You are on page 1of 281

DOU BATI

DOU BAT
DOU BAT
D N C E D E R G S

nce "M z k " Y ardi


DOU BAT
A Y L I K D N C E DERG S

Yerel sreli yayn.


ISSN:1303-7242
Say: 62
Dou Bat Yaynlar
adna sahibi
ve
Genel Yayn Ynetmeni: Takn Tak
Editr: Cansu zge zmen
Sorumlu Yaz leri Mdr: Erhan Alpsuyu
Halkla likiler: Harun Ak
D likiler Sorumlusu: Sava Kse

Yayn Kurulu
Halil nalck, Kurtulu Kayak, Mehmet Ali Klbay,
Etyen Mahupyan, erif Mardin, Sleyman Seyf n
Doan zlem, Ali Yaar Sarbay

Danma Kurulu
Gl Ateolu, Cemal Bli Akal,Tlin Bumin,
Ufuk Cokun, Cem Deveci, Ahmet nam,
Haan Blent Kahraman, E. Fuat Keyman,
Nuray Mert, lber Ortayl, mer Naci Soykan,
lhan Tekeli, Mirze Mehmet Zorbay

Dou Bat, ylda drt say olmak zere Kasm, ubat, Mays ve Austos
aylarnda yaymlanr.
Dou Bat ve yazarn ismi kaynak gsterilmeden aknt yaplamaz.
Dergiye gnderilen yazlarn yaymlanp yaymlanmamas
yayn kurulunun kararna baldr.

Reklam kabul edilmez.

Dou Bat Yaynlar


Yksel Cad. 36/4 Kzlay/ANKARA
Tel: 425 68 64 / 425 68 65
Faks: 0 (312) 425 68 64
e-mail: dogubati@dogubati.com
www.dogubati.com

Kapak Tasarm Uygulama:


Aziz Tuna

Bask:
Cantekin Matbaaclk
1. Bask: 4000 adet
Kasm 2012

Sertifika No: 15036

n Kapak Resmi: Luca della Robbia, Floransa Katedralinden rlyefler, 1435, (Detay).
Arka Kapak Resmi: Mzisyen Leydi: Resmin sanats bilinmiyor.
(16. yzyl Hollanda resmi).
iin d ek iler

NCE M ZK VARDI M ZK SOSYOLOJS


M esut K inaci 11 A l Esgn 153
Eski Yunan Dnyasnda Bir M zik Sosyolojisi Var mdr?
M zik ve M zisyenler
Olgun Blr 183
mer Naci Soykan 29 Bir G Alanlar Sistemi Olarak
M zik Nedir? Felsefi Bir Aratrma M zik Toplum likisi

A bdullah Onur A kta 43


Hayat M zikle Anlamak ve TRKM Z,YENLKLER:
Schopenhauer Felsefesinde M zik G STER P AYRE L TF N
BZLERE BG A N ESN
zce ztekn 71
Poyraz K olluolu 199
Seslerin Szcklerindeki M zikten
Trk M zik Devrim inden
Szcklerin Seslerindeki M zie
Popler Kltr M ziine
ok Seslilik Gndleri:
O SM A N L I M Z , Trk M zik nklbnda
D N M L E R : Garbiyat Endieler ve Fanteziler
BYLE D E LD M Seluk D uran 225
EYVAH N E O LD U M
Trkiyede klk G eleneinin
V efa Saygin tle & Hseyin Etl 91 Popler M ziklere Etkisi
Bir Gei Dnem inde M ziin
Kalp arpntlar:
BSELK
Sosyal Dnmler ve
D uygun Erim 251
Varolusal Tipler
Yaratc Bir Kuvvet Olarak
Okan M urat ztrk 115 Ritmin Zam an-M ekn
15. Yzyl Osmanl Mziinde ube zerine Dnceler
Kavram ve H erm etik G elenek
Orhan Kandemr 261
[H zr Bin Abdullah Anlamak]
Yitik Zamann zinde: Caz
Sleyman Seyf n 141
A sli avuolu 269
Itrinin Neva Kr ndan
Platonun Bekileri:
M lhem zlenimci Bir Yaz
Bir Eitim Arac Olarak M zik
Baude Codierin 14. yzyla ait Belle, bonne, sage bestesi. Bataki metinsiz ar
kya metinsiz tenor ve kontrtenor dizeleri elik ediyor. Krmz notalama llerdeki
deiiklikleri belirtiyor. Kalp eklindeki notalama bestecinin ismine bir cinas (cor
Latincede kalp) ve metindeki kalp kelimesi krmz bir kalple deitirilmi.
n c e M z ik Y a r d i

Yeni saymz nce mzik vard baln tayor, cmleyi tamamlarsak


evren var olmadan nce mzik vard da diyebiliriz. Tm eksiklikler
gibi mzik de byk bir yoksunluktan, derin bir sessizlikten domutur.
Mzik evrenin hilii ile birlikte hayl edilebilir. Yaamn snrll
na iaret eden bir boyuttur bu. Zaman ve meknn ar salnmlanna kar
lk, mziin kendi dnyasndaki ritim ve ilerleyii saf ve mutlak bir ev
renin var olabileceini bizlere gsterir. Birok metafiziki yaklama
gre, mzik kusursuz ve mkemmel bir grevi yerine getirir. Zira o icra
edilmeye baland andan itibaren bir kendinde-ey, naslsa yle olan bir
doay karmzda buluruz. Mzik tam, geride kalan herey eksiktir; ifade
yarm, melodi ise szn stnde aklmz elen gzelliiyle mucizevi bir
etkiye sahiptir.
Niin mzii severiz ya da onun iyiletirici tlsm, bys nereden
gelir? Mzii insann kendisine has klan fakat pek tanmad, ayak sr
medii bir alana, geni bir bilind lkesine benzetebiliriz. Yeryznn
tamamn kucaklayan bir nee, yaam tasdik eden bir coku, tazelenen
bir cesaret ve umut, bilindnn bu geni topraklarnda yeerir. Mziin
melodisiyle kanat rp hayatn ba dndrc boluklar zerine kuru
ludur. O, i karanlk dehlizlerde yank bulabilecek bir ary kulamza
fsldar. Kalbe dorudan nfiz eder. Bize seslenir fakat konumaz. te
mzik! deyip ayaa kalktmzda bile mzik anlamndan ou eyi
yitirmi saylr. nk bu dil hibir biimde yaamn aleladeliine terc
me edilemez. Kiinin ifade etmekte zorland, diplerde tortulaan gd
ler ancak seslerin harmonisinde teskin bulur. Anlamlandramadmz
kaotik davran motifleri mzik sayesinde dinginliklerine kavuur, terapi
edilir. Nakaratlar yalvarn yinelenmesi, tm terennmler varolusal
acnn katharsis yoluyla giderilmesi deil midir? Snrl bir zaman dili
minde mzik hafzann boluklanna serbeste sarkabilen bir gce sahip
tir. Bir notann vesile kld ey, yalnzca bizim anmsayabildiimiz zel
bir nn tekrar uyan, bu sayede devasa bir gemiin yeniden canlanma
sdr. Mzik aralarda kalabildii lde kiisel tarihimizin boyutlar o
dzeyde geniler, derinlik kazanr.
Mzii yce ve aknsal tahtndan karp onu toplumsal gerekliin
bir yansmas olarak kabul eden, daha doru bir ifadeyle mzik felsefesi
yerine mzik sosyolojisi zerinden giden kuramclar da mzik ve sanat
hakknda veya sanat, beste, icra, yoruma dair birok sz sylemilerdir.
Her halkrda bu tr bir ayrm z m, yoksa biim mi tartmasna bizi
davet eder niteliktedir. Bu saymzda iki yaklamn da dengeli bir biim
de sunulmasna zen gsterildi. Mziin arpc toplumsal deiimiyle
ilgili grlerin alt izildi. Neticede, bu ada yksek bir sanat tke
tim kltr iinde grmek pek artc olmasa gerek.
Mziksiz bir yaam hata olurdu der Nietzsche. Mzik yaamn b
tnn talep etmekte. Onu hissetmek bir toplumun deerler sisteminin,
yaam biiminin yeniden gzden geirilmesi demektir. Hakikat bolluu
nun eksik olmad evrelerde mevcut sylemler kiilerin sradan ve kaba
duyularna hitap ederken dnya grlerine bakldnda bir uyum bozuk
luu, bir ierik ve ritim sorunu kulaklar daima trmalayacaktr. Esasen bu
uyumsuz ruh halleri Trk mziinin uzun dnemdeki knlmalanmn da en
nemli kantdr.
Bu saymzda mzik ile yolculua karken yalnzca metinlerin okun
masn deil szcklerin de ierebilecei muhtemel melodileri duyurma
ya altk.
Takm Tak
nce M z k Y ardi
st: Lir dersini tasvir eden bir figr. renci sandaki penay kullanarak yaylan
tngrdatyor. retmenin lirini, sol bilee sanl asky ve tellere dokunan sol eli
ni gryoruz.
Alt: Kitara algcs ba arkaya eik bir vaziyette, telleri nemlendirmek iin
onlara sol eliyle dokunuyor, sa eliyle telleri tmgndatt penay tutuyor ve ar
kyla kendine elik ediyor. (M 4. yzyla ait Yunan iki kulplu bir testiden)
E sk Y unan

DNYASINDA
M z ik v e M z is y e n l e r
M esut Knac*

M z k
nsanlk tarihinin en eski sanat dallarndan biri olan mzii belirli bir top
luma ml etmek olanakszdr. Ne zaman, nerede, nasl, ne amala ve kim
ler tarafndan yaratld kesin olarak bilinmeyen mziin, insanlk tari
hiyle ezamanl olarak ortaya kt varsaylmaktadr, insanlarn da ilk
mzik aleti olarak ellerini kullanp alklamas veya doada bulduu
maddeleri birbirine vurarak ritim tutmasnn ilk mzikal aktiviteler oldu
u sanlmaktadr, ilerleyen srete mzik daha disiplinli bir hal alm, e
itli aktivitelere elik etmek iin farkl mzik aletleri ve deiik mzik
trleri ortaya kmtr. Bahsettiimiz gibi mziin gemii daha eskilere
dayansa da Eskiada Anadoluda mziin ilk yazl rnekleri Smerlere
aittir.1 Yaklak olarak M 4. bin ylda Mezopotamyaya g eden ve
M 3200 yllarnda yazy icat ederek Mezopotamyay yazl tarih sah
nesine tayan bu toplum, mzik tarihinde de nemli bir yere sahiptir.* 12
Kramer, Smerlere ait olan ve Anadoluda bulunan mzikal yaztlarn

* Mesut Knac, Ankara niversitesi, Sosyal Bilimler Enstits,Eskia Tarihi Ana Bilim Dal.
1 Kamer 2002: 2 9 5,323, 396.
2 Dinol 2003: 1.
Eski Yunan Dnyasnda Mzik ve Mzisyenler

varlndan sz etmitir. Smer toplumunda din ayinlerde mzik icra


edilmi, anneler bebeklerini uyutmak iin ninniler sylemi, tarm iileri
de ilerini yaparken arklar mnldanmlardr.3
Smer mzii Mezopotamyaya yine g yoluyla gelmi olan Sami
rktan Babilliler taralndan biraz biimlendirilmi, Asurlular ise mevcut
mzikal birikimleri dzenli ekilde bir araya getirmilerdir.4 Mezopotam
yada nemli bir yere sahip olan mziin, kkenlerinin tanrsal olduuna
inanlm, bu nedenle blgedeki tm dinsel trenlerde mzik icra edilmi
tir. Mezopotamya yazl belgelerinden, mzik ile ilgili pek ok alan oldu
u anlalmtr. rnein; yeni yl bayramna ait klt uygulamalar, bay
ram srasnda yaplan ziyafet ve kutsal evlilik trenlerinde eitli mzikal
gsteriler yer almtr.5 Frigler de el sanatlarnda ve mzikte olduka ge
limilerdir. Eski Yunanllar, onlar eitli mzik aletlerinin yaratcs ve
fevkalade mzisyenler olarak grmlerdir. yi mzik icra ediyor olmala
r ve zarif (kibar) yaradll olmalar nedeniyle Eski Yunanllar taraln
dan kle olarak bu ilerde altrlmlardr.6
Mziin tarihsel serveni ierisinde Eski Yunanllar byk rol oyna
mlardr. Bahsedilen uygarlklardan devralnan mzikal gemi, bu top
lumun kltryle yorulmu ve gnmz Bat Mziinin atas olarak
grlen Eski Yunan Mzii dediimiz farkl bir mzikal kltr ortaya
kmtr. Eski Yunanlar, kendilerinden nce yaam toplumlar gibi m
ziin tanrsal kkenli olduuna inanmlardr. Bu nedenle de mzik
(uovaiKtj [mousike]) kelimesinin Zeusun ve Mynemosenin dokuz kz
olan mousalardan trediine, bu kelimenin ise mousalann sanat anlam
na geldiine inanmlardr7 Yunanllar, baz tannlann da mzikle alkal
olduunu dnmlerdir. Apollon, Dionysos ve Athena gibi tannlann
erefine festivaller dzenlemiler ve bu festivallerde tanrlar onuruna l
hiler (jrav\paian\,vfivo[hymnos]) sylemilerdir. Dzenlenen byk
festivallerde spor msabakalarnn {yiv yv/uviK [agon gymnikoi]; yiv
mmK\agor hippikoi]) dnda mzikal yarmalar (ycbv povaiK
[agon mousikoi]) da yaplmtr. Yunan corafyasnda dzenlenen bu fes
tivaller, n kazanmak isteyen mzisyenlere byk frsatlar sunmutur.
zellikle Pythia, Panathenaia ve Byk Dionysia enliklerinde agon
mousikoi dediimiz ve iinde aulos alma {auXpi][aletes\), aulos eli

3 Kramer 2002: 295; 323; 396; 405. Kral iin sylenen ak arklarndan, dinsel atlardan, nin
nilerden ve cenaze atlarndan bahsedilmektedir.
4 Dinol 2003: 1,2.
5 Dinol 2003: 2.
6 Cox 1990: 395.
7 Plat. Aik. I, 108c-d.

12
Mesut Knac

inde ark syleme (avAcoS [auldos]), kithara alma (tcdaparr [kit-


haristes]), kithara eliinde ark syleme (kitharcoS [kithardos]), bir
kithara ve bir aulos icracsnn birlikte almas veya iki auletesin birlikte
almas gibi yarmalarn olduu tespit edilmitir. Daha sonraki dnem
lerde bu yarmalara rhapsodiar da katlmtr. Bu yarmalar iin Yunan
corafyasnn en cra kelerinden bile mzisyenlerin gelip yart;
ayn ekilde seyircilerin de farkl corafyalardan gelip bu yarmaclar
dinledii anlalmaktadr.
En nemli drt festivalden biri olan Pythia festivali, ierik bakmndan
dier festivallerden ayrlmaktadr. eitli mzik yarmalarm iinde
barndran festival, ayn zamanda deiik kategorilerde yaran birok
mzisyene ev sahiplii yapmasyla nldr. Apollon onuruna her drt
ylda bir dzenlenen festivalde, kithara ve aulos alma msabakalarnn
yansra lir alma yarmalar da vardr. Kithara alp ark syleyen ve
aulos eliinde ark syleyen mzisyenlerin yart msabakalar da
Pythia festivalinin programnda yer almaktadr. Aulos eliinde ark sy
leme yarmalar M 582 ylnda Pythia festivalinin programndan kar
tlmtr.8
Olympia ve Nemea yarmalarnn programnda mzikal msabakala
rn olmad bilinmektedir. Fakat bu durum bahsettiimiz festivallerde
mzikal icrann olmad anlamna gelmez. Olympia oyunlarna giri
olarak salpinktesler (otujayKTr/ [trompeti]) ve keryx\ax (jcfipv [tellal])
arasnda yarmalar dzenlenmi olduu bilinmektedir.9 Bu yarmalarn,
M 396 ylnda festivalin resmi salpinktesmi ve keryx\mu belirlemek iin
Olympia festivallerinin programna alnd grlmtr.101Salpinktesin
bu msabakalardaki grevi kalabalk seyirci grubunu susturmak, atl ara
ba yanlann balatp-bitirmektir. Kalabalk seyirci kitlesinin ilgisini
ekip, onlar susturabilecek kadar kuvvetli flemeleri muhtemelen onlar
muzaffer klmtr. Keryx\am grevi ise msabakalardan nce yarmac
lar seyircilere tantmak ve msabakalar kazananlar halka iln etmek
tir.11 Keryx\axm hangi niteliklerinden dolay bu yarmalar kazandklar
tam olarak bilinmese de seslerinin yksek ve anlalr olmas, uzun sre
cek olan duyurulan tek nefesle ve ho bir sesle anons edebilmeleri muh
temelen onlara galibiyeti kazandrmta.12 Olympia ve Nemea gibi festi
vallerde mzik yanmalannm olmad bilinmektedir fakat bu oyunlann

8 Paus. X. 7 ,4 -5 .
9 Paus. V. 1, 22.
10 Crowther 1994: 135.
11 Pol. XVIII. 4 6 ,4 .
12 Hom. II. V,785-6.;Xcn.//e//. II. 4,20.;Hall 2002: 9.

13
Eski Yunan Dnyasnda Mzik ve Mzisyenler

iinde yer alan pentatlon yarmalarnda (disk atma, cirit atma, uzun at
lama, kou yar ve gre) yanan atletlere aulos ile elik edildii bilin
mektedir.13 Aynca bu msabakalarn galipleri iin de epinikia(smvKia)
ad verilen vg dolu arklar Pindaros gibi nl mzisyenler tarafndan
kaleme alnmtr.14
nsan duygulan zerindeki etkilerinden dolay mzik, sahnelenen ti
yatro oyunlarnn iinde de yer almtr.15 Bazen, seyircilerin korkmasn
salamak iin mzik icra edilmi, bazen de eitli hayvan seslerinin ka-
nlmas enstrmanlann yardmyla mmkn olabilmitir.16 Antik yazarlar,
sahneledikleri oyunlann konusunu seyirciye anlatabilmek amacyla,
oyunlannda korolara da yer vermilerdir. Anapaest lsnde yazlan ar
klarn sylenmesi ise sahnelenen oyunun bittiini ve perdesi olmayan an
tik tiyatrolardan ayrlma vaktinin geldiini seyircilere ifade etmitir.17
Eski Yunanllar, iyi eitilmi genlerin ideal bir toplumun temelini
oluturacan biliyorlard. Bu nedenle genlerin eitimine zen gstere
rek onlarn iyi bir eitim grmesi iin ellerinden geleni yaparak, farkl
alanlarda dersler grmelerini salamlardr. Genlere, okuma-yazma
(grammata), fiziksel eitim (gymnastike) ve mzik dersleri (mousike) ve
rilmi, bu dersleri almayan kiiler eitimsiz olarak grlmlerdir.18 Yak
lak olarak yedi yama gelen ocuklara, grammatistes denilen retmen
ler tarafndan okuma ve yazma retilmitir. Gramer dersinden yaklak
olarak yl sonra kitharistes ad verilen mzik retmenleri tarafndan
ocuklara mzik dersi verilmitir.19 yl sren mzik eitimi sresince
kitharistesler ocuklara lir ve aulos almay, bu enstrmanlar eliinde
ark sylemeyi retmitir.20 Btn bu abalar ocuun profesyonel bir
mzisyen olmas iin deildir, bu tr uralar kiinin saygnlnn ifade
sidir. Aristoteles, kiinin kendi zevki iin ya da bir toplanda ok iince
enstrman alp, ark syleyebileceini ifade etmitir.21 Eski Yunandaki
mzik eitiminin amac hibir zaman iin mzisyenler yetitirmek olma
mtr, aksine mzik, onlarn gznde tamamen entelektel bir uratr.

13 Paus. V. 7, 14.
14 Pindaros, Olympia, Pythia, Nemea ve sthmia oyunlarnda galip gelen yarmaclar onuruna
besteler yapmtr. Bu konu hakknda ayrntl bilgi edinmek iin bkz. Pind. 0.;N.; I. ;P.
15 Aristot. Pol. VIII, 5. Aristoteles, farkl makamlarda icra edilen mziin, insanlar kederlendi
rip, heyecanlandrabileceini ifade etmitir.
16 Aristoph. Av. 225-229. Baz ku seslerinin aulos ile taklit edildii grlmektedir.
17 Landels 1999: 16.
18 Plat. Thg. 122e.
19 Plat. Leg. VII, 409e.
20 Plat. Leg. VII, 409e-410a.
21 Aristot. Pol. VIII, 5.

14
Mesut Knac

Dnemin nl fikir adamlar, ocuklara mzik eitimi verilmesinin


gereklilii ve faydalar konusunda birbirine benzer grleri savunmu
lardr. Platon, mzik eitiminin genlere hayatlarnn her dneminde
gerekli olan kibarl kazandrdn, onlarn konuma ve davranlarn
daki nezaketi gelitirdiini ifade etmitir.22Aristoteles de kiilik zerinde
ki olumlu etkilerinden bahsederek, ocuklarn eitiminde mzie yer
verilmesini tavsiye etmitir.23 Fakat sz edilen dnrler mzik eiti
minin belirli bir ereve dhilinde verilmesi gerektiini, aksi takdirde
mziin ocuklarn kiiliini olumsuz ynde etkileyeceini de ifade et
milerdir. Onlar, aulos ve barbitos ile verilen eitimin ocuklar iin zarar
l olduunu savunmulardr.24
Mziin icra edildii alanlardan biri de Eski Yunan toplumunun en
karakteristik sosyal olgularndan biri olan symposionlardr. Aslnda bir
likte ime mnsna gelen symposion (ou/ujioiov) kelimesi Trkede
len ya da ziyafet olarak tanmlanmtr.25 Fakat bu tanm sympo-
J7onlarn anlalabilmesi iin pek de yeterli deildir. Symposion, deipnon
ad verilen ve davetlilerle yenilen akam yemeinden sonra arap iilen,
belirlenen bir konu zerine tartlan ve davetlilerin elenebilmesi iin
eitli etkinlikler dzenlenen, toplumun elit kesimiyle zdelemi olan
davetlerdir.26 Davete terif eden konuklar iyi arlayp, elendirebilmek
iin eitli aktivitelerin yapld, profesyonel gstericilerin grevlendi
rildii ve mzik icra edildii bilinmektedir. Homerosun eserlerinden bu
tr davetlere mzisyenlerin arldklar ve onlarn, davete terif eden
konuklarn iyi vakit geirmesini saladklar anlalmaktadr.27 Platon da
davete katlp, aulos alan kadnlardan bahsetmitir.28 Sz edilen elen
celere katlan profesyonel gstericilerle ilgili en ayrntl bilgileri bize,
Ksenephon, Symposion adl eserinde anlatmaktadr. O, profesyonel gste
ricilerin Syrakusaidan gelen bir auletridesten (kadn aulos algcs), bir
kadn dansdan ve lir alp ark syleyen yakkl bir erkekten olutu
unu sylemitir.29 Symposionlara gelen konuklarn elencesi sadece pro
fesyonel gsterilerle snrl deildir. Bu davetlere katlan misafirlerin de
lir alarak, ak, arab ya da vatan sevgisini konu alan skolia (okoXiv)
adl arklar syledikleri bilinmektedir.

22 Plat. Prot.326a-b.
23 Aristot. Pol. VIII, 6.
24 Plat. Rep. 399d.;Aristot. Pol. VIII, 6.
25 Liddel-Scott 1996: 1685.; Kelimenin Trkesi iin bkz. elgin 2011: 627.
26 Hug 1931: 1266.
27 Horn. O d I, 150-155.; VIII, 425-430.; X , 10-15.
28 Plat.Symp. 176E.
29 Xen. Symp. II, 1-4.

15
Eski Yunan Dnyasnda Mzik ve Mzisyenler

Toplumun ekirdei olan aile kurumunun olumasna ilk adm olarak


grlen evlilik trenlerinde, dn sahibi ailelerin mzikli elenceler
dzenledikleri grlmtr.30 Mzikli elenceler muhtemelen gelinin,
baba evinden ayrlna kadar srmtr. Baba evinden ayrl vakti gel
diinde davetliler alaylar halinde dizilir, mealelerin altnda yeni evli
ift evlerine gtrlrd.31 Bu alaylarda bulunan davetliler enstrman
sesleri eliinde hymenaum (\>pi:vao\hymenaus |) ad verilen evlilik ar
klarn syleyip, dans ederlerdi.32 Yeni evlenmi olan ift, evlerine var
dnda da mzikli elenceler devam etmi fakat ksa srmtr. ift,
evlilii tamamlamak iin yatak odasma getiinde ise bekr kzlar ve
erkekler, ilk kez cinsel ilikiye giren kzn alama sesini bastrabilmek
iin yatak odas nnde arklar sylemilerdir.33
Sadece neeli olaylarda deil, savalar gibi, ciddi toplumsal olaylarda
da mzik icra edilmi, askerlere komut vermek ve onlar cesaretlendir
mek iin mzik sesinden faydalanlmtr.34 Sava meydanndaki askerle
rin morallerinin yksek olmas savan gidiat asndan ok nemlidir.
Bu sebeple umudunu yitirmi ordularn cesaretlenmesi iin mzik icra
edilmi ve olumlu sonular alnmr. rnein; kinci Messene sava
tm zorluuyla devam ederken, ozan Tyrtaios tarafndan bestelenen sava
arklar Spartallan bu savaa girmek iin cesaretlendirmitir.35 Tyrta-
iosun vatan sevgisi ve cesareti konu alan arklar, askerleri yreklendir
mi ve onlarn savata kahramanlklar sergilemelerini salamtr. Ayrca
ordunun uygun adm yrmesini ve triremelerdeki krekilerin ezamanl
krek ekmesini salamak iin de mzik icra edilmitir.36 Gr sesiyle as
kerlere uzaktan komut verilebilmesini olanakl klan salpinx ise sava
meydanlarnda kullanlan enstrmanlarn bamda gelmektedir.
Eski Yunanllar mziin faydalarndan tp alannda yararlanmtr.
Onlar hastaln da; tedavisinin de tann tarafndan verildiini dnm,
paian adl arklar syleyerek, tbbn tanrs olduuna inandklar Apol
londan dertlerine deva bulmasn istemilerdir.37 Dnemin tplan m
zii sadece hastalarm tapmaklara gtrrken kullanrken; khinler, b
ycler ve kocakarlar tarafndan uygulanan alternatif tedavi yntemlerin
de ise mzik, kendisine by ve tlsm kadar nemli yer edinmitir. Ebe

30 Hom. Od IV, 15-18.


31 Horn. II. XVIII, 491-495.
32A eschyl. Ag. 705-715.;Soph .Ant. 710-720.;Pind. P. III, 17-19.
33 Adkins L.-Adkins R. 1997: 444.
34 Xen. An. IV. 4, 22.;Secunda-Hook 1999: 7.
35 Secunda-Hook 1999: 7.
36 Hdt. I, 17.;Pol. IV. 20, 12.;Strab. X. 4 ,2 0 .
37 Pind. P. V, 60-70.

16
Mesut Kmac

ler de, doum sancsn azaltmak iin kullandklar iksirlerin haricinde


mzii kullanmlardr.38 Tplann, mziin fiziksel hastalklar tedavi
edemeyeceini savunmalarna ramen, dnemin inan aksi yndedir.
M 7. yzylda yaam ve paian trnde arklar yazm olan mzisyen
Thaletasn Spartaya gittii ve oradakileri ezgileriyle veba salgnndan
kurtardna inanlmtr.39 Aslnda mzii, eitli zihinsel hastalklarn
tedavisinde uygulayan Eski Yunanllarn, bu uygulamada baarl olduk
lar dnemin bilginleri tarafndan bizlere aktarlmtr. Mzikle tedavi
fikrinin ilk kez Pythagoras tarafndan ortaya atld ve onun besteledii
baz arklarla znt ve mitsizlik gibi sorunlara ifa bulduu sylen
mitir.40 Aristoteles ve Platon da eitli zihinsel hastalklarn mzikle iyi
letirildiini belirtmilerdir.41
Din riteller, savalar ve zel kutlamalarn dnda sradan gnlk i
lerin yorgunluunu hafifletmek, yalnz yaplan ilerde can skntsn gi
dermek ve bo zamanlar deerlendirmek iin mzik iyi bir refakat arac
olmutur. Bazen rutin ev ileriyle uraan kadnlar, bazen de ar ilerde
alan erkekler arklar mnldanmlardr. Homerosun Odysseia adl
eserinde Kalypsonun ve Kirkenin dokuma tezgh banda arklar sy
ledii grlrken, Platon, obanlarn syrinx (panflt) ad verilen enstr
manlar kullanarak skntlarm giderdiklerini belirtir.42 Aelian, balk ve
yenge yakalamak isteyenlerin aulos almasn tlemitir.43 Homeros
zm hasat eden genlerin phorminx eliinde ark sylemelerinden
bahsetmektedir 44 Komedi yazan Teleklides muhtemelen hasat zamann
da tarlaya giden iftilerin arklar sylediinden bahsederken, air Lit-
yerses, tarladaki oraklann arklar syleyerek ilerini yaptklanndan sz
etmitir 45 Bu tarz gnlk ilere mzisyenler tarafndan elik edilmemi
tir, genellikle mzik eitimi alm kiiler tarafndan elence ya da rutin
ilerin skmtlann hafifletmek amacyla mzik icra edilmitir. ok fazla
iinin alt byk apl ilerde yaplan ilere ritim salanmas ama
cyla mzisyenlerin greve anld bilinmektedir. Lysandros, Atina
surlarn yktrrken birok auletridesi sanatlarn icra etmeleri iin grev
lendirmitir.46 Messene ehri M 369 ylnda ina edilirken, evlerin ve ta

38 Plat. I'hl. 149c-d.


39 W est 1992: 33.
40 Iamb. v. P. XXV.; oban 2005: 37.
41 Plat. Leg. VII, 790e.;Sachs 1965: 20
42 Horn. II. XVIII, 526.;Plat. Polit. 268b.
43 A il. Nat. VI, 31-32.
44 Horn. II. XVIII, 560-570.
45 Athen, XIV, 10.
46 Xen. Hell. II, 23.

17
Eski Yunan Dnyasnda Mzik ve Mzisyenler

pnaklarn duvarlar, ehrin surlar aulos sesi eliinde ykselmitir.47 Ge


milerdeki krekilerin de e zamanl olarak krek ekmelerini salamak
iin mzisyenler grevlendirilmitir ve bu mzisyenler gemilerdeki tay
fann sradan bir yesidir.
Cenaze merasimlerinde de mzik icra edildii ve mzisyenlerin kira
land bilinmektedir. Homeros, Hektorun cenazesine arlan mzis
yenlerden bahsederken, Platon da cenazeye elik etmesi iin kiralanan
mzisyenlerden sz eder.48 Bu merasimler iin sadece enstrman alan
sanatkrlarn kiralanmad, ayn zamanda at syleyen mzisyenlerin
ya da korolarn da kiraland grlmektedir. rnein, fahie Pythioni-
kenin cenaze alay iin Harpalusun profesyonel bir koro kiralad
bilinmektedir.49 smenias ve Antigenidas gibi mehur mzisyenlerde ce
naze treninde Aulos alan kiilere auletes denmesine kzarlar, onlara
gre auletes kendileri gibi saygn aulos virtzlerine verilen isimdir.50
Solon dneminde, cenazelerdeki gsteri ve israfn nne geilebilmesi
iin yasalar karld bilinir. karlan yasalardan dolay birok yerde
bu merasimlerin yaplmas yasaklanm olsa da baz blgelerde varlkl
aileler bu gsterili merasimleri dzenlemeye devam etmitir.51
Daha nce bahsettiimiz alanlarda mziin kullanlmas, Eski Yunan
llarn yaamnda mziin ne denli nemli olduunu bizlere ifade etmek
tedir. Onlar, hzn veya sevinlerini ifade ederken mzii kullanm,
eitli hastalklarn tedavisi ve genlerin eitimi iin mzikten faydalan
m, bo vakitlerini bir mzik leti alarak deerlendirmilerdir. Hayatla
rnn her alannda mzie yer veren Eski Yunanllarn dnyasnda bir
insann, yaama gzlerini mzik eliinde at ve son yolculuuna bile
enstrmanlardan kan ezgiler eliinde uurland bilinmektedir. Mzi
in icra edildii alanlar ve olaylar gz nne alndnda bu insanlarn
mzii bir yaam tarz olarak benimsedikleri anlalmaktadr. Bu nedenle
eer mziksever olarak nitelendirebileceimiz bir toplum varsa bu Eski
Yunanllardr.52

47 Paus. IV. 2 7 ,7 .
48 Hom. II. XXIV, 720-722.;Plat. Leg. VII, 800e.
49 W est 1992: 23.
50 Kemp 1966: 219.
51 W est 1992: 23-24.
52 Landels 1999: 1.

18
Mesut Knac

M ZSYENLER
Mzik alannda uzmanlaan kiiler, mesleklerini para ve hret kazanmak
iin yapmlardr. Yaadklar dnemlerin artlan, mensup olduklan aile,
aldklan enstrman tr ve mesleklerindeki kabiliyetleri onlar arasnda
gelir ve stat fark oluturmutur. Eski Yunan Dnyasnda mziin icra
edildii alanlar gz nnde bulundurulduunda, mzisyenlerin para ve
hret kazanmak iin birok frsata sahip olduklan anlalmaktadr. Genel
olarak Homeros dneminde toplum tarafndan sayg duyulan kiiler ara
snda gsterilen mzisyenlerin, M 5. yzylda toplumsal statlerinde bir
d olduu grlmtr. Mziin icra edildii alanlarda profesyonel
lemenin balad M 4. ve 3. yzyllarda mzisyenlere verilen deerin
dt ve ucuza alp, kiralanabilen, toplumun alt tabakasna mensup
kiiler olarak grld bilinmektedir. Genel olarak toplumun dk sn
fndan olarak grlseler de grevlerini icra ettikleri alanlar, meslekteki
kabiliyetleri ve buna bal olarak kazandktan cretlere gre meslektala-
nyla da aralarnda stat fark olumutur. Mzisyenlerin, genel olarak,
ark ya da iir yazp, kendi yarattklan eserleri icra eden, yksek maddi
gelire ve byk ne sahip st smf; st smf mzisyenlerin yazdklan
eserleri icra ederek, performanslarna gre para ve hret kazanan orta
snf; gnlk rutin ilerde kullanlan ve symposionlar iin kiralanan, ge
imlerini salayabilmek iin mesleklerini icra eden alt snf mzisyenler
olarak snfa ayrld anlalmaktadr. Ayrca uzmanlatklar ark
trne ve aldklar enstrmana gre de birbirlerinden ayrldklar grl
mektedir. rnein; kithara gibi soylu ve alnmas hayli g olan bir enst
rman icra eden virtz kazand para ve giydii kyafetler bakmndan
dier mzisyenlerden ayrlmtr.
Homerosun Ilyada ve Odysseia adl eserleri sz edilen toplumda ya
ayan mzisyenler hakknda bilgi sahibi olmamz salayan ilk yazl
eserlerdir. Onun anlattklar sayesinde, mziin nerede, ne zaman, ne
amala, nasl ve kimler tarafndan icra edildii anlalabilmektedir. Ho
meros, destanlarnda bahsettii mzisyenleri tanrsal ozanlar olarak
nitelendirmekte, sz edilen mzisyenler de, bu yeteneklerinin ilham
perileri olan mousalar tarafndan kendilerine verildiini ifade etmektedir
ler.53 Bu ifadeler, o dnemde yaayan mzisyenlerin kamu yararna al
an kiiler (demioergoi) arasnda olduklarn ve toplum tarafndan sayg
gsterilen ahsiyetler olduklarn gstermektedir.54 Bu dnemde yaayan

53 Hom. Od. VIII, 485-490.


54 Joyal-McDougall-Yardley 2009: 3.

19
Eski Yunan Dnyasnda Mzik ve Mzisyenler

mzisyenlerin, evredeki itibarlr kiilerin dzenledii lenlere ve dn


lere katldklar, phormim55 adl mzik aletiyle gemite yaam kahra
manlarn baarlarm terennm ettikleri grlmektedir.556 Yksek statye
sahip olan bu mzisyenlerin, meslekteki hnerlerini sergilemeden nce
yemek yedikleri bilinmektedir, fakat aldklar cretten hi bahsedilme
mitir. Toplumsal mevkileri ve onlara gsterilen saygdan, sadece karn
tokluuna almadklar, karnlarm doyurmann yansra efendilerinden
altn ve gm gibi deerli hediyeler aldklar sanlmaktadr.
Festivallerdeki yarmalarda dereceye giren mzisyenler, byk n ve
eref kazanmann yannda muhtemelen deerli dllere de sahip olmu
lardr. Aristoteles, Panathenaia festivalindeki mzik yarmalarnda galip
gelen mzisyenlerin, gm ve altndan yaplm eyalarla dllendiril-
diklerini ifade etmitir.57 Yarmalar kazanan mzisyenlere yabani zeytin
dallan eklinde altn yaldzl bir ta ve para dl verilmitir. Galip gelen
mzisyenler arasnda en deerli dl muhtemelen Homerosun eserlerini
ezbere terennm eden rhapsodiara verilmitir. Onlardan sonra en yksek
dl kithara alp ark syleme yarmasnda (kithardos) dereceye
giren mzisyenler almlardr. Bu yanmada birinci olan mzisyenlerin
1000 altn ve 500 gm; ikinci olanlann 700 drahmi deerinde bir ta ve
50 drahmi nakit para kazandklar bilinmektedir. nc olan mzisyen
ler 600 drahmi deerinde bir ta ve 10 drahmi nakit para kazanrken,
drdnc olanlar 400, beinci olanlar ise 100 drahmilik talar kazanm
lardr.58 Kithara, Yunallar tarafndan asil olarak grlen bir enstrman
dr, sz edilen enstrman alarak ark syleyen meslek erbaplar bu
sebeple bu kadar byk dllere layk grlmtr. Oysa ayn durum
aulos adl enstrman alan mzisyenler olan auletesler iin geerli deil
dir. Aulos alma yarmalarnda birinci olan mzisyen 300 drahmi dee
rinde bir ta ve 50 drahmi nakit para kazanrken, ikinci olan 100 drahmi
deerinde bir ta ve 10 drahmi kazanmtr.59 Yarm drahminin kiilik
ailenin bir gnlk temel ihtiyalarn karlad gz nnde bulundurul
duunda, elde edilen dllerin bykl daha iyi anlalabilmededir.60

55 Kithara adl enstrmann atas saylan bu mzik aleti, at nal eklindeki ahap gvdeye yedi
tel gerilmesiyle iml edilmitir.
56 Hom .Od. VIII, 485-525.
57 Aristot. A Ih. Pol. 60.
58 Parke 1986: 35.
59 Parke 1986: 35
60 Aristoph. Vesp. 300-302.; Tekin 2008: 47-48. Yaanan dnemin artlarna gre parann satn
alma gc deimitir. M 6. yzylda bir koyun 1 drahmi ediyorken, M 5. yzylda 12-17
drahmi arasnda olmutur. M 329/8 ylma gelindiinde ise bir koyun iin 30 drahmi denmi
tir.

20
Mesut Knac

erdii mzik yarmalarnn eitlilii asndan dier festivallerden


ayrlan Pythia festivalindeki yarmalar kazanan mzisyenlerin, defie-
yapramdan bir ta kazandklar bilinmektedir.61 Kazanlan hret onlara,
aristokrat kesimin elencelerinde hnerlerini sergilemeleri ve daha ok
para kazanmalar iin frsat sunmutur. Pausanias, bu festivallerdeki aulos
alma yarmalarnda kez galip gelen Argoslu Sakadastan ve kithara
alma yarmasn kazanarak talandrlan Tegeal Agelaustan bahset
mektedir.62 Kendisi de nl bir mzisyen olan Pindaros, aulos alma ya
rmasnda kazanan Arkagasl Midas adl auletes'm baarsn kutlamak
iin beste yapmtr.63 Ayrca Pythia festivalinde galip gelen auletesler,
Olympia festivalindeki pentathlon msabakalarnda yanan atletlere m
zikleriyle elik etme erefine eriebilmilerdir.64
Tann Dionysos adna dzenlenen Dionysia Festivallerinin en belirgin
unsurlanndan olan tiyatro oyunlar (tragedya, komedya ve satyr oyunlan)
mzisyenlerin, toplum nnde hnerlerini sergilemeleri iin bir vesile
olmutur. Farkl trde enstrman kullanan bir ok mzisyen, bu oyunlar
da eitli amalarla grevlendirilmilerdir. Oyun balamadan nce, sal-
pinktesler enstrmanlarna fleyerek, oyunu izlemeye gelen seyircilerin
susmasn salamtr. Bu oyunlarn belirli blmleri korolar tarafndan
sylenen arklar ierdiinden dolay, bu oyunlarda rol alan aktrlerden
de ark sylenmesi beklenmekteydi. Oyunun sahneleni sreci gz n
ne alndnda ise genellikle dk statye mensup olduklar bilinen m
zisyenlerin de dzenli olarak cret alp, provalara katldklarm sylemek
mmkndr. Sahnelenen oyunlarda grev yapan mzisyenlerin aldklar
cretler, muhtemelen onlarn hretleriyle doru orantlyd. Tannmam
mzisyenler dk cretlere raz olurken, nller, sadece bir oyundaki
performanslar iin 2400 drahmi gibi byk paralar kazanabilmekteydi.65
ocuklara mzik eitimini veren kitharistesler hakknda kesin bilgile
re sahip deiliz. Fakat ocuklara enstrman almay retiyor olmalar,
onlarn mesleklerinde ustalam kiiler olduklarn gstermektedir. Muh
temelen genken hayatlarn mzisyenlikle kazanm olan kitharistesler,
yalandklarnda da geimlerini salayabilmek amacyla ocuklara mzik
dersleri vermilerdir. Mzisyenler arasndaki statleri kesin olarak bilin
memesine ramen kitharisteslenn, kle kkenli olduklar fakat davetlileri

61 Paus. X. 7, 5.
62 Paus. X. 7, 4-5.; X. 7, 7.
63 Pind. P. XII.
64 Paus. V. 7, 14.
65 Wilson 2002: 53.

21
Eski Yunan Dnyasnda Mzik ve Mzisyenler

elendirmek iin eitli elencelere katlan meslektalarndan daha saygn


bir konuma sahip olduklar aka ortadadr.
Mzisyenlerin hnerlerini sergileyip para kazandklar alanlardan biri
de elit kesimin nl elencelerinden olan symposionlardr. Bu elencelere
bir ok farkl trden enstrman alp, deiik gsteriler yaparak davetlile
ri elendiren profesyonel mzisyenler katlmtr. Eski Yunan toplumun-
da yaam olan yazarlarn ifadelerinden, symposionlam katlan mzis
yenlerin toplumsal statlerinin zamanla dt anlalmaktadr. Home-
ros, eserlerinde davetlere katlan mzisyenlere sayg duyulduunu, bu
mzisyenlerin toplumun ileri gelen kiileriyle dolap, yemek yediklerini
ifade etmitir.66 lerleyen dnemde ise davetlere arlan bu mzisyenle
rin statsnn dt gzlemlenmitir. Platon ve Ksenephonun eserle
rinden bu davetlere katlan gstericilerin muhtemelen kle olduklan ya da
statlerinin epey dk olduu anlalmaktadr.67 Bu mzisyenlerin talep
ettikleri cret, statlerine bal olarak olduka dktr. Aristoteles, /iti
nallarn Devleti adn tayan eserinde, Atina ve Piredeki gsterilere
katlan mzisyen kadnlarn iki drahmiden fazla cret almamas iin de
netleme yapan memurlardan bahsetmektedir.68 Aulos almas iin kirala
nan kadnlar, sadece mzisyen deillerdir, onlar davetlilerin cinsel arzula
rn tatmin etme yoluyla daha fazla para kazanmlardr.
Eski Yunan ordularnda grev yapan mzisyenlerin bamda salpink
tesler gelmektedir. zerinde sava betimlemeleri olan baz arkeolojik bu
luntularda, salpinktesler tamamen zrh giyinmi ve phorbeia takm ola
rak tasvir edilmilerdir.69 Salpinktesler icra edilmesi zor olan enstrman
tek eliyle alarken, dier elini gsnn altna ya da kalasna koyard.
Bu hareket, muhtemelen enstrmann icra edilmesini kolaylatrmaktayd.
Sesi gr olan bu enstrman, askerlere geri ekilme veya saldn komutu
verilmesini olanakl klyordu. Eski Yunan ordulannda grev yapan dier
bir mzisyen tr de auletes\erdiv. lerleyen askerlerin tuttuu saflann bo
zulmamas iin ve trireme gvertesindeki krekilerin kreklerini uyum
iinde ekmesi iin bu mzisyenler grevlendirilmitir.
Ordularda grev alan mzisyenlerin dk cretlerle veya kann toklu
una altklan bilinmektedir. Statleri dk olan bu mzisyen grubu,
muhtemelen klelerden olumaktayd. Ayn ekilde eitli ilere elik

66 Hom. O d VIII, 485-490.


67 Plat. Symp. 176E.;Xen. Symp. II, 1-4.
68 Aristot. All. Pol. 50. Astynomos ad verilen bu kamu grevlileri kurayla seilmektedir. Sei
len on astynomostan bei P iede; dier bei de Atinada grev yaparak mzisyen kadnlarn al
dklar cretleri kontrol ederler. Eer bir kadn birden fazla adam kiralamak istiyorsa, astyno-
/Moslar onlar arasnda kura ekerek; kazanan kiiye mzisyen kadn verirler.
69 Klein 1979: 1522.

22
Mesut Knac

etmeleri iin kiralanan mzisyenlerin de kle olduklar ya da ok dk


cretler karlnda mesleklerini icra ettikleri anlalmaktadr.70 Gemi
lerde grev yapan auleteslerin de kle veya dk statde olduklar anla
lmaktadr.71 Hatt M 4. yzylda yaam olan nl auletes Dionyso-
doros, kendi melodilerinin, rakibi smeniasn aksine hibir zaman titre
melerde alnmam olmasyla vnmtr.72 Fakat Alkibiadesin srgn
edildii Samostan dnerken ki durumu gibi istisnai durumlarda Khryso-
gonus gibi zel auleteslerin grev yapt grlmektedir.73
Genel olarak Eski Yunan toplumundaki mzisyenler gz nne aln
dnda, onlarn, aldklar enstrman tr, zanaatlarn icra ettikleri alan
lar ve ustalk derecelerine gre farkl statlerde yer aldklar grlmtr.
Bu stat fark onlarn kazandklar paray, ann ve toplumun onlara ba
k asn belirlemitir. Homeros dneminde toplumun nazarnda nemli
ahsiyetler arasnda saylan mzisyenler, zellikle M 5. yzyldan sonra
kk grlp, aalanmlardr. Onlar kendi aralarnda da bir stat fark
olduunu syleyip kendi meslektalarm da kmsemilerdir. nl m
zisyen Dionysodoros, kendi bestelerinin rakibi smeniasnkiler gibi ge
milerde alnmamasyla vnrken, asla yanl nota basmam olan b
yk virtz smenias ise cenazelerde aulos alan mzisyenlere de auletes
denmesinden yaknmtr.74 Bu dnemde mzisyenler, meslektalaryla
ekiip, onlar kmserken; dnemin fikir adamlar tm mzisyenleri
aalamlardr. Aristoteles, usta mzisyenleri aa tabakadan insanlar
olarak nitelerken; Antisthenes, baya olmayan bir adamn ok iyi mzis
yen olamayacan sylemitir.75
Mzisyenlerin yaaylar incelendiinde ise daha nce de belirttii
miz gibi statleri ve gelirleri, onlarn dnyaya geldikleri aileye, aldklar
enstrmana ve yeteneklerine balyd. zellikle yksek statde olan m
zisyenlerin giyim kuamlaryla dier meslektalarndan ayrldklar g
rlmtr. Baz mzisyenlerin ise mesleklerindeki yeteneksizliklerini giz
leyebilmek iin gsterili kyafetler giydikleri bilinmektedir. Kithara a
lan mzisyenlerin, omuzlarndan ayak bileklerine kadar uzanan, zerinde
sslemeler olan khiton ya da himation adl elbiseleri giydikleri ve per
formans esnasnda genellikle yaln ayak olduklar grlmtr.76 Tann

70 Xen. Hell. II, 23.;Paus. IV. 27, 7.


71 Wilson 2002: 46.
72 Wilson 2002: 51.
73 Plu. Ale. XXXII, 2-5. Plutarkhos, Khrysogonusun Pythia enliklerindeki aulos alma yar
masn ( auletes) kazanm olduunu belirtmektedir.
74 DionChrys. 49, 12.;Kemp 1966: 219.; Wilson 2002: 51.
75 Plu. Per. I, 5.
76 Maas-Snyder 1989: 58.

23
Eski Yunan Dnyasnda Mzik ve Mzisyenler

m aulos virtzleri de performanslarn sergilerken gsterili kyafetler


giymileridir. zellikle tiyatroda grev yapan auletesler hnerlerini sergi
lerken, genellikle kadnlarn giydii altn sars uzun elbiseleri giymeyi
tercih etmilerdir.77
Hayatlarn mzik yaparak kazanan bu insanlarn, bazen gezerek farkl
corafyalara gittikleri, orada hret ve para kazandklar grlmtr.
Buna benzer bir bilgi bizlere Herodotos tarafndan aktarlmtr. O, mr
nn uzun bir ksmn Korinthosta geiren Arion adl bir mzisyenin tal
yaya giderek sanat sayesinde zengin ve mehur olduunu belirtmitir.78
Eski Yunanda mziin icra edildii alanlara bakldnda buna benzer
daha pek ok hikye ile karlalabilmemiz muhtemeldir.
Mzisyenlerle ilgili aklmza taklan konulardan biri de onlarn ne tr
haklara sahip olduklardr. Sahip olduklar haklar konusunda pek fazla
bilgi sahibi deiliz, fakat M 3. yzylda kurulan lonca birlikleri { T S ' / y h a
[itekhntai]) sayesinde koruma altna alndklar dnlebilir. Bu birlikle
re mensup olan mzisyenler daha kolay i bulabildikleri gibi askerlikten
ve eitli vergilerden muaf tutulmulardr.79 Bir eit menajerlik hizmeti
de sunan bu lonca birliklerinin, mzisyenlerin, eitli alanlarda usta ol
mu hocalarn gzetimi altnda yetitirilmesini salayan bir mzik okulu
ilevi grd de sylenebilir.80
phesiz ki ilkel mzik aletlerinin ve mziin gelierek gnmzdeki
haline gelmesinde ayr dnemlerde yaam, ok farkl corafyalardan ve
deiik uluslardan mzisyenin katks olmutur. Fakat mziin gelimesi
iin, gnmz Bat Mziinin atas saylan Eski Yunan Mziinin icrac
larnn ve teorisyenlerinin antik dnem ierisindeki meslektalarndan
daha fazla aba sarf ettikleri sylenebilir. Elimizde bulunan belgelerin ve
arkeolojik buluntularn kstl olmas sebebiyle Eski Yunan Mzii ve
Mzisyenleri ile ilgili bilgilerimiz kstldr. Eimanm ilerleyen zamanda
bu alandaki bilgilerimizi gelitirmemizi ve yenilememizi salayacak bir
ok yeni kaynaa ve arkeolojik buluntuya ularz. Ruhumuzun gdas
olan mziin var olup geliebilmesini saladklar iin tm mzisyenlere
minnettarz.

77 Wilson 2002: 52.


78 Hdt. I, 23.
79 Wilson 2002: 53.
80 Mathiesen 1999: 44.

24
Mesut Knac

K aynaka
Adkins, L.-Adkins, R., Hand Book to Life in Ancient Greece, Facts on File, N ew York 1997.
Aischylos, Agamemnon, LibationBearers, Eumenides, Fragments. Vol. II. (ng. ev. H. W.
Smyth), Loeb Classical Library. London 1926.
Aelian, On the Characteristics o f Animals, Vol. II: Books VI-XI. (ng. ev. A. F. Scholfield),
Loeb Classical Library. London 1959.
Aristophanes, Eekarlar, Kadnlar Sava ve Dier Oyunlar, (ev. S. Eybolu-A. Erhat),
Trkiye Bankas Kltr Yaynlan, stanbul 2010.
Aristophanes, The Achamians, the Knights, the Clouds, the Wasps, (ng. ev. B. B. Rogers),
Loeb Classical Library. London 1930.
Aristoteles, Atmallarn Devleti, (ev. F. Akderin), A lfa Yaynlar, stanbul 2005.
Aristoteles , Politika, (ev. M. Tuncay), Remzi Kitabevi, stanbul 1975.
Athenaios, Banquet o f the Learned, Vol. Ill: Books XII-XV. (ng. ev. C. D. Yonge), Bohns
Classical Library, London 1854.
Cox, R., A History o f Music, The Journal o f Aesthetics and Art Criticism,No\. 48, 4/1990:
395-409.
Crowther, N. B., The Role o f Heralds and Trumpeters at GreekAthleticFestivals,
Nikephoros, 7/1994, pp. 135-155.
elgin, G., Eski Yunanca-Trke Szlk, Kabalc Yaynevi, Istanbul 2010.
oban, A., Mzikterapi, Tima Yaynlan, stanbul 2005.
Dinol, B., Eski Onasya ve M srda Mzik, Trk Eskia Bilimleri Enstits Yaynlar,
stanbul 2003.
DioClrysostom, Orationes, Vol. IV: Books XXXVII-LX. (ng. ev. H. L. Crosby), Harvard
University Press, London 1946.
Hall, E., Singing Actors o f Antiquity, Greek and Roman Drama, (Edt. P. Easterling-E. Hall),
Cambridge University Press, Cambridge 2002, pp. 3-39.
Herodotos, Tarih, (ev. M. kmen), Bankas Kltr Yaynlan, stanbul 2006.
I Iomcros, yoda, (ev. A . Erhat- A. Kadir), Can Yaynlan, stanbul 2010.
Homeros, Odysseia, (ev. A . Erhat- A . Kadir), Can Yaynlan, stanbul 2010.
Hug, A ., Symposion, RE, Band 4 A -1, Stuttgart 1931.
Iamblichus, Life o f Pythagoras, (ng. ev. By. T. Taylor, J. M. Watkins), London 1818.
Joyal, M.-Mcdougall, I.-Yardley, J. C.,Greek and Roman Education, Routledge, N ew York
2009.
Kemp, J. A . , Professional Musicians in Ancient Greece, Greece & Rome, Second Series Vol.
1 3 ,2/oct. 1966: 213-222.
Klein, U., Salpinx, D er Kleine Pauly, Band 4, Mnchen 1964.
Kramer, S. N. , Tarih Smerde Balar, (ev. H. Koyukan), Kabalc Yaynevi, stanbul 2002.
Landels, J. G., Music in Ancient Greece and Rome, Routledge, London 1999.
Liddel, H. G.-Scott, R., A Greek-English Lexicon, Clarendon Press, Oxford 1996.

25
Eski Yunan Dnyasnda Mzik ve Mzisyenler

Maa, M.-Snyder, J. M., Stringed Instruments o f Ancient Greece, Yale University Press, N ew
Haven 1989.
Matinesen, T. J., A pollos Lyra: Greek Music andMusic Theory in Antiquity and the Middle
Ages, University o f Nebraska Press, London 2000.
Parke, H. W., Festivals o f the Athenians, Thames and Hudson, London 1986.
Pausanias, Description o f Greece, Vol. IV: Books 8-10. (Ing. ev. W. H. S. Jones), Loeb
Classical Library. London 1935.
Pausanias, Description o f Greece, Vol. II: Books 3-5. (Ing. ev. W. H. S. Jones), Loeb
Classical Library. London 1926.
Pindar, The Odes of Pindar, (Ing. ev. S. J. Sandys), Loeb Classical Library. London 1915.
Platon, Alkibiades /-//, (ev. F. Akderin), Say Yaynlan, Istanbul 2010.
Platon, Yasalar, (ev. C. entuna-S. Babr), Kabalc Yaynevi, stanbul 2007.
Platon, Politikos: Devlet Adam, (ev. B. Boran-M. Karasan), M. E. B., Ankara 1960.
Platon, Laches, Protagoras, Meno, Euthydemus, Vol. IV: (Ing. ev. W. R. M. Lamb), Loeb
Classical Library. London 1952.
Platon, Devlet, (ev. S. Eybolu-M. A . Cimcoz), Remzi Kitabevi, stanbul 1971.
Platon, Symposion, (ev. E. orakl), Kabalc Yaynevi, stanbul 2005.
Platon, Theages, (ev. H. Varolu), M. E. B. , stanbul 1943.
Platon, Theaetetus, Sophist, Vol. II: (ng. ev. H. N. Fowler), Loeb Classical Library. London
1931.
Plutarkhos, Plutarchs Lives, Vol. IV, (ng. ev. B. Perrin), Loeb Classical Library. London
1959.
Plutarkhos, Plutarchs Lives, Vol. Ill, (ng. ev. B. Perrin), Loeb Classical Library. London
1932.
Polybios, The Histories, Vol. II: Books III-IV. (ng ev. W. R. Paton), Loeb Classical Library.
London 1979.
Polybios, The Histories, Vol. V: Books XVI-XXVII. (ng ev. W. R. Paton), Loeb Classical
Library. London 1992.
Sachs, C., Ksa Dnya Musikisi Tarihi, (ev. . Usmanba), Milli Eitim Bakanl Yaynlar,
stanbul 1965.
Secunda, N.-Hook, R., The Spartan Army, Osprey Military, Oxford 1999.
Sophocles, Oedipusthe King, Oedipus at Colonus, Antigone, (ng. ev. F. Storr), Loeb Classical
Library. London 1962.
Strabo, Geography o f Strabo, Vol. V: Books X-XII. (ng. ev. H. L. Jones), Loeb Classical
Library. London 1961.
Tekin, O., Antik Nmismatik ve Anadolu, Arkeoloji ve Sanat Yaynlar, stanbul 2008.
West, M. L., Ancient Greek Music, Oxford University Press, N ew York 1992.
Wilson, P., The Musician Among the Actors,Greek and Roman Drama, (Edt. P. Easterling-
E. Hall), Cambridge University Press, Cambridge 2002, pp. 39-69.
Xenophon, Anabasis, (ev. T. Gkl), Sosyal Yaynlar, stanbul 1998.

26
Mesut Knac

Xenophon, Hellenica, Vol. I: Books I-V. (ing. gev. C. L. Brownson), Loeb Classical Library.
London 1961.
Xenophon, M emorabilia, Oeconomicus, Symposion, A pology, (Ing. gev. E. C. Marchant-O. J.
Todd), Loeb Classical Library. London 1997.

27
Sol st .Arthur Schopenhauer, Resim: Ludwig Sigismund, 1815.
Sa st: Wagner portresi. Resim: Franz von Lenbach, 1871.

Alt: Richard Wagneri Siegfried, Lohengrin, Ren Bakireleri, Tannhauser ve Vens adl
eserlerindeki karakterlerle birlikte tasvir eden Lenbachn resmi.
M z i k N e d i r ?*
Felsefi Bir Aratrma
m er N aci Soykan

Mzik tonlarn bir sanatdr. Biz tonlar alglarz. Tonlar bir eyi ifade
etmedii iin, onlarn anlalmas, kavranmasndan sz edilemez. Bu
nedenle mzik salt bir alg sanatdr. Ses karan her nesne mzik aleti
olabilir. Mzik, iki sesle balar denir. ki sesin olumas iin arada sessiz
liin olmas gerekir. Ses ile sessizlik arasndaki yerleri aratran John
Cage, seyircinin sabrn tketecek kadar, drt dakika otuz saniye bo
yunca piyanosunun nnde hareketsiz1 durur. Demek ki tek ses henz
mzik deildir. Ama acaba tek ses tek para mdr? Sesin aletten k ile
kulaa gelii srasnda art arda oluan farkl titreimlerle ve kulak iinde
sesin ilerleyii srasnda oluan titreimlerle sesin alglannda blnen
ses artk ok ses olur.*12 Bu olgu, tek sesli ok sesli mzik adlandnmnn
ok doru olmad, onun yerine makamsal (modal) mzik, armonik m
zik deyimlerinin kullanlmasnn daha doru olacan gsterir. Ama bu,
teknik bir sorundur. Ona mzik felsefesi bakmndan yalnzca byle bir
deini yeterlidir. Bu arada mziin aletten knda deil, fakat kulakta
baladn da gznnde bulundurmak gerektii belirtilmelidir.

Bu yaz, yazarn yaknda yaymlamay dnd, Estetik ve Sanat Felsefesi adl kitabn
bir blmdr.
1 Jacques Attali, Grltden M zie, s. 180, ev. G. Glcgil Trkmen, Aynnt Yaynlan,
2005.
2 Bu konuda daha geni bilgi iin Mzik ve Beden {nsancl, Ekim 2000) balkl yazmza
baklabilir.
Mzik Nedir?

Ses, havadaki titreimler olarak maddi bir eydir. Havann olmad


yerde hibir ses yoktur. Madde uzamda yer kaplar. Ama sesin uzamda
bulunuu tpk enejininki gibidir. Burada bizim bilgi alanmzn dnda
olan enejinin madde olup olmad tartmasna girmeyeceiz. Ancak
madde olan ktlenin enejinin olduka younlam biimi olduu bii
mindeki fizik bilgisini anmakla yetineceiz. Burada bizi, sesin titreim
olarak kulaa dokunan gerek bir ey olmas, dolaysyla onun alglan
nn dokunma duyusuna benzer bir etki yaratmas ilgilendirmektedir. Ses,
bize, kulamza dokunur. Burada dokunma dz anlamdadr, ireti de
il. Mzik, en real sanattr. rnein, gene real bir sanat rn olan resim,
gzmze dokunmaz. Resim ile gz arasnda bir mesafe vardr. Hangi
trden olursa olsun sanat yaptlar, grme ve iitme duyusuyla ilgilidir.
Bunun dnda kalanlar, rnein dokunmayla baz zellikleri anlalan ku
ma, ekmek ya da koklama ve tatma duyularna hitap eden parfm ve
yeme ime nesneleri gibi rnler sanat deil, ancak bir zanaat rn ola
rak adlandrlabilir. Dokunma, koklama ve tatmann bedenle dorudan
fiziksel temas olduu aktr. Sesin de bedene dokunuyor olmas, bu yol
la iitilmesi mziin maddi ynn gsterir. Burada hemen unu belirt
mek isteriz: Mziin maddi ynn gstermekle ne onun dier sanatlar
arasnda aa bir konumda olduunu ne sryor ne de yle bir imda
bulunmak istiyoruz. Biz bu dncemizle olgusal bir durumu saptyoruz.
Dahas, mziin insan zerindeki derin etkisinin bir bakmdan onun mad
di ynyle de ilgili olduuna inanyoruz. Mziin en altta, en temelde ol
mas, onun tm dier sanatlara u veya bu biimde uzanmasyla onlar ta
yan bir rol vardr.
Ritim, mziin ilk ve en temel kategorisidir. Mziin her tarz ritme
sahiptir; ritim olmakszn hibir mzik var deildir. Ama eer bir mzik
tarz yalnzca bu kategoride, bu basamakta, bu admda kalmsa, eer o
hibir melodiye, hibir armoniye sahip deilse, onu aa mzik diye
nitelendiriyoruz. Bu adan mzii iki biimde anlyoruz: aa mzik ve
yksek mzik. Buna gre, aa mzik yalnzca ritme sahiptir: ts... ts...
ts... Fakat yksek mzik, ritme ve melodiye birlikte sahiptir, onun bir
tarz vardr, ayn zamanda armoniye de sahiptir. lkin bu kavramn
(ritim, melodi, armoni) ne anlama geldiini ksaca da olsa belirtmek ya
rarl olacaktr.
Ritim, szck olarak Yunanca dzenlenmi hareket, zaman ls,
mezr, hz, tempo, tenasp, intizam, bir karar demek olan ritmostan
gelir. Demitim ki: Ses, ton, hava dalgalanmalardan meydana gelir. Dal
galanmalar, bir izgide hareket eder. Bu, tonlann art ardaldr. Bir ses,
ksa bir sre sonra kaybolur, duyulmaz olur, hareket sona erer. Hareketin

30
mer Naci Soykan

srmesi iin baka bir ses ortama gelmelidir. mdi bu hareket ritimlidir.
Mzikte ritim, tonlarn art ardaldr.
Mziin ikinci kategorisi olan melodi (ezgi), szck olarak Yunanca
ark syleme tarz, name demek olan meloidiadan gelir ve mziin
elik ettii ark demektir. Melodi, tonlarn kendi iine kapal ark tar
znda sylenebilir dizisidir; baka bir deyile, birbirleriyle bantl art
arda gelen mziksel tonlarn bir birlik oluturmasdr; kendisinde ritme
sahiptir. Melodik ses hoa giden sestir. Melodi bir tonla seslendirilir ve
dier tonlar ona elik eder. Melodi, monofonik (tek sesli) veya homofo-
nik (e sesli) olabilir. Tonlarn bir mzik cmlesinde yatay bir izgide
bulunmasna monofonik denir. Buna karn tonlarn bir mzik cmlesinde
hem yatay hem dikey bulunmasna da homofonik denir. Melodinin bu
tarz armonik tarzda yaplandrlmtr. Hem teksesli (modal) hem ok
sesli (armonik) mzikte melodi vardr.
Mziin nc ve sonuncu kategorisi olan armoni, szck olarak
Yunancada uyum, oran demek olan harmoniadan gelir. Armoni, bir
btnn paralarnn hoa giden uyumluluudur. Ritim ve melodi ardk
tr; ama armoni, kendi iinde art ardala ve bir koeksistense birlikte sa
hiptir. O halde soralm: Okurun belki de ilk kez burada karlaaca, m
zikte koeksistens (birlikte olu) ne demektir?
Farkl tonlar ayn zamanda seslendirilir. Onlardan biri egemen tondur;
o, dierleriyle birlikte armoniyi oluturur. Bir armoni birlii, tm tonlarn
bir anda birlikte oluuyla koeksistens adn alr. Bu birlikten sonra, dier
koeksistens gelir ve bu byle srer. Bu esnada oluabilecek monotonluk
fugler sayesinde bertaraf edilir. Bu birliklerin birbiri ardna gelmesi ard
ktr. Demek ki armonik mzik, hem art ardala hem koeksistense bir
likte sahiptir. Bu koeksistens sabit, statik deil, fakat dinamiktir. Her bir
koeksistens zaman iinde art arda kaybolur.
Ksaca sylendikte: Aa mzik, yalnzca ritme sahiptir. Yksek m
zik, ritme, melodiye ve armoniye sahiptir. Bu yksek mzik iki tarzdadr:
lki yalnzca ritmik ve melodiktir, ama armonik deildir. Bu, tek sesli
(modal) mziktir, makamsaldr. Makamsal mzik birok melodik tarza
sahiptir. Melodik makamlar iinde bazlar temeldir. Bir temel makamdan
birok makam karlabilir. Melodi, bir tonla seslendirilir, dier tonlar
ona elik eder. Yksek mziin ikinci tarz, ritmik, melodik ve armonik
tir. Bu ok sesli (armonik) mziktir.
Aa mzik bedeni etkilerken, yksek mzik ruhu etkiler. Yksek
mzik iin alglama ve doal holanma duygusu yeterli deildir. Onun
iin baka bir eye daha gerek vardr. Bu da estetik beenidir. Aslnda
aa ve yksek mzik ayrm yapmak bile fazladr. Mzik yalnzca yk-

31
Mzik Nedir?

sek mziktir. Aa mzik, mzik deildir. Sanatsal deil, ama olgusal


nedenlerden dolay byle bir ayrm yapyoruz. Aa mzik dediimiz
ey, ne yazk ki bizim de iinde bulunduumuz, mzik beenisi dk
toplumlarda ok yaygndr.
Ludwig Tieck, ok erken yata len dostu Wilhelm Heinrich Wacken
rode f i n eserlerini kendisi de katkda bulunarak yaymlar. Paul Moos
erken Alman romantiinin mzik felsefesini anlatrken Tieck ve Wacken
rode f i n eserlerinden alntlad, mziin ruhla ilgisi hakknda u renkli
szleri dile getirir: Mzik olmakszn yeryz, ssz, henz tamamlan
mam bir ev gibidir, onda oturan kimse yoktur. Mzik, en sonuncu ruh
nefesidir, en gizli ruh ryalarnn besinini ondan ald en ince edir.
(...) Mzik, kendisinin melek-imdiliiyle dorudan doruya ruha girer.
(...) Mzik, hayatmzn tastamam bir resmidir.3
Sz sanatlar veya sz iinde vazgeilmez e olarak bulunduran
tarzlar dnda kalanlar, dorudan doruya algya dayanr ve onlar algsal
sanat olarak adlandrlr. Algnn zneyi bir kavramaya gtrmesi, rne
in bir resme bakan birinin onda grdklerinden anlam karmas duru
mu, bizim tanmlamamz rtmez. nk elbette alglayan bir insandr,
fotoraf makinesinin lensi deildir. Geri resim de gene fiziksel bir ey
olan renk ve izgi sanatdr. Ama renk ve biimlerin gzn a tabakasn
da (retina) oluturduu grnt bir yansdr. Oysa sesin alglann nce-
leyen olgu bir yansma deil, fakat bir geitir, bir eneji geiidir. Bizim
szn ettiimiz kavrama, o olmakszn yaptn almlanamamasdr. Bir
metne yalnzca bakmakla o anlalmaz. Bu tanmlamalardan sonra mzi
in bir alg sanat olduu sz, sannm daha bir anlalr olmutur. Mzi
in szn ettiimiz anlamda dokunma ile de ilgili olmas, iitmenin do
kunmayla meydana gelmesi bakmndan o, dier alg sanatlar ierisinde
en maddi, en real tarzdr. O yzden mzii sanat trlerini ele alrken bi
rinci sraya koyduk. Schelling de mzii sanat dnyasnn en real yanna
koyar; ama onun gerekeleri farkldr4
Mziin maddi ynyle birinci sraya konulmas, onun tm dier sa
nat tarzlarn kendinde tamas ya da tersinden sylenirse, tm sanat tarz
larnn kklerini, temellerini mzikte bulmas anlamna da gelir. Bu ta
mann nasl olduu, dier sanat tarzlar tek tek ele alnrken, onlarn m
zikle ilgisi kurulduunda gsterileceinden, gereksiz tekrara kamamak
iin burada bu deini ile yetiniyoruz. Ancak u kadarn belirtelim: iirin,

3 Moos, Paul, D ie Philosophie derMusik, s.65-76, Deutsche Verlags Anstalt, Stuttgart, Berlin,
Leipzig 1922.
4 Bu konuda geni bilgi iin Kuram-Eylem Birlii Olarak Sanat (MVT Yaynclk 2006) adl
kitabmza baklabilir.

32
mer Naci Soykan

resmin, mimarln, vb.nin mzii derken, bu deyimler bize hi yadrgat


c gelmiyorsa, bunun nedeni mziin bu sanatlarda ikin olarak var olma
sdr. Mziin btn sanatlar kendisinde birletirmesinin bir ifadesi, Mo
zart'n babasna yazd bir mektupta yle dile gelir: Duygularm iirle
aktaramam, air deilim; kendimi glgeler ve kla ifade edemem, res
sam deilim; dncelerimi hareketlerle de aklayamam, dans deilim.
Ama hepsini mzikle yapabilirim. Ben bir mzisyenim... 5
Mziin maddi yn, onun insan bedenini etkilemesinde kendini ak
a gsterir. Bu durum, daima ruhun gdas grlm olan mzii bede
nin kams yapmaz m? -Yapar da yapmaz da. Burada sorun, mziin ne
zaman bedenin kams, ne zaman ruhun gdas olduunun saptanmasdr.
Duyusal algya dayanan mzik ve resim gibi iitsel ve grsel sanatla
rn sanatn real yannda olmalar, kukusuz, ne mziin ne de resmin salt
bir ses veya grnt alglamas olduu anlamna gelmez. Biz bu sanatla
rn insan bedeninin yaps ile ilgisini aratrrken, mziin bu ilgideki
yerini bulgulamak amacyla bu zmlemeleri yapyoruz. Mziin, insan
bir yana, hayvanlar zerinde de etkisi olduunu biliyoruz. Bu etkinin te
meli de mziin akladmz bu maddi yndr; bedeni sevk edici g
cdr. Resmin sevk edici gc ise hi deilse hayvanda yoktur. rnein
resimden etkilenen bir inek yoktur; ama rahatlatc klasik mzik parala
rm dinleyen ineklerin st veriminin arttn biliyoruz.6 Bu olgu da m
ziin resimden daha real olduu dncesine hakllk kazandrr.
Kukusuz gerek anlamda mzii, yani yksek mzii alglamak, on
dan tat almak, belli tinsel oluumlara gerek duyar. O halde burada yant
bizden istenecek olan soru udur: Dpedz duyusal alglamadan ibaret
olan mzik ile ondan daha fazlasn insandan bekleyen mzik arasnda,
baka bir deyile, bedenin kams olan mzik ile ruhun gdas olan m
zik arasnda ne gibi bir ayrm vardr? Bu ayrmn mziin oluumu-geli-
imi iindeki yeri nedir? Bu ve benzeri sorularn yant iin mziin tari
hine bakmak gerekebilir, mziin nasl balad, kayna sorulabilir. So
rulmutur da. Ama tm kaynak sorularnda olduu gibi, burada da doru

5 Mektuplarda Mozart TC Kltr ve Turizm Bakanl, stanbul Devlet Opera ve Balesi,


2005-2006 Sezonu Tantm kitap, iinde s. 17.
6 Hegel, ilk bakta bizim savmza ters der grnen, biri antik Yunana, dieri modem aa
ait iki olaydan sz edir: Zeuxun zm salkm resmini gvercinler, gerek sanp gagalam;
doa bilgini Bttnerin maymunu, Rsel von Rosenhofun yapt bir mays bcei resmini
kemirmi (Bkz. Hegel: Vorlesungen ber die sthetik 1, s.66, Suhrkamp 1975). Bu iki olayda
da hayvan aldanmtr. Onu hareket ettiren ey, bu aldanmadr, yoksa onun grd renk ve
biimlerin onun zerindeki domdan etkisi deildir. Hayvan gden ey, onun aldanm algla
ma yetisidir, grnt deil. Oysa ineklerin mzik dinlemesinde domdan doruya etkileyen ey
mziktir, sestir.

33
Mzik Nedir?

dan doruya verilere dayanmayan bir takm kurgusal dncelerden teye


geilmez. rnein, mziin kaynana ilikin bir soru, onun dille olan
ilgisinde ortaya kar. Mzik seslerin bir oyunundan, bir kombinezonun
dan m, yoksa ark sylemekten, dolaysyla dilden mi domutur? M
ziin dilden mi yoksa dilden bamsz olarak m doduu, e deyile,
dilin mi yoksa szel olmayan ritmik ya da melodik ses karmann m
daha nce olduu tarzndaki bu sorular, yalnzca ekici olular nedeniyle
ilgi grmekten te bilimsel hibir temellendirme konusu deildir. Ancak
bu, mzik ile dil arasndaki ilginin aratrlamayaca anlamna gelmez.
Tersine mzik-dil ilgisi, bedenin mzikle olduu kadar dille de ilgisini
aklamada yararl olur. Bedensel seslerin mzikalite kazanmas nasl
ritmik ve melodik olularyla ilgiliyse ayn ey, szlerin sesletiminde,
dolaysyla onlarn anlam kazanmasnda da sz konusudur. Daha ok ses-
bilgisine (fonoloji) ilikin bu son noktay bir yana brakarak biz gene m
zie dnelim.
Bizim buradaki balca devimiz, tarihsel oluumunu da gz nnde
bulundurarak mziin sorunumuz asndan yapsal bir zmlemesine
girimektir. Mziin bedeni ve ruhu etkilemesi bakmndan sz konusu
ettiimiz iki mzik tarz arasndaki aynm, yalnzca tarihsel bir sorun de
il, ayn zamanda gnmz iin de geerlidir. Hatt bugn mziin g-
dc etkisinin, kimi teknolojik aralarn iin iine katlmasyla gemiten
daha ok olduu sylenebilir.
Yukarda ritmin mziin ilk basama olduunu sylemitik. Sz
oradan srdrelim. Ritim ister szlerle ister yalnzca insan sesi ya da
alg ile yaplsn, daima hoa giden bir ey olarak alglanr. Ritmin hoa
giden bir ey olmas da gene insann bedeninin yapsndan, doasndan
kaynaklanr. Soluk alp verme, ses tellerinin titreimi, boazn yemek
borusu boyunca sren dalgalanmalar, kalp atlar gibi organik hareketler
ritimlidir. Dahas, kendinden geme, cezbeye tutulma, riteller gibi by-
sel-dinsel davranlar, pazaryerlerinin kurulmas, gerlerin yer deitir
mesi gibi toplumsal-ekonomik hareketler, gece ve gndzn, mevsimle
rin dnm, rzgrn, gezegenlerin hareketleri gibi doa olaylar ritmik
hareketlere rnektir. Bu tr ok sayda rnee dayanarak Spencer, ritmi
evrensel bir kategori olarak grr.7 Bireyden topluma, organizmden mad
di sistemlere dek bulduumuz ritimli hareketin ritmik mzik yoluyla in
sanda meydana getirilmesini, insan bedeninin bu harekete deta kendi
kendine uyduunu anlamak ok kolaydr. Doada ve yaam olaylarnda

7 Kaynak ve daha geni bilgi iin Sanatn Kayna Sorunu: Oyun ve Dans {Felsefe Dnyas,
say: 2, Aralk 1991, Ankara) adl yazmza baklabilir.

34
mer Naci Soykan

bylesine yaygnlk kazanm olan ritmin insann houna gitmesi de do


aldr. Ve gene, bir baka saptama da udur: Yetikin ve salkl tm
insanlarda doal holanma duygusu vardr. Doal holanma duygusu
stne hibir estetik eitim almakszn insan ritimli seslerden holanabi
lir. Almlanmas iin yalnzca doal holanma duygusunun yeterli oldu
u, yalnzca ritim basamanda kalm mzii, bedenin kams diye
aa grmemizin nedeni budur.
Bedende kendiliinden meydana gelen ritmik hareketlere, bedenin
iinden ve ona dardan gelen ritmik seslerin katlmasyla bedeninin
uzamsal devinimi kolaylkla salanr. Bylece dans ad verilen, en ilkel
toplumlarda da grlen hareketler ortaya kar. Ritm bedeni ele geirir;
ritmi elinde tutan da bedenleri. Bu, insan bedeni stne kurulan iktidarlar
iin ok elverili bir ara olarak ilev grr. Daha Platon, tasarlad l
ksel devletinde genlerin yetitirilmesi konusunda, en ok sesi olan, b
tn makamlar alabilen flautaya ve telli sazlara izin vermezken ayn ikti
dar kaygsn dile getirir.8 Mzik, toplumsal iktidarn elinde, salt bedensel
varlk olarak insanlar istedii yere srekler, hatt lme bile. Savata
hcum srasnda alman, ancak birka ses silsilesiyle yaplan basit melo
diler veren borazan ve tamamen ritimden ibaret olan trampet ve davul
gibi vurmal sazlarn kullanlmas bouna deildir. Hibir savata keman
gibi ok melodik telli sazlar kullanlmaz. Seslerin yalnzca kulak zerin
deki etkilerinden doan duygularn insanlar nasl saldrganlatrdnn
tarihsel bir rneini Condillac\n u szlerinde buluruz: skender, iki
masasnda bulunduu bir srada, arabn etkisiyle ba dnmken gazaba
yol aacak bir mzik onu silahlarna sarlmaya zorlayvermiti.9 arabn,
alkoll ikilerin ya da uyuturucularn yerini bazen sava danslar veya
gnmzde de grld gibi bir takm dinsel riteller, vecde getirici
hareketler alabilir. Bylece, rneklerine sk sk tank olduumuz toplum
sal olaylarda grld gibi, ritmik tekbir sesleriyle kendinden geen bir
yn insan, hibir acma duygusu olmakszn kart grl insanlara sal-
drabiliyor, onlar yaralyor ya da ldrebiliyor. Bu gibi durumlarda ken
dinden geme, insann kendisinde bulunan insani duygulardan uzakla
mas sonucunu dourur.
Salt ritimden ve buna ek olarak basit melodilerden oluun mzik kar
sndaki dinleyici, eer dar, skk bir yerde ise, uzamda hareket etme
olana kstlanr, karsnda da dman yoksa ona hcum edemeyecei

8 Kaynak ve geni bilgi iin topyalarda Sanat-Toplum likisi (Felsefe Dnyas, say:l,
Temmuz 1991, Ankara) adl yazmza baklabilir.
9 E.B. Condillac; nsan Bilgilerinin Kayna zerinde Deneme, s.251, MEB Yaynlar: 1006,
stanbul 1992.

35
Mzik Nedir?

iin, bu kez hcumu kendisine yneltir: san ban yolar, bedenini yara
lar, kendini paralar. O zaman bu szmona mzik, bedenin kendi kendine
ynelen kams olur. lkemizde arabesk ya da fantezi mzik deni
len ey karsnda grlen bu tr kendini yaralama olaylar ya da hem
lkemizde hem batda pop mzik dinleyicisi genlerin takn hareketle
ri, bu dncelerimizi dorulayan somut rnekleri oluturur. Ak alanda
borazan ve trampetle kamlanp karsndaki dmana saldran beden, bu
kez snrl alanda kendine saldrr. nsan artk salt bedensel varlk duru
muna der. Kendine saldrma yalnzca uzamsal snrllkla, hareket kabi
liyetinin snrlanmasyla deil, ayn zamanda ritmik hareketin birim za
mandaki saysnn artmasyla ilgilidir. Bu sonuncu etmenin kendini para
lamada uzamsal snrllktan daha ok rol olduu kansndayz. Bazen bu
say ylesine arttrlr ki, rnein disko mziinde olduu gibi dakikada
120 dolaylarna karlr. Bedenin bu ritme uyabilmesi iin baz kimyasal
maddelerin alnd ve bunun bir pazar oluturduu, ne yazk ki gnm
zn bir olgusudur.
Tm sanatlar gibi mzik de insann benliine seslenir. Ama bu benlik,
yalnzca bedensel varlktan ibaret deildir. nsan ruh-beden btnlne
sahiptir. Ancak bu btnlk insana hazr olarak verilmez; insan onu ken
disi oluturmaldr. Bu oluumun gerekleiminde mziin, ama gerek
anlamda mziin rol byktr.
Salt ritmik mziin dorudan alglanabilirliine karn, yksek mzik
insandan alglanmas, daha dorusu anlalmas, haz alnmas iin, algnn
tesinde baka bir eyi gerektirir. Bu da beenidir, estetik beeni duygu
sudur. Beeni duygusu, her insanda, hatt bilimcilerin sylediine gre
baz hayvanlarda bile var olan doal holanma duygusu stne temelle
nir. Ama beeni duygusunun doal holanma duygusu stne ina edil
mesi, insann uzun sren ve zahmetli abalarna baldr. Mzik beenisi,
her eyden nce belli bir mzik kltrne sahip olmay gerektirir. Bilgi
ve altrma ile kazanlan mzik beenisine sahip birine gelen seslerin on
da uyandrd duygular ile salt kulak alglamasyla yetinen, doal ho
lanma duygusuna sahip olmakla snrl baka birinde seslerin uyandrd
duygular arasndaki ayrmlar, bir yandan seslerin icra edilmesindeki ay
rmlara, bir yandan da onlar almlayan estetik beeni ve doal holanma
arasndaki ayrma dayanr. kinciler ham bedensel duygular, birinciler
incelmi, ycelmi duygulardr. Bu nedenle salt kulak duyumuyla algla
nana basit ya da aa mzik, beeni duygusuyla ve bunun ykseltilme
siyle almlanana yksek mzik veya gerek mzik diyoruz. Bu sonuncu
sunun bedene etkisi de birincisinin etkisinden ok farkldr. Basit mzik,
dorudan doruya cisimsel varlk olarak bedeni etkiler, onu gderken

36
mer Naci Soykan

yksek mzik, ruh-beden btnlne sahip olan insana, onun estetik haz
alma duygusuna seslenir. Bu nedenle nara atarak, borazan alarak savaa
gidilirken, ayn ey bir konser srasnda veya knda yaplmaz. Basit
mziin verdii haz, arabn, alkoln, uyuturucunun, hoa giden bir
yiyecein ya da cinselliin verdii hazla karlatrlabilir. Bu haz trleri
nin hepsinde ortak temel bedenseldir, cisimseldir; estetik olmaytr.
ncelmi beeni duygusu, yalnzca estetikle deil, ayn zamanda etik
olanla da ilgilidir. Bu nedenle bir toplumda estetik beeni duygusunun
ykseltilmesinin, insanlar aras ilikilere, davran biimlerine de olumlu
ynde etkide bulunaca aktr. Mziin insan ve toplum zerindeki
etkisi, Konjuysulaf dan beri bilinmektedir. Hatt onlar, bu etkiyi m
zik tonlaryla bile ilikilendirmiler, bir lkede dzenin bozulmasyla,
mziin bozulmas arasnda koutluklar kurmulardr.10 Szn ksas,
genelde estetik, zelde mzik eitimi toplumsal-ahlksal eitim iin de
bir temeldir. Etik-estetik birlii, yalnzca felsefi ele aln bakmndan de
il, ayn zamanda eitim iin de sz konusudur. Eitim, insann doal
olarak ekirdek halinde sahip olduu yetilerinin retici, yaratc olacak
biimde alp serpilmesinin salanmasdr. Bu sre ayn zamanda insa
nn zgrlemesi demektir. nk ancak retici, yaratc olan insan, z
gr, z gr olur. Mzik eitiminin insan zgrletirici yn, balca
olarak uradadr: Bu sayede insan, yalnzca kulak algsna dayanan sz-
mona mzie kendini kapal tutar ve bunun kendisini gtmesini nler;
bylece salt bedensel varlk olmaktan kurtulur. Gerek mzik yaptlarm
almlayabilecek hale gelmekle ve zihinsel eitimle birlikte oluturulan
ruh-beden btnlne sahip insan, bir yandan yarggcn kullanmada,
dier yandan davran tarzn ortaya koymada elde ettii yetkinlikle zgr
olur. Bu arada, zihinsel etkinlikle desteklenmeyen, salt mzik eitimi ya
da genellikle estetik eitimin gene insan eksik brakaca, varlksal b
tnln salayamayaca da gz nnde bulundurulmaldr. nsan yal
nzca bir ruh varl, bir melek deildir. Ayn ekilde o, salt bir zihinsel
varlk da deildir. nsann eitimi, yalnzca bir takm bilgileri onun zihni
ne doldurmakla gerekleemez. Zihin, beden ve ruhun nden yalnzca
birinin ar biimde ne karlp, dierlerinin gdklemesi, insann var-
lksal btnln sakatlar, onu yanm insan yapar, hatt bazen o, toplum
iin tehlikeli bir hale bile gelebilir. Yalnzca, zihnin ve ruhun ya ikisinin
ya da ikisinden birinin ne karlp bedenin ihmal edilmesi, saln yiti
rilmesi sonucunu, yalnzca bedenin ne karlp dier ikisinin ihmal edil
mesi ise salt bedensel varlk durumuna dlmesi sonucunu dourur. Bu

10 Bkz. BykBilgi ve Mzik Hakknda Notlar, s.22, Milli Eitim Basmevi, Ankara 1963.

37
Mzik Nedir?

durumda insan bir adale varl, bir rambo olur. nsann beden, ruh ve
zihin birliini oluturabilmesi iin ona uygulanacak eitimin de bu birlie
sahip olmas gerekir. Eitim btn olarak ele alnmaldr.
Mzik ve estetik adan eitimle gelitirilecek olan yeti, doal ho
lanma duygusudur. Burada insana doaca ham olarak verilen bu duygu
nun beeni durumuna ykseltilmesi sz konusudur. Beeni eitimle ka
zanlr. nsann hayvansal yaps ylesine gldr ki, o, eitilmedii tak
dirde hemen bir kuakta hayvansal olana geri dner. Beeni duygusu ge
netik olarak kuaktan kuaa kendiliinden gemez. Bu nedenle her alan
da eitimin sreklilii esastr. Ancak eitim yoluyla insann kazand
ikinci doa, onun hayvansal doasmn yerini alabilir. Klasik eitimde
mziin tuttuu yerin ne denli nemli olduu bilinen bir olgudur. Gn
mzde ne yazk ki bu yer ok ihmal edilmitir. Hristiyan bat, kendi kili
se geleneinden kaynaklanan mzik eitimini gene de srdrmektedir.
Bizde ise, okullarda mzik eitimi, yasak savma kabilinden haftada krk
be dakikalk ie yaramaz, nemsiz bir ders olarak grlmektedir. Oysa
genelde sanat, zelde mzik eitimi iin uzun zamana ihtiya vardr. Haf
tada krk be dakikada, belki zihinlere baz bilgiler verilebilir ve onlar ka
lc olabilir, ama ayn ey sanatla yaplamaz. nk sanat, bilgi verme
gibi insann zihnine, yalnzca bir yetisine deil, tersine ruhuna, tm benli
ine seslenir.
nsann varlksal btnlnn salanmas ve korunmas iin genel
olarak bilinli bir eitim politikasna, zel olarak da bir mzik politikas
na ihtiya vardr. Bu politikalarn ilkeleri ve erekleri saptanrken evrensel
insanlk idesi gz nnde tutulmaldr. Ancak bundan sonra toplumsal-
kltrel etmenler, bu genel idenin somutlatinlmasnda kendi yerlerini
alrlar. Baka bir deyile genellikle eitimde ve mzik eitiminde yerel
olandan deil, fakat evrensel olandan balanp yerel olana gelinmelidir.
nk insan, dnyann her yerinde nce insan, sonra Trk, ngiliz, Fran
sz vb.dir. Bu durum, yalnz eitimde deil, ayn zamanda hukukta da
byle olmaldr. Kii hak ve zgrlkleri sz konusu edilirken buradaki
kii belli bir kltrdeki kii deil, her yerdeki kii olarak grlmelidir.
Ancak byle evrensel hukuk normlar ierisinde bir genel eitim ve m
zik eitimi politikas amaca uygun olarak saptanabilir.
Mzik politikasmda evrensel olandan yola klmas gereklilii sav
mz, yerel mziklerin gzard edilmesi anlamna gelmemelidir. Biz, yerel
olsun ya da yaygnl bakmndan tm dnyay kapsam olsun -ki biz1

11 Genel olarak eitimle ilgili dncelerimiz iin Eip Bkmeyen Bir Eitim Nasl Olanakl
dr? adl yazmza (Araylar, Felsefe Konumalar 1, Kyerel Yaymlan 1998) baklabilir.

38
mer Naci Soykan

buna evrensel demiyoruz-, eer o salt ritmik ve basit melodik bir yap
dan olumu ise, zengin mzikal ieriklerden yoksun ise, o zaman onun
bir mzik politikasnda model olarak alnmamas gerektiinden sz edi
yoruz. Mzikal zenginlik ya da basitlik, onu almlayan ruhlarn zenginlii
veya yoksulluu anlamna gelir. Ruh zenginliini kazanmann bir yolu
zengin mzikten geer.
Her ses ve tn mziin gerecidir. Bu tanm yapabilmemizi elektronik
mzie borluyuz. O olmasayd mzik, yalnzca alg ve insan seslerin
den oluur diyecektik. Bu mziin nemli bir temsilcisi lhan Mimarolu,
Ussachevskymn. bir tanmn alntlar: Elektronik mzik, (...) besteci
nin, sesleri yakalamak, yaratmak, bakalatrmak ve rgtlemek iin trl
elektroakustik gerelerden yararland bir yarat ura alan olarak ele
alnmaldr.12 Bu mzik beste kavramna da bir yenilik getirmitir. By-
lece nota yazlmyor, ses yazlyor. Hibir notaya karlk gelmeyecek
sesler de bu suretle mzie dhil edilebiliyor. Bu, gerekten de mzikte
bir devrim olarak nitelenebilir. Bu mzikle besteci ile seslendirici-yorum-
cu ilikisi de deimitir. Geleneksel beste yazmnda yorumcu, besteci
nin nne koyduu partisyonu icra ederken, artk o, yalnzca notalarla
kar karyadr, ortada besteci yoktur. Geri bu tarz bestecilerin yaptlar
n ortaya koyarken hem seslendirmede kullanlacak aletleri, hem de bazen
belli bir yorumcuyu gz nnde bulundurmas bir olgudur. Ama besteci
den yoruma, yorumcuya olan bu ynn tarsine bir hareket sz konusu
deilse de ortada iki ayr kii vardr, dolaysyla bir iliki sz konusudur.
Ama elektronik mzikte besteci ve yorumcu diye iki ayr kii yoktur. te
yandan seslerin yazlmas, daha dorusu kaydedilmesi, nota yazmn
ortadan kaldrm deildir. Elektronik mziin notas olabilir, nitekim
olduu olmutur. Bu nota, geleneksel notadan tmyle ayrld gibi, ona
uyabilir de. Giderek geleneksel olan ve olmayan notalama dizgelerinin
bir karmas da olabilir. Ne ki bestecinin kendi pek zel yntemlerinin
gereksinimleri dnda, elektronik mzik nota gerektirmeyen bir mziktir.
Hem de bu mziin varolu nedenlerinden kartlabilecek ilkelerin gere
i, notaya kart bir mziktir.13 Bu konuda daha ayrntl teknik bilgiler
vermenin yeri buras deildir. Bizi burada felsefi bakmdan asl ilgilendi
ren ey, elektronik mzikle mziin tanmnn deimi olmasdr. By-
lece mzik nedir sorusuna kkten farkl bir yant verilmitir. Ama san
rm, bu farkllk beste kavramndan kaynaklanmaktadr. ster notann ses-
lendirilmesi, ister dorudan doruya seslerin kaydedilmesi yoluyla olsun

12 lhan Mimarolu, IClektronikMzik, s. 20, Pan Yaynclk 1991.


13 lhan Mimarolu; a.g.y. s. 80.

39
Mzik Nedir?

mziin iki sesle balad tanm doruluunu yitirmi deildir. Bu iki


sesin neden kt, nasl gelitii teknik bir sorundur.
Bir mzik dilinden ska sz edilir. Ama o, nasl bir dildir? Mziin
duygulan ifade ettii de sylenir. Bizce bu, yanl anlamaya elverili bir
deyimdir. Mzik insanda duygular uyandnr; ama bu duygular eserde bir
biimde konmu, onu dinleyen onlan oradan alr, yaar demek samadr.
Mziin dinleyicide uyandrd duygular, onun kendi duygulardr; o an
da onda ortaya kmtr. Ben beste yaparak veya bir saz alarak duygula
nm ifade ediyorum diyebilirim. Ama bu ifade, herhangi bir szel deyim
gibi ortak kullanml dilin bir anlatm deildir. Kald ki yle de olsa be
nim dile getirdiim duygular, bana aittir, bu dile getirimleri anlayan biri
benim duygularm oradan alm deildir; onlar onda onun kendine zg
duygularn uyandrabilir ancak. Burada sorun bu ifade deyimindedir.
Onun daha yakndan incelenmesi gerekir. Her bir sanat tr, kendi a
sndan ve kendi gereleriyle bir eyi ifade eder. Bu ifadelerin sanatn
trne gre farkllk gstermesi, her birinin kendine zg bir dili olduu
anlamna gelir. Buna gre mzik dili deyiminin de belli bir hakll
vardr. Bir ey betimlemeyen, ama bir ey yaplmasn gsteren/ neren
bir notasyon dizgesi olarak mzik dili ayr bir konumda yer alr. Ayr bir
konumda da olsa bir mzik dilinden sz edildiine gre, mzik cmlesin
den de sz edilmelidir.
Mzik cmlesini matematiksel-mantksal cmle ile karlatrabiliriz.
Onlarn ikisi de bir ey sylemez.14 Buna karn onlara cmle denmesi,
bir mecazdan daha ounu ifade eder. Matematik cmlesinin bir yaps
vardr; hem de szel dilin cmlesinin olmad kadar salam. Bundan
dolay o, cmle adn alr. Bir notasyon dizgesi olarak mzik cmlesin
de de tonlar geliigzel sralanmaz; onlar bir dzen iinde cmlede yer
alr. Mzik cmlesine bu adm verilmesinin hakl nedeni budur. Dizgeli
olan her ey, bir ey syler. Mzik cmlesi de pk matematik cmlesi
gibi yalnzca kendi kendisini syler. Nasl ki matematik cmlesi bir d
nceyi dile getirmezse, mzik cmlesi de bir duyguyu ifade etmez.
Mzik cmlesi, ne bir eyi yanstr ne ifade eder ne de iinde bulundu
rur. Geri ses taklidiyle mzikte bir yanstma sz konusudur. rnein bir
gk grlts tonlarla taklit edilir. Ama bu, mziin zne ynelik olma
yan efektten baka bir ey deildir. Seslerin doal kaynaklan dnda
eitli yollarla yapay olarak elde edilmesi demek olan efekt, radyo ve

14 Matematik ve mantk cmlelerinin hibir ey sylemedii dncesi L. Wittgenstein kaynak


ldr. rnein onun T r a c ta te tki u cmleleri burada anlabilir: Demek ki mantn cmleleri
hibir ey sylemez. (6.11). Matematik cmlesi, hibir dnce dile getirmez. (6.2).

40
mer Naci Soykan

TVde, tiyatro oyunlarnda, filmde kullanlr. Burada benzetilmi olarak


yansyan eyi alglarz.
O halde, mzikte rnein neeli veya hznl paralardan sz
edilmesinin bir anlam yok mudur? -Vardr! Ama bu, uradan ileri gelir:
nsan neelenince belli vcut hareketleri yapar, belli tarzda sesler karr.
Bu hareketler kesik kesik, ksa aralkl ritmik hareketlerdir. Bu srada
slk almyorsa, o da ayn biimdedir. te yandan tonlar, belli ritmik kul
lanmlarla insan bu tr hareket etmeye iter. Bu tarzlarn mzikte kullanl
masyla yaplan mzik neeli diye adlandrlr. Bunun tersine, insan h
znlyken hareketleri yava ve ardr. Hznl denen mzikte de bu
tr ton hareketleri, uzun ve ar ar ilerleyen sesler vardr. nsan da bu
sesler eliinde ayn tarz harekette bulunur. Her iki durumda da mziksel
hareketle insan hareketleri elemitir. Demek ki belli hareketlerde ken
dini gsteren, da vuran ruh durumlar, mziksel hareketle, yani tonlarla
oluturulan hareketle karlanmaktadr. Ancak bu karlanma, duygulan
ifade etmez, fakat onlann uyandnlmasma yol aabilir.
Nasl matematik diliyle matematik yaplrsa, mzik diliyle de mzik
yaplr, yani icra edilir. Uygulamal bir dil olan mzik dili gibi mzik
sanat da bir uygulama sanatdr. Kt zerindeki bir partisyon, ancak
icra edildiinde (alndnda) mzik olur. cra da zaman iinde cereyan
eder. Mzik, tonal seslerin zaman iinde dzenleniidir. Mzik, iki sesle
balar tanm, hem uyum iin en az iki sesin gerekliliini hem de art arda-
l, yani zamansall vurgular. Bu anlamda mzik diline iitsel-zaman-
sal dil diyoruz.
Szel olmayan bir dilin anlatsal yn, onun szel dille karlatrlma
syla ortaya konur. Bu adan mzik diline baktmzda ne syleyeceiz?
Mzik notalar, szel dilin szckleri gibi bir eyi gstermez, bir eyi
simgelemez. rnein bir gamda grdmz bir do notas, aa sz
cnn aac gstermesi gibi do tonunu gstermez. O, rnein piya
noda belli bir tua basldnda do tonunun elde edileceini belirtir.
Gamdaki nota, tonun simgesi deildir. Mzik dili, bir notasyon dizgesi
dir. Ama te yandan bir nota ile hangi tonun elde edilecei, tpk szel
dildeki szcklerin neyi simgeledii gibi uzlamsaldr. Bu uzlamsallk-
tan tr, notalarn da yanl yere simge olduu sanlabilir.
Mzik dili deyiminden birbirine bal iki ayr ey anlalmaldr. Bi
rincisi, bir notasyon dizgesi olarak kt zerinde yazl iaretler. kincisi
bu iaretlerin icra edilmesiyle ortaya kan tonal dizge. Bu iki dizge ara
snda, dilbilimsel deyimle bir gsteren-gsterilen ba yoktur. Arada enst
rman vardr. Notasyon dizgesi enstrmanda ne yaplacan gsterir;
tonlar deil.

41
Mzik Nedir?

Tonlardan oluan bir mzik cmlesi, bir melodi, sonradan da anrm-


sanmaz. Bu savm tersi yaygn kabul grd iin burada ne demek istedi
imizi daha ark krlmak istiyoruz. Ton, yani ses, hava titreiminden iba
rettir. Havanrn ve titreimin olmad yerde ses de yoktur. Tonlar anm
samak iin seslerin beynimizde titreim olarak meydana gelmesi gerekir
di. Bu olanaklr olmadna gre gene de ses duymak, patolojik bir eydir.
Mzik dhilerinin sesleri duyup beste yapt sav doru ise, onlarn da
bu patolojik hah yaad sylenmelidir. Oysa bir resmin gsterdii veya
szlerle betimlenmi bir eyi, bellekte tutup onu sonradan anrmsayabilir,
zihnimizde canlandrabiliriz. Bir melodinin anmsanmas, onu oluturan
seslerin zihinde canlanmas demek deildir. Melodi, ses olarak anmsan
maz; ama onun zerimizde brakt etki (bu ses deildir) derin ise yeni
den retilebilir. Mzik dili, onda kullanlan sz bir yana, anlatc, betim-
leyici deil, fakat etkileyicidir. Mziin dinleyicide brakt etkiyi dinle
yici, kendine gre yorumlar.
Belli bir anlamda da olsa bir mzik dilinden sz edilebildiine gre,
bu dille, bir dnya tasarm oluturulamaz m? Bu sorunun yant Adorno
da olduu gibi Evet! ise, o zaman sorulur: Nasl bir dnya? Yant gene
Adornodan alalm: Mzik, iyiyi veya kty, tarihi artk tanmayan bir
dnya kavrannm resmini tasarlar.15 Szel olmayan, tonlardan oluan
bir dil, ancak ahlksal deerlerin, oluun, zamann olmad bir dnyay
betimleyebilir. Bu betimleme, bu dilin zerimizde brakt etkiyle bizi
gtrd bir mn lemini gnl gznn nne koyar.
Mzik dinlemek iindir. Ama o, rnein tiyatro ve sinema gibi gr
mek iin olan sanatlarda kullanlrsa, ikinci plana atlm olur. Nietzsche
nin Wagner eletirisinde grlecei zere, mziin tiyatro iin heba edil
dii sav, bir anlamda hakl olur. Ancak mziin btn sanat tarzlarnda
bulunduu gz nnde tutulursa, o zaman mzik bir yan e deil, tersi
ne oluturucu, btnleyici yapsal bir etmen olduu grlr. Sorun, daha
ok, mziin dier sanat tarzlarnda nasl kullanlaca ile ilgilidir.
Mziin ne olduunu sylemek ve bu konuda ortaya konan baz yanl
grlere deinmek, onun ne olmadn sylemek, elbette bu yazda sy
lenenlerle snrlanamaz. Bu konu iin tketici aklamalar verdiimiz sa
vnda deiliz. Ancak kimi dncelerimizin mzii anlamada yeni gr
ler olduunu ne srmekten de kendimizi al koymuyoruz.

15 Theodor W. Adomo, Philosophie der neuen Musik, s. 62, Suhrkamp 1978. (Mzik konusun
da Adom o ile ilgili grlerimiz iin Mziksel Dnya topyasnda Adom o ile Bir Yolculuk
adl kitabmza baklabilir, Geniletilmi ikinci bask, Bulut Yaynlan, 2000.)

42
H ayati M zik le

A nlam ak ve

S CHOPENHAUER
F e l se f e sin d e M z ik
A bdullah O nur Akta*

Btn szckler ar olanlar iin yaratlmam mdr?


Hafif olana tm szckler yalan sylemezler mi?
ak! Artk sana konumak yakmaz!1

I. SOKRATES, MZK YAP!


lm vakti yaklaan Sokrates, evresinde toplanm dostlarna son za
manlarnda ska grmeye balad eski bir ryadan bahseder. Rya,
kendisine mzik yapmasn emretmektedir.*
12

* Abdullah Onur Akta, ODT, Fen-Edebiyat Fakltesi, Felsefe Blm


1 Nietzsche, F. 1967, Thus Spoke Zarathustra, ev.: R.J. Hollingdale, Penguin Classics, 1969,
s. 247 (Bu yazdaki btn alntlarn Trkeye evirileri bana aittir.)
2 Sokratesin bahsettii bu rya, Platonun Phaedo adl eserinde gemektedir. Ryada geen
mzik kelimesinin Yunanca asl Mousikedir. Bu kelime, gzel sanatlar eklinde de eviril-
mektedir, fakat Nietzsche, Tragedyann Douu adl kitabnda, Mousike kelimesini mzik
olarak evirmitir. Bu blmde Nietzschenin yorumlarna yer vereceim iin alnty Trk
eye onun yorumuna uygun olarak mzik eklinde evirdim.
Hayat Mzikle Anlamak ve Schopenhauer Felsefesinde Mzik

Hayatmda bu ryay birok defalar u veya bu ekilde grmmdr;


fakat rya, her defasnda bana ayn eyi sylyordu: Sokrates, mzik
yap! Ve nasl ki seyirciler tezahrat yaparak kouculara cesaret verir
lerse, ben de, ryann beni zaten yaptm ii yapmaya, felsefe yap
maya -ki felsefe en yce mziktir- tevik ettiini dnrdm. Fakat
imdi, davann bittii, festivalin lmm geciktirdii sre ierisinde
dndm ki, rya bana dpedz mzik yapmam emrediyor ve emre
uymamak olmaz.3
Sokratesin, mzik yapmaktan byle olumlu bir ekilde bahsetmesi ok
ilgintir; fakat daha ziyade kafa kartrcdr nk rasyonel, akl sanatla
rn nne karmasyla emsal tekil etmi ve bu konudaki szleri yzyl
larca etkili olmu olan Sokrates, kelimenin tam anlamyla mzikle ilgi
lenmektedir.
Nietzsche, Tragedyann Douu adl eserinde, mzik yapan Sokra
tes elikisinin altn izmitir. Nietzsche, Sokratesi akl, mantk ve
diyalektik olarak grr ve ona gre, Sokrates figr; modem, mantkl,
hesap, bilimsel insan tipinin ilk rneidir. Bunun yannda, yukardaki
alnt Nietzsche iin zellikle nem tamaktadr, nk Sokrates figry
le ifade bulan, hayata yalnzca akl ve mantk erevesinden bakma tutu
mu, deta kendisinden phe etmektedir. Bu konuda Nietzsche unlar
sylemektedir: Sokratesin, ryasnda duyduu bu szler, mantk evreni
nin snrlan konusunda dt phenin biricik iaretidir. Sokrates, ken
disine yle sormu olmal: Aklmn almad eyi anlalamaz olarak
nitelemekte ok mu aceleci davrandm? Belki de mantk insannn girme
sine izin olmayan bir bilgelik alan vardr. Belki de sanat, akln olmazsa
olmaz tamamlaycs olarak grlmelidir.4
Nietzschenin ele ald ekliyle, mzik yapan Sokrates figrnde
ifadesini bulan kadim felsefe sorunu, bu anlayn ne olduu ve bunu elde
etme aralarnn neler olduudur diyebiliriz. Anlamak sadece hesap
eden zihnin tekelinde olan bir yeti midir? Yoksa hesap eden, manksal
karmlar yapan zihnin giri izni olmad baka bir anlay mmkn
mdr? Sanat, akln ve mantn bize sunamad bir anlay sunabilir
mi?
Mzik rnei zerinden atm bu tartmaya, yine mzik zerinden
devam edeceim. Bu konuda, zellikle, mzisyenin filozofu eklinde

3 Plato, Five Dialogues Euthyphyro, Apology, Crito, Meno, Phaedo, (Jev.: S.H. Butcher, N ew
York, Hill and Wang, 1961, s.97
4 Nietzsche, Friedrich. The Birth o f Tragedy and The Genealogy o f Morals, (Jev.: Francis
Golffmg, Doubleday & Company, Inc. N ew York, 1956, s. 90

44
Abdullah Onur Akla

niteleyebileceimiz Artur Schopenhauerin (1788-1860) dncelerini,


ayrntya girmeye alarak inceleyeceim; fakat Schopenhauera gelene
kadar mzik zerine dncelerin ne minvalde gelitiine de ksaca bir
gz atacam. Mzik nasl olur da bizi telere tar? Mziin bizi tad
o teler neye benzer? Mzie ve dolaysyla hayata yklenebilecek anlam
dnyas ne denli zengindir? te tm bu somlara ksmen de olsa yant
bulabilmek iin, Schopenhauer felsefesini incelemeye balamadan nce,
kabaca mzie yklenen anlamlarn macerasn sunmaya alacam.5
Mzik zerine ortaya konulan dnceler verildikten sonra, zellikle
Schopenhauer zerinde duracak olmamn sebebi ise Schopenhauerm,
varl anlaymz ve bunun mzikle ilikisi tartmas ierisinde istisnai
bir konuma sahip olmasdr. Schopenhauern dnceleri, zellikle m
zisyenler ve sanatlarda heyecan uyandrmtr; rnein Wagner, onun
dncelerini temel alarak Tristian ve Isolde ve Parsifal gibi eserleri
bestelemitir. Hatt bu kadarla da kalmayp Schopenhauer felsefesiyle
karlamasn, hayatnn en nemli olay olarak nitelendirmitir.6 Daha
sonra mzik dnyasnn Mahler, Prokofiev, Rimsky-Korsakov gibi byk
isimleri de Schopenhauern fikirlerini eitli vesilelerle kullanmlardr.7
Schopenhauern, dnrlere etkisi ise elikili bir konudur. Scho
penhauer felsefesine, ihtiva ettii karanlk varlk anlay nedeniyle yak
lamayanlar veya onun dncelerinin -baz elikiler barndrd iin-
pek de geerliliinin olmadn savunanlar olmasma ramen; Schopen
hauer, Bat Avrupa felsefesine dou felsefesini tantarak, Kant ve Hegel
felsefelerini eletirerek, Nietzsche, Wittgenstein, Proust, Turgenyev ve
Beckett gibi filozof ve yazarlar etkileyerek felsefe tarihindeki zel ko
numunu elde etmitir.
Schopenhauer felsefesinde mziin yeri biriciktir. imdilik ksaca ifa
de etmek gerekirse, Schopenhauer, mziin te (transandantal) bir ger
eklie iaret ettiini ve bu gereklie, bilimsel veya kavramsal bilginin

5 Mzie atfedilen anlamlarn tarihini yazmak, ksmen zor bir ura; nk mzie atfedilen
anlamlarn tarihi geni ve kapsaml bir deerlendirme gerektirir. Her dnemin kendine has sos-
yo-ekonomik koullarn ve kltr etkileyen dnce yaplarn gz ard etmemek gerekir. Ve
bu konu Bat felsefesi tarihinin snrlarn ok aar. Daha nicelerinin arasnda, Farabi, Gazali,
bn-i Sina incelenmesi gereken byk filozoflardr ve eski in, Hint ve Smer medeniyetleri
deerlendirilmesi gereken kltrlerdir. Fakat bu ksa yazda mzie yklenilen anlamlarn tari
hini -eksik olduunun farknda olmama ramen- yazma amacm, mzii daha te bir yerlere
ulatran bir kpr olarak deerlendiren belli bal filozoflara rnekler vermektir.
6 Bkz: Barry, Elizabeth Wendell What Wagner Found in Schopenhauers Philosophy The
Musical Quarterly, Vol. 11, No. l.(O cak , 1925): s. 132-134
7 Bkz: Goehr, L., Schopenhauer and the musicians: an inquiry into the sounds o f silence and
the limits o f philosophizing about music , (Ed. Dale Jacquette) Schopenhauer, Philosophy,
and the Arts, Cambridge University Press, 1996, s. 213-214

45
Hayat Mzikle Anlamak ve Schopenhauer Felsefesinde Mzik

giri izni olmadn savunmutur. Estetie bilim ve mantktan daha fazla


nem vermesi ve bunu mthi bir aklkla yapabilmi olmas, Bat felse
fesinde yeni bir gn doumu olarak bile anlalabilir. Mzik, Schopenha-
uera gre, fenomenlerin tesinde olan akn bir gereklie sezgi salar;
ki felsefenin grevi de tam olarak budur. Anlalan ey dile getirilemez;
fakat yine de bilinebilir.8 Ve bylece mziin anlatt ey gerek felsefe
ye dnr.9

II. MZE YKLENEN ANLAMLARIN


TARHTEK SERVEN
Mzik evrenseldir. Mzie atfedilen anlamlar deiebilir, mzikal zevk
ler farkl olabilir; fakat bilinen btn kltrler mzik yapmtr ve yap
maktadr. Mzikle uramayan herhangi bir halk, kabile, toplum, kltr
yoktur. Tarih ncesi dnemlerin karanlndan dahi bugne ulam ke
mik fltler ve duvar resimleri vardr. te bu anlamda mzik evrenseldir.
nsann, atei yaklak yz bin sene nce bulduu tahmin edilmek
tedir. Bulunan en eski mzik aleti ise kemikten bir flttr ve yaklak elli
bin yandadr. Kemik flt gibi grece karmak bir mzik aletine elli bin
yl nce sahipsek, bu demek oluyor ki, tahta fltleri veya daha az karma
k mzik aletlerini daha da nceden yapabiliyorduk. Ellerimizi rparak
veya birtakm sesler kararak da mzik yapm olduumuzu dnrsek,
mzikle olan uramzn, byk ihtimalle, atein bulunmasndan da nce
balam olduu sonucuna ulaabiliriz.10 Bunun yannda, atalarmzn

8 Grn ve gereklik tartmas 18.yzyl sonrasnda, zellikle Kantn Kopemik devrimi


ile tekrar canlanmtr. Kant, felsefi projesinin, bilginin ulaabilecei snrlar izmek ve inanca
yer aabilmek olduunu belirtmi, bizim bilgi dediimiz eyin, aslnda nesnelerin bize grn
leri ile alkal olduunu iddia etmitir. Bu nedenle dnyann bize grnd halini deil de,
bizden bamsz olarak gerekte olduu halini anlatabilmek iin kendinde-ey (Ding-an-
Sich) terimini kullanmtr. Kant, Ahlk Metafiziinin Temellendirilmesi adl eserinin sonlarn
da da, alglanabilir dnyann snrna geldiimizde bir te kalacandan bahseder. Wittgens
tein da bu tartmaya katkda bulunmu nemli bir filozoftur. Dilin snrlarn ayn zamanda
dnyann snrlan olarak grm ve Tractacus Logico-Philosophicus adl kitabn, konuulm a
yacak eyler hakknda susmay tavsiye ederek bitirmitir. Wittgenstein, bu szleri, dile gelmez
olann varln yadsmak amacyla deil; aksine, hayatta kelimelerin nfuz edemeyecei bir
alan olduuna iaret etmek amacyla kaleme almtr. Nitekim, Wittgenstein, kavramsal anlay
n tesine geebilmek iin merdiveni frlatmaktan bahseder: Akln merdiveniyle yeterince
trmandktan sonra ark merdiveni tekmelemek gerekir. Rasyonelliin snrlar konusundaki
tartmay en ak ve dikkatlice tartan dnr ise Arthur Schopenhauer olmutur.
9 Schopenhauer A ., The W orldas Will and Representation-Volume I, ev.: E.F.J. Payne, Dover
Publications, Inc., 1969, s. 264
10 Bkz: Cross Ian, Is music the most important thing we ever did? Music, development and
evolution, (Ed. In Suk Won Yi) Music, mind and science, Seul National University Press, Se
ul 1999; s.10-39; http://www.mus.cam.ac.uk/~icl08/PDF/IRMCMMS98.pdf (ET: 16.07.2010)

46
Abdullah Onur Akla

mzik hakkndaki dnceleriyle ilgili olarak, zellikle bunlarn yazl


olarak kaydedilmeye baland, medeniyetlerin oluumundan sonraki d
nemler bize fikir vermektedir. Bu nedenle milattan nce 4000-5000 ylla
rna gz atarak balamak faydal olabilir; zira ilk notasyonlar bu dnemde
olumaya balamtr. Aynca bu yllarda artk arplar, lirler ve sitarlara
sahiptik ve en nemlisi, mzik ile ilgili dnceler yazl olarak kaydedil
meye balanmt.
Pisagordan yzyllar nce, in ve Mezopotamyada, mzik yapmakta
kullanlan tel uzunluklar ve buna bal olarak kan sesler hakknda ok
ey biliniyordu.11 inde mziin ok ynl ve gelimi bir biimde bi
lindiine dair kalntlar, buna yeterli kant oluturmaktadr. in mzii
nin, mzik aletlerinin, onlarn mzik hakkndaki dncelerinin, ncelik
le komu lkelere, sonra Hindistan zerinden Msra ve oradan da Avru
paya yayld iddia edilmektedir.112 Mziin eitim alanndaki rol de
Platondan ok nce inde ifadesini bulmutur.13
Mezopotamya, Smer, Babil, Akad kltrlerinden kalan buluntular da,
bu kltrlerde mziin nemine iaret etmektedir. Bilinen ilk notaya
dklm eser, antik Ugarit ehri yaknlarnda, Ay Tanras iin kilden
bir tablete yazlm bir arkdr.14
Yunanllar iin ise mziin zellikle iki anlam ne kmaktadr: me
tafizik ve etik anlamlar. Antik Yunan kltr iin doann bir dzeni
olduu phe gtrmez bir gerektir ve bu nedenle evrensel dzen her
alanda aranmtr. lhi dzen (logos) nasl kozmos iin geerliyse, insan
iin de geerlidir. Ve bu dzen mzikal olarak karakterize edilir. Harmo
ni sadece dnya iin deil insan iin de geerlidir.15 Ztlann uyumunu ifa
de eden harmoni; mitlere, evrenin yaratl hikyelerine, dine ve felsefi
dnceye karmtr. Pisagor evren ve matematik ile ilgili fikirlerini
mzie balamtr ki bu dnce, ortaan sonlanna kadar Bat dn
cesinde etkili olmutur. Mzik, Yunan dnyasnda, sadece akp giden

Bu makalesinde Ian Cross mziin insan evrimindeki rol, bilisel ve sosyal yetenekler zerin
deki etkisi ile insan biyolojisi ve mzik ban inceliyor.
11 Griffiths, P., A Concise History o f Western Music, Cambridge, UK ; N ew York : Cambridge
University Press, 2009, s. 8
12 A.g.e., s. 55
13 Konfys (M 551 - M 479) tam olan mzii, kusurlu mzikten ayrmtr. Tam olan
mzik, insanda uyum ve devlette dzen salama gcne sahiptir. Onun bu dnceleri mzik
hakknda ilk yazl eserler brakan Platon (M 429 - M 347) tarafndan tekrarlanmtr.
A.g.e., s. 55
14A.g.e., s. 9
15 Bkz: Lippman, Edward A . , Musical Thought in Ancient Greece, Colombia University Press,
N ew York & London, s.1-41

47
Hayat Mzikle Anlamak ve Schopenhauer Felsefesinde Mzik

gzel sesler olarak dnlmemitir; oranlar arasndaki ezel uyum ve da


ha yce gereklere ulamak iin bir kpr olarak grlmtr.
II. I I MTOLOJDEN LOGOSA
Filozoflar mzikle ilgili dncelerini ifade etmeden ok nce, evrendeki
uyum ve insann ahlki yaps, mitlerde ve hikyelerde oktan mzikle
birletirilmiti. Bunun en nemli rnei, Yunan mitolojisinde yer alan
efsanevi mzisyen Orfeusun hikyesidir: Orfeus, len kars Euridike
nin peinden yeralt dnyasna inip kansm geri getirmek ister. Orfeus,
yeralt dnyasma girip arksn sylemeye baladnda, yeralt dnyas
nn kral Hades insafa gelir ve Orfeusun Euridikeyi gtrmesine izin
verir. Fakat bunun iin Hadesin bir art vardr: Orfeus, yeryzne tekrar
kana kadar, arkasn dnp karsna bakmayacaktr. Orfeus, tam yery
zne kacakken dayanamayp karsna dner, bakar ve bylece karsn
tekrar kaybeder. Kendisi de daha sonra, Dionysosun takipisi olan mae-
nadlar taralndan ldrlr.16
Bu ekilde kabaca anlattm lir stad Orfeusun efsanesi, zamanla
Apolloncu ve Dionysosu elementler iermeye balamtr. Lir, Apol-
lonun mzik aletidir ve ak bir anlay sembolize etmektedir. Fakat
Orfeus mitinde mzik yoluyla insann kendisini kaybedip ruhunun arn
mas da nemli bir konudur ki bu da Dionysosun gc dhilinde olan bir
durumdur. lhi olanla birleme, ruhun arnmas, akl yoluyla birtakm
iaretlerin zmlenmesi, ruhun zaaflannndan kurtuluu dncelerini
znde barndran Orfeus miti, bu zellikleriyle felsefeye de el vermitir.
Orfeusuluun en nemli mezhebi, hi phesiz, Pisagorculardr: yan
bilim insanlan, yan gizemci topluluk.
II. I.II. PSAGOR: EVRENN MZ
Samoslu Pisagor (M 570 - M 495), Bat dnyasnn ilk mzik teoris-
yeni olarak grlebilir; zira matematiksel kurallan seslere uygulayarak
birtakm formller gelitirmitir. Pisagorcular iin harmoninin ve mate
matiinin kurallann anlamak ok nemli olmutur; nk onlar gezegen
lerin dnerken sesler kardna inanmlardr.17 Pisagorcularn baanla-
nm belirlemek ve bunlan net bir ekilde sralamak gnmzde zordur,
fakat unu syleyebiliriz ki, mzii kozmolojiyle birletirmelerinin etkisi
yzyllarca srmtr.
Mzik, Pisagorcular iin elenceli bir hobi olmaktan ok te bir anlam
tamaktadr: Evreni anlamann yolu, mzii anlamaktan gemektedir;

16 Yunan mitolojisinde Dionysosun kadn takipileri.


17 Ferguson Kitty, The Music o f Pythagoras, Walker & Company, N ew York, 2008, s. 258

48
Abdullah Onur Akla

zira btn evren mzikal prensipler zerine kuruludur. Onlara gre, m


ziin bu ana anlamnn yannda, bir de yan anlam vardr: ruhsal ifa ver
mesi. Mziin insan ruhu zerindeki gcnn farknda olan Pisagorcular,
dinleyicinin ruh halinde olumlu deiiklikler yapmak amacyla mzii
kullanmlardr.18 Mzik huzur, nee veya heyecan yaratmakta kullanl
mtr. Pisagorcular, mziin kiinin i dnyasnda deiiklikler yarata
rak, fiziksel sorunlar dahi iyiletireceine inanmlardr.19
II. I.m . PLATON: AHLK ETM VE MZK
Mzik hakknda birok deerli dnceyi Antik Yunan filozofu Platon
(M 429-M.. 347) yazya dkmtr. Mzik, Platonun felsefesinde,
eitimle alkaldr: Ona gre iyi ya da kt mzik yoktur, doru veya
yanl mzik vardr. Baka bir ekilde ifade edecek olursak, ahlki adan
olumlu etkisi olan veya yozlatrc etkisi olan mzikler vardr.20 Pisagor
dncesinde yer alan kozmik dzen ve mzik ba, Platonda ok da
vurgulanmaz, mzik bir eitim arac olarak grlr. Genler doru melo
diler ve doru tonlarda mzik dinlerlerse, bu onlarn daha iyi insanlara
dnmelerine yardmc olabilir. Eer, genler uygun mzikleri dinle
mezlerse yozlaabilirler. Mzik, sahip olduu duygusal younlukla insan
ruhunu ve akln ekillendirme gcne sahiptir. Platonun bu konuda ne
kadar ak olduu, aadaki alntda aka grlebilir:
Hznl makamlar hangileridir? Sen mzisyen adamsn, bilirsin.
Miksolidyan, tiz lidyan makamlar ve buna benzer makamlar.
yleyse bu makamlar yasaklanmallar m? Zira brak erkekleri,
bunlarn kadnlara bile hibir faydas yoktur.
phesiz yasaklanmallar.
Bekilerimize kendinden geme, keyif dknl ve tembelliin
yakmad ak.
Elbette!
yleyse hangi makamlar amata ve elence iindir?
Baz iyonyan makamlar ve lidyan. Bunlar zaten gevek olarak ad
landrlr.

18 West, M . L Ancient Greek Music, Oxford [England]: Clarendon Press; N ew York: Oxford
University Press, C 992,2005, s. 31
19 Pisagorcularin bir tr mzikal psikoterapi ilmi gelitirdikleri (veya daha dorusu Pisagorun
kendisinden miras aldklar) iddia edilmektedir. Kendilerini uyandklarnda diri ve canl tutacak
gnlk arklar ve lir eserleri programlar vard ve yataa giderken kendilerini gnlk sknt
lardan uzaklatracak makul ve ilham dolu ryalar esinleyecek mzikler dinlerlerdi. A.g.e., s.
31
20 Hadreas, Peter Deconstruction and the Meaning o f Music Perspectives o f New Music, Vol.
37, No. 2. (Yaz, 1999), s. 7

49
Hayat Mzikle Anlamak ve Schopenhauer Felsefesinde Mzik

Peki, bu makamlarn savalara bir faydas var mdr?


Hayr! Bu da demektir ki elimizde doryan ve frigyan makamlar
kald.
Ben makamlardan anlamam. Fakat yle bir makam bul ki bana, o,
sava veya dardan gelen herhangi bir zorluk durumunda cesur kala
bilen kiinin sesini hissettirsin: glkler ortaya ktnda, yaralan
malar ve lmle gz gze geldiinde veya herhangi bir tehlike annda,
ayaklar yere salam basabilen ve btnln sonuna kadar koruya
bilen kiinin sesini... Ayn zamanda huzur ierisinde, gnll ve z
grce seilmi bir eylerle uraan kiinin de makam olmal. Bu kii,
asla kibre kaplmadan, basiret ve sknetle, binlerini bir eylere ikna
etmeye alyor, dua ediyor, tler veriyor olabilir veya tam tersi e
kilde birisini sabrla dinliyor, anlatyor, en iyi yol olduunu dnd
konularda tavsiyeler veriyor olabilir. Birisi bela durumu iin dieri
sknet anlar iin olan, baanda veya kaypta basiretli ve cesur olann
sesi olacak makamlan anyonun. te bana bu iki makam kalsn yeter.
Sana yleyse tam olarak az nce tavsiye ettiim iki makam kalyor.
Demek ki btn arklanmzda ve melodilerimizde her makamn
sesini karacak aralklarda telli sazlara ihtiyacmz yok.
Sanmyorum.
yleyse keli arplan veya birok makam alan telli aletleri
retmemize gerek yok.
Tabi ki.
Fakat flt yapanlar ve alanlara ne demeli? Fltn karmak har
monileri kullanabiliyor olmas ve hatt eitli sesleri karabilen alet
lerin flte yknerek yaplyor olmas, onu dier btn telli aletlerden
daha kt klyor. Tm bunlan dnnce onlara devletimizde izin ve
rir miydin?
Tabi ki hayn.
yleyse elimizde devletimizde kullanabileceimiz sadece lir ve arp
kald. Bir de krsalda obanlar iin kaval.
Argmanlarmzdan doal olarak bu sonu kyor.
Zaten Apollonu ve onun mzik aletlerini, Marsiyasa ve onun m
zik aletlerine tercih ediimiz boa deil.
Hem de hi!
Msrn kpei adna! Keyif iinde diye eletirdiimiz devletimizi
nasl da farknda olmadan temizliyoruz.
Ve bunu da ok bilgece yapyoruz.

50
Abdullah OrurAkta

Hadi yleyse temizleme iini bitirelim. Makamlardan sonra srada


ritimleri ele almak var ki ritimler iin de ayn kurallar geerlidir.21
Grld zere, lidyan makamlar ve baz iyonyan makamlar zntl
ve yumuak iki mziklerini olutururken, doryan ve frigyan makamlar,
ruhun kararlln arttrr. Mzik insan geveklie ve tembellie srkle
yebilecei gibi, insana canllk ve dirilik de verebilir.
Platon en ok doryan makam onaylar; zira bu makam, n tanrs
Apollonun modu olarak dnlr. Doryan makamn insanlara zor za
manlarda cesaret verdii dnld iin, Platonun bu makam onay
lamasna pek de amamak gerek.22
II. II. ANTK YUNAN SONRASI
ERKEN DNEM HIRSTYAN MZK DNCES
Antik Yunan, ok ynl ve gelimi bir mzik dncesine sahipti. M
zik hakknda Yunanllarn gelitirdii anlaya, erken dnem hristiyanlar
sahip deillerdi; fakat yine de Yunan mziinin birok esini devrald
lar. Ayn zamanda mziin birok doal getirisi de hadm edilmeye ba
land. rnein, mziin bir elence arac olmas veya halk gsterilerinde
kullanlmasn kilise onaylamad. Eski pagan geleneklerin hepsine birden
pheyle yaklaan kilise, haliyle mzie de scak yaklamad.23
Mzik ve gezegenler arasndaki iliki, kurtuluu ve mutluluu lm
den sonraki bir cennette arayan ve bu nedenle fizikle veya gezegenlerle
ilgilenmek konusunda hevessiz olan hristiyan dncesi ile birlikte gz
ard edildi. Fakat Yunan dncesindeki, mziin insan ruhu zerinde
yaratt etkiler dikkat ekmekteydi. Bu nedenlerle kiliselerde sadece,
insan zihnini ulv dnyalara eken, paganlarn sevdii gibi enstrmantal
olmayan, din szlerden oluan mzik onay grd. Mzik, dini amalara
hizmet ettii srece deerli grlyordu.24 Mzikten alman basit zevk,
artk ifadesi g bir hale gelmekteydi. Augustine buna gzel bir rnektir.
Filozof, mzikten ald zevkin kendisinde yaratt karmak duygular
dan aka bahsetmitir.

21 Plato, The Republic, ev.: Griffith Tom, Cambridge University Press, 2005, s..88-89
22 A.g.e., s. 88-89. artc olan, Platonun, Dionysosun modu olarak bilinen frigyan makam
da onaylam olmasdr; zira bu, lgnl tetikledii dnlen bir makamdr. Bu konunun
ayrntl tartmas iin bkz. West, M.L., Ancient Greek Music, Oxford [England]: Clarendon
Press ; N ew York : Oxford University Press, C992, 2005, s. 180-181.
23 Grout, D. J. & Palisca, C. V ., A History o f Western Music, N ew York : Norton, C988, s. 9
24 Sadece mzik deil, sanat ve kltrn her alannda din deerlerle rtmeyen herhangi bir
eser, zaten dman olarak grlmekteydi.

51
Hayat Mzikle Anlamak ve Schopenhauer Felsefesinde Mzik

Hristiyan dnyasnn mzik hakknda fikirlerini ifade etmi deerli


dnrlerinden Boethius ise Antik Yunan mzii hakknda ayrntl
aratrmalarda bulunmu ve ortaada mzik konusunda otorite haline
gelmitir.
Bu dnemin nemli isimleri olarak bu iki dnrn fikirlerini incele
yelim.
II. II. I. AUGUSTNE (MS 354 - MS 430)
Hristiyanlk ncesi Yunan toplumunda mzik dncesi ok gelimiti.
Seslerin ahenginde, kozmik dzeni ve ahlkl insann bilgeliini gryor
lard ve bu dorultuda eserler retiyorlard. Fakat erken dnem hristiyan-
lar iin mzik, sadece lhi olanla insani olan arasndaki kpr konumuna
gelmeye balad. Mzik insan dnyevi olandan daha ulvi olana tayan
bir ara olmalyd. Bu fikrin en nemli temsilcilerinden biri, hristiyanl-
n ilk ve en nemli dnrlerinden olan Augustinedir. Hristiyanln
dnyevi olandan kopma abalar ve dnyevi zevklere kt damgas yap
trmas, Augustinein din olmayan mzikten zevk almasna ramen sade
ce ilahi mziklere ynelme konusunda ektii straplardan grlebilir.
Ho sedalarn hazz beni skca sarmalam ve bana boyun edirmi-
lerdi; fakat sen bu byy bozdun ve beni kurtardn. imdi, akortlu ve
tatl bir sesle senin szlerini ruhlara tayan melodilerde biraz huzur
bulabiliyorum. Bununla birlikte, ben saplanp kalmam buna, istediim
an kendimi zebilirim. Fakat kendilerine yaam veren szlerle birle
tiinde bu melodiler gnlmde onay bulurlar ve takdirime mazhar ol
mak isterler ve ben glkle onlara bunu sunarm. [...] Fakat imana
gelmeye baladm o gnlerde kilisede sylenen, beni gzyalar ie
risinde brakan ilahileri ve o zamanlar srf arkyla deil de duru bir
ses ve uygun geilerle aknan szleri bile hatrlaynca mziin ne
mini kabul ediyorum.25
Bununla beraber Augustine dile gelmez olan kutlamak, yceltmek iste
yen bir insann kuru kuru konumasnn anlamsz olduunu, hislerini a
kmas gerektiini de sylemitir.
Bayram bir sevin ldr; gnl dile gelmez olan ifade etmek is
ter. yleyse bayram iin btn ifadeleri aan Tanndan daha uygun ne
vardr? Onun hakknda konuulmaz, nk o szckleri aar; fakat
sessiz kalmak da uygun dmez. Bayram cokusunu ve hecelemelerle

25 Eliot W. C., The Confessions o f St. Augustine, (Jev. Edward B. Pusey, The Easton Press,
Norwalk, Connecticut, 1993, s. 194-195

52
Abdullah OnurAkta

engellenmemi snrsz bir kran duygusunu ifade etmek iin kelime


lerin tesinde elimizde ne var? Ona akyn cokuyla.26
IL IL II. BOETHIUS (MS 480 - MS 520)
Felsefenin Tesellisi adl eserin yazar Romal hristiyan dnr Boethius,
ortaan entelektel hayatnda etkili olmutur. Birok eski Yunan metni
ni Latinceye kazandrmtr. Bir mzik teorisyeni gibi bilinmesine ra
men aslnda onu mzik filozofu olarak ansak hata etmi olmayz. Fakat
yine de dnceleri, Antik Yunann mzikle ilgili barndrd snflan
drmalar netletirmek olarak grlebilir.
Boethius, mzii e ayrmtr: musica mundana, musica humana ve
musica instrumentalis. Musica mundana gksel cisimlerin mziini, mu
sica humana insann sahip olduu uyumu ve musica instrumentalis insan
sesi dhil olmak zere enstrmantal mzie iaret etmektedir. Boethiusa
gre, musica instrumentalis iin ideal durum, musica mundana ve musica
humana"y ifade etme abas iinde olmak idi. Onun bu dnceleri rne-
sansa kadar etkili olmutur.27
IL III. MZE ATFEDLEN ANLAMLARIN TARH
- SON SZLER
Boethius Tan ok sonra ngiliz filozof Roger Bacon (1214-1292) Commu
nia Mathematica adl eserinde mzik hakknda tartmtr. Fakat bu tar
tmann odanda mzik deil matematik vardr. Bu eserin aslnda bir
etki gc olmamtr ama eser, zamannda mzie atfedilen deeri gster
mesi asndan nemli saylabilir.28
Bat Avrupa tarihi ierisinde mzie en ok nem atfeden dnrler
den birisi de Jean-Jacques Rousseaudur (1712-1778). Rousseaunun te
mel dncesi, medeniyetle birlikte doal duygularn ifadesini kaybettii-
mizdir. Ona gre; rasyonel aklk, mantksal dil ve diksiyon kayglan
iinde kanl canl duygulann ifadesini unutmuuzdur ve ite bu noktada
da mziin nemi ortaya kmaktadr.29 Mzik, bizi gerek ve samimi

26 St. Augustine, Expositions on Psalms Volume I, ev. Maria Boulding & John E. Rotelle,
N ew City Press, 2000 http://books.google.com.tr/books7icHlijX6GDeTlocC&printsec=iront
cover&source=gbs_ge summary_r&cad=0#v=onepage&q&f=false (E.T.: 10.07.2012).
27 Stapert, Calvin R., A New Songfo r an O ld WorldMusical Thought in the Early Church, W il
liam B. Eerdmans Publishing C o ., Cambridge, 2007, s. 53
28 Williams D. R. & Balensuela C. M., Music Theory from Boethius to Zarlino A Bibliography
and Guide, Pendragon Press, Hillside NewYork 2007, s. 54
29 Ayrntl tartma iin bkz. Hadreas, Peter Deconstruction and the Meaning o f Music Pers
pectives cfN ew Music, Vol. 37, No. 2. (Yaz, 1999), s. 5-28.

53
Hayat Mzikle Anlamak ve Schopenhauer Felsefesinde Mzik

doamza ulatrr ve medeniyetin getirdii kum ifadelerden ve yaam


tarzndan syrlmamz salar.
Mzik kprdr; gndelik, snrl hayat anlaymz, daha farkl bir
anlay alanna tayan bir kpr. Yukarda adlarn andm tm filozof
larn mzikle ilgili vurguladklar ortak nokta ite budur. Pisagorcular iin
kozmik bir dzene; Platon iin erdemli bir hayata; Augustine iin dile
getirilemez olan ilahi glere; Rousseau iin bozulmam, gerek ve ter
temiz doamza ulatran bir kprdr mzik.
Tm bu sylenenler, mziin bizi farkl bir anlay alanna tadn
ifade eder; fakat mziin anlattn anlatmaya kelimeler yetmez. te tm
bu sylenenler, Nietzschenin bata belirttiim somlarna adeta cevap ve
riyorlar: Evet, hayatta bilimsel, mantksal kavrayn tesinde, daha farkl
bir anlay mmkndr; hayatta mzik yoluyla -veya dier sanatlar yo
luyla- ulalabilen gizemli bir yn vardr; insan hayat sadece mantyla
anlamaz.
Bu noktada Schopenhauer da mantk diliyle ulalamayan akn bir
gerekliin eriilebilirliini savunmutur. Dnre gre, hayatn bu gi
zemli ynne, bu akn geree alan bir kap vardr, fakat buraya rasyo
nel yaklamlarla ulalamaz. nsan ycelten gereklere ulamak, ancak
sanatlar ve estetik deneyimler araclyla mmkndr.30 Sanatlar, bilime
kyasla, varln zne dair daha derin bir anlay sunmaktadr.
Schopenhauer, bilimsel kavrayn zerinde tuttuu sanat yoluyla
kavraysan bahsederken, zellikle mziin gc zerinde durmutur.
Mzik sayesinde dile gelmez olann bize aldndan sz etmitir. te bu
nedenle, Schopenhauer, mziin ve felsefenin ayn eyi anlatmaya al
tn savunur ve bylece mzik, gerek felseye dnr.
Yaznn kalannda Schopenhauern bu iddialarn inceleyeceim.

III. SCHOPENHAUER VE MZK


Varlk, bal bana bir gizemdir ve aklmzn ald kadarndan daha faz
ladr. Akl varln belirsiz, gizemli ve akn ynlerine boyun ediremez
ve onu, srlarm amas iin zorlayamaz. Schopenhauer ite tm bunlar
iddia etmesine ramen, yine de bu akn alana -akl vastasyla olmasa
bile- giriin mmkn olduunu ifade etmektedir ki bu da sanat aracly
la gerekleir.31 Adeta bir mjdedir bu; zira nihayet, Platonun ideal dev-*1

30 Ayn zamanda aziz (veya felein emberinden gemi, ile doldurmu ermi) byle bir bilgi
ye ular. Yani, Schopenhauer felsefesinde te gereklere ulamak iin insan ya aziz olacaktr
ya da sanat. Bu yazda ben sadece sanat ksmn inceliyorum.
1 Schopenhauer sanat irdelerken, sanat olanla olmayan arasndaki ayrm tartmaz. Kastetti
i ey, gerek sanattr; gerek sanatn doas ve etkileridir.

54
Abdullah OrurAkta

letinden srlen airler ve sanatlar, Schopenhauern felsefi erevesin


de tekrar ho karlanmlardr ve bu yolla yalnzca akl ycelten bat
dncesine kafa tutulmutur. Tabi bu konuda Schopenhauerm bilim
veya mantk kart olduu hatasna dlmemelidir. Kendisi de felsefe
eitimi ncesinde mspet bilimlerle uram ve bilimin ulat sonula
r dikkatle deerlendirmi biri olarak, akl kartl yapmamaktadr.
Schopenhauern savunduu ey, bilimsel anlay haricinde sanatsal ba
ka bir anlayn da var olduu ve soyut kavramlarla alan akln, anlay
n efendisi olmaddr. Sanat yoluyla hayatn akn gereklerine ulaabi
liriz. Nietzschenin de ifade ettii gibi akl diline gelmeyen mutlaka anla
lamaz olacak deildir. Farkl bir anlay mmkndr.
Schopenhauer, devrimlerin birbirini takip ettii, birey olarak insann
deersizletii, insanlk adna konumalarn ar bast; olmas gere
ken yaam sylemleri iinde deta olann unutulduu bir ada, hi
ekinmeden varln korkun gereklikleri karsnda bireyin konumunu
ortaya koymu ve insan hayatnn karanlk bir resmini vermitir. O, an
ruhundan kopmayarak zamann ou idealist filozofu gibi, evrenin isel
bir gerekliinden bahsetmi ve bunu isteme32 olarak adlandrmtr.
Fakat yaad an ruhuna tamamen ters bir ekilde, isteme dedii bu
isel gerekliin aslnda ok trajik ve korkun olduunu iddia etmitir.
Ona gre, isteme, bizi bir arzudan tekine srkleyen anlamsz, kr bir
kaynaktr ve kendisini varolan her eyin anlamsz uralarnda gsterir.33

32 Schopenhauern en nemli eseri Die Welt als Wille und Vorstellung bal Trkede bazen
rade ve Tasavvur Olarak Dnya eklinde ifade bulmaktadr. Tasavvur, Almancadaki Vors
tellung kelimesinin tam karldr. Tasavvur kelimesi yerine tercihe bal olarak tasarm ke
limesi de kullanlabilir. Fakat Almancadaki W ille kelimesi kesinlikle irade olarak evirilme-
melidir. Bunun iin en nde gelen sebep, irade kelimesinin Almanca karlnn Willenskraft
oluudur. W ille kelimesini irade olarak evirmek, fahi bir hatadr. Bir baka sebep ise irade
kelimesinin Trke karlnn istediini elde etme kararll oluudur. rade kelimesiyle akra
ba olan murad kelimesi ise istediine ulamak anlamndadr. rade olumlu bir kelimedir, oysa
Schopenhauer W ille kelimesini olumsuz anlamda kullanmaktadr. W ille kelimesinin irade
olarak evrilmesi, Schopenhauer felsefesini Trke eviriden okuyarak anlamaya alanlarn
sadece kafalann kartracaktr. O nedenle W ille, isten veya isteme olarak evirilmelidir.
Ben bu y senda steme ve Tasavvur Olarak Dnya eklinde kullanyorum.
33 Schopenhauer bu dncesini yle dile getiriyor: Her istek bir eksiklikten, yoksunluktan;
yani bir tr straptan kaynaklanr. stein tatmin olmas buna bir son verir; ne var ki tatmin
olan bir istein karsnda gz ard edilmi on baka istek vardr. Bunun yannda, arzu etmek
uzun srer; talepler ve istekler deta sonsuza uzanr ama tatmin ksacktr ve tketimi tutumluca
olur. Hatt nihai tatmin, sadece yzeysel olmasna ramen, yeni isteklere yol aar. nceki tat
min olmu istek, bir tr vesvese olarak bilinse bile, yeni arzu bu ekilde henz bilinmez. Elde
edilmi hibir istein nesnesi srekli bir tatmin salayamaz; bu daha ok dilenciye frlatlan ve
bir sonraki gne kadar onun sefaletini geciktiren sadaka gibidir. te bu nedenle bilincimiz
isteklerimizle dolu olduu (yani isteklerle dolu bir varlk olduumuz), bizi umutlar ve korkular
la dolduran arzularmzn ok olduu ve istemenin znesi olduumuz srece, asla srp giden

55
Hayat Mzikle Anlamak ve Schopenhauer Felsefesinde Mzik

steme, okluk dnyasnn kayna olsa da tektir ve nesneler arasnda


herhangi bir nesne deildir. Bu nedenle onun bilgisine ulamak, okluk
dnyasnn bilgisine ulamaktan tamamen farkldr.
Schopenhauer, Kantm felsefesinin de ne srd gibi, dnyann g
rn ve gerek (kendinde-ey [Ding-an-Sich]) olarak ayrldn iddia
eder. Bu ayrm, Schopenhauer felsefesinde tasavvur (Vorstellung) ve
isteme (Wille) olarak ifade edilir. steme; fenomenler tesi, kr, ahlki
deerlerle uzaktan yakndan alkas olmayan, kendinde-ey olarak da ifa
de edilen varln zdr. Tasavvur ise fenomenler olarak bildiimiz
grnr dnyann btn elerini barndrr. Schopenhauern tasavvur
kelimesini kullanma sebebi ise dnya ile ilgili bildiimiz her eyin, asln
da tasavvur etmenin kurallarna bal olduunu vurgulamaktr.
Schopenhauer, varln anlalmasn tekleme ilkesiyle zetlemitir
(principium individuatonis). Algladmz ekliyle dnya; uzay, zaman
ve sebep sonu zinciri ierisindedir. Bu formlar sayesinde tasavvur olarak
dnyay biliriz. Ancak akn gereklie ermek; uzay, zaman ve sebep so
nu zincirinin sessizlemesi ile gerekleir. Bu, mistik bir deneyim olarak
yaanabilir. Zahir olandan batma, kabuktan ze bu ekilde inilir. Byle
bir deneyimin bilgelii, rasyonalite ile ulalabilen bir deneyim deildir.
Kendi zndeki ve her varlktaki hakikati yani istemeyi deneyimleyen
insan, istemenin kendi kendisini seyrettii bir aynaya dnr ve kendi
bilgisine eren isteme, krlr. nsan artk varla yapp kalmaz ve onun
dnyevi hrslar zlr. O artk gerek anlamda korkularndan, telala
rndan kurtulmutur.
SchopenhauerTn bahsettii bu alg deiimi, onun felsefesinin krlma
noktalarndan birisidir. Schopenhauerm ahlk, erme, strap dnyasm
ama ve estetik dncesi hep bu noktadan hareketle kurulur: istemenin
klesi olan bir varlktan, hayatn zn kavrayan bir bilince gei. Peki,
bu alg deiimi nasl mmkndr? Nasl olur da bizler gnlk hayatm
dertleri, kayglar, hrslarndan syrlr, hayat btncl bir ekilde anla
maya balar, dnyann straplarnn tesine geer ve bakalarnn aclar
n paylamay reniriz?
Bunun cevab Schopenhauer felsefesinde iki trldr: ya estetik ya da
mistik deneyimle. Yani hayatm zn ya ermi bir bilge anlar, ya da il

bir mutlulua ve huzura sahip olamayz. zetle kap kamamamz, zarar grmekten korkma
mz hep ayndr. Hangi ekilde olursa olsun keyif araymz, srekli talepkr istememizi ciddi
ye almamz, srekli zihnimizi doldumr ve hareket ettirir. Fakat burada gerek anlamda iyi olu,
huzur ve sknet kesinlikle imknszdr. Schopenhauer A ., The World as Will and Represen
tation-Volume I, ev.: E.F.J. Payne, Dover Publications, Inc., 1969, s. 196

56
Abdullah OrurAkta

ham anlarnda sanat anlar; fakat hayata sadece bilimsel gzlklerle ba-
kabilenler sadece hayatn kabuunu anlayabilirler.
Estetik deneyim, bizim dnyann koturmacasnn tesine geici ola
rak ulamamz salayan deneyimdir. Fenomenlerin tesindeki akn ger
eklik, sezgisel olarak bize alr. Alan gerek dile gelmez, fakat biline
bilir. Sradan zihin, kendisine dnklnden, srekli bir eyler isteme
sinden, hesaplndan, hrslarndan syrlp hayatn akn btncl bir
ekilde alglayabilen bir zihne dnr. Kii straplarndan bamszdr
artk.
Ve birdenbire huzur: Her zaman aranan; fakat istekler yznden ka-
veren huzur, kendi bildii ekilde bize geliverir. Ve artk her eyle ba-
nzdr. te bu, Epikrn tanrlarn hali olarak grd ve en yce
iyi olarak vd acsz haldir. O an, istemenin sefil basklarndan sy
rlrz. steme cezasna mahkmluktan kutsal kurtuluumuzu kutlarz;
ksionun tekerlei34 durur.35
III. I. CEVHER VE GRN, BTIN VE ZHR, Z VE
KABUK OLARAK DNYA: STEME VE TASAVVUR
OLARAK DNYA
Schopenhauera gre dnya iki ynldr: isteme olarak dnya ve tasav
vur olarak dnya. Schopenhauer bu durumu bir tr iten aydnlatmal fe
nere benzetir. Nasl bir fenerin iinde yanan ate, fenerin yzeyindeki e
killerin grnmesini salarsa, Schopenhauerm isteme olarak bahsetti
i, varln z de dnyann muhtevasn gzler nne serer.36 Schopen
hauera gre Kantm bahsettii kendinde-ey ite bu istemedir, alglad
mz dnya ise tasavvur olarak dnyadr.
steme olarak dnya ve tasavvur olarak dnya ne demektir? Schopen
hauerm mzik hakknda sylediklerini anlamak iin bunu daha yakndan
incelememiz gerekmektedir. ncelikle tasavvur olarak dnyay ele alr
sak, Schopenhauerm ana eserini Dnya benim tasavvurumdur. Bu, her
yaayan ve bilen varlk iin geerli olan hakikattir37 diyerek atn

34 Yunan mitolojosinde Zeusun, ksionu gnahlar nedeniyle yanan bir tekerlek zerinde son
suza kadar dnme ile cezalandrd anlatlr.
35 Schopenhauer A., The World as Will and Representation-Volume I, ev. E.F.J. Payne, Dover
Publications, Inc., 1969, s. 196
36 Nasl ki kl bir laterna, yzeyinde dnen bin bir ekli gsterir, fakat tm bu ekilleri gr
nr klan ierde tek bir k vardr; ayn ekilde dnyay dolduran eit eit fenomenler birbir
lerini bir sra ierisinde takip ederler fakat zde tek isteme vardr ve her ey onun nesnelemi,
grnr hale gelmi durumudur. Sadece o, Kantn dilini kullanmak gerekirse, kendinde-eydir;
ve hernesne, fenomen veya grntdr. A.g. e., s. 153
37A.g.e., s. 3

57
Hayat Mzikle Anlamak ve Schopenhauer Felsefesinde Mzik

grrz. Schopenhauer, dnya ile ilgili bildiimiz her eyi, aslnda tasav
vur etmenin kurallarna tbi olarak bildiimizi sylemektedir. Bu kural
lar, d dnyada olan nesnelerin, kendi balarna, onu tasavvur edebilen
bir zihinden bamsz olarak sahip olduu kurallar kesinlikle deildir.
Nesnelerle dolu olan u dnyada deneyimlediimiz aslnda sadece grn
tlerdir. Bu grntlerin gereklikle, zle alkas yoktur. Tasavvur olarak
dnya; uzay, zaman ve nedensellik formlar sayesinde bilinebilir ki bu
formlar dnyann kendisinde deil, sbjektif olarak alglayan tarafta bu
lunurlar.38 Ayn zamanda Schopenhauer, tpk Berkeleyin iddia ettii
gibi, zihinden bamsz herhangi bir nesnenin dnlebilmesinin imkn
sz olduunu kabul eder. Schopenhauer ite bu balamda Dnya benim
tasavvurundur demektedir.
Alglarmz bize dolaysz olarak bir dnya resmi sunar. nsan, bu res
mi kavramlarla ileyerek rasyonel bilgiye ular ve bu anlamda rasyonel
bilgi bilincin zaten baka bir ekilde bildiini, akln kavramlaryla mim
lemesinden ibarettir.39 Ne biliyorsak o aslnda dorudan ve dolayszca
algladmz eydir. Akl ise dolayszca edinilen bilgiyi kavramlarla sa-
bitlemektedir.40 Bu durumda esasen bilgimiz genilememektedir; sadece
bilgimizin formu deimektedir. Schopenhauer kavramlar universalia
post rem olarak adlandrr: nesnelerden sonra gelen birlik. Bu durumda
alglanan nesneler rasyonel olarak adlandrlrlar. Bu sadece aklmzn
eseri olan bir soyutlamadr.
Kavram soyut, dzensiz, kendi alannda tamemen belirsizdir. O, sade
ce kendi snrlan ile belirlenmitir, ulalabilirdir ve akl yetisine sahip
herkese aktr. Ve kavram szcklerle baka hibir araca ihtiya duy
madan ifade edilebilir ve tanmyla da tamamen tetkik edilebilir. 41
Bu bakmdan Schopenhauer, kavranlan l ve kuru kutulara benzetir. Bu
kutularn iine ne koyarsanz onu geri alrsnz 42 Kavram faydaldr, ie
yarar, bilimin ve hayatn hizmetindedir fakat kurudur ve sanatlar iin
yetersizdir. Bu adan baklnca, Schopenhauer iin rasyonel bilginin de
eri pratik uygulamalarnda ve iletiime izin vermesinde yatmaktadr.
Dnyann gereklii veya gerek olan ise istemedir. O, dnyann ob
jektif tarafdr. steme, kendisini en st dzeyde insanda olmak zere her

38 Bu iddialar Schopenhauer dorudan Kanttan almtr. Kantn uzay ve zaman algsnn


zihinde olduu dncesine Schopenhauer, nedensellii de eklemektedir.
39 A.g.e., s. 51
40 A.g.e., s. 51
41 A.g.e., s. 234
42A.g.e., s. 235

58
Abdullah OnurAkta

eyde gsteren, varln zdr. Zaman, mekn ve nedensellik formlar


nn dndadr. Schopenhauer aslnda Kantn felsefesindeki kendinde-
ey yerine isteme (Wille) kelimesini, bunun bilinebilir olduunu vurgu
lama amal ve bir neri olarak kullanmaktadr. Schopenhauera gre,
aldatc grntler dnyasndan ze inmek; duyulara hitap eden, anlalr
dnyadan daha st bir bilinle ne benlik, ne sebep-sonu ilikileri, ne nes
ne ne de znenin kald bir dzeye ulamak mmkndr. Uzay, zaman
ve nedensellik kalplan ierisinde dnyann bilgisine ulalabilinirken, bu
kalplarn eridii ve sessizletii anda anlalabilen bir z vardr. Kanta
gre bu kalplann dna kmak imknszken, Schopenhauera gre var
ln zne giri iznimiz vardr, hayatn gizemine nfiz etmek mmkn
dr. Bunun da anahtan kendi bedenlerimizdir. Bedenlerimiz, dnyadaki
nesneler arasnda sadece bir nesne ve fizik kanunlarna tabi olmasna ra
men ayn zamanda istemenin tecessm etmi halidir ve ierden bu duru
mun bilgisini salayabilir:434
Muammann cevab, bilginin, birey olarak ortaya kan, znesine ve
rilmitir ve bu cevap steme kelimesinde sakldr. te sadece bu, insa
na kendi fenomenini anlamann anahtarn verir, varlnn deerini
aklar ve kendi varlnn, hareketlerinin ve edimlerinin i mekaniz
masn gsterir. Kendi bedeni ile bir olarak birey olan bilmenin zne
sine, kendi bedeni sadece iki farkl ekilde verilmitir: Akim algsna,
doa yasalarna tbi, dier nesneler arasnda bir nesne olarak verilmi
tir; fakat herkesin dolayszca bilgisine ak olarak -yani isteme keli
mesiyle aklanan ey olarak- olduka baka bir ekilde daha veril-
mtr.44

Burada Schopenhauer, bedenimizin dier nesneler gibi doa yasalarna


tbi olmasma ramen bize dnyann gizemini ifa ettiini sylemektedir.
Hayatn gizemli yn, dnyann i gereklii, bizim de bunlara sahip
olmamz dolaysyla bilinebilmektedir. Buraya kadar Schopenhauern
dediklerini kabul edersek, nmze u sorular kyor: Nasl bir bilgidir
bu? Bu bilgiyi nasl elde edeceiz?
Schopenhauern orijinallii bu sorulara verdii cevaplarda yatmakta
dr. Bu, onun, akl en st deer olarak tanyan bat dncesinden koptu
u noktadr ayn zamanda; zira estetie, gzellie, estetik deneyime akl
ve mantktan daha st bir deer atfetmitir. Ona gre, hayatn cevherini,
zn sadece akln kalplan olan zaman, mekn ve nedensellik ilikileri

43A.g.e., s. 99-100
44 A.g.e., s. 100

59
Hayat Mzikle Anlamak ve Schopenhauer Felsefesinde Mzik

ykldnda sezgi ile anlamak mmkndr. Bu adan baknca Schopen


hauer, Bat felsefesi gelenei ierisinde dncelerini ifade eden bir mis
tiktir. Akl, bilim ve mank bize fenomenler dnyasn anlatr. Fakat
Schopenhauera gre akln ve bilimin tamamen yabanc kald baka bir
gereklik vardr. Bu gereklik dnyann zdr, i muhtevas veya mahi
yetidir. Fenomenlerle ilgili objektif bilgi aryorsak tabi ki bilimlere ba
vuracaz, fakat bu durumda tasavvurlarn tesine asla geemeyiz.45
Buraya kadar Schopenhauer Kanttan farkl bir ey sylememektedir.
Nesnel bilgiyi edinme yolunda tasavvur dnyasndan balarsak, tasav
vurun yani fenomenlerin tesine asla geemeyiz. Bylece nesnelerin
dnda kalr ve onlarn gerekte olduklar halini asla anlayamayz.
Buraya kadar Kantla ayn fikirdeyim46
Fakat Schopenhauer, Kantn akn gereklere ulamak konusunda koy
duu yasa kaldrmaya almaktadr. Schopenhauera gre, eer dar
dan deerlendirirsek varln z bizden uzak durur -tpk Kantn vurgu
lad gibi- fakat gereklii ierden kavramak mmkndr.
Bizim yalnzca bilen deil, ayn zamanda bizzat kendimizin bilmek is
tediimiz bu gereklik veya ze dhil olduumuz, bizzat bizim ken-
dinde-ey olduumuz gereini vurgulamtm. Bu demektir ki, bizi,
dardan iyice kavrayamadmz eylerin gerek z mahiyetine gt
recek, ak bir yol vardr. Tabiri caizse bu, dardan saldrarak asla
alnamayacak bir kalenin iine, bizi adeta sinsice abucak ulatran bir
yer alt geidi, gizli bir mttefiktir 47
Bu durum Dale Jacquettein ifadesiyle isteme olarak dnyann yasakl
bilgisi ehrine, bireysel istemenin adeta bir Truva atyla giri yapmasna
benzer 48 Tabi insan akl ile kendi durumunu deerlendirebilen bir varlk
olduu kadar, ayn zamanda isteyen bir varlktr. Bu adan baklnca
Schopenhauer, insan akl ve istemenin birbirine bal olduu doann bir
mucizesi olarak grr: nsanda grntler dnyasnn aldatcln anla
ma ve buradan yola karak eylerin z mahiyetini kavrama gc de var
dr. nsanda isteme ve anlama, grn ve gereklik dm zlebilir.
stemenin klesi olan her ey gibi insan, eer tasavvur dnyasnn yanlt-

45A.g.e., s. 195
46 Schopenhauer A., The World as Will and Representation-Volume II, Trans. E.F.J. Payne
(Dover Publications, Inc., 1969), s.195
47A.g.e., s. 195
48 Jacquette, D., Metaphysics o f Appearance and W ill , (Ed. Dale Jacquette) Schopenhauer,
Philosophy, and the Arts, Cambridge University Press, 1996, s.5

60
Abdullah OnurAkta

clm kavrar, her canlnn hayatta urat eylerin boluunu fark


eder, kendi istemesini tanr ve bu tanmayla birlikte istemenin klesi ol
maktan kurtulursa, o zaman Nirvanavari bir yere ulaabilir. steme, ken
disini insanda grr; bu haliyle insan, istemenin, kendisini grebilecei
aynadr. Ve isteme, insanda kendi hakikatine ularsa, eski gc kaybolur.
Schopenhauera gre bu durum, dnyann straplar ile cebelleen, lm
karsnda titreyen insan iin tek k noktasdr.
Byle bir bilme kimlere nasip olabilir sorusunun cevab Schopenha
uera gre ermiler veya sanatlar iin geerli olduunu belirtmitim:
Hayata sanat gibi bakabilen insan sadece ilham anlarnda, ermi kii ise
kalc olarak bu dzeyi yaayabilen insanlardr. stn bilin, kavramlarla
i gren ve hibir yaratcl olmayan kuru bilin deil, aksine varln
cevherini anlayabilen bilintir.
Schopenhauern akln diliyle konumayan mziin hayatn gereklik
lerini ifa ettii fikrine gelmeden nce istemenin nesneleme dereceleri
ve idealarla ilgili grlerini de incelememiz gerekmektedir.
III. II. SANATLAR VE DEAL AR
Schopenhauer, Kantn varln cevheri olan kendinde-ey dncesi ile
Platonun grntlerin arkasndaki gerek rnekler -yani idealar lemi-
dnceleri arasnda bir benzerlik kurmu ve bu dnceleri kendi sistemi
iinde eritmitir. Fakat Schopenhauerm Pltondan ald idealar dn
cesinin kendi sistemindeki yeri ksmen belirsizdir; zira idealar her ne ka
dar birlikle, zle ilgili olsalar da tam olarak o alana ait deildirler ve ayn
zamanda tasavvur dnyas ile de ilgilidirler ve tasavvur dnyasndaki bir
durumun arkasndaki evrensellie iaret ederler. Fenomen ya da nomen
deildirler fakat gene de sanatlar anlamamz iin elzemdirler.
Schopenhauer iin idealar eylerin temel rnekleridir ve idealar kav
ramlardan farkl olarak universalia ante rem olarak karmza kar;
yani, birebir evirirsek nesnelerden nceki birlik. Bir nesnede ideann
kavranmas, o nesneyle ilgili evrensel bir durumun kavranmasdr; tekil
nesnelerin arkasnda yatan zn kavranmasdr.
Uzay, zaman ve sebep sonu ilikileri ierisinde alglanan nesne ile
kendinde-ey olan isteme arasnda idealar bulunurlar. Bu adan baknca
ideay anlamak nedensellik zincirinin dndaki nesnelerin deimez ilk
rneklerini kavramak demektir. Sanat da zaten eylere byle bakabilme
yoludur: stemenin klesi olmadan, yani herhangi bir eye karszca ba
karak, onun arkasndaki ideay grmek mmkn olur. Bir aaca maran
goz, biyolog veya tccar olarak baklabilir fakat sadece sanat olarak ba
kabilen ondaki gzellii ve onun kelimelere gelmez ideasn grebilir;

61
Hayat Mzikle Anlamak ve Schopenhauer Felsefesinde Mzik

nk tccar odundan elde edecei paray, biyolog aala ilgili yapaca


snflandrmay ve marangoz aatan retebileceklerini dnrken sade
ce sanat aaca byle bir hesaba girmeden yaklaabilir. O anda isteme
nin zincirlerinden hrlemi, hayatn kontrol eden hesap, karc karak
terinden arnm olarak estetik deneyim yaayan kii saf bilmenin zne
si haline gelmi ve nesnelerin sradan bilgisinden idealann bilgisine s
ramtr 49 Byle bir anda kiide bilme, istemenin klesi olmaktan zgr
leir, kar hesaplarndan syrlr ve kii, karsndaki nesnenin nereye,
ne zaman, ne iin, eer ki gibi durumlarna aldrmadan, onun sadece
ve sadece ne olduunu grr.50 Kii artk egoist bir insan deil dnya
nn ebedi gz haline gelmitir. stemenin klesi olmann sunduu aclar
ve can skntsnn tesindedir artk.
Schopenhauern tabiriyle, isteme, canl olmayan doada, daha sonra
bitkilerde, hayvanlarda ve nihayet insanda nesneleir. Ve isteme, dnyada
nasl bu ekilde nesneleme basamaklar oluturuyorsa, sanatlarda da iste
menin nesneleme basamaklarm Platonik idealar oluturur: Her sanat da
l bize belirli bir tr ideay aar. rnekler vermek gerekirse: Mimari, iste
menin en dk seviyeden arlk, diren, ktle idealann aa karr.
Resim ve heykelde mimariden daha st dzeyde idealar ifade bulurlar;
rnein, portre ve heykelde insan ideas aa kmaya balar. Trajedi ve
iirde varln ne olduu ve nasl bir yerde yaadmza dair idealar aa
kar.
Fakat mzik bu saydmz sanatlardan farkl bir konumda durur; zira
mzikte varln cevheri olan istemenin bizzat kendisi ortaya kar.
III. III. MZK
Schopenhauer felsefesinde mzik hakknda konumak iin tm bu yollar
dan gememiz gerekiyordu. Yukarda yazlanlar kabaca Schopenhauer fel
sefesinin ana hatlanyd. Schopenhauer, steme ve Tasavvur Olarak Dn
ya adl eserinin daha ilk cmlelerinde, sadece tek bir dnceyi anlataca
n syler. Okuyucu bu cmleyi grnce sevinebilir; nk tek bir ner
meyle kitabn ana fikrinin kendisine alaca hissine kaplabilir. Hemen
takip eden cmlede Schopenhauer yle der: Fakat btn abalanma
ramen, btn bir kitab yazmaktan baka, bu dnceyi iletecek daha
ksa bir yol bulamadm.51 Schopenhauer, ifade etmeye alt dnce

49 Schopenhauer bu konuyu zellikle dhinin nasl birisi olduundan bahsederken tartmakta


dr. Dhi, ideay grp onu dier insanlara iletebilme gcne sahip kii olarak karmza kar.
50 Schopenhauer A., The World as Will and Representation-Volume I, ev. E.F.J. Payne, Dover
Publications, Inc., 1969, s. 178
51 A.g.e., s. xii

62
Abdullah OnurAkta

nin, temelden tepeye doru ykselen bir binadan ziyade, her bir parann
dier paray destekledii organik bir btne benzediini iddia etmekte
dir. Bizim de bu nedenle, Schopenhauern mzik hakkndaki dncele
rine gelmeden nce, onun genel felsefesini kabaca incelememiz gereki
yordu.
Mzik, Schopenhauer felsefesinde dier btn sanatlardan te bir yer
de durmaktadr.52 Bunun sebebi, Schopenhauera gre, mziin, isteme
nin herhangi bir Platonik idea olarak temsilini deil, bizzat istemeyi res
metmesidir.53 Mzik asla herhangi bir fenomene iaret etmez, sadece
z, her fenomenin altnda yatan kendinde-eyi, istemenin bizzat kendi
sini54 ifade eder. Mzii dinleyen, sadece akan sesleri deneyimlemez; bu
akan, ayn zamanda istemenin gel-gitleridir. Mzik, kavramlatrlamayan
dnyann cevherinden bahseder.
nk mzik, ifade edildii zere, dier tm sanatlardan farkldr. O,
herhangi bir fenomenin grnts veya daha iyi ifade etmek gerekirse,
istemenin nesnelemi hali deildir; bizzat istemenin dorudan bir g
rntsdr ki bu grnt, dnyann fiziksel gerekliine kar metafi
zik tarafn, fenomenlere kar kendinde-eyin resmidir.55
Bu dnceleri Schopenhauer mzik ve felsefenin ayn eyi anlatmaya
alt fikrine gtrmtr.56 Felsefe de, mzik de dnyann ne olduu
nu anlatmaya alr. Schopenhauer, mziin farknda olmadan aritmetik
ile uramak olduunu ifade eden Leibnizin szlerini, mziin farknda
olmadan yaplan metafizik bir aktivite olduunu ifade ederek deitirir.57
Tabi burada nemli bir sorunla karlamaktayz: Tasvir edilemez olan
istemenin bir kopyas olduu iddia edilen mzik hakknda nasl konua
caz? Schopenhauern mziin kelimeler olmadan hayat anlatt iddi
asn kabul edersek bunu kuru kelimelerle nasl anlatacaz? Buradaki
zorluk, gizem hakknda gizemsiz szler sylemenin zorluudur ve Scho
penhauer bu zorluun farkndadr. O, bu zorluun alamayacan kabul
eder ve buna ramen bir sezgi salamak amacyla sorunla yzleir.
Ne var ki bunun aklanmasnn imknsz olduunun farkndaym; zira
bu aklama, z tasvir edilemez olan ile tasavvur olarak mzik ara
snda bir iliki olduunu varsaymak ve ortaya koymak durumunda ka-

52A.g.e., s. 256
53 A.g.e., s..257
54 A.g.e.., s.261
55 A.g.e., s. 262
56 A.g.e.., s. 264
57A.g.e.., s.265

63
Hayat Mzikle Anlamak ve Schopenhauer Felsefesinde Mzik

lyor; yani mziin tasvir edilemez olann bir kopyas olduunu iddia
ediyor.58
Schopenhauer bu sorunla yzleme amacyla bir takm analojiler kurmu
tur. Mziin anlatt eyin ne lde ifade edilebilir olduu sorunu akl
mzda olmasna ramen analojilere bakacak olursak bunlarn e ayrld
m grrz. Schopenhauer mziin armonik, melodik ve ritmik ynleri
ni dnyann eitli durumlarna benzetir.
Bunlar srasyla inceleyecek olursak, mziin armonik ynnde te
mel bas seslerin cansz doaya, gezegenlerin ktlelerine benzedii d
nlebilir der Schopenhauer.59 Bunun yannda eer herhangi bir ses duy
duumuzda, bu ana sese elik eden dier armonik sesler de tnlarsa, bu
durumu Schopenhauer, gezegenler zerinde vcut bulan dier nesnelere
ve bedenlere benzetir.
Btn o hafif, titrek ve abucak yok olan st seslerin, derin bas notala
rn ayn anda titremeleri kaynakl olarak deerlendirilebilecei ok
iyi bilinir. Alt notann ses vermesiyle neredeyse ayn anda, st notalar
ses verirler ve bir bas notaya sadece kendisiyle birlikte otomatik ola
rak ayn anda tnlayan st seslerin (doukanlann) elik edebilecei,
bir harmoni kanunudur. te bu durum, doadaki tiim nesne ve teek
kllerin, gezegenin ktlesinden kademeli olarak gelierek meydana
geldii gereine benzer.60
Duyulabilir sesin snrlarnn oluu, herhangi bir maddenin, biim ve
zellikleri olmadan alglanamayacana iaret ederken,61 gamn belirli
aralklar da, istemenin eitli nesneleme basamaklarna, doadaki eit
li trlere62 iaret eder; yani mzikteki gamlarn eitli aralklar, bitki ve
hayvan dnyasnn bir takm dzeylerine iaret eder. Eer mziin karak
teri sebebiyle aritmetik doruluktan saplrsa, bu tpk bireyin, bal ol
duu trn davran kalplarndan sapmasna benzer.63
Mziin melodik ynne gelince, burada mziin armonik ynnde
bulunmayan bir zgrlk sz konusudur. Melodi deiebilir, ilerleyebilir,
akabilir. Bu zgrlk insanm bilinli yaantsna benzer.64 stemenin nes
neleme basamaklarn, bas seslerden melodiyi syleyen ana sese kadar

5SA.g.e., s.257
59A.g.e., s.258
60 A.g.e., s.258
61 A.g.e., s.258
62A.g.e., s.258
63 A.g.e., s.258-259
64 A.g.e., s.259

64
Abdullah OnurAkta

grmek mmkndr,65 melodi ise btn mzikal esere yn verebilir, ese


rin bandan sonuna kadar belirli bir zgrlkle akabilir ve tm bunlar
Schopenhauer, insann entelektel abalarna benzetir. Melodi, eserin
tonal merkezinden binlerce farkl ekilde kopabilir ki bu da istei, srekli
kabaran ve istedii eyi elde edince baka eylerin peinde koan insann
durumuna benzer klar. nsan ister, istediini elde etmek iin ac eker,
elde ederse tatmin olur, sonra can sknts balar ve yeniden bir eyler
ister, tekrar ac eker ve ember bylece dnmeye devam eder. Zira in
san, hayatta asla tam anlamyla tatmin bulamaz ki bunu da Schopenhauer
melodinin ana sesinden uzaklamak olarak grr.
Ben, son olarak, melodinin batan sona tek bir dnceye balantsn
kaybetmemesi ve btn ifade etmesinde -yani st, akyan, ana sesin
btne yn vermesi ve snrsz bir zgrlkte hareket etmesinde- iste
menin en st dzeyde nesnelemesini ve insann akli hayatn ve aba
larn gryorum.66
Melodiyi sadece insann entelektel ini klar olarak da grmemek
gerekir; zira melodide rlplak bir ekilde insann en gizli hisleri ve
arzular ortaya kar.67
Melodi, akl ile aydnlanm istemenin gizli tarihi, btn abalar, her
bir ura, istemenin her an, akl yetisininin geni ve menf kavram
olan duygu ile zetlenen ve akln soyutlamalar ile ifade edilemeyecek
her ey ile alkaldr.68
Schopenhauer, analojisini mziin ritmik ynyle srdrr. Mziin bu
yn insan abalarn, uralarn temsil eder. rnein, Schopenhauer
ar, ac dolu akorlarla ilerleyen ve nihayetinde ana sese dnen bir melo
diyi insann zorluklar sonras elde ettii tatmin duygusuna benzetir.69
Esas notaya dnme ertelenirse bu istencin tatminin ertelenmesine benzer.
Hzl dans ritimleri sradan mutluluklar, allegro maestoso (grkemli ve
canl tempo) yce hedeflere sahip olup onlara erime abalarn ve ada-
gio (ar tempo) ise basit mutluluklarn tesinde derin uralara iaret
eder.70

65 A.g.e., s.258
66 A.g.e., s.258
67A.g.e., s.260
68 A.g.e., s.259
69 A.g.e., s.260
70A.g.e., s. 260-261

65
Hayat Mzikle Anlamak ve Schopenhauer Felsefesinde Mzik

Schopenhauern mzik ve fenomenler dnyas arasnda paralellik


kurmas, bize mziin varln macerasn nasl resmedebilecei konu
sunda fikir verir. Varln z olan isteme, sezgisel olarak mzik yo
luyla bilinebilir. Hayan ak, fanilik, krlganlklar, aresizlikler, co
kular, nee, uyum, uyumsuzluk ve lm mziin namelerinde ortaya
kar. te bu nedenle mziin anlatt ey ve felsefenin anlatt ey
Schopenhauer felsefesinde ortaktr. Mzik ve felsefe bu ekilde birbir
lerine balanrlar71

I V . FELSEFE YAPMA BM OLARAK MZK


Mzik, Schopenhauer felsefesinde daha nce hibir filozofta olmayan bir
aklk ve zgnlkle yceltilmitir. Her ne kadar onun, mzii zaman
nn mzik teorisine gre deerlendirmi olmas, mzii dier sanatlarn
stne yerletirmesi, enstrmental mzii operadan stn tutmas gibi ay
rntlar tartlabilir, eksik ve hatt tutarsz bulunabilinir ise de; btn res
me bakldnda, insann varlk karsndaki durumu ile ilgili dnceleri,
bilmenin nasl bir ey olduunu ifadesi, derin sezgileri ve kavray gz
ard edilemeyecek lde deerlidir. Dolaysyla, Thomas Marn, Scho
penhauern steme ve Tasavvur Olarak Dnya adl eserini drt blmden
oluan muhteem bir senfoniye benzetmekte hi de haksz deildir.
Hayat anlamaya alyoruz ve elimizdeki kuru kelimelerin buna ye
teceine inanyoruz, oysa Schopenhauer bize hayat sanat yoluyla -zel
likle de mzikle- bilebileceimizi sylyor. Kavramsal soyutlamalarla
yaam, lm, fani oluu, hayatn koturmacalann, skntlar, neeyi,
doumu, duygulan -ksacas hayata dair ne varsa- anlamak mmkn de
il. Oysa sanatlar bize tm bunlan farkl bir ekilde anlatma gcne sa
hiptir.
Schopenhauern ahlk ve sanat da birbiriyle baldr. stemenin ne
olduunu gren insanda bir knlma olur. O artk birlikte yaad insanla-
n unvanlan, hretleri, paralanyla deerlendiremez. Hem kendini, hem
de dier insanlan bu garip ve fani varolu ierisinde ac eken sradan
varlklar olarak grr. nsanlann, canllann aclann artk derinden bilen
birisi olarak ahlkl insana dnmtr ve efkat hissinin ne demek ol
duunu anlamtr. Kald ki ahlkl insan olmak, etik teorilerini ezbere
bilmek, herhangi bir dine mensup olmak veya herhangi bir dinin kuralla
rm ezbere yerine getirmek demek deildir. Ahlkl insan olabilmek iin,
hayat anlamann getirdii derin bir efkat hissi gereklidir. Ahlk kitab
okuyup ahlkl olunmad gibi, sanat teorisi okuyup da sanat olunmaz.

71 A.g.e., s. 264

66
Abdullah OrurAkta

Bilgi taze, diri ve nfiz edebilen bilgi olmaldr. Soyut, kavramlam bil
giyle hayata yaklaan insan; dnyann kabuuyla, alverile, hesaplarla,
pratik ilerle snrl kalma riski ierisindedir. Varln nasl bir yer oldu
unu anlayan insan ise hayatn grntlerinin altnda yatan korkun ve
anlamsz kayna grdnde ac ekebilir fakat ite tam bu noktada o
kii iin dnm ans vardr.
Bu tabi ki zordur; zira lml olu ve hayat denilen cereyanda tutu
nacak dal olmamas dehet verici deneyimlerdir. Fakat byle deneyimler
kesinlikle olumludur; nk insana nerede olduunu, nasl bir hayata
sahip olduunu, gelip geici olmann anlamn, tm bu varln gizemini
hatrlatr ve ona daha efkat dolu ve anlayl yaama olasl sunar. Aksi
halde gnlk rutinlere gmlm, dinini bile hesabi yaayan, hayatn
gizemini hissedemeyen, karc ve nihayetinde mutsuz, skc bir hayat
kaderimiz olacaktr; zira Schopenhauern bahsettii can sknts ve st
rap dnyas burasdr.
Yayoruz. Ve gzel yaamak istiyoruz. Bilginin bize iyi bir hayat
salayacana inanyoruz. Tabi bu kimisi iin nasl keyi dneceinin
bilgisi, bir bakas iin sevdii kiiyi nasl elde edebileceinin bilgisi ve
bir bakas iin ise nasl tannacann bilgisi olabilir. Ve bunlara benzer
ekillerde trl trl huzursuzluklarmzdan, aclarmzdan, korkular
mzdan arndracak bilgiyi arayp dururuz. Fakat Schopenhauera gre
tm bunlar hl dnyann kabuu zerinde debelenen insann durumudur.
nsan, sanat yoluyla veya hayatn sknlanyla pierek kendi durumunu
ve hayat anlar. stemenin klesi olan insanda artk dm zlr ve o,
binyllardr insanlarn ac ekme ve can sknts arasnda -tpk istekleri
nin ucuna aslm bir sarka gibi- gidip geldiini grr. nsann hayatna
gerek anlamda hizmet edecek ve ona dnm ans verecek bilgi, ite
byle bir anlaytr. Byle bilen birisi iin hayat olduu gibi temaa ede
bilme gc oluurken, her iinde bir takm karlar kovalayan insann ise
hayatta mutluluk ans yoktur.
Hayat bir ekilde yaanacak, sonra da gp gideceiz. Peki, hesap,
kt, kar dnyasndan veya kum kavramlar alanndan te, hayatn
gizeminin farkndal, rahatlk ve dinginlikle dolu gzel ve iyi bir hayat
mmkn m acaba? Eer mmknse, byle bir hayat nerde arayacaz?
Ve anlaml bir hayat ne ile aranr? Bu noktada Schopenhauer -belki ken
disi kabul etmezdi ama- bize bir davette, belki de dosta bir hatrlatmada
bulunmaktadr: Kavramlarn ulaamad anlay alanlar ve byle bir
anlayn sunduu dnyann straplarnn tesine geile mmkn. Bu
adan baknca Schopenhauern szlerini, lme yakn olan Sokratesin
ryasna girip onu mzik yapmaya davet eden sese benzetebiliriz. lme

67
Hayat Mzikle Anlamak ve Schopenhauer Felsefesinde Mzik

yakn olu konusunda Sokratesten daha avantajl bir konuma sahip ol


mayan bizlere -eer hayatmzn mziini keyifsiz rutinler, hesaplar, kay
glarla kaybetmi isek- Schopenhauer adeta kitaplarnn arasndan sesle
nir: mzik yap!

K aynaka
Barry, Elizabeth Wendell, What Wagner Found in Schopenhauer's Philosophy The Musical
Quarterly,Nol 11, No. 1. (Ocak, 1925): s.124-137
Cross, Ian, Is music the most important thing we ever did? Music, development and
evolution, (Ed. In Suk Won Yi) Music, mind and science, Seul National University Press,
Seul 1999; s. 10-39; http://www.mus.cam.ac.uk/~icl08/PDF/IRMCMMS98.pdf (ET:
16.07.2010)
Eliot, W. C., The Confessions o f St. Augustine, ev. Edward B. Pusey, The Easton Press,
Norwalk, Connecticut, 1993
Ferguson, Kitty, The Music o f Pythagoras, Walker & Company, N ew York, 2008
Goehr, L., Schopenhauer and the musicians: an inquiry into the sounds o f silence and the
limits o f philosophizing about music, (Ed. Dale Jacquette) Schopenhauer, Philosophy, and
the Arts, Cambridge University Press, 1996, s.200-229
Griffiths, P., A Concise History o f Western Music, Cambridge, UK ; N ew York : Cambridge
University Press, 2009
Grout, D. J. & Palisca, C. V., A History o f Western Music, N ew York: Norton, C988
Hadreas, Peter Deconstruction and the Meaning o f Music Perspectives o f New Music, Vol.
37, No. 2. (Yaz, 1999), s.5-28
Jacquette, D., Metaphysics o f Appearance and W ill, (Ed. Dale Jacquette) Schopenhauer,
Philosophy, and the Arts, Cambridge University Press, 1996, s. 1-36
Lippman, Edward A . , Musical Thought in Ancient Greece, Colombia University Press, N ew
York & London
Nietzsche, F., The Birth o f Tragedy and The Genealogy o f Morals, ev. .Francis Golffing,
Doubleday & Company, Inc. N ew York, 1956
Nietzsche, F. 1967, Thus Spoke Zarathustra, ev. R.J. Hollingdale, Penguin Classics 1969
Plato, Five DialoguesEuthyphyro, Apology, Crito, Meno, Phaedo ev. S.H. Butcher, N ew
York, Hill and Wang, 1961
Plato, The Republic, ev. Griffith Tom, Cambridge University Press, 2005
Schopenhauer A., The World as Will and Representation-Volume I, ev. E.F.J. Payne, Dover
Publications, Inc., 1969
Schopenhauer A., The World as Will and Representation-Volume II, Trans. E.F.J. Payne
(Dover Publications, Inc., 1969
St. Augustine, Expositions on Psalms Volume I, ev. Maria Boulding & John E. Rotelle, N ew
City Press, 2000 http://books.google.com.tr/books?id=hjX6GDeTlocC&printsec=front
cover& source=gbs_ge_summary_r&cad=0#v=onepage&q&f=false (E.T.: 10.07.2012)

68
Abdullah OrurAkta

Stapert, Calvin R., A N ew Song f o r an O ld W orld M usical Thought in the E arly Church,
(William B. Eerdmans Publishing Co. , Cambridge, 2007
West, M.L., A ncient G reek M usic, Oxford [England] : Clarendon Press ; N ew York : Oxford
University Press, cl992, 2005
Williams D. R. & Balensuela C. M., M usic Theory fro m B oethius to Zarlino A B ibliography
and Guide, Pendragon Press, Hillside NewYork, 2007

69
a C M tm tlA ^ > v > |> tn o tK JC K yii3t

Boethiusu nota lm yaparken tasvir eden 12. yzyl ait bir tezlip. Boet-
lius, tahtadan bir nlatcyla telin ses uzunluunu deitinneye alyor.
S e sl e r n
S z c k l e r in d e k i
M z ik t e n S z c k l e r in
S e sl e r in d e k i M zi e
zge ztekin^

Belki de ruh; iir duygusuyla ykl olduu zaman ulamaya alt byk
amaca, gerekst gzellii yaratmaya en ok mzik yoluyla yaklaabilir.
Edgar Allan Poe

Mzik, herkes iin. Sahip olduu gizil anlamn ritmiyle yaratyor gerek
farkndal. Bu gizil anlam, dzen ve uyum ierisinde gl bir titreim
veren rezonans ile ortaya kyor. Mziin rezonansndaki byk voltaj -
buna duygu seli de diyebiliriz- cokulu bir etki meydana getiriyor insa
nn rezonansyla ayn frekansta titretii zaman. Beynin elektromanyetik
alanndan daha byk olan kalbin eneji alan, doru frekans yakalad
n -ki bunun iin ya frekanslarn eit olmas, ya da birinin dieri zerinde
armoni oluturmas gerekiyor- mzikal hazza da ulam oluyor.
Brahmsn derin ve dokunakl senfoni ve rapsodilerinde doay kucak
layan sesi, operalarnn yan sra piyano ve orkestra iin yazd eserleriy-

a Do. Dr. zge ztekin, Hacettepe niversitesi.


Seslerin Szcklerindeki Mzikten Szcklerin Seslerindeki Mzie

le de mzik dehas kabul edilen Mozartn melodi ve armoni zenginlii,


bale mzikleri ve piyano konertolaryla Tchaikovskinin romantik ve
ruhu ykselten cokunluu, Bachn zellikle choral eserlerinde yakala
d tanrsal huzur ve mutluluk ritmi, Lisztin veya Mussorgskinin senfo
nik iirleri, derinlerden gelen hzn ve coku younluunun duygusal
serveniyle Beethovenin Ay Sonat ile Pathtique Sonat, aynntcl-
nedeniyle Stravinskinin svire saatilerine benzettii Ravelin tek
ritm ve bol tekrar zerine kumlu nl Bolerosu, Wagnerin grundthe-
ma olarak tanmlad leitmotiv rgsyle operalarnda kurduu senfo
nik yaplan, Dave Brubeckin caz-klasik kanm mziiyle Mozartn
Rondo Alla Turcasma gnderme yapt Blue Rondo Alla Turcas, Pa-
ganininin etdleri ve yirmi drt capriceine yaplan caz varyasyonlan
ya da Chopinin dramatik eler katarak en mkemmel biimini verdii
noctumeler, Straussun Mavi Tuna ile dorua kard valsler gibi
saysz eser ne tr duygular hissettirir dinleyene? Klasik mziin ruha
dokunan o psikolojik derinlii neler dndrr?
nsann dnme yaps, olgulan ve nesneleri karlatrarak benzerlik
leri ve paralellikleri bulmak zerine kurulunca ilgin tespitler kyor
ortaya. Balant kurma kavray lsnde -szgelimi; mzikle edebi
yat, mzikle resim, mzikle felsefe arasnda karlkl alacak kaplar
gibi- her alana ak tanmlar yapabilmek iin kavramlarn olgusal zellik
lerinin tespiti, yaknlk ve farkllklarnn karlatrlmas ya da bir rp
da grlemeyecek sanatsal zelliklerini sezmek ve ilikilendirmek gereki
yor. Zira, sonsuz sayda deiken var sanatta. Evrensel bilgi nn yan
mas, bu kaplarn zgr dnce ile almasna bal. Burada da, gc
zgrlnde olan sanatn yaratcl ne kyor. ok boyutlu ve yo
rumlanabilir bir anlayla, sreklilik ve deiikliin dengeli lde kulla
nld, bilisel altyapnn estetik ve felsefe ile btnletii sanat! Onun
saf ruh dolu zgrlyle btnlemek, grnene farkl perspektiflerden
bakmak, grnmeyene ulamay istemek; insan zihinsel ynden glen
diren, ruhsal ynden zenginletiren, varlna deer katan bir eylemdir
kukusuz. Eksiklikten doar her ey ve bu tahribatn en ykseine kurul
mu bir kusursuzlua ulalmaya allr. Kavuan ztlklardaki i ie
gemiliin, birbiriyle elien elerdeki denge ve uyumun ok katmanl
derinlikleriyle rlen sanat, insan ruhunda duygusal sarsnt yaratarak -
adeta bir katharsis etkisiyle- onu iyf'ye yneltir. yiyi hissetmek kolay
deildir. Yeri gelir iselletirilir yaamdan alman her nefeste, yeri gelir1

1 Gzel olan dnyann yaratcsdr yi. Kendi iyiliiyle, evrendeki uyumu ve armoniyi olu
turur.

72
zge ztekin

yok saylr. Her zaman kendi ann estetik ltlerinin ilerisindedir


sanat. Gerekler karsnda yok olmamak iin sanat var diyen Nietzsc-
he de, dnya aydnlk olsayd sanat olmazd diyen Camus de, dnya
mkemmel olmad iin sanat var diyen Tarkovski de, sanatm anlamn
dan yola karak aslmda ne olduunu ortaya koymakta gayet hakllar.
Dndrme ve bilinlendirme ilevleriyle sanat, hayat yorumlayabilir
ve bir ses rgsnn brnselliinden ruhun ritmini betimleyebilir.

J\ SES, SZ, MZK: EVREN


Var edilen her ey ol emri yani bir ses ile yaratlmtr. Bu nedenle hepsinin
znde ritm ve ton yani mzik vardr. Gerek mziin farkna varan ve onun
ardndaki srr zebilenler, btn evren ile ayn frekansta titreirler.

I. Khan

Her sanat tr, kendi estetik ortamndaki duyumsadna gre belli ileti
ler sunar. Sahip olduu varlk tarz ve tabakalaryla ontolojik bir btnlk
gsterir. Ses, anlam, nesne ve grme katmanlar; eserin teknik, psiik,
metafizik varln ortaya koyar. Tpk dilde olduu gibi, sanatta da ses ve
ton ya da imge zerinden bir eyler anlarz.
Ses, en temel anlamyla, titreebilen bir maddenin (r. gerilmi bir
tel) gerekli enerjiyi salayan bir uyarc tarafndan harekete geirilmesi
ile oluur (Gktepe 2000: 6). Dilbilimsel balamda ise; ngilizce sound
ve phone terimlerinin karl olarak, kulan alglad titreim
(Vardar 2002: 167) biiminde tanmlanr. Dilin anlam ykledii sesle-
rin, yine anlam ykl hareketlerle birlikte -henz daha sz anlam yk-
lenmemiken- ritm gibi bir anlam aktarc meydana getirdii dnle
bilir. Doal bir kendiliindenlikle balangta ses vardr: En duru, en
yaln, en temiz haliyle ses! Varoluu yneten, insan iin sadece dndaki
evreni deil iindeki evreni de duymasn salayan, onu srekli titretiren,
bir yandan da gezegenin elektromanyetik frekansn koruyan, yaam&
lm, salk&hastalk yaratan, varoluun bir baka boyutunda sessizlii
de senfoniye dntren, byl, olaanst g. Szn ve mziin ortak
paydas. Bir bakma airin de, mzisyenin de bulmak iin peinden kotu
udur yaamdaki o en saf ses!
Sz, kutsal kitaplara gre evrenin yaradlndaki balangtr: nce
sz vard! slmiyet, Yahudilik ve Hristiyanlktaki baz yetler buna ia
ret eder. Dile dair bu yargyla inancn kendini grnr kld ve her eyin
ondan sonra baladna inanlan sz, dnce tarihi boyunca bir varlk
sorunu olarak ele alnmtr. rnein Heidegger, varlk ile szcklerin

73
Seslerin Szcklerindeki Mzikten Szcklerin Seslerindeki Mzie

kkenleri zerinden ilgi kurmaya ynelirken; Wittgenstein, szcn


anlamn onun dildeki kullanmna balamaktadr. Ruhla ve tanrsal olan
la ilikilendirilmesinin, sze ezoterik bir etki verdii malum. Fakat ger
ek, bir bilmece gibi srekli ekil deitiren akc bir bilinemezlikteyken,
devaml farkl oyunlar sunan szn de kesin anlamn bulmak zor.2 Mut
lak potansiyelin edimsele dnmesi, soyut birer mecaz olarak gerekle
iyorsa; sz, fiziksel unsurlarn bedenselletirdii bir sanat nesnesi gibi,
dncenin dilde grnr klnd gizil bir g olmal. Ya nce sz
yoksa? Aslnda bu soruyu akla getiren nedenlerden ilki, antik Yunanda
sz kavramnn karl olarak verilen szckten biridir: Epos. Ya
ni, belli bir dzen ve lye gre biimlenerek sylenmi sz. kincisi
ise, biraz daha gnmze doru geldiimizde karlatmz, etnografk
bir analoji yoluyla szn ezgi oluturmak iin kullanlan ara olduu
teorisi ve dilin semantiini tonlamann belirledii grdr.
Peki, ya mzik? Mzik, dillerin tkendii yerdeki dildir diyor Rilke.
Mzik dili ile dnebiliyor muyuz? Mzikle dil arasndaki balant,
bilimsel temeller zerinden deerlendirildiinde; bata mzikoloji ve
dilbilim olmak zere, mziin ilgi nesnesi haline dnt nrolojik,
biyolojik, psikolojik, felsef vb. disiplinleraras birok iliki alan ortaya
kyor. rnein ksa ve uzun seslerin ritmi, tonlama, konuma ve beste
leme ekli gibi konularda birtakm paralellikler tespit ediliyor. Ses dalga
larnn mzik iin de, dil iin de maddesel bir temel tekil ettii belirtili
yor. Mzikte de bir i gramerin olduu, bu gramerin simetri-tekrar-geri-
lim-boalma-tonal merkez kavramlarndan doduu ve bunun btn in
sanlar iin geerli, doutan gelen bir idrak biimi olduu bildiriliyor.
Evrim biyolojisi zerine alan baz aratrmaclar, mzii dilin balan
g hipotezi olarak gryorlar. Mzik ve dilin ayn ortak atadan evrimle-
tiklerini iddia edenler var. nce duygulan anlatan ya da baka unsurlan
iaret eden seslerin olduunu, ardndan seslerin kombinasyonel bir sen
taksta bir araya gelerek cmle yaplannn kurulduu bir mzik-dile
dntn, en sonunda da bu mzik-dilin iinden dil ve mziin ay
rldn savunanlar da bulunuyor (Bernstein 1973, Schlerath 1983,
Brown-Bjm-Wallin 2001, Patel 2008). te yandan, insanlk tarihindeki
ilk mziksel sesler ile insan-beden hareketleri arasndaki ilikiyi de unut
mamak gerek. Sesi retmeye ynelik ya da sese elik eden hareketler ile
mzikle balantl olarak kan duygusal hareketler gsteriyor ki; beden

2 Bu noktada Heidegger; varl, szcklerin kkenleriyle ilikilendirir. Gerei, bilmece meta-


foru ile aklar ve onu en iyi iirin ifade ettiini belirtir. Badaki logos ile Doudaki ke
lm terimlerinin kltrel ilevleri gz nne alndnda, estetik alannda sz eittir iir diye-
m esekde, iirin kendisini szle gsterdiini syleyebiliriz.

74
zge ztekin

sel hareket imgeleri, mziksel ses belleini gelitiriyor. nsanolunda


seslerin aklk kazand ilk dnemlerden itibaren szn varl, biza
tihi bir mzik olarak alglanyorsa; mzik, sz nceliyor olmal. O hal
de, szden nce mzik vard! Duygulan sze gerek kalmadan anlatan
ya da anlatlmaz olan anlatan mzik, ok ynl ve ok biimli bir ger
eklik olarak deiik alardan baklmaya msaittir. Mzii anlamaya
alan insann hayattan ald tat, mzikle yaam arasnda kurduu etki
leime baldr. Duygusal dzeyde hissettirdikleri ve soyutluu en saf
haliyle sunuu, yaratm fikrini de en canl ekilde ortaya koyar. Hegelin
nl tasnifine gre, tm sanatlann topland btndr mzik. Tanpnar
da, btn sanatlar musiknin iinde diyerek ayn noktay gsterir. Sa
nat, hep o ilk sese ulamaya alr.
Evrenin dzeni ierisinde dnyann bir titreim hz var. Yaam, tpk
mzik gibi, ses ve titreim zerine kurulu. Eneinin bir tr yaylma bii
mi olan ses dalgalan araclyla, evrendeki tm canllara ulamak mm
kn. Dalann, ovalann, ieklerin, aalarn, gkyznn, yldzlarn,
hatt bedenimizin bir mzii var. Ancak insann iitme duyusu, doadaki
tm bu frekanslar alglama yeteneine sahip deil. Zira, btn titreimle
rin yaydklan frekans ayn. Mziin armonik srelerine benziyor doa
nn deiimleri de. Ontolojik bakmdan buna aklk getiren pek ok g
rle karlayoruz mzik felsefesi tarihinde. Mesela Konfys, mzi
in yer ile gk arasndaki uyum olduunu sylyor. En eski matematik
kuramclarndan Phytagoras; mzii, gk cisimlerinin hareket ederken
kard ses olarak tanmlyor. Dolaysyla gne, ay ve dier gezegenle
rin arasndaki ilikiyi de, matematiin mzii olarak ifade ediyor. Pla
ton; astronominin gzler, mziin kulaklar iin olduunu belirtiyor. Aris
toteles ise, tm evrenin say ve armoni olduunu sylyor. Grlyor ki;
saylar ve oranlar asndan estetik biemlerdeki bu tr matematiksel ili
kiler, evrendeki saysal dzen ile balant kurularak aklanmaktadr.
Dolaysyla, biemlerin gzelliinin temelinde evrendeki dzenlerin tek
rarnn var olduu inanc, gzellik kuramn kozmolojik bir geree ba
lamaktadr (Erzen 2011: 83). Bu, sadece Batnn deil Dounun da
ilgisini eken bir konudur. rnein Farab, amel ve nazar diye ayrd
mzikte namelerin nasl karlacan anlatrken saylara ve saylarn
birbirlerine gre oranlarna deinir. Mevln nl eseri Mesnevide, h
kimler, musiki namelerini gklerin dnnden aldk demiler szyle
Phytagoras anmsatmaktadr. Bu bir nevi, kozmik ahenge katlma arzu
su olarak yorumlanabilir. Mziin malzemesinin doa kkenli olmasdr
belki de, evrenin alglanmasnda ve betimlenmesinde ara olarak mziin

75
Seslerin Szcklerindeki Mzikten Szcklerin Seslerindeki Mzie

kullanlmasnn nedeni.3 Ses dizgelerinin matematiksel yapsnn mzie


i tutarllk salad bellidir. Mzik ve matematik ilikisiyle ortaya kan
evrensel uyum, aslnda bal bana kapsaml bir sistemdir.
nsann ve tm kinatn yayd mzii okumak, bir bakma, dtan ii
grebilmeye-duyabilmeye dayanr. Deienlerin arkasndaki deimeyen
ahenktir aranan. Zira her eyin znde, evrenin mziiyle bir olmak fikri
vardr. Hayatn canll; her biri kendi karakterini oluturmu, birbiriyle
zt, birbirinin iine akan farkl durumlara sahip olmasndan ileri gelir. Bu
da, estetik adan tutarl bir uyum ve denge gerektirir. Yaratcln teme
linde de, ayn ritmik sezgisellik yatmaktadr. Mziin sesi ile szcn
sesi arasndaki ilikinin orijinallii, belki de bundandr. Aslnda bir tr
metaforik tercme edilebilirliktir her eye ramen var olan.

SS. RTM
Balang, ritmdi

H. Neuhaus

Bilindii gibi evren, sistemli bir matematik ve geometri dzeni ierisinde


dairesel olarak hareket eder. Merkezden darya doru gelien bu m
kemmel ritmik dzen, periyot olgusunu da beraberinde getirir. Hakikatin
snrszl ve koulsuzluu ierisinde, evrende gzle grlebilir her ey
sonsuz bir dnme tbidir. Dairesel hareket eden bir mekanizmann
sonu yoktur. Yaplanm bir silsilede tekrar eden elemanlar, uyum iinde
belli aralklarla deierek sz konusu formun algsal olarak birlemesini
kolaylatracak bir ritm meydana getirir. Hareketin ve sessizliin dzenli
tekrar, srecin her ritmi iin anahtar zellii tar.
Dnya, ses ve titreimden oluur. Sesin, bir saatin dzenliliiyle hi
bir ortakl olmayan ritmler uyarnca zaman iindeki hareketinin her
eyden nce bizim isel ritmlerimizle, zamann akn deneyimleme bi
imlerimizle benzerlii vardr (Fubini 2003: 45). Seslerin sembolleri ya
da yansmalar olabilecek dier kozmik ve fizik fenomenler de hesaba
katlrsa; mzik-matematik-evren ilikisini kavramak, varolusal boyutta
da baz bilgileri ne karr. Dardaki ritmleri anlayabilmek iin insan
nce kendi bedenini dinlemelidir. Bedenin ritmi de, tpk hayatn ritmi
gibidir: Simetrik bir yap ierisinde i ie gemi, srekli deien, dn
en, incelikli bir devinim. Kalp atlarnn, nefes alp vermenin, konuma

3 Ses, fiziksel bir fenomen olarak, mziin varlk nedeni ama her ses de, mzik deil elbette.
Doada tm sesler mevcut. Ancak belli aralklarla dzenlenmi, llebilir seslere ihtiya var
mzikte.

76
zge ztekin

nn, yrmenin, komann, her eyin bir ritmi vardr. Bu ritmleri okuya
bilmek, yaam alglamak adna anlaml birer iarettir. Zaman ve uzay
boyunca devam eden yaamn ta kendisidir ritm. Evrenin tek deimez
kuraldr, nk sreklilii ona baldr. Ritmin dzen iindeki devaml
l dengeyi salar, bozulduunda hareket de durur ve yaam sona erer.
Evrende birbirinin tamamlaycs olan ritmlerin birlikteliindeki uyum,
estetik btnlk ierisinde bir ahenk yaratr. Makrokozmoz olan evrenden
mikrokozmoz olan insana baktmzda, ayn sistemin ilediini gryo
ruz: Bedenimizde de, her birinin kendi hareketi olan alt birimler ve onla
rn ritmik hareketindeki tekrarlarla kendi dzenini kuran biyoritmik bir
yap vardr. Bellekte yer eden zaman aral ve bir sonra gelecek sesin
beklentisi, ritmik sesleri nasl algladmzla ilikilidir. Ritmik uyum
gsteren her eyi iselletirir, estetik buluruz. Zaman iinde dzenli ola
rak yinelenen hareket ile ritm arasndaki ba kuvvetlidir. Ritmini hissetti
imiz her ey, bize evrenin bir paras olduumuzu yeniden duyumsatr.
Etimolojik adan kkeni eski Yunancaya kadar giden ritm szc
-Trke karl ile dizem- ak anlamndaki rhein ve ak biimi
anlamndaki rhuthmostan gelmektedir. Ritmin ne olduuna dair, btn
disiplinler iin kabul grm evrensel bir tanm yok elbette. Ancak konu
muzla da balantl olarak; dil, sanat ve mzikteki ritm tanmlardan birer
rnek verelim:
Ritm / Dizem (Rhytm)
4
- Dilde, eitli ses olgularnn (ses nitelii, uzunluk, vurgu) sz zin
cirinde dzenli biimde ve belli aralklarla yinelenmesi sonucu ortaya
kan titremleme olgusu (Vardar 2002: 79).
- Sanat yaptnda yer alan elerin kendi aralarnda oluturduklar
ardk zaman ve mekn aralklarnn belirledii dzen (Szen-Tan-
yeli 1999: 203).
- Mzikte, eitli sre uzunluklarnn az ok bakk ve zgl bir d
zen iinde biimlenmeleri (Danhauser-Baran 1988: 62).
Estetiin ve tm sanatlarn kkeninde ritm algs yatyor. Dilde, iirde,
mzikte, resimde, sinemada, mimaride, balede, modem dansta, tiyatroda
ritm denince farkl olgusallklara bal olarak farkl tanmlar mevcut.
Ritm algsndaki ipular zerinden gidildiinde; ritmik yapnn alglan
masndaki dikkat, belirleyici olacaktr muhtemelen. Mesela dilde, mzik
te ve iirde harckct-dizili-dcngc-uyum gerei sesin zamanlama ve vurgu
lama ynnden sistematik bir ekilde kalplandrlyor olmas, ortak bir

77
Seslerin Szcklerindeki Mzikten Szcklerin Seslerindeki Mzie

zellik olarak dnlebilir. Grsel sanatlarda ise, hareket olarak birbiri


ne zt gelgitler izen biim ve renk kombinasyonlar birer ritm unsurudur.
Yukarda saydklarmzdan zellikle ikisi, dil ve mzik, ortaya kar
dktan rnlerin meydana geli sreci dnldnde ilgi ekici bilim
sel malzemeler sunuyor. Sesin devinimleri ve vezne dayal ritmik nitelik
ler elbette merkezinde duruyor dil&mzik ilikisinin ama anlam, sentaks,
perde gibi baka ortak paydalan; hatt bilisel ve nrolojik yansmalan da
sz konusudur. Alanyazm, bugne kadar pek ok karlarmann kale
me alndn gsteriyor. Bundan sonra yaplacak disiplinleraras aratr
malar iin de, dil ve mziin ufik ac bir alma sahas olaca phe
siz.4 rnein ritmik rntlerin her iki alanda da karlatrlmas gereki
yor. Zira mzikal ritmlerin retimi ve alglanmas, dilsel ritmlerden etki
leniyor. letiimin bir boyutu, sese dayal. Dilde olduu gibi mzikte de
kendimizi seslerle, cmlelerle, suskularla, ini-klarla ifade ediyoruz.
Olgusal adan, mzikte bir sesi temsil eden yazl bir sembol veya ia
ret (Bennett 1995: 207) olan notalar ile dilde sz zincirindeki her trl
ses diziliinin temel yapsm oluturan (Vardar 2002: 171) seslemler bir
birine denk iki unsur. Gramer olarak her iki alanda da, bu denklii devam
ettirecek eler bulunmaktadr. Hem dilde, hem de mzikte ezgisel bir
sre vardr. Bu sre ierisinde ses ne kar. Gsteren-gsterge ilikisi
ni dndmzde, gstergenin ses imaj ve alc durumundaki insann
zihnindeki ses imaj ile kavram birletirmesi sz konusu. Beyindeki ko
numa merkezi ile mzik merkezi aym lobda olduundan, dildeki tonla
malar mzie yansyor.
Ritm, zamana ait bir zellik. Hareketlerimiz, hayan ritmi ierisinde
bizi zamann bir paras klyor. Etrafmzda yer deitirdiini grd
mz veya sesini duyduumuz her ey, kendi ritmiyle hareket ediyor. Do
laysyla hareketin sresi, bu srenin belli zaman aralklarna blnmesi,
aralklarn balang ve biti noktalan ya da hareketin dnemsellii/yine-
lenmesi, ka defa yinelendii ve yinelenmenin ne kadar dzenli olduu
gibi unsurlar da ritm kadar nemli. Varolua dair ritmin insana verdii
yekpare bir n algs, tpk Bergsonun zaman kavramnda olduu gibi,
kozmik ahengin mziinde gizli. Bu noktada dil, zaman anlamak ve
temsil etmek iin nemli bir ara. Dildeki baz ritmik dzenler, zamana

4 ok ynl bir disiplin rgs olarak Dil ve Mzik, bu satrlarn yazan iin de -bireysel ilgi
sinin tesinde- yllar nce akademik anlamda duyduu merak ile her iki disipline ait literatr
tarayarak okuyup yorumlama eklinde balad, bugn artk kendi sahasyla birlikte dilbilim-
mzikoloji ekseninde de bilinli admlarla ilerlemeye alarak, dncelerini disiplinleraras
aratrma ve deerlendirmelerle paylamaya yneldii nemli bir bilimsel zemin.

78
zge ztekin

referans vererek onu biimlendirirler5. Szckleri oluturan seslemler/he-


celer, ait olduklar szcklerin sresini her dilde ayn ekilde paylamaz
lar. Franszca gibi hece zamanl dillerde (syllable-timed languages) eit,
Arapa gibi vurgu zamanl dillerde (stress-timed languages) farkl payla
rlar. Buradaki hece zamanl ve vurgu zamanl terimleri, dillerdeki ritm
trlerine dair ifadelerdir. Her dil, kendi ritminin temeli olan eler bak
mndan deiiklik gsterir (Abercrombie 1967, Demircan 2001, Crystal
2003). Mzik dilinin varolu nedenleri arasnda da -ses ile birlikte- ritm,
hareket, zaman kavramlaryla karlarz. Ritm, mzikal sreyi eit ara
lklara bler. Balang ve biti noktalan, mzikte de vardr. Bu noktalar
arasndaki sredir aslnda mzikte ihtiya duyulan. Mzikal hareketin d
zenli olmas da bir dier faktrdr.
Mzikteki ller ile dildeki vezinler birbirine benzer. Mziin arka
arkaya birok lden meydana gelmesi gibi, konumann da arka arkaya
pek ok vezinden olutuu sylenebilir. Ayn ekilde, iirdeki vezinler de
-tpk Aristonun Poetikasnda belirttii zre- bir ritm tr olarak by-
ledir. Vezin, iirin ritmik yapsn belirleyen ve ritmin dzenleyici etkisi
ile iirin sesine de katkda bulunan ltlerden biridir. Dnya zerinde
her ulusun iir biimlerindeki ller, dillerinin yapsal niteliine gre
ortaya kar. Szgelimi, ngiliz iirinde l, hecelerdeki vurguya; Latin
ve antik Yunan iirlerinde l, kapal/uzun ve ak/ksa sesleri karma
sresine; in iirinde ise l, szcklerin ses perdesine baldr (Bamet-
Berman-Burto 1960). Trk iirinin iki nemli ls var gelenekten ge
len: Aruz ve hece. Daha sonralar bir de serbest l eklenmi aralarna.
Divan irinin vezni, aruzdur. nemli bir ritm ve uyum unsuru olan aruzun
gemii, Arap iirine dek uzanr. Aruz kalplan, Arapann ses dizgesin
de domutur.6 Oradan rana gemi, Farsa ses dizgesinde yeniden d

5 Buna bal olarak; her dilin, zamana yaklam erevesinde yani zaman ifade eden kullanm
larna gre, kendi dzenini kurduu ve kendine zg iirsel bir biime sahip olduu aktr.
rnein Arapa-Farsa-Trkeden meydana gelen Osmanlca ve bu dille sylenen Osmanl
iiri, tpk mzii ve mimarisi gibi, dngsel hareketle srekli yinelenen helezonik bir grnt
izer. Neden? nk slmn zaman anlaynda, balangtan itibaren devam eden ve srekli
baa/kendine dnen sarmal bir hareket karakteri vardr. Dounun bu mitik zaman algsn,
Batda ancak Aydnlanma dnemine kadar grrz. Mitik zamandan tarihsel zamana gei,
Kant ve Hegel ile kendini gsterir. Sonraki yllarda ise Heidegger, zaman bir kendinden ge
me olarak alglar ve imdiki nn gem ie-gelecee hkim olmas noktasnda slmdaki
vecd ile yaknlaan grler ortaya koyar. O nn iine hapsolan imdi, tm duyularla kav
ranm bir ritm analizi ile imdiki zamann oulluu ierisinde varln srdren gelecek ve
gemi zamanlan ne kartabilir. Bylece imdiki zamann ritmsel stnl knlarak, onda
var olan dier zamansal ritmler belirginletirilir.
6 Arapa, gramer bakmndan matematiksel bir dildir. Her yeni grametikal durum, fe-ayn-
lam harflerinden oluan faale l kkne belli kurallar dhilinde eklemeler yaparak trev
lerinin oluturulmasyla gerekleir. Aruzun t e f ile denen sekiz ana kelimesi (elbette te f ile

79
Seslerin Szcklerindeki Mzikten Szcklerin Seslerindeki Mzie

zenlenmitir. Trk aruzu ise; arlkl olarak Arapa-Farsa-Trke kom


binasyonuyla oluan Osmanlcamn ses yaps ve szdizimi erevesinde,
yaklak alt yzyllk klasik Trk iiri geleneindeki rnlerle meydana
getirilmitir.7 Hecelerin uzun/kapal veya ksa/ak olmasna dayal bir
ritm vardr aruzda. Trke szcklerdeki seslemlerin uzunluk dereceleri
birbirine eittir. Arapa-Farsadan dilimize gemi kelimeler ise, uzun-
luk-ksalk asndan birbirinden farkldr. Buradaki ksalk ve uzunluk,
ses perdesinin sreye bal deiimini gsterir. Anz vezninin te f ilelerin-
den her birinin yani failtnn, mefalnn, felnn vs. farkl ritm-
leri vardr. iirlerin ritmleri de bunlara gre biimlenir. Bylece tpk m
zikteki gibi iirde de, dzenli sesler oluur. rnein bir sz musiksi
olan Osmanl iiri ile Osmanl mzii arasndaki iliki, bu bakmdan ol
duka dikkate deerdir.8 Hece lsnde ise, belli duraklarla ayrlan belli
saydaki hece dizileri ile ritm salanr. Buradaki durak terimi, aruzdaki
takt karl olarak dnlebilir. Yalnz, taktde szckler blnebil
dii halde durakta szck blnmesi olmaz. Ancak kulaa ho gelen yer
de szcn de bitmesiyle durak yaplr. Tek heceli dizelerdeki durak
yeri, dizenin ok heceli ilk yans olur; ift heceli dizelerin durak yeri ise,
dizeyi iki eit paraya bler (Dilin 1995).
iirde ritm deyince, ilk anda, tek tek seslerin ritmi gelir akla. Daha
teknik olarak dnldnde ise, szn doal ak ierisinde seslerin
zamana gre blnmesi ve ykselme-alalma rnts anlalr. Bu da,
bir sanat eseri olarak iiri mzie yaknlatnr. Tpk mzikte olduu gibi
iirde de; her sesin bir rengi, bir duygusu, bir mesaj vardr. Mziin ruhu
gibi iirin ruhu da, deien zaman ve insann yenilenmesiyle tazelik kaza
nr. Estetik doyum ve ritmik mkemmellik, mzikte olduu gibi iirde de
ne kan bir niteliktir. Mzikte hangi nota deerlerinin seilecei nasl
bestecinin yaratclna balysa, iirde hangi uzunluktaki hecelerin kul

teriminin kendisi de), Arapa gramerin temeli olan bu l kkten tretilmitir. T e f delerden
oluan kalplar ve bunlarla kurulan vezinler, mzik-matematik ilikisini artracak kaidelere
baldr. Arapann kendi i mzii, aslnda aruzun nasl doduuna dair grleri de destek
lemektedir. Sz konusu veznin, develerin yrynden ve devecilerin syledikleri hid ad
verilen deve admlarna uyumlu ezgilerdeki ritmden, demircilerin sistematik eki vurularn
dan veya Basra dolaylarndaki amarc kadnlarn toka seslerinden elde edilen bir ritm olarak
iire yansd (Pala 2003: 42) belirtilmektedir.
7 Aruz sadece Klasik Trk iirinde deil, daha sonraki dnemlerde de grlr. rnein Servet-i
Fnnda, aruz kalplan mzik deerleriyle ele alnarak iirin konusu ile balant kurulmaya
allmtr. Modem Trk iirine gelindiinde ise; bir tarafta minik aruz denemeleri varken, bir
baka tarafta aruz havas veren seslerle serbest ll iirler yazlmtr.
8 Divan iirindeki aruz kalplar ile Divan mziindeki uslleri karlatrarak amz-mzik iliki
sine deinen akademik incelemelerden bazlar iin bkz. Arel 1997, Tanrkorur 1998, Trkel
ter - Yldrm 2010.

80
zge ztekin

lanlaca da airin yaratclna gredir. Ritmik okuyu benzerlii olan


szcklerin seilmesi, lnn ana ritmi ierisinde onu tamamlayan birer
yan ritm gibi ilev kazanr. Seslerimde, gizli bir uyak varm gibi hissedi
lir. Dolaysyla dildeki bu fonetik ritmin dnda, metnin anlamna ynelik
tematik ritmin de iirde belirli bir ahengi oluturduu sylenebilir. Sz
ckler sadece anlamlaryla gze hitap etmek iin deil, ritmleriyle kulaa
hitap etmek iin de dzenlenmitir. Bu ritm ve ahenk kimi zaman ok be
lirgindir, kimi zaman da okuyucunun algsna dorudan arpmaz.
Ritmin gcn artran unsurlardan biri de, yinelemelerdir. Tekrarlar,
algy kolaylatrr ve ifadeyi/amac vurgular. Bir iirdeki sesbilgisel ve
biimbirimsel yinelemeler dikkatle incelendiinde -zellikle aliterasyon
ve nyineleme (anaphora) ile- seslerde oluan uyumun, sz mzie yak
latrd grlr. Mzikte tekrann/yinelemenin karl ise, dnemsel-
liktir. Ritmik yap, tekrar etsin etmesin, bir dzen iindedir. Yinelemeler/
dnemsellik olmadan da, ritm olabilir. Fakat elbette yinelemenin/dnem-
selliin kendisi de bir dzenlilik nedenidir. Daha ileri boyutta, mzikteki
baz dnemsellikler -n gelir- bir hipnoz gibi etkiler insan. rnein, in
san beynindeki alfa ve beta noktalarn uyararak harekete geiren terapi
mziklerinin yayd frekans byledir.

sss. BRNSELLK
iirsellikle birlemesi mziin gcn artrr ama snrlarn geniletmez.
E. Hanslick

Prozodi!.. Mzikte ve iirde ne ok karmza kar! Aslna bakarsanz, en


bata dilde var olan bir zelliktir. Konuma dilinin mziidir prozodi, dil
deki tonal ve ritmik boyutu imler. Eski Yunancadan gelen bu terim, ko
numa srasndaki seslerin ald zel vurgular iin kullanlr. Tiz ve pes
sesler kadar, ak/ksa ve kapal/uzun hecelere verilen sreler ya da ses
oranlannn belirlenmesi de nemlidir. Prozodi, Trke brn szcne
karlk gelir. Brn, titrem, vurgu, durak, sre vb. ses olgularnn genel
addr (Vardar 2002: 52). Bu tanmda ad geen ses olgularn anlayabil
mek iin, ksa bir dilbilimsel deerlendirme yapmak yerinde olacaktr:
Dildeki anlam ayrc en kk e, sesbilimdir. Bunlarn birleimini be
lirleyen kurallar, ayn zamanda dilin sesbilim bileenini de oluturur. Ses
bilimler, paral (segmental) ve paralarst (suprasegmental) olmak ze
re ikiye ayrlr. Szcedeki sre, titrem/ton, titremleme, ezgi, vurgu gibi
eleri ele alan paralarst sesbilimler, brnsel sesbilim (prosodic

81
Seslerin Szcklerindeki Mzikten Szcklerin Seslerindeki Mzie

phonology) ad altnda alanyaznna girmitir (Uzun 2004, zsoy-Erk


Emeksiz-Turan-Uzun 2011).
Brnsel Sesbilimin Bileenleri
4
- Sre, bir sesin karl ya da eklemlenii srasnda kaplad zaman
dilimidir (Vardar 2002: 186).
- Titrem, genellikle gsterenleri ayn, gsterilenleri ayr anlambirim-
leri nitelendiren ve sesin yksekliindeki deiikliklerle gerekleen,
ayrc, dilbilimsel deer tayabilen brn olgusudur (Vardar 2002:
194).
- Titremleme, tmcenin ezgisini oluturan ve seslem ya da sesbirimi
aan boyuttaki eler stnde yer alan ykseklik deiikliklerine veri
len addr. Titremleme, bildiriye elik eder. Anlama duygusal, yanan-
lamsal, cokusal eler katar (Vardar 2002: 195).
- Ezgi, bir tmce ya da szckteki titremlemedir (Vardar 2002: 98).
- Vurgu, bir szckteki ya da szck beindeki bir seslemi, brle
rine gre daha belirgin, baskl klan yeinlik artdr (Vardar 2002:
212).
Konuma dili iin verdiimiz bu ses olgularna, mzikte ve iirde de rast
lamyor muyuz? Tpk dil&mzik ve iir&mzik arasndaki ortak meta
forlar9 gibi, mziin sresinden veya iirin ezgisinden de bahsetmiyor
muyuz?
Mziin drt temel esi vardr: Ses, sre, hz, younluk. Yapsal ola
rak deerlendirildiinde, mziin ilk tabakas -onun maddi/reel/teknik
ynn ortaya koyan- ses ve tondur. ki ses arasndaki uzakla aralk
denir. Eer bu iki ses zaman iinde ayn anda duyuluyorsa armonik ara
lk, ardarda duyuluyorsa melodik aralk adn alr. Aralklar, perde
birimiyle llr. Mzikte tone olarak adlandrlan kavram, notay ia
ret eder ki bu zaten mziin temel elemandr. Tonic terimi ise, sesin
ekseni anlamna gelir. Seslerin ve sessizliklerin zaman iinde tuttuklar
yer, onlarn sreTeridir. Sre oranlan ile ilgili tm bilgiler, ritm konusu
iinde yer alr. Bir mziin en bana, ritmle ilgili olarak seilen birim
yazlr. Birimler de birleerek l denen daha byk birimi meydana
getirirler. Seilmi olan birimin bir dakikadaki tekran, mziin hzdr
yani temposudur. Sesin miktan, younluk terimi ile karlanr. Youn

9 Aslnda sanatlaras bu tr metaforlan ya da ortak terim kullanmm, insan beyninin dnsel


ynden genileyerek yeni deneyimlere ve estetik duyumlara almas eklinde alglamak mm
kn. Seslerin uyard duygusal etkiyle, szcklerin veya renklerin uyard duygusal etki
arasnda kurulan ba olduka dikkat ekici. rten duyarllklar gayet fazla.

82
zge ztekin

luun nesnel yn, sesin iddeti; znel yn ise, sesin grldr


(Gktepe 2000). Mzikal bir kompozisyonun alt yapsndaki sesler dei
tiinde, ister istemez st yaps da deiecektir. Tpk mimaride binay
tutan ana kolon gibi, mzik eserinde de maddi anlamda onu tayan ana
unsur, sestir. Mziin reel varlk alanna bal teknik rglerle ve belli
tonalitelerde geliir.
iirde ise, dilin yaratma olgusundan kaynaklanan armonik yap gerei,
seslerin karlkl ilgilerine dayal bir kompozisyon sz konusudur. Hem
ontolojik, hem estetik deerler asndan sesin dil zerinde olduka
nemli bir karakter olduu sylenebilir. Tpk yukardaki mzik ve mi
mari rnekleri gibi, iiri reel olarak tayan ana elzem sestir. Onun maddi
yapsn meydana getirir. Sahip olduu armoni ile iiri zenginletirir, ya
psal bir deiiklie uramas durumunda st yapy da deitirir. Ses,
anlam ile birlikte szc meydana getiren iki ana unsurdan biridir. Sz
cn fiziksel varl ierisinde, ses kadar ton da nemlidir. Her szc
n kendine has bir titreimi vardr. Bu titreim sayesinde, tad anlam
daha iyi yanstr. Ses ve ton, szcn anlamn koruyan bir mahfaza
gibidir: Bu mahfaza, hecelerden meydana gelir ama yalnz onlardan iba
ret deildir. Bunlara, hece tonlarn uzatma ve ksaltmalar da girer. Keli
me tonu ve anlam arasnda da belli bir mnasebet vardr.. Anlamlar ta
yan, kelimelerin sesleridir; anlamlar, onlara dayanr (Tunal 2002: 90-
91). Sesin szck, szce, cmle, dize vs. ierisinde sunduu grn
inceleyerek melodik zelliklerini belirlemek, metnin kendisini meydana
getiren ses unsurlarnn zellikleri ve saysal oranlan ile karakterize edile
bileceini gsterir. Syleyi biimi ve ses tonu ile anlam, ince de olsa,
farkllklara urar. Dolaysyla, iirde tonalitenin sesle salanan anlam
olduu sylenebilir. Bazen ses, anlamn bir yanks gibi grnebilir. An
lamsal olmayanla (ses, ritm, yap), anlamsal olan kavramak; yalmzca an
lamn tanmasn salamaz, onu retir de. Bunlardan herhangi birini de
itirmek, anlamn kendisini deitirmektir. iiri anlamndan nce mzik
olarak duyuyor ve bundan haz alyorsak, szcn sesi ve dilin ses yap
snda kurduu salam armlarn iinde grnd perspektifle, kendi
sini bize tantm demektir. Zira, niteliindeki soyutlukla mzie en yakn
duran iirdir. iirin kuruluundaki yapsal deer de mziktir.
Homerosun deyimiyle kanatl sz olan iir, bir i mzie sahiptir.
Anlam iinde tayan sesler dizisinden oluan iir dilinde, ses estetii ve
ses armlaryla sesbilgisel yorumlara gitmek mmkndr. zellikle
vurgu, ses ykseklii, kavak, ezgi dzenleri, dizem/ritm, lbirim gibi
brnsel unsurlar nemlidir. iir dilinde tonlamalarn inii-k, l,
ritm, uyak, yineleme, cinas gibi ses elerinin bulunmas, iirin mziini

83
Seslerin Szcklerindeki Mzikten Szcklerin Seslerindeki Mzie

ne karr. Seslerin kendi niteliklerinden gelen zellikleri, iirin ses uyu


mu ve mzikalitesinin; seslerin birbiriyle ilikilerinden doan zellikleri
de, iirdeki ritm ve lnn temelini tekil eder. Sesin perdesi, sresi,
vurgusu, yineleni skl gibi nicel unsurlar, iirdeki dilsel olgularn be
lirlenmesi asndan btnn orkestrasyonunu salar. Her dilin kendine
has bir sesbilimler dizgesi, sesli harflerin birbirlerine gre kartlk ve ko
utluklar, sessiz harflerin yine ayn ekilde yaknlklar vardr ama birey
sel olarak her birinin tad ses etkisi, iirin kendi tonundan ve anlamn
dan ayr tutulamaz. Konuma dilinin gstergeleri, iir dilinde farkl an
lamlara, allmam badatrmalara, uzak armlara dnr (Aksan
1995, znl 2001, Wellek-Warren 2001).
iirin gizemi ezgidedir diyor Aragon. Eski Yunancada ezgi kar
lnda kullanlan melodi, iirin mzikle okunmas (Altar 1996: 117)
demektir. Durak, ton, ses rengi gibi deiimleri olan ezgi; iirsel sylemin
tutarllk yapsna da katkda bulunur. Mzik de bazen melodileri tam bir
iir gibi sunar. iirdeki dizeler akp gidiyor sanrsnz mzikal uygulama
lardan. Trke ezgilemenin -deiim biimi asndan- yksek perdeden
alak perdeye doru den/inen yaps, iiri mzie yaklatrmaktadr. Bu
bakmdan, iir ile mzik arasnda belli belirsiz bir koutluk grlr. Sesin
tns ve rengi, hangi ses alannda hangi hecenin sylendiine gre dei
im gsterebilir.
Vurgu ise; sesin diklii, sresi ve younluundaki deiimlerle ilgili
dir. Konuma ritminin temel paralan olan seslemler vurguyla belirlenir.
Seslemlerin tonuna bakarsak; kiminin ksa-kuvvetsiz-alak sesle, kiminin
de uzun-kuvvetli-yksek sesle kartldn grrz. Bu, en basit anla
myla, vurgudur. Konuma srasnda veya bir iiri okurken seslemlerdeki
vurgulan, genellikle o hecede sesimizi ykselterek yapanz. Mzikte bu
nun ad aksandr. Sesi vurgularken, ayn zamanda ritmi de belirginleti
rir. Sesletimi tize doru ykseltmek veya pee doru indirmek, bir melodi
katar vurguya. Bu nedenle vurgular -zellikle mzikte- kuvvetliden zay
fa doru sralanr (Roe 1823, Harrington-Cox t.y). Bir de metrik vurgu
(metrium) var. Bu vurgunun kkeni, eski Yunancadaki ksa ve uzun hece
tiplerinin mzie uygulanmasna dayanr. iirdeki vezin kalplanna ben
zer. Mzikte, ayn uzunluktaki bir srete periyodik olarak tekrarlanan
vuruun nemi vurguyla belirtilir. Metrik, temel vurularn gl ve g
sz vurgu dnmn gsterir.
iirin simetrisindeki ezgi ve vurgu deiimleri, anlam farkll yara
tr. Prozodik okuma -konuma dilinde olduu gibi, iir dilinde de- sz
cklerin szdizimine uygun, anlaml birimlere blnme srecini ifade
eder. Ritmik yap ayn kalsa da, titremleme deiebilir.

84
zge ztekin

SSSS. son u

Yansmalar evrenindeyiz ve dnyann titreim hz gittike deiiyor.


Ancak, doada ya da sanattaki matematiksel uyum ve ritmik ahengin ad
olan aln oran, deimez ezoterik smm ve sonsuzluunu yine kendi
bilgi derinliinde tayor. Bu yzden zellikle mzik -kinatn o gizemli
sembol- insann armonisini de olmas gereken yere ilerleterek, onu d
ntrme gcne sahip. Byk evren ile kk evren arasndaki dengeli
ilikide yaamn ritmi ya da dnceleraras uyum ve ahenk, mzii du-
yabilen kulaklarla mmkn.
Sesten sze, szden mzie doru birok alanlararas gei noktalan
mevcut. rnein her ikisi de birer zaman sanat olan iir ve mzik, arala-
nndaki benzerlik ve farkllklarla birbirlerine kuvvetli bir yaknlk sergi
ler. Sanatsal olarak nn tesine geebilmeleri, yorumlanma zenginliine
ak olmalanndandr. Ses, ritm, armoni, brnsellik gibi pek ok alt ba
lk seilebilir bu konuda. Armoni mesela, sadece iki veya daha ok sesin
ayn anda kulaa ho gelecek ekildeki uyumu deildir. Tpk yaratmda
olduu gibi, iyi olandr armoni ve iyiden payn alarak evrende btn
sel uyuma ulam her eydir. Bu iki sanat arasnda bir baka a, iir ve
mzii buluturan pek ok eserin olmasdr. Ahmet Adnan Saygunun
besteledii Yunus Emre Oratoryosu ile Fazl Saym besteledii Nzm
Oratoryosu, ilk akla gelenler. zellikle Nzm Oratoryosunda, birbirine
bal blmler boyunca bir yandan Fazl Saym cokulu duygusall
dorua tayan olaanst mziklerindeki iirsellii dinlerken, bir yandan
da Genco Erkaln deta yaayarak seslendirdii on al Nzm Hikmet
iirindeki orkestrann kafye-ses-ritm yapsyla zenginleen mziini du
yarsnz. Solo, koro ve orkestra iin yazlm her pasajm semantik yap
snda, szle mziin anlamnn i ie getii doal bir btnlk vardr.
Aslna baklrsa, klasik mziin dnda da, Nzmn iirleri her tr m
zikle bestelenmeye indr. Bugn artk geride kalan bir baka aynn,
balenin de gemite onun dizeleriyle bulumu olmasdr. Yllar nce
Ankara Devlet Opera ve Balesi Modem Dans Topluluu, mziklerini
Mehmet Gktepenin yapt on Nzm Hikmet iirini NzmTa Dans
adyla sahneye tamt. Bu mzikal rnekler sadece Nzm Hikmet iin
deil, Trk iirinin her dneminden birok air iin verilebilir.
Sonu olarak insan, sanatla yaam arasndaki etkileimi kurmal ve iyi
mziin, iyi iirin peinden giderek haz duymaldr. Seslerin felsefesini
dikkate almaldr. Evrendeki mzii duymak iin kendi mziini fark
etmelidir. Szlerimizi, Prof. Dr. Ahmet namn Mzik ve Felsefe adl
yazsndan yaptmz alntyla bitirelim:

85
Seslerin Szcklerindeki Mzikten Szcklerin Seslerindeki Mzie

...Yaamdaki akn kavranmasnda mzik var. Yaamak, yaamdaki


mzii duymakla anlaml. Bu mzikle youn. Varla, onun mziini
duyacak biimde yaklaabilme, mziklenmi bir insan yaamnn
nemli bir baars... Doaya, insana, yldzlara, dncelere, deerle
re, insan ilikilerine, duygularmza, bedenimize, kltrmze, sanata,
bilime onlardaki mzii ortaya karabilecek yaknlkta ve tarzda yak
laabilmek. Kim kimin mziini duyacak biimde yaklayor ki birbi
rine? Hayat denilen bu kouturma iinde kim hayatn mziine kulak
veriyor ki? Kimde byle bir yrek, byle bir kulak var?... Her insann
ruhu bir mzii alar. Kimi ruhlar kakafonik kimi ruhlar (ki saylar
nn ok az olduunu sanyorum!) senfoniktir. Ruhumuz srekli bir
mzik yayn yapar evresine. Duyulanlar kiminin houna gidebilir,
belki byk bir ounluu duymaz bile, kimilerininse kulan trma
layabilir. Mzik yalnzca, ruhumuzdan gelmez, insan ilikilerinden de
gelir. Dostluklarn rnein, bir mzii vardr. Topluluklarn, toplumla-
nn, tarihteki olaylarn bir mzii vardr. "Sen tek bama gzel bir m
ziksin, ben tek bama; birlikte olduumuz zaman byk bir grlt
kyor!" ilikilerin gzel bir mzik vermesi vermiyor, bu mziklerin
uyumudur, ilikilerin mzii... Dnmenin mzii, bilimde ve sanat
ta ancak ustalam kulaklarn duyabildii, alabildii bir mziktir...
Yaammzn bir mzii varsa, onu kefetmek gerek, yer yer icat et
mek. Yaratmak. Bir ok enstrman olabilir hayatmzda, yayllar, ba
kr flemeliler, vurmallar, aa flemeliler. Gnlmzse orkestra e
fidir. Ne kadar aldrabilir bu sazlara hayatmzn mziini? nceden
notalar yazlp verilmiyor ki, sazlar srekli deiiyor, efin beklentile
ri, umutlar da. Aklmz, duygularmz, gnlmze yardm ederse, bu
provas hemen hemen olanaksz olan yaptlarmzn (belki byk o
unluu doalamadr!) anlaml mzii kabilir ortaya. Kimimiz
gnlndeki mzii geirebilir hayatna, kimimiz zorla, istemeye iste
meye bir eyler alar, kimilerininse mzik kulaklar hi yoktur. Felse
fe bir anlamyla insann kendindeki, doadaki, evrendeki, tarihteki
mzii aramasdr.

K aynaka
Abercrombie David. Elements of General Phonetics. Edinburgh, 1967.
Akolu Alp. Mzik ve Fizik, TBTAKBilim ve Teknik Dergisi, Say: 385, 1999: 12-1A.
Aksan Doan. iir Dili ve Trk iir Dili. Ankara, 1995.
Altar Cevat Memduh. Sanat Felsefesi zerine. stanbul, 1996.
Arel Hseyin Sadettin. ProzodiDersleri. stanbul, 1997.

86
zge ztekir

Bamet Sylvan - Morton Berman - William Burto. A Dictionary o f Literary Terms. Boston,
1960.
Bennett Roy. Music Dictionary. Cambridge, 1995.
Bernstein Leonard. The Unanswered Question, Harvard, 1973.
Brown Steven - Merker Bjorn - N ils Wallin. An Introduction to Evolutionary M usicology,
The Origins o f Music, London, 2001.
Cook Nicholas. Mziin ABC 'si (ev. Turan Doan). Istanbul, 1999.
Crystal David. A Dictionary o f Linguistics and Phonetics. Oxford, 2003.
Cutler, Anne. Linguistic Rhythm and Speech Segmentation, Music , Language, Speech and
Brain (Edts. J. Sundberg, L. Nord, R. Carlson), London, 1991: 157-166.
Danhauser A. - lhan Baran. Temel Mzik Kurallar. Ankara, 1988.
Demircan mer. Trkenin Ses Dizimi. stanbul, 2001.
Dilin Cem. rneklerle Trk iir Bilgisi. Ankara, 1995.
Erzen Jale Nejdet. oul Estetik. stanbul, 2011.
Feld Steven - Aaron A . FOX. Music and Language, Annual Review o f Anthropology, 23,
1994: 25-53.
Fubini Enrico. Mzikte list etik (ev. Frat Gen). Ankara, 2003.
Gktepe Mehmet. Mzikte Ses Sre Hz Younluk. Ankara, 2000.
Hall Mainly P. Tm alarn Gizli retileri (ev. Murat Salam). stanbul, 2008.
Harrington Jonathan - Felicity Cox. The Foot and Word Stress, The Syllable and The Foot,
t.y. (http://clas.mq.edu.au/phonetics/phonology/syllable/syllable.pdf)
Heidegger Martin. Sanat Eserinin K keni (ev. Fatih Tepebal). Ankara, 2011.
nam Ahmet. Mzik ve Felsefe, Online Yaynlar (http://phil.metu.edu.tr/ahmet-inam/muzik.
htm)
Lefebvre Henri. Rhytmanalysis: Space, Time and Everyday Life. London, 2004.
(http://www.google.com.tr/books?hl=tr&lr=&id=INcAsZloTq8C&oi=fnd&pg=PR5&dq=r
hythmanalysis+space+time+and+everyday+life+by+henri+lefebvre&ots)
Lehiste I. Rhythm o f Poetry, Rhythm o f Prose, Phonetic Linguistics (Ed.Victoria Fromkin),
Orlando, 1985: 145-155.
Miran Kzm. Trk M etrii. stanbul, 1966.
Nord Lennart - Anita Kruckenberg - Gunnar Fant. Some Timing Studies o f Prose, Poetry and
Music, Speech Communication, IX, 5/6, 1990: 477-483.
zsoy A. Sumru - Zeynep Erk Emeksiz - mit Deniz Turan - Leyla Uzun. G enel D ilbilim II.
Eskiehir, 2011.
znl nsal. E debiyatta D il Kullanmlar. stanbul, 2001.
Pala skender. Aruz Eitimi zerine Dnceler ve Teklifler, Journal o f stanbul K ltr
University, 3,2003: 39-52.
Patel Aniruddh D. Rhythm in Language and Music: Parallels and Differences, A nnals o f the
N ew York Academy o f Sciences, 2003: 140-143.

87
Seslerin Szcklerindeki Mzikten Szcklerin Seslerindeki Mzie

. Music, Language and the Brain. Oxford, 2008. (http://books.google.com.tr/books?id=


EkItxyZqNecC&pg=PA464&lpg=PA464&dq=%22An+Empirical+Comparison+of+Rliyth
ym+in+Language+And+Music%22& source)
Patel Aniruddh D. - Joseph R Daniele. An Empirical Comparison o f Rhythm in Language
And Music Cognition, 87, 2003: 35-45.
Patel Aniruddh D. - C. R. iversen. The Linguistic Benefits o f Musical Abilities, Trends in
Cognitive Sciences, 11,2007: 369-372.
Roe Richard. The Principles o f Rhythm Both in Speech and Music. Dublin, 1823.
(http://books.google.com.tr/books?id=w3VAAAAAYAAJ&printsec=frontcover&dq=%22
The+Principles+of+Rhythm%22&source)
Schlerath Bemfried. Sprache und Musik, Proceedings o f the XIII th International Congress
of Linguistics. Tokyo, 1983: 1193-1200.
Szen Metin - Uur Tanyeli. Sanat Kavram ve Terimleri Szl. stanbul, 1999.
Stravinsky Igor. Mziin Poetikas (ev. Cem Taylan). stanbul, 2000.
afak Yakup. Fars ve Trk Edebiyatlarndaki Aruz Vezinlerinin Ritmik Yaplan zerine
Dnceler, Yedi klim, 70, 1996: 31-34.
Tanrkorur Cinuen. Trk Musikisinde Usl-Vezin Mnasebeti, Mzik Kimliimiz zerine
Dnceler. stanbul, 1998.
Timuin Afar. Estetik. stanbul, 1993.
Tunal smail. Sanat Ontolojisi. stanbul, 2002.
Trkel ter Serda - A li Yldrm. eyh Glibin Bestelenmi iirlerinde Usl-Vezin likisi,
Seluk niversitesi Trkiyat Aratrm alar Dergisi, 27, 2010: 211-248.
Uzun N. Engin. D nya D illerinden rnekleriyle D ilbilgisinin Temel Kavramlar Trke zeri
ne Tartmalar. stanbul, 2004.
Vardar Berke. Aklam al D ilbilim Terimleri Szl. stanbul, 2002.
Wellek R. - A. Warren. Yazn K uram (Trkesi: Yurdanur Salman - Suat Karantay). stanbul,
2001 .
Wittgenstein Ludwig J. Tractatus: Logico-Philosophicus (ev. Oru Amoba). stanbul, 1985.

88
O smanli Mzii, D nmler :
B yle D eldm Eyvah N e O ldum 77
2.6.1913 tarihli bir gazete ilannda DrT-Musk-i Osman hakknda u ifade mevcuttur:

Mekrep-i Mezkr Mdriyetinden


Trk musiksinin terakki ve tealisi maksadyla Maarif Nezaret-i Celilesinden istihsl-i ruhsatla
kd olunan mektebimiz, derslerinin baz aksammda tadilt icrasyla tedrisatna devam etmekte
idi. Bu kere ber-minvls-sbk [daha nce yapld yolda] yine derslerine mberet eylemitir
[balamtr]. Mektebe talebe kayd kabul olunur. Ve mracaat vukuunda aile derslerine muk
tedir ve namuskr muallimler izm eyler [gnderilir]. Mekteb cumartesi ve sah akamlar yani
pazar ve aramba geceleri aktr. Tenegn- musikye ledeT-icb [gerektiinde] hizmet eder.
(G nl P aa c, O sm anl M zi in i O ku m a k [N eriyt- M u sik ], K lt r ve T urizm B ak an l , 2010)
B r G e D n e m n d e

M zi iN K a lp

SOSYAL DNMLER VE
VAROLUSAL TPLER

V efa Saygn tle** & H seyin Etil**

Bu yazda, Avrupada ve Osmanlda birbirine benzer ya da en azndan


kyaslanabilir biimlerde tezahr eden bir gei fenomenini, birbiriyle
ilikili iki sorunsal zerinden analiz edeceiz: lki, sanatnn sosyal ko
numunun, genel olarak sosyal ilikilerinin deiimine paralel olarak de
imesine iaret edecek olan sosyolojik sorun (ve dolaysyla, ilgili sosyal
tipin ins); kincisi, belirli sosyal ilikiler rnts iinde sanatn dei
en yapsnn sanat figr zerinde yaratt etkinin analiz edilecei psi
kolojik sorun (bir sosyal tipin iermesi gereken duygulanmsal ierik).
Baka bir ifadeyle, sanatnn sosyal varoluu ile bireysel varoluu arasn
daki ilikiye odaklanan yazmzda, sanatn retilmesi ile tketilmesi ara
snda yaanan geni kapsaml sosyolojik deiimin, sanatn yaps, sanat
nn sosyal varl, sanatn biimsel yaps ve sanatnn bireysel varolu
u zerindeki etkilerini gstermeye alacaz.
Dolaysyla burada, toplum dzleminde ortaya kan kurumsal dn
mlerin bestecilerin, icraclarn ve retilen/yeniden retilen mziin al
clarnn yaantlarnda yaratt tipsel deneyimleri gstermek amalan

Vefa Saygn tle, Mula Stk Koman niversitesi Edebiyat Fakltesi Sosyoloji Blm.
* Hseyin Etil, YL rencisi, stanbul ehir niversitesi Sosyoloji Blm.
Bir Gei Dneminde Mziin Kalp arpntlar

maktadr. Bu ama dorultusunda ilkin, tipsel deneyimleri oluturmada


ie yarayacak kavramlar serimleyecek, ardndan da trettiimiz varolu-
sal tip kavramsallatrmasnn gei-a bestecisi sosyal tipini bir sos
yal tip olarak kavramay nasl saladn gstererek, bu tipin oluumunu
kurumsal dnmler temelinde aklamaya alacaz. Meseleye znel
tarafndan bakldnda ise, amacmz, ilk olarak tikel anlamda sanat icra
clarnn tekil varolularnda sanatn yerini tespit etmek ve buradan hare
ketle sanatlarn yaamlarna ve eserlerine etki eden tinsel motiflerin top
lumsal deime srecinde oluan krlmalara nasl eklemlenerek yeni va
rolular yarattn gstermek ve ikinci olarak tm bunlara kout, retilen
sanatn alcs konumundaki musiki severlerin nasl olup da birden yeni
oluumlar srecinde ticar anlamda talep eden kimlikler hline geldikle
rini ve ayn zamanda geni kitlelerin ierisinde gn be gn yiten varlkla
rnn akbetine sanatsal beenilerinin de eklendiim gstermektir.
almann I. Ksmnda, szn ettiimiz psikolojik soruna varoluu
teorisyenlerin baz temel kavramlar vastasyla odaklanacaz. Aslna
baklrsa, genel olarak sosyal tiplerin duygulanmsal ieriini doldurmada
varolusal kavramlarn ou zaman verimsiz olduunu dnmekteyiz.
Zira varoluuluk, pek ok bakmdan, bir nev hayal krklna uram
Cogitosuz Kartezyen Bene yaslanan yapsyla (bkz. Maclntyre, 2001),
izleyicilerini estet deneyimlerini anlamaya ve yaamaya davet eden bir
teorik akamdr. Gelgeldim tam da bu yapsyla, paradoksal olarak, gei
dnemi besteci tipinin duygulanmsal ieriini in ederken olduka ve
rimli hle gelmektedir. Dolaysyla bu noktada, kullanacamz kavramla
r bizzat inceleme konumuzun dayattn sylemek mmkndr. Mezkr
gei dnemindeki tm insanlarda ve sosyal tiplerde bu duygulanmlarn
baat olduu, benin gei dnemlerini hep byle yaantlad iddia
edilmedii mddete, bizce metodolojik bir sorun yoktur. Dolaysyla, sa
dece bu alma konusu zelinde, ele alacamz sosyal tipi bir nev va
rolusal tip olarak kavramsallatrmann mmkn olduunu nereceiz.1
Yapsal/kurumsal dnme odaklanan II. Ksmdaki teorik ereve
nin, I. Ksmda serimlediimiz kavramlarn teorik balamyla ksmen ge
rilimli bir iliki iersinde olduu, dikkatli okurun gznden kamayacak
tr. Nesnellemi dnm sreleri ile znel yansmalar bir arada ele
almann beraberinde getirebilecei eklektizm tehlikesini, yapsal/kurum-
sal dnmler ile znellikler arasndaki kesime ve deneyim alanlarna1

1 Her ne kadar Alan Badiou (2004), burada varolusal tip olarak adlandracamz tipin duy-
gulanmsal ieriini sadece sanatta deil bilim, politika ve akta da bulabileceimizi iddia eden
bir teorik ereve neriyorsa da, bu noktada kendimizi konumuz alanna giren fenomenlerle
snrlandracaz.

92
Vefa Saygn tle & Hseyin Etil

odaklanarak, yani bir yandan kullandmz varolusal motifleri birer sos


yal tipselletirme biiminde ie koarak (bu demektir ki, ele alman beste
cilere ynelik varoluu psikolojiden mlhem sezgisel bir anlama aba
sndan ve bunun yarataca amazlardan kanarak), dier yandan da ku
rumsal dnm srelerinin deneyimlendii mekn ve alanlar merkeze
alarak bertaraf ettiimizi dnmekte ve mit etmekteyiz. Ksacas, meto
dolojik iddiamz odur ki, sosyal tipselletirmeler ve yapsal dnm me
kanizmalar, birbirlerinin ayrntl anlalmasnda temel bir rol stlene
ceklerdir.

V a r o l u s a l k a v r a m s a l l a t ir m a l a r in
SERMLENMES VE GE DNEMNN MZKTE
YARATTII SOSYAL TP
almann kapsamn gz nnde bulundurarak, anahtar kelimeler
nda temel odak noktalar zerine gitmeyi hedeflemekteyiz. Bunun iin,
varoluu teorisyenlerden i sknts/anksiyete, lm korkusu (tode
angst), kayg (sorge) ve onlar-alan (das man)" kavramlarn seerek
balayabiliriz.
Sanatnn tekillii, rettii eserin konusunun znelliinde yatmakta
dr. Burada, sanaty sanatsal retime iten bir motif szkonusudur. Mo
tif kavramsallatrmasnn anlamn hatrlayacak olursak; Diltheya g
re insanlar, doal durumdan toplumsal duruma getikleri aamadan bu
yana, zaten kendi dnce, istek, beeni ve inanlarndan rlm bir ya
ama a iinde yaarlar. nsandan kaynaklanan, insan yarats olan tm
bu tinsel eler, ayn zamanda insan eylemlerini belirleyen motifler
olurlar (zlem, 2001: 32). Buna, geici bir adlandrmayla, varolusal
motif diyelim. Her ne kadar varolusallk durumu belli bir znellii a
rtryor olsa dahi, sanatnn yaad zaman ve meknn zgn tarihsel-
liinin, toplumsal deimelerle zuhur eden anlam dnmlerinin sonucu
sanatnn yaam alannda allmn dnda bir tinsel anlamlandrma
ya neden olaca varsaymna dayanarak varolusal motifin bize kavram
sal bir ara salayaca iddiasndayz. nk tarihin toplumsal deime
asndan en byk krlmalarnn yaand ve milyonlarca insann sa
valarda yaamlarn yitirmelerine yol am XIX. ve XX. yzyllarda
zuhur eden kaos, doal olarak sanatlar tarafndan zgn bir hassasiyet
ile dillenmitir. Dolaysyla sanatlarn ellerinde yorulan dnya tahay
ylleri bir anlamda kendi varolularndan szlmektedir.
Sylediklerimize kout olarak Diltheyn yorumu u ekilde olmutur:
erisinde ifade ve temsil edici sanat bulduumuz bu balamda, ona,

93
Bir Gei Dneminde Mziin Kalp arpntlar

bizzat bu ifade ve temsil edici sanata, imdi, insani-tarihsel dnyay ve bu


dnyadaki tekillemeyi insanlarn anlamasn salayan organon olarak
bakyoruz. nsanlk, sanatta bizzat kendisini bulur. Yaama hakknda bir
olgunlua, u veya bu derecede, onun ierisinde ulalr; ulalm bu ol
gunluk (duygu ve dnce zenginlii) her aamada ve alanda insanl da
gelitirir (Dilthey, 1999: 34). Diltheya gre sanatsal retim, tpk bilim
de olduu gibi, tipselletirmelerle vuk bulmaktadr:
...ifade ve temsil edici sanat, insan yaamnn yeniden retiminden
daha fazlasn verir. Tipsel olan grmek ve yanstmak, olaylar/olgular
iinde olup bitene kural verme hilesidir. yle ki ifade ve temsil edici
sanat, grmeyi bir klavuz olarak ierir. (...) psiik-tarihsel (bir defa
lk) hller kiilerin bamsz deerinden ve olaylar deerlerin belirle
niminden ve normlardan ayrlamaz (...) sanatsal yaratmada tipsel ola
nn nemi ve anlam byktr. (...) Tipsel olan grme, bir formdur.
Sanat eseri, zellikle iir, insan-tarihsel yaam iindeki farkllklarn,
derecelerin, yaknlk ve benzerliklerin tekerrrn, tipsel olan grme
formu iinde yanstr (Dilthey, 1999: 41).
Grlecei zere sanat yaam alannda deneyimlediklerini retirken
onlar tipsel formlar iinde sentezleyip meydana getirmektedir. Bu nokta
itibariyle, biz, varolusal motifle salt sanatnm yaamna etki eden un
surlar deil, ayn zamanda zellikle gftelerde tipselleen varolusal e
leri de yanstacaz. Bunun dnda inceleme alanmza, sanatn alclar
konumunda bulunan kitlelerin de taklacan belirtmek durumundayz.
Olayn bu boyutu yine varoluu teorisyenlerin kavramlarndan szlen
lerin makro anlamda toplumsal deime nosyonuyla aklanmas eklinde
gerekleecektir. Nitekim bu metnin temel amalarndan birisi, varolusal
motifleri ve varolusal tipleri toplumsal deime ekseninde nedensellik
balamna oturtup anlamaya almaktr.
Gei dnemi bestecilerinin hlet-i ruhiyelerini anlamada ve buradan
hareketle bir varolusal tip oluturmada Kierkegaard ve Heideggere ba
vurabiliriz:
... Kierkegaard ada hayat tarzlarnda, insanlarn kendileri iin belir
ledikleri ama trlerinde, gerekleme ideallerinde, bilinli benliin
temel bir korkusunu kefeder. O, bu korkuya umutsuzluk adn ver
mektedir. nsanlar allm ya da uzlalm davran standartlarna
boyun eerler. Onlar alelade ya da vasati olanla tatmin olurlar. l
mn kanlmazl gereiyle yz yze gelmektense ilgiyi geici haz-
larla baka ynlere kaydrmann yollarn alrlar (West, 1998: 170).

94
Vefa Saygn tle & Hseyin Etil

Heideggerin syleminin de bununla benzer olduunu pekl syleyebili


riz. ncelikle belirtmek gerekirse; Heideggerin ontik ontolojisinde, var
ln anlamn ya da varolusallm sorgulayan Daseinda (burada/orada
olan), Kierkegaardn felsefesinden devirilen umutsuzluk, kitleler
iinde kaybolma gibi kavramlar, isknts/anksiyete, kayg, onlar-
alan gibi kavramlara dnerek yeniden retilmektedir:
Gnbirlik-yaamda Daseinn kendisi hakkmdaki varolusal kaygs
veya endiesi, kendini Dnya-iinde-varlk grmesine neden olur. En
dieyle yzlemek, Dnya-iinde-varlk olmak demektir. Dnyay
kavramsal anlamann yerine ontolojik anlamak iin Varln kendisi
nin de endie duymas gerekmektedir. Endie veya kayg bir ey y
znden endie veya kayg duymak deildir. Endie bir ey hakknda
endie duymaktr. Endie, Dasein bireysel hle getirerek, onu Dn-
ya-iinde-varlk yapar. Byle bir varlk da anlayan ve kendi planlarna
doru ynelen tekliktir.
Endie veya kayg sonucu kendi tekliine kavuan Dasein, kendi
varlnn olanaklarn anlayan ve onlar seme zgrlne sahip
Varlktr. Endie, Dasein zgr yapar ve onu kendi-Varkmn zgr
lyle yzletirir. Ruh-durumu olarak endie, Dnya-iinde-Varlm
temel trdr. Dnya-iinde-varlkta her zaman gizli ve sakl olan en
die, ne zaman ruh-durumu olarak ortaya karsa, Dasein Onlardan
ayrarak tekletirir ve olanaklarn seme zgrln verir (en,
2000: 54-55).
Heideggerin bu kavramsal erevesiyle dorudan balantl bir dier
kavram da onlar-alandr: Bu alan, insan varoluunu gnlk durumu
ve sradan-oluu iinde bulduumuz varlk-biimidir. ou insanlar ken
di gerek varlklarna ynelerek yaamazlar da, bundan kap kitle iinde
saklanrlar, kaybolurlar. Kendine ynelip yaayan bir insan kendi gerek
lii, kendine zg oluu iinde yaar; bundan kaan insansa kendinin ol
mayan bir tutum iinde bulunur (Akarsu, 1994: 219). Bylece insanlar
kendilerini gnbirlik-yaamn sradan kayglan iine gmerek kendile
rinde verili olan sonlu varlk olma zelliklerini grmezden gelirler. On-
lar-alannda, herkes gibi giyinir, herkes gibi gler, herkes gibi alarlar.
Bylesi bir varolu biimini herkesin herkeslemesi olarak adlandrabi
liriz.
Herkesin herkesletii gnbirlik yaamda Dasein ne zaman ki kendi
olanaklannn farkna vanr ve kendi zerine bir anlama salar, o zaman
kendi otantik varoluuna mazhar olur. Bylece nnde hazr bulunan
nesneler dnyasndan benliinin kendiliine doru ynelir. Buraya kadar

95
Bir Gei Dneminde Mziin Kalp arpntlar

zetlediimiz kadaryla da anlalaca zere bu ynelim Daseinn za-


mansallm balatr. Ancak bu srecin balangcnn hareket ettiricisi
kaygdr. Kayg ise korkudan farkl olarak nesnesi belli olmayan bir endi
edir. Kayg sonucu durumsal zmlemesini yapan Dasein elindeki ola
naklarn gerekletirmeye ynelir. Sonlu varlk olduunun ve konumuz
asndan asl nemlisi, olanaklarnn snrllnn bilincine varmas, Da-
seinda lm korkusunu ortaya kartr.
Buraya kadar serimlediimiz varolusal temalarn, gei dnemi bes
teci tipini kavramada olduka kullanl olduklarm dnmekteyiz. Zira
gei dnemi bestecileri, gl sezgileri vastasyla, toplumsal fay hatlar
harekete gemeden ok nce, gelecek depremi hissetmeye balayacaklar
dr. Edimlerinin iersinde anlam kazand btnlkl dnya algs tedri
cen sarsldka huzursuzluklar yaayacak ve herkesin herkesle birlikte
deneyimledii sosyal dnm sreleri, onlarda varolusal kayglar do
uracaktr. lm kh hznle kh hasretle anmaya balamalar da bu
dnemde aa kacaktr (ki Osmanl-Trk musikisinin notasyonu bn
yesine kabl etmeyen ve kaderini beer hafzasna teslim eden karakteri,
t en batan fanilik bilincine sahip olunduuna kant olarak gsterilebilir).
Bu noktadan sonra, szkonusu varolusal temalarn tam olarak nasl bir
sosyal tip yarattn toplumsal deime ekseni zerinde gstermek, sos-
yalbilimsel analiz asndan daha faydal olacaktr; zira aksi durum, bizi
olduka speklatif bir nitelik arz eden varoluu psikoloji kulvarna soka
caktr.

T o p l u m s a l d e m e n n b a t i k l a s k m z v e
OSMANLI-TRK MUSKS ZERNDEK ETKLER
Toplumsal ilikilerin kkl bir biimde deimesinin mekanizmalarna
iaret eden (feodalizmden kapitalizme gei) yapsal dnmlerin bir
btn olarak mziin retilmesi srecinde yaratm olduu etkileri,
Frankfurt Okulu teorisyenlerinin ve zellikle Adomonun zmlemele
rini temel alarak analiz edeceiz. Max Weberle birlikte mzik sosyoloji
si alannn kurucusu olarak kabul edilen T. W. Adomonun mzik zerine
yapt almalarnda ortaya att temel iddia, mziin kendinde-gerek
kategorisi olarak dnlemeyeceidir. Ona gre mzik, onun bilin-d
esi olarak toplumsal gerekle ilikisi iersinde nesnellik kazanmakta
dr. Dolaysyla mzik olay, romantiklerin kahraman kiilikleri ze
rinden deil, bestecinin iinde yer ald ve ayn zamanda onun nvarsa-

96
Vefa Saygm tle & Hseyin Etil

ym olan sosyal ilikiler dzleminde analiz edilmelidir.2 Baka bir ifa


deyle mziin retimi yalnzca bireysel bir olay olarak deil, nemli l
de sosyale ikin bir dolaym ilikisi olarak karmza kmaktadr. Bu,
herhangi bir mzik tarznn tarihsel ve toplumsal koullarnn bulunduu
ve onu var klan toplumsal ve tarihsel koullarn deimesine kout ola
rak deiim geirecei veyahut yok olaca, yerlerine tarihin ve toplumun
yenilerini ikme edecei anlamna gelir. Bu anlamda, mziin tarihsel
geliimi; beste (retim), icra (yeniden-retim), dinleme (tketim) ilikisi
iinde gereklemektedir ve analiz de toplumsal deiimin bu l iliki
zerinde yap etkiler zerinden gerekletirilmelidir.
Kapitalizm ncesi dnemde beste-icra-dinleme ilikisi, feodal hiyerar
ik statlere gre tanmlanmakta ve dzenlenmektedir. Feodal retim
ilikilerin hkim olduu dnemde, beste ve icray yaama geiren sanat
lar, toplumsal-siyasal hiyerarinin bandaki aristokrat soylularn ve kili
senin himayesi altnda, onlara mzik yapmakla hkmldr.3 Bununla
birlikte, meseleyi sadece hiyerarik ilikilerin yaps ve sanatnn stats
asndan ele almann, tek boyutlu ve indirgemeci bir sonuca yol aaca
ortadadr. Zira feodalite, sanatya sadece bir stat vermez. Bunun yann
da, szkonusu mziin oluumunda nemli olan bir boyut daha vardr ki,
o da toplumun yeniden-retiminde hayati bir rol oynayan ideolojik sre
lerdir. Feodalizm sanaty, sadece stat vererek deil, ideolojisi ile de
besler. Besteci ve icraclar, Aristocu bir organum anlay etrafnda,
btne yaptklar katk ile llen bir dev ahlk iinde kenetlenmi
durumdadrlar (n, 1999: 435). Feodal dnemdeki sanatlar, kendile
rini bir btnn paralan, yce bir amacn kullan olarak grmektedirler.
Btnlkl bir yapnn olumasnn somut dzlemde aa ktklan me
knsal yaplar ise saraylar ve kiliselerdir.
Bu noktada, Antik Yunanda Pytagoras ve Platon tarafndan gelitiri
len matematik ve saylar teorisi aklayc olacaktr. Bilindii gibi Pyta
goras, kendi matematik teorisini mzik zerine yapt almalar sonucu
oluturmutur. Evrendeki mkemmel matematiksel dzen ve bu evreni
yaratan mkemmel matematiki anlayyla daha sonra Descartesa miras
kalacak olan bu kavray, kanmzca feodalitenin fikr temeline yerlemi
durumdadr ve bu anlamda mzik, bu mkemmel yaraty tanma amac
tamaktadr. Kendini lhi bir btnn paras olarak gren bu anlayta,

2 Bu hususta ayrntl bir analiz iin bkz. Oskay, 2001.


3 rnein Haydn, buradan bakldnda, sarayn herhangi bir hizmetkrndan ok da farkl
gzkmemektedir. Dier yandan szkonusu himayenin, Haydn tm hayat boyunca geim
skntsndan koruduu aktr ve bu anlamda alabildiine soyutlanm, iinde sadece mziin
olduu bir hayat yaamtr.

97
Bir Gei Dneminde Mziin Kalp arpntlar

akladmz l ilikideki tketim kaygs en aza inmi durumdadr.


Zira sarayn himayesindeki besteci ve icraclar, eserlerini beendirme
kaygsndan ok, ilahi dzenin ve onun dnyevi yaamdaki temsilcisinin
sonsuz kudretini dile getirmenin ve bu dzenin organik bir paras olma
nn derin vecdi ve huzuru iindedirler.
zellikle XVIII. yzyldan itibaren muhtelif sanat alanlarnn sanat
larnn toplumsal konumlarnda ciddi krlmalar meydana gelmitir; res
samlar kaplandklar saray ve maliknelerindeki soylularn himayesinden
kurtulup, yaptklar resimleri satarak yaayan sanatlara dnmeye ba
lamt. Mimarlar saray ve kilise binalar yerine, paras olanlara konutlar
yaparak toplumun iinde yaayan meslek sahibi bir zmreye dnmeye
balamt (Oskay, 2001: 25). Benzer bir biimde orta Avrupadaki sa
natnn toplumsal konumu da ksa bir srede kkl bir deiime ura
mtr. Sanatnn salt aristokratik patronlua bamllktan kurtulmasn
ve uak giysisinin yerine herkesle eitleri olarak konuan vatanda yaln
giysisini giymesini salayan etken, burjuva pazardr. Bu pazar, deerine
paha biilemeyecek bir sanat yaptnn, retilen herhangi bir meta gibi
pazarlk konusu olmasn, satlmasn ve tketilmesini istemektedir. Yeni
dnemde efendinin sarayndan, maliknesinden kan sanat, zanaat
erbbndan meslek erbbna ya da meslek sahibi yeni zmreye dn
mtr. Sanat kesimi iin sayca daha geni bir efendi olan bujuva,
sanat rnlerini satn almaya balam, yerini almaya hazrland aristok
rasinin sanat zevkini edinmeye ynelmitir (Oskay, 2001: 26). Bununla
birlikte sanatnn deien toplumsal konumu, sanat sadece bujuva iin
deil yeni oluan kapitalist toplumun kitlesel insanlar iin de var olma
zorunluluu olan bir hle getirmitir. Olumakta olan yeni sosyal ilikiler
iinde, tpk dier retim alanlarnda olduu gibi mziin retiminin sr
drlmesinin de, mziin yeniden retiminin aracl ile olabilmesi; m
ziin yeniden retiminin ise tketicinin mzii anlayabilme yeteneinin
iinde gerekletirilmek zorunda bulunmas mzik retimini pazar iin
retim, kitleler iin retim zorunluluuyla kar karya brakmtr 4 Bes

4 Feodalitenin ekonomik, siyasal ve toplumsal alanlarda yklmasnn ardndan saraydan kmak


zorunda kalan besteciler yeni srete geimlerini zenginlere mzik dersi vermelerinin yannda,
byk lde mziinin yaym ve satndan ve halka ak konserlerden salyordu. zellikle,
XVIII. yzylda mzik icrasnn ikincil ve rastlantsal bir gsteri alan olarak gelimekte olan
halka ak konserler, artk ne kavumann balca arenas, orta snfn yeni ve iddial yaptlar
dinlemek zere doluturduu form hline gelmiti. alg mziinin feodal salonlardan orta
snf desteindeki konser salonlarna geii nemli bir gelimeydi (Finkelstein, 2000: 55).
Konserler artk halka kapal olmaktan km, halka ak konserlere dnmtr (ki zellik
le belirtelim, halk oluturan esasta orta snf insanlard). Baka bir deyile, bujuva toplumsal
koullarnda sanat, feodal dnemde olduu gibi snrl bir aznla deil geni kalabalklara/
kitlelere seslenmektedir.

98
Vefa Saygm tle & Hseyin Etil

teci/icrac ile dinleyici arasndaki iliki, alc/satc ilikisi veyahut reti-


ci/tketici ilikisi biimini almtr. Yeni dnemde retimin, yeniden re
timin ve tketimin toplumsal koullarnn deimesinin ardndan sanat
eserinin deeri sarayn ve soylu kesimin beenisi tarafndan deil piyasa
koullarnca fiyatlanmaktadr. Schubert, 1825te babasna bir mektupta
yle yazmaktadr: u sanat komisyoncularndan birazck drstlk bek-
lenebilseydi! Ama devlet, oldum olas, akllca kayrc gz yumuuyla,
sanatnn her trl alak madrabazn klesi olarak kalmasn titizlikle
gzetmitir (Finkelstein, 1995: 145-146). Piyasa ilikilerinin toplumsal
yaamn temeline yerletii bu tarihsel balam, mziin Ortaada sahip
olduu btnlkl gelenei de ortadan kaldrmtr. Yeni sre, beste-
icra-dinleme ilikisinde, tketimin roln n plana karacak ve mzii
kitlelere beendirme kaygs, mziin retim ve yeniden-retim aamala
rn belirler hle gelecektir. Dolaysyla da mzik, derin ve incelmi zel
liini her geen gn daha da kaybederek kolaylkla pazarlanabilecek, ba
sit formlara ynelecektir. Bu sre hem bat klasik mziinde hem de
Osmanl-Trk musikisinde benzer bir biimde yaanmtr.5
lk olarak szkonusu toplumsal deiimi/dnm klasik bat mzi
inin nde gelen bestecileri zerinden analiz edelim. Johann Sebastian
Bach kilise ve saray hattnda tecessm eden ve sonsuzluk ve mutlaklk
zerine kurulu kusursuz bir varlk tasarmnn bir paras olmann verdi
i i huzurla besteler yapmtr. Bunlar, eski yapmn kanonunu oluturan
kilisenin ve sarayn sonsuzluunu ve mutlakln yanstan, alkalanmala
rn, ni deiimlerin yaanmad mzikal eserlerdir. O bu ynyle ebe
diyet dncesi altnda ekillenmi huzurun bestecisidir. Bachn eser
leri yaam cokuyla anlatan, yaam dolup taan ve sreklilikle karakteri-
ze olan yaptlardan oluur. Besteleri hafif ve neelidir. rnein, Bach bir
Kyl Kantatnda maliknenin yeni efendisini karlayan mutlu kyl
lk betimlemesi yapar. Sylemek istediimiz ey udur: Bachn hem
mziinin ritmi hem de mziklerinde kulland toplumsal figrler, sos
yal konumlarnn doall ve mutlakl iinde huzur telkin etmektedir
ler. Bu toplumsal figrler bilhassa Mozartta huzursuz ve mutsuz biimde

5 Burada bizim, ak ya da rtl eletirilerimiz bir yana, gstermeyi arzuladmz temel ey,
sanatn yapsndaki deiimin sanat zerindeki tikel grnmleridir. Sanatn iki yaps arasn
da gndeme gelen farkll normatif kategorilere hapsetmek sanatn sosyal-bilimsel adan
analizinde kanlmas gereken bir yatknlktr. Serbeste alan sanatlarn yabanc bir pazar
iin rettii sanatn, sipari veren bir zanaatkr sanatndan daha iyi ya da daha kt olduuna
ilikin bir tartma bu yaznn konusu deildir. Zira, sanat eserlerini yaratanlarla onlara gerek
sinim duyanlar ve onlar satn alanlar arasndaki ilikilerin deimesi sanatn yapsn deitirir,
deerini deil (Elias, 2000: 58-59).

99
Bir Gei Dneminde Mziin Kalp arpntlar

resmedileceklerdir. Ksacas, Bachn mziinden fkran, anlamsal bir


btnle inancndan temellenen huzur motifidir.
Klasik mziin slbu Bachm ardndan biim deitirmitir; bu
slbun XVIII. yzyln ikinci yansndan itibaren muhtevas da deimi,
alkantl deiken dnya bu slbun diline vurmutur. Konusunu ilahi
dzenin kendisinden deil de yaamn kendisinden alan, yaamdaki at-
malann ilendii yeni yaptlar ortaya konulmaya balanmtr. ncekinin,
toprak sahibi soylu snfn ve sarayl monarinin deimez yaam dnya
snn yerine, yaamn deiimi mziin ana temas olarak gemitir.
Kapitalizmin gereklik kazanmas ve toplumsal dnyann eitli vehele
rinde yanklanmasyla birlikte yaanlan sre, sosyal deiimin devrim
ler olarak zuhur ettii bir dnemdir: Krlarndan kopan insanlarn kent
alannda birikmesi, ayaklanmalar, isyanlar, atmalar, intiharlar, sefalet,
ekilen aclar... Tm bu sancl, acl dnem, dnemin sanat yaptlarnda
karln bulmaktadr. Victor Hugo Sefiller" inde, Balzac hemen hemen
tm eserlerinde, olumakta olan yeni sosyal varln tiplerini ilemekte,
bunalmlar anlatmaktadr. Benzer bir biimde edebiyat alannn romantik
figr Goethe, Gen Wertherin Aclar adl romannda intihan konu
edinmektedir.6 Bylesi bir katastrofik iklimde eserlerin tematik yaps
eskiye kyasla, ki bu yapsal deiimler dorudan kendi mzikal formla-
nm buna uygun klmtr, deimezlikten deiime, sreklilikten kesinti
ye, sonsuzluk ve mutlaklktan sonlulua ve snrlla doru btnsel bir
farkllk ihtiva etmektedir.
Feodalizmden kapitalizme gei srecinin sanatn ve sanatnn top
lumsal konumu zerinde yaratt farklln ilk ve en ideal-tipik olarak
izlenebilecei isim kukusuz Mozarttr. Bu bakmdan Mozart makalenin
derdinin daha ak serimlenmesi asndan zerinde biraz daha fazla du
rulmay hak etmektedir. Mozart, toplumsal ilikilerin derin bir biimde
deitii, bu deiimlerin ise gerek mziin retilmesinin yapsal balam
gerekse de sanatnn varolusal profili zerinde derin etkilerde bulundu
u bir gei evresini neredeyse paradigmatik olarak yanstan bir besteci
dir. Onun dnemi, klasik kilise ve saray hattnm ykld, zanaatkr sa
natdan meslek erbb sanatya geiin yaand, sanat almlaycsnn
ise belli bir kitleden belirsiz bir kitleye evrildii, baka bir ifadeyle

6 Ancak burada, edebiyatlar ile mzisyenler arasnda bir farklla da dikkat ekmek gerek
mektedir, edebiyat alannda eser veren figrlerin, mzik alanna kyasla daha erken bir dnem
de bujuva okura ve belli bir okur kitlesine ulama ans bulmalan, yani (burjuva) okurun (bur
juva) dinleyiciye olan ncelii, onlar belli lde trajik figrler olmaktan kurtarmtr. Yayn
cln olduka erken bir dnemde geliebilmi olmasnn, politik dzlemde grd ilevle
yakndan ilikili olduu aikrdr.

100
Vefa Saygn tle & Hseyin Etil

tketicinin anonimletii, sanatn piyasa mekanizmalarnn yerleme aa


masnda olduu, ancak klasik dnemin kuramlarnn da tamamen yok
olmad karmak bir dnemdir. Sanatn kapitalistleme srecinde sanat
eserini geni kalabalklara sunmak zorunda kalmtr. Bu ise sanatnn
estetik yn gl eserlerden ziyade herkes tarafndan kolayca tketile-
bilecek rnler vermesiyle sonulanmtr. Mozartn babasnn ona u
nerisi, Adomonun bahsettii mziin retim, yeniden retim ve tke
tim ilikisinde, tketimin nasl baat hle geldiini ve retim sreci zeri
ne bask yapmaya baladn gstermek bakmdan arpcdr: Sana ne
rim, almalarnda yalnzca mzikten anlayanlar deil, anlamayanlar da
dnmen (...) Bildiin gibi mzikten anlayan 10 kii varsa, anlamayanla
rn says 100dr (Wicke, 2006: 7).
Mozart zerine yazlm ksa bir biyografi yle bir kantnlsa dahi,
onun hayatmn Salzburg, Paris ve Viyana hattnda i aray iinde getii
grlecektir. Hibir zaman herhangi bir sarayda ya da kilisede dzenli bir
i bulamam, geimini konserler vastasyla, zaman zaman soylularn
ocuklarna zel dersler vererek elde etmek zorunda kalmtr. Yaamak
ve geimini idame etmek iin soylulara muhta olan Mozart, bir saraydan
dierine gitmek ve onlarn takdirini kazanmak zorunda kalmr7 Bu
nedenle Mozart, istemeyerek de olsa, sarayl-mutlakiyeti opera kanonu
na uygun olarak Salzburg prensini yce gnlllnden ve hogrsn
den dolay ven eserler yazd, szgelimi Idomeneo opera serias bunlar
dan biriydi. Mozartn toplumsal konumunda bir krlmaya iaret eden
olay hi kukusuz Salzburg saraynda Bapiskopos ile yapt tartmayd.
Saray orgcusu ve orkestra efi olarak alt Salzburg saraynda bapis
koposla tartmasnn ardndan ald saraydan ayrlma karar u anlama
geliyordu: Bir hamiye bal memur olmak yerine bundan byle hayatn
serbeste alan sanat olarak kazanmak, bir mzisyen olarak beceri
sini ve eserlerini ak pazarda satmak (Elias, 2000: 39).8 Ancak hibir

7 Mzik eserlerinin satlabilecei piyasa kuramlarnn olmamas, gei dnemi bestekrlarnn


trajedilerini besleyen nemli bir sosyolojik sorundur. Mozart bir yandan ncelikli olarak ken
dini kiisel imgeleminin akna brakmak ve kendi sanatsal vicdanna kulak vermek isteyen
serbeste alan sanatya zg bir durua sahipken, dier yandan ekmeini kazanabilmek
iin sarayl aristokrasisine bal olmas, onun trajik yaamnn en nemli nedenlerinden biridir
(Elias, 2000: 177).
8 Sanat eserinin bireysellemesi, sanatnn bireysel imgelemini zgrce gelitirebilecei bir ze
mini yaratmtr. Ancak bu bireysel sanat edimi piyasa pahasna geliebilmiti. Besteci ile sanat
almlaycs arasndaki ilikinin, kincisinin lehine hiyerarik bir ilikisi olduu ama feodal
dnemin eitsiz yapsnn krlmasnn sanat asndan serbestlie iaret ettii aikrdr. Ki bu
fark bize gre serf ile proleter arasndaki farka denk dmektedir. Dolaysyla sanatnn imge
leminin daha st sosyal snflarn kanonuna bal olduu bir evreden, piyasa ilikilerinin greli
serbestlii iersinde yeni egemen snflarn ve daha geni kalabalklarn kanonunu yanstmak

101
Bir Gei Dneminde Mziin Kalp arpntlar

zaman piyasada iler Mozartn lehine gitmeyecekti. Ailesiyle ve yakn


dostlaryla mektuplamalar yaad geim skntlarm fazlasyla yan
stmaktadr.9 Bununla beraber Mozartn eserlerinde kendi dneminin
ruhunu terennm etmesi, aristokrat sosyetenin kendisine srt evirmesine
neden olacak ve skntlar ise iyice derinleecektir. rnein, eski rejimin
kn anlatt Figaronun Dn adl operas, aristokrat dinleyicisi
ile iplerin kopmasna neden olmutur. Mozartn eserleri, Norbert Eliasn
ifade ettii byk eserler her zaman alalan eski ile ykselen yeni taba
kalara ait kanonlarn arasnda yaanan atmann dinamiinden doar
sznn ak kant niteliindedir. Belirttiimiz gibi toplumdaki huzur
suzluk hli eserlerine ve slbuna dolayszca yansmtr. Mozartn, de
rin huzursuzluklar ve trajik duygulan aa vuran parlando-rubato i mo
nolog mzii, aristokrat dinleyicinin hi de ho karlamad bir slptu.
Mozartn birok eserinde derin bir keder anlatmna, birdenbire deien,
skntl durumlara, n nna uymayan deiimlere, tutkulu patlamalara,
ni sarsntlara tank oluruz.
Bilhssa sonraki romantik bestecilerde gzlemlediimiz erken yata
lme gerei, belli bakmlardan onlan nceleyen Mozart iin de geer-
liydi. Sanatnn deien sosyal konumunu yitirmesi, bununla balantl
bir biimde yaad geim skntlar vb. olgular onun sk sk umutsuzlu
a, huzursuzlua kaplmasna neden olmaktayd. Pek ok eseri ruhunun
varolusal kayglarnn dorudan ifadesidir. Bu nedenle Emil Cioran onun
hakknda yle yazmtr: Mozartn baz andantelerinden eterlenmi bir
keder yaylr, baka bir hayattaki cenaze merasiminin ryas gibi bir
ey... Mozart belli ki sosyal varoluunda yenildiini hissediyordu. Meta-
forik olarak sylersek Mozart, yaamndaki anlam yitiminden dolay ve
gnlnn derinliklerinde en ok arzulad eyi gerekletirme olaslna
duyduu inanc tmyle kaybettii iin ld. Mozartn bu geliim dola
ysyla yaad yenilgi ve anlam yitimi, yeni bir an almlama alkan
lklarna hitap eden yaratma yeteneine sahip ilk bestecilerden olduu
iin, belki de ona ok daha katlanlmaz gelmiti (Elias, 2000: 43).
Bunun yannda Beethoven iin de benzer gelimelerden bahsedilebilir;
nitekim mziinin bieminde zaman iinde bir deiim gzlemlenmekte

durumunda olduu yeni bir evreye geildiini tespit etmek gerekmektedir. Yeni dummda sa
nat, eserini zgrce satm ak zorunda kalan sosyal bir figrdr.
9 mrnn sonlarna doru, yakn ilikiler kurduu Puncberge yazd mektuplarda yaad
skntlara deinmektedir: ok aziz dostum, ok acele ilerim iin bana biraz yardm eder miy
diniz (...) Onca emek harcadm drtllerimi gln bir fiyata verdim. Srf elimde gnlk mas
raflar karlayacak para bulunsun diye (Nadi, 1994: 200). Puncberge yazd bir dier mek
tupta ise yle yazmtr: imdi elimde 600 florin olsayd rahata besteler yazabilirdim. n
k ne yazk ki, i rahatlm buna bal (Nadi, 1994: 199).

102
Vefa Saygn tle & Hseyin Etil

dir. Bunun yannda Beethovenin en nemli eserlerinin varolusal motifi


zerine unlar syleyebiliriz: Genel olarak Beethoven eserlerinde huzur
suzluu, i atmalar, gerilimleri, ili derin kederleri mzikal imgeye
dkmektedir. Onun duyumsad ac bireysel olmann yannda toplum
saldr da. Eserlerinde kulland kaknd akorlar (accord dissonant), a
tma ve huzursuzluu haber vermektedir. atma ve huzursuzluun yo
un anlatml bir betimlemesidir eserleri. Ard ardna gelen uyumsuz ses
ler, gr akorlar, ok yaratan tonalite deiimleri, cenaze marn andran
blmler, hzlanan tempo, alkalanan ruh hlleri ile eserleri atvridirler.
Keder duygusu ve atmalar mziine egemendir. Mehur Erorika Sen
fonisi tam da byle bir eserdir. Bu senfonide, Avrupay etkisi altna alan
atmal, alkantl sre anlatlmaktadr. Beethovenin nemli bir dier
eseri olan 9. Senfoni de de, iinde yaanlan sefalet ile gelecee duyulan
inan arasnda bir atma, buna bal olarak duyulan derin bir endie ve
keder hkimdir.
Saray ve kilise etrafnda kurulmu dzen ile modernliin piyasa dze
ni arasnda yaanan gerilim mzie karmak, gerilimli ve huzursuz bir
nitelik kazandrmtr. Bachn aknla balanan melodileri, Mozartta
dnyann kendisinden kaynaklanan ikinlik biimine brnmtr. Ro
mantik dnemde ise byk dramatik ve lhi anlatmlar iermeyen ve
sanatnn expressiyonlann davurduu eserler verilmeye balanmtr.
Klasik mzik alannda meydana gelen kanlmaz deiim ve ilerlemeler,
pek ok mzik tarihisi bakmndan 19. yzyd klasik mzii asndan
romantizm a olarak deerlendirilen bir dnemin hazrlaycs oldu.10
Sanat alannn dier vehelerinde de gzlemlenebilecek, toplumsal alann
katastrofk iklimlerinde sanatlarn kendi ilerine doru bir ynelim iin
de olduklar gerei, yani kendi dsal referanslarm yitirmelerinin elik
ettii sanat sanat iindir paralosunda aa kan bu ekilme hli, ro
mantik an da temel niteliini oluturdu. Feodal dnemdeki sanatnn
btnsel bir gerein paras olma hlinin ortadan kalkmasnn ak bir
sonucu olarak sanat kendi arzu ve duygulanmlarm anlatmaya balaya-

10 Sanatn toplumsal yapsnn deiimi, varolusal dzlemde en gl biimde romantik dne


min bestecilerinde yanksn bulmutur. Romantik dnemin nde gelen bestecilerinden Sclu-
berttin sonat formu eserlerinin gelime blmnde ruhsal durumda ni bir altst olu, bir ac
ve burukluk patlamas hsl olmaktadr. zme kavumayan ruhsal skntlar, derin bir keder
ve huzursuzluk szkonusudur. Benzer bir temaya Chopinin eserlerinde de tanklk etmekteyiz;
onun eserleri de ac ve keder ykldr. Bu hem sanatnn kendisinin ac ve kederi hem de iin
de yaad toplumun ac ve kederidir. Chopinin ihtirasl ruh acl, Robert Schumannn sen
fonik ettlerine, viyolonsel ve keman konertolarna sinen hasta, krk ruh hli, mziin kalp
arpntlarn vermektedir. Toplumsal krlmalar, psikolojik krlmalara sebep olmu ve sanat
larn birbiriyle ztlaan, kar karya gelen bireysel duygulanmlar mziin ritmini biimlen
dirmitir.

103
Bir Gei Dneminde Mziin Kalp arpmtlar

aktr, yani sanat zne kendi iine kapanm, mziin nesnelerim de


kendinden deviren bir aamaya ulamtr. Bu netice klasik gelenekten
kesinkes bir kopuu nitelemektedir; kapitalizm ncesi dnemde sanat,
btnn paras olmann verdii vecd ile bireysel duygulanmlarn mm
kn olduunca geride tutmaya abalayan, usta bir zanaatkrd. Bireysel
duygulanmlarm nceki dnem sanatlarn eserlerinde kk bir etkiye
sahip olmasnn aksine romantik dnemde bireysellik, bireysel duygula
nmlar n plana kt.
Bu srecin bizde nasl yaandna gelelim. lk olarak, Osmanl-Trk
musikisinin tarihsel seyrinden bahsetmek gerekmektedir.11 Geleneksel
Osmanl-Trk musikisinin112 genel karakteristik zelliklerini Cinuen
Tannkorur (2005: 86-87) u biimde saptamaktadr: Aralklar tabi fre
kanslara dayal ve makamlar zerine kurulu bir mzik oluu, makamla
ra kiiliini dizilerin deil, seyirlerinin verii ve bu kurallarn deimez
oluu, ksa ve uzun pek ok kombinasyonunu usller iinde kalplatr
m oluu, sazdan ok sese (dolaysyla sze, yani iire) dayal mzik olu
u, asker ve baz din trler dnda, tek kiinin syledii, ald veya
alp syledii solo icraya koro icrasndan daha byk nem verilmesi,
bu solo icra iinde gazel ve taksim denen ses ve saz irticaFlerinin ok
nemli bir kstas oluu ve notadan deil mek usl ile stattan reni
len ve yine notaya baklarak deil, usl vurularak ezberden icra edilen bir
mzik oluu. Bu demektir ki Osmanl-Trk musikisi ordu, tekke ve e
lence uygulamalar dnda toplu bir icra mzii deildir, hele koro ile
hibir zaman icra edilmemitir. Koro icrann klasik Osmanl musikisine
zt bir uygulama olduunu belirtmek gerek.
Bunun yannda bu musikinin geleneksel olarak retilip icra edildii
yerler, bata saray iindeki Enderun olmak zere Mevlevihneler ve tek
kelerdir. Bu mziin mezlere aktarm, ise nota vb. teknik biimde de
il, mek ile, gnlden gnle olmakta ve kolektif hafza, stattan
meze icra iinde aktarlmaktadr. Yaz ve nota kullanmnn olmad ge
leneksel Osmanl-Trk mziinin hem saz ve sz eserlerinin hem de bilgi
ve tecrbesinin renim ve intikalinde, usta-rak ilikisine dayal, taklit
ve tekrar zerine kurulu mek etme usl merkez yeri tutmaktadr. Bu
adan mek etmek kanlmaz bir zorunluluk olarak da karmza k

11 Bu tarihsel seyri daha kapsaml bir biimde sergilediimiz almamz iin bkz. tle ve
Etil, 2009.
12 Osmanl-Trk musikisinin tarihsel geliimini Tannkorur (2004: 206) u ekilde formle
etmitir: Hazrlk (Farabi-Meragi aras), n-klasik (Meragi-Hafz Post aras), Klasik (Hafz
Post-smail Dede aras), Yeniliki (smail Dede-Hac A rif Bey aras), Romantik (Hac Arif
Bey-Tanburi Cemil Bey aras), ada (Sadettin Kaynak ve sonras).

104
Vefa Saygn tle & Hseyin Etil

maktadr. Alann aldn aktarmas, emanetini teslim etmesi, sanatnn


zektn demesi gerek[mektedir] (Behar, 2006: 100). Mek kadar mek
edilen meknlar olarak mekhneler de nemlidir. Musiki mekinin ger
ekletirildii meknlar olarak, Saray Mekhnesi, tekkeler -zellikle
Mevlevihneler- camiler (din musikide), konaklar, evler ve son olarak
da kraathneler gsterilebilir. Ancak, mehter mzii dnda kapal bir
mekn mzii olan geleneksel Osmanl-Trk musikisinin icrasnn, hibir
surette kitle nnde yerine getirilmediini, saydmz meknlarn dnda
eserlerin atnmadn zellikle belirtelim.
Dier yandan, Batdakinin benzeri bir sre, Osmanlda XIX. yz
yldan itibaren yaanmaya balanmtr. Bu yzyl, kapitalizmin dnya
zerine yaylmaya balad adr ve OsmanlInn geleneksel yapsnn
zlerek kapitalistleme srecinde yaama geirilen Batllama politi
kalarna iaret eder. lk olarak ordu dzeninde kendini gsteren slahatlar
-ki malum, Osmanl ilk zamanlar, Bat karsndaki gerilemesini asker
bir sorun olarak grmekteydi-, pek ok alanla birlikte zellikle eitim
alannda deiimlere yol amaktadr. Asker yaplanmann modernletiril
mesi amacyla II. Mahmut Yenieri Ocan kaldrm, yerine Asakir-i
Mansure-i Muhammediyeyi kurmutur. Yeni kurulan orduya geleneksel
mehter mzii deil batl bando tarz mzik elik edecektir. Bu amala
1826da, Mehterhne-i Hmayun kapatlarak Muzkay- Hmayun al
mtr. Eitimde bat tarzn esas alan bu kurumda musiki, Bat ve Trk
olarak iki ksmda retilmitir. Trk musikisi ksmnn ve saray fasl
heyetinin bu kuruma balanmas ve eitimdeki birok yapsal deiim
sonucu, zellikle XIX. yzylda, sarayn himayesindeki Enderun varln
yitirmi ve bununla birlikte, Osmanl-Trk musikisi, btnln sala
yan en nemli kayna kaybetmitir. Mehterhne ve Enderun gibi tarih
ve kkl eitim kurumlannn kaldrlmas Osmanl-Trk musikisine ar
darbeler indirmitir. Bu mziin nemli bir aya olan din musiki ise, bir
sre daha Mevlevihnelerde ve tekkelerde varln srdrrse de, tarihsel
eilim, bu mziin btnlkl yapsm ve dbn ortadan kaldrma y
nndedir. Saray iersinde Bat mziinin arlk kazanmasyla birlikte,
geleneksel icrac ve bestecileri kendilerini saraydan dlanm hissetmi
lerdir. Nitekim dnemin nemli isimleri (Hamamizde smail Dede Efen
di ile rencileri Dellalzde smail Efendi ve Mustafazde Ahmet Efendi
vd.) saray terk etmek durumunda kalmlardr. Bunun en nemli sebebi
ise geleneksel mzie ve onun temsilcilerine Ba mziine kyasla daha
az deer verilmesidir. Yeni dnemde geleneksel musikiye sarayda itibar
edilmemektedir. Sarayn yeni kua Osmanl-Trk musikisi eitimi ala
rak deil batl bir mzik eitimi alarak bal bir mzik anlayyla yeti-

105
Bir Gei Dneminde Mziin Kalp arpntlar

tirilmektedir. Artk besteleri de geleneksel musiki alanna deil alafranga


mzie aittir.
Tanzimatla birlikte yaanlan toplumsal dnm sreci klasik Os-
manl-Trk musikisi zerinde kapsaml bir deiimin ana tetikleyicisi
olmutur; klasik makam, usl, slp ve karakteri zerinde nemli etkiler
brakm, yeni model ve trlerin gndeme gelmesine sebep olmutur.
Klasik fasl icralar seyreklemi, solo icra koro icrann glgesinde kal
m, saray klasik mziin bir mekn olmaktan km, terennmler gz
den dm, byk usllerin yerini daha basit ve daha kolay olduklar ge
rekesiyle dyek, sofyan gibi kk usller almtr. Fasih meydana geti
ren perev, kr, beste, ar sem, yrk semi, saz sems formlarndan
ziyde geleneksel, klasik besteciler nazarnda bestecinin tm sanat ve
ustaln sergileyebilecei bir form olmamas dolaysyla itibar grme
yen, Lle Devrini mteakiben Tanburi Mustafa avuun bestecilii ah
snda kendini gsteren ark formu ve dolaysyla da ark bestecilii,
XIX. yzyln ikinci yarsnda Hac Arif Beyin (1831-1885) bestecilii
dneminde klasik slbun ykl, ar anlatmndan syrlarak halkn daha
kolay sevebilecei bir form olmas sebebiyle nem kazanmtr. Klasik
tarzn ar, mesafeli tavrndan kopulmu, duygular n plana gemitir.
Sarayda ve tekkede yetimi deerli mzisyenlerin ou bu ilgisizlik ze
rine topluma ynelmi, eserlerini halkn beenecei tarzda yapmaya ba
lamlardr (Karamahmutolu, 1999: 635).
Bu geliim sonucu, Osmanl-Trk musikisi nemli varlk zeminlerin
den birini, saray pratiini kaybetmitir. Sarayn dna karak geim der
diyle karlaan musiki, kanlmaz bir biimde yeni meknlara doru
evrilmitir: Bata stanbulda faaliyet gsterenler olmak zere Mevlevih-
neler, camiler ve baka din evreler; vezir-vzera konaklarnn mekn
tekil ettii aristokrat kesimler ile cemiyetler,13 1926ya kadar Drl-
elhn ve son olarak da Direkleraras ile meyhane ortamlarnn dekorunu
oluturduu piyasa.14 Artk Osmanl-Trk musikisi, meyhaneler, taver

13 Sarayn ve devletin geleneksel mzie olan ilgisizliine karn D a rl Musiki Osmani,


D ar l Feyz-i Musiki, Dar t Talim-i Musiki, Glen-i Musiki, ark Musiki Cemiyetleri gibi ge
leneksel musiki alannda halk arasnda kumlan musiki demekleri son dnem Osmanl-Trk
musikisi tarihinde nemli bir yer tutmaktadr. Sarayda gerekli ilgiyi bulamayarak konaklara
taman geleneksel mzik her ne kadar elenceye, ticari anlaya uygun ritmik esaslarda ve ark
formunda poplerlese de, geleneksel musikinin geleneksel tarzlarnn yaalmasnda bu cemi
yetler nemli ilevler yerine getirmilerdir. Bkz. Paac, 1999.
14 Bu dnemde yetien sanatlarn yetitii meknlara bakarak szkonusu deiimi/dnm
izleyebilmekteyiz; saraydan konaa Levon Hancyan veyahut saraydan Direklerarasnn piyasa
koullarna Muallim smail Hakk Bey; Mevlevihneler Zekaizde Ahmet Bey, Subhi Ezgi,
Rauf Yekta Bey; konak ve aristokrat evrelerde yetien isimler olarak Refik Fersan, Subhi Ziya
zbekkan, erif Muhittin Targan, Lenfi Atl; farkl meknlar aras geite; tekke-konak arasn

106
Vefa Saygn tle & Hseyin Etil

nalar ve stanbulun kenarlarndaki konaklardadr. Batdaki yeniyetme


burjuvazinin bir dnem aristokrasiye yknmesine benzer bir ekilde,
sarayn mziine musallat olan taze Bab- Ali memurlar, tketim arkna
den musikinin ilk alclar olmulardr. Piyasalama srecinin iyiden
iyiye belirginlemeye balamasyla sesli eserlerin geleneksel icra slbu
olan klasik tavr gnden gne unutulmakta/terk edilmekte olup, yerini
piyasa tavr denilen icra slbu almtr. Bylece piyasa olgusu ve icra
da piyasa slbu olumu ve bu piyasada profesyonel ses ve saz sanat
lar ortaya kmtr.
Piyasalama olgusunun geleneksel musiki zerinde meydana getirdii
nemli bir dier yenilik ise Osmanl-Trk musikisini kapal bir mekn
mzii olmaktan karm olmasdr. XIX. yzyln son eyreinde musi
ki umuma ak yerlerde icra edilmeye balanmtr; baheler, mesire yer
leri, kraathaneler, daha sonralar gazinolar vs. (Behar, 2006: 61). Bunlara
ek olarak II. Merutiyetin sanat hayat zerinde ekil bakmndan yarat
t nemli bir yenilie iaret eden konser pratiine gei nemlidir. lk
dnemler tiyatro salonlarnda umuma mahsus biimde verilen konserler
daha sonralar ak hava konserlerine dnecektir. Klasik Osmanl-
Trk musikisinin geleneksel olarak retilip icra edildii meknlarn saray,
Mevlevihneler ve hususi muhit olarak konaklar olduu dnldnde
konser pratiine gei nemli bir gelimedir.
Tm bu aktarmlarn neticesinde unu syleyebiliriz: Osmanl-Trk
musikisi zerinde deitirici/dntrc etkisi olan birbiriyle ilintili iki
ana olgunun varlndan bahsedilebilir: i) Batllama, ii) Piyasalama.
rnein meki ele alrsak; batllama mekin yerine notasyonu/kda
dklmeyi ve bat retim tekniklerini, piyasalama ise mekin para kar
l verilmesini dayatmaktadr. Hlbuki Osmanl-Trk musikisi eserle
rinin retimi ve aktarmnda mek merkez yeri tutmakla birlikte, hibir
zaman para karlnda verilmemekte hatt bu ayp saylmakta olup
mek vermek sanatn zekt olarak deerlendirilmektedir.15 Tanburi Ce
mil gibi muazzez bir ahsiyetin konaklarda geimini temin edebilmek
iin, elence meclislerinde tanbura, kemeneye Fatma Hanm dedirt

da Sadettin Arel, din musiki piyasa arasnda Sadettin Kaynak, Yesari Asm Arsoy buna birer
rnektirler (Gltekin, 1999: 657).
15 bnulemin (nal, 1958: 97-102), musiki erbabnn ounun, bilhassa, son zamanlarnda fakr
fakaye giriftar olmalarnn ayan dikkat olduunu, musiki erbabnn hemen onda dokuzunun
derdi maietle ezilp gittiklerini kemali hayretle grdn, kiminin ekmek paras tedarik ede
bilmek iin gazinolarda almak zorunda kaldn (Tanburi Aleksan Efendi), kimilerinin de
(Basri Bey) mea ve tayinat-inklb zaman ile yok derecesine mnkalip olduundan son za
manlarda zarurete uradn, bundan dolay arzu edenlere Ud mek etmek suretiyle temini
maiete altn yazmaktadr.

107
Bir Gei Dneminde Mziin Kalp arpntlar

mesi, Yangn Var diye bartmas veyahut ocuk alamas sesi kart
mas Osmanl-Trk musikisinin piyasalama veritesinde dt hazin
derekenin boyutuna iaret etmektedir. Cemil kendisi bu durumu bunun
musikide kymeti ve yeri yoktur. Fakat halkn rabeti o cihettedir ek
linde yorumlayarak elence paralarm deersiz bulduunu belirtmekte
dir. Batllama srecinin piyasalama srecine eklemlenmesini ve bu iki
srecin sanat zerindeki zorlayc etkisini yanstan Tanburi Cemilin u
szleri olduka nemlidir: Aklm olsayd alafranga keman alar, byle
meyhanelerde kemene ile ekmek paras kazanmaa uramazdm (akta
ran Cemil, 1947: 85).
Osmanl mparatorluunun batllama srecine girmesiyle yaad
toplumsal dnm, devrin Dede Efendi, Tanburi Emin Aa, akir Aa
gibi nemli bestecilerinin sanat duyarllnda ilk yanksn bulmu ve
bu besteciler gelecek ruh ihtilalinin ilk sarsntsn, byk ve srekli bir
zelzeleden evvelki hafif, zararsz ve fark edilemez titremeler hlinde duy
mulardr. Hatt Osmanl-Trk musikisinin batllama srecinde gzden
dmeye, sarayn gzndeki eski deerini yitirmeye balamasna ilk tep
kiyi Dede Efendi, bir inkrzn ac l olarak artk bu iin tad kalma
d deyip saray terk etmekle vermitir. Daha sonralar, Osmanl mpara-
torluunun yklmaya yz tuttuu bir dnemde, hemen btn messese-
leriyle kmekte olan devletin yaad ac ve alkantlarla dolu hayat
bestecilerin (Zekai Dede, Tanburi Ali Efendi, Hac Arif Bey, Tanburi
Cemil Bey vs.) ruh hllerinde yansmasn bulmu, dolaysyla szkonusu
hlet-i ruhiyeyi tam olarak yanstan, melankolik lirizmi iyi bir biimde
ifade eden eserler vcda gelmitir: Uzun yllar sren vakar ve ihtiam
Hac Arif Beyde yerini yes ve melale brakm, artk iyice ypranm
olan mparatorluun keder, hicran ve mitsizlii Tanburi Cemil Beyde
zirve olmutur. Hem ahsi hem de itimai kederinin mteverrim melali
iinde, yklan mparatorluun musikisine en muhteem mersiyeyi yazan
Tanburi Cemil Beydir (Tannkorur, 2005: 34-36). Nzm Hikmetin de
1920 ylnda yazm olduu ilk iirlerinden biri Tanburi Cemil Beyin
hasta yatanda lmn konu alan Cemil lrken iiridir; mukaddes
elemini and bir kere daha dizelerinde Nzm Hikmet tam da bu geree
dikkat ekmektedir.
20. yzyln bandan itibaren mzik alannda, Walter Benjaminin
yeniden retim teknikleri olarak bahsettii yeni retim teknolojilerinin
neden olduu kkl deiimler yaanmtr. Yeniden retim tekniklerinin
batyla paralel biimde Osmanl-Trkiyesinde etkin olarak kullanlmaya
balanmas, mziin nemli bir sorunsaln, sanat ile dinleyicinin do
rudan ilikisini derinden etkilemitir. Mziin kovanlara ve plaklara kayt

108
Vefa Saygn tle & Hseyin Etil

edilmesi ve gitgide plaklar ve gramofon makinelerinin popler olmasyla


kraathnelerde, elence yerlerinde ve evlerde musikinin sanat olmadan
alnr olmas, besteci/retici ile dinleyici/tketici arasndaki meknsal
birliktelii koparmtr. Hem dinleyicinin hem de sanatnn btn an
lamlandran rol gitgide zayflamtr. Yeniden retim teknikleri mziin
klasik tketim biimini deitirmi (sosyolojik sorun) ve bu durum mzi
in reticisi konumundaki sanat zerinde (psikolojik sorun), onu nem-
sizletirerek ve merkezden ekerek negatif etkilerde bulunmutur. Ortaya
kan neticeyi sanatnn eserine yabanclamas olarak tanmlayabiliriz.
rnein, Kthane kayklarnda musiki seslerinin younluklu olarak ii
tilir olmasndan, yani sanat eserlerinin pazara dmesinden mteessir
olan Tanburi Cemil, hnerli parmaklarndan ziyde gizli ruh ve kvrmla
rnn srlarndan taan namelerin byle orta mal hlinde sokaklara d
klmesinden znt ve eza duymutur. Onun iin iki firmaya tecrbe
mahiyetinde doldurduu birka plaktan sonra btn srar ve ricalara kar
durarak bu krl ii reddetmi, ancak 1910-1911 yllarnda gittike artan
geim zorluklar karsnda Blumentahl biraderlerin Orfeon firmasna
plak vermeye raz olmutur.16 Mesut Cemil babasna dair anlatt bir ha
trasnda Tanburi Cemilin bu durum karsndaki duyduu ac ve strab
dile getirir: Bu plak almalarnda en canl hatralarmn birincisi, plak
doldurmaya gidecei gnlerde babamn buhran derecesinde dt sinir
lilik hlidir. stemeyerek yapt bu iten daha stn bir ey yoktur san
rm. Her seferinde evket beyin bin dereden su getirip yumuak kandrc
talkatyla sakinletirilmesi icap eder, nihayet sararm yznn gergin
izgileri ile kk evden kar, anahtar hiddetle byk evin talna fr
latr, her an geri dnmeye hazr olduu hlde kar giderdi (Cemil, 1947:
141-142). Hatt Mesut Cemil, babasnn III. Selim dnemini ne kadar
zlediini de yazmaktadr.
Sadece Tanburi Cemil Bey deil, dnemin pek ok besteci ve icrac
snda szkonusu toplumsal dnmn onlar zerinde yaratt sancy

16 Osman evki Uluda, 9 Kasm 1934 tarihinde yazd gramafonculuun musikimize verdii
zararlar balkl yazsnda, birka sermayedarn kontrol ettii gramafon ve plak piyasasnn ve
onlara bal olarak alan ve musikinin inceliinden hibir suretle anlama yetisine sahip olma
dn dnd rejisr tipinin musiki zerinde yapm olduu olumsuz etkileri anlatmakta
dr: te bu mtehassslara eser beendirmek mecburiyetinde kalan bestekrlar, onlann kafala
rna gre besteler hazrlarlard. Mtehassslarn gzettikleri bir tek nokta vard: Piyasann tutup
tutmayaca. (...) Gramafonculann bu hareketleri kymetli istidatlar sndrd. Musikinin ipti
dai tekniine vkf olanlar geinmek kaygusu ile bu rejisrlerin verecekleri hkmleri avlamay
dnerek onlar tarafndan beenilecek eserler yapmaa baladlar. ok iyi bilirim ki grama-
foncular beste sahiplerinin ihtiyalarndan kendi hesaplanna istifade etmilerdi; iki liraya beste
satn almlardr, be liraya be kiilik saz takm kiralamtr ve bylece kolayca doldurduklar
plaklar, slupsuz kltrleri yksek fiyatlara satmlardr (Uluda, 2009: 32-33).

109
Bir Gei Dneminde Mziin Kalp arpntlar

grebilmekteyiz.17 Tekke ve cami musikisi geleneinden gelen klasik


sanatlarn ou piyasa mzii yapmak zorunda kalmtr. Tekke ve ca
mi mzii kltrnden gelen, geleneksel dp iinde yetimi nice sanat
larn, nice hafzlarn geimlerini salayabilmek iin ikili gazinolarda
alp sylemeleri onlar asndan ne elem verici olsa gerektir. Geleneksel
kurumsal yapnn zlmesi ile olumakta olan piyasa arasnda kalm
sanatlarn yaadklar gerilimlere dair nemli bir kant Ahmet Doan
zeke hatralarnda sunmaktadr. Mevlevi eyhi Gavsi Baykara ile Aka
Gndz Kutbay arasnda yaanan hadiseden u ekilde sz etmektedir;
Askerden dndkten epey sonra bir gn Hoca'nn nnde diz kp pi
yasada alma izni iin niyaza durmu. Hoca, her frsatta, sazdan ekmek
beklemenin dpedz aptallk olduunu sylerdi. O da btn yallar gibi
zamann deitiini idrak edemiyordu (zeke, 2000: 54, italikler bize
ait). Mevlevihne ile piyasann gazinolar arasnda skp kalm beste
kr, hanende ve szendelerin yaadklar krlmalar, eski ile yeni arasnda
ki kanonik farkllklar net bir biimde ortaya koymaktadr.
Osmanl-Trk musikisi sanatlarnn yaadklar hikyeyi kabaca
zetlersek: Batda saray ve kilise orkestralarnda dzenli bir iin varl
sanaty geimini salamak bakmndan ciddi ekonomik sorunlardan ko
rumaktayd. Bizde ise bu fonksiyonu icra eden unsur temel olarak saray
idi; ancak, batdan farkl olarak Osmanl-Trk musikisi geleneinde, sa
nat asndan sanatndan para kazanmak gibi bir durum batda gzlem
lendiinden farklyd; bestecilerin byk ounluu meslek edindii ba
ka ilere sahipti. Ayrca tekke ve derghlar nemli bir koruyucu ileve de
sahiptiler. Saray himayesinin ortadan kalkmas, sanatlarn geimlerini
salad esnafla dayal retim ilikilerinin bozulmas, tekke ve dergh
larn kapatlmas, sonradan kurulan konservatuarlarda geleneksel musiki
inaslarn himaye edilmemesi, onlara tek kar yol olarak sanat zerin
den para kazanmay dikte etmi ve devrin sanatlar bu dorultuda, eseri
ni pazarlamak, konaklarda ve kklerde yeni oluan zengin snf ve sara
ya yknen aristokratlan elendirmek ve onlann ocuklanna dersler ver

17 Refik Fersan hatralarnda, devrin musikiinslarnn hl-i pr melllerini devrin tan olarak
kayda geirmitir: te, Sineklibakkaldaki evinin bir odasndaki yer yatanda teessrnden
teverrm ederek len Cemil... te, sefaletten kendisini asarak intihar eden byk bestekr
stad Hac Kirami... te, alktan evinde ls bulunan Tanburi Ali Efendinin olu tanburi
stad Aziz... te, sefalet iinde can veren mevlidhan ve bestekr Hafz Hsn... te Udi Nev-
res, ite mehur bestekr Rahmi, ite Lemi... te, Sultan Mahmudun garp musikisini Trkiye
ye getirmesi zerine padiahn mazhar olamad tevecchnden mahrumiyetine katlanamaya-
rak terk-i diyar edip Hicazda vefat eden Byk Dede Hammamizde smail Efendi... Saymak
la bitmeyecek kadar daha birok sanatknmz, ihmaller yznden perian ve muhta bir hlde
terk-i hayat etmilerdir (Bardak, 1995: 134-135).

110
Vefa Saygn tle & Hseyin Etil

mek, gramafonlara ve plaklara kaytlar yaptrarak mzik piyasasnn ta


cirleriyle ilikilenmek, gazinolarda sahne almak durumunda kalmlardr.
Sonralar yeni iletiim teknolojileri ve konser pratikleri sayesinde geni
kitlelere seslendiler. Tm bu gelimeler onlar elence kltrnn/kltr
endstrisinin bir paras hline getirmitir.

S o n u y e r in e
Tm bu ksaca deindiimiz deiim srecinde, Osmanl-Trk musikisi
nin besteci ve icraclarnn hlet-i ruhiyesi ve bunun retilen eserlerdeki
yanks, szkonusu sreci, bestecilerin duyarll dolaymyla yanstmak
tadr. Dingin ve huzurlu ortamlarndan a kurtlar sofrasna den ve ac
bir biimde yok olan sanatlarn trajedisi, dneme ayrlan bir sre
halinde izlenebilir.
lk dnemi, klasik dnem olarak adlandrabiliriz. Bu dnem, yukarda
deindiimiz zere, kendini sonsuz bir btnn paras olarak gren ve
ilahi bir evkle beslenen besteci ve icraclarn huzur ve dinginliini yans
tr. Batda Bachn ya da Vivaldinin, bizde ise Mustafa Itri ya da Hafz
Postun eserlerinden yansyan, ilahi ve dolaysyla sonsuzdan gelip son
suza giden bir mkemmeliyet tayan leme dnk bir gven ve rahatlk
tr. Batda bu dinsel hava, Aydnlanma dneminde de, sivil dinin iyim
serlii eklinde devam etmi olup en karakteristik ve bir o kadar elikili
ifadesini Beethovenin eserlerinde bulmutur.
XIX. yzyl, hem Bat hem de Osmanl asndan bunalmlarn, derin
dnmlerin ve paralanmalarn adr. Tarihsel fay hatlar faaliyete
gemi, yerkabuu atlamaya balamtr; bu a, depremler adr. Ba-
tda 1848 ve 1871 ihtilllerinde vcut bulan kkl toplumsal hareketlen
meler ve Sanayi devriminin yaratt bunalmlar, bireylerin yaam dnya
larndaki pek ok sancnn, acnm ve buhranlarn da kaynadr. Orta-
an, huzur iinde uzun yllar yaayan bestecilerinin yerini, acl mr
leri ksa bir srede son bulan Schubert, Chopin, Schumann vb. almakta
dr, himaye dna ktktan sonra Mozart bekleyen ey, tam anlamyla
bir dramdr. Bu bestecilerin eserleri, zaman zaman iine kapal bir hzn,
zaman zaman da acnn feryatlarn yanstr.18

18 Dnemin Avrupasna ilikin bir semptom saptamasnda bulunalm: Avrupann endstriyel


ve siyasal devrimlerinin yaratt gei srelerinden rahatszlk duyan insanlar huzuru, gerek
zamansal gerekse de meknsal yolculuklarda bulmaya almlardr. Sz konusu yerle bir olu
srecinden kaan insanlar, kendi toplumunda ya da anda bulamad huzuru baka alarda
baka toplumlarda bulmak zere yolculua kmaya balamlardr. Oryantalist batl aklda her
zaman fantastik bir imge olarak yer alm olan dou dnyas, bu kez de huzur verici bir me
kn olarak kurgulanmtr. 19. yzylda hemen her sanatnn yaam yksnde uzunlu ksal

111
Bir Gei Dneminde Mziin Kalp arpntlar

Osmanl iin ise ayn dnem, sonu gelmeyen ve yenilgilerin kader


hline geldii savalar, ekonomik anlamda kendini gsteren derin buna
lmlar ve varln devam ettirmek iin kvranan devletin hayata geirdii
politikalarla siyasi yapdaki paralanmalar, sosyal ve kltrel altst olu
lar tarihe yazmaktadr. Bu bunalm dneminin besteci ve icraclardaki
yansmalar ise, ciddi ruhsal skntlar, sebebi ve nesnesi belli olmayan
endieler ve kayglar eklinde kendini gstermektedir. Bu buhranlar, za
man zaman, Tanburi Cemil Beyde olduu gibi, nevrotik kiiliklere de
kaynaklk etmektedir. Bu dnemde dikkati eken bir dier duygu ise, b
tnl paralanan ve bozulan dnyaya kar duyulan derin bir mitsizlik
ve srekli ilenen lm vurgusudur. Bu acl ve kaygl besteciler kua,
cumhuriyetin ilk dnemlerinde, azalarak da olsa varln devam ettirmi
ve belki de Mnir Nurettin ile son demlerini yaamtr. Osmanl-Trk
musikisi, son fasln almaktadr ve vakit ok getir. Bundan sonra,
gei dnemi besteci tipinin sosyo-tarihsel koullar varln yitirmitir
ve kukusuz buradan, bu sosyal tipi bugn canlandrmaya almann gro
tesk neticeler dourduu/douraca sonucunu da karabiliriz.
Bu gei dneminin ardndan, Osmanl-Trk musikisi iin son sz,
kapitalizmin acmasz arklar sylemitir. Musikinin oluumundaki l
iliki asndan (beste-icra-dinleme) artk baat olan, tketimin gerekleri
ve buna paralel dinleyicilerin beenileridir. Bu sreci bir varolusal
tiple dile getirelim: Bir dinleyici tipselletirmesine gidersek, metalama
srecinin, yabanclamann, gndelik yaam iinde boulmann ortaya
kard, bu dorultudaki ve btn beste retimi srecini belirleyen bir
mzik talebi szkonusudur. Ki bylesi bir talep; enstrman cambazlklar,
konserler, sahne ovlar ve yakn dnemde kpler vb. eklinde kendi bi
imlerini yaratmtr.
Dinleyicinin iinde bulunduu yer, Heideggerin deyiiyle onlar-ala-
ndr ve onlar-alan, insanlarn kendi varolularndan kaarak kitle iinde
saklandklar, erimeye altklar yerdir. Politik ve hukuksal olan btn
farkllklar ortadan kaldran ve herkesi piyasa nnde eitleyen kapita
lizm, onlar-alanm tm insanlara ve tm yaam alanlarna yaymtr. Bu
sre iinde, retimine piyasa koullarnn yn verdii ve sanatn meta-
latran besteci de, onlar-alanmn iinde yitip gitmitir. Osmanl-Trk
musikisini vcda getiren yaam alan ve btnlkl dnya algsnn, ka-
pitalistleme sreci iinde paralanmas, bu yitip gitmenin kaynan
oluturmaktadr. Gei dneminde, toplumsal yaamdaki bozulmalara,

bir takm yolculuklar yer almaktadr. Benzer bir eilimle, dnemin en nemli romantik edebi
figr olan Goethenin, irazinin Divann okumu ve Fausf tan sonra en mehur eseri olan
Bat-Dou D ivani m yazm olmasn bu eksende deerlendirmek mmkndr.

112
Vefa Saygn tle & Hseyin Etil

ykmlara ve bunlarn insanlar zerinde yarattrr kiilik dnmlerine,


ortaya kan yeni toplumsal ilikilere, yani onlar-alanma dhil olan insan
lar, bu metalama srecini iselletirerek ve yeniden reterek gnmze
kadar sregelen toplumsal pratiklerin zeminini hazrrlamlardr. Bu d
nem itibariyle gerek dinleyicilerin talepleri gerekse bestecilerin arz ettii
rnler, onlar-alanmn toplumsal pratiklerinin sonucu olumutur.
Yeniden retim tekniklerinin de etkisiyle, klasik dnemin icra-dinle-
me btnl paralanm, ardndan dinleme/tketici merkezli bir sanat
retimi/beste srecine geilmitir. Piyasalama, paralel olarak popler
leme beste-icra ve dinleme ilikisinde dinlemeyi, dolayrsryla dinleyenle
ri merkeze almr ve bu durum retim/beste srecini dorudan etkilemi
tir. Bu srete mzik, beste ve gftenin btnl arsrndan paralanmr-
tr. Bu sre, beste ile gfte arasndaki btnlkl ba kopard gibi,
ayn zamanda beste ile icra arasndaki ba da koparm ve mziin re
tim ve yeniden retiminde yer alan insanlarn, ortaya kan esere yabanc
lamalar sonucunu da dourmutur. Artk atmosfer deimi, byk sos-
yo-kltrel problemlerin baka yerlere vurmaktadr ve artk mziin
tarihsel seyri de, sanatlarn toplumla ve sanatlaryla sosyal ve psikolojik
ilikilerini batan ekillendirecek baka varolusal motiflere gebedir.

K aynaka
Akarsu, Bedia (1994) ada Felsefe, nklp Yaynlan, stanbul.
Badiou, Alan (2004) Etik: K tlk Kavray zerine B ir D enem e, ev. Tuncay Birkan, Metis
Yaynlar, stanbul.
Bardak, Murat (1995) R efik Bey, R efik F ersan ve Hatralar, Pan Yaynlan, stanbul.
Behar, Cem (2006) A k Olmadan M ek Olmaz, Yap Kredi Yaynlar (3. bask), stanbul.
Cemil, Mesut (1947) Tanburi C e m ilin Hayat, Sakarya Basmevi, Ankara.
en, A. Kadir (2000) H eidegger de Varlk ve Zaman, Asa Yaynlan, Bursa.
Dilthey, Wilhelm (1999) H erm eneutik ve Tin Bilimleri, ev. Doan zlem, Paradigma
Yaynlar, stanbul.
Elias, Norbert (2000) Mozart, B ir D ahinin Sosyolojisi zerine, ev. Yeim Tkel, Kabalc
Yaynevi, stanbul.
Finkelstein, Sidney (1995 ) B esteci ve Ulus, ev. M. Halim Spatar, Kaynak Yaynlar, stanbul.
Finkelstein, Sidney (2000) M zik N eyi A nlatr, ev. M. Halim Spatar, Kaynak Yaynlar (3.
bask), stanbul.
Gltekin, Mehmet (1999) OsmanlIda Musiki ve Hikmete Dair Fennin Son OsmanlIlar,
Osmanl Ansiklopedisi c. 10, Yeni Trkiye Yaynevi, Ankara.
nal, bnulemin Mahmut Kemal (1958)H o S a d , Son A sr M usikiinaslar, Maarif Basmevi,
stanbul.

113
Bir Gei Dneminde Mziin Kalp arpntlar

Karamahmutolu, Glay (1999) Tanzimat Dneminde Mzik: Dnem Padiahlar ve Mzik


Anlaylar, Osmanl Ansiklopedisi c. 10, Yeni Trkiye Yaynevi, Ankara.
MacIntyre, Alasdair (2001) Varoluuluk, ev. Hakk Hnler, Paradigma Yaynlar, stanbul.
Nadi, Nadir (1994) D ostum M ozart, ada Yaynlar (9. bask), stanbul.
Oskay, nsal (2001) M zik ve Yabanclama, Der Yaynlan (3. Bask), stanbul.
n, Sleyman Seyf (1999) Trk P olitik Kltr, A lfa Yaynlar, stanbul.
tle, Vefa Saygn ve Etil, Hseyin (2009) Gei Srecinde Yiten Musiki: Sosyal Dnm
ve Osmanl-Trk Musikisinden Varolusal Profiller, Trkiye Aratrm alar Literatr
D ergisi, cilt 7, say 14, s. 417-454.
zeke, Ahmet Doan (2000) N eyzenler Kahvesi, B ir N eyzenin Hatralar, Pan Yaynclk,
stanbul.
zlem, Doan (2001) M ax Weber de B ilim ve Sosyoloji, nklp Yaynlar, stanbul.
Paac, Gnl (1999) Cumhuriyetin Sesli Serveni, Cumhuriyet Sesleri, Tarih Vakf Yurt
Yaynlar, stanbul.
Tanrkorur, Cinuen (2004) Trk M zik Kimlii, Dergh Yaynlar, stanbul.
Tanrkorur, Cinuen (2005) Osmanl D nem i Trk M usikisi, Dergh Yaynlar (2. Bask),
stanbul.
Uluda, Osman evki (2009) B ir K ltr Savas, M usiki Yazlar, Pan Yaynlan, stanbul.
West, David (1998) K ta Avrupas F elsefesine Giri, ev. Ahmet Cevizci, Paradigma Yaynlar,
stanbul.
Wicke, Peter (2006 ) M o za r ttan M adorm ay a P opler M ziin K ltr Tarihi, ev. Serpil
Dalaman, Yap Kredi Yaynlar (2. Bask), stanbul.

114
15. Y z y il O sm a n l i
M z i in d e ube
K avram i ve H er m etk
G elenek
[HIZIR BN ABDULLAHI ANLAMAK]
O kan M urat ztrk

Hayat hakknda hemen hibir ey bilinmeyen Hzr bin Abdullah, padi


ah II. Muradn Edime sarayndaki mzisyenlerden biridir. Padiahn
istei zerine, musiki zerine bir kitap yazmakla grevlendirilir. Geri
Hzr bu istei, padiahn meclisinde kendisinden nce byle bir grevi
yerine getirebilecek ok daha yetkin musiki stadlan bulunduu mazere
tiyle stlenmek istemese de padiah bu arzusunu onun yerine getirmesini
buyurur (zimi, 1989; elik, 2001).
Bu ksa anlat, Hzr bin Abdullahn 1441de yazd Kitab l-Edvar
adl eseri meydana getirme vesilesi olarak aslnda ok anlamldr ve ze
rinde ayrntl olarak durmay gerektirir. Ancak bundan nce Hzr bin
Abdullahn musikiyi anlatmak, aklamak zere meydana getirdii eser-

Sanat, retim Grevlisi, Bakent niversitesi Devlet Konservatuar.


15. yzyl Osmanl Mziinde ube Kavram ve Hermetik Gelenek

deki yaklamn, konu seimi ve sralannn etraflca ele alnmas, irde


lenmesi ve yorumlanmas kayda deerdir. nk Abdullah olu H
zr, eseriyle, Osmanl mzik kltr ve tarihi bakmndan zerinde dik
katle durulmas gereken bir profil izmekte ve aslnda, eserini okuyup
anlamak isteyenleri, saysz soru iareti ve imlarla dolu bir labirenfe
davet etmi olmaktadr. Bu makalede, bu labirentin eitli zellikleri ve
karmak dehlizleri zerine hermentik bir okuma yaplmas ve anlatlan
lara belirli ynleriyle aklk kazandrlmas amalanyor.

M ZK , KOZMOLOJ VE ASTROLOJ
Mzik, kozmoloji ve astroloji ilikilerinin tarihsel, felsefi, inansal ve
kltrel kaynaklarna bakldnda kukusuz Hermetizm, Pisagorculuk ve
Neoplatonculuk gibi ezoterik gelenek ve akmlarla karlalmaktadr. Bu
kkl geleneklerin gerek birbirleriyle olan balantlar, gerekse pagan,
brani, Hristiyan ve slm kltrleri iindeki var olu ekilleri, konunun
ok boyutlu ve deiken grnleri olan, karmak bir yapya sahip ol
duunu ortaya koyar. Bu ereve, makalenin snrlarm nemli lde
aacandan, bu kkl geleneklerin slm kltr iindeki etkilerini en iyi
yanstan hvan- Safa topluluu ve nl risalelerindeki mzik, kozmo
loji ve astrolojiye ilikin deerlendirmeleriyle konuyu erevelendirmek
doru olacaktr.
HVAN-I SAFANIN BAAT ROL
hvan- Safa, Basra merkezli olarak kurulmu, smail ve btn bir toplu
luktur. slm kltr iinde Neoplatoncu, Pisagorcu ve Hermesi anlay
lar, zellikle bu topluluka meydana getirilen ansiklopedik Risalelerdeki
eitli konu ve anlatmlarla temsil edilmilerdir. hvan yeleri mzie
kozmolojik, drt-unsurcu ve zellikle de astrolojik bir simgesel ara ola
rak bakar (etinkaya, 1995).
hvan- Safa topluluu, mziin ortaya k koullarm tmyle yldz
ve gezegenlerin durumlarna bal bir kozmoloji iinde ele almtr. Bu
alanda yararlandklar kaynaklarn banda Batlamyusa (Ptolemaios) ait
El-Mecisti adl eser gelir. hvann slm kltrnde dntrlm haliy
le benimsedii Batlamyus sisteminde toplamda dokuz felek, ortak mer
kezlere sahip ve birbirlerini kaplayan kreler halinde, i ie gemi du
rumdadrlar. Bu sistem, yer-merkezli (geocentric) bir sistemdir. Ay,
Merkr, Vens, Gne, Mars, Jpiter, Satrn, sabit yldzlar felei ile
-Mslman bilginlerce eklenen- muhit adl d evre bu dizgesel sra
lan iinde yer alrlar. Seyyid H. Nasra (1985) gre kozmolojik ve sem

116
Okan Murat ztrk

bolik eilimleri bakmndan hvann slm kltr iinde farkl bir


okul olarak ele alnmas gerekir. Bu nedenle Nasr, Risalelerin kaynak
larna ilikin bulgular gz nnde bulundurarak hvan yelerinin, slm
dnyasnda daha ok Cabir bn Hayyan Klliyat olarak bilinen Pisa-
gorcu-Hermetik ilkelere bal olduklarn ileri srer (Nasr, 1985: 47).
Kimyann babas olarak tannan Cabir, ayn zamanda dneminin nde ge
len bir simyacsdr ve Hermetik bilimlerle de yakndan ilgilidir. Bu er
evede Tamara Green, tarihi Mesudiye dayanarak slm kltr iinde
grlen Hermes-dris zdeliine dayal ve astroloji, simya ve dier giz
li bilimlerle balantl inan ve uygulamalarn kaynanda Harran, Sa-
bi, Mande, smail, i ve Btn geleneklerin bulunduuna dikkat ek
mektedir (Green, 1992: 170).
hvan- Safa Risaleleri, bir felsefe ansiklopedisi olarak, slm kltr
iinde nemli bir etki ve arla sahip olmutur. Bayram A. etinka-
yaya (2005) gre bu risaleler, bn Arabinin zamanna kadar Msl-
manlar arasndaki en byk felsefe ansiklopedisi ve hemen her felsef
meselede, bavurduklar en byk kaynak idi (etinkaya, 2005: 209).
hvann sufi kltr zerindeki etkilerine deinen Nasr (1985), bn Arab
ve Gazalnin de Risalelerden nemli karmlar yapm olduklarn
vurgular. bn Arab ve Gazali ise, Osmanl dnce ve inan dnyasnn
ekillenmesinde en byk role sahip iki isim olmulardr. zellikle bn
Arab; Sadreddin Konev ve Davud- Kayseri gibi rencileri zerinden
Osmanl kltrne, bilim ve felsefe alannda damga vurmu bir isim ha
lindedir (Kl, 2011).
hvan, risalelerinin mzikle ilgili olan beincisinde drtlkler bal
altnda, kozmik dzen ve birlii salayan drtl gruplandrmalar ayrntl
olarak sralar (Shiloah, 1993; Wright, 2010; Kahraman, ed., 2012). nce
likle kozmosun oluumu, trm (sdur) olarak adlandrlan drt aama
l bir sre arz eder. Kkleri Plotinosta ve Neoplatonist varlk anlayn
da bulunan bu treme sreci, hvana gre drt aamada ekillenmitir: 1)
Yaratc Bir (Allah), 2) Akl (Akl- Kll), 3) Ruh (Nefs-i Kll) ve 4) lk
Madde (Heyula-y Evvel) (Nasr, 1985). Hzr bin Abdullah, eserinin Ale
min Oluumu balkl ksmnda, bu aamal sreci hvan modelinin bir
benzeri olarak u ekilde anlatr: Evvel Allah Tela celle ve l kendi
kudretinden bir gevher yaratd ... ana ... akl- kl dirler ... andan dahi
bir gevher aikre old ana nefs-i kl dirler ... bir gevher dahi aikre
old ... ana heyulay evvel didiler (zimi, 1989: 72; elik, 2001:
144). hvanda bu temel drtly izleyen varlk zinciri tabiat, cisim, fe
lekler (gk), unsurlar ve dnyasal varlklar (madenler, bitkiler, hayvanlar)
olarak gelime gsterir (Nasr, 1985; etinkaya, 2003). hvann nmero-

117
15. yzyl Osmanl Mziinde ube Kavram ve Hermetik Gelenek

lojik sembolizmindeki dzenin kozmik niteliine deinen Pacholczyk


(1996), bu trm srasnn saysal sembolizminde; Bir: Yaratc, ki: Akl,
: Nefs, Drt: Madde, Be: Tabiat, Alt: Cisim, Yedi: Gezegenler, Se
kiz: Nitelikler ve Dokuz: Varlklar olarak elemi olduunu hatrlatr.
hvanm drtl snflandrmasnda merkez bir konumu bulunan drt
unsur (toprak, su, hava, ate) ve drt niteliin (scak, souk, kuru, ya)
insan vcudundaki drt salgyla (kan, balgam, kara safra, san safra); yn
lerle (kuzey, gney, dou, bat); mevsimlerle (yaz, gz, k, bahar); geo
metriyle (nokta, izgi, yzey, cisim); say basamaklanyla (birler, onlar,
yzler, binler); yaam dnemleriyle (ocukluk, genlik, yetikinlik, yal
lk); ayn evreleriyle (hill, dolunay, yanm ay, yeniay), rzgrlarla (ku
zey, gney, dou, bat), bedenin drt bileeniyle (kan, et, kemik, sinir);
varlk lemleriyle (insanlar, hayvanlar, bitkiler, madenler) vb. ilikilendi-
rilmesi, mzikte de drt tel ve drt ube sembolizminde ifadesini bulmak
tadr. Tm bu ilikilerin, Grek dnyasndan slm kltrne eviriler
yoluyla szd ve kkletii aktr (Can, 2002).
hvan- Safay Hzr bin Abdullah incelemesi bakmndan nemli k
lan bir dier zellik de astroloji konusuna hvan yelerinin verdii mer
kez roldr. Bu konuda Kl (2010: 158) u deerlendirmeyi yapar: Ri
salelerde hvan, gklerin incelenmesine byk nem atfeder. nk
gklerin ay-alt lemindeki eyler zerinde tesirleri olduu gr doa
bilimlerinin her sahasyla alkal bir husustur. Ayrca bu ilmin safi beeri
bir ilim olmad, gklerin ilmini yeryzne getirmek iin Satrne yol
culuk etmi olan dris Nebiye indirilen vahiy olduuna kaniydiler. Bu
rada da grld gibi astroloji konusu, Hzrn yanstt bilgi bakmn
dan mzii anlamann deta n-koulu, alt-yaps durumundadr. y
le ki 15. yzyl edvarlarnn birounda makamlarn balama ve zellikle
de biti yerleri iin kullanlan ve mziksel bir terim haline geldii gr
len hane/ev kavramnn kaynanda bile astrolojinin yer ald anlal
maktadr. Astrolojide her burcun, zodyak zerinde kendine zg bir ha-
nesi, evi bulunmaktadr. Dolaysyla bu burlara karlk gelen on iki
makam da, bu hanelere yerlemi olmaktadr. Bylece burlar ve ma
kamlar asndan on iki hane ya da ev, srasyla:
1) Ko-Rast 7) Terazi-Rehavi,
2) Boa-Irak 8) Akrep-Hseyni,
3) kizler-Isfahan 9) Yay-Hicaz
4) Yenge-Kuek 10) Olak-Buselik
5) Aslan-Bzrg 11) Kova-Neva
6) Baak-Zengle 12) Balk-Uak

118
Okan Murat ztrk

eklinde bir zdelik kazanmaktadr. Buna gre rnein Nikriz terkibi


iin Hzrda geen Hicaz aaz ide, ine, Rast evinde karar ide veya Sey-
dde Rast iin Ho aaz it ol evden gir anda/Biraz pervaz idb kalk gel
dur anda trnden anlatmlarda geen ev teriminin, astrolojik mnda
burlara ait evlerden kaynakland ve bir terim olarak astrolojiden mzik
diline getii ak bir ekilde anlalmaktadr.

u b e k a v r a m i z e r in e
HERMENTK BR ANLAMA ABASI
ube, Arapada blk, ksm, takm, dal anlamlarna gelmektedir.1 Bu
nedenle szcn kaynanda trdelik ve snflandrmaya zg bir
nitelik bulunduu aktr. ube kavram, slm kaynaklarnda yer ald
ekliyle kavramsal ve saysal bakmdan eitlilik sunar. Safyddinde
drt unsura karlk drt adet olan ubeler, Maragal Abdlkadirde 24
saate karlk 24 tanedirler. Bu nedenle Osmanl dnemi kaynaklarnda da
Safyddine veya Maragalya atfta bulunan eserler, ube saylar bak
mndan bu farkll olduu gibi yanstmlardr. rnein Ldikli Meh-
med elebinin, Fethiyye [1483] adl eserinde ube saysn 24 olarak ver
mesinden, kaynak olarak Maragaldan yararlanm olduu karsanabil-
mektedir.
Hzrda ubeler, Bedr-i Dilad (Ceyhan, 1987), Krehirli Yusuf (Ka-
milolu, 1997; Sezikli, 2000; Dorusz, 2007), krullah (Kamilolu,
2007; Bardak, 2008, 2011) ve Seydde (Arsoy, 1988; Popescu-Judetz,
1994) ifade edildii gibi drt adettir. Yegh, Dgh, Segh ve argh
olarak saylan bu ubeler srasyla toprak, su, hava ve ate olmak zere
drt unsura karlk gelirler. Aslnda bu sembolizm tmyle Pisagorcu ve
ezoterik syleme zgdr (Pacholczyk, 1996) ve belirtilen kaynaklarn
tmne egemen olduu grlmektedir. Kald ki Safyddin Abdlm-
minin Kitab l-Edvar\m -farkl kaynaklardan eitli ilavelerle- Trk
eye eviren Ahmedolu krullah, ilave ksmlarda yararland kay
naklar arasnda hvan- Safa adn da zaten aka zikreder (Kmilolu,
2007; Bardak, 2008; 2011).
HIZIR BN ABDULLAHTA UBELERLE LGL FADELER
Hzrn ubelerle ilgili olarak ortaya koyduu ifadeler, u trden akla
ma ve balamlara sahiptir:1

1 Ferit Develliolu, Osmanlca-Trke Ansiklopedik Lgat, Aydn Kitabevi, 2004.

119
15. yzyl Osmanl Mziinde ube Kavram ve Hermetik Gelenek

evvel makamlar beyan olnur ve andan sonra avazeler ve andan sonra


ubeler ve andan soma terkibler bilgil ki makam on ikidr mecmu s-
tadlar ittifakile ve avazlar eyh Ebu Nasr- Farabi katnda yididr ve
kalan stadlar kafanda altdur ... ve ubeler drtdr ittifakile bunlardan
gayrisi terkiblerdr (zimi, 1989: 140; elik, 2001: 215).
bilgil kim makamlar ve avazlar ve terkibler drtden tara deldr ev
vel yikgah ikinci dgah nc sigah drdnc argah budur ceminn
asl soma makam sonra avazlar ve illa asl drt ubedir. (zimi,
1989: 140; elik, 2001: 215).
Her perde ki var drt nameden eksik del ve sekiz nameden ziyade
del dimiler arab stadlar ... amma drt nameden kemter yoktur
ol cihetle kim evvel name-i od mesabetinde dutubdururlar ve ikinci
name-i heva mesabetinde dutubdururlar ve nci name-i su mesa
betinde dutubdururlar drdnc name-i toprak mesabetinde dutupdu-
nrlar ... name-i evvel nokta mesabetindedr ve ikinci name hat
mesabetindedr ve nc name sath mesabetindedr ve drdnci
name cism mesabetindedr (zimi, 1989: 170; elik, 2001: 251).
zellikle bu son alnt, Hzrn Pisagorcu ve Neoplatonik syleme zg
simgesellikleri ifadesi bakmndan benzersiz nitelikler tamaktadr. Pisa
gorcu sembolizmde ilk drt say olan bir, iki, ve drt, drtlk anla
mnda tetractys veya tetrad olarak adlandrlr ve toplamlar on saysm
veren bir gen eklinde gsterilirler (James, 1993: 29). Bu drt say,
hvan geleneindeki drt sembolizmi asndan da byk nem tar
(Pacholczyk, 1996). Drtlkteki her bir say, srasyla nokta, izgi, yzey
ve cisme karlk olarak alnr (Henninger, 1961: 17; Hanerliolu, 2006:
333). Dolaysyla Hzr burada, bu gizemci gelenein en nemli sembol
lerinden birini, ak bir ekilde dile getirmi olur.
Sebeb oldur kim drt name mnasib emr-i tabiatidur ve drt name
riyazi kabilindendr... (zimi, 1989: 170; elik, 2001: 251).
... bu ilmde zahir itmek dileseler bu ebadu asln ki bilmek gerekdr
kim asl bu drtdr kim mecmus bununla malum olur ... (zimi,
1989: 181; elik, 2001:263).
Hzr, ubelerin asl olduklarna ilikin -sadece burada yer verilenlerle
snrl olmayan- ok sayda ifadeye metninde yer vermektedir. Bu du
rumda ubelerin, gnmze dek yaygn ekilde kabul edildii gibi salt
ikinci dereceden makamlar (ztuna, 1974 II: 292) olarak anlalmas
ve incelenmesi mmkn grnmemektedir. Her eyden nce Hzra ait

120
Okan Murat ztrk

ve onunla emsal nitelikteki metinler dikkatle tarandnda, ubelerin ok


daha farkl bir ilevle donanm olduklar anlalyor. Burada yer verilen
yukardaki son alntda Hzr aka, drt ubeyi, drt temel aralk
(buud\ ebad) olarak nitelendirmekte ve mzik sanatnda seslerle ilgili
olarak aklanmak istenen her eyin, bu drd zerinden grnr hale
getirilebileceini vurgulamaktadr. Bu nedenle gl sembolik balamlar
gz nnde bulundurulmadan ube konusunun yaygn kabul ierisinde
gerei gibi kavranabilmesi, anlalabilmesi mmkn grnmemektedir.
EMSAL METNLERDEK ANLATIMLAR
Bedr-i Dilad (Ceyhan, 1997: 724) manzum tarzdaki Anasr nitekim
olupdur ehar/Makamun dahi asln anla ar ifadesiyle, drt unsur sem
bolizminin makamlarn asl, esas olduuna dnk anlay dile getirir.
Ayrca:
... u drdi ki aslyd ancak heman/ Diyeyim kulak dut beni bir ze-
man/Biri Rastdur kim bu alemde heb/Ne avaze var ise oldur sebeb/
Irak u Sipahan Zer-efkend idi/ Ki eydenlern lokmas idi/Bu drtden
sekiz dahi kopardlar/Meger her birisini yardlar ...
diyerek, makamlann oluumundaki asl doumcu drt makamn Rast,
Irak, Isfahan ve Zirefkend olduklanm dile getirmektedir. Bedr-i Diladn
bu ifadeleri, temelde on iki makama kaynaklk eden ilk veya asl drt
makam vurgular mahiyettedir. Buna gre Rast, Irak, Isfahan ve Ziref-
kendin, srasyla Ko, Boa, kizler ve Yenge olmak zere burlar ku
ann ilk drt burcuna karlk geldikleri; dolaysyla yaradl zincirin
de burlann oluumundaki ilk drt aamay temsil edecek mahiyette sem
bolik bir anlam tadklan anlalmaktadr.
Krehirlide, Hzrdakine benzer anlatmlar daha dikkat ekici ekil
de yer alr:
... ve her makamn asimi avazdan fark eyledi grdi ki drt nevdr bu
drt nevi drt anasra mukabil eyledi ki od ve yil ve su ve toprakdur
ve her birine bir drl ad kod... (Sezikli, 2000: 45; Dorusz, 2007:
174).
adem olannn asl drt anasrdandm yani oddan ve sudan ve yilden
ve tobrakdandur anclaym bu makamatn dahi asl drtdendr yani
drt ubedendim ki evvel yekgah dgah sigah argahdur (Sezikli,
2000: 45; Dorusz, 2007: 175).
krullah, ubelerle ilgili olarak: ol nesneleri bildrr ki anlara bu
sanat ehli anasr- erbea diyu ad komlardur. Ve anlar drddr. Evvel

121
15. yzyl Osmanl Mziinde ube Kavram ve Hermetik Gelenek

yikgah, ikinci dgah, nci sigah, drdnci ahargah ifadesine yer verir
(Kamilolu, 2007: 166; Bardak, 2008: 133).
Seyd ise El-Matla [1504] adl eserinde konuyu u ekilde dile getirir:
dikkat-i fehm ile nazar idb grdi kim bu makamatun asl drt drl-
dr ve hilkat-i insan dahi drt nesneden mrekkebdr ve bunlardan
dahi drt ube ahzitdi. Temeyyz idb drt drlsini drt unsurun hi
zasna kod kim ana anasr- erbaa dirler (Ansoy, 1988: 20-21; Po-
pescu-Judetz, 1994: 25).

D r t u b e n i n h k m e t
Hzrda drt-perdeye karlk gelen ubelerin, metindeki kullanm ve
balamlar bakmndan incelendiinde, bir ynteme iaret edecek tarz
da kullanldklar grlr. Bu yntem, eser boyunca makamlarla ilgili pek
ok kesitte yer alsa da, en belirgin nitelii saz dzenleri ksmnda kaza
nr. nk bu kesitte Hzr bin Abdullah, alg perdelerinin icra edilecek
makamlar asndan nasl ayarlanmalar gerektiine ynelik ayrntl bil
giler verirken, ube yntemini de tmyle bu aklamalar anlalr kl
mak adna kullanr.
bilgil kim her perde-i nerm idasin ve ziyade idasm ne olur n saz
tam dzesin ana heman rast dzen dirler ve n dgahdan rak agaze
ide heman rak makam olur ... argah ile sfehan perdesinn ortasn
da bir perde ziyade eyleye kim ol sigah olur sti yikgah dahi sti d
gah ola ana sfehan dirler eer rast dzen iken sfehan perdesin yikga-
hken nerm vehile sigah ideler ol heman kuek makam olur ve dahi
kuek hazinken sigahmdan aasna seraaz iderler rak perdesinde
karar ideler ol heman Bzrg makam olur (zimi, 1989: 174; elik,
2001: 256-257).
Bu alntda Hzrn, argh perdesi ile Isfahan perdeleri arasnda bulu
nan nim perdeyi tarif etmek iin ubelerden yararland ve bunu
da makam balam bakmndan iki farkl ekilde yapt grlmektedir.
Isfahan Dzeni olarak adlandrd birincisine gre bu iki tamam perde
arasna fazladan bir perde balanmakta ve bu ara perde kategorik bakm
dan Segh ubesi olarak nitelendirilmektedir. Bylece hemen stnde
bulunan Isfahan perdesi konumsal olarak Yekgh ubesine, bunun
zerinde yer alan Hseyni perdesi de Dgh ubesine karlk gelmi
olmaktadr. Kuek Dzeninde ise Yekgh ubesi konumunda bulunan
Isfahan perdesi pestletirilmek suretiyle Segh ubesi haline getiril
mektedir. ubelerin olaan sralanlarnda Seghtan hemen sonra ar

122
Okan Murat ztrk

gh ubesi gelmektedir. Ancak Hzr, ou kez argh Yekghla yer


deitirebilen bir mantkla kullanmaktadr. Bu mantkla bakldnda Rast
makam iin rnein Gerdaniye perdesi bazen Yekgh Gerdaniye, ba
zen de argh Gerdaniye olarak tarif edilebilmektedir. Bylece H
zrdaki kullanm bakmndan Yekgh ile argh ubelerinin yer deiti
rebilir nitelikte olduklarm, birbirlerinin yerine geebildiklerini anlayabi
liyoruz. Bu birbirinin yerine geebilmede ise ztlann birlii ilkesinin
etkili olduu anlalmaktadr. Yekgh ile arghn gezegen alan bak
mndan mukarene (0) ve mukabele (180) konumlannda olulan da
yine bu temel prensibin bir baka ifadesi olmaktadr.
Hzrn ynteminde ubeler, geleneksel perde sistemi iinde birok
yerde var olabilmekte; i sralanlannda sabit, ancak geleneksel ses diz
gesi iinde hareketli/tanabilen bir nitelik sergilemektedirler. Gn
mzde sekizli olarak adlandrdmz kavramn, Hzrda mstar/mas-
tar olarak anld ve bylece, sekizli iinde birok Yekgh-Dgh-
Segh ve arghn yer alabildii, aadaki aklamalardan anlalmak
tadr:
mdi bilmek gerekdr ki her mastarda ka yikgah ve ka dgah ve ka
sigah ve ka argah vardur. Her mastar didgmz mesela yikgahdan
gerdaniyye bir mastar dgahdan muhayyere bir mastar ve sigahdan tiz
evce bir mastar sekizer sekizer heman asl budur (zimi, 1989: 183;
elik, 2001: 264).
Rast dzenin temam dzesin mstar kuvvetile bilmek gereksin ne ka
dar yikgah vardur ve ne kadar dgah vardur ve ne kadar sigah vardur
ve ne kadar argah vardur bu drdn begayet bilmek gerekdr kim
mecmuinun asl bu drddr her makamda ve her avazede ve her amel
kim bu ilmde ilenr ve zahir olur bu drt ube kuvvetile amel olnur
ve zahir olnur (zimi, 1989: 175; elik, 2001: 257-258).
Bu ifadelere dikkat edildiinde Hzrn ube olarak sayd Yekgh,
Dgah, Segh ve argh, salt perde ad olarak kullanmad aklk
kazanr. Hzrn ubeleri, ses dizgesi iinde baka seslerle ilikilendirile-
bilen ve hatt trdelikler yaratan bir mantkla aklad anlalabili
yor. Dolaysyla Yekgh Isfahan, Dgh Hseyni, Segh Hisar ve
argh Gerdaniye trnden nitelemeler, bariz biimde ayn snfa
mensup perdeler iin kullanlm oluyor. Bylece Krehirli edvarnda da
rastlanan Segh Kuek evi gibi ifadeler de daha ak bir anlam kazan
yorlar.

123
15. yzyl Osmanl Mziinde ube Kavram ve Hermetik Gelenek

Metinde ifade ettii rnekler zerinden anlamaya alldnda grl


mektedir ki Hzr, perdelerin inceltilmesi veya kahnlanlmas konu
sunda sadece ziyade etmek ve nerm etmek ifadelerini kullanmakla
yetinmemektedir. Bundan te Hzr bu ifadeleri ayn zamanda perdeler
arasnda bir trdelik ve pozisyon yaratacak tarzda kullanarak, yn
temsel adan farkl ve dikkat ekici bir yol izlemektedir. Bedr-i Dilad
ve Krehirli gibi Hzr ncesi kaynaklar tarafndan da kullanlm olmas,
bu yntemin, Osmanl mzik tarihi iinde ve zellikle de makam teorisi
alanndaki zgn yer ve rolnn belirlenmesi bakmndan byk nem
arz etmektedir. Bu anlatm tarznda yukarda yer verilen sfahann Yek-
gh olmas halinde, Isfahan ile argh arasnda yer alacak nim per-
denin de Segh (konumunda/snfnda) olacamn bu tarzda ifade edi
lii son derece dikkat ekicidir. nk bir rnei Avrupa mzik tarihinde
zellikle de Guido dArezzo (y. 900-1050) tarafndan ortaya konulan
solmileme (solmization) adl alt-perdeli (hexachordal) yntemde,
mi-fa hecelerinin daima yarm ses aralna getirilecek tarzda kul
lanlmasnda olduu gibi, Segh-argh veya Segh-Yegh aral
da daima, nim/yanm arala getirilmi olmaktadr.
Hzrn srarl bir ekilde kulland ube ynteminde, Yekgh-Dgh
-Segh ve arghtan oluan ve asl nitelie sahip bir drtlnn, ma
kamn ierdii seslerin izah bakmndan bariz bir aktarm cetveli ilevi
grecek tarzda deerlendirildii grlyor. Bu nedenle Hzrda yer alan
ube adlarnn salt zel birer perde veya ikincil mahiyetteki makam
lar olarak anlalmalar mmkn grnmemektedir. Aksine perde diz
gesi ierisinde ubeler, birok yerde ve birden ok sayda yer alabil
mektedir. Bu ubeler ve ierdikleri sra-saysal diziliin temel ilevi; ma
kam icrasndaki kimi tamam veya nim/yanm seslerin konum ve nite
liklerinin belirlenmesi ve aralannda da bir birlik kurularak, snfsal bir
trdelik iinde olmalannn salanmas olmaktadr. Bu yzden Hzr,
kimi makamlarda perde adlanyla birlikte onlar arasndaki trdelikleri
ortaya koyan ube adlann kullanma gerei duymaktadr. Bylece her
hangi bir perdenin rnein Dgh veya Seghla ilikili hale gelii, H
zrn mantnda kategorik bir anlayn, yntemsel temelde var oldu
unu ortaya karmaktadr.

SiSTEMC OKULA MENSUBYET MESELES


slm kltrnde Sistemci Okul olarak bilinen ve 13. ve 14. yzyllarda
Safyddin ve Maragal Abdlkadir gibi iki nemli isimle dorua ulaan
gelenekte, hvan- Safann temsil ettii trden bir mzik nazariyat anla

124
Okan Murat ztrk

y ve sembolizmiyle karlalmamas dikkat ekicidir. Oysa belirtilen


nazariyatlann hemen hepsinde zellikle de Safyddn, bata gelen bir
referans durumundadr. Hzr bin Abdullah ve emsalleri, Safiyddinin
eserlerini okumu, incelemi ve oradaki bilgi ve konulardan birebir yarar
lanmlar myd? Buna bal bir ikinci soru da bu yazarlarn Sistemci
Okulamensup olup olmadklaryla ilgilidir.
Fikret Y. Kutlua gre Meraginin adalan olan Hzr bin Abdul
lah ve Bedri Dilad ile byk bilgin ve mzikolog krullah, sistemci
okulun edvann yazan ilk mensuplardr (Kutlu, 2000: 28). Kutluun
pek gzel bir ekilde ifadelendirdii bu yerleik ve yanl kan, Osmanl
15. yzyl edvar geleneini yazan nemli pek ok ismin hep Sistemci
Okula mensubiyet iinde grlegelmesine yol amtr. Oysa belirtilen
edvarlar zerinde yaplacak yzeysel bir okuma veya ierik karlat-
nlmasnn bile, bu kaynaklann Sistemci Okula mensubiyetlerini sala
yacak en temel gstergelerden mahrum olduklarn aka ortaya kara
caktr (ztrk, 2011). Sistemci Okula mensubiyeti salayacak olan un
surlar nelerdir? Bu somya bizzat Safyddinin Kitab 7 Edvar (Uygun,
1999) ve erefyye (Arslan, 2007) adl risalelerinde ortaya koyduu ie
rik, ilke ve sluptan hareketle doyurucu bir yant verilebilir. Buna
gre rnein mziksel matematik ve incelikli aralk ve oktav hesaplama
larnn, Sistemci Okulun bata gelen zellikleri olduu grlr.
Bu gelenein tarihsel olarak balantl olduu Eski Yunan gelenein
deki sistematistler, bu tr hesaplamalarn da ncleri olmulardr. Pisa-
gor, klid, Nikomakos, Aristoksenus gibi isimlere ait eitli eserler, m
zik alannda Mslman bilginlerin Grek dilinden Arapaya evirdikleri
ve daha sonra erh ve zgn katklarla da gelitirerek yaattklar birincil
kaynaklar olmulardr (Farmer, 1986). slm kltrnde Kindi, Farab ve
bn-i Sina gibi isimler, Safyddn dizgesinin oluumunda nc ve belir
leyici bir rol oynamlardr. Temelde sekizlinin matematiksel bakmdan
blnmesi esasna dayanan bu okul mensuplan, bylece en bata bu
matematiksel prensiplere verdikleri arlk ve nemle tannrlar. Saysal
oranlar ve eitleri; sekizli aralnn bln; aralklar-perdeler (desa-
tin); drtl, beli ve ller; kavi, rasim, levni cinsler; uyumluluk ve
uyumsuzluk ilkeleri; devirlerin/dairelerin oluumu; tabakalar/bahirler; ud
zerindeki tel, perde ve parmak yerlerine gre devirlerin aklan gibi
balklar, ierik bakmndan Sistemci Okulun temel konularn oluturur
ve mzie de teori asndan nasl yaklatklann ak bir ekilde gsterir.
Buna karlk 15. yzyl Osmanl edvar yazarlan arasnda yukanda
anlan isimler, bu tip bir ierik ve anlatm tarzndan neredeyse tamamen
uzaktrlar. Bedr-i Dilad, Krehirli Yusuf, Hzr bin Abdullah ve Sey-

125
15. yzyl Osmanl Mziinde ube Kavram ve Hermetik Gelenek

dye ait metinlerin ierik bakmndan Sistemci Okuldan farkllklarna


dikkat eken Popescu-Judetz, bu kaynaklan ayn bir balk altnda, Ana
dolu Okulu olarak snflandnr (Popescu-Judetz, 2004). Yine Sultan II.
Muradn isteiyle Safyddinin Kitabl Edvarm Trkeye eviren
Ahmedolu krullah istisna tutulduunda, anlan edvar yazarlanndan
hemen hibiri Sistemci Okula ait kitabi referanslara bal grnme
mektedirler. Geri her ne kadar Hzr bin Abdullah Bilgil ki biz ol asl-
lan yd idelim kim asi Abdlmmin kavlidir (zimi, 1989: 138; elik,
2001: 213) diyerek Safyddine atfta bulunsa da Hzrn anlattklan,
Safyddinin aktardklanndan btn btne farkldr. Hzrn eserinde
atfta bulunduu isimlerin nemli bir blmnn, hvan- Safa Risalele
rinde atfta bulunulan isimlerden olumas ise ayrca dikkat ekicidir.
Bunlardan zellikle Eski Yunan kaynaklan olarak zikredilenlerden Pla
ton, Aristoteles, Batlamyus, Nikomakhos, klid ve Pisagor isimleri, H
zrn bilgisinin hvann temsil ettii Neoplatonist karakterdeki ezoterik
bilgi kaynaklama dayandn aka gstermektedir. Kozmoloji ve ast
roloji bakmlarndan Hzrdaki hvan- Safa etkilerine Popescu-Judetz de
deinmitir (Popescu-Judetz, 2004). Dolaysyla ak olan udur ki H
zrn teorik bilgisinin kayna, ilkesel olarak sadece Safiyddin ve
dolaysyla Sistemci Okul gibi grnmemektedir. Hzrn Safyddine
ilikin bilgilerinin kaynanda Ahmedolu krullahn Kitabl-Edvar
evirisini de ieren lm l-Edvar adl eserinin yer almas da ayrca ihtimal
dhilindedir. nk Hzr Ol stadlarn cmlesinden stad Safiyddin
Abdlmmin ve krullahi seya seksen dayire vaz itmidr (zimi,
1989: 169; elik, 2011: 250) diyerek, krullahn almasndan haber
dar olduunu ortaya koyar. Ancak bu haberdarlna karn Hzrn sahip
olduu bilgiyi aktar tarz ve anlatm, hibir ekilde Sistemci Okula
zg bir sluba dayanmaz. Akas Hzrn, edvar silsilesinin slmi
kaynaklarna ilikin verdii atflar ile kendi anlattklan arasnda muhtevi
yat bakmndan ok nemli farkllklar vardr.
Safyddinin eserleri ierik, konulann anlatm ve sralan gibi zel
likler zerinden temel alndnda, Osmanl 15. yzylnda ne kan ve
isimleri zikredilen nazariyatlann hemen hibirinin, Safyddinin eseri
ve slubu zerinden metinlerini oluturduktan sylenemez. Geri bu yz
ylda Fethullah irvan ve Ldikli Mehmed elebi gibi iki nemli ismin
Osmanl kltr iinde Sistemci Okul geleneinin son temsilcileri olarak
yer aldklar grlse de, burada konu edilen Hzr bin Abdullah ve emsali
nazariyatlar aka baka bir gelenee baldrlar ki bu gelenein
temel gstergeleri de Hermetik, Neoplatoncu ve mistik nitelikteki Pisa-
gorcu kavram ve uygulamalarla ilikili durumdadr. Hereyden nce H

126
Okan Murat ztrk

zrn astrolojiye verdii arlk; mzii tmyle kozmolojik-astrolojik


bir balam ierisinde ele al ve sembolik ilikiler a ierisinde akla
ma anlay, Hzrn Hermetik geleneklerle ve zelde ise hvan- Safa
geleneiyle olan ban nemli lde aa karmaktadr. Bu ba, b
yk oranda stad-rak ilikisiyle ekillenen ve szl gelenek yoluyla
aktarlan nakli bir kltrn rndr. Nitekim Krehirli Yusuf; Ben
zayf ve nahif de hem o stadlardan iittiim ve rendiimden dolay
(Sezikli, 2000: 73; Dorusz, 2007: 59) diyerek, temelde szl gelenee
bal ve nakle dayal bir renim srecinin mensubu olduunu aka
beyan eder. Hermes Trimegis fits'an Zmrt Tablef inde yer alan ve k
k lem (microcosmos) ile byk lem (macrocosmos) arasndaki
ilikiyi simgeleyen en nemli ifadelerinden biri yukardaki, aadaki
gibidir ( as above, so below ) veya altta olan, stte olan gibidir ek
lindeki zdeyiidir (Gener, 2007). Hzr, aslnda tam da bir Hermetik
olduunu, satr arasnda yer verdii, yukars, aasyla malum olur
(zimi, 1989: 176; elik, 2001: 261) zdeyile ortaya koymu olur.

M ZK TARH AISINDAN LGN BR


KARILATIRMA: ENCHRIADIS GELENE
Yazarlar bilinmemekle birlikte 9. ve 10. yzyllara tarihlenen ve Avrupa
mzik tarihinin en nemli Ortaa kaynaklan arasnda yer alan Musica
Enchriadis [ME] ve Scolica (Schola) Enchriadis [SE] adl eserler, bir
gelenek olarak tamamen kilise yinlerine zg an pratii ve teorisini
aklayan metinlerden oluur (Bower, 2002). Bunlardan [ME] konunun
teorik ynn arlkl olarak aklarken, [SE] de, uygulamaya ilikin
esaslan ve Dasea notasnn ilkelerini anlatr. Temel bir teorik metin ola
rak [ME], Boethiusun De Institutione Musica adl eserinden sonra Avru
pada en ok kopyalanan ve yaylan eserlerden biri olmutur. Bu bakm
dan Holladay (1977), yaymlanmam doktora tezinde [ME]nin tarihsel
adan sahip olduu nem ve etkiye zellikle dikkat eker. [ME]nin
bu nitelii, sahip olduu metin ve ieriin, eitli dnmlerle birlikte
Avrupa mzik teorisinde temel bir yer ve rol almasn salamr. Bu
kaynaklarn ierdikleri teorinin merkezinde drt-perde (tetrachordal)
esasl bir model yer alr (Erickson ve Palisca, 1995). Bu bakmdan Ench
riadis kaynaklan Avrupa mzik teorisi tarihi bakmndan tetrakordal
esasl bir teori olma vasfna sahiptirler. Tetrakordlar ve zellikleri bak
mndan bu metinleri Eski Yunan geleneinden ayran baz nemli farkl
lklar vardr. Bunlarn banda Enchriadis geleneinde mzik matemati-

127
15. yzyl Osmcml Mziinde ube Kavram ve Hermetik Gelenek

i konularnn hemen hi yer almamas ile oktav zdelii bulunma


mas gelir.
[ME]de drt-perde arasndaki aralklarn matematiksel oranlan ile
ilgilenilmemesi dikkat ekicidir. Aralklar -tpk Hzrda olduu gibi
sadece tam (tone - T) ve yanm (semitone - S) olarak snflandnlm-
lardr. Bu balamda tamln ve yanmln mutlak matematiksel
deerleri olmayp, grece byklk farklan bulunmaktadr. Tam aralk,
yanm olandan daha geni durumdadr. Enchriadis geleneinde drtl
iindeki aralk dizilii sabittir ve dizilite tam-yanm-tam (T-S-T) srala
mas esastr. Tetrakord iinde yer alan drt perde -Bizans modal teorisin
den alnma- Protus, Deuterus, Tritus ve Tetrardus olarak adlandnlrlar.
Belirtilen terimler srasyla Birinci, kinci, nc ve Drdnc
(ses) anlamna gelip, tmyle tetrakord iinde yer alan perdelerin sra
veya konumlann belirler. Bu gelenekte bu seslere snflar/kollar/nevi-
ler anlamnda qualitas denmesi de dikkat ekicidir.
Enchriadis gelenei, kaynam oluturan eski Yunan teori gelenein
den ak ekilde farkllamtr. Eski Yunan geleneinde Byk Mkem
mel Sistem olarak anlan iki sekizli geniliindeki sistemde, inceden
kalna doru hyperboleon (kenardaki/utaki), diezegmenon (ayrk),
mesn (ortadaki) ve hypaton (tedeki/en uzaktaki) adl drt tetra
kord yer alr (Mathiesen, 1999: 374; 2002: 122). Sekizli+tam drtl
geniliindeki Kk Mkemmel Sistem ise synemmenon (bitiik),
mesn ve hypaton adl tetrakordlan ierir. M ese ad verilen or
tanca ses Byk Sistemde diezegmenon ile mesn tetrakordlan arasnda
yer alrken, Kk Sistemde synemmenon ile mesn arasnda yer alr.
Her iki sistemde de sistemin en altnda yer alan perdeye eklenen ses
anlamnda proslambanomenos denir. Bu en kaln sesle birlikte Byk
Sistem, iki sekizli geniliinde ve 15 perdeli bir yap kazanr Sekizli,
tetrakordlann bitiik veya aynk olarak bir araya getirilmesi ve bitiik
tarzdaki dzenlemelerde de sekizliyi tamamlayacak bir tam sesin dizgeye
eklenmesine ihtiya gsterir (Wellesz, 1957). Oysa Enchiriadis gelene
inde tetrakordlar tamamen aynk tarzda bir araya gelerek toplamda 18
perdeli bir sistem var ederler. Tetrakordlar, an asndan sahip olduklan
ilevlere gre de farkl isimler alrlar. Bunlardan dizgenin kaln perde-
lerini ieren ilk tetrakorduna graves; ezgilerin biti perdelerini ie
ren ikinci tetrakorda finales; st/tiz perdeleri ieren ncsne su
periores ve en st/tiz perdeleri ieren sonuncusuna da excellentes
ad verilir. Bunlar dnda kalan tiz blgedeki iki perde ise kalntlar
anlamnda residus/residui/remanentes olarak adlandnlrlar (Hiley,
2009).

128
Okan Murat ztrk

Tam bu noktada bir ayra ap, slm kltrnde teoriye temel tekil
eden ud algs zerindeki teller ve bunlarn ierdikleri drtlleri de hatr
lamakta yarar vardr. slm kltrnde ud algs, Kndden itibaren drt
telli bir alg olarak ve tmyle tetrakordal zellikte ele alnmtr. Zaman
iinde algya beinci ve altnc teller eklenmise de, drt telli modeldeki
tel adlan ve sralan, temel zelliklerini hep korumulardr. Buna gre
drt telli udda en kaln tel bam adn alr ve algnn sahip olduu en
kaln drtly ierir. Bamdan sonra kalnlk bakmndan ikinci srada
gelen mesles teli, ubeleri ieren drtly ihtiva eder. Mesna teli,
kalnlk bakmndan nc srada yer alr ve tiz blgedeki ilk drtly
ierir. Zr ad verilen drdnc tel ise, alg zerinde en tiz perdelere
sahip olan en tiz drtly barndrr. Bu modelde, tamamen bitiik tarzda
gelimi bir drtller sistemiyle karlalmaktadr. stelik bu teller de
slm dnyasnda Pisagorcu dnce ve prensiplere ilk kez yer veren
Kndden itibaren drt-unsurla ilikilendirilmi durumdadrlar (Sheha-
di, 1995). hvan- Safa geleneinde de ud drt tellidir ve drt-unsuru sim
geler (Kahraman, 2012; etinkaya, 1995). Bunlardan bam, toprak; mes
les, su; mesna, hava ve zir de atee karlk gelir. Bu sembolizm Hzr bin
Abdullahta da aynen yinelenmektedir.
Kndnin Eski Yunan kaynaklarndan slam kltrne uyarlad drt
tel-drt unsur sembolizminde asl algnn lir olduu grlyor. Lir, te
melde Orfk ve Hermetik bir alg olarak, bu geleneklerde ok gl bir
sembolizm tamaktadr. Heinrich Glareanusun 1547de yazd Dode-
cachordon adl eserinde verdii bilgiye gre lir algsna drdnc tel, -
drt mevsim veya drt unsuru simgelemek zere- Orpheus taralndan
eklenmitir (Godwin, 1993). Dolaysyla lir veya ud zerindeki drt telin,
temelde drt-unsur ve dolaysyla drt ube ile ilikili olduu anlalyor.
Erchiriadis metinlerini dikkat ekici klan en nemli zelliklerinin ba
nda perdelerin ilev ve karakterleri bakmndan betimsel tarzda tanm
lanmalar gelir. Baka bir ifadeyle bu gelenekte perdeler llmezler.
kinci ve ok nemli bir baka zellik ise perdelerin dizge iinde birbiriy-
le zde snflara ayrlmalardr. Buna gre her tetrakordaki protus\ar,
birbirileriyle ayn zellii tarlar. Ayn durum, tetrakordda yer alan
dier snflar iin de geerlidir. rnein birinci ses ile beinci, dokuzuncu
ve on nc sesler, protus snfndadrlar. Benzer olarak ikinci, altnc,
onuncu ve on drdnc sesler, deuterus; nc, yedinci, on birinci ve on
beinciler tritus ve drdnc, sekizinci, on ikinci ve on aknclar da tet-
rardus kollarna dhildirler. Bylelikle ayn snfta yer alan perdelerin her
biri, ilevsel ve konumsal bakmdan farkl tetrakordlar iindeki trdele
rine karlk gelmi olurlar. Dolaysyla Enchriadis gelenei, on sekiz

129
15. yzyl Osmanl Mziinde ube Kavram ve Hermetik Gelenek

perdeli ses dizgesi iindeki drt tetrakord iinde, ayn snfta yer alan
seslerden drder adet bulundurmu olur. Sistemde yer alan residus iin
deki dier iki ses ise, srasylaprotus ve deuterus kollarna dhildirler.
Bu gelenekte tetrakordlardaki perdeler arasnda trdelik bulunurken,
sekizli ilikisi bakmndan farkllklarn yer ald grlr. rnein en
kaln tetrakorddaki perdeler, nc tetrakorddakilerden farkl seslere
sahiptirler ve aralarnda sekizli zdelii yoktur. Benzer durum ikinci
ve drdnc tetrakordlarda yer alan perdeler asndan da geerlidir.
Enchriadis geleneinin sistem iinde gerekletirilen kimi deimelerle
birlikte Bizansta da srdrlmesi ve T-S-T dizilimli protus-tetrardus
snflarnn kullanlmaya devam edilmesi bu incelemede ortaya konulan
hermentik yaklam bakmndan konuyu daha da ilgin klmaktadr.
Bizans gelenei tpk Enchriadis gelenei gibi litrjik bir an kltrne
sahiptir ve teori byk apta bu pratii aklayacak niteliktedir. Bu kl
trde de perdeler mutlak oranlarla deil, betimsel ifadelerle tarif edilirler.
Sistemin Bizanstaki grn drt tetrakordlu ve iki ayrk sekizliden
oluan bir yap kazanmtr (Cohen, 2006). Dolaysyla Bizans mzik
teorisinde sistem, Enchriadis geleneindeki gibi sadece ayrk tarzdaki
tetrakordlardan olumamaktadr. Bizans teorisinde yer alan iki sekizlideki
tm perdeler, tetrakordlardaki ayn snftan sesler bakmndan birbirinin
sekizlilerini karlayacak tarzda dzenlenmilerdir. Dolaysyla Bizans
geleneinde tetrakordal trdelik, sekizli zdeliiyle birlikte ele alnm
tr. Bu dzenleme, Enchriadis geleneinin Bizanstaki dnm bak
mndan nemli bir deiime iaret eder.
Enchriadis gelenei, kendinden sonra zellikle Guido dArezzo (y.
900-1050) tarafndan gelitirilen hexachordaF (al-perdeli) ynteme de
kaynaklk etmitir. Heksakordal yntemde, ses dizgesi iinde bulunan 21
-veya en tizdeki mi sesinin eklenmesiyle elde edilen 22- perde, A-G
harfleriyle gsterilen yedi temel simge ile gsterilirler (Russo, 1997). Bu
yntemde perdelerin niteliksel trdelikleri, ut-re-mi-fa-sol-la'dm olu
an alt-perdeli solmizasyon hecelerinin ierdii mi-fa yarm ses aral
ile belirlenir. Bu yarm ses aral, ses ykseklii asndan bulunduu ses
blgesiyle, farkl modlann ifade edilmelerine, snflandrlmalarna ola
nak tanr. Bu yntemde mi-fa heceleri daima yarm ses aralna iaret
eder. Dolaysyla yntem, balca tip yanm ses aralnn konum ve
yksekliklerinin belirlenmesinde bir hareketli cetvel gibi alr. Bu
yanm ses aralklan: 1) doal durumda ve kendi yerlerinde bulunan
mi-fa; 2) si-do zerine tanan mi-fa ve 3) la-si bemol'q tanan mi-fa
ile gsterilirler. Bunlardan doal durumda olan heksakord naturale (do
al, tabii, dzenli) olarak adlandnlrken, si-doyatanan durum ( sert)-,

130
Okan Murat ztrk

la-si bemole tanan ise molle ( yumuak) olarak adlandrlmtr (Co


hn, 2002). Sert ve yumuak eklinde yaplan bu ayrm, Avrupa mzik
kltrnde sonraki dnemlerde sistemleecek olan majr-minr sistemi
nin de temelini tekil eder. Heksakordal yntemde A harfi, dizge iindeki
/a, mi, re sesleri zerine yerleebilmekte; benzer olarak B: si, mi;
C: ut, fa, sol; D: re, sol; E: mi, la; F: fa, ut, si bemol ve G: sol,
re, ut zerinde yer alabilmektedir. Bu uygulamada Enchiriadis gelene
indeki tetrakordal trdeliin izleri ak bir ekilde grlmektedir. Hek
sakordal sistemde bir harfin, dizge iindeki dier sesler zerine getiril
mesi, bir bakma o sesler arasnda da bir trdelik kurulmasn sala
makta ve bu ynyle Enchiriadis geleneinin devamna imkn yaratmak
tayd. Dolaysyla tarihsel ve dnemsel deiimler geirmekle birlikte
Enchriadis gelenei ve onun temeli durumunda olan tetrakordal dizgenin,
teorik modeller iinde dnerek kltr iinde var olmay srdrd
anlalyor.

H e r m e t k g e l e n e k ,
EZOTERZM VE MZK SEL SEMBOLZM
Enchiriadis metinleri ile 15. yzyl edvar yazarlarndan Hzr bin Abdul
lah ve benzerleri arasnda drt-perde esasl bir yntemsel birlik bulundu
u aka grlyor. Bu yntemsel beraberliin kayna nerede aranma
ldr? Biri Hristiyan, dieri ise Mslman olan bu iki ayr gelenekte,
perdelerin mod veya makamlar iinde drt asl perdeye gre snfland
rlarak aklanmasndaki bu yntemsel birliin, temelde kkl bir sembo
lizmin rn olduu grld. Bu nedenle bu iki farkl kltr arasnda
ayn sembolizme dayanan Hermetik bir balantnn varl konusu, ze
rinde daha ayrntl ekilde durulmaya deer bir husus arzetmektedir.
Nancy Phillips, [ME] ve [SE]yi irdeledii doktora almasnn M
sica Enchriadis in Ge Latin ve Neoplatonik Kaynaklan balkl bl
mnde, [MEJde grlen Neoplatonik unsurlarn, Calcidius ve John Scot
gibi teorisyenlere dayandn belirtir (Phillips, 1984: 296). [MEJnin
kaynaklan arasnda yer alan Censorinusun, Platon, Pisagor ve Aristok-
senus gibi kaynaklara atfta bulunan bir teorisyen oluu da almamz
bakmndan baz ortak kaynaklan vurgulamas ynyle nemlidir. Phil
lips, ayrca pek ok 8. ve 9. yzyl kaynanda Boethius ve Calcidiustan
alntlann oka yer almasna karm, [ME] dnda hemen hibir kaynak
ta Censorinusun kullanlmadna dikkat ekmektedir (Phillips, 1984:
279). [MEJnin ierdii Neoplatonik unsurlar balca: a) evrenin dzensiz
ve atma halindeki paralann bir araya getirilmeleriyle bir birlik ve

131
15. yzyl Osmanl Mziinde ube Kavram ve Hermetik Gelenek

dzen kazand; b) bu temel paralarn drt unsur olarak tanndklar; c)


evrenin matematik yasalara gre dzenlendii ve d) tm bu unsurlarn
evrensel bir uyum ve birlik iinde olduklan gibi ifadeler evresinde odak
lanr (Phillips, 1984: 296-297). [MEjnin 19. ve son blmnde Orfeus
mitine yer verilmesi ise her bakmdan dikkat ekicidir. Hanerliolunun
(2006) belirttii gibi Orfik geleneklerle Pisagorcu gelenekler arasnda
inan, sembolizm ve eitli pratikler bakmndan ok yakn balant ve
ilikiler mevcuttur. Bu yzden [ME]nin bu tip bir pasaj ieriyor olmas,
burada irdelenen hususlar asndan ayrca nemli ve dikkat ekicidir.
Konuyu eitli kaynaklarda Orfeus mitinin ele aln bakmndan irdele
yen Susan Boynton (1999: 71), [MEjde yer alan mitin, temelde mziin
metafizik ynlerinin anlalmas imknna ynelik bir karamsarl ifade
ettiine deinmektedir.
Neoplatonizm, z itibariyle Pisagorculuk iinde yeniden yorumlan
m Platonculuktur ve bu yorumlayta skenderiye, nemli bir kltrel
merkez olarak ne kar (Guthrie, 2011). Neoplatonist bir topluluk olarak
hvan- Safann kozmos kavraynda da temsil edildii gibi evrensel
dzen ve birliin en mkemmel yansmas mzik alannda grlmektedir.
Dolaysyla Pisagorculuun en somut Neoplatonik yansmalar, mzik ile
kozmos arasndaki inansal ve sembolik benzeimde ifadesini bulmakta
dr. Pisagorculuk temelde mziin de dhil olduu tm gerekliin say
lar ve aralarndaki ilikilerde var olduuna dnk Hermetik ve ezoterik
bir inan temsil etse de Neoplatonik gelenekte mziin matematiksel
ifadesinden ziyade sembolik niteliklerinin nem kazand grlr. Bu
anlayta evrende birbirine zt gelen unsurlar arasnda bir birlik olduu
inanc yaygndr. Kartlklar mutlaka birbiriyle uzlar: souk-scak, ya-
kuru, gndz-gece, iyi-kt sonuta birbiriyle uzla iindedir ve arala
rnda da hep bir uyum vardr (Baylad, 2008). Tm evrenin kartlk
lar zerine dzenlenmi olduuna ilikin ifadeler, hvan- Safada oldu
u gibi [MEjde de yer almaktadr (Phillips, 1984: 296).
Pisagorcu ve Neoplatonik geleneklerde Pisagor bir gizem peygamberi
olarak kabul edilir (Tannba, 2009). Nitekim Hzr bin Abdullah da Pi-
sagoru bakm (bilge) olarak anar. Bilgelik kltr ve zincirinin kay
nanda Hermes/dris ismi yer alr. Kla (2010) gre Mslman filo
zoflar Hermes veya drisi, hikmetin kayna, filozof ve bilgelerin ilki
olarak grp, Ebu l-Hukema (bilgelerin atas) diye nitelendirmiler
dir. Hermes, tanrlarla insanlar arasnda araclk eden -ayn zamanda her-
mentie de adn veren- efsanev bir bilge ve bir hikmet staddr. Tm
bilim ve sanatlar, Hermese balanr (Kl, 2010). Hermetik bilim ve
sanatlarn banda gelen astrolojinin mzikle ilikilendirilmesi son derece

132
Okan Murat zttirk

ilgintir. Nitekim Bedr-i Dilad, Muradnme adl ansiklopedik eserinin


musiki ile ilgili blmnde: Bil evvel ki bu ilm-i drisdr diyerek,
mziin de bir Hermetik bilim olduunu ifade etmi olmaktadr (Ceyhan,
1997: 723). Benzer olarak Krehirlinin, musiki ilmiyle ilgili olarak dile
getirdii u ifadeler de mziin Hermetik ve gizli bir ilim (ilm-i dri-
si) olduunun arprcr bir rneini oluturur:
imdi bunlar rumuzlardur ki bu rumuzlarm alnda knuzlar vardur bu
rumuzlar bu knuzlar bu ilmde gizlidr bu ilmde kavi stad gerekdr
ki bu iaretleri fehm eyleye ... (Dorusz, 2007: 209; Sezikli, 2000:
91).
Burada Krehirli, mziin mns gizli olan iaretler/simgeler (rumuz
lar) ve gizli hazineler (knuzlar) ieren gizemli bir bilim/sanat olduu
nu ifade etmektedir. Bu nedenle bu sanatta ustalk kolay kazanlamayaca-
gibi bu gizli iaretler de ancak anlaylar gelimi, gl stadlar
tarafndan kavranabileceklerdir. Jozef Pacholczyk (1996), mziin slm
sanatlar iinde ve tmyle birlikte derin bir sembolizm tadna dik
kat eker.
Mziin Hermetik ynne ilikin en arpc ifadelerden bir dieri
de Seydnin El-Matla adl eserinde yer alr:
... ve bir dzen dahi vardr yirmidrt perdedir. Bunun gibi dzene
Dzen-i Muhalif derler. Bu dzende mecmu- makamat ve avazeler ve
ubeler bitamamihi bulunur ... ibu esrar- hafiyyedendr ... Bu dze
ni ifa itmemeklik stazlardan vasiyettin. Ann n zikretmedik (An-
soy, 1988: 96-97; Popescu-Judetz, 1994: 155).
Grld gibi Seyd, bir yandan mzikte gizli srlar olduu, dier
yandan da stadlann vasiyetleri gerei baz eylerin aklanmasnn
mmkn olmad anlamna gelen ifadeler kullanmaktadr. Bu aln, ya
zl kaynaklardan ziyade, usta-rak modeline dayal bir kltrlenmeye
ve szl gelenek iinde ekillenen bir eitime iaret etmesi ynyle yuka
rda tartlan eitsel sre bakmndan da ayrca ok deerlidir. Seyd
eserinin balang blmlerinde Safyddinin musiki ilmine ilm-i es
rar (srlar bilimi/sanat) adm verdiini dile getirir (Ansoy, 1988: 22;
Popescu-Judetz, 1994: 29). Ayrca eserinin [27b] no.lu varanda yer ver
dii perdelerle ilgili izimin balnda da Gizli Srlar Hzinesi (Ken-
z l-Esrar) ibaresini kullanmas, mziin gizem ynne atfta bulunmas
balamnda son derece dikkat ekicidir (Ansoy, 1988: 74; Popescu-Ju
detz, 1994: 109).

133
15. yzyl Osmanl Mziinde ube Kavram ve Hermetik Gelenek

slm geleneinde Hermes, drise dnmtr ve Kuran'da da Al


lah tarafndan yce bir makama ykseltildii ifade edilir (zbudun, 2004;
Kl, 2010). Yine Bedr-i Diladda, drisin yce bir makama karlma
sn ifade eden Meryem Suresi 19/57ye atfla, konu u ekilde dile geti
rilmektedir: u vaktin ki drise Hayy-i ezel/O mabud- bi-n u il em
yezel/Mekn- lide makam eyledi/Felekler saririne ram eyledi/Kalella-
hu Teala/Vc refanahu mekanen aliyya (Ceyhan, 1997: 724). Mahmud
E. Kl, Mslman dnrlerin Grek bilimiyle temaslarnda, biri Her
metik Pisagorcu ve dieri de Aristotelesi olmak zere iki ayr tip bilim
anlayyla kar karya kaldklarna dikkat eker. Kla (2010: 149)
gre: Mslmanlar birinci ekol, eski peygamberlerin hikmetinin -
zellikle dris (a s) ve Sleyman (a.s.)- Grek medeniyeti ierisindeki bir
devam olarak grmler ve bu yzden de bu ilimlerin beeriden ziyade
ilahi bir kaynaa dayandklarn varsaymlardr ... Birinci ekol Msl
manlarn bir paras olmu, baz kozmolojik grleri tasavvufun kollan
ierisine entegre olmutur. slm felsefesi ekolleri zerinde Aristotelesi
gelenekten ziyade Pythagoras-Platoncu gelenek daha fazla etkili olmu
tur.
Hermetik ilimlerin banda astroloji ve simya gelmektedir. Ancak
zellikle slm kaynaklannn nemli bir blm, Kndyle balayan e
viri ve erh silsilesi iinde ve Neoplatonist ve Pisagorcu metinlerden
edinilen bilgiler nda mzii astronomi (ilm-i heyet), astroloji (ilm-i
niicum), felsefe {ilm-i hikmet) ve tpla (ilm-i tb) ilikili bir model iinde
kavram ve ele almlardr. Bu nedenle saysal sembolizm ve mziin
kozmo-krono-naturalistik unsurlarla ilikilendirilmesinin ak bir rnei,
yine Krehirlideki u cmlelerde ifadesini bulur:
... eer bu ilm hikmete ve heyete ve ncuma ve tbba taalluk olma-
yayd oniki buruca ve yidi ylduza ve drt unsura ve yigirmi drt saate
terkib itmeyelerdi ol drt ilme tealluk oldug in oniki makam ve yidi
avazeyi ve drt ubeyi ve yigirmi drt saati ana terkib eylediler ...
(Sezikli 2000: 47; Dorusz, 2001: 176).
Hermetik topluluklarn en nemli zellikleri, da kapal bir yapya
sahip olmalardr. Bu nedenle bu tr topluluklar iinde verilen eitim
herkese ak nitelikte bir bilgi olmayp, ezoterik/batn ve gizli bir
bilgidir. Srlar, semboller ve amblemler, bu bilgi trnn en nemli ara
lardr. Sembol ancak onu yorumlayabilen asndan bir anlam tayabi
lir. Bu nedenle yorumlayan olmadnda semboln de bir anlam yok
tur. Hermetik topluluklara yeni bir yenin kabul uzun ve ileli bir
sre gerektirir. Yeni yelerin toplulua kabul belirli riteller eliinde

134
Okan Murat ztrk

gerekletirilir. raklar, sre iinde inisiyeler tarafndan hiyerar


ik ve tam bir ballk gerektiren, zel bir eitime tabi tutulurlar. Bu
ereveden bakldnda Osmanl 15. yzylna damga vuran Hzr bin
Abdullah ve emsali yazarlarn, temelde srl bir eitimden getikleri;
stadlanna sadakat ve liyakatla balandklar ve onlarn t, tavsiye
ve ynlendirmeleriyle bu sanatta bilgi ve hner sahibi olabildikleri; bu
ynleriyle de Hermetik bir eitim srecine tbi tutulduklar anlalmakta
dr. Konunun bu ynyle tamamen ayr bir aratrmaya malzeme olmas
gerektii aktr. Ancak burada vurgulanmas gereken, Hzr bin Abdullah
ve emsallerinin, Osmanl dnyasndaki 15. yzyl mzik kltrnn ay
dnlatlmasnda baat rolleri olabilecek son derece nemli metinler ortaya
koymu olduklar ve bunlarn ok farkl alardan ele alnarak, derinleme
sine incelenmeleri gerekliliidir.
Joselyn Godwin (1993), Harmony o f the Spheres (Krelerin Uyumu
veya Mzii) adl kitabnda, Pisagorcu ve Neoplatonist gelenein gs
tergeleri zerinden, zellikle Eski Yunan, Roma, Yahudi, Hristiyan,
slm ve Avrupa kaynaklan arasnda yapt kapsaml aratrmayla, bu
ezoterik geleneklerin yzyllar iindeki seyrini ve nemli temsilcilerini
dorudan onlara ait metinler ve sylemleri zerinden aynntl ekilde
ortaya koymutur.2 Avrupa mzik teorisi kaynaklan bakmndan ok iyi
belgelenmi durumda olan bu kkl akmn slm ve zellikle de Osmanl
kaynaklan arasndaki yaygnl henz kapsaml bir almaya konu ol
mamtr. Oysa Osmanl dnemi kaynaklan arasnda yaplacak yzeysel
bir okuma bile, bu kaynaklann neredeyse tamamna yaknnn Pisagor
cu, Neoplatonist ve Hermetik geleneklerin uzantlar ve uyarlamalanndan
olutuunu aka ortaya koyabilecektir. Bu ereveden bakldnda
mzik, matematik, astronomi ve geometri arasnda Eski Yunandan ba
layarak gelien temel karlkl ilikililik anlaynn kaynanda yine
Pisagorculukun yatmakta olduu grlecektir. Mzik teorisi alannda
Pisagorculuk ve Neoplatonizmi temsil eden balca gstergeleri bu maka
lede tartlan konular bakmndan aadaki gibi sralamak mmkndr:
i) Tm yaratlmlarn "bif'dcn meydana geldiine inanlmas;
ii) Doay meydana getiren drt unsurun tm var olu iin temel
alnmas;
iii) Eski Yunandaki drt telli lir ile slm kltrndeki drt telli udda,
tellerin ve tetrakordun, drt unsurla ilikilendirilmesi;
iv) Birin nokta, ikinin izgi, un yzey ve drtun de cisim
(hacim) olarak alnmas ve bunun gen eklindeki gsterimi;

2 Joselyn Godwin, Harmony o f the Spheres, Inner Traditions Int., Vermont, 1993.

135
15. yzyl Osmanl Mziinde ube Kavram ve Hermetik Gelenek

v) Mzikteki aralklarn, tetractys olarak adlandrlan ve 1:2:3:4 ek


linde gsterilen [sekizli (2:1), drtl (4:3) ve beli (3:2)] uyumlu aralk
lar verecek oranlar olarak grlmesi; bu anlayn, Hristiyan ve slm
kltrlerinde de kozmostaki uyumu simgelemesi;
vi) zellikle Batlamyustan itibaren mzik-astronomi arasndaki ili
kilerin, Arap, Bizans ve Avrupa Ortaanda temel bilgi olarak alnmas
ve hkim paradigmay oluturmas;
ix) Gezegenler, yldzlar, zaman ve doa unsurlar ile mzie ait un
surlarn sembolik mnda ilikilendirilmesi;
xi) Gnler, haftalar, ay evreleri, mevsimler, ynler, insan rklar, be
den salglan, mr alan, iklim zellikleri, tp vb ile mzie ait unsurlar
arasnda balantlar kurulmas (rn. slm kltr iinde; 4 unsur-4 ube,
7 seyyare-7 avaze, 12 bur (ay)-12 makam, 24 saat-24 terkib, 9 felek-9
usul, 18 perde-18 bin lem).
Gene matematiksel bakmdan Pisagorculuun nemli gstergelerini
oluturan (i) Evrenin say olarak alglanmas, ii) Mzikteki seslerin t
mnn saysal oran olarak formle edilmesi ve mzik-matematik ilikisi
ne nem verilmesi ve (iii) Tm aralk hesaplamalannn monokord ara
clyla yaplmas gibi gstergelerin, Pisagorculuun pozitif anlamdaki
aynmlann oluturduklan bilinmektedir. Ancak bu zellikler, Pisagorcu
luun gizem boyutuna kimi kaynaklarda yanstlmam grnrler.
Baka bir ifadeyle ezoterik gelenek, inan ve anlat boyutuyla rnein
Osmanl 15. yzylnda daha etkili olmu grnr.
Pisagorculukun mistisizm ve byyle ilgili ynleri, bu anlaytaki
kimi teorisyenlerin zaman iinde deiik kltrler arasnda farkl sembo
lizmler gelitirmelerine; bazlarnn da matematiksel hesaplamalardan
uzaklaarak tmyle bir say sembolizmi ve saylar arasndaki ilikilere
dnk bir ilgi iinde olmalarna yol amtr. Bu balamda Boethiusun
musica mundana (krelerin mzii), musica humana (insan bedeni ve
ruhunun mzii) ve musica instrumentalis (vokal ve algsal mzik) ek
linde yapt ayrmda musica humana alannn, daha ok, mzik, misti
sizm ve byyle ilikili olduu grlr (Godwin, 1993: 86).

S onu
Hzr bin Abdullaha ait Kitabl Edvar bata olmak zere 15. yzyl
Osmanl edvar yazarlarndan Krehirli Yusuf, Bedr-i Dilad ve Seydye
ait metinlerde benzer tarzda kullanld grlen ube kavramn anla
maya ve yorumlamaya dnk bu alma, Osmanl/Trk mzik kltr
iinde Sistemci Okuldan farkl ve daha ok da hvan- Safa anlayna

136
Okan Murat ztrk

bal ezoterik bir gelenein varln ortaya karmtr. Bu metinlerde


drt-unsurla ilikilendirilmi durumdaki ubeler, mzikte kullanlan per
deler arasndaki kimi ilikilerin aklanmas anlamnda son derece zgn
ve teknik bir snflandrma yntemine iaret etmektedirler. Hzrda son
derece srarl bir kullanma sahip olduu grlen bu yntemin, ayn za
manda sembolik bir kavray ve ifade biimi olarak, Avrupa mzik teori
sinde temel bir konuma sahip drt-perde esasl Enchriadis geleneinde-
kiyle nemli benzerlikler tad tespit edilmitir. Buradaki inceleme,
sylem ve ierik bakmndan Hzrda ve adlan zikredilen dier kaynak
larda drt-unsurcu bir kozmos kavray ve simgeciliinin tetkrakordal bir
snflandrma yntemiyle ifadelendirildiini ortaya karmtr. almada
ele alnan yazarlann Sistemci Okuldan farkl bir gelenee ballk ta-
dklan ve ubelerin sadece ikincil makamlar olarak anlalmalannn
mmkn olmadna ynelik belirlemeler, Osmanl mzik teorisi tarihi
asndan zgn birer katk mahiyetindedir. Kozmolojik ve astrolojik
balanlan gerei Hzr ve emsallerinin ortaya koyduklan model, Herme
tik, Neoplatonik ve Pisagorcu bir gelenee mensubiyet tamaktadr ki bu
geleneklerin slm kltr iindeki en nemli temsilcisi hvan- Safa
topluluu ve nl Risaleleri olmutur.
Bu inceleme, Osmanl/Trk teori kaynaklan zerinde hermentik
perspektifle yaplacak kapsaml ve derinlikli okuma, anlama ve yorum
lama almalarnn deer ve nemine vurgu yapmay gerekli grmekte
dir. Bir yorumlama sanat olarak hermentik, bilgi alanna ok deerli
katklar yaplabilmesine olanak salayacak felsefi bir derinlie sahiptir.
Gadamerin ufuk kaynamas olarak nitelendirdii sre, zellikle ta
rihsel bir metin ile onu yorumlayan arasnda dinamik bir iliki gelimesi
ni gerektirmektedir. Gadamerin bakasna ait bir ufkun, kendimize ait
bir ufuk olmadan kavranamayaca ynndeki dncesi, buradaki ince
lemenin temel esin kaynaklarndan biri olduu gibi, metni anlama ve
yorumlamaya dnk sre boyunca da bizzat tecrbe edilmitir. yle ki
bugne dek Hzra ait metin ile komu metinler iinde gizemli, be
lirsiz ve kapal ekillerde duran pek ok ifade, metne nfuz etme ve
metin zerinden genilemeye yol aan farkl bilgi alanlaryla irtibat kur
ma srecinde giderek aklk kazanmaya balam; bu sayede irdelenen
ube kavram da giderek berraklarken, satr aralarna gizlenmi tarih
sel ve zgn bir yntemin mzikoloji balamnda kefi mmkn olabil
mitir.

137
15. yzyl Osmanl Mziinde ube Kavram ve Hermetik Gelenek

K aynaka
Arsoy, Mithat (1988), Seydnin El-Matla Adl Eseri zerine Bir alma, Marmara niversi
tesi SBE, (YYLT), stanbul.
Arslan, Hsamettin (ed.) (2002), Hermeneutik ve Hmaniter Disiplinler, Paradigma Yaynlan,
stanbul.
Arslan, Fazl (2007), Safiyddin-i Urmevve ereftyye Risalesi, AKM Yaynlan, Ankara.
Bardak, Murat (2008), The Treatise o f Ahmed Ogl krullah and Theory o f Oriental Music
in The 15th Century, (Ed. ve G. A. Tekin), Harvard University Press.
Bardak, Murad (2011), Ahmed Olu krullah, Pan Yaynclk, stanbul.
Baylad, Derman (2008), Pythagoras: Bir Gizem Peygamberi, Say Yaynlar, stanbul.
Bower, Calvin M. (2006), The Transmission o f Ancient Music Theory into the Middle A ges,
Notes, Scales, and Modes in the Earlier Middle A ges, The Cambridge History o f Western
Music Theory, (Ed. Thomas Christensen), Cambridge University Press, Cambridge: 136
167.
Boynton, Susan (1999), The Sources and Significance o f the Orpheus Myth in Musica Enchi-
riadis and Regino o f Prams Epistola de harmonica institutione, Early Music History,
V. 18: 47-74.
Can, M. Cihat (2002), Eski Grek D rt Unsur Nazariyesi ve Trke Mzik Yazmalarnda Etkisi,
GEFAD 22, 2: 133-143.
Ceyhan, Adem (1997), B edr-iD iladmMurad-Namesi/-//, MEB Yaynlan, stanbul.
Cohen, David (2006), Notes, Scales, and Modes in the Earlier Middle A ges, The Cambridge
History o f Western Music Theory, (Ed. Thomas Christensen), Cambridge University Press,
Cambridge: 307-365.
elik, Binnaz B. (2001), Hzr Bin Abdullah m Kitab l-Edvar ve Makamlarn ncelenmesi,
Marmara niversitesi SBE, (YDT), stanbul.
etinkaya, Bayram Ali (2003), hvan- Safann Dini ve deolojik Sylemi, Elis Yaynlar,
Ankara.
etinkaya, Bayram Ali (2005), hvan- Safa Dncesinde Temel Tasavvuf Kavramlar ve
Meseleler, Clahiyat Fakltesi Dergisi, C. IX/2 (Aralk): 205-261.
etinkaya, Bayram A li (2008), Saylarn Gizemi ve Tasavvufun Dinamikleri, nsan Yaynlar,
stanbul.
etinkaya, Yaln (1995), Ihvan- Safa da Mzik Dncesi, nsan Yaynlan, stanbul.
Develliolu, Ferit, (2004), Osmanlca-Trke Ansiklopedik Lgat, Aydn Kitabevi, Ankara.
Dilthey, Wilhelm (2011), Hermeneutik ve Tin Bilimleri, (ev. Doan zlem), Notos Kitap
Yaynevi, stanbul.
Dorusz, Nilgn (2007), Hariri Bin Muhammedin Krehri Edvar zerine Bir nceleme,
T SBE, (YDT), stanbul.
Erickson, Raymond ve C. Palisca (1995), Musica Enchiriadis and Scolica Enchiriadis, Yale
University Press, London.

138
Okan Murat ztrk

Farmer, Henry G. (1986), Studies in Oriental Music I, IGAIW, J.W. Goethe Universitt, Frank
furt am Main.
Gener, Cihangir (2007), Ezoterik-Batini Doktrinler Tarihi, Yurt Kitap-Yaym, Ankara.
Godwin, Joscelyn (1993), The Harmony o f the Spheres, Inner Traditions Int., Vermont.
Green, Tamara (1992), The City o f Moon God, E.J. Brill Publication, Leiden.
Guthrie, William K.C (2011), Yunan Felsefe Tarihi, (ev. Ergn Aka), Kabalc Yaynevi,
stanbul.
Hanerliolu, Orhan (2006), Felsefe Szl, Remzi Kitabevi, stanbul.
Hekman, Susan (1999), Bilgi Sosyolojisi ve Hermeneutik, (ev. Hsamettin Arslan ve B.
Balkz), Paradigma Yaynlar, stanbul.
Heninger, S. K., Jr. (1961), Some Renaissance Versions o f The Pythagorean Tetrad, Studies
in The Renaissance, Vol. 8: 7-35.
Hiley, David (2009), Gregorian Chant, Cambridge University Press, Cambridge.
Holladay, Richard Le (1977), The Musica Enchiriadis and Scholia Enchiriadis: A Translation
and Commentary, Ohio State University, (YDT), Ohio.
nalck, Halil (2005), Hermentik, Oryantalizm, Trkoloji, Dou Bati Makaleler 1, Dou
Bat Yaynlar, Ankara: 34-63.
James, Jamie (1993), The Music o f The Spheres, Grove Press, N ew York.
Kamilolu, Ramazan (1998), ehri Krehri el-Mevlevi Yusuf Ibn Nizamedin Ibn Yusuf Ru
m inin Risale-i Musikisinin Transkribi ve Deerlendirilmesi, nn niversitesi SBE,
YYLT, Malatya.
Kamilolu, Ramazan (2007), Ahmedolu krullah ve E dvar- Musiki Adl Eseri, ASBF,
YDT, Ankara.
Kavlak, Ahmet (2007), Felsefi Hermeneutik ile Dini Hermeneutiin Karlatrlmas, Hacette
pe niversitesi SBE (YDT), Ankara.
Kerman, Joseph (1985), Contemplating Musicology: Challenges to Musicology, Harvard Uni
versity Press, Cambridge.
Kl, Mahmud E. (2010), Hermesler Hermesi, Arkeoloji ve Sanat Yaynlar, stanbul.
Kl, Mahmud E. (2011), eyh-i Ekber: Ibn Arabi Dncesine Giri, Suf Kitap, stanbul.
Kimmey, John A. Jr., (1988), A Critique o f Musicology, Clarifying the Scope, Limits, and
Purposes o f Musicology, The Edwin Mellen Press, Queenston.
Kutlu, Fikret Y. (2000), Trk Musikisinde Makamlar, YKY, stanbul.
Mathiesen, Thomas J. (1999), Apollo s Lyre, University o f Nebraska Press, Nebraska.
Mathiesen, Thomas J. (2002), Greek Music Theory, The Cambridge History of Western
Music Theory (Ed. T. Christensen), Cambridge University Press, Cambridge: 109-135.
Nattiez, Jean-Jacques (1989), Reflections on the Development o f Semiology in Music, (ngi
lizceye eviri: K. Ellis), Music Analysis, C. 8, S. 1-2: 21-75.
zbudun, Sibel (2004), Hermes ten Idris e, topya Yaynevi, Ankara.
ztuna, Ylmaz (1974), Trk Musikisi Ansiklopedisi /-//, MEB Yaynlan, Ankara.
ztrk, Okan Murat (2011), Osmanl Musikisinde Teorinin Temsili Nitelii, Porte Akade
mik, 1 (2): 283-292.

139
15. yzyl Osmcml Mziinde ube Kavram ve Hermetik Gelenek

Pacholczyk, Jozef (1996), Music and Astronomy in The Muslim World, Leonardo , 29, 2:
145-150.
Phillips, Nancy C. (1984), Musica and Scolica Enchriadis: The Literary, Theoretical and
Musical Sources, N ew York University, (YDT), N ew York.
Pingree, David (1973), The Greek Influence on Early Islamic Mathematical Astronomy,
JAOS, 93, 1: 32-13.
Popescu-Judetz, Eugenia (2004), Seydis Book on Music, IGAIW Publication, Frankfurt am
Main.
Popescu-Judetz, Eugenia (2007), A Summary Catalogue o f The Turkish Makams, Pan Yaync
lk, Istanbul.
Ricoeur, Paul (2009), Yorumlarm atmas, (ev. Hsamettin Arslan), Paradigma Yaymlan,
Istanbul.
Russo, Mariamichela (1997), Hexachordal Theory in The Late Thirteenth Century, Michigan
State University, (YDT), Michigan.
Sezikli, Ubeydullah (2000), Krehirli Nizameddin bn Yusufun Risale-i Musiki Adl Eseri,
Marmara niversitesi SBE (YYLT), Istanbul.
Sezikli, Ubeydullah (2007), Abdlkadir Meragi ve Camiul-Elhan Adl Eseri, Marmara niver
sitesi SBE (YDT), Istanbul.
Shehadi, Fadlou (1995), Philosophies o f Music in Medieval Islam, E.J. Brill Pub., Leiden.
Shiloah, Amnon (1993), The Dimension o f Music in Islamic and Jewish Culture, Variorum
Publication, Norfolk.
Stone, Ruth M. (2008), Theoryfo r Ethnomusicology, Pearson Inc., N ew Jersey.
Tanrba, M. lyas (2010), HermetikBilge Pitagoras, Hermes Yaymlan, Istanbul.
Tekin, Hakk (1999), Ldikli Mehmed elebi ve Er-Risalet l-Fethiyye si, Nide niversitesi
SBE, (YDT), Nide.
Uygun, M. Nuri (1999), Safiyddin Abdlmmin Urmevi ve Kitabl-Edvar, Kubbealt Neri
yat, stanbul.
W ellesz, Egon (1957), Ancient and Oriental Music, Oxford University Press, Oxford.
Wright, Owen (2010), Epistles o f The Brethren o f Purity: On Music, Oxford University Press,
N ew York.

140
It r t n n N eva

A m r i n d a n M lhem

z l e n m c B r Y azi
Sleym an Seyfi n

te balyor. i sk tutmaya kararlym. Kulam Merl Uurlunun o


buulu okuyuunda, gzlerim notalarda. Bilinli dinleme dediin byle
olur. Mzikten anlayan adamn ayrcaldr bu. Bu nce, nne konan
her eyi alklamaya mde sradan dinleyiciler gibi olmamak iindir.
Eer ortada Merl Hanmnki gibi ok zel bir icr varsa, bu icrnn
inceliklerini anlamak iin ayn ey yaplmaldr. Zten seneler ncesinde
tank olduum bir olayda, genler de aynsn yapmamlar myd?
Bir konserdeyim... Adn hatrlamadm bir piyanist, orkestrann eli
inde Tchaikovskynin nl piyano konertosunu yorumluyordu. Ne ka
dar gzel bir mziktir o.! Tchaikovsky bu bestesine o dillere destan duy
gusalln nasl da cmerte vermi..! yle melodileri var ki, her dzey
den ve merepten dinleyiciyi annda sarar, etkisi altna alr, kendisinden
geiriverir. Dinleyiciler halinden memnun. Ben de kendimden geiyo
rum. Bir ara ndeki sralarda drt-be kiilik gen bir grup gzme takl
yor. Sahneye; solist ya da orkestraya deil, ellerindeki notalara bakyor
lar. Konseri ellerindeki notalardan takip ettikleri belli. Eser bitiyor. Din
leyiciler mest. Bir alk tufan.. Ara veriliyor. Salona kyoruz. nsanlarn
yzlerine bakyorum. Herkes mest. Kulama Ne mthiti, azizim, deil
mi? Zaten ben Tchaikovskyye, zellikle de bu eserine baylrm gibi
yavan konumalar arpyor.. Sonra, gene o renci grubu.. Ellerinde par
tisyonlar, aralarnda hararetli bir konuma getii besbelli. Suratlar ask..
Itri nin Neva K r ndan Mlhem izlenimci Bir Yaz

Merak ediyorum. Yaklayorum. Allahm diyor bir tanesi; Bu ne kepa


zelik! Grdnz m yaptn? Hele ikinci muvmanda tam bir rezlet?
Bu kez iyice kulak kesiliyorum: u an hatrlamadm daha pek ok tek
nik mzik terimi birbiri ardna dklyor azndan. Dierleri de katlyor
bu eletirel sohbete. aryorum. Sonra yava yava o genlere sayg
duymaya balyorum: te bilinli dinleyici byle olur diyorum kendi
kendime: Grdn m adamlar hi yutmadlar. Ellerinde notalar, btn
hatalar ortaya karverdiler...
Gelin grn ki, Neva Krda bu ilemiyor. Kulama gelenler gzle
rimin grdkleriyle uyumuyor. Merl Hanmn o derin okuyuunun
karl elimdeki notalarda karln bulmuyor. Okuyu notalar o kadar
ayor ki. Elimde sanki bir iskelet tutuyorum. Mzik orada deil ki. Oysa
eyrek yzyl nce izlediim konservatuar rencileri mzii ellerinde
tutabiliyor, gzleriyle takip edebiliyor ve salam hkmler ortaya koyabi
liyordu. nk o ok farkl; nasl icr edileceinin hassas bir ekilde
kaytlandrlm olan bir mzikti.. Ya sadkat ya da ihnet ... Sahihlie
yaklamak ya da onu yakalamak baar; ondan uzaklamak ise baarsz
lk. Oysa imdi durum ne kadar farkl.. Ne kadar tuhaf bir mzik bu; nota
kdnda durduu gibi durmuyor; kayp gidiyor.
Tam o esnada, zihnimde Kutbl Nynin sreti beliriyor. Bembeyaz
kalarnn altndan muzipe bakp usulca sesleniyor: Bu msikiyi doru
yerde aramak iktiza eder. Daha evvel arzetmitim ya; msiki iki ses ara
sndaki mnevi mnsebettir. Ona cevap veriyorum: Hatrladm Ho
cam, demek ki yegn yegn seslere deil, o seslerin birbirine nasl nasl
balandna bakacam. Cevap yok.. Muhtemelen bu kadar konumak
bile Hocaya fazla geldi. Melm merebi kabard ve ekildi.
Galiba ortada nota yok. Aslnda her nota bir monaddr. Do yle bir do
ki, kendisinden baka hibir ses onun arazisine giremiyor. Zten eslf da
buna nota dememi ki... Bu msikide perdeler var. Perde ise, ad zerin
de, kh alr, kh kapanr. Bu mziin hareketi bamsz seslerin yan
yana gelmesinden olumuyor. Perdeler var ve her perde alarak ve kapa
narak baka perdelere dnyor. Yani aslmda nev (szm ona re) asla
nev deil. Tek bana varolmuyor. Onun varoluu mesel dgh (szm
ona l) perdesine dnmesiyle alkal. Grlyor ki bu mziin hareke
ti, bir perdenin baka bir perdeye dnmesinden ibaret. Nev perdesi d
gh perdesi olurken ahsiyetini buluyor. Kutbl Nyi, yine bir yerlerden
konuuyor: Efendim,bizim msikimiz rzgra tutulmu ekinlere benzer,
srekli sallanr.
Acaba nev ile re sohbet etse, birbirlerine ne sylerlerdi? Aklma,
hsan Oktay Anarn Puslu Ktalar Atlas romannda, daha ilk okuduum

142
Sleyman Seyfl n

anda beni arpan bir blm; mezarndan kalkan babasnn Bnyamine


syledikleri geliyor: Szler, hepiniz, iinde yaadnz dny, Konstan-
tiniye, her ey, sadece benim dncemde varsnz... Rendekr (Rene Des-
cartes) yanlyor: Dnyorum, ama sadece ben var deilim. Dnd
m iin asl sizler varsnz; szler ve iinde yaadnz dny.... Zih
nimde kk bir tiyatro sahnesi kuruyor, nevay re'ye konuturuyorum:
phen seni teslim alm. Dier seslerden o kadar phe etmisin ki,
ar bir mahkmiyetle kendi iine kapanmsn. Kendinden phe etmeye
cein en son noktaya kadar kendini arndrmsn. O kadar kendin olmu
sun ki, artk baka hibir ey olamazsn. Bu ne yoksulluktur byle! Serde
ses kardeliimiz var. Senin iin ok zlyorum kardeim ...
Yine bir arm zihnimi alp baka yerlere gtryor. Bu kez Bilge
Mmr ile birlikteyim. Erken dnem bir Osmanl Seltin cmiinin kar
sndayz. Bilge Mmr Tebrizden gelenlerle, Anadolulu ustalarn hnerli
ellerinden kma bu cmiyi bana hikye ediyor. Gzleri l, l, sesi ala
bildiine cokulu. leri yama ramen ne kadar gen. Baknz diyor;
Bu cminin hibir unsuru sdece kendisi olmak zere tasarlanmam.
Mesel kapya bakn, pencereler iin bir kap o. Baknz; duvarlar nasl
kemerlere, kemerler nasl stunlara ve minber nasl mihrba ve cmlesi
nasl kubbeye kavuuyor... Bilge Mmrm anlattklarna brakyorum
kendimi. 0 lhza, yapnn btn unsurlarnn nasl da birbirine dnerek
kubbeye ykseldiini ve onun direv yapsna nasl da aktn ve ya da
yerkrenin nasl da gkkubbeye kanatlandn gryorum. O suskun
statiin iinde yatan cokulu dinamii kefediyorum. Demek ki bu yap
durmuyor, insan da iine alarak zrif kvrmlarn birbirine eklemlenme
siyle varolua, yaradla saygl direvi bir hareket hlinde sonsuza doru
kanatlanm halde ve kimbilir kanc devr-i dimini idrak ediyor? yle
diyor Bilge Mmr: Bu sdelik iindeki hareket aslnda ne kadar da
neeli.. u iniler ne kadar mzikli. Sr burada; sknet iinde neeyi
mmkn klan gerilimli dz sathlar
Yaratana, yaratla ve yaratlana saygl, abartsz, kvama ermi bir
hareket iinde paralar ak ulu, her an baka bir paraya dnmeye ve
btnn birliine erimeye hazr. Paray kendisine mahkm eden ve
kendi iinde azdran ereveler yok. Minyatrn resimden ok farkl ola
rak bir trl ereveye girmemesi gibi; bu mzikte de kabna smayan
ve her eyin sdece bir baka eye dnerek nev- nem bulduu bir
hareket var. Bilge Mmr aklyor: Paralarn ahsiyetine halel getir
meyen bir btnlk fikridir bu.
te nev perdesi bu. Aa karken kendi pesine den btn perde
leri iine alarak kanatlanyor ve dgha eriiyor. Bir kez daha Kutbl

143
Itri nin Neva K r ndan Mlhem izlenimci Bir Yaz

Nyinin sylediklerini hatrlyorum. "Bir nevada binlerce nev


olmal. O zaman nev gerekten de nev olur diyor. Nev, bu zenginli
in derin i cokusunu tamal. Kendi pesindeki mevcut btn sesleri
iine alarak kan nev kendini emniyetle baka perdelere aktarabilmeli.
Bu mnevi rabtalar kurulduu zaman ses, ses olmaktan kyor ve artk
sad kvamna eriiyor. Sadda seslerin firavunluu sona eriyor. Sad
nn i titreimleri, parlayp snleri, ancak hassas kulaklara hitp eden,
incelikli ve batini bir polifoni douruyor. Ancak Merl Hanmn okuyu
u gibi zel okuyularda dile gelen bu i hareketlilik kelebeklerin arza te
masn andryor. Sesler yere basmyor, sanki btn geiciliiyle, nzike
konuyor ve akabinde yeniden havalanyor.
Biz modemler Osmanl msikisinin birikimi zerine dnmeye ba
lad noktada sadda dile gelen ilikileri ve btnl kurmakta ne ka
dar da sorunluyuz. Ne kadar da para tesirli dnyor ve bu inceliklerle
kumlan derinlii anlamayp, tek sesli gelimemi bir mzik ite deyip
geiveriyomz.
Dnceleri kafamdan kovup mzii yeniden baa alyorum. Balad
ana bakyorum. Genellikle mzikler balarken baladn ne kadar da
hissettirir. Oysa bu mzikte yine bu kurala girmeyen bir aykrlk var.
Sanki bu mzik balamyor. Yok, yok bu balamak olamaz. Sanki bir yer
lerden gelip bir yerlere, gecikerek de olsa yetimek gibi bir ey bu.. Ba
lamak, bitmi eylerin zerinde geliir. Oysa ilk nameler, ylesine seil
mi ki, perdelerin arasna konan o zarif eslerde, zten yoluna kyam
etmi olan byk bir kervana bir yerinden katlan bir seyyahn tatl tel,
hatt hafif tertip mahcbiyeti ve kervan nzik bir ekilde selmlay his
sediliyor. Merl Hanmn esere giriinde soluklam bunu ne kadar da
gzel yanstyor... Sanki, esere balamak iin deil, bir yerlerden geliyor
da biraz dinlenmek zere soluklanyor gibi...
Nev Kr, balangc iyiden iyiye silikletirerek bize, ezici olmayan
ama ezel bir eksiklik duygusunu yklyor. Mkemmellii ancak bu ek
siklik iinde anlayabiliriz demeye getiriyor. Eser kelimesi bununla ne
kadar da uyumlu. Modem sanat eserleriyle iftihar eder. Oysa eser keli
mesi, mesel eser miktarda deyiminde olduu zere; bir azl da ifade
eder. Bu, bestekrn, ortaya kard msiki ile kiisel bir iliki kurmak
tan ne kadar da kandm anlatr. Acaba Itr, eserine, Nev Kra na
sl bakyor, eserle nasl bir iliki kuruyordu? Bunu elbette ki tam olarak
asla bilemeyeceiz. Ama modem bir bestekrn tersine, eserini abartma
yacan, hatt sahiplenmeyeceini syleyebiliriz. Bu konuda syleyebi
lecekleri, muhtemelen, arkada Sai Mustafa elebiye mermm anlatan
Mmr Sinann sylemi olduklarndan farkl olmayacaktr. Mlkn

144
Sleyman Seyfi n

Allaha it olduuna, modem insandan daha katksz inanan, ilhmn l


h kaynaklara balayan ve sdece araclk etmekle yetinen; karlnda
ise kusurlar yznden af dileyen, eserlerine bakanlarn kendisinden rz
olmasn niyz etmekle yetinen mtevz bir baktr bu. Eser, lh gzel
lii aa karan, onun czi bir ksmdr. Onun iin eserdir. Bestekr
ise onun sahibi deil, aracsdr. Dolaysyla beklentisi telif deil, eser ne
sillerden nesillere aktarlrken, araclk rol itibryla kendisine rahmet
okunmasndan baka bir ey olmayacaktr. Yaratcs, yarattklan arasnda
en yksek mertebeye koyarak ereflendirdii insana ruhundan flediini
bildirir. Dolaysyla, bu mzikte anlatlmak istenen; bu nefesin hayrete
drc, hayranlk verici etkileridir. Bestedeki gzelliklerin sahibi
Odur. Bestekrn ruhuna bu gzellikleri sad olarak flemitir. Bestekr
bu sady aa kararak insanlara malm etmektedir.
Osmanl msikisinin eitli formlarnda, terennm, teslim gibi
baka baka isimlerle anlan ok hassas ve zel blmlerin varl dikkat
ekicidir. Bunu Bat mziinde leitmotiv terimi ile karlamak ok
yetersiz olacaktr. Eserin en etkileyici ve melodik inceliklerinin en yk
sek derecede kvam bulduu bu blmler, deta bu gzelliklerin gerek
sahibini hrmetle selmlayan bir edayla ortaya konur. Yaradan bu gzel
likleri bestekra malm etmi; bestekr onlar aa karp bir kenara e
kilmitir.
Nev Kr bir terennmler hzinesidir. Itr eserinde, kr formunun ge
leneinde sk rastland zere dorudan terennm ile girmiyor. Gfteye
sadkatle balyor. Gfteye sadk giri ksmlarnda nce makmn sa
lam bir ekilde ilendii grlyor. Ama bu sadece bir hazrlk. Ama
makm ortaya koymak deil. Eer perdeler baka perdelere dnyor
sa, bu daha byk direvi hareketleri hazrlayan daha kk hareketlerdir
aslnda. Daha byk hareketler, makamlarn ya da ses aralklarnn birbi
rine dnmesiyle alkal. Eser nev makamnda. Ama bu sdece beste
nin yol veren nirengi noktas. Eser, nim sakil ikanda, ama bu da sdece
usl itibaryla bir nirengi noktas. Deilse eser bundan ok daha fazlas.
Yani bir bakma eser nev makamnda, ama btn itibaryla nevdan
baka pek ok ve tam da bu yzden nev. Nev Krda, nev, ehnaz, hi
caz, sab, hseyni makamlarna zarif geiler var. Bunu bir ssleme ya da
komu ses dizilerinde konaklamalar olarak grmyorum. Mziin hare
keti dz izgi zerinden bir kalk; bir yol zerinde eitli duraklara ura
dktan sonra geri dn ve hitma eri deil. Tam tersine Zmrd- Ank
Kuunun kanat rplar misli, drev bir hareket iinde nevy idrak
edi; nevy aarak nev olmayan baka sesler ve aralklar dnyasnda
olgunlatrmak. Fni dnyada hibir ey kalc deil. Her makam geici.

145
Itri nin Neva K r mdan Mlhem izlenimci Bir Yaz

Bunu bilenler hibir makamda srar etmez ve onu baka makamlara kata
rak elden karmay bilir. Zenginlii, aktarmakta ya da vermekte bulur.
Bilir ki biriktirdikleriyle dalanacaktr. Bilir ki kenz atetir. Nev maka
m, ehnaz ya da sab olduu zaman kvamna eriyor; ite o zaman ger
ekten de nev oluyor. Gei bile yok, bir vazgei, bir havale edi var.
Usullerdeki zarif deimeler, nim sakilin devr-i revna, remele, yrk
semaiiye dnmesi de hep bu direde gerekleiyor. Msiki btn e
itlilii iinde melodiyi, gfteyi ve usul ieriyor. Ama hibirisinin cilve
sine kaplmyor. Terennm ite tam da bu kvam hali...
Mzik akyor. Gerek makam, gerekse usullerdeki geiler bu musiki
nin aleniyet ve mahremiyet dnyasn dndryor bana. Perdelerin ha
reketi, yani, almas ve kapanmasyla ilikili bir husus bu. Aleniyet ka
zanmam bir mahremiyet nasl ktleiyorsa; mahremiyet kazanmam bir
aleniyet de o kadar meydan okuyucu hale gelebiliyor. Sad musikisi, ale
niyet ve mahremiyet arasnda kumlan bir nzik dengenin rn. Perdeler
birbirlerine dnerek aa kyor; alenileiyor. Ama bunu her defasn
da bir kapanma ve mahremiletirme izliyor. Her alenileme eer bir mah-
remilemeyle dengelenmezse eserin dengelerinin alt-st olaca muhak
kak. O zaman sad bozulacak ve seslerin kaba gsterii kalacak. Nev
Krda sesler msikinin btnn bozacak ekilde almaya yz tuttuu
anda hemen sndrlyor. Merl hanm bunu ustalkl hanere oyunlary
la yapyor.
Balamadan balayabilen, perdelerin eitli name hareketleri zerin
den birbirine dnt artc, srlarla dolu bu mzik kendisini bir
anda ele vermiyor. Nev Kr, onu haytnda ilk kez duyan bir niversite
rencisine dinletmitim. Alabildiine sklmt. Mzik susunca neler
hissettiini sormutum. "ok ar, sanki hep ayn eyleri tekrar ediyor;
ne dedii anlalmyor dediini hatrlyorum. yledir zhir deyip
uurlamtm onu...
Bu kez aklma Nev Kr birlikte dinlediimiz, artk 80lerine merdi
ven dayam, 60h yllarn ilk kuak hippilerden J.in syledikleri geliyor.
Bir gece misfir olduumuz bir mzisyen dostumuzun evinde bu mzii
baz kaytlardan hu iinde dinlemitik. Bat mzii terbiyesi alm se
siyle mrldanarak esere elik ediini aknlkla izliyordum. Biliyor mu
sun, bu eseri her dinleyiimde, baka bir derinlik kefediyorum deyip
eklemiti: Ama aslnda sizin dnyanzn zellii. Somlarm bastnnca
bu dnya ile nasl tantn anlatmaya koyuldu. Hikyesi 60h ylarda
kocas ile bisikletlerine atlayarak Douyayaptklar seyahatle balyor
du: Kafamzda hep bir Hindistan ya da Nepal vard. stanbula vard
mzda ark n baladn bize hissettiren manzaralar grdk. Ama Istan-

146
Sleyman Seyfi n

bul bizim iin sdece bir kapyd. Onun iin fazla oyalanmadk. Anado
lu yu hzla kat edip ran a ulatk. Grdklerimizle bylendik. Renkler,
sslemeler, ihtiam. Ama ne tuhaftr ki, bir sre sonra btn o renkler
snmeye, sslemeler gzlerimizi yormaya, ihtiam skmaya balad bizi.
Rotamz Hindistan a evirdik. Yine bamz dnd. Renkler, kokular can
l, cokulu mzik, danslar.. Tamam dedik ite aradmz bu.. Ama sonu
ran dakinden daha da kt oldu. Zaman getike Hindistan, randa
yaam olduumuzdan daha da boucu bir tecrbeye dnt. Hayl
krkl iinde Nepal i de gezerek dnmeye karar verdik. ran dan Trki
ye ye giri yaptk. Bir sre pedal evirdik. Bir yerde mola vermitik. Ko
cam birden bana dnd- Btn bu inili kl, hayl krkl iindeki
maceramzda, bizi hayal krklna uratmayan tek yerin buras olduu
nu gryor musun? Aradmz sakn burada olmasn? deyiverdi. nce
Konya da, daha sonra da stanbul da kaldk. Trkiye den ayrlrken akl
mzdaki tek dnce, bir sonraki geliimizi nasl organize edeceimizle
alkalyd. Grdmz her eye dikktle baktk; iittiimiz her eye
kulak kabarttk. Mesel Cmileriniz. ran dakilere hi benzemiyordu.
htiam, gsteri, abartdan eser yoktu. Bu topraklarda her ey sdelikle
srlanmt. erdii gzellikleri, derinlikleri azar azar sunuyordu. Her
keif, kefe muhta yeni eyleri mjdeliyordu. Mziinizi ilk dinlediimiz
de de ayn durumu yaadk. Canl ritmleriyle, parlak sesleriyle Hint m
zii gibi arpmamt bizi. Sitarla bylenen kulaklarmza tanbr tuhaf
geliyordu. Neden sonra akl sr erdirebildik tanbrun derinliine. Ama
hepsi bir yana Nev Kr bambaka... Hikyemin sonucu mu? Kocam
geli ok oldu. Bana gelince te gryorsun bu ihtiyar hlimle senenin
alt ayn Trkiye de geirmezsem sanki hayatm eksiliyor...
Merl Hanm, sadmn, terennmlerin ve usul geicilerinin yegn ye
gn hakkn vererek, perdeleri o muhteem haneresinin galerilerinde in
ceden inceye ileyerek ruhuma flyor. Cokulu bir mzik bu. Ama co
kusunu taknla dntrmyor. Yer yer sanki ok ihtiaml. Ama bun
dan emin olamyorsunuz. Bu da bir sr...
Bu kez 12 Eyll kasrgasndan kaarak Parise kapa atan Birikim-
ci ve birikimli bir sosyalist yazarla, uzak bir memlekette, bir Pubda soh
bet hlindeyiz. Bir sosyalistten Osmanl msikisi hakkndan vg dolu
szler iitmek artc. Hepsi baka gzel, ama Neva Kr bir baka tr
etkiliyordu diyor ve anlatmaya koyuluyor: Paris de zaman zor geiyor
du. Memleket hasreti bastrmt. Gidip gelenlerden bir bankann rettii
Osmanl msikisinin sekin eserlerini ihtiv eden bir takm kaset edinmi
tim. Bir sre sonra Nev Kr hepsini bastrd. Dinlemeye doyamyordum.
zellikle de bir yazy bitirdiim zaman Nev Kar dinlemek benim d

147
Itri nin Neva K r ndan Mlhem zlenimci Bir Yaz

lm oluyordu. Bir gece yine kasedi koydum. Zevkten drt ke dinliyor


dum. Sesi biraz fazla atmn farknda deildim. Dndrp dndrp
dinliyordum. Birden kapnn zili ald. Eyvah dedim. Paris te gece saat
10 dan sonra sifon ekmek bile risklidir. Anlaysz bir komu seni polise
ihbar ederse canna okurlar. Hele benim gibi ereti yaayan bir gmen
iin daha beteri bile olabilirdi. Tella sesi kapattm. Kapy atm ve
hemen bin bir zr dilemeye giritim. Karmda zerlerinde eofmanla
ryla, biri kz, dieri iki gen duruyordu. zerlerinde eofmanlar vard.
Her halleriyle benim tarafmdan uykularndan edildikleri belliydi. Ben
zr zerine zr diliyordum. Bir tnesi glmseyerek beni susturdu. -
Hayr Msy buna gerek yok.. Tamam uyuyorduk. Mzii duyup uyandk.
Tuhaf bir mzikti. Yatakta oturup bir sre dinledik. Sonra merk ettik.
Acaba bize bu mzii daha yakndan dinletir misiniz diye sormaya geldik,
dedi. Rahatladm. Hemen buyur ettim. Kaseti baa aldk. Eseri sonuna
kadar dikkatle ve saygyla dinlediler. Kahve ierken dayanamayp neler
hissettiklerini sordum. Msy, dedi erkek olan; bu Trk mzii. Bir
Fransz olarak bizim onu lykyla anlamamza imkn yok. Ama emin
olduumuz bir ey var. Bu mzii her kim bestelemise, sanatta en zor
olan bir eyi; sdelikten asla ayrlmadan muhteem eyleri anlatabilmeyi
mkemmel olarak baarm ...
Aklma Chopinin bir arkadana yazd mektubunda dile getirdikleri
geliyor: Mzikte sdelik, ancak byk zorluklar aldktan sonra baar
labilecek en yce amatr....
Eser akyor. Szler melodinin iinde alabildiine esniyor, alyor ve
sadya kavuuyor. Bir ara aklm gfteye taklyor. ok tuhaf: Gfte
hem var, hem de yok. Onu anlamak mmkn deil. Gfte ve beste ylesi
ne i ie girmi ki, gfteyi, ya da eserin lfzn zmek mmkn deil.
Bu, onun Farsa olmasndan kaynaklanmyor. Buhrzdenin kurduu
yap, paralarn btn iinde arlamasna ne gemesine asla izin ver
miyor. Bu en bata gfte iin byle. Mziin ne anlatt en etrefil ente
lektel meselelerden birisidir. Kabul edilmelidir ki, mzik ok eitli
sanatlar arasnda en ezoterik olandr. Ho ezgilerle ssl hikmetli deyi
leri aan bir durum bu. Elime nota ktlarn alyorum. Eserin altnda
gfte verilmi. Birka dizeden oluan bir gfte bu. Hfz- irazinin iki
gazelinden derlenmi. Gfte ile beste arasnda nasl bir iliki var acaba?
Byle bir ilikiyi kurmak lfzdan yola kmay gerektiriyor. Genellikle
gftenin anlamnn bestede nasl dile getirildiini merak eden modem
dinleyicinin nde gelen alkanlklarndan birisidir bu. Acaba Itr, nce
Hfzn bu gazellerini okuyup, buradan m ilham ald? Bunu bilmiyoruz.
Ama baz tahminlerde bulunmak yine de mmkn. Dikkatimi eken, bu

148
Sleyman Seyfi n

eserde bestekrn hibir ekilde bir prozodi; yani gfteyi artran,


tasvir ezgilere bavurulmu olmamas. Modemler nasl da baylr tasvir
lere ... Gftenin Hfz gibi byk bir airden seilmesinin zel bir anlam
olduunu dndren hibir ey hissettirmiyor bize. Eserin lfz, byk
direler halinde ekillenen ezginin iinde massediliyor ve sndrlerek
bolua salnyor. Hsl, lfzn ne dedii ok fazla anlalmyor. Kana-
timce anlalmas da pek istenmiyor. Lfzn buradaki rol bestenin ilen
mesine, inceliklerinin aa karlmasnda ona hizmet etmesiyle snr
landrlm gzkyor. Bu msikinin elbette anlatt bir eyler var. Ama
bu lfz snrlarn almasyla alkal bir durum. Msikiyi olgunlatran,
onu ezgi destekli deyilere oturan geleneklerden ayran da bu.
Nihyet eserin bitiine kulak kabartyorum. Eser bittii zaman bile
aslnda bitmiyor. Sadece zarif bir geri ekilme hissediliyor. Mesel n-
hft makamn asla anlayamam ve sevildii asrlarda dinleyenlerin ku
lan nasl etkilediini hep merak etmiimdir. Nev Kr bestekrnn ter
tip ettii tuhaf bir makam bu. Sdece makam tertip etmekle kalmam,
mutaddr; bir takm da vcda getirmi. Bu takm hemen hi icr edilmi
yor. nk bitmemilik hissi burada ei memendi grlmemi derecede
kuvvetli. Bu takm geen usta szendeler bile, icrnn sonunda bir durur
lar. Allah Allah, nasl bir eser bu? Sanki bitmiyor derler. Ne de olsa
modemdir onlar. Bir modemin ise bitmemilik hissini bu kadar kesin
anlatan bir makama kulak erdirmesi kolay olmasa gerekir. Modem m
ziklerde biti ne kadar mutandan, kesin, kendisinden emin bir bititir.
Oysa Itrnin dnyas nokta koymayan, koymay sevmeyen bir dnya
dr. Noktaya lhi iaret, bir kymet ykler ve onu bir eyi hitma erdiren
deil; zengin almlara gebe bir olu dnyas, sonsuzlua alan bir kutlu
iaret olarak selmlar. Buhrizde, Mevlevi nevesiyle mziini bitirmez,
srlar. Bunu yaparken de deta, Ben balatmadm ki, bitireyim demek
tedir bizlere. Eser bittii zaman o kadar bitmemitir ki, hl sylenecek
ok ey var demektir bu. Ne kadar mtevaz, zarif ve varla hrmetkr
bir geri ekilitir bu?
Btn bu izlenimler Nev Krm nasl anlattna dairdir. yi ama
Nev Kr nihi tahlilde neyi anlatyor acaba? Aklma Aldous Hux
leyin mzik zerine yazd bir deneme geliyor. Huxley mziin anlat
lamayan anlatmak olduunu ve esas amacnn sesler marifetiyle sessiz
lii baarmak olduunu yazyordu. Nev Kr tam da bunu, yani sessizlii
anlatyor. Hsl, Buhrzde, airin; Bir yer var biliyorum, her eyi sy
lemek mmkn; epeyce yaklamm, duyuyorum; anlatamyorum...
deyip geri ekildii yerlere alyor ve oralarda yerlerde sylyor syle
yeceini...

149
Folk mzik dans: H ailing ,
lstrasyon: August Schneider, 1869.
M ZK SOSYOLOJS
Desen: Paul Revere, 1770.
B r M zk S osyolojsi
V ar midir ?
A li Esgin*

S y len cey i yen id en dourabilsin d iye, yerin d e b ir davranla, m zi e g v er


dik. B y le c e , b ilim anlaym b ile b u yold a, m ziin s y le n c eler yaratan gc
karsna dm anca b ir tutum la k yerde arayacaz.

F. N ietz sch e, Mziin Ruhundan Tragedyann Douu, s. 109.

Bir mzik sosyolojisi var mdr? sorusu, yalnzca sosyolojinin belli bir
disiplininin varlnn ya da snrlarnn sorgulanmasn deil, ayn za
manda mziin sosyolojik zmlemeler iin ne derece gerekli bir tanm
layc olduunun ortaya konulmasn da amalamaktadr. Soru bu ynyle
Nietzschenin syledii gibi, mzie g vererek, aslnda ihmal edilen bir
bak canlandrmay, bylece, mziksel dilin sosyolojik dayanaklarn
yeniden hatrlamay olanakl hale getirecektir. Mzii tanmlayc bir sos
yolojik unsur olarak grmek, onu kendi iine kapanklndan kurtararak,
notalarn d dnyadaki etkilerini, mzik ile toplum etkileiminin kodlar
n aa karmak demektir. Sosyolojik boyutuyla, mziin sosyal gc
n, tnlarn toplumsal etkilerini zmlemek, deiimin dinamiklerini
farkl ve sanldndan ok daha gl bir boyutta aramaktr. Bu yakla
m, bir yandan Adomo ve Horkheimern dedii gibi, mziin, kolektif

Yrd. Do. Dr. A li Esgin, nn niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Sosyoloji Blm.


Bir Mzik Sosyolojisi Var mdr?

ilikileri, toplumsal dinamikleri derin bir ekilde etkilediini fark etmek


anlamna gelirken,1 dier yandan, mzii yalnzca onu icra edenlerin bir
etkinlii ya da dinleyicilerin bireysel duygulanm arac olarak grmekten
daha teye tamaktadr. Mziin bu yn her ne kadar icraclar ve dinle
yiciler taralndan grmezden gelinse de, nihayetinde mzik toplumsal
ilikiler ve koullar btnnn belirledii bir temsil alandr.1 2 Mzie
sosyolojik boyuttan bakmak, insann yaratt mzik araclyla, insan
tanmlamaya almaktr.
Mzik, hangi ynden baklrsa baklsn, sosyolojik bir olgudur. Onun
sosyolojik bir olgu olmasndaki en belirleyici etken, mziin insan yaa
mndaki yeridir. Mzik, insan yaamnn bir parasdr. ok klie gibi g
rnen bu cmle, aslnda mziin tad toplumsal anlam kapsayc bir
biimde dile getirmektedir. Zira mzii seven herhangi biri iin mzikal
deneyim zaten merkez bir konum igal etmektedir. Koullar izin verdii
lde o yaam boyunca mzikle olmay srdrecektir. te yandan m
zik ona kaytsz kalanlarn deneyimlerinde de sanld gibi silik deildir.
Komunun radyosu, televizyon, maaza mzikleri, sokak algclar; d
ars duyarsz olunamayacak namelerle doludur. Duyulsun ya da du
yulmasn mziksel tn her yerdedir.3 Dolaysyla, sevsin ya da sevmesin
mzik herkes iin kaytsz kalnamayacak bir gerekliktir. Sz konusu
gereklik, bir yandan insan kuatrken, dier yandan toplumsal alan ta
nmlayc bir olgu olarak belirmektedir.
Mziin sosyolojik bir olgu olmasnn gerisindeki dier bir etken,
onun, yaamn temel zellik ve koullarm paylamasdr. Szgelimi, m
zik batan sona tarihsel bir nitelik gstermektedir. Toplum deiirken,
mzikal nameler ve mzikal roller de deimektedir. Fakat en nemlisi,
mzikalitedeki deiim, toplumun deiimini imlemektedir. Mziin ta-
rihsellii, toplumun tarihsellii yanstmaktadr4 Toplumun tarihselliini
yanstt lde, mzik, sosyolojik bir olgu haline gelmektedir.
Mziin yaps ve zndeki deiimlere bakarak toplumsal deime
hakknda bir dnce sahibi olabiliriz. Balangta Max Weberin de
k noktas olan bu varsaym, esasen mziin toplumsal deiimin bir
gstergesi olarak kabul edilebilecei grne dayanmaktadr. Weberin
Bat mziindeki dnmlerle toplumsal dnmler arasnda kurduu

1 Adom o, T. ve Horkheimer, M., Sosyolojik Almlar, eviren: M. S. Durgun ve A. Gm,


Ankara: Bilgesu Yaynlan, s. 125.
2 Ergur, A .. Mzikli Akim Defteri: Sosyolojik zdmler, stanbul: Pan Yaynlan, s. 9.
3 Ridley, A., Mzik Felsefesi: Tema ve Varyasyonlar, eviren: B. Aydn, Ankara: Dost Kitabe-
vi Yaynlan, s. 11-12.
4 Tanyol, T., Mziin Toplumsal Temelleri, Yazko-Felsefe Yazlan 2. Kitap, Yayma Hazrla
yan: Selahattin Hilav, stanbul, Aaolu Yaynevi, s. 59.

154
A li Esgin

balantlar, mziin sosyolojik almlar yapmak iin ne derece nemli


bir kaynak olduunu ortaya koymutur.5 Nitekim Batda, Barok adan
Klasik ve Romantik aa geite mzik z ve biim olarak byk dei
imlere urarken, ayn dnemde byk toplumsal dnmler de meyda
na gelmitir. Bu koutluk elbette rastlantsal deildir. Dolaysyla, mzi
in kendi i gelime sreci bile, bize onun toplumsal ve dnsel balan
hakknda ipulan vermektedir. Mziin geirdii dnmler, toplumsal
yapnn geirdii dnmlerle byk bir paralellik gstermektedir. Belli
bir tarihsel dnemi yanstan belli bir toplum yapsyla mzik arasnda
nemli yapsal benzerlikler vardr. Bu ynyle mzik belirli bir dnemin
baat ideolojisini, deerlerini, inanlann yanstan sosyolojik bir olgu ola
rak karmza kmaktadr.6
Tarihsellik ve deiim yannda mzii sosyolojik klan bir baka belir
leyici unsur, mziin ideolojik boyutudur. Her sanat alan gibi bir gerek
lik grn olan mzik, grn deil de gerekliin kendisi olunca ide
oloji haline gelmektedir.7 Mzik ile ideoloji arasndaki iliki, ideolojinin
amac, ilevi ve deiimi alarndan anlam kazanmaktadr. Bu anlay
erevesinde mzik bir styap unsurudur. styap ise ideolojik bir nite
lik tamaktadr. Dolaysyla toplumdaki st yapsal deimeler ideoloji
nin bir yansmas olan mziin deiimini de koullamaktadr. Dier bir
deyile, yeni ideolojik oluumlar kendi ama ve ilevleri asndan gerek
li olan yeni mzik biimlerini ve beenilerini oluturmaktadr. Bunun di
er anlam, hlihazrda, toplumda kitlesel olarak kabul gren mziksel
beenilerin toplumu ynlendiren ve biimlendiren ideolojiyi aa kar
masdr. Mzikle ideoloji arasnda kurulan bu trden bir balant sosyolo
jik analizlerde nemli bir yer tutmaktadr. deolojik bir ilevi bulunan
mzik rnein, Louis Althusser iin ideolojik bir aygt iken,8 Pierre Bour-
dieu iin kltrel sermayeyi tanmlayc bir alan,9 Frankfurt Okulu teoris-
yenleri iin ise kltr endstrisinin10 gl aralarndan biri olarak anl
maktadr.
Mziin ideolojik yn, onun toplumsal alandaki gcyle dorudan
ilikilidir. rnein Amold Scheringin ifadesiyle mzik, toplum kurucu

5 Weber, M., The Rational and Social Foundations o f Music, Translated and Edited: D. Martin-
dale, J.Riedell and G. Neuwirth, Southern Illinois University Press.
6 Tanyol, a.g.m., s. 58.
7 Yldrm, V. ve Ko, T. Mzik Felsefesine Giri, stanbul: Balam Yaynlan, s. 82.
8 Althusser, L., deoloji ve Devletin deolojik Aygtlar, eviren: Y. Alp ve M. zk, stanbul:
letiim Yaynlar.
9 Bourdieu, P., Symbolic Power, Critique o f Anthropology, Vol. 4, No.77, s. 77-85.
10 Adomo, T., Kltr Endstrisi Kltr Ynetimi, eviren: N . lner, M. Tzel, E. Gen, stan
bul: letiim Yaynlan.

155
Bir Mzik Sosyolojisi Var mdr?

gce ulamas bakmndan btn sanatlardan stndr. Bunun ncelikli


nedeni, mziin daha yerine getirilirken bile, benzer tarzda zihniyet ve
amalar tayan ok sayda kiiyi gerektirmesidir. Mzik, bylece mzik
yapan cemaatler yaratmaktadr. Dier neden ise, mziin her zaman ruh
lara egemen olmak iin ok kullanlan bir ara olmasdr. Mzik, btn
bir kitleyi birbirine balayan daha yksek bir zihn hareket ansn daha
fazla sunan bir sanat alandr. Dolaysyla toplumsal alandaki gcyle
mzii sosyolojik zmlemelerde ihmal etmek doru bir yaklam olma
yacaktr. stelik mzii retili koullarndan, onu douran retim ili
kilerinden ayr, neredeyse zerk bir alanm gibi deerlendirmek de ol
duka eksik ve yanl zmlemelere yol aabilecektir. Bu erevede
mzik, toplumsal problemlerin anlalmaya allmasnda, gnmz top
lumsal gerekliini oluturan kentleme, g, cinsiyet rollerindeki dei
me, retimin deien koullan ve teknolojik gelimeler gibi dier baka
oluumlarla birlikte, olduka nemli bir konuma sahiptir.112
Mziin tad bu trden sosyolojik anlamlar, onun tanmlayc bir
sosyolojik kategori olarak grlmesinin ana nedenlerini oluturmaktadr.
Mziin tad sosyolojik anlamlar aynca, bir mzik sosyolojisinin var
ln ve gerekliliini de koullamaktadr. Bu anlay asndan mzik
yalnzca insann duygu ve dncelerini seslerle anlatma olana veren
bir dil ya da soyut anlatm biimi13 deil, ayn zamanda toplumsall
temsil eden, tarihsel, ideolojik ve kltrel ierii bulunan sosyolojik bir
olgudur. Mziin dile getirilen bu ynleri, mzik sosyolojisi asndan
mzikle toplumun karlkl ilikisinin incelenmesi kapsamnda deerlen
dirilmektedir.14 Mzikle toplumun karlkl ilikisinin incelenmesine y
nelen mzik sosyolojisi, sosyal yaama dair pek ok konuyu mziin et
kilerinin ve mziksel almlarn analizi yoluyla betimlemeye almakta
dr.15 Mzik sosyolojisi asndan, mzikle ilgili olan her eyin sosyolojik
bir yn olduu gibi, sosyolojik olan her eyin de mzikle bir ba mut
laka vardr. stelik bu ba, ou zaman grlmeyen ya da ihmal edilen
bir badr.

11 Arnold Scheringden akt. Adom o ve Horkheimer, ag.e., s. 124-125.


12 Ergur, A., Portredeki Hayalet: Mziin Sosyolojisi zerine Denemeler, stanbul: Balam
Yaynlan, s. 14-15.
13 Turley, A . C., Max Weber and the Sociology o f Music, Sociological Forum, Vol. 16. No.
4. s, 648.
14 Blomster, W.V., Mzik Sosyolojisi: Adom o ve tesi, Frankfurt Okulu, Editr: H. Emre
Bace, Ankara, Dou Bat Yaynlan, s. 487.
15 Turley, A . C., Max Weber and the Sociology o f Music, Sociological Forum, Vol. 16. No.
4. s. 648.

156
Ali Esgin

Mzik balangtan beri, sosyolojinin temel aratrma konularndan


biri olmutur. Szgelimi sosyolojinin kurucu isimlerinden Max Weber
rasyonalizasyon srecini aklamak iin bir ilk rnek olarak mzikal no-
tasyon sisteminin geliimini kullanmtr. Sonraki dnemlerde Weber gibi
pek ok isim iin mzik, nemli sosyolojik sorulara cevap bulmann
anahtar olarak grlmtr. Ancak, mziin sosyolojide yakn zamana
kadar kltr, sapma ya da rgt gibi temel aklama alanlarndan biri ha
lini ald sylenemez. Dier bir deyile, mzik yllar iinde sosyolojide
merkez problemleri ifade etmek adna nemli bir bavuru kayna ol
makla birlikte, mzik sosyolojisi etkin bir disiplin olarak varlk gstere
memitir.16 Bunun en nemli nedeni, sosyolojik teoride, zellikle klasik
sosyoloji gelenei iinde, mziin genellikle ayrc ya da belirleyici bir
tanmlama birimi olarak deil, kltrel unsurlardan yalnzca biri olarak
grlmesidir. Mzik sosyolojinin nemli bir geliim gsterdii gnmz
de bile bu anlayn etkileri srmektedir. Sosyolojinin ilgilerini ve kav
ramsal almlarn betimleyen ve temel kaynak olarak grlen byk
sosyoloji szlklerinde dahi mzik ya da mzik sosyolojisi balklarnn
bulunmamas bunun kantdr. Nitekim, Bryan S. Tumern editrln
stlendii The Cambridge Dictionary o f Sociology"de17, Steve Bruce ve
Steven Yearleyin kaleme ald The Sage Dictionary o f Sociology" de18
mzik sosyolojisi balna yer verilmemi, mzik konusuna ancak kl
tr, popler kltr gibi balklar altnda ikincil bir rnek olarak deinil
mitir. Yine alt ciltlik Encyclopedia o f Sociology"de mzik bal ksa
bir zetle geitirilmitir.
Byle bir anlaya ramen yine de mzik sosyolojisinin, zellikle Kta
Avrupasnda etkin bir sylem oluturma ve teorik temeller ina etme
ans bulduu sylenebilir. Zaten bugn bir mzik sosyolojisinden bahse-
debiliyorsak, bunun nedenini, daha ok Kta Avrupasnda, zellikle de
Almanyada etkili olan sosyolojik almalar oluturmaktadr. Dolaysyla
gnmzde belirgin bir canlanma yaayan mzik sosyolojisi almalar
nn teorik temelleri de yine Kta Avrupas sosyolojisine dayanmaktadr.
Ancak, bu durum, bir baka adan bakldnda, mzik sosyolojisinin
neden gelimedii ya da ihmal edildii sorusunu da aklar niteliktedir.
Nitekim sosyolojideki Ortodoks oydama ve Amerikan ilevselci sosyo
loji geleneinin basknl, mzik sosyolojisinin bir bakma Almanya ile

16 Peterson, R.A., Music, Encyclopedia o f Sociology, Editor: Borgatta, E. F.ve Montgomery,


R.J. V. Newyork, Macmillian Volume III, s. 1924.
17 Turner, B. S.(Ed.), The Cambridge Dictionary o f Sociology, Cambridge: Cambridge Univer
sity Press.
18 Bruce, S. ve Yearley, S., The Sage Dictionary o f Sociology, London: Sage Publications.

157
Bir Mzik Sosyolojisi Var mdr?

snrl kalmasna neden olmutur. Dolaysyla mzii sadece toplumsal


sistemdeki kltrel elerden biri olarak gren egemen ilevselci sosyo
loji anlay onu, toplumu tanmlayc temel kategorilerden biri olarak be
timlememi, geri planda brakmtr. Ayrca dier sosyoloji almalarn
da olduu gibi, Amerikan ilevselci sosyoloji anlayrrnm sosyoloji iinde
ki egemenlii, teorik dzeyde mziin zmlenmesine olanak verme
mitir. Bu nedenle mzik, sosyolojideki Ortodoks oydamann tersine,
daha ok bireye, onun eylemlerine, duygularna, bilmeme ynelen herme-
neutik gelenei ne karan, teorik zmlemelere arrlrk veren Alman
dn gelenei iinde ve Frankfurt Okulu gibi eletirel tutum gelitiren
dnrlerin almalannda incelenme olanar bulmutur.
Gnmzde, sosyolojik oydamaya ilikin eletiriler ve sosyolojinin
sahip olduu yeni ynelimler, dier sosyolojik alrmalarda olduu gibi,
mzik sosyolojisi alannda da egemen anlayn snrlad bak asnn
kademeli bir biimde terk edilmesine neden olmaktadrr. Mzik sosyoloji
si, bu gelimelerden nasibini almaktadr. Szgelimi, Amerikada mzik
sosyolojisiyle ilgilenmenin zaman geldi diye yazan Blomster, sosyoloji
nin mzikle olan ilikisinin kendi snrllklarndan kurtulup yeniden de
erlendirilmesi gerektiini dile getirmektedir.19 Deien anlaylarla bir
likte mzik sosyolojisinde ortaya kan yeni eilimler, sosyal srelerle
estetik tanmlarn birbirine gemi ve birbirini harekete geiren daha
kompleks ynlerini gndeme getirmektedir.20 Daha nemlisi, mzii sos
yolojik zmlemeler iin baat bir konuma tayan mzik sosyolojisi, ar
tk yalnzca sosyolojinin bir ura alan olarak tanmlanmamakta, ayn
zamanda mziin pratisyenleri, sanatlar ve dier sosyal bilimciler iin
de nemli bir disiplin olarak alglanmaktadr. Gelinen noktada zellikle
Bat sosyolojisinde mziksel analizlerin artt, mzik sosyolojisine d
nk zmlerin odak haline geldii bir sre yaanmaktadr. Bu sreler
sonucunda bugn, bir mzik sosyolojisi var mdr? sorusuna olumlu ve
net cevaplar vermemize olanak salayacak koullar olumutur.
Ancak bir mzik sosyolojisi vardr sylemi, bizi, hem mzik asn
dan hem de sosyoloji asndan farkl, bamsz bir anlaya, mzii ya da
sosyolojiyi aykrlatran bir bak asna gtrmemelidir. Mziin sos
yolojik adan incelenmesi, onun toplumsal alandaki karlkl etkilerinin
zmlenmesi araclyla, toplumsal alana dair karmlar yapmas an
lamna gelmektedir. Burada ne mziin ne de sosyolojinin kendi nitelik
lerinden soyutlanmas sz konusudur. Adomonun ifade ettii gibi, mzik

19 Blomster, MzikSosyolojisi: Adomo ve tesf, s. 489.


20 Prior, N., Critique and Renewal in the Sociology o f Music: Bourdieu and Beyond, Cultural
Sociology , 5(1), s. 121-138.

158
Ali Esgin

sosyolojisinden karlacak kazananmz, onun anlaml sorulan sorup so-


ramamasna, gerekten mziin ve onun toplumsal btndeki anlamnn
teorisine ynelip ynelememesine baldr21 Dier bir deyile, mzik
sosyolojisinde mzik-toplum bantsnn nasl olutuunu sormaktan
ok, bu oluumda toplumun mzikte nasl grndnn, mziin de
toplumun dokusundan hangi anlamlan kardnn aratnlmas nemli
dir.22 Mzik sosyolojisi, toplumun ruhunu yanstan mziin, dili, tad
anlamlar ve etkisi zerine younlaarak, yine toplumsal olann betimle
mesini yapmay amalamaktadr.
Btn bu aklamalarla birlikte, bir mzik sosyolojisi vardr syle
minin gerisinde elbette, mzik sosyolojisinin temellerini oluturan teorik
tartmalar bulunmaktadr. Sosyolojik teoride Weber ile balayan mzik-
toplum ilikisine dair zmlemelerin, sonraki dnemlerde birok sosyo
log iin dolayl ya da dolaysz bir inceleme konusu olduu sylenebilir.
Ancak Weber ile birlikte, George Simmel, Alfred Schutz, Thedor Adorno
ve Pierre Bourdieu gibi isimler hem mzik sosyolojisinin temellerini at
ma hem de alann gnmzde bile temel referanslar olmalar asndan
daha ok ne kmaktadrlar. Mzik sosyolojisinin ortaya k koullar
n, ana ilgilerini ve mzik-toplum ilikisine dair farkl sosyolojik karm
lar betimlemek, dolaysyla alann kapsamn belirlemek adna sz konu
su dnrlerin grlerine bakmakta fayda vardr.

T e ORK TEMELLER:
MZK SOSYOLOJSNN TEORK DAYANAKLARI
Mzik-toplum balants ile bu balantnn sonularna dair dnsel
karmlar ilka dnrlerinin bile ilgi alanna girmitir. Szgelimi in
tarihinin en byk dnrlerinden Konfuys, retilen mzikle toplum
sal refah arasnda ba kurmutur. Konfuys mzii, bir ku srs gibi
ykselen, ardndan arnma, berraklama, sreklilik ve sonu getiren bir
icra olarak kavramsallatrmt. Ona gre, mziin ilevi, duygulan an-
tp bireyleri uyumlu klmaktr. Bu ilev, Konfuys dncede mziin
topluma kar birincil sorumluluudur. Bir insan topluluunun nasl y
netildiini anlamak isterseniz onun mziine bakn diyen Konfys,
doru mziin devletin iyi ynetilmesinde belirleyici olduunu dile ge-

21 Adomo, T. ve Horkheimer, M Sosyolojik Almlar, s. 131.


22 Soykan, . N. Mziksel Dnya topyasnda Adomo ile Bir Yolculuk, stanbul: Bulut Yayn
lar, s. 76.

159
Bir Mzik Sosyolojisi Var mdr?

tirmitir.23 Yine lka Antik Yunan dnrlerinden Pythagoras evreni


mziksel armonideki uyum ve ahenk rneinden hareketle aklamaya gi
rimitir. Fakat bu dnemde mzik zerine en nemli almlar Platon ve
Aristotelesten gelmitir. Platon ve Aristoteles mziin bir etkinlik olarak
toplum iindeki yeri zerinde durmular ve toplumsal bir olgu olarak de
erlendirilebilmesi iin ltler koymaya almlardr.24 Platon iin m
zik, onun ideal devlet grnn merkez unsurlarndan biridir. deal dev
let iin iyi yetimi bireylerin varln zorunlu klan Platon, mzii bi
reysel geliimin en nemli aralarndan biri olarak grmtr. Spor bede
ni eitirken, mzik de ruhu eitecektir. Platon aynca mzikte sz ve me
lodinin birlikteliinin insanlar zerindeki duygusal etkilerine gre belir
lenmesi, insanlar gevekletiren ve duyarszlatran hznl sz ve melo
dilerin devletin yapsna dhil edilmemesi gerektiini dile getirmitir.
Onun yerine, normal zamanlarda insana huzur veren, bar salayan, sa
va zaman ise insanlarda coku uyandran mzikler dinlenilmelidir.25
Aristotelesin mzikle ilgili belirlemeleri ise, daha ok onun arnma, te
mizlenme anlamna gelen katharsis kavramyla ilikilidir. Aristotelese
gre mzik katharsisi salayacak en nemli aralardan biridir. Dolaysy
la bireyin doru ahlka ulamas, iyiye ynelmesi ve kendini eitmesi
iin mzik nemli bir bavurudur. Ancak tpk Platonda olduu gibi
Aristoteles iin de dinleyicisinde duygusal deiikliklere yol aan mzi
in ne trden bir mzik olduu son derece nemlidir.26
lka dnrlerinin bu trden belirlemeleri mziin felsefi ve sosyo
lojik boyutlarna ilikin belli temeller salasa da, mzik sosyolojisine dair
asl teorik almlar 19. yzyldan sonra gelitirilmitir. zellikle Batda
Rnesans ve reform hareketleriyle birlikte Aydnlanma dneminin getir
dii byk deiimlerin mziksel alg ve pratikler zerine etkisi ve bunla
rn toplumsal alandaki yansmalar 19. yzylda mzik-toplum ilikisine
odaklanan dncelerin katalizr olmutur. Bu dnemdeki toplumsal
dnmlerin tanmlaycs olma amacyla ekillenmi olan sosyolojide,
mziin toplumsal boyutunun incelenmesi grevini, sosyolojinin kurucu
isimlerinden Weber stlenmitir.

23 lger, B., Konfysln Sanata Bak As ve Bir Kltr retimi Olarak Popler M
zik: Konfysn Mesaj Krmzgl ile Somutlayor, A nadolu niversitesi Sosyal B ilim ler
D ergisi, 3, s. 1-38
24 Kurtiolu, B., Max Weberin Mzik Sosyolojisindeki Yeri ve Dou Mziine Bak, Sa
nat Sosyolojisi (.), Derleyen: .N. Soykan, Dnence Yaynlar, s. 62-63.
25 Platon, Devlet, eviren: S. Eypolu ve M.A. Cimcoz, stanbul: Remzi Kitabevi.
26 Aristoteles, Politika, eviren: . Tunal, stanbul: Remzi Kitabevi.

160
A li Esgir

M ax WEBER: RASYONELLEME ARACI OLARAK MZK


Weber, hem mzik-toplum ilikisi zerine ilk teorik analizleri yapan sos
yolog olmas hem de kendisinden sonraki dnrleri bu ynde etkileme
si anlamnda, mzik sosyolojisinin ncl olarak grlebilir. Weberin
mzikle ilgisi, mziin onun rasyonalizasyon teorisi iin nemli bir ilk
rnek olmasndan ileri gelmektedir. Rasyonelletirilmi mziin hikyesi
Weberin sosyal eylem teorisinin ana unsurlarndan biridir. Weberin
1911 ylnda yazd fakat on yl sonra yaymlanan The Rational and So
cial Foundations o f Music27 adl almas, mzik sosyolojisinin temel
bavuru yaptlarndan olmay srdrmektedir.
Weber, Batda kapitalizmin ykseliim temellendirirken kulland
rasyonalizasyon teorisinde, tanmlayc rneklerden biri olarak Bat m
ziinin geliim ve standardizasyonunu ele almtr. Weber iin rasyonali
zasyon sreci kapitalizmin ykseliine neden olan benzersiz bir unsur
dur.28 Rasyonalizasyon srecinin nemli bir blmn eitim ve hkmet
gibi giderek kapitalistleen geleneksel rgtlerin brokratiklemesi olu
turmaktadr. Webere gre bu durum Roma Katolik Kilisesinde daha be
lirgindir. Ancak kilisenin brokratiklemesinin en bariz sonularndan bi
ri, kilise yapm mziin rasyonellemesidir. Bu erevede mziin ras
yonellemesinin iki nemli yn vardr. Bunlardan birincisi, modem m
zik notasyonunun gelimesi, kincisi ise, modem enstrmanlarn gelime
si ve standartlamasdr. Webere gre yazlm notalarn ve mzik aletle
rinin standartlamas, rgtlenmi bir toplumun rndr ve rasyonel
lemenin sonucudur.29 rgtlenmi toplumda mziin biimi ve anlam
deimitir. Mziin rasyonellemesi yeni bir pazar oluturmu, mzis
yenler ve besteciler daha iyi ve daha kompleks mzik retme abasna
girmilerdir. Orkestralardaki art bu sreci hzlandrmtr.30
Webere gre mzikte notasyon sisteminin gelimesi, geleneksel bir
kurum olan kilisenin rasyonellemesiyle mmkn olmutur. Ortaalar
boyunca mzii tekelinde tutan kilisede hkim mzik anlay teksesli bir
zellik gsterirken, rasyonelleme sreciyle birlikte, ilahi armonide ok
sesli mzii olanakl klacak modem mzik notasyon sistemi gelitiril

27 Weber, M., The Rational and Social F oundations o f M usic, Translated and Edited: D. Mar-
tindale, J.Riedell and G. Neuwirth, Southern Illinois University Press.
28 Weber, M P rotestan A hlk ve Kapitalizm in Ruhu, eviren: Z. Auroba, stanbul: Hil Yayn
lar.
29 Turley, A. C., Max Weber and the Sociology o f Music, Sociological Forum , Vol. 16. No.
4. s. 638.
30 A .g.m., s. 639.

161
Bir Mzik Sosyolojisi Var mdr?

mitir. Weber, The Rational and Social Foundations o f Music adl al


masnda notasyon sisteminin geliimini uzun teknik aklamalara yer ve
rerek aklamaktadr. Ancak onun asl vurgusu, notasyon sistemindeki bu
deiimin, toplumsal deiimin rasyonel bir sonucu olduu ynndedir.31
Weber, benzer bir vurguyu mzik aletlerindeki geliim ve standardizas
yonu aklamak iin de kullanmtr. Ona gre, sosyolojik boyutuyla m
zik enstrmanlarndaki eitlenme, geliim ve standardize olma sreci,
toplumsal yapdaki ekonomik, teknolojik ve kltrel deimelerle yakn
dan balantldr. Bat mzik tarihinin oksesli mzik pratiini viyola ve
ello gibi enstrmanlarn sosyal yaamla balantl geliimi zerinden
zetlemeye alan Weber, zellikle piyanonun icadnn ve gelimesinin
bu sreci rneklendirdiini dile getirmitir. Weber, piyanonun kullanl
mas ve yaylmasnn rasyonelleme srecinden bamsz olmadn id
dia etmektedir. Rasyonelleme ve toplumsal gelimelerin mzie yans
mas, kilise mziini temsil eden orgun tonaliter ksrlnn almas a
basn hzlandrm, piyanonun icad bu abalarn bir rn olarak ortaya
kmtr. Webere gre piyanonun kullanm ve yaygnlamas da ayn
srecin sonularn yanstmaktadr. Nitekim piyano kullanmnn toplum
sal tabakalama ve iklim yapsyla dorudan balants vardr. Gney Av
rupada icat edilen piyano balangta Kuzey Avrupada Gney Avrupa
ya oranla daha hzl yaylmr. nk iklim nedeniyle kuzeydeki skan
dinav lkelerinde insanlar daha ok ev merkezli ve eve baml bir yaam
srdrmek zorundadrlar. Piyano hzla orta smf ailelerin kltrel bir fi
gr ve evlerinin nemli bir aksesuar halini almtr.32
Weberin bir baka vurgusu, mziin ideal tipler olmakszn toplumsal
bir olgu olarak incelenemeyecei zerinedir. Ona gre, szgelimi perfor
mans mzii veya sonat formlar ideal tipleri olutururlar ve deneye da
yal aratrmalarn sonularn aklamaya ynelik almalar temsil
ederler. Ses aralklar, akorlar ve notasyon sistemi zerine incelemeler
yapan Weber, ses aralklarnn her yerde bilindiini, fakat armonik mzi
in rasyonellemesiyle hem kontrpuan ve armoninin, hem de armonik
lyle l akor temeline dayanan ses trlerinin oluumunun Batya
zg olduunu ifade etmitir. Modem mzik eserlerinin bestelenmesine
imkn salayan notasyon da ayn ekilde rasyonelleme sreciyle ilgili
olarak sadece Batya zgdr. Weberin zmlemesinde rasyonelle-
meyle ilikili akor armonisi ve kontrpuan gibi kavramlar mzik davra
nlarnn baz ynlerinin yapsn aklamaya temel olutururlar. Dolay

31 Weber, The Rational and Social Foundations o f Music, s. 32-96.


32A.g.e., s. 118., Turley, Max Weber and the Sociology o f Music, s, 637-638.

162
A li Esgin

syla Webere gre ideal tip kategorileri oluturan bu kavramlar analiz


etmek, mzik sosyolojisinin grevlerinden biridir.33
Adomo ve Horkheimera gre, Weberin mzie ilikin bu alm,
mzik sosyolojisine esas anlamn kazandran bir yaklam olarak nitelen-
melidir. nk Weber oluturduu teorisiyle mziin sadece estetik yn
ve bunun toplumsal balamlar arasndaki etkileimi ortaya koymakla
kalmam, ayn zamanda, mziin gkten indii ya da onun rasyonel ve
eletirel armlardan bamsz olduu eklindeki yaygn yanl inan
ve grlerin de bilimsel olarak nn kesmitir. Weber ayrca, davu
rum arac yani iselliin sesi olan mzii ve mzik yoluyla biimlenen
her tr etkinlii, manta brndrm ve aklla belirlenen insani yaam
ilikileri zerinden akla kavuturmutur.34 Weberin teorisi bu neden
le bir ilk rnek olarak grlmelidir. lk rnek olan Weberin mzik teorisi
daha sonra Thedor Adomo, Emst Bloch gibi isimler yannda, mzik sos
yolojisi adna dnceler reten birok dnrn mzie ilikin alm-
lannm katalizr olmutur.35

G e o r g stimm e t , f o r m o l a r a k m z i k
Georg Simmel, yakn dnemde ada Webere ve sosyolojinin kumcu
isimleri saylan Marx ve Durkheima gre geri planda kalm olsa da, g
nmzde Comte ve Spencer gibi klasik dnrlerden ok daha etkili
dir.36 Simmeli bu konuma tayan, onu klasik gelenekten ayrlan sosyo
loji yapma tarzdr.
Simmel, makro aklamalara ynelen ilevselcilik ve Marksizmde ol
duu gibi, geni apta toplumsal dzen ve deime teorileri gelitirmeye
alan geleneksel sosyolojinin aksine, duygulan, ruhu, gndelik hayat ve
ilikilerin aynntlarm nceleyen bir sosyoloji anlayna sahip olmutur.
Simmele gre sosyolojinin rol, yaygn toplumsal etkileim biimlerini
anlamak ve toplumsal hayat ve dzenin biim ve ieriini derinlemesine
analiz etmektir.37 Duygular, insan ruhunun incelikleri ve gndelik yaa
mn aynntlan gibi allmadk zmlemelere ynelen Simmelin sosyo-

33 Kurtiolu, B. Max Weberin Mzik Sosyolojisindeki Yeri ve Dou Mziine Bak, Sa


nat Sosyolojisi (.), Derleyen: .N. Soykan, Dnence Yaynlar, s. 69-70., 2009
34 A dom o ve Horkheimer, Sosyolojik Almlar, s. 126-127.
35 Feher, F., Weber and the Rationalization o f Music, The International Journal o f Politics,
Culture and Society, 1(2), s. 147-162.
36 Ritzer, G., Georg Simmel, Sociological Theory, eviren: . Tathcan, McGraw-Hill, Inc,
littp://www.umittatlican.com/files/GeoigeSimmel(GeorgeRitzer-1991).pdf
37 Slattery, M., Sosyolojide Temel Fikirler, eviren: . Tathcan, G. Demiriz, stanbul: Sentez
Yaynclk, s. 52.

163
Bir Mzik Sosyolojisi Var mdr?

loj isinde, sanat, zellikle de toplumsal yansmalar asndan etkili bir


form olarak niteledii mzik nemli bir zmleme birimidir. Simmel
esasen dnsel yaam boyunca estetiin yant bekleyen sorular ve
problemleriyle uram, byk sanatlar incelemi ve eser analizleri
yapmtr. rnein onun doktora tezinden sonra baslan ilk almas,
Mzik zerine Psikolojik ve Etnolojik ncelemeler" dir.38
Simmel mzik ve sosyal yap arasndaki ilikilere zel anlamlar atfet
mitir. Dier bir ifadeyle, Simmel yalnzca sosyal yaamda mziin rol
ne ve basit mzik snflandrmasna dair aklamalar yapmakla yetinme
mi, ayn zamanda mziin sosyal ieriinin sosyolojik adan deerlen
dirilmesinin gerekliliklerini de ortaya koymutur. Ona gre mzik zerine
yaplan sosyolojik analizler, hem mzikal sanatn teknik ynlerini anla
may hem de onu evreleyen sosyal srelerin anlalmasn salamakta
dr.39 Mzik, sosyal yaamdaki etkileim ya da iletiim biimlerinden
olan belirleyici bir formdur.
Simmel, sanat ve mzik zerine grlerini, onun sosyolojisinin iske
leti olan yaam ve form dalizminden hareketle gelitirmitir. Bu anlam
da Simmel sosyal yaamn formu ve ierii arasnda bir ayrm yapmak
tadr. Onun form ve yaam dalizmi ayrmnda sosyal etkileim formlar
toplumsal hayatn, olduka farkl durumlarda gzlenebilen sabit, kalp
lam yanlarn anlatrken, ierii sosyal etkileimin, belirli bir durumla
ilgili bireylerin karlar ve istekleri gibi farkl yanlarn ifade etmekte
dir.40 Yaam Simmelde srekli bir olu ve dur durak bilmeyen bir ak
olarak kavranrken, buna karlk formlar, adeta duraan kutuplar gibidir
ler. Formlar, bizzat yaam akndan kan nesnellemelerdir. Yaam
yoksa form da yoktur. Fakat formlar bir kez ortaya ktktan sonra srek
lilik kazanrlar ve yaam denen sreten bamszlap kendi zgl ya
amlarn srmeye balarlar.41 Simmelin tanmlad ekliyle formel sos
yolojinin amac, sosyal etkileim biimlerini toplumsal balamlarndan
soyutlayarak zmlemek ve bylece balamdaki nemli deiikliklere
ramen, farkl toplumsal organizasyon biimlerinde ortaya kan dzenli
likleri betimleyebilecek sosyolojik yasalara ulamaktr42
Simmel'in yaam ve form dalizminde, sanat ve zellikle de mzik
baat bir yere sahiptir. Simmele gre zel bir form olarak sanat yaam

38 Jung, W. Georg Simmel: Yaam, Sosyolojisi, Felsefesi, eviren: D. zlem, Ankara: Ark Ya
ynclk, s. 121.
39 Etzkom, Georg Simmel and the Sociology o f Music, s. 104.
40 Slattery, Sosyolojide Temel Fikirler, s. 53.
41 Jung, Georg Simmel: Yaam, Sosyolojisi, Felsefesi, s. 121.
42 Slattery, Sosyolojide Temel Fikirler, s. 53.

164
Ali Esgin

dan bakadr, yaamdan ona kart olmakla ayrlr. Bu kartlk iinde


nesnelerin salt formlar, bu nesnelerin znel olarak sevilmesi veya sevil-
memesi karsnda ntr kalarak, iinde yaadmz gereklikle her trl
ba kurmay reddederler. Fakat varlk ve fantezi arasna bu mesafenin
konulmasyla birlikte, bu salt formlar, bize, gereklik formu iinde olabi
leceklerinden ok daha yakn hale gelirler. Gerek dnyann tm nesnele
ri yaammzda ara ve materyal olarak ierilmi halde var olabilirlerken,
sanat eseri hep kendisi iindir. Gerek dnyaya ait her ey, sanat eserinde
bizim iin nihai, derin bir yabanclk tar ve kendi ruhumuzla bakasnn
ruhu arasndaki alverie duyduumuz ilgi ve merak, burada umutsuz bir
geit vermezlikle karlar. Sanat eseri ancak ve tamamen bizim olabilir.
Sanat eseri, baka her ey yerine kendisi olmakla, bizim iin baka her
eyden daha fazla bir ey olur.43
Simmelin nemli bir form olarak niteledii mzie ilikin analizle
rinde, mzikal ifadenin btn trleri sosyal yaamdaki iletiim fonksiyo
nu balamnda ele alnmtr. Ona gre bir mzik paras hem dorudan
hem de dolayl anlamlarla iletiim kurabilme niteliine sahiptir. Sz ko
nusu anlamlar bir ekilde, ierinde besteci ve mzisyenler ile onlarn din
leyicilerinin yaad mzik d dnyann kavramlarn, eylemlerini ve
duygularn tanmlar niteliktedir. Simmel bunun dmda, mzikal bestenin
kendi ieriinde salanan dorudan anlamlarla da ilgili olmu ve sklkla,
bestelerin yapsn oluturan mzikal elementler arasndaki dzenli ba
lantlar incelemeye ynelmitir.44
Simmele gre mzik analizinde incelenmesi gereken, mziin form-
sal ynn aa karan en temel konu, mziin iletiimsel ieriidir.
Mziin iletiimsel ierii, mziin trne, mzikal temalara ve dinleyi
cilerin duygusal konumlarna gre eitlilik gsterebilir. Szgelimi, enst
rmantal mzikte iletiimsel ierik vokal mzikteki kadar net deildir.
Ancak, iletiimsel netliin derecesi iletiim aracna verilen sosyal yamn
eitliliine baldr. Bu yantlar elbette ki, dinleyiciler tarafndan re
nilmi yantlardr ve renme ortamndaki deiimler tarafndan oluan
deikenliklere manz kalrlar. Mzikal temalar, bu nedenle uygun bir e
kilde hazr bulunan dinleyiciler arasnda spesifik duygusal yantlara sebep
olurlar. rnein, film mzii bestecileri ska yumuak keman sesleriyle
ak sahnelerine elik ettiklerinde bu fenomeni rneklendirirler. Sistematik
olarak seilmi mzikal klielere bavurarak, film mzii bestecileri se
yircileri sahnelerde belirli beklentiler oluturmada ve olanlara dair uygun

43 Simmelden akt. Jung, W., Georg Simmel: Yaam, Sosyolojisi, Felsefesi, s.126.
44 Etzkom, K. P., Georg Simmel and the Sociology o f Music, Social Forces, Vol. 43, No. 1,
s. 105.

165
B ir Mzik Sosyolojisi Var mdr?

duygusal durumlar yaratmada baarl olmaktadrlar. Bu durumda dinle


yici soyut mzikal ton dizisini sosyal adan beklentilerini karlayan
duygusal kodlara dntrmeyi rendike, daha net ynlendirmeler ie
ren vokal mziine bavurmaya gerek kalmayacaktr. Buradan kan so
nu Simmel iin renilmi duygusal ierii tayormu gibi alglansalar
da ses kalplarnn kendiliinden anlamdan yoksun olduudur. Simmel
renilmi duygusal ierik ve ifade biiminin deikenlik gsterdiini di
le getirirken, bu tanmlayc materyal incelemesinden mziin insan ka
rakterleri iin belirleyici olduu sonucuna ulamtr 45
Simmelin mzik sosyolojisi iin nemi, onun, klasik sosyoloji gele
neinin aksine, duygulara ynelen sosyolojisi araclyla mziksel etki
leimlerin anlamlarn zmlemeye girimesidir. Yaam-form dalizmi
erevesinde betimledii ve bir form olarak tanmlad mzik, Simmel
iin sosyal yaam etkileyen ve tanmlayan ltlerden biridir.

A lfred sch u tz:


MZKAL DENEYMN FENOMENOLOJS
Fenomenolojik felsefenin kumcusu Edmund Husserlin rencisi olan
Alfred Schutz, sosyolojik teoride birey-eylem merkezli sosyolojik teorile
rin gl bir rnei olan fenomenolojik sosyolojinin temsilcisidir.
Schutzun mzik-toplum ilikisine dair karmlar doal olarak fenome
nolojik zmleme tarzndadr. te yandan Schutz iin mziksel zm
lemeler, fenomenolojik indirgeme durumunu en iyi yanstan rneklerden
dir. Bu noktada Schutzun mziksel karmlarn betimlemek adna onun
teorisinden ksaca bahsetmek yerinde olacaktr.
Schutz, fenomenolojik sosyolojide, ilevselci-pozitivist sosyolojinin
aksine, toplumsal yap ve kurumlann niteliine deil, insanlarn bilinleri
ile onlarn alg ve deneyimlerinin betimlenmesine odaklanr. Schutz iin
nemli olan insanlarn bilinleri araclyla kendi dnyalarn nasl alg
ladklardr. The Phenomenology o f the Social World adl eserinde46
Schutz, gndelik yaam deneyimlerinden, yani onu anlamaya alan
farkl bireylerin deneyimlerinden ortaya kan anlamlar zerine youn
lamta. Ona gre zneler aras olan yaam dnyas, sosyal yaamda et
kileim halinde olan aktrlerin ve onlarn etkileimde bulunduu nesnele
rin bir toplamdr. Birey sosyal yaama anlam vermek iin, dier aktrn

45 Elzkom, K. P., Georg Simmel and the Sociology o f Music, Social Forces, Vol. 43, No. 1,
s. 105.
46 Schutz, A., The Phenomenology o f the Social World, Translated: G. Walsh and F. Lehnert,
Evanston: Northwestern University Press.

166
A li Esgin

eylemlerini anlaml klan sosyal yaam tipletirmektedir. Tipletirme, in


san bilincinin temel eylemidir. nsanlar tipletirmeler sayesinde payla
lan bir dnya oluturmaktadr. Tipletirmeler, insanlarn sahip olduu de
neyimler ve saduyu bilgisiyle, yani bilgi stoklan araclyla kurulmak
tadr. O halde fenomenolojik sosyolojinin amac, bireylerin tipletirme
srecini anlamakla mmkndr. Tipletirme srecini anlamak, aktrlerin
sosyal yaama, szgelimi, herhangi bir eyleme, duruma kar hangi an
lamlar yklediklerini aa karmak demektir. Fenomenolojik sosyoloji
iin nemli olan, tipletirmeleri, bilgi stoklann, yani zneler aras dn
yay kuran anlamlan ortaya karmaktr. Schtz bu noktada tpk Husserl
gibi, fenomenolojik indirgeme ya da paranteze alma (epoche) ynteminin
kullanlmas gerektiini dile getirmektedir. nk, bu dnyann gerekli
ine ulamak bireylerin saf bilincine ulamay zorunlu klmaktadr.
Schtz fenomenolojik sosyolojide mzii nemli bir uygulama rnei
olarak grmektedir. Onun Making Music Together: A Study on Social
Relationship41 ve Fragments o f Phenomenology o f Music4748 adl eser
leri bu anlayn bir rndr. Nitekim Schtz, mzik icras ve onu dinle
me eylemi eklinde gerekleen bir ilikinin incelenmesinin, bireylerin
etkileimlerinin temelinde bulunan anlamlan daha ak bir ekilde ortaya
karacan belirtmitir. Schtz, bu amala icra ile dinleme arasndaki
ilikiyi ortaya koymak iin znel ve nesnel bilincin toplumsal oluumunu
anlamaya ynelmitir.49 Ona gre mzik, kavramsal bir dzene gereksi
nim duymayan anlaml bir balamdr. Ancak bu anlaml balam, iletilebi
lir niteliktedir. Besteci ve dinleyici arasndaki iletim srecinde genellikle
bir aracya yani, icracya gereksinim duyulmaktadr. Mziin oluumun
da tm bu katlmclar arasndaki etkileimler, aslnda son derece karma
k bir yapda hkim olan sosyal ilikilerin niteliini yanstmaktadr.50
Onun bu kann, mzii salt bir sanatsal etkinlik olmaktan kanp, m-
ziksel etkileimleri, iinde gizli fenomenolojik anlamlann aratrlmas
gereken bir sosyolojik konu haline getirmektedir. Mziksel etkileimin
taraflar olan icrac ve dinleyiciyi, sz konusu etkileim iinde fenomeno
lojik bir deerlendirmeye tabi tutmak bize, bu etkileimin gerek anlam-
lann bulma ans verecektir. Sonuta hem icrac hem de dinleyen belli
bilgi stoklanna, deneyimlere, kltrel zelliklere sahip olan ve mziksel

47 Schtz, A., Making Music Together: A Study in Social Relationship, Social Research, Vol.
18, No. 1, s. 76-97.
48 Schtz, A., Fragments o f Phenomenology o f Music, Music and Man, Vol. 2, No. 1-2, s. 23-
71.
49 Kurtiolu, B., Max Weberin Mzik Sosyolojisindeki Yeri ve Dou Mziine Bak, Sa
nat Sosyolojisi (.), Derleyen: .N. Soykan, Dnence Yaynlar, s. 63.
50 Schtz, A. Making Music Together: A Study in Social Relationship, s. 76.

167
Bir Mzik Sosyolojisi Varmdr?

etkinlik esnasnda etkileime giren aktrlerdir. Dolaysyla, icracnn yk


ledii anlamlarla, dinleyicinin bilincine yansyan anlamlarn farkllk arz
etmesi aklanabilir bir durumdur. Ayrca etkileim ve anlamlandrma
arac olan mziin bireyde brakt duygusal izler, fenomenolojik indir
geme araclyla belirlenerek, sosyal yaam alannn ya da sosyal gerek
liin inacs olan bireysel bilinlerin yaam anlamlandr biimleri be
timlenebilir. O halde, tpk bireylerin herhangi bir durum karsnda ne
yapacaklarna dair ellerinde bulunan reeteleri zmler gibi, mziksel
etkileim biimleri de fenomenolojik ynden zmlenmelidir.
Schutzun amac mzik sosyolojisindeki bilinen tartmalarn tesine
geip, mziksel srelerdeki katlmclar arasndaki sosyal ilikilerin in
celenmesine ynelmektir. Bu ama, onun iin mzikal deneyimin feno-
menolojisi anlamna gelmektedir. Mzikal deneyimin fenomenolojisi,
mzikal deneyimlerle ilgili tm sosyal etkileimlerin incelenmesini ier
mektedir. Mzikal deneyimi anlaml klan sosyal etkileimler, Schutza
gre sosyal etkileimlerin dier pek ok versiyonu iin geerli olan ka
rmlardan bamsz deildir.51 Schutzun fenomenolojik sosyoloji aracl
yla yapt zmlemeler, mzik sosyolojisinde zellikle mziin taraf
larnn etkileimine odaklanan bir bak ne karmaktadr. Bu trden bir
bak, hem mziin bireysel ve toplumsal anlamlarm hem de onun top
lumsal dzeyde ne trden etkilere sahip olabileceini gsterir niteliktedir.

T h EDOR ADORNO: KLTREL META OLARAK MZK


Frankfurt Okulunun eletirel teorisyenlerinin en etkili dnrlerinden
olan Thedor Adomo, okulun Herbert Marcuse, Max Horkheimer ve Wal
ter Benjamin gibi dier temsilcilerine nazaran sanat ve estetik yannda
mzik konusuyla dorudan ilgilenmi, hatt mzik-toplum ilikisine dair
analizleriyle mzik sosyolojisinin ana simalarndan biri haline gelmitir.
Nitekim Adomonun ilk almalarndan biri 1932de Toplumsal Ara
trmalar Dergisinin ilk cildinde yaymlanan Mziin Toplumsal Konu
mu balkl makaledir.52 Ayrca onun 1962de yaymlanan Mzik Sos
yolojisine Giri adl almas, bugn hal mzik sosyolojisinin nemli
yaptalarmdan biridir.
Adomoya gre, mziksel olanla toplumsal olan arasndaki karlkl
ilikileri deerlendirmek, toplumun hlihazrdaki durumu hakknda derin
eletirel analizler yapmak anlamna gelmektedir. Bu erevede, mzik

51 A.g.m., s. 77.
52 Blomster, Mzik Sosyolojisi: Adom o ve tesi, s. 505.

168
Ali Esgin

sosyolojisi her zaman bir toplumsal eletiri aracdr.53 Mzik ne kadar az


zerklik isteinde bulunur ve ne kadar ok toplumsal tketim mal yara
trsa, o kadar dolaymszca sosyolojik kategoriler iinde dnlmek zo
rundadr.54 Mziin nitelii ve toplum kapsamnda yansmas, bu anlam
da hem toplumu tanmlamas hem de problemlerin odana inilmesi a
sndan incelenmeye deerdir.
Adomonun mzik analizi, Frankfurt Okulunun dnrlerinin ortak
kavramsal ynelimi olan kltr endstrisi almyla ekillenmitir.
Adomoya gre, modem totaliterliin temelini oluturan kltr endstrisi,
kapitalist tahakkmnn kltrel boyutunu oluturmaktadr. Kltr en
dstrisi kapitalist hegemonyann gelitirdii sanat, elence ve yaam tarz
algsyla kitlelerin bilinlerini dntrerek onlan maniple etmektedir.
zellikle sanat ve elence, kltr endstrisinin yneldii alanlardr. Kl
tr endstrisi, sanat ve elenceyi birletirerek, onlan metalatran, byle
likle toplumda bireyleri tketici ve yaamndan honut bireyler haline ge
tiren bir elence iletmesidir.55
Mzik, kltrel bir fenomen olarak kltr endstrisinin en nemli me-
talanndan/aralanndan biridir. Adomoya gre, kltrel fenomenler, her
alanda olduu gibi, mzikte de ne tam olarak ayr/bamszdr ne de sa
dece bir yanstmadr. amzda mziin sosyal gereklikten bamsz
olabilmesi ise, srekli olarak artan bir tehditle karlamaktadr. Aslnda
kapitalizm anda mzik bir meta karakteri tar. Mzik, kullanm dee
rinden ok, deiim deeri tarafndan ynlendirilir. Gerek ikilem, ha
fif/popler mzik ile ciddi mzik arasnda olmayp, pazar-yne-
limli mzik ile pazar-ynelimli olmayan mzik arasndadr.56 Ancak,
Adomoya gre kuram gibi, mzik de kitlelerin var olan bilin dzeyleri
nin ilerisini erek edinebilmelidir.57 Nihayetinde pazar ynelimli ya da po
pler mziin byle bir eree sahip olmad aikrdr.
Mziin metalamas, Adomoya gre onun bir ideoloji halini alma
syla ilikilidir. deoloji olarak mzik, toplumsal yanl bilincin kayna
olunca ilevsel mzik halini almaktadr. Bu durum mziin kendisini top
lumda kullandrmas dummudur. O zaman mzik toplumsal olmayacak

53 A .g.m., s. 505.
54 Adomo, ve Horkheimer, Sosyolojik Almlar, s. 129.
55 Adomo, T. ve Horkheimer, M. (2010). Aydnlanmann Diyalektii, eviren: N . nler ve E.
ztarhan Karadoan, stanbul: Kabalc Yaynevi, Adomo, T. (2009). Kltr Endstrisi Kltr
Ynetimi, eviren: N . lner, M. Tzel, E. Gen, stanbul: letiim Yaynlar.
56 Kzlelik, S. (2008). Frankfurt Okulu, Ankara: An Yaynclk, s. 332.
57 Jay, M. A.g.e., s.264.

169
Bir Mzik Sosyolojisi Var mdr?

tr. Oysa mziin toplumsal olmasnn koulu, toplumsal eilimin mzik


te yanklanmasdr.58
Adomoya gre, mzik zellikle 18. yzyldan itibaren dolaysz kulla
nm olanan yitirmitir. Dolaysyla onun dolaysz pratii de sona er
mitir. Mzik bu aamadan sonra bir meta halini almtr. Onun deerini
belirleyen ise pazardr. Pre-kapitalist nitelikteki mzik yapma adacklar,
yzylmzn kltr yaamnda silinip gitmitir. rnein, radyo ve film
teknikleriyle total kapitalist propaganda mekanizmasnn snrsz kontro
l, mziksel pratiin en isel modeli olan aile-ii mzik yapmn bile
kendi hkm altna almtr. Adomoya gre, mziin kapitalist propa
ganda yoluyla metalamasna yol aan bu sre, onu dolaysz uygulanm
ve kullanm biiminden uzaklatrm, mziin yabanclamasnn ve in
sandan soyutlanmasnn zeminini oluturmutur. Bu, mziin eyleme-
si anlamna gelmektedir. Adomo iin mzii meta haline getiren ve ey-
letiren sre, mziksel bir yansma olarak toplumun iinde bulunduu
durumu da tanmlamaktadr.59
Adomoya gre mziin kapitalist Ethosun istilasna uramas, onun
eylemesinin nedeni olmutur. eyleme mzii alglama ve dinleme bi
imindeki dnmlerle, daha ok onu tketenlerin bilinciyle ilikilidir.
eyleme, mzii dinleyenlerin duyabilme yeteneklerinin yozlamasnn
sonucudur. Dinleyicilerin duyma yetenekleri fiziksel olarak deil, psiko
lojik olarak yozlamtr, beslenme gereksinimi geliebilmi ocuk yata
ki insanlar gibi, mziin bugnk dinleyicisi olan kiiler, mzii duya
bilme yeteneklerinin gerilemesi sonucunda, yalnzca daha nce duymu
olduklarnn bir tekrarna tepki verebilmektedirler. Dier bir deyile, yal
nzca yaanm bir gemiin iinde yaayabilmektedirler. Tpk ocukla
rn sadece parlak ve gz alc renkleri fark edilerinde olduu gibi, mzi
in bugnk dinleyicisi olan bu kiiler de, renklendirme oyunlanna hay
ranlkla kaplabilmekte, bu oyunlarn heyecanlandrc izlenimlerinin ve
mzikteki bireysellemesi gibi grnen parlaklklarn aslszln anla
yamamaktadrlar.60 Bu durum, mzik adna bir kayp olsa da, kapitalist
propagandayla gelimi, kltr endstrisinin bir baarsdr. Kltr en
dstrisi metalam popler mzik araclyla toplumu maniple etmek
tedir. Adomoya gre popler/haff/pazar ynelimli bir mzik olan caz
mziinin, 1940l yllardan beri mzikte bir tekel olma iddiasna lml
baklan bugnk Amerikada yerine getirdii ileve baklrsa, iddiann

58 Soykan, . N. (2000). M ziksel D nya topyasnda A d o m o ile B ir Yolculuk, stanbul: Bulut


Yaynlar, s. 76.
59 Oskay, . (2001 ). M zik ve Yabanclama, stanbul, Der Yaynlar, s. 35-42.
60 Jay, M. (2005). D iyalektik mgelem, eviren: . Oskay, stanbul: Belge Yaynlar, s. 275.

170
Ali Esgin

geerlilii aklkla grlecektir. Caz devrin nesnel tinine kk salm,


mzikal endstrisinin ok gelimi kontrol aralarnn her tr tekelini ve
farkl dnmeyi ortadan kaldran planl tekrarlan temsil etmitir. Caz,
si atalanna yabanclap, kltr endstrisinin byk organizasyonlarnca
stlenilerek pekitirildike ve milyonlarcasnn baka bir mzik dinleme
olana bulamad insanlann kr kannn hizmetine sokulduka, zama
nmzn davurumu olmaktan kaamayacaktr.61
Adomonun popler mzik zerine eletirel grleri, popler m
zikle ciddi mzik arasnda yapt karlatrmada daha belirgin bir bi
imde karmza kmaktadr.62 Adomo, ciddi mzikle popler mzii
kompozisyonu ve prodksiyon yaps ile dinleyicilerin tevik ve talep
edici cevaplar balamnda karlatrmtr. Bu anlamda kompozisyon ve
prodksiyon bakmndan ciddi mzik, her paras ve ayrnts, mzikal
plann uygulanmasna dayanmayan ve kendi mziksel anlamyla, somut
btnle bal olan bir mziktir. Dikkatlice gelitirilen temalar ve ayrn
tlar, btnle olduka yksek derecede i ie rlmtr. Formel yap ve
temalar arasnda tutarllk bulunmaktadr. Kompozisyon ve prodksiyon
bakmndan popler mzik ise, bilindik kalplan ve yaplan izleyen m
ziktir. Bunlar stilize edilmitir. Popler mzikte zgnlk olduka azdr.
Btnn yaps aynntlara bal deildir. Melodik yap ise olduka yk
sek dzeyde katdr ve sk sk kendini yinelemektedir. En ilkel harmonik
olgular vurguland yap bir dizi plan iinde banndnr. Komplikasyon
lar eserin yaps zerinde etkili deildir. Daha nemlisi onlar, temalar ge-
litiremezler. Dinleyicilerin tevik/talep edici cevaplan (tepki mekaniz-
malan) balamnda ciddi mzikle popler mzik karlatrldnda,
Adomo ciddi mziin bir parasn anlamak iin o mziin btnn tec
rbe etmek ve bilmek gerektiini vurgulamtr. Ciddi mzikte btn, ay-
nntlar zerinde gl etkilere sahiptir. Temalar ve aynntlar yalnzca b
tnn balam iinde anlalabilir. Mziin anlam sadece bir farknda
olma yoluyla idrak edilemez. Mzii izlemek ve dinlemek, byk bir a
ba ve younlama gerektirir. Ciddi mziin estetii gndelik hayatn de
vamllna engel olur ve anmsamay tevik eder. Oysa popler mzikte
btnn kavrama zerine etkisi ve blmlere tepkisi azdr. Btnden zi
yade paralara daha kuvvetli tepkiler vardr. Mzik, kolayca tannabilir
tipler iinde standardize edilmitir. Mzii izlemek ve dinlemek, az bir
aba gerektirir. Mziksel deneyimlerin altnda topland modellere din
leyiciler nceden sahiptir. Mzikal olay olarak btn zerine olduka az

61 Adomo, ve Horkheimer, Sosyolojik Almlar, s. 130.


62 Kzlelik,. Frankfurt Okulu, s. 334.

171
Bir Mzik Sosyolojisi Var mdr?

vurgu yaplr. nemli olan ey stil ve ritimdir. Popler mzik dinleyiciyi


bilindik deneyimlere geri gtrr. Mziin anlam, kabullenmeye yol
aan bir tanma tarafndan idrak edilir. Dinleme sayesinde kazanlan e
lence ve zevk mzikal objeye transfer edilir. Bu obje, zdeletirme me
kanizmasndan kaynaklanan niteliklerle donatlr. En baarl, en iyi m
zik srekli tekrar edilenle bir tutulur. Popler mzik, sosyal bilin zerin
de uyutucu etkiye sahiptir. Mzik, gndelik yaamda devamlln anla
mn glendirir. Onun nesnellemi yaps insanlar unutkanla sevk
eder. Dnme srecini gereksiz klar.63 Ksacas popler mzik metala-
m, eylemi ve sanatsal olmaktan uzaklam mziktir; insan yabanc
latrmaktadr. Geerli ve sanatsal olan ise, ciddi mziktir. Ciddi mzik,
bilin kazammna katk sunan mziktir. nk mzik kendi toplumsal
gereklik ieriini, muhalefet yoluyla ve kendisinin toplumsal szleme
sini ilga etmekle kazanmaktadr. Ciddi mzik, iinde duyulduu dnyada
yanl olan eylere kar konuan mziktir.64
Bylece Adomo, kendi mzik sosyolojisi kavraynn da betimleme
sini ortaya koymu olmaktadr. Mzik sosyolojisi Adomonun grnde
mzii toplumun estetik kopyalanmas, onun bir yansmas, ortaya kt
dnyann bir yanks veya yz seksen derece tersine dnm olarak onun
bir yadsnmas veya yaayan elikisi eklinde grmek durumundadr.65
nk, mzii incelemek, toplumsal bilinci zmlemek anlamna gel
mektedir.

PlERRE BOURDIEU:
KLTREL SERMAYE OLARAK MZK
Fransz sosyolog Pierre Bourdieu, zellikle edebiyat, fotoraflk ve m
zik gibi sanat alanlarna ilikin yapt zmlemeler ve sanatn toplum
sal boyutuna dair karmlaryla kltr sosyolojisi alannn en nemli fi
grlerinden biri olarak grlmektedir. Bourdieunun post-marxist analiz
ler iin gndem belirleyici grleri ve eletiri odakl bak as onu m
zik sosyolojisi adna ayrcalkl konuma tamaktadr. Bourdieu esintili
mzik sosyolojisi almalarnn, gnmzde alann nemli bir ksmn
igal ettiini sylemek abartl olmayacaktr.66

63A.g.e., s. 334-337.
64 Blomster, Mzik Sosyolojisi: A dom o ve tesi, s. 504.
65 A.g.m ., s. 504.
66 Prior, N., Critique and Renewal in the Sociology o f Music: Bourdieu and Beyond, Cultural
Sociology, 5(1), s. 122.

172
A li Esgin

Ancak hemen belirtilmelidir ki, Bourdieu aslnda ada edebiyat ve


grsel sanatlar ile meguliyetinin aksine, mzikle dorudan ya da aynntl
bir biimle nadiren ilgilenmitir. Mzikal formlar, pratikler ve uygulay
clar dier dnrlerde olduu gibi, Bourdieu iin aklayc unsurlar
deildir. Onun mzikle ilgisi, sanata ynelik teorik temellendirmelerin-
deki karanlarnda ve zellikle de sosyolojik teorisinin odan oluturan
kltrel sermaye kavramlatrmasma ait meklendirmelerde ne kmak
tadr. Dolaysyla mzik sosyolojisi adna Bourdieuyu nemli klan onun
mzik konusunu almalarnda temel bir konu olarak semi olmas de
il, aksine, onun teorisinin mzik-toplum balantsn aklama abasnda
gl bir model olmasdr. Nitekim Bourdieu, 1970li yllardan sonra pek
ok sosyal bilimci iin zellikle eletirel bakn kaynan oluturmu,
hatt Bourdieu Etkisi eklinde ifade edilen bir bak as mzik sosyo
lojisi incelemelerinin ynn belirlemitir. Gnmzde bile Bourdieu
nun grlerinden esinlenmeyen ya da ona atfta bulunmayan mzik sos
yolojisi almalarndan nadiren bahsedilebilir.6768Onun Distinction68 ve
The Field o f Cultural Production69 adl almalar hl mzik ve toplum
sal yap etkileimine dair en nemli bavuru kaynaklanndandr.
Bourdieunun mzik sosyolojisine etkisi onun, sembolik g, kltrel
sermaye ve habitus gibi kavramlatrmalanndaki mzikal rneklerden ile
ri gelmektedir. Sosyolojisinde genellikle g ilikilerinin tanmlanmasn
ama edinen Bourdieu, mzik konusuna daha ok kltrel sermaye ta
nmlamasyla yaklamtr. Bourdieu teorisinde gcn, kltrel olarak
retimini, yeniden retimini ve karlar dorultusunda kullanmn analiz
etmitir. Bylece Bourdieu, sembolik g teorisini gelitirmi ve ekono
mik g ile politik g arasndaki ilikileri, sembolik kar, ekonomik ve
kltrel sermaye olgularyla birletirmitir. Bourdieu asndan, insanlar
kltrel sermayelerine gre sosyal stratejiler gelitirirler. nsanlarn dilsel
yetenekleri, d grnmleri, dnm biimleri ve estetik yarglan kii
liklerinin olduu kadar kltrel sermayelerinin de yansmalandr. Top
lumda kltrel sermayeler eitsizce dalmtr. Kltrel g, ekonomik
ve siyasal sermayeyle ayn derecede etkilidir. Aynca, kltrel sermaye
modem toplumun snf yaplannm yeniden retimine yardm etmektedir.
DistinctiorTda estetik beeniye dayal snf modeli gelitiren Bourdieu,
bireyin estetik eilimlerinin onun kltrel sermayesiyle dorudan balan

67 A.g.m., s. 125-126.
68 Bourdieu, P., D istinction: A Social Critique o f the Judgem ent o f Taste, Translated: R. Nice,
London: Routledge.
69 Bourdieu, P., The F ie ld o f Cultural Production: E ssays on A r t andLitetature, Edited: Randal
Johnson, Columbia University Press.

173
Bir Mzik Sosyolojisi Var mdr?

tl olduunu dile getirmektedir. Snf, ekonomik sermaye yannda klt


rel sermaye farkllklarnn dourduu bir olgudur. Mzik beenisi gibi
estetik yarglar, byk lde zamanla biriken kltrel sermayenin r
ndrler.70 Eitim kltrel sermayenin aktarlmas ile snflarn ve snfla
ra ait kltrel sermayenin snrlarnn yeniden retilmesinde belirleyici
dir. Nitekim Bourdieunun odakland nokta, eitim kuramlarnda bilgi
nin farkl dzeylerde yaylmasyla, iktidar elinde tutanlarn karlarn
kollayan ada kltrn yeniden retimidir. rnein orta snf ailelerin
ocuklar, eitli dilsel ve kltrel becerilerden oluan bir kltrel serma
yeyle (ierii zenginlerin denetiminde olan) donatlmlardr. Okullarda
baarl olmak iin bu becerilere sahip olmak gereklidir. Oysa ii snfn
dan gelen ocuklar bu becerileri okulda renemezler. Bylece, tarafsz
m gibi grnen okullardaki deerlendirmelerin, sosyo-kltrel becerile
ri, doal yetenee bal eitsizliklerin bir sonucuymu gibi gsteren stat
kazanma hiyerarilerine dntrerek aslnda ekonomik eitsizlii meru
kld ortaya kmaktadr. Bourdieu, tm sosyal yaamn znel ve nesnel
boyutlarnn birbirinden kopmaz bir biim sergilendiini dile getirmekte
dir. Onun habitus kavramlatrmas byle bir karmn rn olarak g
rlebilir. Habitus, Bourdieunun sosyal yaplar ile sosyal pratik (ya da
sosyal eylemler) arasndaki ba oluturduunu dnd bir dizi edi
nilmi dnce, davran ve beeni kalplan iin kulland bir kavramdr.
Bu bakmdan habitus, aktrlerin sonsuz deikenlikteki durumlara uyar
lanabilecek sonsuz sayda uygulamalar retmelerine elveren emalardr.71
Dolaysyla habitus, sahip olunan kltrel sermeyenin kapsamndan ba
msz deildir.
Bourdieu mzii, kltrel sermaye kavramlatrmas iinde deerlen
dirmekte, hatt snfsal farkllamalarn mannn temel bir gstergesi
olarak irdelemektedir. Bourdieu, 1217 kiiyle yapt bir alan aratrma
sndan elde edilen verilerden yola karak, katlmclann beenilerinden
hareketle snf temelli mziksel beenilerin ayrmlarn ortaya koymu
tur. Mzik beenisini, klasik Bat mziinden Straussun Blue Danube
ve Bachn Well- Tempered Clavier rneklerinden yola karak aynm-
latran Bourdieu, Straussun Blue Danube valsinin daha popler oldu
unu ve genellikle ii snfnn beenilerini yansttn, Bachn Well-
Tempered Claviernn ise, daha az popler olduunu ve st snf beeni
lerini rneklendirdiini vurgulamtr 72 Tpk okul rneinde olduu gibi,
mziksel beceri ve beeniler de, kltrel sermayenin belirleyicilii altn

70 Bourdieu, Distinction: A Social Critique o f the Judgement o f Taste, s. 66-68.


71 Esgin, A. (2008). Anthony Giddens Sosyolojisi, Ankara: An Yaynclk, s. 137-138.
72 Bourdieu , Distinction: A Social Critique o f the Judgement o f Taste, s.12-18.

174
A li Esgir

da bireylere miras olarak kalmaktadr. Dolaysyla ii snfnn beenileri


ile st snln beenileri kltrel sermayenin aktarm yoluyla yeniden
retilme imkn bulmaktadr.
Bourdieunun g, mcadele ve dlanma sorularn birletirmede ba
arsz olan mziksel almalara, Adomo da olduu gibi, teorik temeller
salayarak, mzik almalarn modernize ettii ve mzik sosyolojine
yeni ynelimler salama anlamnda etkili olduu sylenebilir. Bourdieu
dan esinlenilmi almalar daha derin ve geni kapsama sahip olmular
dr. Aratrmaclarn bazlar, Bourdieunun kategorilerini kullanarak vo
kal stilleri ve melodik-ritmik teknikler gibi zel mzik uygulamalarnn
edinimini incelerken, bazlar ise, bu tarz kategorilerden yola karak po
pler mziklerin formasyonunu belirleyen geni ekonomik balamlar ve
kltrel hiyerariler arasndaki haritalar tanmlamaya almlardr.73
Bourdienun sosyolojik teorisi, zellikle gnmzde olduka eitlenen
mziksel pratiklerin toplumsal yansmasnn kefinde nemli bir referans
olmaya devam etmektedir.

G n m z d e d u r u m : m z k s o s y o l o js n e r e d e ?
Mzik sosyolojisinin teorik kaynaklarn oluturan ve ne kan baz te
mel dnrlerin grlerine yer verdikten sonra, gnmzde mzik sos
yolojisinin durumuna ksaca bakmak yerinde olacaktr. Her eyden nce
konuyla ilgili literatr incelendiinde, zellikle Bat sosyolojisinde m-
zik-toplum ilikisine dair sosyolojik almalarda son derece hzl bir art
olduu grlmektedir.74 Sz konusu art elbette, hzla deien toplumsal
srelerle birlikte mzik pratiklerindeki deiim ve farkllamalarn yan
smas olarak grlebilir. Fakat bunun uzun bir srece yayld ve ge
miteki ilgilerin bir sonucu olduu dnlmemelidir. Bamda da sylen
dii gibi, mzik sosyolojisi, sosyolojik gelenek iinde her zaman ne
kan ve gelien bir alan olmamtr.
Mzik sosyolojisinin gnmzdeki temsilcilerinden Blomster mzik
sosyolojisinin konumunu ele alrken, mzik sosyolojisinin bugnk du
rumu nedir? sorusunu sormaktadr. Ona gre bu sorunun yant, yarm
yzyldan daha fazla bir zaman nce Max Weberin almalaryla tanm
layc bir balang oluturan disiplinin bugn nerede durduuyla ilgidir.

73 Prior, N. (2011). Critique and Renewal in the Sociology o f Music: Bourdieu and Beyond,
Cultural Sociology, 5(1), s. 125-126.
74 Konuyla ilgili farkl rnekler iin bkz. Peterson, R A ., Music, Encyclopedia o f Sociology,
Editor: Borgatta, E. F.ve Montgomery, R.J. V. Newyork, Macmillian Volume III, s. 1924-
1930.

175
Bir Mzik Sosyolojisi Var mdr?

Ayrca mzik sosyolojisi balangta kendisine yklenen beklentileri ne


lde baard da incelenmesi gereken bir konudur. Blomstere gre, bu
anlamda dile getirilmesi zorunlu olan ilk faktr, sosyolojinin bu dalnn
yakn dneme kadar yeni ve bamsz bir disiplin olarak grlmediidir.75
Blomsterin belirlemesi hakl nedenleri olan bir belirlemedir. Zira Weber
ve Simmel gibi dnrleri etkileri anlamnda darda brakrsak, Ador-
noya kadar mzik sosyolojinin ieriine ve amacna dair etkili olabilecek
giriimlerden sz etmek olanakl olmamtr. Bu erevede 1970li ve
1980li yllarn mzik sosyolojisinde dnm noktalan olduu sylenebi
lir.76 Bu yllar hzl toplumsal deimelerin sonulannn yaand yllar
olmakla birlikte, sz konusu deiimleri aklama noktasnda baansz-
lkla eletirilen sosyolojinin de kendisine dnd, teorik ve metodolojik
dzeyde yeni ynelimlere girdii bir dnemdir. Dolaysyla sz konusu
yllarn bir baka ayrc konumu, sosyolojik teoride mzik sosyolojisini
ihmal eden baskn ynelimlerin tartmaya ald, yeni teorik zeminler
arand bir dnem olmasdr. Eletirel teorinin etkisi, birey-eylem mer
kezli teorilerin ne kmas ve yeni oluan toplum tezahrlerinin bu anla
ylar erevesinde deerlendirilmeye allmas, mzik konusunu nem
li bir sosyolojik malzeme haline getirmitir. Ayrca, toplumsal alandaki
kltrel dalgalanmalar, alt kltrlerdeki eitlenmeler ve modernliin do
urduu geni etkiler mzii insanlarn ruhunu dinlendiren duygusal bir
etkinlik olmaktan teye tamtr. Mzik bu aamadan sonra sosyolojik
teoride kademeli bir biimde ilgi oda haline gelen bir zmleme unsu
ru halini almtr. Ancak bu dnemde mziin genellikle kendi doall
ndan koptuu, daha ok ideolojik bir nesne haline geldii gzlemlen
mektedir. Dier bir deyile, 1970li ve 80li yllardan sonra mzik ve
sosyal yap arasndaki iliki zerinde duran dnrler, bu ilikiyi kendi
doall iinde gelien bir iliki olarak deil, kastl olarak yaplandrl
m bir iliki eklinde grmlerdir. Dnem dnrlerinin ana ilgisi daha
ok mzik ile sosyal yap arasndaki bu trden ilikileri zmlemek ze
rinedir.
Toplum-mzik balantsn aratran sonraki dnem dnrlerinin
ynelimi ise, mzik kltrnn kresellemesi zerinedir. Bu balamda
sz konusu dnrlerin odakland konular ve kullandklar metotlar
ok eitli olsa da, onlarn ortak vurgusu, medyann kresellemesi bala
mnda mzikal deneyimin lokal biimlerinin direncini ortaya koymakta

75 Blomster, Mzik Sosyolojisi: A dom o ve tesi, s. 494-495.


76 DeNora, T., Historical Perspectives in Music Sociology, Poelics Volume: 32, s. 212

176
Ali Esgin

dr 77 Batda mzik sosyolojisindeki son gelimelere bakldnda, mzik


ile toplum arasndaki ilikiye dair analizlerde nemli kaymalar olduu
grlmektedir. Teknolojik gelimeler ve kresellemi medya sisteminin
etkisiyle birlikte gelien gnmzdeki yeni sosyolojik sreler ise hem
mzii ina edici bir forma tayan Ortodoks sosyolojinin sorgulanmasna
hz kazandrm78 hem de hzla eitlenen yeni mzik biimlerinin sosyo
lojik almlarn farkl balamlarda incelemeye yneltmitir. Mzik artk
ne salt Weberin tanmlad gibi rasyonalizasyonun temsili ne de Ador-
nonun kabul ettii gibi bir yabanclama aracdr. Mzik ok eitlidir ve
yeni anlamlara sahiptir. Mzik sosyolojisinin grevi, bu eitlilik ve an
lamlar dhilinde toplum-mzik balantlarn zmlemektir. Bugn, caz
mziinin standartlardaki deiim, yeni rap mzii kltr, rock mzii
nin temsil biimi, kitlesel poplarite asndan mziin gc, popler m
ziin yeni yansmalar, tketim ilikilerinde mziin rol, internet, med
yann mzik kapsamndaki etkileri ve mzik beenilerinin gnmzdeki
dayanaklar gibi konular mzik sosyolojisinin zmlemeyi stlendii
konulardan bazdandr.

S o n u y a d a t r k y e d e m z k s o s y o l o j s
Trkiyede mzik sosyolojisinin serveni, sosyolojinin Batya baml
bilim yapma pratiinden bamsz olmamtr. Dolaysyla mzik-toplum
ilikisine dair sosyolojik almalann geliimi, Batdakiyle benzer bir
seyir izlemitir. Bunun nedeni balangtan beri Bat sosyolojisini, zel
likle ilevselci Amerikan sosyolojini referans alan sosyolojimizin, onun
teorik ve metodolojik anlaylannn dma kmamasdr. Batda egemen
sosyolojik anlaylar, mzik konusunu kltrn unsurlarndan yalnzca
biri olarak grp, mzik-toplum ilikisinin btnsel bir analizine ynel
mediinden, Trkiyedeki sosyoloji almalarnda da mziin sosyolojik
boyutu genellikle geri planda braklmr. Mzik uzun bir dnem klt
rel zmlemelerde dile getirilen bir rnek olmaktan teye geememitir.
Bu erevede bir ilk rnek olarak Trkiyede sosyolojinin kurucu isimle
rinden Ziya Gkalp anlabilir. Gkalp, sosyolojinin Trkiyedeki kurucu
larndan biri olmakla birlikte, Trkiye Cumhuriyetinin kltr politikala
rnn belirleyicisi olma unvann da tamaktadr. Gkalpin sz konusu
unvanla balantl olarak, her ne kadar mzii kltrel gelime iin bir
dzenleme arac olarak grse de, Trkiyede ilk mzik sosyolojisi yapan

77 Peterson, R.A. (2000). Music, Encyclopedia o f Sociology, Editor: Boigatta, E. F.ve Mont
gomery, R.J. V. Newyork, Macmillian Volume III, s. 1924.
8 Prior, Critique and Renewal in the Sociology o f Music: Bourdieu and Beyond, s. 121-138.

177
B ir Mzik Sosyolojisi Var mdr?

isim olduu da belirtilebilir. Gkalpe gre, geleneksel Osmanl mzii


olarak nitelenen mzik, esas olarak Trk deildir. Bu mzik, Arap ve
Acem krmasdr. Yani yabanc ve gayri millidir. Gerekten Trk olan ise
yalnzca halk trkleridir. Trk ruhunu sadece onlar ierir ve yanstr.
Ancak halk trklerinin hibiri muasr deildir. Trk mziini muasrla
trmak, ada hale getirmek douya deil Bat mziinin armonisine ve
tekniine ynelmekle mmkndr.79 Aslmda bu trden bir zmleme,
Gkalpin hars-medeniyet aynmnn bir sonucudur. Bu noktada Trkiye
de mziin toplumsal boyutuyla ilgili deerlendirilebilecek bir baka isim
Nurettin Topudur. Topu, en nemli sanat alan olarak grd mzii,
Trk toplumunun ruh halini ve zevklerini yanstabilecek bir nitelie ta
mak gerektiini dile getirmitir. nk ona gre mziimiz, ruh halimi
zin btn ihtiyalarn karlayabilecek gte olmadndan Trkiye iin
yeterli deildir. Ayrca mziin yeterli hale getirilmesi, yalnzca Batdan
alnan mzikle de mmkn olmayacaktr. Zira mzik ruhun derinliklerin
den ve iinde yaanlan toplumsal koullardan domaktadr. Yarnn de
has, Doulu ve Batl unsurlar alarak mzii yeni bir birlik iinde kay
natracaktr.80 Gkalpin ve Topunun sylemleri her ne kadar sosyolo
jik ynyle gelitirilememi olsa da, onlarn Baya ynelinmeli nerisi
daha sonra mziin btn iin geerli bir tercih halini almtr. Cumhu
riyet dnemi, Bat mziinin teknik ve biimlerinin kademeli olarak top
lumsal alana tand bir sre olmutur. rnein, Trkiyede oksesli
mziin yzyllk bir gemii bile yoktur. oksesli mzie duyulan ilgi
toplumun Bat ile olan ilikilerinin bir sonucudur. Batnm tm styap ku
ramlarnn ithal edilmesiyle Batllamann salanacana olan inan, do
al olarak oksesli mzii de ithal etmeyi gerektirmitir.81 Mziin Batl
mzik anlamnda hzla gelitii lkemizde, mzie ilikin incelemeler,
uzun bir dnem sosyolojik aratrmalardan bamsz olmu, mziin in
celenmesi daha ok teknik ve yapsal dzeyde mzikilerin tekelinde kal
mtr.
Trkiyede mzik sosyolojisi, ancak 1970'li yllarn sonuna dora,
1976-1977 ylnda o zaman Ege niversitesi Gzel Sanatlar Fakltesine
bal olarak kurulan Mzik Blm programlarnda grlmektedir. Ders
ancak mzik eitimcilerin duayeni olarak grlen Edip Gnay tarafndan
ilevsel hale getirilmitir. Gnay ayrca, Trkiyede yaymlanan ilk ve tek

79 Behar, C., Musikiden Mzie, stanbul: Yap-Kredi Yaynlar, s. 271.


80 Kamazolu, H. B., Nurettin Topu, Trkiyede Sosyoloji, Cilt 1, Derleyen: . zdemir,
Ankara: Phoenix Yaynlan, s. 814-815.
81 Tanyol, T., Mziin Toplumsal Temelleri, s. 80.

178
A li Esgir

Mzik Sosyolojisi kitabnn yazandr.82 Gnmzde hepsinde olmasa


da niversitelerimizin konuya duyarl baz Gzel Sanatlar Fakltelerinde
mzik sosyolojisi dersleri, lisans ve lisansst dzeyde okutulmaktadr.
Ancak burada baka bir sorun karmza kmaktadr. Sz konusu sorun,
bu derslerin isim olarak var olmasna karn ierik olarak ounlukla ksr
braklmas ve dersleri alanda uzman olmayan kiilerin vermesi durumu
dur. Trkiyede mziin ve ona ilikin deerlendirmelerin hl mziki-
lerin tekelinde olmas bu durumu aklar niteliktedir. Dolaysyla mzikle
ilgili incelemeler, teorik temellendirmelerden ok, pratik etkinliklerle s
nrl kalmaktadr. Gzel Sanatlar Fakltelerinde yaplan Yksek Lisans
ve Doktora tezlerinin ieriklerine bakldnda konu daha net bir biimde
anlalacaktr. Buradan mziksel deerlendirmeler sosyologlarn grevi
dir gibi yanl bir anlam kartlmamaldr. Aksine, Gnaym da ifade et
tii gibi, mzik sosyolojisi alannda alabilmek mzikte uzmanlam
bireyin, genel sosyoloji ile ilgili bilgi ve becerilerin, bilimsel aratrma
yntem ve tekniklerine ilikin bilgi, beceri ve deneyimlerin yannda sos
yoloji ile ilgilerinin kkl olmasn, yani bir anlamda, her iki alann da
uzmanln gerekli klmaktadr.83 leri srlen gr, daha ok mziksel
incelemelerde sosyolojik boyutun, zellikle mziin pratisyenleri ve aka
demisyenleri tarafndan geri planda braklddr. Mzik, felsefi sorgu
lamalara, sosyolojik incelemelere tbi tutulmadan ierdii anlamlarn
kavranabilecei bir alan deildir.
Trkiyede sosyolojinin mzikle ilgilenmesi, hem sosyolojinin mzie
ilgisinin ksrl hem de mzikle ilgili incelemelerde mzik adamlarnn
tekelcilii nedeniyle, 1980li yllarn ortalarna kadar ok verimli olma
mtr. 1980li yllardan sonra mzik-toplum ilikisine ilgi gsteren a
lmalar da yine daha ok, eletirel teori gibi egemen sosyoloji anlaynn
dnda gelitirilen dncelere yaslanmtr. Ancak zellikle gnmzde
mzik-toplum ilikisine dair nemli almalar yapld, Batda olduu
gibi lkemizde de mzik sosyolojisi almalarnn artt bir srecin ya
andn aklkla syleyebiliriz. Bu konuda Trkiyede almalaryla
nemli katklar yapan ve ne kan isimler olarak zellikle, Ali Ergur, Ali
Akay, Ertan Eribel, . Naci Soykan, nsal Oskay, Turul Tanyol, Ay-
ten Kaplan, Ayhan Erol, Vural Yldrm ve Tarkan Ko saylabilir.84

82 Gnay, E., Mzik Sosyolojisi, stanbul: Balam Yaynlar.


83A.g.e., s. 19.
84 Mzik sosyolojisine ilikin nemli rnekler olarak, Ali Egurun, Portredeki Hayalet: Mzi
in Sosyolojisi zerine Denemeler (stanbul: Balam Yaynlan, 2002) ve yine Mzikli Akln
Defteri: Sosyolojik zdmler, (stanbul: Pan Yaynlar, 2009) adl eserleri ile Ali Akayin s
tanbulda Rock Hayat: Sosyolojik Bir Bak (stanbul: Balam Yaynlar, 1995) ve Ertan Eri-
belin, Niin Arabesk Deil? (stanbul: Sre Yaynlan, 1984) zikredilmelidir. Bu eserlerden

179
Bir Mzik Sosyolojisi Var mdr?

Gnmzde akademik anlamda mzik sosyolojisi almalar, gerek


lisansst tezler gerekse deneme ve aratrma kitaplar dzeyinde sr
mektedir. Bu almalarda toplumsal dnmlerin bir yansmas olarak
mziin eitli ynlerini deerlendirildii gzlemlenmektedir. Mzik
sosyolojisinin alma alanna girdiini dnebileceimiz birok yayn,
son yllarda yabanc literatrde de olduu gibi, daha ok popler mzii
odak noktas olarak alm grnmektedir.85 Popler mzik yannda top
lumsal alanda nemli yanklan olan arabesk mzik ve son dnemde etkili
olmaya balayan rap mzii formlan gibi mzik trlerinin sosyolojik ana
lizleri de yaplmaktadr. Bunun yannda mziin ocuk zerindeki etkile
ri, tketim bilinci ve mzik gibi spesifik konular da alann ne kan ko
nulan halini almtr. Ancak yine de mzik sosyolojisi asndan hl ce-
vaplanmay bekleyen pek ok soru vardr. rnein, mziin bir gc var
mdr, varsa bu gcn toplumsal yansmas nasl olacaktr? Mziksel tr
lerdeki deiim ve yeni trlerin ortaya kmas rastlantsal mdr? Halk
mzii neden her geen gn daha atl bir duruma dmektedir? Mziin
yazgsn belirleyen nedir ya da daha nemlisi mziin toplumsal izd
m nasl teoriletirilmelidir. Bir mzik sosyoloji vardr sylemi bu so
rulan oaltmakla kalmayp, onlara zm arama gerekliliini de belirle
mektedir.

K aynaka
Adomo, T. (2009). Kltr Endstrisi Kltr Ynetimi, eviren: N. lner, M. Tzel, E. Gen, s
tanbul: letiim Yaynlar.
Adomo, T. ve Horkheimer, M. (2010). Aydnlanmann Diyalektii, eviren: N. lner, E. .
Karadoan, stanbul: Kabalc Yaynevi.
Adomo, T. ve Horkheimer, M. (2011). Sosyolojik Almlar, eviren: M. S. Durgun ve A . G
m, Ankara: Bilgesu Yaynlar.
Behar, C. (2005). Musikiden Mzie, stanbul: Yap-Kredi Yaynlar
Blomster, W.V. (2010). Mzik Sosyolojisi: Adomo ve tesi, Frankfurt Okulu (.), Editr:
H. Emre Bace, Ankara, Dou Bat Yaynlar.
Bourdieu, P. (1979). Symbolic Power, Critique ofAnthropology, Vol.4, N o.77, s. 77-85.
Bourdieu, P. (1982) Distinction: A Social Critique o f the Judgement o f Taste, Translated: R.
N ice, London: Routledge.

Ergurun, Portredeki Hayalet: Mziin Sosyolojisi zerine Denemeler metninin zellikle Gi


ri blm, mzik toplum ilikisini incelenmeye ynelen aratrmaclar iin adeta bir rehber
niteliindedir. Ayrca, Eribelin, Niin Arabesk Deil? almas, Trkiyede mzik sosyoloji
si adna nemli bir model olarak grlebilir.
85 Kurtiolu, B (2009). Max Weberin Mzik Sosyolojisindeki Yeri ve Dou Mziine Bak
, Sanat Sosyolojisi (.), Derleyen: . N. Soykan, Dnence Yaynlan, s. 63.

180
A li Esgir

Bourdieu, P. (1993). The Field o f Cultural Production: Essays on A rt and Litetature, Edited :
Randal Johnson, Columbia University Press.
Bruce, S. ve Yearley, S. (2006). The Sage Dictionary o f Sociology, London: Sage Publications.
DeNora, T. (2004). Historical Perspectives in Music Sociology, Poetics Volume: 32, s. 211-
221.
Eribel, E. (1984). Niin Arabesk Deil?, Istanbul: Sre Yaynlan.
Ergur, A. (2002). Portredeki Hayalet: Mziin Sosyolojisi zerine Denemeler, stanbul: Ba
lam Yaynlan.
Ergur, A. (2009). Mzikli Akim Defteri: Sosyolojik izdmler, stanbul: Pan Yaynlan.
Esgin, A. (2008). Anthony Giddens Sosyolojisi, Ankara: An Yaynclk
Etzkom, K. P. (1964). Georg Simmel and the Sociology o f Music, Social Forces, Vol. 43,
No. 1, s. 101-107.
Feller, F. (1987). Weber and the Rationalization o f Music, The International Journal o f Poli
tics, Culture and Society, 1(2), s. 147-162.
Gnay, E. (2011). Mzik Sosyolojisi, stanbul: Balam Yaynlan.
Jay, M. (2005). Diyalektik imgelem, eviren: . Oskay, stanbul: Belge Yaynlan.
Jung, W. (1995). Georg Simmel: Yaam, Sosyolojisi, Felsefesi, eviren: D. zlem, Ankara:
Ark Yaynclk.
Kamazolu, H. B. (2008). Nurettin Topu, Trkiyede Sosyoloji, Cilt 1, Derleyen: . z-
demir, Ankara: Phoenix Yaynlan, s. 783-820.
Kzlelik, S. (2008). F rankfurt Okulu, Ankara: An Yaynclk.
Kurtiolu, B (2009). Max Weberin Mzik Sosyolojisindeki Yeri ve Dou Mziine Bak,
Sanat Sosyolojisi (.), Derleyen: .N. Soykan, Dnence Yaynlan, s. 59-76.
Nietzsche, F. (2005). M ziin R uhundan Tragedyann Douu, eviren: . Z. Eypolu, stan
bul, Say Yaynlar.
Oskay, . (2001). M zik ve Yabanclama, stanbul, Der Yaynlan.
Peterson, R.A. (2000). M usic, E ncyclopedia o f Sociology, Editor: Borgatta, E. F.ve Montgo
mery, R.J. V. Newyork, Macmillian Volume III, s. 1924-1930.
Platon (1995). D evlet, eviren: S. Eypolu ve M.A. Cimcoz, stanbul: Remzi Kitabevi.
Prior, N. (2011). Critique and Renewal in the Sociology o f Music: Bourdieu and Beyond, Cul
tural Sociology, 5(1), s. 121138.
Ridley, A. (2007). M zik Felsefesi: Tema ve Varyasyonlar, eviren: B. Aydn, Ankara, Dost
Kitabevi Yaynlan.
Ritzer, G. (1992). Georg Simmel, Sociological Theory, eviren: . Tatlcan, McGraw-Hill,
Inc, http://www.umittatlican.com/fles/GeorgeSimmel(GeorgeRitzer-1991).pdf
Say, A. (2007). M zik Yazlar, Ankara: Mzik Ansiklopedisi Yaynlar.
Schtz, A. (1951). Making Music Together: A Study in Social Relationship, Social R ese
arch, Vol. 18, No. 1, s. 76-97.
Schtz, A. (1967). The Phenom enology o f the Social World, Translated: G. Walsh and F. Leh-
nert, Evanston: Northwestern University Press.

181
B ir Mzik Sosyolojisi Var mdr?

Schtz, A. (1976). Fragments o f Phenomenology o f Music, M usic a ndM an, V ol.2,N o.l-2, s.
23-71.
Simmel, G. (2009). Bireysellik ve Kltr, eviren: T. Birkan, stanbul: Metis Yaynlar.
Slattery, M. (2007). Sosyolojide Temel Fikirler, eviren: . Tatlcan, G. Demiriz, stanbul:
Sentez Yaynclk.
Soykan, O. N. (2000). M ziksel D nya topyasnda A d o m o ile B ir Yolculuk, stanbul: Bulut
Yaynlar.
Tanyol, T. (1982). Mziin Toplumsal Temelleri, Yazko-Felsefe Yazlar 2. Kitap, Yayna Ha
zrlayan: Selahattin Hilav, stanbul, Aaolu Yaynevi.
Turley, A. C. (2001). Max Weber and the Sociology o f Music, Sociological Forum, Vol. 16.
No. 4. s, 633-653.
Turner, B. S.(Ed.) (2006). The Cambridge D ictionary o f Sociology, Cambridge: Cambridge
University Press.
lger, B. (2002). Konfysln Sanata Bak As ve Bir Kltr retimi Olarak Popler
Mzik: Konfysn Mesaj Krmzgl ile Somutlayor, A nadolu niversitesi Sosyal
B ilim ler D ergisi, 3, s. 1-38.
Weber, M. (1958). The R ational a n d Social Foundations o f M usic, Translated and Edited: D.
Martindale, J.Riedell and G. Neuwirth, Southern Illinois University Press.
Weber, M. (1985). Protestan A hlk ve Kapitalizm in Ruhu, eviren: Z. Auroba, stanbul: Hil
Yaynlar.
Yldrm, V. ve Ko, T. (2004). M zik F elsefesine Giri, stanbul: Balam Yaynlar.

182
B r G A lanlari

S st e m O l a r a k M z ik

T o pl u m I l Ik s
O lgun Bilir*

Dnce tarihi iinde mziin toplum zerindeki etkisi antik alara ka


dar uzanan bir dnme biimiyken, mzik toplum ilikisini karlkl bir
etkileim sreci ierisinde kavrayan yaklamlar ancak modem dnem
lerde ortaya kmtr. Modem dnemin ayr inceleme sahalarnda uz
manlamaya dayal bilimsel aratrma yntemi, bu karlklln btncl
bir ekilde ele alnmasna ou zaman engel olmu, zellikle mzik uzun
sre kendi iine kapal bir faaliyet alan olarak belirli bir kesimin uzman
lk alan olarak kalmtr. Bununla birlikte mzik toplum ilikisi, gncel
tartmalarda giderek daha fazla disiplinler aras bir etkinlik sahasna d
hil olmaktadr. Bu durum bir anlamda mziin ok biimliliinin/katman-
llnn ve ok anlamllnn da kabul grmesi anlamna gelir.
Mzik, bu zel karakteri nedeniyle, dnsel dzlemde btnyle ele
geirilmesi zor bir inceleme nesnesidir. Bu zorluk mzik toplum ilikisi
zerine dnme etkinliinde de kendini ortaya koyar. Sanatsal bir faali
yet olarak mziin soyutlama dzeyinin ykseklii ile birlikte dnl
dnde bu durum, potansiyel olarak ucu ak bir gelimeye olanak tan
yan sosyal bilimsel bir ele al tarzn zorunlu klar.

* Ara. Gr. Olgun Bilir, stanbul niversitesi, Sosyoloji A B D Doktora rencisi, anakkale
Onsekiz Mart nivesitesi, Sosyoloji Blm.
B ir G Alanlar Sistemi Olarak Mzik Toplum ilikisi

Bu almada mzik toplum ilikisi iin bylesi bir yaklam biimi


nin imknlarn tartarak, mzii, zerk bir varlk alan olarak toplumsal
ilikiler a ierisine yerletirecek dnsel bir model kurmay deneyece
iz. Bu modeli, mziin topluma olan nceliine vurgu yaparak ve mzi
kal alan, kategorik ayrmlar ierisinde farkllam bir g alanlar siste
mi eklinde dnerek aklamaya alacaz.
Bu yaz, mzikal olan ve toplumsal olan arasndaki ilikileri belirli ka
tegorik ayrmlar temelinde incelemeyi nererek, mziin tm ynleri ile
kuramsal bir aklamann konusu olmas zorunluluu bulunmadn gs
terme ve ayn zamanda mziin balantsz ve kendi bana bir varlk sa
has olmadn da ortaya koyma amacndadr.
Mzikal alan ncelikle zde bir btn olmaktan ziyade iki ayr zerk
alan olarak ele alnmaktadr/kurgulanmaktadr. Mzikal alan ikili bir ya
p eklinde dnebilmenin imknn, Adomonun otonom mzik kav-
ramlatrmas ierisinde mziin dil karakterine (linguisticality) yapm
olduu vurguda bulmak mmkndr. Adomoya gre, mziin dil-karak-
teri, mziin isel anlam ile toplumsal balam arasndaki gerilimli iliki
zerinden kurulabilmektedir (Paddison, 1991). Adomo, otonom mzii
Aydnlanma sonras gelien yksek mzik kltr iinde mziin top
lumsal olarak bir amaszlk/ilevsizlik ierisinde kendi bana/iin reti
lebilmesi yetenei ile aklarken, bujuva ncesi dnyann tiyatro ya da
kilise mzii eklinde dorudan toplumsal bir ilevi yerine getirmekte
olan mziine kar yeni bir kavramlatrma ihtiyacn ortaya koyuyordu.
Ancak mziin niteliksel olarak dil ile zdeliinin belirli bir tarihsel
dnemin iinde geerlilik kazanmas dncesi yerine, yine Adomodan
esinlenerek, mziin yapsal ve ilevsel zellikleri nedeniyle zaten dile
benzer bir karaktere sahip olduunu sylemek mmkndr (Adomo,
1993). Mzikal yap ile dil yaps arasnda bir benzerlik kurulduunda,
mziin toplumsal alanla olan ilikisinin, dilin toplumsal alan ile olan
ilikisine benzer ekilde, ksm bir zerklik ilikisi olduu sylenebile
cektir. Bu balamda, mziin yapsal unsurlarnn, mziin kategorik ola
rak iki zerk alan iinde analiz edilebilmesinin imknn yaratt kabul
edilebilir. Buradan yola karak mzikal alann, bahsi geen iki zerk
mzikal alan olan, sembolik ve imgesel alan eklinde iki ayrk analitik
dzlem iinde ele alnabilir bir varlk sahas olarak kurgulanmas da
mmkn olacaktr. Daha sonra zerinde duracamz bu ikili ayrmda
imgesel alan, mziin toplumsal balam ierisinde bilind duyusal bir
ileyi ve mimetik bir pratiin sonucunda ortaya kan btncl bir varlk
sahasna iaret ederken, sembolik alan imgesel alan zerinden elde edilen
mzie dair ilk bilgilenmenin bilinli bir eylem ile sembol ve iaretlere

184
Olgun Bilir

dntrld, yeniden retilebildii bir sahaya tekabl etmektedir. Bu


rada temel sorunlardan birisi, birbirinden ayr iki dzlem arasnda kurula
cak ilikilerin biimidir.
Mzikal alanlar olarak kabul ettiimiz bu iki dzlem arasndaki iliki
biimlerini tartmadan nce, mzikal alann toplumsal balam ve fizik
doa karsnda bulunduu pozisyonu belirlemek gerekir. Sz konusu iki
mzikal alann tarihsel ve toplumsal olarak ierildiini dnyoruz. Ya
ni her iki alan da tarihsel durum ierisinde ekillenmi toplumsal balam
ierisinden retilebilen iki zerk yap olarak kurgulanmaktadr. Bunu ya
parken mzii salt tarihsel ve toplumsal koullarn bir rn olarak kabul
etmek ve zorunlu olarak bu koullarn belirleyicilii altnda ortaya kan
bir tezahr olarak dnmek en bata bu yaznn zerklik iddias ile ba
damaz. Mzik ile toplum arasndaki dorudan iliki ancak mzii reten
ve tketen faillerin toplumsal ile olan organik ilikisi ve aletlerin zorunlu
teknik ieriinden kaynaklanr. Ancak bu temel unsurlar zerkliini iddia
ettiimiz alanlarn dnda kalmaktadr. Mzik eserinin biim ve ierii
nin simgesel ve imgesel tm bileenleri bu vastalar araclyla sosyal bir
kavrayn iine ekilebilir ki, zaten ortaya klar itibariyle de yledir
ler. Bu noktada toplumsal olan ile mzikal olan arasnda iki tr ilikinin
varlndan szedilebilir: Toplum ve mzik arasndaki karlkl etkileim
ve zerk mzikal alanlar arasnda kurulacak dolaym. Son olarak belirlen
mesi gereken ise mzikal alanlarn zerk konumlarnn meruiyetinin
kaynadr.
Sondan balayalm. Mzikal alanlarn toplumsal balam ierisindeki
yeri iin iki durumdan sz ettik; ierilme ve iine ekilme. Birinci ifade
nin kast, mzikal alanlarn tarihsel durumlarn ve deneyimlerin iinde
yerlemi olarak bulunan btn eyleme kabiliyetlerinin bir sonucu olarak
toplumsal balam tarafndan ierilmeleridir. Bu aklama mzikal alanla
r zorunluluk/belirlenme ilikisine dhil ederken, onlarn, toplumsal ba
lamn retildii tarihsel gemiin snrlan iinde, toplumsal olarak kodla
nabilmi dzeyini gz nnde bulundurmaktadr. Dier taraftan kolektif
kavray alanna ekilen mzikal alanlardan bahsetmek, aslnda mzikal
alanlann btnsel yapsnn toplumsal kavrayn tesine gemesi, varlk
sahasnn ondan daha fazla olmas demektir. Bu u anlama gelir; mzikal
alanlar toplumsal balamdan daha kapsayc bir alann, doann iinde
btnsel olarak yer alrlar. Toplumsal balam bu alann tamamna hk-
medemedii, zne nesneyi tamamen ele geiremedii srece mzikal
alanlann zerklik koullan varln srdrme imknna sahip olacaktr.
Mziin bu ncelik koulu, Adomonun mzik zerine getirdii eit
li grlerin destekleyicisi olarak ilev grebilecek ya da en azndan onun

185
B ir G Alanlar Sistemi Olarak Mzik Toplum likisi

grlerini baka bir noktadan hareketle ifade edebilmenin olanan ya


ratabilecektir. Ama hepsinden nce Adomonun estetik kuramnn temeli
olan zdesizlik ilkesi lehine alacaktr. kinci olarak da yine bu ilke te
melinde, Adomonun sanat zne ile nesne arasndaki bir g alan olarak
tarif etmesi ile uyumluluk sergileyecektir. Adomo, Sanatlarn yaay
lar gibi almalar da dardan bakld srece zgr grnr. Sanat a
lmas ne ruhun bir yansmas, ne de Platoncu ideann vcut bulmu hali
dir. Sanat almas salt Varlk (Sein) deil, daha ok zneyle nesne arasn
da bir g alandr, demektedir (Adomo, Prisms; aktaran lger, 2009:93).
Bu g alannn olumasnn esas nedenlerinden birisi, mziin iinde
sakl olan hakikat ieriinin (truth content) kendinde barndrd para
lanmam yaama ait olan gizil bilginin, sanat/zne tarafndan ele gei
rilme abasdr. Adomo, Nihai olarak, sanat almalarnn gizemi kom
pozisyonlarnda deil onlarn hakikat ieriklerinde sakldr, der (1997:
127). Adomonun mzik ile muhafaza etmek istedii ey ya da muhafaza
edildiini dnd ey, zellikle onun Aydnlanma eletirisinde de sk
a ortaya koyduu, znenin nesneyi ele geirmesine olanak tanyan z
delie kar gelitirdii tutuma paralel, paralanm yaamdan bir kurtu
lu yolu, bir topyadr. Bujuva toplumunun bozulmu yapsnn iinde
sanatsal olann kendisini toplumsal yozlamadan koruyabilmesinin ve
kendini bir model olarak sunabilmesinin imknn Adomo, sanat eseri
nin topyan bakal ve kklerine dayanarak yaratr. Toplumsal ger
eklik ve sanat yapt ontolojik bir kartlk iinde bulunurlar. Bu yzden
sanat yapt, burjuva toplumunun bir negasyonudur ve onun iinde barn
drd yanl bilin durumuna katlmaz (lger, 2009:60).
Bu topik karakter (karakteristik yap), kurguladmz modelde, m
ziin ontolojik btnlnn toplumsal balam tarafndan tamamiyle ie-
rilememesi ya da iine ekilememesiyle ilikilidir. Sanatn, buradaki tar
tmada mziin, toplumsal balamdan kkensel ayrl, toplumsal alan
da mutlak bir ierilme halinden onu korumaktadr. Bu sayede yanl bir
istikamete ynelme ihtimali srekli mevcut olan toplumsal ilerleyi kar
snda sanat srekli bir uyanklk hali iindedir. Adomonun Aydnlanma
nn zne ve bilin tasarmnn iinde yer aldn dnd, hayata ve
daha genel olarak doaya kar gelitirilen totaliter bak karsnda, ki bu
ona gre bujuva toplumunun yanl bilinliliinin temelidir, nesnenin
potansiyelini arttrmaya dnk zerk kategorilerle ekillendirilecek nega
tif bir dnme tarz, zgrletirici bir eylem olacaktr. Buradan hareketle
mzik zerinden u tespiti yapabiliriz: Mzik zerinde tmel bir bilginin
elde edilebilmesinin, bir sanat eseri olarak onun tm ynleriyle bilinebil
mesinin olanakszln kategorik ayrlklar araclyla sergilemek, mzik

186
Olgun Bilir

zerinde bilisel bir tahakkmn mutlak ilerleyiinin imknszln gs


termek ile e anlaml olaca gibi, nesnenin gizledii hakikate ulama
sanrlan ile yorulan Aydnlanmam znenin zgrletirilmesi ile de ayn
anlama gelecektir.
Adomonun zgrlk potansiyelini srekli olanakl klma amacyla da
gndemde tuttuu eletirel yntem, g alan ierisindeki diyalektik ili
kilerden kaynaklanmaktadr. Ancak Adomo kendi diyalektiini srekli
olarak tezin antiteziyle atarak bir senteze ulaan kartlann ereksel tu
tarlln bozarak oluturur. Ona gre tez ile antitez zorunlu olarak bir
sentez oluturma abas ierisinde deildir, kartlarn atmasndan bir
sonu mahiyetindeki sentez deil fakat eitli dinamiklerin, zorunluluk ya
da olumsallk hallerinin iinde bulunduu bir g alan ortaya kar. Bu
elikili ierik Adomonun topluma ilikin negatif tutumu gz nnde
bulundurulduunda bir anlam kazanr. Bu diyalektik birliktelik iin Ador-
no yle demektedir: Toplumun elikili ve belirlenebilir, rasyonel ve
irrasyonel olmas birliktedir (Adomodan aktaran Soykan, 2000:59).
u an iin temel sorun, Adomonun g alan ve negatif diyalektik
kavramlarn kullanma biiminin, mzik ve toplum ilikisine kategorik
bir ereve oluturulmasna ne ekilde destek olacadr. Adomonun g
alannn koordinatlar, zne ve nesne arasndaki ilikilerin kurulduu bl
geye iaret eder. Ve burada zne daha ok sanat almasnn almlaycs,
yorumlaycs, eletirmeni ya da dinleyicisidir. Sanat eseri bir kez yaratl
dktan sonra, karsna onunla ilgili deerlendirmelerde bulunacak failler
kacaktr. Bu karlamada znenin sanat almasyla kuraca ilikinin
nitelii nemlidir. Adomo, sanat yapt karsnda edilgen bir pozisyona
gerileyen ya da geriletilen almlaycy bozuk dzenin bir kurban olarak
grr. nk sanat eserinin karsnda gzelliin ya da estetiin doru
dan bylemesi altnda kalan alnlaym, onun kurgulad g alannn
olumasna katkda bulunamayacak, aksine sistemin yeniden retiminin
arac olacaktr. Adomonun mzik eseri karsnda tanmlad uzman/or-
ganik (expert/stmctural) dinleyici tipi sanat eseri karsnda onunla etkile
im iine giren bir aktrdr. Kendi mzik teorisinin somutlam hali olan
Schoenbergin atonal ve oniki-ses tekniine dayal mziine ynelik yap
m olduu vgde bu dinleyiciyi ina etme anlamnda sanat eserinin de
sahip olduu potansiyele iaret etmektedir:
Schoenbergin mzii en bandan aktif ve konsantre bir katlm, e
zamanl oklua ynelik keskin bir dikkat, her zaman neyle karlaaca
n bilen bir dinlemenin geleneksel koltuk deneklerinden bir vazgei ta
lep eder... o, eserin isel devinimini dinleyicinin kendince yeniden olu-

187
Bir G Alanlar Sistemi Olarak Mzik Toplum ilikisi

turnasn ister ve pasif bir ie ekilme deil praxis talep eder. (Adomo
dan aktaran DeNora, 2003:158)
Grld zere Adomo ne zneyi edilgen bir seyir iinde ne de nes
neyi estetize edilmi bir duraanlk hali olarak grmektedir. zne ve nes
ne arasnda tek tarafl olarak kurulacak her ilikinin sonucunun otoriter
bir alann ina edilmesine neden olacan dnr. Bu nedenle karlkl
tahakkme sebep olabilecek basklama ve edilgenlik konumlarm olum
suzlar. Aktif unsurlarn katlmyla oluacak iliki alann da g alan
olarak tarif eder.
Dier taraftan Adomonun bak asndan sanat ile sanat arasnda
kumlan iliki sahas da farkl seviyedeki karlktan nedeniyle gerilimli
bir saha yaratmaktadr. Adomoya gre, sanat konumundaki zne bir
anlamda hem bireysel hem de toplumsal bir znedir. Bu nedenle sanat
almas onun yaratcsnn niyetinden bamsz bir biimde nesnel top
lumsal eilimleri ifade eder (Adomo, Prisms, aktaran lger, 2009:56).
Sanat znenin nesnel koullar karsndaki bu zayf pozisyonu ya da ni
yetini gerekletirme srecinde karlat zorluk da, farkl dzlemsel
ilikiler arasnda kurulacak balann kanlmaz gerilimi nedeniyle g
alan yaklamna katk yapmaktadr.
Adomoda zne ve nesne arasnda kumlan g alan kavram dnsel
modelimizde daha geni bir ilikiler ama tekabl etmektedir. Burada
birden fazla g alan bulunmaktadr. Sz konusu olan, yalnzca toplum
sal balam ierisindeki zne ve zerk mzik yapt arasndaki bir iliki
biimi olarak g alan deil, form ve ieriin, sembol ve imgelerin, an
lamn ve kar anlamlarn dhil olduu, mzik eserinin kendi bnyesinin
bal bana bir g alan olarak konumlandnld karmak bir g alan
lar sistemidir. Bahsi getii zere toplumsal balam, simgesel alan ve
imgesel alan olarak kurgulanan sistem ierisinde oluacak ilikilerin her
trls dinamik bir atma alann, bir sreci belirleyecektir. Ve buradaki
ilemsel yntem, srekli bir dinamizm ierisinde nicel ve nitel byme ve
bakalamalarn gerilimli ilikisinin ifadesi olarak diyalektik ileyi ol
mak durumundadr.
Dier yandan buradaki gerilimli ilikinin varl ayn zamanda sanat
eserinin hakikat ierii ile balantlandnlmaldr. Adomoya gre haki
kat g alanna yerlemitir. Bu nedenle g alanlarndaki gerilimi ortaya
karan esas neden burda kendini gizleyerek var olan hakikatin kendisi
dir. Hakikatin evrensel teklik olma vasf, tm yaamsal alana ilikin bt
nn bilgisinin olanakllm kendinde tamasndan kaynaklanr. O, to
pik olandr. Ancak tam da bu nedenle, yani ele geirilemezlii nedeniyle,
g alannn varln ebediletirir.

188
Olgun Bilir

Mzikal alann toplumsal olana ncelii, toplumsal alandan mzikal


alana doru kurulacak ilikinin niteliini de belirler. Mzikal alann alg
lanmasnn ilk olarak imgesel dzeyde olmas gerekir. Bu noktada La-
cann l dzey kategoriletirmesini hatrlamak modelimizin inasna
analitik bir ileyi kazandracaktr. Lacana gre imgesel dzeyde, Ger
ek imgelere hapsedilerek ele geirilmeye allr. znenin Gerek
ile kurduu bu ilk iliki biimi, bizim iliki modelimizde toplumsal failin
mzikal nesne ile kurduu ilk iliki alanna denk dmektedir. Bu dzey
de henz imgeler adlandrlmam, aralarnda anlamsal ilikiler kurulma
mtr. mgesel bu anlamda, dnyann henz kategoriler, ikili kartlk
lar, ya o/ya bular eklinde paralanmad, btnselliini koruduu bir
evredir (Zizek, 2004:247). Mzikal alann toplum tarafndan ierilme
sreci imge dzleminde balar. Bu giriimin ilk nedenini toplumsal akt
rn bilme amac ile fiziksel doaya ynelmesi olarak dnmek olanakl
dr. Sonradan ortaya kan ve insann mzii toplumsal alan ierisinde
yeniden retmesine imkn veren simgesel dzlem ile karlatrldnda,
imgesel alan, mzikal rn karsnda znel konumlanmann -tarihsel
znenin kendi anlam dnyasnn ve ona zg duygulanm ve bilme bi
imlerinin- getirdii, herhangi bir mzikal yetenek ya da bilgilenmenin
ncesinde, insann btnlk dnemlerinden kalma bir gemite yarat
lan armsal, rastlansal ya da duyusal dzeylerde ortaya kan almla-
ma sreleri olarak kavramak yerinde olacaktr. Bu nedenle imgesel ala
nn ierii zihinsel kategorilerin ayrtrmalarna maruz kalmadan varl
n srdrebilmektedir. Zihinsel tasarma ncelii anlamnda bu alan ilkel
bir zgrleme blgesidir. mgeseli bu erevede olumsallk ve bilind-
lk kavramlar ile niteleyerek, onu zorunlu ilikiler ann tesine yerle
tirmek bu erevede anlam kazanr. Ancak bilindlk ile akln baka bir
kategorisine ya da bu alanda var olan bir bilme biimine iaret edilme
mektedir. Aksine tam da akln yetkinlik alannn dnda ya da ncesinde
kalan fazla kast edilmektedir.
mgesel olann simgelere yerletirilmesi ise toplumsal znenin imge
sel alana bilinli mdahalesi ile gerekleir. Yani mzikal olann toplum
sal balam iine dhil olduu ilk moment olarak imgesel alann adlandr
lan blgesi, ierii ve anlam olarak sembolik alan kuruyoruz. Buras
akli yetkenin etkinlik sahasdr. mgesel alan zerinden elde edilen mzi
kal malzeme, akli sreler ierisinden yepyeni bir iaretler ve kodlar sis
temine dntrlmektedir. Mziin toplumsal mdahale ile retilen ks
m esas olarak burasdr. mgeler, sembollere dntrlerek bu alanda
yeniden retilir. Mzikal olan burada planlanr, tasarlanr, biimlendirilir,
yani form kazanr. Bu anlamda mzikal form, mzikal btnln ieri

189
Bir G Alanlar Sistemi Olarak Mzik Toplum likisi

sinden elde edilen bir ksmn semboller ierisinde muhafaza edilebilme


sidir. Sembolik alan buna benzer ksm blmlerin bir arada bulunduu
ya da yanyana geldii bir blgedir. Bu anlamda imgesel alann aksi olan
eyin ifadesidir; bir paralanmlk, bir ksm bilin, bir kavram alandr.
Sembolik alan ayn zamanda tarihsel zne, sanat tarafndan ina
edilmi bir dil alandr. Adomo, bu durumu zellikle bujuva toplumuyla
birlikte ortaya ktn dnd otonom mzik ile ilikilendirmitir.
Bu toplumsal balam ierisinde mzik, dorudan sosyal bir ilevi yerine
getirme misyonundan kurtulmutur (Paddison, 1991:268).
Ancak tarihsel bir ana referans verilecekse, bu referans ok daha geri
lere ait olmaldr. Sesin paralara ayrlarak, zamansal birimler ile bir ara
ya getirilip, doadan alnann (mziin nceliini kastediyoruz), insan
eliyle yeniden retmenin cokusu binlerce yl ncesine dayanmaktadr.
Bu anlamda bir semboller sistemi olarak kurulan mzikal yapnn, rasyo
nel ve hipotetik bir bilgi retme sahas olarak, kendi iinde bir mekaniz
ma yaratm olmas, onun matematiksel karakterini aa karmaktadr;
nesnesinden uzaklam bir sembolik dzlem ve kendi iinde tutarl bir
yap olarak. Bu seviyede, imgesel alan ierisinden bilin marifetiyle kuru
lan ikincil bir dzey olarak sembolik dzlemin, kendi isel dinamikleri ile
ama onu kuran toplumsal rasyonelliin unsurlarnn belirleyicilii altnda,
kendi iinde bir sistem kurduunu iddia edebiliriz. Buras mziin en ok
kendi iinde mzik olduu seviye, nesnesiz bir faaliyet alan olduu bl
gedir.
O halde bu iki alan arasndaki etkileimin karakteri ya da baka bir
ifadeyle mzikal olann btnsel tasanmn olanakl klan nedir? Toplum
sal olandan nce de doa ierisinde mzik unsurunun var olduu iddias,
kurguladmz modelin balang andr. Buradan hareketle, mziin,
aslnda tarih boyunca doanm da maruz kald bir ekilde, toplumsal
dinamiklerin ileyii ierisinde, bu alan taralndan elde edilme abasnn
arzu nesnesine dntn dnyoruz. Bu abann sonucunda mzi
kal olan, iki dzlemde toplumsal alan tarafndan ilenir bir malzemeye
dnmtr: mgesel ve simgesel dzlemler. Yukardaki aklamalardan
yola karak bu iki alan arasndaki ilikisel dzlemin toplumsal balam
olduu grlr. Mziin insan eliyle yeniden retimine olanak tanyan
simgesel boyutun tesis edilmesi tarihsel znenin marifetidir. Onu rasyo
nel bir varlk sahasna dntrmek de bilinli bir mdahaledir.
Bu noktada, tarihsel zne ve toplumsal balamn nitelii ve mzikal
alann onlarla kurduu etkileimin karakteri tartma konusudur. ncelik
le toplumsal balam, tarihsel koullarn ierisinde ekillenmi btn top
lumsal ilikilerin belirli bir andaki toplam olarak dnmek gerekir. Bu

190
Olgun Bilir

rada belirlenmesi gereken, toplumsal balamn tarihsel ve toplumsal ko


ullara bal olarak srekli bir dinamizm ierisinde deien bir yap oldu
udur. Toplumsal yaantnn en st dzeyi olarak dndmz bu yap
ierisinde var olan btn unsurlar da ona bal olarak deimektedir. Bu
deimenin retici gc ise tarihsel zne ve yap arasndaki g alandr;
yani diyalektik bir birlikteliktir. Mzikal znenin konumu asndan bu
tespitler nemlidir. Mzikal zne ayn zamanda toplumsal balam ieri
sinde bir tarihsel znedir. Tarihsel ve toplumsal koullardan bamsz
deildir. Bu ayn zamanda onun ortaya koyaca almann da belirleyi
cisi olur. Adomo sanat eserinin akn bir varlk sahas olmadn aklar
ken, onun var olma gerekesinin de tarihsel ilikiler iinden retildiini
vurgular: Sanatn maddesi ve nesnesi, tpk ynteminin olduu gibi, ta
rihsel ve toplumsal olarak nceden belirlenmitir (1997:89). Adomo bu
rada Marxin tarihsel materyalizmine yaklar; onun tarihin yaplmasna
ilikin znenin insiyatifne ynelik yapm olduu belirlemeyi, Adomo
sanat eserinin bamszlna yneltir. Marx, 18 Brumaif de yle der:
nsanlar kendi tarihlerini kendileri yaparlar, ama kendi keyiflerine gre
deil; kendi setikleri koullar iinde deil, dorudan kar karya kal
dklar, belirlenmi olan ve gemiten gelen koullar iinde yaparlar.
(2002:13)
Sanatnn ksm zerkliinin yannda, toplumsal olarak belirlenmi
byk bir dars vardr. Her iki dzlem de dorudan tek balarna ileme
yeteneine sahip deildirler, bylece ikisi arasnda bir g alan ortaya
kacaktr. Sonu olarak sanat eserinin yaratcs, ayr g alannn ie
risinde yer alr. Bylece sanatsal btnn bilgisine ulama adna en elve
rili konumda bulunur. Sanat, hem imgesel alan ve simgesel alanla hem
de toplumsal balamla, ayr ayr dinamiklerin biimlendirdii, diyalektik
bir iliki ierisindedir. Sanat eseri bu diyalektiin en somut ifadesidir. Bu
nedenle ne tamamen zerk mzikal alanlara ikin bir varlktr ne de salt
toplumsal bir rn. Adomo sanat almasnn bu zelliini, emein st
btnyle rtlmeksizin, sanatn zerklii tasavvur edilemez, diyerek
aklamaktadr (Adomo, In Search of Wagner, aktaran lger, 2009:4).
Sanatnn emei toplumsal bir emektir ve toplumsal olan kendini bu re
tici g vastasyla sanat almasnda ortaya koyar.
Dier yandan sanat eseri, biim ve ierik unsurlarnn birlemesiyle
oluur, bunlarn ikisini de simgesel alandan ya da onun araclyla elde
eder. Ancak sanat eserinin anlam/ifadesi (Gehalt), imgesel alanda gizli
dir. Bu yzden yaptn anlam ieriini elde edebilmek ya da hakikat ile
ilikisini kurabilmek iin her iki zerk mzikal alan ile diyalektik bir ili
ki zomnludur. Adomoya gre bir sanat eserini ve anlamn yarglamak

191
Bir G Alanlar Sistemi Olarak Mzik Toplum ilikisi

iin, sanat eserinin karmak isel dinamiklerini ve iinde bulunduu ta


rihsel btnln dinamiklerini ayn anda kavrayabilen eletirel bir yn
teme ihtiya vardr (Stanford Encyclopedia o f Philosophy, Adomo mad
desi).
Yaptn anlamna ilikin bu karmak rnt, karmak bir g alanlar
sisteminin sonucudur. Yalnz burada anlam ile ifade edilmek istenen sa
natnn ne anlatmak istedii deil, yapta ikin ve ou zaman sanatnn
anlatmak istediinden daha fazlasna tekabl eden bir dzeydir. Bu ese
rin anlam nedir?, sorusuna sanatnn ve sanat eserinin verdii yantn
rtmeme hali, eserin zerkliinin ve yksekliinin bir sonucu olduu
gibi salt bireysel bir rn olmadnn da kantdr. Burada zerklik ve
toplumsallk bir aradadr. Bu nedenle yorumlaycnn da esere baka bir
dzeyde katk yapt, hatt eserin dinamik bir sre olarak yeniden re
tildii sylenebilir. Bu noktada Adomo, mzik eserinin en derin noktas
n, sanaty aan bu fazlada bu bilind alanda bulur.
Bilinsizce retilmi kompozisyon srecinin aa karlabilmesi
genel bir kesinlikle en derin ilikilerin analizleridir; ve burada nesnenin
kendisi ile sanatnn bilinlilik ya da bilinsizlik hali ierisinde ortaya
km olma eklinin ayrt edilmesi gerekir. (Adomo, 1982:171)
Adomo bu ekilde, sanatsal retimin iki farkl bilin dzeyinde ger
ekletirildiini im etmektedir: Bilin ve bilind dzey. Ve bu ikili
ayrm ierisinde bilind dzeyi daha derine yerletirirken, muhtemelen
sanaty gemi btn aidiyet deneyimlerinin ierisine yerletii toplum
sal balamn bir rn olarak yaamsal btnlk arzusunun peindeki
insan olarak kurgulamaktadr. Onun hakikat sylemi byle bir kurgunun
olumlamas niteliindedir.
Adomo, mziin analizi zerine dnrken, yorumcunun konumunu,
dinleyiciye benzer ekilde eserle diyalektik bir balant ile kurar. Ondan
sanat eserini derinlemesine tanmasn isterken, bu bilind dzeye, sa
nat eserinin yaratcsndan bamszlat blgeye ulamasn bekler. Bu
ekilde bir eseri derinlemesine tanma becerisini analiz ile e klar. Ona
gre mzik eserinin analizinde iki temel unsur incelenmelidir; eserin isel
ilikileri ve kompozisyonda esas olarak neyin yer ald (Adomo, 1982:
171): Eser ve anlam.
Bu aklamalar sonucunda, mzikal alan ierisine dhil olan zne, ya
p, form, ierik, anlam, yapt vs. gibi btn kavramsal ifadelerin geni bir
diyalektik sahann yaptalann oluturduunu sylemek mmkndr. Bu
sahann analitik bir sre ierisinde ele alnabilmesi iin farkl kategorik
belirlemeler etrafnda ina edilen bir model gelitirme abas ierisinde
yiz. Bunu gerekletirebilmek iin Adomonun mzik ve topluma ynelik

192
Olgm Bilir

ortaya koymu olduu dncelerden faydanlandk. Yalnz bu faydalan


ma grld zere bazen onun kavramlarnn dorudan iaret ettii bi
imde, bazen de o kavramlar bakalatrma ve yeni anlamlar ekleme
biiminde oldu. Yaptmz tartmann sonucunda ortaya koyduumuz
mzik toplum ilikisi modelinin ematik bir gsterimi iin ekil l deki
grafii hazrladk.

Doa burada btn var olma biimlerini temsil etmektedir. Bu anlamda


toplumsal olan ierir ve zamansal olarak ondan ncedir. Mzikal varln
kkensel aidiyeti bu blgeye aittir. Toplumsal balam, tarihsel ve toplum
sal koullarn ierisinde bulunulan ann karakterini ortaya koyan sosyal
bir sahadr. nsani olmas nedeniyle znel bir varolma biimini yanst
maktadr. Mzik, doa ierisinde btnsel olarak bulunur ve buradan im
gesel alan ierisine yani toplumsal balam alanna ekilir; yani mzik do
aya yknlerek kefedilir.
Grafikte simgesel alan, imgesel alan ile kesiimsiz olarak gsterme
mizin nedeni, simgesel alann retiminin toplumsal balamn dolayann
dan sonra gereklemesidir. Alanlarn kapsam konusunda herhangi bir
byklk kklk ilikisi belirleme abasnda olmadmz iin iki alan
da eit byklkte yanstmay uygun bulduk. mgesel alann doa ile te
mas noktasn kesikli izgilerle gstererek bu alandaki geikenlii gs
termek istedik.

193
Bir G Alanlar Sistemi Olarak Mzik Toplum likisi

Bu mzikal alanlarn yansra, toplumsal balamn kapsam ierisinde,


dier tm sosyal srelerle birlikte, mzik eseri, sanat ve yorumlayc/
dinleyici de yer almaktadr. Sanat yaptnn, mzisyen araclyla top
lumsal balam, simgesel alan ve imgesel alan arasndaki g alannn
merkezinde konumlandrlmasyla, yaptn bu alanlarn her birinden ayr
ayr zerkleme potansiyeline iaret etmeyi amaladk. Kategorik ayrm
larn buna imkn yarattn dnyoruz. Bunun yan sra eserin imgesel
alan zerinden doadaki btnle erime, yani topik olanla temas im
kn ile hakikat ieriini barndrma potansiyelini bir mtekabiliyet iliki
si iine yerletirmeyi anlaml bulduk.
Sonu olarak ortaya koymaya altmz model, mzik ve toplum
ilikisini sorun alan olarak belirlerken, bu konu zerine yeni bir takm
yaklamlarn gelitirilebilecei dnsel bir alan kurma giriimi olarak
grlmelidir. Bu tarz bir erevede mzik, farkl kategorik alanlar ieri
sinde farkl ynleriyle ayr ayr ele alnabilir bir aratrma konusu olarak
incelenebilecei gibi, kategorik ilikisellik zerinden daha yksek bir se
viyede de ele alnabilecektir. Mzie ynelik byle bir yaklam modeli,
estetik alana ilikin soyut, zel ve tekil konumlarn genel bir aklama ya
da kategorizasyon ierisinde nemsiz birer ayrntya dnme olasln
bertaraf etmeye dnk yntemsel bir gvenlik eridi oluturmas yannda,
mziin, dier btn toplumsal kuramlarn olduu gibi, toplumsal iliki
ler a ierisinde ekillenen temel niteliklere sahip olduunu da gz nn
de bulunduracaktr. Mziin her ynyle ele alnabilmesinin zorluu,
mzik konusunda yaplacak tm almalarn belirli bir ihtiyatllk paym
srekli gz nnde bulundurmasn ve nesnesiyle gelitirecei ilikiyi be
lirli bir zgrlk alan ierisinde kurmasn gerekli klmaktadr. Kurgula
dmz modelin amac da bu zgrlk alann koullarm aramaktan fazla
s deildir.

K aynaka
Adorno, Theodor W., (1982), On The Problem o f Musical Analysis , Music Analysis, Vol. 1,
No.2. (Jut, 1982), ng. ev. Max Paddison, s. 169-187
Adorno, Theodor W., (1993), Music, Language and Composition, The Musical Quarterly,
ng. ev. Susan Gillespie, Vol.77, No.3, Sonbahar, s. 401-414
Adomo, Theodor W., (1997), Aesthetic Theory, ng. ev. Robert Hullot-Kentor, Continuum,
London
DeNora, Tia, (2003), After Adomo Rethinking Music Sociology, Cambridge University Press,
Cambridge
Jay, Martin, (1976), The Dialectical Imagination, Heinemann Educational Books, London

194
Olgun Bilir

Marx, Karl, (2002), Louis B onapartem 18 B rum aire'i, ev. Sevim Belli, 3. Bask, Sol Yayn
lar, Ankara
Paddison, Max, (1991), The Language-Character o f Music: Some Motifs in Adorno, Journal
o f the R oyal M usical Association, Vol. 116, No. 2 (1991), s. 267-279
Soykan, mer Naci, (2000), M zikseI D nya topyasna A d o m o ile B ir Yolculuk, Bulut Yay
nevi, stanbul
lger, Emir H., (2009), B ir M zik Felsefesi Olana O larak A d o m o 'nun E stetik Kuram , A
Sosyal Bilimler Enstits, Yaymlanmam Doktora Tezi

195
' <-Wjj /Cj> |l 1
>* x i j J j ' j->

Sol: bu ckl- insanda olan menfezlere on iki makam taksim olumnu olmala her bir menfe
zin mahalline makamlar dahi iaret olunmudur. Ancak bunun srr u hikmeti lem-i melekte
ruhun mnasebeti cihetiyle evvel-be-evvel ruh miitelezziz olduundan musik insamn hazne-i
akndan bir esrardr. Hakikati esrar- nyde tafsil olunur. M.

Sa: Vcud- musik insann hazne-i akndan bir esrardr."

(Gnl Paac, Osmanl Mziini Okumak [Neriyt- Musik], Kltr ve Turizm Bakanl, 2010)
T rk Mzii, Y enlkler:
sterp A yre Ltfn Bzlere Bgne;
Musiki
M ecmuas
mafz4k Ve
S a n a t H a r ek etler*
The Dusic Magazine

Cumhuriyet dnemi mzik dergileri


T rk M z ik

D e v r m n d e n P o p l e r
K ltr M z n e o k

SESLLK GNDLER:
TRK MZK NKILBINDA
GARBYATP ENDELER VE
FANTEZLER
Poyraz Kolluolu*

Milliyetilik der ki Partha Chatterjee tamam ile Avrupa siyasi tarihi


nin bir rndr. Ve o nl sorusunu yneltir: Batl olmayan milliyeti
likler eer kendi hayli cemiyetlerini Avrupa tarafndan dayatlan belirli
modler formlardan semek zorundalar ise geriye hayl edecek ne kald?1
Chatterjee iin Bat tahayylnn retken sylem rol her ne kadar post-
kolonyal ve koloni kart milliyetiliklerde mevcut ise de, buralardaki
milliyetilik devinimleri ve dinamikleri hibir zaman yaltaklanma hali
ni almamtr. Baka bir deyile, nc dnya milliyetilikleri tamamy
la batl milliyetilik tahayylleri tarafndan tahakkm edilmemitir. Za
ten hayatn her alannda Batnn bir kopyas mevcut olsayd, Bat-Do
u arasndaki farklar grnmez hale gelir ve milli kltrn ahsna mn
hasr kimlii tehdit altna girerdi.*12

* Poyraz Kolluolu, Boazii niversitesi, Atatrk Enstits, Doktora ve stanbul ehir ni


versitesi, ehir Aratrmalar Merkezi, Proje Aratrma Asistan.
1 Partha Chatterjee, The N ation and Its Fragments: Colonial a n d Postcolonial Histories, (New
Jersey: Princeton University Press, 1993), s.3.
2 Partha Chatterjee, The N ationalist R esolution o f the W om ens Question, in Recasting Women
E ssays in C olonial H istory, Ed. K.Sanghari and S.Vaid (New Delphi: Rutgers University
Press, 1990),s.237.
Trk Mzik Devrimi nden Popler Kltr Mzii ne ok Seslilik Gndzleri

Batl modler formlar Doulu toplumlar Bat standartlarnda mo


dernletirmedi. Baka bir deyile, Dou Dnyas Batnn hayl ettii
cemiyetlerin aynsn ya da en azndan benzerlerini hayl etmedi. Tam
aksine, arkn modernleme hamleleri Bat-Dou arasndaki atlaklan
perinledi. Bu hamle, bu knlma ise arkn gemi ile kurduu ilikilerin
tekrar icat edilmesine yol at. Fakat bu yeniden icatlar gemite, toprak
altnda kalm belli milliyetlerin uyuyan kltrel deerlerinin yeniden
diriliinden ok Dounun Batya kar farkllklannn ayrt edilmesi iin
yeniden dizayn edilmi gncel kltrel oluumlard. Bu ekilde, ark
dnyas toplumlannda bu gncel kltrel oluumlar nc dnya zg
olan o knlgan btnl, birliktelii yaratt. Fakat Batya kar vcut
bulmu bu krlgan btnlk nc dnyada yaayan insanlar kendi
kaderlerini aramak iin de ayn yola doru hareketlendirdi. Ya da Otto
Bauerin deyimi ile bir kader cemaati ortaya kard.
Her ne kadar Trkiye arkn dier lkeleri gibi tamamen kolonize
edilmemise de ya da zerinde tamamen bir kolonyal ynetim tahsis
edilmemise de, ulus ina srecindeki dinamikleri ve srece verilen ce
vaplar bu lkelere benzerdir. Chatterjeenin nc dnyaya milliyeti
likleri ile ilgili sav nda Trk milliyetiliinin basit bir gz kapayp
ama olarak tasvir edilebilecek hayl etme srecinden daha ok gnd-
olarak adlandrabileceim daha karmak, etrefilli, sancl bir sre
olarak isimlendiriyorum.
Az gelimi arkl bir mekn ve zamansallkta kendi kltrel haritas
n oluturmaya alan Trk milliyetiliinin hayl etme srecini gn-
d grme olarak tanmlyorum. Gnd gndz zamansallnda yara
tc bir pratik yapmay engeller. Trk ulus ina sreci tam anlamyla bir
hayl etme deil nk gndz kurulan bu d bir kafa karkl, bir
krlk, imdiki zamansallkta bir boluk ve egdml olarak imdiselli-
in mulklm beraberinde getirdi. Bu mulklk girdab yeni bir za-
mansallk yaratt. Bu yeni zaman diliminde otantik bir modernlii arama
yolunda yeni bir yolculuk balad. Bu yle bir modernlik yolcuu oldu ki
Bat fantezi/illzyonu hem cezp edici hem de zorlaycyd. Meltem Alas
kann garbiyat fantezi diye adlandrd bu sre Kemalistlerin ulu
sal projeleri iinde yer almayan beklenmedik tamalara, akk dinamik
lere ve sonulara yol atr. Bu zorlayc girdabn iinde olan Kemalist y
netici elitlerden, brokratlara, organik entelektellere ve srradan insanlara
kadar herkes gnd kurmaya baladrrlar. Basite sylersek, gnd
Kemalist elitlerin tahayyl, hayl ettii ulus formlasyonunu ortaya -
karmadr. Ahska, Trk milliyetilik formlnn baarlmas ve gerekle
tirilmesi ok zor olan bir yapya sahip olduunu ileri srer. Bir yandan

200
Poyraz Kolluolu

Trk etnisitesinin zglln korumaya alan ama ayn zamanda Bat


medeniyetinin bir paras olma n kabul ile arkl bir kimlii daha ba
ndan kabul eden aprak, zor ve elikili bir projeydi.3
Kemalist milliyetilik, 1930 ve 1940l yllar ierisinde Alman Vl-
kisch milliyetiliinin elementlerini kozmopolitan Fransz laiklii ile bu
lutururken Avrupa kltr haritasnda kendi alann ama eilimindeydi
ve bu erevede Bat ulalmas zor ya da geilmemesi, uzak durulmas
gereken bir snr tahayyl iinde vcut buldu. Ahska bize bu tahayyl
Trk milli mar stnden somutlatrr. Marn Mehmet Akif tarafndan
yazlan szleri Baty medeniyet dediin tek dii kalm canavar olarak
tasvir eder.
Bu karmak, youn ortamda Trk modernlemesinin zneleri ve uy
gulayclar modem bir ulus ve onun kltrel paralan iin gnd gr
meye baladlar. Byk kltrel dnm projesinin alt bir paras olarak
mzik bu gnd pratiinin, kalntlannn ve szntlarnn gzlemlene
bildii bir aland. Politik hiyerarinin en tepesindeki kiiden, mzik re-
formlannn ateli destekleyicisi olan elit mzisyenlere, organik entelekt
ellere ve radyo bandaki sradan dinleyicilere kadar uzanan geni bir yel
pazede gndne ilikin sylemler, ifadeler, hissiyatlar ve deneyimler
gnd pratiinin szntlarnn tezahr ettii yerlerdi. Bu makalede,
gndnn mzik devrimindeki tezahrn resmetmeye niyetliyim.

G n d s iz in t il a r i v e t a r h y a z im i
Foucault bize tarihin gnmz tahayyl iinde uzun soluklu bir ekilde
doyurulduu antropolojik merutiyetinden koparlmas gerektiini hatrla
tr. Yani kadim, kolektif bilinten koparlmas gerektiini syler.4 lave
ten, resm belgelerin ve meta anlatmlarnn tarihin sosyolojik ve kltrel
sabitlerini deimez hale getirdiim ileri srer. Foucaultya gre tarihsel
analizin altodaki resm belgeler tarihin kaderi deildir. Ama bellein
bu kaderin bir paras olduunu ileri srer.5 Baka bir deyile, tarihin al
ternatif kaynaklar diyebileceimiz rnein bireylerin deneyimlerini, an
larn, hissiyatlarn gsteren ve resm tarih anlatsnda nemsiz diye
etiketlenen bu ariv belgeleri, tarihi resm tarihyazmmn dayatt diyak
ronik bak asndan kurtararak ve rtmek istedii krlma noktalarm
ortaya kartarak alternatif bir tarihyazm imkn sunar.

3 Meltem Ahska, Radyonun Sihirli Kaps: Garbiyatlk ve Politik znellik, (stanbul: leti
im, 2002), s.45.
4 Michel Foucault, The Archeology o f Knowledge, Tr. A. M Sheridan Smith (London: Tavis
tock Publication, 1972),s.7.
5 A.g.e., s.3.

201
Trk Mzik Devrimi nden Popler Kltr Mzii ne ok Seslilik Gndzleri

Ksaca, nemsiz ariv bulgulan resm ve milli tarih anlatsnn za-


mansallndan synlma frsat sunar. Mzik davasnda sradan insanlann
deneyimlerini ve harlann incelemek bana resm tarih anlatsnn dura
an hale getirdii sosyolojik ve kltrel sabitleri akkan hale getirme
imkn tand. Bu sayede, modernleme projesinin kendini sradan birey
lerin ve onlann ruhlan stne nasl izhar ettiini anlama frsatm oldu.
Baka ifadeyle, sradan insanlann, resm ve milli tarihyazm ve projeleri
tarafndan gz ard edilen modernlik deneyimlerinin resm olmayan tarih
kaynaklar ve belgeleri taralndan yeniden ortaya kartlabileceini ne
sryorum.
Mzik devrimi srecinde, mzisyenler tarafndan kaleme alnm hat
ratlar, mzik ve kltr mecmulanndaki ke yazlan, sradan dinleyicile
rin nemsiz gzken syleileri, hikyeleri ve deneyimleri, kapak arkala-
nndaki ve resim altlanndaki reklamlar, brorler ve propagandalar bana
bu duraan olan haldeki sosyolojik ve kltrel tm yaplan akkan hale
getirme imkn verdi. Bu sayede belirli dnemin ve olayn, bu zamansal-
ln iinde var olan sradan insanlar tarafndan nasl deneyim edildiim
yansttm. Bu kaynaklarn bana gsterdikleri en billur ve belirgin gerek
bireylerin mzik devrimine ve genel olarak Trk modernleme projesine
iliin aprak, elikili duygulan ve dnceleriydi. Bu duygu ve dn
ce kakofonisi ise, Baumann terminolojisi ile, Bat modernlik fetiizmin
den dolay zuhur bulan, kaotik, irrasyonel, din, kozmopolit, yabanc,
yazsz ve notasz Osmanl/Trk mziine dzen getirme endiesinden
ortaya kyordu.
Baarlmas amalanan hedef, mistik ve yz kzartan Osmanl m
ziinin zellikle melankolik ve elenceli alaturka formlann modernle
tirmek, gelitirmek modernize etmek ve onu Arap uyuukluundan,
Bizans ve Fars bileenlerinden ayrmak idi. Bu sreci takiben Trk halk
mzii arklarnn damarlarna Batl oksesli mzik alt yaps enjekte
edilerek yeni, modem bir Trk ulusal mzii yaratlmak isteniyordu.
Baka bir ifadeyle, Kemalist elitler saf, etnik Trk mziini, Osmanl
kozmopolit uzantlarn budayarak ve arda kalan kadim Trk folk arkla
rn Garp okseslilii ile zenginletirme suretiyle yeniden diriltmeyi
hedefliyorlard. Politik elitlerin dncesinde ve fantezilerinde bu ama
Osmanl mparatorluunda merkez tarafndan ihmal edilmi ve Avrupa
llarca hor grlm Trk kylsn, yine hor gren Avrupal ile bir ara
ya getirmek ve tm Garpa Trklerin Avrupal standartlarda sanat ya
pabilecei inancna tezahr etmekteydi. Bu tezahr rasyonel, aklc, ayn
zamanda otantik, ok sesli bir Trk mziinin, ok sesli mzik dinleme
adabna sahip bir dinleyici kitlesi ile beraber yaratlmasn da gerektiri

202
Poyraz Kolluolu

yordu. Avrupalannn dinlerken tuhaf bulmayaca kadar yeni ve iro-


nik bir ekilde Trkleri Avrupa sanat arenasna kartacak kadar soylu
ve kadim bir rn olmalyd.
Aslnda bu elikili formlasyon ve trevleri Kemalist modernleme
nin tm sosyo-politik ve kltrel sylemlerinde kaznarak ortaya kart-
labilir durumdayd. Trk mzik devrimini de dier tm kltrel inklplar
da olduu gibi Trk etnisitesi ile Bat modernliinin evlilii idi. Proje hali
hazrda var olan Rus sanat ve mziini 1856-1870 aras etkileyen Be
ler fikrinden esinlenilmiti. Modem bir ulus ve onun mziini krsal
eler ile beslemek ve batl bir sanat yapmak. Zaten Trk folk trkleri
ni tekrar diriltmek iin Trk Beleri oktan muammal bir almaya
girimiti.

Trk Musiki D ergisi'nden alnm karikatr dnemin panoramasn zetler nite


likte. Dev, Garpl kemanlarn glgesinde kalm alaturka tamburu ve arada
kurulan diyalog Trk Mzik Devrimi 'nin diskurunu yanstyor.
{TrkMusikisi Dergisi, 1 Aralk 1947. C .l, N .2 , s.2 .)

203
Trk Mzik Devrimi nden Popler Kltr Mzii ne ok Seslilik Gndleri

Bu inanca ramen, mahrem hislerin, kiisel kimliin ve brokratik elitle


rin kafasnda ortak bir bilinlilik yaratmak iin bir ara olan mzik,
byle bir amac yerine getirmek iin hah hazrda karmak bir alanda yer
alyordu. zerlerine byle bir formlasyon dayatlan dinleyiciler bilinli
veya bilinsiz ekilde mzik devrimine tepki gsterdiler. Bu tepki, Dou-
Bat girdabnda, modem-gelenek, benlik ve birliktelik ikilemleri veya
Baumann kelimeleri ile materyal ve ruhan dnya arasnda biriken
kafa kartrc ve elikili hissiyatlarn toplam idi. ronik bir ekilde, bu
alkantl hisleri deneyim eden sadece sradan bireyler deillerdi. Mzik
devrimi ateini yakan elitler de kendilerini ayn durumda buldular. Ben
bireylerin bu kiisel deneyimlerinin tamamn gndm diye adlandr
yorum ve bunun izlerini politik hiyerarideki en tepedeki kiiden, yani
Atatrkten balayarak takip edeceim.

A t a t r k v e r a d y o y a y in in d a a l a t u r k a y a s a i
1934-36 yllar aras yirmi ay sren radyo yaynmdaki alaturka yayn ya
sa mzik devriminin ulat tepe noktasdr. Bu srete, Kemalist dev
let oksesli mzik kltrne olan tutkuyu artrmak iin ideolojiden
daha ok saf cebir kullanmtr. Bu yirmi aylk srete, devlet radyosu
ounlukla ok sesli senfonik mziin yan sra, daha henz dnyaya gel
mi, az saydaki, yeni, ok sesli Trk halk trkleri eliinde otantik halk
trklerini de dinleyiciye sunmutur. Fasl mziinin elenceli paralan
ile Osmanl mziinin mistik, din, sanat mzii arklan yasak yemitir.
Ancak, bu drtkleme istenilen Garp mziinin kucaklanmas ile nihaye
te ermemitir. ronik bir ekilde, dinleyiciler Kemalist mziin yasakla
maya alt mziin z olan Arap mziini Kahire radyosunun ksa
dalga frekansndan dinlemeye balamlardr.
Hem modernlemekte olan yeni bir ulusun lideri hem de byk davet
masalarnda alaturka mzik dinlemekten keyif alan sradan bir birey olan
Atatrkn, yasak srasnda elikili hisler deneyim ettiini ileri sryo
rum. Atatrk, modernleen ulusun lideri olarak Trk halk trklerinin ok
sesli teknikler ile yeniden ortaya kartlmas gereinin altn izdi. rne
in, Batl bir gazeteci Emil Ludwig ile 1930 Nisamnda yapt bir sy
leide Trk mzik alannda yaplan ilerlemeye vurgu yapar ve Batnm
kendi modem mziini gelitirmesinin 400 senelik bir zamana yayldn
syler. Trklerin 400 senesi olmadn ve Bat mzii tekniklerinin
ivedilik ile ihra edilmesi gerektiini ekler. 1 Kasm 1934 tarihli
meclis konumasnda ise gnmz teknikleri ile zarif, ulusal hissiyatla
rn ve tahayyllerin stne yazlm yeni musiki eserlerinin bestelenmesi

204
Poyraz Kolluolu

gerekliliine iaret eder. Ona gre Trk musikisi ancak bu ekilde evren
sel mzik iinde yerini alr. Kltr Bakanlnm bu ama iin gerekli
admlar ataca umudu iinde olduunu ekler.6
te yandan fasl musikisinin tutkulu bir dinleyicisi olarak Ankara
Cumhurbakanl konutunda brokratlar ve siyasetiler onuruna verilen
byk akam bulumalar ve yemekleri srasnda Atatrk bu yasakl m
zii dinlemeye devam etmitir. Ancak, ulusun aydnlk ba olarak teza
hr eden Atatrkn parlamentodaki konumas Kltr Bakanln ve il
gili brokratlar harekete geirdi ve alaturka mzik radyoda ok sesli
mzik dinleme alkanl ve kltrn yayma amac ile yasak yedi.
Radyo stnde yaplacak bir buton hareketi dinlemesi mmkn olan, ksa
dalgada hli hazrda yaynda olan Berlin, Milano gibi dier tm Garpl
radyo istasyonlar gibi Ankara radyosu yasak sresince sadece senfonik
mzik ve ok sesli halk mzii eserlerine yer verdi. Atatrk yasan kal
drlmas iin gelen kibar ricalara ise alaturka mzii dinlemekten kendi
sinin de keyif aldn ancak inklp yry yapan bu neslin amacn
gerekletirmek iin baz fedakrlklarda bulunmas gerektiini syle
yerek karlk verir.7
Ancak, Kahire radyosunun halk arasnda yayld haberleri duyul
duka, Arap mzii korkusu nedeniyle politik brokrasi ve Atatrkn
zihninde yasaa dair pheler artmt. ankaya Kknde bir gece Ata
trkn hususi fasl mzisyeni olan Tamburac Pehlivan ile Paa arasnda
geen bir konuma sonras alaturka yasa apar topar kaldrld. Tambu
racnn ...gnah deil mi, bu musikiye gnl vermi olanlar mahrum
edersiniz sitemi sonras meclis krsnde yasak yiyen alaturka mzik, bir
iki masasnda duygulanan Paann Tamburacya Ankara Radyosuna
git ve sazn al demesi ile tekrar yayma alnr.8
Bat sanat mzii ve hkim ideolojinin ateli bir destekleyicisi olan
Cemal Reit Rey tarafndan kaleme alman bir an Atatrkn mzik dev
rimi srasndaki gerilimli ruh halini ve hislerini sergiler. At 1929 ylnda
bir vapur gezisi srasnda kaleme alnmtr: Cesar Franckin Kentetini
almaya baladk. Bataki introduction bitmemiti ki, Atatrk misafirle
riyle sohbete dalmas zerine konserimizi ksa kesmenin mnasip oldu

6M usiki ve S anat Hareketleri, Ulu nderimizin Yeni Bir areti: ark, Gazel Devrinin Sonu,
Ekim 1934, N.2, (sayfa numaras belirtilmemitir).
7 Grkan Turhan, Cemal Granada A ta t rk n Ua dim, (stanbul: Hrriyet Yaynlan, 1973),
s. 122.
8 Cevdet Kozanolu, R adyo Hatralarm, (yayma hazrlayan Nazmi zalp, tarih yok), s. 11.

205
Trk Mzik Devrimi rden Popler Kltr Mzii ne ok Seslilik Gi'mdiileri

unu hissettik. Klasik Bat Mziine kar alkasnn fazla olmadn o


gn anladk..;9

{Nota Mecmuas, 1934, N .3 3 , s. 152.)


Uakta gnll olarak kurulan bir caz grubu.

MDNN MULAKLII :
CAZ TUTKUSU VE ETNO-IRKI TINILAR
Kahire radyosu Trk mzik devrimindeki tek sznt deildi. Ksa srede
modem ve ulusal bir mzie sahip olma istei o kadar abartlmt ki baz
zamanlar radyo istasyonundaki altyap ve teknik yetersizlikten dolay,
dinleyicilerin kendisi modem, makbul bir mzik eidi bulma srecine
elik ettiler. 1940lar boyunca zellikle radyo dinleyicileri arasmda yay
lan caz tutkusunun mzik devrimi srasnda gndnn ortaya kartt
bir szmt olduunu ileri sryorum. Ancak bu gndmndeki ana ak
tr lkenin lideri deil bizzat dinleyicilerin kendisiydi.
Radyonun ilkel, ilk zamanlan olan 1920ler sonu ve 1930larda radyo
yayn genellikle kayt yaynlan ile doldumlurdu. zelikle canl fasl
mzii gmplannm ve senfonik Batl orkestralannn yaz tatilinde olduu
dnemlerde, Amerikadan ihra kayt plaklar radyo yayn zamann dol

9 Cemal Reit Rey, Hatralar, Cumhuriyet, 11 Kasm 1963.

206
Poyraz Kolluolu

durmak iin kullanlan en ucuz ve en etkin mzik kaynaklaryd. Srpriz


olmayan bir ekilde bunlar caz kaytlaryd. Radyo yayn 1940larda
daha ok kiiye ulatka ortaya hevesli ve says azmsanmayacak bir caz
dinleyicisi ortaya kt. Bu caz dinleyici kitlesi radyo istasyonuna mek
tuplar yazyor ve caz mzii saatlerinin artrlmasn talep ediyordu. Ta
lepler stne stanbul ve Ankara istasyonlarnda canl performans yapma
s iin caz ve dans orkestralar kuruldu. Caz mzii iin talep o kadar
youndu ki lkenin uzak kelerinde halkn kendisinin kurduu caz or
kestralar ortaya kt ve dinleyici ile bulumaya balad. Resimde grl
d gibi Uakta dahi caz orkestralar kurulur oldu.
Meltem Ahskanm deyii ile imdinin mulkl ve radyo zaman
n doldurmak iin ortaya kan endie cazn yaylmas iin bo bir alan
at. Buna ramen, ideolojik mekanizmann ve modemist istein kendi
kendine kastsz olarak ortaya kard ilerideki bir zamanda silinmesi
gereken bir hedef halini ald. laveten, bu durum etno-rk sylemler,
tnlar ve tnlamalar ortaya kartt ki bu mzik devriminin dier alanla
rnda da gzlemlenebiliyordu.101
Mzik reformlarnda nemli bir politik figr olan smail Hakk Balta-
colu caz mziini alaturka mzie benzetir ve her iki mziin Trk
vatandalarn uygunsuz arzularla kkrttn syler. Yeni Adam isimli
sahibi olduu dergideki ke yazsnda caz kokain ve morfin gibi
kelimeler ile tanmlarken alaturka melankolik ve alkolik diye etiket
lenir. Dahas, saf Trk mziini bulma adna ve Trk evlatlarm bu
zararl mzik eitlerinin yan etkilerinden korumak iin caz mziinin
Trk toprandan uzaklatrlmas gerektiini savunur.11 Baka bir or
ganik entelektel olan Ecvet Grein alaturka mziin genleri alko
lizm ve melankoliye kkrtt iddiasnda. Amerikan zencilerinin
yamyam ruhlarn bir tezahr olan bu yeni musiki tr (caz mziini
kastediyor), yeni Trkiyenin modem genlerini araba, viskiye ve fihu-
a gndermeye yardm edecektir der.12
Yeni Trk vatandann karakteri her ne kadar balolara ve yeni sosyal
alanlara katlan, itirak eden, mutlu ve memnun bir vatanda olarak
ynetici snfn kafalarnda zuhur etse de, almamas gereken snrlar
vard. Bat mziinin elenceli bir eidi olan caz mzii bu tr bir alana
tekabl ediyordu. Caz mzii ve onunla beraber gelen Batnm ahlksz

10 Caz mziinin Trkiyenin 1930lu, 1940h yllardaki detayl anlatm iin, bkz. Poyraz Kol
luolu, Mockmisim in Ottoman&Turkish Music and the years o f 1930s,l940s, Master Tezi,
Marmara niversitesi, Sosyal Bilimler Enstits, 2009, ss. 134-143.
11 Nota, Meyhane ve Caz musikisine kar harp!, 1 Temmuz 1934, N .30, ss.143-144.
12 Ecvet Grein, Musiki Buhran, Yeni Adam, 23 Ekim 1941,N .356, ss.10-11.

207
Trk Mzik Devrimi tiden Popler Kltr Mzii ne ok Seslilik Gndleri

ve lsz bujuva yaam biimi Trk karakterinin zgnln tehdit


eden bir olgu olarak ortaya kt. Baka bir ifadeyle, caz Garp alannn
geilmemesi gereken ve Trkl bulanklatran snryd. Bu balamda,
Garp mziinin genellikle elenceli rnekleri diyebileceimiz, doala
ma Afro-Amerikan ok sesli mzii, Flmenko ve talyan operalan h
kim kltrn dnrleri tarafndan kabul grmyordu. Sadece orta Av
rupann beyaz yksek sanat mzii Trk halk trklerini yeniden dirilt
mek iin makbul idi. Beyaz Avrupa veya saf Trk polifonisinden baka
her mzik geilmemesi gereken bir snrd. Bu balamda, Trk mzik
devriminden etno-rk tnlar ykseldiini ileri sryorum. Caz bu tnla
rn duyulduu tek mzik kanal da deildi.
Yukarda deindiim gibi mahrem hayatmda alaturka mzik dinlemek
ten keyif alan Atatrk modem bir lider olarak mzikte inklpn gerek
liliine iaret ediyor ve lkenin kulan yneltmesi gereken yerin Garp
olduunun altn iziyordu. Atatrk modem bir mziin farznn oksesli
lik olduu inanandayd. Bundan dolay, onun iin mahrem hayatmda din
lemekten keyif ald monofonik Osmanl/Trk mzii modem deildi.
Atatrkn etrafndaki hizmetkrlar ve brokratlar paann iinde esen bu
gerilimli rzgr dindirme niyetindeydiler. Babalarna polifoni ile Trk
mziinin bir arada olabileceini kantlamak istediler. Bunun iin, Trk
topranda oksesliliin kalntlarnn izini srmeye baladlar. Bu aray
ta, Rasim Ferid Talay, Manas Efendi isimli Romada mzik eitimi alm
ve Dru-1 Elhan konservatuarnda almakta olan Ermeni bir mzisyenin
kapsn ald. Talay, Tatyos Efendinin Hseyn-i Saz Semaisinin byk
senfonik bir orkestra tarafndan atnabilecek bir dzenlemesini talep etti.
Manas Efendi talebi yerine getirdi ve eserin byk senfonik bir orkestra
tarafndan alnmas iin uygun ve armonik bir hale getirdi. Eser, Paaya
takdim edildi. Paa eseri sabrla dinledi ve sonunda etrafndakilerin gz
lerinin iine bakarak fikirlerini sordu. Ancak cevaplarn beklemeden ma
saya vurarak Bu bir irtica! diye kt. Ben Tatyos Efendinin eserleri
nin oksesli halini istemiyorum Ben Trk ocuunun duyduu duygular
ifade eden bestecilerin eserlerini istiyorum dedi.13 Ak bir ekilde, Er
meni bir din adamnn yapt oksesli beste Paann houna gitmemiti.
Trk mzik devrimindeki etno-rk tnlarn duyulduu notalar sadece
cazdan gelmiyordu. Mandolin enstrmanndan ykselen sesler de Kema
list ve milliyeti elit evrelerinde 1930lar ve 1940lar sresince rk
alerjilere yol amt. Dnemin mzik mecmualarnn ve radyo dergisinin

13 Necil Kzm Akses ile yaplan szl tarih grmesi.(Gren: lk zen, Ankara
3.11.1995, Trk Tarih Vakf Arivi, iinde Gnl Paac, Cumhuriyetin Sesli Serveni" (Ed.
Gnl Paac), Cumhuriyetin Sesleri (stanbul: Bilano Yaynlar, 1998), s. 25.

208
Poyraz Kolluolu

kapak arkas, reklam alt diye tanmlayabileceim rtk noktalarnda,


lkenin farkl yerlerinden amatr mzik gruplan ve sradan dinleyicilerin
gnderdii mektuplannda caz mziinde olduu gibi kk 18. asr tal-
ya/Napoli ehrine dayanan mandolin, orijinal adyla Mandolina enstr
manna da youn bir ilgiyi gzlemlemek mmkn. Bu ilgi o kadar youn
du ki Osmanl ve halk trklerinde mandolin sesi duymak isteyen m
zik takipileri bile vard.14
Dnemin musiki ve kltr mecmualan zmirde alnmas ve renil
mesi kolay olan bu sokak enstrmannn yaygn olduunu gsteriyor.
Mzik ve Sanat Hareketleri isimli mecmuadaki bir haberde, zmirin so
kaklarnda para karlnda mandolin alan sokak algcs ocuklarn
fazlalndan dem vuruluyor. Ayn zamanda, amatr ve profesyonel ei
tim kuramlarnda mandolin ve spanyol gitarna olan ilgiye dikkat ekili
yor.15 Gene ayn isimli dergide yaymlanan bir makalede, Fikri iekolu
mandolin ve gitarn zmir sokaklarndaki sesinden ikyet ediyor. ehri
ziyareti srasnda Gztepede Tumalona Tumalona isimli bir arky
alp syleyen bir Rum oundan bahseder. Bu ocuun anlamad bir
lisanda ve mandolin ile ald bu arknn varl iin hibir mantkl
sebep bulamadn ekler ve Rum ocuunu Anadolunun kk bir k
ynde karlat saz alan baka bir Trk ocuu ile karlatrr. Ana
dolunun ufak bir kynde karlatm bu temiz ocuk ile Gztepedeki
bu birdi... Fakat o, ta ruhundan kopup gelen bir ses ile bir yr sevdim el
ald diye inlerken bu niin deersiz bir trky diline dolam kekeli
yor... diye ekler.16
smail Hakk Baltacolu halk arasndaki mandolin tutkusundan ik
yeti olan baka bir entelekteldir. Mandolin sesini duyduum zaman
alayan bir talyan gelir aklma der kaleme ald yazsnda. Mandolin
mevzusunu o kadar ciddiye almtr ki makalede dnemin Trk Belerin-
den olan Adnan Saygunun hazrlad brore yer verilir ve Gney Av
rupada gelimemi bir uygarlnn rn olan bu yaban enstrma
nn halk evlerinde yasaklanmas gerektiinin alt izilir.17 algc ocuk
larn ve istenmeyen enstrmanlarn yan sra Trk mzik devriminin rk
sarkacnn deviniminden meyhanelerde geliigzel ve batan karc
bir ekilde ark syleyen Rum kadnlan da paym alr. Kemalist elitler

14 Trk Musikisi Dergisi, Ankete Cevaplar, 1 Temmuz 1948, C.9 N. 1 s. 14.


15 Mzik ve Sanat Hareketleri, zmirdeki Mandolin Modas, Haziran, 1935, N .10, (sayfa
belirtilmemitir).
16 Fikri iekolu, zmirin Son Yllarndaki Mzik Yaaymda zmir Genlii ve Birka
Hatra, Mzik ve Sanat Hareketleri, 10 Haziran 1935, N . 10, (sayfa belirtilmemitir).
17 Yeni Adam, Mandolina, 25 Ekim 1943, N .461, s. 3.

209
Trk Mzik Devrimi nden Popler Kltr Mzii ne ok Seslilik Gndleri

iin yeni, dinamik Trk ras ile meyhane kltr bir arada olamazd ve
stanbulun lsz Garpl elence hayatyla Ankarann asil balo ge
celeri tahayyl elimekteydi.18

P o p l e r k l t r m z n n
CAZDAK LK KIVILCIMLARI
1930lar ve 1940lardaki caz tutkusunun ve 1950lilerde Kahire filmleri
nin Trkiyeye gelii popler kltrn ilk nveleri Trk kltr haritasnda
ortaya kmaya balamtr. rnein, nl bir kompozitr ve popler m
zik figr olan 1950li ve 60h yllarda caz ve Rockn Roll orkestralarnn
kumcusu olan anar Yurdatapan kendini genlik yllarnda radyodan
duyduu caz yaynlan sayesinde eittiini anlatr.19 Yurdatapan gibi ba
ka caz mzisyenleri de 1950li yllarda kendine hazr bir caz dinleyicisi
buldu. lhan Mimarolu, 1944 ylnda Modada verdii bir konserde am-
lann yle dile getirir: 1944 ylnn yaz gnyd... Karalam olduum
basit bir melodinin ve Erdem Burinin davul sololarnn dinleyicileri nasl
galeyana getirdiini unutamam. Bugn bile Modada bu konserden bah
sedenlere rastlayabilirsiniz.20
1947 Marshall Plan ve 1953deki NATO yeliini takiben Trkiye
nin kltrel snrlar billurlamaya balad. Hollyvvood filmleri eliinde,
ark ve Garp mzii atmas arasnda kalan yeni ve gen bir mzisyen
kitle ortaya kt. Bu arada kalan ocuklar niversitelerin kaln duvarla
r arasnda dnyay saran rockn roll dalgas ile daha nce radyodan
dinledikleri caz harmanlayan orkestralar kurmaya baladlar. Dneme
smokini ve nceki yllarda radyoda verdii canl caz ve tango konserleri
ile damgasn vuran Celal nce, kendisinin besteledii ve Trke szler
yazd Kovboy arks isimli parayla 1950lerde nemli bir popler
kltr figr haline geldi. Murat Meri, Bat mzii modasn Trkiyeye
getiren ilk mzisyen olarak Celal ncenin Trk mzik tarihinde yeni bir
sayfa atn ileri srer. Onun baars birok amatr mzisyene ilham
kayna oldu ve 1950lilerde rock ve caz orkestralar ortaya kmaya
balad.21

18 Ahmet Sevengil Refik., stanbul N asl Eleniyordu? 1 4 5 3 ten 1 9 2 7 y e Kadar, (stanbul: leti
im Yaynlar, 1998), ss. 145-146.
19 Ahyan Akaya & Fehmiye elik, 60 lardan 70 lere 45 lik arklar,(stanbul: BGST yaynlar
2006), s.8.
20 lhan Mimarolu, Caz Sanat, (stanbul: Yenilik Yaynevi, 1958), s. 122
21 Murat Meri, T rkiyede P opler B ati M ziinin 75 Yllk Seyrine B ir B a k , (Ed. Gnl
Paac), C um huriyetin Sesleri, s. 132.

210
Poyraz Kolluolu

Bu balamda, modem ve ulusal bir mzik iin gndnn sadece


milliyeti elitler tarafndan yaplmadn, amatr mzisyenlerin, radyo
takipilerinin ve milli mzik devriminin dayatld sradan bireylerin de
bu srece kendi kelerinden dhil olduunu gryoruz. Baka bir ifa
deyle, milli tarih anlatsnn grmezden geldii veya sessizletirdii
sradan insanlarn deneyimlerinin de popler kltrnn olumasmda
etkin olduunu gryoruz. Ancak, Atatrkn ve elitlerin aksine, sradan
bireyler etraflarndaki tansiyonunun izlerini silmek iin yasaklayc pra
tiklerden ok yaratc alternatiflere yneliyorlard. Radyodan gelen caz
tnlan seilen bir alternatifti. Bu tnlar, modem, ok sesli olmak ile be
raber Orta Avmpa mzii kadar skc deildi. Tek kelime ile sylersek,
onlar modem bir mziin gndn caz mzik stnden kurmulardr.

R a d y o r e t y o r , im t ih a n e d y o r v e
ALATURKAYILNETLYOR
zellikle 1940lardan sonra stanbul Radyosunun aksine Ankara Radyo
istasyonu toplumun geliimi ve eitimi iin tam anlamyla ideolojik
bir aygt olarak kullanld. Hkim politik ideolojinin etkisinden ve deste
inden uzak olan stanbul Radyosu bu sre zarfnda tam on yl sessiz
kald. Ankara stanbul ikamesinde, kozmopolit bir mirasn temsilcisi olan
stanbul ve ehrin kurumlan Trk modernleme srecinden skp atld.22
Radyo mecmuas stanbul istasyonunun 1949a kadar olan sessizliini ku
rumun mnasebetsiz yaynna ve radyo alanlannm disiplinsiz hare
ketlerine balar.23 Meltem Ahska, Ankara radyosunun elitlerinin tahay
ylnde Garpl, rasyonel prensipler ile alt gibi inan var olsa
da, imdinin mulklnn ve radyo zamann doldurma endiesinin
bu fanteziye elik ettiini ileri srer. Yukarda bahsettiim caz olay bu
endieden doan bir olayn yansmasyd. Ahskann Ankara radyosu iin
yapt tespitin nda zellikle mzik alannda imdinin mulklm
ve bunun yansmalarnn izini takip edeceim. Fasl Heyetinin Garpl
senfonik orkestralara kyasla iler acs durumu ve radyo personel imti
hanlar bahsedeceim konular olacak.
Garp ve ark mzii davasnda, Ankara radyosu her ne kadar taraf
szlnn altn izse de, istasyon halkn mzik eitimi ve ulusal halk
trklerinin miktarn artrmann gerekliliini iln etmitir. 1940l yllar
geldiinde kurum ulusal mzik reformu konusunda stlendii sorumlu

22 Ahska, ss.27-31.
23 Radyo, stanbul Radyosu Niin Kapand, 15 Nisan 1944, C.3, N. 29, s. 9.

211
Trk Mzik Devrimi tiden Popler Kltr Mzii ne ok Seslilik Gndleri

luun bilincinde olduunu bildiriyordu.24 Kurumun Atatrkn 1934deki


konumasnn ve hkim ideolojinin etkisi altnda olmamas zaten artc
olurdu. Zaman zaman ynetici elitlerinin kendilerinin kuruma bizzat yap
t teftiler bu etkinin kantlan olarak grlebilir. Milli ef lakabyla
Atatrkn yerine geen smet nn bir seferinde istasyona kiisel bir
ziyarette bulunmu ve ulusal melodilerin radyo yaynmda kullanlmas
nn zaruretini bildirmitir.25 Ziyaretinin hemen sonrasnda, istasyon ye
gne yayn amacnm toplumun kltr dzeyini yukan karmak oldu
unu iln etmitir.
Ancak oksesli yerli mzik rnlerinin yokluunda radyoda bat m
zik yayn hkim oluyordu. Byle bir Ankara Radyosu ise mzik yayn
profilinde ksa dalgada dinlenen dier Garp radyolarndan farkl deildi.
Yerli mzik yaynn artrmak ve halk Kahire Radyosunun zararl etki
sinden korumak adna radyoda alaturka mzik yaynnn artrlmasna gz
yumuldu. Buna ramen alaturka mzik dinleyenleri sradan bireyler ve
mziin kendisi rtk bir biimde radyonun kltrleme amacnn meru
latrma arac olarak kullanlmtr. Alaturka dinleyicisinin varl mzik
devrimini yapmak iin bir gereklilik olarak ortaya kmtr. rnein,
40l yalardaki bir bankac ile yaplan rportajda ajans dinlemekten ke
yif aldn sylerken karsnn alaturka mzie duyduu hevesten bah
sediyor. Rportajnn satr aralarnda, karsnn bu youn hevesinden dem
vuruyor banker. On yandaki bir ocuk ile yaplan rportaj ise radyonun
baarl, eitici roln vurguluyor ve milli amacn tezahr gibi sunu
luyor. ocuk Yurttan Sesler programnda dinledii arklar birka kere
dinledikten sonra ezberlediini ve kard szler var ise snfta arkada
lar ile beraber alarak bunlar tamamladklarn anlatyor. Bu ve bunun
gibi rportajlar sanki radyonun dinleyicisi mkemmel bir biimde eittii
izlenimini veriyor. Baka bir deyi ile, bu mlkatlar halkn eiten, imti
han eden ve idealize edilmi Batl bir radyonun tezahrn ortaya
kartmaya alr gibidir. Ailedeki erkek karsn utandrc alaturka ar
klar dinledii iin knyor. On yandaki ocuk halk trklerini nasl
ezberlediini anlatyor. Ancak bu resim radyo brokrasisinin ve politika
clarn grmek istedikleri resimden baka bir ey deildi. Bu ideal resim
garbiyat fantezi aynasnn karsna den bir imajdan daha fazlas
deildi. Bu imajdaki son derece defolu ve baz noktalarnda ise ironik
sapmalar gze arpyordu.

24 zzettin Turul Nibey, Alaturka, Alafranga ve Radyomuz, Radyo, 15 Austos 1942, C .l,
N .9 s. 2.
25 zzettin Turul Nibey, Musiki nklbmzda Benliimiz, Radyo, 15 Ocak 1943, C .l,
N .14, s. 2.

212
Poyraz Kolluolu

Yurttan Seslerin yapmcs Mustafa Sanszen ile program stne


yaplan rportajda, Sanszen programn misyonunun sadece dinleyiciyi
elendirmek olmadn syler. Sanszen, ulusun tm kalpleri birle
tiren tek bir ulusal duygu btn yaratmay amaladn ekler.26 Bu Ke
malist ideolojinin eksik olduu bir noktaya tekabl ediyordu. Ulusun
ocuklannn gnllerini kazanma misyonunu radyo stleniyordu. Bu mis
yona bal olarak, kurum ak bir ekilde Batl mzisyenlere ve mak
bul folk mzisyenlerine, retmen Sanszen gibi, ak bir ideolojik
destek salamr. 1930lann ortalanndan bu yana yapt ulusal arivle-
me almalan ile Sanszen bu ideolojik amacn nde gelen bir uzants
dr. Yurttan Sesler programndan nce yapt Bir Mar reniyoruz
ve Bir Trk reniyoruz programlan radyo mecmuasmda baslan not
lar ve gfteler ile desteklenmitir Bu programlarda retilen trkler ve
marlar vatandalann babalarna ve eflerine olan yce grevlerinden
bahsetmektedir. Saflatnlm bir Trkeyle yazlan bu arklar dikkat e
kicidir. Ancak ironik bir ekilde bu retme amac ile yayma konan prog
ramlar 4 ay kadar srebilmitir. Radyo kurumunun mdr Vedat Nedim
Tr, bu sayede vatandalanmza retecek ok az halk trks ve milli
marmz olduunu rendik der. Kadim ve ulu Trk milletinin halk
trkleri Ankara Radyosunun, Ahskann kelimeleri ile, yayn aln
4 ay kadar doyurabilmitir. Zaten, bu 4 aylk renim sresi Tr ve San-
szenin Hep Beraber Sylyoruz isimli yeni bir program balatmas
iin yeterliydi. Tm ulusun tek bir duygusal kalp halinde syleyecei ar
klar artk hazrd.27
Tm kltrel reformlar yukarda bahsedildii gibi bir oldubitti zihniye
ti ile yaratlm bir Garp dnyas idealini yakalamak iin yapld. Alcla
rn ve yayn istasyonlarnn kapsama alanna aldrmakszn, radyonun her
vatandaa ulamas tahayylne elitler kendilerini inandrmt.28 Vatan
dalar ise radyodan kan eitimi ve kltrlenmeyi emecek milli projenin
zneleri olarak hayl edilmilerdi. Muzaffer Sarszenin radyo prog
ramlar Ahskann terimiyle tam da bu fanteziye tekabl ediyor. Tm
halkn beraber syleyecei ulusal bir folk arivi oluturulmasn tevik
edecek uzun bir sre yerine, Sarszenin programlarnn bu ii yerine
getirecei farz edildi. Sanszenin etnik Trk arklar bestelemek iin

26 Mustafa Sanszen ile bir Konuma, Radyo, 15 Haziran 1944, C. 1 N .3 1, s. 5.


27 Radyo, (Balk Yok), 15 Nisan 1943, C.2, N. 17, s. 22.
28 Kocabaolu radyo alc saysnn 1927de 1.532, 1928de 4000, 1932 ve 1936 aras ise
10.640a ulatn syler. Bu saynn Bat devletlerinin ortalamasnn ok altnda olduunu
ileri srer. Bkz. Uygur Kocabaolu, irket Telsizinden D evlet Radyosuna: T R T ve ncesi D
nemde Radyonun Tarihsel Geliimi ve Trk Siyasal H ayat iindeki Yeri, (Ankara: ASBF Ya
ynlan, 1980), ss.50-55.

213
Trk Mzik D evrimi tiden Popler Kltr Mzii 'ne ok Seslilik Gndzleri

yetersiz bir potansiyeli ve elinde kstl bir malzemesi vard. Zaten, elde
avuta etnik, saf Trk trkleri yoktu ve bu Sanszen'i Anadolu trkleri
stne Trke sz yazmaya itti. Amansz ve fantezi leti rlm i milli folk
arivine sahip olma istei bu ii pratie dkme isteinin nne geti ve
imdinin mulklm ortaya kard. Dahas, bir Bat topyasn yakala
ma arzusu ve muasr medeniyetler zamanna dokunma hevesi Kemalist
milliyetilikte etno-milliyeti salnmlarn ortaya kmasna neden oldu.
Anadolu halk trklerindeki Krt ocuklar ve Ermeni Sanszen'i kale
minde bir hamle ile safkan Trklere dntler. Ben bunu Hayli Cema
at fetiizminin kltrel alanda kaosa dzen getirme srecinde beraberin
de getirdii ykc ve rk etki olarak adlandnyorum.
Saz ile alman trkler ulusal mziin paralan olarak kabul grm
ken alaturka ve trevleri radyo yaynnda ayn ayncalktan yararlanamad.
Buna ramen radyonun yerliliini koruma adna nce Saz grubuna radyo
da alan ald. nk alaturka neriyat yokluunda radyo yerelliini kay
bediyor ve Garp radyolarndan bir fark kalmyordu. Ancak, bilinli ya da
bilinsiz olsun, radyo mecmuasndaki yazarlar kendi istasyonlannda var
olmasna izin verilen Osmanl/Trk mziine olan ideolojik hasmaniveti
sergilemekten ekinmedeler. Radyoda alan alaturka mzisyenler ideo
lojinin zerinde alabilecei en kolay znelerdi.

Canl y a y n konseri n cesi fa sl h ey etin i g steren b ir fotoraf.


{Radyo, Mzik Hareketleri, C .4, N .3 7 s. 18.)

214
Poyraz Kolluolu

Mecmuadaki eitli haber ve mlkatlarda Bat mzii icraclarnn aksi


ne alaturka mzisyenler ve arkclar sanki ziyareti sanatlar olarak
tantlyordu. Ayrca, Garp musikicilerine salanan teknik olanak ve nite
likten de mahrum braklyorlard. rnein, fasl heyeti icralar kk bir
odada tek mikrofon nnde yapmak zorunda braklyorlard. Bu kk
oda muhtemelen bir stdyodan daha ok istasyonun kullanlmayan bir
alanyd.
Yeni Adam mecmuasnda radyo ve musiki stne yaplan bir ankette
organik entelektellerden sradan insanlara kadar birok kiiye radyo ya
yn ve musiki inklb stne fikirlerini sunma imkn verilmitir. Adeta
kiisel, gnlk fikirlerin bir izdm olan bu cevaplarda halk musikisi
nin birletirici rol ve yeni milli musiki yaratmann gereklilii gr
stne mttefik olunmuken radyo yaynndaki fasl musikisi meyhane
mzii ve soysuz diye etiketlenerek lnetlenmitir. Ankete verilen bir
cevap ise genel kan ile eliir. Fasl Heyetinin sefil bir durumda
olduunu yazar. Ancak bu sefaletin icraclarn hatasndan deil onlara
salanan basit teknik imknlardan kaynaklandn ileri srer, ...kabahat
mikrofonda, kabahat ne artistlerde ne de fasl heyetinin kendisinde... Ar
tistlerin mikrofonun bana teker teker geirmeli diye verilen sradan
bireyin cevab fasl heyetinin alma koullarnn resmini izer gibidir.29
Bu yetersiz koullarn aksine, Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestras
na canl dinleyicinin katlabilecei byk bir konser salonu salanmken
yeni kurulan Garp mandolin orkestrasna baka benzer bir salon tahsis
edilmitir. Ferit Alnar eflii altnda 64 kiilik senfonik orkestra ile Ne
cip Akn ve Halil Onayman tarafndan ynetilen salon orkestras bu yeni
salonda icralarna balamtr. 7 kiiden oluan fasl heyeti ise koridor
diye tarif edilen bir yerde icralarn srdrrken Garpl meslektalarnn
aksine konser saatleri keyf olarak radyo yayn doldurma amacyla belir
lenmitir. Baka bir ifadeyle, yayma koyacak uygun mzik bulunama
d zaman fasl mzii radyoda konser verebilmitir.30 Bu keyf belirle
meler sabah veya akamn acayip saatlerine tekabl edebiliyordu. Perihan
Altnda ve Mzeyyen Senar verdikleri bir mlkatta sabahn erken saat
lerine konan programlardan bahsederler. Bu srpriz programlara hazr
olabilmek iin ve seslerini stmak iin radyo koridorlarnda yaptklar
sabah egzersizlerini anlatrlar.31 Birebir olarak anlatlan bu annn, imdi

29 Radyoda Mzik, Yeni A dam , 13 ubat 1941, N .320, s.5.


30 Ses ve Saz Sanatkrlarmz, Radyo, 15 Mart 1942, C. 1, N.4, s. 19.
31 Bkz. Meral zbekin Orhan Gencebay ile yapt sylei, Meral zbek, P opler K ltr ve
Orhan G encebay Arabeski, (stanbul: letiim, 1991) s. 320.

215
Trk Mzik Devrimi 'tiden Popler Kltr Mzii ne ok Seslilik Gndzleri

nin mulkl, radyo yaynnn al ve alaturka mzie olan ideolojik


savan eklemlendii ironikbirzuhur bulma hali olduunu ileri sryorum.

Risayet-i Cumhur Filarmoni Orkestras


{Radyo, M zik H areketleri, C .4, N .3 7 , s. 18.)

Fasl Heyeti sanatkrlar Radyo dergisinde genellikle "ziyareti" ve s


rekli snava tbi tutulan mzisyenler olarak tantlyordu. Kk odala
rnda canl dinleyici ayrcalna sahip olamadlar. craclar alma art
larnn zorluundan ve kt alma koullarndan sk sk dem vururlar
d.32 Radyo, dinleyici iin bir kltrlenme misyonuna sahip olmasnn
yan sra mzisyenler iin de bir "eitim yuvas" olarak grlyordu.
stanbullu bir arkc olan Radife Erten, kurumu bir okul olarak tasvir
ederken karanlk odada 3-4 saatlik zorlu almalarndan ve hocalarnn
gelip almalar kontrol etmesinden bahseder.33 Kurumdaki disiplin kao-
tik alma ortamn dzeltmek ve imdinin "mulklna bir zm
getirme adna salanmaya allyordu. Batl, rasyonel prensipler ile
alan bir radyo fantezisinin o kadar ok abartld durumlar oluyordu

32 Sabahattin Volkan, stanbul Radyosu Alrken, Trk Musiki Dergisi, 1 Ocak 1949 s. 1.
33 Elin Temel, Radyo Anlar, Radyo Anlar Program, iinde Ahska (2002), ss. 61-62.

216
Poyraz Kolluolu

ki, radyo yetkilileri zaman zaman Garpn yksek standartlarna oktan


ulam bireyler ve toplum tahayylne kaplyorlard. rnein, radyoya
yeni arkc ve mzisyen alm iin yaplan bir imtihanda yetkililer bavu
ran adaylarn kalitelerinden hi memnun olmadklarn dile getirirler.
Yeni kurulan Cumhuriyetin birok yerinden gelen adaylarn durumlarm
iler acs olarak tanmlayan radyo efi Vedat Nedim Tr, gelenlerin
ounun nota bilgisinden yoksun ve ark sylerken boazlarndan has
talkl sesler kardklarn anlatr.34
Geleneksel Osmanl mzii yazl nota sistemi zerine kumlu bir
retim biimine dayanmyordu. Dolaysyla yeni kurulmu cumhuriyette
bu garpl beceriyi gsterecek vatanda ve mzisyen bulmak zordu. Bu
na ramen, yarmaya alnan adaylardan bu garp becerisini bilip bilme
dii ve daha nce solfej eitimi alp almad sorgulanyordu. Seici ko
mite Cevat Memduhun liderliinde 8 kiiden oluuyordu. Otoriteler s
rarla eitimli mzisyenler aradklarn ve garp tarzna yatkn sesler
bulduklarnda mutlu olduklarn ifade ediyorlard 35 ronik bir ekilde
adaylar seici kumlun beklentilerinin gerek d bir fanteziye tekabl
ettiklerinin farkndaydlar. Yarmann takip eden bir ayanda adaylar
dan birinin nota bilip bilmediini srarla sorgulandnda u yant verir:
Nota bilmemek ayp deil. stanbul ve Ankara dnda konservatuar
olmadna dikkat eker ve seici komitenin her adayn bu beklenti iinde
olmasn anlamadn ifade eder. Osmanl/Trk mzii icra etmek iin
nota bilinmesi gerekmediini ekler.36
Radyo imtihannn sreci uzadka katlmclar kuruma snavda baa
rl olmak iin nasl bir yol izlemeleri konusunda som mektuplar yazma
ya balarlar. rnein Erzurumdan yazlan bir aday duduk aldn, Trk
mziinde yetenekli olduunu ve yarmada baar iin bu becerilerin
yeterli olup olmadn somyor. Radyo ise bu aday adayna konservatuara
gitmesi veya zel solfej dersleri almas gerektiini sylyor.37 Seici ko
mitenin imtihandaki bu seici yaklamna karlk, radyo istasyonu 8
yanda saz alan kk bir ocuu en iyi teknik olanaklar eliinde canl
yaynda kartyor ve bu harika ocuun konservatuar eitiminin so
rumluluunu aldn iln ediyor.38 Bu ocuun canl yaynda saz alma
sna izin verilmesindeki neden ak ekilde bir rpda milli mzik olu

34 Vedat Tr, Ses ve Zevk Sefaleti, Radyo, C. 1, N.9, s.3.


35 Cahit Been, Radyomuzda Saz ve Ses mtihanlar, Radyo, Ocak 1946, C. 1, N .9, ss. 11-12.
36 Baki Sha Edipolu, Ses ve Saz Sanatkrlarmzn mtihan, Radyo, Mart 1946, C.5, N.51,
s. 15.
37 Hikmet Ecipolu, Radyoda almak steyenler Nasl Bir Yol Tutmal, Radyo, 1 Temmuz
1946, C.5, N .5 5 ,s .l5 .
38 Radyoda Sazn Dinlediimiz Yeni Harika ocuk, Radyo, 1 Mays 1946, C.5, N.53, s.20.

217
Trk Mzik Devrimi nden Popler Kltr Mzii 'ne ok Seslilik Gndzleri

turma endiesi ve fantezisidir. Radyo, etnik kaygdar da ar bast, k


k bir ocuun milli enstrman almas durumunu, milli gururu yk
seltmek ve kadim trklerinin Trklerin damarlarnda olduunu gster
mek adna bir kant olarak sunuyor. Ancak dier Osmanl mzii icracla
r veya Erzurumlu duduk mzisyeni bu harika ocuk kadar ansl deildi.
Radyo Erzurumlu mzisyene enstrmannn milli repertuarda olmad
n zlerek bildiriyordu.

S eici kom ite bir aday im tihana tbi tutarken


(Radyo, R adyom uzda S az v e S es mtihanlar, C .l, N .9 , s. 11.)

Halk mziine olan bu ideolojik sempati ve destek radyoya ziyareti ola


rak gelen mzisyenlerin rportajlarndan da takip edilebiliyordu. Suni bi
imde yaratlm Osmanl/Trk ve halk mzii ikileminde Trkletirilmi
Anadolu arklar Trk etnisitesinin temsiliyeti iin uygundu ve Garp uy
garlnn teknii ile zenginletirilmeye lyk grlyordu. stasyona zi
yareti mzisyen olarak gelen Ruhi Su halk mziinin Garp mzik klt
rne gre daha az tehditkr olduunu ifade ediyordu. laveten, garp an
teknii ile Trk dili atmasndan kan prozodi uyumazlndan dolay

218
Poyraz Kolluolu

yegne amacnn halk trkleri garpl teknikler ile uygun bir ekilde
sylemeyi kefetmek olduunu aktaryordu.
Burada mzik inklb zerinden Trk modernleme projesinin klt
rel alannda olan bir zgllne dikkat ekmek istiyorum. Eer, Trk
etnisitesinin kefi Garp ynne doru kat edilen bir yolda bitmek t
kenmek bilmeyen bir istein, otantik modernliin kefi ise bu gei evresi
diyebileceimiz durumu nasl tanmlayabiliriz? Baka bir deyile, imdiki
zamannn mulkln nasl tanmlayabiliriz? rnein, Ruhi Su Trk
dilinin Garp vokal teknikleri ile sylemeyi kefetme srecinde ne yap
yor, ne dnyor, ne hissediyordu? Mulkln ve belirsizliin yaratt
boluu ne ile dolduruyordu? Anadolu halk trkleri Batl bir icra stili
ile sylemek neden bir keifti? Bu olas olaslksz kefetme halinin ne
deni nedir? Ben bu sorulara cevabn modernliin bombardman ve mzi
i gelitirme isteinin garbiyat fantezi eliinde ortaya kard kendi
liinden bir yaratclk ve ayn zamanda da bir yok edilicilik mevcudiyeti
olduunu ileri sryorum. Garp ufukta elde edilemeyecek bir topya ola
rak ortaya ktka Trk modernlemesindeki bireyler mzik davasnda
kif misyonu stlenmeye meyilli olmulard.
Mzik davasnda kif misyonunu tek stlenen Ruhi Su deildi. Po
litik hiyerarinin tepesindeki aktr, sradan mzisyenler, elitler, radyo
istasyonu gibi radyonun sihirli dalgalan arkasndaki dinleyicilerin kendisi
de yeni ulusal bir mzik tahayyl stne Garp aynasnn karsnda ve
zamansal mulklmda gnd kurdular.

SONU: OSMANLETRK MZIININ


POPLERLEMES VE MARKETE DMES
Duygusal, melankolik bir Trkle ve lsz bir Batlla tekabl
eden mzik ve arklar mzik inklbnda yer bulamad. Hkim ideoloji
nin Bat mziini ve bu altyap ile doyurulmu yeni milli havalan isten
meyen mzik eitlerinin aksine Trk milli kimliine eklemleyebilmek
iin zenle gayret sarf ettiini syleyebiliriz. Buna ramen sradan birey
ler alaturka diyebileceimiz bu dier mziklerin toplamn dinlemeye
devam ettiler. 1948 ylnda Matbuat Umum Mdrl ats altnda ya
plan, Kbns ve Bulgaristana kadar geni bir corafyaya yaylan, 6639
kii ile mzik ve radyo yayn stne radyo istasyonu tarafndan yaplan
anketin sonulan bunu kantlar. Ankete verilen cevaplar Garp mziine
kar duyulan tepkiyi ve sradan bireylerin nasl yeni bir ulusal mzik
stne gnd kurduklann resmeder. Dahas, dinleyiciler, hkim ideo
lojinin aksine, yeni milli havalarda ve trklerde kaval, darbuka ve hatta

219
Trk Mzik Devrimi nden Popler Kltr Mzii ne ok Seslilik Gndzleri

mandolin sesi duymak istediklerini dile getiriyorlard. Baka bir deyile,


ok sesli milli havalarnda duymak iin ok arzulu deillerdi.39
Mzik devriminde Kemalist projenin bir alanda baarl olduunu d
nyorum: oda mzik davasna, Althusserin terminolojisi ile gizli bir
rza mekanizmasnn yerletirilmesi. Fasl Heyetinin radyoda kt ola
naklar eliinde varlna izin verilmesi, dinleyicinin alaturka isteini res
meden mzik anketleri, Garp ve ark musikisinin kkeni hakknda yap
lan mzikolojik muhakemeler ve benzeri hadiselerin hepsi gnmze ka
lan arabesk mzik stne olan tartmalarn ilk kvlcmlarn ortaya
kartt. Alaturka mziin varlna izin verilerek planl bir ekilde modern
lemeden yana olan Garp mzii taraftarlar ile gelenee bal kalmaya
eilimli olan ark mzii taraftarlar arasnda bir tartma, bir mzik da
vas ortam yaratld. Alaturka dinleyicileri eitli yntemler ile mzik
zevklerini dile getirerek hkim ideolojinin etki alanna girdiler. Bu kar
mak tartma ortam ideolojinin stnde almas gereken bir sorun
olarak ykseldi. Bu suretle, Garp ve ark mzii taraftarlar tarttka
mzik devriminin gereklilii, baars ve baarszl konular tekrar cil-
lanm oldu.
1930lu ve 1940l yllar sresince bilinli ve bilinsiz her ekilde m
zie ve onun eklemlendii alana yaplan mdahaleler, yksek kltr Garp
mziine ve yeni milli havalara verilen ideolojik destek Trk mzii
tarihinde bir krlma noktas yaratt. Bu krlma sresinde Tekke ve Zavi
yelerin kapatlmas ile i gvencesinden yoksun kalan Osmanl/Trk m
zii icraclar her ne kadar radyo ve benzeri kurumlarda alma imkn
bulsalar da politik basklar sonucu aalandlar ve ksknletirildiler.
Radyoda Garpl meslektatan kadrolu olarak alrken fasl heyeti
icraclan szlemeli personel statsyle yer aldlar. Aynca, srekli imti
hanlara tbi tutularak mzik bilgileri ve yetenekleri sorguland. ou
devlet kuramlardaki basklardan dolay markete, 1950 ve 1960lardan iti
baren popler kltr mziin retim haneleri olan meyhanelere ve gazi
nolara inerek yeni i imknlan aramaya koyuldular. Mzik devrimi sra
snda edinilen deneyimler dolayl ve dolaysz bir ekilde hkim ideoloji
nin yok etmek istedii mzik trn marketin kucana itti. Osmanl/
Trk mzii seyirciyi beendirme ve elendirme misyonuyla daha eit
lendirildi ve ironik bir ekilde Batl ritimlere ve okseslilie yaklald.
Ksaca, mzik devrimi halk mziinden daha ok halktan yoksun brak
maya alt mzik eidini oksesliletirdi.

39 Ankete dair ayrntl bir inceleme iin bkz; Radyo, Radyo Yaynlar in Atmz Anketin
Sonulan, Haziran, Temmuz, Austos, C.7, N.79-80-81, 1948.

220
Poyraz Kolluolu

Yksek kltr etnik Trk mzii ve operalar Kemalistler taralndan


bile baarsz bulunan bir ka rnek dnda var olamad. Melodiler an
cak dil ile organik bir ba iine girebildike prozodide baan salanabi
lirdi. oksesli Trk halk trkleri ve operalar bu organik badan yok
sundu. Bu yzden, var olan yeni sanat eserleri sradan insanlar ve orga
nik entelekteller tarafndan endie ile karland. Adnan Saygunun ran
ahnm ziyareti zerine yazd zsoy operasna Atatrkn gsterdii
titizlik ve endie bunun kantdr40 Prozodi uyumazlndan dolay bu
yeni milli rnler ok g anlalabiliyordu. Yeni Adam stne tahayyl
leri olan, modemist organik entelektel smail Hakk Baltacolu bu yeni
rnlerin seslerini, tnlarn anrt olarak etiketliyordu. Radyo zahl
Opera Saati program ile bu Trk mziinin bu yeni rnlerini dinleyici
lerine anlatmaya al 41 Trkletirilen otantik halk trkleri ise Ahmet
Hamdi Tanpnarn deyii ile romantizmden yoksun oktan eskimiler
di. Trk Tarih Tezi dorultusunda devinim gsteren mzik alanndaki
Adnan Saygunun pentatonik teorisi Trkln, halk trklerinin referan
sn ok uzak bir mekn ve zamansallk olan Orta Asyada gsteriyordu.
Bu tahayyl iinde Trkletirilen Anadolu halk trkleri kitlelerin bera
berce syledii romantizmden, tutkudan ve cokudan yoksun olarak zu
hur etti. Ksaca, bu arklar Kemalist elitlerin tasarlad ortak ulusal kim
liin kltrel paralarndan biri olamad42
Garp mzii dinleme kltr halk arasnda hibir zaman ok yaygn
lamad. Mzik devriminin tamamnn Ahskann ileri srd garbi -
yat fantezi kuram ile egdml olduunu ileri sryorum. Mzik
devrimi yllarnn Garp tarafndan amansz bir ekilde dinlenme,
onaylanma ve Avrupa sanat arenasnda onurlu bir yer edinme istei
nin tezahr olduunu dnyorum. Ancak oksesli Trk halk trkleri
nin l ekilde domalar bize bu istein hibir zaman gereklemeyecek
bir ideal olarak kaldn gsteriyor. Gnmzde muhtelif zamanlarda
ortaya kan mzik inklb, arabesk ve popler mziin stne olan sy
lemlerin ve tartmalarn bu gereklemeyen idealin bir uzants olduu
iddiasndaym.
Baumann terminolojisi ile yksek sanat Osmanl mzii, mistik
renme metodu, icraas ve bu mziin baya enstrmanlar ise modern
liin bir at haline geldi ve modemitenin gelitirici dalgasndan yok
sun kald. Yok olmaya yz tutmu bir mziin mzisyenlerini ise kendi -

40 Fsun stel, 1920li, 1930lu Yllarda Milli Musiki ve Musiki nklab, (Ed.Gnl Paa
c), Cumhuriyet'in Sesleri (stanbul: Bilano Yaynlar 1998), s.48.
41 Vedat Nedim Tr, zahl Opera Saati, Radyo, 15 Flaziran 1943,C.2 N. 19, s. 13.
42 Ahmet Flamdi Tanpnar, Yahya Keml, stanbul: Dergh Yaynlar, 1995, s. 112.

221
Trk Mzik Devrimi tiden Popler Kltr Mzii ne ok Seslilik Gndleri

lerini yeni filizlenen mzik piyasasnda var ettiler. Kadim topraklarn,


kltrlerin ve ruhlarn birikmiliinin bir yansmas olan mzik bir rp
da arkada brakld. Atatrkn dedii gibi yeni bir mzik gelitirmek iin
400 yl bekleyecek zaman da yoktu. Bu yzden Batnn materyal alanda
ki stn paralan domakta olan Trk mziine monte edilmeye al
ld. Ynetici elitler vatandalann bu ihra paralan kucaklayp hummal
bir ekilde yeni bir mzik yaratm srecine katlacaklan umudu iindey
diler. Ancak bir rpda yaplan mzik devrimi vatandalara Garp mzii
zerine bildiklerini dahi unutturdu. Radyoya mzisyen alm iin yaplan
imtihanda adaylardan birine nota bilip bilmedii soruluyor ve kadm aday
solfej bilgim yok diye yant veriyordu. ronik bir ekilde seici komite
tarafndan ona nota iaretleri gsterildiinde ise notalan okuyordu.43
Osmanl/Trk mzii icraclar ise kendilerini Garpn materyal stn
lne kar savunmaya geilmesi gereken bir alanda buldular. Alaturka
mzisyenler, Atatrk ve mzik devrimi yllarnn nlan alan ve dinle
yen herkes modernleen bir uzamda maddi dnya ile ve ruhani sanat par
alarn birbirinden aynlamamasndan dolay ortaya kan modernliin o
yakc, yok edici kvlcmlar ve devinimlerini deneyim etmek zorunda
kaldlar. Bermann Baudelaire zerinden ileri srd ruhani olan sa
natn maddi dnyadan koparlmasnn imknszlnn yaratt geri
limli mevcudiyet hali imdinin mulklm ortaya kard. Ancak bu be
lirsizlik alaturka mziinin radyoda var olmasna imkn salad ve bu
mzii eitlendirerek 1950li 60l yllarn popler kltr mzik harita
sna tad. 1930lu ve 1940l yllarda Kahire istasyonunu dinleyen birok
amatr mzisyen bu tnlardan ilham alarak Trk popler mziinin ilk
rnlerini ortaya kardlar. ronik bir ekilde bu yeni kan alaturka m
ziin piyasa trevleri oksesli yaplar zerine kuruluydu. Ayn ekilde
radyodaki caz sznts 1950li yllardaki birok popler kltre ilham
kayna oldu. Ksaca, 1930lu, 1940l yllarda sradan bireyler, amatr
mzisyenler, radyo dinleyicileri ve ynetici elitler tarafndan grlen
gndleri 1950li yllardan sonraki Trk popler mziinin nvelerini
oluturdu. Bugn bu nvelerin tnlarm kulaklarmza hala szmaya de
vam ediyor.

43 Radyo, stanbul Radyosunda Bir mtihan, Eyll, Ekim, Kasm, C.8, N.94-96-96, s.8.

222
Poyraz Kolluolu

K aynaka

BRNCL KAYNAKLAR
Cumhuriyet, 1963
Nota Mecmuas, 1934-1936
Mzik ve Sanat Hareketleri (1934-1935)
Musiki Mecmuas (1948-1949)
Radyo, (1937-1954)
Yeni Adam Mecmuas, (1934-1960)

KNCL KAYNAKLAR
Ahska, Meltem, Radyonun Sihirli Kaps: Garbiyatlk ve Politik znellik, stanbul: letiim,
2002
Akaya, Ahyan & elik, Fehmiye, 6 0 lardan 70lere 45 tik arklar, stanbul: BGST Yaynlar
2006,
Althusser, Louis, Ideology and Ideological State Apparatuses, Ben Brewster (Ed), Lenin and
Philosophy and other Essays, NY/London: Monthly Review Press, 1971
Berman, Marshal, All thats solid melts into the air: The experience o f Modernity, London/NY:
Verso, 1983
Chatterjee, Partha, The Nation and Its Fragments: Colonial and Postcolonial Histories, New
Jersey: Princeton University Press, 1993
___ The Nationalist Resolution o f the Womens Question, in Recasting Women Essays in Colo
nial History, K.Sanghari and S.Vaid (Ed) N ew Delphi: Rutgers University Pres, 1990
Foucault, Michel, The Archeology o f Knowledge, translated by A. M Sheridan Smith London:
Tavistock Publication, 1972
Turhan ,Grkan, Cemal Granada Atatrkn Ua dim, stanbul: Flrriyet Yaynlan, 1973,
Tura, Yaln Cumhuriyet Dneminde Trk Musikisi, inside, Cumhiyetin Sesleri, Gnl Paac
(Ed), stanbul: Bilano Yaymlan, 1998
Kolluolu, Poyraz, Modernism in Ottoman & Turkish Music and the Years o f 1930s, 1940s,
Marmara niversitesi, 2009
Kocabaolu, Uygur, irket Telsizinden Devlet Radyosuna: TRT ve ncesi Dnemde Radyonun
Tarihsel Geliimi ve Trk Siyasal Hayat indeki Yeri, Ankara: ASBF yaymlan, 1980.
Cevdet Kozanolu, Radyo Hatrlarm, (yayma hazrlayan Nazmi zalp, tarih yok)
Meri, Mura, Trkiyede Caz: B ir Uzun Serven, inside Cumhuriyetin Sesileri, Gnl Paa
c,(Ed), ,stanbul: Bilano Yaymlan 1998
zbek, Meral, Popler Kltr ve Orhan Gencebay Arabeski, stanbul: letiim, 1991
ztuna, Ylmaz Trk Musikisi Ansiklopedisi, V.I, II (A,B), stanbul: MEB, 1969
Paac, Gnl, Cumhuriyetin Sesli Serveni, Gnl Paac, (Ed), Cumhuriyet'in Sesleri, stan
bul: Bilano Yaymlan, 1998

223
Trk Mzik Devrimi nden Popler Kltr Mzii ne ok Seslilik Gndzleri

Refik, Ahmet Sevengil, stanbul Nasl Eleniyordu, 1453ten 1927y e Kadar, stanbul: letiim
Yaynlar, 1998
Seeger, Anthony, Why Suya Sing: A Musical Anthropology o f an Amazonian People, Cam
bridge: Cambridge University Press, 1987
Stokes Martin, Introduction, inside Ethnicity, Identity and Music: The Musical Construction of
Place, edited by Martin Stokes Oxford/NY: Berg, 1994
___ The Arabesk Debate: Music and Musicians in Modem Turkey, Oxford: Clarendon, 1992
Yaln, Tura, Cumhuriyet Dneminde Trk Musikisi, inside Gnl Paac,(Ed), Cumhiyetin
Sesleri, stanbul: Bilano, 1998

224
TRKYEDE AIKLIK
GELENENN POPLER
MZKLERE ETKS
Seluk D uran

Mziin tarihi servenlerle dolu bir yolculuk, yoksunluklar macerasdr.


Kular aran ilk insanlarn ars, ilk obanlarn flt, ilk avclarn yay, ilk
gk grltlerinde duyulan tanrlarn ruhlar, ilkel okseslilik, klasik kontrpuan,
tonal armoni, on iki sesli mzik, caz, rap, elektronik mzik ve bugnn
samplingi arasndaki tek benzerlik grltleri ekillendirme gzel olan kaosun
iinden karma hayalidir 1

Jacques Attalinin yukardaki ksa ve iirsel zeti mziin insanlk tari


hindeki nemini gzler nne seriyor. Kularn ilk arsndan bugnn
elektronik mziine dek doann ve insann tarihi iin ne kadar ok ey
syleyebilirsek mzik iin de uzun hikyelerle dolu bir tarih anlats ya
pabiliriz. Mziin bu hikyesini anlatmak insann hikyesini anlatmak ise
mzii anlama abas da ayn zamanda insan ve insann doa ile mca
delesi sonucu geirdii aamalar, oluturduu kltr, yaratt kumulla
r, meknlar, yaam alanlarn siyasal-toplumsal dizilileri, rgtlenme
pratiklerini anlamak abasna e decektir.

1 Jacques Attali, Grltden Mzie, Mziin Ekonomi Politii zerine, ev. Gl Glcgl
Trkmen, Ayrnt Yaynlan, stanbul, 2005
Trkiye de Aklk Geleneinin Popler Mziklere Etkisi

Mzik kavramn sosyolojik bir balamda ele alrken ister istemez ge


ni bir bak as gelitirmek zorundayz. Mzik en kabul grm haliyle
bir sanat alan olduu gibi ayn zamanda kendi ierisinde bal bana
tutarl bir sistemi barndran bir bilim olarak nitelendirilebilir. Bu iki tek
nik boyutun dmda mzik insanlar ya da toplumsal gruplar arasndaki
etkileimi glendiren bir iletiim biimi olarak grlebilecei gibi top
lumsal kurumlann ve toplumsal ilikilerin iinde yorulan, biimlenen ve
bu toplumsal kurum ve ilikileri de ayrca etkileyen bir yapya sahiptir.
te mzii geni bir perspektiften ele alma gereksinimi de buradan kay
naklanmaktadr. Mzii diyelim ki sadece sanat olarak grmek ve icralar
zerinden deerlendirmeye, tarihsel geliime dnemlere odaklanarak
anlatmaya kalkmak veya matematiksel bir sistem olarak teknik dzeyde
ele almak gerekli olmakla birlikte yetersiz bir bak asdr. Bu her ey
den nce mziin gcne kar yaplm bir hakszlk olacaktr. Bireyin
duygusal ya da dnsel dnyasn gelitirirken, hastalklarn tedavisinde
yardmna bavurulurken, dinsel yinlerde tinsel gcnden yararlanlr
ken, ortak bir kimliin oluumunda gl bir har olarak var olurken ya
da kitleleri harekete geirirken mzik hibir zaman salt sanatsal ya da
bilimsel bir uyumun gstergesi olarak ilev grmemitir. Mzik gibi ok
boyutlu, atmal bir alan daha derinlemesine anlayabilmek, doa insan,
toplum ilikisini gz ard etmeden btnlkl bir biimde deerlendire
bilmek adna sosyolojinin olanaklarna bavurulabilir. Ne var ki bu da tek
bana yetmeyebilir. Nihayetinde mzik bireysel bir almlama biimidir.
Herkes kendince bir alg dnyasna, kltre, duyma ve deerlendirme
biimine sahiptir. Mzik zerine yaplacak deerlendirmeleri sadece bi
reysel balamda ele almak kadar, salt toplumsal balamda ele almakta
problemli olacaktr. Mziin bireysellii ya da toplumsall tartmalar
na girmekten ziyade mzik ve insann ortak yksnn nelere kadirlii
zerine dnmenin daha anlaml olacan dnyorum. Bu almann
genel seyrinin de bu aba zerinden ekilleneceini belirtmeliyim. Bu
alma ile Trkiyede geleneksel halk edebiyatnn ve mziinin bir par
as olarak klk geleneinin popler mziklere etkisi anlalmaya al
lacaktr. klk geleneinin tarihsel olarak geirdii deiimleri ele
aldktan sonra Cumhuriyet dnemi ile birlikte modernleme deneyiminin
ierisinde nasl bir seyir iinde olduunu ve modem pratiklere nasl etki
ettiini mzik sosyolojisinin imknlar dorultusunda ele alma gayreti
iinde olacaz. klk geleneinin ierik bakmndan, ilenen konular
asndan ya da biimsel olarak etkiledii mzik trlerinin Trkiyede ge
ni kitleler tarafndan sevilen mzik trleri olmas her eyden nce onun
kolay alglanmas ve genel olarak gndelik hayatta karl olmas ile

226
Seluk Duran

alakal olduu sylenebilir. Peki klk geleneinin dolayl yollardan da


olsa etkiledii mzik trleri nelerdir? Elbette ncelikle Edip Akbayram,
Cem Karaca, Bar Mano ve Moollar Grubu ile 1970li yllarda byk
bir etki yaratan Anadolu rock-pop mziini rnek gsterebiliriz. klk
geleneinin protesto elerinden fazlasyla etkilenen ve halk dilinde z
gn mzik olarak bilinen Protest mzik ele alacamz dier mzik tr
olacak. Orhan Gencebayn nclnde yaygnlaan Arabesk mzik ve
bizim daha ok Sezen Aksu rnei ile deerlendirmeye alacamz Ha
fif Trk Pop mzii de deiik biimlerde Geleneksel halk mziinden
beslenmi klk geleneinin snrl dahi olsa etkisine mazhar olmu m
zikler olarak zerinde durulmay hak etmektedir. Uzun bir aratrma ve
analiz sonras daha iyi sonulara ulaabileceimiz bu meseleyi zet ha
linde bu makale ile deerlendirmeye alacaz. Mzik zerine yaplan
teorik almalar her ne kadar zerinde durulmay hak etse de yerimiz
kstl olduu iin almamzn daha ok Trkiyedeki popler mzikle
rin tarihine bir bak olarak deerlendirilmesi uygun olacaktr.

TRKYEDE IKLIK GELENENN CADI VE NASI


ncelikle belirtmek gerekir ki Trkiyede bu alana dair yaplm alma
larn nemli bir ksm M. Fuad Kprlnn Saz airleri isimli eserini
referans almaktadr.2 Pertev Nail Boratov ve lhan Bagzn ncln
yapt gelenek ise meseleyi Kprlnn es gemese de zerinde yete
rince durmad snfsal bir bak asndan deerlendirir.3 Bu noktada
bir tartmaya girmeden klk geleneinin tarihsel geliimine, biimsel
zelliklerine deinmemiz makalemizin boyutunu bir tez almasma d
ntrmemek adna isabetli olacaktr. Ancak retim ilikilerinin, toplum
sal koullarn ve kltrel etkileimin bugn olduu gibi gemite de d
n ve inan biimlerini dolaysyla da gndelik hayat ve sanatsal re
timleri ciddi biimde etkilediini sylemek gerek. Dolaysyla gebelik
ten yerleik hayata geme, bu yeni yaam biiminin getirdii sorunlar, bir
devlet geleneinin olumaya balamas ve zellikle de farkl kltrlerin
etkileim iinde olduu bir corafyada yaamak, edebiyat ve mzik gele
neinin ekillenmesinde belirleyici olmutur. Bu noktada birok aratr
mac hemfikir olmakla birlikte klk geleneinin bugnden kurgulan
aratrmaclarn siyasal, snfsal ya da mezhepsel konumuna gre dei-

2 M. Fuad Kprl, Saz airleri, Aka Yay, 2004, Ankara


3 Pertev Nail Boratov,, Folklor, Halk Edebiyat ve k Edebiyat, Folklor ve Edebiyat,
stanbul, Adam Yaynlar, 1982; Bagz, lhan, Folklor Yazlar, stanbul, 1986

227
Trkiye de Aklk Geleneinin Popler Mziklere Etkisi

mcktcdir. klarn bugnden tahayyl edilii, ina edilii olarak tanm


layabileceimiz bu durum kltrel alann sk biimde grlen problemle
rinden biridir. Pir Sultan Abdal gibi mezhepsel ve snfsal konumu tart-
lamayan bir isim zerinden yaplmayan mcadele Yunus Emre ve Kara-
caolan gibi isimler zerinden kolaylkla yaplabilmektedir. Alev kimlii
ve isyanc duruuyla Pir Sultan Abdal ezilen Anadolu halk iin ulu bir
ozan, hem gemiin hem de bugnn devleti zihniyeti iin bozguncu,
si, hain bir mnafktr. Neyse ki Halk bilimi aratrmalarnda Pir Sultan
Abdal ismi yukardaki yaftalamalardan uzak durularak yaplmaktadr.
Ancak Pir Sultan Abdaln iirlerine hem aratrma eserlerinde hem de
antolojilerde yer verilmedii grlr. Bu alanda en nemli eserlerden biri
olarak andmz Fuad Kprlnn bir hayli hacimli saylabilecek Saz
airleri eserinde Pir Sultan Abdaln tek bir iirine dahi yer vermemesini
bu minvalden deerlendirebiliriz. Ayn eserinde Karacolan zerine bir
deerlendirme yapan Fuad Kprl onun Alev-Bekta geleneinin tem
silcisi olamayacan u szlerle kantlamaya alr.
Karacaolann Molla Hnkr-yani Mevlana-dan ve Hac Bekta Ve-
liden bahsetmesine bakarak onu Mevlevi ya da Bekta addetmek ne
kadar yanl ise, baz mecmualarda Hatayiye isnat edilen bir manzu
meyi airimize ml ederek ve Pir Sultan Abdala Nazire sylediini
dnerek Huruf ve Kzlba olduunu ileri srmek de o derece hata
ldr. Tasavvuf dnceler ve Btn akideler airimizin fikir ve ru
hunda kuvvetli bir yer tutmam, muhafazakr ve umumi mahiyette
din telakkilerle iktifa etmitir, sanyorum. On iki imamdan ve Hac
Bektatan bahseden manzumeleri, hibir zaman onun bu umumi te
lakkilerden ayldna delil olamaz.4
Kprl savnda hakl olabilir, nihayetinde Karacolan ile ilgili ok fazla
kaynaa ulalabilmi deil. Ancak sadece Fuad Kprl sanmyor diye
bu tezi olduu gibi kabullenemeyiz. Burada Karacolanin kim olduu,
hangi mezhepten geldii tartmasna girecek deiliz. Ancak Fuad Kpr
lnn bak asnn Cumhuriyetin egemen ideolojisi ile rttn
sylememiz gerekir. Sz konusu egemen bak as ulus-devlet anlay
zerinden farkl inanlar ve kltrleri Trklk potas iersinde eritme
niyetini tamaktadr. Daha sonralar ise Trk-slm sentezi ile gene farkl
kltrler ve inanlar slamiyet ve Trkln ortak potasna sokulmaya
allr. Sonu itibariyle bu kltrler hep bir tanmlama pratii ierisin

4 M. Fuad Kprl, Saz airleri, Aka Yay, Ankara, 2004, s. 290

228
Seluk Duran

dedir. Kendilerini tanmlama ya da meramn dile getirme yollan yasak


lanmasa bile kstlanmtr. Burada da grld gibi ina edilen bir kim
lik, icat edilen bir gelenek sz konusudur.5 Cumhuriyet il birlikte klk
gelenei icat edilmese bile yeniden tanmlanm ve kurgulanmtr. Bu
nun en bilinen rneklerinden biri k Veyselin Ahmet Kutsi Tecer tara
fndan kefedildikten sonra lirik ve pastoral iirlerinin yanma az da olsa
milliyeti tonu ar basan iirler yazmasdr. Aadaki dizelerle bu du
rumu rnekleyelim.
ftihar ettiim byk muradm
Trkoluyum! Temiz Trktr ecdadm
ehid ismi yazlsayd soy adm
Kanm ile mezarmn tana.
Bir baka iirinde
Aslm Trktr, elhamdllh Mslman
kr amentye etmiiz iman
Kalbime yaramaz irk ile gman
Kalbimiz nur ile dolu saylr.
Yukarda verdiimiz rnekler nda Cumhuriyet sonras inac devlet
politikalarnn Ozan k geleneinin en nemli ismi k Veysel ze
rinde etkili olduu grlyor.
klk geleneinin devletin resm politikalarnca belirlenen gzergh
ta deerlendirildiini, Fuad Kprl ve onu takip eden aratrmaclarn da
meseleye bu noktadan baktn belirtmi olduk. Elbette Trkiyede mu
halif yaplarda klk geleneinin farkl bir gzellemesini yaparak ken
dilerince bir tahayyl gelitirmeye ve bu gelenei politik mcadelelerinin
bir paras klmaya almlardr. Buradaki kltrel bir hegemonya kur
ma abas ile btnleen devlet politikalar ile kar hegemonya gelitir
me amacndaki muhalif sol hareketlerin gerilimli ilikisi zellikle mzik
zerinden anlalmaya msaittir. Bu nedenle klk geleneinin genel

5 Eric Hobsbawm, Gelenekleri cat Etmek yazsmda cat edilmi geleneklerin yapay ve
uydurma referanslarla hareket ettiini belirtmektedir. Bir formelletirme ve rutinletirme sreci
olarak icat edilmi geleneklerin tipe aynldn syler. Buna gre a) Toplumsal birlik-
beraberlii ya da gerek veya yapay cemaatlere grup aidiyetini oluturan veya sembolize eden
gelenekler, b) kurumlan, stat ya da otorite ilikilerini oluturan ve ya merulatran gelenekler,
e) ana amac toplumsallama, inanlann, deer yarglannn ve davran teamllerinin alanp
aktanlmas olan gelenekler. Buradan bakldnda Devletin klk gelenei zerinden gerek
letirmeye alt ina ve tanmlama pratii en ok nc madde ile uyumaktadr.

229
Trkiye de Aklk Geleneinin Popler Mziklere Etkisi

zellikleri zerinde durduktan sonra klk geleneinden az ya da ok


etkilenen mzik trlerine ilikin bir deerlendirmeye geebiliriz.
/V

A iK L IK GELENE GENEL ZELLKLER


k kelimesinin konumuzu ilgilendiren anlamyla TDK szlnde
2. Halk iinde yetien, deyilerini sazla syleyen, szl iir geleneine
bal halk airi eklinde yer aldn gryoruz. Tarihsel seyir ierisinde
deiime urayan klk geleneinin kkenlerinin daha ok Orta Asya
da aman inancnn kutsal ayinlerini yneten Ozan-Basklara kadar gt
rlebilecei, konu zerine aratrma yapanlarca dile getirilmektedir. nsan
topluluklarnn eski dnemlerinden beri mzisyenlerin toplumsal yaam
da nemli bir yer edindiini biliyoruz. Smerlerde mzisyenlerin dini
ritellerde, cenaze ve dn trenlerinde, enliklerde, savalarda, kralla
rn huzurunda mzik yapt bilinmektedir. Eski Msr devletinde ise Nil
kysnda yaplan tarla hasadnda iilere elik ettiine dair bulgular mev
cuttur.6 Orta Asyadaki gebe toplumlann toplumsal hayatnda da a-
manlann etkisi bilindik bir gerektir. Hekim olarak hastalklarn iyileti
rilmesinde doadaki bitkilerden faydalanan amanlann mzik sayesinde
de hastalklara ve ktlklara sebep olduuna inanlan kt ruhlarn kovul
masn salad dnlr. amanlar bu ilevleriyle bu topluluklar iinde
en saygn kiilerin banda gelmektedir. Ozan-Bask mzii ve edebiyat
Anadoluya gler sonrasnda bu blgede oluan kltrel birikim ile bir
likte k edebiyatna kaynaklk etmitir. slamiyet ile tanma ve btn
leme, yerleik dzene gei, Arap ve ran dilleri ile etkileim srecinin
balamasyla birlikte klk geleneinin ekillendii dnlr. Bu ne
denle 13. yzyl bu gelenein geliip serpildii dnem olarak kabul gr
mektedir. 15. yzyl ise klarn etkisinin artt bir dnemi ifade eder.
Halkn anlayaca bir dille yazdklar iirleri nceleri kopuz daha sonrala
r kara dzen ve balama ile icra eden klar toplumun yaad olaylar,
durumlar ya da gemiten gelen baz anlatlan, hikyeleri eserlerinde
konu edinmilerdir. Halk bilimi alanndaki almalan ile tannan Prof.
Dr. zkul obanolu yukarda bahsettiimiz tezlerin yeterli olmadn
k Tarz Edebiyat ile Tekke tarz k Geleneinin farkl biimler
de gelitiini belirtir. Buna gre Tekke Tarz k Gelenei, Ozan Bask
geleneinden etkilenen, Ahmet Yesev ve Hac Bekta- Veli etkisiyle
Anadoluda yaylan, krsal kkenli bir edebi gelenei temsil eder. k

6 Belks Dinol, n Asya ve M srda Mzik, Trk Eskia Bilimleri Enstits Yaynlan, 2003,
stanbul

230
Seluk Duran

Tarz Edebiyat Gelenei ise 16. yzyl itibariyle ortaya kan ve kahve
hanelerde teekkl etmi, daha ok kent arlkl bir gelenektir. obano-
lu sz konusu ayrm yle ifade eder;
tekke klarnn dini amal propaganday veya irad n planda tut
malarna karlk burada ama din d sosyal bir ortamda hoa vakit
geirmektir. Dahas mensup olduu disiplinin gereklerini yerine geti
ren bir tekke a iin yapt i kurumsal olarak dorudan doruya
maietini temin deilken, kahvehane a iin icralarnn amac pro
fesyonelce para kazanmak veya maietini temin etmektir.7
Her iki k geleneinin ald referanslarn, iledii konularn, biimsel
zelliklerin rtmesine ramen kurumsallama noktasndaki ayrma ve
kahvehanelerde gelien k tarznn ekonomik altyapsnn daha kentli
unsurlara dayanmas temel farkllk olarak gze arpmaktadr. Zaten ben
zer bir farkllama ilk a ve ortaa bat mzii iin de geerlidir. Halk
mzisyenleri Jonglerler, Saray mzisyenleri truverler ve trubadorlar ve
zel kutlamalarda mzik icra eden ve sonralar ticari ehir bujuvazisinin
yanlarnda alan menestrel lerin yksnde8 benzer bir dizili grebil
mek mmkn. zkul obanolunun yaklamnn bizim amzdan ta
d anlam daha ok bu gelenei a) szl kltr ortam b) Yazl kltr
ortam e) Elektronik Kltr ortamnda k Tarz edebiyat gibi bir d-
nemselletirmeyle aklamasndan kaynaklanmaktadr. Buradan altyapsal
unsurlarn ve teknolojik gelimelerin mzik zerindeki etkisini gzlemle
yebilmekteyiz. zellikle Elektronik Kltr Ortamndaki gelimelerin ge
rek klarn retim biimlerine gerekse de retimlerinin sunumuna yeni
bir boyut kazandrmtr. 1970li yllarda gelimeye balayan mzik piya
sasna, zellikle yurt dna yaplan glerin elik etmesi klarn hem
izler kitlesinin beklentilerinde, hem de klarn ezelden beri iledii gur
bet konusunu daha baskn ilemesine neden olmutur. Ayrca obanolu
erkek egemen bir yap olan bu gelenek ierisinde kadn klarn da sesini
duyurmasn bu yeni teknoloji ile mmkn olduunu vurgular.
Szmz modem dnemlere kadar getirebildiimize gre klk ge
leneinin etkiledii mzik trlerine dair bir eyler syleyebiliriz. Ancak
fark edilecei zere klk geleneinin biimsel zelliklerine henz de
inmedik. Aslnda az ok bilinen bu konuya klk geleneinin dier
mzik trleri zerindeki etkisi zerinde dnrken aklk getirmeye

7 zkul obanolu, k Tarz E debiyat Gelenei ve stanbul, 3F yaynlar, stanbul, 2007


8 Jacques Attali, Grltden M zie, M ziin E konom i Politii zerine, ev. Gl Glcgl
Trkmen, Ayrnt Yay. stanbul, 2005

231
Trkiye de Aklk Geleneinin Popler Mziklere Etkisi

alacam. Srasyla nce Anadolu Rock ve Anadolu Pop mzii, Pro-


test mzik, Arabesk ve Hafif Trk Pop mzii ve mzik zerindeki etki
lerden bahsedeceiz.

B a t i m z l e g e l e n e k s e l m z n bu lu tu u
NOKTA: ANADOLU ROCK-POP MZ
Rock mzik 1950li yllarda Blues ve Caz mziinin etkisiyle gelien
Elektro ve Bas gitarlarn yannda klavye ve batari gibi enstrmanlarn e
lik ettii, etkisi 1960l yllarda artan ve gnmze kadar sren Ba Av
rupa ve ABD kaynakl bir mzik trdr. 1950lerde Bili Haley, Elvis
Presley ve Chuck Berry gibi isimlerin popler olduu Rock Mzik alan
1960 ve 1970 sonrasnda: The Rolling Stones, The Animals, Pink Floyd,
The Beatles gibi gruplar ve Bob Dylan, Steve Harly gibi isimlerle olduk
a popler ve etkin bir konuma gelmitir. Bu isimlerden zellikle Bob
Dylan ve Pink Floyd grubu ayn zamanda protest mziin de nemli tem-
silcilerindendir. Yaptklar mziin yan sra muhalif tavrlaryla da etkili
olmulardr. Trkiyede ki mzisyenlerin Rock mzik ile rabtalar da
1968 kuann bu protest havasmda olumaya balamtr. Bat kaynakl
bu isyankr mzii, toplumsal sorunlar dile getiren geleneksel halk m
zii ile sentez haline getirilmesi sonucunda ortaya son derece baarl r
nekler kmtr. Anadolu Rock mzii deyince elbette aklmza ilk ola
rak Cem Karaca gelmektedir. lk genlik dnemi mzik denemelerinden
sonra Apalar grubu ile bir araya gelen Cem Karaca 1967 Aln Mikrofon
yarmas ikincilii ile ilk nemli baarsn elde etti. Ona bu baary tat
tran eser ise Erzurumlu Emrahn iirine yapm olduu beste idi. Byle-
ce Cem Karacann Aklarn eserleri eliinde devam edecek olan mzik
yaants yeni bir boyut kazanyordu. Cem Karaca en nemli kn ise
Apalar'dan ayrldktan sonra kurduu Kardalar grubuyla yapt. Bu d
nemde muhalif tavr daha da keskinleen Cem Karaca Dadalolu/Kalen-
der 45liini yaymlad. Hl mzik tarihimizin en etkileyici yorumlarn
dan birisi olduunu dndm Dadalolu trks daha nce Muhar
rem Erta tarafndan yorumlanmt. Cem Karacann Rock motifleri eli
inde yorumlad bu iir klk geleneinde Anadolu-protesto kltr
nn en nemli rneklerinden birini oluturur. Eserin ikinci ktasnda
Trkmen airetlerin Osmanl devleti ile sregelen ve daha ok iskn poli
tikalar ile aa kan honutsuzluuna dair iyi bir belge niteliindedir.
Belimizde klcmz kirmari / Ta deler mzrann temreni
Hakkmzda devlet vermi ferman / Ferman padiahn dalar bizimdir.

232
Seluk Duran

Bu srete Cem Karaca, Karacaolan, k Emrah, Kazak Abdal gibi es


ki dnem klarnn yansra dnemin en nemli klarndan k Mah-
zuni erifin eserlerini yorumlamaya balad. Ac Doktor, Nem Kald, Oy
Babo akla ilk gelen Mahzuni trkleri olarak belirtilebilir. Son albmleri
ne kadar klarn eserlerine ve geleneksel halk mziine ilgisini yitirme
yen Cem Karaca klk geleneinin Anadolu Rock-pop mzie ynelik
etkisini anlamak iin iyi bir rnektir.
Anadolu-Rock-Pop mziinin nemli temsilcilerinden biri olan Ban
Manonun savmz destekleyecek eserleri ve retimleri bulunmaktadr.
Ban Mano ile ilgili bu anlamda Dilaver Dzgn tarafndan kaleme
alnm bir makale sz konusudur.9 Dzgn, bu makalede klk gelene
inin deiim ve dnm sreci zerinde durduktan sonra Ban Mano
rneinin bir gei sreci olarak bu gelenee bir katk olarak gsterilebi
leceini iddia eder. zelikle Aynal Kemer ve Osman arklarndaki
ieriin ve biimsel zelliklerin klk geleneindeki hikye anlatcla
denk debileceini belirtmektedir. Ban Manoyu bu gelenein bir
temsilcisi olarak gsteremeyeceimizi ancak duyu, hissedi ve yorumla-
y zelliklerinin onu bu gelenee yaklatrdn dnmektedir. Biz de
bu bak asna katk olarak Ban Manonun mziinde her ne kadar
batl tonlar etkili olsa da klk geleneinin de nemli bir yeri olduunu
syleyebiliriz. En bilindik eserlerinden biri olan Dalar Dalar trk
formundadr. te Hendek te Deve, Nazar Eyle, Ben Bilirim, Ali
Yazar Veli Bozar gibi arklannda bu forma yakn olduu sylenebilir.
Ban Mano birok albmnde geleneksel halk trklerinin yannda
klarn trklerini de seslendirmitir. Pop mzie daha yakn olan Man
o bu eserlerinde klk geleneinin etkisi dikkat ekicidir.
Bu meseleye ilikin vereceimiz bir baka rnek Edip Akbayram ola
cak. Edip Akbayram mzie lise yllannda balar ve bu dnemde Pir Sul
tan Abdal ve Karacaolan iirlerine yaptklan besteleri okurlar. lk krk-
belii Kendim ettim Kendim buldum trksn Siyah rmcekler ve
Gaziantep Orkestras ile icra etmitir. 1972de Altm Mikrofon yarma
snda k Veyselin Kkredi imenler ile birincilik kazanan Edip Ak
bayram bu arkyla birlikte k Mahzuni erifin Bou Bouna eserini
okuyarak bir 45lik karr.10 Bu dnemle birlikte geleneksel halk trkle
rini ve zellikle k Mahzuni erif in eserlerini okumaya balayan sa
nat 1980 sonras daha protest bir tavr benimserken 1990lann sonuna

9 Dilaver Dzgn, klk Geleneinin Deiim ve Dnm Srecinde Ban Mano Olgu
su, M ill Folklor, 2009, Yl 21, Say 84
10 Sinan Gndoar, MuhalifMzik, Devin Yay. stanbul, 2005, s. 176-177

233
Trkiye de Aklk Geleneinin Popler Mziklere Etkisi

doru hem halk trklerini, hem protest arklar hem de yeni bestecilerin
arklarn albmlerinde birletirmitir. Bunu yaparken belirledii izgi
den dn vermeyen sanat 1980 sonrasnda kendisine yaplan arabesk
albm yapmas ynndeki teklifleri reddetmitir.11 k Mahzuni erifin
ve Edip Akbayramn birbirlerinin mzik yaanlannda son derece
nemli yerleri olduunu sylememiz gerekir. Nasl ki Edip Akbayram
Mahzuni trklerinin sayesinde poplerliini arttrd ise Mahzuni erifte
Akbayramn modem yorumlan ile birlikte zellikle kentlerde daha fazla
insana ismini duyurabilmiim Yeri gelmiken k Mahzuni erifin mo
dem dnem klan ierisindeki zel yerine dikkat ekmekte fayda var.
Alev-Bekta geleneinin bir temsilcisi olarak rnler veren Mahzuni
erif ky gerekliini sade fakat etkili bir biimde dillendirmektedir. Ya
anan gndelik sorunlar, devlet ile halk arasndaki uurumu, yoksulluk,
hastalk, eitsizlik gibi meselelere ynelik halkn hissiyatlann sloganist
olmayan fakat son derece net ve korkusuz bir dille anlatmaktadr. a
mzn Pir Sultan Abdal' olarak gsterilen k Mahzuni Trkiyedeki
muhalif yaplann ve halk kesimlerinin son derece nem verdii, sayg
duyduu bir isimdir. Edip Akbayram mzik yaamnn ilk yllarnda Du
manl Dumanl Oy Bizim Eller, nce nce Bir Kar Yaar, Kolum Nerden
Aldn Sen Bu Zinciri, Mehmet Emmi - Affetmem Seni, Bu Yl Benim Yeil
Bam Kurudu gibi bilinen Mahzuni trklerini 45lik plaklarnda oku
mutur. Albmlerinde ise emi Siyahm Garip, Yllar, Merdo, Nem Kal
d gibi trklere yer vermitir. Bu trklerin yannda Aldrma Gnl, E
kya Dnyaya Hkmdar Olmaz gibi dnemin efsane arklarn seslendi
ren Edip Akbayram geni bir kitle taralndan dinlenmitir. Geleneksel
halk trklerini ve klarn eserlerini kendine has yorumu ile kentli din
leyicilere ulatrm, gelenei hoyrata smrmeyip kendi mzik tarz ile
oluturduu arklarla birlikte baarl almalara imza atmtr.
Anadolu Rock ve Pop mziinden bahsedip de Fikret Kzlok ismini
anmamak hakszlk olur. Fikret Kzlok hafif pop mzii, protest mzii
ve halk mzii yorumlarm ortak bir potada eriterek baarl almalar
ortaya koymutur. lk kn Karacaolanm Gzel Ne Gzel Olmu
sun iirine yapt beste ile gerekletiren Fikret Kzlok zellikle k
Veysel trklerini yorumlayyla beeni toplad. Anodolu Rock-Pop
trnde mzik yapan Moollar ve 3 Hrel gibi nemli gruplara ve Erkin
Koray gibi isimleri burada anmamz gerekir. Ancak yaznn boyutlarn
zorlamamak adma ayrca bir meklendirmeye girmeyeceiz. Buradan*

u A.g.e., s. 176-177

234
Seluk Duran

grld zere bahsettiimiz sanatlar klk gelenei ve halk trk


lerinden ciddi biimde etkilenmi. Bunlar hem mzik alglar ve duyula
r ile hem de zelikle Cem Karaca, Edip Akbayram rneklerinde grd
mz gibi politik kimliklerinin birer paras olarak sunmay baarabil
milerdir. Cem Karacann politik kimliinden dolay yurt dna kamas
ve Trk vatandalndan kmas, Edip Akbayramn arabeske ynlendi
rilmek istenmesi, 12 Eyll sonrasnda yaananlardan sonra kzgn ve kr
gn bir biimde kesine ekilen Fikret Kzlokun tavr, mzik zerinden
yrtlen iktidar mcadelesini anlamak iin nemli birer ipucu olabilir.
Bu alan ykselen toplumsal mcadele ve halkn destei ile militan bir
biimde dolduran mzisyenlerin devletin politik ve fizik iddeti sonra
snda tavr deitirmesi anlalabilir bir durumdur. Ancak yenilgi ya da
geri ekili sonrasnda yaanan travmalar sonrasnda mzisyenlerin bir
trl eski havasn yakalayamamas bu mcadele alannn neminin sa
natlar tarafndan yeterince alglanamamas ayrca zerinde durulmas
gereken bir meseledir.
/V

A iK LA R , PROTEST MZK VE
TOPLUMSAL MUHALEFET
Protest mzik adndan da anlalaca gibi daha ok siyasi ve toplumsal
ierikli, isyankr, muhalif bir mzik trdr. Hem yerel hem de evrensel
eleri uzlatrabilen, mar gibi bat kkenli bir mzik yapsnn yansra,
at, koaklama, doalama gibi geleneksel edebiyat rnlerinden de
faydalanabilen bir eitlilii ieren protest mzik 1968 renci hareketin
den sonra dnyada ve lkemizde popler olmaya balamtr. Protest m
ziin ncl olarak bilinen sveli mzisyen Joe Hill ii simli arklar
syledii ve grevlerde boy gsterdii bir dnemde cinayet sulamasyla
1915 ylnda kuruna dizilmitir. Daha sonra onu izleyen Paul Robeson,
Woodrow Wilson Guthrie, Pete Seeger, Phil Ochs gibi isimler yaptklar
mzikle dnyada gelien muhalif hareketlere destek oldular. 68 kuann
muhalif sesleri; Bob Dylan, John Lennon, John Baez, ilide Pinochet
nin asker cuntas srasnda ldrlen Victor Jara, Yunanistann nemli
mzisyenleri Mikis Theodorakis, Maria Farantouri gibi birok mzisyen
en verimli alarn bu dnemde yaamlardr. Ayrca Pink Floyd, nti
limani, Quilapayun, Buena Vista Social Club gibi gruplar dnyada hl
beeniyle dinlenen protest mzik gruplar olarak meklendirilebilir. Tr
kiyede uzun yllardan beri zgn Mzik gibi yanl bir ifade ile anlan
Protest mzik 1970li yllarda Ruhi Su, Zlf Livaneli, Selda Bacan,
Sadk Grbz gibi sanatlarn katklaryla geni kitlelere ulamr.

235
Trkiye 'de klk Geleneinin Popler Mziklere Etkisi

1980lerde Ahmet Kaya Ferhat Tun, (bir nceki blmde de adn and
mz) Edip Akbayram, Rahmi Saltuk, Ali Asker gibi mzisyenlerin ve
Grup Yorum, Grup Kzlrmak, Ezginin Gnl, Yeni Trk gibi grupla
rn katklaryla gelimitir. Dnyadaki ve Trkiyedeki gelimelere para
lel olarak ykselen halk hareketleri daha ok emperyalizm, sava, yoksul
luk, pahallk, eitsizlik gibi kavramlara yksek sesle itiraz ederek kendim
ifade etmeye balamtr. Askeri cuntalarla ve devlet iddeti ile bastrl
maya allan muhalif sesler belki de en net ve kararl biimde mzik
araclyla kendini ifade edebilmitir. Dnemin kltr-sanat etkinlikle
rinde bata halk Aklan olmak zere bir ok mzisyenin, tiyatro ve sine
ma oyuncusunun, gazeteci ve yazann halk hareketlerine destek verdii,
hatt bizzat bu mcadelenin iinde birer zne olduklann syleyebiliriz.
Aklann buradaki ilevi biraz daha farkl ve nemli gibi durmaktadr.
nk Krsaldan kentlere g eden halk kesimlerine ulamak iin Akla-
nn kulland dil kentli mzisyenlere gre daha etkili olmutur. klar
nceleri ky gerekliini anlatt eserlerine artk kentli ve evrensel tema
lar da eklemeye balamlardr. Birka rnek vermek gerekirse k
Nesimi imen tarafndan NATO iin yazlm u drtlk nemlidir.
Yce Trk milleti dme tuzaa /Nato dan ayrlmak ereftir bize
Vietnam ortada gitme uzaa / Nato dan ayrlmak ereftir bize
Hem sesi ve syleyi biimiyle, hem de verdii eserlerle dnemin en sert
muhalif klarndan k hsani:
Sorumluyum ben amdan /Dz ovamdan dik damdan
Smrgeni topramdan /Kovana dek yazacam
Drtlyle kendini kararl bir biimde toplumsal mcadelenin bir para
s olarak grmekte ve sorumluluk hissetmektedir.
k hsaninin yan sra dnemin muhalif rnler veren bir ok k
vardr. k Ali zzet, k smail pek, k Yoksuli, Hseyin rak
man, Muhlis Akarsu, Feyzullah nar, Mehuli, k Daimi, Davut Sula-
ri, Abdullah Papur, k Zamani, Emeki ayrca kadn ozanlardan ah
Turna, ah Senem Bac gibi bir ok isim dneminin etkili eserler veren
klar olarak hatrlanabilir. Ancak bizim derdimiz burada Protest mzi
in klk gelenei ile ilikisini anlamaya almak olacandan baz
Protest mzik sanatlarnn eserlerine younlamak uygun olacak.
ncelikle Ruhi Su ile balayabiliriz. 1912 ylnda doan Ruhi Su, 1.
Dnya Sava srasnda anne ve babasn yitirmitir. Devlet opera sanat
s iken 1952 ylnda tutukland ve 5,5 yl hapis yatt. Operaya bir daha
dnemese de mzik almalarna devam etti. 1975-79 yllan arasnda

236
Seluk Duran

kendi kurduu Dostlar Korosu nz en verimli dnemini geirdi. Hem


geleneksel halk ezgilerini hem de k trklerini seslendirdi. Yunus
Emre, Dadalolu, Krolu, Karacaolan, Pir Sultan Abdal bata olmak
zere bir ok an eserlerini yorumlayarak bu alanda en fazla eser veren
mzisyenlerden biri oldu. Yukanda saydmz btn klarn adn ta
yan birer albm vardr. Bunlarn yannda besteci ynyle de beeni top
lamtr. zelikle Nzm Hikmet iirlerine yapt baz besteler gnmz
de klasiklemitir. Ruhi Su halk mzii ile bat mziinin sentezi konu
sunda nemli yaptalarndan biridir. Bat mzii ve halk mzii hakkn-
daki fikrini erken saylabilecek bir dnemde u szlerle ifade etmitir.
Armoni, Bat mziine bugnk gcn kazandrm olan ok seslilik
kurallarnn bilimidir. Armonize etmek bir melodi izgisini ok sesli
bir hale getirip zenginletirmek demektir. ok seslilik nedir bilmeyen
bizim gibi bir toplumda bunun halk da, sanaty da yetitirici iki yn
l bir faydas vardr. ok seslilie kendi trklerinin eliinde girmesi
hem halka daha ilgin gelir, hem de sanatya bu kurallar iinde kendi
diliyle dnmeyi retir. Geri sadece trklerin armonize edilmesi
Bat mzii ya da bir mziin gelecei demek deildir ama bu anlam
daki bir mzie hem yolunu aan, hem kiiliini kazandran bir aba
dr. (Orkestra Dergisi, 1965).12
Sinan Gndoarda eserinde u deerlendirmeyi yapmaktadr: onun bu
tutumu ne sahte halk seviciliine uzanacak mzikal beeninin duraanl
na yol aacak bir otantikliktir ne de halk trklerinin scaklnn ve
itenliinin yok olmasma yol aacak bir yabaclarmadr 13 Ruhi Su
tarafndan gelitirilen bu yaklam kendinden sonraki bir ok mzisyeni
de etkileyecektir. Muhalif kimlii ile de bilmen Ruhi Su geleneksel halk
mzii ile Protest mzik arasnda nemli bir gei noktas olarak deer
lendirilebilir. Bu bak asn kendisinden sonraki birok mzisyen be
nimsemi ve gelitirmeye almr. Geleneksel halk ezgilerinden yarar
lanarak, bat tarz armonize tekniklerine sklkla bavurulmutur. Ayrca
batl mzisyenlerle zellikle yurt dma kmak zorunda kalan birok
mzisyenin ortak almalarnda Ruhi Sunun balatt bu nemli yakla
mn izlerini grmek mmkndr. Bu anlamda zerinde durabileceimiz
ikinci nemli rnek Zlf Livanelidir.

12 Doan Karabey, Ruhi Su Trkleri, Everest Yaynlan, stanbul, 2008


13 Sinan Gn doar, Muhalif Mzik, Devin Yay. stanbul, 2005, s. 79

237
Trkiye de Aklk Geleneinin Popler Mziklere Etkisi

1970 ylndaki 12 Mart Muhtras ile yurt dna kan Zlf Livane-
linin ilk 45lii Ozanolu adyla kar. Daha sonra yurt dndaki a
lmalarnda Trkiyedeki Genlik hareketlerinin nderlemin lm ze
rine yaplan atlarla sesini duyurur. Chants Rvolutionnaires Turcs
adyla Brkselde yaymlanan albmde arkla Ulaa At, Nur-
hak gibi trkler bulunmaktadr. Ayrca baz eserlerinde dede dzeni
olarak bilinen daha ok Alev geleneksel mziinde yer alan bir yntemi
uygulayarak nemli bir farkllk yaratt. Ekya Dnyaya Hkmdar
Olmaz albmnde de bat mzii ile doulu enstrmanlarn salam bir
sentezini sergiledi.14 Daha sonra Nzm Hikmet, Sabahattin Ali gibi air
lerin iirlerine yapt besteler ile gnmzde hl byk bir keyif ve
duyarllkla dinlenen, sylenen arklarn reticisi oldu. Livanelinin zel
likle Karacaolana ait ryan geldim gene ryan giderim iirine yapt
yorum ve Sabahattin Aliye ait olan Leylim Ley iirinde kulland tn
lar eserlerindeki geleneksel Alev mziinin etkisini gstermektedir. Za
ten kendisi 1995 ylnda kard Neylersin albmnn ikinci ksmn
tamamen Alev deyilerine ayrarak belki bir nevi vefa borcunu demeye
almtr. Livaneli dnyann deiik lkelerinden mzisyenlere yapt
almalarla da mzie nemli bir katk sunmutur. Livaneli yurt dnda
daha ok bir Anadolu Halk Ozan olarak tannr.
Dnemin bir baka popler Protest mzik sanats Selda Bacandr.
lk dnemlerde Selda adn kullanan ve hafif pop mzii tadnda gelenek
sel ezgiler syleyen Selda Bacan kadn mzisyenler ierisinde en etkili
seslerden birisi olmutur. Gesi Balar emberimde Gl Oya, Kale
nin Dibinde Ta Ben Olaydm gibi geleneksel halk trklerinin yannda
Mahzuni erifin Nem Kald trks, Neet Ertan15 Tatl Dillim
Dane Dane Benleri Var trklerin yer ald Trklerimiz - 1 albm
ile byk beeni toplad. Daha sonraki neredeyse btn albmlerinde
halk ve k trklerine yer verdi. Mahzuni erif, Muhlis Akarsu, k
Kaplani Emeki ve birok ozann trklerini seslendirdi. i ve kylle
rin dertlerini dile getiren bu trklerin en bilinenleri Trklerimiz - 2
albmnde Mahzuniden nce nce Bir Kar Yaar Fakirlerin Bana
Dost Uyan , Mehmet Emmi trkleridir. Ayrca Mahir ayan ve Ar
kadalarnn lm zerine yazlan Kzldere adl halk trksn de
seslendirdi. Bu gelenei Trklerimiz -3, -4, -5 albmlerinin hepsinde

14 Sinan Gndoar, MuhalifMzik, Devin Yay. stanbul, 2005, s. 114


15 Yazmz bitirmek zereyken Usta k N eet Ertan lm haberi geldi. Anadolunun belki
de son byk Abdal diyebileceimiz Neet Ertaa rettii trkler adna sonsuz teekkr
bor bilirim. Trkleriyle bize k vermeye devam edecek.

238
Seluk Duran

devam ettirdi. 1987de k Kaplaniye ait Yryorum Dikenlerin s


tnde trks 12 Eyll sonrasnda yaanan ikencelere dorudan olmasa
da dolayl bir biimde yneltilen bir haykrt. 1988 ylnda kan z
grlk ve Demokrasiyi izmek albm Trkiyede yaymlanm en
gl Protest mzik albmlerinden biridir. dam ile yarglanan Nevzat
elikin Tahliye Olann Ardndan ve Scak Saklayn Gecelerimi gibi
iirlerinin yannda Attil lhanin An Gelir, Haan Hseyin Korkmaz-
gilin Acy Bal Eyledik, Melih Cevdet Andayn Baylrm u Dzenli
Dnyaya ve Ceyhun Atf Kansunun Dnyann Btn iekleri iir
lerine yaplan besteler olduka etkileyicidir. Bunlarn yannda Mapusha-
ne inde Mermerden Direk, Mapushanelere Gne Domuyor, Ada
letin Bu mu Dnya? trkleri ile dnemin politik atmosferine tepkisel
bir k sz konusudur. Pir Sultan Abdala ait Sivas Ellerinde Sazm
alnr trksne de yer veren Selda Bacan bu albmden sonra da
Alev deyileri ve klarn trklerini seslendirdi. Daha ok bar, kar
delik, birlik, beraberlik temalarnn ilendii bu trklerde gl sesini,
sade dzenlemeler eliinde etkileyici biimde kulland. Doksanl yllar
da hem protest arklara, hem geleneksel halk trklerine hem de bata
Yunan mzii olmak zere dnya mziklerine olan ilgisini almalarna
yanstarak mzik hayatna devam etti. Bacann ki bin yl sonrasnda
zellikle kafe bar denilen elence ortamlarnda alnan halay tarz trk
lere ve popler trk bestelerine albmlerinde yer vermesi Trkiyede
yaanan ve mzie de yansyan politik ve kltrel ortamn bir tezahr
olarak gsterilebilir. Kukusuz burada tek tek ele alamasak bile ismini
anmamz gerektiini dndm sanatlar var. Sadk Grbz ve Rahmi
Saltuk bu anlamda ilk akla gelen isimler. Ah Asker de klk gelenei
etkisinde mzie balam ve protest mzie gei yapmtr. Protest
mzik deyince akla belki de ilk gelen isim olan Ahmet Kayann eserle
rinde klk etkisine daha az rastladmz iin zerinde durmayacaz.
Sonu olarak hem Anadolu Rock mzii Hem de Protest mzik klk
geleneinden youn biimde etkilenmi toplumsal halk muhalefetinde
mzisyenlerle halkn yan yana gelmesi adna nemli birer ara olmular
dr. imdide son olarak daha ok biimsel zellikleri zerinden klk
geleneinin ve geleneksel halk mziinin arabesk mzik ve Hafif Pop
mziine etkisini anlamaya alacaz.

239
Trkiye de Aklk Geleneinin Popler Mziklere Etkisi

O r h a n g e n c e b a y a r a b e s k in d e ik l ik e t k s
Trkiyede arabesk mzik zerine yaplm nemli almalar bulunmak
tadr.16 Arabeski Popler kltr balamnda Trkiyedeki modernleme
ve kentleme pratiinin bir paras olarak okuyan Meral zbekin al
mas bu anlamda bizi aydnlatan nemli eserlerden biridir. Popler Kl
tr ve Orhan Gencebay Arabeski balyla kan 1988 ylnda biten bu
doktora almas daha sonra ilk basm 1991 olmak zere kitap olarak
baslmtr. Meral zbek bu eserle birlikte arabesk meselesini yozlama
nn, kltrszln, arada kalmln mzii olarak tanmlayan bak
asna kar yeni bir sylem gelitirerek, arabeski krsaldaki alkanlk
larla, kentteki yeni hayat tecrbesinin deneyimlendii noktada kentle ba
etme, kentin zorluklarna kar yeni bir dil gelitirmenin mzii olarak
anlamaya almtr. Bu anlamyla arabesk hem bir direnme hem de bo
yun emeyi iermektedir. Kltrel almalar geleneinin at yoldan
tezini gelitiren ve kuramsal olarak ok zengin bir literatrle meseleyi
irdeleyen zbek almann ilerleyen blmlerinde arabesk mziin bi
imsel zelliklerinden de bahsedecektir. Bizi bu alma asndan daha
ok bu ksm ilgilendirmektedir. Biz bu almada klk geleneinin
biimsel zellikleri itibariyle hem arabesk mzie hem de pop mzie
etkisi olduunu dnmekteyiz ve bu durumu her iki mzik tr iin de
baz rneklerle aklamaya alacaz. ncelikle burada derdimizi anla
trken kritik bir noktaya Meral zbekin araclyla dikkat ekmeliyiz.
belirli geleneksel eler yepyeni ortamlarda, yeni toplumsal e ve
pratiklerle eklemlenerek, yeni biim ve anlamlar kazanrlar; ve eer
kltrel devamllktan sz edilecekse bu daha ok bir slup devamll
dr.17
Yani hem arabeskte hem de pop mzikteki etkinin dorudan ve kesin bir
etki olduunu asla savunmuyorum. Bu etkinin tam da deien koul ve
pratikler dorultusunda bir kltrel devamlln tezahr olarak ortaya
ktn dnyorum. Yani klk gelenei ve geleneksel halk ezgile
rinin sz konusu popler mziklere deiik biimlerde szdn, besteci

16 Meral zbekin yazda zerinde nemle durduumuz eserinin yansra aadaki eserler ince
lenebilir. Stokes, Martin, (2010) Trkiyede Arabesk Olay, ev. Hale Erylmaz letiim yay.
stanbul; Ik, C. - Erol, N. (2002), Arabeskin Anlam Dnyas-, Mslm Grses rnei, Balam
Yay. stanbul; Gngr, Nazife (1990) Arabesk, Sosyokltrel Adan Arabesk Mzik, Bilgi
Yaynevi, Ankara; Erol, Ayhan (2002), Popler Mzii Anlamak; Kltrel Kimlik Balamnda
Popler Mzikte Anlam, Balam Yay. stanbul
17 Meral zbek, Popler Kltr ve Orhan Gencebay Arabeski, letiim Yay. stanbul, 1991

240
Seluk Duran

lerin hem szlerinde hem de mzikal tndannda bu etkiyi hissetmenin


mmkn olduunu sylyorum. Meral zbekte almasnda Gelenek
Taycs Olarak Orhan Gencebay bal altnda klk gelenei ile
rabtasn anlamaya alr.
Orhan Gencebay zellikle 1968 ve 1979 yllar arasnda yapt ark
laryla, ille de karlatrlmak istenirse en azndan biimsel olarak
halk klarna benzetilebilir: Kentli bir halk a(ozan)
Bu benzetmenin nedenleri zerinde dururken Meral zbek ncelikle
Orhan Gencebayn kendi ark szlerini ve bestelerini kendisinin yazma
s, ynetmesi, dzenlemesi ve -ok iyi- saz almasn rnek olarak gste
rir. Ayrca zbek, sanatnn Samsundan stanbula geliini ve ilk ileri
ni saznn eliinde icra etmesini, ilk albm kapaklarnda elinde saz ile
kentli bir k portresi izmesini de bu adan deerlendirebileceimizi
belirtir. (zbek,1991,176-177) Ancak Gencebayn ark szlerindeki
baz temalar ve biimsel zellikler bizi klk etkisinin biraz daha net
okunabilecei bir noktaya getirir. Meral zbek ayn eserinin Ekler
blmnde Orhan Gencebay Arabeski ark Szleri zmlemesi ba
l altnda bir analiz yapmtr. Bu analize gre ark szlerinde en fazla
grlen baz szcklerin sklk ortalamalarna bakldnda 300-650 ara
snda ak, ben, sen, sevmek, olmak gibi szcklere, 200-300 aras dert
szcne,200-100 aras dnya, gn, biz, sevgili, gelmek, vermek, bil
mek gibi szcklere 100-150 aras ac, can, are, lm, Leyla, mit, ha
yat, kader,yara,gnl, gibi szcklere rastlamaktayz.18 Burada grd
mz birok szck aslnda klk geleneinde de sk ilenen temalara
ilikindir.19 Orhan Gencebaym ark szlerindeki biimsel zelliklere
baktmzda da hece ls ve uyak dzenin klk geleneine yakn
olduu grlr. rnein: Batsn Bu Dnya arksnn nakarat ksmmda
Mani uyak dzeni grlr.

18 Yukarda bahsettiimiz szckler bu almada verilenlerin bir ksmdr. 100-50 aras sz


cklerden sonras seilerek verilmitir. Szcklerin tamam iin;
zbek, Meral (1991), Popler Kltr ve Orhan Gencebay Arabeski, letiim Yay. stanbul, (s.
348-349)
19 klk geleneinin biimsel zellikleri ve iledii temalar iin ksa bir hatrlatma yapmamz
gerekirse zkul obanolundan alacamz bilgilere gre: Nazm birimi: drtlktr. Hece
ls 1) 4+4+3 ya da 6+5 durakl 11 heceli iirler. 2) 4+4 ya da serbest durakl 8 heceli l.
3) 4+3 ya da serbest durakl 7 heceli iirler olarak ayrlabilir. Uyak Dzeni: Koma tarz uyak
dzeni 8-11 hece ll iirlerde abab-cccb-dddb ya da abcb-dddb-eeeb eklindedir. Mani ekli
uyak 7-8 ll iirlerde aaba-ccdc-eefe biiminde icra edilmektedir. klkta serbest ve snr
sz olmasna ramen biim ve ezgiye gre, sevgi, ak, ayrlk, hasret, gurbet, kader, doa, insan,
kahramanlk, lke gibi temalar ilenmektedir (obanolu,2007, 13-14).

241
Trkiye de Aklk Geleneinin Popler Mziklere Etkisi

Ben ne yaptm kader sana (a) 8,1i hece


Mahkm ettin beni bana (a) 8li hece
Her nefeste bin sitem var (b) 8li hece
ikyetim yaradana (a) 8li hece
Ya da sevilen arklarndan bir olan Gnlde
Hepimiz bir misafiriz (a) 8li hece
Zaman gelince geriz (a) 8li hece
Ecel ac can alrken (b) 8li hece
Her eyimizden geeriz (a) 8li hece
Bu rnekler ziyadesiyle oaltlabilir. Ancak unu da belirtmek gerekir ki
Arabesk gibi farkl mzik trlerinin senteziyle ortaya kan melez bir
mzikte yukarda bahsettiimiz biimsel zeliklerin ayn ark iinde bile
bazen bir uyumsuzluk sz konusu olabilmektedir. Meral zbeke yeniden
dnecek olursak
Orhan Gencebay arabeskinde mzik yaps hibir geleneksel yapyla
tek bana aklanamyor. Kendisinin belirttii zere, be tip arks
var: 1) Trk Sanat mzii arlkl 2) Halk Mzii arlkl (zellikle
Orta Anadolu tarz) 3) Oryantal (oyun havas) arlkl, 4) Bat Mzii
arlkl (armonik) 5) Ortada. Orhan Gencebaym ortada dedii hibir
belirgin arl olmayan bu melez arklar, onun mziinin ounlu
unu oluturuyor ve kendisine gre Orhan Gencebay arabeskini zel
klan, asl temsil eden paralar, ortada olan paralardr (zbek, 1991,
175)
Bu ortada olma hali Orhan Gencebaya kendi deyimiyle serbest al
malar yapmaya olanak tanmaktadr ve bu durumda onun o dneme ka
dar denenmemi zgn bir mzik tarznn olumasna olanak tanmtr.
Arabesk olarak tanmlanan bu mzik ilk dnemlerde devlet tarafnda
yasaklanm ancak 1990l yllara doru zaln liberal bir hegemonya
tesis etmeye almasyla serbest braklm, hatt acsz arabesk gibi
bir kavramla tevik edilmitir. lk dnemlerde Ferdi Tayfur ve Mslm
Grsesin daha sonra da brahim Tatlsesin de katlmyla Trkiyede bir
dnem en fazla dinlenen mzik tr olarak tarihe gemitir. Kald ki b
tn bu saydmz isimlerin kendilerini neredeyse kltrel bir kimlik aidi
yeti iersinde dinleyen hayran kitleleri bulunmaktadr. Arabesk mzik her
ne kadar ilk dnemlerde Meral zbekin belirttii gibi hem bir direnme
hem de bir boyun eii barndran snfsal bir boyut ierisinde anlamlan-
dnlabilse de 1980 sonrasnda Trkiyedeki yoksul kentli kesimlerin dev
letin sa poplist hegemonyasn iselletirmesinde nemli bir ara ol

242
Seluk Duran

mutur. Nurdan Grbilekin ele ald haliyle bir taraftan son derece yo
un bir baskmn yaand te yandan merkezsiz, dank kendiliinden
bir sz patlamasnn yaand 1980li yllarn kltrel ikliminin gei
noktalarndan biriydi arabesk.20 Grbilek bir baka denemesinde 1990l
yllan anlamaya alrken Orhan Gencebayn hibir zaman ulalamaya
cak, uzak bir imgeye tutulmu, k syleminden, kontrolsz, takn, dn
yann nimetlerinden mahrum kalm bir arzunun davurumu olarak Ben
de sterem sylemine geie dikkat ekmektedir.21 Sz buraya getir
memizdeki sebep ise her ne kadar sz diziliinin biimsel zellikleri iti
bariyle klk tarzna yakn besteler retilse de arabesk mzikteki tema
lar farkllamaya balamtr. Bazen dibe vurmu bir umutsuzluk, bazen
pikin bir talepkarlk, bazen bir g ve erkeklik gsterisi bazen de her e
yin bo olduuna ilikin bir vurdumduymazlk daha ar basmtr. k
lk geleneinin arabesk zerindeki etkisi azalm sadece arabesk mzik
mzisyenlerinin albmlerinde okuduklar k ya da halk trklerinden
ibaret bir iliki kalmtr diyebiliriz.

H a f f t r k p o p m z :
LK DENEMELER VE HALK TRKLER
Hafif Trk Pop mzii de Anadolu Pop gibi bat mziklerinden etkilen
mitir. lk olarak ngilizce ya da Franszca baz arklar sylemeye ba
layan Pop mzik sanatlar daha soma aranjman adn alacak olan ya
banc arklara Trke sz yazma geleneini balatmlardr. Bir baka
ynelim ise Trk halk mzii paralarna bat tarz yeni dzenlemeler
yaplmas olacaktr.22 1960l yllarn sonunda nemli almalarn sergi
lenmeye balandn grdmz Hafif Trk Pop Mziinin nemli
temsilcileri arsnda Alpay, Doruk Onatkut, Tlay German, Ayten Alp-
man, Berkant, Ajda Pekkan, Seyyal Taner, Esmeray, Erol Bykbur ve
lhan rem gibi isimleri sayabiliriz. Genel olarak Anadolu Pop ile gerilim
li bir ilikisi olan Pop mziin bu gerilimden azade tutulacak isimleri ise
Bar Mano ve Tlay Germandr. Bar Mano aslnda Anadolu Pop ile
Hafif Pop mzik arasnda bir yerdedir. Tlay German ise gl yorumu
nun yanndaki Protest denilebilecek duruuyla hem Anadolu Pop mzii

20 Nurdan Grbilek, Vitrinde Yaamak, Metis Yay, stanbul, 2001, (3.basm)


21 Nurdan Grbilek, Kt ocuk Trk, (Ben de sterem, 11-25) Metis Yay, stanbul, 2010 (3.
Basm)
22 Naim Dilmener, (2003) Bak Bir Varm Bir Yokmu, H afif Trk Pop Tarihi, letiim Yay.
stanbul

243
Trkiye de Aklk Geleneinin Popler Mziklere Etkisi

ne hem de Protest mzie yakn durmaktadr. Ruhi Sudan ders alan,


k Nesimi imen ve k Ali zzetten trkler renen German bir
halk trks olan Burak Tarlas ile nemli bir k yapmtr. 1964de
kan Burak Tarlas plann dier paras ise k Ali zzete ait olan
Mecnunum Leylam Grdm adl trkdr. Daha sonraki albmlerinde
Kalkt G Eyledi Avar Elleri, Gelin Canlar Bir Olalm, Elif, Bana Seni
Gerek Seni gibi k trklerini seslendiren Tlay German ayn zamanda
Yarnn arks, Yiidim Aslanm, Leylim Ley gibi dnemin sevilen ar
klarna da almalarnda yer ayrd. almalarna Fransada devam et
mi ancak Nzm Hikmete Sayg albmnden ve 1987 tarihindeki Paris
konserinden sonra sahnelere veda ederek dinleyenlerini ve sevenlerini
zmtr. 1999 ylnda eski arklarndan oluan bir derlemeyle Kalan
Mzikten Yunustan Nzma adyla kan almas onun mziindeki
ozan-k ve airlerin etkisini gzler nne sermektedir. Hafif Pop mzii
iin Tlay German bir istisna saylabilir. nk pop mziinin her ne ka
dar halk mziinden ya da baz klarn trklerinden yararland grl
se de bu mziin genel olarak temalar bireysel bir ierik tamaktadr.
Bireysellik ya da bireycilik daha sonra 1980 Askeri darbesinin ardndan
gelen ve Turgut zaln adyla (zalizm) zdeleen bir politik kimlikle
son derece uyumlu bir btnlk oluturacaktr. Askeri darbe sonrasnda
Nurdan Grbilekin az nce bahsettiimiz haliyle artan bir iddete elik
eden bir sz ve sylem patlamas sz konusu olacaktr. Bu sz patlamas
nn lokomotifini ise daha ok arabesk ve pop mzik arkclar olutura
caktr.

S e z e n a k s u : s p e r s t a r , d v a , a ir v e o z a n
Kukusuz pop mziin 1980 sonras en nemli figr Sezen Aksu olarak
gsterilebilir. Orhan Gencebay gibi gnmzde kendi alannn bir efsane
si olarak adlandrabileceimiz Sezen Aksu, Trkiyenin dnyaya da a
lan gzel yzlerinden biri olarak dikkat ekmitir. Amerikal etnomziko-
log Martin Stokes, Trkeye de kazandrlan almasnda bir blm Se
zen Aksuya ayrmr.23 Stokes bu almasnda ncelikle ksaca Sezen
Aksunun hayat ve mzie balamasn anlatr. Sezen Aksunun ilk yl
lardaki almalarnn darbe sonras yaananlara krlgan, hznl ve edil
gen bir yant olduunu ifade eder. Naim Dilmener in tespitlerinden yola
karsak

23 Martin Stokes, Ak Cumhuriyeti, Trk Popler Mziinde Kltrel Mahrem ev. Hira Do
rul, Ko niversitesi Yaynlar, stanbul, 2012

244
Seluk Duran

Sen alama, Geri Dn, Tkeneceiz adl arklar, asker rejim


sonras bolluk vaadi ile ibana gelmi iktidar yznden kafas kar
m herkesin hislerine tercman olmaktadr,24
eklindeki yaklam Stokes tarafndan da benimsenmitir. Ancak Stokes
Sezen Aksuya daha farkl bir adan yaklar. Kaleme ald blmn
bal bize onu anlamamz iin bir ipucu vermektedir... Ne Alarsn?
Sezen Aksunun Diva yurttal Ne alarsn bildiimiz gibi k Dai
miye ait bir halk trksdr. Sezen Aksu 1995 ylnda kan Ik Dou
dan Ykselir albmnde bu trkye yer vermi ve yorumuyla byk bir
beeni toplamtr. Martin Stokesun da ilgisini eken bu yorum ve yapt
albm Sezen Aksunun mziinde ve belki politik kimliinde nemli
bir dnme de vesile olan ilk admdr. Albm dinlediimizde Sezen
Aksunun yeni bir deneme abas iinde olduu hemen grlebilir. ark
lara yeni bir sound kazandrmaya alan Sezen Aksu, Trkiyedeki kl
tr mozaiini aa karmaya alt eserlerle de dikkat ekmitir. Ne
Alarsnn yannda Ben Annemi zledim trksn syleyen Sezen
Aksu bir Ermeni halk ezgisine yazlan Trke szlerle Var git Turnam
adl trky de seslendirmitir. Dier ilgi ekici durum ise szleri Mevla-
naya ait Yenilie Doru ve Yunus Emreye ait bir lhiye de albmn
de yer vererek Trkiyenin ok kltrllne bir gzelleme sunmutur.
Daha sonra Krte arklarda syleyecek olan Sezen Aksu dier Pop M
zik sanatlarndan farkl bir tarz ve bak asn benimsemitir diyebili
riz. Elbette otuz yl akn mzik hayatmda farkl tarzda arklar sylemi
ya da besteler yapm birisi olarak Sezen Aksuyu sadece bu alana sk
trmak byk bir hata olur. Martin Stokesun kendisi de bunu ifade etmi
tir. Sertab Erener, Tarkan, Levent Yksel gibi birok nl pop mzik sa
natsn deiik biimlerde destekleyerek usta-rak ilikisini byk bir
tevazu ile srdrebilen Sezen Aksunun birok ark sznde geleneksel
halk iirinin etkilerine rastlamak mmkndr. ok sevilen baz arkla
rndan rnek vermemiz gerekirse Tkeneceiz arksndan bir blmde
etrafmz sanverecek(a)
bir boluk ki asla bitmeyecek(a)
her ey bir anda anlamsz gelecek(a)
ite biz o gn tkeneceiz(b)

24 Naim Dilmener, Bak Bir Varm Bir Yokmu Hafif Trk Pop Tarihi, letiim Yay. stan
bul, 2003

245
Trkiye 'de Aklk Geleneinin Popler Mziklere Etkisi

szlerinde halk iiri zelliklerine yaklatn grdmz Sezen Aksu


nun bir ok arksnda benzer elere rastlarz ancak elbette ilenen tema
lar daha ok modem hayan kskacnda kalm, yalnzlk ve belirsizlik
iindeki bireyin duygularn yanstmaktadr. Aksunun bu temalarn d
na kt ve Protest bir havay yakalad arks ise daha nce Zlf Li-
vanelinin seslendirdii imdilerde ise bir dizide sylendikten sonra po
pler olan Hkim Bey arksdr:
ikyetim var cmle yasaktan
Dillerimi Hkim Bey balaan durmaz
Gelsin jandarma polis karakoldan
Fikrim firarda mahpusa smaz eyvah

Sussan olmuyor susmasan olmaz


Dil dursa hkim bey, tende can durmaz
Yazsan olmuyor yazmasan olmaz
Kaleme tedbir koma tek durmaz
Biimsel zelliklerinin yan sra bu iirde ciddi bir muhalefet vardr. Tr
kiyede zellikle 1970 sonras glerle, krsal kesimdeki insanlarn hem
modem hayatn karsnda yaad elikileri hem de smr ilikisini
youn olarak yaadklar st snflara kar aresizliini ikyet edebildik
leri tek kiidir belki de Hkim Bey... Hulusi Kentmenin babacan yz
ile Trk sinemasnda da yerini alan Hkim Bey, klarn da iirlerinde
halknn sorunlarn, ikyetini dile getirdii bir imaj temsil etmektedir.
Her ne kadar 12 Eyll sonras yarglamalarla birlikte bu imge sarslsa da
Sezen Aksu 90l yllarn ortasnda bu ark ile Hkim Bey ile yani ada
let ile yzlemekte. Trkiyede daima ihmal edilen dnce zgrlne
dikkat ekmektedir. Sezen Aksu aslmda bu arkda grlen protest tavrm
Cumartesi Annelerini destekleyerek, Trkiyedeki insan haklan ihlalle
rine ve Krt sorununa duyarllk gstererek, farkl kimliklere sayg konu
sunda hassasiyet gstererek ve Hrant Dinkin lm sonrasnda onun an
sna gzel bir ark yazarak srdrmtr. Sezen Aksu 1975 ile 2006 yl
lan arasnda yazd iirlerin ve ark szlerinin yer ald Eksik iir
adyla bir iir kitab karmtr.25 Her ne kadar burada klk etkisinin
Sezen Aksunun mzii zerindeki etkiyi tartmaya alsak da meseleyi
bu alana sktrmak byk bir zorlama olur. Sezen Aksuyu mziindeki
iirsellik klk gelenei ile elbette ciddi farkllklar arz etmektedir. Baz

25 Sezen Aksu, Eksik iir, Metis, stanbul, 2006.

246
Seluk Duran

arklarndaki biimsel zellikler bu gerei deitirmez. Ancak Sezen


Aksu bu retken ynyle belki de bal bana Trkiyenin kadn ozanla
rndan biri olarak gsterilebilir. Tpk Joan Baez gibi. Ya da Kanadal
ozan Leonard Cohen gibi ...

S onu
Bu alma ile klk geleneinin Trkiyedeki farkl mzik trlerine
etkisini anlamaya altk. Kukusuz bu ksa saylabilecek yaz ile byk
bir klliyat eksiksiz deerlendirmek mmkn deildir. Daha ok baz
temsili rneklerle derdimizi anlattmz iin almann kendi iinde
ciddi eksikler mevcuttur. Buna ramen Trkiye mzik tarihinin ksa bir
deerlendirmesi ile klk gelenei arasndaki balarn anlalabilecei
ortadadr.
Geleneksel olann sadece mzik alannda deil dier birok alanda da
sanat etkilemesi son derece doaldr. Zaten yukardan, dayatmac bir
anlayla bir topraa tamamen yabanc olan teorileri, sanat akmlarn, ya
da inan ve deerleri zerk etmeye almak hem teknik adan hem de
etik adan sorunludur. Bunun bir yanyla asimilasyon olduunu syle
mek abart olmaz. Ancak srekli geleneksel olan da srarc olmak, dnya
nn deiik yerlerindeki gelimelere kulak tkamak, insanln yzyllar
iinde kazand evrensel ilke ve gelimelere duyarsz kalmak, bilim ve
teknolojinin salad olanaklara burun kvrmak gerek sanat ve kltrel
alanda gerekse de ekonomik ve toplumsal alanda bir gerilemeyi berabe
rinde getirecektir. Bu nedenle gelenein yeni olan ile bir etkileime gir
mesi doal ve gerekli bir durumdur. Trkiyede mzik zelinde ele ald
mz rneklerde geleneksel ile ada mziklerin ya da yeni denemele
rin, nasl yaratc sonular dourduunu grebilmekteyiz. Protest mzik
bata olmak zere Anadolu Rock-Pop, Arabesk ve Hafif Trk Pop mzi
inde genel olarak yenilik aray, halkn beeni ve taleplerine, mzisyen
lerin yatknlklarna ve geleneksel olann evrensel bir balamda ele alna
bilmesine bal olarak gelimitir. klk gelenei Trkiyenin mzik
kltrne devasa bir katk sunmutur. Deien yaam koullan sonucu
kaybolmaya yz tutan bir gelenek olarak kl romantize etmek kadar
kendi tahayylmz zerinden bir tek alana sktrmak ve onu icat etmek
de o kadar yersiz olacaktr. Herkesin kendi dilince, bakalannn tanmla
ma iddetine gerek kalmadan kendini ifade etmesi belki de en dorusu
dur. Yazm Eduardo Galenonun konumuz iin isabetli olacan dn
dm bir anlats ile bitirmek istiyorum.

247
Trkiye de Aklk Geleneinin Popler Mziklere Etkisi

Baka bir denizin te kysnda bir baka mleki gekin yalarnda


iten el ekiyor. Gzleri buulanyor, elleri titriyor artk, veda vakti
geliyor. O zaman balang treni gerekleiyor: yal mleki gen
mlekiye kard en iyi ii sunuyor. Kuzeydou Amerika yerlileri
arasnda, gelenek byle emrediyor; giden sanat ustalk eserlerini
balayan sanatya teslim ediyor. Ve gen mleki bu mkemmel
kp izlemek ya da rnek almak iin saklamyor, onu yere vuruyor,
bin paraya ayryor; sonra paralan toplayp kendi kiline katyor.26

K aynaka
Aksu, Sezen, (2006 ) Eksik iir, Metis Yaynlan, stanbul
Attali, Jacques, (2005) Grltden Mzie, Mziin Ekonomi Politii zerine, ev; Gl
Glcgl Trkmen, Ayrnt yay. stanbul,
Bagz, lhan, Folklor Yazlar, Adam Yaynlan, stanbul, 1986
Boratov, Pertev Nail, (1982) Folklor, Halk Edebiyat ve Ak Edebiyat, Folklor ve Edebiyat,
stanbul, Adam Yaynlar,
obanolu, zkul, (2007) Ak Tarz Edebiyat Gelenei ve stanbul, 3F Yaymlan, stanbul
Dinol, Belks, (2003) n Asya ve M srda Mzik, Trk Eskia Bilimleri Enstits Yaymlan,
stanbul
Dilmener, Naim, (2003) Bak Bir Varm B ir Yokmu, Hafif Trk Pop Tarihi, letiim Yay.
stanbul
Dzgn, Dilaver, (2009) klk Geleneinin Deiim ve Dnm Srecinde Bar Mano
Olgusu, M ill Folklor, Yl 21, Say 84
Erol, Ayhan, (2 0 0 2 ), Popler Mzii Anlamak; Kltrel Kimlik Balamnda Popler Mzikte
Anlam, Balam Yay. stanbul
Galeano, Eduardo, (2003) Yryen Kelimeler, itlembik yay. stanbul,. Sa;94
Ik, C.- Erol, N., (2002), Arabeskin Anlam Dnyas; Mslm Grses rnei, Balam Yay.
stanbul. Gngr
Karabey, Doan, (2008), Ruhi Su Trkleri, Everest yay. stanbul
Kprl, M. Fuad, (2004), Saz airleri, Aka Yay, Ankara
Nazife (1990), Arabesk, Sosyokltrel Adan Arabesk Mzik, Bilgi Yaynevi, Ankara
zbek, Meral, (1991), Popler Kltr ve Orhan Gencebay, Arabeski letiim Yay. stanbul.
Stokes, Martin, (2010), Trkiyede Arabesk Olay, ev. Hale Erylmaz letiim yay. stanbul
Stokes, Martin, (2012), Ak Cumhuriyeti Trk Popler Mziinde Kltrel Mahrem ev. Hira
Dorul, Ko niversitesi Yaymlan, stanbul

26 Eduardo Galeano, Yryen Kelimeler, itlembik Yay. stanbul, 2003. s. 94 (Bellek zerine
Pencere 1)

248
BSELK
YARATICI BR KUVVET
O l a r a k R t m n
Z a m a n -m e k n i

U z e r n e D n celer
D uygun Erim

Ses meknsaldr ve bir alanda konumlanr. Ses meknsal olduu kadar


zamansaldr da. Ve ses, mzik ve ritim esas olarak bir zaman ve mekn
meselesidir.1 Ritim sadece mzikte deil, doada, bedende, politikada,
yaamda ve tm evrendedir. Ve her daim aradadr. klid geometrisi ve
dorusal zaman anlayna kar olan ritim zaman-mekn dz, donuk
ve nceden tahmin edilebilir deil aksine kendini yrtan, kurtarc ve kr
c bir etkiyle bizi baka trden zaman-meknlara frlatan yaratc bir kuv
vettir. Bu yazda ritim corafyas zerine dnrken, Deleuze ve Guat-
tarinin ritim zerine analizlerini kurarken yararlandklar iki kaynak olan
Olivier Messian ve Pierre Boulezin fikirlerini takip ederek ritimi, me
lodi ve armoniden ayrtracam. Melodi ve armoninin niteliksel zellik
lerini, l, dzen, sistem, dzenleme ve kat hiyerari ile kurulan bir

1 Zaman ve mekn birbirinden bamsz, donuk, duraan ve dorusal iki ayr kategori olmak
tan ziyade i ie geen, birbirini rten kuatan akkan hareketler olarak, devran szcne
tekabl eden bir mnda kavramsallatran yazm iin bkz: Bergson 1911; Bachelard 1969;
Lefebvre 1991; Game 1995; Thrift 1996; Crang and Thrift 2000; Game 2001; Lefebvre 2004;
Massey 2005.
Yaratc Bir Kuvvet Olarak Ritmin Zaman-Mekn zerine Dnceler

yap biiminde llerle dzenlenmi ritimler olarak belirir (Baker 2011:


33). Esrimenin, kendinden gemenin hali olan lszln sanat olarak
ritim anarinin, dolaysyla yaratcln kt aradaki an olarak beli
rir ve ngrlemez olan, zgr ve lden kurtulmu trden bir hareketin
dzenlenmesi sreci olarak karmza kar (Baker 2011: 33). Yani ritim
sa beklerken sol vurur. Bu yazda bu konulan esas olarak elektronik
dans mzii balamnda dnmeyi deneyeceim. Elektronik dans mzi
inin ortaya kmasnda etkili olan minimal mzik hareketine deinece
im ve bu mzisyenlerin ritimi ne kanrken, modem ncesi kabile
mziklerinin yaplarn nemsediklerini ve bir tr geri dn hareketi ger
ekletirdiklerini gstereceim. Ritime dayal mzik, dorusal zaman
(saatlerin zaman) ve mekn anlayn datan, farkl trden ve oul ili
kiler kurabilen ses olaylar ve ses anlatlan yaratr, bu nedenle kat hiye
rarilere dayal, byk ve tek ynl anlatlardan farkldr ve bu, hayat
daha iyi anlayabilmek ve yorumlayabilmek iin bizim amzdan nemli
bir farktr.
Ritim retken tekrarn iinden kar, yani tekrar ederek dnen ve
bakalaan bir hareketi vardr, dolaysyla yaratc bir hareket olarak ri
tim bir yapnn iinden, bir sistemden ve dzenden doar ve onu aar
(Deleuze 2003). Ritmin isel karakteri aynnn tekrar deil, tekrarn iin
den farkn domasdr (Deleuze 2003). Dolaysyla hep arada olage
len, arada doan, farkl trdenlii, oulluu ve karmakl barndran
bir ara mahaldedir. Atml olmayan zamanla doar yani kendini tekrar
etmeyen zaman ya da kendi iine dmeyen zaman, l, metrik, kadans
zerinden deil sre2 zerinden iler:
Sorun atml olmayan zamann tam tamna ne olduunu anlayabilmek.
Bu birazda Proustun saf haliyle birazck zaman adm verdii eye
tekabl eden bir yzergezer zaman tr. En apak, en dolaysz karak
teri bakmndan atml olmayan dediimiz bu zamann sre olduunu,
l ister dzenli, isterse dzensiz, ister basit ister karmak olsun, l
nn elinden kurtulmu bir zaman karmza her eyden nce trde
olmayan, niteliksel, birbiriyle kesimeyen bir sreler okluu karr.
Bunlar birbirlerine nasl eklemlenecekler?... Eklemleme, birletirile
bilir ya da birletirici bir biime bal olmad gibi, metrik, kadansl,
dzenli ya da dzensiz herhangi bir lye de bal deildir. Farkl
katmanlarda ve farkl ritimlerde salverilmi baz molekl iftlerinin
faaliyetlerine baldr. Mzikte de benzeri bir keiften bahsedilebilme-
si salt bir metafor deildir: notalar ya da saf tonlar yerine ses molekl

2 Sre kavramnn tartmas iin bkz. Henri Bergson 1911.

252
Duygun Erim

leri. Tmyle heterojen ritim katmanlarn, sre katmanlarn kat ede


bilecek elenmi ses moleklleri. te atml olmayan zamann ilk be
lirlenimi bu (Deleuze 2003: 47-49).

R TM NEDR?
Ritim girite de belirttiim gibi esas olarak bir zaman meselesi olarak
karmza kyor. Olivier Messiaena3 gre ritim mziin ilk, esas, eski
zamanlara ait bileeni, melodi ve armoniden nce ortaya kyor (1994:
67). Melodi ve armoni (korolar, okseslilik ve ardk armoniler) daha
sonra ortaya kyor ve zellikle bat klasik mziinde giderek ritmi geri
de brakyor. Elektronik mzikte ise ritim merkezi ve esasi bir bileen
olarak geri dnyor ve bu melodi ve armoni merkezli mzikal retimden
yapsal bir kopua yol ayor.
Messiaen, ritmin tamamlanmam bir tarifini Dom Macquereaudan
alyor; ritim hareketin dzenlenmesidir ki bu dans, mzik ve kelimeler
iin de geerlidir. Keza dansn ve kelimelerin ritmi de bir hareket dzen
lenmesi icras olarak karmza kar. Ritmik mzik Messiaene gre
serbest ve eit olmayan srelerin hareketini barndrrken eit aralkl
vurularn tekrar kmsenir (Messiaen 1994: 67). Bat Klasik mzii
(Mozart hari) ve geleneksel Cazn ritmi tmden reddettiini ne srer:
Batl mnda klasikiler, kt ritimcilerdi ya da ritim hakknda en
ufak bir fikri olmayan bestecilerdi... Bach ve Prokofievin ileri biz
zat ritimle bir alkas olmad iin ritmikmi gibi gzkrler. Bunun
aklamas u srda yatar: bu ilerde biz dinleyicileri mutlu eden bir
tatmin haline sokar, kalp at, nefes ve nabzla karan, akan hibir
unsur yoktur ve biz ard ardna gelen kesintisiz, eit sreler duyarz.
Bylece, uyumlu bir huzur hissederiz, ok yoktur ve bu dinleyiciye
mkemmel ritmik gelir... Caz eit nota deerleri zerine temelle
nir. .. Ritmik olarak farz edilen ancak ritmik olamayan baka arpc
bir rnek daha vereceim: asker yryler. Resm yry kadansl
temposu ve tamamyla ard ardna gelen, kesintisiz, tamamen eit nota
deerlerinden oluur ve doal deildir. zgn yry farkldr, son
derece dzensiz bir salnm vardr, vurular arasnda meydana gelen
ini klar ve az ok nlenen dlerle gerekleir (1994: 68) 4

3 Olivier Messian kendisini bir ku bilimci ve ritimci olarak tanmlyor (1994: 67). Claude
Samuel ile ritim sohbetlerinin yer ald metin-ritim analizi asndan nemli kaynaklardan biri.
4 ngilizce basmdan benim evirim.

253
Yaratc Bir Kuvvet Olarak Ritmin Zaman-Mekn zerine Dnceler

Messiaen yukanda ok net bir biimde birbiri ardndan gelen eit blm
lerin, rnein asker yryn, ritim ile alakas olmadn belirtiyor.
Yani anlyoruz ki ritim dzenli, kesintisiz, ardk, eit aralkl srelerden
olumuyor. Bat mzik geleneinin zellikleri ve zellikle Klasik dnem
literatrne baktmzda bir konuda uzlam olduunu gryoruz. Pierre
Boulezde5 ok net bir biimde Bat klasik mziinin oulluklar ve
farkllklar dzenledii ve tm isel ilikileri kat, tanml bir hiyerariye
tbi kldn ve bylelikle adm adm tm trde olmayan istisnai ve
tikel oluumlar bertaraf ettiini savunuyor (1986:177). Bat Klasik M
zii bujuva ryasna uygun olarak insanlar dnyada bir dzen ve uyum
olduuna inandrd (Attali 1985: 5-10).
Genel olarak Bat mzik geleneinin ve zellikle klasik mziin orga
nizasyon, dzen, uyum, armoni, sisteme uygunluk ve hiyerari ile karak-
terize olduunu gryoruz. Mzik zerine kafa yoran farkl disiplin ve
alanlarda bu konuda bir uzlam var (bkz. Smith 1994; Prendergast 2000
iinde Brian Enonun nsz; Leyshon ve dierleri 1998; Deleuze ve
Guattari 2004). Messiaen dzensizlii ritim meselesinde bir zellik olarak
belirliyor. Nota uzunluklarnn ve ara srelerin dzensizlii Messiaene
gre dnl tekrarlan engelliyor (1994: 70). Tekrann niteliksel zel
liklerini zmlerken Messiaen dnsz olan ve dnl olan olarak
ilevsel bir aynm yapyor (1994: 70). Dnsz tekrar doadaki tekrann
zellikleri, hareketli olma zellii var, srekli ykselip den dalgalar
gibi (1994: 70). Yani ritim sabitlenemez, harekete ve dnme dair bir
olay olarak meydana geliyor, inip kan, dalgalanan bir ak var. Geri
dnsz bir hareket olarak ritimi belirleyen Messiaen bunu fark
getiren bir hareket, dntrc bir kuvvet olarak kuruyor:
Geri dnsz bir ritim gayet basite soldan saa ve sadan sola ay
nen sralanan bir grup srenin, tamamen ayn dzen ve deerlerle bir
birini takip etmesinden oluur. Bu deerden oluan dnsz ritim
leri belirler, dardaki sreler birebir aynyken, merkezdeki sre z
grdr. Geri dnsz ortak bir merkez deer etrafnda geri dnen bi
rine eit olarak blnebilen, tekabl eden iki grup deerle sarmala
nr... iinde bulunduum bu an, kafamdan geen bu dnce, gerek
letiim bu hareket, vurduum u an, ncesinde ve sonrasnda sonsuz
luk uzanr: ite bu geri dnsz ritimdir (1994: 76-77).

5 Bestekr, orkestra efi ve yazar. Deneme yazlar ngilizceye evrilip Orientation: C ollected
Writings P ierre B oulez (der. Boulez ve Nattiez 1986) adyla yaymland. Deleuzen A Thou
sand P lateaus (2004) eserinde mzii zmlerken yararland dier dnrdr.

254
Duygun Erim

Messiaen birbirini kuatan zde desenleri, ritimsel hareketi tanmlamak


iin rnek olarak gsteriyor; kelebein kanatlarnn merkez bir deer
olan gvdeye balanmas gibi ya da simetrik bir yerleim ile ortada mer
kez bir deer olan burunda birleen yzmz gibi, tm bunlar dnsz
ritim olarak canlanyor (1994: 77).

D n t r e n b r k u v v e t o l a r a k r t m
Anlatmaya altm gibi ritim periyodik tekrardan ibaret deil, daha
ziyade ritim arada meydana gelen bir tr ters takla hareketi gerekleti
ren ve dzeni datan bir etki. Bir vuru duyduumuzda ve sonra baka
bir vuru, bu vurularn zaman iinde dzenlenmesi ve aranje edilmesi,
l ile ilgili bir mesele ve dzenli ya da dzensiz olabiliyor ancak ritim
bu deil. Ritim vurularn arasndaki yok-yerde, ortaya kan tam arada
gerekleen bir hareket ve her daim arada bir pasaj olarak canlanyor.
Trde olamayan yer zaman muhitleri arasnda bir pasaj olarak, bir olu
olarak duygulandryor bizi. Bildiimiz trden zaman ve meknlar kran
paralayan llemez bir kuvvet, ritim. l ne kadar dogmatik ise ritim
de o kadar muhalif bir kuvvet, nk bir atm hareketi gerekletiriyor ve
yn deitiriyor, bir mahalden te bir mahale giden bir pasaja frlatyor
bizi (Deleuze ve Guattari 2004: 346). Dorusal deil, dngsel bir hare
keti var, deiime ve dnme frlatan, kendi iinden kendini yrtan bir
hareket, olarak gerekleiyor boyutlu bir spiral gibi sanki. O, periyodik
tekrarn iinden, yani bizzat kendi iinden yeniyi douruyor, ite bu hal
lden ayrlyor, nk ritim retken tekrar gerekletiriyor ve yeni
bir kuvvet douruyor (Deleuze ve Guattari 2004: 346).
Peki, biz bunu bir atlama tahtas olarak kullanp ritmi zgrletirici
deiimi getiren bir kuvvet olarak, kutlayp kutsayabilir miyiz? Hayr,
henz deil, nk mesele o kadar basit deil, daha da karmaklayor.
nk ritim de bir nakarata dnerek ll bir hal alyor, bir iz brak
yor, bir imzaya dnyor, yani o pasaj, gei olarak zuhur eden hareket
snrlan belli yeni bir blgeye dnebilir ve o blge de kendi iinden
kendini aan bir hareket salabilir (Deleuze ve Guattari 2004: 348). Yani
ritim hareketinin Kosmosa almas mmkn olduu gibi bir karadelie
dnp kendi iine de kapanabilir, o an iinde yani arada, yani her e
yin tm olaslklanna ak olduu anda bunu tam olarak bilemeyiz. Ritim
zerine dnrken, onu anlamaya alrken bu trden bir kavrayta,
iyi ve kt ya da buras ile oras arasnda ontolojik ya da deerbilim-
sel (axiolojik) anlamda, yani ikisinden birinin geerli olmas hali gibi bir
ikilik (dualism) yoktur (Deleuze ve Guattari 2004: 18). Daha ziyade ritim

255
Yaratc Bir Kuvvet Olarak Ritmin Zaman-Mekn zerine Dnceler

hareketi oul biimlerde tezahr edebilecek bir deiim hareketidir,


sabit ve donuk bir yapya ya da bir alma dnebilir.
Bu sadece mzikte deil daha genelde hayatn tmnde de byledir.
rnein Msr ayaklanmasnn erken bir safhasnda, henz Hsn Mba
rek pes etmemiken, El Cezire televizyonu Slavoj Zizek ve Tank Rama
dan ile yaplm bir rportaj yaymlad (4 ubat 2012de)6. Bu rportajda
Tank Ramadan durumu belli emalar, kalplar, modeller zerinden, yani
zetle zaten var olan haller ve durumlann karlatrmal analizi, modelle-
me anlaylan vs. (esas olarak pozitivist yntem anlaynn rn kavra
ylar) zerinden okurken. Zizek aslnda tam da bu ritmik hareketin ger
ekletii an iinde olduumuzu ve her trl oluun tm olaslklarna
ak olduunu anlatyordu. Seyircilerden gelen bir soruya cevap vermesi
istendi. Soru yleydi; Bir yaznzda Maonun cennetin altnda byk
bir kaos var -durum u anda mkemmel szne atfederken neyi kast edi
yorsunuz, aklayabilir misiniz? Zizekin cevab u oldu; Elbette, bura
da kaosu vmyorum, hayatmda birka sefer tm toplumsal dzenin alt
st olduu anlan deneyimledim ve ne kadar tehlikeli olduunun farknda
ym, ancak samimi olmak gerekirse bu iktidarda kimin olduunun, kont
roln kimde olduunun belli olmad an, bir trden anlk bir aklk
hali ayn zamanda, yani her eyin tm olaslklanna ak olduu bir an,
kaostan bunu kastediyorum.
Bu noktadan benim ilgimi eken sosyal dnyada bir olay olagelirken
gerekleen dntrc anlarn, yani bir dzen ve lnn baka trden
bir dzen ve lye geerken ortaya kan bu ritmik hareket. Eer, sabit,
kalc, duraan terimlerle dnrsek bunu anlayamayacamz dn
yorum, nk bizzat hareketin kendisi tm olaslklarna ak, yukardaki
tabiriyle o anlk akln ortaya kt zaman kendi iinden kan bizi
artan, dnyamz datan anlar bizzat bir olayn olu anlan olduunu
gstermeye alyorum. Doadan rnek verirsek, bir girdap gibi ya da
bir hortum gibi anlar, ite ritim bu etkiyi yaratan bir hareket oluyor. Bizi
esrimeye, hipnoza farkl trden zaman-meknlara frlatan bir saf etki,
ritim, hayatn dntrc kuvveti. Dolaysyla her ey saklanrken, ayn
kalrken deiiyor da, ieriksel bir farkllamann, deiimin ilkeleri ve
aynnn bozulmas, zlmesi arada ortaya kyor, hep arada olan
ritimde.

6 Burada amacm tartmann genel erevesini sunmak deil, herhangi bir olayn ortaya k
annda ritim hareketini gstermek. O yzden tartma ile aynntya girmekten ve Msr olay
zerine daha kapsaml bir analizden uzak duruyorum. Bu rportajn tamamn izlemek iin
baknz: http://www.youtube.com/watch?v=29NffzEh2bO (eriim tarihi 15.10.2012).

256
Duygtm Erim

imdi tekrar mzik meselesine dnelim, mzik retiminde, zellikle


elektronik dans mziinin retiminde tm bu ilkelerin oul bir biimde
ilediini gryoruz. Peter Jowersa gre kayt edilmi ses, sampling7 ve
bellek, elektronik mzikte merkez bir yere sahip, uzun sreli ve mer-
kezsiz bir ekilde eklemleniyor, dolaysyla geleneksel mzikal mnda
melodik ve armonik bileenlerden yapsal bir kopuu gerekletiriyor.
(1999:385,389). Elektronik dans mziinde, melodiyi esas alan paradig
mann, ritmi esas alan paradigmayla yer deimesine tank oluyoruz.
Ritim bazl retim ise oul, kk ses olaylarnn, hayal gcmzle bir
letiinde hikyelere dnmesi ve bir dantelin motifleri gibi bir olay
rgs iinde birbirine eklemlenmesini mmkn klyor. Elektronik dans
mzii8 kk motifler, temalar gelitirerek, kk anlatlar ina ederek
ve bunlar birbirine ekleyerek hi bitmeyecekmi hissiyatn veren uzun
sreli performanslardan oluuyor ve Jovversin belirtii gibi ritim ve tn
y yapsal anlamda ne kanyor9(1999:385). Theodore Gracykde dans
mziinin en temel zelliini benzer bir ekilde yerleik mzikal gele
nekleri geri dnme sokarak paralan dn alp balamlanndan kopa
rarak yeni balamlar ve yeni anlamlar yaratmas olarak tanmlyor (1996).
Dans mziinin temel zellii, m10 ile devamll salarken kavran
lan, anlamlar birbirine katp kartrmas ve tekrann iinden yeni olan
karmas, eski arklarn paralann her sette farkl ve yeni biimlerde
paralayp, bozarken dntrmesi, deitirmesi ve tamamen yeniyi ya
ratmas. Sonsuza dek deien dnen kombinasyonlarla paralar btn
den koparlp, farkl tekniklerle yeniden birletirilerek yeni anlamlara
dntrlr. Bu srete yeni dnyalar, yeni yaratmlar ok katmanl bir
atfetme, referans verme ile bellek yapskm yoluyla yeniden ina olur,
mana ve anlam dnyalar yeniden ve yeniden yklr-dnr-kurulur.

7 Daha nce retilmi mzik paralarndan alnan rnekler ya da paralar, yeni bir parada
dntrlyor, bu bir tr yapskm ilemi olarak dnlebilir. ngilizcede bu paralara
sample, yeniden birletirme ve dntrme ilemine de sampling deniyor. Bildiim kadary
la bu terimler Trkiyedeki yerli mzisyenler tarafndan da ngilizce haliyle kullanlyor. O ne
denle bende Trkeye evirmedim.
8 Bunlar tartrken aslnda elektronik dans mzii iinde daha snrl bir alandan ve zel bir
trden, minimal tarzndan bahsediyorum.
9 ngilizce metinden benim evirim. Burada tn szcn timbre terimine karlk olarak
kullandm.
10 Tn olarak evirdiim timbre kavramn Jowers ses dalgalar iindeki grlt olarak ta
nmlyor ve temel bir tonun bir ses dalgas iindeki sttonlarla veya armonik ses ile birleme
siyle meydana geliyor (1999: 392). Bu tanm Schafferin soundevert, ses-olayf kavramn
hatrlatyor (bkz Rodaway 1994: 87 ve Schaffer 1977), ses-olay Schaffere gre ses-evren ya
da ses-mekn olarak anlayabileceimiz soundscape iindeki zaman-mekn srecinde olay
dizilerinin taycs olan ses-evren iindeki daha kk ses birimlerine tekabl ediyor.

257
Yaratc Bir Kuvvet Olarak Ritmin Zaman-Mekm zerine Dnceler

Mzikteki minimalizn hareketi elektronik dans mziinin geliimi


iin zellikle nemli, bu nedenle bir sonraki blmde minimalist harekete
deineceim.

M NMAL MZK: AZ AMA Z


Minimal mzik nemli, mzikte yeni bir anlaya giden aralklar a ve
elektronik dans mziinin geliimine de temel oldu. O nedenle minima
list anlaya ve mikro ses yazmna bakmakta fayda var. Trde olmayan
(heterojen) unsurlar, trdeletirmeden bir arada tutabilmek (Deleuze ve
Guattari 2004: 363) ve oulluu muhafaza edebilmek, mzikte kk
ses-olaylan ile farkl trden ayrnt ve nanslar sonsuza alan spiral
hareketleri canlandrabilmek gibi arzular minimalist hareketi tetikledi.
Minimal mzik ne ile ilgili? Steve Reich, minimalist bir besteci -yle
diyor: Saatin yelkovan izlendiinde, ancak bir sre baknca onun hare
ket etmekte olduunu fark edebilirsiniz (Prendergast 2000: 91). Bu hip-
notik etki aslnda zaman ve meknn duyum sann as, deneyimlenmesi
kendi iine, birbiri zerine katlanyor olmas zerine tm tartmada
anahtar bir konumda. Reich minimal mzikteki hipnotik olma vasfnn
tekrar ve meditasyon ile ilikilendiriyor yani minimalde dinleyici znel
bir dikkatten ziyade varlna nesnel bir tanklk etme halini deneyimli-
yor\ Burada ritele dair bir unsur devreye giriyor (Prendergast 2000: 91).
Elektronik mziin ilk reten kii olarak grlen sava sonras avan-
gart besteci Stockhausen da kabile mzii ile elektronik mzik arasnda
bir ritim ve tekrar asndan keskin ve net bir balant olduundan sz
ediyor (Prendergast 2000: 51). Stockhausen sezgisel mzik olarak ta
nmlad bir mzii ararken, aratrrken, denerken, dou mzikal tarzla
rn ve yaplarn alyor ve zaman meselesini sorunlatnyor, Reichn
yelkovan metaforuna benzeyen ritim ve perde11 arasndaki devamllk ile
ilgili bir teori kuruyor:
Eer vuruu zaman srekliliinin szgecinin tesine ve kulam ayrt
edebilme snrlarnn tesine geecek ekilde kademeli olarak arttrr
sak, tekrar eden ritmik bir nota olarak balayan ey devaml hale geli
yor ... ritmik aralklar olarak nitelendirilen sresel aralklar diyebile
ceimiz aralklar ile perde seviyeleri olarak nitelendirilen sresel ara
lklar arasnda devamllk arz eden bir dnm gryoruz (Roads
2004 iinde Stockhausen 1955: 72).

11 Metnin ngilizcesinde bu kavram pitch olarak geiyor, sesin ykseklik ve alaklk derecesi
ile alkal bir hale tekabl ediyor, Trkeye perde olarak evirdim.

258
Duygun Erim

Stockhausene gre bir sesle karlamak deneyimi denebilecek sese ger


ekten girmek ya da farkl bir ekilde girmek, rnein drt gnlk bir
oru sonras sesle karlamak ok etrefilli ve can alc bir mesele. Yaz
d msralarda da zaman, sezgi ve ses arasndaki ilikinin izleri aikr:
Bir ses aln,
yle uzun aln ki,
Ta durmanz gerektiini hissedene kadar
(Roads 2004 iinde Stockhausen 1955: 72).
Burada esas olarak bize egemen olan majr sesler ile bizi gezdiren oul
ve heterojen bir tarzda arz eden minr sesler arasndaki farkn nemine
iaret etmek istiyorum. Ve bu fark aslnda ritmi esas alan mzik ile melo
diyi esas alan mzik arasndaki farka denk dyor. Elbette ki, burada
sadece, minr sesleri ileyen, oulluu, ses ve renk eitliliini ileyebi-
len baz snrl mzikal vakalardan bahsediyorum. Bu zellikleri ve tart
malar tm elektronik mzie genelleyemeyiz, hatt bu ok byk bir ks
m iin hi geerli olmayabilir.

S on s z l e r
yleyse, ritim verili zaman ve mekn kategorilerini databilen bir kuv
vet. Zaman ve meknla oynuyor, onu blyor, uzatyor, paralyor, dei
tirip, dntrebiliyor. Yeni zaman-meknlar ayor. Elektronik mzie
(en azndan bir ksmna) bu perspektiften bakmak mmkn, bir zaman-
mekn oyunu olarak sreklilik deneyimi ve her daim bir bozulma, yeni
den yaplanma ve dnm eklinde hareketleniyor (bkz Cooper 1998).
Seslerdeki bu minr anlatlar birbirine rlerek ehrazatn binbir gece
sindeki masallar gibi birbiri ardndan sonsuza akyor ve kaleideskopik g
rntlere benzer dnyalarn kaplarn bize aabiliyor.

K aynaka
Attali, J. (1985). Noise the Political Economy o f Music. Manchester, Manchester University
Press.
Bachelard, G. (2000). The Dialectics o f Duration. Manchester, Clinamen Press.
Baker, U. (2003) nsz. ki Konferans: Yaratma Eylemi Nedir? Mzikal Zaman. G. Deleuze.
stanbul, Norgunk: 7-14.
Baker, U. (2011) Mzik stne liibliotech 14: (29-33).
Bergson, H., N . M. Paul, et al. (1911). Matter and memory. London; N ew York, S. Sonnensc-
hein & Co., Lim; Macmillan Co.
Boulez, P. and J. J. Nattiez (1986). Orientations. Cambridge, Mass., Harvard University Press.

259
Yaratc Bir Kuvvet Olarak Ritmin Zaman-Mekn zerine Dnceler

Cooper, R. (1998). Assemblage Notes. Organized worlds: explorations in technology and


organization with Robert Cooper. R. C. H. Chia. London; N ew York, Routledge: 108-129.
Crang, M. and N. J. Thrift, Eds. (2000). Thinking space. London, N ew York, Routledge.
Deleuze, G. (2003) t h Konferans: YaratmaEylemi Nedir? Miizikal Zaman. Istanbul, Norgunk
Deleuze, G. and F. Guattari (2004). A thousand plateaus: capitalism and schizophrenia. Lon
don; N ew York, Continuum
Game, A. (1995). Time, Space, Memory, With Reference To Bachelard. Global modernities.
M. Featherstone, S. Lash and R. Robertson. London; Thousand Oaks, Calif., Sage Publica
tions: 192-208.
Game, A. (2001). Belonging: Experience in Sacred Time and Space. TimeSpace: geographies
of temporality. J. May and N. Thrift. London; N ew York, Routledge: 226-239.
Gracyk, T. (1996). Rhythm and noise: an aesthetics o f rock. Durham, NC, Duke University
Press.
Jowers, P. (1999). Timeshards: repetition, timbre, and identity in dance Music. Time &
Society 5(2): 381-396.
Lefebvre, H. (1991). The Production o f Space. Oxford, Blackwell.
Lefebvre, H. (2004). Rhythmanalysis: space, time and everyday life. N ew York; London,
Continuum.
Leyshon, A., D. Matless, et al., Eds. (1998). The place o f music. N ew York, Guilford Press.
Massey, D. B. (2005). For space. London; Thousand Oaks, Calif., Sage.
Messiaen, O. and C. Samuel (1994). Music and color: conversations with Claude Samuel.
Portland, Or., Amadeus Press.
Prendergast, M. (2000). The Ambient Century. London, Bloomsbury.
Roads, C. (2004). Microsound. Cambridge, Mass.; London, MIT.
Rodaway, P. (1994). Sensuous geographies: body, sense, and place. London; N ew York,
Routledge
Schaffer, R. M. (1977). The tunning o f the world: Soundscape. Rochester, Vermont, Destiny
Books.
Smith, S. J. (1994). Soundscape. Arena 26(3): 232-240.
Stockhausen, K. (1955). Actualia. die Reihe 1. English edition (Bryn Mawr: Theodore Pres-
ser Company): 45-51.
Thrift, N. J. (1996). Spatialformations. London; Thousand Oaks, Calif., Sage.

260
Y T K Z AM AN IN ZNDE:
C az
O rhan K andem ir

Hlbuki korkulacak bir ey yoktu ortalkta


Her ey naylondand o kadar
Turgut Uyar

I
Siyahn AfrikasTnn ilk tekrar olan szckler, bluesdan caza akarken
artk vaftiz olmu szcklerdir. ronik olarak bu szckler, beyazn mu-
landa belirir. Onlarn, Yeni Tanr sa iin syledikleri arklar, bir za
manlar vatanlar Afrikada iyi ve kt ruhlar iin sylediklerinden farkl
deildi: Kyda dur siyahlar iinde, birazdan derin maviden, kara ktann
dehlizlerinden kp gelecekler ve askeri bandonun tm enstrmanlarn
alp dalacaklar yzyla bluesdan caza tm renkleriyle. te bu noktalar
balamnda caz tarihsel olarak ele alnmaldr. lk Afrikal kle kafilesi
Amerikann Virginia eyaletine, Jamestowna 1619da getirildi cmle
siyle balar cazn tarihi.
Zorunlu gmenlerin, zgrlklerinin son bulduu noktada balayan
okyanusun derin mavisi, hznle birlikte zgrlk tutkusuna evrilerek
siyahi topluluun kolektif bilinaltna yerlemiti. Tarla atlaryla blues-
la, ilahiler ve kle anlatlaryla akan bir rmak zorunlu ve gnll gmen
halklar mozaii New Orleansa yzyl dnmnde ulam oldu.
Yitik Zamanm izinde: Caz

Franszlar, spanyollar, ngilizler hatt Almanlar ve Slavlarla birlikte


zenci klelerin torunlar yayordu deltada. Tm bu saydmz halklarla
birlikte blge kltrel alverie ok uygundu. Blgede zenciler arasmda
homojen bir yapnn aksine beyaz halklarn birbirleriyle olan kltrel
farklarn aratmayacak Kreoller ve Amerikal Siyahlar bulunuyordu.
Kreoller Fransz kltrn iselletirmi siyahlard ve dilleri de ngilizce
deil bozulmu bir Franszca olan Kreolceydi. Fransz smrgecilik d
neminden kaldklar iin daha nce zgrlklerine kavumulard ve bir
bakma Kreol olmak, onlan New Orleansm yoksul, mlksz siyah ger
ek proletaryas olan Amerikal siyahtan ayrcalkl klyordu.
Halklarn kendi mziklerini canl tutmak iin verdikleri ura mozai
in btn kltrel farklar ile birlikte, ister istemez icra ettikleri mzie
de yansmt.
Siyahlar, kentte Avrupa sanatnn ve hkim olan mzikal ortamn iin
deydiler. Caz iin nehrin nemi, kentin nemi kadard. Byle olunca da
bir elence semtine dnen deltada grece nyargdan uzak birbirleriyle
btnletiler. Fransz halk ve bale mzii, asker bandolarn marlarla y
rmesi, kiliselerden ykselen Priten, Baptist ve Katolik ilahilere karan
meydanda dzenli olarak toplanp Woodoo trelerini diri tutmak isteyen
siyahlarn ark tarznda haykrlar, danslar ve ritimlerinin yaratt
atmosfer Bahtinin Rabelais ve Dnyas adl eserinde kulland karna
val kavramn artrr. nk meseleyi kltrel olarak dnd
mzde karnaval, Bahtinin de vurgulad ekliyle, Toplumsal dzenin
tahlili iin esiz bir analitik bak as sunar.1
Karnaval, resmi bayramlardan farkl olarak, bastrlan, susturulan hal
kn nefes ald ve glerek sistemi eletirdii alandr. Karnavaln en
nemli zellii, Ritel alann dnda sesi boulan ya da bastrlan baz
eylerin sylenmesine, baz toplumsal iktidar biimlerinin uygulanmasna
olanak salamasdr.12 nsan doada ne kadar zgrlkten yoksun ise kl
tr dnyasnda o kadar zgrdr. Kapitalist ekonomi, Protestan i ahlak,
snfsal yapnn tatsz kendini beenmilii, pritenliin ahlaki knamala
r, smrgeciliin bak as, yeni kentleme, hristiyanln Cehennem
imdi cennet yarn! felsefesiyle yrtt zaman muhasebecilii ve fab
rikalardaki ezamanl almann ykseliini de barndran bir srete kar
naval, kltrel bir durum olarak varolan sistemin, yani kltrel stsyle-
min karsnda yer alr. Karnaval, resmi sylemin alaa edilmesi ve tm
bunlara glmenin, parodinin ve grotesk bedenlerin elik etmesi ile ger

1 James C. Scott, Tahakkm ve Direni Sanatlar, Ayrnt Yaynlar, stanbul, 1995.


2A.g.e.

262
Orhan Kandemir

ekleen bir kendinden gei, bir enliktir. yleyse karnaval, halkn gl


meye dayanarak rgtlenen ikinci hayatdr. enlikli bir hayattr.3 Pri
ten sessiz ol! diye fsldarken Daha yksek sesle! diye barr karna
val.

II
Zaman benim kadar iyi bilseydin dedi
apkac, onu harcamaktan sz amazdn; o, canldr.
Lewis Carrol, Alice Harikalar lkesinde

Deltada balayan caz, nehirle etrafa yaylr ve gnmze kadar akn


srdrr. Cazla ilgili yapabileceimiz her trl snflandrma, ister iste
mez keyf, yapay ve grece yanlr fakat zihnimizin alglama yntemine
bakacak olursak, bir o kadar da gereklidir. Mzik, iki farkl zaman boyu
tunda gerekleebilir. Bunlar psikolojik ve ontolojik zamandr.
Biraz daha aarsak; yaanan ve llen zaman. Her iki zaman tr,
varoluumuzun birbiriyle rtmeyen evrelerinde bulunur. Bir saniye s
ren ac sonsuzluk gibidir; bir saatlik mutluluk ise abucak uup gider. Bu
mzik iin anlamldr nk mzik zaman iindeki sanattr. Eer, mzik
zaman iindeki sanatsa psikolojik mi, ontolojik mi, greli mi, mutlak m,
yaanan m, yoksa llen midir?
Byle bir soruyu ancak belirli bir mzikal balamda cevaplandrabili
riz ve cevaplarmz mzikal anlamda stili belirler. Barok dneminin baz
bestelerini darda tutarak sylersek klasik mzik her eyden nce ob
jektif ontolojik zamann sanatdr. Her notas evrenin hareketiyle ilikili
dir.
Evrenin hareketi ise bize bir dakikann sonsuzluk ya da sonsuzluun
bir dakika gibi gelmesini hi mi hi dikkate almaz. Niksarda evinizdey-
ken, kk bir sere kadar hrseniz de; imdeki ark bitti. dediinizde
bile o kamyonlar yine kavun tar. Klasik mzik anlayndaki en gzel
sese ulama gayesi, cazda o kadar ncelikli bir unsur deildir; nemli
olan ifadeyi anlk olarak yaratmaktr.
yleyse sorumuz udur; cazn zaman hangisidir? Robinson Crusoe
nun, iinde bulunduu g durumla baa kabilmek iin yapt takvim
mi? Bulduu hizmetkrm kendi iktidarnn pekimesi iin Cuma adn
vererek kendi takvimine gre vaftiz etmesi mi?

3 Mikhail Bahtin, Rebalais ve Dnyas, Ayrnt Yaynlar, stanbul 2005.

263
Yitik Zamann zinde: Caz

Birini bekletmek, zaman saat yaylarna germi takvim modelini uygu


layan her memlekette kabalktr. Hizmetkr anlamna gelen attendant
kelimesi Franszcada beklemek anlamna gelen attendreden tretilmitir
ve zamanlarn bakalar iin beklemekle geirenler iin kullanlr. Mo
dem insan ncelikle caz tam olarak anlamak istediinde zaman duygu
sunun glgesinden kurtulmaldr. u bir gerektir ki caz ayn anda her iki
zaman dzlemine de baldr. Hem llen objektif zamana hem de psi
kolojik yaanan zamana. Hem Robinson Crusoenun hem de vaftiz ncesi
ve sonrasyla Cumann zamann iinde barndrr; ayn anda hem Afri
kann, hem de Avmpamn.
Dinleyen ncelikle bu ikiliin farkna varrsa ite o zaman caz hisse
der. Caz, zamana ait olan dzlem ile hissedi arasndaki ortak payday
arar. Burada Herbert Marcusen unutma ve hatrlama zerine dndk
lerinden bahsetmek gerekir. nk ortak payday arayan cazn yasland
hissedi ancak unutma ve hatrlamayla ilgilidir. Unutmak yetenei, ok
uzun sreli ve rktc deneylerle edinilmi bir bilginin sonucudur ve
bu yetenek olmasa uygar yaam dayanlmaz olur. Ancak bu, ayn zaman
da boyun eme ve fedakrl da destekleyen asal etkendir. Unutmak bir
yanyla adalet ve zgrlk olsa da balanamayacak olan eylerin de ba
lanmas demektir. Bylesi bir balama adaletsizlii ve klelii yeni
den yaratacak olan koullan yeniden yaratr. Gemi aclan unutmak, o
aclara yol aan gleri hem de alt etmeksizin balamak demektir. Za
manla kapanan yaralar, ayn zamanda zehirlerini de ilerinde tayan ya
ralardr.
Zamana bu boyun ei karsnda anmsamaya, bir zgrlk arac ola
rak eski nemini yeniden kazandrmak, dncenin en soylu grevlerin
den biridir.4 Hatrlama, uygarln etkisi altnda hazlan deil zorunluluk
lar, sululuu ve gnah hatrlamaya koullandrmtr. Ama bilince
eros iledikten sonra hatrlamak zaman yenebilmek iin kullanlabilir.
nsan zihni binlerce an llebilir bir saniye ierisinde bir arada tutabilir.
Eyfel Kulesi 1913te ilk kresel zaman sinyalini gndererek zaman
standartlatrm ve evrenselletirmi, kamusal, nesnel ve ak hale getir
mitir ki; Marcel Proustun Yitik Zamann zinde adl eseri mkemmel bir
zamanlamayla 1913te yaymland.
Kulenin temsil ettii zaman dzenli bir vuruken, her gn tam ta
mna ayn sreyken, kitabn temsil ettii zaman yle eitliydi ki tek bir
gn iki yz seksen yedi sayfa sryor, baz yllar sadece bir satrla geili-
veriyordu. Herbert Marcuse ve bilhassa Adomo, Kltr Endstrisi

4 Herbet Marcusc, Ak ve Uygarlk, stanbul 1968.

264
Orhan Kandemir

kavramn 19. yzyln sonu ve 20. yzyln balarnda Amerika ve Avru


pada ykselmeye balayan elence endstrisinin kltrel biimlerinin
metalamasm vurgulamak amacyla kullandlar.
retilen bu kltrel veya sanatsal rnler kapitalist birikim ve kr elde
etme amalarna uygun olarak kitlelerin tketimi iin hazrlanmt. Bu
rnler, tketici bireye belirli bir yaam biimi, bir dnya gr benim
setir, artlandrr ve deiik toplum snflar iinde ok sayda insan tara
fndan benimsenir duruma geldikleri zaman, reklm deerleri bir yaam
biimi yaratr. Kltr endstrisi, tketiciyi dnceye yneltmez, tersine
ona dnyann hazr yorumlarm sunar.
Kitlelerin nsan bireyselliinden, yaratc gcnden yoksun brakan
bu kapitalist toplum hastalklar ya da Adomonun deyimiyle yanl ihti
yalar aslnda kapitalist toplumu ayakta tutan en nemli ideolojik ara
lardr. Adomoya gre, endstrisi olumadan nce konser salonlarnda
varolan klasik mzik bu zelliiyle gerek mziktir. Adomonun zellik
le gerek klasik mzik formlarndan derinden etkilenmilii ve gerekse
kitlelerin dinleyebilmesi iin siyah olduu varsaylan duyarllklarn hayli
beyaz olan saksafon gibi aletler zerinden da vurumuyla ehliletirilmesi
nedeniyle beyazlam olduu iin caz eletirir.
Adomonun duyarll, mays aynda kiraz yenilen zamanlara duyu
lan zlemdir adeta. Afrikada siyah, Amerikada kahverengi srele bir
likte beje evrilen cazn, no-frost kltr endstrisinin popler metas ol
mas unutmak ve hatrlamakla ilgilidir. Bilincine eros ilemi hakiki
birey, cazn, beyaz yakalnn fiyakasndaki arzu nesnesi olmadn, tam
aksine endstriyel kleliin zerine den siyah bir leke olduunu bilir.
New Orleansta rejimini bulmu cazn melez nehri; Amerikada siyahi
olmann, cilt rengiyle pek alakas olmadn siyah olmann, dnyann
neresinde olunursa olunsun, yreinizin, mhunuzun, zihninizin ve bede
ninizin mlkszlerin olduu yerde olmas demek olduunu bir an bile
unutmadan saf haliyle akyor.

III
Bir arkda bar anlamna gelen bir fa aldmda,
bu fa nn baka bir parada hzn szcn tayan
ayn nota gibi kmasn istemem.
Ometta Coleman

Caz tabirinin meneiyle ilgili kuramn ortaya srldn Amerikada


Caz Aratrmalar Enstts Bakan Profesr Marshall Steamsn Story

265
Yitik Zamarm izinde: Caz

o f Jazz adl kitap almasndan Cneyt Sermetin aktarmasyla biliyoruz.


Bu teorilerden ilki caz kelimesinin, Bat Afrika sahilinden Amerikaya
gtrlen yerlilerle beraber geldiini; hzlandrmak, heyecanlandr
mak anlamnda kullanldn, ikinci teori ise Sudan zerinden btn Af
rikaya szldn ve aslnn cazib, cezbe gibi Arapa kelimelerden
geldiini; nc teori ise caz tabirinin Franszca jaser kelimesinden
geldiini ve konumak, gevezelik etmek mnsna gelen bu tabirin mzie
aktarlddr.5
nemli olan nokta ise, New Orleans dolaylarnda jass her up tabiri
nin hzlandr, heyecanlandr, canlandr anlamnda kullanlddr.6
Daha ncesinde caz ilk yazl haliyle jass sporda ve oyunda hz ve
enejiyi ifade eden bir szckt; ayrca yine argoda, cinsel balamda
tohum yerine kullanlrd.7
Gerek caz devlerinin otobiyografileri gerek caz tarihilerinin anlatla
ryla olsun caz tabiri, zamanla doduu yerin kltrel zenginlii ve icra
edenlerin etnik zellikleriyle birlikte devrald tarihsel srele kurduu
ilikide anlam kazand. lk zamanlarda ierisinde bulundurduu doala
ma zelliiyle bile, verili bir hayat grnn ngrlemezlik karsnda
ki aresizliini gzler nne sermesi asndan bir tavr olarak kaydedile
bilir.
Cazda ifade en belirleyici zelliktir. Cazda ifade yoksunluu, hibir
ey yapmamakla edeerdir. Avrupa mzii, rya tabiri kitab hazrlar
gibi hissedileri besteyle, sesleri ve suslaryla bir kompozisyon halinde
zamann snrlarm belirleyip bir formata soktuunda, enstrmantal yet
kinlie sahip herkes tarafndan snrszca yeniden retilebilir.
Caz ise sadece yaratcs yeniden retebilir. Herhangi birinin teknik
adan daha iyi veya manevi adan daha stn olmas bir ey ifade et
mez. nk cazda doalama doalayann mzikal ve manevi durumu
nun bireysel ifadesidir. Bakalarnn ryalarna uygun konfeksiyon ark
lar deildir. Doalama bireysel iradeyle ilgilidir. crac ve hisseden bilir
ki bireysel iradesi bir kere bakalarnn eline getiinde dnya onurunuzu
krarak dnmeye devam eder. Bylesi bir hayat verili bir kitle kltr ie
risinde yeni bir balangc gerektirmeyecek kadar deersiz, srekli bir
zenginlemeye ynelmeyecek kadar zengin deildir.
Doalamann yaamsal tavr her eye ramen hayatn ileriye doru
yaanp gemie doru bir anlam kazandn ortaya koymasdr. Bu yz
den oyun, sonunu bilmediin srece oynanmaya deerdir. Unutma ve

5 Jay Griffths, Zamana Kaamak Bir Bak, Ayrnt Yaynlar, stanbul, 2003.
6 Cneyt Sermet, Cazn inden, Pan Yaynclk, stanbul, 1990.
7 Joachim E.Berendt, Caz Kitab, Ayrnt Yaynlan, stanbul, 2003.

266
Orhan Kandemir

hatrlamann nemini kavram bireylerin oluturduu kltr; insann


kendi tarihsel deerini, yaamdaki ilevini, hak ve ykmllklerini anla
masn mmkn klan, daha stn bir bilincin fethi, insann kiiliini ken
dine tahsis etmesi, manev benliin rgtlenmesi ve disiplin altna aln
mas8 olacaktr.
Caz, Amerikada Amerikaya ramen geliti; beyaz yakalnn fiyaka
sndaki siyah leke hijyenik tarihte dezenfekte edilmi bir yazn lirii ola
rak kk-nden saptrlm bir bilettir. nk siyahn topra tarihi sahrada
sam ederken yle seslenir; aslanlar kendi tarihini yazana kadar tarih hep
avclardan bahsedecektir. Belki de cazn halen doalamada terennm
etmesi bu tarihe bir kar almn imdiki zamandr. Ziyadesiyle ontolo-
jik ve ziyadesiyle de psikolojiktir. Tarihin kar kysnda duranlardan
Adomo, mzie dair izleklerini aktarrken yle der Sanki mzik, dille
rin bu en gzeli, mulakln laneti/mitsel yn iin teselliye ihtiya du
yarm gibi, ynelimlerle dolmutur.9 Tam da bu noktada mzik, bir
siyahi tesellinin kyya vurmu halini Kafkaya atfen tam cmlenin orta
snda kesilen meseller gibi ele alr. te bu meseller cazn kendi tarihidir;
siyahi mzik tende ve tonda renk atp solarken siyahn meselleri beyaz
bir erosta yeniden endstriyel olarak retilmeye devam edecektir. Bu
noktann dehetinde caz otobiyografik bir tarihsellikte dinleyicinin deil,
kendini dinlettirenin tarihidir. Kendisinin ksa tarihinde jug-juke band
olan blu-etik kyya vurmu kilise pazarnda ksz ve rkek siyahi renk
big bande aktnda jazz-arttr. Rengahenk olarak galeri piyasasnda
teselliyi arayan beyaznsa endstriyel tek tonluluu. Bir kere yitik alan
artk hibir zaman kayp deildir, artk caz evrenseldir ta ki kendi yitik
zamanna dnene kadar. Sonu olarak bir hayatta kalma tarzn bir die
riyle dei toku etmek iin kap kap dolamaktansa, yeri geldiinde ra
dikal ve taktik adan gelitirilmi bir reddedile, ie balamann gerekli
liini de hissettiren tm arkaik tarihini gz nnde bulundurduumuzda
cazdr.

Gramsciden aktaran. A.Swingewood, Kitle Kltr Efsanesi, Bilim ve Sanat Yaynlan,


Ankara, 1996
9 Cogito, say: 36: Adomo: Kitle, Melankoli, Felsefe, Yap Kredi Yaynlan, 2003

267
iir ve mzik tanrs Apollon
P l ATONUN BEKLER:
BR ETM ARACI
O l a r a k M z iK
A sl avuolu*

deal devlette yurdu korumakla grevlendirilmi olan kiilerin, bekilerin


yaratl bakmndan filozof, evik ve gl olmalar zorunludur. Bu tr
niteliklere sahip bir kiinin yetimesi iin ise ciddi bir eitimin gereklilii
arttr. Platon, bu eitimin iki ana ksmdan oluacan belirtmektedir.
Buna gre bedenlerin eitilmesi iin idman, ruhlarn eitilmesi iinse
mzik kullanlacaktr.1Koruyucular, bedenlerine uygun idmanla ve ruhla
rna uygun mzikle eitileceklerdir. Platon iin mzik eitimi daha de
erlidir nk ruh bedenden nce gelir. Zira bu eitim bir karakter ve
moral eitimidir. Buradaki ama sanat deil, ahlki toplumsal bir ama
tr.*12 Devlet, ruhlarn ihtiyalarn karlama gibi bir amaca da dayanmak
tadr.3 Bireyin ruhu toplumsal doa ilikilidir. O halde devlette genel
yaam kt ve yozlamsa zel yaam da geliip ereine ulaamaz.4 Pla
tonun dizgesinde devletin iyilii iin ruhun eitiminin yani mziin, be
denin eitiminden yani idmandan ncelikli olmasnn nedeni budur. Pla-
tondaki devlet akl, genel ve zel yaamn niteliinin birbiriyle etkile

Dr. A sl avuolu, Pamukkale niversitesi, Felsefe Blm.


1 Platon, Devlet, 67
2 Ahmet Arslan, lka Felsefe Tarihi 2:Sofistlerden Platon a , stanbul Bilgi niversitesi Ya
knlan, 2 008,412
3 Yldnm Torun, Siyaset Felsefesi Tarihinde Devlet, 115
4 Cassier, Devlet Efsanesi, 73
Platon un Bekileri: Bir Eitim Arac Olarak Mzik

imli olduunu, bunun iyi seviyeye gelmesinin ise mzikle olacan bu


yurur.
Peki, bu eitimde mzik ne ekilde yer alacaktr? topyac dnr,
mziin hangi alanlarn benimsemekte hangi alanlarn sisteminden
kovmaktadr?
Ruhlarn mzik ile eitilmesinde ilk adm, bu ruhlarn henz ocuk
luktan itibaren gzel mziklerle eitilmesi, ilenmesidir. Bu ise, masallar
araclyla gerekleebilir. Platona gre, eer ocukken zihinlere ilenen
masallarda sadece gzel olana izin verilirse ocuklarn ruhlar gzel ma
sallarla yorulmu olur. ocuklukta zihinler henz doru ile yanl, gizli
olan ile ak olan ayramayaca iin bu eitimde kimi eyler gizli olarak
kalmaldr. Ayrca ocuklarn ilk duyduklar szlerin iyilik yolunu gste
recek gzel mzikler/masallar olmas nemlidir. Zira kk yata reni
lenler akldan kmayaca iin ocuklara bu ynde renilmesi gereken
iyi bilgiler mzik araclyla verilmelidir. deal devlette bir ynetici ma
sallarn nasl olacan belirleyemese de onlarn ne yolda olacana dair
bir yol izmelidir ve airlerin bu yoldan ayrlmalarna izin verilmemeli
dir. Aksi halde olumsuz zellikler tayan bireyler yetiebilir. Oysa belirli
kurallara dayal olarak masallarn ierii tlere uygun ahlkl bireyler
meydana getirecek ekilde olmaldr.5
Platon, ideal bir devlette en nemli konulardan birinin de o devlette
dzenin salanmas olduunu dnr. Platona gre daha kklkten
itibaren ocuklar, oyunlannda kurallarn dna kmadan bymelidir.
Aksi halde onlar bydklerinde kanunlara sayg duymazlar. Platona
gre, mzik sayesinde dzen sevgisi onlarn ilerine ileyebilir. Dzene,
kurallara uyma duygusu onlarn iinde kuvvetlenir. Byle byyen o
cuklar, yaadklar devlette eski dzenin bozulan yanlarn bile kendilikle
rinden yoluna koyarlar.6 Genlere sylenmesi gereken szler de, bu sz
lerin nasl sylenecei de incelenirse bu sayede bekiler de kendilerini,
kendi ilerine yani devlet ilerine adayabilirler. Bu sayede uraacaklar
dzensizlikleri daha olumadan bertaraf etmi olurlar.7 ine mzik arac
lyla dzen yerlemi bir kimse artk bu konuda sorun yaamayacaktr.
Zira ritmlerin dzeni toplumsal dzene dnecektir.
Masallar ve iirlerin yani mziin, tek ilevi bu deildir. Mzik o
cuklara, doru bilgiler de aktarmaldr. Platona gre masallarn ve iirle
rin iinde ynla yanl bilgiler vardr. Bu yanl bilgilerin ou tanrlarla
ilgilidir. ocuklarn zihinleri bunlarla doldurulmamaldr. Masallardaki

5 Platon, Devlet, 70
6 Platon, Devlet, 114
7A.g.e., 85

270
Asl avuolu

irkin uydurmalardan kanlmaldr.8 iirlere, tanrlarn tanrlarla sava


tklar, birbirlerine tuzak kurduklar gibi bilgiler girmemelidir. Gerekte
masallarn ieriinin nasl olduunun Platon iin bir nemi yoktur. Ona
gre iyi bir devlet hedefleniyorsa iyi bilgiler masallar araclyla gen
dimalara ulamaldr. Bekiler, bydklerinde bir ehirlinin bir ehirli
ye kin beslemediine, nefretin, kinin gnah olduuna inanmaldr. Yalan
yanl bilgiler, Platona gre tanrlarn mahiyetlerine de zarar verecektir.
Tanrlar nasl iseler, aynen yle anlatlmaldr. Onlar, aslnda zlerinde
iyi olduklarna gre, gerekte olduklan gibi anlatlmaldr. Bu demektir ki
tanrlarla ilgili her trl sanat, iyi sonulanmaldr.9 Eer iyi olan bir tan
r, baa gelen bir belann sebebi saylrsa ve yle masallatnlrsa bu du
rumun nne geilmelidir. Zira bunlar ne dine uygundur ne de yararldr.
Bu durum bir devlette, tanr ile ilgili kanunlardan biri olarak kabul edil
melidir. Platona gre ktlkler tanrlardan kaynaklanmaz. Tanrlara,
insana zg zaaflar atfeden sanatlar Platonun devletinden koyulacak
lardr.101
Platonun Devlette uygulad bu tavr onun hocas olan Aristotelesin
eserlerinde de grmekteyiz. Aristoteles, dramada kt karakterleri yalnz
ca olay rgs gerektirdiinde ve ikincil rollerde kabul eder.11 airler,
kt insanlarla ilgili de ders vermelidir. rnein, ceza gren kiiler baht
szdrlar ve buna sebep de tanr gibi szler sylemeleridir. Aksine ktle
rin cezaya muhta olduu vurgulanmaldr.12 Bu, hem toplum hem de
bekilerin iyilii iin gereklidir. Eer bekilerin tanrlara saygl olmalar
isteniyorsa, onlarn kendi llerinde tanrya benzemeleri isteniyorsa,
genlerin eitiminde tanr ile ilgili kt bilgilere yer verilmemelidir.13
Platon bekilerin istenilen zelliklere sahip olmas iin mziin her tr
kt duygudan arnmas, bunlar bekilerin gen ruhlarna tamamalar
gerektiini dnr.
Peki, mziin ktlklerden arndrlmas bir devletin ideal olmasn
salar m? Yukarda bahsettiimiz ekliyle mziin her trl ktlkten
arnmas mziin, bir bekinin ya da koruyucunun mkemmel/yiit kim
seler olarak yetimesi iin yeterli deildir. Mziin yiitlii desteklemesi
de gerekir. Bekilerin yiit kimseler olmalar, ancak onlara lmden kor
kulmamas gerektii ynnde szler sylendiinde mmkndr. Aksi

8 A.g. e., 69
9A.g.e., 70
10 Ahmet Arslan, lka Felsefe Tarihi 2: Sofistlerden Platon a, 412
11 David Ross, Aristoteles, ev: Ahmet Arslan, Kabalc Yaynlan, 1999, 322
12 Platon, Devlet, 71
13A.g.e., 75

271
Platon un Bekileri: Bir Eitim Arac Olarak Mzik

halde lm korkusu ile ilgili, mzik dinleyen kii, korku sahibi olacak ve
bu kii yiit saylmayacaktr. Bununla birlikte bir devlette yiit olmas
gereken ya da planlanan kiinin hadesi de iyi olarak bilmesi gerekir. Zira
hadesteki korkun eylere inanan biri savata yenilmekten, esir dmek
ten korktuu iin yiitlikte bulunamaz.14 Bu durumda mziin yiitlii
desteklemesinin nemi ortaya kmaktadr. Bekilere anlatlacak olan
rperti verecek eyler, onlar korkutup yumuatabilir ve yiitlikten alko
yabilir. Mziin iinde kahramanlar yakman figrler olarak anlatlma-
maldr. Doru olan, yaknmay, kahramanlarn deil, sradan insanlarn
yapmasdr.15 te Platon, byle bir mzik eitimi ile yetimi kiinin
korkusuz, yiit, yaknmayan bir koruyucu/ beki olacan syler.
Mzik ile verilen eitimde, nasl ki yaknmak vlmyorsa, ayn e
kilde fazla glmek de Platona gre vlmemelidir. Bekiler, an gl
meye dkn olurlarsa, bu durum onlann benliklerinde an tepkiler de
yaratabilir. Tannlar da ok glen kimseler olarak tasvir edilmemelidir. Ne
yaknma ne de kahkaha mzik araclyla zihinlere ulamamaldr. Pla-
tonun bu grleri bize devlet aklnn o dnemde fazlasyla bireyleri
devlet iin ekillendirici olarak i grdn ispatlamaktadr. Zira ideal
devletin ideal koruyucular iin alamalan ya da glmeleri dahi mmkn
deildir.
Genlerin duyacaklan szler onlan, yaknmamaya ayn zamanda akll
uslu olmaya yani batakilerin szn dinlemeye yneltmelidir. Bu sayede
bir devlet dzen iinde varln srdrr. Platona gre akll uslu olmak,
sadece ynetilenin yneticinin szn dinlemesi deildir. Ynetici, akll
uslu olarak da kendini dizginlemeyi bilmelidir.16 Bu sayede ynetici de
zaaflarn terbiye etmi olur.
Platona gre bekilerin eitiminde mzikle kazandrlacak bir baka
erdem, bekilerin kimi zafiyetlerden arndrlmasdr. Bekiler, paraya ve
hediyeye dkn olmayacak tynette mzikle eitilmelidir. Eer hediye
ve para vlrse ve tanrlarn bunlara dkn olduu arklarda/masallar-
da/iirlerde sylenirse, bu kabul edilemez. Zira tannlar disiplinsizce ve
ahlkszca davranmazlar. Tannlann baz zafiyetleri varm gibi gsterilir
se, ayn zafiyetlere devletteki bireyler de debilirler. Bu yzden masal
lar, yani mzik, kiilere doru olan gstermeyi ama edinmelidir.
Mziin doru olan gstermesi, bireylerde adaletin ilediine dair var
olan duyguyu kuvvetlendirecektir. Tersi durumda ise adaletsizlik duygu
su oluacaktr. rnein, yanl yolda olan kiilerin mutlu, doru olan kii

14A.g.e., 77
15A.g.e., 78
16A.g.e., 79-80

272
Asl avuolu

lerin ise mutsuz olduu kimi mziklerde grlr. Ancak Platon topluma
bunun aksini nerir.17 Bireylere doru davrandklar srece doru yaama
kavuacaklarna dair szlerle dolu arklar sylenmelidir. Platonun ideal
devletindeki air, sradan biri olamaz. air arbal olmaldr. Her sz
lmeden dorudan aktarmamaldr. Onun yapt mzikler, dier mzis
yenlerin mzii kadar ho olmasa da ondan, ie yarar masallar sylemesi
beklenir. yi davrantan anlatmak, iyi olarak sonulanacaktr. Yinelemek
gerekirse ideal devlette sanat, estetik bir alan olarak deil de ahlksal
adan ele alnmtr. Bu, devlet aklnn yerleikliinin bir gstergesi ola
rak yorumlanabilir. Sanat iin asl istenen deer gzel deil, iyidir.
Burada sanatn deeri, toplumun mutluluuna katksyla orantldr. Bu
mutluluu arttran sanat deerlidir, yalnzca byle bir sanata yer vardr.
Sanatn gzeli gerekletirmesi demek, ayn zamanda iyiyi gerekle
tirmesi demektir. Platonun devletinde yer alan sanatta yani mzikte iyi,
gzelin nne geer, Gzel, iyi de olmaldr, iyi deilse, gzel olma
snn bir anlam yoktur.
Platon mzii ruhun idman olarak grrken, bunu beslenmeyle ede
er olarak yorumlar. Mziin iyi olmasna bu nedenden dolay da ihtiya
vardr. Bekilerin, mzik aracl ile ktlk tasvirlerini edinmeleri, tpk
kt yiyeceklerle beslenir gibi kt beslenmeleri mmkndr. Ktln
zehri, tpk yiyecek gibi onlarn iine iler. Oysa sanat eserleri genlerin
gz ve kulaklarna mutlu etkiler brakan pmardr. Henz ocukluktan
itibaren gzeli sevmeye, gzele benzemeye, onunla bir olmaya alp
zenmesi bir gen iin eitimlerin en gzelidir. Platona gre mzii
dier eitimlerden daha nemli klan zellik ite budur. yi yaplm bir
mzik eitimi ise insan yceltir, onun zn gzelletirir. Ancak kt
eserler, iyi yetimi insan rahatsz eder. Kendini iyi bir insan olarak ye
titirmek isteyen kii, gzeli arar, ondan holanr ve onunla beslenir. Bu
nun iin de eitim mzie dayanmaldr. Mzik eitimi sayesinde, bilge
lik, yararllk, yiitlik ve bunlara denk huylar tannm olur.
Platonun devletinde kiileri ll davrana iten, mzikle jimnasti
in uyumudur.18 Bekilere mzik iyi alkanlklar kazandracaktr. Mzik
eitimi alan bir adam kendi kendini ynetebilir, yola sokar, kendi kendi
nin dostu olur. Tpk mzikteki alak, yksek, orta ve btn ara tonlar
gibi. Tam bir lye ve uyuma vanr. Platona gre bu noktadan sonra kii
artk ne ie giriirse girisin, ister zengin olmaya alsn, ister bedenini*IS

17A.g.e., 81-82
ISA.g.e., 131

273
Platon un Bekileri: Bir Eitim Arac Olarak Mzik

gelitirmeye, ister devlet ilerini grmeye, her eyi bir dzen iinde yapa
caktr. Bunu ancak bilgelik salayabilir.19
O halde, dzenin ilendii bir mzik eitimiyle oluturulan toplumda
bekiler de iyi eitilmi olur. Tann insanlara mzikle jimnastii ne sade
ce kafasn ne de sadece bedenini eitmek iin deil, onlarda cokun birer
yrekle bilim sevgisi olsun diye vermitir. nsann iindeki bu iki g, iki
tel gibi bir gerilip bir gevetilerek dzenlenebilsin istenir. Bu ikisini uz
latran kii dzen ustas olabilir. Bekiler aldklar eitime uygun olarak
ll olurlar.20 Bekiler bu sayede dzgn bir oranda sert ve yine dz
gn bir oranda yumuak olurlar. rnein mzikte srekli yumuak, tatl,
hznl makamlar kullanlrsa, bununla bym bir bekinin mr trk
mrldanmakla geer. Bir bekide bulunmas gereken sert cokunluk yu
muar. Oysa bir beki yiitliine zarar gelmeden bymclidir, ii geve
mi snepe bir sava olmamaldr. Mziin doru kullanm bekiyi ne
salt kaba ne de ok yumuak yapacaktr. Bu sayede bekiler zorba olma
yacaklardr.21 Bir devlet ie byle iyi bir eitimle balad m, sudaki hal
kalar gibi dzenle bu iyilik geniler. nk kusursuz bir eitim ve re
timden deerli varlklar vcuda gelir. Ancak mzikte yol deiti mi dev
letin anayasas temelinden sarslr.

K aynaka
Arslan Ahmet, lka Felsefe Tarihi 1: Sokrates ncesi Yunan Felsefesi, stanbul Bilgi niver
sitesi Yaynlan, stanbul, 2008
Arslan Ahmet, lka Felsefe Tarihi 2: Sofistlerden Platon a , stanbul Bilgi niversitesi Ya
ynlan, stanbul, 2008
Arslan Ahmet, lka Felsefe Tarihi 3: Aristoteles'. stanbul Bilgi niversitesi Yaynlar, stan
bul, 2008
Cassirer Emst, Devlet Efsanesi, ev: N ecla Arat, Remzi Kitabevi, stanbul, 1984
Gl Fikri, topyalarda Devlet, Felsefe Dnyas., Ankara, 2007/1
Ross David, Aristoteles, ev: Ahmet Arslan, Kabalc Yay. stanbul, 1999
Homer Chris - Emrys Westacott, Felsefe Araclyla Dnme, ev: Ahmet Arslan, Phoenix
Yay, Ankara, 2001
Kumar Krishan, topyaclk, ev: A li Somel, mge Kitabevi, 2005
Nozik Robert, Anari Devlet ve topya, ev: Alian Oktay, stanbul Bilgi niversitesi Yayn
lar, stanbul, 2006
Platon, Devlet, ev: Sabahattin Eybolu, M. Ali Cimcoz, Remzi Kitabevi, stanbul, 1995

19A.g.e., 133
20 Platon, Devlet, 101
21A.g.e., 106

274
Asl avuolu

Sancar Mithat, D evlet A k l" K skacnda H ukuk D evleti, letiim Yaynevi, stanbul 2000
Soykan mer Naci, topyalarda Sanat-Toplum ilikisi, Felsefe Dnyas, Ankara, 1999/1
Torun Yldrm, Siyaset Felsefesi Tarihinde D evlet, Orion Kitabevi, Ankara, 2011

275
D O U BAT
YAYINLARI

FELSEFE Aydnlarn haneti


Julien Benda
Byle Dedi Zerdt
Nietzsche Wittgenstein ve Dilin Snrlan
Pierre Hadot
Felsefeye Giri
Takiyettin Mengolu Ludwig Wittgenstein Erken Dneminde
Dilin Snrlan ve Felsefe
Bakas Olarak Kendisi Ali Utku
Paul Ricoeur
Tarih Felsefesi
Monadoloji & Metafizik zerine Haz. Doan zlem-G. Ateolu
Konuma
G. W.Leibniz Felsefe ve Doa Bilimleri
Doan zlem
Antik Yunan'da Felsefe ve amza
Etkileri Kltr Bilimleri ve Kltr Felsefesi
Editr: Yavuz Ktlt Doan zlem

Marx ve Hegel zerine almalar Avrupa Dncesini Serveni


Jean Hypfolite Jacqueline Russ

Drt Adal Bahtin ve evresi


Solmaz Xelyt Craig Brandist
Fransz Aydnlanma Felsefesi
Oscar Ewald TARH
Estetik'in Ksa Tarihi Ahmed Cevdet Paa
Hakk Hinler Mustafa Gndz

lmcl Hastalk Umutsuzluk Orada Saat Ka?


Soren Kierkegaard Serge Gruzinski

Yeni Bilim Annales Okulu


Giambattista Vico Peter Burke

Ahlkn ve Dinin iki Kayna Dou Bat Makaleler-1


Henri Bergson Halil nalak

Heidegger Dou Bat Makaleler-II


Editrler: zgrAktok &Metin Bal Halil inalak

Kantn Felsefesi Feodal Toplum


Heinz Heimsoeth Marc Bloch

Felsefenin Temel Disiplinleri Osmanl Krsal Hayat


Heinz Heimsoeth Suraiya Faroqhi

Gilles Deleuze Eski Turk Toplumu zerine ncelemeler


Claire Colebrook mit Hassan

Tarih Felsefesinin Problemleri ABD Tarihi


Georg Simmel Allan Nevins-Henry Steele Commager

Tarih Tasarm Halil nalck Armaan-1


R. G. Collingwood Tarih Aratrmalar

Alman dealizmi-Fichte Halil nalck Armaan-II


Haz. E. Klfarslan-G. Ateolu Tarih Aratrmalar
SOSYOLOi Sekinlerin Ykselii ve D
Vilfredo Pareto
Osnal ve tekiler
Ouz Adanr Frankfurt Okulu
Editr FI. Emre Bace
Osmanl ve Avrupallar
Ouz Adanr Tarihsel Sosyoloji
Elisabeth zdalga
ada Sosyoloji Kuramlar
Ruth A. Wallace & Alison Wolf Kent Efsaneleri
zgr Taburolu
Sosyoloji Kuramlar Tarihi
Hans Freyer
ANTROPOLOT
Georg Simmel
Japonya'da Budizm
Editr: Jale zata Dirlikyapan
Vedat afak Yam
Bilim Sosyolojisi ncelemeleri
Sosyoloji ve Antropoloji
Editrler: Bekir Balkz Vefa Saygn tle
Marcel Mauss
Bujuva
Wemer Sombart
lkel nsanda Ruh Anlay
Lucien Lvy-Bruhl
Eski Dnyaya Yeni Bir Bak
Ouz Adanr lkel Toplumlarda
Mistik Deneyim ve Simgeler
Milliyetilik Kuramlar: Lucien Lvy-Bruhl
Eletirel Bir Bak
Umut zknml
SYASET BLM
O rta Douda Kltrel Geiler
Editr: erifMardin slm'da Modernleme 1839-1939
Bedri Gencer
erif Mardin Okumalar
Editr: Takn Tak Avrasyachk
Medi Ismaylov
Modernleme: Bakaldr ve Deiim
S. N Eisenstadt Gnmzde Yeni Siyasal Ytklamlar
Editr: Flill Onur nce
Oryantalizm: Tartma Metinleri
Editr: Ayta Yldz bn Haldun
mit Hassan
Weberin Metodolojisi
Fritz Ringer Trkiyede Devlet Gelenei
Metin Heper
Simlakrlarve Simlasyon
Jean Baudrillard Trkiye Szl:
Siyaset, Toplum ve Kltr
Sessiz Ynlarn Glgesinde Metin Heper
Jean Baudrillard

eytana Satlan Ruh ya da Ktln SANAT


Egemenlii
Jean Baudrillard Sanat
France Farago
E TM G oethe D er K i...
J. Wolfgang von Goethe
Avrupa Eitim Tarihi
Kemal Ayta Sainte-Beuvee Kar
Marcel Proust
EDEBYAT Alman Romantizmi
Ricarda Huch
Satran
Stefan Zweig Schiller
Hazrlayan: GrselAyta
ada T rk Roman zerine
incelemeler air ve Patron
Grsel Ayta H alil nalck

Faust Byk Usta


J Wolfgang von Goethe Stefan Zweig

ada Alman Edebiyat Kendileri ile Savaanlar


GrselAyta Stefan Zweig

Yeni a Alman Edebiyat Tarihi Kendi Hayatnn iirini Yazanlar


GrselAyta Stefan Zweig

Ahm et Ham di Tanpnar Bay How Ne Yapmal?


Mehmet Aydn Ozcan Doan
D O U BAT
Dnce Dergisi

1. Devlet 32. Bir Zamanlar Amerika


2. Dou Ne? Bat Ne? 33. Ortaa Aydnl
3. Gericilik Nedir? 34. Akdeniz
4. Etik 35. Entelekteller -1
5. Kamusal Alan 36. Entelekteller - II
6. Kayg 37. Entelekteller - III
7. Akademi ve ktidar 38. Milliyetilik - 1
8. Trk Toplumu ve Gelime Teorisi 39. Milliyetilik - II
9. Sylem stne Sylem 40. Antik Dnya Bilgelii
10. Binyln Muhasebesi 41. Medeniyetler atmas
11. raftakiler 42. Bir Zamanlar Amerika - II
12. Akademidekiler 43. iddet
13. Hukuk ve Adalet stne 44. Etnisite
14. Avrupa 45. II. Merutiyet 100. Yl - I
15. Popler Kltr 46. II. Merutiyet 100. Yl- II
16. Ge Aydnlanmann Erken Aydnlar 47. Cumhuriyetilik
17. Ekonomi 48. Kiinin Kendisiyle Sava
18. Kreselleme 49. Romaldar - 1
19. Yeni Dnce Hareketleri 50. Romallar - II
20. Oryantalizm - I ve II 51. Osmanllar - 1
21. Yeni Devlet Yeni Siyaset 52. Osmanldar - II
22. Edebiyat stne 53. Osmanldar - III
23. Kimlikler 54. Osmanldar - IV
24. Sava ve Bar 55. Karl Marx
25. Gelenek 56. Psikanaliz Dersleri
26. Ak ve Dou 57. Trk Liberalizminin Eletirisi
27. Ak ve Bat 58. Trk Muhafazakrlnn Eletirisi
28. deolojiler - 1 59. Trk Sosyalizminin Eletirisi
29. deolojiler - 2 60. Ik Doudan Ykser -1
30. deolojiler - 3 61. Ik Doudan Ykselir - II
31. deolojiler - 4

nceki savdarn temini ve her trl bdei iin

You might also like