You are on page 1of 84

Maurice Merleau-Po_nty

Gz ve Tin
Maurice Merleau-Ponty
Gz ve Tin
Me1eau-Ponty 1908'de Rochefort-sur-mer'de dodu. lm
1961, Paris. Felsefe eitimi ald ve 1931'den sonra felsefe
retmenlii yapb. 1941'de Nazi igaline kar zg1k ve Sos
yalizm adl direni grubuna kabld. 1945'te Sartre ve Simone de
Beauvoir ile birlikte Les Temps Modernes dergisini yaymlama
ya balad. Bu tarihten sonra srasyla lyon, Sorbonne niversi
telerinde ve College de France'da alb.
Merleau-Ponty fenomenolojinin balca filozoflanndandr.
Varoluu felsefe alannda yapb almalarla, znellik ve alg
kuramlanyla tannmtr. ilk kitabn, La structure du comporte
ment (Davrann Yaps) 1941'de yaymlad. Temel yapb olan
Phenomenologie de la perception (Alg Fenomenolojisi) ise
1945 tarihini tamaktadr. Sonraki yaptlanndan Humanisme
et terreur (Hmanizm ve Terr) 1947, Sens et non-sens (An
lam ve Anlamsz) 1948, Les aventures de la dialectique (Diya
lektiin Servenleri) 1955 tarihlerini tamaktadr. Gz ve Tin
ile sk balan olan Le visible et l'invisible (Grnr ile Grn
mez) ise lmnden sonra 1964'te yaymlanmbr. Merleau
Ponty'nin felsefesi zerine kapsaml incelemeler ieren Dnya
nn Teni (haz. Zeynep Direk) adl derlemeyi 2003'te, Merleau
Ponty'nin radyoda okuduu sohbetlerden oluan Alg/anan
Dnya'y ise 2005'te yaymladk.
Metis Yaynlar
ipek Sokak 5, 34433 Beyolu, lstanbul
Tel: 212 2454696 Faks: 212 2454519
e-posta: info@metiskitap.com
www.metiskitap.com
Yaynevi Sertifika No: 10726

Gz venn
Maurice Merleau-Ponty

zgn Ad: l'CEil et l'Esprit

Editions Gallimard, 1964


Metis Yaynlan, 1996, 2012

ilk Basm: Kasm 1996


nc Basm: Temmuz 2012

Cet ouvrage, publie dans le cadre du programme de parti


cipation ala publication, beneficie du soutien du Ministere
des Affaires Etrangeres, de l'Ambassade de France en Tur
quie et du Centre Culturel et de Cooperation linguistique.

eviriye ve yayna katk program erevesinde yaymlanan


bu yapt, Fransa Dileri Bakanl'nn, Trkiye'deki Fransa
Bykelilii'nin ve Fransz Kltr Merkezi'nin desteiyle
gerekletirilmitir.

Kapak Tasarm: Semih Skmen


Kapak Resmi: Paul Cezanne, Sainte-Victoire Da; 1904-06

Dizgi ve Bask ncesi Hazrlk: MetisYaynalk Ltd.


Bask ve Cilt: Yaylack Matbaaalk Ltd.
Fatih Sanayi Sitesi No. 12/197-203
Topkap, lstanbul Tel: 212 5678003
Matbaa Sertifika No: 11931

ISBN-13: 978-975-342-128-7
Maurice Merleau-Ponty
Gz ve Tin

Franszca'dan eviren ve nsz:

Ahmet Soysal

}l metis
n sz

YRMNC YZYIL felsefesinin en gzel, en youn, en


zor metinlerinden birinin karsndayz.
Ani lmnden birka ay nce, Cezanne'n alt
mekanlardan Fransa'nn Provence blgesindeki Le Tholo
net'de Temmuz-Austos 1960'ta yazlan bu metin, Mauri
ce Merleau-Ponty'nin tamamlanm son metni ve bir bak
ma da vasiyetidir.
1945'te yaynlanan La phenomenologie de la percep
tion (Alg Fenomenolojisi) balkl yapttan sonra uzun
bir aray dnemine giren felsefeci, son yllarnda, ikinci
kapsaml yaptn oluturacak bir kitap zerinde almak
tayd. Bu kitap, lm nedeniyle tamamlanamam, arta
kalan metinler ve notlar 1964'te Claude Lefort tarafndan
yaynlanmtr: Le visible et l'invisible (Grnr ile Grn
mez). Ayn yl yaynlanan Gz ve Tin, "Grnr ile Grn
mez"deki aratrmalarla paralellik tar, hatta onlara bir
lde k tuttuu da sylenebilir.
Merleau-Ponty'nin felsefesine ksaca deinmek bura
da uygun olacak. lk nce gndermelerine ve ann di
er felsefecileriyle balantsna bir gz atalm.
Merleau-Ponty, uzun sre, Jean-Paul Sartre ile birlik
te, "Fransz varoluuluu" iinde anlmtr. "Alg Feno
menolojisi"nde Sartre ile ou kez belirgin bir yaknlk

5
gzlemlenmektedir. Ama yine de nemli bir fark vardr:
Merleau-Ponty'de betimleyici zellikte, fenomenolojik bir
felsefe ne karken, Sartre Varlk ve Hilik'in zdelii
ne dayanan bir ontoloji kurma abasyla fenomenolojik
tabandan bir lde kopmaktadr. Ama asl fark, Merle
au-Ponty'nin daha sonraki almalaryla belirginleecek
tir: Merleau-Ponty, zellikle "Grnr ile Grnmez"de
Sartre'a olan mesafesinin bilincindedir.
Fenomenolojinin kurucusu Edmund Husserl ( 1859-
1938) ile balants, Sartre'a olan bu mesafesine k tuta
cak niteliktedir. Daha "Alg Fenomenolojisi"ni yazarken,
yaynlanm kitaplarnn dnda yaynlanmam metinle
rini okuma frsatn bulduu Husserl'e Sartre'dan daha de
rin bir yaknlk iindedir Merleau-Ponty. zellikle Ideen
il gibi "postm" bir yaptn zerindeki etkisi byk ol
mutur. Krisis'deki "Lebenswelt" (yaam dnyas) kavra
m da Merleau-Ponty'nin dncesinde derin yank uyan
drm bir kavramdr. "Alg Fenomenolojisi"nde temel bir
yer tutan vcut (corps) analizleri, yine bu yapttaki zaman
anlay, vb. Husserl'e ok ey borludurlar.
Merleau-Ponty'nin yaknlk kurduu Fransz d
nrleri arasnda zellikle ruh-vcut ilikisine k tutmu
Malebranche, Maine de Biran ve Bergson gibi dnrler
yer alr. Tabii, Sartre'n da nemli bir gndermesi sayla
bilecek Descartes da unutulmamal (bu nedenle birazdan
bu dnre daha etraflca deineceiz).
Merleau-Ponty'nin Martin Heidegger ( 1889-1976) ile
balants da dikkat edilecek bir noktadr. "Alg Fenome
nolojisi" Heidegger'i hesaba katmaktadr. Ama eitli yo
rumcularla birlikte, tamamlanmam son yapt "Grnr
ile Grnmez"in Heidegger'e daha byk bir yaknlama
iinde olduu sylenebilir.

6
Sunduumuz Gz ve Tin de byk harfle Varlk'a sk
sk gndermekte, temel ontolojik soruyu Yunanca ekliy
le sormaktadr: ti to on? "Varlk nedir?"
Dil konusunun ayrcalnn bilincinde bir dnr
olan Merleau-Ponty, yine de "Grnr ile Grnmez"de
(Gz ve Tin'de de ok iyi yansd gibi) gr (vision) -
ya da daha genel bir ekilde: grnr (visible) ile grn
mez (invisible)- konusuna ve vcut (corps) ya da Alman
ca Leib'n daha uygun karl, daha "ontolojik" bir an
lam tayan ten (chair) konusuna verdii arlkla Heideg
ger'den ayrlan bir Varlk yaklam sunmaktadr.
Kesime (chiasme - ve yakn anlaml entelacs: giri
iklik, i ielik . . . ) kavram da Merleau-Ponty'ye zgdr
ve dncesinde temel bir anlam tar. Gz ve Tin'de buna
sk sk iaret eder. (Kesime -buna birazdan da deinece
iz- hisseden ile hissedilen, gren ile grnr arasnda
dr . . . )
Genel olarak sylenebilir ki Heidegger ile fark; Mer
leau-Ponty'nin, olduka geni bir anlam alanna yaylm
olarak uzaysafa -ve hep vcut ile temel balantsnda ele
alnan uzaysal'a- verdii ayrcalktadr. Gz ve Tin'de bu
ok aktr. Merleau-Ponty'de (burada zellikle son metin
leri kastediyoruz), vcut (ya da daha dorusu ten) kavra
mna bal olarak, ufuk (horizon), boyut, boyutsallk (di
mension, dimensionnalite'), kalnlk (epaisseur), derinlik
(profondeur) gibi kavramlarla birlikte uzay (espace) ve
uzaysallk (spatialite') kavramlar byk bir neme sahip
tir. (Bunu sylemek kukusuz, Merleau-Ponty' de zaman
konusunun ok nemli olmad ve Heidegger'in uzay ile
ilgili derin bir yaklam olmad anlamna gelmez.)
Bu birka deinmeden de grlebilecei gibi, Merle
au-Ponty'nin felsefesinin anlamna tam olarak kavumak,

7
btn klasik gndermelerle birlikte, Husserl, Heidegger,
Sartre gibi dnrlerin grleriyle bir akrabal -ayn
ca, elbet, Merleau-Ponty'nin "Alg Fenomenolojisi", "G
rnr ile Grnmez" gibi temel yaptlarnn okunmasn
gerektirmektedir.
Felsefe, balantl bir szdr. Kendi anlamn, bu ba
lantnn nda verir.
Ama bir tek -ve greceli olarak ksa- yaptn okun
masyla, balantsna egemen olunmayan bir dnrn
felsefesi tam olarak anlalmasa da, bu yaptn ulatrd
anlamlarn olaca da kukusuzdur.
zellikle de Gz ve Tin'in, klasik ve ada felsefe
nin (aynca Merleau-Ponty'nin) uzman olmayanlara ula
traca anlamlar olduuna inanyorum.
Bu anlamlarn ulamasna yardmc olacak birka
noktaya deinmeye alacam.
Felsefeci ve uzman olmayan iin verimli bir yakla
m, kitabn temel konusu olan resim konusu esas alna
rak salanabilir. Ama elbet Merleau-Ponty'nin amac, sa
nat tarihi ya da estetik -ya da eletiri- kapsamna girecek
bir metin yazmak olmamtr. Kendinin de bu konuda bir
"uzman" olmadna zaten kitabn bir yerinde deinmek
tedir. Merleau-Ponty bu metni, yeni bir ten ve gr onto
lojisi gelitirmeye ynelik felsefe dnceleriyle resim
konusunun akt noktada kaleme almtr. Bu metin,
elbet bir felsefe metnidir -ve demin de deindiimiz gibi
Merleau-Ponty'nin son felsefesi iin nemli bir ipucu
oluturur- ama arlkl olarak resme deinen bir felsefe
metnidir.
Gz ve Tin'in yazld yeri belirttik, ve burada yaa
m ve alm olan ressamn adn andk: Cezanne. te
Cezanne'a bu metinde sk sk gndermektedir Merleau-

8
Ponty. Kendi gelitirmekte olduu gr felsefesiyle Ce
zanne'n "resimdeki dncesi" -ve Cezanne'dan yola
kan, Matisse, Klee, Delaunay . . . adlaryla deindii mo
dern resmin serveni- arasnda derin bir yaknlk fark et
mektedir. Ressamlarn yaptlarndan ok, sylediklerine
deinmesi ilgintir. Cezanne'n "resimde -resim tarznda
dnmek" szyle birlikte Klee'nin grnmezin "gr
nr klnmas" ile ilgili sz, belki de bu yaknl en iyi
ifade eden ressam szleridir.
Merleau-Ponty bu metinde resmin deiik boyutlar -
derinlik, renk, izgi .. . - zerinde uzun uzun durmaktadr.
Ama modern resmi (Rodin, Moore, Richier gibi mo
dern yontucularla ilgili sylediklerini de hesaba katmak
gerekir) ne karmakla birlikte, Leonardo da Vinci'nin
szlerine de deinmektedir. Perspektif konusuna ve Rne
sans'n resim anlay konusuna da gnderir. (Hatta Lasca
ux'daki prehistorik duvar resimlerinden de sz eder.)
Oysa, sanat tarihi ve zellikle estetik balamnda -
resmin uyandrd haz anlamnda, ya da onun gzellik et
kisi anlamnda- resme yaklam olanlar bir lde ho
nutsuz brakacak bir nitelik tar Merleau-Ponty'nin tavr:
O gzellik ile ilgili deil, resmin Hakikat (verite') pay ile
ilgilidir. Resim, "pozitif' bilimlerden apayr bir bilme yo
ludur. Ve bu anlamda, Merleau-Ponty iin, yneldii "g
r ontolojisi" ile bir ba iindedir.
Aynca unun altn izmek gerekir: Ressamn ve fel
sefecinin bu ortak Hakikat'i, hissedilir'in tesinde (ya da
stnde) yer alan bir Birlik'e ve Aknlk'a alma deil
dir; ne de lmlln ve her eyin sonluluunun melan
kolik ya da endieli ifadesi (ne de, dahas, bu iki durumun
karmak ya da elikili i ielii). Felsefecinin ve ressa
mn bu ortak Hakikat'i kaba, ilkel (brut) ya da vahi (sau-

9
vage) Varhk'n Hakikat'idir, kaynaksal ten'in Hakikat'idir;
gren ile grnr kesimesinin, grnr ile grnmez i
ieliinin Hakikat'idir.
(Dikkat edilecek bir baka nokta ise, bu Hakikat'in
etik bir Hakikat olarak sunulmamasdr.)
Vahi -sessiz, kavramsz- zleri soruturmak: te
budur, Merleau-Ponty'ye gre, ressam ile felsefecinin or
tak abas.
Metnin 111. blm ilgin bir hesaplamaya ayrlm
tr. Burada Merleau-Ponty, Descartes'n gr ile ilgili bir
"bilimsel" yaptnn -Dioptrique'in- yorumunu sunar.
zellikle, Descartes'n resme -daha dorusu "oyma re
simlere" (tailles-douces)- deindii iki sayfa stnde du
rur. Descartes'n anlaynda, uzay "kendinde"dir (en soi),
salt bir dsallk ortamdr: onda sarmalama (enveloppe
ment) ve eylerin birbirinin snrn amas (empietement)
durumu yoktur. Her ey kendi belirli yerindedir; uzayn
ksmlar birbirinin dnda yer alan ksmlardr (partes
extra partes ).
Descartes, hissedilir niteliklere indirgenmez bir uzay
tasarlamakla bir adm atmtr; ama kusuru, varlklarn bir
zelliini, Varlk'n yaps durumuna ykseltmek olmu
tur. Oysa Merleau-Ponty'ye gre Descartes, "uurumsal
Varhk'n" boyutunu, "grnr'n derinlii"ni fark etme
mi deildir. Ama Descartes iin, "gr dnmenin
tek yolu, onu bir grme (voir) dncesi yapmak, uzay
tasarlamann tek yolu onu salt uzam'a (etendue) indirge
mek" olmutur .
Gr dnmek iin, onu dnce olarak dn
mek bylece kanlmaz mdr? "Meydana gelen gr"
ten bu kez kopmayan baka bir gr felsefesi olanakl
mdr? Merleau-Ponty'nin abas,. "gr, anlama yetisi

10
dncesinde eritmeyen, ama grn kendisini dn
meye brakan, bylece kendini felsefe klan gr olan bir
gr felsefesi gelitirmektir." 1

SON OLAR A K, eviri stnde duralm. Felsefe metinleri


nin Trke'ye nasl evrilmesi gerektii sorusu daha ya
ntlanamamtr. Kanmca kimi eski Trke szckleri
kullanmak kanlmazdr.
rnein expression'u "ifade" diye evirmek, "anla
tm" diye evirmekten daha uygundur, nk "anlatm"da
sylemsel alana gnderen bulank bir boyut vardr. Baka
szckler: figure, figuration, non-figuration, figurer... Fi
gure' "beti" ya da "ekil", figuration'u "betileme" vb. di
ye evirmek bulank kalmaktadr: yleyse bu szckleri
imdilik "figr", "figrasyon", "non-figrasyon" diye b
rakmaktan (hatta figurer'yi "figre etmek" diye uyarla
maktan) baka are yoktur.
Kitabn balnda da yer alan esprit szcn "zi
hin" diye evirmek de olanakldr: Zaten metin iinde bu
nu yer yer byle yaptk. Ama tinci (spiritualiste) bir d
nce gelitirmemekle birlikte Merleau-Ponty'nin bu ba
lkta esprit szcne "zihin"den daha yce ve geni bir
anlam ykledii sylenebilir.
Dier bir eviri sorununu ise, yaptta sk sk yer alan
gr olgusu ile ilgili birbirine yakn szckler olutur
maktadr: Ben burada vision'u "gr" olarak, visible'

1 . Renaud Barbaras, De l'etre du phenomene, Sur l'ontologie de


Me rleau-Ponty, (Fenomenin Varlna Dair, Merleau-Ponty'nin Onto
lojisi zerine), Jerme Millon, 199 1 , s. 237.

11
"grnr", invisible' "grnmez", visibilite"yi "grnr
lk", voir' "grmek", vue'y "grme", point de vue'y (ki
kelimesi kelimesine "grme noktas"dr) alld ekilde
"bak as" ve tretilmi szckler olan Voyant' "gren"
(metinde deinilen "Gren Mektubu", Rimbaud'nun nl
bir mektubuna verilen addr), voyance' da "grrlk" di
ye evirdim.
Corps szcn "vcut" diye evirmeyi tercih et
tim. Chair'i "ten" diye evirmek kanmca daha tartmal
bir seim olmutur. Chair, Franszca'da isa'nn vcudunu
ve daha geni olarak Hristiyanlk'm ele ald ekliyle in
san vcudunu belirtir: Oysa Fransz fenomenolojisindeki
kullanm, Husserl'in Leib szcne corps'dan daha uy
gun bir karlk oluturmasndan kaynaklanr - yani, yaa
yan vcut, insann can tayan vcudu (salt cisim olarak
vcut -Krper- deil). Aslnda, Arapa "vcut", salt cis
mi belirtmez, bir bakma Leib'm karl olarak uygun
grlebilir. Ama zaten corps'u "vcut" diye evirmiken
(ki bu da Fransz fenomenolojisinde sadece salt cismi be
lirtmekten uzak, fenomenal bir anlama da sahiptir, Leib'n
eksik saylabilecek olsa da imdiden bir karldr), cha
ir'e hem Leib'a uyan hem de bu szce Merleau-Ponty'
nin ekledii zgn anlam ieren bir karlk bulmak gere
kiyordu. (Bu zgn anlama gre, chair sadece insann ya
ayan vcudu deil, "hissedilir olan"dr (le sensible), "his
sedilen ve hisseden anlamnda"; "genel bir olma tarznn
somut amblemi"dir - bylece sz ettiimiz kesimeye ya
da giriiklie gnderir). "Ten" karl, doruluk ier
mekle birlikte, eksiktir. Vaktiyle, "et" karln dn
mtm (ama kasaptaki ete olan gndermeyi bir kenara
brakmak kouluyla, ki bu da kolay deildir).
Verite"ye yine Arapa "Hakikat" demeyi tercih ettik.

12
"Gerek", reefin karldr; "doru" isejuste' ve exact'
ierdiinden bulanktr. Ayn ekilde, vrai'ye "hakiki" de
dikse de vraiment'a "hakikaten" diyemeyip yanl anlal
maya ne yazk ki ak olan "gerekten" karln verdim.
Btn eviri sorunlarna ve dnsel zorlua ramen,
amz felsefesinin temel metinlerini Trke'ye evir
mek kanlmaz bir grevdir.
Bu metinler evrilmedike Trke felsefe yapmaya
kalkmak, yavan sunumlar yapmaktan, ya da bir tek ya
zarnn kavrad kapal metinler ortaya koymaktan ileri
gidebilir mi?

Ahmet Soysal

2. Renaud Barbaras, a.g.y., s. l 98.


3.Le v isible et l'invis ible (Grnr ile Grnmez), s. 194.

13
Gz ve Tin
Alberto Giacometti, Sevgili Maeglt'n Portresi, 1960.

17
Paul Cezanne, Sainte-Victoire Dag, yak. 1900

18
Nicolas de Stael, Yi!il Atlye, 1954

19
Paul Klee, Lucene Park, 1938

20
I
/ _

Henri Matisse, Banyo Yapan Uzun Sal Kadn, 1942

21
Germaine Richier, Srayan, 1945

22
Augusto Rodin, melmi Kadn, 1882

23
"Size anlatmak istediim daha gizem
lidir, varln kklerine, duyularn ele
gelmeyen kaynana karmtr."

J. Gasquet, Cezanne
1

BLM, eylerle oynar (manipule); onlarda olmaktan


vazgeer. Kendine, eylerin isel modellerini verir -
ve onlarn tanmlarnn olanakl kld deiiklikleri
bu gstergeler ya da deikenler stnde gerekleti
rerek, imdiki dnyayla ancak uzaktan uzaa karla
r. Hayran olunacak ekilde etkin, ustalkl, serbest
bir dncedir o; her varl "genelde nesne" olarak
yani hem bizim iin hibir ey deilmi hem de yine
de yapaylklarmza ayrlm bir eymi gibi- ele al
ma karardr.
Oysa klasik bilim, dnyann kapall duygusu
nu korumaktayd - kurgularyla dnyaya ulamay
dnyordu, ite bundan dolay ilemleri iin akn
ya da transendental bir temel aramak zorunda oldu
una inanyordu. Bugn -bilimde deil, ama olduka
yaygn bir bilim felsefesinde- yepyeni bir ey var:
Kurgusal pratik kendini bamsz sayyor ve yle or
taya koyuyor, ve dnce, bilinli olarak, yaratt ele
geirme ya da "yakalama" tekniklerinin btnne in-

27
dirgiyor kendini. Dnmek, denemektir, ilem yap
maktr, deitirmektir - aygtlarmzn kaydetmekten
ok rettikleri olduka "ilenmi" fenomenlerin sz
konusu olduu bir deneysel denetim kouluyla. Bun
dan kaynaklanmaktadr birok babo aba. Bilim,
dnsel modalara hibir zaman bugnk kadar du
yarl olmamtr. Bir model bir sorunun btnnde
baarl olduunda, bilim onu her yerde denemekte
dir. Embriyolojimiz, biyolojimiz gnmzde grad
yanlar'la doludur - bunlarn klasiklerin dzen ya da
btnlk dediinden nasl ayrld tam olarak grl
memektedir; ama soru sorulmamakta ve sorulmama
ldr. Gradyan, ne getirecei bilinmeden denize at
lan adr. Ya da, kestirilemeyen billurlamalann olu
aca ince bir dal. Bu ilem zgrl birok gerek
siz ikilemi ama yolundadr phesiz; yeter ki arada
srada, nerede olunduu belirlensin, aygtn niin bu
rada ileyip baka yerde baarsz olduu sorulsun;
ksacas, bu ak halindeki bilim kendini anlasn,
kendini ilkel ya da varolan bir dnyann temelinde
kurgu olarak grsn, ve kr ilemler iin idealist bir
felsefede "doa kavramlarnn" tad kurucu deer
olma iddiasn ne srmesin. Dnyann, adsal tanm
lamayla ilemlerimizin X nesnesi olduunu syle
mek, bilim adamnn bilme durumunu mutlaa eri
tirmektedir - sanki olmu olan ya da imdi olan her
ey sadece laboratuvara girmek iin varolmu gibi.
"lemsel" dnce, bir eit mutlak yapayclk ol
maktadr - sibernetik ideolojide grld gibi (bu
rada insan yaratlar doal bir bildiriim srecinden

28
tretilmektedir; bu sre de insan makineleri modeli
ne gre tasarlanmtr). Eer bu dnce tr insan
ve tarihi yklenirse ve, onlar konusunda temas ve ko
num yoluyla bildiimizi bilmiyor gibi davranp onla
r, -ABD'de dknlemi bir psikanalizin ve kltra
lizmin yapm olduu gibi- kimi soyut gstergeler
den yola karak kurmaya giriiyorsa ve bylece in
san gerekten, olduunu dnd manipulandum*
olmaktaysa, o zaman insanla ve tarihle ilgili artk ne
dorunun ne de yanln kald bir kltr dzenine,
hibir eyin uyandramayaca bir uykuya ya da ka
busa giriliyor demektir.
Bilim dncesinin -tepeden bak dncesi,
genel olarak nesne dncesi- nceden bulunan bir
"vardr"a yeniden yerlemesi gerekir; hissedilir dn
yann ve ilenmi dnyann alanna, zeminine (yaa
mmzda, vcudumuz iin -bir bildiriim makinesi ol
duu savunulabilecek o olas vcut deil de, kendimin
olduunu sylediim imdiki bu vcut; szlerimin ve
edimlerimin altnda sessizce duran nbeti- olduklar
ekilde). Benim vcudumla beraber, bir araya gelmi
vcutlarn; zoolojinin dedii tarzda hemcinslerim ol
mayan, ama kafamdan kmayan, kafalarndan k
madm, birlikte imdi varolan, bulunan bir tek Var
lk'n yakasn brakmadm (bir hayvan hibir za
man kendi cinsinden olanlara, blgesine ya da orta
mna bu denli tebelle olmamtr) "bakalarnn"

* kumanda edilen, denetim altnda tutulan, ynlendirilen mekanik


aygt, dzenek anlamnda. (.n.)

29
uyanmas gerekir. Bu temel tarihsellikte, bilimin ne
eli ve doalamac dncesi, eylerin ve kendinin
zerine btn arlyla kmeyi renecektir, yeni
den felsefe olacaktr. . .
Oysa sanat ve zellikle resim, aktivizmin hibir
ey bilmek istemedii bu ilkel anlam rtsnden bes
lenir. Bunu, tam bir masumiyetle yapan bir tek onlar
vardr. Yazara, felsefeciye danlr ya da fikir soru
lur, dnyay askda tutmalar kabul edilmez, tavr al
malar istenir; onlar konuan insann sorumlulukla
rndan kaamazlar. Mzik ise, tersine, Varlk'n arn
m durumlarndan, onun akndan ve geri akn
dan, bymesinden, patlaylarndan, kasrgalarn
dan baka bir ey gsterebilmek iin dnyann ve be
lirtilebilirin fazla berisindedir. Ressam tektir, hibir
deerlendirme zorunluluu olmadan her eye bakma
hakk olan. Sanki onun karsnda bilginin ve eyle
min emirleri erdemlerini kaybeder. "Dejenere" resme
kar kan rejimlerin tablolar yok ettii enderdir:
Onlar saklarlar, ve burada neredeyse bir tanma an
lamna gelen bir "belli olmaz" vardr; ressamn kat
iin knanmas da enderdir. 1870 savanda Esta
que'da sakl yaam olduundan dolay Cezanne'a
kzlmaz, herkes saygyla onun "hayat korkun" s
zn anar - oysa, eer felsefenin bize "hayat o
kuyla yaayanlar" olduumuzu retmedii sylen
se, Nietzsche'den beri herhangi bir renci felsefeyi
dpedz reddeder. Sanki ressamn uranda, baka
her eit acillii aan bir acillik varm gibi. O bura
dadr, yaamda gl ya da gsz, ama dnyay ar

30
ar dnmesinde hi kukusuz olarak egemen; tek
teknii, gzlerinin ve ellerinin gre gre, resim yapa
yapa kendine verdikleridir; tarihin skandallarnn ve
anlarnn yankland bu dnyadan, insanlarn fke
lerine ve umutlarna hibir ey katmayacak olan tual
ler ekip karmakta direnmektedir - ve kimse bir
ey demez. yleyse nedir ressamn bu sahip olduu
ya da arad gizli bilgi? Van Gogh'un "daha ileriye"
gitmek istedii boyut? Resmin ve belki de btn kl
trn bu temel yan?

31
il

v ALERY, ressam "vcudunu katmaktadr," der. Ger


ekten de bir Tin'in nasl resim yapabilecei bilin
mez. Ressam, dnyaya vcudunu vererek, dnyay
resme dntrr. Bu tz dnmlerini anlamak
iin, ilem yapan ve imdi varolan vcudu bulmak
gerekir - bir uzay paras, bir ilevler demeti olma
yp bir gr ve hareket giriiklii olan vcudu.
Bir eyi grmem yeter, ona ulamay bilmem
iin; bunun sinir mekanizmasnda nasl gerekleti
ini bilmesem bile. Devingen vcudum, grnr dn
yadan saylr, ona dahildir ve bu yzden ben onu g
rnrde ynetebilirim. Aynca, grn harekete asl
olduu dorudur. Ancak baktmz grrz. Gzle
rin hibir hareketi olmasayd gr ne olurdu; ve on
larn hareketi eyleri nasl kartrmazd, eer bu ha
reketin kendisi refleks ya da kr olsayd, eer bu ha
reketin antenleri, akgrrl olmasayd, eer g
r bu harekette kendinden nce gelmeseydi? Btn
yer deitirmelerim ilke olarak karmdaki manzara-

32
nn bir kesinde bulunurlar, grnrn haritasna ta
nrlar. Btn grdklerim ilke olarak ulaabilece
im bir yerdedir, hi deilse bakmn ulaabilecei
bir yerde, "yapabilirim"in haritasnda saptanm ola
rak. Haritalarn her ikisi de tamdr. Grnr dnya
ile devinme tasarlarmn dnyas ayn V arlk'n b
tncl blmleridir.
Bu yeterince dnlmeyen olaanst nitelikte
ki birbirinin snrn ama durumu, gr, zihin
nnde dnyann bir tablosunu ya da temsilini, bir i
kinlik ve ideallik dnyasn koyan bir dnce ilemi
olarak kavramay engeller. Grnr iine vcuduyla
batm olarak, kendisi de grnr olarak, gren gr
dn ele geirmez: Ona yalnzca bak ile yaklar,
dnyaya alr. Ve dahil olduu bu dnya da kendin
de deildir, ya da madde deildir. Hareketim, znel
snan dibinden, uzamda mucizevi bir ekilde ger
ekletirilen bir yer deitirmeyi buyuran bir zihin
karar, bir mutlak yapma deildir. O, bir grn do
al devam ve olgunlamasdr. Bir ey konusunda
hareket ettirildiini sylerim, oysa benim vcudum
kendini hareket ettirir, benim hareketim kendini aar.
O, kendini bilmezlik iinde deildir, kendisi iin kr
deildir, bir "kendi" ile parldamaktadr ...
Bilmece udur: Vcudum hem grendir, hem de
grnrdr. O ki her eye bakmaktadr, kendine de
bakabilir, ve o_ zaman, grdnde kendi grme g
cnn "br yann" tanyabilir. Kendini, gren ola
rak grmektedir; kendine, dokunan olarak dokun
maktadr; kendisi iin grnr ve hissedilirdir. Bir

33
kendidir, herhangi bir eyi ancak zmleyerek, kura
rak, dnceye dntrerek dnen dnce gibi
saydamlkla deil -ama kartrmayla, narsisizmle,
grenin grdne, dokunann dokunduuna, hisse
denin hissettiine dahil olmasyla bir kendidir- y
leyse eylerin arasnda tutulmu bir kendi, bir yz
ve bir srt olan, bir gemii ve bir gelecei olan bir
kendi. . .
Bu ilk paradoks, daha bakalarn retmeyi sr
drecektir. Grnr ve devingen olarak, vcudum
eylerdendir, onlardan biridir, dnyann dokusunda
tutulmutur ve onun tutarll bir eyinkidir. Ama
madem ki grmekte ve hareket etmektedir, eyleri
kendi etrafnda ember halinde tutar, onlar kendisi
nin bir eki ya da bir uzantsdr, onun tenine gemi
lerdir, onun btncl tanmna dahildirler ve dnya
vcudun kumandan yaplmtr. Bu devrilmeler, bu
antinomiler, bakn tutulduunu ya da eylerin orta
sndan gerekletiini sylemenin deiik tarzlardr
- bir grnrn grmeye balad, kendisi iin ve
her eyin gryle grnr olduu yerde; kristalde
ana su gibi, hisseden ve hissedilen blnmezliinin
srp gittii yerde.
Bu isellik, insan vcudunun maddi dzenleni
inden nce gelmez, ne de onun sonucudur. Eer
gzlerimiz, bakmzn, vcudumuzun hibir bl
mne erimesine olanak vermeyecek ekilde olu
mu olsayd, ya da ktcl bir dzen ellerimizi ey
lerin zerinde gezdirmemizi salayp vcudumuza
dokunmamz engelleseydi -ya da sadece, baz hay-

34
vanlar gibi, grsel alanlarn kesimesine olanak ver
meyen yan gzlere sahip olsaydk- bu kendini yan
stmayacak olan, kendini hissetmeyecek olan, bu ne
redeyse elmas sertliinde olan, tam olarak ten olma
yan vcut, bir insan vcudu olmayacakt, ve insanlk
olmayacakt. Ama insanlk bizim eklemlerimiz tara
fndan, gzlerimizin konumlan tarafndan (ne de,
bizim iin vcudumuzun btnn grnr klyor
olmalarna ramen aynalarn varl tarafndan) bir
etki olarak retilmemektedir. Bu olumsallklar ve
benzerleri -ki bunlarsz insan olmazd- salt bir da
yatmayla tek bir insann oluunu bile salayamazlar.
Bir vcudun canll, onun ksmlarnn yan yana bi
titirilmesi deildir - ne de baka yerden gelmi bir
tinin otomata inmesidir, ki bu hfila vcudun kendisi
nin isiz ve "kendi"siz olduunu varsaymak olacak
tr. Bir insan vcudu, gren ile grnr arasnda, do
kunan ile dokunulan arasnda, bir gzle dieri arasn
da, el ile el arasnda bir eit kesime olduunda, his
seden-hissedilir'in kvlcm parladnda, snmeye
cek bu ate yandnda -ta ki vcudun bir kazas hi
bir kazann yapmaya yetmeyeceini bozana kadar
buradadr.
Oysa, bu garip deitokular sistemi verilir veril
mez, resmin btn sorunlar ortadadr. Bunlar vcu
dun bilmecesini vurgulamakta, bu bilmece de onlar
dorulamaktadr. Madem ki eyler ve vcudum ayn
kumatan yaplmlardr, vcudumun grnn bir
ekilde eylerde gereklemesi gerekir, ya da onlarn
belirgin grnrlnn vcutta gizli bir grnrlk-

35
le katmerlenmesi gerekir: "Doa ieridedir," der Ce
zanne. Nitelik, k, renk, derinlik -ki orada, n
mzdedirler- ancak vcudumuzda bir yank uyandr
dklar iin, vcudumuz onlara kabul verdii iin
oradadrlar. Bu isel karlk; eylerin bende uyan
drdklar, bulunularnn tensel forml - niin bun
lar da, yine grnr olan bir izim, (baka her bak
n, dnyay teftiine dayanak salayan gerekeleri
yeniden bulaca bir izim) dourmasnlar? Bylece
ikinci kuvvette bir grnr ortaya kmaktadr, birin
cisinin tensel z ya da ikonu olan. Bu, zayflam
bir suret, aldatc bir grn, bir baka ey deildir.
Lascaux'nun duvarnda resmedilen hayvanlar, orada
kireta yarnn ya da kabartsnn bulunduu gibi
bulunmazlar. Ama baka yerde de deildirler. Biraz
nde, biraz geride, duvarn ustalkla yararlandklar
ktlesine dayann, kavranlmaz balarn hi boz
madan, onun evresinde parldamaktadrlar. Benim
iin ok zordur, baktm tablonun nerede olduunu
sylemek. nk ben ona, bir eye bakld gibi bak
mam, onu kendi yerinde saptamam, bakm onda
Varlk'n halelerinde gibi gezmektedir, ben onu gr
dmden ok ona gre ya da onunla birlikte gr
mekteyimdir.
mge szc kt nlenmitir, nk safa, bir
desenin bir kartma, bir kopya, ikinci bir ey oldu
u; ve dnsel imgenin de zel eski psk eyler y
nmz iinde bu tr bir desen olduu sanlmtr.
Ama imge gerekten de byle bir ey deilse de, ne o
ne de desen ve tablo kendinden'e de ait deildirler.

36
Onlar dn ii ve iin ddrlar; bunu, hissetmenin
iki yanll olanakl klmaktadr; ve bu dn ii ve
iin d olmasa, imgelem sorununu btnyle olu
turan hemen-hemen-bulunu ve olmak-zere-olan
grnrlk hi anlalmayacaktr. Tablo, komedye
nin mimikleri, sradan eylere yokluklarnda ulamak
iin hakiki dnyadan dn aldm araclar deildir
ler. mgelem, imdi olana hem ok daha yakn, hem
ok daha uzaktr: ok daha yakndr, nk imdi
olann yaamnn vcudumdaki diyagramdr, onun
baklara ilk defa sunulmu eteni ya da tensel ters y
zdr, ve bu anlamda Giacometti'nin enerjik ekilde
syledii gibi: "Btn resimlerde beni ilgilendiren
benzerliktir, yani benim iin benzerlik olan: d dn
yay bana biraz kefettiriyor olan." 1 ok daha uzak
tr, nk tablo ancak vcuda gre bir benzerdir,
nk tine eyleri oluturan ilikileri yeniden dn
me frsatn vermez, ama baka -onlarla birlemesi
iin- i grn izlerini sunar, gre onu isel ola
rak kaplayan, gerein imgesel dokusunu sunar.
Bylelikle, iten bir bakn olduunu mu, tablo
lar hatta dnsel imgeleri gren bir nc gzn
olduunu mu syleyeceiz (darnn haberlerini, biz
de uyandrdklar uultu iinden kavrayan bir nc
kulaktan sz edildii gibi)? Bunun ne gerei var; b
tn i, tenden gzlerimizin, klar, renkler ve izgi
ler iin alc olmaktan daha imdiden fazla olduklar
n, esinli insann dil yeteneine sahip olduunun sy-

1 . G. Charbonnier, Le Monologue dupeintre , Paris, 1959, s. 1 72.

37
lendii gibi, dnyann grnrlk yeteneine sahip
komptrleri olduklarn anlamak ise. Elbette bu ye
tenek almayla hakedilir; ve bir ressam, grn
birka ayda ya da yalnzlk iinde elde etmez. Sorun
burada deildir: Erken ya da gecikmi, kendiliinden
ya da mzede olumu, ressamn gr ancak gre
rek renir, ancak kendinden renir. Gz, dnyay
grr, ve dnyada tablo olmak iin eksik olan, ve
tabloda kendisi olmak iin eksik olan, ve palette tab
lonun bekledii rengi; vebitirildiinde, btn bu ek
sikliklere yant veren tabloyu grr, ve bakalarnn
tablolarn, bakalarnn baka eksikliklere yantlar
n grr. Bir dilin ya da yalnzca o dilin szck da
arcnn ve sz kurulularnn olas kullanmlarnn
snrlayc bir envanteri yaplamayaca gibi, grn
r snrlayc bir envanter de yaplamaz. Kendi ken
dini hareket ettiren alet olarak, kendi amalarn icat
eden ara olarak gz, dnyann belirli bir etkisiyle
heyecanlanp onu elin izleriyle grnre geri veren
dir. Hangi uygarlkta doarsa dosun, hangi inan
larla, hangi konularla, hangi dncelerle, hangi t
renlerle evrelenirse evrelensin, ve baka bir eye
adanm grndnde bile, Lascaux'dan gnmze
dek, saf ya da saf deil, figratif ya da deil, gr
nrln bilmecesinden baka bir ey deildir res
min kutlad.
Burada sylediimiz, belli bir eye varyor: Res
samn dnyas grnr -sadece grnr- bir dnya
dr, neredeyse lgn bir dnya, nk tamdr, ancak
ksmi olmakla beraber. Resim, grn kendisi olan

38
bir sayklamay uyandrr, en yksek gcn verir
ona, deil mi ki grmek uzaktan sahip olmaktr ve
resim bu garip sahip oluu V arlk'n btn ynlerine
yaymaktadr - o ynler ki bu sahip olua girmek iin
bir ekilde kendilerini grnr klmaldrlar. Gen
Berenson, talyan resmiyle ilgili olarak, dokunsal de
erlerin armndan sz ettiinde, daha fazla yan
lamazd: Resim hibir eyi artrmaz, zellikle de
dokunsal. Bambaka bir eyi gerekletirir. Nere
deyse tersini: Allagelmi grn grnmez sand
na grnr varolu verir, dnyann hacimliliini el
de etmek iin "kas duyusu"na ihtiyacmz olmamas
n salar. Bu yiyip bitirici gr, "grsel verilerin"
tesinde, V arlk'n bir dokusuna alr (belli belirsiz
duyumsal mesajlar bu dokunun vurgular ya da du
raklardr) ve insann evinde oturmas gibi, gz bu
dokuda oturur.
Dar ve basit anlamda grnrde kalalm: Hangisi
olursa olsun, ressam, resim yaparken, grn by
sel bir kuramn uygulamaktadr. eylerin kendi iine
getiini ya da, Malebranche'n alayl ikilemine gre,
tinin gzler yoluyla kp eylerde dolatn elbet
kabul etmesi gerekir, madem ki grrln eyler
zerinde ayarlamay srdrmektedir. (Motif stne
resim yapmyorsa hibir ey deimez: Herhalde gr
m olduu iin, dnya en azndan bir kere grn
rn saylarn ona kazd iin resim yapmaktadr.)
Bir filozofun dedii gibi, grn evrenin aynas ya
da younlamas olduunu, ya da bir dierinin dedii
gibi, idios kosmos'un onun araclyla bir koinos

39
kosmos'a* aldn, sonunda ayn eyin orada dn
yann kalbinde ve burada grn kalbinde ayn ya
da benzer bir ey olduunu (ama grlnde Varlk'
n akrabas, oluumu, donuumu olan etkin bir ben
zerlikle) elbet itiraf etmesi gerekir. Dan kendisidir,
oradan, ressama kendini gsteren, odur ressamn ba
kyla sorgulad.
Aslnda ressam ne ister ondan? Gzlerimizin
nnde kendini da kld sadece grnr olan ara
lar ortaya karmasn ister. Ik, aydnlatma, glge
ler, yansmalar, renk, aratrmann btn bu nesnele
ri tam olarak gerek varlklar deildir: Onlarn, haya
letler gibi, yalnzca grsel bir varoluu bulunur. Hat
ta onlar allagelmi grn eiindedirler ancak,
allageldii ekilde grlmemektedirler. Ressamn
bak onlara, aniden bir eyin, ve bu eyin, olmasn
salamak iin, bu dnya tlsmn meydana getirmek
iin, bize grnr gstermek iin nasl etkili olduk
larn sormaktadr. Gece Nbeti'nde bize doru uza
nan el, yzbann vcudu stndeki glgesi tarafn
dan bize ayn anda profilden sunulduunda gerek
ten buradadr. Birlikte olanakl olmayan, oysa yine
de beraber olan, iki grmenin kesimesinde, yzba
nn uzaysall durmaktadr. Gzleri olan btn in
sanlar bu glge oyununun ya da benzerlerinin, bir
gn tan olmulardr. Bu oyundu onlara eyler ve
bir uzay gsteren. Ama onlarda onlarsz i grmek-

* Yu n. idios kosmos : benzer evren; ko inos kosmos : mterek ev


ren. (.n.)

40
teydi, eyi gstermek iin kendini saklamaktayd. e
yi grmek iin, o oyunu grmemek gerekiyordu. Al
lagelmi anlamda grnr, ncllerini unutmakta
dr; yeniden yaratlmas gereken ve iinde tutsak ha
yaletleri serbest brakan tam bir grnrle dayan
maktadr. Modernler, bilindii gibi, daha baka nice
hayaleti zgr klmlardr, grme aralarmzn res
mi gamna nice gizli nota eklemilerdir. Resmin sor
gulamas, herhalde, eylerin vcudumuzdaki bu gizli
ve ateli oluumunu hedeflemektedir.
Demek ki bu, bilenin bilmeyene, okul retme
nininki gibi bir soru deildir. Bu, bilmeyenin her eyi
bilen, oluturmadmz, bizde oluan bir gre so
rusudur. Max Emst (ve srrealizm) hakl olarak unu
syler: "airin rol, nl Gren Mektubu'ndan beri,
iinde dnen ve eklemlenenin sylediine gre yaz
mak olduu kadar, ressamn rol de iinde grneni
kuatmak ve yanstmaktr. "2 Ressam, bylenme iin
de yaar. En zel edimleri -bir tek kendisinin yapa
bildii o hareketler, o izimler, ki bakalar iin bir
ifa olacaktr (nk onlarn ayn eksikleri yoktur)
ona, yldz kmelerinin izgisi gibi, eylerin kendi
sinden kaynaklanyormu gibi gelir. Kendiyle gr
nr arasnda, roller kanlmaz olarak yer deitirir.
Bu yzden, nice ressam eylerin kendilerine baktn
sylemitir ve Klee'nin ardndan Andre Marchand
yle der: "Bir ormanda, birok kez, ormana kendi
min bakmadn hissettiim olmutur. Kimi gnler,

2. G. Charbonnier, a.g.y., s. 34.

41
aalarn bana baktn, bana konutuunu hisset
tim . .. Ben oradaydm, dinliyordum ... Bence ressam
evren tarafndan delinmelidir, onu delmek istememe
lidir. . . Ben, iten batm, gmlm olmay bekle
mekteyim. Belki de ortaya kmak iin resim yapyo
rum."3 Esin (inspiration) denen, kelimesi kelimesine
anlalmaldr: Gerekten de Varlk'n soluk almas
(inspiration) ve soluk vermesi (expiration) vardr,
Varlk'ta solunum (respiration) vardr, etkinlik ve
edilginlik birbirinden ylesine az ayrt edilebilir ki
kim gryor, kim grlyor, kim resmediyor, kim
resmediliyor artk bilinmez. Bir insann, ana vcu
dunda ancak gcl bir grnr durumunda olann
hem bizim iin hem kendisi iin grnr olduu an
da domu olduu sylenir. Ressamn gr, de
vam edilmi bir doumdur.
Tablolarn kendinde, grn figrl bir felsefe
si ve sanki onun ikonografyas aranabilir. Eer Hol
landa resminde (ve baka resimlerde), ssz bir i me
kan, ok kez, "aynann yuvarlak gz" tarafndan
"hazmedilmekteyse",4 bu bir rastlant deildir. Bu in
san-ncesi bak, ressamnkinin simgesidir. Iklar
dan, glgelerden, yansmalardan daha tam bir ekil
de, aynasal imge eylerde grn almasnn tas
lan yapar. Btn teki teknik nesneler gibi, aletler
gibi, iaretler gibi, gren vcuttan grnen vcuda
alan devre stnde belirmitir ayna. Her teknik,

3. G. Charbonnier, a.g.y. , s. 143 -5.


4. Claudel, lntroduction i la peinture hollan daise, Paris, 1935, ye
n iden bas m, 1946.

42
"vcut tekniidir". O, tenimizin metafizik yapsn fi
grletirir ve geniletir. Ayna belirir, nk ben g
ren-grnr'mdr, nk hissedilirin bir yansma
sall vardr; ayna onu tercme eder ve iki kat yapar.
Onun araclyla, dm tamamlanr, bende en gizli
olan her ey bu yze geer, daha nce suda yansma
nm bana sezdirdii bu dz ve kapal varla. Schil
der5 unu gzlemler: Ayna karsnda pipo ierken,
tahtann dz ve yanan yzeyini yalnzca parmaklar
mn olduu yerde deil, o anl parmaklarda da, ay
nann dibindeki o yalnz grnr parmaklarda da his
setmekteyimdir. Aynann hayaleti, tenimi dar s
rkler ve bylece vcudumun btn grnmezi, gr
dm teki vcutlar sarabilir. Bundan byle, vcu
dum bakalarnn vcutlarndan alnm paralar ta
yabilir; ayn ekilde, benim tzm onlara geer; in
san, insan iin aynadr. Ayna ise, eyleri gsterilere,
gsterileri eylere, beni bakasna ve bakasn bana
dntren bir evrensel bir bynn aletidir. Res
samlar ou kez aynalar zerinde d kurmulardr,
nk bu "mekanik zmbrt"nn altnda (perspektifin
altnda olduu gibi)6 grenin ve grnrn dn
mn tanmaktaydlar - ki bu, tenimizin ve onlarn
istidadnn tanmdr. Kendilerini resim yaparken gs
termeyi ou kez sevmi olmcilar da ite bundandr
(hfila da sevmektedirler: Matisse'in desenlerine bak-

5. P. Schilder, The Image and Appea rance of the Human Body,


New York, l 935, yeniden basm, l 950.
6. Robet Delaunay, Du cub isme i l'art abstra it, Pierre Francas
tel'in yaynlad defterler, Paris, 1957.

43
nz) - o an grdklerine, eylerin onlardan grd
n ekleyerek, sanki dnda hibir eyin kalmad ve
zerlerine kapanan btncl ya. da mutlak bir gr
n olduuna tanklk edercesine. Bu karanlk ilem
leri ve hazrladklar iksirleri, putlar nasl adlandr
mal, anlama yetisinin dnyasnda nereye yerletir
meli? Bulant'nn sz ettii, bir tualin yzeyinde hfila
gereklemeyi ve yeniden gereklemeyi srdrmek
te olan nice yl nce lm bir kraln glmsemesi
nin orada imge olarak ya da z olarak varolduunu
sylemek yetmez: Ben tabloya bakar bakmaz, onun
kendisi, sahip olmu olduu en canl yanyla orada
dr. Cezanne'n resmetmek istedii ve oktan gemi
olan "dnya an'n" tualleri stmze frlatmay sr
drmektedir; ve onun Sainte-Victoire da, Aix'in s
tndeki sert kayada olduundan baka trl -ama da
ha az enerjik olarak deil- olumaktadr ve yeniden
olumaktadr dnyann bir ucundan dierine. z ve
varolu, imgelem ve gerek, grnr ve grnmez -
resim, tensel zlerden, etkin benzerliklerden, sessiz
anlamlardan oluan dsel evrenini aarak btn ka
tegorilerimizi bulandrmaktadr.

44
111

BU HAY ALETLERi kovsak; onlar, ikircil olmayan


bir dnyann kysnda, yanlsamalar ya da nesnesiz
alglar haline getirsek, her ey ne kadar da saydam
olurdu felsefemizde. Descartes'n Dioptrique'i byle
bir denemedir. Artk grnrle dp kalkmak iste
meyen ve kendine onunla ilgili verdii modele gre
grnr yeniden kurmaya karar veren bir dnce
nin rnek kitabdr bu. Bu denemenin ve baarszl-
. -n ne olduunu anmsatmak bo olmayacaktr.
O halde, gre yapma tasas hi yoktur. "Onun
nasl olutuunu" bilmek sz konusudur - ama ihti
ya duyulduunda onu dzelten baz "yzeysel or
ganlar"7 icat etmek iin gereken lde. Grd
mz ktan ok, dardan gzlerimize girip gr
yneten k zerine akl yrtlecektir; ve bu konu
da, onun bilinen zelliklerini aklayacak ve baka

7. D ioptrique, Discours VII, Adam ve Tannery edisyonu, VI, s.


165.

45
zellikler karmay salayacak bir tarzda "onu tasar
lamaya yardmc olan iki ya da karlatrmayla"
yetinilecektir.8 Konu bu ekilde ele alndnda, en
iyisi, , krn denei zerinde eylerin etkinlii
cinsinden temas yoluyla bir etkinlik olarak dn
mektir. "Krler," diyor Descartes, "elleriyle grr
ler".9 Grn Descartes modeli, dokunmadr.
Descartes bizi hemencecik uzaktan etkinlikten
ve grn btn zorluunu (ve ayn zamanda onun
btn erdemini) oluturan o heryerdelikten kurtar
maktadr. Niin imdi yansmalar zerine, aynalar
zerine d kuralm ki? Bu gerekd suretler, bir
ey eididir, bir topun zplamas gibi gerek etkiler-
. dir. Eer yansma eyin kendine benziyorsa, bu,
onun gzler zerinde aa yukar bir eyin etkili ola
bilecei gibi etkili olmasndandr. O, gz yanlt
makta, nesnesiz bir alg dourmaktadr - ama bizim
dnya fikrimizi etkilemeyen bir alg. Dnyada, eyin
kendisi vardr, ve onun dnda, yansm n olan bu
teki ey vardr- ve bu eyin birincisiyle dzenli bir
uyumu bulunur; demek ki dardan nedensellikle
birbirine bal iki birey vardr. ey ile onun ayna im
gesinin benzerlii, onlar iin d bir adlandrmadr,
dnceye aittir. phe uyandran bir benzerlik ili
kisi, eylerde, ak bir izdm ilikisidir. Bir Des
cartes aynada kendini grmez: bir manken grr,
bir "d" grr; bakalarnn da bunu ayn ekilde

8. Descartes, Dis cours /, a.g.b. , s. 83.


9. A.g.y., s. 84.

46
grdkleri konusunda btn gerekelere sahiptir, ama
bu, ne kendisi iin ne de onlar iin bir ten deildir.
Kendinin aynadaki "imgesi", eylerin mekaniinin
bir etkisidir; eer kendini onda tanyorsa, onu "ben
zer" buluyorsa, bu ilikiyi dokuyan dncesidir, ay
nasal imge kendinden hibir ey deildir.
konlarn gc yoktur artk. Ormanlar, ehirleri,
insanlar, savalar, frtnalar bize ne kadar canl
"temsil" ederse etsin, oyma resim onlara benzemez:
O, yalnzca, kat zerinde uraya buraya serpitiril
mi biraz mrekkeptir. eylerden ancak figrlerini
alkoymaktadr, tek dzlem zerine yasslatrlm
ve nesneyi temsil etmek iin biimi bozulmu, biimi
bozulmas gereken (karenin ekenar drtgen, daire
nin oval olmas) bir figr. Nesnenin, ancak "ona ben
zememek" !O kouluyla "imge"sidir. Eer benzerlik
yoluyla deilse, nasl etkin olur? "Dncemizi tasar
lamaya itmektedir", "hibir ekilde demek olduklar
eylere benzemeyen"ll iaretlerin ve szlerin yapt
gibi. Gravr bize, eyin, ikondan gelmeyip, bizde
onun "vesilesiyle" doan bir fikrini kurmak iin ye
terli izler, ikircilsiz "yollar" vermektedir. Ynelimsel
trlerin bys, aynalarn ve tablolarn dayatt et
kin benzerlik konusundaki eski fikir, eer tablonun
btn gc, bizim okumamza sunulan bir metnin
kiyse (gren ile grnrn hibir karm olmaks
zn), son savn da kaybetmektedir. eylerin vcutta
ki resminin onlar ruha nasl hissettirebildiini anla-

10. A.g.y., iV, ss. 112-4. 11. A.g.y., ss. 112-4.

47
maktan muaf tutulmu oluyoruz; bu olanaksz bir g-
,
revdir, madem ki bu resmin eylere benzerliinin de
grlmeye ihtiyac olacaktr, bizlere "beynimizde, o
benzerlii fark edebilmemizi salayacak baka gz
ler" 12 gerekecektir, ve de eylerle aramzda gezen bu
grntleri kendimize verdiimizde gr sorunu b
tnyle kalmaktadr. Oyma resimler kadar, n gz
lerimizde ve oradan beynimizde izdii de grnr
dnyaya benzemez. eylerden gzlere ve gzlerden
gre, eylerden krn ellerine ve onun ellerinden
dncesine geenden fazla bir ey gemez. Gr,
eylerin kendilerinin grllerine dnm deil
dir, eylerin byk dnyaya ve kk bir zel dnya
ya ikili aidiyeti deildir. Gr, vcutta verilen ia
retleri sk bir ekilde zen bir dncedir. Benzer
lik, algnn sonucudur, kayna deil. Dahas, dn
sel imge, bize yok olan var klan grrlk, Varlk'n
kalbine ynelen, delip geme gibi bir ey deildir: O
yine, bu kez yetersiz olan vcutsal izlere dayanan bir
dncedir, ve onlara demek olduklarndan fazlasn
syletir. Benzerliin dsel dnyasndan hibir ey
kalmaz artk . . .
Bu nl analizlerde bizi ilgilendiren, onlarn her
resim teorisinin bir metafizik olduunu hissedilir kl
masdr. Descartes resimden pek sz etmemitir ve
onun oyma resimler konusunda iki sayfada syledii
ne deinmek abartl bulunabilir. Oysa yle geerken
de sz etmi olsa, bu bile anlamldr: Resim onun iin

12. A.g.y., VI, s. 130.

48
varla ulamamz tanmlamaya katks olan merkezi
bir ilem deildir; zihinsel sahip olu ve apaklk ile
kanonik* bir biimde tanmlanan dncenin bir kipi
ya da bir deikenidir. Bu konuda syledii pek az ey
de bu tercihin ifadesidir; resme dair daha dikkatli bir
incelemeye giriseydi baka bir felsefe izecekti.
"Tablolar"dan sz etmesi gerektiinde tipik olarak de
seni almas da anlamldr. Greceiz ki resmin tama
m, kendi ifade yollarnn her birinde bulunmaktadr:
Bir desen, bir izgi vardr ki onun btn cretkarlkla
nn ierir. Ama Descartes'n oyma resimlerde houna
giden, bunlarn nesnelerin biimini korumas ya da hi
deilse nesnelerle ilgili bize yeterli iaretler sunmas
dr. Bunlar, nesnenin sunumunu, dyla ya da zarfyla
vermektedir. kincil niteliklerin, zellikle rengin, bize
verdii, eylere o teki ve daha derin alm incelemi
olsayd -madem ki bunlarla nesnelerin hakiki zellik
leri arasnda ayarl ya da izdmsel bir iliki yoktur,
ve madem ki byle olmakla beraber bunlarn mesaj
tarafmzdan anlalmaktadr- kendini bir evrenselli
in ve kavramsz eylere alm sorunu karsnda bul
mu olurdu; renklerin kararsz fsltsnn bize nasl
eyler, ormanlar, frtnalar, yani sonuta dnyay su
nabildiini aramak ve belki de perspektifi, daha geni
bir ontolojik erke bir zel durum olarak katmak zorun
luluunu duyarak. Ama onun iin rengin ss olduu,
boyama olduu, resmin btn gcnn deseninkine
dayand ve desenin gcnn de perspektif izd-

* deimez kurallara dayal (.n.)

49
mn rettii tarzda desen ile kendiliinden uzay ara
snda varolan ayarl ilikiye dayand kuku gtr
mez. Pascal'n, resmin bizi, asllarndan etkilenmeye
ceimiz imgelere balayan havailiiyle ilgili nl s
z, Descartes bir szdr. Descartes iin, sadece va
rolan eylerin resmedilebilecei, onlarn varoluunun
uzamsal olmak olduu ve desenin uzanm temsilini
olanakl klarak resmi olanakl kld apaktr. O hal
de resim, gzlerimize, eylerin onlara izebilecei ve
allagelmi algda onlara izdii izdme benzer
bir izdm sunan bir yapaylktr ancak; bize hakiki
nesnenin yokluunda hakiki nesnenin yaamda nasl
grldn gsterir ve zellikle de uzay olmayan
yerde uzay gsterir. 1 3 Tablo, "deiik ekillerde do
rulmu" eyler karsnda greceimizi bize yapay
olarak veren dz bir eydir - nk bize kendinde ek
sik olan boyutla ilgili ykseklie ve genilie gre ye
terli ayrt edici iaretler vermektedir. Derinlik, dier
ikisinden tremi bir nc boyuttur.
Derinlik zerinde durmaya deer. En bata ayk
r bir ey iermektedir derinlik: Birbirini saklayan ve
dolaysyla birbirinin arkasnda olduklar iin grme
diim nesneler gryorum. Derinlii gryorum ve
o grnr deil, nk vcudumuzla eyler arasnda,
ve biz vcudumuza yapz . . . Bu giz sahte bir giz;

13. Sayesinde bizi grr kld yollarn sistemi, bilim nesnesidir.


yleyse niin metodik olarak dnyayla ilgili mkemmel imgeler, kii
sel sanattan kurtulmu evrensel bir resim retmeyelim - evrensel dilin,
varolan dillerde dank duran btn bulank ilikilerden bizi kurtaraca
gibi?

50
ben onu gerekten grmyorum, ya da onu gryor
sam, bu baka bir geniliktir. Gzlerimi ufka bala
yan izgi zerinde, ilk plan dierlerini daimi olarak
saklar; ve eer yanlamasna, nesneleri sralanm gr
dm sanyorsam, bu onlarn birbirini tam olarak
maskelememesindendir: yleyse onlar birbirinin d
nda grmekteyim, baka trl saylan bir genilie
gre. Hep derinliin berisinde bulunulmaktadr, ya
da tesinde. Hibir zaman eyler birbirinin arkasnda
var deildir. eylerin birbirinin snrn amas ve be
lirtisizlii onlarn tanmna girmez; yalnzca onlardan
biriyle, vcudumla, anlalmaz dayanmam ifade
eder; ve btn olumlu yanlar itibariyle, bunlar kurdu
um dncelerdir, eylerin znitelikleri deil: u ay
n anda baka trl yerlemi bir insann -daha iyisi:
her yerde olan Tanr'nn- onlarn sakland yere gire
bileceini ve onlar serilmi grebileceini bilmekte
yimdir. Derinlik dediim, hibir ey deildir ya da k
stlamasz bir Varlk'a, ve ilkin her eit bak asnn
tesinde uzayn varlna katlmmdr. eyler birbiri
nin snrn aarlar nk birbirinin dndadrlar. Bu
nun kant, bir tabloya bakarak derinlik grebilmem
dir - oysa, herkesin kabul edebilecei gibi, tablo de
rinlie sahip deildir, ve benim iin bir yanlsamann
yanlsamasn dzenlemektedir. Bana baka bir boyu
tu gsteren bu iki boyutlu varlk, delinmi bir varlktr,
Rnesans insanlarnn dedii gibi, bir pencere . . . Ama
sonuta pencere ancak partes extra partes'e* aar, sa-

* Lat. birbirinin dnda yer alan ksmlar. (.n.)

51
dece baka bir ynden grlm ykseklie ve ge
nilie, Varlk'n mutlak olumluluuna.
Oyma resimler analizinin dayana, bu saklana
cak yeri olmayan, noktalarnn her birinde neyse o
olan (olduundan ok ya da az olmayan) uzaydr, Var
lk'n bu zdeliidir. Uzay, kendinde'dir, onun tan
m kendinde olmaktr. Uzayn her noktas olduu
yerdedir ve olduu yerde dnlmtr, biri bura
da, dieri orada; uzay, nerede'nin apakldr. Y
nelme, kutupluluk, sarmalama, onda, benim bulunu
uma bal tremi fenomenlerdir. O, mutlak bir e
kilde kendinde durmaktadr, her yerde kendine eit
tir, homojendir, ve rnein boyutlar tanm itibariyle
deitirilebilirdir.
Btn klasik ontolojiler gibi, bu da varlklarn
kimi zelliklerini Varlk'n yaps durumuna yksel
tir; ve bu anlamda dorudur ve yanltr; Leibniz'in
szn devirerek denebilir ki: yadsdnda dorudur,
olumladnda yanl. Descartes'n uzay, empirik'in
boyunduruunda olan ve kurmaya cesaret etmeyen
bir dnceye kar dorudur. lkin uzay idealletir
mek gerekiyordu; kendi trnde mkemmel, ak,
kullanl ve homojen olan, dncenin bak as
olmakszn stnden utuu ve dik al eksen
zerine tam olarak tad bu varl tasarlamak ge
rekiyordu; bir gn kurgunun snrlarnn bulunabil
mesi iin, uzayn, bir hayvann drt ya da iki baca
olduu gibi boyutu (ne daha fazla ne daha az) ol
madnn anlalabilmesi iin, boyutlarn, deiik
lm sistemleri tarafndan, hibiri tarafndan tam

52
olarak ifade edilmeden, onlarn hepsini dorulayan
bir boyutsallktan, ok biimli bir Varlk'tan alnd
nn anlalabilmesi iin. Descartes, uzay serbestle
tirmekle haklyd. Kusuru, ona btnyle olumlu bir
varlk payesi vermekti; her eit bak asnn, belir
tisizliin, derinliin tesinde, her eit hakiki kaln
lktan yoksun.
Rnesans'n perspektif tekniklerinden esinlen
mekte de haklyd: Onlar resmi, zgrce, derinlik de
neyimleri ve genel olarak da Varlk sunumlar ret
meye tevik etmilerdir. Onlar, aray ve resim tari
hini bitirme, doru ve yanlmaz bir resim temellen
dirme iddiasnda olduklarnda yanltlar ancak. Pa
nofsky, Rnesans insanlar konusunda unu gster
mitir14: Bu coku, kendine-yalandan yoksun deildi.
Kuramclar, Eskiler'in kresel grsel alann, onlarn
grnteki bykl uzakla deil de nesneyi gr
dmz aya balayan asal perspektifini, km
seyici bir ekilde perspectiva naturalis ya da commu
nis* dediklerini unutmaya alyorlard -bunun kar
snda, doru bir kurguyu ilke olarak temellendirebi
lecek bir perspectiva artificialis'i** ne srerek- ve
bu mitosu kabul ettirmek iin ii Euklides'ten kesinti
ler yapmaya kadar gtreceklerdi (onlar rahatsz
eden VIII. teoreme evirilerinde yer vermeyerek).
Ressamlar ise perspektifin derinliklerinden hibirinin

* Lat. doal, sradan perspektif. (.n.)


** Lat. yapay perspektif. (.n.)
14. E. Panofsky, Die perspektive als symbolische Form, Vortriige
der Bibliotek Warburg iinde (iV) (l 924- l 925).

53
doru bir zm olmadn; varolan dnyann, ona
her bakmdan saygl ve resmin temel yasas olmay
hakeden bir izdmnn olmadn; ve izgisel
perspektifin hi de bir var noktas olmadn, tersi
ne, resme birok yol atn (talyanlar'la birlikte,
nesnenin temsil yolunu, ama Kuzey ressamlaryla
birlikte de Hochraum'un, Nahraum'un, Schriigraum'
un* yolunu . .) deneyim itibariyle bilmekteydiler. By
lece dz izdm, Descartes'n sand gibi, dnce
mizi hep eylerin hakiki biimini yeniden bulmaya
itmez: Belirli bir biim bozulmas derecesi geildi
inde, tersine, bizim bak amza gnderir; eyler
ise, hibir dncenin amad bir uzaklama iinde
kamaktadrlar. Uzayda, bir ey bizim stten uma
teebbslerimizden kurtulur. Doru olan udur ki, el
de edilmi hibir ifade yolu resmin sorunlarn z
mez, onu teknie dntrmez, nk hibir sembo
lik biim bir uyart olarak ilememektedir: Nerede i
grm ve etkin olmusa, bu, yaptn btn bala
myla birlikte olmutur, hi de gzaldatm yollaryla
deil. Stilmoment, hibir zaman Wennoment'ten**
muaf tutmaz.15 Resmin dili, "doadan kurulmu" de
ildir: Bu dilin hep yaplmas ve yeniden yaplmas
gereklidir. Rnesansn perspektifi, yanlmaz bir "a
re" deildir: O ancak, kendisinden sonra devam eden,
dnyann iirsel bir bildiriiminde, bir zel durum,
bir tarih kayd, bir andr.

* Alm. resimde yksek, yakn ve eik/apraz meUnlar. (.n.)


** Aln. uslp esi ve kimlik esi , kiilik. (.n.)
15. A.g.y.

54
Oysa Descartes, grn bilmecesini yok etmeyi
dnm olsayd, Descartes olmazd. Dncesiz
gr yoktur. Ama grmek iin dnmek yetmez:
Gr, koullu bir dncedir, vcutta meydana ge
lenin "vesilesiyle" doar, dnmeye vcut tarafn
dan "itilir". Ne var olmay ne var olmamay, ne unu
dnmeyi ne bunu dnmeyi seer. Ona dtan bir
giri yoluyla gelemeyecek olan bu arl, bu bam
ll kalbinde tamas gerekir. Vcudun belirli olay
lar, bize unu ya da bunu 'grmeye vermek' iin "do
adan kurulmu"lardr. Grn dncesi, kendisi
nin .kendine vermedii bir programa ve bir yasaya
gre iler; o, kendi ncllerinin sahiplii altnda de
ildir; tamamiyle bulunan, tamamiyle imdi olan d
nce deildir; merkezinde bir edilginlik gizi vardr.
yleyse durum udur: Grle ilgili sylenen ve d
nlen her ey onu bir dnce yapmaktadr. rne
in, nesnelerin konumunu nasl . grdmz anla
mak istediimizde, ruhun, vcudunun ksmlarnn
nerede olduunu bilerek, "dikkatini oradan" uzayn,
azalarnn uzantsnda olan btn noktalarna "nak
letme" yeteneine sahip olduunu varsaymaktan ba
ka kar yol yoktur. 16 Ama bu, olayn daha ancak bir
"model"idir. nk vcudunun, eylere yayd bu
uzayn, btn orada'larn gelecei bu ilk burada'y,
ruh nasl bilmektedir? Bu, onlar gibi, uzamn herhan
gi bir kipi, bir eantiyonu deildir, "kendinin" dedii
vcudun yeridir, oturduu bir yerdir. Canlandrd

16. Descates, a.g.y., VI, s. 1 35.

55
vcut, ruh iin nesneler arasnda bir nesne deildir,
ve ruh uzayn geri kalan ksmn, ierilen bir ncl
olarak vcuttan karmaz. Ruh, vcuda gre d
nr, kendine gre deil, ve ruhu vcutla birletiren
doal antlamada uzay ve d uzaklk da koul olarak
koyulmutur. Eer ruh, gzn belirli uyum ve yne
me derecesine gre, belirli uzakl fark edebiliyor
sa, birincil ilikiden ikinci ilikiyi karan dnce
bizim isel fabrikamza kaydolmu zaman bilinme
yecek kadar eski bir dnce gibidir: "Ve genellikle
dnmeksizin olur bu bize; tpk bir eyi skarken,
elimizi cismin kalnlna ve ekline uydurup onu
kendi araclyla hissettiimizde.ki gibi (bunun iin
onun hareketlerini dnmemize gerek olmadan.)" 1 1
Vcut, ruhun doum uzaydr ve varolan baka her
uzayn dlyata. Bylelikle gr iki kat olur: st
ne dndm gr vardr, bunu ancak dnce,
zihnin teftii, yarg, iaret okumas olarak dnebi
lirim. Ve de meydana gelen gr vardr, "onursal"
ya da kurulmu dnce, kendinin olan bir vcut
iinde ezilmi, ancak uygulanarak fikrine sahip olu
nabilen, ve uzayla dnce arasna ruh ve vcut bile
iinin bamsz dzenini sokan. Grn bilmecesi
yok edilmi deildir: "Grme dncesi"nden eylem
halindeki gre gnderilmitir.
Oysa bu fiili gr ve ierdii "vardr" ; Descar
tes'n felsefesini altst etmez. Bu, bir vcutla birle
mi dnce olarak, tanm itibariyle gerekten d-

1 7. A.g.y., s. 1 37.

56
nlemez. O, yaplabilir, uygulanabilir ve szgelimi
olunabilir, ama doru denilmeyi hakedebilecek hi
bir ey karlamaz ondan. Eer Kralie Elizabeth gi
bi onun hakknda ille de bir ey dnmek istiyorsak,
Aristo'yu ve Skolastik'i yeniden ele almak, dnceyi
vcutsal olarak tasarlamak (ki bu tasarlanamaz, ama
anlama yetisi nnde ruhla vcudun birliini ifade
etmenin tek eklidir) yetecektir. Aslnda, anlama ye
tisiyle vcudun karmn, salt anlama yetisinin n
ne koymak samadr. Bu szde dnceler, "yaamn
kullanm"nn simgeleridir, birliin konuan silahlar
- dnce sanlmamak kouluyla meru olan silahlar.
Varoluun -varolan insann, varolan dnyann- bir
dzeninin, dnmekle ykml olmadmz belirti
leridir. Bu dzen, bizim Varlk haritamz stnde hi
bir terra incognita'y* iaret etmez, dncelerimizin
kapsamn snrlamaz, nk bu kapsam kadar bu d
zen de bizim aydnlklarmz olduu gibi kendi ka
ranln temellendiren bir Hakikat'e dayanr. i bu
raya gtrmek gerekir, Descartes'da derinlik metafi
zii gibi bir ey bulmak iin: nk bu Hakikat'in
doumuna tank deilizdir, Tanr'mn varl bizim
iin uurumdur... abuk alm olan titreme: Des
cartes iin bu uurumu soruturmak, ruhun uzayn
ve grnrn derinliini dnmek kadar botur. B
tn bu konularda, konum itibariyle devre dyzdr.
te budur Descartes denge gizi: artk metafizik yap
mamann nihai gerekelerini bize veren, apaklkla-

* lAt., bilinmeyen toprak. (.n.)

57
rmz snrlayarak dorulayan, dncemizi krma
dan aan bir metafizik.
Kaybolmu giz, ve yle grnyor ki her zaman
iin kaybolmu: Eer bilim ile felsefe arasnda, mo
dellerimiz ile "vardr"n karanl arasnda bir denge
bulabilirsek yeniden, bunun yeni bir denge olmas
gerekecektir. Bilimimiz, Descartes'n ona dayatt
alan kstlamalarn olduu kadar dorulamalar da
dlamtr. Bulduu modelleri, Tanr'mn znitelikle
rinden kardn ne srmez artk. Varolan dnya
nn ve yoklanmas olanaksz Tanr'nn derinlii, "tek
niklemi" dncenin yavanln katmerlemez.
Descartes'n yaamnda yine de bir kez gerekletir
mi olduu metafizik dolambatan bilim kendini mu
af tutmaktadr: Descartes'n var noktas olmu olan
noktadan yola kmaktadr. lemsel dnce, psiko
loji ad altnda, Descartes'n kr ama indirgenmez bir
deneyime ayrd, kendiyle ve varolan dnyayla te
mas alanna sahip kmaktadr. Bilim, temasta d
nce olarak felsefeye temelden dmandr, ve eer
onun anlamn yeniden bulursa, bu patavatszlnn
arlndan olacaktr - Descartes iin bulank d
nceye bal birtakm kavramlar (nitelik, basamak
l yap, gzlemci ile gzlemlenenin dayanmas gi
bi) araya sokup, birdenbire, btn bu varlklardan,
ksaca, constructa'larm* gibi sz edilemeyeceini
fark ettiinde. Bu arada, felsefe kendini bilime kar
ayakta tutmaktadr, Descartes'n ap hemen kapad-

* Lat. yapm, kurgu. (.n.)

58
, ruh ve vcut bileiinin, varolan dnyann, uu
rumsal varln bu boyutu iine gmlerek. Bilimi
miz ve felsefemiz, Descartesln iki sadk ve sadk
olmayan devamdr, onun paralanmasndan domu
iki canavar.
Felsefemize, imdiki dnyann aratrmasna gi
rimekten baka bir ey kalmyor. Biz, ruh ve vcut
bileiiyiz, yleyse bunun bir dncesinin olmas
gerekir: Bu konum ya da yerleme bilgisine borlu
dur Descartes bu konuda sylediklerini, ya da bazen
vcudun "ruhun yannda" varl konusunda, ya da
d dnyann ellerimizin "ucundaki" varl konusun
da sylediklerini. Burada vcut grn ve dokun
mann arac deil, mutemetidir. Organlarmzn alet
ler olmasnn aksine, aletlerimizdir ilikilendirilmi
organlar olan. Uzay, Dioptrique'in szn ettii de
ildir -grmn nc bir tannn, ya da onu
yeniden kuran ve stnden uan bir geometricinin g
recei ekilde nesneler arasnda ilikiler a- o, uzay
salln sfr noktas ya da derecesi olarak benden iti
baren saylan bir uzaydr. Onu, d zarfna gre gr
memekteyimdir, onu ieriden yaamaktaymdr, onun
iinde sarlm durumdaymdr. Aslnda, dnya ev
remdedir, karmda deil. Ik, uzaktan etkinlik ola
rak yeniden bulunmutur, ve temas etkinliine indir
genmez artk, baka deyile kta grmeyenler tara
fndan tasarlanabilecei gibi tasarlanmamtr. G
r, kendisinden daha fazlasn belli etmek, gster
mek gcn (temel g) yeniden kazanmaktadr. Ve
madem ki birazck mrekkebin ormanlar ve frtnalar

59
gstermeye yettii sylenmektedir bize, yleyse g
rn kendi imgelemine sahip olmas gerekir. Onun
aknl artk, ey-n beyin zerindeki etkilerini
zen ve bunu bir vcutta hibir zaman oturmam
olsa bile yapabilecek olan, okuyucu bir zihne veril
mez. Artk sz konusu olan, uzaydan ve ktan ko
numak deil, burada olan uzay ve konutur
maktr. Bitimsiz soru, nk seslendii grn ken
disi sorudur. Kapand sanlan btn aratrmalar
yeniden almaktadr. Derinlik nedir, k nedir, ti to
on* . nedirler, vcuttan kendini karan zihin iin de
il, ama Descartes'n vcutta yayldn syledii zi
hin iin - ve nihayet sadece zihin iin deil, ama ken
dileri iin, madem ki bizim iimizden gemektedir
ler, bizi sarmaktadrlar?
Oysa, bu yaplmas gereken felsefedir ressama
can veren, dnya zerine grler ifade ettiinde de
il, ama grnn hareket olduu anda; Cezanne'n
dedii gibi, o, "resimde (resim tarznda) dnd
nde" . 18

* Yun. varlk nedir? (.n.)


18. B. Dorival, Paul Cezanne, P. Tisne edisyonu, Paris, 1948: ce
zanne par ses lettres et ses temoins (Mektuplaryla ve Tanklaryla
Cezanne), s. 103 ve devam.

60
iV

RESMN btn modem tarihinin, onun yanlsamac


lktan kurtulmak iin ve z boyutlarn kazanmak iin
btn abalarnn metafizik bir anlam vardr. Bunu
kantlamak sz konusu olamaz. Tarihte nesnelliin
snrlarndan ve bir felsefeyle bir olay birbirine ba
lamay yasaklayacak kanlmaz yorumlar okluun
dan karlm nedenlerden dolay deil: Dnd
mz metafizik, deneysel alanda tmevarmsal doru
lamalar aranacak bir ayn fikirler btn deildir - ve
olumsalln teninde olayn bir yaps, senaryonun
kendine zg bir erdemi vardr, yorumlarn okluu
nu engellemeyen, bunun tam da derin nedeni olan,
olay tarihsel yaamn srecek olan bir tema's yapan
ve felsefi bir statye hakk olan. Bir anlamda, Fransz
Devrimi zerine btn sylenebilmi ve sylenecek
olanlar, blk prk olgular temelinde gemiin k
p ve gelecein doruu ile izilmi dalgada var ol
mutur hep, ve daha imdiden ondadr; ve daima
onun nasl olutuuna daha iyi bakarak yeni temsil-

61
leri verilmektedir ve verilecektir. Yaptlarn (herhal
de, eer bykseler) tarihine gelince, u sylenebilir:
Yaptlara sonradan verilen anlam, onlarn kendisin
den kmtr. Baka bir kta belirdii alan yaptn
kendisi amtr, odur kendini dntren ve devam
haline gelen; meru olarak urayabilecei bitimsiz
yeniden yorumlamalar, onu ancak kendinde deiti
rir, ve eer tarihi belirgin ierik altnda anlam fazla
ln ve kalnln, ona uzun bir gelecek hazrlayan
dokuyu yeniden buluyorsa, bu etkin biimde var ol
ma tarz, yaptta aa kard bu olanak, onda bul
duu bu monogram, felsefi bir dnceyi temellendi
rirler. Ama bu alma tarihle uzun bir akrabalk is
ter. Onu gerekletirmek iin her ey eksiktir bizde,
hem yetkinlik, hem de yer. Sadece, madem ki yapt
larn gc ya da douruculuu her eit olumlu ne
densellik ya da zincirlenme ban amaktadr, y
leyse konunun uzman olmayan birinin, birka tablo
nun ve birka kitabn ansn konuturarak resmin,
dncelerinde nasl araya girdiini sylemesi ve kla
sik bir dnce evreniyle modem resmin aratrmala
rn toplu olarak karlatrdnda, insanla Varlk'n
ilikilerinde derin bir uyum bozulmas, bir srama
duygusu kaydetmesi gayrimeru deildir. Bir eit
temas yoluyla tarihtir bu, belki de bir kiinin snrla
rndan kmayan, oysa her eyi bakalaryla sk fk
olmaya borlu olan bir tarih . . .

62
"Bence yaam boyunca derinlii aramtr Ce
zanne," der Giacometti, 19 ve Robert Delaunay: "De
rinlik yeni esindir,"20 der. Rnesans'n "zmleri"
nden drt yzyl sonra ve Descartes'tan yzyl
sonra, hep yenidir derinlik, ve "yaamnda bir kez"
deil de btn bir yaam boyunca aratnlmay ge
rektirir. u yakn aalarla uzaklar arasnda bir uak
tan greceim gizemsiz aralk deildir sz konusu
olan. Perspektifli bir desenin bana canl olarak temsil
ettii, eylerin birbiri tarafndan gzden kaybedilii
de sz konusu deildir: Bu iki grme de ok bellidir
ler ve hibir soru sormazlar. Bilmeceyi oluturan, on
larn badr, onlarn arasnda olandr -tam da birbiri
ni rttkleri iin eyleri, her biri kendi yerinde olarak
grmemdir-, tam da her biri kendi mekannda oldu
u iin bakmn karsnda rakip olmalardr. Sarl
malarnda tannan dsallklar ve bamszlklarnda
birbirine bamllklardr. Byle anlalan derinlik
konusunda, artk bir "nc boyut" olduu sylene
mez. lk nce, eer bir boyut olsayd, daha ok birin
ci boyut olurdu: Deiik ksmlarnn benden hangi
uzaklkta olduu belirtilirse tanmlanm biimler,
dzlemler vardr ancak. Ama birincil olan ve dierle
rini ieren bir boyut, boyut deildir, hi deilse ona
gre ltmz belli bir iliki anlamnda. Byle an
lalan derinlik, daha ok boyutlarn bir tersine evri
lebilirliinin; her eyin ayn anda olduu, ykseklik,

19. G. Charbonnier, a.g.y., s. l 76.


20. R. Delaunay, a.g.b., s. 109.

63
genilik ve uzakln ondan karld toptan bir
"yerelliin" ; bir szckle, bir eyin burada olduunu
syleyerek ifade edilen bir hacimliliin deneyimidir.
Cezanne derinlii aradnda, arad Varlk'n bu
patlamasdr; ve bu, uzayn btn kiplerinde vardr,
ayn zamanda biiminde de. Cezanne, kbizmin ye
niden syleyeceini nceden bilmektedir: D biim,
zarf ikincidir, tremitir, bir eyin biim almasn
oluturan deildir, bu uzay kabuunu krmak gere
kir, meyva taban krmak -ve, onun yerine, resmet
mek, ;:una ne? Kpler mi, kreler mi, koniler mi, bir
kez sylemi olduu gibi? Bir isel yap yasasyla ta
nmlanabilir olann salamlna sahip ve, hepsi bir
den, eyin izleri ya da kesitleri olarak, o yasay sazlar
iinden bir yz gibi kendi aralarnda gsterten saf bi
imler mi? Bu, Varlk'n salamln bir yana, onun
eitliliini bir yana koymak olur. Cezanne orta d
neminde bu tr bir deneye girimitir. Dosdoru sa
lam olana, uzaya gitmitir, ve bu uzayda (ki onlar iin
fazla geni bir kutu ya da kaptr) eylerin renk renk
kmldamaya, oynaklk iinde deimeye baladkla
rn fark etmitir.21 Bylelikle, uzay ile ierii birlik
te aramak gerekir. Sorun genellemektedir, artk yal
nzca uzakln, izginin ve biimin sorunu deil, ren
ginkidir de.
Renk, "beynimizle evrenin bulutuu yer"dir, der,
Klee'nin alnt yapmay sevdii hayranlk uyandran

2 1 . F. Novotny, Cezanne und das Ende der wissenschaftlichen


Pe rspektive, Viyana, 1938.

64
Varlk zanaats dilinde.22 Rengin yararna atrdat
mak gerekecektir gsteri-biimi. Demek ki sz konu
su olan, "doann renklerinin grnts"23 olarak
renkler deil, renk boyutudur - kendinden kendine
zdelikler, farklar, bir doku, bir maddesellik, bir bir
ey yaratan... Oysa yine de grnrn reetesi yok
tur, ve tek renk de, uzay gibi, byle bir reete deil
dir. Renge dnn "eylerin kalbinin"24 biraz daha
yaknna gtrmek gibi bir yarar vardr: Ama o, hem
zarf-rengin hem de zarf-uzayn tesindedir. Vallier'
nin Portresi, renkler arasnda beyazlara yer aar: Bun
dan byle, renklerin ilevi sar-olu ya da yeil-olu
ya da mavi-olu'tan daha genel bir varl olutur
mak, ortaya karmaktr - son yllarn suluboyalarn
da uzayn (ki apakln kendisi olduu ve onun
hakknda hi deilse neresi sorusunun sorulmad sa
nlrd) hibir saptanabilir yerde bulunmayan dzlem
ler ("saydam yzeylerin st ste gelii", "birbirini
kaplayan, ilerleyen ve gerileyen renk dzlemlerinin
yzen hareketi"25) evresinde parldamas gibi.
Grld gibi, tualin iki boyutuna bir boyut ek
lemek; mkemmellii empirik gre mmkn oldu
unca benzemek olacak bir yanlsama ya da nesnesiz
bir alg dzenlemek sz konusu deildir artk. Re
simsel derinlik (ve ayn zamanda, resmedilmi yk-

22. W. Grohmann, Paul Klee, Franszca ev., Paris, 1 954, s. 1 4 1 .


23. R . Delaunay, a.g.b., s . l 18.
24. P. Klee, bkz. onun Journari (Gnlk), Franszca evirisi P.
Klossowski, Paris, 1959.
25. Georg Schmidt, Les aquarelles de Cezanne , s. 2 1 .

65
seklik ve genilik de) bilinmeyen bir yerden resmin
zeminine gelip konmaktadrlar, orada filizlenmekte
dirler. Ressamn bak, da ynelen bir bak, dn
yayla yalnzca bir "fizik-optik"26 iliki deildir artk.
Dnya, temsil yoluyla ressamn karsnda deildir
artk: Aslnda, sanki grnrn younlamas ve ken
dine ulamas yoluylaymcasna, ressamdr eyler
iinde doan; ve sonunda tablo, empirik eyler ara
snda herhangi bir eye, ilkin "otofigratif' olmak
kouluyla gndermektedir ancak; o bir eyin ancak,
"hibir eyin gsterisi"27 olarak, eylerin nasl ey ol
duklarn ve dnyann nasl dnya olduunu gster
mek iin "eylerin derisini"28 delerek, gsterisidir.
Apollinaire, bir iirin iinde yaratlm gibi grnme
yen, biim alm gibi grnen tmceler olduunu sy
lyordu. Ve Henri Michaux da Klee'nin renklerinin
bazen tual zerinde yava yava domu gibi oldu
unu, temeldeki bir dipten yze km gibi olduu
nu, bir pas ya da kf gibi "doru yerde km"29 gibi
olduunu sylemitir. Kurgu, yapaylk deildir sa
nat; bir uzayla ve bir d dnyayla hnerli iliki de
ildir. O, gerekten Hermes Trismegiste'in szn et
tii "vahi lk"tr, "ki n sesi gibiydi" . Ve o, bir
kez burada olunca, olaan gr iinde uyuyan g
ler, bir nceden varolu gizi uyandrmaktadr. Suyun
derinlii iinden havuzun dibindeki ta demeyi gr-

26. P. Klee, a.g.y.


27. Ch. P. Bru, Est/etique de l'abstraction , Paris, 1 959, s. 86 ve99.
28. Henri Michaux, Aventures de lignes .
29. Henri Michaux, a.g.y.

66
dmde, onu grm suya ramen, yansmalara
ramen deildir. Bu bozulmalar, bu gne izikleri
olmasayd, demenin geometrisini bu ten olmadan
grseydim, ite o zaman onu olduu gibi, olduu yer
de, yani, her zde yerden daha uzakta, grmeyi bra
krdm. Suyun kendisinin, sulu gcn, urubumsu ve
balkyan enin uzay iinde olduunu syleyemem:
Baka yerde deildir, ama havuzda da deildir. Onun
iinde bulunur, onun iinde maddeleir, onda kapsan
m deildir; ve gzlerimi yansmalar ann oynat
serviler siperine kaldrrsam, suyun ona da urad
na ya da hi deilse ona etkin ve canl zn yolla
dna itiraz edemem. Bu isel canllktr, grnrn
bu parldaydr ressamn derinlik, uzay, renk adlar
altnda arad.
Dnlecek olursa, iyi bir ressamn ou kez iyi
desen ya da iyi yontu yapmas artc bir olgudur.
Ne anlatm yollar, ne de hareketler karlatrlabilir
olduundan, bu, bir denklikler sistemi, izgilerin, k
larn, renklerin, kabartlarn, ktlelerin bir Logos'u,
evrensel Varlk'n kavramsz bir sunuluu olduunun
kantdr. Modem resmin abas, izgi ile renk ara
snda, hatta eylerin figrasyonu ile iaret yaratm
arasnda seim yapmaktan ok, denklik sistemlerini
oaltmaktan, onlarn eylerin zarfna yapmasn
bozmaktan olumutur; ki bu, yeni malzemelerin ya
da yeni anlatm yollarnn yaratlmasn gerektirebi
lir, ama bazen de nceden varolanlarn yeniden gz
den geirilmesi ve yeniden ele alnmas yoluyla ger
ekleir. rnein izginin, kendinden nesnenin olum-

67
lu znitelii ve zellii olarak yavan bir tasarm ol
mutur. Bu, dnyada bulunuyor saylm olarak, el
mann kenar izgisi ya da srlm tarla ve aynn
snrdr - kalemin ya da frann stnden gemesi
nin yetecei nokta nokta izgiler. Bu izgiye btn
modem resim, muhtemelen btn resim itiraz eder,
madem ki Resim incelemesi'nde Vinci, "her nesne
de ... onun dourucu ekseni gibi olan belirli bir ylan
kavi izginin ... onun btn uzam iinden zel gei
tarzn ... bulmak"tan sz ediyordu.30 Ravaisson ve
Bergson burada nemli bir ey sezmiler ama keha
neti sonuna kadar zmeye cesaret edememilerdir.
Bergson, "bireysel kvrla kvrla gidii" ancak canl
varlklarda arar; ve dalgal izginin "figrn grnr
izgilerinden hibiri olmayabileceini" , "orada olma
d kadar burada da olmadn", oysa "her eyin
anahtarn verdiini "3l olduka ekingen bir ekilde
ne srer. Ressamlara imdiden yabanc olmayan u
arpc buluun eiindedir: Kendinden grnr olan
izgiler yoktur; ne elmann kenar izgisi, ne tarlann
ve ayrn snn burada ya da orada deildirler; bak
lan noktann hep berisinde ya da tesindedirler, g
zmz ayrmadan baktmzn hep arasnda ya da
arkasnda, eyler tarafndan belirtilmi, ierilmi, hat
ta ok zorlayc bir ekilde istenilmi - oysa kendileri
ey deildirler. Onlar szmona elmay ya da ayr

30. Ravaisson, alnty yapan H. Bergson, La vie et l'll!uvre de Ra


vaisson, La Pensee et le mouvant iinde, Paris, 1934 (Trke evirisi
nin bal: Dnce ve Devingen , 1959, 1 986).
3 1 . H. Bergson, a.g.y., ss. 264-5.

68
evreleyeceklerdi, ama elma ve ayr kendiliklerin
den "biim almaktadrlar" ve uzay ncesi bir geri
dnya'dan gelmiesine grnre inmektedirler... Oy
sa yavan izgiye itiraz, hi de Empresyonistler'in bel
ki sanm olduu gibi resmin her izgisini dlamaz.
Sz konusu olan, bu izgiyi zgr klmaktr sadece,
kurucu gcn yeniden yaatmak; ve renge herkes
ten fazla inanm Klee gibi ya da Matisse gibi res
samlarda izginin yeniden belirdii ve zafer kazand
, hibir eliki olmakszn grlebilmektedir. n
k bundan byle, Klee'nin sz dorultusunda, izgi
artk grnr taklit etmez, "grnr klar" , eylerin
bir oluumunun bitmi izimidir. Belki de Klee'den
nce hibir "izgi d grmeye braklmamt" .32 i
zimin balangc, izgiselin belirli bir dzeyini ya da
kipini, izgi iin belirli bir izgi olma ve kendini iz
gi yapma, "izgi gitme"33 tarzn kurar, yerletirir.
Ona gre, sonradan gelecek her kvrlma ayrt edici
deere sahip olacaktr, izginin kendisiyle bir ilikisi
olacaktr, izginin bir servenini, bir tarihini, bir an
lamm oluturacaktr - ok ya da az, daha hzl ya da
az hzl, daha ince ya da az ince bir ekilde yapt
sapmalara gre. Uzayda yol alrken, yine de yavan
uzay ve partes extra partes'i kemirmektedir; bir el
ma aacnnkini ya da bir insannkini olduu kadar
bir eyin uzaysallm da temellendiren bir tarz,
uzayda etkin bir ekilde uzanma tarzn gelitirmek
tedir. "Sadece, bir insann dourucu eksenini vermek

32. ve 33. H. Michaux, a.g.y.

69
iin, ressamn," der Klee, "ylesine karmak bir iz
giler rgsne ihtiyac olacaktr ki, gerekten ilksel
bir temsil artk sz konusu olamayacaktr. "34 Ressam
o zaman, Klee misali, grnrn oluumunun ilkesi
ne, temel, dolaysz ya da Klee'nin dedii gibi mutlak
resmin ilkesine sk skya bal kalmaya karar verse
de -byle olumu varl belirtme ihtimamn yavan
adyla resmin balna verip, resmi daha salt bir e
kilde resim olarak ilemeye brakarak- ya da tersine,
Matisse'in desenlerinde yapt gibi, bir tek izgi ii
ne, hem varln yavan gsteriliini hem de onu
n,
yz ya da iek yapmak iin ondaki yumuakl ya
da hareketsizlii ve gc bir araya getiren gizli ile
mi koyabildiini dnse de, bu tutumlar arasnda o
kadar fark yoktur. Klee'nin en figratif tarzda res
metmi olduu iki obanpskl yapra vardr; bun
lar ilk nce zmlenemezdirler, sonuna kadar da
canavars, inanlmaz, hayalet gibi kalrlar,
"doruluk"
paynn okluu yznden. Ve Matisse'in kadnlar
(adalarnn alaylarn anmsayalm) dolaysz ola
rak kadn deildiler, kadn olmulardr: Matisse
retmitir bize, kendi kenar izgilerini grmeyi, "fi
zik-optik" tarzda deil, ama yaprak damarlar gibi,
bir tensel etkinlik ve edilginlik sisteminin eksenleri
gibi grmeyi. Figratif ya da deil, izgi, herhalde,
ne eylerin taklidi ne de eydir artk. Beyaz kadn
aldrszlnda alm belirli bir dengesizliktir, ken
dinden'de gerekletirilmi belirli bir kuyu kazmadr,

34. W. Grohmann, Klee, a.g.y., s. 192.

70
belirli bir oluturucu boluk - Moore'un yontulan bu
nun eylerin szde olumluluunu tadn kesin bir
ekilde gstermektedir. izgi, klasik geometride ol
duu gibi, fonun boluu zerinde bir Varlk'n belir
mesi deildir; modem geometrilerde olduu gibi, n
ceden varolan bir uzaysalln kstlanmas, ayrlma
s, deiime sokulmasdr.
Gizil izgiyi yaratt gibi, resim, yer deitirme
siz, titreim ya da parldama yoluyla bir hareket ver
mitir kendine. Bu elbet gereklidir, nk sylendii
gibi, resim bir uzay sanatdr, tual ya da kat zerine
yaplr, ve devingenler retme kaynana sahip deil
dir. Ama hareketsiz tual, bir yer deitirme telkin ede
bilir (kayan yldzn gzmn atabakas zerindeki
izinin bana kendi iermedii bir geii, bir devinme
yi telkin etmesi gibi). Tablo gzlerime gerek hare
ketlerin onlara verdiini aa yukar vermektedir y
leyse: uygun ekilde kartrlm dizi halinde enstan
tane grmeler; bununla birlikte, eer bir canl sz ko
nusuysa, bir nce ile bir sonra arasnda askda kalm
oynak durular, ksaca, seyircinin izi zerinde okuya
ca yer deitirme dlar. te Rodin'in nl gr
bu noktada nemini kazanr: Enstantane grmeler,
oynak durular hareketi talatrr - atletin daimi ola
rak donakald nice fotorafn gsterdii gibi. Onun
buzlar, grmeler oaltlarak eritilemez. Marey'nin
fotoraflar, kbist analizler, Duchamp'nn Gelin'i k
mldamazlar: Onlar, harekete dair Zenon'cu bir d
leme vermektedirler. Zrh gibi kat bir vcudun ek
lemlerini oynatt grlr; o, bir sihirle, buradadr

71
ve oradadr; ama buradan oraya gitmez. Sinema hare
keti verir, ama nasl? Acaba, sanld gibi, yer dei
tirmeyi en yakndan taklit ederek mi? Byle olmad
dnlebilir, nk ar ekim, nesneler arasnda
bir yosun gibi yzen ve kmldamayan bir vcut ver
mektedir. Hareketi veren, der Rodin,35 kollarn, ba
caklarn, gvdenin ve ban her birinin baka bir an
da alnd, bylece vcudu hibir anda sahip olma
d bir duruta figrletiren ve vcudun ksmlar
arasnda yapntsal bititirmeler dayatan (sanki sade
ce birlikte olanakl olmayanlar arasndaki bu kar
lama, bronzda ve tual zerinde geii ve sreyi orta
ya karabilirmi gibi) bir imgedir. Bir devinimin ba
arl yegane enstantaneleri bu aykr dzenlemeye
yaklaanlardr, rnein yryen insan iki aya yere
deerken alndnda: nk bu durumda, insann
uzayn stnden gemesini oluturan, vcudun za
mansal heryerdeliine neredeyse sahip olunmaktadr.
Tablo, i uyumsuzluuyla hareketi gsterir; her aza
nn konumuna, tam da vcudun mantna gre br
lerininkiyle badamaz olan yanyla, baka trl ta
rih dlmtr, ve hepsi de grnr bir ekilde bir
vcudun birliinde kaldndan, bu vcuttur srenin
stnden gemeye koyulan. Onun hareketi, bacaklar,
gvde, kollar, ba arasnda, belirli bir gcl odakta,
nceden tasarlanan bir eydir, ve ancak daha sonra
yer deitirme olarak patlar. Neden yere demedii
anda, yleyse tam hareket halinde, bacaklar kendi

35. Rodin, L'art, Paul Gsell'in toplad syleiler, Patis, 1 9 1 1 .

72
altnda neredeyse kvrlm olarak fotoraf ekilen
at, olduu yerde zplamakta gibi grnmektedir? Bu
na kar neden Gericault'nun atlan tual zerinde ko
maktadrlar, oysa drtnala koan hibir atn hibir za
man durmad gibi durmaktayken? nk Epsom
Derby'sinin atlan bana vcudun yer zerinde kkle
mesini gstermektedir, ve iyi tandm bir vcut ve
dnya mantna gre, uzay zerindeki bu kk sal
lar sre zerinde de kk saltr. Rodin burada derin
bir sz sylemitir: "Doru olan sanatdr, yalanc
olan fotoraf, nk gereklikte zaman durmaz. "36
Fotpraf, zamann itiinin hemen yeniden kapad
anlan ak tutar, zamann teye gemesini, snr a
masn, "dnme"sini ykar - ki bunlar, tersine, re
sim grnr klar, nk atlar kendi ilerinde "buray
terk etme, oraya gitme"37 durumuna sahiptirler, n
k her anda bir ayaklar vardr. Resim, hareketin d
n deil, onun gizli saylarn arar. Rodin'in sz ettik
lerinden daha inceliklileri vardr: Her ten, hatta dn
yannki bile, kendi dnda parldamaktadr. Ama,
alara ve ekollere gre, ister daha ok belirgin hare
kete, ister antsala balanlsn, resim asla zamann ta
mamiyle dnda deildir, nk daima tenseldedir.
imdi belki, u kk, grmek szcnn ta
d her ey daha iyi hissedilmektedir. Gr, dn
cenin ya da kendine-bulunuun belirli bir kipi deil
dir: Kendimden eksik olmamn bana verilen yoludur,

36. A.y. , s. 86. Rodin, daha tede alntlanan "dnm" ("meta


mor-phose") szcn kullanyor.
37. Henri Michaux.

73
V arlk'n paralanmasna iten tank olmamn bana
verilen yolu; ki ancak bu paralanmann sonunda
kendi stme kapanrm.
Ressamlar bunu hep bilmilerdir. Vinci,38 bir "re
sim bilimi"nden sz eder: szckler araclyla deil
(saylarla hi deil) konumayan, ama doal eyler
tarznda grnrn iinde varolan yaptlar aracly
la konuan, ama yine de bu yaptlar yoluyla "evrenin
btn kuaklarna" kendini ileten bir "resim bilimi"
nden. O sessiz bilim ki, Rilke'nin Rodin hakknda
syledii gibi, "almarn"39 eylerin biimlerini ya
ptn iine geirir, gzden gelip gze seslenmektedir.
Gz, "ruhun penceresi" olarak anlamak gerekir.
"Gz. . . ki onunla evrenin gzellii seyrimiz karsn
da belirir, yle bir stnle sahiptir ki, kim onun
yokoluuna katlanrsa doann btn yaptlarn tan
maktan yoksun kalr; o yaptlar grmek, ruhu, vcut
iindeki hapsinde honut tutar - yaradln sonsuz e
itliliini ona temsil eden gzler sayesinde: Onlar
kaybeden, bu ruhu, evrenin olan gnei yeniden
grmenin her eit umudunun bittii karanlk bir ha
pishanede terk eder." Gz ruha, ruh olmayan, eyle
rin mutlu alann, ve onlarn tanrs gnei ama mu
cizesini gerekletirmektedir. Bir Descartes varo
lan dnyann grnr olmadna, tek n tinden
geldiine, her grn Tann'da gerekletiine ina
nabilir. Bir ressam, dnyaya almamzn hayali ya

38. Alnuy yapan Robert Delaunay, a.g.y., s. 175.


39. Rilke, Auguste Rodin, Paris, 1928, s. 1 50.

74
da dolaysz olduuna, grdmzn dnyann ken
disi olmadna, tinin yalnzca kendi dnceleriyle
ya da baka bir tinle ilikisi olduuna raz olmaz. B
tn zorluklaryla, ruhun pencereleri mitosunu kabul
eder: Yersiz olann bir vcuda boyun emesi gerekir,
dahas bu vcut araclyla, dier vcutlarn hepsi
konusunda ve doa konusunda haberdar edilmesi ge
rekir. Grn bize rettiini kelimesi kelimesine
anlamak gerekir: Onun araclyla gnee, yldzlara
dokunmaktayzdr, ayn zamanda heryerdeyizdir, ya
kn eylere olduu kadar uzaklara da yakn, ve kendi
mizi baka yerde hayal etme gcmz bile -"Ben Pe
tersburg'ta yatamdaym, gzlerim Paris'te gnei
gryorlar"40 -, nerede olurlarsa olsunlar gerek var
lklar serbeste hedef alma gcmz bile, gre
borludur, bize grten gelen aralar yeniden kul
lanmaktadr. Bir tek grtr bize reten, farkl,
"dsal" , birbirine yabanc varlklarn yine de mutlak
bir ekilde beraber olduklarn, "ezamanll" - psi
kologlarn, bir ocuun patlayclarla oynad gibi
oynadklar giz. Robert Delaunay ksaca yle der:
"Demiryolu, art arda olan'n paralel'e yaklaan imge
sidir: raylarn ift olmas. "41 Ayn yne ynelen ve
ynelmeyen raylar, orada eit uzaklkta kalmak iin
ayn yne ynelen raylar; benden bamsz olmak
iin benim perspektifime gre olan dnya, bensiz ol
mak, dnya olmak adna benim iin olan dnya.
"Grsel quale " (nitelik),42 ben olmayann, sade ve

40., 4 1 . ve 42. Robert Delaunay, a.g.y. , ss. 1 1 5 ve 1 10.

75
tam bir ekilde olann varln verir bana (ve bir tek
o verir). Bunu gerekletirir, nk o, doku olarak,
ayran ve birletiren, her tutarlla dayanak olan (ve
gemi ile geleceinkine bile, nk onlar ayn uza
ya ksm oluturmasalar bu tutarllk olmazd) evren
sel bir grnrln, tek bir uzayn somutlamasdr.
Her bir grsel ey, ne kadar birey olsa da, boyut ola
rak da ilev grr, nk Varlk'n bir atlamasnn
sonucu olarak sunar kendini. Sonunda bu demektir ki
grnrn zellii, belirli bir yokluk gibi var kld,
kesin anlamda bir grnmez astarna sahip olmas
dr. "Kendi alarnda, bizim dnk kar kutbumuz
Empresyonistler, evlerini gncel grnmn taze
srgnleri ve allar arasnda kurmakta tamamen
haklydlar. Bizim kalbimiz ise bizi derinliklere g
trmek iin arpmakta... Bu gariplikler. . . gerekler
olacaklardr. nk grnrn deiik younluklar
da naklediliiyle snrl kalmak yerine, ona, gizli giz
li fark edilen grnmezin payn katmaktadrlar. n43
Gze, karsndan ulaan vardr: grnrn cephesel
zellikleri -ama ona aadan ulaan da vardr: vcu
dun grmek iin kalkt derin duru gizillii- ve g
re yukardan ulaan vardr: btn uma, yzme,
hareket fenomenleri, grn artk kaynan arl
na deil de serbest gereklemelere katld.44 De
mek ki gr yoluyla ressam iki uca da dokunmakta-

43. Klee, Can/erence d'Iena, 1924, W. Grohmann'a dayanarak,


a.g.y., s. 365.
44. Klee, Wege des Naturstudiums, 1 923, G. Di San Lazzaro'ya
dayanarak, Klee.

76
dr. Grnrn zaman bilinmeyecek kadar eski de
rinliinde, bir ey kprdam, tutumutur, ki vcu
duna sirayet eder ressamn, ve resmettii her ey bu
uyandrmaya bir yanttr, eli ise "yalnzca uzak bir is
tencin aleti" . Gr, sanki bir kavaktaymasna,
Varlk'n btn yanlarnn bulumasdr. "Belirli bir
ate, yaama iddiasnda, uyanyor; tayc el boyun
ca kendine yn vere vere, zemine ulayor ve onu
kaplyor, sonra, srayan kvlcm, izmesi gerektii
daireyi kapyor: gze dn ve daha tesine. "45 Bu
devir'de hibir kopu yoktur, doann burada bittiini
ve insann ya da ifadenin burada baladn syle
mek olanakszdr. Demek ki sessiz Varlk'n kendisi,
gelip kendi anlamn aa vurmaktadr. te bu yz
den figrasyon, non-figrasyon ikilemi kt koyul
mutur: hibir zmn, en figratif resimde olduu
nu hibir zaman olmad ile hibir resmin, soyut da
olsa, Varlk' es geemeyecei, Caravaggio'nun z
mnn zmn ta kendisi olduu46 ayn anda doru
ve elikisizdir. Var olann grlen ve gsterilene bu
ncelii ile grlenin ve gsterilenin var olana bu n
celii, grn kendisidir. Resmin ontolojik form
ln vermek iin, ressamn szcklerini azck zorla
mak yeterli olacaktr: Klee, otuz yedi yandayken,
mezarna da yazlan u sz sylemitir: "Ben ikin
likte kavranlmaz biriyim . . . " 47

45. Klee, alnty yapan W. Grohmann, a.g.y., s. 99.


46. A. Berne-Joffroy, Le dossier Caravage, Paris, 1959 ve Michel
Butor, La Corbeille de l'Ambrosienne , NRF, 1 960.
47. Klee, Joumal, a.g.y.

77
v

DERNLK, renk, biim, izgi, hareket, kenar izgi


si, fizyonomi, Varlk'n kk dallar olduundan, ve
her biri tutamn btnn geri getirebileceinden do
lay, resimde, ne ayr "sorunlar" , ne gerekten kart
yollar, ne ksmi "zmler", ne birikim yoluyla iler
leme, ne geriye dnsz seimler vardr. Ressamn
uzaklatrm olduu simgelerden birini yeniden ele
almas (elbet, onu baka trl konuturarak: Roua
ult'nun kenar izgileri, ngres'inkiler deildir) hibir
zaman olaslk d deildir. Ik -"o yal kadn Sul
tan," der Georges Limbour, "ki cazibesi bu yzyln
banda bozulmutur"48 - madde ressamlar tarafn
dan ilk nce kovulmuken, sonunda Dubuffet'de mad
denin belirli bir dokusu olarak yeniden ortaya kar.
Bu geri dnlerden hibir zaman tam olarak sakn
lamaz. Ne de en az beklenecek ynemelerden: Ro-

48. G. Limbour, Tableau bon levain a vous de cuire la pdte; l'art


brut de Jean Dubuffet, Paris, 1953.

78
din'de, Germaine Richier'nin yontular olan paralar
vardr, nk onlar yontucuydular, yani Varlk'n bir
tek ve ayn ana balanm. Ayn nedenden dolay,
hibir ey tam olarak elde edilmi deildir. Sevgili
sorunlarndan birini "ilerken" -bu kadifenin ya da
ynn sorunu bile olsa- hakiki ressam, btn teki
sorunlarn verilerini elinde olmadan altst eder. Ks
mi grndnde bile, aratrmas daima btnsel
dir. Belirli bir yapma hnerine eritii anda, nceden
ifade edebildii her eyin baka trl sylenmesinin
gerektii baka bir alan am olduunu fark eder.
yle ki, bulmu olduuna daha sahip deildir, bunun
daha aranlmas gerekir; bulu, baka aratrmalar
arandr. Evrensel bir resim, resmin bir btnsel
lemesi, tamamiyle gereklemi bir resim fikri an
lamdan yoksundur. Daha milyonlarca yl da srecek
olsa, dnya, ressamlar iin -onlar hala var iseler- da
ha resmedilmesi gerekecek olandr, tamamlanm ol
madan bitecektir. Panofsky, resmin "sorunlarnn" -
resmin tarihini mknatslayan sorunlarn- ou kez
yanlamasna zlm olduunu gsterir: onlar ilk
nce koymu olan aratrmalarn izgisinde deil de,
tersine, ressamlar kmazn dibinde, onlar unutmu
gibi grndklerinde, baka yere ekim duyduklarn
da, ve tam oyalanrken onlar birdenbire yeniden bu
lup engeli atklarnda. Labirentin iinde dolamba
larla, yasak inemeyle, snr amayla ve ani itilerle
ilerleyen bu gizli tarihsellik, ressamn ne istediini
bilmedii anlamna gelmez; ama istediinin, amala
rn ve aralarn gerisinde olduu ve btn yararl et-

79
kinliimizi yksekten ynettii anlamna gelir.
Klasik zihinsel upuygunluk fikrinin ylesine b
ys altndayzdr ki, resmin bu sessiz "dncesi"
bizde bazen bo bir anlam alkants, felli ya da bo
a kan bir sz izlenimi brakr. Ve eer hibir d
ncenin bir destekten tamamiyle kopmad konu
an dncenin tek ayrcalnn kendi desteini kul
lanlabilir klmak olduu sylenirse; resmin olduu
kadar edebiyatn ve felsefenin figrlerinin de gerek
ten elde edilmi olmadklar, sabit bir hazinede top
lanmadklar sylenirse; bilimin bile, sibemetikile
rin "estetik bildiriimi" gibi ya da matematik-fizik
"ilem gruplar" gibi, eksiksiz bir ekilde ele alnma
s sz konusu olmayan kaln, ak, paralanm var
lklarla dolu bir "temel olan" alan kabul etmeyi
rendii sylenirse; ve sonunda hibir yerde nesnel bir
bilano karmak ve kendinden bir ilerleme dn
mek durumunda olmadmz sylenirse; btn in
sanlk tarihinin bir anlamda duraan olduu sylenir
se - ne, diyecektir anlama yetisi, Lamiel gibi, yalnz
ca bu mu ? Akln en yksek noktas, zeminin ayaklar
mzn altndan kayn m fark etmektir; devam edi;.
len bir aknlk durumunu, tumturakl bir ekilde,
soruturma diye mi adlandrmaktr, daire eklinde
yol al aratrma diye, tam olarak olmayan Varlk
diye mi adlandrmaktr?
Ama bu hayal krkl, boluunu tam olarak
dolduracak bir olumluluk isteyen sahte imgelemin
hayal krkldr. 'Her eyi olmamak' yetinmesidir.
Tam temellenmi bile olmayan bir yerinme. nk

80
eer, ne resimde, ne de hatta baka yerde, bir uygar
lklar hiyerarisi kuramyor ve ilerlemeden sz ede
miyorsak, bu, belirli bir yazgnn bizi geride tutmasn
dan deil, aslnda, resimlerin ilkinin bir anlamda gele
cein dibine dek gitmi olmasndandr. Eer hibir re
sim resmi tamamlamyorsa, hatta hibir yapt mutlak
olarak tamamlanmyorsa, her yarat btn dierlerini
deitirir, bozar, aydnlatr, derinletirir, dorular, y
celtir, yeniden yaratr ya da nceden yaratr. Eer ya
ratlar bir " elde edilmi" deilse, bu, her ey gibi, ge
tiklerinden deildir yalnzca, neredeyse btn yaam
larnn kendi nlerinde olmasndandr da.

Le Tholonet, Temmuz-Austos 1960

81
Maurice Merleau- Ponty
Gz v e Ti n
Merleau-Ponty'n i n i ki- ayl na Provence krlarna, Tholonet'ye

gittii gnlerde yazd son metnidir Gz ve Tin. Tholonet, Cezan


ne'n da ok sevdii ve birok resmine konu olmu, i nsana yerleip
yaamak iin yaratlm duygusunu veren ok gzel bir yerdir. Yazar

buradaki gnlerin i n keyfini kararak, ama bir yandan da Cezanne'n

gzlerin i n izini sonsuza dek tayan Tholonet manzaras karsnda,

resmi ve "grme''yi yeni batan sorgulayarak bu metni kaleme al

mtr. Yzyl m z n en gzel ve en zor metinlerinden biri olan Gz


ve Tin 'de filozof, balangtaki , en bataki keli meleri aramaya koyu

l u r: rnein vcudun grme"sin i , insan vcudunun aklanamaz

canlln adlandrmaya muktedi r kelimeleri . . . ve tabi i ayn zaman

da bu mucizenin krlganl n dile getirebilecek kelimeleri. ..

Metis Sanatlar ve insan


ISBN-13: 978-975-342 -128-7

nnn
9 789753 4 2 1 287
Metis Yaynlar
www . metlskltap.com

You might also like