uslar D. V., Stimmung und Emotion, Daseinsanalyse, 6, 1989, s. 20-28.


10 Cvetaeva M., Deserti luoghi, ttalyancaya ev. Serena Vitale, Adelphi, Milano 1989.
tanklk etmitir Hzn, elbette ki, her trl giriim zorluunu da
beraberinde srklemektedir (bu durumdayken, her giriim ar
gelir); ancak depresyonun klinik gstergelerinden biri olan yaam
sal ket,11 Maria Teresa rneinde olduu gibi, baz durumlarda ki
inin sosyal bir hayat srmesini engellemeyebilmektedir.
Soren Kierkegaardm melankolisi (Stimmung olarak melankoli
deil de, klinik gereklik olarak melankolisi), bize, bundan fersah
fersah uzak ama ayn zamanda da buna ok yakn grnmektedir;
zira kendisi, Gnlkn baz altst edici sayfalarnda, bir hastalk
olarak melankolinin (depresif halin) penesine taklm bir yaa
mn dt usuz bucaksz uurumlar grr gibi olmamz sa
lamaktadr.
Gnlkten, 12 Mays 1839 tarihli, yrek paralayc bir umut
suzlua ve hzne gndermede bulunan birtakm sz ve imgeleri
alntlyoruz.
Hayatn tamam, en minik sineinden Vcut Bulma gizemine
dek hayattaki her ey beni kayglandryor: Bana her ey, zellikle
de kendim anlalmaz geliyorum; hayatn tamam vebaym gibi
geliyor bana, bilhassa da kendim vebaymm gibi. Acm engin,
snr tanmyor; onu sadece gklerdeki Tanr biliyor, ancak O bana
merhamet etmek istemiyor ve gnlk yle devam etmektedir:
Genliin g ve cesaretini Ona isyanla arur ettiinde, ne ka
dar ac ekmen gerekeceini hibir ekilde bilmezsin; ardndan,
takatsiz ve bozgun grm o halinle, yklm diyarlardan, mah
volmu blgelerden gee gee geri ekilmeye balaman gerekir,
etrafn bozgunlarla, yaklm kentlerle kapldr; hsrana uram
umutlarndan enkaz tter, evren yamalanm servet ve boynu
bkk enginlikle sarldr. Ar bir geri ekilmedir bu, tpk ta
lihsiz bir yl gibidir, sonsuzluk kadar uzundur ve topyekn ve
mtemadi bir i ekile kesintiye urar durur: Ah! Bu gnlerin
bezginlii!1112
Mutlak sessizliin ve Tanrnm sessizliinin u ve amansz san
csn hissettiren, dehete ve isel ykma dair olan bu sahneler,
Stimmung mahiyetindeki melankoli itinin fersah fersah tesinde

11 Straus E., Psychologie der menschlichen Welt, Springer, Berlin-Gttingen-Heidelberg


1960.
12 Kierkegaard S., Diario I (1834-1850), Morcelliana, Brescia 1962.
yer alan psikolojik ve varolusal bir deneyime iaret etmektedir. Bu,
radikal bir depresyondur; beraberinde can ekitirici erileri (ke
sinti ve atlm halindeki bir imgelemin ate gibi buzuna dalm me-
taforlarn), hi duyulmam bir acy srklemektedir; sylemdeki
dil de dnme uram bir younlukla bunlara elik etmektedir.
Gnlkte. klinik melankolinin umutsuz fenomenolojisini ve dipsiz
hznn gzler nne seren daha baka sayfalar da bulunmak
tadr, ancak onlar burada alntlayp tekrar ele almak elbette ki
mmkn deildir.
Aralarndaki byk farklara karn, byk filozofun deneyim
leri ile kim olduu bilinmeyen bir hastann yaad deneyimleri
art arda yazmaya cret ettim; ama bu belki de yaplabilir bir eydir
nk melankoli (bylesi iddetli bir ac halini aldnda melan
kolinin ruha nasl can ekitirip onu nasl delip getii), yaanm
her iki deneyimde de biimsel ve ieriksel olarak hazin benzer
likler gstermektedir ve bunlar, her trl ideolojik basmakalba
meydan okuyan, olaanst bir psikolojik ve insani dorudanhkla
betimlenmitir.
te yandan, klinik melankolide sadece psiik hzn yoktur,
yaamsal hzn de vardr: Bu hzn, Schelerci blmlemeye gre13
niyetlilik ieren psiik duygulardan (ve ruhsal duygulardan) daha
aa bir dzlemde ve daha derinde yer alan yaamsal duygular
katmannda filizlenir; her bireyselliin ve znelliin tesinde ve
dndadr.
Yaamsal hzn; duygulanmsal hayat, inen ve kan bu mer
divenin bir seviyesinden (st seviyeden) baka bir seviyesine (alt
seviyeye) getiinde hissedilir. eitli psikolojik durumlarda kii,
bu merdivenden iner ve kar ve buradaki inip kma sadece me-
taforik anlamda deildir. Yaamsal hznde niyetlilik yoktur: Bir
eye ynelik tepki (cevap) deildir, o bir duygudur, alelade bir iz
lenim deildir.14 Yaamsal hzn, sadece psiik olarak deil, fi
ziksel bakmdan da bir yk ve bir bask olarak yaanr; buna kar
n, bedende hissedilen belirgin bir yeri yoktur, sadece kalp ya da
mide gibi gstergesel ve tercihsel yerlerle belirtilir. Acya daldn

13 Scheler M., Der Formalismus in der Ethik und die materiale Wertethik, Francke, Bern
ve Mnih 1966.
14 W yrschJ., Etats dpressifs, Acta psychosomatica, I, 1958.
ve bu ykn midesine oturduunu, kalbinin elik bir mengeneye
sktn sylediinde Maria Teresann bana gelen bu yukarda
sylediklerimizdir. Bunlar; depresyonlarn geliim srelerinden
bazlarnda, hznn, nasl da bedensel (somatik ve yaamsal) zel
likler tadn, radikal bir biimde bedensellie odaklanp onu
kapladn gsteren deneyimlerdir (otoanalizlerdir). Psiik hzn
yaam bulduunda, somatik semptom halini de alr.

Melankolinin anahtar szc olarak ac


Klinik melankolinin Maria Teresann deneyim ufkunu kaplad
haftalarda, ac onun syleminin anahtar szc olmutur. Hasta
nn dedii gibi, bu insani ac, fiziksel bir ac deildir. Eugne Min
kowski de yle yazmaktadr: Az ya da ok rastlantsal bir doas
olan fiziksel ac, rahatsz edici dsal etkenlere yneliktir; insani
ac ise, kendini onda gerekletiren insann derinliklerine iner ve
bylelikle varoluun yaptalarndan birini temsil eder.1516
Melankolik ac (klinik melankolideki ac) olgusunun antropo
lojik nemiyle zellikle de Binswanger,14 Minkowski17 ve Tellen-
bach18 ilgilenmitir.
Tellenbachn sav, acnn depresif deneyiminin bizim ac de
neyimimizle ayn olmad ynndedir:19 lki, deiime uram,
biimsizlemi ve yabanc bir acdr. Minkowski de bu savdan uzak
deildir, depresif acnn yapkan ve hareketsiz bir ac olduunu
belirtmitir:20 Bir dier deyile, bu ac, depresif kriz sresince tpa
tp ayn kalr, haliyle yaamsal her dinamik karsnda kaskat ve
yabanc kalmaktadr.
Maria Teresanm hzn yaama biimine dair aktarm, bizleri
15 Minkowski E., La souffrance humaine (Aspect pathique de lexistence), Annales
mdico-psvchologiques, 121, 1963, s. 1-18.
16 Binswanger L., Melancholic und Manie, Neske, Pfullingen 1960.
17 Minkowski E., age.; Minkowski E., Trait de psychopathologie, Presses Universitaires
de France, Paris 1966.
18 Tellenbach H., Sinngestalten des Leidens und des Hoffens, Conditio humana, ed.
W. von Baeyer e R. M. Griffith, Springer, Berlin-Heidelberg-New York 1966, s. 307-
318.
19 Tellenbach H., Sinngestalten des Leidens und des Hoffens, Conditio humana, ed.
W. von Baeyer e R. M. Griffith, Springer, Berlin-Heidelberg-New York 1966, s. 307-
318.
20 Minkowski E., Trait de psychopathologie, Presses Universitaires de France, Paris
1966.
ondaki acnn (kukusuz) bizimkinden farkl ama her halkrda:
anlaml ve (tpk melankolik acnn da gerek olduu gibi)21 gerek
olduu sonucuna gtrmeden edemez. Hzn, szle anlatlmaz ve
amansz derinlie sahip bir uurumun ba dndrclne ve b
yleyiciliine doru srklenmise de, bu byledir. Bu ac kaskat
kesilmemektedir (psikotik deneyim sresince ayn kalmamaktadr),
zaman iinde gelimekte ve dnmektedir, melankolik Gestalti
oluturan dier temel yaplarla da diyalektik iliki iindedir.
Kendimi bu acya yabanc hissetmiyorum: Bu acy, beni yaa
mn u snrna, Romano Guardininin syleminin ifade ettii snr
yaama22 gtren bir eyler olarak hissediyorum. Ama bu acy,
zellikle de, insan olma halinin snrszlnn tesinde duran: ac
ve iddetli huzursuzluk tarafndan saldrya uram ve paralan
m bir ey (bir haber) olarak hissediyorum. Hastann, kendi acs
nn git-gellerine, psikolojik ve insani zelliklerine ilikin syledii
szler, (bana yle geliyor ki) olgunun sadece d grnne bak
makla yetinen, zamansz yenilenen acda yaral bir iselliin (z
nelliin) radikal ifadesini kavrayamayan her sz beini bir kenara
atmaktadr.
Maria Teresann kendiyle ilgili yapt zmlemeler, psiik
acy (insani acy) ve beden acsn ifa eder ve bunlarn ikisi, bir
birine kanlmaz bir ekilde baldr. (Bu beden acs, Schelerci
anlamda hareketsizlikten ve bastrlm haykrtan baka hibir
isel yanks olmayan bir imdi-ve-buradada konumlanm alelade
fiziksel sancdan bakadr.)
Simone Weilin acyla (talihsizlikle) ilgili yazd olaanst
eyler, melankolinin mutlak ve dile gelmez acsna yaklaabilen
nadir szlerdendir. Ac indirgenemez bir eydir ve ona yakaland
mzda dehete kaplmadan edemeyiz, der Simone Weil;23 bunun
nihai sonucu da istemin tutulmasdr: Keza, sama olan karsnda
akl, yokluk (yaam-olmayan) karsnda da sevgi tutuklu kalr. Ac
tarafndan yutulmu ve insani melekelerinin snrlarna dayanm
insann bu durumda yapabilecei tek ey kollarn ap teslim ol

21 Burkhardt H., Die Schwermut in psychiatrischer und anthropologischer Sicht",


rztliche Mitteilungen, 46, 1961, s. 503-507.
22 Guardini R., Vom Sinn der Schwermut, Arche, Zrih 1949.
23 Weil S., Quaderni I I I , Adelphi, Milano, 1989.
mak, baklarm dikip beklemektir: Uzadka uzayan ve hi son
bulmayan bu bekleyie girmektir.
Simone Weilin acyla ve (acdan da ykc ve metafizik olan)
talihsizlikle ilgili dncelerindeki anlam uurumlarn incelemi
olan Maurice Blanchot,24 onun gizemli yazlarna ve byleyici g
rne dair bir eyler anlamamz salamaktadr. Simone Weilde,
fiziksel ac (elbette ki) altst edici bir deneyimdir: nsan ona daya
namaz ama dayanmadan da edemez; bu ac, zamann akn keser
ve zaman gelecei olmayan bir imdiki zamana dntrr: te
yandan bu, imknsz bir imdiki zamandr da. Ac ulalmazdr:
Acnn imdiki zaman imknszdr, o imdiki zamann uurumu
dur ancak. Maurice Blanchot, son olarak, talihsizliin e zamanl
olarak hem zaman hem de dnyay yitirmemize neden olduunu
syler.
Burada, her acnn, zellikle de insann sadece dnya dan
uzaklamakla kalmad, yabancln ve tannmazln verdii
ba dnmesiyle dnyay da yitirdii depresif acnn srl ve deh
et verici anlamn yakalar gibi oluruz. (Depresyonda geirgenliin
olmamas ve yoksunluun younluu, zaman zaman, huzursuz
luk, fenalk hissi duymamza yol aar nk karlamay bek
lediimiz kendimizden-bakasyla deil de, saf bir yabanclkla
yzlemekteyizdir.)2526Acda, eriyip de sonsuzluun iinde kaybo
lan, zlp de depresif durumdakine benzer hale gelen zaman da
ne kar: Zaman, melankoli (fenomenolojik kkll ylesine
az bilinen ve klinik gereklii ylesine somuta indirgenmi melan
koli) adl uzak diyarlardan ve Simone Weilin dncesinin felsefi
ve ruhsal (kehanetsel) kaynandan24 fkran insani olgularn ve
ieriksel balarn ortak temeline tanklk etmektedir.

24 Blanchot M., Linfinito intrattenimento, Einaudi, Torino 1977.


25 Maldiney H., Lexistence en question dans la dpression et dans la mlancolie,
LEvolution Psychiatrique, 54, 1989, s. 571-594.
26 Weil S., Attesa di Dio, Rusconi, Milano, 1972; Weil S., Quaderni I, Adelphi, Milano,
1982; Weil S., Quaderni II, Adelphi, Milano, 1985; Weil S., Quaderni III, Adelphi,
Milano, 1989.
MELEK MGES

Elbette ki her birimiz, melankoli deneyimine, izofreni deneyimiy


le yzletiimiz zamankine gre, farkl bir duyarllk (Einfhlung)
ve farkl bir itirak gsteririz. Ancak her ikisinde de endojen (i
kaynakl) ya da psikotik olarak adlandrdmz klinik Gestaltte
de uup kac yabanclk ve huzursuz edici ilidllk (yaknlk
ve uzaklk) hissi duyarz. Tanmlamalar, zor ve somut bir dil olan
klinik dilde ayrm yapmak (zira sylemin bu noktasnda ayrm
yapmak kanlmazdr), psikotik deneyimleri, uzlama gerei de
olsa, nevrotik ya da normal olarak adlandrlan deneyimlerden
ayrmak amacyla yaplmaktadr sadece.
Depresif hal, Maria Teresann kayg ve hznle geirdii uzun
haftalar boyunca ifade ettii ierikleri (ana hatlar) ifa ettiinde,
bunlar yorumlamak iin kullanlabilecek klinik kategoriler, duru
mun radikal psikopatolojik zn kavrama bakmndan daha da
zayf ve dolayl kalr: Zira bu kategoriler, her depresif Lebenswelt'te
ve her psikotik Lebenswelt\t mevcut olan isel azabn karanlk y
nn, ani ve can yakc duyarlln ve krlganln yaratt o
rakl dile getiremez, bunlarn zerine dnemez. Bunlar, bizim
kinden baka bir varoluun anlamna (anlam kararmalarna ve ay
dnlanmalarna) tanklk eden psikolojik ve insani gerekliklerdir.
Bunun gibi psikolojik ve insani kaderlere dokunur gibi olduu
muzda, iimizde nedenli nedensiz birtakm armsal imgeler,
hayaller filizlenir elbette. rnein, ben bu balamda, daha baka
romanlarnda27 da hastaln (psiik) gizemli zlm zerine
eilmi olan Carmelo Samonnm yarm kalm ve lmnden
sonra yaymlanm, pek srl bir gzellie sahip son romann (Lan
dau Ailesi) dnmeden edemem. Bu romanda,28 kendisi, kitap
kahramanlarndan Landau Hocaya, psikotik kzyla ilgili olarak
unlar syletmektedir: Dm bir melei hayal ediniz dedi ona
ar ar, kibirden deil de, talihin cilvesinden dolay dm bir
melei. O, znde yatan tm gzellii muhafaza edecektir, szleri
kanatl, hareketleri de narin olacaktr; gzlerinde bir sr saklana
27 Samon C., Fratelli, Einaudi, Torino 1978; Samon C., II custode, Einaudi, Torino
1983.
28 Samon C., Casa Landau, Garzanti, Milano 1990.
cak, bedeni billur gibi krlgan olacaktr. Ama dm bir melektir
o; bu yzden de istisnai bir varlktr, acl ve hantal bir semavilik
olacaktr zerinde. O bir insan mdr? Yaps elbette ki karmadr,
bu yzden o insandr da; ama benzerleri arasnda daima yalnz ve
yitik kalacak, cezalandrlacak ve dlanacaktr.
Darbe alm meleksilikle (dm melekle) ilgili bu can yakc
metafor, her trl klinik deerlendirmeyi amaktadr ve, sadeliine
ve derinliine kulak vermemiz halinde, her psikotik deneyimin ii
mizde brakt travmatik ve benzersiz hissi derhal uyandracaktr.
2. Kaygnn Mevcudiyeti ve
Umudun Krlm as

Klinik melankolinin semptomatolojisi, elbette ki hzn ve acyla


snrl deildir; semptomatoloji daha baka klinik alanlarda da
kendini gsterir. Kayg mevcudiyetine ve umut zlmne, zel
likle de melankolik iz tayan btn insani durumlara kk salm
psikopatolojik ve varolusal ifadelerde rastlanr.
Klinik sylem, bu aamada, felsefi dnme atfta bulunan
hermeneutikten vazgeemez: Zira kaygnn ve umudun yapsal
zelliklerini derinden incelemi almalar hermeneutikten bes
lenmitir.1 Ancak, zellikle de kaygya ilikin psikopatolojik ve
fenomenolojik sylemlerde sosyolojik yaklamlarn da nemi
gz ard edilemez;12 bunun yan sra iletiim bilimlerinin yaps ve
yaylmyla ilgili disiplinler de nemlidir;3 ancak bu balamda,

1 Baeyer W. von, Angst als erlebtes Bedrohtsein, Der Nervenarzt, 55, 1984, s. 349-
357; Baeyer W. von, Baeyer-Katte W. von, Angst, Suhrkamp, Frankfurt am Main
1973; Binswanger L., Melancholie und Manie, Neske, Pfullingen 1960; Gebsattel
V. E. von, Prolegomena einer medizinischen Anthropologie, Springer, Berlin-Gttingen-
Heidelberg 1954; Gebsattel V. E. von, Imago Hominis, Neues Forum, Schweinfurt
1964; Herzog-Drck J., Der Depressive und die Hoffnung, in Der leidende Mensch, ed.
A. Sborowitz in collaborazione con E. Michel, Wissenschaftliche Buchgesellschaft,
Darmstadt 1969, s. 352-366; Lopez Ibor J . J., Sobre la psicopatologia de las depressi-
ones, in Psychopathologie heute, ed. H. Kranz, Thieme, Stuttgart, 1962, s. 139-144;
Minkowski E., Trait de psychopathologie, Presses Universitaires de France, Paris
1966; Schneider K., Die Aufdeckung des Daseins durch die cyclothy-me Depres
sion, Der Nervenarzt, 21, 1950, s. 193-195; Schneider K., Klinische Psychopathologie,
Thieme, Stuttgart 1962; Schulte W., ber den Zugang zu melancholisch Kranken,
ber das Wesen melancholischen Erlebens und die Mglichkeiten der Beeinflussung, ed.
W. Schulte, Hippokrates, Stuttgart 1965, s. 70-87; Tellenbach FL, Sinngestalten
des Leidens und des Hffens, Conditio humana, ed. W. von Baeyer ve R. M. Griffith,
Springer, Berlin-Heidelberg-New York 1966, s. 307-318; Weitbrecht H. ]., Glatzel J.,
Psychiatrie im Grundriss, Springer, Berlin-Heidelberg-New York 1979.
2 Bopp J., Angst vor Endzeit, Universitas, 42, 1987, s. 1150-1157; Pldinger W., So-
ziogenese der Angst, Die Vielfalt von Angstzustnden, ed. P. Kielholz ve C. Adams,
Deutscher rzte-Verlag, Kln, 1989, s. 101-105.
3 Homberg W., Konflikte, Krisen, Katastrophen. Angst durch die Medien-Angst vor
den Medien, Universitas, 42, 1987, s. 1133-1142.
zellikle de, her yntemsel yaklam bir yana, Sigmund Freudun
kaygnn zerinde uzun uzun durduu almalar4 gz nnde bu
lundurulmaldr.
Kayg mevcudiyetinin ve krlan umudun (umutsuzluun) iz
lerini srdmz takdirde, melankolinin yapsal imgeleri, nihai
(varolusal) fenomenolojik ve antropolojik perspektifleriyle ortaya
kacaktr.

KAYGI KORKU DELDR

V. E. Gebsattelin yazm olduu gibi, Kayg, artk tek tek birey


lerin zel meselesi olmaktan kmtr. Bat insan, genel olarak,
kaygnn ve korkunun iine dalmtr: Kendi ontolojik salaml
n altst eden, korkun derecede iddetli, belirgin bir tehdit his
si duymaktadr. Son yz yldan beri ba dndrc bir ekilde
artan kayg olgusunun yaylm, daha ncesinde hi grlmemi
boyuttadr.56
Kayg (semantik bakmdan daha zayf tabiriyle anksiyete), sa
dece psikotik depresyonda deil, nevrotik olannda da vardr ve
her halkrda, kaygnn temel bir yap tekil ettii tm insan hal
lerinde de mevcuttur. Doal olarak, sz konusu insani ve klinik
durumlarn her birindeki kayg younluu ve kapsam farkldr.
Kayg korku deildir, korkuyla zdelemez, ikisinin arasnda
ki psikopatolojik ayrm, Soren Kierkegaardn felsefi metinlerinde
belirtilmitir: Kayg kavram psikolojide hemen hi ele alnmad
iin, bu kavramn korkudan ve belirli bir nesnesi olan benzer kav
ramlardan tamamen farkl olduuna dikkat ekmek durumunda
ym; kayg imknn imkn olarak zgrln gerekliidir.4

4 Freud S., Legittimit di separare dalla nevrastenia un preciso complesso di sin-


tomi come nevrosi dangoscia (1895), pere, C. 2, Bollati Boringhieri, Torino,
1989, s. 153-192; Freud S., Introduzione alla psicoanalisi. Langoscia (1916-1917),
pere, C. 8, Bollati Boringhieri, Torino 1989, s. 545-562; Freud S., nibizione, sin-
tomo e angoscia (1926), pere, C. 10, Bollati Boringhieri, Torino, 1989, s. 237-317;
Freud S., Introduzione alla psicoanalisi (nuova serie di lezioni). Angoscia e vita
pulsionale (1933), pere, C. 11, Bollati Boringhieri, Torino 1989, s. 191-218.
5 Gebsattel V. E. von, Imago Hominis, Neues Forum, Schweinfurt 1964.
6 Kierkegaard S., II concetto dellangoscia, pere, Sansoni, Firenze 1972, s. 109-
197.
Martin Heidegger, Metafizik nedir? adl eserinde, kayg ile korku
arasndaki ayrm iddetle vurgulamtr: Kayg terimiyle, en niha
yetinde fazla sklkla beliren korku hissinin bir paras olan endi
eyi (ngstlichkeit) kastetmiyoruz. Kayg, korkudan temelden fark
ldr. Biz hep belirgin olan u ya da bu balamda bizi tehdit eden,
belirgin u ya da bu eyden korkarz. Bir eyden korkmak... daima
belirgin bir eye ynelik bir korkudur. Filozof szn yle srdr
mektedir: Kukusuz kayg da hep -eynelik bir kaygdr..., ancak
bunun ya da unun kaygs deildir. -Eynelik kayg... daima -den
dolay kaygdr ancak bu ya da u eye ynelik bir kayg deildir.7
(Nitekim Kari Jaspers de, genel psikopatolojisinde8 kayg ile
korku arasndaki bu ayrmn altn izmektedir.)
Varolusal temeliyle kayg ne anlama gelmektedir? Heideggerin
Varlk ve Zamanda ortaya koyduu mehur kayg tanmlar, hibir
felsefi sylemden ayr tutulamayaca gibi, hibir klinik sylem
den de ayr tutulamaz; bu tanmlarn9 esiz bir bilisel akln
n admlar olduunun net bilinciyle, Heidegger tarafndan varolu
un (Daseinn, yani birebir ama buz gibi souk bir eviride getii
zere Varolmann) temel yapta olarak grlm kaygnn sadece
ontolojik deil, insani ve varolusal snrlarn izmek zere de on
lara bavurmadan edemeyiz.

PSKOPATOLOJK DENEYM OLARAK DEPRESF KAYGI

Depresif kayg (psikotik kayg), nevrotik kaygdan ve normal con


dition humainee ikin olan kaygdan kkl bir ayrm gsterir mi?
Heideggerden, onun kaygyla ve kaygnn kkeniyle ilgili
dhiyane deerlendirmelerinden beslenmi olan Kurt Schneider,10
depresyonda yaanan kaygy, kati bir ekilde, normal kaygya
balanan asli bir insani deneyim olarak grmtr; buna gre, bu

7 Heidegger M., Che cos la metafsica?, Segnavia, Adelphi, Milano 1987, s. 59-78.
8 Jaspers K., Gesammelte Schriften zur Psychopathologie, Springer, Berlin-Gttingen-
Heidelberg 1963.
9 Heidegger M., Essere e tempo, Utet, Torino 1969.
10 Schneider K., Die Aufdeckung des Daseins durch die cyclothy-me Depression,
Der Nervenarzt 21, 1950, s. 193-195; Schneider K., Klinische Psychopathologie, Thie-
me, Stuttgart 1962.
kayg iddetlenir, kktenleir ve dnr, hezeyan zellikleri gs
tererek, hzla, hastalk bilincinden yoksun baz (endojen) depres
yonlara kayar. J. J. Lpez Iborun11 da kaygya bak bundan farkl
deildir; kendisi, depresif kaygnn, zsel olarak, normal kay
gdan ayrlamayacan: her ikisinin de hilik karsnda duyulan
bir kayg olduunu; ancak ilkinin (hastaln tetikledii) gerek
d deneyimlerle; kincinin ise yaamn ontolojik hassasiyeti ne
deniyle vcut bulmu, canl deneyimlerle, bir dier deyile d
kaynakl olup da hilikten sarslmaya sevk eden etkilere uzak ka
lan deneyimlerle ilgili olduunu belirtir. Buna gre, depresif kayg
Kierkegaardn sz ettii gibi deildir, yaratc kaygnn zellikleri
ni tamaz ama patolojik olmakla birlikte, gene de varoluun derin
liklerini ifa edebilir.1
112
L. Binswangerin yapt melankolik depresyon saptamasnda
ise yukardakinden tamamen farkl bir yorum getirilir. Binswan-
ger; melankolik kaygnn, Kurt Schneiderin tabiriyle, depresyon
tarafndan serbest braklm asli kaygdan ok farkl olduunu
belirtmitir.1314Buna gre, depresif kayg, varolusal bir gereklik
deil de bir doa olayfdr: Doal bir deneyim olan klinik melan
kolinin (psikotik depresyonun) bnyesinde gerekleen bir olgu
dur. Schneiderin tezine gre, Heideggerin dncesi, depresif kay
gnn da kkl bir ekilde kavranmasn salamtr; Binswangere
gre ise, bu kabul edilemez. Heideggerin syleminin, kaygy va
roluun ontolojik yapsnda yer alan bir yapta saydn belirten
Binswanger, bunun depresif kayg iin geerli olamayacan ifade
eder. Ona gre, depresif kaygda, daha-hl-hayatta-kalabilme ihti
malinin yitimi karsnda dehet duyulmaktadr; (Heideggerin ele
alm olduu) psikotik-olmayan kaygda ise insan, kendi varolu
unun tartma-konusu-haline-gelmesi ihtimali karsnda dehete
kaplmaktadr. Binswangerin dncesinin z, o halde, udur:u
(Heideggerci) ontolojik kaygnn eidosnu,* kayg olarak tanm
lanmaya alk olunan her eye ynelik olas atflarn bir modeli

11 Lopez Ibor J.J., Sobre la psicopatologia de las depressiones, Psychopathologie heute,


ed. H. Kranz, Thieme, Stuttgart, 1962, s. 139-144.
12 Agy.
13 Binswanger L., Melancholie und Manie, Neske, Pfullingen 1960.
14 Binswanger L., age..
* Gr. Eidos: z, form, (.n.)
olarak kabul etmek mmkn deildir; melankolik kaygya karlk
gelen bir eidos arayna girmek: melankolik kayg olarak karmza
kan her ey iin geerli olacak bir model bulmak gerekmektedir.
Metinlerin yorumuna ve onlarn bir alandan dierine aktarm
na ilikin her uyumazln ve tarihselletirilemeyecek ve (klinik
gerekliklerin somut etkilerini gz nnde bulundurup) greceli-
letirilemeyecek her kuramsal bak asnn tesine geerek, bel
ki de, depresif kaygda nasl da dehet verici bir felaket imgesine
sahip olunduunu, youn bir hileme zleminin izlerini tayan
zbetimler yapldn ve bunlarn alldk kayglanma biimleriy
le kyaslanamayacak derecede duygulanmsal bir atelilik gster
diini vurgulamak mmkndr. Bununla birlikte, depresif kayg,
psikotik-olmayan kaygyla kkl bir yaknlk gsterir ve anarik ve
natralist bir eye dnmez.
Kukusuz ki, kayg (kaygnn depresif durumda kendini gs
terme ekli), hayattaki asli deneyimlerin kendine zg dizisiyle
znelliimize girmektedir: Bu noktada, basmakalplar ve gndelik
yaamn sradanl ortadan kalkmaktadr. Depresif kaygya has
szler ve sessizlik, dehete dm, ylece kalakalm bir hayret
ifadesiyle bunu dile getiren ehreler; varolusal bakmdan mutlak
bir anlam doluluu ierir ve her klinik kategorinin tesinde yer
alrlar. (K. Dieckhfer bir almasnda15 imdiye dek ele aldmz
sorunlar da ele alarak, felsefe ve sanatta kayg fenomenolojisini
incelemitir.)
Depresif kaygda, zaman ve mekn kategorilerinde de dei
im saptanmaktadr. Psikotik depresyonda, eyler ve grntler
derinliklerini yitirir, dzleir ve yzeyselleir, yakn ve uzaa y
nelik diyastolik ve sistolik hareket sorunlu olur; depresif kaygda
ise iinde yaanlan mekn, boulma ve mecburiyet deneyimine
dnr: Ortam aniden kapal ve boucu bir hal alr, nesnesel ve
toplumsal balamdaki kalclk sonu olmayan ba dndrc bir
salmma girer. Depresyon halinde imdiki zaman atl bir durgun
lua urar, olas her akmln yitirir, gemi zamann girdab
na kaplr; bu hal, kaygnn yaylmas ve baka her trl depresif
yaanty bastrmas halinde dnme urar gibi olur: Kaygnn
15 Dieckhfer K., Zur Phnomenologie der Angst in Philosophie und Kunst, ngst-
Furcht-Panik, ed. V. Faust, Hippokrates, Stuttgart 1986, s. 46-84.
zaman, sadece imdiki zaman kesitlerini (can ekitire ekitire)
hayatta brakan gemi zaman deildir; gemi, imdiki ve gelecek
zamanlarn birleip, ezamanl olarak birbirlerine kartklar bir
zamandr. Gelecek (dehet verici ve ykc bir gelecein ngrs),
imdi-ve-burada zaten gereklemi olan ve gemiteki olaylarn da
aman vermez bir frtna misali saldrd bir gelecektir.
Depresif kaygnn psikopatolojisi, zaman ve mekna ilikin sz
edilmi bu zellikleri kanlmaz olarak tar. Nitekim Novalis de
zamannda Mekn, zamann hzl ak ve zorunlu sonucudur16
demitir.
[Kukusuz ki, kaygnn psikopatolojisi, imdiye dek ortaya kon
mu olanlardan daha da geni snrlara sahiptir, ikinci Dnya Sava
srasnda Alman toplama kamplarnda yaanm kayg deneyimi
(dehet deneyimi), ylesine radikal ve ylesine ykc olmutur ki,17
bu deneyim, huzursuz ve hassas kiilik ile etkin psikoz arasndaki
olas kanca (nc) olarak ele alnmtr. Hayat yolunda18 bylesi-
ne mutlak ve dayanlmaz kayg (zulm) deneyimleri yaandnda,
bunun bir tarihsel uzants olarak hezeyann ve kendini kaybetme
nin vuku bulmas olas bir sonu olarak grnmektedir. Bir dier
deyile, varolu artlar bylesine clz ve altst edici olduunda,
bundan doan kayg dnp, hezeyan yaants halini alabilir.19
Sadece depresif deneyimin ya da izofrenik deneyimin bnyesinde
doan bir olgu olarak kayg yoktur, ac ve patoloji tayan birtakm
artlar btnnde20 ortaya kan kayg da vardr: Bu durumda kay
g, patojenik bir e olarak, beraberinde aka hezeyan zellikleri
tayan dengesizlikler getirir. Gvenin tamamen krlmas ve btn
insan ilikilerinin hilemesi halinde, insan ei benzeri olmayan
psiik ve bedensel bir ac durumunda yaar (hayatta kalr); ve kii
nin klinie kapatlm olup olmamasndan bamsz olarak, kayg,
ancak hezeyana kayarak tahamml edilir olur.)

16 Novalis, Frammenti, Rizzoli, Milano 1976.


17 Baeyer W. von, Baeyer-Katte W. von, Angst, Suhrkamp, Frankfurt am Main 1973
18 Zutt J., Auf dem Wege zu einer anthropologischen Psychiatrie, Springer, Berlin-Gttin-
gen-Heidelberg 1963.
19 Baeyer W. von, Wege in den Wahn (Angst und Wahn), Wahn, ed. W. Schulte e R.
Tolle, Thieme, Stuttgart 1972, s. 1-8.
20 Baeyer W. von, Situation, Jetzt sein, Psychose, iinde Conditio humana, ed. W. von
Baeyer ve R. M. Griffith, Springer, Berlin-Heidelberg-New York 1966, s. 14-34.
MELANKOLK KAYGI BANA YABANCI DELDR

Melankolide, ka olmayan, duygulanmsal olarak bizi yiyip bi


tirip iimize inen sonu olmayan bir kaygnn iine gmlrz.
Bu kaygy, bana yabanc ve radikal olarak benden ayr bir dene
yim olarak hissettiimi asla syleyemem: Kukusuz ki, onu belli
belirsiz hisseder, uuculuundaki, yalnzlndaki bulacl
duyarm. Bu yiyip yutucu kaygnn, l ve denizde boulmay
antran bu sonu olmayan umutsuzluun anlam izgisini sapta
mak kolay deildir; buna karn, Annada ve dier kadn hasta
larmda, yaadklar kayg srasnda insana yaklaveren, hemen
ardndan da insandan hzla uzaklaan, ikilemli narinliiyle al-
veren, ardndan gnein ezip getii glgeler misali, bir an iinde
iine kapanveren insancl ve duyarl (inanlmaz derecede hassas)
kiiler grmekteyim. Bunlar, acnn ve kaygnn imgeleridir ve
ayn zamanda hem narin hem talamlardr; hem aydnlk hem
kasvetlidirler; hem cvltl hem de acl ve paralanm bir eri
nin mhrn tayan, benzersiz ve dalgn bir sessizlie gml
drler. Zaman zaman bizi her bakalmzn ve farkllmzn
tesinde birletirdii, ortak bir kadere ve ortak bir dayanma
ya dahil ettii hissine kapldm bu kaygnn ateine dayanmak
zordur.
Klinik dosyalardan depresif kayg deneyimiyle ilgili baz kesit
ler aktaracam.
Annamn szleri, derhal, depresif kayg ile lm ve lme ko
nular arasndaki ieriksel karlkl ilikiye deinmektedir: l
mek bile mmkn deil. Et ve kemiim sadece, bende hayat yok.
Artk bir insan deilim. Anlamsz bir ey, bir hi oldum. Kendimi
artk ne canl ne de l hissediyorum. Bu boluk hissini duymak
korkun bir ey. Her ey bo. lmeme izin vermeyen korkun bir
g var. lmek fazla gzel olurdu ve bana bu bile nasip edilmedi.
Hayattan da, lmden de yoruldum.
Yaama ve lme Chiarann depresif deneyiminde de birbiri
ne balanmaktadr: lmek istemiyorum: lmekten korkuyorum
ama yaamaktan da korkuyorum. ki kiiliim varm gibi sanki.
Kaygm ok iddetli. Burada ne kadar kalrsam, beynim de al
maya o lde devam ediyor: Olumlu deil, olumsuz ynde al
yor. Bu dnyada ac eken ve bakalarna ac ektiren tek kii
benim. Bu kayg bana huzur vermiyor.
Kullandklar szckler zaman zaman parltl da olsa, depresif
kaygnn lnde yaamaktadrlar. Paolada da bu byledir: De
rin bir isel yalnzln beni iine hapsettii uurumdan kabile
ceime dair umudum yok artk. Yalnzlm, mutlak ve lmcl
bir yalnzlk: Hibir ey onu dindiremez ama her ey onu iddet-
lendirebilir. iimdeki buzlar eritebilecek bir ate, beni saran ka
ranlklar hafifletecek bir k yok. Zaman zaman kurtulmama bir
adm kalm gibi hissediyorum: Hani sanki kayg beni terk etmek
zereymi gibi oluyor ama sonra kayg, beni aniden boazmdan
yakalyor ve ben gene en dibe kveriyorum.
Kayg, Maria Teresann derin ve paralayc bir sylem tns ta
yan depresif semptomatolojisini de belirlemitir: Yabanc: Evet,
kendimi byle hissediyorum. Artk bir zamanki kaygy duymuyo
rum. Bu byk acnn, kaygnn beni ezecei hissine kaplyordum.
Kayg beni gene esir ald. Bu ilk kez olmuyor, bu yzden de ondan
korkuyorum ama yeniden krize girdiimi fark etsem de, buna bir
tepki verebilecek durumda deilim. Kendimi bataa saplanm gibi
hissediyorum, bataktan kma denemelerim gitgide daha zayf ve
umutsuz kalyor, rpnlarm ancak daha ok batmam salyor.
Melankolik kayg karsnda: bylesine radikal bir depresyon
balamnda ortaya kan kayg karsnda ne yapmaldr?
Kukusuz ki, kaygnn gidiat depresyonun gidiatna baldr:
Depresyon yava yava dinip zldke, kayg da sner ama bu,
her zaman byle olmaz: Kayg, zaman zaman, depresif sempto-
matolojinin tesine uzanr. Anksiyeteye ila tedavisi21 uygulamak,
klinik adan kuku gtrmez derecede anlamldr; bununla bir
likte, elbette ki bu tedavi, hi olmazsa insancl adan kuvvetli, ses
sizliin anlamn dinlemeye ve kavramaya hazr bir kiinin mev
cudiyetini hissettirecek bir psikoterapi eliinde gereklemelidir.

21 Freedman A.M., Richtlinien fr die Behandlung von Angsterkrankungen, Die Vi


elfalt von Angstzustnden, ed. P. Kielholz ve C. Adams, Deutsche rzte-Verlag, Kln,
1989, s. 134-142; Klieser E., Psychopharmakologische Difjerentialtherapie endogener
Psychosen, Thieme, Stuttgart-New York 1990; Laux G., Psychopharmakotherapie der
Angst, iinde Angst-Furcht-Panik, ed. V. Faust, Hippokrates, Stuttgart 1986, s. 264-
269; Pldinger W., Neuere Aspekte der biologischen Depressionsbehandlung,
Therapeutische Umschau, 47, 1990, s. 33-40.
Ancak, psikopatolojik bir deneyimin bnyesinde gerekleen
her ey patolojik: adeta akmtya-braklacak, hzl ve kkl bir
ekilde yok edilecek bir enkaz saylamaz. Psikotik olan ve psikotik-
olmayan hibir kayg biimi, psikolojik ve insani anlamdan yoksun
bir davurum olarak yorumlanmamaldr. Anksiyete (kayg) dene
yimi karsnda, yaplmas en kolay ve yapmaya meyledilebilecek
ilk ey, ona saldrmak ve onu silmektir: Gerekelerini ve ikilemli,
karmak anlamlarn yok saymaktr. Kanlr bir kayg ve ka
nlmaz bir kayg vardr; ykc bir kayg ve zayf, uup kac bir
Gestaltin damgasn tayan, bununla birlikte srrna erilir bir kay
g vardr; ve de insan olma durumunun amansz yaptalarmdan
biri olan kayg vardr. Dolaysyla, kaygnn psikolojik ve varolu-
sal boyutunu, kendi fenomenolojisi ve kkeni bakmndan yeniden
deerlendirmek kanlmazdr; kaygnn iinde barndrd anlam
alann koruma ihtiyac da vurgulanmadan edilemez. Ancak (dep-
resif olan ve olmayan) psikotik deneyim zerine yapsal bir zm
leme yaplmas, dorudan doruya ve tamamen psikotik ze bal
olan kayg ile bundan bamsz, kendine has olan kayg arasnda
ayrm getirilmesi halinde, kaygnn bileenlerinin ayrtrlmas
mmkn olabilecektir.
Her halkrda, her depresyon durumunda anksiyete ile depres
yon arasndaki (farkl) semptomatolojik katmanlarn ve yinelenen
bileimlerin zmlenmesi ve deerlendirilmesi, sadece psikopato
lojik ve fenomenolojik nedenlerle yaplmaz: la [gnmzde diya
lektik bir farmakoterapi (ilala tedavi) arttr], ancak depresyon ve
anksiyete arasndaki karlkl iliki gz nnde bulundurularak
ayarlanmal, ila seimi ve uygulamas bu karlkl ilikiye gre
yaplmaldr. Elbette ki, anksiyeteyi tetikleyen antidepresanlar
da, anksiyeteyi etkileyen (onu hafifleten) antidepresanlar da var
dr: la seimi, bu durumda da yine, aratrc ve ayrm getirici,
zmleyici ve betimleyici olan fenomenolojik ve psikopatolojik
(yapsal) balam zerinden yaplmak durumundadr. Ancak, iyi
lemekte olan bir depresyonun izinden varln srdren, anla
lr ve gerekeli bir tepki (bir rebound)* niteliindeki anksiyete de
vardr; bu durumda anksiyete, kendi iinde varolusal bir anlam

* Ing. Kar tepki, geri tepme, (.n.)


tar ve onu, psikolojik olmas bakmndan kabul etmek ve saygyla
karlamak gerekir.
ilalarn, anksiyete ilalarnn ve antidepresanlarm pervaszca
(yaygn olarak) verilmesi korkun bir eydir: ila, anksiyete ve dep
resyonun eitli trlerine durmak bilmez ve muzaffer gibi grnen
bir trend izlenerek uygulanmaktadr. Bu; kaprisli ve bo heveslere
kaplm modalarn izi srlerek, yapsal bir zmleme yapmak
ve semptomatolojik bileenleri saptamak konusunda inanlmaz bir
yzeysellik gsterilerek yaplmaktadr: Oysa psikiyatride, zm
leme ve saptama olmakszn tan (diyalektik bir tan) konulamaz.
Bu mesele hepimizi ilgilendirmektedir: Anksiyetenin bizi esir
almas halinde, gnmzde baskn olan paradigmalara, haddi
ni bilmez, acmasz ve bilinsiz ila tedavisine maruz kaldmz
takdirde, hangi ellere debileceimize, hangi farmakolojik giyo
tini boylayabileceimize (boylayabileceime) dair dehet verici d
nceye22 nasl yabanc kalabiliriz ki? Anksiyete ve depresyonda
(depresyondaki anksiyetede), yle anlam eklemleri, yle kkl ve
ikilemli ierikler bulunmaktadr ki; farmakoloji, (elbette ki) psiko-
terapik balamdan kopmamak kaydyla, net bir teraptik rol oyna
yabilir, ya da korkun derecede anti-teraptik olabilir.

ANTROPOLOJK BR DENEYM OLARAK MELANKOL

Kayg, sadece psikolojik (psikopatolojik) bir deneyim deildir, ayn za


manda da insani (antropolojik) bir deneyimdir. Soren Kierkegaardm
felsefi ve her trl hermeneutik ufka ak sylemine bavurmadan,
kaygnn antropolojik temelleri derinden kavranamaz.
Kayg, ba dnmesiyle karlatrlabilir. Aaya, cehenne
min azn am ukuruna bakan herkesin ba dner. Peki ama
neden? Cehennem ukurundan olduu kadar, gzleri yznden
de. Varsayn ki aaya bakmad: Kayg, sentez tin tarafndan ger
ekletirildiinde oluan zgrln ba dnmesidir. zgrlk
aaya, kendi olanana bakar, dmemek iin de sonlu oluuna*V .

22 Hole G., Angst aus theologischer und psychiatrischer Sicht, Angst-Furcht-Panik, ed.
V. Faust, Hippokrates, Stuttgart 1986, s. 38-45.
tutunur. zgrlk bu ba dnmesine boyun eer.23 Kaygnn
sahip olduu ikenceler hibir Byk Engizisyoncuda bulunmaz;
hibir gizli polis, zanlya saldraca, ya da onu tuzaa drecei
zayf n Kayg kadar iyi bilmez; hibir yarg, suluyu soru
turma yolunu, onun ne elenceyle, ne grltyle, ne iiyle, ne
gndz, ne de gece elinden kamamasn salamay Kayg kadar
iyi baaramaz.2*
Kukusuz ki, psikoloji ve psikopatolojinin hibir alannda,
hl salkl ile neredeyse hasta snr kaygda olduu kadar
dalgal ve deiken deildir. V. E. Gebsattel, bu sav onaylayarak
ve Kierkegaardn bir saptamasna k tutup, ne meleklerin ne de
hayvanlarn kaygy bildiini belirtir: Kayg, hiliin girdaplarna
(hayati olan her ufkun kkl hileme girdaplarna) ne kadar de
rinden batldmn gstergesidir.25
Gerek psikotik (depresif), gerekse psikotik-olmayan kaygda,
insan hem zgrdr hem de zgr deildir; yle ki, insan, altn
da ezildii kaygnn nereden geldiini ve neye yneldiini bilmez:
Kayg ite yle grnmez, yle somut, yle uup kac, yle yanl-
samal bir eydir. Kaygnn antropolojik yaptalarn ele alan Geb
sattel, kayg halinde dnyann d grnmnn nasl da dn
tn, bizden-baka-olanm nasl da ba dndrc bir namev-
cudiyetle bizden uzaklatn: ulalmaz ve yabanc, tannmaz ve
gizemli hale geldiini vurgular. Kaygda, anlam ve karlkll
yakalanamayan varolusal ilikinin (her zneler aras ilikinin) ii
nin boalmas vuku bulur.
Kendinden-baka-olanla karlamay yok eden ve talatran
kayg fenomenolojisinde daha baka eler de rol oynar: Sessizlie
ynelinir (szckler sner) ve ayna, hayat barndrmayan, bolukta
yitmi bir imge yanstr. Kayg srasnda (zannmca depresif kay
gda ama elbette ki sadece bunda deil) grlen, metaforik olarak
Medusanm baklarna gndermede bulunan bu buz gibi tann
mazlk, bizden-baka-olanlara ve eylere ilikin elere deebilir.
Bu aamada, Jean-Pierre Vernantm baka bir balamda dile getir

i l Kierkegaard S., Kayg Kavram, ev.: Trker Armaner, Trkiye t Bankas Yaynlan,
stanbul, 2012, s. 56.
24 Age, s. 156.
25 Gebsattel V. E. von, mago Hominis, Neues Forum, Schweinfurt 1964.
dii26 ima ve deinmeleri kavrayp, onlarla yeniden-tanabiliriz:
Medusaya baktmzda, o bizi taa dntrp yle bir aynaya
evirir ki, bizde kendi dehet verici yzn grr ve ayrm, iki
ye blnm imgede: onun gzn grdkten sonra her birimizin
dnt hayalette kendini yeniden-tanr. Ancak, Medusamn
maskesinde bakmz kaybolup saklanverir; ve bu maske hani
sanki yzmzden hi kmam ya da hani sanki sadece glgemiz
ya da yansmamz olmak zere bizden kopmu gibi olur.
Kayg, kendine has deikenlii ve uup kaclyla, (bu vahi
ve amansz maskelerin gizemli oyununda) hayret verici sahnelere,
olas sonsuz metaforlardan bir dierine gndermede bulunan hi
liin imgelerine yansr; von Gebsattelin tabiriyle hiliin imgele
ri, insann durumuna yansyan (insann durumunda tersyz olan)
basit ve asli tehditle kapldr ve bu tehdit, grnmez olan ifa ede
rek, insan hayalinin ei benzeri olmayan srayna tanklk eder.
Hiliin imgeleri, depresif varoluun kendi tarihselliinde ve oluu
munda tutuklu kalma ekillerinin semantik simgesinden ibarettir.
Psikiyatrinin srl ve huzursuz edici karanlklarn aralayp da27
bugn hl gkta gibi l l parlayan V. E. Von Gebsattelin fe-
nomenolojik (Schelerci) kurgusuna baktmda seer gibi olduum
depresif kayg antropolojisi ve zellikleri bunlardr.
Depresif kayg (en nihayetinde), hayat karsnda duyulan kayg
olarak: ayn zamanda, -le-me-me kaygs anlamna da gelen, yaa-
ya-ma-ma kaygs olarak ele alnmadan edilemez. Klinik melanko
lide, kii yaayamaz ama lemez de; hastalarn yapt zbetimle-
meler, melankolide lme kaygsna da dnen bu yaama kayg
snn nasl yaandn ve deneyimlendiini ve bunun, soyut ya da
kesik bir ifade deil de, fenomenolojik olarak nasl da dorudan ve
aikr bir deneyim olduunu gstermektedir. Yaamadnda ve
lmediinde, yaayamadnda ve de lemediinde, insann hayat
her trl atlmdan yoksun kalr ve kendini, dnyayla iletiim kur
maktan geri eker: Her trl aknlktan kopuk (kesik) bir imdiki
zamann sularnda yzer.
26 Vernant J.-P., Lamorte negli occhi, II Mulino, Bologna 1987.
27 Kisker K. P., Gotthnliches Herz, Viktor von Gebsattels Wege zur Person,
Zeitschrift f r Klinische Psychologie und Psychotherapie, 24, 1976, s. 292-304; Tellen
bach H., V. E. von Gebsattel und das Problem der Person in der Psychotherapie,
Daseinsanalyse, 7, 1990, s. 157-166.
Kayba dair her deneyim; ifade biimleri ve iddeti farkllk gs
terebilmekle birlikte, boalma ve varolusal yitmilik hislerine e
lik eder. Klinik melankolide, depresyonun elik ettii kaygda, her
ey daha da altst edicidir: Bu durumda, hayat, hayatn kesintisiz
aknts, oluum girdabnda her bizimizi ileri doru iten ve her bi
rimizi zneler aras etkileim dnyasnn iine ve de krdm
lerine daldran akkanlk yok olur. Hayatn ak durunca (ve bu
durma hali, her depresif kaygda gayet aikr bir ekilde grlr),
hayat gerekleemeyecek bir hale gelir: Gereklikten ve isel yan
klardan yoksun bir imdiki zamann iinde yanp kl olan gemi
ve gelecein girdabna kaplr.
Son olarak, kayg, lmn aynasdr (metaforudur) ve her de
fasnda yreim azma gelerek, bylenerek okuduum Georges
Bernanosun Dialogues des Carmlitesinde,28 lm deindeki ba-
rahibenin kvrandrc kaygsnda, insani kaygnn her trlsn
dnm ve zetlenmi olarak grr gibi olurum: Quimporte ce
que je dis! Je ne commande pas plus ma langue qu mon visage!
Langoisse adhre ma peau comme un masque da cire... Oh! Que
ne puis-je arracher ce masque avec mes ongles! (Bu olaanst ve
evrilmesi olanaksz metni, evirmeye elim varmad.)

UMUDUN YTMES

nsan melankolinin iine dalm haldeyse, hissettii kaygnn ya


ylmyla balantl olarak su yzne ilk kan elerden biri umu
dun krlmasdr (yitmesidir).
Kukusuz ki umut, sadece bir duygu deil, insan olma hali
nin yaptalarndan: varolusal yaptalarndan biridir.29 Kkl
bir felsefi temeli olan umut,30 yanlsamalarn ve seraplarn bo
ve uup kac alanlarnda kan kaybetmez (tkenmez); o Jrgen

28 Bernanos G., Dialogues des Carmlites, Oeuvres romanesques, Bibliothque de la


Pliade, Paris 1961, s. 1563-1719.
* Fr. Ne sylediimin ne nemi var! Artk dilime de yzme de hkim olamyorum!
Kaygm balmumu maske misali tenimi kaplyor... Ah! Bu maskeyi trnaklarmla
kazyamasam! (.n.)
29 Plgge H., Wohlbefinden und Missbefinden, Niemever, Tbingen 1962.
30 Kierkegaard S., La malattia mortale", Opere, Sansoni, Firenze 1972, s. 621-692.
Moltmannn31 belirttii zere olmayana deil, henz olmayana
ynelir.
Gabriel Marcelin umut fenomenolojisi sayesinde, gizemli ve
dolaynd bir ekilde psikotik depresyon durumuna gndermede
bulunan umut (krlm ve kesintiye uram umut) deneyiminin
anlam en derinden kavranabilir. Umudu eksik bir hayatn ufkun
da, insan, (Marcelin dedii zere) zamann, beraberinde hibir
ey sunmadan, yeni bir hakikatin ya da yeni bir varln inas
n salayacak malzemeyi getirmeksizin akt bir dnyada32 bu
lur kendini. Bir dier deyile, umut eksikken insan, zamann hi
akmad bir dnyada yer alr; ve umutsuzluk, ite bu anlamda,
kapal zamann: hapis gibi olan zamann bilincidir. Umut ise, ken
dini zamanda aklk olarak gsterir: Umut varken, zaman, bilincin
zerine kapanmaz gibidir, hani sanki zaman kendi iinden bir ey
lerin gemesine izin verir.
Umut, (elbette ki) zamanla diyalektik olarak yzleir: Zaman,
ayrlma ve blnme olduu (olabildii) halde, umut, uzlamaya ve
birletirmeye meyleder: Umut, Gabriel Marcelin gizemli szlerine
gre, gelecein hatrasdr. Ancak umut, zellikle de umutsuzlua
kar durmaktadr: Umut birlikteliktir, umutsuzluk ise yalnzlk
tr (tecrittir). Gabriel Marcelin narin ve byleyici sylemi33 yle
devam etmektedir: Umut eden kii, sadece ben umuyorum de
memekte, ayn zamanda sende umudum var", bizim iin umut
duyuyorum demektedir; nk umut etmek, daima kiisel bir ger
eklie: sen olabilecek bir varla gvenmektir. Umutla ilgili nihai
(sonuca balayc) tanm, u ifadeyle zetlenir: Benim, bizim iin
sende umudum var ve Gabriel Marcel, bu ifadeyle, umudu ilikinin
zneler araslna yerletirir: Onu, insan olma durumunun yapta
olarak ele alr.
Fenomenolojik olarak bu ekilde resimlenmi olan umut, mut
lak umuttur: Gabriel Marcelin espoir eklinde tanmlad her bir
(somut) umudun tesinde ve dnda yer alan, esprance adn alan
umuttur.

31 Moltmann J., Theologie der Hoffnung, Kaiser, Mnih 1964.


32 Marcel G., Homo viator, Aubier, Paris 1945.
33 Age.
ESPRANCE FENOMENOLOJK OLARAK ESPOR DELDR

Nasl olur da Gabriel Marcelin umut fenomenolojisi zerine odak


l, (grnte) psikiyatrinin dnda yer alan syleminden sz edi
yoruz?
Gerek klinik melankoliyi gerekse istenli lm kavramak iin,
umudun esprance ve espoir ayrmn yapmak, psikopatolojik bir
anlam ve klinik bir uygulanrlk tamaktadr. Herbert Plgge, bu
ayrmdan (mutlak umut olarak umut ve greceli ve artl umutlar
ayrmndan) yola karak, tedavisi olmayan (iyilemeyen) fiziksel
hastalklarda ve kendine ynelik saldrganlk deneyimlerinde umut
ile umutsuzluun birbirini izleme ve birbirinden ayrlma ekilleri
zerine kapsaml olarak dnmtr.34 Bilindik (artl) umutlar,
mutlak (asli olan) umuttan ok farkldr: Bilindik umutlar, belirgin
umutlardr (u ya da bu olayn gereklemesi umududur); dieri
ise, bilindik (gndelik) umutlarn kllendigi bir zamanda ortaya
kan varolusal bir kategoridir. Bilindik umutlarn korlarndan
mutlak: snr-sz umut doar. Somut hibir umut kalmadnda,
fiziksel bir hastalk lmcl bir hastala dntnde her ya
nlsama ortadan kalkar ama farkl bir umut doar: Bu da; dnyaya
ikin olarak (da) adlandrlabilecek her trl umudun zlmesine
(kaybna) ramen kendini gsteren, bilindik her umudun kesinlik
le tesinde olan asli umuttur.
Bunlar, soyut deerlendirmeler deildir: Heidelberg
niversitesinin Tp Klinikinin mdr olmu ve hastalarnda
umut ile umutlar arasndaki bu radikal ayrm kavram (ve de be
timlemi) H. Plggenin kapsaml klinik deneyimine dayanmakta
dr. Elbette ki, fiziksel hastalk lmcl hastalk haline geldiin
de, her bilindik umut (her zel umut) kati biimde krlr ama bir
baka olaslk, kendini varolusal olarak gerekletirmenin nihai
olasl mahiyetindeki umut ortadan kalkmaz. stemli lm (bu
istencin ortaya kmas ve baarsz olmas) balamnda da, mut
lak bir umudun: aknlk olan bir umudun mevcudiyeti seilir gibi
olur. H. Plggenin de dedii gibi35 intihar aray umutsuzluk ta

34 Plgge H., Wohlbefinden und Missbefinden, Niemever, Tbingen 1962.


35 Age.
rafndan yutulmu hayatlarda ortaya kar ama her eye ramen,
intiharda da gelecee gndermede bulunan: anlamn yitirmi bir
hayata anlam veren uzak ve ulalmaz bir ufka iaret eden bir ey
ler hayatta kalr. stemli lm, her insani umudun (artl ve so
mut olan her umudun) lsel inkr, farkl bir umuda tanklk eder:
Plggenin, buz gibi teknik bir syleme girmeden, kkl bir ekilde
insani bir zemin zerinden yapt aratrmalar srasnda dinledii
ve zmledii hastalar da bunu belirtmektedirler.
Derin bir deneyim olan melankolide, sadece umutsuzluk var
dr, her umut silinir: Ne gndelik umutlar ne de asli umut, ne bi
lindik umutlar ne de mutlak umut, ne espoir ne de esprance vardr.
Her umudunu yitirmi olan Maria Teresann szlerindeki mey
dan okuma dayanlmazdr: O gnlerle ilgili olarak umutsuzluu
hatrlyorum: Korkun bir uurumdan aa dmek zere olduu
mu, kendimi bu tarafta tutamadm anmsyorum. Umutsuzum.
Bana yle geliyor ki, ben hl kaygnn ve umutsuzluun esiriyim.
Maria Teresa, Marcelin ve Plggenin yazdklarn, bir dier
deyile asli umutla (mutlak umutla) dnyevi umutlar (bilindik
umutlar) arasnda yaplm ayrm okumamtr ama melankolisi
hafifleyince, umudu ve umutlar kendi iinde yaama ekli, Gab
riel Marcelin ve Herbert Plggenin sylemlerinde geenlerin ina
nlmaz bir yanks, yansmas gibi olmutur. Maria Teresanm va-
rolusal derinliklere dokunan deneyimlerinin bizi bylememesi
mmkn deildir.
Dn iimde nedensiz bir umut vard. Ailevi durumumun d
zeleceine dair umudum yoktu. Kalbimde bir umut vard sadece:
umut. nceden belli bir umudum olmakszn umamayacam d
nyordum: Dn ise iimde aniden bambaka bir umut filizlendi.
Kalbimde bu umut vard. Ksa srd ama gzeldi. Mesela bugn
kalbimde bu umut yok artk. Bu umudu ylesine inkr etmitim ki.
Bu sebepsiz umut aslen bir dolu ey ieriyor: Gelecei de.
Elbette ki, yapay ya da uup kac gibi grnebilecek (ama aslen
ideolojik olmayan klinik bir gzlemden doan) bu umut ve umutlar
ayrmnn da tesinde, umudun eksiklii sadece bu hastada deil,
psikotik olma zellii gsteren her depresif durumda34 da seilmek-36
36 Weitbrecht H. J., Glatzel J., Psychiatrie im Grundriss, Springer, Berlin-Heidelberg-
New York 1979.
tedir. H. Tellenbachm37 da belirttii gibi, umut; yaam gelecee
doru sevk eden her eyde ve en nihayetinde, yaam olanakl k
lan her eyde yaar. Umudun kayb, varoluu hilie teslim eden
ve onu can ekitirici ve parampara edici lm ipinde sallandran
lmcl hastalktr.38 Umut, insani bir olanak olan umut; kurudu
unda ve sndnde, insann kendi bireyselliinin tesine geme
si ve kendi ikinliinin snrlarn amas olanak d olur.
Umudun temel yaps, melankoli ile ilgili hibir sylemin dn
da tutulamaz; ve Johanna Herzog-Drckn de depresyon srasnda
umut kaybyla ilgili yapt ok gzel bir almasnda39 syledii
gibi, byle bir durumda insan dehet alannda: hi kalmam,
hafifliin arla, n karanla dnt bir dnyada bulur
kendini. Depresyonda rastlanan ve ltuf ve hayal gcne dair olan
her eyi susturan umudun l ve eylerin buz gibi sessizlii deneyi
mi, insan, n metafiziine ve karanln metafiziine sevk eder.

KAYGI VE KAYGILAR

Depresyon ile kayg, semptomatolojik olarak sklkla birbirlerine


balanr. Hibir nevrotik ya da psikotik, reaktif (tepkisel) ya da en-
dojen (i kaynakl) depresyon yoktur ki, kayg deneyimine de elik
etmesin. Kayg ile umut yitimi arasndaki ieriksel balar da, ayn
ekilde, her depresyonda nemli bir yer tekil eder; bununla bir
likte, klinik ve fenomenolojik bir Getalt olarak depresyon, kaygy
oluturan ve ancak suni bir ekilde ayrm yaplp snflandrlan
eitli semptomu zetlemekte ve amaktadr.
Depresif kaygnn Lebenswelti, burada, onu gndelik ve bildik
kayg semptomatolojisinin dndaki bir deneyim olarak tanma
mz salayan psikopatolojik ve antropolojik eleriyle betim-

37 Tellenbach H., Sinngestalten des Leidens und des Hffens, Conditio humana, ed.
W. von Baeyer ve R.M. Griffith, Springer, Berlin-Heidelberg-NewYork 1966, s. 307-
318.
38 Schmitt W., Karl Jaspers und die Methodenfrage in der Psychiatrie, Psychopatho
logie als Grundlagenwissenschaft, ed. W. Janzarik, Enke, Stuttgart 1979, s. 74-82.
39 Herzog-Drck J., Der Depressive und die Hoffnung, Der leidende Mensch, ed. A. Sbo-
rowitz & E. Michel, Wissenschaftliche Buchgesellschaft, Darmstadt 1969, s. 352-
366.
lenmitir. Psikotik kaygda, psikotik-olmayan kayg da varln
srdrr ama psikotik kaygnn, duygulanmsal ierii yabanclk
derecesine varr: Kald ki, bu iki kaygnn biimsel zellikleri de
birbirinden farkldr.
Bu blm sonlandrrken, Rainer Maria Rilkenin labirenti an
dran, silinmez duygulanmlar yanstan aykr romannda40 kay
gya (her kaygya) dair ortaya koyduu acl ve huzursuz edici baz
imgelere atfta bulunmann faydasz olmayaca kanaatindeyim.
Btn kayp korkular yeniden karmda. Yorgan kenarndan
km kk bir yn ipliinin sert, sert ve bir elik ine gibi siv
ri olduu korkusu ve devam: uyursam, sobann nndeki bir
kmr parasn yutarm korkusu; rasgele bir saynn, kafamda,
bo yer brakmayacak ekilde bymeye balayaca korkusu; ze
rinde yattm eyin granit, gri granit olduu korkusu; barabili
rim, kapma rler, derken kapy krarlar korkusu; kendimi
aa vururum da korktuum eylerin hepsini sylerim korkusu ve
hepsi de sylenmeyecek eyler olduu iin hibir ey syleyemem
korkusu ve br korkular... korkular. ocukluum iin Tanrya
yakardm, ite geri geldi ocukluum ve yle hissediyorum ki, o
cukluk, eskiden naslsa yine yle ar ve hibir eye yaramam
yalanmak.41
Umudun varolusal izgisi, kaygnnkine tam olarak kar du
rur. Bu umut suda yzer ve kendine ikence eder, hayat ve lm
sresince akkan olur ve can ekitirir ama umut, lmcl hastal
n, klinik melankolinin en karanlk saatlerinde bile, en ok darbe
alr gibi durduunda bile, ufukta uup kac bir ekilde belirebilir.
Nietzschenin parlak sylemi umuda dair muhteem bir fenomeno-
loji ortaya koymaktadr: Umut, aceleci ve apansz hayat deresinin
stne atlm gkkuadr, kpkler onu yzlerce kez yutar ama
o hep yeniden belirir: Dereyi, tam da vahi vahi, tehlikeli tehlikeli
gmbrdedii yerde, o narin ve gzel atlganlyla srekli aar.42

40 Rilke R. M., I quaderni di Malte Laurids Brigge, ltalyancaya ev. F. Jesi, Garzanti,
Milano 1974.
41 Rilke M. R., Malte Laurids Briggenin Notlar, ev. Behet Necatigil, Can Yaynlar,
stanbul, 2006, s. 45-46.
42 Nietzsche F., Umano, troppo umano, iinde Umano, troppo umano e Frammenii
postumi (1876-1878), Adelphi, Milano 1965, s. 3-306.
3. Bedenin Gizemi

Psikiyatride, felsefi ynleri zerine dnmeden, yaanm beden


(melankoli iinde bulunup da ikenceye uram, paralanm,
donmu ve ehit olmu beden) meselesinden sz edilemez. Syle
min bu ilk ksmndan sonra, psikotik depresyon sresince, biim
ve hallerinden yola karak beden deneyiminin geliimi, ardndan
da bedenin talamas deneyimi zerine eilinecektir. Psikotik
bir depresyon tr olan (hastann lmcl bir hastala kapld
bilinciyle yaayp ld ama lmcl hastaln aslen psikotik
bir fikir olduu) hipokondriyak halde (ama sadece bu halde de
deil), niyetlilik ufku mahiyetinde yitirilen dnya ele alnacaktr.
Zira bu durumda, beden dnyay kendi iine ekmekte, onu benli
e hapsederek tketip sonlandrmaktadr. nc ve son ksmda
ise kuramsal sylem klinik syleme dnecektir: Ancak melan
kolide bulunan-kiiyi dinleyerek, onun konumasna izin vererek,
beden ykmnn ne anlama geldiini anlayabiliriz: Ayrca, dn
yayla ve bakalaryla iletiim kurmaktan elini ayan ekmi con
dition humainein glgeleri ve eksiklikleri de bedene yansmaktadr.
Yaanm bedenin sr ve Leitmotivinde,* farkl bir melankoli
nin (metinlerden aktarlm olandan farkl bir melankolinin) imge
ve ehresi gizemli ve glgeli bir effaflkla kavranr: Melankolinin
iine dald bin bir patika katedilmek istendii takdirde, bunlar
bilmek arttr.

SYLEMN FELSEF YN

Felsefe, kendi tarihi boyunca, beden ve beden sorununu ortadan


kaldrma noktasna varm; ruh ile beden arasnda, psiik ve fizik
sel hayat arasnda radikal bir ayrm yapmtr.

* Aim. Tema, ana konu, (.n.)


Ruhla bedenin bu (asli) ayrmndan sz edildiinde, Platon
felsefesi; bu felsefenin gz kamatrc kadar, glgeleri de
dnlmeden edilemez. Platon felsefesinde (yalnz) ruh, idealar
dnyasn kavrama (grr gibi olma) imknna sahiptir ve idea
lar dnyasn hakikatle zdeletirildii ve sadece ruhun, maddi
olmayan effaflyla, idealar dnyasna ulaabildii varsaylrsa,
bedenin bilgiye varmasnn mutlak surette imknsz olduu sav
ortaya kar: Bir dier deyile beden, hibir ey bilmez. Phaidonda
okuduumuz zere, ve dediimiz zere ruh, bu hislerin hibiri
tarafndan, grme, duyma, ac ekme ve de zevk alma tarafndan
rahatsz edilmediinde, bedene veda edip tamamen kendine odak
landnda en saf haliyle muhakeme eder; artk bedene itirak et
mediinden ve onunla temas halinde olmadndan, hakikati her
trl abayla kavrar1 ve Haliyle filozof bu araynda da bedenini
her eyden ok hor grmez, ondan kamaz ve de tamamen kendine
odaklanmaya almaz olur mu yoksa?12 Burada, ama elbette ki sa
dece burada deil, ruh ve beden birbirinden (ontolojik olarak) kati
surette ayr iki paralel alan olarak ele alnmtr.
Platondaki ikilik, filozof Descartesin syleminde3 tekrar kar
mza kar. Descartes da, dnen ey ve uzamdaki eye dair
karsavl aklamasyla, baka szckler kullanarak, ruh ve beden
arasnda kati bir ayrm olduunu dile getirmitir: Dnen ey
bedenin her trl etkisinin dndadr; uzamdaki ey ise, bedeni
frenleyen ve onu (nesne-bedeni) disipline sokan doann kanlmaz
yasalarna (fizik yasalara) maruzdur. Buna gre, uzamdaki ey
(beden), sonsuz nesneler dizisi iinde yer alan bir nesnedir ancak.
Umberto Galimberti, sorunu titiz ve parlak bir ekilde zetler:
Beden ruhtan ayrldnda, bedenin isellii olmayan bir paralar
btn, ruhun da mesafesiz isellik mahiyetindeki tarihleri balar.
Bu ikisi, Descartesn istedii ekilde net ve birbirinden farkl iki
kavram olmulardr, bylelikle varolmak kavram airlerin genel
likle ona atfettikleri tm zenginlii yitirmi ve sadece iki anlam
edinmitir: Buna gre, ey ya da bilin olarak, bir dier deyile

1 Platone, Fedone, in M. Valgimigli, Poeti efilosofi di Grecia, C. I, Sansoni, Firenze


1964, s. 347-448.
2 Agy.
3 Cartesio, principi della filosofa, Opere, C. II, Laterza, Bari 1967, s. 5-369.
rex extensa ya da res cogitans olarak var olunur. Ancak bu ikisi ara
snda dnen sadece res cogitans olduundan, akldan meydana
gelmi bir beden edinilmitir. Buna gre, beden hayat tarafndan
yaanmaz; beden, etten kemikten deil, fikirdendir, anatomiktir,
hayat znesi deildir. Akl tarafndan meydana getirilmi hayat
yaamaya mecbur olan beden nc sahsa ait bir sre demedi:
gz, iitme, dokunma, hareket btn haline gelir; her bir srecin
kendi organ, kendi nedenleri, kendi zel bir bilimi vardr.4
O halde, eer beden; baka eyler gibi bir ey ise, anlam barn
drmayan hareketsiz bir ey ise, sk skya biyolojik (natralist)
yasalar tarafndan yenip yutulan ve her sylemin dnda-kalan
ve ses verilme imkn tamamen ortadan kalkm bir ey olur. Bu
balamda beden sadece konumamakla kalmaz, her anlamdan da
(her niyetlilikten de) soyunur: Kendinden-bakalarma hibir ey
sylemez.
Fenomenolojik felsefe (rnek mahiyetinde Husserl felsefesi),
Platonun ve Descartesm felsefesine kar duran savlar gelitirmi:
bedenin ve bedenselliin anlamna dair radikal ve devrimci yeni
bir deerlendirmeye varmtr. Buna gre, sadece doann eyle-
mi ve somutlam nesne-bedeni (Krper-beden) yoktur; zne-be-
den (Leib-beden) de vardr ve bu, yaayan ve niyetlilik tayan be
dendir: Doa bilimleri alannda yer alan her nevi tek tipletirmenin
dndadr. Descartes zerine Dncelerde, Edmund Husserl imdi
alntlayacamz bu dhiyane ayrm gstermitir: O halde, -e-ait
olarak saylan bu doann eitli bedenlerinde ben biricik bir net
likle kendi bedenimi buluyorum. Zira sadece bedenim salt fiziksel
bir beden ya da bir ey (Krper) olmaktan ibaret deildir; benim
bedenim, insan bedeni, corpus (Leib), soyut dnyamn kabuunun
ierisindeki biricik nesnedir ve farkl farkl aidiyet ekilleriyle de
olsa (dokunma hissine ait alan, s hissine ait alan vs.), duyusal de
neyim alanna onunla dahil olurum; bedenim benim iinde olup da,
elimde bulundurduum ve dorudan doruya egemen olduum,
her bir organna birer birer buyurduum yegne eydir5 ve son ola
rak: Eer dier insanlar aitlik fenomenlerine indirgersem, aidiyeti

4 Galimberti U., Psichiatria e fenomenologa, Feltrinelli, Milano 1979.


5 Husserl E., Meditazioni cartesiane e i discorsi parigini, Bompiani, Milano 1960.
olan bedenlere ularm; eer bir insan olarak kendimi indirger
sem, o zaman geriye kendi corpusum ve ruhum, bir dier deyile
psikofizik bir birlik olarak ben kalrm ve bu sayede, bu bedende ve
bu beden araclyla d dnyada eyleyen ve ona maruz kalan ken
di kiisel benime ularm; kiisel benim, genel olarak, psikofizik
birlik araclyla benin esiz ilikilerine dair daimi deneyiminden
ve srekli corpusla yaamasndan olumutur.6
Elbette ki Husserlin sylemi, gerek kavramsal ierik, gerekse
dilsel aktarm bakmndan, karmak ve zordur; ancak Husserlin
beden fenomenolojisine gndermede bulunmadan, Leib-bedenimin
(yaayan bedenimin) Krper-bedenimin limitlerini, snrlarn na
sl atn ve Leib-bedenimin nasl da bakmn uzand yerde ol
duunu; nasl da byk mesafelere gidip yittiini, bununla birlikte
nasl da buraya geri-dnmeye de muktedir olduunu kavramam
mmkn deildir. Benim Leib-bedenim, ve onu Krper-bedenden
(beden-eyden) radikal bir ekilde ayran da budur, dnyayla an
cak diyalektik bir mukayese zerinden yaayabilir.
Maurice Merleau-Pontynin, Husserlin yazdklarndan ok
daha sadelikle ama ayn gzellikle yazd gibi, yaanm beden
(bu tanm yaayan bedene denk gelir) sadece dnyann iinde deil
dir, dnyada yer de kaplar. Doal olarak dnyaya alan ve dnya
da yer kaplayan bir bedenden sz etmek, kapal bir bedene, donuk
snrlar iine hapsedilmi bedene dair idealist anlam amak (kr
mak) ve bedeni, zneler arasnn yaayan kategorilerine daldrmak
demektir. znelliin sadece sz araclyla deil de, beden dili
araclyla: mimik, el kol hareketleriyle ve sonsuz imalarn belli
belirsizliinde ifade bulan yaayan bedenin gnderme ve anlam
araclyla da baka znelliklere aldn asla unutmamak gere
kir. Yaanm beden, kendini, kendine zulmederek ve kayglana
rak, donarak ve kendini tketerek ifacle edebilir ama bunu (daima)
kendini aarak yapar.
Dolaysyla, Merleau-Pontynin dedii gibi, Beden, tam da dn
yaya kapanabilecei iin, beni dnyaya aan ve beni bir duruma
sokan eydir de. tekine, gelecee, dnyaya ynelik yaamsal ha
reketim, bir nehrin buzlarnn eriyebilmesi misali, yeniden kendine

6 Age..
gelebilir. Hasta kii, entelektel bir aba ya da istencin soyut karar
sayesinde deil, btn bedeninin derlenip toparland bir geri d
n sayesinde kendi sesini yeniden kazanacaktr.7
Merleau-Pontynin bedenle ilgili syleminin z, zannmca
kendisinin u ifadesinde yatmaktadr: Dnyann hacmiyle yar
maktan uzak olmakla birlikte bedenimin hacmi, eylerin kalbine
varmak iin sahip olduum tek aratr.8
Dolaysyla da bundan, fenomenolojinin (ok net bir ekilde
Merleau-Pontynin fenomenolojisinin), niyeti; bedeni dnyaya do
ru yneltip yollayan yapta olarak ortaya koyduu ve bylelikle,
dnyann da, bedenin de anlamn netlikle belirledii sonucuna
varlmaktadr. Bir dier deyile fenomenoloji, bedenin anlamna
ilikin farkl ve radikal bir zmleme yapma olanan da vurgu
lamtr; buna gre bedenin anlam, ancak, dnyann ve bedenin
birbirine balandklar, birbirinden koptuklar ve ate gibi sms-
cak gndermelerle dolu sarmalda birbirlerine yeniden kavutuklar
girintili kntl i ielikte kavranabilir.
Ludwig Binswanger; fenomenolojik dncenin izinden gide
rek, beden konusunu eskilerde (ve halen) somatoloji (vcutbi-
lim) alanyla daraltan, bir dier deyile bedeni (elbette ki beden
hastalklaryla ilgilenen) tbba teslim eden ve onu sadece jey-beden
ve nesne-beden olarak ele alan birtakm psikoloji ve psikiyatrilerin
yntemsel temellerini iddetle deitirmitir. Binswangerin szleri
yledir: Biz, insann bir bedene sahip olduunu ve bu bedenin
yapsn bilmekle kalmamal; insann her zaman, bir ekilde beden
olduunu da bilmeliyiz. Bu; insann bedensel olarak yaad an
lamna gelmekle kalmaz, onun srekli olarak bedeniyle konutuu
ya da kendini ifade ettii anlamna da gelir. O halde, bu, insann
szlerle meydana getirdii lisann ve imgelerle az ok ortaya koy
duu dilin tesinde, kati bir biimde kendini ifade eden, gelien
bir beden dili olduu anlamna da gelmektedir. letiimin reddi ya
da insann kendi iine ekilmesi nedeniyle, iletiimin asli ifadesel
arac (szl dil) sndnde, bir dier deyile insann imgelemsel
hayal gc de sustuunda ve gerekten de yrek paralayc hayat

7 Merleau-Ponty M., Fenomenologa dlia percezone, 11 Saggiatore, Milano 1965.


8 Age.
artlarnda bulunduunda, insan, gayet net ekillerde beden diliyle
konuur. Zira insan (en geni anlamyla) yle konukan bir varlk
tr ki, byle bir durumda bile bir eyler ifade eder.9
Martin Heidegger, Zollikonda her psikotik deneyimin yapsal
esi olan bedene (yaanm bedene) ilikin olarak felsefi ve feno-
menolojik balamda olaanst seminerler vermitir. Bu seminer
ler, yakn zamanda, Medard Bossun emeiyle yaymlanmtr.10
Burada, bedenin anlamlan ve anlam kapsamlar, nfuz edilmez
efsanevi bir arkeoloji (semantik arkeoloji) almayla zmlenmi
ve tartlmtr; gerek insani bir bilim, gerekse snr bilim olarak
psikiyatri, bu almaya bavurmadan edemez.
Bu deerlendirmelerin izinden giderek, bedenin psikotik dili
nin ve dnmlerinin anlam ve kart anlamlarn (belki de) daha
iyi anlamak mmkn olacaktr.

DEPRESYONDA BEDEN YAAMA EKLLER

Beden deneyimi, bedenin yaama ekilleri, psikiyatri ve psikotik


deneyimle ilgili hibir sylemin dnda tutulamaz.
Elbette ki izofrenik ya da depresif (ya da manik) varoluta, be
denin dnyaya ynelmez olduu, dnyaya ak olmad, kendi
snrlarna kapand olur (olabilir). Bu noktaya varldnda, be
den nesne haline gelir; baka bir ufka yol alma niyeti kalmam
tr, aknlktan yoksun hale gelmitir, donuk ve sessizdir. Bir di
er deyile beden, kendi snrlarn aamaz olmutur ve kendini
oraya, dnyaya, kendi dna atamamaktadr. Nesne-beden haline
gelmitir; bedenselliin alldk ve gndelik hayatnda birbirini
izleyen ve diyalektik olarak akan yaanm beden (Leib-beden)
ile nesne-beden (Krper-beden) arasnda gidip gelme imknn, hi
olmazsa grn itibariyle, yitirmitir.
Psikotik durumda beden, bylelikle, Umberto Galimbertinin

9 Binswanger L., ber Psychotherapie (1935), in Ausgewdhlte Vortrge und Aufstze, C.


I: Zur phnomenologischen Anthropologie, Francke, Bern 1947, s. 132-158.
10 Heidegger M., Zollihoner Seminare, ed. M. Boss., Klostermann, Frankfurt am Main
1987.
dedii gibi niyet nesnesinden dikkat nesnesine11 dnme tehli
kesine girer; bedenin dnyada yer kaplamasna dair radikal (yap
sal) halleri ortadan kaldrr ya da karartr. Krper-beden baz du
rumlarda taar ve Leib-bedenin hayatn oraklatrr, onu yaam
sal zsuyundan yoksun brakr ve dnyann bulank gerekliinde
sadece yabanclk ve tannmazlk imgeleri grr olur.
deolojik ve soyut gibi durabilecek bu fenomenolojik ayrmlar
bir yana, hastalarn bedene aitlik biimleri gzlemlendiinde de,
krgn ve kesintili szleri dinlendiinde de, bedenin ve beden de
neyiminin psikotik depresyondaki ieriksel anlam gz ard edile
bilecek gibi deildir.
Depresif durumda bak radikal bir ekilde isellemitir (bu,
en dorudan ve en keskin fenomenolojik imgedir): Bak, ie ynel
mitir ve eylerden soyutlanmtr (uzaklamtr). Eller, bedenin
yaknndakilerin haricindeki nesneleri kavrayabilen eller deildir
artk; bunun nedeni, tam da bedenin, aknln yitirmi olma
sdr. Psikotik depresyon halinde beden alamaktan aciz (gzya
dkmekten aciz) bir ey olarak yaanr: Hzn ve umutsuzluk,
kayg ve yitirilmi zlemini (yzyle ve bakyla, hareket ve atf
laryla aktarmaktan) ifade etmekten aciz bir eydir. Yzde (Emma-
nuel Levinasn ustalkla ortaya koyduu yzn fenomenoloji ve
metafiziine gre) psiik gereklikler olarak duygular ile onlarn
ifadeselliinin mekn olan bedenin arasnda alan mesafe yrek
paralaycdr. Elbette ki byledir: Yz kararr ve kaybolur; alama
gstergesi gsteremez, glmseyemez de: Dnyaya doru atlm
yapmayan ve kendi ikinliinde tkenen kendi bedensel imgesin
de talar.
Beden, her depresyonda, susmaya ve kendinden-bakalar ile
diyalog kurmaktan saknmaya meyleder.
Depresyonun klinik gerekliklerine de, bir hastann kendi be
denini nasl yaadn ve onu tekrar tekrar nasl yaadn gz
nnde bulundurmadan bakmak, (haliyle) konunun asli bir esi
ni kestirip atmak ve silmek anlamna gelmektedir; radikal ve ma
nidar bir ekilde ifade bulan aknln ve niyetliliin imknszl
trajedisini grmemek demektir. Zira bu bak; orada, etrafm saran1

11 Galimberti U., II corpo, Feltrinelli, Milano 1983.


ve yitip uzaklaan atflarn yrek paralayc dngsyle beni geri-
agran eylerin arasnda olmamam salamaktadr; bu noktada,
szn dile getirilmesinin bir anlam yoktur artk nk dnya, an
lamlarn sonsuz karanlndan dolay oraklam, boulmutur;
hareketsiz ve deimez bir taa dnm kalp, her bedensel atlm
ve yaamsall yere sermitir; dnya, dnyalndan soyunmu
tur nk kendi amansz ve buzlu snrlarna kapanm bedenin
konuaca, bir hareket ya da bir sz (ancak diyalog kurulduu za
man ve zmlenmi ve zmlenebilir ileti olduunda bir anlam
tayan bir sz) yneltecei bir dnya kalmamtr artk: Bunlar,
depresyon srasnda bedenin dnmn (deiimini) gsteren
deneyimlerdir ve en nihayetinde, bakalarnn ve dnyann sk
lkla grmedii bu psikolojik ve insani olayda, bir hayat biimi ve
ac biimi mahiyetinde olanakl bir olay olan melankolide bedenin
maruz kald ikence ve ehitlii gstermektedirler.
Melankolinin hastalk (psikotik depresyon) olarak ortaya k
t farkl psikopatolojik ve klinik kapsamlarda, bedenin sapm
deneyimleri, semantik olarak geni bir ifadesellik ve younluk ta
maktadr.
Psikiyatride hipokondriya olarak adlandrlan, aslsz korku
lar duyma, tedavisi olmadndan emin olunan ve (kiide aslen
varolmayan) organik bir hastaln emarelerini hissettiinden kati
bir ekilde emin olma gibi depresyon biimleri vardr. (Szc
n etimolojisi udur: Ge dnem Latince: hypochondria, Greke:
hypochndria, oul ntr hali: hypochndrion: Antik zamanda in
sanlarn melankolinin k yeri olduuna inandklar yer olan ka
burgalarn altna (hyp) yerletirilmi kkrdak alan (chndrion).)12
Hipokondriyak (depresif) deneyimin /enomenolojik yapsnda,
bedenin u ya da bu blgesi kendi hareketsizlii ve durgunluu
iinde yaanr: Oluum srecinden koparlm, donmu, nesne-
lemi ve mumyalam bir ey olarak yaanr. Bir dier deyile hi
pokondriyak deneyimde, beden yabanc ve tannmayan bir nesne
haline gelir: Sapm ve zalim (yanlsamal) hisler girdabna kaplr.
Bylelikle, bu durumda, varolusal bir metaforda bulunarak, zne-
bedenin (yaanm bedenin); nesne-beden (ey-beden) tarafndan

12 Dizionario italiano ragionato, DAnna-Sintesi, Firenze 1988.


yenip yutuldugu sav dile getirilebilir:13 Elbette ki burada, birbi
rine yaklaan ya da birbirinden uzaklaan zne-beden ve nesne-
bedenden sz edildiinde kavramsal atfta bulunulmaktadr, has-
ta-olmayan beden ile hasta beden deneyimlerinden (somut olarak
hasta olan ya da hipokondriyak Getalt iinde bulunup hastalk
serabnda bulunulan deneyimlerden) sz edilmektedir.
Psikotik depresyonun hipokondriyak biim inde, W.
Blankenburgun dedii gibi,14 hayat orta artk dnya deil, be
dendir ve bedenin evreni, aina olunan tek dnya, ksacas dn
yann kendisi halini alr: Bir dier deyile, insann ynelebilece
i ve agrlabilecei (bouk ve ikenceye uram bir haykrla
geri agrlabilecei) tek dnya odur; gerek dnyalar (zneler aras
dnya ve evresel dnya) ise, kendi yank ve uuculuklarnda du
raklar ve dalrlar.
Ancak nesne-bedende kapal-kalmak ve bedeni, yegne nesne-
sel boyutta yaamak-mecburiyetinde kalmak, tutuk melankolide
(hastay akna dnm ve talam bir hareketsizlie mhlayan,
onu her trl yaam ifadesinden yoksun brakr gibi duran melan
kolide) daha net ve kati bir biimde grlr: Burada, bir-beden-
olma kategorisinin yerini, kati bir biimde, bir-bedene-sahip-olma
kategorisi alr, hipokondriyak depresyon durumunda hl mevcut
olan iki kategori arasnda gidip gelebilme yeteneinden eser kal
maz.
Byle bir durumda karmda yaamdan yoksun bir beden var
gibidir: Gzler, ak olduklarnda bile etrafa bakmazlar; yakalan
mas imknsz, sonsuz bir mesafeye dalmlardr ve o gzlerin g
r alannda yer almaya olanak yoktur. Bir dier deyile, benim
bakmla hastann bak arasnda diyalogsal herhangi bir ahenk
olmas mmkn deildir; hastann baklar, baka (benimkin
den farkl) ve anlam tamayan (zmlenebilir ifadesel bir ieri
i olmayan) bir gr alannda sner. te yandan baklarn bu
karaltl ve gizemli karlk-sz-l, radikal olumsuzluk haline de
balanr; bir dier deyile, tutukluk ieren depresyon halinin baz

13 Plgge H., Der Mensch und sein Leib, Niemeyer, Tbingen 1967.
14 Blankenburg W., Phnomenologie der Leiblichkeit als Grundlage fr ein
Verstndnis der Leiberfahrung psychischer Kranker", Daseinsanalyse, 6, 1989, s.
161-193.
biimlerinde grlen olumsuzluk, -me, -ma deneyimine15 balanr.
Melankolik tutukluun uurumundan inmek demek, ya-pa-ma-ma
deneyimine yakalanm olmak (bu deneyimin meydan okuyuuna
maruz kalmak) demektir: Hznl-olamama, yaayamama ve le-
meme demektir. Tutuk melankolinin -me,-ma hali, anlam tayc
olan bedenin hafzasn silecek kadar ileri gidebilir; bu durumda,
oluumun (her trl gelecein) talamasna ahit oluruz, anlam
yokluu mahiyetinde ve kendi savanda niyetten yoksun kalm,
ey-beden haline gelmi yaanm beden mahiyetinde lm dene
yimine ilikin bir eyler grrz.
O halde depresif yaam (zellikle de hipokondriyak ve tutuk
olan), derin ve ulalmaz beden metaforuna da elik etmektedir;
depresif yaamn ileri aamalarnda, hasta, yaayan bedenini his
setmez olur, yaayan bedeni tam bir anlamszlk ve yitik bir i-
kinlikte boulmu gibidir. Depresyonun gerek ve asli boyutlar,
anahtar szck niteliindeki beden szcnden (de) gemektedir.

KLNK GEREKLK BELRSZ VE CAN YAKICIDIR

Psikiyatride bedenin anlamn kavramak demek, depresif Lebens


welt ile ilgili bilgi daarcn geniletmek demektir. Bu sylem,
psikotik depresyon durumunu, aslen, duygulanmsal (duygusal)
yaam rahatszl deil de, bedeni yaama biimi rahatszl ola
rak deerlendirme16 noktasna varacak kadar radikalletirilmi-
tir. Vejetatif ya da maskelenmi olarak adlandrlan17 ve feno-
menolojik olarak psiik (niyetsel) duygularda deil de, Schelerci
anlamda yaamsal (bedensel) duygularda deiimlere yol aan
depresyonlarn klinik fizyonomisi bu syleme gndermede bulu
nuyor gibidir.
Elbette ki kabul edilmeyecek her nevi genelletirme bir yana,
bedenin depresif deneyiminin klinik anlam da yadsnamaz. Or
15 Tellenbach H., Psychiatrie als geistige Medizin, Verlag fr angewandte Wissenschaften,
Mnih 1987.
16 Schmitz H., Der vergessene Leib, Zeitschrift f r Klinische Psychologie, Psychopatho
logie und Psychotherapie, 35, 1987, s. 270-278.
17 Weitbrecht H. J., Glatzel J., Psychiatrie im Grundriss, Springer, Beriin-Heidelberg-
New York 1979.
tak depresif fenomenolojiden muzdarip olan, ancak iki ayr semp-
tomatolojik ierik gsteren iki kadn hastamn kendileriyle ilgili
yaptklar anlatmlar, bedenin maruz kald depresif dnmn
znel olarak nasl yaandm ve bunun baz asli biimlerini (olas
baz imgelerini) kavramamz salayacaktr. Bize yle geliyor ki,
hastalarn bu zbetimlemeleri; klinik gerekliin, her kuramsal
sylemden daha sorunlu ve ackl olduunu bir kez daha gster
mekte ve her depresif durumda sonsuz sayda yaam ierii oldu
unu ispatlamaktadr.
ilk hasta, Paola, endo-reaktif depresyondadr:18 Uzun bir d
nem boyunca iinde bulunduu ortamda yaad (evresel) olay
lar, duygusal hayatn krize sokmutur ve daha sonra melankolik
hale girmitir.
Azaplarmn ve kayglarmn kayna bedenimin kendisi: Bit
mek tkenmek bilmez talepleri araclyla kendimi gerekletir
meme ket vuruyor ve zgrlm tehdit ediyor; dars ile olan
iletiimimi engelliyor. Ben kendim de bedenimle iletiim kurmu
yorum ve kendimi bedenimle zdeletiremiyorum: Kendimi sade
ce yaammn tam merkezinde oluan bolukla zdeletiriyorum.
Bu boluun ortadan kaybolup gideceini, yok olacan aklmdan
bo yere geiriyorum: Bedenim her sabah, bana, beni boalttn,
beni bunalttn, bana kayg verdiini hatrlatp duruyor. Besin
ise, zaten fazla yer kaplayan, varl ekilmez ve ruhuma tamamen
yabanc olan bedenimi daha da katlanlmaz klyor. Yaadm zul
m ve azab besliyor. Her gn bedenime kar srekli ve amansz
bir sava veriyorum ama bo bir sava bu. Benimle bedenim ara
snda iyilemesi mmkn olmayan bir yrtlm var. Bakalaryla
iletiim kurmam da imknsz oldu: Bir eyler hissediyormuum
gibi yapyorum, konuuyor, glyor, hayret ediyor gibi yapyorum.
Yayor gibi duruyorum ama aslnda yaamyorum. Etrafmda bo
luk var ve bedenim bu boluun dibine kyor.
Dayanlmaz bir arlk haline gelen ve dnyaya ve bakalarna
ynelik her niyetlilii ekip alan bu beden, burada, bir baka belir
leyici deneyime, yalnzlk deneyimine elik eden bir depresyonun
yaptana dnmtr.

IH Age.
Bu derin isel yalnzln beni iine mhlad bu uurumdan
kacama dair hibir umudum yok artk, iinde bulunduum
yalnzlk engin ve mutlak: Onu dindirebilecek hibir ey, gerek
ten de hibir ey yok; oysa her ey onu iddetlendirebilir. imdeki
souu eritebilecek hibir s yok; beni saran karanl aydnlatabi
lecek hibir k da yok. Gnlerim, hayatm, kayg ve umutsuzlua
mahkm. Bir kimlie sahip olmann: bir kimlii olmann ne de
mek olduunu bilmez oldum artk. Canllar arasnda bir l, ller
arasnda da bir canlym; hl anlam tayan yegne ey intiharm
gibi geliyor bana. Hayatm, var olan her eyden ve zellikle de ken
dimden irenmemi salayan salt bir olumsuzluk oldu.
Bu gen hasta, kendini olaanst zeki bir ekilde zmleye
bilmekte ve yaadklarn, zaman zaman yapmack gibi de durabi
len ama aslen derin bir depresif durumda olmasndan kaynakla
nan, zarif ve ssl bir dille ifade edebilmektedir. Bu semptomato-
loji olmadnda, dil kuraklamaktadr. Zira bu semptomatolojinin
yokluunda, gndelik hayatn sradanlg baskn gelir ve bu gz
kamatrc isel manzara, bilindik ve snk bir eye dnr.
Annann (ikinci hastann) melankolisi, Paolanmkinden yo
undur ama onda da, beden konusu tartlmaz bir ifadesellie
sahiptir.
lmek bile mmkn deil artk. Sadece et ve kemikten ibare
tim: Yaamdan yoksunum. Artk bir insan deilim. Bilmem ki, bir
yn oldum, anlam olmayan bir ey, bir hi oldum. Ve yryemi-
yorum. Bir hi yryebilir mi hi? Ve hayrettir ki, okuldayken snf
birincisiydim. Bu koca dnyada bir ben byleyim. Herkes benim
gibi olsayd, dnya bir adm ileri gidemezdi. Artk bir insan dei
lim. Bir hiim. Yrmeme engel olan, beni yerime mhlayan bir ey
var. Aklm gitti. Ama onun artk varolmadn sylemem gereksiz:
Benim hi beynim olmad ki. Onu hissetmiyorum artk. Kendimi
ne canl ne de l gibi hissediyorum. Bir insan deilim. Bir hiim.
Bedenim ne yayor ne de l. Bilmiyorum, bilmiyorum, bu bir
sorun. Benim gibi, ocuklarm gibi beyni olmayanlar, hibir ey
anlayamaz.
Durum burada daha da sknt ve kayg vericidir: Depresyonun
beraberinde srkledii, benlie ve dnyaya ynelik gitgide artan
yabanclamada, beden de kendi tanmrlgn ve ainaln, maddi
oluunu ve effafln yitirmekte, sz konusu zlme ve hile-
meye gmlmektedir.
Depresif deneyim, dnyay ve kendi bedenini yitirmeye dair bu
manidar duruma varacak derecede radikal bir yabanclama sn
rna ulaabilmektedir.
Roland Kuhn, iddetli bir yaamsal endojen (i kaynakl)
depresyon geiren bir hastasnn yaam yksn betimlerken,
Paolada (hi olmazsa ksmi olarak) karlatmz klinik gz
lemleri saptamtr. Kendisinin yazd gibi: Depresif hasta, va
kamzda da grld zere, gnlk dilde yaygn olmayan ama
fenomenolojinin ve varolusal analizin daarcnda bulunan
szckleri doallkla kullanmaktadr.19 Sz konusu bu anahtar
kelimeler arasnda, hastamzn kullanm olduu olumsuzluk
szc de bulunmaktadr. Kuhn, betimledii vaka hakknda
fenomenolojik bir izgi tayan baka eyler de sylemektedir:
Hastay megul eden, ona ekici gelen, onu ilgilendiren, ona
sevin ya da keyif veren hibir ey yoktur. A rtk hibir ey ya
pamyorum, hibir eye kar hibir ey hissetmiyorum, iimde
hibir duygu kalmad sanki. Hibir ey hissedemiyorum. Bede
nen de, cinsel olarak da hibir ey hissetmiyorum, ne eime ne
de domak zere olan torunuma kar bir ey hissediyorum. Et
rafmda dehet verici bir boluk var ve ben kendim de umutsuzca
boum.20
eriksel ve dilsel yaknlklar bir yana (elbette ki Anna ve
Paolann kullandklar dil ok daha yaratcdr), gerek Anna ve
Paolada, gerekse Kuhnun bu hastasnda ei benzeri olmayan (her
duygulanmn ve bedensel ifadenin yittii) bir kayg bulunmakta
dr; bu kayg sessizlie kapanmayan, hareket ve szlerde anlamsz
la kaymayan, radikal bir biimde varolusal temelli bir syleme
dnen bir kaygdr.

19 Kuhn R., Lanalyse existentielle dans lexprience dpressive, LEvolution Psychiat


rique, 54, 1989, s. 557-569.
20 Agy.
BEDEN HASTALII VE RUH HASTALII

Bedenin yaantsnn psikozdaki hallerini gz nnde bulundur


makla, soyut ve bo bir sylem gelitirmi olmayz; aksine, feno-
menolojik ve klinik bir gerekliin kolaylkla gzden kaan baz
ynlerini yeniden yakalam oluruz.
Bedenin hastalarn znelliinde nasl yaandn ve tasarlan
dn aratrp kavradmzda, bedenin kriziyle (bedenin bozgu
nuyla) e zamanl olarak, dnyann ve dnyayla iletiimin de krize
girdii (u durumlarda ise zld) saptamasna varrz. Psiko-
tik varoluun varolu biimlerinin btncl (radikal) bir bileimi
ne varlma ihtimali, sadece zaman ve mekn kategorilerine deil,
bedenle ve beden tarafndan salanan zneler arasla da baklma
sna baldr. te yandan, psikoz mevcudiyetinde sz (szn gei
ci ve aydnlk ifas), bir diyalog kurulmas iin her zaman yeterli
deildir: Beden dili (yaanm ve dnyevilemi bedenimizin her
varolma hali) ise, o kiide incecik bir umut yeertebilir ya da ykm
ve sessizlikte yitirilmi bir yanlsamay besleyebilir. Ancak (yeni
den kavuulan) beden dili, teraptik bir anlam (da) tayabilir.21
Elbette ki bedenin (ve de ruhun) salk ve hastalk snrlarn
belirlemek, ancak eylerin yzeylerinde gezindiimiz, elle tutul
maz alkanlklar rzgrna kapldmz lde kolaydr. Nietz-
sche kamlayc sylemi ve yksek, iddetli diliyle, her trl bas
makalp ve alldk ideolojiyi tartma konusu yapmaktadr: Beden
sal, mutlak ve sorunsuz bir paradigmaya indirgenemez. Buna
gre, salkla ilgili ifade bulan anlamlar deikendir ve ruhumun
(ruhunun) ideallerine ve de hayaletlerine, baldr: Zira kendinde
bir salk yoktur ve byle bir eyi tanmlamak iin gsterilmi her
aba da son derece baarsz olmutur. Saln, bedenin iin de
ne anlama geleceini belirlemek senin emeline, ufkuna, enerjine,
itkilerine, hatalarna ve, zellikle de, ruhunun ideallerine ve haya
letlerine baldr.22

21 Scharfetter C , Benedetti G., Leiborientierte Therapie schizophrener Ich-


Strungen, Schweizer Archiv f r Neurologie, Neurochirurgie und Psychiatrie, 123,
1978, s. 239-255.
22 Nietzsche F., La gaia scienza, in Idilli di Messina. La gaia scienza. Frammenti postumi
(1881-1882), Adelphi, Milano 1965, s. 13-276.
Tek bir beden sal yoktur, eitli salk biimleri vardr ve
Nietzschenin sylemi hastal (hastaln anlamn) yeniden de
erlendirdiinde daha da cretkr olur ve saln deeriyle has
taln deerini kyasladnda tedirgin bir meydan okumada bu
lunur. Son olarak henz zmlenmemi byk bir mesele kald:
Hastalk olmadan da olur mu? Erdemlerin geliimi iin de, bilgi ve
kendimizi tanma susuzluumuz iin de hasta ruha da salkl ruh
kadar ihtiya duyar myz; ksacas, sadece salk istemi bir nyarg
mdr, korkaklk m? Salk, belki de inanlmaz bir barbarlk kaln
ts ve geri kalmlk emaresidir.23
Nietzschenin bu deerlendirmeleri; psikopatolojik ve zellik
le de depresif deneyimler sresince bedenin varolu biimlerine
ve bedenin, znellie yansyan deiimlerine ilikin sylemin ana
hattndan sadece grnte kmaktadr. Beden hastalklarndan
(elbette) ama zellikle de ruh hastalklarndan, bazen, insan olma
haline ilikin eliki ve gizemlerin bilgi ufkunu aan yaanm
deneyimler filizlenir ve bu bilgiler, beden ve ruh salkla dolup
taarken hep de grlmez. Hastal putlatrmak, elbette ki, kabul
edilebilir bir ey deildir ve bu, acmasz bir ey olur; ancak, belki
de, soyut bir ekilde deerlendirilip yceltilmi bir normdan ayr
deni, her trl anlam ve deerden yoksun saymak da, ayn ekil
de, kabul edilebilir deildir.

23 Age.
4. Otistik Yalnzlk

Otizm, bir dier deyile insani ve nesnesel gereklikler dnyasyla


olan ba yitirmek (kkl yalnzln uurumlarndan aa yu
varlanmak), sadece psikotik deneyimde ortaya kan bir semptom
deildir, depresyonun ve izofreninin klinik ve fenomenolojik sy
lemlerinin temelinde yatan yaptalarmdan da biridir. nsani bir
durum olan psikotik halin nihai ve elikili anlamn kavramak
istediimiz takdirde, otizmin semantik ve klinik alann grmez
den gelemeyiz.
Otizm, yalnzln metaforu ve benzersiz ifadesidir: Dayanlr
gibi olmayan bir yalnzlktan gemeyen hibir otizm yoktur. Bu
balamda, Nietzschenin yalnzlkla ilgili szleri unutulur gibi de
ildir: Yalnz yaand zaman, ok yksek sesle konuulmaz,
fazla yksek sesle de yazlmaz, nk bo yankdan -su perisi
Ekonun eletirisinden korkulur. Ve yalnzlkta, btn sesler farkl
bir tn edinir.1 evresel sktrma ve saldrlarn kulak trmala
yc grltleri karsnda, yalnzln ve sessizliin karaltl koru
yucusudur da otizm: Varolusal kurtuluu amalayan bir savunma
mekanizmasdr12 da; ama, farkl fenomenolojik ve piskopatolojik
zellikler gstermekle birlikte, otizm, bilhassa, izofrenik ve dep-
resif deneyimin yaptadr.
Otizmin insani ve klinik gereklii, varolusal bir durum ola
rak yalnzlktan psikopatolojik bir durum olarak tecrit arasnda
gidip gelir.
H.-G. Gadamerin buna ilikin syledii szler ve bu iki durum
arasnda yapt ayrm, gayet nettir: Dolaysyla yalnzlk, tecritten
kesinlikle farkl bir eydir. Tecrit bir yitirme deneyimidir, yalnz
lk ise bir ret deneyimidir. Tecride maruz kalnr, yalnzlkta ise
bir eyler aranr. Kendisi yle de demektedir: Bu yzden, tecrit,
1 F. Nietzsche, Byle Syledi Zerdt, ev.: Mustafa Tzel, I Bankas Yaynlar, stan
bul 2011, s. 45-4 6 .
2 Burkhardt H., Die schizophrene Wehrlosigkeit, Der Nervenarzt, 33, 1962, s. 306-
312.
daima, insann dnyaya ve genel anlamda insan dnyasna yaban
clamasna ilikindir.3
Varoluun psikotik dnm paradigmas (paradigmalarndan
biri) olarak otizm meselesi, her halkrda, yalnzln kzgn kum
larna deer ama zellikle de tecridin kurak topraklarndan ge
er. te yandan otizm, bir semptomdur (izofrenik ya da depresif
bir semptomdur), ama ayn zamanda, bu semptomlarn tesinde
yer alan ve kendine has zsel temeliyle oluan bir olgudur da. Her
trl karlkl insan ilikisinin, her zneler arasln bozulmas
na gndermede bulunan bir olgu olan otizm, ayn zamanda ileti
im zlemine de gndermede bulunmaktadr: Bir dier deyile, o,
krdmn kapsna dayanm ve diyalogsal olgularn4 manidar
gerekliiyle balantl olan ilikisel bir olaydr: Zira diyalog, her
psikotik deneyimde kesintiye urayan, bununla birlikte umutsuz
ca aranan ve zorlukla yeniden kurulabilen bir eydir.

ZOFRENK SEMPTOM OLARAK OTZM

Otizmi, psikotik yaam eklinin bir gstergesi olarak ele almak ko


lay deildir; izofrenik otizmden ve depresif otizmden (ve de ma-
nik otizmden) sz edilebilmesi de, bu kavramn iinde bulunan
gel-git ve belirsizlikleri gstermektedir. Her halkrda, psikiyat
ride otizmden, zellikle de izofrenik otizmden, onu gereklikten
kopu ve de isel yaamn greceli ya da mutlak egemenlii olarak
konumlandrm olan Eugen Bleulerin5 tanm gz nnde bulun
durulmadan sz edilemez. Eugen Bleuler otizmi betimleyip tanm-
3 Gadamer H.-G., Elogio della teoria, Guerlni, Milano 1989.
4 Baeyer W. von, Begegnung als humaner Lebensvollzug und seine Strung im
Wahn - zur Psychopathologie der Perspektivenbernahme, Wahn und Perspektivi-
tdt, ed. W. Blankenburg, Enke, Stuttgart 1991, s. 29-38; Bckenhoff J., Die Begeg
nungsphilosophie, Alber, Freiburg/ Mnih 1970; Buber M., Das dialogische Prinzip,
Lambert Schneider, Heidelberg 1973; Gadamer H.-G., Verit e metodo, Bompiani,
Milano 1983; Guardini R., Die Begegnung, R. Guardini ve O. F. Bollnow, Begeg
nung und Bildung, Werkbund-Verlag, Wrzburg 1960, s. 9-24; Schottlaender F., Das
Problem der Begegnung in der Psychotherapie, Der leidende Mensch, ed. A. Sboro-
witz ve E. Michel, W issenschaftliche Buchgesellschaft, Darmstadt 1969, s. 2 2 0 -2 3 ;
Trb H., Heilung aus der Begegnung, Klett, Stuttgart 1971.
5 Bleuler E., Dementia praecox oder Die Gruppe der Schizophrenien, Handbuch der
Psychiatrie, ed. G. Aschaffenburg, Deuticke, Leipzig-Viyana 1911.
ladmda, otizm gerekliinin tamamn sadece izofreni kapsa
mnda deerlendirmek istememitir. Kendisi, otizmin (kesinlikle)
izofrenide, mitolojide, batl itikatlarda, histerik kiilikte, oyun
oynayan ocuklarda ve de baz sanatsal deneyimlerde rastlanabi
leceini savunmu ve hatta, her estetik deneyimin de otistik bir
deneyim olduuna kanaat getirmitir.
Otizmin anlambilimsel izgisi, (bylelikle) belirsiz ve nansl-
dr; ve onun semptomatolojik bileimi, izofrenik snrlarn tesine
gemekte: birbirinden uzak klinik alanlara varmaktadr. Otizm,
olaanst bir klinik sezgi balamnda domaktadr; ancak, he
men, kendi zelliklerinden soyunmaya meyletmektedir: Kendi
ieriksel varlyla kendini kl eden scak hava balonu gibidir. Do
laysyla, Bleulerin tanmna gre otizm, sadece izofreni alanna
deil, szn etmi olduum alacakaranlk ve rtl gereklie
(izgiye) de dahildir.
Her halkrda Eugen Bleulerin6 otizmi, temel semptom olarak
deil de ikincil bir semptom olarak grdn yeniden belirtmek
yerinde olacaktr. Buna gre, otizm, izofrenide derhal (daha en
batan) uup kac hale gelen armlarn yitiminden ve para
lanndan doan ve oluan bir semptomdur: Oluum bakmndan
ikincil semptomdur, ancak tehis ve klinik nemi asndan asli
semptomdur. (Depresif otizm ise birincil semptom olarak yorum
lanabilir7 nk grnen odur ki, her psikotik depresyonda klinik
olarak da aniden ortaya kan radikal yalnzlk haliyle e zamanl
olarak belirmektedir.)
Kukusuz ki Bleulerin otizmle ilgili verdii tanmn devrim
ci ve ak alanlarn hzla ve derinlemesine anlam kii Eugne
Minkowski8 olmutur; kendisi, her semptomatolojik sralamann
tesine gemi, bylesine karmak ve gizemli klinik ve fenome-
nolojik bir Gestaltin semptomatolojisinde indirgeme yapmaktan
saknmtr. Sylemi olduklarmz yinelemeden9 ve tm ara

6 Age.
7 Kranz H., Depressiver Autismus, Das depressive Syndrom, ed. H. Hippius ve H.
Selbach, Urban & Schwarzenberg, Mnih-Berlin-Viyana 1969, s. 409-414.
8 Minkowski E., La schizophrnie, Descle de Brouwer, Paris 1953.
9 Borgna E., Modelli teorici e questioni cliniche in psichiatria, A. Gaston, Genealo-
gia dell'alienazione, Feltrinelli, Milano 1987, s. 9-30; Borgna E., / conitti del conosce-
re, Feltrinelli, Milano 1989.
geileri atlayarak, Minkowskinin gereklikle yaamsal temas
kavramn101getirdiini ve otizmi, oluumu srasnda boalm ve
donakalm bir yaam atlm ifadesi olarak grdn sylemek
uygun olacaktr. te yandan, tek bir otizm yoktur, zengin otizm
ve fakir otizm vardr; isel hayatta kk salm otizm vardr ve
tutumda kk salm otizm vardr. Bu ikililik bir yana, otizm, sa
dece semptomatolojik deil, antropolojik anlam bakmndan da,
izofrenik yaama (ve olma) eklinin metaforu ve dorultusu ol
maktadr. Ama Bergsoncu arka plan paranteze alp, bu yorumsal
antropolojik akmn altnda ufalanp paralanan gereklikleri
zmlemeye kalkarsak, sadece Eugen Bleulerin deil de, Eugne
Minkowskinin de otistik deneyimi iki ana kola ayrd: bir dier
deyile, onu, birbirinden zorlukla koparlabilecek psikolojik ger
eklikler olan yaanmlk alan ile tutum alanna bld izle
nimine kaplrz.
Elbette ki, Minkowskinin yksek ve dhiyane sylemi11, e
matik ve soyut: rasyonalist her deerlendirmeyi amakta ve kl
etmektedir ve otizm konusunu, silinmesi mmkn olmayan insani
olgularn bitmez tkenmez akna dahil etmektedir.
Manfred Bleuler,12 Eugen Bleulerin (babasnn) tehissel ve
klinik sylemini, Eugne Minkowskinin zellikle de Bergsoncu
ve antropolojik (antropolojik olmakla birlikte, semptomatolojik
boyutundan tamamen soyunmam) sylemiyle badatrarak,
otizmin klinik tanmn radikalletirmi ve izofreninin tehissel
temelini saptamadaki nemini (de) kesin bir ekilde ne karm
tr. Otizmi, izofrenik deneyimin ikincil bir semptomu olarak deil
de, birincil semptomu olarak grmtr ve psiik yaamda yer alan

10 Minkowski E., La schizophrnie, Descle de Brouwer, Paris 1953; Minkowski E.,


Trait de psychopathologie, Presses Universitaires de France, Paris 1966.
11 Minkowski E., Vers une cosmologie, Aubier, Paris 1936; Minkowski E., La
schizophrnie, Descle de Brouwer, Paris 1953; Minkowski E., Trait de psychopa
thologie, Presses Universitaires de France, Paris 1966; Minkowski E., Le temps vcu,
Delachaux et Niestl, Neuchtel 1968; Minkowski E., Filosofa Semntica Psicopato-
logia, Mursia, Milano 1969.
12 Bleuler M., Klinik der schizophrenen Geistesstrungen, Psychiatrie der Gegenwart,
ed. K. P. Kisker, J.-E. Meyer, M. Mller ve E. Strmgren, parte 11/1: Klinische Psychi
atrie I, Springer, Berlin-Heidelberg-New York 1972, s. 7-82; Bleuler M., Die schi
zophrenen Geistesstrungen im Lichte langjhriger Kranken - und Familiengeschichten,
Thieme, Stuttgart 1972.
ve onu oluturan eitli ilevlerin ve her bir ilevin iinde ger
ekleen dissosiyasyon (zlme) semptomu ile birlikte konum-
landrmtr. (Zira dncedeki dissosiyasyonun ve duygulanmsal
yaamdaki dissosiyasyonun yan sra, birbirinden kopan ve kar
lkl balarn yitiren dnce ile duygulanmsal yaam arasnda
yer alan dissosiyasyon da vardr.) Dolaysyla Manfred Bleulerin
bak asna gre, dissosiyasyon ve otizm, gerekliin blnmesi
(Spaltung) ve gereklikten kopma, muhakemede kopukluk ve otis-
tik dnce, izofreni tehisinde bulunulmasn salayan asli ve
ncelikli iki semptomdur. Manfred Bleulerin syleminin albenisi
ortadadr, ancak kendisinin ortaya koyduu otizm imgesi zaman
zaman geerliliini yitirmektedir nk daha net klinik bir ierii
de olan depresif otizmden her zaman ayrt edilememektedir.

DEPRESF SEMPTOM OLARAK OTZM

Dediimiz gibi, izofrenik bir otizm vardr; ancak semptomatolojik


yprumsal kategorilerden yola ktmz takdirde, depresif otizm
de vardr.
Depresyonda-bulunan-bir-kiiyle grlp kar karya ka
lndnda klinik adan yaanan ncelikli enin ne olduu gz
den geirilirse, bunun kiiler aras diyalog kurmadaki zorluk ve
atalet olduu grlecektir. Hastann yaantlarnn zmlenme
sinden de nce (ve psikiyatride bilginin snr, kukusuz ki, z
nesinin zayflnda ve bamllnda yatar; psikiyatri, bakasna,
bilgisinin nesnesi olan zneye, bir dier deyile hastaya dair bir
eyler anlamaya alr ve zne olan hasta, kendi iselliini ve de
neyimlerini gizleyip rtebilir), hemen, yabanclk haline gelen bir
bakalkla karlalr: Tannmazln ve (monat misali) talam
bir yalnzln iine gmlebilecek kadar yabanc ve yakc hale
gelen depresif znelliin karsnda kalnr.
O halde unu sormak mmkndr: Depresyonda (psikotik
depresyonda) dnyann kayb daha da kkten deil midir? Depre
sif yaam ekliyle yaanan iletiim kurma zorluu izofrenik yaam
ekliyle yaanan iletiim kurma zorluundan daha da youn ve
derin deil midir?
Bu soruya cevap verirken, bilmezlikten gelinemeyecek bir ey
vardr: Basit bir klinik deerlendirmenin nda bile, depresyon
lardaki (zellikle de birincil nitelikteki hezeyan deneyimlerinden
geen depresyonlardaki) hareketsizlik ve talama, izofrenideki
karaltl ve paralanm, alacakaranlk ve yanar dner gereklikler
le kyaslanabilir gibi deildir.
Bu depresyonlarda (tabii ki hepsinde deil), derhal alglanacak
derecede donuk olan diyalogsal karlama inanlmaz bir hzla par
alanr. Karlamann yapsal elerinin bileimi deiiklie urar
ve en nihayetinde karlama, hastalarn kendi znellik snrlar
nn iine kapanarak kanmak istedikleri bir nevi bask13 olarak
yaanr. Gerek anlamdaki her diyalog deneyiminde kendinden-
bakasnm sahip olduu zgrlk, bu depresif biimlerinde, sadece
tecrit eklinde yaamaya ve iletiimin karlkllndan tamamen
geri ekilmeye dair kat bir kararllk halini alr. izofrenik gerek
likte, kendinden-bakas ile yaplan karlamada biimsel olarak
derinden de dnm kesitler vardr ama bylesi bir iletiimin
bnyesinde, farkl ve yeni bir diyalog Welti kurulur:14 Psikotik
depresyonda ise, olas risk, bakalarnn dnyasyla ikili bir uyum
yakalanmamas ve zellikle de hezeyan mevcudiyetinde, kanl
maz olarak otistik bir duruma varlmasdr.
Bu sylemin ate hatt zerine dnrsek ve Bleulerin gerek
likten kopma ve iletiimin kesilmesi tanmn u bir noktaya gt
rrsek, bu kopmann ve bu kesilmenin tam da depresif varoluta,
zneler aras dnyada ne olup ne bittiiyle hi ilgilenmeyen dep
resif varoluta en kati ekilde vuku bulduu savna15 katlmadan
edemeyiz. Zira depresif varoluta kii, kendini dnyadan tamamen
ekmitir; insani gerekliklere de, etrafn saran gerekliklere de

13 Tellenbach H., Annherung an die Daseinsanalyse, A lm anachfr Neurologie und


Psychiatrie 1961, Lehmanns, Mnih 1961, s. 235-247.
* Alm. Dnya. (g.n.)
14 Baeyer W. von, Whnen und Wahn, Enke, Stuttgart 1979.
15 Glatzel J., Melancholie und Wahnsinn, Wissenschaftliche Buchgesellschaft, Darm
stadt 1990; Kranz H., Der Begriff des Autismus und die endogenen Psychosen,
Psychopathologie heute, ed. H. Kranz, Thieme, Stuttgart, 1962, s. 61-71; Kranz HL,
Wahn und Zeitgeist, Studium generale, 20, 1967, s. 605-611; Kranz H., Depres
siver Autismus, Das depressive Syndrom, ed. H. Hippius ve H. Selbach, Urban &
Schwarzenberg, Mnih-Berlin-Viyana 1969, s. 409-414; Weitbrecht H. ]., Glatzel
J., Psychiatrie im Grundriss, Springer, Berlin-Heidelberg-New York 1979.
ak kap brakmamaktadr, monat misali kabuuna ekilmitir. :
Psikotik depresyonda, zaman zaman, hastann dnya dan uzak-'
lamakla kalmadna, her trl niyetliliin ve zneler arasln
le dnd, amansz bir ekilde silindii bir hal iinde bulunup,
dnyay yitirdiine dair huzursuz edici bir hisse de kaplmr.
izofrenideki hezeyan deneyimlerinin ieriksel hatlar, zaman
iinde youn bir ekilde dnme urar: Zamann ruhunun
(Zeitgeist) yaptalaryla badar. Psikotik depresyonun (tepkisel,
yani belli bir olay ya da bir durumun ardndan ortaya kan dep
resyondan ayrt etmek iin sadece endojen (i kaynakl) olarak da
adlandrdmz depresyonun) birincil hezeyan deneyimlerinin
ierikleriyle (ana eleriyle) yzleildiinde ise sahne tamamen
deiir.
Depresif heyezanm ierikleri, zamann ba dndrc geiine
meydan okur: yle ki, bu ierikler, her tarihsel devrin, her za-
mansal balamm tesine gemi, ei benzeri olmayan bir statik-
lie (donuk bir hareketsizlie) gmlm ve dnyada gerekleen
olaylarla olan ieriksel her badan tamamen kopmu gibidir.
Depresif hezeyan deneyimlerinin [yaamsal bir hznn ve ya
amsal bir ataletin ikincil bir uzants olarak ortaya kmayan, he
zeyanla birlikte ve hezeyan iinde aniden balayan: her trl mane
vi ac ve hzn duygusunun dnda ve ncesinde, bir anda beliren
bu depresyon birincil (primer) olarak tanmlanmaktadr] evresel
her etkiye ynelik zerklii (bamszl) ve hibir ekilde d
olaylardan koullanmamas; depresif varoluta nasl da gerekten
otistik bir hale hapsolunduunun, iletiimin batan aa koptu
unun ve her trl zneler araslktan inanlmaz derecede uzak
kalndnn bir gstergesi gibi durmaktadr.
izofrenik otizmde grlen gereklikten kopu, ifade biimleri
bakmndan dalgaldr; isel hayat da hayali olann (hayaletvari
olann) ve zaman zaman da yrek paralayc bir hayale daln sal
drs altndadr. Depresif otizmde ise durum farkldr: Hayali olan
belirmez, gereklikten kopu ise daha kkldr.
BR OLGU OLARAK OTZM

Otizme semptomlardan deil de, olgulardan yola karak bakar


sak, izofrenik otizm ile depresif otizm ayrm nasl yaplabilir?
Semptom demek, semptomun tesinde bulunan bir eye doru
dan atfta bulunmak demektir; bir dier deyile, bir gsterge niteli
indeki semptomla hastala gnderme yapmaktr. Olgu ise, zsel
balamda: zmleme ve yorumlama kalplarnn tesinde derhal
ortaya kan eydir. Olgu; ancak fenomenolojik yntemin nda
kavranp betimlenebilir; elbette ki burada, fenomenolojiyi kendi
tarihselliiyle, biimsel bileenleri ve eitli ieriksel zellikleriyle
yeniden ele almamz ve kurmamz sz konusu deildir.16 Betimle-
yici fenomenolojiden, zellikle de transendental fenomenolojiye ve
transendental yapnn fenomenolojisine17 kaylr. Her halkrda
fenomenolojik sezgi,18 gndelik deneyimlerdeki gizli sakl gerek
lere19 derhal nfuz edilmesini: her n-yargmm ve kuramn alp,
yakp kl edilmesini salar.
Semptomlarn biimsel bilgilerine ynelen (otizmi bir semptom
olarak ele alan) semptomatolojik psikiyatri, otistik halin zsel b
tnlnn kavranmasn salamaz. Beeri bir bilim olarak psiki
yatri ise semptomatolojik psikiyatrinin yntemsel ve bilisel bak
nn tam tersi bir yntem ve baka sahiptir; karsndakini, doal

16 Borgna E., La fenomenologa husserliana e l ontologia heideggeriana, in L. Binswanger,


Delirio, Marsio, Venezia 1990, s. V1I-XVIIIJ Bovi A., Appunti di psicopatologiafeno-
menologica, Librera Goliardica, Trieste 1979; Cargnello D., Alterit e allenita, Feltri-
nelli, Milano 1977; Cazzullo C.L., Sini C. (ed.), Fenomenologa: filosofa e psichiatria,
Masson, Milano 1984; GalimbertiU., Psichiatria efenomenologa, Feltrinelli, Milano
1979; Kuhn R., Daseinsanalyse, Lexikon der Psychiatrie, ed. C. Mller, Springer,
Berlin-Heidelberg-New York 1973, s. 78-91; Minkowski E., Trait de psychopatholo
gie, Presses Universitaires de France, Paris 1966; Schiavone M., Psichiatria Psicoa-
nalsi Sociologa, Patron, Bologna 1988; Schiavone M., Biotica e psichiatria, Patron,
Bologna 1990; Spielberg H., Phenomenology in Psychology and Psychiatry, Northwes
tern University Press, Evanston 1972; Szilasi W., Einfhrung in die Phnomenologie
Edmund Husserls, Niemeyer, Tbingen 1959; Tatossian A., Phnomnologie des
psychoses, Masson, Paris-New York-Barcelona-Milan 1979.
17 Szilasi W., Einfhrung in die Phnomenologie Edmund Husserls, Niemeyer, Tbingen
1959.
18 Binswanger L., ber Phnomenologie (1923), Ausgewhlte Vortrge und Aufstze,
C. I, Zur phnomenologischen Anthropologie, Francke, Bern 1947, s. 13-49.
19 Blankenburg W., Der Verlust der natrlichen Selbstverstndlichkeit, Enke, Stuttgart
1971.
hayatn iinde yer alan bir kesitten, karmak bir kesitten ibaret bir
nesne olarak deil, niyetlilii olan ve kendinden-bakasna kapan
maya ya da kendinden-bakasna almaya dair ikili bir olana
bulunan bir zne olarak grr.
Bu bilisel ve yntemsel ikililie, elbette ki psikoloji alannda
da rastlanr: Umberto Galimbertinin harika bir ekilde syledii
zere,20 psikoloji, psiik yaam somutlatrdnda (nesneletirdi-
inde) ve ona fizyolojinin bedensel (fiziksel) organlara yaklat
gibi yaklatnda, onu kendinden-bakasna doru atlmda bu
lunmayan, kendinde bir ey olarak grm ve onu, kendine has
insani boyutundan soymu olur. Psikolojik olaydan bu olaya ikin
anlam karlrsa, psikolojik olayn ii boaltlm ve kendisi ykl
m olur: Galimbertinin; Brentanonun ve Husserlin dncesine
gndermede bulunarak syledii gibi, insan bilinci ncelikle niyet
lidir: Dorudan doruya kendi tesinde olana gndermede bulu
nur; ve bu, aydnlatann ne olduundan bamsz olarak zm
lenebilecek aydnlk bir nla tersevirme iinde gerekleir. Beeri
bir bilim olarak psikoloji, bu deerlendirmelerden soyutlanamaz.
Dolaysyla psikolojide de, psikiyatride de fenomenolojik syle
min izgisi, rasyonel (doabilimsel) bilgiden, kendi iinde net ku
rallar bulunan sezgisel (zsel) bilgiye kayar.
[Dnce (rasyonel ve soyut bilgi) ile sezgi (dolaymsz ve ras-
yonelin-tesindeki bilgi) arasndaki ayrm, Simone Weilin acnn
anlamm odakl, hayret verici ve unutulmaz dnmnde de g
rlmektedir.
Acnn dncesi gidimli* deildir. Dnce, fiziksel acya, ta
lihsizlie, cama arpan sinek misali arpar; ilerleyemez, yeni bir
eyler kefedemez, kendini tekrar tekrar ayn noktaya dnmekten
de men edemez. Sezgisel beceri, ite bu ekilde antrenman yapp
geliir.21
Aiskhylosa gndermede bulunan (Bilgiye acdan yola karak
varmak diyen) Simone Weil, sezginin elle tutulmaz ve duygula-

20 Galimberti U., GH equivoci dell'anima, Feltrinelli, Milano 1987.


* Gidimli: Bir tasarmdan tekine geerek, karmlar yaparak, bir nermeden teki
ne mantksal bir yolla ilerleyerek, paralardan btnl olan bir dnce kuran'
dnme yolu. (Prof. Dr. Akarsu B., Felsefe Terimleri Szl, nklap Yaynevi, s
tanbul, 1996)
21 Weil S., Quaderni III, Adelphi, Milano, 1989.
nmsal ynn radikalletirir: Sezgiyi, gidimli bilginin ancak teet
geip dedii varoluun mutlak ve amansz gereklikleriyle yzle
en bir bilginin yapta klar. Balantlar kavrayan, matematik
bilginin hkm srd gidimli zek, bellein ve ruhun snrnda
yer alr. Maddi gereklik gerekliliktir, mamafih bizler gereklilii
ancak kati artlar belirleyerek, bir dier deyile matematikle kav
rayabiliriz. Matematik sezgiyi tevik eder ama ona, bir tan katl
yla da direnir.22
Mutlan kor atelerinin snrsz ve ba dndrc tutkusuyla
ilerleyen bu dnce, sezginin zaptedilmez ve gizemli zn kav
ramamz salar: Bu bilgi eklinden sadece felsefe deil, psikiyatri
de vazgeemez.]
Sezgisel ve fenomenolojik olarak adlandrlan psikiyatri, bu gibi
radikal deerlendirmelerin izinden giderek, her trl basmakalb
amamz salayarak, izofrenik otizmi bize dorudan ve i para
layc bir deneyim: bir olgu olarak hissettirir (bize bu bilgiyi verir).
H. C. Rmke23 izofreniye dair edinilen ani alg alann ele ald
zaman, izofreninin derin gerekliinin herhangi bir semptoma-
tolojik zmleme yapmadan nce, derhal, sezgi ve duygu yoluy
la: Pascaln tabiriyle kalbin mantyla kavrandn vurgulamak
istemitir. Zamann amdramad yllanm almalarnda ge
rek Ludwig Binswanger,24 gerekse Kurt Schneider,25 psikotik bir
Lebensweltle yaadmz her karlamann ve her baarszl
mzn, yansmal izlerinin znelliimize nasl da kazndn gs
termitir.
izofrenik otizm, kendini, varoluumuza meydan okuyan, onu
krize sokan bir deneyim olarak gsterir: imizde, bakaln ve
yabancln krdmnde kaybolmamz ve bu krdme
dalmamz ngren bir kavray filizlendirir. Her trl izofrenik

22 Age.
23 Rumke H. C., Eine blhende Psychiatrie in Gefahr, Springer, Berlin-Heidelberg-New
York 1967.
24 Binswanger L., Welche Aufgaben ergeben sich fr die Psychiatrie aus den Fort
schritten der neueren Psychologie? (1924), Ausgewhlte Vortrge und Aufstze, C.
II: Zur Problematik der psychiatrischenA Forschung und zum Problem der Psychiatrie,
Francke, Bern 1955, s. 111-146.
5 Schneider K., Wesen und Erfassung des Schizophrenen, Zeitschrift f r die gesamte
Neurologie und Psychiatrie, 99, 1925, s. 542-547.
otizmin temelinde yatan (ikilikler ve atklar barndran) iletii
min ani ve ykc bir biimde snmesi hali, znelliimizin usuz
bucaksz derinliinde, benzersiz bir deneyim olarak yaanr ve za
man zaman da bu durumun kabullenilmemesi, hazmedilmemesi
halinde de insann kann donduran bir deneyim olarak yaanr.
Her izofrenik hayat biiminde, sakl ve maske takm krlgan
ln ve duygulanmsal yanklarn can yakc younluu mevcut
tur; bunlarn kalbimize dokunduunu ve bizi ardn duyarz.
Bu maskeler, onlara kulak asld takdirde, delinirler ve zm
lenebilir olurlar. (akn ve yrek paralayc) isel sessizlikte tit
reen bu ok duyarl antenler, reddedildiklerine dair en ufak bir
gstergeyi de, incelikli bir tebessmn filizleniini de alglarlar, bir
bakla ya da manidar ve gerek bir karlamayla kesintiye ura-
tlabilen otistik hal snrlarnn iine kapanm, savunma halinde
ve de savunmasz bir Eigenwelt (kendi-dnyasmda) grnts yan
strlar. Hezeyan ve halsinasyonla, benliin ve dnyann yaban
clamas ve dnmyle de beslenen otistik bariyerleri aarak
(bunlarn tesine-geerek), izofrenik Getalti (onun otistik karal
tlarnn srrn), tad esrarengiz derinliiyle ve fenomenolojik
anlamyla kavrarz. Kukusuz ki izofreninin: izofrenik otizmin
bu derin alanna ancak fenomenolojik sylem inebilmektedir; an
cak fenomenolojik sylem, aradaki mesafeyi, baarszla uram
(ve srekli araynda olunan) karlamay, olanaksz bakalnn
ateinde tkenen (yanan) insanlar-aras ilikiyi, kiiyi26 ve kiinin
iine dald dnyay dntren monat misali yalnzl aydn
latabilmektedir. Otizm; kendi mevcudiyetinde-namevcudiyetinde:
dile gelmez izini tekinin znelliine yanstan bir gerek dlk-
gereklikte ortaya kar. Bizimkinden fersah fersah baka olan
bu gereklik, ancak izofrenik otizm balam iinde kavranabilir.
Ancak kendi znelliimizden yola karak bu balama ulaabili
riz; kard belirsiz ve ulalmaz yank araclyla izofrenik Le-
benswelt ile (hayat-dnyasyla) yzleebilir, izofrenik otizmi zsel
temeline bal bir olgu, dile gelmez ve hayali bir dnyada yanan,
anlam ve anlamszln srl ve uucu dnyasnda yanan bir dene
yim olarak kavrayabiliriz.

26 W yrsch J., Die Person des Schizophrenen, Haupt, Bern 1949.


Hem baka bir znellikten uzaklatn, hem de onun ta
rafndan ekildiini belli belirsiz hisseden znelliimizin bu s
knt verici baarszlnda var olan bir eyler, depresif (otistik)
Lebenswelti aynaladmzda da iselliimizin gizli sakl yerlerinde
(farkl ve daha dorusal bir ekilde de olsa) yaar. Tellenbach;27
sezgisel bilgiyi atm osferik** olarak tanmlayp, (psikotik olan ve
psikotik-olmayan) her insann hayatn saran uup kac ve ele
gelmez kreye atfta bulunarak, psikotik bir depresyon halinde
(zannmca, otizm ve hezeyan biimlerinde) neler yaanabileceini
ele almaya alm (somutlatrmaya alm) ve ieklerini d
kp kuruyan, tazeliini yitirip solan bir eylere dair yaanan bu
deneyimden (bu yaanmlktan) bu ekilde sz etmitir.
Bu sylenenlerin anlamsal uzants ve bizzat bunlarn izah,
bilisel ve yntemsel tek dayanak noktas doa bilimsel olan bir
psikiyatrinin her trl klinik sylemine meydan okumaktadr.
Natralist psikiyatrinin snrlar alrsa ve iine dalman z
neler araslm sonsuz yelpazesinin (baka znelliklerin sonsuz
yansmalarnn) bilincine varlrsa, Tellenbachn bu savlarnn
psikolojik ve fenomenolojik (fiili) bir anlam olmadn belirt
mek mmkn grnmemektedir. Kendi otistik bariyerlerine ka
panm depresyon biimleriyle (bunlar elbette ki zellikle de he
zeyann grld depresyonlardr) karlaldnda hissedilen
duygular, izofrenik bir varolu biimiyle kar karya kalnd
nda hissedildii kadar can ekitirici bir albeniye28 sahip deil
dir; bununla birlikte, izofrenik varoluta da, depresif varoluun
otistik (hezeyan ieren) dnmyle de atlam ve acmaszca
trmalanm bir znelliin srl ve benzersiz alanlarna ineriz. i
zofrenik varoluun fenomenolojik (sezgisel) algs, sahip olduu
zsel zmlenebilirlik bakmndan, her halkrda daha belirsiz
ve ok daha uucudur.
Nominalist (adc) meseleler, psikiyatride tartlmaz bir yer
tekil eder: Psikopatolojik deneyimleri dondurup talatrarak
onlar snflamalarn (adlarn) uup kac geiciliine mhlar, bu

n Tellenbach H., Geschmack und Atmosphre, Mller, Salzburg 1968.


* Gr. Atms: Buhar; sphira: Kre, (.n.)
8 Rumke H. C , Eine blhende Psychiatrie in Gefahr, Springer, Berlin-Heidelberg-New
York 1967.
deneyimleri insani ve anlam ieriklerinden soyar. Nominalist her
trl perspektif bir yana, psikiyatri, otizm szck ve tanmndan
vazgeemez. Mamafih bir kavramsallatrmayla ilintili olan otizm
szc kendi arkeolojisi ve radikallii iinde de ele alnmazsa,
kukusuz, Jakob Wyrschin29 dedii gibi olur: ylesine gzel olan
otizm kelimesi hem ok ey syleyen hem de hibir ey sylemeyen
bir eye dnr.

DEPRESF HEZEYANIN ER ZAMANSIZDIR

Otizm baz depresyon durumlarnda, buz duvarlara benzer; d


tevikler (evresel etkiler) parampara olur ve buz duvarlarn ze
rinden hibir iz brakmadan kayar gider. Depresif hezeyann, baz
depresyon durumlarnda ortaya kan hezeyann ierii; sabitlie
(deimezlie) meyleder ve kiisel ve tarihsel her durumu bir yana
brakrsak, burada, sululuk ve ahlaki yarg, yersiz hastalk korku
su ve sahip olunan her eyin kanlmaz kayb deneyimleri radikal
bir ekilde birbirini izler.
Bu depresif hezeyan ekli, izofren hezeyann oluum ekille
rinin30 tam tersidir. Zira izofren hezeyann ierii, hayatn son
suz olaylarnn (hayat hikyesinin ve hikayelerinin) izinden iler
ler, akkan ve deiken, yanardner ve karmaktr. Dolaysyla
depresif hezeyann semptomatolojik oluumunun, izofrenik he
zeyanla hibir ilgisi yoktur; bu iki hezeyann zaman iinde ortaya
kma ve gelime ekillerinde de biimsel benzerlik grlmemek
tedir: Bu ikisinin psikolojik gereklikleri ok farkldr ve (zannm-
ca) fenomenolojik olarak bir araya gelemezler. Bunlar radikalle

29 Wyrsch J., Psychiatrie als offene Wissenschaft, Haupt, Bern-Stuttgart 1969.


30 Bleuler M., Klinik der schizophrenen Geistesstrungen, Psychiatrie der Gegenwart,
ed. K.P. Kisker, J.-E. Meyer, M. Mller und E. Str.mgren, parte II/l: Klinische Psychi
atrie I, Springer, Berlin-Heidelberg-New York 1972, s. 7-82; Borgna E., / confini
Io-Mondo nella Wahnstimmung', in At-que, 3, 1991, s. 43-54; Callieri B., Quando
vince l'ombra, Citt Nuova, Roma 1982; Mndt C., Endogenitt von Psychosen-
Anachronismus oder aktueller Wegweiser fr die Pathogeneseforschung?, Der
Nervenarzt, 62, 1991, s. 3-15; Scharfetter C., Allgemeine Psychopathologie, Thieme,
Stuttgart 1976; Weitbrecht HJ., Glatzel J., Psychiatrie im Grundriss, Springer, Berlin-
Heidelberg-New York 1979.
tirecek olursak, depresif hezeyan alannda, Ernst Kretschmerin31
byleyici ve sorunsal topyasnda dile getirdikleri, bir dier de
yile semptomatolojik olarak izofrenik olanlardan ayrt edilemez
olan hezeyan biimlerinin; yaanm deneyimler, srrna erilmez
durumlar ve hassas olarak tanmlanabilecek kiiliklerin bir ara
ya gelmesi balamnda doup ortaya kt bir varsaym olarak
dahi kabul edilemez grnmektedir. Kretschmerin bu hezeyan
yaklam, titiz bir tarihsel yaplandrlmadan geirilmitir; Ar-
noldo Balerini ve Mario Rossi Montinin bir almasnda,32 bu
yaklamla ilgili, ona psikopatolojik ve klinik bakmdan tekrar i
levsellik kazandran ak ve diyalektik bir sylem gelitirilmitir.
[James Hillman,33 klinik ve psikopatolojik bak asndan fark
l bir bakla yola kmakla birlikte, Kretschmerin bir almas
na eilip, hezeyann fenomenolojisi ve olas oluumu, psikanalitik
temelleri ve kltrel ynleriyle ilgili son derece ilgin eyler sy
lemitir. Onun slubunun albenisinden ka yoktur: Paranoya:
Akli dengesizlik, lgnlk, dlire, delilik. Par (te) + nus (zihin):
yan dnce, akli dengesizlik gsteren, kusurlu, droute, entgleist,
sap-m zihinsel etkinlik. Bunlar havai fiekler, kpk kpk ve
uup kac su oyunlar misali szlerdir elbette, ancak psikiyatri,
yaamn srdrmek, dnmeye devam etmek ve tekdzeliin s
kntsndan ve anlamndan soyunmu teknik bir yaklam yzn
den lmemek adna bunlardan, bunlardan da vazgeemez.]
Grnen odur ki, otizm ve hezeyan; usuz bucaksz depresif
gereklikler takmadasnda yer alan derin z temsil eden, hastalk
bilincinden yoksun depresyonlar kmesinde karlkl etkileim
iindedir. Otizm benlii dnyadan (dnya olaylarndan ve gndelik
olaylardan) koparr; hezeyanda ise, insan olma durumunun teme
linde yatan kayglardan beslenen, bunlarla ilgili bir ierik vardr
ama heyezan, ayn zamanda, benlik ile dnyann kopuunu, birin
den ayrln kktenletirir, pekitirir ve hastalk sresi boyunca
(hani neredeyse) geri dn olmayan bir noktaya getirir. Depres

31 Kretschmer E., Der sensitive Beziehungswahn, Springer, Berlin-Heidelberg-New York


1966.
32 Ballerfni A., Rossi Monti M., La vergogna e i! delirio, Bollati Boringhieri, Torino
1990.
33 Hillman J., La vanafuga dagli Dei, Adelphi, Milano, 1991.
yondaki bu birincil hezeyan deneyimlerinin ortaya kp meydana
gelmesinde dalgalanmalar, ieriksel deiiklikler bulunmaz: Ie-
riksel sreklilik vardr, ifadesel olarak hareketsizdir; bununla bir
likte, her depresif bilin, hezeyan (Kurt Schneiderin34 snflad
anlamda temel kayglar) kendine has bir ekilde ve tekrar tekrar
yaar. Hezeyann byk kolunda, hezeyan deneyimlemenin ve
iselletirmenin sonsuz ekli vardr: Bunlarn izini srerken, usuz
bucaksz olan bu acya yabanc ve kaytsz kalnamaz.
Depresif hezeyanda znelliin her eyin tesinde var olmaya
devam ettiini gsteren amansz ve yrek paralayc baz kesitler
aktaryorum.
Sululuk hezeyan ieren depresyon, ona kaplm bir insann z
nelliinde nasl ifade bulur? Baarsz kalm bir intihar giriimin
de bulunmu Giulianada krk yan getikten sonra ortaya km
depresyon, bu balamda bana manidar gelmektedir.
lediim sularn aff mmkn deil. Yapacak bir ey yok
artk. Kimse benim iin bir ey yapamaz. Daima bir hi oldum.
Hayatm boyunca aldm her karar hatalyd. Hibir zaman iyi
bir ey yapmadm. Btn ailemi mahvettim: ocuklarm da. Bu
sylediklerime katlmadklar takdirde onlara inanmayn: Onlar
ben byttm, onlar bir ekilde byttm nk beceriksizim
ve onlar da benim gibi oldular. Bu son aylarda benim iin deien
bir ey olmad: Hep ayn eyleri dnyorum: Gzel olmayan,
huzur barndrmayan eyler bunlar. Aff olmayan bu suun altnda
eziliyorum.
Su ve azap; hezeyannda kendi ocuklarn tek bir sembiyotik
gereklik olarak yaayan, dolaysyla onlar da ayn ekilde sulu
gren Giulianann hayat ve vicdannda iz brakmtr. Hastam,
kendi lmnn yan sra ocuklarnn da lmn istemektedir:
Kendi (onlarn) suunun asla son bulmayacandan ve hayatla
rnda hibir deiiklik olmayacandan emindir. Gelecek, ancak
gemiin sonsuz bir tekerrr olarak vardr ve var olacaktr: Gele
cek, kendi ahlaki ykmyla zaten vuku bulmutur. lenmi ve aff
olmayan bu suun lnde bir kurtulu dal bulunmamaktadr.
Birincil nitelikteki su deneyimi, daha baka durumlarda,
34 Schneider K., Die Aufdeckung des Daseins durch die cyclothy-me Depression,
Der Nervenarzt, 21, 1950, s. 193-195.
hastay tek sorumlu olarak hissetmeye de sevk edebilir: rnein
yirmi yanda depresyona giren, duyarl ve gvensiz bir kii
olan Claudiann durumunda bu olmutur. Kendisinin, annesine
gndermi olduu mektuptan alnt yapyorum: Sevgili anneci
im, sana yaptm tm ktlkler iin senden zr diliyorum.
Eer buradan kacak olursam, eve bir daha adm atmayacam
nk ktlm nedeniyle eve gelmeye layk deilim. Affnz
hakketmem bir mr bile yetmez, gene de tek dileim hepinizin
beni affetmesi. Sevgili anneciim, beni affet: Bil ki sen hi olmad
n kadar kalbimdesin. imdi de depresyonu yirmi sekiz yanda
balam, umutsuzca intihar aram, bunu bir kurtulu olarak
beklemi ve arzulam Roberta adl bir hastadan sz etmek iste
rim. Depresyonunun en youn olduu zamanlarda, (baarszlkla
sonulanan) intihara teebbs etmeden nce, anne ve babasna
yle yazmtr: ok sevgili anne ve babacm, tadm isme
layk deilim. eytanla bir olmak zere, hepinizi ve Rabbi terk
etmi olan benim: Ruhuma dua ediniz, dua ediniz ki bana biraz
merhamet gstersinler, ilelebet elveda: Bir daha grmeyeceiz,
benim iin dua ediniz.
Bu (patolojik) sululuk ve ahlaki ykm duygularna, derin bir
Stimmung acs ve iddetli bir manevi ac elik etmektedir. Bu iki
hastann bylesine strapl ve hayata ksm szleri bunu hazin
bir ekilde dorulamaktadr. Onlarnki, elbette ki, Giulianamnki
gibi souk bir depresyon deildir, (Opheliavari) takatsiz kalm bir
depresyondur.
te yandan, hipokondriyak (hezeyan!) depresyonda, lm (yakn,
eli kulanda lm) kaygs ile ifade bulan, intihar arayna odakl
olmayan: intihar odakl bir depresyondan uzak olan varolusal bir
ykm imgesi (karalts) de seilir gibidir. lmcl hastala kapl
dndan emin olduundan kendini yiyip bitirmi olan Cecilia adl
bir hasta kendi durumunu u ekilde betimlemitir: Kendimi kt
hissediyorum. Bam ve srtm aryor. Zaman zaman artk kimse
yi sevmediim hissine kaplyorum: Bu dnce bana azap veri
yor. lmek istemiyorum: lmekten korkuyorum ama yaamaktan
da korkuyorum. Bu dnyada bylesine ac eken ve bakalarna
bylesine ac ektiren bir ben varm. Hibir ey yapamyorum.
Umutsuz bir hastala kapldmdan eminim. Bunu hissediyo
rum: Hastalk iimde dur durak demeden alyor. nsanlar beni
teselli etmeye alyorlar ama bana gerei sylemiyorlar. lme
mahkmum. Hastala (lmcl hastala) kaphndndan id
detle emin olunan bu depresyonun ortaya k ekli, sululukla
ilgili hezeyan bilincinin bulunduu depresyondan daha sinsi, daha
ardr. Hipokondriyak (hezeyanl) depresyonda varolan otistik
tecrit daha da derin ve baka hibir Getaltle kyaslanmayacak de
recede nfuz edilmezdir. Benlik (beden halini, beden-nesne hali
ni alp da ikili ynn ve her nevi hayati atlmm yitiren benlik)
mutlak bir biimde kendi snrlarna kapanr ve geriler. Kendin-
den-baka-olanla her nevi iletiim (neredeyse) imknsz hale gelir;
Ernst Kretschmerin betimledii gibi,35 sevin ve hzn arasnda
gidip gelen eliki dolu bir kiilik balamnda can ekien bedenin
mhlanm (ackl) grnts vardr ancak.
Sululuk (hezeyan) depresyonu ve hipokondriyak depresyon
meselesine, finanssal bir ykm deneyimiyle ortaya kan hezeyan
ierii de elik edebilmektedir: Bu durumda, maddi her varln
kayb gereklikle olan eletirel her trl ban yitmesini salayacak
derecede mutlak bir deneyim olarak yaanr. ok nadiren grlen
bu depresif Getaltta, zaman zaman hezeyan ieren bir sululuk
depresyonu da bulunur: ancak bu iselletirilmi bir sutur ve bu
su kendinden-bakalarna yklenmez.
Andreadaki depresif fenomenoloji u ekildedir: Sonsuz hata
yaptm. Evimde sefalet var. Aramzdaki ba tamamen kopacak.
Borlar da olacak. Ne dile gelmez bir ac bu! yle kabahatler i
ledim ki, bunlarn en hafif cezas ancak lmdr. Bu syledikle
rim gerek. Geri dn olmayan bir noktaya geldim. Artk ok
ge: Biz konuurken, ailemde kyametler kopuyor. Sefalet gelecek:
Korkun bir sefalet gelecek, hatta geldi bile. Kaderimden kaama
yacam: Sosyal, ahlaki ve fiziksel lmden kaarm yok. Ben her
anlamda bittim. Artk hibir umudum yok. Karm ve ocuklarm
sokakta kalacak: Bu benim lm fermanm. Benim iin yaplacak
bir ey kalmad artk. Size anlattklarmn yarsn dinlemek bile
beni yere serdi.
Burada, deerler ufku; ykc bir kaygyla da balantl (heze-
35 Kretschmer E., Krperbau und Charakter, Springer, Berlin-Heidelberg-New York
1968.
yanl) olan ve ancak klinik bir gereklik olarak depresyonun sn
meye yz tutmasyla dinen depresif srelerin dnda da, eylere
ilikin deerlere (maddi deerlere) ynlendirilmitir.
Ksacas, depresif hezeyan ieriklerinin fenomenolojisi, bizleri
depresif Lebensweltin hem grnp hem de gizlendii ok say
daki imgesinden bir bakasyla yzletirmektedir. (Bu zellikle de
sz edilmi sululuk hezeyan depresyonlar geiren hastalar iin
geerlidir. Zaman-mekn, zneler araslk bakmndan dnm,
ket vurulmu bir hayatn nihai zm olarak intihara meyletmi
olan bu hastalarn, suu ve suun mmkn olmayan telafisini va-
rolusal olarak da farkl ekillerde yaadklarn ve ifade ettiklerini
gstermektedir.) Burada, Maria Teresa adl hastann psiik hzn
ne benzer bir hzn ekline rastlanmamaktadr: Burada, hastalar,
kendilerine psiik hzn gibi duygulanmsal olarak ylesine farkl
ve hassas duygular yeniden yaama olana brakmayan bir heze
yan tarafndan yutulmutur. zleme ve manevi szya elik eden
ac bile bu sularda yzememektedir: Ac; hezeyanl, hipokondriyak
deneyimin ve kiinin kendi varlnn tamamn elden karm ol
masnn (tamamen yokluk haline girmi olmasnn) yaratt derin
ve radikal dnm (amanszca gelen ve den bu umutsuzluk ve
hezeyan lar) nedeniyle altst haldedir. Bu depresyon trlerinde
grlen asli kayg, yle bir yaylma ve derinlik gsterir ki, hezeyan
iermeyen depresyonlarda betimlenmi olan kayg olgusunun izle
rine burada rastlanmaz. Umut yok olur: Artk dile bile gelemeyen
bir umutsuzluk lnde yitmi ve yanm haldedir. Burada, en u
ykmn snrlarnda bulunulmaktadr.

PSKYATRK BLGNN ERD ELKLER

Otistik gereklii, ancak doa bilimsel bilgi modelini fenomenolo-


jik bilgi modeliyle birletirmemiz halinde, fenomenolojik ve klinik
(semptomatolojik) sorunsal temelinin nda zebiliriz.
Semptomatolojik modele demir atm bir psikiyatri, otizmi a-
tkl ve belirsiz bir semptom (bir hastalk gstergesi) olarak ele
alr: yle ki, gereklikle hayati ba koptuunda (gereklikten ko
pukluunda), buna hayal gc ve hayalet grntlerinin youn
luu elik ederse, bir dier deyile isel hayat gereklikle her trl
ban yitirirse, semptomatolojik psikiyatri bunda izofreni gster
gesi grr; dnyadan kopukluk ve zneler aras dnyadan uzaklk
(mesafe) kkten ve talam halde olduunda: izofrenide mevcut
olan hayal gc motiflerine, bo reveries* atelerine rastlanmad
nda ise bunda psikotik depresyon (klinik melankoli) gstergesi
grr.
te yandan, depresif otizm, depresyondaki birincil hezeyan
deneyimlerinin alanlarn ve bileimlerini oluturan ieriksel ya
plara ve biimlere de karr ve bunlarla i ie girer. Otizm ve
depresif hezeyan, her trl tarihsel ve evresel etkiden kkl bir
ekilde kopuk olmalar bakmndan birbirlerini karlkl olarak
etkilerler.
Fenomenolojik bilgi modeli; izofrenik (otistik) ve depresif ger
eklikleri, zsel temelleri bakmndan iki farkl yap olarak kav
ramamz ve hissetmemizi salamaktadr. Bir olgu olarak otizm,
izofreniye gml grnmektedir; zaman zaman mysterium tre-
mendum (Lat.Korkuya yol aan, korkun gizem)36 deneyiminden
uzak saylamayacak Wahrstimmung (hezeyanl bir ruh haline) ka
plarna dayanan,37 huzursuz bir Stimmunga (ruh hali) dalmtr.
Depresyonda otizm, fenomenolojik olarak, dnyevilii solmakta
ve kurumakta (yapraklarn dkmekte) olan bir eyin (atmosferik)
deneyimi olarak ortaya kar; ve bu, izofrenide yaanandan radi
kal ekilde farkl bir zneler aras ykm balamnda gerekleir.
Otistik yalnzln, depresyonda rastlanan ylesine kurak ve
donuk olan otistik yalnzln en u durumlarnda birincil ve k
kenine inilemeyen hezeyan ierikleri mevcudiyetine de rastlanabil-
mektedir. Jaspersin tabiriyle, bu hezeyan ierikleri, hastalk bilinci
olmayan ekirdek depresyonlarn ieriksel dngsn belirlemek
tedir: Bu u durumlara sk rastlanmaz ve kukusuz ki, bunlar da,
her halkrda, farmakolojik ve psikoterapik stratejilerin tatbikine
ak durumlardr.
Szck ve hezeyan, hayal bile edilemeyecek bir ac tarafndan
yiyip bitirilmi yaamlarn zerine inen karanlk ve ok uzak
lardan seilir gibi olan k, baz depresyonlarda otistik ve heze
36 Otto R., Il sacro, Feltrinelli, Milano 1984.
37 Schneider H., ber den Autismus, Springer, Berlin-Gttmgen-Heidelberg 1964.
yan biimlerinin filizlenmesini salayan zlmez srlar Maria
Zambranonun karaltl ve cesur sylemine38 balanmaktadr:
Sonsuz hezeyana sahip kii, her ne kadar altst edici olursa
olsun, hezeyanda dokunulmaz kalan sze terk olur. Sz dehetten
talamaz ve szden yola knca konumann buzlar zlr. Ve
sz, zihninin gecesine girmi kiinin varlna yol gstermeye de
vam eder.

38 Zambrano M., Chiari del bosco, Feltrinelli, Milano 1991.


III. Melankolinin Usuz Bucaksz
Snrlarnda

eyleri deerinden eden, imge ve deerlerin iini boaltan, her


eyi ylesine uup kac klan ve bylelikle de, bolua ve
bezginlie sevk eden, insann kendi varoluunun temellerini
altst eden, dolaysyla da umutsuzluun yol at anlam kay
bna dveren bu melankolinin -ite tam da bu melankolinin
iinden Dionysosu olan geer. Melankolik kii, hi kukusuz,
varoluun dolu doluluuyla daha derin bir iliki iindedir.

ROMANO GUARDINI, Vom Sinn der Schwermut, s. 45


1. Maninin Takatsiz Hafiflii

Klinik olarak endojen (i kaynakl) ya da psikotik olarak adlandr


lan depresyonlar, kendi ilerinde unipolar (tek kutuplu) ve bipolar
(ift kutuplu) depresyonlara ayrlr:1 Bunlardan ilkinde depresif
(sadece depresif) vakalar, deiken zamanlarda birbirini izler ya da
alevlendikten sonra sner; kincisinde ise, depresif ve manik vaka
lar zaman iinde, farkl farkl sralarla, birbirlerini izler.
(Dionysosu mutluluk, manik mutluluk ile lm arzulayan
hzn, depresif hzn arasnda gidip gelen bu ba dndrc ve
atkl psikotik varolua ilikin yneltilebilecek sonsuz saydaki
soruya verilebilecek bir yant yoktur.)
Burada, hastalarn kendi znelliklerinde (iselliklerinde) yaa
dklar manik deneyimin psikopatolojik zellikleri ortaya konduk
tan sonra, bir kayp (aileden birinin lm) deneyimiyle sk bir
zamansal iliki iinde ortaya kan: derhal tipik bir mani biimine
dnm bir deneyimin, manik bir Gestaltin klinik yks be-
timlenecektir. Son olarak da maniyi, radikal bir antropolojik ve
varolusal durum olarak meydana getiren ve belirleyen fenomeno-
lojik ve yapsal zellikler ifade edilecektir.

MANNN KLNK PSKOPATOLOJS

Melankolinin karanl ve arl ile maninin hafiflii ve dei


kenlii birbirine kart konumdadrlar; ancak manik varoluun,
sorunsuz mutluluklarn ve ltuflarm ltlaryla bezeli hali sadece
grnten ibarettir, bu varolu aslen can yakc kartlklarla da
ldr.
Manik Stimmung (bu halin zn oluturan kontrolsz ve bi
imsiz nee tarafndan tutumu ve yutulmu ruh hah), dnce-1

1 Leonhard K., Aufteilung der endogenen Psychosen, Akademie-Verlag, Berlin 1966.


nin ve (de) dnyada, zamanda ve meknda varolma biimlerinin
yapsal elerinin dnt maninin klinik fenomenolojisini or
taya koyar. Melankoli srasnda yavalayan, ardndan da kendini
tutukluun karanlk ve donuk gllerine teslim eden hayat ak,
manide ba dndrc bir atlm gsterir; burada tutukluk yoktur,
tutukluk yoksunluu vardr, harekete ynelik dur durak bilmeyen,
ateli bir itki vardr. Maninin temel yaps budur. Kart bir biim
ve ierik tamakla birlikte, zaman girdab (zamann dngs),
tpk melankolide olduu gibi, maninin her semptomatolojik ifa
desinde de mevcuttur. Gemi ve gelecek, burada zlr gibidir:
Sadece amasz ve havada asl nn (imdi ve burann) zaman
mevcuttur. (Ar bir anksiyete hali, bir psikozun ortaya kma
sn ya da psikozun tekrar harekete gemesini salayabilir. Mani;
psikotik anksiyeteye ynelik bir savunma olarak yorumlanabilir2.)
Zaman hastann ellerinin arasndan kayp yiter.
Manide, hi olmazsa mani zayflamaya balayana dek, hibir
hastalk bilinci yoktur: Vakalarn ounda bu byledir; melankoli
de ise hastalk bilinci, ancak gayet nadir rastlanan birincil hezeyan
deneyimlerinin grlmesi halinde ortadan kalkar. Manik deneyim
yaayan kiinin hastalk bilincinden yoksun olmas; onun gerek
bir insanlar aras karlama yaayamamasma neden olur, dolay
syla hastayla anlaml bir iletiim kurulmasn (anlaml bir iletiim
yaanmasn) engeller. Etkinlik ve eylem itkisi beraberinde, iddetli
bir uykusuzluk getirir, ancak bu bir rahatszlk olarak deil, mutlu
ve kendinden geirici bir durum olarak yaanr. Kii, depresyon
dayken uyuyamaz; mani halindeyken ise uyumaya ihtiya duymaz.
Pekiyi ama snr tanmayan bu sevin halinde (semantik olarak
daha az netlik tayan teknik tabiriyle bu cokunluk halinde) hasta
ne hissetmektedir ve kendinden-bakalaryla olan ilikilerindeki
ve maninin sebep olduu kar-ilikilerindeki dnm nasl ya
amaktadr?
Ancak hastann znelliine dalp da, hayat hikyesini ve ya
ad sonsuz deneyim dizisini zdeleim yoluyla kavramaya a
lrsak, onun yaad elikilerin anlamn ve iselliinde yatan

2 Burner M., Angstpatienten in einer psychiatrischen Poliklinik, Die Vielfalt von


Angstzustnden, ed. P. Kielholz ve C. Adams, Deutscher rzte-Verlag, Kln 1989, s.
30-37.
uurumlar anlayp zebiliriz. Snrlar bir yana Jaspersin feno-
menolojisi, bizi, yaanm deneyimlerin kaynaklarna ve znelli
in bitmez tkenmez yollarna yaklatrmaktadr.3
Mani arttnda, hasta kendini gayet iyi hisseder: Her ey ya
plabilir, her zorluk alabilirdir. Takn bir Stimmungun nda
birok i planlar, ardndan bunlar aniden brakr ama bunun
nedeni onlar gerekletirmekte engelle karlam olmas deil
dir, aklnn baka eylere: daha baka (geici) anlam ufuklarna
kaym olmasdr. Buradaki ana motif, belli bir amaca ynelmi
eylemler (giriimler) deil; sadece, eylemde bulunuyor olmak: bir
eyler yapmaktr. Bu kesintisiz eylem hastann evreden edindii
teviklere verdii otomatik ve sonsuz yanttr; kiiler aras anlam
lar balamndan yola kp, teviklerin arasndan seim yapmay,
ama belirlemeyi bilmez.
Dnsel eler, pek ok zaman devamllk ve i btnlkle
rini yitirir: En nihayetinde, maninin yapsn oluturan, dn
ce uuu klinik tanmyla ifade edilen noktaya varlr. Hasta ko
nuurken ve dnrken, ortamda gznde byterek alglad
izlenim ve hisler ynna kaplr. Dank ve deiken sezgilere
kaplan, akln srekli bunlarla datan hastann, konuurken ipin
ucunu karmamas olanakszdr: Btnlk gsteren konuma ya
pamaz, ortaya dnsel olarak somut bir plan koyamaz. Dnce
ler (dnce armlar), cokun bir silsilede doar ve lr, tekrar
doar ve radikal bir belirsizlik ve sonuca balanamama durumun
dan dolay zlr. Ama duygulanmsal adan nemli sorular
karsnda, hastann, istikrar gstererek sylemin ana konusunu
gzden karmad da (zaman zaman) grlr. Dolaysyla, ok
daha karmak ve riskli bir hal gsteren izofreniden farkl bir du
rum olan manik dengesizlikteki hasta, soru soran kiiyle ve genel
olarak iinde bulunduu ortamla, rastlantsal da olsa, bir uyum

3 Blankenburg W., Unausgeschpftes in der Psychopathologie von Karl Jaspers,


Der Nervenarzt, 54, 1984, s. 447-460; Glatzel J., Endogene Depressionen, Thieme,
Stuttgart 1973; Scharfetter C , Allgemeine Psychopathologie, Thieme, Stuttgart 1976;
Schneider K., Klinische Psychopathologie, Thieme, Stuttgart 1962; Tellenbach H.,
Karl Jaspers Konzeption einer geistigen Psychiatrie, Der Nervenarzt, 58, 1987,
s. 743-747; Weitbrecht H. J., Glatzel J., Psychiatrie im Grundriss, Springer, Berlin-
Heidelberg-New York 1979.
yakalayabilir. Manik otizm, manik otizm olarak tanmlanan ey,4
bu gibi durumlarda aniden hafifler.
Manik deneyim oraklap sndnde, baz hastalar, onu,
kendi ilerinde nostaljik ve olumlu, bazlar ise olumsuz (acl) bir
deneyim eklinde yaar (hatrlar). Daha manik sreteyken bile,
kendi durumlarn kayg verici, geree ve kiilie aykr olarak
betimleyen hastalar da vardr.
Weitbrecht ve Glatzelin o ok gzel psikiyatrik metninde,5 tp
mezunu gen bir kadnn manik bir vakadan ktktan sonra ya
ad deneyimler dolayl bir ekilde betimlenmitir; gen kadn,
renklerin, kokularn, dokunma hissinin ve de mziin verebile
cei ba dndrc hissin ne anlama geldiini kavrayabildiim
sylemitir. Ayrca hastayken kald odada asl Renoir tablosu
nun kopyasndaki renk uyumunu, bir karanfil demetinin koku
sunu, taze bir elmann tadn ve gzel bir kumaa dokunurken
hissedilen harikal szcklerle betimleyemiyordu. Gndelik
hayat deneyimleri ona son derece skc ve dar geliyordu: Gz
ne her ey gri, donuk bir katmanla kapl gibi grnyordu. Ona
gre, manik hale hi girmemi bir kii fakir saylrd ve ancak,
hastaln gri tle benzer eyi kaldrmas halinde ne deneyim
ler, nice deneyimler yaayacan bilmediini dnerek teselli
bulabilirdi, ilgi ekicilikten yoksun kk bir kyden trenle ge
mek, manik durumdayken, altst edici bir deneyime ve gzler
ve hayal gc iin hi beklenmedik srprizlere gebedir. Minik
bir toprak parasndan iki saniyeden uzun srmeyen yldrm h
zndaki gei, ona eyrek saat kadar uzun geliyordu. Uzaklarda
alan kylleri kzl erkekli kk gruplar halinde grr gibi
olduunda akima pek ok hik|ye, pek ok ky komedisi ve dra
m geliyordu; bu genler, farkl farkl ve rengrenk kaderlerden
nasiplerini alm, inanlmaz derecede youn yz ifadeleri ve el
kol hareketleriyle gzlerinin nndeydi. Gnein sabana yansy-
, kendinden gemesine neden oluyordu ve onu alatacak kadar
duygulandryordu.

4 Glatzel J., ber den manischen Autismus, Schweizer Archiv f r Neurologie, Neuroc
hirurgie und Psychiatrie, 130, 1982, s. 69-76.
5 Weitbrecht H. Glatzel J., Psychiatrie im Grundriss, Springer, Berlin-Heidelberg-
New York 1979.
Manik durumun, zaman zaman, nasl derin bir zlemle yaan
d da, maniden uzak kalm bir kiinin, bu gizli kalm ancak
insan olma haline ikin deneyimin dolu doluluunu tadamayaca-
mn bilincinde oluu da aikrdr.

OLAAN BR MAN HKYES

lk manik deneyimini yirmi yedi yanda yaam, ardndan yak


lak yirmi yl sonra, bu defasnda depresif bir deneyimle birlikte,
tekrar manik bir hale gemi: bipolar depresyon klinik gereklii
ne sahip Francescamn klinik yksnde zel hibir ey bulunma
maktadr ve yks bu adan manidardr.
Krk sekiz yanda olan Francescay ilk kez grdmde, bir
ka saat iinde ortaya km manik Stimmunga dalm haldeydi:
Kendini iyi hissetme halinden dur durak bilmeyen bir mani haline
kaymt. (Hastann sonraki klinik yksnde manik dengesizlie
gene rastlanlmtr ama her halkrda bunlar semptomatolojik ve
geliimsel olarak daha dizginlenmi haldeydiler, imdi betimledik
lerim kadar frtnal deildiler.) Manik deneyim, kocasnn gecele
yin, neredeyse bir anda gerekleen lmyle sk skya balant
l olarak aniden ortaya km ve hzla ilerlemitir. Vefatn ertesi
gn hasta, bu kayp deneyimine uygun6 bir ekilde davranm
gibi grnmtr: Hi olmazsa, ailesinden hi kimse manik bir du
rum balangc gzlemlememitir. Ardndan durum hzla dei
mitir: Einin lmnden bir gn akn bir sre geer gemez
hasta huzursuz olmu, hem evde kalmak hem de evden kmak
istemi, anlamsz ve amasz bir dizi sonusuz ve bitmez tkenmez
hareket dngsne girmitir.
Hastanede yatt sre iinde, hastann, sevin ve taknlk
Stimmunguyla dolu syleminde, yaad kaybn ieriksel izgisi
hemen hissedilmektedir. Hayatn lme olan yaknl ve hayat ile
lm arasndaki geililik (yaamaya devam eden kendisindeki ya
amsal hislerin yceltilmesinin, kocasnn lmne elik etmesi)
anlatlmas g bir melankoli ve mani birliini salam gibidir,

6 Binswanger L., Melancholie und Manie, Neske, Pfullingen 1960.


Francescann da dnkl (lsz sevinci), evresel ve
kiiler aras her gereklii her adan kendi girdabna ekmitir.
Kulland dilin ve grnen ve grnmeyen engelleri kran yaan
tsnn ltsnda glge bulunmamaktadr.
Genellikle olduu zere, daha ilk gnlerde uygulanan farma
kolojik tedaviyle hastann motor taknl (kendi etrafnda dur
duraksz dnen hareketi) inie gemitir, ancak ruh halinde bir
deiiklik olmamtr: Dncesinin ieriini ve renklerle dolu,
l l bir dnyann imgesini yanstarak, lmn mevcudiyetini
silikletirmitir. Francescanm szlerine bavuracak olursak: Ac
da Tanr yeniden kefedilir. Bir rahip bana evlenmemi syledi. Ko
camla zorla evlendim; ok gzel bir cenazesi oldu; alt tane elengi
vard; sporcular, kendi evresinden insanlar vard; ve biz sadece en
temel eyleri yaptk. Kocam Novara blgesinin en gzel dkknna
sahipti. Bunun zerine, hayatn yceltilmesi ve taknlkla he
mencecik kuruyan birka gzya dkmtr.
Balangta bu son hayati olaya bal dncelerinin ierii de
imi, hastaneye ilk kez yatt zamanla ilgili uzak olaylara odak
lanr olmutur.
O zaman hastalma kar bir kale yarattm ve bahemle il
gilenmeye kyordum. Sonra imdi yaptm gibi ark sylyor
dum: Denizin dalgalarnda bir denizciyim ben ve denizi severim
nk oullarmdan biri bir ara denizciydi ve denizi seviyorum.
Olum baaryla mezun oldu ve ona dl verdiler. llere sayg
duymak lzm. Tanrnn adaletinden ka yok ve bir erkek hibir
zaman ihanet etmemeli. Ben kyde hizmetkrlk yapyordum, o
lum aln evladyd, itaat gerei byleydi. Tek bir parti vard ama
orta sol partisine uymak gerekiyordu. Ben lm olsaydm, kocam
oktan evlenmi olurdu. Tanr gerekeni veriyor. Krmz bayrak
bakaldryor:* Ellerim yandnda amcam Piave Nehrinde lyor
du. Dedem bana ark sylemesini retti.
Manik Stimmungun srkleyici frtnasnda gerekleen konu
mada (paralanm ve dank konumada, ama bundan kastmz
izofrenik paralanma deildir elbette) konular deimi ve anlam
sz gibi duran ynlere kaymtr. Ama aslen, konumada, zaman
* Komnist ve sosyalist talyan emekilerinin geleneksel halk arklarndan biri,
(n .)
zaman sadece ses benzerliine dayal armlar, bazen de gizli
sakl duygulanmsal ve tarihsel (kiinin hayat hikyesinden do
an) balantlar bulunmaktadr.
Sylemin manik dorultusu nettir: Hatralar, uzak olaylar birbi
rini hzla izleyip zlr, bunlar imdiki zamana yansr, deinilmi
ve hemen yarda braklm konular tekrar tekrar paralanr. Hasta,
(bize gre) ters ve acl, yaylgan bir neenin gmbrtsyle, ge
miten ve imdiki zamandan farkl farkl arklar sylemeye tek
rar koyulur. ocukken an dersinden on almtm; ama evde de
iyileirdim. Yardma gereksinim duyan ocuum var: Harekete
gememiz ve almamz lazm; mezarla ve kiliseye gitmemiz la
zm. Siz zambaklarn filizlendii Villa Tarantoda, Pallanzada bu
lundunuz mu hi? Manik deneyim balangcndan on gn sonra,
nceki ar heyecana (klinik tabiriyle psikomotor ajitasyona) dair
hemen hibir ey kalmamtr; manik (takn ve arpc) ruh hali
ise, baskn patolojik e olmay srdrmtr ama bunda da ha
fifleme gstergeleri seilir gibi olmutur. Fikir armlar bildik
yollardan ilerlemeye balam, ancak zaman zaman gzden karl
mtr. Dncenin ve dncelerin hzl uuu yavalam, dola
ysyla da szlerin ve imgelerin renkli ve ltl yanlsamas gitgide
snmtr. Francescann dnyada-olmasnm yaptalar gene bir
araya gelmi ve dzelmitir: Elbette ki nceki ksa sreli (renkli)
canllklarn yitirmilerdir.
Francescanm duygu dnyas, yitirdii gerek yzn yeniden
edinmeye meyletmitir. Kiiler aras iletiim kurarkenki hafiflii ve
boluu (zaman zaman yzszl, ancak bu ifadeyi kullanrken,
ifadenin ierdii ahlaki deer yargsn karmak gerekmektedir)
kaybolmaya yz tutmutur, bunlarn yerini hastann kendisine
has zellikleri olan lllk ve ciddiyet almtr. Zaman deneyi
mi artk, maninin youn olduu zamanlardaki gibi boa dnme
yi, hastay lime lime etmeyi brakm, hasta nceden yitip gitti
i girdaplara (ukurlara) kaplmaz olmutur. Hastann, hayattaki
deneyimlere duygulanmsal bakmdan hzl tepkiler gstermeye
ynelik meyli kalmtr ancak duygusal heyecan, daha yumuak
ve ortama daha uygun hale gelmitir: evresel tevikleri, anlamlar
ve zneler aras uzantlaryla kavrar olmutur.
Bylelikle hastaya on be gnlk farmakolojik ve de, kanl
maz olan, psikolojik tedavi yeterli gelmi, Francesca mani tarafn
dan altst olmu hayatnn girdabndan km ve sadece belli bir
zaman iin kendisine yabanc ve tannmaz gelmi olan kendi kii
liine has zelliklere kavumutur, ite o zaman, gemiinin ani
den aydnlanmasyla, zamansal adan ksa ama kendi iselliinde
uzun sreli olan manisi boyunca yaad bakaln (zerinden
gemi uzun ve karanlk glgenin) bilincine varmtr. Francesca
sylemi olduu eylerden (sylemlerinden) znt duyduunu
belirtmitir.

MANNN FENOMENOLOJK TEMELLER

Hastalarn znelliiyle zdelemek ve kendi znelliimizde onla


rn yaantlarn yaamak, onlar benzerlikleri ve tarihsel bileen
leriyle zmlemek ve betimlemek, znel (Jaspersci) fenomenoloji
yapmak demektir; nesnel fenomenoloji yapmak (Copernicusvari
yntemsel bir devrime bavurmak) ise, dorudan doruya psiko
patolojik olgulara bakmak: onlarn kendi zsel anlam verilerim
ve onlar oluturan yaptalarm deerlendirmek (sorgulamak) de
mektir.
imdiye dek mani gstergelerini ele alrken izlediimiz yn
tem znel fenomenoloji yntemi olmutur; imdi bavuracamz
yntem ise nesnel fenomenolojik yntem olacaktr. Her halkrda
sylemin dayanak noktalar klinik olmak durumundadr: (Psiki
yatride) kliniin ve klinik deneyimin dnda kalnrsa, soyutlua
ve bulamklha kaylr.
Eugne Minkowski, hem fenomenolojik hem de Bergsoncu
sylemini gelitirerek, manide imdiki zamann bulunmadn,
yani yaantnn zamana yaylmadm belirtmitir:7 Bu durumda,
evreyle temas, derinlii olmayan ve ndan na deien bir temas
haline gelir; ve durumlarn byle olmas da gereklikle kopukluk
yaratr (bu kopukluun oluumuna katkda bulunur).
Ludwig Binswanger; maninin fenomenolojik ve antropolojik ;
ynlerinin aratrlmasna, hayatnn ve dncesinin farkl d- ;

7 Minkowski E., Le temps vcu, Delachaux et Niestl, Neuchtel 1968.


nemlerinde radikal bir nem tayan almalarla katkda bulun
mutur: Burada, maninin fenomenolojisini ele alrken, kendisinin
en mehur almalarna8 deil de, 1944te vermi olduu ve bir
sene sonra yaymlanm konferans metnine9 bavurmak isterim.
Maniye kaplm hastalarla karlald zaman, en bata, on
larla iletiim kurmann zor olmad hissine kaplnn Bir dier
deyile, onlarla ilikiye girmekte zorluk ekilmez: Bu kiiler seve
seve ve hzl cevap verirler, halimizi hatrmz sorarlar, nezaket
ve zekmz: davran eklimizi verler. Iletiimsel bu hz sadece
grnten ibarettir: Yzeyde kalr. Bu metaforu, yzeyde olan ile
derinde olan arasndaki kart konumlanmann ak seik olma
dn unutmamak kaydyla kullanabiliriz. (Hugo von Hofmanns
thal cvl cvl ve ayrm getirici sylemiyle,101bu konu hakkmdaki
genel kanlar ykm ve tartmaya amtr: Derinlik gizlenir.
Nereye? Yzeye ve gene: Almanlar derinlikle pek bir vnrler,
oysa derinlik, hayata gememi bir biim iin kullanlan bir tabir
dir. Onlara gre doa bizi tensiz olarak, hani uurum ya da gezgin
girdaplarmz gibi yollara dkmelidir demitir.) Aslnda, manide
iletiim kuraklar ve anlam-sz da olabilen engeller karsnda un
ufak olur. Manideki iletiim kesintisi, melankoli ve izofrenide-
kinden de daha dik bir kesintidir: Zira melankoli ve izofrenide
insani ve psikolojik imgeler bulank ve altst durumdadr, iletiim
(kukusuz ki) ortadan kalkmtr ama bu hastalar, iletiim aray-
ndadrlar ve iletiime zlem duyarlar. Manik hastalarla her trl
iletiimi aniden zor klan ey, hastalarn gerek anlamdaki her ki
iler aras grmenin kurulmasn salayan ve hayat ciddiyeti
olarak adlandrlan eyden tamamen yoksun olmalardr. Hayatn
ciddiyeti manide bir oyuna dnr: Hastalar, her eyi hafife
alrlar, hibir eyde zorluk ve diren grmezler, ancak oynayarak
aabileceklerinden emin olduklar durumlar vardr.11
Manik dnyann yaptalar o kadar radikal bir ekilde altsttr

8 Binswanger L., ber Ideenflucht, Fssli, Zrih 1933; Binswanger L., Melancholie und
Manie, Neske, Pfullingen 1960.
9 Binswanger L., Ober die manische Lebensform (1945), Ausgewhlte Vortrge und
Aufstze, C. II: Zur Problematik der psychiatrischen Forschung und zum Problem der
Psychiatrie, Francke, Bern 1955, s. 252-263.
10 Flofmannsthal H. von, II libro degli amici, Adelphi, Milano 1980.
11 Binswanger L., agy.
ki, grnn aksine her iletiim mutlak bakalk duvarna arpar
gibidir: liki kurmak, karlkl bakma ve aynalama imknsz
gibidir. Dolaysyla manide, bizimkinden farkl bir dnyada yaan
maktadr: Yabanclkla ve derin ve buz kesici bir yalnzlkla m
hrlenmi bir autre mondeda bulunulmaktadr.
Manik dnyada her ey nemini, arln yitirir; her ey, uu
cu, elden kac olur, her ey parltlarla ve korkun dlerle dolu
ykselen hayata dalverir. VVeitbrecht ve Glatzelin tasvir ettii
hastann yaantsnda sylendii gibi, mekn parlak renklerle ve
dile gelmez mziklerle doludur ama byleyici ve dntrc
Stimmung sadece evresel ve nesnesel gereklere deil, insanlara
(kendinden-bakalarma) da uzanmaktadr. Kiiler aras ilikide
manik hastalar snr tanmaz: Rastladklar her insanda, tamamen
yabanc biri olsa da, dost bir insan (baka-yerdeki-bir-kiiyi) grr
ler ve ellerinin altnda olmadn dndkleri hibir ey yoktur.
Maniye kaplm hastalarda bundan daha da dikkat ekici olan ey,
srekli hareket halinde olmalardr ve bu, hi ara vermemelerine ve
hep yeni, farkl bir eyler yapmalarna neden olur.12
Tpk iinde yaadklar ve debelendikleri dnya gibi hafif ve
uup kac, deiken ve bo olan bu hastalar, kendilerine kar ge
linmesini ve hareketlerinin snrlanmasn kabul etmezler. Onlarn
dnyasnda ne i ne de d bariyer vardr, karlarnda durabilecek
engel yoktur ve bulunduklar ortam engel kardnda, hastalar
ar heyecanl, saldrgan olur, zaman zaman da iddete bavurur
lar. te yandan, (baka ekillerle kyaslanamayacak olan) kendileri
ne has dnyada-olma ekillerinin ve varolularn oluturan temel
yaplarn anlaldn hissettiklerinde durum deiir ve kendile-
rinden-bakalarma ynelik bu kar durular da, saldrganla y
nelik meyilleri de diner. Bunun art, elbette ki, onlarn davran
biimlerinin, istemeden gereklemi bir eyi kastilikle, deiken
lii (istenli) istikrarszlkla kartran ahlaki nyarglar nda
deerlendirilmemesi: eylemlerinde gizlenen kanlmaz zgrlk
ve zgrszlk rgsnn gz nnde bulundurulmasdr.
Manik dil, zaman zaman hayal gcyle dolu, anlamdan yoksun
bir efsane gibidir: parltl ve deiken girdaplarda kaybolur; bu da

12 Binswanger L., agy.


manik hastalarn dncelerinin mantkl, net bir anlam tayan
bir yapda olmadklarn, baka mantk ve baka anlam zincirle
rinde kaybolduklarn gstermektedir. Francescada da grld
gibi, radikal bir ekilde ii bo ve uup kac, bulank ve elden
kaan bir dil kullanm ve dnce mevcuttur: Bu dil, trl tr
l evresel tevikle ve en rastlantsal, en uup kac i motivas
yonlarla beslenen fikirlerin dur durak bilmeden hzland (fikir
uuunun gerekletii) girdapta kaybolur.
Mani kk salp iddetlendiinde, szckler bir anlam dzeni
ve sras gstermez, kardklar seslere gre dizilirler. Bir dier de
yile dnce armlar, mantkl bir sylem dzeni gstermez;
ancak, zaman zaman, szck ve ifadeler ses benzerlii zinciri ze
rinden ilerler. Son olarak, derin ve tartlmaz ekilde yara alm ve
dnm syleme, klinik olarak telgraf tarz olarak tanmlanan
syleme varlabilir: Burada fiil ortadan kaybolmutur ve (tecrit hal
deki akkan) szckler birbirinin stne ylr, yapkan tek bir
btn halinde kmeleirler.
Binswangerin dedii gibi,13 manide fikir ak (fkr) dik ve
balantsz patikalarda un ufak olur; kendisine gre, manik d
nce biiminin z, fikir zplay eklindeki bir metaforla ifade
edebileceimiz fikir uuudur.
Klinik melankolide ise sz ve sylem aikr bir biimsel farkllk
gstermez: Bununla birlikte, kii boluk deneyimine kapldnda,
dilde ulamalara ve isel manzarann oraklamasna rastlanr.
Kukusuz ki izofrenik dilin yaps, oluumu ve anlamsal zel
likleri bakmndan daha karmaktr. Yakn zamanda bu konuy
la ilgili yaplm almalarn derlemesine14 ve zellikle de Sergio
Pironun 1967de ilk halini verdii (ok gzel) kitaba15 ve kendi
sinin ileriki zamanlarda baka almalarla srdrd aratrma
lara gndermede bulunmakszn bu meseleye deinilemez. Sergio
Pironun sylemi asla sekin bir yalnzlk iine kapanmaz, klinik
ve sosyal psikiyatri mantna daima aktr. Son almalarndan
birinde, kendisi, semantik analizin izofrenik hastann sadece dil

13 Binswanger L., ber Ideenflucht, Fssli, Zrih 1933.


14 Kraus A., Mndt C. (ed.), Schizophrenie und Sprache, Thieme, Stuttgart-New York
1991.
15 Piro S., II linguaggio schizofrenico, Feltrinelli, Milano 1967.
sel anlalrlm deil, psikolojik ve antropolojik anlalrlk soru
nunun zm kaplarn da atn savunmutur. Bu sayede, akl
hastanesine kapanm da olsa, konuan-zneye haysiyeti geri veri
lir; buna karn, izofrenik hasta ancak akl hastanesinin dnda
kalarak ve yerel psikiyatrilerin atkl gerekliklerinde bulunarak
kendi dilini gelitirebilir ve oluturabilir: Ancak bu sayede dilini
tarihselletirebilir, bir dier deyile tmarhanelerin kanlmaz ola
rak beraberinde srkledii anlamdan yoksun anlat kalplarndan
(kat ve yapkan modellerden) kabilir.
[Uygulama laboratuvarnda bulunmadm, ama (gemi zaman
larda) hatalar ve sevaplaryla bir psikiyatri hastanesinde grev
yaptm, imdi ise teraptik bir toplulua bal hastane ve polikli
nik hizmetlerinin ak ve ngrlmez siperlerindeyim ve bu, vahi
deil de, daha gelimi bir psikiyatri yaplmasn salamakta.
Gnmzde talyada artk mmkn bir deneyim olan kurum-
sal-olmayan psikiyatri deneyimi, sadece teraptik yntemlerinde
deil, psikiyatrideki baz gzlem ve betimlemelerin bilimsellii
ne ynelik ideolojik kalplarda da deiiklik yaratmtr. Mani ile
bu sylediklerim arasnda sylemsel bir kesinti bulunmamakta
dr: Eer manik hastalar iletiime (elbette ki aralkl ama tamamen
kesintili olmayan bir iletiimden sz ediyorum) ak bir ortamda
izlenirlerse, dikenli tellerle boulmaklarsa, genellikle iddet ei
limi gstermezler ve beklenmedik derecede yksek sosyalleme
seviyelerine ularlar. On senedir Novarada edindiimiz dene
yim, tamamen ak bir psikiyatrik hastane servisinin, bariyerleri
olmayan ve tp blmlerine bitiik psikiyatrik hastane servisinin,
manik klinik gereklii, kstl farmakolojik dozlarla gsleyebil
dii ynndedir ama bu kadarla da kalmamaktadr. Novaradaki
psikiyatrik servisi tamamen aktr: Manik hastalar da, izofrenik
hastalar da, dier blmelerle ortak kullanlan hastane bahesine
inebilmektedirler. Bu da psikiyatrik servis dahilinde anlaml bir
diyalog oluumunu salayan bir ortam yaratmaktadr: Bu da gerek
hastalarn kiisel kimliklerinde fazladan blnmeler olumamas
n, gerekse de manik dnyaya has, iddetli mekn ve hareket ara
ynn iddetlenmemesini (frenlenmesini) salamaktadr. Zira, en
nihayetinde, akut manik hali kurumsal bariyerlerden (kapal ser
vis, tecrit gibi) arnm bir psikiyatri servisi ortamnda yaamak,
manik fenomenolojinin hi olmazsa bir ksmnda, en sknt verici
elerini besleyen klinik ve sosyal faktrler sarmalnda bir atlak,
bir gedik amak demektir.
Bu gibi deerlendirmeler klinik ve fenomenolojik sylemin d
nda kalmamaktadr nk her kuram yneldii gerekliin an
lamyla (anlam ufkuyla) yzleir. Kuram ve uygulama birbirine
baldr ve H.-G. Gadamerin ifade ettii gibi,16 ancak bir kurama
dayanan bir uygulamann radikal bir aklamas bulunmaktadr.
te yandan, ideolojik ipoteklerden kurtarlm gereklik de, ku
ramn kendi snrlarna, kendi sorunsal snrllna sevk etmek
tedir. Mani, (sadece grnrde bilimsel bir tanma gre) iddet ve
ykmla yaanm ve biimsizlemi olan bu klinik hal, serbest b
raklm bir zaman ve mekn balamnda ele alnrsa, ok daha
insani ve daha az yabanc bir grnt ortaya koymaktadr.]

MANDE MEKNI YAAMA EKL

Mekna duyulan aresiz ihtiya ve (iinde bulunulan) mekn d


ntrmeye ilikin isel drtler, manik hayat biimini dier hayat
biimlerinden ayrt etmektedir. Meknlar, dar ve boucu, ltsz
ve tehditkr yerler olarak yaanrlar ve meknn geniletilmesine
ilikin her engel, hastann gerilim ve saldrganln rndan
karr. Beden (yaayan-beden, yani Leib-beden) snr tanmaz ve
ulalan snrlar kabul etmez ve dur durak bilmeyen bir hz alla
elde edip yakt sonsuz hedefi aar. Mekn ve beden, karlkl ve
diyalektik olarak birbirine bal bulunur: Yaanan mekn, manide,
kendinden taan ve dur durak bilmez bir hareket iinde olan, asla
ara vermeden yaayan bedene amadedir. Bak, melankolideki gibi
ie dnk deildir; kiisel ve nesnesel gereklikler dnyasna da
lm ve yaylmtr: Bak, gereklikleri yutar ve anlamlarndan
(zneler aras gndermelerden) soyar. Melankolide bedenin hare
keti frenlenir, ardndan da gerek beden gerekse mekn mutlak bir
hareketsizlie brnr; manide ise beden son bulmayan bir hare
ket iindedir ve uzaklaan: elle tutulmaz ve uucu mekna doru

16 Gadamer H.-G., Elogio della teora, Guerini, Milano 1989.


ka vardr. (Tatossianm yazd gibi, Tutumlar, davranlar ve
mekn kaplama ekilleriyle gze arpan manik bedenin hafiflii,
kiinin ayam yerden keser ve de varolusal kkl bir krlganla
iaret eder.)17
Yaanan mekndaki bu dnmlerden ayr olarak, manide,
kiinin iinde yer ald ortamn da, yani yaanmayan, geomet
rik meknn da dnmne rastlanr. Francesca gibi maniye ka
plm bir hastayla grtmzde, arland hastane odasn
dntrme biimini grr grmez bundan etkileniriz. Ortam
aniden deimitir: Duvarlar hastann snr bilmeyen sevincini
meknsal ve grsel olarak yanstmaktadr. Farkl ilev ve anlamla
ra sahip saysz nesne (bunlar ev eyalarnn yan sra iekler, ki
taplar, resimler, basl eserlerdir) odaya toplanmtr: Grnrdeki
yaygn danklk bir yana, insan, nesnelerin meknsal yerleim ve
btnlnn estetik bir anlam olduu hissine kaplmaktan ken
dini alkoyamaz.18 Nesnelerin dzen-siz ylma maruz kalan
odann meknsal ortam, hastann kiisel ve duygulanmsal katl
mn gzler nne serer gibidir. Hasta, bu sayede klinik semptoma-
tolojisinin yaratt kural tanmazl ve yrtlm frenleyerek ona
yeni bir ilevsellik kazandrr gibidir.
Francescann cansz ve bo oday yksek bir anlamsz-lktan ve
sessizlikten kurtarmasndaki; oday, yaayan bir eye gndermede
bulunan (iaret eden) bir mekna dntrme konusundaki hz ve
becerisini arpc ve olaanst olarak tanmlamamak mmkn
deildir. Hastann yerletii oda bir renk cmb (enlik) haline
gelmi, benzersiz bir hale brnm gibidir. Manik deneyim yava
yava hafifledike, hastann nesne ve onlar ieren odaya ynelik
duygulanmsal ynelimi de hafiflemitir. (Zaman zaman, hastann
davran biimlerinin incelenmesinden de ziyade, odasnn ortam-
sal zelliklerini gz nnde bulundurmak onun iinde bulundu
u klinik durumun daha hzl ve net olarak alglanmasn salar.)
Her halkrda, toplanm ve bir odann iine ylm nesnelere
ilikin zaman zaman belli belirsiz, tatl tatl hissedilir gibi olan es

17 Tatossian A., P hnom nologie d es psychoses, Masson, Paris-New York-Barcelona-


Milan 1979.
18 Meyer J.-E ., Ober die Umwelt des manischen Kranken, D er N erven arzt, 5 3 ,1 9 8 2 ,
s. 127-131.
tetik deerin yan sra, nesnelerin genel ilevselliklerinden kar
lp, srrealizmin tanmlayp ele ald tabirle objets trouvs* zellii
edinmeye sevk edildikleri hissi de duyulur.19 Manik dengesizlik
iinde bulunan bir hastann odasna yerletirdii nesneler, (haliyle)
normal kullanmlarndan yoksun grnr; bu nesneler, deiken
ve uup kac armlar bulunan ortamsal dnyada iddetli bir
ekilde yansma bulan bir znelliin, (elbette ki) manik bir znel
liin sembolik imgelerine dnrler.
znellik, psikotik de olsa, dnyadan ve iine frlatld zaman-
mekn yaplarndan asla sklp karlamaz; aknlk, kanl
maz olarak kendi monat snrlarnn tesinde olma durumu, bu
znelliin de radikal olarak varolusal oluunu tasdik etmektedir.
Manide de, mekn deiimlerine, zaman deiimleri elik eder.
Danilo Cargnello, bu soruna ilikin olarak Binswangerin dn
cesini radikal bir ekilde yeniden deerlendirerek, manik varolula
ilgili unlar yazmtr: Snrsz bir meknn geniliine yaylarak
oluur (kald ki bu mekn, anlamlarla sulandrlmtr ve bu an
lamlardan hibiri, kendi yaylma hareketiyle dier anlamlara ket
vurup, kendine yol aacak kadar kuvvetli ve geerli grnmemek
tedir); bylelikle de manik varolu hzl, ok ivedi, aceleci bir za
manda zamansallar ama bu, sadece anda, hani neredeyse plak
bir imdiki zamanda meydana gelir, gemii kapsamaya ve ileri
uzanmaya ynelik neredeyse her trl gerek deerini yitirmitir
(ya da bu deerden yana byk lde fakir kalmtr). Dolay
syla zaman, ancak asgari ldeki bir zaten-olmuluk barnd
ran salt imdiki zamanda akar ve haliyle de bundan, gelecek de
karsanamaz.20 Cargnello unu da vurgulamaktadr: Manide-
olmak, ann teviklerinin iinde olmaya-mecbur-kalmaktr; im di
k i zam an d a du raklam ann im kn szldr (bu: kendine gelmenin ve
kendini ncelemenin imknszl anlamna gelmektedir), im dinin
an lam n da kalm an n imknszldr.21 Manide gerekleen zaman

* Fr. Birebir kelime anlam bulunmu nesnedir. Ancak, sanat iin tasarlanmam
ama sanat eseri olarak sergilenen ve estetik deer yklenmi doal haldeki bir nes
ne anlamnda terimlemitir. (.n.)
19 Meyer J.-E ., agy.
20 Cargnello D., A lterit e allenita, Feltrinelli, Milano 1977.
21 Age.
yprammda, (haliyle) gelecek ve gemi zlr: Sadece tarihsel
liini yitirmi ve tecrit olmu bir imdinin tuhaf monad hayatta
kalr. Ve bu monada, maninin klinik balamnda yer alan baz asli
varolu ve davran ekilleri kkensel olarak balanabilir.

MANK LEBENSWELT VE DEPRESF LEBENSWELT

Ludwig Binswanger mani ile ilgili almalarnda22 manik hastala


rn sz ve dncelerinde sadece bir enkaz yn, bir dier deyile
bir ykm l ve anlamszlk ifas grme eiliminden kanmak
gerektiini net bir ekilde belirtmitir. Yntemsel temeli ok sa
lam olan bir almasnda23 yle yazmtr: rnein, bizler ma
nik yaam, daha doru bir tabirle manik varolu biiminden sz
edebiliyorsak, bu manik olarak tanmladmz ifade ve davran
biimlerinin hepsini zetleyen ve hepsine hkim olan bir norm be
lirleyebilmi olduumuz anlamna gelmektedir.
Manik yaam biiminde, (bylelikle) hem snr tanmayan se
vinli ve iyimser bir yn, hem de sorunlarn ciddiyet ve vahame
tinden kanma yn mevcut gibidir. Manik dnme biimi,
entelektel bir yetersizlie dayanmamaktadr der Binswanger,24
kendi dnceleriyle oynama ile derinden ilikili bir yaam
biimine dayanmaktadr. Manide hayata iyimser bak, heze-
yanl iyimserlik olarak tanmlanan eyin snrna dayanmadan
edemez, ancak manik Lebenswelt sadece bu tasasz oyunda ortaya
kmaz, onda varolusal temelin kaybna varacak kadar artabilecek
yaylma ve ltl bir enlik, sorunsuz ve hafif bir sevin de var
dr. Manik Lebenswelt bu snrsz ve takn sevinte ifade bulsa da,
onda bunun kart deneyimini de: ac ve lm deneyimini de seer

22 Binswanger L., ber Ideenflucht, Fssli, Zrih 1933; Binswanger L., ber die ma
nische Lebensform (1945), Ausgewhlte Vortrge und Aufstze, C. II: Zur Problematik
der psychiatrischen Forschung und zum Problem der Psychiatrie, Francke, Bern 1955, s.
252-263; Binswanger L., Melancholie und Manie, Neske, Pfullingen 1960.
23 Binswanger L., ber die daseinsanalytische Forschungsrichtung in der Psychiat
rie (1945), Ausgewhle Vortrge und Aufstze, C. I: Zur phnomenologischen Anthro
pologie, Francke, Bern 1947, s. 202-217.
24 Binswanger L., ber die manische Lebensform (1945), in Ausgewhlte Vortrge und
Aufstze, C. II: Zur Problematik der psychiatrischen Forschung und zum Problem der
Psychiatrie, Francke, Bern 1955, s. 252-263.
gibi olmak mmkndr. Gndelik eylerden edindiimiz bilgilerle
bizler, hayatn ba dnmesine, oyun, an ve dans taknlna ey
tani bir enin elik ettiini biliriz ve bu; hayat kendi zaferlerini
kutladnda, sarho edici ve geici enliklerini verdiinde, l
mn yakn olduu anlamna gelmektedir: Ykselen hayat ne kadar
vahi ve ateli olursa, lme ve lm kehanetine de o kadar yaka
lanm demektir. Manik girdaba kaplm hastalar dinlemi olan
Binswanger, onlarda farkl zamansal kesitlerinde, gerek ykselen
hayat olgularna (filizlenme, ldama, yanklanma, ayr kular
nn sevinle ok misali uular, gneten mest olmu kartallarn
ldrm uular imgeleriyle ortaya kan olgulara) gerekse inite
olan hayat olgularna (solma, rme, ayrma, lme ve zlme
imgeleriyle ortaya kan olgulara) rastlanldn ifade eder.
Bunlar, doal olarak, sadece manik condition humainenin varo-
lusal zsel boumlarn ifa eden metaforlar deildir.
Depresyonla dnml olarak yer deitiren manide, her va
roluun iinde kk salm olan hayat ve lm atks daha da
youn ve yrek paralayc bir ekilde fark edilir. Hayat ve lmle
yzleme ekillerindeki farkllk (atk) bir yana, manik ve dep-
resif deneyim, gizemli ve ortak patikalardan geer gibi grnmek
tedir: Her ikisi de lm ve lmeyi eli kulanda ve gncel bir ey
eklinde yaar.
Manik deneyimin gmbrtl ve bozguna uram ateinin ke
sintiye urad ve depresyonun buz gibi souk yalnzlna dn
t haline dair en altst edici betimlerinden birini Kierkegaardm
szlerinde buluruz.
Erken kalkmtm ve kendimi olaanst ekilde iyi hissedi
yordum; bu kendini iyi hissetme hali, sabah saatlerinde, tam ola
rak saat bire dek esiz bir biimde art gsterdi, bu saatte zirveye,
hibir honutluk skalasmda, hatta hayal gc termometresinde
dahi bulunmayan en yksek dorua ulatm fark ettim.25
Taknlk (sevin) kaynakl ba dnmesine kaplm
Stimmungun znel deiimleri daha da srkleyici ve kendinden
geirici deneyimlere savrulur.

25 Kierkegaard S., La ripresa, Timore e tremore e La ripresa, Hdizioni di Comunit,


Milano 1971, s. 207-259.
Havay blen ve ayan yerden kesen kular gibi deil de,
ekinlerin arasnda salnan rzgr gibi, denizin tatl titreklii gibi
ve bulutlarn hlyal seyri gibi hafifti yrym. Varlm, deni
zin derinliklerinin effaflyd, gecenin sessiz ve eskilerde kalm
mutluluuydu, lenin sessizliinde konuan yalnzlk yanksyd.
Her duygu ezgili bir yankyla ruhumda tatmin ve istirahat buluyor
du. Her bir dnce zihnimde mutluluun yce nda dnyor,
en uup kac ve en tuhaf fikir, en zengin ve derin dnce oluve
riyordu. Her izlenim nceden hissedilirdi, ve dolaysyla da, iime
douyordu.24
Maninin klinik durumlarnda ortaya kan dnyann ve varo
luun takn ve kle dnm bu dnmleri, aniden kesintiye
urar ve yerini, sonu olmayan bir umutsuzlua brakr.
Dediim gibi, saat tam birde bu mutluluun zirvesine vardm
ve daha da youn bir mutluluun geleceini hissediyordum ki, g
zm yanmaya balad, belki de iine bir kirpik, bir ty, biraz toz
kamt, bilmiyorum, ama u kesin ki o andan itibaren, aniden,
umutsuzluk uurumlarnda buldum kendimi ve beni o kadar yk
sekte olmann ne demek olduunu bilip de mutlak memnuniyet
ve ona ulama sorununu ncelikli meselesi yapm herhangi biri
anlayabilir.2627
Kierkegaardm bu szleri; geceleyin zig-zag eklinde grlp
de yldzlarn aydnlk harflerini tututuran bir yldrm misali,
gizemli ve acl psikolojik ve insani bir gereklii klinik hibir sy
lemin yapamayaca kadar gzel bir ekilde aydnlatmakta ve ifade
etmektedir.

26 Agy.
27 Agy.
2. Kz Kardeleri Kalm am Saat

Melankoli ile (onun deiken ve sonsuz gerekliini belirleyen fe-


nomenolojik zellikleri ile) ilgili sylem, bize onda nasl da gn
delik hayatn sorunlarndan syrlm bir insani durumun belir
sizliklerinin ve alacakaranlk klarnn bulunduunu, varoluun
nihai meseleleriyle: Kaygyla ve umutsuzlukla, bedenle ve bedenin
sessizliiyle, szle ve szden yoksun olmakla, zaman ve meknla,
lm ve lmeyle, Tanrnm mevcudiyeti ve namevcudiyeti mesele
leriyle yzleildiini bir kez daha gstermektedir.
Kukusuz melankolide, tek bir lm deneyimi yoktur: (belli
belirsiz olarak istemli lmn kapsna dayanan ve kukusuz ki
en yaygn deneyim olan) olanakl lme, zaman zaman, melankoli
iddetli olarak trmandnda, olanaksz lm (zlveren ve el
den kaan lm) de elik eder. Hal buyken, depresyonda genellikle
beklenen ve istenen (yakn ve somut) bir ey olan lm, ulalmaz
ve yitik bir ey: Olanaksz olarak tanmlanabilecek bir lm olur.
Bu durumlarda, lmn (lmn bilindik yaanma biimlerinin)
dnmlerine, elbette ki olaan d olan bedenin hilemesi ve
eytani deneyim altnda ezilme gibi daha baka dayanlmaz dene
yimler elik eder.
Depresyonda bulunan hayatlara ylesine acmaszca vuran is
temli lm,1 Paul Celanm (1970 Nisannda) ve de onun iiri hak
knda bana olaanst ve altst edici gelen sayfalar dolusu yazm
olan Peter Szondinin (1971 Ekiminde) hayat iplerini koparmtr.
Bu ortak hileme girdabna, klinik melankolide grlen her
istemli lmn glgesi yansmaktadr ama aslen bu sadece klinik
melankoliyle snrl kalmamaktadr.

1 Binswanger L., ber Psychotherapie" (1935), Ausgewhlte Vortrge und Aufstze, C.


I: Zur phnomenologischen Anthropologie, Francke, Bern 1947, s. 132-158; Mller-
Suur H., Strukturell-analytische Gesichtspunkte zur suicidalen Situation, Archiv
f r Psychiatrie und Nervenkrankheiten, 279, 1974, s. 357-367.
Paul Celanm gizemli ve ba dndrc baz msralarna2 gn
dermede bulunalm:
Git, saatinin
Yok kz kardeleri, sen
Sen evindesin
(Metnin Almancas u ekildedir: Geh, deine Stunde / hat keine
Schwersten, du bist / bist zuhause); Peter Szondi de yle yazm
tr: Kz kardeleri olmayan, kz kardeleri kalmam saat, son sa
attir, lmdr. Oraya varldnda, eve dnlmtr artk. Bu to-
pos*, Celanda yeni bir anlam edinir. ayet lm varlan bir limansa,
bunun nedeni hayatn bir yolculuk olmas deildir; bunun nedeni,
lmn, llerin hatrasnn Celanm btn iirlerinin temelinde
yatmasdr ve Szondi gene yle demektedir: Gerek varolu, varo-
lu-olmayana karr; daha dorusu, varolu, ancak varolu-olma-
yana sadakat gsterir, onun hatras olursa varolu olur.3
Celanda ve de Szondide yansmalarn bulduumuz lm gizi,
kayg ve dermanszlk selinin zaruri olarak beraberinde srkledi
i kayp sulardaki sonsuz halkalara gndermede bulunur.

OLANAKLI LM

lm (lmn ikilemlilii ve ulalmazl, olanakll ve olanak


szl) meselesini her melankoli deneyiminde grr gibi oluruz; ve
melankolinin psikolojik ve insani anlamn ancak lmn lmcl
basks kanalyla derinden kavrayabiliriz. Melankoli iindeyken
lnmez, hayat snmez; bununla birlikte, melankoli hissedildiin
de, von Gebsattelin de dedii gibi,4 sona zaten varlmtr; insan,
isel olarak lm-olma yaantsnda ifade bulan tarifi olanaksz
bir boluk lndedir. lm beklemek, hayat beklemektir: Yeni
bir hayat biimini beklemektir. lm olanakl bir lmdr: Yaka

2 Celan P., Neredeyse Yaayacaktn, Trkesi: Oru Aruoba, Dnya Kitaplar, stan
bul, 2005, s. 179.
* Gr. Tpos: Yer, mekn, (.n)
3 Szondi R, Lora che non ha pi sorelle, Gallio, Ferrara 1991.
4 Gebsattel V. E. von, Imago Hominis, Neues Forum, Schweinfurt 1964.
lanabilir ve aina bir eydir; bilinen ve bir nn kaprisli hafifliiyle,
ylesine son verilebilecek (ipi koparlabilecek) bir ey gibidir.
Maria Teresanm melankolisinin geliim srecini gsteren sy
lemini (sonsuz cmlesini): melankoliye, yaanmln cretkr ve
beklenmedik derinliini vermi ve hayat hikyesinde lm ana
balk yapm bu kadn hastamn sylemini, bylenerek, bir kez
daha okuyorum. Hasta, gndelik hayatnn lmn sessizlik iin
de ve yreini askya alarak yaarken, lmenin boyunduruun
daki dalgalar tarafndan yutulduunu hisseder; bu sularda lm,
daima olanakl bir lmdr ve gereklememi, kanlan bir lm
deildir.
ldm hissediyorum. Dn sabah lyordum. ldm
hissediyorum. Kendimi bir trajedinin iinde gibi hissediyorum. Bu
kadar da deil, hep uyumann hayalini kuruyorum ve sonunda da,
ldmn hayalini kuruyorum ama bu son hayalim, lmm ai
lemin cann yakar diye sarslyor. Bu yzden intihar hibir zaman
ciddi olarak dnmyorum. lmek kolay deil. Kendimi kaptr
mamaya alyorum umutsuzca. ldm hissediyorum. Canm
yaamak istemiyor nk yaamak demek lmek demek.
Bu son szler, melankolide lm olas olduu zaman, yaama
nn ve lmenin (sonsuza uzanan bu lmenin) edindii anlamlara
dair can yakc bir tanklkta bulunmaktadr.
(Maurice Blanchotnun sylemimle ilintili olan gndermelerin
de de dedii gibi: lmek. Sadece sonsuzlua lyormuuz gibi l
mek. lmek: Buzun zerindeki yansma, belki de, bir grntnn
yokluunun kvlcm, olmayan birinin ya da bir eyin imgesinden
ziyade, derin hibir eye ulamayan bir grnmezlik etkisi; hani
sanki yakalansa, grlse ya da tamnsayd fazla yzeysel olurdu.5)
Maria Teresada melankolik isellik, asla anlamsz ve lsel,
otomatik ve sradan bir eye indirgenmez. Bu iselliin kaplarn
aan, uurumlarn ifa eden acl ve manidar kayg ve umutsuzluk
deneyimleri yaam olan Maria Teresada lm (kati olarak kapa
nan lm) umudu yoktur.
ntihar edemeyeceimi hissediyorum ama bu, acm ve kayg
m daha da derin ve sancl klyor, intihara umut balayabilsey-

5 Blanchot M., il passo al di la, Marietti, Genova 1989.


dim, bylesine yakn bir lme bel balayabilseydim, lmm
seebilseydim, bu korkun acya daha kolay katlanrdm nk
sonumu biliyor olurdum. lmden yana umudum yok.
Dolaysyla, artk, lm umudu ve lmde yatan umut bulun
mamaktadr: lmek, Maria Teresann melankolisini damgalamak
tadr ama bu, sonu olmayan bir lme halidir. Can ekimesi, do
al olarak, sonsuzluun ve can yakc bir geiciliin izinde sona
ermeyen acl ve zahmetli gnler sresince hastaya elik etmi ve
zamana yaylmtr.
lm (kolay ve zor, hem arzulanan hem de itilen lm) dene
yimine, tam olarak olas bir lm deneyimine Giulianada rastla
maktayz. Kendisi, birka aya yaylm ve zaman zaman (neredey
se) dayanlmaz, tekrar eden bir intihar aray iinde bulunmu,
uzun bir melankolik vakas bulunan bir baka hastamdir.
ldm ben. Artk hayatta mym deil miyim onu bile bilmi
yorum. Artk sevgi yok, gn yok, gece yok, bugn yok, yarn yok,
artk hibir ey yok. Tekrar intihar teebbsnde bulunmaya cesa
retim yok ama umarm ki bu benim ve ailemin bana gelir. Yapa
cak baka bir ey yok ve kimse benim iin bir ey yapamaz. Ailem
ve ben dierleri gibi deiliz, bakalar gibi hissedemiyor, bakala
r gibi kavrayamyoruz. Duygularm da, ilgi alanm da kalmam
gibi geliyor bana. Dnya deiti ve insanlarn ehreleri de deiti.
lmem salansn istiyorum. tenazi istiyorum. Bu ekilde yaaya
mam: lmemi salaynz.
stemli lm, bu hastann karsnda tatl ve aina glgesiyle,
byleyici ve ayartc belirsizliiyle durmaktadr. Sirenlerin arks,
gnn bitkin kalm, amansz klarnn seyrelmesiyle her defasn
da yeniden domaktadr (istemli lme akam saatleri ekici gelir;
intihar, hznn dinmedii ama ket vurmann, giriimsizliin din
dii, kendine ynelik saldrganln istemli lmn gereklemesi
iin yeteri kadar g toplad akam saatlerinde daha kolaylkla
gerekleir) ve onun bysne, arsna direnmek kolay deildir.
Her depresyonun, acya (hzne) gmlme ekli ve szle anla
tlmaz bir umutsuzluktan doan lm aray kendine hassa da,
Giuliananm ve Maria Teresanm olanakl lm ve istemli lm
yaama ekilleri, farkl depresyon durumlarnda bulunsalar da, as
len ayndr.
intiharn bysne direnilmesini salayacak zgrlk alanla
rn anlamak (hissetmek ve grr gibi olmak) ya da geri dn
olmayan bir seim karsnda, bu alanlarn artk var olmadn
hissetmek (bunu sezmek ve bundan rkmek) en zor ve cretkr
eylerden biridir. Klinik bir deerlendirme yapmak, ancak, her
halkrda sreklilik arz eden risklere meydan okunmas, nseziye
sahip olunmas ve karlkl gvenin mevcudiyeti halinde mm
kn olabilmektedir.

OLANAKSIZ LM

Melankolide sadece istemli lm yoktur, sadece olanakl lm de


yoktur; ayn zamanda olanaksz lm: hissedilmeyen lm, lm
cl ve narin, yakn ve beklentisi iinde olunan insani bir deneyim
olarak deil de, ulalamayacak bir deneyim olarak yaanan lm
de vardr. Betimlemi olduumuz ve lm ulalr bir olanak ola
rak yaayan psikotik depresyona kaplm hastalarn yaama ve
lme ekillerinden uzak den (onlarla uzlamayan), lmn ve
lmenin, bu radikal dnm karsnda altst olunmamas ola
nak ddr. Bu durumda, kii, o bulank intikam sularna kapl
mamtr, lmn ban kesmi (onu yadsyarak), melankolinin
en acmasz dikenini (olanakl lm ve istemli lm dikenini)
karmtr ama umut ve geri getirmemitir.
Melankoli dnme urayp da kktenletiginde, lm dene
yimi bildiimiz lm deneyimi olmaz: Bir dier deyile lm; ola
naksz bir ey olarak yaanabilir (insan kendini lmsz hisseder,
lmden koparlp alnmtr) ya da lm, zaten gereklemi ama
sonsuz bir hayatta kal ekline dnmtr (insan lmtr ama
keskin bir kopukluk Stimmungunda yaamaya, hayatta kalmaya de
vam etmektedir).
Bu tanmlar karanlk gibi durmaktadr, ancak aslen Jules
Cotardm zamannda ustalkla yapm olduu klinik betimleme
lere denk dmektedir. Jean Starobinski, Cotardm almalarna6

6 Cotard J., Du dlire hypochondriaque dans une form e grave de la mlancolie anxieuse,
iinde Annales mdico-psychologiques, 38, 1880, s. 168-174 ; Cotard J., Etudes
sur les maladies crbrales et mentales, Masson, Paris 1891.
bavurup, onlar eletirel olarak ok gzel bir ekilde zetlemi
tir.7 Bu sayede, yaamdaki bu (sra d) depreil dnm sresin
ce kendini gsteren lmszlk (lmn yadsnmas ve lmn
imknszl) konusunun psikolojik hallerini derhal kavrarz.
En nihayetinde lm gerekliine meydan okuyarak ve lm
aarak hayatta kalmay yenik drm, lm gerekliini olanak
sz klm bu esiz yadsnm lm ve ulalm lm kar-dene-
yim vakalar hakknda Cotard ne sylemektedir?
Yadsmayla (hastalar, kendi bedenlerini ve iinde yer aldklar
dnyay bile inkr edecek bir hezeyan bilinci edindirmeye, kk
l bir hilemeye srklemeye dek varan bir yadsmayla) balayan
deneyim sresince, derin bir depresyon durumu meydana gelir:
Hastalar lmsz gibi yaar ve lme ve lmeye yabanc oldukla
rn belirtirler. Bunun nedeni hem zaten lm ve yeniden domu
olmalar, sonsuza dek hayatta kalmalar, hem de lm ve lmenin
onlar iin nfuz edilemez olmasdr. Bu deneyimler gitgide artan
bir kaygya da elik eder: lmn uzakl (olanakszl), acy ve
umutsuzluu sonsuz klmaktan baka bir eye yaramaz.
Cotardm hastalarna ilikin olarak betimledii farkl ieriksel
sreler nelerdir? Baz hastalar, bedenlerinin tamamen boaldn,
bedenlerinin iinin bo olduunu ve lmn onlara vuramayaca-
m, bu nedenle lemeyeceklerini belirtirler. Kendilerini yaayan l
ler olarak tanmlarlar ve lmszln, lmelerinin olanakszl
nn kendilerine ac verdiini belirtir, bu korkun kaderden kurtarl
may talep ederler. Baka hastalar ise, lm gerek bir lm olarak
yaarlar (lmlerdir) ama bu lm, ayn zamanda, hayat yutmayan
bir lmdr; hayatta kalnmaya devam edilir ve bu gizemli hayatta
kalma hali, lm bo klar (onu eritir) ve ona elik eder.
Cotardm ele ald psikotik depresyon vakalarnda, szn et
tiimiz bu lm kayb, lmn silinmesi ve talaarak hareketsiz
kalmas, varoluun (bedenselliini lmszl mevcuttur: lm
artk olanakl deildir ve lmsz olunmutur ya da lme ulal
mtr ancak snrszca sonsuzlaan bir ekilde yaamaya devam
edilmektedir. lm artk bir sona, bir son noktaya, bir sonuca kar
lk gelmemektedir; bahedilmeyen bir deneyime, gelecekten yok
7 Starobinski J., Limmortalit mlancolique, in Le temps de la rflexion, Gallimard, Paris
1982, s. 231-251.
sun bir imdiki zamanda yaanan bir eye dnmtr. Szn
ettiimiz lmn ve lmenin hilemesi, ayn zamanda, zaman ve
mekn kategorilerinde de dnme neden olmaktadr.
Bu balamda da zaman ve mekn konusuna tekrar girmeden
edemeyiz nk Jules Cotardn betimledii vakalarda, meknda
ve meknda yaayan bedende deiimlere rastlanmaktadr. Bunun
bir nedeni de lm deneyiminin kaybnn gelecein de kaybna
iaret etmesidir.
Dolaysyla depresif lmszle, meknn dnm de elik
etmektedir (edebilmektedir): Bu balamda beden, iinde bulun
duu meknda ba dndrc bir yaylm sarmalnda bulunan,
kendi snrlarndan km ve uzaklam bir gereklik eklinde
yaanmaktadr. Meknn dnm, bu deiken depresyon bi
iminin evrimine, semptomatolojik olarak, eytani olan da dahil
olduunda daha da huzursuz edici hale gelmektedir. Mekn zama
na da sk skya baldr; zamann (znel zamann ve varolusal
zamann) sapmaya uramad hibir depresyon deneyimi yoktur.
Gelecek mevhumundan yoksun zamansal ufukta, lm deneyimi
nin yokluuna tank olunabilir. Jean Starobinskinin dedii gibi,8
ancak gelecein mevcut olmas halinde, lm, hayatn yapsal bir
gereklii olarak yaanr (yaanabilir): Eer gelecek yok olursa,
paralanrsa, o zaman bunu her birimizin sahip olduu lm arife
si olarak grebiliriz ve de bu asli n arttr: lm arifesi var olmal,
ardndan zlmeli ve lm ufukta yitmelidir, ite bu durumda
lm olanaksz bir deneyim haline gelir.

KAFKANIN MGELEMNDE OLANAKSIZ LM

Psikotik (melankolik ve izofrenik) durumda, dorudan doruya


insani ikilem ve sorunlara gndermede bulunan deneyimler orta
ya kar ve bunlar, (hi olmazsa alkanlk gerei) normal olarak
tanmladmz varolularda da mevcuttur. Ancak, kuku yok ki,
psikotik durumda effaflkla ve dorudan doruya ortaya kan ac

8 Starobinski J., Limmortalit mlancolique, Le temps de la rflexion, Gallimard, P i


ris 1982, s. 231-251.
ve keder, psikotik-olmayan varolularda ancak sezginin (soyut ve
geometrik mantn dnda yer alan bilginin), kalplarn ve sra-
danlm, suniliin ve savunma halinde olmann kabuklarn kr
d lde kavranr.
Franz Kafkann effaf ve yakc baklar, yoklanamaz olan
yoklamakta ve gerekliin matln ve olaylarn sorunsalln
iddetle aydnlatmaktadr: Bu sayede de insan olma durumunun
gizli kalm ve ngrlmez ynlerini su yzne karmakta ve ya
plmas g her psikopatolojik ayrm amaktadr. lmn esra
rengiz kayb (ok daha sk rastlanr olan lm beklentisi ve umu
duyla bylesine etin bir ekilde atan lmn olanakszl),
Kafkamn, alelade klinik gerekliin derin anlamlarn aydnlatan
bir yksnde olaanst bir grsellikle anlatlmaktadr.
(te yandan, Kafkada nevrotik bir meylin9 mevcudiyetinden
sz edilebilirse de, kendisinde psikotik bir zellik grmek mm
kn deildir.)
Kafkamn sylemi, tpk sapanla frlatlm bir ta misali, s
tmze gelmekte ve esrarengiz bir ekilde bize isabet etmektedir.
Onun en eski ve en aydnlk yklerinden biri olan bu yksnden
(Avc Gracchustan), psikotik bir depresyona kaplp da lmszlk
deneyiminden geen hastalarn yaadklaryla ieriksel olarak ba
lantl birka paray alntlyorum.
te Kafkann snrlar aan szleri: Beyefendi tabuta dayand,
elini orada yatan adamn alnna koydu, sonra da diz kp dua
etti. Dmenci odadan kmalar iin tayclara iaret etti, tayc
lar ktlar, darda toplanm ocuklar uzaklatrdlar, ardndan
da kapy kapattlar. Ama beyefendiye o sessizlik de yeterli gelme
di, dmenciye bakt, dmenci anlad ve yan kapdan karak ya
knlardaki bir odaya ekildi. Tabutta yatan adam derhal gzlerini
at, yzn elemli bir tebessmle matemdeki beye evirdi ve ona:
Kimsin? dedi. Beyefendi, hibir hayret ifadesi gstermeksizin,
doruldu ve Belediye Bakam Rivaym diye karlk verdi.10

9 Brutigam W., Aus der Krankengeschichte von Franz Kajha, Medizinisch-psychologische


Anthropologie, ed. W. Brutigam, Wissenschaftliche Buchgesellschaft, Darmstadt,
1980, s. 69-88.
10 Kafka F., Il cacciatore Gracco, Il messaggio dellimperatore, ltalyancaya ev. Anita Rho,
Frassinella Torino 1967, s. 301-308.
Belediye Bakan Riva ile avc Gracchus arasndaki konuma,
bu dnyaya ait deil de, autre mondea ait ierii bakmndan hayret
vericidir ve Kafkann bilinli olarak kulland kuru (orak) ve
donuk anlatm hafifletici ve frenleyici bir etki uyandrmaktadr:
Hani sanki anlatlan olaylarda garip ve sra d hibir ey yokmu
havas vermektedir.
Keza yknn devam da yledir: Avc ban sallad ve dili
nin ucunu dudaklarnn arasna getirdi. Evet, gvercinler nm
den uarlar. Pekiyi ama siz, sayn Belediye Bakan, gerekten de
benim Rivada kalmam gerektiini mi dnyorsunuz? Bunu he
nz syleyemem dedi Belediye Bakam. ldnz m siz? Evet,
-dedi avc-, grdnz gibi ldm. Uzun yllar nce, sayn Beledi
ye Bakan, Kara Ormanda, Almanyada bir da keisini kovalar
ken, kayalklardan dtm. O zamandan beri lym. Ancak siz
yayorsunuz da dedi Belediye Bakan. Bir anlamda, -dedi avc,
- bir anlamda yayorum da, evet. Cenaze sandalm rotay ard,
yanl yerde dmen krdlar, dmenci bir an dalm olmal, o gzel
vatanmdan kaynaklanm olmal bu dalgnlk; tam olarak nasl
oldu bilmiyorum, bir tek unu biliyorum: ben burada yerde kaldm
ve o andan itibaren sandalm yersularnda gidiyor. Bylelikle de,
hep dalarda bir bana kalmak isteyen ben, ldkten sonra dnya
lkelerini dolap durur oldum.11
yknn bitkin drc sonu yledir: Ben hibir ey d
nmyorum dedi avc glmseyerek ve nkteyi dindirmek iin
de elini belediye bakanmm dizine koydu. Buradaym, bir bunu
biliyorum, baka bir ey yapamam. Benim sandalm dmen-
siz, lmn baya blgelerinden, aalardan esen rzgrla yol
alyorum.1112
Hayat, lmn gereklemesine ve her varoluta mevcut olan
uup kac erinin sonlanmasna izin vermeyen karanlk ve dile
gelmez hayat, lme meydan okumaktadr.
Bu etkileyici metne ilikin olarak, onun anlamna iaret eden
Maurice Blanchotnun szlerine deinmeden edemem. Olumsuz
olann belirsizlii, lmn belirsizliine baldr. Tanr ld, bu

11 Age.
12 Age.
hazmedilmesi daha da g bir hakikat ifade edebilir, lm olanak
l deil anlamna gelebilir. Avc Gracchus adl ksa bir yksnde,
Kafka, bir avcnn Kara Ormandaki teebbsn anlatmaktadr,
avc uurumdan dm ancak te dnyaya ulaamamtr - ve
artk hem hayattadr hem de ldr. Hayat sevinle karlam
t ve hayatn sonunu da sevinle karlad -ldrldkten sonra,
sevinle lm beklemeye koyuldu: Uzanm bekliyordu. Sonra,
-dedi,- felaket gerekleti. Felaket lmn olanakszldr, byk
insan smaklarnn, gecenin, hiliin, sessizliin zerine atlm
ac alaydr.1314
lmn yoksunluu ve kayb, yok olmaya yz tutan, yabanc
ve tannmaz hale gelen gece metaforunu artrmaktadr.
Bylelikle lm hayatmz sonlandrr ama lme olanamz
sonlandrmaz; bu, hayatn sonu kadar gerek, lmn sonu ka
dar aikrdr, ite buradan da bir yanllk, btn karakterlerin
hareketlerinde tuhaflklara neden olan ikili yanllk ortaya kar:
Onlar belki de, tpk avc Gracchus gibi, lme srelerini bo yere
sonlandrm llerdir; eski lmlerinin aikr eylerin bildik tab
losundaki yanllnn kendine has alayna ama ayn zamanda da
kendine has tatllna, sonsuz inceliine bulanm hangi sularda
erimi varlklardr onlar, kim bilir? Ya da belki de onlar farknda
olmadan lm eski byk dmanlaryla, hem bitmi hem de bit
memi bir eyle, reddederek yeniden yaattklar, aradklar zaman
sakndklar bir eyle savaan canllardr, kim bilir? u
lme olanan ykmayan lmn ve kendini srgnn karan
lna teslim eden: rahat vermeyen ve ardnda daha da vahi ve
yrtc bir yalnzlk brakan lmn firarna teslim olan varolu...

NHLST PARALANI VE EYTAN DENEYM

Depresyon hali olanaksz lm deneyiminin (ne lm ne de ya


am olan ama her halkrda gereklememi ve tamamlanmam
lm deneyiminin) de tesine geecek kadar arlanca, imgeler
aynalara buulu yansr, uurumlar bylenmi ve dehete kapl
13 Blanchot M., Da K afka a Kafka, Feltrinelli, Milano 1985.
14 Blanchot M., Da K afka a Kafka, Feltrinelli, Milano 1985.
m baklar yutar: Bu noktada, szle anlatlmaz eytani deneyime
kaylr.
lmn olanakszlna, nihilist dalmann ba dnmesi elik
edebilir ve buna hani sanki eytani olann imgesi yansr gibidir.
Bu dediimiz, klinik sylemin gerekliinin de dnda kalmayan,
karanlk ve zmlenmemi sembiyotik bir bileimdir.
Jules Cotardm betimledii psikotik depresyonun karmak ve
iinden klmaz semptomatolojisine gre, lmszlk fikirleri,
nadir rastlanan vakalarda olsa da, bedenin ve yaamn hilemesi
deneyimlerinin yan sra, eytani olann basks altnda ezilme de
neyimlerine de balanmaktadr. Bu vakalarn semptomatolojisin-
de birbirinden farkl noktalar i ie gemektedir; bununla birlikte
temel fenomenolojik eler, kiinin boalan ve paralanan (ayn
zamanda da, kar koyulmaz bir ekilde intihar arayna giren)
bedeninin girdabnn ve de eytani olann ypratc girdabnn ii
ne gmlmesidir.
Bunlar, psikotik depresyona sadece istisnai olarak elik eden,
allagelmedik, eytani dnm ve bedenin amansz yok edilii
deneyimleridir. Bu semptomatolojiler ile, rnein, bu kitapta be
timlediim hastalarn semptomatolojileri arasnda ne gibi benzer
likler, ne gibi ilikiler olabileceini tahayyl dahi edememekteyiz.
Betimlediim hastalarla, yukarda akladm hal arasnda hibir
ba bulunmamaktadr; te yandan, klinik gereklikte, hi bilmedi
imiz, bizlere sr gibi gelen etkenler nedeniyle azami bir hassasiyet
ve zedelenmilik ieren bylesi zor vakalara da rastlanmaktadr
elbette.
Karanlktayz: Psikotik imgelemi15 araclyla karanlktan ka
ranla geerek, kayalar tarafndan yazlm Celanvari karaltlarn
girdaplarna varmaktayz.
te yandan, psikopatolojide, eytani olann deneyimi elbette
ki Cotardm gstermi olduu izgiden farkl bir seyir de gste
rebilmektedir ve bu balamda, Lorenzo Calvinin ok gzel bir
almasndan alnt yapmak isterim. Burada, birka ay boyun
ca midesinde sorun olduundan yaknm, ardndan da aniden
kendinde eytann bulunduunu belirtmi bir kadn hastadan sz

15 Starobinski J., Locchio vivente, Einaudi, Torino 1975.


edilmek istenmektedir. Kendisi hastam olduunda bana srekli
olarak bunu sylyordu, akrabalar ise sadece belli belirsiz bir ra
hatszlktan bahsediyordu, i hastalklaryla ilgili fayda getirmemi
tedaviler yaplmt, ardndan da aniden kendilerini dehete d
ren bu saplant vuku bulmutu. Psikofarmakolojik ksa bir tedavi
srecinden sonra, Lucia olarak adlandracam hastam, kendisini,
iine eytan girmi biri olarak grmeyi kesmi ve bata hissettii
fenaln ne olduunu dile getirebilmitir: ncesinde midesinde
ta gibi bir arlk, ardndan da iinde hareket eden bir solucan
hissetmiti.16 eytani olana ilikin bu deneyimin kktenliine ili
kin olarak Lorenzo Calvi unlar da sylemektedir: Kendisinin
eytan gerekten de hissettii bana aikr geldi ve bu, huzursuz
olduunu ifade etmek iin eytan ensesinde hissettiini syleyen
pek ok hastann aksine, lafn gelii deildi.17
Bu noktada, bu hastann yaam olduu deneyimlerin ardn
dan, hi kukusuz Cotardn ifade ettii sendromlardan biriyle
benzerlik tayan klinik bir durumdan gemi bir hastamdan sz
etmeyi uygun gryorum.

ANGELANIN DEPRESF VAROLUU

Angela, kendine ynelik olduka iddetli bir saldrganlk meyliyle


birlikte, defalarca depresif (psikotik) halde bulunmu otuz yan
daki bir kadn hastadr. Kukusuz Cotardm szn ettii vaka
larla benzerlik gsteren eler iermektedir: Ancak bu hastann
durumunda ie dnme ve ifade yetisi ok daha kuvvetlidir. Onda,
eytani dnm, dehet verici bir lm deneyimine elik etmek
tedir.
Ben artk kendimi lme mahkm ettiime inanyorum. Ben
artk ben deilim ve varlm bin bir ayr yere dalm vaziyette.
Yaarken kendime baktmda korkuyorum. Ben kaotik bir var
olmayanm. Bu sabah kendi benliimi kaybettim: Beni tamamen
hiletiren krizler geiriyorum. Zehirli de olsa ila grdmde

16 Calvi L., La fenomenologa del diablico e la psichiatria antropolgica, in


Archivio di psicologa, neurologa e psichiatria, 30, 1969, s. 390-412.
17 Agy.
kararlym ve o ilalarn tamamn almaktan kendimi zorlukla
alkoyuyorum. Aklm kardm hissediyorum: Zihnim dier
herkesten tecrit oluyor. Sevdiim bir kiiye korkun bir hakszlk
ta bulundum ve eytan, bu yaptma benim kendi iimden gl
yor; oysa ben alyorum ve bu insann affna ihtiya duyuyorum.
Benim gerek benliim snd ve benliim, bir yandan da atl ve
depresif halde. eytann tarafna getim ve ben kendim eytana
dndm.
Burada psikopatolojik deneyimler st ste gemekte, karmak
ve katmanl bir hal almaktadr; ancak, her halkrda, bedenin ni
hilist zlmnden ve youn eytani istiladan ykma uram bir
kimsenin yaad depresyon halinin ana hatlar seilebilmektedir.
Kaotik bir var-olmayan oldum. Her tarafa yaylan bir hiim.
Eer bir insan kendi benliini yitirmise onu bulabilir ya da kendi
benliini daimi olarak yitirebilir. Ben kendimi zaten ldrdm.
Kendimi iki kere ldrdm. Bunu fiziksel olarak da yapma nok
tasna gelmekteyim. Ben artk hareketsiz hale geldim, bir insan
solucanna dndm ve buna bir mr boyu katlanamayacak kadar
ac ekiyorum. Bitmesi gerektii gibi bitiyor. Ben bir btn olarak
bedenime sahip deilim. Yaamak ya da lmek benim iin ayn ey.
iimde beni iten kemiren ve iyileme abalarnzla alay eden bir
eytan var. Ben artk hibir ey deilim. Gereklikle olan ilikimi
tmden yitirdim. Kendimi artk anlamsz hissediyorum. Hibir e
yin anlam yok artk, benim de anlamm yok. Niye yayorum ki?
Bir hi nasl iyileebilir ki? Kendimi takatsiz, mitsiz hissediyo
rum, zihnim bombo. Ben kendimi bulamyorum artk: Daldm
ve hiletim. Zihnimde hibir ey yok artk. Ben bir hiim: Yery-
zndeki en ie yaramaz varlm.
Nihilist anma (her eyin fiziksel younluunu yitirmesi ve
bedenin boalmas) esi, kendisini zaten l hisseden (kendini
iki kez ldrmtr) ve eytana gml halde yaadn hisseden
bu hastann yaantsna hkimdir. Elbette ki buradaki ieriklerde
ve bunlar yaama ve ifade etme ekillerinde byk bir dalgalanma
sz konusudur: Her halkrda, hastann hissettii kayg yksek ve
dehet vericidir.
LME LME OLAN BENLK BLNC

Psikotik depresyon hali, bir varoluu bu kadar derinden altst edip


yaraladnda, szn etmi olduumuz huzursuz edici klinik fe-
nomenoloji oluabilir. Bunun sk rastlanan bir durum olmamas,
onun psikopatolojik neminden de, varolusal anlamndan da bir
ey eksiltmemektedir.
Bu semptomlar (olanaksz lm, zamansal ve meknsal dei
imler, bedenin nihilist anm ve eytani dnm), gitgide art
gsterir ve st ste geerler, ancak bunlarn hepsini tek bir temele
indirgemek mmkn mdr, yoksa onlar bireysel kural dlklar
balamnda m kabul etmek lazmdr?
Doal olarak, bu semptomlarn neden ortaya ktklarn anlat
mak sz konusu deildir; Sz konusu olan, olsa olsa bunlarn nasl
ayrtrlabilecekleri ve ne ekilde harekete getikleridir. (Fenome-
nolojik yntemin grevi ve izini srd hedef de budur: Elbette
ki, bu; gnmzde son derece sorunlu gibi grnen psikotik de
neyimlerin nedenlerine18 ilikin her sylemin tesindedir.) Tabii ki
olanaksz lm, dnemsel bir depresif deneyimdeki gelecek yitimi
ne de balanabilmektedir ve keza, (yaanlan) mekn dnmleri
de baz depresyon hallerinde vuku bulmaktadr.
Grnte almaz olan ey, bu semptomlar btn ile benliin
ve bedenin hilemesi ve eytana gmlme semptomlarnn arasn
daki mesafedir. Birinci ile ikinci semptom gruplarn birbirine ba
lamann tek yolu, ikinci grupta Kari Jaspersin kastettii anlamda19
benlik bilincinin, Kurt Schneiderin20 ayn eyi ifade eden tabiriyle
ise benlik deneyiminin kkten bir ekilde rahatszla uram ol
masdr. Psikotik depresyon hali beraberinde benlik bilinci rahat
szln da srklediinde, ikinci grupta yer alan semptomlarn
tanmlanmasn, meydana kn anlamamz salayan artlar

18 Bleuler M., Die schizophrenen Geistesstrungen im Lichte langjhriger Kranken - und


Familiengeschichten, Thieme, Stuttgart 1972; Mndt C., Endogenitt von Psycho-
sen-Anachronismus oder aktueller Wegweiser fr die Pathogeneseforschung?,
Der Nervenarzt, 62, 1991, s. 3-15; Schneider K., Klinische Psychopathologie, Thieme,
Stuttgart 1962.
19 Jaspers K., Allgemeine Psychopathologie, Springer, Berlin-Gttingen-Heidelberg
1959.
20 Schneider K., Klinische Psychopathologie, Thieme, Stuttgart 1962.
belirir. izofreni mevcudiyetinde (kesinlikle) grlen benlik bilin
cinin paralannda, benliin btnlk ve kimlik kaybna, psiik
eylemlerde zerklik kaybna, benliin ve bedenin snrlarnn ar
geirgen oluuna (adeta sonu olmayan bir akkanlk edinmesine)
ve nihai olarak da benliin lime lime oluuna (paralanp ayrma
sna) rastlanr. Benliin bilincine dair sylediimiz halin dereceleri
ve mahiyeti, klinik bir durum ile bir dier klinik durum (psikotik
bir hal ile bir dier psikotik hal) arasnda gidip gelir. Angelada g
rlen depresyon ile Cotardm ifade etmi olduu vakalardaki ben
lik bilinci zlm derindir; benlik ve beden, eytani zellikler
gsteren, iddetli bir ekilde ykc olan imgelerin21 ortaya kyla
e zamanl olarak paralanmaktadr.

HER TRL SONUCUN KFAYETSZL

Bu konuda varlacak hibir sonu yoktur ya da varlacak son derece


zayf sonular vardr. (Psikotik) insani durumda, izofreni halin
de olduu gibi depresyon halinde de, varolusal adan son dere
ce anlaml olan atma ve sorunlara rastlanmaktadr ve bunlarla
yzlemek gereklidir; bunlar anlamaya ve yorumlamaya alma
dan nce yaplmas gereken ilk ey sayg duymaktr. Klinik psiki
yatriden daha farkl bir bilisel konumu olan psikopatolojideki22
konu ve sorunlarn Franz Kafkanm yaratc hayal gcyle olan
yaknl, condition humainenin: psikotik zellik gsterip gsterme
diinden bamsz olarak, insan olma durumunun ortak temelleri
ne ilikin her trl sylemi, antropolojik bakmdan daha ciddi ve
temelli klmaktadr.
Klinik vakalarda yer alan bu sra d ve sarsc depresyonlarda
en etkileyici ve altst edici gelen ey, tam da bu lm (ylesine
uzak ya da ylesine yakn olabilen ve hatta reddedilebilen ve ola
naksz, alm olarak yaanabilen lm) konusudur ve bu vakala
r, psikolojik ve insani adan en anlaml klan ey de gene lm
dr. Melankoliye ilikin yntemsel ve eletirel sylemimin izgisi,

21 Scharfetter C., Schizophrene Menschen, Urban <Sr Schwarzenberg, Mnih-Viyana-Bal-


timore 1983.
22 Jaspers K., Allgemeine Psychopathologie, Springer, Berlin-Gttingen-Heidelberg 1959.
lmszlk fikirleri barndran depresyonun farkl Getalt ve farkl
ieriklerine deinmeme karn, (zannmca) kesintiye uramam
tr.
Zira lm olanakl bir gereklik olarak yaayamayacak hale
gelmek, lm kaygsna son vermemektedir: Aksine, bu kaygy er
telemekte, onu sonu olmayan bir zamana yaymaktadr. Bunun ze
rine Rainer Maria Rilkenin (gene) Maie23deki ar ve bitkin d
rc lm betimini anmadan edemem. Hi gelmeyen bu lm,
sessizliinden kan bu lm, lmeyi dileyen bu lm (ve yldzn
snmesine ramen kuyruu yanmaya devam eden kuyruklu yldz
misali lemeyen bu lm)... Bunlar, srl ve byl eylerin can
ekien ve kaamak yla iimizde yeniden doan imgeleridir.
Psikotik Lebensweltin bize belli belirsiz gsterdii gibi, bizim
kinden ayr ama bizimkine bir o kadar da yakn olan bu deneyim,
hayattan geen srlarla ve gediklerle yzlememizi salamaktadr.
Bazmz bu uurumdan der, bazmz ise kurtulur ama en niha
yetinde bunun niye byle olduu bilinmez. Henri Ey, bu deerli
Fransz psikiyatr, verilmesi imknsz cevab gizleyip saklama a
basyla yle yazmtr: Btn insanlarn deli olduu sylendi
i takdirde, bununla kastedilen tek ey her insann, kendi iin
de, varoluunun yapsnda yer alan bylesi takn bir potansiyel:
gerek diilik ve hayal gc ihtiyac barndrddr ve insanlar,
buna, ancak bilinlerini ve kiiliklerini belli bir dzene oturtarak
direnebilirler.24

23 Rilke R. M., I quaderni di M ake Laurids Brigge, ltalyancaya ev. F. Jesi, Garzanti,
Milano 1974.
24 Ey H., Esquisse d une conception organo-dynamique de la structure, de la no
sographie et de Vtiopathognie des maladies mentales, Psychiatrie der Gegenwart,
ed. H.W. Gruhle, R. Jung, W. Mayer-Gross e M. Millier, parte 1/2: Grundlagen und
Methoden der klinischen Psychiatrie, Springer, Berlin-Gttingen-Heidelberg 1963, s.
720-762.
3. Can Sknts l ve Melankoli

Olgularn mutlak effaflklaryla kavrand psikopatoloji alann


dan, aksi takdirde saptayamayacamz eler ortaya kabilmek
tedir (psikotik deneyimlerde olduu gibi, hayat nehri durduunda,
nehir sularnn dibinde bulunan her ey allmadk bir netlikle
grnr) ve bu eler, can sknts ve melankoliye dair psikolo
jik ve insani deneyimleri kavramamza ve bunlarn arkeolojilerini
zmemize yardmc olabilmektedir. Melankolinin snrnda can
sknts vardr: Bu ikisinin varolusal zellikleri, birbirleriyle di
yalektik ekilde kyaslandklar takdirde daha iyi kavranmaktadr.
Melankoli ve can sknts, Giacomo Leopardi tarafndan
dhiyane bir ekilde, sadece duygulanmsal deil, bilisel kategori
ler olarak da yorumlanmtr.
rnein melankoli eyleri ve (szgelimi) hakikatleri, bize se
vincin gsterdiklerinden ok farkl ve ok kart ynlerden gsterir.
eyleri ve hakikatleri kendine gre gsteren bir orta hal de vardr,
0 da can skntsdr1 ve gene yle demektedir: Soyut bir ekilde
konuacak olursak, hakikatin arkadann, hakikati ortaya kara
cak n, hata yapmaya en az ak olan eyin melankoli ve zel
likle de can sknts olduu gerektir; ve sevin halindeki bir filo
zof, hakikatin iyi ve gzel olduu konusunda deil de, ktnn,
bir dier deyile hakikatin unutulmas, insann da kendini teselli
etmesi gerektii ya da eylere, aslen sahip olmadklar bir eyler
yklemenin faydal olaca konusunda kendisini kandrmaktan
baka bir ey yapamaz.12
yle hisler, yle ruh halleri vardr ki, bizleri varoluun nihai
temelleriyle yzletirir: Bu, elbette ki, Heideggerin dncesinin
kkl savlarndan biridir; ama bu sylemde can alc bir nemi

1 Leopardi G., Zibaldone di pensieri, C. I, Tutte le pere di Giacomo Leopardi, ed. F.


Flora, Mondadori, Milano 1973.
2 Leopardi G., Zibaldone di pensieri, C. 1, Tutte le pere di Giacomo Leopardi, ed. F.
Flora, Mondadori, Milano 1973.
olan kayg bir yana, Heidegger can skntsn da varoluun anlam
n amlayan asli bir deneyim olarak grmtr.
eylerle ve kendimizle pek de megul olmadmzda da, hatta
tam o srada, rnein gerek can skntsnda, her ey stmze
stmze gelir. Bizi skan ey, henz bu kitap ya da u gsteri, bu
megale ya da u tembellik ise henz sz ettiimiz durumdan uza-
zdr demektir, dediimiz hal insann can skldnda ortaya
kar. Sessiz bir sis misali varoluun derinliklerine gidip gelen de
rin can sknts, her eyi, tm insanlar ve tm insanlarla beraber,
insann kendisini de tuhaf bir kaytszlk halinde birletirir. Bu can
sknts, varl btnlyle ifa eder.3
Can skntsna ilikin olarak Leopardinin yapt tanmla
Heideggerin tanm arasnda bir nevi benzerlik bulunmaktadr;
ama elbette ki, Leopardide can sknts hilii dourur (Ken
disinin dedii zere:4 Can sknts, hiliin annesidir); oysa
Heideggerde hilii ifa eden ey kaygdr. Ama bu almada, her
halkrda, her ikisinin de ruh hali ve varolusal bir durum olarak
can skntsna dair syledikleri eylerin radikal ynlerine deinil
mitir.

CAN SIKINTISI LE MELANKOL ARASINDAK


ERKSELELK

Melankoli, sadece klinik bir gereklik deildir; tpk kayg gibi,


varoluu kendi varlyla kaplayan bir ruh halidir de (Stimmung-
dur). (te yandan, kayg ve melankoli, anksiyete ve depresyon
psiko(pato)lojik olarak birbirleriyle balantldrlar). Melankolide,
srekli, lm ve lme konularna deinilir; bu, sadece olas olan
ya da olmayan lm konusundan ibaret deildir. lm ve lmek,
elbette ki birbirleriyle zde deillerdir nk biz lmenin dene
yimine sahibizdir (lmeyi yaarz) ama lmn deneyimine sahip
deilizdir (lm yaamayz): lme dair rasyonel ve soyut bir bil
gimiz vardr.

3 Heidegger M., Che cose la metafisica?, Segtavia, Adelphi, Milano 1987, s. 59-78.
4 Leopard G., Zibaldone di pensieri, C. I, Tutte le pere di Ciacomo Leopard, ed. F.
Flora, Mondadori, Milano 1973.
Melankoli, ieriksel olarak, gerek ruh hali (Stimmung), gerekse
de psikotik hayat biimi olarak can skntsyla i iedir. Her ruh
halinde olduu gibi, bir ruh hali olarak melankolide de, Almanca
Stimmung kelimesini yanklandran ve temellendiren bir ses vardr.
Stimmungdaki bu kayp ses, bu Stimme, Giorgio Agamben tarafn
dan muhteem bir ekilde ele alnmtr: Duygulanmsal renk
tonu olarak evrilegelen Stimmung szc, burada her trl psi
kolojik anlamndan soyulmal, ona Stimme ile olan etimolojik ba
lants ve zellikle de, akustik-mzikal asli boyutu geri verilmeli
dir: Almancada Stimmung, Latince concentusun, Greke appoianm
evirisi olarak ortaya kmaktadr. Bu bak asndan baklnca
aydnlatc olan ey, Novalisin Stimmungu psikoloji olarak deil,
ruhun akustii olarak grmesidir.56
Psikolojik deneyim olarak can sknts ve ruh hali (Stimmung)
olarak melankoli, birbirlerini izleyen hayat biimleridir ve her in
sann hayatnda i ie geerler: Elbette ki bu, klinik her kategorinin
dnda ve gnlk hayatn sradanlndan uzak olunmas artyla
byledir; zira gndelik hayat dnme ve gerekliin diyalekle-
tirilmesine yer vermez ve bunlar olmadan da can sknts ve me
lankoli olmaz.
Can sknts psikolojisi (elbette ki) can skntsnn psikopato
lojisi deildir; ve ruh hali olarak, belki de Weltanschauung* olarak
melankoli de, klinik bir gereklik olarak melankoli deildir.
Can skntsnn psikolojik ve insani boyutta nasl olutuu,
melankoliyle ne ekilde i ie geebildii ve zaman zaman melan
kolinin onu nasl istila edebildii, psikolojik ve psikopatolojik ara
trmalarn felsefi ve edebi metinlerle harmanlanmas halinde daha
iyi kavranr ve betimlenir. (Melankoli, klinik melankoli ve modern
edebiyat arasndaki balantlarla ilgili olarak, Anna Dolfi tarafn
dan muhteem bir zenle hazrlanm bir kitaba4 gndermede bu
lunmak isterim.) Melankoli ile, zaman zaman lmcl can sknts
ve zaman zaman da taedium vitae olan ama her halkrda benin
dnyayla ve kendinden-bakalaryla olan ilikilerinde radikal bir

5 Agamben G., II linguaggio e la morte, Einaudi, Torino, 1982.


* Alm. Dnya gr, (.n.)
6 Dolfi A., (ed.), Malinconia, malattia malinconica e letteratura moderna, Bulzoni, Roma
1991.
deiiklik yaratan, can sknts arasndaki birbirinden farkl ve
birbirine yakn duygulanmsal tonlarn derinlii ve hassasl belki
de ancak bu ekilde kavranabilecektir.
Kierkegaardn baz sayfalarnda melankoli, kendi varoluuna
elik eden ve can skntsn dnml olarak izleyen bir ruh hali,
bir Stimmung olarak, dier baz sayfalarda ise gelgit misali, bir or
taya kan bir ortadan kaybolan psikopatolojik bir deneyim olarak
yaanmtr.
Kierkegaardda melankolinin klinik bir gereklik olarak deil
de, bir ruh hali olduu sayfalar kendisinin Enten-Eller adl eserinde
geer: Saysz tandk evremden ayr, son bir mahrem, gveni
lir kaynam var: O da melankolim. Sevincimin ortasnda, iimin
arasnda o bana iaret eder, fiziksel olarak olduum yerde kalsam
da beni yanma alr. Melankolim, bugne dek tandm en sadk
sevgilimdir. Benim de onu sevmemde alacak ne olabilir ki?7 ve
melankoli, ieriksel ve duygulanmsal olarak srekli ve karlk
l yer deitirdii can skntsna dntnde kendisi yle de
mektedir: Can sknts ne de korkuntur, ne de korkun ekilde
can skcdr! Bundan daha kuvvetli, daha gerek bir ifade kulla
namam nk benzer ancak benzerle kavranabilir. Ah keke daha
yksek, daha gl bir ifade olsayd, o zaman bir hareket, bir ham
le daha kalm olurdu!.. Ben uzanm, olduum yerde kalyorum;
grdm tek ey boluk, yaadm tek ey boluk, iinde hareket
ettiim tek ey boluk. Acy daha az hissediyorum.8
Gnlknde arlk ve karaltya dnecek olan Kierkegaardn
szleri, burada hafiflie ve aydnla sahiptir; ama her halkrda
can skntsnn anahtar kelimesi boluk deneyimi olarak belirlen
mi ve bununla ifade edilmitir.
Boluk olarak: bo zaman olarak can sknts deneyimi... ite
bu noktada, psiko(pato)lojik sylem, bize, bir kez daha, Giacomo
Leopardinin esiz bir derinlikle yaad ve betimledii can skn
tsnn ieriine iaret etmektedir.
Can sknts, daima ve derhal, keyfin ve zntnn canlla
rn yaamnda brakt tm boluklar doldurmaya koar; boluk,
yani kaytszlk ve tutkusuzluk hali, tpk Antikallarm doada
7 Kierkegaard S., Enten-Eller, C. I, Adelphi, Milano 1976.
8 Age.
boluun yer almadna inandklar gibi, can skntsnda da yer
almaz. Can sknts hava gibidir, dier nesnelerin brakt tm
boluklar doldurur ve nesneler gider de baka nesneler yerlerini
doldurmazsa, can sknts oraya koar ve boluu doldurur. nsan
ruhunun boluu, kaytszlk ve tutku yoksunluu can skntsdr
ve can sknts da bir tutkudur.9
Konunun halkalar genileyerek, ayr kltr ve zamanlara ba
lanr; ve ite, Blaise Pascaln en mehur penseslerinden101birin
de getirdii can sknts tanm, zamana meydan okumaktadr.11
Ennui. Rien nest si insupportable lhomme que dtre dans un
plein repos, sans passions, sans affaires, sans divertissement, sans
application. Il sent alors son nant, son abandon, son insuffisance,
sa dpendance, son impuissance, son vide. Incontinent il sortira
du fond de son me lennui, la noirceur, la tristesse, le chagrin, le
dpit, le dsespoir.*

CAN SIKINTISI PSKOLOJS

Daha dorudan bir ekilde psiko(pato)lojik sylemin alanna ka


yarak, can skntsnn yaptanm, rasyonelliin egemenlii ile
duygulanmsal lleme arasndaki uyum-suz-luk (denge-siz-lik)
olduunu sylemek mmkndr sanrm. Bir dier deyile, rasyo
nelliin vurgulanmas ve iddeti (radikallemesi), duygulanmsal
llemeye ve duygulanm eksikliine: hayatn irrasyonel alanla
rndaki erozyona elik eder gibidir.
Can sknts, o takn fenomenolojisiyle belirdiinde,
Leopardinin szlerinde ylesine net olarak alt izilmi boluk
duygusu deneyiminin anlamn doldurmaya ynelik sahte tevik

9 Leopardi G., Zibaldone di pensieri, C. II, Tutte le pere di Giacomo Leopard, ed. F.
Flora, Mondadori, Milano 1973.
10 Fr. Dnceler, (.n.)
11 Pascal B., Penses, Seuil, Paris 1962.
* Can sknts, insan iin hibir ey tamamen dinlenme halinde olmak, tutkusuz,
isiz gsz, elencesiz, megalesiz olmak kadar ekilmez deildir. O zaman ken
di hiliini, terk edilmiliini, acizliini, bamlln, gszln, boluunu
hisseder. Kabna smayarak ruhunun derinliklerinden can skntsn, kasveti,
hzn, kederi, rahatszl, umutsuzluu karacaktr, (.n.)
lere dair dur durak bilmeyen araylara ahit olunabilir ancak bun
lar bir netice getirmez.
Can skntsnn psikolojik yapsnda, sadece bedende ve za-
mansallkta deil, iinde yaanlan meknda da deiiklikler g
rlr. Bir dier deyile, can sknts, meknn yaanmlnda:
meknda yer alan ve can skntsyla anlamlarndan soyunan ve
hareketsizleen nesnesel ve kiisel gerekliklerde deiiklikler ya
ratr. Meknla ilgili bir metafor olan ve can skntsnn asli feno-
menolojik ynlerinden birini barndran l metaforu, anlamn yi
tiren ve orak bir anlamszlkta yekpareleen: her tarihsellii yutan
bulank ve bo uzaklklarda kaybolan mekn sonsuzluuna atfta
bulunmaktadr. Can skntsnda anlaml olarak yaanm yerler
(meknlar) bulunmamaktadr: Kiisel bellee kaznm kiisel bir
tarihe ve vatana (Heimata) tanklk eden yerler yoktur. Meknlar,
ierdikleri kaytszlklaryla ve niyetsel daha baka ufuklara gn
dermede bulunmaktan yoksun olularyla, birbirlerinin yerine ge
ebilmektedirler; ayrca, can skntsnda manzara (Landshaft) da,
bellekte (belleklerde) yaamayan, donmu ve llemi znellii
mizin sahnesinde hareket etmeyen ruhsuz bir corafyaya dn
mektedir.
Bu; can skntsnn olumsuz psikolojisidir, ancak can sknts
nn, A. de Garanderienin12 altn izdii olas bir deeri (de) vardr;
can skntsndaki aikr atklara ise, Vladimir Jankelevitchin
imgelemi kuvvetli syleminde13 rastlanmaktadr: Can sknts,
am ortasndaki rmcek misali, gri renkli ve kaytszlk kuan
m effaf bir tlle eyleri ve insani gereklikleri sarar. Buradaki
can sknts fenomenolojisi radikaldir ve yer yer bilinmez ve zgn
psikolojik alanlar ele almaktadr. Can sknts, deikenliin (ok
ynlln) zirvesinde grnmektedir: Kart bin bir ehresi var
dr, bin bir dil konuur, kararsz ve elden kacdr: Sonsuz sayda
eyin paras olmaya girimesi nedeniyle, elle tutulur gibi deildir.
Can skntsnn daha da beklenmedik ynleri vardr: O (katksz
can sknts denebilecek can sknts), hibir hissi bulunmayan
histir ve bu, onun tm hislerin olanaklarn kendi iinde barm-

12 Garanderie A. de la, La vaku r de lennui, Cerf, Paris 1968.


13 Janklvitch V., Lironia, II Melangolo, Genova 1987; Janklvitch V., Lavventura, la
noia, laserietd, Marietti, Genova 1991.
drd anlamna gelmektir: Bir dier deyile can sknts bulutsu
sunun iinden, en farkl ve en uyumsuz duygulanmsal durumlar
gemektedir. Ama sadece psikolojik can sknts yoktur: Bir mev
simlik olmayan, (mesela) sonbahar gibi tek mevsime has olmayan
metafizik can sknts da vardr ve bu, kesinlikle temelsiz can s
kntsdr. Metafizik can sknts, hem varoluun uurumsal de
rinliklerini, hem de bilincin bu derinliin bilincine varacan var
sayar. Vladimir Jankelevitchin syleminde yatan esiz anlam, her
halkrda, zannmca, can skntsnn felsefi ynlerinin tespitinde
deil de, psikolojik ve empresyonist ynlerinin tespitinde kavran
maktadr: Can skntsna her renk, ama ncelikle ve zellikle gri
uyar: Bunun tek nedeni grinin sanal ok renklilii deildir; grinin,
her solmuluun snr ve ok renkli uyumazln ntrle geri
dn olmasdr da. Kln ve sisin rengi, solmann rengi olan gri,
renksel dzensizliin ve amasz uzun gnlerin de rengidir.. ,u

(Can skntsnn psikopatolojik ve klinik, psikodinamik ve va-


rolusal zelliklerine ilikin olarak, baz almalarnda1415 ve bir
monografilerinde16 Carlo Maggini ve Riccardo Dalle Luche ok g
zel ve zgn eyler yazmlardr: Bu yaptlarda, can skntsnn
zellikle de meta-psikolojik ynleri ilenmitir; zellikle de can
skntsnn klinik deerinin onarm ve yeniden deerlendirilmesi
hedeflenmi, can skntsnn psikoterapik ve psikanalitik balam
da tad nemin ortaya konmas, dnm ve kendini gsterme
ekillerinin ilenmesi amalanmtr.)

Ludwig Binswanger, can sknts psikopatolojisini izofreni ile ilgi


li almalar balamnda incelemitir, ama bu deerlendirmelerin
tersi alnarak, melankolik deneyim alanna aktarlabilmektedir.
Kendisinin belirttii gibi17 can skntsn anlamak iin, can
skntsnda zamann nasl olduunu anlamak asli bir nem ta-

14 Jankelivitch V., L'avventura, la noia, la seriet, Marietti, Genova 1991.


15 Maggini C., Dalle Luche R., Per una psicopatologia della noia, Rivista Sperimentale
diFreniatria, 111, 1987, s. 1119-1139;
Maggini C , Dalle Luche R., Depressioni senili, senilit e noia, in Psichiatria gene
rale e dellet evolutiva, 27, 1989, s. 367-376.
16 Maggini C , Dalle Luche R., II paradiso e la noia, Bollati Boringhieri, Torino 1991.
17 Binswanger L., Schizophrenie, Neske, Pfullingen 1957.
maktadr; bu zamann nasl olduunu kavramak iin de anahtar
kelime boluktur. Bir dier deyile can skntsnda, zaman ad
ma iaret eder (ileri adm atmaz); yaanm zaman ile dnyann
zaman arasnda radikal bir uyumsuzluk (asimetri) gsterir ve bu,
hzla klinik melankoliye kayarak, zaman yaamann iki ekli ara
snda mutlak bir ayrlk yaratma noktasna dek varr. te yandan
skldmz zaman, beklemeye ynelik isel zaman deneyimimize
ayrm getiren, onu yelkovan ve akrebin hareketin den ayran za-
mansal bir boluk hali doar. Zamansal boluk iddetlenince, can
sknts yaayan (sklan) kii, bu boluu doldurmak iin geici
ve uucu denemelerle beden dnyasna (Leibwelt) geri dner: Can
sknts durumunda yaplan beden hareketleri (elleri ovuturmak,
ellerle minik minik vurularda bulunmak, srekli duruunu dei
tirmek, esnemek) de bunu gstermektedir. Dolaysyla can skn
tsnn zamansal biimi, zgn (varolusal) zamansallk ile zgn
olmayan (dnyevilemi) zamansallk arasndaki iddetli ayrlk
tan ibaret zamansal bir boluk durumudur.
Binswangerin sylemi burada son bulmamaktadr: Kendisi, bir
baka adan yola karak, hibir zaman sklmayan: can sknts
nn lselliine kaplmayan kiilerin kimler olduunu da sormak
tadr. Soruya verdii cevap udur: Hayal gcnn, dncenin ve
yaratcln kanatlaryla ylesine yorulmu, ylesine zengin va
rolular vardr ki, onlar iin zgn bir zamansallk, bir dier deyi
le varolusal zamann dorultusunda meydana gelen bir kendini
gerekletirme daima mevcuttur ve zgn olmayan (dnyaya ait)
zamann decadence*ine kaymazlar, bu nedenle de sklmazlar. Tm
zgn varolusal olanaklarn yitirmi, dolaysyla bununla e za
manl olarak zgn zamansallk ile zgn olmayan zamansallk
arasndaki uyumsuzluu yaamaya (isel olarak deneyimlemeye)
dair her olana kaybetmi kiiler de vardr ve bu kiilerin de can
sklmamaktadr. Szn ettiimiz bu son durumda, elbette ki, ilk
durumun tam tersi sz konusudur: Bu durumda kiinin can skn
ts deneyimine kaplmamasnn tek nedeni, dnm ve isellik
boyutlarn yitirmi olmas: her ikisinin de dzlemi olmas ve
niyetsel nesnelerinden boalm bulunmasdr.

* Fr. k, (.n.)
Elbette ki Binswangerin sylemi, Leopardinin syleminin ha
fifliine ve umutsuz zarafetine sahip deildir ama her ikisinde de
can skntsna ve melankoliye atfedilen anlam ufuklarna dair ipu
cu niteliindeki yaknlklar kavranmaktadr.

CAN SIKINTISINDA ZAMANININ SONSUZLUU

Bu noktada Binswangerin dncesinin izinden giderek, can s


kntsnn yapta olan zamann anlamna (zaman sorununa) de
rinden ve farkl farkl alardan bakmamz gereklidir. Can sknt
sn, psikolojik ve fenomenolojik radikalliiyle anlamamz ancak
varoluun zamansal boyutundan yola kmamz halinde mmkn
olacaktr.
Psikiyatride, zamann (zamansallm) fenomenolojik anlam
Ludwig Binswangerin,18 Victor Emil von Gebsattelm ,19 Eugne
Minkoswskinin20 ve Erwin Strausun21 devrim niteliindeki al
malarnda vurgulanmtr ve ardndan, kalan boluklar dolduran
ve zaman (yaanm zaman) meselesini kati olarak her psikiyat
rinin kapsamna katm olan pek ok alma22 daha gelmitir.

18 Binswanger L., ber Ideenflucht, Fssli, Zrich 1933; Binswanger L., Grundformen
und Erkenntnis menschlichen Daseins, Niehans, Zrih 1942; Binswanger L., ber die
manische Lebensform (1945), in Ausgewhlte Vortrge und Aufstze, C. II: Zur Proble
matik der psychiatrischen Forschung und zum Problem der Psychiatrie, Francke, Bern
1955, s. 252-263; Binswanger L., Schizophrenie, Neske, Pfullingen 1957; Binswanger
L., Melancholie und Manie, Neske, Pfullingen 1960; Binswanger L., Wahn, Neske,
Pfullingen 1965.
19 GebsattelV. E. von, Christentum und Humanismus, Klett, Stuttgart, 1947; Gebsattel
V. E. von, Prolegomena einer medizinischen Anthropologie, Springer, Berlin-Gttingen-
Heidelberg 1954; Gebsattel V. E. von, Imago Hominis, Neues Forum, Schweinfurt
1964.
20 Minkowski E., La schizophrnie, Descle de Brouwer, Paris 1953; Minkowski E.,
Trait de psychopathologie, Presses Universitaires de France, Paris 1966; Minkowski
E., Le temps vcu, Delachaux et Niestl, Neuchtel 1968.
21 Straus E., Vom Sinn der Sinne, Springer, Berlin-Gttingen-Heidelberg 1956; Straus
E., Psychologie der menschlichen Welt, Springer, Ber-lin-Gttingen-Heidelberg 1960.
22 Blankenburg W., Der Verlust der natrlichen Selbstverstndlichkeit, Enke, Stuttgart
1971; Borgna E., / conflitti del conoscere, Feltrinelli, Milano 1989; Cargnello D.,
Alterit e allenita, Feltrinelli, Milano 1977; Fischer E , Zeitstruktur und Schizophre
nie, in Zeitschrift fr die gesamte Neurologie und Psychiatrie, 121, 1929, s. 544-
574; Garrab J.f Triantafyllou M., Les dlires et le temps, in LEvolution Psychiatri
que, 55, 1990, s. 359-376; Hartmann F., Patient, Arzt und Medizin, Vandenhoeck
& Ruprecht, Gttingen 1984; Hartmann E , Zeit des Kranken-Zeit des Arztes, in
Elbette ki felsefenin psikiyatri zerinde belirleyici bir etkisi ol
mam olsayd, bu gerekleemezdi: Heideggerin23, Husserlin24,
Sartren25, Schelerin26 eserleri ve de zamana ve zamann isellii
ne dair olaanst sezileriyle bu sylemin kapsamna tam olarak
giren Augustinusun27 ve Pascalm 28 szleri, bu anlamda, (daha
baka eserlere gre) tarihsel olarak belirleyici rol oynamtr.
Augustinusun mehur sorusunu, bu noktada, yinelememek
olanakszdr: yleyse zaman nedir? Bunu bana kimse sormasa
bile biliyorum, ama biri sorarsa nasl aklayacam bilmiyorum.
Ama urasn kesin olarak syleyebilirim ki, hibir ey gemesey-
di (zamanda), gemi zaman olmazd; hibir ey olacak olmasay
d gelecek zaman olmazd; hibir ey olmasayd imdiki zaman
olmazd.29
Dolaysyla can skntsyla ilgili psikolojik dnmn ucu,
kanlmaz olarak, zaman (zamann sonsuzluu) konusuna doku
nacaktr; zira zaman, bu balamda bertaraf edilemeyecek ve ka
nlmaz bir anahtar szck niteliindedir.
Derin can skntsna kapldmzda, zaman, znel olarak, ba
dndrc bir hzla kendi etrafnda dnen ve zaten gereklemi:
zaten vuku bulmu olann zerinden iddetli bir tekrarla yinelenen
bir deneyim olarak yaarz. Ar ar ve zahmetli zahmetli srnen

Psychiatrische Praxis, 14, 1987, s. 1-8; Kchenhoff J., Warsitz P., B iographie und
Zeit. Zur Z eiterfahrung in N eurose und Psychose, in Biographie und K rankheit, ed. W.
Blankenburg, Thieme, Stuttgart-New York, 1989, pp. 65-75; Pauleikhoff B., En
dogene Psychosen als Zeit Strungen, Pressler, Hrtgenwald 1986; Payk T.R., Zeit-
Lebensbedingung, Anschauungsweise o d er Tuschung?, in Universitas, 43, 1988, s.
1255-1263; Storch A., W ege z u r Welt und E xisten z d es G eisteskranken, Hippokrates,
Stuttgart 1965; Tatossian A., P hnom nologie des psychoses, Masson, Paris-New York-
Barcelona-Milan 1979; Tellenbach H., M elancholie, Springer, Berlin-Gttingen-Hei-
delberg 1961.
23 Heidegger M., Essere e tem po, Utet, Torino 1969.
24 Husserl E., M crisi delle s c ie n z e eu ropee e la fen om en olog a trascendentale, 11 Saggi-
atore, Milano 1961; Husserl E., Id ee p e r una fen om en olog a pura e p e r una filo so fa
fen om en olog ica, Einaudi, Torino 1965; Husserl E., Per la/enomenologia delta coscienza
interna del tem po, Angel, Milano 1981.
25 Sartre J.-P., Ltre et le nant, Gallimard, Paris 1943.
26 Scheler M., D er F orm alism us in d e r Ethik und d ie m ateriale W ertethik, Francke, Bern
und Mnih 1966.
27 Agostino, L e confessioni, ltalyancaya ev. Roberta De Monticelli, Garzanti, Milano
1989.
28 Pascal B., Penses, Seuil, Paris 1962.
29 Augustinus, ltiraflar, ev. Dominik Pamir, Temuin Yayinlart, Istanbul 1997.
bu zamanda plan ve beklenti yoktur; bu durumda zaman, sadece
monoton bir sretir ve isellikte (znellikte) hibir iz brakmadan
geen saatlerden ibarettir. Rilkeci anlamda, olgunlama ve geliim
bakmndan kayp zamandr; sonsuzluunda hi sonlanmayan bir
zamandr; niyetlilii olmayan bir tekrar girdabdr, hilikte dalan
bir zamandr. Elbette ki burada, gene, sreleri olmayan zaman,
tarihi ve kiisel kimlii olmayan zaman, bo zaman metaforu do
maktadr.
Eugne Minkowski, ince dokunulu ve parlak szlerle, psikolo
jik bir hal olan can skntsn ve zellikle de can skntsnda za
mann tekil ettii asli nemi ele almaktadr. Kendisi, zaman dene
yiminin ok ynl ve snr tanmayan zelliklerini zmlemi ve
sahip olduu o olaanst yetenekle, psikopatolojik olgularn gizli
ve radikal ynlerini kavramtr. Can skntsn, varoluun pathos-
u (duygulanmsal) bir gstergesi olarak grm, nedensiz ortaya
kmas ve zaman iinde srmesi halinde de patolojik bir anlam
edinebileceini belirtmitir. Eugne Minkowski bunlar belirtir
ken30 kendisine has o renkliliiyle, can skntsnn nasl da karal-
tl olduunu ve zerimizde nasl da arlk yaptn, hayat ufku
nu nasl da umutsuz bir karanla boduunu vurgulamaktadr.
Ancak can skntsnn fenomenolojik nihai temelini belirleyen ey,
yaanm zamandaki dnmdr: Alldk zaman deneyimin
de kesintisiz olarak gemiten geerek ortadan kaybolan ve baka
bir gelecei yutuveren imdiki zaman (ann imdi ve buradas), can
skntsnda yaylr ve buzlu ve hareketsiz bir sonsuzlua uzanr.
Zaman, yaamsal ieriklerinden soyunur ve durur; can sknt
snda bunun yan sra dilsel sorunlar da sakldr. Almancada can
skntsna Langweile denir ve bu, gerekten de, derhal can eki
meye gndermede bulunan uzun bir andr (lange Weiledir). Bunlar,
btn can sknts deneyimlerinin yapsal (zamansal) elerinin
ortaya kmasn salayan, dil ipi zerinde yaplan cambazlklar,
etimolojik arkeolojilerdir.
Can sknts, ucu melankoliye dokunan duygulanmsal ve va-
rolusal bir durumdur ama melankoliden daha hassas ve uucu,
daha belli belirsiz ve elden kacdr. Can sknts hayat ufkuna

10 Minkowski E., Le temps vcu, Delachaux et Niestl, Neuchtel 1968.


hkim olduunda duyulan znel zaman hissine ilikin olarak,
psikolojik olarak da olaanst bir tanklkta bulunan Giacomo
Leopardinin parlak ve delip geici sylemine bir kez daha dalmak
ta tereddt etmiyorum: Ayn zaman diliminin ayn kiiye de, ba
kalarna da daha uzun ya da daha ksa gelebileceini sylemekle
doru bir ey sylemi oluruz. Kald ki bo zaman, insann cannn
skld, tedirgin, acl vb halde olduu zaman, insana gerekte
geen zamandan ve dolu dolu, elenceli, kendini kaptrd vb za
mandan daha uzun gelecektir; bu, hem ayn kii ve hem de ayr
ayr kiiler iin ayn zamanda ya da ayr ayr zamanlarda byle
olacaktr.31 Gemi deneyimlerin ve onlarn uzun sreli mi, ksa
sreli mi olduklarnn hatrlanmasnda, onlarn hangi Stimmungla
yaandklar net bir rol oynamaktadr. yle ki, (yaandklar sra
da bitmek bilmez olan) can sknts deneyimleri, hafzada ksa ve
belli belirsiz hale gelirler. Leopardi durumu bu ekilde aklamak
tadr: Hatrlarken ise ou zaman bunun tersi olur, bo ve tekd
ze geen zaman daha ksa gelir nk bellekte bu saatler de, bu
gnler de birbirine karr, st ste biner, yle ki arada hibir fark
olmadndan, saylabilecek ok eylem ya da tutku olmadndan
hepsi bir saylr; zira okluk dncesi, zamann uzunluu dn
cesinden, gemiin temel noktalarndan vs retilir.32
Can skntsnn ve melankolinin psikolojik ve insani gerek
liini ortaya koymak ve bunlardaki zamann anlamn kavramak
konusunda Jens Peter Jacobsenin Marie Grubbe ve Niels Lyhne ro
manlarnn can alc, nemli bir rol oynayabilecekleri kanaatin
deyim: Bunlar, empresyonist ve akc olmakla birlikte, acl bir
varolula da dokunmu romanlardr. DanimarkalI yazar, zellikle
de Niels Lyhnede33 duygularn ve eylerin dalmasn, can skn
tsnn canl fenomenolojisini hafif ve yrek paralayc bir zarafet
le betimlemitir. Can sknts, her eyi gmen ve birletiren, iri
ve dman bir daa benzetilip ele alnmtr: Da imgesi, elbette
ki, cismani olmayan, hassas yapdaki can skntsna (gemiin ve

31 Leopardi G., Zibaldone di pensieri, C. II, Tutte le opere di Giacomo Leopardi, ed. F.
Flora, Mondadori, Milano 1973.
32 Leopardi G., Zibaldone di pensieri, C. II, Tutte le opere di Giacomo Leopardi, ed. F.
Flora, Mondadori, Milano 1973.
33 Jacobsen J. P., Niels Lyhne, Romanzi e racconti, Sansoni, Firenze 1957, s. 279-502.
gelecein arasna yerleen, belirsiz ve elle tutulmaz olan bu duy
gulanma) iddetle kar duran bir imgedir ama can skntsnn
sonsuzluuna ve yekpareliine iaret etmektedir. Can skntsnda
insan, durmu bir zamana dalmtr: Bu durumda yaamak; saatle
rin boa akmasyla ya da ateli bir hzla akmasyla ar ar lmek
anlamna gelir; hzla geen ve kaan zaman duygusu ise tiz ve
rtkandr: Saatler, haftalar ve aylar geip gider ve insan bu srada,
oturur, havaya bakar ve hibir ey yapmaz. Zamann ak ve siyah
beyaz saatlerin (ruh halinde birbirlerine balanan ve birbirlerinden
kopan klarn ve karaltlarn) elden ka zamann tamamen ka
yp olduu hissiyle ve kalan saatlerin de: her gnn on iki beyaz ve
on iki siyah saatinin de, zlmekte olan bu zaman uurumundan
dur duraksz kayaca izlenimiyle pekiir.
Geleceini yitiren ve gemi girdabna kaplmadan imdiki za
manda duran bir deneyim olarak can sknts deneyimine Thomas
Manrin en byleyici ve derinliine inilmez romannda34 rastlan-
maktadr. Romanda bu deneyim, can sknts tarafndan yutulan
ve onda boulan insan hayat benzetmesi (metaforuyla) ifade edil
mitir. Zamanla ve can skntsyla ilgili bu olaanst sayfalarda,
sadece edebi deil, kanlmaz olarak psikolojik de olan deneyim
lerin l dalgalar grlr gibidir; bunun yan sra, bu sayfalarda,
Leopardinin ayn konuyla ilgili yapm olduu saptamalarla ben
zerlikler de seilmektedir.
Bu geveme, bu tembellik neye bal? Kaide uzun zamandr
ne zaman askya alnmad ki? Bu, hayatn gerekliliklerinden doan
bedensel ve psikolojik yorgunluktan, ypranmadan deil de (yle
olsayd, g toparlamak iin dinlenmek kfi gelirdi); daha ziyade
psikolojik bir olaydan, kesintisiz yekpareliiyle yitme tehlikesine
giren zaman deneyiminden kaynakl olmal ve bu deneyim, bizzat
hayat duygusuna ylesine yakn ve ylesine bal bir ey ki, bun
lardan biri hafifledi mi, dieri de ister istemez korkun derecede
zarar gryor. Can skntsnn doasna ilikin pek ok yanl fi
kir var ve roman parlak bir anlatmla devam etmektedir: Can
sknts dediimiz ey, daha ziyade monotonluk nedeniyle zama
nn hastalkl bir ekilde ksalmasdr: Eer bu tekdzelik kesintiye

34 Mann T., La montagna incantata, Mondadori, Milano 1965.


uramazsa uzun zaman dilimleri dehet verici derecede ksalr;
eer bir gn her gnk gibiyse, her gn de bir gn gibi olur; ve
kati bir tekdzelikte en uzun hayat bile ksackmasna yaanr
ve aniden yok oluverir.35
Zamann anlamndaki bu sapma, soyut bir kavramsallatrma
deildir; zamansal boyutlaryla kavranm ve ayrtrlm olan can
skntsnn radikal fenomenolojisidir. Bylelikle, kanaatimce, can
skntsnn farkl ynlerini ele almak ve konunun derinliklere in
mek konusunda, psikolojik ve psikopatolojik aratrmalar ile edebi
ve felsefi aratrmalar (dnmler), beraberce, zorlanmakszn ve
atmakszn birbirleriyle yarmaktadrlar (Ludwig Binswanger,
zaman zaman, edebiyatn ve felsefenin psikiyatriyle kaynamasna
dair inanlmaz gstergeler sunmutur36). Can skntsn melan
koliden ayrt etmek, bu ikisinin arasndaki ortak eleri ve onlar
birbirinden ayran eleri (zellikle de zaman yaama ekillerini)
saptamak, kanaatimce, ak ve diyalektik bir psikiyatri yapmak
demektir; bylesine yaygn ve bylesine karmak olan depresyon
hali balamnda ve alannda, Stimmung olarak can skntsn me
lankoliyle, reaktif (nevrotik) depresyonu psikotik (endojen) dep
resyonla, mizac (mizasal zellikleri) depresif dngye kaplm
kiilikle birbirine kartrmak, belirsiz genelletirmeler yapmak
mmkn olabilmektedir.

MELANKOLDE ZAMANIN ZLMES

Melankolide gemi snr tanmaz, can skntsnda ise snrldr.


Can skntsnda sululuk deneyimi yoktur, oysa melankolide su
luluk deneyimi: keskin, ac, can yakc, ykc ve lm istemine
varacak derecede dayanlmaz ve yaygn, telafisi mmkn olmayan
derecededir. Melankolideki ypranm ve ayrm zaman bilinci,
insann yaanmlk alann can skntsndan ok daha derin bir
ekilde etkilemektedir. Melankolik deneyim, znel can sknts
deneyimine yabanc kalan uurumlardan aa iner ve bu uurum

35 Mann T., La montagna incantata, Mondadori, Milano 1965.


36 Binswanger L., Crundformen und Erkenntnis menschlichen Daseins, Niehans, Zrih
1942.
lar, depresyon deneyimini dier her bir insani deneyimden koparr
(uzaklatrr). Fazla youn karanlk ya da k, insann uurumlara
bakmasn engelleyebilir ya da gzn kamatrabilir ama conditior
humainede yer alan sorunsallm anlalmasn salayacak varo-
lusal kesitlerin seilir gibi olmasn da salayabilir. Ancak, farkl
zellikleri ve farkl derinlik dereceleri olabilen ve sradan (gn
delik) varolular ya da yaratc (dhiyane) varolular vurabilen
depresyon halini yaamak, yaanm zamanla (benin zamanyla)
dnya zamannn (nesnel zamann) arasndaki sreksizliin ve yer
deiikliinin (asimetriyi) yaanmasn (kendi sakl iselliimizde
deneyimlememizi) salar.
(Elbette ki her melankolik varoluun, hayat hikyesini katet-
mek ve birbirini izlemi zamansal halkalarn ortaya karmak
mmkndr. Yelkovan ve akrebin akan zamannda birer birer ger
eklemi olaylar yeniden katetme ve hatrlama becerisi baki kalr.
zlme ve kesinti, gemiin, imdinin ve gelecein btnsel ba
lantsn yitirmi olan zamann yaanyla ilgilidir.)
Jean Starobinski, Charles Baudelairein bir iiri ve melankolisi
hakknda yazd bir metinde, zamann melankoli srasndaki d
nmyle ilgili olarak ok gzel eyler kaleme almtr. Melan
kolik kii, kendi isel zamanyla dsal eylerin hareketi arasndaki
balant hissini yitirir. Zamann yavalndan ikyet eder: Topal
gnleri gemez hibir ey uzunlukta (Spleen II). Ama melankolik
kii, sklkla, dnyaya ge yant verdiini hisseder. Ba dndrc
bir ekilde hzlanan dsal gsteri karsnda, o, kendi iinde, ken
disini hareketsiz klan bir nevi engel hisseder.37
Olaanst bir eletirel ve estetik duyarlla sahip (de) olan
Oillo Dorfles, baz kitaplarnda38 psikiyatride yer alan zamann
dnmleri zerine eilmitir; ve bu muhteem kitaplarndan
birinden,39 kendisinin, hastann (zellikle de psikotik olannn)
sra d bir zamansalla daldn vurgulad bir kesiti alnt
lamak isterim: Zamann ak, sklkla ya uzun ya da olaand
derecede ksadr; zamansal bantlarla ilgili bilin, ilk bak

37 Starobinski J., Lamalinconia alio specchio, Garzanti, Milano 1990.


38 Dorfles G., Dal signficato alie scelle, Einaudi, Torino 1973; Drfles G., Itine
rario esttico, Studio Tesi, Pordenone 1987.
39 Dorfles G., Itinerario esttico, Studio Tesi, Pordenone 1987.
ta olanaksz gibi grnebilecek ama yzeysel bir snamayla bile
dorulanabilen deiikliklere urar: Katatonik hasta (gnmzde
artk neyse ki ok nadirdir), sktrlm bir meknda ve iinden
kamad yapkan bir zamanda yaar; manik hasta, iddetli bir
zamansal hzlanmaya tabidir, duygusal enerjisini yakar; depresif
distiymik, melankolik disforik hastada ise bunun tam tersi olur.
Yavalayan ve gelecee doru atlmda bulunamayan benin za
manyla (znel zamanla) her trl znel deneyimden bamsz
olarak akmaya devam eden dnya zaman (kum saati zaman) ara
sndaki ayrlk (uyumsuzluk), melankolideki varolma ve yaama
biimlerinin fenomenolojik baz ynlerinin kavranmasn salayan
hermeneutik bir kategori olmaktadr.
Sz burada sona erdirip, bu kkl alntlardan baka bir alnt
yapmamay ve szn ettiimiz zamann dnmlerini hissetmi
ve depresyon sreleri srasnda bunlar kati bir anilik ve doru-
danlkla ortaya koymu baz hastalarmn yaad deneyimleri
aktarmay uygun bulmaktaym. abam, her zamanki gibi, hasta
larn duygulanm ve szlerine olabildiince sadk olmaya almak
ynnde olacaktr.
Baz hastalarn hayat (melankolik hayat) filmlerinden, unutul
maktan kurtardm ve donmu bir kare mahiyetindeki birka fo-
togram alntlyor, onlar okunmak zere ve bilinmeyen saysz
hayat hikyesinin imge ve sembol mahiyetinde mikro-tarihe su
nuyorum.
lk kesit Giulianaya ait: Zaman hi gemiyor ve artk gemiyor.
Boyuna saat ka diye sormam gerekiyor nk zaman durdu. Artk
ne dn var ne de yarn. Her ey durdu ve bende hibir deiiklik
yok. Sabahla akam arasnda hibir fark yok. Dnya deiti: ok
ey deiti. Bana, hibir duygum ve ilgim kalmam gibi geliyor.
Bu kesit ise Silviaya ait: Artk hibir ey hissetmiyorum ve by
le bir insan yaamay hakketmez. lmek istemiyorum: lmekten
korkuyorum ama yaamaktan da korkuyorum. ki kiiliim var
m gibi sanki: Kaygm ok iddetli. Artk alamyorum: Alayam
yorum. Bana her ey ayn: Zaman hi gemiyor. Gemi: yaptm
her ey bana zulmediyor. imde az umut var. Yarn gremiyorum;
gelecein benim iin hibir anlam yok artk, iimde bir tek ge
mi yayor ve ondan nasl kurtulacam bilmiyorum. Hi iradem
kalmad, uyutum. Bu ekilde kalakalnca zaman insana uzun ge
liyor.
Burada, sadece, gelecei yutan ve imdiki zaman andran bir
gemi zamann yaylm mevcuttur; ancak paralanm zaman de
neyimi temas, zaman dnmne benin ve dnyann yabancla
mas deneyiminin de elik ettii Annada da ayn ekilde aikrdr.
Evim deiti. Gne var ama ben onu grmyorum. Yapraklar
da yayor: Siz onlar farkl gryorsunuz, ben bunu biliyorum,
ben adlarnn yaprak olduunu biliyorum nk bana adlarnn
bu olduu sylendi. Ben sadece et ve kemikten ibaretim, bende ha
yat yok. Ben artk bir insan deilim. Bilmiyorum, bir ynm ben,
anlamsz bir ey, bir hi oldum. Hayat hissetmiyorum. Dierleri
yayor, ben yaamyorum. Hayat hissetmiyorum.
Saatler hi gemiyor artk: Artk ne gn var ne de gece. Zaman
hep ayn. Geip giden saatlerden ibaret sadece. ocuklarm artk
bymyor. Gelecek grmyorum, grmyorum, ertesi gn de
grmyorum. Pekiyi ama neden ev yapyorlar? Yarnlar hep geliyor
ama benim iin yarnlar yok. Artk umudum yok. Hep umut ediyo
rum ama bende umut yok. Zaman benim iin ilerlemiyor. Gelecei
grecek miyim bilmiyorum; henz gelecei gremiyorum. Zaman
yapmakta olduum iten daha hzl akyor ve gerektiinden hzl
akyor. Zamana yetiemiyorum.
Annada, bu son hastada, zamann dnm ortaya konmu
tur ama Giuliana ve Silviada da uyuuveren ve ardndan da duran
bir zaman mevcuttur; ve zamann hem hareketsiz hem de akkan
oluuyla, her trl hayati atlm ve gelecek bilinci zlmekte, yit
mektedir. Artk gelecek yoktur, gelecein bedenlenmi hali olan
umut da artk yoktur. (Gelecek kayb Annada sadece kendi za-
mansal ufkuyla deil, artk bymeyen: gelecek yokluu tarafn
dan yutulan ocuklarmnkiyle de alakaldr.) Olas (canl) olarak
hissedilmez olan yarnlar, znel gelecein yanksn yitirmenin ne
anlama geldiini en youn ve dorudan ekilde anlatan imgedir.
Psikotik depresyonda zamann dnm katidir: Dolaysyla
zamann gelecek boyutu kesilmitir (kesintiye uramtr), imdiki
zaman da, aama aama, o kocaman yelkenleriyle onu iine e
kip datmaktan: ilerleyiini durdurup, suu beslemekten baka
bir ey yapamayacak olan gemi tarafndan yutulmutur. te bu
durumda, gemi ier ve genleir ve imdiki zamann tarihselle-
mesine engel olur. En nihayetinde, sadece, imdiki zamann cann
alan gemi zaman hayatta kalr ve sadece, kayg ve ac kesintisi
mahiyetinde grlen istemli lm tevik eden ve besleyen gemi
zaman ifa olur. (te yandan) dnyann zaman, akrep ve yelko
van, dur durak demeden ve ulalmaz bir ekilde hareket eder.
Her halkrda, isel zamann (benin zamannn) hareketsizle-
mesi, melankolide can sknts ve bezginlik (uzun sreli ve ar can
sknts) durumlarna yabanc kalan bir derinlie sahiptir; ama ge
rek melankolide gerekse can skntsnda insan kendi znelliinin
snrlarnda yer alr: Dnyadan kopuk; beklentiden, umuttan, z
lem ve istekten yoksundur. Can skntsndan melankoliye kayp,
melankolide isel saatin uyumsuzluunu ve hareketsizliini algla
m bir varolu iin kurtulu umudu kalmaz. Orada, depresyonda,
zneler araslm kalbinde penceresiz monad misali bulunan ve de
niyetsel bir duygu (psiik bir duygu) olan hzn de, ancak ilerleyen
isel zamann mevcudiyeti lsnde hayatta kalr: sel zaman
durduunda, artk, hznl olmak da, alamak da mmkn ol
maz: Psiik hznn anlamndan soyunup, yerini yaamsal hzne
brakmasyla gzya (Silviada olduu gibi) kalmaz olur.

CAN SIKINTISININ VE MELANKOLNN ANLAMI

Stimmung olarak depresyon hali ile varoluu altst eden bir dene
yim olarak depresyon hali; melankoliyle i ie giren can sknts
deneyimi ile yaanm zamann dnm bakmndan can skn
tsndan daha radikal ama ok farkl seviyelerde de olsa benzer bir
ekilde ortaya kan melankoli; edebi metinler ile psikopatolojik
metinlerin, klinik melankolinin ortaya koyduu metinler arasn
daki benzerlikler; zamann can sknts ve melankoli balamnda
ayran ve birleen fenomenolojik biimler: te, can skntsnn ve
melankolinin anlamn kavramak zere ortaya konmu asli sorun
sal noktalar bunlardr.
Can sknts ile melankoli arasndaki ieriksel bir kyaslama
yapmak, zamann gizemli srrndan ve hem can skntsnn hem
de melankolinin zamansal zn tanmlama syleminden ge
mektedir. Can sknts ve melankoli (Stimmung olarak melankoli
ve klinik bir durum olarak melankoli) Virginia WoolPun yaam
izgisini ve yazn modellerini belirlemi gibi grnmektedir: Ro
manlarnda40 ve yklerinde41 kulland dil ve duygular, eyle
rin ve durumlarn melankolisine de (can skntsna da), ocukluk
ve lm zlemine42 de asla yabanc kalmayan bir esin prltsnda
ayrp kl olmaktadr. ngiliz yazarn yaam daha sonra sessiz
lik araynda olup da, en sonunda da gerekletirdii istemli l
mn43 hayreti iinde sona ermitir; ama beni Virginia Woolfun in
sani ve yaratc tanklna deinmeye sevk eden tek neden bu de
ildir. Kendisinin, hem yrek paralayc hem de ltl bir ekilde
yaamann acsnn izinden doan metinlerinde filizlenen can s
knts ve melankolide, Bergsonun sezgilerini izleyen bir zamann
ayrmasnn ve zamann dnmnn (zamann durmasnn ve
hzlanmasnn) mevcudiyetinin (yanksnn) grlmesidir de. Car
la Apollonionun44 da yazd gibi Virginia Woolf, insan ruhunun
ie dnne ve bilgisine tamamen szm, dsal zamann meka
nik ve kat ilerleyiine karlk isel zamann genlemesini kefet
mitir ve bunu, hislerin srekli ve durmak bilmez ak zerine
kurulu bir anlatm yapsyla iirsel bir ekilde gstermitir.
Can skntsnn ve melankolinin anlam, can sknts l ile
melankolinin yanp yanp snen karanln birbirine balayan
gizemli yol, her zaman net ve tatminkr ekilde seilemez; ama
her iki varolusal durumda da, elbette ki, farkl nitelikte de olsa,
ortak bir zamansal dnm: isel zaman (znel zaman) balamn
da onlar birletiren ve birbirinden ayran eler bulunmaktadr.
Romano Guardini, yazd ok gzel sayfalarda,45 can sknts ve
melankoli arasndaki yaknlklar ve uyumsuzluklar konusuna da
deinmitir ve bunu, dncesinin ieriine has o hafiflik ve de
rinlikle yapm, adeta bir hayat yolu izmitir. te yandan, can
skntsnn ve melankolinin nedenleri hakknda, Descartes (net

40 Woolf V., Romanz e altro, Mondadori, Milano 1978.


41 Dick S. (ed.), Tutti i racconti di Virginia Wool/, La Tartaruga, Milano 1988.
42 Guiducci A., Virginia e V'Angelo, Longanesi, Milano 1991.
43 W oolf V , Lama vita con Virginia, Serra e Riva, Milano 1989.
44 Apollonio C., Lengma del tempo, Guerini, Milano 1989.
45 Guardini R., Vom Sinn der Schwermut, Arche, Zrih 1949.
ve kesin) yantlar beklediimiz takdirde henz hibir ey zlm
durumda deildir: Bu noktada sz, ancak, Simone Weilin (gene
Simone Weilin) talihsizliin (nihai bilinemezliiyle kk salan me
lankolinin) elle tutulamaz oluu mahiyetindeki szlerine atfta
bulunarak sonlandrabilirim ve bylelikle bu dng daimi olarak
mhrlenmi olur: Talihsizlik srekli olarak neden sorusunu,
asli olarak yantsz olan bu soruyu sormaya sevk eder. Bylelikle
de, soru kendi yantszlm duyar. Asli sessizlik. . ,4A

46 Weil S., Quaderni III, Adelphi, Milano, 1989.


k. Melankolik Stimmung ve
Yaratc Deneyim

Bir ruh hali (Stimmung) olarak melankoli ve bir hastalk olarak me


lankoli birbirlerinden farkl psikolojik ve insani geekliklerdir; bu
nunla birlikte, birbirlerinden kkl bir ekilde ayrlamazlar ve her
ikisinin de, farkl farkl ve kendilerine has ekillerde de olsa, ya
ratc deneyimin ortaya k zerinde yansmalar olabilir (olur).
Her halkrda, melankolinin Stimmung olarak ya da hastalk
olarak domasna, tarihine, geliimine ve ieriine ilikin olarak
Raymond Klibanskynin, Erwin Panofskynin ve Fritz SaxFin1 orta
ya koyduklar ok nemli almayla atfta bulunmamak mmkn
deildir. Muazzam bir kltrel almayla ve olaanst bir grsel
belgelemeyle ortaya konan pek ok (sonsuz sayda) bilginin yan
sra kitapta, zellikle de, melankoli kavramnn balangta nasl
da bilimsel ve tbbi bir anlam ieriine sahip olduu, bu anlamn
ancak bunu izleyen zamanlarda dnp (bunun zellikle de ge
dnem Ortaada Fransada gerekletii), hemen hemen ksa s
reli, geici ruh hali anlam edindii vurgulanmaktadr. Melanko
li terimi (szc) daha sonra gerek ilk anlamn (bilimsel olan),
gerekse sonradan edindii anlam (iirsel olan) korumutur.
Bu iki kavram, bir hastalk olarak melankoli ve bir ruh hali
ve miza olarak melankoli kavraylar, bylelikle, edebiyattan ve
gnlk dilden koparlamayacak deneyimler haline gelmitir. Me
lankoli, mesela ak iirinde, daima lgnla denk gelen bir ifa
de olarak anlalmtr; grsel sanatta ise (portrelerde), melankoli
(melankolik kii) daimi bir ruhsal durum olarak ilenmitir.
Ancak bu olaanst kitap, melankoli ile yaratc deneyim ara
sndaki balant sorununu da, bilhassa da iirsel melankoli kav
ramndan yaratc davuruma ulamann art olan melankoliye
geiteki tarihsel ve eletirel sorunu ele almaktadr. Bu gei (bir

1 Klibansky R., Panofsky E., Saxl F., Saturno e la melancoria, Einaudi, Torino 1983.
kavramdan dierine ynelik bu geliim); en ok, on beinci yz
yl yazarlarnn ve onlar izleyen pek oklarnn bir fenalk olarak
grd merencolie mauvaise*in daha sonradan tekrar deerlen
dirilerek ve ilerlik kazanarak, olumlu bir entelektel ifade edin
mesiyle belirgin hale gelmitir.
Klinik ve edebi metinlerin nda, Stimmung (ruh hali) olarak
melankoli ve hastalk (psikopatolojik bir hayat ekli) olarak me
lankolinin yaratc deneyimle olan olas etkileimlerini gstermek
isterim. Elbette ki bunlar olas zmler deil, karanlkta kaybolu-
veren patikalar, izler mahiyetindedir sadece.

YARATICI DENEYM VE STMMUNG OLARAK MELANKOL

Bylesi bir konuya, fikir birliiyle Aristotelese atfedilen nl metne


(.Problemata 30, Ie) gndermede bulunmadan deinmek bile ola
nakszdr. Bu metinde, dhilik ile kh bir Stimmung, kh bir has
talk olarak alglanan melankolinin arasndaki karlkl ilikilerle
ilgili baz deerlendirmeler yaplmtr. (Bu deerlendirmeler, za
man zaman, belirsiz ve kesik kesiktir ama tarihsel olarak kkl
bir nem tamaktadr.) Metinde,*2 Aristoteles, kendi kendine, nasl
olur da olaanst adamlarn, felsefe ya da politika gibi faaliyetler
de bulunan kimselerin (hepsinin) melankolik (metinde geen bir
baka tabire gre hznl) bir ruh haline sahip olduunu ve hat
ta nasl da bazlarnn bundan kaynakl olarak patolojik hallerden
muzdarip bulunduunu sormaktadr. Ardndan da kendisi unu
belirtmektedir: Grnen o ki birok baka kahramanda da ayn
sendromlara rastlanmtr; buna ilikin olarak, zamanmza en ya
kn ahslardan Empedoklesi, Platonu, Sokratesi ve daha pek ok
mehur ahs ve de airlerin byk bir ounluunu sayabiliriz ve
szn yle srdrmektedir: Bnyeleri hatr saylr dengesizlik
gsterdii takdirde, ok melankolik dururlar; ama bnyeleri den
ge gsterenler, olaanst adamlardr: Dikkat etmedikleri takdirde
melankolik sendromlara meylederler, bu kiminin bedeninin bir ta

* Fr. Kt melankoli, (.n.)


2 Aristoteles, La melanconia dell'uomo di genio, II Melangolo, Genova 1981.
rafnda kiminin bir dier tarafnda kendini gsterir: Semptomlar
bazlar iin epilepsi, apopleksi, iddetli depresyondur; kimi iinse,
Makedonya Kral Arkhelaosta olduu gibi ar cokudur.3
Giacomo Leopardi, melankoliyi, insan olma halinden kopar-
lamayacak bir Stimmung ve sonsuz bir ac kayna olarak yaam
ve onu kendine has olaanst otoanaliz yetenei ve kkl derin
liiyle betimlemitir (Son zamanlarda km olan ok gzel iki
kitap bu konudan sz etmektedir4). Kendisinin Pietro Giordaniye
yazm olduu (mehur) iki mektubundan birka cmleyi alntla
makla yetiniyorum, ilki, 30 Nisan 1817 tarihlidir ve yle yazldr:
Btn bu dediime beni trpleyen ve yutan, alnca beslenen,
almaynca oalan u saplantl, kara ve korkun melankoli be
lasn eklemeliyiz. Onun ne olduunu iyi bilirim, onu yaadm ama
gzel eyler, sevinten de tatl eyler filizlendiren o tatl melanko
liyi artk hissetmiyorum. Tabiri caizse alacakaranlk gibidir o, yle
ki orada gece zifiri karanlk ve korkuntur, zehirdir, zatlinizin
de dedii gibi, bedenin ve ruhun gcn tketir.5 19 Kasm 1819
tarihli ikinci mektupta ise yle yazldr: Eer u an delirecek
olsam, yle sanyorum ki benim deliliim daima akn gzlerle,
azm ak, ellerim dizlerimde, glmeden ve alamadan ylece
oturmaktan ve bulunduum yerden ancak zorla kalkmaktan iba
ret olur. Hibir ey, lm bile istemeye mecalim yok, lmden
korktuumdan deil bu, lm ile acnn bile gelip de beni teselli
etmedii hayatm arasnda hibir fark grmez olduumdan.6 Ve
sonu blm dehet iermektedir: Hayatmda ilk defa sknt
beni bunaltmak ve yormakla kalmyor, ok ar bir sanc misali
beni soluksuz brakp, parampara da ediyor ve her eyin ylesine
bo olmas ve benim gibi, tutkular lm bir insann iinde bulun
duu hal bana dehet veriyor, ruhumdaki tutkular snd ve ben
kendimden kp umutsuzluumun bile bir hi olduu kanaatine
vardm.7

3 Age.
4 Bonifazi N., Leopardi. L'immagine antica, Einaudi, Torino 1991; Gioanola E., Psica-
nalisi, ermeneutica e letteratura, Mursia, Milano 1991.
5 Leopardi G., Le lettere, Tutte le opere di Giacomo Leopardi, ed. F. Flora, Mondadori,
Milano 1977.
6 Age.
7 Age.
Giacomo Leopardi melankoliyi sadece ylesine acl ve umut
suz bir insani deneyim olarak ele almaz, ayn zamanda ve bununla
bantl olarak, onu her kkten iirin kayna ve anahtar kelimesi
sayar.
Kendisinin Zibaldone adl eserinde de, ate gibi yakan bu d
ncelerle karlarz: Zamanmza melankolik iirden baka iir
uymaz ve iir, hangi konuyu iliyor olursa olsun, ancak melanko
linin yanksn tar. ayet bugn gerek anlamda airler varsa, ve
gerekten de iirsel bir esin duyuyorlarsa ve bunun zerine ya da
herhangi bir konu zerine iir yazyorlarsa, esinleri her nereden
kaynaklanyor olursa olsun, illa ki melankoliktir; airin doallkla
yalnz bana ya da bakalaryla birlikte bu esini izlerken yakala
d yank illa ki melankoliktir (ve esin yoksa ayet, o zaman iir
olarak anlmaya layk bir ey de yok demektir).8
Hibir iirsel yaratclktan koparlamayacak bir ruh hali olarak
melankoli ve bilgi tayc: eyleri ve eylere dair edinilen deneyim
leri parlatan ve l l klan ok youn bir k demedi mahiyetin
de melankoli...
Jean Starobinski, aynadaki melankoliye9 ilikin yazd o ok
gzel inceleme-kitabnda, Charles Baudelairein iir deneyimini,
(bilisel bir bakla) melankolinin nda incelemitir ve gr
nen odur ki, Baudelairein iiri melankoliden kk salarak domu
tur. Starobinskinin daha baka metinlerdeki10 yaklam psiko-
analitik, sz edilmi eserde ise byk lde fenomenolojiktir.
Baudelairein melankolisi, baka melankoli biimleriyle kyaslana
rak, ieriksel zellikleri ve tarihsel-hermeneutik uzantlar bakm
dan zmlenip ayrtrlmtr. Bylelikle, Baudelairein melanko
lisinde; Shakespearein As you like it (Size Nasl Geliyorsa) eserinde
nehrin sularna alayarak eilen ve sulara tpk Nergis gibi kendi
umutsuz imgesini yanstan Jaquesin tatl ve takatsiz melankolisi,
E.T.A. Hoffmann snr tanmaz hayal gcnn rn olan ve ya
zarn en baarl hikyelerinden birinde, ironik ve alegorik ekilde
ortaya konmu melankoli, Charles dOrleansa has, k mevsimin

8 Leopardi G., Zibaldone di pensieri, C. II, Tutte le opere di Giacomo Leopardi, ed. F.
Flora, Mondadori, Milano 1973.
9 Starobinski J., Lamalinconia alio specchio, Garzanti, Milano 1990.
10 Starobinski J., Locchio vivente, Einaudi, Torino 1975.
de esen buz gibi rzgr misali ac ve yabani melankoli, son olarak
da, kiilemi roninin yakn dman suretine brnd int-
rapsiik uyumsuzluun bir uzants olan melankolik insan ile
dnyann mzii arasndaki uyumsuzluu ifa eden melankoli11
kh akr, kh da birbirini yakp kl eder.
Jean Starobinskinin Baudelaire ve onun melankolik Lebenswelti
hakknda syledii eyler, klinik melankolinin baz zelliklerine de
gnderme yapar. Klinik melankolide, kendini yok etme ve (esrar
l bir ekilde) maniye dnmeye dair radikal bir ihtimal vardr.
Ve bunlar, Starobinskinin Baudelairein iirinde bulduu izlerdir:
Coku ve ylgnlk: bu ikili potansiyel ayn mizaca aittir; hani san
ki bu iki utan birine, kendi kart durumunun olasl -tehlikesi
ya da talihi- elik etmektedir.1112
Melankoli, (nihayet) yzn ve imgesini aynaya yanstr. Ayna
temas, melankoli mevcudiyetini bakalarnn dnyasndan ve
nesneler dnyasndan ayran, cam gibi olan yabancla bir gn
dermede bulunur. Rilkenin, blnm ve dalm bir kimliin
araynda olan sonsuzca yitmi ehreleri yanstan aynalar13 var
dr; ancak Jean Starobinskinin donakalm szlerine konu olan
Baudelaire aynalar da vardr: Bu saf k aynalar sadece bolukta
parlayabilir. Bunlar buululuk rnekleridir. imdi ve buradaki ha
yatn aynalar farkldr: Gece ktnde, glgelerimizi parlak bir
ekilde yanstr onlar.14
Bylesine zenle zmlenmi Baudelairein metninden, me
lankoliye (zaman-mekn paradigmalarndaki dnmlerden
dolay, zaman zaman klinik melankolinin snrna varan iirsel
melankoliye) varlr: Bu olmasayd, Charles Baudelairein yaratc
deneyimi, her halkrda, daha baka olurdu.
Melankoli (melankolik Stimmung), J. J. Jacobsenin ok gzel
dier bir roman olan Marie Grubbenin anlatmnda yer alan ana
elerden biridir.
Romann ba kahraman Marie Grubbe ile akrabas Sti Hogh

11 Starobinski J., Lamalinconia allo specchio, Garzanti, Milano 1990.


12 Age.
13 Rilke R. M., i quaderni di Malte Laurids Brigge, Italyancaya ev. F. Jesi, Garzanti,
Milano 1974.
14 Starobinski J., Lamalinconia allo specchio, Garzanti, Milano 1990.
arasndaki diyalogda, melankoli yn (melankolinin ynlerinden
biri) hemen kavranr. Adam sorgulayc bir bakla kadna bakt.
Bilmiyor musunuz siz? dedi ardndan ar ar, aikr bir ekilde
skntlyd, hani sanki konusun mu konumasn m bilmiyordu,
Dnyada gizli bir topluluk olduunu, Melankolikler Topluluu
olduunu bilmiyor musunuz siz? Bunlar, ta doutan beri dier
lerinden farkl bir tabiata ve mizaca sahip kiilerdir: Kalpleri daha
byk, kanlar daha tutkun, arzular daha youn, emelleri daha
doyumsuz, zlemleri daha yabani ve yakcdr... 15
Melankoli, burada, rtkan bir kibrin renginden uzak kal
mayan sekin bir deneyim olarak deerlendirilmitir; ama me
lankolinin (hznn) acl ve derin bir Erlebnise * dnt Marie
Grubbenin dncelere dalm szlerinde durum deiir.
insan kendini kaygl, huzursuz ve bunalm hisseder, hibir
yerde teselli edici bir umut grmez! Ah! Btn bunlar bana sular
seller misali gzyalarna mal oldu! zerine anlatlmaz bir yk in
mi de, nefesini kesmi gibidir; kalbin kvranr durur ve seni hasta
eder; kendi dncelerinden bile yorgun der ve hi domam
olmay istersin! Bununla birlikte, ruhumu, btn dncelerinde,
bylesine ar ve bylesine hznl klan eyin, insani eylerin ve
insani cokularn geicilii olduuna hibir zaman, gerekten de
hibir zaman inanmadm. Hayr: Bu bambaka bir ey... Nasl de
sem. .. te: Bu hzne bir isim vermek kolay deil; ama bana bazen
yle geliyor ki, tabiatmzda olan gizli bir hastalktan muzdaripiz:
Hani sanki ruhta bir bozukluk olmu da, onu dier tm ruhlardan
ayr ve her bakmdan daha sefil klm.. ,16
Burada melankoli, Leopardivari melankolinin metafizik uu
rumlarndan uzaktr: Marie Grubbenin melankolisi, can ekien
fenomenoloj isinin yan sra acs ve acmaszlyla da ele alnm
bir melankolidir. Burada melankoli, tm sekin ve kamlayc
zelliklerini yitirmitir: Ruhun bir yarasndan doan ve varoluu
ylesine farkl ve mutsuz klan bir deneyim haline dnmtr.
(Jacobsenin sayfalarn kaplayan melankoli ve bu melankolide,
klinik melankoli psikopatolojisine gndermede bulunan ynler, Jo-

15 JacobsenJ. P., Maria Grubbe, in Romanzi e racconti, Sansoni, Firenze 1957, s. 1-275.
* Aim. Deneyim, (.n.)
16 JacobsenJ. P., Maria Grubbe, in Romanzi e racconti, Sansoni, Firenze 1957, s. 1-275.
hann Glatzelin antropolojik bakmdan da ok anlaml bir kitabn
da17 ilenmitir.) Kukusuz ki, bir metindeki melankolik izler illa
ki yazarn melankolisine iaret etmektedir ama her halkrda, Cla-
udio Magrisin de demi olduu zere, melankolinin, Jacobsenin
romanlarnn ieriksel dokusundaki nemini grmezden gelmek
mmkn deildir.
Claudio Magrisin eletirel sylemi,18 Jacobsenin eserinde
ki melankolinin anlamn vurgulamakta ve DanimarkalI yazarn
melankoliye meyletme nedeninin, onda, zellikle de silinmez bir
tarihsel durum grmesinden kaynaklandn dile getirmektedir.
Melankoli, bizi gereklik ve mutluluk yanlsamalarndan kopa
rr ve gerek iir gerekse modern dnce, kaderimizin, Hugo von
Hofmannsthalm bitkin ve olgun iirinin dedii gibi, doduu
muz topraklardan uzaklamak: deniz sularnda akmak olduunu
gstermitir; dier yandan, her birimizin hayat deil de, hayatn
kendisi, hayatn belirsiz ve bitmez tkenmez: dinmek bilmez ve
kaytsz ak bize dardan bakmaktadr. Claudio Magris, melan
koliden kalamaz, da demektedir, zira melankoli telafisi mmkn
olmayan bir kayptan domaktadr.
Melankoli kendini aar ve esrarengiz bir ekilde kendi mhr
n tayan yaratc deneyime dnr; ve melankoli (gzyann
izlerini de tad izlenimine kapldm tatllk iindeki hayret-
li bir melankoli), Nietzschenin bu aydnlk szleri ile badar:
Cenovada, alacakaranlkta, uzun sre bir kuleden an sesi geldi
ini duydum: Ses kesilmek bilmiyordu ve kendine doyamamas-
na dar sokaklarn stnden, batan gnn gnde ve deniz kokan
havada ylesine buz kesici, ylesine ocuka ve ylesine melan
kolik yanklanyordu. te o zaman Platonun szlerini anmsadm
ve onlar aniden kalbimde hissettim: insana dair hibir ey fazlaca
ciddiye alnmaya demez, mamafih.. .19
Sigmund Freud, (neredeyse) ili bir Stimmung balamnda, me
lankolinin ieriksel hassasiyeti, hafiflii ve (de) beraberinde s

17 Glatzel J., Melancholie und Wahnsinn, Wissenschaftliche Buchgesellschaft, Darm-


stadt 1990.
18 Magris C., L anello di Clarisse, Einaudi, Torino 1984.
19 Nietzsche F., Umano, troppo umano, Umano, troppo umano e Frammenti postumi
(1876-1878), Adelphi, Milano 1965, s. 3-306.
rkledii ypranma hakknda, asli yer tekil eden eyler yazmtr.
Aradan ok zaman gemedi; gen yama ramen daha imdi
den mehur bir air olan sessiz bir arkadamla, yaz zaman, iek
lenmi bir krda gezinti yapyordum. air bizi evreleyen doann
gzelliini vyor ama ondan sevin duymuyordu. Btn o gzel
liin yok olmaya mahkm olmas, kn gelmesiyle yitecei dn
cesi onu sarsyordu: ayn ekilde, her insani gzellik de, insanlarn
yaratt ve yaratabilecekleri gzel ve asil her ey de yitecekti. Aksi
takdirde sevip hayran olabilecei her ey, geicilie mahkm ol
duundan, airin gzne deersizlemi gibi geliyordu; ve Gzel
ve mkemmel olan her eyin geicilik uurumundan dmesinin
insan ruhunda birbirinden farkl iki itkiye yol aabileceini biliyo
ruz. Bunlardan biri gen airin acl evrensel bezginliine, dieri
ise olup bitene isyana sevk eder. Hayr! Doann ve sanatn tm
harikalarnn, duyarllmzn ve d dnyann muhteemlikleri-
nin gerekten de hilie dnmesi imknszdr. Onlarn hilie
dntne inanmak ok anlamsz ve ok berbat bir ey olurdu.
Bir ekilde, her trl ykc gten kurtulup varlklarn srdrme
yi baaryor olmallar. 20

PSKOTK DENEYM BALAMINDA YARATICI DENEYM

Dolaysyla, Stimmung olarak melankoli btn yaratc eylemlere


yabanc deildir; ama yaratc deneyim, psikotik deneyim bala
mnda da gerekleebilir: Elbette ki bu, zellikle de konuyla ilgili
radikal eyler kaleme alm Kari Jaspers ve Jacob Wyrschin yaz
m olduklar gibi, sonsuz derecede daha karmak ve esrarengiz
biimlerde gerekleir.
Kari Jaspersin, en zgn metinlerinden birinde21 syledii gibi,
psikotik bir deneyimin (zellikle de izofrenik deneyimin, ama di
er psikotik deneyimlerin de) evrimi ile yaratc (dhiyane) bir kii
olarak yaama ve kendini ifade etme ekillerindeki deiiklikler
arasndaki e zamanllk, hastaln (psikozun), ortaya kan
eser zerindeki etkisinin yadsnmasn olanak d klmaktadr.
20 Freud S., Caducit (1916), pere, C. 8, Bollati Boringhieri, Torino 1989, s. 173-176.
21 Jaspers K., Strindberg und Van Gogh, Piper, Mnih 1949.
unu belirtmemiz gerekir ki, baz edebi ve sanat yaptlarnn orta
ya klarn ve onlarn Gestatini, psikotik bir yaam biiminden
kaynaklanm olarak ele almak, onlar deersizletirmek anlamna
gelmemektedir; bunu yapmak, onlar, kendi belirsiz ve altst edici
genetik fenomenolojileri balamnda kavramak demektir. Bu este
tik yaptlara, her trl ideoloji ve efsaneden syrlp bakarsak, bizi
travmatik bir ekilde etkileyen trmalayc bir mevcudiyet hisset
meden: ok halinde kalmadan edemeyiz; Bu mevcudiyet, mutlan
ele gelmez ve kalc izinin grlmesini salayan bir eydir: Kendi
aknlnda gizli sakl durur ve ancak karaltl ve esrarengiz bir
effaflktan baklrsa grlr.
Gene Jaspersin dedii gibi, normal insanlarda rasyonellik
tarafndan frenlenen ve denetim altna alnan bu mutlak mevcu
diyet (kendisinin tabiriyle eytani olann mevcudiyeti), hastalk
ve salkla ilintili herhangi bir tanmn tesinde olmakla birlikte,
psikotik deneyim ortaya ktnda aniden fkrr gibidir. te yan
dan, psikotik eri inie geince ve en yakc, en ypratc zelliini
yitirince, (yaratc ve gndelik) ifadeler de semantik scaklklarn
dan ve varolusal can yakclklarndan boalr. Jaspersin ok g
zel ifadesine gre, psikotik evrim iddetli ve keskin bir seyir gs
terene dek, ruh mutlak bir zgnlk ieren altst edici, hi duyul
mam derinlikler ifa eder; psikotik deneyimin zlmesi ya da
radikal ypratclm yitirmesi halinde ise, ruh gndelik hayatn
ukurlarna snr ya da yapkan bir anlamszlk halinde talar.
Dolaysyla Jaspersin sylemine gre, psikotik deneyim, yara
tc deneyime yabanc (bu deneyimle badamayan) bir ey olarak
deerlendirilemez; aksine, isel itkileri dntrp aydnlatan,
onlara meydan okuyup ba dndrc bir hz vererek dhiliin
ortaya kmasn salayan bir eydir.
Jaspersin bu deerlendirmelerini, baz almalarnda22 psi
kotik deneyim ile yaratc deneyim arasndaki karlkl ban
t konusunu kkl bir ekilde ele alm olan Jakob Wyrsch ta
mamlamaktadr. Kendisinin de dedii gibi, eser veren bir kiinin
hastalndaki (hipotetik hastalndaki) patolojik eler yapta

22 Wyrsch J Zur Geschichte und Deutung der endogenen Psychosen, Thieme, Stuttgart
1956; W yrschJ., Gesellschaft, Kltr und psychische Strung, Thieme, Stuttgart 1960;
W yrsch j., Psychiatrie als offene Wissenscha/t, Haupt, Bern-Stuttgart 1969.
bulayormuasma, hasta iir ve hasta sanattan sz etmenin
de, hasta bilimden bahsetmenin de bir anlam yoktur. Salk
ve hastalk kavramlar tbba aittir; ve sadece diyalektik olmayan,
kat bir dnce, bu kavramlar bir tan koymak amacyla me
deniyete, siyasete, sanata, iire uygular ve byle yaplmas halinde
de, meru olann dna klr, yani sadece benzerlik kurulmu ve
atfta bulunulmu olur. Her ne olursa olsun bir eserin sanatsal ya
da bilimsel deeri, onu ortaya koyan kiinin psiik durumundan
bamszdr; ve estetik ya da bilimsel bakmdan kayda deer baz
eserlerin, bir hastalk deneyimi: hastala (melankolik ve dissosi-
yatif gerekliklere) bal insani ya da psikolojik bir ac deneyimi
balamnda ortaya konduu da yadsnamaz.
Psikotik deneyim ile yaratc deneyim arasndaki ahenk ve
uyumazl salar gibi grnen psikolojik yaplar neler olabilir?
Normal varolu, bakalarnn da benimsedii ve itirak ettii,
nceden belirlenmi bir dzen, bir ideoloji ya da bir itikat ba
lamnda gerekleir; oysa yaratc varolu, kkl gvensizliin ve
kaygnn snrlarnda ortaya kar ve geliir: Bunlar, yaratc dene
yime psikotik deneyim eklenince daha da yrek paralayc olur,
ite o zaman, ekicilii ve belirsizlikleriyle, srekli ve ba dnd
rc bir tehlikenin ve uurumun dorultusunda bulunan, oyunu
oynanm ve kaybedilmi bir hayat biimi filizlenir. Elbette ki, var
saymlar ve yanlsamalar zerinden konumaktayz ve psikotik bir
deneyimin, bir metnin biim ve ieriinde ya da grsel bir yaptta,
radikal ya da anlaml bir deiiklie neden olup olmadn, keza
psikotik deneyimin trmanmam olmas halinde (ya da bu dene
yimin yokluu halinde) gereklemeyecek bir ey yaratlp yaratl
madn saptamak her zaman mmkn deildir.
Kuramsal deerlendirmeler bir yana, her psikotik gerekliin
insan kiiliini yakalayp dntrdne ve bunun, isel yete
nekle (yaratc itkilerle) donanm bir kiiyi, edebi ya da grsel bir
almay ele alma ve oluturma konusunda ileri sevk ettiine: onu
kuku gtrmez bir ekilde, basmakalplardan kmaya, ssl bir
tarza, eytanilie, esrarengizlie ve bunun yan sra da, zaman
zaman, mutlak dhilie daldrdna kar kmak olanakszdr.23

23 Wyrsch J., Gesellschaft, Kultur und psychische Strung, Thieme, Stuttgart 1960.
DHLERN HZN

Yaratc deneyim ile melankolik deneyim arasndaki etkileim so


runu H. Tellenbach tarafndan, (kavramsal olarak da) tartmaya
ak ve ikilemli olmakla birlikte, farkl ve zgn bir ekilde ele
alnmtr. Bu konuya odakl bir almasnda,24 dhilerin depres
yonunu, normal insanlarmkinden net bir ekilde ayr tutmutur:
ilkine Schwermut ad verilmitir (bu szcn evirisi zordur; bire
bir evirisi ar ruh, ruh arladr, anlam ise hzn, melan
koli, manevi acdr); kincisine de Melancholie (melankoli) demitir.
Buna gre, her ikisi de aslen farkl fenomenolojik ve semptomato-
lojik zellikler gsteren depresyon deikenleri ortaya koymakta
dr. Tellenbach, Heideggerin aknlk tanmndan25 yola karak
(buna gre, aknlk varoluun temel yapsdr: varolu akmlktan
geerek dnyann iine ilerler), akmlm gerek klinik melankolide
gerekse dhilerin hznnde niteliksel olarak deitiini ama bu
nun farkl biimlerde gerekletiini belirtmektedir. Bu hzn (bu
Schwermut) ruhsal hayatta derin bir ket yaandnda ortaya kar;
onu belirleyen semptomlar, klinik melankolinin (psikotik depres
yonun) semptomlar deildir; buna gre, yaamsal duygularda ve
biyolojik ritimde rahatszlk bulunmaz; keza, davran, dnce ve
gndelik isteklerde de bir rahatszlk yoktur, ayn ekilde, sapkn
bir bedenselliin gstergeleri de yoktur.26
Dhilerin hissettii hznden gelen depresyon halinin iaret
leri, dehasal itkinin kuraklamas, ortadan kaybolmas, yaratc
atlmn snmesidir ve klinik semptomlarn dndadr. Ruhsal
hayatta derin bir tutukluk (durgunluk) yaanr, bunu hilik de
neyimi (her olanan yitimi) izler; bunlarla ezamanl olarak da,
aknlk (dnyada ve diyalog yaamndaki aknlk) ortadan kal
kar, insanlar aras her trl iletiim anr. Bu ekilde tanmlanm
olan hznde (Schwermutta), daha radikal ve esrarengiz bir olgu da
24 Tellenbach H., Phnomenologie der Schwermut, Zeitschrift f r Klinische Psycholo
gie, Psychopathologie und Psychotherapie, 31, 1983, s. 100-113.
25 Heidegger M., Essere e tempo, Utet, Torino 1969; Heidegger M., Dellessenza delfon-
damento, in Segnavia, Adelphi, Milano 1987, s. 79-131.
26 Blankenburg W., Phnomenologie der Leiblichkeit als Grundlage fr ein
Verstndnis der Leiberfahrung psychischer Kranker, Daseinsanalyse, 6, 1989, s.
161-193.
saptanr: Dehasal insani bir durumdan normal bir insani duruma
(gndelik ve sorunsuz salk haline) kayma (gerileme) grlr; bu
da dhilerde kkl bir zgnlk noksanl deneyimine denk ge
lir. Ancak ruhsal yaratclk, onlara varolusal bir tatmin vermekte
dir ve onlar iin ancak bu anlam tamaktadr; her nevi yaratclk
ufuklarnn kapanmas halinde ise, ilerinden sonu olmayan bir
hzn ve umutsuzluk fkrr: ve bu, istemli lm dncesine,
istemli lm dncesi de intihar teebbsne varr.
Tellenbachm anlayna gre, dhilerde depresyon halinin ana
yapsn oluturan hzn bu ekildedir.
Psikiyatrik bilginin yzemedii engin ve esrarl sularda, eyle
rin ve zellikle de depresif deneyimin ve yaratc deneyimin zel
liklerinin ikilemli anlamlarn dnmeye sevk eden her mey
dan okuyucu gr illa ki faydal ve manidardr; ancak elbette
ki Tellenbachn, dehalarn depresif durumlarnn zel doasna
ilikin sav basmakalp gibi durmaktadr. Soren Kierkegaard27 ve
Heinrich von Kleist,28 Grard de Nerval29 ve George Traklda30 da
depresif deneyime rastladmzda, bu deneyimin, yaama ve lme
ekillerinde, umutsuzlua ve ykma kaplma biimlerinde derin
dnmlerle birlikte yrdn grr gibi oluruz; ayn zaman
da, bu deneyim (kendilerinin yaral ve altst olmu isellikleri tara
fndan dnm szleri), fenomenolojik olarak da, hi olmazsa ks
men, klinik melankolinin formel yaplaryla (elbette ki, ierikleri ve
sylemin eleri ba dndrc bir deiiklik gstermekle birlikte)
rtr gibidir. Tellenbachm normal insanlarn depresif durumu
ile dhilerin depresif durumu arasnda yapt ayrm; depresif de
neyimin homojenlii ve biricikliiyle atr gibidir nk gerek kli
nik melankolinin eitli ekillerinde, gerekse de nevrotik bir durum
ve Stimmmg olarak melankolide, dile gelmez varolusal bir acnn
mevcudiyetinden kaynaklanan ortak bantlar bulunmaktadr.

27 Kierkegaard S., Diario I (1834-1850), Morcelliana, Brescia 1962; Kierkegaard S., Di*
ario II (1849-1855), Morcelliana, Brescia 1963.
2 8 Kleist H. von, Opr, Sansoni, Firenze 1959; Kleist H. von, Lettere allafidanzata, SE,
Milano 1985.
29 Nerval G. de, Correspondance, Oeuvres, C. I, Bibliothque de la Pliade, Part(
1960, s. 738-1170 ; Nerval G. de, Aurlia, Lefiglie delfuoco, Einaudi, Torino 199Qj
s. 181-289.
3 0 Trakl G., Poesie, ltalyancaya ev. Leone Traverso, Cederna, Milano 1949.
YARATICI DENEYMN KAYNAI OLARAK KLNK
MELANKOL

Dolaysyla melankoli, insan olma durumunda kk salm bir ey


dir; Stimmung olarak melankoliyle hibir alakas olmayan, ya da he
men hi alakas olmayan, patolojik bir olgu eklinde tecrit edilip
tanmlanamaz. Melankoli hakknda, Tellenbahm dahilerin hzn
ile sradan insanlarn (sonsuz gndeliin iine dalm normal
insanlarn) melankolisi balamnda rdne benzer: Hani san
ki dhilik, (klinik) melankolinin varolma ekillerini frenliyormu
ya da dntryormuasna, isel duvarlar da rlemez gibidir.
Elbette ki psikiyatride saysz farkl bak as vardr ve gereke-
lendirilmi her sav (en nihayetinde de her yanlsama) manidardr;
ancak depresif halin yaratc hayal gcne sahip insanlarda da (he
pimizde olduu gibi) Stimmung, (kayp ve yas olay ve deneyimleri
nin uzants olarak) tepkisel ya da endojen (i kaynakl) depresyon
olarak ortaya kabilecei izleniminden kanmak zordur.
Ancak kendime u soruyu soramadan edememekteyim: ster
klinik olsun, ister ruh hali olarak olsun melankolik deneyim alev
lendiinde insann znelliinin (kendi iselliginin) ateli uurum
larnda neler gerekleir, insan kendini nasl hisseder?
[Melankolinin; gerek edebi ve felsefi deneyim mahiyetinde ta
rihteki ifalarna, gerekse de klinik ve psikopatolojik ifalarna
ilikin olarak, Mario Galzignanm titiz bir metodolojik almann
nda ortaya koyduu eserlere31 gndermede bulunmak iste
rim. Kendisinin, zellikle de edebi ve felsefi melankoli ile klinik
melankolinin ilikisine ilikin belirttikleri, ilemekte olduumuz
konunun kapsamna girmektedir: Kendisi, patolojik olandan fel
sefe ve edebiyat dilinde yinelenen deneyimlerin ortaya ktn
sylemektedir;32 buna gre, bu diller, ancak basmakalp ve dar bir
bakla bakld takdirde, psikotik deneyimin varolu halleriyle
31 Galzigna M., Lenigma della malinconia. Materiali peruna storia, aut aut, 195/196,
1983, s. 75-97; Galzigna M., Malinconia romantica e rovina dellio, Psicoanalisi e
narrazione, 11 Lavoro Editoriale, Ancona 1987, s, 189-202; Galzigna M., La malattia
morale, Marsilio, Venezia 1988; Galzigna M., Una coscienza piena di mondo, in II
vivente e l anima, BioLogica, 4, 1990, s. 105-122.
32 Galzigna M., Una coscienza piena di mondo, in II vivente e lanima, BioLogica, 4,
1990, s. 105-122.
(biimleriyle) uyumsuz durur. Galzignamn sylemi, melankoliye
tarihsel bir bakla bakmann bugne dek bilinmemi, kefedil
memi gereklikleri ortaya koyabilecei savyla daha da kapsaml
ve keskin olmaktadr: Acnn ve ar olann ufkunda sylemsel
alanlar ile hayat hikyeleri birletiinde ortak trajik bir kk ortaya
kar: Bilin ile dnya arasnda ykc bir yrtlm gerekleir ve bu,
kendini, hastalk, dnce ya da iir olarak ifa edebilir.33
Bunlar, klinik melankoli ile edebi melankoli (bir ruh hali ola
rak melankoli) arasnda (zaman d ve basmakalp) her trl kat
ayrm yeniden tartma konusu yapmaya ve bu ikisinin arasndaki
(olas) etkileimi ele almaya ynelik dncelerdir ve bu bakmdan,
bana, son derece manidar gelmektedir.]
Hastalarn kendilerine ilikin zmlemelerine ve onlarda or
taya kan melankolinin fenomenolojisine dayanarak; melankolik
deneyimin (klinik melankolinin) isellii ve hayal gcn illa ki yok
etmediini, boaltmadm, kurutmadn ve uyuturmadm tek
rar ve kati olarak vurgulamamak mmkn deildir; hatta, aksine,
zaman zaman melankolik deneyim, duygulanmsal hayata can ya
kc bir kam gibi vurur: Esiz bir duygu younluu bulunan ve bu
duygularn eliinde, yksek (allmadk) ifade gcne ve takatsiz
kalm bir derinlie sahip bir dilin filizlenmesini salar.34
Dolaysyla klinik melankoli; her birimizin yaad gndelik ve
sradan hayat sktrp ona meydan okuyabilir, depresyon olayn
dan nce hi akla gelmeyecek anlam yaplarnn, ie baksal ve d-
nmsel ie dnmelerin su yzne kmasn salayabilir ve bun
lar, semptomatolojik ve klinik mdahaleyle psikolojik normalliin
geri kazandrlmasyla yitebilir. Ama melankolik deneyim; berabe
rinde, zellikle de, kktenlii ve derinliinden dolay gnlk haya
tn, can ekitirici ve szlatc da olsa, sradan olan acsna benzeme
yen varolusal bir acnn snrszl ile yzleme durumunu getirir.
nsann kendi znelliine ve hayatnn bilgisine alan uurum
larnn derinliini ba dndrc bir ekilde arttran ey, hastalk
deil de (bir hastalk olarak melankoli ya da izofreni deil de), has-

33 Agy.
34 Burkhardt H., Die Schwermut in psychiatrischer und anthropologischer Sicht,
rztliche Mitteilungen, 46, 1961, s. 503-507; Schulte W., Die Welt des psychisch Kran
ken, Hippokrates, Stuttgart 1974.
talik yaantsndan fkran acdr. Dolaysyla, grne baklrsa,
psikotik deneyim ve zellikle de depresyon deneyim balamnda,
yaratcl salayan ey, hastalk deildir;35 hastala elik eden, dile
gelmez ve beraberinde, her halkrda radikal bir ekilde insani olan
kayg ve duygulanmsal ykm depremleri getiren acdr. Ac (acnn
ve onun isellik ve znellik zerindeki eitli yansmalarnn kendi
lerine has yakcl); o halde, yaratc deneyim ile psikotik deneyim,
depresif (psikotik) deneyim ile Stimmung (ruh hali) mahiyetindeki
depresif deneyim arasndaki olas bir kanca olabilmektedir.
nsan, psikotik ac ve kaygya (gerek psikotik, gerekse ve zel
likle depresif deneyim trmantayken de, yaanmln ve hat
rann acl iziyle birlikte zlrken de) tamamen batm olabilir
ama ondan, ksmen, uzaklaabilir de. Psikotik ieriklerle, bunlarn
pene ve hayaletleriyle, (Grard de Nervalde de grld zere)
gerek mimetik bir iliki, bir dier deyile kabul edi ve zdeleim
ilikisi, gerekse de eletirel bir iliki, bir dier deyile duygulanm-
sal mesafe ve uzaklk ilikisi kurulabilir.36
Bunlar bir yana, Simone Weilde bir kez daha talihsizlik konu
suyla i ie geen acda,37 dayanlmaz effaflyla grnrlk ka
zanan nihai eyler vardr; ve kuku yok ki, varoluun gerilimlerine
ve elikilerine sonsuz derecede daha fazla maruz kalan psikotik
Lebensweltte ac daha da iddetlidir.
Acnn uurumlaryla ve varolusal zlmenin yaratt ba
dnmeleriyle; kukusuz ki her birimizin ama zellikle de yaratc
olaand bir kapasiteye sahip olan kiilerin, (rnein) Grard de
Nerval ve George Trakln, isellii ve znellii altst olur ve para
lanr. (Bu noktada, Trakln iirinin felsefi ve edebi ynlerine ilikin
olarak Martin Heideggerin38 ve Ladislao Mittnerin39 yazdklarna
gndermede bulunmadan edemeyiz.)
Depresif acnn nitelii, alldk artlarda ve gnlk hayatta ya

35 Benedetti G., Psychiatrische Aspekte des Schpferischen und schpferische Aspekte der
Psychiatrie, Vandennoeck &r Ruprecht, Gttingen 1975; Rauchfleisch U., Zur
Psychoanalyse des Komponierens", Psyche, 44, 1990, s. 1113-1140.
36 Jeanneret M., La lettre perdue, Flammarion, Paris 1978.
37 Weil S., Attesa di Dio, Rusconi, Milano, 1972.
38 Heidegger M., In cammino verso il linguaggio, Mursia, Milano 1973.
39 Mittner L., Dal fine secolo alla sperimentazione (1890-1970), Storia della letteratu-
ra tedesca. Dal realismo alla sperimentazione (1820-1970), C. II, Einaudi, Torino 1971.
anan acmm niteliine benzer grnmemektedir; ancak bu, acnn
anlam40 kapsamna giren bir baka yndr. Yaratc bir kiinin acs
patolojik deilse de (bir dier deyile, yaratc deneyim ve psikotik
deneyim ortak bir balama dahil deilse de), bu ac, gene de, psi
kotik Lebensweltte yaanan ac ekme ekillerinin snrna dayana
bilir: Salkla hastalk, normal ac ile patolojik ac arasnda gei
bulunmaktadr. Ac (psikotik bir durumun karanlk erisini dene-
yimleme ekli), varoluta yer alan temel eylerin durumlarna has
bir eydir; ve belki de, olutuunda ve ortaya ktnda, bilindik ve
gndelik bir ac ile psikotik dnmden kaynaklanan yakn bir ac
arasnda gidip gelmeyen hibir yaratc imgelem yoktur. Hastalk;
estetik ve yaratc duyarlla dnen bir ac da, hayatn emin li
manlarn ve aikarln paralayan bir deneyim de olabilmektedir.

GRARD DE NERVAL VE GEORGE TRAKL LE LGL BR


SYLEMDEN KESTLER

Edebiyat eletirmeni deilim, elbette, ve (sylememe gerek bile yok


ki) edindiim basit izlenimleri temellendirmemi salayacak alansal
donanma da sahip deilim; ancak, rnein Aureiay,41 gizemli ve
can yakc gzelliiyle ele avuca smayan bu metni okumann,
bende daima sonsuz bir hayret duygusu yarattn sylemeden de
edemem: Grard de Nervalin, dnyay, psikotik bir Getaltin iine
dalmam bir varolua tamamen yabanc gelecek bir ekilde, ac ve
hzn, sayklayc ve halsinasyon ykl bir dnme urata
rak, yeniden-yaayp, iirsel bir ekilde dntrd deneyimler
karsnda hayrete dmeden edemem. Bu dnyaya ait olmayan
(gndelik ve alldk deneyim ve ifade biimlerinin dnyasna ait
olmayan), bylesine hi duyulmam ve can yakc olan bu yaa
ma ve lme deneyimi olmasayd, Aureliada, parltl (ve yldzl)
bir yaznn ihlal edilmi effafl ve Albrecht Drerin meleinin:
Aureiann anlatsal dmlerinde yeniden doan melankoli me
leinin acl kanatlarna ve dissosiyasyonuna bulanm karanlk

4 0 Benedetti G., Psychiatrische Aspekte des Schpferischen und schpferische Aspekte der
Psychiatrie, Vandennoeck SrRuprecht, Gttingen 1975.
41 Nerval G. de, Aurlia, Lejiglie delfuoco, Einaudi, Torino 1990, s. 181-289.
gecelerinin hlyal yeniden yorumu olmazd. Burada, yabanclama
ve dissosiyasyon yaanmlklar ile bunlarn anlatmsal aktarm
(sanki) st ste binmitir: Ama ncelikle, yaratc bulu, psikotik
yaanml dntrm ve iirsel bir deiime uratmtr; psi
kotik yaanmln her nevi arl yitip gitmi: sluptaki inanl
maz zarafet, her arl yutuvermitir.
Grard de Nerval, kapal kald (psikiyatrik) tedavi merkezin
de babasna 3 Aralk 1853te yazd bir mektupta, hastaln onda
uyandrd izlenimleri kaleme alma niyetinden sz etmitir. Has
taln zerimde brakt tm izlenimleri yazmaya ve saptamaya
yneliyorum. Bu, gzlem ve ilim bakmndan faydasz bir alma
olmayacaktr. Tahlil ve tasvir yapmak bana daha nce hi bu kadar
kolay gelmemiti.42 Bunlar, Grard de Nervalin, Aureliada, buz
tutmu uurumlar ve trajik effaflyla yeniden-yaad psikotik
deneyime (elbette ki dissosiyatiften ziyade, depresif olan deneyime)
demir atm edebi ve iirsel deneyimin puslu ve can yakc anla
mn dile dkt szlerle ieriksel olarak bantldr. Bunlar
rnek alarak, ruhumun gizlerinde tam olarak gereklemi uzun
sreli hastaln izlenimlerini yazya aktarmaya alacam; ve
neden hastalk terimini kullandm gerekten de bilmiyorum
nk bana yle geliyor ki kendimi hibir zaman o zamanki kadar
iyi hissetmedim. Zaman zaman, g ve etkinliim ikiye katlanr
gibiydi; hani sanki her eyi bilir gibiydim; imgelemim bana son
suz harikalklar sunuyordu. nsanlarn akl dedii eye yeniden
kavutuumda, bunlar yitirdiime yanmam m gerekecek?...43 O
halde, Aureiiann, umutsuz bir melankolinin ehresinin seildii,
yazya geirilmi ve dntrlm yrek paralayc ve aydnlk
bir psikotik deneyimin gncesi olduunu hissetmeden edemeyiz.
ntihar; Grard de Nervalin kaderini, tpk kendi gibi istemli
lm tarafndan yutulmu olan George Traklm kaderine yakla
trmaktadr ama bu yaknlk intiharla snrl kalmamaktadr. Kayg
ve ac, hzn ve yitmilik hissinin uurumlar George Traklm o
ksack mrnde iz brakmasayd, muhteem iiri, hi olmazsa i
irindeki baz manidar ifadeler varolamazd. ine dalnm ve al

42 Nerval G. de, Correspondance, Oeuvres, C. I, Bibliothque de la Pliade, Paris


1960, s. 738-1170.
43 Nerval G. de, Aurelia, Lefiglie delfuoco, Einaudi, Torino 1990, s. 181-289.
m duygulanmlarla dolu metinlerindeki uyum ve uyumsuzlukla
rn ikilemli rgs (bir zlp bir bklen geometrileri) ve zel
likle de metinlerinin ieriksel dzlemi ve havas (dile gelmez ve
ince klima)c*), AvusturyalI airin sonsuz bir kayg ve melankoliyle
dolu bir Stimmungla umutsuz yzlemesinden domu gibi grn
mektedir. Konunun ilenme ekli, antre mondea atfta bulunan ha-
yaletvarilii ve donduruculuu: ehreleri ve her eyi yutan czam,
krmz, siyah ya da beyaz kanlarn (gece iyinin damlalarnn ve
kaygnn damlalarnn) akt gizemli yaralarla yarlm alnlar, si
yah kularn uular, elbette ki, dehet vericidir; ancak bylesine
izlenimci ve bylesine dondurucu olan bu ierikler, takatsiz kalm
ve yaylma bir melankoli balamnda birleip, homojenleir gibi
dir. Ladislao Mittnerin yazm olduu gibi: Zira her ey, tek bir
duyguda, Traklda asli olan duyguda, yakc hznde erimekte
ve zlmekte gibidir; bu hzn, bilinsizlie ya da bir st bilince
doru sarhoa ve yavaa kaymaya benzer bir eydir ve bu, sap
lantl bir sklkla, gl kysndan kopup da, kendine terk olmu
kayn mavi su birikintisinde, ve dolaysyla da su birikintisine
yansyan gkte, tatl tatl salnmas imgesiyle temsil edilmitir.44
Georg Traklm iirlerinden deil de, dzyaz eklinde kaleme al
d ili nazmlarnda (otobiyografilerinde), bir dier deyile Offenba
rung und. Untergangda, lime lime olmu bu ierikleri takdire ayan ve
trajik bir ekilde yanstan ve sonu olmayan bir acnn ve varoluun
psikotik dnmn barndran iki kesit alntlayacaz.45
Ve karanlk bir ses iime seslendi: Erguvan gzlerinden l
gnlk fkryor diye, kara atmn ensesini gece ormannda para
ladm; karaaalarn glgesi, pnarn mavi gl ve de gecenin
siyah tazelii zerime dt, nk ben, vahi avc, bir kar enlii
avlyordum; ehrem tal cehennemde soluyordu.
Ama kayalk yoldan inerken, delilik beni yakalayverdi ve ben
gece vakti avaz avaz bardm; ve sessiz sedasz sularn zerine
gm parmaklarla eildiimde, ehremin beni terk ettiini ke
fettim. Ve beyaz ses bana seslendi: ldr kendini! Bir ocuun

* Gr. Doruk, zirve, dnm noktas, (.n.)


4 4 Mittner L., Dal fine secolo alla sperimentazione (1890-1970)", Stora delta letteratu-
ra tedesca. Dal realismo alla sperimentazione (1820-1970), C. I, Einaudi, Torino 1971.
45 TraklG ., Poesie, Italyancaya ev. Leone Traverso, Cederna, Milano 1949.
glgesi hkra hkra doruldu iimde, billur gibi gzleriyle ltl
ltl bakyordu bana, yle ki ben alayarak aalarn, kudretli
yldzl kubbenin altna kvrlverdim.
erdii otobiyografik zellikler, dzyaz eklinde yazlm bu
iiri (ve de Aureliay), altst edici bir eye evirmektedir: Burada,
(Traklda hi kukusuz depresif deneyim) psikotik deneyim ek
linde ortaya kan ey ile hastalk kaynakl her eyi aan ve yakp
kl eden ey byleyici bir biimde i ie gemi haldedir.

DHLN NN AAN HASTALIK

Thomas Mannm, bir hastaln (frenginin) ve yaratclk tarafn


dan yenip yutulmu bir varoluun (Adrian Leverkhnn yaam
nn) gz kamatrc ve yrek paralayc hikyesini ileyen son b
yk roman;44 gizemli ve uucu bir konu olan hastala ve dhilie
deinmekte, onu kapsaml olarak ilemektedir.
Psikoloji sz konusu, mirim. Hastalk, hele de ciddi, utan ve
rici, sz edilmeyen, gizli tutulan bir hastalksa, dnyaya, alelade
hayata kar bir nevi eletirel kar sav gelitirir; burjuva dzenine
kar isyan ve mizah duygulan uyandrr; hastala tutulmu insa
n, zgr bir ruha, kitaplara, dnceye snmaya sevk eder ve
yle de denmektedir: Ve yaratc hastaln, dhiliin nn aan,
engelleri aan ve cretkr bir sarholukla kayadan kayaya atlayan
hastaln, srne srne yryen salktan bin bir kere daha ho
geldiini sylemek isterim. Hastalardan ancak hasta bir eyler kar
saptamasndan daha sama hibir ey duymadm hayatta. Yaam
mklpesent deildir ve ahlak namna bir ey bildii yoktur.4647
Yaratc hastal: dhilikle birlikte yryen, onunla i ie girip
de hani sanki neredeyse onda eriyiveren hastal bylesine net bir
ekilde ifa eden bir baka metin gsteremem.
Thomas Mannm betimlemesine gre, frengi hastalnn klinik
semptomatolojisinin iaretleri, depresif gstergeler dizisi ile (manik
gstergeleri andran) hipertimik gstergeler dizisi arasnda gidip
gelmelerdir. Adrian Leverkhnn hastalnn dalgal ve elikili

46 Mann T., Doktor Faustus, Mondadori, Milano 1949.


47 Age.
srecini kendisi yle ele almaktadr: Hastaln ektirdii zulm,
ylece, bir mucize gibi yok oluverdi ve ruhu, Anka Kuu misali, en
yksek zgrlklere ykseliverdi ve engel, yasak tanmayan, ade
ta dayanlmaz, srkleyici, neredeyse soluk kesici, hayret verici bir
retim gcne kavutu ve sylem, klinik gerekliklerle olaanst
bir ekilde uyum iinde devam etmektedir: iki durum, depresyon
ve ykselme halleri, birbirlerinden net bir biimde ayr deillerdi,
balantsz da deillerdi, ama kincisi birincisinde zaten hazrd ve
bir ekilde onun iinde yer alyordu -te yandan, bunun tersi de ge-
erliydi, saln ve yaratcln yeni dnemi hi de rahat bir dnem
deildi, aksine kendi apnda skntl ve zalim bir dnemdi.. ,48
Thomas Manrin dncesinin z, u yazdklarnda daha da be
lirginlemekte ve gz alc olmaktadr: Depresyon aamalar ile sa
natnn heyecannn aamalarnn, yani hastalk ile saln, birbi
rinden net bir ekilde ayr olmadklarn sylemekte haksz mydm
yoksa? Hatta, hastalkta, tabiri caizse, hastaln salk elerine kol
kanat gerip onlar etkin kldn, hastalk elerinin ise salk ala
nna gidip dehay ortaya kardn sylemekte haksz mydm? ve
bu soru karsnda haklln belirterek, yle demektedir: Dhilik,
hastalk konusunda ok uzman olan bir yaam enerjisi biimidir,
hastalktan beslenir ve hastalk sayesinde yaratc olur.49
Dolaysyla Thomas Manrin sylemine gre, psiik hastalk
ile yaratc deneyim arasndaki olas etkileim inanlmaz derecede
faydaldr; ve kendisi hastal, ieriksel ve genetik (iirsel ve varo-
lusal) aydnlanma ve dnm kayna olarak yeniden-tanmla-
maktadr: Bu; hastalk ile saln snrlarnn birbirine karmas
ve i ie gemesi olaynn (sismografik) algs balamnda gerek
lemektedir. Kukusuz ki, hastalktan (bir hastalk mahiyetindeki
melankoliden) yaratc tankla (edebi metne ve sanatsal ifadeye)
olan gei ve srama; ancak belli belirsiz seilebilen, bununla
birlikte kendi puslu gerekliinde gerekten de varolan, gizemli
yollardan gemektedir: Bunlar; karanlkta yanp yanp snen gl
geler, uzaklap sessizlikten geen iskandillerdir ve zaman zaman,
yitirilmi ve yeniden kazanlm zamann araynda, birbirlerini
yalanlar ve yok ederler.
48 Age.
49 Age.
IV. Biz Bir Syleiyiz

Ylan o hanka grntye bakm, derken kral onunla konu


maya koyulup Nereden geliyorsun? diye sormu. Altnn
bulunduu yarklardan diye yant vermi ylan. Altndan
daha muhteem ne olabilir ki? diye sormu kral. k diye
yant vermi ylan. Iktan daha canlandrc ne olabilir ki?
diye sormu ilki. Diyalog demi kincisi.

WOLFGANG GOETHE, Fm ola , s. 20-21


Klinik melankolide de, Stimmung olarak melankolide de varoluun
yaptalar dnme urar: Bu sayfalar boyunca ifade etmeye a
ltm zere, duygulanmsal durumlarn, beden deneyiminin, za
man ve mekn mevhumlarnn, lm ve lme deneyimlerinin ele
alm biimleri deiir. Bu varolusal dnmler, yrek paralayc
bir yalnzln mevcudiyetinin damgasn tayan insani bir durum
da gerekleir; melankoli iyiden iyiye kk saldnda da, bu yalnz
lk, sonsuz ve geri dnsz gibi duran bir tecrit noktasna varr.
Buna karn (grnrdeki bu geirgensizliine karn), hasta
larla konumak ve onlara psikolojik ve insani yardmda bulunmak
mmkndr; bunu yapabilmenin art, onlar dinlemek ve onlarn
yaama ve lme ekillerini tanmaktr; ve bu, ancak narin ve uup
kac bir syleinin olumasyla gerekleebilir: Bir dier deyi
le, diya-log, karlkl sylei ve karlama olarak tanmladmz
ilikisel oluumun kurulmasyla gerekleebilir.
Sylei fenomenolojisi, bir syleinin ortaya konup almas iin
n arttr; bununla birlikte sylei fenomenolojisi (syleiyi olutu
ran psikolojik ve insani gerekliklerin tanmlanmas), ancak psiko-
tik depresyonda syleinin (diyalogun) ne ekilde dntnn
betimlenmesi ve ortaya konmasyla birlikte yol alabilir.
Melankolik varolula ve iinde barndrd yalnzlk ve kar
lama zlemiyle yzlemek kolay bir deneyim deildir: Elbette ki,
hastalarn dilini, dillerindeki maskeleri kullandklar ima ve me
taforlar zerinden zmeye almak gereklidir; hastalarn duyar
llnn ve krlganlnn (onlarn ok hareketli ve alglama gc
yksek antenlerinin) bilincinde olmamz da, bir tek sz ve hareke
timizin onlar boabileceinin ve hayal krklna uratabilecei
nin de farknda olmamz gereklidir. Depresyonlarn psikoterapisi
sorununu, ve daha genel olarak da karlama sorununu ancak bu
balamda ele almak mmkn ve anlaml olacaktr.
Psikiyatrinin bu temel ve olmazsa olmaz meselelerini ortaya
koyarken de, klinik olmayan alanlardan doan ve gelen bilisel
kaynaklardan, zellikle de felsefi alandan, beslenmemek mmkn
deildir. Bununla birlikte btn bu sylenenler, elbette ki ancak
sylemin mihenk tann klinik deneyim olmas halinde anlaml
olacaktr: Aksi takdirde her ey ideoloji ya da bo heves olmaktan
teye geemeyecektir.

SYLE OLDUK OLALI

Friedrich Hlderlinin yazd ve alntladmz en gzel iirlerin


den biri yle demektedir:1
ok ey gerekletirdi insan.
ok semavinin adn and
Sylei olduk olal
Dinleyebildik birbirimizi.
(Metnin Almancas udur: Viel hat erfahren der Mensch./ Der
Himmlischen viele genannt, /Seit ein Gesprch wir sind/ und h
ren knnen voneinander.)
Martin Heidegger bu msralar yorumlarken, farkl sylei bi
imleri: psikiyatrideki de dahil olmak zere her sylei biimiyle
ilgili her syleme nsz tekil edecek kkl baz deerlendirmeler
yapmtr.
Biz bir syleiyiz. nsann varl dil (Sprache) zerine temel-
lenmitir; ama bu sadece syleide (Gesprch) tam bir ekilde ger
ekleir (geschieht) ve szn yle srdrmektedir: Ama o hal
de sylei ne anlama gelmektedir? Grnen o ki, beraberce bir ey
hakknda konumak demektir. Konuma, karlamay bu saye
de mmkn klmaktadr. Ama Hlderlin yle demektedir: Sy
lei olduk olal dinleyebildik birbirimizi. Dinleyebilmek, birlikte
konumaktan doan bir sonu deildir, aksine bunun artdr.12
Heideggerin esiz dnm burada noktalanmaz: Ama Hlder
lin sadece Biz bir syleiyiz dememektedir, sylei olduk olal...

1 Heidegger M., La poesa di Hlderlin, Adelphi, Milano 1988.


2 Age.
demektedir. nsann dil yetisinin ortaya konduu yerde, kukusuz
ki henz dilin asli ilevi: sylei mevcut deildir. Ne zamandan
beri sylei olduk?; ve son olarak, soruya etkileyici bir yant ver
mektedir: Biz zaman varolal beri syleiyiz. Zaman ortaya kp
da belirlendii zamandan beri biz tarihsel olarak varz. Her ikisi de
-sylei olmak da, tarihsel olarak varolmak da- ayn zamana denk
gelirler, bunlar birbirlerine ait ve ayn eydirler.3
Dinlemek ile konumak, dil ile zaman arasndaki ieriksel
ve yapsal balantlar, karlkl bileimleriyle gsterilmi ve ele
alnmtr; ve Hlderlinin iirsel sylemi de, bylelikle, en de
rin kklerine dek aydnlatlp ortaya konmutur. En basmakalp
olanndan en tutkulu ve yksek olanna dek her sylei, ancak,
Hlderlinin msralarnn semantik kvrmlarn ortaya karan
Heideggerin dncesinin uyandrd bu nsel deerlendirme
lerle mmkndr. Gerek bir karlama ancak sylei ile gerekle
ir. Elbette ki bu zneler aras yapnn, bir dier deyile syleinin
(diyalogun) incelenip ele alnd saysz alma vardr, bununla
birlikte Heideggerin deerlendirmeleri karlamann eii mahi
yetindedir.

PSKYATRDE SYLE BM

Psikotik deneyim yaayan kii yalnzln ve umutsuzluun iine


kapanmtr ve saldrganlktan souklua (kaytszla) varabile
cek ima ve sylemler ifa etme ve gizleme gibi esrarengiz bir yetiye
sahiptir. Ama sorun bu kadarla da kalmaz: Aceleci bir diyalog a
lm da hastalarda net bir kapanmaya yol aabilir; rnein psikotik
bir Lebensvvelte dalm kiiler, kendi isel hayatlarnn ikilemli ve
uup kac zamanlarna sahiptirler ve ancak ll ve minik mi
nik, ar ve aamal zneler aras szler araclyla bakalaryla
(zahmetli) bir uyum yakalayabilirler. Psikotik bir deneyimle kar
karya gelindiinde, fazla youn ve hzl bir sylei Gestatinin
hastalarda korku ve titremeye yol atn, fazla dk ve durgun
bir sylei Gestatinin ise hastalardaki dayanlmaz uyumsuzluk ve

3 Age.
ykm hislerini beslediini sylemek,4 dile gelmezliin snrna do
kunmak gibi bir eydir: Bununla birlikte, bu fenomenolojik radikal
kar-deneyimlerden kamak mmkn de deildir.
Bu alp kapanma gel-gitleri, sadece imgelerden (metaforlar-
dan) ibaret deildir; bunlar, ortaya kan antropolojik grntlerde
(gerekliklerde) ve psikoterapik syleilerde (her sylei biimin
de) de derin isel yanklar uyandrmaktadr.
Bu deerlendirmelerden sz ederken, Manfred Bleulerin5 ve
de Friedrich Mauzun6 almalarna bir kez daha bavurmadan
edemem zira kendileri psikotik olan ve psikotik-olmayan Getalt
balamnda syleinin (diyalogun) inasna dair hassas ve cesur
yollar saptamlardr.
Psikotik hayat da dahil olmak zere, her insan hayat kiisel
bir hayattr; ve her sylei, ister istemez, her genelletirmeye ve
her bilisel soyutlamaya meydan okur. Psikotik deneyim alannda
gelitirilmeye allan sylem, Skylla ile Kharybdis arasnda gi
dip gelir, kolay bir sylem deildir: Bir dier deyile, hastay (sade
ce) gzlemleyerek, zmleyerek, onun yaptklarm betimleyerek
yzleilebilecek bir sylem deildir; hastadaki hastalkl yanlar
grmezlikten gelmeyerek, salkl yanlarn ise kk grmeyerek,
diyalektik zdeleim zerinden kurulmas gereken bir sylemdir;
hastay anlamdan uzak, anlamsz grmemek; ancak, onu bizden
ayran snrlar amamak, onun dnyasyla ve umutsuzluuyla
bsbtn zdelememek gereklidir. Elbette ki, F. Mauzun dedii
gibi7, psikotik kiinin de senin benim gibi bir kii olduunu bilmek,

4 Burkhardt H., Die unverstandene Sinnlichkeit, Limes, Wiesbaden 1973; Rumke H. C.,
Eine blhende Psychiatrie in Gefahr, Springer, Berlin-Heidelberg-New York 1967.
5 Bleuler M., Bleiben wir am Kranken!", Schweizerische Medizinische Wochenschrift,
100, 1970, s. 89-96; Bleuler M., Klinik der schizophrenen Geistesstrungen, Psy
chiatrie der Gegenwart, ed. K.R Kisker, J.-E. Meyer, M. Mller ve H. Strmgren, parte
11/1 : Klinische Psychiatrie I, Springer, Berlin-Heidelberg-New York 1972, s. 7-82;
Bleuler M., Die schizophrenen Geistesstrungen im Lichte langjhriger Kranken - und
Familiengeschichten, Thieme, Stuttgart 1972.
6 Mauz E , Der psychotische Mensch in der Psychotherapie, Archiv f r Psychiatrie
und Nervenkrankheiten, 181, 1949, s. 337-341; Mauz E , Das rztliche Gesprch",
Therapiewoche, 10, 1960, s. 311-316; Mauz E , Psychotherapeutische Mglichkeiten
bei endogenen Psychosen, Archiv f r Psychiatrie und Zeitschriftfr die gesamte Neuro
logie, 206, 1965, s. 584-598.
7 Mauz E , Der psychotische Mensch in der Psychotherapie, Archiv f r Psychiatrie
und Nervenkrankheiten, 181, 1949, s. 337-341.
psikiyatrideki her bilisel ve teraptik eylemin arka plan (dei
mez ve zaruri sahnesidir): Psikiyatride her teraptik Einstellung, her
eyletirmenin tesinde, hasta ile birlikte yaama, onunla birlikte
olma biimi olarak ortaya kar.
Bunlar snk eyler deildir nk bu sylenenler, ciddi ve
karmak bir sylem iermektedir: rnein bu sylem, psikotik
hastay bizden ayrann, farkl klann ne olduunu saptamann
ve betimlemenin yan sra, hasta ile bizim aramzdaki ortakl
da saptamay ve betimlemeyi kapsamaktadr. Bu projenin baa
rs, ancak, depresyon ya da izofreni girdabna kaplm kiiyle
psikolojik ve insani grme biim ve koullarnn net bir ekilde
tersyz edilmesine baldr. orak (standart) psikiyatrik aratr
ma yntemlerini, orak salk muayenesini ve bilimsel ntrl
izlersek, hastaya yaklamak bir yana, F. Mauzun sert bir ekilde
ifade ettii psikotik ii8 yapm oluruz: Hastay tecrit etmek, kayg
ve umutsuzluunu pekitirme konusunda psikozla ibirlii etmi,
bir dier deyile onun izofrenisinin ya da melankolisinin etkileri
ni beslemi oluruz. te yandan, hasta, hareket ve szleriyle insan
olma durumunun anlamndan (anlam bantlarndan) uzaklar
gibi durduunda, tam da o zaman, onunla insani bir dorultuda
karlalmasma (onunla karlamaya ynelinmesine) daha ok
ihtiya duyar: Kendi iselliine ve srrna sayg duyacak, syleide
doalla ve insanca itenlie9 o zamanlarda daha ok gereksinimi
vardr.
Sylei (diyalog), sadece psikozda bulunan kiilerin deil, psi
kolojik problemi olan herkesin de kkl ihtiyacdr. Buna ilikin
olarak, byk bir psikiyatri kliniinde alm ve eitli alanlar
da daima psikolojik ve insani bir ekilde eylemi bir doktor olan
Manfred Bleulerin baz saptamalarna10 gndermede bulunmak
isterim. Elbette ki hastalara daha ok zaman ayracak olsak, pek
ok kayg ve aclar hafifler: Byle yaplsa, hastalara kulak verilse,
her psikolojik acy ve de hastalk acsn pekitiren ve arlatran
yalnzlklar hafifletilse, organik (fiziksel) hastalklarda da daha az

8 Age.
9 Mauz F., Das rztliche Gesprch", Therapiewoche, 10, 1960, s. 311-316.
10 Bleuler M., Bleiben wir am Kranken!, Schweizerische Medizinische Wochenschrift,
WO, 1970, s. 89-96.
ar kesiciye, daha az uyku ilacna, daha az sakinletiriciye ve belki
diyabet hastalarnda da daha az ensline ihtiya duyulur. rnein
sadece kalp cerrahisi mdahalelerinden sonra deil de, organik
bir hastalk srecinde de depresyon, kafa karkl ve deliriyum
semptomlarnn ortaya kma tehlikesi vardr ve bu riskler hastalar
ne kadar yalnz kalrsa, ne kadar terk edilirlerse, insanla temastan
ne kadar uzak olurlarsa, o kadar ykselmektedir.
Manfred Bleuler yle yazmtr: Cerrahi mdahaleleri izleyen
psikotik glklerin nne gemek iin, hastalarla kiisel bir iliki
kurmak gereklidir: Doktorlar ve salk ekibinin doktor olmayan
yeleri hastayla konumaldr. Bunu yapmak yerine baka bir e
yin yaplmas nerilmitir: Yatak ucuna televizyon yerletirilmitir;
aktr ki, bu, insan scaklnn yerini hibir ekilde doldurma
maktadr. Her halkrda televizyon nerisi, zamanmzn tipik
tutumudur: Teknik, insani olan yerinden etmekte ve bu durum,
daha ok teknik ilave ederek takviye edilmektedir: En nihayetinde
btn bunlar, aslen, gereksinim duyulan birka tatl sz sylemek
ten kanmak adna yaplmaktadr.11 Manfred Bleulerin sade ve
net syleminde dile getirdii eyler, insani ve klinik adan ok
manidardr: Teknik zerine, mutlaklatrlm ve ilahlatrlm
tekniin ve tbbn insanisizletirilmesinin (her terapinin ve en
nihayetinde her tehisin asli eleri olan sz ve syleinin askya
alnmasnn) reddi zerine dnmek, psikiyatri alannda daha da
kkl ve etkili yanklar uyandrr: Zira psikotik deneyim alannda,
herhangi bir kaytszlk ve zensizlik, saldrganlk ve uzaklk tutu
mu beraberinde, gerek bir sylei: iddetle, kalpten gelen bir sz
zlemi eken hastalarn duyarllk ve hassasiyetinde derin yaralar
amaktadr.
Elbette ki bu deerlendirmeler, hastayla doktor arasnda gerek
leen her karlamayla ilgilidir, hastaln niteliinden bamsz
dr; ancak depresif Lebensweltle ilgili teraptik bir karlama sz
konusu olduunda, daha kapsaml ve btncl bir ekilde ortaya
konmas gereken bu sylenenler daha da kanlmaz olmaktadr.
Psikolojik problemleri bulunan ya da psikotik deneyimden ge
mekte olan kiilere yaklama biimleriyle ilgili yaplan aratrma*

l Agy.
lar, bizleri zor ve deiken bir diyalog btnlne (sylei biim
lerine) sevk etmektedir; bu btnlk, bir yerde her trl teknik
yabanclamay ve indirgemeci tehisi dlayan, derinden insani
olan bir aklk gerektirmektedir, dier yerde ise, bizim znellii
miz, zdeleme kapasitemiz, bakalmzn bilinci ile hastann
znellii, onun duygulanmsal deiimleri, kendini dahil ettii ve
at dnyadaki dnmler arasnda srekli bir karlatrma
yapmamz gerektirmektedir. (Psikiyatride, hastalara hayat yollan
boyunca elik etmeye dair sonu olmayan arayta, sefalet ve ihtiam
i iedir: Psikiyatri, hastalara, her zaman, somut bir yardmda bu
lunacak teknik aralar sunamaz nk mutlaklatrlm her ila
tedavisinde ve de ilahlatrlm her psikoterapide yatan zayfl
bilir ama insani dayanmay, dinleme ve kavrama hususlarnda
amade olmay asla askya almaz.) Grnte uucu gibi duran bu
tevik ve kelime oyununda, her psikotik hastayla ve de psikolojik
sorunlar olan psikotik olmayan hastayla kurulacak dolaysz, duy-
gulanmsal zdeleime dayal iletiimin anlam yatmaktadr. Von
Gebsattel12 buna her psikoteraptik bileimden ve psikiyatrideki
her tehisten daha ncelikli bir yer vermitir.

YZN VE BAKILARIN BERRAKLII

Yze ve baklarn mevcudiyetine ya da eksikliine elik etmeyen


sylei, diyalog yoktur. Sorunun, ifadenin psikopatolojisine gn
dermede bulunan psikolojik ve psikopatolojik ynleri bir yana,
yzn varolu ve grn (tekinde yansyan ve tekini yanstan)
biiminde, Emmanuel Levinasn yz fenomenolojisi de mevcuttur.
Levinas bu meseleyi, sadece psikolojik ynl olmaktan karm,
onu sonsuz derecede daha geni bir balama, ehrenin antropolo
jisine dahil etmitir.
Bak ve ehre, diyalog (sylei) konusuna balanr: Baklarla
ve ehreyle sadece konuulmakla kalnmaz, bu ikisi zaman zaman
szleri de yalanlar: Szlerdeki yalann, aslszln maskesini d
rr. Bu, gndelik hayatta her gn yaanan karlamalarn all-

12 Gebsattel V. E. von, Imago Hominis, Neues Forum, Schweinfurt 1964.


dik (zensizlik) atsnda gerekleir: Gerek olmayan, anlamdan
yoksun oyunlar arknda (sahnesinde) olur. Bu maskeli sahtelik
(grnte inkr edilen zensizlik), isellikle dsallk, derinlik ile
yzeysellik arasndaki her kopuklua kar ylesine hassas olan
psikotik bir deneyim karsnda gsterildiinde, daha da ackl bir
tehlike tar.
Emmanuel Levinasm dedii gibi: ehre, sahipliin, insann
kendi gcnn elinden kaar. Onun ifasnda, ifadede, henz kav
ranabilir nitelikteki duyusal olan yakalanmaya alld an tama
men direnie dnr. Bu dnm ancak yeni bir boyutun ortaya
kyla mmkndr. Zira yakalanmaya alt zaman bu dire
ni, almaz bir direni eklinde deildir, el mdahalesini gereksiz
brakan sert bir kaya gibi, uzayn enginliindeki bir yldzn uzak
l mahiyetindeki bir direni gibi deildir. Yzn dnyaya katt
ifade, acizliime deil, yapabilme gcme meydan okur. ehre,
bir de, onu snrlayan eyde bir yol, bir geit aar. Bu somut olarak
u anlama gelmektedir: ehrem benimle konuur ve bylelikle de
beni, ister zevk alma, isterse bilgi eklinde olsun, ortaya bir g
koymayla ortak bir lt olmayan bir ilikiye davet eder.13
Dolaysyla tekinin ehresi benimle konuur ve benim ehrem
de, her niyet ve imnn (ya da yuttuum hecelerin) tesinde, onu
doru ve yanl anlayanlarla konuur.
Depresif Lebensweltte (depresif-hayat-dnyasnda) ehreler ge
rilir ve talar: Baka ehre ve baklara kapanr; ama bu, bakala
rnn bak ve ehrelerinin tlatt ya da bir araya getirdii syle
mi kavramadklar anlamna gelmez.
Sartrem lsel perspektifine14 gre bizden-bafca-olan uzakla
tran, yabanclatran bak, insani bir olanak olarak kalmaktadr;
ancak bak, bu zgrlk ve bamszlk yoksunluundan ibaret
kalmamaktadr. Bakn, doktor baknn (ancak aslen her bakn)
fenomenolojisinde yatan anlamlar Pedro Lain Entralgo tarafndan
titizlikle incelenmitir: Bakasna bakma eylemi, farkl farkl ni
yetlere iaret edebilir ve birbirinden ok farkl gereklik dzeylerine
ynelebilir. Niyetten kaynakl olarak nesneletiren, byleyen, alp
gtren, sorgulayan, ak ya da almaya hazr olan, meydan okuyan,
13 Lvinas E., Totalit e infinito, Jaca Book, Milano 1982.
14 Sartre J.-P., Ltre et le nant, Gallimard, Paris 1943.
alayc, kaamak, aalayc, yalvaran, sevgi dolu baklar vardr.
tekinin gerekliine ulama abalarnn derinliine gre, gzlere
ynelmi baklar (Unamunonun bir dramnda bir karakter dieri
ne Bana deil, baklarna bak! demektedir), ruha ynelmi bak
lar (dierinin duygu ve dncelerini arayan baklar) ve ruhun de
rinliine ynelmi baklar (dierinin niyetlerini aratran baklar)
ayrt edilebilir.15 Bakla (baklarla) ilgili bu fenomenolojiye Lain
Entralgo aslen tehissel bir ilev yklemektedir: Doktora hastann
btnsel gerekliine (nesnel ve kiisel gerekliine) nasl bakmas
gerektiini reten semiyolojik bir ilev vermektedir.
Bak basit bir bilisel araca indirgemek, belki de, fiziksel
hastalklarn tehis ve gzleminde gereklidir; ancak durum, psi
kiyatride ok daha karmak ve sorunlu olmaktadr nk psiki
yatride, bak fenomenolojisinin (bakn fenomenolojik zm
lenmesinin) anlam tehissel bir amala snrl kalmamaktadr:
Bunun, tehissel amac da vardr ama bununla snrl kalmamak
tadr. Elbette ki zaman zaman, hastada, daha o bandan geenleri
anlatmadan, sze hi bavurmadan, baklarnda ve ehresinde
yldrm hzyla psikotik bir metamorfozun iaretleri grlr; ama
hastann duygulanmlar, isellii ile bizim duygulanmlarmz,
iselliimiz arasndaki elikili ve karlkl oyunda da, yle or-
tamsal durumlar ortaya kar ki bizimkinden baka varolusal bir
yolun mevcudiyetini sezeriz.16
Bundan da ayr olarak, ehre ve baklar, kiiler aras ilikilerin
ve syleisel Gestaltin oluumunda, baar ya da baarszlnda
rol oynamaktadr: Psikotik ya da nevrotik Lebensweltte de, farkl
gerilim ve biimlerde olmakla birlikte, bu byledir. zellikle de
depresif varolu, isellik ile dsallk arasndaki ikilem: bir ey sy
leyen bir sz ile baka ey syleyen, bylelikle de kayg ve hayal
krkln zirveye karan ve derin bir aslszlk durumuna yol
aan bak ya da ehrenin ikilemi karsnda son derece hassas

15 Lan Entralgo P., Antropologa medica, Edizioni Paoline, Milano 1988.


16 Borgna E., I conflitti del conoscere, Feltrinelli, Milano 1989; Kimura B., Psycho
pathologie des Aida oder der Zwischenmenschlichkeit, Daseinsanalyse, 8, 1991,
s. 80-95; Pauleikhoff B., Probleme der Psychotherapie bei der Melancholie, Leib
Geist Geschichte, ed. A. Kraus, Hthig, Heidelberg 1978, s. 172-179; Reda G. C ,
Limponderabile nella schizofrenia", Rivista di Psichiatria, 20, 1985, s. 291-304.
tr. Bu deneyimler balamna, (H. Plessnerin ruhun mimii olarak
tanmlad)17 tebessmn anlam da girer: Tebessm, k ve ka
raltlaryla acnn lne yansr.

ZAMANSIZ VE MEKANSIZ SYLE YOKTUR

Sylei (diyalog), lde ve bolukta deil, bir meknn ve bir za


mann imdi-ve buradasmda gerekleir. Sz, ancak yaanan ve l
nen zaman ve mekn balamnda dier kiiye ular. Sz, soyut ve
donuk bir iletiim ekli deildir: Szlerin semantik ve duygula-
nmsal uzantlar sonsuzdur. Szler (dil), dier kiinin zaman ve
meknyla uyutuu lde anlam edinir: Szler, ierik ve ierdik
leri niyetlerden bamsz olarak, bizi bakasna yaklatrabilir ya
da ondan uzaklatrabilir. izofrenik hastalarn iinde yaadklar
iddetli derecede ak meknda, sradan bir sz, beraberinde, ani
ve acl kapanma olgular srkleyebilir. izofrenik varolua nfuz
eden kayg, kendi snr ve sreksizliini gz nnde bulundurma
yan her sz ve hareketin maskesini drr. Ancak depresif varo
lutan (onun karaltl tecridinden) geen sz (sylei) de anlamsz
ve cretkr olamaz: Depresif hale kaplm olmalar hastalara, asl
sz ve zensiz bir konumann doalama zelliinin ve basma ka
lplarnn maskesini derhal drme yetisini kaybettirmemektedir.
Her depresif durum balamnda sz (szn ve sylei haline
gelen szn iletiimsel ve diyalogsal deeri), iletiimi sorunsalla
tran bir mekn deneyimiyle kar karyadr. Melankolinin mev
cudiyetini saran ve onu dnyadan ve bakalarndan ayran snrlar,
sadece koullara bal olarak geirgen ya da geisiz olur: Yaknlk,
ancak hastann onu tehdit ya da lmcl bir tehlike olarak algla
d ve yaad lde dayanlmaz ve kayg verici olur; bir dier
deyile, yaknlk, hayatn her durumunda kendimizi koruduu
muz grnmez duvarn, yaam mesafesinin18 ald ve inendii
lde dayanlmaz ve kayg verici olur.

17 Plessner H., Philosophische Anthropologie, Fischer, Frankfurt am Main 1970.


18 Minkowski E., Trait de psychopathologie, Presses Universitaires de France, Paris
1966.
Elbette ki bu, izofrenide manidar bir ekilde olur;19 ancak bu,
melankolide de yaknlk, anlay ve kabulleni zlemi ekilmedii
anlamna gelmez. Bu saydklarmz, ancak bizimle hastalarn ara
snda meknsal uyum (szn ettiimiz bu meknsal ar ekimli
hareket) olduu zaman mmkndr.
Her halkrda yalnzlk (dnyadan ve bakalarndan uzak kal
ma) ve iletiim (dnyaya ve bakalarna yakn olma) arzular, belli
belirsiz bir ekilde hem birbirlerine baldr, hem de birbirlerinden
kopuktur ve konuma srasnn da, susma srasnn da ne zaman
geldiini ancak sezgi gsterebilmektedir.
Melankolide, diyalogsal oluum (syleisel sre) zaman soru
nuyla da kar karyadr: Hastann zaman,20 doktorun ve hastay
la psikolojik ve insani dzlemde gren kiinin zaman deildir.
Depresif Lebensvveltte zaman kayar ve szn etmi olduumuz s
relere dnr. Kum saati dnya zamann (nesnel zaman) ler
ama ben zamann (znel zaman) lecek herhangi bir ara yoktur.
Burada da ancak, topyaya ve eylere dair geliigzel tefekkre da
lp kaybolmayan, somut ve salam bir bilgi yetisine21 sahip sezgi ve
zdeleim devreye girmelidir.
Hastann zamansal ufuklar ile doktorunki arasndaki asimetri
(uyumazlk), gerek dnyevi (matematiksel) ynlerle, gerekse ve de
zellikle de yaanmlk (isellik) ynleriyle ilgilidir.
Elbette ki doktorun, hastann deneyim ve anlatlarn dinle
meye zaman hep yoktur: (rnein) hastann kayg ve huzursuz
luklarn dinlemeye ayracak bir saati olmayabilir, kald ki bu bir
saat hastann sonsuz ve gizemli hayat hikyesini kurmaya yeterli
bile gelemeyebilecektir. Ama sorun sadece gerekten de varolan
ve kati de olan zaman (kronolojik zaman) gerekliliklerini yerine
getirmek deildir. Asl can yakc sorun, melankolide bulunan
kii ile melankolide bulunmayan kiinin, bu durumda doktorun,

19 Bleuler M., Die schizophrenen Geistesstrungen im Lichte langjhriger Kranken- und Fa


miliengeschichten, Thieme, Stuttgart 1972; Burkhardt H., Die schizophrene Wehr
losigkeit D er Nervenarzt, 33, 1962, s. 306-312; Storch A., Wege zur Welt und Exis
tenz des Geisteskranken, Hippokrates, Stuttgart 1965.
20 Hartmann F., Patient, Arzt und Medizin, Vandenhoeck & Ruprecht, Gttingen 1984;
Hartmann F., Zeit des Kranken-Zeit des Arztes, in Psychiatrische Praxis, 14, 1987,
s. 1-8.
21 W yrsch J., Psychiatrie als offene Wissenschaft, Haupt, Bern-Stuttgart 1969.
znel zamanlarn (yaanm zamanlarn) uzlatrmaktr (bil
mektir).
Melankoli iinde olduumuz zaman, znel zaman (ben zama
n) yavalar, gelecek umudu kuraklar ve kararr, imdiki zaman
uzamakla birlikte, tamakta olan bir gemiin girdabna doru ya
ylr. Melankoli iinde bulunmadmz zaman, ben zaman nee
den hzne, skntdan hayal krklna doru alldk bir gel-git
iindedir. Bu ikisi birbiriyle zorlukla uzlatrlabilecek, birbirine
yabanc iki zamandr: Ancak iselletirilirlerse ve fenomenolojileri
bilinirse uzlatrlabilirler; bununla birlikte, melankolinin umuda
kapal hayat ile (bilindik ve sradan umutlar da dahil olmak zere)
gndelik umuda ak hayatn uzlamas daha da zordur. Bundan
da, doktorun (iyilemeye dair sekler umuda) klinik prognoza
dayal sz ile hastann umutsuzlua (kayg ve ac dolu imdiki
zamann deimeyeceine, bir gelecein var olmadna) dayal s
zn birbirinden radikal bir biimde uzaklatran, nfuz edilmez
farkl bir konumlanma domaktadr ve bu konumlanmann nede
ni aktr.
Melankoli tatnda, iyilemeye (yakn ya da uzak zamanl bir
iyileme haline) gndermede bulunan szler kayalardan akan su
misali akverir; bununla birlikte, hasta, bu szleri, kendi iinde,
belli belirsiz bir ekilde, hem gereksiz hem de gerekli eyler olarak
yaar ve duymak ister.

DYALOG PSKOTERAPTK SYLE OLDUUNDA

Bir syleinin, diyalogsal bir ilikinin derin anlam ancak tedavi


edilen ile edenin karlkl olarak iinde yer ald balamn yapsal
ynleri: zaman ve mekn, bak ve ehre, karlkl duygulanmsal
aklk ve kapallk gz nnde bulundurulursa kavranabilir.
nsan olma durumunun asli biimi, psikoterapinin yabancs
olmad diyalogsal bir biimdir. Psikotik deneyimde kiiler aras
iliki (diyalogsal iliki) biimsizlemi ve ypranmtr; bununla
birlikte, kiiler aras iliki, syleinin yapsal elerinden vazgee
meyecek olan psikoteraptik ufkun n art olarak kalmaktadr.
Bu sylem zerine, psikoterapinin antropolojik temellerini
muhteem bir ekilde ele alm Ludwig Binswanger22 ok nemli
eyler sylemitir. Binswangerin sylemi, olgularn kkenine iner:
Kendisi; psikoterapinin, iki kiinin kar karyayken: diyalektik
olarak birbiriyle balantl olarak iinde bulunduklar ontolojik
alanla, kiiler-aras-olma alanyla ilgili olduunu belirtmitir.
Kendisine gre, psikoterapi (her psikoterapi), zne inildiinde
insanlar aras bir ilikidir ve ruh ad verilen soyut bir varla
uygulanan bir terapiye indirgenemez, hastay ve onu tedavi ede
ni balamsal olarak ilgilendiren ilikisel karlklla ynelmeden
edemez. Zira psikoterapi, kiiler-aras (insanlar-aras) iletiim ve
etkileim biimlerinden biridir.
Binswangerin psikoterapinin zne ilikin syledii szler, za
man zaman klinik deil de, felsefi ve uup kac bir balamn iin
de yer alyormu gibi grnebilir ancak bu sadece grnrde by-
ledir: Psikoterapinin ve psikiyatrinin temellerine ilikin sylem,
ancak basmakalplar ve ideolojileri krarsa, ve ancak fenomenoloji
ve felsefeyle: felsefi dnce ve zellikle de (Heideggerci) varolusal
dnceyle cretkr bir ekilde yzleirse anlaml olur.
Talihsizlik karsnda derin bir kader birlii, dayanma hissi
dourduu takdirde, her psikoteraptik iliki, kendine zg ve ya
ratc olur (bu, zellikle de ylesine baka ve hassas olan psikotik
deneyimle iliki iin geerlidir). Bylesi bir ilikide, hasta ile hastay
tedavi eden kii, insani ve psikolojik durumlarnn asimetriliinde
birbirlerini yanstrlar, ancak bunu kiisel boyutta yaparlar: Ve ki
isel boyut, psikotik ykmda da ortadan kalkmaz. Binswangerin
bu deerlendirmeleri,23 elbette ki, psikoterapi ile ilgili sylemi al
tst edici ve rktc bir dnmn zirvesine tamaktadr. V.
E. Gebsattel de, Binswangerin grnden uzak deildir; kendisi
psikoterapiyi iki kiinin insan olma mantna doru srklenip,
diyalektik olarak bu mantkta birletii bir durum olarak alglam

22 Binswanger L., ber Psychotherapie (1935), Ausgewhlte Vortrge und Aufstze,


C. I: Zur phnomenologischen Anthropologie, Francke, Bern 1947, s. 132-158; Bins
wanger L., Daseinsanalyse und Psychotherapie" (1954), Ausgewhlte Vortrge und
Aufstze, C. II: Zur Problematik der psychiatrischen Forschung und zum Pjoblem der
Psychiatrie, Francke, Bern 1955, s. 303-307.
23 Binswanger L., ber Psychotherapi, age.\ Binswanger L., Daseinsanalyse und Psychot
herapie (1954), age..
ve yorumlamtr;26 yle ki burada her iki kii de homme-individu2425267
olmaktan (acnn ve geiciliin arlndan ve karaltsndan)
kp, Homme-Personneye 26 (elde edilmi zerkliin ltfuna ve hafif
liine) varmaya almaktadr.
te yandan psikoterapi, ancak hasta ile gvene dayal varolusal
bir iletiim27 kurulduu lde etkilidir; gven, her psikoterapik
stratejinin olmazsa olmaz artdr. Gven her tr planlamann d
nda kalr: Diyalogsal her karlamaya elik eden sessizlie ve
gizemli hayret hissine baldr. Szler, yldrm hzyla ve kar ko
nulmaz bir ekilde ypranr; asli szler kaybolup tannmaz hale
gelir: Gndelik hayatn sradan ve yutucu szleri onlar tecrit edip
ezer. Unutulmu ve asli olan (dinlendikleri takdirde insann iinde
sonsuz yanklar uyandran) bu szlerin arasnda, tam da gven
vardr: Bu, doktor ile hasta arasnda gerekleen her karlamann
kkl ve kanlmaz temel tadr.
Ludwig Binswanger, derin mi derin (salam) almalarla biz-
lere bunlar sylememi olsayd, szck oyunlarna, bo szlere
(hibir bilimsellii olmayan topyalara) dalm olmaktan korka-
bilirdik. Gven, gelecekte yer alr: Gelecei nceler ve ancak ge
lecekte yaar. lmcl hastalk (umutsuzluk ve kayg), gelecei
zamansal ufuktan alp da, umudu ldrnce, gven eilip bk
lr, tasasz gven yitirilir. Psikotik deneyim, depresif ve izofrenik
deneyimler, zamann (znel zamann) psikolojik hecelerini kati bir
ekilde bler ve gelecei hiletirir: Hastann, her nevi gven ve
umut hissini yitirmesine neden olur.
Hasta ile onu tedavi eden kii arasndaki iliki gvene dayal
zgn bir iliki olduunda, gelecek, olas her kurtuluu ve umudu
*geri kazanmas amacyla hasta tarafndan vekil tayin edilmi bu bir
bakasna emanet edilmi olur.
Psikiyatri ve psikoterapide insani olan onarmak ve onlarn fel
sefi kkenlerini yeniden kefetmek iin, Binswangerinki gibi d-
nmler kanlmazdr; zira Binswangerin, ilk bakta aikr gibi
duran ama aslen teknik ve arasal uygulamalarn yceltildii ve

24 Gebsattel V. E. von, Imago Hominis, Neues Forum, Schweinfurt 1964.


25 Fr. Birey-insan. (.n.)
26 Fr. Kii-insan. (.n.)
27 Binswanger L., ber Psychotherapie (1935), age.
hastann znelliinin grmezden gelindii gnmzde esiz bir
cesaret sergileyen sylemi asli bir nem tamaktadr.

SYLEMN UZANTILARI

Bu genel ilkelerden (psikoterapinin temellerine ilikin bu sylem


lerden) onlarn psikotik ve zellikle de depresif deneyimler alanna
somut tatbikine nasl geilir?
Psikotik (ya da endojen) depresyonlarn klinik fenomenoloji-
lerini ve geliim srelerini dntrm olan farmakoterapi,28
psikoterapinin desteinden yoksun kalamaz; psikoterapi gerek
klinik dengesizlik gerekse de zaman iinde yinelenen (dnemsel)
depresyonlarn alevlenme sreleri arasndaki zamanlarda farkl
biim ve koullarla da olsa gereklidir. Ancak unu belirtmeliyiz ki,
depresyonlardaki dnemsel yinelenme, her zaman gerekleen bir
gelime deildir: lk semptomolojik alevlenmenin ardndan tama
men biten depresyonlar da bulunmaktadr.
[Farmakoterapiyle birletirilen psikoterapik Einstellung bir yana,
psikotik olan ve olmayan her bilincin (her znenin), farmakolojiy
le29 kar karya kald unutulmamaldr. Klinik deneyim, has
talarn farmakolojik maddeyi kabul ya da ret edebileceklerini gs
terir gibidir; teraptik baar, farmakoterapinin znel olarak nasl
anlamlandrldgyla balantl grnmektedir ve bu sadece nro-
leptikler30 iin deil, antidepresifler ve anksiyete ilalar iin de ge-
erlidir. Bu, hi olmazsa grnte ayn klinik artlarda uygulanan
ayn farmakolojik maddenin teraptik olarak farkl gelimeler gs
termesini aklayabilmektedir. Hastalar psikotik deneyimi (elbette
ki sadece psikotik deneyimi deil: kendi kayg ve depresyonlarn

28 lala tedavi. (Budak S., Psikoloji Szl, Bilim ve Sanat Yaynlan, Ankara, 2009.)
29 1) lalar, kaynaklarn, yaplarn ve zelliklerini ve etkileyen bilim dal. 2) ila
larn, zellikle tedaviyle ilikili olarak zellikleri ve vcutta yol atklar reaksiyon
lar. (Budak S., Psikoloji Szl, Bilim ve Sanat Yaynlar, Ankara, 2009.)
30 Krausz M., Sorgenfrei T., Der therapeutische Umgang mit Neu-mleptika, parte I: Fors
chungsstand ber Wirkbeaingungen, Effektivitt und Compliance in der Behandlung von
Psychosen, in Psychiatrische Praxis, 18, 1991, s. 9-13; Krausz M., Sorgenfrei T.,
Der therapeutische Umgang mit Neu-roleptifea, parte 11: Subjective Wirkungsfaktoren,
Compliance und Konsequenzen f r die Behandlungsstrategie, in Psychiatrische Praxis,
18, 1991, s. 14-20.
da) znel olarak nasl gslemektedir, kendilerine ila verilme
sini nasl yaamaktadrlar ve onlarn istenli bilinlerinde bu ne
gibi bir anlam tamaktadr? Bunlar, psikiyatride farmakoterapinin
psikolojik boyutlar kavranmak istendii takdirde, ka olmayan
sorunsal noktalardr.31 Zaman zaman ilaca kar iten ie isyan
tutumunda olunabilecei hissine kaplnr: Bu; varolusal usuz
bucaksz mahkmiyet saatlerinde hastalarn henz sahip olduu
zgrlk alanna dair32 son gstergedir.]
Psikoterapinin depresyonlar (endikasyon ve stratejik seimler)
karsnda yaad sorun karmaktr ve elbette ki farkl kuramsal
konumlanmalara aktr. Analitik psikoterapiler, depresif alevlen
meler arasndaki dnemlere odaklanmaya meyleder;33 Ludvving
Binswangerin syleminin temelini tekil ettii syleminin iz
gisini izleyen varolusal psikoterapiler ise, depresyonlarn klinik
(akut) dengesizlikleriyle de yzleir.
Analitik ynelimli psikoterapi, izofreni alannda baarlar ka
zanmtr: Metodolojik temelleri asndan hepsi bir olmasalar da,
izofreni vakalarnda psikoteraptik sylemin teraptik ve bilisel
adan tartlmaz bir nemi olduunu ortaya koyan son derece
ciddi almalara34 imza atmtr (Yakn zamanda yaplm iki a
lmayla, bu sorunlar eletirel adan ve kaynaka bakmndan ye

31 Janz H. W., Die psychiatrische Pharmakotherapie als anthropologisches und et-


hologisches Problem, Neurolepsie und Schizophrenie, ed. H. Kranz ve K. Heinrich,
Thieme, Stuttgart 1962, s. 15-26.
32 Baeyer W. von, Whnen und Wahn, Enke, Stuttgart 1979; Mndt C, Endogenitt
von Psychosen-Anachronismus oder aktueller Wegweiser fr die Pathogenesefors
chung?", Der Nervenarzt, 62, 1991, s. 3-15.
33 Battegay R., Psychotherapy of Depressive, Psychopathology, 19, 1986, s. 118-123;
Brutigam W., Psychotherapie der Depressiven, Das depressive Syndrom, ed. H.
Hippius ve H. Selbach, Urban & Schwarzenberg, Mnih-Berlin-Viyana 1969, s.
519-526.
34 Benedetti G., Ausgewhlte Aufstze zur Schizophrenielehre, Vandenhoeck & Ruprecht,
Gttineen 1975; Matussek P., Beitrge zur Psychodynamik endogener Psychosen, Sprin
ger, Berlin-Heidelberg-New York 1990; Mauz F., Psychotherapeutische Mglichkeiten
bei endogenen Psychosen, in Archiv fr Psychiatrie und Zeitschrift fr die gesamte
Neurologie, 206, 1965, s. 584-598; Pao P.-N., Disturbi schizofrenici, Cortina, Milano
1984; Schwing G., L apazzia e l a more, Edizioni del Cerro, Tirrenia 1988; Stierlin
H., Der Therapeut Schizophrener als Dialogspartner und Dialogsermglicher, in Hera-
usforderung und Begegnung in der Psychiatrie, ed. R. Battegav, Huber, Bern-Stuttgart
-Viyana 1981, s. 145-154; Storch A., Wege zur Welt und Existenz des Geisteskranken,
Hippokrates, Stuttgart 1965.
niden gzden geirilmitir.3536) Depresyonlara ilikin analitik psiko
terapi almalarna bakldnda ise, Frieda Fromm-Reichmannm
byleyici almalar34 haricinde, durum farkllk arz etmektedir.
Fromm-Reichmann psikoterapiyi sadece depresyonlarn ara sre
lerinde anlaml grmemi, kendi disiplin ve insani tutkusuna dair
silinmez bir iz de brakarak, analitik ynelimli psikoterapinin ge
rekirse depresyonlarn alevlenme aralklarnda da yaplabileceini
belirtmitir. W. Brutigamm katld bu sava,37 gene ayn psiko-
analitik ekolden olan R. Battegay38 kar kmaktadr; buna gre
psikotik depresyonlardaki akut dengesizlik durumunda destek
psikoterapisi gereklidir (bugn bu, birka yazar tarafndan tekrar
deerlendirilmeye alnmtr39), analitik terapi ise ancak nevrotik
depresyonlar iin uygundur. Depresif bir dengesizlikle dieri ara
sndaki arada da geleneksel bir psikanaliz deil (bu R.Battegaym
grdr); aile ya da grup terapisinin faydas bir kenara atlma-
makla birlikte, analitik ynelimli ksa bir psikoterapi tavsiye edil
mektedir.
Varolusal psikoterapi almalarna ilikin olarak, bir kez
daha, eserlerinde antropolojik psikoterapi kavramn kullanm V.
E. Von Gebsatteli40 ve (von Gebsattelin syleminin amac olan
kiiye odakl) kiiselletirilmi psikoterapiyi tanmlayan Walter
Schulteyi41 anmamak mmkn deildir. Bunlar, zellikle de akut

35 Krull F., Psychotherapie bei Schizophrenie - Theorie und Praxis der Einzelbehandlung.
Eine bersicht, in Fortschritte der Neurologie-Psychiatrie, 55, 1987, s. 54-67;
Mller P., Psychotherapie bei schizophrenen Psychosen-historische Entwicklung,
Effizienz und gegenwrtig Anerkanntes, Fortschritte der Neurologie-Psychiatrie, 59,
1991, s. 277-285.
36 Fromm-Reichmann F., Pscoanalisi e psicoterapia, Feltrinelli, Milano 1977
37 Brutigam W., Psychotherapie der Depressiven", Das depressive Syndrom, ed. H.
Hippius ve H. Selbach, Urban & Schwarzenberg, Mnih-Berlin-Viyana 1969, s.
519-526.
38 Battegay R., Psychotherapy of Depressive, Psychopathology, 19, 1986, s. 118-123.
39 W illi J., Psychokologische Aspekte der sttzenden Psychotherapie, Psychothera
pie und medizinische Psychologie, 39, 1989, s. 225-231.
40 Gebsattel V. E. von, Christentum und Humanismus, Klett, Stuttgart, 1947; Gebsattel
V.E. von, Prolegomena einer medizinischen Anthropologie, Springer, Berlin-Gttingen-
Heidelberg 1954; Gebsattel V.E. von, Imago Hominis, Neues Forum, Schweinfurt
1964.
41 Schulte W., Studien zur heutigen Psychotherapie, Quelle & Meyer, Heidelberg 1964;
Schulte W., ber den Zugang zu melancholisch Kranken, in ber das Wesen melancho
lischen Erlebens und die Mglichkeiten der Beeinflussung, ed. W. Schulte, Hippokrates,
dengesizlikler de dahil olmak zere depresyonlara ynelik psiko-
terapiyle ilgili yaplm almalardr ve geceleyin aniden yaklm
mealelerin getirdii aydnlk misali, farkl depresyon biimlerine
ynelik her psikoterapik Einstellurgun anlamm aydnlatmaktadr.
Zanmmca depresyonlarn fenomenolojik ve klinik gerekliklerini
en kkl ekilde kavrayan ve depresif bilinle yzlemeye dair en
somut karlama (diya-log olan sessizlik) modellerini sunan al
malar bunlardr.
Varolusal psikoterapi syleminin izgisine yaklam daha
baka almalar bulunmaktadr;42 ancak bu alandaki en nemli
yaptlar, Freudcu dnceyle (daha sonra baskn dnce haline
gelen) Heideggerci dnce arasnda diyalektik bir kyas zerin
den ilerleyen Medard Bossun almalar43 ve Schelerin ve von
Gebsattelin dncesinin izinden giden Dieter Wyssn44 alma
lardr. (Szlerim, somut mdahale modellerini ele almak deil, sa
dece konuyla ilgili hangi eilimlerin bulunduunu belirtme amac
gtmektedir.)
Antropolojik (varolusal) psikoterapinin metodolojisi, imdiki
zamana (hayat hikyesinin imdi ve burada gereklemekte olan

Stuttgart 1965, s. 70-87; Schulte W., Die Welt des psychisch Kranken, Hippokrates,
Stuttgart 1974; Schulte W., Mende W. (ed.), Melancholie in Forschung, Klinik und Be
handlung, Thieme, Stuttgart 1969.
42 Condrau G., Einfhrung in die Psychotherapie, Walter, Olten 1970; Ey H., Valeur
thrapeutique de lanalyse existentielle, Acta psychotherapeutica et psychosoma-
tica, 8, 1960, s. 241-251; Pauleikhoff B., Probleme der Psychotherapie bei der
Melancholie", Leib Geist Geschichte, ed. A. Kraus, Hthig, Heidelberg 1978, s. 172-
179; Schottlaender F., Das Problem der Begegnung in der Psychotherapie, Der lei
dende Mensch, ed. A. Sborowitz in collaborazione con E. Michel, Wissenschaftliche
Buchgesellschaft, Darmstadt 1969, s. 220-237; Vlker H., Klinische Psychothera
pie bei Depressionen, Zeitschrift f r Psychotherapie und medizinische Psychologie, 12,
1962, s. 154-167; Zacher A., Psychotherapie des depressiven Patienten, Daseinsa
nalyse, 6 , 1989, s. 94-105.
43 Boss M., Psychoanalyse und Daseinsanalyse, Huber, Bern und Stuttgart 1957; Boss M.,
Grundriss der Medizin, Huber, Bern-Stuttgart-Viyana 1971; Boss M., Daseinsanaly
tische Bemerkungen zum Wesen der Freudschen Psychoanalyse, Daseinsanalyse, 7 ,1 9 9 0 ,
s. 167-173.
4 4 Wyss D., Mitteilung und Antwort, Vandenhoeck & Ruprecht, Gttingen 1976; Wyss
D., D er Kranke als Partner. Lehrbuch der anthropologischint egrativ e Psychotherapie, C.
1, Vandenhoeck & Ruprecht, Gttingen 1982; Wyss D., Der Kranke als Partner. Lehr
buch der anthropologi-scnint egrativ e Psychotherapie, C. II, Vandenhoeck Sr Ruprecht,
Gttingen 1982; Wyss D., Biologische, anthropologische und daseinsanalytische
Aspekte der Depression, Daseinsanalyse, 6 , 1989, s. 29-39.
kesitinin analiz ve betimine) odakldr, psikanalizde olduu gibi
gemie odakl deildir: Gemii ve gemiteki olaylar yorumla
yp zmlemeye ynelmez. Metodolojik atmalar bir yana (her
birimiz kendi deneyimindeki anlama ve kendi Weltanschauungana
balyzdr), Ludwig Binswangerin, V.E. von Gebsattelin ve Wal
ter Shultenin ortaya koyduklar varolusal psikoterapi modelleri
nin, akut dengesizlik halindeki depresyonun alevlenmi ve kayp
gerekliine uygulanabilecek en anlaml modeller olduklar kana
atindeyim. Ancak akut semptomatolojinin dnda da, doktor ve
hasta arasndaki kiiler aras ilikiyi4546yeniden kurmak ve muha
faza etmek gereklidir, nk ancak bu, hastaln ve can yakc bir
konu olan istenli lm konusunun anlamyla yzleilmesini ve
de depresyonlarn anlam kkeninde yatan patojen durumlarn44
zmlenmesini ve mmknse deitirilmesini salar. Yaplacak
her psikoterapi, yaanm ve tahayyl edilmez kayg gecesinin
(zira bunun zerinden atlamak gereklidir) depresyon bitiminin ar
dndan hastalarn bellek ve yaantsnda seilemeyebileceini gz
nnde bulundurmaldr: Hani sanki bu dramatik olayn zeri
ne tamamen perde ekilmi gibidir; ayrca hastalarda, depresyon
ortadan kaybolduktan sonra da, youn bir isel hayat, derin bir
duygulanmsallk ve nadide bir duygusal iletiim yetisi gsteren,
huzursuz, gvensiz, krlgan ve hassas bir kiilik grlmesi de
mmkndr.47
[Konuyla ilgili ok saydaki almann iinden ok gzel iki
talyan kitabndan: Alberto Melucci ve Adelmo Sichelin eserlerin
den sz etmek isterim. lk kitapta;48 karlamann, psikoterapik
karlamann (da) kkl anlam, her karlamada, g bir denge
iinde bulunan, zahmet ve nee ele alnmaktadr; kendi kimliini
kaybetmeden tekinin bak asn anlayabilme yetisinden geen
45 Meyer J. E., Die Arzt-Patient-Beziehung in der Psychiatrie, Der Nervenarzt, 60,
1989, s. 102-105.
4 6 Baeyer W. von, Situation, Jetzt sein, Psychose, Conditio hu-mana, ed. W. von Bae-
yer ve R.M. Griffith, Springer, Berlin-Heidelberg-New York 1966, s. 14-34; Buyten-
d ijk F .J. J., Avant-propos, Situation, I, Spectrum, Utrecht/Antwerpen 1954, s. 7-14;
Tellenbach H., Psychiatrie als geistige Medizin, Verlag fur angewandte Wissenschaf-
ten, Mnih 1987.
47 Schulte W., Die Welt des psychisch Kranken, Hippokrates, Stuttgart 1974; Tellenbach
H., Melancholie, Springer, Berlin-Gttingen-Heidelberg 1961.
48 Melucci A., Il gioco dellio, Feltrinelli, Milano 1991.
bakalk riskinden (meydan okuyuundan) ve her karlama
nn snr olan boluk ve yitimden sz edilmektedir. Karlama,
karlkl duygulanm ve beraber ac ekmedir (sym-patha* e com-
passustur);** bu sayede de bize ait olmayan ama karlamada bize
sunulan ve bizim, sadece bizim filizlendirebileceimiz bir anlam
imkn barndrmaktadr. Her gerek karlamada ortaya kan
sorunsallk ve sonsuz anlam katman, ikinci kitapta49 da yer al
maktadr; buna ilikin olarak, psikoteraptik grmenin ikilem-
li ve ngrlmez ele alm eklini: her syleide ba dndrc
bir ekilde yer deitiren ve glgeleri, meknn genilemesi
ve daralmas, hzlanmalar ve frenler ve gene, her (psikoteraptik)
syleisel bileimde i ie geen soukluk ve scaklk, ba dnd
rc hareketler ve hareketsizlik, grilik ve talama temalarn vur
gulamak isterim. Bu eser en nihayetinde, uzaklatrc her souk
bilginin ie yaramazln, varolu biliminin varolu deneyimi kar
sndaki yenilgisini vurgulamak istemektir.]

SZ VE SESSZLK

Sylemin teknik (dar anlamda psikoteraptik) her yan bir yana,


depresyonun penesine yakalanm bir varolu nazarnda her za
man ve her srete deerli olan kkl insani saptamalar vardr.
rnein her depresif Lebensweltte diyaloga ve kiiler aras al
verie gayet kapal olunmas ve bunun yan sra, yitirilmi iletiime
ynelik can yakc bir zlem duyulmas elikili olmakla birlikte,
aslidir de. Melankolinin lsel yalnzlnda da, umuda dair her
ufuk kararm ve hilemi gibidir: Umudun ve iletiimin lnde
yol amaya dair herhangi bir szl teebbs karsnda, sz sner
ve hzla yanverir. Ama grnrde kendinden-baka-olana ynelik
gsterdii bu mutlak ve talam kapalla karn her bir depresif
Lebenswelt\e farkl farkl ekillerde de olsa, hastalarn znelliinde
hafife ve belirsizce yaansa da, daima umuda ak bir yer bulun

* Gr. Syn; Birlikte, karlkl; Patha: Duygulanm; Sympathia: Karlkl duygula


nm, hemhal olma, (.n.)
** Lat. com-pssus: Birlikte - ac ekmek, (.n.)
49 Sichel A., i modi dellincontro, Lalli, Poggibonsi 1983.
maktadr. Szler lime lime olur ve lmekte olan kelebekler misali
can ekiir: Depresyon ortadan kalktktan sonra hastalarn kendi
lerinin de belirttii zere, yanlarnda sessizlik ve bekleyi iinde,
alakgnlllk ve zarafetle durulmas ise, kendilerinin bilincinde
hafif ama silinmez yanklar, asli anlamlar uyandrmtr.
Elbette ki, sylei kurmak (neredeyse) olanaksz olduunda ve
karanlk, varolusal her ufku rter gibi durduunda, melankolik
umutsuzluk karsnda radikal bir insani amadelik gstermekten
baka yapacak ey kalmamaktadr; anlam hibir zaman snme
yen ve bitmeyen tek ey, yardm arsnda bulunan (ama bu dile
getirilmeyen ve sessiz bir ardr) ve sululuk hislerinden dolay
azap ekerek, kendi su ve sorumluluunu yok saymaya ynelik
her ifadeyi reddeden (o bunu kabul edemez) bir cann sesine kulak
vermektir. Her halkrda bu su ve sorumluluun aslen varolma
dklarn duymaya (bunun tekrar tekrar sylenmesine) dair ateli
istekleri asla snmemektedir (bu, depresif durumun kanlmaz
elikilerinden bir dieridir).
Bu kadarla da kalmamaktadr: Her umudun tesinde, kurtulu,
zaman zaman, hastann son bir meydan okumaya atfettii anlam
lsnde mmkndr: Bu da, bir baka kiiye, doktora kendi ha
yatnn ve lmnn yk ve riskim teslim etmesidir (onu vekil ta
yin etmesidir). Ancak bylesi bir umut (bir deneyim), dayanlmaz
olan intihar meylini dindirebilecektir; o halde, asli hareketlerin ve
belki de, sessizliin bir anlam (hafif ve ince bir anlam) bulun
maktadr. Manfred Bleulerin dedii gibi,50 her terapinin nihai iz
gisi u ok gzel gndelik szde yatmaktadr: Daha kuvvetli olan
daha zayf olana elini uzatr.

50 Bleuler M., Bleiben wir am Kranken!, Schweizerische Medizinische Wochenschrift,


WO, 1970, s. 89-96.
Szn Bittii Yerde

Hzn ve kayg, beden ve zneler araslk, lm ve lmek, zaman


ve mekn deneyimleri, gerek melankolik Stimmungu ve tepkisel
melankoliyi (reaktif depresyonu), gerekse de farkl semptomatolo-
jik ifadeleriyle klinik melankoliyi ieriksel olarak belirleyen anlam
yaplardr. Elbette ki bu ierikler (ieriksel gelimeler), ruh hali
(miza) olarak melankoli ve hastalk olarak melankolide ortaktr,
ancak biimsel yaplar (bu ieriklerin kendilerini ifa etme ve bir
araya gelme ekilleri) melankolik Stimmung ile klinik melankoli
nin: psikotik depresyon halinin ayrt edilmelerini salamaktadr.
Tepkisel melankoli, varolusal melankoli ve can skntsnda
sakl kalan melankoli, (psikotik) hznn kk sald melankoli
ye hafiflikle ve acmaszlkla elik edebilen insani ihtimallerdir.
Ancak bu ya da u melankoliyi en derin anlamyla kavramak iin,
melankolileri diyalektik olarak birbirleriyle kyaslamak ve yeniden
deerlendirmek gereklidir: Sadece klinik balamla kstl kalmak
istemeyen bu alma boyunca bu yol izlenmeye allmtr.
Tek bir depresyon yoktur, tek bir depresyon biimi de yoktur.
Burada dorudanl ve doallyla ele alnd zere, depresyo
nun pek ok ehresi (pek ok imgesi ve pek ok maskesi) vardr.
Depresif deneyim, duygusal hayat alann ayn ekilde boaltmaz,
bir kiiden dierine inanlmaz derecede farkl yanklar uyandrr.
Buraya aktarlan ve ideolojik her kalb aan klinik yklerin (kli
nik sylem kesitlerinin) bizlere gsterdii zere, depresyonu yaa
mann farkl biimleri, dnm ve ieriksel gel-gitleri bulunmak
tadr. Bu bilgi, psikotik (depresif ve izofrenik) deneyimi, yaylma
bir yabanclama ve dinmek bilmez bir eyleme izgisinde grp,
tek tipletirmeye ve bastrmaya alan savlarla uyumamaktadr.
Kendi znelliimiz (olaslkla, kendi bilimsel kaytszl ta
rafndan meydan okunmu ve lmcl darbe alm znelliimiz)
ile melankolik znellik (kendi ac ve zayflndan yara alm z
nellik) arasnda psikolojik ve insani kyas yapmamz, manevi ac
ve talihsizlie (mutsuzlua), kayg ve umutsuzlua, kaybolmuluk
hissine ve isel paralanmaya dair varolan sonsuz cmleyi kavra
mamz salar: Bu; her monotonluun (monoton olduuna dair her
iddiann), her (lmcl) tekrarn ve her anarik (genelletirilmi)
anlam azlinin de tesinde, byledir.
Bu sayfalar boyunca deindiimiz insani ve psikotik kaderle
rin iz brakt sylemsel sreleri gzden geirelim. Bunlar, in
sann bellek ve kalbinde anlaml ve dokunakl bir iz brakmamas
olanaksz hayatlar ve kiilerdir. Elbette ki, her depresif (psiko
tik) Getaltta burada ele alnm eitli semptomatolojilerin hepsi
ayn anda gereklemez: Her bir depresif Gestaltta, fenomenolo-
jik olarak, u ya da bu psikopatolojik yap baskndr. Burada ele
alnanlar, hznn ve umutsuzluun karanlk ve iine nfuz edil
mez krfezine batmann farkl farkl ekillerini yanstan imgeler
(von Gebsattelin sylemindeki1 anlamyla hiliin imgeleri) ma
hiyetindedir: Maria Teresann (bir hastalk olarak melankolinin
en acl ve olaanst erisinin grld, her birimize ylesine
yakn ve her birimizden daha aydnlk olan insani bir durumdan
hi uzaklamam hastann) hem ac hem tatl hznne, (rnein)
Paolada ortaya kan beden deneyimindeki deiiklikler elik et
mitir; Claudia ve Robertann dayanlmaz intihar meyilleri yer
lerini, Annann takatsiz drc kayg ifadelerine brakmtr;
Giuliananm sua ilikin hezeyan deneyimi, Angelanm elden ka
an, yakalanamayan lm deneyimine elik etmitir. Bunlar, tek
bir (kederli) Lebenswelte indirgenemeyecek klinik melankolinin
ehresi deien, baka baka ieriksel srelerden geen, farkl
farkl grntleridir.
Her depresyon biiminde mevcut ortak yaplardaki deiiklik
lerde semptomatolojik (ieriksel) git-geller grlr ve bunlar, me-
lankolide-bulunan-kimselerle yaanan her bir karlamay (diya-
logsal ilikiyi) banal ve basmakalp bir deneyim deil de, anlaml
ve sonsuz yankya muktedir birer deneyim klar. Melankolinin en
can yakc, kalbin iselliine en yakn ehresinin hangisi olduu
nu sylemek mmkn deildir; ve kaygdan ve hznden, acdan
ve lm ve lme nsezisinden kllenmi baklarn ardnda neyin

1 Gebsattel V. E. von, Imago Hominis, Neues Forum, Schweinfurt 1964.


gizlendiini sadece grr gibi olabiliriz. Ama bu da ancak, syle
nen szlere ve melankoliden kaynakl olarak susulan szlere kulak
verildii lde mmkndr. Bu kitaptaki gibi, dile gelmez ve al
tst edici bir eylere ses vererek tanklk eden insani gerekliklerin
(kiilerin) melankolisine kulak vermeye almak gereklidir. Elbet
te ki, her yanlsama ve deerlendirme bir yana, klinik melankoli
deiimden ve ehre ve maskelerin srrnn zlmesinden kaar
(kendini bundan geri eker) ve en nihayetinde ve en temelinde,
klinik melankoli esrarengiz ve tannmaz kalr.
Melankolik deneyim, psikotik deneyime dntnde de, bit
kin dm, psikolojik ve insani anlamndan hibir ey yitirmez;
kendi iinde barnan ve zellikle de fenomenolojik aratrmalarn,
sadece teorik ve bilisel olarak deil de, klinik, sosyal ve teraptik
olarak da gzler nne serdii anlam yaplarna gndermede bu
lunur.
Her halkrda, travmatik bir melankoli deneyimi yaam ki
ilerin kendileriyle ilgili yaptklar betimleme, duygulanmsal ya
amlarndaki bu dnm (bu sramay) sonsuz ifadelerle ve
farkl farkl ac biimleriyle gstermektedir. Klinik melankoliden
kaynakl olarak yaanm deneyimler ile Kierkegaardm gnlkle
rindeki ve Trakln iirlerindeki (Trakln dzyaz eklinde yazlm
atlarndaki) melankoli birbirinden fersah fersah uzak durmakta
dr: Ancak, zaman zaman, aralarndaki uzak benzerlikler ve karal-
tl yanklar bunlar birbirlerine balar gibi durmaktadr. Elbette
ki, yldz takmadalarnn , bir psikotik deneyimin dmdansa,
psikotik deneyimin sade ve ikilemli karanlna dalndnda ok
daha net seilir: Gndelik hayatta olup bitenler, ancak melankoli
nin ve kaygnn glgesinde bilinebilecek bilgileri kurutma ve onla
rn grlmemesini salama tehlikesini ierir.
Klinik melankoli (varoluun klinik melankoliye bal dn
m), sorunsuz ve tekdze gndelik hayatn kesinliklerini ve
basmakalplarn kesintiye uratmakta, kalbi bilinmesi icap eden
acl bir mengeneye sktrmaktadr. Bu metafor, paralanm kalp
metaforu, her sembolik zelliini yitirerek gereklie: kaldrlmas
g, varoluun en derinlerine inip onu amanszca yaralayan acl
bir gereklik deneyimine dnmektedir.
Klinik melankoli balamnda ortaya kan, sonsuz ve yrek
paralayc bir acnn filizlenmesiyle zetlenebilecek psikopato
lojik ve fenomenolojik eler, baz yaratc radikal deneyimlerin
ortaya k ve oluumuna dahil gibi grnmektedir: Bu yaratc
deneyimler, aikr yaralar tayan psikotik Lebensweltin mhrn
tar. Her ey birbirine baldr: Hastalk olarak melankoli ile lirik
ve yaznsal (acl) deneyim kayna olarak melankoli; depresyon
durumunun anlam, ve anlamszl, tarafndan yutulmu yaam
larda gelien bir sylem olarak melankoli ile inanlmaz derecede
yaratc kaynaklar barndran ve ortaya karan bir sylem olarak
melankoli birbiriyle ilikilidir.
Elbette ki, klinik melankolinin kendilerini olduklar gibi gs
teren (semptomdan ziyade) yapsal olgularn psikolojik ve insa
ni ynleriyle olduklar gibi ortaya koymaya dair2 byk hayalim
baarl oldu mu bilmiyorum ama her halkrda, sylemimi orta
ya koyarken, klinik deneyimimden ve psikiyatride fenomenolojik
Einstdlung olarak adlandrlan eyden hi uzaklamamaya altm.
Her birimizin bilinli ya da bilinsiz olarak, grnr ya da grn
mez olarak, bilimden hibir ekilde koparlamayacak bir yaam se
iminde bulunduu anlalmaktadr. Bunu Friedrich Nietzschenin
szleriyle ifade etmek isterim: Kat bir ekilde deerlendirecek
olursak, varsaymdan yoksun hibir bilim yoktur, ylesi bir bilim
dncesi dnlr gibi deildir, mantkszdr: ncesinde dai
ma bir felsefe, bir inan bulunmaldr ki, bilim, ondan kaynakl
olarak, bir yn, bir anlam, bir snr, bir yntem, bir varolma hakk
edinebilsin.3

2 Heidegger M., Essere e tempo, Utet, Tormo 1969.


3 Nietzsche F., Genealoga della morale, Al di Id del bene e del male. Genealoga della
morale, Adelphi, Milano 1964, s. 213-367.
Eugenio Borgna: (22 Temmuz 1930, Borgoma-
nero) Novara, Maggiore Hastanesinde Psikiyatri
Bahekimi, Milano niversitesi Sinir Hastalklar
ve Zihinsel Hastalklar Klinii'nde retim yesi
olarak hizmet vermitir i
Yazarn Ruhun Yalnzl adl kitab YKYden yaym
lanmtr

talyan psikiyatr Eugenio Borgna Melankoli adl kitabn, klinik melankolinin semptom
larndan ziyade yapsal olgularn psikolojik ve insani ynleriyle olduklar gibi ortaya
koyma projesi olarak tanmlyor Yazar bu almasnda depresyonu ve melankoliyi kli
nik bir gereklik olarak ele almaktansa, psikopatolojik ve antropolojik ynlerine odakl
bir sylem oluturuyor Melankoliyi yaama ekillerini bir yandan hastalarn znel de
neyimlerinden biryandan da felsefi ve edebi metinlerden dnml olarak aktaryor

Psikoterapinin ve psikiyatrinin tem ellerine ilikin sylem, ancak basmakalplar ve

ideolojileri krarsa ve ancak fenomenoloji ve felsefeyle: felsefi dnce ve zellikle


de (Heideggerci) varolusal dnceyle cretkr bir ekilde yzleirse anlaml olur.

Eugenio Borgna

Kapak re s m i: Al br echt Drer, M elen co lia I, gravr, 1514.

i I SBN 7 7 8 - 9 7 5 - 0 8 - 3 0 6 1 - 7

You might also like