You are on page 1of 154

ULUSAL SORUN VE SÖMÜRGELER SORUNU

J. STALİN
ULUSAL SORUN VE SÖMÜRGELER SORUNU
J. STALİN

ÇEVİREN
MUZAFFER ARDOS
J. Stalin'in La Question Nationale et Coloniale (Editions Sociales, Paris 1949) adlı İÇİNDEKİLER
yapıtından düzenlenen derlemeyi, Fransızcasından Muzaffer Ardos dilimize çevirmiş
ve kitap, Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu adı ile, Sol Yayınlrı tarafından, Mart
1976 tarihinde, Ankara'da, Çağ Matbaası'nda dizdirilip
bastırılmıştır.
7 [Ulus, Ulusal Hareket, Ulusal Sorunun Konuşu]
7 I, Ulus
16 II. Ulusal Hareket
23 III. Sorunun Konuşu
31 Ulusal Sorun Üzerine Rapor
37 Ekim Devrimi ve Ulusal Sorun
37 I. Şubat Devrimi ve Sömürgeler Sorunu
40 n. Ekim Devrimi ve Ulusal Sorun
44 III. Ekim Devriminin Dünya Ölçüsündeki Önemi
48 Rusya'da Ulusal Sorun Konusunda Sovyetler İktidarının Siyasası
68 Tartışmanın Kapanış Konuşması
73 Ulusal Sorunu Koyuş Biçimi Üzerine
81 Sovyetik Cumhuriyetlerin Birleşmesi Üzerine
91 Parti ve Devlet Kuruluşunda Ulusal Etkenler
114 Tartışmayı Kapama Konuşması
129 Ulusal Sorun
120 1. Sorunun Konuşu
126 2. Ezilen Halkların Kurtuluş Hareketi ve Proletarya Devrimi
131 Yugoslavya'da Ulusal Sorun Üzerine
138 Doğu Halkları Üniversitesinin Siyasal Görevleri
140 I. DEKÜ'nin Sovyetik Doğu Cumhuriyetleri Karşısındaki Görevleri
147 II. DEKÜ'nin Sömürge ve Bağımlı Doğu Ülkelerinin Karşısındaki
Görevleri
155 Bir Kez Daha Ulusal Sorun Üzerine
165 Kaganoviç Arkadaşa ve Ukrayna Komünist Partisi Merkez Komitesinin
öbür Üyelerine Mektuptan
169 Çin Konusunda
193 Ulusal Sorunu Çözmenin Proleter Yöntemi Üzerine
196 Ulusal Sorun ve Leninizm
196 I. Ulus Kavramı
198 II. Ulusların Doğuşu ve Gelişmesi
203 IH. Ulusların ve Ulusal Dillerin Geleceği
210 IV. Ulusal Sorunda Partinin Siyasası
216 Ekim Devrimi ve Orta Tabakalar Sorunu
222 Ulusal Sorunda Sapmalar Konusunda
230 Tartışmanın Kapanış Konuşmasından Bir Parça
235 SSCB Anayasa Tasarısı Üzerine
242 Sovyet Yurtseverliği Üzerine
245 Sovyet-Fin Antlaşması Üzerine [BİR]

E K L ER [ULUS, ULUSAL HAREKET, ULUSAL


PARTİNİN ULUSAL SORUN ÜZERİNDEKİ SORUNUN KONUŞU]1
BAŞLICA KARARLARI (OCAK 1913)
249

251 Ulusal Sorun Üzerine Karar


254 Parti Programından Bir Parça
254 Ulusal İlişkiler Alanında
256 Partinin Ulusal Sorundaki İvedi Görevleri
256 I. Kapitalist Rejim ve Ulusal Baskı
259 II. Sovyetik Rejim ve Ulusal Özgürlük
263 III. RKP'nin İvedi Görevleri
269 Parti ve Devlet Kuruluşunda Ulusal Etkenler
280 Merkez Komitesi Raporu Üzerine Karardan
282 Stalin Anayasasından Parçalar
282 Devlet Örgütü
286 Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliğinin Yüksek Devlet İk-
tidar Organları
288 Federe Cumhuriyetlerin Yüksek Devlet İktidar Organları
289 Özerk Sovyetik Sosyalist Cumhuriyetlerin Yüksek Devlet İktidar
Organları
289 Yerel Devlet İktidar Organları
291 Açıklayıcı Notlar
I. U L U S

Ulus Nedir?
Ulus, her şeyden önce, bir topluluk, belirli bir bireyler
topluluğudur. Bu topluluk, ne ırk topluluğudur, ne de aşiret
topluluğu. Bugünkü İtalyan ulusu, Romalılardan, Cermenler-
den, Etrüsklerden, Yunanlılardan, Araplardan vb. oluşmuştur.
Fransız ulusu, Galyalılardan, Romalılardan, Brötonlar-dan,
Cermenlerden vb. kurulmuştur. Çeşitli ırk ve aşiretlerden
insanlarla uluslar biçiminde kurulmuş İngilizler, Almanlar ve
başkaları için de aynı şey söylenebilir.
Demek ki, ulus, bir ırk ya da aşiret topluluğu değil, ama
tarihsel olarak kurulmuş bir insanlar topluluğudur.
Öte yandan, tarihsel olarak kurulmuş, çeşitli aşiret ve

7
ırklardan oluşmuş olmalarına karşın, Keyhüsrev ya da İs- topraklar üzerinde yaşadıkları için. Bir ulus, ancak sürekli ve
kender'in büyük devletlerinin ulus olarak adlandırılamaya- düzenli ilişkiler sonucu, insanların, kuşaktan kuşağa ortak
cakları da kuşkusuzdur. Bunlar ulus değil, ama şu ya da bu yaşamı sonucu oluşur. Nedir ki, ortak bir toprak olmadıkça,
fatihin başarı ya da başarısızlıklarına göre birleşip ayrılan, uzun bir ortaklaşa yaşam olanaksızdır. İngilizler ile
raslansal ve kendi aralarında pek bağlı olmayan gruplar Amerikalılar, vaktiyle bir tek toprak üzerinde, İngiltere'de
toplulukları idiler. yaşıyor, ve tek bir ulus oluşturuyorlardı. Sonra, İngilizlerin bir
Demek ki, ulus, raslansal ve geçici bir topluluk değil, ama bölümü, İngiltere'den yeni bir toprağa, Amerika'ya doğru göçtü,
kararlı bir insanlar topluluğudur. ve orada, bu yeni toprak üzerinde, zamanla, yeni bir ulus,
Ne var ki, her kararlı topluluk ulus oluşturmaz. Avusturya Kuzey-Amerikan ulusunu oluşturdu. Toprakların ayrılığı,
ve Rusya da kararlı topluluklardır, gene de kimse onları ulus birbirinden ayrı ulusların oluşmasına yolaçtı.
olarak adlandırmaz. Ulusal topluluğu, devlet topluluğundan ne Demek ki, toprak biriliği, ulusun ayırdedici belirtilerinden
ayırır? Öbürleri arasında, ulusal topluluğun ortak bir dil biridir.
olmaksızın düşünülemeyeceği olgusu ayırır; oysa devlet için Ama hepsi bu değil. Toprak birliği henüz kendi başına bir
ortak bir dil zorunlu değildir. Avusturya'daki Çek ve Rusya'daki ulus oluşturmaz. Bunun için, ayrıca, ulusun çeşitli bölümlerini
Polonya ulusları, herbirinin ortak bir dili olmaksızın tek bir bütün biçiminde kaynaştıran içsel bir iktisadî bağın
varolamazlardı; gene de Rusya ve Avusturya içindeki bir dizi olması da gerekir. İngiltere ile Kuzey Amerika arasında böyle
dillerin varlığı, bu devletlerin birliğini engellemez. Burada bir bağ yoktur ve bundan ötürü bunlar iki ayrı ulus oluştururlar.
elbette konuşulan halk dilleri sözkonusudur, yoksa yönetimlerin Ama Kuzey-Amerikalılar da, eğer Kuzey Amerika'ınn çeşitli
resmî dilleri değil. noktaları, aralarındaki işbölümü, ulaştırma yollarının gelişmesi
Demek ki, dil birliği, ulusun ayırdedici belirtilerinden bi- vb. sayesinde, kendi aralarında tek bir iktisadî bütün biçiminde
ridir. birleşmiş olmasalardı, ulus olarak adlandı-rılamazlardı.
Bu, elbette çeşitli ulusların her zaman ve her yerde ayrı Örneğin, Gürcüleri alalım. Reform-öncesi Gürcüleri ortak
diller konuştukları, ya da aynı dili konuşan insanların zorunlu bir toprak üzerinde yaşıyor ve tek bir dil konuşuyorlardı; ama
olarak bir tek ulus oluşturdukları anlamına gelmez. Her ulus gene de, sözcüğün tam anlamıyla söylemek gerekirse, tek bir
için ortak bir dil; ama çeşitli uluslar için zorunlu olarak ayrı ulus oluşturmuyorlardı; çünkü, birbirinden kopuk bir dizi
diller değil! Aynı zamanda birkaç dili birden konuşan ulus prenslikler biçiminde bölünmüş bulunduklarından, ortak bir
olmaz, ama bu, aynı dili konuşan iki ulus olamaz anlamına da iktisadî yaşam sürdüremiyorlar, yüzyıllar boyunca birbirleri ile
gelmez! İngilizler ile Kuzey-Amerikalılar aynı dili konuşurlar, savaşıyorlar, İranlılar ile Türkleri birbirlerine karşı kışkırtarak,
ama gene de aynı bir ulusu oluşturmazlar. Norveçliler ve birbirlerini yıkıma uğratıyorlardı. Bazan talihli bir çarın
Danimarkalılar, İngilizler ve İrlandalılar için de aynı şey gerçekleştirme başarısı gösterdiği prensliklerin geçici ve
söylenebilir. raslansal birleşmesi de, en iyi durumda, prenslerin kaprisleri ve
Ama, örneğin İngilizler ile Kuzey-Amerikalılar, ortak köylülerin kayıtsızlığı yüzünden hızla başarısızlığa uğramak
dillerine karşın, neden tek bir ulus oluşturmazlar? üzere, sadece yüzeysel yö-
Her şeyden önce yanyana değil, ama birbirinden ayrı

8 9
netim alanını kapsıyordu. Ayrıca, Gürcistan'ın iktisadî par- Böylece, ulusu belirleyen tüm göstergelerin sözünü et miş
çalanmışlığı karşısında, başka türlü de olamazdı. Gürcistan, bulunuyoruz.
ulus olarak, ancak 19. yüzyılın ikinci yarısında, serfliğin sonu Ulus, tarihsel olarak kurulmuş, kararlı bir dil, toprak,
ve ülkenin iktisadî yaşamının ilerlemesi, ulaştırma yollarının iktisadî yaşam, ve kendini kültür ortaklığında dile getiren
gelişmesi ve kapitalizmin doğuşu, Gürcistan'ın çeşitli bölgeleri ruhsal biçimlenme birliğidir.
arasında işbölümü kurduğu, ve prenslikleri tek bir bütün içinde Ve ulusun, her tarihsel görüngü gibi, değişim yasasına
birleştirmek üzere, onların iktisadî yalıtık-lığını kesin olarak uyduğu, kendi tarihine, bir başlangıç ve bir sona sahip bu-
sarstığı zaman ortaya çıktı. lunduğu kendiliğinden anlaşılır. Sözü edilen göstergelerden hiç
Feodalizm aşamasını aşmış ve ülkelerinde kapitalizmi birinin, tek başına alındığında, ulusu belirlemeye yetmediğini
geliştirmiş bulunan öbür uluslar için de aynı şey söylenebilir. belirtmek gerekir. Dahası: bu göstergelerden bir tekinin bile
Demek ki, iktisadî yaşam birliği, iktisadî birlik, ulusun yokluğu, ulusun ulus olmaktan çıkması için yeter. Eğer iktisadî
ayırdedici belirtilerinden biridir. bakımdan ayrılmışlarsa, eğer başka başka topraklar üzerinde
Ama hepsi bu da değil. Söylenmiş bulunanlar dışında, ulus yaşıyorlarsa, eğer ayrı dilleri konuşuyorlarsa vb., gene de tek
olarak birleşmiş insanların psikolojisinin özelliklerini de bir ulus oluşturduklarını söyle-yememeksizin, ortak bir "ulusal
gözönünde tutmak gerekir. Uluslar birbirlerinden sadece yaşam karakter"e sahip bulunan insanlar düşünülebilir. Örneğin, bizce
koşullan bakımından değil, ama kendini ulusal kültürün tek bir ulus oluşturmayan Rus, Galiçyalı, Amerikan, Gürcü
özelliklerinde dile getiren zihniyetleri bakımından da ayrılırlar. Yahudileri, Kafkas dağlarındaki Yahudiler, işte böyledirler.
Eğer tek bir dili konuştukları halde, İngiltere, Kuzey Amerika Eğer dil ve "ulusal karakter" birlikleri yoksa, iktisadî
ve İrlanda, gene de üç ayrı ulus oluşturuyorlarsa, bunda, yaşamları ve toprakları bir olan, ama gene de bir ulus oluş-
birbirinden farklı hayat koşulları sonucu, bu ülkelerde kuşaktan turmayan insanlar düşünülebilir. Örneğin, Baltık ülkelerindeki
kuşağa meydana gelmiş bulunan o özgün ruhsal biçimleniş Almanlar ve Letonlar gibi.
oldukça önemli bir rol oynamıştır. Son olarak, Norveçliler ve Danimarkalılar, öbür göster-
Elbette, ruhsal biçimlenişin kendisi, ya da başka biçimde gelerin yokluğu gözönüne alınırsa, bu yüzden tek bir ulus
adlandırıldığı gibi, "ulusal karakter", gözlemci için kav- oluşturmaksızın, tek bir dil konuşurlar.
ranılamaz bir şey olarak görünür; ama bu biçimleniş kendini Bize, ulusu, ancak ve ancak, topluca alınmış tüm gös-
ulusa özgü kültürün özgünlüğünde dile getirdiğine göre, tergelerin bir araya gelmesi verebilir.
kavranılabilir ve bilmezlikten gelinemez. "Ulusal karakter"in "Ulusal karakter", göstergelerden biri değil, ama ulusun tek
değişmemek üzere saptanmış bir şey olmadığını, yaşam ko- özsel göstergesiymiş, ve tüm öbür göstergeler, açık olarak
şulları ile birlikte değiştiğini söylemek gereksiz; ama her belirli söylemek gerekirse, ulusun göstergeleri değil, ama gelişme
anda varolduğuna göre, ulusun çehresi üzerinde izini bırakır. koşullan imiş gibi gelebilir. Örneğin, Avusturya'daki ünlü
Demek ki, kendini kültür ortaklığında dile getiren ruhsal sosyal-demokrat ulusal sorun teorisyenleri, R. Springer ve hele
biçimlenme birliği, ulusun ayırdedici belirtilerinden biridir. O. Bauer tarafından bu görüş paylaşılır.
Bunların ulus teorilerini inceleyelim.

10 11

Springer'e göre, "ulus, bir ve aynı biçimde düşünen ve aynı
birbirlerinden ayrılmış, başka başka topraklar üzerinde yaşayan
biçimde konuşan insanlar birliği (association) ... toprağa bağlı
ve kuşaktan kuşağa ayrı ayrı dilleri konuşan insanlar arasında
olmayan bir çağdaş insanlar grubunun kültürel topluluğu"dur.2
hangi ulusal topluluktan sözedilebilir?
(Altım ben çizdim, J. S.)
Bauer, "ortak dilleri olmadığı"8 halde, Yahudilerden bir
Demek ki, aralarında ne kadar ayrılmış olurlarsa olsunlar
ulus olarak sözeder; ama, örneğin birbirlerinden adamakıllı
ve nerede yaşarlarsa yaşasınlar, aynı biçimde düşünen ve aynı
biçimde konuşan insanlar "birliği". kopmuş, başka başka topraklar üzerinde yaşayan ve ayrı ayrı
diller konuşan Gürcü, Dağıstan, Rus ya da Amerikan Yahudi-
Bauer daha da ileri gider: "Toplum nedir? diye sorar,
insanları ulus olarak birleştiren dil topluluğu mudur? Ama leri arasında, hangi "kader birliği"nden, hangi ulusal birlikten
ingilizler ile İrlandalılar ... gene de tek bir halk oluşturmak- sözedebilir? Sözkonusu Yahudiler, hiç kuşkusuz, Gürcüler,
sızın, tek bir dil konuşurlar. Yahudilerin ortak bir dili yoktur ve Dağıstanlılar, Ruslar ve Amerikalılarla birlikte, bu halkların
gene de bir ulus oluştururlar."3 herbiri ile ortak bir kültürel atmosfer içinde, ortak bir iktisadî
Peki, ulus nedir? ve siyasal yaşam yaşarlar; bu da onların ulusal karakterleri
"Ulus karaktere ilişkin bir topluluktur."4 üzerinde bir iz bırakmaktan geri kalamaz; ve eğer onlara ortak
Peki karakter, yani bu durumda ulusal karakter nedir? bir şey kalmışsa, bu da, din, ortak kökenleri ve ulusal
Ulusal karakter demek, "bir milliyetten insanları, bir başka karakterlerinin bazı kalıntılarından başka bir şey değildir.
milliyetten insanlardan ayırdeden göstergeler toplamı, bir ulusu Bunlar yadsınamaz. Ama kemikleşmiş dinsel ayinler ile yitip
öbüründen ayırdeden bir fizik ve moral nitelikler bütünü"5 giden ruhbilime ilişkin kalıntıların, sö-zügeçen Yahudilerin
demektir. "kader"i üzerinde, onları çevreleyen canlı toplumsal, iktisadî ve
Kuşkusuz, ulusal hareketin gökten düşmediğini Bauer de kültürel çevreden daha güçlü bir biçimde etkili oldukları ciddî
bilir, bu yüzden şöyle ekler: "İnsanların karakteri, ka- ciddî nasıl ileri sürülebilir? Nedir ki, genel olarak Yahudilerden
derlerinden başka hiç bir şey tarafından belirlenmez", ... "ulus tek bir ulus olarak, işte ancak bu varsayıma dayanarak
bir kader birliğinden başka bir şey değildir", bu kader birliği de, sözedilebilir. O zaman Bauer'in ulusunu, tinselcilerin
"insanların yaşama araçlarını içlerinde ürettikleri ve çalışma (spiritualiste) mistik ve kendi kendine yeten "ulusal tin"inden
ürünleri içlerinde bölüştükleri koşullar" tarafından ne ayırır?
belirlenmiştir.6 Bauer, ulusların "ayırdedici belirtisi" (ulusal karakter) ile
Böylece, buradan, Bauer'in dediğine göre, ulusun en onların yaşam "koşulları" arasında, bunları birbirinden ayırarak,
"eksiksiz" tanımına varmış bulunuyoruz. aşılmaz bir sınır çizer. Ama ulusal karakter, eğer yaşam
"Ulus, kader birliği alanında, bir karakter birliği içinde koşullarının yansıması değilse, eğer çevreden edinilen
birleşmiş tüm insanlar topluluğudur."7 izlenimlerin bir yoğunlaşması değilse, nedir? Onu yalıtarak ve
Demek ki, toprak, dil ve iktisadî yaşam birliği ile zorunlu kendisini oluşturan alandan ayırarak, sadece ulusal karakterle
bağlılık dışında alınmış, kader birliği alanında ulusal karakter nasıl yetinilebilir?
topluluğu. Ve sonra, 18. yüzyılın sonu ve 19. yüzyılın başlarında,
Ama, bu durumda, ulustan ne kalır? iktisadî bakımdan Kuzey Amerika henüz "Yeni-Ingiltere" olarak adlandırılırken,
İngiliz ulusunu, Kuzey-Amerikan ulusundan ne ayırıyor-

12
13
du? Bauer, açıkça, tarihsel bir kategori olan ulııs'u, etnogra-fik
Elbette ulusal karakter değil: çünkü Kuzey-Amerikalılar bir kategori olan aşiret ile karıştırıyor.
İngiltere'den gelmişlerdi; onlar kendileri ile birlikte, Amerika'ya Ayrıca, görünüşe göre konumunun güçsüzlüğünü Bauer'-de
İngiliz dilinden başka, her ne kadar yeni koşulların etkisi seziyor. Kitabının başında, Yahudileri korkusuzca bir ulus
altında, onlarda özel bir karakter oluşmaya başlamışsa da, olarak ilân eden Bauer,9 kitabının sonunda, "kapitalist toplum
elbette o kadar çabuk vazgeçemedikleri İngiliz ulusal ka- genel olarak onların [Yahudilerin] kendilerini ulus olarak
rakterini de getirmişlerdi. Ama gene de, azçok büyük bir ka- korumalarına olanak vermez"10 diyerek kendi kendini düzeltir
rakter ortaklığına karşın, onlar daha o zamandan İngiltere'den ve onları öbür ulusların özümlediğini kabul eder. Bunun nedeni,
ayrı bir ulus oluşturuyorlardı! Ulus olarak "Yeni-Ingil-tere"nin, anlaşıldığına göre, "Yahudilerin, sınırları belirli bir yerleşme
ulus olarak İngiltere'den o zaman özel ulusal karakteri bölgelerinin olmayışı"dır,11 oysa böyle bir bölge, örneğin,
bakımından değil, ya da ulusal karakterden çok İngiltere'den Bauer'e göre, kendilerini ulus olarak koruyacak olan Çeklerde
ayrı çevre bakımından, yaşam koşulları bakımından ayrıldığı vardır. Uzun sözün kısası, bunun nedeni, toprak yokluğundadır.
ortada. Böylece, gerçeklikte ulusun tek bir ayırdedici göstergesi Bu türlü akıl yürüten Bauer, ulusal özerkliğin, Yahudi
olmadığı açık. Sadece ve sadece, uluslar karşılaştırıldığı zaman, işçilerin istemi olamayacağını tanıtlamak istiyordu,12 ama böyle
aralarından bazan birinin (ulusal karakter), bazan öbürünün yapmakla, istemeksizin, ulusun göstergelerinden biri olarak
(dil), bazan da bir üçüncüsünün (toprak, iktisadî koşullar) daha toprak birliğini yadsıyan kendi öz teorisini yıkmış bulunuyor.
belirgin bir biçimde göründüğü bir göstergeler toplamı var. Ama Bauer, daha ileri gider. Kitabının başında, gözünü
Ulus, birlikte alınmış tüm göstergelerin bir bileşimidir. kırpmadan "Yahudilerin ortak dili yoktur, ama gene de bir ulus
Bauer'in, ulusu ulusal karakter ile özdeşleştiren görüşü, oluşturmaktan geri kalmazlar" der.13 Ama daha 130. sayfaya
ulusu topraktan ayırır ve onu kendi kendine yeten bir çeşit gelir gelmez, gene gözünü kırpmadan: "Ortak bir
görünmez bir güç durumuna getirir. Bunun sonucu, bu, artık dil olmaksızın hiç bir ulusun varolamayacağından kuşku
canlı ve etkin bir ulus değil, ama mistik, kavranmaz ve mezar- yok"14 diyerek, cephe değiştirir. (Altını ben çizdim,
ötesi bir şeydir. Çünkü, yineliyorum, örneğin Gürcü, J. S.)
Dağıstanlı, Rus, Amerikan ve başka uluslar Yahudileri ta- Bauer, burada, "dilin, insanlar arasındaki ilişkilerin en
rafından oluşturulmuş, üyeleri birbirini anlamayan (çeşitli diller önemli aracı"15 olduğunu tanıtlamak istiyordu; ama aynı
konuşan), yeryüzünün ayrı ayrı yerlerinde yaşayan, birbirini hiç zamanda, istemeksizin, tanıtlamak istemediği bir şeyi de, yani
görmeyecek, ne barış, ne de savaş zamanı, hiç bir zaman dil birliğinin önemini yadsıyan kendi teorisinin eksikliğini de
birlikte davranmayacak olan o Yahudi ulusu ne-mene bir tanıtlamış bulunuyor, idealist iplikten dikilmiş bu teori, kendi
şeydir?! Hayır, sosyal-demokrasi, kendi ulusal programını, kendini işte böyle yalanlar.
böyle sadece kâğıt üzerinde varolan "uluslar" için saptamaz.
Sosyal-demokrasi, ancak ve ancak, davranan, hareket eden, ve
bu nedenle de, başka ulusları kendisini hesaba katmaya
zorlayan gerçek ulusları gözönünde tutabilir.

14 15
II. ULUSAL HAREKET dan pekişmeye vakit bulamadıkları zaman görülebilirdi.
Ama kapitalizm, doğu Avrupa devletlerinde de gelişmeye
Ulus sadece tarihsel bir kategori değil, ama belirli bir çağın, başlar. Tecim ve ulaştırma yolları gelişirler. Ortaya büyük
yükselen kapitalizm çağının tarihsel bir kategorisidir. kentler çıkar. Uluslar iktisadî bakımdan pekişirler. Ezilmiş
Feodalizmin tasfiye ve kapitalizmin gelişme süreci, aynı za- milliyetlerin dingin yaşamına birdenbire giren kapitalizm,
manda insanların uluslar biçiminde kuruluşu sürecidir de. onları çalkalar ve harekete getirir. Basın ve tiyatronun
Örneğin, batı Avrupa'da bu böyledir. İngilizler, Fransızlar, gelişmesi, (Avusturya'da) Reichsrat ve (Rusya'da) Dumanın
Almanlar, İtalyanlar vb., feodal parçalanmayı yenen kapi- çalışımı, "ulusal duygu"ları pekiştirmeye katkıda bulunurlar.
talizmin muzaffer yürüyüşü sırasında ulus olarak oluşmuşlardır. Oluşmuş bulunan intelligentzia, "ulusal görüş"ü benimser ve o
Ama ulusların oluşması, orada, aynı zamanda onların yönde davranır...
bağımsız ulusal devletler durumuna dönüşmeleri anlamına da Ama kendilerine özgü bir yaşamın bilincine varmaya baş-
geliyordu. İngiliz, Fransız ulusları ve öbür uluslar, aynı lamış bulunan ezilmiş uluslar, henüz bağımsız ulusal devletler
zamanda, İngiliz vb. devletleridirler de. Bu sürecin dışında biçiminde örgütlenmezler: yolları üzerinde, egemen ulusların,
kalmış bulunan İrlanda, genel tabloda hiç bir şeyi değiştirmez. artık uzun zamandan beri devletin başına geçmiş bulunan
Doğu Avrupa'da durum biraz başkadır. Batıda, uluslar, yönetici katmanlarının sert direnci ile karşılaşırlar. — Artık çok
devletler biçiminde gelişirlerken, Doğuda, çokuluslu devletler, geç!..
birçok milliyetlerden bileşik devletler kurulmuş bulunuyordu. Avusturya'da Çekler, Polonyalılar vb.; Macaristan'da
Avusturya-Macaristan gibi, Rusya gibi. Avusturya'da, Hırvatlar vb.; Rusya'da Letonyalılar, Litvanyalılar, Ukray-
Almanlar, siyasal bakımdan en gelişmiş milliyet olarak nalılar, Gürcüler, Ermeniler vb., ulus olarak işte böyle olu-
göründüler; bunun sonucu Avusturya milliyetlerini bir devlet şurlar. Batı Avrupa'da bir ayrıksın olan şey (İrlanda), Doğuda
içinde birleştirme işini onlar yüklendiler. Macaristan'da, Macar kural durumuna gelmiştir.
milliyetlerinin çekirdeği olan Magyalar, devlet biçiminde Batıda, İrlanda, ayrık tutma rejimine bir ulusal hareket ile
örgütlenmeye en yatkın milliyet olarak göründüler; ve karşılık verdi. Doğuda, uyanmış bulunan uluslar da aynı
Macaristan'ın birleştiricileri de onlardır. Rusya'da, milliyetlerin biçimde karşılık vereceklerdi.
birleştiricileri olma rolü, başlarında örgütlü ve tarihsel olarak Doğu Avrupalı genç ulusları savaşıma iten koşullar işte
oluşmuş soyluluğun güçlü bir askerî bürokrasisi bulunan böyle oluşmuş bulunuyor.
Büyük-Ruslar tarafından üstlenilmiştir. Savaşım, uygunca söylemek gerekirse, toptan uluslar
Doğu Avrupa'da da böyle olmuştur. arasında değil, ama egemen uluslar ile ezilmiş ulusların ege-
Devletlerin bu özel kuruluş biçimi, ancak henüz tasfiye men sınıfları arasında başladı ve alevlendi. Savaşım, genel
edilmemiş feodalizm koşullarında, belli belirsiz gelişmiş bir olarak, ya ezilen ulusun kentli küçük-burjuvazisi tarafından
kapitalizm koşullarında, geri plana itilmiş bulunan milliyetler, egemen ulusun büyük burjuvazisine karşı (Çekler ve Alman-
uluslar biçiminde kurulmak üzere, henüz iktisadî bakım- lar); ya ezilen ulusun kırsal burjuvazisi tarafından egemen
ulusun büyük toprak sahiplerine karşı (Polonya'daki Ukray-
nalılar): ya da ezilen ulusların tüm "ulusal" burjuvazisi ta-

16 17
rafından egemen ulusun egemen soyluluğuna karşı (Rusya'da rağı yöresinde toplanır: yukardan gelen baskı onu da ezer, ve
Polonya, Litvanya, Ukrayna) yürütülmüştür. onda da hoşnutsuzluk uyandırır.
Burjuvazi başlıca rolü elinde tutar. Ulusal hareket, işte böyle başlar. Ulusal hareketin gücü,
Pazar — işte, genç burjuvazi için ana sorun, bu. Genç ulusun geniş katmanlarının, proletarya ile köylülüğün, bu
burjuvazinin ereği, emtiasını sürmek ve bir başka milliyetin harekete katılma derecesine bağlıdır.
burjuvazisi ile rekabetten zafer kazanmış olarak çıkmaktır. Proletaryanın burjuva ulusalcılığı bayrağı altında sıraya
Kendi "öz", "ulusal" pazarını sağlama bağlama isteğinin nedeni girip giremeyeceği, sınıf çelişkilerinin gelişme, proletaryanın
budur. Pazar, burjuvazinin milliyetçiliği öğrendiği ilk okuldur. bilinç ve örgütlenme derecesine bağlıdır. Bilinçli proletaryanın
Ama işler her zaman pazarla sınırlanmaz. Savaşıma, "bilek kendi denenmiş bayrağı vardır, ve onun için burjuvazinin
gücü ve kesin savunma" yöntemleri ile, egemen sınıfın yarı- bayrağı altında sıraya girmenin hiç bir gereği yoktur.
feodal, yarı-burjuva bürokrasisi de bulaşır. Egemen bir ulusun Köylülere gelince, onların ulusal harekete katılmaları, her
burjuvazisi, ister küçük, ister büyük olsun, önemli değil, şeyden önce baskının niteliğine bağlıdır. Eğer baskı, irlanda'da
rakibinin hakkından "daha çabuk" ve "daha korkusuzca" gelme olduğu gibi, "toprak" çıkarlarına zarar veriyorsa, büyük köylü
olanağını kazanır. "Güçler" birleşir, ve "yabancı" burjuvaziye yığınları hemen ulusal hareket bayrağı altında sıraya girerler.
karşı, baskı biçiminde yozlaşan, bir dizi kısıtlayıcı önlemler Öte yandan, eğer, örneğin Gürcistan'da, azbuçuk ciddî Rus
uygulanmaya başlanır. Savaşım, iktisadî alandan siyasal alana düşmanı bir ulusalcılık yoksa, bunun başta gelen nedeni, orada
aktarılmıştır. Yer değiştirme özgürlüğünün kısıtlanması, dilin yığınlar içinde, böylesine bir ulusalcılığı besleyebilecek Rus
kullanılmasına karşı engeller, seçim haklarının kısıtlanması, büyük toprak sahipleri ya da Rus büyük burjuvazisinin hiç
okul sayısının azaltılması, dinsel inançlara karşı engeller vb., bulunmayışıdır. Gürcistan'da Ermeni düşmanı bir ulusalcılık
"rakip"in başına dolu gibi yağar. Kuşkusuz, bu türlü engeller vardır; ama bu da, orada, hâlâ, henüz güçlenmemiş bulunan
sadece egemen ulusun burjuva sınıflarının çıkarına yaramakla Gürcü küçük-burjuvazisini altederek, onu Ermeni düşmanı
kalmaz, ama egemen bürokrasinin özgül ereklerine, deyim ulusalcılığa iten bir Ermeni büyük burjuvazisi bulunduğu
yerindeyse kast ereklerine de yararlar. Ama sonuçlar içindir.
bakımından, bunun hiç bir önemi yoktur: ister Avusturya- Bu etkenlere göre, ulusal hareket, ya durmadan geniş-
Macaristan, ister Rusya sözkonusu olsun, burjuva sınıflar ile leyerek, bir yığın niteliğine bürünür (İrlanda, Galiçya), ya da
bürokrasi, bu konuda elele yürürler. bir küçük çekişmeler dizisi durumuna dönüşür ve dükkân
Ezilen ulusun, dört bir yandan sıkıştırılan burjuvazisi, tabelaları için skandal ve "savaşım" biçiminde yozlaşır (bazı
elbette harekete geçer. "Kendi halkı"na başvurur ve, kendi küçük Bohemya kasabaları).
sorununu tüm halkın sorunuymuş gibi göstererek, avaz avaz Ulusal hareketin içeriği, elbette her yerde aynı olamaz: Bu
"vatan"ı yardıma çağırmaya başlar. Kendi "yurttaş"ları içerik, hareket tarafından formüle edilen çeşitli istemlere
arasından, kendisi için... "vatan" yararına bir ordu toplar. Ve bağlıdır. İrlanda'da, hareket tarımsal bir niteliğe; Bohemya'da,
"halk", çağrılara her zaman kayıtsız kalmaz, onun bay- bir "dil" sorunu niteliğine bürünür; şurada, yurt-

18 19
taş eşitliği ve din özgürlüğü; burada, "kendi" memurları ya da nin "ortak" sorunlarına doğru çevirir. Ve bu da, "çıkarların
kendi diyeti istenir. Çeşitli istemler, çoğu kez, genel olarak uyumu" yalanını yaymak için, proletarya sınıfının çıkarlarına
ulusu nitelendiren çeşitli belirtileri (dil, toprak vb.) gösterir gibi gölge düşürmek için işçileri törel yönden köleleştirmek için,
olurlar. Akılda tutulacak şey, bauerci evrensel "ulusal elverişli bir alan yaratır. Böylece, tüm milliyetler işçilerinin
karakter"e ilişkin bir istemin hiç bir yerde görülmemesidir. Ve birleşme işinin önüne ciddî bir engel dikilmiş olur. Eğer
bu da kolay anlaşılır: kendi başına alınmış "ulusal karakter", Polonyalı işçilerin önemli bir bölümü bugüne kadar burjuva
kavranılamaz bir şeydir, ve J. Strasser'in de haklı olarak ulusalcıları tarafından törel bakımdan köleleştiril-miş
belirttiği gibi, "siyaset yapmak için bundan yararlanılamaz".16 bulunuyorsa, eğer bu bölüm bugüne kadar uluslararası işçi
Ulusal hareketin biçimleri ve özlüğü, özet olarak, budur. hareketinin uzağında kalmış bulunuyorsa, bu, özellikle, "iktidar
Bu söylenenlerden, açıkça, yükselen kapitalizm koşullarındaki sahipleri"nin geleneksel Polonya-düşmanı siyasaları böyle bir
ulusal savaşımın, burjuva sınıfların kendi aralarındaki bir köleliğe alan hazırladığı, işçilerin bu kölelikten kurtulmalarını
savaşım olduğu sonucu çıkar. Bazan, burjuvazi proletaryayı da güçleştirdiği içindir.
ulusal hareket içine sürükleme başarısını gösterir, ve o zaman Ama baskı siyasası bununla da yetinmez. Bu siyasa, ezme
ulusal savaşım, görünüşte, ama sadece görünüşte, bir "genel "sistemi"nden, çoğu kez, ulusları birbirine karşı kışkırtma
halk hareketi" niteliğini kazanır. Özünde, ulusal savaşım her "sistem"ine, insan kırımları ve pogromlar "sistem"ine geçer. Bu
zaman burjuva nitelikte, sadece burjuvazi için yararlı ve istenir sonuncusu, elbette ne her zaman, ne de her yerde olanaklıdır,
olarak kalır. ama olanaklı olduğu yerde —ilkel özgürlüklerin yokluğunda—,
Ama bundan, proletaryanın, milliyetlerin ezilmesi siya- çoğu kez, işçilerin birleşme işini kan ve gözyaşları içinde
sasına karşı savaşmaması gerektiği sonucu çıkmaz. boğmakla tehdit eden, korkutucu ölçülere varır. Kafkasya ve
Gezi özgürlüğüne getirilen kısıntılar, seçim haklarından Güney Rusya, bunun çok sayıda örneklerini verirler.
yoksunluk, dilin kullanılmasına karşı çıkarılan engeller, okul "Egemenlik altına almak için bölmek": kışkırtma siyasasının
sayısının azaltılması ve öbür önlemler, işçilere de burjuvazi ereği, işte budur. Ve böyle bir siyasa başarı kazandığı ölçüde,
kadar, hatta daha da çok zarar verir. Böyle bir durum, ege- proletarya için en büyük kötülüğü, devleti birleştiren tüm
menlik altında yaşayan uluslar proletaryasının manevî güç- milliyetler işçilerinin birleşme işi karşısındaki en ciddî engeli
lerinin özgür gelişmesini engellemekten başka bir sonuç ve- oluşturur.
remez. Toplantı ve konferanslarda ana dilini konuşmasına izin Ne var ki, işçilerin çıkarı, bütün arkadaşlarının tek bir
verilmezken, okulları kapatılırken, Tatar ya da Yahudi işçinin uluslararası ordu içinde iyiden iyiye kaynaşmalarında, bur-
manevî yeteneklerinin tam gelişmesinden ciddî olarak juvazi karşısındaki törel kölelikten bir an önce ve kesin olarak
sözedilemez. kurtulmalarında, hangi ulustan olursa olsun, yoldaşlarının törel
Ama ulusalcı baskı siyasası, proletarya davası için bir güçlerinin tam ve özgür gelişmesindedir.
başka yönden de tehlikelidir. Bu siyasa, nüfusun geniş kat- Bundan ötürü, işçiler, en incesinden en kabasına kadar,
manlarının dikkatini, toplumsal sorunlardan, sınıflar savaşımı bütün biçimleri altındaki ezme siyasasına karşı da, bütün
sorunlarından, ulusal sorunlara, proletarya ile burjuvazi- biçimleri altındaki kışkırtma siyasasına karşı da, savaşırlar ve
savaşacaklardır. Bundan ötürü bütün ülke-

20 21
lerin sosyal-demokrasisi, ulusların kendi kaderlerini kendile- burjuvazinin ulusal savaşımı derinleştirmek ve genişletmek,
rinin tayin etme hakkını ilân eder. ulusal hareketi izlemek ve güçlendirmek isteyen siyasasından
Kendi kaderini tayin etme hakkı, şu anlama gelir: Kaderini özünde ayıran şey de, işte budur.
kararlaştırma hakkına, sadece ulusun kendisi sahiptir, kimsenin Ve işte bundan ötürüdür ki, bilinçli proletarya, burjuva-
ulusun yaşamına zorla karışma, okullarını ve öbür kurumlarını zinin "ulusal" bayrağı altında sıraya giremez.
yıkma, alışkanlık ve geleneklerini yoketme, dilini kullanmasını Ve işte bundan ötürüdür ki, Bauer tarafından öne sürülmüş
engelleme, haklarım kısıtlama hakkı yoktur. bulunan "ulusal evrim" siyasası denen siyasa, proletaryanın
Elbette, bu, sosyal-demokrasinin, ulusun tüm olanaklı ve siyasası olamaz. Bauer'in kendi "ulusal evrim" siyasasını
düşünülebilir alışkı ve kurumlarını destekleyeceği anlamına "çağcıl işçi sınıfı"17 siyasası ile özdeşleştirme girişimi, işçilerin
gelmez. Ulus üzerinde uygulanan zorbalıklara karşı savaşım sınıf savaşımını, ulusların savaşımına uyarlamayı gözeten bir
veren sosyal-demokrasi, sözkonusu ulusun emekçi katman- girişimdir.
larının onun zararlı alışkı ve kurumlarından kurtulmasını Özünde burjuva bir nitelik taşıyan ulusal hareketin alın-
sağlamak için bu alışkı ve kurumlara karşı ajitasyon yapmaktan yazısı, elbette burjuvazinin kaderine bağlıdır. Ulusal hareketin
hiç bir zaman geri kalmayarak, sadece ve sadece ulusun kendi kesin çöküşü, ancak burjuvazinin çöküşü ile olanaklıdır. Tüm
kaderini tayin etme hakkını savunacaktır. Kendi kaderini tayin olarak barış, ancak sosyalizmin egemenliği altında kurulabilir.
etmesi demek, ulusun istediği biçimde örgütlenebilmesi Ama ulusal savaşımı en aza indirmek, onun köklerine
demektir. O, kendi yaşamını özerklik ilkelerine göre örgütleme saldırmak, onu proletarya için iyice zararsız kılmak, — bu,
hakkına sahiptir. O, öbür uluslarla federatif bağlar kurma kapitalizm çerçevesinde olanaklıdır da. Sadece İsviçre ve
hakkına sahiptir. O, büsbütün ayrılma hakkına sahiptir. Ulus Amerika örneği de olsa, buna tanıktır. Bunun için, ülkeyi
egemendir, ve tüm uluslar eşit haklara sahiptirler. Elbette bu, demokratlaştırmak ve ulusların özgürce gelişmesini sağlamak
sosyal-demokrasinin, ulusun ne olursa olsun, bütün istemlerini gerekir.
savunacağı anlamına gelmez. Ulus, eski düzene dönme hakkına
da sahiptir, ama bu, sosyal-demokrasinin, sözkonusu ulusun şu IH. SORUNUN KONUŞU
ya da bu kurumunun böyle bir kararını onaylayacağı anlamına
gelmez. Proletaryanın çıkarlarını savunan sosyal-demokrasinin Ulus, kaderini özgürce kararlaştırma hakkına sahiptir.
ödevleri ile, çeşitli sınıflar tarafından oluşturulmuş bulunan Onun, elbette öbür ulusların haklarını çiğnemeksizin, istediği
ulusun hakları, iki ayrı şeydir. gibi örgütlenme hakkı vardır. Bu, tartışma götürmez.
Ulusların kendi kaderlerini kendilerinin tayin etme hakkı Ama, eğer ulus çoğunluğunun, ve her şeyden önce de
için savaşım veren sosyal-demokrasinin ereği, ulusun ezilmesi proletaryanın çıkarları gözönünde tutulursa, nasıl örgütlenmeli,
siyasasına bir son verme, bu siyasayı olanaksız kılma ve gelecekteki kuruluşu hangi biçimleri almalıdır? Ulus kendi
böylece ulusların savaşımını ortadan kaldırmaya, köreltmeye, özerkliğini kurma hakkına, hatta ayrılma hakkına sahiptir. Ama
en aza indirmeye çalışmadır. Bilinçli proletaryanın siyasasını, bu, koşullar ne olursa olsun ulus bunu yapmalı; özerklik ya da
ayrılma, ulus, yani ulus çoğunluğu, yani emekçi katmanlar için
her zaman ve her yerde elverişli ola-

22 23
cak demeye de gelmez. Kafkas-ötesi Tatarları, ulus olarak, nın ayrılma sorununun yeniden gündeme girebileceği bazı iç ve
diyelim ki kendi diyetlerinde toplanabilir, ve, kendi beyleri ve dış konjonktürler olanağını elbette dıştalamaz.
mollalarının etkisi altında, ülkelerinde eski düzeni yeniden Bundan, ulusal sorunun çözümünün, ancak kendi geliş-
kurabilir, devletten ayrılmalarını kararlaştırabilirler. Kendi meleri içinde gözönünde tutulmuş tarihsel koşullar ile ilişki
kaderini kendisinin tayin etmesi maddesi uyarınca, buna yerden durumunda olanaklı olduğu sonucu çıkar. Belli bir ulusu çev-
göğe kadar hakları vardır. Ama bu, Tatar ulusu emekçi releyen iktisadî, siyasal ve kültürel koşullar, — şu ya da bu
katmanlarının çıkarına uygun düşecek mi? Sosyal-demok-rasi, ulusun nasıl örgütleneceğini, gelecekteki anayasasının hangi
ulusal sorunun çözümünde, beylerin ve mollaların yığınları biçimlere bürüneceğini bilme sorununu çözmek için tek
kendi arkalarından sürüklemelerine kayıtsızlıkla bakabilir mi? anahtar, işte budur. Her ulus için, sorunun özel bir çözümünün
Sosyal-demokrasi işe karışmamalı, ve ulusun iradesi üzerinde kendini zorla kabul ettirmesi olanaklıdır. Ulusal sorunda,
belgin bir yönde etkide bulunmamalı mı? Sorunu çözmek için, sorunu diyalektik bir yönde koymanın zorunlu olduğu yer, işte
somut Tatar yığınları için en elverişli bir plan formüle etmemeli burasıdır.
mi? Bu böyle olduğuna göre, ulusal sorunu "çözme"nin, kökeni
Ama emekçi yığınların çıkarları ile en bağdaşır çözüm Bund'a kadar çıkan çok yaygın, ama çok da dar düşünceli bir
hangisidir? Özerklik mi, federasyon mu, yoksa ayrılma mı? yoluna, kesinlikle karşı çıkmalıyız. Ulusal sorunu sözümona
Çözümü, belli bir ulusu çevreleyen somut tarihsel koşullara çözüme bağlamış bulunan ve Rus sosyal-demok-ratlarının
bağlı bir sürü sorun. onlardan bu çözümü almaktan başka yapacakları bir şey
Dahası var. Her şey gibi koşullarda değişir, ve belli bir olmadığı söylenen Avusturya sosyal-demokrasisi ile güney
zaman için doğru bir çözüm, başka bir zaman için hiç de kabul Slavları18 sosyal-demokrasisine başvurmaya dayanan o kolay
edilmez görünebilir. yöntemden sözediyoruz. Bu yönteme göre, Avusturya için
19. yüzyıl ortalarında, Marx, Rus Polonyası'nın ayrılma- doğru olan her şey, diyelim Rusya için de doğru sayılır. Bu
sından yana çıktı, ve o sıralarda üstün bir kültürü, onu yıkan durumda, en önemli ve en kesin olan şey gözden yitirilir: genel
aşağı bir kültürden kurtarmak sözkonusu olduğu için, haklıydı olarak Rusya'da, özel olarak da Rusya içinde ayrı ayrı alınan
da. Ve sorun, o sırada, sadece teoride, akademik bir biçimde her ulusun yaşamında varolan somut tarihsel koşullar.
değil, ama pratikte, yaşamın ta içinde ortaya çıkıyordu... Örneğin, ünlü bundcu V. Kossovski'yi dinleyin:
19. yüzyıl sonlarında, Polonyalı marksistler, daha o za- "IV. Bund kongresinde19 sorunun [yani ulusal sorunun —
mandan Polonya'nın ayrılmasına karşı çıktılar, ve son elli yıl J. S.] ilke yönü tartışıldığı zaman, bunun, delegelerden biri
boyunca, Rusya ile Polonya'nın iktisadî ve kültürel bir tarafından, güney Slavları Sosyal-Demokrat Partinin anlayışı
yaklaşması yönünde derin değişiklikler ortaya çıkmış bulun- içinde önerilmiş bulunan çözümü, herkesçe onaylandı."20
duğuna göre, onlar da haklıydılar. Ayrıca, bu dönem boyunca, Sonuç: "kongre, oybirliği ile"... ulusal özerkliği "kabul
ayrılma sorunu, pratik bir konu olmaktan çıkmış, belki sadece etti".
yurt dışındaki aydınları heyecanlandıran akademik bir tartışma Hepsi bu! Ne Rus gerçekliğinin çözümlenmesi, ne de
konusu durumuna gelmişti. Ama bu, Polonya'-

24 25
Rusya'daki Yahudilerin yaşam koşullarının incelenmesi: önce Rus sosyal-demokrasisi, sorunu böyle koyabilir mi? Hayır.
güney Slavları Sosyal-Demokrat Partisinden hazır çözüm Ve çünkü, daha baştan beri, ulusların kendi kaderlerini
alındı, sonra "onaylandı", en sonra da "oybirliği ile kabul kendilerinin tayin etmesi hakkı görüşünü ulusun ayrılma
edildi". Bundcular Rusya'da ulusal sorunu işte böyle koyar ve hakkına sahip bulunduğu yolundaki görüşü benimsediği için,
işte böyle "çözerler"... bunu yapamaz. Hatta bundcu Goldblatt bile, Rus sosyal-de-
Bununla birlikte, Avusturya ile Rusya, birbirinden çok mokrasisinin H. kongresinde, Rus sosyal-demokrasisinin,
başka koşullar sunarlar. Brünn'de (1899) ,21 güney Slavları ulusların kaderlerini özgürce belirleme görüşünden vazgeç-
Sosyal-Demokrat Partisi anlayışı içinde (gerçi önemsiz birkaç meyeceğini kabul etmişti. O zaman Goldbaltt şöyle diyordu:
değişiklik ile) bir ulusal program kabul etmiş bulunan "Ulusların kendi kaderlerini kendilerinin belirleme hakkına
Avusturya sosyal-demokrasisinin, soruna, deyim yerindeyse, karşı hiç bir şey söylenemez. Herhangi bir ulusun kendi
tamamen Rus-olmayan bir biçimde yanaşması, ve onu, elbette, bağımsızlığı için savaşım verdiği durumda, buna karşı çı-
aynı biçimde çözmesini de, işte bu durum açıklar. kılamaz. Eğer Polonya, Rusya ile "meşru nikâhlı" olarak
Her şeyden önce, sorunun konuş biçimi. Avusturyalı ulusal evlenmek istemiyorsa, onu sıkıştırmak bize düşmez."
özerklik teorisyenleri, Brünn ulusal programı ve güney Slavları İyi. Ama o zaman bundan, Avusturya ve Rus sosyal-de-
Sosyal-Demokrat Partisi kararı yorumcuları, Springer ve mokratlarındaki çıkış noktalarının, özdeş olmak şöyle dursun,
Bauer, sorunu nasıl koyarlar? tersine, taban tabana karşıt oldukları sonucu çıkar. Bundan
"Burada —der Springer—, genel olarak bir milliyetler sonra da, Avusturyalılardan, onların ulusal programını alma
devletinin olanaklı olup olmadığı, ve özel olarak da Avusturya olanağından sözedilebilir mi?
milliyetlerinin tek bir siyasal bütün oluşturma zorunluluğu Devam edelim. Avusturyalılar, "milliyetlerin özgürlüğü"-
içinde bulunup bulunmadıklarını bilme sorununu yanıtsız nü, küçük reformlar aracıyla, yavaş yavaş gerçekleştirmeyi
bırakıyoruz; bu sorunları çözülmüş sayalım. Sözü geçen olanak düşünürler. Ulusal özerkliği pratik önlem olarak öneren
ve zorunluluk ile aynı düşüncede olmayan biri için, araş- Avusturyalılar, köklü bir değişikliğe, ufukta görmedikleri de-
tırmamız elbette temelsiz olacak. Bizim konumuz şu: belirli mokratik bir kurtuluş hareketine hiç mi hiç bel bağlamazlar.
uluslar ortak bir yaşam sürme zorundadırlar: onların daha iyi Ama reformlara bel bağlamak için bir nedenleri bulunmayan
yaşamalarım hangi hukuksal biçimler sağlayacak?"22 (Altı Rus marksistleri ise, "milliyetlerin özgürlüğü" sorununu, olası
Springer tarafından çizilmiştir. —J. S.) bir köklü değişikliğe, demokratik kurtuluş hareketine bağlarlar.
Böylece, Avusturya devletinin birliği, çıkış noktasıdır. Ve bu da, Rusya'daki ulusların olası kaderine ilişkin olarak,
Bauer de aynı kanıdadır: işleri temelden değiştirir.
"Avusturya uluslarının bugün oldukları gibi, şu anda ya- "Elbette —der Bauer—, ulusal özerkliğin, büyük bir ka-
şadıkları devlet içinde birleşik olarak kalacakları varsayı- rarın, yürekli, gözüpek bir eylemin sonucu olması pek olası
mından hareket ediyor, ve bu birlik çerçevesinde, ulusların değildir. Avusturya, ulusal özerkliğe adım adım, yasama ve
kendi aralarındaki ilişkiler ile hepsinin devlete karşı ilişki- yönetimi süreğen bir kötürümlük durumuna düşürecek sert bir
lerinin ne olacağını soruyoruz."23 savaşım arasında, yavaş ve güç bir süreç aracıyla yürüyecektir.
Burada da: her şeyden önce Avusturya'nın birliği. Hayır, yeni bir devletin hukuk düzeni, hiç bir

26 27
zaman büyük bir yasama eylemi aracıyla değil, ama ayrı ayrı da, işte bu açıklar. Bu böyle olduğundan, ulusal sorun bu
bölgeler, ayrı ayrı topluluklar için çıkarılmış bulunan birçok ülkede siyasal yaşamın eksenini, bir ölüm kalım sorununu
ayrı ayrı yasalar aracıyla kurulacaktır."24 oluşturur. Bundan ötürü, Avusturyalı sosyal-demokrat siyasa
Springer de aynı şeyi doğrular: adamlarının, her şeyden önce, şu ya da bu biçimde, ulusal
"Çok iyi biliyorum ki —diye yazar—, bu tür kurumlar çatışmalar sorununu çözmeye, bu sorunu elbette varolan
[ulusal özerklik örgütleri, —J. S.] ne bir, ne de on yıl içinde parlamentarizm alanında, parlamenter araçlarla çözmeye ça-
kurulurlar. Prusya yönetiminin yeniden örgütlenmesi, tek lışmalarında şaşılacak bir şey yoktur...
başına, uzun bir zaman dönemini zorunlu kılmıştır. ... Bel- Rusya'da durum başkadır. Rusya'da, ilkin, "Tanrıya şükür,
libaşlı yönetim kurumlarını kesin olarak kurmak için, Prusya'ya Parlamento yoktur."26 İkinci olarak —ve asıl önemlisi— Rusya
bir yirmi yıl gerekti. Bundan ötürü, Avusturya'ya ne kadar siyasal yaşamının ekseni ulusal sorun değil, toprak sorunudur.
zaman gerekeceğini ve ne güçlüklerle karşılaşacağını Bu nedenle Rus sorununun, ve dolayısıyla ulusların
bilmediğim sanılmasın."25 "kurtuluş"unun alınyazısı, Rusya'da toprak sorununun
Bütün bunlar çok açık. Ama Rus marksistleri, ulusal sorunu çözümüne, yani feodal kalıntıların kaldırılmasına, yani ülkenin
"yürekli ve gözüpek bir eylem"e bağlamazlık edebilirler mi? demokratlaştırılmasına bağlıdır. Rusya'da ulusal sorunun
"Milliyetlerin özgürlüğü"nü elde etme aracı olarak, parça parça bağımsız ve kararlaştırıcı bir sorun olarak değil, ama ülkenin
reformlara, "birçok ayrı ayrı yasalar"a bel bağlayabilirler mi? kurtuluşu genel ve en önemli sorununun bir bölümü olarak
Ve eğer bunu yapamazlarsa ve yapmamaları da gerekirse, görünmesini de, işte bu açıklar.
bundan, açıkça, Avusturyalılar ve Rus-larda, savaşım "Avusturya parlamentosunun kısırlığı —diye yazar Sprin-
yöntemleri ile perspektiflerin birbirinden tamamen başka ger—, her reformun, ulusal partilerin içinde, onların birliğini
olduğu sonucu çıkmaz mı? Bu durumda Avusturyalıların tek bozan çelişkiler doğurmasından ileri gelir, ve bundan ötürü de,
yönlü ve melez ulusal özerkliği ile nasıl ye-tinilebilir? İki parti önderleri, reform kokan her şeyden kaçınırlar.
şeyden biri: [Avusturya] programını almaktan yana olanlar ya Avusturya'nın ilerlemesi, genel olarak, ancak ulusların
"yürekli ve gözüpek bir eylem"e bel bağlamıyor, ya da bel kendilerine zaman aşımına uğramaz tüzel konumlar verildiğini
bağlıyor, ama "ne yaptıklarını bilmiyorlar". görecekleri durumda düşünülebilir bir şeydir; bu, onları
Son olarak, Rusya ve Avusturya, birbirinden büsbütün parlamentoda sürekli kavga birlikleri bulundurma zo-
başka yakın amaçlarla karşı karşıya bulunmaktadırlar; ve bu da, runluluğundan kurtaracak ve iktisadî ve toplumsal sorunların
ulusal sorunun çözümü için, gene başka başka yöntemlerin çözümüne girişmelerini sağlayacaktır."27
kendilerini zorla kabul ettirmeleri sonucunu vermektedir. Bauer de aynı kanıdadır:
Avusturya, parlamentarizm koşulları içinde yaşar; bugünkü "Ulusal barış her şeyden önce devlet için zorunludur.
koşullar içinde bu ülkede parlamentosuz bir gelişme Devlet, yasamanın, o son derece sersemce bir sorun olan dil
olanaksızdır. Ama, ulusal partiler arasındaki zorlu çatışmalar sorunu için, ulusal sınırın herhangi bir noktasında kışkırtılmış
nedeniyle, Avusturya'da parlamenter yaşam ve yasamanın insanların en küçük bir çekişmesi için, her yeni okul için askıya
iyiden iyiye durduğu sık sık görülür. Avusturya'nın uzun alınmasına hiç bir zaman hoşgörü gösteremez."28
zamandan beri acı çektiği süreğen siyasal bunalımı Bunlar hep anlaşılır şeyler. Ama ulusal sorunun Rusya'-

28 29
da bambaşka bir planda konduğu da daha az anlaşılır bir şey [ÎKI]
değil. Rusya'da ilerlemenin kaderini kararlaştıran şey, ulusal ULUSAL SORUN ÜZERİNE RAPOR
sorun değil, toprak sorunudur. Ulusal sorun, bu ülkede ast bir
RSDİP VII. KONFERANSINA SUNULMUŞTUR28
sorundur. (29 NİSAN (12 MAYIS) 1917)
Böylece, sorunu koyma biçimi başka olduğuna göre,
perspektifler ve savaşım yöntemleri de, ivedi görevlerde baş-
kadır. Bu durum karşısında, sadece ulusal sorunu uzay ve
zaman dışında "çözen" kırtasiyecilerin Avusturya'yı örnek
alabilecekleri ve program ithaline kalkışabilecekleri açık değil
mi?
Bir kez daha: çıkış noktası olarak somut tarihsel koşulları
sorunu koymanın tek doğru biçimi olarak diyalektik biçim, —
ulusal sorunu çözmenin anahtarı işte budur.

ULUSAL sorun üzerine geniş bir rapor sunmak iyi olurdu,


ama zaman az olduğundan, kendimi raporumu kısa tutma
zorunda görüyorum.
Karar tasarısına gelmeden önce, bazı öncülleri saptamak,
zorunlu. Nedir ulusal baskı? Ulusal baskı, ezilen halkların
sömürü ve soygun sistemi, ezilen halkların devlet kurma hak-
kının, emperyalist çevrelerce uygulanan zorla kısıtlama ön-
lemleridir. Bütün bunlar, bütünlüğü içinde gözönünde tutul-
duğu zaman, ulusal baskı siyasası olarak adlandırılması uygun
olan siyasanın bir imgesini verirler.
Birinci sorun: şu ya da bu iktidarın, kendi ulusal baskı
siyasasını uygulamak için üzerlerine yaslandığı sınıflar han-

30 31
gileridir? Bu sorunu çözmek için, çeşitli devletlerde neden gruplar da vardır. Daha sonra küçük-burjuvazi, aydınların bir
çeşitli ulusal baskı biçimleri bulunduğunu; ulusal baskının bölümü, işçi sınıfının yağma meyvelerinden kendileri de
neden bir devlette, bir başka devlettekinden daha ağır ve daha yararlanan yukarı katmanlarının bir bölümü gelir. Bu biçimde,
hoyrat olduğunu anlamak gerekir. Örneğin, İngiltere'de ve ulusal baskıyı destekleyen, ve başında toprak ve para soyluluğu
Avusturya-Macaristan'da, ulusal baskı hiç bir zaman pog- bulunan tüm bir toplumsal güçler korosu görülür. Gerçek bir
romlar biçimine bürünmemiş, ama ezilen halkların ulusal demokratik düzen kurmak için, önemli olan, her şeyden önce
haklarının kısıtlanması biçiminde varolmuştur, oysa Rusya'da, alan hazırlamak ve bu koroyu siyasal sahneden
çoğu kez pogromlar ve kıyımlar biçimini alır. Buna karşılık, uzaklaştırmaktır.
bazı devletlerde, ulusal azınlıklara karşı hiç bir özel önlem (Konuşmacı, karar metnini okur.)
yoktur. Örneğin, Fransız, İtalyan ve Almanların özgürce Birinci sorun: ezilen ulusların siyasal yaşamını nasıl
yaşadıkları İsviçre'de ulusal baskı yoktur. örgütlemeli? Bu soru, Rusya'ya katılmış bulunan ezilen halk-
O zaman milliyetlere karşı çeşitli devletlerde görülen lara, Rus devletinin içinde mi kalmak, yoksa bağımsız devletler
farklı davranışı nasıl açıklamalı? kurmak üzere ondan ayrılmak mı istedikleri sorununu, kendi
Demokratizmin bu devletler deki farklı derecesi ile. Rus- başlarına kararlaştırma hakkının verilmesi gerektiği biçiminde
ya'da, devlet iktidarının başında, eskiden eski toprak soyluluğu yanıtlandırılmalıdır. Biz, şu anda, Finlandiya halkı ile Geçici
bulunduğu zaman, ulusal baskı iğrenç kıyımlar ve pogromlar Hükümet arasında somut bir çatışma karşısında bulunuyoruz.
biçimlerine bürünebilirdi ve gerçekten de bürünüyor-du. Finlandiya halkının temsilcileri, sosyal-demok-rasinin
Demokratizm ve siyasal özgürlüğün bir dereceye kadar va- temsilcileri, Geçici Hükümetten, halka, Rusya'ya katılmadan
rolduğu İngiltere'de ulusal baskı daha yumuşak bir nitelik taşır. önce yararlandığı hakların geri verilmesini istiyorlar. Fin
İsviçre'ye gelince, bu ülke demokratik topluma yaklaşır, ve halkının egemenliğini tanımayan Geçici Hükümet, bunu kabul
küçük uluslar orada az çok tam bir özgürlükten yararlanırlar. etmiyor. Biz hangi yanı tutmalıyız? Elbette Fin halkının yanını,
Kısacası, ülke ne kadar demokratikse, ulusal baskı o kadar çünkü herhangi bir halkın zorla bir devlet çerçevesinde
güçsüz, ülke demokrasiden ne kadar uzaksa, ulusal baskı da o tutulmasının kabul edilmesi akıl almaz bir şeydir. Halkların
kadar güçlüdür. Ve demokratizasyon sözcüğünden, iktidarda kendi kaderlerini kendilerinin belirleme hakkını formüle
belirli sınıfların varlığını anladığımıza göre, bu bakımdan, eski ederek, biz, böylece ulusal baskıya karşı savaşımı, ortak
toprak soyluluğu iktidara ne kadar yakınsa —eski çarlık düşmanımız emperyalizme karşı bir savaşım düzeyine
Rusyası'nda olduğu gibi—, baskının o kadar güçlü ve baskı yükseltiyoruz. Eğer bunu yapmazsak, kendimizi
biçimlerinin de o kadar tiksinç olduğu söyle nebilir. emperyalistlerin değirmenine su taşıyan kimselerin durumunda
Bununla birlikte, ulusal baskı, sadece toprak soyluluğu bulabiliriz. Eğer biz sosyal-demokratlar, Fin halkının kendi
tarafından desteklenmez. Onun yanında bir başka güç, sö- ayrılma isteğini dile getirme ve bu isteği gerçekleştirme hakkını
mürgelerde edinilmiş halkları köleleştirme yöntemlerini, kendi yadsırsak, bunun sonucu, kendimizi çarcı siyasanın
ülkelerinin içine aktaran, ve böylece toprak soyluluğunun doğal sürdürücüleri durumunda buluruz.
bağlaşığı (müttefiki) durumuna gelen, emperyalist Ulusların ayrılma özgürlüğü hakkı sorunu ile, ulusun şu ya
da bu anda ayrılma zorunluluğu sorununu birbirine karış-

32 33
tırmamak gerek. Proletarya Partisi, bu sorunu, duruma göre, her gütlenmesini öneriyor. Bu türlü bölgelerin coğrafî sınırları,
özel durum içinde, tamamen tek başına bir sorun olarak iktisadî koşullara, yaşam koşullarına vb. uygun olarak, halkın
çözümlemelidir. Ezilen halklara ayrılma hakkını, kendi siyasal kendisi tarafından belirleneceklerdir.
kaderini belirleme hakkını tanımakla, bundan ötürü bu Bölgesel özerkliğin tersine, uzun bir zamandan beri Bund
durumdaki ulusların, belli bir zamanda, Rus devletinden ayrılıp ve ulusal-kültürel özerklik ilkesini formüle eden Springer ile
ayrılmamaları gerektiği sorununu çözmüş olmuyoruz. Ben bir Bauer tarafından örgütlenmiş bulunan bir başka plan daha var.
ulusa ayrılma hakkını tanıyabilirim, ama bu, onu bunu yapmaya Ben bunun sosyal-demokrasi bakımından kabul edilmez bir
zorluyorum anlamına da gelmez. Ulus ayrılma hakkına sahiptir, plan olduğu kanısındayım. Bu plan, sonunda şuna dayanır:
ama koşullara göre, bu hakkı kullanmayabilir de. Böylece, Rusya bir uluslar birliği, ve uluslar da, bireyler devletin hangi
kendi payımıza, proletaryanın, proleter devrimin çıkarlarına bölgesinde yaşarlarsa yaşasınlar, tek bir toplum içinde
göre, biz, ayrılığın yararına ya da ona karşı ajitasyon yapmakta toplanmış bireyler birlikleri durumuna dönüşmeli. Bütün
özgür kalıyoruz demektir. Böylece, ayrılma sorunu, duruma Ruslar, bütün Ermeniler vb., daha sonra tüm Rusya uluslar
göre, her özel durum içinde, tamamen tek başına bir sorun birliğine girmek üzere, topraktan bağımsız olarak, kendi özel
olarak çözümlenmelidir; ve işte tam da bu nedenledir ki, ulusal birlikleri içinde örgütlenmeliler. Bu plan son derece
ayrılma hakkının tanınması sorununun, şu ya da bu koşullar kullanışsız ve usa-aykırıdır. Gerçek şudur ki, kapitalizmin
içinde ayrılmanın yararlılığı ile karıştırılmaması gerekir. Kendi gelişmesi, uluslardan kopmuş dağınık birey topluluklarını,
payıma, örneğin ben, Kafkas-ötesi ile Rusya'nın ortak Rusya'nın çeşitli noktaları üzerine saçıp savur-muştur. İktisadî
gelişmesini, proletaryanın bazı savaşım koşullarını vb. koşullara bağlı ulusal dağılım nedeniyle, sözü geçen ulusların
gözönünde tutarak, Kafkas-ötesi ülkelerinin ayrılmasına karşı böyle bireylerini bir araya toplamak demek, ulusu yapay olarak
çıkabilirim. Ama eğer Kafkas-ötesi halkları gene de ayrılmak örgütlemekle, ulusu kurmakla uğraşmak demektir. Oysa,
isterlerse, bizden yana hiç bir karşınlığa raslanmaksızın, elbette bireyleri uluslar biçiminde yapay olarak bir araya toplamakla
ayrılacaklardır. (Konuşmacı, karar metnini okumayı sürdürür.) uğraşmak demek, milliyetçilik açısında yer almak demektir.
Devam edelim. Rus devleti çerçevesinde kalmak isteyecek Bund tarafından formüle edilmiş bulunan bu plan, sosyal-
halklara karşı nasıl davranmalı? Eğer halklar arasında Rusya'ya demokrasi tarafından onaylanamaz. Bu plan, partimizin
karşı bir güvensizlik uyanmışsa, bu güvensizlik her şeyden 1912'deki konferansında30 geri çevrilmişti ve, genel olarak,
önce çarlık siyasası tarafından uyandırılmıştır. Çarlığın, onun Bund dışında, sosyal-demokrat çevrelerin gözünde saygınlık
baskı siyasasının ortadan kalktığı andan itibaren, güvensizlik taşımaz. Bu plan ayrıca kültürel özerklik olarak da adlandırılır,
azalmış, Rusya'ya doğru çekim artmış olsa gerek. Ben çarlığın çünkü ulusu ilgilendiren birçok sorundan, salt kültürel bir
devrilmesinden sonra, halkların onda-doku-zunun ayrılmak nitelik taşıyan bir küme sorunu ayırır ve bu sorunları ulusal
istemeyeceklerini sanıyorum. Bundan ötürü, parti, ayrılmak birliklerin ellerine verir. Bu ayırışın çıkış noktası, kültürün
istemeyecek ve örneğin Kafkas-ötesi, Türkistan, Ukrayna gibi ulusları tek bir bütün biçimde birleştirdiği savıdır. Ulusun
yaşam koşullarının, dillerinin özellikleri bakımından ayrılan içinde, bir yanda ulusu bölen çıkarların, örneğin iktisadî
bölgeler için, bölgesel özerkliklerin ör- çıkarların, ve bir yanda da, onu tek bir bütün biçiminde
birleştiren çıkarların olduğu

34 35
varsayılır; kültürel sorun işte tastamam böyledir. [ÜÇ]
Son olarak, ulusal azınlıklar sorunu kalıyor. Bunların
EKİM DEVRİMİ VE ULUSAL SORUN31
hakları da özellikle korunmalıdır. Bundan ötürü, parti, okul-sal,
dinsel vb. sorunlarda tam bir eşitlik, ve ulusal azınlıklar için (1918)

tüm kısıtlamaların kaldırılmasını ister.


9. madde ulusların eşitliğini saptar. Bu eşitliğin gerçek-
leşmesi için zorunlu koşullar, ancak tüm toplumun tam bir
demokratlaştırılması ile sağlanabilir.
Çeşitli uluslar proletaryasını tek bir ortak parti içinde nasıl
örgütleyebileceğimiz sorununu da çözmeliyiz. Bu plana göre,
işçiler milliyetlere göre örgütlensin — ne kadar ulus varsa, o
kadar parti olsun. Bu plan, sosyal-demokrasi tarafından kabul
edilmemiştir. Pratik, belli bir devlet proletaryasının milliyetler
bakımından örgütlenmesinin, sınıf dayanışması düşüncesinin
yıkılmasından başka bir yere götürmediğini göstermiştir. Sözü
geçen devleti bileştiren tüm ulusların tüm proleterleri, tek bir
bölünmez proleter topluluk olarak örgütlenmelidirler.
Buna göre, bizim ulusal sorun üzerindeki görüşümüz, şu
savlarda özetlenir: a) halklar için ayrılma hakkının tanınması;
b) belli bir devlet çerçevesinde kalan halklar için — bölgesel
özerklik; c) ulusal azınlıklar için — özgür gelişmelerini
güvence altına alan özel yasalar; d) belli bir devletin tüm ULUSAL sorunun, mutlak kesinlikle sabit hiç bir yanı
milliyetlerinin proleterleri için — bir ve bölünmez proleter yoktur. Varolan düzenin değiştirilmesi genel sorunun bir par-
topluluk, tek parti. çası olduğu için, ulusal sorunu, tamamen toplumsal koşulları,
ülkede kurulmuş olan iktidarın niteliği ve, genel olarak
toplumsal gelişmenin tüm olarak seyri belirler. Bu, özellikle,
çevre bölgelerde ulusal sorunun ve hareketin, devrimin seyrini
izleyerek herkesin gözü önünde hızla içerik değiştirmekte
olduğu Rusya'da, devrim dönemi sırasında açıkça belir-
mektedir.

I. ŞUBAT DEVRİMİ VE SÖMÜRGELER SORUNU

Rusya'da burjuva devrimi döneminde (Şubat 1917'den


itibaren), Rusya'nın çevre bölgelerinde ulusal hareket, bir

36 37
emperyalist olan bu hükümet, halkı, yeni toprakları, yeni sö-
burjuva kurtuluş hareketi niteliği taşıyordu. Yüzyıllar boyunca
mürgeleri ve ulusları boyunduruk altına alabilmek için savaşı
"eski rejim" tarafından ezilen ve sömürülen Rusya'nın ulusları
sürdürmeğe kışkırttı. Bu hükümeti buna iten, yalnız em-
ilk kez olarak güçlerinin bilincine vardılar ve ezenlere karşı
peryalizmin kendi niteliği değildi, aynı zamanda yeni topraklar
savaşa atıldılar. Hareketin sloganı "ulusal baskının ortadan
ve yeni ulusları boyunduruk altına almaya dayanılmaz bir
kaldırılması" idi. Rusya'nın çevre bölgeleri, göz açıp kapayana
eğilim duyan ve onun etki alanlarını kısmayla tehdit eden
kadar, "bütün ulusu" temsil eden kurumlarla doldu. Demokrat-
Batının eski emperyalist devletlerinin varlığı idi. Emperyalist
burjuva ulusal aydınlar, hareketin başında yürüyorlardı.
devletlerin varlığının koşulu olarak bu devletler arasında küçük
Letonya'da, Estonya'da, Litvanya'da, Gürcistan'da,
ulusları boyunduruk altına almak için savaş, işte Emperyalist
Ermenistan'da, Azerbaycan'da, Kafkasya'da, Kırgızistan'da ve
Savaş sırasında görülen manzara buydu. Çarlığın yıkılması ve
Orta Volga bölgesinde "ulusal şûralar"; Ukrayna'da ve Beyaz-
sahneye Milyukov—Kerenski hükümetinin çıkması bu acıklı
Rusya'da "Rada"; Besarabya'da "Sfa-tul-çeri" Kırım'da ve
tabloda hiç bir şeyi değiştirmiyordu. Elbette bu çevre bölgelerde
Başkıristan'da "Kurultay"; Türkistan'da "Özerk Hükümet",32
"bütün ulusu" temsil eden kurumlar, devletin bağımsızlığına bir
işte ulusal burjuvazinin güçlerini çevresinde topladığı "bütün
eğilim gösterdikleri sürece, Rus emperyalist hükümetinin sert
ulusu" temsil eden kurumlar bunlardı. Sözkonusu olan, ulusal
muhalefetiyle karşılaşıyordu. Ama ulusal burjuvazinin iktidarını
baskının "temel nedeni" olan çarlıktan kurtulmak ve ulusal
savundukları için de "kendi" işçi ve köylülerinin temel
burjuva devletleri kurmaktı. Ulusların kendi kaderlerini tayin
çıkarlarına kulaklarını tıkıyorlar, ve bunların itirazları ve
etme hakkı, çevre bölgelerin ulusal burjuvazilerinin iktidarı ele
hoşnutsuzluklarını kışkırtıyorlardı. "Ulusal alaylar" diye
almaları ve "kendi öz" ulusal devletlerini kurmak için Şubat
adlandırılan askerî birlikler, ateşi körüklemekten başka bir şey
Devriminden yararlanmaları biçiminde yorumlanıyordu.
yapmıyorlardı: yukardan gelen tehlike karşısında güçsüz
Devrimin daha sonraki gelişmesi, yukarda belirtilen burjuva
olduklarından, alttan gelen tehlikeyi artırmaktan ve
kurumlarının hesaplarına girmiyordu ve giremezdi de. Ve
derinleştirmekten başka bir şey yapmıyorlardı. "Bütün ulusu"
maskesini atıp gerçek yüzüyle beliren bir emperyalizmin
temsil eden kurumlar, dıştan gelen darbeler karşısında olduğu
çarlığın yerine geçtiği, ve bu emperyalizmin milliyetler için
gibi iç patlamalar karşısında da savunmasız kalıyorlardı. Yeni
daha güçlü ve daha tehlikeli bir düşman olduğu, yeni bir ulusal
doğan burjuva ulusal devletler, daha çiçek açmadan solup
baskının temeli olduğu gözden kaçırılıyordu.
kuruyorlardı.
Nitekim çarlığın yıkılması ve burjuvazinin iktidara geç-
Bu durumda ulusların kendi kaderlerini tayin etme hak-
mesi, ulusal baskının ortadan kaldırılması sonucunu vermedi.
larının eski burjuva demokratik yorumu bir hayal oluyor, dev-
Bir baskının eski kaba biçimi yerine, daha ince, ama daha da
rimci anlamını yitiriyordu. Besbelli ki bu koşullarda ulusal
tehlikeli yeni biçimde bir ulusal baskı kondu. Lvov—Mil-
baskının ortadan kaldırılması ve küçük ulusal devletlerin
yukov—Kerenski hükümeti, ulusal baskı politikasını terkede-
bağımsız duruma getirilmesi sözkonusu bile olamaz. Ezilen
ceğine, Finlandiya'ya karşı (1917 yazında diyetin ilgası) ve
milliyetlerin, emekçi yığınlarının kurtuluşunun ve ulusal
Ukrayna'ya karşı (Ukrayna'da kültürel kurumların tahribi) yeni
baskının ortadan kaldırılmasının, emperyalizm ile bağları
bir kampanya örgütlendirdi. Üstelik niteliği bakımından
koparmadan, "kendi" ulusal burjuvazisini devirmeden ve

39
38
emekçi yığınların kendilerinin iktidarını gerçekleştirmeden Bu devrimin sonucu, Ekim ayaklanması oldu.
düşünülemeyeceği açık seçik belli oluyordu. Toprak ağalarının ve burjuvazinin iktidarını deviren ve
Bu, Ekim Devriminden sonra, daha da açık olarak anlaşıldı. yerine bir işçi-köylü hükümeti yerleştiren Ekim Devrimi, Şubat
Devriminin çelişkilerini bir atılımda çözümledi. Büyük toprak
II. EKİM DEVRİMİ VE ULUSAL SORUN sahiplerinin ve kulakların mutlak egemenliğini kırmak ve
toprakları kır emekçi yığınlarının emrine vermek; fabrikaları ve
Şubat Devrimi, bağrında birbiriyle uzlaşmaz iç çelişkiler işletmeleri kamulaştırmak ve onları işçilerin yönetimi altına
taşıyordu. Bu devrim, işçilerin ve köylülerin (askerler) çabasıyla koymak; emperyalizm ile bağları koparmak ve soygun savaşma
gerçekleşti; ama sonuç öyle oldu ki, iktidar, işçilerin ve son vermek, gizli anlaşmaları ilân etmek ve yabancı toprakların
köylülerin değil, burjuvazinin eline geçti. Devrimi yaparken gaspı siyasasının maskesini düşürmek, ve nihayet ezilen
işçiler ve köylüler savaşa son vermek, barışı elde etmek halkların emekçi yığınlarının kendi kaderlerini tayin etme
istiyorlardı; oysa iktidara gelen burjuvazi, devrimcî heyecandan hakkını kabul etmek ve Finlandiya'nın bağımsızlığını tanımak,
yararlanarak savaşı sürdürmek, bu heyecanı barışa karşı işte bu devrim sırasında Sovyetler iktidarı tarafından alınan
kullanmak istiyordu. Ülkedeki iktisadî yıkım ve yiyecek temel önlemler bunlardır.
yokluğu, sermayelerin ve sınaî işletmelerin işçilerin yararına Bu, gerçekten sosyalist bir devrim oldu.
olarak kamulaştırılmasını, büyük toprak sahipleri topraklarının Merkezde başlayan devrim, uzun süre bu dar alan içinde
köylülerin yararına olarak kamulaştırılmasını gerektiriyordu; kalamazdı. Merkezde muzaffer olan devrim, zorunlu olarak
oysa Milyukov-—Kerenski burjuva hükümeti, büyük toprak ülkenin en ücra köşelerine kadar yayılacaktı. Ve gerçekten de
sahiplerinin ve kapitalistlerin çıkarlarına göz-kulak oluyordu. Kuzeyden gelen devrim dalgası, daha ilk günlerinde çevre
Bunları, işçilerin ve köylülerin saldırılarına karşı kararlı bir bölgeleri birbiri ardından kaplayarak bütün Rusya'yı sardı. Ama
biçimde koruyordu. Yapılan bir burjuva devrimiydi, bu devrimi oralarda Ekim Devriminden önce kurulmuş olan "ulusal
işçiler ve köylüler, sömürücüler hesabına yapmışlardı. şûralar" ve (Don, Kuban, Sibirya'da olduğu gibi) bölgesel "hü-
Oysa ülke, emperyalist savaşın, ekonomik çöküşün ve yi- kümetler" barajına çarptı. Gerçek şu ki, bu "ulusal hükümetler",
yecek kıtlığının yükü altında inlemeye devam ediyordu. Cephe sosyalist devrimin lafını bile duymak istemiyorlardı. Burjuva
çözülüyor ve eriyordu. Fabrikalar çarklarını durduruyordu. nitelik taşıdıkları için eski burjuva dünyayı yıkmayı hiç de
Ülkede açlık artıyordu. Şubat Devriminin iç çelişkileri yü- istemiyorlardı; tam tersine, eski burjuva düzeni korumak ve
zünden "ülkeyi kurtarma" işinde aczi açıkça ortaya çıkmıştı. sağlamlaştırmak için bütün güçlerini harcamayı görev
Milyukov—Kerenski hükümetinin, devrimin temel sorunlarını sayıyorlardı. Emperyalist nitelik taşıdıkları için, bu hükümetler,
çözmede yeteneksiz oldukları açıkça anlaşılmaktaydı. emperyalizm ile bağlarını koparmak istemiyorlardı; tam tersine,
Ülkeyi emperyalist savaş çıkmazından, ekonomik çökün- fırsat düştükçe "öteki" ulusların topraklarından parçalar
tüden kurtarmak için yeni bir devrim gerekti, bu kez sosyalist kapmaya, "öteki" ulusları boyunduruk altına almaya her zaman
olan bir devrim. hazırdılar. Onun için, ülkenin çevre bölgelerindeki "ulusal
hükümetlerin", merkezin sosyalist hükümetine savaş ilân etmiş
olmaları şaşılacak bir şey de-

40 41
ğildir. Ama bunu yapmakla, bu hükümetler, Rusya'da devrim da öyledir. Halkın bağlı bulunduğu ulusal bayrağın kullanıl-
düşmanı ne varsa çevrelerine toplayarak irtica ocakları haline ması, halk yığınlarını aldatmak, ulusal burjuvazinin karşı-
geldiler. Rusya'dan kovulan karşı-devrimcilerin bu ocaklara devrimci planlarını maskelemek içindir.
üşüştükleri ve orada bu ocakların çevresinde "ulusal" beyaz Ama ulusal ve bölgesel "hükümetler"in giriştikleri savaş,
muhafız alayları teşkil ettikleri, kimse için bir sır değildir. eşit olmayan bir savaştır. İki yandan saldırıya uğrayan, dıştan
Ama ülkenin bu çevre bölgelerinde "ulusal" hükümetlerden Sovyet iktidarı tarafından ve içten "kendi öz" işçi ve köylüleri
başka gerçekten ulusal işçiler ve köylüler de var. Ekim tarafından saldırıya uğrayan "ulusal hükümetler", daha ilk
Devriminden önce, merkezî Rusya örneğine göre kurulmuş olan çatışmalarda bozgun halinde gerilediler. Finlandiyalı işçilerin
devrimci milletvekilleri Sovyetleri içinde örgütlenmiş olan bu ve Torpari'lerin33 ayaklanması ve burjuva "senatosunun kaçışı;
işçiler ve köylüler, Kuzeyli kardeşleriyle bağlarını hiç bir Ukraynalı işçi ve köylülerin ayaklanması ve burjuva "Rada"nın
zaman koparmamışlardı. Onlar da burjuvaziyi yenmeye kaçışı; Don, Kuban ve Sibirya bölgelerinin işçi ve köylülerinin
uğraşıyorlardı, onlar da sosyalizmin zaferi için savaşıyorlardı. ayaklanması ve Kaledin'in, Kornilov'un ve Sibirya
Bu işçi ve köylülerin "kendi" ulusal hükümetleriyle aralarındaki "hükümeti"nin yıkılışı; Türkistan'da yoksul köylülerin
çatışmanın gün geçtikçe vahim-leşmesine şaşmamak gerekir. ayaklanışı ve "özerk hükümetin" kaçışı; Kafkasya'da tarım
Ekim Devrimi, Rusya'nın çevre bölgelerindeki işçilerle devrimi ve Gürcistan, Ermenistan, Azerbaycan "ulus şûra"ların
köylülerin, Rusya'daki işçiler ve köylülerle ittifakını tam aczi. İşte bu çevre bölgeleri "hükümetleri"nin "kendi" halk
güçlendirmiş; onların sosyalizmin başarısına inançlarını yığınlarından tam tecridini tanıtlayan ve herkesin bildiği
canlandırmıştı. Ve "ulusal hükümetlerin" Sovyet iktidarına karşı gerçekler. Tam bir yenilgiye uğrayan "ulusal hükümetler",
savaşı, bu "hükümetler"le çelişkilerini tam bir kopuşa kadar "kendi" işçi ve köylülerine karşı, Batının emperyalistlerini,
götürdü, onlara karşı açık ayaklanmaya kadar götürdü. bütün dünyada küçük ulusların kıdemli sömürücülerini, ve
Ve işte böylece çevre bölgelerin burjuva-milliyetçi karşı- zalimlerini yardıma çağırmak "zorunda" kaldılar.
devrimci "hükümetler" ittifakına karşı, bütün Rusya'nın işçileri Ve böylece, yabancı müdahale ve çevre bölgeler toprak-
ve köylülerinin sosyalist ittifakı meydana gelmiş oldu. larının işgali dönemi başladı. Bu dönem, bir kere daha "ulusal"
Kimileri, çevre bölgedeki "hükümetlerin" savaşının, Sovyet ve bölgesel hükümetlerin karşı-devrimci niteliğini ortaya
iktidarının "aşırı merkeziyetçiliğine" karşı bir ulusal kurtuluş çıkarmıştır.
savaşı olduğunu sanırlar. Ama bu yanlıştır. Dünyada hiç bir O zaman herkes için açık seçik belli oldu ki, ulusal bur-
iktidar, Rusya'daki Sovyet iktidarı kadar büyük bir juvazi, "kendi halkını" ulusal baskıdan kurtarma peşinde
desantralizasyon kabul etmemiştir, dünyada hiç bir iktidar, değildi, o, halkın alınterinden kârlar elde etme özgürlüğü ay-
halklara bu kadar tam bir ulusal özgürlük tanımamıştır. Ülkenin rıcalıklarını ve sermayelerini koruma özgürlüğü peşindeydi.
çevre bölgelerindeki "hükümetler"in savaşı, burjuva karşı- O zaman bütün açıklığıyla anlaşıldı ki, emperyalizm ile
devriminin sosyalizme karşı savaşıydı ve şu anda bağları koparmadan, ezilen ulusların burjuvazisi devrilmeden
ve iktidar bu ulusların emekçi yığınlarının eline geçme-

42 43
den ezilen ulusların kurtuluşu düşünülemez. nın yüzyıllar boyu süren uyuşukluğuna son veren ve onları
Ve böylece "bütün iktidar ulusal burjuvaziye" sloganıyla dünya emperyalizmine karşı savaşa sürükleyen, dünyada ilk
ulusların kendi kaderlerini serbestçe tayin etme hakkı devrim, Ekim Devrimi olmuştur. İran'da, Çin'de, Hindistan'da
konusundaki eski burjuva kavramının maskesini, devrimin Rus Sovyetleri örneğine uygun işçi ve köylü Sovyetlerinin
bizzat seyri düşürdü ve bu kavram bir kenara atıldı. "Bütün kuruluşu bunun inandırıcı kanıtıdır.
iktidar, ezilen ulusların emekçi yığınlarına" sloganıyla ulusların Ekim Devrimi, Batının işçi ve askerlerine canlı ve sağlam
kendi kaderlerini serbestçe tayin etme hakkı konusundaki bir örnek olabilen ve onları savaş ve emperyalizm boyundu-
sosyalist kavram, tüm uygulanma haklarını ve olanaklarını ruğundan gerçekten kurtulma yoluna yönelten ilk devrimdir.
kazanmış oldu. Avusturya-Macaristan ve Almanya'da işçilerin ve askerlerin
Böylece Ekim Devrimi, eski burjuva ulusal kurtuluş ha- ayaklanması; işçi ve asker vekilleri Sovyetlerinin kurulması;
reketine son vererek, ezilen ulusların işçi ve köylülerinin her tam haklarından yoksun tutulan Avusturya-Macaristan halk-
türlü baskıya karşı, ve bu arada ulusal baskıya karşı, "kendi" larının ulusal boyunduruktan kurtulmak için devrimci savaşı.
burjuvazilerinin iktidarına karşı ve yabancı burjuvaziye, genel Hepsi bunu tanıtlayan kanıtlardır.
olarak emperyalizme karşı yeni sosyalist bir hareketin çağını Önemli olan, Doğudaki, hatta Batıdaki savaşın henüz
açmış oldu. burjuva milliyetçi etkilerden kurtulmaya vakit bulup bulma-
ması değildir; önemli olan, emperyalizme karşı savaşın baş-
IH. EKİM DEVRİMİNİN DÜNYA ÖLÇÜSÜNDEKİ ÖNEMİ lamış olmasıdır, devam etmesidir, ve bu savaşın ergeç mantıkî
sonucuna varacağıdır.
Rusya'nın merkezinde başarı kazanan ve çevredeki böl- Emperyalistlerin "dışardan" dış müdahalesi ve işgal po-
gelerin bir kısmını da ele geçiren Ekim Devrimi, Rusya top- litikaları, ancak devrimci bunalımı şiddetlendirmekte, yeni
rakları sınırları içinde hapsedilemezdi. Dünya emperyalist sa- halkları savaşa sürüklemekte ve emperyalizme karşı devrimci
vaşı ve halkların aşağı tabakalarının genel hoşnutsuzluğu savaş alanını yaymaktadır.
atmosferi içinde bu devrim, komşu ülkelere sıçramadan ya- Böylece geri kalmış Doğu halkları ile ileri Batı halkları
pamazdı. Emperyalizm ile bağların koparılması ve Rusya'nın arasında bağlar kurarak Ekim Devrimi bu halkları emperya-
soygun savaşından çıkması, gizli anlaşmaların yayınlanması ve lizme karşı ortak bir savaş kampında birleştiriyor.
başka ülkelerin topraklarını işgal etme siyasasının redde- Böylece ulusal sorun, ulusal boyunduruğa karşı savaş gibi
dildiğinin resmen ilânı; ulusal özgürlüğün ilânı ve Finlandi- özel bir sorun olmaktan çıkıyor, ulusların, sömürgelerin ve
ya'nın bağımsızlığının tanınması; Rusya'nın "Ulusal Sovyet yarı-sömürgelerin emperyalizmden kurtuluşu genel sorunu
Cumhuriyetleri Federasyonu" olarak ilânı, ve bütün dünyaya haline geliyor.
Sovyet iktidarı tarafından ulaştırılan emperyalizme karşı savaşa II. Enternasyonalin ve onun önderi Kautsky'nin en büyük
çağrı — bütün bunların, köleleştirilmiş Doğu ve kana bulanmış günahı, durmadan ulusların kendi kaderlerini tayin etme hakkı
Batı üzerinde önemli etkisi olmaması mümkün değildi. konusunda burjuva kavramına doğru sapmaları, bu hakkın
Gerçekten Doğunun ezilen halklarının, emekçi yığınları- devrimci anlamını kavramamaları, ulusal sorunu, em-
peryalizme karşı açık savaşın devrimci alanına koymayı bil-

44 45
memeleri ya da istememeleri, ulusal sorunu sömürgelerin lar yaratmış ve gerçek yolları açmıştır. Ve böylelikle Batının ve
kurtuluşu sorunuyla bağlamayı bilmemeleri ya da istememe- Doğunun ezilen halklarının kurtuluşunu geniş ölçüde ko-
leridir. laylaştırmıştır; onları, emperyalizme karşı muzaffer savaşın
Bauer ve Venner tipinde Avusturyalı sosyal-demokratların ortak yoluna getirmiştir.
anlayış kısırlığı, ulusal sorun ile iktidar sorunu arasındaki çö- 3° Batının proleterlerinden Rusya devrimi aracılığıyla
zülmez bağı anlamamış olmalarındadır; ulusal sorunu siya- Doğunun ezilen halklarına kadar varan dünya emperyalizmine
sadan ayırma ve onu, emperyalizm ve köleleştirdiği sömürgeler karşı yeni bir devrimler cephesi kurarak, sosyalist Batıyla
gibi "önemsiz şeyler"in varlığını unutarak kültür ve eğitim köleleştirilmiş Doğu arasına köprü kurmuştur.
sorunları çerçevesi içine kapama yolunda çaba gösterme- Doğunun ve Batının emekçi ve sömürülen yığınlarının
lerindedir. bugün Rus proletaryasına karşı göstermekte olduğu büyük
Ulusların kendi kaderlerini serbestçe tayin etme ve "yurdun ilgisinin açıklaması bundadır.
savunulması" ilkelerinin, yükselen sosyalist devrim koşulları Bütün dünyanın emperyalist saldırganlarının kudurgan bir
içinde olayların gelişmesi sonucu, ortadan kalktığı söyleniyor. öfkeyle bugün Sovyet Rusya'ya çullanmalarının açıklaması
Gerçekte ortadan kalkan ne ulusların serbestçe kaderlerini tayin bundadır.
etme hakkıdır, ne de "yurdun savunulması" ilkesi; ortadan Pravda, n° 241-250,
kalkan bunların burjuvaca yorumlarıdır. Emperyalizmin 6 ve 19 Kasım 1918.

boyunduruğu altında inleyen ve kurtuluşlarını özleyen işgal


altındaki bölgelere bir gözatmak yeter; sosyalist yurdu
emperyalizmin açgözlü yırtıcılarılarına karşı savunmak için
devrimci bir savaş vermekte olan Rusya'ya bir gözatmak yeter;
şu anda Avusturya-Macaristan'da gelişmekte olan olaylar
üzerinde biraz düşünmek yeter; (Hindistan, Iran, Çin gibi)
şimdiden Sovyetler kurmuş olan köleleştirilmiş sömürgelere ve
yarı-sömürgelere bir gözatmak yeter; ulusların kendi
kaderlerini serbestçe tayin etme ilkesinin sosyalist yorumla
ulaştığı devrimci azameti anlayabilmek için bütün bunlara bir
gözatmak yeter.
Ekim Devriminin dünya ölçüsünde önemi özellikle şunlar-
dan ötürüdür:
1° Ulusal sorunu, ulusal boyunduruğa karşı savaş gibi özel
bir sorun olmaktan çıkararak, ezilen halkların, sömürgelerin ve
yarı-sömürgelerin emperyalist sömürüden kurtuluşu genel
sorunu haline getirerek bunun alanını genişletmiştir.
2° Bu kurtuluşun gerçekleşebilmesi için büyük olanak-

46 47
[DÖRT]
bakımından zengin köylü Doğunun desteği olmaksızın, dünya
RUSYA'DA ULUSAL SORUN KONUSUNDA burjuvazisini gideremeyeceğini ileri süren sav doğru ise, daha
SOVYETLER İKTİDARININ SİYASASI34 az gelişmiş, ama zorunlu kaynaklar bakımından zengin çevresel
(1920) bölgelerin yardımı olmaksızın devrim işini başaramayacağını
söyleyen bu öbür sav da bir o kadar doğrudur.
Antantın, daha Sovyet hükümetinin ortaya çıktığı ilk gün-
lerden beri, en önemli çevresel bölgelerini ondan kopararak,
merkezî Rusya'nın iktisadî kuşatılması planını gerçekleştirdiği
sırada, bu durumu gözönünde tuttuğu kesin. Daha sonra,
Rusya'nın iktisadî kuşatılması planı, Ukrayna, Azerbaycan ve
Türkistan'da bugün oynadığı oyunlarla birlikte, 1918'den
1920'ye kadar, Antantın, Rusya'ya karşı tüm girişimlerinin
değişmez temeli olarak kalır.
Rusya'nın merkezi ile çevresel bölgeleri arasında sağlam
bir ittifak kurulmasında çok büyük bir yarar var.
Rusya'nın merkezi ile çevresi arasında, sıkı, bozulmaz bir
ittifakı güvence altına alacak belirli ilişkiler, belirli bağlar
kurma zorunluluğunun nedeni bu.
Buna göre, bu ilişkiler neler olmalı ve hangi biçimlere
bürünmeli?
Bir başka deyişle: Sovyetler iktidarının, Rusya'da ulusal
sorunla ilgili siyasası neye dayanır?
RUSYA'DAKİ üç devrim ve içsavaş yılı, merkezî Rusya ile
Çevresel bölgelerin Rusya'dan ayrılma istemi, sadece
Rusya'nın çevresi bölgelerinin karşılıklı dayanışması ol-
merkez ile çevre arasında kurulacak ittifak sorununun konuş
maksızın, devrimin zaferinin, Rusya'nın emperyalizmin pen-
biçimi ile ters düştüğü için değil, ama her şeyden önce,
çelerinden kurtulmasının olanaksız olduğunu göstermiş bulu-
merkezin olduğu kadar çevrenin halk yığınlarının da çıkarları
nuyor. Merkezî Rusya, bu dünya devrimi ocağı, hammadde,
ile temelden ters düştüğü için de, merkez ile çevre arasındaki
yakıt, yiyecek ürünleri ile dolup taşan çevresel bölgelerin
ilişkiler biçimi olarak, dıştalanmalıdır. Çevrenin ayrılmasının,
yardımı olmaksızın, uzun süre dayanamaz. Rusya'nın çevresel
Batı ve Doğudaki kurtuluş hareketini uyaran merkezî Rusya'nın
bölgeleri de, daha gelişmiş bir durumda bulunan merkezî
devrimci gücünü sarsacağını hesaba katma-sak bile, çevresel
Rusya'nın siyasal, askerî ve örgütleme yardımı olmaksızın,
bölgeler, bir kez ayrıldıktan sonra, uluslararası emperyalizm
kendilerini emperyalist egemenlikten kurtaramazlar. Eğer daha
tarafından kaçınılmaz bir biçimde egemenlik altına
gelişmiş bir durumda bulunan proleter Batının, daha az gelişmiş
alınacaklardır. Bugünkü uluslararası koşullar içinde, çevrenin
bir durumda bulunan, ama hammadde ve yakıt
ayrılmasını istemekte karşı-devrimci olarak

48
49
ne varsa hepsini anlamak için, Rusya'dan ayrıldıktan sonra, tek olduğunu söylüyorlar.
sözde bir bağımsızlıktan başka bir şeyleri kalmayan Gürcis- Aynı biçimde, Rusya'nın merkezi ile çevresi arasındaki
tan'a, Ermenistan'a, Polonya'ya Finlandiya'ya vb. bir gözat-mak ittifak biçimi olarak, ulusal-kültürel denilen özerklik de dış-
yeter; bu ülkeler aslında Antantın gerçek bağımlıları durumuna talanmalıdır. Avusturya-Macaristan'ın (ulusal-kültürel özerk-
gelmiş bulunuyorlar; son olarak, birincisi Alman sermayesi, ve liğin yurdu), son on yıl boyuncaki pratiği, çokuluslu bir devlet
ikincisi de Antant tarafından kırılıp geçirildikten sonra, milliyetlerinin emekçi yığınları arasındaki ittifak biçimi olarak,
Ukrayna ile Azerbaycan'ın son serüvenlerini anımsamak yeter. ulusal-kültürel özerklikte geçici ve süresiz ne varsa hepsini
Proleter Rusya ile emperyalist Antant arasında gemi azıya alan göstermiş bulunuyor. Springer ile Bauer, ulusal-kültürel
ölüm kalım savaşımı karşısında, çevre için sadece iki yol özerkliğin, ince ulusal programlar ile birlikte şimdi ayakları
olanaklı: suya ermiş bulunan bu yaratıcıları, bunun canlı kanıtlarıdırlar.
Ya Rusya ile, ve o zaman bu, çevrenin emekçi yığınlarının Son olarak, ulusal-kültürel özerkliğin Rusya'daki sözcüsü, bir
emperyalist baskıdan kurtuluşu demektir; zamanların o ünlü Bund'u, daha geçenlerde açıkça: "Kapitalist
Ya da Antant ile, ve o zaman bu, kaçınılmaz emperyalist rejim çerçevesinde formüle edilmiş bulunan ulusal-kültürel
boyunduruk anlamına gelir. özerklik istemi, sosyalist devrim koşulları içinde anlamını
Üçüncü yol yok. Sözde bağımsız Gürcistan'ın, Ermenis- yitirir"35 diyerek, ulusal-kültürel özerkliğin yararsızlığını
tan'ın, Polonya'nın, Finlandiya'nın vb. sözde bağımsızlığı, eğer resmen kabul etme zorunda kaldı.
deyim yerindeyse bu devletlerin, şu ya da bu emperyalist grup Merkez ile çevre arasında usa-uygun tek ittifak biçimi
karşısındaki tam bağımlılığını maskeleyen aldatıcı bir olarak, geriye, yaşam koşulları ve özel ulusal bileşimleri ile
görünüşten başka bir şey değildir. ayrılan çevresel bölgelerin bölgesel özerkliği, Rusya'nın
Elbette, Rusya'nın çevresi, bu çevrede yaşayan uluslar ve çevresel bölgelerini merkeze federatif bağlarla bağlayacak
aşiretler, tüm öbür uluslar gibi, Rusya'dan ayrılma hakkına özerklik, yani Sovyetler iktidarı tarafından daha dünyaya
sahiptirler, bu hakkı onların elinden kimse alamaz; ve eğer bu gelişinin ilk günlerinde ilân edilmiş, ve günümüzde de, yönet-
uluslardan herhangi biri, 1917'de Finlandiya örneğinde olduğu sel komünler ve özerk sovyetik cumhuriyetler biçimi altında
gibi, Rusya'dan ayrılmayı çoğunlukla kararlaştır-saydı, Rusya çevrede uygulanmış bulunan o aynı sovyetik özerklik kalır.
kendini herhalde bu olguyu saptama ve ayrılığı onaylama Sovyetik özerklik, donmuş ve hiç değişmez bir şey de-
zorunda görürdü. Ama burada ulusların söz götürmez hakları ğildir; gelişmesi içinde çok çeşitli biçimler ve dereceler kabul
değil, merkezin olduğu kadar çevrenin de halk yığınlarının eder. Bu özerklik, dar yönetsel özerklikten (Volga Almanları,
çıkarları sözkonusu; ajitasyonun niteliği, bu çıkarlar tarafından Çavuşlar, Kareliyenler), daha geniş, siyasal bir özerkliğe
belirlenmiş nitelik, ve partimizin, eğer kendi kendini yadsımak (Başkırlar, Volga Tatarları, Kırgızlar); geniş, siyasal
istemiyor, eğer milliyetlerin emekçi yığınlarının isteği üzerinde özerklikten, daha da genişlemiş biçimine (Ukrayna, Türkistan);
belli bir yönde etkili olmak istiyorsa, yapma zorunda olduğu son olarak, Ukrayna tipi özerklikten, özerkliğin en yüksek
ajitasyon sözkonusu. Oysa, halk yığınlarının çıkarları, devrimin biçimine, sözleşmeye dayanan ilişkilere (Azerbaycan) geçer.
güncel aşamasında çevrenin ayrılmasını istemenin, derinden Sovyetik özerkliğin bu esnekliği, onun ilk
derine karşı-devrimci bir is-

50 51
gisizlik içinde tutmak için, ataerkil-feodal baskıyı, çevrede
değerlerinden birini oluşturur; çünkü bu esneklik, Rusya'nın, bilerek geliştiriyordu. Çarlık, yerlileri en verimsiz bölgelere
kültürel ve iktisadî gelişmenin çok çeşitli derecelerinde bulunan doğru itmek ve ulusal düşmanlığı pekiştirmek için, çevrenin en
çevresel bölgelerinin tüm çeşitliliğinin kavranmasını sağlar. iyi yerlerine, sömürgeci öğeleri bilerek yerleştirmişti. Çarlık,
Sovyetik siyasanın ulusal sorundaki üç yılı, Rusya'da, sovyetik yığınları bilgisizlik içinde tutmak için, yerel okulu, tiyatroyu,
özerkliği değişik biçimleri altında gerçekleştirerek, Sovyetler eğitici kurumları engelliyor ve bazan düpedüz ortadan
iktidarının iyi yolda olduğunu göstermiştir; çünkü sadece bu kaldırıyordu. Çarlık, yerel nüfusun seçkin bölümünün her türlü
siyasa sayesindedir ki, Sovyetler iktidarı, çevrenin gözden en girişimini kötürümleştiriyordu. Son olarak, çarlık, çevredeki halk
uzak köşelerine doğru kendine bir yol açma, ulusal bakımdan yığınlarının tüm çalışımını öldürüyordu. Çarlığın tüm bu
en geri ve en çeşitli yığınları siyasal yaşama yükseltme, bu önlemleri, yerliler arasında, bazan Rus olan her şeye karşı
yığınları, en çeşitli bağlarla, merkeze bağlama başarısını düşmanca bir davranışa dönüşen çok derin bir güvensizlik
göstermiştir — dünyanın hiç bir hükümetinin sadece çözmediği doğurmuştu. Merkezî Rusya ile çevre arasındaki birliği
değil, ama hatta koymadığı (koymaktan korktuğu!) sorun. pekiştirmek için, bu güvensizliği yoketmek, karşılıklı bir anlayış
Rusya'nın, sovyetik özerklik ilkelerine göre yeni yönetsel ve kardeşçe bir güven havası yaratmak gerek. Nedir ki,
bölünmesi, henüz tamamlanmamıştır: Kuzey Kafkaslar, güvensizliği yoketmek için, her şeyden önce çevredeki halk
Kalmuklar, Çeremisler, Votyaklar, Buryatlar vb., henüz yığınlarının kendilerini feodal-ataerkil boyunduruk ka-
sorunun çözülmesini bekliyorlar. Ama gelecekteki Rusya'nın lıntılarından kurtarmalarına yardım etmek gerek; sömürgeci
yönetsel haritası hangi görünüme bü-rünürse bürünsün ve bu öğelerin yararlandıkları her tür ve her düzeydeki ayrıcalıkları
alandaki eksiklikler ne olursa olsun —ve gerçekten de ortadan kaldırmak —sadece sözde değil, ama gerçekten
olmuştur—, bölgesel özerklik ilkelerine göre yeni yönetsel ortadan kaldırmak— gerek; halk yığınlarına devrimin maddî
bölünmeye girişerek, Rusya'nın, çevresel ülkelerin proleter iyiliklerini tattırmak gerek. Uzun sözün kısası: merkezî proleter
merkez yöresinde toplanması yolunda, iktidar ile çevrenin Rusya'nın, sadece ve sadece onların çıkarlarını savunduğunu
büyük halk yığınlarının yaklaşması yolunda, ileriye doğru çok yığınlara tanıtlamak gerek; ve bunu sadece sömürgecilere ve
büyük bir adım attığını kabul etmek gerek. burjuva milliyetçilere karşı, çoğu kez yığınlar için hiç mi hiç
Bununla birlikte, sovyetik özerkliğin şu ya da bu biçiminin anlaşılmaz şeyler olan bastırıcı önlemler aracıyla değil, ama her
ilânı, gerekli kararname ve buyrukların yayımlanması, hatta şeyden önce tutarlı ve iyi düşünülmüş bir iktisat siyasası aracıyla
özerk cumhuriyetlerde halk komiserleri bölgesel konseyleri tanıtlamak gerek.
biçimi altında çevresel hükümetlerin kuruluşu, çevresel ülkeler Liberallerin, zorunlu genel öğretimle ilgili istemlerini
ile merkez arasındaki birliği pekiştirmek için yeterli olmaktan herkes bilir. Çevredeki komünistler, liberallerden daha sağda
uzak şeylerdir. Bu birliği pekiştirmek için, her şeyden önce, olamazlar; eğer halkın bilgisizliğini yoketmek, eğer Rusya'nın
çarlığın yırtıcı siyasasının kalıtı olarak çevrede varlığını merkezi ile çevresini manevî bakımdan yaklaştırmak
sürdüren, çevrenin yalıtık ve kapanık durumuna, ataerkil yaşam istiyorlarsa, oralarda genel eğitimi gerçekleştirmelidirler. Ama
ve kültürsüzlüğe, merkeze karşı güvensizliğe bir son vermek bunun için de, yerel ulusal okulu, ulusal tiyatroyu, ulusal halk
gerekir. Çarlık, yığınları kölelik ve bil- eğitim kurumlarını geliştirmek, çevredeki halk yi
53
52
ğınlarının kültür düzeyini yükseltmek zorunludur. Çünkü kül- zamanla ortadan kaldırılması için savaşılması gereken, geçici
türsüzlük ve bilgisizliğin, Sovyetler iktidarının en tehlikeli bir kötülük olarak görürler. Bu görüşün temelden yanlış
düşmanları olduklarını tanıtlamaya pek de gerek yok. Çalış- olduğunu, ve herhalde Sovyetler iktidarının ulusal sorun
malarımızın bu yönde ne derecede ileriye gittiğini bilmiyoruz; siyasası ile ortak hiç bir yanı bulunmadığını tanıtlamaya pek
ama en önemli çevresel bölgelerden birinde, kamu eğitimi halk gerek yok. Sovyetik özerklik soyut ve yapmacık bir şey
komiserliğinin, yerel okullar için, tahsisatının topu topu %10 değildir, hele hele boş bir söz olarak görülemez. Sovyetik
kadarını harcadığını duyuyoruz. Eğer bu doğruysa, bu alanda, özerklik, çevrenin merkezî Rusya'ya bağlanmasının en gerçek,
"eski rejim"i ne yazık ki pek o kadar geçmemiş olduğumuzu en somut biçimidir. Ukrayna, Azerbaycan, Türkistan,
kabul etmemiz gerek. Kırgızistan, Başkıristan, Tataristan ve öbür çevresel bölgelerin,
Sovyetler iktidarı halktan kopuk bir iktidar değildir; tersine, halk yığınlarının kültürel ve maddî gönencini özledikleri
o kendi türünde, Rus halk yığınlarından çıkmış, onların sevdiği, kadarıyla, kendi ulusal dillerindeki okullardan, her şeyden önce
ona yakın tek iktidardır. Sovyetler iktidarının tehlikeli ülke insanlarından oluşan mahkemelerden, yönetsel
zamanlarda hep gösterdiği o görülmemiş direnme gücünü de işte aygıtlardan, iktidar organlarından vazgeçemeyeceklerini kimse
bu durumu açıklar. Sovyetler iktidarının, Rusya'nın çevresinde yadsıyamaz. Dahası, bu bölgelerin gerçekten sovyetleşti-
de, sevilen ve halk yığınlarına yakın olması gerek. Ama bunun rilmesi, merkezî Rusya'ya sıkı sıkıya bağlı ve onunla birlikte
için, sovyetik iktidar, her şeyden önce, bu yığınlar için anlaşılır tek bir devlet oluşturan sovyetik bölgeler durumuna dönüştü-
bir iktidar olmalı. Bundan ötürü, çevrenin tüm sovyetik rülmesi, geniş bir yerel okullar örgütü olmaksızın, halkın yaşam
organlarının, mahkemelerin, yönetsel aygıtların, iktisadî koşullarını ve dilini bilen insanlardan bileşik mahkemeler,
organların, dolaysız iktidar organlarının (parti organlarının da), yönetsel aygıtlar, iktidar organları vb. kurulmak-sızın,
elden geldiğince, yerel nüfusun yaşam koşullarını, törelerini, olanaksızdır. Nedir ki, okullara, mahkemelere, yönetim
alışkanlıklarını, dilini bilen ülke insanlarından bileşmiş olmaları; aygıtlarına, iktidar organlarına ulusal dili sokmak demek,
yerli halk yığınlarının tüm seçkinlerinin bu kurumlara sovyetik özerklik, bütün bu kurumların Ukraynalı, Türkistanlı,
çağrılmış bulunmaları; yerel emekçi yığınların, askerî kuruluşlar Kırgız vb. biçimlere bürünmesinden başka bir şey olmadığına
alanı da dahil, tüm alanlarda ülke yönetimine katılmaları; göre, aslında sovyetik özerkliği gerçekleştirmenin ta kendisi
yığınların, Sovyetler iktidarı ile onun organlarının, kendi öz demektir.
çabalarının yapıtı, umutlarının ete kemiğe bürünmesi olduklarını Bundan sonra, sovyetik özerkliğin geçici niteliğinden, ona
anlamaları zorunludur. Yığınlar ile iktidar arasında yıkılmaz bir karşı savaşım verme zorunluluğundan vb., ciddî ciddî nasıl
manevî bağ işte ancak böyle kurulabilir; sovyetik iktidar, sözedilebilir?
çevre emekçi yığınları için işte ancak bu yoldan anlaşılır ve İki şeyden biri:
emekçi yığınlara yakın olabilir. Ya Ukrayna, Azerbaycan, Kırgız, Özbek, Başkır vb. dilleri
Bazı arkadaşlar, Rusya'nın özerk cumhuriyetlerini ve, gerçek bir gerçekliktir ve bunun sonucu, bu bölgelerde ülke
genel olarak, sovyetik özerkliği, bazı koşullar karşısında insanlarından bileşik ulusal dilde eğitim yapan okulu,
hoşgörüyle karşılanmaması olanaksız, zorunlu, ama gene de mahkemeleri, yönetsel aygıtları, iktidar organlarını geliştirmek
kesenkes zorunludur, ve o zaman sovyetik özerkliğin

54 55
bu bölgelerde sonuna kadar, hiç bir kısıtlama olmaksızın ger- şeydir. Çünkü bu türlü kadroların yokluğunda, ulusal dildeki
çekleştirilmesi gerekir; okul, mahkeme, yönetim aygıtı ve öbür kurumların ör-
Ya da Ukrayna, Azerbaycan vb. dilleri salt bir uydur- gütlenmesinin son derece güçleştirileceği açıktır.
macadır; bunun sonucu anadildeki okullar ve öbür kurumlar Bazı arkadaşların çevrenin sovyetleştirilmesi konusunda
yararsız şeylerdir, ve o zaman da sovyetik özerkliğin, yararsız gösterdikleri, bazan kaba bir esneklik yokluğuna dönen o aşırı
bir şey olarak, yadsınması gerekir. ivecenlik, sovyetik özerkliğin gerçekleştirilmesi yolunda daha
Üçüncü bir yol aramak, bu konuda bir yeteneksizliğin ya önemsiz bir engel değildir.
da acınası bir düşünce eksikliğinin ortaya konması demektir. Merkezî Rusya'dan bütün bir tarihsel dönem ölçüsünde geri
Sovyetik özerkliğin gerçekleştirilmesi yolundaki ciddî kalmış, ortaçağ düzeninin henüz büsbütün kaldırılmamış
engellerden biri de, çevredeki yerel kökenli aydın güçlerin bulunduğu bölgelerde, bu arkadaşlar, "arı komünizm"i
büyük kıtlığı, Sovyetlerin ve partinin çalışımı dahil, tüm çalışım gerçekleştirmek için, "kahramanca çabalar"a girişmeyi ka-
kolları için öğretici eksikliğidir. Bu kıtlık, çevredeki devrimci rarlaştırdıkları zaman, böyle bir süvari akınından, böyle bir
kuruluş çalışması olarak, eğitim çalışmasını engellemekten geri "komünizm"den, iyi hiç bir şeyin çıkmayacağı büyük bir
kalamaz. Ama işte ancak bu nedenledir ki, belki halk güvenle söylenebilir. Bu arkadaşlara, programımızın şu mad-
yığınlarına yararlı olmak isteyen, nedir ki, komünist desini anımsatmak isteriz:
olmadıklarından, belki de bir güvensizlik havası ile "RKP, ortaçağdan burjuva demokrasisine, ya da burjuva
çevrildiklerine inandıkları, başlarına gelecek baskı önlem- demokrasisinden sovyetik ya da proleter demokrasiye vb. giden
lerinden korktukları için bunu yapamayan bu zaten sayısı çok yolda, belli bir ulusun bulunduğu tarihsel gelişme derecesini
az yerel aydın gruplarını geri çevirmek, usa-uygun olmayacak, gözönünde tutarak, olaylara tarihsel sınıf açısından bakar."
davaya zarar verecektir. Yavaş yavaş sovyetleş-tirilmeleri Ve daha ilerde:
ereğiyle, onları, sovyetik çalışmalarla ilgilendirmeye, iktisadî, "Her durumda, bir zamanlar başka ulusları ezmiş bulunan
tarımsal görevlere, azık ve gereç sağlama ve başka hizmetlere uluslar proletaryasının, ezilmiş ya da tüm haklarından
çağırmaya dayanan siyasa, bu gruplara başarıyla uygulanabilir. yararlanamayan uluslar emekçi yığınları arasındaki ulusal
Çünkü bu aydın grupların, örneğin, karşı-devrimci duyguların kalıntıları karşısında bir sakıntı ve özel bir dikkat
düşüncelerine karşın, gene de en önemli görevlere çağrılmış, ve kanıtı göstermesi gerekir." (Bkz: RKP Programı.)
sonra da sovyetleştirilmiş bulunan karşı-devrimci askerî Yani, örneğin eğer Azerbaycan'daki evlere doğrudan
uzmanlardan daha az olgun oldukları da pek ileri sürülemez. doğruya ek kiracılar yerleştirme yolu, oturduğu evi, aile
Ama küçük ulusal aydın grupların kullanılması, öğretici ocağını, dokunulmaz, kutsal bir yer olarak gören Azerî yı-
gereksinmesini karşılama bakımından yeterli olmaktan uzaktır. ğınlarını bizden ayırıyorsa, aynı ereğe varmak için, bu dolaysız
Ülke insanlarından bileşik öğretici kadrolar yetiştirmek için, yolun, dolaylı, örtülü bir başka yolla değiştirilmesi gerektiği
çevrede, yönetimin tüm kollarında, aynı zamanda sıkı bir açıktır. Ya da: örneğin eğer dinsel önyargıların güçlü etkisi
öğretim ve okullar şebekesini geliştirmek de zorunlu bir altında bulunan Dağıstanlı yığınlar, komünistleri "şeriata göre"
izliyorlarsa, bu ülkedeki dinsel önyar-

56 57
gılara karşı dolaysız savaşım yolunun, daha sakıntılı, dolaylı [BEŞ]
yollarla değiştirilmesi gerektiği açıktır, vb., vb.. ULUSAL SORUN KONUSUNDA PARTİNİN
Kısacası: geri kalmış halk yığınlarının "hemen komü- İVEDİ GÖREVLERİ
nistleştirilmesi"ni gözeten süvari akınlarından, bu yığınları
RUS KOMÜNİST PARTİSİNİN X. KONGRESİNE
sovyetik gelişmenin büyük yoluna sürükleme biçimindeki sa- SUNULAN RAPOR
kınımlı, iyi düşünülmüş siyasaya geçmek zorunlu bir şeydir. (10 MART 1921)
Uygulanması, Rusya'nın merkezi ile çevresi arasındaki
manevî yaklaşma ve sürekli devrimci birliği güvence altına
alan sovyetik özerkliği gerçekleştirmek için zorunlu koşullar,
özet olarak, işte bunlardır.
Sovyetler Rusyası, dünyada benzeri olmayan bir deneye,
tüm bir dizi milliyet ve aşiretin, tek bir proleter devlet çer-
çevesinde, karşılıklı bir güven, özgürce varılmış, kardeşçe bir
anlaşma temeli üzerinde, bir arada yaşaması deneyine girişiyor.
Üç devrim yılı, bu deneyin tüm başarı olanaklarına sahip
olduğunu göstermiştir. Ama bu deney, ancak çevrede ulusal
sorun konusunda uyguladığımız siyasa, birçok biçim ve
dereceleri içinde alınmış sovyetik özerklik ilkeleri ile
uyuşmazlık durumunda değilse; ancak tabanda attığımız her
pratik adım, çevrenin halk yığınlarının, bu yığınların yaşam
koşulları ve ulusal yapısına uygun düşen biçimler altında,
manevî ve maddî, yüksek proleter kültürüne katılmalarına
katkıda bulunursa, tam bir başarı umulabilir. PARTİNİN, ulusal sorun konusundaki, ivedi, somut gö-
Merkezî Rusya ile çevre arasındaki, Antantın olanaklı ve revlerine doğrudan doğruya geçmeden önce, bu sorunun çözü-
düşünülebilir bütün oyunlarının başarısızlığa uğrayacağı münün, kendileri olmaksızın olanaksız bulunduğu bazı ön-
devrimci birliğin pekişmesinin güvencesi, işte buradadır. cülleri saptamak zorunlu. Bu öncüller, ulusların oluşması,
Pravda, n° 226, 10 ulusal baskının doğuşu sorunu ile, tarihsel gelişme boyunca
Ekim 1920
ulusal baskı biçimleri ve, daha sonra, ulusal sorunun çözü-
münün çeşitli gelişme dönemlerinde büründüğü biçimler so-
runu ile ilgili.
Bu dönemlerin sayısı üçtür.
Birinci dönem, Batıda feodalizmin yıkılması dönemi, ka-
pitalizmin zaferi dönemidir. Bireylerin uluslar biçiminde ör-
gütlenmesi bu dönemde yer alır. İngiltere (İrlanda hariç),

58 59
Fransa, İtalya gibi ülkelerden sözetmek istiyorum. Batıda —
İngiltere'de, Fransa'da, İtalya ve kısmen de Almanya'da—, larının ikinci dönemi, kapitalizmin, mahreç, hammadde, yakıt
feodalizmin yıkılması ve bireylerin uluslar biçiminde örgüt- ve ucuz bir işgücü peşinde, sermaye ihracı ve büyük demir ve
lenmesi dönemi, zaman içinde, genel olarak, merkezî dev- deniz yollarını güvenlik altına alma savaşımı içinde, ulusal
letlerin ortaya çıktıkları dönem ile raslaşmış, ve bu raslaş-ma, devlet çerçevesinden taştığı, ve yakın ve uzak komşular
ulusların, gelişmeleri için de, bu ülkelerde devlet biçimlerine zararına, kendi ülkesini genişlettiği, emperyalizmin belirme
bürünmeleri sonucunu vermiştir. Ve bu devletler içinde azbuçuk dönemine bağlanır. Bu ikinci dönemde, Batının eski ulusal
önemli başka uluslar bulunmadığı kadarıyla, bu ülkelerde ulusal devletleri —İngiltere, İtalya, Fransa—, ulusal devletler
baskı da bulunmuyordu. Avrupa'nın Doğusunda, tersine olmaktan çıkarlar, yani ellerine yeni topraklar geçirip, böylece
milliyetlerin örgütlenmesi ve feodal parçalanmanın ortadan daha önce Avrupa'nın doğusunda varolan o aynı ulusal ve
kalkması süreci, zaman içinde, merkezî devletlerin kuruluş sömürgesel baskı için bir alan oluşturarak, çokuluslu devletler
süreci ile raslaşmadı. Macaristan'dan, Avusturya'dan, Rusya'dan durumuna dönüşürler. Bu dönem, Avrupa'nın doğusunda,
sözediyorum. Bu ülkelerde, henüz kapitalist gelişme de yoktu; egemenlik altındaki ulusların (Çekler, Polonyalılar,
belki sadece doğuş durumundaydı; gene de, Türk, Moğol ve Ukraynalılar), emperyalist savaştan sonra, eski çokuluslu
öbür Doğu halklarının akınına karşı savunma gerekleri, akınları burjuva devletlerin dağılması ve büyük güçler denilen
durdurmaya yetenekli merkezî devletlerin hemen kurulmasını devletlerce egemenlik altına alınmış yeni ulusal devletlerin
zorunlu kılıyorlardı. Ve Avrupa'nın Doğusunda merkezî kurulmasına yolaçan uyanış ve pekişmeleri ile belirlenmiştir.
devletlerin kuruluş süreci, bireylerin uluslar biçiminde Üçüncü dönem, egemen ve egemenlik altındaki uluslar,
örgütlenme sürecinden daha hızlı olduğu için, orada henüz sömürgeler ve anayurt sorununun tarih arşivlerine atıldığı;
uluslar biçiminde örgütlenmemiş, ama daha şimdiden tek bir RSSFC toprağı üzerinde, eşit haklardan, eşit gelişme ola-
devlet içinde toplanmış birçok halklardan bileşik karma nağından yararlanan, ama iktisadî, siyasal ve kültürel gerilikleri
devletlerin kurulduğu görülmüştür. nedeniyle, tarihten gelme belli bir eşitsizliği de koruyan
milliyetlerin ortaya çıktıklarını gördüğümüz sovyetik dönem,
Demek ki, birinci dönem, böylece, kapitalizmin şafağında
kapitalizmin yıkılışı ve ulusal baskının ortadan kaldırılışı
milliyetlerin ortaya çıkması ile belirlenmiştir ve, Batı
dönemidir. Milliyetlerin bu eşitsizliğinin özünü oluşturan şey,
Avrupa'da salt ulusal, ulusal baskısız devletler doğarken, Doğu
tarihsel gelişme sonucu, geçmişten, siyasal ve sınaî bakımdan
Avrupa'da, başta daha gelişmiş bir tek ulus ve, egemen ulusa
öbür milliyetlerden daha gelişmiş bir durumda bulunan bir
önce siyasal, sonra da iktisadî bakımdan bağımlı, daha az
milliyet, yani, Büyük-Rus milliyetini devralmış olmamızdır.
gelişmiş başka uluslar ile birlikte, çokuluslu devletlerin
Bir tek yıl içinde yok edilemeyecek, ama geri kalmış
doğmaları da dikkat edilecek noktadır. Doğunun bu çokuluslu
milliyetlere, iktisadî, siyasal ve kültürel bir yardımda bulunarak
devletleri, ulusal çatışmaları, ulusal hareketleri, ulusal sorunu
ortadan kaldırılacak olan fiilî eşitsizliğin nedeni, işte budur.
ve bu sorunun çeşitli çözüm biçimlerini ortaya çıkarmış
Ulusal sorunun gelişmesinin, tarihsel olarak gözlerimiz
bulunan ulusal baskının yurdu olmuşlardır.
önünde oluşmuş bulunan üç dönemi işte bunlardır.
Ulusal baskının gelişmesinin ve ona karşı savaşım araç-

60
61
İlk iki dönemin ortak bir özelliği var. Bu özellik de şu: bu ten, böylece onların, İrlanda'dan Hindistan'a kadar, ezilen
iki dönemde, milliyetler baskı ve sömürüye uğramışlardır; halkların ortak cephesini kurmalarını sağlayan sovyetik Rus-
bunun sonucu, ulusal savaşım yürürlükte ve ulusal sorun da ya'nın ortaya çıkışıdır.
çözülmemiş olarak kalır. Ama aralarında bir de ayrım var. O da Ulusal baskının gelişmesinin ikinci aşamasında, burjuva
şudur ki, birinci dönemde, ulusal sorun ayrı ayrı alınmış toplumun, ulusal sorunu çözmek, halklar arasına barış getirmek
çokuluslu devletler çerçevesinden çıkmaz, ve sadece az şöyle dursun, tersine, ulusal savaşım kıvılcımını, ondan ezilen
sayıdaki Avrupalı milliyetleri kapsar; oysa ikinci dönemde, halkların, sömürge ve yarı-sömürgelerin, dünya
ulusal sorun, devletin iç sorunu olmaktan, birçok devleti emperyalizmine karşı savaşım alevini harlandırana kadar
ilgilendiren sorun durumuna, tüm haklarından yararlanamayan körüklemiş bulunması sonucu veren tüm etkenler, işte
milliyetleri boyunduruk altında tutmak, Avrupa dışındaki yeni bunlardır.
halklar ve aşiretleri kendi etkileri altına almak isteyen Kuşkusuz, ulusal sorunu çözmeye, yani çeşitli halklar ve
emperyalist devletler arasındaki savaş sorunu durumuna aşiretlerin barış içinde birlikte yaşama ve kardeşçe işbirliğini
dönüşür. Böylece, eskiden sadece kültürlü ülkelerde bir önem sağlayan koşulları yaratmaya yetenekli tek rejim, sovyetik
taşıyan ulusal sorun, bu dönemde yalıtık niteliğini yitirir ve iktidar rejimidir.
genel sömürgeler sorunu ile kaynaşır. Sermayenin, üretim araçlarının özel mülkiyetinin ege-
Ulusal sorunun genel sömürgesel sorun durumuna geliş- menliği altında, ve sınıfların varlığı ile birlikte, milliyetlerin
mesi, tarihsel bir raslantı değildir. Bu gelişme, ilk olarak, eşitliğinin güvence altına alınamayacağının; sermaye iktidarı
emperyalist savaş sırasında, savaşçı güçlerin emperyalist varolduğu sürece, üretim araçlarının sahipliği için savaşım
gruplarının, ordu birliklerini oluşturmak için gerekli insanları sürdüğü sürece, milliyetler arasında hiç bir eşitlik
sağladıkları sömürgelere başvurma zorunda kalmaları gerçeği olamayacağının, bunun gibi, ulusların emekçi yığınları arasında
ile açıklanır. Bu sürecin, emperyalistlerin, bu geri kalmış da, hiç bir işbirliği kurulamayacağının tanıtlanmasına pek gerek
sömürge halklarına kaçınılmaz çağrıda bulunmaları sürecinin, yok. Tarih, bize, ulusal eşitsizliği yoketmenin tek yolunun,
bu halkları ve bu aşiretleri kurtuluş savaşının yoluna sokmaktan ezilen ve ezilmeyen halkların emekçi yığınları arasında
geri kalamayacağına kuşku yok. Sonra ulusal sorunun kardeşçe bir işbirliği rejimi kurmanın tek aracının, kapitalizmi
genişlemesi, tüm yeryüzünü önce küçük kıvılcımlar, daha sonra kaldırmak ve sovyetik düzeni kurmak olduğunu söylüyor.
kurtuluş hareketi aleviyle tutuşturan genel sömürge sorunu Sonra, tarih, bu türlü halkların "yabancı" burjuvaziden
durumuna geliştiren ikinci etken de, emper-yalist grupların olduğu kadar kendi ulusal burjuvazilerinden de kurtulma ba-
Türkiye'yi paylaşma ve devlet olarak varlığına son verme şarısı gösterdikleri ölçüde, yani ülkelerinde sovyet düzenini
girişimleridir. Müslüman halklar arasında, en gelişmiş devlet kurmuş bulundukları ölçüde, emperyalizm varlığını sürdür-
olan Türkiye, buna katlanamazdı; savaşım bayrağını kaldırdı ve dükçe, komşu sovyetik cumhuriyetlerin desteği olmaksızın, tek
emperyalizme karşı Doğu halklarını kendi yöresinde topladı. başlarına yaşamaya ve varlıklarını başarı ile kurtarmaya
Üçüncü etken, emperyalizme karşı savaşımı bir dizi başarı yetenekli olmadıklarını da göstermiştir. Macaristan örneği,
kazanan ve, doğal olarak, Doğunun ezilen halklarını esinleyen, sovyetik cumhuriyetlerin tek bir devlet içinde birleşmesi
onları savaşıma yönel-

62 63
üzerinde bile etkisinin izlerini bırakmıştır. Çevredeki yaşam ve
olmaksızın, ... dünya emperyalizminin birleşik güçleri kar-
kültür özelliklerini horgördüklerinden, bazan Rus egemen
şısında, ne askerî cephelerde, ne de iktisadî cephelerde di-
şovenliğinden yana bir konum alan az sayıdaki Rus komünist-
renmelerinin mümkün olmadığını, açıkça gösterir.
leri gruplarından sözediyorum. Sonra, ulusal baskıya uğramış,
Sovyet cumhuriyetleri federasyonu — bir devlet içinde
Rus-olmayan milliyetlerin durumu da, bazan halklarının
birleşmenin aranan biçimidir, RSSFC bunun canlı gerçeğidir.
emekçi yığınlarının çıkarlarını, "tüm halkın" denilen çıkar-
Daha sonra partimiz için, ulusal sorunu RSSFC çerçeve-
larından ayırdetmesini bilmeyen yerli komünistler üzerinde
sinde çözmek ereğiyle bazı önlemler alma zorunluluğunu ge-
etkisini göstermekten geri kalmamıştır. Bazan yerli komü-
rekçelendirmek üzere, burada, başlangıçta, size sözünü etmek
nistlerin saflarında görülen ve Doğuda kendini panislamizm,
istediğim öncüller, işte bunlardır arkadaşlar. . Sovyetik rejim
turancılık gibi akımlarla deyimleyen o yerel yerli ulusalcılık
altında, Rusya'da ve ona bağlı cumhuriyetlerde, ne egemen
sapmasından sözediyorum. Son olarak, Kırgızları, Başkırla-rı
milliyetler, ne haklardan yoksun milliyetler, ne anayurt, ne
ve bazı Dağlı aşiretleri yıkılıştan kurtarmak, sömürgeci
sömürgeler, ne sömürülenler, ne de sömürücüler bulunduğu
kulaklar zararına onlara gerekli toprakları sağlamak da zo-
halde, Rusya'da ulusal sorun gene de vardır. Gerçekte,
runludur.
RSSFC'nde ulusal sorun, geri kalmış halklara devletsel, kültürel
Partinin bu ivedi görevlerini belirledikten sonra, bizim
ve iktisadî bakımdan merkezî Rusya'ya yetişme olanağını
komünist siyasamızı, çevrede, özellikle Doğuda gördüğümüz
sağlamak için, milliyetlerin, geçmişten devralmış
iktisadî durumun özelliklerine uyarlamaya dayanan genel
bulunduğumuz (iktisadî, siyasal, kültürel) geriliğini ortadan
düzeydeki göreve gelmek isterim.
kaldırmaya dayanır. Eski rejim altında, çarcı iktidar, Ukrayna,
Gerçek şu ki, her şeyden önce Türklerden oluşan bütün bir
Azerbaycan, Türkistan ve öbür çevresel bölgelerde devletçiliği
halklar topluluğu —ki sayıları 30 milyon dolaylarındadır—,
geliştirmeye çalışmıyordu ve çalışamazdı da; yerli nüfusu
sanayi kapitalizmi dönemine geçmemiş, bu döneme geçecek
zorla özümlemeyi gözeten çarcı iktidar, tıpkı kültürel
zaman bulamamışlardır; bu nedenle, bu halkların sanayi
gelişmelerine karşı olduğu gibi, bu bölgelerde devletçiliğin
proletaryası hemen hemen yoktur; ve bunun sonucu bu halklar,
gelişmesine karşı da savaşım veriyordu. Sonra, eski devlet,
sanayi kapitalizminden geçmeden, ilkel iktisat biçimlerinden
büyük toprak sahipleri ve kapitalistler, bize, kalıt olarak,
sovyetik iktisat aşamasına geçme zorundadırlar. Bu, güç ama
toprakları Rusya'nın kazak ve kulak öğeleri için bir
hiç de olanaksız olmayan işi gerçekleştirmek için, bu halkların
sömürgeleştirme konusu olan Kırgızlar, Çeçenler, Osetler gibi
iktisadî durumunun, hatta tarihsel geçmişinin, yaşam ve kültür
iyiden iyiye çökmüş halklar bırakmışlardır. Bu halklar akıl
koşullarının tüm özelliklerini gözönünde tutmak gerekir. Bu
almaz acılar içinde kıvranıyor ve can çekişiyordu. Öte yandan,
halkların toprağına, bu konuda, Rusya'nın merkezi için geçerli
egemen milliyeti oluşturan Büyük-Rus milliyetinin durumu,
ve bir anlam taşıyan önlemleri dikmeye kalkmak, anlaşılmaz ve
yerli emekçi yığınlara daha yakın olmasını, gereksinmelerini
tehlikeli bir şeydir. RSSFC'nin iktisat siyasasını
anlamasını ve geri kalmış durumlarından ve
gerçekleştirirken, çevrede gördüğümüz iktisadî durumun, sınıf
kültürsüzlüklerinden çıkmaları için onlara yardım etmesini
yapısının, tarihsel geçmişin tüm özelliklerini gözönünde
bilmeyen ya da istemeyen Rus komünistleri
tutmanın kesenkes zorunlu olduğu açık-

65
64
tır. Örneğin, Narkomprod (Azıklandırma Halk Komiserliği)
şaşırtıcı bir biçimde küçümsemiş. Çiçerin arkadaşın üçüncü
tarafından yayımlanan, ve müslüman . nüfusun hiç bir zaman
yanlışı, ulusal düzenleşmenin özgürce belirlenmesinden, ger-
domuz yetiştirmediği Kırgızistan'da, halkın devlete belli sayıda
çeklikte, emperyalistlerin rahatça kullandıkları soyut bir slogana
domuz vermesini isteyen buyruk gibi saçmalıkların
dönüşmüş bulunan bu slogandan gereğinden çok sözet-mesidir.
yadsınmasının sözünü bile etmiyorum. Bu örnek, herhangi bir
Çiçerin arkadaş, bizim bu slogana iki yıldan beri veda etmiş
yolcunun gözüne çarpan özel yaşam koşullarının, ne derecede
bulunduğumuzu tuhaf bir biçimde unutmuş. Bu slogan artık
gözönünde tutulmaması istendiğini gösterir.
programımızda yer almıyor. Programımızda, pek belirsiz bir
Az önce, bana Çiçerin arkadaşın makalelerine36 yanıt
slogan olan ulusal düzenleşmenin özgürce belirlenmesinden
vermemi isteyen kısa bir yazı verildi. Arkadaşlar, bana kalırsa,
değil, ama daha belgin bir vurguya sahip ve açıkça belirlenmiş
Çiçerin'in büyük bir dikkatle okuduğum makalelerinde
bir slogandan, halkların devlet biçiminde örgütlenmek üzere
edebiyattan başka bir şey yok. Bu makalelerde dört yanlış ya da
ayrılma hakkı sloganından sözedilmiştir. Bunlar ayrı iki şeydir.
yanlış anlaşılma var. İlk olarak, Çiçerin arkadaş emperyalist
Çiçerin arkadaşın bu olguyu makalelerinde hesaba katmaması
devletler arasındaki çelişkileri yadsımaya yatkın;
çok tuhaf; bundan ötürü, belirsiz bir duruma gelmiş bulunan
emperyalistlerin uluslararası birliğini büyütüyor, ve emperyalist
slogana karşı tüm itirazları, kuru sıkı bir atış gibidir; çünkü ne
gruplar ve emperyalist devletler (Fransa, Amerika, İngiltere,
benim sunduğum savlarda, ne de parti programında "özgürce
Japonya, vb.) arasındaki iç çelişkileri, varolan ve savaşa
belirleme" sözü yoktur. Sadece halkların devlet biçiminde
yolaçan çelişkileri, gözden yitiriyor, küçümsüyor. O,
örgütlenmek üzere ayrılma hakkından sözedilmiştir. Ama bu
emperyalist yönetici grupların birliği etkenini büyümse-miş, ve
slogan, sömürgelerde kurtuluş hareketinin alevlendiği şu anda,
bu tröst içinde varolan çelişkileri küçümsemiştir. Oysa, bu
bizim için devrimci bir slogandır. Sovyetik devletler, özgürce
çelişkiler var, ve Dışişleri Halk Komiserliğinin çalışımı bu
onaylanmış bir katılma temeli üzerinde, federasyon olarak
çelişkiler üzerine kurulu. Sonra, Çiçerin arkadaş bir ikinci
birara-ya geldikleri için, ayrılma hakkı, RSSFC'ni oluşturan
yanlış yapıyor. Büyük egemen devletler ile, daha yeni kurulmuş
halkların kendi isteğiyle kullanılmamış olarak kalır. Ama, İngil-
ulusal devletler (Çekoslovakya, Polonya, Finlandiya, vb.), malî
tere'nin, Fransa'nın, Amerika'nın, Japonya'nın mengenesine
ve askerî bakımdan, bu büyük devletlerin eline bırakılmış
sıkıştırılmış sömürgeler sözkonusu olduğu zaman; Arabistan,
devletler arasında varolan çelişkileri küçümsüyor. Çiçerin
Mezopotamya, Türkiye, Hindistan gibi uyruklaştırılmış ülkeler,
arkadaş, bu ulusal devletlerin büyük devletlere bağımlılığına
yani Antantın sömürgesi olan ülkeler sözkonusu olduğu zaman,
karşın, ya da daha doğrusu bu bağımlılık sonucu, büyük
halkların ayrılma hakkı sloganı, devrimci bir slogandır. Bundan
devletler ile bu devletler arasında, örneğin Polonya, Estonya,
vazgeçmek demek, Antanta yardım etmek demektir. Dördüncü
vb. ile yapılan görüşmeler üzerine yansıyan çelişkiler
yanlış anlaşılma da, Çiçerin arkadaşın makalele-rindeki pratik
bulunduğunu gözden tamamen yitirmiş. Dışişleri Halk
bilgi yokluğudur. Makale yazmak elbette kolaydır, ama onları:
Komiserliğinin varlık nedeni de, bütün bu çelişkileri gözönünde
"Stalin arkadaşın savlarına karşı" diye adlandırmak için, pratik
tutmak, onlara dayanmak, bu çelişkiler çerçevesinde
karşı-önerilerden başka bir şey olmasa bile, ciddî bir şeyler
dolambaçlı çarelere başvurarak ereğine ulaşmaktan başka bir
formüle etmek gerekir. Nedir
şey değildir. Çiçerin arkadaş bu etkeni çok

66
67
gün, bu kongrede, sorunu salt pratik bir alan üzerine, yani
ki, ben onun makalelerinde, sözünü etme zahmetine değen hiç
Rusya'ya bağlı özerk bölgeler ve bağımsız cumhuriyetler
bir pratik öneri görmedim.
içindeki emekçi yığınlar ve küçük-burjuva öğeler karşısında
Bitiriyorum, arkadaşlar. Şu sonuçlara varıyoruz: Burjuva
parti siyasasının ne olması gerektiği üzerine koyuyoruz. Böyle
toplum, sadece ulusal sorunu çözmekte yeteneksiz çıkmakla
olduğu içindir ki, Zatonski arkadaşın, size önerilen savların
kalmadı, ama tersine, onu "çözme" girişimlerinde, ulusal
soyut bir nitelik taşıdıklarını söyleyen konuşması, beni şaşırttı.
sorunu, onu sömürgesel bir sorun durumuna getirecek kadar
Elimde, onun, neden bilinmez, kongrenin dikkatine sunmamış
genişletti ve kendisine karşı, İrlanda'dan Hindistan'a kadar
bulunduğu kendi savları var; ben, bu savlarda, "RSSFC" adının
yapılan yeni bir cephe oluşturdu. Ulusal sorunu koymaya ve
"Doğu Avrupa" sözcükleri, "Rusya" sözcüğünün de "Rus" ya
çözmeye yetenekli tek devlet, üretim araç ve aletlerinin
da "Büyük-Rus" sözcüğü ile değiştirilmesini isteyen bir teki
ortaklaşa mülkiyetine dayanan devlet, yani sovyetik devlettir.
dışında, pratik nitelikte hiç bir öneri, ama gerçekten hiç bir
Sovyetik federatif devlet ile birlikte, artık ne ezilen, ne de ezen
öneri bulamadım. Ben, bu tezlerde başka pratik öneriler
milliyetler vardır, ulusal baskı kaldırılmıştır. Ama, eski burjuva
bulamadım.
rejimden devralınmış daha kültürlü ve daha kültürsüz milliyetler
Şimdi ikinci soruna geçiyorum. Burada, komşulardan daha
arasındaki eşitsizlik, (kültürel, iktisadî, siyasal) fiilî eşitsizlik
çok delege beklediğimi söylemeliyim. Rusya, bazıları sanayi
nedeniyle, ulusal sorun, geri kalmış halkların emekçi
bakımından iyice gelişmiş ve bu açıdan Rusya'dan pek
yığınlarının iktisadî, siyasal ve kültürel gelişmesini
ayırdedilemeyen, bazıları henüz kapitalizm aşamasına geç-
kolaylaştırmayı, daha önce davranmış bulunan, proleter,
memiş ve merkezî Rusya'dan adamakıllı ayırdedilebilirler,
merkezî Rusya'ya yetişmelerini sağlamayı gözeten önlemlerin
başka bazıları da tamamen geri kalmış yirmiiki çevresel böl-
hazırlanmasını isteyen bir biçim alır. Ulusal sorun üzerine
geye sahip. Savlarda, çevresel bölgelerin tüm çeşitliliğini,
tarafımdan önerilen savların üçüncü bölümünün konusunu
tamamen somut bir biçimde kavramak olanaksız. Tüm parti
oluşturan pratik önerilerin nedeni de işte budur.
için bir değer taşıyan tezlerden, sadece Türkistan, sadece
Azerbaycan, sadece Ukrayna ile ilgili bir nitelik taşımaları is-
TARTIŞMANIN KAPANIŞ KONUŞMASI tenemez. Tüm çevresel bölgeler için ortak olan ayırdedici be-
lirtileri almak, ve özellikler üzerinde durmaksızın, onları savlar
Arkadaşlar, bu kongre bakımından ulusal sorun üzerindeki
içine sokmak zorunludur; gerçeklikte, savlar hazırlamak için
tartışmada en ilginç olan şey, ulusal soruna ilişkin açık-
başka hiç bir yöntem yoktur. Büyük-Rus olmayan milliyetleri
lamalardan, Rusya'nın yeni yönetimsel bölünüşü tarafından
birçok gruplara bölmek gerekir, savlarda yapılan da budur. Rus-
zorlanarak, sorunu pratik olarak koymaya geçmiş bulunma-
olmayan milliyetlerin nüfusu 65 milyona yakındır. Bütün bu
mızdır. Ekim Devriminin başlarında, halkların ayrılma hakkını
Rus-olmayan milliyetlerin ortak ayırdedici belirtileri,
ilân etmekle yetiniyorduk. 1918 ve 1920 yıllarında, geri kalmış
devletçiliklerinin gelişmesi bakımından, merkezî Rusya'dan
halkların emekçi yığınları ile Rusya proletaryası arasında bir
geride kalmış olmalarıdır. Görevimiz, bu milliyetlere, onların
yakınlaşma ereğiyle, Rusya'nın, ulusal göstergeye göre yeni
proleter, emekçi öğelerine yardım etmek için, tüm gücümüzle
yönetimsel bölünüşüne çalıştık. Oysa bu-
ülkelerinde sovyetik devletçiliği kendi öz dilleri için-

69
68
de geliştirmeye çalışmaktır. Bu ortak belirti, savlarda, savların
sine karşı çıkmaksızın, bu düzeltmelerin genelleştirilemeye-
pratik bölümünde sözkonusu edilmiştir. Sonra, eğer çevresel
ceğini söylemek zorundayım. Sonra, Safarov arkadaşın bir
bölgelerin özelliklerinin somutlaştırılması yolunda yürümeye düzeltmesi konusunda da bir eleştiride bulunacağım. Düzelt-
devam edilirse, Rus-olmayan 65 milyon dolaylarındaki nüfusun
melerinden birinin içine, "ulusal-kültürel kendi kendini yö-
bütünü içinde, kapitalizmden geçmemiş bulunan 30 milyon
netim" üzerine bir tümce kayıvermiş:
kadar Türkten ayrıca sözetmek gerekecek. Azerbaycan'ın, bazı "Ekim Devriminden önce —deniyor bu tümcede—, Rus-
bakımlardan, Rus eyaletlerinden üstün olduğunu söyleyen
ya'nın doğu çevresinin sömürge ve yarı-sömürge halkları,
Mikoyan haksız. Anlaşılan o, Bakü'yu Azerbaycan ile
emperyalist siyasa sonucu, kendi öz ulusal-kültürel kendi
karıştırıyor. Bakü, Azerbaycan'ın derinliklerinden doğmadı; kendini yönetimleri ile, kendi öz dillerinde verilmiş bulunan
yukardan, Nobel'in, Rothschild'in, Vishau'nun vb. çabaları ile
eğitim ile vb., kapitalist uygarlığın fetihlerine katılma ola-
kuruldu. Azerbaycan'ın kendine gelince, bu ülke, ataer-kil-feodal
naklarından yoksun kalmışlardı."
ilişkilerin en geri durumda bulunduğu ülkedir. Bu nedenle, ben, Ben, bu düzeltmeyi, bundculuk koktuğu için kabul ede-
Azerbaycan'ı, bütünüyle, kapitalizmden geçmemiş, ve onları
meyeceğimi söylemeliyim. Ulusal-kültürel kendi kendini yö-
sovyetik iktisat yoluna sürüklemeye yetenekli özel yöntemlerin
netim formülü, bundcu bir formüldür. Hanidir o belirsiz kendi
uygulanması gereken, çevresel bölgeler grubu içine sokuyorum. kendini yönetim sloganlarına veda etmiş bulunuyoruz, onları
Bu, savlarda söylendi. Sonra, 8-10 milyondan çok nüfusu
yeniden canlandırmanın yeri yok. Üstüne üstlük, bütün bu
olmayan bir üçüncü grup var; her şeyden önce, henüz klan
tümce hiç de doğal olmayan bir sözcükler topluluğundan başka
rejiminin varlığını sürdürdüğü ve henüz tarımsal ekonomiye bir şey değil.
geçmemiş bulunan hayvan yetiştirici aşiretlerdir bunlar.
Burada elimde, bizim, komünistlerin, Beyaz-Rus milliyetini
Kırgızlar, Türkistan'ın kuzey bölümü, Başkırlar, Çeçenler,
yapay bir biçimde türettiğimizi ileri süren bir pusula var.
Osetler, İnguşlar gibi. Bu milliyetler grubu ile ilgili olarak, Rusçadan farklı, kendi diline sahip bir Beyaz-Rus milliyeti
onlara gereksinme duydukları toprağın sağlanması zorunludur.
olduğu, ve bunun sonucu, Beyaz-Rus halkının kültürü ancak
Burada, Kırgızlara söz verilemedi, tartışmalar kapatıldı. Onlar,
kendi ulusal dilinde yükseltilebileceği için, bu, doğru değil.
toprak yokluğundan yıkılmaya yüz tutan Yukarı-Başkıristan'ın, Bundan beş yıl önce, Ukrayna, Ukrayna milliyeti konusunda da
Kırgızistan'ın ve Dağlıların çektikleri acılar üzerine daha çok
benzer sözler duyuluyordu. Ve daha yakın zamanlarda,
şeyler söyleyebilirlerdi. Ama Safarov'un bu konuda söyledikleri,
Ukrayna Cumhuriyeti ile Ukrayna milliyetinin, Almanların bir
ancak 8-10 milyon kişiyi ilgilendirir. Bundan ötürü, Safarov icadından başka bir şey olmadıkları söyleniyordu. Gene de,
arkadaşın pratik önerileri bütün çevresel bölgeler için
Ukrayna milliyetinin varlığı, ve bu milliyetin kültürünü
genelleştirilemez, çünkü Rus-olmayan milliyetlerin geri kalan
geliştirmenin, komünistler için bir ödev olduğu açık. Tarihe
bölümü için —ve bunların nüfusu 55 milyona yakındır—, bu karşı gidilemez. Eğer Ukrayna kentlerinde, bugüne kadar Rus
düzeltmelerin hiç bir önemi yoktur. İşte bu nedenle, bu türlü
öğeler hâlâ ağır basıyorsa, bu kentlerin zamanla kaçınılmaz bir
milliyetler grupları ile ilgili olarak, Safarov tarafından önerilmiş
biçimde ukraynalılaşacakları da açık. Kırk yıl kadar önce, Riga
bulunan bazı noktaların somutlaştırılması, düzeltilme ve bir Alman kenti idi; ama kentler kırlar nüfusunun akını ile
iyileştirilme-
geliştikleri, ve kırlar, milliyetin koruyu-

70 71
cuları oldukları için, Riga, bugün salt Leton bir kenttir. Elli yıl [ALTI] ULUSAL SORUNU
kadar önce Macaristan'ın tüm kentleri Alman bir nitelik KOYUŞ BİÇİMİ ÜZERİNE
taşıyordu; şu anda, bu kentler macarlaştırılmışlardır. Kentlerde,
(1921)
bu güne kadar hâlâ Beyaz-Rus olmayanların ağır bastıkları
Beyaz-Rusya bakımından da aynı şey olacaktır.
Kapanış konuşmamı bitirirken, kongreye, tüm çevre böl-
gelerimizi ilgilendiren tezlerin pratik önerilerini daha da so-
mutlaştırma ereğiyle, içine bölgeler temsilcilerinin de gireceği
bir komisyon seçilmesini öneriyorum.
Stenografik tutanak, Devlet
Yayınları, 1921.

KOMÜNİSTLERİN ulusal sorunu koyuş biçimleri, II.


Enternasyonal ve 2½'uncu Enternasyonal37 militanlarının, her
türlü "sosyalist", "sosyal-demokrat", menşevik, sosya-list-
devrimci vb. partilerinin koyuş biçiminden, iyiden iyiye ayrılır.
Ulusal sorunu koymanın yeni biçiminin en karakteristik ve
ulusal sorunu eski ve yeni kavrama biçimleri arasında bir ayrım
çizgisi çizen ayırdedici göstergeleri olarak, başlıca dört noktayı
belirlemek özel bir önem taşır.
Birinci nokta, parça olarak ulusal sorunun, bütün olarak
sömürgelerin kurtuluşu genel sorunu ile kaynaşmasıdır. II.
Enternasyonal çağında, ulusal sorun, her zaman salt "uygar

72 73
ce belirleme hakkı en iyi durumda, özerklik hakkı olarak
uluslar"a ilişkin dar bir sorunlar çerçevesi ile sınırlanıyordu.
yorumlanıyordu. Ulusal sorun "uzman'ları, Springer ve Bauer,
İrlandalılar, Çekler, Polonyalılar, Finliler, Sırplar, Ermeniler,
kaderini özgürce belirleme hakkını, ezilmiş Avrupa uluslarının
Yahudiler, ve öbür bazı Avrupa milliyetleri — II. En-
kültürel özerklik hakkı, yani tüm siyasal (ve iktisadî) iktidarı
ternasyonalin kaderleri ile ilgilendiği, tüm haklardan yarar-
egemen ulusun eline bırakarak, kültürel kurumlara sahip olma
lanamayan milliyetler alanı işte budur. Asya ve Afrika halk-
hakkı yapacak kadar ileri gitmişlerdi. Başka bir deyişle, tüm
larının, en kaba ve en yırtıcı biçim altında ulusal baskıya
haklarından yararlanamayan uluslar için kaderini özgürce
uğrayan onlarca ve yüzlerce milyon bireyi, çoğu kez "sosya-
belirleme hakkı, ayrılmaya ilişkin sorun dıştalanmış olarak,
listlerin görüş alanı dışında kalıyorlardı. Aklar ile karalar,
egemen uluslara siyasal iktidarı kullanma ayrıcalığı biçimine
"kültürsüz" zenciler ile "uygar" irlandalılar, "geri" Hindular ile
dönüşmüş bulunuyordu. II. Enternasyonalin ideolojik önderi,
"aydınlanmış" Polonyalılar bir türlü aynı plana konu-lamıyordu.
Kautsky, kaderini özgürce belirleme hakkının, Springer—Bauer
Tüm haklarından yararlanamayan Avrupa milliyetlerinin
tarafından öğütlenmiş, emperyalist bir niteliğe sahip bu
kurtuluşu için savaşım verme gereği her ne kadar kendiliğinden
yorumuna, eninde sonunda katılmıştı. Kaderini özgürce
kabul ediliyorduysa da, "uygarlık"ın "korunması" için "zorunlu"
belirleme sloganının kendileri bakımından elverişli bu
olan sömürgelerin kurtuluşundan ciddî ciddî sözetmek, "vakarlı
özelliğini gören emperyalistlerin, bu sloganı kendi öz sloganları
sosyalistler"e hiç de hoş gelmiyordu. Bu sosyalistler, eğer
ilân etmiş bulunmalarında şaşılacak bir şey yok. Halkları
onlara sosyalist denebilirse, Avrupa'da ulusal boyunduruğun
köleleştirme ereğini izleyen emperyalist savaşın, kaderini
kaldırılmasının, Asya ve Afrika sömürge halkları emperyalizm
özgürce belirleme bayrağı altında sürdürüldüğü bilinir. Kaderini
boyunduruğundan kurtulmadıkça, olanaksız olduğunu,
özgürce belirleme belirsiz sloganı, ulusların kurtuluş aleti,
birincinin ikinciye organik olarak bağlı bulunduğunu
ulusların eşitliği durumundan, ulusların evcilleştirilmesi aleti
akıllarından bile geçirmiyorlardı. Ulusal sorunun sömürgeler
durumuna, ulusların emperyalizme bağımlılığını sürdürme aleti
sorunu ile bağlılığını ortaya ilk koyanlar komünistler oldu; onlar
durumuna işte böyle dönüştürüldü. Tüm dünyadaki olayların, şu
bu soruna teorik bir dayanak verip, onu pratik devrimci
son yıllar içindeki akışı, Avrupa devriminin mantığı, son olarak
eylemlerinin temeline koydular. Bunun sonucu, aklar ile karalar
sömürge-lerdeki kurtuluş hareketinin büyümesi, gerici bir
arasındaki, emperyalizmin "kültürlü" ve "kültürsüz" köleleri
nitelik kazanmış bulunan bu sloganın, yadsınmasını ve, bir
arasındaki duvar yıkıldı. Bu durum, geri kalmış sömürgeler ile
başkası ile, tüm haklarından yararlanamayan ulusların emekçi
ilerici proletaryanın ortak düşmana, emperyalizme karşı
yığınları arasında, egemen uluslar proleterlerine karşı duyulan
savaşımlarının eşgüdümü işini büyük ölçüde kolaylaştırmıştır.
güvensizlik havasını dağıtmaya, ulusların eşitliğine ve bu
İkinci nokta, ulusların kendi kaderlerini kendilerinin be-
uluslar emekçilerinin birliğine götüren yolu açmaya elverişli
lirleme hakkı belirsiz sloganının, uluslar ve sömürgelerin
devrimci bir slogan ile değiştirilmesini gerektiriyorlardı. Bu
ayrılma, bağımsız devletler kurma hakkı belgin sloganı ile
slogan, komünistler tarafından, tüm haklarından yararlana-
değiştirilmesidir. II. Enternasyonal militanları, kaderini Öz-
mayan uluslar ve sömürgeler için, devlet olarak örgütlenme
gürce belirleme hakkından sözederken, çoğu kez, ayrılma hakkı
bakımından ayrılma hakkına ilişkin olarak formüle edilmiş
üzerine tek sözcük söylemiyorlardı — kaderini özgür-

74 75
bulunan slogandır. Bu sloganın değeri şunlara dayanır: iki-üç yıl içindeki kurtuluş hareketini öğrenme zahmetine
1° Bu slogan, bir ulus emekçilerinin, bir başka ulus katlanacak herkes, bunu anlayacaktır.
emekçileri karşısındaki ilhakçı amaçlar konusunda her türlü Üçüncü nokta, ulusal-sömürgesel sorun ile, Sermaye ik-
kuşku nedenini ortadan kaldırır ve, bunun sonucu, karşılıklı tidarı, kapitalizmin yıkılışı, proletarya diktatörlüğü sorunu
güven ve özgürce onaylanmış birlik alanını hazırlar. arasındaki bağın, organik bağın ortaya konmasıdır. II. En-
2° Kaderini özgürce belirleme hakkı üzerinde iki yüzlüce ternasyonal çağında, boyutları son derece küçültülmüş bulunan
lafazanlık eden ama tüm haklarından yararlanamayan halklar ulusal sorun, her zaman kendi başına, gelecekteki proleter
ile sömürgeleri, uyrukluk içinde, kendi emperyalist devletleri devrim ile bağlantısı dışında ele alınıyordu. Ulusal sorunun,
çerçevesi içinde tutmaya çalışan, ve böylece bu halkların ve proleter devrimden önce, kapitalizm çerçevesindeki bir dizi
sömürgelerin emperyalizme karşı kurtuluş savaşımını büsbütün reform aracıyla "kendiliğinden" çözüleceği; proleter devrimin,
yoğunlaştıran emperyalistlerin yüzlerinde-ki maskeyi çekip ulusal sorun kökten çözülmeksizin gerçekleşebileceği ve,
çıkarır. tersine, ulusal sorunun da, Sermaye iktidarı gide-rilmeksizin,
Tanıtlamaya pek gerek yoktur ki, Rus işçileri, iktidarı proleter devrimin zaferi olmaksızın ve bu zaferden önce
ellerine geçirdikten sonra, eğer halkların devlet olarak ör- çözülebileceği düşünülüyordu. Aslında emperyalist bir nitelik
gütlenmek üzere ayrılma hakkını ilân etmemiş, eğer halkların taşıyan bu görüş biçimi, Springer ve Bauer'in ulusal sorun
bu zamanaşımına uğramaz hakkını pratiğe geçirme isteklerini üzerindeki bilinen çalışmalarında, kendini kırmızı bir çizgi gibi
gerçekte göstermemiş, eğer, diyelim Finlandiya üzerindeki belli ediyordu.
"hak"tan vazgeçmemiş (1917), eğer İran'ın kuzeyindeki Ama son on yıl, ulusal sorunun bu kavrama biçimi içinde
askerleri geri çekmemiş (1917), eğer Moğolistan, Çin vb., vb. yanlış olarak, çürümüş olarak ne varsa hepsini gösterdi.
ülkelerin belli bir bölümü üzerindeki isteklerden vazgeçmemiş Emperyalist savaş gösterdi ve şu son yılların devrimci pratiği
olsalardı, Batı ve Doğu milliyetlerindeki arkadaşlarının bir kez daha gösterdi ki:
yakınlığını kazanamazlardı. 1° Ulusal sorun ile sömürge sorunu, Sermaye iktidarından
Eğer emperyalistlerin, kaderini özgürce belirleme bayrağı kurtuluş sorunundan ayrılmaz sorunlardır.
altında ustaca gizlenmiş bulunan siyasaları, şu son zamanlarda 2° Emperyalizm (kapitalizmin en yüksek biçimi), tüm
Doğuda başarısızlık üzerine başarısızlığa uğruyor-sa, bunun bir haklarından yararlanamayan ulusların ve sömürgelerin siyasal
nedeninin de, bu siyasanın, halkların devlet olarak örgütlenmek ve iktisadî uyruklaştırılması olmaksızın varolamaz.
üzere ayrılma hakkı sloganı anlayışı içindeki ajitasyon alanı 3° Tüm haklarından yararlanamayan uluslar ile sömürgeler,
üzerinde boy vermiş, büyüyen bir kurtuluş hareketi ile Sermaye iktidarı giderilmedikçe kurtulamazlar.
karşılaşması olduğu daha az kesin değil. II. Enternasyonal ve 4° Tüm haklarından yararlanamayan uluslar ile sömürgeler,
2½'uncu Enternasyonal kahramanları bunu anlamaz; onlar, emperyalizm boyunduruğundan kurtulmadıkça, proletaryanın
vargüçleriyle, yapmış bulunduğu önemsiz bazı yanlışlıklar için, zaferi sağlam olamaz.
Bakü "eylem ve propaganda komitesi"ni38 kınarlar. Ama, sözü Eğer Avrupa ile Amerika'ya, sosyalizm ile emperyalizm
geçen "konsey"in varlık yılı içindeki çalışımı ile, Asya ve
arasındaki başlıca çatışmaların cephesi, alanı adı verilebilir-se,
Afrika sömürgelerinin son
hammaddeleri, yakıtları, yiyecek ürünleri, engin insan

76 77
yedeklikleri ile birlikte, tüm haklarından yararlanamayan çirecek zaman bulamadığı, ve kendi proletaryası hemen hemen
uluslar ile sömürgelere de, emperyalizmin gerisi, yedekliği olmayan başka milliyetlerin kapitalizm aşamasına hiç
olarak bakmak gerekir. Bir savaşı kazanmak için, sadece girmediği; gerçekleştirilmiş bulunan tam bir ulusal eşitliğe
cephede yenmek değil, ama düşmanın gerisini, yedekliklerini karşın, bu milliyetlerin emekçi yığınlarının, kültürel ve iktisadî
de altüst etmek gerekir. Bu nedenle, dünya proleter devriminin gerilikleri nedeniyle, kazanılmış haklardan yeterli bir ölçüde
zaferi, ancak proletarya, emperyalistlerin iktidarına karşı, yararlanacak durumda bulunmadıkları Rusya'da bu eşitsizlik
proletarya diktatörlüğü için kendi öz devrimci savaşımını, tüm kendini büsbütün duyurur. Bu eşitsizlik, proletaryanın Batıdaki
haklarından yararlanamayan uluslar ile sömürgeler emekçi zaferi "ertesinde", çok çeşitli gelişme derecelerinde bulunan
yığınlarının kurtuluş hareketi ile düzenleştirme-sini bildiği birçok geri kalmış sömürge ve yarı-sömür-ge kaçınılmaz bir
zaman sağlama bağlanmış sayılabilir. II. Enternasyonal ve biçimde sahneye girecekleri zaman, kendini daha da güçlü
2½'uncu Enternasyonal adamlarının, Batıda büyüyen proleter olarak duyuracaktır. İleri ulusların muzaffer proletaryasının,
devrim çağında, ulusal sorun ve sömürge sorunu, iktidar geri kalmış uluslar emekçi yığınlarına, kültürel ve iktisadî
sorunundan ayırarak, gözden yitirmiş bulundukları şey, işte bu gelişmelerinde gerçek ve sürekli bir yardımda bulunması,
"küçük şey"dir. gelişmenin üstün derecesine yükselmeleri, onları geride bırakan
Dördüncü nokta, çeşitli milliyetlerin emekçi yığınları ara- milliyetlere yetişmeleri için, onlara yardım etmesi, işte
sında kardeşçe bir işbirliği kurmak için zorunlu koşullardan biri tastamam bu nedenle zorunludur. Böyle bir yardım olmaksızın,
olarak, milliyetler sorununa yeni bir öğenin, milliyetlerin çeşitli halklar ve uluslar emekçilerinin, tek bir dünya ekonomisi
(sadece hakta değil) gerçekte eşitleştirilmesi öğesinin geti- içinde, barış içinde bir arada yaşamalarını ve kardeşçe
rilmesidir (geri kalmış milliyetlere, onları geçmiş bulunan işbirliklerini, sosyalizmin kesin zaferinin o öylesine zorunlu
milliyetlerin kültürel ve iktisadî düzeyine yükselebilmeleri için koşulunu örgütlemek, olanaksızdır.
yardım etmek). II. Enternasyonal çağında, her zaman "ulusal Öyleyse, bundan, sadece "ulusal eşitlik" ile yetinileme-
eşitlik" istemekle yetiniliyordu; en iyi durumda, bu eşitliğin yeceği, ve:
gerçekleşmesini isteyen istemden öteye gidilemiyordu. Ama, 1° Geri kalmış halklar ve ulusların iktisadî durumunu,
eğer bu son derece önemli haktan yararlanmak için yeterli varlık koşullarını, kültürünü irdelemek;
kaynak ve olanaklar yoksa, kendi başına çok önemli bir siyasal 2° Bu halk ve ulusların kültürlerini geliştirmek;
kazanım olan ulusal eşitlik, boş bir söz olarak kalma durumuna 3° Onlara siyasal eğitim vermek;
düşer. Geri kalmış halkların emekçi yığınlarının, "ulusal 4° Kerteli ve ağrısız bir biçimde onları iktisadın yüksek
eşitlik"in kendilerine verdiği haklardan, ileri milliyetler emekçi biçimlerine katmak;
yığınlarının bu haklardan yararlanabildikleri ölçüde 5° Geri kalmış ve ileri milliyetlerin emekçileri arasında
yararlanabilecek durumda bulunmadıkları kuşkusuz: milliyetler iktisadî işbirliği kurmak için, "ulusal eşitlik"ten, milliyetlerin
arasında, geçmişten devralınmış bulunan, ve bir-iki yıl içinde fiilî eşitleştirilme önlemlerine, pratik düzenlemelerin
ortadan kaldırılamayacak fiilî (kültürel, iktisadî) eşitsizlik, hazırlanma ve uygulanmalarına geçmenin zorunlu olduğu so-
kendini duyurur. Tüm bir milliyetler topluluğunun kapitalizm nucu çıkar.
aşamasını görüp ge-

78 79
Komünistlerin ulusal sorunu yeni koyuş biçimlerini be-
lirleyen başlıca dört etken, işte bunlardır. [YEDÎ]

Pravda, n° 98, SOVYETİK CUMHURİYETLERİN


8 Mayıs 1921. BİRLEŞMESİ ÜZERİNE
RSSFC X. SOVYETLER KONGRESİNE SUNULAN RAPOR
(26 ARALIK 1922)

ARKADAŞLAR, bu kongrenin açılışından birkaç gün ön-


ce, Tüm Rusya Merkez Yürütme Komitesi Başkanlığının eline,
Kafkas-ötesi, Ukrayna ve Beyaz-Rusya cumhuriyetleri
Sovyetler kongreleri tarafından alınmış, bu cumhuriyetlerin bir
tek federal devlet biçiminde birleşmelerinin istenir ve zorunlu
bir şey olduğunu söyleyen bir dizi karar geçti. RSSFC Merkez
Yürütme Komitesi Başkanlığı, bu sorunu tartıştı ve bu
birleşmenin uygun olduğu sonucuna vardı. Cumhuriyetlerin
birleşmesine ilişkin sorun, bu kongrenin gündeminde işte bu
kararla ilişkili olarak yer alıyor.
Sovyetik sosyalist cumhuriyetlerin birleşmesi yönündeki
kampanya, bundan üç-dört ay önce başladı. Girişimin sahibi,

80
81
Azerbaycan, Ermenistan ve Gürcistan cumhuriyetleri; sonra muna getirir. Üçüncü olarak, federasyonun tümü içinde, tüm
Ukrayna ve Beyaz-Rusya cumhuriyetleri de onlara katıldılar. olanaklı birleşmenin başlıca etken ve tabanını oluşturan
Bu kampanyanın anlamı, RSSFC ve öbür sovyetik cum- bellibaşlı ulaştırma araçlarının birliği. Ulaştırma araçlarının,
huriyetler arasında bir anlaşma ile saptanmış olan eski sözleşme ayrı ayrı alınmış çeşitli cumhuriyetler elinde ve onların çıkarları
ilişkilerinin, olanaklarını yitirmiş, yetersizliklerinin ortaya çerçevesindeki ayrı varlığının kabul edilemeyeceği
çıkmış bulunmalarıdır. Bu kampanyanın anlamı eski sözleşme kendiliğinden anlaşılır; çünkü bu durum, iktisadî yaşamın ana
ilişkilerinden daha sıkı birlik ilişkilerine, yürütme ve yasama etkenini —ulaştırma araçlarını— plansız olarak kullanılacak
düzeyinde gerekli federal organlarla, birliğin bir merkez birbirlerinden ayrı parçalar yığınına dönüştürür. Cumhuriyetleri
yürütme komitesi ve bir Halk Komiserleri Kurulu ile bir tek devlet biçiminde birleştirmeye, bu durum da etkili olur.
donatılmış, tek bir federal devletin kurulmasını içeren ilişkilere Son olarak, malî kaynaklarımızın darlığı. Arkadaşlar, malî
geçilmesi gerektiğidir; kısacası, eskiden sözleşme ilişkileri durumumuzun, şimdi, sovyetik iktidarın altıncı yılında, büyük
çerçevesinde, geçici biçimde çözülmüş bulunan şeyin, şimdi, bir ölçek üzerinde gelişme bakımından, örneğin, ona yılda
bu kampanya içinde, sürekli bir şey olarak saptanması beşyüz milyon getiren rakısı —bu, bizde olmayacak—; yabancı
önerilmektedir. ülkelerde, bizde gene olmayan yüzlerce milyon kredisi bulunan
Cumhuriyetleri birleşme yoluna götüren nedenler nelerdir? eski rejimin malî durumundan çok daha az olanaklara sahip
Bu birleşmeyi zorunlu kılan koşullar nelerdir? olduğunu da açıkça söylemek gerek. Dar malî gelişme
Üç koşullar grubu, sovyetik cumhuriyetlerin tek bir federal olanaklarımız nedeniyle, güçlerimizi birleştir-medikçe çeşitli
devlet biçiminde birleşmesini kaçınılmaz kılmışlardır. cumhuriyetlerin malî araçlarını biraraya getirmedikçe,
Birinci koşullar grubu, iç iktisadî durumumuza değgin cumhuriyetlerimiz malî ekonomisinin temel ve ivedi sorunlarını
olgulardır. İlk olarak, yedi savaş yılının sonucu olarak, cum- çözemeyeceğimizi bütün bunlar gösterir.
huriyetlerin elinde kalmış, ve daha usa-uygun bir biçimde Cumhuriyetlerimizi birleşme yoluna getiren ilk koşullar
kullanmaları ve bellibaşlı iktisadî kolların geliştirilmesi ba- grubu işte budur.
kımından bizi biraraya getirilmelerine zorlayan iktisadî kay- Cumhuriyetlerin birliğini belirleyen ikinci koşullar grubu,
naklarımızın darlığı, tüm cumhuriyetlerdeki Sovyetler iktisa- dış durumumuza bağlı olgulardır. Askerî durumumuz demek
dının omurgası. İkinci olarak, tarihsel bakımdan oluşmuş istiyorum, Dış Ticaret Halk Komiserliği aracılığıyla yabancı
bulunan doğal işbölümü, federasyonumuzun çeşitli bölgeleri ve sermaye ile ilişkilerimiz demek istiyorum. Son olarak, burjuva
cumhuriyetleri arasındaki iktisadî işbölümü. Örneğin, Kuzey, devletlerle diplomatik ilişkilerimiz demek istiyorum. İçsavaş
Güneye ve Doğuya dokuma, Güney ve Doğu da, Kuzeye durumunun cumhuriyetlerimiz için mutlu sonucuna karşın,
pamuk yakıt, vb. sağlar. Bölgeler arasında kurulmuş bulunan bu arkadaşlar, dışardan bir saldırı tehlikesinin dıştalan-mış
işbölümü, bir kalemde çizilemez: federasyonun iktisadî olmaktan uzak bulunduğunu da unutmamak gerekir. Bu tehlike,
gelişmesi içinde tarihsel olarak kurulmuştur. Nedir ki, özellikle elbette manevî silahsızlanma yoluna değil, ama
cumhuriyetlerin ayrı varlığı ile birlikte çeşitli bölgelerin tam silahlanmamızın gerçek bir maddî azaltılması yoluna girmiş
gelişmesini olanaksız kılan bu işbölümü, tek bir iktisadî bütün bulunduğumuz şu anda, savaş cephemizin kesenkes birleşik,
içinde birleşmeyi, bu cumhuriyetler için bir ödev duru- ordumuzun kesenkes birleşik olmasını ister. Birlikle-

82 83
rimizin asker' sayısını 600.000 kişiye indirdikten sonra, özellikle sonra, cumhuriyetler, ilk kez olarak iktisadî kuruluş işine
şimdi, ara vermeksizin, cumhuriyetin dış güvenliğini korumaya girişme olanağına sahip bulundukları, ilk kez olarak iktisadî
yetenekli, birleşik bir askerî cepheye sahip bulunmamız araçlarının tüm darlığını ve dış alanda olduğu kadar iç iktisadî
zorunludur. Sonra, askerî nitelikteki tehlikeden başka, alanda da tüm birleşme zorunluluğunu gördükleri zaman, ancak
federasyonumuzun iktisadî tecriti tehlikesi de var. Cenova ve La bugün olağanüstü bir güç kazanmışlardır. İşte bu nedenledir ki,
Haye'den sonra39 Urqhart'tan sonra,40 cumhuriyetimizin iktisadî şimdi, Sovyet iktidarının altıncı yılında, bağımsız Sovyet
bakımdan boykot edilmesi başarılı olmadığı halde, Sosyalist Cumhuriyetlerinin birleşme sorunu, gündeme
ekonomimizin gereksinmeleri bakımından büyük bir sermaye yazılmış bulunmaktadır.
akımı görülmediğini biliyorsunuz. Cumhuriyetlerimiz iktisadî Son olarak, birleşme zorunluluğunu ortaya koyan, ve
tecrit tehlikesi ile tehdit edilmektedirler. Askerî müdahaleden Sovyetler iktidarının yapısına, sovyet iktidarının sınıf niteliğine
daha az tehlikeli olmayan bu yeni müdahale biçimi, ancak ve bağlı bulunan bir üçüncü olgular grubu. Özlüğü bakımından
ancak, kapitalist kuşatma karşısında, sovyetik cum- uluslararası bir nitelik taşıyan Sovyetler iktidarı öyle bir
huriyetlerimizin birleşik bir iktisadî cephesinin kurulması ile biçimde kurulmuştur ki, yığınlar arasında, bütün araçlarla,
ortadan kaldırılabilir. Son olarak, diplomatik durumumuz. Daha birlik düşüncesini geliştirir, yığınları birleşme yoluna götürür.
kısa bir süre önce, Lozan konferansının41 açılması öngününde, Eğer, Büyük-Britanya, Fransa ve, hatta bu devletlerin
Antant devletlerinin, bütün araçlarla federasyonumuzu nasıl temelini kemiren içsel, bağdaştırılamaz ulusal çelişkileri ile,
tecrit etmeye çalıştıklarının tanıkları oldunuz. Diplomatik Polonya ve Yugoslavya gibi çokuluslu küçük devletlerde bile
bakımdan, bu işte başarılı olamadılar. Federasyonumuza karşı olduğu gibi, sermaye, özel mülkiyet ve sömürü, insanları böler
örgütlenmiş, federasyonumuza karşı yöneltilmiş bulunan ve onları birbirine düşman kamplara ayırırsa; eğer, diyorum,
diplomatik boykot, sökmedi. Antant, federasyonumuzu hesaba orada, kapitalist demokrasinin egemen olduğu ve devletlerin
katma, gerileme, geri çekilme zorunda kaldı. özel mülkiyete dayandıkları Batıda devletin temeli karşılıklı
Federasyonumuzun diplomatik tecriti yolundaki bu ve ulusal çekişmelere, çatışma ve savaşıma elverişliyse, —burada,
benzeri örneklerin yenilenmeyeceklerine inanmanın yeri yok. iktidarın sermaye üzerine değil, emek üzerine; özel mülkiyet
Bundan da, bu kez diplomatik alandaki birleşik cephe zorun- üzerine değil, kolektif mülkiyet üzerine; insanın insan
luluğu çıkar. tarafından sömürüsü üzerine değil, bu sömürüye karşı savaşım
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetlerini birlik yoluna götüren üzerine dayandığı Sovyetler dünyasında— burada, tersine,
ikinci koşullar grubu, işte budur. iktidarın özlüğü sonucu, emekçi yığınlar, kendiliklerinden, tek
Birincisi gibi ikinci koşullar grubu da, Sovyet iktidarının bir sosyalist aile biçiminde birleşmeye yönelirler. Orada,
tüm varlık dönemi boyunca, şimdiye dek etkilerini göstermiş ve Batıda, burjuva demokrasisi dünyasında, çokuluslu devletlerin
geçerli kalmışlardır. Sözünü etmiş bulunduğumuz iktisadî çöküşünü ve yavaş yavaş yapıcı öğelerine dağılışlarını
gereksinmelerimiz, tıpkı siyasa konusundaki askerî ve diplo- görmemiz (Hindistan, Mısır, İrlanda ile nasıl uyuşacağını
matik gereksinmelerimiz gibi, etkilerini kuşkusuz daha önce de bilmediğim Büyük-Britanya, ya da kendi Beyaz-Rusları,
gösteriyorlardı. Ama bu koşullar, içsavaş bir kez bittikten Ukraynalıları, Almanları,

85
84
bu, cumhuriyetlerin birliğine götüren sürecin yanısıra, daha
Yahudileri ile, nasıl uyuşacağını gene bilmediğim Polonya önce varolan federal kuruluşların ayrışması yönünde, cum-
gibi); oysa bizim en azından otuz milliyeti birleştiren fede- huriyetlerin, daha önce başlamış bulunan, ve gerçekten dev-
rasyonumuzda, burada, tersine, bağımsız cumhuriyetler ara- rimci bir nitelik taşıyan birleşme sürecini tepeden tırnağa altüst
sındaki devlet bağlarının bir pekişme süreci ile, bağımsız eden bir başka sürecin ortaya çıkmasına yolaçar.
milliyetlerin tek bir bağımsız devlet biçiminde durmadan daha îkinci olarak, bu yanlış yolu izleyerek, sekiz özerk cum-
sıkı bir yaklaşmasına götüren bir süreç ile karşı karşıya huriyetin yanısıra, bizi, bir de ayrıca bir Rus Merkez Yürütme
bulunmamız şaşırtıcı değil mi? Burada, birincisi, devletin ya- Komitesi ile bir Rus Halk Komiserleri Kurulu kurma zorunda
pıcı öğelerinin dağılmasına götüren, kapitalist tip, ve ikincisi, bırakacak bir duruma varırız ki, bu durum, örgütlenme
tersine, bir zamanlar bağımsız olan milliyetlerin, tek bir alanında, şimdi kesenkes yararsız ve zararlı, ve ne iç, ne de dış
bağımsız devlet biçiminde, kerteli, ama sağlam bir yakınlaş- durumun zorunlu kıldığı geniş bir kargaşalığa yolaçar. Bu
masına götüren, sovyet tip olmak üzere, iki devletsel birlik tipi nedenle, birleşen öğelerin dört cumhuriyet olması gerektiğini
görüyorsunuz. düşünüyorum: RSSFC, Kafkas-ötesi Federasyonu, Ukrayna ve
Çeşitli cumhuriyetleri birleşme yoluna götüren üçüncü Beyaz-Rusya.
olgular grubu, işte budur. Birleşme antlaşmasının temeline konması gereken ilkeler,
Peki cumhuriyetlerin birleşme biçimi ne olmalı? Birleşme şunlardır: Dış ticaret, Ordu ve Bahriye, Dışişleri, Ulaştırma ve
ilkeleri, RSSFC Merkez Yürütme Komitesi Başkanlığının, Posta ve Telgraf komiserlikleri, sadece Birlik Halk Komiserleri
Ukrayna, Beyaz-Rusya ve Kafkas-ötesi sovyet cumhuri- Kurulu içinde kurulmuşlardır. Maliye, İktisat, Azıklandırma,
yetlerinden almış bulunduğu kararlarda yazılmışlardır. Çalışma ve Denetim komiserlikleri, sözleşme-ci
Dört cumhuriyet birleşirler: Federal kuruluş olarak RSSFC, cumhuriyetlerdedirler, ama Birlik merkezinin ilgili ko-
gene federal kuruluş olarak Kafkas-ötesi Cumhuriyeti, Ukrayna miserliklerinin yönergelerine göre çalışabilmeleri koşuluyla. Bu,
ve Beyaz-Rusya. Sosyalist cumhuriyet olmayan, ama sovyetik cumhuriyetlerin emekçi yığınlarının güçlerinin, Azıklandırma,
halk cumhuriyeti olan iki bağımsız sovyet cumhuriyeti, Horezm Ulusal Ekonomi Yüksek Kurulu, Maliye ya da Çalışma Halk
ve Buhara, sadece ve salt henüz sosyalist cumhuriyetler Komiserliği ile ilgili alanlarda, Birlik merkezinin yönetimi
olmadıkları için, şimdilik bu birleşme çerçevesi dışında kalırlar. altında birleşmeleri için zorunludur. Son olarak, cumhuriyetleri
Bu cumhuriyetlerin de, sosyalizme doğru içsel gelişmeleri birleştiren halkların yaşam koşulları, töreleri, özel yargılama
ilerledikçe, bugün biçimlenen federal devlet bileşimine biçimleri ile, dil ve kültürleri ile dolaysız bir ilişkisi bulunan
gireceklerinden benim kuşkum yok, arkadaşlar, umarım ki sizin öbür komiserlikler: İçişleri, Adalet, Halk Eğitimi, Tarım vb. —
de kuşkunuz yoktur. hepsi altı—, bu komiserlikler, bağımsız kalmalı, sözleşmeci
Cumhuriyetler birliğine, federal kuruluş olarak RSSFC'nin cumhuriyetlerin merkez yürütme komiteleri ve Halk
değil, ama bu federal kuruluş önce kendi temel öğelerine Komiserleri Kurulları tarafından yönetilmelidirler. Bu, sovyetik
ayrıldıktan sonra, RSSFC'ni oluşturan çeşitli cumhuriyetlerin cumhuriyetleri bileştiren halkların ulusal gelişme özgürlüğünü
girmesi daha usa-uygun gibi görünebilir. Bu yolun usa-aykırı, sağlayan gerçek koşul olarak zorunludur. Kısa bir süre sonra
yararsız olduğunu, ve kampanyanın kendi gidişi tarafından cumhuriyetlerimiz arasında imzala-
dıştalanmış bulunduğunu sanıyorum. Birinci olarak,

87
86
nacak antlaşmanın temeline konması gereken ilkeler, benim RSSFC Merkez Yürütme Komitesi tarafından onaylanması temeli
görüşümce, işte bunlardır. Buna göre, RSSFC Merkez Yürütme üzerinde, bir antlaşma yapılması için vekâlet vermek.
Komitesi Başkanlığı tarafından Onaylanmış bir karar tasarısı 7. Antlaşmayı, Cumhuriyetler Birliğinin birinci kongresi onayına
sunmak.
önereceğim:
Dikkatinize sunduğum karar, işte bu.
1. Rusya Sovyet Sosyalist Federatif Cumhuriyeti, Ukrayna
Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, Kafkas-ötesi Sovyet Sosyalist Federatif Arkadaşlar, sovyetik cumhuriyetlerin kurulmasından bu yana,
Cumhuriyeti ve Beyaz-Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinin, dünya devletleri iki kampa ayrıldılar: sosyalizm kampı ve kapitalizm
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği biçiminde birleşmesini uygun kampı. Kapitalizm kampında, emperyalist savaşlar, ulusal düşmanlık,
bulmak. baskı, sömürge köleliği ve şovenlik gibi şeyler görüyoruz. Sovyetler
2. Birleşmenin temeline, cumhuriyetlerden herbiri için, Cum- kampında, sosyalizm kampında, tersine, karşılıklı güven, ulusal
huriyetler Birliğinden özgürce çıkma hakkının korunması ile birlikte,
Birliğe özgürce girme ve cumhuriyetlerin hak eşitliği ilkesini koymak. eşitlik, halkların barış içinde yanyana yaşaması ve kardeşçe işbirliği
3. Cumhuriyetler Birliğinin kuruluşu üzerine, cumhuriyetlerin bir gibi şeyler görüyoruz. Onlarca yıldan beri, kapitalist demokrasi,
tek federal devlet biçiminde birleştirilme zorunluluğunu dayatan ulusal çelişkileri, milliyetlerin özgür gelişme çıkarlarını, sömürü
koşulların açıklanması ile birlikte, Ukrayna, Kafkas-ötesi Cumhuriyeti sistemi ile bağdaştırmaya çalışarak çözme çabası gösterir. Ama bu iş
ve Beyaz-Rusya delegasyonları ile ortaklaşa bir bildirge tasarısı bugüne kadar olmadı ve olmayacak da. Tersine, kapitalizmi ölümle
hazırlamak üzere, Kalinin, Trotski, Stalin, Rikov, Kame-nev,
Ciyurupa, Molotov, Sokolnikov, Sapronov, Pyatakov, Rudzutak, Say- tehdit eden ulusal çelişkiler yumağı, durmadan daha karışır. Ulusal
Galiyev, Muhtarov, Halikov, Janson, Mansurov, Rahimbayev baskıyı kökten temizleme ve halkların karşılıklı güven ve kardeşçe
arkadaşlardan kurulu bir delegasyona vekâlet vermek. işbirliğini kurma başarısı, sadece burada, Sovyetler dünyasında,
4. Delegasyonu, RSSFC'nin, Cumhuriyetler Birliğine giriş ko- sosyalizm kampında gösterildi. Ve ancak Sovyetler bu işte başarı
şullarını hazırlamak, ve birlik antlaşmasının incelenmesi sırasında, şu
kazandıktan sonradır ki, biz, federasyonumuzu kuracak ve onu iç ve
ilkeleri savunmakla görevlendirmek:
o) Tüm Birlik için, yasamacı ve yürütücü, uygun organlar dış düşmanların saldırılarına karşı koruyacak bir duruma gelebildik.
kurmak; Sovyetler iktidarının, halkların barış içinde bir arada yaşama ve
b) Ordu ve Bahriye, Ulaştırma, Dışişleri, Dış ticaret ve Posta ve kardeşçe işbirliğinin temellerini atma başarısını göstereli beş yıl oldu.
Telgraf komiserliklerinin birleştirilmesi; Birleşmenin istenir bir şey olup olmadığı, zorunlu bir şey olup
c) Sözleşmeci cumhuriyetlerin Maliye, Azıklandırma, Ulusal olmadığı sorununu çözdüğümüz şu anda, yeni, güçlü bir federal emek
Ekonomi, Çalışma ve İşçi ve Köylü Denetimi komiserliklerinin.
Cumhuriyetler Birliğinin ilgili komiserliklerinin yönergelerine bağ- devleti kurarak, bu temelleri yeni bir yapı ile taçlandırma durumunda
lanması; bulunuyoruz. Cumhuriyetlerimizin, son olarak kongrelerinde biraraya
d) Sözleşmeci cumhuriyetler halklarının ulusal gelişme çıkar- gelmiş ve Cumhuriyetler Birliğinin kurulmasını oybirliği ile
larının güvence altına alınması. kararlaştırmış bulunan halklarının isteği, birleşme işinin doğru yolda
5. Antlaşma tasarısını, Cumhuriyetler Birliğinin birinci kong- bulunduğuna, o büyük özgür katılım ve halkların eşitliği ilkesine
resine sunulmasından önce, başkanlık kurulunun kişiliğinde, RSSFC
dayandığına tanıklık eder. Federal cumhuriyetimizi kurarak,
Merkez Yürütme Komitesinin onayına sunmak.
6. Delegasyona, RSSFC ile Ukrayna, Kafkas-ötesi ve Beyaz- arkadaşlar, uluslararası kapitalizme karşı
Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri arasında, Sovyet Sosyalist
Cumhuriyetleri Birliğinin kurulması konusunda, birlik koşullarının

88 89
güvenli bir kale yaratacağımızı, yeni federal devletin, dünya [SEKİZ]
sovyet sosyalist cumhuriyeti biçiminde yeni bir önemli adım
PARTİ VE DEVLET KURULUŞUNDA
olacağını umalım.
ULUSAL ETKENLER
Stenografik tutanak, RUS KOMÜNİST PARTİSİ XII. KONGRESİNE SUNULAN RAPOR
Vtsik Yayınlan, Moskova 1923. (23 NİSAN 1923)

ARKADAŞLAR, Ekim Devriminden bu yana, ulusal sorun


üzerinde üçüncü kez konuşuyoruz: İlk kez VIII. Kongrede,
ikincisi, X. Kongrede, ve üçüncüsü de XII. Kongrede. Burada,
ulusal soruna ilişkin görüşlerimizde, sakın ilke bakımından
değişen bir şey olduğunu gösteren bir belirti olmasın? Hayır,
ulusal sorun üzerindeki ilkesel görüşlerimiz Ekimden önce ne
ise, Ekimden sonra da o kaldı. Ama X. Kongreden bu yana,
uluslararası durum, bugün devrimin en büyük yedekleri olan
Doğu ülkelerinin rolünün bir pekişmesi yönünde değişiklik
gösterdi. İlk nokta, bu. İkincisi, X. Kongreden bu yana, partinin
iç durumunda da, NEP'e bağlı bazı değişiklikler başgösterdi.
Bütün bu yeni etkenleri gözönünde tutmak,

90 92
onların bir bilançosunu çıkarmak, zorunlu. Bu anlamda, ulusal —Doğunun sömürge ve yarı-sömürge ülkeleri— harekete ge-
sorunun XII. Kongrede yeni bir konuş biçiminden sözedi- tirecek, devrime götürecek, ve böylece emperyalizmin yıkılışını
lebilir. çabuklaştıracağız; ya da başarısızlığa uğrayacak ve böylece
Ulusal sorunun uluslararası anlam ve önemi. Arkadaşlar, emperyalizmi güçlendirecek, hareketimizin gücünü azaltacağız.
bizim, sovyetik federasyon olarak, tarihsel kader sonucu, bugün Sorun kendini işte böyle koyuyor.
dünya devriminin öncü birliğini oluşturduğumuzu biliyorsunuz. Gerçek şu ki, tüm Doğu, bizim Cumhuriyetler Birliğimizi
İlk kez olarak, genel kapitalist cepheyi bizim yardığımızı, ve bir deney alanı olarak görüyor. Ya bu Birlik çerçevesinde,
kaderin isteği sonucu, bütün öbürlerinden ilerde ulusal sorunu, kendi pratik uygulaması içinde, doğru bir bi-
bulunduğumuzu biliyorsunuz. İleriye doğru yürüyüşümüzde çimde çözecek; burada, bu Birlik çerçevesinde, halklar arasında
Varşova'ya kadar vardığımızı ve daha sonra bize daha sağlam gerçekten kardeşçe ilişkiler, gerçek bir işbirliği kuracağız — ve
görünen konumlar üzerinde kendimizi güçlendirmek üzere geri o zaman tüm Doğu bizim federasyonumuzda kendi kurtuluş
çekildiğimizi de biliyorsunuz. O zamandan beri, NEP'e geçtik; bayrağını, izlerinden ayrılmayacağı kendi öncü birliğini
o zamandan beri uluslararası devrimci hareket rit-mindeki görecek, ve bu da dünya emperyalizminin iflâsının başlangıcı
yavaşlamayı gözönünde tuttuk; o zamandan beri siyasamız olacak. Ya da burada, federasyon içinde, bir yanlışlık yapacak,
daha saldırıcı değil, ama savunucu oldu. Varşova önlerinde bir eskiden ezilen halkların Rus proletaryasına karşı duyduğu
başarısızlığa uğradıktan sonra (gerçeği saklamayacağız) ileriye güveni sarsacak, Cumhuriyetler Birliğinin Doğunun gözünde
doğru yürümek — biz, bunu yapamazdık, çünkü cephe sahip bulunduğu çekim gücünü ona yitirteceğiz — ve o zaman
gerisinden —bizde köylülük tarafından oluşturulan cephe da kazanan emperyalizm, yitiren biz olacağız.
gerisi— kopmuş bulunma tehlikesi ile karşı karşıya kalırdık, Ulusal sorunun uluslararası anlam ve önemi burada.
çünkü bize, tarihsel yazgı sonucu verilmiş bu lunan devrim Ulusal sorun bizim için iç durum bakımından da önem
yedekliklerinden, Batı ve Doğu yedekliklerinden çok taşır, — sadece, sayısal bakımdan, bir zamanlar egemen ulus
uzaklaşmış bulunma tehlikesi ile karşı karşıya kalırdık. İşte bu olan ulusun 75 milyona yakın, ve öbür ulusların 65 milyon
nedenle, soluk almamız, yaralarımızı, proletaryanın öncü (bununla birlikte bu, az değil) nüfusu olduğu için değil; sadece
birliğinin yaralarını sarmamız gerektiğini kararlaştırarak, içerde bir zamanlar ezilen milliyetler olan milliyetler, iktisadî gelişme
NEP'e, dışarda ileri yürüyüşün bir yavaşlatılmasına doğru bir bakımından en gerekli bölgelerde ve askerî strateji bakımından
dönüş yapmaya; gerideki köylülük ile ilişki kurmaya, bize göre en önemli noktalarda yaşadıkları için değil; sadece bu
geride kalmış bulunan, Batı ve Doğudaki, dünya kapitalizminin nedenlerden ötürü değil, ama her şeyden önce, bu iki yıl
başlıca cephe gerisini oluşturan yedekliklerde, bu yedekliklerin boyunca, NEP denilen şeyi kabul ettiğimiz, ve bunun sonucu,
büyük bölümünde, çalışmamızı sürdürmeye giriştik. Ulusal Rus ulusalcılığı büyümeye, güçlenmeye başladığı, Smena
sorun incelendiği zaman sözkonusu olan, işte bu yedekliklerdir, Vekh42 düşüncesi doğduğu, Denikin'in yapamadığı şeyi barışçıl
bu yedekliklerin büyük bölümüdür, Doğunun, aynı zamanda yoldan yapma, yani "bir ve bölünmez Rusya" denilen şeyi
dünya emperyalizminin cephe gerisini de oluşturan bu kurma isteği kafalara musallat olduğu için.
yedeklikleridir. Böylece, NEP ile birlikte, iç yaşamımızda yeni bir gücün,
İki şeyden biri: ya emperyalizmin derin cephe gerisini

92 93
yuvasını kurumlarımız içine yapan, sadece sovyetik kurumlar ha karışık bir makine karşısında bulunuyoruz. Buradaki işimiz,
içine değil, ama parti kurumlarına da sızan, federasyonumuzun bir zamanların egemen ulusunun, tüm federasyonumuz
her noktasında kötü kötü dolaşan ve, eğer bu yeni güce karşı proletaryasının en kültürlü katmanını temsil eden proletaryası
kesin bir biçimde direnmez, eğer onu NEP koşullarının ile, köylülük arasında, her şeyden önce bir zamanların ezilen
beslediği kökünden kesip atmazsak, bizi, bir zamanlar egemen milliyetlerinin köylülüğü arasında doğru ilişkiler kurmaktır.
olan ulus proletaryası ile bir zamanlar ezilen uluslar köylüleri Ulusal sorunun sınıfsal özü buradadır. Eğer proletarya, öbür
arasında, proletarya diktatörlüğünü yıkacak bir bozuşma milliyetler köylülüğü ile, Rus olan her şeye karşı bu köylülüğün
tehlikesi ile karşı karşıya getirecek Büyük-Rus şovenizminin duyduğu, ve çarlık siyasası tarafından onlarca yıl boyunca ekilip
doğduğu görülür. yerleştirilmiş bulunan güvensizliğin tüm kalıntılarını
Ama NEP sadece Rus şovenizmini beslemekle kalmaz, yoketmeye yetenekli ilişkiler kurma başarısını gösterirse; eğer
özellikle birçok milliyetlere sahip cumhuriyetlerdeki yerel Rus proletaryası, üstelik karşılıklı bir güven ve anlayış sağlama
şovenizmleri de besler. Gürcistan, Azerbaycan, Buhara gibi başarısını, sadece Rus proletaryası ve köylülüğü arasında değil,
yerlerden sözediyorum; kısmen, öncü öğelerinin üstünlük için ama Rus proletaryası ile öbür milliyetler köylülüğü arasında
belki kısa bir süre sonra kendi aralarında yarışmaya gerçek bir ittifak kurma başarısını gösterirse, sorun çözülmüş
başlayacakları birçok milliyetin varolduğu Türkistan da dü- olacaktır. Bunun için, proletarya iktidarının, öbür milliyetler
şünülebilir. Kuşkusuz, bu yerel şovenizmler, güçleri bakımın- köylülüğü tarafından da, Rus köylülüğü tarafından sevildiği
dan, Büyük-Rus şovenizminin gösterdiği tehlikeyi göstermez- kadar sevilmesi zorunludur. Sovyetler iktidarının öbür
ler. Ama gene de, bazı cumhuriyetleri ulusal uyuşmazlıklar milliyetler köylülüğü tarafından da sevilmesi için, onun
alanı durumuna dönüştürmek, oralarda enternasyonalizm bakımından anlaşılır olması, yerel dille çalışması, okulların ve
bağlarını koparmakla tehdit eden bir tehlike oluştururlar. iktidar organlarının, yerel dil, töreler, alışkanlıklar ve yaşam
Genel olarak ulusal sorunun, özel olarak bugünkü günde koşullarını bilen ülke insanlarından bileşik bulunmaları gerekir.
taşıdığı büyük öneme, birinci dereceden öneme tanıklık eden Bu cumhuriyetlerin iktidar kurumu ve organları ulusal dilde
uluslararası ve yurtiçi nitelikteki nedenler, işte bunlardır. konuşup çalışacakları zaman, şu son zamanlara kadar bir Rus
Ulusal sorunun sınıfsal özü nedir? Ulusal sorun nedir? iktidarı olan sovyetik iktidar, sadece o zaman ve sadece o
Ulusal sorunun sınıfsal özü —bizim koşullarımızda, sovyetik ölçüde, sadece bir Rus iktidarı değil, ama tüm milliyetlerin bir
koşullar içinde demek istiyorum—, karşılıklı ilişkileri belir- zamanların ezilen milliyetler köylüleri tarafından sevilen iktidarı
lemeye, bir zamanların egemen ulusunun proletaryası ile bir da olacaktır. Genel olarak ulusal sorunun, ve özel olarak
zamanların ezilen milliyetlerinin köylülüğü arasındaki doğru sovyetik koşullar içindeki temellerinden biri, işte buradadır.
ilişkileri belirlemeye dayanır. İttifak sorunu burada gereğinden Ulusal sorunun çözümünün, şu andaki, 1923 yılındaki ayır-
çok tartışıldı. Ama Kamenev, Kalinin, Sokolnikov arkadaşların dedici belirtisi nedir? Ulusal alanda bir çözüm bekleyen so-
raporu, ve hatta Rikov arkadaş ile Trotski arkadaşın runlar, 1923'te hangi biçime bürünmüşlerdir? İktisadî alanda,
raporundaki ittifak sorunu tartışması, her şeyden önce, Rus askerî alanda, siyasal alanda, federasyonumuzun halk-
proletaryasının, Rus köylülüğü karşısındaki tutumunu göz
önünde bulunduruyordu. Burada, ulusal alan üzerinde, da-

94 95
ları arasında bir işbirliği kurulması biçimine. Milliyetler sa, bu komiserlikleri kaldırarak ve Cumhuriyetler Birliği için
arasındaki ilişkilerden sözetmek istiyorum. Görev olarak, bir ortak bir dışişleri komiserliği kurarak, bu cumhuriyetlerin
zamanların egemen ulus proletaryası ile öbür milliyetler köy- yararlandıkları bağımsızlıkta, Birliği bileştiren tüm cumhuriyetler
lülüğü arasında doğru ilişkiler kurulmasını esas alan ulusal bakımından eşit bir ölçüde kısıtlanmış bulunan bağımsızlıkta
sorun, şu anda özel bir biçime, bir zamanlar ayrışık, ve bugün, belli bir sınırlama olacağı açıktır. Eğer eskiden, bu
tek bir devlet çerçevesinde birleşik bulunan halklar arasında cumhuriyetler, kendi dışticaret komiserliklerine sahip
kardeşçe bir işbirliği ve bir arada yaşama ilişkileri kurulması oldukları halde, tüm Cumhuriyetler Birliği için bir dışticaret
biçimine bürünür. İşte, ulusal sorunun, 1923'te bü-ründüğü komiserliği kurulması ereğiyle, şimdi bu komiserlikler, öbür
biçim içindeki özü, bu. Bu devlet ittifakının somut biçimi, geçen cumhuriyetlerde olduğu gibi RSSFC'nde de kaldırılmış
yılın sonunda,. Sovyetler kongresinde sözünü etmiş, ve o bulunuyorsa, burada da, eskiden sonuna kadar kullanılan ve
zaman gerçekleştirmiş bulunduğumuz Cumhuriyetler Birliği bugün, Birliğin tümü yararına kısılmış bulunan bağımsızlığın
biçimidir. belli bir sınırlandırılması var demektir, vb., vb.. Bazıları bu
Bu Birliğin temeli, Birlik üyeleri için özgür katılım ve hak sorunu salt skolastik bir biçimde koyarlar: Peki ama,
eşitliğidir. Özgür katılım ve eşitlik, bizim ulusal birleşmelerinden sonra, cumhuriyetler gene de bağımsız kalırlar
programımızın çıkış noktası, milliyetlerin bağımsız bir devlet mı? İşte bu, skolastik bir sorundur. Bağımsızlıkları
varlığı hakkına, eskiden kendi kaderini özgürce belirleme hakkı sınırlandırılmıştır, çünkü her birleşme, birleşmiş olanların daha
denilen şeye ilişkin çıkış noktasıdır. Bu görüşten yola çıkarak, önce sahip bulundukları hakların belli bir sınırlanmasıdır. Ama
temelinde salt özgür bir katılma bulunmadıkça, sözkonusu halk, burada, her cumhuriyet, bağımsızlık öğelerini söz götürmez bir
halkların kendileri birleşme istemedikçe, halkların hiç bir biçimde kendi elinde tutar, çünkü her cumhuriyetin tam bir
ittifakının, halkların tek bir devlet biçimindeki hiç bir serbestlikle Birlikten çekilme hakkı vardır. Bağımsızlık öğeleri
birleşmesinin sağlam olamayacağını açıkça söylemeliyiz. Öteki işte burada, Birliği bileştiren cumhuriyetlerden herbirinin kendi
temel de, Birliği bileştiren halklar için eşit haklardır. Bu, kolay elinde tuttuğu, ve her zaman gerçekleştirebileceği azamî
anlaşılır. Fiilî eşitlikten sözetmi-yorum —ilerde bu konuya potansiyel bağımsızlık işte bu. Böylece, ulusal sorunun bizim
geleceğim—, çünkü öbürlerini geride bırakmış milliyetler ile geri koşullarımız içindeki somut biçimi, şu anda, halklar arasındaki
kalmış milliyetler arasındaki fiilî eşitliğin kurulması, yıllar iktisadî, dış siyasal ve askerî bir işbirliği kurulması sorununa
gerektiren çok karmaşık, çok güç bir şeydir. Burada eşitlik, indirgenmiş bulunuyor. Bu alanlarda, bu cumhuriyetleri, SSCB
kendini, bütün cumhuriyetlerin, yani Birliği bileştiren Kafkas- olarak adlandırılan tek bir birlik içinde toplamamız gerekir.
ötesi, Beyaz-Rus-ya, Ukrayna ve RSSFC olarak dört Ulusal sorunun somut biçimleri, şu anda işte buna indirgenirler.
cumhuriyetin, Birliğin iyiliklerinden aynı derecede Ama söylenmiş olan şey, henüz yapılmış olan şey değil. Gerçek
yararlanmaları ve bağımsızlığın kendilerine verdiği bazı şu ki, bizim koşullarımız içinde, sadece halkların bir tek devlet
haklardan, Birlik yararına, aynı zamanda ve aynı derecede biçiminde birleşmesine katkıda bulunan etkenlere değil, ama bu
vazgeçmeleri olgusunda gösterir. Eğer artık RSSFC'nde, birleşmeyi engelleyen etkenlere de sahip bulunuyoruz.
Ukrayna'da, Beyaz-Rusya'da, Kafkas-ötesi Cumhuriyetinde
Dışişleri Halk Komiserliği yok-

96 97
Bu birleşmeye katkıda bulunan etkenleri biliyorsunuz: Her çınlamasına tanık oldu. Bütün bunlar bir zaman işareti, bir
şeyden önce, halkların Sovyet iktidarından önce kurulmuş ve hastalık bulaşmasıdır. Bundan doğan asıl tehlike şuna bağlı:
Sovyet iktidarı tarafından pekiştirilmiş iktisadî yakınlaşması, NEP ile birlikte, bizde Büyük-Rus şovenizminin, Rus-ol-mayan
halklar arasında bizden önce kurulmuş ve bizim tarafımızdan, her şeyi silmeye, yönetimin tüm tellerini Rus ilkesi yöresinde
Sovyetler iktidarı tarafından pekiştirilmiş belli bir işbölümü — toplamaya ve Rus-olmayan şeyleri bastırıp ezmeye çalışan en
bu iktisadı yakınlaşma, cumhuriyetlerin Birlik içinde kökleşmiş milliyetçiliğin, günden güne değil, ama saatten saate
birleşmesine katkıda bulunan ana etkendir. Birleşmeye katkıda büyüdüğü görülür. Asıl tehlike şu ki, biz, bu siyasa ile, eskiden
bulunan ikinci etken olarak düşünülmesi gereken şey, sovyetik ezilmiş halkların Rus proleterlerine karşı besledikleri, ve bu
iktidarın özlüğüdür. Bu kolay anlaşılır, Sovyetik iktidar, proleterlerin, Rus büyük toprak sahiplerini, Rus proleterlerini
işçilerin iktidarıdır, özlüğü gereği, Birliği bileştiren alaşağı ederek, ulusal boyunduruğu kaldırıp atarak, İran'dan,
cumhuriyetlerin ve halkların emekçi öğelerini, dostluk bağları Moğolistan'dan askerî birliklerini çekerek, Finlandiya'nın,
kurmaya istektendir en proletarya diktatörlüğüdür. Bu kolay Ermenistan'ın bağımsızlığını ilân ederek, ve genel bir biçimde
anlaşılır. Son olarak, birleşmeye katkıda bulunan üçüncü etken ulusal sorunu yepyeni temeller üzerine koyarak, Ekim
de, Cumhuriyetler Birliğinin içinde yaşama zorunda kaldığı günlerinde kazanmış bulundukları güveni yitirme tehlikesi ile
emperyalist kuşatmadır. karşı karşıya bulunuyoruz. Eğer biz, hepimiz, memurlarımızın
Ama bu birleşmeyi engelleyen, bu gelişmeyi frenleyen kulaklarına ve gözlerine, biçimsiz, fizyonomisiz, damla damla
etkenler de var. Cumhuriyetlerin bir tek Birlik biçiminde akan, damla damla aşılanan, onların kafasını, ruhunu, damla
birleşme işini frenleyen ana güç, daha önce de söylemiş bu- damla, tanınmayacak derecede değiştiren bu yeni şovenizme,
lunduğum gibi, bizde NEP koşulları içinde büyüyen güçtür: yineliyorum, Büyük-Rus şovenizmine karşı, kendimizi
Büyük-Rus şovenizmi. Smena Vekh'çilerin Sovyet memurları pusatlar.-dırmazsak, o zaman, kazanmış bulunduğumuz güveni
arasında bir yandaşlar yığını bulması, hiç de bir raslan-tı son kırıntılarına kadar yitirebiliriz. Ne pahasına olursa olsun
değildir, arkadaşlar. Bu işte hiç bir raslantı yoktur. Bu Smena yenmemiz gereken tehlike, işte budur arkadaşlar; yoksa eskiden
Vekh baylarının: istediğiniz kadar bolşeviklikten söz-edin, ezilen halkların işçileri ile köylülerinin güvenini yitirme, bu
enternasyonalist eğilimlerin üzerine istediğiniz kadar gevezelik halklar ile Rus proletaryası arasındaki bağın kopması, ve bunun
edin; ama biz, bir Denikin'in yapamadığım sizin yapacağınızı; sonucu, diktatörlük sistemimizde ortaya bir çatlağın çıktığını
siz bolşeviklerin, Büyük-Rusya büyük düşüncesini yeniden görme tehlikesi ile karşı karşıyayız demektir. Unutmayın ki,
canlandırdığınızı, ya da ne olursa olsun yeniden arkadaşlar, eğer biz Kerenski'ye karşı bayraklar dalgalana
canlandıracağınızı biliyorum dercesine, bolşevik-ko-münistleri dalgalana yürümüş ve Geçici Hükümeti alaşağı etmişsek,
övmeleri de bir raslantı değil. Bütün bunlar bir raslantı değil. bunun bir nedeni de, arkamızda, kurtuluşlarını Rus
Bu düşüncenin bazı parti kurumlarımıza sızmış bulunması da proleterlerinin ellerinden bekleyen ezilmiş halkların güveninin
bir raslantı değil. Bir ikinci meclis sorununun ilk kez sözkonusu bulunmasıydı. Bu yedeklikleri, ağızlarını açmayan, ama
edildiği Şubat genel toplantısında, Merkez Komitesinde suskuları ile ağır basan ve çok şeyi kararlaştıran ezilmiş halkları
komünizme ters düşen konuşmaların, enternasyonalizmle hiç unutmayın. Çoğu kez farkları-
bir ilişkisi olmayan konuşmaların

98 99
na varılmaz; ama onlar, bu halklar, yaşarlar, vardırlar, ve insan leşmesini engelleyen ikinci etken, arkadaşlar, çarlıktan bize
onları unutamaz. Evet, arkadaşlar, onları unutmak tehlikelidir. miras kalmış bulunan fiilî eşitsizliktir.
Unutmayın ki, eğer Kolçak, Denikin, Vrangel ve Yudeniç'in Hak eşitliği —biz, bunu ilân ettik ve gerçekleştiriyoruz;
arkasında, o "yabancı"43 denilen insanlar olmadıysa, eğer Rus ama sovyetik cumhuriyetlerin gelişme tarihinde kendi başına
proleterleri için besledikleri sessiz sevgiden dolayı bu çok büyük bir önem taşıyan hak eşitliği ile fiilî eşitlik arasında,
generallerin cephe gerisini yıkan bir zamanların ezilmiş halkları ne de olsa çok yol var. Bütün geri kalmış milliyetler ve bütün
olmadıysa, —arkadaşlar, bu bizim ge-lişmemizdeki özel bir aşiretler, biçimsel bakımdan, federasyonumuzu bileştiren bütün
etkendir: sessiz sevgi, kimse onu ne görür, ne de duyar, ama her öbür ileri milliyetlerin yararlandığı tüm haklardan yararlanırlar.
şeyi o kararlaştırır— bu sevgi olmaksızın, biz, bu generallerin Ama mutsuzluk şu ki, bazı milliyetlerin kendi proleterleri yok,
bir tekini deviremezdik. Biz, onlara karşı yürürken, onların sınaî gelişme aşamasından geçmemiş, hatta bu gelişmeye
gerilerinde çözülme başlamış bulunuyordu. Neden? Çünkü bu başlamamışlar bile; kültürel bakımdan korkunç geriler, ve
generaller sömürgeleştirici öğelere, kazaklara dayanıyorlardı; devrimin kendilerine kazandırdığı hakları kullanmaları
ezilen halklara, gelecekteki, ezilmelerinden başka bir perspektif olanaksız. İşte bu, arkadaşlar, okullar sorunundan daha önemli
göstermiyorlardı, ve ezilen halklar için de bizim kollarımıza bir sorun. Bu konuda, arkadaşlarımızdan bazıları, okullar ve dil
atılmaktan başka bir yol kalmıyordu; hele ki biz, biz bu sorununu birinci plana çıkartarak, düğümün bu yoldan
halkların kurtuluş bayrağını dalgalandırıyorduk. İşte bu çözülebileceğini düşünüyorlar. Yanlıştır bu, arkadaşlar, sadece
generallerin yazgısını kararlaştıran şey, işte birliklerimizin okullarla pek uza-ğa gidilemez; okullar gelişir, dil de gelişir,
başarısı ile maskelenmiş, ama sonunda her şeyi kararlaştırmış ama fiilî eşitsizlik, bütün hoşnutsuzluk ve bütün sürtüşmelerin
bulunan etkenler toplamı bu. Bunu unutmamak gerek. Bundan temelidir. Bu konuda sadece okullar ve dilden sözetmekle
ötürü, yeni şoven eğilimlere karşı bir savaşım yönünde ansızın yetinilemez; bu konuda gerekli olan, geri kalmış milliyetler
bir dönüş yapmak, ve Ekimde kazanmış bulunduğumuz şeyi, emekçi yığınlarına, kültürel ve iktisadî bakımdan, etkin,
yani eski ezilmiş halkların, büyük bir önem vermemiz gereken sistemli, içten, gerçek bir proleter yardımda bulunmaktır.
güvenini unutan memurlarımızı ve partili arkadaşlarımızı, Okullar ve dil dışında, Rusya proletaryasının, kültürel bakımdan
halkın hoşnutsuzluğu karşısında bırakmak, görevimizdir. geri kalmış çevrede ve cumhuriyetlerde, —ve eğer onlar
Halkların ve cumhuriyetlerin bir tek birlik biçiminde kültürel bakımdan geri kalmışlarsa, bu onların kusurundan
birleşme işini frenleyen etkenlerin birincisi ve en tehlikelisi işte değil, ama eskiden hammadde kaynakları olarak görülmeleri
budur. Eğer Büyük-Rus şovenliği gibi bir güç dallanıp sonucu— bu cumhuriyetlerde, sanayi ocakları kurulması için
budaklanarak gelişir ve zincirlerinden boşalırsa, eski ezilen gerekli bütün önlemleri alması, bu yolda davranması
halklar yönünden hiç bir güven beklenemeyeceğini, tek bir zorunludur. Bu düşünceler düzeyinde bazı girişimlerde
Birlik içinde hiç bir işbirliği kuramayacağımızı, ve hiç bir bulunulmuştur. Gürcistan, Moskova'dan, az bir süre sonra
Cumhuriyetler Birliğine sahip olamayacağımızı anlamak gerek. çalışıma girecek bir fabrika getirtmiştir. Buhara, bir fabrika
Eskiden ezilen halkların Rus proletaryası yöresinde bir- getirtmiş, ve daha dört fabrika getirtecektir. Türkistan, büyük
bir fabrika getirtiyor. Bu biçimde, iktisadî bakımdan geri kalmış
ve

100 101
proletaryası bulunmayan bu cumhuriyetlerin, kendi ülkelerinde, olmanın ötesine geçmeseydi, bu, böyle olurdu. Ama mutsuzluk
Rus proletaryasının yardımı ile, sanayi ocakları kurmaları için, şu ki, bazı cumhuriyetlerde bu savunucu ulusalcılık, saldırgan
bunlar, Rus işçi ve köylüleri ile bu cumhuriyetlerin emekçi ulusalcılık biçimine dönüşür.
yığınları arasında atılmış köprü rolünü oynayabilecek yerel Gürcistan'ı alalım. Bu ülke nüfusunun %30'dan çoğunu,
proleterler gruplarının oluşacakları küçücük ocaklar da olsa, bu Ermeniler, Abazalar, Acarlar, Osetler, Tatarlar gibi, Gürcü-
sanayi ocaklarını kurmaları için bütün veriler bir araya olmayan nüfus oluşturur. Gürcüler başta gelirler. Gürcü
getirilmiş bulunuyor. İşte bu alanda ciddî olarak çalışma komünistlerin bir bölümünde, bu küçük milliyetlerin pek
durumundayız, ve sadece okullar ve dilden sözedilmekle hesaba katılmaması düşüncesi doğmuştur ve gelişir: bu mil-
yetinilemez. liyetler, görüyor musunuz bize göre daha kültürsüz, daha
Ama cumhuriyetlerin tek bir Birlik biçiminde birleşmesini gelişmemiştirler, ve bu nedenle, hesaba katılmayabilirler. Bu,
frenleyen bir üçüncü etken daha var; bu da çeşitli mil- şovenizmin, zararlı ve tehlikeli şovenizmin ta kendisidir, çünkü
liyetlerdeki ulusalcılıktır. NEP, sadece Rus halkı üzerinde değil, küçük Gürcistan Cumhuriyetini bir uyuşmazlık alanı yapabilir,
ama Rus-olmayan nüfus üzerinde de etkide bulunur. NEP, özel ve daha şimdiden bir geçimsizlik alanı durumuna getirmiştir.
ticaret ve sanayii, sadece Rusya'nın merkezinde değil, ama Azerbaycan. Bu ülkede temel milliyet Azerilerdir, ama
çeşitli cumhuriyetlerde de geliştirir. Bu aynı NEP ve ona Ermeniler de vardır. Azerbaycanlıların bir bölümü arasında da,
bağlaşık özel sermaye, Gürcü, Azerî, Özbek vb. ulusalcılığını da bazan pek de örtülü olmayan bir eğilim vardır, şöyle ki: Biz
besler, geliştirirler. Kuşkusuz, eğer Büyük-Rus şovenizmi Azeriler, görüyor musunuz, biz bu ülkenin çocuklarıyız; oysa
olmasaydı, eğer güçlü olduğu için, eskiden de böyle olduğu ve onlar, Ermeniler, dışardan geliyorlar. Bu nedenle, onları biraz
ezme ve aşağılama alışkanlıklarını koruduğu için saldırgan bir bastırıp ezebilir, çıkarlarını hesaba katmayabiliriz. Bu da
şovenizm olan Büyük-Rus şovenizmi olmasaydı, ola ki yerel şovenizmdir. Sovyetik iktidarın üzerinde yükseldiği
şovenizm de, Büyük-Rus şovenizmine yanıt olarak, deyim milliyetlerin eşitliği temelini tehlikeye düşürür.
yerindeyse çok küçük bir biçim altında, minyatür biçiminde Buhara. Bu ülkede üç milliyet var: Özbekler — başta gelen
varolurdu, çünkü eninde sonunda Rus-düşmanı ulusalcılık milliyet; Türkmenler — Buhara şovenizmi bakımından "daha
savunucusu bir biçim, Rus ulusalcılığına, Rus şovenliğine karşı az önemli" milliyet; Kırgızlar. Kırgızların nüfusu azdır, ve
yapmacık bir savunu biçimidir. Eğer bu ulusalcılık sadece onlar "önemsiz"dirler.
savunucu olsaydı, gene de bu konuda gürültü yapılmayabilirdi. Horezm'de de bu böyle: Türkmenler ve Özbekler. Özbek-
Büyük-Rus şovenizminin, o güçlü düşmanın yenileceği andan ler, en önemli milliyet; ve Türkmenler, "daha az önemli" mil-
itibaren, Rus-düşmanı ulusalcılığın da yenileceği umudu içinde, liyet.
—çünkü bu ulusalcılık, yineliyorum, eninde sonunda Büyük- Bütün bunlar, çatışmalara, Sovyet iktidarının güçten düş-
Rus ulusalcılığına karşı bir tepki, buna karşı bir yanıt, belli bir mesine yolaçar. Bu yerel şovenlik eğilimi de kökünden kesilip
savunudur— eylemimizin ve savaşımımızın bütün gücü Büyük- atılmalıdır. Elbette, tüm ulusal sorunun dörtte-üçünü oluşturan
Rus şovenliği üzerinde toplanabilirdi. Evet, eğer Rus-düşmanı Büyük-Rus şovenizmi karşısında, yerel şovenizm o kadar
ulusalcılığın temeli, Rus ulusalcılığına karşı bir tepki önemli değildir; ama yerel çalışma bakımından, ülke

102 103
insanları bakımından, ulusal cumhuriyetlerin kendi barışçıl bilemezse, insanların birbirlerini sövüp boğazladıkları çarlık
gelişmeleri bakımından, bu şovenizm birinci dereceden bir çağına, ya da Taşnaklar,44 Musavatçılar,45 menşevik-ler çağına
önem taşır. yeniden döneceğiz demektir. Merkez Komitesi, Kafkas-ötesi
Bu şovenizm bazan çok ilginç bir evrim göstermeye başlar. Federasyonunun ulusal barış organı olarak korunması
Kafkas-ötesinden sözetmek istiyorum. Kafkas-ötesinde, on zorunluluğunu, işte bu nedenle üç kez üst üste doğruladı.
milliyetten insanın yaşadığı üç cumhuriyet olduğunu bilirsiniz. Burada, Gürcistan'ın Cumhuriyetler Birliği ile birleşmesine
Kafkas-ötesi, uzun süreden beri bir kıyım ve uyuşmazlık alanı, karşı çıkmayan, ama bu birleşmenin Kafkas-ötesi Federasyonu
ve sonra da, menşevizm ve ulusalcılar döneminde, bir savaş aracıyla olmasına karşı çıkan bir grup komünist Gürcü vardı ve
alam olmuştu. Gürcüler ile Ermeniler arasındaki savaşı gene de var. Onlar, Birliğe daha yakın olmak isterler; Kafkas-
bilirsiniz. 1904 başları ve 1905 sonlarındaki kıyımı da ötesi Federasyonu biçimi altındaki bu ortak ara-duvara hiç bir
bilirsiniz. Ermeni çoğunluğun, nüfusun Tatarlardan bileşik tüm gereksinme yok, derler; biz Gürcüler ile Cumhuriyetler Birliği
geri kalanını boğazlamış olduğu, örneğin Zangezur gibi, bir arasında, diye konuşurlar, Federasyona hiç bir gereksinme yok.
dizi bölge adı sayabilirim. Zangezur, çoğunluğun Ermeniler Bu sözler, çok devrimci bir çınlamaya sahipmiş gibi görünürler.
tarafından oluşturulduğu, ve bunların, bütün Tatarları Ama altlarında bir başka güdek vardır. İlkin, bu sözler,
boğazlamış bulundukları bir bölgedir. Başka bir ilin, Nahcıvan'ın Gürcistan'da ulusal soruna ilişkin olarak, Ruslar karşısındaki
adını da sayabilirim. Orada, çoğunlukta bulunan Tatarlar, bütün tutumun ikincil bir rol oynadığına tanıklık eder; çünkü bu
Ermenileri boğazlamışlardır. Bu işler, Ermenistan ve sapmacı arkadaşlar (onlara bu ad veriliyor), Gürcistan'ın Birlik
Gürcistan'ın emperyalist boyunduruktan kurtulmalarından az ile doğrudan doğruya birleşmesinde hiç bir sakınca görmüyor,
önce oldu. {Sıralardan bir ses: "Onlar ulusal sorunu kendi yani, Büyük-Rus şovenizminin, ne olursa olsun, kökten kesilip
tarzlarında çözmüşler.") Elbette, bu da ulusal sorunu bir çözme atıldığına, ya da büyük bir önem taşımadığına inandıkları için,
tarzıdır. Ama sovyetik çözme tarzı değildir. Bu karşılıklı Büyük-Rus şovenizminden korkmuyorlar. Görünüşe göte,
ulusal düşmanlık havası içinde savaşanlar, Ruslar olmaksızın, Kafkas-ötesi Federasyonundan daha çok korkuyorlar. Neden?
Tatarlar ve Ermeniler olduklarına göre, Ruslar elbette kimseden Neden Kafkas-ötesinde yaşayan, aralarında uzun süre
yana değiller, îşte bundan ötürü de, Kafkas-ötesinde, milliyetler dövüşmüş, birbirlerini boğazlamış, birbirleri ile savaşmış
arasındaki ilişkileri düzenlemeye yetenekli özel bir organ bulunan üç halk, neden bu halklar, sovyetik iktidarın en
kurulması zorunlu. Aldanmaktan korkmaksızın eski egemen sonunda bir federasyon biçimi altında aralarında kardeşçe birlik
Rusya proletaryası ile bütün öbür milliyetler emekçileri bağları kurmuş, bu federasyonun karşılıklı bir kardeşliğin
arasındaki ilişkilerin, tüm ulusal sorunun dörtte-üçünü temsil gerçek meyvelerini vermiş bulunduğu bugün, neden bugün bu
ettikleri söylenebilir. Ama bu sorunun bir çeyreği de, eskiden federasyon bağlarını koparmalıdırlar? Bunun anlamı nedir,
ezilmiş milliyetlerin kendileri arasındaki ilişkilere ayrılmalıdır. arkadaşlar? Şudur ki, arkadaşlar, Kafkas-ötesi Federasyonu
Öyleyse, bu karşılıklı güvensizlik havası içinde, eğer bağları, Gürcistan'ı, coğrafî konumu ile elde edebildiği
sovyetik iktidar Kafkas-ötesinde çatışma ve sürtüşmeleri ayrıcalıklı durumundan yoksun bırakırlar. Varın
düzenlemeye yetenekli bir ulusal barış organı kurmasını

104 105
kendiniz yargılayın. Gürcistan'ın kendi limanı, Batı emtiasının var. Sapmacıların yitirmek istemedikleri şeyler, işte bu coğrafî
geldiği Batum var; Gürcistan, Tiflis gibi, tıpkı emtiasını Batum üstünlüklerdir, ve Gürcülerin Ermenilerden sayıca daha az
üzerinden alan Azerbaycan örneğinde olduğu gibi, Ermenilerin bulundukları Tiflis'teki elverişsiz durumu, sapmacıla-rımızı,
izleme zorunda bulundukları bir demiryolu kavşağına sahip. Federasyona karşı savaşıma zorlar. Menşevikler, Ermeniler ile
Eğer Gürcistan kendi başına bir cumhuriyet olaydı, eğer Tatarları, Tiflis'ten düpedüz kovuyorlardı. Ama bugün, Sovyet
Kafkas-ötesi Federasyona girmeseydi, Tiflis'ten iktidarı altında, kovma olanaksızdır; öyleyse Federasyondan
vazgeçemeyecek Ermenistan'a, ve Batum'dan vazgeçemeyecek çıkma sözkonusu edilir, ve o zaman, Gürcülerin Azerbaycan ve
Azerbaycan'a, küçük bir ültimatom verebilirdi. Bu işte bazı Ermenistan'a karşı üstün durumundan sonuna kadar
çıkarları olurdu. Gümrük kordonu kararnamesi kadar gülünç bir yararlanmayı sağlayacak bazı işlemlere rahat rahat girişebilmek
kararnamenin tam da Gürcistan'da hazırlanması bir raslantı için, hukuksal olanaklar elde edilmiş olacaktır. Bütün
değil, arkadaşlar. Şimdi bunun kusuru, Serebriyakov'a bunlardan, Kafkas-ötesi içinde Gürcüler için ayrıcalıklı bir
yükleniyor.46 Pekâlâ. Ama bu kararname, Azerbaycan ya da durum doğardı. Tüm tehlike işte burada. Kafkas-ötesinde ulusal
Ermenistan'da değil, Gürcistan'da doğdu. Gürcistan yararına barış çıkarlarına sırt çevirerek, Gürcüleri Ermenistan ve
olan bir şeyi korumak, ve onun söz götürmez bir biçimde Azerbaycan Cumhuriyetleri karşısında ayrıcalıklı bir durum
yararlandığı ve sapmacılarının yitirmek istemedikleri elverişli içine koyacak koşullan yaratabilir miyiz? Hayır, biz, bunu
coğrafî durumdan yararlanmasını sağlamak üzere, nüfusun kabul edemeyiz.
ulusal grupları arasındaki ilişkileri düzenlemeye yönelik bir Burjuva iktidarın, bazı milliyetleri kendine çektiği, onlara
kararnamenin orada çıkması raslantı değil. Sonra, bir başka ayrıcalıklar verdiği, oysa kendileri ile tasalanmak istemediği
neden daha var. Tiflis, Gürcistan'ın başkentidir, ama Gürcüler öbür ulusları alçaltan eski bir özel yönetme sistemi var.
orada %25'ten çoğunu, Ermeniler %35'ten azını oluşturmazlar; Böylece, bir milliyeti kendine çekerek, burjuva iktidar, bu
sonra bütün öbür milliyetler gelir. İşte Gürcistan'ın başkenti milliyet aracılığıyla, Öbürleri üzerinde bir baskıda bulunur.
böyle bir yer. Eğer Gürcistan ayrı bir cumhuriyet oluştursaydı, Örneğin Avusturya da, işte böyle yönetiliyordu. Avusturya
orada nüfusun belli bir yerdeğiştirmesi gerçekleştirilebilir, bakanı Beist'ın, "Çapulcularını yönet, ben de benimkileri
örneğin Tiflis'in Ermeni nüfusunun yeri değiştirilebilirdi. yöneteyim", yani sen Macaristan'daki milliyetlerini ez ve baskı
Makaradze arkadaşın Ermenileri gözettiğini açıkladığı bir altında tut, ben de benimkileri ezeceğim demek için, çağrıda
kararname çıkarılmıştı. Tiflis'te, Ermenilerin Gürcülere göre bulunduğu Macar bakanına söyledikleri herkesin anısındadır.
yıldan yıla azalacakları, ve böylece bu kenti gerçek bir Gürcü Sen ve ben, biz ayrıcalıklı uluslardanız; öbürlerine gelince, ez
başkenti durumuna dönüştürecek belli bir yerdeğiştir-me onları. Avusturya içindeki Polonyalılar konusunda, bu, böyle
yapılabilirdi. Ermenileri Tiflis'ten çıkarma kararnamesinin geri olmuştur. Avusturyalılar, Polonyalıları kendilerine çekmişler,
alındığını kabul ediyorum. Ama ellerinde, örneğin "tıkanıklığı Avusturyalıların Polonya'daki konumlarını pekiştirmelerine
açma" gibi, bir enternasyonalizm görüntüsünü koruyarak, işleri yardım etmeleri için onlara ayrıcalıklar vermişlerdi; buna
Tiflis'te daha az Ermeni olacak biçimde düzenlemelerine yardım karşılık, Polonyalıların Galiçya'yı ezmesine izin veriyorlardı.
edecek bir yığın olanak, bir yığın yol İşte bu, daha sonra öbür milliyetlerin hakkından gelmek üzere,
bazı milliyetleri seçmeye

106 107
ve onlara ayrıcalıklar vermeye dayanan, salt Avusturyalı, özel için ve Kafkasya'da Sovyetler iktidarı için kesin bir ölüm
bir sistemdir. Bürokrasi bakımından ekonom bir yönetim olur.
biçimi, çünkü bir tek milliyetten başkasıyla uğraşılmıyor; ama Gürcistanlı arkadaşlarımızın bu tehlikeyi sezmeleri raslantı
siyasal bakımdan kesin bir ölüm; çünkü milliyetlerin eşitliği değil. Ermenilere ve Azerbaycanlılara karşı yöneltilmiş bir
ilkesini çiğnemek ve bir milliyet için ayrıcalıklar tanımak, saldırıya geçmiş bulunan bu Gürcü şovenizmi, Gürcistan
ulusal siyasasını ölüme adamak demektir. Komünist Partisine tehlike işareti verdi. Yasal olarak
İngiltere bugün Hindistan'ı, işte tastamam bu biçimde varolduğundan beri iki kongre toplamış bulunan Gürcü Ko-
yönetir. Hint milliyet ve aşiretlerinin rahatça hakkından ge- münist Partisinin, her iki kongrede de sapmacı arkadaşların
lebilmek için, İngiltere, Hindistan'ı, Britanya-Hindistan'ı (240 konumunu oybirliği ile kınaması bir raslantı değil; çünkü
milyon nüfus) ve yerli-Hindistan (72 milyon) olarak bölmüştür. Kafkas-ötesi Federasyonu olmadıkça, Kafkasya'da barışı
Hangi nedenle? Öbür milliyetleri daha rahat yönetebilmek için, sürdürmek olanaksızdır, eşitliği kurmak olanaksızdır. Bir ulusun
İngiltere bir uluslar grubu seçmek ve ona ayrıcalıklar vermek bir başkasına göre ayrıcalıklı olması kabul edilemez.
istediği için. Hindistan'da en azından 800 milliyet var, ve Arkadaşlarımız bunu sezdi. İki savaşım yılı, Mdivani grubunu,
İngiltere, 800 ayrı milliyetin tasasını çekmektense, birkaç ulus işte bu nedenle partinin Gürcistan'da bile durmadan saflarından
seçme, onlara bazı ayrıcalıklar tanıma ve öbürlerini bunlar kovduğu bir avuç adam durumuna düşürdü.
aracıyla yönetme yolunu tutmuştur. Çünkü, birincisi, öbür Federasyonun hemen kurulması için Lenin arkadaşın
ulusların hoşnutsuzluğu bu durumda İngiltere'ye karşı değil, bu öylesine ivecenlik göstermesi ve öylesine direnmesi de raslantı
ayrıcalıklara karşı yöneltilmiş olacak; ve ikincisi de, iki-üç değil. Merkez Komitemizin, Kafkas-ötesinde, kararları bütün
ulusun "tasasını çekmek", 800 milliye-tinkinden daha ucuza cumhuriyetler için uyulması zorunlu olacak bir Merkez
malolacaktır. Yürütme Komitesi ve bir yürütme erki ile birlikte, bir
İşte bir başka yönetim sistemi olan İngiliz sistemi de bu. federasyon zorunluluğunu üç kez üst üste doğrulaması da
Nereye götürür bu sistem? Yönetim aygıtını ucuzlaştır-maya, raslantı değil. Her iki komisyonun, Cerjinski arkadaşın ko-
evet doğru. Ama, arkadaşlar, eğer bürokratik kolaylıklar bir misyonu ve Kuybişev ile birlikte Kamenev arkadaşın komis-
yana bırakılırsa, Hindistan'daki İngiliz egemenliğinin ölümüdür yonunun,47 Moskova'ya varışlarında, federasyondan vazge-
bu. Bu sistem, iki kere ikinin dört etmesi gibi, tüm İngiliz çilemeyeceğini açıklamış olmaları raslantı değil.
yönetim sistemi ve İngiliz egemenliği için ölümün ta kendisidir. Son olarak, Sosyalist Postası menşeviklerinin, federasyona
Tüm parti yasalarını çiğneyerek Federasyona karşı savaşım karşı savaşımları için bizim sapmacı arkadaşlarımızı övmeleri,
verdiklerine göre, elverişli durumlarını korumak için onları göklere çıkarmaları da raslantı değil: dalavere
Federasyondan çekilmek istediklerine göre, Gürcü-sapmacı arkadaşları, birbirlerini uzaktan tanırlar.
arkadaşlarımız bizi işte bu tehlikeli yola itiyorlar. Onlar, bizi, Şimdi, birleşmeyi engelleyen o üç ana etkenin, yani Büyük-
Ermenistan ve Azerbaycan cumhuriyetleri zararına kendilerine Rus şovenizmi, fiilî eşitsizlik ve hele şovenizme dönüştüğü
bazı ayrıcalıkların tanınacağı yola itiyorlar. Biz, kendimizi, bu zaman yerel milliyetçiliğin, yardımı ile üstelerinden gelmemiz
yola sokamayız, çünkü bu, bizim siyasamız gereken yolları ve araçları çözümlemeye geçiyorum,
arkadaşlar. Geçmişin, halkların yakınlaşmasını engel-

108 109
leyen tüm bu mirasını acısız yoketme işinde bize yardıma man üst kurumlarımız, sadece ayrımsız tüm proleter grupların
yetenekli araçlar arasından, sadece üçünün sözünü edeceğim. sınıf çıkarlarını değil, ama salt ulusal özlemleri de dile
Birinci araç: Cumhuriyetlerdeki Sovyetler iktidarının an- getirirlerdi sanıyorum. Cumhuriyetler Birliği topraklarında
laşılır ve sevilen iki iktidar olması, Sovyetler iktidarının yaşayan milliyetlerin, halkların ve aşiretlerin özel çıkarlarını
ülkemizde sadece bir Rus iktidarı değil, ama bütün milliyetlerin dile getirecek bir organımız olurdu. Bizim Birlik olarak, 65
iktidarı olması için, tüm önlemleri almak. Bunun için, sadece milyonu Rus-olmayan, toplam 140 milyondan az insanı bir
okulların değil, ama tüm kurumların, tüm parti örgütleri ve araya getirme koşullarımızda, arkadaşlar, burada, Moskova'da,
sovyetik kuruluşların, kerte kerte, adım adım, ulusal bir duruma yüksek bir organ içinde, bu milliyetlerin, sadece tüm
gelmeleri, yığınların anlayacağı bir dille, ilgili halkın alışkanlık proletaryanın ortak çıkarlarını değil, ama özel, kendine özgü,
ve geleneklerine uygun koşullar içinde çalışmaları zorunludur. özgül ulusal çıkarları da dile getirecek delegeleri önünde
Sovyetler iktidarını, bir Rus iktidarı olmaktan çıkarıp, tüm olmaksızın, böyle bir devlet yönetilemez. Bu olmazsa,
cumhuriyetlerin, ve hele iktisadî ve kültürel bakımdan geri arkadaşlar, yönetmek olanaksızdır. Eğer elde bu barometre ile
kalmış alanların emekçi yığınlarına yakın, bu yığınlar çeşitli milliyetlerin bu özel gereksinmelerini formüle etmeye
tarafından anlaşılır ve sevilen, tüm milliyetlerin iktidarı yetenekli adamlar bulunmazsa, yönetmek olanaksızdır.
durumuna getirmek, bizim için ancak ve ancak bu koşulla Bir ülkeyi yönetmenin iki biçimi var: Bunlardan birincisi,
mümkün olacaktır. aygıt yalınlaştırıldığı, ve aygıtın başında, temelde, yöneticilerin
Çarlık ve burjuvazi tarafından bırakılmış bulunan mirası kişiliğinde, kollara ve gözlere sahip, diyelim bir grup ya da bir
acısız yoketmemizi kolaylaştırmaya yetenekli ikinci araç, tek insan bulunduğu zaman görülür. Bu çok yalın bir yönetim
Cumhuriyetler Birliğinin, hiç değilse temel milliyetlerin çeşitli biçimidir: ülkeyi yöneten şef, yöneticilerin verdikleri bilgileri
kurumlarda kendi adamlarını bulundurmalarını sağlayan, ve alır, ve dürüst ve usa-uygun bir biçimde yönettiği umudunu
çeşitli cumhuriyetlerin gereksinme ve zorunluluklarının besler. Sonra sürtüşmeler başlar; sürtüşmeler çatışmalara,
kesenkes karşılanmasını sağlayacak bir düzen kuran, bir çatışmalar da ayaklanmalara dönüşür. Sonra ayaklanmalar
komiserlikler yapısıdır. bastırılır. Bu yönetim sistemi, bizim yönetim sistemimiz
Üçüncü araç: Üst organlarımız arasında, ayrımsız tüm değildir; üstelik, yalın olmakla birlikte, çok da pahalıdır.
cumhuriyet ve milliyetlerin gereksinme ve zorunluluklarını Sovyetler ülkesinde, hem köylüler, hem ulusal topluluklar, hem
yansıtan bir organın bulunması zorunludur. Bu son nokta yabancı denilen kişiler, hem de Ruslar arasındaki tüm
üzerinde, dikkatinizi özellikle çekmek isterim. değişiklikleri, tüm durumları önceden ve doğru bir biçimde
Eğer biz, Birliğin Merkez Yürütme Komitesi içinde, bi- sezmemizi sağlayan bir yönetim siste-mi kabul etmeliyiz;
rincisi milliyetlerden bağımsız olarak Birlik Sovyetler kong- yüksek organlar sistemi içinde, her değişikliği önceden sezen,
resinde seçilecek, ve ikincisi de cumhuriyetler ve bölgeler hem basmaçlar hareketini, hem haydutluğu, hem de Cronstadt'ı
tarafından seçilip (cumhuriyet ve ulusal bölge bakımından her olası fırtına ve her tersliği haber verip önleyen bir
temsil eşitliği), bu aynı Cumhuriyetler Birliği Sovyetler kong- barometreler dizisinin bulunması gerek. Sovyetik yönetim
resi tarafından onaylanacak iki meclis kurabilseydik, o za- sistemi işte budur. Bu sistem,

110 111
Sovyetler iktidarı, halk iktidarı olarak adlandırılır; çünkü, en lümlerinde ortaya çıkan tüm dalgalanma ve tüm değişiklikleri
derin yığınlar üzerine dayanan bu sistem her değişikliği tüm yansıtmaya yetenekli bir organ kurma bakımından, elimizde
öbür sistemlerden önce kavrar, gerekli önlemleri alır ve eğer ikinci bir meclisin kurulmasından ne daha iyi bir araç, ne de
çizgi bozulmuşsa onu zamanında düzeltir, kendi eylemlerini başka bir yol var.İkinci meclis içinde sadece birleşmiş bulunan
eleştirir ve çizgisini düzeltir. Bu yönetim sistemi, sovyetik dört cumhuriyetin değil, ama tüm halkların temsil edilmeleri
sistemdir; bizim yüksek organlarımız sistemi içinde, tüm ulusal gerektiği açık; çünkü sadece resmen birleşmiş bulunan
zorunluluk ve gereksinmeleri, kısıntısız yansıtan örgütler cumhuriyetler değil (bunların sayısı dört), tüm halklar ve tüm
bulunmasını gerektirir. ilkel topluluklar da sözkonusu. Bu nedenle, elimizde ayrımsız
Buna karşı, bunun tüm yönetim sistemini karıştıracağı, bir tüm halklar ve cumhuriyetlerin özlemlerini yansıtan bir biçimin
yeni organlar birikimine yolaçacağı söyleniyor. Doğru. Şimdiye bulunması zorunlu.
kadar, RSSFC Merkez Yürütme Komitemiz vardı, sonra Birlik Özetliyorum, arkadaşlar. Demek ki, ulusal sorunun önemi,
Merkez Yürütme Komitesini kurduk, şimdi de, bana öyle böylece uluslararası durumda ortaya çıkan yeni durum ile,
geliyor ki, bu sonuncuyu ikiye bölmemiz gerekecek. Yapacak bizim burada, Rusya'da, federasyonumuzda, devrimimizin
bir şey yok. En yalın yönetim biçiminin, başa bir adam büyük yedekliğini oluşturan Doğuya örnek vermek, ve böylece
geçirmek ve ona yöneticiler vermek olduğunu söyledim; ama doğu halklarının federasyonumuza karşı güvenlerini,
Ekimden sonra, bu deneylere girişmek artık olanaklı değil. federasyonumuza doğru gönül atılışlarını pekiştirmek için,
Sistem daha karmaşık bir duruma geldi, ama yönetimi ulusal sorunu doğru bir biçimde, örnek bir biçimde çözme
kolaylaştırıyor, tüm yönetime iyiden iyiye sovyetik bir nitelik zorunda bulunmamız olgusu ile belirlenmiştir. İç durum ba-
kazandırıyor. Kongrenin özel bir organ, Birlik Merkez Yürütme kımından, NEP koşulları, Büyük-Rus şovenizmi ile yerel
Komitesi içinde, kesenkes zorunlu bir organ olan bir ikinci şovenizmin pekişmesi de, bizi, gene ulusal sorunun özel öne-
meclisin kurulmasını kararlaştırması gerektiğini işte bu nedenle mini vurgulama zorunda bırakıyor.
düşünüyorum. Sonra, ulusal sorunun özünün, eski egemen ulusun pro-
Bunun, Birlik halkları arasındaki işbirliğinin yetkin bir letaryası ile eski egemen olmayan ulusların köylülüğü arasında
örgütlenme biçimi olduğunu söylemeyeceğim; bilimin son söz doğru ilişkiler kurmaya dayandığını; bu açıdan, ulusal sorunun
olduğunu söylemeyeceğim. Hayır. Ulusal sorunu bir kez daha somut biçiminin, şu anda, Cumhuriyetler Birliği içindeki
koyacağız, çünkü ulusal ve uluslararası koşullar değişiyor ve halkların, tek bir devlet çerçevesindeki işbirliği ve birlikte
daha da değişebilir. Cumhuriyetler Birliği içinde yaşamasını örgütleme yollarının, örgütleme araçlarının
kaynaştırdığımız bazı komiserlikler bakımından, eğer deney, araştırılmasına dayandığını söyledim.
bize, bu komiserliklerin, bir kez kaynaştırıldıktan sonra, o- Daha sonra halkların bu yaklaşmasına katkıda bulunan
lumsuz bir sonuç verdiğini gösterirse, sonradan onları ayır- etkenlerden sözettim; bu birleşmeyi engelleyen etkenlerden
mamız gerekmeyeceği konusunda ant içmeyeceğim. sözettim. Özellikle, büyüyen bir güç olarak, Büyük-Rus şo-
Ama bir şey açık, o da şu ki, güncel koşullar ve güncel venizmi üzerinde durdum. Bu güç, eskiden ezilen halkların, Rus
durum içinde, elimizde ne daha iyi bir yöntem, ne de daha proletaryası karşısındaki güvenini yıkabilecek başlıca
uygun bir organ var. Şimdilik, cumhuriyetin çeşitli bö- tehlikedir. Bu, bizim, yere sermemiz gereken en tehlikeli

112 113
düşmanımızdir; çünkü onu yere serersek, onunla birlikte, bazı razlarımı söylememe izin verin. Bu, ancak yirmi dakika kadar
cumhuriyetlerde korunmuş ve gelişen yerel şoven milliyetçiliği bir zaman alacak, daha çok değil.
de, onda-dokuz yere sermiş oluruz. İlk sorun, başlarında Buharin ve Rakovski'nin bulunduğu
Devam edelim. Bazı arkadaş topluluklarının, bizi bazı bir grup arkadaşın, ulusal sorunun önemini aşırı derecede
milliyetler zararına, başka bazı milliyetlere ayrıcalıklar tanıma büyütmüş, abartmış, ve ulusal sorun arkasında, toplumsal
yoluna itebilmeleri tehlikesi ile karşı karşıya bulunuyoruz. Bu sorunu, işçi sınıfının iktidar sorununu görmemiş olmasıdır.
yola giremeyeceğimizi açıkladım, çünkü bu yol, yerel Oysa, biz komünistler için, çalışmamızın temelinin, iş-
milliyetçiliğin, ulusal barışı tehlikeye düşürüp, öbür milliyetler çilerin iktidarını pekiştirmeye dayanan çalışma olduğu açıktır;
yığınlarının, Sovyetler iktidarı karşısındaki güvenini ve o çok önemli, ama birinciye bağımlı sorun, ulusal sorun,
öldürebilecek, en iğrenç, en şoven biçimi içindeki gelişme ancak bundan sonra karşımıza çıkar. Bize, ulusal topluluklara
yoludur. dokunmamak gerektiği söyleniyor. Tamamen doğru, ben de
Daha sonra da birleşmeyi engelleyen bu etkenleri en acısız öyle düşünüyorum, onlara dokunmamak gerek. Ama bundan,
biçimde ortadan kaldırmamızı sağlayabilecek başlıca aracın, Büyük-Rus proletaryasının, eski ezilen uluslara göre bir hak
merkez komitesinin Şubat genel oturumunda daha açıkça eşitsizliği durumu içine konması zorunluluğu konusunda yeni
sözünü ettiğim, ve tezler içinde, belki de arkadaşların, bir teori çıkarmak, tutarsız bir şey söylemek demektir. Lenin
milliyetlerinin çıkarlarını yansıtmaya yetenekli daha bükülgen arkadaşın makalesinde söz gelişi olan bir şeyi, Buharin
bir biçim, daha uygun bir organ tasarlayabilme-leri, arkadaş, başlıbaşına bir slogan durumuna getirdi.48 Oysa,
bulabilmeleri aracıyla, daha üstü örtülü bir biçim altında sözü proleter diktatörlüğünün siyasal temelinin, her şeyden önce ve
edilmiş bulunan şey, yani Merkez Yürütme Komitesi içinde bir esas itibarıyla köylü ülkeler olan çevresel bölgeler değil, ama
ikinci meclis olduğunu söyledim. Sonuçlar, bunlardır. merkezî, sınaî bölgeler oldukları açık. Eğer biz, proleter
Ulusal sorunu doğru bir biçimde çözebilme başarısını, bölgeler zararına, köylü çevrenin önemini abartırsak, proletarya
proleter devrim bayrağını dalgalandırma, ve devrimimizin diktatörlüğü sisteminde bir çatlak olur. Bu tehlikelidir,
büyük yedekliğini temsil eden ve proletaryanın emperyalizme arkadaşlar. Siyasada işler, yarı-yarıya yapılamayacağı gibi,
karşı gelecekteki savaşlarında kesin bir rol oynayabilecek olan aşırılığa da vardırılamaz.
Doğu ülkelerinin sevgi ve güvenini bu kaynak çevresinde Halkların kendi kaderlerini belirleme hakkından başka, bir
toplama başarısını, sanırım, ancak bu yola girerek de işçi sınıfının kendi iktidarını pekiştirme hakkı olduğunu, ve
gösterebiliriz. kaderini özgürce belirleme hakkının bu hakka bağımlı
bulunduğunu anımsamak iyi olur. Kaderini özgürce belirleme
TARTIŞMAYI KAPAMA KONUŞMASI hakkı, öbür hakla, iktidara gelmiş bulunan işçi sınıfının kendi
iktidarını pekiştirme yüce hakkı ile çelişebilir. Bu durumda,
Arkadaşlar, size, ulusal sorun kesiminin çalışmaları ko- şunu açıkça söylemek gerekir kî, kaderini özgürce belirleme
nusunda bilgi vermeden önce, raporun üzerinde söz almış hakkı, işçi sınıfının kendi diktatörlüğünü gerçekleştirme
bulunan konuşmacılara karşı, iki ana sorun üzerindeki iti- hakkının uygulanmaya konması karşısında ne

114 115
bir engel olabilir, ne de olmalıdır. Birincisi, ikinciye boyun yadsıyarak, milliyetlere karşı günah işledi; şimdi pişmanlık
eğmelidir. Örneğin, 1920'de, işçi sınıfının iktidarını savunmak duymanın tam zamanıydı. Ama, pişmanlık duyarken, bu kez bir
için, Varşova üzerine yürüme zorunda kaldığımız zaman, bu başka aşırılığa düştü. Tuhaf şey, Buharin arkadaş, partiyi kendi
böyle oldu. örneğini izlemeye ve pişman olmaya çağırıyor; oysa partinin
Öyleyse, ulusal sorunun etki alanı ve yetki genişliğinin, böyle bir şeye gereksinmesi olmadığını herkes bilir; çünkü,
bizim dış ve iç koşullarımızda, başta gelen sorun olan "işçi varlığının başından (1898) beri, o [ulusların] kaderlerini
sorunu"nun etki alanı ve yetki genişliği ile, deyim yerindeyse Özgürce belirleme hakkını tanımıştır ve, dolayısıyla, pişmanlık
sınırlanmış bulunduğunu anımsamak iyi olur — bu kongrede duyacak bir günahı yoktur. Gerçek şu ki, Buharin arkadaş
bazı arkadaşların yapmış oldukları gibi, ulusal topluluklara ulusal sorunun özünü kavramamıştır. Ulusal sorunda Büyük-
çeşitli vaatler dağıtarak, milliyetler temsilcileri önünde secdeye Rus şovenizmine karşı savaşımı birinci plana koymak gerekir
vararak, unutmamak gerekir. dendiği zaman, bununla Rus komünistlerinin ödevleri
Burada birçokları Vladimir İliç'in not ve makalelerine belirtilmek istenir; Rus komünistlerinin ödevi, Rus
başvurdu. Lenin arkadaş burada bulunmadığı için, ve ona belki şovenizmine karşı savaşımı kendilerinin yürütmesi-dir, denmek
yanlış, yersiz bir biçimde başvururum korkusu ile, burada istenir. Eğer Rus şovenizmine karşı, Rus komünistleri yerine,
ustamdan bir alıntı yapmak istemezdim. Bununla birlikte, Türkistan ya da Gürcü komünistleri savaşıma girişselerdi,
arkadaşların ulusal sorunun kendine özgü değeri üzerinde hiç savaşımları Rus-düşmanı şovenizm olarak suçlanırdı. Bu, her
bir kuşkusu kalmasın diye, belitsel ve hiç bir yanlış anlamaya şeyi karmakarışık eder ve Büyük-Rus şovenizmini
yer vermeyecek bir parçayı yineleme zorundayım. Kaderini güçlendirirdi. Büyük-Rus şovenizmine karşı savaşıma
özgürce belirleme hakkını inceleyen bir makalede, Marx'ın girişmeyi sadece Rus komünistleri üzerlerine alabilir, ve bu
ulusal sorun üzerindeki mektubunu çözümleyen Lenin arkadaş, savaşımı sonuna kadar sadece onlar götürebilirler.
şu sonucu çıkarır: Ama yerel Rus-düşmanı şovenizm ile savaşmak önerildiği
"Marx'ın, 'işçi sorununa' oranla, ulusal sorunun ikincil bir zaman ne denmek istenir? Bununla, yerel komünistlerin ödevi,
sorun olduğu konusunda bir kuşkusu yoktur."49 Rus-olmayan komünistlerin kendi şovenizmleri ile savaşma
Bu işte, topu topu, iki çizgi var, ama her şeyi kararlaştıran ödevi belirtilmek istenir. Rus-düşmanı şovenizme doğru
iki çizgi. Akılsızcasına gayretkeşlik gösteren bazı arkadaşlar, sapmaların varlığı yadsınabilir mi? Gürcü, Başkır vb., yerel
bunu kafalarına iyice koymalı. şovenizmin varolduğunu, ve onunla savaşmanın zorunluluğunu
İkinci sorun, Büyük-Rus şovenizmi ve yerel şovenizm ile tüm kongre gördü.
ilgili. Bu konuda Rakovski arkadaş ve özellikle, yerel şovenizm Tatar, Gürcü, Başkır şovenizmine karşı Rus komünistleri
üzerindeki noktanın kaldırılmasını öneren Buharin arkadaş savaşım veremezler, çünkü Tatar ya da Gürcü şovenizmine
konuştular. Büyük-Rus şovenizmi gibi bir "Golyat"-ımız karşı savaşım verme ağır görevini eğer bir Rus komünisti
varken, yerel şovenizm solucanını dert edinmemiz ge- üzerine alsa, savaşımı, bir Büyük-Rus şoveninin, Tatar ya da
reksizmiş. Genel olarak Buharin arkadaş işlediği günahtan Gürcülere karşı savaşımı olarak düşünülecektir. Bu, her şeyi
pişmanlık duyma havasındaydı. Bunu anlamak da güç değil: karmakarışık eder. Tatar, Gürcü vb. şoveniz-
yıllar yılı, [ulusların] kaderlerini özgürce belirleme hakkını

116 117
mine karşı, ancak Tatar, Gürcü vb. komünistleri savaşım Bunlar, deyim yerindeyse, egemen ya da bir zamanlar
verebilirler; Gürcü milliyetçiliği ya da şovenizmine karşı, egemen ulus proleterlerinin ödevleridir. Daha ilerde, Lenin,
ancak Gürcü komünistleri başarı ile savaşabilirler. Bu, Rus- eskiden ezilmiş uluslar proleter ya da komünistlerinin öde-
olmayan komünistlerin ödevidir. Tezlerde bu ikili görevi, yani vinden sözeder:
Rus komünistlerinin görevi (Büyük-Rus şovenizmine karşı "Bir yandan da, ezilen ulusların sosyalistleri, ezilen ulusun
savaşım), ile Rus-olmayan komünistlerin görevinin (Ermeni- işçileriyle ezen ulusun işçilerinin tam ve kayıtsız şartsız
düşmanı, Tatar-düşmanı, Rus-düşmanı şovenizme karşı birliğini, örgütsel birlik dahil olmak üzere, savunmalı ve uy-
savaşımları) belirtilmesi, işte bu nedenle zorunludur. Yoksa gulamalıdırlar. Bu olmadan, burjuvazinin her çeşitten entri-
tezler tek yanlı kalacak, ne devlet yapısında, ne de parti kaları, kalleşlikleri ve hileleri karşısında proletaryanın bağımsız
yapısında, ne olursa olsun, bir enternasyonalizm yaratmak politikası savunulamaz ve işçi sınıfı, öteki ülkelerin işçileriyle
olanaksız olacaktır.. sınıf dayanışmasını gerçekleştiremez. Ezilen ulusların
Eğer sadece Büyük-Rus şovenizmine karşı savaşım yü- burjuvazisi, işçileri aldatmak için ısrarla ulusal kurtuluş
rütürsek, bu savaşım, Tatar ve öbür şovenlerin, çevrede gelişen sloganlarına başvurur..."51
ve özellikle bugün, NEP koşullarında tehlikeli olan savaşımını Gördüğünüz gibi, eğer Lenin arkadaşın izinden gitmek
bizden gizleyecektir. İki cephede birden savaşım vermekten sözkonusu ise —burada bazı arkadaşlar onun adı ile ant
vazgeçemeyiz, çünkü bu ikili savaşım olmaksızın, Rus işçi ve içtiler—, bir tek olayın iki yanı olarak, genellikle şovenizme
köylüleri ile öbür milliyetler işçi ve köylüleri arasında hiç bir karşı savaşım üzerine tezler olarak, Büyük-Rus şovenizmine
kaynaşma olamayacağına göre, başarı, ancak bu iki cephe karşı savaşım üzerindeki tezi olduğu kadar, yerel şovenizme
üzerindeki —bir yandan, kuruluş ça-lışmamızdaki ana tehlike karşı savaşım üzerindeki tezi de, kararda olduğu gibi bırakmak
olan Büyük-Rus şovenizmine, öte yandan yerel şovenizme zorunludur.
karşı— savaşımı yürüterek kazanılacaktır. Yoksa, bundan Burada söz almış bulunan konuşmacılara karşı itirazlarım
kabul edemeyeceğimiz bir sonuç, yerel şovenizme bir bu kadar.
isteklendirme, bir prim verme siyasası sonucu doğar. Stenogfafik tutanak, Krasnaya Yayınları,
Lenin arkadaştan burada da sözetmeme izin verin. Bu işi Moskova, Kasım 1923.
yapmak istemezdim, ama kongremizde birçok arkadaş, olur
olmaz, hem de söylediklerini değiştirerek, ondan sözet-tiği için,
size, Lenin arkadaşın herkesçe bilinen bir makalesinden birkaç
tümce okumama izin verin:
"Proletarya, "kendi" ulusu tarafından ezilen sömürgeler ve
uluslar için siyasal ayrılma özgürlüğü istemelidir. Yoksa,
proletaryanın enternasyonalizmi boş laftan başka bir şey
olmazdı, ezen uluslarla ezilen ulusların işçileri arasında ne
güven, ne de sınıf dayanışması mümkün olurdu..."50

118 119
[DOKUZ] ULUSAL Eskiden, ulusal sorun, genellikle başlıca "uygar" ulusları
SORUN 52 ilgilendiren dar bir sorunlar çemberi içinde kalırdı. İrlandalılar,
Macarlar, Polonyalılar, Finliler, Sırplar ve Avrupa'nın başka
(NİSAN 1924)
birkaç ulusu — işte II. Enternasyonal kahramanlarının kaderleri
ile ilgilendikleri, haklarına tam sahip olmayan halklar
kategorisi bunlardan ibaretti. Ulusal baskının en zalimine ve en
canavarcasına uğrayan Asya ve Afrika halklarının yüz
milyonları, çoğu zaman onların görüş alanının dışında
kalıyordu. Siyahlarla beyazları, "uygar"larla "uygar
olmayan"ları bir tutmaya bir türlü karar verilemiyordu.
Sömürgelerin kurtuluşu sorunundan dikkatle kaçınan iki-üç
anlamsız sudan karar — II. Enternasyonalcilerin övü-
nebildikleri her şey bundan ibaretti. Bugün, ulusal sorundaki bu
ikiliğe ve kararsızlığa artık son verildiğini söyleyebiliriz.
Leninizm, bu açık uygunsuzluğun maskesini düşürmüştür,
beyazı siyahtan, Avrupalıyı Asyalıdan, emperyalizmin "uygar"
kölesini "uygar olmayan" kölesinden ayıran duvarı yıkmış ve
böylece ulusal sorunu, sömürgeler sorununa bağlamıştır.
Böylelikle ulusal sorun, özel bir sorun, devletin bir iç sorunu
olmaktan çıkarak, uluslararası genel bir sorun haline, bağımlı
ülkelerin ve sömürgelerin ezilen halklarının emperyalizmin
boyunduruğundan kurtarılması genel sorunu haline gelmiştir.
BU konuya ilişkin bellibaşlı iki soruna değineceğim: 1) Eskiden, ulusların kendi kaderlerini belirleme hakkına
sorunun konuşu; 2) ezilen halkların kurtuluş hareketi ve sahip olmaları ilkesi, genellikle, yanlış yorumlanırdı; bu il-
proletarya devrimi. kenin, ulusların özerklik hakları derekesine düşürüldüğüne sık
sık tanık olunurdu. Bazı II. Enternasyonal önderleri, ulusların
1. SORUNUN KONUŞU kendi kaderlerini kendilerinin belirlemesi hakkını, kültürel
özerklikle, yani ezilen ulusların siyasal iktidarının tamamını
Son yirmi yıl içinde ulusal sorun çok önemli birtakım de- egemen ulusun elinde bırakarak, kendi kültürel kurumlarına
ğişikliklerden geçti. II. Enternasyonal dönemindeki ulusal so- sahip olma hakkıyla bir tutmaya kadar işi vardırdılar.
run ile leninizm dönemindeki ulusal sorun, aynı şey değildir. Böylelikle, kaderlerini kendilerinin belirlemeleri düşüncesi,
Tam tersine, bu iki dönemin ulusal sorunu, yalnız kapsamları ilhaklara karşı savaşım silahı olmaktan çıkıyor, ilhakları meşru
bakımından değil, iç nitelikleri bakımından da derin farklar gösterme aracı olma tehlikesine düşüyordu.
gösterir.

120 121
Artık bu karışıklığın ortadan kaldırıldığını söyleyebiliriz. dolaysız bir birlik olmadan, Avrupa'da proletaryanın zaferinin
Leninizm, ulusların kendi kaderlerini kendilerinin belirleme olanaklı olabileceği; ulusal sorunun, sömürgeler sorununun,
kavramını, bağımlı ülkelerin ve sömürgelerin ezilen halklarının sessizce, "kendiliğinden" proletarya devriminin ana yolunun
egemen devletten tamamıyla ayrılma hakkı, ulusların bağımsız dışında, emperyalizme karşı devrimci bir savaşım olmaksızın
devlet olarak yaşama hakkı şeklinde yorumlayarak, bu kavramı çözümlenebileceği dolaylı olarak kabul ediliyordu. Şimdi artık
genişletti. Böylelikle kendi kaderini belirleme kavramını, bu devrim aleyhtarı görüşün maskesinin düşürüldüğünü
özerklik hakkı şeklinde yorumlayarak, ilhakları meşru gösterme söyleyebiliriz. Leninizm tanıtlamıştır ki, ve emperyalist savaşla
olanağı giderilmiş oldu. Kendi kaderini belirleme ilkesi ise, Rus devrimi doğrulamıştır ki, ulusal sorun, ancak, proletarya
emperyalist savaş sırasında, sosyal-şo-venlerin elinde yığınları devrimi ile birlikte ve bu devrimin tabanına dayanılarak
aldatma silahı olmaktan kurtuldu, bütün emperyalist amaçların çözülebilir. Batıda devrimin zaferi yolu, sömürgelerin ve
ve şoven entrikaların maskesini düşürme aracı, yığınların bağımlı ülkelerin kurtuluş hareketiyle emperyalizme karşı
enternasyonalizm ruhunda siyasal eğitimi aracı haline geldi. ittifaktan geçer. Ulusal sorun, proletarya devriminin genel
Eskiden, ezilen uluslar sorunu, genellikle salt hukuksal bir sorununun bir parçasıdır, proletarya diktatörlüğü sorununun bir
sorun olarak kabul edilirdi. "Ulusların eşitliği" üzerine sayısız parçasıdır.
demeçler "ulusal eşitliğe" ilişkin tumturaklı bildiriler... iİşte, bir Sorun şöyle konulmalıdır; ezilen ülkelerin devrimci kur-
uluslar grubu (azınlığı), sömürdüğü öteki uluslar grubunun tuluş hareketinin devrimci olanakları artık tükenmiş midir,
sırtından geçinirken, "ulusların eşitliği"nden sö-zetmenin, tükenmemiş midir? Ve eğer tükenmemiş ise, bu olanakları,
ezilen halklarla alay etmek olduğu gerçeğini gizlemeye çalışan proletarya devrimi yararına kullanmak, bağımlı ülkelerin ve
II. Enternasyonal partilerinin yaptıkları bundan ibarettir. Şimdi sömürgelerin emperyalist burjuvazinin yedek gücü olmalarını
artık, ulusal sorunda, bu burjuvaca hukuksal görüşün önleyip devrimci proletaryanın yedek gücü olmalarını,
maskesinin düşürülmüş olduğunu kabul edebiliriz. Leninizm, proletaryanın müttefiki olmalarını sağlamak umudu var mıdır?
ezilen ulusların kurtuluş hareketine proleter partilerinin Bu soruya leninizm olumlu yanıt veriyor, yani ezilen ül-
doğrudan doğruya desteği olmaksızın, "ulusların eşitliği"ne kelerin ulusal kurtuluş hareketlerinde devrimci olanakların
ilişkin demeçlerin boş ve ikiyüzlü sözler olduğunu göstererek, varlığını tanıyor ve ortak düşmanın devrilmesinde, emper-
ulusal sorunu, tumturaklı demeçlerin yüksekliklerinden toprağa yalizmin devrilmesinde bu olanaklardan yararlanmanın müm-
indirdi. Böylece ezilen uluslar sorunu, ezilen uluslara, kün olduğuna inanıyor. Emperyalizmin gelişme mekanizması,
emperyalizme karşı, ulusların gerçek eşitliği uğruna, bağımsız emperyalist savaştır — Rus devrimi, leninizmin bu görüşünü
devlet olarak varlıkları uğruna savaşımlarında destek, gerçek ve tamamıyla doğrular.
sürekli yardım sorunu haline geldi. "Egemen" ulusların proletaryasının, ezilen ve bağımlı
Eskiden ulusal sorun, reformist bir görüş açısından, ayrı, halkların ulusal kurtuluş hareketini bütün azmi ile ve etkin
bağımsız bir sorun olarak sermayenin iktidarı, emperyalizmin olarak destekleme zorunluluğu bundan ötürüdür. Kuşkusuz ki,
devrilmesi, proletarya devrimi genel sorununa bağlanmadan bu, proletarya, her ulusal hareketi, her zaman ve her yerde, her
dikkate alınırdı. Sömürgelerin kurtuluş hareketiyle özel ve somut durumda desteklemelidir anlamına gel-

122 123
mez. Desteklenmesi sözkonusu olan ulusal hareketler, emper- kün gerici niteliği de o ölçüde göreli ve kendine özgüdür. Em-
yalizmi devam ettiren ve sağlamlaştıran hareketler değil, peryalist baskı koşulları içinde ulusal hareketlerin devrimci
emperyalizmi zayıflatan ve devrilmesini kolaylaştıran hare- niteliği, harekette mutlaka proleter ulusların varlığını, hareketin
ketlerdir. Öyle durumlar olabilir ki, ezilen belirli bir ülkenin devrimci ya da cumhuriyetçi programının varlığını, hareketin
ulusal hareketi, proletarya hareketinin gelişmesinin çıkarlarına demokratik bir temelinin varlığını gerektirmez. Afgan emirinin
aykırı düşebilir. Böyle bir halde desteğin hiç sözkonusu Afganistan'ın bağımsızlığı için savaşımı, emirin ve
olmadığı açıktır. Ulusların, kaderlerini kendilerinin belir- yandaşlarının kraliyetçi niteliğine karşın, nesnel olarak
lemeleri sorunu tecrit edilmiş, kendi kendine yeten bir sorun devrimci bir savaşımdır; çünkü bu savaşım emperyalizmi za-
değildir; bütüne bağlı ve bütün içinde ele alınması gereken yıflatır, parçalar ve baltalar. Oysa emperyalist savaş sırasında,
proletarya devriminin genel sorununun bir parçasıdır. 1840- örneğin, Kerenski ve Tsereteli, Renaudel ile Scheide-mann,
1850 yıllarında Marx, Polonyalıların ve Macarların ulusal Çernov ve Dan, Henderson ve Cleynes gibi keskin de-
hareketini destekledi, ama Çeklerin ve Güney Slavlarının ulusal mokratların, "sosyalist'lerin, "devrimci"lerin ve cumhuri-
hareketine karşıydı. Niçin? Çünkü o zaman Çekler ve Güney yetçilerin savaşımı, gerici bir savaşımdı; çünkü bu savaşımın
Slavları "gerici halklar", Avrupa'da "Rus ileri hatları", amacı, emperyalizmi maskelemek, sağlamlaştırmak ve mu-
mutlakiyetin ileri karakolları idiler; oysa Polonyalılar ve zaffer kılmaktı. Aynı nedenlerle Mısırlı tüccarların ve burjuva
Macarlar, mutlakiyete karşı savaşım veren "devrimci halklar" aydınların Mısır'ın bağımsızlığı için savaşımı, Mısır ulusal
idiler, çünkü o zaman Çekleri ve Güney Slavlarını desteklemek hareketinin önderliğinin burjuva kökenine ve burjuva niteliğine
demek, dolayısıyla Avrupa'da devrimci hareketin en tehlikeli karşın nesnel olarak devrimci bir savaşımdır. Oysa İngiliz işçi
düşmanı olan çarlığı desteklemek demekti. Lenin der ki: hükümetinin Mısır'ın bağımlı durumunu devam ettirmek için
"Ulusların kaderlerini belirleme hakkı dahil, demokrasinin savaşımı, bu hükümet üyelerinin proleter kökenine ve proleter
çeşitli istemleri mutlak şeyler değildir, bunlar, dünya de- niteliğine, sosyalizm "uğruna" olmalarına karşın, gerici bir
mokratik hareketin (bugün sosyalist hareketin) tümünün bir savaşımdır. Hindistan gibi, Çin gibi, kurtuluş yolunda her
parçasıdır. Bazı somut durumlarda, parçanın, bütünü ile çe- adımları biçimsel demokrasinin gereklerine pek uymasa bile,
lişkiye düşmesi mümkündür; o zaman parça atılır."53 emperyalizme indirilen bir şahmerdan darbesi olan, yani hiç
Biçimsel bir görüş açısından, soyut haklar bakımından kuşkusuz devrimci bir adım olan daha büyük sömürge ve
değil de, somut olarak, devrimci hareketlerin çıkarları açı- bağımlı ülkelerin ulusal hareketinden söz bile etmiyorum.
sından baktığımızda, farklı ulusal hareketler sorunu, o ha- Lenin, ezilen ülkelerin ulusal hareketinin biçimsel demok-
reketlerin bazı durumlarda olanaklı olan gerici niteliği sorunu, rasi bakımından değil, emperyalizme karşı genel savaşım
işte böyle görünür. bilançosundaki gerçek sonuçları bakımından, yani "soyut-
Genel olarak ulusal hareketlerin niteliği konusunda da aynı lanarak değil, dünya ölçüsünde" değerlendirilmesi gerektiğini
şeyi söylemek gerekir. Ulusal hareketlerin büyük ço- söylerken haklıydı.
ğunluğunun kuşku götürmez devrimci niteliği ne kadar göreli
ve kendine özgü ise, belirli bazı ulusal hareketlerin müm-

124 125
2. EZİLEN HALKLARIN KURTULUŞ HAREKETİ VE bu sloganı savunmaktan ve uygulamaktan ibarettir.
PROLETARYA DEVRİMİ i) Bu slogan uygulanmadan, ulusların bir dünya ekono-
nomisi içinde birleşmelerini ve işbirliğini örgütlendirmek ola-
Ulusal sorunu çözmek için leninizm şu tezlerden hareket naksızdır. Bu işbirliği ise, sosyalizmin zaferinin maddî teme-
eder: lidir.
a) Dünya iki kampa ayrılmıştır: malî sermayeyi ellerinde j) Bu birlik, ancak gönül rızasıyla kurulabilir ve halkların
tutan ve dünya nüfusunun büyük çoğunluğunu sömüren bir karşılıklı güvenlerine ve kardeşçe ilişkilerine dayanabilir.
avuç uygar ulusların kampı; ve sömürgelerin ve bağımlı Görüldüğü gibi, ulusal sorunda iki görünüm, iki eğilim
ülkelerin, çoğunluk olan, ezilen ve sömürülen halklarının vardır: emperyalizmin bağlarından siyasal kurtuluş ve bağımsız
kampı. ulusal devletler kurma eğilimi — emperyalist baskının ve
b) Malî sermaye tarafından ezilen ve sömürülen sömür- sömürgelerin sömürülmesinin sonucu olarak doğan bir eğilim;
geler ve bağımlı ülkeler, emperyalizm için çok büyük bir yedek ve bir dünya pazarının, bir dünya ekonomisinin kurulmasından
ve çok önemli bir güç kaynağını oluşturur. doğan ulusların ekonomik yakınlaşma eğilimi. Lenin der ki:
c) Sömürgelerin ve bağımlı ülkelerin ezilen halklarının "Kapitalizm, gelişmesi sırasında, ulusal sorun konusunda
emperyalizme karşı giriştikleri devrimci savaşım, onlar için iki tarihsel eğilim gösterir: birincisi, ulusal yaşantının ve ulusal
baskıdan ve sömürülmekten kurtulmanın biricik yoludur. hareketlerin uyanışıdır, her türlü ulusal baskıya karşı savaşım,
d) Bellibaşlı sömürgeler ve bağımlı ülkeler şimdiden ulusal devletin kuruluşudur. İkincisi, uluslar arasında her türlü
ulusal kurtuluş yolunu tutmuşlardır; bu da, kaçınılmaz olarak, ilişkilerin gelişmesi ve çoğalmasıdır, ulusal çitlerin yıkılması
dünya kapitalizminin bunalımına varacaktır. ve sermayenin genel olarak ekonomik yaşantının, siyasanın,
e) Gelişmiş ülkelerdeki proletarya hareketiyle sömür- bilimin vb. uluslararası birliğinin yaratılmasıdır. Bu iki eğilim,
gelerdeki kurtuluş hareketlerinin çıkarları, devrimci hareketin kapitalizmin evrensel yasasıdır. Kapitalist gelişmenin
bu iki biçiminin ortak düşmana karşı, emperyalizme karşı bir başlangıcında birinci eğilim egemendir, ikinci eğilim
tek cephede birleşmesini gerektirmektedir. olgunlaşmış olan ve bir sosyalist toplum biçimini almaya doğru
/) Ortak devrimci bir cephe kurulup sağlamlaştırılma-dan, yol alan kapitalizmin niteliğidir."54
gelişmiş ülkelerde işçi sınıfının zaferi ve ezilen halkların Emperyalizm için bu iki eğilim, uzlaşmaz çelişkiler gibi
emperyalizm boyunduruğundan kurtuluşu olanaksızdır. görünür; çünkü emperyalizm, sömürgeleri sömürmeden, onları
g) Ezilen halkların, "metropol" emperyalizmine karşı zorla "bir tek bütün"ün çerçevesi içinde tutmadan yaşayamaz;
kurtuluş hareketi, ezen ulusların proletaryası tarafından doğ- çünkü emperyalizm, ulusları, ancak ilhaklar ve sömürge
rudan doğruya ve azimli bir kararla desteklenmedikçe ortak fetihleri yoluyla birbirine yaklaştırabilir, emperyalizm koşulları
devrimci cephenin kurulması olanaksızdır; çünkü "başka bir içinde başka türlü bir yaklaşmayı düşünmek olanaksızdır.
halkı ezen bir halk özgür olamaz" (Marx). Komünizm için ise, tersine, bu iki eğilim, aynı şeyin,
h) Bu destek, ulusların ayrılma, bağımsız devlet olarak
varolma hakkı sloganının gerçekleşmesini istemekten,

126 127
ezilen halkların emperyalizm boyunduruğundan kurtuluşunun lerin sosyalistlerinin ulusal içe kapanma sınırlılık ve tecrit
iki görünüşüdür. Çünkü komünizm, halkların bir tek dünya politikası ile savaşım zorunluluğu bundan ötürüdür.
ekonomisinde birlik kurmalarının ancak karşılıklı güvenle ve Böyle bir savaşım olmadan, ezilen ulusların proletar-
gönül rızasıyla yapılan anlaşma ile mümkün olduğunu, yasının, bağımsız bir politika izleyebileceği, ortak düşmanın
halkların gönül rızasıyla kabul edilmiş birliği yolunun sömür- devrilmesi için savaşımda, emperyalizmin devrilmesi için
gelerin emperyalist "bütün"den ayrılmalarından, bu sömür- savaşımda, egemen ülkelerin proletaryası ile sınıf daya-
gelerin bağımsız devletler haline gelmelerinden geçtiğini bilir. nışmasına gidebileceği düşünülemez.
İngiltere, Fransa, Amerika, italya, Japonya vb. gibi egemen Böyle bir savaşım olmadan enternasyonalizm olanaksız
ulusların emperyalist hükümetlerine karşı savaşım vermek olurdu.
istemeyen, "kendi" sömürgelerinin ezilen halklarının Egemen ulusların ve ezilen ulusların emekçi kitlelerini
boyunduruktan kurtulma, bağımsız devlet kurma savaşımlarını devrimci enternasyonalizm ruhunda yetiştirmek için izlenecek
desteklemek istemeyen "sosyalist'lerin metropol şovenizmine yol budur.
karşı inatçı, sürekli ve azimli savaşım zorunluluğu bundan Lenin, işçileri enternasyonalizm ruhunda eğitmek için
ötürüdür. sosyalizmin yüklendiği bu ikili ödev hakkında şunları söyler:
Böyle bir savaşım olmadan egemen ulusların işçi sınıfının,
"Bu eğitim, ... ezen büyük uluslarla ezilen küçük uluslar
gerçek enternasyonalizm ruhunda, bağımlı ülkelerin ve
için, ilhakçı uluslarla ilhak edilmiş uluslar için, somut olarak
sömürgelerin emekçi yığınlarıyla yakınlaşma ruhunda,
aynı olabilir mi?
proletarya devrimine gerçekten hazırlanma ruhunda eğitimi
"Besbelli ki değildir. Bir tek amaca doğru, bütün ulusların
düşünülemez. Eğer Rus proletaryası, Eski Rus imparator-
tam eşitliği, en sıkı yakınlığı ve sonra da kaynaşmaları amacına
luğunun ezilen halklarının gönlünü ve desteğini kazanmasay-
doğru yürüyüş, ulusların her somut halde farklı yolları
dı, Rusya'da devrim başarıya ulaşmazdı ve Kolçak ile De-nikin
izlemelerini gerektirir; nasıl ki, bir sayfanın ortasındaki bir
yenilmezdi. Ama bu halkların sevgi ve desteğini kazanmak
noktaya varmak için bir kenardan başlandığında sola, öteki
için, Rus proletaryasının, Rus emperyalizminin zincirlerini
kenardan başlandığında sağa doğru gitmek gerekirse, genel
kırması ve bu halkları ulusal baskıdan kurtarması gerekti.
olarak ulusların kaynaşmalarını savunan, ezen büyük bir
Bu yapılmasaydı, Sovyet iktidarını pekiştirmek, gerçek
ulustan, ilhakçı bir ulustan olan bir sosyal-demokrat, "kendi"
enternasyonalizm düşüncesini aşılamak ve halkların SSCB diye
Nikola II'sinin, "kendi" Wilhelm'inin, Ge-orge'unun,
adlandırılan işbirliği örgütünü, halkların bir tek dünya ekonomi
Poincare'sinin vb. küçük uluslarla (ilhak yoluyla) kaynaşma
sistemindeki gelecek birliğinin yaşayan ilkörne-ğini kurma
yanlısı olduklarını —Nikola II, Galiçya ile; Wilhelm II, Belçika
olanağı olmazdı.
ile vb. kaynaşma yanlışıdırlar— bir an bile unutursa, böyle bir
Kendi ulusal dar görüşlülüklerini aşmak istemeyen ve
sosyal-demokrat, teoride gülünç bir öğretinin ve pratikte de
kendi ülkelerinin kurtuluş hareketini egemen ülkelerin pro-
emperyalizmin yardakçısı olur.
letarya hareketine bağlayan bağı anlamayan ezilen ülke-
"Ezen ülkelerin işçilerinin enternasyonalist eğitimi, zo-
runlu olarak, her şeyden önce, ezilen ülkelerin özgürlüğü ve

128 129
ayrılması ilkesinin savunulmasını içermelidir. Yoksa, ortada [ON]
enternasyonalizm diye bir şey kalmaz. Bu propagandayı YUGOSLAVYA'DA ULUSAL SORUN ÜZERİNE
yapmayan ezen bir ulusun sosyal-demokratını, emperyalist ve KOMÜNİST ENTERNASYONAL YÜRÜTME KOMİTESİ YUGOSLAV
alçak saymak hakkımız ve görevimizdir. Sosyalizmin ger- KURULUNA YAPILAN KONUŞMA
(30 MART 1925)
çekleşmesinden önce ayrılma olasılığının bindebir olması
durumunda bile, bu istem, mutlak bir istemdir. ...
"Bunun karşıtı olarak, küçük bir ulusun sosyal-demokra-tı,
ajitasyonunun ağırlık merkezini bizim genel formülümüzün son
sözcüğü üzerine getirmelidir: ulusların "serbestçe kabullendiği
birlik". O, enternasyonalist olarak görevlerine sırt çevirmeden
hem kendi ulusunun siyasal bağımsızlığından yana olabilir,
hem de ulusunun bir komşu devlet (x, y, z vb.) ile
birleşmesinden yana olabilir. Ama o, her durumda küçük ulus
darkafalılığına karşı, kendi içine kapanmaya karşı savaşım
vermeli, bütünü ve geneli gözönünde tutmalı, özeli genel çıkara
bağımlı kılmalıdır.
"Sorunu derinliğine incelememiş olanlar, ezen ulusların
sosyal-demokratları "ayrılma hakkı" üzerinde ısrar ederlerken,
ezilen ulusun sosyal-demokratlarının "birleşme özgürlüğü"
üzerinde direnmelerinin çelişki olduğunu düşünürler. Ama
biraz düşününce, enternasyonalizme ve bugünkü durumdan
hareket ederek ulusların birbiriyle kaynaşmasına varabilmek
için başka yolun olmadığı, olamayacağı anlaşılır."55 ARKADAŞLAR, ulusal sorunun temel özünü, Semiç ar-
kadaşın, bolşeviklerin koydukları biçimde, adamakıllı kav-
ramamış olduğunu sanıyorum. Bolşevikler, ulusal sorunu, ne
Ekimden önce, ne Ekimden sonra, hiç bir zaman genel devrim
sorunundan ayırmamışlardır. Ulusal sorunun temel özü,
bolşeviklerin düşündükleri biçimiyle şudur ki, bolşevik-ler
ulusal sorunu her zaman devrimci perspektif ile ayrılmaz bir
bağlılık içinde düşünmüşlerdir.
Semiç arkadaş, Lenin'in anayasada ulusal sorunun belli bir
çözümünün saptanmasından yana olduğunu söyleyerek,
Lenin'in adını andı. Böyle yapmakla, Semiç arkadaş, görünüşe
göre, Lenin'in, ulusal sorunu, sözümona anayasal bir

130 131
Ve bu, Stalin'in kişisel görüşü değil, ama ulusal sorunu dün
sorun olarak, yani bir devrim sorunu olarak değil, bir reform de, bugün de, devrimin genel sorunu ile ayrılmaz bağlılığı
sorunu olarak düşündüğünü söylemek istiyordu. Bu, kesinlikle içinde düşünen Rus marksistlerinin genel görüşüdür.
yanlıştır. Lenin, hiç bir zaman anayasal düşlerin tutsağı Abartmaktan korkmaksızın, Rus marksizminin tarihinde,
olmamıştı ye olamazdı. Bunu anlamak için yapıtlarını bir ulusal sorunu koyma biçiminin iki aşamadan geçtiği söy-
gözden geçirmek yeter. Lenin anayasadan sözetti-ği zaman, lenebilir: Birincisi, Ekimden önceki, ikincisi de, Ekimden
ulusal sorunu çözmek için anayasal yolu değil, ama devrimci sonraki aşama. Birinci aşamada, ulusal sorun, genel burjuva
yolu düşünüyordu, yani anayasayı devrimin zaferinin sonucu demokratik devrim sorununun bir parçası olarak, yani
olarak görüyordu. Bizde, SSCB'nde de, ulusal sorunun belli bir proletarya ve köylülük diktatörlüğü sorununun bir parçası
çözümünü yansıtan bir anayasa var. Ama bu anayasa, dünyaya, olarak düşünülmüş bulunuyordu. İkinci aşamada, ulusal sorun,
burjuvazi ile bir uzlaşma sonucu olarak değil, devrimin başarısı sömürgeler sorunu biçiminde genişleyip sömürgeler biçimine
sonucu olarak geldi. dönüştüğü zaman: ulusal sorun, devletin iç sorunu olmaktan
Semiç arkadaş daha sonra Stalin'in ulusal sorun üzerindeki, çıkıp, bir dünya sorunu durumuna geldiği zaman, işte o zaman
1912'de yazılmış, bilinen broşürüne başvuruyor, ve orada, ileri ulusal sorun genel proleter devrim sorununun bir parçası
sürdüğü şeyin doğruluğuna, dolaylı da olsa, bir tanık bulmaya olarak, proletarya diktatörlüğü sorununun bir parçası olarak
çalışıyor. Ama bu başvurma boşuna, çünkü ulusal sorunun düşünülmüştü. Her iki aşamada da, sorunun düşünülme biçimi,
kendi "anayasal" çözme biçimini herhangi bir biçimde gördüğümüz gibi, sıkı sıkıya devrimci idi.
doğrulayan sadece bir alıntı değil ama uzak bir anıştırma bile Semiç arkadaşın bütün bunları henüz adamakıllı anla-
bulamamıştır ve bulamaz da. Dediğimi doğrulamak için, Semiç madığını sanıyorum. Ulusal sorunu anayasal alana indirme,
arkadaşa, Stalin'in broşürünün, o ulusal sorunu çözme yani onu bir reform sorunu olarak düşünme girişimleri, bun-
yolundaki Avusturya yöntemi (anayasal yöntem) ile, Rus dandır.
marksistlerinin yönteminin (devrimci yöntem) karşılaştırıldığı Bu yanlıştan, bir başka şey, ulusal sorunu eninde sonunda
parçasını anımsatabilirim. bir köylü sorunu olarak düşünmek istememesi çıkıyor.
İşte o parça: Tarımsal değil, köylü; çünkü bunlar birbirinden farklı şeylerdir.
"Avusturyalılar,, "milliyetlerin özgürlüğü"nü, küçük re- Ulusal sorunun köylü sorunu ile bir tutulamayacağı elbette
formlar aracıyla, yavaş yavaş gerçekleştirmeyi düşünürler. doğru; çünkü köylü sorunlarından başka ulusal sorun, ulusal
Ulusal özerkliği pratik önlem olarak öneren Avusturyalılar, kültür, devlet olarak ulusal varlık vb. sorunlarını da kapsar.
köklü bir değişikliğe, ufukta görmedikleri demokratik bir Ama gene de köylü sorununun, ulusal sorunun temelini, onun
kurtuluş hareketine hiç mi hiç bel bağlamazlar. Ama reformlara içsel özünü oluşturduğu da kuşkusuz. Köylülüğün, ulusal
bel bağlamak için bir nedenleri bulunmayan Rus marksistleri hareketin temel ordusunu temsil etmesini, bu ordu olmaksızın,
ise, "milliyetlerin özgürlüğü" sorununu, olası bir köklü güçlü bir ulusal hareket olamayacağını işte bu durum açıklar.
değişikliğe, demokratik kurtuluş hareketine bağlarlar. Ve bu da, Ulusal sorun, eninde sonunda, bir köylü sorunudur dendiği
Rusya'daki ulusların olası kaderine ilişkin olarak, işleri zaman, işte tastamam bu düşünülür. Semiç arkadaşın bu
temelden değiştirir." formülü kabul etmemesinde,
Sanırım, açık.

133
132
ulusal hareketin içsel gücünün küçümsenmesi ve derinden ğı değil, ama geleceği de hesaba katıyorduk. Ve eğer herhangi
derine halkçı, derinden derine devrimci niteliğinin anlaşıla- bir milliyet ayrılmayı isterse, Rus marksistlerinin bu ayrılma
maması var sanıyorum. Bu anlamama ve bu küçümseme, bü- hakkının, bu milliyetlerden herbiri bakımından güvenceye
yük bir tehlike oluşturuyor; çünkü, pratik bakımdan, örneğin bağlanması için savaşım vereceklerini biliyorduk.
Hırvatların ulusal kurtuluş hareketinde yatan içsel potansiyel Konuşmasında, Semiç arkadaş birçok kez Stalin'in ulusal sorun
gücün, tüm Yugoslav Komünist Partisi için ciddî karışıklıklara üzerindeki broşürüne değindi. Ama Stalin'in o broşüründe,
gebe bir küçümsenmesi anlamına geliyor. kaderini özgürce belirleme ve bağımsızlık konusunda söylenen
Semiç arkadaşın ikinci yanlışı burada. şey, işte şu:
Semiç arkadaş tarafından, Yugoslavya'daki ulusal sorunu, "Emperyalizmin Avrupa'da ilerlemesi bir raslantı sonucu
uluslararası durum ve Avrupa'daki olası perspektifler ile her değildir. Sermaye, Avrupa'da kendini sıkışıp kalmış duymaya
türlü bağlılık dışında ele alma yolunda girişilen çabayı da, söz başlar, yeni pazarlar, ucuz bir işgücü, yeni çalışma alanları
götürmez bir biçimde, yanlış olarak nitelendirmek gerek. Şu ardında, öbür ülkelere doğru akın eder. Ama bu, dış
anda Hırvatlar ve Slovenler arasında bağımsızlık için ciddî bir karışıklıklara ve savaşa yolaçar. Rusya'nın şu ya da bu mil-
halk hareketinin olmaması gerçeğinden yola çıkan Semiç liyetinin, kendi bağımsızlık sorununu koymayı ve çözmeyi
arkadaş, bundan, ulusların ayrılma hakkı sorununun, akademik, zorunlu bulacağı bir iç ve dış konjonktürler bileşiminin ortaya
herhalde güncel olmayan bir sorun olduğu sonucuna varıyor. çıkması çok olanaklıdır. Ve, bu durumda, engeller çıkarma
Bu, elbette yanlış. Hatta şu anda bu sorunun güncel olmadığı elbette marksistlere düşmez."
kabul edilse bile, eğer savaş başlarsa ya da başlayacağı zaman, Bu, daha 1912'de yazıldı. Bu tezin sonradan, savaş sı-
eğer Avrupa'da devrim patlak verirse ya da patlak vereceği rasında olduğu kadar, savaştan sonra da, özellikle Rusya'da
zaman, tamamen güncel olabilir. Oysa, eğer emperyalizmin proletarya diktatörlüğünün zaferinden sonra tamamen
özlüğü ve gelişmesi gözönünde tutulursa, savaşın kaçınılmaz doğrulanmış bulunduğunu biliyorsunuz.
bir biçimde başlayacağından ve onların56 orada birbirlerini par- Özellikle devrimci hareketin ezilen ülkelerde derinleşmiş
çalamaktan geri kalmayacaklarından kuşku duyulamaz. ve Devrimin Rusya'da zafer kazanmış bulunduğu bugünlerde,
1912 yılında, biz Rus marksistleri, ilk ulusal program ta- bu tür olanaklar genel olarak Avrupa'da, ve özel olarak da
sarısını kaleme aldığımız sırada, Rusya İmparatorluğunun hiç Yugoslavya'da haydi haydi hesaba katılmalıdır. Yugoslavya'nın
bir çevresel bölgesinde, henüz bağımsızlık yararına ciddî bir büsbütün bağımsız bir ülke olmadığını, bazı emperyalist
hareket yoktu. Gene de, programa ulusların kendi kaderlerini topluluklara bağlı bulunduğunu ve bunun sonucu, emperyalist
kendilerinin belirlemesi hakkına, yani her milliyet için ayrılma güçlerin Yugoslavya dışında oynadıkları büyük oyundan
ve bağımsız devlet olarak varolma hakkına değinen bir madde çekilemeyeceğini gözönünde tutmak da uygun olur. Ve eğer siz
koymayı zorunlu saydık. Neden? Çünkü biz sadece o zaman Yugoslav Partisi için bir ulusal program yapıyorsanız —aslında
varolan şeye değil, ama genel uluslararası ilişkiler sistemi sözkonusu olan da budur—, bir programın, sadece belli bir
içinde varolan ve kendini duyuran şeye de dayanıyor, yani o anda varolan şeye değil, ama uluslararası ilişkiler gereğince
zaman sadece içinde yaşanan ça- gelişen ve olacak olan şeye de dayanması gerektiğini
unutmamalısınız. Ulusların kendi ka-

134 135
derlerini kendilerinin belirlemesi sorunu, işte bu nedenle ivedi de tutarak, programda özerkliğe ilişkin bir maddenin bulun-
bir güncel sorun olarak gözönünde tutulmalıdır sanıyorum. ması, böyle bir durum bakımından elbette zorunludur.
Şimdi gelelim ulusal programa. Yugoslavya'da sovyetik Demek ki, ayrılmak isteyecek milliyetler için ayrılma
devrime ilişkin tez, burjuvazinin yenilgisi ve devrimin zaferi hakkı, Yugoslav devleti çerçevesinde kalmayı yeğ tutacak
olmaksızın ulusal sorunun azbuçuk doyurucu bir biçimde milliyetler için de özerklik hakkı.
çözülemeyeceği yolundaki tez, ulusal programın çıkış noktası Yanlış anlamaları önlemek için, ayrılma hakkının bir
olmalıdır. Ayrılıklar, elbette mümkündür. Lenin'in ayrılma zorunluluğu olarak, mutlak bir ayrılma ödevi olarak
makalelerinden birinde ayrıntılı olarak sözünü ettiği böyle bir anlaşılmaması gerektiğini de söylemeliyim. Milliyet bu hakkı
ayrılık, örneğin, savaştan önce, Norveç'in İsveç'ten ayrılması ayrılma yönünde kullanabilir, ama kullanmayabilir de; isteyip
sırasında görüldü. Ama bu, savaştan önce ve elverişli koşulların istememesi onun bileceği iştir, ve bu, zorunlu olarak gözönünde
istisnaî olarak biraraya gelmesi sonucu oluyordu. Savaştan, ve tutulmalıdır. Örneğin Hırvatlardan ne olursa olsun ayrılmak
hele Rusya'da sovyetik devrimin zaferinden sonra, benzer isteyen bazı arkadaşlar, ayrılma hakkını bir zorunluluk
olaylar artık pek olanaklı değil. Herhalde, şimdi bu olanaklar durumuna getiriyorlar. Bu konum yanlıştır ve yadsınmalıdır.
yararına olan şansların sayısı o kadar az ki, bunların hepsi sıfıra Bir hak, bir zorunluluk ile karşılaştırılamaz.
indirgenebilir. Ama eğer bu böyle ise, sıfıra eşdeğerli Bolşevik, n° 7, 15
büyüklükler üzerine bir program kuramayacağımız açık. Nisan 1920.
Devrim tezi, işte bu nedenle ulusal programın çıkış noktası
olmalı.
Devam edelim. Ulusal programa, ayrılmaya ve devlet ola-
rak örgütlenmeye kadar, ulusların kendi kaderlerini kendile-
rinin belirlemesi hakkı üzerine özel bir madde konması ke-
senkes gereklidir. Güncel iç ve dış koşullar içinde, böyle bir
maddeden neden vazgeçilemeyeceğini daha önce yukarda
söyledim.
Son olarak, bu ülkeden ayrılmayı gerekli bulmayacak
Yugoslavya milliyetleri için, program, ulusal bölgesel özerklik
üzerine özel bir madde de içermelidir. Böyle bir önlemin
dıştalanması gerektiğini düşünenler haksızdır. Yanlıştır bu.
Bazı koşullarda, Yugoslavya'da, sovyetik devrimin zaferinin
sonucu olarak, bazı milliyetlerin, tıpkı bizde, Rusya'da olduğu
gibi, ayrılmak istememeleri pekâlâ mümkündür. Yugoslav
devletinin, sovyetik rejim temeli üzerinde, bir özerk ulusal
devletler federasyonu biçimine dönüşmesini gözönün-

136 137
[ONBÎR]
grup temsilcisini biraraya getiriyor. Üniversite öğrencilerinin
DOĞU HALKLARI ÜNİVERSİTESİNİN hepsi de Doğu çocukları. Ama bu tanımlama henüz açık ve
SİYASAL GÖREVLERİ eksiksiz bir tanımlama değil. Gerçek şu ki, üniversite
DOĞU EMEKÇİLERİ KOMÜNİST ÜNİVERSİTESİ (DEKÜ) öğrencileri arasında, adamakıllı farklı iki gelişme koşulları
ÖĞRENCİLERİ TOPLANTISINDA YAPILAN KONUŞMA
(18 MAYIS 1925)
kategorisini temsil eden iki temel grup var. Birinci grup,
aramıza sovyetik Doğudan, burjuvazi iktidarının artık var
olmadığı, emperyalist boyunduruğun kırılıp atıldığı, iktidarda
işçilerin bulunduğu ülkelerden gelmiş olanlar. İkinci öğrenci
grubu da, aramıza sömürge ve bağımlı ülkelerden, kapitalizmin
hâlâ egemen olduğu, emperyalizm boyunduruğunun tüm
gücünü koruduğu, emperyalistleri kovduktan sonra bağımsızlığı
kazanmanın hâlâ zorunlu göründüğü ülkelerden gelmiş olanlar.
Böylece önümüzde, farklı bir hayat yaşayan ve farklı
koşullar içinde gelişen iki Doğu var.
Öğrencilerin bileşiminin bu ikili niteliğinin, Doğu Emek-
çileri Üniversitesinin çalışımı üzerine damgasını vurmaktan
geri kalamayacağını söylemek gereksiz. Bu üniversitenin bir
ayağının neden sovyetik alan, öbürünün de neden sömürge ve
bağımlı ülkeler üzerinde olduğunu da işte bu açıklar.
Bundan, üniversitenin çalışımında iki çizgi çıkar: Doğudaki
sovyetik cumhuriyetlerin gereksinmelerini karşılamaya
yetenekli kadroları yetiştirmeyi gözeten bir çizgi ile, Doğudaki
ARKADAŞLAR, önce Doğu Emekçileri Komünist Üniver- sömürge ve bağımlı ülkeler emekçi yığınlarının devrimci
sitesinin dördüncü kuruluş yılı dolayısıyla sizi kutlamama izin gereksinmelerini karşılamaya yetenekli kadroları yetiştirmeyi
verin. ... gözeten bir başka çizgi.
Sonra, sık sık gelmek istememe karşın, sizi görmeye çok Buradan da kendini Doğu Emekçileri Üniversitesi karşısına
seyrek gelmemden ötürü beni bağışlayın. Ama elden ne gelir? koyan iki çeşit görev çıkar.
İşim boyumdan aşkın ve sizi sık sık görmeme izin vermeyen de DEKÜ'nin bu görevlerini, herbirini ayrı ayrı ele alarak
bu. inceleyelim.
Şimdi Doğu Emekçileri Üniversitesinin siyasal görevleri
sorununa geçelim.
Eğer Doğu Emekçileri Üniversitesinin bileşimi çözümle-
nirse, bu bileşimin bir tür niteliğini görmekten geri kalınma-
yacaktır. Bu üniversite, en az 50 Doğu milliyet ve etnik

138 139
I. DEKÜ'NİN SOVYETİK DOĞU CUMHURİYETLERİ
KARŞISINDAKİ GÖREVLERİ 2. Tarım ve, her şeyden önce, sulama işlerini kalkındır-
mak. Bu işin de, hiç değilse Kafkas-ötesinde ve Türkistan'da,
Sömürge ve bağımlı ülkelerden farklı olarak, bu ülkelerin, ileriye götürüldüğünü biliyorsunuz.
bu cumhuriyetlerin varlık ve gelişmelerinin ayırıcı özellikleri 3. Sovyetik Doğu cumhuriyetlerini, Sovyet ekonomisinin
nelerdir? genel kuruluş sistemine katmak için en güvenli araç olarak,
Birincisi, bu cumhuriyetlerin emperyalist boyunduruktan büyük köylü yığınlarının kooperatifçiliğe geçişini artırmak ve
kurtulmuş olmalarıdır. ileriye götürmek.
İkincisi, bu cumhuriyetlerin, burjuva düzen koruması 4. Sovyetleri yığınlara yaklaştırmak, bileşimleri ile onları
altında değil, ama sovyetik iktidar koruması altında uluslar ulusal kılmak ve böylece, emekçi yığınlara yakın ve onlarca
olarak gelişip pekişmekte olmalarıdır. Bu, tarihte benzeri anlaşılabilir bir şey olan ulusal sovyetik devletçiliği yaymak.
görülmemiş bir olgudur, ama gene de bir olgudur. 5. Parti için, devlet kurumlan için, iktisadî ve sendikal
Üçüncüsü, sanayi bakımdan az gelişmiş oldukları ka- örgütler için ülke insanlarından bileşik kadrolar yetiştirme
darıyla, bu cumhuriyetlerin gelişmelerinde, tamamen ve ka- ereğiyle, ulusal kültürü geliştirmek, ana dilde, geniş bir genel
yıtsız şartsız, Sovyetler Birliği sanayi proletaryasının desteğine eğitim ve meslekî ve teknik öğretim ders ve okulları şebekesi
dayanabilmeleridir. kurmak.
Dördüncüsü de şudur ki, sömürge boyunduruğundan kur- Bu görevleri yerine getirmek, sovyetik Doğu cumhuri-
tulmuş, proletarya diktatörlüğünün koruması altında bulunan ve yetlerinde sosyalist kuruluş işini kolaylaştırmak anlamına gelir.
Sovyetler Birliği üyesi olan bu cumhuriyetler, ülkemizin Sovyetik Doğunun örnek cumhuriyetlerinden sözediliyor.
sosyalist kuruluşuna katılabilirler ve katılmalıdırlar da. Peki, nedir örnek cumhuriyet? Örnek bir cumhuriyet, bütün bu
Baş görev, bu cumhuriyetler işçi ve köylülerine, ülkemizde görevleri, dürüstlük ve ciddiyetle yerine getiren, böylece,
sosyalizmin kuruluşuna katılma kolaylığını esirgememek, bu komşu sömürge ve bağımlı ülkeler işçi ve köylüleri arasında,
cumhuriyetlerin özel varlık koşullarını gözönünde tutarak, bu kurtuluş hareketine doğru bir atılım yaratan bir cumhuriyettir.
katılmayı ileri götürüp hızlandırmaya yetenekli öncülleri Yukarda Sovyetlerin milliyetler emekçi yığınlarına doğru
yaratıp geliştirmektir. yaklaşmasından, — Sovyetleri ulusal kılma zorunluluğundan
Buradan, sovyetik Doğunun etkin militanları karşısına sözettim. Ama bu ne anlama gelir ve sorun kendini pratikte
ivedi görevler çıkar. nasıl gösterir? Türkistan'da daha yeni tamamlanmış bulunan
1. Köylülerin işçi sınıfı yöresinde toplanma üssü olarak, ulusal sınırlama, bu yığınlara doğru yaklaşmanın bir örneği
sovyetik Doğu cumhuriyetlerinde sanayi merkezleri kurmak. olarak düşünülebilir sanıyorum. Burjuva basın bu sınırlamada
Bu işin daha şimdiden başlamış ve Sovyetler Birliği ekonomisi bir "bolşevik kurnazlığı" görüyor. Oysa, burada ortaya çıkan
ilerlediği ölçüde ilerleyecek olduğunu biliyorsunuz. Bu şeyin bir "kurnazlık" değil, ama Türkistan ve Özbekistan halk
cumhuriyetlerde çeşitli hammaddelerin varlığı, bu işin zamanla yığınlarının, kendilerine yakın ve anla-
sonuna kadar götürüleceğinin güvencesidir.

140
141
şılır olan kendi öz iktidar organlarına sahip olma yolundaki lizmin kuruluşu ile, proleter kültürün kuruluşu ile nasıl bağ-
derin özlemleri olduğu açık. Devrimden önce, bu iki ülke, daştırmalı? Burada üstesinden gelinmez bir çelişki yok mu?
"iktidar sahipleri"nin sömürücü düzenbazlıklarına uygun bir Elbette yok. Biz proleter bir kültür kuruyoruz. Bu tastamam
alan sunan çeşitli hanlık ve devletler biçiminde, parça parça bir böyle. Ama içeriği bakımından sosyalist olan proleter kültürün,
durumda idiler. Şimdi, Özbekistan ve Türkmenistan emekçi sosyalist kuruluş içine çekilmiş çeşitli halklardan, dilin, varlık
yığınlarını iktidar organlarına yaklaştırmak ve onlarla koşullarının vb. çeşitliliğine göre, birçok biçimler aldığı ve
kaynaştırmak için, bu parçaları bağımsız devletler olarak birçok ifade araçlarına başvurduğu da doğru İçeriği bakımından
yeniden birleştirme olanağının doğduğu zaman gelmiş bulu- proleter, biçimi bakımından ulusal — sosyalizmin kendisine
nuyor. Türkistan'ın sınırlanması, her şeyden önce, bu ülkelerin doğru yürüdüğü, tüm insanlığın ortak kültürü, işte böyle bir
parçalanmış bölümlerinin bağımsız devletler biçiminde birleşme kültürdür. Proleter kültür, ulusal kültürü yoketmez; ona bir
sidir. Eğer bu devletler, sonradan, eşit üyeler niteliğiyle içerik kazandırır. Ve, tersine, ulusal kültür, proleter kültürü
Sovyetler Birliği'ne girmek istemişlerse, bu, sadece bir şeye,
yoketmez, ona bir biçim kazandırır. Ulusal kültür sloganı,
Doğunun halk yığınlarının en derin özlemlerinin anahtarını
burjuvazi iktidarda kaldığı ve ulusların pekişmesi burjuva düzen
bolşeviklerin bulmuş olduklarına, ve Sovyetler Birliği'nin,
koruması altında gerçekleştiği sürece, burjuva bir slogan oldu.
dünyada, çeşitli milliyetler emekçi yığınlarının özgürce
Proletarya iktidara geçtiği ve ulusların pekişmesi sovyetik
katıldıkları tek birlik olduğuna tanıklık eder. Polonya'yı
iktidar koruması altında gerçekleşmeye başladığı zaman, ulusal
yeniden birleştirmek için, burjuvaziye bir dizi savaş gerekti.
kültür sloganı proleter bir slogan durumuna geldi. Bu iki ayrı
Oysa Türkmenistan'ı ve Özbekistan'ı yeniden birleştirmek
durum arasındaki bu ilke ayrılığını anlamamış biri, ne
için, komünistlere birkaç aylık açıklayıcı propagandadan başka
bir şey gerekmedi. leninizmden, ne de leninizm açısından ulusal sorunun özünden,
hiç bir zaman hiç bir şey anlamayacaktır.
Hükümet organlarım, bizim durumumuzda Sovyetleri,
çeşitli milliyetlerin büyük emekçi yığınlarına, işte böyle yak- Sosyalizm döneminde bütün öbür diller yokolacağına göre,
laştırmak gerekir. tüm insanlık için ortak tek bir dilin yaratılmasından sözediliyor
Bolşevik ulusal siyasasının tek doğru siyasa olduğunu işte (örneğin, Kautsky). Ben bu evrensel nitelikteki tek bir dil
bu kanıtlar. teorisine pek inanmıyorum. Herhalde, deney böyle bir teoriden
Sonra sovyetik Doğu cumhuriyetlerinde ulusal kültürün yana değil, ama oha karşı konuşuyor. Şimdiye kadar işler,
kalkındırılmasından sözettim. Ama nedir ulusal kültür? Proleter sosyalist devrimin dillerin sayısını azaltması değil, ama
kültür ile nasıl bağdaştırılabilir? Lenin, daha savaştan önce, artırması biçiminde oldu; çünkü insanlığın en derin
bizde bir burjuva ve bir de sosyalist, iki kültür bulunduğunu; katmanlarını sarsan ve onları siyasal alan üzerine çıkaran
ulusal kültür sloganının, emekçilerin bilincini milliyetçilik sosyalist devrim, eskiden tanınmayan ya da az tanınmış bir dizi
ağusu ile zehirlemeye çalışan burjuvazinin gerici bir sloganı yeni milliyeti yeni bir hayata uyandırır. Eski çarlık Rusyası'nın,
olduğunu söylemedi mi? Ulusal kültürün kurulmasının, ulusal içinde en az 50 milliyet ve etnik topluluk barındırdığına kim
dilde okul ve derslerin gelişmesini ve ülke insanlarından bileşik inanabilirdi? Oysa, eski zincirleri kıran ve bir dizi unutulmuş
kadroların yetiştirilmesini, sosya- halk ve topluluğu ileriye süren

142 143
Ekim Devrimi, onlara yeni bir yaşam ve yeni bir gelişme kültürü dıstalamak şöyle dursun, onu gerektirip beslediği
kazandırdı. Bugün Hindistan'dan bir bütün olarak sözedili-yor. yolundaki tamamen doğru tezi çürütmez, ama doğrular.
Ama Hindistan'da devrimci bir sarsıntı durumunda, ortaya Sovyetik Doğu cumhuriyetlerinin etkin militanları önüne
kendi öz dillerine, kendi öz kültürlerine sahip onlarca milliyetin konmuş bulunan ivedi görevler, kısaca bunlardır.
çıktığını göreceğimizden kuşku yok. Çeşitli milliyetleri proleter Bu görevlerin nitelik ve içeriği bunlardır.
kültüre bağlamaya gelince, bu işin bu milliyetlerin dil ve Bu görevlerin uygulanmasını ilerletmek, ve böylece, her
törelerine uygun biçimler içinde yapılacağından kuşku yok. şeyden önce köylü ülkeler olan sovyetik Doğu cumhuriyetle-
Bu yakınlarda, buryat arkadaşlardan, benden tüm insanlığın rinden, Sovyetler Birliği'nde sosyalizmin kuruluşuna katılma
ortak kültürü ile ulusal kültürler arasındaki karşılıklı ilişkilere kolaylığını esirgememek için, güncel yoğun iktisadî kuruluş ve
değgin ciddî ve güç sorunlar üzerine kendilerine bilgi vermemi köylülüğe yeni ödünler verilmesi döneminden yararlanmak
isteyen bir mektup aldım. İşte bu mektup: "Sizden, bizim için gerekir.
çok ciddî ve güç olan şu sorunlar üzerine bize bilgi vermenizi Partinin köylülük karşısındaki yeni siyasasının, bir dizi yeni
rica ediyoruz. Komünist Partinin son ereği, tüm insanlık için ödünler vererek (kısa erimli kiralama, ücretli işgücü kullanımı),
ortak tek bir kültürdür. Bizim çeşitli özerk cumhuriyetlerimizin bazı gerileme öğeleri içerdiği söyleniyor. Doğru mu bu? Evet,
sınırları içinde gelişen ulusal kültürlerden bu tüm insanlık için doğru. Ama bunlar, güçlerin engin ağırlığı parti ve Sovyetler
ortak tek bir kültüre geçiş nasıl düşünülüyor? Çeşitli ulusal iktidarından yana tutulduğu sırada kabul ettiğimiz gerileme
kültür özelliklerinin (dil vb.) özümlenmesi nasıl olmalı?" öğeleri. Kararlı bir döviz; gelişme durumunda bir sanayi;
Yukarda söylediklerim, buryat arkadaşların çetin so- gelişme durumunda bir ulaştırma; kendisine dayanarak, seçici
rusuna bir yanıt olabilir sanıyorum. krediler aracıyla, en küçük bir kargaşalığa yolaçmaksızın,
Buryat arkadaşlar, tüm insanlık için ortak proleter kültürün nüfusun herhangi bir katmanının yıkıma uğratılabileceği, ya da
kuruluşu sırasında çeşitli milliyetlerin özümlenmesi sorununu bir üst dereceye yükseltilebileceği sağlamlaşma yolunda bir
koyuyorlar. Kuşku yok ki, bazı milliyetler özümlenme sürecine kredi sistemi: bütün bunlar, proletarya diktatörlüğünün elinde
uğrayabilirler, ve herhalde uğrayacaklardır da. Bu türlü süreçler bulunan yedekliklerdir ki, bu yedeklikler temeli üzerinde, bir
eskiden de görüldü. Ama gerçek şu ki, bazı milliyetlerin cephe kesimindeki bazı gerileme öğeleri, tüm cephe üzerindeki
özümlenme süreci, bir dizi güçlü milliyetin, pekişme ve saldırının hazırlanmasını kolaylaştırmaktan başka bir şey
gelişmesi biçimindeki karşıt süreci dıstalamak şöyle dursun, yapamazlar. İşte tam da bu nedenledir ki, köylülüğe, parti
gerekli kılar; çünkü parçasal özümlenme süreci, milliyetlerin tarafından kabul edilen bazı yeni ödünler verilmesi, bugünkü
genel gelişme sürecinin sonucudur. İşte tam da bu nedenledir ki, günde, köylülüğün sosyalist kuruluşa katılmasını
bazı belirli milliyetlerin olası özümlenmesi, tıpkı ulusal kültürün güçleştirmeyecek, ama kolaylaştıracaktır.
tüm insanlık için ortak proleter kültürü yoketmeyip Bu durumun sovyetik Doğu cumhuriyetleri için ne gibi bir
tamamlaması ve zenginleştirmesi gibi, tüm insanlık için ortak anlamı olabilir? Şu anlamı olabilir ki, bu durum, bu
proleter kültürün de, ulusal cumhuriyetlerin etkin militanlarının eline, bu ülkelerin, sov-
yetik ekonominin genel gelişme sistemine katılmalarını ko-

144 145
laylaştırıp hızlandıran yeni bir silah verir, nın, ulusal gelişmenin aşağı bir derecesinde yer aldıklarını;
Partinin kırdaki siyasası ile, sovyetik Doğunun etkin mi- başka bazılarının, örneğin Kırgızistan'ın, bu iki uç arasında
litanları karşısına çıkan ivedi görevler arasındaki ilişki, böyle. aracı bir durumda bulunduklarını anlamıyorlar. Bu arkadaşlar,
Böyle olduğu için, Doğu Halkları Üniversitesinin sovyetik kendini yerel koşullara uyarlamadıkça, her ülkenin tüm
Doğu cumhuriyetleri karşısındaki görevi, yukarda belirtilen özelliklerini gözönünde tutmadıkça, ciddî hiç bir şey
ivedi görevlerin yerine getirilmesini güvence altına alan bir kurulamayacağını anlamıyorlar. Bu sapmanın sonucu, yı-
yönde, bu cumhuriyetler için kadrolar yetiştirmektir. ğınlardan kopma ve solcu lafebeleri durumuna gelmedir.
Doğu Halkları Üniversitesi kendini yaşamdan koparamaz. İkinci sapma ise, tersine, yerel özellikleri abartmaya, ortak
O, yaşamın üzerinde bulunan bir kurum değildir ve olamaz. O, ve özsel olan, ve sovyetik Doğu cumhuriyetlerini, Sovyetler
varlığının tüm kökleri ile gerçek yaşama bağlanmalıdır. Bunun Birliği'nin sanayi bölgelerine bağlayan şeyi unutmaya; sosyalist
sonucu, sovyetik Doğu cumhuriyetleri karşısına çıkan ivedi görevler konusunda ses çıkarmamaya, kendini dar ve sınırlı bir
görevleri bir yana bırakamaz. Doğu Halkları Üniversitesinin, milliyetçiliğin görevlerine uyarlamaya dayanır. Kendilerini bu
bu cumhuriyetler için gerekli kadrolar yetiştirirken, onların sapmaya kaptıran arkadaşlar, ülkelerinin iç kuruluşu ile pek
ivedi görevlerini gözönünde tutma ödevinin nedeni de, işte tasalanmaz, bu gelişmenin işlerin doğal akışını izlemesini yeğ
budur. tutarlar. Onlar için asıl önemli olan iç kuruluş değil, ama "dış"
Bunu yaparken, sovyetik Doğu için gerçek kadrolar ve siyasa, kendi cumhuriyetlerinin sınırlarının genişlemesi,
gerçek devrimciler yetiştirilmesi bakımından, sovyetik Doğu dolaylardaki cumhuriyetler ile uyuşmazlıklar, komşulardan bir
etkin militanlarının pratik çalışmasında, bu üniversitenin parça daha koparma, ve böylece kendi ülkelerinin milliyetçi
duvarları içinde savaşılması gereken iki sapmanın varlığını da burjuvalarının hoşuna gitme isteğidir. Bu sapmanın sonucu da,
gözden yitirmemek gerekir. sosyalizmden kopma ve sıradan burjuva milliyetçileri
Birinci sapma, düşünce darlığıdır, daha önce sözünü etmiş durumuna gelmedir. Doğu Halkları Üniversitesinin görevi,
bulunduğum görevlerin yalınlaştırılmasıdır, Sovyetler kadroların bu gizli [burjuvaca] milliyetçiliğe karşı uzlaşmaz bir
Birliği'nin merkezinde son derece anlaşılır ve uygulanabilir savaşım anlayışı içinde yetiştirilmesine dayanır.
olan, ama çevresel denilen yerlerin gelişme koşullarına hiç mi Doğu Halkları Üniversitesinin sovyetik Doğu cumhu-
hiç uymayan yerlerin kuruluş modellerinin mekanik bir riyetleri karşısındaki görevleri, işte bunlardır.
biçimde uygulanması girişimidir. Kendilerini bu sapmaya
kaptıran arkadaşlar iki şeyi anlamıyorlar. Merkez ile II. DEKÜ'NİN SÖMÜRGE VE BAĞIMLI DOĞU
"çevre"deki koşulların aynı olmadıklarını, özdeş olmaktan uzak ÜLKELERİ KARŞISINDAKİ GÖREVLERİ
bulunduklarını anlamıyorlar. Ayrıca, sovyetik Doğu
cumhuriyetlerinin kendilerinin de aynı özlükte olmadıklarını, Şimdi ikinci soruna, DEKÜ'nin sömürge ve bağımlı Doğu
aralarından bazılarının, örneğin Gürcistan ile Ermenistan'ın, ülkeleri karşısındaki görevleri sorununa geçelim.
ulusal oluşmanın yüksek bir derecesinde bulunduklarını; oysa Sovyetik Doğu cumhuriyetlerinden farklı olarak, bu ül-
öbürlerinin, örneğin Çeçenistan ile Kabardiya'- kenin varlık ve gelişmelerinin ayırıcı özellikleri nelerdir?

146 147
kurtulmadıkça, proletarya hegemonyası gerçekleşmedikçe, işçi
Birincisi, bu ülkeler, emperyalizm boyunduruğu altında sınıfının ileri öğeleri bağımsız bir komünist parti biçiminde
yaşar ve gelişirler. örgütlenmedikçe, olanaksız bir şeydir.
İkincisi, ikili bir boyunduruğun, iç boyunduruk (kendi 3. Sömürge ve bağımlı ülkelerde ömürlü bir zafer sağ-
burjuvazilerinin boyunduruğu) ile dış boyunduruğun (yabancı lamak, bu ülkelerin kurtuluş hareketi ile ileri Batı ülkelerinin
emperyalist burjuvazinin boyunduruğu) varlığı, bu ülkelerdeki proleter hareketi arasındaki bir ittifak olmaksızın, olanaksız bir
devrimci bunalımı ağırlaştırıp derinleştirir. şeydir.
Üçüncüsü, bu ülkelerden bazılarında, örneğin Hindistan'da, Sömürge ve bağımlı ülkeler komünistlerinin temel görevi,
azçok kalabalık bir yerli proleterler sınıfı doğuran ve belirleyen devrimci çalışmalarında bu sonuçlardan esinlenmeye dayanır.
kapitalizm, hızlı bir ritm ile büyür. Bu böyle olduğuna göre, sömürge ve bağımlı ülkeler dev-
Dördüncüsü, devrimci hareketin büyümesi ile birlikte, bu rimci hareketinin ivedi görevleri nelerdir?
ülkeler burjuvazisi, biri devrimci (küçük-burjuvazi) ve öbürü Bugünkü günde sömürge ve bağımlı ülkelerin özelliği,
uzlaştırıcı (büyük burjuvazi), —birincisi devrimci savaşımı gerçeklikte artık hepsini kapsayan tek bir sömürge Doğu
sürdüren, oysa ikincisi emperyalizm ile birleşen— iki parçaya olmamasıdır. Eskiden, sömürge Doğu, tek bir bütün oluşturan
bölünür. bir şey olarak düşünülüyordu. Şimdi, bu düşünce artık
Beşincisi, emperyalist blok yanında, bu ülkelerde bir başka gerçekliğe uymuyor. Şimdi en azından üç sömürge ve bağımlı
blokun, emperyalizm boyunduruğundan tam kurtuluşu ülke kategorisi var. Birincisi, hemen hemen kendi proletaryası
kendisine erek olarak alan işçiler ve devrimci küçük-burju- hiç bulunmayan, ve sanayi bakımından hiç gelişmemiş, Fas
vazinin anti-emperyalist blokunun da kurulduğu görülür. türü ülkeler. İkincisi, sanayi bakımından az biraz gelişmiş ve
Altıncısı, bu ülkelerdeki proletarya hegemonyası ve halk görece az sayıda bir proletaryası bulunan, Çin ve Mısır türü
yığınlarının uzlaştırıcı ulusal burjuvazinin etkisinden kurtul- ülkeler. Üçüncüsü de, kapitalist bakımdan azçok gelişmiş ve
ması sonucu, durmadan daha ivedi bir güncel niteliğe bürünür. azçok kalabalık bir proletaryası bulunan, Hindistan türü ülkeler.
Yedincisi, bu durum, bu ülkelerdeki ulusal kurtuluş ha- Bütün bu ülkelerin hiç bir biçimde aynı plana konulama-
reketinin ileri Batı ülkelerin proleter hareketi ile ittifakını yacakları açık.
büyük ölçüde kolaylaştırır. Ulusal burjuvazinin henüz devrimci ve uzlaştırıcı partilere
Bunlardan en az üç sonuç çıkar: bölünmemiş bulunduğu Fas gibi ülkeler bakımından, komünist
1. Sömürge ve bağımlı ülkelerin, emperyalizm karşı- öğelerin görevi, emperyalizme karşı tek bir ulusal cephe
sındaki kurtuluşunu sağlamak, muzaffer bir devrim olmadıkça, kurmak için bütün önlemleri almaktır. Komünist öğelerin tek
olanaksız bir şeydir: bağımsızlık, bağımsızlık için hiç bir şey bir parti biçiminde kümelenmesi, bu ülkelerde ancak
yapmadan elde edilemez. emperyalizme karşı bir savaşım içinde, özellikle emperyalizme
2. Devrimi ileriye götürmek ve kapitalist bakımdan ge- karşı muzaffer bir devrimci savaştan sonra gerçekleşebilir.
lişmiş sömürge ve bağımlı ülkelerin tam bağımsızlığını elde
etmek, uzlaştırıcı ulusal burjuvazi tecrit edilmedikçe, devrimci
küçük-burjuva yığınlar bu burjuvazinin etkisinden 149

148
Ulusal burjuvazinin devrimci ve uzlaştırıcı partilere bölünmüş da yer alır. Bu blok parçalanmadan, devrim zafer kazanmaz.
bulunduğu ama burjuvazinin uzlaştırıcı bölümünün artık Ama onu parçalamak için, uzlaşıcı ulusal burjuvazinin ihanetini
emperyalizm ile kaynaşamadığı Mısır ya da Çin gibi ülkelerde, ortaya çıkararak, emekçi yığınları onun etkisinden kurtararak
komünistler emperyalizme karşı tek bir ulusal cephe kurmayı, ve proletarya hegemonyasını gerçekleştirmek için zorunlu
artık kendilerine erek olarak alamazlar. Tek bir ulusal cephe koşullar sistemli bir biçimde hazırlanarak, bu ulusal
siyasasından, komünistlerin bu ülkelerde, işçiler ile küçük- burjuvaziye karşı ateşi yoğunlaştırmak gerekir. Başka bir
burjuvazinin devrimci blok siyasasına geçmeleri gerekir. Bu deyişle, Hindistan gibi sömürgelerde, burjuvazi ile sözcülerini
blok, bu ülkelerde, tek bir parti "Kuomintang"57 türünde bir işçi bu onur yerinden adım adım uzaklaştırarak, proletaryayı
ve köylü partisi biçimine bürünebilir; ama gene de bu özgül kurtuluş hareketinin önderi rolüne hazırlamak gerekir.
türdeki partinin, gerçekte iki gücün, komünist partisi ile Devrimci bir anti-emperyalist blok kurmak ve bu blok içinde
devrimci küçük-burjuva partisinin oluşturduğu bloku temsil proletarya hegemonyasını sağlamak: görev işte budur. Bu blok,
etmesi koşuluyla. Ulusal burjuvazinin melez niteliği ve biçimsel olarak tek bir platform ile bağlanmış, tek bir işçi-köylü
tutarsızlığını açığa vurmak, emperyalizme karşı amansız bir partisi biçimine bürünebilir; ama bu, her zaman zorunlu
savaşım vermek — bu blo-kun görevleri işte bunlardır. Eğer değildir. Komünist partinin bağımsızlığı, bu ülkelerde,
komünist partiyi eli ayağı bağlı tutmaz, eğer komünist partinin komünizmin ileri öğelerinin temel sloganı olmalıdır, çünkü
ajitasyon ve propaganda çalışmasını önlemez, eğer proleterlerin proletarya hegemonyası ancak komünist parti tarafından
komünist parti yöresinde toplanmasını engellemez, eğer hazırlanıp gerçekleştirilebilir. Ama komünist partisi, uzlaşıcı
devrimci hareketin komünist parti tarafından gerçek yönetim ulusal burjuvaziyi tecrit ettikten sonra, sayısız kentli ve kırsal
işini kolaylaştırır-sa, böyle ikili bileşimli bir parti zorunlu ve küçük-burjuvazi yığınlarını kendi arkasından emperyalizme
yararlıdır. Eğer bütün bu koşullara uygun düşmezse, bu ikili karşı savaşıma sürüklemek için, burjuvazinin devrimci kanadı
bileşimli parti zorunlu değil, yararsızdır; çünkü o zaman ancak ile açıkça blok kurabilir ve kurmalıdır da.
komünist öğelerin burjuvazi saflarında dağılmasına, ancak Kapitalist bakımdan gelişmiş sömürge ve bağımlı ülkeler
proleter ordunun komünist parti tarafından yitirilmesine devrimci hareketinin ivedi görevleri de buradan çıkar:
götürebilir. Hindistan gibi ülkelerde durum biraz başkadır. 1. İşçi sınıfının en iyi öğelerini komünizme kazanmak ve
Hindistan gibi sömürgelerin varlık koşullarında özsel ve yeni bağımsız komünist partileri kurmak.
olan şudur ki, sadece ulusal burjuvazi devrimci ve uzlaşıcı parti- 2. Uzlaşıcı ulusal burjuvazi ile emperyalizm blokuna
lere bölünmekle kalmamış, ama her şeyden önce, bu bur- karşı, işçilerin, köylülerin ve devrimci aydınların ulusal dev-
juvazinin uzlaşıcı bölümü, emperyalizm ile anlaşmaya vara- rimci bir blokunu kurmak.
bilmiştir. Burjuvazinin, emperyalizmden çok devrimden korkan, 3. Bu blok içinde proletarya hegemonyasını sağlamak.
yurdunun çıkarlarından çok kendi para kasasının çıkarlarını 4. Kentsel ve kırsal küçük-burjuvaziyi, uzlaşıcı ulusal
düşünen bu en zengin ve en etkili bölümü, kendi öz ülkesinin burjuvazinin etkisinden kurtarmak için savaşım vermek.
işçileri ve köylülerine karşı emperyalizm ile birleşerek, her iki 5. Kurtuluş hareketinin, ileri ülkeler proleter hareketi ile
ayağı ile de devrimin yeminli düşmanları blokun- ittifakını sağlamak.

150 152
Sömürge ve bağımlı Doğu ülkeleri etkin militanlarının rı, yukarda açıklanan çeşitli ve ivedi görevlerin yerine geti-
karşısına çıkan üç grup ivedi görevler, işte bunlardır. rilmesini güvence altına alabilecek bir yönde yetiştirmeye da-
Eğer güncel uluslararası durum ışığında ele alınırlarsa, bu yanır.
görevler, son derece ciddî ve son derece önemli bir nitelik Doğu Halkları Üniversitesinde, ülkemize sömürge ve bağımlı
kazanırlar. Uluslararası durum, şu anda, devrimci hareket içinde ülkelerden gelmiş, ona yakın çeşitli öğrenci grupları var. Bu
ortaya çıkmış geçici bir yatışma dönemi ile belirlenir. Ama arkadaşların ışık ve bilgiye susamış olduklarını herkes biliyor.
nedir yatışma, şu anda ne anlama gelebilir? Ancak Batı işçileri Doğu Halkları Üniversitesinin görevi, bu arkadaşları, leninizm
üzerine, Doğu sömürgeleri üzerine, ve her şeyden önce de teorisi ile pusatlanmış, leninizmin pratik " deneyi ile donatılmış,
Sovyetler Birliği üzerine uygulanan baskıda bir pekişme ve sömürge ve bağımlı ülkeler devrimci hareketinin ivedi
anlamına. Sovyetler Birliği üzerindeki bu baskının ha- görevlerini titizlik ve doğrulukla yerine getirmeye yetenekli
zırlanmasına daha önce emperyalist saflar içinde başlandı- gerçek devrimciler yapmaktır.
ğından kuşku yok. Estonya ayaklanmasına bağlı olarak baş- Bunu yaparkenj sömürge Doğunun etkin militanlarının
latılan karaçalma kampanyası, Sofya patlamasına bağlı olarak pratik çalışmasında, gerçekten devrimci kadrolar yetiştirmek
Sovyetler Birliği'ne karşı başlatılan şarlatanca kışkırtma için savaşılması zorunlu iki sapma bulunduğunu da gözden
kampanyası, ülkemize karşı burjuva basının genel kampanyası kaçırmamak gerekir.
— bütün bu olgular, saldırıya bir hazırlık evresini oluştururlar. Birinci sapma, kurtuluş hareketinin devrimci olanaklarını
Sokaktaki adamı Sovyetler Birliği'ne karşı saldırılara azımsamaya, ve sömürge ve bağımlı ülkelerde, bu ülkelerin
alıştırmayı ve askerî bir müdahalenin törel öncüllerini gelişme durum ve derecelerinden bağımsız olarak, herkesi
yaratmayı gözeten, kamuoyu topçu hazırlığıdır bu. Bu yalan ve kapsayan tek bir ulusal cephe düşüncesini çoğumsamaya
karaçalma kampanyasından ne çıkacak? Emperyalistler ciddî dayanır. Bu, devrimci hareketi gözden düşürmek, ve komünist
bir saldırıya girişmeyi göze alacaklar mı? Göreceğiz. Ama bu öğeleri, burjuva milliyetçileri genel korosu içinde eritmekle
saldırıların sömürgeler için hiç de iyi şeyler tehdit eden sağ sapmadır. Bu sapmaya karşı amansız savaşım,
vaadetmediklerinden kuşkuya pek yer yok. Bu yüzden, Doğu Halkları Üniversitesinin boyun borcudur.
emperyalizm tarafından olası bir darbeyi savuşturmak için İkinci sapma, kurtuluş hareketinin devrimci olanaklarını
birleşik devrim güçlerinin bir karşı-saldırıya hazırlanması çoğumsamaya ve işçi sınıfının emperyalizme karşı devrimci
sorunu, baştan savulamayacak bir gündem sorunudur. burjuvazi ile ittifakını azımsamaya dayanır. Bana öyle gelir kî,
Sömürge ve bağımlı ülkelerde devrimci hareketin ivedi şu son zamanlarda kendi ülkeleri için sovyetik iktidar sloganını
görevlerinin elifi elifine yerine getirilmesi, şu anda işte bu ileri sürme yanılgısına düşmüş bulunan Java komünistleri de bu
yüzden çok büyük bir önem taşıyor. sapmaya tutulmuşlardır. Bu, komünist partiyi yığınlardan tecrit
Durum bu olduğuna göre, sömürge ve bağımlı ülkeler etmek ve onu bir tarikata dönüştürmekle tehdit eden bir sol
karşısında Doğu Halkları Üniversitesinin özel görevi nedir? Bu sapmadır. Bu sapmaya karşı amansız bir savaşım Doğu
özel görev, bu ülkelerdeki devrimci hareketin tüm özelliklerini sömürge ve bağımlı ülkeleri için gerçekten devrimci kadroların
gözönünde tutmaya ve bu ülkelerden gelmiş kadrola- yetiştirilmesi bakımından zorunludur.

152 253
Doğu Halkları Üniversitesinin, sovyetik ve sömürge Doğu [ONİKİ] BİR KEZ DAHA
halkları' karşısındaki siyasal görevleri, genel olarak işte ULUSAL SORUN ÜZERÎNE
bunlardır.
SEMİÇ ARKADAŞIN MAKALESİ DOLAYISIYLA
Umalım ki, Doğu Halkları Üniversitesi, alnının akıyla bu (1925)
görevlerin üstesinden gelebilsin.
Pravda, n° 115,
22 Mayıs 1925.

SEMİÇ arkadaşın, Yugoslav komisyonu içinde yapılan


tartışmadan sonra, şimdi makalesinde, Komünist Enternasyo-
naldeki RKP delegasyonunun konumuna, tamamen ve kayısız
şartsız katılması, ancak selâmlanabilir; ama bir yanda RKP
delegasyonu ve öte yanda Semiç arkadaş arasında, Yugoslav
komisyonundaki tartışmadan önce ve bu tartışma sırasında
anlaşmazlıklar olmadığını sanmak da yanlış olur-. Çünkü
Semiç arkadaş, ulusal sorun üzerindeki anlaşmazlıkları,
görünüşe göre, bunları yanlış anlamalara indirgeyerek
düşünmeye yatkın. Ama ne yazık ki, yanılgısı çok büyük. Ma-
kalesinde kendisine karşı girişilen polemiğin, Yugoslav ko-
misyonunda yaptığı "eksik olarak çevrilmiş bir konuşma"nın

154 155
yolaçtığı bir "yanlış anlamalar dizisi"ne dayandığını söylüyor. Başka
bir deyişle, bunun, makasçının kusuru,58 Semiç arkadaşın içinde yaşama isteğini açıklasın. Böyle bir durumda sözko-nusu olan
konuşmasını, neden bilinmez, eksik olarak çevirmiş bulunan kişinin nedir? Elbette iç ilişkileri bu devlet içinde düzenlemek. Öyleyse bu,
kusuru olduğu sonucu çıkıyor. Doğrunun ortaya çıkması için, kendimi anayasal düzeyde bir sorundur. Bu teorik durumda, ulusal sorun,
Semiç arkadaşın bu sözünün gerçekliğe hiç mi hiç uymadığını anayasal bir soruna indirgenir. ... Eğer, böyle bir teorik durumda,
açıklama zorunda görüyorum. Kuşkusuz, Semiç arkadaşın ulusal sorunu anayasal bir soruna indirgiyorsak, o zaman, ayrılma
açıklamasını, Yugoslav komisyonunda yaptığı, ve Komünist hakkına kadar ve ayrılma hakkı dahil, ulusların kendi kaderlerini
Enternasyonal arşivlerinde saklanan konuşmadan alınmış alıntılarla kendilerinin belirleme hakkının, anayasal sorunu çözmek için gerekli
desteklemesi daha iyi olurdu. Ama, neden bilinmez, bunu yapmamış. koşul olduğunu söylemek gerek — ve benim durmadan vurguladığım
Böyle olduğu için, kendimi, çok hoş olmamakla birlikte, gene de çok şey de bu. Ve ben anayasal sorunu, sadece ve sadece bu plan üzerinde
gerekli olmaktan geri kalmayan bu işi, Semiç arkadaş hesabına yapma koyuyorum."
zorunda görüyorum. Semiç arkadaşın konuşmasının bu parçaları yorum gerektirmez
Semiç arkadaşın, RKP delegasyonunun konumu ile tamamen sanırım. Ulusal sorunu, genel proleter devrim sorununun tamamlayıcı
dayanıştığı şu anda bile, güncel konumunda gene de birçok karanlık bir parçası olarak düşünen birinin, bunu anayasal bir soruna
nokta kaldığı için, bu iş büsbütün gerekli. indirgeyemeyeceği açık. Ve tersine: ancak ulusal sorunu genel
Yugoslav komisyonundaki konuşmamda (bkz: Bolşevik, n° 7): 1. proleter devrim sorunundan ayıran biri, onu anayasal bir soruna
ulusal sorunun çözüm yolları üzerindeki anlaşmazlıklar; 2. güncel indirgeyebilir.
tarihsel dönemde ulusal hareketin iç toplumsal içeriği üzerindeki Semiç arkadaşın konuşması, ulusların kendi kaderlerini
anlaşmazlıklar; ve 3. ulusal sorunda uluslararası etkenin rolü kendilerinin belirlemeleri hakkının, devrimci bir savaşım olmaksızın
üzerindeki anlaşmazlıklar olmak üzere, üç sorun üzerindeki elde edilemeyeceğini belirtiyor. Semiç arkadaş şöyle diyor:
anlaşmazlıklardan sözetmiştim. "Bu hakların ancak devrimci bir savaşımla elde edilebilecekleri
Birinci sorun üzerinde, Semiç arkadaşın "ulusal sorunun temel anlaşılıyor. Bu haklar parlamenter yoldan elde edilemezler; ancak
özünü, bolşeviklerin koydukları biçimde, adamakıllı kavramamış devrimci yığın eylemleri onları doğurtabilirler."
olduğunu", ulusal sorunu genel devrim sorunundan ayırdığını, Ama "devrimci savaşım" ve "devrimci eylemler" ne anlama
böylece ulusal sorunu anayasal bir soruna indirgeyen bir yola gelir? "Devrimci savaşım" ve "devrimci eylemler" ulusal sorunu
girdiğini ileri sürüyordum. çözmenin zorunlu koşulu olarak, egemen sınıfın alaşağı edilmesi ile,
Tüm bunlar doğru mu? iktidarın alınması ile, devrimin zaferi ile bir tutulabilir mi? Elbette
hayır. Ulusal sorunu çözmenin baş koşulu olarak devrimin zaferinden
Semiç arkadaşın Yugoslav komisyonundaki konuşmasından (30
sözedilmesi bir başka şey; ve ulusal sorunun çözüm koşulu olarak
Mart 1925) aşağıdaki parçalarını okuyun ve yargıyı kendiniz verin:
"devrimci eylemler" ve "devrimci savaşım"ın ileri sürülmesi bir başka
"Ulusal sorun anayasal bir soruna indirgenebilir mi? İlkin,
şeydir. Reformlar yolunun, anayasal yolun, ne "dev-
sorunu teorik düzeyde koyalım. Diyelim ki, bir X devletinde, A, B ve
C, üç ulus yaşasın. Bu üç ulus, tek bir devlet

156
157
rimci eylemler"i, ne de "devrimci savaşım"ı dıştaladığını gısından daha önce sözetmişti. Şöyle:
belirtmek zorunlu. Şu ya da bu partinin devrimci ya da reformcu "Semiç arkadaş, Marksizmin Işığında Ulusal Sorun adlı
niteliği belirlendiği zaman, kararlaştırıcı öğe olarak, kendi broşüründe, ve Yugoslav Komünist Partisinin organı Radnik'-te
başlarına "devrimci eylemler"i değil, ama parti tarafından yayınlanmış bulunan bir makaleler dizisinde, anayasanın
girişilen ve yararlanılan bu eylemlerin yönelik bulundukları gözden geçirilmesi için savaşımı, Komünist Partinin pratik
siyasal erek ve görevleri gözönünde tutmak gerekir. Birinci sloganı olarak koyuyor, yani gerçekte ulusların kendi kader-
Dumanın 1906'da dağıtılmasından sonra, Rus menşe-vikleri, lerini kendilerinin belirleme hakkı sorununun tümünü, anayasal
bilindiği gibi, "genel grev"in, hatta "silahlı ayak-lanma"nın alana indirgiyor." (V. Kongrenin Stenografik Tutana-ğı'na.
örgütlenmesini öneriyorlardı. Ama bu, onların menşevik olarak bakınız, s. 596, Rusça.)
kalmalarına hiç de engel değildi. Çünkü bütün bunları o zaman Yugoslav komisyonunda Zinovyev arkadaş da bu aynı
niçin öneriyorlardı? Elbette çarlığı devirmek ve devrimin tam yanılgıdan sözetti:
zaferini örgütlemek için değil, ama bir reform koparma "Şu var ki, Semiç arkadaşın perspektifinde çok küçük bir
ereğiyle, "anayasa"yı genişletme ere-ğiyle, "iyileştirilmiş" bir şey eksik — devrim; ulusal sorunun 'anayasal değil devrimci'
Duma toplama ereğiyle, çarcı hükümet üzerinde "bir baskıda bir sorun olduğu eksik." (Bkz: Pravda, n° 83.)
bulunmak" için. İktidar egemen sınıfın elinde kalarak eski Komünist Enternasyonaldeki RKP temsilcilerinin Semiç
düzeni reformdan geçirmek için "devrimci eylemler" bir arkadaşın yanılgısı üzerindeki bütün bu gözlemlerinin bir
sorundur, anayasal yoldur. Eski düzeni yıkmak için, egemen raslantı sonucu olması, temelden yoksun bulunması olanaksız.
sınıfı devirmek için "devrimci eylemler" bir başka sorundur, Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
devrimci yol, devrimin tam zaferi yoludur. Burada ayrım büyük. Semiç arkadaşın ilk yanılgısı, temel yanılgısı böyle.
Semiç arkadaşın "devrimci savaşım"a başvurmasının — Öbür yanılgıları, doğrudan doğruya bu temel yanılgıdan
ulusal sorun, anayasal bir soruna indirgenmiş bulunduğundan— çıkıyor.
, benim Semiç arkadaşın "ulusal sorunun temel özünü, İkinci sorunla ilgili olarak, ben, konuşmamda (bkz: Bol-
bolşeviklerin koydukları biçimde, adamakıllı kavramamış şevik, n° 7), Semiç arkadaşın "ulusal sorunu eninde sonunda bir
olduğunu" söyleyen açıklamamı yalanlaması şöyle dursun, köylü sorunu olarak düşünmek istemediğini" ileri sürdüm.
doğruladığını işte bu nedenle düşünüyorum; çünkü o, ulusal Doğru mu bu?
sorunun, kendi başına değil, ama devrimin genel sorununun bir Semiç arkadaşın Yugoslav komisyonundaki konuşmasının
parçası olarak, devrimin zaferi sorunu ile çözülmez bir bağ şu parçasını okuyun ve yargıyı kendiniz verin:
içinde düşünülmesi gerektiğini anlamamıştır. "Yugoslavya'da ulusal hareketin toplumsal anlamı nedir?"
Bu nokta üzerinde direnerek, bu sorunda Semiç arkadaş diye sorar Semiç arkadaş. Ve hemen yanıtlar: "Bu toplumsal
tarafından düşülmüş bulunan yanılgı konusunda yeni bir şey içerik, bir yanda Sırp sermayesinin, ve öte yanda da Hırvat ve
söylemiş olma iddiasında bulunmuyorum. Kesinlikle böyle bir Sloven sermayesinin rekabet savaşımı içindedir." (Semiç
iddiada bulunmuyorum. Manuyilski arkadaş, Komünist arkadaşın Yugoslav komisyonundaki konuşmasına bakın.)
Enternasyonalin V. Kongresinde, Semiç arkadaşın bu yanıl-

158 159
Sloven ve Hırvat burjuvazisinin Sırp burjuvazisi ile rekabet sizm ve Ulusal Sorun broşürünün bir parçasına atıfta bulunuyor. O
savaşımının burada belli bir rol oynamaktan geri ka- parçada, "ulusal savaşım, burjuva sınıfların kendi aralarındaki bir
lamayacağından elbette kimsenin kuşkusu yok. Ama ulusal savaşımdır" denir.
hareketin toplumsal anlam ve önemini çeşitli milliyetler bur- Böyle yapmakla, anlaşılan, ulusal sorunun toplumsal anlam
juvazisinin rekabet savaşımında gören bir adamın, ulusal ve Önemini, belli tarihsel koşullar içinde belirlemeye yönelen
sorunu aslında bir köylü sorunu olarak düşünemeyeceği de kendi formülünün doğruluğuna anıştırmada bulunmak istiyor. Ama
yadsınamaz. Şu anda yerel ve devletin iç sorunu olmaktan çıkıp, Stalin'in broşürü emperyalist savaştan önce, ulusal sorun henüz
bir dünya sorunu, sömürgeler ve bağımlı milliyetlerin marksistlerin gözünde dünya çapında bir sorun olmadığı, ve
emperyalizme karşı bir savaşım sorunu durumuna gelmiş marksistlerin, [ulusların] kaderlerini özgürce belirleme hakkına
bulunan ulusal sorunun özünü ne oluşturur? Bugün ulusal so- ilişkin temel istemleri, proleter devrimin bir parçası olarak değil;
runun özü, sömürgeler ve bağımlı milliyetler halk yığınlarının ama burjuva demokratik devrimin bir parçası olarak düşünüldüğü
malî sömürüye karşı, bu sömürgeler ve bu milliyetlerin, egemen sırada yazılmıştı. O günden bu yana, uluslararası durumun köklü
milliyetin emperyalist burjuvazisi tarafından siyasal bir biçimde değiştiğini, bir yandan savaş, bir yandan da Rusya'daki
köleleştirilmesi ve kültürel kişiliksizleştirilmesine karşı sava- Ekim Devriminin, ulusal sorunu burjuva demokratik devrimin bir
şımdadır. Ulusal sorun bu biçimde konduktan sonra, çeşitli parçası durumundan, proleter sosyalist devrimin bir parçası
milliyetler burjuvaları arasındaki rekabet savaşımının ne anlamı durumuna dönüştürdüklerini görmemek gülünç olur. Lenin, daha
olabilir? Herhalde kesin olmayan, ve hatta, bazı durumlarda, 1916 Ekiminde, "Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkının Tayini
önemsiz bir anlamı olabilir. Burada asıl, bir milliyet Üzerine Bir Tartışmanın Özeti" adlı makalesinde, ulusal
burjuvazisinin bir başka milliyet burjuvazisini rekabet savaşında sorunun, halkların kendi kaderlerini kendilerinin tayin etme
yenmesi ya da yenebilmesi olgusunun değil, ama egemen hakkına ilişkin ana sorunun, genel demokratik hareketin bir parçası
milliyetin emperyalist grubunun, temel yığınları, ve her şeyden olmaktan çıktığını, daha şimdiden sosyalist, genel proleter
önce de sömürge ve bağımlı ülkeler köylü yığınlarını sömürüp devrimin bütünleyen parçası durumuna gelmiş bulunduğunu
ezmesi, ve onları ezip sömürürken, böylece onları emperyalizme söylüyordu. Lenin'in olsun, Rus komünizminin öbür temsilcilerinin
karşı savaşıma sürükleyip, proleter devrimin müttefikleri olsun, ulusal sorun üzerine daha sonraki yazılarının sözünü bile
durumuna getirmesi olgusunun sözkonusu olduğu açık. Eğer etmiyorum. Yeni tarihsel durum gereğince, yeni bir çağa,
ulusal hareketin anlamı ve önemi, çeşitli milliyetlerin proleter dünya devrimi çağına girmiş bulunduğumuz şu anda,
burjuvazileri arasındaki rekabet savaşımına indirgenirse, ulusal Semiç arkadaşın, Stalin'in, Rusya'da burjuva demokratik devrim
sorun eninde sonunda bir köylü sorunu olarak düşünülemez. Ve döneminde yazılmış broşürünün filanca parçasına atıfta
tersine: Eğer ulusal sorun eninde sonunda bir köylü sorunu bulunmasının ne anlamı olabilir? Sadece şu anlamı olabilir ki,
olarak düşünülürse, ulusal hareketin toplumsal anlam ve önemi, Semiç arkadaş, diyalektiğin ilkel kurallarını çiğneyerek ve belli bir
çeşitli milliyetler burjuvazileri arasındaki rekabet savaşımında tarihsel durumda doğru olan bir şeyin, başka bir tarihsel durumda
görülemez. Bu iki formül arasına bir eşit işareti koymak yanlış olabileceği gerçeğini gözönünde tutmaksızın, yer ve
kesinlikle olanaksızdır.
Semiç arkadaş, Stalin'in 1912 sonlarında yazılmış Mark-

160 161
zaman dışında, canlı tarihsel durum ile her türlü bağlılık
dışında, alıntılar yapıyor. Yugoslav komisyonundaki konuş- Bu, doğru mu?
mamda, ulusal sorunun Rus bolşevikleri tarafından konuş Evet, doğru. Çünkü Semiç arkadaş, konuşmasında, ulus-
biçiminde, iki aşamanın ayırdedilmesi gerektiğini söylemiştim: lararası durumunun, güncel koşullar içinde, özellikle Yugos-
burjuva demokratik devrimin sözkonusu olduğu, ve ulusal lavya ile ilgili olarak, ulusal sorunun çözümünde temel bir
sorunun, genel demokratik hareketin bir parçası olarak etken olduğunu düşündürecek, uzak bir anıştırmada olsun
düşünüldüğü Ekim-öncesi aşama ile, artık proleter devrimin bulunmadı. Yugoslav devletinin kendisinin, başlıca iki emper
sözkonusu olduğu ve ulusal sorunun proleter devrimin bütün- yalist koalisyon arasındaki dalaşma sonucu kurulmuş bulun-
leyici parçası durumuna gelmiş bulunduğu Ekim aşaması. Bu ması, Yugoslavya'nın bugün çevredeki emperyalist devletler
ayrımın çok büyük bir önem taşıdığını tanıtlamaya pek gerek içinde oluşan büyük güçler oyunundan kendini kurtaramayacağı
yok. Korkarım ki, Semiç arkadaş, ulusal sorunun konuş — bütün bunlar Semiç arkadaşın görüş alanı dışında kaldı.
biçimindeki iki aşama arasında varolan bu ayrımın anlam ve Semiç arkadaşın başvurduğu, uluslararası durumda, kendi
önemini henüz kavramamış. kaderini özgürce tayin etme sorununun pratik günlük bir sorun
Semiç arkadaşın, ulusal sorunu, aslında bir köylü sorunu durumuna gelebilmesi sonucunu veren bazı deği siklikleri çok
olarak değil, ama çeşitli milliyetler burjuvazileri arasında bir iyi anladığını dile getiren kaynak, şimdi, güncel uluslararası
rekabet sorunu olarak düşünme girişiminde, "ulusal hareketin durumda, artık yetersiz bir kaynak olarak kabul edilmelidir.
içsel gücünün küçümsenmesi ve derinden derine halkçı, Şimdi sözkonusu olan, uluslararası durumun mümkün ve uzak
derinden derine devrimci niteliğinin anlaşılmaması" (bkz: bir gelecekte bazı değişikliklere uğraması varsayımı altında,
Bolşevik, n° 7, —J. S.) olduğunu, işte bu nedenle düşünüyorum. ulusların kendi kaderlerini kendilerinin tayini hakkına ilişkin
Semiç arkadaşın ikinci yanılgısı böyle. sorunun güncelliğini kabul etmek değildir; bunu, burjuva
Karakteristik olgu: Zinovyev arkadaş, Yugoslav komis- demokratlar bile, şimdi, gerekirse, perspektif olarak, kabul
yonundaki konuşmasında, Semiç arkadaşın bu yanılgısı üzerine edebilirler. Şimdi sözkonusu olan bu değil: şimdi sözkonusu
aynı şeyi söylüyor. Şöyle: olan, Yugoslav devletinin, savaşlar ve zor kullanmalar sonucu
"Semiç arkadaşın, Yugoslavya'da köylü hareketinin bur- çizilmiş bugünkü sınırlarını, ulusal sorunu çözmek için bir çıkış
juvazi tarafından yönetildiğini, ve bunun sonucu, devrimci noktası ve törel bir temel yapmamak, iki şeyden biri: ya ulusal
olmadığını söyleyen kesinlemesi yanlış." (Bkz: Pravda, n° 83, - kaderini özgürce tayin etme sorunu, yani Yugoslavya'nın
J. S.) sınırlarının iyiden iyiye değişmesi sorunu, uzak bir gelecekte
Bu düşündeşlik bir raslantı sonucu mu? Elbette hayır. bulanık bir biçimde beliren ulusal programın bir ekidir, ya da
Bir kez daha: ateş olmayan yerden duman çıkmaz. ulusal programın temeli. Herhalde, kendi kederini özgürce tayin
Nihayet, üçüncü sorunla ilgili olarak, Semiç arkadaşın, etme hakkına ilişkin maddenin, Yugoslav Komünist Partisi
"Yugoslavya'daki ulusal sorunu, uluslararası durum ve Av- ulusal programının aynı zamanda hem bir eki, hem de temeli
rupa'daki olası perspektifler ile her türlü bağlılık dışında ele olamayacağı açıktır. Korkarım ki, Semiç arkadaş, kendi
alma yolunda bir çaba"ya giriştiğini ileri sürdüm. kaderini özgürce tayin etme hakkını, ulusal programın hep bir
ek-perspektifi olarak düşünmeye devam ediyor.

162
163
[ONÜÇ]
Semiç arkadaşın, ulusal sorunu uluslararası durumun
KAGANOVlÇ ARKADAŞA VE UKRAYNA
tümünden ayırdığını, ve bunun da, onda, kaderini özgürce
KOMÜNİST PARTİSİ MERKEZ KOMİTESİNİN
belirleme sorununun, yani Yugoslavya'nın sınırlarının değiş-
ÖBÜR ÜYELERİNE MEKTUPTAN
mesi sorununun, aslında güncel değil, ama akademik bir sorun
(1926)
olması sonucunu verdiğini, işte bu nedenle düşünüyorum.
Semiç arkadaşın üçüncü yanılgısında da durum bu.
Karakteristik olgu: Manuilski arkadaş, Komünist Enter-
nasyonalin V. Kongresine sunduğu raporunda, Semiç arkadaşın
bu yanılgısı üzerine aynı şeyi söyler:
"Ulusal sorunun Semiç arkadaş tarafından tüm konma
biçiminin temel öncülü, proletaryanın burjuva devleti, bir
savaşlar ve zor kullanmalar dizisi tarafından çizilmiş bulunan
sınırlar içinde [altını ben çizdim, —J. S.] kabul etmesi
düşüncesidir."59
Bu düşündeşlik bir raslantı sonucu sayılabilir mi? Elbette
hayır.
Bir kez daha: ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
Bolşevik, n° 11-12, 30
Haziran 1925.

ŞUMSKİ arkadaşın açıklamasındaki bazı düşünceler doğru.


Ukrayna'da, Ukrayna kültürü ve toplumsal yaşantısı için geniş
bir hareketin başlamış bulunduğu ve geliştiği doğru. Bu
hareketin, bize yabancı öğelerin eline, ne olursa olsun teslim
edilmemesi gerektiği doğru. Ukrayna'da birçok komünistin bu
hareketin anlam ve önemini anlamadıkları, bu harekete egemen
olmak için önlemler almadıkları doğru. Parti ve sovyetik
kurumlar emekçilerimizin, Ukrayna kültürü ve Ukrayna
toplumsal yaşamı konusunda alay ve kuşkuculukla dolu
kadrolar arasında bir değişiklik yapılması gerektiği doğru.
Ukrayna'daki yeni harekete egemen olacak yetenekteki insan
kadrolarının özenle seçilip özenle yetiştirilmesi

165
164
gerektiği doğru. Bütün bunlar doğru. Ama, öte yandan, Şums- yutlamaya yönelik bir savaşım niteliğine, genel olarak "Mos-
ki arkadaş en azından iki büyük yanılgıya düşüyor. kova"ya karşı, genel olarak Ruslara karşı, Rus kültürüne ve
Birincisi, parti aygıtımız ve sovyetik aygıtın Ukraynalı- onun en yüksek gerçekleşmesine, leninizme karşı bir savaşım
laştırılmasını, proletaryanın Ukraynalılaştırılması ile karıştı- niteliğine bürünebildiğini görmüyor. Bu tehlikenin Ukrayna'da
rıyor. Parti aygıtımız, devlet aygıtımız ve halk hizmeti gören gitgide daha gerçek olduğunu tanıtlamaya çalışmayacağım.
aygıtlar, belirli bir ritme uyularak Ukraynalılaştırılabilir ve Sadece bazı Ukraynalı komünistlerin bile bu tür kusurlardan
Ukraynalılaştırılmalıdır da. Ama proletarya yukardan bağışık olmadıklarını söylemekle yetiniyorum. Herkesin bildiği
Ukraynalılaştırılamaz. Rus işçi yığınları, Rus dili ve Rus bir şeyden, ünlü komünist Hvilevoy'un, Ukrayna basınında
kültüründen vazgeçmeye ve Ukrayna kültür ve dilini kendi yayınlanmış bulunan makalesinden sözetmek istiyorum.
kültür ve dili olarak tanımaya zorlanamaz. Bu, milliyetlerin Ukrayna proletaryasının, Hvilevoy tarafından istenen
özgürce gelişme ilkesine aykırıdır. Bu, ulusal özgürlük değil, "Rusluktan hemen arındırılması"; "Ukrayna şiirinin Rus
ama garip bir ulusal baskı biçimi olur. Ukrayna sanayii ge- edebiyatı ve bu edebiyatın üslubundan elden geldiğince çabuk
liştikçe, çevre kırlardan gelen Ukraynalı işçiler sanayie aktıkça, kurtulması gerektiği" kanısı; "proletaryanın fikirleri Moskova
Ukrayna proletaryasının bileşiminin değişeceği açık. Tıpkı, sanatı olmaksızın da bizce bilinen şeylerdir" sözleri; "genç"
diyelim belirli bir anda, bir Alman niteliği taşıyan, ve sonradan Ukrayna aydınlarının bilmem hangi kurtarıcı rolü için duyduğu
Letonlaşan ya da Macarlaşan Letonya ve Macaristan aşırı hayranlığı; kültürü siyasadan ayırma yolundaki gülünç ve
proletaryasının bileşimi gibi, Ukrayna proletaryasının da marksist olmayan girişimi, bütün bunlar ve başka birçok benzer
giderek Ukraynalılaşacağı açık. Ama bu, uzun süreli, şeyler, şimdi, tuhaf olmaktan da öte bir biçimde, bir Ukraynalı
kendiliğinden, doğal bir süreçtir. Bu kendiliğinden süreç yerine, komünistin ağzında çınlıyor (ve çınlamaktan da geri kalamaz).
proletaryanın yukardan zorla Ukraynalılaştırılma sürecinin Batı Avrupa proleterleri ve onların komünist partileri
tamamlamasını istemek, Ukrayna'da, proletaryanın Ukraynalı "Moskova" için, uluslararası devrimci hareketin ve leninizmin
olmayan katmanları arasında, Ukrayna düşmanı bir şovenizm bu kalesi için sevgiyle dolup taşarken; Batı Avrupa proleterleri
körüklemeye yetenekli, ütopyacı ve zararlı bir siyasa uygulamak Moskova üzerinde dalgalanan bayrağa hayranlıkla bakarken,
demektir. Bana öyle geliyor ki, Şumski arkadaş Ukraynalı komünist Hvilevoy, Moskova yararına, Ukraynalı
Ukraynalılaştırmayı yanlış anlıyor ve bu son tehlikeyi hesaba militanları "Mos-kova"dan "elden geldiğince çabuk" kaçmaya
katmıyor. çağırmaktan başka söyleyecek bir şey bulamıyor. Ve buna da
İkincisi, Ukrayna'da, Ukrayna kültür ve toplumsal yaşamı enternasyonalizm deniyor! Eğer komünistler, Hvilevoy
için yeni hareketin olumlu niteliğini çok doğru bir biçimde arkadaşın dilinde konuşmaya, ve sadece konuşmaya değil, ama
vurgulayan Şumski arkadaş, bu hareketin olumsuz yanlarını bizim sovyetik basınımızda yazmaya da başlarlarsa, komünist
görmüyor. Şumski arkadaş, Ukrayna'da ülke insanlarından olmayan öbür Ukraynalı aydınlar ne demez? Şumski arkadaş,
bileşik komünist kadroların güçsüzlüğü nedeniyle, sık sık Ukrayna'da yeni harekete egemen olmanın, ancak Hvilevoy
komünist olmayan aydınlar tarafından yönetilen bu hareketin, arkadaşın aşırılıklarına karşı, komünist saflar içinde savaşılarak
şurada burada, Ukrayna kültür ve toplumsal yaşamını sovyetik mümkün olduğunu anlamıyor. Şumski arkadaş,
kültür ve toplumsal yaşamının tümünden so-

166 167
[ONDÖRT]
yükselen Ukrayna kültür ve toplumsal yaşamının, ancak bu
aşırılıklara karşı savaşım verilerek sovyetik bir kültür ve ÇİN KONUSUNDA
sovyetik bir toplumsal yaşam biçimine dönüştürülebileceğini MERKEZ KOMİTESİ İLE MERKEZ DENETİM KOMİSYONU ORTAK GENEL
TOPLANTISINDA "ULUSLARARASI DURUM VE SSCB'NİN
anlamıyor. SAVUNMASI" ÜZERİNE YAPILAN KONUŞMADAN
26 Nisan 1926 (1 AĞUSTOS 1927)

GELELİM Çin sorununa. Muhalefet tarafından işlenmiş


bulunan, Çin devriminin niteliği ve perspektiflerine değgin
yanlışlıklar üzerinde durmayacağım. Bunu hiç yapmayacağım,
çünkü bu konuda, yeteri kadar inandırıcı bir biçimde, yeteri
kadar konuşuldu, ve bunları burada yinelemek yararsız. Çin
devriminin, güncel aşamada, sözümona bir gümrük özerkliği
devrimi (Trotski) olduğu yolundaki iddia üzerinde de
durmayacağım. Çin'de tarımsal devrimin büsbütün anlaşılmaz
bir şey olması sonucunu veren, Çin'de görünüşe göre feodal
kalıntılar olmadığı, ve hatta varsa bile, pek bir önem taşımadığı
(Trotski ve Radek) yolundaki iddia üzerinde durmak da
yararsız. Parti basınımız, sizi, muhalefetin

169
168
Çin sorununda işlemiş olduğu bu ve benzeri öbür yanlışlardan ayrımı özellikle belirtiyoruz."60 (Altını ben çizdim, —J. S.)
haberdar etmiş olsa gerek. Muhalefetin temel yanlışlığı, bir tür devrim ile bir başka
Leninizmin, sömürge ve bağımlı ülkelerde, devrimin so- tür devrim arasındaki bu ayrımı anlamamak ve kabul etme-
runlarını çözmek için yola çıktığı temel noktalara ilişkin soruna mektir.
geçelim. Muhalefetin temel yanlışlığı, öbür halkları ezen emper-
Sömürge ve bağımlı ülkelerde devrim hareketi sorunlarına yalist bir ülke olan Rusya'daki 1905 devrimi ile, ezilen, ya-rı-
eğildikleri zaman, Komünist Enternasyonal ve genel olarak sömürge, öbür devletlerin emperyalist boyunduruğu ile
komünist partilerin benimsedikleri çıkış noktası nedir? Bu çıkış savaşım zorunda bir ülke olan Çin'deki devrimi bir tutmaktır.
noktası, emperyalist ülkelerdeki, öbür halkları ezen ülkelerdeki Bizde, Rusya'da, 1905 yılında, devrim, burjuva demokratik
devrim ile, sömürge ve bağımlı ülkelerdeki, öbür devletlerin bir nitelik taşımasına karşın, burjuvaziye karşı, liberal
emperyalist baskısı altında yaşayan ülkelerdeki devrim burjuvaziye karşı yürüyordu. Neden? Çünkü emperyalist bir
arasındaki kesin ayrımdır. Emperyalist ülkelerdeki devrim, ülkenin liberal burjuvazisi, karşı-devrimci olmaktan geri ka-
başka şeydir: bu ülkelerde, burjuvazi öbür halkları ezer; lamaz. İşte tam da bu nedenden ötürüdür ki, o zaman bol-
bu ülkelerde, burjuvazi, devrimin tüm aşamalarında karşı- şevikler için liberal burjuvazi ile geçici bloklar ve anlaşmalar
devrimcidir; bu ülkelerde, kurtarıcı savaşım öğesi olarak ulusal sözkonusu değildi ve olamazdı. Burdan yola çıkan muhalefet,
öğe, eksiktir. Sömürge ve bağımlı ülkelerdeki devrim, başka bir devrimci hareketin tüm aşamalarında, Çin'de de aynı şeyin
şeydir: bu ülkelerde, öbür devletlerin emperyalizm boyunduruğu, yapılması gerektiğini, ulusal burjuvazi ile geçici anlaşmalar ve
devrimin etkenlerinden biridir; bu ülkelerde, bu boyunduruğun blokların, koşullar ne olursa olsun, Çin'de hiç bir zaman kabul
ucu ulusal burjuvaziye de dokunmaktan geri kalamaz; bu edilebilir olmadıklarını ileri sürüyor. Ama muhalefet unutuyor
ülkelerde, ulusal burjuvazi, belirli bir aşamada ve belli bir zaman ki, ancak ezilen ülkelerdeki devrim ile ezen ülkelerdeki devrim
için, ülkesinin emperyalizme karşı devrimci hareketini destekle-
arasındaki ayrımı anlamayan ve kabul etmeyen kimseler böyle
yebilir; bu ülkelerde, kurtuluş için savaşım öğesi olarak ulusal
konuşabilir; ancak leninizmden kopan ve II. Enternasyonal
öğe, devrimin bir etkenidir. Bu ayrımı yapmamak, bu ayrımı
yandaşlarına doğru kayan kimseler böyle konuşabilir.
anlamamak, emperyalist ülkelerdeki devrim ile sömürge
Sömürge ülkelerdeki burjuva kurtuluş hareketleri ile geçici
ülkelerdeki devrimi bir tutmak demek, marksizm yolundan,
leninizm yolundan çıkmak demektir; II. Enternasyonal yan- anlaşmalar ve bloklaşmaların kabul edilebilirliği konusunda
daşlarının yoluna girmek demektir. Lenin şöyle der:
Lenin, Komünist Enternasyonalin II. Kongresine, ulusal "III. Enternasyonal sömürgelerin ve geri kalmış ülkelerin
sorun ve sömürge sorunu üzerine sunduğu raporda, şöyle di- burjuva demokratlarıyla geçici bir ittifak [altını ben çizdim, —
yordu: J. S.] kurmalıdır, ama onlarla kaynaşmaman, ve en ilkel
"Birincisi, bizim tezlerimizin temel, esas fikri nedir? Ezilen biçimde olsa da proleter hareketin bağımsızlığını bağnazlıkla
halklarla ezen halklar arasında ayrımın yapılması. Biz, II. korumalıdır..."61
Enternasyonalin ve burjuva demokrasisinin tersine, bu "Biz, sömürge ülkelerinin burjuva kurtuluş [altını ben

no 171
çizdim, —J. S.] hareketlerini, ancak bu hareketler gerçekten
birinci evre, ana eksen olarak tarımsal hareket ile birlikte
devrimci oldukları takdirde, bu hareketlerin temsilcilerinin o
burjuva demokratik devrim; ikinci evre de, ana eksen olarak
ülkelerdeki köylülüğü ve sömürülen geniş yığınları devrimci
iktidarın proletarya tarafından alınması ile birlikte Ekim
bir ruhla örgütlendirmemize engel olmadıkları takdirde
Devrimi. Çin devriminin evreleri nelerdir? Bana kalırsa, bun-
desteklemeliyiz ve destekleyeceğiz."62
ların sayısı üç olmalı: birinci evre, devrimin darbelerini esas
Nasıl "olabilir" de, Rusya'da burjuvazi ile anlaşmaya karşı
itibarıyla yabancı emperyalizme karşı yönelttiği, ve ulusal
yıldırımlarını indiren Lenin, Çin'de bu tür anlaşmalar ve
burjuvazinin devrimci hareketi desteklediği genel birleşik ulusal
blokların kabul edilebilirliğini benimseyebilir? Acaba Lenin
cephe devrimi, Kanton dönemi; ikinci evre, Yang-Çe nehri
yanılmış mıdır? Acaba devrimci taktikten oportünist taktiğe mi
üzerinde ulusal orduların görünmesinden sonraki, ulusal
dönüşmüştür? Elbette hayır. Bu, Lenin, ezilen bir ülkedeki
burjuvazinin devrimden çekildiği, ve tarımsal hareketin on
devrim ile ezen bir ülkedeki devrim arasındaki ayrımı anladığı
milyonlarca köylünün güçlü bir devrimi biçiminde geliştiği
için "oluşmuştur". Bu, Lenin, gelişmesinin belli bir aşamasında,
burjuva demokratik devrim (şu anda Çin devrimi gelişmesinin
sömürge ülkelerdeki ulusal burjuvazinin, kendi ülkelerinin dış
ikinci evresinde bulunmaktadır); üçüncü evre, henüz
emperyalizme karşı devrimci hareketini destekleyebileceğini
gerçekleşmemiş, ama gelecek olan sovyetik devrim. Ge-
anladığı için "oluşmuştur". Muhalefetin anlamak istemediği de
lişmesinde bazı evreler olmayan hiç bir devrimin bulunmadığını
bu; muhalefet, Lenin'in devrimci taktiğinden koptuğu,
anlamayan biri, Çin devriminin kendi gelişmesi içinde üç evre
leninizmin devrimci taktiğinden koptuğu için bunu kavramak
içerdiğini anlamayan biri, ne marksizmden bir şey anlamıştır, ne
istemiyor.
de Çin sorunundan.
Buharin arkadaş, raporunda, Lenin'in bu göstergelerini
Çin devriminin birinci evresinin ayırdedici özelliği nedir? Çin
onların burnuna sokmuş bulunduğu halde, muhalefet liderle-
devriminin birinci evresinin ayırdedici özelliği, bunun, ilkin,
rinin, onlara değinme korkusu ile, Lenin'in bu göstergelerinden
genel birleşik cephe devrimi olması, ve ikinci olarak da, esas
sözetmekten özene bezene nasıl kaçındıklarına dikkat ettiniz
itibarıyla dış emperyalist boyunduruğa karşı yönelmiş
mi? Peki, sömürge ve bağımlı ülkeler için Lenin tarafından
bulunmasıdır (Hongkong grevi, vb.). Kanton, o zaman, Çin'deki
verilmiş, herkesçe bilinen bu taktik göstergelerden neden
devrimin merkezi, savaş alanı mıydı? Evet, su götürmez bir
kaçınırlar? Bu göstergelerden neden korkarlar? Çünkü
gerçekten korkuyorlar. Çünkü Lenin'in taktik göstergeleri, biçimde. Bunu şimdi ancak körler yadsıyabilir.
trotskizmin Çin devrimi sorunlarındaki tüm ideolojik ve siyasal Sömürgesel devrimin birinci evresinin hep bu niteliği ta-
tutumunu altüst ediyor. şıyacağı doğru mu? Ben, doğru olduğunu sanıyorum. Komünist
Çin devriminin evreleri konusunda, muhalefet öylesine Enternasyonalin TL. Kongresinin, Çin ve Hindistan'daki
şaşalamış ki, şimdi Çin devriminin gelişmesinde, her türlü devrimi konu alan "Ek Tezler"inde, bu ülkedeki "yabancı
evrenin varlığını yadsıyor. Ama gelişmelerinde bazı evreler egemenliğin toplumsal yaşamın gelişmesini durmadan engel-
olmayan devrimler olabilir mi? Bizim devrimimizin kendi ge- lediği, ve bu nedenle, sömürgelerdeki devrimin ilk adımının
lişme evreleri olmadı mı? Lenin'in Nisan Tezlerini alın; Le- [altını ben çizdim, —J. S.] yabancı kapitalizmin yıkılması
nin'in bizim devrimimizde iki evre kabul ettiğini görürsünüz: olması gerektiği"63 açıkça söylenir.

172
173
köylülüğü büyük toprak sahipleri karşısına dikmekten, işçilerin
Çin devriminin ayırdedici özelliği, onun bu "ilk adım"ı,
ve köylülerin devrimini açıkça örgütlemek ve böylece
gelişmesinin birinci evresini, genel birleşik ulusal cephe dev-
proletarya hegemonyası koşullarını hazırlamaktan engelleme-
rimi dönemini aşmış, ve gelişmesinin ikinci evresine, tarımsal
diği durumda ve koşulla devrimci bir anlam taşıyabilir. Bu-
devrim dönemine girmiş bulunmasıdır.
harin arkadaş, raporunda, Komünist Enternasyonalin, Çin
Örneğin Türk devriminin (kemalist devrim) ayırdedici
Komünist Partisine, işte bu tek cephe anlayışını esinlediğini,
özelliği, tersine, "ilk adım"da, gelişmesinin birinci evresinde,
herkesçe bilinen belgeler temeli üzerinde, yetkin bir biçimde
gelişmesinin ikinci evresine, tarımsal devrim evresine geçmeye
tanıtladı sanırım.
bile kalkışmaksızın, çakılıp kalmasıdır.
Kamenev ve Zinovyev arkadaşlar, burada, 1926 Ekiminde
Devrimin birinci evresinde, Kanton döneminde, Kuomin-
Şangay'a gönderilen, ve şimdilik, Şangay'ın alınmasından önce,
tang ve onun hükümeti neyi temsil ediyorlardı. Onlar o zaman,
tarımsal hareketi yoğunlaştırmanın gerekli olmadığını söyleyen
işçilerin, köylülerin, burjuva aydınların ve ulusal burjuvazinin
bir tek telgrafa atıfta bulundular. Ben, bizim Merkez Komitesini
blokunu temsil ediyorlardı. Kanton, o zaman devrimci hareketin
hiç bir zaman ne yanılmaz olarak düşündüm, ne de düşünürüm.
merkezi, devrimin savaş alanı mıydı? Kanton Kuomintangını,
Yanlışlıklar yapılabilir ve bu telgraf da, su götürmez bir
emperyalizme karşı kurtuluş savaşı hü kümeti olarak
biçimde, bir yanlışlıktır. Ama, ilk olarak, bu telgraf,
destekleme siyasası, o zaman doğru muydu? Kanton ve Ankara,
muhalefetten hiç bir işaret olmaksızın, birkaç hafta sonra
emperyalizme karşı savaşım verdikleri zaman, Çin'de Kanton'a,
(Kasım 1926'da) bizim tarafımızdan yürürlükten kaldırıldı,
ve Türkiye'de Ankara'ya bir yardımda bulunmakta haklı
ikinci olarak, şimdiye kadar muhalefet bu konuda neden sustu?
mıydık? Evet, haklı idik. Haklı idik, ve o zaman Lenin'in izinde
Neden bu telgrafı dokuz hafta sonra anımsadı ve neden bizim
yürüyorduk; çünkü Kanton ve Ankara'nın savaşımı,
bu telgrafı dokuz hafta önce yürürlükten kaldırdığımızı partiden
emperyalizmin güçlerini dağıtıyor, emperyalizmi güçten ve
saklıyor? Bundan ötürü, bu telgrafın bizim yönetimimizin
hükümdarlıktan düşürüyor, ve böylece dünya devrim ocağının,
çizgisini belirlediğine inanmak açık bir karaçalma olur.
SSCB'nin gelişmesini kolaylaştırıyordu. Bugünkü muhalefet
Gerçeklikte, bu tek, önemsiz, hiç de Komünist Enternasyonalin
liderlerinin o zamanlar Kanton ve Ankara'yı desteklemek, ve
çizgisini, bizim yönetimimizin çizgisini belirtici olmayan bir
onlara belli bir yardımda bulunmak için bizimle birlikte
telgraf idi. Örneğin, bu telgrafın, yineliyorum, yönetimimizin
oldukları doğru mudur? Evet, doğrudur. Bunu kuşku konusu
çizgisini saptayan ve söz götürmez biçimde karakteristik bir
yapacak biri boşuna aranır.
nitelik taşıyan bir dizi belge tarafından yürürlükten kaldırılmış
Ama sömürgesel devrimin birinci evresinde, ulusal bur-
bulunması da bunu gösterir.
juvazi ile tek cepheyi nasıl anlamalı? Bu, komünistlerin, işçi ve
Bu belgelere atıfta bulunmama izin verin.
köylülerin büyük toprak sahipleri ve ulusal burjuvaziye karşı
işte, örneğin, Komünist Enternasyonal VII. genel toplan-
savaşımını yoğunlaştırmamaları gerektiği, proletaryanın, çok
tısında, Kasım 1926'da, yani yukarda sözü geçen telgraftan bir
küçük bir ölçüde bile olsa, bir dakika için bile olsa, kendi
ay sonra kabul edilmiş bulunan karardan bir parça:
bağımsızlığından ödün vermesi gerektiği anlamına mı gelir?
"Güncel durumun özgün özelliği, bu durumun, proletar-
Hayır. Tek cephe, ancak komünist partiyi kendi siyasal
yanın, burjuvazinin önemli katmanları ile bir blok perspek-
eylemini sürdürmek ve bağımsızca örgütlenmekten,

175
174
tifi ve köylülük ile ittifakının gelecekte bir pekişme perspektifi yorum. (Bir ses: "Kanton ve Şangay'da bu görüldü,") Büyük bir
arasında seçme yapma durumunda kalması sonucunu veren yanılgı bu, arkadaşlar. Çin proletaryasının rolünün ve öneminin
geçici niteliğidir. Eğer proleterya radikal bir tarım programı çok vahim bir küçümsenmesi bu. Bu durum, tezlerde kesenkes
formüle etmezse, köylülüğü devrimci savaşıma sürük- olumsuz bir olay olarak belirlenmelidir. Eğer Çin komünistleri,
leyemeyecek ve ulusal kurtuluş hareketi içindeki hegemonyasını grevler aracıyla da olsa, işçilere maddî ve hukuksal durumlarını
yitirecektir." (Altını ben çizdim, —J. S.) düzeltmekte yardım için güncel elverişli durumdan
Ve sonra: yararlanmazlarsa, bu çok büyük bir yanlışlık olur. Öyleyse
"Ulusal kurtuluş işi tarımsal devrim ile bir tutulmadıkça Çin'deki devrim neye yarayacak?"65
[altını ben çizdim, —J. S.], Kanton halk hükümeti devrim Ve işte 1926 Aralığından, işçilerin savaşımının gelişme-
içinde iktidarda kalamaz, yabancı emperyalizm ve yerli ge- sinin bunalıma, işsizliğe, fabrika ve işyerlerinin kapanmasına
ricilik üzerinde tam bir zafer kazanamaz."64 yolaçtığı söylenerek, Komünist Enternasyonalin Çin'in tüm
İşte Komünist Enternasyonal yönetiminin çizgisini gerçek- kentlerinde tedirgin edildiği bir sırada kaleme alınmış bir
ten belirleyen bir belge. üçüncü belge:
Komünist Enternasyonalin, herkesin bildiği bu belgesi "Kentlerde geri çekilme ve işçilerin durumlarını düzeltme
üzerinde muhalefet liderlerinin suspus olması çok garip. savaşımının daraltılması genel siyasası yanlıştır. Kırda savaşımı
Aynı 1926 yılının Kasımında, Komünist Enternasyonalin, geliştirmek gerek; ama bütün araçlarla işçilerin savaşımına,
Çin sorunu üzerine genişletilmiş VII. genel oturumunda kabul abartılmış aşırılık ve öncelemeleri dıştalayan örgütlü bir nitelik
edilmiş bulunan kararı, elbette benim de katılmamla hazırlayan vermeye çalışarak, aynı zamanda, işçilerin maddî ve hukuksal
Çin komisyonunda yaptığım konuşmaya atıfta bulunmam, durumunu düzeltmek için elverişli andan yararlanmak da
herhalde boşboğazlık olmayacak. Bu konuşma, daha sonra: zorunlu. Özellikle, küçük ve orta Çin burjuvazisinin, olanak
Çin'de Devrimin Perspektifleri başlığı altında, broşür olarak ölçüsünde ortak düşmana karşı tek cephe çerçevesinde
yayınlandı, İşte bu konuşmadan birkaç parça: tutulabilmesi için, kentlerdeki savaşımın büyük burjuvazi
"Kuomintang üyeleri ve hatta Çin komünistleri arasında, katmanlarına, ve her şeyden önce de emperyalistlere karşı
köylüyü devrim içine sürükleyerek anti-emperyalist tek cepheyi yöneltilmesine çalışmak gerek. Uzlaştırma odaları, hakem
yıkma korkusu ile, kırda devrimi başlatmayı olanaklı olarak mahkemeleri vb. sistemini, bu kurumlarda doğru bir işçi
görmeyen kimseler bulunduğunu biliyorum. Bu çok derin bir siyasası sağlanması koşuluyla, usa-uygun buluyoruz. Aynı
yanılgı, arkadaşlar. Çin köylülüğü devrime ne kadar çabuk ve zamanda, grev, işçi toplantıları vb. özgürlüğüne karşı
ne kadar eksiksiz bir biçimde çekilirse, Çin'deki anti- kararnamelerin kesenkes kabul edilemez şeyler oldukları
emperyalist cephe o kadar güçlü ve o kadar kudretli olacaktır." konusunda sizi uyarmayı da zorunlu buluyoruz, Bu sorunun
Ve daha ilerde: önemi dolayısıyla, bize düzenli bilgi gönderiniz."
"Çin komünistleri arasında, işçilerin maddî ve hukuksal Çan Kay-şek'in hükümet darbesinden birbuçuk ay önce
durumlarını düzeltmek için grev yapmalarını doğru bulmayan, yazılmış dördüncü belge:
ve işçileri grevden vazgeçiren arkadaşlar olduğunu bili- "İşçi ve köylülerin silahlanmasına, yerel köylü komitele-

176 177
tinin, silahlı bir özsavunma vb. ile donatılmış gerçek iktidar ze tezleri içinde çizmiş bulunduğu aynı siyasayı savundukları
organları biçimine dönüştürülmesine yönelmek zorunlu.
bir zaman olmuştu. Komünist Enternasyonalin, Zinovyev
"Komünist Partinin kendini her zaman ve her yerde ko-
arkadaşın Komünist Enternasyonal başkanı olduğu, henüz bir
münist parti olarak göstermesi zorunlu; gönüllü yarı-yasal-lık
leninist olduğu ve trotski kampına geçme zamanı bulamadığı
siyasası kabul edilemez; Komünist Parti kendini yığın
Şubat-Mart 1926'da toplanmış bulunan VI. genel toplantısından
hareketine bir engel olarak gösteremez; Komünist Parti
sözetmek istiyorum. Komünist Enternasyonalin VI. genel
Kuomintang'daki sağ kişilerin hain ve gerici siyasasını giz-
toplantısından sözediyorum, çünkü bu genel toplantının, Çin
lememeli; bunların yüzündeki maskeyi çıkarmak için, yığınları
devrimi üzerine, Şubat-Mart 1926'da oybirliği ile kabul edilmiş,
Kuomintang ve Çin Komünist Partisi yöresinde seferber etmek
Çin devriminin birinci evresi üzerine, Kanton Kuomintang'ı ve
zorunlu.
Kanton hükümeti üzerine, Komünist Enternasyonal ve
"Kendini devrime adamış bütün militanların dikkatini, şu
SSCBKP tarafından yapılmış bulunana benzer, ve şimdi
anda Çin devriminin, sınıf güçlerinin kümelenmesi ve
muhalefetin döndüğü bir değerlendirmenin yapıldığı bir kararı
emperyalist orduların yığışması ile bağlılık içinde, tehlikeli bir
var. Bu karardan sözediyorum, çünkü o zaman Zinovyev
dönemden geçtiği ve gelecekteki zaferlerinin, ancak gözünü
arkadaş bu karardan yana oy vermiş, ve Trotski, Kamenev
kırpmadan yığın hareketinin gelişmesine yönelme koşulu ile
arkadaşlar ile bugünkü muhalefetin öbür liderleri dahil, hiç bir
olanaklı oldukları gerçeği üzerine çekmek zorunlu. Yoksa
Merkez Komitesi üyesi, bu karara karşı çıkmamıştı.
devrimi büyük bir tehlike tehdit eder. Bu nedenle, yönergelerin
Size bu karardan bazı parçalar aktarmama izin verin. İşte
uygulanması şimdi her zamandan daha zorunlu."
bu kararda Kuomintang konusunda söylenmiş olan şey:
Ve daha da önce, Nisan 1926'da, Kuomintang sağcıları ve
"Çin işçilerinin Şangay ve Hongkong'daki siyasal grevleri
Çan Kay-şek'in hükümet darbesinden bir yıl önce, Komünist
(Haziran—Eylül 1925), Çin halkının yabancı emperyalistlere
Enternasyonal, "işleri Kuomintang sağcılarının ayrılma ya da
karşı kurtuluş savaşında bir dönüm noktası yarattı. ...
kovulmasına doğru yöneltmek gerek"tiğini bildirerek, Çin
Proletaryanın siyasal eylemi, ülkenin tüm devrimci demokratik
Komünist Partisini uyarmıştı.
örgütlerinin, ve en başta da, devrimci halk partisi —
Komünist Enternasyonal, sömürgesel devrimin birinci
Kuomintang— ile Kanton devrimci hükümetinin gelecekteki
evresinde, emperyalizme karşı tek cephe taktiğini işte böyle
gelişme ve pekişmesine güçlü bir atılım kazandırdı. Ana çe-
anlıyordu ve gene de böyle anlıyor.
kirdeğinin, eylemini Çin komünistleri ile birlikte yürüttüğü
Muhalefet bu yönerge-belgelerin varlığını bilir mi? El-
Kuomintang Partisi, ülkenin bağımsızlığı ve tek bir devrimci
bette, bilir. Peki neden bu yönerge-belgeler konusunda ses
demokratik iktidar için, yabancı emperyalistlere ve tüm as-kerî-
çıkarmaz? Çünkü o, gerçeği aramaz, hır çıkarmak ister.
feodal düzene karşı, nüfusun bu katmanlarının sınıf çıkarları
Ama gene de, bugünkü muhalefet liderlerinin, özellikle
ortaklığı alanı üzerinde, işçilerin, köylülerin, aydınların ve kent
Zinovyev ve Kamenev arkadaşların leninizmden bir şeyler
demokrasisinin devrimci blokunu oluşturur".66 (Altını ben
anladıkları, ve aslında, Çin devrimci hareketinde, Komünist
çizdim, —J. S.)
Enternasyonal tarafından uygulanan ve Lenin arkadaşın bi-

178
179
Bu, Lenin'in, sömürge ve bağımlı ülkelerde komünistlerin
Demek, Kanton Kuomintang'ı, dört sınıfın ittifakı. Bunun, taktiği üzerine bilinen göstergelerinde sözünü ettiği şeye çok
hemen hemen, Komünist Enternasyonalin o zamanki başkanı benziyor, değil mi? Sadece, Zinovyev arkadaşın daha şimdiden
Zinovyev arkadaşın ta kendisi tarafından onaylanmış bunu unutacak zaman bulması çok acı.
"martinovculuk"67 olduğunu görüyorsunuz. Kuomintang'dan çıkma sorunu:
Kuomintang'ınKanton hükümeti konusunda: "Çin büyük burjuvazisinin, geçici olarak Kuomintang
"Kuomintang Partisi tarafından Kanton'da kurulan dev- Partisi yöresinde toplanmış bulunan bazı katmanları, son yıl
rimci hükümet [altını ben çizdim, —J. S.], daha şimdiden çok içinde buradan ayrıldılar; bu olay, Kuomintang'ın sağ
çok büyük işçi, köylü ve kentli demokrat yığınları ile ilişki kanadında, açıkça Kuomintang'ın emekçi yığınlarla sıkı itti-
kurmasını başarmış, ve onlara dayanarak, emperyalistler fakına karşı çıkan, açıkça komünistlerin Kuomintang'dan
tarafından desteklenen karşı-devrimci çeteleri yenmiş bulun- atılmasından yana ve Kanton hükümetinin devrimci siyasasına
maktadır (ve Kuan-Tung eyaletinin tüm siyasal yaşamında karşı görünen küçük bir grubun oluşmasına yolaçtı.
köklü bir demokratlaşma çalışması gerçekleştiriyor). Kendini Kuomintang'ın ikinci Kongresinde (Ocak 1926) bu sağ kanadın
böylece Çin halkının bağımsızlık savaşımında bir öncü olarak yargılanması ve Kuomintang ile komünistler arasında bir savaş
gösteren Kanton hükümeti, ülkede gelecekteki devrimci ittifakı zorunluluğunun doğrulanması, Kuomintang ve Kanton
demokratik kuruluş için bir örnek hizmeti görüyor [altını ben hükümeti çalışımının devrimci yönelimini saptar ve
çizdim, —J. S.]."68 Kuomintang'a karşı proletaryanın devrimci desteğini güvence
Demek ki, Kanton'daki dört sınıf blokunu temsil eden altına alırlar [altını ben çizdim, —J. S.]."70
Kuomintang hükümeti, devrimci bir hükümet, ve sadece dev- Demek ki Çin devriminin birinci evresinde komünistlerin
rimci değil, hatta Çin'de gelecekteki devrimci demokratik Kuomintang'dan çıkması büyük bir yanlışlık olurdu. Sadece, bu
hükümet için de bir örnek idi. karar doğrultusunda oy vermiş bulunan Zinovyev arkadaşın,
İşçilerin, köylülerin ve burjuvazinin tek cephesi konusunda: topu topu bir ay sonra bunu unutacak zamanı bulması çok acı.
"Yeni tehlikelere karşı, Çin Komünist Partisi ve Kuomin- Çünkü, en geç 1926 Nisanında (bir ay sonra), Zinovyev
tang, halk ordularının savaşımını desteklemek üzere yığın komünistlerin Kuomintang'dan hemen çıkmasını istiyordu.
eylemleri düzenleyerek, emperyalist kamptaki iç çelişkilerden Çin Komünist Partisi içindeki sapmalar ve devrimin
yararlanarak, ve onlara karşı, devrimci demokratik örgütlerin Kuomintang evresi üzerinden atlamanın kabul edilmezliği
yönetimi altında, nüfusun en geniş katmanlarının (işçilerin, konusunda:
köylülerin, burjuvazinin) ulusal devrimci tek cephesini "Çin komünistlerinin siyasal kaderlerini özgürce tayin
çıkartarak [altını ben çizdim, —J. S.], en geniş siyasal etmeleri, aynı derecede zararlı iki sapmaya karşı savaşım
çalışmayı göstermelidirler."69 arasında gelişecektir: Çin proletaryasının bağımsız sınıf
Demek ki sömürge ülkelerde, sömürgesel devrimin belli bir amaçlarını bilmezden gelen ve genel ulusal demokratik hareket
evresinde, burjuvazi ile geçici blok ve anlaşmalar, sadece kabul ile canlılıktan yoksun bir kaynaşmaya yolaçan sağ tas-fiyeciliğe
edilebilir şeyler değil ama kesenkes zorunlu şeylerdir de. karşı, ve köylülüğü unutarak, Çin ulusal kurtuluş
181
180
hareketinin bu temel ve kararlaştırıcı etkenini unutarak, pro- mekten başka bir şey yapmadı. Devrimin ikinci evresinin de,
leter diktatörlük ve sovyetik iktidar, görevlerine hemen ya- emperyalistleri dışarı atmak olan görevini tamamen yerine
naşmak üzere, hareketin devrimci demokratik evresi üzerinden getirmeyi başaramayacağına inanmak gerek. Emperyalizme
atlamayı gözeten aşırı sol eğilimlere karşı savaşım [altını ben karşı büyük Çin işçi ve köylü yığınlarına yeni bir atılım
çizdim, —J. S.]."71 verecek, ama bu işi, daha sonra, bu işin tamamlanmasını Çin
Bu karar, Zinovyev, Kamenev ve Trotski arkadaşlarca devriminin bir sonraki evresine, sovyetik evreye aktarmak
biliniyor mu? üzere yapacaktır. Ve bunda da şaşılacak hiç bir şey yok. Bizim
Bilindiğine inanmak gerek. Herhalde, bu kararın Komünist devrim tarihimizde de, başka bir durumda ve başka koşullar
Enternasyonalin Yürütme Komitesinin VI. genel toplantısında içinde de olsa, benzer olayların oldukları bilinmez mi? Bizim
kendisinin başkanlığı altında geçmiş bulunduğu, ve kendisinin devrimimizin ilk evresinin de, tarımsal devrimi tamamlama
de bu karardan yana oy kullandığı Zinovyev arkadaşça olan görevini tamamen yerine getirmediği, ama bu işi devrimin
bilinmiyor olamaz. Peki muhalefet liderleri şimdi neden bu bir sonraki evresine, feodal kalıntıların kökünü sökme görevini
kararı dünya komünist hareketinin en üst örgütünün başından tamamen ve koşulsuz yerine getirmiş bulunan Ekim Devrimine
savıyorlar? Neden bu karar üzerinde suspus oluyorlar? Çünkü aktardığı bilinmez mi? Bundan ötürü, eğer Çin devriminin
bu karar, Çin devriminin tüm sorunlarında, kendilerine karşı ikinci evresinde, tarımsal devrimin sonuna kadar tamamlanması
dönüyor. Çünkü bu karar, muhalefetin bugünkü tüm trotskist başarılamaz ve eğer devrimin ikinci evresi, sayısız köylülük
yönelimini yere seriyor. Çünkü onlar Komünist yığınlarına ilk adımı attırdıktan ve onları feodal kalıntılar
Enternasyonalden, çünkü onlar leninizmden sapmış karşısına diktikten sonra, bu işin tamamlanmasını devrimin bir
bulunuyorlar; ve şimdi, geçmişlerinin korkusu ile, gölgelerinin sonraki evresine, sovyetik evreye aktarırsa, bunda şaşılacak hiç
korkusu ile, Komünist Enternasyonal Yürüme Komitesinin VI. bir şey olmayacaktır. Ve bu, ancak Çin'de gelecekteki sovyetik
genel toplantısı kararını korkakça baştan savma zorunda kalmış devrimin yararına olacaktır.
bulunuyorlar. Devrimci hareketin merkezi, açıkça, Kanton'dan Vu-Han'a
İşte Çin devriminin birinci evresinde durum bu. Geçelim şimdi kaymış, ve Vu-Han devrimci merkezinin yanında, Nankin'de
Çin devriminin ikinci evresine. Eğer birinci evre devrimin sivri karşı-devrimci bir merkez yaratılmış iken, Çin'deki devrimin
ucunun esas itibarıyla yabancı emperyalizme karşı yöneltilmesi ikinci evresinde komünistlerin görevi ne idi? Bu görev, partiyi,
olgusu ile kendini belli ediyorduysa, ikinci evrenin ayırdedici proletaryayı (sendikalar), köylülüğü (köylü birlikleri), genel
belirtisi de, devrimin sivri ucunu esas itibarıyla iç düşmanlara, olarak devrimi, açıkça örgütleme olanaklarından sonuna kadar
ve her şeyden önce feodallere, feodal rejime karşı yararlandırmak idi. Bu görev, Vu-Han kuomintangcılarını sola,
yöneltmesidir. Birinci evre, yabancı emperyalizmi devirmek tarımsal devrime doğru itmek idi. Bu görev, Vu-Han
olan görevini yerine getirdi mi? Hayır, getirmedi. Bu görevin Kuomintangını karşı-devrim ile savaşım merkezi ve proletarya
gerçekleşmesini, miras olarak Çin devriminin ikinci evresine ile köylülüğün gelecekteki devrimci demokratik
bıraktı. Daha sonra, koşusunu durdurmak ve bu işi geleceğe diktatörlüğünün çekirdeği durumuna getirmek idi.
aktarmak üzere, emperyalizme karşı devrimci yığınlara ilk
atılımı ver-

182 183
Bu siyasa doğru muydu? Olgular, bu siyasanın, büyük işçi Sayısız yığınları ardından götürmeden önden gitmek, aslında
ve köylü yığınlarını, devrimin gelecekteki gelişmesi anlayışı hareketin gerisine düşmek, hareketin kuyruğuna takılmak
içinde eğitmeye yetenekli tek doğru siyasa olduğunu gösterdi. demektir. Artçıdan koparak, artçıyı ardından götürmesini
Muhalefet o zaman hemen işçi ve köylü temsilcileri Sov- beceremeyerek önden gitmek, gereğinden çok öncelemek de-
yetlerinin kurulmasını istiyordu. Ama bu serüven ruhu, se- mektir; bu, yığınların ileriye doğru hareketini, bir zaman için
rüvenci bir önceleme idi; çünkü Sovyetlerin hemen kurulması, o tehlikeye düşürebilir. Leninist yönetim tastamam şuna dayanır:
zaman gelişmenin sol-Kuomintang evresi üzerinden atlanması öncü, artçıyı kendi ardından götürmesini bilmelidir; öncü,
anlamına gelirdi. Neden? Çünkü komünistler ile ittifakını yığınlardan kopmaksızın önden gitmelidir. Ama öncünün
sürdüren Vu-Han Kuomintangı, saygınlığını yitirecek, büyük yığınlardan kopmaması, sayısız yığınları gerçekten kendi
işçi ve köylü yığınlarının gözünde maskesini yitirecek zamanı ardından götürebilmesi için, kesin bir koşul, yani yığınların
henüz bulmamıştı, henüz burjuva devrimci örgütü olarak tüm öncünün göstergelerinin, yönergelerinin, sloganlarının
olanaklarını tüketecek zamanı bulmamıştı. Çünkü yığınlar, doğruluğuna kendi öz deneyleri ile inanmaları koşulu,
henüz kendi öz deneyleri ile, bu hükümetin yeteneksizliğine, zorunludur. Eğer büyük yığınlar tarafından desteklenmiyorsa,
onu devirmenin zorunluluğuna inanmış olmadıkları bir anda, tek başına partinin, tek başına öncü grubun devrimi yapacak
Sovyetler ve Vu-Han hükümetinin yıkılması sloganını formüle durumda olmadığını, devrimin eninde sonunda sayısız emekçi
etmek demek, gereğinden çok önceleme, yığınlardan kopma, yığınları tarafından "yapıldığını" anlamayan muhalefetin
kendini yığınların desteğinden yoksun bırakma ve böylece mutsuzluğu da, işte sayısız yığınların yönetimi ile ilgili bu basit
başlamış bulunan işi başarısızlığa uğratma demektir. Muhalefet, leninist kuralı doğru kabul etmemesidir.
eğer kendisi Vu-Han'daki Kuomintangın devrimci ruhunun Neden bizler, bolşevikler, çok yakın bir gelecekte, Geçici
dayanıksızlık ve yetersizliğini anlarsa (bunu anlamak siyasal Hükümeti devirme ve sovyetik iktidarı kurma zorunluluğu ile
bakımdan yetişmiş hiç bir militan için güç değil), bunun, bütün karşı karşıya kalacağımızdan emin bulunduğumuz halde, 1917
bunların yığınlarca da anlaşılması için tamamen yeterli Nisanında, Geçici Hükümeti devirme ve sovyetler iktidarını
olduğunu; bunun, Kuomintang yerine Sovyetleri geçirmek ve kurma pratik sloganını formüle etmedik? Çünkü cephe
yığınları ardından sürüklemek için tamamen yeterli olduğunu gerisinde olduğu kadar cephede de, büyük emekçi yığınları, ve
sanıyor. Ama bu, kendi bilinç ve anlayışını, milyonlarca işçi ve hatta Sovyetlerin kendileri bile, böyle bir sloganı sindirmeye
köylünün bilinç ve anlayışı olarak alan muhalefetin alışılmış henüz hazır değillerdi; çünkü Geçici Hükümetin devrimci
aşırı-sol yanılgısından başka bir şey değil. Muhalefet, partinin ruhuna hâlâ inanıyorlardı. Çünkü Geçici Hükümet, cephe
önden gitmesi gerektiğini söylerken haklı. Bu, kendisine saygı gerisinde olduğu kadar cephede de karşı-devrimi destekleyerek,
gösterilmedikçe, gerçek bir komünist partinin olmadığı ve ola- onurunu ve saygınlığını yitirecek zamanı henüz bulamamıştı.
mayacağı beylik bir marksist ilkedir. Ama bu, gerçeğin sadece Neden Lenin, 1917 Nisanında, Leningrad'da, Geçici Hükümetin
bir bölümü. Tüm gerçek şu ki, parti, sadece önden gitmemeli, hemen devrilip Sovyetler iktidarının kurulması sloganını
ama sayısız yığınları da kendi ardından götürmelidir. formüle eden Bogdatiyev grubunu adamakıllı haşlamıştı?
Çünkü Bogdatiyev'in girişimi, bolşevik partiyi milyonlarca işçi
ve köylüden koparmakla tehdit eden tehli-

184 185
keli bir önceleme olabilirdi. Cavaignac'larına karşı savaşım merkezi durumuna getirmek
Siyasada serüven ruhu, Çin devrimi sorunlarında bog- üzere Vu-Han Kuomintangına "bütün araçlarla yardım etmenin
datiyevcilik, — bugün bizim trotskist muhalefetimizi öldüren zorunlu" olduğunu ileri sürüyordu? Neden tarımsal hareketin en
şey, işte bu. büyük gelişme merkezi Vu-Han oldu da bir başka yer olmadı?
Zinovyev arkadaş, bogdatiyevcilikten sözederken, benim Vu-Han topraklarının (Hu-Nan, Hu-Pe), bu yılın başlarında,
bugünkü Çin devrimini Ekim Devrimi ile bir tuttuğumu söy- tarımsal hareketin en büyük gelişme merkezi olduğu bir gerçek
lüyor. Bu sözün tutulacak yeri yok. Birincisi, ben "Günlük değil mi? Toprakları üzerinde tarımsal deyrimin başlayıp
Konular Üzerine Notlar" başlıklı makalemde kendim belirttim geliştiği Vu-Han, devrimci hareketin merkezi, "savaş alanı"
ki, "andırış burada saymacadır ... eğer günümüzdeki Çin'in olarak düşünülemezken, neden tarımsal yığın hareketinin
durumu ile, 1917 Rusyası'nıri durumu arasındaki ayrım olmadığı Nankin, "devrimin savaş alanı" (Trotski) olarak
gözönünde tutulursa, bunu, ancak kendini zorunlu kılan bütün adlandırılabilsin? O zaman muhalefetin, Komünist Partinin Vu-
koşullar ile birlikte kabul ederim". Han Kuomintangı ve Vu-Han hükümeti içinde bırakılmasını
İkincisi, bir ülkedeki devrimin şu ya da bu akımlarını, şu ya istemesi nasıl açıklanmalı? Muhalefet, 1927 Nisanında, Vu-Han
da bu yanlışlıklarını belirtmek için, genel olarak başka "karşı-devrimci" Kuomintangı ile bloktan yana mıydı?
ülkelerdeki devrimler ile karşılaştırmalar yapılamayacağını Muhalefetin bu "unutkanlık" ve dağı-nıklığı nerden geliyor?
söylemek de saçma olur. Hatta bu devrimler aynı türden Muhalefet, Vu-Han Kuomintangı ile blokun kısa ömürlü
olmasalar bile, bir ülkedeki devrim, öbür ülkelerdeki çıkmasından kötü yürekli bir sevinç duyuyor, ve Komünist
devrimlerden bir şeyler öğrenmez mi? 0 zaman devrim bilimi Enternasyonalin, Çin komünistlerini, Vu-Han Kuomintangı-nın
kaç para eder? Aslında, Zinovyev bir devrim bilimi olanağını olası bir başarısızlığına karşı uyarmamış olduğunu ileri sürüyor.
yadsıyor. Lenin'in, Ekim Devriminden önceki dönemde, Muhalefetin kötü yürekli sevincinin, sadece onun siyasal
Çheydze, Çeretelli, Steklov ve başkalarını, 1848 Fransız iflâsına tanıklık ettiğini tanıtlamaya pek gerek yok. Görünüşe
Devriminin "lui-blankicilik"ine tutulmuş olmakla suçladığı bir bakılırsa, muhalefet, sömürge ülkelerde ulusal burjuvazi ile
gerçek değil mi? Lenin'in "Lui-blankicilik" makalesine bakınız, kurulan blokların, uzun ömürlü olması gerektiğini düşünüyor.
o zaman Lenin'in, 1848 Fransız Devrimi ile bizim Ekim Ama sadece leninizmin son kalıntılarını da yitirmiş bulunan
Devrimimizin aynı türden devrimler olmadıklarını bildiği halde, kimseler böyle düşünebilirler. Eğer Çin'de feodaller ve
Ekimden önce şu ya da bu militanların yanlışlıklarını belirtmek emperyalizm, güncel aşamada, devrimden daha güçlü
için, 1848 Fransız Devrimi ile karşılaştırmaya geniş ölçüde çıkmışlarsa, eğer bu düşman güçler tarafından yapılan baskı,
başvurduğunu görürsünüz. Ve eğer Ekim Devriminden önceki Vu-Han Kuomintangında sağa doğru bir dönüşe ve Çin
dönemde Çheydze ve Çeretelli'nin "lui-blan-kicilik"inden devriminin geçici bir yenilgisine yolaç-tıysa, ancak
sözedilebilirse, Çin'deki tarımsal devrim döneminde Zinovyev bozgunculuk hastalığına tutulmuş kimseler bundan sevinç
ve Trotski'nin "bogdatiyevciliği"nden neden sözedilemesin? duyabilirler. Muhalefetin, Komünist Enternasyonalin, Çin
Komünist Partisini, Vu-Han Kuomintangının olası bir
Muhalefet, Vu-Han'ın devrimci hareket merkezi olmadığını
başarısızlığına karşı uyarmamış olduğu yolundaki id-
söylüyor. Ama neden Zinovyev arkadaş o zaman Çin

186 187
diaya gelince, bu, bugün muhalefet cephaneliğinin tıkabasa
dan yanayız. Tang Ping-Sian'ın72 yolculuğu konusundaki kay-
dolu bulunduğu alışılmış dedikodulardan biridir.
Muhalefetin dedikodularını yalanlamak için bazı belgeler gıların belli bir temeli var. Gerekli olan, işçi ve köylü ha-
aktarmama izin verin. reketinden kopmak değil, ama ona bütün araçlarla katkıda
Birinci belge, 1927 Mayıs ayından: bulunmaktır. Yoksa, her şeyi yitirirsiniz.
"Şimdi Kuomintangın iç siyasasında asıl önemli olan, "Kuomintangın bazı eski merkez komite liderleri olaylardan
tarımsal devrimi, özellikle Kuang-Tung'da olmak üzere, bütün korkuyor, duraksıyor, uzlaşma yoluna gidiyorlar. Kuomintang
eyaletlerde, "tüm iktidar kır köylü birlik ve komitelerine" merkez komitesine elden geldiğince tabandan yeni köylü ve işçi
sloganı altında, sistematik bir biçimde geliştirmektir. Devrimin liderler çekmek gerek. Onların atak sesi, eskileri ya gözüpek
ve Kuomintangın başarı temeli işte buradadır. Çin'de, yapacak ya da ıskartaya çıkartacak. Kuomintangın bugünkü
emperyalizme ve ajanlarına karşı geniş ve güçlü siyasal ve yapısını değiştirmek gerek. Kuomintangın yönetici doruğunu
askerî bir ordu kurulmasını sağlayacak temel, işte buradadır. kesenkes tazelemek ve tarımsal devrimde kendilerini göstermiş
Pratik bakımdan, toprakların zoralımı sloganı, Hu-Nan, Kuang- yeni liderlerle tamamlamak gerek; çevre, işçi ve köylü
Tung vb. gibi, tarımsal hareketin genişlik kazandığı eyaletler birliklerinden gelen milyonlarca üye ile genişletilmeli. Yoksa,
için çok uygundur. Böyle olmazsa, tarımsal devrimin gelişmesi Kuomintang yaşamdan kopma ve tüm yetkisini yitirme tehlikesi
olanaksızdır. [Altım ben çizdim, —J. S.] ... ile karşı karşıya kalır. "Güvenilmez generallere karşı bağımlılık
"Kesenkes güvenilir bir komutanlık ile birlikte, devrimci durumuna bir son vermek gerek. Bir yirmibin kadar komünisti
işçi ve köylülerden oluşan sekiz-on tümenin örgütlenmesine seferber edin, buna bir ellibin kadar devrimci Hu-Nan ve Hu-Pe
hemen şimdiden girişmek gerek. Güvenilir olmayan birlikleri işçi ve köylüsü ekleyin, birkaç yeni kolordu kurun, askerî okul
silahsızlandırma işi, cephelerde olduğu gibi cephe gerisinde de, öğrencilerinden yararlanın ve iş işten geçmeden, kendi güvenilir
Vu-Han muhafız birliğinin işi olacak. Bu nokta üzerinde ordunuzu örgütleyin. Yoksa, başarısızlıklara karşı hiç bir
gecikilemez. güvence yok. Güç bir iş bu, ama başka yol da yok.
"Çan Kay-şek birliklerini dağıtmak, ve toprak sahiplerinin "Başında Kuomintangın komünist olmayan saygın üyeleri
iktidarının özellikle dayanılmaz olduğu Kuang-Tung isyancı bulunan devrimci bir askerî mahkeme kurun. Çan Kay-şek ile
köylülerine yardımda bulunmak için, cephe gerisindeki ve Çan ilişkilerini sürdüren ya da askerleri halka karşı, işçilere ve
Kay-şek birlikleri içindeki çalışmayı pekiştirmek gerek." köylülere karşı kışkırtan subayları cezalandırın. Sadece onları
İkinci belge, 1927 Mayıs ayından: inandırmaya çalışmakla uğraşılamaz. Harekete geçmenin
"Tarımsal devrim olmaksızın zafer olanaksızdır. Onsuz, zamanıdır. Rezilleri cezalandırmak gerek. Eğer Kuomintang
Kuomintang Merkez Komitesi, güvenilmez generaller elinde üyeleri devrimci jakobenler olmayı öğrenemezlerse, hem halk,
zavallı bir oyuncak durumuna gelecektir. Aşırılıklarla, askerler hem de devrim için yok olacaklardır [altını ben çizdim. —J.
aracılığıyla değil, ama köylü birlikleri aracılığıyla savaşmak S.]."
gerek. Biz kesinlikle toprağın aşağıdan alınmasın- Komünist Enternasyonalin olayları önceden haber vermiş,
tehlikeleri zamanında bildirmiş, ve Kuomintang üyelerinin
devrimci jakobenler olamamaları durumunda, Çin ko-

188
189
muhalefetin siyasası ile, Çin'deki devrimin bugün olduğundan
münistlerini Vu-Han Kuomintangının çöküşüne karşı uyarmış
daha hızlı bir ritmle yenilgiye uğrayacağına tanıklık etmiyorlar
bulunduğunu görüyorsunuz.
mı? Devrim sırasında sınıf güçleri ilişkisini unutan ve her şeyi
Kamenev arkadaş, eğer Çin devrimi bir yenilgiye uğra-
sadece şu ya da bu partinin taktiği ile açıklamaya kalkışan
dıysa, bunun kusurunun Komünist Enternasyonalin siyasasında
kişileri nasıl nitelendirmeli? Bu kişiler için ancak şu
olduğunu, "Çin'de Cavaignac'lar yetiştirmiş" bulunduğumuzu
söylenebilir: onlar marksizmden kopmuşlardır. Sonuçlar. —
söyledi. Arkadaşlar, bizim partimizde ancak partiye karşı bir
Muhalefetin başlıca yanılgıları şunlardır:
suç işlemeye hazır bir adam böyle konuşabilir. Menşevikler,
1. Muhalefet, Çin devriminin ne niteliğini anlıyor, ne de
1917 Temmuz yenilgisi sırasında, sahnede Rus Cavaignac'lar
perspektiflerini.
belirdiği sırada, bolşeviklerden işte böyle sözediyorlardı. Lenin
2. Muhalefet, Çin'deki devrim ile Rusya'daki devrim
"Sloganlar Konusunda" başlıklı makalesinde, Temmuz
arasındaki, sömürge ülkelerdeki devrim ile emperyalist ül-
yenilgisinin "Cavaignac'ların zaferi" olduğunu yazıyordu. O
kelerdeki devrim arasındaki ayrımı görmüyor.
zaman menşevikler, eğer Rus Cavaignac'lar belirmişse bunun
3. Muhalefet, sömürge ülkelerde, devrimin birinci ev-
kusurunun Lenin siyasasında olduğunu ileri sürerek,
resinde ulusal burjuvazi karşısındaki tutum sorununda leni-nist
bıyıkaltından gülüyorlardı. Kamenev arkadaş, 1917 Temmuz
taktikten kopuyor.
yenilgisi sırasında Rus Cavaignac'la-rının belirmesinin, başka
4. Muhalefet komünistlerin Kuomintanga katılmasına
bir şeyin değil de, Lenin siyasasının, partimiz siyasasının
değgin sorunu anlamıyor.
sonucu olduğuna inanıyor mu? Burada menşevikleri öykünmek
5. Muhalefet, öncü (Parti) ile artçı (milyonlarca emekçi)
Kamenev arkadaşa yaraşıyor mu? Muhalefetteki arkadaşların
arasındaki ilişki sorununda, leninist taktik ilkelerine ters
bu kadar aşağıya düşebildiklerini sanmazdım... 1905 devriminin
düşüyor.
yenilgiye uğradığı, ve bu yenilginin, Çin devriminin bugünkü
6. Muhalefet, Komünist Enternasyonal Yürütme Komi-
yenilgisinden çok daha derin olduğu bilinir. O zaman
tesinin VI. ve VII. genel toplantı kararlarına karşı geliyor.
menşevikler, 1905 yenilgisinin, bolşeviklerin aşırı devrimci
Muhalefet, kendi siyasaları ile Çin'deki işlerin şimdi daha
taktiği sonucu olduğunu söylüyorlardı. Kamenev arkadaş,
iyi gitmiş olacağını ileri sürerek, Çin sorunundaki siyasasını
burada da, devrim tarihimizin menşevik yorumunu örnek
gürültülü bir biçimde övüyor. Muhalefet tarafından işlenen
almayı ve bolşevikle-re taş atmayı düşünmüyor mu? Ve
büyük yanlışlıklardan sonra, Çin Komünist Partisinin, eğer
Bavyera Sovyetik Cumhuriyetinin yenilgisini nasıl açıklamalı?
muhalefet tarafından örgütlenen anti-leninist siyasayı, serüven
Yoksa sınıf güçleri ilişkisi ile değil de, Lenin siyasası ile mi?
siyasasını benimsemiş bulunsaydı, kesinlikle bir çıkmaza
Macaristan Sovyetik Cumhuriyetinin yenilgisini nasıl
girmiş olacağını tanıtlamaya pek gerek yok. Eğer Çin Komünist
açıklamalı? Yoksa sınıf güçleri ilişkisi ile değil de, Komünist
Partisi, kısa zamanda iki bin üyeli küçük bir grup olmaktan
Enternasyonal siyasası ile mi? Şu ya da bu partinin taktiğinin,
çıkıp 60.000 üyeli bir yığın partisi durumuna gelmişse; eğer Çin
sınıf güçleri ilişkisini ortadan kaldırabileceği ya da tersine
Komünist Partisi, bu dönem içinde, üç milyon dolaylarında
çevirebileceği nasıl söylenebilir? Bizim siyasamız 1905'te,
proleteri sendikalar içinde örgütlemeyi ba-şarmışsa; eğer Çin
doğru muydu, değil miydi? Neden o zaman yenilgiye uğradık?
Komünist Partisi, milyonlarca köylüyü
Olgular,

191
190
uyuşukluklarından kurtarmayı ve onlarca milyon köylüyü [ONBEŞ]
devrimci köylü birlikleri içine çekmeyi başarmışsa; eğer ULUSAL SORUNU ÇÖZMENİN
Çin Komünist Partisi, bu dönem içinde, ulusal ordunun PROLETER YÖNTEMİ ÜZERİNE
birçok alay ve tümenlerini kendine kazanmayı başarmışsa; "EKİM DEVRİMİNİN ULUSLARARASI NİTELİĞİ" ADLI MAKALEDEN
eğer Çin Komünist Partisi, bu dönem içinde, proletarya (1927)
hegemonyası düşüncesini, bir istek olmaktan çıkarıp bir
gerçek durumuna dönüştürmeyi başarmışsa, — eğer Çin Ko-
münist Partisi, kısa bir süre içinde, bütün bu başarıları ger-
çekleştirmeyi başarmışsa, bu durum, başka şeyler arasında,
onun, Lenin tarafından çizilmiş yolu, Komünist Enternasyonal
tarafından gösterilmiş yolu izlemiş bulunmasıyla da açık-
lanabilir.
Muhalefetin siyasası ile, muhalefetin yanılgıları ile, mu-
halefetin sömürgesel devrim sorunlarındaki anti-leninist yö-
nelimi ile, Çin devriminin bu başarılarının ya hiç bulunma-
yacağını, ya da en aza indirgenmiş bulunacağını söylemek
gereksiz.
Bundan sadece aşırı-sol dönekler ile serüvenciler kuşku
duyabilirler.
Muhalefet Üzerine,
Devlet Yayınları, Moskova 1928

EKİM Devrimi, emperyalizmi sadece kendi egemenlik


merkezlerinde, sadece "anayurt'larda sarsmakla kalmadı.
Emperyalizmin sömürge ve bağımlı ülkelerdeki egemenliğini
yıkmaya çalışarak, emperyalizmin gerisine, onun çevresine de
vurdu.
Büyük toprak sahipleri ve kapitalistleri devirerek, Ekim
Devrimi, ulusal baskı zincirlerini kopardı; büyük bir devletin,
ayrılık gözetmeden tüm ezilen halklarını, ulusal baskıdan
kurtardı. Proletarya, ezilen halkları kurtarmadan kendini
kurtaramaz. Ekim Devriminin ayırdedici özelliği, onun
SSCB'nde bu ulusal ve sömürgesel devrimleri, ulusal kin ve
uluslar arasındaki çatışmalar bayrağı altında değil, ama

192 193
SSCB'nde yaşayan milliyetlerin işçi ve köylülerinin karşılıklı nakli ve usa-uygun tek doğru yöntem olduğunu göstererek, çok
güven ve kardeşçe bir yakınlaşma bayrağı altında, milliyetçilik çeşitli halklardan işçi ve köylülerin, özgür katılma ve
adına değil, ama enternasyonalizm adına gerçek leştirmiş enternasyonalizm üzerine kurulu kardeşçe birliğinin, gerçekte
bulunmasıdır. olanaklı ve usa-uygun olduğunu göstererek bu söylenceye
Ulusal ve sömürgesel devrimler bizim ülkemizde prole- öldürücü bir yumruk indirmiş olmasıdır. Bütün ülkeler emek-
taryanın yönetimi ve enternasyonalizm bayrağı altında ger- çilerinin tek bir dünya ekonomisi biçiminde gelecekteki bir-
çekleştirilmiş bulundukları için, parya-halklar, köle-halklar, işte liğinin önceden temsilcisi olan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri
bu nedenle, kendi örnekleri ile tüm dünya ezilen halklarını Birliği'nin varlığı, bunu dolaysız bir kanıt olarak kullanmaktan
kendilerine çekerek, insanlık tarihinde ilk kez olarak, gerçekten geri kalamaz.
özgür ve gerçekten eşit halklar durumuna yükselmişlerdir. Ekim Devriminin bu ve öbür benzer sonuçlarının, sömürge
Bu demektir ki, Ekim Devrimi, yeni bir çağ, dünyanın ve bağımlı ülkelerdeki devrimci hareket üzerinde ciddî bir etki
ezilen ülkelerinde, proletarya ile ittifak halinde, proletaryanın yapmaktan geri kalamayacaklarını söylemek gereksiz. Çin'de,
yönetimi altında, sömürgesel devrimler çağını açmıştır. Endonezya'da, Hindistan'da vb. ezilen halkların devrimci
Eskiden, dünyanın çok eski çağlardan beri, aşağı ve üstün hareketinin büyümesi, ve bu halkların SSCB için duydukları
ırklar halinde, birinciler uygarlığa yeteneksiz ve sömürüye sevginin artışı gibi olaylar, bunun doğruluğunun kuşku
adanmış, tek uygarlık taşıyıcıları olan ikinciler ise birincileri götürmez bir belirtisidir.
sömürmekle görevli, Karalar ve Beyazlar halinde bölünmüş Sömürgelerin ve bağımlı ülkelerin sarsılmaz sömürü ve
bulunduğunu düşünmek "normal" idi. Şimdi, bu söylenceyi baskı çağı geçmiştir.
ortadan kalkmış ve reddedilmiş olarak düşünmek gerek. Ekim Sömürgeler ve bağımlı ülkelerdeki kurtuluş devrimleri çağı,
Devriminin en önemli sonuçlarından biri de, kurtulmuş, bu ülkeler proletaryasının uyanış çağı, bu proletaryanın
sovyetik gelişme yoluna sürüklenmiş Avrupalı olmayan devrimdeki hegemonya çağı gelmiştir.
halklara, gerçekte onların gerçekten ileri kültür ve uygarlığı Pravda, n° 255,
5-7 Kasım 1927.
geliştirme bakımından Avrupalı halklardan daha yeteneksiz
olmadıklarını göstererek, bu söylenceye öldürücü bir yumruk
indirmiş olmasıdır.
Eskiden, ezilen halkların tek kurtuluş yönteminin, burjuva
milliyetçiliği yöntemi, ulusların birbirlerinden soğuması
yöntemi, birbirlerinden ayrılmaları yöntemi, çeşitli uluslar
emekçi yığınları arasındaki ulusal düşmanlıkların pekiştirilmesi
yöntemi olduğunu düşünmek "normal" idi. Şimdi, bu
söylenceyi yalanlanmış olarak düşünmek gerek. Ekim
Devriminin en önemli sonuçlarından biri de, ezilen halkların
proleter, enternasyonal kurtuluş yönteminin gerçekte ola-

194 195
bir insan topluluğudur: dil birliği, toprak birliği, iktisadî yaşam
[ONALTI] birliği ve ulusal kültürün özgül birliği içinde beliren ruhsal
ULUSAL SORUN VE LENİNİZM biçimlenme birliği temeli üzerinde. Bilindiği gibi bu teori,
MEŞKOV, KOVALÇUK VE ÖTEKİ YOLDAŞLARA YANIT partimizde, herkesçe kabul edilmiştir.
(18 MART 1929) Mektuplarınızdan anlaşıldığına göre siz bu teoriyi yetersiz
bulmaktasınız. Ve bunun için ulusun dört karakterine bir
beşincisinin eklenmesini salık veriyorsunuz: Kendine özgü ayrı
bir ulusal devletin varlığı. Bu beşinci karakter olmadan ulusun
olmadığını, olamayacağını düşünüyorsunuz. Bence ulus
kavramı için önermekte olduğunuz bu yeni beşinci karakter çok
yanlıştır ve ne teorik bakımdan, ne pratik ve politik bakımdan
haklı gösterilemez.
Sizin şemanıza göre, ancak kendine özgü ve ötekilerden
ayrı devleti olan ulusları, ulus olarak tanımak; ve bağım-sız
devlet karakterinden yoksun bulunan bütün ezilen ulusları,
uluslar listesinden silmek gerekir. Ve aynı zamanda ezilen
ulusların, ezen ulusa karşı savaşını, sömürge halklarının
emperyalizme karşı savaşını da "ulusal hareket" ya da "ulusal
kurtuluş hareketi" kavramı dışında bırakmak gerekir.
Üstelik şemanıza göre şunu ileri sürmek mümkündür:
a) İrlandalıların ancak "Özgür İrlanda Devleti" kurul-
duktan sonra ulus olduklarını ve o zamana kadar ulus sa-
MEKTUPLARINIZI aldım. Aynı konuda bu ay içinde yılamayacaklarını ;
başka yoldaşlardan aldığım mektuplarda ileri sürülen görüşlere b) Norveçlilerin, Norveç'in İsveç'ten ayrılmasından ön ce
benzer bir tutumu benimsiyorsunuz. Ama ben, özellikle sizi bir ulus olmadıklarım ve ancak ayrıldıktan sonra bir ulus
yanıtlamaya karar verdim; çünkü siz, sorunu daha sert olarak sayılabileceklerini;
koyuyorsunuz ve böylelikle konunun aydınlanmasına yardım c) Ukraynalıların, Ukrayna, çarlık Rusyasının bir parçası
ediyorsunuz. Kuşku yok ki, sözkonusu edilen sorunlara iken bir ulus oluşturmadıklarını ve ancak "Tsentral-naya Rada"
mektuplarınızda sunduğunuz çözüm yanlıştır; ama bu başka bir
düzeni altında Ataman Skoropatski'nin yönetiminde Sovyetler
konu; buna daha aşağıda değineceğiz. Sorunu ele alalım:
Rusyası'ndan ayrıldıktan sonra bir ulus olabildiklerini, ama
I. ULUS KAVRAMI Sovyet Ukrayna'nın, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği
içinde öteki Sovyet Cumhuriyetleriyle bir-
Rus marksistlerinin uzun zamandan beri bir ulus teorileri
vardır. Bu teoriye göre, ulus, tarihsel olarak oluşmuş,

196
197
pitalizmden önce, feodal düzen zamanında, ülkelerin bağımsız
leştiği zaman- onların bir ulus olmaktan çıktıklarını.
devletçiklere bölünmüş olduğu bir zamanda, bu devletçikler
Bu örneklerden daha niceleri belirtilebilir.
arasında ulusal bağların bulunmadığı ve üstelik böyle bağların
Hiç kuşku yok ki, bu kadar saçma sonuçlara varan bir
şemayı bilimsel bir şema sayamayız. gereğinin ısrarla reddedildiği bir zamanda uluslar nasıl
varolabilirler? Sizin iddianızın tersine kapitalizm-ön-cesi
Uygulamada siyasal bakımdan sizin şemanız, kaçınılmaz
dönemde, henüz ulusal pazarlar bulunmadığı için, ne
olarak, insanı, ulusların ezilmesinin haklı gösterilmesine,
emperyalist zulmün haklı gösterilmesine götürür. Emperya- ekonomik, ne de kültürel merkezler olmadığı için ve belli bir
ulusun ulusal bakımdan parçalanmasına karşı etki yapan
listler de ezilen ulusları, haklarına sahip olmayan ulusları, ayrı
etkenler olmadığı için ve bu etkenler o zamana kadar par-
bir devletleri bulunmayan ulusları, gerçek ulus saymıyorlar. Ve
bu durumun, onlara, bu ulusları ezme ve sömürme hakkını çalanmış halde tutulan bu halkın tek bir ulusal bütün içinde
birleşmesini sağlayamadığı için, uluslar yoktu ve olamazdı.
verdiğini öne sürüyorlar.
Kuşku yok ki, ulusun öğeleri —dil, toprak, kültür birliği
Şemanızın, bizim Sovyet Cumhuriyetlerindeki burjuva
milliyetçileri, Sovyet uluslarının kendi ulusal sovyet cumhu- vb...— gökten düşmemişlerdir. Ve daha, kapitalizm-öncesi
dönemde yavaş yavaş oluşmuşlardır. Ama bu öğeler o zaman
riyetlerini, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği içinde bir-
henüz embriyon halinde idiler. Ve en elverişli durumda, uygun,
leştirdikten sonra ulus olmaktan çıktıklarını iddia edenleri haklı
gösterme sonucunu vermesi konusu üzerinde durmayacağım. belirli koşulların varlığıyla gelecekte oluşacak olan ulusun
ancak potansiyel etkenleri sayılabilirler. Bu potansiyel, ancak,
Ulus konusunda, Rus marksistlerinin teorisine "ekler"
ulusal pazarlarıyla, iktisadî ve kültürel merkezleriyle yükselen
katmak, bu teoriyi "doğrultmak" çabası hakkında söyleye-
ceklerim bu kadar. kapitalizm döneminde gerçeğe dönüşe-bilmiştir.
Bu bakımdan, Lenin'in "Halkın Dostları" Kimlerdir ve
Şimdi yapacak bir şey kalıyor. Rus marksizminin ulus
Sosyal-Demokratlara Karşı Nasıl Savaşırlar"! adlı broşüründe
teorisinin tek doğru teori olduğunu teslim etmek.
yazdığı, ulusların doğuşu sorunu ile ilgili, dikkate değer
II. ULUSLARIN DOĞUŞU VE GELİŞMESİ tümceleri buraya almak yerinde olur. Ulusal bağların ve ulusal
birliğin doğuşunu, klan bağlarının gelişmesiyle açıklayan
Önemli yanılgılarınızdan biri, bugün varolan ulusların "narodnik" Mihayilovski ile polemiğe girişen Lenin şöyle
hepsini aynı çuvala koymanız ve aralarındaki ilke farkını yazıyor:
görmemenizdir. "Ve böylece, ulusal bağlar klan bağlarının bir devamı ve
Bu dünyada çeşitli uluslar var. Kapitalizmin yükselme genellemesi oluyor! Anlaşılan Bay Mihayilovski, toplum tari-
çağında burjuvazi, feodal düzeni ve feodal parçalanmayı hine ilişkin fikirlerini, okul çocuklarına öğretilen masallardan
yıkarak, ulusu bir bütün içinde kaynaştırdığı zaman gelişmiş almaktadır. Toplumun tarihi —bu harcıâlem fikirlere göre—
olan uluslar var. Bunlar "modern" uluslardır. şöyledir: önce, aile, o her toplumun hücresi olan aile vardı,
Siz kapitalizmden önce de ulusların doğmuş olduğunu ve sonra, —öyle deniyor— aile, bir aşiret haline geldi, ve aşiret de
varlıklarını sürdürdüklerini iddia ediyorsunuz. Ama ka- bir devlet. Eğer Bay Mihayilovski, ciddî bir havayla bu

199
m
çocukça saçmaları yineliyorsa, bu —her şey bir yana— yalnızca bagajının içeriği bunlardı.
onun Rus tarihinin bile gidişi hakkında en ufak bir fikre sahip Böyle ulusları, burjuva uluslar olarak nitelendirmek yerinde
olmadığını gösterir. Eski Rus klan yaşamından söz-edilebilirse olur. Örneğin.: Fransız ulusu, İngiliz ulusu, İtalyan ya da
de, hiç kuşku yok ki, ortaçağlarda, Moskof çarları döneminde, Kuzey-Amerikan ulusları bunlardandır. Sovyet rejiminin
bu klan bağları artık yoktu, yani devlet, hiç de klana bağlı ülkemizde kurulmasından önce Rus ulusu, Ukrayna, Tatar,
olmayan yerel birliklere dayanıyordu: top-rakbeyleri ve Ermeni, Gürcü ve Rusya'daki öteki uluslar da böyle burjuva
manastırlar çeşitli yerlerden köylüler edindiler, böyle oluşan uluslardı.
topluluklar salt bölgesel birliklerdi. Ama o zamanlar, deyimin Bu duruma göre bu tür ulusların kaderi kapitalizme
gerçek anlamıyla, ulusal bağlardan güçlükle sözedilebilirdi: bağlıdır. Ve kapitalizm yıkılınca, bu uluslar da sahneyi ter-
devlet, eski özerkliğin güçlü izlerini, yönetim özelliklerini, ketmek zorundadırlar.
bazan kendi birliklerini (yerel boyarlar, savaşa, kendi Stalin'in "Marksizm ve Ulusal Sorun" başlıklı broşüründe
bölüklerinin başında gidiyorlardı), kendi gümrük sınırlarını vb. "Ulus sadece bir tarihsel kategori değil ama belirli bir çağın,
koruyan ayrı "topraklara", hatta bazan prensliklere bölünmüştü. yükselen kapitalizm çağının tarihsel bir kategorisidir.", ya da
Yalnızca Rusya tarihinin modern dönemi (yaklaşık olarak 17. "burjuva ulusal hareketin kaderi, özünde, doğal olarak
yüzyıldan bu yana), böyle bölgelerin, toprakların ve burjuvazinin kaderine bağlıdır.", ve "ulusal hareketin kesin
prensliklerin bir bütün halinde gerçekten kaynaşmasıyla tasfiyesi ancak burjuvazinin yıkılmasıyla mümkündür.", ve
nitelendirilebilir. Pek saygıdeğer Bay Mihayilovski, bu "Tam bir barış ancak sosyalizm altında kurulabilir." dendiğinde,
kaynaşma, ne klan bağlarıyla, ne de hatta onların devamı ve gözönünde tutulan işte bu tipteki burjuva uluslardır.
genellemesi ile sağlanmıştır: bölgeler arasındaki artan değişim, Burjuva uluslar konusunda söyleyeceklerimiz bunlardır.
metaların adım adım büyüyen dolaşımı ve küçük yerel Ama bu dünyada başka uluslar da vardır. Bunlar yeni
pazarların bir tek, tüm Rusya pazarı halinde toplanması ile uluslardır. Rusya'da kapitalizmin devrilmesinden sonra
sağlanmıştır. Bu sürecin önderleri ve efendileri tüccar burjuvazinin ve onun milliyetçi partilerinin tasfiyesinden sonra,
kapitalistler olduğundan, bu ulusal bağların yaratılması, burjuva Sovyet rejiminin kurulmasından sonra, eski burjuva uluslarının
bağların yaratılmasından başka bir şey değildir."73 temeli üzerinde oluşan ve gelişen Sovyet ulusu.
"Modern" diye nitelendirilen ulusların doğuşu için söy- Bu yeni ulusları kaynaştıran ve onları yöneten, işçi sınıfı ve
lenenler bunlardır. onun enternasyonalist partisidir. Sosyalizmin başarıyla
Burjuvazi ve onun milliyetçi partileri, bu dönemde, bu gibi kurulabilmesi amacıyla kapitalizmin kalıntılarının tasfiyesi için
ulusların esas yönetici gücü idi ve şimdi de öyledir. 'Ulusal ulus içinde işçi sınıfıyla köy emekçilerinin birliği, ulusların ve
birlik" adına ulusun içinde sınıflar arası barış, yabancı ulusların ulusal azınlıkların hak eşitliği ve serbestçe gelişmesi için ulusal
topraklarını fethetme yoluyla kendi ulusunun toprağını baskı kalıntılarının ortadan kaldırılması, halklar arasındaki
genişletme, başka uluslara karşı güvensizlik ve düşmanlık, dostluğu ve birliği kurmak için saldırı politikasına ve tedhiş
ulusal azınlıkların ezilmesi, emperyalizm ile ortak cephe, — savaşlarına karşı savaşta, emperyalizme karşı savaşta, bütün
işte bu ulusların toplumsal, siyasal ideolojik ezilen ulusların ya da tüm hak-

200 202
larından yararlanamayan ulusların ortak cephesini kurabilmek menizde ve bunun sonucu olarak Sovyetler Birliğinde eski
için, burjuva milliyetçiliğinin kalıntılarının ortadan kaldırılması ulusların, burjuva ulusların enkazı üzerinde doğan sosyalist
mümkünse de, işte bu ulusların manevî ve toplum-sal-siyasal ulusları yaratma dönemini gözden kaçırmanızdadır.
çehreleri böyledir. Sorun, burjuva ulusların tasfiyesinin, genel olarak, ulusların
Bu tipte ulusları sosyalist uluslar olarak nitelendirmek tasfiyesi anlamını taşımadığı ve ancak burjuva ulusun
yerinde olur. tasfiyesinin sözkonusu olduğudur. Eski ulusların yani burjuva
Bu yeni uluslar, eski burjuva ulusların temeli üzerinde, ulusların enkazları üzerinde, herhangi bir burjuva ulustan çok
kapitalizmin tasfiyesi ve sosyalizm ruhunda kendilerinin kökten daha iyi kaynaşmış olan yeni uluslar, sosyalist uluslar doğarlar.
biçim değiştirmeleri sonucunda doğdular ve geliştiler. Yeni uluslar çok daha iyi kaynaşmışlardır, çünkü bunların
Sovyetler Birliğinin bugünkü sosyalist uluslarının —Rus, bağrında burjuva ulusları bölen uzlaşmaz sınıf çelişkileri
Ukrayna, Beyaz-Rus, Tatar, Başkır, Özbek, Kazak, Azer- yoktur. Ve bu uluslar, herhangi bir burjuva ulustan çok daha
baycan, Gürcü, Ermeni uluslarının— ve öteki ulusların eski evrensel halkçı bir nitelik taşırlar.
Rusya'daki karşılıkları olan burjuva uluslarının sınıf içeriği
bakımından manevî çehresi bakımından, toplumsal-siya-sal III. ULUSLARIN VE ULUSAL DİLLERİN GELECEĞİ
çıkarları ve eğilimleri bakımından kökten değişik olduklarını,
kimse yadsıyamaz. Sosyalizmin dünya ölçüsünde zaferiyle, sosyalizmin bir
İşte tarihin tanımış olduğu iki tip ulus bunlardır. ülkede zaferi arasına bir eşit işareti koymakla ve sosyalizmin,
Eski ulusların, burjuva ulusların kaderinin, kapitalizmin dünya ölçüsünde değil tek bir ülkede zaferi sağlamasıyla, ulusal
kaderine bağlanmasını kabul etmiyorsunuz. Kapitalizmin farkların ve ulusal dillerin ortadan kalkmasının, ulusların
tasfiyesiyle eski ulusların, burjuva ulusların da tasfiye edileceği birleşerek tek bir ortak dilin meydana gelmesinin mümkün ve
tezini kabul etmiyorsunuz. Ama bu ulusların kaderini, gerekli olduğunu öne sürerek ciddî bir yanılgıya düşüyorsunuz.
kapitalizmin kaderine değil de neye bağlayabiliriz? Burada tamamen ayrı olan şeyleri birbirine karıştırıyorsunuz:
Kapitalizmin yokolmasıyla, onun meydana getirdiği burjuva "ulusal baskının ortadan kaldırılmasını" "ulusal farkların
ulusların da ortadan kalkacağını anlamak güç bir şey midir? ortadan kaldırılmasıyla"; "ulusal devlet çitlerinin ortadan
Eski ulusların, burjuva ulusların, sovyet rejimi altında, kaldırılmasını" "ulusun yok oluşuyla", "ulusların
hayatlarını sürdürebileceklerini mi düşünüyorsunuz? Bir bu kaynaşmasıyla".
eksikti... Böyle birbirinden ayrı kavramların eşanlamda kullanılması,
Kapitalizm düzeni içinde varolan ulusların tasfiyesinin, marksistlerce kabul edilemez. Bizde, bizim ülkemizde, ulusal
genel olarak ulusların tasfiyesi anlamında, her tipten ulusun baskı çoktan yokedilmiştir, ama bu hiç bir zaman ulusal
tasfiyesi anlamında alınacağından korkuyorsunuz. Niçin ve farkların yokolduğu, ülkemizin uluslarının tasfiye edildiği
neye dayanarak? Burjuva uluslardan ayrı başka ulusların da, anlamına gelmez. Bizim ülkemizde ulusal devlet çitleri, sınır
burjuva uluslardan çok daha birbirine kaynaşmış ve hayatiyet muhafızlarıyla, gümrükleriyle çoktan ortadan kaldırılmıştır,
dolu uluslar olduğunu bilmez misiniz? ama bu, hiç bir zaman ulusların birbiriyle kaynaştığı ve ulusal
Yanılgınız, burjuva uluslarından başka bir ulus göreme- dillerin yokolduğu, bu dillerin yerini bütün

202 203
ulusların ortak bir dilinin aldığı anlamına gelmemektedir. sosyalizmin zaferinin ve emperyalizmi tasfiyesinin, ülkelerin
Doğu Halkları Üniversitesinde verdiğim söylev (1925) sizi çoğunluğunda emperyalizmin ve ulusal baskının tasfiyesi
tatmin etmemiş. Bu söylevde, sosyalizmin tek bir ülkede anlamına geldiği söylenebilir mi? Besbelli ki söylenemez.
zaferinden sonra, örneğin bizim ülkemizde ulusal dillerin sönüp Bundan çıkan sonuç şudur ki, sosyalizmin tek bir ülkede zaferi,
yokolacağı, ulusların birbiriyle kaynaşacağı ve ulusal dillerin dünya emperyalizmini ciddî olarak zayıflatmakla birlikte,
yerini tek bir ortak dilin alacağı tezini çürütüyorum. ulusların ve dünyanın ulusal dillerinin bir ortak bütün içinde
Sözlerimin, Lenin'in, sosyalizmin amacının yalnız in- kaynaşması için gerekli koşullan yaratmaz ve yaratamaz.
sanlığın küçük devletlere bölünmesini ve uluslar arasında her Sosyalizmin dünya ölçüsünde zaferi dönemi, sosyalizmin
türlü ayrıma son vermek değil, yalnız ulusları birbirine tek bir ülkede zaferi döneminden, her şeyden önce emper-
yaklaştırmak değil, onları kaynaştırmak olduğu yolundaki ünlü yalizmi bütün ülkelerde tasfiye etmesi, yabancı ulusları kö-
teziyle çeliştiğini düşünüyorsunuz. leleştirmek eğilimini olduğu gibi ulusal köleleşme tehdidi
Ve sonra bu sözlerimin, Lenin'in bir başka teziyle, sos- karşısında duyulan korkuyu da ortadan kaldırması bakımından,
yalizmin dünya ölçüsünde zaferiyle ulusal farkların ve ulusal ulusal güvensizliğin, ulusal kinin köklerini yoketmesi, ulusları
dillerin sönüp yokolmaya başlayacağı, böyle bir zaferden sonra tek bir dünya sosyalist iktisadî sistemi içinde birleştirerek
ulusal dillerin yerini ortak bir dilin almaya başlayacağı böylelikle bütün ulusların bir bütün içinde derece derece
yolundaki teziyle de çeliştiğini düşünüyorsunuz. birleşebilmeleri için gerekli gerçek koşulları yaratması
Bu tamamen yanlıştır yoldaşlar. Bu derin bir yanılgıdır. bakımından birbirinden ayırdedilmelidir.
Yukarda, bir marksistin, sosyalizmin tek bir ülkede zaferi İki dönem arasındaki temel fark budur.
ile sosyalizmin dünya ölçüsünde zaferi gibi iki ayrı olayı bir Bundan çıkan sonuç şudur ki, birbirinden ayrı bu iki
çuvala koymaması gerektiğini belirttim. Unutmamak gerekir ki, dönemi birbirine karıştırmak ve bu ikisini aynı çuvala koymak
bu birbirinden tamamen ayrı olan iki olay birbirinden tamamen bağışlanmaz bir yanılgıya düşmek olur. Doğu Halkları
ayrı olan iki aşamayı ifade eder; yalnız zaman bakımından ayrı Üniversitesindeki söylevimi ele alalım. Bunda şöyle denmek-
değil (ki bu da çok önemlidir), öz bakımından da ayrıdır. Ulusal tedir :
güvensizlik, ulusal tecrit, ulusal kin, ulusal çatışmalar, hiç "Sosyalizm döneminde bütün öbür diller yokolacağına
kuşku yok ki, bilmem hangi "doğuştan gelme" ulusal saldırma göre, tüm insanlık için ortak tek bir dilin yaratılmasından
duygusundan ileri gelmemektedir; emperyalizmin yabancı sözediliyor (örneğin, Kautsky). Ben, bu evrensel nitelikteki tek
ulusları köleleştirme eğiliminden, ulusal köleleştirme tehdidi bir dil teorisine pek inanmıyorum. Herhalde, deney, böyle bir
karşısında bu ulusların duydukları korkudan ileri gelmektedir. teoriden yana değil, ama ona karşı konuşuyor. Şimdiye kadar
Kuşkusuz, dünya emperyalizmi varlığını sürdürdükçe, bu işler, sosyalist devrimin, dillerin sayısını azaltması değil, ama
eğilim ve bu korku da kalacaktır. Ve bunun sonucu olarak artırması biçiminde olup bitti; çünkü insanlığın en derin
ülkelerin büyük çoğunluğunda ulusal güvensizlik, ulusal tecrit, katmanlarını sarsan ve onları siyasal alan üzerine çıkaran
ulusal kin ve ulusal çatışmalar sürüp gidecektir. Tek bir ülkede sosyalist devrim, eskiden tanınmayan ya da az tanınmış bir dizi
yeni milliyeti yeni bir hayata uyandırır.

204 205
Eski çarlık Rusyası'nın içinde en az 50 milliyet ve etnik tezlerine geçelim.
topluluk barındırdığına kim inanabilirdi? Oysa, eski zincirleri İşte 1916'da yayınlanmış olan ve bilmem neden mektup-
kıran ve bir dizi unutulmuş halk ve topluluğu ileriye süren larınızda tam olarak belirtilmeyen Lenin'in "Sosyalist Devrim
Ekim Devrimi, onlara yeni bir yaşam ve yeni bir gelişme ve Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı" başlıklı yazısından
kazandırdı." çıkardığımız bu tezlerden biri:
Yukarıya aldığım parçada ilk olarak anlaşılacak şey, "Sosyalizmin amacı sadece insanlığın küçücük devletlere
Kautsky tipinden kimselere karşı dikildiğimdir. Kautsky her bölünmesine ve ulusların herhangi bir şekilde tecrit edilmesine
zaman ulusal sorunun cahili olmuştur, ulusların gelişmesi son vermek değildir. Amaç sadece ulusları birbirine
mekanizmasını anlamayan, ulusların istikrarını sağlayan devasa yaklaştırmak değildir, onları bütünleştirmektir. ... Nasıl ki,
güç hakkında fikri olmayan birisi, sosyalizmin zaferinden çok insanlık, sınıfların ortadan kalktığı döneme ancak ezilen sınıfın
önce, daha burjuva demokratik rejimleri sırasında ulusların diktatörlüğünün sürdüğü bir geçiş dönemini aşarak ula-şabilirse,
birbiriyle kaynaşabileceğini sanan bir adam, hafiflikle Çeklerin ulusların kaçınılmaz olan bütünleşmesine de ancak bütün ezilen
hemen hemen almanlaştırıldığını, Çeklerin ulus olarak bir ulusların kurtulduğu, yani ezen ulustan ayrılma özgürlüğüne
gelecekleri olmadığını iddia eden ve Almanların Bohemya'daki kavuştuğu bir geçiş dönemini aşarak varabilir."74
almanlaştırma "çalışmalarını" övmek küçüklüğüne düşen bir
Ve işte Lenin'in öteki tezi ki, bu da sizin mektubunuzda
adam olmuştur, ve öyle de kalmıştır.
Konuşmamdan aldığım yukardaki parçadan çıkan bir sonuç tam olarak belirtilmemiştir:
da, benim gözönünde bulundurduğum şeyin sosyalizmin dünya "Halklar ve ülkeler arasında ulus ve devlet bakımından
ölçüsünde zaferi değîl, yalnız sosyalizmin tek bir ülkede zaferi farklar olduğu sürece —ki bu farklar, dünya ölçüsünde pro-
olduğudur. Bu bakımdan, tek bir ülkede sosyalizmin zaferi letarya diktatörlüğü kurulduktan sonra bile uzun, pek uzun
döneminin, ulusların ve ulusal dillerin kaynaşması için gerekli zaman devam edecektir—, bütün ülkelerin işçi hareketinin
koşulları sağlamadığını, tam tersine bu dönemin eskiden Çarlık uluslararası taktik birliği, bu farklılıkların silinmesini değil,
emperyalizmi tarafından ezilen ve bugün Sovyet devrimi ulusal ayrılıkların yokedilmesini değil (şu anda bu anlamsız bir
tarafından ulusal baskıdan kurtarılan ulusların dirilişi ve hayaldir), tam tersine, ayrıntı niteliğindeki sorunlarda bu
gelişmesi için elverişli bir durum yarattığını öne sürdüm (ve ilkeleri doğru olarak değiştiren ulusal ve devlet durumlarını,
öne sürmekteyim). doğru durumlara uyduran ve uygulayan komünizmin temel
Ve nihayet söylevin bu bölümünden çıkan sonuç şudur ki, ilkelerinin (sovyetler iktidarı ve proletarya diktatörlüğü)
iki ayrı tarihsel dönem arasındaki pek büyük farkı gözden uygulanmasını gerektirir."75
kaçırmışsınız ve bu yüzden de Stalin'in söylevinin anlamını Burada belirtmek gerekir ki, yukardaki parça Lenin'in
kavramamışsınız ve sonunda da kendi yanılgılarınızın 1920'de yayınlanan "Sol" Komünizm, Bir Çocukluk Hastalığı
çıkmazında kaybolup gitmişsiniz. adlı broşüründen alınmadır; yani sosyalist devrimin tek bir
Lenin'in, sosyalizmin dünya ölçüsünde zaferinden sonra ülkede zaferinden sonra, sosyalist devrimin bizim ülkemizdeki
ulusların sönüp yokolmalan ve birbirleriyle kaynaşmaları zaferinden sonra yayınlanan broşürden.
Bu aktarılan parçalardan çıkan sonuç şudur ki, ilkön-

206 207
ce, Lenin, ulusal ayrılıkların yokolması ve ulusların kaynaşması ideolojisinde yer yoktur.
sürecini, sosyalizmin tek bir ülkede zaferi döneminde değil, Ayrıca ulusların ve ulusal dillerin eşsiz bir istikrarlılıkla,
ancak onu izleyen dönemde, yani bir dünya sosyalist muazzam bir direnme gücüyle özümleme siyasasına karşı
ekonomisinin temellerinin atılmış olacağı, sosyalizmin bütün koyduğunu da biliyorsunuzdur. Özümleme siyasasını en sert
ülkelerde zaferi döneminde düşünmektedir. Aktarılan bu biçimde uygulamaya kalkışan Türkler, yüzyıllar boyunca
parçalardan çıkan bir başka sonuç da, Lenin'in, ulusal farkların Balkan uluslarını ortadan kaldırmak şöyle dursun en sonunda
sosyalizmin tek bir ülkede zaferi döneminde ortadan gerçeği kabul etmek zorunda kalmışlardır. Çarlık Rusyasının
kalkacağını düşünmeyi "saçma bir düş" olarak nitelendir- ruslaştırıcıları, Prusya Almanyası'nın almanlaş-tırıcıları, (...)
mesidir. yüzyıldan uzun bir süre Polonya ulusunu parçalamaya ve
Aktarılan bu parçalardan şu anlam da çıkmaktadır ki, Stalin, dağıtmaya çalıştılar: bu ulusları yokedemedik-leri gibi, onlar da
Doğu Halkları Üniversitesindeki söylevinde, ulusal farkların ve boyun eğmeye mecbur kaldılar.
ulusal dillerin, sosyalizmin tek bir ülkede, bizim ülkemizde Dünya emperyalizminin yenilgisinden hemen sonra, ulus-
zaferi döneminde ortadan kalkabileceğini reddetmekte tamamen ların evrimi bakımından olayların olası gelişmesini tam doğru
haklıydı ve siz Stalin'inkine karşıt bir görüşü savunmakla tam olarak görebilmek için bütün bunları hesaba katmak gerekir.
bir yanılgı içindesiniz. Sosyalizmin bütün ülkelerde zaferi döneminin birinci
Ve nihayet bu aktarılan parçalardan çıkan sonuç şudur ki, aşamasının, ulusların ve ulusal dillerin yokoluşunun başlangıcı,
sosyalizmin zaferinin tamamen ayrı olan iki dönemini birbirine tek bir dünya dilinin kuruluşunun başlangıcı olacağını sanmak
karıştırmakla siz, Lenin'i anlamamışsınız, ulusal sorunda yanlış olur. Tam tersine, ulusal baskıların kesin olarak tasfiye
Lenin'in çizgisini deforme etmişsiniz ve bunun sonucunda edileceği bu birinci aşama, daha önce ezilmekte olan ulusların
istemediğiniz halde leninizme aykırı bir tutumu ve ulusal dillerin açılıp gelişmesi aşaması, uluslar arasında fark
benimsemişsiniz. eşitliğinin uygulanması aşaması, karşılıklı ulusal güvensizliğin
Ulusal farkların kaldırılmasının ve ulusal dillerin yok- ortadan kaldırılması aşaması, uluslar arasındaki bağların
olmasının, dünya emperyalizminin yenilgisinden hemen sonra kurulması ve sıklaştırılması aşaması olacaktır.
bir atılımda, örneğin tepeden alınma bir kararname ile mümkün Ancak bu dönemin ikinci aşamasında, kapitalist dünya
olacağını düşünmek yanlış olur. Bundan büyük bir yanılgı ekonomisi yerine birleşmiş bir sosyalist dünya ekonomisi
olamaz. Yukardan bir kararname ile, zorbalık yoluyla ulusların kuruldukça, ancak bu aşamada ortak dil cinsinden bir şey
kaynaşmasını sağlamaya kalkışmak, emperyalistlerin oyununa yerleşmeye başlar; çünkü uluslar ancak o aşamada kendi ulusal
gelmek, ulusların kurtuluş davasına kötülük etmek, uluslar dillerinin yanında, ilişkilerini kolaylaştırmak için iktisadî,
arasında kardeşçe işbirliğini örgütlendirme davasını toprağa siyasal ve kültürel işbirliğini kolaylaştırmak için enternasyonal
gömmek olur. Böyle bir siyasa, çarlık yönetimin ruslaştırma bir dilin gereğini duyacaklardır. Demek ki bu aşamada, ulusal
siyasası gibi bir şey olur. diller ile, ortak uluslararası dil, birbirine paralel olarak
Herhalde biliyorsunuz ki, bu cinsten bir ulusal özümleme varlıklarını sürdürebileceklerdir. Başlangıç-
siyasasına halk düşmanı karşı-devrimcilerin siyasası olarak,
felâket getiren bir siyasa olarak, marksizm-leninizm

208 209
ta tek bir ortak dili olan bütün uluslar için yalnız bir dünya daki siyasasının da değiştiğini ve devrimin belirli bir değişme
iktisadî merkezinin yaratılmaması, ayrı ayrı uluslar grupları için dönemiyle bağlı olan partinin ulusal sorundaki siyasasının bu
birçok bölgesel iktisadî merkezler meydana getirilmesi ve bu dönemle bağını koparamayacağını ve keyfî olarak bir başka
merkezlerde her grubun kendi ortak dilinin konuşulması döneme geçemeyeceğini anlamadan, sizin devrimin heterojen
mümkündür. Bu merkezlerin tek bir dünya sosyalist ekonomi gelişme dönemlerini bu kadar kolaylıkla aynı çuvala
merkezi içinde birleşmeleri ve bütün ulusların ortak diliyle koyabilmenizin ve bu ikisini birbirine karıştırabil-menizin
konuşmaları, daha sonra olacaktır. mantıkî açıklaması bundadır.
Proletaryanın dünya diktatörlüğü döneminin ancak bu Rus marksistleri, ulusal sorunun, devrimin gelişmesi genel
sonraki aşamasındadır ki, dünya sosyalist ekonomi sistemi sorununun bir parçası olduğu ilkesini, devrimin değişik
yeteri kadar güçlenip, sosyalizm, halkların kendi doğasına aşamalarında ulusal sorunun değişik görevler gerektirdiği
gireceği zamandır ki, ulusların deneyim ile ortak bir dilin ulusal ilkesini ve bu görevlerin her belirli tarihsel anda devrimin
diller üzerindeki üstünlüğünü anladıkları zamandır ki, ancak o niteliğine uyması gerektiği ilkesini ve partinin ulusal sorundaki
zamandır ki, ulusal farklar, yerini, herkesin konuştuğu ortak siyasasının bu unsurlara göre değiştiği ilkesini her zaman
dünya diline terkederek sönüp yokolmaya başlayacaktır. benimsemişlerdir. Birinci Dünya Savaşından önceki dönemde,
Bence ulusların geleceği tablosu, ulusların, gelecekte bir- tarih, o zamanın görevi olarak, Rusya'da, burjuva demokratik
birleriyle kaynaşmaları yolunda gelişmeleri tablosu aşağı yu- devrimi gündeme koyduğu zaman, Rus marksistleri ulusal
karı böyle bir tablodur. sorunun çözümünü, Rusya'da demokratik devrimin kaderine
bağladılar. Partimiz, çarlığın devrilmesinin, feodalite
IV. ULUSAL SORUNDA PARTİNİN SİYASASI kalıntılarının temizlenmesinin ve ülkenin tam demokrat-
laşmasının, kapitalizmin çerçevesi içinde ulusal sorunun,
Yanılgılarınızdan biri, ulusal sorunu, toplumun toplum-sal- mümkün olan en iyi çözümü olduğu görüşünü benimsemişti.
siyasal evriminin genel sorununun bir parçası olarak ve bu Bu dönemde partinin siyasası bu oldu.
genel soruna bağımlı olarak ele almamanız, bunu kendi kendine Lenin'in ulusal sorun üzerinde tanınmış yazıları ve özellikle
yeten, yönelimi ve niteliği bir bütün olarak tarih boyunca "Ulusal Sorun Üzerine Eleştirici Notlar" başlıklı yazısı, bu
değişmeyen bir şey gibi düşünmenizdir. Onun için siz, her dönemi ele almaktadır. Bu yazısında Lenin şöyle der:
marksistin gördüğü şeyi, ulusal sorunun her zaman aynı niteliği "Ulusal sorunun biricik çözümünün, bu sorun kapitalist
taşımadığını ve ulusal hareketin nitelik ve görevlerinin dünyada çözümlenebildiği kadar, tutarlı demokratizm olduğunu
devrimin değişik gelişme dönemlerine göre değiştiğini belirttim. Ve bu görüşümü tanıtlamak için İsviçre örneğini
göremiyorsunuz. verdim."76
Ve böylece gelişmesinin ayrı ayrı aşamalarında devrimin Stalin'in "Marksizm ve Millî Mesele" başlıklı broşürü de
nitelik ve görevlerindeki değişmelerin ulusal sorunun nitelik ve bu döneme aittir. Bu broşürde bir yerde şöyle der:
görevlerinde buna uygun değişiklikler meydana getirdiğini ve "Ulusal hareketin kesin çöküşü, ancak burjuvazinin çöküşü
bunun sonucu olarak partinin ulusal sorun- ile olanaklıdır. Tüm olarak barış, ancak sosyalizmin

210 211
Bu, devrimin bu aşamadaki gelişmesinden ve şu andaki
egemenliği altında kurulabilir. Ama ulusal savaşımı en aza
parti siyasası sorunundan ayrı bir sorundur.
indirmek, onun köklerine saldırmak, onu proletarya için iyice
İlkönce belirtmek gerekir ki, bizim ülkemiz, şu anda ka-
zararsız kılmak, — bu, kapitalizm çerçevesinde olanaklıdır da.
pitalizmi devirebilecek durumda tek ülke olmuştur. Ve fiilen de
Sadeceİsviçre ve Amerika örneği de olsa, buna tanıktır. Bunun
kapitalizmi devirmiş, aynı zamanda da Sovyet iktidarım
için, ülkeyi demokratlaştırmak ve ulusların özgürce gelişmesini
örgütlendirmiştir.
sağlamak gerekir."
Demek ki, sosyalist yönetimin dünya ölçüsünde kurul-
Bunu izleyen dönemde, Birinci Dünya Savaşı döneminde,
masına, ve hele sosyalizmin bütün ülkelerde zaferine henüz
iki emperyalist ittifak arasındaki uzun savaş, dünya em-
daha çok yolumuz var.
peryalizminin gücünü baltaladığı zaman, dünya kapitalist
Şunu da belirtmek gerekir ki, eski demokratik gelenek-
sistemindeki bunalım en aşırı derecelere ulaştığı zaman, "met-
lerinden çoktan vazgeçmiş olan burjuvazinin iktidarına son
ropollerin" işçi sınıflarının yanında sömürgeler ve bağımlı
verirken, yolumuzda "ülkenin tam demokratlaştırılması" so-
ülkeler kurtuluş hareketine atıldığı ve ulusal sorun gelişerek
rununu da çözdük. Ulusal baskı sistemini ortadan kaldırdık ve
milletler ve sömürgeler sorunu haline geldiği zaman, ileri
ülkemizin ulusları arasında hak eşitliğini kurduk.
kapitalist ülkelerin işçi sınıfı ile ezilen sömürgeler ve bağımlı
Bilindiği gibi bu önlemler, burjuva milliyetçiliğinin ortadan
ülkeler halklarının tek cephesi gerçek bir güç niteliği kazandığı
kaldırılması, ulusal düşmanlıkların küllendirilmesi, halklar
zaman, ve bunun sonucu olarak sosyalist devrim tarih
arasında güvenliğin kurulması için en etkili önlemler olmuştur.
gündemine girdiği zaman, Rus marksistleri, bir önceki dönemin
Ve son olarak, şunu da belirtmek gerekir ki, ulusal bas-
siyasasıyla yetinemezlerdi; ve uluslar ve sömürgeler sorununun
kıların kaldırılması, ülkemizin eskiden ezilmekte olan ulus-
kaderini sosyalist devrimin kaderine bağlamanın gereğini
larının ulusal kültürlerinin hızla gelişmesi, ülkemizin halkları
duydular.
arasında uluslararası bağların güçlenmesi ve bu halklar
Parti, sermaye iktidarının değişmesinin, emperyalist or-
arasında sosyalizmi kurma davasını gerçekleştirmek için bir
duların sömürge ve bağımlı ülkelerden kovulmasının ve bu
işbirliğinin kurulması sonucunu vermiştir.
ülkelere ulusal devletler olarak örgütlenme ve ayrılma hakkının
Anımsatalım ki, yeniden hayata kavuşan bu uluslar, bur-
tanınmasının, ulusal düşmanlıkların ve burjuva milliyetçiliğinin
juvazinin yönettiği burjuva uluslar, eski uluslar değillerdir, yeni
tasfiyesiyle halklar arasında uluslararası bağların
uluslardır, eski ulusların enkazları üzerinde doğan ve emekçi
güçlendirilmesinin, birleşmiş bir sosyalist halk ekonomisinin
yığınlarının partisi tarafından yönetilen sosyalist uluslardır.
örgütlenmesinin ve bu temel üzerinde halklar arasında kardeşçe
Bununla ilgili olarak parti, ülkemizin yeniden hayata ka-
işbirliğinin kurulmasının, yeni koşullar altında uluslar ve
vuşan bu uluslarının tam boylarıyla dikilmeleri için kendilerine
sömürgeler sorununun en iyi çözümü olabileceği görüşüne
yardım etmek, ulusal kültürlerini canlandırmalarına ve
vardı.
geliştirmelerine, kendi anadillerinde okullar, tiyatrolar ve öteki
Partinin bu dönemdeki siyasası işte böyle idi. Bu dönem henüz
kültür kurumları şebekesinin yaratılmasına, parti ay-
tam hız kazanma aşamasına gelmiş değildir, çünkü henüz
başlamıştır; ama hiç kuşku yok ki, bu dönemin de söyleyecek
sözü olacaktır...

213
212
gıtını, sendikalar, kooperatifler, devlet ve ekonomi aygıtını bekesiyle donatmak ve bu okullara yerel dilleri bilen öğret-
ulusallaştırmaya, yani içerik bakımından ulusal kılmaya, parti menler sağlamak gerekir.
ve Sovyetler için ulusal kadrolarını eğitmeye yardım etmeyi Bunun için de ulusallaştırmak gerekir, yani yönetimin
gerekli saymakta, ve sayısı çok olmasa da partinin bu siyasasını bütün aygıtlarını, partiden ve sendikalardan devlete ve eko-
frenlemeye kalkışacak olan unsurlarla savaşımı uygun nomiye kadar bütün aygıtlarını ulusal kılmak gerekir.
görmektedir. Bunu başarabilmek için basını, tiyatroyu, sinemayı ve öteki
Bu demektir ki, parti, ülkemizin ulusal kültürlerinin açılıp kültürel kurumları ulusal dilleriyle geliştirmek gerekir. Niçin
gelişmesini destekliyor ve destekleyecektir, yeni sosyalist yerel ulusal dilleriyle diye sorulabilir. Çünkü, milyonlarca
uluslarımızın güçlenmesine yardımcı olacaktır, ve bu davayı insanın, halk yığınlarının, kültürel, siyasal ve iktisadî gelişme
her çeşit anti-leninist unsurlara karşı savunacaktır. görevinin üstesinden ancak kendi ulusal diliyle gelinebilir.
Mektuplarınızdan anlaşıldığına göre, partinin bu siyasasını, Bütün bu söylenenlerden sonra öyle sanıyorum ki, leni-
siz doğru bulmuyorsunuz. Bu yeni buluşlar, sosyalist ulusları nistlerin, eğer leninist olarak kalmak istiyorlarsa, ulusal
eski uluslarla, burjuva uluslarla birbirine karıştırmanızdan ve sorunda izleyebilecekleri biricik doğru siyasanın şu anda ül-
yeni sovyet uluslarımızın ulusal kültürlerinin içerik bakımından kemizde uygulanan siyasa olduğunu anlamaları o kadar zor
sosyalist kültürler olduğunu anlamama-nızdandır. Üstelik bu — olmayacaktır.
kabalığımı hoşgörünüz— leninizm sorunlarında ciddî olarak Öyle değil mi?
topalladığınızdan ve ulusal sorunda çok acemilikler Öyleyse sözümüzü burada bitirelim.
ettiğinizden ötürüdür. Öyle sanıyorum ki, bütün sorularınızı ve bütün kuşkula-
Hiç değilse şu başlangıç sorununa dikkat ediniz. Hepimiz rınızı yanıtlamış oldum.
ülkemizde bir kültür devriminin gereğinden sözediyoruz. Eğer Selâmlarla.
bu sorun ile, boş lafı bırakıp, ciddî olarak ilgilenilecek-se, bu
yönde hiç değilse ilk adımı atmak gerekir: her şeyden önce
milliyetini ayırdetmemek, ülkenin bütün yurttaşları için zorunlu
ilköğrenimi sağlamak ve bunun ardından da zorunlu
ortaöğrenimi sağlamak. Açıktır ki, bu yapılmadan ülkemizde
hiç bir kültürel gelişme mümkün değildir, kültür devriminden
asla sözedilemez. Üstelik bu yapılmadan bizde sanayi ve tarım
ekonomisinin gerçek bir atılımı gerçekleşemez, ya da güvenilir
bir ulusal savunma örgütlendirilemez.
Peki, ülkemizde alfabesizlerin yüzdesinin pek yüksek ol-
duğunu ve ülkemizin bazı uluslarında okuma yazma bilmeyen-
lerin oranının %80 ilâ %90'a çıktığı gözönünde tutulursa, bu,
nasıl yapılacaktır?
Bunu başarmak için ülkeyi bir ulusal diller okulları şe-

214 215
[ONYEDÎ] gibi bir ülkede, orta tabakaların, ve en başta köylülüğün
EKİM DEVRİMİ VE ORTA TABAKALAR sempatisi, desteği olmadan iktidarı elinde tutamaz. Bu taba-
SORUNU kalar, en azından tarafsızlaştırılmamış ve bunların kapitalistler
(1923) sınıfından kopacak vakitleri olmamışsa, kitle olarak hâlâ
sermayenin ordusu halindeyseler, proletarya, iktidarı eline
geçirmeyi bile ciddî olarak düşünemez. Bundan da, orta
tabakalar için savaşımın, köylülük için savaşımın, kızıl bir çizgi
gibi 1905'ten 1917'ye kadar bütün devrimimizi kateden
savaşımın, bitmesinin uzak olduğu ve gelecekte de devam
edeceği söylenebilir.
Eğer Fransa'daki 1848 Devrimi başarısızlığa uğramışsa, bu,
başka nedenlerin yanısıra, devrimin Fransız köylülüğünde
sempati belirtileri uyandırmamış olmasındandır. Paris Komünü
düşmüşse, bu, başka nedenlerin yanında, orta tabakaların, ve en
başta köylülüğün bütününün direncine çarpmış olmasındandır.
1905 Rus Devrimi için de aynı şeyleri söylemek gerekir.
Avrupa devrimlerinin deneyinden hareketle, başta Kautsky
olmak üzere bazı bayağı marksistler, orta tabakaların, ve
hepsinden önce köylülüğün, işçi devriminin nerdeyse doğuştan
düşmanları olduğu sonucuna vardılar; bundan dolayı da,
sonunda proletaryanın ulusların çoğunluğunu meydana
getirecekleri, daha uzun bir gelişme döneminin öngörülmesi
ORTA tabakalar sorununun işçi devriminin temel sorun- gerektiğine karar verdiler; onlara göre işçi devriminin zaferinin
larından biri olduğu muhakkaktır. Orta tabakalar, köylülükle gerçek koşullan böylece doğmuş olacaktır. Bu sonuçtan güç
kent emekçilerinin meydana getirdiği küçük halktır. Buna, alarak, bu bayağı marksistler, proletaryayı, "zamanından önce"
onda-dokuzunu orta tabakaların oluşturduğu ezilen ulusları da bir devrime karşı uyarıyorlardi. Bu sonuçtan güç alarak, "ilke
eklemek gerekir. Gördüğünüz gibi bunlar, ekonomik du- sorunları" yüzünden, orta tabakaları tamamıyla sermayenin
rumlarından dolayı, proletarya ve kapitalistler sınıfı arasında eline bırakıyorlardı. Bu sonuçtan güç alarak, Rusya'da,
bulunan tabakalardır. İki durum, bu tabakaların önemini proletaryanın azınlığı meydana getirdiğini, Rusya'nın bir köylü
belirler: bunlar, önce varolan devletlerin nüfusunun çoğun- ülkesi olduğunu, ve bu yüzden Rusya'da başarılı bir işçi
luğunu, ya da herhalde hatırı sayılır bir azınlığı temsil ederler; devriminin olanaksız olduğunu hatırlatıp, Rusya'daki Ekim
sonra, kapitalistler sınıfının proletaryaya karşı kurduğu ordu Devriminin başarısızlığını haber veriyorlardı.
için asker sağladığı önemli yedekler meydana getirirler. İlginç olan şey, Marx'ın orta tabakaları ve hepsinden ön-
Proletarya, özellikle bizim Cumhuriyetler Birliğimiz

216 217
ce köylülüğü bambaşka bir biçimde ele almasıdır. Vülger bütün "teorileri"ne ve bütün yakınmalarına karşın bu sorunu
marksistler köylülükle ilgilenmeyip, ondan politik bakımdan başarılı bir biçimde çözdü.
yararlanma yetkisini tamamıyla burjuvaziye bırakıp, ilkelerinin Eğer burada değerden sözedilebilirse, bu Ekim Devriminin
kesinliğini böbürlenerek bağırırken, Marx, ilkeler konusunda ilk değeridir.
bütün marksistler arasında en hassas olan bu marksist, sürekli Ama işler burada kalmadı. Ekim Devrimi ezilen ulusları
olarak komünist partisine köylülüğü gözden kaybetmemeyi, proletaryanın çevresine toplamaya çabalayarak daha ileriye
onu proletaryanın davasına kazanmayı ve gelecekteki proleter gitti. Daha önce de söylendiği gibi, bu ulusların onda-doku-zu
devriminde onun desteğini sağlamayı öğüt-lüyordu. 1850-1860 köylülerin ve kent emekçilerinin meydana getirdiği küçük
yıllarında, Fransa'da ve Almanya'da Şubat Devriminin halktan oluşuyor. Ama "ezilen ulus" kavramı bununla
yenilgisinden sonra, Marx'ın Engels'e, ve onun aracılığıyla sınırlanmıyor. Ezilen uluslar sadece köylülük ve kent emek-
Alman Komünist Partisine şöyle yazdığı biliniyor : çilerinin küçük halkı olarak ezilmiyorlar, ama ulus olarak da,
"Almanya'daki olayların akışı, proleter devrimini (şöyle bir yani belli bir devlet formasyonu, bir dili, bir kültürü, yaşam
deyim kullanarak) yenilenen köylü savaşıyla destekleme koşulları, gelenekleri, âdetleri olan emekçiler olarak da
olanağına bağlı olacaktır." [K. Marx'ın F. Engels'e 16 Nisan eziliyorlar. Boyunduruğun bu çifte baskısı, ezilen ulusların
1856 günlü mektubundan, Yazışmalar, 1931, Rusça.] emekçi kitlelerini devrimcileştirmeden edemez; onları baskının
Bunlar, 1850-1860 yıllarının Almanyası için; proletaryanın temel gücüne karşı savaşıma, sermayeye karşı savaşıma
küçücük bir azınlık meydana getirdiği ve 1917 Rusyasın- itmeden edemez. İşte proletarya, "proleter devrimini" yalnız
dakinden daha az örgütlü olduğu; köylülüğün, durumundan "köylü savaşıyla" değil, aynı zamanda "ulusal savaş"la da
dolayı proleter devrimini destekleme konusunda, Rusya köy- birleştirmeyi bu temel üzerinde başarmıştır. Bütün bunlar,
lülüğünün 1917'de hazır olduğundan da az hazır olduğu köylü proleter devriminin eylem alanını Rusya sınırlarının çok ötesine
ülkesi için yazılmıştır. yaymadan ve sermayenin en derin yedeklerini sarsıntıya
Tüm "ilke" gevezelerine karşın, Ekim Devriminin, Marx'ın uğratmadan kalamazdı. Egemen ulusun orta tabakaları için
sözünü ettiği "köylü savaşı" ile "proleter devrimi" arasındaki savaşım, sermayenin ilk yedekleri için sava-şımsa, ezilen
birleşme olduğu kuşkusuzdur. Ekim Devrimi, bu birleşmenin sınıfların kurtulması için savaşım da zorunlu olarak bazı
mümkün ve gerçekleştirilebilir olduğunu gösterdi. Ekim yedekleri, sermayenin en derin yedeklerini elde etme
Devrimi, proletaryanın, orta tabakaları ve, her şeyden önce, savaşımına, sömürge ya da haklarına tam sahip olmayan
köylülüğü, kapitalistler sınıfından koparmayı, bu tabakaları halkları sermayenin boyunduruğundan kurtarma savaşımına
sermayenin yedeğinden proletaryanın yedeği haline getirmeyi dönüşecektir. Bu sonuncu savaşım bitmiş olmaktan uzaktır;
başarırsa iktidarı alabileceğini ve elinde tutabileceğini hatta, henüz ilk kesin başarılarını bile elde edecek zamanı
göstermiştir. olmadı.
Kısaca, bütün dünya devrimlerinin ilki olan Ekim Devrimi, Ama derin yedeklerin ele geçirilmesi için olan bu savaşım
orta tabakalar ve, her şeyden önce, köylülük sorununu ön plana Ekim Devrimi sayesinde başladı ve, emperyalizm geliştikçe,
çıkardı ve, II. Enternasyonalin kahramanlarının Cumhuriyetler Birliğimizin gücü arttıkça, Batıda proleter
devrimi geliştikçe, kuşkusuz bu savaşım da, adım adım

218 219
gelişecektir. bilir (ve şimdiden kullanılmaya başlanmıştır!). Bu durumun,
Kısaca, Ekim Devrimi, aslında, ezilen ya da haklarına tam sosyalizme düşman önyargılara karşı savaşımı büyük ölçüde
sahip olmayan ülkelerin halk yığınlarından meydana gelen kolaylaştırdığından ve sosyalizmin düşüncelerine ezilen
sermayenin derin yedekleri için, proletaryanın savaşımının ülkelerin en geri kalmış köşelerine kadar yolaçtığından kuşku
başlangıcını belirledi; ilk olarak o, bu yedeklerin ele geçirilmesi duyulamaz. Eğer bir sosyalist için, eskiden, ezilen ya da ezen
için savaşım bayrağını yükseltti; bu, onun ikinci değeridir. ülkelerin proleter olmayan orta tabakaları önüne açıkça çıkmak
Bizde köylülüğün kazanılması, sosyalizmin bayrağı altında zor idiyse, bugün, o, bu tabakalar arasında sözlerini dinletmek
devam etti. Toprağa proletaryanın eliyle kavuşmuş olan, büyük ve hatta izlenmek umuduyla açıkça militanlık yapabilir ve
toprak sahiplerini proletaryanın yardımıyla yenmiş olan, ve sosyalizmin düşüncelerini yayabilir; çünkü onun Ekim Devrimi
onun yönetiminde iktidara yükselmiş olan köylülük, kendi diye güçlü bir kanıtı vardır. Bu da Ekim Devriminin bir başka
kurtuluş sürecinin, proletaryanın bayrağı altında devam ettiğini sonucudur.
ve daha devam edeceğini zorunlu olarak duymak, zorunlu Kısaca Ekim Devrimi tüm ulusların ve kabilelerin orta
olarak anlamak durumundaydı. Bu durum, önceleri köylülüğün tabakalarına, proleter olmayan tabakalarına, köylü tabakalarına
korkuluğu olan sosyalizm bayrağını, onun dikkatini çeken ve doğru sosyalizmin görüşlerinin yolunu açtı; onlar arasında
yıkımdan, yoksulluktan, baskıdan kurtulmasına yardım eden bir sosyalizmin bayrağını sevilir hale getirdi, — bu da Ekim
bayrak haline getirmeden edemezdi. Ezilen uluslar için de, ama Devriminin üçüncü değeridir.
daha üst bir derecede, aynı şeyleri söylemek gerekir.
Pravda, n° 253, 7
Finlandiya'nın kurtuluşu, İran ve Çin'den askerlerin geri Kasım 1923.
çekilişi, Cumhuriyetler Birliğinin kuruluşu, Türkiye, Çin,
Hindistan, Mısır halklarına manevi yardımın açıklanması gibi
olaylarla desteklenen ulusların kurtuluşu için savaşıma çağrı,
ilk kez Ekim Devriminde galip gelmiş insanların ağızlarından
duyuldu. Daha önce ezilen ulusların gözlerinde baskının
simgesi olan Rusya'nın, sosyalist olduktan sonra, bugün,
kurtuluş simgesi olması olayını raslantıya bağlayamayız.
Yoldaş Lenin'in adının, bugün sömürge ve haklarına tam sahip
olmayan ülkelerin çökmüş ve ezilmiş köylülerinin ve devrimci
aydınlarının ağzındaki en değerli ad olması da bir raslantı
değildir. Nasıl ki, eskiden hıristiyanlık, koca Roma
İmparatorluğunun baskı altındaki ve ezilmiş köleleri tarafından
son çare olarak görülmüşse, bugün de sosyalizm,
emperyalizmin geniş sömürge devletlerinin sayısız kitleleri için
kurtuluş bayrağı olarak kullanıla-

220 221
[ONSEKÎZ] Bizim bugünkü koşullarımız içinde, Büyük-Rus şoveniz-
ULUSAL SORUNDA SAPMALAR KONUSUNDA mine doğru sapmanın özünü oluşturan şey ne?
SSCB KOMÜNİST PARTİSİ XVI. KONGRESİNE Büyük-Rus şovenizmine doğru sapmanın özü, ulusal dil,
SUNULAN RAPORDAN kültür, töre ayrımlarını bir yana bırakma; ulusal cumhuriyet ve
(27 HAZİRAN 1930) bölgelerin ortadan kalkmasını hazırlama; ulusal eşitlik ilkesini
yıkmaya çalışma ve partinin, yönetsel aygıtı, basını, okulları ve
devlet ve toplumun öbür örgütlerini ulusal kılmayı gözeten
siyasasını gözden düşürme eğilimidir.
Bunu yaparken bu tür sapmacılar, sosyalizmin zaferinin
ulusların kaynaşması ve ulusal dillerin bir tek ortak dile
dönüşmesine yolaçması gerektiği, öyleyse ulusal ayrımları
ortadan kaldırma ve eskiden ezilen halklar arasında ulusal
kültürün gelişmesini destekleme siyasasından vazgeçme za-
manının geldiği düşüncesini ileri sürerler. Bunu yaparken,
bunlar, Lenin'e atıfta bulunur, ondan yerli yersiz, hatta ba-zan
düşüncesini bozarak ve ona karaçalarak, alıntılar yaparlar.
Lenin, sosyalizm ile birlikte, milliyetlerin çıkarları bir bütün
halinde kaynaşacak demiştir, — bundan, ulusal cumhuriyet ve
bölgelere, hem de enternasyonalizm yararına son vermenin
zamanı olduğu sonucu çıkmaz mı? Lenin, 1913 yılında,
bundcular ile bir polemikte, ulusal kültür sloganı bir burjuva
sloganıdır demiştir, — bundan, SSCB halklarının ulusal
EĞER ulusal sorundaki sapmalara da değinmezsek, par kültürlerine, hem de enternasyonalizm yararına son vermenin
tideki sapmalara karşı savaşım tablosu eksik kalır. İlk olarak zamanı olduğu sonucu çıkmaz mı? Lenin, ulusal baskı ve ulusal
Büyük-Rus şovenizmine doğru, ikinci olarak da yerel engellerin, sosyalist rejimde ortadan kalktıklarını söylemiştir,
milliyetçiliğe doğru sapmalardan sözetmek istiyorum. Bu — bundan, SSCB halklarına ulusal özelliklerini gözönünde
sapmalar "sol" ve sağ sapmalar kadar gözle görülür ve sal- tutan siyasaya, hem de enternasyonalizm yararına son verme ve
dırgan değil. Ama bu, varolmadıkları anlamına da gelmez. bir özümleme siyasasına geçmenin zamanı olduğu sonucu
Evet, varlar, ve daha da kötüsü, büyüyorlar. Bundan hiç bir çıkmaz mı? Ve bu böyle gider.
kuşku duyulamaz. Bundan hiç bir kuşku duyulamaz, çünkü Ulusal sorundaki, üstelik bir enternasyonalizm maskesi
sınıflar savaşımının genel ağırlaşma havası, parti içinde altında gizlenmiş ve durmadan Lenin'in adını anan bu sap-
yansıyan ulusal sürtüşmelerde belli bir ağırlaşmaya yolaç- manın, Büyük-Rus milliyetçiliğinin daha ince, ve böyle olduğu
maktan geri kalamaz. Bundan ötürü, bu sapmaların çehresini için de daha tehlikeli bir çeşidi olduğundan kuşku duyulamaz.
açığa vurmak ve ortaya sermek gerekecek.

222 223
Birincisi, Lenin, sosyalizmin dünya ölçüsündeki zaferinden tersine, bağımsız uluslar olarak dirilip gelişmeleri olgusunu
önce, ulusal ayrımların ortadan kalkacağını, ve ulusal dillerin nasıl açıklamalı? Türkmenler, Kırgızlar, Özbekler, Tacikler gibi
bir tek devlet sınırları içinde tek bir ortak dil biçiminde ulusların (Gürcüler, Ermeniler, Azerbaycanlılar ve başkaları bir
kaynaşacağını hiç bir zaman söylememiştir. Lenin, tersine, yana), geri kalmış uluslar olmalarına karşın, SSCB'nde
taban tabana karşıt bir şey, yani "halklar ve ülkeler arasındaki sosyalizmin zaferinden sonra sadece ruslaştırıl-mamakla
ulusal ve devletsel ayrımların ... daha uzun, uzun zaman, hatta kalmayıp, tersine, bağımsız uluslar olarak dirilip gelişmelerini
proletarya diktatörlüğünün dünya ölçüsünde gerçekleşmesinden nasıl açıklamalı? Aldatıcı bir enternasyonalizm ardından koşan
sonra bile süreceklerini [altını ben çizdim, —J. S.]"77 saygıdeğer sapmacılarımızm, kautskici bir sosyal-şovenizmin
söylemiştir. pençesine düştükleri açık değil mi? Tek bir devletin, SSCB'nin
Onun tarafından formüle edilen bu göstergeyi unutarak, sınırları içinde tek bir ortak dil için savaşan sapmacıların,
Lenin'e nasıl atıfta bulunulabilir? aslında, eskiden egemen durumda bulunan dilin, yani Büyük-
Gerçi bugün dönek ve reformist olan bir eski marksist, Bay Rus dilinin ayrıcalıklarının canlandırılmasına çalıştıkları açık
Kautsky, Lenin'in bize öğrettiği şeye taban tabana karşıt bir şey değil mi? Enternasyonalizm bunun neresinde?
söyler. O, Lenin'e karşıt olarak, proleter devrimin birleşik İkincisi, Lenin, ulusal boyunduruğun kalkması ve milli-
Avusturya-Alman devletindeki zaferinin, geçen yüzyılın yetlerin çıkarlarının tek bir bütün içinde kaynaşmasının, ulusal
ortasında, tek bir ortak Alman dilinin oluşması ve Çeklerin ayrımların kalkması anlamına geleceğini hiç bir zaman
almanlaşmasına yolaçabilecek olduğunu söyler, çünkü "sadece söylememiştir. Biz ulusal baskıyı kaldırdık, ulusal ayrıcalıkları
engellerinden kurtulmuş değişim gücü, sadece Almanlar kaldırdık ve ulusal eşitliği kurduk. SSCB milliyetleri arasında
tarafından getirilmiş modern kültür gücü, en küçük bir zoraki sözcüğün eski anlamıyla ulusal sınırları, sınır direklerini ve
almanlaştırma olmaksızın, cılız milliyetlerinin kendilerine hiç gümrük engellerini kaldırdık. SSCB halklarının iktisadî ve
bir şey veremediği geri kalmış Çek küçük-burjuva, köylü ve siyasal çıkar birliğini kurduk. Ama bu, bizim aynı zamanda
proleterlerini, Almanlar haline dönüştürebilirdi."78 ulusal ayrımları: ulusal dilleri, kültürleri, töreleri vb. gibi şeyleri
Böyle bir "görüş"ün, Kautsky sosyal-şovenizmi ile de kaldırdığımız anlamına mı gelir? Elbette hayır. Ama, eğer
adamakıllı uyuştuğu açık. Doğu Halkları Üniversitesindeki ulusal ayrımlar, dil, kültür, töreler vb. varlıklarını
konuşmamda, 1925'te, ben, işte Kautsky'nin bu görüşleri ile sürdürüyorlarsa, güncel tarihsel dönemde cumhuriyetlerin ve
savaşmıştım. Ama utanmaz bir Alman sosyal-şovenin bu an-ti- ulusal bölgelerin kaldırılmasını istemenin, gerici, proletarya
marksist gevezeliğinin, bizim için, sonuna kadar enternas- diktatörlüğü çıkarlarına aykırı bir şey olduğu açık değil
yonalist kalmak isteyen biz marksistler için, olumlu bir anlam mi?,Sapmacılarımız, şimdi cumhuriyetler ve ulusal, bölgeleri
taşıyabilmesi olanaklı mı? Kim haklı, Kautsky mi, Lenin mi? kaldırmanın, SSCB'nin sayısız halklarının elinden, kendi ulusal
Eğer Kautsky ise, o zaman Büyük-Ruslara, Çeklerin Almanlara dilleri ile bir eğitim görme olanağını alma demek olacağını,
olduklarından daha yakın olan Beyaz-Rusyalılar ve kendi ulusal dillerini kullanan okullara, mahkemelere,
Ukraynalılar gibi göreli geri kalmış milliyetlerin, SSCB'-nde yönetimlere, toplumsal ve öbür örgüt ve kurumlara sahip olma
proleter devrimin zaferinden sonra ruslaştırılmamaları, olanağını ellerinden alma demek olacağını, onları

224 225
sosyalist kuruluşa katılma olanağından yoksun bırakma demek sloganını yadsımanın, SSCB'nin Büyük-Rus olmayan halklar
olacağını anlıyorlar mı? Aldatıcı bir enternasyonalizm ardından için kültürel bir gelişme zorunluluğunu yadsıma, bu halklar için
koşan sapmacılarımızın, gerici Büyük-Rus şovenlerinin genel ve zorunlu bir öğrenim zorunluluğunu yadsıma, bu
pençesine düşmüş ve, SSCB'nin tüm halkları için, Bü-yük- halkları, gerici milliyetlerin manevî köleliğine adama demek
Ruslar için olduğu kadar öbürleri için de aynı derecede geçerli olduğu açık değil mi?
slogan olan, proletarya diktatörlüğü döneminde kültür devrimi Lenin, gerçekte, burjuva egemenliği altında ulusal kültür
sloganını unutmuş, tamamen unutmuş bulundukları açık değil sloganını, gerici bir slogan olarak nitelendiriyordu. Ama bu
mi? başka türlü olabilir miydi? Ulusal burjuvazinin egemenliği
Üçüncüsü, Lenin, ulusal kültürün gelişmesi sloganının, altındaki ulusal kültür nedir? Ereği yığınları [burjuva]
proletarya diktatörlüğü koşulları içinde, gerici bir slogan ol- ulusalcılık ile ağulamak ve burjuvazinin egemenliğini pekiş-
duğunu hiç bir zaman söylememiştir. Tersine, Lenin her zaman, tirmek olan, içeriği bakımından burjuva ve biçimi bakımından
SSCB halklarının, kendi ulusal kültürlerini geliştirmelerine ulusal bir kültür. Proletarya diktatörlüğü altındaki ulusal kültür
yardım edilmesinden yana olmuştur. Partinin X. kongresinde, nedir? Ereği yığınları enternasyonalizm anlayışı içinde eğitmek
ulusal sorun üzerine aşağıdaki karar, Lenin'in —başka hiç ve proletarya diktatörlüğünü pekiştirmek olan, içeriği
kimsenin değil— yönetimi altında yazılmış ve kabul edilmiştir.
bakımından sosyalist ve biçimi bakımından ulusal bir kültür.
Bu kararda açıkça şöyle denir:
Marksizmden kopmadıkça, ilke bakımından birbirinden ayrı bu
"Partinin görevi, Büyük-Rus olmayan halkların emekçi
iki öğe, birbirine nasıl karıştırılabilir? Burjuva rejimde ulusal
yığınlarının, kendilerini geride bırakmış bulunan merkezî
kültür sloganı ile savaşan Lenin'in, ulusal kültürün ulusal
Rusya'ya yetişmelerine yardım etmenin anlamı: a) kendi ül-
biçimine değil, burjuva içeriğine saldırdığı açık değil mi?
kelerinde, bu halkların ulusal yaşam koşullarına uygun biçimler
Lenin'in sosyalist kültüre, milliyetsiz, şu ya da bu ulusal
içinde, sovyetik devletçiliği geliştirip güçlendirmelerine; b)
biçimden yoksun bir kültür olarak baktığını varsaymak budalaca
ulusal dili kullanan ve yerel nüfusun yaşam ve psikolojisini
bir şey olur. Gerçi bundcular, belli bir süre, ona bu saçmalığı
bilen kişilerden bileşik mahkemeleri, yönetimleri, iktisat
yakıştırdılar. Ama Lenin'in yapıtları, bu karaçalmaya onun
organlarını, iktidar organlarını geliştirip güçlendirmelerine; c)
ulusal dili kullanan basını, okulları, tiyatroları, kulüpleri, ve kesinlikle karşı çıktığını ve bu saçmalıkla dayanışmayı
genel olarak eğitim ve öğretim kurumlarını geliştirmelerine; d) kesinlikle bozduğunu gösterirler. Yoksa sapmacılarımız,
ulusal dili kullanan, genel eğitimle ilgili olduğu kadar, meslekî bundcuların izinden mi gidiyorlar?
ve teknik öğretimle de ilgili geniş bir ders ve okul şebekesi Ama bütün bu söylenenlerden sonra, sapmacılarımızın
kurup geliştirmelerine yardımda bulunmaktır." kanıtlarından ne kalıyor?
Lenin'in, proletarya diktatörlüğü koşulları içinde, tamamen Enternasyonalizm bayrağı ile hokkabazlık ve Lenin'e karşı
ulusal kültürün gelişmesi sloganından yana olduğu açık değil karaçalmalardan başka hiç bir şey.
mi? Büyük-Rus şovenizmine sapan kimseler, SSCB'ndeki sos-
Proletarya diktatörlüğü koşulları içinde ulusal kültür yalist kuruluş döneminin, ulusal kültürlerin bir dağılma ve
yokolma dönemi olduğunu düşündükleri zaman adamakıllı

226 227
yanılıyorlar.. Aslında bunun tam tersi doğru. Gerçeklikte diktatörlüğünün pekişmesinden de yanayız. Bu iktidarın giderek
SSCB'nde proletarya diktatörlüğü ve sosyalizmin kuruluşu, yokolması için koşulları hazırlama ereğiyle devlet iktidarının en
içerikleri bakımından sosyalist ve biçimleri bakımından ulusal, yüksek derecede gelişmesi — işte marksist formül. Bu formül
ulusal kültürlerin bir serpilip açılma dönemini belirler. Onlar, "çelişik" midir? Evet, "çelişik"tir. Ama bu çelişki yaşamla
ulusal kültürlerin gelişmesinin, ulusal dilde zorunlu ve genel kaynaşır; Marx'ın diyalektiğini tamamen yansıtır.
ilköğretimin uygulanmasından sonra yenilenmiş bir güç ile Ya da, örneğin, Lenin'in, ayrılmaya kadar ve ayrılma dahil,
devam edeceğini elbette anlamazlar. Onlar, geri milliyetlerin ulusların kendi kaderlerini kendilerinin tayin etme hakkı
sosyalist kuruluş çabasına gerçekten, ancak ulusal kültürlerin sorununu koyma biçimi. Lenin ulusların kendi kaderlerini
gelişmesi koşulu ile katılabileceklerini anlamazlar. Onlar, kendilerinin tayin etme hakkı tezini bazan şu yalın formül ile
leninist siyasanın temelinin, SSCB halklarının ulusal deyimliyordu: "Birleşmek için ayrılmak". Düşünün biraz:
kültürlerinin gelişmesine yardımcı olmak ve bu gelişmeyi birleşmek için ayrılmak. Bu da paradoks kokar. Gene de, ulusal
desteklemek olduğunu anlamazlar. sorunda, bolşeviklerin en ele geçirilmez kaleleri olmalarını
Gelecekte ulusal kültürlerin, bir tek ortak bir dil ile birlikte, sağlayan bu "çelişik" formül, Marx diyalektiğinin canlı
biçim ve içerikte ortak tek bir kültür içinde kaynaşmasından gerçeğini yansıtır.
yana olan bizlerin, aynı zamanda, şu sıralarda, proletarya Ulusal kültüre ilişkin formül için de aynı şeyi söylemek
diktatörlüğü döneminde, ulusal kültürlerin açılıp serpilmesinden gerek: Sosyalizmin bütün dünyadaki zaferi sırasında, giderek
yana bulunmamız tuhaf görünebilir. Ama bunda hiç bir tuhaflık yokolma ve tek bir ortak sosyalist kültür (ve tek bir ortak dil)
yok. Ulusal kültürlerin, tek bir ortak dil ile birlikte, tek bir ortak içinde kaynaşmaları koşullarını hazırlamak için, proletarya
kültür içinde kaynaşmalarını sağlayan koşulların yaratılması diktatörlüğü döneminde ulusal kültürlerin (ve dillerin) açılıp
için, onların gelişip serpilmeleri, tüm gizli güçlerini açığa serpilmesi.
vurmaları gerek. Biçim bakımından ulusal ve içerikleri Geçiş çağımızın bu özelliğini ve bu "çelişik niteliğini"
bakımından sosyalist ulusal kültürlerin, tek ülkede proletarya anlamamış biri, tarihsel süreçlerin bu diyalektiğini anlamamış
diktatörlüğü koşullarında, proletarya, tüm dünyada zafer biri, marksizm için yitip gitmiş biridir.
kazanacağı ve sosyalizm töreler içine gireceği zaman, bir tek Sapmacılarımızın mutsuzluğu, Marx diyalektiğini anla-
ortak dil ile birlikte, hem biçim hem de içerik bakımından, tek ve mamaları ve anlamak istememeleridir.
ortak sosyalist bir kültür içinde kaynaşmaları için açılıp İşte Büyük-Rus şovenizmi sapmasının içyüzü de bu.
serpilmeleri — ulusal kültür sorununu leninist koyma biçiminin Bu sapmanın, eskiden egemen durumunda bulunan Büyük-
diyalektiği işte buradadır. Rus ulusunun giderek yokolan sınıflarının, yitip gitmiş
Sorunun bu konuş biçiminin "çelişik" olduğu söylenebilir. ayrıcalıklarını geri alma özlemlerini yansıttığını anlamak güç
Ama devlet sorununda da aynı "çelişik nitelik"i görmüyor değil.
muyuz? Biz, devletin giderek yokolmasından yanayız. Ama Ulusal sorun alanında, parti içindeki baş tehlike olarak,
aynı zamanda, şimdiye kadar varolmuş tüm devlet iktidarlarının Büyük-Rus şovenizmi tehlikesi burdan geliyor.
en sert ve en güçlüsünü oluşturan proletarya Yerel milliyetçilik sapmasının özü ne?

228 229
Kendini tecrit etme ve kendi ulusal kabuğunun içine ka- bir tek ortak dil ile birlikte, ulusal kültür ve ulusal dillerin tek
panma eğilimi; ulus içindeki sınıf karşıtlıklarını sulandırma bir ortak kültür içinde kaynaşmasından yana olduklarım
eğilimi; genel sosyalist kuruluş dalgasından ayrılarak, kendini söylüyorsunuz (sosyalizmin dünya ölçüsündeki zaferi döne-
Büyük-Rus şovenizmine karşı savunma eğilimi; SSBC minde). Burada karanlık bir şey yok mu?"
milliyetleri emekçi yığınlarını yaklaştırıp birleştiren şeyi Sanırım ki, ne karanlık bir nokta, ne de herhangi bir çelişki
görmeme ve sadece onları birbirlerinden uzaklaştırabilecek şeyi var burada. Ben 1925'te yaptığım konuşmada, Kautsky'nin,
görme eğilimi, yerel milliyetçilik sapmasının özüdür. birleşik Avusturya-Alman devletinde, proleter devrimin geçen
Yerel milliyetçilik sapması, eski ezilen ulusların giderek yüzyıl ortalarındaki zaferinin, sözde ulusların tek bir ortak
yokolan sınıflarının, proletarya diktatörlüğü rejimine karşı Alman dili konuşan tek bir ortak Alman ulusu içinde
hoşnutsuzluklarını, kendi ulusal devletleri içinde kendi baş- kaynaşmasına, ve Çeklerin almanlaşmasına yolaçacağı
larına kalma ve kendi sınıf egemenliklerini kurma eğilimini yolundaki ulusal-şoven teorisi ile savaştım. Ben, bu teori ile,
yansıtır. SSCB'nde sosyalizmin zaferinden sonra, ülkemiz yaşamından
Bu sapmanın tehlikesi, burjuva milliyetçiliğini beslemesi, alınmış, ve bu teoriyi çürüten olgulara başvurarak, anti-mark-
çeşitli SSCB halkları emekçilerinin birliğini güçten düşürmesi sist ve anti-leninist bir teori olarak savaştım. Ben, bu teori ile,
ve müdahalecilerin değirmenine su taşımasıdır. bu XVI. kongreye sunulan çalışma raporunun da gösterdiği
Yerel milliyetçilik sapmasının özü de, işte bu. gibi, gene savaşıyorum. Savaşıyorum, çünkü örneğin tüm
Partinin görevi, bu sapmaya karşı kesin bir savaşım vermek SSCB uluslarının, tek bir ortak Büyük-Rus dilini konuşan tek
ve SSCB halkları emekçi yığınlarının enternasyonalist eğitimi bir ortak Büyük-Rus ulusu içinde kaynaşmaları teorisi, ulusal
için zorunlu koşulları sağlamaktır. ayrımların gelecek dönemde ortadan kalkamayacaklarını, hatta
proleter devrimin dünya ölçüsündeki zaferinden sonra bile,
TARTIŞMANIN KAPANIŞ KONUŞMASINDAN daha uzun zaman varlıklarını sürdüreceklerini söyleyen
BİR PARÇA leninizmin temel ilkesi ile çelişme durumunda, ulusal-şoven bir
teori, anti-leninist bir teoridir. Ulusal kültürler ile ulusal dillerin
Yazılı soruların ikinci bölümü, ulusal soruna ilişkin. Bu daha uzak perspektifine gelince, ben, her zaman, sosyalizmin
pusulalardan bana en ilginç görünen biri, ulusal diller sorununu dünya ölçüsündeki zaferi döneminde, sosyalizm kendini
XVI. kongreye sunduğum rapordaki ele alış biçimimi, aynı pekiştirip törelere gireceği zaman, ulusal dillerin kuşkusuz ne
sorunu 1925'te, Doğu Halkları Üniversitesinde yaptığım Rusça, ne Almanca, ama yeni bir şey olacak tek bir ortak dil
konuşmadaki ele alış biçimiyle karşılaştırıyor. Pusula yazarı bu içinde kesin olarak kaynaşacakları yolundaki leninist görüşe
konuda aydınlatılması gereken bir karanlık nokta görüyor. bağlı kaldım ve kalmakta da devam ediyorum. XVI. kongreye
"O zaman —diyor bu pusula—, siz, sosyalizm döneminde sunduğum raporda da açıkça söylediğim şey, işte budur.
(tek ülkede) ulusal dillerin giderek yokolması ve tek bir ortak Burada karanlık ne var ve kısacası neyi açıklamak gerekli?
dilin yaratılması üzerindeki (Kautsky) teori ile savaşıyordunuz; Görünüşe bakılırsa, bu pusulanın yazarları en az iki şe-
ve şimdi, XVI. kongreye raporunuzda, komünistlerin,

230 231
yi iyi kavramamışlar. na karşın, şimdi tüm ulusal ekonominin bütün iktisadî kaldı-
İlkin, bizim SSCB'nde sosyalizm dönemine girmiş bulun- raçlarını kendi elinde tutuyor. Bununla birlikte, bu gerçeğe
duğumuzu; ve bu döneme girmiş bulunmamıza karşın, ulusların, karşın, ulusal diller giderek yokolmak ve tek bir ortak dil içinde
yokolmak şöyle dursun, serpilip geliştiklerini kavramamışlar. kaynaşmaktan uzak; tersine, ulusal dil ve kültürler serpilip
Gerçekte sosyalizm dönemine girmiş bulunuyor muyuz? Çoğu gelişiyorlar. Bir tek devlet çerçevesinde, geniş ölçüde yayılmış
kez bizim geçtiğimiz döneme, kapitalizmden sosyalizme geçiş sosyalist kuruluş döneminde, sosyalizm döneminde, tek bir
dönemi denir. Bu dönem, 1918'de, Lenin, ünlü yapıtı "Sol" ülkede, ulusal dillerin giderek yokolmaları ve tek bir ortak dil
Komünizm, Bir Çocukluk Hastalığı'nda, onu beş iktisadî yaşam içinde kaynaşmaları teorisinin, yanlış, anti-mark-sist, anti-
biçimi ile ilk kez olarak belirlediği zaman, geçiş dönemi olarak leninist bir teori olduğu açık değil mi?
adlandırılıyordu. Bu dönem, bugün, İSO'da, bu zamanı geçmiş İkinci olarak, pusula yazarları, ulusal dillerin giderek
biçimlerden bazıları tam batar ve biri, yani yeni rejim, sanayi ve yokolma ve tek bir ortak dil içinde kaynaşmaları sorununun,
tarım alanında görülmemiş bir çabuklukla büyüyüp gelişirken devlet içi bir sorun, sosyalizmin tek bir ülkedeki zaferi sorunu
gene geçiş dönemi olarak adlandırılıyor. Bu iki geçiş döneminin değil, ama uluslararası bir sorun, sosyalizmin dünya öl-
özdeş oldukları ve birbirinden köklü bir biçimde ayrılmadıkları çüsündeki zaferi sorunu olduğunu kavramamışlar. Pusula
söylenebilir mi? Elbette hayır. 1918 yılında, ulusal ekonomi yazarları, sosyalizmin tek bir ülkedeki zaferi ile uluslararası
alanında neyimiz vardı? Yıkıma uğramış bir sanayi ve ilkel ölçüdeki zaferinin birbirine karıştırılmayacağını kavramamışlar.
aletler, yaygınlaşmış durumda ne kolhoz var, ne sovhoz; Lenin, ulusal ayrımların, hatta proletarya diktatörlüğünün
kentlerde "yeni" bir burjuvazi ile kırda bir kulaklar sınıfının uluslararası ölçüdeki zaferinden sonra bile, daha uzun zaman
büyümesi. Şimdi neyimiz var? Belini doğrultmuş ve yeniden varlıklarını sürdüreceklerini boş yere söylemiyordu. Ayrıca
kuruluş yolunda sosyalist bir sanayi, sadece ilkyaz ekimleri çeşitli SSCB milliyetlerine ilişkin bir başka durumu da
için ekilen toprakların %40'mdan çoğunu kapsayan gelişmiş bir gözönünde tutmak gerekir. SSCB'nin bir bölümünü oluşturan
kolhoz ve sovhoz sistemi; kentlerde cançekişen bir "yeni" bir Ukrayna var. Ama başka devletlerin bir bölümünü oluşturan
burjuvazi, kırda cançekişen bir kulaklar sınıfı. O zaman, geçiş bir başka Ukrayna daha var. SSCB'nin bir bölümünü oluşturan
dönemi. Şimdi, gene geçiş dönemi. Bununla birlikte, bu bir Beyaz-Rusya var. Ama başka devletlerin bir bölümünü
dönemler, göğün topraktan ayrıldığı gibi, birbirinden köklü bir oluşturan bir başka Beyaz-Rusya daha var. Ukrayna ve Beyaz-
biçimde ayrılıyorlar. Bununla birlikte, bizim son ciddî kapitalist Rusya dilleri sorununun bu özel koşullar gözönünde tutulmadan
sınıfını, kulaklar sınıfını yoketmek üzere olduğumuzu kimse çözülebileceğini sanır mısınız? Sonra SSCB'nin,
yadsıyamaz. Terimin eski anlamıyla geçiş döneminden çıkmış, Azerbaycan'dan Kazakistan ve Buryato-Moğolistan'a kadar,
ve dolaysız ve tüm cephe üzerine genişçe yayılmış sosyalist güney sınırları üzerinde yaşayan milliyetlerini düşünün. Hepsi
kuruluş dönemine girmiş bulunduğumuz açık. Daha şimdiden de Ukrayna ve Beyaz-Rusya ile aynı durumda. Burada da bu
sosyalizm dönemine girmiş bulunduğumuz açık; çünkü sosyalist milliyetlerin özel gelişme koşullarının gözönünde tutulması
kesim (sektör), tam sosyalist toplumun kurulmasının ve sınıf gerekeceği açık. Ulusal kültürler ve ulusal diller sorununa bağlı
ayrımlarının kaldırılmasının daha uzak olması- bu ve benzeri tüm öbür sorunların, tek bir devlet çerçevesinde,
SSCB çerçevesinde

232 233
çözülemeyecekleri açık değil mi? [ONDOKUZ]
İşte, arkadaşlar, genel olarak, ve özellikle de yukarda SSCB ANAYASA TASARISI ÜZERİNE
sözügeçen pusulada ortaya konulan noktaya ilişkin olarak SSCB SOVYETLERİ VIII. KONGRESİNE —OLAĞANÜSTÜ
ulusal sorun, kendini böyle gösteriyor. KONGRE— SUNULAN RAPORDAN
(25 KASIM 1936)
Stenografik tutanak, Devlet
Yayınları, 1930.

EĞER bir başka alanda daha ortaya çıkmış bulunan de-


ğişiklikler üzerine birkaç söz söylenmezse, SSCB toplumsal
yaşamındaki değişiklikler üzerindeki tablo eksik kalacak.
SSCB'nde, uluslar arasındaki ilişkilerden sözetmek istiyorum.
Bilindiği gibi, Sovyetler Birliği, 60 dolaylarında ulus, ulusal
topluluk ve milliyeti kapsıyor. Sovyetik devlet, çokuluslu bir
devlet. SSCB halkları arasındaki ilişkiler sorununun bizim için
birinci derecede bir önem taşımasında anlaşılmayacak bir şey
yok.
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği, bilindiği gibi, 1922
yılında, SSCB Sovyetleri birinci kongresinde kurulmuştur.
SSCB halklarının eşitlik ve özgür katılma temeli üzerinde

234 235
kurulmuştur, 1924 yılında kabul edilmiş ve bugün yürürlükte
lıklı güvensizlik duygusu yokoldu; karşılıklı bir dostluk duy-
bulunan anayasa, SSCB'nin ilk anayasasıdır. O dönem, halklar
gusu gelişti, ve böylece, tek bir federal devlet içinde, halkların
arasındaki ilişkilerin henüz gerektiği gibi kurulmadığı, Büyük-
gerçek kardeşçe işbirliği kuruldu.
Ruslara karşı duyulan güvensizlik kalıntılarının henüz
İşte bunun sonucudur ki, biz, bugün, her türlü güçlüğün
yokolmadığı, merkezkaç güçlerin henüz etkili olmakta devam
üstesinden gelmiş, ve sağlamlığı, dünyanın neresinde olursa
ettiği bir dönemdi. O koşullar içinde, halkların kardeşçe
olsun, tek bir ulus üzerine kurulmuş herhangi bir devlette
işbirliğini, onları tek bir çokuluslu federal devlet içinde
kıskançlık uyandırabilecek çokuluslu bir sosyalist devlete sahip
toplayarak, karşılıklı bir iktisadî, siyasal ve askerî yardımlaşma
bulunuyoruz.
temeli üzerinde kurmak gerekiyordu. Sovyet iktidarı bu işin
güçlüklerini görüyordu. Önünde burjuva dünyadaki çokuluslu
devletlerin başarısız deneyleri vardı. Önünde eski Avusturya-
Macaristan'ın başarısızlığa uğramış deneyi vardı. Ama gene de, Burjuva anayasalar, kendiliğinden anlaşılacak bir biçimde,
çokuluslu bir devlet kurma deneyine girişmeyi kararlaştırdı; ulusların ve ırkların hak eşitliğine sahip olamayacakları, bir
çünkü sosyalizm temeline dayanan çokuluslu bir devletin, her yanda tüm haklardan yararlanan uluslar, bir yanda da
güçlüğün üstesinden geleceğini biliyordu. yararlanamayan başka uluslar olduğu, ayrıca, örneğin sö-
O zamandan bu güne ondört yıl geçti. Deneyi değerlen- mürgelerde, tüm haklardan yararlanamayan uluslardan da daha
dirmek için yeterli bir dönem. Peki ne oldu? Geçen dönem, az haklara sahip üçüncü bir ulus ya da ırk kategorisi bulunduğu
sosyalizme dayalı çokuluslu bir devlet kurma deneyinin, tam öncülünden yola çıkarlar. Bu, bütün bu anayasaların aslında
bir başarı kazandığını söz götürmez bir biçimde gösterdi. Bu, milliyetçi anayasalar, yani egemen ulusların anayasaları
leninist siyasanın, ulusal sorundaki söz götürmez bir zaferidir. oldukları anlamına gelir.
Bu zaferi nasıl açıklamalı? Bu anayasalara karşıt olarak, yeni SSCB anayasa tasarısı
Uluslar arasındaki çatışmaların başlıca örgütleyicisi olan derinden derine enternasyonalist bir nitelik taşır. Tüm ulus ve
sömürücü sınıfların yokluğu; karşılıklı güvensizliği besleyen ve ırkların eşit haklara sahip oldukları ilkesinden yola çıkar. Renk
milliyetçi eğilimleri körükleyen sömürünün yokluğu; ikti-, ve dil, kültür ve siyasal gelişme düzeyi ayrımı ya da uluslar ve
darda, her tür köleliğin düşmanı ve enternasyonalizm fikir- ırklar arasındaki herhangi bir ayrımın, uluslar arasındaki hak
lerinin sadık savunucusu işçi sınıfının varlığı; iktisadî ve eşitsizliğini doğrulayamayacağı ilkesinden yola çıkar. Bütün
toplumsal yaşamın bütün alanlarında, halklar arasındaki kar- ulus ve ırkların, geçmiş ve şimdiki durum larından bağımsız
şılıklı yardımlaşmamın pratik gerçekleşmesi; son olarak, SSCB olarak, güçlülük ya da güçsüzlüklerinden bağımsız olarak,
halklarının, biçim bakımından ulusal, içerik bakımından toplumun tüm iktisadî, toplumsal, siyasal ve kültürel yaşam
sosyalist bir nitelik taşıyan ulusal kültürlerin açılıp serpilmesi: alanlarında eşit haklardan yararlanacakları ilkesinden yola
bütün bu ve öbür benzeri etkenler sonucu, SSCB halklarının çıkar.
çehresi iyiden iyiye değişti; aralarındaki karşı-

Sonra, anayasa tasarısının 17. maddesinin değişikliği ge-

236
237
lir. Bu değişiklik, federe cumhuriyetlerin SSCB'nden özgürce rak kalmasına karşın, kültürel ve iktisadî bakımdan ikincisinden
çıkma hakkını korudukları yolundaki 17. maddenin tamamen üstün olan Volga Almanları özerk cumhuriyeti ile Kırgızistan
çıkarılmasını öneriyor. Ben bu önerinin doğru olmadığı ve federe cumhuriyeti için de aynı şeyi söylemek gerekir.
kongrenin bunu kabul etmemesi gerektiği kanısındayım. Özerk cumhuriyetlerin federe cumhuriyetler kategorisine
SSCB'nden özgürce çıkma hakkına ilişkin maddeyi anayasadan geçmesini gerekçelendiren göstergeler nelerdir?
çıkarmak demek, bu birliğe özgürce girme hakkını çiğnemek Bu göstergelerin sayısı üçtür.
demektir. Bu yolu tutabilir miyiz? Ben, bunu yapamayız ve Birincisi, cumhuriyetin çevresel olması, dörtbir yanından
yapmamalıyız kanısındayım. SSCB'nde, SSCB'nden çıkmak SSCB toprakları ile çevrilmemiş olması gerekir. Neden? Çünkü
isteyen bir tek cumhuriyet olmadığı, bu nedenle, 17. maddenin eğer federe cumhuriyet SSCB'nden çıkma hakkını korursa,
pratik bir nitelik taşımadığı söyleniyor. Bizde, SSCB'nden federe duruma gelmiş bu cumhuriyetin SSCB'nden çıkma
çıkmak isteyen bir tek cumhuriyet olmadığı elbette doğru. Ama sorununu, mantıkî ve pratik olarak, koyma olanağına sahip
bundan, federe cumhuriyetlerin SSCB'nden özgürce çıkma bulunması gerekir. Oysa, bu sorun ancak, örneğin herhangi bir
hakkına anayasada yer vermememiz gerektiği sonucu hiç de yabancı devletle sınırdaş olan, dolayısıyla dörtbir yanından
çıkmaz. SSCB'nde, bir başka federe cumhuriyeti ezmek isteyen SSCB toprakları ile çevrilmemiş bulunan bir cumhuriyet
hiç bir federe cumhuriyet yok. Ama bundan, federe tarafından konabilir. Gerçi SSCB'nden çıkmaları sorununu
cumhuriyetlerin hak eşitliğine ilişkin maddenin anayasadan pratik olarak koyan cumhuriyetlerimiz yok. Ama bir federe
çıkarılması gerektiği sonucu hiç de çıkmaz. cumhuriyet, SSCB'nden çıkma hakkını koruduğu zaman, bu
Sonra, anayasa tasarısının II. bölümünün, öz olarak, özerk hakkın anlamsız bir kâğıt parçası durumuna gelmemesini
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetlerinin, gerekli iktisadî ve kültürel sağlayacak biçimde davranmak gerekir. Örneğin Baskıristan ya
gelişme düzeyine eriştikten sonra, federe Sovyet Sosyalist da Tataristan Cumhuriyetini alalım. Bu özerk cumhuriyetlerin,
Cumhuriyetleri durumuna dönüşebileceklerini söyleyen yeni bir federe cumhuriyetler kategorisine yükseltildiklerini varsayalım.
madde ile tamamlanması öneriliyor. Bu öneri kabul edilebilir Bunlar, SSCB'nden çıkmaları sorununu, mantıkî ve pratik
mi? Bence edilemez. Bu öneri sadece özü bakımından değil, olarak, koyabilecekler mi? Hayır, koyamayacaklar. Neden?
ama nedenleri bakımından da yanlış. Özerk cumhuriyetlerin Çünkü bu cumhuriyetler dörtbir yandan sovyetik cumhuriyet ve
federe cumhuriyetler sırasına geçişleri, onların iktisadî ve bölgelerle çevrilmişlerdir ve SSCB'nden gerçekten
kültürel olguculukları ile gerçekleştirilemez — tıpkı şu ya da bu çıkabilecekleri bir yerleri yoktur. Bundan ötürü, bu
cumhuriyetin özerk cumhuriyetler listesinde tutulmasının, cumhuriyetleri federe cumhuriyetler kategorisine yükseltmek
iktisadî ya da kültürel geriliği ile gerçek-lendirilemeyeceği gibi. haksızlık olur.
Böylesine bir bakış, marksist, leni-nist bir bakış olamaz. İkincisi, sovyetik cumhuriyete adını vermiş bulunan mil-
Örneğin Tataristan Cumhuriyeti özerk olarak kalıyor, oysa liyetin, o cumhuriyet içinde azçok büyük bir çoğunluğu oluş-
Kazakistan Cumhuriyeti federe oluyor; ama bu Kazakistan turması gerekir. Örneğin, Kırım özerk cumhuriyetini alalım.
Cumhuriyetinin, kültürel ve iktisadî gelişme bakımından, Çevresel bir cumhuriyettir bu, ama Kırım Tatarları bu cum-
Tataristan Cumhuriyetinden üstün olduğu anlamına gelmez. huriyet içinde çoğunluğu elde tutmazlar; tersine, orada azın-
Örneğin, birincisi, özerk cumhuriyet ola-

238 239
lığı oluştururlar. Bunun sonucu, Kırım Cumhuriyetini federe da var. Bu özgül çıkarlar savsaklanabilir mi? Elbette hayır. Bu
cumhuriyetler kategorisine geçirtmek yanlış ve mantıksız bir iş özgül çıkarları yansıtan özel bir yüce organa gereksinme var
olur. mı? Kesinlikle var. Bu organ olmaksızın, SSCB gibi çokuluslu
Üçüncüsü, cumhuriyetin nüfus bakımından çok küçük bir devleti yönetmenin olanaksız olacağından kuşku duyulamaz.
olmaması, nüfusun, diyelim bir milyondan az değil, ama en az Bu organ, ikinci meclistir, SSCB milliyetler sovyetidir.
bir milyonun üstünde olması gerekir. Neden? Çünkü çok küçük Avrupa ve Amerika devletlerinin parlamenter tarihi söz-
bir nüfus ve çok önemsiz bir ordusu bulunan küçük bir sovyet konusu ediliyor; bu ülkelerdeki iki meclis sisteminin olumsuz
cumhuriyetinin, bağımsız devlet olarak varolabileceğim sonuçlardan başka bir şey vermediği, ikinci meclisin çoğu kez,
varsaymak bir yanılgı olur. Emperyalist canavarların bu ileriye doğru gidişi engelleyen bir gericilik merkezi biçiminde
cumhuriyete hemen el uzatacaklarından kuşku duyulamaz. yozlaştığı anımsatılıyor. Bütün bunlar doğru. Ama bu, bu
Bu üç nesnel gösterge olmadıkça, şu tarihsel anda, şu ya da ülkelerde, meclisler arasında eşitlik bulunmamasından geliyor.
bu özerk cumhuriyetin federe cumhuriyetler kategorisine Bilindiği gibi, çoğu kez, ikinci meclise birinciden daha çok
geçirilmesi sorununu koymak doğru olmaz sanırım. haklar verilir; sonra, ikinci meclis genel kural olarak
Sonra, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28 ve 29. maddelerdeki federe demokratik yoldan kurulmaz: üyeleri çoğu kez yukardan atanır.
cumhuriyetlerin ülkeler ve bölgeler olarak ayrıntılı yönetsel ve Eğer iki meclis arasında eşitlik kurulur ve eğer ikincisi de
bölgesel bölüntüleri sayımının çıkarılması öneriliyor. Ben bu birincisi kadar demokratik bir biçimde örgütlenirse, bu olumsuz
önerinin de kabul edilemez olduğunu düşünüyorum. SSCB'nde, sonuçların ortaya çıkmayacakları kesindir.
ülkeler ve bölgeleri seve seve ve yorulmaksızın budayıp Sonra anayasa tasarısına, her iki meclis mevcudunun da
yeniden budayarak, böylece işin içine karışıklık ve belirsizlik eşitleştirilmesini isteyen bir katma öneriliyor. Bu önerinin
sokmaya hazır kimseler var. Anayasa tasarısı bu gibi kimselerin kabul edilebileceğini sanıyorum. İki meclisin de eşitliğini
önüne bir engel koyuyor. Ve bu da çok iyi, çünkü bu konuda, vurguladığına göre, bence bu öneri açık siyasal yararlar
başka birçok konuda olduğu gibi, bize, bir kesinlik, kararlılık ve sunuyor.
açıklık havası gerek. Sonra anayasa tasarısına, milliyetler sovyeti temsilcilerinin,
Beşinci değişiklik 33. maddeye ilişkin. İki meclis kurulması Birlik Sovyeti temsilcileri ile aynı biçimde, tek dereceli
usa-uygun bulunmuyor ve milliyetler sovyetinin kaldırılması seçimler yoluyla seçilmesini öneren bir katma geliyor. Ben, bu
öneriliyor. Ben, bu değişikliğin de doğru olmadığı önerinin de kabul edilebileceği kanısındayım. Gerçi bu,
kanısındayım. Eğer SSCB türdeş bir ulusal devlet olsaydı, tek seçimler sırasında teknik nitelikte bazı sakıncalar çıkarabilir.
meclis sistemi, iki meclis sisteminden daha iyi olurdu. Ama Ama, sonuçta, milliyetler sovyetinin yetkesini artıracağı için
durum böyle değil. SSCB, bilindiği gibi, çokuluslu bir devlet. önemli bir siyasal yarar sunar.
Tüm SSCB emekçilerinin, milliyetlerinden bağımsız olarak,
ortak çıkarlarının temsil edildiği bir yüce organımız var. Birlik
Sovyeti. Ama ortak çıkarlar dışında, SSCB milliyetlerinin kendi
ulusal özelliklerine bağlı özel, özgül çıkarları

240 241
[YİRMÎ] SOVYET
lerle barış ve dostluk içinde yaşama isteklerini her zaman
YURTSEVERLİĞİ ÜZERİNE göstermişlerdir. Devletimizin özgürlüğe bağlı halklarla gitgide
MOSKOVA EMEKÇİ TEMSİLCİLERİ SOVYETİNİN TÖRENSEL
OTURUMUNA SUNULAN RAPORDAN
daha geniş ve gitgide daha sürekli ilişkilerinin temeli, kendini
(6 KASIM 1944) işte burada gösterir.
Eğer Sovyetler ülkesinin insanları, Alman istilâcılarından
nefret ediyorlarsa, bunun nedeni, bunların yabancı bir ulustan
olmaları değil, ama halkımıza ve özgürlüğe tutkun bütün
halklara sayısız yıkım ve acılar getirmiş bulunmalarıdır.
Halkımızda şöyle bir eski atasözü var: "Kurdu boz olduğu için
değil, koyun yediği için vururlar."
Hayvanca bir milliyetçilik propagandasının, Alman isti-
lâcılarının boyunduruk altına alınmış halklar üzerindeki törel ve
siyasal egemenlik koşullarını yaratacağını sanan Alman
faşistleri, ideolojik silah olarak, insan düşmanlığına dayanan
ırkçı teoriyi seçtiler. Oysa, hitlerciler tarafından uygulanan ırk
düşmanlığı siyasası, gerçekte faşist Alman devletinin iç
güçsüzlüğü ve dışardaki siyasal yalnızlığının kaynağı oldu. Irk
düşmanlığı ideoloji ve siyasası, hitlerci haydutluk blokunun
yıkılış etkenlerinden biri oldu. Fransa, Yugoslavya, Polonya,"
Çekoslovakya, Yunanistan, Belçika, Danimarka, Norveç ve
Hollanda'nın boyunduruk altına alınmış halklarının, hatta
Hitler'in eski müttefikleri olan İtalyanlar, Romanyalılar,
SOVYET yurtseverliğinin gücü ırkçı ya da milliyetçi ön- Finlandiyalılar ve Bulgarların, Alman emperyalistlerine karşı
yargılara dayanmaz; halkın kendi sovyetik yurduna bağlılık ve ayaklanmış bulunmaları hiç de raslantı değil. Kendi yamyamlık
derin özverisine, ülkemizde yaşayan tüm uluslar emekçilerinin siyasası ile, hitlerci güruh, dünyanın bütün halklarını
kardeşçe birliğine dayanır. Sovyet yurtseverliğinde, halkların Almanya'ya karşı ayaklandırdı, ve sözümo-na "üstün Alman
ulusal gelenekleri ile, tüm Sovyetler Birliği emekçilerinin ortak ırkı", evrensel bir düşmanlık konusu oldu.
dirimsel çıkarları, uyumlu bir biçimde bağdaşırlar. Sovyet Hitlerciler savaş içinde sadece askerî bir yenilgiye değil,
yurtseverliği, bölmek şöyle dursun, tersine, ülkemizin bütün ama törel ve siyasal bir yenilgiye de uğradılar. Ülkemizde
ulus ve milliyetlerini, tek bir kardeş aile içinde birleştirir. benimsenmiş bulunan bütün ırk ve ulusların hak eşitliği
Sovyetler Birliği halklarının, gitgide daha güçlü o sarsılmaz ideolojisi, halkların dostluğu ideolojisi, hitlercilerin hayvanca
dostluk temelleri, kendilerini işte burada gösterirler. Öte milliyetçilik ve ırk düşmanlığı ideolojisi üzerinde tam bir zafer
yandan, SSCB halkları, yabancı ülkeler halklarının hak ve kazandı.
bağımsızlıklarına saygılıdırlar; komşu devlet-

242 243
[YÎRMÎBÎR]
Ulusal savaşın muzaffer bir sona doğru yol aldığı şu anda,
Sovyet halkının tarihsel rolü, kendini tüm büyüklüğü içinde SOVYET-FİN ANTLAŞMASI ÜZERİNE
gösteriyor. Sovyet halkının özveri dolu savaşımının, Avrupa FİN HÜKÜMETİ DELEGELERİ ONURUNA VERİLEN
ŞÖLENDE YAPILAN KONUŞMA
uygarlığını faşist haydutlardan kurtardığını bugün bütün dünya (7 NİSAN 1948)
kabul ediyor. Sovyet halkının insanlık tarihindeki büyük değeri
işte budur.

DÜN Sovyetler Birliği ile Finlandiya arasında imzalanmış


bulunan karşılıklı dostluk ve yardımlaşma antlaşmasının anlam
ve önemi üzerine birkaç söz söylemek isterim.
Bu antlaşma, iki ülke arasındaki ilişkilerde bir dönüm
noktasıdır. Rusya ile Finlandiya arasındaki ilişkilerde, 150
yıldan beri, karşılıklı bir güvensizliğin varolduğu bilinir.
Finlandiyalılar Ruslara, Ruslar da Finlandiyalılara karşı
güvensizlik gösteriyorlardı. Sovyetler yönünden, Ruslar ile
Finlandiyalılar arasında varolan güvensizliği ortadan kaldırmak
için, geçmişte bir girişimde bulunulmuştu. 1917'de, Lenin,
Finlandiya'nın bağımsızlığını ilân ettiği zaman. Bu, tarihsel
bakımdan ilginç bir davranış oldu. Ama, ne yazık ki,

245
244
güvensizliğin üstesinden gelemedi. Güvensizlik, güvensizlik olmasına karşın, bu antlaşmada Sovyetler Birliği ile eşit
olarak kaldı. Bundan ötürü, aramızda iki savaş oldu. haklara sahip bir antlaşmacı olduğunu düşünür.
Aramızda iki savaş yaptığımız uzun karşılıklı güvensizlik Büyük devletler siyasa adamları arasında, küçük uluları
döneminden, ilişkilerimizde yeni bir karşılıklı güven dönemine büyük uluslara eşit sayan çok kişi yoktur. Bu siyasa
geçmemizi isterdim. Aramızda imzalanmış bulunan ant- adamlarından çoğu, küçük uluslara yukardan bakarlar. Ba-zan,
laşmanın bu güvensizliğin üstesinden gelmesi ve halklarımız küçük uluslara tek yanlı bir güvence vermeye seve seve razı
arasındaki ilişkiler için yeni bir temel yaratması gerek; iki ülke olurlar. Ama bu siyasa adamları, genel olarak küçük uluslar ile
arasındaki ilişkilerde, güven ve dostluğa doğru büyük bir eşit antlaşmalar imzalamaya razı olmazlar, çünkü onları kendi
dönüm noktası oluşturması gerek. denkleri olarak görmezler.
Bunun sadece bu salonda bulunan kimselerce değil, ama Kadehimi Sovyet-Fin antlaşması onuruna, bu antlaşmanın
Finlandiya'da olsun Sovyetler Birliği'nde olsun, bu salon dı- ülkelerimiz arasındaki ilişkilerde gösterdiği o iyiye dönüş
şında bulunan kimselerce de iyi anlaşılmış olması gerek. onuruna kaldırıyorum.
Halklar arasındaki güvensizliğin bir anda dağıtılabileceğini
sanmamalı. Bu iş çabucak yapılamaz. Kaldırılmaları için,
SSCB ile Finlandiya arasında karşılıklı dostluk gelenekleri
yaratmak ve bu gelenekleri uzun ömürlü kılmak için çok
çalışılması ve çok savaşım verilmesi gereken güvensizlik
kalıntıları, varlıklarını uzun bir süre boyunca sürdürürler.
Eşit antlaşma var; eşitsiz antlaşma var. Sovyet-Fin ant-
laşması eşit bir antlaşmadır; çünkü bu antlaşma, antlaşma-
cıların tam hak eşitliği temeli üzerinde imzalanmıştır.
Büyük bir ulus ile küçük bir ulus arasında eşitlik ilişkileri
olabileceğine çok kişi inanmaz. Ama biz, Sovyetler ülkesi
insanları, biz, bu türlü ilişkilerin varolabileceği ve varolması
gerektiği düşüncesindeyiz. Sovyetler ülkesinin insanları, ister
büyük ister küçük olsun, her ulusun sadece kendine ait ve başka
uluslarda bulunmayan kendi nitel özellikleri, kendi özgül
kişiliği olduğu düşüncesindedirler. Bu özellikler, her ulusun,
tamamlayıp zenginleştirdiği dünya kültürünün ortak hazinesine
katkısını oluşturur. Bu anlamda, büyük küçük bütün uluslar eşit
bir durum içinde bulunurlar, ve her ulus, herhangi bir başka
ulus kadar değerlidir.
Bu nedenle Sovyet halkı, Finlandiya'nın, küçük bir ülke

246
247
EKLER
PARTİNİN ULUSAL SORUN ÜZERİNDEKİ
BAŞLICA KARARLARI
[BİR] ULUSAL
SORUN ÜZERİNE KARAR
RSDİP VII. KONFERANSI TARAFINDAN KABUL EDİLMİŞTİR
NİSAN (MAYIS) 1917

OTOKRASİ ve monarşinin mirası olan ulusal baskı siya-


sası, kendi sınıf ayrıcalıklarını korumak ve çeşitli milliyetler
işçilerini bölmek ereğiyle, büyük toprak sahipleri, kapitalistler
ve küçük-burjuvazi tarafından desteklenmiştir. Güçsüz
halkların bağımlılığı eğilimini pekiştiren çağdaş emperyalizm,
ulusal baskının ağırlaşmasında yeni bir etkendir.
Ulusal baskının, kapitalist toplumda olabileceği kadarıyla
kaldırılması, ancak tutarlı bir demokratik cumhuriyetçi rejimde
ve bütün uluslar ve bütün dillerin tam bir eşitliğini sağlayan bir
devlet yönetimi ile mümkündür.
Rusya'yı oluşturan bütün uluslara, özgürce ayrılma ve
bağımsız devlet olarak örgütlenme hakkı tanınmalıdır. Bu

251
hakkı yadsıma ve pratik olarak gerçekleşmesini güvence altına temel kural konmasını ister.
alan önlemleri benimsememe, fetih ve ilhak siyasasını İşçi sınıfının çıkarları, Rusya'da yaşayan tüm milliyetler
destekleme anlamına gelir. Çeşitli uluslar işçilerinin tam daya. işçilerinin, siyasal, sendikal, kooperatif, eğitimsel vb. tek
nışmasını, sadece ulusların ayrılma hakkının proletarya tara- proleter örgütler içinde birleşmelerini gerektirir. Proletaryaya,
fından tanınması sağlar ve ulusların gerçekten demokratik uluslararası sermaye ve burjuva milliyetçiliğine karşı savaşımı
yaklaşmasına katkıda bulunur. başarılı bir biçimde yürütme olanağını, ancak çeşitli milliyetler
Şu anda Finlandiya ile Rus Geçici Hükümeti arasında çık- işçilerinin tek örgütler içinde bu türlü bir kaynaşması
mış bulunan çatışma, özgürce ayrılma hakkının yadsınmasının, sağlayacaktır.
çarlık siyasasının dolaysız uzantısına yolaçtığını çok açık bir
biçimde gösterir.
Ulusların özgürce ayrılma hakkı sorunu ile, şu ya da bu
ulus için şu ya da bu anda ayrılmanın yararlılığı sorunu bir-
birine karıştırılmamalıdır. Bu son sorunu, proletarya partisinin,
her özel durum içinde, tüm toplumsal gelişme ve proletaryanın
sosyalizm için sınıf savaşımı çıkarları açısından, tam bir
bağımsızlık içinde çözmesi gerekir.
Parti, iktisadî koşulların, töre ve alışkanlıkların, nüfusun
ulusal bileşiminin vb., yerli halkın kendisi tarafından değer-
lendirilmesi temeli üzerinde, geniş bir bölgesel özerklik,
yukardan denetime son verilmesini, bir devlet dilinin zorunlu
kullanımının kaldırılmasını ve özerk bölgeler sınırlarının
saptanmasını ister.
Proletarya partisi, "ulusal-kültürel özerklik" denilen şeye,
yani okul vb. işlerinin devlet elinden alınıp, bir çeşit ulusal
diyet eline verilmesine kesinlikle karşı çıkar. Ulusal-kültürel
özerklik, tek bir yerde yaşayan ve hatta tek ve aynı bir
işletmede çalışan işçileri, şu ya da bu "ulusal kültür"
aidiyetlerine göre yapay olarak böler, yani işçilerin, çeşitli
ulusların burjuva kültürleri ile bağını pekiştirir; oysa sos-yal-
demokrasinin görevi, dünya proletaryasının uluslararası kültürü
pekiştirmektir.
Parti, anayasaya, uluslardan birinin, ne olursa olsun tüm
ayrıcalıklarını, ulusal azınlıkların haklarına, hangisi olursa
olsun tüm yasaya aykırılıkları yürürlükten kaldıran bir

252 253
[İKİ] 3. Aynı erekle, parti, tam birlik yolundaki geçiş biçim-
PARTİ PROGRAMINDAN BİR PARÇA lerinden biri olarak, sovyetik tip üzerine örgütlenmiş devletlerin
RUS KOMÜNİST PARTİSİ VIII. KONGRESİ TARAFINDAN
federatif birliğini önerir.
KABUL EDİLMİŞTİR 4. Ulusun ayrılma iradesini kimin temsil ettiğini bilme
(MART 1919) sorununda, parti, sözkonusu ulusun bulunduğu tarihsel gelişme
derecesini —ortaçağdan burjuva demokrasisine ya da burjuva
demokrasisinden sovyetik ya da proleter demokrasiye götüren
yolda vb. bulunup bulunmadığını--- gözönünde tutarak, tarihsel
sınıf açısında yeralır.
Ne olursa olsun, eski ezen uluslar proletaryasının, ezilmiş
ya da tüm haklarından yararlanamayan uluslar emekçi yığınları
arasındaki ulusal duygu kalıntıları karşısında özel bir sakıntı ve
dikkat göstermesi gerekir. Birçok ulusal sovyetik cumhuriyetin,
Sovyetler Rusyası yöresinde birleşmeleri deneyinin göstermiş
bulunduğu gibi, uluslararası proletaryanın ulusal bakımdan
türdeş olmayan öğelerinin gerçekten sağlam ve özgürce
onanmış birliği için zorunlu koşulların yaratılmasını, ancak
böyle bir siyasa sağlar.

ULUSAL İLİŞKİLER ALANINDA

Ulusal sorunda RKP şu ilkelerden esinlenir:


1. Toprak sahipleri ile burjuvazinin alaşağı edilmesi
ereğiyle, çeşitli milliyetlerin proleterleri ve yarı-proleterleri
arasındaki yakınlaşma siyasası birinci plana konmuştur.
2. Ezilen ülkelerin emekçi yığınlarının, bu ülkeleri ezmiş
bulunan devletlerin proletaryasına karşı duydukları gü-
vensizliğin üstesinden gelebilmek için, hangisi olursa olsun
herhangi bir ulusal topluluğun yararlandığı her çeşit ayrı-
calıkları kaldırmak, uluslar arasında tam bir eşitlik kurmak, tüm
haklarından yararlanamayan sömürgeler ve ulusların, devlet
olarak örgütlenmek üzere ayrılma haklarını tanımak
zorunludur.

254 255
[üç] bu böyle olmuştur. Avrupa'nın doğusunda, tersine, merkezi-
PARTİNİN ULUSAL SORUNDAKİ leşmiş devletlerin, özsavunma gereksinmeleri (Türk, Moğol
İVEDİ GÖREVLERİ akınları vb.) ile çabuklaştırılmış oluşması, feodalizmin yok-
RUS KOMÜNİST PARTİSİ X. KONGRESİNDE olmasına, dolayısıyla ulusların oluşmasına öngelmiştir. Ulus-
KABUL EDİLEN KARARDAN ların orada ulusal devletler biçiminde gelişmemeleri ve ge-
(MART 1921) lişememeleri, ama güçlü, egemen bir ulus ile, birkaç güçsüz,
bağımlı ulustan bileşik, birçok çokuluslu, karmaşık burjuva
devletler oluşturmaları işte bunun sonucudur. Avusturya,
Macaristan, Rusya gibi.
3. Başlangıçta, her şeyden önce kendi öz ulusal güçlerine
dayanan Fransa ve İtalya gibi ulusal devletler, genel bir biçimde
söylemek gerekirse, ulusal baskı nedir bilmiyorlardı. Buna
karşılık, bir tek ulusun —daha doğrusu o ulus egemen
sınıfının— öbür uluslar üzerindeki egemenliğine dayanan
çokuluslu devletler, ulusal baskı ve ulusal hareketlerin ilk yurdu
ve başlıca alanını oluştururlar. Egemen ulusun çıkarları ile
bağımlı ulusların çıkarları arasındaki çelişkiler, bunlar
çözülmedikçe çokuluslu bir devletin kararlı varlığının olanaksız
bulunduğu çelişkilerdir. Bu çelişkileri çözebilecek durumda
olmaması; özel mülkiyet ve sınıf eşitsizliğine dokunmaksızın,
I. KAPİTALİST REJİM VE ULUSAL BASKI ulusları "eşitleştirme" ve ulusal azınlıkları "koruma" yolundaki
girişimlerinden herbirinin, genellikle yeni bir başarısızlığa,
1. Çağcıl uluslar belirli bir dönemin, yükselen kapitalizm ulusal çatışmaların yeni bir kızışmasına yolaçması, çokuluslu
çağının ürünleridirler. Feodalizmin yokoluş ve kapitalizmin burjuva devletin dramıdır.
gelişme süreci, aynı zamanda, bireylerin uluslar biçiminde 4. Kapitalizmin Avrupa'daki daha sonraki gelişmesi, yeni
kümelenmeleri sürecidir de. İngilizler, Fransızlar, Almanlar, mahreçlere gereksinme duyması, hammadde ve yakıt sağ-
İtalyanlar, feodal bölünmeyi alteden kapitalizmin muzaffer lamaya koyulması, son olarak emperyalizmin gelişmesi, ser-
gelişmesi sırasında uluslar biçiminde örgütlenmiş-lerdir. maye ihracı ve büyük deniz ve demiryollarını güvenlik altında
2. Ulusların oluşmasının, genel bir biçimde, zaman içinde, tutma zorunluluğu, bir yandan eski ulusal devletler tarafından
merkezileşmiş devletlerin oluşması ile düşümdeş bulunduğu yeni topraklar ilhakına ve bu devletlerin, çokuluslu devletlere
yerlerde, uluslar, doğal olarak devletsel bir zarfa bürünmüş, özgü ulusal baskı ve ulusal çatışmalarla birlikte, çokuluslu
bağımsız burjuva ulusal devletler olarak gelişmişlerdir. (sömürgeci) devletler durumuna dönüşmelerine yolaçmış
İngiltere'de (İrlanda hariç), Fransa'da, İtalya'da, (İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya); öte yandan eski çokuluslu
devletlerin egemen ulusları arasında, sa-

256 257
dece eski devlet sınırlarını koruma eğilimini değil, ama komşu 6. Böylece, savaş-sonrası dönemi, ulusal düşmanlığın,
devletler zararına, onları genişletme, yeni (güçsüz) milliyetleri eşitsizliğin, baskının, çatışmaların, savaşların, uygar ülkeler
egemenlik altına alma eğilimini de pekiştirmiştir. Ulusal sorun uluslarının birbirlerine karşı olduğu kadar, tüm haklarından
işte böylece genişlemiş, ve sonunda olayların akışı ile genel yararlanamayan halklara karşı da emperyalist acımasızlıklarının
sömürgeler sorunu ile kaynaşmıştır; ve ulusal baskı da, devlet dokunaklı tablosunu açığa vurur: bir yanda tüm bağımlı ve
içi bir sorun olmaktan çıkıp, birçok devleti ilgilendiren bir "bağımsız" (gerçekte tamamen bağımlı) ulusal devletler yığınını
sorun, tüm haklarından yararlanamayan güçsüz milliyetleri ezen ve sömüren birkaç "büyük" devlet ve bu güçlerin ulusal
egemenlikleri altına almak için, "büyük" emperyalist devletlerin sömürü tekeli için kendi aralarındaki savaşımları; öte
devletlerin savaşım (ve savaş) sorunu durumuna dönüşmüştür. yanda, bağımlı ve bağımsız ulusal devletlerin, "büyük" güçlerin
5. Bağdaşmaz ulusal çelişkileri ve çokuluslu burjuva dayanılmaz baskısına karşı savaşımları; ulusal devletlerin, kendi
devletlerin iç bozukluğunu köküne kadar ortaya çıkarmış bu- ulusal topraklarını genişletmek için kendi aralarındaki
lunan emperyalist savaş, galip sömürgeci devletler (İngiltere, savaşımları; herbiri tek başına alınmış ulusal devletlerin, kendi
Fransa, İtalya) içindeki ulusal çatışmaların son derece ezilmiş ulusal azınlıklarına karşı savaşımları; son olarak, sömür-
kızışmasına, mağlup eski çokuluslu devletlerin (Avusturya, gelerin "büyük" güçlere karşı kurtuluş hareketlerinin pekişmesi
Macaristan, 1917 Rusyası) tamamen dağılmasına, ve son olarak ve bu güçlerin içinde olduğu kadar, genel kural olarak
da, ulusal sorunun burjuvazi tarafından en "köklü" çözümü aralarında bir dizi ulusal azınlık bulunan ulusal devletlerin
olarak, yeni burjuva ulusal devletlerin (Polonya, Çekoslovakya, içinde de, ulusal çatışmaların kızışması. Emperyalist savaş
Yugoslavya, Finlandiya, Gürcistan, Ermenistan vb.) tarafından bırakılmış bulunan "dünya tablosu" işte bu.
kurulmasına yolaçtı. Ama yeni bağımsız ulusal devletlerin Ulusal sorunun çözümünde, burjuva toplumun tamamen
kurulması, milliyetlerin barışçıl yanyana yaşamasını iflâsa uğradığı ortaya çıkmıştır.
gerçekleştirmedi ve gerçekleştiremezdi; ne ulusal eşitsizliğe, ne
de ulusal baskıya bir son verdi ve verebildi, çünkü özel II. SOVYETİK REJİM VE ULUSAL ÖZGÜRLÜK
mülkiyet ve sınıf eşitsizliğine dayanan yeni ulusal devletler: a)
kendi ulusal azınlıklarını baskı altında tutmaksı-zın (Beyaz- 1. Eğer özel mülkiyet ve sermaye mutlaka, insanları böler,
Rusyalıları, Yahudileri, Litvanyalıları, Ukraynalıları ezen ulusal düşmanlığı körükler ve ulusal baskıyı pekiş-tirirse,
Polonya; Osetleri, Abazaları, Ermenileri ezen Gürcistan; kolektif mülkiyet ve kolektif çalışma da, gene mutlaka,
Hırvatları, Bosnalıları ezen Yugoslavya, vb.); b) kendi bireyleri birleştirir, ulusal düşmanlığı yokeder ve ulusal baskıya
topraklarını komşuları zararına genişletmeksizin — ki bu da bir son verirler. Ulusal baskı olmadan kapitalizmin varolması,
çatışma ve savaşlara yolaçar (Litvanya, Ukrayna ve Rusya'ya ezilen ulusların kurtuluşu olmadan, ulusal özgürlük olmadan
karşı Polonya; Bulgaristan'a karşı Yugoslavya; Ermenistan'a, sosyalizmin varolması kadar akılalmaz bir şeydir. Milliyetçi
Türkiye'ye karşı Gürcistan, vb.); c) malî, iktisadî ve askerî önyargılar iliklerine işlemiş köylülük (ve, genellikle, en başta
bakımdan "büyük" emperyalist devletlere bağımlılaşmadan egemen ulusların küçük-burjuvazisi) burjuvaziyi izledikçe,
varolamazlar. şovenizm ve ulusal savaşım kaçınılmaz

258 259
şeylerdir; tersine, eğer köylülük proletaryayı izlerse, yani eğer
den kopan sovyetik cumhuriyetlerin, sömürge ve yarı-sömür-
proletarya diktatörlüğü güvenlik altına alınmışsa, ulusal barış
geler olmaktan çıkıp, böylece emperyalistleri ek bir toprak
ve ulusal özgürlük de güvenlik altına alınmış sayılabilir.
parçası ve ek bir gelirden yoksun bırakarak, gerçek bağımsız
Bundan ötürü, Sovyetlerin zaferi ve proletarya diktatörlüğünün
devletler durumuna dönüşmüş bulunmalarına dayanmaz; her
kuruluşu, ulusal baskıya bir son verilmesinin, ulusal eşitliğin
şeyden önce sovyetik cumhuriyetlerin varlığının ta kendisine
kurulmasının, ulusal azınlıkların haklarının güvenceye
dayanır, çünkü bu cumhuriyetler tarafından burjuvazinin
bağlanmasının baş koşuludur.
yenilmesi ve proletarya diktatörlüğünün pekiştirilmesi yolunda
2, Sovyetik devrim deneyi, bu tezi dipten doruğa doğ
atılan her adım, kapitalizme ve emperyalizme karşı en etkili
rular. Rusya'da sovyetik düzenin kurulması ve ulusların dev
ajitasyon, bağımlı ülkeleri emperyalist kölelikten kurtarmak
let biçiminde örgütlenmek üzere ayrılma haklarının ilânı,
için bir ajitasyon, kapitalizmin her yönü ile bozulup
Rusya'da yaşayan milliyetlerin emekçi yığınları arasındaki
dağılmasının yenilmez bir etkenidir. İşte, "büyük" emperyalist
ilişkileri bütünden bütüne değiştirmiş, eski ulusal düşman
güçlerin sovyetik cumhuriyetlere karşı kaçınılmaz
lığı yoketmiş, ulusal baskıyı temelden yoksun bırakmış, ve
savaşımlarının, "büyük" güçlerin bu cumhuriyetleri yıkmak için
sadece Rusya'da değil, ama Avrupa ve Asya'da da, Rus iş
gösterdikleri çabaların nedeni budur. Sovyetler Rusya-sı'na
çilerine, öbür milliyetlerden kardeşlerinin güvenini kazan
karşı çevresel burjuva devletleri, karşı-devrimci generalleri
dırmış, bu güveni, esrimeye kadar, ortak dava için savaşma
birbiri arkasına ayaklandıran, onu özenli bir abluka içine alan,
isteğine kadar götürmüştür. Azerbaycan'da, Ermenistan'da
ve, genel olarak, onu iktisadî bakımdan yalnız bırakmaya
sovyetik cumhuriyetlerin kurulması, ulusal çatışmalara son
çabalayan "büyük" devletlerin Sovyetler Rusya-sı ile
veren, ve Türk ve Ermeni, Ermeni ve Azerî emekçi yığınlar
savaşımları tarihi, güncel uluslararası ilişkiler gözönünde
arasındaki "yüz yıllık" düşmanlığı yokeden aynı sonuçlara
tutulursa, kapitalist kuşatma koşulları içinde, dünya em-
yolaçmıştır. Sovyetlerin Macaristan, Bavyera, Finlandiya,
peryalizmi tarafından iktisadî tükeniş ve askerî ezilmeye karşı
Letonya'daki geçici zaferi için de aynı şeyi söylemek gere
kendini güvenlik altında görebilecek, tek başına alınmış bir tek
kir. Öte yandan, ülkelerinde ulusal düşmanlık ve ulusal bas
sovyetik cumhuriyet olmadığına açıkça tanıklık eder.
kıyı yoketmeselerdi, Batı ve Doğu milliyetleri emekçi yığın
4. Bundan ötürü, çeşitli sovyetik cumhuriyetlerin tecrit
larının onlara karşı göstermiş bulundukları güven ve esrime
edilmiş varlıkları, bu varlık kapitalist devletler tarafından tehdit
olmasaydı, Rus işçilerinin, Kolçak ve Denikin'i yenemeye
altında bulunduğu için, kararsızdır, temelsizdir. Bir yandan
cekleri ve Azerbaycan ve Ermenistan cumhuriyetlerinin ku
sovyetik cumhuriyetler savunmasının ortak çıkarları, öte
rulamayacakları da kesinlikle söylenebilir. Sovyetik cumhu
yandan savaş tarafından yıkılmış üretici güçlerin onarılması, ve
riyetlerin pekişmesi ve ulusal baskının kalkması, emekçile
üçüncü olarak da, buğday üretmeyen sovyetik cumhuriyetlere,
rin emperyalist bağımlılıktan kurtuluşları yolundaki bir tek
buğday üreten sovyetik cumhuriyetler tarafından zorunlu
ve aynı sürecin iki yönüdür.
yiyecek yardımı, kendini emperyalist bağımlılık ve ulusal
3. Oysa, genişlikleri bakımından çok önemsiz de olsa
baskıdan kurtarmanın tek yolu olarak, çeşitli sovyetik
lar, sovyetik cumhuriyetlerin varlığı, emperyalizm için kor
cumhuriyetlerin tek bir devlet içinde birleşme-
kunç bir tehdit oluşturur. Bu tehdit, sadece, emperyalizm-

260
261
sini kaçınılmaz kılıyor. Kendi "öz" burjuvazilerinden ve lı güven ve çeşitli uluslar emekçi yığınlarının birleşme isteğine
"yabancı" burjuvaziden kurtulmuş bulunan ulusal sovyetik dayanır. Federasyonun bu gönüllü niteliği gelecekte de
cumhuriyetler, ancak tek bir devlet içinde sıkı sıkıya birleşerek kesinlikle korunmalıdır; çünkü, bütün ülkeler emekçilerinin,
kendi varlıklarım kurtarabilir ve birleşik emperyalizm güçlerini zorunluluğu kendini gitgide daha çok kabul ettiren tek bir
yenebilirler; yoksa yenemeyeceklerdir. dünya ekonomisi içindeki yüce birliğine doğru geçiş biçimi,
5. Sovyetik cumhuriyetlerin, askerî ve iktisadî işlerin ancak böyle bir federasyon olabilir.
ortaklığı üzerine kurulu federasyonu: a) çeşitli cumhuriyetlerin
olduğu kadar tüm federasyonun da bütünlük ve iktisadî III. RKP'NİN İVEDİ GÖREVLERİ
gelişmesini güvenlik altına almayı; b) ayrı ayrı gelişme
derecelerinde bulunan çeşitli halk ve ulusların yaşam ve kültür 1. Proleter devrim, emperyalist çokuluslu devlet yerine
koşulları ile iktisadî durumlarının tüm çeşitliliğini kapsamayı ulusal sovyetik cumhuriyetlerin özgür federasyonunu kurduğu
ve dolayısıyla, şu ya da bu federasyon biçimini uygulamayı; c) için, sovyetik rejim, eskiden ezilen uluslar emekçilerinin
kaderlerini şu ya da bu biçimde federasyo nun kaderine komünizme doğru kerteli ve acısız gelişmesini güvence altına
bağlamış bulunan halk ve ulusların barış içinde yanyana alır ve onlara, ulusal baskı ve ulusal eşitsizlik kalıntılarına karşı
yaşama ve kardeşçe işbirliklerini örgütlemeyi sağlayan bir olduğu gibi, kendi öz sömürücü yüksek katmanlarına karşı da
devlet içindeki genel birleşme biçimidir. Rusya'nın, sovyetik yürüttükleri savaşımda, ileri ülkeler proletaryasının devrimci
özerklik üzerine kurulu federasyondan (Kırgızistan, deney ve örgütlü gücüne dayanma olanağını sağlar.
Başkıristan, Tataristan, Dağlılar, Dağıstan), bağımsız sovyetik RSSFC ve onunla birleşmiş bağımsız sovyetik cumhuri-
cumhuriyetler ile sözleşmeye dayalı ilişkiler üzerine kurulu yetler, 140 milyona yakın bir nüfusu temsil ederler. Bu sayı
federasyona kadar (Ukrayna, Azerbaycan), bunlar arasında üzerinden, 65 milyon kadarı Büyük-Rus değildir (Ukraynalılar,
aracı dereceler de kabul edilmek üzere (Türkistan, Beyaz- Beyaz-Ruslar, Kırgızlar, Özbekler, Türkmenler, Tacikler,
Rusya), çeşitli federasyon biçimlerinin uygulanmasına ilişkin Azeriler, Volga Tatarları, Kırım Tatarları, Buharalı-lar,
deneyi, sovyetik cumhuriyetlerin tek bir devlet içinde Hivalılar, Başkırlar, Ermeniler, Çeçenler, Kabardlar, Osetler,
birleşmelerinin genel biçimi olarak federasyonun tüm yararlılık Çerkezler, İnguşlar, Karaçaylar, Balkarlar,79 Kal-muklar,
ve esnekliğini tamamen doğrulamıştır. Kareliler, Avarlar, Dargilanlılar, Kazikumuklar, Ku-rinliler,
6. Ama federasyon, ancak onu bileştiren ülkelerin kar- Kumikler,80 Mariiler, Çuvaşlar, Votyaklar, Buryat-lar, Yakutlar
şılıklı güven ve özgür onayına dayandığı durumda sağlam, ve ve öbürleri). Bu halklar karşısında çarlığın siyasası, büyük
federasyon sonuçları da gerçek olabilir. Eğer RSSFC, dünyada toprak sahipleri ve burjuvazinin siyasası, onlar arasında her
barış içinde yanyana yaşama ve tüm bir halklar ve uluslar türlü devletçilik tohumlarını öldürmeye, kültürlerini bozmaya,
topluluğunun kardeşçe bir işbirliği deneyinin başarı kazandığı dillerinin kullanılmasını engellemeye, onları bilgisizlik içinde
tek ülke ise, bunun nedeni orada ne egemen, ne uyruk, ne tutmaya, ve son olarak da, elden geldiğince ruslaştırmaya
metropol, ne sömürge, ne emperyalizm, ne de ulusal baskı dayanıyordu. Böyle bir siyasanın sonuçları: bu halkların kültür
bulunmasıdır; orada, federasyon karşılık- eksikliği ve siyasal gerilikleri-

262 263
dir. Burada, fiilî ulusal eşitsizliğin giderilmesi, ulusal baskı ve
Büyük toprak sahipleri ve burjuvazinin devrilmiş, ve sov- sömürge köleliğinin bütün kalıntılarına karşı sert ve direngen
yetik iktidarın bu ülkelerde de halk yığınları tarafından ilân bir savaşım gerektiren uzun süreli bir süreçtir. Ulusal eşitsizlik,
edilmiş bulunduğu şu anda, partinin görevi, Büyük-Rus ol- burada, şimdiye kadar, tarihsel bakımdan oluşmuş iktisadî
mayan halkların emekçi yığınlarının, onları geride bırakmış eşitsizliğe dayanıyordu. Bu eşitsizlik, kendini, her şeyden önce,
olan merkezî Rusya'ya erişmelerine yardım etmek, onların: o) Rusya'nın sömürge ya da yarı-sömürge durumunda bulunan bu
ülkelerinde, bu halkların ulusal ve yaşam koşullarına uygun çevre bölgelerinin, kendilerine zorla, merkezde işlenen her türlü
düşen biçimler altında sovyetik devletçiliği geliştirip hammadde üstencileri rolünün yüklendiğini görmeleri
pekiştirmelerine; b) ulusal dilde çalışan ve yerel nüfusun yaşam olgusunda dile getiriyordu. Sürekli geriliklerinin nedeni işte bu
koşulları ve psikolojisini bilen ülke insanlarından kurulu idi ve bu da, bu ezilen halklar arasında bir sanayi
mahkemeleri, yönetimleri, iktisadî organları, iktidar organlarım proletaryasının oluşmasını, ve hele gelişmesini engelliyordu.
geliştirip pekiştirmelerine; c) basını, okulu, tiyatroyu, kulüpleri Proleter devrim, çevre Doğu bölgelerinde bütün bu etkenlerle
ve genel olarak, kendi ulusal dillerindeki kültür ve eğitim ister istemez çatışacaktı; ve devrimin başta gelen görevi,
kurumlarını geliştirmelerine; d) bütün yönetim alanlarında ve toplumsal ve iktisadî yaşamın bütün kollarındaki tüm ulusal
her şeyden önce öğretim alanında, sovyetik kurumların ve eşitsizlik kalıntılarını direngenlikle ortadan kaldırmak, ve her
partinin yerli nitelikli işçi ve emekçi kadrolarının yetişmesini şeyden önce de, fabrikaları hammadde kaynaklarına (Türkistan,
hızlandırmak ereğiyle, (en başta Kırgızlar, Başkırlar, Başkıristan, Kırgızistan, Kafkasya: tekstil, yün, kösele ve deri
Türkmenler, Özbekler, Tacikler, Azeriler, Tatarlar, sanayileri vb.) taşıyarak, sanayii yöntemli bir biçimde çevreye
Dağıstanlılar için) ulusal dilde, geniş bir genel, meslekî ve götürmektir.
teknik eğitim ders ve okulları şebekesi örgütlemelerine Ulusal eşitsizliğin bütün biçimlerini gidermek için kararlı
yardımcı olmaktır. ve tutarlı savaşımı ile çevre Doğunun emekçi yığınlarının
2. Eğer, 65 milyon Büyük-Rus olmayan nüfustan,. sınaî güvenini kazanan parti, aynı zamanda, bu yığınları, eskiden
kapitalizm döneminin şu ya da bu derecesine geçmiş bulunan ezilen ulusların kendi içindeki ataerkil-feodal ilişkileri
Ukrayna, Beyaz-Rusya, Azerbaycan'ın bir bölümü, Ermenistan kesinlikle ortadan kaldırmak ve onları komünist kuruluşa
bir yana bırakılırsa, geriye, kapitalist gelişmeden geçme zamanı katmak için de toplar ve birleştirir. Çevre Doğuda sınıf ayrımı
bulmamış, sanayi proletaryası hemen hiç bulunmayan, çoğu siyasasında atılacak ilk adım şu olmalı: yığınları bütün yerli
durumda henüz hayvancılık düzeninde olan ve ataerkil ve klan sömürücü öğelerin etkisinden kurtarmak, bütün sovyetik
törelerini koruyan (Kırgızistan, Başkıristan, Kuzey Kafkasya), yönetsel özerk organlarında bu sömürücülere karşı savaşım
ya da henüz yarı-ataerkil, yarı-feodal yaşam biçimlerini vermek, yerli yığınların emekçi sovyetlerindeki öz-
büsbütün bırakmamış (Azerbaycan, Kırım, vb.), ama daha örgütlenmeleri aracıyla onları sınıf ayrıcalıklarından yoksun
şimdiden genel sovyetik gelişme yoluna sürüklenmiş, esas bırakmak. Aynı zamanda, çeşitli işletmelerde, madenlerde,
itibarıyla 30 milyon kadar Türk nüfus kalır (Türkistan, demiryollarında, tuzlalarda, kulak çiftliklerinde çalışan, az
Azerbaycan'ın çok büyük bir bölümü, Dağıstan, Dağlılar, sayıdaki göreli yerli proleter öğeler de, en başta örgütlenmeli ve
Tatarlar, Başkırlar, Kızgızlar vb.). azamî özenle komünist parti saflarına ve

264 265
sovyetik organlarda çalışmaya çağırılmalıdırlar. Tatarları, Buhara, Hiva, Dağıstan, Dağlıların bir bölümü
Sonraki adım, yoksul yerlilerin iktisadî örgütlenmesi olmalı (Kabardlar, Çerkezler, Balkarlar) ve yerleşik duruma gelmiş
— yerli emekçi yığınların geri iktisadî biçimlerden yüksek belli bir toprak üstünde sıkıca yerleşmiş bazı öbür halklar bir
biçimlere, göçebe yaşamı biçiminden tarıma; serbest piyasa için yana bırakılırsa, geriye, 10 milyon Kırgız, toprakları şu son
çalışan loncasal mesleklerden, artelde81 Sovyet devleti için zamanlara kadar, bunların en iyi bölümlerini ellerinden alma
çalışmaya (yarı-proleter zanaatçıların sendikalarda toplanması); başarısını göstermiş ve onları sistemli bir biçimde kısır çöllere
artellerin zanaatçı üretiminden fabrika ve işyerlerine; küçük doğru itelemiş bulunan Rus çiftçiler için bir sömürgeleştirme
tarımdan, toprağın bir plan ile yönetilen kolektif işlenmesine konusu işini gören Başkırlar, Çeçenler, Türkistan'ın güney
geçişi ile koşullanmış karmaşık tipte meslekî ve kooperatif bölümü, Osetler ve İnguşlar kalır. Çarlığın siyasası, büyük
örgütlenme. Sovyet hükümeti, her şeyden önce, tek tüketim toprak sahipleri ve burjuvazinin siyasası, bu bölgelere elden
kooperatif organları şebekesi aracıyla, iktisadî örgütsüzlük geldiğince Rus ve Kazak köylüleri arasından seçilmiş kulak
sonucu yıkıma uğrama tehlikesi ile karşı karşıya bulunan yerli öğeleri yerleştirmeye ve bunları emperyalist erekler için
yarı-proleter yığınların yardımına koşmalıdır. Sovyet güvenilir bir dayanak yapmaya dayanıyordu. Bu siyasanın
ekonomisinin kuruluşunun bu özel koşullarına uygun olarak, sonucu, işlenmemiş bölgelere doğru itelenen yerlilerin
iktisadî organların çalışması, ağırlık merkezinin yerli ortam (Kırgızlar, Başkırlar) giderek yokolma-ları idi. Bu halklar
üzerine kaydırılması; zanaatçı ve öbür işletmelerin, bir plan emekçi yığınları karşısında partinin (1 ve 2. maddelerde sözü
tarafından yönetilen iktisadî bir örgüt içinde toplanmaları; edilen görevler dışındaki) görevi, genel olarak kulaklar, özel
nüfusun temel üretici yığını ile sağlam bir bağ kurulması, ve olarak soyguncu Büyük-Rus kulaklar sınıfından kendilerini
yerel koşullar gözönünde tutularak, çevrede somut bir kurtarmak için savaşımda, onların çabalarını yerel Rus nüfusun
sanayileşme planı hazırlanması yönünde yeniden emekçi yığınlarının çabaları ile birleştirmeye; sömürgeci
örgütlenmelidir. Özellikle buğday tekelinin çevrede kulakları devirerek, insan yaşamı bakımından zorunlu olan
uygulanması sırasında, merkezî Sovyet Rusya örneklerinin toprakları sağlamak için, onlara tüm güçleri ve bütün araçları
körükörüne taklidine karşı daha az dikkatli olmamalı, ve ile yardım etmeye dayanır.
azıklandırma planının uygulanması, sözde değil, ama gerçekte, 4. Yukarda sözü edilen, belli bir sınıf yapısına sahip ve belli
geri yerli ortamdaki sınıfların ayrımı siyasasına bağlanmalıdır. bir toprak üzerinde yaşayan halklar ve uluslardan başka,
Merkezî Rusya'da alınmış ve sadece iktisadî gelişmenin daha RSSFC sınırları içinde, başka milliyetlerin yoğun çoğunluğu
yüksek bir derecesi için iyi iktisadî önlemlerin çevre Doğuda içinde dağılmış ve çoğu kez belli bir toprağı bulunmayan ulusal
her mekanik uygulanması yad-sınmalıdır. Emekçi Sovyetleri, azınlıklar, kararsız ulusal topluluklar da vardır (Letonlar,
Doğu halklarını, ileri ülkeler proletaryası ile omuzomuza ortak Estonyalılar, Polonyalılar, Yahudiler vb.). Çarlığın siyasası,
savaşıma, ancak büyük yoksul yerli yığınları kendi hayatî pogromlar dahil, bütün araçlarla bu azınlıkların kökünü
iktisadî çıkarları temeli üzerinde örgütleyerek kurutmaya dayanıyordu (Yahudi pogromları).
sürükleyebileceklerdir. Ulusal ayrıcalıkların kaldırıldığı, milliyetler arasında eşitlik
3. Eğer esas itibarıyla Türk 30 milyon nüfus, Azerbaycan, kurduğu ve ulusal azınlıkların özgür gelişme hakkı-
Türkistan'ın çok büyük bir bölümü, Volga ve Kırım

266 267
[DÖRT]
nın, sovyetik rejimin özlüğü tarafından güvence altına alındığı
şu anda, partinin bu ulusal topluluklar emekçi yığınları PARTİ VE DEVLET KURULUŞUNDA
karşısındaki görevi, kendilerine sağlanmış bulunan bu özgür ULUSAL ETKENLER
gelişme hakkından sonuna kadar yararlanmaları için, onlara RUS KOMÜNİST PARTİSİ XII. KONGRESİNDE
KABUL EDİLEN KARARDAN
yardımcı olmaktır. (NİSAN 1923)

1. Kapitalizmin gelişmesi, daha geçtiğimiz yüzyılda, üretim


ve değişim araçlarının uluslararası bir nitelik kazanmasına,
ulusal yalnızlığın kalkmasına, halkların iktisadî yaklaşmasına
ve engin toprakların birbirine bağlı bir bütün içinde
birleşmesine doğru bir eğilimi ortaya çıkardı. Kapitalizmin
daha sonraki gelişmesi, dünya pazarındaki gelişme, büyük
deniz ve demiryollarının örgütlenmesi, sermaye ihracı vb.,
uluslararası işbölümü ve bütün alanlardaki karşılıklı bağımlılık
aracıyla, en çeşitli halkları birleştirerek, bu eğilimi daha da
pekiştirdi. Bu süreç üretici güçlerdeki dev-sel gelişmeyi
yansıttığı ölçüde, ulusal yalnızlığı ve çeşitli halkların çıkar
karşıtlıklarını giderdiği ölçüde, bir ilerleme

269
268
etkeni oldu ve gene de öyledir, çünkü gelecekteki dünya te bunlar, Bir yanda eski Rusya, Avusturya-Macaristan ve
sosyalist ekonomisinin maddî öncüllerini hazırlar. Türkiye'nin çöküşü, öte yanda Büyük-Britanya ve eski Al-
2. Ama bu eğilim, iç tarihsel anlamına hiç de uygun manya gibi sömürgeci devletlerin tarihi; son olarak, "büyük"
düşmeyen biçimler içinde gelişti. Halkların karşılıklı bağımlılığı emperyalist savaş ve sömürge halkları ile tüm haklardan
ve ülkelerin iktisadî birleşmesi, kapitalizmin gelişmesi boyunca, yararlanamayan halkların devrimci hareketindeki büyüme,
eşit haklara sahip halkların elbirliği ile değil, ama bazı halkların bütün bu ve benzeri olgular, çokuluslu burjuva devletlerin
başka bazılarının bağımlılığı ile, daha az gelişmiş halkların daha istikrarsızlığını ve çürüklüğünü açıkça gösterirler. Burjuvazinin
çok gelişmiş halklar tarafından baskı ve sömürüsü ile ulusal sorunu çözmenin doğru biçimini bulmadaki
gerçekleşiyordu. Sömürge fethi ve yağmalar, ulusal baskı ve yeteneksizlik, etkisizlik ve güçsüzlüğünün nedeni, halkların
eşitsizlik, emperyalist keyfilik ve zor; son olarak "uygar" iktisadî birleşme süreci ile bu süreci yöneten emperyalist
ulusların "uygar-olmayan" uluslar üzerine uygulanacak yöntemler arasındaki uzlaşmaz çelişki işte böyledir.
egemenlik için kendi aralarındaki savaşımları, — halkların 4. Partimiz, ulusların kendi kaderlerini kendilerinin tayin
iktisadî yaklaşma sürecinin çerçevesi içinde oluştuğu biçimler etme hakkını, halkların bağımsız devletler olarak yaşama
işte bunlar. Böyle olduğu için, birleşme eğilimine koşut olarak, hakkını, ulusal sorundaki siyasasının temeline koyarken, bu
bu sürecin zor biçimlerini kaldırma eğilimi, ezilen sömürgeler koşulları gözönünde tutmuştur. Daha varlığının ilk günlerinde,
ve bağımlı milliyetlerin emperyalist boyunduruktan kurtulma birinci kongresinde (1898), kapitalizmin ulusal sorundaki
savaşımları da büyüyor-du. Bu ikinci eğilim, ezilen yığınların çelişkileri henüz tam bir açıklıkla belirecek zaman
emperyalist birleşme biçimlerine karşı başkaldırması anlamına bulamamışken, parti, milliyetlere, bu zamanaşımına uğramaz
geldiği için, halkların elbirliği ve özgürce onanmış bir ittifak hakkı tanımıştı. Sonradan, Ekim Devrimine kadar kongreleri
temeli üzerinde birleşmesini istediği için, bir ilerleme eğilimi idi ve, konferanslarında kabul edilen özel belge ve kararlardaki
ve gene de öyledir, çünkü gelecekteki dünya sosyalist kendi ulusal programını hiç sekmeden doğruladı. Emperyalist
ekonomisinin manevî öncüllerini hazırlar. savaş ve bunun sömürgelerde yolaçtığı güçlü devrimci hareket,
3. Kapitalizme özgü biçimler içinde dile gelmiş bu iki temel partinin ulusal sorundaki kararlarının yeni bir
eğilimin savaşımı, son yarım yüzyıl boyunca, çokuluslu burjuva doğrulanmasından başka bir şey olmadı. Bu kararların anlamı:
devletlerin tarihini doldurur. Kapitalist gelişme çerçevesinde, a) milliyetlere karşı baskının tüm olanaklı ve düşünülebilir
sömürge burjuva devletlerin iç bozukluğu ve organik biçimlerinin kesin yadsınmasında; b) kendi kaderlerinin
istikrarsızlığı, işte bu eğilimler arasındaki uzlaşmaz karşıtlık düzenlenmesi bakımından halkların eşitlik ve egemenliklerinin
sonucudur. Bu çeşit devletlerin içindeki kaçınılmaz çatışmalar tanınmasında; c) halkların sağlam birliğinin ancak elbirliği ve
ve bu devletler arasındaki kaçınılmaz savaşlar; eski sömürge özgür onama temelleri üzerinde gerçekleştirileceği ilkesinin
devletlerin dağılması ve yenilerinin kurulması; dünya siyasal tanınmasında; d) böyle bir birliğin, ancak sermaye iktidarının
haritasında yeni bir düzeltmeye yol-açan yeni sömürgeler fethi devrilmesinden sonra olanaklı olduğu gerçeğinin ilânında yatar.
yarışı ve çokuluslu devletlerin yeniden dağılışı — bu temel Partimiz, çalışmasında, çarlığın açık baskı siyasasına
karşıtlığın başlıca sonuçları iş-

270 271
olduğu kadar, menşevikler ile sosyalist-devrimcilerin ikircikli, törlüğü güvenlik altında ise, ulusal barış ve ulusal özgürlük
yarı-emperyalist siyasasına da, bu ulusal kurtuluş programı ile güvenlik altında sayılabilir. Bundan ötürü, Sovyetlerin zaferi ve
karşı çıkmaktan yorulmuyordu. Eğer, menşevikler ile sosyalist- proletarya diktatörlüğünün pekişmesi, tek bir devlet içinde
devrimcilerin yarı-emperyalist siyasaları Kerenski ve birleşmiş halkların kardeşçe elbirliğinin üzerlerinde
siyasasının bu milliyetlerin en iyi öğeleri tarafından yüzüstü kurulabileceği dayanaklar, temellerdir.
bırakılması sonucunu verirken, çarlığın rus-laştırma siyasası, 6. Ama Ekim Devrimi sadece ulusal boyunduruğun
çarlık ile Rusya'nın eski milliyetleri arasında bir uçurum kalkması, halkların birleşmesine elverişli bir alanın yaratılması
açtıysa, partimizin özgürleştirici siyasası, çarlığa ve emperyalist sonucunu vermedi. Gelişmesinin akışı içinde, Ekim Devrimi, bu
Rus burjuvazisine karşı savaşımda, partimize bu milliyetlerin birleşmenin biçimlerini de hazırladı; halkların tek bir federal
büyük yığınlarının sevgi ve desteğini kazandırdı. Bu sevgi ve devlet içinde birleşmesinin kendilerine göre gerçekleştirileceği
desteğin, partimizin, Ekim günlerindeki zaferini belirleyen temel çizgileri çizdi. Devrimin birinci dönemi içinde,
kesin öğelerden biri olduğundan kuşku duyulamaz. milliyetlerin emekçi yığınların bağımsız ulusal yücelikleri ilk
5. Ekim Devrimi, partimizin ulusal sorundaki kararlarının kez olarak duydukları zaman, ama yabancı bir müdahale henüz
pratik bilançosunu çıkardı. Ulusal baskının başlıca uy- gerçek bir tehlike oluşturmazken, halkların elbirliği henüz
gulayıcıları olan büyük toprak sahipleri ile kapitalistlerin kesinlikle belirlenmiş, sıkı sıkıya saptanmış bir biçim almamıştı.
iktidarını devirdikten, ve iktidara proletaryayı geçirdikten İçsavaş ve müdahale döneminde, ulusal cumhuriyetlerin askerî
sonra, Ekim Devrimi, tek bir vuruşta ulusal baskının zincirlerini öz-savunmaları. birinci plana çıktığı zaman, ama iktisadî
kopardı; halklar arasındaki eski ilişkileri bütünden bütüne kuruluş henüz gündemde yer almamışken, elbirliği askerî bir
değiştirdi, eski ulusal düşmanlığa kesin bir darbe indirdi, ittifak biçimini aldı. Son olarak, savaş-sonrası dönemde, savaş
halkların elbirliği için alanı açtı ve Rus proletaryasına, sadece tarafından yıkıma uğramış üretici güçlerin yeniden-kurulması
Rusya'da değil, ama Avrupa ve Asya'da da, öbür milliyetlerden sorunları birinci plana çıktıkları zaman, askerî ittifak iktisadî bir
kardeşlerinin güvenini kazandırdı. Bu güven olmasaydı, Rus ittifak ile tamamlandı. Ulusal cumhuriyetlerin Sovyetik
proletaryasının Kolçak ve Denikin'i, Yudeniç ve Vrangel'i Cumhuriyetler Birliği içinde birleşmeleri, elbirliği biçimlerinin
yenemeyecek olduğunu tanıtlamaya pek gerek yok. Öte yandan, gelişmesinde, bu kez halkların çokuluslu tek bir sovyetik devlet
Rusya'nın merkezinde proletarya diktatörlüğü kurulmasaydı, içinde, askerî, iktisadî ve siyasal bir birliği niteliğine bürünen
ezilen milliyetlerin kurtuluşlarını elde edemeyecek son evresini oluşturur.
olduklarından da kuşku yok. İktidar, sermaye tarafından elde Böylece, proletarya, ulusal sorunun doğru çözümünün
tutuldukça, küçük-burjuvazi ve her şeyden önce, eski "egemen" anahtarını sovyetik rejimde bulmuştur; ulusal eşitlik ve özgür
ulusun milliyetçi önyargılar iliklerine işlemiş köylülüğü onay üzerine kurulu, kararlı bir çokuluslu devletin örgütlenme
kapitalistlerin ardından gittikçe, ulusal düşmanlık ve ulusal yolunu, sovyetik rejimde görmüştür.
çatışmalar kaçınılmaz şeylerdir; tersine, eğer köylülük ve öbür 7. Ama ulusal sorunun doğru çözümünün anahtarını
küçük-burjuva katmanlar proletaryayı izlerlerse, yani eğer bulmak, henüz ne onu tamamen ve kesinlikle çözme, ne de bu
proletarya dikta- çözümü pratik ve somut gerçekleşmesine götürme anla-

272 273
mına gelir. Ekim Devrimi tarafından formüle edilen ulusal ivedi görevidir.
programı doğru bir biçimde gerçekleştirmek için, daha yeni Bu miras ikinci olarak fiilî eşitliğe, yani Cumhuriyetler
aşılmış ulusal baskı dönemi tarafından bize miras bırakılmış, ve Birliği milliyetlerinin iktisadî ve kültürel eşitsizliğine dayanır.
kısa bir zaman süresi içinde birdenbire üstesinden Ekim Devrimi ile kazanılan hukuksal ulusal eşitlik, halkların
gelinemeyecek engellerin üstesinden gelinmesi de zorunludur. büyük bir kazanımıdır, ama kendi başına tüm ulusal sorunu
Bu miras, en başta, Büyük-Rusların eski ayrıcalıklı du- çözmez. Kapitalizm evresine geçmemiş, kendi proletaryası
rumlarının yansısı olan egemen Büyük-Rus şovenizminin ka- hemen hiç bulunmayan, ve bunun sonucu, iktisadî ve kültürel
lıntılarına dayanır. Bu kalıntılar, bizim merkez ve taşra sov- bakımdan geri kalmış belli bir sayıdaki cumhuriyetler ve
yetik kurumlarımız emekçilerinin kafasında varlıklarını hâlâ halklar, ulusal eşitliğin kendilerine verdiği hak ve olanaklardan
sürdürürler; merkez ve taşra devlet kurumlarımızda yu- sonuna kadar yararlanacak durumda değiller; dışardan gerçek
valanırlar; Smena Vekh tarzında, NEP ile birlikte durmadan ve sürekli bir yardım olmadıkça, yüksek bir gelişme derecesine
kızışan "yeni" Büyük-Rus şovenizmi eğilimleri biçimi altında yükselecek ve kendilerini geride bırakan milliyetlere yetişecek
takviye alırlar. Pratik olarak, bu kalıntılar kendilerini, ulusal durumda değiller. Bu fiilî eşitsizliğin nedenleri sadece bu
cumhuriyetlerin gereksinme ve zorunlulukları karşısında, halkların tarihlerinde değil, ama çevre bölgeleri sadece sanayi
sovyetik Rus memurların gösterdikleri yüksekten bakış ve bakımından gelişmiş merkez bölgeler tarafından sömürülen
kalpsiz bürokratizm tutumu içinde dile getirirler. Çokuluslu hammadde bölgeleri durumuna dönüştürmeyi gözeten çarlık ve
sovyetik devlet, ancak devlet örgütlerimizin pratiğin-deki bu Rus burjuvazisinin siyasasındadır da. Bu eşitsizliğin kısa bir
kalıntıların kökü kazınırsa gerçekten sağlam, ve içindeki zaman süresinde üstesinden gelmek, bu mirası bir-iki yıl içinde
halkların elbirliği, ancak o zaman gerçekten kardeşçe bir nitelik yoket-mek, olanaksız bir şeydir. Daha önce partimizin X.
kazanabilir. Bir dizi ulusal cumhuriyette (Ukrayna, Beyaz- kongresi belirtmiştir ki, "fiilî ulusal eşitsizliğin giderilmesi,
Rusya, Azerbaycan, Türkistan), sovyetik iktidarın temel ulusal baskı ve sömürgesel bağımlılığın bütün kalıntılarına
dayanağı işçi sınıfının büyük bir bölümünün Büyük-Rus karşı sert ve direngen bir savaşım gerektiren uzun süreli bir
milliyetinde olması sonucu, durum karmaşıktır. Bu bölgelerde, süreçtir."
kent ile kır arasındaki, işçi sınıfı ile köylülük arasındaki ittifak, Ama mutlaka bunun üstesinden gelmek gerek. Oysa, ancak
sovyetik kurumlarda olduğu kadar parti organlarında da, o Rus proletaryası, onların iktisadî ve kültürel ilerlemelerini
Büyük-Rus şovenizmi kalıntıları güçlü engeli ile karşılaşıyor. kolaylaştırmak için, Birliğin geri halklarına gerçek ve sürekli
Bu koşullarda, Rus kültürünün üstünlüklerine değgin sözler ve bir yardımda bulunursa bunun üstesinden gelinebilir. Bu
üstün Rus kültürünün daha geri halkların (Ukraynalı, Azerî, yardım, kendini, ilkin, eskiden ezilen milliyetlerin
Özbek, Kırgız vb.) kültürleri üzerindeki kaçınılmaz zaferine cumhuriyetlerinde sanayi ocakları kurmak ve buralara yerel
ilişkin tezin formülasyonu, Büyük-Rus milliyetinin nüfusu en yüksek derecede katmak için, bir dizi pratik önlemin
egemenliğini pekiştirme girişimlerinden başka bir şey değildir. alınması ile göstermelidir. Sonra, bu yardım, X. kongre kararı
Bundan ötürü, Büyük-Rus şovenizmi kalıntılarına karşı amansız uyarınca, emekçi yığınların, NEP sonucu güçlenen yerli ve
savaşım, partimizin ilk dışardan gelmiş yüksek sömürücü katmanlara karşı kendi
toplumsal konumlarını pekiştirme savaşımla-

274 275
doğrudan savaşım, parti üyelerinin ödevidir. Bundan ötürü,
rina paralel olmalıdır. Bu cumhuriyetler her şeyden önce milliyetçilik kalıntılarına ve, her şeyden önce de bu kalıntıların
tarımsal bölgeler olduklarından, iç toplumsal önlemler, her şoven biçimlerine karşı savaşım, partimizin üçüncü ivedi
şeyden önce, emekçi yığınları, devlet elinde bulunan fonlardan görevidir.
ayrılmış topraklarla donatmayı gözetmelidir. Bu olmadıkça, 8. Cumhuriyet Birliğinin, merkez ve taşradaki sovye-
halkların tek bir federal devlet çerçevesinde sıkı ve iyi tik memurların önemli bir bölümü tarafından, ulusal cumhu
anlaşılmış bir elbirliğinin örgütlenmesi beklenemez. Bundan riyetlerin ulusal gelişmesini sağlamaya aday bir eşit devlet
ötürü, milliyetlerin fiilî eşitsizliğinin ortadan kaldırılması için ler birliği olarak değil, ama bu cumhuriyetlerin ortadan kal
savaşım, geri halkların kültürel ve iktisadî düzeyinin dırılmasına doğru atılmış bir adım olarak, "bir ve bölünmez"
yükseltilmesi için savaşım, partimizin ikinci ivedi görevidir. Bu [Rusya] denilen şeyin kuruluş başlangıcı olarak düşünülme
miras son olarak acı ulusal baskı boyunduruğunda yaşamış ve si olgusuna, geçmişin mirasının parlak ifadelerinden biri
henüz kendilerini eski ulusal sızlanma duygularından olarak bakmak gerekir.
kurtaracak zaman bulamamış bir dizi halkın bağımdaki Bazı RSSFC yöneticilerinin, özerk cumhuriyetlerin ba-
milliyetçilik kalıntılarına dayanır. Bu kalıntıların pratik ifadesi, ğımsız komiserliklerini kendilerine bağımlı kılma ve bu ko-
belli bir ulusal tecrit ve eski ezilen halkların Ruslardan gelen miserliklerin kaldırılmasına yolaçma yolunda besledikleri
önlemler karşısında tam bir güven yokluğudur. Bununla eğilime de, geçmişin mirasının benzer bir sonucu olarak bak-
birlikte, birçok milliyetten bileşik cumhuriyetlerde, bu mak gerekir.
savunucu milliyetçiliğin, saldırgan milliyetçiliğe, en güçlü Bu görüş biçimini anti-proleter ve gerici olarak yargılayan,
milliyetin, bu cumhuriyetlerin güçsüz milliyetlerine karşı ve ulusal cumhuriyetlerin varlık ve gelecekteki gelişme mutlak
yöneltilmiş şovenizmine dönüştüğü de az görülmez. Ermeniler, zorunluluğunu ilân eden kongre, parti üyelerini,
Osetler, Acarlar ve Abazalara karşı yönelmiş Gürcü şovenizmi cumhuriyetlerin birleşmesi ve komiserliklerin kaynaşmasının,
(Gürcistan'da); Türkmenler ve Kırgızlara karşı yönelmiş Özbek şoven eğilimli sovyetik memurları tarafından, ulusal
(Buhara ve Horezm) şovenizmi; Ermeni şovenizmi vb. — cumhuriyetlerin iktisadî ve kültürel gereksinmelerini kulak
ayrıca NEP koşulları tarafından da kışkırtılmış bütün bu arkası etme eğilimlerini örtme yolunda kullanılmamasını
şovenizm çeşitleri, bazı ulusal cumhuriyetleri bir çatışma ve dikkatle gözetmeye çağırır. Komiserliklerin kaynaşması, sov-
anlaşmazlık alanına dönüştürmekle tehdit eden en büyük yetik aygıtın geçirdiği bir sınavdır: eğer bu deney pratikte
tehlikeyi oluştururlar. Bütün bu olayların, halkların tek bir Büyük-Rus nitelikte şoven bir yönelim alırsa, parti bu bozul-
devlet içinde gerçekten birleşme işini engellediklerini söylemek maya karşı en sert önlemler almak, hatta sovyetik aygıt küçük
gereksiz. Milliyetçilik kalıntıları, Büyük-Rus şovenizmine karşı ve geri milliyetlerin gereksinme ve zorunlulukları karşısında
özel bir savunma biçimi olduğu kadarıyla, Büyük-Rus gerçekten proleter ve gerçekten kardeşçe bir özeniş anlayışı
şovenizmine karşı gözüpek bir savaşım, milliyetçilik içinde gereğince eğitilinceye kadar, bazı komiserliklerin
kalıntılarının üstesinden gelmenin en güvenilir aracıdır. Ama bu kaynaşmasını gözden geçirmeyi düşünmek zorunda kalacaktır.
kalıntılar, çeşitli cumhuriyetler-deki güçsüz ulusal topluluklara 9. Çeşitli cumhuriyetlerin işçi ve köylülerinin eşitlik ve
karşı yönelmiş yerel şovenizm biçimine dönüştükleri kadarıyla,
bu kalıntılara karşı.

277
276
özgür onay ilkelerine göre kurulan Cumhuriyetler Birliği, temsilcilerinin bu organlara gerçek katılımını ve Birlik halk-
bağımsız devletler arasında karşılıklı uluslararası ilişkileri larının zorunluluk ve gereksinmelerinin karşılanmasını sağ-
düzenlemek için proletarya tarafından yapılmış ilk deney, ve layan ilkeler üzerine kurulmalı;
gelecekteki dünya sovyetik emek cumhuriyetinin kuruluşuna d) Cumhuriyetler malî haklarla, ve özellikle, onlara devlet
doğru atılmış ilk adımdır. Cumhuriyetler Birliği, halkların yönetimi, kültür ve ekonomi alanında kendi öz girişkenliklerini
birlikte yaşamasının yeni bir biçimi, yukarda sözü edilen gösterme olanağını sağlayan, yeterince geniş bütçe hakları ile
kalıntıların, halkların ortaklaşa çalışması içinde ortadan kal- donatılmalı;
dırılacakları tek bir federal devlet çerçevesindeki elbirliği-nin e) Ulusal Cumhuriyet ve bölgeler organları her şeyden
yeni bir biçimi olduğu için, Birliğin yüksek organlarının, sadece önce kendi halklarının dilini, yaşam koşullarını, töre ve alış-
Birliğin bütün milliyetlerinin ortak zorunluluk ve ge- kanlıklarını bilen ülke insanlarından bileşmeli;
reksinmelerini değil, ama çeşitli milliyetlerin özel zorunluluk ve /) Bütün devlet organlarında ve öbür milliyetler ve ulusal
gereksinmelerini de tamamen yansıtacak biçimde kurulmaları azınlıklar nüfusuna hizmet eden bütün kurumlarda ulusal dilin
gerekir. Bundan ötürü, Birliğin, tüm Birliğin emekçi yığınlarını, kullanılmasını güvenlik altına alan, ulusal hakları, ve özellikle
milliyetlerinden bağımsız olarak temsil eden mevcut ulusal azınlıkların haklarını çiğneyen herkesi izleyen ve
organlarının yanısıra, milliyetleri eşitlik temeli üzerinde temsil devrimci bir sertlikle cezalandıran özel yasalar çıkarılmalı;
eden özel bir organ da kurulmalıdır. Birliğin merkez g) Kızılordu içindeki eğitim çalışması, Birlik halklarının
organlarının böyle bir yapılaşması, kendini halkların kardeşlik ve dayanışma düşüncelerinin yayılması yönünde
gereksinme ve zorunlulukları karşısında daha dikkatli gösterme, pekiştirilmeli, ve cumhuriyetlerin tam savunma yeteneklerini
onlara istenen zamanda gerekli yardımda bulunma, karşılıklı bir güvenlik altına alma bakımından gerekli bütün önlemlere
güven havası yaratma ve böylece, en acısız araçlarla, yukarda uyarak, ulusal ordu birliklerinin örgütlenmesi için pratik
sözü geçen mirası ortadan kaldırma olanaklarını sağlayacaktır. önlemler alınmalı.
10. Yukarda söylenenlere dayanan kongre, parti üyelerine
şu pratik önlemleri önerir:
o) Birliğin merkez organlarının kuruluşu sırasında, çeşitli
cumhuriyetlerin, kendi aralarındaki ilişkilerde olduğu kadar
Birliğin merkez iktidarı karşısında da, hak ve ödev eşitliği
sağlanmalı;
b) Birliğin yüksek organları sistemi içinde eşitlik temeli
üzerinde, bu cumhuriyetleri bileştiren tüm milliyetlerin olanak
ölçüsünde temsil edilmelerine özen göstererek, ayrımsız bütün
cumhuriyet ve ulusal bölgeleri temsil eden özel bir organ
kurulmalı;
c) Birliğin yürütme organlarının yapısı, cumhuriyetler

278 279
[BEŞ] MERKEZ KOMİTESİ landığı da görülmektedir.
RAPORU ÜZERİNE KARARDAN Parti, aynı zamanda, leninist ulusal siyasanın pratik uy-
SSCB KOMÜNİST PARTİSİNİN XVI. KONGRESİ gulanması için, ulusal eşitsizlik öğelerinin giderilmesi ve
TARAFINDAN KABUL EDİLMİŞTİR Sovyetler Birliği'ni bileştiren halkların ulusal kültürlerinin
(TEMMUZ 1930) gelişmesi için dikkati bir kat daha artırarak, ulusal sorundaki bu
iki sapmaya ve bu sapmalar karşısındaki uzlaştırıcı tutuma
karşı savaşımını yoğunlaştırmalıdır.

PARTİ, ülkedeki sınıflar savaşımının kızışması ile ilişkili


olarak, parti saflarında, Büyük-Rus şovenizmi ve yerli şo-
venizme doğru ulusal sapmaların yeniden bir etkinlik artışı
gösterdiğini saptar.
Baş tehlike, güncel evrede, leninist ulusal siyasanın te-
mellerini değiştirmeye çalışan, ve enternasyonalizm görünüşü
altında, eskiden egemen Büyük-Rus ulusunun çöken sı-
nıflarının, yitirdikleri ayrıcalıklarını yeniden kazanma öz-
lemlerini gizleyen Büyük-Rus şovenizmine doğru sapma ta-
rafından temsil edilmektedir.
Bunun yanısıra, SSCB halklarının birliğini sarsan ve mü-
dahaleye yardım eden yerli şovenizme doğru sapmanın can-

280 281
[ALTI] STÂLİN Kırgızistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, Kareli-Fin Sovyet
Sosyalist Cumhuriyeti, Moldavya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti,
ANAYASASINDAN PARÇALAR
Litvanya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, Letonya Sovyet Sosyalist
Cumhuriyeti, Estonya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti. Madde 14. —
Şu işler, yüksek iktidar organları ve devlet yönetim organları ile
temsil edilen Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliğinin
yetkisindedir:
a) Uluslararası ilişkilerde SSCB'yi temsil etmek, öbür
devletlerle antlaşmalar yapmak ve onaylamak;
b) Savaş ve barış sorunları;
c) SSCB içine yeni cumhuriyetler kabul etmek;
d) SSCB Anayasasının ve federe cumhuriyetler anayasalarının
SSCB Anayasasına uygunluğunu sağlamaya özgü önlemlerin
uygulanmasını denetlemek;
e) Federe Cumhuriyetler arasındaki sınır değişikliklerini
onaylamak;
/) Federe Cumhuriyetler içinde yeni özerk cumhuriyetler gibi,
yeni ülke ve bölgeler kurulmasını onaylamak;
g) SSCB savunmasını örgütlemek ve tüm SSCB silahlı
kuvvetlerini yönetmek;
BÖLÜM II
h) Devlet tekeli temeli üzerinde dış ticaret;
DEVLET ÖRGÜTÜ i) Devlet güvenliğini sağlamak;
j) SSCB ulusal ekonomi planlarını düzenlemek;
Madde 13. — Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği, eşit k) SSCB bütçesi ile, Cumhuriyetler Birliği bütçesi ve yerel
haklara sahip sovyetik sosyalist cumhuriyetlerin özgürce katıldıkları bütçelere yönelik vergi hasılatını onaylamak;
birlik temeli üzerinde kurulmuş federal bir devlettir. Bu cumhuriyetler l) Bankaları, sanayi ve tarım işletme ve kuruluşlarını, Birliğin
şunlardır: tümünü ilgilendiren tecimsel işletmeleri yönetmek;
Rusya Sovyet Sosyalist Federatif Cumhuriyeti, m) Ulaştırma ve PTT işlerini yönetmek;
Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, Beyaz-
Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, n) Para ve kredi sistemini yönetmek;
Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, o) Devlet sigortalarını örgütlemek;
Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, p) Borç alıp borç vermek;
Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, q) Topraktan, toprak altından, ormanlar ve sulardan
Türkmenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, yararlanmanın temel ilkelerini saptamak;
Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti,
Tacikistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti,
Kazakistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti,

282 283
r) Halk eğitimi ve halk sağlığı alanındaki temel ilkeleri
saptamak; tov, Riyazan, Saratov, Sverdlovsk, Smolensk, Stalingrad,
s) Tek bir ulusal ekonomi istatistik sistemi örgütlemek; Tambov, Tula, Çelyabinsk, Çita, Çkalov, Yarolavl bölgeleri:
t) Çalışma yasası ilkelerini saptamak; Tataristan, Başkıristan, Dağıstan, Buryato-Moğolistan,
u) Yargılama örgüt ve yöntemine ilişkin yasama; ceza ve Kabarda, Balkaristan, Kalmukistan, Komiler, Kırım, Marii-ler,
yurttaşlık yasaları; Mordovya, Volga Almanları, Kuzey Osetya, Udmuristan,
v) SSCB yurttaşlığı üzerine, yabancıların hakları üzerine Çeçeno-İngrışistan, Çuvaşistan, Yakutistan özerk Sovyet Sos-
yasalar; yalist Cumhuriyetleri; Adigeler, Yahudiler, Karaçaylar, Oy-
w) Tüm Birlik için af yasaları çıkarmak. rotlar, Hakaslar, Çerkezler özerk bölgelerinden bileşmiştir.
Madde 15. — Federe Cumhuriyetler egemenliğinin, SSCB Madde 23. — Ukrayna Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti:
Anayasası 14. maddesinde gösterilmiş bulunan sınırlardan Vinnitsa, Volinya, Voroşilalovgrad, Dnyepropetrovsk, Dro-
başka sınırı yoktur. Bu sınırlamalar dışında, her federe cum- gobiç, Jitomir, Zaporojye, Ismayil, Kameneç-Podolsk, Kiyev,
huriyet, devlet iktidarını bağımsız bir biçimde kullanır. SSCB, Kirovograd, Lvov, Nikolayev, Odesa, Poltava, Rovno, Stalino,
federe cumhuriyetlerin egemenlik haklarını korur. Stanislav, Sumi, Tarnopol, Harkov, Çernigov ve Czernovici
Madde 16. — Her federe cumhuriyetin, cumhuriyetin bölgelerinden bileşmiştir.
özelliklerini gözönünde tutan ve SSCB anayasası ile tam bir Madde 24. — Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti,
uygunluk içinde yapılmış kendi anayasası vardır. Nahcivan özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti ile Nagorni-
Madde 17. — Her cumhuriyet, SSCB'nden özgürce çıkma Karabağ bölgesini de kapsar.
hakkına sahiptir. Madde 25. — Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti,
Madde 18. — Federe cumhuriyetlerin sınırları, kendi Abaza özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, Acaristan özerk
onayları olmaksızın değiştirilemez. Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, Güney Osetya özerk bölgesini
Madde 19. — SSCB yasaları bütün federe cumhuriyetler de kapsar.
topraklarında aynı güce sahiptir. Madde 26. — Özbekistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti:
Madde 20. — Bir federe cumhuriyet yasası ile federal yasa Buhara, Semerkand, Taşkent, Fergana, Horezm bölgeleri ile
arasında ayrılık olduğu zaman, federal yasa uygulanır. Kara-Kalpaklar özerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinden bi-
Madde 21. — SSCB yurttaşları için tek bir federal yurt- leşmiştir.
taşlık kabul edilmiştir. Madde 27. — Tacikistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti:
Garmo, Kulyab, Leninabad, Stalinabad bölgeleri ile Gorni-
Federe bir cumhuriyetin her yurttaşı, SSCB yurttaşıdır.
Badakcan özerk bölgesinden bileşmiştir.
Madde 22. — Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, Altay,
Madde 28. — Kazakistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti:
Krasnodar, Krasnoyarsk, Orjonikitze, Primorye, Haborovsk
Akmolinsk, Aktiyubinsk, Alma-Ata, Doğu Kazakistan, Guryev,
toprakları; Arhangelsk, Vologda, Voronej, Gorki, Ivanovo,
Cambul, Batı Kazakistan, Karaganda, Kızıl-Ordu, Kustanay,
îrkutsk, Kalinin, Kirov, Kuybişev, Kursk, Leningrad, Molotov,
Pavlodar, Kuzey Kazakistan, Semipalatinsk, Güney Kazakistan
Moskova, Murmansk, Novossibirsk, Omsk, Orel, Penza, Ros-
bölgelerinden bileşmiştir.
Madde 29. — Beyaz-Rusya Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti:

284
285
Baronoviçi, Biyelostok, Brest Vileyka, Vitebsk, Gomel, Minsk, için seçilir.
Mogilev, Pinsk ve Polesye bölgelerinden bileşiktir. Madde 37. — SSCB Yüksek Sovyetinin, Birlik Sovyeti ve
Madde 29-a. — Türkmenistan Sovyet Sosyalist Cumhuri- Milliyetler Sovyeti, her iki meclisi de eşit haklara sahiptir.
yeti: Aşkabad Krasnovodsk, Mariiler, Taşoğuz, Çarcuy böl- Madde 38. — Birlik Sovyeti ile Milliyetler Sovyetinin yasa
gelerinden bileşiktir. önerme hakları eşittir.
Madde 29-b. — Kırgızistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti: Madde 39. — SSCB Yüksek Sovyetinin iki meclisinden
Celal-Abad, Işık-Kul, Oş, Tiyan-Şan ve Frunze bölgelerinden herhangi biri tarafından salt çoğunlukla kabul edilen bir yasa,
bileşiktir. kesinleşmiş sayılır.
Madde 40. — SSCB Yüksek Sovyeti tarafından kabul
BÖLÜM III edilmiş bulunan yasalar, SSCB Yüksek Sovyet Prezidyum
SOVYET SOSYALİST CUMHURİYETLERİ BİRLİĞİNİN başkan ve sekreterinin imzası altında, federe cumhuriyetlerin
YÜKSEK DEVLET İKTİDAR ORGANLARI dilleri ile ilân edilir.
Madde 41. — Birlik Sovyeti ile Milliyetler Sovyetinin top-
Madde 30. — SSCB yüksek devlet iktidar organı, SSCB lantı dönemleri aynı zamanda başlar ve aynı zamanda biter.
Yüksek Sovyetidir. Madde 42. — Birlik Sovyeti, Birlik Sovyeti başkanı ve iki
Madde 31. — SSCB Yüksek Sovyeti, Anayasanın 14. mad- başkan yardımcısını seçer.
desine uygun olarak Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği '- Madde 43. — Milliyetler Sovyeti, Milliyetler Sovyeti baş-
ne verilmiş, ve anayasa gereğince, SSCB Yüksek Sovyetine kanı ve iki başkan yardımcısını seçer.
bağlı organların, yani SSCB Yüksek Sovyet Prezidyumu, Madde 44. — Birlik Sovyeti ve Milliyetler Sovyeti baş-
SSCB Halk Komiserleri Kurulu ve SSCB Halk Komiserlikle- kanları, meclislerinin oturumlarını yönetir ve kendi içtüzük-
rinin yetkisinde bulunmayan tüm hakları kullanır. lerini uygulatırlar.
Madde 32. — SSCB yasama yetkisi, salt SSCB YükseK Madde 45. — SSCB Yüksek Sovyetinin iki meclisinin or-
Sovyeti tarafından kullanılır. tak oturumlarına, Birlik Sovyeti başkanı ile Milliyetler Sovyeti
Madde 33. — SSCB Yüksek Sovyeti iki meclisten kurulur: başkanı sıra ile başkanlık ederler.
Birlik Sovyeti ve Milliyetler Sovyeti. Madde 46. — SSCB Yüksek Sovyeti, Yüksek Sovyet Pre-
Madde 34. — Birlik Sovyeti, SSCB yurttaşları tarafından, zidyumu tarafından, yılda iki kez toplantıya çağrılır.
seçim bölgeleri çevresinde, 300.000 kişiye bir temsilci düşecek Olağanüstü toplantılar, kendi isteği ya da federe cumhu-
biçimde seçilir. riyetlerden birinin isteği üzerine, SSCB Yüksek Sovyet Pre-
Madde 35. — Milliyetler Sovyeti, SSCB yurttaşları tara- zidyumu tarafından çağrılır.
fından, federe ve özerk cumhuriyetler, özerk bölgeler ve ulusal Madde 47. — Birlik Sovyeti ile Milliyetler Sovyeti ara-
ilçeler topraklar çerçevesinde, federe cumhuriyet başına 25, sında bir uzlaşmazlık durumunda, sorun eşitçi bir temel üze-
özerk cumhuriyet başına 11, özerk bölge başına 5 ve ulusal ilçe rinde kurulmuş bulunan bir uzlaştırma komisyonuna gönderilir.
başına 1 temsilci düşecek biçimde seçilir. Eğer komisyon uygun bir çözüme varmaz ya da karar
Madde 36. — SSCB Yüksek Sovyeti dört yıllık bir süre

286 287
meclislerden biri tarafından benimsenmezse, sorun her iki huriyet Yüksek Sovyeti bir başkan ve başkan yardımcıları
mecliste de bir ikinci kez incelenir. Her iki meclisin de uygun seçer.
bulduğu bir karar çıkmazsa, SSCB Yüksek Sovyet Pre- Madde 63. — Federe Cumhuriyet Yüksek Sovyeti, Federe
zidyumu, SSCB Yüksek Sovyetini fesheder ve yeni seçimlere . Cumhuriyet Hükümetini: Federe Cumhuriyet Halk Komiserleri
gider. Kurulunu belirler.

BÖLÜM V
BÖLÜM IV

FEDERE CUMHURİYETLERİN YÜKSEK ÖZERK SOVYETİK SOSYALİST CUMHURİYETLERİN


DEVLET İKTİDAR ORGANLARI YÜKSEK DEVLET İKTİDAR ORGANLARI

Madde 57. — Federe Cumhuriyetin yüksek devlet iktidar Madde 89. — Özerk cumhuriyetin yüksek devlet iktidar
organı, Federe Cumhuriyet Yüksek Sovyetidir. organı, Özerk Cumhuriyet Yüksek Sovyetidir.
Madde 58. — Federe Cumhuriyet Yüksek Sovyeti, Cum- Madde 90. — Özerk Cumhuriyet Yüksek Sovyeti, cumhu-
huriyet yurttaşları tarafından dört yıllık bir süre için seçilir. riyet yurttaşları tarafından, özerk cumhuriyet anayasasınca
Temsil kuralları, federe cumhuriyetler anayasaları tara- saptanmış temsil kurallarına göre, dört yıllık bir süre için
fından saptanır. seçilir.
Madde 59. — Federe Cumhuriyet Yüksek Sovyeti, cum- Madde 91. — Özerk Cumhuriyet Yüksek Sovyeti, özerk
huriyetin tek yasama organıdır. sovyet sosyalist cumhuriyetin tek yasama organıdır.
Madde 60. — Federe Cumhuriyet Yüksek Sovyeti: Madde 92. — Her özerk cumhuriyetin, özerk cumhuriyetin
a) Cumhuriyet Anayasasını kabul eder ve SSCB Anaya- özelliklerini gözönünde tutan, ve federe cumhuriyet anayasası
sasının 16. maddesi uyarınca ona değişiklikler getirir; ile tam bir uygunluk içinde yapılmış, kendi anayasası vardır.
b) Kendi içindeki özerk cumhuriyetlerin anayasalarını Madde 93. — Özerk Cumhuriyet Yüksek Sovyeti, kendi
onaylar ve topraklarının sınırlarını belirler; prezidyumunu seçer ve özerk cumhuriyet anayasası uyarınca,
c) Cumhuriyetin ulusal ekonomi planı ve bütçesini onay- özerk cumhuriyet halk komiserleri kurulunu kurar.
lar;
d) Federe Cumhuriyet tüzel organları tarafından yar- BÖLÜM VI YEREL
gılanmış yurtaşlara karşı af hakkını kullanır. DEVLET İKTİDAR ORGANLARI
Madde 61. — Federe Cumhuriyet Yüksek Sovyeti, kendi
prezidyumunu: Federe Cumhuriyet Yüksek Sovyeti başkan, Madde 94. — Bölgeler, özerk bölgeler, ilçeler, reyonlar,
başkan yardımcıları, sekreter ve prezidyum üyelerini seçer. kentler, kırsal topluluklardaki (stanitsalar, köyler, obalar,
Federe Cumhuriyet Yüksek Sovyet prezidyumunun yetki- kışlaklar) devlet iktidar organları, emekçi temsilcileri sov-
leri, Federe Cumhuriyet Anayasası tarafından belirlenir. yetleridir.
Madde 62. — Oturumlarını yönetmek için, Federe Cum- Madde 95. — Bölgeler, özerk bölgeler, ilçeler, reyonlar,

288 289
kentler, kırsal topluluklar (stanitsalar, köyler, obalar, kışlaklar) AÇIKLAYICI NOTLAR*
emekçileri temsilcileri Sovyetleri, her bölge, özerk bölge, ilçe, reyon,
kent, kırsal topluluk emekçileri tarafından iki yıllık bir süre için
seçilirler.
Madde 96. — Emekçi temsilcileri Sovyetleri-için temsil kuralları,
federe cumhuriyetler anayasaları tarafından saptanır.
Madde 97. — Emekçi temsilcileri Sovyetleri, kendilerine bağımlı
olan yönetim organlarının çalışımını yönetir, kamu düzeninin
sürdürülmesini, yasalara uyulmasını ve yurttaş haklarının korunmasını
sağlar, yerel iktisadî ve kültürel çalışmayı yönetir, yerel bütçeyi
yaparlar.
Madde 98. — Emekçi temsilcileri Sovyetleri, SSCB ve federe
cumhuriyet yasalarının kendilerine verdikleri hakların sınırları içinde,
kararlar ve önlemler alırlar.

1
J. Stalin'in ulusal sorun konusundaki ilk ve ünlü incelemesi
"Marksizm ve Ulusal Sorun", 1913'te, Prosveşçenye'de yayınlanmış-
tır. Avusturya sosyal-demokratlarının ulusal sorun konusundaki gö-
rüşlerinin eleştirildiği ve Rus sosyal-demokratlarının ulusal sorun
konusundaki görüşlerinin teorik temellerinin açıklığa kavuşturul-duğu
bu inceleme ("Ulus"; "Ulusal Hareket"; "Sorunun Konuşu"; "Ulusal
Özerklik"; "Bund, Müliyetçiliği, Ayrılıkçılığı"; "Kaf-kasyalüar,
Likidatörler Kongresi"; "Rusya'da.Ulusal Sorun" adlı) yedi kesimden
oluşmaktadır. Buraya aldığımız ilk üç kesim, ulus ve ulusal sorunun
teorik yönden açıklandığı ve Avusturya sosyal-
* "Editions Sociales İnternationales 1937" baskısında, kaynak notların yazara,
açıklayıcı notların yayımcıya ait olduğu belirtilmektedir. Buna karşın, daha yeni bir
baskı olması nedeniyle çeviriye esas alınan "Editions Sociales 1949" basımında,
burada, "Açıklayıcı Notlar" altında sunduğumuz notların tümünün yayımcıya ait
olduğu belirtildiğinden, gerek kaynak notları, gerek açıklayıcı notlan, "Açıklayıcı
Notlar" başlığı altında sunuyoruz. — Sol Yayınları.

290 291
21
demokratlarının- görüşlerinin metodolojik yönden eleştirildiği kesim Avusturya sosyal-demokrasisinin Brünn Kongresi, 24-29 Ey
lerdir. Lenin, 1913'te, "RSDİP'nin Ulusal Programı"nda, Stalin'in lül 1899'da toplandı. En önemli tartışma konusu, ulusal sorun oldu.
sözkonusu incelemesini zikrederek, ulusal sorunun ve sosyal-demok- Kongre, toprak-dışı ulusal-kültürel özerklik düşüncesini savunan
ratların programının dayanaklarının açıklığa kavuşturulduğunu ya güney Slavları sosyal-demokrasisi tarafından önerilmiş bulunan ka
zar (Bkz: V. İ. Lenin, Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı, Sol Ya rar tasarısını kabul etmedi. Birleşik yürütme komisyonu (Merkez
yınları, Ankara 1975, s. 7-8). s. 7 Komitesi) tarafından önerilmiş bulunan, ve ulusal bakımdan sınır
2
R. Springer'in Ulusal Sorun'una bakınız, s. 43, Obşçestvenna- landırılmış bölgelerin birliğini isteyen kararı kabul etti; bu karar,
ya Polza Yayınları, 1909. s. 12 böylece, merkezileştirilmiş bir devlet düşüncesini savunan Avustur-
3
Bkz: O. Bauer: Ulusal Sorun ve Sosyal-Demokrasi, Serp Ya ya-Alman sosyal-demokratları ile, ulusalcı bir tutumu savunan gü
yınları, s. 1-2, 1909. s. 12 ney Slavları, Çek ve öbür sosyal-demokratlar arasında bir uzlaş
4
O. Bauer, aynı yapıt, s. 6. s. 12 ma (compromis) oldu. Örgüt sorununa ilişkin olarak, Brünn kong
5
Aynı yapıt, s. 2. s. 12 resi, partinin merkez yönetimini de, ulusal (Alman, Çek, Polonyalı,
6
O. Bauer, aynı yapıt, s. 24-25. s. 12 Rüten [Ukraynalı], İtalyan ve Güney Slav) sosyal-demokrat örgüt
7
O. Bauer, aynı yapıt, s. 139. s. 12 lerin yürütme komitelerinden bileşik federatif bir örgüt durumuna
8
O. Bauer, aynı yapıt, s. 2. s. 13 getirerek, ulusal sosyal-demokrat grupların ayrılması yolunda,
9
Bkz: Otto Bauer, aynı yapıt, s. 2. s. 15 Winberg kongresinden de ileri gitti. s. 26
22
10
Otto Bauer, aynı yapıt, s. 389. s. 15 Bkz: Springer, Ulusal Sorun, s. 14. s. 26
23
11
Otto Bauer, aynı yapıt, s. 388. s. 15 Bkz: Bauer, Ulusal Sorun ve Sosyal-Demokrasi, s. 399. s. 26
24
12
Otto Bauer, aynı yapıt, s. 396. s. 15 Bkz: Bauer, Ulusal Sorun, s. 422. s. 28
25
13
Otto Bauer, aynı yapıt, s. 2. s. 15 Bkz: Springer, Ulusal Sorun, s. 281-282. s. 28
26
14
Otto Bauer, aynı yapıt, s. 2. s. 15 Çarcı maliye bakanı (daha sonra, başbakan) V. Kokovtsev
15
Otto Bauer, aynı yapıt, s. 130. s. 15 tarafından 24 Nisan 1908 günü, devlet dumasında söylenmiş bulu
16
Bkz: Joseph Strasser: Der Arbeiter und die Nation, 1912, nan sözler. s. 29
2T
s. 33. s. 20 Bkz: Springer, Ulusal Sorun, s. 36. s. 29
28
17
Bkz: Bauer'in kitabı, s. 166. s. 23 Bkz: Bauer, Ulusal Sorun, s. 401. s. 29
29
18
Güney Slavları scsyal-demokrasisi, Avusturya'nın güneyinde 7-12 Mayıs (24-29 Nisan) 1917 günleri Petrograd'da toplanmış
uğraş verir. s. 25 bulunan VII. bolşevik konferansı (Nisan konferansı), ulusal soru
19
Bundun IV. Kongresi, 1901 Nisanı sonunda Biyelostok'ta top nun incelenmesine büyük bir önem verdi. Stalin'in, komisyon adı
landı. Kongre, "milliyet kavramının Yahudi halkına da uygulana na, ulusal sorun konusunda, Lenin tarafından yazılmış bulunan ka
bilir olduğu"nu; Rusya'nın, milliyetlerden herbiri için, üzerinde ya rar tasarısını savunan raporuna karşı, Y. Pyatakov'un, anti-leni-
şadıkları topraklardan bağımsız olarak, eksiksiz bir özerklik ile, nist bir açıda yer aldığından, "ulusların kendi kaderlerini kendi
bir milliyetler federasyonu durumuna dönüşmesi gerektiğini ilân lerinin tayin etme hakkı" sloganını yadsıyan karşı-raporu okundu.
etti; eski yurttaşlık eşitliği yerine, ulusal eşitlik sloganını ileri sür Lenin, bu sorun üzerine önemli bir konuşma yaptı. Kongre Y. Pyata-
dü ve RSDİP'nin federatif temeller üzerinde yeniden örgütlenmesi kov tarafından önerilen karar tasarısını reddetti ve ezici bir çoğun
ni istedi. Bu kararlar olsun, "ulusal-kültürel özerklik" ile ilgili lukla, Stalin tarafından savunulan kararı benimsedi. s. 31
30
olarak bu kongrede formüle edilmiş ve daha sonra da Bund bası Yazar, Merkez Komitesinin, 28 Aralık 1912 ve 1 Ocak 1913
nında savunulmuş bulunan istem olsun, bilindiği gibi, Bunda karşı, (eski takvim) arasında toplanan, Parti militanları ile genişletil
eski İskra ve özellikle de Lenin tarafından zorlu bir polemiğe yolaç- miş, "Şubat" konferansı denilen konferansına anıştırmada bulunu
tılar (Lenin'in Tüm Yapıtları'tan V. ve VI. ciltlerindeki makaleleri yor. Konferans, ulusal-kültürel özerklik sorunu üzerine, aşağıda
ne bakınız). s. 25 ki kararı kabul etti:
20
Bkz: V. Kossovski, Milliyet Sorunları, s. 16-17, 1907. s. 25 "Ulusal-kültürel özerkliğin, her milliyetin gelişmesi için zorun-

292 293
lu kurumların kurulması' biçimi altında, Çhenkeli arkadaş tarafın dağıtılamayacağını kabul ederek, bu toprak dağıtımını iyice sınır-
dan, (Dumadaki) bölüntü adına üstlenilmiş bulunan savunması, ladılar.
parti programının dolaysız bir çiğnenişi anlamını taşır. İçerik bakı "Sözleriyle Sovyetlere bağlı olduklarını ilân ettiler, ama gerçekte
mından tıpatıp özdeş bir formül, parti programını onaylayan II. Sovyet askerî birliklerini silahtan tecrit ederek, Sovyet memurlarını
Parti kongresinde özel bir oylama aracıyla geri çevrilmişti. Ulu tutuklayarak ve Sovyetlerin daha sonraki varlığını olanaksız hale
sal eğilimlere bir ödün, hatta bu maskelenmiş biçim altında bile, getirerek, Sovyetlere karşı en sert bir savaşa girişmişlerdir.
proleter bir parti için kabul edilmez bir şeydir." s. 35 "Sözleriyle devrime bağlı olduklarını bildiriyorlar, ama gerçekte
31
Ulusal azınlıklar halk komiserliği tarafından 1920'de yayınlanan devrimin en kötü düşmanları olduklarını göstermişlerdir. Don'-daki
ulusal sorun üzerinde Stalin'den Seçme Yazılar kitabında "Yazarın savaşta tarafsızlıktan sözediyorlar, ama gerçekte Sovyet birliklerinin
Notu" başlıklı önsözden alınan aşağıdaki pasaj "Ekim Devrimi ve kurşunlanmasına yardım ederek ve Kuzeye buğday şevkini
Ulusal Sorun" başlıklı yazıyla ilgilidir. engelleyerek General Kaledin'e doğrudan doğruya ve açık olarak
"... Yazı, merkezî Rusya'da karşı-devrimi yenen Sovyetler ikti yardım etmişlerdir."
darının Rusya'nın çevre bölgelerinde, herbiri karşı-devrim ocakları 1918 Şubatında Rada, ayaklanan Ukraynalı işçi ve köylüler ta-
haline gelmiş olan burjuva milliyetçi hükümetlere gelip çarptığı; rafından devrildi, ama az sonra Ukrayna'yı işgal eden Avusturyalı ve
Sovyet iktidarının kendi sömürgeleri (Antant sömürgeleri) üzerin Alman askerî birlikleri tarafından yemden iktidara getirildi. 1918
deki etkisi karşısında telâşlanan Antantın, Sovyet Rusya'yı boğmak Nisanında Radanın temsilcileriyle Stalin'in başında bulunduğu bir
için burjuva milliyetçi hükümetleri açıkça tutmaya başladığı; bur Halk Komiserleri Şûrası delegasyonu arasında barış görüşmeleri
juva milliyetçi hükümetlere karşı sürdürülen başarılı savaş sırasın yapılacaktı; ama Skoropadski tarafından yapılan bir hükümet darbesi
da Sovyet Bölgesel özerkliğinin, çevre bölgelerde özerk Sovyet Cum ile, merkezî Rada kesin olarak ortadan kalktı.
huriyetlerinin örgütlenmesinin, Rusya'nın Doğu çevre bölgelerinden Beyaz-Rusya Radası 1917 Temmuzunda Minsk'te toplanan Be-
geçerek Sovyet Rusya'nın Doğunun ezilen ülkelerine yayılması ve yaz-Rusya ulusal örgütleri kongresinde kurulmuş bir küçük-burjuva
Batının ve Doğunun dünya emperyalizmine karşı tek bir devrimci milliyetçi örgütüdür. Şoven-milliyetçi unsurların yönettiği Rada,
cephe kurması gibi pratik sorunların konulduğu Ekim Devrimini Ekim Devriminin zaferinden sonra Sovyet iktidarının düşmanları
hemen izleyen dönemi yansıtmaktadır. Bu yazı, ulusal sorunun ikti saflarında yer alıyor, yerel Sovyetleri dağıtıyor. Beyaz-Rusya Halk
dar sorunuyla çözülmez bağım belirtiyor ve ulusal sorunu, sömür Cumhuriyetinin bağımsızlığını ilân ederek ve Alman İmparatoru
gelerin ve ezilen milliyetlerin genel sorununun bir parçası olarak Wilhelm II'ye Beyaz-Rusya'yi Alman askerî birliklerine işgal ettirmiş
ele alıyor, yani "Avusturya ekolünün," menşeviklerin, reformistle olmaktan minnettarlığını bildiriyor. 1 Ocak 1919'da Beyaz-Rusya İşçi
rin, II. Enternasyonalin karşısına dikildikleri, ama olayların doğ ve Köylü Geçici Hükümeti, Radayı yasa dışı ilân ediyor, Ve Beyaz-
ruladığı şeyi yapıyor." s. 37 Rusya'yı Sovyet Cumhuriyeti yapıyor.
32
Ukrayna Merkez Rodası 1917 Nisanında Kiyev'de toplanan Sfatul-Çeri (Bölgesel Şûra), Romanya Genelkurmayı ajanları
Ukrayna küçük-burjuva partileri ve milliyetçi örgütleri kongresin tarafından Besarabya'nın işgal altındaki bölgesinde (Kişinev) kurulan
de kuruldu. Kurulan Rada, ulusal hareketleri ezmek için önlemler bölgesel "parlamento", 1917 Kasım ayından 1918 Kasımının sonuna
alan geçici hükümetle çok sert çatışmalara girişti. Ekim Devrimin kadar faaliyet göstermiştir. Moldav "Ulusal Partisi" ve bir sürü
den sonra (Stalin'in dediği gibi) Rada "ulusal demokratik biçime uydurma örgüt seçilmeyip tayin edilen temsilcilerinden oluşmuştur;
bürünen burjuva karşı-devrimin" kalesi haline geldi. 1918 Ocağın örgüt birçok bölgeler ve örgütler tarafından boykot edildi. 1918
da toplanan Sovyetlerin III. Kongresine verdiği raporda Stalin, Martında üyelerin önemli bir kısmının aleyhte tutumlarına karşın,
Radayı yöneten kulak küçük-burjuva "sosyalistleri" (Vinnicenko Besarabya'nın özerklik temeli üzerinde Romanya'ya ilhakı kararını
ve ötekileri) raporunda şöyle nitelendirdi: aldı. Ve 1918 Kasımında Besarabya'yı işgal eden Romen istilâcılar,
"Evrensellerinde [bildirilerinde] sözleriyle toprağın halka ve- Sfatul-Çeri'ye, bu ilhakı herhangi bir özerklik olmaksızın kesin ilhak
rilmesinden yana gözüktüler; ama arkasından büyük toprak sahip- haline getirecek kararı aldırdılar, Besarabya'nın
lerinin topraklarından bir kısmına dokunulamayacağını, ve halka

294 295
ilhakı, bilindiği gibi o sıra ve sonraları da çok kez kan içinde boğulan söz olarak yazılan "Yazarın Notu"nun aşağıdaki parçası, "Rusya'da
halk ayaklanmaları olarak beliren istilâcıya karşı, halkın sert Ulusal Sorun Konusunda Sovyetler İktidarının Siyasası" makalesine
savaşımlarını körükledi. (Hotin, Tatarpınar vb. ayaklanmaları gibi.) ayrılmıştı:
Kırım Kurultayı, 10 Aralık 1917'de Bahçesaray kentinde toplandı "... Makale, Rusya'nın, bölgesel özerklik temeli üzerinde, henüz
(daha sonraları Sİnferopol'a nakledilmiştir); çoğunluğu, içinde Tatar tamamlanmamış bulunan güncel yönetsel düzeltme dönemi ile;
milliyetçi "Halk Partisi"ni izliyen Tatar küçük-burjuva eğilimlerini ve çevrede, RSSFC'nİn yapıcı parçaları olarak, yönetsel komünler ve
özlemlerini temsil ediyordu. Kurultay, bir Kırım Tatar "Ulusal özerk sovyetik cumhuriyetler örgütlenmesi dönemi ile ilgili. Ma
Hükümeti" kurdu; başında Ç. Çelebiyev ve D. Sayid Ahmet vardı. Bu kalenin canalıcı noktası, sovyetik özerkliğin pratik uygulanması,
hükümet Rus karşı-devrimci subayların kumanda ettiği birliklerden yani emperyalizmin müdahaleci girişimlerine karşı güvence ola
kuvvetini almaktaydı. 1918 Ocağında, , Kurultay, Sivastopol'daki rak, merkez ile çevre arasındaki devrimci birliğin güvence altına
devrimci askerî komitenin silahlı kuvvetlerine karşı askerî gücünü alınması sorunudur. Makalenin çevre bölgelerinin Rusya'dan ay
çıkarmaya kalkışınca ulusal hükümetle birlikte dağıtıldı, ve rılma istemini, karşı-devrimci bir girişim olarak, gözünü kırpma
Almanların Kırım'ı işgalleri sırasında kısa bir süre yeniden ortalıkta dan yadsıması garip görünebilir. Hindistan'ın, Arabistan'ın, Mı
görüldü. sır'ın, Fas ve öbür sömürgelerin Antanttan ayrılmasından yana
Başkıristan Kurultayı, 1917 Kasımında Orenburg şehrinde top- yız, çünkü bu durumda ayrılma, bu ezilmiş ülkelerin emperyalizm
landı. Bunda baş rolü Zaki Validov'un (Zeki Velidi'nin) başında den kurtulması, emperyalizmin konumlarının sarsılması, devrim
bulunduğu burjuva milliyetçi unsurlar oynuyordu. Ve bunlar, bur- konumlarının pekişmesi anlamına gelir. Çevre bölgelerinin Rusya'
juvazinin ve Başkır kulaklarının çıkarlarını temsil ediyorlardı. Ku- dan ayrılmasına karşıyız, çünkü bu durumda ayrılma, bu çevre
rultayın oluşturduğu Başkır Hükümeti, Validov'un başkanlığında bölgelerinin emperyalizm tarafından egemenlik altına alınması,
Sovyetlere karşı faaliyete girişti ve, General Dutov ve Kolçak ile bağ Rusya'nın devrimci gücünün sarsılması, emperyalizmin konumla
kurdu. Ama Başkır özerkliğinin ortadan kaldırılması emri gibi rının pekişmesi anlamına gelir. Hindistan'ın, Mısır'ın, Arabistan
emirnameler yayınlayan Kolçak'ın siyasasının emperyalist niteliği, ve öbür sömürgelerin ayrılmasına karşı savaşım veren Antant, işte
Validov hükümetini, halk yığınlarının zorlamasıyla, Sovyet iktidarı tastamam bu nedenledir ki, aynı zamanda, çevre bölgelerin Rus
tarafına geçtiğini ilân etmeye zorladı. Başkır Sovyet Cumhuriyetinin ya'dan ayrılması için de savaşım verir. Sömürgelerin Antanttan
oluşumundan az sonra, burjuva milliyetçi unsurlar, başlarında Validov ayrılması için savaşım veren komünistler, işte tastamam bu ne
olmak üzere Sovyet iktidarına karşı bir ayaklanmayı yürüttüler, ama denledir ki, aynı zamanda çevre bölgelerinin Rusya'dan ayrılma
bu ayaklanma Başkır emekçi yığınları tarafından desteklenmedi. sına karşı da savaşımdan geri kalamazlar. Ayrılma sorununun, so
Özerk Türkistan hükümeti, başında Tanuşbayev, Şahi-Ahmedov mut uluslararası koşullara göre, devrimin çıkarlarına göre çözüm
ve Çokayev bulunmaktaydı. Kokanda'da 1917 Kasımında burjuva lendiği açıktır." s. 34
33
milliyetçi örgütlerin panislamcı adı verilen kongresinde, Taşkent' Bkz: XII. Bund Konferansı, s. 21 (Rusça). s. 51
36
teki Halk Komiserleri Şûrasına karşı bir örgüt olarak kuruldu, O sıralarda Dışişleri Halk Komiseri olan G. Çiçerin'in, "Sta
("Kokanda özerkliği" adı buradan gelmedir). Beyaz-Rus muhafız lin Arkadaşın Savlarına Karşı" başlığı altında, Pravda'nın 6, 7 ve
ları tarafından desteklenen bu hükümet, Türkistan'da içsavaşı çı 9 Mart 1921 günlü 50, 51 ve 52. sayılarında yayımlanmış bulunan
kardı, ama Taşkent ve Semerkant kızıl birlikleri tarafından 1918 makalelerine anıştırma. s. 66
37
Şubatında tasfiye edildi. s. 38 2½'uncu Enternasyonal — Şubat 1921'de Viyana'da kurul
33
O dönemde tıpkı ortaçağdaki Fransız serfleri gibi hâlâ an muş, ve devrimci yükselme döneminde II. Enternasyonalden geçi
garyaya zorlanan Finlandiya küçük köylüleri. , s. 43 ci olarak çıkan bir dizi partiden (Rus menşevikleri değil) bileşmiş
34
Ulusal Azınlıklar Halk Komiserliği tarafından, ulusal sorun bulunan Uluslararası Sosyalist Partiler Birliği işte böyle adlandırıl
üzerine, 1920'de yayınlanmış bulunan Stalin Derleme'sine ön- mıştı. Birliğin başında F. Adler, O. Bauer, L. Martov vb. bulunuyor
du. 2½'uncu Enternasyonalin amacı, saygınlığını yitirmiş II. Enter
nasyonalden yüzçevirmiş bulunan işçi yığınları arasında durma-

296 297
dan III. Enternasyonalin büyüyen etkinliğine karşı savaşmaktı. 1923 feransa: Türkiye ve Yunanistan, Birleşik-Devletler, İngiltere, Fran
yılında, 2½uncu Enternasyonal, II. Enternasyonal ile yeniden bir sa, İtalya, Japonya, Romanya, Yugoslavya katıldı. Sovyet Rusya'
leşti. s. 73 ya gelince, müttefik devletlerin ve özellikle İngiltere'nin karşıkoy-
38
"Doğu Halkları Propaganda ve Eylem Komitesi", 1920 Ey maları üzerine, sadece Boğazlar sorununun konuşulduğu toplantılara
lülünde Baku Doğu halkları kurultayında kuruldu. Görevi, dünya kabul edildi. Sovyet hükümeti, konferans sırasında, barış zamanın
proleter devrimi sloganı üzerinde emperyalizme karşı bir savaşım da olduğu gibi savaş sırasında da boğazların savaş gemilerine ta-
ereğiyle, propagandayı örgütlemek, Doğudaki kurtuluş hareketini mamen açık tutulmasını isteyen emperyalist görüşe karşı (her
destekleyip birleştirmek idi. Bir yıl kadar yaşadı. Rus, Türk, İran şeyden önce Sovyet Rusya'yı hedef alan önlem), Türkiye dışında,
ve Arap dilleri üzerinden, Doğu Halkları adlı organını yayınlıyor hangi devletin olursa olsun, savaş gemilerine boğazların tamamen
du. s. 76 kapatılması yolundaki kendi görüşünü çıkardı. Sonradan, müttefik
39
Cenova ve La Haye, 1922'de Cenova (İtalya) ve La Haye'de devletler, Sovyet delegasyonunu konferanstan tamamen çıkartma
(Hollanda) toplanmış bulunan uluslararası iktisadî konferanslar. ya çalıştılar, ve 10 Mayıs 1923 günü, Sovyet temsilcisi V. Vorovski,
Bu konferanslara, bir yandan kapitalist ülkeler (İngiltere, Fransa, Lozan'da, beyaz muhafız Konradi tarafından öldürüldü. s. 84
42
İtalya, Japonya ve birçok başka ülke), öte yandan da Sovyet Rus Smena Vekh (işaret direklerini değiştirme) akımı, 1921 yı
ya katıldı. Bu konferansların ereği, "merkezî ve Doğu Avrupa'nın lında, yabancı ülkelerdeki göçmen Beyaz-Ruslar arasında, her şey
iktisadî kalkınması" için önlemler aramaktı. Gerçekte, "Rus" den önce onların başlarında N. V. Ustriyalov ve öbürlerinin bulun
sorununu çözme, yani Sovyet Rusya ile kapitalist dünya arasında duğu aydın çevrelerinde doğdu. Bunlar önce Smena Vekh derleme
ki ilişkileri belirleme durumundaydılar. Cenova'ya, "ticaretini ge sini yayımladılar, sonra da aynı ad altında bir dergi çıkardılar.
nişletme ve ona içinde en geniş ve en başarılı bir biçimde gelişe "Smena Vekh, büyüyen ve yavaş yavaş kulaklar ve aydın-memur-
bileceği koşullan yaratma pratik ereği ile" (Lenin) giden Sovyet lar ve kaynaşan yeni burjuvazinin ideolojisidir. Yeni burjuvazi
Rusya, bu konferansta, ondan tüm savaş ve savaş-öncesi borçla kendi ideolojisini, yani Komünist Partinin yozlaşıp yeni burjuva
rının ödenmesini, yabancı mülk sahiplerine ulusallaştırılmış mülk zinin sağlamlaşacağı; biz bolşeviklerin, anlaşıldığına göre farkına
lerinin geri verilmesini, Rusya'da, sovyetik ülkeyi sonunda batı varmaksızın, demokratik cumhuriyetin eşiğine varıp, sonra da bu
Avrupa sermayesinin bir sömürgesi durumuna dönüştürecek bir eşiği aşacağımız ve, belki askerî, belki de sivil memur çevrelerin
tüzel ve malî rejimin kurulmasını isteyen yabancı sermayeye sert den çıkacak bir Sezar'ın yardımıyla, kendimizi olağan bir burjuva
bir yanıt verdi. s. 84 cumhuriyeti durumunda bulacağımız yolundaki Smena Vekh ideo
40
Urqhart, Devrimden önce, Rusya'da engin topraklara ve or lojisini formüle etmiştir." (Stalin.) s. 93
43
manlara, maden ocak ve yataklarına vb. sahip bulunan İngiliz sa "Allogéne", Büyük-Rusların, sömürgeleştirdikleri ülkelerin
nayicisi; daha sonra, Sovyetler iktidarına karşı savaşımın örgüt- yerli halklarına taktıkları, ve "yabancı" anlamına gelen ad. s. 100
44
leyicilerinden biri, Kolçak'ın danışmanı oldu. Eylül 1922'de, Ur- Taşnaklar, "Daşnakçutiyun" Partisi, 1890 ve 1900 arasında
qhart, Dış Ticaret Halk Komiseri L. Kranssin ile, Sovyet hüküme kurulmuş ve program bakımından Rus sosyalist-devrimcilerine
tinden imtiyaz olarak, Ural ve Kazakistan'daki eski mülklerinin yaklaşan Ermeni milliyetçi küçük-burjuva partisi. Gericilik ve sa
büyük bir bölümünü aldığı bir ön sözleşme imzaladı. Bununla bir vaş yıllarında, bu parti, Ermeni burjuvazisinin öncüsü ve çarlık
likte bu sözleşmenin ağır koşulları, ve başında Lord Curzon'un bu çıkarlarının savunucusu rolünü oynadı. 1918-1920 yıllarında, ku
lunduğu İngiliz hükümetinin, Sovyetler Rusyası temsilcilerinin Lo rulmuş bulunan burjuva Ermeni Cumhuriyetinin başına geçen Taş-
zan Konferansına (bir sonraki nota bakınız) katılmasını engellemeye naklar, Sovyetler iktidarı ve Komünist Partisine karşı savaşımda,
yönelen, Sovyetler iktidarına adamakıllı düşman siyasası, Sovyet bu cumhuriyeti İngiliz-Fransız müdahalecileri ve Rus beyaz mu
hükümetini Urqhart ile yapılan sözleşmenin onaylanmasını gen hafızları için bir dayanak noktası durumuna getirdiler. Ermenis
çevirme zorunda bıraktı. s. 84 tan'ın sovyetleştirilmesinden sonra, bu partinin yabancı ülkelere
41
Lozan Konferansı, Türk Ulusal Kurtuluş Savaşından sonra bir göçmüş bulunan liderleri, sovyetik Ermenistan'a karşı amansız bir
barış antlaşması yapma ereğiyle, 1922 Kasımında toplandı. Bu kon- savaşıma giriştiler. s. 105

298 299
45
Musavatçılar, "Müsavat" Partisi, Türk burjuva "demokra Üzerine Bir Tartışmanın Özeti", Ulusların Kaderlerini Tayin Hak
tik" partisi, 1912'de Baku'da kurulmuş bulunan bu parti, Panis kı, s. 184. s. 124
54
lamizm ve turancılık etkisi altındaydı. 1918'de, Azerbaycan'daki V. İ. Lenin, "Ulusal Sorun Üzerine Eleştirici Notlar", Ulus
başlıca karşı-devrimci güç olan bu parti, Baku komününe karşı ların Kaderlerini Tayin Hakkı, s. 25. s. 127
55
ayaklanma çıkardı, İngilizleri yardımına çağırdı.İşçi ve köylü ha V. İ. Lenin, "Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkının Tayini
reketine karşı kandökücü bir savaşım yürüttü. Azerbaycan'ın 1920'- Üzerine Bir Tartışmanın Özeti", Ulusların Kaderlerini Tayin Hak
de sovyetleştirilmesinden sonra, tüm etkisini yitirdi. s. 105 kı, s. 190-191. s. 130
40 56
S. Orjonikitze'nin, Partinin XII. Kongresi önünde anlattığı Yani emperyalistlerin. s. 134
57
olguya anıştırma: Gürcü "sapmacılar"ı, açlığın pençesine düşmüş Kuomintang üzerine daha çok ayrıntı için, Stalin'in, 1 Ağus
bulunan Kuzey Kafkasya ve Volga bölgesi göçmenlerine Gürcistan tos 1927 günü, Merkez Komitesi ile Merkez Denetleme Komisyonu
sınırlarını kapama buyruğunu vermişler ve sınıra muhafız kara ortak toplantısında yaptığı konuşmanın, bu kitapta "Çin Konusun
kolları diktirmişlerdi. s. 106 da" başlığı altında yayınlanan parçasına bakınız (s. 169). s. 150
47 58
"Sapmacılar" adı verilen, ve partinin Merkez Komitesi ka Rus Atasözü s. 156
59
rarlarını durmadan çiğneyen küçük bir Gürcü komünist yönetici Bkz: Komünist Enternasyonal V. Kongre Stenograf ik Tuta
ler topluluğunun (Mdivani, Maharadze, Çinçadze vb.) çalışımına nağı, s. 597 (Rusça). s. 164
60
ilişkin bir dizi sorunu aydınlatmak için 1923 yılında Gürcistan'da V. İ. Lenin, "Uluslar ve Sömürgeler Komisyonunun Raporu",
görevlendirilmiş bulunan, F. Cerjinski, V. Mickeviez-Kapsukas ve Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı, s. 223-224. s. 171
61
D. Manuilski arkadaşlardan kurulu komisyon ile, o sıralarda Mer V.İ. Lenin, "Ulusal Sorun ve Sömürgeler Sorunu Üzerinde
kez Komitesi sekreteri olan Kuybişev ve L. Kamenev'den kurulu Tezlerin tik Tasarısı", Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı, s. 220-221.
komisyona anıştırma. s. 109 s. 171
48
Buharin, XII. Kongredeki konuşmasında, Stalin'in burada 62
V. t. Lenin, Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı, s. 226. s. 172
sözünü ettiği şu tezi formüle etti: 63
Bkz:'III. Enternasyonalin II. Kongre Stenografik Tutanağı, s.
"... Eski egemen ulus olarak, milliyetçi eğilimlere karşı çık 605, (Rusça). s. 173
mak ve, ulusal akımlara daha büyük ödünler verme anlamında, 64
Komünist Enternasyonal Yürütme Komitesi VII. Genişletil
kendimizi bir eşitsizlik durumuna koymak zorundayız. Eski ezilen miş Genel Toplantı kararma bakınız. s. 176
ulusların gerçek güvenini, ancak bu siyasa ile, tersten giderek, 65
Bkz: J. Stalin, "Çin'de Devrimin Perspektifleri". s. 177
— ancak bu siyasa ile, kendimizi öbürlerine göre yapay olarak bir 66
Komünist Enternasyonal Yürütme Komitesinin VI. Genel Top
aşağılık durumuna koyarak, ancak bu fiyatla kazanabileceğiz." lantı kararına bakınız, s. 179
(Bkz: XII. Parti Kongresinin Stenografik Tutanakları, s. 562-563, 67
Martinovizm, XII. Kongrede, SSCBKP saflarına kabul edilmiş
Rusça.) s. 115 bulunan, eski ünlü menşevik A. Martinov adından geliyor. Çin
49
V. İ. Lenin, Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı, Sol Yayın devrimi sorunu üzerindeki makalelerinden birinde, A. Martinov,
ları, Ankara 1975, s. 102. ' s. 116 proletarya diktatörlüğüne, "kurulu iktidar ile çatışma ve keskin
50
V. I. Lenin, "Sosyalist Devrim ve Ulusların Kaderlerini Ta savaşım olmaksızın, ikinci bir devrim olmaksızın" barışçı geçiş
yin Hakkı", Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı, Sol Yayınları, An tezini formüle etti. Partiye muhalif bulunan trotskist-zinovyevist
kara 1975, s. 147-148. s. 118 blok, A. Martinov'un bu yanlış tezinin sorumluluğunu, Komünist
51
Aynı yapıt, s. 148. s. 119 Enternasyonal ve SSCBKP yönetimi üzerine yıkmak için elinden
52
"Ulusal Sorun" Stalin'in, 1924 Nisan başlarında Sverdlov geleni esirgemedi. s. 180
Üniversitesinde konferans olarak verdiği Leninizmin îlkeleri'nin 68
Komünist Enternasyonal Yürütme Komitesinin VI. Genel
bir bölümünü oluşturmaktadır. (Bkz: J. Stalin, Leninizmin İlkeleri, Toplantısı kararına bakınız. s. 180
Sol Yayınları, Ankara 1974, s. 68-78.) s. 120 69
Aynı karara bakınız. s. 180
53
V. I. Lenin, "Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkının Tayini 70
Aynı karara bakınız. s. 181

300 301
71
Aynı karara bakınız. s. 182
72
Tang Ping-Sian, Çin Komünist Partisinin, Komünist Enter
nasyonal Yürütme Komitesinde bir süre temsilcisi olduğu eski mer
kez komitesi üyesi. 1927'de Vu-Han hükümetinin tarım bakam ola
rak, Çin'de tarımsal devrimin gelişmesini bütün araçlarla engel
ledi, Daha sonra, partiden atılması üzerine, karşı-devrim safları
na geçti. s. 189
73
V. I. Lenin, "Halkın Dostları" Kimlerdir ve Sosyal-Demok-
ratlara Karşı Nasıl Savaşırlar!, Sol Yayınlan, Ankara 1976, s.
31-32. " s. 200
74
V. İ. Lenin, Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı, s. 146, 147.
s. 207
75
V. İ. Lenin, "Sol" Komünizm, Bir Çocukluk Hastalığı, Sol
Yayınları, Ankara 1976, s. 99. s. 207
76
V. İ. Lenin, Ulusların Kaderlerini Tayin Hakkı, s. 39. s. 211
77
V. I. Lenine, (Euvres completes, c. XXV, s. 277, Editions
Sociales Internationales, Paris 1935. s. 224
78
Bkz: Devrim ve Karşı-devrim, Almanca baskıya önsöz. s. 224
79
Son yedi halk, "Dağlılar" topluluğunu oluşturur. s. 263
80
Son beş halk, "Dağıstanlılar" topluluğunu oluşturur. s. 263
81
Üretim kooperatifi. s. 266

302

You might also like