You are on page 1of 306

RICHARD PANEK

Grnmez Yzyl
Genel Yayn No: 9
Popler Bilim Kitapl: 3

Gl'iinnez Yzyl Einstein, Fl'eud ve Sakl Evrenlerin


Aratnlmas
The Invisible Century Einstein,Freud and the Search for
Hidden Universes

Richard Panek. 2004


Altn Bilek Yaynlar, 2006

Bu kitabn Trke yayn haklar, Asl Karasuil Telif Haklar


Ajans araclyla yaplan szleme uyarnca Altn Bilek
Yaynlar'na aittir. Her hakk sakldr. Tantm amal ksa
alntlar dnda yayncnn yazl izni olmadan hibir yolla
oaltlamaz.

}aynlal' Genel Kool'diratJ" lker Balkan


Dizi Editr Emel Balkan

Bil'inci Basn Eyll 2006. stanbul (2000 adet)

ISBN 9944.:194 !06

!\apak Tasan1111Cengiz Ku
Tasanm ve lvgulama Altn Bilek Yaynlar
Bask efik Matbaas (0212) 472 15 00

ALTIN BLEK YAYINLARI


Ihlamurdere Cad. Altnta Sok. No:28 Beikta stanbul
Tel: 0212 258 50 61Faks:0212 258 50 71
web: www .altinbilekyayinlari.com
e-posta: info@altinhilekyayinlari.com
RICHARD PANEK

GORUNMEZ

YUZYIL
EINSTEIN, FREUD VE SAKLI
EVRENLERN ARATIRILMASI

Trkesi ERDEM ATK


altn bilek
AYINLARI
Bir kez daha. Meg Wolitzer iin, sevgiyle.
Bu kitabn yazar, Dawn Drzal'a bu kitab karma

konusundaki neriyi hazrlad iin, Barbara Grossnan'a

hep hazrda bulunan destei iin, Christopher Potter'a ilk

bataki ve devamnda gsterdii heves iin, Wendy Wolfa

uzman yaymsal rehberlii, sabr ve inanc iin, Beena

Kalmnani'ye sakl evre ni ndeki yol gsterici bilgel ii iin,

He n ry Dunow'a ajans danmanl ve azmi iin. Gino

Segre'ye Einstein'la ilgili tavsiyeleri iin, Robert Galatzae

Levy'e Freud'la ilgili tavsi yeleri iin, Yadda irketine zaman

ve holuk hakknda bana cmert davrad klan iin, Joel

Wlitelook'a srekli verdii ilham iin, ve son olarak babala

rna anlay gste rdik lel'i iin Galriel ve Clarlie'ye te ek

ki.rlerini sunuyor.

7
Soru: "Grnmez olan ey artk grnr m oldu?''
Cevap : "Gzmze deil"

X nn kefeden Wilhelm Conrad Rnt


gen'le 1 896'da yaplan bir rportajdan alnmtr.

9
,l.
GIRI
Sadece bir kez yz yze grtler. 1 927 senesinin
yeni yl tatilinde Albert Einstein, Berlin'de oullarndan biri
nin evinde kalan Sigmund Freud'u arad. 4 7 yandaki
Einstein; fiziki bilimlerin yaayan en b yk sembolyd; 70

yandaki Freud ise sosyal bilimler iin ayn eyi ifade edi
yordu, ama beraber geirdikleri akam herhangi bir konuda
fikir birliine vardklar sylenemezdi. Bir arkada, birka
ay sonra Einstein'a, psiko-analiz yntemini tecrbe etmesi

konusunda tavsiyede bulunduu bir mektup yazdnda


Einstein, " zgnm ama isteinizi yerine getiremem, nk

ana liz edilmeyip kaanlkta kalmak beni ok daha memnun


edecektir," cevabn verdi. te taraftan Freud, Berlin'deki

bulumalarndan hemen sonra Einstein'la ilgili olarak bir ar


kadana, "Ben fizikten ne kadar anlyorsam o da psikoloji

den o kadar anlyor, o yzden ok ho bir sohbet oldu," diye


yazd.
Freud ve Einstein'n ana dilleri aynyd, ikisi de Al

manca konuuyordu, fakat younlatklar alanlar dorultu-

13
sunda kelime daarcklar neredeyse uyumaz dereceye gele
cek kadar farkllamt. Durum byle bile olsa Freud ve
E instein'n tahmin edebileceklerinden daha fazla ortak yn
leri vard. Yllar nce, her ikisi de kendilerine ait bilimsel a

ratrmalarn b andayken, ayn c a n alc balantda birle


milerdi. kisi de kendi alanlarndaki en nemli problemler
den birini aratryordu. kisi de daha nce ayn problemlerle

uraanlar yenilgiye uratan engellerle yz yze geldiler.


kisinin karsndaki engel d e ayn eydi: Daha fazla kanta
sahip olmamalar. Yine de b u yetersizlik nedeniyle geri eki
lip baka yerlere bakmak veya yenilgiyi kabullenip bakmak

tan tamamen vazgemektense Einstein ve Freud, ayn do


rultuda bakmaya devam ettiler.
Sonuta bakmak, bilim adamlarnn iiydi. Bilimsel
yntem bunu gerektiriyordu. asr kadar nce Bilimsel
Devrim'i hzlandran da buydu zaten . 1 6 1 0'da Galileo
Galilei, yeni icat edilmi bir aleti kullanarak gkler alemine
baktnda, eskiden herkesin iinde sadece alt yldz grd
Pleides takm yldznda krk yldz, Orion takm yldzn -
da be yz yeni yldz, akamleyin gkyznn baka bir k
esinde "saylamayacak ka dar ok yldz topluluklar'', ve
Jpiter'in etrafnda uydular grdn bildirdi. 1674 itiba
riyle, Antonius von Leeuwenhoek dnyevi maddelere baka
bir yeni icatla baktnda, bir damla suda "bir milyonun ze
rinde yaayan varlk", tkrndeki beyaz maddede "btn
Hollanda'daki insan saysndan" daha fazla "hayvan", ve son
tasnda hayat boyunca dilerini hi temizlememi bir ada
mn azndan ald lamelde "daha nce karlatklarndan

14
;ok daha evik yzen, inanlmaz sayda hayvanck" grd

n bildirdi.
Bu tip bululara nclk e den olaylar vard. Aslna
baklrsa bunlar hemen Keif a'nn ardndan yaplmt.
Eer bir deniz kaifi Yeni Bir Dnya kefedebiliyorsa, bir
gkyz kaifi neden yeni dnyalar kefedemesin? B u deniz

yolculuklar dnyann zerinde daha nce bilinmeyen saysz

varln b ulunduunun kantladysa, ayn ey dnyann ken


di z yaps, su veya canllar iin de geerli olamaz myd?
Galileo ve Leeuwenhoek'in bulularnda daha nce
yaplanlarda bulunayan ey ise, onlarn bu bululara ula

rken izledikleri yoldu. 1 595 ve 1 609 yllar arasnda


Hollanda'daki gzlk reticileri lensleri farkl kombinasyon
lar kullanarak, birbirine benzer fakat farkl grsel ilevlere

sahip iki alete yerletirdiler. Aletlerin bir tanesindeki lens


kombinasyonu uzaktaki cisimleri yakndan gsterirken, di
erindeki lens kombinasyonu yakndaki cisimlerin daha b
yk grnmesini salyordu, ve tarihte ilk defa doay ince

leyenlerin elinin altnda insan duyularnn bir uzants olma


grevini gren aletler vard. Bulularn kendileri kadar, on
yedinci yzylda bilim alannda devrim yaratan ey yeni bir
keif anlaynn ortaya k ve b unun ne anlama geldiiy
di. Evrende plak gzle grlebileceinden ok daha fazla
ey vard.

Kim bilebilirdi ki? Bu aletler bize orada olduunun


farknda olduumuz eylerin tesinde hibir ey gstermeye
bilirdi, veya orada olduklarn bildiimiz eyler, bilinmesi ge

rekenin zaten tm olabilirdi. plak gzn doay inceleme-

15
de yetersiz kalnas gerekm:yordu; veya icatlarn iki yeni g

r as dorulamas gerekmiyordu. Ama plak gz yeter


sizdi ve icatlar ufkumuzu geniletmiti.

Binlerce yl boyunca gkyzndeki cisimlerin says

alt bin civarnda snrl kalmt. imdiyse . . . ok daha fazla


s vard. Yaratltan, ya da en azndan Byk B uhran'dan

b u yana, dnya zerindeki yaratklarn says her ne kadar


tam olarak hesaplanamasa da sabit kalmt. imdiyse . . . ok

daha fazlas vard. "Gkyznde ve dnyada, senin felsefe


nin hayal bile edemeyeceinden fazla ey var Horatio";
Shakespeare bu szleri 1 598 veya 1 599'da, on yedinci yzyla

ayak basarken yazdnda, yaknda eski felsefe olarak anla


cak, bilinmeyenin sonsuza kadar bilinmez kalacan savu
nan dncenin pratisyenlerince makul grlen anlaya
gndermede bulunuyordu. Ve sonraki yzyl boyunca,

kendilerinin Yeni Felsefe diye adlandrdklar dncenin


pratisyenleri, bu szler iin tarihte son kez, birinin bu kadar
zgvenle, uygarln evren konusunda cahilliine ve ondan
yabanclamasna deindii yorumunu yaptlar.
Artk tek yapmanz gereken ey bakmakt. Teleskop

la bakarak plak gzle grlebileceinden ok daha uz.a


grmek ve Dnyamz dnda var olan yeni dnyalar kefet
mek mmknd. Mikroskopla bakarak plak gzle grlebi
leceinden ok daha yakn grmek ve iimizde var olan yeni
dnyalar kefetmek mmknd. plak gzle grlenden
daha fazlasn grerek, daha fazla ey kefetmek mmkn
d.

16
Peki ne kadar fa zla? Bu, doa bilimcilerinin kendi

kendilerine sorduu mantkl bir soruydu ve gelecek yz


yl boyunca bir cevap arayna girmeleri kanlmazd: ev

rendeki e n i ve en d alemlerle ilgili gerekler, sistemli bir


ekilde takibe alnmt. Yirminci yzyln bana gelindiin
de, bu takibin grsel aletlerin yardmyla bile insann algla
y yeteneinin en u noktalarna ulat grlyordu, ve bu

noktada doa bilimcileri unu merak etmeye balad: Peki ya


imdi ne olacak? Peki ya artk kefedilecek daha fazla ey
kalmadysa?
Yani: asr nce balayan dev bilim dalgas bir so

na m yaklayordu? Ya da mevcut bilgilerin daha detayl in


celenmesi, daha byk gereklerin kapsn m aralayacakt?
Fakat baz aratrmaclar, bir ekilde kendilerini
nc bir seenekle kar karya buldular. Bilimsel aratr

mann ikiz snrlar olan i ve d evrenleri zorlarken bir k


maza srklendiler. Ama bu kmazn stesinden geldiler.
Yeni bir tr bilimsel kant kefedene dek b akmaya devam et
tiler, sadece stn kr bakmakla kefedilemeyecek bir ka
nt, grnen alemin tesinde bir kant, btn bak alarna
kar grnmez kalabilen bir kant bulana dek.
Grnmezlik, her zaman insanolunun doayla olan
etkileiminin bir paras olmutu. Baka trl aklayama
dklar olaylar aydnlatmak iin eski insanlar ruhlarn, baz
ekillerin ve tanrlarn varln uydurmulard. Ortaa d

neminde, Bat dnyasnda bu gizemli etkilerin nedenlerinin


tm, tek tanrl inan erevesinde birlemilerdi. Modern
an balamasndan ve bilimsel metodun etkisini hissettir-

17
esinden sonra bile evrenin iki u noktas zerinde incele
meler yapa n aratrmaclar, grnmezlik kavramnn iki ye
ni ekli zerinde almalarnn younlatrdlar. I saac
Newton d evrenlerle ilgili bilgileri kavray gcnn snr
larna dayandrdnda yerekimi kavramn ortaya kard.
Rene Descartes i evrenlerle ilgili bilgileri kavray gcnn
snrlarna dayandrdnda bilin kavramn ortaya kard.

Ama yirminci yzyla gelindiinde, baz aratrmaclarn or


taya karmaya balad grnmezlik kavram yepyeni bir
eydi. Bu, bilim adamlar iin doast eylere, batl inan

lara ve metafizie ilgi gstermek felaketle edeerdi. Ama


imdi grnmez olsalar da su gtrmez kantlar vard kar
larda.
Einstein ve Freud, bu ikinci bilimsel devrimi tek
balarna balatmasa da, bunu temsil eden ve byk lde
ifade eden kiiler oldular. Bu, ikisinin zerinde altklar a
ratrmalarn, kendilerini e i benzeri grlmemi evrenlere
nasl gtrdnn hikayesidir, yani grecelik ve bilinalt
na; farknda olmadan iki yeni bilim dal yaratmalarnn hi
kayesidir, yani kozmoloji ve psiko-aalizi; E instein sz konu
su oJdunda, biJjme yeni bir yaklamn nasl btn bilim
lere hkmeden bir dzen kurgusu haline geldiinin, ve

Freud gz nnde bulund urnlduunda bilimi alternatif bir


yolla uygulamann baka yntemler zerinde nasl egemen
bir istisnai metot haline geldiinin; yani entelektel bir giri
imin hangi koullarda bir bilim haline gelebileceinin hika
yesidir. Bu, ayrca kozmoloji ve psiko-analizin bize neleri
kefetmemizi saladn gsteren bir hikayedir: iimizde ve

18
dmzda bulunan evrenlerin, kendilerinden daha nce gelen
bilimlerin yerine geen, bilimlerin de yerine geen devasa ev
renlerin hikayesidir.

Ve bu balamda Einstein ve Freud'un hikayesi,


Galileo ve Leeuwenhoek'inkilerde olduu gibi, dnce yap
snda bir devrimin hikayesidir. u an bizim ve on dokuzuncu

yzyln evreni kavray tarznda fark yaratan, neredeyse


yzyldr her devri kendisinden nceki devirden ayran ; daha
uza ve daha yakn grebilmekle, daha fazla grebilmekle,
bak asyla ilgili bir durum deildi. Bu, aslnda tamamen

grme kavramyla ilgiliydi - alglamakla ilgiliydi, b a z eyle


ri nasl grdmzle ilgiliydi. O zaman bu ayrca grmek
konusunda dnmekle ilgili bir durumdu da, grdmz
eyler hakknda ne dndm zle ilgiliydi. Dier bulu

larda olduu kadar bu a nlay da yirmi birinci yzylda va


roluumuz hakknda bir eyler anlama abalarmzn gidia
tn deitirmemize neden oldu - duygulara sahip varlklar
olarak belli bir evrede mcadele e diimizin anlamn. Bu
varlklar nedir? Bu evre nedir? Bu benzersiz anlamlar ta
yan bir keifti, nemini yzyl gemesine ramen yeni yeni
kavramaya baladmz b ir keif. eer bakarsak evrende ha
yal edebileceimizden ok daha fazlasnn bulunduunu gs

teren bir keif.

19
Birinci Blm
MADDEYE HKMEDEN
AKIL
1.

GKYZNDE YEN EYLER

Bak.

Ve ocuk bakt. Babas ona bir ey gsterecekti. Gs


terecei ey, minyatr bir saat gibi kk ve yuvarlakt, ama
yzeyinin ortasndan dar doru uzanan iki kol yerine de
mirden bir ibre vard. ocuk b akmaya devam ederken babas
cismi evirmeye balad. lk nce bir tarafa. sonra da dier
tarafa evirdi ve bu srada olaanst bir ey oldu. ocuun
babas cismi hangi yne evirirse evirsin ibre hep ayn yn

gsteriyordu - ocuun bekledii gibi cisimle ayn dorultu

da bir yeri deil ama . . . baka bir eyle ayn dorultuda bir

yn. Aletin dnda, ocuun gremedii bir eyin etkisiyle


ibre oynamaya balad. Bundan altm yl kadar sonra, bu o
layn olduu srada drt yanda m be yanda m olduun

dan emin olamayan Einstein, olaydan kard dersi daha

23
dn gibi hatrlyordu. B tn her eyin arka plannda gizli
baka bir ey olmalyd.
Daha dorusu gizli bir eyler. ocuk bydke o

gizli eylerden bir kann ne olduunu rendi: babasnn, o

gn ona gstermeye alt ey, m anyetizma ve elektrik, ve


bu ikisi arasndaki ilikiydi. Sonradan manyetizma ve elek

trik arasndaki ilikinin ok yeni bir keif olduunu, kimse


nin tam olarak b u balantnn nasl iledii konusunda kesin

bir fikre sahip olmadm, ve yaad dnemde fizikilerin,


bu ilikinin insanlara grsel olarak k eklinde yansdn

anlattklarn rendi. Ve n nasl ilediini kimsenin an

lamamasna karn, herkesin, n bilinen en b yk gize


min iinden geerek hareket ettiini varsaydm, ve bu gize
min herkesin gznden kamasna ramen dnemin en nde

gelen fizikileri tarafndan "avucumuzun iinde" diye tabir e


dildiini rendi.
Bu ey eterdi. E i nstein'n kendisi bile, 1 895'te hazr
lad "Manyetik Bir Alan zerinde Eterin Durumuyla lgili
Aratrma" adl bir makalede, bu maddeyi bulmaya alm
t. Ama yazsnn bu konuya olan katks ok az olm utu.
nk mevcut olan dnce tarzn tekrarlamaktan teye

gitmemiti; zaten Einstein o dnemde on alt yandayd ve


yazsn okumas muhtemel kiileri ( makalesini kendisine
gnderdii ok sevgili a mcas gibi), "Beni konu zerinde sa
dece kafa yormaktan ok daha teye gtrebilecek materyal
lere sahip deilim," diye uyarmt.
Yine de bu bir balangt. Gelecek on yl ierisinde

Einstein, kendinden e min, tedbirli, yeteneklerinin tesinde

24
dnen bir genten, svire Politeknik niversitesi'nin inat

ve gururlu rencisine, oradan da profesrlerinin kendile


rine pek kulak asmad iin onun hakknda tavsiye mektu

bu yazmadklar svire E ntelektel Mlkler Ofisi'nin mte


vaz katibi ( aslnda pek de mtevaz olmasa da) unvanna e
riecekti. Einstein, 1 9 0 1 'de yazd b i r mektupta, "Duyduu
ma gre eski retmenlerimin hibirinin gzne girememi

im," diyordu. Yine de Einstein, bir p atent katibi iken bile

btn fizikiler hangi amala eteri aryorsa, ayn amala ete


ri aramay srdrd. Elektromanyetik dalgalar, uzaktaki bir

yldzdan kp bize ulayorlarsa, mutlaka bir eyin onlar

tayor olmas gerekmekteydi. Peki neydi bu ey? Bu ey bu


lunursa, bilim adamlarna gre, elektrik ve manyetizma ara
sndaki iliki bir sr olmaktan kacakt.
Eteri arayan kiiler arasnda, bu konuda kendisiyle
ak atamayaca bir kii vard: sonradan Largsl Baron
Kelvin olarak anlacak sko fiziki William Thomson. Dne
minin en nl ve nemli fizikilerinden biri olan Lord

Kelvin, bilimsel aratrmaya adanm kariyerinin neredeyse


tmn eterin peinde koarak geirmiti. 28 Kasm 1 846'da
Glasgow niversitesi'nde doa tarihi profesrl yapt ilk
senede eteri bulduunu zannetti. Yanlmt. 1 896'da gn
sren ve dnyann her yerindeki bilim topluluklarndan ve

st dzey renim kurumlarndan delegelerin katld, ni


versiteye hizmetlerinin ellinci yldnm kutlamas esnasn
da Kelvin. bir arkadana "28 Kasm 1 846'da gelitirdiim e
lektromanyetik teorisi yznden zihnim bir trl rahata e

rimedi," diye yazd. Eterle ilgili, sorun yaratan ey, eterin

25
doru dzgn resmedilemeyiiydi. Bir grup rencisine Lord
Kelvin, "Bir eyin meka nik bir modelini yapamazsam kendi
mi asla tatmin olmu hisset mem." diyerek bu konudan bah
setmiti. "Eer bir modelini ortaya karabilirsem o zaman
anlar m ." rencilerinin e n ok houna giden sunumla nn
dan biriyse doal kauuk zerine geometrik ekiller izip,
bunu pirin bir bornnun on inlik azna geniletip geirdik
ten sonra boruyu bir tp n zerinde ters evirip. bir baka

borudan ucu kauuklu boruya su aktt deneydi. Borunun


ucunda su toplanmaya balaynca doal olarak kauuk nce
iip sonra sarkyor ve en sonunda bir krecik eklini alyor

du. Sonrasnda baloncuk, sarkmakta olduu borunun az


nn neredeyse iki kat geniliine ulayordu ve kauuk artk
daha da fazla gerilemeyecek kadar ince grnmesine ra men
genilemeye devam ediyordu. B u srada Kelvin, rencilerine
sakin bir slupla yzey gerilimi ve kauuun zerindeki
klicl geometrik ekillerinin maruz kald biim deiiklik

leri ile ilgili sunum unu yapm aya devam ediyord u. Kelvin
tam da hem kauuun hem de rencilerinin daha fazla geri
lime dayanamayacan hesaplad bir anda iare t denei
ni kaldmp. nnde sarkan jelatin kt leyi drt p. ardndan

da snfa dnp, " t e size i da mlasun tit reyii beyler," di


yordu.

i dam lasnn tit re mesi, gaz nolekliin dzene


i. bir gezegenin yrngesi zerinde hanket etmesi: evren
deki en ufak cisincikten en byne. hepsi birbiriyle rt

en yasalar dorultusunda iliyord u. te burnd-, tek bir


derste, modern bilim gzler nne serilmi! i . ki yzyldan

26
fazla bir sre nce Rene Descartes. maddesel evrenin tanm

iin madde VP harPketten baka hibir eyin gerekmeyecei


yni.indPki felsefi um udunun altn izmiti; bundan on yllar
sunra lsaac NPwton. maddenin hareketini tamamlayan fizik

sel ilkelPrin nemini vurgula mt. Geriye kalan yalnzca


boluklan doldurmakt; maddeyle ilgili lleri, hareketle il

gili denklPlere yerletirmek ve her ne kadar evren ayr


paralardan oluuyormu gibi gzkse de, aslnda tek bir
dev mekanik l t n olarak bize kendisini sunmasn izlemek
t en ibaretti. Yanm yzyl boyunca Kelvin'in ders verdii su

num salonu bu dncenin ant haline gelmiti: karatahta


nn bir kesine ast l sarmal yayl vibratr, elik bir
telden ve on iki libre arlndaki bir glleden oluan drt
met re uzunluundaki sarka; evrenin ileyiinin bir simgesi

olan iki duvar saati. Madde ve hareket , hareket ve madde, i


kisi de birbiriyle rtyor, daha titiz ve kesin incelemelerin
nda birbirlerine olan etkileri, ayn derecede t a hmin edi
lebilir ve t etkik edilebilir, itiraz kabul e tmeyecek dorulua
sa hip sonulara gtryordu insanlar. te burada btn
kainat gzler nndeydi.
Bu d nna t ek istisna tekil ed!:'n eterdi. On dok
zuncu yzyln bamda yaplan saysz deney, n dalgalar
halinde hareket ettiini gsterdiinde, fizikiler doal olarak
byle bir hareketi mmkn klan mad deyi ortaya karmaya

altlar. Eriilen fikir birlii u old u : kesinlikle sktrla


mayan veya elastik olan bir katnn var olduu. Cambridgeli

fiziki George Gabriel Stokes'a gre bu tanm. tutkal ve su


yun karrnnrla oluan. dalga titreinlerinrle ilet ken gre

27
vi grecek ve de yava hareket eden cisimlerin geiine izin

verecek bir maddenin varlna iaret ediyordu. Britanyal fi


ziki Charles Wheatstone'a gre bu, 1840'larn banda kul

land Whitestone Dalga Makinesi'ndeki beyaz baloncukla

rn ta kendisiydi - makine birebir eter taneciklerinin ortala


rndan geen bir dalgaya nasl dik ada hareket ettiklerini
gstererek grsel destek salyordu ve dnemin b aka bir ok

eitim tekniine ilham kayna olmutu.

Ve Kelvin iinse eter, bir sunumunda dedii gibi, "Si


ze gsterebileceim en yakn kyaslama nnzdeki jelden i

baret," idi. Baka seferlerde sunumuna sko ayakkabclar

nn kulland balmum unu gstererek b alyordu. Balmumu


nu diyapazon veya zil ekline sokup, ona vurduunda dar
ses vermesini salyordu. Sonra ses dalgas reten bu balmu

munu alp su dolu bir kavanozun iine yerletiriyordu. Eer


ilk bata balmumunun altna tpalar koyup zerine kurun
yerletirirse, zamanla kurunlar dibe batyor, tpalar da y
zeye frlyordu. "Bu deney, parlak eter maddesinin yapsyla
zdeleiyor," eklinde bir sonuca varyordu. Gerektiinde
evrenin bir kesinden dierine sabit hzdaki dz izgiler ha
linde hareket eden dalgalar iletecek kadar geirgen. ama
ayn zamanda kurun, tpa ve hatta ( minik i damlalarn

ve dev kauuk kreciklerini ayn orant dzeyi dorultusun


da incelediimiz m antn kullanrsak) gezegenlerin bile ge

iini durduracak kadar kat.


Belki durdurmuyordu ama herhalde biraz da olsa
engelliyor olmalyd. Ya da en azndan bir gezegenin geiini
yavalatabiliyodu. Btn uzay kapsayan esnek kat bir

28
madde . dnemin tabiriyle dnya gibi "tartlabilir bir cisme"

bir miktar diren gstermek zorundayd. Ama tam olarak ne


lde? Ik yayan eter maddesinin dnya zerindeki etki

sini hesaplayabilmek iin Amerikal fiziki Albert A.


Michelson, 1 8 8 l'de Berlin'de bir deney dzenledi. Dncesi,
ilk b ata birbirlerine 90 derecelik alarla gelen k huzme
leri gndermekti. Mantk olarak klardan birisi dnyann

eter iindeki hareket akmna zt bir yol izleyecek, dier n


sa akmla beraber ilerleyecekti. Michelson, "giriimler" is
mini verdii ve hesaplamalar dorultusunda kendisine baz

lmler sunmasn umut ettii, dnyann eter iindeki iv


mesini lmeye yarayacak dahiyane bir bulu tasarlad. Fa
kat Berlin deneyi, Fizik E nstits binasnn yanndan geen
at arabalarnn yaratt titreimler yznden berbat oldu. O

da aletlerini, olas her etkiden yaltlm olduunu dnd

, Potsdam'daki Astrofizik Rasathanesi'ne tad. Deney,


artc bir ekilde, elle tutulur hibir sonu vermedi.
Bu imkanszd. Dev bir gezegenle en esnek kat ci
simler arasndaki temasn herkesin gznden kamas veya
saptanamamas mmkn deildi. yl sonra Kelvin, Balti
more'daki John Hopkins niversitesi'nde bir konferans ver
meye hazrlanrken Philedelphia'da kendisini dinleyenlere,

"Emin olduumuz tek ey var, o da k saan eterin gerek


ten v a r olduu," dedi. Ve eer esiz incelie v e detaya sahip

deneyler bu maddeyi ortaya karmakta baarsz kaldysa,


geriye, izlenecek mantkl tek bir yol kalmt. Kelvin, dzen
ledii Baltimore Konferanslar'n kitaba dktnde giri b-

29
tmne "Daha fazla deneyin yaplacan umuyoruz," yaz
mt.
Yapld da. 1 887'de Michelson. Edward W. Marley is
m indeki bir fizikinin de yardmn alarak yeni bir deney
yapt. Beraber Michelson\n Almanya'da kullandndan ok
daha duyarl bir giriimler yaptlar ve bunu Cleave
land'daki Uygulamal Bilimler Okulu'nun t itreim yaltml

zemin katnda, bir cva tabakasnn zerine yatrdlar.

Michelson'un aklnda, eterin ortaya karaca dalga boyu


sabitinin ne olabilecei hakknda kesin bir rakam vard ve

kendince, eer bu rakamn yzde onu orannda bir sayyla

karlarsa deney baarsz saylacakt. Elde ettii sonu ise


aklndaki rakamn yalnzca yzde bei idi - ve tabii ki bu l
mlerden kaynaklana bir hatadan dolay olmu olabilirdi.

Ama Michelson, sonradan yine kendini daha nce ulat so


nucu tekrarlarken buldu: "Parlak eter iinden geen madde
lerin hareketlerinden etkilenmiyor."
1 900 ylnn yaznda verdii bir konferans'ta Kelvin,
bu deneyde herhangi bir kusur grmediini belirtti. "Ama bir
sonuca ulaamamasnn nedenini Fitzgerald ve Leidenli
Lorentz cok ma ntkl nedenler gz nnde bulundurarak a
klamlar." Kelvin, 1889'da Amerikan Science dergisine e
terle ilgili dncelerini ileten Dublinli fiziki George
Francis Fitzgerald; ilk nce 1 892'de bir mak aleyle ve sonra
1 895 ' te kitap uzunluunda hazrlad bir t e zle ayn kay
etraflca dile getiren Henrik Antoo Loret z"den bahsediyor
du. Loretz'e gre eter, dnyaya olduu gibi giriim-leri

molekllerine de basn uyguluyordu. o yzden baansz bir

30
sonu elde edilmesi kanlmazd. Cleaveland'daki deneyde
nlar aslnda gerekten d e farkl hzlarda hareket etmiler
di. ama o a zck fark da makinenin nlar zerindeki etkisi

yok etmiti - "bu yzden kat bir cismin ( sonraki deneylerde


kullanlacak pirinten ub uk ve tatan disk gibi) sabit eter
zerindeki hareketleri, o cismin boyutlar ve hareket yn
dorultusundaki konum una baldr."

Fransz matema tiki ve filozof Henri Poicare,


1D62'de Blim ve Vin-sayw kitabnda Lorent'le ilgili "Bir a
klama gerekliydi ve bu yapld - u an en son ihtiyacmz o
lan eyler varsaymlar," diyordu. Bunu Lorentz'in kendisi de

kabul ediyord u. ki yl sonra yapt argman destekleyen


matem atiksel bir denklemle ortaya ktnda kendisi de b
tn b u uran faydasz olduunun farkndayd: "Hi phe
yok ki ortaya kan her deneysel sonu iin yeni bir varsaym
retmek olduka yanl."
Dnemin dier fizikileri gibi Einstein da, 1895'te
amcasna gnderdii zekice hazrlanm makalede de yap t
gibi eteri tanmlamak iin yollar arad. teki fizikiler gibi e
teri tespit etmek iin yntemler dnd. 1897-98 senelerin
de niversitede iki nci senesindeyken yapt" bir deneyde. be

lirli bir kaynaktan gelen k ayna ta rafndan yanstlrsa,


Dnya'nn larnket ynnn tersi veya onunla ayn dorultu
da gitmesinden doan bir enerji farkl lamasna uramas
gerektii eklinde bir tahmin yr tt. Baka bir deyile
Michelson ve Morley'nin yapt deney on yl nce yaplm

olduu halde J<instei'a yle veya byle dolayl bir biimde u


la m t. Einstein ii yanarak gn ilet tii bir profes-

31
rn ona "vey oluymu gibi" davrandn dile getiriyordu.
Sonrasnda, 1 9 0 l 'de, okuldan ayrld ve patent ofisindeki
grevine getirilmesinden nceki i arad dnemde E i nstein,

Zrih niversitesi'ndeki daha anlayl bir profesre "mad


delerin parlak eter zerindeki greceli hareketlerini incele
me konusunda ok daha basit bir metod"u gstermeyi teklif

etti. Ama bu sefer de Einstein, profesre deneyini iletemedi.


Sonra bir arkadana "u zalim kader bana yeterli zaman ve

huzuru bir tansa!" diye yakard.


O zamann birka fizikisi gibi Einstein da eterin
.
tam olarak ne ie yaradn merak etmeye balad. Ne ie
yaramas gel"ektii ortadayd. Fizikiler eterin var olduu
kansna, k dalgalarnn hareket kanunlaryla rtmesini
salad iin varmlard. Eer evrenin ileyii, dnemin ta
biriyle bilardo toplar gibi, maddelerin yanlarndaki m adde
lere arpa arpa ilerlemesi eklindeyse, eter n devasa ve
bo uzay iinde hareket etmesini salyordu. Ama srf elek
tromanyetik olaylar bir eyin zerinden gitmesi geekiyol" di
ye eterin varln kabul etmek yetersiz bir aklamayd.
Sonradan ei olacak okul arkada fiziki Mileva Maric'e yaz
d bir mektupta_ "Eter teriminin elektrik teorilerinde kul
lanlmaya balanmas, insanlara fiziksel bir tutana olm a
yan bir kavramn var olduu dncesini yayd." diyordu.
Eterin yaratt sorun, aslnda fizikilerin pek de ya
banc olmad bir sorundu. Bu, az ok yzyl nce modern
an balamasndan beri fiziin bana musallat olmu bir
dertle ilgiliydi: boluk. D a ha dorusu mutlak boluk - teori-

32
de evren iindeki her maddenin hareketini buna bal olarak
hesaplayabilirdiniz.
Dnya tarihinin ou safhasnda byle bir kavram

anlamsz veya lzumsuz olarak tabir edilebilirdi. D nya ev

renin merkezi olduu srece btn dnyevi maddelerin onun


merkezine doru dmesi mantklyd. Zaten Aristotle geni

apl bir fizik anlay gelitirdiinde. cisimlerin bu ekilde

hareket etmesi gerektiini sylemiti. Ama hareket halinde

ki bir dnya kavram. beraberinde Galileo'nun da takdir etti


i gibi, ok daha fazla aklama gerektiren sonular getirdi.

D nyann, zamanla dnlenin aksine, gnein et


rafnda dndn syleyen ilk kii Nicolaus Copernicus de
ildi, ama 1 543 tarihli Gk Krelerin Yrngelei isimli te
zindeki matematiksel hesaplamalar 1 582'deki takvim devri

minde etkili ve kullanl oldu. Fakat hala, bu tezin sunduu


Gne merkezli bir sistem kavramn anlamak, ou doa bi
limcisi iin ya zordu, ya da siyasi nedenlerden dolay makul
deildi. Buna ramen Galileo, bu dnceyi abuk kapmakla

kalmad, ayrca yeni icat edilmi ve uzaktaki cisimleri yakn


latran bir aletin yardmyla, elde ettii kantlar nda,

doruluuna inand. E lindeki kant. ne eski bir inan olan


gk cisimlerinin kusursuzluunu rten 1609 ylnn sonba
barnda ayn yzeyinde grd dalard, ne de eski iki bo
yutlu gk kubbe kavramn nc bir boyuta tayan, plak
gzle grlebileceinden ok daha fazla yldz kefetmesiydi,
ne de 1 6 1 0 Ocak'nda daha nce kimsenin grmedii, Jpiter
"etrafnda dolaan drt yldz"la ilgili bulgularyd; nk

b unlarn tek kantlad ey dnyann btn gezegenlere

33
hkmetmedii ve bir yrnge merkezi olmadyd.
Galileo'yu tatmin eden ey, Vens'n geirdii evrelerdi.
1 6 10 Ekim'inden Aralk'na kadar Galileo, Vens' her ak

am izledi ve onun "yuvarlak" ve kk bir ekilden. daha


byk bir "yarm daireye", ondan da ok byk bir "orak ek
line" dntn gzlemledi - b unlar gezegenin gnein ar
kasndan nne doru bir yrngede hareket edip D nya'ya

yaklat zaman ald ekillerdi.

Galileo'nun Vens'n geirdii evreleri kefetmesi


kesin olarak Gne merkezli bir evrenin varln k antla m -

yordu. D nya merkezli bir evrenin olmad anlamna bile


gelmezdi bu zaten. Srf Vens'n Gne etrafnda dnmesi,
Gne'in dnya etrafnda dnmesini engellemezdi. Dn
ya'nn etrafnda dnen Gne'in etrafnda dnen arpk bir

evrenin varoluu, sadece Dnya'nn bu sistemde merkezi bir


rol olduu dncesini glendirmekten baka bir ey yap
mazd. Galileo en sonunda , 1 6 1 2 Ocak'nda yazp , ertesi sene
yaynlad bir mektubunda, kesin bir dille, "Vens, Gne
etrafnda dnyor," diye yazd, "Dier btn gezegenlerin
yapt gibi" - ve b unlarn iine, halkn ilgisizlii karsnda
kendine gveni tazelendiinde Dnya'y da ekledi.

Ama uzayn iinde hareket halinde olan bir dnya


anlay, sadece dini konularn yeniden sorgulanmasn ge
rektirmiyordu. Bu, ayrca eski fizikle ilgili bilgilerin yeniden
gzden geirilmesini gerektiriyordu - yeni bir fizik anlay
oluturulmalyd. Galileo ipin bir ucundan tuttu ve 1632'de
ki Ana Dnya Sistemi zerine Tartma adl kitab kard.
Copernicus'in evrenle ilgili grlerini savunurken, Aris

34
totle'nun ne srd evren yapsnda aklamaya gerek
duymad sorular yantlamas gerekeceini biliyordu. As
lnda baz kavramlarn varolmadn aklamas gerekecek

ti. Eer Dnya Copernicus'in dedii gibi Gne etrafnda d


nyorsa, o zaman gezegenin hareketleri dorultusunda pa
rampara olmaz, glleler rotalarn armaz veya belli bir
ykseklikten braklan ta paralar d noktalarndan
teye dmez miydi?

Galileo'ya gre cevap hayrd. Nedeniyse uydu: O


kuyucudan bir limanda olduunu v e iskeleye demirlemi bir

gemiyi hayal etmesini istiyordu. Eer gemi direinin tepe


sindeki bir kii aaya bir ta brakrsa nereye derdi? Ce
vah basitti: direin dibine. imdi de siz limandayken gemi
nin sabit bir hzda gr anz ierisinde suyun zerinde ha
reket ettiini dnn. E er gemi direinin tepesindeki kii

ta imdi braksa nereye derdi? Direin dibine mi? Ya da


brakldndan zemine ulaana dek geminin kat ettii mesa
feyle e orantda bir uzaklkta geriye mi? Aristotle'nun man

tyla cevap, "biraz geriye derdi" olurdu. Doru olan,


Copernicus mantna uygun olan cevap ise direin dibiney

di. nk geminin hareketi ve tan hareketi birbiriyle rt


en tek bir hareketti. Direin tepesindeki kii iin sadece ta
n hareketi dikey bir dm gibi grnebilirdi - Aris
totle'nun tan evrendeki doal konumuna dnmeye alaca
n syledii gibi. Ayn ey gvertede bulunan ve dnyann
hareket ekseni ile ilgili tek bilgisi, onun sabit durduu olan
birisi iinde geerliydi. Bu kii ne dnyann ne de geminin
hareketini fark ederdi; sadece tankini alglard. Ama li

35
mandan izleyen biri iin hem ta hem de gem i hareketli g

rnrd ve bu iki devinim bi'lkte tek bir hareket sistemi o


lutururdu. Bu kiiye, gverteye den ta - Aristotle'nun
dedii gibi doal konumuna dnmekle alakasz olarak - dik

bir biimde deil, ama bir a izerek aaya inerdi. Eer ta


n izledii yol gverteden izlenirse, geometriyle ok kolay a

klanabilecek bir yapya sahip olurdu.


Ayn ey, tam tersi iin de geerliydi. Eer limandaki

kii ta braksayd tek gz nnde bulunduraca tan h a


reketi olacandan, d dik b i r ayla olmu gibi grecek

ti. Aristotle'nun yapt da buydu - iin iine sadece tan


hareketini dahil etmiti. Ama limandaki geminin direinin
tepesindeki kiinin bak asndan hem tan hem de lima
nn hareketi tek bir devinim meydana getirdiinden, den

tan izledii yol bir a izecekti.


te bu da zaten greceliliin ilkelerinden biriydi, o

lay izleyen iki kii de kendilerinin sabit durumda olduunu


iddia edemezdi. Gvertedeki kiinin, geminin limandan ay
rldn deil de, lima nn gemiden uzaklatn syleme
hakk vard. Yeni fizik anlayna gre evrendeki durumu

muz asla sabit deildi. bunun tam aksine srekli hareket ha


lindeydi. Galileo'nun syledikleri dorultusunda evrendeki
her ey baka bir eye bal olarak hareket ediyordu - gemi
ler limanlara, uydular gezegenlere, gezegenler Gne'e, G
ne (on sekizinci yzyln sonunda astronomlarn keifleri
sayesinde) sabit yldzlara, bu sabit yldzlar (on dokuzuncu
yzyln ortasnda astronomlarn keifleri sayesinde) birbir

lerine ve ayn ekilde b tn yldz sistemimiz (yirminci yz

36
yln banda astronomlar b undan emin olmaya alyordu)

baka byk yldz sistemlerine.


Tabii iin iine eteri katmazsanz. Sadece bu neden
den tr bile, Einstein'n ilk defa genlik yllarnda fark et

tii gibi, eterin varl sorgulanabilirdi. Amcasna eterle ilgili


makalesini gnderdikten ksa bir sre sonra Einstein, kendi

ni Aarau, Isvire'deki okulunun bahesinde, mutlak boluk


kavramnn Galileo'nun grecelilik dncesini nasl etkile

yebileceini d:;;i nrken buldu. Eer Galileo'nun deneyinde


ki geminin gvertesinde deil de iinde, kapal bir kamarada

olsaydnz, limana veya sizinle birlikte hareket etmeyen her


hangi bir baka eye bal olmadan, hareketli veya sabit ol
duunuzu kavramanz mmkn olamazd. Ama gemi, eterin
iinde k hznda hareket etseydi, bunu kavrayabli'diniz.

Limandaki birinin deil de kendinizin k hznda gittiini


anlardnz, nk etrafnzda ortaya kan grrdnz.
Yirminci yzyln ilk senelerine gelindiinde
Einstein, dnemin fizikileri ne yaptysa aynsn yapmt.
Matematik yoluyla eteri tanmlamaya almt. Eteri orta
ya karmak iin deneyler tasarlamt. Fiziin eter gibi bir

kavrama gerekten ihtiyac olup olmadn dnmeye ba


lamt. Ama 1905 Mays'nn bir akam Einstein, daha nce
hibir fizikinin yapmam olduu bir ey yapt. Soruna fark
l bir bak as getirdi.

E instein geceyi, hem okul hem de patent ofisinden


arkada olana Michele Besso'yla fizik zerine konuarak ge
iriyordu. Son yl ierisinde Einstein. Bern'e tanm, ev
lenmi ve iki ocuu olmutu (b u ocuklardan biri gayri me-

37
ru olduundan Mileva'yla birlikte onu evlatlk olarak baka
sna verdiler) . Zamannn ounu, dnemin en nemli fizik o
laylarn arkada Besso'yla beraber tartarak geiriyordu.
te bu sefer de Einstein . Besso'yla kafasn son on yldr

kurcalayan bir problemle ilgili, deyim yerindeyse "harp yap


maya" gelmiti. ok gzel geen bir tartmann ardnda n

Einstein e v e dnd ve olay aratran herkesin u ana kadar


neyi gzden kardn bir anda anlayverdi.
Ertesi gn Besso'yu, "Sa ol'" diyerek selamlad.
"Problemi tamamyla zdm." Evrenin o anki alglan tar
zndaki sorun mutlak boluk deildi, en azndan sadece mut
lak boluk deildi. Sorun mutlak zamand.

"Diyelim ki tren b uraya saat yedide gelecek, bu de


mektir ki saatimin kk kolunun yediyi gstermesi ve
trenin b uraya gelmesi az ok e zamanl olan olaylar." B u
cmle, Einstein'n alt hafta sonra A111alen de Physk dergi
sine gnderdii Hareketli Cisimlerin Elektrndinamii
zenne adl yaznn b alarnda yer alyordu. Ar derecede
basit ve kolay anlalr olan bu cmle aslnda ok aldatc bir
yapya sahipti, nk sekiz yandaki bir ocuun bile yap a
bilecei. insanolunun en sradan deneyimlerinden birini an

latan bu deneyde Einstein, herkesin gzden kard bir eyi

vurguluyordu aslnda: "zaman" evrensel veya mutlak deildi;


ya da bazen evrensel, bazen de yerel ve greceli deildi;
yalnzca yereldi.
Sorunun anahtar k hznda yatyordu. Aristotle.
Descartes ve doay bin yllardr inceleyen kiilerin de ne

srd gibi, n hz sonsuz deildi, bu zaten on sekizinci

38
yzyln sonundan beri herkese biliniyordu. 1 676'da Dani

m a rkal astronom Ole Romer, Paris Rasathanesi'nde yllard


birikmi bilgileri kullanarak J piter'in en iteki uydusunun
tutulma zamannn, Jpiter'in dnyaya bal olarak yrn
gesinin hangi noktasnda b ulunduuyla ilgili olduunu aa
karmt. Tutulma, dnya nn J piter'e en yakn olduu d
nemde daha erken. en uzak olduu dnemde daha ge ger

ekleiyordu, bu da tutulm alarn aslnda bizim onlar grd

mz za manda meydana gelmediklerine iaret ediyordu.


Bunlar ne zaman ve neredeyken olduklar ile alakalyd. Bu

mm sonucu olarak Romer. "Bunun tek anlam n uzayda


hareketi zaman alyor," diyor ve o zamanlar yaplabilmesi
mmkn olan en kesin tahmine. n hznn saniyede 1 40
bin mil olduu neticesine varyordu.

Ama bu iki gerek - k hznn grlenden ok daha


hzl olduu ama bu hzn snrl olduu gerekleri - gelecek
yzyl boyunca astronomik neme sahip bir boyut kazana
n ad. 1 770'lerin bayla beraber, gnein sabit yldzlara
bal olarak hareket halinde olduunu kantlayan gzlemci
Willian Herschel. gk kubbeyi aratrmaya balad.
Galileo'nun yaad dnem den beri astronomlarn farknda
olduu ve dz bir yzeyden baka bir ey olarak grmedikle
ri yldzlarla uzayn nc bir boyutu olmak zorundayd.
Teleskoplar gelitike Herschel gzlemlerini dnyadan daha
uzak ve uzayn derinliklerindeki yldzlara - ya da yldzlar
dan gelen k hz snrl olduundan, bize ulamas zaman
aldmdan, gemie kaydrd. 1 8 1 3 ylnda yal Herschel,
"Benden nce yaam btn insanlardan daha derinlikleri

39
ne baktm uzayn, nn dnyaya ulamasnn iki milyon

yl srecei kantlanan yldzlara baktm," diye hayret etti.


Bu mesafe bile, eer yirminci yzyln banda b a z
astronomlarn syledikleri doruysa, aslnda ok yakn say

lrd. Eer en gl teleskoplarmzla grdmz uzaydaki


lekeler bulunduumuz Samanyolu Galaksisi'yle edeer bo
yutlarda baka "ada evren4eri" ise, bunlardan bize ulaan

k, bize Herschel'in kantlad algnn tesindeymi gibi g


rnen 2 milyon yllk bir gemii deil, belki de 200 milyon
luk, 2 milyar yllk bir gemii gsteriyordu. Ve n anla

myla ilgili b u tartmalar, daha da uzaklara ve daha da ge

mie srad.
Einstein, bu bak asnn tersine gitti. Uzayn daha
derinliklerine, yani daha da gemie bakmaktansa - daha da

yakn ve ayn mantkla daha da imdiki zamana bakmann


anlam zerinde younlat. Eer yeterince yakndan bakar
sak imdiki zamann akna ok yaklaacamz fark etmi
ti. Ama sadece bir yerde imdiki zamanda olduunuzu iddia

edebilirdiniz - ve bu da sadece sizin imdki zamannz olur


du.

E instein'n zaman kavramna farkl bir bak as


getirmi olmasnn sebebi, hem mevkisel hem de zamana ait
faktrleri ayn kefeye koymasndan kaynaklanyordu. Tren

ve saatin kollar ayn yerde bulunduklarndan, ayn zaman


dilimi iersindeydiler. Trenin dibinde duran herhangi bir
gzlemci iin zaman u and: yani saat yediydi. Trenin gelii
ni uzak bir yerden izleyen baka bir gzlemci iinse her ne
kadar ayn andaym gibi grnse de, n hz snrl oldu

40
undan, trenin istasyona yanamasn grmesi birinci gz
lemciyle ayn anda olmayacakt. Eer k hz snrsz olsay
d, bu iki gzlemci trenin geliini ayn anda grrd. Ve za

ten eer (k hznn imdiki deerinin saniyede 1 86, 282 mil,


ya da 299, 792 kilometre olduunu dnrsek) ikinci gz
lemcinin 2 milyon k yl uzaktaki bir yldz yerine, n
saniyede ald mesafenin 2 milyonda biri (bu iki bin adm -
dan biraz daha az bir uzakla denk geliyor) kadar ilerideki
bir sokak kesinde olduunu dnrsek bu mmkn olur
du. Ve tabii ki lokomotifin istasyona yanatn kasabann
kesinden izleyen ikinci gzlemci iin, pratikte bu olay, pe

ronda bekleyen bir kiinin olay idrakiyle e zamanl sayla


bilirdi.
Ama aslnda olan ey, ikinci gzlemcinin gemii
grmesiydi.

Yalnz k hznn zaman zerindeki roln fark e


den tek kii Einstein deildi. B aka fiziki ve bilim adamlar
da ezamanllk kavramnn ierdii ikilemi - yani iki gz
lemci iin uzaklk farknn zaman fark anlamna geldiini -
grmlerdi. Einstein' kendi dneminin en radikal meslek
talarndan ayran ey, n hznn ne lde belirleyici ol
duunu tam olarak fark etmesiydi.
M atematiksel ilemler de bu sav destekler biim
deydi. 182 l'de Britanyal fiziki Micheal Faraday, Avrupa'
dan gelen, elektrik ve manyetizmayla ilgili ortaya atlan var
saymlar incelemek iin, atlyesinin zemin katndaki masa
ya bir mknats koydu ve stnden sarktt bir tele elektrik

verdi. Tel, sanki elektrik aa doru kvlcm karyormu,

41
uknats da teli aa itiyormu gibi hareke t etmeye balad.
Bu, aslnda icat edilen ilk dinamoydu. Bu icat , E ndstri Dev
rimi'ni yzyln geri kalan boyunca srtlayacakt ve ileride
Einstein'n babas ve amcas, dinamo retimini aile meslei

haline getireceklerdi. Ama ancak 1860'lara gelindiinde s


ko fiziki J ames Clerk Maxwell, Faraday'n baarsnn ne

anlama geldiini belirsiz bir dizi denklemler ieren matema


tiksel bir forma sokabildi. Elektromanyetik dalgalar kla
ayn hza sahipti; yani bolukta saniyede 186,282 mil ya da
299, 792 kilometre (bu yzden Maxwell bunlarn k olduu

kansna vard) . Peki b unun anlam tam olarak. . . neydi? E


er n kaynandan uzaklarsanz, saniyede 1 86.282 mil
den daha fazla, n kaynana yaklarsanz saniyede
1 86, 282 milden daha m a z olacakt n srati? Newton ya
salarna gre: evet. Fakat nedense hibir zaman bu fark g
rlemiyordu.
Ik hznn her zaman sabit olmasnn nedeni
Coperni.cus ve Galileo, Newton ve Herschel ve dier bir sr
matematiki ve astronomun, fiziki ve filozofun ortaya koy
duu gibi, birbirleriyle balantl olarak hateket eden yldz
!ara gre hareket eden bir gnein yrngesinde hareket e
den v e kendi etrafnda dnen bir gezegende yayor olmamz
d; O yzden dnya hibir zaman sabit konumda deildi.
Aristotle'nun dncelerini destekleyen filozoflarn. geminin
hareketinin den taa etkisi olmadn savunduklar gibi,
Galileo'nun dncelerini destekleyen fizikiler de elektro
manyetizmay gz ard etmi olabilirlerdi. Belki de dikkate
alnmas gereken, hem t a n hem de geminin hareketi ve bi

42
zin bunlar alglama srecimizdi; b e l ki de bu unsur tek

bir hareket sistemini olu turacakt.

Birka sene sonra arkada Besso, Einstein'e Avus

turyal fiziki Emst Mach'n Mekanik Bilimi adl kitabn

venli. Einstein. bu kitabn "kendisini ar biimde etkiledi

ini". nk fiziki olay lar incelemede Newton'n yasalarnn

mutlak dorular olarak kabul edilme sini sorguladn syle

di. Mach'n zerinde durduu, b u yasalarn geen iki yzyl

iinde iimize yarayp yaramad deildi. nk yaradklar

ortadayd. Korn. bu yasalann. Kelvin taraftarlannn kant

lamaya altklar gibi. fiziksel evrendeki btn sorulan ya

ntlayabilip yantlayamayacaklan da deildi. Mach'n. New

ton' yasalarna olan temel itiraz. bunlarn ortaya cevapla

n sunamadklar sorular kartm olmalanyd.

rnein Newton\n. mutlak hareketleri lmek iin

gerekli olan mutlak boluk kavram ile ilgili yapt tanm. o

dnem eterle ilgili yaplan tammlar kadar bu lankt. Newton

"mutlak hareketin. bir cismin bir mu1 lak a landan dierine

gemesi" anlamna gel diini yazmt. Peki alan neydi? "A

lan. bir cismin kapsad boluktur ve bolua bal olarak

mutlak veya grece li olabilir." O zaman m utlak boluk ne


dir? "Mutlak boluk. l etkenlere bal kalmadan hep ayn

ve sabit kalr." Newton, yaplabilecek e letirileri sezinlemi

ti, o yzden. "Cisimlerin grnrdeki deil de gerek hare

ketlerini kefedip ayt etmek ok g: nk bu hareketle

rin gere kletii sabit boluu duyularmzla alglamamz

mmkn deil. Ama durum vahim saylmaz. nk elimizin

altn da bize yiin verecek deli l ler var: bulan kimi. gerek ha-

4:1
reketler arasndaki farklardan meydana gelen grnrdeki
hareketler, kimiyse gerek hareketlerin nedenleri ve etkileri
olan kuvvetlerdir," diye yazmt. Peki bu gerek. yani mut
lak hareketler nelerdir? nceki blmlere gz atnz.

Mach, 1883'de " nl fiziki Th 'mson (sonralar Lord


Kelvin olacakt) gibi biz de Newton'a sayg ve hayranlk du

yuyoruz," diye yazd. "Ama hala Newton doktrinlerinin en iyi


ve en doru yaklamlar olduunu savunmasn anlamakta
glk ekiyoruz." Mach, Newton yasalarna alternatif bir
yol sunmuyordu, hatta fiziin alternatif bir bak asna ih

tiyac olduunu bile ima etmemiti. Tek yapmaya alt,


fiziki dostlarna Newton'un yasalarnn modern bilimin "ilk
kuramlar" olmalarnn, "son kuramlar" olmalarn gerektir
mediini aklayabilmekti. Bu gr Einstein'n, Newton ya
salarnn fiziki dnyay anlamak iin kullanlan kesin doru
lar olduu konusundaki kr inancn sarst ve 1905 Mays'
na gelindiinde, elektromanyetizma ve yasalarn beraberce
bir grecelik ilkesine dahil edilip edilemeyeceini, bu iki sis
temin sentezinin bir "sonraki adm"a kendisini gtrp gt
remeyeceini merak etmesine neden oldu.
Denedi; ilk bata Einstein. Newton'un yasalar, ne

gemideki ne de limandaki kiiyi nasl sabit olarak grmyor


sa, elektrodinamik ve optiin de bunu yapmamas gerektii
ni ne srd. Makalesinin ikinci paragrafnda, "Bundan son

ra grecelik ilkesi olarak deineceim bu varsaym bir ner


ge haline getirmeye alacam," diyordu. Sonra da n
boluktaki deimeyen hzn sabit bir rakam ya da nerge o

larak kabul etti: b una gre n hz bolukta "onu dar

44
veren csmm hareket durumuna bal olmakszn" srekli

ayn kalyordu.
Ve btn yapt buydu. e de yarad. imdi elind,
"grnrde uyumaz" gibi duran ama birbirlerinin tutarll

n salayan iki nerge vard: hem gvertedeki hem de li


mandaki k gz nnde tutulduunda, doruluu kesin o

lan bir grecelik ilkesi ve gemi ile limann gvertede ve li

manda k bulunmadan k hzna ulamalarn salayan

bir deimezlik ilkesi. Bunlara gre elektromanyetik dalga


lar, objelerin grntlerini gzlerimize ulatryor ve k g

zmze eritiinde, gemiden veya limandan hangisinin "as


lmda" hareket ettiini bize gsteriyordu . Einstein, yine ayn
ikinci p aragrafta okuyucularna, "Nasl bu deneyde boluun
mutlak bir ekilde sabit olmas gerekiyorsa, eterin dahil edil
mesi de o denli lzumsuz olacaktr," diye teminatta bulunu
yordu.
in geri kalan ise lise dzeyi bir cebir bilgisiyle bile

halledilebilirdi. Kendinizi bu kadar asrdan sonra hala lima


na demirlemi eski Galileo gemisini limandan seyrederken
dnn ve geminin suda tamamen hareketsiz olduunu
farz edin. Bir ta p aras yerine birinin gverte diein te
pesinden aa k yansttn hayal edin. Eer bu olay bir

saniyede oluyorsa direin tepesinden gverteye olan mesafe


nin n bir saniyede ald 1 86, 282 mil olduu sonucuna
varrsnz (bu geminin o kadar byk olduunu varsayn) .
ler, ayn Galileo'nun zamannda da olduu gibi ge

m i demir alp harekete getikten sonra karyor. Gr ala


nnz boyunca geminin sabit bir hzla yol aldn farz edin.

45
Eer direin tepesindeki kii bu sefer bir k yanstrsa siz
bunu bulunduunuz yerden nasl alglarsnz? Aristotle man
tna gre cevap: dnyann merkezine gittii iin n yan

stldndan varna kadar geminin kat ettii mesafe do

rultusunda geriye der. Galileo mantna gre cevap,


Einstein'nkiyle ayn: yani direk direin dibine der. Sizin
gr anza gre, tan yere dtndeki gibi n aa -

ya ulat zaman sreci ierisinde de direin dibi gemiyle


beraber hareket etmi olacak. Bunun anlam da, size gre
n ald mesafe artacak. 186,282 milden daha fazla sre

cek.
Ne kadar fazla olduunu n ne kadar zamanda
dibe ulatn lerek hesaplayabiliriz - Einstein'n olayla
ilgili yorumu da bu noktada Galileo'nunkinden ayrlmaya
balyor zaten. Hz nedir? Mesafe bl zamandan baka (ki
bu in bl gn, kilometre bl saat veya mil bl saniye de
olabilir) nedir ki? Ama Einstein'n ikinci nergesini gz
nnde bulundurursak hz, yalnz bu soru iin saniyede
186, 282 mil deildir. He zaman saniyede 186, 282 mildir.
Yani bir sabittir. "Hz, mesafe bl zamandr denkleminde,
bu sabit. eittir iaretinin bir kesinde sakin bir ekilde ye
rini alyordu. aretin dier tarafnda ise deiebilen deer
ler olan zaman ve mesafe - dier bir deyile deikenler, ki
bunlar mil bl saniyeydi - vard. Birbirlerine blndkle

rinde sonu 186, 282 mil ya da b una edeer olarak 2 saniye


de 372, 564 mil, 3 saniyede 558,846 mil, 10 saniyede 1862, 82 1
mil veya bunlarn katsays herhangi bir rakam olduktan

46
:>onra zaman ve mesafe istedikleri gibi dizilebilirlerdi. Mesa
feyi deitirirseniz zaman da deitirmeniz gerekirdi.
Zanan deitirmeniz gerekirdi.
Ama iki asrdr bu yaplmyordu. Ve birdenbire 1 905
Mays'nn bir gecesi Einstein, arkada Besso'yla problemi
tarttktan sonra daha nce nemsemedii bir eyi gz
nnde b ulundurmas gerektiini anlaynca bunu yapt; za

man ve merkezi srat arasndaki "koparlamaz ba" atla


mt.
Zaman nerede b ulunduumuza gre farkllaan bir

deikendi. Limandaki gzlemci iin k, bir saniyeden fazla


zamanda dibe ulam olmak zorundayd. Ama gemideki gz
lemci iin k, gemi limanda demirliyken ne yaptysa onu
yapyordu, 186, 282 mil tedeki direin dibine dyordu. Bu

gzlemci iin mesafe deimediinden zaman da deimezdi.


Gemideki gzlemci, olanlar bir saniyede olmu gibi alglar
ken, limandaki kii, geminin hzna bal olarak b unu 2 veya
3 saniye ya da daha fazla bir sreymi gibi alglard. Bu yz
den gemideki saatlerin yava ilerledii yorumunu yapabilir
diniz. Ve ite bu da grecelilik teorisinin yeni bir ilkesiydi.
Tabii ki byle bir etkinin fark edilebilmesi iin gemi
nin k hzna yakn bir sratte hareket etmesi gerekirdi.
Normal artlar altnda Galileo'nun yorumu daha kusursuz
du; Einstein, zaten "Onun gr bize, gk cisimlerinin hare

ketleriyle ilgili mkemmele yakn bilgiler sunuyor," demiti.


Ama yine de Einstein'n hesaplarna gre eer gemi hareket
h alindeyse, n a izerek limandaki kiiye ulat mesa
fe, sabitken dik ayla dibe vurduu mesafeden fa zla oldu-

47
undan, limana ularken geirdii sre de fazla olacakt.
Ayn mantkla Einstein, limanda sabit durumda olan gz
lemciye hareket halinde olan gemideki bir direin boyunun.

geminin hareket rotas dorultusunda ksalaca, b u ksal

mann geminin hz arttka devam edecei yorumunu yapt.


Bu mantk tam ters biimde de ileyebilirdi. Hareketli oldu

unu dndmz gemideki gzlemcinin, asl geminin sa


bit limann hareket halinde olduunu, limann kldn

ve saatlerin yavaladn iddia etme hakk vard.


Peki hangi gzlemci "haklyd"? Gemideki mi yoksa

limandaki mi? Cevap: her ikisi de - yani daha kesin bir ifa

deyle ilerinden biri, artk lm hangisi yapyorsa. Peki


gerekte ne kadar zaman geti? Cevap : gerekte diye bir ey
yok - evrende hareketlerini onlara gre lebileceimiz mut

lak boluk veya eter diye eyler yok. Sadece iki sistemin bir
birlerine bal greceli hareketleri var.
Einstein, bir keresinde "Hayatmn geri kalannda
n ne olduu konusunda younlamak istiyorum," demiti.
Eer Einstein haklysa, evren otomatik bir dzenek deildi;
maddelere grnen hareketler dorultusunda ilemiyordu.
EJektromanyetiktiler sakl ilkeler dorult usunda iliyorlar
d. Evren bir cep saatinden ok bir pusulayd.
Evrenle ilgili bu yeni anlay aslnda tamamlanm
saylmazd. Einstein, tek yaptnn birbirleriyle greceli sa
bit sratlerde ilerleyen cisimlerin lmlerini gz nnde bu
lundurmak olduunu biliyordu. Henz birbirleriyle greceli
ama deiken hzlara sahip cisimler arasndaki ilikiyle ilgili

48
lmler yapmamt - bu bilinen evrenle ilgili ok daha iyi

bir rnek tekil edebilecek bir aratrma olurdu.


Yine de bu bir balangt. Bir bakma Einstein,
Aristotle'nun evrenini kendi yaratt gne merkezli evren

le devralan Galileo'dan, bu evreni k merkezli bakn bir ev


ren kavramyla devralmt. Galileo gibi E instein da kendi
ninkinin, yerine getii evren anlayndan daha doru oldu

unu biliyordu - nk kantlarn hayalinde grmt.

49
2.

DNYA ZERNDE DAHA FAZLASI

Dinle.

Ve ocuk dinledi. Babas ona bir ey syleyecekti. El


ele ttup bir gezintiye kmlard ve son za manlarda ba
bas oluna, bu yaptklar gezintilerde hayatla ilgili dersler
vermeye alyordu. B u sefer bahasnn anlar.t hikaye. o
cuun doum yeri olan Freiberg ehrinin sokaklarnda ba
n a gelen hir olayla ilgiliydi. O zamanlar gen olan babas
kendi halinde yrrken . ta nmad birisi yanna gelip tek
nrnta k iik apkas n yere d iirm t, sonrada ona "Ya
hudi" deyip kaldn ndan inmesini Pmre t niti. ock, bahas
n szn keserlen dinlPdi ama bir yandan da merak etti:
! 'eki se ne yaptm'' Babas ona sessi zce gidip apkasn yol
dan kaldrdn syledi. Sonra yolun geri kalann tek keli
me et meden yrdler. oc k. babasn n verdii cevap hak
k nda baya dnd Ba!asn kendisine zama nn nasl
deitiini ve YahrlilPr'in dnm nr art k eskisine gre ne

51
kadar iyi olduunu a nlatmaya altn biliyorrlu. Ama o

cuun zerine kafa yorduu ey bu deildi. Otuz yl kadar


sonra Sigmund Freud bu olay anmsadnda - o zamanlar
on m u yoksa on iki yanda m olduunu kartamyordu - a

m a olayn o an kendi zerinde yaratt etkiyi ok net akta


rabiliyordu : "Bu benim zihnimde kk ocuu elinden tutan
dev, gl adamn psrk davran olarak yer etti."

Freud bu any kada dkt srada, o gn gerek


!een olayn yoru m u nun, babasnn ne sylemeye alt
kadar kendisinin ne duymak istediine veya u an kendisi de

bir baba olan Freud'un kendi babas hakknda inanmak i ste

dii eylere veya genel olarak babalar ve oullar arasnda o


la n eylere bal olduunu dnd; yani insan aklnn ile
yii srasnda rettii garip dncelere. Bu olaya yzde yz

bal olmasa da (ama kim bilir, belki de yledir) , Freud b


yynce insan aklnn ileyiinin en temel noktalar zerin
de aratrmalar yapmaya balad: beyinde. dncelerin ile
rinde hareket ettii sinir yollar zerinde. Ve Freud'un yaa
d dnemdeki nroanatomistler o kadar baarlydlar ki bu
sinir yollarn takip etmekle ilgili zamann baarl bilim ta
rihilerinden biri, "Akl kefetmenin eiindeyiz," demiti.

Eikten kastettii ey nrondu. Nronun varln


Freud da aratrd; ve hatta tp fakltesinden nroanatomist
olarak mezun olur olma z Viyana Psikiyatri Topluluu kar
snda sinir sistemi zerine yapt aratrmalarla ilgili bir
sunum yapt. O gn zerinde durduu konu tam olarak be
yin ierisindeki sinir hcreleri arasndaki liflerin, hcreler a

rasnda bir ba oluturduu olmasa da, byle bir balantnn

52
ne gibi etkileri olacan gz nnde b ulundurdu ve sonunda
tedbiri elden brakmadan, "Bu maddenin varlnn bu
nemli psikolojik problem asndan yeterli delil tekil etme
diinin farkndaym," dedi.
B unu takip etlen on yl ierisinde Freud, Viyana'daki
bir hastanede, sezgilerinin peinden koan ukala bir aratr
macdan, ailesini geindirebilmek iin zel bir muayenehane
amaya alan endieli bir klinikiye, ondan da zamann la
boratuar ve klinie - yani iin hem teorik hem de pratik ks
mna - eit ayrmaya alan huzursuz ve biraz da kaba bir

adama dnt. Freud zel kliniinde alt srede bile,


nroanatomik aratrmalar kanlmaz sonular ortaya koy
maya b a;; l adnda, onlar takip etmeyi srdrd. Freud\n
yaad dnemde, a ratrmaclarn gn yzne kard gi

bi her sinir hcresi dierlerinden bamszd, ama yine de


birbirleri arasnda balant kurmalarn salayacak bir ey
lerin olmas muhakkak gerekiyordu. Peki, neredeydi bunlar?
Eer bu balant noktas bulunursa, sonunda insanoluyla
ilgili son yap boz paras da yerine oturacakt.
On dokuzuncu yz yln son eyreinde. byle bir a

ratrmay gereklet irmekte k11anlabilecek tek a letin de


yeterli dzeyde olmayndan tr, bu tr bir bilmeceyi z
mek mmkn grnmyordu. lG70'lerde Antonius von
Leeuwenhoek ve baka bilim adamlar, mikroskobu kullana
rak dnyevi cisimleri inceleyebildiklerini belirttiklerinde, bu
tr bir aratrma metodu sonsuz olanaklar salayabilir gibi
grnyordu. Ama bu umut , inceledikleri eylerin iceleye
bileceklerinden daha kk paralara sahip olduklar m fark

53
ettiklerinde snd. Leeuwenhoek'in kendisi, en kusursuz g
rebildii maddelerin hayvan dokularnda t e spit ettii "kre
cikler" olduunu syledi ve bir asli' boyunca baka a nato
mistler l-u kreciklerin ne olabileceiyle ilgili hipotezler
rettiler. 182 1 'e gelindiinde, beyinde duygu drtlerini, di
er bir deyile hisleri ve vcudun nasl tepki vermesi gerek
tiini ileten kas drtlerinin farkl sinirler tarafndan tan
dn kefeden ngiliz cerrah Charles Bell, beyin zerindeki

almalarnda bocalamt. Bu onun, "Bu konuyla ilgili var


olan saysz karmak detay. fizikilerin sinir sistemini gele

cek vaat eden bir alma alan olarak grmektense, akla ya


kn aratrmalara geit vermeyip, hibir dayanak salam a
masndan dolay konuyu tamamen es gemelerine sebebiyet
veriyor," yorumunu yapmasna neden olmutu.
Lakin b undan sadece be yl kadar sonra Britanyal
fiziki Joseph Jackson, Lister mikroskobunu objektif mercei
zerinde yapt renksel bozukluk ve sapmalar ortadan kal
dran deiiklikler sayesinde yepyeni bir hale soktu. Bu ge
lime meydana gelmeden nce nroanatomi yetersiz. tamam
lanmam ve bir kesinlii olmayan incelemelere dayanan

speklasyonlardan baka bir ey aeiJai. At1k yeni nesiJ a


natomistler, dokular tam anlamyla mikroskobik detaylarda
inceleyebileceklerdi. Bu teknik daha sonra histoloji adn a
lacakt.
Lister, 1 82 7'de renksemez mikroskobunu icat ettik
ten yalnzca bir yl sonra, fiziki Thomas Hodgkin'le beraber.
geen yz elli yl boyunca Leeuwenhoek'in "krecikler" hipo
tezinden ortaya kan b tn grleri bir anda rtt. K

54
recikler. Lister'in yeni mercek sisteminin ak ak ortaya
kard k hilelerinden baka bir ey deildiler. Renksemez
mikroskobunu beyin hcrelerini incelemek iin kullandn

d a Lister, "Krecikler yerine dzensiz ekil ve boyutlara sa


hip tanecikler grlyor," diye bildirdi. Bu taneciklere anato
m istler, on yedinci yzylda mikroskobu ilk kullananlarn,

grnen e n kk maddelere verdii bir ismi verdiler; ama


bu kez isim hayvanlar ve bitkilerin en temel yap birimlerine

verilmiti: hcre. Dahas bu hcrelerin yannda uzun iplik


ler, yani lifler de b ulunuyordu. Hcreler ve bu lifler arasnda
merkez sinir sisteminde - yani beyin ve omurilik arasnda -

bir ba olduu dncesi Theodor Schwann'n 1 839 tarihli


h cre teorisinin temelini oluturuyordu. Bu, on be yl nce
ki bilinenlerle karlatrldnda muazzam bir gelime idi.
Ama 1 842'de bir aratrmacnn belirttii gibi. "Bu parack

lar arasndaki ban nasl iledii hala bir muammayd."


Baz aratrmaclar, liflerin hcrelerle anatomik bir
b a olmadn, sadece onlar evrelediklerini iddia ettiler.
B a zlarysa liflerin hcrelerden yayldn savundu. Merkez
sinir sisteminin iindeki maddeler o kadar youndu ki.
renksemez mikroskobu bile bunlar ayrt edemiyordu.

Lister'in gerekletirdii incelemeler her ne kadar um ut ve


rici gzkseler de, 1850'lere gelindiinde anatomistler, hc
reler ve lifler arasndaki kesin ban ne olduunun yeni bir
teknolojik ilerleme olmazsa bir sr olarak kalacan dn
meye balamlard.
Bu ilerleme 1 858'de, Freud doduktan iki yl sonra

gerekleti. Alman histoloj ist Joseph von Gerlach, mikrosko-

55
bik boyama yntemini gelitirmiti. Bu ynteme gre incele

necek doku arka planla karlatrldnda daha parlak bir


renk versin diye nceden hafife boyanyordu. nceledikleri

ey, lif alaryla rtl bir merkezi sinir hcresiydi. Artk a


natomistler, gzleriyle lifler ve hcrelerin anatomik adan
birbirleriyle balantl olduklarn grebiliyorlard. Ve dahas
merkezi sinir hcrelerinin sadece beynin gri maddesi ve o

mmilikte bulunduuna ahit oluyorlard. Hcreler beyaz o


lan blgelerde bulunm uyordu. Ayrca merkezi sinir hcrele
rinin gri maddenin iindeki younlua dahil olsalar da her

birinin tek balarna bulunduunu gzlemlemilerdi.


Eer hcreler baka hcrelerle etkileim iinde de
illerse, nasl kendi aralarnda bir iletiim salyorlard? Bir
hcre nasl tekileri ne yaptn "fark ediyordu" ve sinir sis
teminin dnce veya hareket eklinde olaylara tepki verme
sini mmkn klyordu? Eer bu sorularn cevaplar tek ba
larna duran bu hcrelerden alnamyorsa, o zaman baka
yerlerde aranmalydlar.

Baklabilecek baka tek yer ise liflerdi. Gerlach'n


boyama metod. sa olsun, nroanatomistler artk liflerin
merkezi sinir hcrelerinden kp sadece beynin beyaz mad
desine ve omurilie dokunduklarn kefetmilerdi. Gri mad
deyle temas halinde deildiler. Ama buradan sonrasn kes
tirmek gt . A rgs, hala kimsenin lifleri bir hcreden

tutup ta son bulduklar noktaya kadar takip edemeyecei l


de karkt. Bu yzden yeni bir icada ihtiya vard ve o da
ksa srede b ulundu. 1873'de Freud'un Viyana niversitesi'
nde tp iirencil iine b alad - ayn sene - talyan fiziki

56
Camilio Golgi, Gerlach'n hcrelere uyguladnn liflere uy

gulanmasn salayan ok daha ileri dzey bir boyama meto


tu gelitirdi. Ama bu durumda bile aratrmaclar, iki h cre
arasndaki liflerin birbirleriyle olan balantlarn gsterecek

bir ey saptayamadlar. Golgi, 1 880'lerde byle bir ba bul


duunu zannetti ama yapt deney bir neticeye ulamad.
Yine de hem mevcut teoriler hem de genel gr, drtlerin

bir hcreden dierine iletilebilmesi iin liflerin yle ya da

byle balant kurmas gerektiini savunuyordu.


spanyol histolojist Santiago Ramon y C ajal, 1 889'da

gerei kefedene dek durum byle devam etti: Lifler hibir


yerde temasta bulunmuyorlard. ki yl sonra Alman anato
mist Wilhelm Valdeyer'in nron adn verecei bu madde, o
zaman beynin yap birimiydi. Her merkezi sinir hcresi ve o
na ait lifler dier sinir hcreleri ve liflerden ayr durmaktay
d. Ama lifin en kk parac olan "lifik" bile, hcreler a
ras balant salamyorsa ne ie yaryordu o zaman? Ramon
y Cajal, balant kurduklarn izah etti. Bir drt tarafndan
uyarldklarnda yaknlarndaki lifik veya hcreye dokun
mak iin uzanyor, bu uyarlma durumu getikten sonra ise
eski yaltlm hallerine dnyorlard . Wal d eyer'e gre "By

le bir balantnn varl veya bu balantnn a rgsnden


kaynaklanmas sz konusu deildi".
W aldeyer'in "nron doktrini" ismini verdii bu sav,
ilk bakta genel grle akyor gibi gzkse de nronlarn
srekli deil de sadece uyarldklarnda temas etmeleri d
ncesi. normalde aklanamayan baz akli fenomenlerin a

klanabilmesine olanak tanyordu. Bunlarn arasnda zihni

57
nizde fikirlerin birbirlerinden ayr olmalar, yeni armla
rn ortaya kmas, bilinene bir detay geici bi r sreliine u
nutmak ya da anlar birbirleriyle kartrmak gibi eyler

vard: Freud'un zel muayenehanesinde baa kmaya al


t fenomenler tam da bu tip eylerdi. Btn gn sinir has
talarn dinleyip, onlar nroanatomi derslerinden anmsad
hcre ve lif alaryla ilgili bilgiler dorultusunda nasl iyi

letirebileceini dnyordu.

1 895 ylnn Nisa n aynda Freud, bir arkadana


"Nrologlar in Psikoloji adl kitaba kendimi yle bir kaptr
dm ki, bkasya kadar zerinde alyorum ." diye yazmt.

"Hayatmda daha nce hibir ey beni bu kadar megul et


memiti." O sralar Freud, kendine ikinci bir kariyer yarat
m a peindeydi. 187 3'ten 1 885'e, ilk bata bir tp rencisi,

sonraysa bir tp aratrmacs olarak kendini sinir sistemini


- yani nroanatomiyi - incelemeye adamt. 1 886'da, otuz
yana basarken, sinir bozukluklar zerine almalar yap
mak iin zel bir m uayenehane amt ve kariyerinde ilk de
fa hasat kabul etmeye balamt, ama ayn anda aratrma
!arn d a srdrmekteydi. Nron teorisinin ortaya atlmasy
la Freud, psikolojik ve fiziksel oluumlar ayn at altnda
toplayabilecek kiinin kendisi olduuna inanmt. Iki taraf
la da har neirdi. ki tarafla ilgili aratrmalarda bulun
mu ve kendilerine has ynlerini uzun sredir analiz etmiti.

Hatta son birka sene ierisinde Berlinli bir kulak, burun,


boaz doktoru olan arkada Wilhelm Fliess'a . bu konuyla il
gili deneysel ierikli birka rapor yazp gndermiti. Ama
Freud, 1895 yaznn sonlarna doru arkadayla b uluup,

58
kendisinin "toplant" adn verdii, gn boyu yaptklar ko
numalardan birini gerekletirene dek, Fliess'n Freud'un
a klndaki projeyi tamamen grme frsat olmad. Freud, pro
jenin msveddesini Eyll aynda Viyana'ya dnndeki

tren yolculuunda hazrlamaya balad. 23 Eyli.il'cle Fliess'a


yazd bir mektupta, "Sana b u kadar az ey aklamamn

nedeni aslnda ok ey aklam olmamdr," diyordu. Bu ola


yn zerinden iki hafta gem iken, 8 E kim tarihinde, Frenci,
Fliess'a ierisinde etraflca beyin mekanizmasnn ileyiinin
akl ne ynele etkilediini aklayan bir taslak metin gnder
di.

Freud, metnin ikinci cmlesinde, "Projenin iki ana


fikri va: b unlar Descartes'in ve Newton\ fizik felsefeleri
nin temelinde bulunan m a dde ve hareket kanunlaryla ayn
dnceyi paylayor," ifadesini kullanyordu. Freud'un fikir
lerinden birincisi yeterince akt: beynin ileyii de "hareket
kanunlarna balyd" - yani bir madde dibindeki baka bir
maddeyi etki-tepki mant dorultusunda hare kete geir
mekteydi. Ama Freud\n bu tasla hazrlamakta acele et
mesini asl nedeni, "o maddenin" ne olduunu kefetm i ol
nr nsyd : ikinci fikriyse "b h a reketlenm elere neden olan ey
lerin nl'Onlar old uuydu." Birka sayfa ileride bu varsay m
lann "modern histolojinin nronlarn varln kefetmesi"
zerine k urmut u.
Yalnz Freud msveddeyi Fliess'a ilettii srada bile
bu konu hakknda pheleri vard. Bir sonraki mektubunda,
"Kendimi ayn anda hem gururlu hem mut l u. hPm kendi m
dPn utanr he dP kahrolm u ekilde hissederken buldum.

59
Kendi kendime bu varsaymn henz veya hibir zaman bir

doruluk payna sahip olamayacan syleyip duruyorum ,"


diye yazmt. "Teknik adan b u konuyu izah etmeyi b aara -
myorum, o yzden iimden gelen ve bana aklamalarmn

henz yetersiz olduunu syleyen sese kulak vermek zorun


daym."

Bunu takip eden haftalarda o ses bir yumuayp bir


katlat. Msveddeyi gnderdikten on iki gn sonra, 20

Ekim'de Fliess'a gnderdii bir mektupta Freud, "Bir nceki


hafta ok verimli geen bir akam srasnda b tn e ngeller
birden ortadan kalkt, perdeler araland ve nevrozdan tut da

bilincin belirleyici etkenlerine kadar her ey gzme ok net


bir ekilde grnd. Her ey rayna oturdu ve sanki b tn
bunlar, yaknda kendi kendine ilemeye balayacak bir m a
kineymi gibi geldi bana," demiti. Ama 8 Kasm'da, iiyle il
gili baz sorumluluklarn kendini taslaktan alkoymasna
ramen aklndan bir t rl karamadn ve pimanlkla
projesinin "yeniden gzden geirilmeye ihtiyac olduunu"
bildirdi. "O anda bana zulmeden bu eye ba kaldrd m . Ken
dimi ypranm, siniri bozuk, kafas kark ve projeyi ta
mamJayabiJm ekten uz.ak hissettim Ben de hepsini bir ken a
r a ittim. Eer sana gnderdiim birka sayfa eyden yola
karak zaferimi benimle paylamaya zorladysam senden
zr dilerim, nk bu zerine bir yk bindirmi olmal."
Freud iki ay iinde sorumluluklarn yerine getirdii vakit
"btn bu karmaay bir dzene sokmaya alaca n" da
ekledi. Ama bu da mmkn olacaa benzemiyordu. Sadece
hafta sonra Fleiss'a, "Artk psikolojiyi incelerken taknd-

60
m ruh halimi anlayamyorum; ve seni hangi akla snarak
rahatsz ettiimi de . Bence hala ok naziksin. Benim ii b

tn b u olanlar lgn bir deneyimden farksz," diye yazmt.


Belki de yleydi. Ama sorun her neyse artk zm

lenmiti. Freud'un kendisini yz yze b ulduu sorun sinirle


rin nasl tepki verdiinden veya nrondan bile daha b ykt

- daha dorusu belki de kkt. Sebebi ne boyutlarda olur

sa olsun, sorun fizyolojiyi modern an balad iki yz se


ne ncesinden beri megul eden yeni eydi: beyin. Daha ke
sin konumak gerekirse sorun, beynin insann kafatasnda o

lup bitenlerle ztlklar gsteren bir parasyd: belki de akl


d.
nsanlk tarihinin byk bir ksmnda byle bir ayr
mn olmas pek de bir ey ifade etmemiti. Daha ok zerin
de durulan ey iki tip madde olduuydu: gksel ve dnyevi

maddeler. Dnya'da Aristotle'nun dedii gibi drt element


vard: toprak, hava, ate ve su. Bunlar ya tek balarna ya
da farkl bileimler halinde bulunuyorlard. Gkyzne ise
tek bir element hakimdi; ayn, gnein, gezegenlerin ve yl
dzlarn ve onlarn yrngelerinde ilerlemelerini salayan
yer krenin iinde tek madde bir madde vard: ruh. Fakat
gkyznde hareket eden bir dnya anlay Descartes'n ye
ni yetme bir filozof iken savunduu gibi, dnyevi ve gksel
eyler arasnda farkllklar olduu dncesini ortadan kal
drmakla kalmam, ayrca dnya ve gkyzndeki her eyin
ayn m addeden olutuu varsaymn da beraberinde getir
miti.

61
Descartes ilk defa Galileo'nun J piter'in etrafnda
Lulunan drt uyduyla ilgili kefini, 16 1 0'da La Fleche'deki
bir Cizvit kolejinde renciyken duydu. Bu inanlmaz haber
kendisi Fransa'nn krsal alanlarnda yaamn srdrrken
ulatnda henz on veya on drt yanda olmasna ra
men, hemencecik bu kefin felsefe ve fizik zerinde yapabile
cei etkinin farknda vard. Ama bu e tkinin m uhtemel so

nular onda iki phe uyandrd: "Felsefe, yzyllardr hari


ka zihinler tarafndan harmanlanmasna ramen, iine ka
rt her konuda belirsizlik ortam yaratyor ve kesinlii ol
mayan fikirler ortaya koyuyor. Ve teki bilimler de ilkelerini

felsefeden ald iin, bana byle tutarl olmayan temeller


zerinden herhangi b i r sonuca gidilebilecei mmkn grn
myor." Bu sregelen korkun umursamazlk durumunu d
zeltmek iin izlenebilecek en mantkl yol, "her eyi ykp
tekrar temelden balamaktan" geiyordu. Bunun iinse ken
di akl ve her eyi apak sunan dnyadan baka hibir eye
bavurmayacakt.
Zaten iinde btn fiziki olaylar aklamaya alt
ilk eserine Dnya adn verdi. Descartes ne zaman fizikle
ilgili bir eser karsa, hemen ardndan insann bu yeni fizik

anlayndaki yeni roln - yani taze bir fizyoloj i anlayn


- aklad baka bir kitap karrd. Bu eserine insan
zerine Tez ismini verdi. ki kitab da. Galileo'nun kendine
ait yeni fizik kuramlarn aklamak iin kartt iki Dnya
Sistemiyle ilgli Diyalog adl kitabn yaynladnda tamam
layabildi. Ama kendi eserlerini yaynla madan evvel Katolik

Kilisesi'nin Galileo'yu kitabnda Gne merkezli bir evreni

62
;;avunduu iin cezalandrdn rendi. Kendi makaleleri
de ayn eyi savunduundan. onlar herha ngi bir ekilde de
itirmenin gerekleri arptacandan korktu, o yzden iki

sinin de yaynlanmasn nledi.


Fakat fizik ve fizyoloji zerinde almaktan asla ge
ri kalmad. Sonraki be yl boyunca, dnya ve gkyz ara
snda kurulan denklemin aynsna matematiksel olarak ula
lp ulalamayacan merak etti. Baka bir deyile, astro

nomlarn gkyzn geometri kullanarak akladklar gibi


kendisi de geometriyle dnyevi eyleri aklayabilir miydi?

Zaten geometrinin znde dnyevi eyleri m atematiksel te


rimlerle aklayabilmek vard. ki bin yllk bir aradan sonra
Descartes, 1 63'7 tarihli Geometri kitabnda yeniden insano
hna gkteki cisimler gibi yeryzndeki cisimlerin yerlerinin
de boluktaki dzlem kullanlarak saptanabileceini ak

lyordu. Bu noktada Descartes'n fark ettii ve ondan sonra


gelen jenerasyonlarn kymetini a nlad bir soru beliriverdi:
nsanolunun i dnyasndaki srlara Galileo'nun ve onun
takipilerinin dnya dndaki evrene uyguladklar metotla-
1'1 kullanarak ulaabilmemiz mmkn m yd?
Newton hayattayken bile ortaya koyduu yasalarn
evrenin en u noktalarnda geerli olduu anlalmaya ba
landnda. bu yasalarn en i noktalar iin de geerli olup ol
mayaca sorgulanmt. 1 725'te ngiliz fiziki Richard
Mead, gezegensel yerekiminin insan vcudu zerindeki et
kileri zerine matematiksel formller retmiti. Ayn fikir
den yola karak. on sekizinci yzylda Alman fiziki Franz

Anton Mesmer, hayvanlar arasnda yerekiminden doan bir

63
ekim kuvveti; ya da kendi deyimiyle bir eit hayvansal
manyetizma olduunu varsayyordu. Bunun etkisinin herke
sin gz nnde yapt hipnotizma gsterilerinde apak or
taya ktn iddia ediyordu . On dokuzuncu yzylda psiik
olaylar tanmlama konusunda Alman filozof Johann
Freidrich Herbart, herkesi geride brakt. Ona gre akl, fi
kirlerle deil "kuvvetlerle" iliyordu. Bu kuvvetlerin m ate
matiksel formllerle aklanabileceini savunurken syledik
leri, st rtl bir biimde Newton'un dediklerini artr
yordu; "nsan aklndaki kurall dzen yldz dolu gkyz

nnkiyle ayndr."
Ama gemite olduu gibi i dnyann ileyiini bir
seri etki-tepki kuramna indirgemek, felaketle sonulanacak
t. Bu "yeni Newton" olmaya kararl kiiler, Galileo'nun bul

duu uydular, gezegenler ve yldzlarn i evrene denk gelen


karlklarn bulamadklar iin varsaymlarn salam te
meller zerine kuramadlar.
Peki Freud kurmu muydu? Kurduunu dnmek
iine geliyordu. Onun yerinde kim olsa iine gelirdi - nk
hrsl bir dehaya, eskilerden beri dnrlerin cevabn bula
madklar bir soruyu zebilecek bilgiye sahip bir ada do

mu olmann verecei histen te, on dokuzuncu yzyl biter


ken insanlarn elindeki nroanatomiyle ilgili bilgiler, bilim
tarihinde daha nce olmad kadar fal'idyd. Aslna baklr
sa 1 894'te - Ramon y Cajal'n merkezi sinir sistemindeki lif
lerin birbirleriyle balanm adklarn ama temas ettiklerini
kefetmesinden be, Waldeyer'in nron teorisini ortaya at
masndan yalnz yl sonra - Freud'tn eski okutman ve

64
meslektalarndan olan Sigmund Exner, nroanatoniyle ilgi

li kendi grlerini belirttii Psikolojk Olgularla lgli


Fizyolo;1k Aklanala Tasla adl kitabn karmt.
Dnemin ou fizyolou gibi Freud da renksemez

mikroskobunun neler baarabileceinin farkndayd.


1 870'lerde renciyken, o zamanlar yeni ortaya km bu

buluu ok fazla kullanmt ve sonraki on yl iinde aleti us

talkla kullanmasndan tr Viyana Merkez Hastanesi'nde,

hastalklar tehis etmede herkesin gvendii bir kii haline


gelmiti. Dnemin tp dergilerinden birisi, ortaya koyduu

tanlardan birini, "detayl mikroskobik incelemelere sahip ol

mayan bir alana yaplan byk bir katk" olarak deerlen


dirmi ve vmt. Dnemin ou fizyolou gibi Freud da,
daha ilk bakta mikroskop rneklerini boyamann deerini
kavramt. lki 1 877'de, st snf omurgallarn ( fareler, tav

anlar, inekler) garantili ve kolay bir biimde merkezi ve


evresel sinir sistemlerini inceleyebilmek amal; ikincisi
1 883'te "beyin ve omurilikteki sinir blgeleri zerinde ala
bilmek" amal iki deney gerekletirdi ve bunlar baarabil
mek iin varolan boyama metotlarn kendi ihtiyalar do

rultusunda iki k ere gelitidi. Ve dnemin pek az fizyolou

gibi Ramon y Cajal, yllar sonra bunu kantlamadan nce bi


le nron teorisinin mmknln Viyana Psikiyatr Toplu
luu nnde aklad. Bir merkezi sinir hcresinden dierine

bal bir lif tespit edemediinden. hcrelerin acaba hi bir


birlerine deymiyor olmasnn mmkn olup olmadn me
rak etmiti.

65
"Nrologlar in Psikoloji" kitabnn baarszln
dan sonra Freud sorunu ele almak iin baka bir yol dn
meye balad : akl ve beyin atmas zerine - ya da sadece

akl ve beyin atmas zerine younlamayacakt. B unun

yerine akln kendisiyle olan atmasn da gz nnde bu


lunduracakt.
"Bu incelemenin k noktas," diye sonradan belir
tecekti Freud, "Aklam a veya yorum yapmay olanaksz k -

lan bir hakikate : benlie dayal." Aklla ilgili en basit eyler


bile hala birer m uammayd. Akln en temel birimi olan d
nce bile, benliimizde uzun sre kalamyordu. "Benliimde

u an varolan bir fikir, veya herhangi bir fizyolojik e bir


sonraki anda kaybolablirdi ve bir sre sonra hibir deiime
uramadan aklma teka gelebilirdi." imdilik "ilerinden
bir miktar enerji" gemesi gereken, beynin iindeki bir n
ronla tekisi arasndaki boluu unutun. Nronlarn birbi
riyle yapt fiziksel iletiimi ve b unun sonucunda ortaya
kan fiziksel izlenimleri - yani beyin ve akl arasndaki bolu
u da unutun. nsanlarn yaadklaryla ilgili bu e n sradan
olaylar aklayarak - "gndelik, kiisel deneyimlerimizden
yola karak" - Fred, akln kendi iinde varolan bir boluu
saptad. "Dnce denen ey bu boluun iinde, ama biz bu
nun ne olduunu tan olarak bilmiyoruz."
O bunun adn, o zamanlarda ok kullanlan bir ifade
olan "bilinalt" olarak koydu. B ir bakma tek yapt, kendi
sinin ve akranlarnn yapt varsaymlara geri dnmekti. A
kl akld, beyinse beyin ve belki bir gn bu ikisi bir noktada
b uluurlard. Yeterli dzeyde bir eitime sahip herkes beyni;

66
dokularn kesip, elde ettikleri rnekleri boyayp, mikrosko
bun altna lifikleri koyup, inanlma z derecede znrlk
lerde izleyerek inceleyebilirdi. Ama kimse beyni inceleyerek
a kl hakknda fikir yrtemezdi - en azndan o an in.
Freud'un her gn muayenehanesinde tank olduu gibi,
Newton'un d evrene yaptn a k la uygulamak imkanszd,

nk a k l o kadar ok detayla doluydu ki onu inceleyebil


m e k mmkn grnmyordu.
Ama Freud bu yazy yazarken akln iinde olup bi
tenlerin ne kadar aldatc olduunu anlamt. Nroloji eiti

mi srasnda rendiklerinin hi biri onu byle bir eye ha


zrlamamt ve de zor yoldan rendii gibi byle bir ey iin
de yeterli deillerdi. Yaplan btn tetkikler aslnda kendi
nin veya herhangi birinin hayal ettiinden nasl daha dolam -

hal, elikili ve ele geirilemez olduunu gsteriyordu. Be


yin sadece beyin olabilirdi, ama akl sadece akl deldi.
Haftalarca ve hatta yllarca Viyana'daki mtevaz
muayenehanesindeki sandalyesine yaslanp hastalarnn i
kayetlerini dinledikten sonra Freud, onlar sinir bozuklukla
rnn ortaya kmasna neden olan travmalar hatrlamalar
iin zorlamaya almas gerektiini grd. Eer bunu ya
p arlarsa belirtilerin ortadan kalkacan temin etti. Freud,
bu teknii ilk defa 1 882'de, Viyana'daki bir arkada ve mes
lekta olan nl fiziki ve tp aratrmacs Joseph
Breuer'den duymutu. Breuer, ona gen bir k a dnn isteri
krizini hipnoz yntemini k ullanarak nasl sonlandrdn
anlatmt. Freud da, aslnda bir keresinde hipnoz yntemi

nin uygulanmasna ahit olmutu. Fizyolojiyle yorulmu

67
kafa yapsna sahip bir renci iin bunun olduka etkileyici

bir deneyim olduunu dnmt. Peki ya bu metot e itici


olabilir miydi? Ya iyletiric?
Breuer olabileceini sylemiti. Hipnoz altndayken

emir vermek veya baz eyleri yasaklamak yerine Breuer -


Freud'un sonradan profesyonel meslek hayatnn bu dnemi

ni hatrladnda ismini Anna O . olarak koyduu kadna ge

irdii travmann kaynan sordu. Kadn uyandnda tram


vayla ilgili anlar ya blk prk aktarabiliyordu ya da hi
aktaranuyordu, ama garip bir biimde geri kalan her eyi

net bir ekilde hatrlyordu. Iin daha da ilginci, travmann


kaynan ve bu olayla btnlemi duygular h atrlayarak,
bu kt andan tamamen k urtuluyordu ve Breuer'in terimiy
le "katarsise" ulayordu. Byle bir iyileme srecinin mm

kn olabilmesi iin a kln, galiba Newton'un k urgusundaki


m akineler gibi olmas gerekiyordu: Kiinin hayat boyunca
fark ettirmeden gizlenen ve kiiyi tbbi yardm almaya zorla
yacak isterik belirtiler eklinde bir anda ortaya kan bir seri
etki-tepkisel oluuma olaslk tanyordu. Ama bu yntem ta
mamyla ie yarasayd anyla ilgili herhangi bir ban orta

dan kal dJJ"J m a s . isterik belirtilerin yok olmas icin yeterli o

lurdu. Durum bundan ibaret olsa, hipnoz sadece belirtinin


kaybolmasn istemek amacyla k ullanlrd ve hastann iyi
lemesi iin baka bir eye gerek kalmazd.
Ama Freud, bunun tam tersine ahit olduuna ina
nyordu. Bu eit bir tedaviyi kendi muayenehanesinde dene
diinde, hastalarn u a nk i isterik vaziyetleriyle gemite
b una sebebiyet veren olayn arasnda bir noktaya gtrd

68
nde, ayn katartik sonucu elde edemediini fark etti. Bir

hasta, annn kt etkilerinden tabiri caizse yalnzca cinayet


mahalline geri dnerek kurtulabilirdi. Bir hasta ve doktor,
yalnzca ta hastaln asl kaynana ulatklarnda bunun

yok olduunu grebilirlerdi. Freud'un 1 893'te Viyana Tp


Kulb'ne yapt bir konumada dedii gibi, "Hekim belirti
!erin ilk ne zaman ve neden ktn anlad anda, belirtiler
yok olur."

Mesela Anna O . , vcudunun sa tarafndaki felten,


srekli sanda ylanlarn olduunu hayal etmekten ve ana

dili olan Almanca'y bir anda konuamamaya balamaktan


yaknyordu. Breuer bu belirtileri kadnn hasta babasna
b akarken ona bir ylann yaklatn hayal etmi olduu

olaya kadar takip etmeyi baard. Kadn babasn k urtarma


ya almt a m a sandalyeye yaslanmaktan s a kolu uyu

mutu, bunun zerine dua etmeye almt ama korkusun


dan o an tek aklna gelen eyler ngilizce ocuk arklaryd.
Ayn ey Freud'un hastalarndan olan Bayan Cacilie M.'nin

anneannesinin, ona "keskin bir bak" attn anmsayana


dek gzlerinin arasnda bir ac hissetmesi iin de geerliydi.
Freud, Viyana Tp Kulb'nde yapt ayn konumada, "Ne
den kaybolursa etki de kaybolur," demiti.
Yalnz Freud nedensellie uygun ekilde ileyen bir
akl kavramna pek de scak bakmyordu. Bylesine gl ve

etkli bir yntemin kendisini gzler nne sermesine ne de


meliydi?

Fizyoloji daarcnda hareket ve madde kavramla


rndan baka bir ey b ulunmayan Freud, b unu nasl aa -

69
karacam kefetmiti: bilinaltnda edeer kart gce sa
hip olan bir "savunma sistemiyle". sonradan Freud\n konu
ya bak asn da deitirecek bir terim olan "bastrma" i

gdsyle ilgi l iydi bu. B u kart g, akl kendine kar ko


runaktan te. ho olmayan an ve balantlar bastryordu.
Tepkisel olarak ilemiyordu. Yok gibi grnse de zaten hep

oradayd.
26 Ekim 1 896'da Freud'un babas ld, Freud\n o

cukluunda kahra ma n olarak alglad babasnn heybetli


grn uzun sre bir yry esnasnda Yahudi kart
bir adama itaat etmesiyle yok olmu olabilirdi, ama babas

artk bedensel olarak da yoktu. Ama hem heybetli grnts


hem de acnas glgesi Freud'un peini brakmad. sterik bir
hast a nn u anki belirtilerinin kayna olan travm ann sebe
bi olan olay gibi. babas yetikin olunun iine ilemiti. As
lnda hemen o akam Freud. babasyla ilgili bir rya gr
d:Freud cena zeye giderken bir berber dkkannn nnde
duruyordu. Oradaki bir tabelada, "Gzlerinizi kapat manz
gerekmektedir," yazyordu. "Kimin gzleri?" diye dnd
Freud. \'efat eden babasnn m? Yoksa kendinin m i? Ya da
kapa tmak derken di l>ndirmek anlamnda m. "gz krp
mak'' veya "grmezden gelmek" anlamnda m?
lm ama kendisini terk etmemi babasnn d
ncesi Freud'un peini brakmayan tek ey deildi. Rya da
tpk y llar sonra. yetikinliinde bile kendisini raha tsz eden
dlek habasn grnts gibi onunla dalga gemeye devan
etti. Freud. sonraki yllarda bahasnn lmn "bir insann

haya tndaki en nem li. en byk kayp" olarak nitelendir-

70
miti. Ama u an henz aklndaki eyler tazeyken arkada

Fliess'a, iinde "Bilincimin gerisindeki b a z karanlk patika


lar, benim ihtiyarn lmnden dolay derin bir ekilde zl
meme neden oldu," yazan bir mektup gndermiti.
Freud bu karanlk p atikalarda yolunu bulabilir miy
di? Beynin iindeki sinirleri balayan ba bulmaya alt
nda b aarsz olmutu, nk kendini yanl amaca ynlen

dirdiini dnyordu. imdiyse kendisine meydan okuyan


yepyeni bir sorun vard: yalnzca akln patikalarn nasl b u
labilirdi? Bulsa da kimse bunun gereki olduuna inanr
myd? Tabii ki kendisi buna inanyordu, nk kantn ofi
sinde oturup hastalaryla ilgilenirken hayalinde duym utu.

71
:
3.

U NOKTALARI ZORLAMAK

Byle bir eyi daha nce kimse grmemiti. 1 986 se

nesinin ilk haftalarnda, gazetelerin ilk sayfalarn kaplayan


fotoraf az ok bir ele benziyordu. Sanki elin zerinde hi de
ri yoktu, ya da en azndan d blmlerindeki et, kan ve ten
d o n tabakalar o kadar saydamd ki altlarnda neler olduu

rahata grlebiliyordu. Eskiden sadece anatomistlerin ince


leyebildii derinin altndaki karmak kemik a gzler n
ne serilmiti.
El, Almanya'daki Wrzburg niversitesi'nde profe
sr olan Wilhelm Conrad Rntgen'in karsna aitti. 8 Kasm
1895'te karanlk laboratuarnda alrken Profesr Rntgen,
ne olduunu izah edemedii bir parlt grd. Yakndan ince
lediinde bu parltnn allagelmiin dnda zelliklere sa
hip olduunu fark etti. Rntgen, haftalarca Bilim Devrimi'ne

n ayak olan ve onun devamn salayan ynteme sadk ka

larak gizlilik iinde alt: hi kimsenin Hittrof - Crookes


tp ve Ruhenkorff bobini kullanarak kendi elde ettii sonu

73
ca ulamadndan emin oldu. Bazen kans ona neden labo
ratuarnda bu kadar ok zaman harcadn soruyordu. o da
eer zerinde alt eyin ne olduu anlalrsa insanlarn.
"Rntgen herhalde akln yitirdi," diyeceini sylyordu.
En sonunda Rntgen, kefinin kesin temellere da
yandndan. elindeki verileri yanl deerlendirmediinden

emin oldu. 22 Aralk'ta ei Bertha'y laboratuara arp, on


dan elini on be dakikalna tp ve fotoraf levhas arasnda

tutmasn istedi. Kars isteini yerine getirdiinde daha n


ce bir ok kez tank olduu ama hala aklayamad bir ey

oldu. Levha ve tp arasndan bir m adde geti ya da daha


dorusu kesinlikle geni olnalyd. nk kendisi grn
mez olsa da brakt etki su gtrmezdi. Karsnn korkulu
baklar altnda elinin grnts fotorafa yansmaya ba
lam t. Yeni yln ilk gn Bertha'yla beraber bir yrye

kt ve yry esnasnda meslektalarna fotoraf ve o


nunla ilgili kendi hazrlad bir raporu gnderdi. Raporu
nun bal "Yeni Bir Tr In" idi. gizemli doasndan dolay
buna "X n" ismini koymutu. Posta kutusuna giderken
Rntgen yaknda eli, zerindeki nikah yzyle beraber
lmszleecek olan karsna dnd v e "imdi ortalk baya
karacak," dedi.
Olayla ilgili ilk haber 5 Ocak'ta, Viyana niversite'
sindeki bir profesrn fotoraf ve yaznn birer kopyasn a -
lp bunlar meslektalarna gnderdiinde, bu kiilerin bilgi
leri Weier Haber A;ans'nn editrne iletmeleriyle ortaya
kt. Haber, bu noktadan sonra hzla yayld. 6 Ocak'ta
Landon Dav Chroniclesda 7 Ocak'ta Frankf11ter ZPit ung
,

74
da kt. New York Times'da birka gn sonra yer alan ha
berde, "Bu ehirdeki bilim adamlar sabrszlkla Avrupa'dan
gelecek bilim dergilerini bekliyorlar," diyordu; Rntgen'in ra
porunun ngilizce evirisi ellerine geer gemez bunu hemen

ilk sayfadan yaynladlar. 1 3 Ocak'ta Rntgen, II. Kaiser


Wilhelm'in nnde X nlaryla ilgili bir gsteri yapmas iin

Berlin'e arld. Rntgen, sadece b ir kereliine Mclure 's


Magazine dergisinden ar srarc bir gazeteciyle rportaj
yapt ve sonra gz nnden kayboldu. "Birka gn ierisinde
b tn bu olan biten midemi bulandrmaya balad. Gazete
lerde kan rportajlar benimle yaplanlardan o kadar fark
lyd ki, kendi gerekletirdiim deneyi tanyamaz olmu
tum," eklinde bir aklama yapt ok sonralar.
Rntgen'in, kariyerinin en nemli kefini gerekle

tirmesi ve o zamanlar Aarau'daki okulunda k huzmeleri


nin zellikleriyle mutlak boluu on alt yandaki Einstein'
n bir araya getirmeye almasnn ayn ana denk gelmesi
tamamen bir rastlantyd. Rntgen'in kefinin otuz dokuz ya -
ndaki Sigmund Freud'un arkada Wilhelm Fliess'a insan
dncelerini nroanatomik maddelerin hareketleri bala
mnda ele almay brakacan belirttii bir mektup yazd
gne denk gelmesi de tamamen bir rastlantyd. Ama
Rntgen'in kefinin muhtemel sonularyla ilgili sylentile
rin, zaten Einstein ve Freud'un izlemekte olduklar yolla r

t mesi hi de tesadf deildi.


Thomas Edison'un New Jersey'deki laboratuarn zi
yaret eden bir muhabire aklad gibi, "Eer X nlar eter
de meydana gelen uzunlamasna titreimlerse, o zaman Pro-

75
fesr Rntgen eterin zelliklerini saptayabileceimiz yntem
lerden b irini ortaya kard; ve bilim adam lar iin eterin i
inde n ve elektriin hangi deiimlere uradn aa
kartmak inanlmaz bir kazan salayacak. Bu, u an varo
lan teorilerde deiikliklere neden olabilir." Bu esnada
Science dergisi, New York'taki Fizikiler ve Cerrahlar Koleji'
nin nlar "anatomik diyagramlarla st dzey tp rencile
rinin beyinlerine direk aktarmak iin kullandklarn, ve
bylece daha kalc bir eitim metodu kefettiklerini" iddia
etti_ Ve eer bir ey beynin iine nakledilebiliyorsa, dar da

kartlabilirdi: Bay l ngles Rogers adnda biri, bir San


Francisco gazetesine, "Sadece fotoraf levhasna karanlkta
bakarak zerinde bir fikrin grntsnn olumasn sala
dn," syledi. Ayrca Dr. Baradur adndaki bir kimse de
Paris Academic de Medecin dergisine resmi bir mektup gn

dererek, dncelerin fotoraflarn ektiini ne srd ve


btn dnyann ilgisini ekti. Bunu ispatlamak iinse
Mnih'te bir sergi dzenledi. Hatta X nlar ile ilgili kan

ilk haberlerden biri okuyucularn "evlerine girip, perdeyi e


kip karanlk olana kadar" beklediklerinde "rahat rahat g
nah ileyebileceklerini dnmelerinin" hata olacan syl
yordu; "X nlarnn varl ortada - peki b tn yaptklar

mz, dncelerimizi ve hatta daha da kts ortaya koya


madmz gizli arzularmz bir kenara not eden grnme
yen kalemler olabilir miydi? Onlar da izlerini m uhakkak bir
yerlere brakyordu."
Kimse, hatta Rntgen bile X nlarnn tam olarak

ne olduunu bilmiyordu, ama Rntgen deneyleri dorultu-

76
,; unda bunlarn eter iindeki uzunlamasna titreimler oldu

unu t a hmin ediyordu. Kimse X nlarnn t a m olarak ne ie


yaradn da bilmiyordu, ama New York Tines sonbaharda,
"lkedeki hibir hastane X n dzeneine sahip olmadka
hastalarna faydal olamaz," diye bildirmiti. Ve kimse X
nlarnn, ileride bilim tarihine ne byk bir katkda bulu

nacan t ahmin edemezdi - devrim yaratc nitelikteydi, a

m a imdi durup bunlar anlatmak, hikayenin gidiatn o

lumsuz e tkiler. Bilimle ilgili kiilerin u an emin olduklar


ey ise, iki yzyl aan bir inceleme srecinden soma bili
min, eterin zelliklerini ve beyindeki balant noktalarn a

ratrmaya balayarak i ve d evrenlerin snrlarn zorla


maya baladklaryd.

Bu akllara, "Bilgi edinmenin bir snr var m?" so

rusunu getiriyordu. Eer durum buysa. bilim tarihi artk bir


sona m yaklayordu?

Bilimin bir tarihe sahip olmas bile hikaye konusu o


lacak bir durumdu. Modern yorumlaryla tanl blimi bile
Bat dnyas iin yeni bir kavramd. Bilimin modern a
balamadan evvel, zaman kavram daha ok sabit veya ken

dini tekrar eden bir olgu olarak alglanrd. nsanlar yaayp

lyor, uygarlklar ykselip kyordu. Byle bir dnyann i


indeki belirli eyler farkllaabilirdi ama z hep ayn kalr
d.
Ama bilginin edinilmesi ve deiimi, mkafatland
ran bir dnyada byle bir dnce tarzna yer vermiyordu.
Batl katipler, on beinci yz ylda eski alara ait metinleri

yeniden ortaya karp ilerindeki bilgileri tekrardan kefet-

77
tiklerinde, ortada bu bilgilerin eksik veya yanl olduklarn
diinmelel'ne sebep olacak hibir neden yoktu. Tam tersi
ne, bulduklar metinlerin doru ve btnle sa hip olduklar
kansna vardlar. Bu yazlar, orij inal Yunan dilinde veya A

rap evirilerinde de olsa, bir uygarln entelektel gcnn


e n st seviyede olduu bir dnemdeki birikimlerini yanstm
yor muydu? Bu sz geen uygarln ykselip somadan k
t doruydu. Fakat uygarln z, yani dnyann, hala

onlarn kavrad gibi iliyor olmas gerei deimemiti.


te u anda da dnyann nasl ilediini anlamak
buna vesile oluyordu, deiimi salyordu. Milattan sonra i

kinci yzylda gkyznn ileyiiyle i lgili skenderunlu


Ptolemy yle kapsaml bir katalog hazrlamt ki, bundan
yedi asr sonra yazlarn Arapa'ya eviren evirmenler, o. .

taya koymu old uu ileri "Byk Eserler" adn vererek o


nurlandrmlard. Yine ikinci yzylda Pergamonlu G a len,
insan anatomisini asrlarca yitmeyen yzlerce metinde o ka

dar gzel aklamt ki, sonradan gelen nesiller bunlar


muhtemelen tpla ilgili btn konularda m utlak dorular o
larak kabul etmilerdi. Ama l G l O'a gelindiinde Galileo, te
leskopundan gkyzne bakp Ptolemy'nin yazd ou e
yin tut.arsz olduunu grmt, 1630'larda ise Descartes
mevcut tp bilimlerini gzden geirdikten sonra , "Eminim k i
meslei tpla ilgili olan kiiler bile b u konuyla ilgili bilgileri
mizin. henz kefedemediimiz eylerle karlatmldnda,
aslnda hibir ey olduunu kabul edeceklerdir," demiti.
Yani aslnda bilginin elde edilmesine daha yeni ba

l nmt, yle deil mi? Hayr, deil. G alileo'ya sorun yeter.

78
Teleskop uyla gzlem yaptktan sonra, "Gkyzndeki btn
fenomenleri kefetmek yalnz bana nasip oldu, baka kimse
ye deil," demiti. Galileo'nun kendi baardklarn kesin
dorularm gibi gstermesi o kadar etkili oldu ki, kendisinin

lmnden bir nesil sonra gelen yksek itibara sahip baka


bir bilim adam olan Christopher Wren, Galileo ile ilgili ola

rak "Btn gksel gizemleri zmlemeyi o baard. Takipi


leri ondan imreniyor nk kefedilecek muhtemelen ok az
gezegen kalmtr," diyordu.
Galileo, bir kere olayn esprisini kavrayamamt.
Hi phe yok ki kibirlilii kendi baarlaryla ilgili yksek
beklentiler ierisine girmesine neden oldu. Muazzam ve kal
cla sahip katklar da astronomi ve entelektel bak as
na farkl boyutlar kazandrd. B aarlarnn devamn getire

cek baka hi kimse ortaya kmaynca, yapt iler pek ta


bii insanolunun bilgilerini tek bir seferde kkten deitiren
ve tamamlayan, gz ard edilebilir bir iki anormallik ieren
dorular olarak grnm olabilir.

Fakat bu anormallikler st ste bindiinde btn


bir mrn emei Descartes ' n ima ettii yne doru kaymaya
balar. 1 670'lerde bir arkadana yazd mektupta Newton.
nclerinden daha ileriyi grmesinin tek nedeninin, devlerin
omuzlar zerinde durmasndan kaynaklandn yazmt.
Fizik ve astronomi alannda o kadar ok insan boy gster
miti ki artk her syledikleri doru k abul ediliyordu. Syle
dii szle Newton, ite bunu ifade etmeye alyordu.
Chartres'l filozof Bernard'n 1 1 1 5 ylnda syledii szleri

tekrarlyordu: "Devlerin omuzlar zerinde oturduklar iin

79
daha ileriyi grebilen cceler gibiyiz; ama bunun nedeni da
ha keskin gzlere sahip olmamz deil. stn kiiliklere sa

hip kiiler tarafndan kaldrlp tanmamzdr ." Bernard'n


kendi kynde o dnem yaplmaya balanan katedral de bu
dnceyi, ncil'deki peygamberlerin Tevrat'takilerin omuz
lar zerinde vaaz verirken gsteren sivri kavisli pencerele
riyle anyordu ve Newton, yarm milenyum sonrasnda za
manla ilgili bu yorumu dile getiriyordu: Tarih, birikimlerle

dolu bir giriim kaps, bilimse bilginin katedraliydi.


Bireysel katklara olan bak asndaki yaklamlar
da boy gsteren bu deiim rzgarlar bile Galileo'nun neden

yanldn tam olarak gstermiyordu. Doay sorgulayarak


yapt keiflerinde, kendisinin bilimsel ynteme kazandrd
yeniliklere ak olma olgusunu takdir etmekten aciz kal
mt; keiflerini nasl yaptn unutmutu. Yeni bir icat o

lan perspklum, yani perspektif tpn gelitirip kullandk


tan sonra Galileo, gkyznde zaten varolanlar deil, daha
da fazlasn grmeye balamt.
Yapt hata anlayla karlanabilirdi. Teleskopun i
cadna kadar geen asrlarda optik bilimiyle ilgili mevcut bil

giler, haya]perest] erjn uza k taki varlklar yakndan gstere


bilecek bir aletin hayallerini kurmalarna neden olmutu.
Bir gn uzaklardaki ayrlarn iinde kaybolmu paralar,
baka kasabalardaki an kulelerini, ufukta gzken gemileri
ok yakndan grebilmeyi umut ediyorlard. Ve artk o gn
gelmiti. Bir tpq iindeki birka cam p arasndan baka
bir ey olmayan teleskop, onlara hayallerindeki her eyi g-

80
rebilme imkann sunmut u. Uzaktaki paralar, an kuleleri

ni ve gemileri nihayet grebiliyorlard.


Ama Galileo'nun t.eleskopu kefetmekle ortaya ka
raca eyin ne para ak, ne Hristiyanlk. ne de ticaret ola
can, sadece daln fazla gezegen olacan kim t a hmin ede
bilirdi ki? Jpiter'i uydularn, birbirinden aynlmayan. gn
boyu beraber olan ay ve gnein yzeylerindeki kusurlarn

varln gn yzne karacan.

Bu beklenti ve srpriz emberi, Galileo'nun devrim


yara t a n ke:;:iflerini takip eden yllarda da, optik bilimine ve

te leskopa yenilikler eklendike doa bilimcilerinin kk


varlklar b yk gsterecek bir aletin hayalini kurmalaryla
devam et.ti. Leeuwenhoek, 1 G74'te balayan ve yllarca de
vam eden aratrmalarnda. gndelik yaamn bir paras o
lan (mesela bir elin ters yz gibi) cisimlerde milyonlarca
"hayva nck" tespit edince. bu hayal de gereklemi oluyor
du.
nsanlar zaten uzun sredir byle keiflerin alt da

yatan anlam lara farkl gzlerle bakmaya balamlard.


Leeuwenhoek ' in kefet tii yeni evrenle ilgili saptamalan ok
pnvaszd, hatta r ac nitelikteydi - ama doa bilimcile
ri iin bu buluun ifade ett ii tek nemli nokta bu deildi.
Konu. onlar iin bu evreni grebilmenin t ek yolunun mik-os
kopt an geiyor olmas da deildi. 1 665'te Hollandal
astronom Clristia Huygens. t eleskopu kullanarak Galileo '
mm daha nce kefetmemi olduu bir gk cismini - Sat rn'
n bir uydum - bulm ut u, gizemi zmlemeyi baarm
t: Satm'n garip ve srekli deien eklinin nedeni bir

81
emberdi. 167 1 ve 1 672'de daha fazla uydu ve 1675'te embe
rin kendi iinde baka bir daire olduunu kefetti. Mikros
kop doann gizemlerini kefetmek iin bir ara olarak kulla

nlmaya balanldnda, kavranabilmesi her ne k a dar g


olsa da Leeuwenhoek gibi insanlarn yapt keifler, ente
lektel dev bir macerann sonunda deil, daha balarnda ol

duumuzu gsteriyordu - ve asl nemli olan ey de b uydu.


C hartres'l Bernard'n dedii ve Newton'un tekrarla

d gibi Galileo, Leeuwenhoek ve onlar takip eden bilim in


sanlarnn "daha ileriyi" grmelerinin nedeni devlerin omuz

larnda oturup daha ileriye bakmalar deil. devlerin omuz


larnda oturup "plak gzle" ( bu terimi doa bilimcileri on

yedinci yzyldaki keifleri ncekilerden ayrabilmek iin


kullanyorlard) grebileceklerinden daha iyi grmelerini
salayacak aletler kullanarak daha ileriye bakmalaryd. Pe

ki ne kadar ileriyi grebiliyorlard? B u soru, Galileo'nun son


suz gibi grnen hayalgcnn snrlarn ortaya karm
ve Descartes' bilimin a macnn ne olduunu dnmeye it
miti. Evrenle ilgili sadece duyularmzla edinebileceiniz
den azck fazlasn kefettiinizde, Galileo gibi her eyi b ul
duunuzu arsayp aramay brakabilirdiniz. Ya da

Descartes gibi daha neler olabileceini ve kesinlikle daha bir


eylerin olduunu dnebilirdiniz.
Bilim Devrimi'nin gzle grlr bir ncs olmasa
da, tarihsel olarak bir paraleli, kendisiyle kyaslanabilecek
bir edeeri vard; o da Keif a idi. On beinci yzylda
Avrupal kaifleri Afrika, Asya ve Amerika ktasna ulat

ran okyanus yolculuklar gibi, on altnc yzylda b alayan

82
Bilim Devrimi de benzer ayak baslmam topraklara ulal
masn salad. Birbirlerine paralellik gstermeleri bir tesa -
df deildi, ikisi de fethetme arzusunun sonularyd. Ama

on dokuzuncu yzyln sonuna gelindiinde corafik keifler


dnyann henz gidilmemi en i blgeleri (Afrika gibi) veya
en u blgeleri (kutuplar gibi) haricinde neredeyse sona er

miti. Amerikan Bilimi lerletme Birlii'nin gelecekteki ba


kanlarndan biri olacak T. C . Mendenhall 1 887'de, "Hi kim

se geride braklan be yzylda edindiimiz corafi bilgi biri


kiminin nmzdeki be yzyl boyunca aynen artacan id
dia edemez," diye yazmt. "Bilim tarihinde neyin m mkn
veya neyin mmkn olmadn kestirebilmek u a n daha
nce hi olmad kadar elimizde".
D nyada ve gkyznde hala kefedilmeyi bekleyen
bir eyler var myd? Her geen gn bunun cevab, "belki de
hayr"a doru yaklayordu. Bu dnemde Cambridge niver
sitesi'nde yapt raklkla ilgili Britanyal fiziki William
Dampier, "Sanki her ey ana hatlaryla ortaya karlmt

ve geriye sadece ondalk noktadan sonra gelen sabitleri tek


rardan hesaplayarak daha kesin bir sonu elde etmek kal
mt" diyordu. Aslna baklrsa sonradan kendini eter yn
larn saptamaya adayacak olan Amerikal fiziki Albert A .
Michelson'un dedii gibi, "Ondalk noktadan sonraki altnc
rakam," aratrmak, doay inceleyenlerin gelecekteki ilgi a
lan olacak gibi gzkyordu .
B ir insann bilimsel atlmlarla ilgili bu deien t a
nmdan ne karaca, o n u n bilimin bu daralm snrlar ie

risinde daha neler baarabileceine inandyla balantly-

83
d. Britanyal fiziki Joseph John Thomson'a gre. ''Geriye
kalan tek ey ondalk birimdeki bir iki sabiti deitirmekten
ibaretti," eklindeki bir gr, "o zamanlarda sk grlen,

karamsar ve mmkn olan her eyin kefedildiini hissetti


ren bir duyguya" sebebiyet veriyordu. Dnemin en nde ge
len astronomu Siman Newcomb, 1 888'de, "Eer halk rasat

h anelerden inanlmaz keif haberleri gelmediinden dolay


hayal krklna uramsa, keif denilen eyin bilim adam -

larnn bu gnlerde zerinde altklar i olmadn hatr


lamallar," diye belirtmiti. B unun yerine zerinde younla
tklar ura zaten kefedilmi eylerdeki detaylar ortaya

karmakt; ve Newcomb'a gre bunun nedeni en aznda astro


nomi alannda "Bilgi birikimimizin snrlarnn sonuna yak
lamakta olduumuz," idi.
Baz bilim adamlar ise bu daralm bak asn i

yimser olmak iin bir neden olarak gryorlard. Fiziki


James Clerk Maxwell, 187 l'de C ambridge'in ilk Cavendish
p rofesr ilan edildiinde yapt al konumasnda his
settii endieyi, "Birka yl ierisinde btn sabitlerin aa
yukar hesaplanaca ve bilim adamlarnn tek meguliyeti
nin . artk bu hesaplamalar birer adm daha ileri gtrmek
olaca btn herkes tarafndan kabul ediliyor," szleriyle

vurgulamt. Byle karamsar grlerin bilim srecini geri


lettiini dnyordu. Bilimin, "uzun sreler boyunca ze
rinde urat rakamsal hesaplamalarn kesinliini lme
den ilerleyemeyeceinin" zerinde duruyordu. Ayn dnem
de, gelecekte Lord Kelvin olarak anlacak William Thomson,
Doa adl kitabnda, "Yzdeyz kesinlie sahip lmler bi-

84
l mle alakas olmayan kiilere yeni eyleri kefetmek kadar

nemli grnmyor. Ama bilim alanndaki btn byk ke

ifler kesin ve uzun sre zerinde sabrla allm emekle

rin rndr," diyordu. Alt haneli ondalklar tanmna yk

lenen negatif yorumlardan pimanlk duyan ve grne g

re hi de eteri alglamay baaramad giriimler deneyle

rinden edindii tecrbeden yola kan Michelson, "Yzyl n

ce bir inin binde biri sapmayla gerekletirilen bir lm o

laanst olarak karlanyordu. imdiyse bu, makinelerin

gerekletirdii en tabii ilerden biri. Gnmzde bir inin

on binde biri sapmaya sahip bir lm pek de gvenilir sa

ylmyor. Bunlar en az bir inin milyonda biri sapmaya ihti

ya duyulan ve hatta be milyonda birlik bir sapmann bile

kolayca ortaya karlabildii hesaplamalar. Gemi tecrbe

lerim iz, u an bize gz nnde bulundurmamz gerekecek

eylerin zerinde durduumuzu gstermektedir," diyordu.

Yirminci yzyla girilirken akllara gelen sona yak

!amakla ilgili sorular, on yedinci yzyla girilirken sorunlar

la neredeyse aynyd. O zamanlar hi kimse, daha nce yak


)amakta olan dnem gibi bir dnem yaamamt. imdiyse

bu zaman kadar hi kimse daha nce sona ermekte olan d

nem gibi bir dnem yaamamt. Daha nce hi doayla ilgi

li gerekler ve bunlarn anlamlar bu kadar arzuyla, bu ka

dar ok kii tarafndan aratrlmamt ve bu yzden evren

hakknda elde edilen bilgilerin kstl m olduu veya ge

lecekte yaplacak keiflerin mevcut bilgileri gncelletirmek

le mi snrl kalacan kestirmek gt. 1 600'l yllarda ya

ayan doa bilimcileri, eer Galileo ve Leeuwenhoek'in yapt

85
kiisel keiflerin emsallerinden yoksun idiyseler, o zaman

1 900'l yllarda yaayan doa bilimcileri de, geride kalan

asrda fiziki ve filozoflarn yapt keiflerin kolektif rnek

lerinden yoksun idiler_ X n gibi garip bir eyin kefi, ta

rihte en ok zerinde durulan iki bilimsel aratrmann

zmlenmesinde rol oynayabilir miydi? Ya da bu, sadece tp

biliminin ne ynde gelieceine dair bir gsterge miydi? Ce

vab hangisi olursa olsun yirminci yzyla girerken bilim a -

damlar undan emindi: "Bakarak, sonradan biraz daha b a

karak doay inceleyenler, aratrmalarn inanlmaz b i r ku

sursuzluk seviyesine ulatrm - ve yeni ulatklar diyarla

rn Amerika ktas kadar iinde yolculuk edilebilir ve fethe

dilebilir olduklarn fark etmilerdi.

Yalnz Freud ve E instein, yeni kefettikleri evrenle

re ilk defa gz attklarnda, bunlarn hi de ondalklar veya

yeni rakamsal sonular gzden geirmekle alakal olmadk

larn grmlerdi. Teleskopun daha da gelitirilmesi, eterin

bulunmasn salamayacakt. Mikroskop zerindeki bir dei

iklik, nronun tespit edilmesini salamt - ama bu yeterli

deildi. Buna ramen her bilim adam omuzlarna oturduk

lar devlerin izinden giderken, standart aratrma yntemle

ri kendilerine kant sunamayncaya dek bakmaya devam et

ti. Ve bir eyler tam olarak rayna oturmad iin aramay

srdrd, ta ki daha uzakta, daha derinde veya daha fazla o

lan bir ey deil de, daha baka olan bir ey karsna kana

dek.

Einstein, eterle ilgili sorunlar zerinde kafa yorma

ya baladnda akranlarnn izledii yolu izlemeye niyetliy-

86
di. lk bata eter esintisini lebilecek aletler tasarlamay de

nedi. Sonra dikkatini mutlak boluk sorununa yneltti. Ce

vabn mutlak bolukta deil de mutlak zamanda yattn

fark ettiinde bile hala dneminin en radikal bilim adamlar

nn izinden gidiyordu.

E instein, hep nasl olup da hi kimsenin kendisini

grecelilik konusunda alt edemediine - 5 Mays 1 905 gecesi

Bern'de kendisinin ulat kavraya bakasnn daha nce

ulaamadna hayret etti durdu. S anki bu kefin, bir aya

n tekinin nne atmaktan bir farknn olmadn anlat

mak istercesine, ileriki yllarda ona "Adm" diye hitap etti.

Einstein, dnemin en nemli Alman bilim dili filozofu ve

Einstein'n fizik hakkndaki gr asnn olumasndaki en

nemli iki etkenden biri olan Ernst Mach' anma yazsnda:

"Eer Mach, gen ve kavray diriyken grecelilik teorisi fi

zikiler arasnda tartlyor olsayd, muhtemelen bunu o

kefederdi," demiti.

Aslnda bir kii, grecelilikle ilgili, Einstein'la ayn

matematiksel formle, hem de bir yl daha ncesinde ula

mt: Bu kii Henri Poincare'nin, Michelson'un eteri sapta

ma deneyleri zerinde ok fazla varsaym rettiini dn

d Hendrik Antoon Loretnz'di. Einstein ve Lorentz'in bir

birlerinden bamsz olarak ayn denklemin farkl versiyon

larna ulamas rastlant saylmazd. kisi de, Maxwell'in

1860'larda ort ya koyduu elektromanyetizma denklemleri

ni Lorentz'in yazsnn balnda kulland gibi "In H

zndan Dk Herhangi Bir Hzda Hareket E den Sistemler

de E lektromanyetik Olaylar" dncesini temel alyorlard.

87
ki metnin arasndaki benzerlikler yznden Einstein'in ma

kalesi Annalen Der Physik dergisinin 28 Eyll 1 905 tarihli

saysnda yaynlandnda, gerek son blmlerdeki matema

tiksel ilemler, gerekse yaznn banda kulland ifadeler

sebebinden pek ilgi grmedi; ou okur Einstein'n yazsnn

Lorentz'inkinin zerinde yaplm birka deiiklik olarak

yorumlad ve yllarca ortaya konulan forml Lore n tz -

Einstein teorisi olarak anld.

Zaman ilerledike iki versiyon arasndaki farklar be

lirginleti - formln nasl iledii deil de, gerek bu form

le ulamada yrtlen mantk, gerekse bundan karlan so

nular birbirlerinden farklydlar. Lorentz (Michelson'un gi

riim lerinde olduu gibi) dnya eter iinde ilerlerken elek

tronlarn meydana getirdii srtnmeyi anlatyordu. Ama

Einstein'e gre, makalesinin banda ortaya koyduu iki

nerge dorultusunda - yani Galileo'nun grecelik kavram

nn elektrodinamik ve optik konularn kapsamas gerektii

ve bolukta k hznn sabit olduu dnceleri gz nnde

bulundurulduunda - eter "lzumsuzdu". Sonra Lorentz, ci

simlerin k hzna ulatklarnda urayacaklar fiziksel de

iiklerden bahsediyordu. Ama E instein, gzlemclerin alg

lanna dayal olarak bunlar kavrayacan sylyordu. Gz


lemlenen maddenin greceli hareketine bal lmlerden

bahsediyordu. Maddenin hareketi yksek, snrl ve en

nemlisi sabit bir hza sahip elektromanyetik dalgalarn gz

lemciye grsel bilgileri iletmesiyle ilgiliydi.

In sabit hznn garip nitelii, dnemin en nemli

matematikisi olan Poincare ve Einstein'n ilham kayna o-

88
lan Mach adncla baka bir fiziki tarafndan da zlmeye

alyordu. Kendinden bir jenerasyon 'al olan Macl veya


kendiyle ayn jenerasyondan Lore ntz'in aksinde Poincare'nin

bu sorunla ilgilenmesinin tek nedeni teorik aratrmalar de


ilcli. Pratie dayal h ususlar da nemliydi onun iin.
Poincare, 1 893' te Paris'te. Bureau des Longtitudes'n bir

yesi o l m u: ve 1902'de Ecole Professionelle Superieure des


Pmtes et Telgra p hes'ta profesrlk yapmaya balamt. Bu

lunduu iki mevkide de zamannn en fazla kafa kartran


mantk problemlerinden biri olan saatlerin, daha dorusu
elektnkle alan saa t !erin ayarlanmasyla ykmlyd.
Mekanik saatlerin aksine elektrikli saatler, kasaba
dan kasabaya, ehirde ehre, bakent lerden bakentlere ve
radyo sinyalleri bulunduunda sahilden gemilere bile k h
znda bilgi gnderilmesini salamt. Artk hibir yerel yer

leim yerinin saatlerini gnein le vakti tepelerinden gei


anna gre ayarlamas gerekmiyordu. Ayn boylamlarda bu
lunan lkeler ve ktalar bundan sonra ayn yirmi dt saat
lik za man dilimine gre hareket edecekti - b u da trenlerin
var ve kalk saatlerinde. askeri manevralar, denizcilik lo
jistikleri ve dier baka olaylarda dakiklik anlamna geliyor
du. Yirminci yzyla girmeden hemen evvelki ve girdikten
hemen sonraki yllarda - ve Poincare'nin kronometrik her
konuya bakanlk ettii Avrupa ' nn gayri meru bakenti

Paris'te - btn saatler ayn zaman gstermeleri iin yeni


den ayarland.
Bu hi de kolay olmamt. Aslna baklrsa Poincare

her yazsda ve verdii konferanslarda ezamanlla eri

89
menin zorluu konusuna deiniyordu. 1 898'de yaynlanan ve

herkese okunan "Zamann lm" adl makalesinde,

Paris'te bulunmadan Paris'teki saatin ka olduunu ren

mek isteyen bir corafyac veya denizcinin, telgraf sinyalleri

nin tanma hzna gvenebileceini yazyordu. "Mesela sin

yalin Berlin'e Paris'ten gnderildikten sonra varaca su g

trmez bir gerektir," diyordu. "Ama ne kadar sre sonra?

Mesele tmyle ele alndnda sinyalin ulamas srasnda

geen vakit es geilir ve iki olay ayn anda olmu varsaylr."

Poincare de, herkes gibi k hznn bilgi iletme ve

alma konusunda doal snrlara sahip olduunu biliyordu. 2

yl sonra, 1 900 ylnda yazd bir makalede, ve drt yl sonra

St Louis'de yaplan Dnya Fuar'nda Uluslararas Sanat ve

Bilim Kongresi nnde yapt konumada Poincare, dinleyi

cilerinden k sinyallerini kullanarak saatlerini ayn zama

na ayarlamaya alan iki gzlemciyi hayal etmelerini istedi.

"Bu ekilde ayarlanan saatler gerek zaman gstermez ama

yerel saati gsterir, yani biri dieriyle karlatrldnda

yava kalr. Ama bu," diye sonradan ekliyordu, "Pek bir ey

fark ettirmez, nk bu fark saptayabilmenin yolu yoktur."

Yapt bu son yorum on yedinci yzylda ngiliz astronom

Robert Hooke'un, Olle Romer'in n hzn Jpiter'in uydu

larnn tutulmasn izledikten sonra sabit bir rakama indir

gediini rendikten sonra yazdklarn tekrar eder nitelik

teydi: "Ik hz o kadar yksek ki . . . neden bir anda olup biti

veren bir eymi gibi kabul etmiyoruz anlaya myorum."

Hooke'un anlamamasnn sebebi, daha en ufak bir

lm farknn bile ok byk deiikliklere neden olduu

90
bir evren kavramna uzak bir dnemde yaam olmasyd.

Ayn ey imdi Poincare iin de geerliydi. E lektromanyetik

teknolojideki gelimeler saat ayarlamalarn mmkn hale

getirmiti, ama baka teknoloji dallarndaki gelimeler bunu

zormlu klmt. En ufak detaylar gz nnde bulundurula


rak hazrlanm hareket cetvellerini izlemeyen bir tren, ken

dini ayn raydan farkl bir ynde gelen baka bir trenle kafa

kafaya bulabilirdi (ki bazen buluyordu da) . Konuyla ilgili

yapt btn felsefi. fiziki ve pratik akl yrtmelere ra

men 'Poincare, dneminin en nde gelen svireli telgraf ef

)erinden birinin dedii gibi, "Sadece saatlerin deil, saniyele

rin ve hatta saniyelerin onda, yzde binde veya milyonda bi

rine hakim olmas gerekirken baarszla uramt."

Peki Einstein yeni bir evren kavramnn ortaya koy

maya balad talepleri Poincare'den daha m iyi yerine ge

tirmiti? Belki de. Kesin olan ey, kendi imkanlarnn

Poincare'ninkiler kadar elverili olduuydu. Patent ofisinde

ki mesaisinin bir blmn saat koordinasyonlar ile ilgili

sistemleri incelemekle geiriyordu. Ve deyim yerindeyse, ii

ni eve tamak iin EinstPin, 1 905 Mays'nda ailesini btn

saat !erinin bir "ana saate" bal olduu Bern'in merkezi bir

blgesinden, M uri"deki bir kuleyi grebilecei, saatlerin a

yarlanma m olduu ehir dnda bir yere tad. Einstein

sonradan bu karar ile ilgili olarak "Zaman kavramnn a

nalizi, bana aradm cevab verecekti," demiti.

Peki bunu kefeden nye Poincare deil de

E i nstein"d? Poicare, bir keresinde bunun muhtemel nede

n i n e bir yaz s nda dei nmi t i . Bilimsel yntemin zerinde

91
genel hatlaryla durarak, "Bir ekilde dilimizi kullanmamz

gerek, ama dilimiz n yargl dnceler iinde kaybolmu.

Bu bilinaltndaki nyargl dnceler her eyden tehlikeli

dir," diyordu. Zaman konusunda younlatndaysa, bir tr

l bu sorunun stesinden gelemedi. Einstein'n dedii gibi

mutlak zamann - yani eza manlln - kuruntusu ta bi

linaltna fark ettirmeden demir atmt.

Freud eer haklysa blin de "Tannmaz halde bi

linaltnda bulunuyordu." Freud bir keresinde, "ou felsefe

ci, akli olaylar sadece bilinle badatryor. Onlar iin bi

lin dnyas, akli evrenle ayn manaya geliyor," yazmt. Bu

Descartes'n yaad dnemden beri bilinaltnn sadece fi

ziksel olgularla alakal olmadn ve olamamas gerektiini

tartan felsefeciler iin yeni bir dnceydi (ve Freud da ba

zen felsefeyle daha fazla ilgilenmi olmay dilediini itiraf e

diyordu) . Freud'un alaa ettiini sand fikirle ilgili d

ncesi, muhtemelen kendi savunduu grn de bir ze

tiydi - farknda olmadan lif ve lifiklerin izledii rotay bul

duu veya akln ilevlerinin beyinle ilgisini kefettiini san

d grn. Akln kendi iinde ztlk veya atmalar ierdi

ini belirttiinde bile aslnda yeni bir eyler sylemiyodu.

Farknda olduumuz eylerin tesinde dncelerin

varolduu insanlarn "dnmek" zerine kafa yormaya ba

ladndan beri biliniyordu zaten. Yunan fiziki Galen bu

nunla ilgili yazlar yazmt. Bundan iki yzyl sonra,

Descartes'tan on iki asr nce Aziz Augusitine, bir dnce

nin nasl olup da bir anlna kaybolup ayn anda zihnin i

inde bulunabildii ve sonradan hatrlanabildii sorusunu

92
:-:nelt n i ti. Descartes'n m adde VP akl - ze l l ikle akl d

b i r e t ke nse - tPk ba/arma bulunan b i r ol uum old uunu i


m a ederek ayrmas , ikisi arasnda sonradan gelen bir ok

fizyolog H' filozofun dolclmmaya alt bir bol u k yaratt.

Bu gr ak l ayabilecek bir terim uydurnlmada n nce or

t a ya mecazi bir sz kverdi, on sekizinci yzyln ba nda

Got t fried W i l helm Liebn i z'in yazd gibi, "En belirgin gr

lt>rim i z en belirsizlerin yaratt okyanusta beliren bir ada

gibiydi ." "Bilinal t '' kelimesinin t revleri, on sekizinci yzy

ln ort a l a r nda ngilizce'ye. on sekizinci yzy l n sonlarna

doru A l m a nca'ya. on dokuzuncu yzyln ortalarnda Fran

::zca\a d a h i l olmaya balad.

Eer Poincare'nin dedii gibi kulland m z dil w

yarg l dncelerimizin iinden kopuyorsa, b u dile eklenen

yeni bir kelime. belki de yeniden yaplanacak bir dnct>yi

beraberinde gPt irecekti. En a znda n Almanc'da durum by

lPydi 1 845'tp fizik i ve psikolog Wil h e l Griesinger, "Asl n

da l i l i nalt zda b i zi m a l glayanr ndnz hir bk haya t

n< a m a birclt'nbire ort ay koyduu beklenmedik sonul c r

sayesi ntlC' b i z onu farkma vanyoruz. Bu kranlk d nyada

ki l i k zPri n d r> biJicimizde /JilP daha et kili ola n. siirekli

l ankPt l f l i n(IP lir :?PYlPI' va!'." diye yz t . Bund n bir se

P sonra fizyolog w psikolog Ka ri Gustav Carus. yank uya n

rl ra n "A k l " a d l k i t a b n n giri c lPsinde. "Bilinci kavra

n a n yol u l i li a l t d a n gPPl'." diyordu. 1 8(i9'a ge l i ndii

tfp gP A l m a n f'ilozof Edward von Hartn a n n . "Bilina l t Fel

..efosi" adl esri de [)pscarte' yaad dneme kadar takip

ed ilebilecek P n u d a yirmi a l t bilinalt safhasdan hah-

93
sediyordu. Bu kitap, belki de ayn dnemde yazlan dier ki
taplardan daha ok bilinalt kavramnn popler olmasna
neden oldu; iinde barndrd fikirler ve yazarnn ismi,

Freud'un genlik dneminde Alman lehesine kaznd. Bu ki


tap da hemen Franszca ve ngilizce'ye evrildi, bilinaltyla
ilgili dier tm kitaplarla beraber. 1 890'a gelindiinde Ame
rikal William James, bilinci bir a kntya benzetmiti.

Freud gibi bu filozof ve psikologlar da bilinaltnn


varln kabullenerek, baka trl aklanamayan yaratc
lk, irade ve duygu gibi gndelik kavramlara bir aklk geti
rebileceklerini anlamlard. Ama Freud'un aksine bu insan

lar bilinaltn ilerken gzlemlememilerdi. Etkilerini grp


nedenleriyle ilgili fikirler yrtmlerdi ama kendi gzleriy
le etkilere neden olan seJ:epleri tecrbe etmemilerdi. D a ha
ak olmak gerekirse, Freud'un arkada Breuer'in nerisiyle
balad katartik terapi metodunun etkilerini grmeye ba
ladna ahit olduu gibi, etkilerin ortadan kalmasn sala
yan nedenlerin yok olmas srecine hi tank olmamlard.

Durum byleyken bile Freud, katartik terapi veya


bunun bilinaltyla ilgili iaret ettii dorultusundaki gr

sahiplenebilecek tek kii konm unda dejJ d i l 893 Ocak'nda

Freud'un, "Nedenler ortadan kalkarsa, etkiler de ortadan


kalkar," szn kulland sunumla ilgili bir haber yaynlan
<lnda, haberin balnda "Viyanal Dr Josef ve Dr
Sigmund Freud'un Hazrlad" yazyordu. Aslna b aklrsa
Freud, yapt sunumu tamamen Breuer'le beraber ilk Ber
lin ve Viyana'daki tp dergilerinde ve sonra 1 895'te istel'i
zerine alma adl kitabn al blmnde yaynladkla

94
r, aslen " sterik Olaylar zerindeki Fiziksel ileyi ( n le

tiim) " kitabnda bulunan szleri kullanarak hazrlamt. O

kitab yaynlamalarnn sebebi, Freud'un Breuer'in Anna O.

zerinde gerekletirdii katartik iyiletirme metotlarnn

sunduu sonulardan duyduu cokunluktu. Breuer ve

Freud, beraber ortaya kardklar etkitepki bulgularn ilk

nce (Freud'un istei dorultusunda) " n letiim" kitabna

dahil ettiler: bunlara gre, "isteriyi belirgin klan sre yl

larca gizlice iliyordu ve birka rastlantsal olaylar zincirinin

etkisiyle kendini aa vul'uyordu. " Bu yzden kendilerinin

bulduu "bilinalt"yla ilgili yeni bir grt. Bu terimi

Freud ve Breuer steri zerine alma kitaplarnda ilk ba

ta rastgele bir isim olarak kullanmlard - ama sonradan bu

bir sfata dnmt: yok gibi grnp var olan anlamn

dan ok, yok gibi grnp srekli ileyen anlamna brn

mt.

Breuer ve Freud, " n letiim"i yaynladklarnda,

kendilerini bu sonuca gtren mantk ikisinin grleri ara

snda farkllklar gstermeye balad ve bu, sonradan ikisi

nin de elde ettikleri dier bulgular etkiledi. Breuer'e gre,

yok gibi grnp s rekli ileyen bir eyin l/arl belli bal

baz hareketlere yatknlk anlamna geliyordu: yani bir hip

noz durumuna. Freud ilk bata buna katld. Yalnz


Breuer'le " n letiim" zerinde beraber almaya balama

dan evvel bile Freud, "Hipnoz durumu"yla bir arada var ola

bilecek alternatif bir yorum zerinde duruyordu. 1894'te bu

dncesini belirten bir yazda, "Ben bu ekle 'hipnozun

isteri'den ayrt edilebilmesi iin buna sa vunma isterisi adn

95
vereceim," diyordu. Bundan bir yl sonra yaynlanan isteri

zerine almalar kitabnda kartlk tayan dnceleri


ni belli etmeye balamt: " imden geldii iin hipnoz isteri

si diye bir eyin varolduu fikrine bal kalacan. Ama iin

garibi hayatm boyunca hi gerek bir isteri hipnoz vakasyla

karlamadm." Ve bundan da bir sre sonra, isteri zerine

yapt bir sunumdan derledii bir makalede konuyla ilgili

sabrszln ancak bastrabiliyordu: "Bence ou durumda

ortada hipnoz durumunu kantlayacak bir olgu bulunmu-

yor."

Freud'un bak asna gre hipnozun neden olduu

sorun hibir eyi akla kavuturmadan ortaya yeni bir te

rim ve bununla ilgili yaplmas gereken yeni bir aklama

sunmasyd. Freud da, "bunun hipnoz durumunun temeliyle

ilgili daha ok soru sorulmasna neden olduuna" inanyor

du. Freud'un kendi savunma ya da bastrlma kavram bir a

klama sunmaktayd. Bilinaltnda gnlerce veya yllarca

aktif kalan bir >tek ilk bataki travma deildi, ayrca gr

nrde olmayan, hastaln etkilerini srekli aa karan

bastrlm kuvvet de ilemeye devam ediyordu.

nsanolunun bilgi daarc snrl olsun veya oJma


sn, bilim tarihi sona eriyor olsun veya olmasn, Freud ve

Einstein, kendi aratrmalarnn daha yeni baladn bili

yorlard. Eterin varl bir yanlsamayd. Einstein, Bern'de

yapt geziler esnasnda eterin kendi hesaplamalarnn do

ru kmas iin var olmas gerekmediini kavramt. Nro

nun kefinin de bir faydas olmamt. Nron denen ey vard

96
- ama Freud'un yapt konumalarda ortaya kard bul

gularla rtebilecek bir nitelie sahip deildi.

Tabii ki bir insan srf yeni eyler bulduunu zannetti

diye o eyi gerekten bulmu olmuyordu - zellikle de bu

milletin azna dp de, "Einstein ve Freud delirdi herhal

de" trnden szler dedirtecek bir eyse. Tarih, vaat edilmi

topraklar bulduklarn dnen, ama bilimsel incelemeler

sonucu yanldklar ortaya kan hayalperestlerle doluydu.


ster greceli d bir evren isterse bilinaltndaki i bir evren

olsun, herhangi bir snr ortaya karlacaksa ve bilimsel ka

bul grecekse, bunun herkes tarafndan tetkik edilmesi ge

rekti. Bu bulgularn lehine deliller elde edilmeli ve bu delil

ler bakalarnn ayn konuyla ilgili bulduu delillerle rt

meliydi. O zaman dek bu snrlarn bir Einstein veya bir

Freud'un onlar bulduklar yerde - o esrarengiz ve gvenil

mez, ama vazgeilmez bilim aletinin iinde, hayal glerinde

kalmak durumundaydlar.

Vaziyet byleyken bile - yani Einstein ve Freud bul

duklarn bilimsel metodun incelemelerine tabi tutuyorlar

ken bile - kendilerine her doa bilimcisinin daha nce kar

lama cl bir eyle burun b uruna geldiinde sorduu soruyu


sorarken buldular: Daha fazlas. . . var m?

97
_, .
. .. ,
.

/kinci Blm
AKLA HKMEDEN
MADDE
..

4.

KR KRNE NAN

Dtn hayal ediyordu. Dyordu, ama sanki

d m yordu da. Arkasnda bir saniye ncesine kadar zerin

de durduu at ve nnde bir saniye sonrasnda zerinde

duruyor olaca toprak vard. te bu adan dmekteydi. A

ma farkl bir adan bakldnda ise sabit konumdayd. Ev

rende bulunan her madde, onun zerinde bir etki yaratyor

du. Bu etkinin en byk kayna u an zerine dmekte ol

duu dnya da olsa, de balad yer olan at, gelgitlere

neden olan ay, sistemine dahil olan btn cisimlerin yrn

gelerini yneten merkezi gezegen gne ve akl almaz uzak

lktaki yldzlar ile onlarn tesindeki eyler bile buna katk

da bulunmaktayd. Btn bunlar st ste ysa da u an

t a m olarak . . . hibir ey hissetmiyordu.

Bu hibir ey, aslnda bir eydi. Bir yokluu ifade et

tii kesindi, temelsizlii, kendisiyle beraber yere decek her

eyi ( mesela bir teraziyi) etkisi altna alabilecek, anlk bir

havada asl kalma durumuydu bu. Bir saniye ncesinde a

101
tda veya bir saniye sonrasnda topran zerinde kullanl

sayd bu terazi zerinde duran kiinin arln lebilirdi.

Fakat dn balad ve bittii noktalarn arasndayken

kendisi ve terazi ayn hzda hareket etmekteydiler. E er d

esnasnda bir ekilde terazinin zerinde kalmay bece

rebilseydi arlnn sfra denk geldiini grrd.

Ve bu yzden bu hibir ey aslnda ok ey ifade edi

yordu: daha nce duyularmzn alglayamad bir eyleri,

inmenin ve yer ekiminin etkilerinin birbirlerini gtrd

ne iaret ediyordu. te Albert Einstein' sersemleten, kann

donduran ve koltuuna ivileyen bu hibir eyle sonulanan

bir eylerin arasndaki balanty kavramasyd.

Einstein sonradan bunu "hayatnn en uurlu fikri"

olarak nitelendirdi - bu, Newton'un elmalar ve yer ekimi a

rasndaki balant zerine yrtt dnceyle kapabile

cek derecede nemli bir fikirdi. 1 907 ylnda, bu hayali d

, Einstein'n gzlerinin nne geldiinde yerekimini d

nmekteydi zaten. Hala uzman teknisyen olarak alt


svire'deki patent ofisinde oturup, Radyoaktivite ve Elek

tronk Ylllnn editr tarafndan yazmas istenilen bir


makale zerinde kafa yormaktayd. Bu yazd makalede

yapmaya alt, iki yl nce Analen Der Physk 'e yazd

yazy zetleyip zerine biraz daha farkl eyler eklemekti.

1905 ylnda makaleyle beraber hazrlad dier bir ok yaz

Einstein', her ne kadar sonraki yllarda eriecei dzeyde

olmasa da, fizikiler arasnda saygn bir yer edinmesini sa

lamt. "Size itiraf etmeliyim ki," diyordu Einstein'n yazla

rna hayranlk duyan ve srf onunla beraber alabilmek i-

102
in Wrzberg ve Bern arasndaki iki yz millik yolu kat et

meyi gze alm bir fiziki, "Bir ofiste gnde sekiz saat otur

manz gerektiini renince ok ardm. Ama tarih kt a

kalarla doludur zaten," diyordu.

E instein'n durumundan ikayet ettii yoktu. ya

nda bir ola sahip 28 yanda bir baba olarak, patent ofr

sinde bir ie sahip olmann avantajlarnn tadn karyor

du: srekli (ve bol) bir maa vard, fizikle ilgilenen meslek

ta Besso'yla yakn bir arkadalk kurmutu ve her ne ka

dar haftann krk sekiz saatini kapsasa da "gnde yedi saat

kafa dinleme olanan salayan ve pazarlar da tatil yapma

sna izin veren" bir i izelgesine sahipti. izelge pek ideal

saylmazd ama Einstein editrden kendisine Yllk iin bi

raz n bilgi gndermesini istemiti, "nk ktphane bo

zamanlarnda kapal oluyordu." Yine de Einstein, patent ofr

sindeki iinden honuttu. nk "ok fazla eitlilie sahipti

ve insan dnmeye zorluyordu." Einstein gibi uzman bir

teknisyenin, mucitlerin yapt patent bavurularn deer

lendirirken izimleri ve ayrntlara bakarak orijinallik hafr

cinde kullanlabilirlik gibi "ok ynl" alanlar da gz nn

de bulundurmas gerekmekteydi. Patent ofisinin bakan o

na, "Bir bavuru eline getiinde mucidin her dediinin yan

l olduunu varsay," diye tavsiyede bulunmutu. " teki tr

l" demiti patronu Einstein'a, Einstein gibi bir katip, "muci

din dnce tarzn takip etmeye balar ve bu yzden n yar

gyla yaklar. Bu konularda tarafsz kalabilmek arttr."

Durum byle olunca Einstein, patent ofisindeki iinde ok

faydal bir yeteneini kullanmaya balad; fiziki bir sisteme

1 03
bakp annda onun kavrayabilmesini - nasl almas gerek

tiini veya alp almayacan anlayabilme gdsn."

Bir bakma, dn hayal ettii grntde k ul

lanmay baard becerisi de buydu. Sadece zihninde ger

ekleni olmasna ramen bu fikrinin "ie yaradn" o an

anlamt. ki eylemsizlik durumu arasndaki eitlikte - ba

ka bir deyile bir cismin atda sabit durma eilimi, ve yer

ekimi tarafndan atda sabit olmayan bir cismin topraa

doru hareketlenme eiliminde - yani dmek ve dmemek

arasndaki izgiydi. Einstein, u an Yll}(a zetini karmay

kabul ettii iki yl nce yazd makalede kafasna taklan

bir sorunun cevabn bulduunu dnd. O zaman

Einstein, hareketsiz ve sabit bir hzda hareket eden cisimler

arasndaki matematiksel ilikiyi gstermiti. u an ise

1 905'te ortaya kard denklemlerin aynsn ta en ban

dan beri yapmak istedii ey iin uygulayacakt: bunlar sa

bit bir cisim ve yerekiminin etkisiyle ivme kazanan bir cis

mi kapsayacak ekilde geniletecekti. Aralk 1907'de Yllk i

in yazd metni postalamadan evvel, adam ve atnn haya

linden cesaret alarak, matematiksel ilemlerini zer zmez

bu dncesiyle ilgili somut deliller bulmay um duun u be

lirtt.ii bir blm ekledi yazsna.

Matematiksel ilemler< bu unsur hi kuku yok ki fi

zikle ilgili her kant iin gerekliydi, ama es geilebilirdi de.

Einstein zaten bunu rencilik yllarnda bile es gemiti.

Einstein matematik derslerinden kaytarr, bunun yerine bir

arkadann titizce tutulmu notlarndan faydalanrd. "ok

iyi hir matematik eitimine sahip olabilirdim. Ama ou za

1 04
an fizik laboratuarnda alp, olaylar doudan tecrbe

etmenin cokusunu yaamay tercih ettim," demiti sonrala

r. Einstein iin matematik, her ne kadar kark, saygn ve

nemli grnse de, artk kendini ok daha inanlmaz sonu

lara gtrebilecek bir zorunluluk durumuna gelmiti.

ocukken Einstein matematie hep saygyla yakla

mt; bu, babasnn onu elendirmek iin ona bir pusula gs

terdiinde Albert'n kendi kendine ibrenin ynn neyin de

itirdiini duyduu hissin bir uzantsyd da. Grebildii

kadaryla bunun hibir aklamas yoktu - ve grebildii ka

dar yeterli bir miktar deildi.

Bu konuyla ilgili duyduu kukularn Einstein' k

k ta Plato'ya kadar uzanan felsefecilerin arasna soktuunu

sylemek herhalde abartl olmaz. Plato'nun anlatt maa

rayla ilgili mesel, uygarln gerei araynda duyularn al

gladklarna nasl nafile bir biimde ama aresizce sarld

n gsteren bir metafor durumundadr: zincirlenmi mah

kmlarn duvardaki glgelerin hareketlerine bakarak glge

lerin asl sahiplerinin kim olduunu veya uzaklardan gelen

n kaynann ne olduunu anlamaya almaktadrlar.

Peki o zaman glge oyunlarn izlemeye veya pusulann ha

reketlerini incelemeye alternatifimiz var myd? Einstein'n

bir gn ulaaca cevap algsal delillerin snrll konusun

daki grlerin sradanl kadar basit bir ey olacakt: ma

tem atik.

12 yanda Einstein eline bir geometri kitab ald

anda, eski felsefi odakl emsalinden daha modern bir mate

matik geleneine dahil olmu oluyordu desek fazla abartm

1 05
olmayz. Plato'nun Akademisi'nin yelerinden aslen "dnya

nn lm" anlamn tayan geometri kavramnn, gky

zndeki cisimleri matematiksel olarak aklayabilmek iin

kullanlabilmesinin mmkn olup olmadn aratrmalar

n istedii dorudur. Bu kiilerin ha zrlad kat zerinde

ki taslaklarn gkyzndeki hareketlerle olan uyumu astro

nomlarn bin yl akn bir sre tutulmalar, mevsimleri, e

kin zamanlarn ve tatilleri hesaplayabilmeleri iin yeterli ol

mutu.

Byle bile olsa, bu uyum sadece tahminlere dayalyd

ve her zaman yanl gitme ihtimali vard. Gkyznn tam

olarak nasl ilediini bilmediklerinden, sonradan gelen m a

tematikilerin yapabilecei e n yerinde ey, kendi deyimleriy

le "grneni iletmekti" - yani ilerinde gnein. ayn ve di

er gezegenlerin yolculuk edebilecekleri birbirlerinin iine

gemi kreler izip, sonra bu yolculuk yrngelerine daire

sel hareketler ekleyip, kada dktkleri gkyznde olanla

r yanstana kadar uramakt. Aslnda neler olduuysa bi

linmiyordu ve incelenemeyecek kadar uzakta olduklar iin

de asla bilinemeyeceklerdi.

A m a blinebli'di ite. ya da herhan gi bir ey kadar


bilinebilmesi mmknd ve 12 yandaki Einstein'n sahip

kt ey de modern bilimsel metodun byle bir inanc sa

vunmasyd. Geometri kitabna dalmadan nce Einstein, var

lklar arasnda gizli bir dzenin var olduu dncesini "de

rin bir dini inanca" balanarak tatmin etmeye alt, lakin

Yahudi kkenli ailesi "hi de dini um ursamyorlard."

Bavarian yasalarna gre dini eitim almas zorunluydu; ve

1 06
Albert eitimini yedi yandan itibaren evde, uzak bir akra

basndan almaya balad. Albert, yllarca dini emirleri en u

fak detayna kadar uygulad, buna domuz eti yememek de

dahildi. Bu durum , popler bilim dergileri okumaya balad

nda sona erdi, sonradan zaten " ncil'deki hikayelerin ou

nun gerek olamayaca sonucuna vardn" yazmt.

Dnya'nn alt gnde yaratlmas ileyiiyle hi de rtm

yordu, tabii kr krne bir inanca sahip deilseniz. Ama ge

ometri rtyordu ve kr krne bir inan gerektirmiyor

du.

Baka bir deyile matematiin gerektirdii inan

baka trlyd. Arkadalarn unut. Darda oynamay u

nut , u an Albert'i tek ilgilendiren denklemlerdi. On ya

na basp da artk Gymnasium da resmi olarak cebir ve geo

metri dersleri grme vakti geldiinde, konularla ilgili btn

kitaplar nceden edinip bir okul tatili srasnda ilerindeki

btn teorileri kendi yntemleriyle zp kantlamay baar

mt. Bazen gnlerce kendi bana kalp kitaptaki tek bir

soru zerine younlayor ve kitapta olandan farkl ama o

mm kadar doru bir sonuca ulaana dek urayordu. Belki

matematikte nemli olan bir cevaba nasl ulatn deil de.

ulalabilecek bir sonucun bulunmasyd; ne olursa olsun b

tn dik ak genlerin hipotenslerinin karesi, dier iki ke

narn karelerinin toplamna eitti.

E instein, Pisagor teoremiyle ilk karlamasyla ilgili

olarak, "Geometrinin zerinde alt cisimlerin alg organ

larmzla kavradmz cisimlerden hibir fark yok," diyor

du. Durum byleyse, peki aralarnda fark var myd? Eski

107
Yunanllar, geometri izimlerini gndelik yaamdaki zg

lerden esinlenerek yaptna gre, geometrik ekilleri kulla

narak evrenin ileyiine k tutmamz mmkn olabilir

miydi? Evrende matematik araclyla ortaya karlabile

cek ve bu yzden zlmesi mmkn gizler var myd?

Modern an matematik anlaynn gerektirdii

inan da buydu: "doal dzenin varlna inanmak." Einstein

bu szleri bir gn, on yedinci yzyln banda bu dnceyi

ilk benimseyen Alnan matematiki ve astronom Johannes

Kepler ansna yazacakt. Einstein'a gre Kepler'in tutumu

nu kayda deer ve sayg duyulur klan "doadaki dzenle il

gili hibir eyin kesin olmad bir ada" bunu yapm olma

syd.

Kepler'den nceki matematikilerin tek kantlad

ey, gkteki cisimlerin hareketlerinin geometri kullanlarak

tahmin edilebileceiydi. Ama Aziz Thomas Aquinas'n on

nc yzylda yazd gibi, "Astronomlar tarafndan yaplan

tahminler kesinlik tamaz. Bu hipotezler, her ne kadar gz

lemlenen olaylarla tutarl gibi grnse de, belki gkyznde

ki cisimlerin hareketleri u ana kadar kefedilmemi bir yol

kullanlarak kesin bir biimde aklanabilir." Kepler'in dne

mine gelindiindeyse bu eski hipotezler, gzlemlenen olay

larla artk tutarllk dahi gstermiyordu: geride kalan yzyl

lar ierisinde mevsimlerin gelii, takvimlerde yazan mate

matiksel tahminlerle uyumuyordu. Nikolas Kopernik, 1 543

tarihinde kan bayapt niteliindeki Gkyzndeki Kirele

ri Yrngeleri zerine adl kitabnda, gne merkezli ve


dnyann onun e trafnda dnd yeni bir sistem ortaya

1 08
koymutu; ama onun bile kulland asl yntem, gkyzn

de olduunu dnd olaylara denk gelebilecek varsaym

!arda bulunmak zerine kuruluydu.

Lakin on yedinci yzyla girilirken Kepler, konuya

hepten farkl bir adan yaklamaya almt. Gkyznn

sadece geometri, yasalarn varsaymad, bunun kesinlikle

byle olmas gerektiine inand - o yzden geometri gezegen

lerin nasl hareket edebileceini deil, nasl hareket ettikle

rini hesaplamak iin kullanlabilirdi.

Bu bakmdan Kepler'in nceki matematiklerle kar

latrldnda ok byk bir avantaj vard; ei benzeri ol

mayan bir dorulua sahip gzlem yapabilme olana vard.

Kepler, 1 600'de imparatorluk matematikisi unvann alan

Danimarkal astronom Tycho Brahe'nin kadrosuna katld.

Bu bulumadan evvel Tycho, kendisine bir ada satn alan ve

oraya Tycho'nun istekleri dorultusunda drt odal, zeminin

de makine deposu olan. tarihin en donanml ve gelimi a

!etlerine sahip bir rasathane ina ettiren Danimarka kral

nn yardmlar sayesinde yirmi yldr gezegenlerin hareketle

riyle ilgili emalar izip topluyordu.

Kepler'in. Tycho'nun sahip olduu biJg]Jere ekledi i

ey ise en az onlar kadar deerliydi: esiz bir matematiksel

kesinlik. Kepler de, Kopernik gibi gne merkezli bir evren

anlaynn gkyzyle balantl yapaca ilemlere faydal

olacan biliyordu. Ama yapt ilemler ve elindeki bilgiler

arasndaki tutarszlklar grmezden gelmektense, Kepler

bunlar ortadan kalkana dek iki veriyi birbirlerine uygun ha

le getirmeye alma yolunu seti. E er gkyz gerekten

109
de geometrik yasalara gre iliyorsa ve matematik bunlar a

klamaya yetiyorsa, tek yapmas gereken, ustas Tycho'nun

gzlemleri ve kendi ilemleri tamamen iene kadar dene

meye devam etmekti.

Tycho 1 6 0 1 ' de ld, ama lmeden nce Kepler'e,

Mars'n yrngesini matematiksel olarak ortaya karma g

revini verdi. Kepler, sonradan Tycho'nun yapt zenli gz

lemlerin kendi matematiksel ilemlerden sadece sekiz daki

kalk bir yay farkna sahip olduunu saptad - Mars'n tm

yrngesinin 2 1 600 dakikalk bir yaya sahip olduu dn

lrse, bu lm daha nce hibir astronomun ulaamad

bir kesinlie sahipti. Kepler bu ufak tutarszln kabul edi

lebilir olduunu dnd, ama yine de hesaplamalarna geri

dnd. Sahip olduu matematik dzeyi bunu gerektirmek

teydi.

Keplerin kendisi de aslnda pek modern saylmazd.

Yllar boyu yeni bir gkyz mekanizmasnn ileyiini des

tekleyecek hesaplamalar zerinde younlatysa d a , eskiden

insanlarn evrendeki ruhani dzeni duyabilmek iin yaptk

lar gibi, kulan gezegenlerin fsldayabilecei gizemleri du

yabilmek iin drt amay ihmal etmedi. Gkyznn mate

matiksel kurallar izlemesi gerektii ynndeki sezgisi de bi

raz Yaratan'n gezegenlerin yrngelerini birbirlerinin etra

fna be geometrik ekli - piramidi, kp , on iki, on alt ve

yirmi yzl ekilleri - kullanarak yerletirdii inancndan

kaynaklanyordu. Ve Kepler'in eski nyarglara olan ball

kendine pahalya patlad. Bir seferinde Mars'n yrngesini

hesaplamaya alrken doru ekle ulat, ama bu eski za-

1 10
anlarda gksel kusursuzluu simgeleyen daire ekline ben

zemedii iin sonucu gz ard etti. Yedi sene ve binlerce say

fa harcadktan sonra ayn sonuca tekrar ulat ve eklin da

ha nce es getii elips olduuna kanaat getirdi. "Ne kadar

da aklszlk etmiim," diye yaknd.

Fakat Kepler, elde ettii kesin sonularla hem mate

matikiler, hem de matematiin kendisi iin yeni ada

standartlar getirdi - matematiin doay incelemede ne tr

bir rol olduunu gsterdi. Eski inana gre btn gksel ci

simlerin hareket rotas dairesel olmalyd, ama Kepler,

Mars'n gizemini znce, btn hepsinin elips olmas gerek

tiini ne srd. Eski inanca gre gezegenlerin hzlar sabit

ti, ama Kepler deiken olduunu sylyordu: bir gezegen

gneten uzaklatka yavalyor, yaknlatka hzlanyor

du; yani gnein etrafnda hep ayn mesafede dnyordu.

Kepler bu iki yasay 1 609'da yaynlad. On yl sonra bir

ncsn ekledi: bir gezegen gneten n e kadar uzaksa y

rngesini tamamlamas o kadar uzun, ne kadar yaknsa ta

marn lamas o kadar ksa sryordu; bu da bir gezegenin y

rngesini tamamlama sresinin karesi gnee olan uzakl

n kpne eit demekti. te gkyznde ne olabilecei de

il. aslen ne olduu buydu; nk bunu kantlayacak hesap

lamalar ve gzlemler ite tam buradayd.

Ama gkyzndeki cisimler bu hareketleri asl ger

ekletiriyordu? ki bin yldr tek bir cevap yeterli oluyordu:

gne, ay ve alt gezegen, kreler tarafndan hareket ettirili

yorlard. Bu kreleri kimsenin gremiyor olmas nemli de

ildi, orada olmalar artt, nk gezegenler muhakkak bi-

111
eylerin zerinde ilerliyorlard. Yalnz 1588'de Tycho Brahe
artk byle krelerin varlna inanmadn, nk 1 577'de

gzlemledii kuyruklu yldzn, bu krelerin yrngesi dahi

linde, eer varolsalard onlara oktan arpm olacan sy

!emiti. Peki; Kepler'in 1 609'da hazrlad tezde Yeni


Astronomi adn verdii bu gr eski yoruma ne ekilde bir
alternatif sunmaktayd? William Gilbert'n 1 600 ylnda ya

ynlanm, ierisinde dnyann kendisinin bir mknats oldu

unu iddia ettii Mknats, Manyetk Cisimler, ve Dev


Mknats Dnya zerineyi okuduktan sonra Kepler, cevaba
ulatn dnd. Belki gnete gezegenleri yrngelerin

de tutan dev bir mknatst. imdi bu iddiay kantlayacak

ilemleri nasl gerekletirecekti?

Isaac Newton 1 665'te, uydurmaym gibi grnen a

ma aslnda gerek olan, bahesindeki elmann yere dt

hikaye esnasnda kendine bu soruyu sormaktayd. Kendi d

neminde Newton, Kepler'in kendinden nce gelen matema

tiki ve astronomlarla karlatrldnda sahip olduundan

daha ok avantaja sahipti. Teleskopun 1 600'l yllarn ban

daki icadn takiben, balarn Galileo'nun ektii astronom

1ar Kopernik'in gne n erkezJj evrenini kantlayacak deliller

bulmakla kalmam, ayn zamanda evrenle ilgili Kepler'in

yasalarnn nasl ie yaradn ilemsel olarak kantlayacak

bilgilere ulamlard. Dahas aralarna artk evrenin merke

zi olmad bilinen Dnya'y da katarak. Newton ve ngiliz

dostlar gezegenlerin ileyii hakknda, Descartes'n sav

dorultusunda her geen gn birbirleriyle btnleen gksel

112
ve dnyevi alemlerin klid geometrisi yasalarna uygunluu

zerine fikir yrtmeye baladlar.


lk olarak manyetik olsun ya da olmasn, byle bir

ekim kuvvetinin yalnzca bir cismin merkezinden - mesela

dnyann merkezi gibi - yaylabileceini varsaydlar. kinci

olarak bu ekim kuvvetinin gnein veya bir gezegenin par

lakln lmek iin kullanlan formlle ayn temele tabi tu

tulabileceini - yani iki gezegenin arasndaki mesafenin ka

resi dorultusunda azalacan - ne srdler. Bu, sonralar

"Karesinin Tersi Yasas" olarak bilinecekti. Bu iki fikri test

e tmek amacyla Newton, bir elmann dnya yzeyinde - ki

b u baka bir deyile dnya merkezinden bir dnya yar ap

uzaklk demekti - kaydettii ivmeyle, o zamann lmleriy

le dnyadan 60 yar ap uzaklktaki ayn hzn karlatr

maya karar verdi. Dnyann ay zerindeki ekim kuvveti

gerekten de elmann zerinde uyguladnn 1/60'n karesi,

yani 1/3600 myd? Matematiksel kantlar asl gzlemlerle

uyuuyor muydu? Newton rakamlar yerine yerletirdi ve so

nuca ulat; "Hem de olduka uyuuyordu".

imdi ise sra iin en zor ksmndayd: bir gezegen e

e r bu iki ilkeye uygun hareket ederse gne etrafnda izdi

i yrnge tam olarak hangi ekli alrd? ngiliz astronom

E dmund Halley'in 1 684 austosunda Cambridge'e gittiinde,

Newton'a srekli ynelttii soru buydu. Newton ise stnk

r bir biimde u an kat zerinde bir sonu ortaya koyama

m asna ramen, birka yl nce cevabn bir elips olabilecei

sonucuna ulatn sylemiti. Afallam vaziyetteki Halley,

Newton'dan ilemleri kada dkp yaynlamasn istedi, e -

1 13
er haklysa Kepler'i matematiksel olarak dorulam ola

cakt (ama Newton'tn da fark ettii gibi Halley almalar

nn yaynlanp yaynlana msn pek o kadar da nemsemi

yordu) . yl sonrasnda, Halley'in yayn masraflarn kar

lamasyla Newton, Doa Felsefesinin Matematksel lkeleri

kitabn kard. Einstein'n da vurgulad gibi, bu kitapta

yer alan evrensel yer ekimi kanunu, fizikilere. tarihte ilk

defa gk yznde neler olup bittii sorusunu yneltme ans

vermekten te, bi' sistemdeki hareket durw u za a 11 a

sndan hemen arkasndan geleni nasl etkiler sorusunu sor


ma imkan da tand.

Matematiin ilham kayna olduu dnce dei

meye balyordu. On yedinci yzyln banda Kepler. doa

nn baz kanunlara uyduunu varsaymtr. Gk cisimlerinin

hareketleriyle ilgili almalar gk yzndeki dzensizlikle

ri ele alarak yapan eskim mant, dzenli olan eyleri gz

nnde bulundurarak gerekletiren - doruluu kesin gz

lem !erle rten yasaya dayal bir anlaya evirmiti.

imdi ise Newton, gk yz cisimlerinin hareketlerinin d

zenli oluu anlayn. tahmin edileblir olduklar ynnde

deitirmiti. Matematikle uraan kiiler artk sadece u

an gkyznde ne olup bittiini kesin olarak bilmekle kalm

yordu, eer yeterli bilgilere sahip ohrlasa formller dorul

tusunda lenki zaalarda neler olabileceini de ta hmin e

debilir durnma gelmilerdi .

l 700'lerin sonunda Fransz matematiki PierreSi

mon de Laplace "Eer bir ki mse, belil' li bir zaman diliminde

doann uygula d btn kuvvetlerden ve evren in meydana

1 14
geldii btn cisimlerden haberdar olursa, dnya zerindeki

en byk cisimlerin bile hareketlerini hesaplayabilir," diyor

du. "Hibir ey belirsizlik iermez, hem gemi hem de gele

cek avucumuzun iinde olurdu." Dahas Laplace, hem

1 796'da yaynlad tezi Dnya 'nn Dzenihde, hem de 1 799

ve 1 825 yllar arasnda yazd be ciltlik, daha detayl Gk

yz Mekankleri adl eserinde byle bir deneyin baarl o


lacan kantlamaya almt. Sonraki jenerasyonlarn ma

tematiki ve astronomlarnn tek yapmas gereken, gzlem

ve hesaplamalar yeniden gzden geirmek ve geriye kalan

tutarszlklar ortadan kaldrp, daha kesin bir sonuca ula

maya abalamakt. 1 785'te Laplace, Jpiter ve Satrn'n y

rngelerinde tespit edilen gizemli farkllklarn yerekimi et

kilerinden dolay meydana geldiini ortaya karmt - kav

ranmas imkansz, belli bir dzene sahip olmayan olgular de

il, llebilir ve ngrlebilir olaylard aslnda bunlar. ki

yl sonra ayn mthi baary ayn dzensiz olduu dn

len zelliklerini ortaya karrken gsterdi. 1 846'da iki astro

nom Urans'n rastgele olduu saylan hareketlerini takip

ederek Neptn gezegenini bulduunda herkesin gr,

Newton'un evrensel yasalarnn en byk baarsn elde et

tiiydi. Dzensizlikler bir aklama getirilmeyi bekleyen d

zenli olgulardan baka bir ey deildi. Newton'un Prensip ki

tabn karmasnn iki asr sonrasnda matematikiler, yer

ekimiyle bir tek ey harici her eyi incelediklerine inanyor

lard: tam olarak yer ekiminin ne olduu.

Yerekimi neydi? Einstein atdan den adam gr

dnde kendisine sormakta olduu soru buydu. Einstein,

1 15
zihninde iki yl nce zerinde almaya balad grecelik

konusu ile yerekimini badatrmaya alyordu.

Galileo'nun deneyindeki geminin gvertesinde bulunan bir

insann nasl geminin liman terk ettiini deil de limann

gemiyi terk ettiini syleme hakk varsa, atdan den ada

mm da kendisinin sabit, asl hareket etmekte olann evren

olduunu syleme hakk vard. Den kiiyi atdan veya

yerden izleyen bir gzlemci iinse yerekimi sredurumday

m gibi grnrd - ve bu iki kii de iddialarnda hakl o


ludu.
Bu, sadece Einstein'n yapt bir safsata deildi; bi

rebir fizikti, nk bunu kantlayabilecek matematiksel i

lemlere az ok sahipti. Einstein adamla beraber baka cisim

lerin de dtn hayal etmeye balad. Galileo yzyl

nce, mmkn grnen ama asla gerekletiremedii Pisa

Kulesi'nden top brakma deneyini tasarladndan beri iki

farkl ktleye sahip cismin hava srtnmesi olmadnda ay

n hzda dt herkese bilinmekteydi. Einstein'n patent

ofisinde sandalyesinde otururken fark ettii ise, adamla be

raber ayn hzda baka cisimler de derse, bunlar adama

hi de d yorm u gibi gzkmezdi . Adamn atda tutan

ktle, yani sredurumun nitelii ile onu yere eken kuvvet,

yani yerekimi ( dmek ve dmemek arasndaki sre), son

yzyldr Newton dahil tm fizikilerin varsayd gibi sa

dece rastlantsal olarak ayn deerlere sahip deildi. Bunlar

gerekten de ayn eyin iki fakl versiyonuydu.

Bu gr iyice kavradktan sonra Einstein, konuyu

birka seneliine hem fizikle ilgili baka bir sorun zerinde

1 16
younlat iin. hem de Bern'deki patent ofisindeki gre

vinden ilk nce Zrih niversitesi'nde yardmc profesrlk

evkiine, oradan da Prag'daki Alnan niversitesi'nde pro

fesrlk grevine terfi ettii iin ara vermek zorunda kald.

B u dnemde ayrca E instein kendini byyen profesyonel

a nlamdaki n nedeniyle srekli rahatsz edilirken buldu -

dersler vermesi, bilimsel konferanslara katlmas ve i teklif

lerini gzden geirmesi gerekiyordu. Evlilii de ok kt du

rumdayd zaten. Ama Einstein grecelik kavram zerine

tekrar younlatnda bunu profesyonel hayatn tam anla

myla tanmlayacak bir ekilde yapt; gz baka hibir eyi

grmeyerek.

1 9 1 1 Haziran'nda konuyla ilgili bir yaz yaynlad,

sonra ertesi yln ubat ve Mart aylarnda yerekimiyle ilgili

iki aratrma makalesi kaleme ald ve Temmuz aynda yaz

d bir devam yazsnda, afallam olduunu ak ak itiraf

etti: "Btn meslektalarmn b u nemli sorunla uramas

n istiyorum!". Bir keresinde yar Fransz yar Polonyal kim -

yac Marie Curie'yle da trman yapmaya gitmiti, hem

kayalarla su bentlerini hem de misafirinin Alnanca'sn zor

lukla alglamasn grmezden gelerek srekli yerekini hak

knda konumutu. "Gryorsunuz ya," deyip onu kolundan

kavramt Einstein, "Bir asansr bolua dtnde iin

dekilere tam olarak neler olduunu bilmem gerek."

E instein'n hayal gcndeki den adam grnts,

yerini kuramsal asansre brakmt. Einstein, hayali adam

hayali srtnmesiz hava ortamndan karp, zihnindeki ha -

yali laboratuara elle tutulur sonular almasn salamak iin

117
kilitlemiti. Sabit durumdaym gibi grnen asansrn iin

deki adam. yerekimini mi yoksa bir ivme mi hissettiini


(asansrn dnyann yzeyinde mi olduunu yoksa belli bir

hzda bolukta ykseldiini mi) hibir ekilde bilemeyecekti.

Adam her iki durumda da ayn eyi hissedecekti - bu

Einstein'n 1 907'de masasnda otururken tasarlad kura

mm kusursuz bir rneiydi.

Argmann geniletmek iin Einstein, asansrn

dev bir vince bal olduunu ve bolukta ykseldiini zihnin

de canlandrd. Sonra bir k huzmesinin hareketli asans

rn bir duvarndan girip teki duvarndan ktn hayal et

ti . Eer asansr k huzmesiyle greceli olarak ykseliyorsa,

Einstein, n girdii duvardaki noktayla kt duvardaki

noktann ayn olamayacan ne srd. Asansr iindeki ki

i n bkldn zannederdi.

Yine Einstein, olaya farkl bir adan bakabilmek i

in asansrn b u defa ykselmediini hayal etti. Bu sefer

dnyann yzeyinde sabit bir konumdayd. ki varsaymsal

durum (bolukta ykselen ve dnya yzeyinde duran bir a

sansr) birbiriyle ayn olduuna gre ikisinin de son ucunda

aym etki grlmez m iydi? Yani yerekini :; bkmez miy


d " ?.

Einstein, 1 9 1 2 senesinin bir Austos gecesi, Zrih'e

yllardr ilk defa ayak basarak eski bir arkada olan ve o

kulda ayn oday paylat bir arkadann evine dalarak.

"Grossmann. bana yard m et. yoksa delireceim." diye hay

krd . Marcel Grossmann ve Einstei. 1 890'larda, o zamanlar

ismi svire Polit eknii ol an Z iiril 't.eki Felenl T!'knoloji

118
J<.:nstits'nde snf arkadaydlar. Einstein'a matematik

notlarn veren Grossman'd. Einstein'n profesrlerine kar

tutunduu mnakaac ve saygsz tavr, ona ileride i bula

bilmesi iin gerekecek olan hocalarnn desteinden malnm

braknca, ona Bern'deki patent ofisinde bulan

Grossman'd. Bundan on yl sonraysa E instein'a kendi ni

versitelerinde i ayarlarken kefil olan yine Grosmman'd.

svire Matematik Topluluu'nun kurucularndan olan, Fe

deral Matematik E nstits'nde matematik p rofesrl ya

pan ve bir sene nce niversitenin matematik-fizik faklte

sinin dekanlna getirilen Grossman, tam teekkll bir

matematikiydi.

E instein, arkadana yerekiminin bize faydas do

kunan bir kurgudan baka bir ey olmadn, bizim zayf

boyutlu alg organlarmza uzay ve zamandaki hareketleri

kavramada yardmc olabilecek bir kavram olduunu akla

d. Belki de atdan den adamn izledii yolu drdnc bir

boyuttan izleyebilirsek, bu olay geometriyle rtebilirdi. A

ma ne eit bir geometriyle?

190 l'de gen ve zppe matematiki Einstein, nianl

sna yaknda arkadalar Grossman'n klid harici geometri

konularnda doktorasn yapacan yazmt. Yazsnn so

mna da, "Ama ben tam olarak bunlar nedir bilmiyorum," di

ye de eklemiti.

u an ise bunlarn ne olduunu kefetmek zereydi.

Einstein, geici olarak yerekimi ve grecelik kavramlarn

birbirleriyle alakalandrmak iin kulland matematik stra

tejisinin "uygulanabilmesinin pek m mkn olmadn" ka-

119
bul etti. Grossman ona, sorunun klid geometrisinin snrl

olmasndan kaynaklandn anlatt. klid geometrisi masa

sehpas zerindeki bez gibi boyutlu fiziksel balantlar i

ki boyutlu biimde aklayabilmek iin yeterliydi. Peki kendi

iine bklen kre veya dna bklen eyer gibi ekillerde

durum ne olurdu? lk ekilde paralel izgiler birleirdi ve i

kincisinde birbirlerinden ayrlrlard, bu yzden Einstein'n

kutsal Pisagor Teorisi ie yaramazd.

Bir arkadana yazd mektupta E instein, "Bu so

runla karlatrldnda, grecelik teorisinin asl ocuk o

yunca gibi geliyor," diye yaknmt. Belki de matematii

yanl deerlendirmiti. Belki de ilerinde klid harici ekil

!erle zerine geometri konularnn da bulunduu Federal

Teknoloji E nstits'ndeki derslere daha ok katlm olma

lyd. On dokuzuncu yzyln balarnda bir ok matematiki,

tek balarna algnn tesindeki ekilleri kefedebilecek bir

geometri sistemi gelitirmeye alt ve asrn ortasna gelin

eliinde Alman matematiki Bernhard Riemann bu yakla

mlar dev bir at altnda toplamay baard. ki boyutlu


klid geometrisi nasl boyutlu maddesel dnyay akla

yabiliyorsa, boyutlu Reimann geometrisi de bolukt a ha

reket eden. yani zaman iinde hareket eden drt boyutlu ci

simleri aklayabiliyordu. Ayn mektupt a Einstein, "Haya

tnda hibir ey beni bu kadar rahatsz etmedi ve cehaletim

den dolay daha detayl noktalarn bilmemin lksten teye

gitmeyeceini dndm matema tie bu kadar sayg duy

rn adm daha nce." diyordu.

1 20
1 905'te sabit hzla hareket e den ve hareketsiz du

rumdaki iki cisim arasndaki balanty bulmaya alrken

elde ettii sonu basit olmasna ramen zaman kavramna

garip etkilerde bulunmutu. imdiyse deiken bir hza sa

hip bir cisimle hareketsiz bir cisim arasndaki b alanty

bulmaya alrken elde ettii sonu boluk kavramna garip

etkilerde bulunuyordu. E dindii sonular doruysa, boluk

sanki erilmek istiyor gibiydi.

Bklen k? E rilen boluk? Dnya zerindeki her

hangi bir gzlem , bu hesaplarn ima ettii en u noktadaki

doal hadiseleri kavrayabilmekte yeterli olur muydu?

Einstein'a gre yaplmas gereken gzlem vard.

Bir tanesinden u anki teknolojinin durumu yznden kesin

bir sonu elde etmek imkanszd. Dier bir tanesi tam bir g

ne tutulmasn gerektiriyordu ve bu da her gn karlaabi

leceiniz bir olay deildi. Ama bu gzlemle ilgili Einstein te

orisinin ilk taslaklarnda fiziki dostlarn uyararak, "Artk

benim eski varsaymlarmdan birinin sonularnn deneysel

olarak test edilebileceine inanyorum. Bu varsayma gre

k huzmeleri, gnein yaknndan geerken onun yerekimi

alan tarafndan yanstlyor ve bu yzden gnein ve yakn

larndaki bir yldzn arasndaki uzaklk bir yay saniyesi ka

dar artyor," demiti. Einstein, gne tutulmasnm fotoraf

nn eklebilecei bir bilim enliini dzenleyebilecek yetkiye

sahip tek kii olarak grd Berlinli bir astronoma sade bir

ekilde, "Teorik olarak daha fazla ey yaplamaz. Bu konuda

bir dahaki yl yapacanz gzlemle teorik bilime paha biil

121
ez bir yardmda bulunmak siz astronomlarn elinde," szle

riyle derdini dile getirmeye alyordu.

Einstein'n yeni grecelike teorisiyle ilgili yapaca

nc testin kaderi sadece E instein'n elindeydi. Ama bu da

u noktadaki bir doa olay zerine kuruluydu. Kendinden

asr nce Kepler'in yapt gibi E instein da kendi hesapla

rn astronomlarn yapt yzde yz doru gzlemlerle bir

letirmeye alacakt. Sz konusu doa olay, Merkr'n y

rngesinin hesaplanmasyd.

E instein, teorisinin doruluunun kesin olduunu ta

en bandan beri biliyordu. 1 907 senesinin Noel Gecesi'nde,

dmekte olan adam hayal ettikten yalnz birka ay sonra,

bir arkadana, o dnemde ok etin bir sorun olan Mer

kr'n yrngesindeki tutarszlklar "aklayabileceini"

dnd bir "yerekimi kanunu" zerinde altn yaz

d. 1 840'ta, Paris Rasathanesi'nin b akan birka yl iinde

Neptn' kefedecek olan asistan Urbain - Jean - Joseph

Le Verrier'den, Merkr'n hareketleriyle ilgili bir teori ret

mesini istedi - "teori" dedii ey ise Kepler'in yapt gibi

gzlem ve hesaplamalar birbirleriyle uyuturmakt. Gnee

bu kadar yakn bir gezegenin incelenmesine dayal bir teori

retmek ok zor bir iti ama yine de 1 843'te Le Verrier sahip

olduu bilgilere dayanarak geici bir teori ortaya att.

1 848'de Merkr zerinde yaplan detayl gzlemler, matema

tiksel varsaymlarn dorulamaynca, sorun zerine yeniden

younlat ve en nihayetinde on bir yl sonra, teorisinin gz

den geirilmi halini sundu. Ama teorisinde bir trl gidere

medii bir karmaklk vard.

122
Teori, Kepler'in savunduu doann yasalarnn d

zenlilii ilkesine dayansa da, o zamanlar ki hakim gr,

Newton'un doa olaylarnn tahmin edilebilirlii ilkesiyle da

ha ok rtyordu. Astronomlar ters kare yasasn harfi

harfine uygulayarak bir gezegenin eskiden veya gelecekte

hangi konumda olduunu veya olabileceini hesaplayabili

yorlard. E er gne sistemi - astronomlarn iki cisimli prob

lem adn verdii - sadece gne ve aydan ibaret olsayd,

zm Newton'un ters kare formlne arlk ve uzaklkla ilgi

li gereken numaralar yerletirmekten baka bir ey gerek

tirmeyecekti. Fakat Laplace'nin Gksel Mekankler kitabn

da ak bir biimde vurgulad gibi, otomatik dzende ile

yen bir evrenin snrlarn ancak en ileri dzey matematiki

ler kavrayabilirdi. Le Verrier'i Merkr'n yrngesini hesap

!arken dier gezegenlerle yerekim etkileiminin ters karesi

ni ve dier gezegenlerin de baka gezegenlerle olan yereki

mi etkileiminin ters karesini almas gerekiyordu . Ulat

sonu ise, Merkr'n Gne'e en yakn olduu ve gnberi ad

verilen nokta, zamanla gne sistemindeki dier cisimlerin

yerekimi etkileri yznden yer deitiriyordu. Hesaplama

!arna gre gne sistemindeki dier cisimlerle karlatn!

dnda ok kk bir ktleye sahip olan Vens gezegeni bu

yerekimi etkisinin yarsndan fazlasn, yani 280.6 yay sani

yesini, sadece Merkr'e yakn olduundan dolay uyguluyor

du. Jpiter, Merkr'den ok uzak olmasna karn dev ktle

sinden dolay toplam etkinin eyreinden biraz daha azn

uygulamaktayd. Dier gezegenlerin Merkr'n yrngesine

olan etkileri Urans'n O. 1 yay saniyesinden Dnyann 83.6

123
yay saniyesine kadar deimekteydi. Hepsi birbirleriyle top

!andnda sonu bir asrda 526.7 yay saniyesine denk geli

yordu.

En azndan kat zerinde bu byleydi. Le Verrier'in

Paris Rasathanesi'nde astronomlarn 180 1 'e dayanan ve ba

ka astronomlarn 1 6 6 1 'e dayanan yaptklar binlerce gzlem

den yola karak bulduu sonu ise asr bana 38 yay sani

yesi daha fazlayd; bu rakam sonradan Amerikal astronom

Simon Newcomb tara fndan 42. 95 olarak dzeltildi. Le

Verrier baz deikenleri - mesela bir gezegenin ktlesiyle il

gili hesaplamalar veya bir gzlemle ilgili ufak tefek detayla

n - yeniden gzden geirse de bu sonu farkn giderecek bir

cevaba eriemedi. Astronomlar ve matematikiler Merkr'n

gnberisi hesaplamalarnda tkanp kalmlard.

Bu kk bir karmaklkt, ama Kepler ve ondan

sonra gelen birok doa bilimcisinin kabul ettii gibi, dzen

sizmi gibi grnen olgular sadece bir aklama getirilmesini

bekleyen kendi iinde dzene sahip eylerdi. Bu yzden ast

ronomlar bir aklama getirmeye altlar. Belki de bunun

nedeni daha nce fark edilmemi Merkr ve gne arasnda

ki gezegendi (Le Verrier bu gezegene daha varl bile kant

lanmada n Vulcan adn vermiti) ya da gnein dibindeki bir

gkta topluluuydu veya Merkr'n bir uydusuydu. Le

Verrier'in de dedii gibi yarm asr akn bir sre astronom

lar bu sorunla ilgili "maddi nedenler" aratmp durdu; bir ka

gizemli gezegeni grdn bile iddia etti ama hi biri bu


nu kantlayabilecek gzlemler gerekletiremedi. Sonutaysa

baz astronomlar istemeye istemeye de olsa pek de mmkn

1 24
grnmeyen dier seenei gzden germeye baladlar:

Newton'tm yerekimi kanunlarnn yetersiz olduunu.

E instein da kendi hesaplamalarnda byle bir yeter

sizlik bulduunu dnyordu. Eer uzay gerekten de eili

yorsa, hesaplamalarna gre bu eilme, gnein dev yereki


mi e tkisi altna giren m inik Merkr gezegeninin tamamlad

hzl yrnge seyahatleri esnasnda saptanabilmeliydi. Ve

astronomlar, Merkr ile ilgili btn gerekli aratrmalar za

ten gerekletirmi olduundan, E instein'n, bu gezegeni, te

orisini test etmek iin kullanmak istiyorsa tek yapmas gere

ken varolan bilgilerdeki rakamlar formlne uygulayp

kan sonucun Newcomb\m bir asrda 43 yay saniyesi olarak

elde ettii veriyle ne denli uyutuunu grmekti.

Elde ettii cevap bunun yaknndan bile gemiyordu:

30 yay dakkas. E i nstein bir hata yaptn fark etti ve yeni

den hesaplamalar yapt. Ulat sonu 18 yay saniyesiydi ve

bu bulmay umduu neticeye daha yakn bir rakamd. Ama

b u I\epler'in kesinlik lsne sahip bir evren iin pek de

tatmin edici saylmazd.

Bekli de Merkr'i.in test konusu olmas yanlt. Bel

ki de gezegenin gnberi sresinin deimesine neden olan.

Einstl'in'n hesaplaryla al akasz baka bir eydi. Cevap ne

olursa olsun Einstein, artk teorisini gelitirirken Merkr'le

uramamaya karar verdi. 1 9 1 3 Eyll'nde bir dostuna,

"Yerekimi konusu beni tanane tatmin edecek ekilde son

bldu," aklamasn yapmt. Ama ileride bunun hi de by

le olm11 d anlalacakt. Teorisini gzden geirmPye devan

e t.ti \'e ertesi sene edindii sonular Viyana 'da ki Prnsya A -

1 25
k ademisi'ne sunarken teorisinin son eklini almaya balad

n iddia etti. Fakat fiziki dostlar o kadar emin deildi; ba

zlar, ilemlerinde hatalar saptamlard. Einstein, bunu

gzden karmt. Bir yl sonrasndaysa bunun farkna var

d. Yalnz i iten gemiti: oktan Prusya Akademisi'nde 4

tane daha konferans vermek iin tarih almt bile .

4 kasm 1 9 1 5'te akademinin karsna kp teorisiy

le ilgili "btn inancn kaybettiini" itiraf etti. Ana hatlary

la bir dzeltme plan olduundan da bahsetti. Ertesi hafta a

kademiye bu dzeltmeden b a hsetmek ve ortaya koyduu ye

ni denklemleri aklamak iin geri gnd. Sonra evde birka

deiiklik daha yapt ve eski testi gz nnde tutarak teori

sinin bu yeni halinin, Merkr'n hareketleriyle rtp r

tmeyeceini dnd. Rakamlar yerine koydu, hesapla

malar yapt ve sonuca ulat; olmas gerektii gibi bir asrda

43 yay saniyelik bir farkt bu.


i kpr kpr olmutu. En azndan o an yaad

duyguyu sonradan byle tanmlayacakt: bir cokunlua ka

plmt. Sanki evrenden kaleminin birka darbesiyle def et

tii karmaklk gsnn iine snm gibi kalbi kt

kt atmaya balamt. Bir arkadana, "Birka gn iin

111 utluluktan ut um," diye yazmt. Bu, aslnda gzle gre

mediimiz eylerin varln hissetmenin getirdii duyguyla

aynyd. Fakat durum, bu sefer biraz farklyd. Artk

Einstein, hayatnda ilk defa pusula gren be alt yalarnda

kk bir ocuk veya eski bir kavram zerinde kafa yoran

bir gen deildi. Bu sefer, gkyznde geekleen olaylar

kada dkme becerisini gsteren yegane insand o. Gk kub

1 26
le iinde hareket eden glgelerin kaynan tekil eden, ken

di eliyle izilmi klid harici geometrik ekiller ite gznn

nndeydi. Peki bunu mmkn klan k nereden geliyordu?

Bir keresinde den bir adamn hayalini kuran bir zihinden

geliyor olabilir miydi?

Grne gre yleydi. Bundan birka yl sonra,

1 9 19 gznde bir gn, Berlin'de fizik p rofesrl yapt

niversitedeki ofisinde ortaya koyduu grecelik teorisiyle ya

kndan ilgilenen, rencilerinden biriyle tartyordu. Bulgu

larna grecelilik teorisi isminin verilmesinin nedeni, onlar

1 905'te sabit hzdaki cisimlerle ilgili yapt aratrmalardan

ayrt edebilmek iindi. ocukla tartmalarnn tam orta ye

rindeyken Einstein, pencere eiinde duran bir telgraf alp

ocua uzatt ve "Al, belki bu senin ilgini eker," dedi.

Telgrafta Einstein'n grecelilik kavramn test etmek iin

ortaya att deneyden biri olan Gne tutulmas srasn

da n yerekiminden tr bklmesiyle ilgili yaplan bir

aratrmann sonular bulunmaktayd. Einstein'n greceli

lik kavramna gre Gne gibi dev bir gezegen sayesinde u

zayda meydana gelen eilmeler, Gne tutulmas srasnda

Gne'in kenarn yakn olan yldzlarn yayd n yer de

itirme mesafesini, Gne orada bulunmasayd ulaabile

cekleri mesafeyle karlatrlarak hesaplanabilirdi. renci

o srada ngiliz astronom Arthur E ddington tarafndan ger

ekletirilen G ne tutulmas hesaplamalarnn Einstein'n

ngrdkleriyle ok yakn olduunu fark etti ve memnuniye

tini dile getirdi. Ama E instein, "Teorimin doru olduunu bi

liyordum," diyerek onun szn kesti. Demek yle? Peki ya

1 27
gzlemler hesaplamalaryla atsayd? "O zaman tanrdan

beni affetmesini dilerdim. nk teorim doru. "

Sadece teori yeterli deldi ve Einstein da bunun far

kndayd. Teorisinin doru olduunu gsteren b u telgraf

Leiden'de bulunan Lorentz'den almasnn bir nedeni, sava

sonras dnemde Berlin'deki bilim topluluklarnn d dnya

dan haber alabilmek iin araclara ihtiyac olduundan biz

zat kendi adna istemesiydi. rencisi karsnda sakin bir

tavr taknmasna ramen, o dnemde hasta annesine gn

derdii notta aa vurduu duygular, bu telgraf eline geti

inde yaad ruh halini aka gsteriyordu. "Bugn ok

gzel haberlerim var," diyordu notta.

Pek tabii yanlm da olabilirdi. "u an tm kurdu

um sistemin doruluundan, gne tutulmas gzlemi baa

rl olsun veya olmasn, kuku duymuyordum " : 1914

Mart'nda grecelilik kuramyla ilgili olarak bir arkadana

bunlar yazmt. E instein'n ansna, o yaz Avrupa'da sava

n balamas ve kt hava artlar, 2 1 Austos'ta Rusya'da

Gne tutulmasyla ilgili iki farkl gzlemin yaplmasna en

gel oldu. Eer iki gzlemden herhangi biri gerekleseydi ve

bunlardan birinin salad sonu Einstein'nkiyle rtme

seydi, Einstein'n teorisi byk bir sekteye urard. nk o

anki teorisi, Gne nn bir yl sonra bir sr matematik

sel ilemin ardndan edinecei sonucun ancak yars kadar

yer deiikliine urayacan ngryordu.

Aslna baklrsa Merkr'le ilgili elde ettii sonular

bile yeterli saylmazd. 1 9 1 5 Kasm'nda farkna vard,

kendi hesaplamalaryla Merkr'n gnberi sresindeki dei-

128
;; i kliklerin rtyor olduu gerei, o zamanlar E instein'da

matematiin stn gcn kantlayan trde bir izlenim b

rakmak iin yeterli olmu olabilirdi. 1 9 16 tarihli makalesi

"Grecelilik Kavramnn Temeli"nde Einstein denklemleri

nin Newton'un ekim yasalaryla uyumakla kalmadn,

Merkr'n gnberisinde grlen anormallikleri aklamada

da ie yaradn belirtiyordu. "Bu gerekler teorimin kant

olarak kabul edilmeli," yazmt.

Lakin kabul edilmediler, bunun nedeni de Birinci

Dnya Sava'nn bilimsel bilgi akn engellemesi deildi.

Vulcan gezegeninin veya baka bir cismin Merkr'n yak

nnda bulunmas ya da zeki ve gen bir matematikinin

Einstein'n ortaya koyduu teori kadar konuyla ilgili radikal

bir ilke gelitirmesi bile Newton'un yasalar ve Merkr ze

rinde yaplan gzlemlerde ortaya kan tutarszlklarn z

m olarak gsterilebilirdi. Einstein'n byk destekisi, ' Al

man fiziki dostu Max von Laue, 1 9 1 7'de grecelik ile ilgili o

larak, " ki rakam arasndaki bu tutarllk her ne kadar tak

dire deer olsa da, Einstein'n teorisinde yapt gibi dnya

nn btn fizik anlayn deitirmeye yeterli olduunu d

nmyorum," demiti.

D urum aynen byleydi. 1 9 1 9'a gelindiinde, renci

sine Gne tutulmasyla ilgili telgraf hakknda syledii sz

de ima ettii gibi, Einstein'n, matematiin, gzlem yapmak

tan ok daha stn olduuna inanc neredeyse kesinlemiti.

Ama Einstein fiziki dostlarn, bilim adamlarn ve dnyay

son iki yz yldr hakim olan, evrenin ona sorabileceimiz

her soruyu zaten yantlam olduu a nlayndan uzaklat-

1 29
rabilmek iin daha somut kantlara ihtiyac olduunu anl

yordu.

Telgrafn ngrd gibi bu kantlar, gz mevsimin

de ortaya kt. Londra'nn The Times basks 7 Kasn 1 9 1 9

tarihli saysnn manetinde "B LMDE DEVR M" baln

kullanmt: "Evrenle lgili Yeni Teori - Newton'un Fikirleri

Alaa Edildi" . New York Times gazetesi de bir o kadar a

bartl bir manet hazrlamt: "G KY Z NDEK

IIKLAR S ND - Bilim Adamlarn Tutulmayla lgili So

nular Heyecanlandrd". 29 Mays 1 9 1 9'daki gne tutul

mas srasnda iki Britanyal keif grubunun yapt gzlem

lerin sonular ellerine ulamt v e bu sonular, Einstein'n

Gne'in yerekiminin yldzlarn n ne kadar eecei yo

!tndaki varsaymlarn doruluyorlard. Bu adan astronom

Frank Dyson, Einstein'n teorisinin, "insan aklnn rettii

en nemli gr deilse de, en nemlilerinden biri" olduunu

syledi.

Ve bu, sadece bir balangt. Bulgular 6 Kasn

1 9 1 9'da Kraliyet Topluluu ve Kraliyet Astronomi Toplulu

u'na zel bir toplant srasnda sunulduunda, bilim tarihi

ender rastlad anlardan birini yaad. Birka gn sonra

Londra'nn The Times gazetesi durumu "E NSTEN NEW

TON'A KARI" manetiyle zetledi. Bu olay takip eden ay

larda dnya genelinde gazeteler ve magazin dergileri

Einstein'n teorilerinin, sokaktaki insan iin veya artk fo

toraflarnn satlmasna izin veren ve elde ettii geliri a o

cuklar iin balayan kendisi iin neler ifade ettiini tart

t. Bilimsel Amenkal bir yazsnda "Bu haberimizde tama-

130
men bilimle ilgili olan bir konunun ender da olsa gazetemiz

de bir stundan fazla yer tuttuuna ahit oluyoruz; ve en a

zndan bu sefer kefe gsterilen ilginin bykl kefin

kendisinin deeri kadar," diyordu.

Gerekten keif bu kadar nemli dahi olsa, insanla

rn bu konuyla cinnet geiriyormuasna ilgilenmesi bile

baka bir haber konusu olabilirdi. Einstein, 1 920'de arkada

larndan birine, "Dnya merakl bir akl hastanesi" diyen, di

er bir arkadana ise , "Kendimi nemli bir ahs gibi hisse

diyorum," diyen mektuplar gndermiti. Baz kimseler 6 Ka -

sm'da kan haberlerin bu denli etkili olmasn, bilim adam

larnn savan soyutlayc etkilerinden kurtulup, "u an ke

fetmeye susam" durumda olmalarna balyordu. Baz

Britanyallar'n bir Alman tarafndan gelitirilen bir teoriyi

teyit etmelerini sava sonras uzlama abalarnn bir simge

si olarak alglamt; bazlar ise greceliliin garip doasn

sava sonras ahlaki dzen ve sosyal yapda rmeyle ba

datrmt.

Ama Einstein'n entelektel geliimini takip etmeye

balayan fizikiler iin gsterilen ilgi, bir para matematik

ve onun simgeledikleriyle alakalyd.

Matematiin, yalnz en ateli matematikilere yol

gsterdii gr deimeye balamt. lk olarak Kepler.

gkyz ile ilgili matematiksel bak asnn, gkteki cisim

lerin hareketlerinin dzensiz olduu anlayndan dzenli ol

duu anlayna tamt. Sonra Newton, bunu dzenli ol

duklar anlayndan tahmin edilebilir olduklarna. imdiyse

Einstein, gkteki cisimlerin hareketlerinin tahmin edilebilir

131
olduundan te, varolu kaynaklarnn da tahmin edilebilir

olduunu sylyordu.

Tabii ki ayn baar, bundan yetmi yl nce Neptn

gezegeni kefedildiinde de bu kefe atfedilmiti. Newton'un

yasalarn kullanarak yaplan hesaplamalar, daha nce kim

senin orada olduunu bilmedii bir gezegeni ortaya kar

mt. Zaten Kraliyet Topluluu'nun bakan da iki keif

hakknda ak ak bir karlatrma yapmt. Londra'nn

The Times gazetesi, bakann 2 9 Mays'taki Gne tutulma


syla ilgili szlerini, "Neptn gezegeninin varlnn kant

!anmasndan sonra gerekleen en byk bilim olay," ek

linde aktaryordu.

Yine de Neptn yalnzca bir gezegendi. Gezegenleri

herkes bilirdi. Ama Merkr'n garip hareketlerinin nedeni

olan uzaydaki eilmeleri herkes bilemezdi. Bir kii, yani

Einstein hari.

Einstein'n kulland matematiin insanlarn kafa

snda oluturduu inan gezegen, gkta veya uydular gibi

gremediimiz cisimlerin varolu doalarn gstererek onla

rn hareketlerini aklayabilmesinden kaynaklanmyordu.

Bunun yerine daha nce hi zerinde dnlmemi, hayal

e dilmemi, eilen uzay ve bklm k gibi kavramlarn

varln aklayarak gkteki cisimlerin hareketlerini akla

masndan kaynaklanyordu.

Einstein'n kalbinin de 1 9 1 5 Kasm'nn o akam bu

denli hzl atmasnn nedeni buydu ite . Baka hi kimsenin

varln tahmin edemedii bir olay ortaya karak gky

zndeki bir muammay aklamt. Fakat bu aklamann i

132
ma ettii daha geni apl anlamlar o an iin kavrayama

mt.

Son iki asrdr matematikiler, Kepler'in, "Eer

gkyznde varsa, kat zerinde matematiksel olarak ile

nebilir," dncesini takip ediyorlard. imdi Einstein'n n

clnde ilerleyen matematikiler ise unu merak ediyor

du: Eer kat zerinde matematiksel olarak ilenebiliyorsa,

gkyznde de var myd?

Ortaya konan her yeni retide grld gibi ina

nanlar, peygamberlerinden daha gz kara kmt. Grece

lilik teorisi yaynlandktan bir sene soma, 1 9 1 7'de, Einstein,

teorisinin "Kozmolojik Boyutlar"n gz nnde tutan bir yaz

kaleme ald. Evrenin en geni kapsaml biimde nasl iledi

ini kendi uzay ve yerekimi fikirleri dorultusunda aa

karabilir miydi? Kendinden nce Newton'un da yapm oldu

u gibi, Einstein da, yerekimi kuvvetlerinin sonucu olarak

her cismin baka bir cismi ektii bir evrenin er ya da ge

kendi iine doru keceini fark etti. Einstein'n rettii

zm ise formlne "lambda" adn verdii, en azndan kat

zerinde bu ke engel olacak kozmolojik bir sabit ekle

mek oldu.

Ama bazlar iin kat zerinde, zellikle de Kasm

1 9 1 9'daki tutulmann eilen uzay ve bklen n varln

kantlayan sonular aklandktan sonra, baka bir gerek

ortaya kmt. Bu kiilerden biri Petrograd niversitesi'

nde matem atik ve fizik retmenlii yapan ve ayrca bir me

teorolog olan Aleksandr Aleksandrovich Fiedmann'd.

E i nstein'n yerekininin kozmolojik etkileri ile ilgili varsay

133
mn incelediinde, onun yerekiminin etkilerini ortadan kal

drmak iin sabit rakam oraya eklediini anlamt ama ay

n zamanda bu, orada olmas zorunlu grnmeyen eyi kal

drrsa ne olabilir diye de merak etti. Freidmann bunu ile

me dkt ve sonucunda 1922 ylnda , zaman iinde hareket

eden, belli zaman aralklaryla hem daralan hem de genile

yen bir evren ortaya kard. Kulaa lgnca geliyordu ama

1 9 1 9 senesinden sonra her ey mmkn olabilirmi gibi g

zkyordu. O yzden Freidmann kendi kendine, "Bu kat

zerinde kefettiim evren gkyznde gerekleen asl hare

ketlerle rtyor mu?" sorusunu sordu.

Einstein'n bu gre itiraz vard. lk bata

Freidmann'n hesaplaryla ilgili bir hata buldu ve bunu net

bir ekilde aklad bir yaz yaynlad ama sonradan ne ya

zk ki hesaplamalarnda hata yapann asl kendisi olduunu

fark etti. Einstein, bunu bir yl sonra da olsa kabullendi, a -

ma yine de Freidmann'n tek yaptnn pratik bir uygula

mas olamayan matematiksel bir deney olduunu iinden

syleyip durdu. Einstein, bu ekincelerini belirte dursun, A

merikal astronom Edwin Hubble dnya zerindeki en gl

teleskop olan Los Angeles'n kuzeydousundaki dalarda in

a edilmi Mount Wilson Rasathanesi'ndeki yz inlik apa

sahip aynay kullanarak, Samanyolu Galaksisi dnda tespit

edilen lekelerin aslnda baka yldz kmeleri olduunu ke

fettiini aklad. Ve eer bu lekeler, bu ada evrenleri bizim

galaksimizin dndaysa, muhtemelen daha baka lekeler de

olabilirdi. Dahas, 1 929'da H ubble bu evrenlerin kendi galak

simizden bulunduklar uzaklkla doru orantl bir biimde

134
geriye doru gittiklerini buldu. B unun anlam gnein de da

hil olduu on milyarlarca yldzdan oluan, iinde bulundu

um uz leke gibi bykle sahip saysz baka lekelerden o

luan evrenimiz genilemekteydi.

Ah, Einstein ne kadar da byk bir aptallk etmiti.

Kendinden yzyl nce Kepler'in yapt gibi eski nyarg

lara saplanp kalmas ona p ahalya mal olmutu. Kendisiyle

ayn dnemde yaayan Poincare gibi. yeni yeni ortaya k

makta olan bir evren anlaynn sunduu olanaklar hazme

dememiti. Lambday kendi kozmolojik denklemlerine dahil

etmenin her ne kadar teorinin gzelliine "zarar verdiini"

kabul etse de, "yldzlarn kk ivmelerinin gerekli kld,

evrendeki szm ona maddenin eit dalm ilkesine sadk

kalabilmek iin eklemiti" bunu. Dnyann hareketleriyle

karlatrldklarnda yldzlarn hzlar gerekten de ok

kkt. Ama ki..k olmayan bizim yldz sistemimizin te

sinde bulunan yldz sistemlerinin hzlaryd.


Newton'un eskiden doruluu kesin saylan denk

lemlerini dzeltmesine ve kendine doru yolu gsteren mate

matik yeteneine olan sonsuz inancna ramen E instein, bir

trl mevcut delillere kafa tutan bir evrenin varln kabul

lenemiyordu. Evrenin astronomlarn o zamanlar gzlemleye

bildiinden zamansal olarak binlerce kat, kapsad alan ba

kmndansa milyarlarca kat byk bir orantda ilediine bir

trl inanamyordu. Newton'un evren kavramnn zihninde

ettii yer ok glyd. Einstein'n kendinin de itiraf edecei

gibi, u zamana kadar kendi iindeki paralarn ok titiz bir

dakiklikle iledii, ama tm ele alndnda. zaman iinde

135
asla deiiklie uramayan bir evren anlay bilin altna

demirlemiti.

Einstein, 193 l'de kantlar kendi gzyle grmek iin

Mount Wilson'da Hubble' ziyaret etti. Bir kada hemen ora

ckta, "Bunlar grecelik teorisi de normal koullar altnda

ngryor," yazd - yani kendisinin zorla araya sokuturdu

u kozmolojik sabit olmadan. u anki dncesi, sabiti o

denkleme yerletirmesinin kariyerinin "en byk hatas" ol

duu ynndeydi. Sabiti ortaya atmak belki de kendi yere

kimi teorisi kadar nemli baka bir baarya ulamasndan

onu alkoymutu. Bu baar evrenin geneliyle ilgili yeni bir

teori ortaya koymakt: yani yeni bir kozmoloji, yeni bir bilim

dal.

136
5.

NSANIN ORTA YA IKII

Dtn hayal ediyordu. Her gece ok yksek bir

yerden dyordu. Kalktndaysa grd kabus sanki hala

devam ediyordu. Birka hafta kadar nce kadnn biri onu

hrszlkla sulamt ve o zamandan beri grme yetisi zayf

lamt, bazen her eyi grinin tonlarnda gryordu. Bu za

man zarfndan ayrca hafzas da gvenilmez hale gelmiti,

kulaklar nlyor, dili yap yap oluyor, midesi aryordu.

Sol eli ve aya srekli titriyordu; bu yzden on yldr bir oy

macya raklk yapan yirmi dokuz yanda bir gen olmas

na ramen artk alamayacana karar vermiti. Vcudu

nun sol tarafnn tm felli gibiydi. Boaznn sol tarafnda,

sol kasnda ve eer biraz yrrse sol dizi ve sol ayann

tabannda aclar hissediyordu. Ama vcudunun sol tarafnn

herhangi bir yerinden derisine ine sokulduunda . . . hibir

ey hissetmiyordu.

Bu adam kusursuzdu. Onu inceleyen hekim mpara

torluk Hekimler Topluluu'nun karsna sunmak iin bir in-

137
san denei aryordu ve ou adan August P. mkemmel bir

frsatt. Bir hafta nceki toplantda, ismi Sigmund Freud o

lan ve Viyana Merkez Hastanesi'nde dersler veren otuz do

kuz yandaki bu hekim, Paris'e yapt yakn tarihteki bir

geziyle ilgili bulgular n sunmutu. Sunumundan sonra he

yet yelerinden biri, ondan kendilerine zerinde tarttklar

Parisli hastann hastalk belirtilerinin aynsna sahip baka

bir hasta getirmesini istedi. Bu hastann cidden bir yerden

dp kolunu kullanamamaya balam as ve bununla ilgili

hibir fiziksel kant ortaya koyamamas gerekiyordu.

Freud iin 1 886'da toplluk karsnda sunum yap

ma ansn yakalamak kariyerinde ok msait bir dneme

denk gelmiti: nk Nisan aynd a, Paris'ten Viyana'ya d

ner dnmez, kendi muayenehanesini amt. Bu zamanlama

gen bir profesyonel iin Avrupa'nn en prestijli tp topluluk

larnn birinin nnde sunum yapmak iin ne kadar avantaj

l da grnse, Freud'un eer bildirecek yepyeni bir eyi yoksa


sz hakk istemesinin doru olmayacan bilmesi gerekirdi.

Ve Paris'e yapt yolculuktan beri, kuruldan Saltpetriere'

deki Left Bank tp merkezinde, zellikle de dnemin en

nemli nrolou ve Salpatriere'nin karizmatik yneticisi Jean

Martin Charcot 'tan neler rendiini anlatabil mek iin bir

grme ayarlama talebinde bulunuyordu.

Paris'te bir eyler renmiti, bundan emindi. Freud

Viyana Hekimler Topluluu nnde ya pt ilk sunumda Pa

ris'te isteri hast alklarnn kendilerine has belirtileri olan iki

tr olduunu (grande lystel'ie ve petitf' lysterie) rendi

ini syledi. Heyetteki hekimlerden biri almalarnda her

1 38
iki kategoriye de girmeyen isteri trleriyle karlatn ifa

de etti. Freud, Paris'te isteri kelimesinin eski Yunanca'da bir

rahim hastalndan kaynakland dnldnden "ute

rus" isminden trediini, ama erkekler arasnda ska grl

dn rendiini syledi. Topluluun iki yesi, erkek iste

ri hastalnn zaten tpta bilinen bir vaka olduunu ve ile

rinden nrolog olan ye, on alt yl nce erkek isterisi zerine

bir kitap bile yazdn syledi. Son olarak Freud, P aris'te

kendi verdii rnekte iskeleden den adam gibi tramvaya

yakalanan insanlarn gsterdii belirtilerin erkek isterisinin

tanmlanmasnda hekimler tarafndan gz nnde bulundu

rulmas gerektiini rendiini belirtti. Freud'a Paris'e yap

t yolculukta para tahsis eden heyet bakanysa syledikle

rinin temelsiz olduu grndeydi: "Dr. Freud'un syledik

lerinde yeni bir bilgiye rastlamadm, nk tm syledikleri

zaten bilinen eyler."

Heyet toplantlarnda allageldii gibi, Freud'u kar

layan sorular ve yorumlar sert ihtilafl ve muhalifti. Yine

de kendisine olan tutum beklediinden ok farklyd. Yanh

giden neydi? Paris'te rendikleri tek tek incelendiinde o

kadar takdire ayan olmasa da. en a zndan btnne bakl


dnda nemli nitelikteydiler. Freud, belki de August P. gibi

bir deneyi toplulua sunarak Paris'te tank olup kelimelere

dkmeye urat baz olaylar anlatma ansna kavuabi

lirdi.

Aradan on sene gemesine ramen hala urayordu.

1 895'te, "Nrologlar in Psikoloji" kitabn yazmaya alr

ken, daha dorusu kitab yazmay yarda braktnda, bu

139
ura neticelendi. Freud nihayetinde beyindeki p atikalar

kefetmeye karar verdiinde, Paris'e yapt geziden beri

zerinde durmad bir ayrma varm oldu. Orada rendii

her eyi yeniden gzden geirmesine neden olan bir ayrmd

bu. 1886'da heyetin karsna August P. ile yeniden ktn

da onlar etkilemeyi baarmt; nk derisi imdiklendii,

kulaklar bkld, bilekleri ineyle delindii, boazna

parmak sokulduu ve solunum yolu katla kapatld halde

hibir fiziksel rahatszlk duymayan bir adamn grnts

herkeste hayret uyandrmt. Ama Freud, hibir ekilde bir

nceki toplantdaki grlerini destekleyecek ve Paris'te

rendiklerinin nemini kantlayacak somut bir bilgi ortaya

koymay baaramamt. Freud, 1 3 Ekim 1 885'te Paris'e git

tiinde, zerinde zaten ilerleme kaydetmi olduu sinir sis

teminin anatomi k elerinin ileyii konusunda; yani nrolo

ji ile ilgili almalarna devam etmeyi planlyord u. Ama 28

ubat'ta Paris'ten ayrldnda tm dikkatini sinir sistemi

nin neden olduu hareketleri inceleyen psikoloji branna y

neltmiti. O drt buuk aylk sre zarf ierisinde gzn

mikroskobundan ayrp, hayatnn yetikinlik dneminde ilk

defa laboratuarndan dar kmt.

Freud bir laboratuara ilk defa on iki yl ncesinde a

dm atmt. Birinin "Doa" dediini duymutu ve iini bir

heyecan duygusu doldurmutu. "O etrafmz sarm, bizi ku

caklam - ondan ne kurtulabiliyoruz, ne de onun derinleri

ne dalabiliyoruz." Freud'un sonradan belirttii zere , 1873'

n banda, kendisi on yedi yandayken, bir konumacy bu

bir asrlk ma kaleyi okurken iittiinde Viyana niversitesi'

1 40
de tp okumaya karar vermiti. Ama amac "ac eken in

sanla yardm etmek" deildi, hi "doktor olmak gibi bir d

nceye" sahip olmamt. Asl istei bir "bilim adam olup,

doayla ilgili bin yllk metinleri okuyup, belki de doann fr

sldad namelere ahsen kulak kabartp, bulduklarn ken

disini dinlemek isteyen herkesle paylamakt.


te bu noktada Freud'un kk Aristotle'ya dayanan,

doay sadece bizim hislerimizin alglad ekilde inceleme

miz gerektiini savunan felsefecilerin arasna dahil olduu

nu sylersek abartm olmayz. Aristo iin hocas Plato tara

fndan desteklenen, maaradaki glgelerin kaynan araya

rak daha derin gereklere ulama gr doru deildi. His

lerimizin snrll yznden kefedemeyiz, o yzden de ke

sin olarak ne olduklarn asla bilemeyiz. Bu dorultuda her

ne kadar yetersiz de kalsalar hislerimizi sadece inceleyebile

ceimiz doal olaylar zerinde younlatrmamz ok daha

mantkldr. Peki bu youn incelemeleri nerede yapabiliriz?

Bir insan kendine gre bu youn incelemeleri nerede yapabi

lir? Freud iin bunun cevab bariz olduu kadar nemliydi

de: laboratuar.

B ir arkadana niversiteye girdikten bir sene sonra

yazd mektupta, "En ok istedii eyin ne olduunu sorsa

lar cevabnn laboratuar ve bo vakit olacan," sylemiti.

Bu durumda Freud'un felsefi edeerinden daha da modern

bir fizyolojik gelenee dahil olduunu sylemek abart olmaz

galiba. Aristotle'nun bilimsel incelemeye tabi tuttuu eyle

rin bahesindeki saysz bitki ve hayvan olduu doruydu. A-

141
ma Freud'un kendini zerinde tahlil yaparken bulduu ey

daha ada bir canlyd: insan.

On altnc yzyldan nce, insan anatomisi ile ilgili

ders veren bir hoca rencilerinin nnde dikilir ve eski bir

metinden yazlar okurdu, bu arada bir asistan sz geen a

natomik detaylar tahtada iaret ederdi. Fakat 1530'larn so

nunda, o zamanlar yirmili yalarda olan ve Padua niversi

tesi'nde profesrlk yapan Belikal Andreas Vesalius ana -

!izleri tek bana yapmaya balad. Allagelmiin dnda o

lan ynte miyle elde ettii verilerin derinlii, onu bu bilgileri

kada dkmeye tevik etti. Bunun sonucu ise 1 54:rte yayn

lanan insan anatomisiyle ilgili ilk modern, geni apl ara

trma niteliindeki insan Vic11d11n 1111 Yaps zerine adl ki

tapt.

Vesalaius bu giriimi gerekletirirken kendisinden

nce gelmi anatomistler ve akranlaryla karlatrldnda

byk bir avantaja sahipti: ei benzeri olmayan bir grsellik

detay dzeyine. Kitaptaki resimlerin ou rnkipsiz ressam

Tiziano Vecellio - ya da dier adyla Titian'n rencileri ta

rafndan Venedik yaknlarnda Vesalius gzetiminde izil

milerdi. Sanat ve kitabn bilisellii arasndaki ba benzer

siz bir detay seviyesi salamaktan te, tiksindirici kadavra

larn ortaya konulmas yeine, derisi yzlm de olsa ha

yatta ve hareket halinde olan organizmalarn gzler nne

serilmesini salamt.

Vesalius'tn kendi kitabna yapt katk ise en az bu


m n kadar deerliydi: benzersiz bir gzlem metoduna sahip

t i . Tahlilleri kendisi yrterek hoca ve ince l enen denek ara-

1 42
;;udaki snr kaldrmakla kalmam, o dneme ait inceleme

ler ve eski retiler arsnda kpr kurmay da baarmt.

Kitabn ilk basksnda Vesalius ihtiyatla kann kalbin bir ka

pandan tekine septumdaki gzenekler aracl ile getii

ni savunan eski gr tekrarlyordu. Fakat on iki yl sonra

yaynlad ikinci baskda, "Kalpteki septum, kalbin geri ka

lan blmleri gibi kaln, a r ve youndur. O yzden en k

k bir paracm bile sa kapakktan soldakine septum a -

raclyla geebileceine inanmyorum," diye yazmt. Bu

ve bunun gibi bir ok durumda eski retilerle ne kadar ok

atrsa atsn kendi incelemelerine gvenebileceine ina

nyordu, nk dedii gibi, "e kendi el atmt."

Vesalius tamamen medeni saylmazd. Yaayan bir

cisme neyin hayat verdii sorusuna karlk, o zamanlar bas

kn olan inan dorultusunda bunlarn Yaratc tarafndan

iimize yerletirilen "hayvani ruhlar" olduu cevabn veri

yordu. Ama metodoloji alannda baardklar, anatomide de

neysel kantlarn oynayabilecei rol gstermiti.

nsan vcudu neydi? nceleme masasna yatrn ve

kendiniz grn. Peki ilevi neydi? Vesalius'tan bir asr sonra

Descartes, kalbin ve atardamarlarn ileyiini hayvanlarda

grlen ve canlnn geri kalanyla ilgili fikir yrtmemizi

salayan ilk ve ortak hareket olarak tanmlyordu, ama ana

toniyle alakas bulunmayan okuyucularndan gzlemleriyle

ilgili yorumlarda bulunmadan evvel iri bir hayvann kalbini

birebir analiz etmelerini rica ediyordu. ncelerlerse grebile

cekleri, kann kalpten ieri ve dar ak hareketini

Descartes o kadar detayl dnlatyordu k i . l u anlat tarz

1 43
kan aknn "kalbin paralarnn biiminden kaynaklanyor

olduunu kantlamaktan te, Descartes'n bunun gerekirse

matematiksel olarak da ortaya koyabileceini gsteriyordu:

"Sadece bunu inceleyerek cisimlerin baka cisimlerle ilikiye

girdiinde hareketlerinin ne zaman, nasl ve ne derecede d e

ieceiyle ilgili kurallar gelitirebilirim - sonu olarak bu

kurallar, doann btn etkenleri iin uygulanabilir olacak

lardr."

Vcudun yapt eyleri nasl becerdii sorusuna ya

nt, yakn bir zamanda geldi. Vesalius\n kendisinden yarm

asr nce devrim niteliindeki gerekletirdii Padua niver

sitesi'nde William Harvey 1 628 ylnda, bunun cevabn Hay

valarda Kalp ve Kan Hareketleri kitabnda veriyordu: kan


dolam diye bir ey vard. Vesalius'un da dedii gibi kan

septumdan szmyordu. Harvey'e gre kan kalbi atardamar

lardan terk edip, dier damarlardan kalbe giriyordu. Harvey

bu grn belirttikten on yl kadar sonra Descartes, insan

vcudunun mekaniklii dncesini ilk edindii dnemde bu

gre deindi: "Tanmlamaya altm bu makinenin si

nirleri kanalizasyon borularna benzetilebilir; kaslar ve ten

donlar motor ve bobinlere; hayvani ruhlan havuzunun kay

na olan suya, beynindeki ukurlar da kontrol ofisine ben-

zer."

Bu insann tananen mekanik bir yarata - bir ro

bota - benzedii anlamna gelmiyordu. Descartes kendi v

cudunun byle olmadndan emindi. Sahip olduu btn

zellikleri boluktaki o boyuta bal bir grafie de dkse

n iz, hareketlerini bir nedensellik emberi dorultusunda da

1 44
inceleseniz, bir insann nelere kadir olduunu tamamen a

klayamazdnz. Bir hayvann beyninin bilgi takas odalar

gibi altn sylemek mmknd: d dnya duyular ha

rekete geiren sinyaller yolluyordu. duyularmz da bunlar

beyne iletiyordu, beyin de bu sinyalleri gerekli organlar ha

rekete geirmek iin geri gnderiyordu, bu organlar da son o

larak i dnyamzn tepkisini dar iletiyordu. Bu gre g

re bir hayvann beyni ne zaman yemek yiyeceini, koaca

n, gz krpacan. dk yapacan, uyuyacan, reyecei

ni veya leceini sylyordu. nsann beyni de bunlar syl

yordu. Ama insann ayrca tepki vermesini ve mantk yrt

mesini salayan, iinde apayr bir yaam; bilin denilen ey

vard - ve Descartes iin bu ey insanlar hayvanlardan ayr

mak iin yeterli bir sebepti.

Descartes. fikirlerine kar klacann farkndayd.

Kendine gre bu itirazlar kabul etti ve gerektiinde kendi

tutumuyla rtecek biimde cevaplad. Kendisi beyin ve a

kl - bilinen ey v e dnen e y - arasndaki ayrm yap tk

tan tam iki sene sonra tekerin altna kendi elini soktu ve ruh

denilen eyin tam olarak nerede bulunduunu sapt amaya

alt. Ona gre bu. beynin en i ksmn da. beynin ortasn

dan balayp n boluklar ve arka boluklarnda yer edinen

ruhlar arsnda iletiim salayan bir bezden ibaretti.


Takip eden iki asr boyunca ok az fizik veya fizyoloji

rencisi bu <iar grl bi fikri benimsedi. Am a yine de

hepsi insann t anr katndaki varlklarn e n stn olduu

nu kantlayan beyin ve akl arasndaki ayrm destekledi.

Fred'n sandnn aksine, kendisinin laboratuarlara adm

1 45
atmasn salayan metnin yazar Goethe de'ildi: ama

Goethe, her iki canly tek bil' btn iinde bir araya getir

nek umuduyla insanlar ve hayvanlann st enelerini kar

latrnt. Evet. bir araya getirmeyi amalyol'du ama bir

birleriyle aym olduklarn savunmuyordu. Goethe. "nsan

hayvandr," demi ve hemen anlnda n da eklemiti: "Daha u

h eyler baarmak iin dierlerinden ayrlan bir hayvan."

Ya da Goethe'yle aym dnemde yaayan antropolog Johann

Gott fried'in yazd gibi, "nsan. canllarn geldii son nokta

dr." te on dokuzuncu yzyl sona ererken insanolu hak

kndaki gr buyd u: dier canllardan ne ayr ne de onlarla

aymyd.

Ama Charles Darwin'in dnceleri bu dorultuda

deildi. Freud'n, "Ben o zamanlar hayattaydm," diye zel

Jikle vmgulad ama sadece yanda olduu 1 859 sene

sinde Darwin, Trlerin Kkeni kitabn yaynlamt. Bu e

serde insanlara sadece bir kere deiniliyordu v e yazar, ileriki

kitaplarnda "insanolu ve tarihi zerine k tutulacan"

sylyordu. 1 8 7 1 \le, Freud lisedeyken. bu yazla rn devam

geldi: Freud. bunlada nsam Orta.Ya k adl eserini

}ene dek kitaplnda m u hafaza etti. Darwin bu ilkinin deva


m niteliindeki kitabnda, ilk kitabnda st rtl ekilde

syledii eylei ak ak ortaya koyuyordu - hayvanlar ve

bitkilerde kefettii. doaya uyum salayabilen trlerin ha

yatta kald gerei Ho11osapiPs iin de geerliyd i. Freud.

Dawin'in ortaya koyduu mesaj . " nsanlar hayvanlardan

farkl deildir." eklinde zetliyordu ve de ardndan "Ne de

onlardan iist.iindiir," diye de ekliyordu. Darwin de kendinin

1 46
mensubu olduu tr iin, "Ortaya insanolunun nerede ba

layp bittiini gsterecek bir izgi ekilebileceine ihtimal

vermiyorum," demiti. Artk farkllatrmak diye bir ey yok

tu. imdi ufukta insanoluyla ilgili yeni bir gr vard:

farkl deil eit, belki de bir robot.

Freud, 1873 senesinde Viyana niversitesi'ne girdi

inde - D arwin'in ilk kitabn karndan 1 4, ikinci kitabn

karndan yalnz 2 sene sonra - o zamanlar herkesin dilin

de olan Darwin'in teorileri ilgisini ekti_ Freud, doaya uya -

bilenin hayatta kalaca teorisini kendi gzleriyle tecrbe et

mi olmasa da yaknda edecekti, nk Darwin'in teorileri

oktan hassas gen Sigmund'un niversitede karlat bi

limsel uygula malar etkilemeye balamt. Freud'la ayn yl

niversiteye Darwin'in Avrupa ktasndaki en etkili renci

lerinden biri olan Profesr Cari Claus da geldi ve niversite

nin Zooloji ve Karlatrmal Anatomi Blm'nn bana

geti. Freud, niversitedeki ilk yar yln baz temel tp ders

lerini vererek geirdi; ikinci yar ylda ise Claus'un "Biyoloji

ve Darwinizm" dersini ald. Freud, 4. yar ylnda, yani 1875'

in yaz dneminde, tp programlarndan - baka bir deyile

tp rencileri iin zoolojiden - tamamen zooloji blmne

gei yapt. Bu hareketi onu dorudan Claus'un gzetimi al

tna sokuyordu. Ertesi yl Clause, Freud'a blmn Trieste'

de yeni alan Deniz Zooloji stasyonu'nda bir aratrma g

revi verdi. Claus, bu istasyonun bulunduu arazinin yerini

sonradan deitirdi. Ve 1877 Mart'nda - Freud 2 1 yana bi

le girmemiken - Claus, Freud'un ilk bilimsel ierikli al

masn Viyana Bilimsel Krallk Akademisine sundu. Bu a-

147
l ma, ertesi ay akademinin Bulletin dergisinde yer ald.

Freud'un yapt aratrma kendisiyle ayn konuyu inceleyen

fakat baarsz olan Aristotle'nun bir t akipisi olarak grl

mesini salamt. nceledii konu, "Ylan Balnn Testisi

Olduu Dnlen, Kulakmemesi eklindeki Organlarnn

Yaps ve Dzenleri" idi.

Bu noktada Freud, niversitede eitim grd a

landa yine bir deiiklik yapmt; zooloji blmn aratr

malarnn eitimi ar derecede Darwinci olan Ernst Brche'

nin Fizyoloji Blm iin brakmt. Aslnda Brche 30 yl

kadar nce Berlin'de Darwin'in insanoluyla ilgili fizyolojik

yorumlarn benimseyen ve yaylmasna arac olan bir grup

gencin arasnda yer alyordu. Umut vaat eden gen nrofiz

yolog Emil Du BoisReymond, 1842 tarihli bir mektubunda,

"Brche ve ben, organizmalar zerinde bilinen fiziksel ve

kimyasal etkenlerden baka hibir gcn etkin olmad ger

eini ortaya karmaya ant imitik," yazmt. Bu and, o

tarihte bile fizyolojiyi rahatsz eden "hayatla dolu olmak" ve

"hayvani ruhlar" ile ilgili, eski, bo inanlara bir cevap nite

liindeydi. nemli bir Fransz fizyolog, bu inanlar "etkisi

llemeyen gJer" olarak betimliyordu. Bunlara tarih bo


yunca lke, g veya sini' aknts, sinir kuvvet; sinirin aktif

olma prensibi gibi isimler verilmiti. Zaten De BoisReymond


ve baka aratrmaclar sinirsel itepilerin sinir sisteminde

kimyasal deiikliklere neden olduunu kantlamt.

1 850'de baka bir meslekta, Herman Von Helmholtz, kur

baalardaki sinir itepisinin hzn lmeyi baarmt; sani

yede 27 metre. Yani hem maddeye, hem harekete, hem de

148
kendilerini Laplace'n d dnyayla ilgili fizikte yaptn fiz

yolojiyle insann i dnyasnda tamamen mekanik terimler

kullanarak uygulamaya adam bir toplulua; Berliner

Physikalische Gesellschaft'a sahiptiler.

Brche'nin Viyana niversitesinde verip Freud'un

ald dersler, Brche'nin uygulamaya koyduu ve Freud'un

katld bilimsel aratrma bu temele dayanyordu. Freud'a

bu aratrmada den grev alt snf balk trleri

Ammocoetes Petromyzon ile st snf trlerin (bunlara insan


da dahildi) omuriliklerinin benzerliklere sahip olup olmadk

larn bulmakt. Ulat sonu, byle bir benzerliin bulun

mad dorultusundayd. Buradan Freud, ayn uygulama

nn kerevides balnn sinir sistemi zerinde yrtlebilme

olasln aratrmaya geti. 1 882'de Brche'nin kurumunu

ve niversiteyi Viyana Merkez Hastanesi'nde almak iin

braktnda, aratrmalarnda izledii yol, nasl bir kuak

nce insanlara aptalca ve ahlakszca geliyorsa, u an o kadar

mantkl gelmekteydi. Freud, zellikle niversiteden hasta

neye geiine deyinerek, "Brche'nin bana incelemem iin

verdii konu, ilkel balklarn omurilikleriydi. imdi ise ben

kendimi insanlarn sinir sistemlerini incelemek iin terfi et

tirdim , " diyordu

nsann merkezi sinir sistemi: bu kesinlikle bir eyle

rin gerekletii noktayd. Buna ister bilin, ister akl, ister

ruh deyin. Bu ne olursa olsun eski insanlarn "hayvani ruh

lar" veya Descartes'n gizemli res cogitans tanmlar bunu a

klamak iin yeterli deildi. Bu eyin hi de maneviyatla a

lakas olmas gerekmiyordu. Eer Vesalius'un incelemeleri i

149
le balayan, Descartes'n tanmlaryla nc boyuta ulaan

ve Berliner Physikalische Gesellschaft 'm aklamalaryla y e

n i bir bak as edinen bilgiler doruysa zaten olamazd. B i

lin tam olarak neydi? Y a da bo verin: bu hcre, bu lif. b u

a dzenei, b u yara nasl b i r eydi?

Freud'un 1 880'lerin banda ve 1 885 gznde Paris'e

gittii srada cevabn arad soru buydu. Bunun yerine bul

duu ey ise, o srada isteri ile ilgili en kapsaml incelemele

rini yapan, ufak ama bir o kadar da insan esir eden Jea

Martin Charcot'un grntsyd.

Binlerce yldr isteri, Freud\m tedavinin bete noire'

adn koyduu bir grevi stleniyordu, yani neredeyse btn

belirtilerin sebebi olarak gsteriliyordu: "sinirlilik, nevrasite

ni ve daha birok psikolojik vaka ve nevrozlarn." Ama du

rum, Salpetriere'de byle deildi. Orada isteri "nevrozlarn

yaratt karmaadan arndrlmt", sebebi ise orada nev

rozlarn Napolyon\ gibi bunlar birbirinden ayklayp , ta

nmlayp, kategorilere yerletiren ve Freud'un kendisini

"cennetteki yaratl an adlandran Adem'e" benzettii Chacot

hkm sryordu.

Freucl'un Saltpetriere'ye gidi nedeni de zaten bir e

it yaratla tank olmakt; insan beynine yeni bir bak a

snn ortaya kn izlemekti. Fransa'nn kendisi gibi o

loji ele yzyl nce bir devrim geirmiti. C harcot'un ders ver

elii salonda ziyaretilere, duvarda asl bir yaznn hatrlat

t gibi, Saltpetriere'nin duvarlar arasnda Hekim Plilippe

Pinel Bazel Hapishanesi'ni yerle bir eden insa nlarn sahip

olrl u ayn clygularla delileri zincirlerinden kmtarmt.

1 50
Art k zihinsel zrller, iblislerin akllarn eldii kiiler o

larak deil anatominin beyindeki kusurlarnn kurbanlar o

larak grlmeye, rahiplerin deil hekimlerin gzetimi altna

alnmaya balandlar. 1862 ylnda Saltpetriere'de greve

geldiinde Charcot, buray eskiden olduu akl hastanesin

den daha insancl grnen ama daha bilimsel nitelikler ier

meyen drt -be bin yal kadnn bulunduu bir darlace

zeden, tarihin en nemli aratrma merkezlerinden birine e

virdi. Charcot kaytlar tutulmasn, otopsiler yaplmasn, er

kek hastalarn kabul edilmesini. laboratuar danmanlk b

lm. fotoraf stdyosu, m ze, hasta k servisi, konferans

salonu kurulmasn ve Freud'un o yllarda nrolojinin "gen"

bilimi adn verdii btn bu almalar yrtebilecek entel

lektel kapasiteye sahip bir kadronun toplanmasn salad.

Freud, Paris'e kendisinin bu konuyla ilgili almala

rn yrtebilme um uduyla gelmiti. Ama orada yaayaca

srenin yarsna bile gelemeden nia nls M artha Bernays'a

kiisel sorunla ryla da ilgili baz nedenlerden dolay eve dn

meye hazr olduunu yazmt. ehir o kadar pahal. kendisi

de o kadar fakirdi ki. srf kat ve posta masraflarn karla

mak ve t iyatroda "ok utan verici gvercin yuvalarna" t

neyebilnek iin kalitesiz kalemler satn alyordu. Ama ken

disini en ok bezdiren ey "bizden daha farkl bir trm ii gibi

grnen" Paris sakinleriydi. Dkkan sahipleri, "insan utan

maz bi glmsemeyle kazklyorlard." Herkes birbirinin ay

myd : "tek duyduunuz kelime 'etkileyici' idi ( ki bu da doru

deildi )" . Paris'e geliinden yedi hafta sonra, 3 aralk tari

hinde, "Gl'fln gibi kalb i m Almanya iin a t yor ve hen bu

1 51
raya gelirken kalbim bana elik etmedi; bu da benim aklma

geri dnp onu yanma alnal mym acaba sorusunu getiri

yor," eklinde bir mektup yazd.

Ev hasreti ne kadar byk olursa olsun, Freud, Pa

ris'e ayak bastnda kendini ok daha tedirgin edici, kariye

riyle ilgili bir krizle kar karya buldu. Freud'un zerinde

durduu sorun, laboratuarlarn dzensiz olmas veya "ok

alkan bir ii iin yetersiz olmalar" deildi. Aslnda orada

bulunuunun ilk birka haftasnda kendi uzmanlk alan o

lan ocuk beyinleri zerine nemli aratrmalar gerekletir

meyi baarmt. Sorun, nl Charcot'un, dnyann her ye

rinden bilimin bakenti Paris'e, ve sinir sisteminin hastalk

larnn zmlenmesine adanm bilimin katedrali

S altpetriere'ye Freud gibi yabanclarn akn etmesinden do

lay onlara ayracak vaktinin olamamas da deildi. Freud'

un, en azndan Charcot'u belli aralklarla gzlemleme frsat

oluyordu. Eve dnmeyi dnd sralarda, Kasm'n so

nunda doru yazd bir mektupta, "Bazen Charcot'un su

numlarndan, sanki Notre Dame'dan kyormuum gibi ku

sursuzlukla ilgili yeni fikirler edinerek kyorum," diyordu.

"Ama beni ypratyor, onun anlatt eyleri dinleyince kendi

aptal fikirlerimle urama hevesim krlyor." Sorun;

Charcot'un syledii, Freud'un da Viyana'ya dndnde

tekrarlad gibi "anatominin sresini doldurmu olmasyd."

Freud, bu sz Charcot'un "kendi aktivitelerinin de

srklendii yn iaret eden" bir abart olarak alglamt.

Yine de, en azndan Salpetriere'de bu yadsnamaz geree

bir gnderme yapyordu. Yeni bir eyler olmaktayd ve bu e-


yin olduu yer. Freud'un ter dkmek iin geldii laboratuar

lar deildi.

Her pazartesi Charcot, Saltpetriere'de genelde Pa

ris'in st tabaka insanlarnn katld ve ayakta dinledikleri

resmi bir sunum yapard. Sal gnleri ise sunumunda stn

tehis glerini test e decek nitelikte, yeni muayene edilmi

ve daha nce geirdii hastalk baka hi kimsede grlme

mi hastalar gzden geirirdi. Haftann geri kalanndaysa,

aralar nda Freud'un da bulunduu, kendisini i stndeyken

incelemek isteyen hastane elemanlaryla beraber hastalar

kabul ederdi. Byle zamanlarda Charcot, insanlara kendinin

nclk ettii tp branlaryla ilgili bilgiler vermekten ok

daha fazlasn yapmaya alyordu. Paris tiyatrolarnda g

rlemeyecek kadar ihtiaml gsteriler yapyordu - ve byle

durumlarda Freud\m yeri hep n koltuk diyebileceimiz

noktalarda hazr bulunuyordu.

Charcot ne zaman isterinin bir zelliini veya belli

bir aamasn gstermek istese, Salpetriere'de bulunan ac

nas durumdaki hastalar kullanarak istedii belirtiyi ortaya

koymalarn salyordu. Kendisi de belirtileri ustaca taklit e

debiliyordu. Ziyaretileri, en son kefettii bulu olan foto

raf yanstcs ile artyor, zekice gsteriler dzenliyordu


( mesela baz hastalklarn neden olduu titremelerin, birka

kadn hastaya geni apkalar taktrp izleyicilere apkalar

daki tylerin titreme iddetlerindeki farkllklar gzlenlet

tirdii gsteri gibi) . Ama iin en ilgin taraf, Salpetriere'ye

baze n dnyann yarsn kat ederek Fransz doktoru grmeye

gelmi hesapta olmayan hastall!- r zerinde elde ettii sonu-

1 53
lard. Charcot'un sayesinde felliler vcutlarn tekrardan

kullanmaya balayp sedyelerinden kurtuluyorlard. Sakat

lar koltuk deneklerini kenara frlatp yrmeye b alyorlar

d.

3 Aralk'ta, Martha'ya eve dnmeyi dndn


yazd ayn mektupta Freud, "Paris ok uzun ve karmak

bir rya ve ben de uyanmay iple ekiyorum," diyordu. Hatta

uyanmay baard, ama bunu Paris'i terk ederek yapmad.

Charcot'un Alman evirmeninden uzun sredir haber alama -

<l iin ikayette bulunduu duyan Freud, ona yardm larn

sundu ve o noktadan itibaren Paris ile ilgili dnceleri de

iti. Freud, Charcot'un Boulevard Saint-German'daki gr

kemli evinin kalc misafiri haline gelmiti. Martha'ya bu

yapt ziyaretlerin ilki ile ilgili olarak, "Herhalde benim o

an hissettiim merak ve tatminkarlkla kark endie hissi

ni tahmin edebilirsin," demiti. "Beyaz kravat takp, beyaz

eldiven ve yepyeni bir gmlek giymitim, geriye kalan birka

tel sam da taramtm. Dilimin zlmesi iin de biraz ko

kain almtm." Birka hafta sonra ise sanki douta n oraly

m gibi. "Bu Paris ne byl bir ehir," diye i geiriyordu.

Charcot'la olan iletiimi kendisini sosyal adan her

ne kada am olarak grnse de, bu ilikinin profesyonel i

hayatna yapt etki daha kazanl olmutu. 1 885 ubat'nn

ilk haftas Freud gzlemcilikten kp olayn iine kat.lmc

olarak dalm, o dnemde yaplan en ahane tp gsterilerini

en n koltukta tecrbe etme ayrcalna sahip izleyiciden,

sahnedeki oyuncu rolne soyunmutu. Charcot'un yannda

alp o yce insann tehislerine kendi fikirlerini de ekler-

1 54
ken, Freud ilk elden isteriyle ilgili her eyi inceleme ve ara

t rma frsatm yakalamt.

Bu hastalklar nasl aklanabilirdi? Fizyolojik ola

rak bunlara neden olan tam olarak neydi? Charcot bunlar a

klayamyordu, zaten pek umurundaym gibi de gzkm

yordu. S alpetriere'de nereye dnse karlat garip davra

nlarn - rahatszlklarn - kaynan laboratuarda anato

mistler tespit etmeye alyordu. imdiye kadar hep baar

sz olmulard. Yetenekleri bariz bir ekilde henz yeterli de

ildi. C harcot'un, kullanlan aletlerin bir gn nroanatomik

maddeleri inceleyerek isterinin d belirtilerini rahatszlk

larla eletirmelerini salayacak kadar gelitiinde bu so

runlarn stesinden gelineceinden korkusu yoktu. O zama

na d e k Charcot inceleyebldii eyler olan belirtileri aratr

may, onlar birbirlerinden ayrmay ve snflandrmay ye

terli olarak grmt.

Freud, Charcot'un hakl olduunu fark etti. Nroa

natominin ii bitmemiti, hibir tarafsz gzlemci bu bilimin

kendini tketme aamasna geldiini iddia edemezdi. Ne de

olsa o srada nroanatominin "akla uzanan kapnn eiinde"

olduuna ina nlyordu. Salpetriere'den gelen haberler

Charcot\n akl hastanesinin glgelerinden modern iyiletir

me tekniklerine, fizyolojik aklamalara ba kaldran garip

yntemler eklemekte olduu ve isterinin doasn anlamak

istiyorsanz gidip kendi gzlerinizle grmeniz gerektii do

rultusundayd. Freud'un terk etmesi gereken yer Paris deil

laboratuard.

155
Bir bakma Freud, zaten u aralar laboratuar terk

ediyordu. Drt yl nce yirmi yandayken bir anda nianls

olan Martha'yla tanmt ve hemen bir e ve aile geindire

bilecei gnn hesaplarn yapmaya balamt. Freud'un

hayatnn en gzel alt yln geirdiini syledii laboratua

rnn yneticisi ve onun akl hocas Brcke, finansal neden

lerden tr Freud'a, tp kariyerini teoriden patrie - yani

laboratuarda aratrma yapmaktan kendi zel kliniinde

hasta kabul etmeye ynlendirmesini kabul etmiti.

Freud daha nce kendini doktor olarak hi hayal et

memiti. Tbb kariyer olarak setiinde, hastalarla ilgilen

mesi gerekecei bir ie adm atacan dnmyordu. Yz

yln tam ortasndan bu yana fizyologlar byle bir lkse sa

hiptiler. Brcke bile, 1 840'larda akademik kariyerine bala

dndan bu yana tek bir hastayla bile ilgilenmemiti. Ama

imdiyse Freud, Brcke'nin tavsiyelerine uyarak ok ksa za

manda asistan hekim unvann edindii Viyana niversitesi'

ne bavurmutu. Sonradan yl boyunca hastane koular

n gezdi, hastalarla ilgilendi ve uzma n tehislerde bulundu.

Lakin o zaman bile Freud'un laboratuarlara olan

tutkusu kendini belli ediyordu. Kendi zel muayenehanesini

amak isteyen herkesin, aradn her eyi bulabilecei has

tane gibi bir ortamda alyor olmasna karn, Beyin Ana

tomisi Laboratuar'nn cazibesine kapld ve oraya bavurdu.

Orada kendini dikdrtgen ilik - yani omurilik ve beyincii

birbirine balayan madde zerine yapt aratrmalarla

gsterdi. Bir de oradayken kokainin etkileri ile ilgili nemli

bir bilimsel keifte bulundu: cerrahi operasyonlar srasnda

1 56
anestezi iin kullanlabileceini ortaya kard (Freud sonra

dan kariyeri boyunca ok piman olsa da bu buluunun iste

meyerek bir meslekta tarafndan stlenilmesine nayak ol

du) . Freud, Brcke ' nin laboratuarndaki almalarn ta

mamlayp zel bir klinik amaya yaklat senelik sre

cin sonuna doru bile Salpetriere'ye tbb adan deil de, a

ratrma yapmak ve kefetmek iin gidiyordu.

Freud. Paris'e gitmeden evvel kendiyle, Charcot\n

muayenehanesindeki uzmanlnn da etkisiyle, bir a nlama

ya vard: hem laboratuarda alp hem de zel bir klinik a

acakt. Her iki durumda da dikkatini uzmanlk alan olan

sinir sisteminde younlatracakt. 1886' da Paris'ten dner

dnmez daha nce kabul ettii Max Kassowitz ocuk Hasta

lklar E nstits'nn nroloji blmnn bakanl unvan

n tamaya balad. Burada insann merkezi sinir sistemiyle

ilgili almalarna devam edebilirdi. Ve ayrca 25 nisan

1 886 tarihinden itibaren Viyana 1, Rathausstrasse 7 adre


sinde, Dr. Freud'un hasta kabul etmeye balayacan belir

ten ilanlar datt.

Pratik adan iki meslei birden yrtme abas ie

yaryord u. e balayal drt ay olmuken Freucl'un geliri ev

liliini tasarlamaya yetecek kadar t a tmin edici ve sabit hale

gelmiti. Ama kiisel adan hastalarla ilgilenmek, ona ina

nlamaz derecede ypra tc geliyordu.

yi niye t i ni mu hafaza ederek William Erb'in 1 882

tarihli Elektmtlerapie isimli kitabna gz gezdirdi. Bu ki

tapta sinir hastalklanyla ilgili belirtilerin tedavileri hakkn

da det.ayl bilgiler bulunuyordu. "Ama ne yazk ki." diyordu

1 57
Freud, "Pek ksa srede bu bilgileri takip etmenin bir fayda

s olmadn, mutlak dorular olarak kabul ettiim eylerin

aslnda birer hayal rn olduunu anladm ."

Terminoloji - yani b u bilimin son iki veya yzyl i

erisinde geldii nokta eksiksizdi, ama ierii byle deildi.

Bilimsel metodu el stnde tutan, aratrmac bir arka pla

na sahip olarak hastalar muayene etme iine baladndan,

Freud'a bu durum korkun geliyordu. B u, bilim deildi. Bu

zerine bilim ss vererek tahmin yrtmekten baka bir

ey deildi.

Salpetriere'nin nceki asrdaki durumunu bildiin

den ve Pinel ile Charcot'un akl hastalklarn dinsel inan

larn deli ceketinden nasl kurtardnn farknda olduun

dan bu kadarn bekleyebilirdi. Viyana Merkez Hastanesi'

nde, 1880'lerde de asistan hekim olduu dnemde, geen yl

larda bir avu hekimin hastaneyi modernletirmeye alt

ndan; deneysel kantlar geleneksel bilgilerin stnde tu

tup, by yerine mikroskobu getirdiklerinden dolay da bu

kadarn bekleyebilirdi. Durum byle bile olsa Freud, daha

nce hi geleceini zerine temellendirdii tp mesleinin bu

kadar cehaletle dolu olduunu kestirememiti. Freud, Erb'in


kitab hakknda sonradan, "Alman nropatolojisinin en b

yk stadnn eserinin ucuz kitap dkkanlarnda satlan M

srllar'a ait rya tabir kitaplarndan pek fark olmadnn

bilincine varmak ac vericiydi," yazmt.

Freud, dnemin sinir hastalklarn iyiletirmede

kullanlan hidroterapi, masaj ve dinlenme tedavisi gibi dier

yntemleri uygulayarak ok daha baarl olduunu fark etti.

158
Y ine de tarih 1 887'yi gsterdiinde, hastalarna istedii d

zeyde yardm edemediinden ve paraya her zamankinden

daha ok ihtiyac olduundan dolay (nk ilk kz ocuu E

kim aynda dnyaya gelmiti) hipnoz yntemini denemeye

karar verdi.

Freud, hipnozun kullanlna bir nceki sene

Salpetriere'de, Charcot bu teknii isterinin aamalarn gs

terirken tank olmutu. steride olduu gibi hipnozun da bili

min kepazeliklerle dolu derinliklerinden gn yzne kma


sndaki en byk e tken. 1 882 ylnda Paris Bilimler Akade

misi nnde yntemin gerekletirilecek aratrmalara yapa

ca muhtemel katklar savunan Charcot'tu. Yapt sunum

ve bunun hip notizmay yeniden diriltmeye ynelik bulundu

u imalara verilen tepki pek de iyimser deil di. Bu yntem,

kukusuz hem tpla hem de ahlakla ilgili konularda suisti

mallere neden olacakt. Freud'un eski retmenlerinden

Theodor Meynert. konuyla ilgili eletirilerini ak ak belir

tiyordu ve hipnoz edilen bir kimsenin, "Mantk ve istekler

den yoksun bir yarata dneceini," iddia ediyordu. Hipno

tizmann e n nde gelen destekilerinden birisi bile arkada

larn hipnoz altna alnann bir insann "ba kesilmi bir

kurbaa" ha line getirebileceini syleyip duruyordu.

Tabii ki Freud gibi otopsi ve insan anatomisi konula

rrda uzmanlam bir kii iin byle bir aracn ava ntaj da

buydu zaten - aratrm acya "normalde sadece bir hayvan

vcuduna uygula narak incelenmesinin salanaca deneyle

rin benzerini insan akl iin kullanabilmekti." Paris'te,

Salpetriere'de Freud. Charcot'un hipnozu isteri hastalnn

1 59
aamalarn ortaya karmak ve bunlarn doruluunu ispat

lamak iin kullandn grmt. lk Bata Charcot, isteri

nin belirtilerinin bir hastada olumasn salyor, sonra da

hepsini teker teker ortadan kaldryordu - yani tehiste bu

lunurken kulland metodu hipnozla uyguluyordu. 1 886'da

Paris'ten dndnde Viyana niversitesi'ne ilettii dosy a

d a , Charcot'un bu teknii kullanna d a deinmiti. Bu dos

yada, "normalde birinci elden ahit olmasa inanmas g ola

cak, ama gzlerinin nnde olduu iin phe duyamad o

laylardan" bahsediyordu. Konuyla ilgili ilki Viyana'da 1 1

Mays'ta Fizyoloji Kulb'ne, ikinciyse 2 7 Mays'ta Psikiyat

ri Kulb'ne olmak zere iki konferans verdi. Ve ertesi sene

nin sonuna kadar Nancy'deki bir hastanenin mdr olan

Hippolyte Bernheim'n De la Suggestion et de ses


Applications a la Therapeutique adl kitabn evirip bir n
sz hazrlamak iin szleme imzalad.

Bir arkadana gre bu son yapt eyi srf para iin

yapmt. Bernheim, hipnoza bal btn etkilerin nerme

lerden kaynaklandna. bu yzden herkesin denek olabile

ceine inanyordu. Ama Charcot'un inand ve fizyolog

Freud'un katlmak durumunda olduu gr ise, hipnoza

bal etkilerin sinir sisteminin durumdaki deiimlere da

yandyd. Yalnz Freud, Charcot'un bu etkilerin genetik

yatknla gereksinim duyduklar ve genetik yatknlklarn

sadece gerek isteri hastalarnda grld ynndeki g

rlerinden pek de emin deildi. Berheim'n De la Sugges

tion kitabn 1 888'de evirdiinde, kitabn n sznde Freud,


hem Charcot'un hem de Bernheim'n hipnozla ilgili grle-

160
rinin ayn anda doru olamayacan, Bernheim'n dnce

lerini elinden geldiince az ktleyerek ve her iki grn de

iyi ynlerini belirterek sylemeye almt. Fakat o durum

da bile Freud farkllklar ortaya koymaktan yanayd:

"Bernheim'a katlmak durumundayz, ama hipnotizma ile il

gili olaylara fizyoloji ve psiik kavramlarla alakal iki balk

altnda yer vermek ok yetersiz kalr, acilen iki bran birbi

rine balayabilecek bir kpr bulmamz gerek."

Bernheim'n kitabn evirmeye kendisini hangi ne

den tevik etmi olursa olsun kard bu i ona tahmin ede

meyecei dorultuda faydal oldu. Bernheim'n zerinde a

lt yntem, Charcot'unkinden tamamen farklyd. Freud'

un da nszde belirttii gibi, Bernheim'n "hipnotik nerge

leri" hekimlere ok nemli bir tedavi metodu sunuyordu -

Freud da bu teknii kendi hastalar zerinde deneyebilirdi.

Freud, elbette ki arkada Beuer'n ona anlatt An

na O. vakas sayesinde hipnozun terapide kullanlabilme po

tansiyelinin farkndayd. Ama Freud hipnotizmann terapik

potansiyelinden Charcot'a bahsettiinde, "Bu konuyla hi il

gilenmemiti." Sonu olarak Freud, en azndan 1 887 senesi

nin sonlarna kadar bu konuyu "rafa kaldrmt." Belki de

hayatnn tam bu dneminde Freud'un Bernheim'n kitabn

evirmek ve bir nsz yazmak iin szleme yapyor olmas,

ayrca kitaptan etkilenerek hipnotizmay hastalarn iyle

tirmek amal kullanmaya balamas bir tesadf deildi.


Yalnz Freud'un bu yntemle tek becerebildii, uyur

gezer hastalarna elektroterapinin yapabildiinden biraz da

ha fazla yardmc olabilmek olmutu. Hipnoz tekniini geli-

161
irebilmek iin 1 889 senesinin yaznda Freud Bernhein'la

almak iin Fransa'ya geri gitti. Sonradan Nancy'den dn

dnde geirdii dnem ile ilgili yle diyordu: "Bu yntemi

kendi hastalarm zerinde denemeye kalktmdaysa kendi

yeteneklerimin snrlar olduunu ve hastay ilk deneme

de transa sokamazsam bunu bir daha gerekletirmenin im

kansz hale geldiini fark ettim ." Lakin bir hastay hipnotize

etmeyi baardnda elde ettii sonular ve tekniin vaat et

tii potansiyel o kadar um ut vericiydi ki, Freud. baarsz o

laca gne kadar a zimle alt.

O gn, 1 892'nin gznde geldi. Bacaklarndaki agr

lardan ikayet eden yirmi drt yandaki Bayan Elizabeth

von R. ismindeki hasta, Freutl'un hipnot.ize etme abalarna


d i r( n gs t e iyonh. FrPu c l " u a k l n a . bu sefer Nancy'de gr
'

d bir ey geldi. Bu, Bernhe i m ' n h i p noti k nergesi sonras

ortaya kan durumla alakal bir bilgiydi: hipnoz altnday

ken elini kaldrp indirmek ya da elini yarm saatliine ha

vada tutmak ve tekrar indirdiinde neler olduuyla ilgili bir

ey deildi bu: bu sonradan ne yaptna dayanyordu, neden

elini kaldrdn bilmediini sylemekle, uyankken sorguya

tutulduunda bile byle bir bilgiye sahip olduunu inkar et

mekle ilgiliydi. Freud'un dedii gibi, "Bakn ve grn": ak

lamalar zaten bunu takip ederdi.

Peki Bernheim hastas kendisine verdii regeyi

hatrlamad konusunda diretince ne yapyordu? Cevab ok

basitti. Elini hastann alnna koyup hatrlamas konusunda

srar ediyordu. O da hatrlyordu.

162
Ay numaray imdi Freud deniyordu . Freud, elini

Uayan Elizabeth'in alnna koyarak, geirdii travmann kay

nayla ilgili unlar sylyordu: "imdi onun benim elimin

altnda olduunu dneceksiniz. Elimi ektiim anda n

nzde bir ey greceksiniz veya aklnza bir ey gelece. Onu

sakn karmayn. Aradmz ey o".

Ve aradklar ey de oydu. Freud teknii ilk uygula

dnda deil de sonraki seferlerinde srekli hastalarnn ak

lna bir takm anlar gelmeye balad. Sonra elleriyle has

talarn kafalarn tuttu; a nlar bu ekilde de gelmeye devam

etti. Bir sre sonra gerek fiziksel gerekse baka trl bask -

lar uygulamay kesti. Ellerini kullanmay brakt. Baz za

manlar bunu dncelerine de yanstt. Hastalar gr a

sndan nnden uzak tutarak onlar dinlemeye balad.

Bunlar yaptka, bir hastann savunma sistemi ya

da ilk travmann bastrlm hislerinin ileyii ve Bernheim'

la kald dnemde tank olduu hipnoz sonras nermelerin

ileyii arasnda bir benzerlik olduunu grd.

Dnn: eer bir denek, bir nermeyi (el kaldrmak

veya bir sz sylemek gibi) dakikalarca, saatlerce ve hatta

gnlerce d bir etken bunu tetikleyene dek yapmaya meyilli

durumda kalyorsa, o zam an beyindeki deiimlerin sebebi

bir arnn srekli ona bask yapmasndan kaynaklanmyor

du; daha sinsi, beynin yapsyla deil ileyiiyle balantl bir

eydi. Ama ileyii ile balantl tam olarak ne demekti? E

er sebebi arlar deilse, byle durumlarda beynimiz nelere

maruz kalyordu?

163
Bu soru Freud'u aratrmasna balad dndrd:

Paris. 1886 ubat'nda, Salpetriere'deki son gnlerini gei

rirken Freud, Charcot'a histerinin doasnda bir gariplik

fark ettiinden bahsetmiti. Freud'u tatmin eden bir ekilde

de Charcot ondan yalnzca gzlemlerini kada dkmesini is

temekle kalmam, bulgularn yaynlayacana da sz ver

miti. Frued'un anatomi bilgisi dorultusunda edindii d

nce uydu: isteri belirtilerinin kendilerini gsteri biimi,

insan vcudunun yapsyla her zaman uyum uyordu. Bir is

teri hastasnn kolunu veya bacan kullanamamasn d

nmesi halk arasnda uzuvlarn kala veya omza kadar u

zad varsaymndan kaynaklanyordu, ama aslnda uzuvlar

omuz ve kalalardan teye, sinirlerin asl ayrlmaya balad

noktaya kadar uzanyordu.

Freud bununla ilgili bir m akale yazmaya, Paris'ten

dnnde balad ve takip eden yllarda zerinden gemeyi

srdrd. 1 888 senesinde bir ansiklopedinin "isteri" bal

altna isteri hastalarnn bir kol veya bacaklarnn fel oldu

unu zannetmelerinin bizim tam olarak aratrmadan nce

sinir sisteminin yapsyla ilgili bildiklerimize benzediini

yazmt. Freud. makaleyi 1 892'ye kadar tamamlamad. o ta

rihteyse nceden yazd blme bir drdncsn ekledi.

Charcot'un sz verdii gibi makale, 1 893 Tem muz'

unda Achives de Neurologie dergisinde yaynland. Ertesi

ay Charcot, birka meslektayla beraber tatil yapmak iin

Paris'i terk etti ve otele yerlemesinin ertesi sabah altm

sekiz yanda ld. Charcot Ktphanesi'nde brakt

Archivesin temmuz saysnn bir kopyasnda, nc bl

1 64
n sonunda yer alan ve grnrde isteri ve anatomi ara

sndaki balant eksiklii zerinde duran blmn kenarna

iki byk iaret koymutu. Tahminen ksa uzunlukta olan

Freud'un sonradan ekledii son blme gemiti ve unu o

kumutu: "Son olarak isteri felcinin nedeni olabilecek arla

rn ne tr eyler olduunu aklamaya alacam. Nasl bir

ey olduunu gstermeye alacam sylemiyorum" - n

k gsteremezdi. Bunun yerine Freud'a gre hastay etkisi

altna alan "misal olarak bir kol kavramnn zihinde olutur

duu resmin yapt armn deiiklie uramasayd."


Peki bu psiik bir durum muydu? Yoksa fizyolojik

mi? Akln rettii bir fenomen miydi? Yoksa beynin mi? kisi

arasndaki fark ayrt etmek mmkn myd? Ya da byle

bir fark gerekten var myd? Dirimselcilik kart dnceye

gre bu, sadece nronlar aras bilgi alverii ile alakalyd.

Eer bir ardan kaynaklanmyorsa, sinir sisteminin dolam

anda bu psiik olgulara neden olabilecek baz fizyolojik de

iimlerin yaanyor olmas gerekmiyordu. Freud'un varsa

ymnda deimekte olan ey, beynin ileyi biiminin ne ka

dar nemli olduunu kavramaya balamasyd.

Freud, kendisinin ve Brcke'nin dirimselcilik kart

fikrinin snrlarn belirlerken Du Bois-Reynond'n 1 842'de

sunduu neriyi temel alnt: Eer "maddelerde ekme ve

itme kuvvetine denk gelen kimyasal kuvvetler bulamyorsa

nz" - yani nrolojinin Newton'u olamyorsanz - o zaman "

bu kuvvetlere edeer baka kuvvetlerin varln gz nn

de bulundurun" . Eer Freud Nrologlar in Pskoloji kita

bnda iyimser bir biimde "K" harfiyle belirttii "Katsay" an-

1 65
l amna gelen "sinirsel enerjinin" kaynan bulamyorsa, bu

mn aslnda bir tr "psiik enerji" olduunu varsayp al

malarn bu ynde srdrecekti.

Ama Freud iin problem anlambilimden, bir kelime

nn yerine baka bir kelime koymaktan ok daha derindi .

Akln ileyi biimini sadece fizyolojik olarak aklayamad -

ndan deil, gerekten psiik olduundan dolay bu ynde

anlatmlar kullanarak aklamalyd. Hastalara ac ektiren,

arlar deil dnceleriydi. Breuer'le beraber 1 895'te yaz

d stei zerine almalar kitabnda on yl nce ortaya

kan bir soruya cevap verir nitelikte, "isteri hastalarna ac

ektiren anlardr" yazmt. August P .'nin ektii arlar

vcudunun neresindeydi9 Belki de sadece zihnindeydiler.

steri zerine almalar kitabnn iinde Freud'un


da bask srasnda deindii garip bir ikilem bulunmas as

lnda artc deildi. Kitabn hazrlan esnasnda psiik o

luumlarla ilgili fizyolojik tanmlar yapmak isteyen

Freud'du, Breuer bunun tam tersini savunmutu. Breuer te

oriyle ilgili kendine ait blmn ilk paragrafnda,

"Okuyacanz blmde beyin ve molekllerden hi sz edil

meyecek. Psiik oluumlarsa psikoloji diliyle anlatlacak, za

ten baka trl olmas da mmkn deil," diyordu. Ama bu

na ramen kimya ve fizik terimlerini srekli kullanan

Breuer olmutu, Freud ise, "Hakknda yazdm denek vaka

larnn ksa ykler gibi okunabilmesi beni ok artt, n

k bilimsel temellere dayanmyorlar," diye itirafta bulunu

yordu.

166
Peki o zaman bir bilim adamnn ne yapmas gereki

yordu? Freud muayenehanesinde oturup hastalarn dinle

yip, onlar hastalklarnn belirtilerinin ortaya kmasna ne

den olan (eer ortaya kartabilirse hayatlarndaki etkileri

nin ortadan kalkacan umduu) anlarn anlatmalar iin

cesaretlendirmeye alp dururken, hastalarnn nasl da i

birlii yapm aktan kandklarn fark etmiti. Hastalar ona,

ellerinden geleni yapacaklarna dair sz veriyor, "onlar iin

konuyla alakal veya onlar iin bunu uygun olup olma masna

bakmakszn" akllarna ne gelirse anlatacaklarn sylyor

ve deneyileri konusundaki itenliklerini vurguluyorlard.

Fakat sonra . . .

Fakat sonra konuyu deitiriyorlard. Bahaneler bu

luyorlard. Kendilerini sansrlyorlard. Ya yan odadaki du

var saatinin kard sesten ya da ie yarar bir eyi hatrla

mann zorluundan bahsediyorlard veya hibir ey sylemi

yorlard. Kanepede sessizce uzanyorlard. Diren gstervor

}ard.
Ve bunun ardndan. . .

Ve bunun ardndan hastalar asl gerei syleyiveri

yorlard. "Nedenin bu olabileceine ihtimal verme mitim" ya

da "nedenin bu olmamasn umuyordum" gibi eyler diyorlar

d. Zihinlerinde bu an, yani gerek, bir dilenci gibi klk de

itirmi opera prensi edasyla dolasa da sebebin bu olmas

na inanamyorlar veya bir trl bunu umm uyorlard. Bu an.

hastala asl sebep veren deil de, ona ulamasn salaya

cak yol stnde baka bir an olsa da durum hep byleydi.

Freud, an o yol zerinde durduka hastalarnn onunla yz

167
! emenin, onu grmezden gelmekten daha az ac verici oldu

unu dnmeye balayana dek gereklerden kaacaklarn

anlamaya balamt. Ve ne zaman artk ondan kaamaya

caklarn: bunun, kendilerini skan dncenin ta kendisi ol

duunu anlasalar da "bunu size ta en bata da anlatabilir

dim" diyorlard. O zaman da Freud, kukuyla soruyordu:

"Peki neden anlatmadnz?"

Neden anlatmyorlard? nk bir eyler ak bir e

kilde onlar engelliyordu. N e sylemeleri gerektiini hem b i

liyor hem de bilmiyorlard. steri zerine almalara be

lirttii gibi b u "bilmeme durumu" belki de "bilmeyi istem e

melerinden" - yani "bilinli olarak bilmeyi istememekten"

kaynaklanyordu. Bu adan bakldnda kendisi ve hatsala

r arasndaki atma, kendine, hastalarn kedi ilerinde ya

adklar atmalar artryordu: nasl hastala sebebi

yet veren any b astrmalar bilinli bir ekilde olmuyorsa, o

nunla ilgili bilgileri paylamay reddetmek de aslnda bile bi

le yaptklar bir ey deildi.

Sonra birden bire Freud, hastalarnn neden kendile

rine ilk sorduunda gerei sylemediklerini anlayverdi: o

lay tanmlamalarn engelleyen g - bu diren - her ne ise,

ilk bata bunu bilinlerinden saklayan ama ayn zama nda

hep orada tutan, bastran "psiik gler phesiz ayn ey ol

malyd".

Btn hastalarn diren gsterdii sylenem ezdi.

Freud, hipnotize ettii hastalarn kendi verdii komutlar

dorultusunda isterilerinin kaynana ulaana dek anlar

ortaya karmakta daha ibirliki davrandnn bilincine

1 68
vard. Fakat kendi tabiatlar veya Freud'un bir hipnozcu ola

rak yeteneksizliinden dolay hipnotize olmayan hastalar di

ren gstermekteydi. Freud. hipnoz nermelerinin stn g

cn kullanamad zamanlarda hastalarn kafalarna elini

koyup "bask" metoduna geri dnmeyi tercih ediyordu. Bu se

fer de kendini, hastalar nasl kendilerini bastrma gds

n avucunun iinde buluyorlarsa, hastalarnn diren gle

rinin avucunun iinde buluyordu.

O zaman bastrma tekniinin grne gre hipno

tizmayla karlatrldnda belirgin avantajlar vard. Hip

notizmann kendisi ve hastaya esas olay veya fikre ulamak

iin daha dorudan ve kefedilmemi bir yol sunduu do

ruydu. Freud, hastasyla beraber byl bir ortama dalyor

du ve bylece engellemeleri aarak varmak istedikleri yere

kolayca ulaabiliyorlard. Fakat eer Freud bu tutarsz d

nceleri bilincimizde tutan bastrma gcnn kendisini

muayenelerinde diren olarak gsterdii konusunda hakl i

diyse, o zaman bask kurma teknii kendisine, hipnozun sa

layamad bir ey salyordu: engellemelere dorudan ula

ma olana. Hastalar iin bu yava ve gl stratejinin avan

taj ikenceleri hakknda daha derin ve daha salkl terapik

etkileri olan bir anlay sunmasyd. Freud iin bask kurma

tekniinin hipnoza gre sunduu avantaj, kendisinin beyni

inceledii gibi akl incelemesini salamasndan kaynaklan

yordu.

Yllar sonra syledii gibi bunun farkna varmak

Freud'un "hayatnn en byk baarsyd" . Hipnozda verdii

emirler ve yasaklar bir noktaya kadar etkiliydi. Freud'un u

169
< n gelitirmeye alt teknik, hipnoz kadar etkili bir tera

pi yntemiydi - ve eer haklysa daha da farkl, daha da ok

iine yarayacak bir ey olacakt: bir inceleme metodu. Hasta

larnn kendisinin istemedii eyleri a nlatrken dinlediinde,

yani yapt nermelere diren gsterirken dinlediinde, as

lnda grnte var olmayan ama etkisini hissettiren savun

may - travmaya neden olan bastrma gdsn gzlemleye

biliyordu. Bir sandalye, bir kanepe ve kulakla iitilebilecek

eylerden daha fazlasn kullanarak Freud, kendi laboratua

rn yaratm saylrd.

I nsan akl neydi? Tabiri caizse inceleme masasnda

yerletirip kendi gzleriyle gryordu. Kendinden nce yaa

yan bilim adamlar nasl kendi aletlerini - yani mikroskobu

- kullandlarsa, Freud da kendi aletlini kullanyordu. Hasta

sn arkasna yavaa geip , hem izliyor hem de dinliyordu.

Kokainle on sene nce yapt gibi Freud, kendi ze

rinde de bunu deniyordu. E er ofisi bir laboratuarsa has tala

rndan yapmalarn istedi eyi kendi de yapacakt. hastalar

zerinde yapt incelemeleri kendi zerinde de gerekleti

recekti. Kanepesinin zerine yatp akln serbest brakt. Ba

zen aklnn yapt gezintilerin nereye ulatn, ama baze n

d e daha nemli olduunu dnd eyi, aklnn yapt ge

zilerin nereye ulamadm - nelerin kendisini gstermeyi

reddettiini inceledi.

Kokainde olduu gibi Freud'un bu yeni aleti deneme

istei kiisel karlara da dayanyordu. Freud ac ekiyordu.

Babasnn lm yznden yas tutuyordu. Kiisel analizini

yapmadan evvel, kanepeye yatp kendini sorgulamadan nce

1 70
yas tuttuunun bilinli olarak farknda deildi. Ama ofisinde

her gn uzanp dncelere daldnda aklnn hep babasna

gittiini fark etti. Kendini babasnn lmnden sonra gr

d ryay dnrken buldu. Genel olarak ryalar hak

knda dnmeye balad. Kendi kendine u soruyu yneltti:

Eer psiik enerji, sinirsel enerjinin beynin patikalarnda yol

ald gibi akln patikalarnda yol alyorsa, ryalarn belirle

yici bir nitelie sahip olmas gerekmez miydi?

Ve de sadece ryalar deil. Her dncenin - bilinli

ya da bilinsiz her psiik olgunun bir anlam tamas gerek

mez miydi? Darwin'in ortaya koyduu uyarlamalarn hi

yoktan var olmad ve bir nedene hizmet ettii gibi, bilinli

olsa da olmasa da bizim dncelerimizin ve sebebiyet ver

dikleri hareket ve kelimelerin de bir nedene hizmet etmesi

gerekiyordu. Mesela 1 898 senesinde Freud, bir sanatnn is

mini unuttu ve onun yerine baka iki sanatnn ismini sy

ledi. Bu dil srmesini yabanc biriyle yapt bir konuma

ve o an bastrmaya alt cinsel ierikli dncelere bala

d. Fliess'a yazd bir mektupta, "nsanlarn buna inanmas

n nasl salarm?" diye sormutu. E n azndan nasl deneye

bileceini biliyordu. Freud bunu bir makalede dile getirdi.

u an isteri hastalarnn ve kendisinin hareketlerini

incelemekten epey uzaklayordu. Btn insanlarn hareket

biimlerine deinmeye balyordu. Ve bunu sadece kendi la

boratuarnda deneysel kantlar zmseyerek ve insan akl

nn ileyiini bizzat inceleyerek baardn hissediyordu.

Bu, 1873 senesinde Viyana niversitesi'nde yeni bir tp

rencisi olduu zamanda girdii veya 1 885 senesinde

171
!::l a lpetriere'de kalrken terk ettii bir laboratuara benzemi

yordu. Bu, daha ok Darwin'in Beagle gemisindeyken ara

trmalarm geekletirdii, ve yllar sonra iinde deneklerini

bir anlam karmak iin inceledii ve trler hakknda bir te

ori ortaya kard laboratuarlara benziyordu. Freud, kendi

ihtiyalar dorultusunda ayn eyi baarabilir miydi? Sade

ce bir canl tr hakknda bir teori ortaya karabilir miydi?

Nrologlar in Pskolo;i kitabnn giri cmlesinde


Freud, "Bu projenin amac, bir bilim dal olarak kabul edile

cek psikoloji hakknda bizi aydnlatmaktr," diyordu. Fliess'a

bir kopyasn gnderdiyse de projesini yaynlatamad, ama

projeye sonradan taze kan verdi. zel muayenehanesinde

son on yldr gelitirmeye alt tedavinin bir paras nite

liinde, bunu 1 899 ylnn Kasm'nda yaynlad Rya

Tabirleri adl kitabnn yedinci blmne fizyolojik unsurlar


eksik, psikolojik unsurlarysa mevcut bir ekilde ekledi.

1 894'teki bir makalesinde bu evrim geiren metotla ilgili bir

sr isim kulland: "analiz", "hipnotik analiz", "psiik ana

liz", "psikolojik analiz" ve "tbbi - psikolojik analiz" . Ve 5 u

bat 1 896'da - "Nrologlar in Psikoloji" kitabn yazmay b

raktktan yalnz iki ay sonra - Freud biri Franszca biri Al

manca olmak zere iki makale yazd. 30 Mart'ta ilk yaynla -

d "Nrozun Irsiyeti ve Doas" adl Franszca yazsnda

"elde ettii sonular yeni bir metoda borlu olduunu" syl

yordu. 15 Mays'ta Almanca yaynlad "Savunmann Nro

psikozu le lgili Baka Yorumlar" adl yazsnda, bunun "yo

rucu ama tamamen gvenilir bir metot" olduunu aklyor

du. Her iki yazda da bu metotla ilgili olarak artk srekli

172
k ulland bir kelimeden bahsediyordu: "Psikoanaliz". E er

Freud haklysa, psiko analiz sadece yeni bir terapi tedavi

yntemi veya inceleme iin kullanlabilecek yeni bir alet de

ildi; psikoanaliz, kendisinin bu incelemelerin sonular

nda yeni bir teori: yani yeni bir bilim dal yaratmasn sa

layacak bir arat.

1 73
..

Unc Blm

G TANECGNN
TITREYII
. . .
6.

K YEN BLM ZERNE

'Dnmek' tam olarak nedir?

Bu soru, Albert Einstein'n 1 946 ylnda, 67 yan

dayken kaleme ald 'Otobiyografik Notlar' adl makalesinin

balarnda geliyor. Baka birinin, hatta baka bir bilim ada

mnn otobiyografik notlarnda byle bir soruyla karlalsa

garipsenebilirdi ama Einstein iin bu, olaan bir soruydu. O

laan olmaktan te, kim olduunu nemli b i r adan yans

tan, kiiliiyle alakal bir eydi. Kendisine grecelik kavra

mnn yeni, Galileo-vari olmayan babas unvann edinip,

konferans stne konferans verip, makale stne makale

yazdktan sonra ; Einscein deinmek istedi konuyla de l de

o konuyla alil.kal sonuca nasl ulatyla - ya da bilim a

damlarnn sonulara nasl ulatyla ilgili bir giri yazs

yazmay yelemiti. Yazd en karmak bilimsel makaleler

de bile bu slupla karlamak mmknd. Byle bir anla

tm taktii izlemesinin tek sebebi okuyucularnn - bilmsel

adan eitimli olanlar dahil - Einstein gibi bir uzma nn d-

177
;; nne eklini anlamalan iin bir yol gstericiye ihtiyalar

olmas deildi (ama kukusuz bazen ihtiyalar oluyord u) .

Bunun nedeni, artk Einstein iin bilimsel sonularn, bu so

nulara ulamasn salayan ilemler kavranlmadan bir an

lam ifade etmemesiydi. Kendi otobiyografisi olarak alglana

bilecek yazy yazmaya baladnda - buna daha ok '"kendi

lm ilanm" demeyi tercih ediyordu - doal olarak bir ya

am hikayesini oluturan kim, ne, nerede ve ne zaman gibi

sorulara yant veren detaylara deinmemi, onun yerine bir

dnr olarak kendisini nasl gelitirdiini anlatmt.

Buna benzer olarak, 1 938'de. 82 yandayken, l

mnden bir yldan daha az bir sre evvel Sigmund Freud bir

yazsnda; "Bilinli olma vasf. bizim zihnimizin karanlk

dnyasndaki yollarmz aydnlatan tek eydir," demiti.

Freud, zaten mrnn tmn - en azndan resmi olarak

beyin zerine almalar yapmay brakt yarm asr - in

san akln inceleyerek geirmiti. Einstein iin dnme s

reci bilimsel bir sonu iin gereklilii tekil ediyorsa, Freud

iinse bu, sonucun ta kendisiydi. Freud ayn yl baka bir

yazsnda, "Her bilim dal fiziksel duyularmz kullanarak

yaptmz gzlem ve edindiimiz tecrbelere dayaldr. La

kin bizim bilimimizin zerinde durduu ey bu duyularn

kendisidir - yani herhangi bir insa11111 bir dnr olarak ge

lime srecidir," diyordu.

Einstein ve Freud'un tek yapt; ister ideal formla

rn varln arayan Plato, ister kesin olarak varl kantla

nan eyin gerek olduunu varsayan Aristotle olsun, yzyl

!ardr filozoflarn yaptyla ayn eydi: nasl dnd

1 78
zle ilgili fikir yrtmek. Bu ikilinin ayrca eskiden doa

bilimcisi, imdiyse bilim adam olarak bilinen kiiler son bir

ka yzyldr gksel ve beyinsel aktiviteleri incelerken yap

tklarn: baka bir deyile doayla ilgili dnme tarzmz

zerine fikir yrtmeyi devam ettirdiklerini sylemek abart

olmaz. Yine de Einstein ve Freud'un yzyllardr bilimle ilgi

li alma yapan insanlarn en ok nem verdii zellik olan

nesnellii brakp, kiisel ve znel eyler hakknda yazlar

yazmas bir ikilemmi gibi gzkyordu.

Modern bilimsel metot srecini bandan beri ekici

klan buydu aslnda. Galileo veya Leeuwenhoek gkyz ya

da insan vcuduyla ilgili, "Hayr, evren bu eklde iliyor,"

ynnde grler bildirdiklerinde, tek yaptklar doayla

balantl eski inanlar ykmak olmamt. Farknda olarak

veya olmadan, aslnda doayla ilgili nasl dndmz

de deitiriyorlard. Yadsnamaz kantlarn nda artk ev

rende sz sahibi olann eski bir otorite veya bizden uzakta

bir tanr olmadn biliyorduk. Sz sahibi olan, doay ince

leyen kiilerdi, yani bizdk. Ya da daha dorusu baka bilim

adamlarnn incelemelerinin izini takip eden, gzlemledikle

rini gzlemleyen, ltklerini len, bulduklar sonular ka

bul eden ya da tartan kiilerdi.

Bu metot ie yarad. Doa bilimcileri ilk nce gky

zne, sonra da teleskopu kullanarak daha teye; yeni uydu

lara, gezegenlere, yldzlara ve bizim Samanyolu yldz siste

mimiz gibi galaksi adn verdiimiz eylere baktlar. Doa bi

limcileri, ilk nce insan vcuduna, sonra da mikroskobu kul-

179
!anarak daha derinlere; merkezi sinir hcrelerine, liflere ve

aralarndaki balant noktalarna, yani biyotlara baktlar.

Dardaki ve ierideki dnyalar: Plato haklyd. Bin

lerce yldr evren sadece bir eit grnt topluluundan iba

retti. imdiyse insann be duyusundan birine mthi dere

cede katk salayan birka alet sayesinde evrenin bir ok

farkl yzn grmek mmknd. Teleskop ve mikroskop,

evrenin gizlerini bizden saklayp saklamadn - duyulan -

mzn algladklarnn aslnda varolan eylerin glgeleri mi

olduu sorusuna yant vermiti. Gerekten de teleskop ve

mikroskop gelitirildike var olandan daha fazlasn bize

sunmaya baladlar.

Ne kadar fa zlasn? Einstein ve Freud yirminci yz

yla girerken bilimsel bilginin u noktalarn zorlayp kendi

kendilerine bunun daha ne kadar devam edeceini soran tek

bilim adamlar deillerdi. 1 896 senesinin ilk haftalarnda

bunu dnen insanlarn tek yapmas gereken, Bertha

Rntgen'in neredeyse her gazetenin manetinde yaynlanan

garip ve karanlk elinin grntsne bakmakt. Bilimin gele

ceinin, btn olas bilgilerin edinilmi olacann veya on

dalk birimlerin yerinin deitirilmesiyle snrl kalacann

dnld bir dnemde bu snk grnt pek de ikinci

bir bilim devrimi yaratacaa benzemiyordu.

Yine de teknolojik mucizelerin yaand bir devirde

Bertha'nn eli, kendine bir yer edinmeyi baard. Wilhelm

Rntgen'in X nlarn kefinden iki ay nce The New York

Tines yeni ortaya km fotoraflk mesleinin tarihesine


deinerek, geride braklan ve telgraf, telefon, pikap, sinema

1 80
ve her eyden te elektrik nn bulunduu yirmi ylda, on

dan "nce yaanan iki bin yldan" daha fazla icat yapldn

yazyordu. Rntgen'in b uluunu duyurmasndan sonra gaze

te yazsnda bir dzeltme yapt: X nlar benzersizdi.

Ama bu gr ksa srede deiti. 1 Mart 1 896'da -

Rntgen, raporunu ve fotoraflarn meslektalarna gnder

dikten iki ay sonra - Fransz fiziki Henri Becquerel eer bir

fotoraf levhasn siyah bir katla sarp, bunu uzun sredir

zerinde deney yapt fosforlu maddeyle kaplarsa ve bu pa

keti birka gn boyunca ekmecede saklarsa, levhada "ar

younlua sahip" baz "siluetler" grldn ortaya kar

mt. Vard sonu uydu: zifiri karanlkta bile bu fosforlu

maddeler - bunlar uranyumun bir bileeni olan uranil potas

yum slfatt - grnmez nlar yayyordu. Ayn yl daha

sonraki bir tarihte Hollandal fiziki Pieter Zeeman, ngiliz

fiziki ve kimyac Michael Faraday'n krk yldan uzun bir

sre nce manyetizmann etkileyip etkilemediini gr

mek iin tasarlad ama baarsz olduu deneyi tekrarla

maya karar verdi. Zeeman, bunu Faraday'n zamanndan be

ri gelitirilen teknolojik yenilikler sayesinde etkiledii sonu

cuna ulamt, ve bunun hemen ardndan arkada Hollan

dal fiziki Hendrik Antoon Lorentz bunu matematiksel ola

rak aklayan bir sonuca ulamt: k atomun iindeki ne

gatif ykl paracklar tarafndan yanstlyordu. Bu sonuca

lerindeki paracklar brakn, atomlarn kendilerinin varl


yla ilgili bir sr soru iaretinin bulunduu bir dnemde u

lamt. Bundan bir yl sonra, 1 897'de Britanyal fiziki

Joseph John Thomson, Kraliyet E nstits'nn bir "Cuma

181
akam toplants"nda izleyicilerine atomun iindeki negatif

ykl paracklarn varln, onlar iinde bulunduklar a

tomdan a_vrarnk kantladn syleyip hepsinin afallamas

na sebep oldu. Ve bundan da bir yl sonra Marie Curie,

Becquerel'in uranyumdan kan nlarla ilgili aratrmalar

m genileterek baka maddeler zerinde devam ettirdi ve

radyasyonu kefetti: sonra da bu maddenin yaratt etkiye

yepyeni bir isim verdi: radyoaktivite.

Bunlar. sadece fizik alanndaki gelimelerdi. Bir s

reliine baka bilim dallarnn ortaya kmas iin uraan

kiiler maddesel evrendeki oluumlarn - Cartes ve Newton'

un madde ve hareket, hareket ve madde kavramlaryla ula

tklar baarlar gibi - daha manevi evrenlerde de uygulana

bilirliklerini sorguluyorlard. Baka bir deyile. kuvvetlerin

yaratt etkiler zerinde duruyorlard. Fizikteki kuvvetler

gibi elle tutulur kuvvetin deil ama onlara yakn eyler.

Newton'm yerekimi gelf' neindeki ma ntkla doru orantl

kuvvetler: ister kii, ister gf'zegen, ister hcrf', ister uygar

!klar olsun maddeleri harekete geiren kuvvetler.

On sekizinci yzylda ekonomist Adan Smith, piya

salarda "gr nmez bir elin" etkili olduunu ne srmt.

On dokuzuncu yzyln ortasnda Kari Marx'n fik irleri ve

Darwin'i bilim alanda doann gcn n plana karan

doaya uyum salayann hayatta kalmasna dayal evrim tp

orisi arasnda bir ba kurmutu. Eer - ki bu byk bir f' "

erdi - fiziksel bilimler yirminci yzyln banda bir sona

yaklayorsa. belki de bir dahaki asrda fizi kle alakas olm a

y a n bilimler geliecekti. Fiziki Rolert A. Millikan. 1 894"te

1 82
Bat B J'Oadway'de 6. ve 4 . Caddeler'in kesitii nok tadaki bir
binann beinci katnda, kendinden baka dl't Colun hia
niversitesi rencisiyle yaadn anlat yordu. B unlardan
birisi hekimdi ve dier sosyoloji ve politika blmlerinde
renciydiler ve Robert' "sosyal bilimler yeeril'kPn". fizik gi
bi "l" ve "sonu gelmi" bil' bilime gnl vel'dii iin srekli
olarak eletil' iyorlal'd.

lel'inin byk bir blmnn bo olduu atomlar

dan oluan kat naddelel'in iinden sl'ekli nlal'n getii


gerei, uygarlkla!' ve canl trlerini konu alan psikolojik a
kmla!': i t e b unlar, bilimin eski t anmna kar gelmekte o

l a n kuvvet !erdi. Peki a m a bunla!' bilimde yeni ufukla!' m a


yordu? B u nla!' evrene yeni lil' bak as get il' emizi mi
salyordu? Kiisel olarak ele aldnda byle dnlme
sini geektil'ecek hibir neden yokt n otada . Galileo'nun ke
fettii ,J piter'in uydulan veya Leeuwenhoek ' i bulduu ne
eli hayva nc klar gibi bunla rn da usulsz eyle!' olduu d
lebilil' di. Ama on yedinci yzylda grld gibi, ee! '
yet eri kada!' usulsz eyi bil' araya get iril'sPniz, bunlar do
ayla ilgili gl' lel'imizi - onu nasl algladm z tersine ;e
vinnekle kalmaz, ayrca doay nasl g!'dnz: alnla
dklanmz hakknda 1111sl dndmz ll' deit ir>ye

ba ;; l ar.
Uil i Devl'im i'nin ort adan kaldml ii; iddia ett ii
eyler ne de olsa gnnez olan Pyl>l'di. BPlki l> ilk saflr n
d a baa ra m ad . Evet Newton, "Uezegenler! P. ilgili Copernicus
anlay ilk defa burada mekanik kurallara bal otomatik i
leyie sahip bir sistem olarak dun yor." cled ii de d ev!'en-

1 H3
deki grn mez kreleri ortaya karmt . Ve eve t , ayn eyi
Descartes u szlei syleyerek i dnyamzdaki hayvani
ruhlar ortadan kaldrdnda yapmt: "Her nasl bir saatin
hareketi. iinde bulunan eit arlklar ve arklarn gc,

durumu ve eklinden kaynaklanyorsa, ben de sizden, size a


kladm bu hareketlerin vcudun p aralarndan. kendi g
znzle izleyebileceiniz kalpten. parmaklarnzla hissedebi

leceiniz sndan ve kendi damarnzda atan kandan kaynak

landn gz nnde bulundurmanz rica ediyorum." O za


man bu insanlarn kefettikleri evrenler kukusuz srekli
hareket halindeydi, ama artk bu hareketlerin nedenlerini

ortaya karabilmek o kadar eriilmez ve imkansz grnm


yordu.

Peki ama gerekten de bu hareketlerin nedenlerini


ortaya karabilmek eriilebilir ve imkanl myd? Ne New
ton ne de Descartes tahmin yrtmek istememiti. Newton,

nl szlerinden birinde yerekimi ile ilgili varsaymlar uy


durmadn dile getiriyordu. Descartes ise dnyorsa var
olduunu sylemit i. Fakat her ikisi de evrenin nasl iledii
- gksel mekanizmay dndren arklarn kaynann ne ol
duu veya insan beynindeki dilileri dier yaratklarnkin
den ayran eyin ne olduu sorusuna yant olarak "Yaratc"
y gsteriyordu. Newton. tanryla ilgili Prensipler kitabnn
sonunda "o hep vardr ve her yerdedir, her yerde ve her za
man varolarak zaman ve boluun meydana gelmesini sa
lar," diyordu. Ve Descartes insanlar dahil bir sr hayvann
viicut yaplarn inceledikten sonra, "Tanrnn manta sahip

1 84
bir ruh yaratp onu vcuduna soktuunu dndkten sonra
insanlarn benzersiz olduuna inandm," szn etmiti.
Lakin doal olan her eyin doa st bir eyle ba

datrlmasnn pek de mantk snrlar iinde olduunu sy


lemek mmkn deildi. Newton'un kendisi de yerekimi ka
nunun snrl olduunu - yani yerekiminin nasl ilediini

aklayamadn fark etmiti. 1 693'te ilahiyat Richard


Bentley'e yazd bir mektupta, "Yerekiminin, bir cismin
baka bir cisme bolukta kendi kuvvet ve hareketlerinden
hari hibir ey gerekmeksizin bir etki yapmasn salayacak
ekilde her maddede var olmasn kavrayabilmek o kadar
g ki, dnya zerinde felsefi konularda stn bir anlaya
sahip kimselerin bile bunu kavrayabileceini sanmyorum,"
yazmt.
Ama felsefeyle uraan baz kimseler bunu kavra

may baard. Newton'la ayn dnemde yaayan bilim adam


lar, onun teorisinin sadece evrenin paralarnn ne yaptn
akladn, bu paralarn nasl bu eyleri yaptna dein
mediini fark etmilerdi. Ayrca yerekimi zerine yaplan
tartmalarn, yarm asr nce Galileo ki Yeni Blim le lgli
Tartnala ve Matematksel Deneyle kitabn yaynlad
ndan beri doa bilimcilerinin yapt tartmalardan fark
lar olmadn grmlerdi.
Takip eden yllar ve asrlar boyunca Newton'un yer
ekimi varsaymlar o kadar baarl sonular vermiti ki -
hibir tutarszlk ve hata bulundurmadklarndan yasalar
haline gelmilerdi. Y erekimi o kadar ok eyi akla ka

vuturmutu ki Newton'un Pl'ensipler kitabnn nsznde

185
belirttii bir dilek sanki kehanetmi gibi grnmeye bala n
nut. Yerekiminin kendisine gezegenlerin, kuyruklu yldz
larn, ayn ve denizlerin hareketlerini ngrme ans tand -

n belirttikten sonra, "Keke doayla ilgili dier olaylar da

ayn mekanizmasal prensipler dorultusunda aklayabilsey


dik," diyordu.
Sonradan gelinen sonu bunu zaten aklayabilecei

miz ynnde olmutu. Newton ve Descartes' takip eden ku


aklarn doa bilimcileri, onlar her ne kadar hatal da bulsa,
yerekimi ve bilinle ilgili tartmalarn erevelerini belirle
dikleri ve b u konulara deinebilmek iin gerekli koullar

saladklar iin hep andlar. Ama ardndan Descartes ve


Newton'un cevaplayamad soruyu yantlamaya altlar:
bilimsel metot sadece hareket eden deil ama ierisinde ne

kadar birbirinin iine gemi galaksiler de bulunsa, srekli


hareket halinde olan bir evrenin dzenini aklayabilir miy
di? Newton\m kendi deyimiyle evrenin "sakl" zelliklerinin
aslnda var olmad kantlanabilir miydi?
Fransz matematiki Laplace, kendini bunu kantla
maya adad ve Gkyz Mekanizmas adl kitabnda da bu
na ulamay baarm gibi gzkyordu. Napolyon kendisi
ne, "Dnyann iinde bulunduu sistem ile ilgili bu byk ki

tab yazmsn ama bir kere bile evrenin yaratcsndan bah


setmemisin," deyip kzmt. Laplace'n ise verdii cevap,
"Efendim, byle bir varsayma ihtiya duymadm," eklin
deydi. D arwin, dnyadaki yaratk trlerini incelerken ak
ak byle bir sorun zerine younlamad, ama eninde so
nunda uramak durumunda kald. Darwin, Trlerin Kkeni

186
< dl kitabn yaynlad 1 859 senesinde bir arkadana, "E
er doal ayklanma teorisi t rden tre gei safbalarnn
herhangi birinde mucizevi aklamalar gerektirirse, bu teori
den kesinlikle vazgeerim," diye bir mektup yazmt.

Sadece ne olduu deil, sadece ne yapt deil: ne


yaptn nasl yapt. 1 893'te tarihi Charles H enry

Pearson, "Her astronom evre ile ilgili kefedilmesi gereken


bir giz olduunu biliyordu ve Newton bunu dnyaya akla

dnda astronomi en b yk zaferine ulat," diyordu. Ayrca


ona gre D arwin de zaten, "Dnya zerindeki yaamla ilgili

dier bir gizi zmek zereydi." Platon, grdmz glgele

rin kayna olan cisimlerin varln ortaya atmt, sonra da


bu cisimlerin temelinde bulunan dev bir matematiksel meka
nizmann varln ne srmt; ve ite kendisinden iki bin
yldan daha fa zla bir sre sonra bilinen her makineden daha

artc ve kusursuz, ama ayn zamanda bir duvar saati ka


dar anlalr bir ileyie sahip bir evrenin varl kantlan
yordu.
Ama yine de - yine de: sahip olduumuz bilgiler bu
denli fazla olmasna ramen bilimsel metot, hala Newton ve
Descartes' izledikleri yolda durduran iki sorunun cevabn

verememiti: Yerekimi nedir? Bilin nedir?


Newton'un mekanizma yasalarnn nedensellik ze
rne kurulu a nlaynn baarsn gz ard etmek mmkn
deildi. B u konuyla ilgili tartmaya ak olan eyse ortaya

koyduu sonulara nasl ulat ve takip eden yzyllar bo


yunca zerinde yaplan yorumlard. Ernst Mach 1872'de,
"Newton'un yerekimi teorisi ortaya konulduunda doay

1 87
i nceleyen herkesi rahatsz etti, nk temelleri allagelmi
in dnda bir anlalmazla dayanyordu," diye yazmt.
Sonra da unu eklemiti: "Artk bu, herkesin farknda oldu

u bir anlalmazlk haline geldi". Ve 1 883 ylnda yazd -


Einstein'n grecelike teorisini gelitirirken en ok kendisini
etkilediini syledii ve Freud'un Mach ile kendisinin ortak
arkada Breuer araclyla imrenerek okuduu Mekank
Blin adl kitabnda Mach, Platon'un maarayla ilgili mese
lini iinde bulunduu nedensellik ana gre uyarlamt:
"Eer dnyay sadece bir tiyatro sahnesinden ibaret sanan
bir insann, perdelerin arkasnda olanlar ve sahnede oyna
nan oyunu m mkn klan mekanizmay grmesine izin veril
se, gerek dnyann da bir m a kine odasna ihtiyac olduunu
dnrd. Ve bu oda iyice incelendiinde - yani dnyay

mekanik terimlerle aklayabildiimizde - her eyi anlam


olurduk. Ama anladmz tek ey doann kendisi deil de,
kavramakta kullandmz mekanik yorum olurdu," diye de
vam ediyordu. O yzden, "Dnyann anlalmas iin retti
imiz dnsel makine dzeninin, gerek dnyayla karla
trlmamasna dikkat etmeliyiz." Duyularmzn tesinde,
bilimsel metodu uygulayabileceimiz kavramlarn tesinde,
fiziin tesinde olanlar yalnz metafizii ilgilendirirdi.
Aslnda Mach, Fransz filozof Auguste Comte'nin
1 830'larda oluturmaya balad bir tezi daha geni kap
saml hale getirmeye alyordu. Comte, doayla olan iletii
mimizin tarihesini gz nnde bulundurarak entelektel
gelimemizin her biri nemli safhadan getiini ne sr
yordu. lk olarak Bilim Devrimi oluncaya dek meydana gelen

188
her ey vard. doal etkilerin doal nedenlere deil de kre
ler ve ruhlara bal doa st nedenlerle badatrld d
nemdi bu. Sonraysa Newton ve Descartes gibi insanlar
balatt entelektel dnem geliyordu; bu insanlar, doal et

kileri doal nedenlerle eletirmeye alm fakat bunu ya


parken konudan fazla sapmlar ve speklasyonlara neden
olmulard. Buna, Comte metafizik safhas ad vermiti.

O zaman bir bilim adamn (zaten Mach da her za


man Newton'un yasalarndaki belirsizliklere bir filozof ola
rak deil deneysel bir fiziki olarak yaklatn sylyordu)
ne yapmas gerekiyordu? Ortada olmayan eyleri kavramaya

almamalyd. Comte bunun yerine doa bilimcilerinin or


tada olan eyi, tartma gtrmez, varl kesin eyleri -
kendi deyiiyle pozitif eyleri kavramalar gerektiini syl

yordu.
Comte'nin uygarlmzn entelektel geliiminin son
safhas olarak grd ve Mach'n en b yk savunucusu ol
duu pozitivizm isimli gr, b ulunduumuz u dnemde al
glarmz snrl olduunu ve alglarmzla edindiimiz ka
ntlardan baka hibir eye sahip olmadmz kabul ediyor
du. Evrenle ilgili edinebileceimiz herhangi bir bilgi bize. be
duyumuzdan birisi sayesinde ulayordu. Her ne kadar ye
tersiz ve yanltc olsa da duyularmzla edindiimiz kantlar,
aratrmalarmzn modern bilim a baladndan beri ol
duu gibi yine tek dayana olmalyd. 1872'de bilimle ura
an kiileri ve filozoflar kuaklar boyu etkileyecek konu
masnda , 1 840'larda Berliner Pyhsikalische Geselschaft'n

bir yesi iken "fiziksel ve kimyasal etkilerin tek var olan

1 89
kuvvetler" olduunu savunan dirimselcilik kart nrofizyo

log Emil DuBois Reymond, "Doayla lgili Bilgimizin Snr


lan" konusuna deinmiti. ddia ettii ey mekanik bir mo
delini tasarlayabildiimiz herhangi bir doa olayn anlaya

bileceimizdi; v e eer anlayamazsak baarszlk bize ait de


mekti ve bu durum geiciydi. Ama zerinde mekanik model

lemeye gidemeyeceimiz ve asla zemeyeceimiz iki tane


bilmece vard: "Madde ve kuvvet nedir, bunlar nasl iler?''

Du Bois Reymond'a gre bu sorularla yzleirken geleneksel


ve geici "bilmiyoruz" sylemine snmaktansa. drste ve
mtevaz bir biimde, "asla bilemeyeceiz" gereini kabul
lenmeliydik.
Aristotle sonuta haklyd: ne olup ne yapt deil,
ayrk olarak nasl yapt nemliydi. Dnya, sakl bir gerek
lii bulundurmuyordu iinde - ya da Plato'nun inand gibi
bulunduruyordu ve dipteki gereklik asla bilinemeyecekti.
bu yzden hi var olmam gibi varsaymak ok daha kolayd.
Yirminci yzyla girilirken Orta Avrupa'da bilim a
damlarnn hakim olduu gr buydu. Doa bilimcileri elle
ri altndaki deneyleri tamamlarken veya ondalk birimin sa
ndaki basamaklarla oynamaya devam ederken bunu d
nyorlard. Einstein ve arkadalarnn, asrn banda kurup
ismini srf komiklik olsun diye Olimpia Akademisi koydukla
r topluluk bir a raya geldii zaman, sosis ve bilime dalp gece
yars yaknlardaki tepelerde yrye ktklarnda Mach
ve Poincare gibi fizlozofbilimadamlarnn yazlarn verken

ilerinde tadklar inan da buydu. Freud'un doa fizyoloji


si konusunu ilk iledii Viyana niversitesi'nin zooloji ve fiz

190
yoloji blm lerinin ve aratrma konusunda en ok gelitirdi
i alt yln geirdii Viyana Fizyoloj i E nstits'nn zerin
de durduu reti de buydu. Pozitivist Fizyoloji Topluluu'

nun kurulmas iin 189 l'de bir beyanname yaynlayan ve


imzalayan 33 kii iinde, "Prag'l Prof Dr. Einstein" ve
"Wien'li Prof. Dr. S. Freud"un da olduu grubun destekledii
gr de buydu. "Kuvvetin, sratin ve akln temelinde ne
vard?" - ite bunlar Comte, D u Bois-Reymond ve Mach'n
dediklerini tekrarlayan fiziki H einrich Hertz'n "mantksz"
olarak niteledii, ama E i nstein ve Freud'un farknda olma
dan srekli aklamaya alt sorulard.
E instein byle bir ey yaptn ilk bata inkar etti.
1 9 18 Austos'unda E instein, hayat boyu dostu ve meslekta
olan Michele Besso'ya, "Son mektubunu yeniden okuduum

da beni ok kzdran bir ey grdm: b u kuruntun deneyim


cilie stn gelecek gibi," diye yazmt. Einstein, Besso'nun
kendisini grecelik teorisini gelitirme esnasnda pozitivizm
kart yollara saptn ne srmesine itiraz ediyordu. "Ben
ce bu gelime, srekli baka bir ey gsteriyor; pozitivist g
rn tam tersini, yani salam temellere oturtulmak istenen
bir teorinin, genelleme yaplabilecek gereklere dayandrla
bileceini." Bu "gerekler" arasnda Einstein - Macar fiziki
Baron Lorant Etrs tarafndan 1890 ylnda deneysel olarak

ispatlanan - sreduruma sahip ve yerekiminin etkisine gir


mi ktleler arasndaki eitlii gsteriyordu. Bu deneyden
hi haberi olmasa da E instein, b u bilgiyi grecelik teorisini
olutururken kullanacakt. B ildii tek "gerek" 1 907 sonba-

191
harnda patent ofisinde hayal grrken zihninde canlandr
d grntyd.
Freud, kendini Einstein kadar felsefi incelikerle sk
mad, ama pozitivist prensipleri uygulamaya almak ken
disini ok fazla geriyordu. 1 895 ylnn Aralk aynda "Nro
loglar in Psikoloji" kitabn yazmak iin uramak ve yeni
bulduu yaklam "psiko-analizi" test etmek arasnda gidip

gelirken, arkada Wilheln Fliess'a, "Umarn varsaymlar


mz da yaynlamaktan ekinnezsin. Halka sunmadan nce
yeni eyler tasarlamaya cesaretleri olan insanlar yoksa bu

iler yrmez," demiti. Ama kendisinin byle bir cesarete

sahip olmadn dnyordu. On yl sonra, "Speklasyon


lardan katn iin gurur duymuyorum, ama varsaynlar
nn temellerini oluturmak ok yorucu ve uzun gzlemler
yapmam gerektirdi," diyordu. Ancak bundan da bir on yl

sonra, 1 9 1 5'te "bilinalt" ile ilgili yazd, bir yazda bu ko


nuyla ilgili varsaymlarnn speklasyonlar zerine kurulu
olduunu kabul ediyordu: "Bir eylere anlam kazandrmak,
birebir tecrbe etmenin snrlarnn dna kmak iin yeter
li bir nedendir."
Birebir tecrbe etmenin snrlan: gemie baktkla -
rnda Einstein ve Freud'un incelemelerinin can alc noktala
rnda zerine younlamalar gereken eydi bu: uzmanlk a
lanlarnn tam gbeinde bir kant eksiklii. Einstein, ilk n
ce mutlak boluk, sonra da mutlak zama n sorusuyla ura
mt - ama sonuta zmn mutlak zamann yokluunda
yattn anlamt. Freud ilk nce akl ve vcut, sonra da bi
lin sorusuyla uramt - ama sonuta zmn, bilincin

192
yokluunda yattn anlamt. Bu yzden sadece su gtr
nez bir ekilde elle tutlablir kantlar kabul eden pozitivist
bilim anlayla ters dmelerine amamal. Ellerinde kant

kalmadnda daha dikkatle baktlar ve sonradan kefettik


leri ey yeni kantlar deil, eskilerine yeni bir bak as ge
tirmekti, herkesin gzden kard ufak dnsel bir ayr

mm farkna varmlard: algladklarmzda veya duyular


mzla kavradklarmzda deil, yaklamda olan bir deiik

likti bu.
Rntgen'i laboratuarnda ziyaret eden bir kii ona ilk

defa bu hayali ve transparan zelliklerini kefettiinde

ne dndn sormutu. O da gururla, "Dnmedim, in


celedim," cevabn vermiti. lk bata Einstein ve Freud da
byle yapmt. Dndklerinde ise akllarna gelen mevzu

kantn onlar ynlendirmesine izin vererek bilimsel gelene


e sadk kalmakt, bunun tersi deildi. Hem de inceledikleri
kant, akranlarnn inceledii kantla aynyd. Sonradan in
celemeye baladklar kant yetersizlii akranlarnn incele

dikleri kant yetersizliiyle aynyd. Yine de bir noktadan


sonra E instein ve Freud akranlarndan daha ileriye gitmi
lerdi, nk incelemeyi b-akmlad. Dnmeye balam
lard.

Probleme farkl bir adan yaklatlar, kant yeter


sizliiyle karlatklarnda eitimleri ile inanlarnn ve
Rntgen'in inat deneylerinin gizemli p arltlar bulmasn
salad mesellerin onlara yapmamalan gerektiini emret
tii eyi yaptlar. Ortaya varsaymlar attlar.

193
Einstein, Mach'la bir kere grt. Bu grme,

E instein 1 9 1 3 sonbaharnda Viyana'da Aln a n Bilim Ada m


lar v e Fizikileri Kongresi'nde b i r konferans vermeye geldi

inde gerekleti. Bu frsat Viyana'nn varolarna gidip


kendi felsefi gelimesinde bu kadar etkili olan filozofa sayg
larn sunarak deerlendirdi. Mach da duyduu kadaryla
kendi yazlarndan etkilenerek yeni bir grecelik kavram or

taya karan insanla tanmak iin can atyordu. Einstein,

Mach'n dairesine ulatnda karsnda fiziksel olarak k


m, gri ve sk sakall, yllar nce kendini sakat brakan fel
yznden ac eken bir insan buldu. Mach hala zihinsel a

dan glyd, bu yzden Einstein kendisine yllardr akln


kartran bir soruyu sordu: Eer bir fiziki birbirinden ayr
grnen olaylarn arasnda ba kurmasn salayan ve son

radan gzlemlerle kantlanan bir varsaym ortaya koyarsa,


Mach bunu pozitivist bir yaklam olarak alglar myd?
Mach, biraz kendini zorlarsa bu tr bir durumu hayal edebi
leceini syledi. Einstein tatmin olmu bir ekilde ayrld; a
ma Mach pek de kendini tatmin olmu hissetmemiti. l
mnden sonra yaynlanan bir kitabnda Einstein'n zerinde
etkisi olduunu yalanlyor ve grecelik teorisini felsefi a
dan rteceini sylyordu (ama bunu yapmaya mr yet

memiti) .
Belki hi de rastlant eseri olmamtr; Mach'n b u
kitab yaynlandktan birka ay sonra Einstein inkar etmeye
alt ey ak ak ortaya kmaya b alaynca artk kabul
lenmeyi baarmt. 192 1'de Londra'da verdii bir konferans

ta Einstein, grecelikle ilgili olarak, "Bu teorinin temeli spe-

194
k lasyonlara dayal deildir," demiti. Bundan bir yl sonra

Paris'te verdii bir konferans da ise tamamen zt eyler sy


lyordu: "Mach'n kurduu sistem, tecrbeye dayal veriler
arasndaki ilikileri inceliyor, Mach'a gre bilim bu ilikinin

btnldr. B u b a k as yanltr, aslnda Mach'n orta


ya kard bir sistem deil, bir katalogtur. Mach, ok iyi bir

makinist olabilirdi, ama acnas bir fi lozoftu.


Pozitivizmin manta dayal snrlarn gstermek i

n Einstein, kendi grecelik teorisinden faydalanabilirdi.


Kendi teorisi de Newton'unki gibi gzlemlere dayanarak yer
ekimini aklyordu, tabii bir teoriyi ortaya koymak iin tek
yaptnz i bariz ortada olan eylerle ilgili gzlemler yap
mak deildi. Einstein 1933'te Oxford'da Herbert Spencer ad
n a verdii bir konferansta, Newton'un yerekimi yasalarnn
mesafeli hareket gr ve kendi grecelik dncesiyle ilgi

li olarak, ''Temel prensiplerde var olan kurgusal enin tec


rbeye dayal her iki ilkede de bulunduu aikardr," diyor
du. ''Bu da basit tecrbelere dayanarak mekanik ilminin te
mel kavram ve nermeleriyle alakal bir sonuca varmaya a
lmann, baarszla mahkum olduunu gsterir."
Geriye dnlp bakldnda. aslnda pozitivizm ve
mekanik ilmi kusursuz bir iftti. E er bilinsiz olarak dahi
evrenin sadece madde ve hareketten olutuunu varsayarsa
nz, incelemelerinizi hareket halindeki maddelerle snrla

mak yeterli olmann tesinde mekaniksel gr glendirir.


Mach'n kendisi de zihnimizin makine odasn, gzlem gc
mzn dnyamz hakknda edindiimiz mekanik bilgilerin
temeli yerine gerekliin temeli olarak alglamann tehlike-

195
lerine iaret etmiti, dnyay incelemek iin bize sunduu

yntem daha fazla mekanizma ortaya karmaktan baka bir


ey yapmad.

Mach'n, Newton'un mekanizmalaryla ilgili phele


rnn tamamen faydasz olduunu sylemek hata olur.
Einstein, kendi grecelik teorisini olutururken Mach'n
Newton'un yasalarnn bilimsel metodun temeli olarak aln
m asn sorgulayndan ilham almt; Mach'n tekil ettii

rnek Einstein'a mevcut delillerle ilgili farkl yorumlar yap


mas gerektiini gstermiti, hayatnn sonuna kadar b u d

nsel borcun farknda oldu. Fakat Einstein, Mach'n yasak


lad blgelere girmeden alternatif yorumlara - yani iki ten
kit edilemez nermeye: grecelik teoreminin elektrodinamie
uzanmasna ve k hznn sabit olduuna - ulaamazd.
Kendi lm ilan sayd "Otobiyografik Notlar" adl 1 905

Mays'nn bir gecesi Bern'de yzletii ey, taze bir kant


deil, kant yetersizliiydi "Bilinen gereklere dayal doru
kurallar ortaya karmaktan bkknlk gelmiti." Einstein,
Mach'n pozitivizmiyle ilgili olarak Besso'ya, "Bu sadece za
rarl haereleri ldrr, yeni bir eye hayat vermez," demi
ti.
Eer pozitivizm dnyann mekanik bir yorumuna o
lanak salyorsa - gz nnde bulunana ulatryorsa bizi -
varsaymlar retmek de b aka bir eye: gz nnde b ulun
mayana, grnmeyene ulamamz salard. Einstein'n ken
di grecelik teorisini bulmasn salayacak o l < n e l e k t ro m a n
yetizma teorisi de bir varsaymla ortaya k m t r. 1 82 l 'de

Britanyal fiziki Faraday, mknats masay koyup z e r i n d e

1 96
asl bulunan tele elektrik akm verdiinde ilk dinamoyu ya
ratmt. Tel, sanki manyetizma ve elektrik beraber bir gir
dap oluturuyormuasna dnmeye balamt.
"Gryor musun?" demiti Faraday kaynbiraderine,

"Gryor musun? Gryor musun?"


Kaynbiraderi tabii ki grmt; ama asl nokta Fa
raday' bunu daha pili altrmadan nce ngrm olma
syd. Okulda eitim grmemi olan Faraday'n b i r eyleri

gz nnde canlandrma konusunda doutan bir yetenei


vard ve pilin elektrik rettiine ya da mknatsn manyetiz

maya neden olduuna ahit olduu gn, zihninde grd


ey o dnemin btn fizikilerinin grdklerini sand gibi
dz izgiler deildi. Bunun yerine girdap etkisini yaratabile
cek daireler "grmt" . 1 0 Nisan 1 846'da Londra'da Krali

yet Enstits'nde n hazrlk yapmadan dzenledii bir kon


feransta bu dairelere "alan" ismini verdi. Faraday, son ey
rek asrdr manyetizma ve elektrik arasndaki grnmez b a

kurmak iin kulland dairesel kuvvet alanlarnn artk


gzle grlebilir olduunu iddia ediyordu. Zaten bunu kendi
gznzle de grnblirdiniz. Bir mkna t s bir kat parasy
la rtp zerine demir tozu dker ve demir t ozlarnn mkna
tsn kutuplann yayd dalgalara gre lalda tank o

labilirdiniz. Newto\n nede nsellie dayal yasalanyla son


bir buuk asrdr yorulmu olan dinleyiciler olaya biraz ku
kuyla yaklat. Fakat James Clerk Maxwell. bn varsaymsal
alanlan elektromanyetizmayla ilgili drt denklemle nate
n:tiksel temPllere layand rnca. dier fizikilerin Faralay'
d iiyay fa rkl yonn l a na tarzn kabnlleekten baka

1 97
:seenekleri kalmad. Einstein, elektromanyetizma ierikli
sorunlarla uramaya baladnda bu alanlarn varln
kabul etmekle kalmam. onlar barna basmt. Maxwell'

in yznc doum gn ansna yazd bir yazda, "Gerek


liin kavrannda meydana gelen bu deiiklik Newton'dan
bu yana fiziin bana gelen en nemli ve faydal ey," demi

ti.
Einstein fizikte varsaymsal bir yol izleyerek bir teo

riye ulaan ilk kii olduunu hi iddia etmedi. Aslnda ze


rinde dndke bunun ta bilimsel metodun douundan

beri varolan bir olgu olduunun farkna vard. Johannes

Kepler, Mars'n yrngesinin elips eklinde olduu sonucuna


yedi yl uratktan sonra Tycho Brahe'nin gzlemlerini kul
lanarak rettii denklemlerle deil de varsaymlarla ula
mam myd? "Yrngeler, deneysel olarak biliniyordu," a

klamasn yapyordu Einstein, "Ama bunlar yasalar haline


getirmek iin deneysel verilere bavurmutu. lk nce y
rngenin kvrlyla ilgili matematiksel bir tahmin yapmas,
sonra da bunun ne olduunu geni bir ekiller yelpazesinden
karmas gerekiyordu. Eer uyumazsa baka bir varsaym
gelitirilip test edilecekti. Byk aratrmalar sonunda y
rngenin eklinin ortasnda gne bulunan bir elips olduu
gereklerle rttrld."
Sonraki kuan (yanl) anlad biimiyle bilimsel
metota bu biimiyle yol gstermeye balayan Kepler olmu
tu. E instein, arkada Besso'ya, Ernst Mach gibilerin farkna
varmad eyin "bu varsaymsal enin Newton'un yasala
rnda ve insan aklnn dnebilecei her teoride bulunduu

1 98
gerei" olduunu sylemiti. Einstein'n sylemeye alt,
Rntgen'in inceleme yapmak yannda fikir retmesi geekti

i deildi. Demeye alt onun da Faraday ve Maxwell na


sl dndyse yle dnmesi gerektiiydi. Einstein, kav
ramlar ve alglar arsnda bir ayrma gitmenin "metafiziksel
yaratl gnah" olacan ve kendisinin de bu gnah iledi

ini kabul ediyordu. Ama yalnz deildi. Ona gre bu gnah


hayatlar boyunca her bilim adam ilerdi. 1 950 senesinde

yetmi bir yandayken, lmnden yalnz be sene evvel,


"Ben her teorisyenin ne kadar kendisini saf bir "pozitivist" o

larak grse de bir eit ehliletirilmi metafiziki olduuna i


nanyorum," diye yazmt. Ya da Oxford'da verdii konfe
ransn al szlerinde dedii gibi, "Teoriysen fizikilerden
kullandklar metotlarla ilgili herhangi bir ey renmek is
tiyorsanz size sadece tek bir ilkeyi takip etmenizi neririm:
dediklerine kulak asmayn, dikkatinizi yaptklar eylere ve-
rn."
E instein, varsaymsal bir akm balatmadnn far

knda olduu gibi bir ilham kayna olabileceinin de farkn


dayd. Sonuta fizikte klasik a balatan Faraday, Maxwell
ve Newton\n elektrik ve manyetizmay yeniden gzden ge
irmesi deil, Einstein'n bu bilim adamlarnn elektroman
yetizma ve yerekim i ile ilgili yasalarn ortak bir sentez er
evesinde ilemesiydi. Mach'n kendisi iin yaptm;
Einstein akranlar iin yapabilirdi - onlara zararl haereleri
yok etmede yardmc olabilirdi. Ve aynca Mach'n kendisi i
in yapmad bir eyi onlar ii yapabilirdi - yeni bir eylere

hayat verebilirdi. O zaman Einstein'n kendi kendine stlen-

1 99
dii misyon, doa bilimcilerinin stlendii grevleri nasl
yaptklarn deitirmek deildi. Misyonu. onlarn yaptklar
eyler hakknda dnme tal'Zlanm deitirmekti. Yani
Einstein'n tekil ettii rnek aslnda onlara zaten srekli

yaptklar eyleri yapma izni sunuyordu.


Einstein'n arkada fiziki Werner Heisenberg ken
disiyle 1926 senesinde bir akam. onun hala saf bir pozitivist

olduunu dnd bir dnemde aralarnda geen konu


may anmsyordu. Heisenberg, akln megul eden bir soru
nu - deneysel kantlara dayanarak bir atomda bulunan elek

t ronlarn yrngelerini aklayamadn, nk bu olayn

henz net bir ekilde gzlemlenebilecek dzeyde olmadn


anlatyordu.
Einstein da, "Herhalde bir fizik teorisinde sadece

gzlemlenebilir elerin bulunmas gerektiine inanmyorsu


nuz ya?" diye kar kt.
Heisenberg ararak. "Siz grecelik teorisinde yle
yapmadnz m?" sorusunu yneltti. "Mutlak zaman gzlem

lenemeyecei iin. mutlak zaman hakknda konumann do


ru olmadn: za man lmede ister hareketli isterse hare
ketsiz sistem !erde. sadece yerel saatin gerek olabilPceini
vurgulamtnz" .
"Muhtemelen byle bir mantk izlemiimdir." dPdi
Ei nstein, "Ama yine de bu samalktan baka bir ey deil."
Sonra, "Gzlemler bir teoriyi oluturmada faydal. bilgilendi
rici ve yol gsterici olabilir," diye eklemiti. ama grecelilik
teorisini pozitivizmin i l kelerine sadk kalmadan tasarlad
kukusunu iinde hissettii zaman gzlem leri n nemini ar

200
derecede abartmt. "Prensipte gzleme dayal olgular zeri

ne bir teori kurmak olduka yanltr. Yalnz i pratie d


kldnde durum tam tersine dner. Neleri gzlemleyebile

ceimize karar veren, teorinin kendisidir."


Ya da: bu yeni bir anlay tarzn mmkn klan ye
ni bir kavray biimidir. Yavalatlm zaman ve kvrlan u
zay anlamamz salayan greceliktir. Bastrlm olan duy

gular anlamamz salayan dinamik bilinaltdr.

Fakat: Bula-n hibi-i kant olmadan bir ey ifade


etmez. Bilim Devrimi'nin temelindeki dnce deimemiti:
bir Albert Einstein veya bir Sigmund Freud dahi olsanz tek
banza yeterli deildiniz.
Bu adan Freud ve Einstein, pozitivizme olan inan
larn hi yitirmediler. Sadece varsaymlar retip hemen so

nuca atlamadlar. Varsaymlarda bulundular ve sonra varsa


ymlar gzlemlerle rtene dek kantlar dorultusunda
b unlar gzden geirdiler. Freud 1 9 15'te yazd bir mektup
ta bilimsel yaratcl, "elenceli bir fantezi &ilsilesi ve a

mansz gereki bir eletiriye" benzetiyordu. Bilinaltyla il


gili yapt ilk tanmlarda ne srd varsaymlarn bu sz
le rttn kabullenmiti. Daha sonralar varsaymlarn
bilimsel dncedeki asl amacn yle aklamt: "Amac
gereklikle dorudan bir ba kurmaktr, yani bizden bam
sz, bizim dmzda varolanlarla." Bunun gibi Einstein da
Oxford'da verdii konferansta bilime varsaymsal bir yakla
mdan bahsederken bunu, ''On sekizinci ve on dokuzuncu
yzyllarda baskn olan yaklamla alakal olmadn." sy
]emi ti ve "gereklie ait tm bilgilerin tecrbede ba layp

201
bittiini" eklemit i. Varsaymlar "bir t arafnda genel kav
ramlar ve kurallarn, t eki t arafnda sonularn olduu" dip
siz kuyunun iki t araf arasnda kpr grevi grr. Ama:
"Tabii ki matematiksel bir yapnn fiziksel ilevini belirleyen
tek lt t ecrbe olacaktr."
rnein Einstein. matemat iksel denklemlerini t ec

rbeyle badatrabilmek iin ngr ortaya a t mt. Dr


dncs evrmin genilemesiyle ilgili t ezi olahilirdi. ama b u

mm ne srlmesi bile fizikiler arsnda t eorinin doruluu


m salamlatran bir gr olarak kabul edilmiti. Eer

Freud'a kamtlarnn nerede olduunu sorsanz muhtemelen.


"Nerede deiller ki'?" cevabn alrdnz. Dil srmelerinde.
akalarda, ryalarda. istek ve kederlPrde, cinsel semlolle

ve fantPzilerde. Bir kerP dinamik bilinaltnn ne olrluunu


btn aklyla kavradnz m her yerde. hPrkeste ve her
zaman i banda olduunu grrd nz.
Einstein'a ska "Yeni Colombus" dendi. 1 9 1 9 ylnda
gerekleen gne t u t ulmasnda Pide Pdilen sonular Krali
yet Topluluu'nda Arthur Eddington t a rafndan a kland
nda, ,Joseph .John Thompson grPcelii "uzaklardaki bir a
dann deil. fizikle ilgili e n nemli sorularn cevaplarn ip

ren bi ktann kefi" olara k t anmlam t . ErtPsi ay .John


Hopkins profesrlerindPn .J . s _ AmPs. Birlc.>ik J)pv]et lPr Fi
zik Topluluu ' na yapt al konumasnda rgtn yp)p
rine grPceliin nP t r frsatlar dourabilPceini anla t m ak i
in. "YPni bir dnya kefedpn kiiye kar iamlmaz bir ya
knlk duyuyornn vp rendiklerimi sizinle rnylamak iin
.
sa h rszla nyorum . . diyordu .

202
Ayn metafor. ou zaman bilinalt iin de kullanl
d. Bir buzda wya bir a dann deniz altnda kalan ksmla
rna benzetilmedii zamanlarda bilinaltna " Afrika" de
niyordu. Freud da bir keresinde bu benzet meyi kullanmt.

Fleiss'a yazd bir mektupta kendi kiiliinden bahsetse de


kulland kelimeler bu dnce dorult usundayd: "Ben do

ut an bir fa t ihim" .
Ama bu benzetmeler her ne kadar be asr nce ba

lam keif a ve asr nce balam bilimsel keif a


sona yaklat klar iin uygun grlseler de bir yere kadar ge

erliydler. Freud ve Einstein'n almalar gzler nne ye


ni oluumlar serse de ve bu oluumlar daha nce kimsenin
t a hmin edemeyecei bir dzeyde olsalar da sonuta srekli
gzmzn nnde meyda na gelen eylerden ibaret t iler.

Onlan alglamak t a ektiimiz gln nedeni. birka kta


tede wya dnyann teki ucunda bulunmalan deildi. On
lan alglamakt a ektiimiz gln nedeni aletlerle lle
meyecek kadar uzayn veya i nsan vcudunun derinliklerinde
oln alal ' da deildi. Hep pzii111 iiz'i11 niidelerdl kasabann
iibl' ucundaki bir t ren garmda veya ebeveynlerimizin szle
rinde. "Yavalatlm zama n" ve "krlm uzay", "diren'' ve
"last nln " kavralann ortaya kyla deiim geiren
bak asyla a lakal geleneksel tutumlar (yani ne kadar u
za veya derini grebildiimiz deil). alglay biimiizdi.
Raka bir deyile nasl grdmzd.
X mlan, t abii k i eter zerindeki boyla msal ti tre
imler deildi: ama Eist ein'in grecelikle ilgili fikirlerine
ciilk edip sala nlat rn lad: onlar bil' eit kt. Po

203
p ler yazlarn deyiiyle "grnmez bir k"; "k" kelimesi

nin dahil olduu fenomenleri bilmezseniz insana iinde ztlk


ieriyormu gibi gelecek bir terim. X nlaryla ilgili bir ga
zetenin yazd gibi. "bilim adamlar mor ve krmznn te
sinde renklere sahip , alglayamadmz k huzmeleri oldu
unu biliyorlard." O n dokuzuncu yzyln banda. uzayda
ne kadar ileri bakarsa, zamanda o kadar gemii grdn

syleyen astronom William HerscheJ; bir prizma kullanarak


beyaz tayf iinde b ulunan dier renklere ayrtrdn
da. tayfn en st ve en alt noktalarna yerletirdii termo

metrelerin n yansmad noktalarda daha yksek ve al

ak scaklklar gsterdiini kefetti. Sonraki deneyler n


renklerinin yaydklar dalgalarn uzunluklarna gre deiti
ini ispatlamt, en uzundan en ksaya krmz ve no ara
snda deiiyorlard. Rntgen'in X nlarn kefinden yedi
yl nce Hertz, Maxwell'in denklemlerini kullanarak ok u
zun elektromanyetik dalgalarn varln kantlad - bunlara
sonradan radyo dalgalar dendi. X nlarnn bulunmasnn
ardndan yaynlanan bir haberin balnda da belirtildii gi
bi. "Karanlk Btn I k Trlerinin Yokluu Anlamna Gel
mez"di.
Baka bir haberde, "nsanlarn byk bir ounluu
n ne olduuyla ilgilenmiyor," diyordu, "Hi kimsenin gi
zemini zemeyecei bir eymi gibi farz edip hakknda fikir
yrtmekten kanyorlar." Ama artk fikir yrtyorlard.
Ik ile grme ve k ile grme arasndaki iliki zerine yeni
bir anlay ortaya kyordu . Perdeleri ektiklerinde gvende
olacaklann dnen gii nah ilemeye meyilli kiileri. X n

204
!ar hakknda uyaran haber "radyasyonun dnyada bir ekil

de dolatn" belirtiyordu. Baka deyile grntnz siz de


ildi: siz grntnz deildiniz. Bakalarnn siz olduunu
dnd grntnz, sizden ayr bir eydi. Teknik olarak

ele alndnda, insanlar sizi "grdnde", asl grdkleri


sizinle ilgili bilgiler tayan nlard. Grmekle ilgili bu an
lay Newton'n Optk kitabndan b u yana doa bilimcileri a

rasnda st kapal bir biimde tartlyordu ve on dokuzun


cu yzyln ilk yarsnda fotora f tekniinin kefi bu anlay
yaygnlatrp glendirmiti. Ama X nlarnn kefi bunu

ak ak ortaya koydu: nasl grntler bir objeden fotoraf


plakasna k dalgalar halinde yaylyor, ya da Hittroff
Crookes tpyle bir objenin iinden geip fotoraf plakasna
ulayorsa, bir gzlemcinin gzne de ayn ekilde iletiliyor
lard.
Mesela saat yedide trenin duraa geldiini izleyen
bir gzlemcinin gzlerine ulat gibi.
E instein'n Viyana da verdii bir konferanstan sonra
Machester Guardian gazetesinin bir muhabiri, "Konferans
salonundan sanki bir ryadaymz gibi ktk." diye yazm
t. Eer E i nstein haklysa. zaten salona da byle gelmilerdi.
Eddi ngton, gne tutulma snn sonularnn aklanmasn
dan yal nz bir ay sonra Tle Cotepora:v Review dergisin
de, "Okuyucu, bklen uzayn aslnda kendi bklen anlay

olduunu bilmel i." diyordu . Hayatta kalma i gdsnden


deil belki de ama alka nlklarmzdan dolay aklmzn d
dnyayla dorndan balant iinde ol uunu fa rz etmitik

hep. grdklerimizin k esinlikle orada oldu una inanm tk

205
hep. Ama durum byle deildi. "Bunun tesinde" diye devam
ediyordu Eddington, "D dnyayla ilgili fikir retmemizi
salayan en nemli iki unsur - boluk ve zaman - aslda
d dnyaya ait deilmi." Peki o zaman neredelerdi? "Alg

kanallarmz araclyla beynimize ulatrlrken oluuyor


lar"d.

Bu kstlamayla ilgili olarak yaplabilecek bir ey do

al olarak yoktu. Eddington, 1 920'de grecelilik zerine yaz


d bir kitapta, "Dnyamzla ilgili izlenimsel bir fikir edine
bilmemiz iin duyularmz bize yeterli gelmiyor," diyordu.

"Eer farkl hzlarda hareket eden gzlere sahip olsaydk bu


yetiyi gelitirebilirdik; farkl hareketlere sahip objelerin de
iik ynlerini ayn at altnda toplayp drdnc bir boyut
ta bunlar alglayabilil' dik." The Independent gazetesi de ay
n eyden yaknyordu: "Hayalimizde bile drt boyutlu figr
ler gremememiz nemli deil. Aslna baklrsa iki boyut tan
tede bile figrler gremiyoruz, dierlerinin olduunu var
saymakla yetiniyoruz." Ya da Eddington'un dedii gibi, "Bu
fenomenlerin hibiri uydurma deil, tabii doayla olan iliki
mizin tmnn bir uydurma olmas haricinde."
Ayn imalar Freud'un almalarnda da ortaya kt,
ama Freud bu uydurmalar daha ok kendisi yaratmakla
meguld: o, kendimize ve bakalarna farknda olmadan
kendimizle ilgili anlattmz hikayeler zerindP duruyordu.
Freud'n psiko-analiz tekniini kullanarak iddia ettii ey,
tarihte ilk defa bilin altmzn isteklerimizi sakladn. bu
isteklerin neler olduunu ve geceyle gndz hayatmzda bu
isteklerin kendilerini nasl ortaya kardklar aa vm-

206
mu olmamzd. Freud, 1 9 1 4'te sava baladktan soma yaz
d bir mek t upta. "Psiko-analizi kullanarak salkl insanla
m ryalarn ve sinir hastalarnn gsterdikleri belirtileri e
le aldmzda, insanlarn yaratlnda var olan va hi ve k

t drt l>rin asrlar srecinde yok olmadn. aksine bilin


alt nda bastmlm olarak ortaya kacaklar a n bekledikle

rini syleyebiliriz." diyordu.


Bu adan b a kldnda nlar ynlendirici nitelie

sahiptiler. Tabii ki dncelerimizi ortaya karmay sala


myorlard, ama Freud'un bilin altnn ileyii hakknda ne

srd d nceleri salam temellere oturtabilmesini sala


mlard. Neden ve etki arasndaki kopukluu gsteriyorlar
d. Daha Rntgen'in b uluunu aklad ilk birka ayda: X
nlarnn doktorlarda gne nda yanm ve kopan deri
ler, dklen salar, gz kapaklarnda, st dudakta ve yz de

risinde yanklar grlmesine neden olduu, hatta bir dokto


run lmne sebebiyet verdii ynnde haberler kmt.
Rntgen'in b uluuyla ilgili korkun haberlerin kmasnn
zerinden yedi sene gemi olmasna ramen, l 903't.e, kanser
li bir hastay X nlarna maruz brakarak iyiletirmeye a -

lan bir doktor; "Bir senedir yanmasna uratm bir has


t a m var. ama bir t rl yanmyor," dyordu.
Am derecede ykc ve gl her eyin hem grn
meyip hem de etkili olduu kans yava yava kabul grme
ye balamt. Fre ud'un sunmak istedii ey, ou zaman de
dii gibi, sanatlar n eserlerinde mevcuttu. Freud bir kere
sinde. "Yazarlarn kitaplarnda ska yer verdii zihinsel du
r lam kaynayla ilgilenmedikleri dorndm." demiti .

207
"Ama yaratc yazarlar deerli mttefiklerimizdir ve sunduk

lar kantlar ar derecede nemlidir, nk dnya ve gk


yznde olup biten ve bizim ilmimizin hayal bile edemedii
ou eyin farkndadrlar. Bilim alannda bizim kefedeme

diimiz kaynaklardan faydalandklar iin, zihinle ilgili bilgi


leri normal insanlarnkinden ok daha stndr." O zaman
Freud'un grevi de buydu : bilim adna bilinaltnn kaplan

n aralamak; uzun sredir filozof. psikolog ve sanatlar ara


snda tartlan bir konunun alt metni olarak kalan mevzuyu
metnin ana hatlarn tamak.
u ana kadar Freud'un "bilimin dokunuundan yok

sun" olduunu dnd, tank olduu vakalar srf bu yz


den artk geerlilik kazanm gibi gzkyordu. Freud'un
bunlar isteri zerine almala adl kitabnda delil olarak
kullandnda znel olduklarn, yani duruma gre deiken
olduklarn dnd iin endielenmiti. Ama durumu or
taya koyan eyler aslnda zaten bunlard. 1 900'de yaynla
nan Rya Tabi-len kitabndaki ryalar, 1 9 0 1 'de yaynlanan
Glk Yaamn Pskopatalo;isi adl kitabndaki dil srme
leri ve hafza tutukluklar, 1 905'te yaynlanan akala ve
Onlann Bilialtyla ilksi kitabnda mizaha yaplan tala
malar: bunlarn hepsi 'lemliydi, tartmann odak noktasn
daydlar, laboratuarnda bulduu kantlardlar. Bunlar Dar
win'in ispinozlaryd.
Darwin'inkilerin 1 859'da. Einstein'nkilerin 19 J 9'da
yap t gibi Freud'un almalar bir anda kamuoyunu de
rinden etkilemedi. Freud, kiisel olarak Rya Tabirleri kita
hna olan ilginin azlndan yaknsa da (ki tap 1 899'da yeni

208
yl ncesinde yaynla nmt), tepkiler almas uzun srmedi.

189 1 senesinde ailesiyle beraber t and Bergasse 19 Nu


mara adresindeki dairede dzenledii aramba G nleri

Psikoloji Topluluu grmelerinde insan akl ve doasn


incelemede kulland bir alet kefettii sylentileri abucak
yayld. Freud, 1 902 senesinde Viyana niversitesi'nden Or

dinaryus Profesr onursal unvann aldnda, bu olay "teb


rikler ve ieklerin yad bir dua" benzetmiti. 1908'de ilk

"Freudcu Psikoloji" kongresi Salzburg'da dzenlendi. Ertesi


seneyse Freud, ilk kez Amerika'ya gitti ve Massachusetts'

deki Clark niversitesi'nde bir konferans verdi. B urada


retileri anayurdunda olduundan ok daha olumlu karlan
mt.
Freud'un ortaya att iddialar ou zaman sansas
yonel veya rahatsz edici olarak alglanmlard. 1 905'te ya
ynlad Cisellk zerine (r Teori kitabnda kendini son
on senedir dndren bir konuyu insanlarla paylamt:
ocuklar, aslnda cinsellikle yorulmu yaratklard. Avrupa
l ve Amerikal okurlarnn ounun paylat - ocuklarn
hepsinin saf olduu dncesiyle ters den bir varsaymd
bu. Ama saf olduklar gr de zaten onlarn minyatr ye
tikinler, dolaysyla da cinsel arzulara sahip varlklar oldu

u a nlayna kart bir dnce olarak ortaya kmt. Bel


ki de ocuklukla ilgili kavranlan kltrel yapnn istedii

ynde deil de. kantlar ve bunlarn ortaya koyduu sonular


dorult usunda incelemenin vakti gelmiti.
Freud'un sunduu ey de buydu. Sadece cinsellikle
ilgili olanlarn deil, btn fikirlerinin temelinde bu salam

209
ey bulunuyordu: kant. Freud. yllarca kiisel vakalar hak

knda toplad bilgileri biriktirdii dosyalara dayanara k or


taya gl bir iddia at mt - bu karlat vakalar sadece

hast alklarla a la kal deildi: belirtiseldiler. yani dnyamzla


ilgili evrensPl olan hareket ve dnce drt lerine k tutu
yorlard.

Fotoraf ve X nlarnn kefinin grme yetimizin


doasyla ilgili eyleri (n bilgileri gzlerimize t adn)

aa kard. Einstein'n dnmenin gizli doasyla ilgili


eyleri ( varsaymsal grlerin kanlmaz olduunu) ortaya

kard gibi . bilinaltnn kefi de bize drtlerimizin klesi

olduumuzu gstermiti. Eddington'un greceliin bize suna


bilecei imkanlar zerine yazd eyleri psikoanalize uygu
lamak mmknd: "Doayla ilgili ortak grmz onun bir
rya olduu donltusunda bile olsa, bizim iimiz grd

m z Pylerin yapsn incelemektir." Bu b ulu r ac nite


likte. Rya a leminde gizli kalan eyler ark kaynaklarna k a
d a r t akip edilebilecek. A m a hayalperestler i{va grmeye de

vam edecek.
lem bundan ibaretti. Einstein ve Freud'tn retilp
ri gerekten de r acyd ve yeni bir a balatmlard.
Yirm inci yzyln banda ortaya kan bu iki doa bilimcisi
de ayn dnemde yaayan meslektalannn zemedii so
runla rla yzlem i. sorunun zmnn yeni bir bak a

snda deil de yeni li kavray biiminde yat tn grm,


VP bu yPni kav-ay biiminin eski kantlar yeni bir kt a
ortaya kan hali olmadn fark etmiti. imdiyse e;ki ba
k a l m n yPi hir k dornlt sunda izleyeek h i k i bi-

2 1 11
lim adam hem kendilerini. hem meslektalarn. hem de
toplumlar yeni bir alglay tarzna ulatrmlard. Einstein
ve f'reud, yeni bir akm balatmlard ve u an balattklar
akm onlarsz devam etmekte.

Daha Freud ve Einstein 1927 senesinde t a nmadan


evvel birer efsane olmulard. Aralarndaki farkllklara sa

l k durumlar ve yalar da dahildi. Frued'un sylediine g

re "neeli. kendiyle bark ve makul" 47 yandaki Einstein


kanserli. prostat hastal olan ve sadece sa kula duyan
70 yandaki Freud't aramt. Beraber olduklar iki saatte
ho vakit geirmi olmalarna ramen bir ey haricinde ara
larnda pek orta k nokta bulamamlard. O tek ey de brak
tklar mirasn kendilerinden n e kadar d a abuk uzaklat
gereiydi.
E instein'n almalaryla ilgili ortak yorum "Her ey
grecelidir" haline gelmiti. Mesela 1920'lerde ekilmi ksa
bir film. bir rencinin gzyle saatin ne kadar yava hare
ket et tiini gstererek grecelii aklamaya alyordu. A
ma byle ulu orta aklamalar n e yazk k i Einstei'n da kat
klanyla duygusal bir durum ile fiziksel bir olunun kar
tmlmasna neden olm utu. l k bata 28 Kasm 1 9 19'da
Lodra'n The Times gazetesinde yaynla nan ve kendisini
Newton't yok eden kii olarak dnyaya ta ntan gne tutul
mas gzlemlerinin ardndan yazd ilk yazsnn sonunda
Einst ein u espriyi yapyordu: " te okuyucunun elenmesi
ne neden olacak. grecelilik ilkesinin uygulann gsteren
baka bir d ur um : bugn Almanya ' cla bana "Alman Alimi" di
yorlw. ngilt ere ' deyse "svireli Yahcli". Eer m mkn olur

21 1
da bir gn ba belas haline gelirsem Almanlar'n bana " s

vireli Yahudi", ngilizler'inse "Alma n Alimi" demesi gerekir.


Grecelikle ilgili asl karlmas gereken ders. "Her
ey grecelidir," dncesinin tam tersidir: baz eyler gre

celi deildir. Greceli olan ey, iki fizik sistemi arasndaki


gzlemlerdir. Greceli olmayan eyse evrendeki herhangi iki

fizik sistemi arasndaki ba tanmlayan yasalardr.


Einstein'n almalarna "grecelik teorisi" ismini ilk defa
1 907 senesinde Einstein yanls Alman fiziki Max Planck
vedi; Einstein ise 1 9 1 1 senesine kadar "szde grecelilik
teorisi" ismini kullanmay tercih etti. O dnem yapt kii

sel yazmalara b a kldnd a aslnda kendi niyetini daha net


ortaya koyan. fizikteki herhangi bir ileyie aklk getiren
"sreklilik teorisi" adn kullanmay tercih ediyordu.

Einstein, fizik ile ilgili bir teorinin insani vaziyetleri


aklayan bir ifadeye evrilmesinin matematiksel nitelikte
bir sunumdan varoluu bir sonu kanlmasnn - "bir hata
olmaktan te kt eylere sebebiyet verebileceini" dn
yordu. Freud da kukusuz buna katlyordu. nk kendi a
lmalar da "gzlemler. gzlemi yapan kiinin bak asna
baldr" eklindeki yanl yorumlardan et kileniyordu. Daha
1 9 2 1 senesinde. gne tutulmasndan elde edilen verilerin
Einstein' dnya apnda bir yldz yapmasndan iki yl son
ra, Freud, Einstein' savunmakla kalmyor. yapt alma
lara yanl isim atfedilmesi konusuna d a duyarllkla yakla
yordu: "grecelik teorisi olarak bilinen ve ok yakn bir za
man dilimi ierisinde elde elden bilgiyi onun ne anla m a gel
dijhi kavra madan taktir eden insanlar, bilimin nesnel gve-

212
nilirliini zedeliyorlar." 1 933'te Freud. bu grn daha
zerine basa basa dile getirdi: "Hi phe yoktur ki daha n
celeri de byle entelektel nihilistler vard. ama u sralar

grecelilik teorisi zihinlerine iyice yer etmi gibi grnyor.


Bu anarist retiye gre. gerek diye bir ey, d dnyayla
ilgili kesin bilgiler olamaz. Bilimsel gerekler olarak ortaya
koyduumuz eyler d e t kenlerden etkilendikleri iin asln
da kendi arzu ve ihtiyalarmzn davurumundan baka bir

ey deiller, yani hepsi birer ilzyon. Sonuta yalnzca bul


mamz gereken eyi bulup, grmek istediimiz eyi gryo

ruz. Baka hibir ey yapm amz m mkn deil. Gerekliin


lt olan d dnyayla rtme zorunluluu ortadan kalk
t iin hangi grleri kabul ettiimiz nemsiz hale geliyor.
Hepsi eit derecede dou ve yanl oluyor. Hi kimsenin
baka birini hata yaptndan tr sulama imkan olmu
yor."
Einstein ' da olduu gibi Freud da burada belirttii
nin aksine almalarnda anlam ifade eden eyler aryordu:
bilinaltn tm saflyla ortaya koya bilecek kat ilkeler.
Baarl olup olmad tartma konusu olabilir. zaten

E instein'n da Freud'un i5. ya gn nde ona yazd bir


mektupta psikoanalitik teori hakknda inanlann gidip
geldiini sylemiti. Ama Einstein, Freucl'un almalarn
her Sal gecesi bir arkadayla okuduunu ekliyor, "gzel ve
ak anlatm" biimine hayran kaldklarn ifade ediyordu.
"Benim ii Schopenhauer'den baka kimse hu ekilde yaz
yazamaz." diyordu. Ertesi yl Eistein. Freud'a "yazlarn o
kuyark geirdii ho saatler iin" teekkr e tmiti. "Sizin

213
ret ilerinize inanmayan kiilerin bile eer kendilerini zorla
mazlarsa fikirlerinize ne kadar az kar koyabildiklerini gz
lemlemek benim iin her za ma elenceli olmutur."
Einstein iin de durum buydu. Kendisini Freud'a 'i
nanmayanlar' arasnda grse bile, Einstein'n Freud\n al
malarna duyduu sayg itendi ve Uluslar Topluluu'nun

D nsel birlii Enstits kendisinden yanna baka bir


nl bilim adamn da alarak halkla kaynamasn istediin
de. Einstein hemen Freud'un kapsn ald. Ortak yaynla
nan dergideki Nede11 Sa va? sorusuna Einstein'n verdii ce

vap uydu: "nk insanolu iinde nefret ve yok etmeye y


nelik ehvet duygusu besler. Sradan zamanlarda bu tutku
kendini gizler, ama olaan d durumlar kendini gsterdi
inde ortaya kar; ama hunu etkili hale getirmek ve kolektif

bir psikoz durumuna sokmak olduka kolay bir ilemdir."


Projenin bandan beri "can skc" olduunu dnen Freud
SE' bu sze yle bir karlk vermiti: Konuyla ilgili sylene
bilecek her eye tek banza deindiniz."
Aslnda Freud, Einstein ile girdikleri her laf alveri
inde kendinin dezavantajl olduunu dnyordu. "ansl
a dam " diye yazmt Fre d, hi arkada111a Einstein iJe g

rmelerinin hemen ardndan, "Benim kadar hi zorlanmad.


Kendisi her aamada ba vurabilecei Newton'dan bu yana
gelen nclere sahipti, oysa ben kendi yolumun her admn
balta girmemi ormanlar yararak amak zorundan kaldm.
Renim izdiim yolun geni olmamasna ve pek ilerleyeme
mi olmama armamal." ki yl sonra Freud, bu duygular
n Einstein'n 50. ya gnn k utlarken ona "mutlu insan"

214
diyerek ye niden dile getirdi. EinstPin da ona, "BPnin iinde

b ul un duum durumun m u tluluk olduunu nPden vurgulu

yorsunuz ki? Sizin gibi ou i nsa nn ve insanln iine gir

mi birisi henz benim iimi gre medi." eklindf' ka rlk

verdi. Frenci ise m utlu olduunu varsaydn, nk "herke

sin aklna eseni syleyebildii psikoloji b ilimiyle deil. m ate

m atiksel fizikle uratn" sylemiti .

Freud'un Einstein' birazda olsa i m renmesi a nlal r

b i r eydi. Einstein, 193 1 'de elir Iklan fi l m inin Hollywoocl


galasna katldnda, filmin yldz ve ynetmeni Cha rlie
,
Chaplin kalabaln verdii tepki hakknda ona u akl a m a

y yap mt; " Beni a lklyorla r nk hepsi b e n i anlyor. sizi

alklyorlar nk kimse sizi a nl a myor." Freud da bir ksm

hari ayn eyleri kendi almalan ile ilgili syleyebilirdi.

Freud takdire ayan olan - veya olmayan - bir bi

imde, kendisine i na nmaya n kiilerin "i nsann kendine olan

sevgisine" gelebilPcek nc bir d a rbeye kar diren gs

terd ikleri tezini ne srmt. J !) ] Tele yazdna gre ilk

darbe Copericus'in d nyay Pvrein merkezinden alp t a

m a men sra d a n bir gezegen ol a rak t a n m lam asyla gelmiti.

kinci darbe ise Darwin"in insan :v aratlanlar a rasn d aki a_v

ncalkl yerinden alp sra d a n bir tr olarak tanml a m a s ile

gelmiti . nc d a rbe ise kemli,,;ininkiydi: " Egonun ken<li e

vinde patronluk taslaya m ayacan" ne srmesiy d i . " O za

man." diyordu. " E go psiko - a nalize ho baknyor ve dik kafa

llkla ona ina n m ay e dde diyor." Buna ka rlk Einstein"n

byle id dia l a rda b ulunm asna gerek yoktu, bakalar bunu

ziltp o n u n yerine yapyordu. Gne tutulmas sonnh nn

215
aklamasnn bir ay sonrasnda Eddington, Einstein'n al
malarnn "Copernicus. Newton ve Darwin'inkilerle e deer,
hatta daha nemli olduunu," aklamt.

Frued'un "psikoa nalizi sevenemenizin nedeni ger

eklerle yzleememeniz" mant kendisine pek de taraftar


ekecee benzemiyordu. Kendisininkiyle kart dnceye
sahip i nsanlarn grlerinden ders karacaa da benzemi

yordu Freud: fizik gibi bir bilimle karlatrldnda psikoa

naliz teyit etmeye olanak sunacak elle tutulur verilere d a


yanmyordu.

E i nstein'n doa bilimcilerinin zerinde altklar

eyler hakknda dnme tarzlarn deitirme abas etkili


olmutu. Bu yeni metodolojiye - daha dorusu varolan bir
metodoloj inin yeni bir biimde kavranmasna -Viyana Gru

bu tarafndan Mantksal Pozitivizm ismi verildi. Bu felsefi


hareket , Birinci Dnya Sava ncesi matem atikiler, fiziki
ler ve filozoflar arasnda bir tartma konusu olarak ortaya
km, 1 929\la resmen ilkeleri aklan m ve 1!134'te Kari
Popper'n Bilimsel Kefin .llfmt eseiin yayn l a nmasyla
hayata gemit i . Popper ve dier mant ksal pozitivist im iin
E i nstein'n teorilerinin form le dklnwsi bilimin nasl i le
diinin ve ilemesi gerekt iinin gstergc>siyli . Pl ato' sa
vunduu gibi E instein'nkie benzeyen teoriler evrenle ilgili
gerekleri mi savunuyordu. yoksa sadece Aristotle gelenei
ne bal ka larak cisimler arasndaki ilikileri mi aklyordu
sorulan hala t artl yord u. Ama Arist otle ve Platon metotla
rnn bir orta yolu - desteklenmi varsaymlarn gzlemlerle

birleimi bilimsel m etot olarnk kaLul edi l m it i .

11h
Freud, her zaman bu modeli takip ettiini iddia etti.

Freud, bilinaltnn "bir hipotezden ibaret olduunu" kabul


ediyordu, ama bilim "hipotezleri hep kullanrd". 1 9 1 2'de
yazd "Psikoanalizde B ilinaltyla lgili Notlar" adl metin

de, " te size varsaymlara veya baka deneysel bilgilere da


yanarak renemeyeceiniz bir eyler sunuyorum: bilinal

tnda olanlar, bilincimizde olup bitenlerde ok daha farkl


dr," diyordu. O yzden psikoanalizin "dier doa bilimleri

gibi bir bilim" saylmasn salayan bilinaltyla ilgili bu var


saymdr.

Ama gerekten de dierlerine benziyor muydu?

Freud'un kefettiini iddia ettii bu bilinalt da neyin nesiy


di? Tam olarak neredeydi? Nedensellie dayal gzlemleri te
mel alarak onun var olduunu sylemek yerekini, eter,
hayvani ruhlar ve gk kubbelerinin varolduklar dorultu
sunda olan dncelerin hatalarn devam ettirmek demekti.
1 922 senesinde ngiltere'nin Manchester ehrinde yaplan A
kl Kurumu ve Aristotle Topluluu'nun ortak olarak dzenle
dii "Bilinalt Kavramnn Psikolojide Yeri Var M?" isimli
sempozyumda bir eletirmen bu dnceyi yle dile getiri
yordu: "Bizden bir istek veya duygunun tm zelliklerine sa
hip ama bilinli olmayan bir eyi hayal etmemizi istemek,

bana krmz veya yeilin tm tonlarna hakim ama renkli o


larak adlandrlamayacak bir eyi hayal etmemizi istemek
gibi geliyor." Ya da baka bir eletirmenin dile geti'dii gibi,
"Freud'un bilinalt kavramnn bil imsel nitelii sa 'nn ger
ek letirdii mucizelerle edeer."

217
Dunun git tike ktleiyordu . Poppel', Einstein"n
teorilerini bilimin nasl iledii ve ilemesi gerektii ynn
de rnek gsterdii ayn kitapta. Freud\m t eorilt>rii bilimin

nasl ileedii ve ilee esi gerektii1e rnek olarak gs


teriyordu. Popper'a gre nemli ola n, bir teoriyi kantlamak
iin zerinde deney yaplabilmesinin mmkn olup olmad

deildi. Byle kesin bir yargnn gereki olamayacana ina


nyordu. Bir teoriyi test ederken dikkat edilmesi gereken en
nemli husus ona gre hatal olduunun kantlanahilme ihti
maliydi: t eoriyi rtebilecek bir deney yrtlebiliyor muy
du? Einst ein, zaten hep grecelikle ilgili uygulad demyler

den birinin baarsz olmas durum unda btn teorinin ke


ceinin farkndayd. Fiziki bir teori ya hep ya hi m a n t mda
ilerdi.
Freud\n, psikoanalizin bir bilim olarak kabul gr
mesini istedii ve ona gre bir "sz sanat ndan" ok daha faz
la ey drmek olduu su gtrmez bir gerekti. ki konu ze
rinde de hep diet ti. Naziler'den kap Londann varnlarn
d a kanserden lmek zere, yz port a tif b i r makineyle bir a
racla duran ve kon uamaz halde geirdii hayatnn son se
nesinde bile. kendini B B C 'yle yapt bir rportajda "psikolo
jiyle ilgili yeni bir bilimin, yani psikoanalizin" kurucusu ola
rak t antyordu. Fakat kendisi bile yara t t bili m i n elle tr
tlr bilimlerden lir eksii olduu, o yzden asla onlar gibi
olamayacan kabul ediyordu: "Analizci bu adan dier bi
lim a lanlarndan farkldr. arat rmaya deneyin getirebi
lecei faydalardan yoksundur ."

218
Bu adan psikoanaliz, aslnda Einstein ' n istemeden
kurncusu olduu kozmoloji bilimiyle ayn durumdadr.
Edwin H ubble, 1 9 2 9 senesinde galaksiler arasndaki uzaklk
ve hzlardaki e tkileimi - yani evrenin genilediini kefe

dince herkes dnceyi savunmutu ve t artma devam et


memiti. Baz teorisyenler kanlmaz adm att ve evrenin
nereden balayp genilemeyi srdrd sorusunu sordu.
Takip eden yllar iinde birka teoriysen, evrenin duraan
bir halde olduunu ve cisimlerin galaksilerin ortasndan dur
duk yere ortaya ktn ne srd. Birka kiiyse evrenin

ortaya. her ne kadar ironik de olsa, b yk patlama adndaki

bir olay sonucu ktn savundu. Ama grecelik t eorisi . ev


renle ilgili daha fazla yornm yaplabilmesini salayacak ka
pasitede deildi ve Einstein bunu lene dek birebir tecrbe
ett i. zerine eklemeler yaplmas, Einstein' hayal krkl

na uratmazd. nk zaten o hep teorinin emini mate


matiksel zarafetinde ve basitliinde yattna inanmt. ev
rende grlemeyen olayla aa karmasnda deil. Yine
de kozmolojiyle ilgili krdm n ne duruma geldiini gr
mek iin Einstein 1954 senesinde, lmnden bir yl nce
yazdii; yazlar derleyen editrn. Einstein konuyla ilgili ilk
yazsn yazdktan krk sene sonra bilimin geldii nokta ze
rine ettii u sze dikkat etmek faydal olacaktr: " [\ozmoloji
bilimi u an bile bir ok bilim adam tara fndan yrt lmek
tedir". Ya da ast rofiziki Stephen Hawking'in dedii gibi,
"Kozmoloji gen yalarnda bilime faydal olabilecek fizikile
rin h i mayesi altndayken, hu kiilerin b11nachklannda mistik

219
havalara b rnmeleri nedeniyle hep hayali bir bil im olarak
kalmt."

Ama sonra birden kozmolojinin ans yaver git mPye


balad.
Buna neden olan olaysa 1 964 senesinde. Bell Telefon
Laboratuarlar'nda alsan iki m hendisin yirmi ayak ge
niliindeki bir radyoyu uydu iletiimi iin denerken cihaz

lardan bir t rl atamadklar clz sinyaller almalaryd. An


tenin giriindeki gvercin pisliklerini bile temizlemilerdi a -
ma sinyal hala gelmekteydi. Bulunduklar durumdan yakn

daki Princeton niversitesi'ndeki fizikiler haberdar olunca


bu radyo sinyallerinin dalga boyunun mutlak sfr deerin
den derece fazla olduunu fark ettiler (bu da -273 derece
scaklk demekti ki bu sda atom ve molekllerdeki tm ter

mal hareketler dururdu) . Fizikiler iin bu derecelik sin


yal rahatsz edici bir ey deil. aksine b yk patlama teori
siyle rt en bir rakamd - milyonlarca yldr elektromanye
tik tayfn en st seviyesinden artk en alt seviyesine ulam
enerjinin evren iinde hala yanklandn kantlayan bir
gstergeydi_
3 derecelik bir arka plan "sesi" tan olarak b yk
patlama teorisini kantlamazd, nk yirmi birinci yzyln
ilkelerine - mantksal pozitivist bilime gre bu gibi teoriler
teyit edlemezdi. Newton'un teorileri gibi, baarsz olacakla
r gne kadar srekli onaylanr, o gn geldiinde de ya pe
at lr ya da dzeltilirlerdi. 3 derecelik arka plan sesi, byk
patlama teorisinin alternatifi olan sabit durum teorisini bile
ii riitm yordu . Bunun yerine b kefin yapt. ast.rofiziki-

220
le!'in byk patlama teorisine odaklanmalarna neden olacak
matematiksel varsaymlar ve deneysel kantlar sunup, insan
w bilimsel kefin doasyla paralel olarak teorinin dorulu
una gerekten inanmaya balamalarna olanak salamt.

Gzle grlemeyen dalga boylarnn astronomi a


sndan bir getirisi olabilecei kabul grm bir dnce de

ildi. Neden olsundu ki? 1 923'te Schriber s Magazie de ya


'

ynlanan "Grnmezi Grmek" isimli bir makalede, fiziki

Robert A. Millikan. okuyucu kitlesine elektromanyetik tayfn


paralannn grme duyumuzun tesinde olduu konusunu
a nlatyor ve hatta bu dalgalarn astronomik ilevleri olabile

ceini yazyordu. Tayfn radyoyla ilgili blm zerine syle


diklel' i doruydu, "Alglanmz iin yeni ufuklar amad."
Fakat artk bu mmknlemiti. Astronomik grn
mez k dalga boylarnn b ulunmasnn kozmoloji iin iyi ta
raf bunlarn sadece astronomlar t arafndan kefedilmesi de
ildi. 1 964 ylnda Beli Telefon Laboratuarlar mhendisleri
tarafndan gerekletirilen keif. gerekten de uurlu bir o
layd. Zaten ayn sinyal 1 932 ylnda da yine Beli Telefon La
boratuarlar mhendisleri t arafndan alnmt (sonradan
sinyalin yldzlarn geldii a nlald - bu gzlem merak u
yandmc olduu iin halkn ilgisini ekti). Ama Princeton
niversitesi'nleki mhendisler, derecelik bil' sinyalin dee
l'ini anladlar - nk kendileri byle bir keif yapmak iin
oktan lir anten inaa etmeye balamlard bile. Kozmoloji
ni ans grnmez k dalga boylarnn astronomlar tara
fndan bulunmas dei l , bunlarn deerli ve nemli bilgiler
tayol' olm a ansnn hnhm asyd . Ve astronomlarn el-

22 1
lerinde bul undurduklar i m k a n kavrayp bunu kullanabil

meleri iin yine grme tarzmzla ilgili dn ynt e m i m i z

hakknda deerlendirmeler yapmamz gerekiyordu. Kendi

kendilerine u soruyu sormaya ihtiyalar vard: Eer radyo

dalgalan gkyzyle alakal nemli bilgiler t ayorsa. ayn

ey kzltesi, ultraviyole. X nlar veya gama nlan iin

de geerli olabi lir m iydi? O nlarn bize iletebilecei deerli

bilgiler var myd? J<lektromanye t i k t ayfn gzle grlebilen

ksm 1 / 700000 santimetre (krmz) olan k boylar i l l /

400000 (mor) arasndaki k boylarn kaps yord u . Bu dar

gr penceresinin dnda kalan her iki yne doru da elek

t romanye t i k dalgalarn boyu, en uzun radyo dalgalarndan

e n ksa gama nlarna k a dar deiiyordu. Yirminci yzyln

ort a snda yaayan bir astronom iin bu, ok byk bir bilgi

potansiyeli demekti ve bir "gz atmaya" deerdi.

X nlan gz nnde bulu ndurulduunda evre n .

t a biri caizse bir gecede deiiyord u . 1 8 Haziran 1 962'd e . gece

yarsndan bir dakika nce. New Mexico lnden b ir s r X

n detektryle donat l m bir Aerobee oke ti gkyzne

frlatld. Roke t . yerekiminin de e t kisiyle dt . ama d

meden nce 225 km ykseklie kp. kri t ik y kse k l i k ola

80 km'cle tam 5 dakika 50 saniye kalm ay baard (daha ksa

ve enerjik olan d a l ga boylar. dnyann a t mosferini gpenwz

di - ve bu iyi bir eydi nk insan olu baka t rl ewim

geiremezdi) . O n yl akn bir sredir ast ronom l a gneten

gelen X mlann icel iyofa nl. hu nlar gnein dal ga bo

yu dzeyinde yayd \'e gzmzle grebildii m i z ra dyas

yond a n m i lyarl a rca kat d a h a gliiyd i' . Aerohee gn h u b ro -

222
keti. astronomlarn eer gerekten de varlarsa gneinkin
den b in kat daha gsz olacan dndkleri aydan gelen
X nlarn saptamas iin tasarlamlard. Roketten elde e

dilen verileri inceleyen astronomlar. ayn bulunduu yerden


X nlan gelmedii sonucunu elde et tiler. Astronomlar iki
sonu rlaha ortaya kardlar ama hangisinin daha afallatc
olduuna karar verenedile< herkesin beklediinden

100,000,000 kat byk younlua sahip bir X n kayna


nn bulunmasnn m, yoksa gn iinde gzle grlen ,
gkyzn len vaktinden bir dakika nce aydnlat t gibi
geceleyin gkyzn aydnlatan dank bir fonun varlnn
m.
Anlalan evren. hi de grnd gibi deildi. Eer
X nlan byk mikt arda enerji. ok fazla X kayna
ok fazla byk miktarda enerji kayna demekse. o za man

ok fazla byk m iktarda enerji kaynann gk yznde ya


ylmas. .. tan olarak ne demekti'.' l k bata t eorisyenler bu
sorunun cevabn hayal bile edenemilPrdi. Sonrada hayal e
debildilt>r. a ma bunun t Pk rt>deni. yaptklar matematiksel
ilemlt>rin onlara hayal edebilmeleri gf'l'l'ktifii gstermesiy
di. Genileyen hi Pvre veya byiik pat lama kozmolojisini o
naylayan kozmik mikrndalga fonun varl ynrdPki gr
lerinlf' olduu gibi, cpva EinstPin' grt>celik t eorisinde. i
na ncn tesinde yatyordu.
Laplace. 1 7!lG"da yazd lJiinya S"'temini A kla
ma8 adl kitabnda t>er bir yldz y>t erince byk bir kit le
ye sahipse yayd lan yine kPnd ine yel ect>ini ve gz

lel' r i ze ulan a s engelleyeceini sylyoJ"du. " B u :iizde ."

223
diyordu, "Evrendeki en geni parlayan cisimlerin, bu mantk

dorultusunda grnmez hale gelmesi mmkndr." Bu gibi


varsaymlar, 1916 Ocak'nda Alman astronom Karl
Schwarzschild. birka hafta ortaya konmu grecelilik teorisi

hakknda. "Einstein'n Teorisi Dorultusunda Belli Bir Kt


lenin Yerekimsel Alan zerine" adl metnini yazana dek

modern bir destek bulamad. 1930'larda teoristler Lev


Landau ve Subrahmanyan Chandrasekhar, byle bir iine
kme durumunun gereklemesi iin bir maddenin ktlesi
nin ne olmas gerektii ynnde matematiksel bir ifadeye u
latlar ve 1 939'da iki fiziki, J . Robert Oppenheimer ile

H artland S. Snyder, iinde Einstein'n k sapmas ve za


man genilemesi fikirlerinin de yer ald, bir yldzn kendi
iine k srecini aklayan matematiksel bir yorm ret
tiler. Oppenheimer ve Snyder'in belirttii gibi yldzn bkl
mesine yakndan ahit olan bir gzlemci iin bu olay belli bir
srede olup biterken; dardan gzlem yapan biri iin mad
delerin ie k sresi hzlanarak k hzna ularken e
lekt romanyetik dalgalar gerileceinden. bu zaman sreci
"sonsuzmu" gibi grnecekti. Einstein'm gndemde kalmas
iin srekli uraan Eddington bile, "Bir yldzn byle garip
davralarda bulunmasm nleyecek bir doa kanunu olma
s gerek," diyordu .
Laplace'n varsaymlan gibi bu hesaplamalar da, e
er astronomlar onlar destekleyecek deneysel katlar bula
ma zsa sadece t eoride kalrd. X m roketi deneyinden otuz
yl sonra J 962'de, hesaplamalar gzden geirdikten soma
bir ytldz byle iine kmesinin gkyzndeki X n kay-

224
naklarndan yaylan mthi enerjiyi aklayabileceini ka
ntladlar. Archibald Wheeler'n b u oluumlara hafzalara
kaznan "kara delik" ismini verdii yl olan 1 967'de astro
nomlar. bunun gibi otuz kaynaa rastladlar ve listesini yap

tlar. Uhuru uydusunun 1 9 70'te frlatlmasndan sonra bu


say yz elliyi buldu; bunlarn arasnda ok faydal olacaa

benzeyen, Cygnus X- 1 adnda um ut vaat eden bir kara delik


de vard. Bu, iki yldzdan oluan, baka bir deyile iftli bir

istemdi. Buna gre yldzlardan biri gn nda o kadar d


zensiz hareketlerde bulunuyordu ki, yerekimi kanunlarna

gre grnmez baka bir yldzn yaknlarnda bulunduu


saptanabiliyordu. iftlerden grnmez olan k yaymyor
du. fakat grnen yldzdan yayla n ve iine ken cismin
dev yerekimsel alanna kaplan gaz, milyarlarca dereceyi

b ulan bir sya ulayordu - bu scaklkta cismin X n ek


linde grnmez k yaymas m mknd. 1 9 1 4'e gelindiin
de astronomlar kara delik kavramn teoriden pratie dkme
niyetindeydiler. The Ne w York Tim es n 26 Mays tarihli sa
'

ysnn manetinde "EINSTEIN'IN NGRDG GBY


M" yazyordu.
"FREUD'UN NG RDG GBYM" sz byk
bir ihtima lle hibir manette yer almayacak. Matematikile
rin varsaymlarda bulunabilme olana her bilim adamnn
kskanaca bir ey olmaktan te, Freud'un psiko-analiz iin
hep uygulayabilmek istedii bir olguydu. "Nrologlar in
P sikoloji" kitabnda sinirsel enerjinin izledii patikalar orta
ya karmaya almasnn nedeni buydu, "Ryalar Tabiri"

ki tabnda psiik enerjinin izledii pa tikalar ortaya karma-

225
ya almasnn nedeni buydu ve yine hayatnn son yllarn

da tamamlad Pskoanalizi AahtaJan adl eserinde


Brche ve Du BoisRaymond'un dikkatini fiziksel ve kimya
sal oluumlar arasnda kurduu baa yneltmesinin nedeni
de buydu: " zerinde altmz fenomen yalnz psikolojiyle
alakal deildir; organik ve biyolojik ynleri de vardr." Ba
ka bir seferinde de psikoanalitik szck daarc ile ilgili

de unu sylyordu: "Eer psikolojik terimleri fizyolojik veya

kimyasal terimlerle deitirebilecek durumda olsaydk yapt


mz tanmlarla alakal yetersizlikler ortadan kalkard."

Psikoanaliz ve fizii karlatrdmzda ortaya


kan yetersizlikler aslnda bir bakma iki bilimin olgunluuy

la da ilgilidir. Eer gerekten Freud. dedii gibi yeni bir bi


lim oluturmaya altysa ve onlarca yldr toplad klinik

sel verileri bir teori kurmak amacyla bir araya getirdiyse; o


zaman Einstein'n 1 7 . yzyldaki fizik bilimiyle ilgili syle
dikleri 20. yzyln psikoanaliz bilimine de uygulanabilirdi:
yani psiko analiz de "gelimekte olan her bilime hakim t

mevanmsal metotlara dayalyd".


Bu durumda elde edilen verilerin kalitesi sorgulan
malyd. Psikoanalizi Anahtalan kitabnn nsznde
Freud, "Psiko analizin retileri hesaplanabilecek dzeyde
olmayan tecrbe ve gzlemlere dayanyor." diyordu; "Ve sa
dece bu gzlemleri kendi ve bakalar zerinde yapan biri bu
konuyla ilgili bir karara varabilir." Freud'tn yap t bu ika
zn amac, hi phe yok ki gelebilecek muhtemel eletirile
in nn kesmekti. Ama eer bu, bilimle ilgili verileri ince
!emek iin gerekli. ma lzeme yaplan tahlillerse, o zaman has

226
t alarla ilgili tutulan dkmanlar asrlar nce yaplan astro
nomik ve anatomik izimlel'le edeerdi. Sanat ne kadar
yetenekli ise onlar da o kadar iyi olurdu. Her ne kadar gere

ine tpatp benzeseler de, modern bilimin st andartlarna g


re teleskop veya mikroskoplardan elde edilen grntlerle
karlat rldklarnda ar derece znel kalyorlard.

Yine de Freud\n yaama srasnda ve sarclnm


brakt etkinin sebebiyle lmnden bir sre sonra bile.

psiko-analizin meruluu zerine yaplan mcadelenin t e


melini bu standartlar oluturdu. Freud\n lmnn on yl
ardndan. 1 949 senesinde bile Amerikal bir psiko- analizci

kendine gvenerek "saylar her geen gn azalan ama half


nemli bir konuma sahip olan. kendileri iin psiko-analizin
dier doal bilimlerden ayn bir yere sahip olduu psiko-ana
lizciler yok mu" szn syleyebiliyordu. Fakat ayn yl
California Teknoloji Enst its'nde konferanslar dzenlemek
ist eyen bir komite, "Psiko-analizin bilimsel niteliiyle ilgili
akllarda ok fazla soru iareti bulnduundan"' , bu konu
ze-ne ayr bi sempozyum dzenlemek iin oylamaya git
miti.
Gkyzndeki her eyi grdn iddia eden Galileo
gibi Freud'da bira z yksekten umutu. Aslma baklrsa o
kadar nokt alara gitmit i ki, 195Cl"lercle kiisel mektup ve
yazla n gn yzne k nda dnyay t e k eliyle zihnin en
derin nokt alarna ul at ran gl adan grnts yava ya
va kaybolmaya balad.
P!>iko- aalizi herkese bir terapi olarak yutt mnutu.
Konuma tedavisi her za m a n ie yarayan hir "tedavi" hii m i

227
deildi. Freud'un sunduu hastalk dkmanlar yakndan
incelendiinde belirtilerden kurtulu ve katartik iyileme s
recinin her zama n tam olarak gereklemedii ortaya kt.
Darwin'in bir zamanlar arkadana yazd mektupta itiraf
ettii ey, Freud iin de geerliydi: "Vurguladnz eyler
gerekten de ok doru, almalarmn ou varsaymsal ka

bul edilecek ve hibir zaman t mevarmsal olarak nitelendi


rilmeyecek; bunun sebebiyse e n byk hatamn ok az gere
e dayanarak sonuca gitmeye alm olmam olacak."
Freud da psikoanalizin akl incelememize yaraya
cak bir enstrman olduunu syleyerek olay abartmt.

Kendinin de itiraf ettii gibi tekniinin verimliliini sorgula


masna neden olan iki engelle karlamt. lki 1 890'larda
kuramsallatrmaya alt batan karma teorisiyle orta
ya kt - buna gre yetikinlerin ocuklar taciz etmesinin
temelinde gerek olaylar yatyordu. Freud durum eer byle
olsayd Viyana'nn kltrl snflarndaki akraba arasnda
cinsel iliki ve sbyanclk vakalarnn bir salgn boyutuna
ulam olmas gerektiini fark etti. Freud, sonuta batan
kartma teorisinden vazgeti ve onun yerine fantezinin ye
tikinle-in hafzalarnda oynad rol anlamaya alt.
kinci engelse b ununla balantl olarak doktorun hastann ve
hastann doktorun verecei tepkiler zerinde etkili olduunu
fark etmesiyle ortaya kmt. ki durumda da Freud. bu g
rnrdeki engelleri faydal eyler haline getirdiini iddia et
miti: fantezilerin. gereklerle alakal olsunlar veya olmasn
lar ruhsal bir gereklii gsterdiine inanyordu, ve hasta a
rnlizciyle konuu-ken gemiteki bir figrle - muhtemelen

228
ebeveynlerinden biriyle ilgili hissettiklerini aktaryordu. Ak
tarma ve fantezi ilkelerine bal kalan psikoanalizciler bun
lan meydana geldikleri srada "grdklerini" syleyecekler
di. Ama asl bu karmaklklardan dolay psiko analiz
Freud'un kefettiini ne srd gibi kesin bir tbbi cihaz
veya bilisel bir alet olamayacakt.
Freud hep aldatt, ar tepki verdi, yksekten utu.

1 886'da Kraliyet Hekimler Topluluu'nun huzuruna Paris'te


neler rendiini anlatmak iin ktnda insanlar aldat
mt ve sonradan meslektalarnn, erkeklerde grlen iste
ri h astaln tanmadn ve topluluktan istifa ettiini sy

lediinde ar tepki veriyordu (halbuki b unlarn ikisi de do


ru deildi) . Gelecek nesillerin umurunda olmadn syleyip,
hayatn kaleme alacak kiilerin akln kartrmak iin b

tn dosyalarn yakacan ne sryordu, ama yine de rya


!arn nemini ortaya koyduu an ereflendirmek iin kendi
ne bir plaket verilip verilmeyeceini merak edip durdu. Ar
kadalarna babasna srekli yapt eyi yapt - Breuer'i ilk

nce yceltti, sonra ona kar taraf ald; Fliess' yceltti; son
ra ona kar taraf ald. Ve byle yaparak dnyaya ayn eyi

kendisine yapmasna olanak salayacak malzeme brakt -


kendisi hayattayken yceltilecek, lnce ona srt evrilecek
ti.
Martha'ya bir keresinde, "Doann bana, insanlar
kendimize ekmemizi yarayan o belirsiz eyi bahetmemi
olmasn byk bir talihsizlik olarak gryorum," diye yaz
m t. Fre ud'un e n byk dman yine hep kendisi olmutu

ve kendini eletiren kiiler iin onu yaralamakta kendi ya

229
ra t t t bbi cihazlar k ullanmak daya n l m a z bir hale ge lmi

ti: yle k i psik o a n a lizin babasn hastalk hastas. gsterie

dkn. kendi kabuuna ekiliveren. dar kafa l . hayal d n

yasnda yaaya n . srek l i hata y a p a n biri olarak gsterdiler.

Ama bunun gibi uygula m a l a r psikoa nalitik sreci yanl de

e r!Pndiriyordu - yani iroik olarak algl a m a lar gereken e

y i . Sonuta psi k o a n alitik algla m a n n a mac "te" dei l ,

" Y a . . . " demektir: baars zlih aa vurmak deil. at m a l a

r a nlayabil mektir.

Yirminci yzyln ikinci yarsnda psikoanaliz zaten

b u yolu izledi: b i l i nalt ve akl badatracak bir teoriyi or

t aya karm aya alt . Evet. Freud psi k o a nalizi n bir teori

olduunu iddia ederek abartmt. b u iddialar zellikle ke

disi yala ndka d a ha d a gz k a ra hale geldiler. 1 920'de

yazd Ze vk Prensibini tesinde a dl k i t a b nda kendisinin

de dedii gibi: "Sonu iti bariyle bu fikri gerekler ve hayal

gcn birok kez st ste birletirip gzlemlerden uza k l a

arak kant layabilmekt e n baka b i r are yoktur. E n s o n u l a

l a n sonucun ou za m a n b i r t eori yara tlm aya al rken

gwnilmPz Jale geldiini biliyoruz. ama phelerin ne dere

ce doru ol duunu lmek m m k n olm uyor. U t a n verici

bir dzeyde yoldan am olmanz olas."

Freud yolda n am m yd? Eer yleyse ne k a d a r

amt? A s r i lerle<like v e Fred'n e t ki s i azaldka . psiko

a n a l i zciler k>ndilNinP bu soruyu sormaya balad - ve byle

ce psi ko a naliz yntt- m i n i iyice b e n i m sedilPr.

B u adan hakldhnda kozmoloj iyl> a ra s n d a k i z t

l k . olgu l 1 1 k t a n tP trle riyle ilgili fa rk lan aa vur m a k t a

230
da yardmc olabilir. Psiko-analizden ka ntlanabilirlik mana
snda bilimsel olmasn beklemek hem imkansz bir ey ze
rinde diretmek, hem de bilimin anlambilimsel olarak ne de

mek olduu hakknda gereksiz tartmalara girmek olurdu.

Bilimin tanmn Freud'un nderliinde yirminci yzyln ilk


yarsnda psiko- analizin izledii yollar kapsayacak biimde
geniletebiliriz, tabii ki sonradan kantlanabilirlik bilimin

altn kural haline geldiinde bu durum deiirdi. Ya da bu


t r bilimlerin hayali olduunu ve kendilerine has, kantlana
bilirlikle hibir alakas olmayan ilkeler etrafnda dndn

kabullenebiliriz.
Bir bakma 1 959'da Darwin'in "Trlerin Kkeni ze
rine" adl kitabnn yznc yldnmnn k utlanmas tar
tmann yeniden ekillenmesinde etkili oldu. O yl Sciece
dergisinin bir saysnda kan ana haberde. "Evrim teorisin
den karm amz gereken en byk ders. aslnda ktmser
bir ders : o da bu teorinin bize bilimsel aklamalarn ngr
lere dayal olmamas gerektiini gstel'lnesidir," diyordu.
Freud'tn retmeni Cari Claus'un (Freud niversiteye girdi
inde zooloji blmnn bakan olan Darwin uzman)
Darwin hakknda syledikleri hala geerliydi. ama bu kez
hunlar psiko-analize de uygulanabilirdi: " nceleyerek kesin
bir kanta ulamak u an iin ve belki de sonsuza dek imka n
s z gibi grnyor."
Sornnun kkeninde ok fazla deikenin bulunmas
yatyordu. Fizik gibi bir bilim ngrlerde bulunma lksne
sahipti nk bal olduu tek ey kusursuz, gz nnde bu
l u n a n deikenlerdi. ki gezegeni birbil'lerinin etrafnda d-

231
necek biimde bir hareketlilik iine sokarsanz matematiksel

olarak sonsuza dek nasl hareket edebileceklerini hesaplaya


bilirdiniz. Evrendeki her eyin yerini ve hzn bildikten son
ra Laplace'in yapt gibi hepsinin hareketlerini matematik
kullanarak hesaplayabileceinizi dnebilirdiniz (ama bile
meyeceimizin Laplace da farkndayd ve Heisenberg,

1 926'da Einstein'la birlikte yapt bir yryten sonra bu


nu hesaplayamayacamz da kavramt - yalnz b u belir

sizlik ve kuantum fiziiyle ilgili baka bir hikaye) .


Fakat bir insan hareket haline geirirseniz kimse
ne olacan kestiremez.

Her ne kadar bilimsel adan yapt almalar ze


rindeki muhtemel etkisini tam olarak kavrayamam olsa
da, Freud buna benzer bir bak asna sahipti. Yaratln
da bir ok deikene ve bu yzden oraya nasl geldiiyle ilgili

bir sr yoruma ak olan verilerle ilgili unu sylyordu: A


r kararlyz. rnein babasyla ilgili grd rya;
"Gzlerini kapat" tam olarak ne anlama geliyordu? len ba
basnn sonsuza dek dinlenecek olmasn m kastediyordu?
Ya da olunun gzlerini baka yne evirmeyi istemi olma
sn m? Belki de psiko-analizi kastediyordu - Freud'un za
ten bu metodu uygularken hastalarndan yatp gzlerini ka
patmalarn istemesinin tesinde kendi gzlerini de kapatp
alglarn tesindeki kantlara ulamaya almas gerekiyor
du.
yzyldr gkyzndeki ve insan vcudundaki ci

simlerin says teleskop ve mikroskop zerinde yaplan her


deiiklikle artyorrl u. Bu. grsel adan kayderlilen gelime-

232
ler ister istemez daha ok kefin bunun gibi teknolojik ilerle
melerle mmkn olabilecei dncesini ortaya karmt.
Ama optik olmayan astronomi ve psikoanalitik teorinin te

melinde daha fazlasn - yani daha uza ve derini grmek

yatmyordu. Freud ve Einstein'n greceli zaman ve dinamik


bilinalt kavramlarna ulamalar gibi, bu sezgisel ilerleme

ler de baka - paralel eyleri; bildiimizi dndmz ev

renle rten olgular bulmakla alakalyd.


Kara delikler, astrofizik biliminin dahilindeki u
kavramlar olabilir, ama astrofizikiler bunlar yksek enerji
deki elektromanyetik dalgalar kullanarak saptamlard:
b u nlar evrendeki en uuk, en enerjik, en vahi olaylardan bi
rini tekil ediyorlard. Yirmi birinci yzyln banda
C handra X n teleskopunun frlatlmasyla l 962 ylndaki

ilk roket deneyinden bu yana akllara taklm sorularn gi


zemi de zlmt. O dnemin e n tutarl teorilerine gre X
nlarnn kayna kendi galaksimizdeki kara deliklerdi:
fonda yaylan X nlarysa baka galaksilerdeki kara delik
lerdi.
Elektromanyetik tayfn grnmeyen ksmnn gr
nen ksmna stn geldii gihi, varoluumuzun bilinaltn
daki ksm bilincimizdeki ksma stnlk salyordu. Bu psi
koanalitik teorinin ilk evrelerinde metaforlarn ona deney
sel kantlardan daha ho grl davrandn iaret etse de,
eski metafodarn gncellenmeye ihtiyac var: bilinalt buz
dann su altndaki blm deildir, batk bir kta dahi de
ildi r; derin geni ve zerinde alm aya balanal daha yz
yl olm u okyanusun kendisidir.

233
On yedinci yzyl sresince evren zihinlerimizde
sanki yeniden domutu. Dnya'nn. gezegenler ve insann
hayvanlar arasnda saylmaya balanmasndan, Descartes
ve Newton'un insan ve gezegenlerin hareketlerini ngrle
bilir bir hale sokmasndan te, bunlarn sonucunda evren
hareket halinde olan bir btn olarak alglanmaya balan
mt. Yirminci yzyl srecinde evreni benzer bir biimde

yeniden tasarladk. Grnmez olan eylere ulamamz bize


ev1enin zaman iinde de hareket durumunda olduunu gs
terdi.

Bu, aslnda hep gzmzn nnde olmutu. Zaten


hareket, zamann gemesiyle alakalyd; bir yerden baka
bir yere onsuz git mek olanakszd.
Einstein, Newton\m d evren kavraynda n
hznn oynad rol ortaya karmt. Freud sanat ve filo
zoflarn i dnyamzla ilgili ortaya koyduklar eserlerdPki alt
metinleri alp asl metin dzeyinde incelemeye koym ut u.
Yani grnmez olan eyler. hareket eden evren kavramnda
gizli bulunan elerin aa kmasn salamtla< bize ev
renin zaman iinde hareket ettiini gstnmitiler. Evrenle
ilgili. rnein Byk Patlama'dan kalan radyo dalgalarnn
renkli fotora flarna baktmzda. ba ve belki de sonu olan
bir sistem gryoruz. dnyamza. yani ok iyi veya ok az
t a ndmz insanlara gz gezdirdiimizde, gemite yaadk
!armz dorultusunda u an bilgilendiren bir sistem kyor
karmza . X nndan olum u gzlere sahip inRnlar ha line
gelcl i k .

234
Yerekimi nedir? Yirmi birinci yzyln banda bu

lnduumuz u dnemde fizikiler evrendeki galaksilerin sa


ysnn yz yirmi be milyar bulduunu, her birinin ierisin
de elli milyon kara delik bulunduunu ve bunun dorultu
sunda evrende be katrilyon civarnda kara delik bulunuyor
olabileceini dnyor. Ama hala kara deliklerin dier ta
rafnda neler olabilecei bir fikirleri yok.

Bilin nedir? Yimi birinci yzyln banda bulundu


um uz u dnemde nroanatomist ler insan vcudunun yz
milyar h creden olutuunu, bunlarn her birinin bin ila on

bin aras sinapsta n meydana geldiini, b ununda az ok yz


trilyon bala nt noktasna denk geldiini dnyorlar. Ama
bir dncenin t a m olarak olduunu hala aklayamyorlar.
Bir asli' hem evrenin. hem bizim trm zn. hem de

bilimin t arihi gz nnde bulundurulduunda uzun bir sre


deil aslnda. Grnmez k astronomisi ve psiko-analitik
t e knik. ort ak bir i htiyatan tr ortaya kt , ve ort ak bir
ge ynlendirdi bizi: evrende plak gzle ve baz aral a
n n plak gze yardmlanyla grlebileceinden daha fazla
ey yoktu, evrende hi {fnediimiz lir sr ey vard.
Kim bi lir? Gzlerimizle gremediimiz dalga boylan
veya insanolunun dnceleri. bize. ornda olduunu dn
rli.imzden daha fa zlasn snmayahil irdi. ve ora d a oldu
unu blcliimiz eyler zat e n bilinmesi gereken her ey olabi
lirdi. Baz arn gerelerin yardmyla teleskop ve mikroskop
tan da t.Pyi gren gz, doay a rat rmamzda bize yeterli o
lahi!inh gzmzle i ve di diiyada gremr,diiniz eyleri

2J5
bize sunan aralar, bize yeni ufuklar anayablirdi. A m a a
mlard.
Ve bu da - drt yzyl boyunca evrenin srlarn gz

lerimizin nnde ve bir asr boyunca gizli evrenlerin iindeki


bilmeceleri ortaya karmaya altktan sonra bize yeni bir
bal ang gibi gelecektir.

236
NOTLAR
Bu sayfalarda yer alan notlar bu k it apta bulunan a lnt ve
gerekleri bulundurnyor. Bunlar grnmez etkilerin
grnr kantlan olarak varsay. Kitabn ieriini
deri nliine incelemek ve konularla ilgili daha fazla bilgi
edinmek isteyen okuyucular iin her blmn balnn
altnda bulunan tanmlar daha fazla okunabilecek
kaynaklara yn gsterici nitelikte olacak t r .

239
ALINTI

p .xi Nitske. s. 1 3 1 .

GR

Sadece bir kez yz yze grtler: Freud, 1 953


1 966,c.XXII , s. 1 98
Yeni yl tatili: Jones, 1 953 1 957,c.3, s l 3 1

" zgnm": Einstein, 1 970,s.35


"Anlyor" : ,Jones, 1 953 1 957,c.3,s. 1 3 1
1 6 1 0'da: Galileo.pp. 47ff.
1 674 itibariyle: Blimlel' 8zlii. s329
"bir milyonun zerinde": I bid
saysndan daha fazla hayvan: Williams,c.2
"inanlmaz": "Antony van Leeuwenloek ( 1632- 1 72 3) " ,
www. ucmp . berke ley .ed u/history/leeuwenhoek. html

BR:GKYZNDE YEN EYLER

Bria,Clark ve Flsing Einstein'la ilgili standart


biyografilerdir; daha fazla felsefi ierik iin Frank 1 989'a,
daha fa zla bilimsel ierik iinse Pais 1 982'ye gz at nz.
Hol ton kolektif bir biimde Einstein'in yntemlerini "yeni bir

240
bilgi teorisi" ats altnda topluyor; kendisinin

1 995, 1998a , 1 988b eserlerine de bakabilirsiniz. Miller 1 99 7


Einstein'n zel grecelilikle ilgili almalarn kelimesi

kelimesine inceleyip yeni bir eviri sunuyor; ayrca


kendisinin 1 986 tarihli eserine gz atabilirsiniz. Schlipp'e ek
olarak, Einstein'la ilgili antolojiler arasnda French ve

Woolfunkiler de saylabilir. Michelson'la ilgili daha fa zla


bilgi iin Livingston,Michelson'a gz gezdiriniz.

Babasnn ona : Einstein, 1 949,s.9


avucumuzun iinde: Poincare , 1 952, s . 1 70

Einstein'n kendisi: Einstein, 1 987,pp .4-5


"Duyduumuza gre": Einstein. 1 987,s. 169
dnd: Thompson,s . 1 0 15

gn sren: Gray,Haziran 18, 1 896,pp. 1 5 1 1 52;Gray


Haziran 25. 1 896,pp 1 7 3 1 75
"eriemedi": Thompson,s. 1 065
asla tatmin olmu hissetmem: lbid,s.835

sunumlardan biriyse: Gray, 1 908,pp 290 291


Sunum salonu: Ibid, s.279

George Gabriel Stokes: Zajonc, s. 1 2 1


Wheatstone dalga m akinesi: Londra'daki Bilim Mzesi'nde
Sergi
Baka seferlerde: Gray. 1908, s . 257: Thnmpson. s8 1 8
zdeleiyor: Gray, 1 908,s.258

Dncesi: Swenso,s.26
Berlin deneyi: Flsing,s . 1 60
tek ey: Thompson.s 1 035

241
"umuyoruz": Kelvin,s.vi

yzde onu orannda: Swenson,s.28

parlak : Ibid
gremediini: Kelvin, s . 485
b ahsediyordu: Pais, 1982,pp. 1 22 125
Bu yzden: Lorentz,s. 5
Bir aklama: Poincare, 1 952,s. 1 7 2
H i phe yok ki: Holton. 1 988, s.323

tahmin yrtt: S tachel, 1987,s.46


dolayl bir biimde: PAis, 1 982,pp. 1 1 6 17

vey olu gibi: S tachel, 1987,s.45


ok daha basit: Flsing,s. 157

u zalim: Stachel, 1 987.s.46


kullanlmaya balanmas: Stachel. l 987,s.45

etrafnda dolaan drt yldz: Galilei,s.28

yuvarlak: Van Helden. 1 989.s. 107


yarm daireye: Ibid
orak eklinde: Ibid,s. 1 08
Vens: Galilei,s.94
Aarau'daki okulunda: E instein, 1 949,s.53:Pais, 1 982.s. 1 3 1
harp yapmaya: Pais, 1 982,s. 139
"Saal!": Ibid
Diyelim ki: Stachel, 1 998.s. 125
1 676'da: Cohen,s.346
b a k tm: Hoskin,s.2
ar biimde: Einstein, 1949,s.2 1
m utla k hareket : Newton, 1 952,s.9
Alan: Tbid

242
mutlak boluk lbid, .s.8
mmkn deil: lbid.s. 1 2
gibi biz d e : Mach,s.305

ilk kuramlar: Mach,s . 595


kr inancnn sarst: Einstein, 1 949, s.2 1
getirmeye alacam : Stachel, 1 998.s. 124

bal olmakszn: lbid

gl'i'nrde: Miller. 1997.s.3 7 1


dahil edilmesi: Stachel, 1 998,s. 124
koparlamaz ba: PAis, 1 982,s. 1 39

b ilgiler sunuyor: Einstein, 1 995,pp. 1 6 1 7


Hayatnn geri kalannda: Clark,s.252

K:.DNYA ZERN.DEK .DGER EYLER

Gay ve Jones 1 953- 1957 Freud'la ilgili standart

biypgrafilerdi; ama Wollhein 1 990'a da gz atabilirsiniz.


Freud'un yaam ve almalaryla ilgili antolojiler iin
Mujeeb- urRahman. Nelson. Neu. Wollheim 1 974'p bakn.
Freud t eorisinin geneliyle ilgili daha fazla bilgi iin
Waelder'a ba kn. FrPud'un n ro l oj i k kken lel'iyle ilgili
bilgiler iin Amacher.Erikson.Rapaport ve Gill.Sacks'a gz
gezdirin. Freud'tn bilinalt.yla ilgili dier uralan zeine
bilgiler iin Eidelberg,Giora ve Herzog'a gz atn.
vanl: Freud, 1 953- 56, c . I V. . s. 1 9 7

eiinde : Williams,c.4
B u maddenin varlnn: Bernfeld, 1 949.s. 1 7)
Sf!ysz karmak detay: Clarke ve .J acyna.s. 1 0

243
Joseph Jackson Lister: Jane I nsley,"Lister'n 1 982

Mikroskopu", www .fathom.com/feature/1 2235 1


1 827'de: Clark ve Jacyna,s.60
bakldnda: Ibid,s.389
Ama: Ibid,s.84
Joseph von Gerlach: Williams,c.4
Eer hcreler: Clake ve Jacyna,s.99
Camilio Golgi: Williams,c.4

Ramon y Cajal: Ibid


byle bir balant: Clark ve Jacyna,s.99
yle bir kaptrdm ki: Freud, 1 954,s. 1 18:Ma sson,s. 127

toplant: Masson,s.2
hazrlamaya balad: Ibid, s . 1 39
aklamamn nedeni: Ibid
Projenin: Freud, 1 954, s. 355
kefetmesi: Ibid,s.358
hissederken buldu: Freud, 1 954,s. 1 26:Masson,s. 1 4 1
ok verimli geen : Masson, s. 1 46
gzden geirilmeye ihtiyac
olduunu:Freud, 1 954,s. 1 3 3;Mason,s. 1 5 0
alacam: Freud, 1 954,s. 1 33
Artk: Mason,s. 1 52
Dekart ilk defa : Dekart , 1 996,s.xx
harmanlanmasna: De kart, 1 895,pp. 1 1 4 1 5
ortaya koyuyor: Ibid,s. 1 1 5
ve teki bilimler: lbid
her eyi ykp: De kart, 1966,s. 1 2
baka hibir eye: D ekart. 1 985,s. 1 1 5

244
ki kitab da: Ibid
arptlacandan: lbid
Ricard Mead: Serota, s.227

Franz Anton Mesmer: lbid


Freidrich Herbart: Margetts,pp . 1 2728
kurall dzen: Jones, 1953- 57,c.l,s.373
Sigmund Exner: Ibid,s. 380
yeni ortaya km: Bernfeld, 1 9 5 1 , s . 2 1 4

iki kere gelitirdi: Bernfeld, 1 9 49,pp. 1 8 1 82


merak etmiti: lbid,s. 1 79

k noktas: Freud, 1 953 1966,.c.XXII,s. 1 5 7

B i r fiki< lbid.c.XII , s .260


bir miktar: Freud, 1 954,s.355
gndelik kiisel: Freud, 1953 1 966.c.XIV,s. 166
boluun iinde: Ibid,c.XIX.s. 1 4
Freud b u teknii: Jones, 1953 l 957,c.l,s.226
aktarabiliyordu: Freud, 1 953 1 966,c.XX.s. 1 9
katarsis: Jones, 1953 1 95 7,c.I .s.224

a nlad anda : Freud. 1 953 1966,c.III.s.35


Mesela Anna O . : Ibid,c.11,pp 3839
Bayan C acilie M . : I bid.s. 1 80
Neden kaybolursa : I b id,c.Ill,s. 1 8 5
Aslnda hemen o a kam : Mason, .s202
"gz krpmak" veya "grmezden ge l m e k : Frrnd , 1 953
"

I H6G,c. J V.s.3 1 8
e n nem l i : Tbid.s.xxvi
haz kara n l k : M a so r , s . 202

243
:u NOKTALARI ZORLAMAK

Nitske Rntgen zerine bir biyogra fidir: aynca Glasser'e


bakabilirsiniz. Yirminci yzyln banda bilimin iinde
bulunduu durum ile ilgili daha fazla bilgi iin Bernard et
a l . . Bunge ve Shea, Heilbron'a baknz.

8 Kasn :Nitske.pp.35
Rntgen herhalde :Ibid,s. 1 00
22 Aralk't a : I bid,s.5

Yeni yln ilk gn: Ibid.pp . 98-99


lk haber:] bid.pp. 1 1 2 1 1 3
Bilim adamlar: "Sakl Katlar Ortaya kt".The New York
Tim es, 16 Ocak. 1 896
ngilizce evirisi: Prof. Rntgen ' in X Inlar" . The New York
Times,5 ubat. 1 986
1 :l Ocakta:Nitske, pp. 1 0 1 - 1 02
Sadece bir kereliine:Tbid.s. 126

Birka gn iinde :Ibid. s . 1 0 0


uzunlamasna t itreimlere: "Yeni Inlar B u lunamad" . The
New York Tines. 9 ubat . 1 896
Science dergisi:\.irske.s. 1 2 1
l ngles Rogers: l lid
lk Haracluc: "Saflk Testi". The New York Times. 28
Ha ziran. 1 896
Evlerine girip:Edwin E. Slosson."Gne K pe kleri" The
.

l nrlependa nt . 2 Ek i m . Hl20.s. 10
Deneyleri clonlt usunda : ]\'it ske. s. 3 1 7

24h
"lkedeki hibir hastane" : "X In Fotorafl zerine"

The New York Times, 6 Eyll, 1 896


Eminim ki:Dekart . 1 993
nasip oldu:Kolb,s.80
Btn gksel gizemleri:Van Helden, 1 9 7 1,s.54
yazd mektupta Newton:Zajonc,s.85
tekrarlyordu :Ibid
cceler gibiyiz:Ibid,s . 70

1 655'te:Learner,s.20
167 1 ve 1 672'de:North,s.345
1 675'telbid,s.344

plak gzle:Internet zerinden Oxford ngilzice Szlk


iddia edemezdi :Badash,s.52
Sanki her ey:Ibid,s . 55

ondalk noktadan sonraki:Weiner,s.9


geriye kalan tek eyin:Badash,s.55
Eer halk:Ibid,s.53
btn herkes tarafndan:Ibid,s.50
yzde yz kesinlie sahip :Ibid,s.57
Yz yl nce:Swenson, pp.2728
Adm :Pais, 1 982 ,s . 1 63
n uhten e len:Jo Baer,"Mach Bands" ,
www .ubu.com/aspen/aspen8/mach Bands. htn 1
Aslnda bir kii:Miller, 1 984 ,s. 1 1 8
ou okur:Ibid
lzunsuzdu:Stachel, 1 988,s . 1 2 4
1 893'te:G alison,s. 228
1 902'd c d b i d

247
su gtrmez bir gerektir=Poincare, l 982,s. 233-34

Bu ekilde ayarlanan:Flsing,s. 163


Ik hz o kadar abuk ki:Cohen. s.346
izleyen bir tren:Galison,s. 222

sadece saatlerin deil:Ibid. s . 2 3 1


iinin bir blm:Jhid,s.220- 2 1
bir yere tad:Ibid,s.225

kavramnn analizi=Ibid.

kullanmamz gerek:Poincare, 1982,s. 1 43


tannamaz halde bilinaltnda

bulunuyordu=Einstein, 1949,s.53
ou felsefeci:Freud, 1953- 1 966,c.XIX,s.2 16
Ve Freud da:Ibid,c.XIV.s. 1 5
Galen bununla ilgili yazlar yazmt:Whyte.s. 7 8
Aziz Augustine:Ellenberger. 1 957,s.3
En belirgin grlerimiz=Whyte,s.99
kelimesinin trevleri:Ibid.s.66-67
bir baka hayat var:Ibid.pp. 1 60- 1 6 1
kavramann yolu:Ibid,s. 1 49
Eduard Von Hartmann:Jbid,s. 1 63-65
l 890'a gelidiinde:James,c.J .s. 224-90
Dr. ,J osef. Freud. 1 953- 196.c. I I I .s.26
Aslna b akl rsa Fre u d : I bid
isteriyi belirgin klan sre: [bid,c.I l , s . 7

bir hipnoz durum nna : t bid.c. l , s . l tl 9 :c. i l ,pp. 1 2 . 2 J 5-22 :cl l l . s . :rn
adn verecein : J bi d , s.c. I I , s . 4 7

bal kalacam : J bid .s.I r,s.286


h l uyo<l hid .c. H l , s . H in

248
soru yaratt=Ibid,c.XX,s.23

DRT-"KR KRNE NAN

Matematiin tarihi ile ilgili daha fazla bilgi iin Beli


1 992,Ekeland 1 9 88,Ekeland 1993'e gz atnz.
hayal ediyordu:Pais, 1 982,s. 1 79

hayatmm en uurlu fikri:Ibid,s. 178(Barbie Bischoff

tarafndan yeni evirisi)


size itiraf etmeliyim ki:Flsin,s.235
bo:Ibid,s. 102

gnde sekiz saat k afa dinlemesini=Ibid

nk ktphane:Jbid,pp. 1 0 1 -02
ok ynl=Ibid,s. 102
bavuru eline getiinde :Ibid,s. 104

m ucidin dnce tarz :Ibid


bir blm ekledi=Pais, 1 982,s. 1 79

eitimine sahip olabilirdim=Einstein, 1 94J.s . 1 5


o n iki yamda : Ibid,s.9
deri n bir dini inanca :Jbid,s.3

hi de dini um ursamyorlard:Ibid
a lmaya balad:Einstein. 1 987,pp.xixxx
sonucuna vardn:Einstein, 1 949,s.5

btn k i t.aplar : Einstein. 1 987,s.xx


geometri n in zerinde alt ci:irnle rin=Eistein. 1 949.s. l l
doal dzenin var olduna =Einstein. 1 !!88,s.262
o l m d hir ada : lhid

24Q
tarafndan yaplan tahminler:Frank, 1 949.s.221

Kepler 1600'de :Kolb,s.55


grmezden gelmektense:Ibid,s.64
sahip olduunu saptad:Ibid, s.6 1
aklszlk etmiim :Ibid,s.65
yalnz 1 588'de : Friedman,s.30

William Gibet'in:Boorstin,s.3 1 1

uydurulmu gibi grnen:Friedman,s.32

bu iki fikri test etmek amacyla:Weinberg,s. 1 1


hem de olduka:Weaver, 1 957,s. 1229

ynelttii soru buydu: Westfall.s. 403


geleni nasl etkiler sorusunu:Einstein, 1 988,s.225
eer bir kimse :Spangenburg ve Moser,s.25
Laplace'n kendisi: "PierreSimone, Marquis De

Laplace" ,Encycelopaedia Britannica Online,


http ://search.eb.com/eb/article?eu=48265
bu dnemde :Pais, 1982,s. 187
bir yaz yaynlad : I bid,s.201
uraman istiyorum : I bid,s. 2 1 1
bir keresinde Einstein:Flsing,s.325
Einstein'n hayal gcndeki: Frank. l 989.pp.95-
96; Bernstein.pp. 95-96. 98-99
Grossnan. bana yardm et :Flsing. s.325
Einstein'a mat ematik notlarn:Pais. 1 982,s.44
ona Bern'deki patPnt ofisinde i bnlardbid . s . 4 6
kefil olan yine:Ibid.pp.208- 209
k u rucularndan ola n:JJid. s. 208
1 90 1 ' d e : E i n s t e i n . 1 fl87 . s . 1 !lO

250
uygulanabilmesinin pek mmkn olmadn :Pais, 1 982,s.201

bu sorunla karlatrldna:Flsing,s. 3 1 5
konularnn d a bulunduu:Bernstein.s. 1 08
hayatmda bil' daha hibir ey:Overbye , s.239

edilebileceine inanyorum : Clark,s. 1 8 1


daha fazla ey yaplama z=Flsing,s. 3 1 9
noel gecesinde:Jbid,s.306

l 840'ta=Roseveare.s.20

hesaplamalarna gre :Ibid, s. 1 1


yaptklar yzlerce gzlemden:Ibid,s. 2 1
3 8 yay saniyesi:Ibid.s.23
42.95= Ibid,s.4 l
mesela bir gezegenin ktlesiyJe:Ibid,s.23
Vulcan adn vermiti = Ibid, s.25
gkta topluluuydu:Ibid,s.24

Merkr'n bir uydusuydu:Pais, 1982.s.254


ma ddi nedenle<Roseveare,s.20
bile iddia etti = Ibid,s. 2 5
sonutaysa baz=Ibid,pp.95 I 1 3;Pais, 1 982.s.254
3 0 yay dakikas:Overbye,s.275
18 yay saniyesi=I bid
yel'ekimi konus:Ibid,s.276

ertesi sene :Pais. 1 982,pp.243-44


bil' yl somasndaysa : Ibid.pp .245.250
btn inancn kaybettiini:Tbid.s.2!l0
ertesi hafta :Jbid,pp .2!)2-253
4 3 yay saniyelik: Ibid.s.2!l!l

i i kpr kp <J bid ,R.253

25 1
birka gn iin:Ibid

rencilerinden biriyle tartyordu:Clark.s.287


almasnn bir nedeni:Ibid
bugn ok gzel haberlerim va<Flsing,s.439
kuku duymuyorum :Ibid,s.32 1
savan balamas :lbid,pp.35657

urayacan ngryordu:Pais, 1 982,s.303


B L MDE DEVR M : "Bilimde Devrim",The Times Of

London,7 kas m . 1 9 1 9
GKYZNDEK IIKLAR SD: "Gkyzndeki Btn

Iklar Snd",The New York Times, 10 kasm, 1 9 1 9

e n nemlilerinden biri: "Bilimde Devrim", The Times O f


Landon
zel bir toplant srasnda:Ibid
EINSTEIN NEWTON'A KARI : "Bilimde Devrim", The

Times Of London, 8 kasm, 1 9 1 9


Bu haberimizde: Henry Norris Russell, "Kasmda Gkyz,
1 9 19".Scientific American, 29 kasm, ]!) 1 9
dnya merakl bi<Flsing,s.455
nemli bir ;;a hs:lbid.s.457
soyutlayc etkilerinden:Pais, 1982,s . 306
Brit.anyallarn:Ibid, s.308

garip doasn:"Bilim Dnyasnda Jazz", The New York


Times, 16 kasm, 1 9 1 9
e n biiyk bilim olay: "Bilimde Devrim",Tlw Times o f Londo
Kozmolojik boyutlardinst.ein. 1 9 1 7.s. 1 86
Bu kiilerden hiri :Freidmann,pp.83943
hir h a ta buldu : Re rnst ei n ve Feinber. s. 1 1

252
tespit edilen lekelerin : Hubble , 1 925,pp. 1 3942
1 929'da:H ubble. 1 929,pp. 1 6873
ilkesine sadk kalabilmek iin=Einstein, 1 9 17,s. 1 87
1 93 l'de: C lark,pp. 5 18527

en byk hatas:Clark,s . 270

BE-'NSANIN ORTA YA IKII

Freud ve Darwin'le ilgili daha fazla bilgi iin Philips,Ritvo


1 965, Ritvo 197 4'e gz atnz.Freud ve hipnotizna konular
iinse Blum'a baknz. Bilinaltnn tarihi ile ilgili daha fazla

bilgi iin Frey Rohn,Kelly'e baknz.


hayal ediyordu:Frned, 1 953 1966,c.I,pp . 25 3 1
toplantda :Ibid,s.24;Ellenberger, 1 970,s.44 1
nnde yapt ilk sunumda:Ellenberg, 1 970,pp. 439

4 l :Freud. 1 953 1966,c.I ,pp. 5 - 1 5 :Sulloway.pp. 38-39


rast layamadn:Sulloway,s.39
allageldii gibi:Ellenberg. 1 970,s.440
1 3 Ekim 1 885'te I 28 ubat'ta:SuJloway,s.28
devam etmeyi planlyordu / yneltmiti:Freud, 1 953-
1 966,c.I.pp. 3-4
Freud laboratuanna ilk defa :Ibid,c.XX, .s. 9

m a kaleyi okurken iittiincfe:Ibid, s.8

ac eken insanla yardm etmekl bid. s.253


bir bilim adam olup:Gay. s.24
en ok istedii eyin :Ibi<l,s. 26

253
1 530'larn sonunda:Singer.pp. 1 77 78
Bunun sonucu ise 1 543'te yaynlanan:Bilin Adamlar
Szl, s.537
Kitabn ilk basksnda:Singer, s . 1 78
kalbin septumu:Ibid, s. 1 79
kendi el atmt:Ibid, s. 1 7 7
hayvan ruhlar:Ramon M . Cosenza. "Ruhlar.Beyinle!' ve
Akllar:Akln Kavramlarnn Tarihsel Evrimleri",
www .epub.org. br/cm/nlb/history/mind= history_i.ht mi
ilk ve ortak:Dekart, 1 993
alakas bulunmayan okuyucularndan:Ibid

dizili biininden:Ibid
ilgili kurallar gelitirebilirim :Dekart, 1985. s.97
Willian Hal'vey:Bilim Adamlar Szl . p p . 2 404 l
makinesinin siirleri:Williams, c.2

en i ksmnda :Dekart, 1 985,s.340


metinin yazan Goethe deildi:Freud, 1953 l 966, c.XX.s.8
iki canly tek bir btn iinde:Clark ve J acyna,s.39

insa n hayvand<Ibid,s.38
insan canllarn geldii: Ibid,s.39
ben o zamanlar hayattaydn :Freud. 1 953 1 966,c.XX J I ,s. 1 7:1
k t ut ulacan :Charles Darwi
kitaplnda muhafaza etti:Ritvo. 1 990.s.65
farkl deildi<Freud. 1 953 1 966,c.XVII,s. 14 l
ihtimal vermiyonm:Erikson,s.42
Darwin 'in teorilei:F!'eud. 1 95; - 1 966,c.XX ,s.8
Cari Claus:Ritvo. 1 990,pp. l 1 :l 1 4

Fred nivel'sitedeki ilk yanyln : J bid.s. 1 1 4

254
ikinci yaryl: Ibid,s. 1 1 5
drdnc yarylnda :Ibid
Ertesi yl:Ibid,s. 1 1 6
Mart 1 87 7'de :Jbid
inceleyen fakat baarsz olan Aristo'nun : Bernfeld, 1 949, s. 165
B u noktada:Ritvo, 1 990,s. l 1 0

3 0 yl kadar nce : Cranfeld,s . 408

etkisi llemeyen gle<Larke and Jacyna,s. 194


adanm bir toplulua :Bernfeld, 1 944,s.349
b u temele dayanyordu :Ibid
den grev:Bernfeld, 1 949,s. l 76

B uradan Freud:Ibid,s . 1 78
verdii konu:Freud, 1953 1 966,c.XX,s. 1 0
bete noire:Ibid,c.I,s.4 1
sinirlilik:Ibid,pp.4 1 42

Nevrozlarn Napolyon'u:Ellenberger. 1 970,s.95


Tanrnn kendisinden:Freud, 1959,s. 1 1
duvarda asl bir yazda:Freud, 1953 l 966,c.III ,s. 1 8
rahiplerin deil: I bid,s.20
birine evirdi:Sulloway,s.29
kaytlar tutulmasn :Ellenberger, 1 970,pp .90. 93
gen bilimi:Freud , 1953 1 966,c . I I I . s. l 1
ok utan verici:Gay,s.48
fakl bir trm gibi:Freud, 1 959,s. 187

insan utanmaz:Jones, l 953 1 957,c. l,s. 1 84


tek duyduunuz kelime:Freud, 1 959,s. 1 82
grdn gibi:Ibid,s.88

yeterli oln ay: Freud, 1 953 1 966,c.I,s.8

255
gerekletirmeyi haarmt=Ibid
edinerek kyorum =Freud, 1 959,s. 1 85
anatominin sresini:Freucl. 1 953 - 1 966.c.I,s. l 1
yn iaret eden :Ibid

Her pazartesi:Ibid,s.9
Sal gnleriyse :Jbid

Haftann geri kalandaysa :Ibid,pp.9- 1 0

hastalar kullanarak:Ellenberger. 1970,s.98

belirtileri taklit edehiliyord:lbid.s.96


en son kefettii bulu : l bid
neden olcl uu titremeleri=Ibid

Ama iin en ilgin taraf:Ibid.s.95


Paris ok uzun:Freud. 1 959, s. 1 88
ikayette lulunduhmu duyan:Freud, 1 953- 1 966 c. 2 0,s . 1 2
.

kalc misafiri:,Jones, 1 953- 1 957.c.I.pp. 1 8()-87


ne byl bir ehir:Fre ud . 1 959.s. 206
Drt yl nce:Jones, 1953- 1 957,c. I.s. l 03
ynlendirmesini tavsiye e tmiti:Freud. 1 953- 1 966,c.XX.s. 1 O

hastalarla ilgilenmesi gerekecei:Ibid,s.253


unvann edindi:Bernfeld, 195 1 .s.209
laboratuar.nn cazibesine kapld:Ibid,s. 2 1 O
aratrmalarla ne kt : Ibid . p p . 2 1 1 - 1 3
kokainin etkileri ile ilgili : Freud, 1 95 3 - 1 96 6 c.XX pp . 14 1 5
, ,
-

ok piman olsa da :Jhid.s . 1 5


Paris'ten dner dnmez:Sulloway,s.35
ilala da t t : Gay . s .53
evliliini tasarlamaya yetecek:Sulloway. s . :i5
detayl bilgiler bulunuyordu :frt>ud. 1 953- 1 9()13,c.XX,s. 1 6

256
bir avu hekimin:Bernfeld, 195 l,s. 209

bilincine varmak:Freud, 1 953- 1 966,c.XX,s. 1 6

ok daha baarl olduunu fark etti : l bid,c.Il,p.xi

ilk kz ocuu:Jones, 1 953- 1 957,c.I,s. 1 5 2

hipnoz yntemini denemeye karar verdi:Freud, 1 953-

1 966,c.20,s. 1 6;Masson,s. 1 7

Charcot b u teknii:Ellenberger, 1970,s.91

savunan Charcot'tu:Ibid,s.90

bir yarata dneceini:Sulloway,s.42

ba kesilmi bir kurbaa:Serota,s. 237

insan akl iin kullanmak:Freud, 1953- 1 966,c.l,s.98


lk bata Charcot:Ellenberger, 1970,s.9 1

kullanna da deinmiti:Freud, 1 953 - 1 966,c.I ,s. 1 3

iki konferans verdi:Jones, 1953- 1 957.c.I,s.229

evirip bir nsz hazrlamak iin bir szleme

imzalad:Masson,s. 1 7

srf para iin:Ibid.s.24

katlmak dmumundayz:Freud, 1 953- 1 966,c.I,s.81

hipnotik nergeleri:Ibid, s . 75

Freud elbette ki:Jones, 1 953- 1 957,c.I,s. 226

b u konuyla hi ilgilenmemiti:Frend, 1953- H )66,c.XX , p . 1 9-

20

rafa kaldrmt:Ibid,s.20

Freud imdi:Ibid,s. 1 7

Fransa'ya dndi.dbid

denemeye kalktndaysa :Ibid,c. 2,s. 1 08

gznde geldi:Ibid,s. 1 1 0, 1 3 5

B a k n v e grii :Ibid,s. l 10

257
elini hastann: Ibid.s. 1 09

imdi Freud deniyordu:Ibid.s. l 1 0, 1 45

olduunu dneceksiniz:Ibid, s. 1 1 O

fark e ttiinden bahsetmiti:Ibid,c.XX,pp. 1 3 1 4

sinir sisteminin yapsyla :Ibid.c. I ,s.49

1 893 Temmuz'unda:Masson. s.52

Paris'i terk e t ti:Ellenberger, 1970,s. 1 00

saysnn bir kopyasnda:Masson. s.23

aklamaya alacam:Freud, 1 953- 1 966,c.I , s . 1 69

deiiklie uramasayd:lbid,s . 1 70

kimyasal kuvvetle<Bernfeld, 1 949,s. 1 7 1

isteri hast a larna ac ektiren:Freud, 1953- 1 966,c. I I . s . 7

Okuyacanz blmde :Ibid,s. 1 85

Breuer olmutu:lbid.s. 1 92 ff

beni ok art t:Ibid,s. 160

olup olm amasna bakmakszn:Ibid,s . 2 79

konuyu deit iriyorlard:Ibid

ihtimal vermemitim :Ibid

opera prensi gibi : lbid

en bata da anlatabilirdim : lbid

bu bilmeme dnrumu:Ibid.s.270

pheiz ayn ey olmalyd:lbid.s. 268

belirgin avantaj lar: Ibid.pp. 26870;c.IV,s. 16;v.XX.pp. 2 7 - W

hayatn en byk baa ryd: Ibid.c.XX, s.25:3

lm yznden yHs tut uyordu: Jbid,c.IV.s.xxvi

dil srmesini:Masson.pp 326-327

Freud bunu bir n ablede:Freud, 1 953 1 !Hi6,c . l l I . pp 289- 297

H poje ni H n ac : Freud. 1 954,s.355

258
hipnotik a naliz: Freud. 1953- 1966,c.III,s.59

psiik a naliz:Jbid. s . 4 7

psikolojik analiz:Ibicl,s. 75

tbbi psikolojik analiz:Jbid,s.53

Ve 5 uba t : J bid,s. 143

e lde e ttii sonular:Ibid,s. 1 50

yorucu ama tamamen:Ibid,s. 162

ALTI: K i YEN B L M ZER NE

Grecelik ve yirminci yzyln banda astrofizik konular

iin Bart usiak,Coles.Turner ve Tyson. Will'e baknz. Psiko

a naliz ve yirmi birinci yzyl nrobiyolojisi iin Gabbard,

Reiser, Schore, Solms'a gz atnz. Einstein'n alma larnn

epistomolojik imalar zerine daha fazla bilgi edinmek iin

Blackmore. Bolr 1987a. Boh 1 987b. Bohr 1 987c, Heisenberg

1 949, Heisenberg 1 958, Heisenberg 197 4, Planck'a gz

a tnz. Freud\n almalarnn epistonojik imalaryla ilgili

daha fazla bilgi edinmek iin Beecher. Bowers ve

M eichenbaum. B rower. Brnck. Crews 1 995. Crews 1 998.

Dilnan, Eclelso, Feigl ve Scrive. Gabriel, Gill, Grnbaum

H l85, G rnbaum 1 998. Hook. Jones 19 18, Kubie, Lewin,

N icol , Opat.ow. Rivers. Roth, Shope, Shuey. Sterba.

Wolan'a baknz. Kat ve ymuak bilimlerin

episton o lj i siyle ilgi l i daha fa zla bilgi edinmek iin Adria n.

Frank J! )f), Pra k 1957. H a wkins. Wever 1 95n'e gz t n .

259
yollarmz aydnlatan tek eydir:Freud, 1 953

1 966,c.XXIII,s. 286

Her bilim dal:Ibid,s. 1 59

daha fazla icat yapldn:"Kamerayla Yaplan Harika

eyler", The New York Times,28 Eyll, 1 895

benzersizdi: "X n Fotorafl zerine". The New Yol'k

Tim es

1 Mart 1 896'da:Pais, 1 988, s.42

siluetler:Ibid,s.40

ayn yl daha sonraki bir tarihte:Ibid,s. 76

Bundan bir yl sonra :Ibid,s.85

Ve bundan da bir yl sonra :Ibid,pp. 5356

1 894'te:Badash, s.55

Kopernik anlay:Armitage,s. 1 94

gz nnde bulundurmanz:Dekart, 1993

Hypotheses non fingo:Newton, 1 999,s.943

Cogito ergo sum:Dekart. 1 993

O hep vardJJ' :Newton. 1 999.s.94 l

soktuunu dndkten sonra :Dekart, 1 993

her maddede var olmasn:Miller, 1 984,pp. 71 7 2

denizlerin hareketlerini :Newton, 1999.s.382

Keke doayla ilgili: lbid

sakl:Dingle,s.537

bu byk kitah yazmsn:Bell, 1 986, s . 1 8 1

kesinlikle vazgeerirn :Fnncis Darwin.c.2.s.7

260
Her astronom :Badash,s.53

Newton'un yerekimi teorisi=Roseveare,s.95

etkilediini syledii: Einstein, 1 949,s. 2 1

Eer dnyay sadece:Mach,s.6 1 0

Auguste Comte: "Pozitivizm", Encyclopedia Britannica

Online, http://search.eb.com/eb/article?eu= l 1 5436

herhangi bir doa olayn:Frank, 1 989,s.45

madde ve kuvvet nedir:Frank, 1 949,s.93

lgnorabim us:Frank, 1 989,s.45

Olimpiya Akademisi:Clark,pp78 8 1 ;Flsing,pp. 99 1 00

1 9 1 1 'de bir beyanname:Holton, 1 993,pp. 1 2 1 4

temelinde n e vard<Miller, 1 986, s . xv

son mektubunu:Holton, 1 988,s.24 7

bir eylere anlam kazandrmak:Frued, 1953 1966,c.XIV,s. 1 6 7

B e n dnmedim=Nitske,s. 1 3 4

Einstein Mach'la bir kere grt=Frank, 1 989,pp. 1 04 1 05

bunu yapmaya mr yetmemiti:Holton, 1988,s.248

Bu teorinin temeli speklasyonlara dayal deildir=Ibid,s.24 7

Mach2n kurduu sistem :Ibid,s.257

kurgusal enin:Einstein, 1988,pp. 273274

dnsel bor:Einstein, 1 949,s. 2 1

bkknlk gelmiti =Ibid,s.53

"alan" ismini verdi :Zajonc,s. 136

1 0 Nisan 1 846'da :Ibid,s. 135

Gerekliin kavrannda meydana gelen bu deiiklik:

Einstein, 1 988,s. 269

Yrngeler deneysel olarak:Ibid,s.265

bu varsaymsal enin:Holton, 1 988,s.250

261
metafiziksel yaratl gnah:Schlipp, 1 949,s.673

metafiziki olduuna inanyorum :Einstein, 1 988,s.342

herhangi bir ey renmek istiyorsanz:Ibid.s. 270

Wemer Heisenberg:Heisenberg, 1971 ,pp. 62 ff

Elenceli bir fantezi silsilesi:Freud ve Ferenczi,s.55

Amac gereklikle:Freud 1 953 1 966,c.XXII .s. l 70

baskn olan yaklamla:Einstein, 1 988,s . 2 7 2

gereklie ait t m bilgilerin:Ibid.s.2 7 1

temel kavramla<Ibid,s.272

tecrbe olacaktr:Ibid,s.274

Yeni Kolomb:Frank. 1989,s. 1 83;Francis D. M umaghan.

"Mutlaklk Grevi", Scientific American. Mart 1 92 1

ktann kefi: "Bilimde Devrim", 'fhe Times of London

inanlmaz bir yaknik duyuyorum :J.S .Ames. "Einstein'n

Yerekimi Kanunu",Science, 1 2 Mart , 1 920

i Afrika :Whyte.s. 1 3 2

doutan bi-=Masson,s.398

bilim adamlan: "Sakl Katlar Ortaya karld", The New

Yol'k Times

William HerscheJ:Lubbock,pp.262-65

Hertz Maxwell'in denklem lerini k llanarak:Hoffman,s.2

Karanlk btn: "X- I nlan Sradan I klar". The New York

Times, 22 Mart, 1 896

insanlarn byk bir ounluu: "Katot ve X- I nlar", The

New York Times, 1 5 Mart , 1 986

nrlyasyonun dnyada: "Gne Kpekleri", The I ndependant

262
Konferans salonundan sanki: M a urice Samuel, "Bay

Einstein'n Konferanslar", Yaayan a, 21 Nisan. 1 9 2 1


( M a nchester Guardian haberinin yeniden basks)

Okuyucu bklen:A.S. E ddingto. "Einstein'n boluk ve

Zaman Teorisi" , The Contemporary Review. Aralk 1 9 1 9

bize yeterli gelmiyor:Eddiongton.s.32

gremememiz nemli deil:Edwin E. Slosson, "Bulunmas

Zor Drdnc Boyut", The Independa t . 2 7 Aralk, 1 9 19

hibiri uydurma deil: "Einstein'n Boluk ve Zaman

Teorisi", the Contemporary Review

Psiko-analiz kullanarak:Freud. 1953- 1 966,c.XIV,s.301

gne nda yanm ve kopan deriler: "X-In

Fotorafl zerine", The New York Tines

bir hastan va< "Doktorla X - I nlar zerine Tartyor" : The

New York Times, 10 Kasm, 1 903

kaynayla ilgilenmediklei:Freud, 1953 - 1 966.c.Xl .s . 1 65

Ama yaratc yazarla<Ibid.c.IX,s.8

Freud kiisel olarak:Ibid.c.XX,s.48:Jones. 195:l- l954,c.2.pp. 6-

/;Masson.s.402

a amba Gnleri Psikoloji Tophhu:Jones. 1953-

1 957,c. 2,s.8:G ay. s . 1 73

ailesiyle beraber ta nd:Masson.s.30

Freud 1 902 senesinde :Ibid,pp .455-457

t ebrikler ve ieklerin:lbid , s . 457

1 908'de ilk:Jones. 1 953 1957,c.2,pp. 3845

E rtesi seneyse:l bid. pp. 53-58

1 !lOf 'e:Freud. 1 95:l 1 9GG,c. Vll .p p . 1 2f 245

263
Doayla ilgili ortak grmz: "Einstein'n Boluk ve

Zaman Teorisi", The Contemporary Review

neeli, kendisiyle bark:Brian,s. 1 5 7

kanserli:Ibid

gsteren baka bir durum:Einstein, 1988,s.232

grecelik teorisi:Holton, 1 982,s.xv

szde grecelik teorisi:lbid

lnvariantenheorie:Ibid

ierisinde elde edilen bilgiyi:Freud, 1 953 1 966,c.XVIII,pp.

1 77 1 78

Hi phe yoktur ki:lbid,c.XXII,s. 1 75

gidip geldiim :Flsing,s.65 1

gzel ve ak:Ibid

ho saatler iin:Ibid

nk insanolu iinde:Frued, 1953 1 966,c.XXII,s.201

tek banza deindiiniz:Freud, 1953 1966,c.XXII,s.203

ansl adam:Jones, 1 953 1 957,c.3,s. 1 3 1

mutlu insan:Flsing,s.609

neden vurguluyorsunuz ki:lbid

matematiksel fizikle uratn:Jones, 1953 1 957,c.3,s. 1 5 4

Beni a lklyorlar:Flsing,s.457

insann kendine olan sevgisine:Frued, 1 953 1 966,c.XVII,s. 1 43

egonun kendi evinde:Ibid

edeer.hatta: "Einstein'n boluk ve Zaman Teoisi", The

Contemporary View

Viyana Grubu: "Mantksal Pozitivizm", Encyclopaedia

Britannica Online. http://search.eb.com/eb/article?eu=4992 7

b i r hipotezden ibaret olduunu:Frend. 1 953 1 966,c.VIII.s. l 4

264
ite size varsaymla<lbid.sc.XII,pp. 265 266

dier doa bilimleri gibi:Ibid,c.XXIIl,s. 158

hayal etmemizi istemek:Field, et al.,s. 4 1 4

kavramnn bilimsel nitelii:Watson,s.93

ilemedii ve ilememesi gerektiine:Popper, 2002,pp .39,42

hatal olduunun kantlanabilme

ihtinaliydi:Popper. 1 968,pp. 404 1 , 7892

sz sanatndan:Freud, 1953 1966,c.XVIll,s.236;c.XX, s.3 1

yeni bir bilimin:Audiotape, Frued Mzesi,Londra

Analizci bu adan:Sigmund Freud, "Psikoanalize Yeni Giri

Dersleri",

www .angelfre.com/on/pisd/archive/Sigm undFreud. htm

nk o zaten hep : Pais, 1 982,s.273

Kozmoloji bilimi u an bile :Einstein, 1 988, s . 2 1 8

hep hayali bir bilim olarak kalnt:Hawking ve

Penrose,s. 75

Buna neden olan olaysa 1 964 senesinde:Kolb,pp. 238 4 1 ,

25659

yeni ufuklar amad:Robert A . Millikan, "Grnmezi

Grmek", Scribner's Magazine, 1923

gece yarsndan bir dakika nce:Giacconi, et al.,s.64

On yl akn bir sredir: Lang ve Gingerich,s.62

Aerobee grubu bu roketi:Ibid,pp. 6263

iki sonu daha ortaya kard:Ibid,s.63

grnmez hale gelmesi mmknd: "Ik Neden Kara

Delikten Kaamaz?'' ,

www .faqs.org/faqs/astronomy/faq/part4/section 1 O. htn l

1 9 r n Oca k'nda :Flsing, s.384

265
Yerekimsel Alan zerine:Schwarzschild, pp. 45255
1 930'larda :Lang ve Gingerich.s.456
ve 1 939'da:Oppenheimer VP Snyder, pp. 4 55 59

kanun olmas gerPk:Lang ve GingPrich.s.457


kra delik:Wheeler.s.8
bunun gibi ot uz:Christine ,Jones. William Forman. and
\\'ilham Liller. "X Inlarnn Kaynklan ve Onlarn G1sel
Edeerleri- 1" . Gkyz ve Teleskop. Kasm 1 97 4

yz elliyi huldu:Alan p. Lightman. "X In Ast ronomisinde


Baz Yakn lerl<>meler". Gkyz ve Teleskop. Ekim 1 9 76

m ilyarlarca dereceyi bulan :Ibid

teoriden pratie: ,John Noble Wilford. " Uzay Teleskopu Kara


Delik Teorisini Dorulad". The New York Times. 26 M ys.
1 994
zerinde altmz fenomen: Freud. 1 953

1 966.c.XXIII.s. 1 95
yetersizlikler ort adan kalkard:Ibid,c.XVI I l.s.60
hakim t mevarmsal metot la<Einstein. 1 988,s. 282

Psiko-aalizin retileri:Freud, 1 953 l 966.c.XX I I I .s. 1 4 4


saylan her geen gn azlan:Benjamin.s. 1 39

soru iareti bulunduundan:Hilgard. et al.s.v


vmguladnz eyler:Ma x.s.66
ilki 1 890 ' larda :Masson,pp. 264 266
kinci engelse :Freud. 1 953 1 966.c.XX.pp. 4243

istifa ettiini sylediinde:I bid.pp. 1 5 1 6


(halbuki ikisi de dorn deildi) :Ellenberger. 1 970.pp . 437
42:Sulloway.s.42

h iit i i dosya !arn y kacan :FrPrl. 1 960.pp. 1 40 1 4 1

266
kendisine bir plaket veriJip:Masson,s.4 l 7

t a lihsizlik olarak gryornm:Freud. l 960,s. l 99

Sonu itibariyle :Frenkel-Brunswick,s.288

Pn byk ders:Scriven,s.477

ulamak u a n iin : R itvo, 1 990,s. 1 42

Pili m ilyon kara deJik:M itchell Begelman, A merikan Doa

Tarihi Mzesi'nden bir sunum, 25 Eyll,2000

yz m i lyar hcredPn:Sandrn Bl akeslee, "Beyin Nasl ler'?"

ThP New York Times, 1 1 Kasm. 2003

267
KAYNAKA
Adrian, E . D . "Bilim ve nsan Doas", Doaya lave ( 4

Eyll. 1954) , pp. 433-437

Aacher. Pete. "Freud'un rolojik retileri tarafndan

belirlenen zevk ilkesi ve erojen blgeler", Psychoanalitik

Quarterly. ( 1 97'1 ) , pp. 2 1 8- 22 3

Arnitage , A gus. Gne, Yerinde Dur: Astronom Kopernik'in

Hflyat Ve almal ar. New York: Hemy Schuna, Ltd,

1 94 7

Badash, Lawrence. " O n Dokuzuncu Yzyl Bilim Anlaynn

Btnl", Iss( l 972), pp. 48-58

Bartusiak. M arcia . instein'n Tamamla nmam Senfonisi:

Boluk ve Zanrn n Seslerini Din lem k . Washington.

D . C . :,J osepl Henry Press. 2 000.

271
Bell, E .T. Matematikle Uraanlar:Zeno'dan Poincare'ye

Byk Matematikilerin Baarlar. New York: Touchstone,

1 986 ( 1937 versiyonunun yeniden baslm hali) .

Matematiin Geliim Sreci. New York: Dover Publications,

Ltd., 1992 ( 1945 versiyonunun yr n i l n ha,;; lm hali) .

Benjamin, John D. "Yaknmzdaki Dinamik Bir Teorinin

Geliimine Yaklamlar, 1 949: 2. Psikoanalitik Kiilik

Teorisini Dorulama ve Geniletmede Metodolojik

Hususlar", American Journal of rthopsychiatry ( 1 950) , pp.

1 39 1 56

Bernfeld, Siegfried. "Freud'un lk Teorileri ve Helmholtz'ub

Okulu", Psychoanalitik Quarterly ( 1 944) , pp. 34 1 62.

"Freud'un Bilimsel Balanglar", American Jmago ( 1949) ,

pp. 163- 1 96.

Sigmund Freud, M.D., 1 882- 1 885", Psikoanaliz Uluslar

Aras Dergisi ( 1 95 1 ) , pp. 204 - 2 1 7 .

Bernhard, Cari Gustav,E l isabeth Crawford, Per Srbom, eds.

Alfred Bobel'in Yaad Dnemde Bilim, Teknoloji ve

Toplum. Oxford: Pergamon Press, 1 982.

272
Bernstein, Jeremy. Albert Einstein: ve Fiziin Snrlar. New

York: O xford University Press. 1996.

Ve Gerald Feinberg, eds. Kozmolojik Sabitler:Modern

Kozmolojide almalar.New York:Columbia University

Press, 1 986.

Blacknore, John T. E rnst Mach: almalar, Hayat ve

E tkileri. Berkeley: University of California Press, 1972.

Blum, Harold P . " neriden Kavraya, Hipnozdan

Psikoanalize", Freud: atna ve Kltr: Micheal S . Roth

tarafndan dzenlenmitir. New York: Alfred A. Knopf, 1 998.

Bohr, Niels. Niels Bohr'un Felsefi Yazlar, Cilt 1 :Atom

Teorisi ve Doann Tanm. Woodbridge, Conn: Ox Bow

Press, 1 987 ( 1 934 versiyonunun yeninden baslm hali) .

Niels Boh'ub Felsefi Yazlar, Cilt 2: Atomik fizik ve nsan

Bilgisi zerine 1932 1957 Yllarnda Yazlan Makaleler.

Woodbridge, Conn. : Ox Bow Press, 1 987 ( 1958 versiyonun

yeniden baslm hali) .

Niels Bohr'un Felsefi Yazlar, Cilt 3: Atomik Fizik ve nsan

Bilgisi zerine 1 958 1 962 Yllarnda Yazlan Makaleler.

Woodbridge, Conn.: Ox Bow Press, 1 987 ( 1963 versiyonunun

yeniden baslm hali) .

Boorst.in, Daniel J. Kaifler. New York: Vintage Books, 1985.

273
Bowers, Kenneth S .. and Donald Meichenbaum. eds.

Bilinalt Yeniden Gznnde. New York: John Wiley ve

Oullal'l, 1 984.

Brian. Dennis. Einstein: Bir Hayat. New York: ,John Wiley

ve Olullar. Ltd., 1 99().

Browe', Daniel. "Psikolojik Bilimde Nicelik Sorunu",

Psikolojik nceleme ( 1 949), pp. 325-333.

Bruck. Mark Anton. "Bilinalt Kavram", Kiisel Psikoloji


i lan < 950), pp. 8 1 - 98.

Bunge. Mario. ve William R. Shea, eds. Rutherford ve

Yzyln B anda Fizik. New York: Dawson ve Bilim Tarihi

Yaynlar, 1 979.

Child, C.M .. Kurt Koffka , John e . Anderson John B. Wat son,


.

Edward Sapir. W. 1 . Thomas, M arion E. Kenworthy, F . L.

Wells. Willian A. White. Rilinalt: Sempozyum. New York:

Alfred A. Knopf, 1927.

Clarke , Ronald W. f< instein: Hayat ve Zaman. New York:

Bard. 1 999 ( 1972 versiyonunun yeniden baslm hali) .

Clarke. E dwin. ve L. S Jacyna. Nrohilinsel Kavramlarn


.

On dokuzuncu Yzyl Kkenleri. Berkeley: University of

Ca lifornia Press. 1 98 7 .

274
Coles, Peter. ed. Yeni Kozmolojinin Szl. New York:

Routledge, 1 99.

Cranefield, Paul F. " 1 847'nin Organik Fizii ve Gnmz

Biyofizii", Mttefik Bilimler ve Tp Tarihi Dergisi ( 1 957) ,

pp. 407-23.

Crews, Frederick. Hafza Savalar: Freud'un Miras

Tartlyor. New York: New York Kitap nce lemeleri, 1995.

Crews, Frederick C . zin Verilmeyen Freud: pheciler Bir

Efsaneye Kar Geliyor. New York: Viking, 1 998.

Darwin. C harles. Doaya Uyabilenin Hayatta Kalabilmesi

Dncesi Dorultusunda Trleri Kkeni, veya, Yaam

Mcadelesinde mtiyazl Irklarn Hayatta Kalmas.

Gutenberg Projesi Edebi Ariv Kurum u: www.gutenberg.net.

yayn 1 228. Mart 1 998.

Darwin, Francis, ed. Charles Darwin'in Hayat ve

M e ktuplan. New York: temel Kitaplar, Ltd. 1 959.

275
Decartes, Rene . Dekart'n Felsefi Yazlar, Cilt 1 , John

Cottingham, Robert Stoothoff, Dugald M urdoch tarafndan

evrilmitir. Cambridge: Cambridge University Press, 1 985.

-Bilimde Kendi Mantn Uygulamak ve Gerei Aramak


zerine Komma. Gutenberg Projesi Edebi Ariv Kurumu:

www .gutenberg.net, yayn 59, Mart 1 993.

- lk Felsefe zerine Meditasyon: tiraz ve Cevaplarla

Birlikte, John Cottingham tarafndan evirilip

dzenlenmitir. Cambridge : Cambridge University Press,

1 996.

Bilim Adamlar Szl, A. Oxford: Oxford University Press,

1 999.

Dilman, ilham . "Bilinalt'', Akl ( Ekim 1 959), pp. 446-473.

Dingle, Herbert. " zel Grecelik Teorisinin Felsefi malar",

Albert Einstein: Filozof, Bilim Adam, ed. Paul Arthur

Schlipp. New York: MJF Books, 200 1 ( 1 949 versiyonunun

yeniden baslm hali) .

Eddington, A. S . Boluk Zaman ve Yerekimi. Cambridge:

Cambridge University Press, 1 92 1 ( 1 920 versiyonunun

yeniden baslm hali) .

Edelson, Marshall. Psikoanaliz: Kriz zerine Bir Teori.

Chicago: University of Chicago Press. 1 990.

276
lidelberg, Ludwig. "Bilinalt kavram", Psychiatric

Quarterly ( 1 953) pp. 563-587.

Einstein, A. "Genel grecelik teorisinin temelleri" ( 1 9 16) ,

Grecelik lkesi: Genel ve zel Grecelik Teorisinin Hakiki


Yaam yks, H. A. Lawrence et al. New York: Dover

Publications, Ltd, 1952 ( 1 923 versiyonunun yeniden baslm

hali) .

-"Genel Grecelike Teorisiyle lgili Kozmolojik Hususlar"


( 1 9 1 7) , Grecelik lkesi: Genel ve zel Grecelik Teorisinin

Hakiki Yaam yks, H .A. Lorentz et al. New York: Dover

Publications, Ltd, 1 952 ( 1 923 versiyonunun yeniden baslm

hali) _

-Maddenin Temel Paracklarnn Yapsnda Yerekimsel

Alanlar nemli Bir Rol Oynuyor Mu? ( 1 9 1 9) , Grecelik


lkesi: Genel ve zel Grecelik Teorisinin Hakiki Y aan

yks, H . A. Lorentz et al. New York: Dover Publications,

Ltd . , 1952 ( 1923 versiyonunun yeniden baslm hali) .

Einstein A. "Otobiyografik Notlar" ( 1 949) , Albert Einstein:

Filozof-Bilim Adam, Paul Arthur Schlipp tarafndan

dzenlenmitir. New York: MFJ Books, 200 1 ( 1949

versiyonunun yeniden baslm hali) .

-Albert Einstein, nsani Taraf : Arivlerine Yeniden Gz

Atarken, Helen D ukas ve Banesh Hoffmann tarafndan

seilip dzenlenm itir. Princeton: Princeton University

Press, 1 979.

277
Albert Einstein'n Btn almalar, Cilt 1 , lk Yllar:

1 879 1 902, Anna Beck tarafndan Peter Havas'n

katklaryla evrilmitil'. Princeton: Princeton University

Press, 1 987.

Fikirler ve Grler. New York: Bonanza Books. 1 988 ( 1 954

versiyonunun yeniden baslm hali) .

Grecelik: zel ve Genel Teori, Robert W. Lawson

tarafndan evirilmitir. New York: Three Rivers Press, 1 995


( 1 920 versiyonunun yeniden baslm hali) .

Ekeland, Ivar. Matematik ve Beklenmedik ey. C hicago: The

University of Chicago Press, 1 988.

Krk Zar ve Matematikle lgili Dier Talih Hikayeleri.

Carol Volk tarafndan evirilmitir. Chicago: the University

of Chicago Press, 1 993.

Ellenberger, Henri. "Freud'dan nce bilinalt'', The Bulletin

of the Menninger Clinic ( 1 957). pp. 3 1 5.

Ellenberger, Henri F: Bilinaltnn Kefi: Dinamik

Bilinaltnn Tarihi ve Evrimi. New York: Basic Books, Ltd.,

1 970.

Erikson, Erik H . " lk Psikoanalizci", The Yale Review (Eyll

1 956) , p p . 4062.

Feigl, Herbert. ve Micheal Scriven. Bilim Felsefesi zeine

Min nesota almalan, Cilt : Psikoloji ve Psikornaliz

278
Kavramlarnn ve Bilimin Temelleri. Minneapolis:

U niversity of Minnesota Press, 195().

Field, G.C., F. Aveling, ve John Liard. "Psikolojide Bilinalt

Kavramnn Bir Deeri Var mdr?", Akl ( 1 922). pp. 4 1 :3- 442.

Flsing, Albrecht. Albert E instein. New York: Penguin

Books, 1 998.

Frank Philipp. Modern Bilim ve Felsefe. Cambridge . .Mass:

Harvard University Press, 1 949.

,ed. Bilimsel Teorilerin Dorulanmas. Bostan: The Beacon

Press, l 95H.

-Bilimin Felsefesi: Bilim VP Felsefe Arasndaki Balant.

E glewood C liffs, N J . : Prentice- H a ll. Ltd., 1957.


.

- Einstein:Hayat ve Yaad Dnem , George R osen

tarafndan evirilmi, Schuchi Kusaka tara fndan

dzenlenip derlenmitir. New York: Da Capo, 1 989 ( 1 953

versiyonunun yeniden baslm hali) .

French, A. P. Einstein: Yznc Yldnm Basks.

Cam bridge. M ass: Harvard University Press. 1 979.

Frenkel Brunswick. E lse. "Psikoanaliz ve Bilimin

Btnl", A merikan Sanat ve Bilim Akadem isinin


lem leri (M art 1 %4), p p . 273-347.

279
Freud. Sigmund. Sigmund Freud'un Tm Psikolojik

almalarnn Standart Yayn, Alix Strachey ve Alan

Tyson'n yardmlaryla, Anna Freud'la beraber James

Starchey'n genel dzenlemeleriyle evrilmitir. Londra: The

Hogarth Press ve Psikoanaliz E nstits, 1 953 1966.

Psikoanalizin kkenleri: Wilhel Fliess'a Mektupla, Eskizler

ve Notlar< 1887- 1 902, Maria Bonaparte, Anna Freud, Ernst

Kris tarafndan dzenlenmitir, Eric Mosbacher ve James

Strachey tarafndan evrilmitir, Ernst Kris tarafndan

nsz yazlmtr. New York: Basic Books, Ltd., 1 954.

Toplu almalar, Joan Riverie'nin gzetiminde

evirilmitir. New York: Basic Books, Ltd., 1959.

Signund Freud'un Yazd Mektuplar, Ernst L. Freud

tarafndan seilip dzenlenmitir, Tania ve J ames Stern

tarafndan evirilmitir. New York: Basic Books, Ltd., 1 960.

and Sandor Ferenczi. Sigmund Freud ve Sandor Ferenczi

Arasnda Geen Yazmalar: Cilt2, 1 9 14- 1 9 19, Patrizia

GiampieriDeutsch'un yardmlaryla Ernst Falzeder ve Eva

Brabant tarafndan dzenlenmitir. Peter T. Hoffer

tarafndan evrilmitir. Cambridge, Mass: Harvard

university Press, 1 966.

FreyRohn. Liliane. ,Jung'dan Freud'a: Bilinaltnn

Psikolojisinin Detayl ncelemesi. Fred E. Engreen ve Evelyn

E. Egreen tarfndan evrilmitir. New York: G. P.

P trnm's Sons. 1 974.

:!80
Freidman, Herbert. Bir Astronomun Evreni. New York:

Ballantine Books, 1 990.

Freidman. Aleksandr. " Uzayn Eimi zerine" 924) , Brian

Doyle tarafndan evirilmitir, Astronomi ve Astrofizik in

Kaynak Kitap 1 900- 1 975, Kenneth R. Lang ve Owen

Gingerich tarafndan dzenlenmitir, Mass: Harvard

University Press, 1 979.

Gabbard, Glen O . "'Psikiyatrik tedavide akl ve beynin yeri",

The Bulletin of the Menninger Clinic ( 1 994), pp. 427-446.

Galilei, Galileo. Galileo'nun Keifleri ve Fikirleri, Stillman

Drake tarafndan giri blm ve notlarla beraber

evrilmitir. New York: Anchor Books, 1 957.

- Sidereus, ya da Yldzlardan Gelen Mesaj, Albert Van

Helden tarafndan hazrlanm giri blm, sonu blm

ve notlarla beraber evrilmitir. C hicago: University of

Chicago Press, 1 989.

Galison, Peter. "Einstein'n Saatleri: Zamann Yeri", 200

ylnn En yi Amerikan Bilim Yazs, James G leick ve Jesse

Cohen t arafndan dzenlenmitir. New York: Harper Collins.

2000.

Gay, Peter. F'reud:Bizim Zamanmzda Bir Yaa m . New

York: W. W. Norton & Company, 1 998.

28 1
Giacconi, Riccardo, Herbert Gursky, Frank R. Paolini. v

Bruno B. Rossi. "Gne Sisteminin dndaki Kaynaklardan

Elimize ulaan X- Inlaryla lgili Kantlar" ( 1 96 2) ,

Astronomi ve Astrofizik in Kaynak Kitap l 900- l 975,

Kenneth R . Lang ve Owen Gingerich tarafndan

dzenlenmitir. Cambridge. Mass: Harvard University

Press, 1 979.

Gill.Merton. "Psikoanalitik Teorinin u Anki Durumu",

Anormal ve Sosyal Psikoloji G a zet esi ( 1 959) . Pp. 1 -8.

Giora, Zev. Bilinalt ve Psikonevroz Teorisi. New York: New

York University Press. 1 989.

Glasser, Otto. Dr. W . C . Rntgen. Springfield. n . : Charles C.

Thomas, 1 958 ( 1 945 versiyonunun yeniden baslm hali ) .

Gray, A. "Lord Kelvin", Doa ( 18 Haziran, 1 896) , pp. 1 5 1 -5 2 .

"Lord Kelvin'in Yldnm", Doa ( 2 5 Haziran. 1 896) , p p .

1 73-8 l .

Gray, Andrew. Lord Kelvin: Bilimsel Yaam ve

almalarnn Hikayesi. New York: E. P. Dutt on & Co.,

1 908.

Griinhaum. Adolf. Psikoanalizin Temelleri: Felsefi Rir

f%t.iri. Berkeley: Universit.y of California Press. 1 985.

282
"Psikoanalizle bir asr: eletirisel deerlendirmeler ve

beklentiler", Freud: atna ve Kltr, Micheal S. Roth

tarafndan dzenlenmitir. New York: Alfred A. Knopf, 1 998.

Hawking, Stephan ve Roger Penrose. Boluk ve Zamann

Doas. Princeton: Princeton University Press, 1 996.

Hawking, Stephen ve Werner Israel. eds. Yerekimli 300 Yl.

Cambridge : C ambridge University Press, 1 987.

Hawkings, Michael. Evreni Yakalamak. Reading, Mass:

Addison-Wesley, 1997.

Heilbron, ,J. L . "Fin-deSiecle Physics", Alfred Nobel'in

Zam a nnda Bilim, Teknoloji ve Toplum, Carl Gustaf

Bernard, Elisabeth Crawford, Per Srbom tarafndan

dzenlenmitir. Oxford: erganon Press, 1 982.

Heisenberg, Werner. Kuantun Teorisinin Fiziksel lkeleri.

Cari Eckart ve F . C : Hoyt tarafndan evirilnitir. New York:

Dover Publications, Ltd., 1 949 ( 1 930 versiyonunun yeniden

baslm halidir) .

Fizik ve Felsefe . New York: Harper & Brothns, 1 958.

Fizik ve tesi : Kam za kanlar ve Syleiler. New York:

H a rper & Row. 1 97 4 .

283
Herzog, Patricia S. Bilin ve Bilinalt: Freud'un Dinamik

Ayrm Yeniden Gzden Geiriliyor. Madison, Conn. :

International Universities Press. 1952.

Hoffman, Banesh. Kuantumun Garip Hikayesi. New York:

Dover Publications, Ltd., 1 959 ( 1947 versiyonunun yeniden

baslm hali) .

Holt, Robert R. "Freud'un nsanla lgili Mekanik ve nsancl

Dnceleri", Psikoanaliz ve ada Bilim ( 1 972 ) , pp. 3 24.

Holton, Gerald. "Giri: Einstein ve Hayal Gcmzn

ekillenmesi" ( 1982) . Albert Einstein: Tarihsel ve Kltrel

Bak alar, Gerald Holton ve Yehuda Elkana tarafndan

dzenlenmitir. Mineola, N.Y. : Dover, 1 997 1 982

versiyonunun yeniden baslm hali) .

Bilimsel Dncenin Tematik Kkenleri: Kepler'den

Einstein'a. Cambridge, Mass: Harvard University Press,

1988.

Bilim ve Kart Bilim. Cambridge, Mass: Harvard

University Press, 1 993.

Einstein,Tarih, ve Dier Tutkular. Woodbury, N:Y::

Amerikan Fizik Enstits, 1 995.

Bilimin Gelimesi ve Getirdii ykler. Cambridge, Maas.:

Harvard University Press, 1998a.

Bilimsel Hayal Gc. Cam bridge, Mass: Harvard University

Press 1 988b.

284
and Yehuda Elkana, eds. Albert Einstein: Tarihsel

Kltrel Bak Alar. Mineola, N.Y.: Dover, 1997 ( 1 982

versiyonunun yeniden baslm halidir) .

Hook, Sidney, ed. Psikoanaliz, Bilimsel Metot ve Felsefe.

New York: New York University Press, 1 959.

Hoskin, Michael. Yldz Astronomisi. Bucks, ngiltere:

Science History Publications, 1 982.

Hubble, E dwin. " Galaksi tesi Nebulalar Arasndaki

Uzaklk ve Yarapsal Sratin likisi", Ulusal Bilim

Akademisinin lemleri ( 1 5 Mart, 1 929) , pp. 1 68- 1 73.

-"Helezon Nebulalarda Sefeidler", Observatory ( Mays

1925) , pp. 1 39 142 ( Amerikan Astronomi Topluluu

Yaynlar [ 1925] , pp. 26 1 - 264'n yeniden basmdr) .

James, William. Psikolojinin lkeleri. New York: dover, 1 950


( 1890 versiyonunun yeniden baslm halidir) .

J on es, Ernest. "Bilinalt Neden Bilinaltdr?- III". Britanya

Psikoloji Dergisi ( Ekim 1 9 18) , pp. 247- 256.

-Sigmund Freud'un Hayat ve almalar. New York: Basic

Books, Ltd., 1 953- 1957.

Kelly, William L . Bilinaltnn Psikolojisi: Mesmer, Janet,

Freud, J une , ve Gncel Meseleler, Buffalo, N.Y.: Prometheus

Books, 1 9 9 1 .

285
Sons, 1904.

Kolb. Rocky. Gkyznn Kr Bekileri: Evrenle lgili

Grlerimize Yn Veren nsanlar ve Fikirler. New York:

Addison-Wsley, 1 996.

Kubie, Lawrence S . "Dinamik Psikolojide Nesnel Kavramlar

Kullanmann Yarataca H atalar". Pyschoanalytic Quarterly

( 1 947), pp. 507 - 5 1 8.

Lang, Kenneth R . , ve Owen Gingerich, eds. Astronomi ve

Astrofizik Kaynak kitab 1 900- 1 975. C ambridge, Mass:

Harvard University Press, 1979.

Learner. Richard. Teleskoptan Baknca Astronomi. New

York: Van Nostl'anda Reinhold irketi, 1 98 1 .

Lewin. Kurt . "Gnmz Psikolojisinde Aristo ve Galileo

Anlaylannn atmas", Genel Psikoloji Dergisi ( 19 3 1 ) , pp.

1 4 1 - 1 77.

Livingston. Dorothy Michelson. I n Efendisi : Albert A.

Michelson\n Biyografisi. New York: Charles Scribner's

Sons, 1 9/a.

286
London. Ivan D. "Psikologlarn Fizik ve Matematikteki

Y ardnc Kavramlar Yanl Kullanmas", Pyschological

Review ( 1944) , pp. 266-29 1 .

Lorentz, H . A. "Michelson\n Engelleme Deneyi" ( 1985) ,

Grecelik i lke s i:Genel ve zel Grecelik Teorisinin Hakiki

Yaam yks, H .A. Lorentz et al. New York: Dover

Publications, Ltd.. 1 952 ( 1923 versiyonunun yeniden

baslm hali ) .

,A. Einstein. H. Minkowski ve H. Weyl. Grecelik


lkesi=Genel ve zel Grecelik Teorisinin Hakiki Y aan
yks. W.Perret ve G .B. Jeffery tarafndan evrilmitir.

New York: Dover Publications. Ltd., 1952 1 923

versiyonunun yeniden baslm hali) .

Lubbock. Sonstance A .. ed. Herschel: Willian Herschel ve

Kz Kardei Caroline Herschel'in Yaam yks. Londra:

Cambidge Univestiy Press. 1 9:3.

l\1Arh.Ernst. Meka nik Bilimi: Geliiminin Tarihsel Analizi.

Thon a s ,J . M c Cormark t arafnd an evrilmitir. La Salle.

i l i .: The Own Court Publisihing Conpany. 1 974 (

m: . l 902. 1 9 1 9. 1 !)42 versiyonlarnn yeniden baslm hali).

Margetts, Edwar<l L. "Tbbi psikolojinin tarihinde bilinalt

k vrnm". Psychiatric Q uarterly ( 1 91)3). pp. 1 l ll 1 :18.

287
Masson, Jeffrey Moussaieff, evirmen ve editr. Sigmund

Freud'un Wilhelm Fliess'a Yazd Tm Mektuplar 1 887-

1 894. Cambridge, Mass . : The Belknap Press, 1 985 .

Max, D.T. "Darwin'e Destek", American Scholar (2003

Bahar) , pp. 63- 74.

Michelson, A.A. Optik zerine almalar. Chicago: The

University of Chicago Press, 1927.

Miller, Arthur I. Bilimsel Dncede Sz Sanatlar: Yirminci

Yzyl Fiziini Oluturmak. Bostan: Birkhauser, 1 984.

-Fiziin Snrlar: l900- 1 9 1 1 . Bostan: Birkhauser, 1 986.

-Albert Einstein'n zel Grecelik Teorisi: Ortaya k


( 1 905) ve lk Yorumu ( 1905- 1 9 1 1 ) . New York: Springer

Verlag, 1 997.

Mujeeb-ur-Rahman, Md., ed. Freud rnei: Psikoanaliz ve

Bilimsel Dnce. Chicago: Nelson- Hall, 1977.

Nelson. Benjamin. ed. Freud ve Yirminci Yzyl. Cleveland:

Meridian Books, 1957.

Neu, Jerome, ed. Freud'un Cambridge Yolda. Cambridge,


ngi l tere : Cambridge University Press, 1 99 1 .

288
Newton. Isaac. Doal Felsefenin Matematiksel lkelel'i, J :

Bcrnard Cohen ve Anne Whitman tarafndan evrilmitir.

Berke ley: University of Ca lifornia Press. 1 999.

Newton. Sir Isaac. Doal Felsefenin Matematiksel lkeleri,

Bat Dnyasnn Byk kitaplar. ba editr Mortimer .J .

Adler, v32 . Chicago: E ncyclopedia Britannica, Ltd . : l 952 .

Nicoll. Maurice. "Bilinalt Neden Bilinaltdr? I" Britanya

Psikoloji Dergisi (Ekim 1 9 1 8) , pp. 230235.

Nitske. W. Robert. X Innn Kaifi Wilhelm Conrad

Hntgen'in Hayat. Tucson: the university of Arizona Press.

1 97 1 .

North. ,John. Astronomi ve Kozmolojinin Norton Tarihesi.

New York: W.W.Norton & Company, 1 994.

Opatow. Barry. "Gerek Bilinalt: Bilinle lgili Bir Teori

Ol arak Psikoanaliz", Amerikan Psikoanalitik Kurulu Dergisi


( 1 99 7 ) . pp. 865 890.

Opptmheimer, J . R .. ve H. Syder. "Devam Eden Yeek imsel

Klme zerine", Physical Heview (l Eyll. 1 939 ) , p p . 455

459.

Overbye. Dennis. Ak Einstein: Bilimsel Bir Ak hikayesi.

New York: Viking. 2000.

289
1 982.

eriye Dnk: Fiziksel Dnyadaki Madde ve Gler


zerine. Oxford: Oxford University Press, 1 988.

Philips, Adam. Darwin'in Solucanlar: lm ve Yaam

Hikayeleri. New York : Basic Books, 200 1 .

Planck. Max. Bilim nereye Gidiyor? Woodbridge, Conn. : Ox

Bow Press, 1 98 1 ( 1 933 versiyonunun yeniden baslm hali) .

Poincare. H. Bilim ve Varsaym. New York: Dover

Publications, Ltd., 1 952 ( 1 905 versiyonunun yeniden

haslm hali) .

Bilimin Temelleri: Bilim ve Varsaym; Bilimin Deeri; Bilim

ve Metot. George Bruce H alsted tarafndan evrilm itir.

Washington: University Press of America, 1 982 ( 1 9 1 3, 1 946

versiyonlarnn yenidPn baslm hali) .

Popper, Karl. Bilimsel Kefin Mant. New York: H arper &

Row. 1 968.

Bitmeyen Aray. Lon d ra : RoulPdgP Classic, 2002 ( 1 !) 74 ve

1 9!)2 versiyonlarnn yeniden baslm lali l .

290
Rapaport, David, ve Merton M. Gill. "Meatpsikolojinin Bak

Alar ve ne Srdkleri", the I nternational Journal of

Pyscho-Analysis ( 1959) , pp. 153- 162.

Reiser, Morton F. "Psikoanaliz ve Nrobiyolojinin eriklerini

Birletirmek: Hem Meydan Okuma Hem de Frsat",

Amerikan Psikoanalitik Kurulu Dergisi ( 1 985) pp. 1 1 -34.

Ritvo, Lucille B. "Freud'un neo-Lamarklnn Kayna

Darwin'di",Amerikan Psikoanalitik Kurulu D ergisi ( 1 965) ,

pp. 499 - 5 1 7.

-"Darwin'in Freud zerindeki E tkisi", Psychoanalytic

Quarterly ( 1974) , p p . 1 77- 192.

- Darwin'in Freud zerindeki E t kisi: ki Bilimin Hikayesi.

New Haven: Yale University Press. 1 990.

Rivers, W.H.R. "Bilinalt Neden Bilinalt?- 11", British

J ournal of Pyschology ( Ekim 1 9 1 8) , pp. 236- 246.

Roseveare, N.T. Le Verrier'den E instein'a Merkr'n

Gnberisi. Oxford: Clarendon Press, 1 982.

Roth , Michael S . Ed. Freud: atna ve Kltr. New York:

Alfred A. Knopf, 1 998.

Sacks. Oliver. " teki Yol: Nrolog Freud". Freud: atma ve

Kltr. Micheal S . Roth tarafndan dzenlenmitir. New

York : Alfred A. Knopf. 1 998.

291
yeniden baslm hali).

Schore, Allan N. "Freud'un Projesi'nden Bir Asr Soma :

Psikoanaliz ve Nrobiyoloji Arasnda Bir Yaknlama M

Var?", Amerikan Psikoanalitik Kurulu Dergisi ( 1997), pp.

807-840.

Schwarzschild, Kari. "Einstein'n Teorisine Gre Bir Nokta

Ktlenin zerindeki Yerekimi Alan" ( 1 9 1 6) , Brian Doyle

tarafndan evrilmitir. Astronomi ve Astrofizik Kaynak

Kitab 1 900 1 975'de Kenneth R. Lang ve Owen Gingerich

tarafndan dzenlenmitir. Cambridge. Mass.: Harvard

University Press, 1 979.

Scrive. Michael. "Evrim Teorisindeki Aklama ve

ngrler'' . Science (austos 1 959), pp . 477482.

Serota. Herm an M . "Ego ve Bilina lt: 1 784- 2884".

Psychoanalytic Quarterly ( 1 974). p p . 224-242.

Shope. Robert K . "Fiziksel ve Psiik Enerji". Hilim Felsefesi

(l\fart 1 97 1 ) , pp. l 1 2 .

292
S huey. Herbert . "Modern Tipolojinin Gelimesi ve Bilimdeki

En Son Akmlar", The Pyschological Review (Mays 1 934).

pp. 207 -235.

Singer. Charles. Bilimin ve On Dokuzuncu Yzyln Ksa

Tarihesi. Mineola. N.Y.: Dover Publications, Ltd., 1 997 (

1943 versiyonunun yeniden baslm hali) .

Solms, M ark. "Rya Grmenin Nl'Olojik Dzeniyle lgili

Yeni B ulgular: Bunlarn Psikoanaliz in Manas",

Pyschoanalytci Quarterly ( 1 995), pp. 43-67.

Spangenburg. Ray, ve Diane K Moser. Devlerin

Omuzlarnda: On Yedinci Yzyldaki Bilimin Tarihesi. New

York : Dosyadaki Gerekler, 1 993.

S taclel. John. ''Einstein ve e ter srklemesi deneyleri"

Phy,.;ics Today (Mays 1 987), pp. 45-47.

-ed. Einstein'n Mucizevi Yl: Fiziin ehresini Deitiren

Be a l :;-; a. Princeton: Princeton University Prss, 1 998.

S terba. R ichard F. "Psikoanalizin insa ncl Kuyusu".

Pyschoanalystic Quarterly ( 1 9 7 4), p p . 1 67 - 1 76.

Sulloway. Frank J . Freucl. Akln Biyolog. New York: Basic

Rook>, L td .. 1 979.

293
Swenson, Lloyd S .,Jr. "Michelson ve Hesaplama", Physics

Today (Mays ! 987) , pp. 24-30.

Thompson, Silvanus P . Largsl Kelvin'in, Yani William

Thomas'n Hayat. Londra: Macmillia ve Co., Ltd, 1 9 1 0.

Turner, Michael S . , ve J. Anthony Tyson. "Milenyuma

Girerken Kozmoloji" Review of Modern Physics ( 1 999) , p p .

145- 164.

Van Helden, Albert. "On Yedinci Yzylda Teleskop". Isis

( 1 974) , pp. 38- 58.

"Sonu", Sidereus Nuncius, veya Ydzlardan Gelen Mesaj,

Albert Van Helden tarafndan giri, sonu ve no blmleriyle

beraber evrilmitir. Chicago: University of Chicaho Press,

1 989.

Waelder, Robert. Psikoanalzizn Temel Teorisi. New York :

I nternational Universities Press, Inc., 1960.

Watson, John B . "Davranta Bulunmann Bilinalt",

Bilinalt: Sempozyum, C.M. Child tarafndan dzenlendi, e t

a l . New York: Alfred A. Knopf. 1927.

Weaver, Warren. "Bilim ve nsanlar" . Science ( 30 Aralk.

1 955), pp. 1 255- 1 259

"Bilim ve Vatanda". Science ( 1 3 Aralk, 1 957 ) , pp. 1 255

1 229.

294
I srael tarafndan dzenlenmitir. Cambridge: C ambridge

University Press, 1 987.

Weiner, Charles. "Bunu lk kim Dedi?" Physics Today(

Austos 1 968), s. 9 .

Westfall, Richard S . Hi Durmaz: Isaac Newton'un

Biyografisi. Cambridge, Cambridge University Press, 1 980.

Whheler, John Archibald. "evrenimiz: Bilinenler ve

B ilinmeyenler", Anerican Scientist ( 1 968 Ba har), pp. 1 20.

Whyte, L.L. Freud'dan nce Bilina lt. New York: St.

M artin's Press, 1978 960 versiyonunun yeniden baslm

imli).

Will, C lifford M. Einstein Hakl Myd?: Genel Grecelik


Kavramn Teste Tabi Tutmak. New York: Basic Books.

1 !'93.

William. Henry Smith. B ilimin tarihesi. Gutenberg Projesi

Edebi Ariv Kurulu: www . gutenberg.net, 1 705 1 708.Nisan

1 999 tarihkerinde yaynlanmtr ( 1 904 1 9 I O versiyonlarnn

yeniden baslm halidir) .

295
Wollheim. Richard. ed. Feud: nemli Makalelerinin B ir
Dedemesi. Garden City. N.Y. Anchor Books, 1 9 i 4 .
Sigm und Fnd. New York : Cambridhe University Press.
1 990.

Wolman. Benj a m in B . Psikoanalizde Bilimin Mant. New

York : Columbia University Pess. 1984.

Woolf, Ha1Ty. Boyutlarda Bir G ariplik: Albert Einstein '


Baarlann kutlamak in Yzylda Bir Yaplan

Sempozyu m . Heading. Mass: Addison- Wsley Pblising

Company. Ltd . 1 980.


.

Zajonc, Arthur. I Yakalamak: I k ve Akln BidiktP


Tarihesi. New York: Oxford University Press. 1 995.

296
DZ N

A kl (C a n s ) , 93-94
\lmagest (Ptole myl. 60
Anes. ,J. S . . 202
Anna O . . ()8-69, 95
AnnalPn del' Physik. 38. 88. 102
Al'chives de neurologie. 164
Aristot le, 33 . 35-36. 38. 42. 46, 49. 6 1 , 1 4 1 . 1 48, 78. 1 90. 2 H l-
17
Astroo111i11 nova (Yeni Astm110111 i). (Kepler). 1 1 2
a t omlar. 1 8 1 . 1 83
A ugust P., 1 38-39-40, 1 66
Aziz August ine, 92-93

B a ra d uc, Dr., 24()


bask tekn ii, 160- 162. 1 70- 1 7 1
ba t a n k a rna teorisi. 228- 229
BecquereL Henri. 1 8 1 -82
Beli Physik aliscle Gesellsclaft . 1 49- 50. 1 89
B e l i Telefon Labarotuarlan. 220- 21
Bel i . Clarles, 54
Berhein. Hippolyte. 1 60-6:1
Besso. M iclele. 37. 38. 43. 47. 103. 1 9 1 . 196. 1 98
beyi n. 52. 54-1)5, 1)9, 6 1 . 65- 6()-67. 76- 7 7 . 92, 1 40. 1 41), 1 5 1 -
1) 2 . 1 56. r n:1. 166. 1 78- 79. 2 M . 267
Hili ve V<rs11y (Poincare), 3 1
Bilim. 3 1
Hilisp/ A me ikal. 1 30- 1 3 1
Hi/iJJuel Jf>fi11 .'J1a11t11 (Popper), 2 1 6 -2 1 8
" B i l in Kavra m nn Psikolojide Yeri Var M ?" (sem pozyum ) ,
2 1 7-218
bi l i n . 1 4 5 . 235
L>escart es'ta . 1 8. 93. 1 45. 187
F'e ml'tla . GH, 70. )2 - 93, 1 68, 1 7 1 . 1 8()
" fl ina l t Felsefesi" (Hart m ann) . 93-94
"Bili11a/1J ( Freud), 1 92
Bi rleik Devlet ler Fizik Top l uluu. 202- 20:3
Brahe. Tyclo, Hm. 1 1 2. 198
Breer. -Josef. ()7-()8-69. 94-95. 1 66, 188. 229. 258

297
B ri.i.cke . Ernst, 1 56-57, 165
byk patlama t eorisi, 2 1 9-20- 2 1 . 223
California Teknoloji Enstit s, 2 2 7
Carus. Kari Gustav, 9 3
Chandra X n teleskobu, 233
Chandrasekhar, Subrahmanyan. 224
Chaplin, Charlie, 2 1 5
Charcot, Jean-Martin. 1 38, 1 50 - 55, 1 5 7 - 6 1 , 1 64, 257
isteri, 67- 70, 95- 96, 1 38- 139, 1 50, 1 53, 155. 159- 1 60 . 164-
1 68, 1 7 1
Chartres'l Bernard, 79-80, 82
Cinsellik lfzen/e Teoi (Freud), 209
Clark niversitesi. 209
Claus. Cari, 1 4 7 , 2 3 1
Comte, Auguste, 1 88-89 - 9 1
Contempora:v Revie w, 205-06
Copernicus. Nicolaus, 33-35. 42, 1 83, 2 1 5- 1 6
Curie, Marie, 1 1 7, 1 82
Cygnus X - I , 225
aramba Gnleri Psikoloji Topluluu, 209
ocuklarda cinsellik. 209

Dampier, William, 83
Darwin. Charles. 1 46-48. 1 7 1 - 72. 1 82, 1 86-87. 208. 2 1 5- 1 6.
228, 2 3 1 . 253-54, 260. 275, 288, 290-9 1
De la sugg-estio et de ses applicaios 8 la therapeutique
<Bernheim), 160
Descartes, Rene. 1 8, 27, 38, 59, 6 Hi2-63. 78- 79, 82. 92-93.
1 1 2 . 1 43-45, 1 49-50, 1 84-87, 243
bilin ve, 1 8, 92, 1 45, 1 86- 1 87
dil. 9 1 - 94
dina mo. birinci, 42
"Doa Felsefesinin Matematiksel lkeleri" ( Newton). 1 1 :J- 1 1 4
"Doayla lgili Bilgimizin Snrlar" ( E m il Du- Bois
Reynond), 190
Du Bois-Reymond, Emil. 1 48. 1 90.
Diiya ( Descartes), 62-63
Dii_v; 'm Diizei ( Laplace). 1 1 4 - 1 1 0. 223
Dyson. Frank. 1 30

Eddi ngton. Arthur, 1 27 , 202. 200- 206, 2 1 0. 2 1 6. 224


dison. Thom as. 75-76

298
Einstein, Albert, 1 3 1 4 , 18 19, 23 24. 3 1 32, 3738, 4049, 75,
86 88, 9 1 92, 9697, 1 02 1 08, 1 1 4 1 22 , 1 25 1 36, 1 77 1 80, 1 88,
1 90 196, 1 98 203, 205, 208. 2 1 0 2 1 6 , 2 18 2 1 9. 223 226, 232
234, 240243, 248250. 252253
Besso'yla arkadalk, 3738, 43, 1 03, 1 9 1 , 1 96, 198
Den Adam hayali, 1 15, 1 1 7, 1 1 9, 1 39
Freud ile tanma, 2 1 1
Freud ile yazma, 2 1 2
Hubble ziyareti, 1 36
Mach'n etkisi, 4344, 87, 89, 1 87 1 9 1 , 1 94 1 96, 1 98 199
Oxford Konferans, 197, 1 99, 201
patent katibi, 25, 32, 37, 91, 1 02 , 1 03, 1 16 1 1 7 , 1 1 9, 1 92
Poincare'n etkisi, 87 89, 135, 190
"Einstein'n Teorisi Dorultusunda Belli Bir Ktlenin
Yerekimsel Alan zerine" (Schwarzschild), 224
elektomanyetik tayf, 204, 220222, 233
elektrikle alan aletlerin ayarlanmas, 89 9 1
elektrodinamik, 4 4 , 88
Elektroterapi ( Erb), 1 6 1
Elizabeth von R . , 1 6 2
Etrs, Baron Lorant, 1 9 1 9 2
Erb, William, 1 5 7 58
ete!', 2832, 203
Michelson'n deneyleri, 29 3 1 , 87
Exner, Sigmund. 65

Faraday, Michael, 4 1 42, 1 8 1 , 1 96 1 97 , 199


FitzGerald, George Francis, 30
Fliess, Wilhelm, 5860. 7 1 , 75, 1 7 1 1 72, 192. 229. 280, 288
Freud Paris'te, 138 1 40, 1 50 160
Freud Viyana Merkez Hastanesi'nde, 65, 138, 1 49. 1 58
Fl'nd Viyana Univel'sitesi'nde. 404 1 . 140 1 4 1 . 147, 149,
1 56, 1 60, 1 90 1 9 1 . 209
Fl'>Ud, Mal'tha Bernays, 1 5 1 154, 1 56, 22930
FrPud, Sigmund, 52 7 1 , 75, 86, 9297, 138 142, 1 45 1 73, 1 78
1 80. 1 90 193, 20 1 2 1 8, 225234
Breuer ile ibirlii, 6769, 94 95, 1 66, 229
ev hasreti. 1 52 1 54
Viyana Merkez H a s tanesi, 65, 67, 1 38
Viyana niversitesi, 7475, 1 40 1 4 1 , 1 4 7 1 49, 1 56, 1 58,
1 60, 1 7 1 1 72 , 1 90, 209
Friedmann, Aleksandr Aleksandrovich, 1 33

299
gen eyen evren, 1 J 4Jo, rn u su, Hf, :w. ;:S
Geometri (Descartes), 63
Gerlach. ,Joseph von, 5556
Gilbert. William, 1 12 l 13
Goethe, Johann Wolfgang von, 1 46
Golgi, Camillo. 57
gk kubbe, 33, 39, 2 1 7
Gk lielenn Y-gele-i (Copernicus), 33
"Gk krelerin Yrngeleri zerine" (Copernicus), 1 08
Gkyz Mekanizmas (Laplace), 1 1 0, 1 86
"Grecelik Kavramnn Temeli" (Einstein), 129
"Grnmezi Grmek" (Millikan), 22 1
grnmezlik, ikinci bilimsel devrim ve ada evrenler, 1 7 1 8
Griesinger, Willelm, 93
Grossnann, Marcel. 1 1 8
"Giinliik Yaamn Psikopatalojisi'' (Freud) , 208

Halley, E dn un d , 1 1 3 1 1 4
"Hareketli Cisimlerin E lektrodinamii zeine" (Einstein),
38
Hart mann, Eduard von, 9394
Harvey, Willian. 144
Hawking. Stephen, 2 1 9
hayaller. 80, 1 7 1 . 202, 207 208
hayvan ruhlar . 254
Hayvanlarda !\alp ve Ka Haeketleri (Harvey) . 1 1 4
Heisenberg, Werner. 20020 1 . 232
Helmhol tz. Herna von, 1 48 1 49
Herbart. ,Johann Friedich, 64
Heder. ,Johann Gottfried von, 1 46
Herschel, William. 3940, 42. 204
hz tanmlam as, 4647
Hodgkin, Thomas, 5455
Hooke. !{obert, 90 9 1
Hubble, Edwin. 1 34 1 36, 2 19
Huygens, Christian. 8 1 82
h iicre teorisi. 55

300
"In Hzndan Dk Herhangi Bir Hzda Hareket Eden
Sistem lerde E lektromanyetik Olaylar" (Lorentz) , 87
iki dnya Sist em iyle ilgili Dialog ( Galileo). 62-63
iki Yeni Bilim le lgili Tanmalar Ve Matenatksel
Deney/el' (Galileo) , 1 85
insan zel'ine Tez (Descartes), 62-63
nsan Viicudunw Yaps zerine (Vesalius) . 1 42- 1 43
insanm Ortaya k (Darwin) , 1 46
skendernnlu Ptolemy, 78
"stel'i zel'ie alma " ( Breuer ve Freud), 95- 96, 1 66, 208
" sterik Olaylar zerindeki F iziksel leyi (n letiim ) "
<Breuer ve Freud) , 94-95

J anes, William, 94
Je ws, 106- 1 0 7
anti- sem itizm. 5 1 - 52, 70
Joint Session of the Mincl Association and the Aristotelim
Society. 2 1 7 - 2 1 8
J p iter, 1 1 5 , 1 23- 1 24

kalp, 1 43 - 1 44
kara delikler, 233, 235
katarsis, 68
Kelvin, Lord (William Thomson) , 25, 30. 43-44. 84
Kepler, Johannes, 1 08- 1 1 4. 1 22 - 1 25, 1 3 1 , 1 98
Keif a. 1 4 , 82-83
kiilik analizi, 1 70- 1 7 1
kokain. 1 56. 1 70
ko?.moloji. 1 8. 1 36. 2 1 9-23. 230
karlkl t ransfer, 2 1 7
psikoanaliz, 2 1 8-2 1 9
Kmmoloj ik Boyutlar" (Einstein), 1:33
kozmolojik sabi t , 1 35
Kra liyet Astronomi Topluluu. 1 30
Kra l iyet Enstit i.isi.i. 1 8 1
Kraliyet Topluluu, 1 30, 1 02
"k recikler" h ipotezi, 5 4

Landau, Lev, 224


Lap lace. Pierre-Simon de. 1 1 5 - 1 l G. 1 22- 1 23, 1 48- 1 49. 1 87,
223-224. 23 1
La e . M ax von. 1 29

30 1
Le Verrier, Urbain-Jean-Joseph, 1 2 2 - 1 24
Leeuwenhoek, Antonius von, 1 4 - 1 5 , 1 9, 5 3 - 5 4 , 8 1 - 82 , 8 5 - 86.
1 83
Leibniz, Gottfried Wilhelm, 93
Lister, Joseph Jackson, 54-55
Lorentz, Hendrik Antoon, 30 - 3 1 , 87-89, 1 28, 1 8 1
Lorentz-Einstein Teorisi. 88

Mach, Ernst, 43, 87, 1 48, 1 87 , 1 98


'Manyetk Bir Alan zerinde Eterin Durum uyla lgli
A rntm a (Einstein), 2 4
''

Maric, Mileva, 3 2 - 3 3
Mars'n yrngesi, 1 09 - 1 1 1 , 1 99
Marx, Karl, 1 82
Max Kassowitz ocuk Hastalklar E nstits, 1 5 7
Maxwell, James Clerk, 4 2 , 8 4 , 8 7 , 197- 1 99, 204,
Mead, Richard, 63-64
Mekanik Blii (Mach), 43
Mendenhall, T.C ., 83
Merkr'n yrngesi, 1 22 - 1 29. 1 32
Mesrner. Franz Anton, 6 3 - 64
Meynert, Theodor, 1 5 9 - 1 60
Mknats. Manyetk Cisimler ve De v Mknats Dnya
zerine (Gilbert), 1 1 2
Michelson, Albert A . . 29 - 3 1 , 83, 85. 8 7 - 88
Michelson-Morley karlatrlmas. 3 0 - 3 2
Millika, Robert A . , 1 8 2 - 183, 22 1
Marley. Edward W . 3 0 - 3 2 .

Mounth Wilson Rasathanesi, 1 3 4 - 1 3 6

Napolyo. Fransa'nn mparatoru, 186- 1 87


"Neden Sa va ? (F eud ve Eintein), 2 1 4
"

"Nedenler Ortadan Kalkarsa, Etkiler de (htada Ka lkar,"


(Freud ve E i nstein) , 2 1 4
Nept n. 1 1 5, 1 2 2. 1 32
Ne w York Ti11es. 7 5 , 77, 130. 1 80- 1 8 1 , 2 2 5
Newcomb. Siman. 8 4 , 1 24 - 1 25
Newton. Isaac, 1 8 , 6 3 - 64, 79-80. 82, 1 0 2 , 1 1 2- 1 1 6 , 1 2 :3 . 1 2 5,
1 2 9 - 1 3 3, 1 35 , 165, 1 82 - 1 8 7 . 1 9 5 - 1 99, 205. 2 1 1 , 2 1 4 , 2 1 6 , 220,
2 :3 4
"Nrologlar iin Psikoloji" (FreucO, 58. G6, 1 :19 - 1 4 0 . H i fi - 1 6(),
1 7 2 . 2 2 1) - 2 2 ()

302
"Nrozun irsiyeti ve Doas" (Freud). 172

Oppenheimer, J . Robert, 224


Op tk (Newton), 205
optikler, 44, 88
"Otobiyografik Notlar" (Einstein), 1 7 7 , 1 96, 2 7 7
klicl. 1 3

Faris Bilimler Akademisi, 1 59


Pearson, Charles H e nry, 1 8 7
Pinel. Philippe, 1 50- 1 5 1 , 1 58
Pisagor Teoremi, 1 0 7 - 1 08. 1 2 0
Planck. Max, 2 1 2
planetler, 1 8 3 - 1 84, 2 3 3 - 2 3 4
Plato, 1 05 - 1 06. 1 4 1 . 1 78. 1 80, 1 90, 2 1 6
Poincare. Henri, 87-9 1 , 9 3 , 1 35, 1 90
Popper. Ka ri. 2 1 6 . 2 1 8, 265, 290
post hipotonik neri, 1 56 1 59 , 1 64
p o zi ti zm , 1 89 - :WO
mantksal . 2 16 2 1 7, 220
Pri n c eton niversitesi, 220 2 2 1
Prusya Akademisi, 1 2 5 l :.:!6
"Psikoanalizde Bilinaltyla lgili Notlar" (Freud), 217
pusula, 48, 1 0 5 , 1 26

radyo dalgalar, 204


Ra<zvoaktivite ve Elektrnnik Yll. 1 02, 1 03, 1 04
radyoakt ivite, 1 82
Ramon y Cajal, Sa ntiago, 5 7 , 65
Rieann, Bemhard, 1 20
Rogers, Ingles, 58
Roman Katol k Kilisesi, 6 2 6 :3
lfomer, O le , 39
Rntgen. Bertha, 74, 1 80
Rnt.gen. Wilhelm Conra d , 7 3 76, 1 80 1 8 1 . 1 93 . 1 !)9, 204
Rl(v: Tabirlel'i (Freud), 1 7 2 , 208, 2 2 5

Salpetriere. 1 :18, 1 5 5
Sa tm, 8 1 82 . l l ll
"Savunmann Nropsikoz le l gi l i Baka Yoru m l a r
(Freud), 1 7 2 - 1 73
Sclwa rzclild. Kari. 224

303
Shakespeare, William , 1 6
Smith, Adam, 1 82
Snyder, Hartland S., 224
Stokes, George Gabriel, 2728

"akala ve Olal'ln Bili11altyla likisi"'(Fre ud), 208


tarafszlk. 1 79
ters kare yasas, 1 2 3 1 24
Thomas Aquinas, Aziz, 1 08
Thomson, Joseph John, 84, 1 8 1 1 8 2
Times (Londra), 1 30 1 32 , 2 1 1
Titian (Tiziano Vecellio) , 1 42
"Trlerin Kkeni" (Darwin), 1 4 6 1 47 , 1 86 1 87, 23 1

Urans, 1 1 5, 1 23 1 24
uranyum, 1 8 1

Vens, 34, 1 2 3 1 24
Vesalius, Andreas, 1 4 2 1 44, 1 49 1 50
Vitalizm, 1 4 8
Viyana Bilimsel Krallk Akademisi, 1 4 7 1 48
Viyana Fizyoloji Enstits, 1 9 1
Viyana Fizyoloji Klb, 160, 1 90
Viyana Psikiyatr Toplul u u, 5253, 65, 1 60
Viyana Tp Kliib, 69

Waldeyer, Wilhelm, 57 58, 6 4 65


Wheeler, John Archibald, 225
Wheatstone, Charles, 28
Wilhelm II., Kaiser, 75
Wren, Christopher, 79

X nlar, 86, 1 80 1 8 1 , 203207, 2 1 0, 222225, 233 234

'Tei Bir Tiir l" (Rntgen), 7 3 74


yerekimi, 63, 1 02, 104, 1 1 5 1 27, 1 30, 1 33, 1 34, 1 82 1 87, 1 9 1 ,
1 95, 1 99, 2 1 7 , 222, 225, 235
kozmolojik boyutlar, 1 33

"Zama11111 lm ii" (Poincare), 909 1


Zeeman, Piet.er, 1 8 1
"Ze vk Pre11sibi11i11 tesinde "'(Fred), 23

304

You might also like