You are on page 1of 465

A rn old HAUSER

SAN ATIN
TO PLU M SAL
TARH
eviren:
YILDIZ GLN

R em zi K itabevi
Ankara Caddesi, No. 93 stanbul
BYK FKR KTAPLARI DZS : 58
Birinci Basm : 1984

/ER S i T E o i 1
. C 7 ( . ___________ |

Cr-^'ba h J
2,28
REMZ KTABEY Yaynlan
Dizgi, bas ;ni:
SA Merkez Ktphanesi
alolu - stanbul
Evrim M nRinmnniDi
NSZ

Sanat tarihini, Bat'da ve Trkiye'de bilimsel disipline dn


me sreci asndan zl bir biimde ele alan 1970 ylnda yaynlan
m bir yaz, Arnold Hauserin Sanatn Toplumsal Tarihi adl kita
bndan da sz ediyordu. Arnold Hauser'in sanat tarihine yakla
m, sz konusu yazda u satrlarda belirlenmiti. XX. Yzyla ye
ni sanat ltleriyle girilmitir. Croce'nin savunduu anlaya g
re, gemide uygulanan deerlendirme ltleri aslnda iinde bu
lunulan aa aittir ve onun yaptlarndan tretilm itir (1). Gemie
nesnel ltlerle bakma olana yoktur. Bylece estetikle ortak
lk kuran sanat tarihilii, sanat eletirmenliine yaklatrlmtr.
Ne var ki bu yaklam, geliim sorununu zmyordu. Sanatta de
iim, geliim olayn anlayabilmek iin, iinde bulunulan aa ait
- dolaysyla greli - deerlerden baka ltler bulunmalyd. Ve
znel ya da kurgusal ltlerin yerini de sanat yaptndan yaltlan
yorumlama yntemleri alabilmeliydi. Toplumbilimle tarih arasn
daki yntemsel ztlklar uzlatrmay deneyen bir yaklam, bu l
tleri getirmeyi ngrd. Sanatn Toplumsal Tarihi adl kitabyla
Arnold Hauser, Pierre Francastel gibi yazarlar bu uyarlama aba
snn ilk akla gelen adlardr (2).
1923-1973 arasn kapsayan elli yllk sre iinde lkemizde ya
ynlanan arkeoloji ve sanat tarihiyle ilgili yaynlarn, titizce ve ay
rntlar ieren bir kitap dzeni iinde oluturulan bibliyografyas
incelendiinde, genel sanat tarihi ve sorunlarn ieren eviri ki
taplarn sayca ok az olduu, bu alandaki kitaplarn ounluunu
zenli zensiz derlemelerin oluturduu grlyor (3). evirisi 1973
ylnda stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi yaynlar, arasnda
A r

(1) Bu konuda ayrntl bilgi iin, bir eviri ve incelemeye bavurulabilir. B. Croce:
fade Bilimi ve Genel Linguistik Olarak Estetik ile Crce Estetik'ine Giri: evi
ren ve Girii yazan smail Tunal. Remzi Kitabevi, stanbul 983
(2) Ayda Arel: A z Soruda Sanat Tarihilii, Yeni Dergi kasm 1970, s. 74, s. 344-352.
(3) Ayla dekan: Trkiyede Elli Ylda Yaynlanm Arkeoloji, Sanat Tarihi ve Mi
marlk Yaynlar Bibliyografyas, (nsz: Doan Kuban) stanbul Teknik niver
sitesi Matbaas, stanbul 1974.
6 SANATIN TOPLUMSAL TARH

yer alan H. VVlfflinin Sanat Tarihinin Temel Kavramlar (4) adl


ok nemli kitabysa, muhtemelen basm tarihlerinin akmas y
znden, yukarda sz edilen bibliyografya kitabnda yer almamtr.
H. Wlfflinin Sanat Tarihinin Temel Kavramlar Trki
ye'de sanat tarihi eitiminin 1940'lardaki balangcndan bu
yana gndemde kalabilme zelliini koruyan bir kitaptr. An
cak yetinilebilir tek kaynak olma zelliini giderek yitirmi ve sa
nat tarihinde inceleme ve aratrm a boyutlarnn genileyebilmesi
iin baka yntemlere de gereksinim olduu ortaya kmtr. Nite
kim sanat tarihinde inceleme yntemlerinin devingen bir tablosunu
ortaya koyan yukarda sz edilen yazda, Wlfflin'in Sanat Tarihi
nin Temel Kavramlar adl almasyla ilgili satrlar nl sanat ta
rihisinin ilikide olduu dier kuram abalarna da deiniyordu:
Biimcilik, nce biimin normlarn zmlemi, sonra da biimin
olumasn yneten yasalar aratrm tr: Vischer in "empati kura
m,, biimle anlamn srekliliini nermi; Rieglm "sanat istemi
kuram ise (Kunstvvollen), belli bir doa ve evreye egemen, yaratc
bir tinin niteliini ortaya koymaya almtr (5). Bunun yansra, bi
imin fiziksel kurallar ve buna bal olarak, biimin alglanma kural
lar incelenmitir. Mekn, ritm, dokunumsal duyumlama grsel du-
yumlama kavramlaryla Schmarsovf, sanat tarihine psikolojinin bo
yutlarn katmtr Sanat tarihinde biim zmlemesiyle kltr tari
hi arasndaki bileimi ilk kez Heinrich Wlfflin gerekletirmitir.
Wlfflin, Sanat Tarihinin Temel Kavramlar adl kitabnda,Rnesans
ile Barok alarnn sanatn kart-lek kategorileriyle ayrmay
denemi, bylece, peisra gelen iki sanat slbunun birbirinden
ayr, gene de birbirine bal niteliklerini bir kutuplama ilkesi iin
de gstermitir. Bunda, biimsel kutuplama, eitli koullanmala
ryla iki ayn an bak tarzndaki kutuplamaya kouttur. Sanat
tarihi bu aamadan sonra uygarlk tarihi iinde incelenmeye bala
nr. Sanat ile tarih arasndaki uyumun ortaya konmas gerekiyordu.
Bu gereklilik sanat yaptna bir tarihsel belge nitelii kazandrm
tr. Belli bir a koullandran dnce sistemlerinin sanat yap
tnda yansd dncesi, Geistgeschichte kavramyla ortaya atl
m, yapt kendi ann anahtar saylmtr. Bu eilim Dvorakla
doruuna ular (6).

(4) H. Wlfflin: Sanat Tarihinin Temel Kavramlar. eviren Hayrullah rs, nsz
Mazhar evket pirolu. .. Edebiyat Fakltesi yayn, No. 1784, stanbul 1973.
(5) Bylece biimin oluum yasalarnn aratrlmas, Avrupa gelenei dndaki sa
nat evrelerine ve zellikle dekoratif biimlemeyi nde tutan slam lkeleri sa
natna ilgi duyulmasn salamtr.
(6) A. Arel. a.g.e. s. s. 348, parantez iindeki blm dipnotu 18.
NSZ 7
Yukardaki aklamalar kapsayan satrlar; Amold Hauserin Sa
natn Toplumsal Tarihi adl kitabyla ilgili olarak ayn yazdan bir
alnt yaplarak daha yukarda belirtilen deinmeye ncelik etmek
tedir. Arnold Hauserin otuz yllk almasnn dev rn olan ve
son iki cildinin dilimize kazandrlm olmasnda byk yararlar
bulunan Sanatn Toplumsal Tarihi, sanat tarihi ile sosyo-ekonomik
etken koullar arasndaki ilikileri herhangi bir snf ideolojisinin
dogmatik kalplan iinde ele almay ynnden de ayrcal bir de
er tar.
19. yzyl balanndan bu yana youn bir eitim ve ara
trma disiplini olan sanat tarihinin, Atatrk layik cumhuriyet
eitimi iindeki nemli yerinin kazanlma srecini yaadmz 60 yl
lk dnem; Wlfflin ynteminin dilimize aktarld 1973ten Hauser
in dilimize aktarld 1984 arasnda, phesiz youn bir bilimsel ie
rik kazanmtr. Bu sre iinde gene Remzi Kitabevi, Trkiyede
sanat tarihi kltrnn pekimesi ve yaygnlamas yolundaki a
balara bir katk olarak, evirisini rahmetli Bedrettin Cmertin yap
t E.H. Gombrichin Sanatn yks adl kitabyla (1980) Cevat
apan ve Sadi zi tarafndan dilimize kazandrlan N. Lyntonn
Modern Sanatn yks adl kitaplarn yaynlad (1982). Bu arada
nl Somogy Ansiklopedik Sanat Akmlan Dizisi iinde Srrea
lizmi tantan R. Passeron'un kitabna ncelik verildii de gz nne
alnrsa, bu yayn faaliyeti gittike zenginleen anlam boyutlar ka
zanmaktadr (7).
Sanat tarihinin lkemizde erimeyi baard ve gelitirmeyi
amalad koullar, ilgi ekici bir biimde yukarda sz edilen ya
zda ele alnm akta ve balca temsilcileri zikredilerek eletirel di
namikleri belirgin bir yaklama da ulalmaktadr. Bizim burada
zerinde durmamz gereken nemli bir konu, ad geen eviri ki
taplarda Trk ve tslam sanatlar zerinde deil yeterince, bazen
hi durulm aydr. Genel sanat tarihinin renilmesinden ama,
kendi sanatm z renmek ve retmek olduuna gre, bu nemli
bir eksikliktir. Fakat bu nemli eksikliin, Trk sanatmn son geli
me aam alarn da kapsayan bir ierik gz nnde bulundurularak,
nmzdeki yl etkin kitap yaynlar olarak gerekletirilmesi, Rem-

(7) Bu dizinin ciltlerini oluturan Srrealizm (R. Passeron, eviren Sezer Tansu,
1982); Empresyonizm (M. Serulaz ve arkadalar, eviren Devrim Erbil 1983);
Ekspresyonizm L. Richard, evirenler Beral Badra-Sinem Grsoy - lhan Usman-
ba 1984) yaymlanm; Sembolizm, Romantizm ve dier ciltleri baskya hazrlan-
maktadr.
8 SANATIN TOPLUMSAL TARH

zi Kitabevinin sorumluluk bilinci tayan program kapsamna gir


mitir (8).
Genel sanat tarihlerinin, zellikle Trk sanatnn evrensel bo
yutlar olan ada kltr deiimi sreci iinde retilen yaptlara
ve sorunlara yer vermeyii, phesiz Trk sanat tarihinin bir ek
sii deil, fakat dnya sanatna sadece Bat sanatnn deer lt
leri asndan yaklaan genel sanat tarihlerinin bir eksiidir. Gene
de bu sorunu Trk sanat tarihilerinin sorumluluk alan iinde gr
mek ve evrensel sanat bilimi dnyasna alan kaplarn, bizzat
Trk sanat tarihileri tarafndan zorlanmas gerektiini aynca vur
gulamak gerekir.
Arnold Hauserin Sanatn Toplumsal Tarihi, Remzi Kitabevi
nin Trk okuyucusuna sunduu kitaplar arasnda, okuyucunun
Trk sanat ve kltrn belirleyen etkenler konusunda her trl
fanatik dogmatizmi aan bir yolda bilin kazanmasna yardm ede
cek en etkin yaptlardan birini oluturaca kansndayz. Bu kitabn
henz dilimize evrilmemi ilk iki cildinde, tarih ncesinden 18. yz
yl sonlarna kadar uzanan sreyi, dinsel ve toplumsal kurumlarla
sanat yaptlar arasndaki etkin ve sk ilikilerin, dier bilimsel ve
rilerle de desteklenen dokusu iinde ele alr. eviri nceliinin son
iki cilde verilmi olmas, zellikle ada gelimeleri hazrlayan sa
nayileme srecinin kavranmas konusunda youn bilgi edinme ge
reksinimleriyle karlalmakta oluudur.
Sanatn toplumsal tarihi, cilt sonlarnda topluca yer alan baz
sanat yapt rnekleri dnda, resimli sanat tarihleri trnden bir
kitap deildir. Fakat okuyucunun sanat tarihini renme yolunda
gl bir bilinlenme kaynadr; bol resimli cinsten bir sanat tarihi
kitab olmamasna ramen eitici deeri o trdekilerden daha stn
dr. Bu trden, az fakat iyi seilmi resim rnekleri kapsayan, ya
ni resimli bir sanat tarihi kitab olmaktan ok, youn bir renim
ve hatta yerel sanata uyarlanma deeri tayan bir bakas, yukar
da ad geen Vischer ve Riegl ile de ilintisi olan ve tarihsel sanat
yorumculuunda zaman zaman doruk noktalarna ulaan Wilhelm
Worringer'in Form in Gothic adl kitabdr. Dilimize birka kitab
evrilmi olan Herbert Readin (9) hocas olan Worringerin Dou
ve tslam sanatlarna duyduu derin ilgi, Batnn dar aklc klasik

(8) Geleneksel Trk Sanat (Oktay Aslanapa 1984) ve ada Trk Sanat (Sezer
Tansu) ciltleri ayr ayr blmler halinde yayma hazrlanmaktadr.
(9) H. Read: Sanatn Anlam eviren Gney nal - Nuin Asgari. Bankas yayrv
lan, Ankara, 1960. H. Read: Sanat ve Endstri, Endstriel Tasarmn lkeleri. e
viren Nign Beyazt. .T.. Mimarlk Fakltesi yayn, stanbul 1973.
NSZ 9

hmanizma anlayn sarsan bir deere de sahiptir. Fakat Worrin-


gerin Soyutlama ve Einfhlug (10) adn tayan ve arpc nitelik
te tezleri olan kuramsal almas dnda, Trkiye'de grd ilgi
pek geni olmamtr. Trk sanat tarihini dolaysz biimde kendi
geleneksel yaptlarnn sorunlarn zmeye yneltebilecek bir uya
r niteliinde olan Worringer almalar, Trkiyede antik Yunan
sanatnn hmanistik deerlerine duyulan s ilgiler yznden ye
terli lde reva grmemitir. Bunun nemli bir eksiklik olduu
ayrca vurgulanmaldr.
Trkiyede sanat tarihine yaklamn felsefe disiplinine men
sup hocalar eliyle betimleyici katologculuk yerine yorum abalary
la ele alnmas, bu eilimi destekleyen tm kaynaklara ayn lde
rabet edilmesini salayamamtr. Bat d sanatlara geni ilgi du
yulmasn ngren "istem" kavramyla balantl kuramlarn yete
rince dikkate almmamas, kanmzca fazlasyla "ilgin" b ir olgudur
ve Batd olan sanat geleneklerimizin sorunlarna zmleyici yak
lamlar yaplmasnda grlen glk ya da aksaklklar bu ilgisiz
likten de kaynaklanmtr.
Buna karlk yararl bir sanat tarihi renimine zemin olu
turduu su gtrmez olan Wlfflin ynteminin uzun yllar srarla
gndemde tutulmasyla, "biim olgusunun Bat sanatndaki kate
gorik gelime mantna evrensel bir model egemenlii ynnden
ok fazla deer verilmesi, Trk sanat sorunlarn zmleme giri
imlerine bazen balanamaz derecede yanl yaklamlarn yapl
masna da neden olmutur.
Sanatn sosyo-ekonomik gelimelerin tarihsel nda anlal
masna yardmc olan kitaplarsa, herhangi bir ideolojik fanatizmi
yanstmasalar da, biim olgusunun kendi dndaki etken koullar
dan soyutlanmasn ngren kuramlara birer tepki olutururlar.
phesiz sanatn neyi gsterdii deil, nasl gsterdii hakknda
ileri srlen dnceler (Roger Fry) yabana atlamaz, ancak bu tr
dncelerin kendi ilerinde ar bir elikiyi tayageldikleri de
kantlanmtr.
Sanatn Toplumsal Tarihi, son ksmnda A. Hauserin "Film
a" diye belirledii ilgin bir blm kapsar. Bu blmden baz
pasajlar N ijat zn tarafndan evrilmi ve Trk Dili dergisinin
Sinema zel Saysnda, yaynlanmtr (1968). Ancak bu blmden
yaplan eviri, Hauserin tarihsel sanata yaklam ve bu yakla
mn genel sanat tarihinin aratrm a ve eitim disiplini iindeki ba-

(10) W. Worringer: Soyutlama ve Einfhtung, eviren smail Tunal. .. Edebiyat


Fakltesi yayn, No. 1027, stanbul 1971.
10 SANATIN TOPLUMSAL TARH

lam yk bakmndan, yukardaki yaz ile, belirlenen konu ynn


den yaplm olan sistematik deerlendirmeyle kyaslanabilir bir
nem tamaz. Amold Hauser'in Sanat Tarihinin Felsefesi adl di
er bir nemli kitabnda (11), popler ve popler olmayan sanat
konusunda yapt geni aklamalar, bir derleme yaklamyla Her
kes in Sanat adl kitabmzda (12) daha senteze ynelik bir ama
la ele alnmtr. Bu aklamalarn zellikle stnde durduu konu,
sinema sanatnn, toplumsal katmanlarn sanatsal beeni dzeyle
rini yeni batan belirleyen gelime srecidir.
A. Hauser, Sanatn Toplumsal Tarihinde sosyo-ekonomik yap
olgularnn etken deeri yansra, sanat yaptnn gelime srecini
yanstan kavramlara da nemli bir yer vermi, sz gelii sreklilik
ve e-zamanllk gibi kendi sanatmz asndan yapsal dzen
zmlemelerinde n sray alan kavramlara da gerekli arl ka
zandrmaya almtr. Hauser, ilgi alan Bat Sanat ve kkenleri
olduu halde, Bat d sanatlar konusunda n-yargl deil, fakat
bu alanlarn bir aratrcs da deildir. Hatta Hauserin Bizans sa-
hat sorununa yapt ilgin yaklamn, ok ksa tutulmu olmas
da hayret uyandrcdr. Sanatn Toplumsal Tarihinde Hauserin sa
nat sluplaryla ilikili sorunlara eildii blmler iinde bizi kii
sel olarak en ok ilgilendiren blmn Bizanstaki Cesaereopapism
diye balklandrlan ok ksa bir blm olduunu itiraf etmeli
yiz (13).
A. Hauserin son iki cildi dilimize evrilen kitab, yazarn genel
sanat tarihi iinde geni boyutlu zgn soluunu ortaya koyuyor,
ama asl deeri, yineleyelim, kendi sanatmz anlamak ve zm
lemekte ilgilileri uyarmas umulan ipulannda younlayor.
Kitabn eitici ve yerel sanat tarihi aratrmalar iin "uyarc
katks olan deeri, Trklerin tarih boyunca sosyo-ekonomik alanda
yaadklar deneyimlerin sanat yaptlarnn oluumuna ilikin uzan
tlarna eilmeyi gerektirir. F. Kprl ve .L. Barkan gibi ok de
erli sosyo-ekonomik yap aratrmaclarnn boluu doldurulama-
makta, bu yzden sz konusu ilikilerin kurulmasnda glklerle
karlalmaktadr. 1920'lerde Trk sanat aratrmalarna hz veri
len Viyana'daki Stryzgovvsky okulundan bu yana, sosyo-ekonomik
yap olgusunun devinim ve deiimleriyle ilintisi ak seik kurula-

(11) A. Hauser; The Philosophy of Art History, London, 1959, Ed. Rouledgex Kegan
Paul.
(12) S. Tansu: Herkes in Sanat. Altn Kitaplar Bilim Dizisi No. 8, stanbul 1982.
(13) A. Hauser: The Social History o f Art C. I, s. 116-123, London 1968, Ed. Rout-
Iedgex Kegan Paul.
NSZ 11

mayan sorunlar; bu yolda ip ular bulunmakla birlikte, belirgin


zmlere vanlamay yznden, slup ve biim olgularnn bu
zgn yap modeli iindeki konumunun kesin olarak saptanama-
d bir aamadan teye gidememektedir. Trk Sanat Tarihi ara
trm alarnda yntem ve kuram hakkndaki grlerimizi, uygulan
makta olan almalar zerindeki eletirmelerimizi blmler halinde
enlikname Dzeninden beri (1961) zaman zaman aklamtk.
Bunlarn bir kesitini geen yl yaynladk (14). Trk Sanatnn Top
lumsal Tarihi'nn yazlabilmesi iin eitli alanlarn uzmanlarndan
oluan bir ekibin birka on yl almasnn da gerekli olduu kan
sndayz. Trk sanat sorununun tarihsel ve ada dnemleri kapsa
yan tm biimsel ve ieriksel deerleri ancak bu yoldan geni bir kit
leye yanstlabilir.. Ulusal dil, kltr ve tarih aratrm alarn kap
sayacak olan niversiteler st byk bir kurum iinde bir Trk
Sanat Tarihi enstitsnn yer almas bu amaca ynelik olabilir.
niversitelerin Sanat Tarihi Blmleri ve Enstitleriyse, bizim gr
dmz kadarmca byle bir grevi stlenebilecek kapasiteye sa
hip deillerdir.
Trk sanat tarihinin hak ettii nemi kazanabilmesi ve dnya
sanat iindeki zgn deerinin ortaya konabilmesi iin, nerilen
kurum erevesi iinde resmi bir program hedefi olarak youn in
celeme kstaslaryla ele alnmas gerekmekte ve yinelemek gerekir
se byle b ir aratrm a ekibinde tm sanat dallarndan uzmanlarn
yannda tarihi, sosyolog, antropolog, ekonomist vd. bilim alanlar
nn uzm anlarnn el ele alma zorunluluu da ortaya kmaktadr.
Sonu olarak bu kitab baarl ekilde Trkeye aktaran Yldz
Gln'y, ve basmnda emei geen herkesi yrekten kut
larm (15). Bunun yansra bu denli nemli bir kitaba n-

(14) Sezer Tansu: Kart Aramak, Sanat Tarihi Yazlar, Arkeoloji ve Sanat yayn
lar, stanbul 1983.
(13) evirinin sunulu ekli iin, aadaki aklamalarn gerekli olduu kansndaym.
A -O rijinal ad Social History of Art olan Sanatn Toplumsal Tarihinin dei
ik tarihlerde yaynlanm iki ciltlik (1931, 1932) ve drt ciltlik (1938, 1962,
1968) basklar vardr. Trke eviride kitabn ieriini daha iyi belirttii d
nlerek ilk bask ekli olan iki ciltlik blmlemeye uyulmutur. Daha nce
de akland gibi ilgi alannn gncellii ve nemi asndan imdilik orijinal
basknn ikinci cildi (veya daha sonraki basklarn 3. ve 4. ciltleri bir arada)
yaynlanmaktadr Bylece elinizdeki kitapta yemi basklardaki nc cilt Bi
rinci Blm drdnc cilt kinci Blm olarak belirlenmitir.
B Orijinal baskdaki seilmi resim rnekleri aynen alnarak yerlerine kon
mutur. Metinde saylar parantez iinde gsterilen kaynaklar yine orijinal bas-
12 SANATIN TOPLUMSAL TARH

sz yazmaktan onur duyduumu da belirtmekten sevin duyarm.


Fakat hepsinden nemlisi, bu nsz yazabilmenin k noktas
ve ipularn salayan deerli sanat tarihisi arkadalarma k
ran duygularm ifade etmeyi bor bilirim.

12 Ocak, 1984 Sezer TANSU

klarda olduu gibi blm sonlarna yerletirilmitir. Ayrca baz deyimler ve


kavramlarn aklamalar evirenin ilave ettii dip notlarda yaplmtr. eviri
aklamalarnn, metinde parantez iindeki kaynaklarn saylar ile karma
mas iin bunlar trnak iine alnmtr.
NDEKLER

Birinci Blm
ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

1. Saray Sanatnn k 17
2. Yeni Bir Okuyucu Kitlesi 47
3. Evcil Dramn Kaynaklar 85
4. Almanya ve Aydnlanma 98
5. Devrim ve Sanat '................................. 123
6. Alman Romantizmi ile BatRomantizmi 149
Kaynaklar 202

ik in c i Blm

NATURALZM. EMPRESYONZM VE FLM AI

1. 1830 Kua ... ... 211


2. kinci mparatorluk ................................. 259
3. ngilterede ve Rusyada Toplumsal Roman 299
4. Empresyonizm (zlenimcilik) 350
Film a ... ... 402
Kaynaklar 431
BRlNC BLM

ROKOKO, KLASSlZM
VE ROMANTZM
1. SARAY SANATININ K

Rnesansn sona ermesinden bu yana kesintiye uramadan geliimi


ni srdren saray sanatnn, 18. yzylda duraklayarak yerini, bu
gnk sanat anlaymza bile egemen olan burjuva znelliine b
rakt bilinen b ir gerektir. Buna karn, saray geleneinden kop
mann aslnda 18. yzyln ilk yarsnda gerekletii ve yeni sana
tn kimi zelliklerinin daha Rokoko devrinde h a la m olduu p&k
farkedilmemitir. reuze've' K ar^i tanmadan burjuva dnyas
na girmi saylmasalc 3a""Boucher ve Largilliere bizi oraya olduk
a yaklatrm lardr. Grkemli, torerisel ve agr~bir hava yaratma
a duyulan eilim, Rokokonun ilk devrinde kaybolarak yerini i
tenlie ve zerafete Eramtr7~5 eni sanatta renk ve ifade farklar,
eskinin beTirgTl7~saglam ve nesnel izgisine ye tutulmu, duygusal
lk ve~~duyumsallk h e r lnda kendini gstermitir. Bu nedenle;
T8. yjyi, Barok an debdebe,"gsteri ve iddiasn en yetkin
biimde temsil etmekle birlikte, 17. yzyldaki eraad. eot [1] nun
direnle srdrlm e tutum una yaT5nc3r7Toplumun en yksek s
nf iin yaplan eserler bile kahram anlara zg biimlerden yok
sundurlar. Fakat, ilgilendiimiz bu sanat gene de toplumdan olduk
a uzak; ince ve gerekte soylular smha zg 'olan; hoa gideni
ve 'ljilagelmi^oTan, tmseT'TspiritelT"ye~k~eTrdriiirnferTafatta ye
leyen; tm evrence kabur^dilm i; bglirjj ye durmadan tekrar edi
len kalplara uyularak: uygulanan^ ounlukla d yzeylelgill olsa
da, teknikte ustalksteyen bir sanattr. Rokokonun Baroktan re-
mi olan bu kalplam eleri birdenbire yok olmam, yava ya
va kaybolarak yerini burjuva beenisinin zelliklerine terket-
mitir.
Barok-Rokoko geleneine kar yaplan saldrlar iki ayr yn
den gelimekle~birlikte, her ikisi de saray geleneine kar olmada
birlemilerdi. RouseaTGchardon, Greuze veHogar th*rrral-
clklar ve duygusallklar bir~~kn3; Leisin, Winckelmann,
Menes ve David'in klasisizmi ve usuluklar ise dier kanad olu-
turuyordu. HeFTk~XaraLda sarayn gsteri tutkusuna bal bee
nisine kar sadelik lksn ve priten yaam grnn iten

li] XIV. Louis devrindeki resmi sanat anlay.


STT 2
18 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

lik ve sadeliini savunuyorlard. ngiltere'de saray sanatnn bur


juva sanatna dnmesi, Fransada olduundan daha abuk ve da
ha kesin bir biimde gerekleecek,^Fransa'da ise Barok-Rokoko k
yda kede devam ederek romantik akm iinde bile kendini gs
terecektir. 18. yzyln sonunda Avrupa'da egemen olan tek ve en
nemli sanat artk burjuva sanat olacaktr. Orta snf iinde biri
ilerici, dieri tutucu olmak zere iki farkl akm oluacak; ancak
soylularn ve sarayn ama ve isteklerine uyacak bir sanat da tarihe
karm olacaktr. Sanat ve kltr tarihinde nderliin bir snf
tan dierine bu denli kesin bir biimde gemesi ender rastlanan
bir olaydr. Orta snf tamamyle soylularn yerini alm ve ssle
meciliin (dekorasyon) yerini alan ifadecilii yeleyen beeni fark
imdiye kadar bu denli belirgin olmamtr.
Kukusuz, sanatta orta snf beenisinin egemenlii ilk kez bu
yzylda gereklemiyordu. Daha 15. ve 16. yzyllarda da, Avrupa'nn
her kesinde orta suf zelliklerini tayan Bir sanat egemendi.
Saray slubu ile oluturulan yaptlar ancak Rnesans sonu ile Ba-
rok'a ncelik ederi Maniyerist an balarnda orta snf sanatnn
yerini almaya balad. Ancak orta snf 187 yzylda ekonomik, top
lumsal ve siyasal gcn yeniden kazannca saray evrelerine zg
trensel sanatn yeri yeniden sarslacak ve ok daha geni kap
saml olan orta snf beenisine yenik decektir. 17, yzylda yal
nzca Hollandada Rnesansm valye romantizmi ve. gizemli dinsel
konularla" dlu on sanatndan ok, daha o rta snfa zg'saylan
yksek dzeyde bir orta snf sanat bulunuyordu. Ne var ki, Hol
landa'nn orta snf sanat, zamannn Avrupa'snda tmyle baka
bir olgu olarak kalm ve 18. yzylda ortaya kan orta snf sa
nat, kendinden nce gelmi olan bu sanatla hemen balant kura
mamt. Hollanda resmi 17. yzylda orta snfa zg zellikleri
nin ounu kaybettiinden srekli bir geliim de sz konusu ola
mazd. Gerek Fransa, gerekse ngiltere'de, yeni gelien orta
snf sanat bu uluslarn iinde oluan toplumsal deiimler sonu
cu domutur. B deiimler sanatn saraya zg ve grkemli ol
mas gerektiini savunan anlayn kmesine neden olmu ve a
n felsefe ve edebiyat akmlarndan gelen uyarnn etkisi, za
man ve mekan bakmndan uzak kalm lkelerin sanatndan gele
bilecek etkilerden daha kuvvetli olmutur.
Fransz Devrimi ile siyasal doruuna, romantizm ile de sanat
sal amacna erien bu geliim,""Rejans (regerice) [2] drierriinde^ba
lamtr. Kraln gcn mutlak" yetki olarak kabul eden ilkenin

f2] Philippe dOrleansn 1715den 1723e kadar sren kral naiplii dnemi.
SARAY SANATININ K 19

kertilmesi, sarayn sanat ve kltr merkezi olmaktan ka


rlmas ve sathn (mutlakyeti devlet biimi) g edinme
abalaryla gllk bilincini ifadeye yarayan bir vesile durumu
na gelmi olan Barok klasisizmin sanatsal slup olarak geerli
ine son verilmesiyle balayan bu geliimin gerekleebilme
sini salayan ortam; XIV. Louisnin egemenlii dneminde ha
zrlanmt. Sonu gelmeyerf 'savalar ilkeyi parasal ynden k-
mazTra'srklemi, sava ve fetihlerle ekonomik stnlk salana-
mayacandan ve hapis hatta kam cezalar ile toplum a vergi det
menin olanakszl yznden devlet hzinesi boalm, halk fakir
dmt. Roi Soleil [3] in hayatta olduu devirde bile otokrasi re-
"Jimnh 'getirdikleri tartlp eletiriliyordu. Fenelonun bu konu
da olduka tarafsz davranmasna karn, Bayie, Malebranche ve
Fontenelle o denli ileri gitmilerdi ki, 18. yzyln tmn kapsa
yan Avrupa ruhundaki bunalm olaynn 1680den sonra etkinliini
duyurmaya baladna inanlmtr (1). 1685 yllar srasnda Ba
rok klasisizmin yaratclk dnemi sona ermi, Le Brun etkinliini
kaybederken Racine, Moliere, Boileau ve Bossuet gibi devrin b
yk yazarlar da son szlerini sylemilerdir (2). Eskiler ile yeni
ler arasndaki kavga, gelenek ile ilericilik, klasisizm ile moder-
nizm, usuluk ile duygusallk arasndaki atmann balangcn
oluturacak, bu atmalar ancak Diderot ile Rousseaunun erken
-romantizmi ile durularak bir sonuca balanacaktr.
XIV. Louisnin son yllarnda devlet ve saray Mme de Mainte-
non tarafndan idare ediliyordu. Soylular snf da artk Versailles
m kasvetli ve dar grl havasndan rahatsz olmaya balamt.
Kral ldnde Orleansl Philipin naiplii ile zorba ynetimden
kurtulmay umanlar bata olmak zere, herkes rahat bir nefes al-
mct^ Maip rlflima amcasnn idare sistemini ad bulmu (3) ve
baa getiinde ilk ii eski yntemlere kar kmak olmutu. Siyasal
ve toplum sal alanda soylularn yeniden etkili olmalarna airkeiT
^konomk: "adan Lawunkine benzer [4] bireysel atlmln^desffek-
demi, st snflarn yaantsna yeni bir slup getirerek hazcln
(hedonizm) ve hovardaln yaygn bir moda olmasn salamIt.
Bylece eskf ballklardan hibirisinin kar koyamayaca genel
bir ayrlm a ve dalma sreci balam oldu. Baz geliimlerin da
ha sonralar yeniden ele alnmalar gerekmi olsa da, eski sistem
tmyle alt st edilmiti. Orleansl Philipin ilk resmi ii, len kra-

[3] Gne kral anlamna gelir. XIV. Louis tm Avrupada bu isimle arlyordu.
[4] John Law (1671-1729). Paray altn karl olmaktan kurtarp toprak karl
na dayamak isteyen ngiliz merkantilisti.
20 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

ln yasad ocuklarnn tannmasn ngren vasiyeti bozmak ol


du. Bu olay krallarn her trl yetkisinin kmeye baladn gs
teren ilk belirtidir. Monari rejimi daha srecek olsa bile hibir
zaman eski grkemine eriemeyecektir. En yce iktidar elinde
tutann uygulamalar, giderek kendi bana buyrukluu arttracak
sa da, batakine duyulan gven de o oranda sarslacaktr. Bu du
rum u Kardinal Richelieunn XVI. Louisye syledii u szckler
iyice aydnlatmaktadr: XIV. Louis devrinde kimse azn aamaz
d, XV. Louis dneminde ancak fslt halinde konuulabiliyordu.
imdi ise herkes yksek sesle, zgr ve rahat bir biimde istedi
ini sylyor. Devletin gerek gcn hkmetin verdii karar ve
yasalarn oluturduunu dnmek, Tocquevillein de syledii gibi
aptalca bir yanl olur. Din ve toplum dzenini eletiren yazlar
yazmak ve bu konuda kitap datmak gibi eylemlere Jar uygula
nan lm cezalar kat zerinde kalmaktadr. Sululara uygulanan
en ar ceza lkeyi terk etmeleridir ki, bu kiiler de ounlukla, ceza
lar uygulama grevi verilmi yetkililer tarafndan korunmaktadr
lar. XIV. Louis devrinde tm entellektel yaam kraln koruyucu
luu altnda olup, ondan baka veya_ona kar olan hibir sanat
koruyucusu yokken imdi yeni koruyucular, yeni patronlar, yeni
kltr merkezleri olumakta, sanat geni alanlara yaylmakta, ede
biyat ise tmyle kraldan ve saraydan uzak olarak gelimektedir.
Orleansl Philip, saray Versaillesdan Parise tatm ve by-
lece saray yaamna son vermiti. Naip tm trenlerden, zorlama
ilerden ve kstlamalardan nefret ediyor, mutluluu en yakm dost
larnn yannda buluyordu. Gen kral Tuileriesde, naip ise Palais
Royalde oturuyordu. Soylular saray ve atolarna dalmlar, e
lenceyi tiyatrolarda, balolarda veya kentin salonlarnda buluyor
lard. Naip ve Palais Royal, Versaillesn grand gof'sunun tersine,
Parisin daha snrsz, daha hogrl beenisini yanstyorlard.
Kent yaam artk saray yaamnn yaniridalkincil durumda kal
myor, sarayn toplumdaki yerini sarsarak onun tm ilevlerini
devralyordu. Naibin annesi Kontes Palatine Elizabeth Charlotteun
Fransada artk saray yaam kalmad diye yaknmas, bu devir
deki gerei yanstr. Bu durum geici de deildir; eski anlamyla
saray yaam tmyle ortadan kalkmtr. XV. Louisnin de naip ile
ortak yanlan vardr. O da ufak bir arkada topluluu ile bir ara
da olmaktan holanr ve en ok aile evresinde yaamay yelerdi.
Her ikisi de merasimden kanrlar; onlan skan ve rahatsz eden
grg ve davran kurallan belirli bir lde korunsa bile, eski t
rensel ve grkemli havalarn yitirmilerdir. XVI. Louisnin sara
ynda sk dostluk ve itenlik havas egemendir ve haftann alt g
SARAY SANATININ K 21

n yaplan sosyal toplantlar zel birer parti niteliine brnm


tr (4). Naiplik dneminde saray yaamn anmsatan tek yer, gr
kemli, masrafl ve parlak enliklere sahne olan yeni bir kltr mer
kezi, gerek bir CouF~cT(r~MusesT 5T ^nim n geleli Maine de-
sirii'n SceatlX dlci atosu H^SIna karn Desin dzenlHT b u
tr elenceler, saray yaamnn bsbtn yok olmasna neden olan
etkenleri iermekteydi. Bu t r elentiler, eski sluplu saray yaa
mndan syrlp, kltr alannda sarayn yerini alacak olan IS7yz-
yl salof*Ia]t*IfIa~geim baldnglcr~3a)lrlar. Boy lece "saray "SVTesi,
-sanat ve edebiyarTfierkezlenh Iutracak olan zel topluluklara
dalm olur.
Aristokrasinin XIV. Louis tarafndan kstlanan eski siyasal
haklarn geri alabilmesi ve toplumdaki ilevlerini yeniden kazana
bilmesi iin uramak, Philipin hkmet programnn en nemli
blmlerinden birini oluturur. Philip, orta snftan gelme bakan
larn yerlerini almak amac ile feodal soylulardan oluan ve Con-
seil denen topluluklar kurdurur. Soylular devlet ilerini yrtme
alkanln yitirmi olduklarndan ve artk lkenin ynetim ilerine
gerek bir ilgi duymadklarndan, bu atlmlardan yl sonra vazge
ilmitir. Bu kiiler toplantlardan uzak kaldlar ve ister istemez XIV.
Louisnin sistemine doru b ir dn yapma zorunluu dodu. Byle-
ce Naiplik Dnemi, dtan bakldnda, snflar arasndaki snrla
rn giderek alam azdurum a gelmesinden de anlalaca gibi, aris
tokrasi iin yeni bir dnm noktasnn balangcym gibi grn
se bile; iten bakld taktirde, orta snfn zaferle sonulanacak
olan ilerleyiinin bir devamdr. Bu dnem soylularn bsbtn
gerilediini de gsterir. 18. yzyldaki toplumsal geliimin garip
zelliklerinden biri ise, Tocquevillein de syledii gibi, snflar ay
ran snrlarn vurgulanmasna karlk, kltr alannda btn s
nflarn ayn kltr dzeyine yaklamalarnn nne geilememi
olmasdr. Kendilerini dierlerinden ayrmaya ok hevesli grnen
insanlar gerekten birbirlerine daha ok benzemeye balam
lard (5). Sonunda iki byk grup ortaya kt: Sradan insan
lar ile bunlardan stn olan dier bir snf. kinci gruptan olan
lar ayn alkanlklar ve ayn beeniyi paylamakta ve ayn dili ko
numaktadrlar. Aristokrasi ile burjuva snfnn st kesimi kay
naarak tek b ir kltr topluluu halinde birlemilerdir. Byle yap
makla, kltrn eski destekleyicileri, hem vermi, hem de alm
oluyorlard. Yksek soylular snfndan gelme kiiler, yksek ser-

[5] Esinleyici glerin (ilham perilerinin) bulunduu kltr evresi.


22 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

maye temsilcileri ile brokratlarn konuk edildikleri yerleri arada


bir ve ltfen ziyaret ederlerken, orta snftan gelme zengin beyle
rin ve kltrl hanmlarn salon'larn dolduruyorlard. Mme.
Geoffrin evinde prenslerin oullarn, kontlar, saat yapmclarn,
kk tccarlar ile ann aydn kesimlerini bir araya getiriyor,
Grimm ve Rusya Imparatoriesi ile mektuplayor, Fontenelle ve
Polonya Kral ile dostluk kuruyor, Byk Frederick'in arsn na
zike geri eviriyor ve zel ilgisini halk tabakasndan gelme olan
dAlembert'e ynelterek onu onurlandryordu. stelik, yksek s
nflarn burjuva aydnlar, ile kaynamas ve aristokrasinin orta s
nfn dnce ve ahlak anlayn benimsemesi, toplumsal hiyerar
inin kendisini en belirgin biimde duyurduu anda balamtr (6).
Belki de bu iki olgunun arasnda rastlantya bal bir iliki vardr.
17. yzylda soylular, feodal ayrcalklar arasnda yalnzca kendi
topraklarnn mlkiyet hakkn ve vergiden bakln koruyabil
miler, idari ve adli ilevlerini ise krallk memurlarna brakmlar
d. 1660dan nce parann satn alma gc srekli olarak azaldn-
dan toprak kiralama ii de eski deerini kaybetmiti. B Hurumda
soylular iin giderek toprak satma zorunluu domu ve sonunda
yoksullaarak eriyip yok olmaya balamlard. Toprak sahibi soylu
larn orta ve aa tabakalar bu durumda iken daha st kesim ve
sarayda grevli olan soylular zenginliklerini koruyarak 18. yzyl
da yeniden g kazanmlard. Saray memurluklar, yksek kilise
grevleri, ordudaki subay rtbeleri, valilik makamlar ve saraydaki
grevlerden yalnzca 'drt bin aile'den oluan saraya yakn soylular
yararlanyorlard. Btenin yaklak olarak drtte biri onlara ay
rlmt. Krallarn eski feodal soylulara kar duyduklar soukluk
bu devirde gemiti. XV. ve XVI. Louis devrinde Bakanlar, gene ba
badan oula geen nvan ve grevlere sahip olan soylular (7) ara
sndan seilmeye balanmt. Ne var ki zenginliini koruyan soy
lular snf, hanedana kar olumsuz bir tutum izliyor, bamsz
davranyor ve zor gnlerde krallk iin byk bir tehlike kayna
olarak grnyordu. Tek merkezden idare sisteminin balangcn
dan beri, iki snf arasndaki ilikiler byk lde zedelenmi de
olsa, soylular snfnn st kesimi ile orta snf b ir olup kralla
kafa tutuyordu. Ayn tehlike tarafndan tehdit edildiklerini bildik
lerinden ve zmlenmesi gereken ortak ynetim sorunlar oldu
undan, her iki snf da birbirine yaklamt. Fakat soylular orta
snfn kendileri iin en byk rakip durumunda olduunu sezin
ler sezinlemez bu iliki bozuldu. Byle olunca da kral, birbirlerini
kskanan soylular uzlatrmak iin tekrar tekrar araya girmi, her
iki snfa da egemen durumda olmasna karn, srekli olarak her
SARAY SANATININ K 23

ikisine de ayr ayr ilgi gsterip her iki toplulua da ayrcalklar ta


nmak zorunda kalmt (8). XV. Louis zamannda soyluluk Unvan
tamayan bir kiinin orduda grev almas, XIV. Louis zamanmda-
kinden ok daha gt. Bu da kraln soylular yattrma siyaseti
nin bir rneidir. 1781 Bildirisinden sonra ise orta snf tmyle
ordudan karld. Yksek kilise grevlerinde de durum ayn idi.
17. yzylda kilisenin ileri gelenleri arasnda Bossuet ve Flechier
gibi halk tabakasndan kiiler bulunmakla birlikte, 18. yzylda
durum deimiti. Soylular ve burjuvalar arasndaki yarma bir
yandan giderek daha ciddi, daha tehlikeli bir durum alrken, dier
yandan bu olay, aydn kiiler arasndaki rekabetin yceltilmi bil
ekli olarak kabul edilecek ve; ekicilik ve iticilik, taklit ve reddet
me, sayg ve ierleme gibi elikilerin kaynat tinsel bir ili
kinin karmak rgsn oluturacaktr. Orta snfn maddi yn
den soylular snfna eit olmas ve uygulama alanndaki stnl,
soylularn gelenek ve soy farklarn vurgulamalarna yol at. Fa
kat her iki snfn d grnmlerindeki benzerlik arttka birbir
lerine kar duyduklar kin de younlat. Toplumdaki basamaklar
trm anm alarna engel olunduu sralarda kendilerini st snflarla
kyaslamay hi dnmeyen orta snf, kendilerine ykselme
hakk tannnca toplumdaki adaletsizliin farkna vardlar ve soy
lulara tannm olan ayrcalklar ekemez duruma geldiler. Ksa
cas, soylular gerek glerini kaybettike keyfini srdkleri ayr
calklara daha byk bir inatla yapmlar, onlar daha gsterili
b ir biimde sergilemilerdi. Dier yandansa orta snf, maddi ola
naklar kazand oranda kendisine zor gelen toplumdan itilme ola
yn knamaya balam ve daha byk bir fke ile siyasal eitlik
iin savamt.
16. yzyldaki byk devlet iflaslarnn sonucu olarak Rnesans
ann zengin orta snf servetini kaybetmi ve bu snf, krallarn
ve devletin byk iler evirdikleri merkantilizmin ve salt-
lm altn devirlerinde bile yeniden ayaa kalkam am tr (9).
Ancak 18. yzylda tm Avrupada uygulanan merkantilizm siyase
tinden vazgeilip braknz yapsnlar ilkesi geerlik kazannca, or
ta snf kendi uygulad ekonomi ilkeleri ile toparlanabilmi, tc
car ve sanayiciler, soylularn katlmadklar ticaret yaamndan b
yk kazanlar saladklar halde, orta snfn anamalcl ilk kez
olarak Rejans devrinde ve onu izleyen dnemde balam tr. Rejans
dnemi orta snf iin ok verimli bir sre oluturmutur.
XVI. Louis devrinde anciet regime'in burjuvazisi entellektel ve
ekonomik geliiminin doruuna ulamt (10). Bu snf ordu, kilise
ve saraydaki yksek grevlerin dnda ticaret, sanayi, bankaclk,
24 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

vergi mltezimlii [6], toprak iletmecilii, serbest meslekler, edebi


yat ve gazetecilik gibi toplumun kilit noktalarn ele geirmiti. Tica
ri etkinlikler grlmedik biimde gelimi, sanayi bym, banka
lar oalm, i sahipleri ile speklatrlerin eline byk paralar
gemi, eitli maddelere duyulan gereksinmeler artmt. Toplu
mun basamaklarn trm anp soylular ile boy lenler yalnzca
bankerler ve vergi mltezimleri deildi. Burjuva snfnn orta ta
bakalar da bu patlamadan kazan salayp kltrel yaamda gide
rek byyen bir rol oynamaya balamlard. Btn bunlardan an
lalaca gibi, Devrime tank olan bu lke, ekonomik ynden t
kenmi deil, yalnzca zengin bir orta snfa sahip olan mflis, bat
m durumda bir devletti. Burjuvazi yava yava kltrn btn
dallarna sahip kt. Yalnzca kitap yazp resim yapmakla kalma
d, bu kitaplar satn ald ve resim toplad. Bundan nceki yzyl
da sanat evresinin ve okuyan kitlenin daha ufak bir kesimini olu
turan burjuvalar, artk yetkin bir snf kltrne sahip karak,
kltr yaamn destekleyen kesimi oluturdular. Voltaire'in oku
yucularnn ou, Rousseau'nunkilerinse tm bu snftand. Yzy
ln en byk sanat koleksiyoncusu olan Crozat tccar bir aileden,
Fragonardn koruyucusu Bergeret ise gsterisiz b ir ortamdan gel
milerdi. Laplace bir kylnn olu idi; dAIembertin babasnn
kim olduu dahi bilinmiyordu. Voltairei okuyan kitle, ayn zamanda
Latin ozanlar ve 17. yzyl klasiklerini de okuyor, neyi okuyup neyi
okumayacan ok iyi biliyordu. Yunan yazarlarna fazla ilgi gste
rilmediinden bu kitaplar ktphanelerden kaldrlmaya balan
mt. Bu toplum Ortaadan nefret ediyor, Ispanya'y ise yeterin
ce tanmyordu. talya ile olan ilikileri de gereince geliememiti
ve hibir zaman bundan nceki iki yzylda Saray evresi ile tal
yan Rnesans arasnda kurulan yaknla eriemeyecekti. 16. yz
ylda aydn kii rneini gentilhomme; 17. yzyldakini honnete
homme; [7] 18. yzyldakini ise kltrl insan edeyiiyle, Voltaire'
in okuyucusu temsil ediyordu (11). Fransz burjuvasn tanmak
iin, bu snfn rnek olarak benimsedii Voltaire'i okumak gerek
tii ileri srlr (12). Fakat Voltairein kibar tavrlarna, soylu dost
larna ve byk servetine karn hem ailesine, hem tm yaam g
rne bakarak onun orta snfa ne denli derin kkler salm oldu
unu grmezsek kendisini anlamamz olanakszdr. Onun ciddi ve
ll klasisizmi, byk metafizik sorunlarn zm ile ilgilen-

[6] Devlet gelirlerinden birinin toplanmasn kar karlnda stne alma.


[7] Gentilhomme: Soylu kii. Honnete homme: Klasik bilgiye sahip kiiye o d
nemde verilen isim.
SARAY SANATININ K 25

memesi ve onlar tartanlara duyduu gvensizlik, ac, saldrgan


olduu kadar hogrl dnceleri, kilisenin devlet ilerine kar
masna kar olmas; akla kavumam, anlatlmas olanaksz
her trl olguyu yadsmas, her eyin mantn gc ile zmlene
ceine ve kavranabileceine inanmas, kukuculuu, en yakndakini
ve sadece eriilmesi mmkn olan kabul etmesi, gnn gereksin
melerini' anlam olmas, nl bahemizi ilemek gerek' slogan,
hep birlikte orta snfa zg zelliklerdir. Bu nitelikler orta s
nfn tm zelliklerini gstermeyip, Rousseau tarafndan ileri s
rlen ve burjuva dncesinin belki de ayn derecede nemli bir
yan olan znellii ve duyguculuu iermese bile, gene de burju
va dncesinin nemli bir blmn belirler. Orta snfn iindeki
bu badalatrlam az kartlk, ilk balardan beri bilinen bir gerek
tir. V oltaire okuyucularn kazand sralarda, sonradan Rousseau'
yu destekleyecek olanlar, henz dzenli bir okur kitlesi olutura
mamlard. Buna karn bu kitler toplumda belirli bir yere sahipti
ve ksa bir sre sonra Rousseau'nun kiiliinde szcsn bulmu
olacakt.
18. yzyln Fransz orta snf, 15. ve 16. yzyllarn talyan
orta snfndan daha uniform yani tek dzeli bir alt yapya sa
hip deildi. Bu devirde loncalar denetleme abasna behzer
bir davran grlmemekle birlikte, ayn dnemde eitli eko
nomik karlar arasnda youn bir atma vard. Burjuva
devrimi ile liberalizm iin savamann ayn trden edeer ha
reketler olduu ileri srlse de, gerekte orta snf, aristokratlara,
kyllere ve emeki snfna kar izdii bir snrn gerisinde bir
lemi ve bu snrn iinde ayrcalklar olanlarla olmayanlar olmak
zere blm lere ayrlmt. 18. yzylda orta snfn ayrcalklarn
dan kimse sz etmiyor, fakat ayrcalk sahibi olanlar, olanaklarn
daha aa tabakalara ulatracak her trl yenilie kar kyor
lard (13). Orta snfn tm istei siyasal demokrasinin yerlemesi
idi. Fakat devrim ekonomik eitlii ciddiye alnca birlikte savat
insanlar yzst brakm t. Bu yzden toplum eliki ve geri-
Iimlerle ykl idi. Krallk kimi zaman burjuvalarn, kimi zaman
soylularn karlarn temsil etmek zorunda kalm, fakat sonuta
her ikisi de ona kar cephe almlard. Soylular hem kralla, hem
orta snfa kar cephe alp kendi klerine neden olacak birtakm
davranlar benimsemilerdi. Orta snf ise aa snflarn yardm
ile devrimini zaferle sonulandrd halde, ibirlii yapt kitleyi
terk edip, daha nce dman olduu topluluun yannda yer alm
t. Bu elerin ulusun entellektel yaamna egemen olduu 18. yz
yl ortalarna dek uzanan sre, sanat ve edebiyat iin bir gei
26 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

dnemi olmu, zaman zaman uzlaabilme eilimleri belirse bile,


elikilerle dolu bir devir olarak kalmtr. Gelenek ve zgrlk,
formalizm ve kendiliindenlik, sslemecilik ve ifadecilik arasnda
liberalizm ve duygusalln egemen olduu byle bir ada, yolla
rn daha kesin bir biimde ayrlm olmasna karn, deiik ei
limler bir arada grlmtr. Bu eilimlerin yalnzca ilevleri de
imi, zellikle sarayn ve aristokrasinin slbu olan klasisizm,
ilerleme durumunda olan orta snfn dncelerini yanstan bir
akm haline gelmitir.
Rejans dnemi, entellektel etkinliin olaanst canlla sa
hip olduu bir sredir. Bu dnemde bir nceki dnem eletirilmekle
kalnmam, kazanlan yaratclkla, btn yzyl megul edecek so
runlar da ayn zamanda ortaya konmutur. Sanatta grand ve trensel
olan slubun k ile disiplinin ve din balarnn gevemesi, ken
di bana buyruk kiisel davranlar ile atba gittiler, nce tpk dev
rin siyasal kuramlarnn mutlak monari veya egemenlik ko
nusundaki yorum lan gibi, sanattaki klasik idealin sonsuza dek s
receinin Tanr tarafndan yerletirilmi bir ilke olduunu kabul
eden akademik doktrine kar kld. Antoine Coypelin resmin tpk
insanlar gibi modadaki deiime uyduunu ileri srmesi daha nceki
hibir Akademi mdrnn kabul edemeyecei bir savdr ve bu devri
en iyi yanstan dncedir (14). Bu szcklerle ifade edilen yeni gr
sanat retiminin her dalnda kendini gsterdi. Sanat daha eriile
bilir, daha insancl, daha alakgnll duruma gelerek yan tann-
larn ve stn kiilerin konusu olmaktan kt ve lml, gsz,
duyumsal, haz dkn kiilere seslenmeye balad. Artk sanat,
ycelik ve glln yerine yaamm gzellik ve holuunu ifade
ediyor, etki altna alp ezmek yerine byleyip hoa gitme amacn
gdyordu. XIV. Louis egemenliinin son devrinde sanatlar sa
rayda kraldan daha eli ak ve sanata daha ok ilgi duyan yeni
koruyucularn bulunduu evreler edinmilerdi. Kral ise bu sra
da parasal glklerle urayor ve Mme de Maintenon tarafndan
ynetiliyordu. Kraln yeeni olan Orleans Dk ve veliahdn olu
olan Bourgogne Dk yeni evrelerin ileri gelen kiileri idiler. Bu
dnemden sonra ibana gelecek olan naip ise zaten XIV. Louis
nin beendii sanat akmma kar km, sanatlarndan hafif
lik ve akclk beklemi, sarayda kullanlan dilden daha hoa gi
denini, daha ok duyumsal ve ince olann yelemiti. oun
lukla hem krala hem dke ayn sanatlar hizmet etmiler, fakat
bu kiiler koruyucularnn beenilerine gre slup deitirmiler
dir. rnein Coypel, Versaillesdaki kiliseyi saray slubuna gre
bezeyip donatrken, Palais Royaldeki kadnlar ssl psl, ak s a
SARAY SANATININ K 27

k giysiler iinde gsteriyor ve 'Academie des Inscriptions iin


klasik slupta yaplm madalyon taslaklar iziyordu (15). Grande
maniere, [8] ve grand, gibi trensel trler Re^ans dneminde kay
bolmutur. XIV. Louis zamannda bile yalnzca kraln ilikileri iin
bir vesile durum una gelen dinsel konular ve kraln propaganda ara
c olan ykc resimler gereken ilgiyi grmemeye balamt. Kr
manzaralarnn grkemli yerini pastoral yaptlarn saf ve sevimli
grnm alm; imdiye dek salt toplum iin tasarlanm olan
portreler de bundan byle paray ancak verenin yaptrabildii, zel
ereklere yarayan, sradan ve tutulan bir sanat tr olmutur. 1699
Salonunda 50 portre sergilenmiti. 1704de ise bu say 200e ula
mtr (16). rnein Largilliere kendinden nceki sanatlarn yap
tklar gibi saray soylularnn resimlerini yapmaktan holanmyor,
burjuvalarn resmini yapmay yeliyor, Versailles yerine Pariste
oturuyor ve bylece kentin 'saray'a kar zaferini simgeliyordu (17).
W atteau'nun betimledii hafifmerep kadnlarla nazik erkekler
arasndaki ak ve tatl sohbet ilikilerini anlatan trde resimleri,
dinsel ya da tarihsel-trensel resimlerin yerini alarak, ilerici sanat
anlaynn beenisini simgelemi, Le Brune duyulan ilginin fetes
gcdantesm ustasna aktarlmas, yzyln bandaki beeninin
nasl deitiini en belirgin biimde gsteren bir rnek oluturmu
tur. ilerici dncelere sahip olan soylularn yansra sanata me
rakl olan orta snftan oluan yeni bir toplumun domas, imdi
ye dein sanatta otorite sahibi olmu kiilere kar kuku duyul
maya balanmas ve eski kstl konularn snrlarnn yklmas,
19. yzyldan nce yaam olan en byk Fransz ressamnn do
masna neden olur. XIV. Louis devrinin devlet siparilerine, burs
ve hayat boyu aylk balamalarna, Akademisine, Roma Okuluna,
ve kralla ait fabrika ve yapmevleri gibi olanaklarna k ar
n yetitiremedii deha sahibi sanatkr tipi, batma durumun
da olan, hoppa, disiplinsiz ve dinden yoksun bir a olan
Rejans dneminde domutur. Belikada doan ve Rubens gele
neini srdren Watteau, Gotik adan beri her yn ile Fransz
olan ilk resim ustasdr. Bundan nceki iki yzylda ise sanat d
lkelerin etkisinde kalmt. Rnesans, Barok ve Maniyerizm
talya ve Hollandadan ithal edilmilerdi. Fransada saray ya
am yabanc rneklere gre ynetiliyordu. Saray trenleri ve mo-
narik propaganda yabanc lkelerin, ncelikle Italyan sanatnn
biimleriyle ifade ediliyordu. Bu biimler zamanla krallk ve saray

[8] XIV. Louis dnemindeki grkemli sanat ve kltr anlay.


28 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

kavranlan ile o denli kaynatlar ki, bir gelenek zellii kazana


rak, saray sanatsal yaamn merkezi olduu srece geerliklerini
korudular.
Watteau her ne kadar dtan seyirci kalabilecei bir toplulu
un yaamn resme aktanp, kendi amalar ile yalnzca yzeysel
ilikisi olan bir lky canlandrarak, kendi zgrlk anlayna an
cak yakn olabilen bir zgrlk topya'sn anlatmak istese bile, g
rntleri; byl birevren iinde sunulmalanna karn, genede ken
di yaamnn deneylerinden, rnein Luxembourg bahesindeki aa
taslaklarndan, her gn seyrettii tiyatro sahnelerinden ve kendi
niteliklerine benzeyen zellikler tayan kiilerden seilmitir.
VVatteau'nun sanatnn derinlii, onun evren ile olan ilikilerindeki
kararszla, yaamn umut ve yetersizliklerinin bir arada ifade
edilmesine, daima eriilmesi olanaksz bir istee sahip olma ve bir
takm eyleri yitirmi olma duygusuna, anavatann kaybetmi ol
ma bilinci ve gerek mutlulua erimenin olanakszlna duyulan
inanca baldr. Geree keyifle boyun eme ve dnya nimetleri
nin verdii haz gibi konulan ilemesine, hisleri tatm in etmesine
ve btn gzelliine karn, W atteaunun tm resimleri melankoli
ile ykldr. Resimlerinin tmnde, gerekletirilmesi olanaksz
isteklerle dolu olan bir toplumu anlatr. Fakat burada ifade edi
len, Rousseauya zg duygular veya doa haline [9] duyulan z
lem deil, tersine, yetkin bir kltre ve kaygsz, gven iinde bir
yaam keyfine ulama isteidir. Fete galanteda, klarn cmb
nde ve ak sahnelerinde, Watteau, yaama kar taknd iyim
ser ve ktmser, zevk ve sknt karmndan oluan tavr yeterin
ce ifade edecek olan en uygun biimi kullanmtr. Daima kr en
lii (fite champetre) halinde resimlenen ve Theokritos devrindeki
obanlar ile srtma kzlar gibi mzik, raks ve ark ile elenen
genlerin tasasz ve yaamlarn sergileyen jete galanteda egemen
olan e, oban ve kr yaamdr. Bu resimler krlarn sessiz ve sa
kin grntsn, kalabalk dnyadan kap gvene kavuma duy
gusunu ve klarn benliklerini unutturan mutluluklarn betim
ler. Fakat sanat burada uzun uzadya seyredilebilecek, sevimli,
saf ve sade b ir yaam lksnn (idealinin) peinde deildir. O yal
nzca doann ve uygarln, gzelliin ve tinselliin, duyum
culuun ve zeknn zdeliine inanan Arkadia lksn dlemek
tedir. Bilindii gibi bu yeni bir lk deil. Altn a sylencesini,

[9] Franszcas "dtat de nature olan bu szck, insanlarn toplumsal yaaytan


nceki doal durumlarn dile getirir.
SARAY SANATININ K 29

pastoral (krsal) [10] kavram ile badatran Roma mparatorlu


u ozanlarnn bulduklar formln bir baka trdr. Roma l
ks ile karlatrldnda, VVatteau'nun resimlerinde yenilik ola
rak, krsal yaamn kibar toplumun rf, det ve giysileri ardna
gizlenmi olduunu ve obanlarla srtma kzlarn devrin son
moda giysileri iinde grndklerini gzlemleriz. Bu resimlerde
pastoral olan yalnzca klarn aralarnda konumalar, kent ve
saray yaamndan uzaklam olmalar ve doal bir evre iinde
bulunmalardr. Acaba btn bunlar da bir yenilik saylabilir miy
di? Pastoral (krsal yaam) bandan beri bir hayal lemi, bir
duygu bastrm a oyunu, safln ve sadeliin sevimli masumluu
ile basitlii deil miydi? Pastoral iirin [11] var olduu devirden be
ri, baka bir deyile olduka gelimi bir kent ve saray yaamnn or
taya kndan bu yana, hi kimsenin oban ve kyllerin sade ve
gsterisiz yaamn srmeyi gerekten istedii dnlebilir mi?
Hayr, iirde ilenen oban yaam daima olumsuz durumlarn,
byk dnyadan kama ve onun rf ve detlerinden kurtulma a
bas gibi tasalarn dourduu bir lk olmaktan teye gidememi
tir. Kiinin kendisini uygarln balarndan kurtulmu, fakat onun
yararlarndan faydalanyor durumda grmesi bir t r spor haline
gelmitir. Boyal ve kokular srnm hanmlar, diri, salkl ve
saf kyl kadnlar klnda gsterilerek ekicilikleri arttrlm ak
ta ve doann hoa giden zellikleri kullanlarak sanat daha byl
bir durum a getirilmektedir. Karmak duruma gelmi ve yozlam
toplumlarn tmnde, yapnt olan eserler, daima zgrlk simgesi
olmalarna yarayacak nkoullar iermilerdir.
Pastoral iir geleneinin Hellenizp devrinden bu yana hemen
hemen hibir kesintiye uramam olan iki bin yllk bir gemii
olmasnda elbette bir neden vardr. Kent ve saray kltrnn dur
gunlat erken ortaa dnda, bu iirin deiik trleri her l
kede yaygn durum da idi. valye romanlarna konu olan eler
den baka hibir konu, Bat Avrupada edebiyat bu denli megul
etmemi, usuluun (rationalizm) saldrlar karsnda bu denli
direnmemiti. Bu uzun ve kesintiye uramam egemenlik, Schiller
in de anlad ynde duygulu (sentimental) olan iir trnn, naif
iirden ok daha nemli bir yer tuttuunun kantdr. Theokritos

[10] Krsal anlamna gelir. Krlar, kyleri, oban yaamn sevdirmek iin doann
gzel yanlarn anlatan deyilerdir.
[11] Kr ve oban yaayn konu alan, bu yaayla ilgili zel terimlere yer ver
mesi ve ou kez gereki bir nitelik tamas yznden retici yazn alanna
giren kr iirlerine verilen genel ad.
30 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

un kr yaamna ilikin iirleri bile, sandmz gibi doaya yakn


olmaktan veya sradan kiilerin yaam ile iliki kurmu olm aktan
deil, doaya kar duyulan yanstc duyumsallk ve krsal blge
toplumuna kar beslenen romantik duygulardan domutur. Ba
ka b ir deyile bu iirler varlklarn insanlarn eriilmesi zor, uzak,
yabanc ve deiik eylere duyduklar zlemlere borludurlar. Bir
kyl veya oban kendi evresine veya gnlk ilerine ayn duygu
lar beslemez. Sradan insanlarn yaantlarna duyulan ilgi, onla
rn dnyalarna ya da yaam biimlerine olan yaknlktan domaz.
Bu ilgi sradan halkn kendinde deil, yksek snflarda, byk
kentlerde ve saray evrelerinde, hareketli yaamda ve her t rl
doygunlua erimi uygar evrelerde doar. Theokritosun sz k o
nusu iirlerini yazd dnemde bile, pastoral yaama degin k o n u
larn ilenmesi bir yenilik saylmazd. Daha nceleri ilkel toplum -
larda krsal hayat yaayan insanlar tarafndan bu konu ilenmi
olsa da, bu t r yaptlarda duygusallk olmad kesindir. Belki b ir
oban yaamnn d grnmn gereki bir anlatmla verm ek
amac da gdlmemitir. diller'deki [12] lirizmden yoksun olm ak
la birlikte, pastoral sahneler, Theokritos'dan nce de m im sa
natnda vard; satir oyunlarnn nemli bir blmn o lu tu ru r,
tragedyada bile kendini gsterirdi (18). Fakat kr grntleri ve
buradaki yaant, oban iiri (bucolic)ni [13] oluturmaya yetmeye
cek, hazrlayc etkenlerin banda, her eyden nce kent ve k r a ra
sndaki eliki ile uygarln getirdii huzursuzluk yer alacaktr.
Theokritos pastoral yaam yaln bir biimde tanm lam aktan
zevk alrken, ondan sonra gelen ilk kendi bana buyruk air Vir-
gil, gereki tanmlardan holanmaz ve pastoral iir, onunla b ir
likte, kendi tarihinde en nemli yeri tutacak olan benzetisel (ale
gorik) bir biime girer (19). Eer daha nceki dnemlerde de,
iirde ilenen pastoral yaamn anlam yalnzca dnyann kargaa
sndan kamak olup da oban gibi yaamak hibir zaman ciddiye
alnmam olsayd, Virgil'in iirlerindeki motiflerin yapmackl
daha da younlaacak, yalnzca pastoral yaama duyulan zlem de
il, pastoral durum da bir hayal olup kacak ve bylece air ve
arkadalar, iirin iinde gnlk yaamdan uzaklam gibi grn
seler bile, oban giysilerine brnm , kendilerini nceden tanyan
larn kolayca ayrdedebilecei kiiler olarak karmza kacaklard.
Theokritosun ncln yapt bu yeni formln etkisi o denli

[12] dil: Tabiat manzaralarn canlandran iir trdr.


[13] zellikle ilka yaznnda kr yaamn konu alan, konuma ve betimlemeler
den oluan kouk.
SARAY SANATININ K 31

byk olm utur ki, Virgilin Ecloguesu [14] yalnzca sanatnn en


ok beenilen yapt olmakla kalmam, herhalde yaznsal baya
ptlar arasnda en srekli ve en derin etkiyi yapan olmutur. Dante
ve Petrarch, Boccacio ve Sanazzaro, Tasso ve Guarini, Marot ve Ron-
sard, M ontemayor ve d Urfe, Spencer ve Sidney hatta Milton ve
Shelly yazdklar iirlerde dorudan doruya veya dolayl olarak
Eclogues ile ilikilidirler. Theokritos, sarayn srekli olarak baar
iin savamasndan ve byk kent yaammm alkantsndan rk
m tr. Virgilin ise evresinden kamasna neden olan baka ne
denler vard. Bir yzyl kapsayan sava ancak son bulmu, Virgilin
genlii ise savan kanl sahnelerine tank olmutu. Ecloguesu (20)
yazd sralarda Augustusun getirmek istedii barn gerek ol
m aktan ok bir mit olduunu biliyordu. Onun krsal yaant dn
yasna snmas, vatanm gemiini Altn a olarak gsterip, ilgiyi
devrin siyasal olaylarndan saptrarak dier ynlere evirmeye a
lan Augustusun balatt tepki hareketine uygundu (21). Virgilin
yeni pastoral iir anlay, dledii bar ile siyasal yattrma pro
pagandasnn karmndan baka bir ey deildir.
Ortaan pastoral iiri Virgilin benzetisel (allegorique) iiri
ile dorudan doruya bantldr. Antik dnyann k ile Or
taa kent kltr ve saray yaammm ykselii arasndaki dnem
den elimizde ok az pastoral iir kalmtr. Elimize geenler ise yal
nzca renme yolu ile elde edilmi olanlar veya klasik airlerin, zel
likle Virgilin yaptlarndan anmsananlarn kalntlardr. Dantenin
egloglar bile bu kalntlardan olumakta, ilk modem idil yazar olan
Boccaccioda da, eski pastoral benzetinin (alegori: Sembollerle anla
tm) izleri bulunm aktadr. Geliime yeni bir yn kazandracak olan
pastoral rom an trnn ortaya kyla birlikte talyan Rnesans-
nn ksa yklerinde kr yaamna ilikin motifler yeniden grnecek
ancak idillerde, pastoral romanda ve pastoral dramdaki romantik iz
lerden yoksun olacaktr (22). Bu da anlalr bir olgudur nk ksa
ykler orta snf edebiyatna zg bir tr olduklarndan doalcla
yatkndrlar. Oysa pastoral iir saray evresi ve soylularn yele
dikleri tr temsil eder ve romantizme yatkndr. Bu romantik ei
lim, Lorenzo di Medici, Jacopo Sannazzaro, Castiglione, Ariosto,
Tasso, Guarini ve Marinonun pastoral yaptlarnda egemendir ve
Floransa, Napoli, Urbino, Ferrara, Bologna gibi talyan Rnesans
kentlerinin tmnde ayn rnee gre hareket edildiini kantlar.
Pastoral iir her lkede saray evresinin rf ve detlerinin ayna-

[14] Eglog: Karlkl konuma biiminde yazlan pastoral iir trdr.


32 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

sidir. Artk kimse obann yaantsn ciddiye almaz olmutur. o


ban giysilerinin basmakalpl olduka belirgindir. Bu trn asl
amac olan uygar yaamdan kama eilimi ikinci plana der. Sa
ray evrelerine zg biimler, yapmack veya yozlam olm alarn
dan tr deil, skc ve bunaltc olduklar iin rabet grmezler.
Uzakta olan ile yakndakini, olaan eylerle allmam olan kay
natran bu ince ve benzetisel iir rnei, Maniyerizmin en tu tu lan
trlerinden biri olmu, zellikle saray evresi ile ilgili grg k u
rallarnn maniyerist ynde alabildiine gelitii b ir lke olan
Ispanya'da zel bir sevgi ve ilgi ile ilenmitir. Saray modas ile
birlikte tm Avrupaya yaylan talyan iir rnekleri, Ispanya'da
bile izlenmi fakat ksa bir sre sonra iire spanyol zellii ege
men olmu ve valyelik ann romanlar ile pastoral iirin e
lerinden oluan b ir bileime kavumutur. Romantik elerle o
ban yaamndan alnma elerden oluan bu melez spanyol o l
gusu, talyan ve Fransz pastoral romanlar arasnda bir kpr olu
turacak ve bu kpr pastoral romann bundan sonraki geliiminde
egemen bir rol oynayacaktr.
Fransz pastoral iirinin balangc Ortaaa kadar dayanr. lk
kez 13. yzylda saray evresi ve valye yaamn konu eden i
sel (lirik) [15] iirlere baml, karmak ve ayr trden b ir biim
olarak grlr. Fransz pastourelle {erindeki krsal yaam olgu
su, Klasik Antikan idil ve eglog gibi geleneksel b iim
lerinden kap kurtulma istei ile yakndan ilikilidir (23). val
ye srtma kza akn aklarken, saray evresinde geerli o lan
akn ar ballk, iffet ve tedbir gerektiren kat kurallarndan
kurtulduuna inanmaktadr. Onun bu isteinin zorunlu hibir y
n yoktur ve dnmeden yaplm olmasna karn saray evre
lerindeki akn zoraki saflndan ok daha masumdur. Fakat
valyenin srtma kzn beenisini kazanmaya alt sahne t
myle geleneksel yanyla Theokritosun doalclna olduka uzak
tr. Bu sahnede iki ana figrden, bazen de kskan b ir obandan
baka, b ir iki de koyun bulunur. Krlardan ve fundalklardan, h a r
man ve babozumu havasndan st ve bal kokusundan eser kal
mamtr (24). Klasik oban iirlerinden kimi eler, pastourelles
lere klasik airlerden anmsanan kalntlar olarak szm ol
salar bile, Italyan Rnesans ile Bourgogne saray kltr b irb iri
ne karmadan nce, klasik pastoral iirin Fransz edebiyat ze
rinde dorudan etki brakm olduu sylenemez. Byle b ir etki de

[15] Lirik: ok etkili cokun, gnle dokunan ve genellikle kiisel duygulan dile
getiren edebiyat tr.
SARAY SANATININ K 33

talyan ve spanyol pastoral romanlarnn evrensel bir moda ha


line gelmelerinden ve Maniyerizmin zaferinden nce derinlik kazan
m saylamaz (25). Tassonun 'Amintas, Guarininin Pastor fido
su, Montemayor'un Dianas, Franszlarn ykndkleri rnekler
dir. Honore d'Urfe, Astree adl yaptnda talyan ve spanyol r
neklerini izliyor ve 'Astreenin ncellikle grg ve davran kural
larnn el kitab ve zarif davranlarn bir aynas olmasn istiyor
du. Bu yapt, IV. Henry zamannda kaba feodal beyleri ve asker
leri eitip, onlardan kltrl bir Fransz toplumu yaratlmasn sa
layan bir okul olarak kabul edilmitir. Varln ise ilk salonlarn
ortaya kmasn salayan akma borludur. 17. yzyl kltr ise
bu salon'lardan fkracaktr (26). Rnesansn pastoralleri ile ba
layan geliim, 'Astree' ile dorua ulamtr. Artk oban ve srt
ma kzlar gibi giyinip ateli konumalar yapan, akla ilgili nazik
sorunlar tartan erkek ve kadnlar grnce kimse sradan, nem
siz kiileri dnmeyi aklna getirmemektedir. Yapnt (fiction) ar
tk gerekle olan tm ilikisini kaybetmi ve bir toplum oyunu du
rumuna gelmiti. oban yaam artk yalnzca okuyucuyu gnlk
kiiliinden ve yeknesaklktan bir an iin de olsa kurtaran yapma
ck bir tavr olmutu.
W atteau'nun fetes galantes'lan bu tr iire benzemez. Pastoral
romanda erotik doygunluk ve ak oyunlar ile dolu olan ak sah
neleri, gerek m utluluu sergiler. Buna karn Watteaunun resim
lerindeki erotik durum lar, gerek amaca ynelmi yol zerinde bi
rer arac durum undadrlar ve daima bulutsu, gizemli bir uzaklkta
bulunan Cythfcre [16] e giden yola hazrlk gibidirler. Fakat Wat-
teaunun bu resimleri Fransa'da pastoral iirin geriledii dneme
rastlar. Bu nedenle sanatnn bu iirden dorudan etkilendii ileri
srlemez. 18. yzyldan nce pastoral yaamdan alman sahneler,
resmin asl konusunu oluturamazd. Incil'e ve mitolojiye ilikin
resimlerde kr motiflerinin tamamlayc motifler olarak serpitiril-
dikleri grlse de, bunlarn kayna pastoral kavram deildir.
Giorgione'da grlen atsal hava ise, VVatteau'yu anmsatmakla bir
likte, doa ile uygarlk arasndaki gerilimin yaratt tedirginlik
duygusundan ve erotik vurgulardan yoksundur (27). Poussin ve
Watteau arasndaki iliki bile yalnzca grnte kalr. Poussin,
Arkadia'y ok etkili bir biimde ele almasna karn, gerek oban
yaamn anlatmaz; konu klasik ve m itolojiktir ve ama Roma kla-
sisizminin esprisine uygun olacak bir yiitlik havas yaratmaktr.
17. yzyln Fransz sanatnda, pastoral konularn kr yaamn-

[16] Afroditin denizde doduktan sonra kt ilk adann ad.


STT 3
34 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

dan alnma sahneleri tasvir etmekten holanan duvar hallarnda


bamsz bir biimde devam ettiini grrz. Bu motifler, Barok
an zellii olan grkemli sanata uygun deildirler; yalnzca bir
roman, bir opera veya bir balede olduu gibi ssleme amac ile
yaplan tasvirlerde kullanlrlar. Bu motifler tragedyada kullanl
dnda nasl aykr duracaklarsa, Barokun byk ve trensel bir
resminde de ayn derecede tuhaf dururlar. 'Dans un roman frivole,
aisement tout sexcuse... Mais la scene demande une exacte raison
(Hafif bir romanda her ey kolayca affedilir... Oysa sahnedeki
uyumsuzluklar iin iyi bir mazeret gerekir) (28). Pastoral, iirde
daima ikinci planda kalmtr; fakat resme girer girmez, iirde hi
b ir zaman sahip olamad derinlik ve incelie ulaacaktr. Pasto
ral, bir edebiyat tr olarak bandan beri olduka sahte bir biim
olmaktan teye gidememi, gerekle olan ilikileri yalnzca dn
cede kalan kuaklarn tekelinde kalmtr. Kr yaam sanat yapt
larnda hibir zaman gerek ama olamam, yalnzca b ir bahane
olarak kalm ve sonuta hibir zaman simgesel zellie sahip ola
mam, daima az ya da ok alegorik olabilmitir. Dier b ir deyile,
pastoralin amac ok fazla belirgindir ve yalnzca tek yoruma ak
tr. Byle olduundan ok fazla tkenmi, hibir gizemli yan k al
mam ve Theokritos gibi bir airde bile, gerein olaanst b ir
ekicilikle tasvir edilmesine karn eitli yorumlarla anlatlam a-
mtr. Alegorinin snrlarn hibir zaman aamam, verimlilii ve
gerilimi bulunmayan sportif (fazla ciddi olmayan) bir sanat t r
olarak kalmtr. Watteau pastorale ilk simgesel derinlii veren s a
natdr. Bunu da gerein olduu gibi taklit edildii izlenimini v e
rebilecek olan zellikleri resimden karmakla baarmtr.
18. yzyl, zellii gereince, pastoralin yeniden domasna yol
aan bir a olacaktr. Edebiyat iin forml ok daralm olsa d a ,
pastoral, resimde yeni bir balang yaratacak kadar canlln k o
ruyabilmitir. Bu devirde st snflar, gnlk ilikilerinin srekli
olarak deiime ve tasfiyeye urad yapay b ir ortam da yayor
lard. Fakat bu kiiler artk bu biimlerin derin b ir ama tadna
inanmyorlar, onlar bir oyunun kurallar olarak kabul ediyorlard.
Pastoral, erotik sanatn sportif b ir grnm olduu gibi, galan-
terie de [17] ak oyununun kurallarndan biri idi. Her ikisi de
ak belirli bir uzaklkta tutm ak istemi ve onu ehvetten arndr
mak amacn gtmlerdi. Galanterie devri saylan 18. yzylda,
pastoral geliimin doruuna kmasndan daha doal b ir ey ola
mazd. Fakat W atteaunun figrlerinin giydikleri giysilerin sanat-

[17] Galanterie, Franszca bir szcktr, sz ve davran incelii anlamna gelir.


SARAY SANATININ K 35

nn lmnden sonra moda olmas gibi, fete galante t r de


ancak ge Rokoko devrinde daha geni bir kitleye seslenebilmitir.
Lancret, Pater ve Boucher, bayalatrdklar bu yeniliin meyve
lerini toplayan sanatlar olmulardr. Tm yaam boyunca ufak
bir evrenin sanats olarak kalan Watteau'nun destekleyicileri
yalnzca koleksiyoncu Julienne ve Crozat, arkeolog ve sanat koru
yucusu Kont Caylus ve sanat ilerinin alm satm ile uraan Ger-
saintden ibarettir. ada sanatta ok ender olarak kendisinden
sz edilmekte, edildii zaman da atlmaktadr (29). Diderot bile
onun nemini kavrayamam, onu Teniersden de aa grmt.
Akademi ise ona zorluk karmamsa da byle bir sanatla kar
lanca trlerin geleneksel hiyerarisine sk skya sarlm ve pe-
tits getreslar kmsemeye balamt. Ancak Akademi, kuramda
bile olsa, henz klasik doktrine bal olan kltrl toplumdan daha
dogmatik deildi. Uygulamadaki sorunlarn tmnde. Akademinin
tavr liberaldi. stedii kadar ye kabul edebiliyordu ve ye ola
bilmek iin onun doktrinini kabul etme zorunluu yoktu. Bu ho
gr Akademinin kendi istei ile olmuyordu. Bu denli kaynayan
ve yenilikler getiren bir ada, etkinliini srdrebilmek iin libe
ral bir tutum izlemesi gerektiini anlamt (30). Watteau, Chardin
ve Fragonard, deiik okullardan gelmelerine karn, lkenin dier
nl sanatlar gibi Akademiye kolayca kabul edilmilerdi. Aka
demi, her zamanki gibi grand goty temsil ediyor, fakat aslnda
yelerinin yalnzca ufak bir blm bu ilkeyi benimsiyordu. Top
lum iin resim sm arlam a iine gvenmeyip saray evresinin dn
da alc bulan sanatlar, resmen tannmamaktan tr znt
duymuyorlar, kuram sal alanda pek itibar grmeseler bile, gerekte
en ok aranan resim ler olan petits getiresi gelitiriyorlard. Ba
langcndan beri saray evresinden daha zgrce dnen bir top
luma seslenen fetes galattes, bu sluba girer. Fakat ksa bir s
re sonra bu t r resimle ilgilenen toplum, sanatsal ynden en ilerici
saylan kitleyi oluturacaktr.
Fakat resim, edebiyattan, zellikle romandan daha uzun bir
sre erotik konulara bal kald. Daha ekonomik ve kolay tana
bilir bir rn olduundan resimden daha ok tutulan b ir sanat
tr olan rom an, daha nemli konulara ynelmi bulunuyordu. Bu
yzyln inanszl, din ve ahlak konusunda sahip olduu zgr
dnceler (libertinizm), Choderlos de Laclos, Crebillon fils ve Res-
tif de la Bretonne gibi sanatlar tarafndan ele alnm, devrin di
er romanclar ise yaptlarnda bu konuya pek nem vermemiler
di. Cretli konularna karn, Marivaux ve Prevost, youn bir ero
tik etki yaratmay dnmemilerdi. Bu yzden resmin st snf
36 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

larla olan ilikisi imdilik zarar grmezken, rom an orta snf d n


ya grne yaklamaya balamt. valye romanlarndan p asto
ral romana gei olay, b ynde atlan ilk adm simgeler. Bu s
ralarda yazlan romanlarda, Ortaalara zg baz elerin geri
plana atld gzlemlenmektedir. Pastoral rom an gerek d ve h a
yali bir ereve iinde sunulsa bile, gerek yaam sorunlarn ta r
tr; fantastik giysiler iinde bulunm alarna karn, o an
gerek insanlarn ele alr. Tarih asndan, bunlar, gelecekteki ge
liimleri nceden gsterir nitelikte nemli belirtilerdir. Pastoral ro
man yeniliki gerekilie (modem realizm) o denli yaklar ki,
dUrfenin yaptlarnda olaylarn yerletirilmesi bile tarihe uygun
olarak yaplmtr (31). Fakat edebiyat tarihi asndan en nem li
olay, dUrfenin ilk gerek ak romann yazm olmasdr. DUrfe'
den nce ak konusu ilenmi olsa bile, belirli b ir uzunluu olan
yaptlara hibir zaman konu olamamtr. Ancak imdiden sonra
dr ki ak konusu, dram da da olduu gibi, rom an yneten ve onu
canl tutan bir g olacak ve bu durum yzyl boyunca sre
cektir (32). Baroktan bu yana, epik ve dram atik edebiyatn tem e
linde hep ak iiri vardr; ancak son aam alarda bu deiime do
ru admlar atlmtr. 'Amadisde bile ak yiitlikten stn tu tu l
mutur, fakat Celadon, bizim anladmz eitten ilk ktr. B u
kahraman, ilk abartlmam yiit, ehvetin ilk savunmasz tu tsa,
Chevalier Des Grieuxnn ncs ve W ertherin atasdr.
17. yzyl Fransasnn pastoral roman, yorgun bir an ed e
biyatdr. savalardan bitkin duruma gelen toplum, savan y o r
gunluunu k obanlarn gzel ve dokunakl konumalarn o k u
yarak unutuyordu. Fakat XIV. Louisnin kazand zaferlerin so n u
cunda toplum dzelip kendisini yeni ihtiraslara yneltince, bu t r
yapmack romanlara kar bir tepki balad. Bylece Boileau ve
Moliere eletirilerek yaptlarnn yapmack olduu ileri srld.
DUrfenin pastoral romann, Mile de Scudery ve Calprenedein ak
ve yiitlik romanlar izledi. Bu tr roman, Amadis rom anlarndan
bu yana kopmu olan sreklilii yeniden toparlad. Roman yeni
batan nemli olaylarla ilgilenmeye, yabanc lke ve insanlar an
latmaya, etkileyici ve anlaml olaylar ve tipleri ele almaya ba
lad. ilenen yiitlik konular ise valye rom anlarnn rom antik
pervaszl yerine Comeillein tragedyalarnda grlen ciddi b ir
grev duygusunu ieriyordu. La Calprenedein yiitlik roman, sa
ray dramnda da grld gibi, irade ve gnlyceliinin okulu du
rumunda idi; ayn ackl-kahramansal tre, Mme de la Fayettein
Pritcesse de Cleve'inde de grlr. Bu yaptta da sorun, ehvet ve
eref arasndaki atmadan doar ve dierlerinde olduu gibi bu
SARAY SANATININ K 37

rada da grev duygusu aka stn gelir. Bu yiite uyanlarn (he-


roic stimuli) geerli olduu ada, irade gc ile ilgili sorunlarn
ak seik biimde zmlenmesi, tutkulann usu adan incelen
mesi ve ahlaki dnceler her yerde karmza kmaktadr. Mme
de la Fayettede arada bir daha kiisel,1daha itenlikli zellikler,
duyular geliiminde daha bir akclk grlse de, her ey bilinli-
liin ve zmsel (analitik) mantn na karlmaktadr. k
lar hibir zaman kendilerini ehvet duygularnn tutsa olarak gr
mezler. Rene ve W erther'de, hatta Des Grieux ve Saint Preuxde de
olduu gibi amansz bir aresizliin iinde bocalamazlar.
B tn bu obanl-krsal ve yiitsel-sevgisel biimlere ek ola
rak bu yzylda daha sonraki orta snf romanma ncelik olutu
ran baz olgular bulabiliriz. Bunlarn iinde en bata pikaresk
roman [18] gelir. Bu tr, motiflerinin gnlk gereklere olan
uygunluu ve yaamn alt dzeyini yelemesi bakmndan im
diye dek allagelen trlerin dnda kalr. Gil Blas ve Diable
Boitetvc de bu tre girerler. Balzac ve Stendhalin romanlarndaki
baz zellikler bile, pikaresk romandaki yaam grnn bir
birini tutm ayan, karmak elerinden oluan bir bileimin iz
lerini tarlar. Yapmackl ve an incelik gsteren romanlarsa
(presiozite dnemi romanlar), 17. yzylda uzun bir sre okunup 18.
yzyla aktarlm olsalar bilel660dan sonra bir daha yazlmamlar
dr (33). Nkteli, yapmack, zorlama ve aristokratlara zg yapay ta
vrlara uygun olan slup, daha doal, daha orta snfa zg bir slu
ba yenilmitir. Furetiere, pikaresk roman tarznda yazd yiitlik
ten ve romantizmden uzak olan romanma Le Roman bourgeois ad
n verebilecektir. Fakat bu roman henz byle bir tanm hak et
mez; iindeki motifler bu tanmla ilgili olsalar da, onlarn dnda
bu yapt henz sadece taslak, karikatr ve episodlarn bir araya
getirilmesinden teye gidememitir. Dier bir deyile bu romann,
olaylarn tek bir kahramann yazgs evresinde gelierek, okuyu
cunun tm ilgisini toplayabilen modern devrin youn 'dram atik' ro
man ile hibir ilgisi yoktur.
17. yzylda yaygnlna karn ikinci planda, hatta kimi yn
lerden henz geri kalm bir sanat tr olarak grlen roman, 18.
yzylda edebiyat alannn en ileri esi durumuna gelmi ve en
nemli edebiyat yaptlarn iermekle kalmayp edebiyatta son de
recede nemli ve gerekten ilerici olan bir geliimin gerekleme
sine neden olmutur. 18 yzyl psikoloji a olduundan roman

[18] Fr. Roman picaresque: Yenian balarnda spanyada doan, dilencilerin,


sabkallarn ve- babolarn renkli yaamlarn anlatan roman tr.
38 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

yeleyen bir dnemdir. Lesage, Voltaire, Prevost, Laclos, Diderot


psikolojik gzlemler yapmay severler. Marivaux ise psikolojiye ge
reinden fazla dkndr; srekli olarak figrlerinin psikolojik
davranlarn anlatr, inceler ve yorumlar. Yaamdaki her davra
n psikolojik inceleme yapmak iin bir frsat olarak grr ve ya
ratt tiplerin gdlerini olduu gibi sergilemekten kanmaz.
Marivaux ve adalarnn psikolojisi, ncellikle Prevost'unki, 17.
yzyln psikolojisinden ok daha ince, daha zengin ve daha eit
lidir. Karakterler daha nceki kalplam niteliklerini kaybedip
daha elikili, daha karmak duruma gelerek, klasik edebiyatta
karakter iziminin daha ematik olduu izlenimini yaratrlar. Le
sage da tiplere, karikatrlere ve allagelmiin dnda kiilere bol
bol rastlansa bile, belirsiz ve deiken izgilerle betimlenmi ger
ek portreler ve gerek yaam renginin eitli tonlara dnmesi,
Marivaux ve Prevost'dan nce grlmez. Eer eski roman, yeni
romandan ayracak bir snr izgisi varsa, o izgi burada izilmitir.
Roman bundan nce, somut eylemlerde yansyan dsal olaylarn
ve tinsel srelerin temsili durumunda iken artk imdi, tinsel ta
rih, psikolojik zm ve kiinin kendi kendini anlatmas haline gel
mitir. Marivaux ve Prevost'un henz 17. yzyln zmsel ve us-
u psikolojisi iinde hareket ettikleri ve 19. yzyln byk
romanclarndan, ok, Racine ve Rochefoucauld'ya yakn olduk
lar gerektir. Bu sanatlar klasik dnemin ahlaklar ve dram
yazarlar gibi karakterleri, onlar oluturan unsurlara ayrp ge
litirirken yaam koullar ve evre etkilerine gre deil, birka
soyut ilkeye gre davranrlar. Ancak 19. yzylda bu dolayl, izle
nimci (empresyonist) psikolojiye doru kararl b ir adm atlm
ve bundan nceki btn edebiyat ad brakan yeni bir psikolo
jik olaslk kavram yaratlmtr. 18. yzyl yazarlarnda gze ar
pan yenilik, figrlerini yiitlik zentisinden kurtarp insanlatrm
olmalardr. Onlarn eriilmezliklerini kaldrmlar, insan lleri
ne yaklatrmlardr ki bu yenilik, Racine'in yaptlarndaki ak tas
virlerinden bu yana, psikolojik doalcln gelime srecinde ya
plan nemli bir ilerlemeye iaret eder. Prevost iddetli tutkularn
dier ynlerini, ncelikle bir adam iin k olmann utandrc ve
aalatc durumlar yaratacan gstermeye balamtr. Romal
airlerin yapt gibi, ak gene bir felaket, b ir hastalk, bir eref
sizlik olarak gsterilmeye balanmtr. Bu ak yava yava
Stendhal'de grdmz ehvetli aka dnr ve 19. yzyl ede
biyatnda akn zellii olan marazi (patolojik) ynlerle kayar.
Marivaux, kurbanlarna a bir hayvan gibi saldrp onlar bir daha
brakmayan bu akn gcn bilmese de, Prevost'da ak artk man
SARAY SANATININ K 39

ta egemen olm utur. valye ak devri bitmi, uygunsuz biri ile


birlemeye kar sava balamtr. Akn buradaki soysuzlamas,
toplumsal bir savunma mekanizmas niteliindedir. Ortaadaki
feodal toplum ve h atta 17. yzyl saray evresi toplumu, akn ge
tirecei tehlikeler tarafndan tehdit edilmiyorlar, yaam ciddiye al
mayan kimselere kar korunma zorunluluunu duymuyorlard. Fa
kat toplumdaki kastlar arasndaki snrlarn giderek daha sk al
d ve burjuvalarn da en az soylular kadar toplumda kendilerine
ayrcalk salayacak olan yeri korumaya zorunlu olduklar bir a
da, topluma egemen olan dzeni tehdit eden ve nceden hesapla-
namayan ak tutkular afaroz ediliyor ve sonunda, La Dame aux
came'/ias'ya ve bizim amzda Garbonun fi mlerine dek uzanan yeni
bir edebiyat tr douyordu. Kukusuz Prevost, halen tutuculuun
bilinsiz bir temsilcisi durumundayd. Ayn tutuculua oul Dumas,
bilinli olarak ve inanarak hizmet edecektir.
Rousseaunun duygu tehirciliine, yani kiilerin zel yaam ve
duygularnn aklanamayacak yanlarn aklamaya Prevostun Ma-
non Lescautsunda rastlanm aktadr. Romann ba kahraman erefsiz
akn anlatm akla vakit geirmez; stelik karakterinin zayfln
itiraf etmekten masoist bir zevk duyar. Lessingin Wertherden sz
ederken kkln ve yceliin, aalk olaylarla saygn olayla
rn karm diye tanmlad olgulara dknlk, Marivaux'da im
diden grlmektedir. Vie de Mariatnem yazan, yce ruhlarda bi
le zayf noktalar olduundan sz eder; M. de Climal'in ekiciliin
ve iticiliin karm ndan oluan bir doaya sahip olduunu anlatr
ve kahramann ilk bakta yarglanmamas gereken bir kii olarak
tanmlar. Bu kadn itenlikli ve drst bir insan olmasna karn,
kendine zarar verecek olan hibir davranta bulunmamaya dikkat
eder. Kozlarn iyi bilir ve onlar akllca oynar. Marivaux b ir gei
ve yeniden kurulu dneminin rnek bir temsilcisidir. Bir romanc
olarak ilerici orta snf eilimini tm gcyle desteklese de, bir
komedi yazar olarak psikolojik gzlemlerini eski ilgin olaylar di
zisi iinde gizleyerek sunar. Komediye getirdii yenilikse, eskiden
daima ikinci rol oynayan akn, artk konunun merkezini olutur
masdr (34). Ak temas bu nemli rol ele geirmekle, edebiyatta
zaferle sonulanan ilerleyiini tamamlam olur. Bu geliimin ne
denleri, komedide karakterlerin bile daha karmak duruma gel
melerine ve akn, kazand komik zelliklere karn, ciddi ve y
ce olma niteliini koruyacak kadar deiik bir yapya sahip olma
sna baldr. Fakat Marivauxdaki yeni zellik, her eyden nce,
figrlerini, davranlar dorudan doruya toplumdaki konumlan
ile ilikili olan, toplumdaki snfsal yaplanna gre artlanm
40 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

kiiler olarak tanmlamasdr (35). Moliere'de de kiiler k olur


lar, ama ak hibir zaman olaylarn merkezi deildir; mizalar top
lumdaki snfsal konumlarm belirlese de, bu hibir zaman dram atik
atmann kaynan oluturmaz. Oysa Marivaux'nun J eu d e lamour
et du hasardmda btn olaylar kiilerin toplumdaki grntleri
zerine kuruludur; balca sorun kiilerin gerekten uak m yoksa
kimliini saklayan efendi mi olduudur.
Marivaux genellikle Watteau ile karlatrlm, her iki san at
nn nkteli ve etkileyici sluplarndaki benzerlik, byle b ir k a r
latrmay gerektirmitir. Fakat her ikisi de bizi sanat sosyolojisi
nin nemli bir sorunu ile kar karya getirirler; nk ikisi de to p
lumun geerli olan geleneklerine uygun bir biimde, kendilerini son
derece incelikle ifade etmelerine karn, beklenen baarya ulaam a
mlardr. Yaam boyunca Watteau'nun deerini pek az kii anlaya
bilmi, Marivaux ise srekli olarak oyunlarnda baarszla u ra
mtr. Marivaux'nun adalar onun kulland dili karmak, y a p
mack ve anlalmas g bulmular, onun prl prl, kvrak dialog-
larn hi de vg saylabilecek anlama gelmeyen marivaudage szc
ile tanmlamlardr. Oysa Saint-Beuve, bir yazarn adnn b t n
ev halk tarafndan anlmasnn hi de kmsenecek bir olay olm a
dn savunmutur. 'Bu sanat, ann anlayamayaca kadar b
ykt' ya da 'sanat, insanlarn igdsne ters der gibi akla
malar Watteau iin geerli olsa da, bu yarg, aslnda byk b ir ya
zar olamadndan, Marivaux iin geerli olamaz. W atteau ve
Marivaux bir evreden dierine gei dneminin temsilcileridirler ve
yaamlar boyunca anlalamamalarnn nedeni, sanatsal glerinin
yetersizliinden deil, nc olma grevini stlenmi olm alarndan
dr. Bu t r sanatlar hibir zaman kendilerine uygun toplum u b u
lamazlar, yaadklar ada anlalamazlar. Kendilerinden sonra ge
len kuak da, bunlardaki sanatsal grleri yeterince anlayamaz;
daha ilerki kuaklarsa, bu yaptlar daha iyi deerlendirecek durum
da olsalar bile, aradan geen zamandan tr onlar kendi ala
rna balayabilmekte glk ekerler. Watteau ve Marivaux, 19.
yzylda, sanatlarnn modas getikten ok sonra, beenileri empres
yonist akm etkisi ile yorulmu uzmanlar tarafndan kefedilmi
lerdir.
Rokoko sanat, Barok gibi bir saray sanat deil, aristokrasi
ile orta snfn st kesiminin sanat idi. Yeni binalar kral ve dev
let tarafndan deil, zel koruyucular tarafndan yaplm, saray ve
atolar yerine, hteVler ve petite maisorilar ina edilmiti [19].
[19] Franszca bir szck olan hteT, konak anlamna gelir, petite maison ise ufak
ev demektir.
SARAY SANATININ K 41

Kk odalar ve zel oturm a odalarnn itenlii ve scakl, so


uk m erm er ve bronz salonlara yelenmi, kahverengi, mor, laci
vert, altn sans gibi ciddi ve ar renklerin yerini ak pastel renk
ler, gri ve gm rengi, muhabbet iei yeili ve pembesi almtr.
Rejans dneminin aksine, Rokoko bir yandan daha pahal ve de
erli, daha parlak, daha, en ve keyfince davranan bir sanat duru
muna gelirken, dier yandan duygusallk, incelik, yumuaklk ve
tinsellik kazanmtr. Bir bakma yetkin bir sosyete sanatna d
nmesine karn, bir yandan da orta snf beenisine yaklamtr.
Byk bir ustalk ve hner gerektiren bu sslemeci sanatn narin,
etkileyici ve gerilimli havas kitlesel, yontusal ve geni meknlar ge
rektiren barok sanatn yerini almtr. Bu sanattaki rahatln ve
canlln doalc gzlemciliin ve benzetmeciliin zaferi oldu
unu anmsamak iin La Tour'u veya Fragonard' dnmek yeter-
lidir. Gnlk yaamn snrlarn patrdl bir biimde amaya al
p, onlar zorlayan, yabanl ve heyecanl Barok grntlerle kar
latrldnda, Rokokoda her ey hafif, olaan ve hoppaca gibi
grnr. Fakat Barokun hibir ustas frasn Tiepolo, Piazzetta
ve Guardi kadar rahat ve gvenli bir biimde kullanamaz. Rokoko,
Rnesans ile balayan ve dinamik zm getiren, zgrle ynelik
ve kendisini duraan, geleneksel ve rneksel olan ilkeye kar devam
l olarak korum as gereken bir ilkenin zafere ulamas ile sonula
nan geliimin son evresini temsil eder. Rnesansn sanatsal ama
lan ancak Rokoko devrinde gerekleebilmitir. Artk nesnel an
latmlar, m odem doalcln amac olan rahatlk ve geree tam
ballkla yaplabilmektedir. Rokokodan sonra, hatta bir blm
Rokokonun ortasnda balam olan orta snf sanat, bu sralarda,
Rnesanstan ve ondan sonra gelen evrelerden tmyle deiik, yep
yeni b ir sanat durum una gelmitir. Bu sanat, znellik ve demokra
tik dnce ile artlanm olan bugnk kltr ann balang
cn oluturur ve ilkelerine kar olmakla birlikte, Rnesans, Barok
ve Rokokonun sekin kltrleri ile dorudan bantldr. Rne-
sansn ve ona baml olan sanatsal sluplarn atmalar, biime
an ballk ile doalcla zg formsuzluk, belirgin olanla ev
resi iinde eriyen, duraan olanla dinamik olan arasndaki kart
lklar, imdi yerlerini usuluk ile duygusallk, zdekilik ile tinsel
lik, klasisizm ile romantizm arasndaki uyuturulamaz trden kar
tlklara brakm lardr. Rnesansdaki kartlklarn her iki cep
hesi de imdi vazgeilmez olduundan, bundan nceki karsavlar
anlamlarn geni lde yitirmilerdir; betimlemenin doalcla
zg titizlikle ve aslna benzetilerek yaplmas kadar, resimdeki e
lerin kompozisyonda uyum salamalar da gerekmektedir. imdi
42 ROKOKO, KLASlSZM VE ROMANTZM

gerek sorun, mantkl dnce ve duygu, nesneler dnyas ve z


ne, usu ngr ve sezgi gibi kartlklardan, hangisine ncelik ta
nnmas gerektiidir. Rokoko sanat, ge Barok dnemin klasisizmi-
ni kerterek; kendine zg resimsel slubu, resimsel ayrntya
olan duyarl ve izlenimci tekniiyle, orta snf sanatnn duygusal
ynlerini ifade edebilen, Rnesans ve Barok sanatnn biimsel dilin
den ok daha uygun olan bir slup yaratm, bylece yeni seenein
yolunu hazrlamtr. Bu yeni slubun olduka ileri olan ifade g
c, mantksz dnceye ve duygusalla gl bir ekilde kar ko
yan yaps yznden zaten zayflam olan Rokokonun kmesine n e
den olmutur. Kendiliinden gelien bu gerelerle karakteristik
amalar arasndaki fikir alverii olmadan Rokokonun nemini kav
ramak olanakszdr. Onun karmak doasn anlamak iin, bu san a
tn, o devrin toplumundaki uyuturulamaz kartlklarn sonucu o r
taya km olan kutuplamalardan doduunu ve Rokokonun, sa
ray evresinin Baroku ile orta snfn erken Romantizmi arasndaki
birletirici bir yeri olduunu bilmek gerekir.
Duyumculuu ve estetizmiyle zellik kazanan Rokoko epikrc-
l Barokun trensel slubu ve erken Romantik hareket arasn d a
gei noktas saylr. XIV. Louis devrinin saray soylular, aslnda
kendi keyiflerince yaayp durmalarna karn, yiitsel ve ussal b ir
yetkinlik lksn vp, yceltmekteydiler. XV. Louis devrin
de ise ayn toplum, grnte burjuva yaantsna ve yaam gr
ne uygun olan bir hazcl (hedonizm) [20] benimsedi. Talley-
randn syledii u szler, bu snflarn nasl b ir yaam srdk
lerini gstermeye yeterlidir. 1789dan nce yaam olanlar, yaa
mn tatl ynlerini bilmiyorlar demektir! Yaamn tatl ynleri
ile kukusuz kadnlarn tatll kastedilmektedir. Her Epikuroscu
kltrde olduu gibi, kadnlarla birlikte olma, en yaygn vakit ge
irme biimidir. Ak salkl bir itepi (impulse) ve dram atik bir
tutku olmaktan km, elendirici, sakin, itenliini ve safln
kaybetmi bir duygu durumuna gelmi, tutkunun yerini alkanlk
almtr. srarla ve srekli olarak plak resimleri (nler) aranm ak
tadr. plaklk imdi plastik sanatlarn en gzde konusu olm utur.
Devlete ait apartm anlarn fresklerinde, salonlardaki goblen hal
larda, zel oturm a odalarndaki yalboyalarda, kitaplardaki gra
vrlerde, raflardaki bronz figrlerde, porselenden yaplma grup
heykellerinde, her yerde, iman baldrl ve kalal, ak gsl,
kol ve bacaklar sanki karsndakini kucaklayacakm gibi olan p-

[20] Yaamn amacn yalnzca zevk duymak olarak kabul eden felsefe akm, se-
faperestlik.
SARAY SANATININ K 43

lak kadn figrlerini grrz; kadn ve erkekler veya yalnzca kadn


lardan oluan topluluklar, saysz eitleme ve tekrarlamalarla tasvir
edilm ilerdir. Sanatta plaklk o derece olaan durum a gelmitir ki,
G reuze'n saf ve yaln figrleri, yanlzca elbiselerini giymekle erotik
bir etki yaratabilm ektedirler. Ne var ki, 'kadn gzellii' lks de
deimi, daha m erak uyandrc, daha bilgi ve safln yitirmi
kadn tipi ilgi ekmeye balamtr. Barok ada olgun ve iyice ge
limi kadnlar yelenirken, imdi kimi zaman hl ocukluk a
n yaayan, gen ve ince kzlar tasvir edilmektedir. Bylece Roko
ko, zengin ve bkkn Epikrcler iin tasarlanm erotik bir sanat,
doann kstlad elenme ve haz duyabilme yeteneini younla
tran b ir ara durumundadr. Bir yandan orta snf sanat beenisi,
dier yandan David, Gericault ve Delacroixnin klasisizmleri ve ro
m antizm leri, daha olgun, daha normal bir kadn tipini moda hali
ne getirecektir.
Rokoko, arpc bir 'sanat iin sanat [21] anlay gelitirmitir.
Bu sanatn gzellie duyumcu adan yaklaarak tapmas, yapma
ckl, byk hner gerektiren, mziksel, zarif anlatm, Aleksandr-
clkn [22] btn trlerini geride brakr. H atta Rokokonun sa
nat iin san a t baz ynlerden, 19. yzylnkinden ok daha gerek
ve itendir, nk bu sanat genel istee uyarak veya nceden prog
ram lanarak yaplmam, sanata dinlenmek, zevk duymak iin s
nan, yorgun, edilgin, hoppa bir toplumun doal davran yn ver
m itir. Rokoko gerekte gzellik ilkesinin kesin olarak egemen ol
duu b ir beeni kltrnn son evresi, 'gzelin ve 'sanatsal olann
eanlam da tutulduu son sluptur. Watteau, Rameau, Marivaux,
h atta Fragonard, Chardin ve Mozartda her ey melodik ve 'gzel'
dir. Beethoven, Stendhal ve Delacroixda durum deiir ve sanat
daha etkin, daha kavgac olur, ifade kaygs biimsel yapy bozar.
Rokoko ayn zamanda Bat Avrupada doan son evrensel slup
tur. Bu slup tm evren tarafndan kabul edilip aa yukar tek
dze (uniform) bir sistem iinde btn Avrupa'da uygulanmakla kal
mam, ayn zamanda btn yetenekli sanatlar tarafndan, oldu
u gibi kabul edilerek onlarn ortak deerleri durumuna gelmitir.
Rokokodan sonra bir daha biim konusunda kanon (canon) [23] lara

[21] Fr. LArt pour lart: 19. Yzylda Victor Cousinin endstri retimi eya ile
sanat yapt arasndaki fark belirtmek iin kulland deyim. Sanat dnda
hibir ama tanmayan yaratc almay anlatr.
[22] Fr. Alexandrianisme: skender anda yaam eski Yunan airlerinin iirle
rindeki ok ssl anlatm.
[23] Kanon szc Yunancadr. slam dnrleri bu terimi kaide szc ile an
lamda klmlardr; gnmzde kural ve ilke terimleri kullanlmaktadr.
44 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

bylesine uyma zorunluu ya da tm evren iin geerli olan b ir sanat


eilimi grlmez. 19. yzyldan sonra sanatlarn amac o de
rece kiisellemitir ki, artk kimse hazr formlleri kabul etmeye ya
namam, herkes kiisel anlatm yollan bulabilmek iin aba sarfet-
meye balamtr. Bu sanatlar, kendilerinden nce yerlemi bi
imleri, bir zm yolundan ok bir ayak ba olarak grmekte
dirler. Empresyonizmin evrensel bir sanat olarak tannmasna karn,
sanatnn, birey olarak, bu akmla zorunlu ilikileri vardr ve Ro
kokoda olduu gibi, o akma zg 'empresyonist form l' diye bir ey
yoktur. 18. yzyln ikinci yansnda devrim saylan bir deiim
olumu ve modem bir orta snf toplumu ortaya kmtr. Bu yeni
snf kiisellie ve orijinallie olan tutkusu ile, kltrl bir topluluk
tarafndan bilinli ve planl bir biimde ortaklaa kabul edilen 's til'
anlayna son verdirmi ve entellektel zellik anlayna gnmz
deki nemi kazandrmtr.
Boucher, Rokoko formlnn gelimesinde ve Fragonard ile
Guardi'ye amaz bir emniyet veren ustalkl tekniin domasnda en
nemli rol oynayan sanatdr. Son derece nemli bir sanatsal ge
lenein nemsiz temsilcisi olarak, bu gelenei o denli iyi temsil e t
mitir ki, Le Brun'den sonra hibir sanat onun kadar etkili ola
mamtr. Boucher, vergi mltezimleri, yeni zenginler ve liberal d
ncelere sahip saray evreleri tarafndan en ok aranan slup olan
erotik trn byk ustas, W atteau'nun fetes galanteslarndan son
ra Rokoko resminde en geerli konu olan ak mitolojisinin y arat
csdr. Erotik motifleri resimden grafik sanatlara ve endstriyel
sanatlarn tm ne aktarr ve peinture des seins et des culs [24] den
ulusal bir slup oluturur. Fransadaki tm sanatseverlerin Boucher
yi devrin en byk sanats olarak grmemeleri doaldr. B urju
va snfnda uzun sreden beri edebiyatta sz sahibi olmu, kl
trl bir snf vard ki bunlar imdi sanatta diledikleri gibi seim
yapp kendi yollarn kendileri iziyorlard. Greuze ve Chardin
retici (didaktik) ve gereki resimlerini bu toplum iin yapyorlar
d. Hi phesiz onlar destekleyenlerin hepsi orta snftan deildi;
Fragonard ve Boucheryi tutan snftan da onlar beenen vard. Fra
gonard ise, burjuva ressamlarnn salamaya abalad beeniye
arada bir boyun eiyor, Boucher bile bu ressamlarn kullandklar
motiflere yakn olan resimler yapyordu. rnein Boucher'nin
Louvre Mzesindeki 'kahvalt' tablosu, orta snfn st dzeyinde
yaayanlarn yaamn sahnelemesine karn, tam bir sradan orta

[24] Franszca gs ve kala resmi anlamna gelir.


SARAY SANATININ K 45

snf yaam gsterisidir ve trensel olmaktan ok bir t r resmidir.


(peinture de getire) [25],
Rokokodan kopma, yzyln ikinci yarsnda gerekleir. st
snflarla orta snf arasndaki kopukluk artk ok belirgindir.
Greuzeun resmi, yalnzca yaama kar alman yeni tavrn veya ye
ni bir ahlak grnn deil, ayn zamanda 'zevksizlik' saylacak
yeni bir beeninin de balangcn oluturur. Onun duygusal aile
sahneleri, lanetleyen veya kutsayan baba ile sorumsuz, hovarda ya
da kran duygulan ile dolu iyi evlatlarn gsteren aile resimleri
nin sanatsal deeri azdr. Kompozisyonda orijinallik yoktur; re
sim ler zensiz izilmi, ekicilii olmayan renkler kullanlmtr;
stelik teknik, ho olmayan bir tekdzelie sahiptir. Abartl
m ciddiyetlerine karn yaptklar etki souk ve anlamsz, sergi
ledikleri a n duygulara ramen inandrclktan yoksundurlar. Du
yurmaya abaladklar ilgi, hemen tam olarak sanattan uzaktr ve
ressamca olmayan ve ounlukla yalnz ykc (narrative) konu
lar resim diline evirme abas bile gstermeden kabataslak
bir biimde ileyiverirler. Diderot bu resimleri, romanlardaki olay
larn tohum larn ierdiklerinden tr ver (36), ama daha tarafsz
olmak gerekirse, bu resimler, bir yknn ierebildiinden fazlasn
ieremezler. Bunlar 19. yzyln sanatsal deeri olmayan dier pro
totip yaptlar gibi, ykc, ahlak, sradan, en kt anlamyle
'edebiyat yapan' resimlerdir. an beenisini saptayan toplulukla
rn toplum da yer deitirmelerinin, eskimi, iyice denenmi stan
dartlarn kmesine bal olmas doaldr, fakat Greuzen resim
leri, srf o rta snf resmi olduklar iin zevksiz ve kt resim say
lamazlar. Chardinin resimleri, burjuvalara zg yalnlklarna kar
n, 18. yzyln sanat deeri en yksek olan rnleridir. Chardin,
Greuze'dan ok daha drst ve gerek bir orta snf sanatsdr.
Greuze, sradan, drst kiileri sterotipler durumuna getirerek, or
ta snf ailelerini kutsallatrarak, bakireleri lkselletirerek, orta
ya da aa snflardan ok, yksek snflarn dnce ve grlerini
yanstr. Buna karn Greuzeun tarihsel nemi, Chardininkinden
aa deildir. H atta aristokratlarn ve yksek dzeydeki orta s
nflarn Rokokosu ile yaplan savata, onun silahlar Chardin'inki-
lerden daha etkili olmutur. Diderot onu sanat olarak belki fazla
yceltmitir, ama onun resminin siyasal propaganda niteliini iyi
deerlendirmitir. Diderot bu resimlerle 'sanat, sanat iindir' dn
cesinin ktn anlam tr. Eer Diderot, sanatsal grevin 'erdem-

[25] Ky, kasaba, kent ve saray yaam gibi belirli zellikler gsteren yaay du
rumlarn gsteren resimlere verilen isim.
46 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

lere sayg gstermek ve ktlkleri sergilemek' olduunu ileri sre


rek, sanat bir arabulucu, bir erdem okulu olarak kullanmak iste
mise; eer Boucher ve Vanlooyu yapaylklarndan, bo, kolay, d-
nsz becerilerinden ve hovardalklarndan tr sulamsa, dai
ma aklnda zorbalarn cezalandrlmalar yks yattndan, ya da
daha somut olarak, orta snf, ilerde daha ykseklere karmak ze
re, sanat dnyasna sokmak zere aba sarfettii iindir. Onun Ro
koko sanatna at sava, yaklamakta olan Devrimin tarihinde
b ir evredir.
2. YEN b r okuyucu k it l e s i

18. yzylda entellektel stnlk, Fransa'dan, ekonomik, toplum


sal ve siyasal alanlarda daha ileri durumda olan Ingiltere'ye geti.
Byk romantizm akmnn yzyln ortasnda bu lkede balam
olmasna karn, aydnlanma olay da gene bu lkeden fkrmt.
Bu dnemde Fransz yazarlar, Ingiliz kurumlarnda ilericiliin zn
grmler ve Ingiliz liberalizmi zerine gerekle ok az ilgisi olan bir
efsane yaratm lardr. K ltr koruyuculuunun Fransadan Ingiltere
ye gemesi ile Fransz krallnn Avrupadaki stnl km ve
bylece 18. yzyl, siyasal alanda, sanatta ve bilimde Ingilterenin
nderliine tank olmutur. Fransann ulus olarak gerilemesine
neden olan kral otoritesinin zayflamas olay, yeni ekonomik geli
imlerin bilincine varp ona uymaya hazr olan snflarn devlet y
netiminde de sz sahibi olmaya hazrlandklar bir lke olan In
giltere'nin iine gelmiti. Bu snflarn siyasal emellerini belirleme
ye yarayan ve onlarn mutlakla kar en etkin silahlar duru
muna gelmi olan Parlamento, feodal soylulara, d dmanlara ve
Roma kilisesine kar Tudor'lar desteklemiti, nk Parlamento
da temsil edilen ticaret ve sanayi ile uraan orta snflar ile bur
juvazinin ticari uralarndan kar salayan liberal soylular, bu
atmann kendi planlarn kolaylatrdn anlamlard. 16. yzy
ln ortasna dek monari ile bu snflar arasnda yakn bir kar or
takl vard. Ingiliz anamalcl (kapitalizm) hl geliiminin ilkel
ve servenci devrinde idi ve ticaretle uraanlar, ortak korsanlk
giriimlerinde, kralln gizli danmanlarn destekliyorlard. Ana
malclk daha usu yntemleri izlemeye balaynca ve kralln, g
cn yitirmi olan soylulara kar orta snfn yardmna gereksin
mesi kalmaynca, bu ortak yol ayrld. Avrupa ktasnda hkm s
ren saltlk rnekleri tarafndan desteklenen ve Fransz kraln ken
dilerine dost olarak gren Stuartlar, orta snfn balln ve
Parlamentonun desteini pervaszca hie saydlar. Eski feodal soy
lular, saray soylular olarak yeniden etkin kldlar ve bu snfa s
tnlk salayacak olan yeni dnemin temelini attlar. Stuart'lar bu
snfa, kendilerinden nce gelen idarenin yoldalar olan orta snf
ve ilerici snflara olduundan ok daha kuvvetli duygularla bal
idiler, nk onlarla daha srekli ortak karlara, sahiptiler. 1640'a
48 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

dek, feodal soylular ayrcalklarndan geni lde yararlanmlar


ve devlet latifundiamn [26] devamn salamakla kalmam, byk
toprak sahiplerini tekelcilik veya dier korum a yntemleri ile ana
malc atlmalardan elde edilen krlara ortak etmeye alm
t. Fakat bu giriimler sistemin tmn kertecek sonulan
dourdu. Ekonomik retimi salayan snflar, krlarn kralln
gzde snf ile blmeye yanamadlar ve bu korumacla zgr
lk ve adalet adna kar ktlar. Ekonomik ayrcalklardan bizzat
kendileri yararlanr duruma geldiklerinde de ayn sloganlar srekli
olarak kullanmaya devam ettiler.
Tocquevillein dedii gibi, siyasal sorunlarn tm , vergi ver
me zorunluu veya vergi ba ile bir ynden ilikilidir. Ortaan
sonundan beri vergi sorunlar Ingilteredeki toplum yaamna ege
mendir ve 17. yzylda devrim hareketlerinin balang nedeni ol
mutur. Tudorlara hi sorun karmakszn vergi balayan ve
Sava nedeniyle daha da fazlasn demeye hazr olan orta snf,
kendilerine tepki gsteren ve onlara kar olan Charles I.e vergi
vermeyi kabul etmedi. Bir kuak sonra James II., Londra ehir
meclisinden kendisini Orangel Williama kar korum alarn dile
yince, Londrallar ona yardm etmeyip, kar taraf baarya ula
tracak nlemleri aldlar. Monari ile ticaretle uraan snflarn
arasndaki anlamann balangc saylan bu olay, anamalcln za
ferini ve Ingilterede kralln devamn salayacaktr (37). Fran
sada ancak yzyl sonra temizlenecek olan feodalizm kalntlar,
Ingilterede 1640-1660 yllar arasndaki devrim dneminde yok edil
miti. Fakat her iki lkede de devrim, kapitale bal snflarn, eko
nomik karlarn, saltla ve ncelikle Kiliseye kar korum aya
altklar bir snf kavgasndan baka bir ey deildi (38).
Ingilterede 17. ve 18. yzyln siyasal yaamna egemen olan
byk atmalarda, b ir yanda krallk ve saraya bal soylular,
dier yanda ise anamalclk yanls snflar bulunuyordu. Fakat ger
ekte ekonomik alanda birbirine kar olan en azndan ayr to p
luluk vard: Byk arazi sahipleri; anamalc gre sahip soylu
larla anlam olan burjuvalar ve kk tccarlar, ehir iileri ile
kyllerden oluan karmak bir topluluk. 18. yzylda, bu nc
gruptan, ne parlamentoda ve ne de edebiyatta hi sz edilmezdi.
1688den sonra toplanan Parlamento, bizim anladmz kapsa
myla 'halkn temsilcisi olamamt. imdi Parlamentonun grevi,
eski feodal dzenin ykntlar zerine anamalcl kurm ak ve eko-

[26] Roma devrinde topran zel mlkiyete gemesiyle ortaya kan ve kle eme
iyle pazar retimi yaplan byk toprak mlkleri.
YEN BR OKUYUCU KTLES 49

nomik alanda retken olanlarn, saitik ve dini hiyerari yanls


snflara kar egemenliini salamlatrmaktr. Devrim, mlkiyetin
yeni bir sisteme gre datlmasn ngrmemekle birlikte, ilerde
tm lkelerin ve uygar dnyann yararlanaca yeni zgrlk hak
larn salad. Bu haklar nceleri eksiksiz bir biimde yrrle
girememi olsalar bile, iinde demokrasinin tohumlarn tayan ye
ni bir geliimin balangc ve krallk gcnn mutlaklnn sonu de
mekti. Parlamento her eyden nce koruyucu nlemler almak istiyor,
seimlerin ticari temele dayal toprak mlkiyetine ve bununla ilikili
olan ticari anam ala bal olarak kalmasn srdrecek koullar ya
ratmaya alyordu. WhigIer ve ToryIer arasndaki kartlk, Parla
mentodaki snflarn ortak cephede birlemeleri yannda ikinci dere
cede nemli saylyordu. Ynetimin bana bu iki partiden hangisi
geerse, gesin, siyasal yaam, orta snf uydusu durumuna getir
mi olan ve seimlerde daha etkili olabilen soylular tarafndan
ynetiliyordu, ik tid ar ToryIerden WhigIere getii zaman bu olay
yalnzca idarenin, toprak mlkiyetinden ve Anglikan Kilisesinden
ok ticareti desteklediini gsterir olmutu; Parlamento ynetimi
ise her zamanki gibi oligarinin vazgeilmez parasyd. WhigIer
nasl aristokratik ayrcalklar olmayan bir parlamento istemiyor
larsa, ToryIer de parlamentosuz bir monari istemiyorlard. Bu
partilerden hibiri Parlamentoyu bir halk meclisi gibi grmyor
lar, onu yalnzca sahip olduklar ayrcalklar kralla kar koru
yan b ir garanti olarak kabul ediyorlard. stelik Parlamento, bu
snfsal zelliini, tm 18. yzyl boyunca koruyacakt.
lke, en yallar Lordlar Kamarasnda, en kk oullar ise
Avam Kamarasnda bulunan ve bylece siyasal yaam tmyle te
kelinde tutan Tory ve Whig aileleri tarafndan sra ile idare edili
yordu. Parlamento yelerinin te ikisi tayin ile ibana geliyor,
dierleri ise says ancak 160.000e ulaabilen semenler tarafndan
seiliyor, stelik oylamada hile de yaplyordu. Seim hakknn her
eyden nce toprak kiralamaya baml kalmasna neden olan n
fus saym, ilk bandan beri Parlamentoda toprak sahibi snflarn
egemenliini salamlatrmt. Fakat seme hakknn kstll, oy
ticareti ve m em urlarn hile yapmalarna karn, ngiltere 18. yz
ylda, Ortaan kalntlarndan yava da olsa kurtulmaya bala
yan bir lke durumundayd. ngiliz toplumu Avrupa'nn dier lke
lerinde henz rastlanm ayan bireysel zgrln tadn karyordu.
Fransadaki gibi doutan kazanlan haklarla deil de arazi sahibi
olmakla elde edilen toplumsal ayrcalklar, (39) aa snflarn te
melde daha esnek olan snf ayrmlarn nispeten kolayca kabul et
melerine yaryordu.
STT 4
50 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

ngilterenin 18. yzyldaki toplumsal dzeni ile. Roma devri


nin Cumhuriyet idaresindeki son dnemi arasnda benzerlik vardr.
Her ne kadar parlamenter aristokrasinin kategorilerinde, senatr
snf, equiteler [27] ve halk tabakasmdan (plebler) oluan Roma
toplum dzenine benzer bir yap bulunsa da, ngilterede paral s
nflarn ve yoksul halkm toplumda hibir nemi yoktur. Bu e
ayrlma henz eitlik kavrammm yerlemedii ileri toplumlarn hep
sinde grlen bir zelliktir. ngiltere ile Roma arasndaki asl ben
zerlik, aristokrasinin parlamentoyu yneten bir smf olarak orta
ya kmas ve Romanm soylu ve sekin snf (patriciler) ile ana
malclar arasndaki oynak ve gevek snrlardr. Fakat bu snflar
la halk (plebler) arasndaki ilikiler her iki lkede de deiiktir.
Roma yazarlarnn yoksullardan, 18. yzyl ngiliz yazarlarnn n
giliz toplumundaki yoksullara deindikleri oranda sz ettikleri
bir gerektir (40), fakat Romada emeki snfn (proleter) to p
lumdan srekli bir ilgi grmesine karn, bu smfm ngilterenin
siyasal yaamnda hi yeri yoktur. ngiliz toplumunu Roma toplu-
mundan ve dier toplumlardan ayran baka b ir yn de, son geli
en olaylar sonucu servetini kaybetmeye balayan soylularn, ngil
terede servetlerini oaltarak toplumda zengin bir snf olma nite
liini korumalardr (41). Bu lkeyi idare eden snf yalnzca b ur
juvalarn para kazanmalarn serbest brakmakla ve onlarla b ir
likte kendilerini de zengin etmekle kalmam, Fransz soylularnn
her eyden ok gvendikleri devlet gelirinden yararlanm a ayrca
ln da kendi isteiyle terk ederek siyasal alandaki kurnazln
kantlamtr (42). Fransada vergiyi yalnzca yoksullar derken, n
gilterede sadece zenginler demektedir (43). Bu durum yoksullarn
durumunda aslnda byk bir deiiklik yapmamakla birlikte, bt
ede dengeyi salamaya yaram ve soylulara tannan en haksz ay
rcal ortadan kaldrmt. ngiltereyi ynetimi altnda tutan tica
retle uraan soylularn, dier soylulardan daha insancl b ir dn
ceye sahip olduklar sylenemez, ne var ki bu snf, i alanndaki
deneylerinden tr daha gereki bir tutum izleyip karlarnn
devlet karlar ile bir olduunu abuk anlam bir topluluktu. a
n zengin ile yoksul arasmdaki farkll ortadan kaldrmaya a
lmaktan baka her alanda etkili olan evrensel b ir dzeye ulama
eilimi, ngilterede ok daha kkl bir biimde geliiyor ve ilk
kez olarak mlk sahiplii zerine kurulmu toplumsal ilikilerin
domasma neden oluyordu. Toplumsal hiyerarinin deiik katlan

[27] Eski Roma vatandalarnn ayrcalkl bir snf. Svari birlikleri bu snftan
oluturulmutur.
YEN BR OKUYUCU KTLES 51

arasndaki farklarn olmay, sadece katlar arasndaki bir dizi ara


basam akla deil, ayn zamanda her bir kategorinin kendisinin tanm
lanmas m m kn olmayan yapsyla salanmt. Ingilterede soyluluk
babadan oula geerdi; fakat soyluluk nvan daima en byk oula
verildiinden, ondan gen olan oullarla, soylulardan sonra gelen se
kin snf (gentry) arasnda pek fazla farkllk olmazd. Fakat daha aa
derecedeki kk soylular, kendilerinden bir aa snftan ayran
snflarda oynaktr. Aslnda soylulardan sonra gelen kibar snf (gent-
lemen), kylerde mlk sahibi olan squirearchy ile aym dereceye sahip
ti. Fakat bu kesim zamanla bulunduu evrenin ileri gelenleri arasna
girdii gibi, imalat snflardan, kk tccarlardan ve yoksullar-
dan, m lk sahiplii ve kltr fark dolaysyle ayrlm olan st
toplum un btn haklarna sahip oldu. Bylece 'gentlemen' kavra
m, btn yasalln kaybetti ve belirli bir yaam standardna g
re belirlenemeyen bir snf durumuna geldi. Ynetici snfa katl
mak, o rta k kltr dzeyine sahip olmaya ve ayn ideolojik gr
paylamaya bal idi. Btn bunlar, Ingilterede soylularn sanat
olarak kabul edilen Rokokodan burjuva romantizmine geiin,
Fransa ve Almanyada olduu gibi kltrel deerlere iddet gster
mekle gereklemediini aklamaya yeterlidir.
Ingilteredeki kltr dzeyi hareketini aklayan en arpc geli
me, yeni ve dzenli bir okuyucu kitlesinin ortaya kdr. Eskiye
gre daha geni bir okuyucu ve kitap satn alc kitlesinin ortaya
kmas demek, birok yazarn kiisel zorunluluklardan kurtulup
daha ra h a t b ir yaama kavumalar demekti. Bu kitlenin var olma
s, soylularn kltr alannda tm yetkileri ellerinde bulundurma
larna son veren ve edebiyata canl ve giderek artan bir ilgi duyma
ya balayan zengin orta snfn sivrilip nem kazanmas ile doru
dan ilikilidir. Bu yeni kltr koruyucular arasndan, eski byk
patronlar kadar zengin ve hrsl kiiler kmamasna karn, bu
toplum, b ir yazarn geimini salayabilmesine yetecek lde kitap
satn garanti edecek kadar kalabalk bir kitle oluturuyordu.
Byle bir kitlenin var olma nedeninin ekonomik, toplumsal
ve siyasal alanlarda etken olan bir orta snfa bal olduu savna
kar kanlar ve orta snfn daha 17. yzylda nem kazanm ol
duunu ve bu nedenle 18. yzyldaki kltrel ilevinin dorudan
doruya onun toplumsal durumunun dzelmesine bal olamaya
can ileri srenlerin savlar, kolayca rtlebilir (44). 17. yzyl
da sanat, o rta smf priten bir yaam grne sahip olduundan,
yalnzca saray evresindeki soylularn tekelinde idi. Sarayn dn
daki evrelerse Elizabeth andaki ilevlerini kendi istekleriyle
terk etmilerdi. imdi ise kltrel yaamda yeniden eski yerlerini
52 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

alabilmeleri iin, ekonomik ve toplumsal alanda yeni ulatklar d


zeyden hareket ederek aradaki mesafeyi kapatmalar gerekiyordu.
Orta snf yeniden entellektel nderliin temeli durumuna gelme
den nce, bu snfn refah dzeyi ykselmeli ve salam temeller ze
rine oturtulmalyd. Ayrca orta snfn burjuvalarla ayn trden bir
kltr izgisi tutturabilmesi ve okuyucu kitleyi oaltp salamla
trm as iin soylularn burjuva yaam grnn baz ynlerini ka
bul etmeleri gerekiyordu. Bu durumun gereklemesi, ancak soylu
larn, burjuvalarn i hayatna katlmalar ile olmutur.
Bundan nceki krala yakn soylular, gerek anlamda bir oku
yucu kitlesi oluturamamlar, kimi yazarlar korumakla birlikte,
onlar vazgeilmez yaptlar reten sanatlar olarak grmekten ok,
gereinde vazgeilebilir iler yapan hizmetiler olarak kabul e tm i
lerdir. Yaptlarn ise, gerek deerlerinden tr deil, yalnzca n
yapp kendilerine itibar salamak iin desteklemilerdir. 17. yzy
ln sonunda kitap okumak yaygn bir elence tr deildi; m o d as
gemi ak ykleri ve mucizeleri konu alan ssl bir dille yazlm
dnyasal (secular) edebiyat yaptlar, st snflarn fazla yapacak ii
olmayan kesimi tarafndan okunuyordu. B ir yzyl sonraki edebiyat
yaamnda ok nemli bir rol oynayacak olan kadnlarn edebiyat
bilgileri ise henz epeyce eksikti. rnein Miltonun byk kznn
okuma yazma bilmedii gerektir ve soylu bir aileden gelen D ryden'
n kars, ana dilinin imla ve kurallarn renmek iin byk aba
sarfetmitir (45). 17. yzyl boyunca ve 18. yzyln banda daha
geni bir okuyucu kitlesi bulabilen tek kitap t r tresel ve dinsel
risalelerdi. Dnyasal olan, dnya sorunlar ile uraan hayal rn
eserler kitap retiminin pek az bir blmn oluturuyordu (46).
Toplumun, dua ve ibadet kitaplarndan, 1720ye dek yalnzca ahlak
konularn ierip sonradan daha sradan konular ileyen dnyasal,
ssl edebiyat trlerine kaymasnn nedeni, Schoefflerin savnn ter
sine (47), Walpoleun Kiliseyi siyasallatrmas ve Anglikan rahiple
rinin zgr dnceler tayan etkilerine baldr. Yksek Kilisenin
liberal politikas ve dnyasal gr, feodalizmin ykl ve orta
snfn ortaya knn ideolojik alandaki ifadesinden baka b ir ey
olmayan 'aydnlanma'nn ilk belirtileridir. Fakat Protestan rahiple
rinin dnyasal edebiyatn yaylmasnda ve yeni okuyucu kitlenin
eitiminde nemli bir rol oynam olmalarnn kantlanmas, (48)
modem edebiyat sosyolojisinin en nemli sonularndan biridir. Ki
lisenin reklam olmadan, Defoe ve Richardson'un rom anlar byle-
sine byk bir ne kavuamazlard.
18. yzyln ortasna doru, okuyucu says nemli bir art gs
termi, kitap ticareti yapanlarn durumlarndaki dzelmeye baklr
YEN BR OKUYUCU KTLES 53

sa, alc bulabilen hayli kitap yaynlanmaya balamt. Yzyln so


nunda ise kitap okumak yksek snflar iin bir zorunluluk haline
gelmi, kitaplara sahip olmak, aynen Jane Austen tarafndan tanm
lanan evrelerde Fielding'in yaad dnyadaki gibi artc olmak
tan kmt (49). Okuyucu toplumu besleyen kltr aralarndan en
nemlisi, an en byk bulgusu olan ve yzyln bandan bu ya
na yaygnlamaya balayan dergilerdir. Orta snf, hl soylularn
standartlar zerine oturtulm u olan yaznsal ve toplumsal klt
r, bu dergilerden renmitir. Soylu evreler ise salt kudrete sahip
olduklar gnden bu yana olduka deimiler, orta snfn, saray
evresinin dnce ve eilimlerine kar kazand zaferden ders
lerini almlard. Buna karn, soylularla orta snf arasndaki d
nce ve duygu farklarndan doan gerilim uzun sre devam ede
cektir. Soylularn sakin, gven dolu, her eyde bir neden arayan
dnce tarzlar, b ir gecede yok olmamtr; tersine, bu dnce,
dergilerdeki yapmackl slup ve kolay heyecana kaplmayan kii
lere zg ahlak felsefesinde etkisini gstermitir. Edebiyatta kla
sik beeni, basnda olduundan daha uzun sreyle egemen olmu
tur. Burada Pope ve 'W itsi destekleyenlerin temsil ettii zek, nk
te, parlak fikirler ve byk ustalk gerektiren teknik, dncenin
ak seiklii ve dilin yalnl, an ortasna dek en yetkin yazn
sal nitelikler olarak kabul edilmitir. Bu yar-saray evresi, yar-bur-
juva kltrnn, b ir gei zellii olduunu en iyi belirleyen r
nekler, klasik renimleri, ince eleyip sk dokuyan beenileri, en
ve gvenli nkteleri ile kendilerini sradan insanlardan ayr gster
meye alan yazar ve amatrlerden oluan clz bir entellektel ta
bakann yaptlardr. Bu aydnlarn yava yava ortadan kaybolma
larnn, bu arada bilgi ve yeteneklerinin baz zelliklerinin edebiyat
kltrnn kabul edilmi nkoullar durumuna gelmesinin, di
erlerinin gln durum a dmelerinin ve hepsinden de nemlisi,
cilveli nktelerin yerini saduyunun, resmi inceliin yerini ise duy
gusal tokszlln almasnn nedenleri, daha sonra grecei
miz geliimlere ve o rta snf esprisinin tmyle zgrleip rahatla
masna baldr. Sonunda iki ayr dorultuda gelien srtme aza
lr ve orta snf edebiyatnn karsnda saray evresi zelliini ta
yan hibir edebiyat tr kalmaz. Fakat bu durum srtme ve ge
rilimin tmyle yok olduu ve edebiyatta tek ve katksz b ir bee
ninin egemen olduu anlamna gelmemelidir. Tersine, kltrl ta
baka ve genel okuyucu kitle arasnda yeni bir uzlatrlmaz kartlk
domu ve bir sonraki an hafif roman trnde rastlanlacak olan
zayf ynlerin belirmeye balad beeni zaaf ortaya kmtr.
1709da kmaya balayan Steelein Tatler i, iki yl sonra onun
54 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

yerini alacak olan Addisonun Spectatoru ve onlar izleyen moral


weekliesi (haftalk maneviyat dergisi) okumu, bilgili kiiler ile az
ok renim grm genel okurlar ve soylulara zg bel esprit [28]
ile daha maddeci, daha kat, daha pratik burjuva arasndaki bolu
u birletiren bir edebiyatn ilk nkoullarn yaratan dergilerdir.
Bu yzden bu edebiyat tr ne saray evresinin, ne de halkn mal
olabilmi; kat usuluu, ahlak asndan acmasz olmas ve say
gnlk lks ile soylularn valyelere zg yaam gryle bur
juvann priten yaam gr arasnda kalmtr. Ksa metinli sz-
de-bilimsel (pseudo-scientific) yazlar ve trebilimsel aratrm alar
ile bu dergiler, toplumu doru drst kitaplar okuma alkanl
na yneltmi ve toplum ilk kez olarak ciddi edebiyattan haz duy
maya balamtr. Bu dergiler aracl ile, kitap okumak, eskiye
gre daha geni bir kitlenin benimsedii bir alkanlk ve zorunlu
luk durumuna gelmitir. unu da belirtmek gerekir ki, bu dergiler
de, yazarn toplumsal konumunun deimesi ile ilgili olan bir ge
liimin rndrler. Devrimden sonra yazarlar saray evresinden ko
ruyucu bulamamlardr. Saray evresi eski devirlerdeki durumunu
yitirdii gibi ve bundan byle hibir zaman daha nceki kltrel i
levini de stlenemeyecektir (50). Saray evrelerinin edebiyat koruyu
culuu grevini, artk tmyle kamuoyuna bal olan siyasal parti
ler ve hkmet zerine almtr. III. William ve Anne devrinde, h
kmet Toryler ve Whigler arasnda blnm ve her iki parti de
siyasal etkilerini glendirmek iin, birbirlerine, yaznsal propagan
da silahna gereksinme duyduklar srekli bir sava amlard. Ya
zarlarn ise, eski koruyuculuk sisteminin ortadan kalkmak zere ol
mas ve serbest kitap pazarnn henz yeterli alcs bulunmamas
nedeniyle, siyasal propagandadan baka dzenli gelirleri yoktu ve on
lar da ister istemez bu grevi kabul etmek zorunda kaldlar. S teele ve
Addisonun dorudan veya dolayl olarak Whig'lerin karlarn
temsil eden gazeteciler olmalar gibi, Defoe ve Swift de siyasi ta
lamaclar olarak etkin olmular ve siyasal amalarn romanlarna
bile konu etmeye balamlard. Sanat iin sanat' dncesi, eer
byle bir dnceyi kavrayabilmi bile olsalard, onlar tarafndan t-
red ve sorumsuz bir akm olarak yorumlanrd. Robinsot Crusoe,
topluma bir eyler retmek amac ile yazlm bir romandr.
Gulliver ise gnn toplumunu hicveder. H er iki roman da tam an-
lamyle birer propaganda aracdrlar. Dorudan doruya toplumsal
am alan olan atak ve saldrgan bir edebiyat tr ile muhtemelen
ilk kez karlamyoruz; ancak Swift ve adalarnn basma zgr-

[28] Franszca ince zek anlamna gelmektedir.


YEN BR OKUYUCU KTLES 55

lk tannm adan ve gnlk siyasal sorunlarn halk tarafndan tart


lmas yaygn durum a gelmeden bu 'kttan top gllelerini yaz
malar da sz konusu olamazd. Artk yazarlar ilk kez toplumsal bir
oluum olarak ortaya kyorlar ve kalemlerini belirli amalar iin
kullanp bu ii arla kadar vardryorlard.
Ayn am alarla bir araya gelmi olan tek iktidar yerine, iki
deiik parti ile kar karya olmalar, kendi eilimlerine gre pat
ron seebilme olana saladndan, onlar zgr kld (51). Poli
tikaclarn onlar ibirlikileri olarak grmeleri, her iki taraf iin
de yararl olsa da, aslnda gerek deildir. an en byk iki ga
zete ve dergi yazar olan Defoe ve Swift'e gelince, Defoe, genellik
le kendi grlerini savunur; Swift'in fkeli szlerindeki nefretse
samimidir. Defoe, Whig partisini tutar ve iyimser bir sanatdr; di
eri ise Walpole ynetimindeki her Tory gibi ac bir ktmserlik
iindedir. Defoe, Tanrya ve dnyaya inanan priten grl bir or
ta snf felsefesini anlatrken, Swift yaama kar, kendini stn g
ren, alayc, insandan kaan ve dnyay kk gren bir tavr tak
nr. H er ikisi de ngiltere'yi blen iki siyasal kampn en sekin
temsilcileridir. Defoe, Londra'l bir kasabn oludur ve Anglikan
Kilisesine kardr. Babasndan geen ve her ne kadar bastrlma
ya allm olsa da inatla srm olan Priten inan, tm yazla
rnda kendini gsterir. Kendisi, Yksek Kiliseden esinlenen Tory
ynetiminden ok ekmitir. Whig partisinin zaferi, onunla ayn din
de olanlarn ve ayn tabakadan gelenlerin umutlarn hakl karr ve
bu orta snf tabakasnn iyimser dnya gr, dnyasal (secu-
lar) edebiyatta, ilk kez olarak Defoe tarafndan ifade edilecektir.
Kendi olanaklarna terk edilen Robinson'un doann inadn yene
rek hi yoktan bolluk, gvenlilik, dzen, yasa ve rf yaratmas, kla
sik bir o rta snf rneini temsil eder. Onun servenleri, tm g
lklerin stesinden gelen saduyuyu, dayanma gcn, yaratcl
ve endstriyi, ksaca, pratik orta snf erdemlerini ven bir mar
gibidir. Bu roman, bir yandan gcnn bilincinde olan ve hrsl
emellere sahip bulunan bir tabakann itiraflarn anlatrken, dier
taraftan dnyaya egemen olma yolunda savaan gen, atlgan bir
lkenin bildirisidir. Swift'in btn bunlarn tersini dnmesi, yal
nzca olaylara balangtan beri ters bir adan bakmasndan deil,
ayn zam anda Defoenun sahip olduu gven duygusunu yitirmi
olmasndandr. Swift, aydnlanma dneminin ilk d krklna u
rayan sanatsdr ve geirmi olduu tm deneyleri, an sper
-Candide'inde kalplatrr. Swift, nefret sonucu dehaya dnen bir
beyine sahiptir; iinde, bakalarndan daha fazla nefret besleyebil-
diinden, onlarn gremediklerini grr. Popea da yazd gibi, dn
56 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

yay sevindirmek yerine ona ac ektirmek yolunu semitir. By-


lece, tm insanclna ve duygululuuna karn, an en zalim
bir biimde eletiren, en acmasz yazar oldu. nsan sevgisi ile
dolu olan Robinson'a, ngiliz edebiyatnn bu ikinci bykgenlik ro
man' kadar ters den bir baka yapt dnlemez. Bu trn n
c klasik rnei olan Don Quixote, belki bu rom andan daha acmasz
olabilecek tek yapttr. Fakat gene de Robinson Crusoe ile Gulliver
arasnda ortak yanlar vardr. Her eyden nce, her ikisi de Rne
sans'ta ok yaygn olan ve en iyi rneklerini Cyrano da Bergerac,
Campanella ve Thomas Moreun verdikleri fantastik gezi roman
larndan ve topist mucize yklerinden kaynaklanmazlar. Ayn e
kilde her ikisi de, insanlk kltrnn kaynaklar ve geerlilii
gibi ayn felsefe sorunlar ile urarlar. Bu sorunlar, Defoe ve Swift'
de olduu gibi, ancak uygarln toplumsal temellerinin sarslmaya
balad bir ada nem kazanabilir ve kltr ilerindeki nderli
in bir snftan dierine geii srasnda, uygarlklarn toplumsal
koullara baml olduunu savunan dnce, bu denli anlaml ola
rak formle edilebilirdi.
Edebiyatta siyasal propagandann gelimesi ile yazarlarn eko
nomik ve toplumsal durumlar kkl deiimlere urar. Yaptklar
i karlnda resmi dairelere getirilip bol ba ile dllendiril-
diklerinden, halkn gznde manevi deerleri de ykselir. Addison,
Warwick Kontesi ile evlenir, Swift ise 'Kitcat Kulbnde Bo-
lingbrokeve Harley gibi zellii olan kiilerle, Sunderland'li b ir Kont,
Newcastle Dk ile ilikiler kurar, Vanbrugh ve Congreve ile dost
luk eder. unu da belirtmek gerekir ki, bu sanatlara gsterilen
beeni ve verilen dller, onlarn edebi veya ahlaki niteliklerine
gre deil, yalnzca siyasi alandaki hizmetlerinin karldr (52).
Politikaclarn dllendirme olanaklarna sahip olmalar ve zellik
le yksek memurluklar ellerinde bulundurmalar, onlarn b ir za
manlar kraln ve saray evresinin edebiyatta tuttuklar yeri alm a
larn salad. Yalnz, dedikleri bedel ve baladklar onur, d a h a
nce yaayan yazarlara verilenlerden daha yksek olmutur. Locke,
Yargtay'da ve Ticari ilerin idare heyetinde (Board of Trade)
komisyon yesi idi, Steele'in de Pul Dairesinde buna b en
zer bir ii vard. Addison, Dileri Bakan olup 1600 Ingiliz liras
ile emekliye ayrlmt. Granville, Avam Kamarasnda ye iken Sa
vunma Bakan ve kral ailesinin hazine mdr oldu. Prior bir el
ilik rtbesi elde etti, Defoe'ya ise eitli siyasal grevler (53) veril
di. Hibir ada ve hibir lkede, yazarlar, 18. yzyl Ingiltere'sin
de olduu kadar yksek rtbe ve onurlarla dllendirilmemitir.
Yazarlar iin olaanst iyi koullar salayan bu durum Kra
YEN BR OKUYUCU KTLES 57

lie Annein devrinde doruuna ulat ve 1721de Walpoleun hk


mete atanmas ile son buldu. Whig partisinin iktidar ele geirme
si, yazarlarn hkm ete yarar salayamayaca koullar yarat
m ve bylece siyasal koruyuculuk da anszn sona ermiti.
Hkmeti oluturan partinin durumu, propagandaya gereksinme
duymayacak denli salamd; Tory partisinin gc ise, yazarlarn
hizmetlerinin karln deyemeyecek derecede nemsizlemiti.
Edebiyat ile ilikisi olmayan VValpole da, artk yazarlar iin para ya
da resmi grev bulamyordu. Daha kazanl ilerin, desteklerine ge
reksinme duyulan milletvekillerine veya yaptklar hizmet kar
lnda blgedeki semenlere verilmesi gerekiyordu. Zaman zaman
halinden memnun olmayan yazarlar bulunsa bile, ou tatmin edil
mi durumda idi. H atta en eli ak koruyucu olan Halifaxn bile,
pek ok sayda dman vard (54). Sonunda toplumun da yazarlara
olan ilgisi azalmaya balad. Pope, Addison, Steele, Svvift ve Prior,
bakentten ve toplum yaamndan ayrlarak krsal blgelerin ses
sizliinde b ir eyler yazmaya devam ettiler. Daha gen olan yazar
larn parasal durum lar gnden gne ktleti. Thompson, bir ift
pabu alabilmek iin 'Mevsimler' adl yaptmm bir kantosunu sat
maa mecbur olmu, Johnson ise daha mesleinin banda yok
sullukla savamtr. Artk edebiyatla uraan kii, saygdeer
biri deildir ve varlnn gvensizlik iine dmesi ile, zsaygnl
ve toplumdan grd ilgi de yitip gider. Bylece yazar kt ve
dzensiz alkanlklar edinir, gvenilmez bir kii olur ve bu du
rum saray kltr iinde adam yerine konmas olanaksz bulunan
ve daha imdiden bohemciliin ncleri olan Savage gibi tiplerin
yetimesine yol aar.
Neyse ki zel koruyuculuk, siyasi yardmlar kadar abuk ve
anszn ortadan kalkmad. Sanatlarn soylular tarafmdan korun
mas gelenei hibir zaman tmyle yok olmam, stelik sanatlar
yeniden zel mterilere dnmek zorunda kaldndan, koruyuculuk
da yeniden canlanmt. Bu yeni koruyuculuk sistemi, eskisi kadar
yaygn olmamakla birlikte, genellikle, her yetenekli sanatnn, aba
gsterdii takdirde, eninde sonunda bir koruyucuya sahip olmas
n salar (55). Edebiyat dnyasnda siyasal propaganda a ile ba
msz m uhabirlik arasndaki bu gei dneminde, zel destee ge
reksinme duymayacak ok az sanat vard. Srekli olarak koruyu
culuk sistemlerinden yaknlmasna karn, bir yazarn koruyucu
sundan ayrlabilecek cesarete kavutuu grlmemitir. Bir koru
yucuya bal olmak, daha kiisel ilikilere yol aacandan, genel
likle kk drc ve onur krc olabilmesine karn, gene de
bir basmevi mdrne bal olmaktan daha rahatt. Yaam bo
58 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

yunca koruyucu aram a sistemine kar savam olan Johnson bi


le, bir lordun koruyuculuu altnda, zgrl yitirmeden yaana
bileceini itiraf etmitir. Fieldingin koruyucusu ile olan ilikisi,
bu iin mmkn olduunu kantlar. zel koruyucular olmayan ya
zarlar, gndeliki bir ii gibi kiralanarak eviri ileri yapmak, kitap
lardan paralar seerek derlemeler hazrlamak, baslm eserleri yeni
basm iin gelitirmek, tashih yapmak, dergilere yazlar yazmak gibi
ilerle urayorlard. Ingiliz edebiyatnn daha sonra nemli bil
yazar olacak Johnson bile, ie gndelik muhabir olarak balam t.
Popeun, bu ilerin hibirini yapmadndan d balardan uzak
kalm gibi grnmesine karn, gerekte kitaplarna abone olan ve
ona kendi yazarlar imi gibi davranan soylularn emrindedir, zel
koruyuculuun yeniden domas ile profesyonel yazarlara duyulan
saygnlk da yok olmutur. Horace Walpole ve Lord Chesterfield
gibi yksek edebiyat kltrne sahip kiilerin davranlar, bu d u
rum u daha iyi aklar. Chesterfieldin u szleri, o devirde egem en
olan grn en iyi ifadesidir: 'Bizler, beynimizden daha fazla g
veneceimiz eylere sahip olduumuz iin Tanrya kretm eliyiz.
Ne yazk ki kimi yazarlar, bu gr paylamakta ve yaz yazm a
nn kendileri iin yanlzca asil bir tutku olduundan sz etm ekte
dirler. Voltaireden kendisini bir yazardan ok bir 'gentleman ola
rak grmesini isteyen Congreve, bu snfa girer.
Yzyln ortasndan sonra koruyuculuk kesin olarak son bul
du ve 1780 sralarnda artk hibir yazar zel patrona gvenmedi.
Kendi yazdklar ile geinen bamsz air ve yazar says gnden
gne artt gibi, yazarla kiisel ilikiler kurm adan onun kitapla
rn alp okuyan kitle de ayn oranda oalyordu. Johnson ve
Goldsmith, artk yalnzca bu toplum iin yazyorlard. Koruyucu
nun yerini yaynclar almt; toplu (kolektif) koruyuculuk saylan
abone olma ise, koruyucu ile yaync arasnda geii salayan kpr
durumundayd (56). Koruyuculuk ii, yazar ile toplum arasnda t
myle soylulara zg olan bir iliki biimidir; abone olma sistemi,
bu ba gevetmekle birlikte, gene de ilikinin kiisel karakterinin
belirli ynlerini korur. Yazarn hi tanmad bir toplum iin ki
tap yazmas, mallarn anonim olarak dalmas temeli zerine ku
rulmu olan orta snf toplumunun yapsna uygun den ilk iliki
biimidir. Yazar ile toplum arasnda arac durumunda olan yaynevi
sahibinin ilk ii, orta snf beenisini soylularn imdiye dek yele
dikleri yaz trlerinden bamsz klmakt; onun bu iteki rol, bu
kurtuluun belirtisi idi. Bu yaynevleri, yalnzca kitap, gazete ve
dergilerin dzenli olarak ortaya kmasn salamakla kalmamlar,
ayn zamanda kamuoyunun fikrini ve genel deer yarglarn tem
BR OKUYUCU KTLES 59

sil eden edebiyat uzmanlar ve eletirmenleri yetitirerek ada


edebiyat dnyasnn tarihsel srecinin balangcn oluturmulard.
18. yzyln banda yaayan yazarlar, zellikle Rnesans hma
nistleri, bu ileri yklenecek durumda deildiler, nk der
giler onlarn buyruklar altnda olmadndan kamuoyunu etkileye
cek aralara sahip deillerdi.
18. yzyln ortasna dek, yazarlar, kendi yaptlarnn karl
olarak kazandklar gelirler yerine, yazdklarnn znden doan de
erler ile hibir ilgisi olmayan maalar, ihsanlar ve koruma amfcyla
verilip, fazla bir alma getirmeyen ilerden aldklar cretlerle ge-
inmilerdi. imdi ise edebiyat rn, ilk kez olarak, deeri
serbest pazardaki sat durumuna bal olan ticari bir mal
durumuna gelmitir. Bu deiim ister iyi karlansn, ister kt bir
geliim olarak kabul edilsin, kiisel hizmet, kiisel olmayan ticari
mal durum una dnmeden, kapitalizm anda yazarln bam
sz ve dzenli bir meslek haline gelmesi dnlemezdi. Yazarln
parasal ynden salam bir temel stne oturmas ve bugnk say
gnlna sahip olabilmesi, ancak bu yolla mmkn olmutur; n
k bir basmn o dnemdeki bin adetlik sat says yazarlar iin
pek cazip saylamayaca gibi, bir yapt iin dllendirilmek de
daima bir hediye gibi grlmtr. Saray ve soylu evrelerin ege
men olduu dnemde bir yazarn n, koruyucusunun toplumdaki
yerine bal idi. Fakat imdi liberal ve anamalc bir devirde yazar,
kiisel balardan kurtulduu oranda ilgi ve sayg grmtr. Gn
delik m uhabirlikte yaamn kazanan yazarlara hl rastlanmakla
birlikte edebi kitaplar okumaya ve zellikle tarihsel, biyogra
fik ve istatistik ansiklopedileri gibi retici yazlara o denli gerek
sinme duyuluyordu ki, yazarn gelirinin salama balanmamasna
imkn yoktu (57). Smoletin 'edebiyat imalthanesi olarak tanm
lanabilecek kurum unda ve ona benzeyen kurulularda, Don Quixote
un evirisi, ngiltere Tarihi, Gezilerden zetler ve Voltaire'den e
viriler gibi deiik konular hep birlikte ilendiinden, eli kalem
tutan herkes i bulabilirdi (58). Bu arada yazarlarn smrlmele-
rine ilikin yaknm alar oluyordu ve yaynclar da yaynevlerini ger
ekten bir yardm kuruluu dncesiyle altrmyordu. Bu
yaknmalara ramen Johnson yaynevi sahiplerinin lehinde ko
nuarak onlarn eliak ve dzenli olmaya zen gsteren kiiler
olduklarn sylemitir. Ayrca tannm ve pazar olan yazarlar ya-
ptlarftn karlnda bugnk fiyatlarla karlatrldnda bile
yksek kabul edilebilecek cretler almlardr, rnein Hume,
1754-61de yazd 'Byk Britanya Tarihi adl yapt iin 3400,
Smollet ise 1757-65de yazd tarihsel bir yapt iin 2000 tngiliz
60 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

liras alm lardr. Robitsor Crusoe nin baslm as iin hibir yayne
vinden olumlu bir cevap alamayp sonunda 10 ngiliz lirasna ba
slmasna raz olan Defoedan bu yana koullar ok deimitir.
Maddi ynden bamszlk kazanmakla, yazarlarn grdkleri say
gnlk, benzeri grlm edik boyutlara ulam tr. Rnesans devrin
de tannm yazarlar ve bilim adam lar kukusuz gklere karl
m tr, am a o ara sradan b ir yazar, bir m em ur ya da zel bir sek
reter ile ayn dzeyde grlm ektedir. imdi ise byle bir yazar, ilk
kez daha yksek b ir dzeyin temsilcisi olmann tadn karmakta
dr. D orat'nn kom edilerinden birinde b ir dnr, Nous prote-
geons les grands protecteurs dautrefois' (Biz, eski dnemin byk
sanat koruyucularn savunuyoruz) der (59). Edvvard Youngun 1759
da yazd Conjectures on Original Composition adl yaptn
da yaratc kiilik, zgnlk ve znellie sahip olan sanatsal deha
lks ilk kez ortaya kar.
Sanatsal yaratclk iin gerekli elerden biri olan deha, genel
likle sanatlar aras yarm alarda b ir silah olarak kullanlm, z
nel ifadecilik (sbjektif ekspresyonizm) ise yalnzca kiinin kendi
reklamn yapm asna yaram tr. Romantizm akm nasl orta sn
fa zg duygusal vurgulam alar ile, genellikle evrensel geerlie sa
hip ve kuralc (norm atif) grnenden yana olan soylularn klasik
dnya grlerine kar kullanlan bir silahtan ve entellektel ya
rmann rnnden baka b ir ey deilse, erken romantizm de,
airlerin znelcilii, yazar saysnn artm as, yazarlarn dorudan
doruya kitap pazarndaki satlara baml olmalar ve birbirle-
riyle rekabet etmeleri sonucu gelimi bir olgudur. O zamana de
in orta snf, st snflarn sanat dilini benimsemeye uramt,
ama artk kendisine zg bir yazn trne sahip olabilecek kadar
varlkl ve etken durum a gelmitir. Bu snf kiiliini daha yksek
snflara benimsetmek iin urayor ve srf soylularn entellektiia-
lizmine kar kmak iin duygusalla ynelik, kendine zg bir
dil kullanyordu. Duygusal cokunun entellektalizmin donukluu
na bakaldrm asnda, hrsl ve atlmc snflarn, tutuculua ve ge
lenekilie kar savata izledikleri ideoloji kadar, dehanm yasa
lara ve kalplam biimlere kar kmasnn da rol vardr. Mo
dem orta snfn ortaya kmas, Ortaada Ministeriales'in doma
s gibi, rom antik akm ile dorudan ilikilidir; her iki ada da ik
tidarn el deitirmesi, biim kurallarnn kmesine ve duyarln
artm asna yol amtr.
Klasisizmin entellektel kltrne srt evirerek romantizmin
heyecan dolu kltrne dn, genellikle kltrl evrelerce, o d
nemde safln yitiren ve yozlaan b ir sanata duyulan tiksinti \e
YEN BR OKUYUCU KTLES 61

bkknl dile getiren b ir beeni aynn olarak yorumlanmtr. Bu


gre kar klarak, yalnzca yenilik istemenin sluplarn dei
mesinde pek fazla rol oynamad, beeni geleneinin ne denli eski
ve gelimi durum da olursa, o denli kendi istemiyle deimeye ya
namayaca savunulmutur. Ksacas, yeni bir slup yeni bir top
luma b ir ey sylemiyorsa, o toplumda yerlemesi zordur (60). Ge
ne de o rta snf Bat Avrupada nderlii eline geirmemi olsa idi,
18. yzyln soylu evreleri, eski estetik anlaylarndan kolay kolay
vazgemezlerdi. Kendilerinden aada olan snflarn heyecan ve
duygularn paylamaya yanamadklar gibi, nderlii byle bir s
nfa teslim etmeye de hazr deillerdi. Fakat bilindii gibi, bir a
a egemen olan eilim, ortadan kaldrmakla tehdit ettii snflar
kendine hizmet etmeye zorlar. 18. yzyl ise bu olgunun en klasik
rneine tank olmutur. Soylular Devrim'in hazrlk evrelerinde
olaanst bir rol oynamlar, fakat zaferin neler getirecei belli
olur olmaz geri ekilmilerdi. st snflar da klasisizme kar olan
kltrn gelimesinde buna benzer bir rol oynamlard; aydn
lanma akmnn getirdii dncelerin sindirilmesi veya yaylmas
srasnda orta snfla birlik olmular, hatta onu geride bile brak
mlardr. Ancak Rousseaunun dine olan aldrmazl ve halktan
yana oluu, akllarn balarna toplayp kar saflarda yer alma
larna neden olmutur. Voltairein Rousseauyu sevmemesi, bu kit
lenin gsterdii tepkinin ifadesidir. Fakat ileri gelen kiilerin o
unda, balangtan beri, usulukla heyecan eleri birbirine kar
m durum dadr. Entellektel duyarlklar, onlar bir lde kendi
snf karlarna da kaygsz klmtr. 17. yzylda ayn trden ge
liim gsteren sanat, romantizm ncesinde daha da karmak bir
durum a gelir ve bir yzyl ncesine gre daha belirsiz bir tablo
sergiler. Tamamyla o rta snf tarafndan ynetilen 19. yzylda ise,
toplumda olduka belirgin bir servet farkll olmasna ramen, pek
byk bir kltr farkllna rastlanmaz. Bu yzylda, yalnzca klt
rn verilerinden faydalanan snflarla, kltrden tmyle uzak kalm
snflar arasnda derin bir uurum vardr. Oysa 18. Yzylda burju
valar da, soylular da aralarnda iki kampa ayrlmlard. Her iki s
nfn iinde de, ortak noktalar bulunmasna karn, kiisel zel
liklerini koruyan ilerici ve tutucu olmak zere iki ayr topluluk yer
alyordu.
Edebiyatta ilk kez, aristokrasiden bamsz olarak kendi ad
na konuan orta snf, nasl Ingilterede egemen olan koullarn so
nucu ise, romantizm de gene bu lkenin dourduu bir olgudur.
Richarson, Fielding, Sternein duygusal tre romanlar gibi
Thompsonun doa iirleri, Youngun 'Gece Dnceleri ve Mac-
62 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

pherson'un Ossianic atlar, Sanayi Devrimine ve aa egemen


olan braknz yapsnlar' ilkesine uygun den bireyselliin edebi
yattaki yansmalardr. Bu yaptlar, Whig partisinin 30 yl sren
olaysz egemenliine ve Fransa'nn Avrupa'daki nderliine son ve
ren ticari savalarn sonunda ortaya km olgulardr. Bu sa
valarn sonunda Britanya mparatorluu, dnyann en gl lkesi
durumuna gelir ve Ortaa'da Venedik'in, 16. yzylda Fransann,
17. yzylda ise Hollanda'nn dnya ticaretinde tuttuu yeri alr.
Ayn zamanda, bir nceki devrin tersine i ilerini salama ba
lar (61) ve Sanayi Devriminin getirdii yeni olanaklarla ekonomik
alanda stnlk iin savamaya hazr durum a gelir. ngiltere'nin
kazand savalar, corafya alanndaki bulgular, yeni pazarlar ve
okyanus yollar, yatrm lar iin daha ykl sermayeler bulunmas,
bu devrimi douran nkoullardr. Yeni bulgularn nedenini yal
nzca pozitif bilimlerin ilerlemesine ve tekniin salad kolaylk
larn anszn ortaya kmasna yormak yanl b ir davran olur. Ye
ni bulgular, yararl ilerde kullanlacaklar iin, eski retim yn
temlerinin artan talebi karlayamamas yznden ancak teknik alan
da gereken deiimleri gerekletirecek maddi olanaklarn salana
bildii oranda yaplrlar. Bundan nceki bilim tarihinde, endstri
nin oynad rol, dier elere gre ok azd. Aratrmalarda tek
nolojik bak asnn egemen olmas, ancak 18. yzyln sonuna
doru gerekleebilmitir. Btn bunlara karn, Sanayi Devrimi,
yepyeni bir an balangc saylmaz. Bu devrim Ortaan sonun
da balayan bir geliimin devamn oluturur. Sermaye ile insan
emei arasnda gittike artan uurum veya retilen mallarn tica
ret anlayna gre rgtlenmesi de yeni bir ey deildir. Makine
ler ise yzyldan beri bilinmekte ve kapitalist temeller zerine otur
tulmu bir ekonominin var olduu gnden bu yana, retimin 'ras
yonel' [29] bir biimde rgtlenmesi, srekli olarak gelimektedir.
imdi ise bu rgtlenmenin ve makinelemenin geliimi, gemi
teki durumu tmyle unutturan yeni bir evreye girmitir. Sermaye
ile emek arasndaki uurum, alamaz boyutlara ulam, bir yan
da sermayenin gc, dier yanda ise alan insanlarn sefaleti ve on
lara uygulanan bask, yaamn tm havasn deitiren yepyeni bir
evreye girilmesine neden olmutur. Ksacas, sz konusu geliimin
balangc ne denli eskiye dayanrsa dayansn, 18. yzyln sonun
da girmi olduu yeni evre ile yepyeni boyutlar kazanmtr..
Ortaa, btn kalntlar, lonca zihniyeti, 'particularistic' (par-

[29] retkenlii arttrmak amacyla alman yeni nlemlere gre rgtlenme.


YEN BR OKUYUCU KTLES 63

ticularism) [30] yaam biimleri, usa aykr, geleneksel retim yn


temleri ile birlikte, tarih sahnesinden tmyle silinmi, onun ye
rini, emein, en abuk ve en fazla k n salayacak olan koullara
ve bireyler arasndaki rekabetin acmasz zihniyetine gre rgt
lendii bir dzen almtr. Bu ilkelere gre yrtlen ve usu yn
temlerle retimi arttrlan fabrikalarla artk 'modem a maki
ne devri balam olur. Mekanik yntemlere gre koullanm ye
ni bir alma sistemi ortaya kar ve kesin bir i blm ile kitle
tketiminin gereksinmelerini karlayacak mal retme yntemleri
gelimeye balar. Emein tek kiinin tekelinden karak blnme
si ve bylece iinin kiisel yetenekleri ile bants kalmamas, ii
ile iveren arasndaki ilikilerin daha maddi ve pratik boyutlara
erimesine neden olur, ii snfnn sanayi kentlerinde toplanmas
ve srekli olarak ykselip alalan emek deerine bal olmalar, da
ha zor yaam koullarn ve skntl gnleri dourur. Belirli bir fab
rikaya balanma sonucu, kapitalist, daha sk bir i ahlak uygu
lamak zorunda kalr; buna karn ii iin, fabrika ile arasnda hibir
kiisel iliki bulmadndan, iin insancl ve ahlaki deeri yok olur.
Sonunda da yeni bir toplum yaps oluur: Yeni sermaye sahibi olan
tabaka (modem iverenler), yok olma tehdidi ile kar karya olan
yeni b ir orta snf (kk ticaretle uraanlarn ve imalatlarn va
risleri) ve yeni bir ii snf (modern sanayi emekisi proleterya)
Toplumda mesleklere ve yaplan ilere gre farkllama olay
ortadan kalkmaya balar ve zellikle aa tabakalarda tekdzeye
indirgeme sreci, rktc bir durum alr. Zenaatlar, gndeliki
iiler, mlksz ve kknden koparlm iiler, vasfl veya vasf
sz iiler, erkekler, kadnlar, ocuklar, hepsi mekanik bir bi
imde, herkesi ayn dzeye indirgeyerek alan byk bir fabrika
da skntl ileri grmeye mecbur kalmlardr. Yaam srekliliini
ve dengesini kaybetmitir. Yaam biimleri ve kurum lan srekli
olarak deimekte veya alt st olmaktadr. Toplumdaki devingen
lii, kentlere g etme olay koullandrmtr. Tarmn ticari hale
gelmesi ve baz iletmelerin kapanmas isizlie yol aarken, yeni sa
nayi alanlan, emeki iin yeni olanaklar salamtr. Btn bu ye
ni geliimler, kylerin boalp sanayi kentlerinin kalabalklamas
na yol amtr. Bu kentler, skc tekdzelikleri ve ar nfus yo
unluu ile kklerinden kopmu kitleler iin tamamen yabanc ve
sersemletici ortam lar oluturmulardr. Rahatsz, pis, sala elve
risiz olan ve ayrca irkinleen bu kentler, byk alma kamplar
ya da hapishanelere benzemektedirler (62). iilerin yaam koullar

[30] sann sadece sekinler iin ldn savunan Hristiyan harikal.


64 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

ylesine dk ve sevimsiz bir dzeye iner ki, O rtaalardaki kle


lerin durum u bile bunlarn yannda sevimli kalr.
Rekabet edebilecek gte olan bir sanayi giriiminin yrmesi
iin gerekli olan sermayenin miktar, emek ile retim aralar arasn
da temelden bir kopmaya ve sermaye ile emek arasnda, bildiimiz
ekimelere yol aar. retim aralar sadece sermaye sahibinin elin
de olduu iin, iinin yapabilecei tek ey, emeini satmak ve i
gcnn deerini saptayan o gnk pazar fiyatlarna boyun emek
tir. Baka bir deyile, fiyatlarn srekli dp ykselmesi ve arada
bir isiz kalma tehlikesiyle kar karya kalarak yaamaya katlan
maktr. Fabrikalarla savap yenik denler yalnzca iiler deil
dir. Kk zenaatlar ve ustalar da bamszlklarn ve gven
duygularn yitirmilerdir. Yeni retim yntemi, mlk sahibi snf
lar da tedirgin etmi ve gvenlerini sarsm tr. Daha nceki devir
de balca refah ls arazi sahibi olmak iken imdi yatnn
yava yava ticarete ve banka sermayesine ynelmeye balamtr.
nceleri ne mali sermaye ne de ticaret sermayesi, sanayiye katlmaya
yanamadlar (63). Snai giriimlere para yatrmak, ancak 1760dan
sonra yaygn duruma gelebilmitir. Fakat, makinalaryla, harcad
hammaddeler ve ii ordusuyla bir fabrikann yrtlmesi, gittike
artan lde ara ve gere gerektirir ve bylece eski retim biim
lerine gre daha youn olan bir kapital birikimine yol aar. Para
nn birikmesi ve retim ilerine yatrlmas ile, gerek anlamyla
anamalclk devri balam olur (64). Bunu, anamalc geliimin yk
sek speklasyon devri izler. Daha nceleri uygulanan tarm ekono
misinde, sermayeyi riske sokma ve speklasyon gibi eyler bilin
mezdi, tehlikeyi gze alarak endstriyel veya mali ilere girimek
de pek ender grlrd. Fakat gittike artan sanayi dallar, ana
malcya fazla gelmeye balam ve fabrika sahipleri kendileri iin
tehlikeli olabilecek yatrm ve giriimlerde bulunmaya balamlar
d. Kazanlan refaha karn, varln bu ekilde tehlikeye dmesi,
geen yzyln yaama kar iyimserliini tmyle unutturan bir
tavr alnmasna neden olmutur.
Bu yeni tip anamalc (sanayide nder olan kii), ekonomik ya
amdaki yeni ilevi ile birlikte yeni becerileri de beraberinde geti
rir. Her eyden nce yeni bir disiplin anlaynn yerlemesini sa
lar ve emee deer bier. Ticari karlarn biraz olsun geri pla
na alarak fabrikasnn i dzenini kurma iine ynelir. 15. yzyl
dan bu yana, Avrupann ileri gelen lkelerinin ekonomisinde ok
nemli rol oynayan abuk ve randmanl alma' ilkesi, metodik
planlama ve hesaplama ii, imdi byk bir nem kazanr. ve
ren memurlarna ve iilerine uygulad acmasz disiplini, kendi-
YEN BR OKUYUCU KTLES 65

sine de uygulamakta ve emrinde altrdklar kadar 'iinin tutsa


olm aktadr (65). Emein ahlaki deeri olan bir g dzeyine
ykseltilmesi, yceltilmesi, aslnda kr ve baar iin abalamann
ideolojik biimlere uydurulmasndan ve emeinin semeresinden en
az faydalanan snfn, bu ateli ve cokulu ibirliine katlmasn
salamaktan baka b ir ey deildir. zgrlk dncesi de ayn
ideolojinin bir parasdr. Kurduu iin birtakm tehlikelere bal
olmas, sanayiciyi tam bir bamszlk ve hareketlerinde zgrlk
istemeye zorlamaktadr. Devletin saptayaca llerle ve dardan
gelecek mdahalelerle, rakiplerinin iine gelecek hibir zarara gir
memelidir. Sanayi Devriminin znde bu ilkenin. Ortaan ve mer
kantilizmin kurallarna stn gelmesi bulunur (66). Modern eko
nomi, braknz yapsnlar ilkesinin yerlemesiyle balar ve bi
reysel zgrlk eilimi de ilk kez bu ekonomik liberalizmin ideolo
jisi olarak belirir. Kukusuz bu balantlar, emek ve zgrlk, d
ncesinin bamsz trebilimsel glere dnmesine ve genellik
le lkselletirilerek yorumlanmalarna engel oluturmaz. Fakat l
kcln, ekonomik liberalizmin gelimesinde ne denli az rol oy
nadn anlam ak iin, ticarette zgrlk istemenin, aslnda vasfl
ve yetenekli ustann aleyhine geliecek bir i olduunu ve kendisi
ile kontrat yapana kar tek stnlnn de elinden alnmaya va
racan dnmek yeterlidir. Adam Smith, serbest rekabeti hakl
karmak iin bu lksel drtleri ileri srmeye kardr. A. Smith,
insanolunun bencillii ve kiisel karlarn doyurma tutkusu y
znden ekonomik yapnn en dzgn biimde ileyeceine, ancak
bu yolla toplumsal bir kar salanacana inanmtr. Aydnlanma
devrinin iyimserlii, ekonomik yaamn kendi kendini ayarlama g
cne ve birbirine zt karlarn kendiliinden bir uyuma vardraca
na olan inantan kaynaklanmaktadr. Bu inan kaybolduu anda,
ekonomik zgrln toplumsal bir kar salayaca dncesi ve
serbest rekabeti evrensel bir nimet olarak kabul etmenin anlamsz
l ortaya km olur.
Ekonomik liberalizm yerletike, yazarn yaratt tiplere olan
uzakl, dnyaya entellektel adan yaklamas, okuyucu ile iliki
kurmaktan saknmas, ksacas, klasikilere ve soylulara zg bir
davran olan kendine snr tanmas', artk son bulacaktr. Ser
best rekabet ilkesi ve zel giriimlerde bulunabilme hakk, yazar
da znel duygularn ifade etme istei uyandrm, kendi kiilii
nin etkisini duyurabilmek ve okuyucuyu akl ile vicdan arasndaki
atmann tan yapmak istemitir. Bu bireycilik yalnzca ekono
mideki liberalizmin edebiyat alanna yansmas deil, ayn zaman
da, makinelemeye, tek dzeye inmeye ve kendi kendine ileyecek
STT 5
66 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

bir ekonominin douraca kiiliini kaybetmi yaam biimi'ne


kar bir bakaldrdr. Bireycilik, 'braknz yapsnlar sistemini ah
laksal yaama aktarsa da, bunun yan sra, insanlar kiisel eilim
lerinden kopararak, kime ait olduunu bilmedikleri ilevlerin des
tekleyicisi, standart rnlerin alcs ve onlar giderek daha tekd
ze (uniform) duruma gelen bir dnyann birer arac durumuna ge
tiren toplum dzenine bakaldrn Toplumsal nedenselliin iki te
mel dayana olan taklit ve 'kar gelme', imdi romantik
havay yaratmak zere birleirler. Bu romantizmin bireycilii, bir
yandan ilerici snflarn saltla ve devletilie kar olmalar an
lamna gelirken, dier yandan, burjuvann tmyle zgrle ka
vumasn salayan Sanayi Devrimi ile birlikte gelien olaylara ve
onun dourduklarna kar bir protesto demektir. Romantizmin po
lemie ak olan zellii, her eyden nce, sadece bireyci biimler
den oluan bir akm olmasnda deil, ayn zamanda bireycilii be
lirli bir programn temeli yapmasndadr. rnein kiilik lks
ve dnya grn, yalnzca eliki ve kar gelme olgusu ile an
latr. Tarih boyunca daima gl ve tuttuunu koparan insanlar
yaam ve zellikle Rnesans devrinde insan b ir birey olduunun
bilincine varmt. Fakat bireyciliin uygarlk sreci ile gelen ki
ilii yitirmeye kar bir protesto olarak yeni b ir anlam kazanmas,
ancak 18. yzyln yarsndan sonra olmutur. Kukusuz, daha son
raki edebiyatta, birey ile dnya, kiilik ile toplum, vatanda ile
devlet arasndaki atm alar daima konu edilmitir, fakat uzlama
s olanaksz kartlklar hibir zaman toplumun iradesi ile atma
durumunda olan kiinin bireysel karakterinden domamtr. rne
in tiyatro sanatnda atma, bireyin topluma yabanclamas ve
ya toplumun koyduu engellere kar kmasndan deil, oyundaki
deiik karakterlerin arasndaki somut, kiisel karsavlardan do
mutur. Bundan nceki tiyatroda, tragedyann bireyci dncedo
ktn ileri srmek tam anlamyla tek tarafl bir davran olur.
Byle bir yorum iyice incelendii zaman, bunun, rom antik estetiin,
hoa gitse bile geersiz nitelikteki bir kuram olduu grlr. Ro
mantizmden nce bireyciliin, hibir zaman sorunsal bir yan olma
mt. Bu nedenle dram atik bir atmaya da konu olamazd.
Heyecansallk (emotionalisme) da, aynen bireycilikte olduu
gibi, orta snfn kendini entellektel ynden aristokratik snf
tan bamsz saymasnn ifadesidir. Duygularn ileri srlmesi ve
vurgulanmasnn nedeni, onlarn anszn daha gl ve derinden
duyulmaya balanm olmalar yznden deil, srf soylularn dn
ya grlerine kart bir tavr alnarak, kendi kendine telkin yo
luyla abartlm olmalar yzndendir. imdiye dein hor grlm
YEN BR OKUYUCU KTLES 67

olan burjuva, kendi tinsel yaammn aynasnda kendisini hay


ranlkla seyretmekte ve duygularn, ruh durumunu ve uyarmlar
n ciddiye ald oranda kendisini nemli grmektedir. Bu heye
canlarn daha derin kkler salm olduu orta ve aa burjuva ta
bakalarnda, duygunun bylesine nem kazanmas ve ona taplma-
s, baar sonucu elde edilmi bir cret deil, pratik yaamdaki ba
arnn azln karlam ak iindir. Nitekim duygu kltr, sanatta
nesnel olarak ifade bulduundan kkeninden bamszlaarak ken
di yoluna gidecektir. Aslnda burjuvann snf bilincini ifade etmeye
yarayan ve soylularn uzak ve souk davranlarna kar bir ey
lem olarak ortaya km olan duyguculuk (sentimentalism), gide
rek yerini duyarlla (sensibilite) ve kendiliindenlie (spontanite)
tapmaya brakr. Zamanla bu tapnma, orta snfn aristokratlara
kar gelme zihniyeti ile olan ilikisini yitirir, nceleri insanlar, srf
soylular ihtiyatl olduklar ve kendi kendilerini denetleyebildikle
rinden tr duygusal ve cokulu davranrlarken, ksa zamanda
ekspresyonizm (ifadecilik) ve iyz aa vurma, soylularn bile
benimsedii bir sanat lt durum una gelir. Ruhsal sarsnt (ok)
lar yaratacak olaylarn peinde koulur ve zamanla gerek bir he
yecan yaratm a ustal kazanlr; ruh acma duygusu iinde erir ve
sonuta sanatta aranan tek ama, tutkularn uyarlmas ve duygu
ve dnce beraberlii ile uyarc kkrtm alar yaratmak olur. Duy
gu (sentiment), sanat ile toplum arasnda en nemli arac duru
muna gelir ve gerei yorumlamann da en etkin arac olur. Duy
gular ifade etmekten kanmak demek, sanatsal etki yaratmaktan
vazgemek, duygudan yoksun olmak ise tatsz ve anlamsz olmak
demek olur.
Orta snfn sk ve kat ahlak anlay, aynen bireycilii ve he-
yecancl gibi, soylularn yaam grne kar yneltilmi bir
silahtr. Bu ise eski orta snfn yaln, onurlu ve dindar zelliinin
bir devam olmayp; manaszl bakalarnca iyi karlanan bir
toplumsal tabakann taknlklarna ve samalklarna kar bir pro
testo nitelii tar. Orta snf, zellikle Almanyada ar derecede
alakgnll gzkm, oradaki prenslerin ahlakszlklarna ancak
bylesine dolayl b ir yolla saldrabilmitir. Soylularn ahlak bozuk
luklarndan dorudan doruya sz etmek gereksizdi, nk orta s
nfn temiz ahlak vld zaman herkes bunun ne anlama geldi
ini biliyordu (67). imdi, onsekizinci yzylda dzenli olarak beli
ren bir durum, yeniden karmza kmaktadr: Soylular, orta sn
fn gr ve deer standartlarn kabul etmilerdi, duygusalln
btn snflar tarafndan benimsendii gibi, erdemli olmak da bir
68 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

moda olup kmt. Ak sak, ahlaka aykr konular zerinde uz


man olan birka kiinin dnda, Fransz rom anclar bile artk hop
pa ve hafif olarak tanmlanmaktan kanyorlard. imdi aranlan
ey, erdemliliin vlmesi, gnahlarn ve kt alkanlklarn yeril-
mesiydi. Belki de Rousseau, Richardsonun kazand baarnn bu
t r konulara fazlasyle yer vermi olmasna bal olduunu bilme
se, yazlarnda ahlak zerine dinsel tlere bu derece yer ver
mezdi (68).
Bireycilie, heyecansalla ve ahlaklla olan eilimin, orta
snf zihniyetinin temel yapsnn b ir paras olma zelliini hl
srdrm esi nedeniyle, erken romantizm edebiyatnn da deie
rek apayr niteliklere sahip olmas gerekmitir. Bu nitelikler, da
ha nceki orta snf iyimserliine tmyle ters den melankoliye,
hznl ruhsal durum lara ve hatta kararl b ir ktmserlie doru
kayma eilimleridir. Bu durum, zihniyetin kendiliinden deimesi
sonucu deil, toplumdaki snflarn ve tabakalarn yer deitirme
leri ile olumutur. Hereyden nce, romantizm hareketini destek
leyenler, yzyln ilk yarsndaki okuyucu toplum unu oluturan ayn
burjuva kesimi deildir. Sesini duyurmaya balayan yeni burjuva
kesimi, soylular snf ile entellektel ilikileri olmayan ve ekono
mik ynden ayrcalklara sahip olan burjuvalar kadar iyimser ol
malar gerekmeyen baka bir tabaka idi. Ne var ki, burjuvann soy
lular snf ile kaynam olan kesiminden meydana gelen eski oku
yucu toplumunun bile fikri grnnde bir deiiklik olmutur,
ilk baarya ulat sralardaki kendine olan sonsuz gveni ve ka
zand zaferler sonunda edindii canllk ve coku, imdi eriyip
azalmaktadr. Bu kesim artk btn yapt ileri olaan karlyor,
ondan esirgenen her eyin bilincine varyor ve belki de aadan
yukarya doru trmanmaya balayan yeni snflar tarafndan teh
dit edildii duygusuna kaplyordu. Smrlenlerin sefaleti zaten
insanlar yeteri kadar rahatsz etmekte idi. Artk insanlarn ruhunu
derin bir melankoli kaplamt. Yaamn karanlk ynleri ve elve
risizlikleri her yerde kendini gstermekteydi, lm , gece, yalnzlk
ve o gnn gereklerinden uzak, bilinmeyen b ir diyara duyulan z
lem, iir ve edebiyatn balca konular olmulard. Duyguculuun
getirmi olduu ehvet ve zevk dknlne nasl teslim olundu
ise, strap ve acnn ba dndrc etkisine de aym ekilde teslim
olunmutur.
Yzyln ilk yarsnda orta snf edebiyat, hl tmyle pratik
ve gereki bir nitelie sahipti. Salkl bir saduyu ve aracsz ger
eklik tutkusuyla doluydu. Fakat yzyln yarsndan sonra bir
denbire sadece ka psikolojisini konu etmeye balad. Kat usu-
YEN BR OKUYUCU KTLES 69

Iuktan ve bilinlilikten, heyecansalln dzensizliine, kltr ve


uygarlktan doa halinin sorumsuzluuna, her eyin ak seik ola
rak belli olduu bugnden, belirsiz gemie doru ka olayla
rn konu alan bir edebiyat tr ortaya kmt. Spengler, 18. yz
yldaki bu ykm ve mahvolma isteinin ne garip ve rnei grl
medik bir olay olduuna deinmitir (69). Fakat kltrl insann
doa haline olan zlemi o kadar garip olmad gibi usun, duygu
larn kargaasnda eriyip yok olmas da o kadar yeni deildi. B
tn bu eilimler Rousseau'dan nce ngiliz edebiyatnda kendilerini
gstermilerdi. Romantizmin getirdii bir olgu olan tarihsel ge
mie duyulan zlemin tersine, geleneklerden kaarak doaya sn
mann uzun bir gemii vardr. Bilindii gibi, bu olgu, tarih boyun
ca tek rar tekrar kimi kent ve saray kltrlerinde kr iiri biimin
de dile gelmi ya da doalclk (naturalism)dan bamsz, hatta o
unlukla ona kart bir eilim olarak grlmtr. 18. yzylda bi
le doa sevgisi, estetik olmaktan ok ahlaksal bir zellik tar ve
sonradan geliecek olan, 'geree doalc adan yaklam ile hi
bir ilgisi yoktur. Erken romantizm airleri iin, edebiyatta ilk kez
bir lk olarak kabul edilen, Goldsmith'in olduu gibi, sradan, d
rst, orta snf koullar iinde yaayan bir adam ile 'doann safl
arasnda yakn bir iliki vardr. Kr yaamn bu tipte bir ada
mn etkinlikleri iin en uygun ve en uyumlu ortam olarak grr
ler. Sanatsal ifade yollarnn giderek gelimesine karn, bu sanat
lar, doay daha iyi grebilme abasna ve onu ince ayrntlara gi
rerek tanm lam a urana girmezler. Doa ile olan ilikileri, ken
dilerinden nce gelen sanatlardan daha deiik ahlaki n
yarglara dayanr. Onlar iin doa, hl tanrsal dncenin (di-
vine idea) ifadesidir ve onu Deus ive natura [31] ilkesine gre
yorumlamaya devam ederler. Ancak 19. yzylda daha dolaysz, da
ha nyargsz bir doa anlayna eriilmitir. Fakat, erken roman
tizm kua, doay, bundan nceki alarn aksine, insanlarn t-
resel anlaylarna uygun olarak hkm sren glerin aa k
t bir yer olarak kabul eder. Yln deien mevsimleri, aynn
aydnlatt sakin gece ile fkeli frtna, gizemli da grnmleri ve
derinliine varlamayan deniz, btn bunlar byk bir dram, in
san yazgsnn, doann daha geni dekoruna aktarld byk bir
tiyatro oyunu olarak grlr. Doa artk edebiyatta daha fazla yer
tutar ve bu adan romantizm, yalnzca insann iinde yaad ev
re ile ilgilenen klasisizmin tersine yeni bir geliime yol am olur.
Geri henz eski edebiyatn, insan evrenin merkezi olarak gren,

[31] Spinozann Tanr ile doann zdeletii varsaym, doatanrclk.


70 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

btn evrensel varlklarn da insan iin olduunu ileri sren


retisinden insaniincilik kopmay simgelemese de, aydnlanma
nn insancl (humanism)ndan gnmzn doalclna geildiini
gsterir. Erken romantizmin doa kavramnn heterogen (birbirin
den farkl trlerden meydana gelen) yaps, an nemli bir simgesi
olan ve kendi iinde hem doal, hem de yapay zellikleri bir araya ge
tiren ngiliz bahesiyle de aklanr. Bu doa kavram, tm dz izgi
lere, geometrik, kat, duraan olan her eye kar gelmenin ve orga
nik, dzensiz, resim gibi (pitoreks) olana inanmann b ir kantdr.
Buna karn, yapay tepeleri, glckleri, adalar, kprleri, maara
ve harabeleri ile ayn zamanda bir Fransz park kadar doaya aykr
bir grnm tar. Aradaki tek fark, deiik beeni kurallar tara
fndan saptanm olmalardr. Bu kuan kesin olarak klasisizme
srt evirmeye hazr olmadn baz rnekler gstermektedir. rne
in, romantik ve 'resim gibi' bahe tasarm lar yapan bu sanatlar,
saray yaptklar zaman, Palladionun Maniyerist eilimini kullan
mlardr. Gene bu devirde, yaplar Gotik mimarisine benzet
me eilimi balar ve nceden yalnzca villalar ya da sayfiye evi ola
rak yaplan atolar gibi pek nemli olmayan yaplar bu slupta in
a edilirler (70). st snflar toplum iin yaplan sanat ile zel ama
larla yaplan sanat kesin olarak birbirinden ayrmlar ve klasisiz
me aykr ve romantik olan slubun ancak zel amalara hizmet
eden tre uyacan dnmlerdir. Strawberry Hill'de Gotik s
lubunda ato yaptrp Castle of Otranto adl rom annda Ortaa ile
ilgili konular ileyen Horace Walpoleun rom antik espri ile hibir
ilgisi yoktur. Devrin temsilci sanat sz konusu olduunda ise hl
geleneksel ve klasik ilkelere bal olduu grlr. Fakat Ortaa
konular ile deneyler yapmak, yenilik peinde komann ifadesi ol
sa da, bu deneylerin romantik eilimli olmalar, an zelliini
gsteren belirtiler olarak nem tarlar (71).
Romantik akm gibi baz entellektel akmlarn balang ta
rihini saptamak olanakszdr; bu akmlar genellikle anszn orta
ya kverip yeterli ilgiyi bulamadklarndan hemen gzden den,
ksacas toplumu ilgilendiren herhangi bir yam olmayan ve bireysel
denemeler olarak kalan eilimlerden kaynaklanrlar. 17. yzylda g
rlen romantik hareketler, 18. yzyln ilk yansnda tm alanlarda
karmza karlar. Buna karn, Richardson ortaya kmadan nce,
gerek anlamda bir romantik hareketten sz etmek mmkn deildir.
Bu slubun en temel zelliklerini bir araya getiren Richardsondur.
Bu yeni beeni akmna ylesine uygun bir forml getirmitir ki, ne
redeyse znelcilii ve duyguculuu (sentimentalism) ile romantik ede
biyatn tm ona baml saylmtr. Ne olursa olsun, hibir sradan
YEN BR OKUYUCU KTLES 71

sanat bu denli derin ve srekli bir etki yaratamamtr. Baka bir


deyile, b ir sanatnn tarihsel deeri, hibir zaman, onun sanatsal
dehasndan bu derece uzak yarglarla saptanmamtr. Richardson
un bu denli etkili olabilmesinin asl nedeni, evinin evresi dnda
ki olaylara fazla ilgi duymayp, aile sorunlar ile uraan, roman
larda rastlanan servenler ve olaanst eylerle kafa yormayan ye
ni bir' orta snf tipini, yaptlarnn ana kahraman yapmasdr.
Onun ykleri, yiitlerin veya apkn serserilerin deil, sradan or
ta snf tipinin ykleridir. Yiitlere zg yce davranlar yerine,
duygusal olaylarn sade ve iten sorunlarn konu eder. Yaptlarnda
fantastik ve renkli olaylara yer vereceine, kahramanlarnn ruhsal
yaamlarn anlatr. Romanlarnda tre esi, ince bir plan zerine
kurulu olup yalnzca heyecanlar ve vicdani sorunlar incelemeye ve
zmlemeye yarayan bir ara olarak grlr. Kahramanlar ise t
myle rom antik olup pikaresk veya romanesk niteliklerden yoksun
durlar (72). Richardson, ayn zamanda ilk kez tam olarak tanmlan
mas olanaksz tipler yaratm tr; o yalnzca duygu ve iddetli eh
vet duygularn ve bu duygulardaki ini klar anlatr. Kolayca
tasvir edilen tipler sanaty fazla ilgilendirmez.
Roman dnyasnn konu olarak sadece orta snfn gsterisiz
ve ounlukla sevimli olan zel yaamn ele almas, motiflerin yal
nzca aile yaamnn yce ve sade sorunlarndan olumas ve iddia
sz, kendi halinde yazglar ve tiplere duyulan ilgi ile, ksacas, ro
mann ev ii yaamna indirgenmesiyle, roman tr daha tresel bir
amaca ynelmi oluyordu. Bu sre, yalnzca okuyucu kitlesinin bir
leiminde meydana gelen deiim ve orta snfn edebiyat dnyasna
girmesi ile deil, ayn zamanda ngiliz toplumunun yzyln yarsn
da yeniden pritenleerek bu yeni edebiyat akmnn merakls olan
topluma katlmas ile olumutur (73). Aile yaamna ilikin romanla
rn ve tre rom anlarnn balca amalar retici olmaktr ve Richard-
son'un rom anlar dokunakl ak ykleri biiminde yazlm tresel
eserlerdir. Artk yazar yaamn byk sorunlarn tartan, okuyu
cuyu kendi kendini incelemeye zorlayp babayni tlerle onu ku
kulardan kurtaran spiritel bir danman roln yklenmitir.
Onun gnah karan Protestan peder' olarak tanmlanmas da bo
una deildir ve romanlarnn kiliselerde vaizler tarafndan nerilme-
sinin de belirli bir nedeni vardr. Bu kitaplann ne denli etkili olduk
larn anlamak iin bunlarn hem kolay okunan hafif kitap tr,
hem de dua kitab olarak iki ii birden grdklerini dnmek.ve
orta snftan gelme bir ailenin bir yandan okuma ihtiyacn kar
larken, dier yandan eski bir alkanl ortadan kaldrarak ncil ve
Bnyann yerini aldklarn dnmek yeterlidir (74). Edebiyatta
72 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

uzun sredir yerlemi olan znel yaklamn egemen olduu a


mzda, o devrin toplumunu bu denli etkileyen ve byleyen eyin
ne olduunu aklayabilmek kolay deildir. Ancak unu da unut
mamak gerekir, o devirdeki hibir edebiyat trnde, ruhsal (psiko
lojik) tanmlamalar, bu denli youn ve dorudan bir biimde veril
memitir. Bu romanlarn ifadecilii bir t r itiraf yerine gemi ve
kahramanlarn kendilerini btn akl ile ortaya koymalar ve
itenlikleri, bize zorlama ve yapmack grnse bile, o gne dein
rastlanmam olaylardr. Kald ki, o dnemde bu yenilik, yaam
kavgasnda yolunu arp yeni bir destek arayan Hristiyan ruhu
nun derinliklerinden gelen yeni bir sedadr. Orta snf bu yeni psiko
lojinin deerini derhal kavram ve sahip olduu en nemli nitelik
lerin bu romanlardaki youn heyecanlar ve isellikle dile geldiini
anlamtr. Orta snf, kendine zg bir kltrn ancak byle bir
temel zerinde geliebileceini bildiinden, Richardsonun romanla
rn geleneksel bir beeni lsne gre deil, burjuva ideolojisinin
ilkelerine gre deerlendirmitir. Ayrca bu rom anlara dayanarak
sbjektif gerekilik, duyarllk, itenlik gibi yeni estetik deer l
leri gelitirmi ve modern lirisizmin estetik kuramnn temellerini at
mtr. Yksek snflarsa bu itiraf edebiyatnn nemini pekl kav
ramakla birlikte, onun sradan halk tabakasna zg tehirciliini
tiksinti ile karlamlardr. Horace Walpole, Richardson'un roman
larn, yaam kitap satcsnn veyo Metodist bir vazcnn az ile
anlatan kasvetli ve keder dolu masallar olarak yorumlar. Voltaire,
Richardson hakknda hibir yorum yapmaz; dAlembert bile bu ko
nuda ekingen davranmay yelemektedir. Romantikler tarafndan
ileri srlen znel sanat grnn yksek tabakalar tarafndan ka
bul edilmesi, ancak bu grn hangi toplumdan kt ve toplum
sal ilevinin biraz olsun unutulmasyla mmkn olmutur.
Richardson'un baar konusundaki ahlaki gr de yksek s
nflara yabancdr. Onun, toplumda nasl bir yol izlenmesi gerektii
konusunda orta snfa yapt neri ve uyarmalarn, st tabakalar
daki bur juvalar veya soylular iin hibir anlam yoktur. Hogarthn
betimledii, ustasnn kz ile evlenen alkan ran veya Richard
sonun anlatt ev sahibi tarafndan evlendirilen erdemli hizmeti
kzn ahlak; modern edebiyatn en tutulan konular olmutu. Pa-
mela, istekleri dte yerine getirmeye yarayan bu tr modern y
klerin en tipik rneidir. Richardson ile balayan bu motifler, za
manla gnmzn filmlerine konu olmulardr, rnein dayanl
maz bir gzellie sahip olan bir zel sekreter, tm batan karl
ma oyunlarna kar koyarak haddini bilmeyen patronunu kendisi
ile uygun bir biimde evlenmeye raz eder. ffetli ve ll davran
YEN BR OKUYUCU KTLES 73

mann yalnzca sonuca ulamak iin bir vesile olarak kullanld


istek fantezilerine kaplmak ve yaamn gerek sorunlarn zm
lemek yerine yalnzca aldatc eylerle uramay reten Richard-
son'un bu ahlaksal romanlar, aslnda imdiye dek grlmemi en t-
red sanatn tohum larn tar (75). Bu nedenle de, modem edebiyat
tarihinde kendinden nceki yaptlarla kendinden sonra gelen yaptlar
arasndaki fark belirleyen en nemli snr izgilerinden birini olu
tururlar. Bundan nce, bir yazarn yaptlar ya treseldir, ya da
tred. imdi ise tresel grnmek isteyen kitaplar, ounlukla
yalnzca grnrde treseldir. st snflarla savarken, burjuva da
safln yitirir ve erdemlerini sk sk vurgulamak zorunda kaldn
dan iki yzl olma durum u ile kar karya gelir.
M odem romann otobiyografik tr, ister birinci tekil ahs ta
rafndan anlatlm b ir yk, ister mektup veya anlarn toplam
olsun, yaptn ifadeciliini (ekspresyonizm) younlatrd kadar, il
ginin d dnyadan i dnyaya ynelmesinin de bir belirtisidir. im
diden sonra, zne ile nesne arasndaki akln kapanmas, yazar
larn balca amalarndan biri olmutu. Psikolojik ynden bu denli
ak ve dolaysz olma abalarnn sonunda, yazarn yaratt kahra
manla okuyucu arasndaki tm ilikiler deimiti. Bu deiim, yal
nzca yazarn kahramanlar ve toplumu arasndaki ilikide deil,
okuyucunun kahram anlara olan tavrnda da kendini gstermiti.
Yazar, okuyucusuna sanki ili dl bir dostu imi gibi davranmak
ta, onunla senli benli konumaktadr. Hep kendinden sz edermi
esine zoraki, sinirli ve sklgan bir slup kullanmaktadr. Kendisini
roman kahram an ile bir tutm akta ve hayal lemi ile gerei
birbirinden ayran izgiyi ykmaktadr. Kendisi ve karakterleri iin
yaratt evren, kimi zaman okuyucunun dnyasndan uzak, kimi
zaman onunla kaynam durumdadr. Balzacn yapt gibi yaza
rn kahram anlarndan iyi tand kiilermi gibi sz etmesi, bu ro
m anlardan kaynaklanmaktadr. Richardson yaratt kadnlara k
olup onlarn yazgs iin ac gzyalar dkerken, okuyucular da
Pamela, Clarissa ve Lovelace gibi kahramanlardan, sanki gerek
kiilermi gibi sz ediyorlard (76). Bylece toplum ile roman kahra
manlar arasnda, o tarihe kadar bilinmeyen bir ili dl olma duru
mu balar. O kuyucu, onlara belirli bir ie saplanp onun snrlar iin
de skm kalm bir yaamdan ok daha rahat olann yaktrr ve
onlar o ile hibir ilgisi olmayan olaylarn iinde grmekle kalmaz,
ayn zamanda kendi yaam, kendi sorunlar, istekleri, umutlar ve d
krklklar ile ilikili kiiler olarak grr. Onlara duyduu ilgi yal
nzca kiisel bir ilgidir ve onlar ancak kendi kiiliine yaknlk ora
nna gre anlayabilecektir. Daha nceki devirlerde, valyelik ve se
74 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

rven romanlarndaki kahram anlarn rnek olarak benimsendiini


biliyoruz. Bu tipler, gerek insann idealize edilmi durumunun et ve
kemikten yaplm insana yaktrlan lksel kalplardr. Sradan
okuyucuysa kendini hibir zaman bu ltlere uygun grmeyecek,
kendini bu standartlarla lemeyecek ve bu kahramanlarn ayrca
lklarn benimseyemeyecektir. Kahramanlar, baka bir evrene zg
mitolojik figrler olduklar gibi, iyilik ve ktlk karsndaki tu
tum lar da insanst niteliktedir. Simgenin, kinayenin ve yknn
okuyucuya bu denli uzak olmas, onlar okuyucunun dnyasndan
ayrr ve okuyucu ile aralarnda dolaysz b ir iliki kurulmasn n
ler. imdi ise tam tersine, okuyucu rom an kahramannn sadece ken
di tatm in olunmam hayatn yaadn hissetmekte ve kard
frsatlar farketmektedir. nk her insan, u veya bu ekil
de, gerek yaamnda romanlardaki gibi bir deney geirmi ve ken
dini bir roman kahram an gibi grmtr. Bu hayal lemi nede
niyle, okuyucu kendisini bu kahram anlar ile ayn dzeyde gr
meye balar ve kendinde birtakm zelliklere sahip olma hakkn
grr. Richardson okuyucuyu, kendini kahram anlarn yerine koy
maya, varln daha rom antik bir biimde srdrmeye arr ve
gnn tatsz grevlerinin yerine getirilmesi srasnda kiinin biraz
olsun kendinden kamasn salar. Bylece yazar ve okuyucu, ro
mann ba kahramanlar olurlar; birbirleri ile srekli olarak flrt
ederek aralarnda, tm kurallar inenmi olan, yasad bir iliki
oyunu srdrrler. Yazar okuyucusuna sahneden hitab eder ve oku
yucusu da, genellikle onu yaratt kahramanlardan daha ilgin bu
lur. Onun kiisel yorumlarndan, dncelerinden, sahne ynetmen
liinden holanr ve rnein Sterne gibi bir yazarn kyda kede
kalm olaylarn anlatm ile uramaktan ykye bir trl yakla-
amamasn da yadrgamaz.
Gerek yazar iin, gerek toplum iin, yapt, her eyden nce
ruhsal bir durumun ifadesidir. Yaptn deeri, tanmlanan olaylarn
nemine ve niteliine baldr. Okuyucu sadece iyi bir anlatmla can
landrlan ilgin bir kiinin yazgsnda yer alan ilgi ekici, heyecan
verici bir olay ile etkilenebilmektedir. Okurda etki yapabilmek iin,
yapt, kendi iinde tutarl, kendi kendine yeterli, her biri kendi
doruuna trmanan bir dizi dramlardan olumu olmaldr.
Baka bir deyile, etkili bir yapt, bir noktadan dierine, bir
doruktan dierine atlayarak srekli olarak artan bir trman
olarak geliir. Modern sanat ve edebiyat rnlerinin bir zel
lii de, onlarn ykl, zorlama ve iddetli ifadeler tamalarndadr.
Her ey, artma, aptala evirme ve anszn, dorudan etki yarat
maya baldr. Srf yenilik yaratma amacyle yenilik, aranr. Sinir
YEN BR OKUYUCU KTLES 75

leri daha iyi etkilediinden, ac dokunakl ve olaanst olaylar


anlatlr. Bu gereksinme, yanl abartmalarla dolu, gizemli atmosfer
li ilk tarih romanlarnn ve ilk heyecan verici yaptlarn domasna
neden olmutur. Btn bunlar o sralarda egemen olan beeni stan
dartlarnn alaldn ve nitelik ynnden bir dn baladn
gstermektedir. 19. yzyln sanatsal kltr, 18. yzyldan stn ol
masna karn, Rokoko devrinde rastlanmayan b irzayflasahiptir.
Saray evresi sanatnn, pek uysal ve oynak saylamayan, dengeli, sa
lam ltlerinden yoksundur. Hemen ekleyelim ki, romantik akm
dan nce de zayf ve nemsiz saylacak sanat rnlerine rastlanr,
fakat zentici (dillettante) [32] sanatn dnda kalan her ey, be
lirli bir dzeye sahiptir. Bu devirlerde, hafif roman trnn ucuz
psikolojisi ve baya duygusallna benzer hibir edebiyat rn
yazlmad gibi, plastik sanatlar konusunda, neo-Gotik dnemin
yavanl ile yaplm hibir yapt yoktur. Bu olgular her zaman
aa snflardan tremeseler bile, kltrel alanda nderliin st
snflardan orta snfa gemesinden sonra grlrler. Burada sz
konusu olan dnm noktasn yarglarken, bu dnn sadece be
eni ltlerine bal olduunu ileri srmek, dar ve kat bir gr
olur. yi beeni, tarihe veya topluma gre deikenlik gsteren bir
kavramdr ve estetik deerlendirme ls olarak da snrl bir ol
gudur. 18. yzylda romanlara, tiyatro oyunlarna ve mzik yaptla
rna dklen gzyalar, sadece beeninin deiimini ve estetik de
erin incelik ve ekingenlikten, iddet ve israrcla geiini gster
mekle kalmaz; ayn zamanda ilk baars Gotik ada belirlenen ve
19. yzylda dorua ulaan Avrupa duyarlnn geliiminde yeni
bir evrenin balangcn belirler. Bu dn noktas. Ortaan sonun
dan beri ilerlemesini srdren bir geliimin devamn ve tamama
ermesini temsil eden 'aydnlanma hareketi ile gerekleen gemi
ten kopma olgusundan ok daha kkten bir kopmay simgeler. Sa
dece beeniye dayanan lt, iire yepyeni bir anlay ve yenilik ge
tiren bu yeni ve heyecanl kltrn balamas karsnda eriyip
kaybolur. Diderot, La poesie veut quelque chose d'enorme et sau-
vage [33] (77). der. Bu yabanilik ve atlganlk derhal gereklee
memi olsa bile, iirden insan yreini uyarmas, ezmesi ve lgn
ca k etmesi beklendiinden, ozann karsna sanatsal bir lk
olarak kmtr. Erken romantizm sanatlarnn kt beenisi,
19. yzyl sanatnn, bir dereceye kadar, en deerli niteliklerini bor-

[32] Amatrce, yzeyde kalan sanat merak. Herhangi bir ii zendiinden, ya da


zevk aldndan yapan kii.
[33] iir, ar .cretli ve yabanl bir eyler gerektirir.
76 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

lu olduu bir geliimin balangcdr. Bu 'kt beeni' gelimeden


Balzac'n cokunluu, Stendhal'in karmakl, Baudelairein du
yarll olamayaca gibi, Wagner'in duyumsad Dostoyevski'nin
tinselcilii veya Proust'un ar duygusall da geliemeyecektir.
Richardson'da grlen romantik eilimlerin Avrupa'ya zg bir
zellik olarak ortaya kmas ve onlara evrensel bir nitelik kazandrl
mas ilk kez Rousseau tarafndan gerekletirilmitir. ngiltere'de
ok yava yaylan usa aykrlk (irrationalism), Fransz edebiyatn
da, Mme de Stael'in anlatm ile 'Nordic' esprinin, e bir deyile Al
man dncesinin temsilcisi olarak tanmlad bir svireli tarafn
dan gelitirilmitir. Bat Avrupa lkeleri, aydnlanmann aklcl ve
materyalizmi ile o denli yorulmutular ki, nceleri bu tinsel ve heye-
cansal eilimi iddetli bir tepki ile karladlar. Richardson gibi orta
snftan gelme bir adam olan Fielding'i bile kendilerine dman ola
rak grdler. Rousseau, gnn sorunlarna, aydnlanma dnemi Av-
rupasnn entellektel nderlerinden ok daha nyargsz bir biimde
yaklamtr. Kendisi, gelenekleri olmayan nemsiz bir burjuva aile
sinden geldii gibi, kendini snfnn geleneklerine bal saymayan
ve hibir snfa da bal olmayan bir kiidir. stelik snfnn gele
nekleri; svirede ok daha gevek olup Fransa ve Ingiltere'de ol
duu gibi saray yaamndan ve soylu evrelerin etkisinden uzak
durumdaydlar. Heyecansallk, Richardson ve dier erken roman
tizm sanatlar tarafndan dorudan doruya aydnlanma hareke
tinin usuluuna kar yneltilmi bir silah olarak kullanlmamtr.
Ayrca erken romantiklerin aydnlanma akmna kar olduklar da
pek belli deildir. Rousseauda ise heyecansallk, ak bir bakaldr
eklinde grlr. Onun Doaya Dnnde tek ama vardr:
Toplumda eitsizlie yol aan bir geliime kar direnmeyi
glendirmek! Rousseau, entellektalizmin toplumda ayrmlara ne
den olduuna inandndan usulua srt evirmitir. Onun ilkelci
lii (primitivisme), Arkadya lksnn deiik bir biimi ve tm
yorgun kltrler tarafndan dlenen gnahlarn affedilmesi dilei
dir (78). Daha nceki kuaklarn kltrden rahatsz olma duygusu
da ilk kez Rousseau ile nem kazanmtr ve o, bu kltrel yorgun
luktan bir felsefe tarihi gelitiren ilk sanatdr. Aydnlanmann in
sanclna iddetle saldrarak kltrn insan soysuzlatrdn ve
tm uygarlk tarihinin insan varmas gereken yere gtrmeyip yan
l yola saptrdn ileri- srmesi, Rousseaunun gerek zgnl
dr. Bylece aydnlanmann temel doktrini ve ilerlemeye duyulan
inan, daha dikkatle yeniden incelendiinde, bo bir inan olduu
anlalm olmaktadr. Deer yarglarnn bu denli deimesi, an
cak o devirdeki toplum felsefesinin kkten deiimi ve Rousseau
YEN BR OKUYUCU KTLES 77

nun temsil ettii tabakann, saray kltrnn yapmackl ve ya


lanclna kar aydnlanma hareketinin silahlar ile savaamaya-
can anlam olmas ve dmanlarnn entellektel cephaneliin
den kmayan, deiik silahlar aramas ile gerekleebilmitir.
Rousseau, Rokoko ve aydnlanma kltrlerini eletirmi ve onlarn
mekanik ve ruhsuz formalizmlerine ve trenselliklerine kar, ken-
diliindenlii (spontaneite) ve rgensellii savunmutur. Btn bun
lar yaparken Ortaada Hristiyan birliinin bozulmasndan bu ya
na Avrupann geirdii kltr bunalmnn bilincinde olduunu
aklad gibi, ayn zamanda, espri ve form, gelenek ve kendiliin-
denlik, doa ve tarih arasndaki kartlklar ieren modem kltr
kavram hakknda da genel bir bilgi vermitir. Bu gerilimi ortaya
karmas, Rousseau'nun r aan baarsdr. Fakat bu retilerin
sakncal ynleri de olmutur. Yaam, tarihe kar tek ynl ola
rak korumas, bilinmeyene doru kr dal yaparak doa haline
(etat de nature) snmas, birtakm belirsiz hayal dolu yaam felse
felerinin domasna yol amtr. Bu felsefeler usuluun gszl
ve ie yaramazl karsnda usavurmamn intihar etmesi gerek
tiini dnmlerdir.
Rousseaunun dnceleri b ir yere oturmaz; sanat sadece a
dalarnn ounun bildiklerini aklar, insanlk iki sorun ile kar
karya kalm tr: Ya Voltaire'ciliin mantkln ve saygnlm se
ecek, ya da tarihsel geleneklerini unutup yepyeni bir balangca
doru gidecektir. Voltaire ve Rousseau'nun arasndaki ilikiden da
ha derin bir simgesel anlam tayan dier bir ilikiye Avrupa dnce
tarihi boyunca rastlanm amtr. Bu iki ada, her ne kadar ayn ku
aktan olmasalar da, birbirlerine saysz zdeksel ve kiisel balarla
baldrlar. H er ikisinin de ortak dostlar ve destekleyicileri vardr,
ikisi de Etcyclopedie gibi ideolojik ura saylan b ir edebiyat giri
imine katkda bulunmulardr. Devrimin en etkili ncleri sayl
mlar, modern, bireyselcilikten yana olan anarik Avrupay, eski ve
biimcilikten yana olan kltrn balarndan henz tam olarak
kurtulamayan bir dnyadan ayran snrn iki ayr yakasnda yer al
mlardr. Rousseau'nun doalcl, Voltaire'in uygarln z ola
rak kabul ettii her eye, zellikle znelliin kstlanmasna kar
kar. Voltaire, znelliin ancak nezaket ve zsaygnlk kurallarn
amad, srece geerli olmas gerektiini savunmutu. Rousseau
dan nce, kimi lirik iir biimlerinin dnda, bir yazar ancak ken
dinden dolayl olarak sz edebilirken, imdi rahat ve zgr bir bi
imde yalnzca kendinden sz aabilmektedir. Btn yaptlarnn
bijyk bir itiraftan alnma paralar olduunu ileri sren Goethenin
bellibal amac olan deney ve itiraf edebiyat dncesi bu srada
78 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

domutur. Edebiyatta kendini inceleme, kendine hayran olm a ve


yazarn kendini ne denli ak olarak anlatrsa yaptn o derece inan
drc ve hakiki olaca dncesi, Rousseaudan kalan entellektel
m iraslardan biridir. Bu aamay izleyecek olan yz, yz elli yllk
dnemde, Avrupa edebiyatnda nemli saylan tm yaptlar, bu z
nellikle yazlmtr. Saint-Preux'nn varisleri yalnzca Werther,
Rene, Obermann, Adolphe, Jacopo Ortis deil, Balzacn Lucien de
Rubempresi, Stendhalin Julien SorelV Flaubertin Frederic Mo-
reau'su ve Emma Bovary'sinden tutun, Tolstoyun Pierrei, Proust'
un Marceli ve Thomas Mannn Hans Castorpuna kadar btn kah
ram anlar ondan tremilerdir. Bu kahram anlarn tm d ve ger
eklik arasndaki uyumazlktan yaknrlar ve hepsi de hayalleri ile
pratik, sradan orta snf yaam arasndaki atm ann kurban
drlar. Bu motif, ilk kez olarak W ertherde tmyle ifadesini bulur.
Bu yaptn o gnk toplum zerinde yapt benzeri grlmedik
etkiyi anlamak iin bu yeni deneyin etkisini anmsamak gerekir.
Fakat Nouvelle H eldisede bunun kart savunulur. Burada da kah
raman, bireysel rakipler yerine belli bir zorunluluk ile kar kar
ya gelir. Bu zorunluluu, daha sonraki alarn dkrkln ile
yen romanlarndaki kahramanlarn yapt gibi, tmyle ruhsuz ve
amac belirsiz, akla uzak bir olgu olarak grmedii gibi, trajik kah
ramann kendini mahveden yazgya yapt gibi, yksek dzeylere
de yceltmez. Rousseaunun tarihe olan ktm ser yaklam ve o
gnn bozukluklarna ilikin doktrinleri olmadan, Schillerin,
Kleistn ve Hebbel'in tragedya kavramlar yerleecek ortam bula
mayaca gibi, 19. yzyln dkrkl roman da yazlamazd.
Rousseaunun etkisinin derinlii ve yaygnl, rnei grlme
dik boyutlara ulamtr. Bu dnr, sonralar yaayacak olan
Marx ve Freud gibi, adlarn hi duymam olanlar da dahil olmak
zere, milyonlarca kiinin dncesini tek bir kuak iinde dei
tirebilen ender beyinlerden biridir. 18. yzyln sonunda Rousseau
nun dncelerinden etkilenmemi olan insan kalmamtr. Bu denli
byk bir etki yaratabilmek iin, en derin anlam ile kuann tem
silcisi ve szcs olmak gerekmektedir. Rousseau ile, kk bur
juva ve btn bir yoksul kitle, ezilenler, kanun kaaklar gibi toplu
mun geni bir kesimi edebiyatta ilk kez ifade edildiler. Aydn
lanma devrinin dnrleri de, sradan halktan yana olmakla bir
likte, daha ok, onlarn koruyucular veya arabulucular durumun
daydlar. Rousseau ise sradan insanlardan biridir ve onlar arasn
dan ilk konuandr; halk iin konuurken kendisi iin konumu;
kendisi de bir asi olduundan, bakalarn bakaldrya tevik et
mitir. Rousseau ilk gerek devrimcidir. Ondan nce gelenler re
YEN BR OKUYUCU KTLES 79

formcu, dnyay dzeltmeye alan, insanseverlerdir. Bunlar zor


balktan nefret ettiler. Kiliseye ve pozitif dine kar geldiler,
ngiltere'ye ve zgrle olan ballklarn ve tutkularn dile
getirdiler, fakat demokrasi yanls olmalarna karn, tam b ir yk
sek snf yaam srp bu snftan olduklarna inandlar. Rousseau
ise sadece en aa ve en fakir tabakann yannda yer alp, salt eitlik
iin savamam, ayn zamanda tm yaam boyunca sradan b ir bur
juva ailesinin yaamn srdrm ve yaamnn koullar, onu
snfsz'latrmtr. Genliinde 'elebi' dnrlerin hibirisi
nin tanmad gerek yoksulluu yaam; sonralar bile orta
snfn en aa' tabakasndan gelme kiilerin hatta kyllerin
yaamn srdrm tr. Ondan nce, ne denli aa tabakalar
dan km olurlarsa olsunlar, yazarlar, daima toplumun st
tabakalarna ait saylmlar, sradan kiilere ne denli yakn
olurlarsa olsunlar, geldikleri yeri aklamaktan kanmlard.
Rousseau ise frsat bulduka st tabakalarla hibir ortak yan
olmadn ileri srmektedir. Bu tutumun, aa tabakadan gelme
kiilerin onurundan m, yoksa, st tabakalara duyulan bir tepki ve
nefretten mi doduu konusunda karar vermek gtr. Fakat ger
ek udur ki, Rousseau ile rakipleri arasndaki ayrm, sadece d
nce ayrlndan deil, snflarn arasndaki uyuturulamaz kar
tlklardan domutur. Voltaire, Rousseaunun uygar insanlar ye
ni batan drt ayak stnde yrtmek istediini sylemitir. Bu d
ncenin, st snfn btn tutucu ve kltrl evrelerince benim
sendii kuku gtrmez. Onlar iin Rousseau, budala ve arlatan
olduu kadar tehlikeli bir servenci, bir katildir. Fakat, zengin bir
burjuva olan Voltaire, sadece Rousseaunun aa tabakalara zg
olan takn heyecann, baya cokusunu ve tarihi anlayamama bu
dalaln eletirmekle kalmaz, ayn zamanda arbal, eletirel ve
gereki bir kentsoylu olarak, aydnlanmann tm yapsn ykacak
bir uurum olan usa aykrla kar tepki gsterir. Bu tehlikenin
ne denli byk olduunu ve Voltairein korkularnn ne derece do
ru olduunu, Almanya'daki aydnlanma hareketinin yazgs gster
mitir. Fransada Voltaire belki kendi etkilerinin meyvelerine gere
ken deeri bimemitir; bu lkede usuluk ve zdekilik hareketle
rini kertmek artk olanakszdr.
Katksz demokratik duygulara sahip olduu halde, Rousseau
yu sosyolojik ynden snflamak kolay bir i deildir. Toplumsal
ilikilerin bu denli karmak olduu bir ortamda, bir yazarn srf
znel tutum una bakarak toplumsal sreteki roln saptamak mm
kn olmaz. Voltaire'in usuluu kimi ynlerden, Rousseau'nun usa
aykrlndan ok daha yararldr ve yaplan ilerlemelerde yardmc
80 ROKOKO. KLASSZM VE ROMANTZM

olmutur. Rousseau, ansiklopedicilere gre daha kktenci bir gr


e sahiptir ve siyasal ynden sadece Voltaireden deil, Diderot'dan
da daha geni kitleleri temsil eder. Ne var ki, din ve tre konularn
da onlar kadar ilerici deildir (79). Duyguculuunun, tmyle orta
snfa ve aa tabakalara zg bir nitelikte olmasna karlk, usa
aykr dnmesinin yalnzca tepkisel b ir davran olmas gibi,
Rousseaunun tre felsefesi de iten elikilidir. Bir yandan sra
dan halk tabakasnn zellikleri ile ykl iken, dier ynden yeni
aristokratizmin zelliklerini tamaktadr. 'Gzel ruh kavram, ka-
lokagathianm [34] tmyle yok olmasna ve tm insan deerleri
nin tinselletirilmesine yol at gibi trecilie estetik bir lt ka
zandrr ve trel deerlerin doann bir verisi olduu grne ina
nr. Bunun anlam herkese, doa tarafndan balanan bir ruh soy
luluunun varldr. Ancak bu doutan elde edilenin yerini ayn
nitelikteki tresel deha almtr. Rousseaunun tinsel gzelliki, bir
yandan saral ve budala kalbnn iinde bir aziz olan Dostoyevski
nin Myshkinine uzanrken, dier yandan, toplum a kar hibir so
rumluluk tamayan ve topluma yarar dokunmayan bireysel ahlak
yetkinlii lksne kadar uzanr. Kendi fikri gcnden ba
ka hibir ey dnmeyen azametli Goethe, b ir yandan Rousseau
yu izlerken, te yandan Wertherin yazan olarak zgr dncelidir.
Edebiyatta ngiliz erken romantizmi ve Rousseau'nun yaptlar
ile balayan slup deiimi, nesnel ve dzgsel (normative) olann
yerine daha znel ve daha zgr biimlerin kullanlmas, en fazla
mzik dalnda kendini gsterir. Mzik ilk kez bu dnemde en nem
li sanat dal durumuna gelmi ve tarihsel temsilcilii olan bir sa
nat tr olma niteliini kazanmtr. Hibir sanat dalnda mzik
te olduu kadar iddetli ve ani bir deiim olmamtr. Bu deii
min bu denli abuk olmas, devrin toplumunu, mzik alannda b
yk birknt'nn baladna inandrmtr (80). Johann Sebastian
Bach ve ondan sonra gelenler arasndaki sert atma, gen kua
n Bach'n modas gemi olan fg tr ile saygszca alay etmesi;
ge barok devrinin geleneksel ve azametli slubundan, erken ro
mantiklerin sade ve iten slubuna geildiini ve dier sanatlarn
Rnesans devrinde kurtulduklar Ortaaa zg sralama yntemle
rini brakarak trde heyecanlarla ykl, youn ve dramatik ynden
gelimi bir biime ulaldn gsterir. Sadece Bach deil, onun
ann tm mzii, dier sanatlarn standartlar ile llm ve tu
tucu mzik olarak nitelendirilmitir. Bachtan hemen sonra gelen-

[34] Gzel ve yi. Antika Yunan dncesinin gzel ile iyiyi birletirme d
ncesini dile getirir.
YEN BR OKUYUCU KTLES 81

ler, onun slubunun 'skolastik' olduunu ileri srebilirler. Bu s


lup her ne kadar derinden duyulsa da, anlatmn heyecansal derin
lii dinleyiciyi ne denli bylese de, Bach'n kompozisyonlarndaki
sert, eilmez bir biim anlay; eitilmi, teknik nitelikli kontrpuan;
nihayet kiisel olmayan geleneksel ifade tarz, sadelii, itenlii ve
dorudanl sanatn amac olarak kabul eden yeni znel eilime, es
kimi, modas gemi mzik olarak grnr. Yeni kuak iin en
nemli nokta, yapttaki tm devinime eit oranlarda yaylm srekli
bir duygu yerine, heyecan akmlarnn yava yava younlaarak bir
zm ya da atmadan oluan doruk noktasna doru ilerleyen tek
bir sre halinde ifade bulmasdr (81). Bu durum, edebiyattaki ro
mantik akm temsilcileri iin de ayn derecede nemlidir. Bu devrin
toplumunun duygular kendilerinden nceki kuankilerden daha
derin ve youn deildir. Sadece duygularn daha ciddiye almlar,
onlar olduundan daha nemli grmek istemiler ve bu nedenle de
'dram atize' (etmilerdir. Bu 'dramatize etme' eilimi, Lied ve Sonatm
yeni, kendi kendine yeten biimleri ile; fg'n eski,ardk biimleri;
passacaglia, chaconne ve taklitler, eitlemeler zerine kurulmu di
er trler arasndaki en byk ayrcalkt (82). Eski mzikteki izle
nimler ll ve kontroll idi; bunun nedeni de duyusal ieriin tek
dze ilenmesiydi. Yeni mzik ise srekli ini klar, gerilim ve -
zlmler, anlatm ve geliimlerle insan uyarr, heyecanlandrr, ne
redeyse rahatsz eder. Besteci, seslenecei yeni toplumun ilgisini
ekmek iin, eski topluma uygulanandan daha etkileyici yollara ba
vurmas gerektiinden, daha keskin etkiler yaratacak sonulara do
ru ynelmi olan 'dram atik' ifade biimini kullanmtr. Dinleyicile
ri ile ilikisini kaybetmekten korkan sanat, bestelerini srekli ola
rak yinelenen drt ve uyarlar dizisi olarak gelitirmi ve ifade gc
yksek olan bir younluktan, dierine atlamtr.
18. yzyla dein, tm mzik yaptlar belirli bir olay iin bes-
telenmiti. Bir prens, Kilise veya ehir Meclisi tarafndan smar
lanm; soylu evreleri elendirmek, dinsel trenlere derinlik kazan
drmak veya halk enliklerinin grkemini arttrmak amacn gt
mt. Besteciler, saray evresinin, Kilisenin veya kentin mzis
yenleri idiler. Sanatsal etkinlikleri, yalnzca bal bulunduklar ye
rin saptad grevleri yerine getirmekten ibaretti. Arada bir smar
lama olmayan, kendi sorumluluklarnn gerektirdii besteler de yap
mlardr. Orta snfn. Kilise, enlik ve dans elentilerinin dnda,
mzik yaptlarn duyabilmesi olanakszd. Sarayn ve soylu evre
lerin buyruundaki orkestralar dinleyebilmek iin de ok byk
ayrcalklara sahip olmak gerekti. Yzyln yarsnda bu toplum, bu
dzenin yanlln anladndan, kent konserleri iin cemiyetler
STT 6
82 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

kuruldu (83). Aslnda zel bir topluluk olan 'Collegia musica', halk
iin verilen konserlere doru giden yolun almasn salad ve bu
konserlerle birlikte, orta snfa zg saylabilecek bir mzik yaa
m gelimeye koyuldu. Konser cemiyetleri geni salonlar kiralama
ya, mzisyenler de says giderek artan dinleyicileri iin para kar
lnda konserler vermeye baladlar (84). Bu geliim sonucu ayn
gazete, dergi ve yaynevlerinin oluturduu edebiyat pazarna ben
zer bir mzik rnleri pazar olmutu. Yaznsal rnlerin, resimde
olduu gibi, pratik kullanmlar olup olmadna baklmakszn re
tilmesine karn, mzik, 18. yzyla kadar ilevsel bir sanat tr ola
rak kalmtr. Belirli bir i iin kullanlmayacak mzik yaptnn
bestelenmesi, bu dneme kadar dnlmemitir. Amac yalnzca
duygular ifade etmek olan konser mzii, ancak 18. yzyldan sonra
balamtr. Toplum iin verilen konserleri izleyen halk, saray ve
soylu evrelerin salonlarndaki dinleyicilerden olduka farkldr.
Her eyden nce, dinsel amalara ynelmemi olan ve srf mzik
yapmak iin bestelenmi yaptlar eletirme iinde henz soylular
kadar usta deildir. Konserden konsere para veren bir toplum ol
duundan, besteci onun srekli olarak ilgisini ekip her seferinde
memnun etmelidir. Sonra, eskiden Kilise, dans veya toplum en
liklerinde ve hatta sarayn halk iin dzenledii konserlerde oldu
u gibi, mzik bir amaca ynelik olmadndan, bu toplum sadece
mzikten haz duyabilmek iin bir araya gelmektedir. Yeni konser
dinleyicilerinin bu belirgin zellikleri, besteciyi, baarl olabilmek
iin, dikkati toplama, yaratlacak etkileri zorlama ve st ste y
ma ilerinin n plana alnd bir savama doru itmi, 19. yzyl
mziinin zellii olan, bestenin ifadesini srekli olarak younla
trmak iin abalayan ykl slubun domasna neden olmutur.
Orta snf artk mziin ba mterisi durumuna gelmi ve by-
lece mzik, bu snfn en ok tuttuu sanat tr olmutu. Bunun ne
deni, mzik yolu ile heyecansal yaamn, dier sanat trlerinden
ok daha rahatlkla ifade edilebilecei kansdr. Mzik artk bir
amaca hizmet etmek yerine yalnzca duygulan ifade etmek iin
bestelendiinden, sanat, belirli olaylar veya bir grevi yerine ge
tirmek iin bestelenmi mzikten ve resmi grev olarak yaplm
bestelerden nefret etmeye balad. Philip Emmanuel Bach daha
imdiden yalnz kendi zevki iin besteledii yaptlarnn en iyi rn
leri olduunu dnmektedir. Bu durum, sanatda bir vicdan he
saplamas ve bunalmn balamasna yol at. Yeni gelimeye ba
layan znelciliin neden olduu en gze arpan atma rnei, Mo
zartn, patronu olan Salzburg Bapiskopos'undan uzaklamasdr.
Resmi grevli mzisyenle yaratc sanat; icrac ile besteci ve orkes
YEN BR OKUYUCU KTLES 83

trada alan herhangi bir kimseyle orkestra efi arasnda belirgin


farkllklar, hatta ztlklar ortaya kmtr. Bu geliim olaanst
bir hzla ilerlemi, modern bestecinin en belirgin zellii olan tek
bir mzik aleti zerinde bile tam egemenlik kuramamas, daha o
zaman H aydnda grlmeye balam tr (85).
Orta snftan oluan konser toplununum ortaya kmas ile sa
natsal etkilerin doas gerei sanatnn toplumsal durumu dei
tii gibi, mzik besteleri yeni bir yn kazanm, besteci, tm yapt
lar iinde, bireysel olann zel bir anlam olduuna inanmtr. Bir
soylu veya b ir koruyucu iin bestelenen mzik ile sanatnn yz
n grmedii konser halk iin yazd yapt arasnda nemli fark
lar vardr. Ismarlanm yapt, bir tek kez dinlenmek iin hazrlan
mken, konser mzii birka kez tekrarlanmak iin yazlmtr. Bu
nedenle halk iin hazrlanan yaptlar iin daha ok zen gstermek
gerektii gibi, titizlik ve olduka byk aba gerektiren bir sunu
biimi bulunm aldr. Artk smarlanm yaptlar gibi abucak unu
tulmaya terk edilmeyen besteler yapma olana doduundan, sa
nat lm sz yaptlar yaratmaya balar. rnein Haydn, beste
lerine, kendinden nce gelenlerden ok daha fazla dikkat gster
meye ve daha ok zaman ayrmaya balam, fakat gene de yzden
fazla senfoni yazmtr. Mozart bunun ancak yarsn, Beethoven ise
sadece dokuz tane yazmtr. Ismarlama olarak hazrlanm nesnel
(objective) yaptlardan, kiisel anlatm olarak bestelenmi yaptlara
gei, M ozart ve Beethovenin arasndaki zaman sresinde gerek
lemitir. Zaman daha kesin olarak saptamak gerekirse, bu gei,
Beethovenin olgunluk ana ve Eroica'nn bestelenmesinin hemen
ncesine rastlar. Bu sralarda halk konserlerinin dzenlenme ii
artk tam olarak gelimi, bu konserlerin tekrarlanmasna duyu
lan gereksinimle gerekleen mzik ticareti, bestecinin balca gelir
kayna olm utu. Beethovenda, bundan byle, ister uzun olsun is
ter ksa, b ir yapt, yeni bir dncenin ifadesi olduu kadar, sanat
nn geliiminde yeni bir evreyi de oluturmaktadr. Byle bir ge
liim, Mozart iin de sz konusudur, ama onun sanatsal geliimi
nin yeni bir evresinde, her zaman yeni bir senfoninin nkoulu bu
lunmaz. O, ancak gerektii zaman ya da yeni b ir fikir edindiinde
senfoni yazar, fakat yeni yazd yaptn slubu da, daha nceki
senfonisi hakkndaki dncelerinden tmyle deiik ve tmyle
yenilik gsteren bir slup deildir. Sanat ve hner, Mozartda he
nz tam olarak birbirlerinden ayrlmam olsalar bile, Beethoven
da tamamen ayrlmlardr. Resmin hner gerektiren iilikten yz
yllar nce ayrlm olmasna karn, ei olmayan, tekrar edilmesi
olanaksz ve tmyle bireyse! olan sanat yapt, mzikte, resimde
84 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

olduundan ok daha yaln bir biimde gerekletirilebilmektedir.


Beethoven'in yaad srada, edebiyatta da sanatsal ama, pratik
amatan tmyle kurtulmu durumdayd. Goethe, pratik bir zenaat-
inin gururu ile, iirlerinin tmnn bir vesileye, bir frsata bal
olarak meydana getirildiklerini syler. Henz prenslerin hizmetin-
de olan Haydn'n rencisi Beethoven ise byle bir durumdan her
halde vn duyamazd.
3. EVCL DRAM IN KAYNAKLARI

Orta snfn tre ve aile yaamn yanstan roman tr, 18. yz


yln ortasna dek en ok okunan kahramanlk romanlar, pastoral ya
da pikaresk rom anlar gibi hafif roman trleri ile karlatrld za
man; byk bir yenilik olarak kabul edilmelidir. Fakat bu yeni tr,
kendinden nceki edebiyat trne, klasik tragedyaya karsav olarak
ortaya kan ve devrimci orta snfn szcs durumuna gelen orta
snf tiyatro sanat kadar yntemli ve bilinli bir biimde bakald-
ramamtr. Geliimine yalnz orta snfn n ayak olduu bu yeni
tiyatro sanatnn ortaya k, orta snfn, tragedyalardaki yiit
leri reten soylular snf kadar ciddiye alnmak istemesinin ifade
sidir. Orta snf tiyatro sanat, balangcndan beri, aristokratik ve
kahram anlara zg erdemleri kltp normal llere uydurma
ya alm ve orta snf ahlak anlaynn bir reklam ve haklarn
eit olarak datlmasn savunan b ir bildiri durumuna gelmitir.
Burjuvann snf bilincine varmas sonucu ortaya km olmas, bu
tiyatro sanatnn tm tarihini saptar. Kukusuz bu sanat, oluum
nedeni snf atmasna bal olan ilk ve tek tiyatro sanat deil
dir. Fakat tiyatro tarihinde bu atmay konu edip kendini bu a
tmaya adam olan ilk tiyatro sanatdr. Tiyatro her zaman mad
di ynden destek grd snflarn propaganda arac durumunda
olmutur, fakat snf farkllklar hibir zaman bu denli ak seik
olarak konu edilmemitir, rnein u tr sylevler imdiye dek hi
duyulmamt: Siz Atinal soylular, ahlak anlaynzn gerektirdii
emir ve neriler, bizim dem okratik devletimizin ilkelerine aykrdr.
Kahramanlarnz sadece karde katili ve ana katili deil ayn zaman
da haindirler. Ya da: Siz ngiliz baronlar, aldrmasz davranlar
nz bizim alkan kentlerimizin rahatn karyor, sizin aranzdaki
taht kavgas karclar ve isyanclar gerek katillerden ba
ka bir ey deildirler. Ya da: 'Siz Parisli dkkn sahiple
ri, bor verenler ve avukatlar, unu iyi biliniz ki, eer biz,
Fransz soylular kersek, sizinle uzlamas mmkn olan bir
evren de bizimle birlikte kecektir. Grld gibi her ey byk
bir rahatlkla sylenmektedir. 'Biz, saygdeer orta snf, sizin gibi
asalaklarn egemen olduu bir dnyada yaayamayz. Biz yok
olsak bile, bizim ocuklarmz kazanacak ve yaayacaklardr.'
86 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

Polemie ynelik yaps ve belirli bir programa gre dzenlenmi


olma zelliinden tr, yeni tiyatro sanat, balangcndan beri, eski
tiyatro trlerine yabanc olan sorunlarla karlamtr. Bu yaptlar,
her ne kadar taraf tutuyorlarsa da, tez ileri sren oyunlar durumun
da deildirler. Yapsndaki diyalektik nitelikten tr polemie ak
olmas, tiyatro sanatnn garip zelliklerinden biridir. Fakat oyunun
yazar, eserinin yaps nesnel olmasndan tr, toplum karsn
da taraf tutm aktan kanm olur. Propagandann sanata giri
i, bu sanat trnde, dier sanat dallarnda olmad kadar ok tar
tma konusu olmutur. Bu sorun ilk kez, aydnlanma hareketinin
sahneyi, kendi dnce biimlerini savunduu bir krs haline ge
tirmesi ve Kanta zg bir dnceyle, sanatn evresine kaytsz ol
duu grne kar koymas ile ortaya kt. Ancak insann eitilebilir
ve dzeltilebilir bir doaya sahip olduuna bu denli inanlan bir
ada, toplum kendini taraf tutan bir sanata adayabilirdi. Baka
zamanlarda, bu kaba ahlak retisinin etkinliinden kuku duyula
bilir. Burjuva oyunu ile erken-burjuva oyunu arasndaki asl fark,
daha nce pek belirli durumda olmayan siyasal ve toplumsal ama
larn, imdi dorudan doruya ifade edilmesinde deildir. Artk dra
matik atma sadece kiiler arasnda deil, olayn kahraman ile
baz kurulular arasnda da gelimekte, kahraman artk tanmad
birlemi glerle savamaktadr ve grn, egemen olan top
lumsal dzeni yeren soyut bir dnce olarak ekillendirmeye mec
burdur. Uzun sylevler ve sulamalar, artk 'sen' szc yerine,
oul ahs gsteren siz szc ile balamaktadr. Lillo: Tm k
tlklerinizi perdelemeye yarayan, vndnz bu yasalarnz, bir
budalann bilgelii veya bir korkan yiitlik gsterisinden baka
bir ey deildir. Bu yasalar ile, bakalarnn kiiliinde, kendi yap
tklarnz ya da kiilerin yaadklar koullar altnda sizin de ya
pacak olduunuz eyleri mahkm etmi oluyorsunuz. Bir yoksulu
hrsz olduu iin sulayan yarg, kendi yoksul olsayd aym eyi
yapmaz myd (86). Buna benzer sylevler, o gne kadar hibir ciddi
tiyatro yaptnda grlmemiti. Mercier, daha da ileri gider: Kah
ramanlarndan biri: Etrafta ok sayda zengin olduu iin ben fa
kirim der. Bu gr, Gerhart Hauptmann'n dncelerine ok ya
kndr. Bu yeni seslere karn, 18. yzyl tiyatrosu, halkn tiyatrosu
olamad. 19. yzyl tiyatrosu da gerek anlamda halk tiyatrosu ola
mamt. Her iki tiyatro da basit halk tabakas ile olan bantsn
oktan yitirmi bir geliimin sonucunda ortaya kmlar ve kla-
sisizmden kaynaklanan tiyatronun geleneklerinden tremilerdir.
Fransa'da Matre Pathelir gibi stn yaptlar vermi olan po
pler tiyatro, saray tiyatrosu tarafndan edebiyatn tamamen dna
BVCL DRAMIN KAYNAKLARI 87

itilmi, ncil ve tarihten alnan konulardan oluan oyunlarn


ve farslarn yerini, byk tragedyalarla daha entellektel duruma
getirilmi ve stilize edilmi komediler almt. Klasik dram an
da, Paris dnda kalan tara blgelerindeki popler tiyatro sahne
lerinde, Ortaa geleneinden neler kalm olduunu bilemiyoruz,
fakat Paris kentinde ve saray tiyatrosunda, bu gelenein, Moliere'
de grldnden fazlasn bulmak olanakszdr. Bu devirde tiyat
ro, m utlak monariye hizmet eden saray evresinin lklerini
en dolaysz ve en etkileyici b ir biimde dile getiren bir edebiyat t
rne dnm tr. Toplumun bu snfn etkileyici bir ereve iin
de sunabildii ve m onarinin yceliini ve debdebesini olduu gibi
yanstabildii iin tiyatro temsili sanat grevini yklenmitir. Mo
tifleri, otorite, hizmet, ballk anlay zerine kurulu feodal a yi
itlerine zg yaamn simgesi olmu, olayn kahramanlar ise, ken
dilerine gnlk yaamn tekdzeliini unutturan bu hizmet ve ba
llk idealinde en yksek ahlaksal lkleri bulan bir snf olutur
mulardr. Kendilerini bu lklere balanma iine adamak isteme
yenler, tiyatrodan anlama stnlne ve yeteneine eriememi
bir kitle olarak kabul edilmitir. Mutlakla yakn olma ve saray
kltrn daha zenginletirip Fransa'daki rneklere uydurabilme
abas, ngilterede de 16. yzyln banda yksek snflarn edebi
yat ile tmyle kaynam durumda olan popler tiyatronun te
mellerini sarsm tr. L Charles'dan sonra tiyatro yazarlar, saray
tiyatrosu ile toplum un yksek tabakalar iin giderek artan sayda
yaptlar vermeye baladklarndan, Elizabeth devrinin popler ti
yatro gelenei ksa srede yok olmutur. Pritenler tiyatrolar ka
patmaya baladklar sralarda, ngiliz tiyatrosu gerileme devrine
girmi bulunuyordu (87).
Kadercilik; daim a tragedyann ana elerinden biri olarak ka
bul edilmi ve 18. yzyla dek tm tiyatro eletirmenleri, yazgnn
birdenbire deimesinin seyirci zerinde derin bir etki yaratacan,
kahram an ne kadar yksekten derse, etkinin de o denli byk
olacan dnm lerdir. Mutlakln egemen olduu bir ada,
bu duygusal zelliin de olduka gl olmas gerekir; nitekim iirsel
barok kuramnda, tragedyadan, kahramanlar prensler, generaller gibi
nemli kiilerden oluan b ir sanat tr diye sz edilir. Byle bir an
latm, her ne kadar bugn bize aykr ve ukalaca grnse bile, traged
yann balca zelliklerinden birini yanstr ve trajik deneyin asl
kaynan gsterir. Bu nedenle, 18. yzylda, sradan orta snf va
tandalar, ciddi ve zellii olan tiyatro etkinliklerine n ayak ola
rak bu oyunlarda trajik olaylarn kurban veya yksek ahlak lk
lerinin temsilcisi olarak grnnce, bu olay tiyatro tarihinde gerek
88 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

bir dnm noktas saylmtr. Daha nceki yllarda herhangi b ir s


nfa mensup insanlarn bana bu tr bir olay gelmiyordu; orta snfa
mensup kiilerin sahnede komik figrler olarak gsterilmesi de, ger
eklerle kesinlikle badamyordu. Mercier, Moliere'i, orta snf g
ln ve utandrc duruma drmekle sulad zaman ona hakszlk
etm itir (88). Moliere, orta snf genellikle drst, ak, zeki ve nk
teli bir insan tiplemesi olarak ele alr. stelik, tanmlamalarn yapar
ken de, ounlukla st tabakalara alayl dokundurmalar yapar (89).
Bundan nceki tiyatroda o rta snf, hibir zaman hisleri alt st edici
bir yazgya sahip olamad gibi, soylu ve evreye rnek olacak bir ii
yapmaya layk da grlmedi. Bu dnemde ise, burjuva tiyatrosunun
temsilcileri, bu kstlamalardan ve burjuvalarn tragedya kahra
manlar olmalar ile tiyatronun bayalat dncesinden tmy
le kurtulmu olduklarndan bir kahraman sradan insanlarn d
zeyinden daha ykseklere karmakla yaptn daha etkili olacana
artk inanmaz hale gelmilerdi. Tm sorunlar insancl adan yarg
ladklarndan ve insann ancak kendi dzeyindeki kiilerin yaam ile
ilgilenecei kansnda olduklarndan, kahramann rtbesinin yksek
olduu oranda, onun yazgsna duyulan ilginin de azalacan dn
mlerdir (90). Bu demokratik gr, Lillonun Londra'l Tccar adl
yaptnn nsznde ima edilir. Tm orta snf tiyatro yazarlar bu
ilkeden hareket ederler. Klasik tragedya kahram annn toplumda
sahip olduu yksek konumun nemini yitirmesiyle, kahramann
karakteri zenginleip derinleecek ve bu geliim sonucu, dram psi
kolojik olaylarla ykl bir tr durum una gelecek ve daha nceki
oyun yazarlarnn karlamadklar birtakm sorunlar da berabe
rinde getirecektir.
Yeni orta snf edebiyat nclerinin izledikleri insanlk ideal
leri, geleneksel tiyatro ve trajik kahraman anlayna aykr olduun
dan, bu kiiler, klasik tragedya devrinin gerilerde kaldn ileri sr
yorlar ve Comeille ile Racine gibi tragedya ustalarn szck ebesi
olarak gryorlard (91). Diderot oyunlardan, itenlii olmayan zor
lama tiradlarm kaldrlmasn istedi; Lessing de tragedie classique in
yapmackl slubuna kar at savata tragedyann aldatc snfsal
karakterine saldrd. lk kez bu ada toplumsal savata sa
natsal gerein bir silah olarak kullanlmas gerektiine inanlm
ve sanat yaptlarnda olaylara bal kalmann toplumdaki nyarg
lar ve hakszlklar kaldrmaya yarayacana, adalet iin alan
larn gerein hibir grnmnden korkmamas gerektiine, ksa
cas sanatsal gerek ile toplumsal adalet arasnda belirli b ir iliki
olduuna inanlmaya balanmtr. Bu srada, 19. yzylda olduu
gibi, radikalizm ile natralizm arasnda bir birlik kurulmas gerek
EVCL DRAMIN KAYNAKLARI 89

mi ve ilerici eler, Balzacta olduu gibi, natralistlerin siyasal ko


nularda kendilerinden deiik dncelere sahip olduklarn bildik
leri halde, onlarla dayanma gereini duymulardr.
Diderot, doalc (naturaliste) tiyatro kuramnn en nemli ilke
lerini ortaya atan dnrdr. Tinsel srelerin olumasndaki psi
kolojik nedenlerin aynen belirtilmesini ngrd gibi, ayn zamanda
olayn getii ortam n da anlatlmasn ve manzarada doaya olabil
diince bal kalmay nermitir. Ayn ekilde, eylemin, sonuta
grkemli bir doruk noktasna ynelmek yerine Greuze'n tableaux
vivantes [35]lannda olduu gibi, gz etkileyecek tablo serileri
halinde gelimesinin daha uygun olacan dnmtr. Diderot,
sahnenin duyumsal ynden ekici olmasnn, dramatik konumala
rn yapt entellektel etkiden daha nemli olduuna inanmtr.
Hatta dil ve akustik alannda yalnzca duyumsal etkileri yelemi,
eylemin, pandomim ve el kol hareketlerine konumalarn ise yal
nzca sevin, aknlk veya znty anlatan seslere veya ani ola
rak sarfedilmi szlere indirgenmesini ngrmtr. Fakat her ey
den nce, kuru ve yapmack bulduu Alexandrin [36] slubunun ye
rine sanat yapma zentisi olmayan, heyecanlardan arnm bir dil,
ksacas gnlk dili kullanmak istemitir. Her frsatta klasik tra
gedyann gm brtsn bastrmaya, heyecan yaratan sahne etkile
rini azaltmaya alm ve bu uralarnda burjuvann daima iten
ve ev ii yaamn yeleyen tutum unu rnek almtr, iinde yaa
dklar a yeterince ilgin bulan ve bu an temsil edilmesini ger
ek bir ama kabul eden orta snfn sanat gr, sahneye, kendi
kendine yeterli kk bir evren olma niteliini kazandrmak iste
mitir. Bu yaklam, ilk kez Diderot tarafndan ileri srlen ve im
gesel 'drdnc duvar [37] dncesinin dou nedenini aklar.
Bundan nceki alarda, seyircilerin sahnede bulunmalar, oyuncu
lar seyircinin etkisi altnda kalacandan, rahatsz edici bir durum
kabul edilmitir. Diderot bu durum a kar nlem almaya alr
ken, ortada seyirci yokmu gibi oyun oynanmasn isteyecek kadar
ileri gitmitir. Bu durum tiyatroda tam yanlsamann (illusion) uy
gulanmasna yol aar ve yanlsamaclk [38] egemenliinin balan
gc saylr.

[55] Franszca canl tablo.


[56] Bak. s. 43, ev. notu [22].
[37] Doalc tiyatronun getirdii kavramlardan biri olup, oyuncunun seyircinin et
kisi altnda kalmadan kendini btnlkle oyununa verebilmesi iin oyuncu ile
seyirci arasna ekilen hayali mekan ayrm.
[38] Sahnede gereklikin bir yanlsamasnn yaratlabilecei ve yanlsamann kar
trlmasyla gereklikin deitirilmesinin mmkn olabilecei inanc.
90 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

Klasik tragedya, insan, zdeksel (maddesel) dnyadan hi etki


lenmeyen ve onunla yalnzca dsal bir iliki srdren bamsz ve
zerk bir fikri btnlk (entite intellectuelle) [39] olarak tanm
lar. Burjuva tiyatrosu ise, tersine, insan evresinin b ir paras ve
bir ilevi olarak grr; klasik tragedyada olduu gibi som ut ger
ei denetim altnda tutm ak yerine, kendisi bu gerek tarafndan
denetlenip onun iinde erir. Ortam sadece dipdzey ve d ere
ve olmaktan kp insann kaderini de biimlendiren b ir etken du
rumundadr. I dnya ile d dnya ve ruh ile madde arasndaki
snrlar giderek erir ve kaybolurlar. Bylece eylemlerin tm, veri
len kararlar ve duygular, znenin kendi iinden doma olmayan ve
insan aptalca, ruhsuz bir gerein rn olarak gsteren, dtan
gelme, maddi birtakm eleri ierirler. Ancak toplumdaki ayrca
lklarn gerekliliine ve onlarn kutsal saylan dzenlerine olan
inanlarn yitirmi olan, bu ayrcalklarn datmnda erdemliliin
ve kimi deerlerin hkmsz kaldn gren, parann giderek artan
gcn tadp insan sadece dtan kaynaklanan koullarn yourdu
una inanan ve btn bunlara karn, toplumda, kendilerine stn
lk salayacak bir dinamizmden yana olan insanlar, tiyatroyu ger
ek zamana ve mekna uydurabilirler, oyundaki kahram anlar ken
di maddi evrelerin iinden seebilirlerdi.' Bu maddeciliin ve do
alcln, toplumsal etkenlerce ne denli artlanm olduu, en
arpc biimde, Diderotnun oyunlarndaki karakterlerde grlr.
Diderotnun kuramnda, kahramanlarn toplumdaki konumlar, on
larn kiisel ve ruhsal alkanlklarndan daha byk b ir gereklie
sahiptir. Kiinin hakim, memur veya tccar olmas, onun bireysel
niteliklerinin tmnden daha nemlidir. Diderot burada, kendi s
nfn sahnede gren seyircinin oyunun etkisinden kolay kolay ka
amayacan, eer mantkl dnrse bu snf benimsemesi ge
rektiini, oysa kiisel karakteri anlatldnda istedii anda onu
kendine mal etmekten kurtulabileceini dnmtr (92). Kahra
manlarn toplumsal birer olgu olarak yorumland doalc dramn
psikolojisi, seyircinin kendisini toplumda onunla ayn dzeyde bu
lunan kiilerin yerine koyma eiliminden doar. Bir oyunda kahra
manlarn bu tr yorumlanmasnda ne kadar nesnel gerek bulunur
sa bulunsun, bu gr deimez bir ilke haline getirildii zaman
gereklerin saptrlmasna yol aar. nsanlar yalnzca toplum
sal birer varlk olarak kabul etmek, kiinin benzersiz ve kimse
ile karlatrlamayacak bir birey olduunu ileri srmek kadar yan-

[39] Osmanlca Vcudu zihn. Dnce rn olan varlk. Bak. Orhan Hanerli-
olu; Felsefe Ansiklopedisi, II. cilt, s. 59.
EVCL DRAMIN KAYNAKLARI 91

l ve babo bir davran olur. Bu grlerin her ikisi de gerein


stilize edilmesine ve romantikletirilmesine yol aarlar. Oysa dier
yandan deiik alarda, insan kavramnn toplumsal koullara g
re deitii kukusuzdur ve onun kendi kendini ynetebilecek kiilie
sahip olmas veya sadece bir snfn temsilcisi olarak grlmesi, kl
tr destekleyen kitlenin siyasal amalarna veya topluma kar al
d tavra baldr. Bir toplum, insann tasvir edilmesinde o insa
nn hangi dzeyden veya snftan geldiini belirten vurgulara ge
reksinme duyuyorsa, sz konusu toplumun kendisi ister soylu isterse
orta snf olsun, snflara ok nem veren bir topluluk durumuna
gelmi demektir. Bu durum da ister soylu ister burjuva nemli olan
tek ey, o toplumda kahram ann snf zelliinin belirlenmesidir.
insan sadece evresinin ilevi olarak gsteren toplumbilimsel
ve maddeci insan anlay, tiyatroya klasik tragedyadan tmyle de
iik bir biim kazandrr. Bu yenilik, kahraman tahtndan indir
dii gibi, insan tm kiisel zerkliinden ve bir dereceye kadar da
eylemlerinin sorumluluundan kopard iin eski dramn olanaklar
na glge drr, insan ruhu bilinmeyen glerin srekli olarak
arpt b ir sava alan durumunda olursa, o insandan nasl he
sap sorulabilir? Bylece eylemlerin an ahlak anlayna gre deer
lendirilmesi, tm anlamn ya yitirir ya da zorunlu bir durum alr, ti
yatro ahlak da bylece psikoloji ve safsatann iinde eriyip gider.
Eer bir tiyatro yaptnda yalnzca doanm yasalar egemense, ge
riye sadece gdlerin incelenip zmlenmesi ve sonunda eriilecek
olan am aca ynelik psikolojik geliimlerden oluan yolu izmek ka
lr. Trajik su sorunu askda kalmtr. Burjuva tiyatrosunun kuru
cular ve ncleri, tiyatroya, gnlk gerekler tarafndan koullan
d iin trajik su saylmayan yeni bir su kavram getirmek ze
re tragedyaya kar kmlardr. Onlardan sonra gelenler traged
yay tmyle yok olmaktan kurtarmak iin suun varln inkr
ederler. Romantikler, eski tragedyalar yorumlarken bile, su soru
nunu ortadan kaldrrlar ve kahraman yanl hareket ettiinden
tr knayacaklarna, onu, yazgsna boyun eme bykln
gsteren stn bir varlk olarak grrler. Romantik tragedyann
kahraman, yenildii anda bile zafer kazanm durumdadr. Olum
suz yazgsn, yaamnda karsna km olan byk b ir sorunun
kanlmaz zm olarak kabul eder ve onu ancak bu ekilde yen
mi olur. Kleist'm Homburg Prensi lm korkusunu byle yener
ve bylece kendi yaam iin karar verme kudretini ele geirir ge
irmez, yazgsnn anlamszlna ve elverisizliine son verir. Bu
lunduu durum dan kurtulmann tek aresini lmde bulduundan,
kendisini lme mahkm eder.. Yazgsnn kanlmazlm kabul
92 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

etmesi, kendini kurban etmeye hazr olmas ve bundan duyduu


haz, onun yenildii andaki zaferi ve zgrln zorunlulua kar
kazand baardr. Sonuta lmeye mecbur olmamas da, traged
yaya zg olan yceletirme ve tinselletirme (spiritualization) ey
lemi ile uygun der. Suu kabul etmek, baka b ir deyile, kendi
kendini aldatma sanclarndan kurtularak mantn berrak na
kavuma abas, kahramann cezasn ekmesi demektir ve byle-
ce denge salanm olur. Romantik akm, trajik suu, kahramann
kendi istei, kiisel gds ve bireysel varl ile, tm varlklarn
temelde ayn olduklar grne bir bakaldr olarak ilediini ile
ri srer. Hebbel bu dnceyi yorumlarken, kahramann iyi bir ey
lemin sonunda m, yoksa kt bir davrantan sonra m kmaza
girdiini nemsememitir. Kahramann tanrlatrlm as ile sonu
lanan romantik tragedya kavram, Lillonun ve Diderotnun melo
dram larndan olduka farkldr, fakat ilk burjuva tiyatrosunun ya
zarlar su sorununun bu biimde ilenmesini kabul etmeselerdi,
bu melodramlar douran geliim de sz konusu olamazd.
Hebbel, orta snf ideolojisinin, dram n biimi ynnden bir
tehlike oluturduunu bilmekle birlikte, neo-klasiklerin tersine, or
ta snf yaamnda birtakm yeni olanaklar bulmutu. Dramda psi
kolojik deiimin biim ynnden ne denli elverisiz olduu ortada
idi. Eski Yunanda, Shakespeare'de ve bir yere kadar da klasik
Fransz tiyatrosunda, trajik eylem, gizemli, anlatlmas olanaksz ve
mantk d bir olguydu. Onun ezici etkisi, her eyden nce seyircinin
eriebilecei dzeyden ok uzak olmasna baldr. Yeni psikolojik
gd, tiyatroya insancl bir l getirdi ve evcil dram temsil edenle
rin amaladklar gibi, seyircinin sahnedekilerle ayn duygular pay
lamas kolaylat. Bu evcil drama kar gelenler, dehet verici sahne
ler, seyircinin hesaplayamayaca ve sonunda kanlmaz yazg ile
noktalanan olaylardan oluan tragedyann giderek kaybolmasndan
yaknrlarken, onu ortadan kaldran nedenin psikolojik bir artlan
ma ynelimine bal olduu kadar, tragedyann usd ieriinin et
kisini kaybetmi olmasna da bal olduunu unutuyorlard. Psikolo
jik ve aklc ynlenmede dramn biim asndan urad en byk
zarar onun yalnln .ezici dorudan yanaln ve gaddarla varan
gerekiliini yitirmesidir ki, bu eler olmadan eski anlamda iyi bir
tiyatro yapma olana yoktu. Oyunlar giderek daha iten, daha en-
tellektel oldular ve kitleyi etkileme amacndan uzaklatlar. Ey
lemler ve sahnedeki ilikiler kadar, kahramanlar da bundan nceki
kesin tanmlarn yitirdiler; daha ok ynl, fakat daha belirsiz, ya
ama daha yakn, ama anlalmalar daha zor ve seyirci tarafndan
kavranp bir formle indirgenmesi olanaksz kiiler durumuna gel
EVCL DRAMIN KAYNAKLARI 93

diler. Giderek popler tiyatrodan uzaklamakla birlikte, yeni dram


lar ekiciliklerini bu anlalma ve zmleme glne borluy
dular.
iyi tanmlanmayan kahramanlar, karlatklar sorunlarn ve
ya kendilerine kart olan tiplerin bir trl akla karlmad
karanlk atm alar iindedirler. Bu belirsizlik her eyden nce, su
u hafifletici nedenleri arayp bulmaya alan, uzlatrc ve geni
kapsaml burjuva ahlak anlay tarafndan koullanmtr. Eski
dram da ahlak deerleri tek bir standarda gre saptanm ve alak
larla hainler tarafndan bile kabul edilmiti (93). imdi ise toplum
sal devrim in getirdii tresel grecilik (ethical relativism) kavra
m ndan sonra, tiyatro yazar, genellikle iki ilke arasnda bocalayarak,
Goethenin Tasso ve Antonio arasndaki ztl sonusuz brakmas
gibi, gerek sorunlar zmsz brakr. Gdler drtler ve ileri
srlen nedenlerin tartm aya ak durum a gelmesi, dramatik a
tmadaki kanlmazlk esini zayflatmakla birlikte, dramatik ey
tiimin canll bu zayfl karladndan, evcil dramn tresel
grecilii ile dramatik biim zerinde olumsuz ve zararl etkileri
olduu sav geerliini yitirir. Yeni burjuva ahlak, tiyatro iin, eski
tragedyadaki feodal soylularn ahlak anlaylar kadar verimli bir
esin kayna olmutu. Eski tragedyada yalnzca feodal beye ve e
reflilie kar olan grevleri yerine getirmek szkonusuydu ve tra
gedya, gl ve zorba kiilerin kendilerine ya da birbirlerine kar
duyduklar fke ve nefreti, etkileyici bir biimde sunan bir trd.
Evcil dram ise kiinin topluma kar olan grevlerini ortaya ka
rr (94) ve yiitsel tragedyann kanl atmalarndan belki daha az
tiyatroya uygun (teyatral), fakat dramatik ynden ona daha yakn
bir sava olan, zgr ve yrekli insanlarn zgrlk ve doruluk
iin verdikleri kavgay anlatr. Bu savan sonucu, kukusuz feodal
aa zg sadakatin ve valyeliin hibir ka noktas tanmayan
ya da 'h er iki trl de olabilir gibi bir zme yanamayan ahlak
anlaynn egemen olduu bir ada, imdi olduundan daha ka
nlmaz olacaktr. Yeni ahlak grn Lessing'in Nat han der
Weiseda sarfettii u szckler ok iyi anlatr: Kein Mensch muss
muessen [40], Bu szlerden, insann hibir grev tamad anla
m karlmamaldr. Lessing'in sylemek istedii, insann kendi
yolunu semekte zgr olduu ve eylemlerinden sadece kendisine
kar sorum lu olabileceidir. Eski dram da isel balar, yeni dram
da ise dsal balar vurgulanr; fakat bu kinciler ezicidir ve dra
matik olarak ilgili eylemlerde mutlaka serbest rol oynarlar. Goethe,

[40] Kimse zorunlu olmaya zorunlu deildir anlamna gelir.


94 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

Shakespeare and no End adl yazsnda: Eski tragedya, kanlmas


olanaksz bir ahlaksal grev zerine kurulmutur... Btn grevler
bask sonucu olumulardr... Oysa irade zgrdr... Bu, a
n tanrsdr... Ahlaksal grev tragedyay grkemli ve gl k
lar, irade ise onu zayf ve hafif bir t r durum una getirir. der.
Goethe burada tutucu bir adan hareket eder ve dram, irade ve
vicdan atmasnn ilkelerine gre yarglayacana eski, yan-dinsel
kurban trelerine gre deerlendirir. Yeni dram kahram ana ok
fazla zgrlk balad iin knar. Sonraki eletirmenler, doalc
tiyatrodaki kararlln, her trl zgrl ve bundan doacak olan
dramatik ztlamay olanaksz kldn dnerek, bunun tam kar
t bir hataya derler. Bu eletirmenler, yle ya da byle b ir dra
matik ztlama olduu durumda, iradenin nereden doduunun,
hangi gdlerle ynlendirildiinin, iinde neyin entelektel neyin
materyel olduunun dram yazarl ynnden sz konusu olma
dn anlamazlar (95).
Bu eletirmenler, kahramann iradesine kar karlarken,
bambaka bir ilkeyi ne srerler; burada iki ayr zorunluluk sz
konusudur. Goethe, eski dramda konu edilen grev ile ihtiras, sada
kat ile ak, lllk ile haddini bilmemek gibi ztlklarn arasn
daki atmalar dnmekte ve yeni dram da nesnel dzen
ilkelerinin, znellik ilkelerinden daha gsz duruma geldii iin
kayg duymaktadr. Sonralar, zorunluluk, ncelikle fiziksel ve top
lumsal evreden elde edilen deneylerin sonucunda eriilen ampi
rik gerein yasalarndan biri olarak kabul edildi. Bu ger
ekten kamann olanakszl, 18. yzylda bulgulanmt. Bu
yzden aslnda burada deiik sorun sz konusudur: s
tek, grev ve mecburiyet. Yeni dramda kiisel eilim, biri ahlak-
sal-dzgsel, dieri ise fiziksel-olgusal olmak zere gerein iki dei
ik nesnel dzeni ile kar karya gelir. Felsefe ynnden lkclk
(idealizm), deneyler sonucu elde edilen kurallara uymann, ahlaksal
normlarn evrensel geerliliklerine ters den, rastlantsal bir olgu
olduunu ileri srmtr. Bu gre uyan modern klasiki kuram da,
tiyatroda yaamn maddesel koullarnn egemen olmasn, tiyatro
nun bozulup kmesi olarak yorumlar. Fakat kahramann madde
sel evreye olan bamllnn tm dramatik atma ve trajik et
kileri bozup, gerek bir dram yaplabilmeimknna baz sorunlar ge
tirdii sav, haksz bir nyargdr. Geri orta snfn uzlatrc ah
lak anlay ve trajik olmayan yaam grnden tr, modem
dnyann tragedyaya, daha nceki alara gre daha az malzeme
sunduu dorudur. Yeni burjuva toplumu, ezici tragedyalardan
ok, 'm utlu sonla biten oyunlar grmekten holanmakta ve Heb-
EVCL DRAMIN KAYNAKLARI 95

belin Maria Magdalera adl yaptnn nsznde belirttii gibi, tra


gedya ile znt arasndaki fark anlayamamaktadr. Bu toplum,
znt veren olayn trajik olmadn, trajik olann ise zntl ol
mas gerekmediini kabul edemez.
18. yzyl tiyatro tarihi iin verimli bir adr. Bu ada tiyat
ronun ok sevilen bir sanat tr olmasna karn, insan yaamnn
sorunlarna uzlamaz dnmler (alternatifler) olarak baklan
trajik bir a deildir 18. yzyl. Tragedyalar douran alar, top
lumu alt st edici toplumsal deiimlerin olutuu ve ynetici sn
fn birdenbire kudretini ve etkisini kaybettii alardr. Trajik a
tmalar genellikle bu snfsal gcn temelini oluturan ahlak de
erlerinin evresinde oluur; kahramann ykm ise bu snf tehdit
eden ykc sonu simgeler. Gerek Yunan tragedyas, gerekse 16. ve
17. yzyllarn ngiliz, spanyol ve Fransz tiyatrolar bylesine bu
nalml dnemlerde ortaya kmlar ve soylularn trajik yazglar
nn simgesi olmulardr. Dram, bu d, kmekte olan snfn o
unlukta olduu bir toplumun grne uygun bir biimde idealize
eder ve tipleri kahramanlatrr. Shakespearede bile ki bu
dram seyreden toplulua kmekte olan bir snf egemen olmad
gibi, air de kmesi zorunlu olan snfn tarafm tutmuyordu,
tragedya, yiitlik kavramn, zorunluluk dncesini ve tm esini
ni, bir nceki ynetici snfn yazgsndan almtr. Kesin zaferine
inanm olan sosyal snflarn saptadklar konulan ve biimleri
ileyen dnemler ise trajik dram iin hi de elverili olmamtr. On-
lann iyimserlikleri, mantn yeteneklerine ve nihai zaferi kazanma
hakkna duyduklar inan, dram atik karmakln trajik bir sonula
son bulm asn nler ya da trajik zorunluluktan trajik bir rastlant
dourmaya ve trajik b ir sutan trajik bir yanl yapmaya ynelir.
Shakespeare ve Corneillein tragedyalar ile Lessing ve Schillerinki-
ler arasndaki fark, kahramann mahvolmasnn birinde daha yce,
dierinde ise sadece tarihsel zorunluluk sonucu gereklemesidir.
Hamlet veya Antony hangi toplum dzeninde yaarlarsa yaasn
lar, kanlmaz yazglar olan mahvolmaktan kurtulamayacaklardr.
Buna karn Lessing ve Schillerin yarattklar Sara Sampson ve
Emilia Galotti, Ferdinand ve Luise, Carlos ve Posa, kendilerini ya
ratan adan baka herhangi bir ada veya toplumda mutlu ve
doygun olarak yaayabilirlerdi. Fakat insann mutsuzluunu tari
hin koulladma inanan ve bu mutsuzluu kanlmaz bir yazg
olarak kabul etmeyen bir ada, kukusuz tragedyalar doacak,
ama en son ve en anlaml sz, bu sanat trnde sarf edilmeyecektir.
Bylece her an kendi zorunluluu sonucu kendi tragedyalm
yaratt sav doru olmakla birlikte, (96) aydnlanma an tem
96 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

sil eden sanat tr tragedya deil, romandr. Tragedyann doduu


alarda eski kurumlarn temsilcileri, yeni kuan dnya gr
leri ve emelleri ile savar; trajik olmayan dramm egemen olduu
alarda ise, gen kuak eski kurumlarla arpr, insan kukusuz,
eski kurumlar kadar, yeni dnyann temsilcileri tarafndan da yp-
ratlabilir. Sonunda kesin zafere ulaacana inanan snf, verdii
kurbanlar ve dnleri, zaferin bedeli olarak kabul ederken, sonu
nun yaklatn gren dier snf, kahramanlarn trajik yazgsn
da dnyann sonunun geldiine ilikin belirtileri ve tanrlarla dev
lerin savan grmeye alacaktr. Kr yazgnn ykc darbeleri,
bu sonucu douran nedenlerin zaferine inanan orta snfa bir mut
luluk kazandrmaz; yalnzca trajik alarn yok olan snflar, dn
yadaki tm yce ve soylu eylerin yklmaya mahkm olduunu d
np rahatlamak ve bu ykm deiik bir n aydnlnda gr
mek isterler. Belki de kendini kurban eden kahraman tanrlatran
romantik tragedya-felsefesi, burjuvazinin kn imdiden belirle
yen bir iarettir. Orta snfn kendi yaam tehlikeye girmedii s
rece, yazgnn dorudan doruya kabul edildii bir trajik dram
olumayacaktr, ite o zaman ilk kez, Ibsen'in oyununda olduu
gibi, zaferi kazanacak olan genliin tehdidi ile kar karya ka
lacaktr.
19. yzyldaki trajik deneyler ile daha nceki alar arasndaki
en nemli deiiklik, eski soylularn durumunun tersine, yeni orta
snfa ynelen tehlikelerin yalnzca dtan gelme tehlikelerden olu-
mamasyd. Bu snf eitli ve birbirine kart elerden olutuu
iin, bandan beri dalma tehlikesi ile kar karya bulunuyordu.
Yine ,bu snf, gerici topluluklarn tarafn tutanlar ve toplumun alt
tabakalaryla dayanmadan yana olan kitleleri ierdii gibi, hepsin
den nemlisi, kimi zaman st, kimi zaman alt snflarla flrt eden,
yerine gre devrime ve usulua kar olan, romantikleri ya da s
rekli devrim yapan bir devleti savunan, toplumsal adan bir kkeni
olmayan aydnlar takmn da iinde bulundurmaktayd. Btn bun
lar, orta snfta, var olma hakk ya da kendi sosyal dzeninin srekli
olup olamayaca konusunda kukular uyandrmaya yetiyordu. Asl
lklerine ihanet ettikleri ve bundan sonra pimanlk duyduklar
iin evrensel geerlilie sahip insancla (hmanizma) varmaya a
lan bir snf olmann bilinci ile, yaama kar super-bourgeois bir
tavr taknmlard. Aslnda bu super-bourgeois eilimlerin, burjuva
ya kar grler tayan kkenleri vard. Goethe, Schiller ve dier
birok yazarn zellikle Almanya'da devrimci olarak balayp sonra
dan tutucu ve ounlukla devrime kar bir tutum izlemeleri, orta
snfn iindeki tutucu eilimler ve bu snfn aydnlanmaya ihaneti
EVCL DRAMIN KAYNAKLARI 97

ile dorudan ilikilidir. Yazarlar sarece toplumlarmn szcleri du


rumundaydlar. Fakat ounlukla okurlarnn tutucu grlerini
abartm lar, vicdanlarnn sesine daha az kulak verip sahtekrlk
yapmay yeleyerek, burjuvaya kar olduklar devirde bile, yksek,
super-bourgeois ilkeleri uydurmulardr. Bu yceltme ve zorlamalar
zamanla o denli karm aklar ki, ounlukla eitli eilimleri birbi
rinden ayrdedebilmek zorlar. rnein Schiller'in Kabale und Liebe
adl yaptnda, deiik kuak olduundan, birbiri ile atan ay
r ideoloji vardr: Saray evresinin pre-burjuvas, Luisein ailesinin
burjuvas ve nihayet Ferdnand'm super-bourgeois s\{91). Fakat bura
da super-bourgeois ile burjuvann ayrldklar nokta, super-bourgeois
larn geni soluklu olmalar ve hibir yne eilimi olmamalardr.
Bu tavrn arasndaki ilikiler, Don Carlos gibi bir yaptta daha
da karm aktr. Burada, Posa'nn super-bourgeois felsefesi, onun
Philip'i anlam asna stelik mutsuz kral ile bir lde duygudalk
etmesine yarar. Ksacas, dram yazarnn iledii super-bourgeois
ideolojisinin, ilericilik veya tutuculuk arasnda hangi amaca hiz
met ettiini, orta snfn kendi kendine kar zafer kazanmasyla, ye
nilip geri ekilmesi arasnda hangi durumu belirttiini anlayabil
mek giderek glemektedir. Durum byle de olsa orta snfa s
rekli saldrlar yapmak, burjuva tiyatrosunun balca zelliklerin
den b iri olmu; burjuva ahlak anlayna ve yaam biimine kar
gelmek, onlarn rf, det ve dar grllkleri ile alay etmek de,
kulland hammaddelerden biri haline gelmitir. Bu figrn
Strum u n d Drang' [41] dan bsen ve Shaw'a kadar geen devrede
nasl deitiini incelemek, yeni edebiyatn orta snftan nasl ya
va yava uzaklatn iyice gsterecektir. Figr, btn devirler
deki d ram larda olduu gibi, yalnzca toplumsal dzene bakaldran
klielemi bir kii veya dram atik durumlarn en nemli konusu
olan ve zam ann yneticisine bakaldran yiit konumunda deil
dir. Bu figr, burjuvazinin tinsel varlna ve evrensel geer
lilie sahip b ir ahlak rnei olma savma kar, somut ve srekli
bir saldry srdrm ektedir. Ksacas, orta snfn en etkili silah
larndan biri olan, fakat giderek ykmna ve moral bozukluuna
neden olacak bir ara durum una gelen yeni bir edebiyat tr ile
kar karya bulunmaktayz.

[41] Strum und Drang (Frtna ve Atlm) 1770-1790 yllar arasnda Almanyada g
rlen bir edebiyat hareketidir. Akla kar duyguyu, yerlemi zevke kar z
gnl savunmu; kktencilie ve Aydnlanma dzenine kar kmaya nem
vermitir.
STT 7
4. ALMANYA V E AYDINLANMA

18. yzyln romantik akm, toplumsal adan, tm Avrupa


iin atmalarla dolu bir hadisedir. Bir yandan, orta snfn aydn
lanma hareketi ile kavutuu zgrln devamn ve doruk nok
tasna erimesini ierir, alt tabakalarn duyduu heyecanlarn ifa
desi olur ve bu yzden de toplumdaki st tabakalarn titiz, ince
eleyip sk dokuyan ve gze arpmayan entellektalizmine ters d
er. Dier yandansa, bu yksek tabakalarn, usuluun ykc etki
lerine ve aydnlanma ann reform getirici eilimlerine kar al
dklar tutucu tavr ierir. Balangta, aydnlanma hareketinden
sadece stnkr bir biimde etkilenmi olan ve aydnlanmann es
ki klasik kltrle yakndan ilikili olduunu sanan burjuvazinin or
ta kesiminde balayan romantizm hareketi; giderek devrin heye
cansa! eilimlerini, kendi anti-rasyonel, toplumsal ve siyasal ama
larna ulamak iin kullanan snflarn bir zellii haline gelmitir.
Orta snf, Fransa ve Ingilterede, toplumsal yerinin tamamyla
bilincindedir ve aydnlanmann getirdiklerine sk skya bal kal
d halde, Almanyadaki orta snf henz usuluk deneylerini ge-
irmemiken kendini romantizmin usd eilimleri iinde bulmu
tur. Bu durum, usuluun bir doktrin olarak Almanya'da yanda
bulmad anlamna gelmemelidir. Nitekim belki de bu reti. Al
man niversitelerinde dier lkelerde olduundan ok daha ateli
bir biimde savunulmaktayd. Ne var ki, bu doktrinin zellii, onun
yalnzca bir doktrin olarak kalmas ve akademik airlerle meslek
ten yetime bilim adamlarnn uzman olduklar bir alan olutur-
masyd. Almanyada usuluk hibir zaman toplum yaamna kar-
amam, geni kitlelerin siyasal ve toplumsal grlerine, orta s
nfn yaama kar ald tavra kadar szamamt. Almanya, ay
dnlanma devrinde, bata tm romantik akmn en ekici ve en ger
ek kiiliine sahip olan Lessing olmak zere birka olaanst
temsilci yetitirmekle gurur duyabilir, fakat aydnlanma dnce
lerinin drst, berrak grl, dayankl destekleyicileri, aznlkta
drlar. Aydnlarn ve orta snfn byk ounluu, aydnlanma ile
kendi karlar arasndaki ilikinin nemini anlayacak durumda de
ildiler. Bu kitleye, bu hareketin niteliine ilikin arptlm bir
imge sunmak ya da usuluun kstlayc ynlerini ve elverisizli-
ALMANYA VE AYDINLANMA 99

ini karikatrletirm ek kolayd. Durumun byle olmas yazarlarn


politikaclarla gizlice birleerek bir cephe kurduklar anlamna gel
memelidir. Byk bir olaslkla, halkn dncelerini denetleyenler
bile, ideolojik olarak olaylarn saptrldn kabul etmek istemez
ler; orta snfn aydn nderleri sahtekrlk yaptklarnn bilincinde
bile olmadklar gibi, bu tr ilerin dzmecelik ve sahtecilikle ilgili
olduunu da anlayamamlardr.
Sonunda Alman tragedyas ile son bulacak olan bu kusurlu
kendine geli nasl olutu? Nasl oldu da aydnlar snf politik yn
den bu denli safa davrand? Aydnlanma hareketi neden hibir
zaman tam olarak Almanyadaki orta snf tarafndan benimsene
medi? ilerici dnen ve snf bilinci gelimi olan aydnlar nasl
oldu da toplu olarak byle bir yanlgya debildiler? Aydnlanma
hareketinin yeni orta snf iin bir politika okulu oluturduunu
syleyebiliriz. Bu okul olmadan orta snfn son iki yzyln kltr
tarihinde oynad rol sz konusu olamazd. Almanyann byk ta
lihsizlii, bu okula zamannda devam edemeyip sonradan da kay
bettii zaman telafi edememi olmasdr. Aydnlanma, Avrupann en
ileri entellektel hareketi durum una geldiinde, Almanya ona katla
cak olgunlukta deildi. Sonradan ise bu hareketin sahip olduu n
yarglar ve kstlam alar grmezlikten gelmek iin ok ge kalmt.
Alman aydnlarnn gerilik nedeni, kukusuz aklanmas gereken
bir olgudur. 16. yzyl boyunca Alman orta snf, ortaadan beri
giderek artan ekonomik ve siyasal etkisini kaybetmiti. Bunun so
nucu olarak, kltrel alanda da nemini yitirdi. Uluslararas tica
ret Akdenizden Atlas Okyanusuna atlam, Hanseatic Birlii ve Ku
zey Alman kentlerinin yerini, Hollanda ve Ingiliz ticaret merkezleri
alm ve Gney Alman kentleri, zellikle Augsburg, Ratisbon ve
Ulm, sonradan da Almanyann dier kltr merkezleri, Italyan ti
caret merkezlerinin Akdenizdeki ulam yollar Trkler tarafndan
kapannca, birer birer kmlerdi. Kentlerin bylece k, Al
manyadaki orta snfn da gmesi demekti. Artk prensler bu s
nftan ne bir ey umuyorlar ne de ondan ekiniyorlard. Batda
prenslerin kudreti 16. yzyln sonundan bu yana olduka artarak
yeni bir aristokratlam a srecinin doduu gerektir, fakat Bat
nn hkm darlar, Ortaa soylularna kar atklar savata bur
juvaziden destek almlar, soylular ise, ya ticaret ve sanayii Fran
sa'da olduu gibi tmyle orta snfa brakmlar, ya da Ingiltere
de olduu gibi, ekonomik patlamadan yeterince kar salamak iin
onlarla birlemilerdi. Alman prensleriyse kyl bakaldrlarn
bastrdktan sonra, lkenin sahipleri durumuna gelmiler, kesin ege
menliklerine kar belirecek tehlikelerin, politik karlarn srekli
100 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

olarak im paratora kar koruduklar ve kendilerinin de iinde bu


lunduklar soylular snfndan deil, kyller veya orta snf tara
fndan geleceine inanmlard. Fransz ve Ingiliz krallarnn tersine.
Alman prensleri, daha ok feodal karlara dayanan toprak aalan
olarak burjuvazinin de kylnn de parasal ynden rahata erme
sine pek aldrmyorlard. Otuz Yl Savalar, Alman ticaretinin k
mesine ve Alman kentlerinin ekonomik ve politik ynden zayflama
sna neden oldu(98). VestafalyaAndlamas,Alman ayrlklm [42"
kknden zmlemi ve toprak aas prenslerin egemenliklerini
pekitirmiti. Bunu yapmakla da Batiya ters den koullar do
urmu oldu. B atida ulusun birliini temsil eden ve belirli zaman
larda onun karlarn soylulara kar koruyan kral, Almanyadaki
hkmdarlarla karlatrldnda ilerici saylr. Dier lkelerde ara
lar dzelip anlamaya vardktan sonra bile kral ile inat soylular
arasndaki gerilim srm ,orta snflar ise bundan olduka yararlan
mlard. Almanyada ise prensler ve soylular, dier snflar haklarn
dan etme konusunda birlik olmulard. B atida orta snflar, sonrala
r uzaklatrlmalar olanaksz bir biimde ynetime katlmlar ve
yerlerini salamlatrmlard. Almanyada ise, yeni feodalizmin te
meli, ordunun ve brokrasinin ballna dayand iin, nemsiz
olanlarn dnda tm hkmet daireleri soylulara ve Prusyann
yksek snflarna ayrlmt. Sradan insanlar, kralln memurlar
tarafndan, eski feodal beylerin maliknelerindeki iiler kadar ezi
liyorlard. Alman kylleri serflikten baka bir ey bilmiyorlard.
imdi ise orta snflar, 15. ve 16. yzyllarda kazandklar h er eyi
kaybetmilerdi. Her eyden nce fakirleip ayrcalklarndan olm u
lar, sonra da z-saygnlklarm ve kendilerine olan gvenlerini yi
tirmilerdi. En sonunda, yoksulluktan tr, kendini aalk gren
her cahilin, 'daha yce bir dncenin ua olarak boyun emek
ve kr krne balanmak ilkesini benimsemilerdi.
Merkantilizmin serbest ticarete dnmesi nasl Almanyada
ok yava olmu ve ancak 1850de tamamlanabilmise (99), toprak
aalar ile prensler zerinde denetim kurma olana da, ancak 19.
yzyln ikinci yarsnda gerekleebilmitir. Bir Fransz tarihisi,
bu hkmetsiz dnemin, 1870'e dek srdn ileri srer (100).
16. yzylda im paratorluk bir sre iin dzelmi, arlken aa
egemen olan saltlk eiliminden destek alarak, m paratorluun
gcn salama alm, fakat o bile prenslerin yetkilerini azalta-
\

[42] Bak. [29], 1866 savandan sonra Alman. mparatorluuna katldklar halde
kendi yasalarn korumak isteyen devletlerin tutumuna da Almanyada parti-
kularismus denirdi.
ALMANYA VE AYDINLANMA 101

mamt. arlkenin uralar ok geni alanlara yayld iin, ken


disini Almanya'daki belirli olaylar dzeltme iine veremedi. s
telik, Avrupa hakimiyeti emelleri olduundan, Papa'nn hatrn kr
mamas gerekiyordu. Bu yzden Alman reformunu douran neden
lerden vazgemek zorunda kald ve bylece gerek bir halk hareke
tinden, birleik ve tek bir Almanya yaratma olanan da karm
oldu (101). Yeni ortaya kan elverili ve yararl ileri. Reformun
patronlarndan alarak Alman prenslerine datt. Luther zaten ma
nevi glerin silahlarn oktan onlara teslim etmiti. Onlar kilise
lerin bana geirerek, kendilerine zaten bal olan halkn tinsel
yaamn denetleme ve ruhunu kontrol etme yetkisini verdi.
Prensler, kilisenin mlklerini ellerine geirdiler, din adamlar ata
malar yaptlar ve din eitiminin denetimini stlendiler. Bylece bu
kiliseler prenslerin en fazla gvendii destekler durumuna geldi.
Hkmete boyun emek gerektii konusunda vaaz veren kiliseler,
nl buyurucularnn tanrsal haklara sahip olduklarn dorula
yp, 17. yzylda Luther'in Almanyasnda yaygn olan kfl ve geri
kafal grleri desteklediler. Artk karsnda hibir diren kal
mam olan zorba ayrlklk (particularisme), .toplumdaki ile
rici tabakann kiliseden soumasna neden oldu.
Eer Vestafalya Barndan sonra ortada Alman sanat ve kl
tr diye b ir ey kalmsa, bu sanat, 15. ve 16. yzyllarn burjuva
esprisinden tmyle yoksundu. nk Almanlar, Fransa'daki saray
soylularnn slubunu rnek aldklar gibi, Fransa'dan sanatlar
veya sanat yaptlar getirterek onlar krkrne taklide ynelmi
lerdir. Bu lkeye yaylan 200 nemsiz prensliin tm, Fransz kral
ve Versailles ile yarm a hrsna kaplmlard. Bylece, 18. yzy
ln ilk yarsnda Alman prensleri tarafndan grkemli saray ve a
tolar yaplmtr. Nymphenburg, Schleissheim, Ludvvigsburg, Pom-
mersfelden, Dresdende Zvvinger, Fulda'da Orangerie, Wrzburg,
Bruchsal, Rheinberg, Sanssouci gibi saraylarn tm fazla ssl s
luptan oluan kalplara gre yaplm ve ounlukla ok kk ve
fakir prensliklerin olanak ve gelirlerini aan bir lks ile denmi
tir. Bu harcam alarn olumlu ynleri de olmu, Italyan ve Fransz
Rokokosundan Alman beenisine uyup, Almanlatrlm bir slup
domutur. Edebiyat ise bu lkelerden daha az esinlenmi, sadece
yzyln sonuna doru says pek az olan bilgili koruyucular
dan destek grmtr. O devirde yaayan bir yazar: Almanya'da
kum gibi kaynayan prenslerin te biri kafaca sakat ve insanlk
iin yz kzartc yaratklardr. Krallklar kk olduu halde, tm
insanln kendileri iin yaratldn sanyorlar diye yazmtr (102).
Bu prenslerin iinde kukusuz daha kltrl, daha az zorba, sanat
102 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

lkse yeleyenler bulunuyordu, fakat bu kiilerin hepsi sradar.


insanlarn yalnzca ynetilmek ve prensler tarafndan smrlmek
iin yaratldklarna inanmlard.
Prenslerin lgnca lksne ve byk harcamalar gerektiren bi
na yapma ilerine sarfedilen paralardan sonra, saray ve iindeki
lerin giderleri de saptanyor ve geriye kalan gelir kaynaklan, ordu
ve brokrasi iin harcanyordu. Ordu, sadece gvenlik grevlilerini.-,
iini gryor ve prenslere olduka ucuza geliyordu. Pahal bir brok
rasinin ykn ise btn arl ile millet ekiyordu. Bu anlam
sz aynlklk, resmi mekanizmalarn oalmasna neden ol
mu ve bu durum; devletin brokrasiye ynelmesi, zerk top-
luluklann ilevlerinin devlet dairelerine gemesi, emir verme ve
kararlar karma tutkusu, toplumsal ve zel yaam ynetme ei
limi ile daha da younlamtr. Fransada da ayn toplumsal, eko
nomik ve siyasal sistem egemendi. Vatandalarn i giriimlerine
ayn ekilde karlyor, halk kt ynetimden zarar gryor ve ay
nen Almanyada olduu gibi haklarndan oluyor ve bir toplum ola
rak dnlmyordu. Alman prensliklerinde egemen olan bu dar
kapsaml koullar btn bu kstlamalar, Fransada olduun
dan ok daha aalayc ve ezici idi. Sarayn evresinde bu
lunup, geri kafal bir hkmet mekanizmas ile iddial ve
paralar har vurup harman savuran bir prensin basks altn
da yaamak, insanlktan nasibi olmayan, kiiliksiz memurlar
tarafndan gzetlenip akl retilmekle, Alman vatanda ok daha
huzursuz ve tehdit altnda bir yaam sryordu. Aa derecedeki
memurluklara, orta snftan gelme kiiler atanmakla birlikte, bu s
radan memurlarn, toplumdaki konumlarna uygun olan tek i, dev
let memurluklar olduu iin, daha iin banda satn alnabiliyor
lard. nk ticaret veya zenaat ile uramayan normal bir orta
snf vatandana, devlet memurluu, kilisede papazlk, denetim
altndaki bir okulda retmenlik yapmaktan baka seenek kalm
yordu.
Orta snfn gszl, her trl siyasal etkinlikten ve lke
nin idare ilerinden uzak tutulmas, devrin tm kltrel yaamn
etkileyen genel bir sorumsuzluk ve ilgisizlie yol amt. Okul m
drleri, baml memurlar ve ilevleri ile ilgisi olmayan airlerden
oluan aydnlar takm, zel yaanlan ile politika dnyasn bir
birinden ayrmaya almlar ve halk ilgilendiren ilerde etkili ol
maktan oktan vazgemilerdi. Bunun yansra, ar bir idealizm
iinde evrelerine ilgisiz kalmlar ve devlet ilerinin ynetimini, ik
tidar ellerinde bulunduranlara brakmlard. Bylece her eyden
el etek ekmek, bir yanyla deitirilmesi olanaksz toplumsal ko
ALMANYA VE AYDINLANMA 103

ullara duyulan ilgisizliin, dier yanyla da profesyonel politikay


kmsemenin ifadesidir. Bylece orta snf aydnlan, toplumsal
gerekle tm ilikilerini yitirm iler ve giderek yalnz, garip ve sa-
masapan dnen kiiler olmulardr. Dnceleri, tmyle k
mseyici, pein yargl, gerekten uzak ve usd bir durum alm,
ifade biimleri ise, bencil ve abartm al olmu, kendinden baka
sn dnmeyen ve dardan gelen uyarlara srekli olarak kar
gelen bir tutum izlemilerdir. Bu insanlar kendilerini btn snf
larn, kitlelerin ve derecelerin stnde olan evrensel insan' dze
yinde grmler, pratik dnceden yoksun olmalarndan bir er
dem oluturarak ona idealizm ya da ie dnklk' adn vermi
lerdir. Gnlsz olarak edindikleri bu vasflar, onlar iirsel ve
iten bir zel yaam lks aramaya, zgrlkten yoksun olmalar
ise, i dnyalarnda zgr olduklar dncesine ve ruhun, sradan
geree egemen olduu inancna kaplmalarna yol amtr. Alman
yadaki bu geliim, edebiyatn politikadan tmyle ayrlmasna ve
Batda politikac, renici, yaymc, iyi bir dnr, iyi bir gazete
ci gibi grevlerin tmn birden yklenen kamuoyu temsilcilerinin
ortadan kalkmasna yol amtr.
Alman o rta snfn Ortaan sonundan beri deiik tabakalara
ayran toplumsal geliim, 16.yzylda son bulmutur. Yeni bir btn
leme srecinin sonucunda, 17. yzylda artk deiik tabakalar
birbirinden ayrt edilemeyen bir orta snf ortaya kmtr. Bu s
nfn kaba kesimi kltrden anladklar iddiasn brakt; st ta
bakas da zamanla eriyip yok olduundan, topluma kltr hizmeti
verecek durum lar kalmad. Artk sekin bir orta snf yaam bii
minden de sanat ve edebiyata yansyan bir orta snf yaam gr
nden de sz edebilmek mmkn deildi. Ancak erken Ortaan il
kel koullarndan arta kalan, dk dzeyde ve kendi halinde bir
kltr geliebilmiti. 16. yzyln devrimci hareketleri, zellikle
dnya ekonomi merkezlerinin yer deitirmesi ve prenslerin g
kazanmas, ge Gotik ve Rnesans burjuvalarnn kltr aacn
kurutm utu. O rta snf yaam standard stne kurulu kltrden,
yalnz orta snfa zg olan eitim standartlar ya da sanat gr
nden ortada eser kalmamt. Kltrel geliim iinde en ilerici
sanatsal ve dnsel eilimleri orta snf dili ile ortaya koyan
ve Drer, Altdorfer, Hans Sachs ve Jacob Bhme gibi orta snf ya
am grnn temsilcileri olan sanatlar yetitiren bir an en-
tellektel atmosferinden iz bile kalmamt.
Para ekonomisinin gelimesi, kentlerin giderek zenginlemesi
ve derebeyliin kmesi ile saygnlk ve servet kazanan orta snf
lar, byk abalar sonucu, parasal glerini kullanarak daha geni
104 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

kentlerin denetimini ellerine geirmiler, ynetimi stlenerek h


kmette, prenslerin zel meclislerinde ve adli senatolarda nemli
grevler almlardr. Alman kentlerinin kmesi sonucu, orta snf
larn arlklarn yitirmeleri ve aristokrasinin parasal ynden gi
derek kmesi, 16. yzyln sonunda bu snflarn senato ve saray
evrelerindeki nemli grevlerinden uzaklatrlmalarna ve yerleri
ne soylularn geirilmelerine neden olmutur (103). Feodal snfla
rn durumunu bsbtn ktletiren 30 Yl Savalar, soylularn
resmi grevlere atanmalarn hzlandrm ve brokrasinin yksek
kademeleri orta snflara kapanmtr. Fransada ounlukla orta
snftan trmanarak resmi dairelere gelmi olan aristokrasi, toprak
sahibi ya da saray evresinden gelme aristokrasi ile eit koullar
altnda gelimiti. Almanyada ise toprak sahibi soylular resmi b ir
kast durumuna gelmi ve orta snflar, hibir lkede rastlanmayan
acmaszlkla, baml hkmet hizmetleri kademesine itilmiti.
Prenslerin zaferi, toplum snflarnn siyasal gler olarak nemle
rini yitirmeleri, baka bir deyile, hem soylular snfnn hem de
orta snfn sahip olduklar haklarn elden gitmesi demekti. Bu za
ferden sonra ortada bir tek siyasal g kalmt: Prenslerin gc.
Bu geliimin sonunda kanlmaz olaylar gerekleti. Prensler soy
lu snfa tazminat dediler; orta snf ise eli bo olarak geri evir
diler. Alman toplumu artk iki grup tarafndan ynetiliyordu:
Prenslere kulluk etmeye balayan yksek devlet ve saray memur
lar ile prenslerin her buyruunu yerine getirmeye hazr olan alt d
zeydeki brokrasi. Bunlardan bir blm, kendilerinden aa olan
tabakalar her trl zorbalkla ezerek byklerine yaranmaya alr
ken, dierleri; stlerini kendi idarelerinin manevi yneticisi olarak
kabullenip resmi grevlerine dinsel bir hava vererek b ir disiplin
mezhebi yarattlar.
Kendi kk karlar peinde koan ve mali ileri ihmal eden
bu ayrlkln ekonomik gelimeyi engellemesine ramen, uzun
bir vadede ticaret ve sanayinin gelimesini ilelebet d u rd u r
mak mmkn deildi. Orta snflar yeniden zenginleerek ge
lirlerine gre kademelere ayrlmaya baladlar. Hepsinden nce sa
ray grevlilerine maa balayacak kadar zenginleen ve Fransz sa
raylarndaki moday izleyebilecek gce erien ve h er yanyla o rta
snfn dier tabakalarndan stn b ir burjuva snf olutu.
Saray evresinin soylular ile birlikte toplumda tek kltrl k itle
olan bu kesimin etkisiyle, aydnlar takm arasnda Fransz bee
nisi yaygnlat ve ulusal gelenekleri kmseme eilimi b elird i.
Alman niversitelerinde Fransz edebiyatnn egemenlii balad ve
an en tannm akademik airlerinden Gottsched tarafn d an
ALMANYA VE AYDINLANMA 105

ateli bir biimde savunuldu. Alman Rnesansnm burjuva sanat


ve halen yaam akta olan birka gelenek, Fransz sanat lkleri ile
karlatrldnda, gelimemi, kaba ve zevksiz bulundu. Fakat
Gottschedi aristokrasinin ddebiyat szcs olarak kabul etmek
yanl olur. Bu air, henz kesin bir snf bilincine eriememi, ulu
sal niteliklerden yoksun, hibir sanat idealine sahip olmayan bur
juva snfnn szcsyd. Unutulmamas gereken dier bir nokta
da, orta snflar iin rnek oluturan aristokrat kltr, hatta saray
evresindeki aristokratlarn kltr, kalplam ve ounlukla can
sz rnekler zerine kurulm u szde bir kltrd (104). Bu snf
larn kltr gereksinmelerini karlayan dnyasal (secular) [43] ki
taplar ise, 1700'lerde Fransz saray aristokrasisi arasnda yaygn
olan pastoral roman, ak rom an ya da yiitlik tragedyalarna ili
kin rom anlard. Bu yaptlarn yazarlar, Fransa ve Ingiltere'deki-
lerin tersine, genellikle niversite retim yeleri, avukatlar veya
saray grevlileri gibi orta snfn st tabakasndan, akademik
renim grm kiilerdi. Bunlarn bir blm. Baron von Canitz,
Friedrich von Spee ve Friedrich von Logau gibi aristokrat sanat
lard. Daha aa snflardan gelme sanat, hemen hemen yok de
necek kadar azd (105). Yalnzca vakit ldrmek ve oyalanmak ama
cyla iir yazan yksek tabakalardan gelme kiilerin dnda, bu ya
zarlarn tm , saraya baml idiler. Bunlar ya dorudan doruya
prenslerin emrinde, ya da prensliklerin uydusu durumunda olan ni
versitelerde alyorlard.
Kendisini zel koruyuculardan tmyle bamsz klamam ol
sa da, Avrupa apnda n yapm olan ilk Alman airi Klopstock
dur. Zaten Lessingden ve lkenin, edebiyatta verimli olmaya ba
lamasndan nce, Almanyada bamsz air yoktu. Orta snfn st
tabakalar iirde Fransz beenisine ve Fransz saray evresi tara
fndan yelenen biimlere bal kalmlard. Leipzig gibi ticaretle
uraan kentlerde bile, Goethe'nin renci olduu yllara rastla
yan bir dnemde, Rokoko beenisi tartlmaz bir stnlkle ege
mendi. Buna karn, beeni konusunda saraylarn basksndan ken
dilerini kurtarp orta snf edebiyat iin bir ortam oluturan yre
ler de gene Hamburg ve Zrih gibi ticaret kentleri olmutu. Yz
yln ortasndan sonra, Weimar atosu gibi iirle ilgilenen birka
hkmdar saray bulunmakla birlikte, saray iiri tarihe karmt.
Lessing, orta snfn ve kent yaamnn bu adaki ilk temsilcisi sa
ylr. Bunun nedeni, onun orta snftan gelmi olmas kadar, ede
biyat alanndaki etkinlie de baldr. Lessing, bir eletirmendi

[43] br dnyadaki yaamla ilgilenmek yerine yaadmz dnya ile ilgilenen.


106 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

ve her eyi bir gazeteci gzyle grmekteydi. Berlin'de yerletii


zaman, bu kent, byk bir metropol grnts kazanmaya bala
mt. Bu kentin 100.000 nfusu vard ve Yedi Yl Savalar'nn da
etkisiyle eletiri ve tartma zgrlnn tadn karan bir mer
kez durumuna gelmiti. Bu zgrlk, dinin saptad snrlan ap
tara blgelerine tat iin, II. Frederick tarafndan kald
rld (106). Lessing, Nikolaia yazd bir m ektupta, tartmaya ak
olan sorunlarn kstlanmas konusunda yle sylyor: Berlin'deki
zgrlk, kstlanarak dine kar bir sr samal pazara kara
cak bir zgrlk trne dnt... Fakat hele baz konularda hak
lar savunacak, smr ve baskya kar sesini ykseltecek biri k
sn... ve yaknda bugne dek Avrupada en klelie yatkn lke han
gisi imi anlarsn'. Btn bu olumsuz ynlerine karn, Lessing, bu
kenti ekici bulmaktayd. Btn bu sylenenlerden ve yaplanlar
dan sonra, bu byk kentte hava bambaka oluyordu. Burada, a
lmaya zorunlu olan sanat iin tek alma imknn salayan
yksek duvarlar ardna gmlm niversitelerden ve kalabalk
konutlardaki havadan tmyle deiik bir hava vard (107). Les
sing, gazete muhabiri olarak alm, ktphaneleri dzenlemi,
sekreterlik ve evirmenlik yapm fakat btn bunlara karn, bam
sz yaamtr. Bu bamszln sanatya nelere mal olduunu,
mektuplar neden bu denli kk ktlar zerine yazdn soran
birine verdii yanttan anlyoruz; sanat yantnda, gelirinin daha
ok kt ve daha fazla mrekkep harcamaya yetmediini yazar.
Lessing, krk yan geince, tm yaam boyunca kar koy
duu boyunduruu kabullenmekten baka aresi kalmamtr.
Bir prensin buyruuna girerek yaamnn geri kalan acl yllann
Wolfenbttelde Brunsvvick Dk'nn ktphanecisi olarak tketir.
Ancak Alman edebiyat imdi daha iyi durumdadr. Yazar sa
ys artmtr. 1773de tm Avrupada 3000 yazar bulunurken, 1787
de bu say iki katna ulamtr. Yzyln sonuna doru ise ou,
kendi yaptlar ile yaamlarn kazanr duruma gelmilerdi (108).
Romantizm dneminde ise ou meslekleri ile ilgili bir i tutmak
zorunda kalmlard. Gellert, Herder ve Lavater papaz; Hamann,
Winckelmann, Lenz, Hoerderlin ve Fichte zel eitmen; Gottsched,
Kant, Schiller, Goerres, Schelling ve Grimm kardeler niversite
profesr; Novalis, A.W. Schlegel, Schleiermacher, Eichendorff ve
E.T.A. Hoffmann ise devlet memuru olarak grev almlard.
Dzene bakaldran gen yazarlar burjuvaziye kar sert bir
tutum izledikleri halde, 'Sturm und Drang [44] hareketi ile, Al-

[44] Bak. ev. notu [41], s. 97.


ALMANYA VE AYDINLANMA 107

man edebiyat tmyle orta snfn mal olmutur. Bu yazarlarn


usa aykr tutum lar ne denli itense, basknn zararlarna kar ol
malar ve zgrle olan hayranlklar da o denli gerektir. Bu
genlerin, dnyadan habersiz, topluma uyamayan beeni ve dn
celere sahip bir kitle oluturm alarna karn, kkleri orta snftadr
ve bu snftan kopamazlar. Sturm und Drang'dan romantizm hare
ketine kadar uzanan dnemi kapsayan Alman kltrne, bu snf
egemendir. an ileri gelen aydnlar, orta snf gibi dnm,
onunla ayn eyleri duymu, seslendikleri balca toplum ise orta
snf olmutur. Bu sesleni, orta snfn tmne deil, yalnz kl
trl kesimine ynelmitir; buna karn ileri doru atlm bir
admdr ve saray kltrnn kmesine neden olmutur. Burjuva
zi, soylulardan ve akademik snftan tmyle deiik bir kltre
sahip olmu ve geni kitlelerle aydnlar topluluu arasnda bir kp
r durum una gelmitir. Artk Almanya aristokrasinin giderek ve-
rimsizletii, burjuvazinin ise siyasal ynden zayf olmasna karn,
entellektel alanda ilerleyerek usuluk yolu ile, burjuvazi ile ilgisi
olmayan kltrlerin ykld bir orta snf lkesi' olup kmtr.
18. yzyl usuluu, geliimi geciktirilebilse de, kart akm lar ta
rafndan durdurulm as olanaksz hareketlerden biridir. Toplumsal
gruplarn hibiri byle bir akma yabanc kalamayaca iin, ger
ek karlarn tam olarak anlayamadklarndan tr usd ei
limlere saplanm olan aydnlar snf da usuluu abucak benim
semitir. Almanya'daki durum ksaca yle idi: Kltr destekle
yen kitlenin yaama kar ald tavr, orta snfa has bir tavr olmu;
dnce ve yaam biimleri ussallam ve yenilenmi, geleneklerden
ve kalplam biimlerden bamsz, hibir yere bal olmayan, si
yasal ve toplumsal gerekler zerinde istedii halde etkili olama
yan yeni b ir aydn tipi domutur. Bu kiiler istemeyerek destek
ledikleri usulua kar direnirler ve bir dereceye kadar, kar koy
maya altklar tutuculuun ncleri olurlar. Tutuculuk ve geri
cilik, her alanda ilerici ve liberal eilimlerle karm durumda
dr (109).
Lessing, usuluun 'Sturm und Drang' akmna yenilmesinin,
orta snfn yolunu armas anlamna geldiini biliyordu. Bu yz
den, Goethe'nin Goetz ve Werther gibi ilk yaptlarna kaytsz kal
mt (110). Usu felsefenin eletirilmesi hakl bir davran olabilirdi,
fakat bu durum da, usuluun yetersizliklerini dert etmemek ve on
lara srt evirebilmek iin daha fazla zek gerekliydi. Aydnlanma
hareketi, saltlkla sk skya bal olan kilise ile savarken, din
le ilgisi olan eylere ve usd tm elere kar duyarln ve say
gsn kaybetmiti. imdi ise, 'Sturm und Drang' hareketinin tem
108 ROKOKO. KLASSZM VE ROMANTZM

silcileri, bu usd gleri, alarnn donuk, bysn yitirmi g er


eklerine kar kullanyorlard. Kendilerini bu geree uymak zo
runda bulmuyorlard. Bu davranlar ile, ilgiyi egemen o ld u k lar
dnyann gereklerinden baka yerlere datmay amalayan y n e
tici snflarn isteklerine hizmet etmi oluyorlard. Bu kitle, yaam n
amalarn 'anlatlamaz' ve nceden hesaplanamaz' olarak gsteren
her trl dnceyi destekliyor ve sorunlar tinselletirerek, entel-
lektel alandaki devrimci eilimleri saptrarak, orta snfn p ra tik
ynl bir zm yerine ideolojik bir zmle yetinmesini istiyordu
(111). Bu aldatlma sonucunda, Alman aydn, deneysel, olumlu ve
usu bilgilere kar ilgisini kaybetti ve sezgi (intuition) ve
metafizik grlerle yetinmeye balad. Usa aykrlk, k uku
suz, evrensellie sahip olan bir Avrupa olgusu idi, am a h e r
yerde heyecansallk biiminde ortaya konmasna karn, bir idealizm
hareketi ve spiritualizm olarak ortaya kmas, ilk kez Al
manyada gereklemiti. Alman idealizmi sonsuzlua giden,
ilksiz (eternal) saltc ve grgye, deneye dayanan gerekleri km
seyen bir dnce biimi olarak gelimitir. Romantizm h a re
keti, heyecansalln bir biimi olarak, orta snfta kprdanan dev
rimci eilimlerle sk skya ilikili iken, dier yandan, idealizmin
ve sper naturalizm'in bir kolu olarak ilerici orta snfn dnce
biiminden ayrlmt. Alman idealizminin balangc, K antn,
kkleri aydnlanma hareketine dayanan metafizie kar olan (ant i
metafizik) bilgi kuramna dayanr. Fakat b u doktrinin znellii
iinde nesnel gerek, tmyle yadsnr duruma getirilerek aydnlan
mann gerekiliine kar bilinli bir kartlk yaratlmt. Alman
felsefesinin, Kantn kiiliinde devrin kltrl ve laik toplum una
yabanclam olmasnn nedeni, felsefe ile uraanlarn dnda
kimsenin bu dili kolay anlayamamas ve fazla derine inememesidir.
Almanlarn bilimsel dili, belirsiz, zentili, kapal ekilde anlatlm
ve yorumu okuyucuya kalm ifadelerle ykldr. Bu zellikler,
onu. Bat Avrupada kullanlan dier bilimsel dillerden ayrr. Ayn
zamanda Almanlar Batda ok sayg gren yaln ve kukuya y er b
rakmayan gereklere kar ilgilerini yitirdiler ve bylece karm ak
ve tehlikeli yorumlamalara olan dknlkleri zamanla gerek b ir
tutku haline dnt.
'Alman slubu, Alman bilimi veya 'Alman dncesi' olarak
tanmlanan bu entellektel alkanl, hi deiime uram ayan
bir ulusal ayrm olarak kabul etmek yanltr. Bu slup, Almanya
da, 18. yzyln ikinci yansnda ortaya kan bir dnce ve ede
biyat modasdr. Yaratclar da lkenin ynetiminden uzaklatrl
m olan ve hibir etkiye sahip olmayan belirli bir kesim, ksacas.
ALMANYA VE AYDINLANMA 109

orta snf aydnlardr. Fransadaki okuyucu toplum iin aydnlan


ma hareketinin yazarlar ne denli nemli rol oynadlarsa, bu kitle
de kltrl Alman snfnn gelimesinde o denli etkili olmutur.
Fransz dnce biiminin kaynaklar ve bunun usu, apak d
nce biimlerine yatknln, aydnlanma hareketi yazarlarna
borlu olduu konusunda Tocquevillein ileri srm olduu sav
lar, (112) deiiklikten holanan, karmak ve beklenmedik olayla
ra tutku duyan Alman kafa yaps iin de geerli olabilir. Her iki
dnce biimi de, zgrle kavuan yazarlarn, uluslarn entel-
lektel geliiminde, eskide olduundan daha srekli etkiye sahip
olduklar bir dnemde ortaya kmtr. Ingiltere, Fransa ve Al
manya gibi tm Bat lkelerinde 18. yzyl, yeni bilimsel dnce
lerin domasna tank olm utur ve bu devirdeki eitim ltlerinin
ou, bugn bile geerliklerini korur durumdadrlar. Btn bun
lar orta snfla birlikte domu ve onunla tutunabilmitir. Bu yz
den Zauberberg adl yaptnda, Thomas Mann, aydnlanma hareke
tini, 'Sturm und Drangclar asndan yarglar. Mann da pedago
jik an szde iyimserliinden sz eder ve Settembrini'nin kiili
inde, Bat Avrupa'l bir usuyu, haylaz, avare bir nutuku ve al-
drmasz, kendini beenmi bir hmanist olarak tanmlar.
Alman air ve dnrlerinin kullandklar, ancak belirli bir
kitlenin anlayabilecei dil ve soyut dncelerle ifade edilen ger
ek d eler, bu sanatlarn abartlm bireyselliklerinde ve her
kesten deiik olma tutkularnda da kendini gsterir. evrelerin
deki kiilerden deiik olma istekleri, tpk anlalmas g szck
leri kullanmalar gibi, toplum a olan uzaklklarnn bir baka belir
tisidir. Mme de Staelin u szleri, Alman dncesine deinen en
z tanmlamadr: 'B ir sr yeni dnceler kmasna karn, ye
terli oranda ortak olan yok. Almanlarn pazar gnleri yenen zel
pastaya deil, gndelik ekmee gereksinmeleri vard. Onlarn, Bat
Avrupa lkelerinde ilk batan beri bireysel heveslere bir snr ko
yup toplumun ortak dncesi olarak gelitirilen, salkl, uyank,
evrensel bir kamuoyuna ihtiyalar vard. Mme de Stael'in de
deindii gibi, Alman airlerinin bireysel zgrlkleri veya Goethe'
nin deyimiyle edebi 'sansculottism'leri, [45] siyasal yaam etkin
liklerinden uzaklatrlm olmalarna kar duyduklar tepkiden
baka bir ey deildi. Onlarn anlalmas g dilleri ve 'derinlik
leri', g ve anlalmas zor eylere duyduklar merak, hep ayn ne
denlere dayanyordu. Btn bunlar, siyasal ve toplumsal alanda et-

[45] Aslnda i amar olmayan anlamna gelen Fransz devriminden sonra kulla
nlan bu deyim sorumsuzluk olarak deerlendirilmitir.
110 ROKOKO. KLASSZM VE ROMANTZM

kili olmalar nlenen aydnlar snfnn, bu yoksunluu, entellektel


dnyay tekellerinde tutarak, entellektel yaamn stn biimlerini
tpk siyasal haklarda olduu gibi, belirli bir tabakann mal duru
muna getirerek karlamalaryd.
Alman aydnlar usuluk ve grgcln (ampirizm) ilerici orta
snfn yararna olduunu ve ge de olsa bir gn zorbal sona erdir
mi bir toplumsal dzenin yaratlabilmesi iin uygun b ir hazrlk ev
resi oluturduunu bir trl anlayamamlard. Ayrca yaln us di-
linin gzden dmesini salayarak, tutuculara byk b ir hizmet
yapmlardr. Bu aydnlarn kendileri de ne yapacaklarn arm
lard. Bir yandan Alman prenslerinin srf gsteri olsun diye aydn
lanma hareketine kar patronca bir ilgi duyup eski mutlakiyet reji
minin usuluunu, yeni usulua uygulamak hevesleri, bir yandan ise
kendi kklerinin dayand, ounlukla babann krsal yaamla il
gili olan mesleinin koullandrd sradan burjuva evinin gele
nekleri, bu aydnlar bocalar duruma getirmitir. Aydnlar snf
nn ounluu, Pietism [46] etkisiyle yeniden canlanan bu eski
gelenekleri srdryorlard. Aydnlanma hareketine kar atklar
savata, usa aykrln etkin olduu alanlarn iinde kalmlar ve
silahlarn dinsel ve estetik alanlardan semilerdir. Dinsel olayla
rn usa aykr olduu aktr. Saray kltrnn estetik lt de
artk geerli olmadndan, yeni sanat olaylar da b ir dereceye ka
dar usa aykr bir nitelik kazanmtr. Neo-platonizm rnei izlene
rek dinsel dnya ile estetik dnya nce birbirleri ile kaynatrlm,
ama daha sonra, yeni dnya grnde estetik kategorilere ncelik
tannmtr. Bir sanat yaptnn us yoluyla zmlenemeyen ve man
tkla anlatlamayan zellikleri, daha Rnesans devrinde gzlemlenip,
belirlenmi; bulgulanp deerlenmeleri iin 18. yzyl beklenmemi-
tir. 18. yzyl ise, ilk kez sanatsal yaratlarn temelden usa aykrlk
larna ve kurallara balanamaylanna dikkati ekmitir. Saray ev
resinin akademizmine planl ve bilinli b ir biimde kar kan bu
otoriteye kar' olan a, tarihte ilk kez olarak, sanat yaptnn ya
ratlmasnda dnl ve aklc entellektel ilevleri ile sanatsal ze
ka ve eletirel yeteneklerin rol oynadn yadsmtr. Usa aykrlk,
estetik alanda, kuramsal alanlarda olduundan daha az engel ile
karlamtr. Aydnlanma hareketine kar olan eilimler, byle-
ce, estetik alann snrlarnn gerisine ekilerek orada gelimi ve
bu alandan hareket ederek aydnlar snfn ele geirmitir. Sanat
yaptnn yapsndaki uyum, estetik alandan, tm evrenin yapsna
aktarlm ve Plotinus'un da yapt gibi, evreni yaratann sanatsal

[46] Protestan gizemcilii. Szck olarak an sofuluk anlamna da kullanlr.


ALMANYA VE AYDINLANMA 111
bir plana gre hareket ettii ileri srlmtr. Gizemcilik ve sufi-
likle hi ilgisi olmayan Goethe bile, gzelliin, doann gizli gleri
tarafndan yaratldn ileri srm ve romantizm hareketinin tm
doa felsefesi, bu dnce evresi iinde olumutur. Estetik, me
tafiziin temel disiplini ve organ durumuna gelmitir. Kant'n bilgi
kuramnda bile, deneyin bilgimizden gidenlerle dzenlendii ve bi
len znenin yarats olduu sylenir. Sanat yapt da geree bal,
ancak onun sahibi olan sanatnn rn olarak kabul edilir. Kant,
nesnenin yapsn bilmenin olanaksz olduunu, ancak znenin ken-
diliindenliine ilikin ok eyin sylenebileceini ileri srm ve
btn klasik Antik a ve Ortaan, gerein bir imgesi olarak
kabul ettikleri bilgiyi, usun bir ilevi olarak gstermitir. znenin
karsna nesneyi kararak, onun zgrln kstlamak eylemi
zamanla kaybolmu ve gereklik, bir bilgi rn olarak, yaratc
znenin tekeline girm itir. Nasl olmu da bu denli byk bir dei
im gerekleebilmitir? Felsefe sistemleri, ktphanelerde ve ei
tim merkezlerinde kda aktarlmalarna karn, oralardan do
maz. Eer Alman idealizminde olduu gibi, arada bir buralardan
domu olsalar bile, bunun klgsal ve salam nedenleri vardr. Al
man dnrlerinin almalar, evrelerine kapal bir biimde ge
limi ve gelitirdikleri sistemler, yalnz, kendini toplumdan ayr
gren ve pratik ilerde etkili olamayan insanlarn deneylerinden
kmtr. Onlarn estetizmi, bir yandan usun ie yaramad bir
dnyadan uzaklamann, dier yandansa, siyasal ve toplumsal ei
tim yoluyla eriilemeyen ve gerekletirilemeyen bir insan lks
ne, dolambal bir yoldan ynelmenin bir ifadesi olmutur.
Voltaire ve Rousseau, Almanya'da ayn zamanda okunmaya ba
ladlar fakat Rousseau'nun etkisi, Voltaire'den ok daha derin ve
yaygm oldu. Rousseau, Fransada bile bu denli ateli yandalar bu
lamamt. 'Sturm und Drang' hareketinin tm yazarlar, Lessing,
Kant, Herder, Goethe ve Schiller, ona bal olup, ona ok ey borlu
olduklarm kabul etmilerdi. Kant onu 'Ahlak dnyasmn Newton'u'
olarak grrken, Herder onu 'ermi kii veya peygamber olarak
tanmlamtr. Shaftesbury'nin Almanya'da grd saygnlk, ken
di lkesinde grdne yakndr. 18. yzyl uzmanlar, ona edebi
yatta nemli bir yer veremedikleri gibi, bu ikinci snf yazarn Al
manyada kazand nn nedenini anlayamamlardr (113). Fakat
Almanya'da egemen olan koullar incelendiinde, Lockea kar olan
ve tinsel deerlere inanan, Platonik cokulan ve gzellii Tanrsal
eylerin z kabul eden, Neoplatonist dnceye bal, usa aykn
dnceli Shaftesburynin, Almanlar zerindeki derin etkisi anla
lr. Shaftesbury, tipik bir Whig aristokratdr ve onun bu garip
112 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

zelliklerini, en iyi biimde kendi pedagoji lksnn 'kalokagat


hias [47] ve ahlak felsefesini estetikletirmesi gsterir. K endi ken
dini yetitirmesi ve bir sanat o[arak ortaya kmas, onun aristok
ratik zelliinin, fiziksel dnyadan entellektel ve ahlaki dnyav:
aktarlmas idi. Onun kiilik lksnn kaynaklarnn nerelere da
yand, aa snflarn yoksun olduklar, bencil ve zgeci (altruiste
gdler arasndaki atmann, sadece daha yksek eitim grm:
snflarda oluabilecei dncesinde olduu kadar, 'doru' ve 'iyi
olann 'gzel' ile zdeletirilmesinde de yansm aktadr. B ir sanat
nn yaratc dehas tarafndan ynetilmesi gibi, yaam n da daya
nlmaz bir his olan ahlak duyusu tarafndan ynetilen insann ya
ratt bir sanata benzedii dncesi. Alman aydnlar tarafm dar
coku ile kabul edilen aristokratik bir kavramdr. Bunun nedeni
bu kavramn yanl anlalmaya uygun olmas ve aristo k ratik nite
liinin, entellektel soyluluun bir belirtisi olarak yorum lanm a
sidir.
Aydnlanma hareketi iin evren anlaml, anlalabilir ve ak
lanabilir bir olgu iken, 'Sturm und Drang' iin anlalmaz, gizemli v<
insan usu ile deerlendirildiinde, anlamszdr. Bu grler, m antl
kurallarna gre dnp tanlarak verilmi kararlar deildir. Biri
geree ulaabilmenin ve onu denetleyebilmenin bilinci, dieri is<
gerein iinde kaybolup, onu aram aktan vazgemenin belirtisidir
Toplumdaki snflar ve kuaklar, dnyay kendi istekleri ile teri
etmezler; bu ii yapmaya zorunlu olsalar bile, bu zorunluluu, bi
zgrlk, tinsellik veya yaln bir isellik olarak gstermek isterle
ve bu uurda en gzel felsefeleri, peri masallarn ve m itleri yara
trlar. Bylece, dnn (idea) kendi kendini gerekletirmesi yo
lunda ahlakl kiiler zerinde zorunluluunu duyuran kuram lar yz
da yaratc sanatnn kendine uygulad kurallar trnden bir
takm kuramlar ortaya kmtr. Fakat, 'Sturm und D rangin dn
ya grn saptayan gdleri, bu akmn btn insan deerleri
nin stnde grd sanatsal deha kavram en iyi biimde aklar
Bu kavram, her eyden nce, erken romantizmin, aydnlanmann
engelleyici tutumuna ve dogmatizmine kar savunduu znellii ve
usa aykrl ierdii gibi, dtan gelme zorunluluklarn, hem ba
kaldrm hem de bask yanls olan bir i zgrle dnmesini ve
en nihayet, zgr edebiyatn yeni domaa balad ve rekabetin
byk bir hzla artt bu ada, aydnlar snfnn kendilerini gs
termek iin verdii savata en nemli silah olan zgnlk (origina-
lite) ilkesini de ierir. Saray klasisizmi ve aydnlanma hareketi iin

[47] Bak. ev. notu [34], s. 80.


ALMANYA VE AYDINLANMA 113

kolay aklanabilen, anlatlmas ve renilmesi olanakl beeni ku


rallar zerine kurulu b ir entellektel etkinlik olan sanatsal yara
tclk, bundan byle, nseziler, nceden hesaplanmas olanaksz
ruh durumlar ya da tanrsal esinlenmeler gibi, yaps belirlene
meyen kaynaklardan treyen gizemli bir olgu olmaya balayacak
tr. Deha, klasisizm ve aydnlanma iin, us, kuram, tarih, gelenek
ve konvansiyon gibi eler tarafndan saptanan yksek bir zek ol
gusu iken, Sturm und Drang' iin, bu balarn tmnden yoksun
olma zelliini tayan b ir lknn temsilcisi durumundadr. Deha,
gnlk gereklerin skclndan kurtulup her trl seenein ge
erli olduu bir d dnyasna dalmtr. Burada, usun saptad
snrlardan kurtulduu gibi, sradan duyusal deneylerden kamas
n salayan m istik glerle babaa yaayacaktr. Lavater 'Deha
nn nceden sezme gc vardr. Yani, dehann duyular, gzlem
gcnn stndedir. Deha gzlemlemez. O grr, sezerek kavrar',
der. Deha kavramnn usd ve bilinsiz olma zelliklerine, daha
nce Bat Almanya'nn erken romantizm devrinde, zellikle Edvvard
Youngun Conjectures on Original Composition (1759) adl yaptn
da rastland bir gerektir. Deha burada, yetenekli sanatnn ya
nnda, bir bycnn, iyi bir 'usta'nn yanbana dikilmesi gibi
durmaktadr. Oysa Sturm und Drang' da bakaldrr ve Titan gibi
tanrlar. Artk karmzda doal grnmlerine karn izlenebil
mesi olanaksz oyunlar yapan bir byc yoktur. Onun yerine, 'ko-
nuulamayacak eyleri syleyen' kendi dnyasna kendi yasalarn
uygulayan, gizemli b ir akln koruyucusu vardr (114). Bu deha kav
ramn Young'unkinden ayran nokta, onun znelliidir. Bu znel
lik ise Almanya'da egemen olan durumun yaratt bir olgudur. Sa
natsal yaratcln kiisellii, Hellenizm ve Rnesans'ta da ok iyi
bilinmekle birlikte, bu alar, sanatta, 18. yzylda eriildii l
de znel olam am lardr (115). Sanatsal znellik, en sonunda Al
manya'da, zgn olmak iin her eyin denenmesi lgnlna kadar
varmtr. Bu arlk, aydnlanmann dogmatizmine kar bir pro
testo ya da birbirleri ile rekabette olan yazarlarn kendilerini gs
terme abalar da deildir. Bunu anlayabilmek iin enerjik insan'm,
'akll kii'nin bal bulunduu snrsz saygy gz nne almak
gerekir. Pek de haksz olm ayarak 'burjuva lgnlnn rn' diye
tanmlanan (116) bu zoraki znellik, doal olarak sadece aristokra
sinin dayanmasndan ve snf ahlakndan nispeten bamsz olan
zgr burjuva dnyasnda doabilir ve serbest rekabet arzusuyla de
netlenebilirdi. Ne var ki, bu znellik, srekli olarak denkletirme pe
inde koan ve boyun eme ile bbrlenme, karamsarlk ile taknlk
arasnda bocalayan Alman aydnlarnn psikolojik b ir davran
STT 8
114 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

olan kar gelme eylemi olmakszn, Sturm und Drang'a zg


patolojik biimini pek alamazd. Bu i elime ve pratik yaam snr
lamalarn fazlasyla dengeleme eilimi olmakszn yalnz znellik de
il, ayn zamanda Alman erken romantizminde gerekleen san atta
biimsel yaplarn bozulmas; fanteziye, arla ve biim boz
maya dn; biimlerin elverisizlii ve temelden yanl ola
bileceklerine ilikin doktrinlerin domas da sz konusu ola
mazd. Sanatlara uzak ve elverisiz bir duruma gelmi olan
dnyay, erken romantikler, yourup bir biime sokm adlar.
Bu nedenle kendi dnya grlerinin paralarnn ve m otifleri
nin blk-prk doasn; yaamn simgeleri olarak kab u l
ettiler. Goethenin tm biimlerin aldatc olduunu ileri srm esi,
bu kuan grnden kma bir dncedir ve tm sistem lerin
gerei engelleyen nitelikler tadn savunan Hamann'n szle
rine uygundur (117).
'Sturm und Drang, toplumsal adan, Bat Avrupa'daki erken
romantizm formlarndan ok daha karmaktr. Bunun nedenlerin
den biri, Alman orta snf ile aydnlar takmnn, aydnlanmann
dncelerini iyice kavrayamayp onunla zdeleemedikleri iin,
bu hareketin amalarn da izleyememi olmalardr. Dier b ir ne
den ise, saltlk yanls ynetimin usuluuna kar savarken,
bir yandan da an ilerici akmlarna kar sava am olm alar
dr. Prenslerin destekledikleri usuluun gelecekte kendi snflarn
dan olanlarn usa aykrlndan daha az tehlikeli olacan hibir za
man dnmediler. Basknn karsnda olduklar iin, gericilerin
aracs durumuna gelmiler ve brokratik merkezlemeye kar yap
tklar saldrlarla, yalnz ayrcal olan snflarn karlarn koru
mulardr. Onlar, sistemin, aristokratlarla orta snfn st kesim in
de bulunanlarn karlarnn att toplumsal snflatrma eilim
lerine kar deil, sistemin, genelleyici tutum una ve entellektel ay
rcalk ve stnlkleri nemsemeyiine kar savayordu. Us
sallam ynetimin kat biimciliine kar, yaamn ve bi
reysel varln haklarn, doaya uygun olarak byyp ge
limeyi ve yalnzca organik geliimi savunmular ve mekanik
bir biimde genelleyen ve yneten brokratik devlete kar ol
duklar kadar, aydnlanmann planlayc ve dzenleyici refor-
mizminin de karsnda olduklarn belirtmilerdir. Usa aykr ve
Kendiliinden (spontane) yaam' dncesi henz kesinlik kazan
mam ve deikenlik gsterebilecek nitelikte olsa ve aydnlanma
ya kart olduu halde tad ama bakmndan tutucu saylmasa
bile, gene de tutuculuk felsefesinin zn iermektedir. Artk bu
'yaam' lksne, aydnlanm dnceyi, doaya aykr, kat ve
ALMANYA VE AYDINLANMA 115

doktrin olm aktan teye gidememi bir dnce olarak gsteren,


mistik bir usa uygunluk kazandrmak ve tarihsel 'yaamdan kan
siyasal ve toplumsal kurum lan, 'doal', yani insanst ve usa faz
lasyla uygun (superrational) geliimler olarak gstermek ve by-
lece egemen olan sistemin srdrlmesini salamak, ok zor bir
i olmayacakt.
lk bakta, daim a 'inatla sreklilik gsterme eilimi ile ba
datrdmz tutuculuk, burada, yaamn ve gelimenin deerini
vurgularken, devinim ve dinamizm fikirleri ile badatrdmz li
beralizmin, ileri srd savlarn ussal temeller zerine oturtmu
olmas, artc b ir olay grnmndedir. Bu durumun, orta s
nf m dncelerinin, usuluk ile przsz bir biimde badaarak
gelimesine karlk, kar tarafn srf onlara kart olabilme amac
ile zt bir ideolojiye balanma sonucu ortaya ktn ileri sren
ler olmutur (118). Ne var ki, 18. yzylda gelien eitli siyasal ei
limlerin usulukla olan ilikileri tam olarak belirlenmi deildir.
an tutuculuk eilimi bile usuluk ile az ok ilikilidir. Usulu
un ve usa aykrln ilericilik veya gericilikle zdeletirilemeye-
cei ve yeni usuluun olabildiince ak, tek anlaml ve zgl bir
olgu olmayp, modem tarihin genel bir zellii olmasndan tr,
Sturm und Drang, aydnlanma ile romantizm hareketi arasnda,
ilgin bir durum da kalmtr. Rnesanstan bu yana, usuluk, tm
gelime dnemlerinde ve toplumun tm snflarnda etkisini gs
termi, kimi zaman entellektel esneklie ve deikenlie yatkn
duruma gelirken, kimi zaman da deimezlie ve evrensellie sa
hip olmas gerekmitir. talyan Rnesansnn usuluu Fransz kla-
sisizminkinden deiik olduu gibi, aydnlanmann usuluu da sa
ray aristokrasisi ve otoriter monarinin usuluundan daha baka
dr. lerici bir orta snf usuluunun varlna karlk, tutucu s
nfa zg bir usuluk da vardr. Rnesansn orta snf, ilerlemeye
engel olacak rf ve geleneklerle savatndan, onun usuluu, di
namik ve gelenee kar b ir nitelik tamaya ve en etkili olabilecek
sonular yaratm aya yneliktir. Bu a aristokrasisi, valye ro
mantizmi iinde, usa aykr ve pratik olmayan bir doaya sahip ol
sa bile, giderek artan ekonomik geliimlerin basks ile, 16. yzyl
dan sonra, kendisini orta snfn usuluuna altrm, yalnz bu
dnce eklinin baz ynelilerini deitirmitir. Her eyden nce,
orta snfn usu ideolojisinin gerei, 'gelenee kar olma eilimini
ortadan kaldrm , buna karlk kendisi de. Ortaa dnyasndan
kalma d rn ve rom anlara zg elerin tmn yaamdan
karp almtr. 17. yzylda ise, usa uygun olan ve bu yzden de di
namik olamayan bir dzen ve disiplin felsefesi yaratlmtr. Ay-
116 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

dmlanma dneminin orta snf, usu dncelere sahip olan b


aristokrasinin etkisindeydi ve Rnesansta egemen olan usulukta
yana olmasna ve srekli olarak ekonomik etkinlik ve rekabe
doktrinini gelitirmesine ramen, aristokrasinin salam b ir dze
zerine oturm u olan deer llerine dayal yaam standard lk
sn de benimsedi. 18. yzyln ikinci yansnda yaayan orta snfsa
kimi ynlerden usulua uzak kalmaya balam ve bunun yorum unu
imdilik soylulara ve orta snfn st kesimine brakmtr. B u rju
vazinin orta kesimleri, Rousseau'nun zelliklerini benimseyip duy
gusal ve romantik bir yaam srerken, yksek burjuvazi, b u duy
gusal samalktan hor grp kendi entellektalizmine bal kalm
tr. Tutucu snflar, sanata kar aldktan tavra ve ahlak ilkeleri
nin usuluuna karn nasl gelenekilie bal kaldlarsa, ilerici o rt
snflar da, gelenekilie kar olan dinamik zelliklerini korum u
lardr. Daha dikkatle incelendiinde, srf alkanlmzdan t ri
liberal ve ilerici gr ile badatrdmz dinamik olma zellii
nin, aslmda usuluun duraanl kadar deiik ynlere sa p tn la
bilir bir nitelik tam akta olduu grlr. Liberalizmin ve tu tu
culuun her ikisi de, dinamik olduktan kadar usudurlar da; O f
taam tarihe karmasna neden olan bu geliim evresinde, b t
akmlarn byle olmalar gerekmektedir. Bu srada usa aykr d
nen tek kitle, toplumun karmaklndan akma dnen idealist
ler ile, kendilerini nasl satm alan gerekiyorsa yle grner
tutuculuun propagandaclardr. Propagandaclar, 'yaam ' hak
larm, usa kar korurlar. Bunu yapmalarnn nedeni, usulu
un etkisini veya otoritesini yitirmi olmas deil, gereklerin ze
rine oturtulmu olan ve her iki grubun da yakmda tekelleri altna
almak isteyecekleri somut dnce biiminin, yeni ve eskiye oranla
yksek bir deer kazanm olmasdr.
Herder, belki de 18. yzyl Alman edebiyatnn en tipik yaza
rdr. Bu yazar, ann en nemli akmlarn birletirmi ve b u d
nem toplumuna egemen olan ideolojik ztlkla ilerici ve tu tu cu ei
limlerin karmn son derece ak seik biimde anlatm tr. Bi
yandan aydnlanmann 'gereklerden ayrlmayan, heyecansz' entel-
lektel kltrn horlarken, dier yandan amm gerekten b
yk bir yzyl' olduuna inanr ve usa aykr inanlarn, Fransz
Devrimi iin duyulan cokunlukla badatrabilmeyi umduunu
aka syler. Alman aydnlarnn ou ve Kant, Wieland, Schil-
ler, Friedrich Schlegel ve Fichte gibi yazarlar da Fransz Devrimi-
nin koullanmam destekleyicileridirler; ancak Convention'dan [48]

[48] Fransada Konvansiyon hkmeti devri (21 eyll 1792-26 ekim 1795).
ALMANYA VE AYDINLANMA 117

sonra ona kar olduklarn aklamlardr. Herder, Alman aydn


larnn 'Strum und Drang'in ba kaldrc tutumundan balayarak,
daha yazgc olmasna karn daha berrak grl olan klasik dnem
burjuvas tutum una eriinceye kadar izledii yoldan gemitir. Bu
sanat, YVeimar'n Alman edebiyatnda tuttuu yerin nemini
a karr. Goethe'nin onun zerindeki etkisi Hamann ve Jacobinin-
kinden daha derin olmu ve onun usulua daha ok yaklamasn
salamtr. Gerei korkusuz bir biimde savunan Lessing'in l
m zerine, coku dolu bir at yazm, daha nceki inanlarn
yendii gibi, din anlayna estetik bir tat katm, halk arklarnn-
doas konusundaki kuramn, orijinal dini metinlere uygula
mtr. Bylece, onun iin ncil, halk iirinin rneklerini olu
turan bir yapt olm utur. Dier yandan, gemii yadsmann ola
naksz olduunu grm ve genliinde kiliseye olan ball ah
laki darkafalla dnm tr. Onun tutucu dnceye ne denli
bal olduu Burkeun dncelerine ok benzeyen tarih felsefesin
den anlalr. Burke ile paylat gr, hkmetmek, deitirmek
ve bozmak yerine anlam aya almak, yorumlamak ve kendini tarih
sel yaamn deiik biimlerine teslim etmek isteidir (119). B
tn dindarlna karn, tohum dan tomurcuklanmaya, iek amak
tan kuruyup lmeye doru giden bitki geliimini rnek alan mor
folojik tarih kavram, Spengler'in uygarlklarn kne ilikin
olarak ileri srd kuram n tohumlarn tayan karamsar bir
dnya grnn belirtisidir (120).
Herder, Goethe ve Schiller'in klasisizmi, ge kalm Alman R-
nesans olarak yorumlanm ve Fransz klasisizmi ile bir tutulmu
tur. Fakat bu akmn Almanya dndaki benzerlerinden ayrld
nokta, klasiki ve romantizme yatkn eilimlerin bir sentezini tem
sil etmesi ve Fransz bak asndan tmyle romantik bir gr
nme sahip olm asdr (121). Fakat, ou, genliklerinde Strum und
Drang' akmnn temsilcileri olan ve Rousseau'nun doa konusun
daki dncelerini bilmeden nemli birer yazar durumuna geleme
yecek olan Alman klasikileri, bir yandan da Rousseau'nun kltr
dmanlna ve yokuluuna (nihilizm) kar idiler. Bu sanatlar,
insanc (humanist)lardan sonra hibir yazar kuann yapmad
gibi, lgnlk derecesine varan bir kltr ve eitim tutkusu iinde
yayorlar, kltrn, yetenekli bireyden ok uygar bir toplum tara
fndan desteklenebileceine inanyorlard (122). rnein Goethe, iyi
bir eitimin ancak toplum kltrnn btnne uygun olduu tak
dirde geerli olabileceini ve bireysel baarnn, burjuva yaam bi
imine uyduu oranda deer kazanabileceini ileri srmtr. Ba
ar ve saygnlk kazanmaya balam olan ve bu baar ile yetinip
118 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

topluma kar ksknlk beslemeyen edebiyatlarn k lt r kav


ram lar bu idi. Fakat bu baan. Alman klasikilerinin halk tarafn
dan tutulduu anlamma gelmez; Fransz ve ngiliz edebiyatlanniL
yaptlar bile, ulusun yaamnda onlardan daha etkili olm utur
Goethe ise en az sevilen yazardr. Yaam boyunca n, olduka
snrl bir topluluk arasnda yaylm, daha sonralar bile aydnlar
snfnn dnda, yaptlarn okuyan olmamtr. SchiUerin deyimiy
le, 'insanlarn en ak yreklisi olduu halde, srekli olarak yalnz
olmaktan yaknm; ilgi, anlay ve etkileyecek adam aramtr. Gn
mze kalan m ektuplar ve kda geirilmi syleiler, onun, kar
lkl konuma, fikir alverii ve dnceleri ortaklaa olarak ge
litirmeye ne denli nem verdiini gstermeye yeterlidir. E tki ala
nnn ok dar olduunu bilen Goethe, bu durumu, Alman edebiyat
nn ve kendi yazlarnn Alman entellektel yaam ile toplumsal
ynden iliki kuramam olmasna yorar. Gerek ne kavutuu
dnem, Goetz ve W er t her' i yazd genlik yllandr. W eimar'a gi
dip resmi grevlerine baladktan sonra, bir oranda edebiyat dnya
sndan ekilmitir (123). Weimarda seslendii toplum, yarm dzine
yi gemez: Dk, iki Des, Frau von Stein, Knebel ve Wieland. Bu k
k topluluun da onu anlad sylenemez (124). Goethe bu kiilere
yeni yazd yaptlarndan blmler ve paralar okur. Goethe nin
iddetli bir biimde kar koymasna karn, saray tiyatrosunda gs
teri yapmasna izin verilen kpek terbiyecisi olay, Goethenin ses
lendii toplumun durumunu anlatmaya yeterlidir. Weimar gibi bir
sarayda durum byle olursa, dier saraylardaki durumun ne oldu
unu tasarlamak kolaydr. Alman edebiyatna, Weimarda olduu
kadar hibir sarayda ilgi duyulmamtr. Fakat Weimarda bile, di
er saraylarda ve soylu evrelerde olduu gibi, en ok yeni kan
Fransz kitaplar okunmaktadr (125). Goethe'nin talyada olduu
sralarda, toplumun o gne kadar ciddi edebiyatla herhangi b ir iliki
si olmayan geni kesiminde, Schiller daha ok ilgi ekmitir. rne
in Don Carlos, Jasso'dan ok daha scak bir ilgi ile karlanmtr.
Edebiyat alannda en byk baar ise, Goethe ve Schiller tarafndan
deil, Gessner ve Kotzebue tarafndan kazanlmtr. Goethe, Alman
edebiyatnda sahip olduu stn yeri, ancak romantikler ortaya
kp VJilhelm Meister adl yaptna byk ilgi ve coku duyulduktan
sonra kazanmt (126). Romantiklerin Goetheyi savunmalar, sadece
klasik ve romantik hareketleri deil, 'Strum und Drangden b u yana
Alman kltrnn tm aamalarn birbirine balayan derin ve tm
kiisel, ideolojik anlamazlklara karn bozulmaz bir kar birliinin
en arpc belirtisidir. Sanat, tm sanatlar tarafndan ortaklaa ola
rak yrtlen bir deneydir. Onlar iin sanat, entelektel hazlann en
ALMANYA VE AYDINLANMA 119

stn ve insan kiisel yetkinlie ulatracak olan tek mantkl yol


olduu kadar, insanln yitirdii safl yeniden kazanmasn ve
onun doa ile kltre ayn anda sahip olmasn salayan bir ara
tr. Schiller'e gre, Rousseau'nun belirttii tehlike ve ktlkten,
ancak estetik eitim sayesinde kurtulunabilir. Goethe ise daha ileri
giderek, sanatn, kiinin kendisini 'bsbtn yok edici gcnden
korumak iin att bir adm olduunu ileri srer. Sanat deneyi,
Almanya'da, o gne dek ancak dinin yerine getirebildii ilevin ye
rini alr ve karm aaya kar bir siper grevini yklenir.
Yukardaki cmle, Goethenin, dinsiz saylmasa da, dine kar
olan yaam grne dair bir fikir verebilir. Goethe, 'Faust'a zg
idealizmi, aristokratik estetizmine ve dzen'e kat ve tutucu
bir biimde bal olmasna karn, Alman aydnlanma hareketinin
en uzlamaz, en anlamaya yanamaz olan sanatsdr. Kendisini
gerek bir usu olarak betimleyemesek de, onu, her trl bilgisizli
in dman, gizemciliin ve belirsizliin, tutuculuun ve geri
kalmln karsnda biri olarak kabul etmeliyiz. Strum und
Drang' ile ilikili olmasna karn, romantizm hareketinin tmne
ve usa pervaszca srt evirmeye ynelen davranlara nefretle bak
m, salam gereklie, disipline, yaplan ie deer veren tutuma ve
orta snfn hogrsne kar derin bir yaknlk duymutu. Werther
dneminin cokunluu, egemen olan toplum dzenine ve dondurul
mu n yarglara gre saptanm olan ahlak anlayna kar gelii,
zamanla durgunlam, fakat Goethe, basknn her trne kar d
manca tutumunu srdrm ve orta snfn entellektel btnln
tehdit eden her trl hakszlkla savamtr. Byle bir topluluun de
erini ancak daha ge yalarnda anlam ve Wilhelm Meisterde,
buna verdii deeri belirtm itir. Goethenin, yksek dzeydeki fikri
yapsna bal aristokratik eilimlerini, saraydaki hrslarm, Olym-
phos tanrlarna zg kendine dnkln (egocentrisme), siyasal
olaylara kar aldrmazln ve hatta, 'Dzensizlik olacana haksz
lk olsun diyen artc dncesini saklamak veya yadsmak, yanl
bir davran olur. Btn bunlara karn, Goethe, zgrlk ve ileri
cilik yanda b ir insan olarak yaam ve sadece sanatndaki gerek
ilikle yani 'ins Reale Beschraeriktheit [49] nedeniyle bir air
veya yazar olarak kalmamtr. Gericilikle savamann ve ilerici
lik iin abalamann deiik yollar vardr. Kimi insan Papa ve pa
paz takmndan, kimisi prensler ve onlarn uydusu durumunda olan
lardan, bir blm ise insanlara bask yapp onlar smrenlerden
nefret eder. te yandan insanlarn dncelerini bilinli olarak aa-

[49] Kendi kendine ynelik de olsa bir hudutluluk anlamna gelmektedir.


120 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

layp karartarak, gerekleri onlardan gizleyen tutum karsnda


tutuculuun anlamn en derin biimde kavrayan insanlar da yar
dr. Bu insanlarca, her trl toplumsal adaletsizlik, 'dnceye kar
gnah ilemek' olarak kabul edilir ve vicdan, dnce veya konuma
zgrln savunduklar zaman, her trl yaam biiminde a>7 j
kalan blnmez bir zgrlk iin savam olurlar. Goethe, zorba
lar ldrmekten yana olmamakla birlikte, dnce zgrlne y
nelen tehditlere kar ok duygusal davranm ve onlara kar k
mt. 1794de Alman aydnlan ve Goethe, tutucular tarafndan, l
keyi anariden kurtarm ak iin prensleri yeniden bir araya getiren
trene arldklar zaman, Goethe, bu arya verdii yantta,
prenslerle yazarlarn bu i iin bir araya gelmelerinin olanaksz
olduunu sylemitir (127).
Goethe'nin genlik eitimine katkda bulunan her ey, orta s
nf kkenlidir. Ailesi, ocuklukta edindii izlenimler, mparatorluk
kenti olan Frankfurt, ticaret ve niversite kentleri olan Leipzig,
Gotik Strasburg, O rta Ren blgesi, Darmstadt, Dsseldorf, Fraeu-
lein Klettenbergin ve Schoenemannsn evleri hep orta snfa zg
ortamlardr. Bu ortam, bir lde orta snfn st kesiminin ve ge
nellikle aristokrasi dnyasnn snrna ulaan kesimin ortam dr;
ama bu kesim hibir zaman orta snf ruhuyla i ilikisini kaybetme
m itir (128). Goethenin orta snf karakteri, sava bir dnce bi
imine sahip deildi ve ne genliinde, ne de Werther adl yaptn
da, soylulara kar ynelmi bir silah niteliine brnmemiti (129).
Goethe iin burjuva yaam biiminin, bilgisizlik ve geree aykr
eylerden korunmas, toplumun st snflarnn etkisinden korun
masndan daha nemliydi. Goethe'nin, burjuva yaamna kar al
d tavr konusundaki dncelerinin en ilgin ve zgn yan, bu
tavrn, ada sanatnn, kendi orta snf dnce biiminin bilin
cinde oluunu yanstmas ve sanatsal rnlerle ilikili bile olsa
olaan nitelikteki yaptlarda ahlaksal standartlar vurgulamasdr.
Goethe, srekli olarak iirsel yaratcln, baarl ve hnerli bir
iilii gerektirdiini syler ve sanatnn daima 'sanatna gveni
lebilir bir kii olmasn ister. Rnesanstan bu yana, sanat ve ede
biyat ounlukla orta snftan gelme kiiler tarafndan yaplmtr.
Sanat retenin ustal ve hneri ylesine nemsenmitir ki, bu ko
nuda ona ayrca bask yapmak gereksizdir. Yaplmas gereken tek ey,
sanat ve yazarlar sadece teknik hner ve ustalk gsterme
iinden syrp, daha stn yaptlar yaratmalar konusunda on
lar tevik etmektir. Orta snfn kendi snf zelliklerinin daha ileri
lde bilincine varmas, ancak 18. yzylda gerekleebilmitir. Fa
kat, 'zgn dehalarn nesnellii ve tm kural ve dzen balarn i
ALMANYA VE AYDINLANMA 121

neme eylemleri, burjuvann zgrle kavumasnn tatsz sonula


rndan biri olmu ve btn bunlarn vahi bir yana dnmeye ba
lamas da gene bu ada ortaya kmtr. Bu durumda sanatlara,
birer burjuva olduklann ve hnerli el iileri gibi almalarn ge
rektiren kkenlere sahip olduklarn anmsatmak gerekmitir. Ya
zarn yksek konum una ilgiyi ekmek artk gerekli deildir; fakat
edebiyatlar, arlatanlktan, stnkr i yapmaktan ve zentici
lik (dilettanism) den korum ak gerekir. Bir 'deha' gibi davranmak,
bamszla kavumak iin abalayan yazarlarn kullandklar bir
rekabet yntemidir. Bu yntemlere kar protestolar, ilk kez onlara
gereksinme kalmad zaman ortaya kmtr. 'Deha gibi kabul
edilmek, zgrl ele geirmi olmann belirtisidir. 'Deha gibi'
olmay istememek ve deha gibi olmak zorunda olmamak
sanatsal zgrln doal karland bir ortamn varln
belirler. Tannm b ir sanat ve saygdeer bir kentli olma
nn bilinci, Goethede o denli gldr ki, gerek sanatnda, ge
rekse davranlarnda tm arlklardan kurtulmaya abalar ve
kendi karakterinin zelliklerinden olan salamlk ve yetkinlikten
yoksun olmaya, karkla ve marazi ilere eilimi olanlara kar
nefret duyar (130). Bylece, bohemliin samalklarna abartlm
bir ekingenlik ile kar gelen Goethe, daha imdiden 19. yzyln
zelliklerinden birini yanstm ve baarl modern sanatnn nc
ln yapm olur. Toplumda gven yaratabilmek iin de, nem
siz, sradan b ir burjuva yaam srer.
Toplumun baarl snflar abartlm nesnellie ve tm kendi
bana buyruk hareketlere kar soukluk duyarlar. Bu yzden Al
m an klasisizminin sanat lks, rneksel ve evrensel, dzenli ve
dzgsel (normative), srekli ve sonsuza dek dayanabilecek olana
eilim gstermitir. 'S trum und Drang grnn tersine, bii
min, yalnzca ilikilerin dsal saln oluturan izgi gzellii ve
izgi uyumu deil, sanat yaptnn temeli ve znn ifadesi olduu
ileri srlmtr. Biim szc ile isel biim, baka bir deyile,
varln tm anlam nn en aza indirgenmi, en zl bir biimde
ifade edilii anlatlm ak istenmektedir. Goethe, bu t r estetizm an
laynn da stesinden gelir ve burjuva toplumu dncesi zeri
ne kurulmu, daha gereki bir felsefeye ulama olanam bulur.
VJilhelm Meister'in ierdii konu, sanattan topluma, yaama kar
alnan sanatsal-bireysel tavrdan entellektel topluluun deneyleri
ne, dnyaya estetik adan bakp ona seyirci kalmaktan daha etkin
ve topluma daha yararl olacak bir yaama doru giden yoldur (131).
Goethe, daha sonraki devirlerinde, edebiyata olan bu kiisel yakla
mlarn brakarak, uygarlk iin nemli ve gerekli olan eylere y
122 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

nelen birey-st, uluslar-st sanat kavramlarna yaklamaya ba


lamtr. Dnya edebiyat kavram, ilk kez Goethe ta ra fn
dan ortaya atld; ama dnya edebiyat kimse bunun bilincinde deil
ken de vard. Aydnlanma edebiyat, Rousseaunun, Diderot'nun,
Locke'un, Voltairein Helvetius'un ve Richardson'un yaptlar, tam
anlamyla dnya edebiyatydlar. 18. yzyln ilk yansndan beri, o
u etkin bir kapasiteye sahip olmamalarna karn, tm A vrupa'nn
uygar lkeleri arasnda bir Avrupa Diyalogu geliiyordu. Bu
dnemin edebiyat, tm Avrupa'nn ortak edebiyat saylyor.
Ortaan sonundan bu yana ilk kez, Avrupann ortak bir dnce
evresinde birlemesinin de ifadesi haline geliyordu. Buna karn ,
bu dnemin edebiyat, Ortaa edebiyatndan olduu kadar, daha
sonraki devirlerin uluslararas edebiyat akmlarndan da deiiktir.
Ortaa edebiyat, evrenselliini Latinceye borlu olup, derin bil
giye sahip olan din adamlar tarafndan okunurken. Barok ve Ro
koko, Fransz diliyle evrensel olmular ve aristokratik saray ev
releri tarafndan okunmulardr. Her ikisi de, Goethenin istedii,
ya da aydnlanma hareketi srasnda byk Avrupa lkelerinin ede
biyatnda olduu gibi, deiik tellerden almazlar, az ok aym en-
tellektel bak asna sahip olan benzer deerlerden oluurlard
Dnya edebiyatnn kuram ve uygulamas dnya ticaretinin
ama ve yntemlerinin egemen olduu bir uygarlk ta ra fn
dan yaratlmt. Uluslararas ticaret ile lkeler arasndaki entellek-
tel deerlerin dei tokuunu karlatrrken Goethe'nin syledii
szler, bu kavramn kaynamn nerelere dayandn iyice gsterir.
Goethe, entellektel ve maddesel retimin, hzlanm olma zel
liinden ve bu mallarn dei tokuunun giderek daha artan b ir hz
la gerekletiinden sz eder. Bu szleri duyduumuz zaman bu
t r dncelerin dorudan doruya Sanayi Devrimi deneyi ile ba
lantl olduunu anlam oluruz (132). in tuhaf yan, dnya ede
biyatnn nemini kavrayp, byle bir kavram yaratan lkenin, dn
ya edebiyatna en az katkda bulunan Almanya olmasdr.
5. DEVRM v e sanat

On sekizinci yzyl, elikilerle dolu olan bir adr. Dnce bi


imi, usulukla usa aykrlk arasnda gidip gelirken, sanat
alanndaki am alara da birbirine kart iki akm egemen ol
mu ve resim anlay kimi zaman koyu bir klasisizme yaklarken,
kimi zaman daha kendi bana buyruk bir sluba kaymtr. Bu
devrin klasisizmi de, tpk usuluunda olduu gibi, anlatlmas g
ve eitli toplumbilimsel yorum lara ak bir konudur. Bunun nede
ni, klasisizmin, srasyla, nce saray aristokrasisi, sonra ise orta
snf kesimi tarafm dan benimsenip, en sonunda devrimci burjuva
larn sanat slubunu temsil etmeye balam olmasdr. Klasisizm
kavramn ok dar boyutlara sdrmak ve sadece tutucu grl
yksek tabakalarn sanatsal amac olarak grmek isteyenler, Da-
vid'in yaptlarnn 'Devrim'in resmi resim sanat' olarak kabul edil
mesini ok garip karlayabilir, hatta aklanabilmesi zor bir olgu
olarak grebilirler. Klasisizmin, tutuculua yatkn ve otorite sa
hiplerinin ideolojilerini temsil etmeye elverili bir akm olmasna
karn, aristokrasinin dnya gr, asl ifadesini, gereklere bal
ve sade bir sanat olan klasisizmden ok, Barok'un cokunluu ve
duyumsallnda bulm utur. Usu dnceyi benimsemi, arlk
tan kaman ve disipline alk olan orta snfsa, genellikle, klasisiz
m in sade, ak ve karm ak olmayan biimlerini yelemi ve aris
tokratlarn kaprisli, imgesel sanatlarndan holanmad gibi, do
ann biimden yoksun, rastgele taklitlerinden de kanmtr. Bu
snfn doalcl, b ir lde dar snrlar iine kapanm ve ger
ek, usu adan yanstlmaya, baka bir deyile, i elikilerden
uzak bir gerek olarak belirlenmeye allmtr. Doallk ve bi
imsel disiplin, burada ayn eydir. Burjuva dzen ilkesinin baz
norm 'lara sk skya uymaya eilim gstermesi, sadelik ve tu
tumluluu yeleyen beenisinin zorlanmaya ve bamlla ynel
mesi, salkl mantnn ciddi bir entellektalizme dnmesi, aris
tokratlarn klasisizmi ile mmkn olmutur. Klasik Yunan'da ve
ya Giottoda, doaya ballk, hibir zaman sanatnn kafasnda
tasarlad biimle atmazd. Biimin doall engelleyen b ir e
olarak ortaya kmas, saray aristokrasisi sanatnda grlr. Ne
var ki, klasisizm iinde, bu akm, genellikle bir burjuva hareketi
124 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

olarak balamasna ve biim ilkelerinin doay taklit etme ta sa sn


dan domasna karn, geni kapsaml ve doalc bir eilim yete
rince temsil edilememi ve yapay bir burjuva yaam griinder
teye gidilememitir (133). Gene de klasisizm bir dereceye k a d ar
burjuva sanat grnn snrlarn ve doalcln n yarglarn;
am saylr. Racinein ve Claude Lorrain'in sanatlar, b u rju v a sa
natna zg nitelikler tamadklar ve doalc olmadklar h ald e
klasik sanat saylrlar.
Modem sanatn tarihi, srekli olarak ve kesintiye uram adan
ilerleyen doalcla paralel olarak gelimitir. Biime sk skya
bal olma tasalar, her zaman srm olmakla birlikte, b ir lde
daha ender ve daha ksa sreli olmaya balamlardr. G io tto 'n u r
yaptlarnda daima birlikte grlen doalclk ve klasik biim , 13
yzylda birbiriyle kaynamtr. Bu devri izleyen iki yzyln b ur
juva sanatnda ise, doalclk biimin aleyhinde gelimeye bala
mtr. Yksek Rnesans, yeni batan biim ilkelerine nem v e rir
amac, Giottonun yapt gibi kompozisyonu daha ak d u ru
ma getirmek ve arlatrm ak deil, kendi aristokratik m izacna uy
gun olarak, gerei lkselletirmek, (idealletirmek) ve ekicili'
arttrm aktr. Gene de Yksek Rnesans sanat, bilindii gibi, doal
cla aykr deildir; doalc ayrntlar belki daha az vurgulanr y
da bir nceki aa gre, grgl materyel arasndaki farkllklar ze
rinde fazla durulmaz, ama bu, Yksek Rnesans sanatnn doaya
daha az bal olduu anlamna gelmez. Dier yandan aristokratla
ma sreci ile birlikte ilerleyen Maniyerizmde ise, klasisizm
doalcla aykr konvansiyonlarla birlem i. ve bu karm st
snflarn beenisini o denli etkilemitir ki, neredeyse, b u ak
mn gzellik kavram, bundan sonra saray evrelerinde geliecek
olan sanatlar yarglayan b ir miyar durumuna gelmitir. 16. yzyln
ikinci yarsnda Maniyerizm Ispanya ve talyada olduu ka
dar, Fransa'da da en ok tutulan slup durumundadr. F ak at bu
lkede IV. Henry devrinde balayan savalar yznden bu slup
kesintiye uramtr. Bir nceki dnemin aristokratlarna k ar olan
hkmet politikas bu kopukluu uzatm, sanatn bundan sonraki
geliiminde, orta snfn kararl ve geerli bir etkiye kavumasn
salamtr. Saray evresi kltrnde Rnesans gelenei yklm,
saray evresindeki yaamnn dalmaya balamas ile sarayda ya
plan tiyatro gsterileri seyreklemi ve sonunda tmyle ortadan
kalkmtr. Halk tiyatrosu ise, bu bunalm srasnda bile alakg
nll varln srdrebilmitir. Bu tiyatrolarda gizemli ve tresel
konular zerine yazlm oyunlarn yan sra, insanc oyunlar da
oynanmaktadr. Hmanist (insanc) oyunlarn. Ortaa tiyatro
DEVRM VE SANAT 125

sunun sahne devingenliine ve bunun zellii olan belli bir biim


den yoksunlua uydurulm alar gerekmektedir. XIII. Louis, Richelieu
ve hatta XIV. Louisnin ilk dneminde, kralln kendilerine sala
d ltuflardan yararlanan ve bu dnemin edebiyatlarna i sa
layan orta snf, tiyatroda reform yaparak, bu sanat Ortaa'n ku
rallardan yoksun ve kstl tiyatro anlayndan kurtarmtr. Orta
smf bylece, aristokrasinin Maniyerizminden tmyle deiik
bir edebiyat slubu oluturm u ve kendi kesimi ile derinden
ve srekli bir ilikisi olan yeni bir tiyatro trn, 'dram' (drama)
tiyatrosunu yaratm tr. Bu tr, doallk ve usa uygunluk zerine
kurulmu yeni birklasisizm rneidir. Bu nedenle, tragedie classique,
ileri srld gibi, saray evresinin beenisine sahip olan geni
kltrl hmanistlerin veya aristokrat yapdaki Pleiade [50] n yara
tlar deil, yaayan, sradan burjuva tiyatrosundan domutur. Bi
im zerinde kstlam alar uygulanmas, zellikle zaman veya mekan
gibi elerde birleim ler yaplmas, klasik tragedya almalar so
nucunda ortaya km ya da ondan dorudan doruya esinlenmi
deildir. Hereyden nce, oyunun sahne etkisini ykseltmek ve ola
naklarn oaltmak amacyla gelimitir. Deiik evler, kentler ve
lkelerde geen eylemleri sahnede ayrmak iin, arada bir tek tahta
perde kullanlmas veya iki perde arasndaki ksa bir arann, aylar,
yllar temsil etmesi karsnda aknlk daha da artmtr. Bu usa
yatkn anlaytan hareket edildiinde, zaman ne denli ksa ve olayn
getii yer ne denli az deikenlik gsterirse, dramatik eylemin de o
oranda inandrc olaca dnlmektedir. Bu yzden olaylarn s
reci ve eitli sahneler arasndaki uzaklklar azaltlarak daha etkin
bir yanlsama elde edilmi ve yava yava gzaldatmnn (ilzyon)
en belirgin biimine doru yaklalmtr: Eylemin imgesel zaman
iinde gerek perform ans zamannn tannmas. Bylece tmyle
doalc olan bir gereksinme karlanm olur ve an dramaturg
lar tarafndan 'dram atik' yaptlarn yaratlma lt olarak kabul
edilirler. Aslnda doruk noktasna varan bir stilizasyonla gerei en
pervasz biimde bozan bir sanat olgusunun, doalc dnya gr
ile usu dnceyi iererek, hl Ortaaa zg duygular tayan
tiyatro seyircisinin, iyiyi ktden ayrmasn bilmeyen, geliigzel
merakna kar kazand bir zafer durumunda olmas ok gariptir.
Dram sanatnda olduu gibi, dier sanatlarda da klasisizm, do-

[50] XVI. Yzyln ortalarna doru ortaya kan, Pleiade ad altnda toplanan ve
uzun sre Fransz iirine yn verecek sanatlarn yaratt akm. Aristokratlara
yakn olan ve ekirdei 7 sanatdan oluan bu parlak airler topluluu iinde
Ronsard da vardr.
126 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

alcln ve usuluun zaferi anlamna gelmitir. Bu zafer, b ir yan


dan fanteziye ve disiplin yoksunluuna, dier yandan da yapmack-
la ve konvansiyonalizme kar kazanlan bir zaferdir. O rta snf,
du Bartas, dAubigne ve Theophile de Viau gibi airlerin iirlerine
kar Hardy, Mairet ve Corneille gibilerini yelemi ve Jean Cousin
ve Jacques Bellange gibi kiilerin Maniyerizmleriyle, Louis Le
Nain ve Poussin'in doalcln ve klasisizmini izlemitir. Do
alc klasisizmin plastik sanatlara, drama olduu kadar egemen
olamamasnn en nemli saylabilecek nedeni, Fransz burjuvasnn
resimle olan tarihsel yaknlnn, tiyatroyla olan yaknlndan da
ha az olmasdr. Dier bir neden de, gl bir etki yaratabilm ek
iin gereken kaynaklan el altnda bulunduramamasdr. Resim ve
heykelde Maniyerizm modasnn zamanla gemeye balad b ir
gerektir; ancak durum byle de olsa, onun yerine gelecek olan s
lup, klasisizmden ok Barok'a yatkndr. Dramda ise -birlik k u ra
lnn uygulanmasndan beri, burjuva klasisizmi baar ile yrtl
mektedir. Rouen savcs Corneille tarafndan yazlp 1636'da piya
saya kan Le Cid, bu akmn son baars olacaktr. nceleri saray
evrelerinin kar koymalar ile karlam olsa da, an ekono
mik ve siyasal yaamna egemen olan gereki ve usu dnce bi
imi, kesin bir zafer kazanacaktr. spanyol beenisinin etkisinde
olan aristokrasi, servencilie, arla ve fantastik olana duyduu
eilimden vazgeip, gereklere bal ve yapmacksz burjuvalarn
estetik ltleri ile yetinmeye zorlanacak; ama burjuva sanat felse
fesi, aristokrasi tarafndan deitirilerek, kendi ama ve lkleri
ne uygun biime sokulmadan bu deiim gerekleemeyecektir. Ye
ni saray sanat, tiz sesle konumay, grlty ve b ir eyi derhal
kabullenmeyi kt beeni belirtisi olarak kabul ettiinden, yeni sa
nat, burjuva klasisizminin doalln, dzenliliini ve uyumlulu
unu benimsemise de, bu estetik eilimin arlktan kanan y
nn, baka bir felsefe ile badatrmaya almtr. Bu felsefede
younluk ve kesinlik, banaz bir disiplinin ilkeleri olarak deil titiz
bir beeninin kurallar olarak kabul edilir; ve yine bu felsefede youn
luk ve kesinlik daha yce ve daha yaln bir gerein norm la n ola
rak, 'kaba', ynetilemez, nceden hesaplanamaz doaya kar karlr.
Bylece aslnda doadaki gl 'mant' ve onun rgensel birlei
mini korumak ve onu vurgulamak amacn gtmesi gereken klasi-
sizm, igdleri frenleyen, heyecan dalgalarna kar savunma olu
turan ve olaan ya da doal olann zerine ekilen bir perde duru
muna gelmitir.
Klasisizmin taknd bu yeni tavr, yeni usuluun en olgun
yaptlarn veren Corneille'in tragedyalarnda bir dereceye kadar
DEVRM VE SANAT 127

gerekletirilmitir. Ancak bu tragedyalar, saray tiyatrosunun gerek


lerine uygundurlar. Bundan sonraki dnemde, saray tiyatrosunda
arbal, gereklere uygun, priten eilimler giderek azalr. Bunun
nedenlerinden biri, bu sanatn arl ve ciddiyeti karsnda toplu
mun daha gsterili ve atafatl ilere ilgi duymaya balamas, dieri
ise bu yzyln sanat kavraynda yer alan genel bir deiim sonucu,
Barok'un daha zgr, daha heyecansal ve daha duyumsal soluklarnn
duyulmaya balanmasyla toplumun st kademelerini etkilemesidir.
Bylece Fransz sanat ve edebiyatnda, klasik ve Barok eilimler ara
snda garip bir hsmlk ve alveri domu ve bu bileimin so
nunda, kendi iinde elikili olan Barok klasisizm denen bir slup
ortaya kmtr. Racine ile Le Brun'un Yksek Barok slubu ile
oluturulan yaptlarnda, yenive trensel saray slubu ile kkleri bur
juva klasisizmine dayanan resm, arbal, sade slup arasnda, bir
adan bakldnda zmlenmi, dier adan ise zmlenmemi
olan bir eliki sezilir. Bu ortaya ktnda ayn anda hem kla
sik hem de anti-klasiktir. Bu zellik ayn zamanda hem mad
de, hem biim hem dolgunluk hem kstlama, genileme ve
hem de younluk bakmndan, geerlidir. 1680 yllarnda, saraya
zg bu akademik slubun gsterili ve tantanal tavrlarna,
yapmack konularna ve klasik modellere olan ballna kar ye
ni bir akm geliti. Bu yeni iyi sanat' kavram, daha zgr, daha
bireyci, daha iten ve liberalizmini saray evresi sanatnn Barok
eilimlerine kar deil, klasisizme kar kullanan bir akmd. Yeni
sanattan yana olanlarn, 'Eskiler ile Yeniler' arasndaki kavgada
baarl olmalar, bu geliimin bir belirtisidir. Rejans dnemi, kla
sik olmayan bu eilimde karar klar ve o srada topluma
egemen olan beeninin yeniden dzenlenmesine karar verir.
Bu yeni sanatn toplumsal kkenleri henz tam olarak belir
lenmi deildir. Bu deiimi, liberal dnceli aristokrasi ile orta
snfn st kesimi birlikte gerekletirmilerdir. Fakat Rejans sa
nat, ilk balardan beri saray kltrnn kmesine neden olan
elere sahip olmasna ramen, giderek Rokokoya dnr ve yava
yava, saraya zg, aristokratik bir nitelik kazanmaya balar. Klasi-
sizmin younluundan, belirginliinden ve katlndan uzaklar,
dzgn, geometrik ve tektonik olan her eyle ilgisini kaybeder ve
iten geldii gibi sylenen, ineleyici, ksa kouklara ve kabataslak
bir i olma durum una giderek daha fazla nem vermeye balar.
Saray evresinin beenisi ile hi ilgisi olmayan Beaumarchais bile:
'Si quelquun est assez barbare assez classique\ [51] der. Ortaa'dan

[51] Bir kii ne kadar kaba saba ise o kadar klasiktir anlamna sylenmi bir sz.
128 R O K O K O , K L A S S tZ M V E R O M A N T Z M

bu yana sanat, klasik yalnlktan hi bu denli uzaklamam, hibir


zaman bylesine kark ve yapmack olmam tr. 1750 dolaylarnda,
Rokoko slup ann ortasnda yeni bir kart akm ortaya kt.
Toplumun ilericilikten yana olan kesimi, usu adan bakldnda
klasik nitelikler tayan bir lk uruna, egemen durumda olan sa
nat eilimine kar kyordu. Sanat tarihinde hibir klasisizm ak
m, bunun kadar yaln, bunun kadar kat ve metodik olmam, hi
birinde biimlerin sadeletirilm esi, dz izgi ve tektonik ynden
nem tama, bu denli dzgn bir biimde yrtlememi veya r-
neksellik ve dzgsel (normative) lik, bu denli kuvvetle vurgulan-
mamtr. Hibirinde bu devirdeki klasisizmin yanlmaz ak seik-
lii yoktur nk, hibirinde bu denli programa bal olma nitelii
ve Rokokodan ayrlma saplants ve kararl olmamtr. Bu yeni
akmn balamasna toplumun hangi tabakasnn nayak olduu
bugn bile belli deildir. Onun ilk tem silcileri olan Caylus ve Cochin,
Gabriel ve Soufflot gibi kiiler, saray evresinden gelmedirler, ama
sonralar toplumun en ilerici elerinin bile onlarn arkalarnda ol
duklar anlalmtr. Yeni klasisizmin toplumun hangi kesiminden
ktn saptamak kolay deildir, nk eski barok klasisizm he
nz etkinliini srdrmekte ve Vanloo ile Reynolds'un yaptlarn
daki incelikte ve Pope ile Voltaire'in akszllnde kendini gs
termektedir. Birtakm klasik formller, hem resimde hem edebi
yatta, 17. ve 18. yzyln tm saray slubu dnemi boyunca etkin
liklerini srdrmlerdir. iire gelince, Popedan alnm olan aa
daki para, XIV. Louis devrinde yazlm herhangi bir yaz kadar,
bu devrin klasisizmini gstermektedir:

Her ey arabuk doup yaama kavuuyor


Havadan, sudan ve topraktan szlerek
Ne denli ycelere ulaabiliyor
Hem evreye yaylp hem derinlere inerek
Varlk zincirinin halka ba Tanr
Doada rperen her canl, insan, melek ve erkek
Senden uyanp hilie gidiver enlerle
Sonsuzdan gelip sana varanlara
Ne gz ne mercek eriebiliyor (134). (*)

Bu dizelerin araya m esafe koyan usuluu, dzgnl ve du


ruluu, ilk bakta bile, klasik olm asna karn yeni bir tutku ile
dolu olan Chenier'nin u dizelerinden farkldr:

'(*) Sezer Tansu evirisi.


WA'ITEAU: Cythera in Yola k. Paris, Louvre. 1716-18 aras. Watteau'nun sanat
slup zgrln vurgular. Bu slup zgrl Regence ile birlikte 'grand siecle'n
formalizm ve akademizm'inin yerini almtr.
1 . CHARDIN: La Pourvoyeuse.
Paris, Louvre. 1739. Chardin on
sekizinci yzyln Diderot
tarafndan bile yeterince takdir
edilmemi olan byk, kr
krne ihmal edilmi bir orta
snf ressamyd.

2. GREUZE: Cezal Evlat.


Paris, Louvre. Yaklak 176 1 .
Diderot b u eit resimlerde orta
snfn yaam tarz hakknda
sanatsal ifadeler bulmutur.
1 . DAVID : Horath'n Yemini. Paris, Louvre. 1784. Devrim
dneminin klasik resimlerinden nde gelen biri .

2. CONSTABLE: " The Hay Wain" in alma. Londra , Victoria ve


Albert Mzesi. Yaklak 182 1 . Constable'la birlikte gnmzn
do ac manzara resimleri ynndeki ilerleme balam bulunmaktayd .
1 . DELACROIX: Halka nclk Eden Liberty. Paris, Louvre. 1831.
1830 neslinin nde gelen temsilci yaptlarndan biri.

2. DELACROIX: Sardanapal'in lm. Paris, Louvre. 1827. 'Grand


opera' ruhu, Delacroix'nin yaptlarinda bile kendini hissettirmekteydi.
1 . COURBET:- Ta Kran
iler. Dresden,
Gemaldegalerie 1849.
Yzyln ortasndaki
doalcla ait nemli bir
yapt.

2. DAUMIER: amarc
Kadn. Paris Louvre.
Yaklak 1863 . Courbet ve
Millet gibi Daumier de
iilerle ilgili resimler
yapmtr.
1 . THEODORE ROUSSEAU: Mee Aalan. P ari s Louvre-Yeni
,

doac manzara resminin en baarl yaptlarndan biri .

2. TROYON: almaya Giden kzler, Sabah, Erken. Paris,


Louvre . The 'Cuyp ' of Barbizon .
1 . PAUL BAUDRY: Allegori.
Paris, Lksemburg mzesi.
kinci mparatorluk dnemini
gzellik ideali.

2. D.G. ROSETII : Gndz


Grlen D. Londra, Victori
and Albert Museum.
Pre-Rafaelit'lerin gzellik idea
D E V R M VE SA N A T
129
Haydi gel haykrlarm sustur
nle, adaletin a koduu, kinle beslenmi yiirek
lene alanr erdem denerek. (*)

Pope'un dizeleri, saray aristokrasisinin entellektel kltrn


anmsatmakla birlikte, Chenierninkiler giyotinin glgesinde duran
bir airin dile getirdii yeni burjuva heyecansalln yanstr. Ay
n air, devrimci orta snfn kurban olacak ve orta snfn klasik-
ilikten yana olan beenisi, ilk kez olarak onun tarafndan, isten
meyerek de olsa, dile gelecektir.
Yeni klasisizm, sanld kadar birdenbire ortaya kmam
tr (135). Ortaadan beri, sanat kavramlar kat bir tektonik ei
lim ile biim zgrl gibi iki kutup arasnda gelimitir. Baka
bir deyile sanat, klasisizme bal bir gr ile ona kart olan zt
gr arasnda gidip gelmitir. Modern sanatn getirdii hibir de
iiklik sanatta yepyeni bir evrenin balangc saylamaz. Yenilik
lerin tm, bu iki eilimden birine baldr ve hibirini tmyle
ortadan kaldrmaz. Neo-klasisizmi yepyeni bir akm olarak grmek
isteyen aratrmaclar, geliimin yalndan karmaa doru, dier bir
deyile, izgiselden ' resimse! olana ya da resimselden daha da
resimsele doru gitmesini beklerler, ne var ki deiim s
reci birden kesilir ve geliim geriye doru kayar. Wlfflin bu ge
riye gidiin, karmakln giderek artan srecine deil, d durum
lara bal olduunu dnr. Gerekte, iki geliim arasnda temel
den bir deiim olmamtr; d durumlarn etkisi, arada kesilip
yeniden devam eden geliimde, dmdz devam eden geliimde ol
duundan ok daha belirgindir. Aslnda d durum lar h er zaman
saptayc bir rol oynamlardr. Geliim srecinin her annda, sa
natsal yaratcln nasl b ir yn almas gerektii sorunu domu
tur. Bu dnemde belirgin olan dzeni srdrmek, egemen olan akm
da meydana gelecek olan b ir deiim kadar, d durum larn da so
nucu olan eytiimsel bir sreci oluturur. Doalcln ilerlemesini
durdurmaya veya kesmeye kalkmak, onun geliimini korumak ve
ya hzlandrmak amacn gden etkenleri desteklemekten baka ie
yaramaz. Devrim dneminin sanat, u iki zelliinden tr daha
nceki devirlerin klasisizminden ayrlr: Bunlardan birincisi Rne
sansn bandan bu yana ilk kez rastlanan, biime sk skya bal
bir sanat kavramna sahip oluu; dieri de Pisanellonun doalcl
ndan, Guardinin izlenimciliine dek sren yz yllk bir gelii-

(*) Sezer Tansu evirisi.


STT 9
130 R O K O K O , K L A S S Z M V E R O M A N T Z M

min son perdesi olmas (136). Ne var ki, Davidin sanatnn gerilim
den ve slup atmasndan tmyle yoksun olduunu ileri srme!
hakszlk olur. Bu yaptlarda, Cheniernin iirlerinde ve Devrim do
neminin tm nemli yaptlarnda olduu gibi, eitli akmlarn s
lup diyalektii canl bir biimde belirgindir.
18. yzyln ortasndan Temmuz Devrimine dek sren klasi-
sizm, kesintisiz olarak devam etmesine karn, ayntrden (homo
jen) bir hareket deildir ve birbirinden kesin olarak ayrlan bir
ka evre iinde gelimitir. Bunlardan ilki, 1750den 1780'e kadar
sren ve slubun karm ak niteliinden tr 'Rokoko klasisizmi
diye tanmlanan evredir. Louis-Seize (yani 16. Louis) ad altnda geli
en akmlarn tarih ynnden en nemlisi olan bu evre, aslnda bu
dnemdeki gerek sanat yaamnn alttan alta kendini gsteren akm
larndan biridir. Birbiri ile rekabet eden sluplarn ayrtrdenlikleri
an mimarisinde aka grlr. Burada Rokoko i mekanlar, kla
sik sanattan esinlenmi yzeylerle birletirilmi ve bu karm gnn
toplumunu hibir ekilde rahatsz etmemitir. Bu semecilik (eclec-
tisme), devrin toplumunun kararszlnn ve alternatifler arasnda
bir seenek yapabilmedeki beceriksizliinin en belirgin kantdr.
Barok sanat, daima ussallk ile duyumsallk, biimcilikle kendili-
indenlik, klasikle modem arasnda gidip gelmesine karn, bu a
tmay, uniform olmasa bile bir tek slup evresinde toplama
ya aba harcam tr. Burada ise, deiik slup elerini, tek bir
akm a uydurma abas bile yoktur. Mimaride, deiik sluplara z
g yzeyler ve i meknlar bir arada kullanld gibi, resim ve
iirde de tmyle deiik biim zelliklerini yanstan yaptlar bir
arada geliirler. Boucher, Fragonard ve Voltaire ile Vien, Greuze ve
Rousseau ayn devrin yaratclardr. Bu a, melez biimler yarat
makla birlikte, birbirine kart olan biim ilkelerini birbirine uy
durmak iin aba gstermemitir. Bu semecilik, birbirleri ile kar
m ve ounlukla ibirlii iinde olmasna karn, gene de tmyle
birbirine yabanc snflardan oluan toplumun genel yapsna uy
gun bir olaydr. Sarayn beenisi olan Rokokonun, pratik adan
egemen slup olmas ve sanatla uraan evrenin ounluu tara
fndan desteklenmesine karlk, klasisizmin sadece bu akma kar
tlk olarak varln srdrmesi ve sanat pazarnda deiiklik sa
layabilecek kadar nemli olmayan kk bir amatrler topluluu
nun uras durumunda olmas, topluma hangi gcn egemen ol
duunu gstermektedir.
'Arkeolojik klasisizm' olarak da tanmlanabilen bu yeni akm,
bundan nceki klasisizm akmlarndan ok, dorudan doruya Yu
nan ve Roma sanatlarna duyulan antik dnya merak ile ilgilidir.
D E V R M V E .S A N A T 131

Byle de olsa, klasik Antik aa duyulan bu kuramsal ilgi, akmn


yerlemesinde ba rol oynayan etken deildir. Bu ilgi, deimekte
olan beeninin ifadesidir ve yaam grnde de deer ltlerinin
deimesini gerektirmitir. Klasik sanat, 18. yzylda byk bir ilgi
grmtr. Bunun nedeni, ekici renk ve tonlarla oynayan, akc, ve
esnek bir 'resimsel' teknikten sonra daha ciddi, daha derli toplu ve
daha nesnel bir sluba yeniden gereksinme duyulmasdr. Yz
yln ortalarnda yeni klasik akm ortaya kt zaman, grand
sieclein [52] klasisizmi son bulal elli yl olmutu. Sanat, yzyln
tmne egemen olan ehvet ve haz dknlne yenik durumda
idi. Klasisizmin duyumsalla kar olmas, bir beeni sorunu veya
estetik bir deerlendirme deil, sanatta yalnlk ve itenlik arama
isteini ieren bir tre sorunudur. Duyumsal olann ekiciliini,
rengin zenginliini ve renk deerlerinin eitlenmesini, her yerde
gze arpan ar bolluu ve uucu izlenimleri unutulmaya zorlayan
ve uzmanlarn yarm yzyl sresince sanatn z olarak grdkleri
her eye kar kuku duyan bu beeni deiimi, bu grlmedik ya
lnlk dknl ve estetik ltleri tek bir dzeye indirgeme a
bas, pritenlere zg yeni bir lknn,, devrin hazclna kar ka
zanlan zaferin belirtisidir. Yaln, kesin olarak evresinden deiik
nitelikte, karmak olmayan izgiye, dzgnlk ve disipline, uyum
luluk ve rahatla, nihayet VVinckelmann'n 'soylu sadelik ve din
gin ycelik'ine duyulan zlem, ncelikle, Rokokonun itensizlik,
safsataclk, anlam ifade etmeyen eitlilik ve parlaklk gibi yozla
m, salksz ve doallktan uzak niteliklerine kar bir tr protes
todur.
Vien, Falconet, Mengs, Battoni, Benjamin West ve William Ha-
milton gibi sanatlarn yeni akm tm Avrupa'da hevesle destek
lemelerine karn, Rokokoya kart olan bu bakaldr hareketi ile
yalnzca flrt edip klasik Antiquiteyi yknme modasna yzeysel
olarak katlan saysz sanat, amatr, eletirmen ve sanat yapt
toplaycs vardr. ounlukla bu kiiler, gerek kkeninin ve ger
ek amacnn neye bal olduunu bilmedikleri bir hareketin des
tekleyicileri durumundadrlar. Akademinin mdr olan Antoine
Coypel, kuramsal olarak, klasisizmden yana kar; kltrl sanat
koruyucusu ve arkeolog olan Kont Caylus ise bu hareketin bana
geer. Madame de Pompadour'un kardei olan Marigny mfettii,
1748de, Soufflot ve Cochin ile birlikte almalar yapmak
iin talya'ya gider ve bylece Gneye yaplan gezilerin ncleri
olurlar. Arkeolojide sistemli almalar Winckelmann ile balar;

[52] Fransada XIV. Louisnin zaman (Byk yzyl).


132 R O K O K O , K L A S S Z M V E R O M A N T Z M

Mengs ile yeni klasisizm eilimi Romaya yaylr ve Piranesinin ya


ptlarnda, arkeoloji aratrmalar konular oluturur. Yeni klasisiz-
min eski klasik akmlardan ayrld balca nokta, onun, klasik olan
akmlarla modem akmlar, birbirinden ayn, uzlamaz birer hare
ket olarak grmesidir (137). Yalnzca Fransada iki kart akm ara
snda bir uyum salanm ve rnein David'in yaptlarnda, klasi
sizm, doalcln da gelimesini temsil etmitir. Avmpa'nn dier
lkelerinde, yeni hareket, genellikle klasik Antik aa yknmeyi
ama olarak benimseyen, canllktan yoksun, donuk, akademik bir
sanatn domasna yol amtr.
Arkeolojik klasisizmin yaylmasnda, 1748de balayan Pompei
kazlarnn nemli rol oynam olduu sanlmtr. Ne var ki, Her-
culaneum kentinde, 1737de yaplan kazlardan nemli sonu alna
mamt. Gerekte bu kazlarn bu denli nemsenmesinde asl
rol oynayan etmen, toplumda uyanan yeni bir ilgi ve yeni bir bak
asdr. Entellektel evrede oluan deiiklik, yzyln yansndan
nce gerekleememitir. Bu tarihten sonra, uluslararas bilimsel
arkeoloji aratrmalar, uluslararas klasisizm hareketi ile birlikte
gelimitir. David okulunun tm Avrupada izlenmesine karn,
Fransa artk bu akma egemen olan lke durumunda deildir.
'Scavi' gnn slogan olmu, tm Avrupa aydnlan onlarla ilgilen
meye balamt. Antika eya toplamak gerek b ir tutku haline gel
mi, klasik sanat yaptlarna byk paralar dklmeye balanm
ve her yerde heykel, deerli ta ve vazo koleksiyonlar yaplmaya
giriilmiti. talyaya gitmek, sadece grgl yetime art deil,
ayn zamanda bir gencin eitimi iin gerekli olan bir olayd. talya
daki sanat yaptlarn grdkten sonra, yeteneklerinin en st dze
yine kacaklarna inanmayan sanat, yazar ya da entellektel kii
yok saylrd. Goethenin talya yolculuu, antika toplamas; oda
nn, burjuva dekorunu ykacakm gibi duran dev bir Hera hey
kelinin bulunduu Weimardaki o nl Hera odas, bu an merak
larn yanstan bir rnektir. lkaa bylesine tapma, Ortaaa kar
duyulan heves gibi, romantik bir hareketti, nk klasik lka
a, Rousseaunun da dedii gibi, kaybolmu olan insanlk kltr
nn yeniden yeermeye balamas olarak baklyordu. Winckelmann,
Lessing, Herder, Goethe ve tm Alman romantizmi lka kavram
konusunda bu gr paylayorlar, onun iyilemeye, yenilenmeye
yarayan bir kaynak olduuna inanyorlar ve yeniden gereklemesi
olanaksz da olsa, onu dopdolu ve gerek bir insanlk rnei ola
rak gryorlard. Erken romantizm akmnn, arkeolojiye merakla
sarlnmas ile ayn dneme rastlay ve bu dnemin Rousseau ile
Winckelmannn yetitikleri a oluu bir rastlant deildir. Rousseau
D E V R M VE SA NAT 133
da klasik lka, YVinckelnannda ise Ortaaa kar duyulan ilgide
younlaan kltr zlemi, bu yazarlarn en nemli zellikleridir.
Yeni klasisizm de aynen erken romantizmin olduu gibi, Rokoko
nun hoppalna ve bilgiliine cephe alm bir harekettir. Her ikisi
de ayn burjuva yaam grnden etkilenmilerdir. Rnesansn
klasik ilka anlay, insanclar (hmanist) n ideolojisi tarafndan
koullanm ve entellektel evrenin skolastik anlay ve ruhban s
nfnn dnne kart olan grlerini yanstmtr. 17. yzyln
sanat, Yunan ve Roma dnyasn salt monarinin saptad feodal
ahlak deerlerine gre yorumlar. Devrim dneminin klasisizmi ise,
ilerici ve cumhuriyeti orta snfn, stoac lklerine baldr ve yap
t her ite de ona bal kalr.
Yzyln bitimine otuz yl kadar kala, hl slup atmalar
srmektedir. Klasisizm eski slupla savamak zorunda kalm fa
kat rakibi durum unda olduu akma kar zayf dmtr. 1780e
dek saray sanat ile yalnzca ekimekle yetinmi, ancak bu tarih
ten sonra Davidin de sahneye kmas ile Rokoko tarihe karm
tr. Davidin 'Oath of the Horatii adl yapt ile kazand baar,
otuz yldr sregelen atmann sona ermesini ve yeni antsal sa
natn zaferini simgeler. 1780'de balayp 1800'e dek sren Devrim
dnemi ile, klasisizmde yeni bir evre balar. Devrim gerekletii
srada Fransz resminde drt eilim bulunmaktayd: 1. Fragonard
m sanatndaki duyumsal-renki Rokoko gelenei; 2. Greuzen ya
ptlarnda karlalan duygusallk (sentimentalisme); 3. Chardin'in
burjuva doalcl, 4. Vienin klasisizmi. Greuze ve Chardin'in sa
natsal sluplarnn Devrim ile daha uygun dmesine karn, Dev
rim, kendi grne en uygun akm olarak klasisizmi benimsemi
ti. Bu seimi yapmasnda nemli rol oynayan etmenler, beeni ve
biim sorunlar ya da Ortaa ve erken Rnesans burjuvasnn sa
nat felsefesinden esinlenmi olan isellik ve itenlik ilkeleri deil
dir. Bu dnemin sanat olarak benimsenecek olan akm, Devrimin
yurtseverlik ve yiitlik lklerini, Romal vatandalara zg erdem
leri ve cumhuriyeti zgrlk dncelerini en iyi temsil edebilen
eilim olacaktr. zgrlk ve vatan ak, yiitlik ve kendini feda
etme duygusu, Spartallara zg sertlik ve stoaclara zg kendi
kendini denetleme yetenei burjuvalarn ekonomik gce doru tr
manrken ortaya attklar ahlak deerlerinin yerini almtr. Burju
vann bu ahlak deerleri en sonunda yok denecek kadar azalm
ve burjuvalar Rokoko kltrnn en nemli destekleyicileri duru
muna gelmilerdi. Bu nedenle, Devrimin ncleri ve szcleri, aris
tokrasinin douceurs de vivreine (yaamn zevkine) olduklar kadar,
vergi mltezimlerinin (fermiers generaux) lklerine kar da cephe
134 R O K O K O , K L A S S Z M VE R O M A N T Z M

almak zorunda kalmlardr. Ayn zamanda, burjuvalarn daha nce


ki yllardaki rahat, ataerkil ve yiitlik gsterisi yapmaktan uzak ta
vrlarna artk gvenleri kalmadndan, amalarn ancak tmyle
militan bir sanat yoluyla yanstabileceklerine inanmlardr, te o
srada ortada olan akmlar arasnda, Devrim'in gereksinmelerini en
iyi karlayan akmn, Vienin klasisizmi olduu kabul edildi.
Ne var ki, Vien'in nemsiz konular ve yalnzca gzel olan ey
lerle dolu olan sanat, Greuze'un burjuva duygusalln yanstan
sanat gibi, Rokoko ile sk skya bal idi. Bu durumda klasisizm,
bu sanatnn bilgilik ve cokunlukla katlp uygulad modaya
boyun emi oluyordu. Onun erotik konular ieren tablolarnda
yalnzca motifler klasiktir; tavrlar ve hareketler ise szde klasik
tir. Espri ve tablonun dzenlenme biimi ise tmyle Rokokodur.
O sralarda gen yalarda olan David'in klasik lkan etkisinden
kurtulma karar ile talya'ya gitmesi anlalr bir karardr (138). Ro
koko klasisizmi ile Devrim'in klasisizmi arasnda ne denli byk
bir ayrm olduunu, David'in bu karar kadar derin ve arpc bi
imde hibir ey gsteremez. Klasisizmden kamak iin abalayan
David'in, klasik sanatn ncs ve en byk temsilcisi olmas, kla-
sisizmin eski anlamn kaybetmi olmas ve bylece estetik zelli
ini de yitirmi olmasna baldr. David, yeni klasisizm yorumunu
topluma pek kolay kabul ettirememitir. 'H oratii' ile elde edip Res
torasyonun sonuna dek kaybetmedii rakipsiz nn abuk edin
mesini salayacak koullar henz olumamtr. David ile ayn d
nemde Roma'da yaayan ve onunla ayn gelimeyi gsteren bir s
r Fransz ressam vard. 1781 Salonuna, giderek daha koyu bir
klasisizme doru kayan bu Romal sanatlar topluluu egemendi.
Bu sanatlarn iinde en ileri geleninin Menageot olduu kabul edi
liyor ve David'in resimleri gnn beenisi asndan fazla ciddi ve
ar bulunuyordu. Bu resimlerin Rokokoyu ykmak iin abalayan
dncelerin zaferi olduu daha sonralar anlalmt (139). Za
manla David iin uygun ortam hazr oldu ve onun iin yaplan d
zeltmeler, geride istenecek hibir ey brakmad. Oath of the Ho
ratii' (Horatius Kardelerin Yemini), sanat tarihinde en byk ba
ary kazanm olan yaptlardan biridir. David bu tablosunu talya'
daki atlyesinde sergiledii zaman, yaptn ilerde zafer kazanaca
belli olmutur. Resmi ziyarete gelenler olmu, nne iekler kon
mu, Vien, Battoni, Angelika Kaufmann ve Wilhelm Tischbein gibi
Roma kentinde sayg gren sanatlar, gen David'i vmede birle
milerdi. Parisliler bu yapt ilk kez 1785 Salon'unda grmler ve
burada da vgler devam etmiti. 'Horatii' yzyln en gzel resmi
olarak tanmlanm ve Davidin bu baars, devrimci nitelie sahip
D E V R M VE SA N A T 135

bir bakaldr olarak kabul edilmiti. Yapt, o gnk dnya iin


klasik ideal; gerekletirilebilen en atak ve en ilerici atlm olarak
grlmtr. Tablonun dzeninde sadece birka kii vardr; gerek
siz sslemelere ve stn kiilere yer verilmemitir. Bu sahnedeki
dramn kahram anlar tek ve dmdz bir izgi dorultusunda bir
araya gelmilerdir. Bunun nedeni, bu kiilerin gerektii anda ortak
bir fikir ve ama uruna hep birlikte leceklerini belirtmektir. Bu
biimsel kktencilik, sanatnn, o kuan sanat yaamnda
benzeri grlm edik bir etki salamasna yardmc olmutur. David'in
sanatnda klasisizm, tmyle izgisel bir sanata dnm, resmi bir
gz ziyafeti durum una getiren btn grsel etkilere ve dnlere kar
km tr. Kulland sanat yntemleri usu, metodik ve pritenle-
re zg olanlardr; yaptlarn dzenlenmesinde ise arlktan kama
ya ynelmitir. Kesinlik ve nesnellik, yalnzca en belirgin olan esas
lar gstermek, bu younluk iinde ifadesini bulan entellektel ener
ji, devrimci orta snfn stoacl ile dier herhangi bir sanat akm
na oranla daha uygun dmekteydi. Bu yaptlarda ycelik ve yaln
lk, arballk ve zentisizlik bir arada idi. 'Horatiinin 'en stn
klasik resim olarak tanmlanmasnn elbette bir nedeni vardr (140).
Leonardonun 'Son Yemeki Rnesansn sanat kavramn ne denli
iyi anlatabiliyorsa, H oratii de devrinin slup lksn o denli iyi
anlatm aktadr. Eer salt sanatsal biimi toplumsal adan yorum
lamak olana varsa, H oratii bu i iin de biilmi kaftandr. Bu
ak-seiklik, bu uzlama bilmez kesinlik, bu keskin ifade biimi
nin kkleri cumhuriyeti politik deerlere dayanr. Biim, burada
sonuca varabilm ek iin kullanlan bir vesiledir. Baarl olan akm
larn etkin ve ezici glerini bildiimize gre, st snflarn, hatta
hkm etin bile bu t r resmi desteklemi olmas bizi artmama
ldr. Bilindii gibi, 'The Oath of Horatii' tablosu. Gzel Sanatlar
Bakanl iin yaplmt. Sanatta ykc eilimlere kar, genel tu
tum, politikada olduu gibi, belirsiz ya da kararszd.
1789 ylnda, Davidi nnn doruuna ulatran Brutus adil
tablo sergilendii zaman, sanat yaptlarnn beenilmesinde, artk
biimle ilgili grler rol oynamyordu. Bu dnemde, Roma devri
nin giysileri ve Romallarn vatanlarna olan ballklarna yknmek
moda olmutu. Evrensel olarak bilinen bir simge, valye ve kahra
manlk idealleri anmsatlmalyd. Ne var ki bu yeni vatanseverlii
douran inan ve dncelerin, Roma ann dnceleri ile hi
bir ilgisi yoktu. Bu vatanseverlik, Fransa'nn kendisini agzl bir
komuya veya yabanc bir feodal prense kar korumak zorunda ol
duu bir ada deil, toplum yaps ondan tmyle deiik olan ve
Devrime kar silaha sarlan komu devletlere kar kendini savun
136 R O K O K O , K L A S S Z M V E R O M A N T Z M

maya zorunlu olduu bir dnemde ortaya kmt. Fransa verdii


bu kavgada, sanat, am alan iin ustaca kullanmt. 19. vzyl.
byle bir davran yasaklayan ve Sanat, iin sanat' ilkesini orta
ya atan ilk adr. 'Salt' ve faydal olmayan sanat, ilk kez olarak
romantizm hareketinin, devrim dneminin getirdiklerine btnyle
kar gelmesiyle, sanatnn edilginlii ise, egemen snfn sanat ala
nnda sahip olduu etkiyi kaybetme korkusuyla domutur. 18. yz
yl, nceki alarda da olduu gibi, amalarna ulamak iin sanat
ekinmeden smrmeyi srdrmtr. Devrim patlak vermeden sa
natlar bu durumun pek farkna varamamlar ve sanatlarn bu
na gre dzenlemeyi dnememilerdi. Sanatn politik inanlarn
aklaycs durumuna gelmesi ancak Devrim ile gerekleebilmitir.
Artk, sanat toplumsal yap zerine konulmu, bir ss deildir, onun
temellerinin bir parasdr (141). Sanat, isiz gszler iin bir va
kit geirme arac, duyular uyarmaya yarayan bir ara ve zengin
lerle zaman bol kiilerin mal olmaktan kmal, retici ve d
zeltici, itici ve eitici bir grev yklenmelidir. Sanat yaln, gerek,
esinlenilmi ve esinlendirici olmal, toplumun mutluluuna katkda
bulunmal ve btn ulusun mal haline gelmelidir. Bu uygulama
program, tm soyut sanat reformlar gibi ustaca hazrlanmt, an
cak baaryla ulaamamasnn nedeni, Devrimin her eyden nce top
lumu deitirmeyi baarp sonra sanat anlayn deitirmeyi dene
mesi gerekirken bunu yapamam olmasdr. Sanat, bu deiimin ger
eklemesinde bir arac durumundadr ve toplumsal srele, srekli
olarak etki ve tepki biiminde karmak bir ilikiyi srdrmektedir.
Devrimin asl amac, kltr ayrcalndan yararlanamayan tabaka
lar sanattan duyulan hazza katmak deil, toplumu deitir
mek, ortaklaa i yapabilme duygusunu gelitirmek ve Devri
min getirdiklerini topluma iyice retebilmekti (142). Artk sa
nat korumak ve gelitirmek yalnzca hkmete zg bir i olmu
tu; sanat, yalnzca devletin nemsedii ilere gsterilen ilgiyi yan
styordu. Cumhuriyet tehlikede olduu ve varln srdrebilmek
iin savat srece, tm ulus g birlii yaparak ona yardm etme
liydi. David tarafndan Conventiona verilen b ir sylevde u sz
lerle karlarz: 'Doann bize balad yetenekler iin, her biri
miz ulusumuza borlu saylrz (143). 1793 Salonunun j ri yele
rinden biri olan Hassenfratz ise, bu gre uygun den b ir estetik
kuram, u szcklerle dile getiriyordu: Bir sanatnn tm yete
nei kalbinde yaar; elleri ile yapt iler nemsizdir. (144)
David, ann sanat politikasnda, o zamana dek hibir sa
natnn oynamad kadar byk bir rol oynar. Convention'un ye
si olarak nemli bir etkinlie sahip olmakla birlikte, hkmetin
D E V R M VE SA N A T 137

yakn bir dostu ve tm sanat ilerinde onun szcsdr. Le Bnn'


den bu yana, hibir sanatnn etkinlii bu denli geni alanlara ya
ylmamtr. Fakat David'in kiisel etkisi, XIV. Louis'nin sanat i
lerini yrtm ekle grevlendirdii Le Brunun sahip olduu saygn
lktan ok daha bykt. O yalnzca tm sanatsal propagandann,
byk kutlam a ve trenlerin, Akademi'nin tm ilevlerinin, mze
ve sergilerin dzenleyicisi olmakla kalmaz, ayn zamanda, bir dere
ceye kadar m odem sanatn balangc saylabilecek olan kendi ken
dine yapt bir devrimin, dier bir deyile revolution Davidiennein
yaratcsdr [53]. Sanat tarihinde benzeri grlmedik bir salam
la, yaygnla ve otoriteye sahip olan bir okulun da kurucusudur.
Hemen hemen btn yetenekli sanatlar bu okulu izlerler. Bu okul,
David'i zen talihsizliklere, srgn ve kama olaylarna ve yaratc
glerin zamanla azalmasna karn, temmuz devrimine dek yalnz
ca en nemli okul olmakla kalmam, 'Fransz okulu'nun tek tem
silcisi olm a durum unu da korumutur. Nitekim sonunda tm Av
rupa klasisizminin okulu olarak kabul edilir ve resmin Napolyon'u
olarak tanm lanan bu okulun kurucusu, kendi alannda, dnya fa
tihi Napolyon kadar byk bir etki sahibi olur. Bu etki, 9 Thermi-
dor'dan [54], 18 Brumaire'den [55] ve Napolyonun tahta kn
dan sonra da srp gider. Bunun nedeni, David'in yalnzca o dev
rin Fransa'snn en byk sanats olmas deil, ayn zamanda,
onun klasisizminin Konsllk ve mparatorluk devrinin siyasal
am alarna en uygun olan sanat kavramn temsil etmesidir. Sa
natn ve politikann tekdzelii, yalnzca, Devrim ve mparatorluk
dnemlerinin tersine hazc, hoppa ve estetik adan bakldnda
epikrc nitelie sahip bir a olan Direktuvar dneminde deiir
gibi olm utur (145). Franszlara srekli olarak Roma devrine zg
yiitlik erdem lerinin anmsatld Konsllk dneminde ve mpa
ratorluk anda klasisizm, Fransz sanatn temsil etmiti. m para
torluk ann siyasal propagandasnda Roma mparatorluuna y
knmek, Devrim srasnda Roma Cumhuriyetine yknmek kadar
nemli b ir rol oynuyordu. Birbirlerine gre uyumlu bir biimde ge
lien, Davidin resimleri, toplumda ve hkmette meydana gelen de
iimlerin izlerini de tar. rnein, Direktuvar devrinde kulland
slupta, ncelikle Sabineli Kadnlar' tablosunda, daha yumuak ve
hoa giden bir eilim, devrimci dnemin uzlama bilmez ciddiyetin-

[53] 'Davidin yapm olduu devrim anlamna gelir.


[54] Fransz devrim takviminin 20 Temmuzdan 18 Austosa kadar sren ikinci ay.
[55] Fransz byk devrim takviminin 22 veya 23 Ekimden 20 veya 21 Kasma ka
dar sren ikinci ay.
138 R O K O K O , K L A S S Z M V E R O M A N T Z M

den ve arballndan biraz olsun uzaklama eilimi gze arpar,


imparatorluk dneminde ise, Direktuvar dneminin hafif ve ince sa
natna teslim olmasna karn, bu kez amalarndan sapar. David'in
imparatorluk dnemindeki slubu, Napolyon ynetiminin tm i a
tmalarndaki izleri tar. Bu ynetim, kknn Devrim'e dayan
dn hibir zaman yadsmayp babadan oula geen ayrcalkla
rn yeniden elde edilmesi umudunu kesin olarak ldrmekle bir
likte, Devrimi acmasz bir biimde yok etmekten ekinmez. Ana
malclk yanls burjuvalarn ve toprak sahibi kyllerin glerini
salama almakla birlikte bu snflarn zgrlklerini medeni huku
kun tand snrlarla kstlar. Bu yzden Davidin bu dnemdeki
sanat da trensel ve allagelmi olann, doalcla ve kendiliin-
denlie kar ar bast, elikili eilimlerin dengesiz sentezleri
gibidir.
Napolyon'un ba ressam olarak Davide yklenen iler, onu
yeniden tarihsel gereklerle kar karya getirir ve ona byk,
programlanm tarihsel resimlerin biim sorunlar ile urama ola
nan salar. Fakat bu uralar onun klasisizmini bsbtn kat
bir duruma getirirken kendisinin ve okulunun kanlmaz yazgs
olan akademizm belirtilerinin ortaya kmasna neden olur. Dela-
croix, Davidi iki bakmdan Modem okulun babas' olarak grr.
Bunlarn birincisi, David'in zellikle portre sanatnda, ciddi, ya
ln ve yapmack olmayan bir yaam grne sahip, arbal, ne
yaptn bilen ifadesiyle burjuva doalclnn yaratcs oluudur.
kincisi ve belki de en nemlisi, ykc resimde ve byk tarihi olay
larn resimsel olarak sunuluunda getirdii yeniliklerdir. Bunlarn so
nucu olarak David, Direktuvar dnemindeki slubunun zelliklerin
den olan yzeyde kalan incelik ve pek nemli olmayan biim sorunu
stne uralarndan sonra, yeniden daha nceki yllarnn nesnelli
ine ve yalnlna dner. zmlemeye zorunlu olduu sorunlar ar
tk Sabineli Kadnlar'da olduu gibi havada kalmaktan kurtulurlar
ve dorudan doruya olaylarn gereinden karlar. Sacre" (1805-8)
ya da Kartallarn Dal' (1810) gibi resimlerini yapmasna yol
aan smarlama ilerde, sanat, belki de kendi umduundan ok
daha fazla sanatsal uyar bulabilmitir. Tenis Alanndaki Ant' adl
tablosu ile karlatrldklar zaman bu resimler, evk ve drama
tik nitelikten yoksun olabilirler, ama konuyu ok daha yaln ve
gereki biimde ilerler. Bu resimlerle David, 18. yzyldan ve Ro
koko geleneinden uzaklaarak, daha nceki yaptlarnda egemen
olan bireyciliin tersine, daha nesnel bir slup yaratr. Bu slup,
akademik adan uygun olmasa bile, gene de srp gitme olana
bulunan bir sluptur. Ne var ki David, bu dneminde bile Direktu-
D E V R M VE SA NAT 139

vardan bu yana sanatnn entellektel birliini tehdit eden i a


tm alarn yenebilmi deildir. Doyurucu zmler getirdii resmi
tren resim lerinin yan sra, Antik dnyadan alnma 'Sappho' (1809)
ve Leonidas (1812) gibi, 'Sabineli Kadnlar kadar yapmack olan
dzenler de oluturm utur. Klasik dnya David iin, tm ada
larnda da olduu gibi, b ir esin kayna olmaktan km, yalnzca
bir uzlam a durum una gelmitir. Pratik ilerle karlatnda
bayaptlar vermeyi srdrm , ama gerein dna kmaya al
t zam an baarsz olmutur.
Davidin m itolojik ve Antik dnya tarihi ile ilgili kompozisyon
larndaki soyut ve solgun lkclk ile portrelerindeki kanl canl
doalclk arasndaki ztlk, Brksel'deki srgn yllar srasnda
daha da belirgin durum a gelmitir. Gerek yaamla dorudan do
ruya iliki kurmas gerektiinde, baka bir deyile portre izdiin
de, gene byk ustaln gsterir; kendi devri ile hibir ilikisi
bulunmayan ve onun iin artk bir sanat oyunu durumuna gelmi
olan klasik yanlsamalara dald anda ise, seyircide modas gemi
resim ya da kt beeni rn izlenimi brakan iler yapar. David
olaynn san at toplumbilimi asndan zel bir nemi vardr. Bu olay,
pratik siyasal amalar ile gerek sanatsal niteliin birbiri ile ztlaan
olaylar olduunu ileri sren tezi yalanlayan en inandrc kanttr.
David, siyasal olaylara daha fazla ilgi duyup sanatn propaganda
arac olarak kulland lde yaratlarnn sanat deeri artmt.
Devrim srasnda tm dncelerine siyasetin egemen olduu devir
de ve 'M arat' ve Tenis Alanndaki Ant adl resimlerini yapt d
nemde sanatnn doruuna ulamt. Napolyon'un vatanseverlik
am alarn paylat ve Devrim'in bu diktatre neler borlu oldu
unu ok iyi bildii m paratorluk dneminde, her eye karn, pra
tik iler sz konusu olduundan, sanat yaratclk ve canlln ko
rum utur. Fakat sonralar Brkselde siyasal gereklerle tm iliki
sini kaybedip sadece bir ressam olarak yaamn srdrrken, sa
natsal geliiminin en dk noktasna varmtr. Bu rastlantlar, bir
sanatnn iyi resim ler yapabilmesi iin ilerici dncelere sahip ol
mas ya da siyasal yaama ilgi duymas gerektii anlamna gelmeme
lidir. Ne var ki, bu trden ama ve ilgilerin, iyi yaptlarn yaratlma
sna hibir ekilde engel olmad da, rastlantlarla kantlanr.
Devrim dneminin sanat ynnden ksr olduu, bu devrin sa
nat yaptlarnda ise, Rokoko klasisizminin devam ya da en yetkin
dereceye ulat kabul edilebilecek eski bir slubun kullanld
ileri srlm tr. Ayn zamanda, bu dnemin sanatnda yalnzca
konularn ve dncelerin devrimci nitelikler tadklar biim ve
slup ilkelerininse devrimci saylamayaca da vurgulanmtr (146).
140 R O K O K O . K L A S S Z M VE R O M A N T Z M

Gerekte, Devrim sahneye kt srada, klasisizmi az ok sahnede


hazr bir durumda bulmu, ancak ona yeni bir anlam ve yeni bir
ierik kazandrmtr. Devrim dneminin klasisizmine, yalnzca gele
cek nesillerin sluplar ayn dzeyde gren bak as ile bakld
zaman, zgnlkten ve yaratclktan yoksunmu gibi grnr.
ada dnya, Davidin klasisizmi ile daha nceki sanatlarn kla
sisizmi arasndaki slup farkn grebilmektedir. Davidin getirdii
yeniliklerin onlara ne denli devrimci ve cesur grndn, Ho-
ratii adl tabloyu, allm piram it dzeninden sapan bir yapya sa
hip olduu iin 'iyi beeniye yaplan bir saldr olarak niteleyen.
Akademi mdr Pierre ok ak olarak belirler (147). Ne var ki
Devrim dnemi ile ortaya kan yeni slup, Davidin klasisizmi de
il, romantizmdir. Dier bir deyile, o srada uygulanmakta olan
sanat deil, bu sanatn ilerde domasna yardmc olduu sanattr.
Devrim dneminde yeni siyasal amalar, yeni toplumsal kurumlar,
yeni yasa standartlar olumasna karn, henz kendi dilini konu
an bir toplum kurulamadndan, bu devir, olumakta olan yeni
slubun farknda deildir. Byle bir toplumun olumas, bu devir
de zayf bir ihtimal olarak grlyordu. Sanat siyasal geliimlerin
gerisinde kalyor ve Marxn da belirttii gibi, hl eskimi biim
lerle ilerliyordu (148). Sanat ve yazarlar, gerekten de her zaman
peygamberler gibi nclk edemezler; sanat an at kadar, a
nn gerisinde de kalabilirler.
Devrimin yolunu hazrlad romantizmin temelleri de daha n
ceki alarda gelimi olan benzer akmlar zerine kurulmutur. Fa
kat erken romantizm ile ge romantizm arasndaki ayrm, iki m o
dem klasisizm biimi arasndaki ayrmdan ok daha fazladr. Bu
iki romantizm, yalnzca geliimleri kesintiye uram olan tekdze
bir akm temsil etmezler (149). Erken romantizm, Devrime kesin
olarak yenilmitir. Usa aykrln canlln koruduu gerektir,
ama 18. yzyln duygusall Devrime kadar dayanamamtr. Dev
rimin son yllarndaki romantizm, yeni bir yaam ve dnya gr
n yanstr, daha da nemlisi, yepyeni bir sanat zgrl kav
ram yaratr. Bu zgrlk, artk dehaya zg b ir ayrcalk deil, her
yetenekli kiinin ve sanatnn doutan hakkdr. Erken roman
tizm, yalnzca dehalarn kurallardan yararlanmasn ngrrd. Ye
ni romantizm ise her trl nesnel kuraln geerliliini yadsr. Bi
reysel ifadelerin hibiri brne benzemez; her birinin kendi ku
rallar ve standartlar vardr. Bu gr, sanat iin byk bir dev
rimdir. Romantizm hareketi bylece akademilere, kiliselere, saray
evrelerine, koruyuculara, amatrlere, eletirmenlere ve ustalara ol
duu kadar, gelenek, otorite ve kurallarn temel ilkelerine kar al
D E V R M VE SA NAT 141

m b ir zgrlk savana dnr. Devrim tarafndan yaratlan en-


tellektel hava olmadan byle bir sava dnlemezdi. Modem sa
natn tm , bir lde, zgrlk iin verilen bu savan rn say
lr. H er ne kadar lmsz estetik kurallardan, nesnel standartlara
ve balayc konvansiyonlara duyulan gereksinmeden sz edilse de,
sanatta bireyin zgrle kavumas, d otoritelerin tmnden
kurtulm ak, tm engel ve yasaklara kar aldrmasz bir tavr al
mak, m o d em sanatn en nemli ilkesidir. Gnmzn sanats,
okullarn, topluluklarn ve akmlarn otoritesini coku ile kabul
edip onlara inansa da, resim yapmaya mzik bestelemeye ya da
yaz yazmaya balad anda yalnzdr. Modern sanat, kendisini
evresindekilerden, ya talihli ya da talihsiz olarak, farkl gren
yalnz b ir bireyin davurumculuudur. Devrim ve romantizm
hareketi, sanatnn, bir topluma aa yukar ayn trden
bir toplulua, otoritesini tmyle kabul ettii bir gruba ses
lendii b ir kltr ann sona ermesini simgeler. Sanat artk nes
nel ve konvansiyonel ltlere gre ynetilen bir toplumsal etkin
lik olm aktan km, kendi standartlarn yaratan bir davurumcu
luk etkinlii durum una gelmitir. Ksacas tek bir kiinin tek bir
kiiye seslendii bir ara olmutur. Romantik dneme dek, toplu
mun kata kann gerek sanat uzman olduu pek anlalamam
tr. Sanat ve yazarlar, rom antik ve ge romantik dnemlerin ter
sine, toplum un isteklerini yerine getirmek iin ellerinden geleni
yapm lardr. Romantizm ve ge romantizm iinde ise, artk bir
topluluun beeni ve isteklerine boyun ememiler, srekli olarak
toplum un eilimlerine kar gelmeye balamlardr. Yaptlar on
larn toplum a kar srekli bir gerilim ve kartlk iinde olmalar
na neden olur. Kukusuz toplumda amatr ve uzman topluluklar
oluum larn srdrm ektedirler, ama bu gruplamalar srekli ola
rak deim ekte olduklarndan sanat ve toplum arasndaki ilikinin
sreklilii de bozulmaktadr.
Romantizm in ie, klasisizme kar gelip ona saldrmakla ba
lamam olmas ve David'in okulunu ykmaya almayp, nce
Gros, G irodet ve Guerin gibi onun en yakn ve en yetenekli ren
cilerinin yaptlarnda kendini gstermeye balamas, Devrimin, kla-
sisizm ile rom antik resmin ortak kayna olduunu kantlamaya
yeterlidir. Klasisizm ile romantizmin kesin olarak birbirlerinden
ayrlmalar, 1820 ile 1830 yllar arasndaki dnemde, klasisizm hl
Davidin salt otoritesine yeminle bal elerden oluurken, roman
tizmin, sanatta ilericilik yanls kiilerin slubu durumuna gelmesi
ile balar. Grosnun klasisizm ve romantizm karmas slubu, hem Na-
polyonun kiisel beenisine, hem de sanatlarn karsna zmlen
142 R O K O K O , K L A S S Z M VE R O M A N T Z M

mek zere kartt sorunlara uygun dyordu. Napolyon, ro m an tik


yaptlarda kendisini pratik usuluundan kurtaracak ve ra h a tla ta
cak nitelikleri aryor ve sanat propaganda veya gsteri amac o la
rak grmedii anda, duygusalla yneliyordu. Bu zellikleri, o n u n
edebiyatta Ossian ve Rousseauyu, resimde ise resimseli yelem e
sinin nedenlerini aklar (150). Napolyon Davidi saray ressam y a p
t zaman, yalnzca kamuoyuna gre hareket etmi oluyordu; k e n
disi ise, Gros, Gerard, Vemet, Prudhon ve devrinin ykc ressam
larn beeniyordu (151). Bu ressamlarn tm, onun savalarm ,
zaferlerini, kutlama gnlerini ve trenlerini resmetmek zorunda
kalmlar, stn bir duygusalla sahip olan Prudhon bile, David
kadar bu ii yapmt. mparatorluk devrinin gerek ressam ve
Napolyonun asl sanats Grosdur. Bir sahneyi arpc bir b iim
de, ounlukla balmumundan yaplmasna ak seik olarak s u
nabilmesi ve sava resimlerine yeni bir ahlak anlay getirm esin
den tr Gros'nun nn, gerek David okulunu destekleyenler, ge
rekse ona kar olanlarn tm kabul etmiti. Bu sanat, sava in
sanc adan inceleyen ve savan gsterili olmayan ynlerini o r t a
ya koyan ilk ressamdr. Savan getirdii mutsuzluk ve yoksulluk
yadsnamayacak kadar oktur; en akllca hareket, savaa g irm e k
ten tmyle kanmaktr.
mparatorluk dnemi, yaam grn, o srada var olan s
luplar bir araya getirip onlar yeni bir biimde dzenleyen b ir se
mecilik olarak dile getirmitir. Bu dnemde sanatn elikilerle d o
lu olmas, Napolyon hkmetinin siyasal ve toplumsal b u n a lm la
rna uygun der. mparatorluun en byk sorunu, Devrimle g e
len demokratik olgular, salt monarinin politik biimleri ile b a
datrmakt. Atiden regimee dnmek, Napolyon iin, D ev rim 'in
anarisine bal kalmak kadar olanakszd. Yeni devlet ile e s k i
devlet, yeni soylular snf ile eskiler kaynatrlp, toplumsal d e n
geyi salama giriimleri ile yeni refah dzeyi arasnda bir u y u m y a
ratabilecek yeni bir ynetim biimine gereksinme vard. zg rl k
dncesi, attcien reime e, eitlik dncesi kadar yabanc idi. D ev
rim ise hem zgrl hem de eitlii gerekletirmeyi a m a la m
sonunda eitlik prensibinden vazgemek zorunda kalmt. N a p o l
yon bu prensibi kurtarm ak istedi ama onu ancak yasalara y e r le ti
rebilmeyi baard; ekonomik ve toplumsal alanlarda, devrim n c e s i
mevcut olan eitsizlik ise ayn ekilde devam ediyordu. Siyasal e it
lik de herkesin ayn ekilde haklardan yoksun olmas an lam n a g e
liyordu. Devrimin getirdiklerinden yalnzca kiinin yurttalk z g r
l, kanun karsnda eitlii, inan zgrl ve c a r r i r t
D E V R M VE SA NAT 143

ouverte aux talents [56] ilkeleri varln srdryordu, feodal


ayrcalklar da kaldrlmt. Bunlarn dnda Devrimin ngrd
haklardan hibiri gerekleememiti. Gerekte bu kadar da bir
baar saylr, ancak Napolyonun otoriter hkmet mant ve sa
rayda rtbe elde etme hrslar, kilise ile soylular snfnn eski say
gnlk ve haklarn yeniden salamalarna yol am ve Devrimin
temel ilkelerine bal kalma abalarna karn, Devrime kar bir
tavr bile yaratlm tr (152). Romantik akm, Concordat [57] nn
sonucundan ve buna bal olan din rnesanstan byk bir des
tek grm tr. Romantizm, Chateaubriandn yaptlarnda, Katolik
liin yeniden canlanmas ve monarist eilimlerle birlikte grl
mtr. Concordatdan bir yl sonra yaynlanan 'Genie du Chris-
tianisme, Fransz romantizminin ilk yaptdr. 18. yzyl edebiyatn
da en artc baary da kazanm olandr. Btn Paris bu kitab
okumu ve prem ier consul [58] baz akamlar onu yksek sesle
kendisine okutm utur. Bu kitabn ortaya kmas, din adamlarnn,
kurduu etkinliin balamas ve 'filozof' egemenliinin sona erme
sini simgeler (153). Romantik ve din adamlarna zg inanlar, ok
gemeden Girodet ile sanata atlayacak ve klasisizmin kn
hzlandracaktr. Devrim yllarnda dinsel konular ieren resimler
yaplmam (154), Davidin okulu bu tr resimlere kar olumsuz
bir tavr taknm tr. Fakat romantizmin yaylmas ile dinsel re
simlerin says artm ve sonunda dinsel motifler, akademik klasi-
sizmi istila etmitir.
Dinsel rnesans, Konsllk dnemindeki siyasal tepki ile ayn
zamanda balar. Bu hareket Devrimin amalarna ulamasn bal
talayan unsurlardan biridir ve ynetici snf tarafndan cokuyla
benimsenmitir. Ne var ki, Napolyon servenciliinin toplumdan
bekledii ar dnler yznden, egemen snfn bu mutluluu pek
ksa srm tr. Ordunun ileri gelenlerinden oluan yeni bir soylu
lar snfnn domas ve eski aristokrasi ile uzlama giriimleri so
nucu, burjuvalarn mutluluklar sona ermi ve cokulan snm
tr. F akat gene de ordu mteahhitleri, msr tccarlar ve spekla
trler iin altn a balam ve toplumda stnlk salama kav
gasnda burjuvalar devrimi yapanlar aym burjuvalar olmasalar
da, gene de stn durum da olmay baarabilmilerdir. Devrim s
rasnda izlenen amalar, grnd kadar fedakrca (altruistic)
deildi. Zengin orta snf. Devrimden nceki yllarda daima devle-

[56] Hayatn her dneminde frsat eitlii.


[57] Bonapart ile Papa Pius VII. arasnda 1801de yaplan antlama .
[58] Birinci Konsl anlamna gelir ve Napolyonu kastetmektedir.
144 R O K O K O . K L A S S IZ M V E R O M A N T Z M

te para ve bor verirdi. Saraydaki kt ynetimin sonucu, devle


tin parasal ynden kmesinden korkmaya balayan zengin orta snf,
yeni bir dzen kurmak iin uramaya balamt. Bundan amac,
kendisine verilen denekleri salama almakt. Bu durum, Devrim'in
toplumdaki en zengin ve en fazla ayrcalk sahibi olan snf tarafn
dan gerekletirilmi olduunu gsterir (155). Devrim, proleter ya
da yoksul burjuvalarn hareketi deil. Ortaa soylularnn sahip ol
duklar ayrcalklar, ekonomik alandaki geliimlerine engel olarak
gren, fakat aslnda byle bir tehdit altnda olmayan gelir sahipleri
ve tccar mteahhitlerin balatt bir harekettir (156). Ancak, ii
snfndan ve orta snfn aa kesiminden yardm gren devrimin,
bu yardm olmadan baarl olmas dnlemezdi. Burjuvalar
amalarna eriir erimez, eski silah arkadalarn yzst brak
mlar ve bu ortak zaferin meyvelerini kendileri toplamak istemi
lerdir. Gene de sonunda uygar haklardan yoksun ve bunalm olan
snflar, birtakm baansz bakaldrlardan sonra toplumda kkten
ve srekli bir dzenleme salayan bu Devrimden baz yararlar sa
lamlard. Olaylarn hemen ardndan gelien gerekler, hi de um ut
verici deildi. Devrim sona erer ermez, insanlarn ruhunu derin b ir
d krkl kaplam, aydnlanmann iyimserlii yok olmutu. 18.
yzyln liberalizmi, eitlik ve zgrln ayn anlama gelmesi d
ncesi zerine kurulmutu. Bu iki dncenin zdelii, liberal
iyimserliin kayna idi ve bunlarn ayn anlama geldiini yads
mak, Devrim sonras ktmserliinin neden olduu bir davrantr.
Liberal dncenin zaferini belirleyen en nemli olay, usun
yetkinliine engel olmann, onu zorlamann ve onu bask altnda
tutm ann arptc bir davran olduuna inanlmasdr. Devrim ya
plana dein en nemli sanat rnleri, genellikle en sk ynetim
biimi altnda retilmilerdir. Artk, otoriter bir kltr olu
turm a abalarna iddetle kar klmaktadr. Devrim, insanolu
tarafndan kurulan hibir kurumun sonsuza dek aynen sremeyece
ini kantlamtr. Sanatdan yanstmas beklenen dncelerin t
m, stn birer rnek olma niteliklerini yitirmi; sanatya zorla
kabul ettirilen dnceler, yce bir ilke normu olma zelli
inden km ve her zorunluk onda sadece kuku uyandr
mtr. Dzen ve disiplin ilkeleri, itici gler olmaktan kt
ve bundan sonra evet, kukusuz, ancak bundan sonra liberal
dnceler, sanatta esin kayna olabildi. Datt tm dllere ve
tand ayrcalklara karn, Napolyon, sanatlarnda nemli bir
coku yaratamad. Bu devrin gerekten retken saylabilecek olan
yazarlar, bu ortamn dnda kalan Mme de Stael ve Benjamin
Constant'd (157).
D E V R M VE SA NAT 145

m paratorluun sanat alannda baard en nemli i, aydn


lanma ve Devrimle nitelikleri oluan, sanat reticisi ile alcs ara
sndaki ilikilerde bir denge salam olmasdr. 18. yzylda orta
ya kan ve refah dzeyini ykselten orta snf, bundan sonra plas
tik sanatlarla ilgilenen bir kitle olarak toplumda en nemli rol
oynamaya balam tr. 17. yzyln edebiyatla ilgili olan toplumu
birka bin kiiyi gemiyor, Voltaire'i tahminine gre iki- bini
amayan am atr ve uzman topluluundan oluuyordu (158). Bu k
k topluluun da bamsz bir sanat yargsna sahip olduu ve be
enisine gvenilir kiilerden olutuu sanlmamaldr. Bu topluluk,
deerli olanla deersiz olann arasndaki ayrm, belirli ve hatta
dar snrlar iine kapal kalm bir estetik deere gre saptamaktay
d. Plastik sanatlara merakl olan toplum, yaznsal sanatlara merakl
olandan daha azd ve yalnzca uzmanlardan ve toplayclardan olu
mutu. Ancak Poussincilerle Rubens'cilerin arasndaki kavgann ba
lad dnem den sonra, uzman ve koleksiyoncular dnda bir sa
nat evresi oluabilmi (159) ve bu evre, ancak 18. yzylda sa
dece satn alm a gds ile resme yanaanlarn dnda bir kitleyi
meydana getirm itir. Bu yeni geliim, 1699 Salon'undan sonra daha
da belirginleir ve 1725de Mercure de France' adl dergi, her snf ve
her yatan oluan geni bir topluluun sanat yaptlarn hayranlkla
izleyip eletirdiklerini yazar (160). O dnemde yazlm belgeler,
imdiye dek benzeri grlmedik bir kalabaln sanat izlediini,
ounluun yalnzca gelmi olmak iin orada bulunmalarna kar
n, Salon'lara gitmenin bir moda olduunu ve ciddi sanat merak
llarnn giderek arttn gstermektedir. Bu durum, sanat zerine
yeni yaynlar yaplmasndan, sanat dergileri ve reprodksiyonlarn
artm asndan da anlalm aktadr (161).
Uzun sredir sosyal ve yaznsal yaamn merkezi olan Paris,
bundan byle Avrupa'nn sanat bakenti olacak ve Rnesans'dan
bu yana, talya'nn, Bat Avrupa'nn sanat yaamnda oynad rol
stlenecektir. Roma, klasik sanatn alma merkezi olma niteli
ini koruyacak fakat Paris, modern sanatn retildii bir kent ola
caktr (162). K ltrl toplumlarn tmnn ilgilendii Paris sanat
yaam, en byk gcn, sadece Salon'lann mal olmaktan kan
sanat sergilerinden almaktadr. Daha nceleri Hollanda ve talya'
da sergiler dzenlenmi, am a bu giriimlerin sanat etkinlikleri ola
rak nemli bir yer tutm alar, ancak 17. ve 18. yzyln Fransa'snda
kabil olm utur (163). Ancak 1673'den sonra, devlet desteinin azal
mas zerine, sanatlarn yeni alclara ynelik ama ve abalar
sonucunda srekli sergiler dzenlenmeye balanmtr. Salon'da
yalnzca Akademi yeleri sergi aabiliyor, dierleriyse eserlerini
STT 10
146 R O K O K O , K L A S S Z M V E R O M A N T Z M

ok daha az tannm olan St. Luke Loncasnn Akademisi ya da


Genlik Galerisinde sergileyebiliyorlard. Bu sergiler 1791de, Dev-
rimin Salonu tm sanatlara amasyla oalmtr. Esraleyici ve
iteleyici olma niteliini, bu sergilerin yan sra birok zel atlye
ve renci sergilerine de borlu olan sanatsal yaam, belki ekicilii
ni kaybetmi ve cansz duruma gelmiti; ancak hi deilse daha d
zenli ve salkl olmutur.
Devrim, Akademi diktatrlnn sonu olmu ve sanat paza
rn sarayn, aristokrasinin ve yksek gelirlilerin mal olmaktan
karmtr. Sanatn demokratlamasna engel olan balar gevemi.
Rokoko dneminin toplumu ve kltr ortadan kalkmtr. Fakat
sk sk yapld gibi, toplumda kltrn anahtarn elinde tutan
ve 'iyi beeni'yi temsil eden kesimin, bir gecede yok olduunu ileri
srmek yanl olur. Devrimden ok nceleri, sanat yaamna orta
snfn iyiden iyice katlmas dolay isiyle, iddetli ve ok hzl bir dei
im dncesine karn, srekli bir geliimden sz edilebilir. Devrim
den sonra sanatta benzeri grlmedik bir demokratlama olmu, sa
natn boyutlar geniletildii gibi, halka inmesi de salanmtr. As
lnda bu hareket. Devrimden nce balamtr. Mengs, 1765 ylnda
yazd Gzellik ve Beeni zerine Dnceler adl yaptnda, gzel
olan ounlua seslenendir der. Devrimden sonra aydnla kan
gerek deiim bakadr: Devrimden nceki yllarn sanatsever top
lumu iin sanat, gnlk yaamn bir ilevi durumundayd; bir yan
dan onlarn, toplumun aa tabakalarndan daha farkl olduklar
n, dier yandan da, saraya ve krala olan yaknlklarn belirtmeye
yarayan konulardan biriydi. Devrimden sonra ise estetikle ilgilenen
amatrlerden meydana gelen yeni bir sanatsever toplum olutu.
Bunlar iin sanat bir serbest seim ve deiik beeniler alanyd.
Yasama Meclisi'nin 1791'de Akademinin ayrcalklarn kaldr
mas ve btn sanatlara Salon'da sergi ama hakk tannmasn
dan iki yl sonra. Akademi kme tehlikesi ile kar karya geldi.
Yeni yasalar, sanatta feodal ayrcalklarn kaldrlmasn ve demok
rasinin yerletirilmesini ngryordu. Bu geliim de, toplumda g
rlen her deiiklik gibi. Devrimden nce balamt. Liberal g
rl kiiler iin Akademi, daima tutuculuun yuvas olarak grl
mt. Fakat gerekte, zellikle 17. yzyln sonundan bu yana. Aka
demi, sanld kadar dar grl ve kapal b ir kurum niteliinde de
ildi. 18. yzylda Akademi yeliine kabul edilmenin daha kolay
lat da bilinen bir gerektir. Sadece, Akademi yelerinin Salonda
sergi ama haklar titizlikle korunmutur. David'in nclndeki
ilerici sanatlar zellikle bu uygulamaya kar savatlar. Akademi
anszn kt, ama yerini tutacak bir dierini kurmak ok daha g
D E V R M V E SAiNAT 147

bir iti. 1793 tarihinde David, belirli bir grup ya da snftan olmayan
ve ayrcalk sahibi bulunmayan zgr ve demokrasi yanls sanat
lardan oluan 'Commune des Art s adl demei kurdu. Ancak bu ku
rum, krallk yandalarnn ykc etkinliklerinden tr ertesi yl
dalarak yerini ilk gerek devrimci kurulu olan ve ken Aka-
demi'nin ilevlerini stlenen 'Societe populaire et republicaine
des A rts' adl demee brakt. Bu kurum, bir Akademi olmaktan
ok toplum daki konumuna ve mesleine baklmakszn herkesin ye
olabildii b ir kulp niteliindeydi. Ayn yl, 'Club Revolutionnaire
des A rts' ortaya kt. Bu kulp, David, Prudhon, Gerard ve sa-
bey sayesinde byk sayg ve ilgi grd. Bu demeklerin tm, do
rudan doruya Toplumu Eitme Kuruluna. bal olup, Convention,
'Refah ve Salkl Yaam Hizmetleri' Kurulu ve Paris ili tarafn
dan korunuyordu (164). Elinden sergileri tekelinde tutma hak
k alnm akla birlikte, eitim iini uzun bir sre tekelinde
bulunduran Akademi, bu yoldan toplum zerinde etkisini srdr
d (165). Ne var ki ksa bir sre sonra, Resim ve HeykelTeknik Oku
lu', bu kurum un yerine ald ve sanat eitimi zel okullarda ve ak
am kurslarnda da verilmeye baland. Ortaokullarn ders prog
ram larnda bile desen dersleri yer almaya balad. Btn bu
yeniliklerin iinde hibiri, sanat eitiminin demokratlamasna, m
zelerin kurulm as ve geniletilmesi kadar katkda bulunmamtr.
Devrime dek, talyaya gidecek durumda olmayan sanatlarn, n
l u stalarn yaptlarn grebilme olanaklar ok azd. Bu yaptlar
genellikle kraln ve toplayclarn zel galerilerinde korunur, toplu
ma gsterilmezdi. Devrim bu tutumu deitirdi. 1792de Con
vention, Louvre'da b ir mze kurmaya karar verdi. Louvre'da, std
yolarn hem en yannda olan bu mzede, gen sanatlar, nl sanat
yaptlarn inceleyip, kopya ettiler ve yine Louvre galerilerinde us
talar olarak benimsedikleri sanatlarn yaptlarnn en iyi rnek
lerini buldular.
9 Therm idor'dan sonra, sanat alannda yeni b ir otoriteye ge
reksinme duyulmayla, n stitu tnn IV. Blm, Gzel Sanatlar
Akademisinin yerini ald. Reformun demokrasiye ne kadar aykr
bir anlay iinde uygulandn saptamak iin yeni Akademinin
ye saysna bakm ak yeterlidir. Eski Akademi'nin 150 yesi varken
yenisi yalnzca 22 yeye sahiptir. Gene de David, Houdon ve Ge
rard gibi sanatlarn yardmyla ksa srede eski otoritesini elde
edebilmitir. Sanatlar kurum un Devrimle olan bantsn yeniden
glendirmiler, fakat iliki, hibir zaman dzenli olamamtr.
Kimi sanatlar bandan sonuna dek drst birer devrimci olarak
kalmlar, yalnzca David gibi karsnn parasna gvenip sanat pa
148 R O K O K O , K L A S S Z M V E R O M A N T Z M

zarndaki ilerin ne durumda olduuna aldrmayanlar deil, Fra-


gonard gibi olaylarn gelimesi ile parasal ynden yklanlar bile.
Devrime olan ballklarn srdrmlerdir. Kukusuz sanatlar
arasnda soylu mterileriyle birlikte lkesini terk eden Mme. Yigee
-Lebrun gibi Devrim'e kar olanlar da vard. Bunlar arasnda sol ke
simden olduu kadar, sa kesimden sanatlar da bulunuyordu-
Aralarmda karlarna gre hareket eden bir blm gmenlere
katld, dierleri ise devrimcilere bal kald. Sanatlar nceleri
Devrimin kendileri iin bir. tehlike olduuna inanyorlard nk
bu gler onlarn en zengin ve en yetkili alclarn kaybetmelerine
neden olmutu (166). Gler, gn getike artm, geride kalan sa
natsever toplumda ise sanat yapt alacak ne para ne de istek kal
mt. Sanatlarn ou, daha iin banda korkun bir yoksullua
itildi. Bu yzden Devrim'i coku ile karlamalarna olanak yoktu.
Sonralar ok sayda sanatnn Devrimden yana olmasnn nede
ni, eski ynetim devrinde smrlm olmalarndan ve kendilerine
genellikle bir hizmeti gibi davranlmasndan duyduklar utantr.
Devrim, bu utan verici durumun sona ermesi demekti ve sonunda
parasal ynden de sanatlar tatmin edildi. Hkmetin sanata gi
derek artan ilgisinin yan sra, belirli kiiler de sanata ilgi duymaya
balad ve anszn nl sanatlarn almalarna gerekten ilgi
gsteren yeni bir toplum ortaya kt (167). Devrim srasnda Salon'
lardaki sergileri izleyen ziyaretiler azalacana oald. Ak a rttr
malarda sanat yaptlarnn fiyatlar ksa bir sre sonra Devrim n
cesinde olduu kadar ykseldi; mparatorluk devrinde ise daha da
artt (168). Sanatlarn says ykselmi ve eletirmenler ortada ok
fazla sanat olmasndan yaknmaya balamlard. Sanat yaam,
umulduundan daha ksa bir sre iinde Devrim'in okundan kur
tulmu; daha yeni bir sanat anlay domadan, sanat ark eskisi
gibi dnmeye balamt. Eski kurumlarn yeniden canlla kavu
turulmalarna karn, onlar canlandranlar hibir estetik lte sa
hip olmadklar gibi, byle bir lt benimseyecek yreklilikten de
yoksundular. Bu durum, Devrim sonras dnemde sanatn ne denli
gerilediini anlatmaya ve Romantizmin Fransada yerleebilmesi iin
neden daha yirmi yl beklemek gerektiini aklamaya yeterlidir.
6. ALMAN ROMANTZM LE BATI ROMANTZM

19. yzyln liberalizmi iin romantizm. Restorasyon Dnemi


anlayna ve gericilie dnmek demekti. Byle bir yorum, Alman
ya iin hakl bulunabilir, ama genel olarak tarihsel srecin yanl
anlalm asna yol amtr. Bu yanllk, bilim adanlan Alman ro
mantizmi ile Bat romantizmi arasnda bir aynn yapncaya ve birinin
gerici tekininse ilerici eilimlerden kaynakland sonucuna varn
caya dek srm tr. Sonunda elde edilen tablo, geree daha yakn
olmasna karn, siyasal adan bakldnda, gerek Alman romantiz
mi, gerekse Bat romantizmi iin ak ve tutarl bir anlatm yapla
mam ve gerekleri olduka basite indirmitir. Ancak daha sonrala
r Alman rom antizm i ile ngiliz ve Fransz romantizminin erken ve
ge evreleri arasnda, yani ilk romantik kuakla b ir sonraki kuak
arasnda geree uygun bir ayrm yaplabildi. Romantik geliimin
Almanyada ve Bat Avrupada deiik ynlerde gelitii. Alman ro
m antizminin balangtaki devrimci tutumdan gerici bir noktaya.
Bat rom antizm ininse monari yanls, tutucu bir gr asndan li
beralizme ulat anlalmtr. Bu aklama doru olmakla birlikte,
rom antizm i iyice anlatabilmek iin yeterli olamamtr. Romantik
akmn belirleyici zellii ,devrimci veya devrime kar, ilerici veya
gerici b ir ideolojiyi temsil etmesi deil, her iki duruma da usa aykr,
eytiimsel olmayan ve hayal rn yollardan varmasdr. Bu akmn
evrimci cokusu, tutuculuu gibi, dnya hakkndaki bilgisizliinden
ileri gelir; Devrimi, Fichteyi ve Goethenin VVilhelm Meistern co
kunlukla karlam as ile Kilise ve Kralla, valyelik ve feodalizme
kr krne bal olmas da tarihsel akn arkasndaki gerek g
dleri deerlendirememesinden ileri gelir. Belki de, aydnlar toplu
luu, F ransa gibi bir lkede bile, dnmeyi ve eyleme gemeyi
bakalarna brakmasalard, olaylarn ak deiirdi. Romantizm,
Devrim dneminde de, Devrim sonras ve Restorasyon dneminde
olduu kadar gze arpmaktayd. Dantonlar ve Robespierreler,
Chateaubriandlar ve de Maistreler, Goerreler, Adam Muellerler ka
dar gereki olmayan dogmacydlar. Genliinde Fichte'ye, Wil-
helm M eistera ve Devrime coku ile bal olan Friedrich Schle-
gel, yallnda ayn yaknl Metternich ve Holy Alliance iin du
yabiliyordu. Fakat Metternich, tutuculuuna ve gelenekiliine kar-
150 R O K O K O , K L A S S Z M V E R O M A N T Z M

n, romantik deildi; tarihilik (historicisme) [59] mitosunu, yasalk-


(legitimisme) ve din adamlarnn siyasal gcn anlatma grevin;
edebiyatlara brakmt. Gereki olan b ir insan,ne zaman kendi
karlar iin savatn, ne zaman dierlerinin karlarna teslim oldu
unu bilen kiidir. Diyalektik dnen insan ise, belirli bir tarihse!
olayn, ksaltlarak anlatlmas olanaksz birtakm gd (motive)ler
ve olaylarn bileiminden olutuunu kabul eden kiidir. Gemii ok
iyi deerlendirmesine karn, romantik kii, kendi yaad a, ta
rihe gre yorumlamaz ve onu diyalektik olmayan bir dnce ile yar
glar. Kendi amn gemi ile gelecek arasnda bir gei noktas
olduunu, duraan ve dinamik elerin atmasn temsil ettiini
anlayamaz.
Romantizmin bir hastalk belirtisi olduunu ileri sren Goethe
nin bu sav ki Goethenin kastettii anlamda bu sav kabul etmek
gtr, modem psikolojinin nda yeni bir anlama kavumu
tur. Eer romantizm olaylarn yalnzca gerilim ve atmalarla dolu
ynn grr, tarihin diyalektiinde yalnzca tek bir olay nemse
yip, onu dierlerinin zararna olacak biimde yceltiyorsa; eer by-
lesine tek yanl bir davran, bylesine abartlm ve hak ettiin
den fazlasn vermeye ynelik bir tepki ruhsal dengeyi de bozacak
sa, romantizmi 'hastalkl' ya da 'salksz' bir akm olarak tanm
lamak hakl bir davran olur. Ne var ki, olaylardan korkan ve
huzursuz olan bir insan onlar abartr ve saptrr. Piskopos Butler:
Olaylar ve eylemler gerekte ne iseler odurlar ve sonular ne ise
o olacaktr. yleyse neden aldatlmak istiyoruz? diyerek 18. yzy
ln her trl aldatmacay reddeden, 'salkl' gerek anlaynn en
iyi tanmlamasn vermi olur (169). Bylesine gereki bir adan
bakldnda, romantizm, Nietzchenin de Wagner iin syledii gi
bi, karsavlan karsavlar olarak kabul etmeyen bir yalan, bir ken
di kendini aldatma eylemi olacak ve en ok kuku duyduu olay
konusunda en byk patrdy koparacaktr. Gemie snmak, ro
mantik yanlsamann biimlerinden yalnzca b ir tanesidir. Gelece
e, e bir deyile topyaya snmak da dier b ir eididir. Roman
tik insann sarld zne nemli deildir; nemli olan onun yaa
d gnden ve dnyann sonundan korkmasdr.
Romantizmin nemi yalnzca r aan bir hareket olmasnda
deildi. Bu akm, ayn zamanda ne kadar nemli olduunun da bilin
cindeydi (170). Avrupa'nn dnce tarihinde ok nemli bir dnm

[59] Historicisme: Metafizik ve dnceci tarihsellik anlay. Bak. Orhan Haner-


liolu, Felsefe Ansiklopedisi, cilt D, s. 329.
A L M A N R O M A N T Z M L E B A T I R O M A N T Z M 151

noktasn temsil ediyordu ve bu tarihsel neminin bilincindeydi. Go


tikten bu yana, hassasiyetin geliimi romantizmden ald itici gc
hibir akm dan alamam, sanat duygularnn arsna uyma hak
kn ve bireysel eilimini, bu kadar kesin bir biimde belirtememitir.
Rnesanstan bu yana srekli olarak ilerleyen ve aydnlanma hareketi
srasnda tm uygar dnyada en nemli yeri tutan aklclk, en san
cl gnlerini yaamaktadr. Usavurma, usun dirilii, canll ve ye
nilmezliine duyulan inan ve kendi kendini denetleme yetenei de,
Ortaa, spernatralizm inin ve gelenekiliinin knden beri,
bu denli kmsenmemitir. Wordsworth'n dizginlenemeyen he-
yecansalln paylamayan Blake bile, steklerini baarabilenle
rin istekleri, baarlabilecek kadar zayftr demektedir. Usuluk,
bilimin ve gndelik ilerin ilkesi olarak ksa srede romantizmin
hm ndan kurtulmu, fakat Avrupa sanat romantik olarak var
ln srdrm tr. Romantizm yalnzca art arda tm uluslara
yaylp Ingilterede olduu kadar Rusya ve Polonya'da da geerli
olan evrensel bir edebiyat dili olarak kalmam, ayn zamanda,
Gotik devrinin doalcl veya Rnesansn klasisizmi gibi sanatn
geliiminde uzun sreli bir etken haline gelmitir. Hemen he
m en btn m odem sanat rnleri, heyecansal itepiler, modem in
sann tm ruh durum lar ve ilenimleri, inceliklerini ve eitlilik
lerini, romantizmin dourduu duyarla borludurlar. Modern sa
natn tm taknl, kargaas ve iddeti, sarho ve kekeleyen liriz
mi, lsz, esirgenmemi tehircilii de bu duyarlktan kmadr.
Ve bu znel ve bene dnk (egocentric) tavr, bizler iin o denli
kanlmaz ve olaan olm utur ki, soyut bir dnce dizisini bile,
duygularmzdan sz etmeden retemez olmuuzdur (171). Zihinsel
coku, us abas, usuluun sanatsal retkenlii, o derece unutul
m u tu r ki, klasik sanat yaptlar bile artk romantik bir duygunun
ifadesi olarak kabul edilmektedir. Marcel Proust, Klasik sanat
yaptlarn yalnzca rom antikler okuyabilirler, nk onlar bu ya
ptlar yazldklar gibi, rom antik olarak okurlar der (172).
19. yzyln tm sanatsal ynyle romantizme baml olmas
na karn, romantizm 18. yzyl rn olarak kalm ve tarihsel
adan sorunlarla dolu bir gei dnemi olduunun daima bi
lincinde olmutur. Bat Avrupa, bunun benzeri ya da bundan daha
ciddi bunalm lar geirm itir ama bir dnm noktasna eritiini
hibir zaman bu denli bir gle duymamtr. Bir kuan kendi
gemiine kar eletirel bir tavr taknp kltrn geleneksel yol
larn yadsmas, buna neden olarak da bunlarn kendi yaam g
rn ifade etmeye yaramadn ileri srmesi, ilk kez rastlanan
bir olay deildir. Bundan nceki kuaklar eskidiklerini anlayp ye
152 R O K O K O , K L A S S Z M V E R O M A N T Z M

nilenme gereini duymu olsalar bile, hibiri kendi kltrlerinin


anlamn ve raison d etre [60] ini bir sorun haline getirmemiler
ve bunun; akim kendi erevesinde mi, yoksa insanln kltr zin
cirinde mi gerekli olan bir para olduunu aratrmamlardr. R o
mantik bir duygu olan yeniden dou, yeni bir ey deildir. Rne
sans bu deneyi geirmi. Ortaa bile eski Roma'ya zenen yeni
lenme ve yeniden dou grntleri ile oyalanmt. Fakat hibir
kuak, daha nceki alardan treyip onlarn mirass olduunu,
romantikler kadar kavrayamam ve hibiri gemite kalan b ir
dnem ya da yitip gitmi bir kltr uyandrp, tekrarlamak konu
sunda bu denli kararl olmamtr. Romantikler, tarihte kendi a
larn anmsatan, benzer olaylar srekli olarak aramlar; gemite
gereklemi olan lkleri en nemli esin kayna olarak benimsemi
lerdi. Onlarn Ortaa ile aralarnda benzerlik grmeleri klasisiz-
min ilka klasisizmine uyum abalarna benzemez. Klasisizm, eski
Yunanllar ve Romallar rnek alrken, romantizm, gemii, d a
ha nce denenmi, yaanm olaylar olarak anmsar. Fakat rom an
tizmin bu duygusu, onun Ortaa ile olan ortak yanlarnn, Klasi-
sizmin, klasik Antika ile olan ortak yanlarndan daha fazla oldu
unu kantlamaz. Son zamanlarda yazlm olan ve romantizmi akl
lca zmleyen b ir yazda unlar okuyoruz; Bir Benediktin pa
paz Ortaa incelediinde, bu an iine yarayp yaramayacan
ve insanlarn o ada daha mutlu ya da daha dindar olup olm adk
larn dnmez. stelik bu papaz, kilise rgtlenmesiyle ilgisi y
znden ayn dinsel inanlar tayan bir kii olarak, tm inanlarn
sarslp tartmaya konduu devrim anda yaayan bir kiiden da
ha eletirel bir tavr alabilirdi. (173) Tarihte yaanm olan rom an
tik bir deneyin, insanda kendi yaad gne kar psikozlu kiilere
zg bir korku yarataca ve bunun sonucu olarak da gemie s
nma istei uyanaca doaldr. Fakat hibir psikoz bu denli ve
rimli sonular vermemitir. Romantizm, tarihe olan duyarln ve
kendi andan ne denli uzak ve yorumlanmas ne denli g olur
sa olsun, tarihsel olaylar konusunda verdii yerinde k ararlan ve
onlarn arasnda iliki kurma yeteneini bu psikoza borludur. Bu
ar duyarlk olmadan, romantizm kltr devamlln salaya
maz, klasik antik dnya ile modem kltrn arasndaki snrlan
izemez, Hristiyanl, Batnn tarihini blen byk bir ayrc
olgu olarak gremez ve Hristiyanlktan kma tm bireysel, yan
stc, zorunlu kltrlerin ortak romantik zelliklerini ortaya ko
yamazd.

[60] Varlk nedeni, varok nedeni.


A L M A N R O M A N T Z M L E B A T I R O M A N T Z M 153

Romantizm tarihsel bilincin farknda olmasa ve tm roman


tiklerin dncelerine egemen olan gnn anlamn aratrma me
rak olmasayd, 19. yzyl tarihilii (historicisme) gereklee
mez ve bylece dnce tarihinin en byk devrimlerinden birisi
oluamazd. Herakliti ve Sofist felsefelere, skolastik felsefenin
adclna (nominalisme), anamalcln dinamik bir biimde yak
lamasna ve 18. yzylda tarih biliminin ilerlemesine karn, ro
mantizm ortaya kmadan nce, Bat'nn dnya gr duraan
ve Parmenidesci idi, tarihsellikle de hibir ilgisi yoktu. Dnyadaki
dzenin doal ve doast ilkeleri, trebilimsel ve mantksal ya
salar, hakikat ve doruluk lkleri, insan yazgs ve toplumsal ku-
rumlarn erei gibi insanlk kltrnn en nemli deerleri, ak
ve deimez anlam lar tayan olgular olarak kabul edilmi ve on
lara sonsuza dek srecek yetkinlikler (entelekheia) ya da 'doutan
dnceler' (idees innees) gzyle baklmt. Bu ilkelerin dei
mezliine ve srekliliine inanldndan, tm deiim, geliim ve
farkllamaya aldrlmam, bunlar gelip geici olaylar olarak ka
bul edilmitir; tarihsel zaman iinde oluan akmlarn tm, bu il
kelere nfuz edememi gibidir. Ancak Devrimden ve romantik
akmdan sonra insann ve toplumun doasnn evrim geirebilecei
ne, dinamik olabileceine inanlmaya balanmtr. nsanln ve
kltrn sonu gelmez bir deiim ve savam iinde olduu, en-
tellektel yaammzn, gemiten gelecee bir eyler aktarma nite
lii tayan bir sre olduu dncesi, romantizmin verisidir ve
amzn felsefesine en nemli katkda bulunan dnce biimi
budur.
'Tarihsel dnce' erken romantizm devrinde de vard ve bu
devrin entellektel geliiminde itici bir g durumunda idi. Aydn
lanma hareketi, Montesquieu, Hume, Gibbon, Vico, Winckelmann
ve Herder gibi tarihiler yetitirip, tarihsel olann, kltrel deer
lerin kaynaklarna ters dtn ileri srmekle kalmam, bu de
erlerin greliliini (relativite) de anlayabilmiti. O an estetik
anlay, edeerde birka eit gzellik bulunduunu, gzellik kav
ramlarnn fiziksel yaam koullar kadar eitli olduunu ve 'bir
in tanrsnn bir mandarin kadar iman karma sahip olduunu'
kabul etmiti (174). Btn bu uyanlara karn, aydnlanma tari
hinin felsefesi, tarihin, deimezliine inanlm olan 'us'u akla
maya yaradna ve tarihsel geliimin, balangtan beri bilinen bir
gayeye doru ilerlediine inanan dnce zerine kurulm utur. 18.
yzyln tarihsellikten uzak kalmasnn nedeni, tarihe olan ilgisiz
lii veya insanlk kltrnn tarihsel olma zelliini kavrayama
mas deil, tarihsel geliimin niteliini yanl anlamas ve onu ileri-
154 R O K O K O , K L A S S Z M V E R O M A N T Z M

ve dnk bir sreklilik olarak tanmasyd (175). Friedrich Schlege


ve Novalis, tarihsel ilikilerin mantksal doaya sahip olmadn ve
'felsefe'nin temelde tarihe aykr bir bilim olduunu ilk kabul eden
kiilerdir. Her eyden nce, tarihsel yazg diye bir eyin v ar oldu
unu kabullenme ve biz tam anlamyla biziz; nk geriye b a k t
mzda zel bir eit tarih gryoruz dncesi, rom antizm in ge
tirdii bir yeniliktir. Bu tr dnceler ve onlarn yanstt ta rih
ilik, aydnlanmaya tmyle aykr olgulardr. nsan usunun, siya
sal kurumlarn, hukukun, dilin, dinin ve sanatn zelliklerinin an
cak tarihlerine gre saptanabilecei dncesi ve tarihsel y aam n ,
bu olgularn en yaln, en zl biimde belirlendii bir evren o ld u
una inanmak, romantizm hareketinden nce dnlemezdi. Bu
tarihiliin nerelere vardn, Ortega y Gassetnin abartlm b ir
formlnde gryoruz: nsann doas diye bir ey yoktur. nem li
olan onun gemiidir (176). Bu gr, ilk bakta cesaret v erici
olmasa da, burada da tm romantik akmda olduu gibi, iy im ser
lik ile ktmserlik, eylemcilik ile yazgclk arasnda kart a n la m
lar ieren bir yaklamla karlayoruz.
Romantik akm, yorumcu (hermeneutique) sanatn, ta rih se l
benzerlik ve yaknlklara olan ilgisini ve gemiin sorunlu ve ta r
tmal ynlerine olan duyarln, bize miras olarak b rak m tr.
Bir de bunlarn yan sra, bu akmn tarihsel gizemciliini, tarih sel
gleri kiiletirme ve mitletirme eilimini, ksacas, tarih sel ol
gularn, bamsz ilkelerin ilevlerinden, bildirilerinden ve biim
olarak belirlenmelerinden olutuuna inanan dnceyi de alm
oluyoruz. Bu dnce biimine aydnlatc ve ifade gc yksek bir
ad verilmitir: Trmc (emanatistic) mantk (177). Bylece ilgi,
tarihin soyut bir adan kavranmasna ekildii gibi, ayn zam anda
byle bir yntemin gerektirdii bilinli bir metafizie ynetildi.
Bu manta gre tarih, yapan bilinmeyen glerin egemen olduu
bir dnya, bireysel tarihsel olgular iinde yeterince ifade bulam a
m olan yksek dncelerin temelidir. Platoncu metafizik, halk
esprisinin modas gemi romantik kuramlarnda, ulusal edebiyat
larn halk sylencelerinde ve Hristiyan sanatnda ifade bulduu
gibi, hl geerli olan 'sanatsal ama' (kunstvvollen) kavramnda
bile kendini gstermektedir. Riegl bile, bir lde romantiklerin
abartlp iirilmi tarih anlaylarnn etkisindedir. Riegl, b ir an
sanatsal yaklamn, amalarn en gl tepkilere kar savunup
onlar kabul ettiren etkili bir kii olarak grr. Bu kii kimi za
man destekleyicilerinden habersiz, hatta onlarn istekleri olmadan
baarya ular. Tarihteki byk sluplar, karl bulunamayan,
hibir eyle kyaslanamayan, yaayan veya len, deerini yitiren ve
A L M A N R O M A N T Z M L E B A T I R O M A N T Z M 155

yerini baka bir sluba brakan bamsz bireyler olarak kabul eder.
Sanat tarihini bu slupsal olgularn artarda gelmeleri olarak ele alan
anlay, tarihsel glere kiilik veren romantik grn en yaln rne
idir. Bu slupsal olgularn her biri birey olarak deerlidirler ve
kendi standartlarna gre llrler. Gerekte, insan esprisinin en
dikkate deer yaratlarnn daha ilk batan beri bilinen bir amaca
ynelik, uzun uzadya dnlerek karar verilmi, dmdz bir ge
liim sonucu ortaya km olmalar dnlemez. Homerin des
tanlar, A ttik devri tragedyas, Gotik devrin mimari slubu ve Sha-
kespearein sanat, tekdze (uniform) ve kesin bir sanatsal ama
sonucu ortaya km deildirler. Bunlar, zaman ve mekan ile ko
ullanm birtakm gereksinmeler ve daha nceden var olan ya da
ounlukla dtan gelen, elverisiz ortamlarda yaratlmlardr.
Baka bir deyile, bu yaptlar, zgn anTaca .yaklat lde ondan
uzaklaan teknik yeniliklerin rn ve kimi zaman sanatsal sorun
ile hibir ilgisi olmayan bir anlk kaprislerden, bireysel deneylerden
ve yaanm akta olan dakikalardan alnm motiflerden kma rnler
dir. Sanatsal ama kuram, tmyle tutarsz ve ayntrden (hete-
rogeneous) bir geliimin sonucunu, en nemli ilke olarak benimser.
Fakat 'adlardan yoksun olan sanat tarihi' doktrini, gerek kiilik
leri, sanatn geliiminde etkin birer etken olarak kabul etmediin
den, tarihsel glere kiilik veren bu anlayn yalnzca bir yn
dr. B urada sanat tarihi, kendi i ilkesini izleyen ve bamsz sa
natsal kiiliklerin baarsna, vcudundaki tek bir organ yitiren
bir hayvandan daha fazla katlanamayan bir olay karakterini kaza
nr. Eer tarihsel zdekilik, kltrel yaplar reten aralarn ni
teliklerini belirlemee yaryorsa, ekonomik gerein, tarihte, Riegl ve
Wfflin gibi rom antiklerin 'sanatsal ama' veya ikin form ya
sas (im m anent formal law) gibi idealist yorumlar kadar saltk bir
rol oynadn dnm, olaylar romantik bir adan deerlendir
mi, gerekte ok daha karmak olan bir sreci yalnlatrarak sun
mu ve tarihi maddecilii, tarihin trmc mantkla yorumlan
eitlerinden biri olarak kabul etmi oluruz. Tarihsel zdekiliin
gerek anlam ve romantik akmdan bu yana tarih felsefesinde at
lan en nemli adm, tarihsel geliimlerin, biim ilkeleri, dnce
ler ve kendilik [61] lerden ya da aslnda tarihsel olmayan
doalarnn sadece 'biraz deimi durumlarn reten ve a
a karan tzlerden kmadm anlamak ve tarihsel gelii
min eytiimsel bir sre olduunu kabul etmektir. Bu sre
cin iinde tm etkenler srekli devinim halindedirler ve dur-

[61] Kendilik (entitc), en ak anlamda herhangi bir eyin gerei demektir.


156 R O K O K O , K L A S S Z M V E R O M A N T Z M

madan anlam deitirirler; hibir ey duraan deildir ve za


mana uyduu srece geerli sayld gibi, tek tarafl etkin de ola
maz. Burada gerek zdeksel ve entellektel, gerekse ekonomik ve
ideolojik olsun, tm etkenler birbirlerine baml olarak bir araya
gelmiler, baka bir deyile, tarihsel adan aklanabilen tm olay
lar, bu karlkl etkileim sonucu domulardr. En ilkel ekonomi
bile rgtlenmi bir ekonomidir; onu incelediimizde, entellektel
rgtlenme biimlerinin tersine, bamsz ve anlalr gibi olan mad
di nkoullardan ie balamamz gerekir.
Kltrn tam anlamyla yeniden ynlendirilmesiyle ilikili olan
tarihsellik, derin varolumsal (existantial) deiimlerin ifadesi ol
mu, toplumu temelinden sarsan byk bir deiiklie yol am
tr. Siyasal devrim, snflar arasndaki snrlan ykm, ekono
mik devrim ise, yaamn devingenliini inanlmaz derecede arttr
mtr. Romantizm, yeni toplumun ideolojisi idi ve saltk (mutlak)
deerlere inanmayan, deerleri ancak onlarn greliliklerine ve ta
rihselliklerine gre len bir toplumun dnya gr olmutur. Bu
toplum, eski kltrn kp yenisinin olumasna tank olduun
dan, her eyin tarihsel varsaymlara bal olduuna inanyordu.
Toplumsal yaamda tarihsellie duyulan romantik ilgi o denli de
rindi ki, tutucu snflar bile, ayrcalklarn ve taleplerini hakl gs
termek iin tarihsel kantlar gstererek, daha eski alara inen
kklere sahip olduklarn ve lkenin tarihsel kltrnde her zaman
salam kkler salm olduklarn ileri sryorlard. Fakat imdiye
dein ileri srld gibi tarihsel dnya gr, tutucularn yarat
t bir olgu deildir. Tutucu snflar onu yalnzca kendi amalar
na uydurmular ve hakiki amacndan saptrarak baka bir yne
sevketmilerdir. lerici orta snf sosyal kurumlarn tarihsel kken
lerinde kendi mutlak geerliliine kart kantlar grrken, ayrcalk
larn hakl gsterecek hibir zellikleri bulunmayan tutucu snflar,
yalnzca 'tarihsel haklarna, uzun gemilerine ve kendilerine eski
alarda ncelik tannm olmasna snmlardr. Bu durum ta
rihsellie yeni bir anlam kazandrd. Tarihsellik ile stn-dnyasal
geerlilik arasndaki antitezin yerine tarihsel geliim yeni bir anlam
kazand. Bylece bir yandan tarihsel ak ile kademeli evrim ara
snda bariz bir kartlk dodu; dier yandan kiisel mantksal bir
deerlendirme reformu da gerekleti. Buradaki antitez zaman ile
zamanszlk, tarih ve m utlak varolu, pozitif yasa ve doal yasa ara
snda deil; 'organik geliim ile bireysel rastgeleilik arasndayd.
Tarih, entellektel ve maddesel varlklar tehlikeye dm
olan her yatan insann ve zellikle, yalnz Almanya'da deil, Bat
Avrupa'nn dier lkelerinde de haklan ellerinden alnm olan ve
A L M A N R O M A N T Z M L E B A T I R O M A N T Z M 157

besledii emellerde d krklna urayan aydnlar takmnn, s


nma lim an durum una gelmi, Alman aydnlarnn yazgs olan si
yasal geliimlerde etkin olamama' durumu, imdi tm aydnlar ta
rafndan paylalan, Avrupa apnda bir yazg olmutur. Aydnlan
ma a ve Devrim, insanlarn ar mitlerin peinde komalar
na, usun snrsz egemenliine, yazar ve dnrlerin saltk otoritele
rine inanlm asna yol amtr. 18. yzylda yazarlar, Bat'nn entel-
lektel nderleri durumundaydlar ve reform hareketinin gerisindeki
dinam ik gc oluturduklar gibi, ilerici snflara yn veren ki
ilik lksn de temsil ediyorlard. Devrimden sonra bu durum
deiti. Yazarlar artk Devrim'in sorumlular olarak kabul ediliyor
lar ve az ya da ok i yaptklar iin knanyorlard. Bu durgunluk
ve zihinsel fel dneminde saygnlklarn korumalar, olanak
szm gibi grnyordu. Egemen olan gerici glerle ayn
gr paylap onlara hizmet etmelerine karn, 18. yzyln filo
zoflar kadar doygun ve honut olamyorlard. ounda sonuna
dek etkisiz kalma korkusu ve toplumdaki ilevlerini yitirmi olma
duygusu vard. Sonunda bu kiiler gemie snarak onu tm d
ve isteklerinin gerekletii dnce ile gereklik, kii ile evren,
kii ile toplum arasndaki gerilimlerden arnm bir dnya olarak
grmeye baladlar. Alman romantizminin eletirmenlerinden biri
Romantizmin kkleri, evrenin sknt ve aclarna dayanr der.
Bu yzden insanlar rom antik ve ili olduklar lde mutsuz ola
caklardr (178). Olaslkla, Avrupa'daki en mutsuz toplum Alnan
lard. te yandan Bat toplumlarnn hibiri hi deilse hibir top
lum un aydnlar snf kendi lkesinde rahat ve gven iinde de
ildi. Yeni kuaa yurtsuzluk ve yalnzlk duygusu egemen olmu,
dnyaya bak alar bu deneyden etkilenmiti. Bu duygu saysz
biim ler altnda kendini gstermi ve kama, snma atlmlar ile
ifade edilm iti. Kama giriiminin en yaygn olan gemie sn
makt. topya'ya ve peri masallarna, bilinsizlie ve fantastik olana,
gizemlilie ve tekin olmayana, ocuklua ve doaya, dlere ve l
gnla snmak, ayn yalnzlk duygularnn deiik biimlerde
ifade bulm as, aslnda sorumsuzlua, acdan ve gerilimden yoksun
olan bir yaama duyulan zlemdi. Btn bu kama istekleri ve at
lndan, 17. yzyl klasisizminin bazen zek ve incelikle, bazen de hid
det ve tella, am a her zaman srarla savat kargaaya ve dzensiz
lie doru ynelmiti. Klasiki kii, gerei ele geirmi olduunu sa
nyordu, kendi kendini ynetmeye alk olduu yaamn ynetilebi
leceine inand iin bakalar tarafndan ynetilmeyi kabul ediyor
du. Rom antik kii ise dtan gelecek her trl baa karyd; kendini
bakalarna teslim edemez ve son derece gl ve ezici b ir gerein
158 R O K O K O , K L A S S Z M V E R O M A N T Z M

karsnda savunmasz kaldna inanrd. Bylece gerei kendince


kmserken ayn zamanda onu ycelterek tanrlatrm olurdu.
Bu nedenle kimi zaman geree kr krne teslim olurken kimi
zaman saldrrd. Fakat kendisini hibir zaman gerekle eit d u ru m
da gremedi.
Romantikler, sanat ve dnya grlerini anlatrlarken 'yurtsuz-
luk szc veya dncesini kullanmadan edemezler. Novalis fel
sefeyi yurt zlemi ya da her yerde, kendini kendi yurdundaym
asna grmek diye tanmlar ve peri masallarn, yurdun, h er yer
de olduunun ya da hibir yerde bulunmadnn d olarak ka
bul eder; Schillerin bu dnya ile ilgisi olmayan her ynn ver.
Oysa Schiller, romantikler iin yurt zlemi eken srgnler diye
sz edecektir. Romantiklerin hi durmadan amasz olarak gezip
durmaktan, hibir zaman ele geirilemeyecek olan 'mavi iekten,
aradklar lde katklar yalnzlktan, hem hibir anlam tam a
yan, hem de her ey olduuna inandklar sonsuzluk'tan sz etm e
lerinin nedeni budur. Yreim her eyi istiyor, her eyi arzuluyor,
her eyi ieriyor. Aklm ve dncelerimi gerektiren bu sonsuzun
yerini ne alabilir? Bu szckleri Senancourun Obermann adl ya
ptnda okuyoruz. Burada sz edilen herey'in gerekte hibir e
yi iermediini ve bu 'sonsuz'un da hibir yerde bulunmadn bi
liyoruz. Bir yurda ve eriilmesi g olana duyulan zlem gibi duy
gular, romantikleri oraya buraya datmtr. Ellerinin altnda olan
karmlar, yalnzlktan yaknrlarken bilinmeyene, deiik ve uzak
olana erimeye abalayp insanlardan kamlardr. Dnyaya ya
banclam olmaktan yaknmakla birlikte, kabullenip byle b ir
dnyay istemeye de balamlardr. Bu nedenle Novalis, rom antik
iiri, ekicilii olan acaip grnme sanat ve b ir konuyu eriilmez
ve uzak olarak gstermesine karn, onu bildik ve haz verici yap
masn bilen sanat' olarak niteler ve yle der: Eriilmez gibi g
rnen her ey romantik ve iirsel olabilir; sradan olan eylere gi
zemli bir grnt verilerek, bildik eylere 'bilinmeyen' olma niteli
i yaktrlarak ve sonu olan eylere 'sonsuzluk' zellii kazandr
larak her ey romantikletirilebilir. 'Bilinmeyen olma stnl'!
Bir kuak nce, hatta birka yl nce, akl banda b ir kii byle-
sine sama szler syleyebilir miydi? nsanlar usavurmann, bilgi
nin, saduyunun akll ve ciddi bir gerekliin stnlnden sz
edebilirlerdi, ama bilinmeyen olma stnl kimsenin aklna gel
mezdi. Onlar bilinmeyen'i yakalayp, zararsz duruma getirmeye a
lyorlard; onu vp insandan stn grmek, entellektelcesine ca
na kyma ya da kendi kendini ykmak demekti. Novalis b u rad a yal
nzca romantikleri tanmlamakla kalmaz, b ir olay rom antik klma-
A L M A N R O M A N T Z M L E B A T I R O M A N T Z M 159

mn reetesini de vermi olur. Nitekim romantik kii romantik ol


maktan m utlu deildir; o romantizmi bir yaam lks veya ya
am politikas yapmtr. Yaam romantik bir biimde gstermek
istedii gibi, onu sanata uydurmak ve estetik topyac bir yaama
dalm ak istem ektedir. Bu 'romantikletirme eylemi, yaam yaln
latrp tek dzeye indirgemek, tarihsel olgular skc diyalektiin
den ve zmlenemeyecek elikilerinden arndrmak ve romantik
istek-dolduran dler ve fantezilerle yaam arasndaki kartlklar
hafifletm ektir. Sanat yaptlarnn her biri gerein bir destan ya
da grnts saylr ve sanatlarn tm gerek yaam topya ola
rak gsterirler. Fakat romantizmde bu topist nitelik, dier sanat
alanlarnda olduundan ok daha yaln ve dolgun bir biimde ifade
edilm itir.
'R om antik kinaye (irony)ler kavram, esas olarak sanatn ya
nlsama ve kendi kendine telkinden baka bir ey olmadn kabul
eden anlay zerine temellenmitir. Sanat, kendi kendini bilinli
olarak aldatm a diye nitelemek, (179) romantizmden ve Coleridgein
nanszln iradi duraksamas' (180) gibi dncelerinden kaynak
lanr. Bu davrann bilincinde olmak ve bile bile byle hareket et
mek, klasik a-usuluunun hl sregelen bir zelliidir. Roman
tizm zam anla bu davrantan vazgemi ve onun yerine bilinsiz
olarak kendini aldatma, duyularn anestezisi ve uyuturulmas, ince
alay ve eletirel davranlardan kanma gibi eylemleri getirmitir.
Filim lerin etkisi esrar ve alkoln etkisi ile bir tutulmu, sinemalar
dan kp gecenin karanlna karan toplum, iinde bulunduu
durum u anlatam ayan ya da anlatmaya yanamayan sarho esrar
keler olarak nitelendirilmitir. Fakat bu etkinin sorumlusu yalnz
ca film ler deil, ayn zamanda romantik sanattr. Klasisizmde de
okuyucu ya da seyircide yanlsamalar yaratmak ya da duygular
harekete geirmek amac gdlmtr bunu yapmak istemeyen
sanat zaten yoktur, ne var ki bu an yaptlar daima retici
bir rnek niteliindedirler. Bir benzeti ya da insanlar iine alan,
onlar konuyla btnletiren simgelerle doludurlar. Seyirci bu etki
yaratm a abalarna gz yalar, lgnlk ve baylma krizleri ile cevap
vermese de, bu arada toplumda yeni dnceler domakta ve in
san yazgsnn daha iyi anlalabilme olana salanmaktadr.
Devrim sonras dnemi genel bir d krkl yaratm tr. Dev
rim in getirdikleri ile sadece yzeyden ilikili olanlar iin bu d
krkl Conventionla, gerek devrimciler iinse 9 Thermidor ile
balamtr. Birinci topluluk kendisine Devrimi hatrlatan olayla
rn tm nden nefret etmeye balam, kincisi ise yeni geliimlerin
oluturduu her dnemde, nceleri birlik olduu dostlarnn ha
160 R O K O K O , K L A S S Z M V E R O M A N T Z M

netini daha iyi anlar duruma gelmitir. Bandan beri Devrim'i b ir


kbus olarak grenler iinse yeni durum ackl ve sancl b ir uya
n olmutur. Bu topluluklarn tm yeni dnemi bo ve nem ini
yitirmi olarak gryorlard. Aydnlar snf giderek toplumdan e
kilmi, entellektel ynden retken olan eler, kendi z yaam la
rn srer olmulard. V atandaa kart olarak philistine [62]
ve 'burjuva' kavram domu, sanat ve yazarlarn entellektel
ve zdeksel varlklarn borlu olduklar snflardan nefret etm ele
rine neden olan garip ve beklenmedik bir durum ortaya km t.
Romantizmin bir orta snf hareketi olduu bilinen bir gerekti. B u
hareket, Klasisizmin kurallarndan, saray aristokratlarna zg sz
sanat ve yapmacktan, yksek dzeydeki sluptan ve ince dilden
tmyle ay n bir dorultuda gelimi yetkin bir orta snf edebiyat
okulu oluturmutu. Aydnlanma ann sanat, devrimci eilim i
ne karn, klasisizmin aristokratik beenisi zerine kurulm utu.
Yalnzca Voltaire ve Pope deil, Prevost ve Marivaux, Swift ve
Steme de 19. yzyldan ok 17. yzyla yakndlar. Romantik san a t,
her eyden nce itiraflar haykran, yaralar aa karan bir in sa n
belgeselinden ibaretti. Aydnlanma ann edebiyat ^burjuvay
verken, amac daha st snflara saldrmakt; romantik akm, b u r
juvann insanlk llerine uyduuna inanan ve onu insan rnei o la
rak kabul eden ilk sanattr. Romantizmi temsil edenlerin soylu ev
relerden gelmi olmalar romantizmin burjuva sanat olma zellii
ni, bu akmn Filistinizme aykr (anti philistinism) b ir k l
tr politikas gds kadar etkilemez. Novalis, von K leist,
von Arnim, von Eichendorff ve von Chamisso, Vicomte de
Chateaubriand, de Lamartine, de Vigny, de Musset, de Bo-
nald, de Maistre ve de Lamennais, Lord Byron, ve Shelley,
Leopardi ve Manzoni, Pukin ve Lermontov gibi sanatlarn
tm aristokrat ailelerden gelmilerdi. Bu sanatlar b ir de
receye kadar aristokratik dnya grn yanstmakla birlikte, ro
mantik hareketin balad srada edebiyat, serbest pazar iin, e
bir deyile orta snf iin yazlmaya balanmt. Bu toplum ara sra
kendi karlarna ters decek siyasal dnceleri de kabul edebili
yordu, ama ayn topluma, dnyay 18. yzyln soyut entellektel ka
lplar ve kiilii olmayan bir slup iinde sunmak artk olanakszla-
mt. Bu topluma en iyi uyan dnya gr usun zerklii ve kl
trn bireysel alanlardaki kati hakimiyetiydi. Kantdan bu
yana Alman felsefesine egemen olan bu dnceler, orta snf z
grlne kavumadan gerekleemezdi (181). Romantik akma dek

[62] Dar kafal ve rahatna dkn kii.


ALMAN ROMANTZM LE BATI ROMANTZM 161

kltr kavram , insan usunun baml olduu dncesini yanst


yordu. an dnya grne ister dnya hazlarndan el etek ek
mi kilise toplumu, ister dnyadan payn alan yiitlik anlay ya
da aristokratik-saltk dnce egemen olsun, us daima sonuca var
mak iin b ir ara olarak kullanlm, hibir zaman kendi ikin
am alarn gdememiti. Entellektel zerklik dncesi, eski ba
larn koparlm as, tanrsal dzenin yannda usun bir hi olduuna
ve onun kilise ve dnyasal hiyerarinin yanndaki nemsizli
ine inanan dncenin geerliini yitirmesi, baka bir deyile, ki
inin kendi kendisine bavurmasyle gerekleebilmitir. Bu d
nce ekonom ik ve siyasal liberalizm ile uyumludur ve sosyalizm,
yeni b ir ykm llk ve grev duygusu yaratncaya ve tarihsel z
dekiliin yeniden usun zerkliini etkisiz duruma getirmesine dek
yaygnln korudu. Bu nedenle bu zerklik, romantizmin birey
sellii gibi, 18. yzyln toplumunu temelinden sarsan atmann
nedeni deil, doal bir sonucudur. Bu dncelerin hibiri yeni de
ildir, ancak tarihte ilk kez, birey topluma ve kendisiyle mutluluu
arasna giren her eye kar gelmitir (182).
Romantizm , dnyann maddeciliini dengeleyebilmek ve usu bur
juvalar ile burjuva rahatna erimi, 'philistine'lerin dmanlklar
na kar koruyabilmek iin, bireyselliini fazla ileri gtrd. Erken
rom antizm dnemindekilerin de yapmak istedikleri gibi, imdiki
rom antikler de, estetizmleri ile, dnyadan el etek ekerek rahatsz
edilmeden yaayabilecekleri bir evren yaratmak istediler. Klasisizm,
gzellik kavram n, hakikat kavram ile bir tutmu, baka bir de
yile, onu, yaamn tm n denetleyen evrensel bir geerlie sahip
insanlk standartlarnn zerine oturtmutur. Fakat Musset, Boileau
nun szlerini ters bir biimde yorumlayarak yle der: Hibir ey
gzellik kadar gerek olamaz (Rien nest vrai que le beau). Ro
m antikler, kendilerini yeni bir aristokrat snfm gibi kabul etti
rerek toplum un st tabakalarna ykselmek istediklerinden, yaa
m sanat ltlerine gre deerlendirmiler, fakat kart anlamlar
tayan davranlarnn egemen olduu dnya gr, onlarn sa
natla olan ilikilerinde de ifade edilmitir. Goethenin sanatnn
doas sorunu onlar rahatsz etmeye balamt. Sanat bir yandan
daha stn bilgiye sahip olma, dinsel esrime ve tanrsal esin ola
rak kabul edilirken, dier yandan gnlk yaamdaki deeri ynn
den tartlm aktayd. Wackenroder'in de dedii gibi: Sanat insan
batan karan yasaklanm bir meyvedir. Onun zndeki en tatl
suyu tadan, etkin ve yaar durumdaki dnyadan ayrlm olur. Gi
derek daha ok haz bulduu kk kesine ekilir...!' Sanat yle
bir zehirdir ki, onu ien sanat, yaama, yalnzca bir blmn oy-
STT il
162 R O K O K O . K L A S tS Z M V E R O M A N T Z M

nad bir oyun gz ile bakar. Sahnesi, onun rnek olarak benim
sedii dnya, ekirdein iindeki zdr. Gerek yaam ise ekirde
in kabuu, kendi rneinin yamalar iindeki bir benzeridir.
Schellingin zdelik sistemi de, Keatsin aadaki szleri ile yap
t gibi, bu elikiyi amak iin yaplm bir atlmdr (183): Gzel
lik hakikat (verite), hakikat ise gzelliktir. Gene de romantik d n
ya grnn temel zellii estetikiliktir ve Heinen klasisizmi ve
romantizmi. Alman edebiyatnn sanat dnemi (Kunstperiode) ola
rak tanmlamas, doru bir davrantr.
Romantikler her eyin ztlklarla dolu olduuna inanrlar; ta
rihsel durumlarnn sorunsal doas ve duygularnn i atm as
tm davranlarna yansmtr. nsanln ahlaksal yaam dei
tike, ben (ego) ile evren, igd ile us, gemi ile bugnn a ra sn
daki srtmelerin iddeti de artmaya balamtr. Fakat rom an
tizmde bu atmalar, bilincin balca verisini olutururlar. Yaam
ve us, doa ve kltr, tarih ve sonsuzluk, yalnzlk ve toplum, dev
rim ve gelenek, artk birinden birinin yelenmesi gereken ahlaksal
seenekler ya da mantksal ilintiler olarak deil, her ikisinin de b ir
den kabul edilmesi gereken olaslklar durumundadrlar. Henz b u
olaslklarn diyalektik kartlklar tartlmyor ve onlarn iba-
mllklarn ifade edecek bir sentez aratrmas yaplamyor
du. Bu elerle yalnzca deneyler yaplyor ve onlarla dilen
dii gibi oynanyordu. dealizmin ve tinselciliin, usaayknl-
n ve bireyciliin kartlar olmadan tek balarna egemen
olmalar dnlemezdi. .Tersine bu akmlar, doalcla yatkn
olduklar kadar ortaklaacla (collektivisme) da eilimlidir
ler. Salam ve 'kendiliinden' olan felsefeci tavrlarn artk sonu gel
mitir; imdikilerin tm dnl (reflexive), eletirel ve sorunsal
tavrlardr. Bu tavrlarn tmnn karsavlar bulunmaktadr ve
bu karsavlar daima gerekleebilir niteliktedirler. nsan usu artk
18. yzyldaki kendiliinden olma' zelliini kaybetmitir. Tinsel
ilikilerin i anlamazl ve kartlar olarak anlamll o denli
ileri gitmitir ki, romantiklerin, hi deilse ilk Alman romantikleri
nin, romantik olan kendilerinden uzak tutmaya aba gsterdikle
ri bile dnlmtr (184). Friedrich Schlegel ve Novalis, duygu
sallklarn yenmeye almlar ve tm znellik ve duygusallklar
na karn, dnya grlerini salam ve evrensel geerlii olan bir
dnce zerine oturtm ak istemilerdir. Erken romantizm ile ro
mantizm arasndaki temel deiiklik budur; 18. yzyldaki duygucu-
luun yerini, ar boyutlara ulam bir duyarlk ve 'yrein ve
ruhun artm olan izlenim gc almtr. Gzyalar akmaya de
ALMAN ROMANTZM LE BATI ROMANTZM 163

vam ederken, heyecansal tepkiler ahlaksal deerlerini yitirmeye ve


giderek toplum un aa tabaklarna kadar dmeye balamtr.
R om antik ruhun i kavgas, romantik a edebiyatnda sa
ysz eitler ve biimler altnda grlen ve romantik bir us iin
daima var olan 'ikinci ben figrnde olduu kadar hibir yerde do
laysz ve anlam l olarak ifade bulamamtr. Bu idee fixein (sap
lant) kayna, dayanlmaz bir ie bak iradesi, kendi kendini gz
lemlemeye duyulan delice bir eilim, kendini bilinmeyen, tekin ol
mayan garip b ir yabanc gibi grmeye zorlanmaktr. kinci ben
kukusuz b ir kama atlmdr ve romantiklerin kendi tarihsel ve
toplumsal durum larn kabul etmelerindeki yetersizliklerini ifade
eder. R om antik kii, hi dnmeden karanlk ve iki anlaml, d
zensiz ve esrik, eytans ve dionisiyak [63] olan her eye dald gibi,
kendini ikinci benliine atar ve orada aklc yollarla sahip ola
mad gerekten kurtulduuna inanr. Gerekten bylesine kaar
ken, bilinaltn bulgulam olur. Bilinalt usu dncenin erie
meyecei b ir yerde, gven iinde saklanmakta ve kiinin istek dolu
dleriyle sorunlarn usa aykr bir biimde zmlemesinin kay
nan oluturm aktadr. Kii bylece 'kiiliinde iki ruhu birden ta
dn farkeder; iinde kendi gibi dnp ayn eyleri duyma
yan baka b ir kiilik bulunm aktadr ve ruhunda eytan ile eyta
nn yarglaycsn bir arada tadnn bilincine varr; ksacas,
psikanalizin temel gereklerini bulmu olur. Bu kii iin usaaykr
olan eyleri bilinli bir biimde denetleme olana yoktur. Bu yz
den bilinsizlii, karanlk igdleri, ruhun esrik ve dsel durum
larn ver ve onlarda, ciddi, souk ve eletiriye dayanan fikri yapda
bulamad doygunluu bulur. 'La sensibilite n'est guere la qualite
dun grand genie... Ce n'est pas son coeur, c'est sa tete qui fait
tout' (185) [64]. Bu sz Diderot tarafndan sylenmitir. Dier yan-
dansa her eyin mantksal salto mortale [65] den gelmesi beklenmek
tedir. Bu nedenle dorudan deneylere ve ruh durumlarna inanlr,
bir anlk ve gelip gemekte olan izlenimlere teslim olunarak,
Novalisin szn ettii 'rastlantsal olaya, taplr. Karklk nedenli
bol olursa, ondan doacak parltnn da o denli parlak olaca d
nlmektedir. Bylece gizemli ve geceleri meydana gelen olaylara,
acayip ve biimsiz olana, korkun ve hayaletlerle ilgili eylere, ey
tan ve llere ilikin konulara, hastala ve ecinsellie duyulan

[63] Yaama trajik ynden bak.


[64] Bir dehann kalitesini duyarlk saptayamaz... O her eyi yrei ile deil, ka
fas ile yapar.
[63] lm kalm atlm.
164 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

ilgi artarak bu olgulara taplmaya balanmtr. Eer Goethenin


yapt gibi, romantizmi hastane iiri olarak nitelersek ona byk
bir hakszlk yapm oluruz. Fakat yalnzca Novalisin ileri s rd
gibi yaamn, akln bir hastal olduu ve bu hastaln insan
bitki ve hayvanlardan ayrd dnlebilir. Romantik kii iin
hastalk, yaamn sorunlarn usulukla zmlemekten kanmak
demektir; hasta olunca gnlk yaamn sorumluluklarndan ka
nlm olur. Eer romantiklerin hastalkl olduklarn ileri srecek
olursak, onlarn zelliklerini tam olarak ifade etmi saylamayz.
Ancak hastalk felsefesinin, onlarn yaam grlerinin temel esi
olduunu sylersek, o zaman daha geerli bir tanmlama yapm
oluruz. Romantikler iin hastalk, sradan, normal ve usa uygun
eylerin kart demektir ve yaamn ve lmn, doann ve doa
sal olmayann, srekliliin ve bozulup kenin arasndaki arp
may temsil eder. Onlarn tm yaam grlerine egemen olan b u
arpma, kesin olarak gsterilebilen ve kalc olan her eyin de
erinin dmesi demektir. Bu da onlarn tm kstlamalara ve sa
lam ve belirli biime kar duyduklar nefret ile uyum halindedir.
Goethe'nin, biimlerin hakikatten uzak ve yetersiz olduklarn
dan sz etmi olduunu biliyoruz. Eer onun bu szlerini h atrlar
sak, Franszlarn bu sanaty neden daima romantikler arasn
da saydn anlarz. Fakat Goethe, kstl sanat biimlerinin
ancak yaamn somut zenginlikleri ile karlatrldklar za
man hakikatten uzak kaldklarn ileri srer. Oysa romantikler,
ak seik ve kesin olan, henz kesinlie kavumam, tam olarak
gerekleememi olandan daha deersiz buluyorlar ve olaslklara
henz ak olan durumlar, sonsuzlua dek srecek olan gelimenin,
devinimin, yaamdaki deiim ve verimliliin zelliklerinden so
rumlu tutuyorlard. Kat biimlerin, tek anlaml dncelerin ve
kesin dncelerin tmn l ve yanl kabul ettiklerinden, este-
tizm yanls olmalarna karn, sanat yaptn denetlenmi ve kendi
kendine yeten bir biim olarak niteleyerek hor grmlerdir. Bu
sanatlarn zirzopluklar ve keyiflerine gre davranlar, sanatlar
birletirip birbirine katmalar, sluplarnn iten geldii gibi sy
leyiverme ve kesik kesik olma zellii, onlarn yaama olan dinamik
yaklamlarnn belirtileridir. Bu sanatlar stn yeteneklerini, yo
un duyarlklarn ve tarih konusunda yerinde ve doru kararlar
vermelerini, bu yaklama borludurlar. Devrim'den bu yana birey,
d dnyadan gelen desteklerinin tmn yitirjni durumdadr; bun
dan byle insann yalnzca kendine gvenmesi gerekmektedir ve her
trl yardm kendi iinde arayacaktr. Bu nedenle kendini son
derecede' nemli bulmaya ve kendisi ile ilgilenmeye balar. Zaman
ALMAN ROMANTZM LE BATI ROMANTZM 165

la, kiisel deneylerini, dnya deneylerinden stn grmeye bala


yacak ve sonunda tinsel etkinliin, dnce ve duygu akmlarnn,
bir tinsel durumdan dierine geen yolun, d gereklerden ok da
ha hakiki olduuna inanacaktr. Dnyay yalnzca b ir hammadde ve
kendi deneylerinin dayana olarak grecek ve onu kendi deneyle
rinden sz etmek iin b ir vesile durumuna sokacaktr. Novalis y
le dnm tr: Yaammzda yer alan tm olaylar, kendi iste
diimiz biimde yorumlayabileceimiz konulan yaratmak iin kul
landmz hammaddelerdir; her olay sonu gelmez zincirin bir hal
kasdr. Bu dnce, deneyler dizisinin balangcn ve sonucunu,
tam am lanm bir sanat yaptnn ierik ve biimini kmseyen bir
davrantr. Bylece dnya, tinsel devingenlii salayan bir vesile,
sanat ise, deneylerin ieriinin bir anlk ifade bulabildii rastlantya
dayanan bir ara haline gelir. Bu inantan, romantizmin 'vesilecilii'
(occasionalisme) denen dnce biimi doar (186). Bu dnce,
gerei, tzel (substantial) olmayan, anlatlmas olanaksz vesileler
iinde eritir ve ona entellektel yaratclk iin bir uyar, kiiye
varln ve yeteneini duyurmaya yarayacak durumlar yaratmak
ta kulland bir vesile olarak bakar. Uyar (stimulus) 1ar ne denli
belirsiz, gk kua gibi ok renkli, semav ve mziksel olurlarsa, de
ney geiren znenin tepkisi de o denli canl olur; dnya kiiye ne
denli kavranamaz, deiken, cisimsiz ve aslsz olarak grnrse,
g sahibi olmak iin abalayan bireyin duygular da o oranda kuv
vetlenecek, zgrleecek ve bamszlaacaktr. Byle bir tavr, an
cak bireyin kendini zgr ve kendine kar baml grmesine kar
n, gene de tehdit altnda ve tehlike iinde bulunduu tarihsel
b ir durum da olanak bulabilir. Gsterili znelliin tm, tinsel
ynden genilemek iin duyulan nne geilmez istek, yeni sanatn
hibir zaman doygunlua eriememi, kendi kendini aan lirizmi,
ben'in blnmesi ile aklanabilir. Romantizmi tanmlayabilmek
iin bu ekimeyi iyi bilmek ve kurtulmu olmasna karn,
d krklna uram olan Devrim sonras insanna zg anla
mazlk ve ar doyumu gz nnde bulundurmak gerekir.
Romantizmin Almanya'da, liberalizmden uzaklaarak monari
yanls ve tutucu bir akm haline dnmesinin nedenleri; Fransa ve
ngilterede ise buna ters den daha karmak bir geliim srecinden
geerek Devrim ve Restorasyon arasnda gidip gelmesine karn, ge
nelde Fransadaki geliimlere uygun den bir yol izlemesinin ne
denleri; bu akmn Devrimle olan kaamakl ilikisini devam ettir
mesi ve her zaman bir nceki tavrnn tersini izlemeye hazr olmasdr.
Alman klasisizmi, Fransz Devriminin getirdii dncelere yaknlk
duymu ve bu ilgi Alman romantizminde daha da derinleerek Haym
166 R O K O K O . K L A S S Z M V E R O M A N T Z M

ve Dilthey'in de vurguladklar gibi siyasal alana da atlamt (187).


Ynetici snf, romantikleri ancak Napolyon savalar srasnda geri
cilerin cephesine ekmeyi baarabilmiti. Napolyon'un Almanya'y
ele geirmesinden nce gerici gler gven iinde ve aydnlanm
olduklarn sanarak kendilerince bu akma hogr bile gstermi
lerdi. Fransz ordusunun zaferinden sonra, Fransz Devrim kurumla-
rnn Almanyada yaylma tehlikesi bagsterince, gerici gler her
trl liberal dnceyi bastrmaya balamlar ve her eyden nce
Devrim'in yaycs olarak kabul ettikleri Napolyon'a kar sava a
mlard. Goethe gibi ilerici ve bamsz dnen kiiler, Napol
yon'a kar balatlan propagandaya kanmam olsalar dahi, bunlar
aydnlar snfnn ve orta snfn yalnzca ufak bir aznln olu
turmutur. Devrimci espri, Almanya'da, Fransa'da olduundan ok
deiik bir zellik tar. Alman airleri Devrim iin soyut ve olay
lar arptan bir coku duymaktaydlar. Olaylarn anlamn deer
lendirmede de neredeyse ynetici snfn dncesiz hogrs ka
dar yanl davrandlar. airler Devrim) byk bir felsefe tartm a
s olarak kabul etmiler, g sahibi olanlar ise onun Almanya'da
hibir zaman geerli olamayacak bir oyun olduuna inanmlard.
Bu yanl deerlendirmeler, Kurtulu Savalarndan sonra lkenin
bana gelecek byk deiimin sorumlusudur. Cumhuriyeti ve us-
u bir yazar olan Fichte'nin Devrim dnemini anszn 'gnahlarn
ilendii bir a' olarak grmesi ve cephe deitirmesi, bu durumu
anlatan iyi bir rnektir. Balangta Devrim'in romantikletirilme
si, sonralar daha iddetli tepkilerin olumasna yol am ve so
nunda romantizmin Restorasyon ile bir tutulmasna neden olmu
tur. Romantizm Batda en devrimci ve en yaratc evresine ula
t zaman, Almanyada monaristlerin ve tutucu evrenin cephesi
ne gememi olan bir tek romantik bile kalmamt (188).
Balangta bir emigre literature (189) [66] saylan Fransz
romantizmi 1820'lere kadar Restorasyon'un edebiyat olmu ve an
cak 1825-1830 yllar arasnda sanatsal amalarn siyasal Devrimin
amalarna uyduran liberal bir hareket haline gelmitir. n
giltere'de ise romantizm, Almanyada olduu gibi balangta Dev
rim yanls bir akmdr. Napolyon ile yaplan savalar srasnda
tutucu bir hareket olarak varln srdrm, ancak sava ylla
rndan sonra devrimci lkler besleyen bir akm durumuna gelmi
tir. Bylece romantizm, gerek Fransa gerekse ngiltere'de, Resto
rasyon ve gericilikten, siyasal olaylar sonucu gerekleecek olan
kopmadan ok daha kararl bir biimde ayrlarak, onlarn aleyhine

[66] Gmen, yabanc bir lkeden gelen edebiyat tr.


ALMAN ROMANTZM LE BATI ROMANTZM 167

dner. nk B atnn kurum ve anayasalarnda liberal dncenin


egemen olm asna karn, anamalc ekonomi politikas, sava ve em
peryalizm yanls monariler, merkezci-brokratik ynetim sistem
leri, reform uygulanm kilise ve devlet dinleri ile yepyeni bir Av
rupann yaratlm asnda, Restorasyonun da. Aydnlanma hareketi
kadar byk bir rol olmutur. zgrlk ve ilericilik dnceleri
nin zafer kazanmasyle, 19. yzylda Devrim esprisine kar kan
bir dnce dnemi olumas da anlalr bir olgudur (190). Eer
Napolyon hkm eti Devrim'in getirdii bireyci lklerin kme
sini simgeliyorsa, mttefiklerin Napolyona kar kazandklar za
ferle Mukaddes ittifak ve Bourbonlarn Restorasyonu da, hem 18.
yzyldan tamamyle kopmak, hem de devleti ve toplumu birey
zerine dayandran anlaytan tmyle uzaklamak anlamna gelir.
Fakat bireycilik kavram, yeni kuan deney ve dncelerinde de
vam etm i, bu yzden an liberal sanat eilimleri ile liberalizme
kar politika arasndaki elikiler srp gitmitir.
Restorasyon dneminin dncesine gre, Napolyon'un sava
serveninin 1789daki siyasal cinayetten hibir fark yoktur ve tik
m p aratorluk dnemi de kargaann ve yasalardan yoksunluun bir
devamdr. M onaristler Devrimci Napolyon dnemini, bir birim
oluturan, srekli olarak eski dzeni, eski hiyerariyi ve eski ml
kiyet haklarn kerten bir devir olarak grrler, imparatorluk ise
gerici eilimlerine karn, Devrim'in getirdiklerini salamlatrp
yerletirecek yeni bir devlet dengesi yaratma abasnda olduun
dan, daha da tehlikeli bir ynetimdir. Bu devrimci dnemin aksine.
Restorasyon, yeni bir dnemin balangc saylr. Bu dnem, kur-
tarlabilecek olan her eyi kurtarm ve eski kurumlarn dzeltil
mesi olanaksz ynleriyle yeni kurumlarn deitirilmesi olanaksz
ynleri arasnda bir uyum salamaya almtr. Bu niteliklerinden
tr Restorasyon, Napolyon dneminin devam saylm, Devrim'in
ilkeleri ile anelen regime'inkiler arasndaki kartlklar temsil eden
bir a olm utur. Aradaki tek ayrm, Napolyon'un, Devrimin ge
tirdiklerini elinden geldii kadar korumaya almasna karlk,
Restorasyonun onlar bozmaya ynelmi olmasdr. Geri Resto
rasyon, gerek sa, gerekse sol cephe tarafndan tehdit edilen im
paratorluun ve canlln yitirmekten korkan Devrimin uygula
maya zorunlu olduu iddet hareketlerine bir yumuama getirmi
tir; ama gene de yukarda belirtilen ayrm kmsenemeyecek den
li nemlidir. Napolyon andaki askeri diktann aksine, Restoras
yon dneminde orta snf zgrl yeniden domu deildi. Bu
na benzer b ir zgrlk domu olsa bile, bunun nedeni, artk bi
reyler yerine btn bir snf ya da topluluun hakszla ve kyma
168 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

uramasdr. Buna karn bu snf ynetimi srasnda, yasalarn


saptad bir zgrlk az da olsa uygulanmaktayd. Restorasyon,
kendinden nceki ynetimlerden daha hogrlyd. Tm Avrupa
da gericiliin zaferi egemendi ve liberal dnceler tehlikeli olm ak
tan kmt. Avrupallar devrimci ve sava giriimlerden yorul
mu, bar ve skunet aramaya balamlard. Artk dnceler da
ha rahatlkla tartlyor, sanatsal yaklamlarn siyasal olabilecek
ynlerinin dikkatle izlenmesine karn, birtakm akmlarn geerli
olabilmeleri iin onaydan gemeleri gerekmiyordu.
Fransada romantiklerin yasallk (legitimisme) tan yana olup
da din adamlarnn otoritesine inanmalarna karn, edebiyatta uy
gulanan klasik gelenek, ounlukla liberaller tarafndan temsil edi
liyordu. Tn klasikilerin liberal olduklar dnlemez, ama libe
rallerin tn klasikidirler (191). Olaslkla, tutucu bir siyasal ei
limin ilerici bir sanat gr ile uyumas ve tutuculukla ilericili
in orantl olarak geerli olmalarn gsteren baka bir rnek, sa
nat tarihinde yok gibidir. Klasiki dnceye sahip liberaller ile
romantiklerin 'ultra' (ar)lar arasnda bir anlama olana yoktu.
Buna karn, yasallktan yana olanlar arasnda, liberallerin tersine, 18.
yzyln klasisizmi yerine XIV. Louis ann klasisizmini yele
yen klasikiler vard. Romantizme kar savarken, liberal ve tu
tucu klasikiler tam bir anlama iindeydiler. Bu yzden, rom an
tik bir sanat olan Lamartine, tutucu olduu halde, Akademi ta
rafndan kabul edilmemitir. Akademinin de edebiyat toplumunun
beenisini temsil ettii sylenemez. Okuyucu kitlenin byk b ir b
lm, imdiye dek benzeri grlmedik bir cokunlukla rom antik
leri tutmaktadr. Chateaubriandn Genie du Christianismei kendi
trnden olan yaptlar arasnda, imdiye dek eriilmemi bir ba
ar salam, ancak lirik iirlerden oluan hibir kitap, Lamar-
tinein Meditationslzr kadar beenilmemitir. Edebiyat uzun b ir
durgunluktan sonra olaanst yetenekler ve baarl yaptlarla do
lu, canl ve retken bir evreye girmektedir. Okuyucu kitlenin sa
yca az olduu gerek olmakla birlikte, bu toplum, edebiyata ateli
bir ilgi ve coku besleyen bir topluluktur (192). Bundan nceki
devre gre kitap satlar artm, basn edebiyat olaylarn byk
bir ilgi ile izlemeye koyulmu, salonlar yeniden alarak gnn en-
tellektel kahram anlan kutlanmaya balanmtr. nceki dneme
gre artm olan zgrln sonucu, yaznsal uralarda blnp
oalma yoluyla bir art balam ve 'grand sieclein ayn trden
kltr tarihe karmaya yz tutmutur. Bilindii gibi, 17. yzyl
da, 'eskiler ile 'yeniler' arasnda kavga olmu, Le Brunun akade
mik sanat eilimi ile ona kar olanlarn resim anlaylan arasnda
ALMAN ROMANTZM LE BATI ROMANTZM 169

kartlk domutur. 18. yzylda ise saray sanat olan Rokoko ile
burjuvalarn romantizm ncesi sanat beenileri arasnda daha id
detli bir atma km, ama tm ancien regime dneminin sana
tnda temelde ayn trden olan bir beeni egemen olmutur. Her
kes tarafndan doru ve iyi olarak kabul edilip benimsenen bir d
nce ya da beeniye kar olanlara daima yabanc gz ile bakl
m tr. Ksacas, o zamanlar sanatsal eilimler arasnda gerek bir
dmanlk olmamt. imdi ise ayn gce sahip olan iki topluluk
vardr ve bunlar ayn derecede nemsenmektedirler. Bu topluluk
larn hibiri otorite sahibi olma niteliine sahip deildirler ve en-
tellektel kiilerin ban dndrecek kadar etkili olamamaktadr
lar. Romantizmin zafer kazanmasndan sonra bile, kuralc klasik
beeni trnde, standart bir 'rom antik beeni' oluamamtr.
Bu akmn etkisinde kalmayan insan yok gibidir, ama gene
de herkes tarafndan benimsenemez ve bu beeni zafer kaza
n r kazanmaz, kendi yandalar arasnda hemen bir sava balar.
B irbirleri ile yaran estetik eilimlerin atmalar da, tpk toplu
mun yeni akm a duyduu tepki gibi, sanatsal yaamn zelliklerin
den biri durum una gelmitir. Anlayamadklar her eyde horlanma
nn ve kk grlmenin izlerini bulan burjuvalar, sonunda, tm
yenilikleri yadsmay ilke edindiler. Zamanla, estetik ynden uygun
olanla olmayan ayran snr kalkm ve aradaki ayrm da zelli
ini yitirm iti. Ksa bir sre sonra ortada yalnzca yaznsal parti
le r kalm ve yaznsal yaamda demokrasiye benzer bir durum or
taya kmt. Romantizmin toplumsal yenilii sanatn politikaya
bulam as demektir. Bundan byle yazarlar ve sanatlar yalnzca
siyasal partilere katlmakla kalmayacaklar, sanatsal yaamda da
parti propagandas yapacaklardr. Vouz verrez quil faudra finir
par avoir une opinion, [67] szckleri o devirde yaayan semeci
(eclectique) b ir kiinin melankolik szleridir (193). Balzac ise l-
lusions perdues adl yaptnda durumu yle anlatr: 'Kral yandalar
rom antik, liberaller ise klasiktirler... Eer semeci iseniz kimse siz
den yana olmaz. Balzac, byk kartlklarn arasnda bir yan tutma
nn zorunluluunu grmtr. Ancak durum onun burada aklad
ndan biraz daha karmaktr.
Gmen edebiyatnn en nemli temsilcisi Chateaubrianddr. Bu
yazar, Rousseau ve Byron ile birlikte, yeni romantik tipin ortaya
kmasnda en etkin rol oynayanlardand. Onun bu nemli rol,
yaptlar ile salad nden daha nemli olmutur. O, entellektel

[67] Bir kanya sahip olmak iin nce onu zmlemek gerekeceini greceksiniz.]
170 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

bir akmn yaratcs ya da destekleyicisi deil, kendinden nce ve


sonra gelen yazarlar gibi bu akmn yorumcusu olarak, onu yeni b ir
deneyin getirdikleri ile deil, sadece yeni bir ifade biimi ile zen-
ginletirmitir. Rousseaunun Saint-Preuxs ile Goethenin W ert-
heri, insanlarn dnce ve akllarna egemen- olan ilk d krkl
nn belirtileridir; Chateaubriandn Rene'si ise bu d krkl
nn umutsuzlua dnmesini ifade eder. Erken romantizm devri
nin duygusall ve melankolisi nasl burjuvazinin Devrimden n
ceki heyecansal durumu ile uygun dyorsa, gmen edebiyatnn
karamsarl ve burukluu da Devrimden sonraki aristokrasinin
ruhsal durumuna uygun der. Bu ruhsal durum, Napolyonun d
nden sonra tm Avrupaya yaylarak st snflarn duygularn yan
stmtr. Rousseau neden mutsuz olduunu bilmektedir. Onu ra
hatsz eden eyler modern kltr ve onun tinsel gereksinimlerini
karlayamayan allagelmi geleneksel toplum biimleridir. O, so
mut fakat gereklemesi olanaksz bir durumun kendisini bu huzur
suzluktan kurtarabileceini ummutu. Oysa Renenin melnkolisini
aklayabilmek olanakszdr. Rene, yaamn tmn anlamsz bu l
makta, sevgi ve dostluk iin sonsuz ve cokulu bir istek duymakta,
her eyi kucaklamak ve her ey tarafndan kucaklanmak zlemi ile
yanmaktadr. Oysa bu istein gereklemesinin olanakszln ve tm
istekleri yerine gelse bile ruhunun gene de doymayacan bilm ek
tedir. Hibir eyin istenmeye demediine, tm aba ve savamn
yararsz olduuna inanr; tek akllca i canna kymaktr. dnya
ile d dnyann, yaamn iirsel yn ile gerek ynnn birbirinden
ayrlmas, yalnzlk, dnyay kmseme, insandan kama, gerek
olmayan, soyut ve ie dnk (egocentric) bir varlk srdrme gi
bi yeni yzyln romantik doal kiilerinde grlen zellikler, ba-
lbana bir eit cana kyma saylabilir.
Chateaubriand, Mme de Stael, Senancour, Constant, Nodier gi
bi yazarlarn tm, Rousseaunun yannda yer alrlar ve Voltaire'e
kardrlar. Fakat bunlarn ou, 17. yzyln usuluuna deil, 18
yzyln usuluuna kardrlar. Bu ayrcalndan tr Chateau
briand, ilerici sanat grn, siyasal tutuculuk, kraln ve din
adamlarnn gcne olan inan, ta ve kilise iin duyduu tu t
ku ile badatrmay baarr. Romantizm uzak gemie, yakn ge
miten daha fazla yaknlk duyduu iin, Lamartine, Vigny ve Hugo
nun yasalla (Iegitimisme) olan ballklar bu denli uzun sreli
olabilmitir. Onlarn siyasal grlerinde meydana gelen deiim,
1824'den nce kendini gstermez. Ancak bu tarihten sonra ayn d
nceyi paylaan romantik dostlarn bir araya geldikleri (cenac-
ALMAN ROMANTZM LE BATI ROMANTZM 171

les) [68] ve Arsenal'de, Charles Nodiernin evresinde toplandklar


grlr. Rom antik akm, ancak bu dnemde bir okul nitelii ka
zanmaya balar. 18. yzyl Fransz edebiyat, salonlarda gelimiti.
S/oular, yazar, sanat ve eletirmenlerin, srekli olarak, st snf
tan gelme kiilerle bir araya geldikleri, orta snfn st kesiminin
ve soylularn evlerinde yaratlan ortamd. Bu evreler topluma ka
pal idi. K ltrl toplum un tutum ve davranlar gnn modasn
sap tar ve entellektel'yldzlarn yaam biimlerine arada bir zenil-
se de, bu salonlar, toplum sal olma zelliklerini korurlard. Ne var
ki salonlar, an yazarlar iin itici birer g yerini almlarsa da,
hibir zaman beklenen yaratc etkiyi yapamamlardr. Bunlar,birok
kiinin soru sorm adan kabul ettii birer forum, birer yksek beeni
okulu veya edebiyatta moda olacak eylerin yazgsn saptamak iin
kurulan birer meclis yerine gemelerine karn, bir topluluun ya
ratc bir ama iin elbirlii ile almasn salayan bir ortam ola
m am lard. Rom antiklerin cenacles, salonlarn tersine, birbirleri
ile dost olan sanatlarn bir araya gelmelerinden oluan toplant
lard. Bu toplantlarn tm, belirli bir sanatnn evresinde yapl
dndan ve topluma en liberal sa/onlardan bile daha ak oldukla
rndan, burada 'toplum sal' e ikinci planda kalrd. Bu akma ka
tlm ak isteyen yazar, sanat ve eletirmenlerin tm, bu topluluk
lara buyur edilmekle kalmyor, ayn zamanda toplumsal duyguda
lk edebilecek olan insanlarn tm buraya kabul ediliyorlard. Bu
kaynama ve ak fikirlilik, akmn bir okul olma zelliini kaybet
mesine neden olmakla birlikte, ayn trden bir sanat kavramnn
ve ortak bir sanat politikasnn gelimesine engel olamamt. Da
ha nceki devirlerdeki topluluklarn tersine, edebiyat yaamnn ge
litii bu evre, 18. yzyln Fransa'snda grlen merkeze bal ol
mayan bir parti veya ngilteredeki kulpler ya da kahvehaneler gibi
bir nitelie de sahip deildi. Bu topluluklar, usta olarak kabul ettik
leri b ir kiinin evresinde toplanm, bu kiinin otoritesini kaytsz
artsz kabul etm i evrelerdi. Buna karn usta-rak ilikisine ben
zer bir durum her zaman iin sz konusu deildi. Modern edebiyat
tarihinde ilk kez bir okulun oluum biimi, olaylarn aknda etkili
olabiliyordu. Bu biim, klasik edebiyatn kuralc zelliine daha
uygun dmekle birlikte, 17. ve 18. yzyllarda henz bilinmiyor
du. Oysa romantizm, sanatsal ilkelerinin zorunluluklarna karn,
ya da sadece bu zorunluluklardan tr, kesin ve ak olarak be-
lirtilebilen ve anlatlabilen bir doktrine sahip bir okul haline gel-

[68] Ayn dnceyi paylaanlarn toplants. Edebiyat evrelerinin zellikle belirli


bir akm iinde olanlarnn oluturduklar gruplara verilen isim.
172 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

mitir. Klasisizm devrinde, Fransz edebiyatnn tm tek bir


okul oluturdu ve Fransa'nn her kesinde ayn beeni ege
men oldu. Bunun dnda kalanlar ve kar gelenler ise ortak
bir program evresinde birleip glerini bir araya getiremeyecek
lde danktlar. imdi ise Fransz edebiyat e glere sahip iki
byk partinin sava alan durumuna geldiinden, siyasal yaam
daki rneklerin yazarlarda parti program yapma ve nder seme
isteklerini uyandrm, sonu olarak elikiler ve aa kavuamam
ynlerle dolu olan bu yeni akmn zetlenip b ir sisteme gre d
zenlenmesi gerekmiti. Bylece, edebiyat okullarnn kurulu dnemi
gelmi oldu.
Fransa'da gelien romantik akm, Almanyadakinden daha de
iiktir ve bir edebiyat- okulu zellii tar. Almanyada, sanatta g
dlen klasik lk, imdiye dek bu denli yaln bir biimde gerek
leememitir. Alman romantikleri, kltr alannda hl klasisizmin
lklerini izliyorlar, klasik dnya gr ise, bir lde, romantik
bir zellik tayordu. Gene de yaznsal yaamdaki partilere bln
m olma durumu, Fransa'da olduundan ok daha az belirgin ol
duundan, sanatlarn yaznsal okullara gre topluluklara ayrl
m olmalar da Fransadaki kadar kesin deildi. ngiltere'de sa
dece romantik akm egemen olduundan, 18. yzyln yarsndan
bu yana, klasisizm ile romantizm arasnda bir aynn yapmann an
lam kalmamt; ayrca, bu lkede yaznsal okul saylabilecek hi
bir olgu bulunmad gibi, kendini kabul ettirmi bir ustann otori
tesine sahip olan bir kii de yoktu (194). Fransz cenacles bile or
tak bir dil kullandklarndan tr bir araya gelmi olan yaznsal
'klik'lerdir ve dtan bakldnda, gizli fesat eviren topluluklar,
iten bakldnda ise, kskan bir oyuncular topluluunu andnr.
Bunlar genel olarak doktrini pratik eylemden daha nemli bulan
ve birbirlerinden deiik olmann karlkl uyum salamadan da
ha ilgin olduuna inanan, kavga etmeye hazr topluluklar veya
ateli tartmaclardr. Btn bunlara karn, gerek ngiltere, ge
rekse Fransada romantik akmda gl bir toplumlamaya ve
ortaklaacla doru eilimin izleri vardr. Romantikler ortak
dncelerden yoksun oluan yazlar yazp, eletiri, tartma
ve yorumlar yaparak dostluklarn srdrrler; yaamdaki en de
rin anlam sevgi ve dostluk ilikilerinde bulurlar; dergiler, yllk
lar ve antolojiler karrlar, sylev ve kurslar dzenlerler, kendile
rinin veya birbirlerinin propagandalarn yaparlar. Ksacas, ortak
laa beraberlik ilkesini paylaarak yaarlar. Bu ortak yaama is
tei, onlarn bireyciliklerinin dier bir yn olup yalnzlk ve kkl
bir gelenekten yoksun olmalarn bir yerde dengelemitir.
ALMAN ROMANTZM LE BATI ROMANTZM 173

Fransz rom antiklerinin ayn trden bir topluluk haline gelme


leri, kam uoyunun liberalizmden yana dnmesi ile ayn dneme rast
lar. 1824'de Globe, yeni bir tondan almaya balamtr. Bu tarih,
Arsenal'deki toplantlarn da balad tarihtir. Lamartine ve Hugo
gibi ileri gelen rom antik yazarlarn henz Kilise'yi ve taht destek
ledikleri bir gerektir, fakat romantik akm artk tmyle din.
adam larna ve monariye hizmet etmekten kurtulmutur. Asl b
yk deiim, 1827'de Victor Hugo'nun 'Cromwell adl yapt iin
yazd nszde, romantizmin edebiyatn liberalizmi olduunu ile
ri srm esi ile balar. Ayn yl, balca romantik ressamlarn resim
leri Salon'da bol bol grlmeye balar; Delacroix'nm on iki yal
boya resm inin yannda Deveria ve Boulanger'nin rnek saylan re
simleri sergilenm ektedir. Toplum, lkenin tm entellektel yaam
n saran ve rom antizm in zaferini tmyle salama alan geni ve yo
un bir hareketle kar karya gelmitir. Victor Hugo'nun evre
sindeki yeni cenacle'n yaps, bu evrensellik nitelii ile uygundur.
Hugo, bundan byle romantik okulun en byk ustas olacaktr.
Deschamps, Vigny, Sainte-Beuve, Dumas, Musset, Balzac gibi ya
zarlar, Delacroix, Deveria, Boulanger gibi ressamlar, Johannot,
Gigoux, N anteuil gibi grafikiler ve heykeltra David d'Angers,
Notre-Dame-des-Champs'n srekli konuklardrlar. Hugo, 1829'da
bu evreye yksek sesle Marion Delorme ve Hernani adl yaptla
rn okum aktadr. Bu topluluk ayn yl dalm olsa da okul var
ln srdrm tr. Akm byle byle akla kavumu, daha
youn, daha kktenci ve daha belirgin duruma gelmitir. 1829'
da N odier'nin evinde toplanan ikinci cenacle'de, yar klasik
eler tm yle yok olurken, plastik sanatlar bu evrenin yeleri
olm ulardr. Bu hareketin, giderek bir dogmaya dnecek olan
burjuvaya kart tutum u ve salt bir birlie kavumas, en belirgin
biimde, Theophile Gautier, Gerard de Nerval ve arkadalarnn
Rue Doyenne'deki stdyolarnda toplanan son romantik cenacle'n
erevesinde belirgin olur. Philistinizme kar olan ve sanat iin
sanat' kuram n benimsemi olan bu sanat grubu ada bohem'in
ateli b ir ocadr.
Rom antizm ile badatrlan bohem'e zg davranlar, ilk ba
ndan beri bu harekete hi uygun dmyordu. Chateaubriand'dan
Lam artinee kadar Fransz romantizmi hemen hemen sadece aris
tokratlar tarafndan temsil edilmi ve 1824'den sonra romantikle
rin tm, m onari ve Kiliseyi desteklemekten vazgemi olsalar bi
le, gene de bu akm bir lde aristokratlar ve din adamlarndan
yana b ir hareket olma niteliini korumutur, nderliin Victor
Hugo, Theophile Gautier ve Alexandre Dumas gibi halktan gelme
174 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

kiilerin eline gemesi, yava yava gerekleebilmi ve ro m a n tik


lerin ounluunun tutucu tavrlarn deitirmesi. Temmuz Dev-
riminden az nce olmutur. Halktan gelme kiilere zg e le rin
nem kazanmas, siyasal deiim sonucu gereklemi bir olgu d e
il, siyasal deiimi gsteren bir belirtidir. nceleri orta s n fla n
gelme yazarlar, kendilerini aristokratlarn tutuculuuna gre a y a r
larken, imdi birer aristokrat olan Chateaubriand ve Lamartine b i
le kar cepheye gemilerdi. X. Charles dneminde zgrln gi
derek artan llerde kstlanmas, toplum yaamnn dinsel k u ra l
lara balanmas; kutsal eylere olan saygszln lmle cezalan
drlmas, Meclisin ve Ulusal Muhafzlarn datlmas ve alm an d i
er nlemler; sadece entellektel yaamn daha radikal hale gelm esi
ne yol at. Bu olaylarn tm, 1815'den bu yana olup bitenleri k im
senin kukusu kalmayacak biimde ortaya koyar, baka bir deyile,
Restorasyonun, Devrim'in kesin olarak sonu anlamna geldiini b e lir
ler. nsanlarn dnceleri artk Devrim sonras duyumsamazlndan
kurtulmutur. Devrime aykr eler zerinde temellenmi bir h k
met kurmak isteyen X. Charle da toplumun bu ruhsal durumu r
ktr ve giderek daha gerici nlemler almaya zorlar. Restorasyonu n
nereye yneldiini yava yava farkeden romantikler, krallk y n e ti
mini destekleyen en byk gcn zengin burjuvalar olduunu g r
mler ve onlarn, gcn kaybetmi olan aristokrasiden dah a e t
kin olduklarn anlamlard. Bylece tm nefret ve horlama d u y
gular burjuvalara yneldi. Agzl, dar grl, iki yzl b u r
juva, onlarn bir numaral dman durumuna geldi. B u n a
karlk, insan kk drc balara ve toplumun konvansi-
yonel yalanlarna kar savaan yoksul, drst ve ak kalpli s a n a t
en yetkin insanlk rnei olarak kabul edildi. Balangcndan b e
ri romantizmin zellii olan ve Almanyada daha 18. yzylda bile
rastlanan, salam toplumsal dayanaklar ve siyasal zmlemelerle
pratik yaamdan ayrlma eilimi imdi her yerde egemendi. B at l
kelerinde bile deha ile sradan kii, sanat ile toplum, sanat ile to p
lumsal gerekler arasnda alamaz byk bir uurum almt. Bo
hemlerin terbiyesizce davranlar ve kstahlklar, kuku iinde ol
mayan burjuvalar drtmek ve rahatsz etmek iin ocuka b ir hrs
duymalar, kendilerini sradan ve normal insanlardan farkl gsterm e
giriimleri, giysilerinin, salarnn, sakallarnn tuhafl, G autiernin
krmz yelei ve dostlarnn ayn derecede gze arpan, fakat h e r za
man gz kamatrc olmayan klklar, onlarn zgr, sade ve g
rnte mantksz olan, fakat genellikle geree uygun szleri, a b a r
tlm, saldrgan bir biimde formle edilmi dnceleri, kfr, ac
sz ve uygunsuz davranlar, kendilerini orta snfn meydana getir
ALMAN ROMANTZM LE BATI ROMANTZM 175

dii kitleden ayrm ak ya da zaten belirgin olan kopukluu, bilinli


olarak yaptklarn gsterm e isteini ifade eder.
Dar kafalla ve rahata dknle (philistinisme) olan nef
retleri, sk bir dzen altndaki ruhsuz burjuva yaamn aala
yan tavrlar, geleneksel ve konvansiyonel, renilmesi ve retil
mesi kolay, olgun ve ciddi olan her eye kar atklar sava, ken-
dilerineJeure-France [69] adn veren asilerin tm dncelerini etki
ler. Entellektel deerler sistemi, yeni bir kategori ile zenginleti
rilm itir: Genliin, yaa byk olanlardan daha yaratc ve stn
olduuna inanmak. Her eyden nce klasisizme yabanc olan bu
dnce, bir dereceye dek, imdiye dein grm olduumuz kl
trlerin tm ne aykrdr. Geri bundan nceki alarda kuaklar
arasnda yarm alar olmu ve zaferi genlik kazanarak sanatsal ge
liimi besleyen g durum una gelebilmiti. Fakat genlik bu zaferi,
yalnzca 'gen' olduundan tr kazanm deildi. Toplum hibir
zaman genlie gven duymam, onlara kar yalnzca temkinli bir
sabr gsterme yolunu semiti. Genlii ilericiliin doal temsilcisi
olarak kabul eden dncenin egemenlii ancak romantizm ile kabul
bulmu ve ancak romantizm klasisizme kar kesin bir zafer kazan
dktan sonra eski kuan genlie kar alm olduu tavr eleti
rilmeye balanm t (195). Tm sanat dallarnn bir btn halinde
olduunu vurgulam ak da, genlerin arasndaki dayanma ve btn
lemesinde olduu gibi, romantizmin sanatla hibir ilgisi olmayan
philistinizm dnyasndan uzaklam olduunun bir belirtisidir.
18. yzylda, belles-lettres [70] in felsefe ile olan ilikisinden sz
edilirken, imdi edebiyat bal bana bir sanat dal olarak tanm
lanm aktadr (196). Plastik sanatlar da orta snfn st kesiminden
saylmak iin byk bir istek duyduklarndan, mesleklerinin edebi
yata benzediini ileri srmlerdi. Oysa imdi de yazarlar, burju
vaziden ve gerilimden kopmak iin, yazarln plastik sanat emek
ilerinin mesleine benzediini vurguluyorlard.
Rom antiklerin aldrmazlklar ve kendilerini gsterme merak
lar o denli ileri gitm itir ki, airi Tanr olarak gren estetizmleri-
nin tersine, imdi T anry airletirmeye balamlard. Gautier:
Dieu nest peut-etre que le premier poete du monde', [71] demek
tedir. Bir yandan liberal, bir yandan yattrc ve tutucu davran
n bir ifadesi olan T art pour l'a rt gibi son derece kark bir olgu bi-

[69] Jeune-France kavram byk bir olaslkla Jeune-Turc (Jn-Trk) kavramnn


temeli olmutur.
[70] Gzel yaz yazmak anlamnda. Aslnda edebiyat ifade etmek,.iin kullanlr.
[71] Tanr belki de dnyann ilk airidir.
176 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

le, burjuva deerlerine kar bir protesto olarak domutur. G au tier


sanatn yaln biimciliini ve bir oyun olma zelliini vurgulayp,
onu tm lk ve dncelerden kurtarmak istedii zaman g tt
ama, sanat burjuva yaam dzeninin egemenliinden k u rta rm a k
t. Bir zamanlar Taine, Musset'yi Hugo'nun zararna olacak b iim
de vd zaman, Gautier'nin onu yle uyard sylenir: 'T ain e,
senin burjuva alklna kaplm gibi bir halin var. D dnyas
senin iirinden duygular alglamaktadr. nemli olan bu deildirl
Parlak szckler, k, ritm ve mzik dolu szckler; ite iir bu-
dur (197). Gautier, Stendhal ve Merimeenin burjuva dnyasna k a r
olmalar, onlarn sanat iin sanat' deyilerinde, an d n
celerinden kamalar, sanat, kendi programlan iinde bamsz b ir
oyun saymalar; onu sradan lmllere yasaklanm gizli b ir cen
net olarak grmeleri ynnden olduka nemli b ir rol oynar. D aha
sonraki devrin sanat iin sanatnda ise durum byle deildir; sa
natlarn tm siyasal ve toplumsal etkinliklere srt evirmeleri, so n
radan grme burjuvazi tarafndan yadrganmadan kabul edilm itir.
Gautier ve onunla ayn gr paylaan dostlar, toplumun a h lak
sal ynden dzeltilmesinde burjuvalara yardmc olmay reddetm i
lerdir. Flaubert, Leconte de Lisle ve Baudelaire ise kendilerini fil
dii kulelere kapatarak, dnyann nereye varaca konusunda h i
bir tasa duymayarak burjuvalarn ilgisini ekmilerdir.
Romantiklerin tiyatronun denetimini ellerine geirmek iin
gsterdikleri aba, zellikle Victor Hugonun Hernani adl y ap t
iin verdikleri savam, Doyenne sokanda toplanan bohem lerin
ve genliin am olduklar bir savatr. Bu sava, romantiklerin
zaferi ile sonulanm saylmaz. Byle bir direni, bir gecede yok
olmaz ve Parisin en nde gelen tiyatrolarn denetim altnda tu t
ma tutkusundan vazgeilmesi uzun zaman alr. Oysa bu akmn yaz
gs artk bir oyunun kabul edilip edilmemesine bal deildir; ro
mantizmin slup olarak dnyaya yaylmasndan bu yana epey za
man gemitir. 1830larda romantizm bir deiim geirerek tm y
le siyasallar ve liberalist bir akm olur. Temmuz devriminden
sonra an entellektel nderleri olaylara kar ilgisiz kalm aktan
vazgeerler ve ou edebiyat brakarak siyasal mesleklere ynelir
ler. Bylece Lamartine ve Hugo kadar edebiyata bal olan yazarlar
bile, siyasal olaylarda, imdiye dek rastlanmadk bir etkinlik gs
termilerdir. Victor Hugo, bir asi veya bir bohem olmad gibi, ro
mantiklerin burjuvaziye atklar sava ile de dorudan ilgili deil
dir. Siyasal geliiminde ise Fransz burjuvasnn yolundan yrm
saylr. nceleri Bourbonlara bal iken sonralar Temmuz Devri-
mine katlarak monariye sadk bir biimde hizmet etm itir. En
ALMAN ROMANTZM LE BATI ROMANTZM 177

sonunda Louis Napolyonu desteklemi ve ancak Fransz burjuva


zisinin ounluunun liberal olup monarinin karsna getii za
man cum huriyeti olmutur. Onun Napolyon'a olan ball da de
ien kam uoyuna uygun olarak biimlenmitir. 1825'de hl Napol
yon'a k a rd r ve onu ac bir biimde lanetlemektedir. Ancak 1827'
lerde bu tutum unu deitirerek Napolyon'un Fransaya salad
nden sz etmeye balayacak, sonunda da Bonapartizmin en ateli
szcs olacaktr. Bu Bonapartizm, safa bir kahramana tapma ey
lemi, duygusal b ir ulusuluk ve iten olmasna karn, salam d
ncelere oturm ayan b ir liberalizmin karmndan oluan olduka
garip b ir bileimdir. Bu akma ait gdlerin ne derece karmak
olduunu, Heine ve Beranger gibi birbirinden tmyle deiik iki
insann ayn zamanda bu hareketi desteklemelerinden ve akmn,
bir yandan Voltaireciler ve aydnlanmann varisleri zerinde, dier
yandan, az da olsa Voltaireden izler tayan ve din adamlarna ve
m onarik ynetime kar olmakla birlikte, destanlar dzmeye me
rakl, duygusal bir burjuva toplumunun zerinde temellenmi ol
m asndan, anlarz. nl yaync Touquetnin, 1817 ile 1824 arasn
da, V oltairein yaptlarndan otuz bir bin adet, yani bir milyon alt
yz bin cilt satm as (198), aydnlanmann yeniden doduunu ve
orta snfn, alc kitlenin nemli bir blmn oluturduunu gs
teren b ir kanttr. Voltairein bir araya getirilmi yaptlarn almak
ve B erangernin zgr dnceler tamasna karn entellektel ve
sanatsal deerlerden yoksun olan arklarn sylemek bu snfn
zelliidir. Bu ezgiler her yerde duyulmakta, her kulakta nlamak
ta ve sylenildiine gre, Bourbon'larn dmesinde, devrin dier
entellektel yaptlarnn tmnden daha etkin bir rol oynamakta
dr. K ukusuz daha nceki devirlerde de orta snfn kendine zg
ezgileri vard. Onun eitli trdeki arklar, vatanseverlie ve si
yasete ilikin ezgileri, sokak baladlar ve beyitleri, Berangernin
ezgilerinden daha ilgin deildi. Fakat bu ezgilerin tm edebiya
tn dnda gelimi olup kltrl snflarn airleri zerinde yzey
sel bir etki brakm aktan teye gidememilerdi. Devrim bu halk sa
nat t rnn daha zenginlemesine yol at gibi, daha titiz ev
relerin edebiyatna yeni bir beeninin girmesini de salamtr. Vic-
tor Hugonun b ir air olarak geliim gstermesi, edebiyatn bu et
kiyi nasl zmsediini ve bu zmsemenin yarar ve zararlarn gs
teren en ak rnektir. Romantik dram nasl halk tiyatrosu ortaya
kmadan gerekleemediyse, romantizmin daha sonraki devrindeki
yurtseverlik iirleri de Berangernin ezgileri olmadan yazlamazd.
Victor Hugo air olarak nasl bir burjuvann yolundan gitmi ise;
iirsel slubu da. Devrim dneminin halk beenisi ile ikinci Impara-
STT 12
178 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

torluk devrinin yce, grkemli, gsterili, szde barok slubu a ra


snda gidip gelmitir. evresinde gelien atmalara karn, Victor
Hugo hibir zaman devrimci olmamtr. Romantizmin, edebiyam
liberallemesi olarak tanmlanmas da yeni bir ey deildi. Bu d
nceyi Hugodan ok nce Stendhal ortaya atmtr. Hugo'nun
sanat anlay ile lkeyi yneten orta snf beenisi arasndaki uyum
giderek tamla erimi ve her ikisi de gerekte ycelikten ve gr
kemlilikten uzak olmalarna karn, onlara tapmaya balamlar ve
Rostandda hl yanklar grlen gsterili, grltl, heyecansal
ve lgn bir sluptan holanmaya koyulmulardr.
Romantik devrimin en byk katks, iirin sz hzinesini ye
nilemesidir. Fransz edebiyatnda dil, doru olarak bellenmi s-
lupsal biimler ve kullanlabilir olan ifadelerle, bu alandaki nyarg
l koullar yznden 17. ve 18. yzyllarda zayf ve renksiz bir du
ruma gelmiti. Beylik, profesyonel, arkaik ya da tara dilinden gel
me olan her szck yasakt. Gnlk dilde kullanlan yaln ve doal
deyimlerin yerine, soylu, seme, iirsel veya sanatsal terimler kul
lanlyordu. Sava veya a t szcklerini kullanmak doru savl
myor, onlarn yerine heros ya da coursier [72] demek gereki
yor, su veya frtna szckleri yerine ise nemli e ya da 'ele
rin hiddetlenmesi demenin daha uygun olaca dnlyordu. Bi
lindii gibi Hemani konusundaki atmaya, Est-il minuit? [73] so
rusuna, Minuit bientot [74] szckleri ile yant verilmesi neden ol
mutur. Bu tmceler, ok beylik, ok sradan, ok dolaysz bulun
mutu. Stendhal, byle bir soruya yle bir yantn verilmesini is
temiti:
'... neure
Atteindra bientot sa demiere demeure'. [75]
Klasik slubun savunucular, gerek sorunun ne olduunu
pekl biliyorlard. Victor Hugo'nun dili gerekte bir yenilik sayl
mazd. Bu dil aslnda bulvar tiyatrolarnn dili idi. Klasikiler yal
nzca yaznsal tiyatronun arl ile ilgileniyorlar, bulvarlar ve kit
le elenceleri ile uramyorlard. Yksek dzeyde bir tiyatro ve
gelimi, incelmi bir yaz yazma sanat olduu srece bulvarlarda
olup bitene ilgisiz kalmak kabildi. Fakat onlara Thetre Franais
sahnelerinden bir kez konumak olana verildiinde, eitli top
lumsal ve kltrel tabakalar arasnda farkedilebilecek herhangi bir

[72] Yiit ve svari.


[73] Gece yans oldu mu?
[74] Gece yans olmak zere.
[751 Saat, birazdan son konutuna ulaacak.
ALMAN ROMANTZM LE BATI ROMANTZM 179

ayrcalk kalmyordu. Comeilleden bu yana, tragedya edebiyat sa


natn temsil eden t r olmutu; air ilk nn tragedya ile salar
ve nnn doruuna trajik bir air olarak kard. Tragedya ve ede
bi tiyatro, entellektel tabakann tekelinde idi ve bu trler onlara
saldran b ir nitelik almadka, bu kiiler kendisini grand siecle
in varisi olarak grebilmekteydi. imdi ise yaznsal tiyatro, klasik
tragedyann psikolojik ve ahlaksal sorunlarna kaytsz, halk tiyat
rosu zerine temellendirilmi bir dram tarafndan istila edilmi
tir. Bu tiyatro heyecan verici etkinlikler, 'resimsel' grnmler, siv
ri kiilikler ve ok renkli duygu biimleri arayan yolu semitir.
Tiyatronun yazgsnn ne olaca, gnlk konumalarn temel ko
nusuydu. Her iki tarafta kart fikirleri ileri srenler, tiyatrodaki
kilit mevkiyi ele geirmek iin arptklarn biliyorlard. Hugo, ti
yatroya olan ar dknl, mizacnn tiyatroya uygun olmas,
gsterili ve cokulu doas, halka zg, sradan ve kaba etki yapan
eylere olan duyarl nedeniyle, bu konum iin verilen savata itici
g olm asa da, onun en iyi temsilcisi haline gelmitir.
Romantizm, sahneye admn attnda, tiyatroda karmak bir
durum la karlat. Ortaa farsnn, commedia delVartenin [76] ve
eski m im in mirass olan halk tiyatrosunun yerini, 17. ve 18. yz
yllarda, yaznsal tiyatro almt. Oysa Devrim srasnda halk iin
yaratlan rnler yeniden canlanm ve henz yaznsal dram n et
kisini tayan biimlerle Paris tiyatrolarnda oynanmaya balam
lardr. B una karn, Comedie-Franaisede ve Odeon'da, Corneille,
Racine ve Moliere ile kendilerini klasik gelenee ve saray beenisi
ne uyarlam veya evcil dramn yaznsal ilkelerine bal kalm olan
yazarlarn yaptlar oynanyordu. Dier yandan, Gymnase, Vaude-
ville, Ambigu-Comique, Gaiete, Varietes ve Nouveautes gibi bulvar
tiyatrolarnda ise daha geni kitlelerin beeni ve kltr dzeyine
uygun oyunlar oynanyordu. O devirden kalma belgeler, Devrim s
rasnda ve hemen sonrasnda tiyatro toplumunda beliren deiik
lii ve Paris tiyatrolarn dolduran toplumun kltr ve sanat me
rakndan yoksun olduunu ayrntl bir biimde anlatmaktadr. Bu
yeni topluluk, ounlukla asker, ii, tezghtar ya da baz kaynak
lara gre, yalnzca te biri okuyup yazma bilen genlerden olu
m utur (199). Byle bir seyirci kitlesi yalnzca bulvarlarn halk ti
yatrolarna egemen olmakla kalmyor, ayn zamanda daha stn
bir toplum u da kendine ekerek sekin yaznsal tiyatrolarn varl
n da tehlikeye dryor ve bylece Comedie-Franaise ve Odeon
un oyuncular bo salonlara oynamak zorunda kalyorlard (200).

[76] 16. Yzyl talyan halk tuluat tiyatrosuna verilen ad.


180 ROKOKO. KLAStSZM VE ROMANTZM

lk imparatorluk. Restorasyon ve Temmuz monarisi dnem


lerinde, Paris tiyatrolarnda u tr oyunlara rastlanr: 1: Comedie
en 5 actes et en ver s [77], Bu tr yaptlar en yetkin edebi t rle
ri temsil ederler ve Comedie-Franaise ve Odeon iin yazlmlardr.
(Ducis'in Othellosu buna iyi bir rnektir): 2: Comedie de moeurs
en prose; dzyaz olarak yazlm tre komedyas anlamna gelen
bir tr, evcil dramn varisi olarak daha alakgnll bir konuma
sahip olmakla birlikte, nemli saylan tiyatrolarda oynanacak denli
etkili olabilmektedir, (rnek: Scribe'n Mariage dargent') 3:
Drame en prose. Duygulu dram denen ve evcil dramdan treyen bu
tr, tre komedyasndan, daha az beenilmektedir. (rnek: Bouilly
nin Labbe et l'epee'si). 4: Comedie historique [78]. Bu oyun tr
tarihsel olay ve kiileri, izlenilmesi gereken rnekler olarak ycelt
mek yerine, onlarn tuhaf yanlarn sergiler ve ayn trden bir dra
matik sre yerine olaanst manzaralar halinde sahneler yarat
may yeler. (rnekler eitlidir: Merimeenin Cromwe//'inden Vi-
tetnin Barricades'na dek, Dumasnn III. Henrysinin kaynan
borlu olduu tm deneyleri kapsar. 5: Vaudeville. Mzikli kome
di, daha dorusu asl biimleri deitirilerek uyarlamalar yaplm
arklardan olumu komedi anlamna gelen bu tr, operete nc
lk etmitir. (Scriben ve onunla birlikte alanlarn oyunlar bu
trden yaptlardr. 6: Melodrame. Vaudevillede olduu gibi m-
ziksel blmleri de ieren bu trn ciddi ve genellikle trajik olan
konusu, duygusal dramn ve tarihsel sahneleri sergileyen gsteri
lerin konularna benzer.
Popler trlerin, zellikle yukarda belirtilen son iki trn sa
ysnda grlen ar arta karlk edebi ynden daha iddial
olan dramlarn giderek yok olmasnda elbet bir neden vardr. Bu
nedeni her eyden nce Devrimin tiyatroyu daha geni halk kitle
lerine am olmasnda ve oyunlarn baarl olup olmadn bu s
nflarn, daha da nemlisi, repertuvann geliimini denetleyen san
sr kurumlarnn etkisinde aramak gerekir. Napolyon ve Restoras
yon dnemlerinin denetimi, gnn sorunlarnn ve ynetici snfla
rn hal ve tavrlarnn tartlmasnn ciddi ve yaznsal dramlarda
ele alnmasn yasaklamt. Dier yandan Fars, mzikli komed\a
ve melodram ciddiye alnmadklarndan uramaya demez oyun
lar olarak kabul ediliyorlar ve bylece daha zgr olarak varlkla
rn srdrebiliyorlard. Bulvar tiyatrolarnda gnn koullan re

[77] Be perdelik kouktu (nazm) komedi.


[78] Tarihsel komedi.
ALMAN ROMANTZM LE BATI ROMANTZM 181

yneticilerin tutum lar zgrce eletirilebiliyordu. Comedie-Fran-


aisede temsili yasaklanan bu konularn, bulvar tiyatrolarnda ele
alnm asna kar hibir engel konmay, bu tiyatrolarn oyun
yazarlarnn ve seyircilerin byk ilgisini ekmesine yol at
(201). Vodvil ve melodramn, tarihsel adan bakldnda, bu
an en ilgin ve en nemli tiyatro biimi saylmalar ge
rekir, nk bu trler, klasisizmin dramatik oyunlarndan ro
m antizm e geii temsil ederler. Bylece, modem sahne tarihin
de gerek bir dnm noktasnn simgesi olurlar. Bu oyunlarla ti
yatro yeniden zelliini kazanarak topluma elence salayan, hare
ketli, dorudan duyulara seslenen, ak seik bir sanat dal duru
m una gelir. Melodram daha karmak bir yapya ve daha dall bu
dakl b ir soya sahiptir. Daha nceki melodram rneklerinden biri,
melez tiyatro trnn zgn biimi olan ve bu devirde bile ama
t r gsterilerin program larnda rastlanan, ilk rneini Rousseau'
n un Pygmalionunda grdmz (1775), mzik eliinde sylenen
m onologdur. Mzik eliinde dramatik bir para okuma, aslnda
ok eski b ir tiyatro tarzdr ve ancak imdi yeniden canlanmaya
balam tr. 'M elodramn teknik adan ok daha verimli olan di
er b ir kayna ise moral verme, ar duygusal olma niteliinden
t r , Devrimden sonra aa snflar tarafndan benimsenen,
Chaussee, Diderot, Mercier ve Sedaine tarafndan yazlm olan ev
cil dram lardr. Fakat melodramn en nemli rnei pandomimdir.
Pantom im es historiques et romanesques ad verilen bu oyunlar
ilk kez, 18. yzyln sonuna doru ortaya karlar, nceleri Hercules
ve Omphale, Uyuyan Gzel ve Demir Maske gibi mitolojik ve
ya peri m asallarndan alnm konulan ilemekle birlikte, sonra
lar Bataille du General Hoche gibi gnn olaylarn da yanstmaya
baladlar. Bu pandomimler, genellikle eitli dans oyunlarndan
oluan sahne gsterisi gibi bir araya getirilmi, mantksal balant
veya dram atik geliimden yoksun, kark ve frtnal sahnelerden
m eydana gelen oyunlardr; bu oyunlar hayalet ve ruhlar, zindan ve
m ezarlar gibi gizemli ve mucizeli elerin ba rol oynad durum
lar yaratm aya yneliktirler. Zamanla sahnelere aklayc ksa not
lar ve karlkl syleilerin eklenmesiyle bu oyunlar, Devrim sra
snda, tuhaf b ir oyun tr olan pantomimes dialogueesye, en so
nunda da melodrame grand spectaclea dnrler. Bylece gs
teri oyunu (showpiece) olma niteliini ve mziksel elerini kay
bederek 19. yzyln tiyatro tarihinde byk nemi olan entrika
oyunlar olup karlar. Melodramn bu deiimi geirmesinde en et
kin rol oynayanlar, Mrs Radcliffein heyecan uyarc romanlar ile
bunlarn Fransadaki taklitileridir. Bu oyunlarn Grand Guig-
182 R O K O K O , K L A S S Z M V E R O M A N T Z M

nola benzer etkilerinin ve cinayet konulan ile ilgili bir hava ta-
malannn nedeni de gene bu romanlardr.
Ne var ki bu etkilerin tm, melodramatik trn zn d e
tirip, anlamn geniletirler, bu z ise klasik dramn i atmac
dr. Melodram, halkn anlayaca dzeye indirgenmi veya yozla
m tragedyadan baka bir ey deildir. Bu trn en byk tem
silcisi olan Pixerecourt, sanatnn popler tiyatroya benzediinin
pekl bilincindeydi. Yanld nokta, melodram ile mim arasnda
tarihsel bir sreklilik veya temelde benzerlik olduuna inanmasvd
(202). Pixerecourt, Ortaan gizemli oyunlan, pastoral oyun, Moliere'
in sanat ile mim arasndaki sreklilii grmekle birlikte, mimin ger
ek bir 'halk ynlarna seslenen oyun olma zellii ile geni bir
kentsoylu kitleye seslenen oyun dzeyine inmi bir edebi tiyat
ro olma zellii arasndaki fark gremiyordu. Melodram, kendili
inden ve naif bir sanat deildir; tragedyann uzun ve sa
lam bir geliimden gemi olan yozlam biim ilkelerini iz
ler ve onlar, klasik trn iirsel gzellikleri ve ruh incelik
leri ile hibir ilgisi olmayan kaba bir slup iinde yanstr.
Aslnda melodram, tm tiyatro trleri iinde en allagelmi olan,
en ematik, en yapay olandr; kendiliinden bulgulanm, yeni ve
doal olan elere tmyle kapal bir tr yasal dogmadr. Ba
langta uyuturulmas olanaksz bir kartlk, sonra iddetli bir
arpma ve sonunda erdemliliin zaferi ve ktln cezalandrl
mas olmak zere blmden oluan, anlalmas kolay, arya
kamadan gelitirilmi bir konusu vardr. Konu, karakterlerden
daha nemlidir. Figrler, yiit kii, can yanan temiz ve susuz kii
ve gln kii olmak zere kesin bir biimde belirlenmilerdir (203).
Olaylar kr ve acmasz b ir yazg ile sonulanrlar. Gl bir biim
de vurgulanan, dllendirme veya cezalandrma yntemi zerine
kurulmu olan ahlaksal anlay ise yavan ve uzlatrc olma ei
liminden tr, tragedyadaki anlaytan uzak olmasna karn, tra
gedyann abartlm da o lsagrkemli ve trensel havasna uygun
dur. Melodramn tragedyadan ayrld asl nokta, birinin u -birlik-
kuralna [79] uymas ya da hi deilse bunu gz nnde bulundur-
masyd. Pixerecourt, iki perde arasnda sahnenin deimesine izin
verir, fakat bu deiim yadrganmaz; stelik 1814de yazd
Charles-le-Temeraire'e dek ayn perde iinde sahne deitirmez.
Byle bir ey yapldnda, ne denli klasiki olduunu aa ka-

[79] -birlik-kural, klasik tiyatronun balca ilkelerinden olmak zere, bir oyun
da yer, zaman ve aksiyonun evresinde, ayn zaman birimi iinde ve hep aym
yerde gemesini ngren kural. (Aziz allar, Gereki Tiyatro Szl).
ALMAN ROMANTZM LE BATI ROMANTZM 183
ra n b ir yaz ile zr diler: Kurallar ilk kez olarak bozuyorum.
Pixerecourt, zaman birliine de dikkat etmitir; oyunlarnda olay
la r yirm i drt saat iinde geer. Ancak 1818'de yazd Fille de
l'exile ou huit mois en deux heures adl yaptnda yeni bir yntem
dener, fakat gene bu davranndan dolay seyirciden zr di
le r (204). M elodramn bu zelliklerinin tersine, doalc, sradan de
korlardan ya da bunlarn dank bir ekilde dizilmesinden oluan
mim; belirli b ir kalba indirgenebilecek, stereotip bir konudan, r-
neksel veya olaanst karakterlerden, sk bir ahlaksal gelenek
veya konum a dilinden daha deiik, lkselletirilmi bir slup
tan yoksundur. Melodramn mim ile ortak olan yanlan yalnzca
sahnelerinin idare edili biimi, effekt'lerinin okluu, seyir
ciye ulam ak iin setii yolda ayrm gzetmeyii ve motiflerinin
halka yakn oluudur; bunlarn dnda melodram klasik tragedya
n n slup ynnden idealine yakndr. Grld gibi bir biimin
geleneklere sk skya bal olmas, daha yce bir ama iin gerekli
b ir belirti deildir.
M imin yeni trleri, m elodramlar deil vodvillerdir. Bu oyunlar
ayr ayr sahnelere blnm, blntl (episodic) konular, zgn
biim leri deitirilerek yeniden uyarlanm ezgileri, gncel yaam
d an alnm a halktan gelme tipleri, taze, ineli, kendiliindenlii her
halinden belli olan slubu ile, edebi ynden melodramdan etki
lenm i olsa da, eski popler tiyatroya daha yakndr. 1815 ile 1848
y lla n arasndaki dnem, bu tr oyunlarn benzeri grlmedik bir
verim lilik dnemine tank olur. Scribe'n says olduka kabark ko
m edilerinden baka, saysz kk, elendirici, hafif oyun ve kk
piyes yazlm tr. Bu yaptlarn baarlar ve bolluu karsnda ede
biyat yapanlarn ne denli korkup endie ettiklerini, sinemann zafere
ulaan baars karsnda duyulan tepkiyi anmsayarak gz nne
getirebiliriz. Devrim ve Restorasyon srasnda komedi, tpk daha
nceki dnem lerde tragedyann ksrlam olmas gibi, artk ken
di kendini tketm i bulunuyordu. Melodram, nasl tragedyann bo
zulmu biimiyse, vodvil de komedinin bozulmu, d etkilere bo
yun emi durum unu gsterir. Vodvil ve melodram, dram sanatnn
sonu demek deil, tersine onun canlanmas demekti. Hugo'nun
Hernani'si veya Dumas'nn Antony si romantik dramn rnekleriy
diler ve 'm elodram e parvenu [80] den baka bir ey deildiler.
Augier, Sardou ve Dumas fils'in modem tre dramlar ise vodvilin
deiik trleridir (205).
1798 ile 1814 arasnda Pixerecourt, her biri binlerce kez oyna-

[80] Sonradan grme melodram, yani asl yapsn kaybeden melodram anlamna.
184 ROKOKO, KLASlSZM VE ROMANTZM

nan yz yirmi tane oyun yazd. Melodram, tiyatro yaamna otuz


yl kadar egemen oldu. Ancak 1830'dan sonra, toplumun beeni d
zeyi ykselmeye balayp oyunlarn kalabal ve oturraaml.
mantktan yoksunluklar, gdlerinin yetersizlii ve doal olmayan
dilleri yadrganmaya balandka bu tr oyunlar da nemini yitirdi.
Romantiklerin melodrama dkn olmalarnn nedeni, sadece kl
trl toplumun tutucu kesimine kar duyduklar dmanlk deil,
ayn zamanda, daha az nyargl bir gre sahip olduklarndan, bu
trn edebi olmayan, yalnzca tiyatro olma niteliini kabul etmeleri
ve buna gsterdikleri anlaytr. Charles Nodier, kendisinin, melo
dramn cokulu bir destekleyicisi olduunu ileri srm ve onu, la
seule tragedie populaire qui convienne k ntre epoque (206) [31]
olarak nitelemitir. Paul Lacroix, Pixerecourtu, Beaumarchais, Di-
derot, Sedaine ve Merciernin balattklar sreci bitiren ilk dramc
olarak niteler (207). Kazanlan beklenmedik baar, resmi evrele
rin kar k ve romantiklerin melodramatik etkilerden, arpc
renklerden, kabaca duygulardan, ar vurgulamadan holanmalar,
romantik dramda halk tiyatrosunun en karakteristik zelliklerinin
ounun korunmasna neden olmutur. Fakat romantizm, melodram
dan balangcndan beri kendine ait olan, henz filiz vermemi olan
ekirdein iinde olan, korku verici Ingiliz masallarndan veya Al
manlarn ucuz, deersiz, cinayet, haydutluk ve valyelik romanlarn
dan tiyatroya gemi olan konular almtr. Romantik tiyatro ile me
lodram arasndaki ortak eler unlardr: Her eyden nce, sert
atmalar ve iddetli arpmalar, servenci, kanl, acmasz ve
kaba konular, mucizenin ve ansn egemenlii, ani, genellikle ge
rekesiz yn deitirmeler, nceden kestirilemeyen karlamalar,
gerilimin ve rahatlamann srekli olarak deiimi, zorlu, acmasz
oyunlar, tekin olmayan eytans durumlarla topluma saldrmak, ko
nunun nceden hazrlanm mekanik geliimi, klk deitirip al
datmalar, kumpaslar, tuzaklar ve romantik tiyatro iin gerekli
olan coups de thetre [82] ile sahne gereleri. Bu gereleri ise tu
tuklamalar ve batan karmalar, karma ve kurtarmalar, kama
giriimleri ve ldrmeler, cesetler ve tabutlar, mahzenler ve mezar
lar, atolarn kuleleri ve zindanlar, kamalar, kllar, zehir ieleri,
yzkler, muskalar ve aileden kalma deerli eyalar, yolu kesilen
mektuplar, kaybolmu vasiyetnameler ve gizli antlamalardr. Ro
mantizmin titiz ve seici bir akm olmad kuku gtrmez, fakat

[81] amza uygun olan tek halk tragedyas anlamna gelir.


[82] Sahnede beklenmedik bir olayn gelimesi ile 'seyircinin etkilenmesi. Bir tr
doruk noktas.
ALMAN ROMANTZM LE BATI ROMANTZM 185

klasisizmin estetik ltlerinin ne denli dar olduunu ve artk ne


denli nemsizletiklerini anlamak iin, en byk ve beeni asn
dan an en mklpesent yazan olan Balzac' dnmek yeterlidir.
Tiyatronun halkn beenisi ile ayn ynde gelimesi, melodra
m n varln srdrm esi ile deil, Pbcerecourtun yaptlarn sata
karrken kulland yntem ile aklanabilir. O, romantik oyunlar
kt, yanl, treye aykr ve tehlikeli olarak tanmlar ve iddial ra
kiplerinin kendisi kadar yrekli olmadklarna veya sorumluluk
duygusu tam adklarna inanr (208). Bu konuda Faguetnin d
ncesi, iyi ve baarl samalklar yaratmak iin samalklara inan
m ak gerektiidir. rnein d' Ennery, Pixerecourt'dan daha zeki ve
daha iyi bir yazard, fakat oyunlarn inanmadan, sadece para ka
zanm ak iin yazm olduundan iyi melodramlar yazamamt (209).
Oysa Pixerecourt yaptna inanyordu ve kt olduuna inand ro
m antik dram n ortaya kmasnda hibir pay olmadn ileri sr
m t. Buna karn rom antikler ona, sahne gereleri iin duyduk
lar yeni duyguyu, daha geni halk kitleleri ile iliki kurabilme ola
naklarn, piece bien faite' [83] in gelimesinde oynadklar nemli
rol borludurlar. 19. yzyln tm ise ona, fazla titiz olmayan ve
17. ve 18. yzyl tiyatrolar ile karlatrldnda daha basit olma
sna karn, dram n yalnzca edebiyat yapma iine dnmesine en
gel olan, canl, popler bir tiyatro geleneinin yeniden domasn
borludur. iirsel olan bir enin dram sanatnda yerini bulduu za
m an, elendirici olma deerinin, tiyatroda yapaca etkinin ve hibir
aracya gereksinme duymadan dorudan salayaca ekiciliin kay
bolmaya yz tutm as, bu adaki tiyatro yazgsnn bir blm ol
m utur. Romantik akmda bile, iki e arasnda atma olmu ve
onlarn bu kartlklar kimi zaman sahnedeki baary, kimi za
m ansa dramn iirsel yetkinliini bozmutu. Alexandre Dumas iyi
ve gl oyun trne, Victor Hugo ise ar, ezici bir dili kullanan
dram atik iire eilim duymulard. Bu iki yazar izleyenler ayn see
neklerle kar karya kalmlardr, tbsen'le bu iki kart eilim
arasnda b ir uyum salanabilmi, fakat bu uyum ok ksa sreli
olm utur.
ngiltere, siyasal devrimini 17. yzylda, sanayi ve sanat devri-
mini ise, 18. yzylda yapmtr. Fransa'da klasisizm ile romantizm
arasndaki sava tm iddetiyle srerken, ngiltere'de klasik gele
nekle ilgili hibir ey kalmamtr. Romantizm ngiltere'de Fransa'
da olduundan daha srekli, daha kararl bir biimde gelimi ve
toplumdan daha az kartlk grmtr; romantizmin siyasal evri-

[83] Tiyatro teknii asndan yi kurulu ovun anlamna gelir.


186 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

mi de Franszlannkinden daha farkl trdendir. Bir kere bu alrrr


tmyle liberaldir ve Devrime hazr bir durumdadr. Ancak \a p o l-
yonla olan sava sonucu tutucularla romantikler arasnda b ir g
r birlii salanm ve Napolyon'un tahttan dnden sonra
liberalizm, romantik akma yeniden egemen olmutur. Ne var k i
ilk zamanlardaki tek dzelie ulalamamt. Devrimden ve N ap o i
yon ynetiminden alman dersleri abucak unutmaya kimsenin ni
yeti yoktu ve nceleri liberal olanlarn ou ve Lake Schoolun
yeleri, devrime aykr gr paylatlar. Walter Scott, her zaman
olduu gibi, Tory partisine bal kald; te yandan God\vin, Shelley,
Leigh Hunt ve Byron gibi sanatlar ise gen kuak arasnda yavem
olan kktencilie bal kaldlar. ngiliz romantizminin kkleri, li
berallerin Sanayi Devrimine kar gelmesine baldr; Fransz
romantizmi ise tutucu snflarn siyasal devrime kar kmalar
sonucu domutur. Fransada romantizm ile erken romantizm a ra
sndaki sreklilik, devrim dneminin klasisizmi tarafndan ko
parlmt; ngilterede ise bu iki akm arasndaki balant ok
daha fazlayd. ngilterede romantizm ile Sanayi Devrimi'nin
baarl bir biimde tamamlanmas arasndaki iliki gibi, erken
romantizm ile toplumun sanayilemesini hazrlayan evreler arasn
da da ayn iliki vardr. Goldsmithin Metruk Ky, Blake'in Sata-
nic Millsi (eytan Deirmenleri) ve Shelleynin Age of D espairi,
(Umutsuzluk a), hep birbirine benzeyen ruhsal durumlarn ifa
desidir. Romantiklerin doa iin duyduklar ilgi ve coku, kenti
krsal alandan tmyle ayr kabul etmekten, ktmserlikleri ise
sanayileen kentlerin bouculuundan ve sefaletinden doar. Sa
natlar nelerin olup bittiini grmekte ve insan emeinin bir sa
t rn durumuna geldiini anlamaktadrlar. Southey ve Cole-
ridge zaman zaman ortaya kan isizliin, denetimsiz bir anam al
c retimin sonucu olduuna inanmaktadrlar. Coleridge, iverenin
ald ve iinin satt eyin aslnda hibirinin alp satmaya hak
lar olmadn, nk yeni alma anlayna gre bir ticaret mal
durumuna gelen bu 'ey'in 'iinin sal, yaam ve iyilii oldu
unu vurgular (210).
Napolyonla yaplan savan sonu geldiinde, ngiltere, kendi
ni, tketmi olmasa da, en azndan zayflam ve entellektel ynden
aknlam bir durumda bulur. Sanki orta snfa varlnn, ku
kulu temellere dayandn hatrlatan bir durumdur bu. Bu inan
cn en ileri gelen szcleri Shelley, Keats ve Byron'un kua olan
romantiklerdir. Onlarn uzlama kabul etmez insanclklar, sm
r ve bask politikasna kar gelilerinin bir ifadesi, hibir kurala
uymadan srdrdkleri yaamlar ve ahlak kurallarndan yoksun
ALMAN ROMANTZM LE BATI R O ^ H t ZM 187

luklar ise, sm r ve bask dzenini denetleyen snfa kar atk


lar deiik bir sava biimidir. Wordsworth ve Scott gibi tutucu
tem silcilerinde bile ngiliz romantik akm, bir lde edebiyat
halka indirmeye alan, demokratik bir akm durumundadr. Her
ne kadar kulland 'doal' iir dili, yapmack bulduu iin kar ol
duu eski yaznsal dilden daha kendiliinden olmasa da,
VVordsvvorthun iir dilini gnlk dile yaknlatrmaya almas,
edebiyat halka indirmeye alan rnek bir belirtidir. iirin znel
psikolojik n yarglar, yeterince bilinmedii taktirde daha karma
ktr. H om er sylenceleri kadar uzun bir iir ile kendini ve kendi
entellektel geliimini anlatmas ise, eski edebiyatn nesnellii ile
karlatrldnda, devrimci bir deney olarak kabul edilmelidir ve
tpk Goethenin Dichtung und Wahrheit gibi, yeni znelliin bir
rneidir. Fakat byle bir hareketin halka yakn sanat olma ni
teliinden ve doallndan kuku duyulabilir. Matthew Arnold,
W ordsw orth iin yazd yazlarda, onun birtakm zayf noktalar
olduunu, fakat Shakespearede bile byle blmlerin bulunduu
nu, Elysian Fields konusunda airden hesap sorulduunda onun bu
zayf noktalarn bildiini ileri sreceini ve glerek: Ne olur yani,
insan kimi zaman kendini brakamaz m? diye yant vereceini ya
zar. Bunun tersine, yeni airin kendi ben (ego) ine bu denli dnk
olm as, kulland her szce byk bir deer bimesine, en k
k ayrnty bile ifade deerine gre lmesine ve eski airin diz
gelerinin akn salayan kaytszlna getirdii kolayln yitiril
mesine neden olur.
18. yzyl iin iir, dncelerin ifade edilmesi idi. iirsel im
gelerin anlam lan ve amalar, lksel bir ieriin dile getirilmesi
demekti. Rom antik iirde ise, iirsel imge, dncelerin sonucu de
il, onlarn kaynadr (211). Bu iirde eretileme (metaphor), ret
ken b ir nitelik kazanr; dilin zerkletiini ve kendi doal ak
na gre olutuunu anlarz. Romantikler, hi direnmeden kendile
rini dile teslim ederler ve usa aykr sanat anlaylarn da bu yolla
aklarlar. Coleridgen Kuba Khan (Kubilay Han) buna an bir
rnek olsa da, gene bu durum un bir belirtisidir. Romantikler deney
le elde edilemeyen ve tm dnyaya yaylm olan esprityi,
iirin esin kayna olarak kabul ediyorlar ve onu, dilin kendiliin
den olan yaratc gc ile zdeletiriyorlard. Onlarca, kendini di
lin bu gc tarafndan denetlenmeye brakmak, sanatsal deha ol
mann en byk belirtisiydi. Platon, airlerin kutsal esinlerinin 'co-
ku'sundan daha nceleri sz etmiti ve airler ya da sanatlar, ken
dilerini din adam dzeyinde grmek istedikleri anda esine olan
inanlar glenmiti. Fakat esinin kendi kendine tutuan b ir alev.
188 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

kaynann ise airin ruhunda bulunan bir k olduuna ilk kez


bu ada inanlyordu. Esinin kutsal kkenleri ise tzel ola
rak tamamen biimseldir ve airin ruhuna dardan hibir
ey getirmi deildir. Bylece, kutsal olanla bireysel olan ilkelerrr
her ikisi de korunmu olur ve air kendi kendisinin tanns duru
muna gelir.
Shelleynin heyecanl panteizmi, kendi kendini tannlatr-
mann en klasik rneidir. Kendini unutma duygusu ve daha stn
bir varlk karsnda erimi olarak grmenin belirtileri, onun iir
lerinde yoktur. Kendini evrenin iinde erimi olarak grmek, eski
nin tersine, artk egemen olma arzusunun bir belirtisidir. iirin ege
men olduu dnya, daha yce, daha an, daha kutsal bir dnya ola
rak kabul edilir ve kutsal olan sadece iirden kma ltlerle de
erlendirilir. Shelleynin, Alman romantizmi ve Friedrich Schlegel
ile paylat dnya grnn mitoloji zerine temellendii doru
olmakla birlikte airin kendisi bile bu mitolojiye inanmamaktadr.
Eski Yunanllarda olduunun tersine, artk eretileme (metaphor)
mitlemektedir. Bu mitletirme sradan, basit ve ruhsuz olan gerek
ten kamann bir yolu; airin kendi tinsel derinlik ve duyarlna
giden kprdr. Onun kendine gelebilmesi ancak bu yoldan m m
kndr. Antikan mitleri, geree duyulan yaknlk ve onunla
gerek bir iliki kurma sonucu olumulardr. Romantiklerin m i
tolojisi ise gerein ykntlarndan trer ve bir dereceye kadar ger
ein yerine geen bir olgu olarak ortaya kar. Shelleyin dnya
gr, iyilikle ktln arasndaki, tm dnyay kapsayan, b
yk atma zerinde temellenmitir ve airin en derin ve en ka
rarl deneyini oluturan siyasal kartlklarn antlamasn belir
ler. Onun tanrtanmazl ise, ileri srld gibi, tanry reddetmek
deil, ona kar gelmektir; o, byle yapmakla bir zorba, b ir bask
yanls ile arpmaktadr (212). Shelley, doutan bir asidir, yasal,
anayasal ve allagelmi olan her eyde zorba ynetimin iradesini
grr; bask, smr ve iddetin; budalalk, irkinlik ve yalanch-
n; krallar, ynetici snflar ve kiliselerin, Incil'deki Tanr ile
bir btn halinde, tek g olarak varlklarn srdrdkleri
ne inanr. Bu anlayn soyutluu ve kesinlikten uzak olma zel
lii, Ingiliz ve Alman airlerinin ne denli birbirlerine yakn olduk
larn gsteren en iyi rnektir. Devrim-kart isterinin bulandrd
entellektel havada, 18. yzyln Ingiliz yazarlar zgrce yetenek
lerini gelitirmilerdi. Bu dnemin entellektel yaptlar, gerek
ten uzak, dnyay yeren ve onu yadsyan nitelikler tamaktayd
bu tr dnceler bundan nceki Ingiliz edebiyatna tamamvle ya
bancyd. Shelleynin kuann en yeteneklileri, toplum tarafndan
ALMAN ROMANTZM LE BATI ROMANTZM 189

beenilmediklerinden, (213) kendilerini yurtsuz olarak hissetmi ve


yurt dna snmlardr. Bu kuak Almanya ve Rusyada da olduu
gibi Ingilterede de beenilmemeye mahkmdur. Shelley ve Keats,
aynen Hoelderlin ve Kleist veya Pukin ve Lermontov kadar, iinde
bulunduklar adan yaknmaktadrlar, ideolojik adan bakldn
da, sonu her yerde ayndr: Almanya'da idealizm, Fransada 'Sanat
iin san a t Ingilterede ise estetizm. Her yerde savam, gerekten
ayrlm ak ve toplum un yapm deitirmek iin verilen tm aba
lardan vazgemekle sonulanmaktadr. Keats'de bu estetizme derin
bir melankoli, gzellik iin tutulan bir yas elik etmektedir. Bu g
zellik yaam deil yaamn inkr, gzellik sevgisi ile dolu olan bu
airden sonsuza dek ayrlm saf, doal ve tmyle igdsel
olan h er ey gibi eriilemeyecek bir yerde duran bir yaam
ve gerein inkrdr. Bunlarn tm, Flaubert'in etkisinin azal
m asnn ilk belirtileridir ve iirin bedelinin yaam olduunu
ok iyi bilen son byk romantiin uysalln gsterir.
ne ulam rom antiklerin iinde, adalarnn zerinde en
derin ve en yaygn etkiyi brakan sanat Byrondur. Buna karn
kendisi rom antiklerin en zgn olan deildir. O, sadece yeni bir
kiilik lksnn meydana kmasnda en baarl rol oynam
tr. iirlerinin iki temel esini oluturan 'mal du siecle [84] ve
ya yazgnn biimlendirdii onurlu ve yalnz kahraman temas onun
zgn buluu deildir. Byrona zg Weltschmerz [85] m kaynana
C hateaubriand ve Fransz gmen edebiyatnda, Byron'a zg kahra
m anla ise Saint-Preux ve W ertherde rastlanmaktadr. Bireyin
ahlaksal istekleri ile toplum un gelenekleri arasndaki uyumazl,
Rousseau ve Goethenin yeni insan anlaynda grmzdr; top
lum a uyam ad iin sonsuza dek yurtsuz kalacak olan yiit ise
Senancour ve C onstant'n yaptlarnda vardr. Fakat bu yazarlarn
y arattklar kahram anlarn toplumdan soumalarnn nedeni, belirli
b ir sululuk duygusuna baldr ve bu kahramann toplumla olan
karm ak ve kararsz ilikileri iinde belli olur. Byronda ise ilk kez,
bu yabanclam a ak, hibir eyden ekinmeyen bir kar gelie,
kendini stn gren, kendi kendine acyan strapl bir sulamaya
dnr. Byron, romantizmin tinsel olan sorununu aa vurur ve
onu nem sizletirerek sradan bir sorun durumuna getirir; devrinin
tinsel dalm ndan ve paralanndan bir moda karmay baa
rr. Rom antik bir huzursuzluk ve amaszlk, insanlar arasnda yay-

[84] a hastal. Romantik akm iinde kaderinin dramatik niteliinin farknda


olan.
[85] Ayn ekilde bir a hastal.
190 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

gnlaarak an hastal durumuna gelir. Toplumdan kama duy


gusu, kskn ve kindar bir biimde yalnzla tapmaya, eski lk
lere olan inanlarn kaybolmas, anarik bir bireysellie, kltrden
duyulan yorgunluk ve can sknts ise yaam ve lmle flrt etme
eylemine dnr. Byron, kuann bu skntl durumuna deiik
bir ekicilik kazandrr ve yiitlerini, ekinmeden yaralann aa
karan tehirciler, su ve utanlarn yklenen masoistler, kendini
sulama ve vicdan sanclar ile benliklerine ikence eden, ktlk
lerine ve iyiliklerine ayn entellektel onurla sahiplenen ve onlar
itiraf eden kiiler olarak tanmlar.
Ortaa romanlarnn kahramanlar kadar nl ve uzun mrl
olan Byron'azg yiit tipi, valye tipinin ald son biimdir ve tm
19. yzyl edebiyatna egemen olduu gibi, gnmzn cinayet ve
gangster filmlerinde bile kendini gsterir. Bu tipin belirli baz nite
likleri, en az pikaresk roman kadar eskidir. Topluma sava aan
ve ycenin, grkemlinin dman, zayfn ve iyilik severin dostu
olan yasa d kii, daha nce bu trde grlmtr. Dtan bakl
dnda sert ve kt gibi grnen bu kiinin sonuta drst ve c
mert bir insan olduu anlalr. Lazarillo di Tormesden Humprey
Bogarta dek Byron tarz yiitlik yalnzca bir ara-istasyonu belirler.
Byrondan ok nceleri babo kiinin huzursuz bir serseri olarak
karanlk tepelere doru yola kmas, kaybolmu mutluluu arayp
bulamamas, insanlara yabanc, dm bir melein onuru ile yaz
gsna katlanmas, dnyadan nefret etmi bir insan olarak nitelen
mesi daha nce de grlmtr. Bu nitelikler Rousseau ve Cha-
teaubriand'da da vardr. Byron'un izdii tablodaki yeni nitelikler,
eytans bir kiilik ve narsist davran zellikleridir. Byron'un edebi
yata kazandrd yeni kahraman, gizemli bir kiidir ve gemiinde
bir giz, kt bir gnah, ykc bir yanl veya onarlamaz bir yarm
kalm i vardr. Onun bir srgn olduunu herkes anlamakta, fa
kat zaman perdesinin ardnda nelerin gizli olduunu hi kimse bi
lememektedir. Srgn kii ise bu perdeyi amamakta direnir ve
gemiinin gizini, bir kral giysisi tayormucasna srtnda taya
rak, yalnz, suskun ve yanma yanalmaz bir kii olarak etrafta do
lanr. Tm ykmlara ve perianlklara o neden olmaktadr. Ken
dinden hibir eyi esirgemedii halde, bakalarna kar acmasz
dr. Yaptklarndan tr ne Tanrdan ne de insanlardan zr di
lemedii gibi, suunun affedilmesini de istemez. Hibir ey iin
pimanlk duymaz ve yklm yaamna karn hibir deiiklik
istemez; imdiye dek ne idiyse ve bandan ne getiyse yaamn y
lece srp gitmesini yeler. Kt ve vahi olmasna ramen yce
bir soydan gelmitir. Yz hatlar sert ve gizini ele vermeyecek bir
ALMAN ROMANTZM LE BATI ROMANTZM 19J

zellik tasalar da, soylu ve gzeldirler. Hibir kadnn kar ko


yamayaca, erkeklerin ise dostluk ve dmanlk duygular ile tep
ki gsterdikleri garip bir ekicilie sahiptir. O, yazgs tarafndan
kovalanan ve dier kiilerin yazgs durum una gelen kiidir ve yeni
edebiyatn tm kar konulamaz ak kahramanlarnn ve bir bakma
Merimee'nin Carmeninden Holywoodun vamplarna dek tm dii
eytanlarn en iyi rneidir.
Byronun yaratt yiit, kendini ve kendisi ile iliki kuran her
kesi ykma srkleyen, tutkun, hrn, yanl yola sapm, aldatl
m bir eytans kahram an gibi grnse de, Byron ona son
derecede ilgin bir kiilik kazandrm tr. Ona dokunakl, ekici,
ayartc olm a zelliklerini eklemi ve onu, ekicilii ahlak kuralla
rn hie saymasna bal olan, ahlak d bir kii yapp
karmtr. Dm bir melek olma, yeni bir inan peinde
koan, d krklna uram rom antik toplum iin benzeri g
rlmedik ekici bir g tam aktadr. Toplumda genel bir su
luluk ve tanrdan uzaklam olma duygusu vardr. Artk lanetlen
mi olduklarna gre, Lucifere benzeme istei de bu duygu ile bir
likte gelim itir. Lamartine ve Vigny gibi meleimsi tavrlar olan a
irler bile sonunda satanist [86] lere katlmlar, bylece Shelley ve
Byronun, G autier ve M usset'nin, Leopardi ve Heinen yolunu iz
lem ilerdir (214). Bu satanizm , yaama kar alnan rom antik tav
rn, b irb irin e zt olan iki anlam tamasndan doar; dinsel ynden
doygunlua eriememenin sonucunda ortaya kmasna karn, zel
likle B yron'da, orta snfn sayg duyduu tm kutsal deerlere nef
ret duym akla son bulur. Fransz bohemlerinin burjuvaziye olan
nefretleri ile Byronun tutum u arasndaki tek fark, Gautier'nin alak
dzeyli kar-geleneki tutumu, aa tabakalardan st tabakalara
ynelik b ir saldr iken, Byronun ahlak diiliinin yukardan
gelme b ir saldr olmasdr. Byronun liberal dnceleri ile
kaynam olan zppelikleri, her nemli sz sarfediinde kendini
ele verir; her yazsnda toplumsal konumunda salam kkleri kal
m am asna karn, hl snfnn tavrlarn koruyan bir aristokratn
durum u grlr. Daha sonraki yaptlarnda, kendisi ile iletiimi
kesen aristokrasiye lgnca bir fke ile atmas, onun bu snfa
halen ne denli bal olduunu ve her eye karn, gznde bu sn
fn otorite ve ekiciliini koruduunu gsterir (215). Hebbel, bir ya
zsnda lm bir kant olamaz der. Byron da, bir yiit gibi l
mekle hib ir eyi kantlam deildir. stelik airin devrimci inan
larna karn, ona uygun bir lm de deildir bu. Byron, 'aklnn

[86] blis ruhlu kt kii anlamna kullanlmtr.


192 ROKOKO, KLASSZM VE ROMANTZM

dengesi bozulduu srada' canna kym ve Hedda Gabler'in istedi


i gibi, 'sa zm yapraklan ile ssl iken lmtr.
Byronun daima klasiki sanat grne bal kalp Popeu en
sevdii air olarak benimsemesi, onun aristokrata e ilim le r in e u y
gundur. Wordsworthu lmll ve arballndan tr been
miyor, onun yavan ve samimiyetsiz tonunu sevmiyor; Keatsden ise
bayalndan dolay holanmyordu. Yaptlarnn kibirli ve alayc
tonu, zellikle Don Juanda kulland akc ve konuma dilini and
ran ton, onun sanatta gtt klasik lknn bir yndr. slubu
nun akcl ile Wordsworthun doal olan iirsel anlatm arasnda
bir ilinti olduu kuku gtrmez; her ikisi de 17. ve 18. yzyllarn
tumturakl, abartmal gzel sz syleme sanatna zenen iirine kar
duyulan tepkinin belirtileridir. Her iki ozann gttkleri ortak
ama da dilde daha esnek olabilmektir ve Byron'un adalar ze
rinde en byk etkiyi salamasnn nedeni de onun bylesine akc,
byk ustalk gerektiren, iten geldii gibi kullanlan bir sluba sa
hip olmasdr. Ne Pukinin ince ve sevimli slubu, ne de Musset'nin
incelii; Byron'un getirdii bu yeni tarz olmadan anlalamazd. Don
Juan, yalnzca gnn konularna ilikin nkteli ve hatta kstah bir
talama rnei olmakla kalmad, ayn zamanda yeni bir tef
rika yazarlnn kkenini oluturdu (216). Byronun ilk okur
lar aristokrat snf veya orta snfn st kademeleri olabilir,
fakat o asl izleyicilerini, orta snfn doygunlua eriememi, nefret
dolu, romantik eilimli tabakasnda bulmutu. Bu baarsz kiiler,
kendilerini kabul edilmemi, tannmam Napolyonlar olarak gr
yorlard. Her d krklna urayan gen ya da ak hastas kz, ken
disini Byronun yaratt yiit kiiyle zdeletirebilirdi. Sanatnn
okurlarn yaptlarndaki kahramanlarla bu denli sk bir ilikiye it
mesi, baarsnn en byk nedenidir. Byron burada Rousseau ve
Richardsonun balattklar eilimi srdrmektedir. Okur ile kahra
man arasndaki kiisel iliki yaknlatka, okurun yazara duyduu
ilgi de artm aktadr. Byle bir eilim, Rousseau ile Richardson'un d
neminde de vard, fakat romantik akma dek, ozann zel yaam
toplum tarafndan pek bilinmezdi. Ancak Byronun nc olduu, ken
di reklamn yapma eyleminden sonra air, toplumun sevgilisi olmu
ve ancak ondan sonradr ki okurlar, zellikle kadn okurlar, onun
la garip ilikilere girmilerdi. Bu iliki, b ir yandan psikanalist ile
hastasnn arasndaki ilikiye benzerken dier yandan sinema yl
dz ile hayranlan arasndakini andrr.
Avrupa edebiyatnda ba rol oynayan ilk air Byron ise, Wal-
ter Scott da kincisidir. Bu ikisiyle Goethe'nin 'dnya edebiyat de
dii ey gereklemitir. Onlarn okullar edebiyat dnyasnn tm-
A L M A N R O M A N T Z M L E B A T I R O M A N T Z M 193

n etkiler; yeni biimler, yeni deerler getiren, Avrupa lkeleri ara


snda entellektel trafiin bir ileri bir geri akn ayarlayan ve ye
ni yetenekler bulup onlar ounlukla ustalarmdan daha stn du
rum a getiren, en yksek otoriteye sahip olan okuldur bu. Bu oku
lun nerelere kadar yaylm olduunu ve ne denli nemli olduunu
anlam ak iin Pukin ile Balzac dnmek yeterlidir. Byron mo
das, belki daha ateli ve gze batan bir modadr ama, dnya
nn en baarl yazar (217) olarak tanmlanan Walter Scottun ba
ars daha derin ve daha salam olmutur. Onun yaptlar, yetkin
bir m odern edebiyat tr olan natralist romann yeniden domasna
yol am ve bu t r modern okur kitlesinin tm ile deimesine
neden olm utur. ngilterede 18. yzyln bandan bu yana okur
says dzenli bir biimde artmaktadr. Bu artm a sreci iinde
ayr dnem vardr: 1710da yeni dergilerle balayp an ortasnda
yazlan rom anlarla son bulan evre; 1770den 1800e dek sren he
yecan verici tarihsel yaz evresi ve Walter Scott ile balayan modern
rom antik-natralist roman tr. Bu evrelerin her biri okur saysnn
artm asn salamtr. lk evrede orta snfn olduka az bir kesimi
dnyasal nitelikli beiles-lettres ile ilgilenmitir. Bu topluluk o dne
m e dein din kitaplarnn dnda hi kitap okumam olan kesim
dir. B unlarn says, ikinci evrede ounluunu kadnlarn olutur
duu, giderek refaha eren burjuvazi tarafndan arttrld. ncde
ise bu sayya, rom anda retici eyi aradklar kadar elendirici
olan da arayan orta snfn alt veya st kademelerinden gelme ki
iler eklendi. W alter Scott, 18. yzyln byk romanclarnn kullan
dklar daha titiz yntemleri deneyerek heyecan romannn halk
arasnda yaygn b ir tr olmasn salad. O zamana dein, sadece
st snflar tarafndan okunan (218) ve valyelik an anlatan
rom anlar halka indirdi ve insan sarsan, heyecanlandran tarihi hi
kyeleri gerek bir edebi dzeye kard.
Smollett, 18. yzyln en byk romancsyd. Ingiliz romannda
erta snfn siyasal ve toplumsal baarlar ile birlikte gelien b
yk geliim, 1770'de son buldu. Ancak okuyucu saysnn anszn bu
denli oalmas, genel dzeyin birden dmesine neden oldu. Toplum
dan gelen talebi karlayacak sayda iyi yazar olmad gibi, roman
retm e iinin ok pahalya kmasndan tr bu kitaplar stn
kr b ir biimde derlenip piyasaya kmaktaydlar. Kira ile kitap
veren kitaplklarn ihtiyalar atlacak admlar belirliyor ve retile
nin kalitesini saptyorlard. Heyecan romannn yan sra en ok ara
nan konular, gnn skandallar, nl olaylar, uydurma veya yar uy
durm a biyografiler, gezi notlar, gizli anlar, ksacas, heyecan uyan
dran edebiyat trleridir. Btn bunlarn sonucu, kltrl evre-
STT 13
194 R O K O K O , K L A S S Z M V E R O M A N T Z M

ler, romandan, imdiye dek grlmedik lde bir kmsemeyle


sz etmeye baladlar (219). Scott, tarihsellik ile entellektel
tabakann bilimsel bak as arasnda b ir uyum salayarak
roman yeniden yksek dzeye karan ilk sanatdr. O tarihsel b ir
durumu sadece geree uygun bir biimde belirlemekle kalmam, ay
n zamanda romanlarna nszler, tantma blmleri ve ekler k o
yarak anlattklarnn bilimsel adan gvenilir olduunu k antlar.
Walter Scott tarihsel romann gerek yaratcs saylmasa da, ken
dinden nce gelen yazarlarn akllarna bile getirmedikleri toplum
sal tarih ile ilgilenen romann ilk yazan olduu kuku gtrmez.
Marivaux, Prevost, Laclos ve Chateaubriand psikolojik roman t
rn bir hayli atklar halde, kahramanlarn sosyolojik bir boluk
iine ya da onlarn geliiminde hi pay olmayan toplumsal b ir o r
tama yerletirirler. 18. yzyln ngiliz roman bile, insan ilikileri
zerinde durduu iin 'sosyal rom an olarak nitelenebilir, fakat b u
yaptlar, snf ayrmlarna ve toplumsal elerin oynad role nem
vermez. Bunlarn tersine, Walter Scottun kahramanlar, daima to p
lumsal kkenlerinin izlerini tarlar (220). Scott yklerinin toplum
sal temellerini olduu gibi anlattndan, siyasal alanda tutucu bir g
re sahip olmasna karn, liberalizmin ve ilericiliin ncln
yapm olur (221). Snf ayrmlarna kar duyarl olmak ve drst
bir sanatnn gerei bu snf ayrmlarna gre gsterme zorunlu
luu ilk kez Devrimle gelimeye balad iin, Scott Devrimi ne ka
d ar eletirirse eletirsin, Devrim olmadan ve iler bu denli deime
den, onun bu sosyolojik yntemi geliemezdi. Gene de bir yazar ola
rak, tutucu Scott, kktenci nitelikli Byrondan ok daha derin b ir bi
imde Devrim ile ilikilidir. Dier yandan, Engelsin tutucu kafala
rn ilericiliin yararl aralar durumuna gelmesini salayan sanat
oyunu olarak nitelendirdii gereklerin zaferine de gereinden faz
la deer vermemek gerekir. Scottun halka gsterdii cokulu ilgi
ve ona verdii deer, genellikle bir rom antik davran tepkisidir; as
lnda aa snflar ounlukla tutucu ve ematik bir biimde ta
nmlar. Fakat hi deilse, Scottun tutuculuu, Wordsworth ve Co-
leridgein dkrkl ve anszn fikir deitirmeleri sonucu izledikle
ri Devrime kar tutum lar kadar saldrgan deildir. Scott, ortaa
valyeliine, gerici rom antikler kadar dkn olup, onun k
ne zlmekle birlikte, Pukin ve Heine gibi, romantiklerin deer
siz, bol saydaki, takn yaptlarn eletiriyordu. Pukin'in Onegin'
in gerek olmayan karakterini olduu gibi ortaya koymas gibi,
Scott da, ayn ak grle, Arslan Yrekli Richarddaki (222) masal
kahraman bir valyenin, parlak fakat ie yaramaz karakterini' ka
bullenip bu benzerliin bilincinde olduunu saklamyordu.
A L M A N R O M A N T Z M L E B A T I R O M A N T Z M 195

Rom antik resmin ilk ve en byk temsilcisi olan Delacroix, ayn


zam anda, hem bu akmn kartlar hem de ona hakim olanlar arasn
da saylm aktadr. Romantizm, erken romantizmin devam sayld
ve elikilerle dolu olmasna karn 19. yzyl kadar paralanm bir
durum da olmad iin, hl 18. yzyl sanat olarak nitelendirilen
bir akm durum unda iken, Delacroixnm sanat, daha o zamandan 19.
yzyl sanatn temsil edebilmektedir. 18. yzyl dogmatik bu yz
yln rom antizm inde bile dogmatik bir yn vardr bir adr. 19.
yzyl ise kukucu ve bilinemezcidir. 18. yzylda yaayanlar, he-
yecansallklar ve usaayknlklar dahil, her eyden, ak bir biim
de anlatlbilm esi olanakl bir doktrin ve dnya gr karmaya
alrlar. Onlar sistemci, filozof ve reformcu kiiler olup ya her
eyi b ir nedene balarlar, ya da o nedene kardrlar. ou zaman
desteklem e ile kar kma arasnda gidip gelmelerine karn, ne
rede durduklarn bilirler, ilkeleri izleyip dnyadaki yaam dzelt
m ek iin kurulan bir plana uyarlar. Buna karn, 19. yzyln en-
tellektel temsilcileri, sistemlere ve programlara olan inanlarn
yitirm ilerdir. Sanatn anlamn ve ereini, yaama edilgin bir
biim de teslim olmakta ve yaamn atmosferini ve duygusal tep
kilere yol aan havasn koruyarak onun ritmine eriebilmekte bul
m ulardr. Onlar, yaam usaaykr ve igdsel bir biimde onay
layarak kabul etmeye inanyorlard. Ahlaksal trelerse geree tes
lim olm akt. Geree karmak ya da gerei amak yerine, onu
denem ek ve deneylerini, elverdiince dorudan, geree bal ve yet
kin b ir biimde retebilmek istiyorlard. inde yaadklar zama
nn, ada dnyann, evrelerinin, zaman ve yerin, deney ve izle
nim lerin her gn, her saat onlardan uzaklap geride kald ve
kaybolup gittiine ilikin bir duyguya sahiptiler. Onlar iin sanat,
kaybolm u zam anlar' ve srekli olarak eriyip elimizden kaan bir
yaam arayan aratr. Btn ile kati nitelikli natralizm d
nem leri, insann salam bir geree sahip olduunu sand d
nem ler deil, o gerei kaybetmekten korktuu dnemlerdir. Bu
yzden, 19. yzyl, doalcln klasik adr.
Delacroix ve Constable, bu yeni evrenin eiinde yer alrlar. Bir
yandan dnceleri ifade etmeye alan romantik ifadeciler olma
larna karn, dier yandan, ellerinden kayp giden nesnelere yap
maya abalayan ve gerein edeerde olan dier hibir biimine
inanmayan izlenimciler (empresyonistler) olmulardr. Bu iki sanat
dan Delacroix, daha rom antik olandr. Kendisini Constable ile
karlatrdmzda, klasisizm ile romantizmi tarihsel b ir btn
halinde balayan ve onlar doalclktan ayran elerin neler oldu
unu tm akl ile anlayabiliriz. Doalcln tersine, her iki s
196 R O K O K O , K L A S S Z M V E R O M A N T Z M

lup da, yaama ve insana, yaamda olduundan daha byk b o y u t


lar kazandrr ve Delacroixda grld gibi, onlara trajik ve k a h r a
manlara zg bir kalp ile tutkulu bir heyecan anlatan ifadeler v e r i r
Bu nitelikler, Constable'da ve 19. yzyl doalclnda yoktur. D e lac -
roixda bu sanat anlay, insann hl kendi dnyasnn m e rk e z in d e
olmas ile ifade edilirken, Constableda insan, dier nesneler ii n d e b i r
nesne durumuna gelir ve maddeden ibaret olan evresi ta ra fn d a n y u
tulur. Bylece Constable, devrinin en byk sanats olmasa d a , e n
ilerici sanats olur. nsann sanatn merkezinden ekilmesi ve y e r in i
zdeksel dnyaya brakmasyle, resim yeni bir ierik kazand g ib i,
ayn zamanda, teknik ve biimle ilgili sorunlarn zm ile u r a a n
bir sanat olmaya balar. Resimlerin konusu yava yava tm e s t e t i k
deerini kaybeder ve sanatsal ilgi ve sanat, imdiye dek benzeri g
rlmedik llerde, biimcilik kaygsna ynelir, nemli o la n r e s
mi yaplan nesnenin ne olduu deil, o nesnenin nasl g ste rild i i
dir. Maniyerizm, en umursamaz olduu dnemde bile, m o ti
fe kar bu denli ilgisiz davranmamt. O gne dein h i b ir
zaman, bir lahana ile bir Madonna ba, sanatsal konu o la ra k e
deerde kabul edilmemiti. Ancak imdi, resimsel niteliin r e s
min gerek ierii durumuna gelmesi ile, deiik k o n u lar v e
trler arasndaki eski akademik ayrmlarn sonu g e lm iti.
iire kar derin bir romantik ilgi beslemesine karn, De-
lacroixda bile yaznsal motifler, onun resimlerinin ierii d u r u
munda deil, birer vesile durumundadrlar. Yaznsal olan re sm in
amac yapmak, onun kabul edemeyecei bir tutumdur ve y azn sal
neriler yerine, kendinden olan, usaaykr ve mzie benzeyen b ir
eyler ifade etmeye alr (223).
Resimsel ilginin insandan doaya sramasnn kayna, yeni k u
an kendine duyduu gvenin sarslmas, aknla uram olm as
ve yurtsuzluk duygusundan ok, doa bilimlerinin gelimesine, in san
lktan uzaklaan bir felsefenin zaferine balyd. Constable, D elacroix'
dan daha kolayca klasik-romantik insancln stesinden gelir ve ilk
modern manzara ressam olur. Delacroix ise ykc ressam' o la ra k
kalr. Fakat her iki sanat da, resmin sorunlarna bilimsel adan
yaklamalar ve grselden ok gze ait olana ncelik ta n
malar ile yeni an esprisini tarlar. Fransa'da Watteau ile b a
layp 18. yzyln klasisizmi ile kesilen ressamca slup, Delacroix
tarafndan srdrlmtr. Rubens, Fransz resminde ikinci kez
devrim yapar; ikinci kez olarak, usa ve klasik gre aykr b ir du
yumsallk getirir. Delacroix, resmin, her eyden nce gzler iin b ir
ziyafet olmas gerektiini ileri srer (224); ayn zamanda W atteau
nun da dncesini dile getiren bu gr, empresyonizmin bi
A L M A N R O M A N T Z M L E B A T I R O M A N T Z M 197

timine dein resmin kutsal gerei olmutur. Kompozisyondaki di


namik titreim ler, izginin ve ktlenin devinimi, vcutlarn barok
sanata uygun den kargaalar ve yerel renklerin kaybolarak yer
lerini, onun bileiminde bulunan renklere brakmalar, romantizmi
doalclk ile badatrp her iki akm da klasisizmden ayran bir
duyumsalln aralardrlar.
Delacroix, bir lde, romantik mal du siecle' tarafndan et
kilenm itir. Ciddi bunalm krizleri geirir; kendini bota duyma
nn ve amaszln ne olduunu bilir ve anlatamad, tedavisi ola
naksz bir sknt ile savar. Melankolinin, doygun olamamann ve
sonsuza dek srecek olan yetkin olamama duygusunun kurbandr.
G ericault'nun Londra'da iine dt ruhsal bunalm srasnda
Fransa'ya yazd: Ne yaparsam yapaym, daha deiik bir ey yapm
olmay istiyorum ' dncesi, Delacroix'y yaam boyunca kemirmi-
ti (225). O hl romantik yaam grne o denli derinden balyd
ki, bu akm n en vahi ve kaba eilimleri bile ona yabanc
gelmiyordu. Onun dncelerinde, romantiklerin oyunsal (the-
tral) demonizm [87] leri ve moloizm [88] lerinin ne denli
nemli b ir yer tuttuunu anlamak iin 'Sardanapal' (1829) gi
bi bir yapta bakmak yeterlidir. Btn bunlara karn, ya
ama kar romantik bir tutum izleme eylemi ile srekli ola
rak savayor, bu akmn temsilcilerini ancak koullu olarak
tanyor ve romantizmi, her eyden nce, ok geni konulara
yer verdii iin sanatsal bir akm kabul ediyordu. Gelenek
sel Roma gezisi yerine Dou'ya gitmesi gibi, Antik an kla
sikleri yerine, kendisine kaynak olarak, Dante ve Shakespeare,
Byron ve Goethe gibi erken ve ge romantik dnemlerin airlerini
alm tr. Bu airlerin konularna duyduu ilgi, onun Ary Scheffer ve
Louis Boulanger, Decamps ve Delaroche gibi sanatlar arasndaki
tek o rtak yndr, Delacroix, ay romantizminden ve Chateau-
briand, Lam artine ve Schubert gibi durulmak bilmeyen dler-
den nefret etm ektedir (226). Kendisine romantik denmesini kesinlikle
istememekte ve romantik akmn ustas olarak kabul edilmeye kar
km aktadr. Nitekim, hibir zaman sanat eitmeye heves etme
mi, birka asistan olmakla birlikte hi rencisi olmamt (227).
Fransz resminde, David'in okuluna benzer hibir ey kalmam,
bu ustann yeri bo kalmt. Eski anlamdaki okullarn ortaya k
mas iin de ortam uygun deildi. Sanatsal amalar olduka kii-

[87] eytanclk anlamna gelir (cin, peri vb. de kapsar).


[88] Molochism: Tanr molohun bana benzetilerek yaplan boa maskesinden
gelen bir terimdir. Maskecilik adyla tanmlanabilir.
198 R O K O K O , K L A S S Z M V E R O M A N T Z M

sel olmu, sanatsal niteliin kriterleri ,eski anlamdaki okullarn o r


taya kn salayamayacak kadar fazla ayrm gstermeye b a la
mt (228).
Delacroixnn bohem akmna kar olmas, romantizme o lan n e f
reti ile ilgilidir. O, Rubensin sanatn olduu kadar kendisini d e
rnek olarak benimsemi ve ileri srld gibi, Rubensden ve R-
nesansn byk sanat kiiliklerinden bu yana, en stn e n tellek -
tel kltr, grand seigneur [89] yaam biimi ile badatran ilk
sanat olmutur (229). Yksek burjuvalara zg, nazik ve soylu k i
ilere yakan eilimleri olan bu sanatya tehircilik ve gsteri y a p
mak, iren ve tiksindirici eylemler olarak grnmektedir. B ohem ci-
likten entellektel miras olarak ald tek zellik, toplumu kk g r
mesidir. Yirmi alt yanda ne kavumutur, fakat bir kuak s o n ra
hl u yazlar yazmaktadr: llyatrenteansqu e je su isliv reau x b e-
tes' [90]. Dostlar, hayranlar olmasna devlet tarafndan te k lifle r
almasna karn, hibir zaman toplum tarafndan anlalp sevilme-
mitir. Onu kabul edenler, sanatya kar en ufak bir yaknlk b ile
duyamamaktadrlar. Delacroix, romantiklerden ok daha yalnz ve
iine kapank bir insandr. Sayd ve hibir koul tanm adan sev
dii bir tek ada vardr, o da Chopindir. Hugo, Musset, S ten d h al
ve Merimee gibi sanatlarn hibiri ona yakn deildirler. O, G eorge
Sand' ciddiye almaz, Gautiernin derbederlii ona itici gelir, Bal-
zac ise onu sinirlendirir (230). Onun Chopine hayran olmasna n e
den olan mzik tutkusu, sanattaki yeni hiyerarinin ve bu h iy erar
ide mziin en balarda yer almasnn bir belirtisidir. Mzik, y et
kin bir romantik sanat durumundadr ve Chopin, tm rom antikle
rin iinde en romantik olandr. Delacroixnn romantizmle ne denli
ili dl olduunu, Chopin ile olan ilikilerinden anlarz. Dier m
zik ustalar konusundaki yarglar ise, onun romantizm ile dzgn
ve srekli bir ilikisi olmadn aa karr. Mozartdan srekli
olarak hayranlkla sz ederken, Beethoveni fazla dedii dedik ve
ar romantik bulmaktadr. Delacroix, mzikte klasik bir beeniye
sahiptir (231). Chopin'in ok ynl duygusall onu rahatsz etm e
mekte, buna karn Beethovenin tutum unu artc bulm ak
tadr. Oysa Beethoven'in bu ynyle bir sanat olarak Delacroix'y
etkilemesi gerekir.
Mzikte romantizm, biimde bir olma ilkesini temsil eden ve
srekli olarak mzie ilikin fikirler gelitiren klasisizme ve erken
romantizme bir karsav olarak ortaya kar. Dramatik doruk nok-

[89] Yce soylu kiiler.


[90] Otuz yldr hayvanlarn elindeyim.
A L M A N R O M A N T Z M L E B A T I R O M A N T Z M 199

talar zerine temellendirilmi olan mziin youn yaps, roman


tizmde paralanarak eski mzikteki yma kompozisyon (cumula-
tive composition) un geri gelmesine yol amtr. Sonat formu pa
ram para olarak yerini, giderek artan saylarda ortaya kan, da
ha az ciddi ve eskisi kadar ematik olmayan kalplardan oluan sis
temlere brakr. Bu yaptlar, Fantezi ve Rapsodi, Arabesk ve Etd,
Interm etzo ve Em prompt, Emprovizasyon (Doalama), ve Varyas
yon (eitleme) gibi kk, lirik paralardr. Uzun yaptlar bile ge
nellikle bu minyatr sistemlerden meydana getirilmi olarak yap a
sndan deerlendirildiinde, bir dramn blmlerini deil, ard ardna
gelen gsterilerden oluan bir oyunun sahnelerini anmsatmaktayd.
Klasik bir sonat ya da senfoni, kck, minyatr bir dnya idiler.
Schumann'n Carnaval veya Liszt'in Annees de Pelerinage' gibi
pei peine sralanan mzikle yaplm rnekler, bir ressamn
taslak defteri gibidir; iinde en yetkin, en parlak lirik izle
nimci ayrntlar bulunsa da sanat bunlarla rgensel bir birlik
ve bir izlenimin tm n yaratmak abasnda bulunmamtr. Ber-
lioz, Liszt, Rimsky-Korsakov, Smetana ve dierleri gibi sanatlarn
yaptlar olan ve senfoninin yerini alan senfonik iir yazmaya du
yulan eilim bile, bestecilerin dnyay rgensel (organik) bir btn
olarak tem sil edemediklerini veya etmeye ekinmi olduklarn gs
terir. Mzikteki bu sistem deiiklii, yaratclarn edebiyata ve
program mziine olan eilimleri ile birlikte gelimitir. Sistemle
rin birbirlerine kartrlmalar, mzikte de kendini gsterir ve ro
m antik yaratclarn genellikle ok yetenekli ve nemli birer besteci
olmalar da bunun belirtisidir. Ayn dnemin resminde ve iirinde,
biim paralanm as, ne ok abuk gelimi, ne de mzikte olduu ka
dar geni kapsam l olmutur. Bunun nedeni, Ortaa yap geleneinin,
iir ve resim de ok daha nceleri alm olmasna karn, mzikte 18.
yzyln ortasna dek egemenliini korumu olmas ve biim birliine
ancak Bach'n lmnden sonra yenilmeye balam olmasdr. By-
lece m zikte yeniden Ortaa yap geleneine dnmek ok daha
kolay olm u, resimde ise bu gelenek oktan geerliini kaybetmi
olduundan, bu ii yapmak glemiti. Romantik bestecilerin eski
mzie duyduklar tarihsel ilginin ve Bach'n toplumun gznde
yeni batan ykselmesinin sonat formunun kmesindeki rolleri pek
o kadar nemli deildir. Asl rol, sosyolojik durumun koullandr
d beeni deiimi oynamtr.
Romantizm, 18. yzyln ikinci yarsnda balayan geliimlerin
birikmesi sonucu ortaya km; mzik, sadece orta smfm
mal durum una gelmitir. Orkestralarn, atolarla saraylarn
len salonlarndan kp orta snf tarafndan doldurulan konser sa-
200 R O K O K O , K L A S S Z M V E R O M A N T Z M

lonlaraa gemesi gibi, oda mzii de, soylularn salonlarndan kp,


orta snfn alma odalarna kadar girmitir. Mzik elencelerine
giderek daha byk bir ilgi duymaya balayan kitleler, daha hafif
daha btn halinde olan, daha az karmak mzik istemektedirler
Bu talep, bir yandan daha ksa, daha elenceli, daha eitli formlar
gerektirirken, dier yandan mzik paralarnn ciddi mzik ve ha
fif mzik olarak ikiye ayrlmasna neden olur. imdiye dek elenti
amac ile bestelenen paralarn nitelikleri, dier paralannkinden
farkl olmamt. Kukusuz, bireysel yaptlar arasnda byk nite
lik farklar olmu, fakat gttkleri ama hep ayn kalmt. Bilin
dii gibi, Bach ve Handel'den hemen sonra gelen kuak, kendi key
fi iin besteleme iini, toplum iin bestelemekten ayrmt. imdi
ise toplumun deiik kategorileri arasnda ayrm yaplyordu.
Schubert ve Schumann'm yaptlarnda byle b ir ayrm kolayca ger
ekleebilir (232). Chopin ve Lisztin, toplumun mzik konusunda
pek iddias olmayan kesimi iin beste yapmalar, yaptlarndan her
birini etkilemitir. Berlioz ve Wagnerde ise bu durum, toplumla
flrt etme iine dnr. Schubert, neeli mzik' diye bir ey tan
madn sylerken, kendisini deersiz yaptlar bestelemi olma su
una kar savunuyor gibidir, nk romantizmin egemenliinden
sonra neeli olmak, yapaylk ve hoppalkla bir tutuluyordu. Mo-
zartda hl sregelmekte olan tasaszlk ile en derin arballn
ve neeli taknlk ile tm yaam biimleyen en yksek, en saf t
releri kaynatrma zellii ker; artk arbal ve yce olan her
ey, skntl, kaygl ve tasa dolu bir grnme brnr. 18. yzyln
getirdikleri ile neler yitirildiini anlamak iin Mozart'n dingin, ak
seik, tm gizemcilikten ve heyecansallktan uzak insancln, ro
mantik mziin iddeti ile karlatrmak yeterlidir.
Toplumun beenisine bu denli boyun emenin yan sra, ifade
sanatnda gzle grlr bir uyumsuzluk ve bana buyrukluk ba
lamt. Kompozisyonlar glemi, am atrler bundan byle bu ya
pdan yorumlayamaz olmulard. Beethoven'in bile ge devirlerin
de bestelemi olduu piyano ve oda mzii, yalnzca profesyonel sa
natlar tarafndan alnp, yksek kltrl bir toplum iin yapl
mt. Asl nemlisi, bir yapt alarken karlalan teknik glk
ler artmt. Weber, Schumann, Chopin, Liszt, konser salonlarnn
virtzleri iin mzik bestelemeye balamlard. Yaptlarn yetkin
bir biimde alacak olan kiiden bekledikleri iki ilev vardr: M
zik alma iinin yalnzca bu iin ustalar tarafndan yaplabileceini
kantlamak ve bu ie yabanc olanlar hata yapmaya yneltmek. En
iyi rneini Paganinide grdmz hem virtz-hem besteci
sanatlarda ise en nemli ama, gz alc b ir slupla dinleyi
A L M A N R O M A N T Z M L E B A T I R O M A N T Z M 201

ciyi artm aktr, fakat gerek ustalarda teknik zorluk, iten gelme
bir gln ve karmakln ifadesidir. Amatr ile virtzn, ha
fif olanla daha g saylan mziin arasnda uurum almas, kla
sik trlerin kmesine neden olur. Virtz tarafndan beste yapl
mas, byk mzik yaptlarn, kanlmaz bir ekilde minyatrle
tirir; 'bravura' [91] paralar olduka ksa, parlak ve arpcdr.
Fakat, dnce ve duygularn ycelmesinden doan, gerekte g
ve bireye gre deien bir slup, evrensel geerlie sahip, uzun
mrl biimlerin de sonunun gelmesine neden olur.
Mziin ayrlmaz bir btn olan eitli zellikleri; ieriinin
usaaykrl ve ifade aralarnn bamszl, onun tm sanatlar
iinde en stn durumda olmasnn nedenlerini aklamaya yeterli-
dir. Klasisizm iin iir en ileri gelen sanat dalyd; erken roman
tizm, belli bir lde resim zerine temellendirilmiti. Ge roman
tizm ise tmyle mzie bamldr. Gautier iin resim en yetkin
sanat dal iken, Delacroix iin mzik, en derin sanatsal deney kay
nadr. Bu yeni geliim, Schopenhauer'n felsefesinde ve Wagner'
in m esajnda doruk noktasna ular. Romantizm, en byk zaferi
ni mzik alannda kazanr. W eberin, Meyerbeerin Chopin'in, Liszt'
in ve W agnerin nleri, tm Avrupaya yaylr ve en tannm air
lerin baarsn bile glgede brakr. Mzik, 19. yzyln sonuna dek
rom antik olarak kalmtr ve dier sanatlardan daha katksz bir
biimde rom antik olma,zelliini korumutur. Bu yzylda sanatn
doas gerei mzik dal ile romantizmin nasl i ie olduunu be
lirtm ek yeterlidir. Thomas Mannn, yaamn anlamn, Wagner'i
dinledikten sonra anladn itiraf etmesi de bu durum un belirtisi
dir. Duyularn romantik bir biimde uyutulmas ve usun salto mor-
tale'si, yzyl bittii halde, gene sanatn z saylmaktadr. 19. yz
yln, rom antik duyua kar at savann sonucu belirsizdir; bu
konuda kesin bir karar verilememitir. Ancak gelecek yzylda bu
olayn deerlendirilmesi yaplabilecektir.

[91] Mzikte, virtzn becerisini ve tekniini gsteren parlak ve arpc pasajlar


ya da para.
KAYNAKLAR

(1) PAUL HAZARD: La Crise de la conscience europeenne, 1935, , s. i-v.


(2) Bkz. BDIER-HAZARD: Hist. de la litt. frang., II, 1924, s. 31-2.
(3) GERMAIN MARTIN: La Crande industrie en France sous le regne de Louis
XV, 1900, s. 15.
(4) F. FUNCK-BRENT. NO: VAncien reime, 1926, s. 299-300.
(5) ALEXIS DE TOCOUEVILLE: LAncien regime et la Revolution, 1859, 4'nc
basm, s. 171.
(6) HENRI SE: La Frace econ. et soc. au 18* siecle, 1933, s. 83.
(7) ALBERT MATHIEZ: La Revolution franaise, I, 1922, s. 8.
(8) KARL KAUTSKY: Die Klassengegensaetze im Zeitalter der franz. Rev., 1925,
s.14.
(9) FRANZ SCHNABEL: Das XVIII. Jahrh. in Europa. Propylaeen Weltgesch.,
VI, 1931, s. 277de.
(10) fOSEPH AYNARD: La Bourgeoisie franaise, 1934, s. 462.
(11) F. STROWSKI: La Sagesse Franaise, 1925, s. 20.
(12) J. AYNARD, a.g.e., s. 350.
(13) a.e., s. 422.
(14) ANDR FONTAINE: Les Doctrines dart en France, 1909, s. 170.
(15) PIERRE MARCEL: La Peinture franaise au debutdu 18* siecle, 1906, s. 25-6.
(16) LOUS REAUi Hist. de la peint. franaise au 18* siecle, I, 1925, s. x.
(17) LOUS HOURTICO: La Peinture fran. au 18* siecle, 1939, s. 15.
(18) WILHELM V. CHRIST: Gesch. d. griech. Lit. I. v. Muellers Handbuch d.
klass. Altertuinsviss., VII 2/1, 1920, s. 183de.
(19) FRANCESCO MACRI-LEONE: La bucolica latina nella lett. ital. del sec. X IV ,
1889, s. 15. WALTER W. GREG: Pastoral Poetry and Pastoral Drama,
1906, s. 13-14.
(20) T.R. GLOVER: Virgil, 1942, 7nci basm, s. 3-4.
(21) M SCHANZ-C. HOSIUS: Gesch, d. roem. Lit. I.v. Muellers Handbuch d.
klass. Altertumsvviss., II, 1935, s. 285.
(22) W.W. GREG, a.g.e., s. 66.
(23) I. HUIZINGA: The Warng of the Middle Ages, 1924, s. 120.
(24) M. FAURIEL: Histoire de la posie provenale. 1846, II, s. 91-2.
(25) MUSSIA EISENTADT: VVatteaus fetes galantes, 1930, s. 98.
(26) G. LANSON: Histoire de la littrature franaise, 1909, l l inci basm, s. 373-4.
(27) ALBERT DRESDNER: Von Giorgione zum Rokoko. Preussische fahrbuecher,
1910, cilt 140. WERNER WEISBACH: Et in Arcadia ego. Die Antike.
VI, 1930, s. 140.
(28) BOILEAU: LArt poetique, III, w . 119 vd.
(29) P. MARCEL, a.g.e., s. 299.
(30) NIKOLAUS PEVSNER: Academies of Art, 1940, s. 108.
(31) G. LANSON a.g.e., s. 374.
KAYNAKLAR 203

132) PETIT DE JULLEV1LLE: Hist. de la litt. fran., IV, 1897, s. 419.


(33) a.e., IV, s. 459; V, 1898, s. 550.
(34) EMLE FAGUETi Dixhuitieme siecle, 1890, s. 123.
(35) ARTHUR ELOESSER: Dos buergerliche Drama, 1898, s. 65.
(36) DIDEROT: Oeuvres, 1821, VIII, s. 243.
(37) PAUL MANTOUX: La Revolution industrielle au I8e siecle, 1906, s. 78.
(38) The English Revolutiort, 1640. Three essays, basma hazrlayan CHRISTOPHER
HILL, 1940, s. 9.
(39) R.H. GRETTON: The English Middle Class, 1917, s. 209.
(40) W. WARDE FOWLER: Social Life at Rome in the Age of Cicero, 1922. s. 26
vd. J.L. ve B. HAMMOND: The Village Labourer (1760-1832), 1920, s. 306-7.
(41) A. DE TOCOUEVILLE, a.g.e., s. 146. J. AYNARD. a.g.e., s. 341.
(42) G. LEFEBVRE, G. GUYOT, PH. SAGNAC: La Revolution franaise, 1930,
s. 21.
(43) A. DE TOCOUEVILLE, a.g.e., s. 174-5.
(44) HERBERT SCHOEFFLER: Protestantismus und Literatr, 1922, s. 181.
(45) ALEXANDRE BELJAME: Le Public et les hommes de lettres en Angleterre
au 18e side!e, 1881, s. 122.
(46) H. SCHOEFFLER, a.g.e., s. 187-8.
(47) a.e., s. 192.
(48) a.e., s. 59, 151 vd. ayrca eitli sayfalarda.
(49) A.S. COLLINS; The Profession of Letters, 1928, s. 38.
(50) G.M. TREVELYAN; English Social History, 1944, s. 338.
(51) A. BELJAME, a.g.e., s. 236, 350.
(52) LESLIE STEPHEN: Engl. Lii. and Soc. in the 18th'Cent 1940, s. 42.
(53) A. BELJAME, a.g.e., s. 229-32.
(54) a.e., s. 368.
(55) A.S. COLLINS: Authorship in the Days of Johnson, 1927, s. 161.
(56) LEVIN L. SCHUECKING: The Sociology of Literary Taste, 1944, s. 14.
(57) A.S. COLLINS: Authorship, vb., s. 269-70.
(58) LESLIE STEPHEN, a.g.e., s. 148. GEORGE SAMPSON: The Concise Cam-
bridge Hist. of Lit., 1942, s. 508.
(59) F. GAIFFE tarafmdan aktarlmtr: Le Drame en France au 18e siecle, 1910,
s. 80.
(60) L.L. SCHUECKING, a.g.e., s. 62 vd.
(61) J.L. ve B. HAMMOND: The Rise o f Modern Industry, 1944, 6nc basm, s. 39.
(62) J.L. ve B. HAMMOND: The Tovn Labourer (1760-1832), 1925, s. 37 vd.
(63) PAUL MANTOUX, a.g.e., s. 376 vd. JOHN A. HOBSON: The Evolution
of Modern Capitalism, 1930, s. 62.
(64) WERNER SOMBART: Der moderne Kapitalismus, I I /l, 1924, 6nc basm.
OTTO HINTZE: Der mod. Kapitalismus als hist. Individuum, Hist Zschr.,
1929, cilt 139, s. 478.
(65) LEWIS MUMFORD: Technics and Civil., 1934, s. 176-7.
(66) ARNOLD TOYNBEE: Lectures on the Industrial Revolution of the 18th ent,
in Engl., 1908, s. 64.
(67) LEO BALET - E. GERHARD: Die Verbuergerlichung der deutschen Kunst,
Lit. u. Musik im 18. Jahrh., 1936, s. 116-17.
(68) DANIEL MORNET: La Nouvelle Hiloise de f.-f. Rousseau, 1943, s. 43-4.
(69) OSWALD SPENGLER: Der Untergang des Abendlandes, I, 1918, s. 362-3.
204 R O K O K O , K L A S S Z M V E R O M A N T Z M

(70) GEOFFREY WEBB: Architecture and Garden. fohnsons England, bas


hazrlayan A.S. Turberville, 1933, s. 118'de.
(71) W.L. PHELPS: The Beginnings o j the English Romantic M ovement, 1893,
110-11.
(72) JOSEPH TEXTE: Rousseau and the Cosmopolitan Spirit in L it.,
s. 152.
(73) H. SCHOEFFLER, a.g.e., s. 180.
(74) W.L. CROSS: The Development o f the English Novel, 1899, s. 3 8 .
SCHOEFFLER, a.g.e., s. 168.
(75) Q.D. LEAVIS: Fiction and the Reading Public, 1932, s. 138.
(76) W.L. CROSS, a.g.e., s. 33.
(77) DIDEROT: De la po6sie dramatique Oeuvres compl., basma hazrlayan J. A
s6zat, 1875-7, VII, s. 371de.
(78) IRVING BABBITT: Rousseau and Romanticism, 1919, s. 75 vd.
(79) JEAN LUC: Diderot, 1938, s. 34-5.
(80) J.S. PETRI: Anleitung zur praktischen Musik., 1782, s. 104. HANS JOJ
CHIM MOSER: Gesch. d. deutschen Musik, I I /l, 1922, s. 309da aktarlm t
(81) On the uniformity of theme and mood in a movement: HUGO RIEMANN
Handb. d. Musikgesch., II/3, s. 132-3.
(82) On the antithesis of the *sequential type and the song type: WILHEL>
FISCHER: Zur Entwicklung des Wiener klass. Stils. Beihefte der Denkmaele
der Tonkunst in Oesterreich, III, 1915, s. 29. On the antithesis of fugal an
sonata form, AUGUST HALM: Vo,* zwei Welten der Musik, 1920.
(83) H.J. MOSER, a.g.e., s. 314-15.
(84) L. BALET-E. GERHARD, a.g.e., s. 403.
(85) H.J. MOSER, a.g.e., s. 312.
(86) GEORGE LILLO: The London Merchant or the History o f George Barmvell,
1731, IV/2.
(87) L. STEPHEN, a.g.e. ,s. 66. '
488) MERCIER: Du Thetre ou Nouvel essai sur lart dramatigue, 1773. F.
GAIFFE tarafndan aktarlmtr, a.g.e., s. 91.
(89) CLARA STOCKMEYER: Soziale Probleme im Drama des Sturmes und
Dranges, 1922, s. 68.
(90) BEAUMARCHAIS: Essai sur le gertre dramatique serieux, 1767.
(91) ROUSSEAU: La Nouvele Heloise, II, Mektup 17.
(92) DDEROT: Entretiens sur le Fils naturel. Oeuvres, 1875-7, V II, s. 150.
(93) GEORG LUKCS: Zur Soziologie des Dramas. Archiv f. Soziahviss. u. Sozial-
polit., 1914, rk 38, s. 330 vd.
(94) A. ELOESSER, a.g.e., s. 13. PAUL ERNST: Ein Credo, 1912, I, s. 102.
(95) G. LUKACS, a.g.e., s. 343.
(96) A. ELOESSER, a.g.e., s. 215.
(97) FRITZ BRUEGGEMANN: Der Kampf um die buergerliche Welt-und Le-
bensanschauung i.d. deutschen Lit. d. 18. Jahrh. Deutsche Viertelsjahrsschr. f.
Literatunviss. u. Geistesgesch., .111/1, 1925.
(98) KARL BIEDERMANN: Deutschland im 18. Jahrh., 1880, 2. basm, I, s. 276 vd.
(99) WERNER SOMBART: Der Bourgeois, 1913, s. 183-4.
(100) JACOUES BAINVILLE: Hist. de deux peuples, 1933, s. 35.
(101) G. BARRACLOUGH: Factors in German History, 1946, s. 68.
(102) Count Mantaeuffel in a letter to the philosopher Wolf. K. BIEDERMANN ts-
rafmdan aktarlmtr, I I /l, a.g.e., s. 140.
KAYNAKLAR 205

(103) a.e., s. 23.


(104) a.e., s. 134.
(105) W.H. BRUFORD: Germany in the ISth ent., 1935, s. 310-11.
(106) WILHELM DILTHEY: Leben Schleiermachers, I, 1870, s. 183 vd. Ayns,
Das Erlebnis und die Dichtung, 1910, s. 29.
(107) a.e., s. 30.
(108) JOHANN GOLDFRIEDRICH: Gesch. des deutschen Buchhandels, 1908-9, III,
s. 118 vd.
(109) GEORG LUKCS: Fortschritt u. Reaktion i.d. deutschen Lit. Internationale
Literatr, 1945, XV, No. 8/9, s. 89.
(110) FRANZ MEHRING: Die Lessing-Legende, 1893, s. 371.
(111) KARL M ANNHEIM: Das konservative Denken. Archiv /. Soziahviss. u.
Sozialpolit, 1927, cilt 57, s. 91.
(112) A. DE TOCOUEVILLE, a.g.e., s. 247-8. K. MANNHEIM.
(113) CHRISTIAN FRIEDR. WEISER: Shajtesbury u.d. deutsche Geistesleben, 1916,
s. ix, xii.
(114) RUDOLF UNGER: Hamann u.d. Aufklaerung, 1925, 2nci basm, I, s. 327-8.
(115) B. SCHWEITZER: Der bildende Kuenstler u. der Begriff des Kuenstlerischen
in der Antike, 1925, s. 130. ALFRED STANGE: Die Bedeutung des subjekti-
vistischen Individualismus fuer die europaeische Kunst von 1750-1850.
Deutsche Vierteljahrsschrift /. Literatunviss. u. Geistesgesch., cilt IX, no. l,s.94.
(116) L. BALET-E. GERHARD, a.g.e., s. 228.
(117) HAMANNS Leben u. Schriften von C.H. Gildemeister, 1857-73, cilt V, s. 228.
(118) K. MANNHEIM, a.g.e., s. 470.
(119) FRIEDRICH MEUSEL: Edmund Burke u.d. franz. Revol., 1913, s. 127-8.
(120) HANS WEIL: Die Entstehung des deutschen Bildungsprinzips, 1930, s. 75.
(121) JULIUS PETERSEN: Die Wesensbestimmung der deutschen Romantik, 1926,
s. 59.
(122) H.A. KORFF: 'Die erste Generation der Goethezeit. Zeitschr. /. Deutschkunde,
1928, cilt 42, s. 641.
(123) VIKTOR HEHN: Gedanken ueber Goethe, 1887, s. 65.
(124) a.e., s. 74.
(125) a.e., s. 89.
(126) HEINE: Die rorriantische Schule, I, 1833.
(127) THOMAS MANN: Goethe als Repraesentant des Buergertums, 1932, s. 46.
(128) ALFRED NOLLAU: Das lit. Publikum des jungen Goethe, 1935, s. 4.
(129) GEORG KEFERSTEIN: Buergertum und Buergerlichkeit bei Goethe, 1933,
s. 90-1.
<130) a.e., s. 174-5.
(131) H.A. KORFF: Geist der Goethezeit, II, 1930, s. 353. LUDWIG W. KAHN:
Social Ideals in German Lit. (1770-1830), 1938, s. 32-4.
(132) FRITZ STRICH: Goethe und die Weltliteratur, 1946, s. 44.
(133) As in WILHELM HAUSENSTEIN: Der nackte Mensch, 1913, s. 151,ve F.
ANTAL: 'Refleotions on Classicism and Romanticism. The Burlington Ma
gazine, 1935, cilt 66, s. 161.
(134) POPE: Essay on Man, I, cilt V. 233 vd.
(135) HEINRICH WOELFFLIN: Kunstgeschtliche Grundbegriffe, 1927, 7nci ba
sm, s. 252. HANS ROSE: Spaetbarock, 1922, s. 13.
(136) H. WOELFFLIN, a.g.e., s. 35.
(137) CARL JUSTI: Winckelmann u. seine Zeitgenossen, 1923, 3. basm, III, s. 272.
206 R O K O K O , K L A S S Z M V E R O M A N T Z M

(138) MAURICE DREYFOUS: Les Arts et les artistes pendant la priode revolution-
naire, 1906, s. 152.
(139) ALBERT DRESDNER: Die Entstehung der Kunstkritik, 1915, s. 229-30.
(140) WALTER FRIEDLAENDER: Hauptstroemungen der jranz. Mal. vort David
bis Cezaime, I, 1930, s. 8.
(141) FRANOIS BENOIT: LArt jran. sous la Revol. et lEmpire, 1897, s. 3.
(142) a.e., s. 4-5.
(143) JULES DAVD: Le Peintre David, 1880, s. 117.
(144) EDMOND ve JULES GONCOURT: Histoire de la societe jran. pendant la
Revolution, 1880, s. 346.
(145) LOUIS MADELIN: La Revolution, 1911, s. 490 vd.
(146) GEORGE PLEKHANOV: Art and Society, 1937, s. 20. LOUIS HOURTICO:
La Peinture jran. au 18e siecle, 1939, s. 145 vd. ALBERT THIBAUDET:
Hist. de la litt. jran. de 1789 nos jours. (1936), s. 5.
(147) JULES DAVD, a.g.e., s. 57.
(148) KARL MARX: Der 18. Brumaire des Louis Napoleon, 1852.
(149) LOUIS HAUTECOEUR: Les Origines du Romantisme. Le Romantisme et
lart, 1928, s. 18de.
(150) LfiON ROSENTHAL: La Peinture romantigue '(1903), s. 25-6.
(151) F. Benoit, op. cit., p. 171.
(152) LOUIS MADELIN: La Contre-Revolution et la Revolution, 1935, s. 329.
(153) a.e., s. 162, 175.
(154) JULES RENOUVIER: Hist. de lart pendant la Revol, 1863, s. 31.
(155) JOSEPH AYNARD: La Bourgeoisie jran., 1934, s. 396.
(156) fiTIENNE FAJON: The Working Class in the Revolution of 1789. Essays
on the French Revolution, basma hazrlayan T.A. Jackson, 1945, s. 121.
(157) PETIT DE JULLEVILLE, a.g.e., VII, s. 110.
(158) HENRI PEYRE: Le Classicisme jranais, 1942, s. 37.
(159) A. DRESDNER, a.g.e., s. 128.
(160) a.e., s. 128-9.
(161) ANDRfi FONTAINE: Les Doctrines dart en France, 1909, s. 186. F. BE-
NOIT, a.g.e., s. 133.
(162) A. DRESDNER, a.g.e., s. 180.
(163) a.e., s. 150.
(164) JOSEPH BILLIET: T h e French Revolution and the Fine Arts. Essays on the
French Revolution, basma hazrlayan T.A. Jackson, 1945, s. 203de.
(165) F. BENOIT, a.g.e., s. 180.
(166) M. DREYFOUS, a.g.e., s. 155.
(167) F. BENOIT, a.g.e., s. 132.
(168) a.e., s. 134.
(169) F.L. LUCASdan aktarlmtr: The Decline and Fail of the Romantic ideal.
1937, s. 36.
(170) Burada an bilincine varmak kavramna bkz. KARL JASPERS: Die
geistige Situation der Zeit, 1932, 3nc basm, s. 7 vd.
(171) G. LANSON, a.g.e., s. 943.
(172) MARCEL PROUST: Pastiches et melanges, 1919, s. 267.
(173) JOSEPH AYNARD: Comment dfinir le romantisme? Revue de litt. a m
paree, 1925, cilt V, s. 653.
(174) F. BENOIT, a.g.e., s. 62-3.
KAYNAKLAR 207

(175) ALBERT POETZSCH: Studien zur fruehromant. Politik u. Geschichtsauffas-


sung, 1907, s. 62-3.
(176) ORTEGA Y GASSET: History as a System. In Philosophy and History. Emst
Cassirere sunulan denemeler, yaynlayan R. Klibansky ve J.H. Paton, 1936,
s. 313.
(177) EML LASK: Fichtes Idealismus u. die Geschichte, 1902, s. 56 vd., 83 vd.
ERICH ROTHACKER: Einleitung i. d. Geistesvvissenschaften, 1920, s. 116-18.
(178) ARNOLD RUGE: Die wahre Romantik. Ges. Schriften, III, s. 134. CARL
SCHMITT'ten aktarlmtr: Politische Romantik, 1925, 2nci basm, s. 35.
(179) KONRAD LANGE: Dos W esen der Kunst, 1901.
(180) COLERIDGE: Biographia Uteraria, bl. XIV.
(181) ALBERT SALOMON: Buergerlicher u. kapitalistischer Geist. Die Gesellschaft.,
1927, IV, s. 552.
(182) LOUIS MAIGRON: Le Romantisme et les moeurs, 1910, s. v.
(183) RICARDA HUCHden aktarlmtr: Ausbreitung u. Verfall der Romantik,
1908, 2nci basm, s. 349.
(184) ERWIN KIRCHNER: Die Philosophie der Romantik, 1906, & 42-3.
(185) DIDEROT: Paradoxe sur le comedien.
(186) C. SCHMITT, a.g.e., s. 24 vd., 120 vd., s. 148-9.
(187) A. POETZSCH, a.g.e., s. 17.
(188) FRITZ STRICH: Die Romantik als europaeische Bewegung\ Woelfflin-Fests-
chrift, 1924, s. 54.
(189) GEORG BRANDES: Hauptstroemungen der Lit. des 19. fahrhunderts, 1924,
I, s. 13 vd.
(190) ERNST TROELTSCH: Die Restaurationsepoche am Anfarag des 19. Jahrhun-
derts. Vortraege der Baltischen Lit. Ges., 1913, s. 49.
(191) CHARLES-MARC DES GRANGES: La Presse litt. sous la Restauration, 1907,
s. 44.
(192) A. THIBAUDET, a.g.e., s. 107.
(193) PIERRE MOREAU: Le Classicisme des romantigues, 1932, s. 132.
(194) HENRY A. BEERS: A Hist. o j English Romanticism in the I9th ent., 1902, s.
173.
(195) A. Thibaudet, a.g.e., s. 121.
(196) G. BRANDES, a.g.e., III, s. 9.
(197) a.e., s. 225.
(198) a.e., II, s. 224.
(199) GRIMROD DE LA REYNlfiRE in Le Censeur dratnatique, I, 1797.
(200) MAURICE ALBERT: Les Thetres des Boulevards (1789-1848), 1902.
(201) CH.-M. DES GRANGES: La Comedie et les moeurs sous la Restauration et la
Monarchie de Juillet, 1904, s 35-41, 43-6, 53-4.
(202) W.J. HARTOG: Guilbert de Pixerecourt, 1913, s. 52-4.
(203) PAUL GINISTY: Le Melodrame, 1910, s. 14.
(204) ALEXANDER LACEY: Pixerecourt and the French Romantic Drama, 1928,
s. 22-3.
(205) MILE FAGUET: Propos de thetre, II, 1905, s. 299 vd.
(206) W.J. HARTOG, a.g.e s. 51.
(207) a.e.
(208) PIXERfiCOURT: Demieres reflexions sur le melodrame, 1843, HARTOG ta
rafndan aktarlmtr, a.g.e., s. 231-2.
208 R O K O K O , K L A S S Z M V E R O M A N T Z M

(209) FAGUET, a.g.e., s. 318.


(210) ALFRED COBBAN: Edmund Burke and the Revolt aganst the 18th Cem..
1929, s. 208-9, 215.
(211) C. DAY LEWIS: The Poetic Image, 1947, s. 54.
(212) H.N. BRAILSFORD: Shelley, Godmn and their Circle, 1913, s. 226.
(213) FRANCIS THOMPSON: Shelley, 1909, s. 41.
(214) F. STRICH: Die Romantik als europ. Bewegung, s. 54.
(215) H.Y.C. GRIERSON: The Background o f Engl. Lit., 1925, s. 167-8.
(216) JULIUS BAB: Fortinbras der der Kampf des 19. fahrhunderts mit dem Geat
der Romantik, 1914, s. 38.
(217) W.P. KER: Collected Essays, 1925, I. s. 164.
(218) H.A. BEERS, a.g.e., s. 2.
(219) J.M.S. TOMPKINS: The Popular Novel in England (1770-1800), 1932, s. 34.
(220) LOUIS MAIGRON: Le Roman historigue a Tpogue du romantisme, 1898
s. 90.
(221) GEORG LUKCS: Walter Scott and the Historical Novel. International Li
teratre, 1938, No. 12, s. 80.
(222) Ivanhoe, bl. XLI.
(223) LEON ROSENTHAL, a.g.e., s. 205-6.
(224) Le Premier merite dun tableau est detre une fete pour 1oeiL
(225) DELACROIX: Journal, bkz. 26 Nisan 1824 gn.
(226) a.e., 14 ubat 1850.
(227) L. ROSENTHAL, a.g.e., s. 202-3.
(228) PAUL JAMOT: Delacroix Le Romantisme et Tart, 1928, s. 116da.
(229) a.e., s. 120.
(230) a.e., s. 100-1.
(231) ANDRE JOUBIN: Journal de Delacroix, 1932, I, s. 284-5.
(232) ALFRED EINSTEIN: Music in the Romantic Era, 1947, s. 39.
(233) DELACROIX Journal, a.g.e., bkz. 30 Aralk 1855 gn.
iKlNCl BLM

NATURALlZM, EMPRESYONZM
VE FlLM AI
1. 1830 KUAI

Tarih aratrm alarnn manas gnmz anlayabilmek ise ki


baka ne olabilir? bu aratrm a amacna yaklayor demektir. Bun
dan byle artk, modem kapitalizm, modern burjuva toplumu,
modern doalc sanat ve edebiyat, ksacas, kendi dnyamz ile ilgi
leneceiz. Her alanda yeni yeni durumlar, yeni yaam biimleri
ile karlaarak kendimizi gemiten kopmu olarak gryoruz. Bu
kopukluk, hibir alanda edebiyatta olduu kadar derin deildir;
bizim iin yalnzca tarihsel ynden ilgin olan eski yaptlarla, 1830
dan sonra ortaya kan ve az ok bugn bile geerli olabilen yapt
larn arasndaki snr, tm sanat tarihinin en ilgin uurumu sa
ylr. Bu uurumun bizim amza yakn olan blmnde retilmi
olan yaptlar, bizim ada sorunlarmzla ilgili olan modern ede
biyat olutururlar. Dier blmde bulunan eski yaptlardan, al
mas olanaksz bir uurumla ayrlmzdr. Onlar anlamak iin zel
b ir yaklam veya zel bir g harcamak gerekir. Yorumlanmala
rnda ise daima yanl anlama ya da hi anlayamama tehlikesi var
dr. Eski edebiyat yaptlarn, kendi amzn yaptlarndan ok
daha deiik bir biimde okuruz. Onlardan yalnzca estetik bir haz
alrz. Baka bir deyile, onlar dolayl olarak, ilgisiz bir gzle, uy
durm a olduklarn bilerek okuruz. Bu da sradan bir okuyucunun
sahip olamayaca becerileri ve bak alarn gerektirir. Fakat bu
yaptlara tarihsel ve estetik bir ilgi duyan okurlar bile, kendi a
lar, kendi duygu ve amalar ile dorudan ilikili olmayanlar ile
bu duygulardan kaynaklanan yaptlar arasnda uzlatrlmas ola
naksz bir farkllk olduunu grerek u soruya yant ararlar: im
diki ada nasl yaanabilir ve nasl yaanmaldr?
19. yzyl ya da bu terim le anladklarmz, 1830'larda balar.
Bu yzyln temeli ve d hatlar, dier bir deyile, kk salm
olduumuz sosyal dzen, ekonomik sistem, halen sregelmekte
olan birbiri ile badatnlamayan kartlklar ve elikiler ve bugn
bile biimsel ifade arac olarak yararlandmz edebiyat, ancak Tem
muz monarisinden sonra geliebilmitir. Bundan nceki kuaklara
yabanc olan ahlaksal problemler ve atmalarla dolu olan Stendhal
ve Balzac'n romanlar, kendi yaammz ve kafamzdaki sorunlarla
ilgili olan ilk kitaplardr. Julien Sorel ve Mathilde de la Mole, Lucien
212 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M . F L M A I

de Rupembre ve Rastignac, Bat edebiyatnda rastlanan b u ilk m o


dem kahramanlar, bizim ilk entellektel adalarmzdr. D uyular
mzda fkran duyarla ilk kez onlarda rastlar, szkonusu k a ra k
terlerinin izilmesinde, ada insan doasnn bir paras olan psi
kolojik ynden dierlerinden ayrlm olma'y ilk kez grrz. Sten-
dhalden Proust'a, 1830 kuandan, 1910 kuana dek ayn t r
den, organik nitelikli bir entellektel geliime tank oluruz. B u
kuan sorunlar da ayndr ve yetmi seksen yl boyunca tarihin
aknda, b ir deiim olmaz.
19. yzyl, dier yzyllardan ayrdeden zellikler 1830 sra
larnda belli olmutu. Burjuvazi byk bir g olmutu ve bunun
bilincindeydi. Aristokrasi, tarihsel olaylarn yer ald sahneden
ayrlm, kabuuna ekilmi olarak varln srdryordu. O rta s
nfn kesin zaferi, tartmaszca kabul edilmiti. Zaferi kazananla
rn, eski aristokrasinin yntem ve ynetim biimlerini genellikle hi
deitirmeden uygulayan, tmyle tutucu ve liberal olmayan kapi
talist bir snf olduklarn biliyoruz. Ne var ki bu snfn dnce
ve yaam biimi, hi de geleneki ya da aristokrata deildi. Ro
mantizmin her eyden nce b ir burjuva hareketi olduu ve b u rju
valar rahata ermeden gerekleemeyecei kesinlikle bilinmekle bir
likte; romantikler, ounlukla birer aristokrat" gibi davranmlar ve
soylular snfna seslenme oyunu oynamlardr. 1830'da bu oyunla
rn sonu gelmi ve ortada orta snftan ba'ka kitles'el bir topluluun
olmad aklk kazanmtr. Fakat, orta snf her trl badan kur
tulur kurtulmaz, ii snfnn haklarn koparmak iin at sava
m balamt. Temmuz devrimi ve monarisini izleyen ikinci
nemli hareket de budur. imdiye dek emeki snfnn kavgalar, or
ta1 snfnkilerle i ie olduundan; ii snf, orta snfn siyasal
emelleri iin arpmoluyordu. 1830dari'Sorirki geliimlerin sonu
cunda gz alan iiler, haklarn koparmak iin savarken di
er snflara gvenmemek gerektiini anlamlard. Emeki snfnda
snf bilincinin uyanmas ile, sosyalist kuram, ilk kez somut sa
ylabilecek niteliine ulam oldu; kktencilik ve sreklilik
asndan, bundan ncelerinde benzer akmlarn tmn glgede
brakan b ir sanatsal etkinlik hareketinin program dodu. 'Sana:
iin sanat', ilk bunalmn geirdii gibi, bundan byle, klasikile-
rin idealizminin yan sra, hem 'toplumcu' sanatn hem de 'bur
juva' sanatnn yararcl (utilitarianisme) ile savamak zoruna:
kald.
Sanayilemenin gelimesi ve anamalcln kesin zaferi ile e
ele ilerleyen ekonomik usuluk, tarihsel ve pozitif bilimleri
ve buna bal olan genel felsefeci bilimciliin ilerlemesi, ba:-
1830 K U A I 213

nsz b ir devrim deneyinin yinelenmesi ve sonunda ortaya kan


siyasal gerek; romantizme kar, bundan sonraki yzyl kapsaya
cak olan bir savan almasna yol at. Bu savan hazrlklar ve
balamas, 1830 kuann, 19. yzyln temellerinin atlmasna yap
t dier bir katkdr. Stendhalin logique ile espagnolisme ara
snda gidip gelmesi, [1] Balzacn kimi zaman orta snfa eilim
duyup kimi zaman ona kar kmas, her iki yazarda da grlen
usuluk ile usaayknln diyalektii, bu savan iyice kz
tn gsterir. Flaubert'in kua bu atmay derinletirir,
ancak durum zaten bu merkezdedir. Temmuz monarisinin sa
natsal grn yar burjuva, yan sosyalisttir ama romantizm ile
hibir ilgisi yoktur. Balzacn Peau de Chagrin (1831) adl yapt
nn nsznde belirttii gibi, toplum, Ispanyadan, Doudan ve
W alter Scott slubuyla anlatlan Fransz tarihinden bkmtr. La-
m artine'in de yaknd gibi, iir a, dier bir deyile 'romantik'
iir devri gemitir (1). Yeni an en zgn yarats ve 19. yzyln
en nemli sanat formu olan doalc (natralist) roman, kurucularnn
romantizmine, Stendhaln Rousseauculuuna ve Balzacn melo-
dram atik yaptlarna karn, yeni kuan romantik olmayan espri
sini dile getirmektedir. Snf atmalar gz nne alndnda hem
ekonom ik usuluk, hem, d? siyasal dnce roman; toplumsal ger
eklerin, ve sosyo-psik.olojik mekanizmalarn incelenmesini gerektir
m itir. Gerek kpnusu, gerekse bak as orta snfn emellerine
uyduundan, doalc roman, ykselmekte olan b u snfn, toplum
da; yetkin bir denetim salayabilmek iin kulland-bir bavuru
kitab niteliine brnm tr. an yazarlar, roman, insanlar
yoklamak ve dnya ile alverite bulunmak iin gereken bir ara
olarak kullandklarndan, nefret ettikleri ve hor grdkleri bir top
lum un beeni ve gereksinimlerine boyun emilerdi., Bu yazarlar,
ister Saint-Simon'cular ve Fourier'ilerden olsun, isterse olmasn,
ister toplum cu sanata, ister sanat iin sanata inansn emeki s
nftan okuyan kmad iin ve ksa bile onlarn varlndan hu
zursuz olacaklar iin, yalnzca orta snf doyurmak ,iin roman
yazmlardr.
18. yzyla dek yazarlar toplumlarnn szcleri olmulardr (2).
Hizmet edenler ve m em urlar nasl insann gndelik gereksinimlerini
karlyorlarsa, yazarlar da onlarn dncelerini doyuruyorlard. o
unluun tand ahlak ilkelerini, beeni. ltlerini kabul edip
onaylyorlar, onlarn bulucular olmadklar gibi, deitirmeye de
yanamyorlard. Kesin olarak tanmlanabilen ve belirli bir sayy

[ 1] Kimi -zaman 'mantk kimi zaman ise dlk 'arasnda gidip gelme anlamna.
214 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

amayan bir kitle iin yazyorlar ve yeni okur k a z a n m a k i 1


hibir aba gstermiyorlard. Bylece gerek toplum ile i d e a l t'
lum arasnda gerilim olmuyordu (3). Yazar, deiik z n e l o l a s !
lar arasnda seim yapma sorununun zahmetine, ya d a t o p l u m
deiik tabakalar arasnda bir tercih yapmann ahlaksal s o r u n h
na yabancyd. Toplumun iki deiik kampa, sanatn is e , b i r b i r i
rakip iki eilime ayrlmas ancak 18. yzylda g e r e k le e b ili n
tir. Bundan byle sanat, bir yanda tutucu aristokrasi, d i e r y ;
da ilerici burjuvazi; bir yanda eski, geleneksel ve m u t l a k
duu ileri srlen deerlere bal olan topluluk, dier y a n d a i s e
deerlerin tarihe gre koullanm olduuna ve daha g n c e l, t o p
mun daha yararna olan baka deerlerin de b u lunduu g r
savunan topluluk arasnda kalacakt. Orta snf, a r is to k r a tla r a z
davranlara kar kyor, aristokratlar ise, kendi l l e r i n
geerliinden kuku duyuyorlard. Aristokratlar kimi z a m a n b t
juvalarn bulunduu kampa geerek kendi karlarna a y k r
kendilerine dman olan bir edebiyat da destekliyorlard. Y a z
lar iinse, yepyeni bir durum ortaya kmt. Kilise, s a r a y v e s
ray evresi gibi tutucu snflarn hizmetinde olanlar, k e n d i s n f ]
rina ihanet etmi oldular. Ykselmekte olan burjuvalarn d n y a g,
rn temsil edenler ise, tek bana kalm birka y a z a rn d m c
bu snfn temsilcisi yazarlarn imdiye dek yklenmedii i le v i y e r i l
getirerek, ezilmi bir snf iin, hi deilse, henz g c n e l i n e g
irememi bir snf iin savamlardr (4). Bu yazarlar, e z ilm i o l
snfn ideolojisini hazr ve kendilerini bekler durum da b u l m a m :
lar, tersine, onun kavram sistemine, felsefi k ateg o rilerin e v e d
er llerine katkda bulunmulardr. Bu yzden y a ln z
okurlarnn szcs deil, ayn zamanda onlarn a v u k a tla r v e es
ticileri olmular ve uzun sreden beri ozanlarn k a y b e ttik le r i, d:
adamlarna zg, yksek seviyeli ve onurlu kii olma z e lli in i v
niden kazanmlard. Antik dnya ile Rnesans airleri b u h is le r d e
yoksun idiler; Ortaadaki din adamlarnn yaptlar ise g e n e ^i
adamlar tarafndan okunduundan, bu kiiler sradan h a lk ile k a
karya bile gelmiyorlard. Restorasyon dnemi ve T e m m u z m<
narisinde edebiyatlar, 18. yzyldaki bu stn k o n u m la rn v jti:
diler. Artk toplumun koruyucular ya da eiticileri d e il, tersin
onlarn isteksiz, srekli olarak her eye kar gelen, f a k a t g e n e d
ilerine yarayan hizmetileri oldular. Bir kez daha, zafer k a z a n n
olan orta snfn liberalizmi gibi, aydnlanma hareketi ile o lu m u
olan bir ideolojiyi savundularsa da, onu saptrdlar. O k u y u c u b-
lup kitaplarn satabilmek iin bu ideolojiyi benimsemek z o ru n d ay
dlar. Asl tuhaf olan, bu ii kendilerini toplum ile z d ele tirm e
1830 K U A I 215

den yapmalaryd. Aydnlanma devrinin yazarlar bile, edebiyat ile


ilgilenen toplum un sadece bir blmnn kendilerini destekledii
ni kabul etmilerdi. Onlar da dmanlk dolu ve tehlikeli bir dn
ya tarafndan kuatlm saylrlard; fakat hi deilse, okurlar
ile ayn safta bulunuyorlard. Romantikler bile, kendilerini yersiz
yurtsuz saymalarna karn, toplumdaki snflardan birine yakn
lklar ile hangi snf ya da hangi topluluu desteklediklerini biliyor
lard. Fakat Stendhalin, toplumun hangi blm ile bants oldu
unu kestirm ek gtr. Olsa olsa, mutlu aznlk'la, dier bir deyile,
toplumun dnda kalmlarla, yasad ve yenik dmlerle
ilgili olduunu ileri srebiliriz. Ya Balzac? Hangi kesimle zdele
m ektedir? Soylularla m, burjuvazi ile mi, yoksa belirli bir yakn
lk duygusu duymasna karn gzn bile krpmadan srt evirdi
i, tkenm ez gcn kabul etmesine karn nefret duyduu ve ate
ten k o rk ar gibi korktuu bir kitle olan emeki snf ile mi? Bur
juvazinin 'm atres de plaisir [2] i olmayan yazarlarn okuyucusu
yoktur. Baarl olan Balzac bile, baarsz olan Stendhalden daha
fazla okura sahip deildi.
1830 kuann edebi ynden retici ve retileni almaya hazr ke
simleri arasndaki gerilimli ve uyumsuz ilikiyi, Stendhal ve Balzac'ta
grlen yeni rom an kahraman kadar ak ve iyi olarak, hibir ey
anlatamaz. Rousseaunun, Chateaubriandn ve Byronun kahraman
larndaki d krkl ve W eltschmerz, [3], onlarn dnyadan uzak
ve yalnz olmalar, sonuta, bu yazarlar lklerini gerekletir
mekten vazgemeye, toplumu hor grmeye ve ounlukla, geerli
olan kurallar ve nkoullu uzlamalar kmsemeye itmiti.
D krklnn rom antik roman, umutsuzluun ve her eyden vaz
gemenin rom an olmutu. Trajik ve yiitlere zg zelliklerin t
m, kendini zorla kabul ettirmeler, kendi doasnn yetkinliine
inanm alar; uzlama ve boyun emelere, amasz yaama ve anlamsz
bir biimde lme eilimine dnmt. D krklnn roman
olan rom antik romanda, sradan bir geree kar savarken yenilgi
srasnda bile zafer kazanmaya abalayan bir kahraman, tragedyann
hl bir lde varln srdrdn gsteriyordu. Oysa, 19. yzy
ln rom annda, kahram an amacna eritii haldedaha dorusu ama
cna eritii iin kendini yenik duyar. Goethe, Chateaubriand ve
Benjamin Constant gibi yazarlarn kahramanlarnn en nemli yn
leri, kiiliklerinin raison d etre [4] inden ve yaamdaki amalarndan

[21 Zevk salayan ustalar.


[3] aa has bir anlam iinde hayatn zor yanlan.
[4] Bkz. sayfa 152, [60].
216 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

kuku duymalardr. Modem roman, ilk kez kahram anda b u r ju v a


toplum dzeni ile atan kt bir vicdan yaratr ve ondan, to p lu m u n
konvansiyonlarn ve greneklerini oyunun bir kural o la ra k k a b u l
etmesini bekler. W erther, kendisine deer bilmez ve yavan o la n d n
yaya kar kma hakk tannm, ayrcalklar olan bir k iid ir. Wii-
helm Meister ise, raklk yllarn, dnyay olduu gibi k ab u l etm ek
gerektiine inanarak bitirir. D gerek, artk daha mekanik v e kendi
kendine yeterli duruma geldiinden, anlamn yitirmi ve ruhsuz-
lamtr. imdiye dek kiinin doal ortam ve tek sanat alan olan
toplum ise tm zelliini, kiinin yksek amalar asndan tm
deerini yitirmi, buna karn, insann topluma uyma, to p lu m u n
iinde ve toplum iin yaama zorunluu artmtr.
Fransz Devrimi ile balayan toplumun siyasallamas olay.
Temmuz monarisi ile doruuna ulamtr. Liberalizm ve gericilik
arasndaki kavga ve Devrimin getirdikleri ile ayrcalk sahibi s
nflarn karlar arasnda uyum salama abalan halen s rm ek te
dir ve bunlar toplumsal yaamn her alannda kendilerini gsterir
ler. Finans kapitali, arazi sahipliinden elde edilen gelire ga
lip gelmitir. Bylece Kilise'nin ve aristokrasinin, politik yaam
da oynadklar birinci derecedeki rol de sona erer. B ankaclar ve
sanayiciler ise, ilerici elere kar karlar. Siyasal ve toplum sal
alandaki uzlatrlamaz kartlklar azalm deildir; yalnzca ko
num lar yer deitirmitir. Bir yanda sanayi anamalcl, dier yan
da haftalk cret alan iiler ve kk burjuvazi olmak zere ikiye
ayrlm topluluklar arasndaki kartlklar ok belirgindir. Snf
kavgalarnn amalar aklanm, sava yntemleri younlam,
her ey yeni bir devrimin eiinde olunduunu gstermeye bala
mtr. Liberalizm, karlat engellere karn geliecek ortam bu
labilmi, bylece Bat Avrupa demokrasisinin yolu yava yava
almaya balamtr. Seim yasas deitirilmi ve semen says
100.000in iki buuk katna karlmtr. Parlamenter sistem in alfa
besi ile ii snf arasndaki koalisyonun temelleri bylece atld. Par
lamentoda deien seim yasalarna ramen, mlk sahibi snflar s
rekli olarak seilmeyi baarmaktadrlar; iktidara gelen liberalizm
ise, sadece o rta snfn st kesiminin anlad biimde bir liberalizm
olup kmtr. Temmuz monarisi, bir semecilik (eclecticism) bir
uzlama ya da orta yolu bulma a olmu, fakat bu yol, Louis-Phi-
lippe'in ve bugn herkesin, bazen onaylad, bazen alaya al
d gibi, gerek bir orta yol olamamtr. Dtan bakldnda
lmllk ve hogr a gibi grnen bu dnem, aslnda, varlm
srdrlmesi iin en etin savan verilmesi gereken, Ingiliz rne
inde olduu gibi, ll bir siyasal ilerleme ve ekonomik tutucu
1830 K U A I 217

luk dnemi olm utur. Guizotlar ve Thiersler, anayasal monar


iyi savunarak kraln, ynetime karmayp sadece saltanat sr
mesi gerektiini ileri srmlerse de, orta snfn geni bir
kesimi, Enrichissez-vous! [5] gibi byl bir forml ile etki alt
na alnm- ufak bir hkmet partisi olan parlamento oligarisinin
birer arac olm aktan ileri gidememitir. Temmuz monarisi, parlak
bir refah dnemi, tm sanayi ve ticari giriimlerin en verimli ol
duu dnemdir. Para, toplumsal ve zel yaamn tmne egemen
dir; her ey onun nnde eilir, ona hizmet eder. Balzacn dedii
gibi her ey fahielemitir. Sermaye egemenliinin bu dnemde
balamad, daha nceleri de var olduu dorudur, fakat para, im
diye dek Fransada kiinin bir konuma sahip olmasna yarayan
aralardan biri olmusa da, hibir zaman en etkili ve en sekin
g haline gelmemiti. Oysa imdi, tm haklar, tm gler, tm ye
tenekler birdenbire para ile llmeye balanm, her ey bu ortak
paydaya indirgenmeye balamtr. Bu adan bakldnda, anamal
cln bundan nceki tarihini, ancak bir balang dnemi olarak ka
bul etm ek gerekir. Politikaclar ve toplumun st kesiminin, parla
m ento ve brokrasinin plutokratik [6] zellikler tadklar ve Fran
sa nn RothschildIer, Heinen deyimiyle juste-millionaireleT [7] ta
rafndan ynetildii dorudur. Fakat en vicdansz ve en akgz spe
klatr, kraln kendisidir. Hkmet, tam 18 yl sreyle, Tocquevillein
deyimiyle b ir ticaret irketi roln oynamtr. Kral, parlamento
ve yneticiler, arslan payn almlar, aralarnda bilgi ve rvet
alverii yapmlar, byk ilerin gerektirdii ilemlerde birbirle
rine kolaylklar salamlar, kira, hisse, polie ve ipoteklerde spe
klasyona girimilerdir. Anamalc kii, toplumun nderliini eli
ne alp, kendisine, imdiye dek sahip olamad bir konum sala
m tr. Bundan nce, mlk sahibinin, bu konuma eriebilmek
iin ideolojik b ir amaca sahip olmas gerekiyordu; zengin kii Kilise
nin, tahtn ya da sanat ve bilimin koruyuculuunu yapmalyd. Fakat
imdi sadece zengin olmak en stn saygnl kazanmaya yetiyordu.
Louis Philippe, kral seildikten sonra Laffitte, imdiden sonra
lkeyi bankaclar ynetecektir diye kehanette bulunmutu. 1836'
da bir milletvekili:Hibir toplum aristokrasi olmadan varln sr
dremez. Temmuz monarisinin aristokratlar kimlerdir biliyor mu
sunuz? Sanayinin kaptanlar! Yeni hanedann temellerini onlar
oluturacaklardr, dem itir (5). Fakat burjuvazi, soylularn isteme-

[5] Zenginleiniz anlamna gelir.


[6] Plutokrasi, zenginlerin otoritesi demektir.
[7] Yeni zengin olmu kii anlamna gelir; manasnda bir tr alaya alma mevcuttur.
218 N A T R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M . F L M A I

yerek ve hatta tereddt ederek kendilerine terk ettikleri konumlar


iin halen savamaktadr. Henz 'ykselmekte olan bir snf olma
niteliini, oylamaya katlma hakk verilmeyenlere zg olan, 'ken
di durumunun fazlasyle bilincinde olma halini korum akta ve
her an saldrmaya hazr bir ruh tamaktadr. Fakat zaferi kazana
candan o denli emindir ki, bu 'kendi halinin fazlasyle farknda
olma durumu, kendinden memnunlua ve kendini stn grmeye
dnr olmutur. Vicdannn rahat olmasnn nedenlerinden biri,
kendi kendini aldatmasdr ve kendine olan gveni, ilerde sosya
lizmin geliimi ile krlacaktr. Bu snf giderek hogrsn ve li
beral grn kaybeder ve dar kafallk, dar snrlar iinde uygu
lanan usuluk ve saklanan, gizli tutulan kr salama abalan gibi
en elverisiz yneliler zerine temellendirdii bir felsefeyi benim
ser. Gerek lkcln her trnden kuku duyar, dnyasal ol
mayan her ey ile alay eder; uzlamazlk ve kktencilik ile savar,
juste-milieu [8] esprisine ve uzlama bilmez kartlklarn gizli
tutulmasna kar olan dncelerin tmn bastrr. Yrngesin
deki uydular birer hipokrit (iki yzl) olarak yetitirir ve sos
yalizmin saldrlar daha tehlikeli olduu oranda umutsuzluu ar
tar ve ideolojisindeki hayali deerlerin gerisine gizlenir.
Rnesanstan bu yana giderek daha belirgin duruma gelen mo
dern anamalcln balca eilimleri, imdi tm pervaszl ve uz
lama kabul etmez akl ile ortaya kmakta ve buna hibir ge
lenek engel olamamaktadr. Bu eilimlerin en gze batan, ekono
mik bir giriimin tm mekanizmasn, insann dorudan etkisin
den, baka bir deyile, kiisel olan durumlardan kurtarmaktr.
Bylece giriim, zerk bir oluum, yalnzca kendi kar ve amalan
peinde koan, kendi yaratt mantn kurallarn uygulayan, kar
sna kan herkesi tutsaa eviren bir zorba durumuna gelir (6).
Kendini tmyle ie verme, rakip sistemin kar iin giriimcinin
kendini kurban etmesi, irketin refah ve genilemesi, baarya ula
mak zere verilen soyut, acmasz ve bencil sava, evreye korku sa
lan, monomanyaksal [9] bir nitelie dnr (7). Bu sistem, sonunda
onu kuranlardan bamsz, ilerlemesini hibir insan gcnn dur
duramayaca bir mekanizma durumuna gelir. Bu aracn kendi
kendine almas, yeni kapitalizmin tekin olmayan yandr; bu zel
lik ona Balzac tarafndan sert bir biimde tanmlanan, 'eytan-

[8] Gerekli olan ortam. Avm snfa mensup kiilerin birbirini deerlendirirken kut
landklar bir deyim.
[9] Mcnomanyak, btn zihin yeteneklerinin bir tek dnce etrafnda topland
akl bozukluuna, monomaniye tutulmu kii. i
1830 K U A I 219

ca' olm a niteliini kazandrr. Ekonomik alanda baar elde


etmenin yollar, kiinin etki alanndan uzaklat lde, g
vensizlik duygusu ve zorba bir canavarn acmasna bal yaam
duygusu da ayn oranda artar. Ekonomik karlar i ie girip birbi
rine dolandka, arpma daha vahi, daha umutsuz bir durum
alr; canavar daha belirgin, sonutaki ykm ise daha kanlmaz
olur. E n sonunda insanlar kendilerini her yandan rakipler ve d
manlarla sarlm bulurlar; herkes birbiriyle savar ve herkes
kendini aralksz sren ve evrensel adan sava olarak nitelenebi
lecek b ir durum un iinde bulur (8). Mallarn, konumlarn ve etki
lerin tm , h e r gn yeni batan ele geirilmeli ve glendirilmeli-
dir. H er ey geici, gvenliksiz ve kalmszdr (9). Btn bunlarn
dourduu kukuculuk, ktmserlik ve boucu bunalm, Balzacn
dnyasn dolduran ve anamalc dnem edebiyatna egemen olan
zelliklerdir.
Louis-Philippe ve evresindeki para aristokrasisi, gl ve ge
ni kapsam l b ir kartlkla yz yze gelmitir. Bu kart gler,
aristo k ratlar ve din adamlarndan meydana gelen yasallktan yana
olan kesim e ek olarak, Temmuz devrimine baladklar umut
larn krldn gren topluluklar, baka bir deyimle, bir yanda
B onapart olm alarna karn temelde liberal grl olan sradan
burjuvazi, dier yandan burjuva demokratlar ve sosyalistler ile
bazen bu, bazen dier gruba hizmet eden ilerici aydnlar takmn
dan olum aktadr. Bylece szde liberal olan bataki parti, kendisi
ne kar devrimci topluluklarla epeevre sarlmken, kentli kral
Louis P hilippee, ynettii toplumun byk bir ounluu kar
gelm ektedir (10). Demokratik dernekler partiler ve ayn gr pay
laan topluluklar oluturularak grevler, alk yznden ayaklanma
lar ve cinayet giriimleri dzenlenmekte, ksacas, srekli devrim
durumu yaratlarak kktenci eilimler eyleme gemi olmak
tadrlar. Bu kargaalar, daha nceki dnemlerdeki ayaklanmalarn
devam deildir. 1831deki Lyon ayaklanmas bile, siyasal olmama
s nedeniyle bundan nceki devrim hareketinden deiiktir (11). Bu
hareket, 1832de simgesi kzl bayrak olan kitle hareketinin geli
mesini veya balangcn oluturur. Deiim, sosyalist dncenin ti
pik zellii olan bir bulgu ile balamtr. Engels: Serbest rekabet
sonucu anamalc karlar ile emeki karlarnn zdeleecei, ev
rensel uyum un salanaca, tm uluslarn refaha ulaaca dn
cesine sahip olan burjuvann ekonomik doktrininin, gerek olma
niteliini kaybettiini olaylar gstermektedir. der (12). Sosyaliz
min bir kuram olarak gelimesi, bu ekonominin snfsal karakterini
aklamas ile balar. Kukusuz, Fransz Devriminde, zellikle Con-
220 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

vention ve Babeuf hareketinde sosyalist dncelere r a s tla


maktadr, fakat proleterin bir kitle halinde harekete gemesi ve
bunun sonucu snf bilincine varmas, Sanayi Devriminden ve t
myle makinelemi bir fabrika dzeni ortaya kmadan nce, sz
konusu olamazd. Bu fabrikalardaki insan ilikileri, ii snf a r a
sndaki dayanmann ve tm modem emeki hareketinin b a la n
gcdr (13). O zamana dein dank durumda olan kk em ek b i
rimlerinin bir araya gelerek kaynamalar demek olan modem p ro
letarya, 19. yzyln ve sanayiciliin yaratt bir olgudur; b u n d a n
nceki alar, bu olguya tmyle yabancdrlar (14). nsanlar ve in
sanl sevenler ile topyaclar tarafndan kurulan ve in s a n
larn ekonomik glkler sonucu ektikleri aclardan, b u a c
lar dindirip refah daha eit olarak databilme abalarndan d o
an sosyalist kuram, kentsel fabrikann salamlamas ve 1830'da
balayan toplumsal alkant sonucu etkin bir silah durumuna g elm i
ve kendisine, Engelsin deyimiyle, 'topyadan bilime doru g elien
bir yol izmeye balamtr. Saint-Simonun ve Fouriernin to p lu m
sal eletirileri, sanayileme deneyinden ve onun kt etk ilerin in
grlmesinden kaynaklanmakla birlikte, bu iki yazann gerekili
i, romantizmle de olduka ilgilidir ve sorunlara gerekle ilgisi ol
mayan atlmlarla zm getirmektedir. Restorasyondan [10] so n ra,
Concordat sralarnda beliren ve 1830'dan sonra derinleecek
olan dinsel eilimler, tm yenilikilere ve misyonerlere z
g olan etkinliklerin zelliini saptamtr. Saint-Simondan August
Comtea dek, romantik olan bir ama, sosyalistlerin ve sosyal d
nrlerin nnde yenilecektir. Hepsi, yeni bir dzen getirmek. Or
taa Kilisesinin. yerine organik ve bireimci*. btnletirici bii
mi. olan .yeni b ir .toplum dzeni kurarak sanatlarn ve airlerin
yardmyle 'Yeni.Hristiyanl hazrlamak istemilerdir.
1830 ile 1848 yllar arasnda, yaamn siyasallamas ile b irlik
te, edebiyatta- da siyasal eilim younlamtr. Bu dnemde p o liti
ka ile ilgili olmayan yapt yok gibidir; 'sanat iin sanatn susm as
bile politik bir ama tar. Yeni eilimin en belirgin zellii, b ir ya
zarn kiiliinde politika -ve edebiyatn bir arada grlmesi ve poli
tika ile edebiyat meslek olarak-yrten kiilerin ayn toplum sal ta
bakadan gelmi olmalardr. Edebi yetenekler, siyasal b ir meslek
iin ngrlen koullardr ve siyasal ynden etki, edebiyat alann
da verilmi bir hizmetin sonunda kazanlmtr. Temmuz m onari
sinin edebiyat politikaclar ve politikac'- edebiyatlar ola:

[10] Onarma anlamna -gelir. Napolvon malup olduktan sonra (1815) Fransada y
niden kralln kurulmas dnemine verilen isim.
1830 K U A I 221
Guizot, Thiers, Michelet, Thierry, Villemain, Cousin, Jouffroy, Ni-
sard gibi kiiler, 18. yzyln 'dnrlerinin son kalntlardr.
Bundan sonraki kuan yazarlarnda siyasal tutku yoktur; politi
kaclar ise entellektel alanda etki sahibi deildirler. Siyasal ya
am ubat devrimine dek, ada entellektel glerin tmn
kendine eker. Olanakszlklar yznden siyasal meslek edinememi
olan yetenekli genler, kendilerini gazetecilie adarlar. Edebi
meslee sahip olabilmenin yolu genellikle gazetecilikten gemekte
dir ve gazetecilik, edebiyatln rnek biimidir. Bir gazete
yazar, politika ve gerek edebiyat dnyasna uzanan bir kpr ku
rabildii gibi, bu yolla kendisine yeterli bir etki, gelir ve n de sa
layabilir. Journal des Dbatsnn ba yaymcs olan Bertin, aldr
mazl ve kendine olan gveni ile Temmuz monarisinin ba ter-
tipisiydi. B urjuva edebiyatnn Ve edebiyatla uran burjuvann
zellikleri, bu yazarda ifade bulur. Fakat edebiyat etkinlikleri. Ber
tin gibi- adam lar iin bir 'i' yerine getikleri gibi, Sainte-Beuven
de belirttii-gibi, gazetenin retimi ile ilgilenenler iin bir 'endstri'
dir (15). Gazetecilik, reklam ve abone salamak iin bir ara olmu
tur. E debiyatn gnlk yaynla olan ilgisi ise, bir adaa gre sa
nayi alannda buhardan yararlanmak kadar devrimci saylmas ge
reken b ir olaydr. Edebiyatn tm rnleri nitelik deitirir (16). Var
dmz sonu bir derece abartlm olarak kabul edilse ve edebiyatn
sanayilem esi sadece evrensel bir entellektel geliimin belirtisi olsa
bile bu sanayileme, dnemin sanatsal retiminin eninde sonunda bo
yun eecei genel bir eilimi gsterir. nemsiz bir yazar olnasna kar-
n hayal gcne sahip bir i adam olan Emile de Girardii gibi biri
nin, D utacq gibi hi tannmam bir adami dncesini benimseyip
1836'da La Pressei kurduu bir dnemde, bu tr bir sanayilemeyi
tarihsel b ir olay olarak kabul etmek gerekir. r aan yenilik, bu
kiinin abone olma iini ylda 40 frankla snrlayarak norm al fi
yatn yarsna indirmesi ve zarar, ilanlar ve bildirilerle kapatmak
amacn gtm esidir. Ayn yl Dutacq, ayn program uygulayarak
Siecle'i k u ra r ve dier Paris gazeteleri de onu izlerler. On yl nce
70.000 olan abone says, 1846'da 200.000e kar. Yeni geliimler,
gazete m drlerini, gazetelerin ieriini dzelterek birbirleri ile re
kabet etmeye zorlar. Her eyden nce ilanlardan elde edecekleri ka
zanc gzleyerek okurlarna elverdiince zevkli ve deiik konular
sunmaya zorunlu olurlar. imdiden sonra herkes gazetesinde kendi
zevki ve ilgilendii konularla ilgili yazlar-bulacaktr. B ylece gaze
te, herkesin kitapl ve ansiklopedisi olup kmtr.
Uzmanlarn yazdklar konulardan baka, gazeteler, genel ilgiyi
uyandracak yazlar, zellikle gezi anlar, skandal yaratan ykler.
222 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

ve mahkeme raporlarm yaynlyorlard. Fakat dizi rom anlar, o n


larn en ekici ynleriydi. Bu romanlar aristokrasi ve b u rju v a z i,
kibar toplum ve aydnlar snf, gen, yal, kadn, erkek, uak e f e n
di, herkes okuyordu. Presse gazetesi, 1837den 1847'ye dek h e r y l
baka bir roman yazan Balzac'n ve yaptlarnn ounu g a ze te y e
vermeyi kabul eden Eugene Sue'nn romanlar ile 'tefrika r o m a
n' (feuilleton) dizilerini at. Siecle gazetesi ise, Presse'n y a z a rla
rna kar. Silahrler ile baar salayan ve gazeteye h a tr s a
ylr kazanlar temin eden Alexandre Dumasy ortaya k a ry o rd u .
Journal des Debats, halktan grd ilgiyi, Eugene Sue ta ra fn d a n
yazlan Paris Esrarlarna, borludur. Eugene Sue, bu ro m a n b a
sldktan sonra en ok aranan ve en ok para kazanan y a z a rla rd a n
biri olmutur. Juif Errant adl yapt iin Constitutionnel, y a z a r a
100.000 frank demeyi kabul etmitir; bu toplam, bundan b y le
onun standart creti olmutur. Ancak en yksek gelire sahip o la n
yazar Dumas'dr. Ylda 200.000 frank kazanmakta, Presse ve C ons-
t it ut ionnel den 220.000 satr karl 63.000 frank almaktadr. H a lk n
tuttuu yazarlar artk geni talebi karlayabilmek iin, g n d e lik
gazete yazarl yapan kiilerle ibirlii yapyor ve o n la rn
yardmyla, standart rnler hazrlyordu. Bylece edebiyat f a b
rikalar kurulmu oluyor ve romanlar mekanik olarak r e
tiliyordu. Bir mahkemede, Dumas ad altnda, hi aralksz gece
gndz allsa, gene de bitirilemeyecek kadar ok yaz kt k a
ntlanmt. Gerekte, Dumasnn 73 tane yardmcs vard, ki b u n
larn arasnda August Maquet'ye bamsz almas iin yetki v e r
miti. Yaznsal yapt yaratmak tam anlamyle bir 'ticaret i i' ol
mutu. Yaptlar, belirli bir tarife ve kalba gre retiliyor, daha n
ceden saptanm bir tarihte teslim ediliyordu. Nasl ticari yazlar
hazrlatlrken salayaca kazan hesaplanyorsa; gazete m drleri
de Dumas'ya ve Sue'ya gazeteye kazandrdklarndan daha fazla pa
ra vermek gerektiini dnmyorlard. Bylece blmce yazarlar,
gnmzn sinema yldzlarnn aldklar cretler gibi para kazan
yorlard; yani aldklar cret sadece talebe greydi ve rettiklerinin
sanatsal deeriyle hibir ilikisi yoktu.
Presse ve Siecle, tefrika yaynlayan ilk gnlk gazeteler
olmakla birlikte, bir roman blm blm yaynlamak, on
larn buluu deildi. Bulu, 1829'da kurulan Revue de Paris
de bu uygulamay yapan Verona aittir (17). Buloz, Revue des
Deux Mondesda, Veron'dan ald bu fikri, Balzac'n rom anlar ile
uygulamaya koyar. Geri 'feuilleton', bu dergilerden de daha eski
dir ve 1800lerde bile gze arpmaktadr. Konsllk ve ilk impara
torluk dneminde, basna uygulanan denetim ve dier kstlamalar
1830 K U A I 223

yznden klp yetersiz duruma gelen gazeteler, okurlarna bir


eyler verebilmek iin edebi bir ierik kazanmlard, nceleri top
lum ve sanat dnyasndan olaylar yanstan bu yazlar, sonralar,
Restorasyon dneminde gerek edebiyat yaptlarna dnmler
di. 1830dan sonra, ykler ve gezi notlar bu gazetelerin balca
ieriklerini olutururken 1840'dan sonra sadece roman yaynla
maya balam lardr. kinci mparatorluk dneminde, iinde feuil-
leton bulunan her nshaya bir santimlik vergi uygulannca, tefrika
rom ann da sonu gelmitir. Bu trn sonradan yeniden canlanm ol
duu gerektir fakat, 1840l yllar edebiyat zerinde brakt derin
izlerle karlatrldnda, artk edebiyatn gelimesinde pek katks
olmad grlmektedir.
Tefrika roman, melodram ve vodvilde de olduu gibi, kark
ve yeni olum u bir toplum iin yazlm ve o devirdeki halk tiyat
rosunun uyduu ilkelere ve estetik ltlere gre biimlenmiti.
Abartmaya, orijinallie, kaba ve incelmemi olana duyulan eilim,
slubu belirleyen ynelimler haline gelmitir. En ok beenilen konu
lar, batan karm alar, e aldatmalar, iddet ve acmaszlk eylemle
ridir. M elodram da olduu gibi, burada da kahramanlar ve konu, be
lirli b ir kalba gre hazrlanm tr (18). Her blmden sonra yknn
kesilmesi, h er seferinde bir doruk noktas yaratma sorunu ve by-
Iece o kurda b ir sonraki blm iin merak uyandrmak, yazar, bir
t r sahne teknii uygulamaya ve dram yazan gibi, birbirinden ayn
sahneler iinde, sreklilii olmayan bir sunu yntemi kullanmaya
iter. D ram atik gerilimin ustas olan Alexandre Dumas, tefrika ro
man tekniinin de parlak bir uygulaycsdr. Tefrika romann ge
limesi ne denli dram atik olursa, okuyucuya yapaca etki de o
denli gl olur. Fakat konunun ayn ayr gnlere blnmesi, bir
birinden ayr blmlerin bilinen bir plana gre baslamamas, da
ha nce yaynlanm olan blmlerin deitirilememesi ve onlar
daha ncekilere uydurabilme abalar, hi de dramatik olmayan,
ireti b ir slup, sonu bir trl gelmek bilmeyen olaylar dizisi ve
organik olmayan, genellikle elikilerle dolu kiileri anlatma zorun
luluuna neden olur. Bir yapt 'hazrlama' sanat, doal grn
l, zorlanm am , kendiliinden gdlenmi olma izlenimini veren
teknik a rtk yok olmutur. Konuda sapmalar ve kahramanlarn
ama deitirmeleri, genellikle zorlama ve doal alandan uzak olma
izlenimini yaratrlar; yazar kendilerini daha nce tantmay unut
tuu iin, yk gelitike ortaya kan ikinci derecedeki karakterler
anszn ortaya km gibi olurlar. Balzac bile, nceden hazrlama
dan sunduu karakterler yznden okuyucuya kar sulu saylr.
Oysa, kendisinin Parma Manastr nda bulduu kusur, onun da
224 NA T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

ha nceden hazrlanmadan, iten geldii gibi b ir teknikle y a z lm


olmasndadr. Stendhal'deki dikkatsiz ve gevek yap, a y n a y n o la y
lardan olumu pikaresk romana zg, hi de d ra m a tik o l
mayan bir anlatm ynteminin rndr (19). B t n id e a li
dramatik yapda bir roman yazmak olan Balzac'ta ise, b u t u tu m
gazetecilikten ve elden hemen aza geen yaz tr d zen lem ek ten
arta kalm bir alkanlktr. Edebiyatn sanayilemesine, g a z e te c i
liin neden olup olmadn bilemeyiz. Hafif roman t r n n k a t ve
basmakalp olma zelliini, tmyle gazetelerdeki tefrik a ro m a n
lara borlu olup olmad da tartlr bir olgudur. nk, i m p a
ratorluk ve Restorasyon sluplarnn da kantladklar gibi, b u yeni
biim ekillenmesi uzun bir sredir gelimekteydi (20).
Tefrika roman, edebiyatn grlmedik derecede d e m o k ra tla
tn ve okuyucu toplum un hemen hemen tek b ir dzeye in d ir g e n
diini gsteren bir olgudur. Daha nce hibir sanat, deiik t o p
lumsal ve kltrel dzenlerden gelme kiilerce, bu denli o r ta k b e
eni ve benzer duygularla karlanmamt. Bir Sainte-Beuve b ile,
Paris Esrarlar'n, Balzac'ta bulunmayan zelliklerinden t r
vmekte idi. Sosyalizmin yaylmas ile okur saysnn a rtm a s a t b a
beraber gitmiti, fakat Eugene Suenn yaptlarnn kazan d b a
arnn nedeni, sadece demokratik yaklam, ya da san atta to p lu m
sal bir ama bulunmas gerektiine olan inancna bal deildi. T er
sine, ounluunu burjuvalarn oluturduu toplumun, 'soylu em ek
i' konusunda cokulu davranan ve anamalcln acm aszlklar'
na iddetle atan bir yazar en beendikleri sanat olarak benim-
semeleri tuhaf olurdu. Suenn insanla hizmet etme am ac, y ap t
larnda, hasta bir toplumun yapsndaki yaralar aklam as, onun
Globe, Democraie pacifique, Revue independerte ve Phallange gi
bi ilerici gazeteler ve okurlar tarafndan tutulmasnn n ed en in i gs
termeye yeterlidir. Okurlarnn ou belki de onun sadece sosyalist
eilimleri ile ilgilenmektedirler; fakat toplumun bu b l m bile,
gnn toplumsal sorunlarnn edebiyata yansmasn olaan kabul
etmektedir. Mme de Stael tarafndan vurgulanan 'edebiyat toplu
mun bir ifadesidir dncesi, bu dnemde evrenselleir ve Fransz
edebiyat eletiriciliinin bir uygulama yntemi haline gelir. 1830dan
sonra bir edebiyat yaptn gnn siyasal ve toplumsal so ru n la r ile
olan ilikisi asndan yarglamak olaanlam ve sanat iin sanat'
akmn destekleyen ufak bir topluluun dnda, sanat siyasal lk
lerle bir arada grmekten kimse rahatsz olmamtr. H erhalde, c
gne kadar, bu denli dk nitelikte biimsel, faydacl olm ayan sa
nat eletirisi pek yaplmamt (21).
1848e dek en nemli sanat yaptlarnn ou etkinci (activist
1830 K U A I 225

okul, 1848den sonrakiler ise yattrc (quietistic) okul tarafndan


retilm itir. Stendhalin dknkl hl saldrgan, da dnk ve
anarist b ir slupta ifadesini bulurken, teslim olmay yeleyen Flau-
bert'in slubu da pasif, kendine dnk hatta nihilist bir zellik tar.
Romantik akm devrindebile TheophileGautierile GerarddeNerval'
m 'sanat iin sanatlan, an en nemli eilimi durumunda deil
di. Bir nceki dnemin dnyadan uzak, gizemli ve aldatmac roman
tizmi lm tr. Bu dnemde sre gelmekte olan romantizm, olduk
a deimi ve yeni batan yorumlanmtr. Restorasyonun sonuna
doru belirm eye balayan, din adamlarna ve yasallktan yana olan
lara k ar kma eilimi, imdi daha devrimci bir felsefeye
dnm t. Romantiklerin ou, 'ar sanat yapma eilimin
den ayrlarak St. Simonculara ya da Fourier'cilere katlmlar
dr (22). Hugo, Lamartine, George Sand gibi kiiler, sanatsal etkin
cilik (artistic activizm) eylemini uygulayarak kendilerini sosyalist
lerin istedii 'halk sanatn yapmaya adamlardr. Halk zafer ka
zanm tr ve artk bu deiimin sanatta da ifadesini bulmas ge
reklidir. t, yalnzca George Sand ve Eugene Suenn sosyalist ol
malar ve Lam artine ile Hugo'nun halk konusunda cokulu dav
ranm alar ile kalmaz, Scribe, Dumas, Musset, Merimee ve Balzac
bile sosyalist dncelerle flrt etmeye balarlar (23). Bu flrt
eylemi uzun srmez; Temmuz monarisi demokratik lkle
re srt evirip tutucu burjuvalarn rejimi durumuna gelince, ro
m antikler de sosyalizmden uzaklaarak, imdi biraz deimi du
rum da olan eski sanat anlaylarna dnerler. Sonunda sosyalist l
kye bal olan hibir yazar kalmamtr ve halk sanat' sona er
mie benzem ektedir. Romantik sanat durulur, daha disiplinli, da
ha o rta snfa zg nitelikler kazanr. Lamartine, Hugo, Vigny ve
M usset'nin nderliinde, bir yandan tutucu ve akademik, dier yan-
dansa zarif, ince b ir salon romantizmi geliir. Bundan nceki dev
rin iddetli ve vahi bakaldrlar durulmutur; burjuvazi ise, b ir
yandan akadem ik kstlamalarn uyguland ve grnte neredeyse
'klasik' olan, bir yandan da Byronu izleyenlerin 'dandyism'i [11]
ile karm olan bu yeni romantizmi coku ile karlar (24). Ro
mantizmin renk katt, akademik grl bu yeni burjuva edebi
yatnn en yetkili kiileri Sainte-Beuve, Villemain ve Buloz, resmi
organlar ise Journal des Dibats ile Revue des Deux Mondes idi (25).
Toplum un baz blmleri iin romantizm hl ok deiik ve
zorba b ir akm olarak kabul ediliyordu. Onun yerine yeni, duygu-

[11] Zppelik. XIX. yzylda ngilterede gelien ar klk ve moda dknl,


dandysm ad altnda bir dnce akm haline dnmtr.
STT 15
226 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

suz, kuru, sadece burjuvalara zg bir klasisizm olan ecole d e bot


sens sanat [12] ile estetik juste milieu [13] getirilm itir. Ponsard
n kazand baar, klasik trajedinin yeniden d irilm esi ve
Rachel dalgas, bu yeni beeni okulunun en arpc biim de ifadesi
niteliindeki olgulardr. rktc ve marazi konulara a n ilgi du
yanlara zg abartm alar ve gereinden fazla snm olan atm osfer
den sonra temiz hava alma istei gibi bir durum dur bu. Dengeli,
ll, rnek olabilecek karakterlere; normal, herkes tarafndan
anlalabilecek duygu ve tutkulara; denge, dzen ve o rta yolu izle
yen bir felsefeye, ksacas, romantizmin garip dncelerini, kes
kin, ac tavrn, artc ve ssl slubunu unutturacak b ir ede
biyata gereksinme duyulmutu. 1843, Lucrtce in baar kazand.
Burgravesnsa fiyasko ile sonuland yldr ve bu olay, yalnzca
Ponsardn Hugoya kar kazand zaferi belirtm ekle kalmaz.
Scribe, Dumas ve Ingres gibilerin de Stendhal, Balzac ve Delacroix
ya olan stnln pekitirir. Orta snf, sanattan, iddetli sarsn
tlar deil, elence beklemektedir. airi bir vates [14] olarak de
il, bir matre de plaisir [15] olarak grmek ister. Ingresi ard
ardna saysz ve geleneki olmalarna karn, skc ve kuru
bir akademizm uygulayan ressamlar dizisi izlemitir. Ponsard
ise devlet ve belediye tiyatrolar iin elence salayan, gvenilir
fakat nemsiz kiilerce izlenmitir. Artk yalnzca elence, bar ve
sessizlik aranmakta; buna kout olarak 'ar' ve siyasal olmayan
sanata kar alman tavrda da deiiklik ortaya kmaktadr.
Sanat iin sanat', romantizmden kma bir kavram dr ve b u ak
mn zgrlne kavumas iin kulland silahlardan biridir. Bu
olgu, romantizmin estetik kuramnn sonucu ve b ir lde onun top
lamdr. Balangta yalnz klasik kurallara kar b ir bakaldr nite
liinde olan hareket, sonunda d balarn tmne kar olan bir
akma ve sanat nitelii olmayan tm ahlaksal ve entellektel deer
lerden kurtulma abasna dnmtr. Gautier'nin sanatsal zgr
lk anlay, orta snfn deer llerine baml olmamak, onun
yararc lklerine ilgisiz davranmak ve bu lklerin gerek
lemesine yardmc olmaktr. Sanat iin sanat' romantikle
rin, iine kapanp pratik olaylardan katklar b ir fildii kule
durumuna gelmitir. Egemen olan dzen ile anlamann bedel:
bu ekilde denmi, bar ve olaylara seyirci kalabilme gii-

[ 12] Saduyu okulu.


[13] Bak ev. notu [8], s. 218.
[14] Cezalandran veya ynelimleri tayin eden kii anlamna.
[15] Bak ev. notu [2], s. 215.
1830 K U A I 227

c satn alnmtr. 1830a dek orta snf, sanatn kendi l


klerini savunacan dnm ve bu yzden onu bir pro
paganda arac olarak kabul etmitir. Globe 1825de yle yazar: n
san yalnzca ark sylemek, inanmak ve sevmek iin yaratlmam
tr... Yaam, bir keye ekilmek deil, insan etkinlie armak de
m ek tir (26). Fakat 1830dan sonra burjuvazi sanatdan kuku duy
maya balar ve onunla ibirlii yapmak yerine tarafsz kalmay ye
ler. Revue des Deux Mondes bundan byle sanatnn siyasal ve
toplum sal dncelere sahip olmasnn zorunlu olmadn, hatta
byle b ir durum un istenmediini yazmaktadr. Gustave Planche,
N isard ve Cousin gibi en fazla otoriteye sahip olan eletirmenlerin
dnceleri de budur (27). Orta snf sanat iin sanat kendi sa
nat haline getirir; sanatn lksel olma zelliini ve sanatnn
yce, politikann stnde bir konuma sahip olmas gerektiini vur
gular. Bylece sanaty altn bir kafese kapatm olur. Cousin,
K an tn zerklik felsefesine dner, sanatn evresine bamsz kalmas
gerektiine inanan kuram yeniden diriltir. Burada, kapitalizm ile
ortaya kp yaygnlamaya balayan uzmanlama (specialization)
ynelim i ok yararl olur. Sanat iin sanat' bir yandan sanayileme
ile atba ilerleyen i blmn ifade ederken, dier yandan sana
tn sanayilem i ve makinelemi yaam tarafndan yutulmak tehli
kesine kar yapt bir siperi temsil eder; bir taraftan sanatn co
kusunu kaybetmesini, mantkl hale getirilmesini ve boyutlarnn da
ralm asn belirlerken, dier taraftan yaamn evrensel biimde ma
kinelem esine ramen sanatn bireysel niteliini ve kendiliinden-
liini korum a atlm m gsterir.
Sanat iin sanat'n estetik dnyann en karmak sorununu
tem sil ettii kuku gtrmez. Sanatsal grnn dualizmini
ve tinsel ynden blnm olma niteliini hibir olgu bunun kadar
iyi anlatam az. Sanat acaba bizatihi kendi kendine bir son mudur
yoksa sonuca varmaya yarayan bir vesile midir? Bu soru, yalnzca in
sann iinde bulunduu belirli bir tarihsel veya toplumsal duruma
gre deil, ayn zamanda, sanatn karmak yapsnda hangi enin
zerinde durulacaksa, onun niteliine gre cevaplandrlmaldr. Bir
sanat yapt, hayata alan bir pencereye benzetilmektedir, fakat ya
am seyrederken bu pencerenin yaps, saydaml veya renginin
nemsenmesi gerekli deildir (28). Bu benzetmeye gre, sanat ya
pt yalnzca gzlem yapmak, bilgi edinmek iin bir ara durumu
na gelmekte, dier bir deyile, hibir zellii olmayan b ir cam veya
bir gzlk grevini yklenmektedir. Bylece de sonuca ulamak iin
bir ara olmaktadr. Fakat, insann pencere dndaki grnm ile
ilgilenmeden dikkatini yalnzca pencerenin cam zerinde younla
228 N A T U R A L Z M . E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

trmas gibi, sanat yapt da, tm saldrgan yorumlar ve 'pencereden


bakma ynelimleri yznden tinsel tutarl yanl deerlendirilen,
yalnz kendisi iin varolan bamsz bir biimsel yap, kendi iinde
yetkin ve eksiksiz olan tutarl ve anlaml bir kendilik (entite) o larak
dnlebilir. Bir sanat yaptnn manasnn ne olduu, srekli ola
rak u iki bak as arasnda deimitir. Bunlardan birincisi, sa
natn, gereklerin tmnden kopmu, ikin bir varlk olmas, d i en
ise yaamn, toplumun ve pratik zorunluklann hudutlad b ir ile
ve yneltilmesidir. Dorudan doruya estetik deney asndan, zerk
lik ve kendi kendine yeterlik, sanat yaptnn en nemli gerekleri
imi gibi grnrler, nk sanat ancak gerekten kopup, kendisini
tmyle gerein yerine koyarak ve eksiksiz, kendi kendine yeten
bir dnya yaratarak yetkin bir yanlsama retebilir. Fakat bu y an l
sama, hibir ekilde sanatn iermesi gerekenleri tm olarak gs
termez ve ounlukla, yaratt etkide pay yoktur. En byk sa n a t
yaptlar kendi kendine yeterli olan bir estetik dnyann aldatc ya
nlsamasn aarak kendilerinden daha ilerilere ynelenlerdir. Bu
yaptlar alarnn byk sorunlar ile ilgilidirler ve onlara zm
ararlar. nsan yaamndan nasl bir erek kazanlabilir? Ve bu ere
e bizler nasl katlabiliriz?
Sanat yaptndaki anlalmas en g olan olgu, onun kendi ken
disi iin varolan bir yaptm gibi grnmesine karlk aslnda ken
disi iin varolmamasdr. Sanat, tarihsel ve toplumsal ynden ko
ullanm, somut bir topluma seslenmesine karn toplum diye bir
eyin varolduunu renmeyi istememektedir. Sahnedeki 'drdn
c duvar', bazan son derece doal bir tasarmm gibi dururken
bazan estetiin keyfince uyguland bir yapnt gibi grnr.
Yanlsamann bir sav, bir ahlaksal erek veya pratik b ir ama
la yklmas, bir yandan sanattan yetkin ve salt b ir haz duyulmas
na engel olur, dier yandan okurun veya seyircinin o yaptta ken
disini grerek ona katlmasna yol aar. Bu seenein aslnda
sanatnn asl amac ile hibir ilgisi yoktur. Siyasal ve ahlaksal
amalar tayan bir sanat bile ar sanat, dier b ir deyile, sanat ya
pt olmas kouluyla, yalnzca toplumsal nedenselliin anlatm:
olarak kabul edilebilir. Dier yandan, her sanatsal rn, yaratcm,
hibir amaca ynelmemi olsa bile, toplumsal bir nedensellii!
arac veya ifadesi olabilir. Dante'nin etkincilii (aktivizm) lahi Kt>
medya'nm saf estetik ynden yorumlanmasna engel olmaz. Bunur
gibi Flaubert'in biimsellii de Madame Bovary ve Educatiot Ser.
timentalein toplumsal bir aklamasdr.
1830 yllarnn 'toplumcu sanat, ecole de bon sens ve 'sana
iin sanat gibi akmlar, birbirlerine, karmak ve genellikle eli.4
1830 K U A I 229

kili yollarla baldrlar. Saint-Simon'cular ve Fourier'cilerin hem


rom antizm , hem de burjuva klasisizmi ile olan ilikileri bu eli
kiler tarafndan koullanmlardr. Onlar romantizmin Kilise ve
m onariye olan balln, gerek olmayan, romanlara zg bencil
bireyciliini ve zellikle sanat iin sanat' gibi yattrc bir ilke
gtm esini yadsm aktadrlar. Dier yandansa, bu akmn liberaliz
mini, sanatsal zgrlk ve kendiliindenlik ilkesini, klasik kural ve
otoritelere kar gelmesini beenmektedirler. Ayn zamanda ro
m antizm in doalc abalar tarafndan etkilenmekte ve bu doal
clkta, kendi olumlu, on^ylayc ve ak grl anlaylarnn ben
zerini bulm aktadrlar. Sosyalizm ile doalclk arasndaki benzer
lik, bu topluluun, zellikle yazarlk hayatnn ilk yllarnda yumuak
b ir biimde yarglad Balzac'a duyduklar yaknln nedenini ak
lar (29). Burjuva klasisizmine olan kart tutumlar ise romantiz
me olan bu elikili duygularyla ilintilidir. Romantik sanat gr
nn liberalizmini kabul etmek, burjuva sanatnn ngrd kla
sik rneklere dnme eilimine kar gelmek anlamna gelirken,
zellikle rom antik tiyatroda grlen kapris ve arlklara olan nef
retleri, Ponsard'n klasisizmini bir lde onaylamalarna neden
o lu r (30). Sosyalistlerin bu kararszl sonucunda, burjuva beeni
sinin bir yanda, akademik romantizm ile Ponsard'n dram arasn
da blnm olduunu, dier yandansa romantiklerin, etkincilik
(aktivizm) ile 'sanat iin sanat' arasnda gidip geldiklerini gryo
ruz. Bu eilimin karsna, tarihsel adan en nemlisi olan dr
dnc b ir akm kar: Stendhal'in ve Balzac'n natralizmleri. Bu
doalcln romantizmle olan ilgisi de kart anlaml (ambivalent)
dr. Bu kart anlamllk, burada art arda gelen kuaklar arasnda
genellikle var olan kopuklua veya st ste gelmi iki entellektel
eilime baldr. Doalclk, romantizmin hem devam, hem de
k demektir. Stendhal ile Balzac, bu akmn en hakl varisleri
olm akla birlikte, ayn zamanda onun en yaman kartlardr.
Doalclk, ayn trden, ak seik bir sanat kavram deildir.
Srekli olarak ayn doa dncesi zerine kurulu kalm, ancak
zamanla deimitir. Daima belirli ve en yakn amaca doru y
nelmi, somut bir olaya ilgi duymu ve yaam konusundaki yoru
munu, belirli bir olguya balamtr, insanlar doalcla kar bir
inan beslerler. Bunun nedeni, doalc bir imgenin, stilize edilmi
olandan daha sanatsal bir a priori [16] olduuna inanmalar deil,
gerein iinde daha ok ilgi duyacaklar, destekleyecekleri veya kar

[16] Deneyden nce ve ondan bamsz olarak anlamna gelir.


230 N 'A T U R A L tZ M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

koyacaklar bir iz, bir eilimi farketmi olmalardr. Byle b ir b u lg u ,


doalc bir gzlem sonucu ortaya kmam, tersine, doalcla d u y u
lan ilgi, bu bulgunun sonucu gelimeye balamtr. 1830u n e d e b i
yat kua ise, toplum yapsnn tmyle deitiini kabul e tm e k le
balar; bir blmn kabul edip bir blmne kar geldii b u d e
iime, olduka etkinci bir biimde tepki gsterir ve bu k u a n
doalc yaklam, bu etkincilikten kaynaklanr. Doalcln a m a c
tmyle geree, genel anlamda doaya veya yaama y n e lm i
deildir. O, dorudan doruya toplumsal yaama, dier b ir d ey ile,
bu kuak iin zellikle nem kazanm olan gereklik alanna y n e
liktir. Stendhal ve Balzac, yeni ve deimi olan toplumu a n la t
may i edinirler; onun yenilik ve tuhaflklarn dile getirm ek, b u
iki yazan doalcla srkler ve bu durum, onlarn sanatsal g e r
ek anlaylarn belirler. 1830 kuann toplumsal d u ru m larn b i
lincinde olmas, toplumsal karlarn sz konusu olduu o lg u la ra
olan duyarl, toplumsal deiime ve deer deitiren eylere o la n
dikkatleri, bu kuan yazarlarn toplumcu romann ve yeni d o a l
cln yaratclar yapmtr.
Romann tarihi, ortaan valyelik sylenceleriyle b a la r. B u
roman trnn modem romanla pek az ilikisi olmakla b irlik te ,
onun elerin birikmesi, ylmas ve oalmas ile olumu y a p s,
bir servenin olaylarn a rt arda dizerek sreklilik salayan a n la
tm yntemi, yalnzca Rnesans ve Barok'un pikaresk ro m an m d a,
yiitlik veya pastoral romanlarnda deil, 19. yzyln serven ro
manlarnda, hatta bir dereceye kadar, Proust ve Joyceun ro m a n la
rndaki yaam ve deney aknn anlatmlarnda bile sregelen b ir
gelenein kaynadr. Bu tr yap, tm Ortaa boyunca s re n ve
bu an zellii olan yma roman (pe pee gelen olaylardan oluan
roman) biimine duyulan genel eilimin dnda ve yaam tra jik ol
mayan bir olay olarak deil; birok evrelere sahip bir yolculuk o larak
gren Hristiyan dncesinin dnda; hepsinden nce, Ortaa iiri
nin okunu biiminden ve Ortaa toplumunun yeni gere
lere duyduu budalaca bir ilgiden domutur. Olaylar do
rudan doruya kitaplardan okuyarak renmeyi salayan bas
k yntemi ve daha youn olan Rnesans sanat anlay. Or
taan cokulu ve duygusal anlatm slubunun, daha sk
k, olaylara baka olgular katamayan bir sunma yntemine yenil
mesine neden olur. Genel olarak pikaresk romana zg yaps
na karn, Don Quixote, saf biimsel bir adan da olsa, valyeliin
arla kaan hikayesini eletiren bir yapttr. Roman ilk kez Fran
sz klasisizmi tarafndan deitirilerek elerin birletirilmesi (unifi-
cation) ve sadeletirilmesine doru bir adm atlmtr. Pritcessc
1830 K U A I 231

de Cleves, bu deiimin iyi bir rneidir fakat 17. yzyln yiitlik


ve pastoral romanlar, ard ardna gelen olaylarn gibi st ste y
lmasndan tr halen Ortaa serven ykleri kategorisine ait
olduklarndan, bu yapt tek bana kalm bir rnek saylr. Fakat
Mme de Lafayettein bu bayaptnda tek dze bir konu, bir tek dra
m atik doruk noktas ve tek bir atmann psikolojik zm ele
alnm ve bundan byle hep uygulanabilecek bir rnek olmutur.
Serven roman, imdi ikinci derecede bir edebiyat tr durumu
na gelmi ve a temsil eden sanatn dnda kalarak, nemsiz, so
rum suzca yazlm yaptlar olarak varln srdrmtr. Grand
Cyrus ve Astree, saray aristokrasisinin en ok okuduklar romanlar
olm akla birlikte, halk onlar kendi yetenei lsnde okuyor ve
bunlarn okunmasn bir erdemsizlik ya da onur duyulmas gerekme
yen b ir alkanlk olarak kabul ediyordu. Bossuet, Henriet-
te d'Angleterre'in cenaze treni iin yazd yazda, onu, gnn mo
da olan rom anlarna ve bunlarn budala kahramanlarna ilgi duy
m adndan sz ederek ver. Bu olay ise o devirde serven roma
nnn nasl yarglandn gstermeye yeterlidir. zel elenceleri sz
konusu olduunda, aristokratlar sanatn klasiki kurallarna boyun
em iyorlar ve hibir engel dinlemeden kendilerini servenin ve da
nk yaam n hazzna terkediyorlard.
18. yzyl roman, hl geni lde yaygn olan pikaresk roman
t r n e girer. Snrl kabalklarna karn Git Blas ve Diable boiteux
kadar, V oltaire'in rom anlar da a rt arda gelen olaylardan kurulmu
b ir yapya sahiptir. Gulliver ve Robinson ise yma ilkesinin yetkin
birer rneidir. Manot Lescaut, Vie de Marianne ve Liaisons dange-
reuses bile eski serven ykleri ile imdi en ok okunan t r olan ve
erken rom antizm in edebiyatna egemen olan ak roman arasnda gei
noktasn temsil ederler. Clarissa Hartowe, Nouvelle Heloise ve W er-
ther ile, rom anda dramatik ilkenin zaferi gerekleir; Flaubertin
Madame Bovary'si ve Tolstoy'un Anna Karenina smda doruuna ula
acak b ir geliim balam olur. Artk ilgi, yknn psikolojik devi
nimi zerinde younlamtr. Dsal olaylar, yalnzca tinsel
tepkiler yarattklar oranda nemsenmektedirler. Romana psi
kolojinin girmesi, o dnemde kltrn iinden getii tinsel
letirme ve znelletirme olgusunun en arpc rneidir.' Bu
geliimin iinde bir sonraki evreyi temsil eden ve slup ola
rak an en nemli edebiyat tarz olan karakter roman da (Bil-
dmgsroman), bu tinselletirme eilimine daha gl bir ifade ka
zandrr. Bir kahramann geliim yks, artk dnyann biimlen
mesinin yks olm utur. Bu tr roman, ancak birey kltrnn
en nemli kltr kayna olarak kabul edildii bir ada, ortak
232 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

kltrn en clz kkler sald Almanyada ortaya kabilirdi. Ge


ne de, Goethenin Wilhelm Meister, kklerinin daha nceki a la
ra, zellikle Fielding'in Tom Jonesu ve Sterne'in Tristram S h a n d y
si gibi pikaresk roman nitelikli yaptlarna dayansa bile. Bil-
dungsroman romannn en somut rneidir.
Roman, 18. yzyln kltrel sorununun yani, birey ile to p lu m
arasndaki kartln, en derin ve en ayrntl ifade arac o lduu
iin, bu am en nde gelen edebiyat tr olur. Dier t rlerin h i
birisinde burjuva toplumundaki uyuturulamaz kartlklar b u den
li youn bir biimde duyumlanamaz ve bireyin aba ve yenilgileri
bu denli etkili bir biimde anlatlamazd. Friedrich Schlegel ro m a
nn en yetkin romantik tr olduunu ileri srmekte hakldr. Ro
mantizm, bu trde, birey ile dnya, d ile gerek, iir ve dzyaz
arasndaki atmann en doyurucu bir biimde temsil edilme ola
nan ve bu atmann tek zm olarak grd boyun em e
nin en derin ifade gcn bulmaktadr. Wilhelm Meister ile G oethe
romantizme taban tabana zt den bir zm getirir. Onun b u ya
pt, yalnzca on dokuzuncu yzyldaki roman tarihinin topluca an
latld bir yer veya Krmz ve Siyah, Illusions Perdues, Educaticm
Sentimenale, ve Gruene Heinrich gibi en meksel yaratlarn doru
dan veya dolayl olarak tredikleri prototip deil, ayn zam anda ro
mantizmin bir yaam biimi olarak eletirildii ilk yapttr. Burada
Goethe, romantiklerin yapt gibi gereklere srt evirmenin ksr
sonular vereceini gsterir ve yaptlarnn gerekten anlatm ak iste
dii de budur. Sanat, dnya ile ancak tinsel balar kura
bilmisek, ona kar drst davranm olabileceimizi ve onu
ancak ierden dzeltebileceimizi vurgulamaktadr. dnya ile d
dnya, manevi benlik ile konvansiyonel gerek arasndaki uyumazl
saklamak ya da yadsmak yoluna sapmaz; o yalnzca dnyay k
msemenin, gerek sorundan kamak olduunu ileri srer ve bu
nu kantlar (31). Goethenin insanlardan bekledii bir davran olan
dnya ile ilgili yaamak ve onun kurallarna uyma eylemi, sonra
lar burjuva edebiyat tarafndan bayalatrlm ve dnya ile hibir
koula uymadan, kendi isteine gre iliki kurmak iin bir arya
dntrlmtr. Bireyin daha nceden var olan duruma, tmy-
le olmasa da kar koymadan uyabilme eylemi, sonralar kr kc-
rne hogr gsteren sinmi bir ruha ya da yararc bir
dnyasalla dnt. Karsavlar yumuak bir biimde uyu-
turabilmenin olanakszln gremedii iin ve anlamsz iyim
serlii, doal olarak burjuvann yattrma siyasetinin ideolo
jisi olarak benimsendii iin, Goethe'nin bu yeni geliim
de pay olduu kabul edilmitir. Stendhal ve Balzac toplunu
1830 K U A I 233

egemen olan gerilimleri, Goetheden daha iyi grebilmiler ve du


rum u ondan daha gereki bir biimde deerlendirmilerdir. G
rlerini belirttikleri toplumcu roman, yalnzca dkrklnn do
urduu rom antik roman deil, Goethe'nin Bildungsroman trn
de aan b ir admdr. Bu romanlarda, hem romantiklerin dnyay
h o r gren tavrlar, hem de Goethenin romantizm eletirisi yeril-
m itir. Onlarn karamsarlklar, toplumsal sorunlar zme konu
sunda btn hayalci yaklamlardan arnm olan bir toplum ana
lizinden domutur.
Stendhal ve Balzac'n bir durumu anlatmadaki gerekilikleri
ve toplum u harekete geiren diyalektii anlama yetenekleri, ayn a
da yaayan tm yazarlardan stn olmasna karn, toplumcu ro
m an anlay henz tam olarak olumu deildir. 'Kibar muhitlerden
grnm ler ya da 'zel yaamdan sahneler gibi altyazlara Bal-
zactan nce de rastlanyordu (32). Stendhal, devrinin sosyete roma
n iin yle yazar: 'Birok gen kii, olaylar aynen kasabalardaki
gndelik yaam da olduu gibi tanmlyorlar... Bundan pek sanat
km asa da, bir sr gerek domu oluyor(33). Bu tr clz deneme
ler veya kehanetler yaplm olsa bile, ancak Stendhal ve Balzac
ile toplum cu roman, modern roman olarak kabul edilir ve bundan
byle, kiiyi toplumundan kopuk bir biimde ele almak ve onu be
lirli b ir toplum sal ortam n dnda gelitirmek olanakszlar. Top
lum sal yaam n gerekleri insan bilincine szar ve sonunda ondan
ayrlm az olur. Stendhal, Balzac, Flaubert, Dickens, Tolstoy ve Dos-
toyevskinin rom anlar gibi 19. yzyln en byk yaratlan, baka
hangi kategoriye girerlerse girsinler, toplumcu romanlardr. Karak
terlerin toplum sal ynlerinin ifade edilmesi, karakterlerin gereklik
ve inandrc olm a lleri durumuna gelir ve yaamlarnn top
lum sal sorunlar, onlar yeni natralist roman iin uygun birer koiu
yapar. 1830 kuann rom anda yaratt yenilik, bu toplumsal in
san anlaydr. Marx gibi bir dnrn, Balzacn yaptlarnda en
ok ilgisini eken yn de bu olmutur.
Gerek Stendhal, gerekse Balzac, alarnn toplumunu genellik
le ineleyici ve muzip bir biimde eletirmiler, bu ii yaparken de bi
ri liberal, dieri tutucu bir grle hareket etmitir. Tutucu gr
lerine karn, Balzac, dierinden daha ilerici bir sanatdr. Orta
snfn yapsn; siyasal ynden daha kktenci dncelere sahip
olm asna ramen dnce ve duygularnda daha elikili bir sanat
olan Stendhal'den daha iyi gryor ve bu snfta egemen olan ei
limleri daha nesnel bir biimde deerlendiriyordu. Bir sanatnn
ilerleme uruna yapt hizmetin, kendi dncelerinden ve yakn
lk duyduu eylerden ok, toplumsal gerein atma ve sorunla
234 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

rn anlatmadaki gcne bal olduu bir baka a, san at ta r ih i


sahnesinde yok gibidir. Stendhal, an 18. yzyln modas g e m i
kuramlarna gre yarglyor ve anamalcln tarihsel anlam m k a v
rayamyordu. Balzac ise bu eski kuramlar bile fazla ilerici b u lu y o r
ve romanlarnda toplumu devrim ncesi koullara geri d n m
gibi ele alyor, akla gelmedik dnceleri ileri sryordu. S te n d h a l.
aydnlanma devrinin kltrn, Diderot'nun Helvetius'un v e H ol-
bachn dnyasn rneksel ve lmsz bir dnem olarak k a b u l e d ip
bu dnemin kn geici bir olgu olarak gryor ve zellik le,
sanatlara duyulan eski saygnln kazanld gn, bu d n e m i n
yeniden canlanm olacan ileri sryordu. Balzac ise, eski k lt
rn oktan ktn, aristokrasinin bu k hzlandrdn ve
bu olayn, kapitalizmin n alnmaz ilerlemesinin bir b e lirtis i o l
duunu sylyordu. Stendhal temelde siyasal olan bir grne sa
hipti ve toplumu anlatrken dikkatini devlet m ekanizmas' ze
rinde younlatryordu (34). Balzac, kurduu toplumsal y ap y , e k o
nomi zerinde temellendiriyor, ancak tarihsel materyalizm d o k tr in
lerine kar, nisbi bir soukluk duyuyordu. O, gnn bilim, s a n a t ve
ahlak biimlerinin de siyasal durumlarda olduu gibi maddeye daya
nan gerein ilevleri olduuna inanyor, bireyci ve aklc n itelik leriy
le burjuva kltrnn, anamalcln ekonomik yapsna kk sald
n biliyordu. Feodal koullarn, onun lklerine, anamalc b u rju v a
koullarndan daha uygun olmas, Balzac'n verimliliini etk ilem e
miti. Eski monariye, Katolik Kilise'sine ve aristokratik to p lu m a
duyduu cokuya karn, onun bu dnya gr, gerekilii v e z
dekilii ile, feodalizmin son kalntlarn da silip spren entellek-
tel heyecanlardan biri olmutur.
Stendhaln romanlar, gn gnne yazlm birer siyasal tarih
olgular defteridir. Krmz ve Siyah, Restorasyon devrindeki Fransz
toplumunun yks, Parma Manastr, Mukaddes ttifak ynetim i
altndaki Avrupann durumu, Lucien Leuwin ise Temmuz m onari
sinin tarihsel-toplumsal zmdr. Tarihsel ve siyasal ereve iin
de yazlm romanlara daha nce de rastlanmtr, fakat Stendhal
den nce kendi yaad an siyasal sistemini romana gerek ko
nu olarak semek kimsenin aklna gelmemiti. Ondan nce kimsc
tarihsel anlarn bu denli bilincinde olmam, kimse tarih in yalnz
byle anlardan olutuunu ve kuaklarn tarihlerini anlatan olgu
lar dizisinden meydana geldiini, bu denli gl bir biim de kav
ramamt. Stendhal, kendi devrini, yerine getirilemeyen szler v ;l
umutlar, smrlm gler ve dkrklna uram yetenekleri
a olarak grmektedir. Ona gre bu a, sonradan grme on:B
snfn, iki yzl aristokrasi kadar acmasz rol oynad b ir t r a ; |
1830 K U A I 235

-komedya, gerek an, gerekse liberal olsun, tm oyuncularnm


entrikac olduu acmasz b ir siyasal dramdr. Herkesin yalan sy
leyip ikiyzllk yapt bir dnyada, kendini baarya ulatrd
srece yalan iyi bir ey midir? nemli olan, aldatlmamak, dier
b ir deyile, dierlerinden daha iyi yalan syleyip gerektiinde ba
ka b ir kalba girebilmektir. Stendhal'in romanlarnn tm, ikiyz
llk sorunu, insanlarla iliki kurma ve bu dnyay ynetmenin giz
leri evresinde dner durur. Bu romanlarn tm, siyasal gereki
lik zerine yazlm kitaplara veya siyasal ahlakszlk dersinin kurs
larna benzerler. Balzac, Stendhal'i eletirirken, Parma Manastr
nn yeni b ir Prens (Hkmdar) olduunu, Machiavellinin 19. yzyl
taly asnda bir gmen olarak yaad takdirde ancak bu kadar ya
zabileceini syler. Julien Sorel'in Machiavelliden aktard 'Qui
veut les fins, veut les moyens [17] ilkesi, burada Balzac tarafndan
srekli olarak kullanlarak klasik bir forml durumuna getirilir.
n san dnya ile ilgileniyorsa ve bu oyunda yer almak istiyorsa, bu
oyunun kurallarn kabul etmelidir.
S tendhale gre, yeni toplumu eskisinden ayran noktalar, ye
ni toplum un hkm et biimleri, iktidarn bir snftan dierine ge
m i olm as ve snflarn siyasal ynden tadklar nemin deime
sidir. B ylece kapitalizmin siyasal yaplama sonucu ortaya
ktna inanm aktadr. Fransz toplumunun bir geliim evresinde
olduunu ve bu toplumdaki orta snfn, ekonomik stnl elde
etm i olm asna karn, gene de toplumda bir konum elde edebil
m ek iin savamas gerektiine deinir. Stendhal bu sava znel
ve kiisel b ir adan deerlendirmi, durumu, bir aydna grnd
gibi ortaya koymutur. Julien Sorelin yurtsuzluk duygusu, Sten-
dhal'in tm yaptlarn kapsayan ana motif tir; ayn motifi ParmaMa-
nastr ve Lucien Leuwen gibi kitaplarnda da deitirerek sunmu
tur. Stendhal iin toplumsal sorun, aa snflardan gelip aldk
lar eitim sonucu kklerinden kopan, Devrim'den sonra kendileri
ni be parasz ve evresiz bulan, bir yandan Devrimin salad
olanaklardan, dier yandan da Napolyonun ansndan yararlana
rak, toplum da yetenek ve hrslarna uygun decek bir rol oyna
may isteyen hrsl genlerin yazgsdr. Fakat onlar, tm iktidar,
ve nfuzun, tm nemli ilerin eski soylular ve yeniden zengin olan
aristo k ratlar tarafndan ele geirildiini, stn insanlar ile byk
zeklarn yerini sradan insanlarn aldn grrler. Ancien regime
iin yabanc olan, am a Devrim genliinin ok iyi bildii bir ilke,
yani 'H erkes kendi yazgsnn mimardr.' dncesi geerliini yi-

[17] Sonu almak isteyen, aralar da istemeye mecburdur.


236 N A T L R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

tirir. Yirmi yl nce Julien Sorelin yazgs bam baka o la b ilird i


yirmi be yanda albay, otuz be yanda ise bir general o lab ilir
di. O, ya ok erken, ya da ok ge domu bir kii olarak, sn fla ra
arasnda durduu gibi, alarn arasndaki noktada da d u rm a k ta d r
Bu kii, nereye aittir, kimin tarafndadr? Gene karm za ro m a n ti 2
min hibir zaman zmlenememi olan balca sorunu k m ak tad r
Stendhal'in yaratt kahramanlarn yalnz yetenek, zek ve g kar
l baar ve konum beklemeleri, yazarn siyasal dncelerini!
romantizmden kaynaklandn gstermeye yeterlidir. R esto ras
yon'u eletirip Devrimi korurken, gerek canlln ve gcii
yalnz halkta bulunacan savunur. Bir papaz okulu rencisi ola
Berthet tarafndan ilenen nl cinayetin yaratt d u ru m la r
Krmz ve Siyah adl yaptna konu yapar ve bu durum lar, b u n d a
byle byk adamlarn, gerek tutkular besleyebilen h a re k e tli v
gl kiilerden oluan aa snflardan kacann b i r ka
mt olarak grr. Berthet ve Napoleon bu snflardan gelm edirler.
Bylece edebiyata bilinli bir snf kavgas sokulm u o lu r. Ku
kuuz bundan nceki devirlerde yaam olan byk yazarlar, top
lumun deiik snflar arasndaki bu atmaya uzak deillerdi
Yaama bal kalma iini, toplumsal gerekleri anlatan h i b ir ya
zar ihmal edememitir. Fakat ne karakterler, ne de onlar y a ra tan
lar, atmann gerek anlamn verememilerdir. Kle, s e rf veya
kyl tipi, eski edebiyatta sk sk grlm, genellikle gldrc
tipler olarak ele alnmlardr. Halktan gelme kii ise sadece toplu
mun miskin ve cansz bir esi olarak deil, ayn zamanda, M arivauz
nun Paysan parvent snde olduu gibi, aa tabakalardan, y an i bur
juvazinin orta kesiminin alt tabakasndan gelme, hibir zam an oy
verme hakkna sahip olmayan bir snfn ncs o la ra k orta
ya kamayan, tredi bir kii olarak anlatlr. Julien Sorel, hali
tabakasndan geldiini bilip her baarsn egemen snfa k ar bir
zafer, her yenilgisini ise utan verici bir olay olarak gren ilk kah
ramandr. Gerekten sevdii bir kadn olan Mme. Renali bile, zen
gin olduu ve yaamnn sonuna dek saknmas gereken b ir snf
tan gelmi olduu iin balayamaz.
Mathilde de la Mole ile olan ilikisinde ise, snf atm as, cin
siyetler arasndaki atmadan ayrt edilmitir. Yargca yneltti!:
sylev ise bir snf kavgasn bildirmekten baka b ir ey deildir m
boynu klcn altna girmi durumda iken bile dm anlarna kan:
verdii kavgay gsterir: Baylar, der, Sizin toplum sal snfm
za ait olma onurundan yoksunum. Kiiliimde, bu yazgnn alal
lna kar gelen bir kyly grmektesiniz... Beni cezalandrma!
la, aa ve yoksulluk eken snflardan gelmelerine karn, kendilr
1830 K U A I 237

rini eitebilm e olanan bulup kstah zenginlerin sosyete dedik


leri evrelerle iliki kurmak yrekliliini gsteren kiileri ceza
landrdn sanan, onlarn cesaretlerini krmak isteyen insanlarn
var olduunu biliyorum... Bu kitapta yazar, snf kavgasn her e
yin st n d e tutuyor sanlmamaldr. Yalnzca yoksul ve oy verme
hakkndan yoksun kiilere deil, yreksiz ve d gc olmayan
egemen snfn kurbanlar olan parlak yetenekli, duygulu, toplumun
vey evlatlarna da yaknlk duymaktadr. Bylece bir kylnn olu
olan Julien Sorel, bir yzyllk gemii olan aristokrat bir aileden
gelme Fabrice del Dongo, milyonluk servetin varisi olan Lucien
Leuwen, bu baya dnyada, ayn yurtsuzluk ve yabanclk duygu
larn paylaan, ayn aclar eken yolda savalar olarak grnr
ler. R estorasyon, baarl olmann tek yolunun ortama uymak oldu
u, hangi snftan gelinirse gelinsin, kimsenin zgrce hareket edip
rahat nefes alamad koullar yaratmtr.
Yeni kahram anlarn yaratlnda snf kavgas toplumsal bir
kaynak o larak etkin olmaktadr. Stendhalin yaratt kahramanla
rn yazglarnn ortak olmas da bu durumu deitirmez. Fabrice
ve Lucien, Julienin ideolojik birer kopyalar, kar gelen halk tipi
nin rnekleri, toplumun tmne sava am olan talihsiz kiiler
dir. F abrice del Dongo tipi, gericilerin tehdidi altnda bulunan orta
snfn ve Stendhal'in de iinde bulunduu artlara mahkm
olmu a y d n lar takmnn varl olmadan, Julien Sorel tipinden ay
r b ir zellik tayamazd. m parator ordusunda grevli olan Henry
Beyle, 1815de yar maaa gemi, yllar boyunca yeni bir konum
iin oraya buraya bavurmasna karn, bir ktphane grevlisi bi
le olam am tr. O, tm yaam ykma urayanlar gibi, Fransa'dan
ve m eslek sahibi olma olanaklarndan uzakta, gnll bir srgn
hayat srdrm ektedir. Gericilikten nefret etmekle birlikte zgr
lkten sz ettiinde yalnz kendini dnmekte ve mutluluunu
aram aya hakk olduunu ileri srmektedir. Bireyin mutluluu, epi-
krcln anlad gibi bir mutluluk, onun iin, tm siyasal u
ran am acdr. Onun liberal grl olmas ise, demokratik bir
duygudan doma deildir; kiisel yazgsnn, eitiminin, ocukluk
ta geirdii deneylerin sonucu gelimi olan 'topluma aykr olma
durum unun ve yaamda urad baarszln sonucu gelimitir.
Gerek Oedipus kompleksinin kurban olduundan, gerekse 18. yz
yl dnrlerinin izleyicisi olan ve ona aydnlanma esprisini ala
yan b ir bykbabann rencisi olduundan, sonuta bir 'enfant de
gauche' [18] olm utur (35). Yenilgileri, bu esprinin canllm ko-

[ 18] Sol eilimli gen anlamna.


238 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

nmaya yaram ve onun bir asi olmasna neden o lm u tu r. Faka!


duygusal adan, bir bireyci, bir aristokrat, tm 's r o lm a ' ig
dlerine yabanc bir kiidir. Onun romantik b ir davran o la n kah
ramana tapma eilimi, gl yetenekli, olaanst kiilii y cel -
mesi, 'mutlu aznlk anlay, halk ile ilgili eylerin t m n d e n i
renmesi, estetizmi ve dandyism [19] i, an duygusal, k a y tsz
aristokrata beenisinin belirtileridir. O, cumhuriyetten k o rk m a k
ta, kitleleri ilgilendiren her eye srt evirmekte, lks ve ra h a tn
sevmekte ve en ideal siyasal ynetimin kaytsz bir yaam s rd
ren aydn gven iinde tutan salam, anayasaya uygun b i r m o
nari olduunu dnmektedir. Kltrl salonlar, bo v a k it geir
meyi ve elenceyi, iyi yetimi, hoppa ve zeki insanlan sever. Cum
huriyetin ve demokrasinin yaam yoksullatrp onu k a ra n l a b o
acandan, kaba, yontulmam kitlelerin, yaamn gzelliklerini in
ce bir zevkle deerlendiren, zarif, kltrl kesime kar z a fe r kaza
nacaklarndan korkmaktadr. Halk sever, onu ezenlerden n e fre t
ederim der, fakat srekli olarak halkla birlikte yaam ak ben im
iin bir ikence olur.
Stendhal, Julien Sorele yaknlk duymakla birlikte, o n u k at
bir eletirmen gzyle izler ve bu gen asinin dehasna ve yaln l
na duyduu hayranla karn, onun halk tabakasndan g elm e ki
ilere zg doasnn zelliklerini de grmezlikten gelm em ize izin
vermez. Yazar onun ktln ve ksknln anlar, to p lu m a
olan nefretini paylar, hibir eyden ekinmeyen ikiyzlln
ve evresindeki insanlarla iliki kuramamasn onaylar, fa k a t onun
'folle mefiance' [20] n aalk kompleksleri ve k sknlk duy
gulan ile yorulmu olan, pleb'lere zg kat, kendini k k d
rc kukularn, ksr ve kr kindarlklarn, irkin kskanl
n anlamakta zorluk eker. Julienin Mathildeden ald ak mek
tubundan sonraki duygular, Stendhal ile kahram an arasndaki
uzakl gstenneye yeterlidir. Bu blm, romann a n a h ta rd r ve
Julien Sorel'in yksnn, sadece yazarn itirafndan o lu an bir
yapt olmadn bize hatrlatr. Bu sabit fikirlilere zg kuku
karsnda yazar, yadrgama, dehet ve korku duygularna kaplm
tr. 'Julien'in bak acmasz, ehresi ise irenti derken tarafsz
dr ve onu balatmak iin en ufak bir aba bile gsterm ez. Top
lumun Julien'e kar iledii en byk suun, onu bu denli gven
siz, mutsuz ve kukularnda insafsz bir kii durum una getirm esi ol
duu acaba Stendhalin hi aklna gelmemi olabilir m i?

[19] Bak ev. notu, [11], s. 225.


[20] leri derecede phecilik ve gvensizlik.
1830 K U A I 239

Stendhal'in siyasal grleri de tpk yaam gibi elikilerle


doludur. Orta snfn st tabakasndan gelmesine karn, ald
eitim in sonucu bu snfa kar bir tutum izler. Napolyon hkme
tinde nemli b ir konuma sahiptir ve m paratorun son seferlerine
katlr. Napolyonun yapt ilerden etkilenmekle birlikte bu konu
lard a cokulu deildir, nk onun zorbal ve acmaszl konu
sundaki dncelerini korumaktadr (36). Stendhal iin de, Resto
rasyon, h er eyden nce uzun, huzursuz ve gvensiz bir a olan
Devrim dneminin sonu ve barn mjdecisi demektir. nceleri
F ransann bu yeni ald durumda kendisini yabanc ve rahatsz
grmez. Fakat zamanla yarm maala varln srdremeyeceini
anlayp, Restorasyonun da iyzn grnce yeni ynetime duydu
u nefret ve tiksinti artar. Napolyona olan cokusu da bu nefrete
kout olarak geliir. yi ve rahat bir yaama duyduu eilim, onun
toplum sal dzeyleme karsnda yer almasna neden olur; fakat
yoksulluu ve baarszl, egemen olan dzene kar duyduu d
m anln ve gvensizliin canl kalmasn salar ve gericilerle uyu
m asna engel olur. Bu iki eilim Stendhalin dncelerinde s
rekli olarak varlklarn korurlar ve yaamndaki durumlara gre,
bazan biri, bazan dieri su yzne kar. Kendisi iin baarsz bir
dnem olan Restorasyonda doyumsuzluu ve siyasal kktencilii
a rta r, ancak durum u dzelir dzelmez dinginleir ve eskiden asi ol
duu halde imdi tam anlamyla dzenden yana olan lml bir tutucu
d u rum una gelir (37). Krmz ve Siyah kklerini koparm bir asinin
itiraflar saylsa da, Parma Manastr, boyun emekle i huzu
ru ve sessiz gc bulan b ir adamn yaptdr (38). Bir tragedya, tra
jik komedyaya; nefret dolu bir deha, insan sevgisi dolu, gnl al
c, uzlatrc bilgelie ve iten, ak, stn bir mizah duygusuna
dnr. Olup biteni acmasz bir nesnellikle gzlemesine karn, ay
n zam anda tm nesnelerin greliliklerini ve insanca olan her eyin
zayfln kabul eder. Bu gr onun yazlarna hoppa, uar ve
nemsiz olma havasnn girmesine yol aar; yazar, Her eyi anla
mak demek, her eyi affetmek demektir der gibidir. Fakat Sten
dhal, uzlama alanlarnn iinde kalan hogrp dnda kalanlar
affetmeyen burjuvazinin havasndan ok uzaklardadr. Deerler na
sl da deimektedir? Stendhalin genlie, yreklilie, entellektel
olmaya, m utluluk gereksinimine, mutluluu yaratma ve onun haz-
zna erme yeteneine duyduu cokuya karn, baarya ulam ve
yerine oturm u burjuvazide ylgnlk, sknt, mutluluktan korkma
duygular egemendir. Kont Mosca: Bakalarndan daha mut
luyum, nk onlarda olmayan her eye sahibim, demekte
dir, fakat drst olmak gerekirse unu itiraf etmeliyim: Ben-
240 N A T U R A L tZ .M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

deki bu stnlk duygusu glm bile etkiliyor o lm a l...


Bana bencil ve kendi kendime yettiimi gsteren b ir if a d e
vermeli... Oysa onun gl ne kadar da ekici. [F abrice'den s z
etmektedir] Onda genliin ilk yllarnda kolay ele geirilen m u t
luluun ifadesi var ve bu mutluluu dierlerine de alayabiliyor.
Byle dnmesine karn, Mosca bir hain deildir. O, yalnzca z a
yf ve satlm bir kiidir. Gene de Stendhal, onu anlayabilm ek iin
byk bir aba harcamaktadr. Kukusuz Krmz ve Siyah'ta, k e n d i
sine, Byk bir baarya ynelik yolda ilerleyenin ektiini k im
bilebilir? sorusunu sormutur. Danton ald, Mirabeau k e n d isin i
satt, Napolyon talyadan milyonlar kaldrd, bu milyonlar o lm a d a n
yolunda pek ilerleyemezdi. almayan tek kii Lafayettedir. n s a n g e
rektiinde almal mdr? Kendisini satmal mdr? Stendhal'in b u
rada Napolyonun milyonlar iin kayglanmad bellidir. O, m a d
di gereklerin koullad eylemlerin diyalektiini, tm p ra tik y a a
mn ve varoluun maddeselliini bulgulamaktadr. Bu gerek, r o
mantizmden saknmasna karn, doutan romantik olan b ir k i i
iin, amar niteliinde bir bulgudur.
Romantizmin ekiciliine kaplma ile ona kar direnm e ey le
mi, Stendhalde olduu kadar hibir 19. yzyl yazarnda, e it o la
rak blnmemitir. Onun siyaset konusundaki felsefesinde g r
len uyumsuzluun kayna da budur. Stendhal, kat b ir a k lc ve
bir pozitivisttir. Tm metafizii, tm Alman kurguculuunu
ve lkcln garip ve itici bulmaktadr. Stendhal iin a h
lakn ekillenmesi ve entellektel ynden tanrla e rm e n in
z, neyin ne olduunu aka grmek', dier bir deyile,
bo inanlara direnmek ve kendi kendini aldatmamaktr. E n ok
sevdii kahramanlarndan biri olan Des Sanseverina iin: A teli
hayal gc, onun birok eyi grmesine engel oluyor der. F a k a t
korkakln1ve alakln dourduu, keyfi yanlsamalar o n a ya
bancdr. Onun gznde en yksek lk, Voltaire ve L u c re tiu s n
gttkleri 'korkudan arnm olarak yaamak lksdr. Onun
tanrtanmazl, ncil ve mitolojideki zorba ile savamas v e tu t
kulu bir gerekinin yalanlara ve aldatmalara kar koyma kavga
snn bir eididir. Sz sanat yapma zentisinden ve heyecansal-
lktan, byk szckler sarfedip byk cmlecikler kullanm aktan
kanmas, Chateaubriand'n ve Maistre'in renkli zengin, tum turakl
sluplarndan tiksinmesi ve 'uygarlk yasasnn ak-seik, nesnel,
kuru slubunu, iyi tanmlamalar', ksa, kesin, renksiz cmleleri
sevmesi, onun sert, ciddi, uzlama bilmez ifadesi, B ourget'nin de
dii gibi kahramanca savunulmas gereken maddeciliin z ne
yin ne olduunu ak seik grmenin ve dierlerine de gsterm em i
1830 K U A I 241

arzusudur. A bartm alarn ve gsterilerin tm ona yabancdr ve


ounlukla cokulu olmasna karn, hibir zaman gsterili ve tum
turakl deildir. rnein 'zgrlk' szcn hi kullanmaz, onun
yerine 'iki meclis ve basn zgrl der (39). Bu da onun gerek
olmayan ve fazla heyecansal olan her eye kar duyduu nefreti be
lirttii gibi, romantizme ve kendi romantik duygularna kar sa
vamasn ifade eden bir olgudur.
Evet, Stendhal, heyecansal adan, bir romantiktir. Helv^tius
gibi dnm ekte, fakat Rousseau gibi duygulanmaktadr (40). Ya
ratt kahram anlar, yaamn pislii ile lekelenmemi olan tutkulu
serdengetiler, dkrklna uram lkcler ve marmam o
cuklardr. O nlar nl atalar Saint-Preux gibi, huzur iinde d ku
rup kendilerini anlarna adamak iin yalnzla ve sessizlie ekil
meyi severler. Onlarn dleri, anlar ve en gizli dnceleri, seve
cenlikle doludur. Stendhalin usuluunu dengeleyen bu romantik
yn, yaptlarndaki en ar iirselliin ve en derin bynn kayna
dr. F ak at onun romantizmi, yalnzca a n iir ve salt, katksz sa
nat deildir. Bu romantizm, tersine, romanlara zg, fantastik, ma-
razi ve rp e rtic i zelliklere sahiptir. Onun dehaya tapmas, yce ve
insanst olana duyduu cokunun belirtisi olduu kadar, tuhaf ve
an olandan duyduu hazzn da bir ifadesidir. Tehlikeli yaam
verken, b ir yandan korkusuzlua ve yiitlie duyduu saygy be
lirtm enin, dier yandan cinayet ve kt eylemler ile oynamanm r
neini sunm aktadr. Krmz ve Siyah, etkileyici ve tyler rpertici
bir sonula biterken. Parma Manastr, srprizlerle, olaanst kur
tarm a o lay lan , acmaszlklar ve melodramatik durumlarla dolu bir
serven rom andr. 'Beylism' [21],yalnzca iktidar ve gzellie inanan
din deildir. O, ayn zamanda, romantik satanizm'in bir baka tr
olan hazza tapm ay ve zevk mezhebini simgeler. Stendhal'in o g
nn k lt r n e getirdii zmlerin tm romantiktir; bir yandan
R ousseau'nun doa hali iin duyduu cokudan esinlenirken,
dier yandan, yeni uygarlkta kendiliindenliin kaybedilmi oldu
undan ve byk, resim gibi cinayetler ilenmesi iin gereken
yrekliliin yitirildiinden yaknan, abartlm, olumsuz bir Rous-
seauculuk gder. Stendhalin Bonapartizmi, karmak ve bir dere
ceye dek rom antik olan dncelerinin en gzel rneidir. Bir de
hann estetik ynden yceltilmesinin yan sra, bir k yaparak
toplumda ykselme iradesine duyduu hayranlk ile, yenik dp,
gericiliin ve karanlk glerin kurban olana duyduu yaknlk,

[21] Henri Beylein {Stendhal) kahramanlarnda beliren ahlak tutumu. Bu tutum


da an bir bireycilikle, eylem ve tutkuda enerji eilimi birleir.

S T T 16
242 N 'A T U R A L Z M . E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

onun Napolyona tapmasnn nedenleridir. Stendhal'in g z n d e N


polyon, bir yandan dnyaya egemen olan kk subay ve p e r i m
salndaki bilmeceyi zp kraln kz ile evlenen en k k ola
iken, dier yandan, bu bozuk dnya iin fazla iyi, bu d n y a n n ku
ban olan bir ehit ve bir tinsel kahramandr. R om antizm inin ai
lakszl ve satanizmi Napolyon'a tapma eylemine k a r a ra k on
iyilik ve ktlkte ycelik bulmaktan ve genellikle k t l k ya]
maya zorunlu olan ycelie tapmaktan saptrarak, her t r l kti
l yapmaya hazr olan, hatta cinayet ilemeye bile hazr o la n kut
rete tapmaya yneltir. Stendhalin Napolyonu, tpk k a h ra m a n S
rel gibi, Raskolnikov'un atalarndan biridir. Bu kiiler, D ostoyevsl
iin Bat bireyciliinin rnekleridir ve Raskolnikovun yk m n a d
bu bireycilik neden olmutur.
Stendhalin olacaa boyun emesi de birtakm ro m a n tik ze
tikler tar ve romantizmin dknkl roman ile, Balzac'm seri
kanl, karmak dncelerle bulanmam olan ktm serliinde
daha dolaysz bir biimde ilikilidir. Onun romanlar da B alzac'
kiler kadar kt sonla biter. Aradaki fark, boyun em enin derect
sinde deil, ne biimde boyun eildiidir. Onun k a h ra m a n la n d
yenik der, sonunda sefil olurlar, daha da beteri, zorunlu zvt
rilerde bulunup uzlamaya zorlanrlar; ya erken lrler, ya d a d
krkl iinde dnyadan ekilirler. Fakat sonuta hepsi y a a m d a
bkm, yorgun dm, kayglar iinde, tkenmi d u ru m d a k ah
rak savamaktan vazgeer ve topluma uyarlar. Julien'in l m bi
tr cana kymadr ve Parma Manastr'nm sonu da m elankoli
bir yenilgidir. Olacaa boyun emenin belirtileri Armance a d l rc
manda vardr. Arnanceda Stendhal'in tm kahram anlarnn el
tikleri yabanclk olgusunun yanlmaz simgesi olan 'kendini gs
duyma' motifi ilenmitir. Daha sonra yazd romanlarda da, F at
ricein gerek ak hibir zaman bulamayacan anlamas ve Julier
in kendi sevme yetenekleri konusunda kuku duymas, bu motifir
etkisini srdrdn gsterir. Stendhal, akn getirdii m utlulu
a, durultucu gcne, kendini sevilen kiiye adayarak h er eyi unu
tup yaad anlan youn bir biimde deerlendirmeye yabancdr
Onun kahramanlar iin, yaadklar dakikalarn mutlu olup olma
mas nemli deildir; mutluluk gerilerde kalmtr ve ancak arada
zaman getikten sonra akllarna gelir. Julien'in, Vergy ve Verrieres
de iken deerini bilmeden bilinsiz olarak geirdii gnlerin, anca
geip gittikten sonra yaamn kendisine salam olduu en gze
ve en deerli eyler olduunu anlad zamanki znts, Stendha
in trajik yaam anlaynn en etkileyici kantdr. Ancak yitirilip
geride kalm olanlar bize deerli gelir; Julien de ancak lm:
1830 K U A I 243

glgesinde yaamn deerini renir ve Mme de Renal'a duyduu


ak anlar. Fabrice ise, gerek mutluluu ve fikri zgrl,
ancak hapse girdii zaman anlayacaktr. Rilke, bir zamanlar
bir arslan kafesinin nnde durarak zgrln, parmakln iin
de mi, yoksa dnda m olduunu sormutu. Bu soru, tam Sten-
dhal'e gre, son derece romantik bir sorudur.
Renkli ve tum turakl slubu sevmemesine karn, biimsel olu
asndan bakldnda, Stendhal'in modem sanatlarn tmnden
daha kat b ir romantik olduu grlr. Onun yaptlarnda, klasik
lerde olduu gibi, birlik salama lks, blmlerin bir tek gr
n denetim i altnda younlap balanmas, konunun yazarn key
fine bal olmayp, daima okuru gz nnde bulunduran dzenli
b ir biim izleyerek gelimesi dnlmemitir. Tersine, bu yaptla
ra sadece kendi kendini ifade etme kaygsnn egemen olduu g
r l r ve tmnde, deney esini olabildiince gereklik, salamlk
ve itenlikle retmeye abalayan bir sanat anlay egemendir.
S ten d h alin romanlar, dncelerin nerilerine, duyularn mekaniz
m asna ve yazarn entellektel emeine uyularak yazlm, gnlk
yaz ve taslaklardaki notlarn bir araya gelmi durumu gibidir, ifa
de, itira f ve znel iletiim, gerek amalar olarak, romann asl
konusu, deneylerin ak ve bu akn ritmidir. Bu selin srkle
dikleri ve beraberinde gtrdkleri maddesel deilmi gibi bir ha
va tarlar.
P ratik adan bakldnda, modem ve ge-romantik sanatn
tm , iten geldii gibi, nceden hazrlanmadan sylemenin r
n d r; duygularn, ruh durumlarnn ve esinlerin, sanatsal ah
lak tan , eletirel tartm a ve nceden hazrlanm bir plana
gre hareket etmekten daha verimli olup yaamla daha doru
dan ilikili oluu zerine temellenmitir. Bilinli ya da bilinsiz
olarak, tm m odem sanat anlay, bir sanat yaptnn en deerli
elerinin, anszn akla gelen dsel, ksacas gizemli bir esinin r
n olduu inanc zerine kurulm utur; ve sanat kendi bulgula
ma gc tarafndan ynlenebilmek iin elinden geleni yapar.
M odern sanatta ayrntlar bulgulamann bu denli nemli rol
oynam asnn nedeni de budur, yaratt izleniminse beklenme
dik durum larn ve nceden kestirilemeyen ikincil motiflerin
zenginliine bal olmas da bu inanca baldr. Kendinden
ncekilerle karlatrldnda, Beethoven'in yaptlar, daha n
ce planlanm adan bestelenmi izlenimini verirler. Oysa eski
ustalarn, zellikle Mozart'n yaratlan, Beethoven'in genellikle n
ceden hazrlanm taslaklardan hareket ederek zenle hazrlad
bestelerinden ok daha rahat, daha kolay ve daha dolaysz b ir esin
244 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M AI

sonucu yaratlmlardr. Mozart, daima nesnel, k a n lm a s v e Cc


itirilmesi olanaksz bir plana gre hareket etmi gibi g z le m le r
ken, Beethoven'in yaptlarndaki her konu, her m otif v e h e r n o-
mn bestelenmesinde, sanatnn, ben byle h isse d iy o r u m , bs
byle olmasn istiyorum diyerek hareket ettii d n l r . Esi
ustalarn yaptlar, sade, temiz, dolgun ezgileri olan, ta n e ta n e be
lirlenmi, ustaca kurulmu bestelerdir. Beethoven'in v e d a h a sc:
raki sanatlarn yaptlar ise recitative (recitativo) dirler v e kayg
bir yrein derinliklerinden kopan lklardr.
Sainte-Beuve, Port-Roya! adl kitabnda, klasisizm a n d a , e;
tamama ermi, en ak seik ve en hoa giden kitab y a z a n sam:
nn, en byk yazar olarak kabul edildiini belirtir. O y sa im d
her eyden nce uyan yaratacak yaptlar aramakta, b a k a bir d;
yile, yazarn dncesine ve yaratc etkinliine k a tla b ilm e k geree
mektedir (41). En gzde yazarlarmz, birok eyi yalnzca im a eder
baz eyleri yarm brakp onlar bizim yorum lam am z, anlatmam:
z veya tamamlamamz salayan sanatlardr. Biz o k u r la r iir
en tamamlanmam, en tkenmemi, en anlatlm as z o r olu
yapt, en ekici en derin ve en ifadeli olandr. S ten d h alin psikoj
jik sanatnn tm, okuru kendisine katlmaya itelem eye v e ker.c
gzlem ve zmlerinde okurun da etkin bir rol o y n a m a sn sa
lamaya yneliktir. Psikolojik zmn iki deiik y n te m i vardr
Fransz klasisizmi, karakterin tek ynl olduunu kabul e tm e k te :
eitli tinsel nitelikleri, deim esi olanaksz bir yapdan k aran
gelitirmektedir. Ortaya kan portrenin inandrc o lm a s iir
onun zelliklerinin manta uygun bir biimde birbirini tutma:
gerekmektedir, fakat bu betim lem e, bir insan portresi o lm a k ta n ziys
de bir 'm itosu temsil etmektedir. Klasik edebiyatn karakter/^-
okurun kendi gzlemleri sonucu ilginlik veya olaslk kazanma
lar; onlarn etkileyici olmalar, biim ve izgilerinin k esk in ve
ce olmasna bal olup deitirilip yorumlanmak iin deil,
redilip hayran kalnmak iin yaratlmlardr. Klasik yntem le
ban tabana ters olmasna karn, ayn derecede an alitik oldur
ileri srlen Stendhal'in psikolojik ynteminde ise k iilik te bir
salama abas yoktur; bu yntem, kiinin eitli davran
dnce biimleri zerine tem ellenm itir ve betim ledii kiinin
izgilerini belirlemek yerine onun glgelerini ve ton deerlerini
gular. Bu portre, okur zerinde, bir araya geldiklerinde birbiri I
ile elikili bir yarm kalm izlenimini yaratan ayrntlarla dolu
duundan, okur, srekli olarak kendi gzlemlerini eklem ek ve
mak resmi kendi bildiince yorumlamak ister. K lasisizm a
bir karakterin tekdzelik ve ak seiklii onun gerekliinin lfl
1830 K U A I 245

t iken, imdiki karakterin brakt izlenim ok daha canl ve inan


drcdr; bu izlenim ne kadar karmak ve heyecanl olursa, seyir
cinin kendi deneylerinden ekleyecei ayrntlar iin de o denli ola
nak tanm olur.
Stendhal'e zg olan petits faits vrais' [22] teknii, fikri yaa
mn kk, gelip geici olan, gnlk konulardan uzak olaylardan
meydana geldiini belirten bir teknik deildir. Bu teknik, in
san karakterinin nceden hesaplanamaz ve anlatlamaz olduunu,
ve onun doas konusunda soyut bir fikir edinmemize yarayan ve
onun btnln bozacak olan saysz zellikler tadn anlat
mak isteyen b ir tekniktir. Okurun gzlemcilie ve kompozisyona
katlmasn salamas ve konunun tkenmezliini itiraf etme
si de, sanatn gerein tmn kavrayabilecei konusunda duy
duu kukuyu belirtir. Klasisizm, 17. ve 18. yzyllarn insann
anlayabilmiti; oysa imdi modem psikolojinin bu denli karmak
olmas, bu yzyln insann anlamakta ekilen gln bir belir
tisidir. Bu yetersizlie kar Zola'nn yapt gibi, Yaam aslnda
daha da basittir. diye karlk vermek, (42) ada yaamn kar
mak doasn grememek demektir. Stendhal'e gre, psikolojik
karmakl douran nedenler, ada insann giderek artan ken
dini dnme' eilimi, onun durmadan kendi kendini gzlemlemesi
ve yreinin ve usunun tm nergelerini izleyen uyankldr.
Krmz ve Siyahta insann iki ruh tad ileri srldnde, yazar,
Dostoyevski'nin kendine yabanclama konusunu deil, o gnk en-
tellektel insann hem eylemci hem gzlemci, hem aktr hem de
seyirci olm asndan doan ikilemi anlatmak istemitir. Stendhal en
byk m utluluunun ve en byk skntsnn kaynan bilmekte
dir: Manevi yaam n dnsellii. Sevdii zaman gzelliin hazzna
varr, kendisini zgr ve rahat hisseder, sadece bu duygular tatma
nn m utluluunu deil, ayn zamanda bu mutluluun bilincine var
mann nemini de duyar (43). Ne var ki, kendini tmyle mutlulua
vermi olmas ve tm kstlamalardan ve yetersizliklerden kurtulmu
olmas gereken bu anlarda hl kuku ve sorunlar onu rahatsz et
mektedir. Kendi kendine, Hepsi bu kadar m? diye sorar, ak de
dikleri bu mu? nsan sevdii, duygularyla baland ve bu denli
haz duyduu b ir anda nasl olur da kendisini bu denli serinkanl ve
dingin bir biimde gzlemleyebilir? Stendhal'in bu soruya verdii
yant, duygu ve us, tutku ve dnce, ak ve hrs arasndaki a
lamaz bir uurum un varlm ngren sradan bir yant de
ildir. Onun yant sadece modem insann duygu ynnden

122] Kk gerek olgular.


246 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

daha baka eylerle kar karya olduunu, Racine ve Rous-


seaunun adalan olan kiilerden daha baka eylerden haz
duyup daha baka cokular tadn ileri sren bir dn
ce zerine temellenmitir. Racine ve Rousseau iin heyecan-
lann ve duygularn kendiliindenlii ile dnsellii bir ara
da grlmeleri olanaksz iki olgu iken, Stendhaln kahraman-
lannda bu iki durum birbirinden ayn dnlemez. Onlann
tutkularnn hi birisi, kendilerini srekli olarak ilerinden geen
lerden sorumlu tutmaya arma istei kadar gl deildir. Eski
edebiyatla karlatrdnda, bu kendi kendinin fazlasyle bilin
cinde olma eylemi, Stendhalin gerekilii kadar derin bir dei
imin belirtisidir ve klasik-romantik psikolojiyi yenmek, onun sa
nat iin, dnyadan romantik bir biimde kama veya dnyaya
romantizmden uzak bir inan besleme arasnda bir seim yapma
zorunluluunun ortadan kalkmas kadar nemli bir nkouldur.
Balzacn tipleri, Stendhalinkilerden daha tutarl, daha az e
likili ve daha az sorunludurlar. Onlar, bir lde, klasik ve ro
mantik edebiyatm psikolojisine dnldn gsterirler. Bu tip
ler, bir tek tutku tarafndan ynetilen sabit fikirlilerdir ve at
tktan her admla ve syledikleri her szle kesin bir buyruu
yerine getirdikleri izlenimini yaratrlar. Bu zorlama onlann inan
drclklarna glge drmez ve atmal ynlerinden tr, bi
zim psikolojik dncelerimize daha uygun olan Stendhalin kah-
ram anlanndan daha gerektirler. Burada, ezici etkisiyle, ie
riindeki elerin eit olmayan deerler tamalarndan tr edebi
yat tarihinin en aklanmas g olgulanndan biri olan ve Balzacn
tm yaptlannda grlen sanatsal gizemle karlanz. Aslmda Bal-
zacm tipleri, anlatldktan kadar basit deildirler; onlann manyak
lk derecesindeki tek ynllkleri, bireysel zelliklerinin olaans
t zenginliine baldr. Kukusuz, Stendhalin kahramanlarndan
daha az elikili ve daha az ilgin'tirler fakat okurda daha canl,
daha yanlgsz ve daha unutulmaz bir etki brakrlar.
Balzac, edebiyat alanndaki portreciliin en yetkin rneklerin
den biridir ve sanatnn brakt benzeri olmayan etki, onun tip
leri tanmlamadaki gcne baldr. Balzac'tan sz edildiinde, in
sann aklna her eyden nce insanlardan olumu bir orman ve
karakterlerin eitlilii ve bolluu gelir. Fakat Balzac, onlann psi
kolojik ynleri ile ilgilenmez. Ona gre insan, dnyasn anlatmak
istediinde, daima toplumsal kaynaklarn aratrm al ve entellek-
tel evrenin maddeci nyarglanndan sz etmelidir. Stendhal, Dos-
toyevski ve Proustun tersine, tinsel gerekten daha nemli
ve deitirilmesi daha olanaksz olan bir eyin bulunduuna
1830 K U A I 247

inanr. Ona gre, bir karakter, kendi bana olunca nemli


saylmaz; o, ancak toplumsal bir topluluun temsilcisi, ve s
nf karlar arasndaki atmann iinde bulunduu srada
nemlidir. Balzac, karakterinden sz ederken, doal bir olgu
dan sz edermiesine hareket eder ve sanatsal amalarn an
latmak istediinde, psikolojisini deil sosyolojisini, toplumun
doal tarihini ve toplumsal yapda bireyin ilevini anlatr. Btn
bunlarn sonucunda, toplumcu romann ustas olup, kendisine ya
ktrd 'toplumsal bilimler doktoru olmasa da, bireyin ancak
toplum ile olan ilikisine gre var olabileceini ileri sren bir an
layn kurucusu olmutur. Recherche de tabsolude corafi
bir bulgudan dnyann tm konusunda bir fikir edinilebilecei gi
bi, her kltr antnn, yaanan her evin, her mozaik parasnn top
lumun tmn ifade etmeye yarayan birer ara olduklarn syler.
Her ey, byk ve evrensel olan toplumsal srecin ifadesidir. Bu
toplumsal nedensellii, bu yasaya uyma zorunluunu hissettike bir
t r esriklie kaplr; ve bu zorunluk, onun iinde bulunduu a
anlamak ve tm yaptlarna egemen olan sorunlar zmlemek
iin tek anahtardr. nsanlk Komedisi, yapsndaki birlii, konusu
nun i ie gemi olmasna ya da karakterlerinin tekrarna deil,
bu toplumsal nedenselliin egemenliine ve bal bana byk bir
rom an olmasna, dier bir deyile, modern Fransz toplumunun ta
rihi olmasna borludur.
Balzac, anlaty, 18. yzyln ikinci yarsndan bu yana
konu edilen zyaam yksnden ve yalnzca psikolojik ola
n ilemekten kurtarm ; Rousseau, Chateaubriand, Goethe ve
Stendhalin teslim olduklar bireysel yazglarn snrlarn yka
rak lirik ve zyaam yks ile ilgili olan her eyden birden
bire kopmann olanakszlna karn, kendisini 18. yzyln itiraf
niteliinde olan slubundan koparmtr. Balzac kendi slubunu ok
yava bulur. Balangta yalnzca Devrim, Restorasyon ve romantik
dnemin edebiyatlarn srdrr ve en olgun yapt bile ondan nce
gelen yazarlarn deersiz, yavan kalntlar ile doludur. Sanatnn
gizemli korku romanlarndan, melodramatik tefrika romann
dan veya romantik ak ve tarihsel romandan kaynaklandn hi
bir zaman yadsmaz; slubu Pigault-Lebrun ve Ducray-Duminile
olduu kadar, Byron ile Walter Scottunkine de benzemektedir (44).
Ferragus ve Vautrin, Montriveau ile Rastignac kadar romantizmin
asileri ve yasa kaa tipleridir ve yalnzca servencilerle katillerin
yaamlarn deil, burjuva yaamn da heyecan verici romanlara
konu yapar (45). Brokratlar, bankerler, speklatrler, kentteki in
sanlar, hafifmerep kadnlar, gazetecilerle dolu olan modem orta
248 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

snf toplumu, Balzac iin kt bir d veya danse macabre in [Z


sonu gelmez bir resmi geididir. Anamalcl toplumsal b ir h a st
lk olarak kabul eder ve onu Pathologie de la vie sociale adl k it
bnda, tp asndan inceler ve onu bu adan tedavi etme fik ri i
oynar (46). Onu kar ve g salama abalarnn ar boyutla
ulama hastal olarak tanm lar ve bu ktln nedenini, a
bencilliine ve dinsizliine balar. Tm ktlklerin Devrim som
cu ortaya ktn ileri srer ve bata monarideki, kilisedeki i
aile iindeki hiyerariler olmak zere, eski hiyerarilerin k n
denlerini bireysellie, serbest rekabet ve ar, engellenmemi tu
kulara balar. Balzac, kendi kuann iinde bulunduu 'patlarm
dneminin belirtilerini artc bir titizlikle anlatmakta, k a p ita li
min kanlmaz olan i atmalarn grebilmekte, fa k a t b
durumlarn nedenlerini kendince, tek ynl grlere balam akt
ve kendisi bile getirdii zm ve nerdii tedavilere inanm am a]
tadr. Modem toplumun tapt putlar ve fetiler: altn, Louis alt
m, be franklk banknot, hisseler, polieler, piyango biletleri ve ka
oyunlardr; 'Altn buza, Tevratta olduundan daha k o rk u tu c
bir gerek durumuna gelmi ve milyonlarn sesi, kulaa, k u ts a l k
taptaki kadnn arlarndan daha ho gelmeye balamtr. Balza<
yalnz para konusu evresinde dnp dursa da, burjuva yaam z<
rine yazd tragedyalarn Atridae dramndan daha acmasz bulu:
len Grandet'nin kzma: Bunlarn hesabn bana orada vereceksin
demesi gerekten de Yunan tragedyalarnn en zc blm lerinde
daha korkuntur. Saylar, toplamlar, dengelemeler, dualarla cinle
den arnmann forml ve yeni bir mitolojinin, yeni b ir b y
dnyasnn esinleridir. Hi yoktan milyonlar fkrm akta ve pe
masallarndaki kt ruhlarn armaanlar gibi birden eriyip gi
mektedirler. Para sz konusu olduunda, Balzac kolaylkla p eri m;
sallarndaki sluba dnebilmektedir. Dilencilere arm aanlar da
tan cin roln oynamay sever ve kahramanlar ile dler dnyas
na kaymaya daima hazrdr. Fakat hibir zaman altnn asl etk
sini, getirdii ykmlar ve insan ilikilerinde yapt zarar saki;
maz; bu noktada onun gereklik anlay, hibir zaman onu te r
etmez.
Parann peinde komak aile yaamn ykar, kadn kocasn;
kz evlad babaya, erkek kardei erkek kardee yabanc klar, evi
lii ortak karlar iine, ak ise bir i evirme eylemine dntr

[23] Hibir kimsenin lmden kurtulmadn simgeleyen ve her snf, her cins \
her yatan llerin katlm olduu bir dans gsteren resmin veya mzik pa
asnn ad.
1830 K U A I 249

ve k u rb an lar birbirlerine klelik zincirleri ile balar. htiyar


G randet'nin, kendi mirasn ele geirecek olan kzn kendine bal
klm ak iin izledii yoldan daha sinsice bir tutum dnlebilir mi?
Ya, evin sahibi olur olmaz Grandet'nin zelliklerine sahip oluveren
Eugenie'ye ne demeli? Doann bu gcnden ve maddenin insann
ruhuna olan egemenliinden daha garip, daha tekin olmayan bir
durum olabilir mi? Para, erkei ve kadn birbirlerine yabanclat
rr; lkleri ykar; yeteneklilere yolunu artr; sanatlar, airleri
ve bilim adam larn batan karr, dehalar cani, doutan nder ola
caklar ise servenci ve kumarbaz yapar. Para ekonomisinin durma
dan ilem esininenar sorumlusu olanveondan en byk kan sa
layan toplum sal snf, kukusuz burjuvazidir. Fakat toplumda tm
serbest kalan snflar, bu arada, burjuvazinin en byk kurban olan
aristokrasi de iinde olmak zere toplumun her kesimi bu vahi ve
hayvanca savama katlmlardr. Balzac, bu anariden kurtulma
nn yolunu aristokrasiyi yeniden canlandrmada, ona orta snf ger
ekiliini ve usuluunu retmede ve onun elindeki rtbeleri aa
tabakalardan yukarlara doru trm anan yeteneklere amada bul
mutur. Feodal snflarn ateli bir savunucusudur ve onlarn fikri
olduu k a d a r ahlaki lklerine de hayrandr. Onlarn kmelerine
zlmekle birlikte, bozulup erimelerini ve ncelikle burjuvazinin pa
ra keselerine olan sayglarn son derece acmasz bir nesnellikle an
latm aktadr. Balzac'n bu kendini bilmezlii kukusuz rahatsz edici
boyutlara ulamtr, fakat onun siyasal davranlar tmyle zarar
szdr. O aristokrasiye ne denli byk bir ilgi duyarsa duysun ken
disi b ir aristokrat deildir ve belirtildii gibi, aradaki fark da ok
belirgindir (47). Onun bu soyluluk sevgisi yrekten gelme ya da i
gdsel deil, speklatif bir dncedir.
Balzac, kendiliinden olan duygular snfnn yaam gr
ne bal olan bir burjuva yazar olduu kadar, bu snfn son de
recede baarl bir zr dileyicisidir ve onun iin duyduu hayran
l saklam aya hi gerek grmez. O, yalnzca isterik bir korkuya
kaplm tr ve her yerde dzensizlik ve bakaldr sezmektedir. Top
lumsal durum un dengesini tehdit eden her eye saldrr ve onu ko
ruyan eyleri savunur. Anari ve karkla kar kurulacak en g
l siperlerin monari ile Kilise olduunu dnr. Feodalizmi, bu
glerin egemenliklerinin dourmu olduu bir sistem olarak kabul
eder. Devrimden sonra monarinin. Kilisenin ve soylularn ne du
ruma geldikleri, hangi konuma sahip olduklar onu ilgilendirmez;
o, yalnzca onlarn lklerine ilgi duymaktadr ve toplumdaki kade-
melemenin, eletirilmeye baladklar andan sonra olduu gibi ke
ceini bildiinden, demokrasiye ve liberalizme saldrr. Balzac, 'bir
250 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

g tartma konusu olabiliyorsa, o g yok demektir' dncesini


inananlardandr.
Eitlik, sama bir dtr ve dnyann hibir yerinde, h i b ir za
man gerekleememitir. Her topluluk ve hepsinden nce aile
otorite zerine kurulduuna gre, toplumun tmnn de b ir h
kmdar tarafndan ynetilmesi gerekir. Demokratlar ve sosyalist
ler, zgrlk ve eitlii dledikleri ve sradan insanlar, em ek
i snfn an derecede lkselletirdikleri iin, gereki olm a
yan dlerdir. Oysa insan temelde birbirinin aynsdr; h ep si yal
nzca kendi karlarnn peinde koarlar. Toplumda, snf kavgas
nn mant egemen durumdadr; zengin ile yoksul, gl ile gsz,
ayrcalk sahibi olanla aa tabakann arasndaki elikiler, a n
boyutlara ulamtr. Glln tm amac yalnzca kendi benli
ini korumak (Le Medecin de campagne) ve bask altndaki her
snfta bulunan zalimlerin ortadan kaldrlmasdr. Fakat Bal-
zac, yalnzca snf kavgasmn kavramlarn deil, tarihselzdeki
lii sergileme yntemini de iyi bilmektedir. Yklan Hayaller (l-
lusions Perdues) de Vautrin, Bir katili krek mahkmu yapyorlar
der, oysa dzmece iflas ile ailelerin tmn ykan kii, birka aylk
ceza yiyor... Bir hrsz cezalandranlar zengin ile yoksul arasndaki
snrlar koruyorlar... flasn, en fazlasndan, servetin el deitirm e
sine yol atn biliyorlar.
Balzac ile Marx arasndaki temel ayrm, nsanlk Kom edisinin
yazarnn, emeki snfnn verdii kavgay, dier snflarn kavgas
ile, baka bir deyile, kar ve ayrcalk salama sava ile bir tu t
masna karn, Marxn emeki snfnn g elde etmek iin verdii
sava ve onun kazand zaferi, dnya tarihinde yeni bir devrin
balangc, bir lknn gereklemesi ve bir durumun son evresi
olarak grmesidir (48). Balzac, bir dncenin ideolojik olma zel
liini, Marxtan nce, Marx'n da kabul edecei bir biimde bulgula-
mtr. Rabouilleuse (Bulank Suda Avlanan Kz) de Erdem zengin
likle balar diye yazar; Vautrin ise, insann ancak uygun bir konum
ve onun salad para ile'soylu davranma lksn gerekletirebile
ceine inanr. Essai sur la situation du parti royaliste (1832) adl ki
tabnda, Balzac, ideolojilerin nasl olutuuna deinmektedir. Dev
rimler nce maddesel alanda, karlar evreninde douyor. Sonra d
nce alanna atlyorlar ve sonunda ilkelere dnyorlar. Balzac.
dncelerimizi koullayan zdeksel balan, Louis Lambert adl ya
ptta konu edilen varoluun eytiimini ve bilinci bulgulamtr. Bu
yaptn kahraman, genliinin tinsellii getikten sonra, d
ncenin zdeksel bir dokuya sahip olduunu grmtr. Balzac
ile Hegel'in tarihin diyalektik yapsn ayn zamanda fark etm i ol-
1830 K U A I 251

malan rastlantsal bir olay deildir. Anamalc ekonomi ve modem


burjuvazi, elikilerle doludurlar ve tarihsel geliimlerin birbirine
kart olan tanmlamalarna, nceki kltrlere oranla daha ak
lk kazandrrlar. Fakat burjuva toplumunun zdeksel temeller
zerine kurulu olduu, feodalizmde olduundan ok daha belirgin
dir ve orta snf, hi deilse imdilik, zdeksel olarak artlanm
olan gcn ideolojik bir maske ile gizlemeyi dnmemektedir.
Saklamay dnse bile, bu snfn ideolojisi, nereden trediini
saklayamayacak denli yenidir.
Balzac'n dnya grnn en nemli yn, onun gereki a
dan olaylar lml ve drst bir biimde incelemesidir. Tarihsel z
dekilii ile ideolojiler kuram ise onun gereklik anlaynn uygu
lanmasdr. Duygusal balar besledii olgulara kar bile gereki
ve eletirel tutumunu korur. Bylece, her ne kadar tutucu olsa da,
ada burjuva ve anamalc toplumun olumasna yol aan gelii
min nne geilemeyeceini vurgular ve idealistlerin teknik kl
trne olan yaklamlarn koullandran dar kafalla sap
maz. Dnyay birletiren yeni bir g olan ada sanayi ko
nusundaki dnceleri, tmyle olumludur (49). Dinamizmi, stan
dartlar ve hzl yaam ile bakenti sevmektedir. Paris ona ekici
gelmektedir; bu kenti tm ktlklerine karn, belki de bu kt
lklerin ve erdemsizliklerin bolluundan tr sevmektedir. 'Grand
chancre fumeux, etale sur les bords de la Seine' [24] den sz etti
inde, h er szck, gl dilin gerisinde gizlenmi olan Paris hay
ranln gstermektedir. Yeni Babil kenti, k ve gizli cennetle
rin merkezi, Baudelaire ile Verlaine, Constantin Guys ve Toulouse
-Lautreclerin yurdu olan Paris'in yks, tehlikeli, batan karc,
ekici ve kar konulmas olanaksz olan bu kentin mitosu, Yklan
Hayaller, H istoire des Treize (Onelerin yks) ve Goriot Bahada ilk
kez olarak ilenmitir. Balzac, ada bir kentten coku ile sz eden
ve bir sanayi kuruluundan haz duyabilen ilk sanatdr. Ondan nce
kimsenin, gzel b ir vadinin ortasnda kurulmu olan byle bir kurum
dan 'haz verici fabrika olarak sz etmek, aklna bile gelmemiti (50).
Sanayi ann acmasz iddetine karn yeni ve yaratc ynlerine
duyduu hayranlk, onun karamsarlnn ve gelecee doru yeni
umutlar besleyip ileriye gvenle bakmasnn karldr. Kk ky
veya kasabann ataerkil ve iirsel yaamna geri dnmenin olanak
szln bilmektedir; bu yaamn da sanld kadar romantik ve
iirsel olmadn ve 'doalln' cehalet, hastalk ve yoksulluktan
baka b ir ey olmadn da kabul etmektedir. (Ky Hekimi) Roma-

[24] Seine kylarna dizilmi dumanl byk yara.


252 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

nesk eilimlerine karn, Balzac, romantiklerin toplum sal gizemci


liine' yabancdr (51). Kyllerin temiz ahlakl ve bozulm am huy
lara sahip olduklar konusunda da hibir yanlsamaya kaplmaz
Aristokrasinin de erdem ve ktlklerini ayn nesnellikle gzlemle]
ve kitlelerle olan ilikisi de, burjuvazi iin duyduu n efret ve ya
kinlik karm duygular kadar elikili ve dogmatik olm ayan zel
likler tar.
Balzac, kendisi istemeden ve bilmeden, devrimci b ir yazar ol
mutur. Yaknlk duyduu eyler, onun asiler ve yokular (nihilist,
larla ayn cepheye gemesine yol aar. adalarnn ou onun si
yasal ynden gvenilmez bir kii olduuna inanm lardr; onur
gerekte, topluma dman olanlar, yolundan sapmlar kklerin
den kopmularla dnce birlii iinde olan bir anarist olduum
bilirler. Louis Veuillot, onun, tac ve Kiliseyi savunurken, bu kurum
lara dman olanlar kendisine minnettar braktracak b ir tor
kullandn syler (52). Alfred Nettement, Gazette de France'dz
(ubat, 1836), Balzacn genliinde ekmi olduu tm aclarn cn
toplumdan karmak istediini, toplumla anlaamayan yapya sahip
kiileri yceltmesinin de, bu cn ifadesi olduunu ileri srer
Charles Weiss, anlarnda (Ekim, 1833)Balzacn kendisini yasallktar
yana bir kii olarak gstermesine karn, her zaman bir lib eral gibi
konutuunu belirtir. Victor Hugo, Balzacn istese de istem ese de
devrimci bir yazar olduunu ileri srer ve yaptlarnn onun gerek
ve katksz bir demokrat yreine sahip olduunu gsterdiini sy
ler. En nihayet Zola, onun yaam grndeki aa vurulan ve
gizli kalan eler arasndaki karsav ortaya karm, M arx' yo
rumlar herkesten nce grerek, bir yazarn yeteneinin, eilimleri
ile atmal olabileceini belirtmitir. Oysa bu kartl ilk kez
olarak bulgulayan ve onun zelliini anlatan yazar, Engels'dir. Bir
yazarn siyasal grleri ile sanatsal yaratlan arasndaki elikiyi
bilimsel bir yaklamla ele alan ilk yazar odur; bylece sanatn de
erlendirilmesinde nemli bir ilkeyi ortaya atm olmaktadr.
O gnden bu yana, siyasal ilericilikle sanatsal tutuculuun birlikte
yryebilecekleri ve gerei itenlikle, olduu gibi gsteren her
sanatnn, ama aydnlatc ve kurtarc bir katkda bulunaca
anlalmtr. Byle bir sanat, istemeyerek de olsa, gerici ve libe
ralizm kart elerin ideolojisinin temeli olan konvansiyonlar, ya
saklar ve dogmalar ykmaya yardmc olur. 1888in N isan aynda,
Miss Harknessa yazd m ektupta Engels yle der:
Szn ettiim gerekilik, yazarn grlerine karn kendini
belli edebilir... Gemiin, bugnn ve gelecein btn Zola'lann-
dan daha byk bir gereki olarak kabul ettiim Balzac, tnsardl
1830 K U A I 253

Komedisi adl yaptnda, son derecede yetkin b ir gereklikle bize


Fransz sosyetesinin durumunu anlatyor. 1816dan 1848'e dek, ne
redeyse her yl ayr ayr ele alarak, 1815'den sonra yeniden topar
lanan ve vieille politesse frataise [25] standartlarn yeniden ku
ran soylulara kar, ykselmekte olan burjuvazinin durmadan ar
tan basksn belirliyor. Kendince rnek bir toplum olan bu kitle
nin son kalntlarnn, para kazanm trediler karsnda nasl eri
diklerini ve onlar tarafndan nasl aldatldklarn anlatyor... Bal-
zac, yasallktan yanadr; onun byk yaptlar srekli olarak r
nek toplum un onarlmaz bir biimde ryp gitmesinden yakn
maktadr. Onun duygular, yok olmaya zorunlu bir snftan yana
dr. Ne var ki derin bir yaknlk duyduu bu soylular snfndan
gelme kadn ve erkei harekete geirdiinde, onlar son derece ac
ve keskin bir biimde yerer ve talar... Balzacn, yaknlk duydu
u snflarn ve siyasal nyarglarnn aleyhine hareket etmesi, en
ok tuttuu kitle olan soylularn dmelerinin gerekliliini grmesi
ve onlar, daha iyi bir yazgy hak etmeyen insanlar olarak betim
lemesi, gelecein gerek insann grm olmas ve gelecein onla
ra a it olacan anlamas, bence, gerekiliin en byk zaferi ve
yal Balzacn en nemli, en byk zelliklerinden biridir (53).
Balzac, deneylerinde eitlilik ve zenginlik salamaya alan
bir doalcdr. Fakat eer doalclktan anladmz, gerekle ilgili
tm bilgilerin tm olarak ayn dzeye getirilmesi ise; sanatnn
yaptnn h e r blmnde ayn hakikat ltlerinin bulunmas
ise, o zam an Balzac' sadece doalc bir sanat olarak nitelemeden
nce biraz dnmemiz gerekir. Onun romantik hayalgcnn ve
m elodram a olan yatknlnn etkisi altnda kaldn dnr; en
ilgin karakterleri bulma ve en olanaksz durumlar yaratmak
iin doalclktan ayrldn, ayrca yklerinin somut olarak d-
lenemediini, yaratmak istedii havann sadece rengini veren or
tam lar yarattn grrz. Balzac bir psikolog ya da ortam
ressam olarak, daha sonraki devrin Flaubert veya Maupassant gibi
doalc rom an ustalar ile karlatrmak, anlamsz ve yararsz bir
davran olur. Eer onun romanlarn, gerein en yabanl ve en
yrekli grntleri olarak kabul edip onlardan bu ekilde haz du-
yamyorsak ve bu yaptlardan, bu elerin titizce dzenlenmemi
bir karm ndan baka her eyi bekliyorsak, o zaman bu roman
lar sevemeyiz. Balzac'n sanatna, yaama tmyle teslim olma
tutkusu egemendir. Buna karn, bu sanat, dorudan gzlem-

[25] Geleneksel Fransz nezaketi. Aslnda Restorasyon dnemindeki davran zel


lii anlamna.
254 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

cilikten kma deildir; onun en nemli zellikleri, bilinli b ir d


nce ve d rn duygular sonucu bulgulanm olmalardr.
Her sanat yapt, (en doalc olan da dahil) gerein lkselle
tirilmesi, bir efsane, bir tr topya'dr. Empresyonist (zlenimci)
resmin parlak renkleri ve zerindeki kabarcklar veya ada ro
mann en tutarsz ve sreksiz karakterleri gibi en geleneksel olm a
yan sluplarda bile, kimi zellikleri doru ve nsel (a priori) e
ler olarak kabul edebiliriz. Fakat Balzac, gerei, doaclarn o
undan daha keyfi bir biimde betimler. Okuru, kendi ruh d u ru
muna ve kendi d rn dnyasnn derinliklerine ekerek onda
yaam gereine bal kald izlenimini yaratr; okur bu dnyaya
girdiinde, grgl dnya ile rekabet olasl ortadan kalkm olur.
Setii tiplerin ve yaratt ortamlarn sadece baz zellikleri ger
ek gzlemlere uygun olduu iin pek gerekmi gibi grnmezler;
ancak ylesine kesin ve ayrntl olarak ilenmilerdir ki bunlar ger
ekten gzlemlenmi ve yaamdan kopya edilmi gibidirler. Bu mik-
ro-evreninin tm bireysel eleri, blnmesi olanaksz bir btn
halinde birlemilerdir ve figrler, evreleri olmadan; karakterler,
fiziksel yaplar dnlmeden; gvdeler ise onlar evreleyen nes
neler olmadan anlamlarn kaybederler. te bu nedenden tr,
Balzac'n yaptlar bizde bir sr gerein hncahn dolu bir biim
de bir araya getirildii bir btn izlenimini yaratrlar.
Klasik ve klasik yanls olan sanat yaptlar, d dnyadan ko
puk olarak, kendi estetik alanlar iinde yapayalnz olarak durur
lar. Tm biimleriyle doalclk, dier bir deyile gerek modele bal
olan her sanat, bu evrenin kendi iindeki btnln ykar ve eitli
sanat yaptlarnda tekrar tekrar grlen formlar, bireysel sanat yap
tnn egemenliine son verirler. Ortaa sanatnn yaratlar, oun
lukla bu tr birka bamsz birliin bir araya gelmesi ile olumular
dr. valye sylenceleri ve serven romanlar, uzun ve sonu gelmek
bilmeyen ykleri ve tekrar tekrar ayn kahramanlar konu etmeleri
ile, ortaan hep ayn konuyu ileyen resimleri ve saysz gizemli
ve art arda gelen olaylar ile ayn kategoriye girerler. Balzac, ken
dine bir sistem bulup nsanlk Komedisini bireysel romanlarn bir
araya gelmesinden oluan, bir kitap olarak dlediinde, b ir dere
ceye kadar yukarda sz edilen Ortaa kompozisyonlarna dn
m ve klasik yaptlarn kendi kendine yeterliliklerini ve onlanc
duru kesinliklerini anlamsz brakan bir biimi benimsemitir. Fa
kat Balzac, Ortaaa zg bu biimi nasl olmu da bu denli sev
mitir? Bu biim, nasl olmu da, 19. yzylda yeniden ilgi kayna
olabilmitir? Ortaan sanat ynteminin yerini, Rnesansn klasi-
sizmi, sanat yaptnda birlik ve form younluu olmas gerektii
1830 K U A I 255

dncesi almt. Bu klasisizm, canl kald srece, kompozisyon


da te k ra r edilen motifler ynteminin uygulanmas olanaksz ola
caktr. Fakat bu yntem, ancak insann maddeci geree sahip ol
ma yeteneinden emin olduu srece canl kalabildi. Yaamn z-
deksel koullarna olan ballk duygusu arttka klasisizm yanls
sanatn da sonu geldi. Bu adan bakldnda da romantiklerin
Balzac'n dorudan ncleri olduklar grlr.
Zola, Wagner, Proust, bu geliimi daha ileri evrelere ulatran
sanatlardr; birlik ve seme (selection) ilkesinin tersine, tekrar
edilen, ansiklopedik ve dnyay iine alan bir slubu, giderek ar
tan llerde kullanrlar. ada sanat, tkenmek bilmeyen ve
tek b ir yapta indirgenmesi olanaksz bir yaama katlmay dile
m ektedir. O ycelii sadece boyutlarla, gc ise snrszlkla ifade
edebilm ektedir. Proust, Wagner'in ve Balzac'n durmadan tekrar
edilen (cyclic) formu ile yakn ilikisinin bilincindedir. Mzisyen
(Wagner), diye yazar, yaratlarna hem bir yabanc, hem de onla
r o rtaya karan bir baba gz ile baktnda, kukusuz Balzac ile
ayn sarho edici mutluluu duymutur... Sonra da, bir daire iin
de tek rarlanan figrler halinde birletirilecek olursa, yaptnn ok
daha gzel olacan dnerek bestesine son bir kez, en gzel dar
besini vu ru r... Belki bir ekleme fakat kesinlikle yapmack deil...
Farkedilm em i olsa da, daha gerek, daha canl bir birlik... (54).
nsanlk Komedisi'ndeki iki bin karakterden drt yz ellisi, bir
ka ro m anda daha ortaya karlar. rnein Henry de Marsay, yir
mi be deiik yaptta birden grlr ve yalnzca Splendeurs et
m iseres des courtisanesda, (Kibar Fahielerin Gz Kamatran Ha
yat ve Sefaleti) dier yaptlarda da nemli saylacak roller
de grlen yz elli be figr vardr (55). Bu karakterlerin t
m bireysel yaptlar olduundan daha geni kapsaml, daha tzel
dirler ve bizde, Balzac'n bu karakterler konusunda tm bil
diklerini sylemedii izlenimini yaratrlar. bsene Doll's House
adl yaptnn kahramanna neden yabanc dildekine benzer bir
ad koyduunu soranlara, ona, talyan olan anneannesinin adn
koyduunu syler. Anneannenin gerek adnn Eleonora olduunu,
kahram annn ise kkken martlarak kendisine Nora dendiini
anlatr. B tn bunlarn oyunla hibir ilgisi olmadn syleyenlere
ise, Ama olaylar, gerekte olduklar gibidirler. Onlar deitirenle
yiz der. Thomas Mannn hakk vardr; Ibsen, 19. yzyln dier
iki byk tiyatro dehas olan Zola ve Wagner ile, ayn kategoriye
girer (56). Onunla birlikte, klasik yanls biimcilik, mikro-evrensel
kesinliini kaybetmitir. Aynen Ibsende olduu gibi, Balzacn da
karakterleri ile olan ilikilerine ait saysz yk vardr. En iyi
256 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

bilineni, Jules Sandeau ile olandr. Sandeau, kz k ard ein in h a s


lndan sz ederken, Balzac, onun szne kzm ve o P e k l , b t
larn hepsi ok iyi fakat geree dnelim: Eugenie G r a n d e t'y i .
minle evlendireceiz? diye sormutur. D ostlanndan b irin i is e <
le bir soru ile artr: Felix de Vaudeville kiminle e v len e c ek b i
yor musun? A de Grandville ile. Fena bir uyum saylmaz d e il m i
Fakat bunlarn iinde en gzel ve en meksel olan, H o f m a n n s th
n anlattdr: Uydurma bir karlkl syleide Balzaca y le c
dirtilir: Benim kahramanm Vautrin, bu oyun iin O tv v ay 'in V
nice Preserved (Kurtarlm Venedik) adl yapt grdm o y u
larn en gzeli diyor. Onun gibi bir adamn yargsna byk d e e r \
ririm (57). Karakterlerinin romanlarn dnda da var o ld u k la r, B
zac iin o denli yanlmaz bir gerek, o denli olaan bir o laydr k i, h e
hangi bir kitap veya oyun iin Vautrin'in, de Mersay'n veya R a s t i
nac'n dncelerini syleyebilirdi. Yaptnn dna km ak B a lz a
ta o denli ileri gitmiti ki, sz konusu romannda grlm edikleri ha
de, nsanlk Komeeftsi'ndeki karakterlerden sz eder ve b a v u r u ii
de eserinin kimi blmlerinden balklar olduu gibi alp, y e n i r
manini yazar.
Paul Bourgetnin Comedie humainein dizin'ine b a k a ra k B a
zac'n yaptlarnda kimin kim olduunu bulm aktan ne d e n li h z
duyduunu biliyoruz (58). Onun bu zevki, bugn gerek b i r 'B a
zac' olabilmenin gerekli koulu olarak kabul edilm ektedir. B i
tn bunlar, Comedie humainedeki anlayn ve yaratt e tk in i
yalnzca bir blmnn estetik olduunu ve onun gerek y a a m d a
ayr olmayan b ir yapt olduunu takdir eden b ir anlayn b e lir t
sidir. Balzac, yalnzca sanatsal olma niteliine sahip olan k la s i
yanls edebiyattan, Flaubert'in, Baudelairein estetizmine v a r a n g<
liimin zerinde bir gei noktas saylr. Bu yeni sanat, t m y l
gncel sorunlarla ilgilidir. 19. yzylda 'sanat iin sanat'a Balza<
tan daha uzak, sanatsal antm aclk ile daha az ilgili dier b i r s
nat yoktur. Onun romanlarn, dengeleme tasas dnlm ede;
yazlm, klasiki sanatn'ne fazla, ne azilkesiyle ve deneyleri te k b i
dzeye indirgeme eilimiyle hibir ilgisi olmayan, kabataslak haz
lanm birer karm olduklarn dnmeden, rahat b ir b i in
de okuyamayz. B ir sanat yaptnn yetkin b ir btn o larak g r
mesi, daima bir d olmutur. E n baarl yaptlar bile k a n k v
birbirini tutmayan elerle doludurlar. Fakat Balzacn ro m a n la
tm estetik kurallardan baarl bir kan klasik bir m e id i
Eer klasik edebiyat yaptlarn bir l olarak ele alrsak, onlarda
en liberal sanat kurallarnn bile en gze batan biimde inendiiz
grrz. Karakterlerinin kendi kendilerini ykma s r k ley en
1830 K U A I 257

gmlklanna, kar gelenlerin rkn szlerine ve her eyi gze al


m tehlikeli insanlarla dolu olan bu romanlara bakarak, onlarn
usu zmlemeden ne denli uzak olduklarn grr, Balzacn bir
konuyu doru drst planlayp gelitiremediini, karakterlerinin,
yaratt evreler ve ortam lar kadar belirsiz ve ayrtrden oldukla
rn, doalcln ise sadece yetersiz olmakla kalmayp, ayn zaman
da beceriksizce ve stnkr olduunu dnrz. Hepsinden nce
de, salar diken diken edici kt beeni rneklerinin tm bu ye
tersizliklerle bir aradadr; yazar zeletiri gcnden yoksun
dur; okuru artarak etki altna almak iin her eyi gze
alr; onun 18. yzyln estetik kltrnden hibir ey almad
n, kaytsz, ince ve en ihmalcilii ve rahatl, beenisinin ise h
l en kt dizi-roman okurlarnn dzeyinde kaldn grrz. Ona,
hibir eyin ar veya takn gelemeyeceini; vurgulama veya abart
ma yapm adan yreine yakn olan ifade edemeyeceini; daima ka
labalk b ir az kullandn; yksekten alp dalavera yaptn, bir
dnr veya eitilmi bir kii olduu izlenimini yaratmaya al
tnda ise tiksindirici; arlatan bir insan olduunu grrz ve
ancak kendisinin farknda olmad bir anda, kiisel ilgilerine ve
tarihsel durum a uygun bir biimde kendiliinden usa vurup d
nd zaman, onun byk bir dnr olduunu anlarz.
Balzac'n kt beenisinin en rahatsz edici rneklerinden biri,
onun slubundaki yanlglardr. Sel gibi akan karmakark szck
ler, taknd ar resmi hava, yapmack ve tumturakl eretilemeleri
(metaphor), lgnca cokular ve yalanc-ycelik tayan heyecanlar,
insanda, Balzacn kt bir beeniye sahip olduu izlenimini yaratr.
Karlkl syleileri de kusursiz deildir; burada da aynen insann
ark sylerken yanl notalar karmas gibi, kulaayanlgelen l
blmler vardr. Tainein, Balzacn slubundaki gariplikleri dn
celer dizisi ile aklayp hakl gsterme abalan iyi bilinmektedir.
Taine, edebiyatta deiik sluplarn bulunduunu, nsanlk Komedi
sinin yazarnn 17. ve 18. yzyln sa/onlarndaki en ufak bir st
kapal anlatm a bile tepki gsteren ve dikkatlerinin ekilmesi
iin p arlak renkler ve tiz seslere gereksinme duymayan topluma
deil, tersine, yalnzca yenilikler, heyecanlar ve arlklarla etkile-
nebilen, toplum a, e bir deyile, dizi roman okurlarna seslendi
ini vurgulam tr (59). Bu gr, toplumbilimsel edebiyat eleti
risinin yetkin bir rneidir. nk Balzac kuann yazarlarnn
ou, onun slupsal yanllarn grmezlikten gelmilerse de, ile
rinde yaadklar zamana onun kadar kendini vermi olan azdr.
Fakat onun bu zayfln kantlamak yerine, onun yaptlarnda y
ce olan ile aa olann yaknln anlamaya almamz gerekmez
STT 17
258 r U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , FLM A I

mi? Toplumbilimsel bir aklamaya gelince, slubundaki gariplik!:


rini onun bir halk ocuu olmasna ve yeni, incelmemi o lsa d a ol:
anst bir etkinlie ve verime sahip olan orta snfn ifad ecisi o
masna balamamz gerekmez mi?
Balzacn yaptlarnda kendi kuandan ok bir sonraki kua
iledii ve onun yaratt yeni zenginlerin ve sonradan grm eleriz
speklatrlerin ve servencilerin, sanat ve hafifmerep kadnlarz
Temmuz monarisi devrinden fazla, kinci m paratorluk dev rin e ya
kn olduklar srekli olarak ileri srlmtr. Balzacta, yaam:
sanki sanat taklit ettii sanlr. O, gr, gzlemciliinden dal;
gl olan edebiyat peygamberlerinden biridir. Peygamber' ve 'gc
r szckleri her tr yetersizliiyle bysel etkisi artan b ir sana
tarafndan gelitirilmi olan kmaz yolu rtmek iin kullanlan ba
hanelerdir. Fakat, yaamn anlamna en derin grnm veren v.
onu gnmzle tam olarak birletiren Chef-d'aeuvre inconnu (Mehu
aheser) gibi bir yapt iin baka ne denebilir? Frenhofer, M abuse
en iyi rencisidir ve hocasnn boyal figrlere yaam verme sanatn
rettii tek kiidir. Tm sanatlarn en yce amac olan Pygmalion
un gizini ele geirebilmek iin on yldr bir kadn resmi zerinde
almaktadr. Geen her gnn kendisini ereine biraz daha yak
latrmakta olduunu hissetmesine karn, yenemedii, zmleye
medii ve ele geiremedii baz eylerin varln sezinlemektedir
Gerein onu ereine ulamaktan alkoyduunu sanmakta ve henz
kendisine uygun olan kadn modelini bulamadna inanmaktadr.
Derken, bir gn Poussin, sanata duyduu coku ile, ona sevgilisini ge
tirir. Bu kadn imdiye dek resmi yaplm modellerin iinde en
gzel vcuda sahip olandr. Frenhofer, her ne kadar kzn gzelli
inden iddetle etkilenmi ise de, gzlerini onun taze vcudundar
ayrarak bitiremedii ve bitirilmesi olanaksz resme doru kaydrr.
Artk gerek ona engel olamamaktadr; o kendi iindeki yaam
drmtr. Fakat onun resmi, yaam boyu alt yapt, Poussinir
metresine duyduu kskanlktan daha byk bir kskanlkla
banclara gstermekten saknd o resim, yllardr birbiri zerine
ylm izgilerden ve boyalardan ibaretti. Bu karalamalarn ara
snda yalnzca ok gzel bir forma sahip bir bacak seilebilmekte
dir. Balzac, son yzyln sanatnn yazgsnn ne olacan nced
kavram ve onu eine rastlanmaz bir ustalkla anlatm tr. Bu sa
natn yaama ve topluma yabanclamasnn sonularn grm
onu tehdit eden ve II. im paratorluk devrinde boucu b ir gere
durumuna gelecek olan estetizmi, nihilizmi ve kendi kendini
eylemini, en kltrl ve keskin grl adalarndan daha iyi *
latmtr.
2. K NC MPARATORLUK

Rom antikler, Devrimden sonra yazarlarn saygnlklarn kay


bettiklerini ve kendilerine dosta davranmayan toplumdan kaarak
bireycilie, yalnzla snmaktan baka are bulamadklarn bili
yorlard. Bu herhangi bir yere bal olamamak onlarn, kavgac ve
ekimeli davranlar ile ifade bulmutur; ancak topluma kar
verdikleri bu savan sonucundan kesinlikle umutluydular. 1830 ku
ann yazarlar, kendilerinden nceki kuan kavgac tutumunu
brakp kendilerini yalnzla ekmeye balayan ilk sanatlardr.
Bunlar, yalnzca kendileri ile seslendikleri toplum arasndaki de
iiklii vurgularken kararl ve inat davranmlardr. Onlardan
sonraki kuak, kstah ve onurlu davranlaryla bu bamsz tutu
mu aarak gsterili bir kiiliksizlie ve duygusuzlua brnmler
di. Onlarn kaytszlklar, 17. ve 18. yzyln nesnelliinden ok fark
lyd. K lasik sanat yanls an yazarlar, okurlarn elendirmek ve
ya onlara b ir eyler retme amacn gtmler, okurlar ile yaamn
kimi sorunlar konusunda sylei yapmak istemilerdi. Fakat roman
tizm ile birlikte, edebiyat bir elence, veya yazar ile okur arasn
da bir tartm a arac olmaktan km, yazarn okura iini at
ve kendisini vd bir sanat durumuna gelmiti. Flaubert ve
Pam asse'clar kiisel duygularn saklamaya altklarnda, onlarn
bu saknm alar, erken romantizm edebiyatna geri dnm olduk
larn gstermez; bu saknma, onlarn bireyselliklerinin ifadesidir.
Bu sanatlarn bireysellikleri, en zorbaca, en kstah ve dierlerine
alma zorunluu duymayan bir bireysellik rneidir.
1848 devrimi ve sonulan, gerek sanatlarn tmyle toplu
ma yabanclam alarna neden olmutur. 1789da ve 1830'da olduu gi
bi, bu devrim , ileri bir entellektel etkinlik ve retkenlik dnemi
nin sonucunda olumu ve aynen dier devrimlerde olduu gibi,
demokrasinin ve entellektel zgrln kesin yenilgisi ile sonu
lanmt. Gericiliin zaferini, entellektel yaamda benzeri grl
medik b ir gerileme izlemi, beeni ise tam anlamyle yozlamt.
Burjuvazinin Devrime kar kurduu tuzak, snf kavgasnn, ulu
sa hainlik etmekle ve grnte sakin olan ulusu ikiye blmekle
260 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

sulanmas, (60) basn zgrlnn kaldrlmas, y n e tim in en


gl destekleyicisi olacak yeni bir brokrasi yaratlmas, t m tre
ve beeni sorunlarnda en yetkili yarglayc olacak bir polis devle::
kurulmas, Fransz kltrnde imdiye dek grlmedik b ir yk:
ma yol amtr. Bu durum, bugne dek zmlenememi o lan a v d r
lar snfna zg miskinlik ile kar gelme ruhu arasndaki a tm a
nn ve aydnlarn bir blmn moral bozucu e d u ru m u n a ge:i
ren, devlete kar olma tutumunun balangcdr.
Sosyalizm, hi kar koyamadan yeniden onanlan v e dze!
tilen dzene kurban olmutur. Coup d'etat [26] dan sonraki o n y
boyunca Fransa'da nemli saylacak hibir ii hareketi o lm a m
t. Emeki snf yorulmu, sinmi, arm, sendikalar d a tlm
liderleri hapse atlm, uzaklatrlm veya susturulm utur (61)
Kar gelmelerin artmasna neden olan 1863 seimleri, bu alan d ak i
deiimin ilk belirtisidir. i snf yeniden bir araya gelir, grev
ler oalr ve III. Napolyon giderek daha fazla dn v erm ey e zo
runlu olur. Fakat Napolyon'un salt ynetici gibi davranm asn ken
di gc iin tehlikeli gren orta snfn st kesimi, yardm etm esey
di, sosyalizm uzun bir sre daha amacna eriemeyecekti. Yne
tim biimi iindeki bu atma, 1860dan sonraki siyasal geli
imin, otoriter hkmetin yklnn ve mparatorluun knn
nedenini aklar (62). III. Napolyonun ynetimi, banka a n a m a l vs
byk sanayi zerine kurulmutu; ordu, emeki snfa kar m cade
lede ok yararl olmu ise de, kendi yaam burjuvazinin desteine
dayandndan, bu snfa kar etkin olamamt. II. m p arato rlu k
devrinin gereklemesi, o sralarda yksek boyutlara ulam olan
ekonomik refah dalgas olmadan dnlemezdi. Bu id aren in gc
ve gereklilii, yurttalarn refaha ermesi, teknik alanda yeni bulula
rn yaplmas, demiryollarnn ve su yollarnn kurulmas, trafiin
dzeltilip hz kazanmas, kredi sisteminin yaylmas ve esneklem e
sine bal idi. Temmuz monarisinde gen yetenekleri en o k eke-
konu politika iken, imdilerde en yetenekliler ticarete kayyorlard
Fransa, iten anamalc olmakla kalmam, bu anamalclk, kltr
formlarnda da kendini gstermeye balamt. Anamalclk ve sa
nayileme, uzun ve birbirine benzer bir geliim izgisi izlemilerse
de, ancak imdi etkinliklerini tam olarak gsterebilmilerdi. 1850
den sonra gnlk yaam, evler, ulam aralar, aydnlanm a teknik-
leri, yiyecek ve giyecek, modern kent uygarlnn balangcnH--
bu yana, ilk kez bu denli kkten bir deiime uramlard. H e r ev

[26] III. Napol6onu iktidara getiren hkmet darbesi.


K N C M P A R A T O R L U K 261

den nce, lks eylere duyulan gereksinme ve elence tutkusu im


diye dek rastlanm adk biimde artmt.
Burjuva artk zgveni olan, kolay beenmez, kstah bir kiilik
kazanmtr. Aa tabaadan gelme kklerini ve demi-mondelarn,
[27] kadn oyuncularn ve yabanclarn rol oynadklar yeni kibar top
lumun melez yapsn d grnmle kapatmaya almaktadr. An-
den regimein yklma sreci, son evresine girer ve eski gzel toplu
mun son temsilcilerinin de kaybolmas ile, Fransz kltr, ilk id
detli sarsnty geirdii devirden daha ciddi b ir bunalma girer.
Bata m im ari ve i dekorasyon olmak zere sanatta, hibir devirde
kt beeninin bu denli egemen olduu grlmemitir. Gsterili
grnmek iin fazlasyle paraya sahip olmakla birlikte, arla ka
madan gsterili olabilmek iin yeterince grgye henz ulaama
m olan yeni zenginlere hibir ey pahal veya fazla tumturakl gel
memektedir. Gerek veya yapay mallarda, benimsenip birbirine ka
rtrdklar sluplarda ya da ara gere seiminde doru drst bir
ayrm yapacak durum da deildirler. Mermer veya oniks, saten ve
ya ipek, ayna veya kristal nasl birer ara ise, Rnesans ve Barok
sanat da onlar iin ayn eydir. Bu toplum Roma saraylarn, Loire
havzasndaki atolarn, Pompei'nin avlularn. Barok salonlar, 15.
Louis devrinin ince marangoz iiliini ve 16. Louis dneminin ha
llarn taklit etmitir. Paris yeni bir grkem ve debdebe kaza
nr ve yeni b ir byk kent havasna girer. Ne var ki bu grkemli
lik, sadece yzeydedir ve kullanlan maddeler sahtedir; mermer ki
reten yaplm, ta yerine har kullanlm, grkemli gzken y
zeylere yalnzca svama teknii uygulanmtr; zengin dekorasyon
ise rgensellikten uzak ve biimsizdir. Mimariye, egemen du
rum daki toplum un sonradan grme beenisine uygun bir e
girmitir. Paris, yeni batan Avrupann bakenti durumuna gelir.
Fakat artk eskiden olduu gibi sanat ve kltr merkezi deil, ope
ra, operet, dans, bulvarlar, lokantalar, byk maazalar, dnya ser
gileri ve ucuz, sanatsal olmayan zevkleriyle elence bakenti olur.
ikinci im paratorluk, klasik bir semecilik devridir. Mima
ride ve endstriyel sanatlarda, bu dnemin kendine zg bir
slubu olmad gibi, resimde de slup birlii yoktur. Paris,
Haussmann tarafndan neredeyse yeni batan im ar edilmi, yeni
tiyatrolar, oteller, kiralk ufak apartm anlar, klalar, byk maa
zalar, pazar binalar yaplm ve byk caddeler almtr. Ancak,
yaplan bu ilerde gz nne alnan byklk, genilik ilkesinden

[2 7 ] K ib a r f a h i e le r , k u k u u y a n d r a n k a d n la r.
262 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

ve yaplarda demirin ilk kez kullanlmasndan baka, bir tek zgn


mimari zellik yoktur. Daha nceki devirlerde de, kukusuz birbirine
rakip, deiik sluplar bir arada grlyordu ve toplumun ileri gelen
snflarnn beenisine uygun olmasa da tarihsel ynden nem tayan
slup ile, daha dk kaliteli, tarihsel nemi olmayan fakat h alk tar
rafndan tutulan sluplar arasndaki uyumsuzluk, bilinen b ir olguy
du. Fakat sanatsal ynden nem tayan eilimler hibir dnemde
bu kadar az ilgi grmemi ve yalnzca estetik ynden deerli, ta
rihsel adan anlaml olgulara yer veren sanat ve edebiyat tarihi,
hibir dnemde, ann tablosunu izerken bu kadar yetersiz
kalmamtr. Baka bir deyimle gelecee ynelik ilerici akm
larn tarihi ile yalnzca o dnemde salad baar veya etkiden
tr tutunabilmi olanlarnki, birbirinden tmyle deiik iki ol
gu durumundadrlar. rnein, ders kitaplarmzda kendilerine sa
dece on satr ayrlm olan Octave Feuillet veya Paul B audry, o
gnk toplumun bilincinde, bugn kendilerine sayfalar ayrdmz
Flaubert veya Courbet'den ok daha fazla yer kaplam aktadr. L
mparatorluk devrinin sanat yaamna, rahat seven tembel kafal
burjuvalara seslenen, kolay ve herkese uyabilen rnler egem endi
En byk rneklere yknerek yaplm olmasna karn b o ve
amasz olan, gsterili bir mimarinin domasna neden olan
ve evlerini son derece pahal fakat gereinden fazla, sahte tarihsel
nesnelerle dolduran burjuvazi, resimde yalnzca duvarlarnda ho
bir dekor grevini yapacak olan tabloyu, edebiyatta rah at b ir e
lence salayacak yapt, mzikte kolay ve beenilmek iin sadece
uysal olmakla yetinmi paralar, sahnede ise, 'piece bien fa ite ' [23]
oyunlar ile baarlarn kutlayan tiyatro eserleri aram aktadr. Artk
moday kt, kararsz, kolayca doyurulabilen bir beeni saptarken
gerek sanat, sanatlara yeterli doyumu salayacak durum da olma
yan sanat uzmanlarnn elinde kalmtr.
Henz yeerme durumunda olsa bile bundan sonraki gelimeli
re hazr olan an en nemli sanatsal buluu doalclk, henz bir
kar kma sanat, dier bir deyile, hem sanatlar, hem de tor
lum iin bir aznlk sanat idi. Bu akm, Akademiye, niversiteve
eletirmenlere, ksacas resmi ve etkili topluluklarn t m n e kav
youn bir saldr durumundadr. Hareketin amalar ve ilkeleri da
ha kesinleip adna 'gerekilik' (realizm) denen akmn da doz
cla dnmesi ile bu akm daha da saldrgan olm utur. Bu
liimi iki akm halinde ayrmak, her iki akmn da sn rlar esne;
olduundan, yanltc olmasa da pratik adan anlam szdr. Bur-

[28] Bak ev. notu [83], s. 185.


K N C M P A R A T O R L U K 263

da konu edilen akmn tmne, doalclk adn verip, gerekilik


kavramm rom antizm e ve onun idealizmine kar olan bir felsefe
olarak kabul etm ek daha uygun bir hareket olur. Doalcln sa
natsal b ir slup olarak, gerekiliin ise felsefi bir tavr olarak
ne olduklar kesin olarak bellidir fakat sanatta doalclk ile ger
ekilik arasnda ayrm yapmak durumu daha da karmaklatrr
ve karm za yalansorun(pseude-problem) olarak km olur. stelik,
gerekilik kavramnda romantizme olan karsav ok fazla vurgu
lanm aktadr ve burada, romantik yaklamn devam ile ilgilendii
miz ve doalcln, romantizmi yenmek yerine srekli olarak onun
esprisi ile boutuu gerei nemsenmemektedir. Doalclk, yeni
konvansiyonlar, yeni fakat az-ok keyfi geree benzeyi nyarg
lar olan b ir romantizmdir. Doalclk ile romantizm arasndaki en
nemli ayrm , yeni akmn bilimsellii, pozitif bilim ilkelerinin olay
larn sanatsal bir biimde betimlenmesine uygulanmasdr. Doalc
sanatn 19. yzyln ikinci yarsna egemen olmas, bilimsel grn
n ve teknolojik dncenin, idealizmin ve gelenekiliin espri
sine kar kazanm olduu zaferin belirtisidir.
Doalclk (Natralizm) hemen tm olaslk ltlerini doa
bilim lerinin grgclnden karr. Psikolojik gerek kavra
mn, nedensellik ilkesine; bir olayn dzgn olarak gelime
sini, ra stla n t ve mucizelerden arnm olmasna; ortamlarn
betim lenm esini, her doal olan olgunun sonsuz bir koullar ve g
dler zincirinin b ir paras olduu dncesine; zellikleri olan ay
rntlar kullanmasn, nemsiz de olsa hibir ynn ihmal etme
dii bilim sel gzlemcilik yntemine; ar ve tamamlanm biime duy
duu ilgisizlii, bilimsel aratrmalarn sonu gelmeyeceine olan inan
cna balar. Fakat doalc grn asl kayna, 1848 kuann ge
irdii siyasal deneylerdir. Bu deneyler devrimin baarlamamas,
Haziran ayaklanm asnn bastrlmas ve iktidarn Louis Napoleon
un eline geiidir. Demokratlarn d krkl ve bu olaylarn do
urduu genel aknlk, en yetkin olarak, nesnel, gereki, tmy
le grgl olan doa bilimlerinde ifade bulur. Tm lklerin
ve topyalarn yok olmasndan sonra, yalnzca gereklere da
yanma eilimi belirmitir. Doalcln siyasal kkenleri, zellikle
onun ahlaksal ve romantizm kart niteliklerini aklar. Bu
nitelikler, gerekten kamaya kar klarak olaylarn tanmn
da salt b ir drstlk aranmas; nesnel olmay ve toplumsal
dayanmay salayacak kiiliksizliin ve duygusuzluun yelenme
si; eylemciliin, etkinciliin yalnzca bilmek ve anlatmaya deil,
gerei deitirmeye de yaramas; modernizmin gnmz, yalnzca
sonular dizisi olarak grmesi ve en sonunda, bu akmn setii ko
264 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

nular ve seslenmeyi yeledii toplumdur. Champfleurynin le public


du livre vingt sous, c'est le vrai public' [29] (63) biimindeki tanm,
1848 Devriminin edebiyat hangi ynde etkilediini ve eski dizi roman
yazarlar ile karlatrldnda, gzde yazar olma anlaynn ne
denli deitiini gstermeye yeterlidir. Dizi roman yazarlar, herkese
seslenmek istediklerinden, geni kitleler iin yazdlar. Buna karm
doalclar yani Champfleury ve evresi ise, her eyden nce belirli
kitleleri dnerek yaz yazmlardr. Doalc edebiyatta iki deiik
eilim gze arpar: Champfleury, Duranty ve Murger gibi bohem ev
reden gelme olanlarn doalclklar ile Flaubertler ve Goncourts'lar
gibi 'rentier' [30] lerin doalclklar (64). Bu iki topluluk birbir
lerine tam anlamyle kardrlar; bohemler gelenekiliin tmne
kar iken, Flaubert ve onun evresi, halkn gzdesi olmak iin u
raan her yazara kar kuku duyarlar.
Doalclk, emeki snfnn sanat hareketi olarak balar. Bu
akmn ilk ustas, halktan gelme bir insan olan ve burjuvalara hi
bir sayg duymayan Courbet'dir. Eski bohem evre dalp, yeleri,
romantikletirmeyi seven burjuvann gzdeleri veya burjuva ko
numlarna yerlemi sanatlar olduktan sonra, Courbetnin evre
sinde yeni bir bohem 'cenacle' oluur. 'Ta Krclar' veya 'Or-
nansdaki Gmme Olay' tablolarnn ressam, bu akmn nderi ol
ma durumunu, sanatsal niteliklerinden ok insanc niteliklerine;
her eyden nce geldii ortama; sradan insanlarn yaamna duy
duu ilgiye ve halka; daha geni halk kitlelerine seslenmesine; sa
natla ilgili olan proleterin kararsz, kukulu ve kstl yaamm sr
drmesine; burjuvalardan ve burjuva lklerinden nefret etmesi
ne ve inanm bir demokrat, bir devrimci, eziyet ve horgrnn
kurban olmasna borludur. Doalc kuram, onun sanatnn gele
nekten yana olan eletiriye kar savunulmas ile balamtr. 1850
de 'O m ansdaki Gmme Olay adl tablonun sergilenmesi dolaysy-
le Champfleury: Bundan byle eletirmenler gerekiliin yannda
veya karsnda yer almaldrlar diyerek nemli bir sz syle
m itir (65). Gnlk yaam imdiye dek bu denli dorudan \e
olanca kabal ile ilenmemi olsa da, ne bu sanat anlay ne de
onun uygulanmas, bir yenilik saylmazd. Fakat bu sanatn siyasal
eilimi, tad toplumsal bildiri, insanlarn hibir alakgnlllk
gstermeden betimlenmesi ve halkn grenek ve dzenlerine yapay
bir ilgi gstermemesi, btn ile yeni oluumlardr. Fakat bu top
lumsal yaam gr ne denli yeni olursa olsun ve Courbetnin ev-

[29] Franszcada gerek toplum, yirmi kuruluk kitab alan toplumdur demektir.
[30] Gelirleri olan, para kazanmadan yaayabilen kii; akar sahibi.
K N C M P A R A T O R L U K 265

resinde, sanatn insanc am alan ve siyasal ilevleri konusunda


ne kadar ok konuulursa konuulsun, bohem,ciIik, estetikletirmeyi
seven rom antizm in kaltsdr. Bohemcilik genellikle bir sanata,
romantiklerin en heyecanl kuramlarnda bile rastlanmayan bir an
lam kazandrr, kark eylerden sz eden bir ressam peygamber
yapar veya satlmas olanaksz bir resmin sergilenmesini tarihsel bir
olay olarak grr.
Courbet ve onu destekleyenleri saran balca tutku ise, siyasal
bir tutkudur. Onlarn kendilerine olan gvenleri, gerein ve gele
cein ncleri olduklarna inanmalarndan domu bir olgudur.
Champfleury, doalcln, demokrasiye uygun den bir sanatsal
eilimden baka bir ey olmadn ileri srer. Goncourt'lar ise bo-
hemcilii, edebiyatta sosyalizm kavram ile zdeletirirler. Proud-
hon ve Courbetnin gznde, doalclk ile siyasal bakaldr ayn
tutumun deiik biimlerde ifade bulmasdr ve toplumsal gerek
ile sanatsal gerek arasnda bir fark yoktur. 1851de yazd bir
mektupta Courbet yle der: Ben yalnzca sosyalist deilim, ayn
zamanda b ir demokrat ve bir cumhuriyetiyim. Ksacas, devrim
yanls ve h e r eyden nce bir gereki ve gerek olann dostu
yum (66). Ve Zola, La Republique sera naturaliste ou elle ne sera
pas' (67) [31] derken Courbetnin dncesini srdrm oluyordu.
Bylece ynetici snflar doalcla kar gelmekle yalnzca kendi
lerinin korum a igdlerini ifade etmi olurlar nk yaam n
yargsz ve hibir snr tanmadan betimleyen her sanatn dev
rimci bir eylem olduunu son derece iyi bilmektedirler. Bu tehli
ke konusunda tutucularn daha ak seik fikirleri vardr (68).
Gustave Planche, Revue de Deux Mondes'da, doalcla kar gel
menin toplum da egemen olan dzene duyulan inanc itiraf etmek
anlamna geldiini, doalcl yadsmann ise an demokrasisi
ve maddeciliine de kar olmak demek olduunu syler (69).
1850'lerin tutucu eletirmenleri, tm bilinen tartm a ve kar
t dncelerini, doalcla kar kullanyorlar ve bu akma kar
olan tutum larn koullayan siyasal ve toplumsal nyarglarn es
tetik karkoymalarla rtmeye alyorlard. leri srdklerine g
re, doalclk, lkcln ve ahlakln tmnden yoksundur;
irkinlik, kabalk, salkszlk ve ak sak olanla doludur ve ger
ee rastgele, krkrne yknen bir akmdr. Oysa bu eletir
menler yknmenin derecesinden deil, onun konusundan rahatsz

[31] Fr. 'Cumhuriyet idaresi ya natralist olacaktr, ya da varln srdremeye


cektir.
266 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

olmaktadrlar. Onlar, klasik-romantik akmlarn 'kalokagathia' [32]


anlaynn ve 1850'ye dein hi deimeden sregelmi olan eski
gzellik lksnn ortadan kalkmas ile, toplumdan gelen tm kar-
koymalara ve kstlamalara karn, Courbetnin yeni b ir insan r
nei ve yeni bir dzen iin sava verdiini bilmektedirler. Onun
kyl ve iilerini irkin, orta snftan gelme kadnlarn iman ve
kaba olarak betimlemesinin, egemen durumdaki topluma kar bir
protesto amac tadn ve 'lkclkten nefret etmesinin ve 'pis
lik iinde yzmesi'nin doalcln devrimci silahlar olduunu bil
mektedirler. Millet, fiziksel gle yaplan ii yceltir ve kyly
yeni bir destan kahraman yapar. Daumier, devletin destekleyicisi
olan burjuvay kat yrekli olarak tanmlar; onun politikas, ada
let anlay ve elence biimleri ile alay eder ve burjuva saygnl
nn altnda gizlenmi, grnmeyen gldry aa vurur. Burada
motif seiminin sanatsal kayglarla deil, siyasal amalarla yapld
apak ortadadr.
Manzara resmi bile, egemen olan toplumun kltrne kar bir
gsteri niteliine dnr. Yeni manzara anlay, sanayi kentleri
nin yaamna kart bir grnm olarak ortaya kmt. Romantik
manzara resmi ise hl zerk bir dnyay temsil ediyor, gncel ya
am ve her gnk yaam ile dorudan ilikili olmas gerek
meyen, gerek d ve lksel bir varolmann resmi olarak varl
n srdryordu. Bu dnya, gncel ve gerek yaamdan son de
rece deiik olduu iin, bu yaamn karsav olarak kabul edili
yor, fakat henz bir protesto anlamn iermiyordu. ada res
min 'paysage intime'i [33] ise, sessizlii, dinginlii ve itenlii ile
kentten tmyle deiik olmasna karn, sade, romantik olmayan,
gncel zellikleri bakmndan kente ok yakn nitelikleri olan, se
yirciyi ister istemez bir karlatrma yapmaya zorlayan b ir orta
m hatrlatr. Romantik da zirveleri ve deniz dzeyleri, b ir lde
Constable'n konular bile, insanda uydurma imi gibi ya da mit
lere ilikin, masals bir izlenim brakrlar. Oysa Barbizon ressam
larnn betimledikleri ormandaki aklklar ve ormanlarn bittii
veya balad alanlar, o denli doal ve yakn, o denli eriilmesi ko
lay grnrler ki, ada kentsoylu, ister istemez bu grntleri bir
ih tar ya da bir yaklam olarak alglamaya zorunlu olur. Bu sra
dan ve 'iirsel olmayan' motiflerin seiminde, aynen Courbet, Mil
let ve Daumier'nin insan seiminde yaptklar gibi, demokratik bir

[32] Eski Yunancada iyi ve gzel anlaylarn birletiren szck. Aslnda resmin
zel olarak belirlemek istedii.
[33] Yakn plandaki anlatm ierii.
K N C M P A R A T O R L U K 267

espri dile getirilmektedir. Manzara ressamlar ile figr ressamlar


arasndaki tek fark, manzara ressamlarnn, doann her yerinin
her zaman iin gzel olduunu, onun gzelliini kantlamak iin
lksel motiflerin eklenmesi gerekmediini sylemek istemelerine
karn, figr ressamlarnn, bakalarn ezse de, onlar tarafndan
ezilse de, insann her zaman irkin ve acnacak halde olduunu kant
lamak istemeleridir. Fakat sadeliine ve itenliine karn, doalc
manzara, romantik manzarada olduu gibi, ksa zamanda allagelen
kalplar olup kar. Romantikler, kutsal korularn iirini, doalclar
ise, yaylm otlayan srlar, stnde arabal vapurlarn seyrettii
nehirleri ve harm an yaplan tarlalar gsteren dzyazy betimlemi
lerdir. Buradaki yenilik, sanat tarihinde hep olduu gibi her za
man kullanlan motiflerin ortadan kalkmasnda deil, onlarn ye-
nilenmesindedir. En kkl deiimler, uygulanmasna hemen ba-
lanamayan ve yalnzca resmin ak havada yapld izlenimini ver
mekle yetinen, ak hava resmi ilkesinden doar. Bu teknik gr
grnen bilimsel elerinin dnda siyasal ve ahlaksal ierie de
sahiptir ve Aa, gerein na knz der gibidir.
Yeni sanatn toplumsal yn, sanatlarn birbirlerine yakn
lamalar, sanat kolonileri kurm a ve yaamlarn birbirlerine uy
durabilme abalar ile de ifade bulmutur. Bir okul ya da dostlar
topluluu zelliini tamayan, deiik yollar izleyen, sanattaki cid
di tutum larndan baka ortak ynleri bulunmayan bir topluluk olan
Fontainebleau Okulu', yeni an ortak ruhunu gstermeye
yeterlidir. Bu okulu izleyecek olan 19. yzyln sanat topluluklar
ve kurulular, ortak reform yapma abalar ve avant-garde olu
umlar, ayn g birlii ve ibirlii yapma eyleminin ifadecisidir-
ler. Romantizm ile doan am bilincine varma ve o ann gerek
tirdiklerini ve zelliklerini grebilme eylemi, imdi sanatlarn d
ncelerine tmyle egemendir. Courbet'nin faire de l'art vi-
vant' [34] lks ve Daumier'nin 1 faut etre de son temps [35]
amac, ayn dnceyi ifade ederler. Bu sanatlar, romantikleri
ekildikleri keden karmak ve sanaty bireycilikten kurtarmak
isterler. Tabasksnn sanatsal bir anlatm yolu olarak kullanlma
s da bu toplumsal amacn bir belirtisidir. Bu yol, dizi romann ede
biyata yapt gibi, plastik sanatlar alannda da sanattan haz duy
may yaygnlatrp demokratlatrm ve halk beenisinin ve ga
zeteciliin zaferini imdiye dek grlmedik boyutlara ulatrm
tr. Daumier'nin gazete ressaml', devri sanatnn doruk noktas

(34] Yaayan sanat yapmak anlamna kulland bir anlatm.


[5] an yaamak gerekir anlamna.
268 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

saylrken, Balzacn seri romancl, genel olarak sanatna yarar


salayamad gibi, mevcut dzeyini de drmtr.
Fakat acaba doalclar gerekten ada dnyay veya en azn
dan ada sanat toplumunun nemli bir blmn temsil etmiler
midir? Sanat yapt smarlayan, satn alan, resimleri toplum iinde
eletiren, sanat akademilerini ynetip hangi yaptlarn sergilenece
ini saptayan kiilerin natralist olmadklar kuku gtrmez. Bu ki
ilerin grleri genellikle liberal olsa da doalcla gelince du
raksamaktaydlar. Onlar tngresin ve onun okulunun akademik l
kcln, Decampsn ve Meissoniernin romantik, fkra anla
tan resimlerini, W interhalter ve Dubufen zarif portrelerini, Cou-
ture ve Boulangernin yalanc-barok, yk anlatan resimlerini,
Bouguereaunun ve Baudrynin m itolojik ve allegorik dekoras
yonlarn beenip destekliyorlar, (70) baka bir deyimle, ge
ni boyutlu ve geni kapsaml, debdebeli, parlak ve plastik
deeri olmayan bo formlar seviyorlard. Fakat eya ve kumalarla
tklm tklm dolu olan evlerinde ya da en beendikleri tarihsel s
luplara gre yaplm resmi dairelerinde, doalc resmin yaratla
rna yer yoktu. Bylece ada sanat, yerleecek ev ya da ortam
bulamadndan, tm pratik ilevini kaybetmeye balamt. Do
alc resim ile zarif 'duvar dekoru arasndaki uzaklk ciddi edebi
yat ile hafif edebiyat, ciddi mzik ile hafif mzik arasndaki uzak
ln aynsdr. Elendirme amacna hizmet edemeyen edebiyat ile
mzik, devrin ilerici resmi kadar ilevsiz saylrd. Bundan nce,
Prevost, Rousseau ve Balzacn rom anlar gibi en deerli ve en cid
di edebiyat rnleri bile, bir blmnn edebiyata ilgi duymama
larna karn, geni bir okur kitlesine seslenebiliyorlard. Edebiyatn
sanat ve elence olarak iki rol birden yklenmesi ve ayn kitapla
rn deiik kltr dzeyinden gelme kiilerin doyumunu salamas
ve taleplerini karlamas artk sona ermiti. Sanatsal deeri yk
sek olan rnlerin hafif kitaplar gibi okunmasna olanak kalma
m, herhangi bir nedenden tr ilgiyi ekip Flaubertin Madane
Bovarysi gibi skandal yaratarak baar salayan kitaplarm dn
da, ciddi kitaplarm genel okur kitlesine ekici gelmeleri olanaksz-
lamt. Bu yaptlarn entellektellerin yalnzca ufak bir blm
tarafndan beenilmelerinden tr, bu edebiyatn da, ilerici resim
sanat okulu gibi, yalnzca uzmanlara ve sanatlara seslenen bir
'stdyo sanat' olarak snflandrlmas gerekir. lerici sanatlann
ada dnyaya yabanclamalar ve toplumla tm ilikilerini
kesmeleri o denli ileri gitmitir ki, sonunda bu sanatlar, haan
dan yoksun olmay doal karlamaya, baar kazanmay ise sanat
sal adan kltc bulmaya balamlar ve adalar tarafndan
K N C M P A R A T O R L U K 269

yanl anlalmay, lmszln nkoulu olarak grmeye bala


mlardr.
Romantizmde halen geni kitlelere seslenebilen b ir enin bu
lunmasna karn, doalclk, en nemli rnleriyle bile genel top
lumu ekecek hibir eye sahip deildir. Balzac'n lm ile ro
mantik devir de sona erer. Victor Hugo hl sanatsal geliiminin
doruundadr fakat romantizm, artk edebi bir akm olarak kl
trel yaam daki yerini yitirmitir. nde gelen yazarlarn romantik
lkye srt evirmeleri de, genel toplumun en etkili evreleri ve
eletiri dnyas ile tmyle kopmalar anlamna gelmektedir. Siya
sette dzenden yana olan partinin edebiyatta koutu olan partie
de resistence [36], romantik okula, tarihsel ynden romantizm ile
balantl olan doalclktan, ok daha olumlu bir tavr taknr.
Tutucu eletirmenlerin, gerek doalc olsun, gerek romantik, kar
gelme esprisinin her tr ile savatklar ve akla uygun olan her
trl kendiliindenlie (spontaneite) tercih ettikleri dorudur. Ancak
bu eletirmenler, edebiyatn gerek olan duygular ifade etmesini
isterler ve gerek bir sanat olabilmek iin yrein derinliklerin
den gelme yaptlar yaratmann gerektiine inanrlar. Bu yeni heye
can estetii, eski'kalokagathia' [37] anlaynn,her zaman ak seik
olmasa da, yeni bir eklidir. Bu estetik, tinsel yaamn heyecanl
bir kendiliin denlik tayan eleri ile ahlak adan deer tayan
elerinin ayn manaya geldii anlay zerine kuruludur ve
iyi olan ile gzel olann arasnda gizemli bir uyum salar. Sana
tn ahlak etkisi onun en nemli aksiyonudur. Sanatnn oynad
eiticilik rol ise en yce lksdr. Burjuvalarn sanat iin sa
nat ilkesine kar takndklar tavr bir kez daha deimitir. Ar
tlm ve tresel ynden tarafsz olan sanat nce yadsyp sonra
kabul ettikten sonra, imdi tavrlar dmanca olmutu. Sanatnn
kar gelme tutum u sona erdiinden, artk onun pratik yaamn so
runlarna karaca korkusu da ortadan kalkmt; sanat iin sa
nat' bir kenara itilip sanatnn entellektel bir nder olarak yet
kisi yeniden kabul edilebilirdi. Gelecekte herhangi bir tehlikenin tek
canl olan kayna doalclktr, fakat onun temsilcileri kendilerini
kolayca tanttklarndan ahlak sorunlarn nyargsz ve duygulara
kaplmadan incelenmesinden yana, dier bir deyile, ahlakl olmayan
bir sanattan yana olduklarndan, 'Sanat iin sanat'a kar olan nef
ret, bu sanatlara da ynelir. Hkmet sanat ve sanatlar eitim
ciler ve dzenleyiciler olmak zere ayrr. Buloz, Bertin, Gustave

[36] Direnme partisi .


[37] Bkz. sayfa 266, dip not [32].
270 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

Planche, Charles Remusat, Arnauld ve Pontmartin, Emile Montegut


en byk hkmet yetkilileri, Jules Sandeau, Octave Feuillet, Emile
Augier ve oul Dumas, onlarn en saygn yazarlar; niversite ve Aka
demi, retim merkezleri ve entellektl bakmdan salkl olmak
iin aratrmalar yapan kurum lardr. Cumhuriyet savcs ve Paris
Emniyet Mdr ise onun ahlak ilkelerinin koruyucusudurlar. Do
alcln temsilcileri, eletirmenlerin dmanlklarna kar, 1860a
dein, niversiteye karysa tm yaamlar boyunca savamak zo
runda kalrlar. Akademi onlara kapaldr ve devletten hibir yar
dm alamazlar. Flaubert ve Goncourt kardeler treye kar gel
mekle sulanrlar ve Baudelaire bu yzden epey ykl bir para ce
zasna arptrlr.
Flaubert'e alan davalar ve Madame Bovary nin (1857) kazan
d byk baar, doalcla kar alan savan, bu akmn yara
rna gelitiini gsteren belirtilerdir. Toplum bu olaylarla ilgilen
mi gibi gzkr; ok gemeden eletirmenler de silahlarn indi
rirler. Sadece en dik kafal ve dar grl kiiler bu olaylarn kar
snda yer alrlar. Okurlar doalcla kar yalnzca sanatsal olan
bir ilgi duymasalar da, gene de eletirmenlerin bu ilerici akm ile
ilgilenmelerini salam olurlar. Entellektel modalarn deimesi
konusunda ince ve kurnazca duygulara sahip olan Sainte-Beuve,
genliinin liberalizmine dner. Tine ise Renan, Berthelot ve
Flaubertin evresine katlr, hkm eti eletirir ve doalcln za
ferini ilan eder. Onun siyasal ve sanatsal eilimlerinin ayn zaman
da deimesi, an entellektel durum unu gsteren bir belirtidir. Ay
rca,'bohem ler'verentiers'ler [38] olmak zere ikiye ayrlm olsa da
doalcln kklerinin liberal olduunu gsterir. Siyasal grleri t
myle tutucu olan Flaubert'in bile gerici, topluma aykr ve libera
lizme kart grler tayan b ir kii olduunu ileri sremeyiz
Educatiot sentimentaleda ifade bulan ikinci imparatorluun si
yasal sistemine ve burjuva karclna kar olan dnceleri,
onun grlerini ounlukla elikili olan, dnmeden yazm ol
duu mektuplarnda konu ettii ar demokratik anlaytan ok
daha kesin bir biimde anlatm aktadr. Hkmete kar, toplumsal
eletiride bulunmak doalc edebiyatn ortak yndr ve Flaubert,
Maupassant, Zola, Baudelaire ve Goncourts gibi yazarlar, deiik
siyasal bak alarna sahip olmalarna karn, bu konuda birleir
ler (71). Gerekiliin zaferi' yinelenir ve temsilcilerinin tm ege
men olan toplumun temellerini ykmaya katkda bulunurlar. Flau
bert, mektuplarnda srekli olarak zgrln bastrldndan ve

[38] Bkz. sayfa 264, dip not [30].


K N C M P A R A T O R L U K 271

byk D evrim in geleneklerine duyulan nefretten sz eder (72).


Evrensel ayrcalklarn ve eitilmemi kitlelerin egemenliine kar
olduu k u k u gtrm ese de (73) egemen durumdaki burjuvaziden
yana olm ad da bir gerektir. Onun siyasal grleri genellikle
belirsiz ve ocuksu olmakla birlikte, daima usu ve gereki olma
yolunda h a rc an a n drst bir abay dile getirirler ve evrensel m ut
luluk ve ilericilikten sz eden peygamberler de dahil, tn topya-
clarn tu tu m larn d an esinlenen bir gr simgelerler. Onun sosya
lizmi yadsm as, yalnzca maddeye ait elerle ilgilenen bir akm oldu
u iin deil, ayn zamanda, usa aykr eleri de ierdii iindir (74)
0, tm dogm atizm lere, kr inan ve balara kar bakl olmak
iin, siyasal etkinliklerin hibirisini kabul etmeye yanamaz ve onu,
yalnzca zel ilikiler ve zel meraklardan oluan evrenin dna
karacak o lan h er trl ar ile arpr (75). Kendi kendini aldat
ma korkusu yznden bir nihilist olup kar. Btn bunla
ra karn D evrim in ve aydnlanmann varisi olduunu kavramakta
ve entellektel alandaki ke, Rousseaunun Voltaire'e kar ka
zanm olduu yazgsal zaferin neden olduunu ileri srmekte
dir (76).
Flaubert, usulua sk skya bal kalm ve onu 18. yzyldan
kalma ro m a n tik olmayan son kutsal emanet olarak grmtr.
Gnmzdeki kayg ve korku duyma hastalklarm dnrsek,
Flaubertin, R ousseau romantizminin usa aykr ve kendi kendini
ykmaya yarayan eilimleri konusunda yapt uyarmalarn anla
mn daha iyi deerlendirebiliriz. Hallsinasyonlar ve kendi
kendini sulam a duygusu ile ezilen sinir hastas bir kadna yaz
d m ek tu p ta, nsanlarn sorumlu tutulduu su nedir? (77) diye
sorar. Bu so ru , d rt bir yan tehlikelerle evrili bir dnyada, yaza
rn dengesini korum ak iin yapt son bir atlm gibidir ve bir
umutsuzluk lna benzemektedir. Flaubertin romantizm esprisi
ile savam as, ona olan tutum unu srekli olarak deitirmesi ve bu
arada kendisini daim a bir vatan haini olarak grmesi, dengesini
korumak iin yapt manevralardan baka bir ey deildir. Yaa
mnn ve y ap tlarn n tm, romantik eilimler ve kendi kendini
eitme, l m isteme, canl ve salkl kalma gibi iki kutup ara
snda gidip gelir. Tarah olmas, onu romantizme daha yakn klar
ve Parisli adalarna gre geri kafal saylr (78). Yirminci ya
na dek ve o n d a n sonra, dsel bir dnyada, ann gerisinde kal
m, k klerden yoksun bir gencin son derece girgin spiritalist at
mosferi iinde yaar. Sonraki yllarda, korkun ruh bunalmlarn
dan yaknr, ldrm a ve cana kyma tehlikesi ile kar karya
gelir (79). B u buhranlardan ancak olaanst b ir irade ve kendine
272 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

uygulad acmasz bir disiplin ile kurtulabilir. Yirmi iki yanda


geirdii sinir buhranna dek, birtakm grntlerin, bunalm kriz
lerinin, frtnal, heyecanl patlamalarn rahatsz ettii; duyarln
da ve huzursuzluunda kanlmaz bir ykmn tohum larn tayan
hasta bir adamdr. Onun sanat yaam, yaptlarnn dzenlilii ve
uzlama bilmez zellii, insanc olmayan bir tutum u yanstan sa
nat iin sanat ve slubunun kiisizlii (impersonality), ksacas,
sanatsal kuram ve klgsnn tm, kendisini belirli b ir ykmdan
kurtarmak iin umutsuzca harcad abalardan baka b ir ey de
ildir. Estetizm, romantizm akmnda sosyolojik alanda oynad
rol, Flaubertde psikolojik alanda oynar ve dayanlmas olanaksz
duruma gelen bir gerekten kama iine yarar.
Flaubert yazlarnda romantizmden kurtulm utur; bu akma
olan eilimini, onu yaznsal bir biime sokarak ve kendisini onun
hayran ve kurban olmaktan kurtarp, zmcs ve eletirmeni
durumuna getirerek yener. Romantik dler dnyasn, gnlk ya
amn gerekleri ile kar karya getirir ve sonra da, bu ar aldan
ma ve yanlglarn, gerek olmayp ahlak bozucu olduklarn ortaya
koymak iin doalc bir yazar gibi hareket eder. Fakat gnlk yaa
mn tek dzeliine duyduu nefreti, Madame Bovary ve Education
sentimentalem doalclna duyduu tiksintiyi ve tm 'ocuka'bul
duu kuramlara olan horgrsn srekli olarak tekrarlamaktan
usanmaz. Btn bunlara ramen, yaptlarnda doalcln doktrin
leri ile uyumlu olan bir gerei betimleyen ilk gerek doalc yazar
dr. Sainte-Beuve, Fransz edebiyat tarihinde Madame Bovarynin
neden olduu deiimin sonularn gzlemler. Flaubert kalemini
aynen doktorlarn ameliyat ban kullandklar gibi kullanr, der
ve sanattaki yeni slubu, bir anatomistin veya bir fizyologun kazan
d baar ile karlatrr (80). Zola, doalclk kuramnn tmn
Flaubertin yaptlarndan almtr ve Madame Bovary ile Education
sentimentalem yazarn, ada romann yaratcs olarak grr (81).
Balzacn abartmalar ve iddetli etkileri ile karlatrld zaman,
Flaubertin melodramatik, servenci ve sadece heyecan verici olan
konular bile terkettiini, gnlk yaamn tatszln ve tekdze
liini ele almaktan holandn, karakterlerini biimlendirirken
tm arlktan katn, onlarn iyi veya kt ynlerini vurgula
may dnmediini, tm savlara, propagandalara, ahlak dersleri
ne, ksacas, davran biimlerine dorudan karan her eye ve
olgularn dorudan yorumlanmasna kar olduunu grrz.
Ne var ki, Flaubertin kiiliksizlii (impersonality) ve tarafsz
l, onun doalclndan kma zellikler deildirler. Bu nitelik
ler, devrin estetik anlay olan 'bir sanat yaptndaki nesnelerin.
k in c i im p a r a t o r l u k 273

sarn yorumu ile deil, ancak kendi yaamlar sayesinde okurda


:iii uyandraca' grne uygun olma kaygsndan domu da
sefillerdir. Onun kaytszl ise yalnzca Balzac'n srarclna kar-
bir tepki, bir sanat yaptn kendi kendine yeten bir kk dn-
; veya yazarn evren ortasndaki Tanr gibi hi grnmeden ama
daima var olduu bir sistem olarak kabul eden anlaya geri dn
dn gsteren bir tavr da deildir (82). Goncourt'lar, Maupas-
anr. Gide, Valery ve dierleri tarafndan ou zaman ileri srl
m olan en kt iirlerin en kt duygulardan kt ve kiisel
eilimlerin, gerek heyecanlarn, kaslan sinirlerin ve ya dolu gz
erin ancak sanatnn gr keskinliini bozmaya yarayaca d
ncesini kabul etmi olmas anlamna da gelmez. Hayr, Flaubert'
m kaytszl, yalnzca teknik bir ilke de deil, ayn zamanda, ie
riinde yeni bir dnce, yeni bir ahlak anlay tayan bir tutum
dur. Onun nous sommes faits pour le dire, et non pour l avoir' [39]
dncesi, romantizmi estetik bir doktrin ve bir felsefe olarak ka
bul eden anlayn balang noktas olan yaamdan el etek ek
menin, en an, en uzlama bilmez biimde ifade bulmasdr. Bu
na karn bu dnce Flaubert'in duygularnn ikizanlamll ile
uygun der ve ayn zamanda, romantizmi en sert ve en kesin bir
biimde yadsmann da ifadesidir. nk Flaubert, edebiyatn kal
bin tortulan' olmadn ileri srerken, gerek kalbin, gerekse ede
biyatn arln korumak istiyordu.
Genliinin, kark, ayrks ve romantik ruh durumunun onu
gerek sanat gerekse bir insan olarak ykabileceini bilen Flaubert,
bu deneylerden sonra yeni bir yaam biimi ve yeni b ir estetik
bulmutur. 1852'de yle yazmt: yle ocuklar vardr ki, bun
larn zerinde mzik ters bir etki yaratr; byk yeteneklere sahip
tirler, bir kez dinlemekle notalar anmsayabilirler, b ir piyano sesi
duyduklarnda heyecanlanr, yrekleri arpmaya balar, kilo kaybe
derler. Solgunlar, yataa derler ve piyano sesi duyan kpeklerde
olduu gibi, zayf sinirleri ac ile kaslr. Bu ocuklarn iinde ileri
de Mozart olacak dehay arar dururuz. Oysa onlarn yetenekleri ze
delenmi, dnce, etin iine girerek ksrlam, stelik onu da
bozmaya balamtr... (83). Flaubert, dnce'yi 'et'ten ayrma
lm ve yaamdan el etek ekmenin ne denli romantik tutum lar ol
duunu bilmiyor ve bu soruna bulunabilecek, rom antik olmayan ger
ek bir zmn ancak yaamdan kacan kabul etmiyordu. B
tn bunlara karn zme doru kendi kendisinin bir atlm yap-

[59] Biz ona sahip olmak iin deil, onu dile getirmek iin yaratlmz anlamna
gelir.
5TT 18
274 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

mas, hem Batl insann byk simgesel tutum larndan b irid ir, hem
de kendi kendini yok edecek olan romantik yaam grnn son
eklidir. Bu grn iinde, burjuva aydnlar, yaama egemen olup
sanat bir yaam sreci olarak kullanamayacaklarn anlam lardr.
Kendi kendisini kltp ktlemek, burjuvann yaama k ar al
m olduu tavrn gerektirdii bir davrantr (84). Fakat bu zele
tiri, ve kendi kendini yadsma, ancak Flaubertden sonra kltrel
yaamda nemli rol oynamaya balamtr. Temmuz m onarisinin
burjuvas, kendine ve sanatnn grd ie inanyordu.
Flaubert'in romantikleri eletirmesi, onlarn en kiisel olan de
neylerini satarak onlardan yararlandklarna inanmas ve bundan
tiksinmesi, Voltairein, Rousseaunun tehirciliine ve henz olgun
lamam olan doalclna duyduu nefretten arta kalan b ir dav
rantr. Fakat Voltaire, o sralarda daha romantizme bulam am t
ve Rousseau ile savarken, kendi kendine kar bir savam vermi
yordu; onun orta snftan gelmi olmas hibir sorun yaratm yor
ve tehlikeli de olmuyordu. Flaubert ise elikilerle doludur ve ro
mantizmle tezat tekil eden ilikisi, orta snf ile atm alarla dolu
olan ilikisine uygundur. Burjuvaziye kar duyduu nefretin onun
esin kayna ve doalcla kayma nedeni olduu sylenir. Herke
sin ona kar olduu kaygsndan oluan bir t r perseksyon manisine
yakaland srada, burjuvaziyi diyalektik bir olaya, dibi bulunmaz
tkenmek bilmez bir eye benzetmeye kadar ileri gider. Bir dostuna:
Benim iin burjuva tanmlanmas olanaksz bir eydir der. Bu de
yite belirsizlik gryle birlikte, bir snrszlk deerlendirilmesi de
farkedilmektedir. Bur juvalarn rom antik akm benimsediklerini bul
gulamas ve bir dereceye dek toplumda yetkin bir rom antik e du
rumuna geldiklerini grmesi, rom antik iiri bu snf kadar duygulu
bir biimde kimsenin okuyamayacan renmesi ve Emma Bo-
vary gibilerin romantik lknn son temsilcileri olmas, Flaubert
in romantizmden uzaklamasna neden olmutur. Fakat Flaubert'in
doasnn derinliklerine inildiinde onun bir burjuva olduu anla
lr; kendisi de bunu bilmektedir. Bir edebiyat adam olarak ni
telendirilmeyi kabul etmiyorum der, ben sadece kyde dingin bir
yaam srp edebiyatla uraan bir burjuvaym (85). Kitabndan
tr sulandrld srada savunma hazrlklar yaparken kardei
ne yle yazar: ileri Dairesi'nde Rouen kentinde yaayan bizle-
rin bir aile oluturduumuzu ve kasabada derin kkler salm
olduumuzu biliyor olmallar. Fakat Flaubert'in burjuvalara zg
bir karaktere sahip olduunu gsteren asl zellikleri, onun meto-
dik ve sk disiplinli alma alkanl ile 'dehalara zg yaratc
lk ad altndaki dzensiz alma biimlerine kar duyduu nef-
K N C M P A R A T O R L U K 275

-rr- Goethenin 'gnn gerektirdikleri szlerini hatrlatr ve yaz


- tj vi, sevilen ya da sevilmeyen elerden, ruhsal durumlar ya da
<.-:rrden bamsz' bir i olarak benimser. Onun form yetkinlii-
varmak iin gsterdii sabit fikirlilere zg aba ve gtt
:ian ve uadan sanat felsefesi, sanatsal etkinliin bir burjuva
rya bir ii gibi almak demek olduuna inanmasndan doar.
3-ldiimiz gibi sanat iin sanat', romantik dnya grnnden ve
::?Iuma ve pratik yaama yabanclama eyleminden ancak ksmen et-
clenmitir. Bu akm, baz ynleri ile, eldeki iin yeterli bir biimde
.ilenmesi anlayna dayanan gerek bir burjuva grnn aklan
las; ustaca i yapma tutum unun dorudan bir ifadesidir (86). Flau-
rertin romantizme duyduu soukluk, insan bir 'sanat' olarak ka
tegoriye ayran anlaya ve sorumsuz bir d ya da lkcye kar
duyduu nefretle ilgilidir. Sanatda ve romantikte tm ahlaksal var
ln tehdit eden bir yaam biimi bulur ve ona saldrr. Burjuvadan
nefret etmekte, fakat babolardan daha ok irenmektedir. Sanatsal
etkinliklerin tmnde ykc bir enin, topluma aykr, blc bir
gcn bulunduunu bilmektedir. Sanatlara zg olan yaam bi
iminin anariye ve karkla yakn olduunu, sanatsal yapt ya
ratlrken disiplin ve dzen, sabr ve dengenin dnlmeyeceini
bilmekte ve bunun nedenini sanattaki usa aykr elerin varlna
yormaktadr. Goethe tarafndan hissedilmi olan (87) ve Thomas
Mann'n sanatsal yaam eletirirken balca sorun olarak grd
birtakm zellikler, yani, sanatnn hastalara ve katillere duyduu
eilim, onun utanmaz tehircilii ve aptal grnme oyununu bir ti
caret vastas haline getirmi olmas, arlatanlara ve babolara zg
bir varlk srdrmesi, Flauberti ar derecede rahatsz etmi ol
maldr. Kendisine zorla uygulad ile ekme eylemi, baarl, us
taca i yapmak ve zamannda yetitirmek iin gsterdii titizlik,
yaptnn glgesine snarak m anastra ekilmiesine toplumdan
kamas, onun ciddiyetini, burjuva saygnln ve gvenirliini ka
ntlam ak ve Gautiernin 'krmz yelei' ile hibir ortak yan olma
dn gstermek iin harcad abalardr. Sanatla ilgilenen emek
i snf artk kaytsz kalnmas olanaksz bir gerek durumuna
gelm itir; burjuvazi onu devrim douracak bir tehlike olarak gr
meye balamtr. Burjuva yazarlar da bu konuda kendi snflar
ile ayn dnceyi paylarlar; bastrdklar burjuva igdlerinin
yeniden su stne kmasna yarayacak olan Commune ile kar
latklar zaman da ayn dnceye inanacaklardr.
F laubert'in estetizmi gibi bir doktrin, kesin olarak belirlenmi,
ak anlam l ve zme ulam olmasa da, yrngesini deitiren ve
kendi geerliliini aratran diyalektik bir gtr. Flaubert, sanat
276 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

tan, onu genliinin cokulu romantizminden kurtarmasn ve ken


diine yeniden gven duymasn salamasn beklemektedir; fakat
sanat bu ilevini yerine getirirken, gerek d boyutlara ve eytans
bir gce ular; ruhu doyurup onu mutlu eden her eyin yerine ge
mekle kalmaz, yaamn temel ilkesi olup kar. lmllk, yava
yava yok olup gitme, bozulma ve kme sreci iinde; denge sa
lamll ve duraan olan bir nokta, ancak sanat sayesinde elde edi
lebilir. Yaamn sanata bylesine teslim olmas, neredeyse dinsel,
gizemsel bir zellik kazanr; artk sanat yalnzca bir hizmet ya da
bir zveri deil, gerek olan tek varla, esrik ve byl bir biim
de bakmak, kendi benliini geri plana alarak Idea'ya dalp gitmek ha
line gelmektedir. Flaubert, mesleinin balangcnda 'L'art, la seule
chose vraie et bonne de la vie (88) [40] der. Sonunda iseThomme n'est
rien, l'oeuvre tout' (89) [41] diye yazmtr. Romantizm merakndan
sonra 'sanat iin sanat' doktrinini teknik adan stnln vl
mesi olarak kabul eden anlay, insann kendisini sk bir toplum
sal dzene altrma isteinin ifadesidir; ne var ki Flaubertin so
nunda vard estetizm, topluma aykr, yaam tmyle yadsyan
bir nihilizme varm; sradan insanlarn pratik ve maddesel
olarak koullanm varlklar ile balants olan eylerin tmnden
kama eylemine dnmtr. Bu tavr b ir horgrnn ve dn
yay tmyle yadsmann ifadesidir. Flaubert, Yaam o denli r-
kn ki diye szlanr, ona dayanmak ancak ona aldrmamakla
mmkn olur! Bu da ancak sanat dnyasnda yaayarak gerek
leir (90). 'Nous sommes faits pour le dire, non pour l'avoir' [42]
demesi, olduka acmasz b ir bildiri, kutsal olmayan, insanla ay
kr bir yazgy kabullenmek demektir. arab, ak, kadn ve n
anlatabilmemiz iin ikiye dkn, k, koca veya asker olma
manz gerekir diyen Flaubert, yle srdrr dncesini: Sanat
, doann dnda kalan, garip b ir yaratktr. Romantik insan ya
amla ok ili dl olmu, e b ir deyile, yaama ok sk sanlm,
neredeyse bir duygu, bir doa olup kmt. Flaubert'in sanats
artk yaamla dorudan ilikili deildir; o, yalnzca bir kukla, bir
soyutlama, insanlk d ve doal olmayan b ir kiidir.
Sanat, romantizmle olan atm alar sonucunda kendiliinden-
liini kaybetmi ve sanatnn kendi kendisine, romantik kkenleri
ne, eilimlerine ve igdlerine kar verdii savamda kaldra
grevini grmt. O zamana kadar sanatsal etkinlik, insann t-

[40] Yaamdaki tek gerek ve iyi olan ey sanattr.


[41] nsan hibir ey deildir, oysa sanat yapt her eydir.
[42] Bak. ev. notu, s. 273, dipnot [39].
K N C M P A R A T O R L U K 277

myle kendisini brakmas saylmasa da, sanatnn kendisini yete


neinin ynetimine terk etmesi demekti. imdi ise her yapt, 'tour
de force [43] a benzemekte, insann kendisi ile savam sonucun
da eriilen ve insann kendi iinden fkran b ir etkinlik olmakta
dr. Faguet'nin belirttii gibi, Flaubert mektuplarnda romanlarn
da olduundan tmyle deiik bir slup kullanmaktadr; bylece or
taya, doal b ir anlatm, iyi bir slup ve doru kullanlm bir dil yap
s kmaktadr (91). Bu rnek, doal bir insan ile sanat Flaubert ara
sndaki uzakl a karmaktadr. alma yntemlerini Flau-
bert'inkiler kadar iyi bildiimiz pek az sanat vardr; fakat
Flaubert kadar ikence ekerek ve kendi igdlerinin tersine ha
reket ederek yaz yazan sanat yoktur. Onun dil ile srekli olarak
savamas, 'mot juste [44] bulmak iin aba harcamas, yaa
ma sahip olma ile onu ifade etme' arasndaki alamaz uurumun
belirtileridir. 'Mot juste', ve doru biim' artk tarihe kar
mlar, fakat sanatn canlln ve nemli bir ilev olma ni
teliini kaybettiine inanan estetikiler bunlar yeniden ortaya
karmlardr. Tmcelerimi olgunlatrmadan, acele ile yazmaktan-
sa kpek gibi lmeyi yelerim: Yapt ile iten ve spontan
ilikileri olan hibir yazar, bu szleri sylemezdi. Matthew Arnold
un Shakespeare'i, Elysian Fields'de byle bir titizlie glmtr.
Gnlk yrek, beyin ve sinir ypratc savamdan ve srd k
rek mahkmununkine benzer yaamdan yaknmak, Flaubertin
mektuplarnn balca motifleridir. 1853'de Louise Colet'ye yle
yazar: gndr yeni fikirler bulmak iin fm eyalarmn ze
rinde kendimi oradan oraya atp durdum (92). 1858'de Em est Fey-
deau'ya yazd mektupta: Artk gnlerimi birbirinden ayrdede-
mez oldum... Ben lgn ve sama bir yaam sryorum. Bu tam
ve salt bir hiliktir diye yaknmaktadr (93). 1866'da ise George
Sand'a Btn gn bam ellerimin iinde beynimden bir szck
karabilmek iin aba harcamak nedir bilemezsin demektedir (94).
Her gn yedi saat alarak gnde bir sayfa, sonra gene on be gn
de iki sayfa yazmaktadr. Acnacak durumdadr. Annesi ona: 'La
rage des phrases t'a desseche le coeur' der [45], Belki de kimse
onun hakknda bu denli gerek ve acmasz bir biimde konuma-
mtr. Hepsinden beteri, estetik gre sahip olmasna karn
Flaubert sanattan umudunu kesmitir. Bir keresinde tm bu aba
larn, hedef tahtasndaki kk bebekleri devirme oyunu olduunu ve

[43] Gl bir beceriyi gerektirir anlamna kullanlan deyim.


[44] Yerine tam oturan szck anlamna gelen Franszca deyim.
[43] Senin yaz yazarkenki kudurganln yreini kuruttu demektir.
278 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

her eyin, belki de, bir arlatanlktan meydana ktn sylemitir


(95). Tm kukulan, yaptnn zorlama ve eziyetli ynleri, eski yazar
larn hoppa ve hafif mizacndan yoksun olmas, yaptlarnn daima
tehlikede olduunu sanmasndan ve onlara hi inanamamasndan ile
ri gelir. Madame Bovary yi yazarken, imdi yarattm bu yapt, ko
laylkla Paul Kock'a dnebilir... Byle bir kitapta bir tek satnn ye
rinden oynamas bile insan amacndan saptrabilir (96). Edu-
cation sentimertale zerinde alrken de yle yazar: Beni umut
suzlua srkleyen ey, ie yaramaz ve sanata aykr bir ey yaptm
duygusudur (97). Kendine uygun olmayan ilerle urat ve hibir
zaman gerekten istedii eyi, istedii biimde yazmay baarama
dndan yaknmak onun mektuplarnda kulland allagelmi for
ml gibidir (98).
Flaubertin 'Madame Bovary, c'est moi', [46] demesi, iki yn
den dorudur. Yalnzca genliinden gelen romantizmin deil, bu
akm eletirmesinin, edebi konularda bir yarg kimliine b-
rnmesinin bir yaam fantezisi olduunu sk sk duymu olmal
dr. Madame Bovarynin gerek ve canl kiilii; Flaubertin bu ya
am fantezisi sorununu, kendi kendini aldatma buhranlarn ve kendi
kiiliini yapmackl hale getirmeyi ne denli youn bir biimde duy
mu olmasna baldr. Romantizmin anlam sorunsal olmaya ba
ladnda, ada insann tm sorunsall da ortaya kmt. Bu
gnden kamas, srekli olarak bulunmas gereken yerden deiik
bir yerde olmay istemesi, yabanc lkeler iin duyduu sonu gel
mez zlem gibi zellikleri, o gnn sorumluluklarndan ve o gne
yakn olmaktan korkmasndan kaynaklanmaktadr. Romantizmin
zm, tm yzyl kapsayan hastaln tanmlanmasna yol am,
bylece yaptklarnn hesabn veremeyen, srekli olarak baka insan
larn yerinde olmay isteyen, baka bir deyile, kendilerini olduklar
gibi deil, olmay istedikleri gibi gren zavalllarn yakaland bir ruh
hastal ortaya kmtr. Bu kendi kendini aldatma ve yaam kendi
isteine gre deitirme eylemi, bu 'Bovarizm felsefesi ile, (99)
Flaubert, karsna kan her eyi bozan ve istedii gibi yorumlayan
ada znelliin zn yakalar. Gerein sadece bozulmu biimi
ne sahip olduumuz ve dncemizin znel biimleri iinde hapis
edildiimiz duygusu, ilk kez olarak Madame Bovary'de sanatsal ifa
desini bulmutur. Buradan dmdz ve hi bozulmayan bir yol,
doruca Proustun hayallerle dolu dnyasna gitmektedir (100).
Kant tarafndan daha nce belirlenmi olan insan bilincinin gere
i deitirecei olgusu, 19. yzylda, kimi zaman bilinli, kimi za-

[46] Madame Bovary kendimdir anlamna gelir.


K N C M P A R A T O R L U K 279
man bilinsiz, uzak bir hayal niteliini alm ve bu olgular, ta
rihi m ateryalizm ve psiko-analiz gibi yntemlerle aa karlp
zmlenmek istenmitir. Romantizmi yorumlamas ile Flaubert, a
n en byk aklaycs ve zmcs ve bu yzden de ada ve
dnl yaam grnn kurucusu saylr.
F lau b ertin balca iki roman olan romantik ve nemsiz bir
taral kadnn yaam ile entellektel glerini bo yere harcayan,
hali vakti yerinde olan yetenekli burjuvann yks, birbirlerine s
kca bantldrlar. Frederic Moreaunun, Emma Bovarynin en
tellektel ocuu olduu sylenmektedir; fakat aslnda her ikisi de,
iinde, orta snfn baarl bir yaam srdrd 'yorgun uygarl
n ocuklardr (101). Her ikisi de ayn heyecansal karklk iin
dedirler ve bu miraslar kuann en belirgin zellii olan 'ra-
tes [47] rneklerini temsil ederler. Zolaya gre Education sentimen-
tale, m odem rom ann yetkin bir rneidir ve bir kuan yks ola
rak, K rm z ve Siyah ile balayp nsanlk Komedisinde sren
bir geliimin doruk noktasn oluturur. Bu yapt, 'tarihsel' bir ro
man, dier b ir deyile, kahramann iki ynden zaman temsil ettii
bir anlatm dr. Burada zaman nce karakterleri koullayan ve onla
ra yaam veren e olarak grnr; sonra ise onlar ypratan, y
kan ve yutan bir olgu olarak gsterilir. Yaratc ve retken zaman
anlay rom antizm tarafndan belirli hale getirilmitir; yaam ker
ten ve insan kemiren ykc zaman ise romantizmle olan savam s
rasnda ortaya kmtr. Flaubertin dedii gibi, Byk ykmlardan
deil, kk olanlardan korkmak gerektiini anlamak, (102) baka
bir deyile, en byk ve en iddetli biimde sarsan d krklkla
rmz tarafndan deil de, umut ve zentilerimizin yitip gitmeleri
sonucu yava yava ykldmz anlamamz, varoluumuzun en ac
yndr. Bylesine yava yava, duyamadan, kar koyamadan g
ten dme, byk ve zorlu ykmlarda olduu gibi patrdlar kar
madan yaamn sessizce kmesi, Education sentimentale ve tm
ada rom anlara konu edilen deneyimdir. Bu deneyim, trajik ve
dramatik olmayan zellikler tad iin ancak destans bir biim
de ifade edilebilirdi. 19. yzyl romannn rakipsiz duruma gelmi
olmas, kukusuz, yaamn kar konamaz biimde bayalap ma
kineletii duygusunun ve zamann ykc bir g olarak kabul
eden anlayn, insanlarn dncelerini tmyle kaplam olma
sna baldr. Tragedya form unun insan bir tek acmasz darbe ile
vkan zamansz yazg dncesinden kmas gibi, roman da, biim
kesini, zamann ykc etkileri olduu dncesinden alr. Yazg

[47] Hayatta hibir ite baarya ulaamam kii.


280 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

tragedyada nasl insanst bir ycelik ve diyalektik bir gce sahip


se, zaman da romanda ar, neredeyse mitlere ulaan bir boyut
kazanr. Education sentimentaleda. Flaubert, srekli olarak ge
mekte olan ve gemi olan zamann varln bulgular; zaten romann
tarihsel neminin nedeni de budur. Zamanla nesnelerin de anlam
ve deer deitirdiini, onlarn ancak gemiimizin bir blmn
oluturduklar anda anlam ve nem kazanacaklarn ve bu ilevle
rinin deerinin onlarn etkileyici ieriklerinden ya da nesnel y
kmllklerinden tmyle bamsz olduunu fark eden ilk yazar
dr. Gemiin bylesine yeniden deer kazanmas, bizi ve yaamm
zn ykntlarn gmen zamann her yerde yeni filizler ve kaybolmu
anlamlarn izlerini braktna inanmann verdii rahatlk (103),
romantik duygularn geerli bir ifadesidir. Flaubert imdiki zamann
ksr ve anlamsz olduunu, gemi zamann bile yaand srada tm
deer ve anlamlardan yoksun olduunu ileri srer. Btn romana ve
Flaubert'in zaman anlayna anahtar olan Education sentimentale
in son sayfalarnn anlam da budur. Bu yzden yazar zaman za
man kahramannn gemiinden bir yk seerek onu, yaamn kah
ramana vermi olduu en gzel ey olarak niteler. Bu deneyin hili
i, nemsizlii ve boluu, varoluumuzun zincirinde daima bir hal
kann eksik olduunu belirler; yaammzdaki her ayrntnn nesnel
amaszl, yaamn can sknts ve gerekten znel bir nemle do
lu olduunu gsterir.
Flaubert, 19. yzyln heyecansal grnn anlatan izginin
en aa noktalarndan birini oluturur. Zola'nn yaptlar, yeni bir
umudu, olumlulua dn ifade ederler. Maupassant ise Flaubert
kadar karamsar olmasna karn, gene de ondan daha hafif mizal
ve daha az ekingendir. deolojik olarak, onun ykleri, burjuvazi
nin hafif roman trne geme devrini olutururlar. yimser ve k
tmser elerine baklrsa, bu ideolojinin aa snflannki kadar
karmak ve elikili olduu grlr; burada doru bir yargya va
rabilmek iin toplumun deiik kademelerinin imdiki zamana ve
ya gelecek zamana kar takndklar heyecansal tavr arasnda bir
ayrm yapmak gereklidir. Ykselmekte olan snflar, imdiki za
man iin ktmser grnseler de gelecee gvenle bakmaktadrlar.
Ynetici snflar ise, tm g ve saygnlklarna ramen, yaknda y
kma urayacaklar duygusu ile ezilmektedirler. Ykselen snf
larn o gne kar ktm ser bir tavr almalar, onlarn gelecee kar
iyimser dncelerle dolu olmalar ile ilgilidir, nk kendileri
ne her trl gveni duymakta ve toplumda ilerleyeceklerine inan
maktadrlar. Ykm kanlmaz olan snflarn imdiki zaman ile
gelecek zaman kavramlar da ayn derecede atyordu; fakat onlar,
K N C M P A R A T O R L U K 281

aa snflarn tersine, gelecekten korkuyorlard. Bu yzdendir ki,


kendisini ezilen ve smrlenle bir tutan ve yaad dneme kar
tmyle ktm ser bir tavr alan Zola, gelecek konusunda umutsuzde-
ildir. Bu kartlk, onun bilimsel sanat gr ile uyumludur. leri
srdne gre o bir yazgc deil, bir gerekircidir (determinist).
Baka b ir deyile, Zola, insanlarn tm davranlarnda ve yaamla
rnda m addesel koullara baml olduklarnn pekl bilincinde ol
makla birlik te bu koullarn deitirilebileceine inanmaktadr. O,
Tainein o rtam kuramn kabul ederek onu daha da ileri gtrmek
te ve toplum sal bilimlerin insan yaamnn d koullarn dei
tirip onlar dzeltmeleri bugnk anlamda toplum planlamas
gerektiine inanm akta; bu ii, toplumsal bilimlerin gerek grevi
ve eriilm esi kabil olan amalan arasnda grmektedir (104).
Zolann bilimsel dncesinin tm bu yararc olma zelliini
tad gibi, devrimden ve uygarlktan yana olan aydnlanma a ru
hu ile ykldr. Onun psikolojisi pratik hedeflere bamldr, ruhsal
adan salkl kalmaya hizmet eder ve mekanizmalar anlald
takdirde tutkularn bile etkilenebilecei kuram zerine kuruludur.
Doalcla zg bilimsellik, Zola ile doruuna ular ve yava ya
va kartna dnmeye balar. O zamana dein, doalcln tem
silcileri, bilim i, sanatn emrinde ve elinden her i gelen iisi olarak
gryorlard; Zola ise sanat bilimin ua olarak kabul eder. Flaubert
de sanatn bilim sel bir evreye girmi olduuna inanr, yalnzca ger
ein dikkatli ve titiz bir gzlemle tanmlanmasna almakla kal
maz, b u gzlemin bilimsel, zellikle iyiletirici olan ynn vurgu
lar. Bu grlerine karn, Flaubert yalnzca bir sanat olarak ka
bul edilmeyi ister; oysa Zola, kendisini bir aratrmac olarak ka
bul ettirm eye almakta ve gvenilir bir bilimci olarak nn des
teklemek istem ektedir. Bu, genellikle sosyalizmin zellii olan bi
limi tanrlatrm a ve bilimsel fetie tapmann bir ifadesidir; ayrca
btn dengesizliklerin dzelmesini bilimden bekleyen tabakaya zg
tutumdur. Bilimsel ve sosyalist ideolojilerde olduu gibi, Zola da, in
sann, nitelikleri soyaekim ve evrenin yasalar tarafndan koullan
m bir varlk olduuna inanm aktadr ve doa bilimleri iin o denli
byk bir coku duymaktadr ki, romandaki doalcln,yalnzca de
neysel yntemin edebiyata uygulanmas olduunu syleyecek kadar
ileri gider. F akat burada 'deney', hibir anlam olmayan, en azndan
sadece gzlemcilik dnda deer tamayan bir szcktr (105).
Zola'nn yazn kuram larnn arlatanlktan uzak olduunu ileri s
remeyiz fak at romanlar, yeni b ir bilimsel gr tamasalar da
sosyolog saylabilecek bir kiinin yaratlandr. Bu yaptlar ayn za
manda, imdiye dek sanatta bilinmeyen sistematik b ir bilimsel yn
282 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

temin sonulardr ve bu da sanatsal geliim asndan ok nemli


bir olaydr. Sanatnn dnya zerinde edindii deneyler plan ve
sisteme bal deildir; ampirik yoldan elde ettikleri malzemele
ri yaamn gelip geen halleri iinden seerek biriktirirler, beraber
lerinde tarlar, byyp olgunlamalarna yardm ederler ve
bir gn gelip bilinmeyen, dlenmeyen hzineleri bu daarcktan
karrlar. Okumu insan ise bunun tersini yapar. O ie, bir so
runu ortaya koymakla, dier bir deyile, hakknda hibir ey bil
medii (ya da hakknda baz eyler bildii halde, asl bilmek istedii
eyi bilmedii) bir olgu ile balar. Malzemeyi toplamak ve onlar ele
mek, yni yaamn ilgilenilecek olan ynn tanmak, sorunun or
taya konulmasyla balar. Bilgi ve deneyimleri sorunun zmnde
ona yardmc olmaz, ama sorunun zm onu bilgi ve deneyim
sahibi klar. Bu ilem, Zolann yntemi ve izledii yoldur. Yabanc
olduu konu hakknda daha ok bilgi alabilmek iin, rom anna ay
nen bir Alman profesrn yeni ders ylna balamas gibi balar.
Nana'nn nerelerden doduu ve Zolanm fahieler ile tiyatro dn
yasna yapt bulgulama gezisi konusunda Paul Alexisin ileri sr
d dnceler bu anektodun kalntlardr.
Zolanm romanlarnn temellerini oluturan dncenin tm,
bilimsel bir aratrm a plan gibidir. Bireysel yaptlar, programa uy
gun olan, byk ansiklopedik bir sistemin blmlerini oluturur.
Zola, Fortune des Rougon'un (Rougonlarn Serveti) nsznde, Bir
ailenin, daha dorusu kk bir insan grubunun toplumda
nasl davrandn tespit etmek istiyorum, der. Toplum sz
c ile, kinci m paratorluk dneminin ryen ve bozulan
Fransasn .anlatmak istemektedir. Hibir sanatsal program
bundan daha dakik, daha nesnel ve bilimsel olamazd. Fakat
Zola, ann yazgsndan kamaz; bilimsel tutumuna karn,
bir rom antiktir ve bu akma ann dier 'daha az kktenci
natralistlerinden ok daha yrekten baldr. Onun tek yn
l, diyalektik olmayan usuluu ve gerei ematize etmesi olduk
a romantik bir tutumdur. Kent, makine, tre, fahielik, byk
maaza, hl, borsa ve tiyatro gibi ok ynl, renkli ve elikili ya
am simgelere indirgemesi, somut bireysel olgular yerine her yer
de alegori gren romantik bir sistemcinin grleridir. Zolanm bu
alegorik olana duyduu hayranla, byk ve ar olan eylerin t
mne duyduu hayranlk eklenir. O, kitlelere, saylara, ham, tkz,
tkenmez olaylar gereine kr bir inanla bal olan b ir sanat
dr. zdeksel bolluktan, yaamn zenginliinden ve lksnden haz
duyan ve bylenen bir sanatdr. Onun 'Grand Operann ve Baron
Haussmann ada olmas bouna deildir.
K N C M P A R A T O R L U K 283

O rta snfn st kesiminin ve anamalcln egemen olduu bu


ada rom antik olmayp duru olan yaptlar, doalc olanlar
deil, burjuvann okuduu elence trnden hafif idealist kitap
lardr. Temelde zdeki olan doalc edebiyat gerein vahi
b ir biimde tanmlanmasn salar. Burjuva usuluu ve prag
macl ise, dnyann dengeli, uyumlu ve dingin bir tanm
n ister. 'dealist' konular orta snf iin sakinletirici ve ya
ttrc bir etki yapmaktadr. Bu snfn edebiyattan bekledii,
m utsuz, durumundan memnun olmayan insanlar yaama bala
m ak, onlardan gerei saklamak ve onlara, iinde hibir rol oyna
m adklar ve oynayamayacaklar bir varoluun bir gn gelip sona
erebileceini ve iinde nemli rol oynayabilecekleri baka bir yaamn
olasln gstererek onlar aldatp ekmektir. Peinde olduklar
am a, okurun aydnlanmas deil, kandrlmasdr. Okurunu daima
heyecanlandrp onu alt st eden Flaubert, Zola ve Goncourt'larn
karsna, yksek tabaka, Revue des Deux Mondesu ve hepsinden
de nce, Octave Feuillet'nin romanlarn karr. Nazik toplumun
yaam n betimleyen ve onun amalarn uygar insanln en yce
lks olarak gsteren ve hl gerek yiitleri, yrekli ve bencil ol
m ayanlar, gl valyeleri, toplumun yksek tabakalarndan gel
me veya toplumun benimsemeye hazr olduu lksel karakterleri
a n latan rom anlardr bunlar. O zamana kadar, devrimlere ve byk
toplum sal deiimlere ramen, aristokrasinin yaam daima belirli
bir doallk ve rahatlkla betimlenmiti; bu yazlar, devirlerinin ge
risinde kalm olsalar da, gene belirli bir kendiliindenlie ve sa
duyuya sahiptiler. Fakat artk nazik toplumun grkemli dnyasnn
varl, gerek yaamla olan tm ilikilerini yitirir ve anszn gn
mzdeki Hollvwood filmlerinin soluk, belirsiz, k bir biimde hafif
letilmi olan dekorlarnn klar iinde grlmeye balarlar. Feuillet,
zerafet ile kltr, gzel davranlar ile iyi karakter arasnda bir
fark gzetmez. Ona gre, soylu bir konuma sahip olmak, iyi eitil
mi olm ak ve kendinden yksek snflara bal olmak daha iyi
biri' olm ann kantdr. 1858de yazd Roman d'un jeune homme
pauvre adl yaptnda bu iyi yetimi olma ve soyluluk anlayn
iler. B uradaki kahraman, yce gnll ve yakkl, sportmen ve
zeki, erdem li ve duygulu olup fakirlii ile, maddi deerlerin dal
mnn, aristokratik lklerin gereklemesine engel olamayacan
kantlar. Augier ve Dumasnn oyunlar nasl bir sav ileri sryor
larsa, bu yapt da belli bir sav ieren bir romandr. Burada Hris
tiyan ahlaknn gerektirdikleri, siyasal tutuculuk ve topluma uyma
ilkesi savunulup gklere karlrken, an tutkularn, yabanl
umutsuzluun ve edilgin direnmenin tehlikeleri ile savalr.
284 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M . F L M A I

Burjuvazinin iki yzl bir tutum izlemesi, kltr dzeyinde


o zamana kadar grlmedik bir de yol amtr. Flaubert ve
Baudelaire'in sanatn reten kinci m paratorluk devri, ayn za
manda, kt beeninin, sanatsal olmayan, deersiz eylerin de do
duu bir dnem olmutur. Bundan nceleri de, kt ressam ve yete
neksiz yazarlar, kabaca yaplm ve abucak bitirilmi yaptlar, ka
rm ve bozulmu sanatsal dnceler kukusuz vard; fakat nite
lii dk olanlara daima kaba ve zevksiz, savsz ve belirsiz gz
ile baklmt. Zarif de olsa erp trnden olan, sanatla ilgisi
olmayan deersiz nesneleri, ustalk ve hner gsterisi olarak sun
mak imdiye dek grlmemi veya bunlar, ikinci derecedeki rn
ler olarak kabul edilmiti. imdiyse bu deersiz rnler birer dz-
g (norm); iyi niteliin yerine yalnzca grntde iyi nitelie sahip
olmak ise retimde genel kural olmutur. Burada ama, sanattan
haz duymay, elverdiince kolay ve hoa giden bir eylem durumu
na getirmek, onu tm glkler ve karmaklklardan, sorunlu ve
eziyet verici eylerden arndrmak, ksacas, sanaty hoa giden
ve sevimli b ir yaratk durumuna getirmektir. Sanat, toplumun
bilerek ve isteyerek kendi dzeyinin altna dt b ir 'rahatlama'
ii saymak, bu devrin bulgusudur; bu anlay, retilen biimlerin
tmne egemendir, fakat etkisini en fazla her eyi ile b ir halk sa
nat olan tiyatroda gsterir.
Romanda ve resimde doalclk, burjuva beenisine uygun ei
limlerin yan sra egemenliini srdrrken, tiyatroda, burjuva
kar ve dncelerine kart olan hibir olgu gzkmemektedir. H
kmet, seyirciler arasnda ounlukta olan 'hkmet yanls g
lerin varl ile yetinmiyor, kendisi iin bir tehlike oluturabilecek
eilimlerin nne gemek iin bir sr yasak ve dzen uygulayarak
bu eilimlerle savayordu. Bugn tiyatroya uygulanamayan kst
lamalarn sinemaya uygulanmas gibi, o devirde de geni kitlelerin
sanat olan tiyatro, daha kolay bir biimde denetlenebiliyordu. a
n ortasndan sonra, oyun yazarlarnn abalar, hkmetin ama
larna uygun den ve burjuva ideolojisinin ekonomik, toplum
sal ve ahlaki ilkelerinin propagandasn yapacak bir belge yarat
ma amacna yneldi. Ynetici snflarn elence iin duyduklar a
lk, toplum elentilerine duyduklar dknlk, birbirlerini gr
mekten ve etrafta grlmekten duyduklar haz, tiyatronun devrin
sanatn temsil etmesine neden olur. imdiye dek hibir toplum,
Augier, oul Dumas ve Offenbach'n hayran olan bu yeni kitle ka
dar tiyatrodan haz duymam, al geceleri hibirine bu denli an
laml gelmemitir (106). Orta snfn bu tutkusu, toplumun genel
kansn biimlendirenler iin, mutluluk verici bir olaydr; bu tut
K N C M P A R A T O R L U K 285

ku onlann, kendi deer yarglarnn geerliliine daha iyi inan


drr ve bu tutkudan yararlanmak iin cesaret bulurlar. an en
iyi dram eletirmeni olan Sarcey tarafndan topluma verilen yarg,
kukusuz bu eilim ile ilgilidir. Sarcey, toplumun tiyatronun zn
oluturduunu ve bir oyunun, seyircinin yokluundan baka her
eyin yokluu ile oynanabileceini ileri srerken, sadece ilerlemi
durumda olan toplumsal bilimlere ve herkesin ortaklaa kabul ettii
olgulara uymu olmak iin byle sylemiyordu (107). Sarcey iin, top
lumun daima hakl olduu ilkesi, tm eletirilerin ltdr ve eski
kltrl toplumun dalm olduunu ve gerek bir beeni birlii
ne sahip olan eski tiyatro merakllarndan yalnzca ok az bir b
lmnn dzenli olarak tiyatroya gittiini; gitmek iin ise, yalnz
ca al gecesini setiklerini bildii halde, bu dncesinde dire
nir (108). Sarcey, ada kentte bu yeni tiyatro seyircisini yara
tan toplumsal deiimleri, orta snfn iinde gelimekte olan yeni
bir srece balamaktadr. Demiryollarnn hzla yaylmas sonucu
bu toplumun hzla bymesi, insanlarn Fransann drt bir yann
dan ve yurt dndan Parise akmalar ve tektrden bir evrenin ye
rine, geici olarak Pariste oturan, kark bir toplumun gelmesi,
Fransz Devrimi ile balayan srecin, en nemli olmasa da, en son
evresidir. Sarceyin yan sra, dier eletirmenler de, bu olguya dik
kati ekmiler ve onu dramdaki slup deiiminin en nemli nede
ni olarak grmlerdir (109).
ada Fransz dram tarihinin en kesin dnm noktasn,
Scriben yaptlar oluturur. Scribe, Restorasyonun para zerine
temellenmi burjuva ideolojisine dramatik bir ifade vermekle kal
mam, ayn zamanda entrika oyunlar ile, burjuvaya, ideolojisini
glendirmek iin verdii savata en etkin silah salamt. Dumas
ve Augier, onun 'saduyusunun daha gelimi birer tarz olmaktan
ileri gidemezler ve Scribe, Restorasyon ve Temmuz monarisi iin
ne anlama geldi ise, bu yazarlar da 1850lerin orta snf iin o an
lama gelmilerdir. Her ikisi de ayn dar snrlar iinde uygulanm
usuluu, ayn yapay iyimserlii ve materyalizmi savunurlar. Scribe
ile aralarndaki tek aynn, Scribe'n onlardan daha drst olmasn
dadr. Bu yazarlar, lkler, grevler ve sonsuz aklar konusunu i
lerken para, meslek ve uygun evlenme biimleri konusunda iten
likli ve ak davranmazlar. Scribe'n devrinde konum elde edebil
mek iin arpm akta olan orta snf, artk kendini kabul ettirmi ve
aa snflar tarafndan tehdit edilmeye bile balamt. imdi ise
materyalist amalarn, lkclk maskesi altnda saklamas gerek
tiine inanyor ve konum elde etmek iin savaan snflarn hibir
zaman duymam olduklar bir ekingenlik duyuyordu.
286 N A T U R A L Z M . E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

Bu snfn lkclne, hibir ey aile ve evlilik kurum u kadar


hizmet etmi olamaz. Bu kurumu, en yaln, en zgeci, en
soylu duygularn sayg grd bir toplumsal biim olarak
sunmak mmkndr, ancak feodal balarn yklmasndan sonra,
mlke denge ve sreklilik salayan tek kurumun evlilik oldu
u da kukusuzdur. Dardan gelecek tehlikelere kar ve ite
oluacak ykc elere kar burjuva toplumunun kurm u olduu
bir siper olan aile kurumu, dramn entellektel temelini oluturur.
O, bu ileve en uygun olandr, nk ak motifi ile dorudan iliki
kurabilir. Kukusuz bu olgu, ak anlaynn romantik zellikler
den kurtarlp yeniden yorumlanmasndan nce gerekleemedi.
Akn, bundan byle, byk, ve vahi bir duygu olmasna izin veri
lemez ve bu zelliinden tr yceltilmezdi. Romantizm dizginlen
mesi olanaksz olan, ba kaldran ve zafer kazanan aka kar daima
anlayl davranmt; bu ak, youn olduu lde geerli oluyor
du. Burjuva dramnda ise, akn anlam ve deeri, onun sreklilii
ne ve gnlk evlilik yaamnn snavnda gsterdii baarya ba
ldr. Ak anlaynn geirdii deiimi, Hugonun Marion de
Lormeundan Alexandre Dumas'nn Kamelyal Kadn (La Dame aux
Camelias) ve Kibar Fahieler (Demi-Monde)'ine dek adm adm
izleyebilirsiniz. Kamelyal Kadnda kahramann dm b ir k
za duyduu ak, burjuva ailesinin ahlak ilkesine ters dse
de, yazar sadece duygusal ynden kurbanndan yanadr. Kibar Fa
hieler de ise kukulu b ir ne sahip olan kadna olan tavr tmy
le olumsuzdur; bu kadn toplum yapsndan bir irin gibi sklp
atlmaldr. nk bu kii, burjuva ailesi iin, iyi bir anne, bal
bir e ve aile mlknn gvenilir bir koruyucusu olabilecek yok
sul fakat saygdeer bir kzdan daha tehlikelidir. Eer byle b ir kz
batan karlmsa onunla evlenilmelidir; bylece yaplan b ir yan
l dzeltilmi, olaylar zmlenmi ve Zolann Augier'nin Four-
chambaults adl yaptndaki ahlak anlay iin syledii gibi, bir
iflasn ve ykmn tamama ermesi nlenmi olur. Eer dnyaya ya
sal olmayan bir ocuk getirilmise, bunun vnlecek b ir yan ol
masa da, Dumasnn Fils naturel (Pi) ve Monsieur Alphonse (Bay
Alphonse)unda olduu gibi, ocuu kabul etmek gerekir. Bylece,
burjuva toplumu iin srekli b ir tehlike oluturan kksz eler,
topluma sokulmam olur. Zina suu ise, aileyi tehlikeye soktuu
oranda su olarak kabul edilmelidir. Baz durum larda erkein bu
suu balansa da, kadn hibir zaman balanamaz (Francillon).
Ksacas, zmlenip aile yaam ile uzlatrabilecek olan her eye
izin vardr; aile ile atan her ey yasaktr. Augier ve Dumas'nn
oyunlar bu norm (l) ve lklerle ilgilidir. Bu oyunlar, bu norm
K N C M P A R A T O R L U K 287

ve lkleri hakl gstermek iin yazlmlardr ve kazandklar ha


an da bu yazarlarn, toplumun en derin dncelerini anlam ol
duklarn kantlar.
O yunlann dk kaliteli olmalar ki gerekten yledirler
belirli b ir eree hizmet etmi olmalarna veya bir sav ileri srme
lerine bal deildir. Aristophanesin ve Comeille'in komedileri de
ayn eyi yapmlardr. Bunun asl nedeni, bu erein onlara dar
dan yaptrm a olmas ve karakterlerin hibirinin hakiki varlklar ile
zde olamamasdr. Bu oyunlarda tezin ve anlatmn organik ol
m ayan birleimi son derece tipiktir. Karakterin, yazarn szcs
olm aktan te ilevlerinin olmamas, ahlak doktrininin soyut bir evre
de kalm asna ve arka planda kalan mesajn oyunun btn ile
birleememesine yol aar. Yazarlar, devrin iyi ve kt alkanlk
lar konusunda ynetici snflarla ya ayr grtedirler ya da bu g
r leri kabul ederler; fakat bu dncelerinin yan sra, onlardan ba
msz olarak, elence yaratma ve sahne aracl ile ilgi uyandrp ge
rilim salam a gibi bir yetenekleri de vardr. Bu verileri bir araya
getirerek tiyatro yapma yeteneklerini, ileri srecekleri gr ve
kuram lar saptrm a yolunda kullanrlar. Ancak, bu ii ok dorudan
ve kaba b ir biimde yaptklarndan, sanat iin sanat' ilkesini hakl
gsterm ek iine istemeyerek katkda bulunurlar. nk sanatta
propaganda, yaptn tm iine yerletirilmedii ve ileri srlecek
olan dnce, sanatnn gerek gr ile uyumad zaman, ok
rah atsz edici olur.
Romantizmin tersine, kinci mparatorluk devri, bir usuluk,
yanstm aclk ve zmleme adr (110). Her yerde teknik sorun
la r n plandadr ve her trl eletirel 'intellect' egemendir.
Bu eletiri esprisi, romanda Flaubert, Zola ve Goncourt kardeler,
iirde Baudelaire ve Pamasseclar, tiyatroda ise 'piece bien
fa ite [48] ustalar tarafndan temsil edilir. Trlerin ounda, he
yecanl ve romantik eilime kar denge oluturan form ile ilgili
sorunlar, sahnede dier trlerde olduundan daha fazladr. Yazar
larn dzen ve sanatsal ekonomi sorunlarna uymalarna neden
olan etm enler, yalnzca oyunun d koullan, onun da zaman ve
snrl m ekn iinde gemesi, toplumun bir kitle niteliinde oluu
ve brakt izlenime dorudan karlk verecek durum da olmas
deildir. B una yol aan asl neden, retici olan ve propaganda ni
teliinde olan bir yaptn, biim ynnden ak-seiklii ile, birok
eyi skca bir araya getirerek, teknik ynden yeterli ve b ir amaca
ynelik b ir tarzda ilenmesinin gerektiidir. Yazarlar ve eletir-

[481 Bak s. 185, dip not [83].


288 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

menler, tiyatronun edebiyatla ilgili olmadn, sahnenin kendi ku


ral ve mantna uyduunu, dramdaki iirsel enin ounlukla sah
nede etki salamadn giderek daha iyi grmeye balamlard.
Sarceyin tiyatro perspektifinden (optique de thetre) ve tiyatro i
gdsnden (genie de thetre) anlad, veya cest du thetre' [49]
dediinde sylemek istedii, edebiyat yapma abasndan tmyle
ayr olup yalnzca sahneye uygun olan, sadece tiyatroya zg olan
yntemlerin etkili bir biimde kullanlmas ve toplumu kazanmak
iin her eye bavurulmas, ksacas, sahneyi platform ile zde
letirme tutumudur. Voltaire, tiyatroda de frapper fort que de
frapper juste [50] n daha nemli olduunu biliyordu fakat iyi
kurulu oyunun uygulayclar ve kuramclar, bu sert darbenin ve
iyi amalanm dram trnn koullarn saptayan ilk tiyatro ya
zarlar olacaklardr. Onlarm en nemli bulgular, sahnede etkili
olabilmenin ve ortaya oyun karmann, bu ticaretin yntemleri
ne ve Sarcey'in de dedii gibi, tricheries [51] lere bal olduunu
kabullenmelerine ve retici elerle alc eler arasnda kendiliin
den olagelen uyumun, tiyatroda, dier sanat nlerinde olduun
dan ok daha kesinlik tadna inanmalardr. Tiyatronun en nem
li konvansiyonu, seyircinin konudaki deimelerle ortaya kan srp
rizlere daima hazr olmas, kendisini bile bile aldatmas ve oyunun
kurallarn kar koymadan kabul etmesidir. Seyircinin bu kabul edi
ci tutumu olmadan, yalnzca tiyatroya zg yntemlerle oynanan bir
oyunu ikinci kez gremeyeceimiz gibi, bir kez grsek de ondan haz
duyacamz kukuludur. nk byle bir oyunda her ey nceden
tahmin edilebilse de, oyun gene de artc olmaldr. Sarcey'in ia
ret ettii gibi onun scenes faire leri herkesin bilip bekledii anla
tm lardr (111) ve onun 'denouementlan [52] seyircinin bekledii ve
zledii zmlerdir (112). Btn bunlarn sonunda, tiyatro, en sk
konvansiyonlara bal olarak, en byk hnerleri kullanarak oynanan
fakat gene de iinde naif ve ilkel bir yn bulunan bir oyun durumuna
gelir. Glkler, oyun yazarnn ilgilendii elerin deikenlik gs
termesinden deil, oyun kurallarnn karmaklndan doar. Titiz ve
kolay beenmez seyirciler karsnda, oyunlarnn yoksul ve renksiz
ieriini kapatmak, onlarm grevleridir. Tm amalar oyundaki bo
akn fark edilmemesine yneliktir. Toplumun iyi eitilmi kesimi
bile, hafif ve zahmetsiz elenti istemekte, karanlklar, belirsizlik-

[49] te tiyatro budur anlamna gelir.


[50] Franszca gl bir darbenin, doru bir darbeden daha nemli olduu anla
mna gelir.
[51] Franszcada hileler anlamna gelir.
[52] zme veya sonuca var demektir. Piyesin sonucu anlamna kullanlr.
K N C M P A R A T O R L U K 289

eri, zmlenemeyen sorunlar veya dibine eriilemeyen derinlik


leri skc bulmaktadr. Bu nedenle eserin daha ok yapsal zenine
ve mantksal uygunluuna nem verir. Konunun geliimi matematik
sel bir ilem gibi olmal, i kanlmazln yerini d kanlmazlk
almaldr.
Denouement, sorunun en son ve nemli zmdr. Dumas,
Sonu yanl ise tm ilem yanl demektir, der. Bu dnceye g
re, bir oyun zerinde almaya balarken, son blmden, zm
den, oyunun son sznden balanmas gerekir. Piece bien faitein
meydana gelmesinde kullanlan hesapl hareket etme ile gerek
bir airin kendini teslim ettii itepilerin arasndaki farkl
l, bu geri geri yrmee benzeyen ilem kadar iyi hibir
olgu anlatamaz, ileriye doru bir adm atmak iin yazar iki adm
geri gitmek zorundadr; her dnceyi, her motifi, her yeni hareketi,
salam bir biimde yerlemi olan motif ve hareketlerle kar
latrp onlar uyuturmaldr. Oyun yazmak demek, srekli ola
rak ileri gitme ve geriye dnme, tekrar tekrar sraya koyma ve d
zenleme, el yordam ile ilerleme ve st ste ina etme, bu arada pe
pee yetenek testleri uygulayarak oyunun eitli kademelerini pe
kitirip korumak demektir. Bu tr usuluk, hoa giden her sanatsal
rnn, zellikle Augier ile Dumasnn ve sahnenin salad veriler
zerine kurulu olan Shakespeare oyunlar gibi oynanabilecek her dra
m atik yaptn zellikleridir; fakat Shakespearein yaptlarnn baars
yalnzca matematiksel olan ilikiler evreninin dndaki elerin son
suzluuna bal iken,iyi kurulu oyunyazarlarnn etkili olabilmeleri,
a rt arda gelen hile ve dzme kumar katlarna baldr. Emerson,
Shakespearein oyunlarn, sahneleri sondan balayarak okumay
yelemi ve onlarn sahne oyunu olarak yaptklar etkiye aldrma
yarak yalnzca iirsel ierikleri zerinde durmutur. Bu ekilde
okunduunda, gerek bir piece bien faite, tatsz olabilecei gibi,
anlalmas da olanakszlar nk bu t r oyunlardaki ayrn
tlar, hibir isel deer tamazlar; bunlar ancak, bir parasn olu
turduklar btn ile olan ilikileri ile deer kazanabilirler. Onlar
gelitirirken iyi bir oyun yazarnn gz, satran oyununda oldu
u gibi, daima son hamlede olmaldr; bu hamlenin ne denli meka
nik b ir biimde geliebileceini, en iyi ekilde, Sardounun, Scribe
n tekniini alrken faydalanm olduu bir yntem gsterir. Ken
disinin ileri srdne gre, daima Scriben oyunlarnn yalnzca
ilk blm n okum aktadr ve bylece elde edilen ncllerden
doru olan sonucu karmaktadr. Zamanla kendi deyimiyle
tmyle mantksal olan bu deneyin onu, Scriben ikinci ve
nc blmlerinde bulduu zmlere yaklatrdn grm ve
S T T 19
290 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

ayn zamanda Dumas'nn da gr olan, tm konunun balang


ta kullanlan durumdan pek farkl olamadan, o durumdan uzakla-
amadan gelitii kansna varmtr. Dumas, dramatik bir durum
yaratmakla ve bir elikili durum tasarlamakla sanat yaplm ol
mayaca grndedir. Ona gre sanat, iinde konunun sonuca er
dii bir sahnenin hazrlanmas ve dmn kolayca zlmesidir,
lk bakta dramn en kendiliinden en sorunsuz verisi gibi gr
nen konunun, bylece oyunun en yapay ve en ok almay gerek
tiren esi olduu grlr. Konu, hibir ekilde bir hammadde ve
ya hayal rn deildir; tersine, yazarn kendiliinden bulgularna
ve bamszca deerlendirme eylemine hi olanak tanmayan bir
devinimler dizisinden olumutur.
Eer istenirse, yaps iyi kurulu bir yapt, grkemli, hayranlk
uyandrc yksekliklere kan bir merdiven olarak ya da sanat ve
insanclkla hibir ilgisi olmayan bir grenein program olarak ka
bul edebiliriz. Walter Pater ile, sonucu balangta gren ve onu
hi gzden karmayan, son tmcede olduu gibi, her blmde di
er blmlerin bilincinde olan fakat tkenmez bir canllkla ilk
batakini zp onu hakl gstermeye alan' sanatsal zeka
y gklere karabiliriz. Fakat B em ard Shaw'da olduu gibi,
bir dram yazar iin en kt ey olan mantn zorbalndan
korkarz. Bem ard Shaw, bu konuda unlar yazmaktadr: Onun
klesi olanlar iin, oyunlarn, hogrlebilir, ekilebilir son blm
lerle bitirmek olanakszdr. ncllerini izleyen sonular ok al
lagelen bir biimde yaplmtr. Fakat Shaw'n sanatsal zekann
hile ve oyunlarndan nefret ettiine inanabilmek iin, onun The
Devit s Disciple (eytann mezi) ve Candida adl yaptlarn
yazar olduunu unutm ak gerekir. Bu oyunlara dikkatle ba
kldnda, onlarn birer piece bien faite' olduklar grlr. Fa
kat yalnzca Shaw'n deil, Ibsen ve Strindberg'in ve onlarla bir
likte bu an tiyatrosunda etkili olan dramnn temelinde az ok
piece bien faite yatar. Karklk ve gerilim yaratma, dm ba
layarak zm geciktirme, oyunda dn noktalarm hazrlama sa
nat ve toplumu artmak, uygun dalm ve coups de thetre
m zamanlamas byk tartm alarn safsatas, inen perdenin
ansz heyecan ve son dakikada gerekleen zm, bunlarn tm,
Scribe, Dumas, Augier, Labiche ve Sardou'dan alnmadr. Fakat
bu, ada sahnenin tmyle bu oyun yazarlarnn yarats olduu
anlamna gelmemelidir. Tersine, geliim izgisi gerilere uzandn
da, Devrim sonras dnemin melodram ve vodviline, 18. yzyln
evcil dram ve komedisine, commedia dell'arte' ve Moliere'e, Roma
K N C M P A R A T O R L U K 291

kom edisi ve Ortaa farsna kadar gidebilir. Gene de bu ustalar


p iece bien faite'e olaanst katkda bulunmulardr.
kinci mparatorluk devrinin en zgn ve birok ynden en
ifa d e gc yksek olan sanatsal rn operettir (113). Bu trn ti
y a tr o tarihinin bu denli ilerlemi bir evresinde salt yeni bir bulu
o ld u u n u dnmek yersiz olur; operet, opera buffa [53] ile vodvi
lin devam dr ve bu ar, hantal ve nkteden yoksun aa, 18. yz
y ln en, akrak ve romantizmden uzak ruhunu getirmitir. Ope
r e t, b u dnemin tek neeli, oynak, hafif ve haval formudur. Ar
b a l burjuva beenisi ile uygun olma eilimlerinin yan sra, ken
d in e zg bir dnyada egemenliini srdrmektedir. Operet, a
d a dram dan veya halk tarafndan tutulan romandan daha ekici
o la n , toplumbilimsel durum u doalclktan daha iyi temsil eden
v e b y le olduu iin de geni kitlelere seslenen ve sanat deeri olan
y a p tla r ieren tek trdr.
O peretin en belirgin ve doalclk asndan en kendine zg
z elli i, onun olaslktan tmyle uzak oluu ve frtna gibi hzla sra
l a n a n sahnelerinin gerek olmayp tmyle imgesel olma nitelii
d i r . B undan nceki yzyllar iin pastoral oyun ne anlama geldi ise
o p e r e t de 19. yzyl iin ayn anlam tar. Yapsal ieriklerinin n
c e d e n kabul edilmi bir formle gre hazrlanmas, karklklarnn
v e zmlerinin allagelmilii ile gerekle hibir ilikisi bu
lu n m a y a n yaln, katksz oyun formlardr. Karakterlerinin kuklala
r a benzem e zellii ve sunu biiminin nceden hazrlanmadan, i
t e n geldii gibi sylenmesi, bunlarn gerek olmayp d rn ol
d u k l a r izlenimini pekitirir. Sarcey, operet ile commedia dell'arte'
a r a s n d a k i benzerlii vurgulam (114) ve Offenbach'n yaptlarnn,
o n u n zerinde de benzer bir geree aykrlk izlenimi yarattn
s y le m itir. Bu eletiri ile Sarcey, bu oyunlarn garip bir d r
n o lm a niteliine sahip olduklarn vurgulamak istemitir. Devri
m iz d e yaayan ve Offenbach'n hayran olan Viyana'l yazar Kari
K r a u s , Offenbach operet yaamnn, gerein kendisi gibi, olas
lk ta n uzak, sama sapan, grotesk ve garip olduunu ileri srerek,
o n u n bu zelliine daha belirtici ve kesin bir anlam kazandrm
t r (115). Byle bir yorum, Sarcey gibi bir eletirmene tmyle ay
k r gelirdi. Aslnda ada sanatn kendine zg ifadecilii ve ger
ekstcln; yaamn dsel ve hayaletlere zg ynn
v u rg u lam ad an byle bir gr geerlik kazanamazd. Bu sanat
sal eilim ler yardm ile keskinlemi olan bir gr, sadece kinci
m p a ra to rlu k dneminin hafifmerep ve insann iyiliine inanma-

[53] Ak sak, gldrc opera tr.


292 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

yan, trel kurallar bile bile ineyen bir toplumun imgesi deil,
ayn zamanda, bir 'kendi kendi ile alay etme biimi' olduunu; yal
nzca gerei yanstmakla kalmayp bu dnyann geree aykrl
n da dile getirdiini; ksacas, bu trn yaamn operete benzer
zelliinden doduunu (116) eer bylesine arbal, souk ve
eletirel bir an 'operete benzer' zelliinden sz edilebilirse g
rebilirdi. Saban sren kyller, fabrikalardaki iiler, dairelerdeki
tccarlar, Barbizon'daki ressamlar, Croisset'de bulunan Flaubert,
ne iseler o idiler. Fakat ynetici snf, Tuileries'deki saray evresi,
iki iip delicesine elenen bankaclar, dm aristokratlar, sonra
dan grme gazeteciler ve mark gzellerin tmnde olaslktan
uzak, de benzer, gerek olmayan, geici bir zellik vardr. Bu dn
ya, aslnda bir operet dnyas, her an yklma tehlikesi ile kar kar
ya bulunan bir sahnedir.
Operet, bir laisser faire, laissez passer' [54] dnyasnm rn,
baka bir deyimle, ekonomik, toplumsal ve treci liberalizm dn
yasnn, sistem konusunda hibir soru sormad srece herkesin
istediini yapmakta zgr olduu b ir dnyanm rndr. Bu kst
lama, bir yandan ok geni, dier yandansa ok dar snrlara sahip
tir. Flaubert ve Baudelaire'i mahkemelik eden ayn hkmet, Offen-
bach'n yaptlarndaki en kstah toplumsal talamay, otorite reji
minin, sarayn, ordunun ve aristokrasinin en saygsz biimde g
ln duruma drlmesini ho grebiliyordu. Bu hogrsnn
nedeni, yalnz bu neeli oyunlarn tehlike oluturmadna inanma
s deil, yazarn kendisini, kuku gtrmeyen ekilde bu topluma
adam olmas ve bu toplumun, mutlu olabilmek iin bu zararsz
talamalardan baka hibir eye gereksinme duymamasdr. Bunlar
ancak bize kt niyetli, akalarm gibi gelirler. Bizim Offenbach'n
galop ve kankan [55] larnn lgn heyecannda sezinlediimiz o
uursuz, ktlk saan havay, o devrin toplumu alglayamyordu.
Ne var ki bu elenceler sanld kadar zararsz deildi. Operet in
sanlarn gzn yldryor, ahlakn bozuyordu. Bunun nedeni, 'say
g gsterilmesi gereken' her eyi alaya almas; Antika, klasik
tragedya ve rom antik operay ciddiye almamas, dolayl olarak an
toplumunu eletirmesi deil, ilke olarak kar gelmese de otoriteye
olan inanc sarsmasdr. Operetin ahlaka aykrl, bozuk hkmet
sistemini ve ahlak bozulmu olan toplumu eletirirken dncesiz
bir hogr ile hareket etmi olmasnda ve kk fahielerin hafif-

[54] Braknz yapsnlar, braknz gesinler demektir.


[55] Galop, Franszcada bir eit hzl dansa verilen addr. Cancan da ayn an
lama gelir.
K N C M P A R A T O R L U K 293

merepliine, an harcam alarda bulunan zarif erkeklerin ve se


vimli, yal 'viveurs' [56] lerine verdii zararsz olma' grnm
dr. Onun lml, tereddtlerle dolu eletirisi, bu bozukluu daha da
hzlandrmtr. Baarl olabilen, baary her eyden ok seven ve ba
arl olmalar, haz peinde koan, tembel, gevek toplumun s
rekliliine bal olan sanatlardan anlam belirsiz bir tavrdan ba
ka bir ey beklememek gerekir. Offenbach, bir Alman Yahudisidir;
yurtsuz, babo b ir mzisyen, varl iki ynden tehlike altnda
olan b ir sanatdr. Kendisini, Fransz bakentinde, tm bozukluk
lara karn ekiciliini koruyan dnyada bir yabanc hissetmi, bir
gurbet kuu, uyuuk, ilgisiz, hissiz bir yabanc olarak grmtr.
Sanatnn ada toplum iindeki sorunlu durumunu, onun
ihtiraslar ve krgnlklar, yoksulluunun gururu ve halka kur
yapmas arasndaki elikiyi ayn meslekteki arkadalarnn o
undan daha youn b ir biimde hissetmitir. O ne b ir asi ne
de gerek bir dem okrattr. Tersine gl b ir elin egemenliini
mutlulukla karlam ve kinci mparatorluun siyasal sistemin
den salad yararlardan byk bir ruh dinginlii iinde haz duy
masn bilmitir. Fakat evresindeki telal etkinlikleri b ir yaban
cnn akn, souk ve keskin baklar ile izleyip, baarsn borlu
olduu snfn kn istemeyerek hzlandrmtr.
Operetin ykselmesi, gazeteciliin mzik dnyasna szmasna
neden olmutur. Roman, dram ve grafik sanatlardan sonra, gnn
olaylarn eletirmek iin sra mzik sahnesine gelmitir. Fakat ope
retin gazetecilii, gncel olaylara yalnzca gldrclerin ark ve
akalarnda deinmekle kalmam, oyunun tm, yksek sosyete
nin rezaletlerine ayrlm bir dedikodu stununa benzemiti. Heine
iin Offenbach'n ncs demek bouna deildi. Her ikisinin de
kkleri, mizalar ve toplumsal konumlar az ok ayndr. Her ikisi
de gazeteci olarak domu, toplumun yntem ve amalar ile her
zaman uyum iinde olmasalar da, onun dnda yaamak yerine
iinde yaamay yeleyen eletirel ve pratik doalar tayan kii
lerdir. Heine, Temmuz monarisinin ve kinci im paratorluk dne
minin kozmopolit Parisinde, Meyerbeer ve Offenbach kadar baar
kazanmak ansna sahipti fakat kendisinden daha ansl olan yurt
talarnn yararland uluslararas iletiim vastalar onun devrin
de yoktu. Onun n daha dar bir evre iinde kalmken, Offenbach
ve Meyerbeer'inki Fransz bakentine ve tm uygar dnyaya yayl
mt. Bu sanatlar, Fransz sanatnn en belirtici ve ayrdedici t r
lerinden ikisini yaratm akla kalmamlar, devrin Paris beenisini de,

t56] Kelime anlam yaayanlar demektir; ancak 'zevk dkn1 anlamnda kullanlr.
294 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

Fransz meslektalarndan daha geree uygun, daha anlayl bir


biimde tanmlamlardr. Offenbach, an zn temsil eden bir
sanat saylabilir; onun yaptlar en belirgin, en zgn zellikleri
ierir. adalar, onun bu zelliini daha o zamandan hissetmi
ler ve onu Paris esprisi ile zdeletirip yaptlarn klasik Fransz
geleneinin devam saymlardr. Mzii ise, Bat Avrupay, bir
cokunluk ve taknlk havas duymada birletirm itir (117). La
Grande - Duchesse de Gerolstein (Gerolstein Grandesi), 1867 dnya
fuarnn en byk, en srekli ve en ekici elencesi olmutur. Paris
te konuk olarak bulunan hkm dar ve prensler de, Fransz baken
tinin hovardalar ve taradan gelme sradan burjuvalar kadar, ba
roln Hortense Schneiderin oynad bu oyuna hayran kalmlar
dr. Rus ar, Parise geliinden saat sonra 'Varietesdeki locasn
da oturuyor, sabrszln daha iyi denetleyebilen Bismarck bile,
tallar kitlesi kadar etkileniyordu. Rossini, Offenbach iin 'Champs
Elyseesnin Mozart diyor, Wagner ise, yknd rakibi ldkten
sonra bu yargy onaylyordu.
Operetin en parlak devri, 1855 ve 1867de yaplan iki dnya fuar
arasnda kalan dnemdir. 1860 yllarnn siyasal huzursuzluundan
sonra operet, en ve gamsz, kendisini nee ve gven duygusu ile avu
tan toplumdan bile yoksun kalmt. kinci m paratorluktan sonra
operetin en iyi gnleri sona erdi; sonraki kuaklar operetten haz
duymularsa da, bunun nedeni, operetin, o gnn canl ifadesi olma
sna deil, 'eski gzel gnleri artrmasna baldr. Bu arm
yzndendir ki, operet, fin de siecle [57] in byk ve beklenmedik
deiikliklerinden kurtulmu ve Viyana gibi entellektel ynden den
gesiz olan bir kentte bile, II. Dnya Savana dek en yaygm olarak
'gemiin lkselletirilmesi arac olarak kullanlmtr. Avrupann
bir blmnde III. Napolyon ve Offenbach, dier blmnde ise
m parator Franz Joseph ve Johann Strauss ile yaanan 'eski gzel
gnler dncesinin yenilenmesi iin son on ylda geirilen deney
ler gerekmitir. 1848 ile 1870 aras her yerde bastrlm olan smf
kavgas, bu dnemin sonunda yeniden patlam ve gericilikten ya
rarlar salam olan bur juvazinin egemenliini tehdit etmeye bala
mtr. Operet imdi, korku, kuku ve tehlikelerden arnm mutlu
bir yaamn betimlenmesi gibi grnmektedir. Oysa bu idil gerek
te hibir zaman var olmamtr.
Goncourtlar, deiik gsteri ve danslar ieren sirkin, tiyatro
nun yerini alacan ileri srmekte haklydlar. Film de resimsel
niteliinden ve her eyi gzler nne serebilme zelliinden tr,

[57] Yzyln sonu demektir. Burada 'an sonu anlamna kullanlmtr.


K N C M P A R A T O R L U K 295

bu grsel biimlerinden biri olarak saylabilir ve Goncourtlarm tah


minini dorular. Operet, revlere yani eitli dans ve oyunlardan
oluan sahne gsterilerine yaklam, ama grkemli gsterileri dra-
may bastran eski biimleri hibir ekilde temsil edememi
tir. Byk t r gsteri oyunu, daima tiyatroyu oluturan i eler
den biridir; dramatik ve akustik asndan ondan aka stn ol
makla birlikte, bu konuda asl dnm noktas. Temmuz mo
narisi devrinde Grand Operanm balamas ile gereklemitir. B
yk gsteri oyununun stnl, ncelikle, dekorlar, kostm
ler, danslar ve geitlerle salanan oyunun enlikli ynnn,
dier tm elere stn geldii Barok tiyatrosunda da belirgin
dir. Sonradan edinilmi bir kltr olan Temmuz devrimi ve
kinci m paratorluun burjuva kltr de, tiyatroda antsall ve
kendisini zorla kabul ettiren eyi istedi ve yce grnme abasn
abartt; gerek bir tinsel ycelikten yoksun olduu oranda
da abartmay srdrd. Toplumu, trensel, yce ve iddial biimlere
ynelten iki itici g vardr; bir yandan doal yaam biimi ile uygun
dtnden ycelik peinde koar, te yandan ise az ok ac ile his
settii zayfln dnleme gereksiniminden tr geni ve byk
olana eilim duyar. 17. yzyln Barok'u, o dnemin saray ve aris
tokrasisinin iinde nefes alp dolatklar byk oranlara uygundu;
19. yzyln yalanc-Barok sanat ise, burjuvazinin bu oranlan dol
durma abasnn hrsna ve zentisine uygundur. Operann burju
vazinin en gzde sanat tr olmasnn nedeni, baka hibir sanat
daimin tantanaya, alma ve sahne donanmna, st ste ymaya
ve efektler kurmaya bu denli byk olanak salayamamasdr.
Meyerbeer'in yaratt operalarda sahne hilelerinin tm birlikte
kullanlm ve dinlenmesi kadar grlmesi de gereken mzik, ezgi
ve danslardan olumu ayr trden bir karm yaratlm ve tm
eler seyirciyi oyalamak, batan karmak ve aknla uratmak
amacna ynelmilerdir. Meyerbeer operas, byk bir 'varye
te' oyunudur; burada birlii salayan, mzik formunun salt
egemenliinden ok, byk gsteri oyununun sahnede srekli
devinim durum unda olan ritm idir (118). Bu yapt, mzikle sa
dece yzeyden ilgili olan bir toplum iin yaratlmtr.
Evrensel sanat yapt' (Gesamtkunstwerk), burada, Wagnerden
ok nce gerekletirilmi, belirli bir programa gre kesin ve ak
olarak belirtmeyi daha kimse dnmeden, bir gereksinmeyi dile
getirmitir. Wagner, operann karmak doasn, onun, oratoryo
dan baka b ir ey olmayan Yunan tragedyasn andrmasna yorar;
fakat byle b ir yorum istei, Meyerbeerden bu yana giderek daha
'slupsuz ve biim yoksunu olma tehlikesi yaratan Barok operaya
296 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

zg ayr trdenlikten domutur. Grand opera', Die Meistersingers


(Usta arkclar) ve Arda'da belirginliini srdren ve olaslkla daha
nceki talyan operasndan daha sk bir allagelmilii temsil
eden (119) otoritesini, Fransz burjuvasnn tm Avrupa iin bir r
nek oluturmasna ve her yerde toplumsal koullara bal gerek
gereksinmelerle karlamasna barludur. Bu gereksinmeleri; se
yirciyi artmak ve etki altna almak iin tm gerelerin operann
buyruuna gre dzenlenmesi, dev bir orkestrann, ok byk bir
sahnenin ve son derece geni bir koronun bir btn durumuna ge
tirilerek konser ile operann birletirilmesi kadar hibir ey daha
gl b ir biimde karlayamazd. Byk son sahnelerin de amac
bu idi; genellikle bu son sahneler, gl ve yeni efektler
yaratmakla' birlikte, Mozart'n derin insancll veya Rossini'nin
son sahnelerindeki canl ve neeli zerafeti ile hibir ortak ynleri
yoktu. Ancak, antsal sahne donanmlarn, bo vurgular, yksekten
atan, grltl kahramanlk olaylarn, yapay dil ve heyecanlar dile
getiren operatic szcnden anladmz, kesinlikle Meyerbeerin
yarats ya da sadece o an operas olarak alglanmamaldr.
Flaubert kadar titiz b ir beeniye sahip bir sanat bile, thet-
ral [58] olma zelliinden tmyle uzak kalamamtr. Bu eilim,
bu kuaa, romantizmden kalm bir zelliktir ve bunun gemiin
de Victor Hugonun da en azndan Meyerbeer kadar pay vardr.
an nemli operaclar arasnda Richard Wagner, Meyerbeer
in operasna en yakn olandr. Bunun nedeni, yaptlarn yaayan
bir sanata balamak istemesi kadar, baar konusunda kimsenin
onun kadar hevesli olmamasdr. Egemen durumdaki allagelmili-
i hi kar koymadan kabul etmi ve daha nce de sylediimiz
gibi, bireysel bir deney, kiisel bir bulgu ile balayp az ok
ok-ynl bir biimde sona eren rneksel geliimin tersine, ok ya
va hareket ederek zgnlne ulama yolunu semitir (120).
Wagnerin 'grand operadan hareketle yola km olmasndan ok
daha nemli olan durum da, en derin, en iten ve en yce duygulan,
kinci mparatorluun gsterii ve tantanas ile kaynatran bir
forma olan balldr. nk Riettzi ve Tannhaeuser bugn bile
nlerini srdren, sahne olgusunun egemen olduu olaanst ope
ralardr. Die Meistersingers (Usta arkclar) ve Parsifal de bir dere
ceye kadar tm duyular etki altna alan ve beklenenin stne kan
birer mzikli gsteridirler. Grkemli ve kitlesel olana tutku, Wagner
de, Meyerbeer ve Zola'da olduu kadar nemlidir; o, en azndan Victor
Hugo ve Dumas kadar doutan tiyatro adam, Nietzche'nin dedii gi-

[581 Tiyatroya zg anlamna gelir.


K N C M P A R A T O R L U K 297

bi, b ir 'tarihi ve bir mimomaniac [59J tr (121). Onun thetral olu


u, opera yazar olmasndan domamtr; tersine, onun operalar,
ayrdedici olmayan tiyatro beenisinin ve gsterii seven doasnn
ifadesidirler. Meyerbeer, III. Napolyon, la Pava veya Zola gibi g
ze batan, deerli ve ehvetli olan sevmektedir. Yaptlarnn sahne
lerini M akartn hazrlamasn ister ve biz bu gerei bilmesek de,
onun operalar ile ipek, kadife, brokar, kuma kapl eyalar, hal
la r ve kap perdeleri ile ssl olan salonlar arasnda ne gibi ortak
ynler bulunacan kestirebiliriz (122). Ycelik, taknlk ve bol
lua olan ar dknlnn karmak kkenleri vardr ve bu, yal
nz M akarta deil, Delacroixya kadar dayanr. Sardanapaln l
m ' ile Tanrlarn k arasndaki balant, Parisin 'grand
o perasnn ar harcamalarla eriilmi tantanas ile Bayreuth festi
vallerinin kutlanmas arasndaki benzerlie yakndr. Fakat bu da
VVagneri anlatmaya yeterli deildir. VVagnerin duyumculuu, yal
nzca gsterili ve alml olmaktan ok daha gereklii olan bir
zellik olduu gibi, ayn zamanda, devrinin tm 'kan, lm ve a
ba' gizemciliinden ok daha hakiki ve kendiliinden olan b ir ni
teliktir. Onun yaptlarnn, yzyln en duygulu kiileri tarafndan
sanatn z; mziin temel ilkelerinin ve anlamnn akland ilk
rn ek olarak kabul edilmeleri, bouna deildir. Bu mzik, romantiz
m in son ve belki de en byk kefi olup, bugn bile canlln koru
yan tek biimidir. Dier biimlerin hibiri an insanlarn duyu
larn sarho ederek onlar etkilediini anlamamza ve bunun kon
vansiyonlara kar gelen bir nitelik tadn hemen hissetmemize;
yeni, m utlu ve yasak b ir dnyann bulgulandm farketmemize bu
biim kadar yardmc olmamtr. Kendisinin mzikle ilgisi olma
m asna karlk, Wagnerin adalarndan biri olan ve vurgular,
bizde, Tristan mziinin verdii mutlulua benzer bir duygu yara
ta n B audelairein; Wagnerin sanatnn zelliini kabul eden ilk sa
n at olmas, bize nce artc gelse de, gene de anlalr bir ol
gudur.
Ar derecede kaslm sinirler, uyutucu ve uyuukluk verici et
kilere duyduu tutkularn yan sra, VVagnerin Baudelaire ile olan di
er b ir ortak yn, yar-dinsel duygular tamas ve gnahlarn af
fedilmesi iin ayn rom antik zlemi ekmesidir. Flaubert ile de, par
lak renkler ve zengin formlarn yan sra, bir t r zencilii (dilettan-
tism) ve yaptlar ile tmyle dnl bir iliki kurmu olmay
paylar. Doal ve kendiliinden gelen bir yetenek, aynen Flaubert
de olduu gibi, VVagnerde de azdr; o da yaptlarn ayn umutsuz-

[59] Taklite merakl, mimesis hayran.


298 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

luk ve iddetle yazmaya alr ve Flaubert gibi sanata kar gerek


gveni pek azdr. Nietzsche, byk ustalarn hi birisinin, Wagner'
in 28 yanda besteledii kadar kt mzik bestelemediini syler
ve Flaubert'in dnda, hibir sanatnn kendi yeteneinden Wag-
ner kadar uzun bir sre ile kuku duymadn ileri srer. Her iki
sanat da sanatn yaamlarnn bir eziyeti olduunu, yaamn hazlar
ile kendileri arasnda bir engel oluturduunu dnrler ve her
ikisi de gerek ile sanat, avoir ile dire [60] arasndaki uurumun
almaz olduuna inanrlar. Wagner ve Flaubert, kendi bencillikleri
ne ve estetizmlerine kar, umutsuz olduu kadar sonu gelmek bil
meyen bir savam veren, ge romantik kuan temsilcileridir.

[60] Franszca 'sahip olmak ile dile getirmek anlamna gelir.


3. In g i l t e r e ve R u s y a d a to plum sa l ro m an

Sanayi Devrimi Ingilterede balam, en verimli sonularn bu


lkede vermi, fakat ona kar en grltl ve ateli protestolar da
gene bu lkede domutur. Ne var ki sanayi devriminin getirdii
ykmllkler, egemen snflarn toplumsal devrime btn gleriy
le kar kmalarna hibir ekilde engel olamamtr. Fransada ay
dnlar takmnn ve sekin edebiyatlarn bir blm, Devrimde ge
irmi olduklar deneylerin sonucu demokrasiye aykr bir tutum izle
meye balamlarken, Ingiliz aydnlarnn bu konudaki dnceleri
genellikle devrimci olmasa da, kktenci durumlarn korumutur.
Fakat her iki lkedeki sekin aydnlarn kafa yaps arasndaki en
arpc fark, Franszlarn Devrim ve demokrasiye kar tutumlar ne
olursa olsun ylmadan usulukta direnmeleri; Ingilizlerin ise genel
likle egemen snfa kar olmalar ve Alman romantizmi lksne s
nmalar nedeniyle, kktenci grnmlerine ve sanayiye kar olma
larna ramen umutsuzca usa aykrc olmalardr. Ne gariptir ki In
gilterede anamalclarla yararclar, aydnlanma dnceleri ile,
serbest rekabet ilkesini ve i blmn yadsyan kartlarndan ok
daha fazla ilikiliydiler. Gene de dnce tarihi asndan bakld
nda, mekanizmay bozan idealistler, tutucu durumunda iken; z-
dekiler ve anamalclar usuluun ve ilericiliin temsilcileriydi.
Ekonomik zgrlk, siyasal liberalizm ile ayn tarihsel kklere
sahiptir. Her ikisi de aydnlanmann rn olup mantksal adan
bakldnda birbirlerinden ayrlmazm gibi grnrler. Bireycilik
ve kiisel zgrlk grn benimseyen bir kiinin, serbest reka
betin geerliini, insan haklarn tamamlayan bir e olarak der
hal kabul etmesi gerekir. Orta snfn zgrln kazanmas, feo
dal dzenin bozulmas iin atlmas gereken bir admdr ve bu olay
la, ekonomik yaamn ortaan balarndan ve kstlamalarndan
kurtulaca dnlmtr. Orta snfn haklarn eitliine katla
bilmesi, bundan nceki anamalc ekonomi biimlerinin geerliini
kaybetmesi sonucu gerekleebilmiti. Toplumun serbest rekabetin
anarisinden kurtulmas, ancak ekonomik yaamn salt zerk bir
evreye girmesiyle ve orta snfn, feodal snf sisteminin kat snrla
rm delip gemesiyle kabil olmutur. Sistemi aratrmadan ana-
300 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

makiliin bireyciliine [61] saldrmak da anlamszdr. Anamala


ekonomi tartmaya almad srece onun zararlarn azaltmak,
yalnzca insan sevgisinin gerektirdii bir giriim olmaktan ileri gi
demez. Usuluk ve liberalizm ilkelerine bal kalmak ise, anamala-
ln dourduu kt sonular elverdiince onarabilmenin tek yo
ludur. Gerekli olan, zgrl, burjuvann kstl zgrlk anlay
n am bir kavram olarak grebilmektir. Usuluktan ve liberal
dnceden uzaklamak, zgn ama ne denli iyi ve drst olursa
olsun, denetlenmesi olanaksz bir sezgicilie (intuitionism) ve entel-
lektel olgunluun yitmesine yol amtr. Carlyleda daima bu teh
likeyi hissederiz; ayn tehlike, Victoria devri dnrlerinin ou
nun dncelerinin idealizmini de tehdit etmektedir. an nl
uzlama eilimi ve onun gelenek ile ilericilik arasnda izledii yol,
en gl biimde an entellektel nderlerinin gemi iin duy
duklar romantik zlemde ifadesini bulmutur. Victoria dnemini
temsil eden aydnlarn hepsi uzlamaya hazrdrlar ve bunun sonucu
ortaya kan iki ynllk, Dickens gibi gerek b ir kkten
cinin bile siyasal etkisine zarar vermektedir. Fransada aydnlar s
nf, Devrim ve burjuvazi arasnda bir seim yapma zorunluu duy
mular ve bu seenek, ounlukla blnm duygular da berabe
rinde getirmise de hibir zaman nihai biimine ulam deildir.
ngilterede ise, aydnlarn sanayinin karsnda yer alan blm,
anamalc burjuvazi kadar tutucu ve genellikle ok daha gerici olan
bir ideolojiyi benimsemilerdir.
Sanayilemenin ekonomik ilkelerini temsil eden yararclar (utili-
tarisme). Adam Smith'in renicileri olup, kendi kendine ilemeye
braklan bir ekonominin yalnzca liberalizm ile deil, toplumun ge
nel karlar ile de uygun olacan ileri srmlerdi. lkclerin
yararclara gsterdikleri en gl tepki, bu savn savunulmazln-
dan ok, bencil igdlerin insan etkinliinin en nemli ilkesi ol
duu dncesini temsil eden yazgcla ekonomik ve toplumsal
yaamn belirtilen yasalarna ve insann bencil olma zelliinden
karmay umduklar matematiksel kanlmazla kar olmutur.
lkclerin insann homo economicus [62] dzeyine indirgenme
sine kar gsterdikleri tepki, yaamn, mantksal olarak eriileme-
yecek derinliklerde olmas gerektiini ve onun insan tarafndan
ekillendirilemeyeceini ileri sren romantik 'yaam felsefesinin,

[61] Bak. Felsefe Ansiklopedisi, Orhan Hanerliolu, cilt I, s. 182, Ekonomide


bireycilik.
[621 Yalnzca ekonomik karlarna gre davranan insan anlamna gelir. Felsefe
Ansiklopedisi, Orhan Hanerliolu, cilt II, s. 336.
N G L T E R E V E R U S Y A D A T O P L U M S A L R O M A N 301

usulua ve o andaki gerekten kma dncelere kar srdr


d sonu gelmez bir protestosudur. Yararcla duyulan bu tepki,
ikinci bir romantizm hareketi saylabilir fakat bu yeni romantizm
de, gnn gereinden ki yararc olmayanlarn bu gerein so
runlarm zmlemeye niyetleri olmad gibi, bunu yapabilecek
yetenekleri de yoktu kap Burkeun, Coleridge'in ve Alman ro
mantizminin usd dncelerine snma istei, toplumdaki hak
szlklarla savamak veya 'karanlk ve skc bilimlerin kuramlar
na kar gelmekten ok daha byk bir rol oynamtr. Devletin ie
karmas iin haykrmak, zellikle Carlyleda, liberal olmayan, oto
rite yanls eilimlerin belirtisi olduu kadar, insanc ve zgeci bir
duygunun da davurumudur. Carlyle'n atomik paralara ayrlm
toplum konusundaki yaknmalar ise, gerek kamulluu (commu-
nity) istemesinin ve hem sevilen, hem korkulan nderi zlemenin
ifadesidir.
ngiliz romantizminin en parlak devrinin sona ermesi ile, 1815
yllarnda, romantizme kar bir usuluk dalgas balar; 1832 se
im reformu, yeni Parlamento ve orta snfn zaferi ile bu hareket
doruk noktasna ular. Baar kazanm olan burjuvazi giderek da
ha tutucu olmu ve demokratik emellere kar, gene romantik zel
likler tayan bir tepkinin balamasnda nclk etmitir. Bylece
usu ngilterenin yan sra, duyumcu b ir ngiltere de kendisini his
settirmeye balar ve olgunlam, ak ve duru dnceler tayan
anamalclar, insancl reform tasarlar ile flrt etmeye ba
larlar. Bylece ekonomik liberalizme kar gsterilen bu ku
ramsal tepki, burjuvazinin kendi i ileri ve kendini kurtarm a giri
imi olm aktan ileri gitmez. Bu tepki, pratik alanda ekonomik z
grlk ilkesini temsil eden ayn tabaka tarafndan desteklenmek
tedir ve Victoria dnemi uzlamaclnn zdekiliini ve bencilli
ini dengelemeye yaramaktan ileri gitmez.
1832 ile 1848 yllar arasndaki yllar, en iddetli toplumsal bu
nalmlarn yer ald dnem olup anamal ve emek arasnda nne
geilemeyen kanl atmalarla doludur. Reform bildirisinden son
ra, ngiliz ii snf burjuvaziden, Fransz yoldalarnn Fransa
da 1830'dan sonra aldklar ayn dersi almlardr. Aristokrasi ve s
radan halk, bylece, bir dereceye kadar, ayn durumdan yaknp ayn
eyin kurban olm ular ve ortak bir dmana kar verdikleri sa
vamda birlemilerdi. Kukusuz, bu geici iliki, gerek bir kar
ortaklna ve silahl bir yoldala dnemeyecektir, fakat gerek
olay ve durum lar, Cariyle gibi heyecanl bir dnrden saklama
ya yarayacak, onun anamalcla kar verdii savam, tarih iin
duyulan rom antik ve gerici bir tutkuya evirmeye yetecektir. Bur
302 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

juvaziye duyulan nefretin kat ve yaln bir doalclkla ifade


bulduu Fransa'nn tersine, 17. yzyldan bu yana hibir devrim
yaplmam olan ve Franszlarn siyasal deney ve d krklklarn
dan yoksun olan Ingiltere'de, yukarda sz edilen ikinci romantik
hareket balar. Fransada romantizm, bir akm olarak yzyln or
tasnda yenik dm ve ona kar verilen sava, az ok zel bir
nitelie dnmtr. Ingiltere'de ise durum deiik bir biimde
geliir: Burada usu ve usa aykr eilimler, Flaubertde olduu gi
bi, yalnzca i arpma niteliinde deil, lkeyi, Disraelinin 'iki
Ulus'undan daha etrden zelliklere sahip olan iki kampa
ayrr. Burada da, tm Bat Avrupa'da olduu gibi, geliimin izle
dii balca yol, pozitivist anlay ile, baka b ir deyile, usuluk
ve doalclk ilkeleri ile uyum iinde olan bir yoldur. Siyasal ve
ekonomik yneticilerin, teknisyenlerin ve bilim adamlarnn olduu
kadar, herhangi bir meslek sahibi olan pratik ve sradan insan da
usu ve geleneki dncelere sahiptir. Fakat devrin edebiyat, ro
mantik bir yurt zlemi ile doludur; anamalc ekonomi, tecimselle-
tirme, hibir acmas olmayan nesnel rekabetin kurallarndan
ve ada toplumun tm gereklerinden arnm olan bir Or
taa ve topya zlemi iindedir. Disraelinin feodalizmi si
yasal bir romantizm, Oxford Akm dinsel romantizm, Carlyle'n
ada kltre yapt saldrlar toplumsal romantizm ve Ruskin'
in sanat felsefesi, estetik romantizmdir; bu kuramlarn tm, libe
ralizmi ve usuluu yadsrlar ve gnn karmak sorunlarndan
kurtulmak iin, daha yksek, kii ve doa st bir dzene,
liberal ve bireyci toplumun anarisinden uzak, daha srekli bir
dnyaya snrlar. Bu arada en grltl, en yksek ve en kand
n a ses Carlyle'n sesidir. Bu sanat, Mussolini ve Hitlere yol ha
zrlayan en zgn ncdr. Kimi durumlarda ok nemli ve ve
rimli etkileri olmutur. amz, kltrel biimlerin manevi ya
knl iin verdii savamda ona ok ey borludur. Fakat btn
bunlara karn o, ilksizlie ve sonsuzlua duyduu coku, stn
-adam ahlak ve kahramanlara tapm a eilimi yznden, birka ku
ak boyunca gerein gizli kalmasna neden olan, karmakark d
ncelere sahip bir insandr.
Ruskin, Carlyle'n dorudan varisidir. Onun liberalizm ve
sanayileme konusundaki tartm alarn olduu gibi devralr;
ada kltrn ruhsuzluundan ve tanrszlndan ac ac yak
narak Ortaa ve Bat Hristiyan dnyasnn ortak kltr iin
duyduu cokuyu paylar. Fakat ustasnn soyut kahramana tap
ma eylemini, somut bir gzellik felsefesine, belirsiz toplumsal ro
mantizmini ise, belirli ilevlere ve ak olarak anlatlabilen ama
N G L T E R E V E R U S Y A D A T O P L U M S A L R O M A N 303

lara sahip bir estetik idealizme evirir. n-Rafaello'cular (Pre-Ra-


faelistler) gibi nemli ve tarihsel temsilcilii olan bir akmn szcs
oluu, Ruskinin doktrinlerinin ne denli yerinde ve geree uy
gun olduklarn gstermeye yeterlidir. Onun lk ve dnceleri;
ycelie, parlak olana, kendi kendine yeterli ve bana buyruk
biimlere ve hepsinden ok Rnesans sanatna olan nefreti ile
klasik sanat ncesi 'Gotik' sanata, Rnesanstan nceki ressam ve
heykeltralarn ekingen ve esine bal tutumuna dnme eilimle
ri, toplum arasnda yaygnlamaktayd. Bu eilimler, toplumu et
kileyen genel bir kltr bunalmnn belirtileridir. Ruskinin doktri
ni ve n-Rafaellocularn sanat, ayn tinsel durumun dourduu
sonulardr; geleneksel sanat grne ve Victoria ngiltere'sine
kar, ayn kart reaksiyonda ifadelerini bulurlar. Akademizmin sr
mekte olduu bu devirde, n-Rafaello'cular, Ruskinin, Rne
sans'tan bu yana yanl bir dnemece sapm, bozulmu ola
rak grd sanata kar savarlar. Saldrlar, Raphaello oku
lunun temel estetik ilkesi olan klasisizme, dier bir deyile, burju
vazinin saygnln, priten ahlakm, yksek lklerini ve iir iin
besledikleri duyguyu kantlamalarna yarayan bo formalizme ve
durgun, przsz bir sanat greneine yneliktir. Victoria orta s
nf 'Yksek sanattan baka bir ey dnmemektedir (123) ve
onun mimarisine, resmine, sanat ve zanaatna egemen olan kt
beeni, bu kendi kendini aldatmann, yani doasn kendiliindenlik-
le ifade temsine engel olan zenti, hrs ve gsterili grnme tutku
sunun sonucudur.
Victoria dnemi resmi, tarihsel, iirsel ve ykc motiflerle
ykldr. Bu resim, yetkin bir yaznsal resimdir ve ne yazk ki
iinde o kadar bol edebiyat bulunmasna karn, resimsel de
erlerin ok az olduu melez bir sanattr. Bu resimde duyumcu
luk ve kendiliindenlikten duyulan korku, Fransz sanat anlayna
zgn olan o gerek ve zengin resim slubu nnde dikilmi bir
engeldir. Kap d edilmi olan doa, arka merdivenlerden de olsa,
yava yava resme szlmeye balamtr. Chantrey koleksiyonun
da, Victoria dnemine zg kt beeninin en bulunmaz rneini
oluturan b ir resim yer alr. Bu resimde, dnyay yadsrken dnyaya
ait olan tm giysilerini karp atm olan bir gen rahibe grrz.
Gece nn loluunda, mihrabn nnde rlplak, diz km
olarak grlr; zarif vcudunun cazip kvrmlarn arkasnda ayakta
duran papazlara evirmitir. Bundan daha artc ve afallatc bir
resim dnlemez; bu yalboya tablo, son derece yapmack oldu
u iin en kt pornografi rneklerinden biridir.
n-Rafaello'culann resmi, tm Victoria dnemi sanat gibi, ya
304 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

znsal ve iirsel bir resimdir. Buna karn, zde resimsel olmayan


konularla, baka bir deyimle, resim yolu ile yanstlamayacak ko
nularla, kimi resimsel deerleri birletirmesi bakmndan, zellik
tar. Bu resimler, Victoria, dnemine zgn tinselcilikleri, tarih
sel, dinsel ve iirsel temalar, ahlaksal allegorileri ve peri masal
larna zg simgecilikleri ile, her bir ot tanesi veya etek kvrm gibi
en ufak bir ayrntda bile keyifle ifade edilen bir gerekilii
birletirirler. Bu dakiklik ve titizlik, gerek Avrupa sanatndaki do
alc eilime, gerekse burjuvann dikkatli i grme ve kusursuz
teknii bir estetik deer lt olarak kabul eden iilik anlay
ile uygun der. Victoria dnemine zg bu lkye uyabilmek iin,
n-Rafaello'cular, teknik yeteneklerini, taklit ustalklarn ve kusur
suz almalarn belirten noktalar abartarak resim yapmlardr.
Bylece akademik ressamlar kadar 'temiz' resimler ortaya km
tr. n-Rafaello'cular ile dier Victoria dnemi resimleri arasnda
ki kartlk, ne yazk ki, Fransa'daki natralistlerle akademiciler ara
sndaki farkllk kadar belirgin olamamtr. n-Rafaellocular, Vic
toria dnemi insanlarnn ou gibi, idealist, ahlak ve utanga
birer erotiktirler. Sanat konusunda ayn elikili gr paylar
lar, deneylerine sanatsal ifade verirken ayn yasaklara ve engellere
ihanet ederler. Kendilerini ifade etmeye yarayan vastann yanstt
priten inan o denli ileri gider ki, onlarn yaptlarn dndmz
de, sklgan olmalarna karn, yksek yetenekli bir zencilik (dilletta-
nizm) le yapldklar duygusuna kaplrz. Yaratc ve yapt arasn
daki bu uzaklk, tm n-Rafaello'cu resimde belirgin olan dekora
tif sanat izlenimini daha da younlatrr. Bu resmin yapmack, za
rif ve sevimli gzkmesinin nedeni de budur ve hepsinde duvar ha
llarna zg olan gerekten uzak, ssl ve gsterili bir hava var
dr. ada simgeciliin deerli, entellektel ve lirik olan doasna
karn souk anlatmcl; neo-romantizmin sade zerafetiyle zorla
mal kelilii ve ekilcilii; an sonlarnda ortaya kan skl
ganlk ve ekingenlik, sanatn gizemsellii ve kolay ele gemezlii,
hep bu yapay sluptan kaynaklanrlar.
n-Rafaello'culuk estetik bir akm olup ar bir gzele tapma
ve yaam sanata gre deerlendirme eilimiydi. Fakat bu, artk Rus-
kin'in felsefesinden ok, Sanat iin sanat' anlamyla tanmlanamaz.
Sanatn en yksek deeri, iyi ve yce ruhu ifade etmektir diyen sav
(124), tm n-Rafaello'cularn inanlarna uygundur. Bu sanatlarn
formlarla oynadklar dorudur, fakat onlar byle yapmakla daha
yksek bir eree hizmet ettiklerine ve eitici bir etkiye sahip oldukla
rna inanmaktadrlar. Estetizmleri ile ahlak ynelimleri arasnda
ki eliki, onlarn ayrntlar doalc bir uygulamayla ilemeleri
N G L T E R E V E R U S Y A D A T O P L U M S A L R O M A N 305

fe romantik arkaizmleri arasndaki eliki kadar byktr (125).


Ruskin'in kmaza saplanmasna da yine Victoria dnemi elikisi
neden olmutur. Onun sanat iin duyduu epikrclere zg co
ku, toplum konusunda ileri srd gerek anlay ile elikili
dir. Onun bu anlayna gre, yetkin gzellik ancak adaletin ve da
yanmann egemen olduu bir toplulukta mmkn olabilir.
Byk sanat, salkl ahlak anlayna sahip bir toplum tarafndan
ifade edilen sanattr. Materyalizm ve makineleme anda gzellie
olan duyarlk ve yksek nitelikte sanat yaratma yetenei azalm
olmaldr. Cariyle, ada anamalc topluma kalplam bir su
lama tr ile saldrma iini imdiden ortaya atm ve onun 'cash
nexus' [63] u ve mekanik retim yntemleri ile insann ruhunu kr
letirip ldrdn sylemitir. Ruskin ise onun bu ateli szck
lerini tekrarlamtr. Sanatn artk bozulduuna inanp buna yakn
malar da yeni deildir. nsanlar Altn a sylencesinden beri, ken
di devirlerindeki sanatn gemiin yaratlarndan daha dk ni
telikli olduu duygusuna kaplm ve o devrin ahlak anlaynda g-
liilen bozukluun, sanata yansm olacana inanmlard. Fakat sa
natn bozulmuluunu tm toplum bnyesini kapsayan bir hastal
n belirtisi olarak kabul etmek, sanat ile yaam arasndaki orga
nik ilikinin bu denli kesin bir biimde bilincine varmak, ancak
Ruskinden sonra kabil olmutu (126). Hi kuku gtrmez ki sa
nat ve beenideki d genel bir kltr bunalmnn belirtisi
olarak yorumlayan, sanat ve gzellii anlayp deerlendirmek
iin nce insann yaam koullarnn deimesi gerektiini ileri s
ren, bugn bile yeterince deerlendirilmeyen bu temel ilkeyi ilk kez
olarak dile getiren kii Ruskin'dir. Bu inancn gc ile sanat tarihi
eitimini brakarak ekonomi renmi ve bu bilimin zdekilii sa
yesinde Carlyle'n idealizminden uzaklamtr. Ruskin ayn za
manda, sanatn toplumu ilgilendirmesi gereken bir olay olduunu,
onun ilenmesinin ise devletin en nemli grevlerinden biri oldu
unu, baka bir deyile, sanatn toplumsal bir gereksinmeyi temsil
ettiini ve onu nemsemeyen uluslarn entellektel varlklarn teh
likeye dreceklerini, ngiltere'de ilk kez olarak vurgulayan kii
dir. Ve en nihayet, sanatn yalnzca sanatseverlere, uzmanlara veya
eitim grm snflara zg bir ayrcalk olmad; her insa
nn mal ve miras olduu da onun tarafndan ileri srlmtr.
Btn bunlardan onun bir sosyalist veya bir demokrat olduu d
ncesi kmamaldr (127). Gzellik ve bilgeliin en stn rol oy
nadklar Platon'un dnrler devleti, onun lksne en yakn

[63] Maddeye ynelik eilim.


STT 20
306 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

olandr; 'sosyalizmi' ise, insanlarn eitilebileceklerine ve kltr


verilerinden haz duymaya haklar olduuna duyduu inantan ba
ka bir ey deildir. Ruskin'e gre gerek zenginlik, yalnzca maddi
mallara deil, yaamn ve sanatn gzelliinden haz duyma ye
teneine sahip olmaktr. Bu estetik dinginlik ile durulm a ve tm
iddeti yadsma, onun reformculuunun snrlarn belirler (128).
Victoria dneminin toplum sorunlar eletirmenlerinden nc-
s olan William Morris, Ruskin'den daha salam dncelere sahip
tir ve pratik alanda Ruskin'den daha ileri gider. Victoria dnemi in
sanlarnn eliki ve uzlama eilimlerinden tmyle kurtulmu sayl
masa da, gene de onlarn en by (129), edeyile en yreklisi, en
uzlamaya yanamayandr. Morris, sanatn yazgsnn toplumun
yazgs ile ilgili olduunu ileri sren Ruskin'in doktrininden salam
bir sonu karmasn bilmi ve 'sosyalist yaratma'nn iyi sanat yap
madan daha nemli bir i olduuna inanmtr. Ruskin'in, ada
sanatta grlen kalite dklnn, sanatsal kltrdeki gerile
menin ve topluma egemen olan kt beeninin; daha derin kklere
sahip olan ve daha geni kapsaml bir ktln belirtileri olduu
konusundaki dncelerini sonuna dek izlemi, sanat ve beeniyi
dzeltmeye uramann anlamszln grmtr. Sanatsal geliimi
dorudan etkilemeye almann bir yarar salamayacan, yapla
cak tek eyin sanat daha iyi takdir etmeyi kolaylatracak toplum
sal koullar yaratmak olduunu biliyordu. Toplumsal sreci ve
ona bal olan sanat geliimini ieren snf kavgasn gryor ve
proleteryann bu gerein bilincine varmasna yardmc olmay is
tiyordu (130). Onun kuram ve dilekleri, temel konulardaki ak se-
ikliklerine karn, daha nce de sylediimiz gibi, kimi elikiler
tar. Toplumsal gerek ve sanatn toplum yaamndaki ilevi
konusunda salam grlere sahip olsa da, o, romantik bir Orta
a tutkunudur ve o an gzellik lksne hayrandr. Toplum
tarafndan, toplum iin yaratlm bir sanatn gerekliliini savunur
ken, yalnzca zenginlerin alabilecei, yksek eitim grmlerin haz
duyabilecei eyleri reten hazc bir zenci (hedonistic dilettante)
olmaktan ileri gidememitir. Sanatn 'i'ten, pratik beceriden kt
n belirtirken, en nemli ve en pratik ada retim arac olan
makinenin nemini unutur. Morris'in retileri ile sanatsal etkin
liinin arasndaki elikiler, onun hocalar olan Cariyle ve Ruskin'
in teknik a konusundaki varglarnn gerisinde yatan dar kafal
burjuva gelenekiliinden kaynaklanr. Morris, onlarn bu geri ka
fal dncelerinden hibir zaman kurtulamayacaktr.
Ruskin, sanatn bozulmasn, modem fabrikalarda uygulanan
mekanik retim biiminin ve i blmnn ii ile ii arasndaki ger-
N G L T E R E V E R U S Y A 'D A T O P L U M S A L R O M A N 307

;;k ilikiye engel olmasna; dier bir deyile, tinsel eyi ezerek
_rereni kendi rettiine yabanclatrm olmasna yorar. Rus-
n ile birlikte, sanayilemeye kar verilen savam, kitlelerin pro-
lererietirilmesine ynelmi bir silah olma zelliini kaybederek
kolay ele gemez olana, el zanaatlna, ev sanayiine, loncalara, ksa
cas, Ortaa retim biimlerine duyulan romantik bir cokuya d
nr. Buna karn, Ruskin bu aa hizmette bulunmu ve Victoria
dneminin sanat ve zanaatlarnn irkinliini vurgulayarak, ada
larna, Victoria devri rnlerinin yapay gerelerine, anlamsz form
larna ve ucuz, basit iiliklerine kar dayankl ve dikkatli iiliin
a lm ll n savunmutur. Onun etkisi olaanst ve betimlenmesi
olanaksz boyutlara ulamtr. Fabrikalarla karlatrldnda k
k saylan bir atlyede, iilerin birbirleri ile kiisel ilikilerinin
ve el hnerlerinin salt egemenliinin korunduu, her bir iinin tek
ve kendi kendine yeten bir i zerinde alt bir retim biimi,
ada sanat ve uygulamal sanat retiminin lks oldu. Ruskin'
in bu dorudan etkisi, makine sanayiinin olanaklarn yadsyan ve
gereklemesi olanaksz bir umudun uyanmasna neden olan, ar
bir el emeine tapma eilimi dourmu olsa da, ada mimarinin
ve endstriyel sanatn bir amaca ball ve salaml, onun bu
doktrin ve savlarnn sonucu gereklemitir. Gerek ekonomik ge
reksinimlerin gelitirdii, ekonomik kolaylklar ve stnlkler
salayan teknik geliimlerin bir kenara itilebileceine inanmak, ro
mantizmden baka bir ey deildi. Teknik ve ekonomik alandaki ge
liimleri, yergi yazlar ve protestolarla durdurmaya almak, o
cuka b ir giriimdi. Ruskin ve onu izleyenler, insann makine ze
rinde denetimini kaybettii ve tekniin zerkleip zellikle endstri
yel sanatlarda en yavan ve itici nesneleri rettii konusunda hak
ldrlar, fakat makineyi denetleyebilmek iin, onu kabul edip manevi
adan ele geirmekten baka yol olmadn unutmulard.
O nlarn dtkleri mantksal yanlg, teknii ok kstl bir bi
imde betimlemeleri; maddi retimin, el hneri ile ilenen her eyin
ve nesnel gerekle kurulan her ilikinin teknik doasn dnme
meleri olm utur. Sanat her zaman maddeden oluan, teknik ve alete
benzer b ir aratan, bir vastadan, bir makineden yararlanr ve bu
nu o denli ak bir biimde yapar ki, bu dolayllk ve ifade arac
olan vastalarn maddesellii, onun balca zelliklerinden biri ola
rak kabul edilir. Sanat belki de insan ruhunun en duyumsal, en
duyumcu ifadesidir ve byle olmakla, kendisinin dnda, somut
bir eye, b ir teknie, bir alete baldr. Bu gerecin ne olduu nem
li deildir; b ir dokuma tezgah, boya fras, fotoraf makinesi, bir
ceman veya gerekten rktc bir gere saylan sinema kameras
308 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

olabilir. Bir insan sesi de hatta bir Caruso'nun ses telleri bile
tinsel bir gerek deil, maddesel bir aratr. Ancak gizemsel bir es
rime, bir ak mutluluu veya acma belki de yalnzca acma
duygusu srasnda, ruh, bir arac veya alete gereksinme duymadan,
dorudan, dier ruhlara seslenebilir. Fakat bir sanat deneyinde, bu
byle deildir.
Endstriyel sanatn tm tarihini, teknik ifade aralarnn s
rekli olarak yenilenmesini ve gelimesini temsil eden bir sre ola
rak kabul edebiliriz. Bu geliimin normal ve sarsntsz bir biim
de srmesi ise, bu aralardan en iyi ekilde yararlanlacan
renmek, nasl denetleneceklerini bilmek, yetenek ve gaye, ara ve
ifadenin ierdikleri arasnda uyum salayabilmek demektir. Sanayi
Devriminden bu yana, bu geliimin tkanmas ve teknik alanda ya
plan ilerin fikri retime stn gelmesi, yalnzca daha kar
mak ve daha eitli makinelerin kullanlmaya balamasna bal
deildir. Bunun bir dier nedeni ise, refah sonucu hz kazanan teknik
geliimin, insan usunun yetiemeyecei bir sratle ilerlemesidir.
Baka bir deyile, el iilii geleneini mekanik retime dnt
recek olan eler, bamsz ustalar ve onlarn raklar; kendilerini
ve zanaatlarnn geleneini yeni retim yntemlerine uydurmaya va
kit bulamadan, ekonomik yaamdan karlmlardr. Teknik ve en-
tellektel geliimlerin arasndaki ilikideki dengeyi bozan ey, tek
niin doasnda meydana gelen temel bir deiim deil, b ir rgt
lenme eksikliidir. Eski zanaat geleneklerine bal endstri uzman
lar anszn azalvermitir.
Morris, Ruskinin mekanik retim konusundaki nyarglarn
ve el ilerine duyduu tutkuyu paylamakla birlikte, makinenin i
levini, ondan daha usu ve ilerici bir grle deerlendiriyordu.
Teknik bulular yanl deerlendirdikleri iin devrinin toplumuna
atm fakat belirli durumlarda onlarn insanlk iin yararl birer
nimet olacaklarn da bilmitir (131). Onun sosyalist iyimserlii, tek
nik ilerlemeler konusundaki umudunu arttrm tr. Sanat insann
emekten duyduu hazzn ifadesi olarak tanm lar (132). Onun iin
sanat yalnzca bir mutluluk kayna deil, her eyden nce, bir
mutluluk duygusunun sonucudur. Onun gerek deeri, yaratma s
recindedir. Sanat, alt srada kendi retkenliinin hazzna
varr ve sanatsal olan reten de bu alma hazzdr. Sanatn bu
kendi kendine olutuu fikri, biraz gizemli olup Rousseauculuun
etkilerini tayorsa da, mekanik tekniklerin sanatn sonu olduunu
ileri sren dnceden daha gizemli ve daha romantik olamaz.
Victoria dneminin toplum ve sanat eletirmenlerini bu denli
oyalayan toplumsal olgu, o devirdeki ngiliz romannn konusunu
N G L T E R E V E R U S Y A D A T O P L U M S A L R O M A N 309

da oluturm aktadr. Bu romanlar da, Carlyle'n 'ngiltere'nin du


rumu olarak tanmlad sorunun evresinde dnerler ve Sanayi
Devrim i ile ortaya kan toplumsal koullar tespit ederler; daha ka
rk b ir topluma yneliktirler ve daha ayrtrden olup daha renkli,
daha kolay bir dil kullanrlar. Cariyle ve Ruskin'in yaptlarnn s-
zamad bir tabakann ilgisini ekmeye alan bu yaptlar, top
lumsal reformlar sadece bir vicdan sorunu olarak kabul eden bir
topluluk deil, onlarn yaamsal nem tadklarna inanan okur
lar aram aktadrlar. Bu okurlar hl aznlkta olduklarndan, ro
man, burjuvazinin st ve orta tabakalarnn karlar zerine ku
ru lu r ve snf atmalarnda zafer kazananlar ilgilendiren ahlaki a
tm alarn davurumu olarak varln srdrr. Uyar, ister Dis-
raelide olduu gibi vatanseverlik feodalist istek dolu dlerin
den, is te r Kingsley ve Mr. Gaskell'de olduu gibi Hristiyan-sosyalist
lkden, veya Dickens'deki gibi darkafal burjuvazinin yoksul d
m esine duyulan ilgiden kaynaklansn, sonu daima egemen olan d
zeni k ab u l etmekle biter. Bu yazarlarn tm, topluma en yaman sal
d rlarla ie balarlar, fakat sonunda tm amalar sistemin arlk
larn sergileyip onlarla savamak ve bylece daha derin devrimci ey
lem leri nlemekmi gibi, anamalcln koullarn iyimser veya yat
trc b ir gr ile kabul ederler. Kingsley'de yattrc eilim, yazarn
ak a fikrini deitirdiini itiraf etmesi ile ifade bulurken, Dickens
da y azarn kktenci ve giderek artan sola eilimli tutum u dolaysyle
gizlenir. Baz yazarlar zellikle st snflara bazlar ise 'hakaret gr
m ve yaralanm lara yaknlk duyar, fakat ilerinde hi devrimci
olan yoktur. Gerek demokratik atlmlarla, her eye karn snf
ay rm la rn n yararl bir etkide bulunaca dncesi arasnda gidip
g elirler. Aralarndaki farkllk, onlarn insan sevgisine bal tutucu
lu k la rn n ortak ynleri ile karlatrldnda, ikinci derecede
nem li saylr (133).
ada toplumsal roman, aynen Fransa'da olduu gibi, 1830
sra la rn d a balam, lkenin devrim eiinde bulunduu kargaal
b ir d n e m olan 1840 ve 1850 yllar arasnda en parlak devrine eri
m itir. B urada da burjuva toplumunun ama ve deerlerini so
ru tu ra n ve onun anszn ykselmesini ve yklma olasln ak
lam ak isteyen b ir kuan en nemli yazn tr olmutur. Fakat In
giliz ro m a n n d a tartlan konular, Fransz romannda olduundan
daha so m u t, daha genel anlaml, daha az entellektel ve daha az
nceliklidir. Yazarlarn bak alar ise daha insanc daha zgeci
'altru ist) olm akla birlikte, daha uzlatrc ve frsatdr. Dis-
raeli, K ingsley, Mrs. Gaskell ve Dickens, Carlyle'n ilk izdalan
olup o n u n dncelerini hemen kabullenen yazarlardandrlar (134).
310 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

Bu sanatlar, irrasyonel (usa aykr dnen), idealist ve m


dahale yanldrlar; yararclar ve ulusal ekonomiyi alaya alr
lar; liberalizmi ve sanayicilii knarlar; rom anlarnda 'laissez
faire ilkesine ve bu ilkeden doan ekonomik anariye kar
savarlar. ngilterede ada romann balangcndan beri, e
bir deyile, Defoe ve Fieldingden bu yana, daima 'toplumsal'
olmasna karn, 1830dan nce, romann bu t r b ir toplumsal pro
paganda arac yerine gemesi, bilinmeyen bir olgu idi. Bu roman
lar, Addison ve Steelein deneme yazlar ile, Sidney ve Lylynin
pastoral ve ak romanlarna olduklarndan ok daha derinden ve
dorudan balantldrlar; bu romann ilk ustalar ise ada du
rum u anlayp deerlendirebilmelerini ve toplumsal sorunlara kar
besledikleri trel duyguyu, gazetecilikten aldklar uyarlara bor
ludurlar. Bu duygu, ngiliz romannn ilk byk dneminde biraz
krlese de hibir zaman tmyle kaybolmaz. Fielding ve Richard-
sonun yaptlarnn yerini alan korku roman ve gizemli romann
ise toplumdaki durumlarla veya gereklerle dorudan hibir ilikisi
yoktur; Jane Austenin romanlarnda toplumsal gerek, karak
terlerin kk salm olduklar alan durumunda ise de, hibir zaman
romancnn zmlemeye ya da yorumlamaya giritii bir sorun
olarak grlmez. Roman, Defoe, Fielding, Richardson ya da Smol-
lett'de olduundan daha deiik bir durum alm ve ancak Wal-
ter Scott'dan sonra toplumsal olabilmitir. Scott'da toplumsal alt
yap, daha nceki yazarlardan daha bilinli b ir biimde vurgulan
mtr; o, daima karakterlerini toplumsal bir snfn temsilcileri
olarak gsterir; fakat izdii toplum tablosu, 18. yzyl romann
da olduundan ok daha programl ve soyuttur. O'nun Defoe - Fiel
ding - Smollett geliim izgisi ile olan balan daha gevektir ve yeni
bir gelenek kurar. Fakat Walter Scottun en yakn varisi olan ve her
eyden nce, onu izleyen en iyi yk anlatcs ve ann en tutu
lan sanats olan Dickens, Scottun rencisi olduu halde, yz
yln ilk yarsnda yetien yazarlarn hepsinde olduu gibi bu
geliim izgisi ile dorudan balantldr ve yaratt tr, Scottun
dram atik yaz yazma usulnden ok, eski yazarlarn pikaresk
roman trne yakndr. Dickens, 18. yzyla, sanatnn ahlak
sal retici eilimi ile de yakndr; Fielding ile Stem ein pi
karesk roman geleneinin yan sra, Defoe ile Goldsmith'in,
Scott tarafndan nemsenmeyen insan sevgisi dolu ynn de
yeniden canlandrmtr (135). Halk tarafndan bu denli tutulmas
n, bu geleneklerin her ikisini de yeniden diriltmesine borludur ve
yeni okur kitlesinin beenisini doyurmada, yaptlarndaki pikaresk
N G L T E R E V E R U S Y A D A T O P L U M S A L R O M A N 311

n n a n a zg renkliliin ve duygusal-ahlaksal havann da ayn dere

cede pay vardr.


S6 ile 1850 arasnda ngiltere'de, her yl aa yukar 100 ro
man yaynlanr(136) ve 1853de kan ve ou ykc edebiyat trne
giren kitaplarn says, yirmi be yl ncesinin katdr (137). 18.
yzylda okur saysnn artm as, kitap dn veren ktphanele
rin gelimesi olay ile ilgiliydi; fakat bu artn kitap fiyatlarnn
indirilmesine hibir katks olmam, ancak yaymclar arasnda
daha canl bir etkinliin balamasna yol amtr. stelik giderek
artan gereksinim sonucu bu ktphaneler, fiyatlarn daha yksek
bir dzeyde dondurulmasna yardmc olmulardr. cilt olarak
baslm normal bir romann fiyat, bir buuk Ingiliz lirasdr; bu
paray ise ok az kii verebilecek durumdadr. Bu nedenle hafif ro
man tr n n okunmas, yalnzca dn kitap veren ktphanelere
ye olanlarla snrland. Okuyucu saysnn boyutunda ve bile
im inde temel bir deiim ancak rom anlar ayda bir baslacak bi
imde blndkten sonra grld. Taksitle demek, bundan
nce kitaba verecek paray pek bulamyanlar iin bile, en ok been
dikleri yazarlarn romanlarn alabilme olanan salamtr. Ro
m anlarn aylk saylar halinde baslmas, kitap satma iinde bir ye
nilii tem sil eder; bu yenilik, seri romanlarla temelde uyum iindedir
ve gerek toplumbilimsel, gerekse sanatsal adan, benzer sonular
dourur. Pikaresk roman trne dn, bu sonulardan biridir.
Dickensn baarlan, yeni yayn ynteminin zaferini belirtir.
Bu yazar, yaznsal tketimin demokratlamasnn salad tm ya
ra rla rd a n faydaland gibi, zararlarndan da etkilenir. Toplumun
geni kitleleri ile srekli olarak ilikili olmas, szcn tam an
lam ile 'popler' olan slubu bulmasna yardmc olur. Hem y
nlara seslenen hem 'byk' olan ender sanatlardan biri olduu
gibi, h a lk tarafndan tutulm asna karn 'byk' olabilen ve bu
tutulm uluu sayesinde 'byk' saylan bir romancdr. Dickens,
19. yzylda benzeri grlmemi olan o byk, destans slubunu,
dzgn dilini ve o kendiliinden, sorunsuz, neredeyse tmyle sa
nattan uzak olan yaratcln, toplumun ona olan ballna ve
okurlarndan grd ilgi ve sevginin getirdii gvenlik duygusu
na bo rludur. Ama ne var ki, halk tarafndan tutulmas onun byk
olduunu kantlamaz, nk Alexandre Dumas ve Eugene Sue de
en azndan onun kadar tutulduklar halde hibir ynden byk sa
ylmazlar. Dickens'in byk olduu iin halkn tuttuu bir yazar ol
duu d a sanlmamaldr, nk Balzac ondan belki de daha byk
ve onun kadar halka dnk olduu, yaptlarn benzer koullar
altnda rettii halde, ondan ok daha az baar kazanmtr.
312 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

Dickensn bu denli tutulmasnn zararlar ok daha kolayca ak


lanabilir. Okurlarna olan ball, sradan, basit okurlardan olu
an byk kitlelerle entellektel bir dayanma iinde olmas ve
bu ilikide sevgi ve etkiyi koruma abas, heyecan duymaya yatkn,
duygusal kitleleri etkileyen yntemlerin mutlak bir sanat deeri ta
dklarna inanmasna yol at. Bunun sonucu, toplumun tek bir
ritmde atan kalbinin yanlmaz gdsne ve salamlna inanmaya
balad (138). Bir yaptn sanatsal niteliinin, onun etkiledii, he
yecanlandrd insanlarn says ile llemeyeceini hibir zaman
itiraf etmek istemedi. nsan gzyalarna bomann birtakm uslle
ri vardr. Bu dzenlemelerin, dnyadaki her insan ayn derecede sar
sacak olan etkilerine kar koyamadmzdan tr sonradan utan
duysak da gene de alarz. Ne var ki, Homer, Sophocles, Shakes-
peare, Comeille, Racine, Voltaire, Fielding, Jane Austen ve Sten-
dhaln kahramanlarnn yazglar ile gzya dkmemiizdir. Oysa
Dickens'i okuduumuzda gnmzn filmlerine duyduumuz ayn
dncesiz ve kaytsz heyecan duyarz.
Dickens, imdiye dek gelmi gemi yazarlar arasnda en faz
la baarya ulam olanlardan biridir ve belki de modem an
en tutulan yazardr. Gerek olan udur ki, Dickens, romantizmden
bu yana, yaptlar aa kar gelme olgusundan ya da evresi ile
olan gergin ilikilerden kaynaklanmayan, stelik tmyle toplumu-
nun taleplerine uyan ilk yazardr. Shakespeare'den bu yana benzeri
grlmedik bir baarnn tadn karmaktadr; Ortaan saz air
leri ve eski mim sanatlarnn halkn gznde kazandklar baar
konusunda yapacamz tahmin ne ise, Dickens'n bu baars da
ona en yakn olandr. Dnya grnn doruluunu ve btnl
n, toplumuna seslenirken ona teslim olmasna, kafaca on
lar kadar dar grl, onlar kadar kolay beenir olup, ok daha
zengin olmasna karlk onlarnki kadar sanattan uzak bir imgele
me sahip olmasna borludur. Chesterton, gnmzn halk tarafn
dan tutulan yazarlarnn daima toplumlarnn dzeyine inmeleri ge
rektiine inandklarn syler (139). Onlarla okurlar arasnda, b
yk yazarlarla sradan toplum arasnda bulunan, daha az derin ve
deiik yapya sahip olsa bile ayn derecede can skc olan bir
uurum vardr. Dickens'da byle bir uurum sorunu yoktur. O,
Ingiliz toplumunun imgesel dnyasna ve bilincine giren en anlal
mas kolay figrleri yaratmakla kalmam, ayn zamanda, bu figr
lerle olan ilikisi, toplumun onlarla olan ilikilerinin ayns olmu
tur. Oburlarnn gzde figrleri, onun da gzdeleridir; kk Nell
ya da kk Dombeyden sz ettiinde, en kendi halinde kk bir
N G L T E R E V E R U S Y A 'D A T O P L U M S A L R O M A N 313

bakkal veya en basit bir evde kalm kz ile ayn duygular paylar
ve ayn tonu kullanr.
Dickens'n birbiri ardna kazand baarlar dizisi, ilk uzun
roman olan Pickwick Papers (Pickvickin Ktlar) ile balamtr.
Bu kitap, on beinci saysndan itibaren krk bin adet satl
maya balam, bu baar, yzyln bundan sonraki 25 yl iinde ge
liecek olan ngiliz romanlarnn ne ekilde ve nasl satlacan sap
tamtr. Anszn ne kavuan yazarn toplumu ekme gc, tm
meslei boyunca srp gitmitir. Dnya daima ondan daha fazla
yapt beklemi ve bu al gidermek iin Dickens, Balzac kadar
hummal bir biimde, nefes almadan almak zorunda kalmt.
Bu iki dev yazarn durumlar birbirine benzemektedir; ayn edebi
patlamann temsilcileridir ve devrim heyecanlar ve d krk
lklar ile dolu olan bir an kargaasndan sonra romann dsel
dnyasnda gerein yerine geecek olan, yaamn karkl iin
de bir yol gsterici ve tkenmi dlerine kar bir dn arayan, kita
ba susam bir toplumu doyuruyorlard. Ne var ki, Dickens, Balzac'
tan daha geni evreleri etkilemitir. Ucuz aylk serilerle edebiyat
dnyasna imdiye dein roman okumam olan yepyeni bir toplu
luk kazandrr; eski roman edebiyat okurlar, bu snfn yannda
beaux esprits olarak kalrlar. Gndeliki bir kadn, oturduu ma
hallede herkesin ayn ilk pazartesi gn bir enfiyecinin evinde top
lanp az bir para karlnda ay itiklerini ve aydan sonra ev sa
hibinin Dombeyin son saysn yksek sesle kendilerine okuduunu
ve o evde oturan herkesin bu toplulua parasz olarak katldklar
n anlatr (140). Dickens, kitlelerin' elenceli ve hafif roman trne
duyduklar gereksinimi karlayan, eski 'shilling-shocker' [64]) sr
dren ve heyecan verici romann modem trn bulgulayan sa
nat (141), ksacas edebi niteliklerinin yan sra, her bakmdan
gnmzn sat rekoru kran kitaplarna benzeyen yaptlarn ya
zan saylr. Fakat romanlarn yalnzca eitilmemi ya da yan ei
tilmi kitleler iin yazdn ileri srmek yanl olur. Orta snfn
st kesimi, hatta aydnlar takmnn bir blm bile, onun hevesli
okurlar arasndadrlar. Dickens'n romanlar, amzda sinemann
ada sanat' saylmas gibi, devrinin modern, gncel edebiyatn
olutururlar ve bu yaptlarn sanatsal ynden yetersiz olduklarn
bilen kiiler iin bile, gelecee gebe ve yaar durumdaki bir biim
olarak paha biilmez deer tarlar.
Ta balangtan beri Dickens, sanatsal ve ideolojik ynden ile-

W] ngilizce bir szck olup bir ngiliz shillingi karlnda alnan heyecanl
kitap demektir.
314 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

rici olan edebiyat trnn yeni ald biimin temsilcisi olmutur


Memnun etmedii okurlarn bile ilgisini ekmi, onun toplum ko
nusunda ileri srd gereklerden holanmayanlar bile romanla
rn elenceli bulmulardr. Dickens'n sanat felsefesini politik fel
sefesinden ayrdetme olana her zaman iin vardr. Toplumun i
ledii gnahlara, zenginlerin kalpsizliine ve kstahlna, anlay
tan yoksun yasalarn hainliine, ocuklara uygulanan acmasz
davranlara, hapislerde, fabrikalarda ve okullardaki insanlk d
koullara, ksacas, kurumcu rgtlenmelerin mal olan 'birey'i d
nmeyen her eye kar alev saan szcklerle atmtr. Onun
sulamalar tm kulaklarda nlayp durmu ve yrekleri, toplu
mun tmnn sorumlu olduu bir hakszlk duygusu ile doldur
mutur. Fakat ac ve sknt ile haykrmak ve bir lktan sonraki
boalmann verdii rahatlk, burada pek ie yaramamtr. Yazarn
ilettii toplumsal mesaj, siyasal ynden verimli olamam; insan
sevgisi, sanatsal adan bakldnda bile olduka kark sonular
vermitir. Bu durum bir yandan karakterlerinin psikolojilerine gir
mesine yardmc olurken, dier yandan onun grsn buulayan
bir duyguculua saplanmasna neden olmutur. Onun eletirel ol
mayan iyi niyeti, Cheeryblism'i [65], mlk sahibi snflarn iyi y
rekliliklerinin ve hayrseverliklerinin toplumdaki bozukluklar d
zeltebileceine inanmas, Dickens'n toplumsal bilincinin tam olarak
gelimemi olmasndan ve sradan bir burjuva olarak hangi snfa ait
olduu konusunda bir karar verememesi sonucu gelimi fikirler
dir. Dickens, genliinde orta snftan atlm olmann ve emeki
snfn eiine itilmenin acsn bir trl yenememektedir; daima,
toplumda daha aalara dtn veya dmek tehlikesinde ol
duunu sanmtr (142). O, kktenci bir insansever, liberal grl
bir halk dostu, tutuculuun ateli bir kart olmakla birlikte hi
bir zaman sosyalist ya da devrimci olmamtr. Dickens bakal-
dran bir burjuva, genliinde kendisine yaplan hibir zaman unut
mayan, kk drlme duygusunun kurban bir insan olarak ta
nmlamak daha doru olur (143). Tm yaam boyunca, kendisini,
stten olduu kadar alttan da gelebilecek tehlikelere kar koruma
gereini duyan, sradan, tutucu bir burjuva olarak kalmtr. Sradan
bir burjuva ile ayn duygu, dnce ve lklere sahiptir. Emein,
sabrn, tutumluluun, gvenlie doru trmanmann, endiesiz ve
zellikle saygn olmann yaamn z olduuna inanmaktadr.
Onun iin mutluluk, gsteriten uzak bir zenginlie sahip olmak,
aile evresinde, veya yolcularn gvenli bir hedefe doru gtren

[65] Nazik ve kibar kiilerin yardmlama alanndaki davranlar.


N G L T E R E V E R U S Y A D A T O P L U M S A L R O M A N 315

olcu arabasnn dam altnda, rahat ve huzur iinde, d dnyadan


orunmu bir varlk srdrmektir.
Dickens, toplumsal ideolojisinin i elikilerini yenmeyi baara
maz. Bir yandan topluma en ac sulan yklerken, dier yandan
toplumdaki ktlklerin boyutlarn gerektii gibi deerlendire
mez. nk Dickens, bu ktlklerin varln itiraf etmek isteme
mektedir (144). Aslnda o, her ey halk iindir-halk ile hibir ey
vaplamaz, ilkesine sk skya baldr ve halkn ynetim iini bece
remeyecei konusundaki nyargsndan bir trl kurtulamaz (145).
Ayak takmndan korkmaktadr ve 'halk' szcn, bu terimin en
ideal anlam olan orta snf szc ile badatrr. Flaubert, Mau-
passant ve Goncourtlar tutucu olduklar halde, boyun emez birer
asidirler. Dickens ile politik ynden ilerici olmasna ve geerli koul
lara kar olmasna ramen egemen olan anamalc sistemin koul
larm yadsmaszca kabul eden barsever bir kentsoyludur. O, sa
dece sradan ve dar kafal burjuvalarn dert ve aclarn bilmekte
ve burjuva toplumunun temellerini sarsmayacak arelerle zm
lenebilecek olan aksaklk ve ktlklerle savamaktadr. Emeki
sn fn n durumu ve byk sanayi kentlerindeki yaamdan hemen
hemen tmyle habersizdir ve ii hareketi konusundaki anlay
ok gariptir. 0 yalnzca zanaatlarn, kk, bamsz alan us
talarn ve tccarlarn, kalfa ve raklarn gelecei iin kuku duy
maktadr. ii snfnn talepleri ve gelecekte giderek geliecek b
yk gc, onu korkutmaktadr. ann teknik gelimeleri ile de il
gili deildir ve eski dnemlerin yaam biimlerine tutku duymas
na neden olan romantizmi, Cariyle ve Ruskin'in Ortaan manas
tr ve loncalarna duyduklar cokudan ok daha gerek ve kendi
liinden bir romantizmdir. Balzac'n byk kentlerden ve teknik
ten yana olan yaam gr ve yeniliklerden ve bulgulardan duy
duu mutluluk ile karlatrldnda, Dickens'n bu zellikleri ka
ba ve tembelce bir gre sahip bir dar kafallk olarak kalrlar.
Daha sonraki yaptlarnda, zellikle Har d Times (Skntl Gnler)'da
Dickensn grnn geniledii grlr. Sanayi kenti sorunu d
ncelerine girmeye balar ve bir snf olarak endstriyel emeki
snfnn yazgsnn ne olacan giderek artan bir ilgi ile tartr. Fa
kat anamalcln i yaps konusundaki dnceleri ocuka ve n
yargl, sosyalist kaynamann yalnzca bir demagoji, grevin ise an
taj olduuna inanmas ise dar kafal, rahatna dkn kiilere zg
?ir davrantr (146). Yazar, greve katlmayan ve her ne kadar sak-
asada i sahibine atasal (atavistique) [66], teslimiyeti bir sadakat

li Atacla ait. Bak. O. Hanerliolu, Felsefe Ansiklopedisi, I, s. 111.


316 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

la bal olan Stephen Blackpool'dan yanadr. 'Kpek ahlak,


Dickensn yaptlarnda nemli bir rol oynar. Bir davran, ciddi
dncelere sahip bir adamn olgun, eletirel ve entellektel yak
lamndan ne denli uzak olursa, Dickens'n bu davrana olan ya
knl ve anlay da o denli artacaktr. Eitilmemi, basit halk ve
ocuklar, onun yreine, eitilmi ve yetikin insanlardan daha ya
kndr.
Dickens, anamal ve emek arasndaki atmann nemini tmy
le yanl anlar. O, burada uzlamalar olanaksz iki gcn kar
karya geldiklerini ve bu kavgann, bireyin iyi niyeti ile zmle
nemeyeceini bir trl anlayamaz. Bir insann sadece ekmek yiye
rek yaayamayacan ileri sren gerek, emeki snfn srf ekmek
iin savamalarn anlatan bir romanda pek inandrc olamamak
tadr. Fakat Dickens, snflar uzlatrma olaslna duyduu o
cuka inantan vazgeemez. Bir yandan ataerkil-insan sevgisi ta
yan duygularn, dier yandan ise sabrl ve zveri gerektiren bir
davrann toplumda huzur salayaca yanlgsna saplanr. id
dete kar olmak gerektiini savunur, nk ayaklanmann ve Dev
rimin, bask ve smr hareketlerinden daha kt olduuna ina
nr. Goethe'nin hakszl kargaaya yeleyen inanc kadar sert bir
gre sahip olamamasnn nedeni, onun Goethe kadar yrekli ola
mamas ve onun kadar kendi kendisini anlayamamasdr. Eski bur
juvazinin salkl, duygusallktan uzak bencilliini, bozulmu, kar
m ve tatl bir 'Christmas felsefesine' dntrmtr. Bu felsefeyi
Taine yle zetler: Birbirinize iyi davrann ve birbirinizi sevin; y
rein duygular en gerek hazdr... Bilimi bilginlere, gururu soylu
lara, lks ise zenginlere braknz (147). Dickens, sevgi konusun
da syledii hakikatlerin esasnda ne denli kat olduunu ve
onun getirmeye sz verdii huzurun toplumdaki aa snfla
ra nelere mal olacan bilmiyordu. O, bunlar yalnzca hisse
diyor ve felsefesinin bu i atmalar, onun ac ve eziyet veren cid
di sinir rahatszlklarnda kendini gsteriyordu. Bu bar ve mit
vadeden misyonerin yaam hi de rahat ve dingin deildi. Onun
duygusall, korkun bir acmaszl saklayan bir maskedir; nk
te ve mizah, gzyalar iinde glmsemekte, iyi huyu ise bunalt
c ve boucu bir yaam korkusuna kar savamaktadr. Onun en
iyi huylu karakterleri bile, yz izgilerinin ardnda bir muziplik sak
larlar; burjuvalara zg, uysal ve efendice davranlar daima bir
cinayet ilemenin eiine kadar dayanrlar; hayran olduu eski,
modas gemi dnyann dekoru ise, gereksiz eyalarla dolu, te
kin olmayan bir odadan oluur. Onun canll ve yaam sevinci,
lmn glgesinde durm aktadr ve doaya olan ball da hum-
N G L T E R E V E R U S Y A D A T O P L U M S A L R O M A N 317

nal bir yanlsamadr. Victoria dneminin bu grnte temiz, d


rst ve saygdeer sanats, korku dolu dler tarafndan rahatsz
edilen umutsuz bir gerekstc olup kar.
Dickens, sanatta yaama ve doaya bal olmann temsilcisi ve
petites faites vrais' [67] leri tamamna erdiren bir usta olduu ka
dar, ngiliz edebiyatndaki en nemli natralist geliimlerin de sorum
lusudur. ada ngiliz romannn tm, ortam betimlemelerini, ka
rakter izimini ve karlkl syleilerdeki ustaln Dickens'dan
almtr. Fakat gerekte bu natralistin yaratt karakterlerin hepsi
de birer karikatrden baka bir ey deildirler. Gerek yaamn
m zellikleri abartlm, ar boyutlara itilmi ve zorlanmtr;
her ey gerek d ve garip bir glge oyunu ya da kukla tiyatrosu
na benzer. Bylelikle her ey, melodramdaki stilize edilmi, sadele
tirilmi ve tek tipe indirgenmi iliki ve durum lara dnr.
Dickensn en sevimli figrleri, ad ktye km budalalar; en za
rarsz ve sradan burjuvalar ise, monomanyaklar, huysuz, baa
klmas olanaksz tipler ve 'cinli' kiilerdir. zen ve dikkatle betim
lenmi olan ortamlar, opera sahnelerine benzemekte ve tm doal
cl genellikle dlerdeki grntlerin keskinliini ve gz alc
n oluturmaktadr. Balzac'n en byk samalklar bile, Dickens'
m kimi grntlerinden daha mantksaldr. Victoria dnemine z
g olan bastrma ve uzlama eylemleri, Dickens'n tmyle denge
siz ve denetimden yoksun bir nrotik slup edinmesine yol am
tr. Fakat nevrozlar, her zaman iin karmak olmadklar gibi,
Dickensin da karmak yn veya yceltilmesi gereken bir yan
yoktur. O, ngiliz yazarlarnn en eitilmemi olanlarndan biridir.
Richardson ve Jane Austen gibi yanl bilgilerle dolu, okumam
bir yazar olduu kadar, Austen'in tersine, ilkel ve kaln kafal bir
insan, yaamn daha derin sorunlarna kar duygu beslemeyen ko
ca bir ocuktur. Onun aydn olmakla hibir ilgisi yoktur ve en
telektellere de kardr. Bir sanat veya dnr anlatma ola
na bulduunda onunla alay eder. Sanata kar, pritenlere zg,
dmanca bir tavr taknm ve bu tavr, sradan burjuvazinin en-
tellektel olmayan, sanata kar grleri ile beslemitir. O, sanat
gereksiz ve ahlaka aykr bulmaktadr. Usa ilikin her eye kar bur
juvaziden daha dmanca, daha da kts, dar grl ve geri ka
fal burjuvalara zg bir tavr besler. Sanatlar, airler arasnda
ok fazla konuanlarla, okurlar ve kendisi arasndaki dayanma-
y kantlamak istercesine, fazla iliki kurmamtr (148).
Victoria dneminde toplum, kesin olarak tanmlanabilen iki

57] Baz kk hakikatler anlamna.


318 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

ayn cepheye blnm ve Dickens, st snflardan gelme kiiler


tarafndan da tutulmasna karn, eitilmemi ve kolay beenir top
lumun yazar olarak kabul edilmitir. 18. yzylda da byle bir b
lnme olduu ve Richardson'un, Defoe ve Fielding ile karlat
rldnda, daha yksek olan bir orta snf beenisini temsil ettii
grlr. Ne var ki Richardson, Defoe ve Fielding'in okurlar, o
unlukla ayn halktr. 1830'dan sonra ise, iki kltr dzeyi arasn
daki kopukluk belirginlemeye balam ve birok okurun hl or
tada olmalarna karn, Dickens'n toplumunu, Thackeray ve Trol-
lopeunkinden ayrmak olduka kolaylamtr. 18. yzylda Richard
son'un kahramanlar ile zdelemeyi, Fielding'inkilerle zdele
mekten daha kolay bulan okurlar olmutur. Fakat imdi, okurlar
arasnda Dickens'n ekilmez olduuna inananlar ya da Thackeray
ve George Eliotu anlamakta glk ekenler bulunmaktadr. Ei
tilmi eletirel toplumun yan sra, edebiyatta yalnzca kolay ve an
lk bir elence arayan, dzenli bir okur kitlesi, Victoria dneminde
ortaya kmtr. Gnmzn balca zellii olan bu durumdan
nce, edebiyatta yalnzca elence arayan kitle, ounlukla rastgele
kitap seen kiilerden olumakta, dzenli olarak kitap okuyanlar
ise kltrl snflardan gelmektedirler. Oysa Dickensn devrinde,
aynen bugn olduu gibi, yksek dzeydeki edebiyat ile ilgilenen
yalnzca iki topluluk vardr. Gnmz ile o devir arasndaki tek
fark, o gnk hafif edebiyat trnn, hl Dickens gibi yazarlarn
yaptlarn iermesi ve her iki t r edebiyattan holanan okurlarn
da henz var olmasdr (149). Oysa bugn iyi edebiyat ounlukla
halk tarafndan tutulmaz olmutur. Halkn tuttuu edebiyat ise, be
eni sahibi kiilerin dayanamayacaklar denli ktdr.
1851'deki Dnya Fuar, ngiltere tarihinde bir dnm noktas
olmutur. Erken Victoria devrinin tersine, orta Victoria dnemi re
fah ve bar devri olarak tannr. ngiltere, 'tm dnya iin i ya
pan atlye'ler lkesi olur, fiyatlar ykselir, ii snfnn yaam ko
ullar dzelir, sosyalizm zararsz durum a getirilir, burjuvazinin si
yasal alandaki stnl salam temellere oturtulur. Toplumsal so
runlar zmlenememise de sivrilikler trplenmitir. 1848'in baa
rszlkla sonulanmas, toplumun ilerici kitlesine yorgunluk ve yl
gnlk getirmi ve bunun sonucu roman saldrgan ve hogrsz ol
maktan kmt. Thackeray, Trollope ve George Eliot, artk Kings-
ley, Mrs. Gaskell ve Dickensn anladklar anlamda yazmyorlard.
Bu yazarlar toplumu taslaklar halinde iziyorlar, fakat gnn top
lumsal sorunlarn tartm aktan kanyorlar, toplumsal ve siyasal
bir savn propagandasn yapmaya yanamyorlard. Dnya gr
devrinin entellektel atmosferini yanstan George Eliot ile (150),
N G L T E R E V E R U S Y A D A T O P L U M S A L R O M A N 319

:opium, Jane Austenin romanlarnda olduu gibi, devinim halinde


rolunan ve birbirinin yazglarn saptayan karakterlere sahne olan,
onsuz olunamaz bir e durumunda olmasna karn, n dzeyde
ver almaktan kar. George Eliot, srekli olarak insanlarn kar
lkl dayanmalarndan ve evrelerinde oluturduklar magnetik
alandan sz etmitir. Sarfedilen her szck, her hareket, bu alann
etkisini arttrr (151). Eliot, modem toplumda kimsenin zerk ve
ya yalnz bir yaam srdremeyeceini sylemek istemektedir (152).
Bu adan bakldnda, onun yaptlar roman olarak nitelenebilir.
Fakat bundan ncesine gre, toplum, olumlu, her eyi iinde bulun
duran bir gerek olmasna karn, dayanlmas gereken bir olgu du
rumuna gelmitir.
Ingiliz roman tarihinde, ie dnkle yneli, George
Eliotun yaptlar ile balar. Onun romanlarndaki en nemli olay
lar, entellektel ve ahlki bir yapya sahip olanlardr; insann iin
deki kale ve onun ahlki bilinci olan ruh, onun yazgsnn byk a
tklarnn yer ald bir sahnedir. Bu adan bakldnda, Eliot
un romanlar, psikolojik rom an trne de girerler (153). Konular
nn merkezi, d olaylar ve servenler, toplumsal sorunlar ve at
malardan ok ahlki sorunlar ve bunalmlardan olumutur. Akl
banda, dnceli insanlardan oluan kahramanlar iin fizikse]
deneyler ne ise, entellektel ve tresel deneyler de odur. Onun ya
ptlar, bir lde. Alman romantiklerinin lklerinde tasarladk
lar romana uyabilecek psikolojik-felsefe tr denemelerdir. Buna
karn, Eliot'un sanat, romantizmden kopmann simgesi olduu gi
bi, romantikler tarafndan yaratlan tinsel deerlerin yerine, dei
ik ve temelde romantik olmayan deneyler getirmek iin yaplan
ilk baarl atlmdr. George Eliot ile roman, entellektel-duygusal
bir ierik kazanr. Klasisizmden bu yana duygusal deeri kaybol
mu olan entellektel bir ierik, edebiyata mal edilmi olur. Bu
roman tr, usa aykr zelliklere sahip olan duygusal deneylere
deil, George Eliotun entellektel tutku diye tanmlad bir tav
ra baldr (154). Romanlarnn esas konusu, yaamn yorumu ve
zm, entellektel deerler konusunda bilgi sahibi olmak ve on
lar deerlendirmektir. 'Anlamak szc onun romanlarnda s
rekli olarak tekrarlanan bir szcktr; (155) uyank olmak, sorum
luluu bilmek, kendi kendinle uzlama bilmez bir biimde ura
mak, onun srekli olarak tekrarlad taleplerdir. 1860'da yazd bir
mektupta, En byk seim, esrarsz yaayabilmek ve tm aclar
mz, bilinli ve ak seik grlebilen bir dayanma gc ile gs
leyebilmektir der (156).
Bu akl banda ve dnceli insanlarn, sorunlar ve elikiler,
320 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

tragedyalar ve yenilgilerle dolu olan yazglarnn Middlemarch adl


yapttaki kadar gl bir biimde anlatlabilmesi, ancak George
Eliot gibi devrinin entellektel yaam ile derinden ilgili bir ya
zarn kitabnda mmkn olabilir. J.S. Mili, Spencer ve Huxley
bata olmak zere, devrin ngilteresinde yaayan en iyi ve en ile
rici dnrler, George Eliot'un arkadalardr. Eliot, Feuerbach
ile D.F. Strauss'u ngilizceye evirir ve ann usuluk ve olguculuk
akmlarnn tam merkezinde durur. Onun ahlk anlayn simgeleyen,
hafiflikten ve saflktan uzak, ciddi ve eletirici amac, dnce bii
mini gstermeye yeterlidir. ngiliz romannda ilk kez, bir entellek-
teli gerektii gibi anlatabilen yazar, Eliotdur. Ondan baka o de
virde yaayan hibir romanc, b ir sanaty gln duruma dr
meden veya kendisi gln duruma dmeden tanmlayamazd.
Balzac bile onlarn tuhaf ve ayrks yaratklar olduklarn dn
m, kendisini naif bir aknlkla doldurduklarn ve glmseme
ye zorladklarn sylemitir. George Eliot ile karlatrldnda,
Balzac, Chef-doeuvre itconnu snde Eliotun sanat gcnn erie
meyecei perspektifler am olmasna karn, yar eitilmi ve kendi
kendini yetitirmi biri olarak kalr. Balzac'n gc anlatmda,
Eliotunki ise deneylere zm getirmesindedir. Eliot, kendi geir
dii deneylerden, entellektel sorunlarla boumann ne denli g
ve skntl olduunu bilmekte, tinsel yenilgileri izleyen ac olay
lar tanmaktadr; bunlar bilmeseydi Dr. Casaubon gibi bir
karakteri yaratamazd (157). Bu entellektellii sayesinde bo
ve eksik yaama daha yeni bir lk ve anlay kazandrm, tm
modern roman kahramanlarnn ait olduu manques dizisine [68]
yeni bir eit eklemitir.
Toplumsal romana psikolojinin girmesinin gerek ve kesin ne
deni, George Eliotun entellektalizmi deildir. Onun entellektaliz-
mi sadece toplumsal sorunlarn geri dzeye itilmesine, psikolojik
olanlarnsa n plana karlmasna yaramtr. Roman, nasl henz
burjuvazi ile btn halinde bulunan kltrl tabakann edebiyat
tr ise, psikolojik roman da kendisini burjuvaziden kurtarm a s
recinde bulunan bir kltrl tabaka olan aydnlar takmnn yazn
trdr. Ingilterede aydnlarn balardan kurtulup 'toplumsal yn
den bamsz (158) 'tm snf ayrmlarnn dnda (159) ve 'eitli
snflar arasnda arabulucu (160) durumuna gelmeleri, ancak Orta
Victoria dneminin balarnda mmkn olmutur. Bu dneme ka
dar, Ingilterede, burjuvaziye bakaldran, bamsz bir toplumsal
grup olma duygusuna sahip olan aydnlar yoktu. Kltrl tabaka,

[68] Eksii noksan olanlar; hayatta baarya ulaamayanlar.


N G L T E R E V E R U S Y A D A T O P L U M S A L R O M A N 321

rurjuvazinin kendisini rahat brakt srece bu snfla olan ili


kisini srdrmt. Romantizm, ilerici edebiyat toplumu ile tutu
cu orta snfn arasna yabanclk girmesine neden olmu fakat ro-
rzantiklerin tutuculua ynelmeleri ile bu kartlk ortadan kalk
nt. Erken Victoria dneminin yazarlar, burjuva toplumu iinde
reform yaplmas yolunda savamlarsa da, bu toplumu ykmak
akllarndan bile gememiti. Buna karlk burjuvazi de onlara
hibir zaman birer hain veya yabanc gz ile bakmam, tersine,
on larn toplumsal ve kltrel eletirilerini, hogr ve iyi niyetle
izlemilerdi. Burjuva toplumu iinde kltrl tabaka, ynetici s
nflarn genellikle nemini ok iyi bildikleri bir ilevi yerine geti
riyordu. Bu ilev, bir patlamay nleyen emniyet supap yerine ge
iyor ve bastrlma tehlikesi ile kar karya bulunan vicdan a
tmalarm dile getirerek burjuvazinin iindeki gerilimlerin da vu
rulmasn salyordu.
Burjuvazi, ancak Devrime kar kazand kesin zaferden ve
'Chartism' [69] in yenilgisinden sonra kendisini gven iinde hisse
debilmi ve vicdan kuruntu ve endielerden kurtulabilmitir. Ar
tk eletirilmesine gerek yoktur. Bylece kltrel tabaka, zellikle
yazan alannda retken olan blm, toplumda ie yaryor olma duy
gusunu yitirmitir. Bu topluluk, kendisini bir zamanlar szcl
n yapt toplumsal snftan kopmu olarak grmekte ve eitilme
mi snflarla burjuvazi arasnda yalnz kaldn sanmaktadr. Bun
dan nceki kkleri orta snfta olan kltrl tabakann yerine, ay
dnlar takm (intelligentia) dediimiz toplumsal grubun gelmesi
ne, bu duygu neden olmutur. Fakat bu geliim, kltrn temsilci
leri olan kitlenin, egemen olan glerden kopup onlardan kurtul
ma srecinin son evresini temsil eder. Bu geliimin ilk evreleri,
hmanizma ve aydnlanma hareketleridir. Bu akmlar, bir yan
dan kltrn kilisenin dogmasndan kopmasna yardmc olur
ken, dier yandan onu aristokrasinin estetik diktatrlnden kur
tarrlar. Fransz Devrim'i, imdiye dek iki st snf tarafmdan uy
gulanan kltr tekelciliine son vermi ve kltrn Temmuz mo
narisinden sonra tmyle gven iinde grnen burjuvazinin teke
line gemesini kolaylatrmtr. Yzyln ortasnda, devrim dne
minin sona ermesiyle kltrel tabakann ynetici snflardan kop
ma abalarnn son adm atlm ve 'aydnlar takm' olarak ta
nmlayabileceimiz topluluun ortaya kmas yolunda ilk evreye
girilmitir.
Aydnlar takm, burjuvaziden kma bir topluluktur ve atala-

ieS] Toplumculuk. Bak. O. Hanerliolu, Felsefe Ansiklopedisi, cilt I, s. 222.


TT 21
322 N 'A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

r, Fransz Devrimi'nin yolunu hazrlayan, ilerici orta snftr. Kl


tr alannda aydnlanm ve liberal bir lkye sahiptir; lkse)
insan anlay ise konvansiyon ve gelenekten bamsz, zgr ve ile
rici bir kiilie sahip olmaktr. Burjuvazinin aydnlar tepmesi ve
aydnlarn saysz ortak karlarla bal olduklar kendi snflann
terk etmeleri zerine, doal olmayan, garip bir durum ortaya k
mtr. Aydnlar snfnn balarndan kurtulmas, evrensel uzmanla
ma srecinin bir evresi olarak kabul edilmeli, dier b ir deyile, sa
nayi devriminden bu yana, toplumun deiik tabakalar, deiik
meslekler ve kltr alanlar arasndaki organik ilikiyi ykan so
yutlama srecinin bir blm saylmaldr. Fakat bu olgu, ayn
zamanda, bu uzmanlamaya kar dorudan bir tepki, veya kl
tr deerlerinin bir btn halinde toplanp birletii eksiksiz bir
insan lksn gerekletirmek iin atlan bir adm olarak da yo
rumlanabilir. Aydnlarn kesin bir biimde orta snftan ayrlma
lar, bamszlamalar ve bylece tm toplumsal balardan kur
tulmalar, gerek burjuvazi, gerekse aydnlar tarafndan zenle bes
lenen, usa ait her eyin smf ayrmlarnn tesinde bir dnya
da yaad dncesine uygundur. Entellekteller, gzelliin ve
gerein ahlna inanmaya almaktadrlar, nk byle yapmak
la, 'daha yksek' bir gerein temsilcileri olarak grnmekte ve top
lumda etkin olamama duygularna bir teselli bulmaktadrlar; bur
juvazi, aydnlarn, snflarn arasnda ve hatta onlarn stnde bir
konuma sahip olma talebini hogr ile karlar nk bu ite
evrensel geerlii olan insani deerlerin varlnn kantn ve s
nf ayrmlarnn unutulma olasln grmektedir. Fakat sanat iin
sanat' gibi, 'bilim iin bilim veya 'gerek iin gerek' ilkeleri
de aydnlarn pratik ilere yabanclamalar sonucu ortaya k
m olgulardr. Bu olgunun ierdii lkclk, burjuvazinin,
usa ait her eye kar duyduu nefreti yenmesine neden
olmutur; aydnlar ise gl orta snfa duyduklar nefreti dile
getirmeye itmitir. Kltrl tabakann kendilerine sahip olanlara
kar duyduklar kin yeni bir ey deildir; hmanistler bu duy
guyu yaamlar ve kendilerinde aalk kompleksinin tm belirti
leri grlmtr. Fakat gerei tam olarak bildiini sanan bir
snf, nasl olur da, ekonomik ve politik gcn tmn elinde bu
lunduran bir snfa kar kskanlk ve nefret duyabilir? Ortaa
da, 'gerek'in onaylanp onaylanmamas ruhban snfnn em
rine bal idi. Bunun yan sra ekonomik ve politik gcn ara
larnn bir blmn de elinde bulunduruyorlard. Bu rastlantnn
sayesinde, bu otorite alanlarnn daha sonradan blnmesi sonucu
ortaya kan patolojik olgular henz bilinmemekteydi.
N G L T E R E V E R U S Y A 'D A T O P L U M S A L R O M A N 323
Ortaa ruhban snfnn tersine, yeni aydnlar takm eitli pa
ral ve profesyonel tabakalardan olumu ve toplumun eitli ve uyu-
rrulam az kartlklarla dolu olan kesimlerinin gr ve karlar
nn szcleri olmulardr. Bu ayrtrdenlik, onlarda, snf ayrm-
anm n stnde bir konuma sahip olduklar ve toplumun vicdann
:emsil ettikleri duygusunu yaratr ve bu hissi glendirir. Kark
air soya sahip olduklarndan, eitli kltr ve ideolojilerin arasnda
ki snrlar, eski kltrl kesimden daha gl bir biimde hisset
mekte, toplumu eletirirken daha sert davranmakta ve kendi
lerini orta snfn dostu olarak grmektedirler. Balangtan
beri onlarn grevi kltrel deerlerin nyarglarn akla
kavuturmaktr; burjuva grnn kknde bulunan dn
celeri formle balar, burjuvann yaama kar ald tavrn
ideolojik ieriini zmlerler; i alannda, kendi i dnya
sna dalan dncenin [70], ie dnn ve yceltmenin i
levlerini grrler. Ksacas, aydnlar, burjuva ideolojisinin sz-
csdrler. Fakat aydnlar snf ile orta snf arasndaki ba
larn gevemesiyle, orta snfn kendi kendisine uygulad de
netim, y k c . bir eletirellie; dinamizm ve yenilenme ilkeleri
ise anariye dnmtr. Henz burjuvazi ile birlikte olan
kltrl kesim, reformlarn ncsdr; burjuvaziyi terk etmi olan
aydnlar snf ise kar gelme ve bozma eylemlerinin esi duru
muna gelmitir. 1848'e kadar burjuvazinin entellektel ncleri olan
aydnlar, bu tarihten sonra, bilinli veya bilinsiz olarak, alan s
nfn koruyucular olmulardr. Kendi varlklar gvensizlik iinde
olduundan, kendilerini emeki snf ile ayn durumda gryorlar
ve bu snfla olan dayanmay srdryorlar; olanak bulduka bur
juvaziyi arkadan vurma ve anamalcla kar bir devrimin hazr
lklarnda etkin olma amalarn destekliyorlard.
Bohem lerin ortaya kmas ile, aydnlar ile emeki snf ara
sndaki iliki, genel bir yaknlk duyma duygusunu aar. Bohemle
rin kendileri zaten emeki snfnn bir blmn olutururlar. Ba
z ynlerden aydnlar takmnn yetkin duruma gelmesini temsil
ederlerken, baz ynlerden de onun karikatrn olutururlar. Ay
dnlarn o rta snftan ayrlma eylemlerini tamama erdirirler, fakat
ayn zam anda burjuva konvansiyonlarna kar alan sava bir
tiir saplant, bir t r eziyet etme deliliine dntrrler. Bir
yandan tinsel amalara youn bir biimde eilme lksn
gderken, dier yandan da yaamn dier deerlerini grmez-

170] Kendi i dnyasna dalan: contemplatif. Bak. O. Hanerliolu, Felsefe Ansik


lopedisi, cilt III. s. 10.
324 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

likten gelerek, yaama kar zafer kazanm olan usu amacn


dan saptrrlar. Onlarn burjuvalardan bamsz olmalar, szde
zgr bir eylemdir; nk her ne kadar itiraf etmeseler de, toplu
ma yabanclam olmann gnahn ar b ir yk gibi srtlarnda
tamaktadrlar. Onlarn kstahlklar, gszlklerini dnleme
isteinin kantdr. Kendilerini an biimde ileri srmeleri ise ken
di yaratc glerinden duyduklar kukuyu gsterir. Bohem akm,
Fransa'da, ngiltere'de olduundan daha nce balamtr. ngilte
re'de Ruskin, J.S. Mili, Huxley, George Eliot ve izdalar ile, 'hibir s
nfa bal olmayan', 'bamsz dnen' bir aydnlar grubu ortaya
kar, fakat bu olay henz emeki snf devrimi (proleter devrimi) ne
veya bohemlerin olumasna dnmekten uzaktr. Bu evrede, orta
snf ile olan iliki o denli yakndr ki, aydnlar takm, geni kitlelerle
ortak bir ama iin birlemek yerine, aristokratlara zg bir ahlak
la (161) snmay yelerler. George Eliot bile, gerekte toplum
bilimsel olan bir sorunu, psikolojik ve ahlaksal bir sorun olarak g
r r ve ancak toplumbilimin zmleyebilecei sorunlar psikoloji
bilimi ile zmlemeye alr. Bylece, Rus roman tarafndan iz
lenen yolu terk etmi olur. Rus romancl ise bu yoldan geerek
olgunlaacaktr.
ada Rus roman, Rus aydnlar, yani, resm Rusya'y
tmyle yadsyarak, edebiyat tm toplumsal eletirilerin te
sinde gren, roman ise 'toplum sal' roman olarak kabul eden
sekin aydnlar kesimi tarafndan yaratlmtr. Rusya'da romann,
toplumsal ve yararl olma eiliminden uzak, yalnzca elence ve
karakter zmne ynelik bir tr olarak okunmas, 1880'den nce
bilinmeyen bir olgu idi. Toplum o denli iddetle kaynamakta, okuyu
cu kitlenin siyasal ve toplumsal bilinci o denli gl b ir biimde
gelimi durumda idi ki, 'sanat iin sanat' gibi bir ilkenin burada
yerleecek bir ortam bulmas mmkn deildi. Rusya'da aydnlar ta
km kavram her zaman etkincilik kavram ile bir tutulm utur ve de
mokratik kar olma eylemi ile Bat'da olduundan ok daha sk bir
balants vardr. Tutucu ulusularn, bu uzlama bilmez, tarikatlar
gibi da kapal bir tutum izleyen aydnlar takmna yaknlk duyma
lar dnlemez (162). Rus romannn en byk ustalarndan olan
Dostoyevski ve Tolstoy, bu gruba bir dereceye kadar katlrlar. Bu
sanatlar, topluma kar takndklar eletirel tavrla, aydnlarn
dncelerinden fazlasyla etkilenmiler ve kendileri inkr etseler
bile, onlarn ykc etkilerine sanatlar ile katlmlardr (163).
ada Rus edebiyatnn tm, kar olma dncesinden k
madr. lk altn an, aydnlanma ve demokrasi dncelerini,
arlarn zorba ynetimine kar kullanmaya abalayan ilerici
N G L T E R E V E R U S Y A D A T O P L U M S A L R O M A N 325

.e kozmopolit kesimin edebiyat alanndaki etkinliklerine borlu-


--- Pukinin anda, Bat'nn dncelerine yatkn olan liberal
r:hi! soylular, Rusya'nn tek kltrl kesimini olutururlar. Ti-
~ri ve sanayi anamalclndan sonra, nceleri sadece resmi g
revliler ve doktorlardan oluan entellektel iiler kesiminin says,
sknisyen, avukat ve gazetecilerin de eklenmesi ile olduka kalabalk
lamm (164) Fakat edebiyat alanndaki retim, gene de, mesleklerin
de doyuma ulaamam olan ve serbest burjuva dnyasnda, devir
lerinin sarslmakta olan feodalizminden daha ok eyler bulacakla
rna inanan resmi grevlerdeki aristokratlarn elinde kalmt (165).
Aralk ayaklanmasndaki yenilgisinden sonra yeniden glenen ge
ricilik, bakaldranlar datmada baarl olmusa da, politika ve
edebiyat alannda yeni bir kesimin domasna engel olamamtr.
Bu ncler intelligentsia diye adlandrlan aydnlar takmdr. 1880in
sonuna dek soylularn Rus edebiyatndaki gl egemenlikleri, bu
kltrl snfn domas ile sona erer. Pukin'in lm ile bir
devir kapanm olur. Bundan byle, entellektel alandaki nder
lik, aydnlarn eline geer ve Bolevik Devrimi'ne kadar onlarn elin
de kalr (166).
Yeni kltrl kesim, st ve alt tabakalardan kopmu olan soy
lu ve halktan gelme elerden oluan, kark bir topluluktur. ye
leri, bir yandan d grnte hl Aralklar'a yakn olan vicdan
lar rahatsz soylulardan, dier yandan ise, kk dkkn sahiple
rinin oullar, nemsiz memurlar, kentsoylu rahipler ve genellikle
kark kkene sahip insanlar' olarak nitelenen ve ou 'zgr sanat
', renici, zel eitimci veya gazeteci olarak yaamlarn srd
ren, zgrle kavumu serflerdi. Yzyln ortasna dein, bu halk
tan gelme kiilerin saylar, soylu kiilere gre daha az iken,
zamanla oalarak aydnlar takmnn dier tm elerini yut
tular. Bu kesimin ald yeni durumda en nemli rol, rahiplerin
oullan oynarlar. Bu genler, her baba oul arasnda yer alan uyu-
turulamaz kartln doal bir sonucu olarak, bu snfn dine ve
gelenee kar olan tm inanlarn, olduka sert bir dille yererler.
Bu kiiler devrim ncesi Rusya'snda, tpk aydnlanma anda,
egemen olan durumun benzerini geiren 18. yzyl Avrupasnda
sapazlann oullarnn grdkleri ilevi yerine getirirler. Bunun iin-
iir ki, Rus usuluunun en nemli iki ncs olan ernievski
,e Dobrolyubov'un babalarnn papaz olmas ve byk ticaret kent
lerinde yaayan orta snftan gelmi olmalar, bir rastlant deildir.
renci cemiyetleri ve kltr demekleri ile, Moskova niver-
tesi, snftan yoksun yeni aydnlarn merkezidir. Yksek resmi
revler ve generallerle dolu olan, yalnzca haz peinde koan,
326 N 'A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

her eyden bkm evre ile; heyecan duyabilen, renmek iin can
atan genlerden oluan ada niversite kenti arasndaki kart
lk, bu sralardaki kltr deiiminin kkn gsteren iyi bir r
nektir (167). Muhafz alaynda alan bir subay, nasl eski entellek-
tel kesimin temsilcisi ise, yalnzca kendisine gvenmesi gereken,
yoksul bir renci de yeni aydnlar snfnn rneidir. Moskova
nn kltrl tabakas ise, yar aristokratik kalbn b ir sre daha
srdrr ve 1840larn sonuna dek salonlarda hl bol bol felsefe
tartmalar yaplr (168). Ne var ki, bu toplantlarn artk da
kapal olma zellii kalmam ve bundan nceki nemlerini yitir
milerdir. 1860 sralarnda, edebiyat demokratlam ve yeni ay
dnlar snf ortaya kmtr. Kyllerin zgrle kavumalarn
dan sonra, bu topluluk, yoksullaan kk soylularn da katlma
syla genilemi, fakat bu yeni eler onun i yapsnda b ir dei
iklik yaratmamtr. leri a lt st olan toprak aalar,kendilerini ge-
indirebilmek iin entellektel alanda i yapmaya ve burjuva ay
dnlarnn yaamna uymaya mecbur olmulard. unu belirtmek
gerekir ki, bu kesim, ilerici ve kozmopolit Batllama yanllarnn
saysn kabarttklar gibi, Slavclarn [71] saylarn da onlara
eit bir dzeye getirerek her iki topluluun arasnda b ir denge sa
lamtr.
Batllam olan aydnlarn usuluuna kar gsterdikleri entel
lektel tepki, yarm yzyl nce Avrupann Devrime kar bir tep
ki olarak kulland romantik tarihilik ve gelenekilik akm
larna benzer. Slavclar, Burke, de Bonald, de Maistre, Her-
der, Hamann, Moeser ve Adam Muellerin dolayl ve oun
lukla bilinsiz birer entellektel mirassjdrlar. Batllamadan
yana olanlar ise, nceleri Voltaire ve Ansiklopediciler ile Al
man idealizminin, sonralar ise hem Saint-Simon, Fourier ve Comte
gibi sosyalistlerin, hem de Feuerbach, Buechner, Vogt ve Moleschott
gibi materyalistlerin takipileridirler. Batllamadan yana olanlarn
kozmopolit ve tanrtanmaz dncelerine kar Slavclar tlusal ve
dinsel geleneklerin deerini savunurlar ve Rus kylsne olan mistik
inanlar ile Ortodoks Kilisesine olan ballklarn aka dile ge
tirirler. Hem usuluk, hem pozitivizm kart kiiler olarak, usd
bir dnce biimi olan tarihsel geliimin rgenselliine inan-

[71] 1840larda Rusya'da ortaya kan, gerici bir akm... Slavclar, Rusyann Bat
Avrupadakinden ok farkl koullara sahip olduunu, bu yzden de kendine
zg bir gelime sreci iinde bulunduunu... gelimenin ancak hakiki Orto
doks inanlarna bal kalmakla kabil olacan... ileri srmlerdir. Bak.
O. Hanerliolu, Felsefe Ansiklopedisi, cilt VI, s. 111.
N G L T E R E V E R U S Y A D A T O P L U M S A L R O M A N 327
- -,-n sylerler, gerek bir Hristiyan olan. Bat bireycili-
?ak eski Rusya'y lk olarak benimserler ve Avrupa
kurtuluunu da bunda bulurlar. Batllamadan yana olanlar
e Rusya iin ideal olan ve kurtulu yolunu Avrupada bulmak-
airiar. Slavclk, eski bir akmdr; bu akm. Byk Petro'nun re
formlarna kar direnme hareketlerinden kaynaklanr. Eski olmakla
:ir::kte, resmen bir fikir hareketi olarak ortaya k, Belinski ile
: kavga srasnda gereklemitir. Slavclk, tm canlln ve ke
sen programn, 1840'larda yaayan kiilere borludur. Kuramsal yn
len ak seiklie kavumu olan ve bilinli bir programa sahip olan
Savcln nderleri, genellikle, hl eski feodal koullar altnda yaa-
an ve siyasal ve toplumsal tutuculuklarn, Kutsal Rusya' ve Slav
ea!knn kurtarclk grevi' ideolojisi altnda saklayan toprak sa
hibi soylulardr. Onlarn ulusal geleneklere tapmalar, Batllama
dan yana olanlarn ilerici dncelerine kar kullanlan bir sava
aracdr. Rus kylsne duyduklar Rousseau'ya zg romantik co-
ku, ataerkil-feodal koullara bal kalma abalarnn ideolojik bir
biimidir.
Ancak, Slavc hareket tam olarak tutuculuk ve gericilikle zde
letirilemez. Batllamadan yana olanlar arasnda demokrasi dman
lan bulunduu gibi, Slavclarn arasnda da ok sayda gerek halk
dostu vardr. Herzenin, Bat'nn demokratik kurumlarna birok
ynden kar olduu bilinmektedir, ilk Slavclar, arn salt egemenli
ine kar gelenler ve I . Nikola'nn ynetimine saldranlar tarafndan
oluturulmutur. Daha sonraki Slavclar arla kar daha
olumlu bir tavr almlar ve bu tavr, onlarn siyasal kuramlaryla
tarihsel felsefelerinin ayrlmaz bir parasn oluturmutur. Ancak
bu grup, demokratlar, yandalar olarak grmeyi srdrmtr.
Batllamadan yana olanlar nasl iki kuaktan oluuyorsa, Slavclk
alcm da iki evreye ayrlmaldr. nk, tpk 1840'lardaki reform
culuk ve usuluun, 1860 ve 70'lerde sosyalizme ve materyalizme d
nmesi gibi, feodal toprak sahiplerinin Slavcl da, Danilevski, Gri-
goriev ve Dostoyevskinin Panslavizm'ine (Slav birlii) ve halk
lna dnr. Yeni demokratik eilim, bundan nceki aris
tokratik eilime kesinlikle kardr (169). Kyllere zgrlk
verilmesinden sonra, eski yazarlarn ou. Batllam entellektel-
ere srt evirerek ulusulara katlrlar; bylece, tutucu edebiya-
n gerek nitelik, gerekse nicelik bakmndan, ilerici edebiyattan
baha zayf olduunu ileri srmek olanakszlar (170).
Slavclarla Batllamadan yana olanlarn arasndaki fark,
odi, amalarndan ok verdikleri savan yntemlerinde belirgin-
:::. Entellektel Rusyann tm, Slav dncesi' (Slav idea) ni be
328 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

nimser; tm entellekteller, yurtsever olmular ve Rusya'nn zel


grevleri 'nin szcleri ve mjdecileri durumuna gelmilerdir. Bu
topluluk, 'Rus postunun nnde gizemci bir hayranlkla diz ker
ler' (171) ve Rus ruhunu inceleyerek 'etnografik iir'e kar coku
ve heyecan duymaya balarlar. Byk Petro'nun Birka yl kadar
Avrupaya gereksinme duyacak fakat sonra ona srtmz evirebi
leceiz diyen dncesi, reformcularn ounun fikrine uymakta
dr. Hem 'halk', hem de 'ulus' szcklerinin anlamlarn ieren
'narod' szc, demokratlarla ulusularn arasndaki farkn be-
lirsizlemesine yol aar (172). Kktencilerin Slavcla olan yat
knlklarnn nedeni, henz anamalcln ilk evrelerinde bulunan
Ruslarn, bir ulus olarak, Avrupa halkndan ok daha ayr trden,
dier bir deyile, smf ayrmlar ile ok daha az blnm b ir top
luluk olmasna baldr. Rusya'daki entellektel tabakann tm
Rousseau'cu olup, sanat ve yozlam kltre kar az ok olumsuz
bir tavr beslerler; bu tabaka, klasik Antikite, Roma kilisesi, Orta
a skolastizmi, Rnesans ve Reform ve hatta ada bireycilik, bi
limcilik ve estetizm gibi, Batnn tm kltr geleneklerini, onun
amacna ulamasna engel olan birer olgu olarak grmektedir
ler (173). Gerek Tolstoyun sanata kar alm olduu olumsuz ta
vr, gerekse Belinski, erniesvki ve Pisarev'in estetik yarar
clklar, gelenee kar olan tutum lardr. Batllamadan yana
olanlar liberal Slavclarsa, otoriter ideale daha yatkn olma
larna karn, bu iki grn, znelcilik ve nesnelcilik, birey
cilik ve ortaklamaclk, zgrlk ve otorite arasndaki byk
tartmalardaki rolleri, tam olarak belirlenememitir. Fakat Be
linski ile Herzen, bireysel zgrlk sorunu ile, Dostoyevski ve
Tolstoy kadar umutsuzca savamaktadr. Ruslarn tm felsefe
kuramlar ve yrttkleri tahminler, bu sorun zerinde dner du
rur ve trel grecilik (moral relativizm), anari, kargaa ve cinayet
korkusu, Rus dnrlerinin tmn rktmektedir. Ruslar, bire
yin topluma yabanclamas, ada insann yalnzl ve kendisini
evresinden ekmesi gibi Avrupa'ya zg byk ve ciddi sorunlar,
zgrln getirmi olduuna inanyorlard. Bu sorunlar, hibir
lkede. Rusya'da olduu denli derin, youn ve huzur kanc bir
biimde yaanmam yp kimse b ir sorunu zmlemek iin yaplan
atlmda, bu sorumluluu, Tolstoy ve Dostoyevski kadar ac ve ke
derle hissetmemiti. Yer Altndan N otlarn kahraman, Raskolni-
kov, Kirilov, van Karamazof gibi kiilerin tm bu sorunla bou
makta, hepsi bu kstsz zgrln, bireysel keyfin ve bencilliin
uurumunda yok olup gitme tehlikesi ile savamaktadrlar. Dos-
toyevski'nin bireycilie kar gelmesi, usu ve zdeki Avrupa'y ele-
N G L T E R E V E R U S Y A 'D A T O P L U M S A L R O M A N 329

annesi, insanlar arasndaki dayanmay ve sevgiyi yceltmesi,


Flaubert'in nihilizmine varacak olan bir geliimi engelleme
abalarndan baka bir ey deildir. Bat'nn roman, topluma
yabanclaan bireyin betimlenmesi ve yalnzlnn yk altn
da yklmas ile son bulur; Rus roman ise, bandan sonuna dek,
bireyi dnyaya ve yoldalarnn kamulluu (community) na kar
kkrtan eytanla yaplan sava anlatr. Aradaki bu fark, Dos-
toyevski'nin Raskolnikov'u ile van Karamazof'u veya Tolstoy'un
Pierre Bezukhov'u ile Levin'i gibi karakterlerin sorunsall doala
rm ve bu yazarlarn sevgi ve inan konusunda ileri srdkleri ger
ekleri aklad gibi, tm Rus edebiyatnn mesihi eilimini [72]
de belirtmi olur.
Rus romannn, Bat Avrupa romanndan daha amaca yne
lik' olduu grlr. Toplumsal sorunlara, daha ok ve daha nemli
bir yer verildii gibi, bu sorunlar, Bat edebiyatnda olduundan
daha uzun bir sreyle, daha kesin bir biimde stnlklerini ko
rurlar. Gnn siyasal ve toplumsal sorunlar ile olan iliki, ayn
dnemin Fransz ve ngiliz yazarlarnn yaptlarnda olduundan
ok daha skdr. Rusya'da, zorba ynetim, entellektel glere,
kendilerini topluma hissettirebilmeleri iin edebiyat alanndan ba
ka yol tanmamakta; denetim uygulanmas ise, toplumsal eletiriyi,
ancak edebiyat biimleri iinde ifade bulmaya zorlamaktadr (174).
Toplumsal eletirinin en yetkin biimi olan roman, Rusya'da, Av
rupa romannn hibir zaman sahip olamad, etkinci, pedagojik
ve peygamberlere zg, gelecekten haber veren bir nitelik kazanr.
Bu yolla Rus yazarlar halklarnn retmenleri ve peygamberleri ol
ma durum unu korurlar. Bat Avrupa edebiyatlar, salt bir edilgen
lie ve yalnzla gmlmlerdi. Ruslar iin 19. yzyl, aydnlan
ma adr; devrim ncesi yllarn coku ve iyimserliini, Bat dn
yasndan bir yzyl kadar daha uzun bir sreyle srdrmlerdi.
Rusya, hile sonucu bozguna urayan ve asl amacndan saptrlan
Avrupa Devrimlerinin yaratt d krkln yaamam bir lke
dir; burada, 1848 ylnda, Fransa ve ngiltere'yi kapsayan yrgunlu-
un ve bkknln izi bile yoktur. Fransa ve ngiltere'de natralizm,
edilgin b ir izlenimcilie (empresyonizme) dnt srada, Rusya'
nn deneyimsizlii ve yenilgiye uramam olan toplumsal lkc
l sayesinde, natralist roman, taze ve umut vaat eden durumunu
korumutur. Yorgun ve kmeye yz tutmu soylularn mal olmak
tan kp ykselmekte olan snfn eline geen Rus edebiyat. Bat'

[12] Dind bir anJamda mutlu bir gelecee inanma. Bak. O. Hanerliolu, Fel
sefe Ansiklopedisi, IV. cilt. s. 137.
330 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

da burjuvann kltrl kesiminin tkendii ve aa tabakadan gel


me gler tarafndan tehdit edilmeye balad bir srada, roman
tik eilimli soylularn yazlarnda hissedilmeye balayan yaamdan
yorulmu olma duygusunu yendii gibi. Bat Avrupann ada ede
biyatna egemen olan her eyden vazgeme ve kuku duyma eili
minin de stesinden gelir. Daha karanlk blmleri olmasna kar
n, Rus roman, yenilmek bilmez bir iyimserliin ifadesi, Rusya
nn ve insan rknn geleceine olan sonsuz inancn b ir kantdr;
umut dolu bir ie koyulma esprisinden, gnahlarn kesinlikle de
neceine inanan, protestanlara zg bir zlem ve inantan esinlen
mi durumdadrlar. Bu iyimserlik, hsnkuruntularla veya ucuz
m utlu sonlarla ifade bulmaz, insanlarn ektii ac ve yaptklar
zverilerin bir anlam tad ve bunun kesinlikle karlk bulaca
na olan inan, Rus yazarlarnn iyimserliini gsteren olgudur.
Bu yazarlarn romanlar, genellikle zc olsa da, daima uzlatr
c ve yattrc bir son ile biter. Bu rom anlar belki Fransz roman
larndan daha ciddi bir hava tarlar fakat hibir zaman onlar ka
dar ac ve umutsuz deildirler.
Rus romannn mucize yaratmas, henz gen olmasna karn,
Fransz ve Ingiliz romannn dzeyine ulat gibi, onlardan daha
da stn bir duruma gelip devrin en ilerici ve en canl edebiyat for
munu temsil etmesi sonucudur. Dostoyevski ve Tolstoy ile karla
trldklarnda, yzyln ikinci yarsndaki Bat edebiyatnn bkkm
ve durgun olduu grlr. Anna Karenina ve Karamazof Kardeler,
Avrupa doalclnn doruk noktasn temsil ederler; hibir zaman
yaamn birey st ilikilerini kaybetmeden, Fransz ve Ingiliz
romannn psikolojik alanda baardklarna yetiip onlar aarlar.
Balzac ile toplumsal romann, Flaubert ile 'Bildungsroman'n,
Dickens ile pikaresk romann yetkinliine erimesi gibi, Dosto
yevski ve Tolstoy ile de, psikolojik roman tam bir olgunlua ka
vuur. Bu iki romanc ile, bir yandan Rousseau, Richardson ve
Goethenin duygusal roman, dier yandan ise Marivaux, Benjamin
Constant ve Stendhaln zmsel roman ile balayan geliim son
bulur. ada psikoloji, ruhun i kavgas ve belirli bir i atmaya
indirgenemeyen bir uyumazln betimlenmesi ile balar. Antigone,
grev duygusu ile kendi istekleri arasnda gidip gelmekte, Comeille
in kahramanlar ise yalnzca bu kavgay yaamaktadrlar. Shakes-
peare, kahramanlarnn kararszln dramlarna konu yapar. Bu
rada, yaplacak olan hareketleri, Corneille ve Sophokles'de olduu
gibi, yalnzca ahlaka uygun olup olmama durumu deil, ruhim bi
linsiz ve denetim altna alnamam bir yresi engellemektedir.
Oysa uzlamaz kartlklara sahip psikolojik eilimler, hl birbir-
N G L T E R E V E R U S Y A 'D A T O P L U M S A L R O M A N 331

berinden ayr biimde seilmektedir ve karakterler, kendi itepileri


konusunda ak seik ve salam ahlak varglarna sahiptirler. Olsa
olsa en fazla, itepilerinin deiik blmleri ile ahlaksal ynden z
deleme arasnda gidip gelirler. Kiiliin dalmas, dier bir de
yile. heyecansal cokularn ar boyutlara ulamas sonucu, bire
yin kendi gdleri ve eilimleri konusunda emin olamamas sonu
cu, kendi kendisi iin bir sorun olup kmas, geen yzyln ba
ndan nce grlmemi bir olgudur. ada kapitalizmin, roman
tizmin ve bireyin topluma yabanclamas olaynn getirdikleri, ilk
kez ruhsal atmalarn bilincini yaratmlar, bylece sorunsall ka
rak terin ortaya kmasna yol amlardr. Shakespeare ve Eliza-
beth d evri yazarlarnn psikolojik elikileri, ounlukla, birer 'sa
m alk' olmaktan ileri gitmezlerdi. Bunlar, bir geliimin, kla-
si s izm in sentezinden nceki evresini temsil ederler. Dier bir
deyile, yazarlar henz dengeli ve dzgn hareket eden ka
ra k te rle r izmeyi renmemilerdir ve anlatmn btnne nem
vermeyi henz dnememektedirler. Oysa romantik edebiyatn ka
rarsz ve dengesiz karakterleri, klasik yanls psikolojinin usulu
una k ar gsterilen bilinli ve programl bir tepkiyi temsil eder
ler. Karmakark duygularn metotlu bir usuluktan daha zgn ve
srekli olduklarna inanldndan, vahi ve fantastik figrler tercih
edilm ektedir. Deikenlik gsteren ve usu bir birime indirge-
nem eyen dncenin ifadesi, henz tam yetkinlie kavuamam
bir olgudur ve 'katmerli an (doubling of the mind) olarak tanm
lanabilir. Dostoyevski, romantiklerden sonra bu eyi ele alr ve ka
ra k te r betimleme ii iin gerekli bir ara olarak kullanp onu en yet
kin d u ru m a getirir. Oysa karakterlerin btnln bozan etmen
ler, rom antizm e alan sava ve romantik ile romantizme kar ta
v rlar arasndaki srekli gidip gelmelerdir; dier bir deyile, bu
bozulm aya ve karakterin dalmasna neden olan etmenler, insan
ru h u n u oluturan elerin tutarszlklar kadar, onlarn srekli ola
rak yer, biim ve deer deitirerek yeniden yorumlanmalardr. Bu
evreyi ilk kez okurlarna tantan Stendhal'de, ruhun deiik e
lerinin srekli olarak zellik deitirdiklerini izleyebiliriz. lerde
deiebilecek olan bir tinsel durumun geici olma nitelii ve tinsel
davranlarn aklanamayan zellikleri, bundan byle akla uygun
bir psikolojinin lt olacak ve sanat ynnden ilgin olabilmek
irin, d u rm ad an klk deitiren, her yne dnen kaleidoskopik bir
ruh v apsnn izimi gerekecektir. Dostoyevski'nin usd dncele
re sahip, davranlar nceden hesaplanamaz karakterleri ile, bu ge
mimin son evresine eriilmi olunur. 'Grndn gibi bir insan de
ilsin'ilkesi artk psikolojik bir kural olmu ve insann garip ve tekin
332 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A O l

olmayan, eytanca ve gizemli ynleri, imdiden sonra, psikolojik zel


liin gerektirdii nitelikler olmutur. Dostoyevski'nin karakterleri ile
karlatrldklarnda, daha eski dnemlerin edebiyatndaki tipler,
saf, duygusal ve eylemden uzak kalrlar. Kukusuz bugn Dos
toyevski'nin psikolojisinin bile uzlamac izler tadn ve bu
psikolojinin romantizme zg rktcl ve Byronculuun ka
lntlarn bol bol kullandn grrz. Dostoyevski'nin bu gelii
min balangcn deil, son evresini oluturduunu, tm zgnl
ne ve retkenliine karn, Bat Avrupa'nn psikolojik romannn
ortaya kardklarn ele alp onlar tutarl bir biimde gelitirme
ye raz olduunu da gzlemleriz.
Dostoyevski, ada psikolojinin en nemli ilkesini bulgular.
Abartlm ve cokun biimlerle ifade edilen duygularn ikiz anlaml
olduklarn ve btn mistik tavrlarn blnm doalarn kefetmi
olur. Sadece ak ve nefret deil, gurur ve alakgnlllk, kibir ve
aalanma, acmaszlk ve mazohizm, yce olana duyulan istek ile
pis ve kirli olana duyulan zlem, onun karakterlerinde kaynam
durumdadr. Sadece Raskolnikov ile Svidrigailov gibi tipler deil,
Mikin ve Rogozhin, Ivan Karamazof ile Smerdyakov da ayn il
kenin deiik grnmlerini temsil ederler. Her itepi, her duygu,
her dnce, bu kiilerin bilincinden kar kmaz, kendi kartla
rn yaratmaktadrlar. Dostoyevski'nin kahramanlar, daima birin
den birinin seilmesi gereken, fakat bir trl seimi yaplamayan
seeneklerle kar karya gelirler. Bu yzden dnrken, kendi ken
dilerini zmlerken ve eletirirken srekli olarak kendilerine de
licesine hiddetlenip fkelenirler. Ruhunu eytana teslim etmi bu
dala, yalnzca Ecinniler'deki tipte deil, romanlarnda tanm
lanan kiilerin tmnde grlmektedir. Onun romanlarnn konu
su, Son Yargnn bir gece ncesinde geer. Her ey en dehetli ge
rilim, en lmcl korku ve en yabanl karklk evresine gelmi
durumda olup arnmay, gvene kavumay ve bir mucize ile kur
tulmay beklemektedir. Fakat bu kurtulu, yalnzca usun gc, be
cerisi ve eytiimi ile deil, tersine, bu gc terk edip usdan vaz
geerek gereklemelidir. Gerek sorunlar ve yerinde sorulan t
myle gerek d ve usa aykr yollarla zmlemeye alan bir
felsefenin tm sorunluluu, bu entellektel canakymada ifade
bulur.
Dostoyevski, psikolojisinin derinliini ve inceliini, ada en
tellektel insann sorunsal doasn youn bir biimde yaam ol
masna borludur. Ahlak felsefesindeki naiflii ise onun genliinin
verdii heyecan ve arlktan tr usd dncelere sapmasna,
usa ihanet etmesine ve kendini romantizmin ve soyut lkcln
N G L T E R E V E R U S Y A D A T O P L U M S A L R O M A N 333
ekiciliine kaptrp onlara kar gelmemesine baldr. Onun mis
tik ulusuluu, ortodoksuluu ve sezgisel ahlak felsefesi, entellek-
:el bir btnl meydana getirir ve aka ayn deneyin, ayn tinsel
okun iinde oluur. Dostoyevski, genliinde kktenci olup Pet-
rashevskinin evresindeki sosyalist dnceli kiilerden biriy
di. Burada oynad rolden tr, lm cezasna arptrlm ve
idam hazrlklarndan sonra balanm ve Sibiryaya gnderilmi
ti. Bu deney ve hapis yllar, onun asi ruhunun yatmasna neden
olmu gibidir. On yl sonra St. Petersburg'a dndnde, daha son
raki yllarnda saplanm olduu politik ve dinsel gizemcilikten he
nz ok uzak olmasna karn, artk kktenci veya sosyalist deil
di. Bundan sonraki dnemde geirdii byk yoksulluk, artan has
tal ve Avrupadaki derbederlii, onun direncini tmyle ykt.
Su ve Ceza ile Budalann yazar, dine snp onda huzuru bul
may umarken, ayn yazar, Ecinniler ve Karamazof Kardeler
in yaratcs olarak, semeci ve dnyac otoritelerin cokulu bir sa
vunucusu ve pozitif dogmalarn reticisi olur. Dostoyevski ge
nellikle ahlak, mistik ve tutucu olarak tanmlanr (175), onun bu
zelliklerine erimesi daha sonraki yllarda olmutur. Fakat poli
tik ynden onu ayn niteliklerle tanmlamak kolay deildir. Dos-
toyevskinin sosyalizm eletirileri samadr; oysa yaratt dnya,
sosyalizme, insamn yoksulluk ve utan verici durumlardan kurtu
laca gne duyulan zlemle doludur. Ayrca Dostoyevski iin ger
ekiliin zaferi' ve ak grl ve gereki dncelere sahip bir
sanatnn, akn, dank ve rom antik bir politikacya stn gel
mesi durum u da sz konusudur. Fakat Dostoyevski'de durum, Bal-
zac'ta olduundan ok daha karmaktr. Onun sanatnda, aala
nan ve zarar grene duyulan bir yaknlama ve onunla dayanma
duygusu vardr ki, Balzac bu t r duygulardan tmyle yoksundur.
Ayn zamanda, yoksullar yalnzca yaznsal konvansiyonlara ve
tek tipten rom antik rneklere uygun olarak ilese bile, ro
m anlarnda yoksulluun soyluluuna deinen bir hava sezilir.
Dostoyevski, yoksulluk zerine roman yazan yazarlarn iinde en
inandrc olanlanndandr, nk o, George Sand veya Eugene Sue
gibi sadece yoksullara yaknlk duyduu iin veya Dickens'daki gi-
gi sisler altnda kalm anlara dayanarak roman yazmyor, yaa
mnn ounu yokluk iinde geirip szcn tam anlamyle, za
man zam an a kalan bir insan' olarak yazyordu. Bu yzden, dinsel
ve tresel sorunlardan sz ettiinde, Dostoyevski'nin brakt izle
nim, George Sand ve Dickens dnemlerinin ekonomik bunalm ve
toplumsal eitsizlii konusundaki yaknmalarndan ok daha uya-
nc ve devrim getirici bir izlenimdir. Fakat o devrimci kitlele
334 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

rin szcs deildir. Halk' lkselletirmesine ve Slavc inan


larna karn, endstriyel emekiler ya da kyllerle hibir ilikisi
yoktur (176). Onu eken kesim, yalnzca entellektel emekilerdir.
Kendisini her zaman bir i anlamasnn basks altnda alan ve
hibir yaptn alnan ilk peinattan fazlasna satamam olan bir
edebiyat emeklisi ya da 'yar at' olarak tanmlar; genellikle bl
mn balangc baskya girdii zaman bile sonunu nasl geti
recei hakknda hibir fikri yoktur. Yaptlarnn kendisini t
kettiinden ve onu bozduundan yaknr; beyni duruncaya ve
iflas edinceye kadar almtr. Turgenyev ve Tolstoy'un yaz
dklar gibi tek bir roman yazamamtr. Fakat gururla ve meydan
okurcasna 'edebiyat' olduunu ileri srmekte ve edebiyatta im
diye dek dncelerini aklama ans bulamayan yeni b ir kuan
ve toplumsal snfn temsilcisi olduuna inanmaktadr. Aydnla
rn siyasal grlerine kar olmasna ramen Rus roman tarihin
de, bu snfn ilk geerli temsilcisidir. Gogol, Goncharov ve Turgen
yev, bir dereceye dek ilerici dncelerden yana olmakla birlikte,
hl soylu snfn grlerini ifade ederler; snf karlarna ters
dmesine ramen Rusyann burjuva toplumuna dnmesini is
teyenlerin ncleri arasndadrlar. Dostoyevski Tolstoy'u toprak
aalar edebiyat'nm bir temsilcisi sayp onu aristokrasinin tarih
isi' olarak tanmlamakta hakldr; nitekim Tolstoy, byk roman
larnda, zellikle Sava ve Barda, Aksakovya ailesinin tarihine
benzer bir form izlemektedir (177).
Dostoyevskinin kahramanlarnn ou, zellikle Raskolnikov,
van Karamazof, Shatov, Kirilov, Stephan Verhovenski, burjuva
entellektelleridirler ve kendisini onlarla zdeletirmese de, yazar,
toplumu onlarn bak alarndan hareket ederek zmler. Fakat
bir yazarn dnya gr, kimi desteklediinden ok, dnyaya ki
min gzleri ile baktna baldr. Dostoyevski, devrinin toplumsal
sorunlarn, ncelikle toplumun paralanmasn ve snflar arasn
daki uurumun derinlemesini, aydnlarn bak asndan ele al
makta ve zm eitilmi snflarn basit ve inan sahibi topluma
yaklap onunla birlemesinde grmektedir. Tolstoy, ayn sorunla
r, soylularn asndan inceler ve toplumun dzelmesini, toprak
aalar ile kyller arasnda salanacak anlamaya balar. Dn
celeri hl ataerkil-feodal grlerden kurtulamamtr ve dn
celerinin gereklemesine en k yaklaan Levin ve Pierre Bezuk-
hov gibi karakterler bile, gerek birer demokrat olmayp iyilik et
meyi seven kiilerdir. Oysa Dostoyevski'nin dnyasnda, yetkin bir
entellektel demokrasi egemendir. Zengin veya yoksul, aristokrat
veya halktan gelme olmak zere tm karakterler ayn ahlki sorun-
N G L T E R E V E R U S Y A D A T O P L U M S A L R O M A N 335

jxla arpmaktadrlar. Zengin Prens Mikin de yoksul renci


Raskolnikov gibi, yeni burjuva toplumunda yeri olmayan yurtsuz
bir serseri, snfndan kopmu ve yasa d bir insandr. Tm kah
ramanlan, bir dereceye dek toplumun dnda kalp, iinde yalnzca
mistik ilikilerin egemen olduu, snflardan yoksun bir dnya olu
tururlar. Tm etkinliklerine, tm doalar ve tm ruhlar ile kat
lrlar ve ada dnyann grenei ortasnda, tmyle tinsel, en-
teilektel ve Utopyac gerei temsil ederler. Bir Yazarn Gnl
adl yaptnda Dostoyevski yle yazmaktadr: Snflarmz olma
dndan ve Rus ruhu snf ayrmlarndan, snf karlarndan
ve snf yasalarndan daha engin olduundan, bizde snf karlar
diye bir ey yoktur. Bu sav ile, onu aristokratik meslektalarn
dan ayran 'snf farknn bilinci arasndaki eliki, onun dnce
biiminin zelliini en iyi aklayan olgudur. Kendisini toprak aa
lan edebiyat'mh temsilcilerinden sert bir biimde ayran ve bir
yazar olarak raison d'etre' [73] ini emeki entellektalizmi zeri
ne temellendiren ayn Dostoyevski, bu kez snflarn varln yads
makta ve toplumsal olmayan mistik ilikilerin nde geldiine inan
maktadr.
Dostoyevski ile Dickens'n toplumsal konumlar arasndaki ben
zerlikten sk sk sz edilmektedir. Her ikisinin de, toplumda sa
lam kkleri olmayan babalarn oullar olduklar ve toplumsal g
vensizliin ve kklerinden kopmu olmann ne demek olduunu
genlik yllarndan beri bildikleri ileri srlm tr (178). Dostoyevski
bir doktor ile bir tccar kznn olu idi. Babas ufak bir mlk
edinmi ve oullarn yalnzca soylu ocuklarnn devam ettii bir
okulda okutmutu. Anne erken lnce kendisini ikiye veren bu
baba, kt muamele ettii kylleri tarafndan ldrlmt. By-
lece Dostoyevski, greli olarak daha saygnl olan toplumsal bir
dzeyden, bazen ekici, bazan itici bulduu entellektel emek
ilerin dzeyine dm oldu. Dostoyevski ile Dickens'n e
likili ve genellikle ak seiklie kavumam olan toplumsal g
rleri ile, babalarnn belirli olmayan toplumsal konumlar ve top
lumda bir dzeyden dierine dmenin yarataca duygular iyi bil
meleri arasnda bir balant olduu hakikaten ileri srlebilir.
ada byk kentin sradan, dar kafal burjuvasn ve emeki
snfn, ufak dkkn sahiplerini ve resmi grevlileri, rencilerini
'e fahielerini, isiz gszlerini, dm insanlarn ve itilmileri
ni doalc bir biimde yazmak, ilk kez Dostoyevski tarafndan ger
ekletirilmitir. Bu zellii, yazarn toplumsal roman tarihindeki

"] Bak s. 152, dip not [60].


336 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

yerini saptar. Balzac'n yaratt Paris, henz romantik b ir l, ger


eklikten uzak servenlere ve mucizevi karlamalara sahne olan
bir kent, ak-koyu kartlklar ile boyanm bir tiyatro dekoru,
gz alc zenginliklerin ve resimlerdeki yoksulluun yan yana bu
lunduu bir periler lkesidir. Oysa Dostoyevski byk kenti, karan
lk, renksiz bir yoksulluun, mutsuzluun ve perianln egemen
olduu bir alan olarak grr ve onu ciddi, ar ve koyu renklerle
belirtir. Renksiz, ruhsuz, resmi binalar, bunaltc bir havas olan
iki dkkanlarn, kendi deyimiyle tabutlara benzeyen deli oda
lar anlatr. Buralarda, 'byk kent' yaamnn en byk kurban
lar, yaamlarn tketmektedirler. Btn bunlarn kukusuz toplum
sal bir anlam ve siyasal bir yn vardr; fakat Dostoyevski, karakter
lerini snflarn saptad takntlardan arndrr ve aralarndaki top
lumsal ve ekonomik engelleri kaldrp ortak bir insan yazgs varm
asna hepsini birbiri ile kaynatrr. Onun mistiklii ve ulusu
luu, ayn ilevi yerine getirirler ve yce yasalara uygun, do
um, snf ve eitim kstlamalarnn tesindeki yaama ynelen bir
manevi varlk sylencesi yaratrlar. Goncharov, Turgenyev veTolstoy
un karakterlerinde grlen deiik snflarn saptad zellikler,
bu yazarlarda henz yok olmaz ve bir karakterin hangi snftan
geldii hibir zaman unutulmaz. Oysa Dostoyevski bu zelliklere pek
aldrmaz ve kimi durumlarda bile bile, hatta zellikle onlar belirt
mez. Onun bu abasna karn, gene de karakterlerindeki snf zel
liklerinin hissedilmesi ve entellektel kahramanlarnn, eksiksiz
olarak betimlenmi b ir toplumsal grup halinde hissedilmeleri, Dos-
toyevskiyi, kendi istemese de, bir maddeci durumuna getiren ger
ekiliin zaferidir.
Ne var ki bu maddecilik yazarda b ir tutku haline gelmi olan
ve deneyi en son raddesine dek yaamak iin harcanan lgnca bir
abaya, duygular en son itepilerine varncaya dek yoklama
ya, giderek daha derin dnmeye, dnce yolu ile varlacak
her sonucu denemeye ve onun bilin altndaki en derin kaynakla
rna inmeye dnm olan bir entellektalizmin, gzle grlme
yen, bilinsiz olarak gerektirdii zelliklerden yalnzca bir tanesi
dir. Dostoyevskinin kahramanlar, heyecanl, gzpek ve manyaka
dncelere sahip kiilerdir; aynen valye romanlarndaki kahra
manlarn devler ve canavarlarla savatklar gibi, bu kiiler de d
nceleri ile ve birtakm grntlerle bouup dururlar. Dnce
ler uruna ac eker, cinayet iler hatta lrler. Onlar iin
yaam, felsef b ir i, dnce ise yaamlarnn tek anlam ve tek
srekli uradr. Gerek canavarlarla, henz domam, bir kalba
sdrlamayan, anlatlmas olanaksz, zmlenmesi ve formle uy
N G L T E R E V E R U S Y A D A T O P L U M S A L R O M A N 337
durulmas olanaksz sorunlarla savarlar. Dostoyevski, entellektel
bir deneye, aynen duyumsal deneye olduu gibi somut ve belirli bir
sekil vermesini bilen ilk modern roman yazar olmakla kalmaz, ay-
"i zamanda akln imdiye dek kimsenin giremedii blgelerine sza-
ailen ilk insan olur. Bylece yeni bir boyut, yeni bir derinlik ve yeni
bir dnce younluu kefeder. Bu keif, yeni bir bulu olarak
yapm olduu etkiyi, ncelikle, romantizmin bizi dnce ve duy
gularmz, fikir ve tutkularmz smsk kapal kompartmanlarda
saklamaya, duygu ve tutkulara, yalhzca sanatsal uygulama iin
uygun konular gz ile bakmaya altrm olmasna borludur (179).
Dostoyevskinin entellektel yapsndaki gerek yenilik, onun dn
ce bakm ndan romantik bir insan olmas; duygusal akmlarn ve
gerginliklerin romantikler iin bir g kayna olmas gibi, dn
ce akm larnn da onu iten bir g olmas, patolojik olmamakla bir
likte, heyecansal bir gd olarak onu etkilemeleridir. Entellektaliz-
min ve romantizmin sentezleri, Dostoyevski'nin sanatnda yeni bir
a y a ra tan yeniliktir. Bu yenilik, geen yzyln ikinci yarsnn en
ilerici edebiyat formunun domasna yol aar. Bu yeni form, roman
tizme koparlamayan balarla bal olmas ve cokun b ir entellek-
talizm tutkusundan tr an gereksinimlerini en iyi karlayan
t rd r.
Dostoyevski, yalnzca romantizmin st dzeylerinde deil, aym
zam anda aa dzeylerinde de dolamtr. Onun sanat, bir yan
dan 'itira f sanatnn devam saylrken, ayn zamanda da romantik
heyecan romannn da devam olarak kabul edilir (180). Bu
adan da, Dickens'n gerek bir ada saylr ve dier dizi
rom an yazarlar kadar rastgele bir yntem seen b ir yazar
m gibi grnr. Tolstoy ve Turgenyev gibi alma olanaklar bu
labilm i olsayd belki kimi beeni eksikliklerinden ve yanllklar
dan kurtulabilirdi. unu da belirtmek gerekir ki slubunun me-
lo d ram atik nitelii, onun psikolojik roman anlayndan doma bir
olgudur ve kulland iddetli ve etkili yntemler yalnzca heyecan
vermeye yarayan vesileler olarak deil, romanlarndaki kzgn at
m osferin yaratlmasna katkda bulunmak iin kullanlmlardr.
Eer dilersek, Karamazof Kardeleri, bir ok roman, Su ve Cezay
bir d e te k tif roman, Ecinnileri korku roman, Budalay ise heye
can ro m a n olarak niteleyebiliriz. Cinayet ve su, gizemli ruhsal
durum lar bu romanlarda barol oynarlar. Btn bu garip zel
likleri, yazarn fikri ieriinin soyutluunu dnleme abalar
olarak k ab u l etmek yanltr. Yazar yalnzca tm yksn stne
kurduu tinsel srelerin, en ilkel itepiler kadar olaan olduunu
hissettirm ek istemektedir. Dostoyevski'de romantik serven roma-
?rr 22
338 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

nnn tm kahramanlarnn rneklerini bulabiliriz. Byrona zg zel


likler tayan yakkl, gl, gizemli ve yalnz kahram an (Stavro-
gin), yabanl, azgn, tehlikeli olmasna karn, igdlerinin tut
sa olan iyi huylu kahraman (Rogozhin ve Dimitri Karamazof),
melee benzer, sekin figrler (Mikin ve Alyosha), aslnda tam
birer fahie olan kadnlar (Sonya ve Nastasya Philippovna), sefih
bir yaam srdren ihtiyarlar (Fedor Karamazof) hapisten kam
sulular (Fedka), ahlaksz sarholar (Lebyadkin), vb., vb. Bunlarn
yam sra heyecan ve serven romanlar iin gerekli olan her
eyi de Dostoyevskide bulma olana vardr: Batan karlp terk
edilmi kzlar, gizli evlenmeler, imzasz mektuplar, gizemli cinayet
ler, delilik, baylma krizleri, duygusal tokatlar. Hepsinden ok g
rlen ve durmadan yinelenen sahneler ise toplumsal skandallann
patlama noktasna geldii sahnelerdir (181). Bu tanmlamalar, Dos-
toyevskinin heyecan verici roman yntemlerinden neler karabil
diini en iyi gsteren sahnelerdir. Bunlar, sanlaca gibi, etkili
son lar yaratmak veya cops de thetre salamak iin deil,
byk tutkularn ve balca tinsel ilikilerin daima konvansiyonel
olann ve toplumun hogrebilecei durumlarn snrlarna yakla
tn anlatabilmek iin kullanlmlardr ve romann balangcn
dan beri her an patlamaya hazr durumdaki bir tehlikeyi oluturur
lar. Kahramanlarnn ahlaksal yaamlarn srdrdkleri, tinsel var
lklara zg topya, dar bir kafese dnr; varlklarn isel ya
plarnn bozulduu an toplumsal bir skandal oluur. Bu
sahnelerin zellikleri, onlarn toplumsal adan birbirine uymayan
elerden oluan bir topluluun katld son derece kark bir
toplumun nnde yer almalardr. Gerek Budala'da Nastasya Phi-
lippovnanm evinde yer alan byk skandal sahnesinde, gerekse
Ecinnilerde. Varvara Petrovnann evindeki olayda, dramda rol
oynayan tm karakterler bir araya gelmilerdir; yazar burada
snf ayrmlarnn evrensel bir ke engel olamayacan kantla
mak ister gibidir. Bu sahnelerin her biri, kalabaln son derece
dar bir odaya tkld korkulu bir rya gibidir; bu odada, garip
ve kbus gibi bir karakter, onlara, snf ve rtbe ayrmlar, yasak
lar ve vetolar ile ykl olan toplumun Dostoyevski iin ne denli te
kin olmayan tuhaf bir gc temsil ettiini gsterir gibidir.
Eletirmenlerin ou, Dostoyevskinin byk romanlarnn dra
matik yapsna deinirler; fakat bu zelliin yalnzca tiyatronun
yaratt etkileri salama amacn tadn ileri srerek onun Tols
toyun romanlarndaki destans, srkleyici, inili kl akma kar
t bir yapya sahip olduunu ileri srerler. Oysa Dostoyevski, bir
dramatik yntemi, yalnzca konuyu ren iplerin ayn noktaya yak-
N G L T E R E V E R U S Y A D A T O P L U M S A L R O M A N 339

tamalar ile patlamaya hazr olan atkdan oluan doruk nokta


dan yaratmak iin kullanmaz. Yazarn asl amac konunun tmn
dramatik yaam ile doldurmak ve destans dnya grnden t
myle farkl olan bir dnya grn ifade etmektir. Dosto-
vevski'ye gre varolmann anlam, onun gelip geici olmasnda,
kurbanlarnn ykselmelerinde veya dmelerinde, anlarda ya da
yanlsamalarda, birbiri zerine ylp bizi gmen yllarda, gnler
de ya da saatlerde deil, insan ruhunun tm akl ile ortaya k
t ve kendi benliinden kuku duymayp, kendisini kendi benlii
ve yazgs ile bir btn olarak kabul ettii sade, ikircil olmayan
bir forml iinde grebildii anlardadr. Byle anlarn varl, Dos-
toyevski'nin trajik iyimserliinin ve Yunanllarn tragedyalarnda
catharsis dedikleri yazgs ile uzlama eiliminin kantdr. Bu an
lar onun felsefesinin de temelini olutururlar ve bu felsefenin Flau-
bert'in ktmserliine ve nihilizmine bir kart olduunu kant
larlar. Dostoyevski daima en byk mutluluk duygusunu ve
en yetkin uyumluluu ekseri zamanszln tanmnda kullanmtr.
Bylece her eyden nce Mikin'in epileptik krizleri karsndaki
durumu veKirilovun'be saniyesi, daha uzun zaman hogryle kar
lanamayacak eyler olmutur. Bylesi anlarda biriken varolu ei
dinin, romann Flaubert tarz kavramn tanmlayabilmesi iin temel
den deiiklie uramas gerekirdi; bylece, sonu allageldik roman
tarzna benzeyecekti. Halbuki Dostoyevski'nin bulduu tarz, toplum
sal ve psikolojik romann devamn temsil etmekle birlikte yeni bir
geliimin de balangc saylr. Onun dramatik yaps, eski pika-
resk romann yerine geen romantik romann olduka dei
ik bir biim ilkesine baldr. Dramatik sahnelerinin oraya bu
raya serpitirilmi olarak bamsz odak noktalar oluturmas a
sndan pikaresk romana dn saylabilir. Tzel ve ifadeci olma
larna karn mozaik usul bir araya getirilmi olan pepee para
lar uruna srekliliin bu ekilde harcanm olmas, modern ve ifa
deci roman trnn biim ilkelerinin o zamandan balam oldu
unu gsterir. Anlatnn yerini; aklama, psikolojik zm ve fel
sefe tartm as alr ve roman, yazarn yorumlarda bulunduu ve
konudan sapt blmlerle ykl diyaloglar ve monologlar dizisi
olup kar.
Bu yntem, ounlukla doalcln slubuna olduu kadar
destan trndeki epik romana da uzaktr. Psikolojik gzlemin
keskinlii asndan, Dostoyevski, doalc romann en iyi geli
mi eklini temsil eder. Fakat eer doalclk deyince akla s
radan ve gnlk eylerin temsil edilmesi geliyorsa, o zaman, bu ya
zarn dlere zg abartm alara ve garip ekilde. arla kaan
340 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

karakterlere olan dknln, doalcla kar bir tepki olarak


kabul edebiliriz. Dostoyevski, edebiyat tarihindeki konumunu, ok
doru ve uygun bir biimde anlatmaktadr: Benim iin psikolog
diyorlar. Bu yanl bir grtr. Ben yalnzca yksek dzeyde bir
gerekiyim, dier bir deyile, insan ruhunun derinliklerini anlat
yorum. Bu derinlikler onun iin, insann usd, eytanca
hayaletlere ve dlere zg olan zellikleridir. Bu tr zellik
ler, yalnzca yzeydeki gerei anlatmakla yetinmeyen bir doalc
l gerektirirler; gerek yaama ait elerin birbirine kart, bir
birinin yerine getii bir olay iaret ederler. Dostoyevski: Sanat
ta gerekilii her eyden ok seviyorum. der. Fantastik olana
yakn olan gerekilik... Benim iin gerekten daha fantastik, da
ha umulmadk ne olabilir ki? Aslnda gerekten daha beklenmedik,
ne vardr? Ekspresyonizmin (ifadeciliin) ve srrealizmin (gerek
stcln) bundan daha yetkin bir anlatm olamaz. Dickensde h
l gerek ve d, deney ve grnt arasndaki kimseye ait olmayan
alan ile rastlantsal ve genellikle bilinsiz olarak kurulan iliki, bura
da, ruhun'yaamn gizemleri'ne tmyle almasna dnr. 19. yz
yl doalclnda ifade bulmu olan bilimcilikten ayrlma eylemi,
Dostoyevski tarafndan hazrlanmaya balanmtr. Bilimsel gre
gsterilen tepkiden, doalcla kar gelmekten ve yaamn sorun
larna usu yollarla egemen olmaya duyulan gvensizlikten kan
yeni bir spiritalizm ekli domaya balamtr. Yaamn as
lnda usd olduu kavranmaya balanm, her ynden gizemli ses
ler geldii sanlm ve sanat bu seslerin yanks durumuna gelmitir.
Aralarndaki her trl kar sava ramen, Tolstoy ile Dostoyevs-
kinin bireycilik ve zgrlk sorununa kar aldklar tavrda, temel
de bir birlik vardr. Her ikisi de bireyin toplumdan kap kurtul
masn, yalnzln ve ayr bir yaam srmesini en byk yanl
olarak grrler. Topluma yabanclaan bireyin iine decei kar
gaay, her iki yazar da ellerindeki tm olanaklar kullanarak sa
vuturmaya alrlar. zellikle Dostoyevski'de her ey zgrlk so
runu evresinde dner ve yazd byk romanlar, bu dncenin
zmleri ve yorumlarndan baka bir ey deildir. Bu, yeni bir
sorun da deildir; her zaman romantiklerin dncelerini elmi
ve 1830dan sonra siyasal ve felsefe alanndaki dncelerinde en
nemli rol oynamtr. Romantizm iin zgrlk demek, bireyin
uzlamay yenmesi demektir. Bu akmn bir kiilii zgr ve
yaratc olarak kabul etmesi iin o kiinin ann tresel ve este
tik nyarglarn umursamayacak kadar yrekli ve entellektel yn
den gl olmas gerekir. Stendhal, zgrlk sorununu bir deha
sorunu olarak grm ve onu, zellikle Napolyon'da olduu gibi,
N G L T E R E V E R U S Y A D A T O P L U M S A L R O M A N 341

baars stn bir kiilie, ateli ve kalbna smayan bir doaya


ve isteklerini zorla kabul ettirmeye imkn olan bir dehann sorunu
olarak kabul etmitir. Ona gre byle bir dehann keyfi davranlar
ve uruna verilen kurbanlar, dnyann yetitirmi olduu tinsel
kahramanlara kar demesi gereken bir borcudur. Dostoyevskinin
Raskolnikovu, bu geliimin ikinci evresini temsil eder. Raskolni-
kov, bireysel dehann soyut, virtoza benzeyen tutumunu temsil
eder. Burada kiilik verdii kurban daha yksek bir dnce, nes
nel bir ama, veya maddesel ynden deeri olan bir baar uru
na deil, sadece zgr ve bamszca hareket edebileceini kantla
mak iin vermektedir. Yaplan iin maddecilikle hibir ilgisi kal
maz; zmlenmesi gereken sorun, tamamen biimle ilgilidir. Ki
isel zgrlk bir deer midir, deil midir? Dostoyevskiniri cevab,
grnd kadar kesin bir biimde belirgin deildir. Bireycilik, el
bet anari ve kargaa ile sonulanr, fakat zorlayc nlemlerin ve
dzenin sonu nereye varacaktr? Bu sorun, The Grand Inquisitor
un yksnde son kez olarak derinlemesine zmlenir ve varlan
sonu Dostoyevskinin ahlak ve din konusunda neler dndn
bize btnyle aklar. zgrln yok olmas, sk ve sert kurall
kurumlarn domasna yol aar ve dinin yerine kiliseyi, bireyin ye
rine devleti, soru sorma ve. neden aramann yerine dogmann ege
menliini getirir. sa isel zgrl temsil etse de bu i sonu gel
mez bir kavgay gerektirir; Kilise, insann iinde bir itici duygu
yaratsa da, huzur ve gven salar. Dostoyevskinin ne kadar diyalek
tik dndn've onun ahlaki ve sosyo-politik grlerini kesin
bir biimde aklayabilmenin ne denli zor olduunu gryoruz. K
t bir ne sahip olan bu gerici ve dogmac, almalarn ak bir
soru ile sona erdirir.
Tolstoyun yaptlarnda zgrlk sorununun Dostoyevskideki
kadar nemli bir rol oynamadn biliyoruz. Fakat Tolstoyda bi
le bu sorun, onun psikolojik ynden en ilgin, ahlaki adansa en
aklayc karakterlerini anlamamza yardmc olabilmektedir.
zellikle Levin bu sorunla kar karyadr ama onun i kavgalar
nn iddeti, Tolstoyun, yabanclama dncesi ve kendi olanak
lar ile babaa braklan insan hayali ile nasl boutuunu gste
rir. Dostoyevski hakldr; Anna Karenina zararsz ve tehlikesiz bir
roman deildir. Bu kitap, kukular, kuruntular ve endielerle do
ludur. Burada da temel fikir ve Anna Karenina ile Levinin yk
lerindeki ortak motif, bireyin toplumdan kopmas ve yurtsuzluk
tehlikesidir. Zina suu sonucu Annann kurban olduu ayn yazg,
bireycilii, allagelenin dndaki garip sorunlar ve kukular y
znden, Levini de tehdit etmektedir. Her ikisi de normal ve saygn
342 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

la sahip insanlardan oluan toplumdan uzaklatrlma tehlikesi


ile kar karyadrlar. Aralarndaki tek fark, Anna'nn balang
tan beri toplumun onayna aldrmamasna karlk, Levin'in top
lumla olan ilikisini kaybetmemek iin elinden geleni yapmasdr.
Evliliin boyunduruuna dayanr, komularnn yapt gibi malla
rn idare eder, evresinin uzlamalarna ve nyarglarna bo
yun eer, ksaca kknden kopmu, yasa d bir kii ve ayrks ve
ya garip bir insan olmamak iin her eyi yapmay gze alr (182).
Dostoyevski ile Tolstoyun bireycilie aykr tutumlar, onlann
dnce biimlerindeki fark ortaya karmaya yararlar. Dos-
toyevski'nin kar koymalar, usd ve mistik bir zellik tarlar;
principium individuationis [74] i, dnya esprisinden, ilk orijinal
den, kutsal dnceden kopmak olarak yorumlar. Oysa Tols
toy, bireycilie, usu ve mutu (eudemonist) [75] grlerden hare
ket ederek kar kar; ona gre toplumdan ayrlmak kiiye mutlu
luk veya doyum salamaz, insan ancak kendi varlm inkr edip
kendisini dierlerine adarsa huzura ve mutlulua kavuabilir.
Tolstoy ile Dostoyevski'nin arasnda, Voltaire ile Rousseau'nun
arasndaki anlaml, meksel (paradigmatic) ve temelde tipik tinsel
ilikiye benzer bir ba vardr. Bu iliki, Goethe ile Schiller'in ara-
sndakine de benzemektedir (183). Bu kartlklarn tmnde, us
uluk ve usa aykrlk, duyumculuk ve entellektellik, veya Schiller'
in de dedii gibi, naif olan ile duygusal olan kar karya gelirler.
Bu durumda da, grler arasndaki eliki, bu sanatlarn ara
larndaki toplumsal farkllktan domadr. Her zaman, bir aristok
rat ya da bir soylu, halk tabakasndan biri veya bir asi ile kar
karya gelir. Tolstoy'un soylulara zg doasndan tr, onun
tm sanat ve dnceleri, fiziksel, organik ve doal olann
zerine kuruludur. Dostoyevski'nin spiritalizmi, 'speklatif'
usu, dinamik ve diyalektik dnce biimi de onun halk taba
kasndan kopmu olmasna ve burjuva bir soydan gelmesine ba
ldr. Bir aristokrat, konumunu yalnzca varolmasna, doumuna
ve rkna borlu iken, halktan gelme kii, sadece yetenei, kiisel
etkinlii ve baaraca iler sayesinde bir konum elde edebilir.
Feodal bey ile ktibi arasndaki iliki, kimi beyler ktip durumu
na dm olsalar bile, yzyllar boyunca hi deimemitir.

[74] Birey olarak varlama. Bak O. Hanerliolu, Felsefe Ansiklopedisi, cilt V, s. 248.
[75] Eudemonisme: Mutuluk. nsan davranlarnn mutluluk isteiyle belirlendii
grne dayanan trebilim. Bak. O. Hanerliolu Felsefe Ansiklopedisi, cilt
IV, s. 188.
N G L T E R E V E R U S Y A D A T O P L U M S A L R O M A N 343

Tolstoy'un ll davranlar ile Dostoyevski'nin tehircilii


arasn d ak i kartlk, birinin kendisini engelleyebilmesine karn di
erinin Ecinniler deki bir karakterin deyimiyle ortalarda
rlp lak dans etmesi, Voltairei Rousseau'dan ayran ayn farkl
lk tan domadr. Birinde lmllk ve dzen, dierinde ise kargaa,
a n a ri ve ekilden yoksunluk olarak ayrlabilecek slup ve beeni
n itelik lerin i kesin toplumbilimsel nedenlere balamak daha da zor
d u r. K im i durumlarda arlk, halktan gelme kiilerde olduu ka
d a r aristokratlarda da rastlanabilen bir tavrdr ve burjuvalarn
s a n a t felsefesi, saray evresinden gelme snflar kadar kat eilim
ler gsterebilir. Yaptlarnn kompozisyonu asndan, Tolstoy'un
o u n lu k la Dostoyevski kadar keyfi ve ar davrand grlr; bu
d av ran larn d an tr her ikisi de anarist saylrlar. Aralarndaki
te k a y n m , Tolstoyun ruhun derinliklerini sergilemede daha l
l, h e y ec a n yaratmak iin kulland yntemlerin seiminde ise da
h a titiz davranmasdr. Onun sanat, Dostoyevski'ninkinden ok da
h a in c e , daha oturmu ve gnle daha ho gelen bir sanattr. Gergin
b ir y z y l olan 19. yzyln rnek bir temsilcisi olan Dostoyevskinin
te r s in e , Tolstoya 18. yzyln ocuu demek daha doru bir davra
n o lu r. Romantik, gizemli ve Dionysiaque [76] bir esriklik iin
d e b u lu n a n Dostoyevski ile karlatrldnda, Tolstoy daima az
o k k la sik bir yazar olarak kalr, ya da Nietzschenin deyimiyle,
A p o llo n ia n [77], plastik ve heykelsi olarak grnr. Dostoyevski'nin
p e k o k sorun ieren kiiliine kart olarak, onun karakterlerinin
t m , olum lu bir nitelie sahiptirler. Kendisinin yeterince sorunu
o l d u u n a inanan Goethe, dierlerinin dncelerini olumlu bir bi
im k ap sam n d a duymak istediini sylediinde olumluluktan ne
k a s te d iy o r s a , Tolstoyunki de yle bir olumluluktur. Bu szler, ay
n s z c k le r kullanlmam olsa da, Tolstoy tarafndan sylenmi
o l a b i l i r , nk bir keresinde Dostoyevski ile ilgili olarak buna ok
y a k n b i r ey sylemitir. Dostoyevskiyi ilk grte grkemli bir iz
le n im y a ra ta n , ederi bin ruble olan bir ata benzetir; fakat anszn
b u a t n ayaklarnda bir sakatlk olduu ve topallad fark edilir
v e ik i p a ra lk deeri olmadna karar verilir. Salkl ve din Tols
to y ile karlatrld zaman, elbet Dostoyevskinin bacaklarnda bir
s a k a t l k olduu grlecektir ve tpk Rousseaunun dengeli bir us

[76 ] Y a a m a trajik ve ilendirici ynden bak. Bak O. Hanerliolu, Felsefe An


siklopedisi ,cilt I, s. 324.
[7 7 ] G z e llik ve ahenge duyulan hayranlk ilkesi. Nietzsche, Apollinien terimini
D ionysiaque terimine kar, gzellik ve ahenge kar duyulan hayranlk an
la m n a kullanmtr.
344 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

adam olan Voltairee gre daha hastalkl olmas gibi, Dos-


toyevskide de byle bir zellik bulunacaktr. Fakat burada kate
goriler, Voltaire ve Rousseaudaki gibi ayrlamaz. Tolstoy, Rous-
seauya zg bir sr zellie sahiptir ve hatta baz durumlarda,
Rousseauya Dostoyevskiden daha yakndr. Onun sadelik, doallk
ve itenlii, Rousseaunun uygarlktan duyduu huzursuzluun di
er bir eididir ve ataerkil dzenin egemen olduu bir kyn idil
tarz yaamna duyduu zlemse, eski romantiklerde olduu gibi,
ada uygarlkla uyuamamann belirlenmesidir. Tolstoyun, Dn
yada vahi insan kalmad an insanlk lecektir diyen Lichten-
bergin szlerini tekrarlamas bouna deildir.
Ne var ki, bu Rousseauculuk, Tolstoyun yalnzlktan, kksz
lkten ve toplumda nereye ait olduunu bilmemekten duyduu kay
glarn ifadesidir. ada kltr, farkllamaya ve ayrlmalara ne
den olduu iin sulamakta; Shakespeare, Beethoven ve Pukinin
sanatn, insanlar bir araya getirecei yerde deiik katlara bl
d iin yermektedir. Tolstoyun kuramlarnda kollektivizme
kar bir savam olarak grlen bu tavrn, demokrasi ya
da sosyalizm ile hibir ilgisi yoktur. Onun bu istekleri, yal
nz kalm bir entellektelin her eyden nce kendi gnahlarm
balatacak bir ortama duyduu zlemi dile getirirler. sa
varlkl ve gen adama, mallarn yoksullara datmasn ner
dii zaman, Henry Georgeun yorumuna gre, Tanr, yoksullara de
il, varlkl gen adama yardmc olmak istemitir. Tolstoy da yar
dma gereksinmesi olann 'varlkl gen adam olduuna inanmak
tadr. Onun erekleri, kendi kendini yetkin duruma getirmek ve tin
sel ynden kurtulmu olmaktr. Bu spiritalizm ve benlik
ilik onun toplum konusunda ileri srdklerinin gerek d
ve topyac olma zelliini aklar ve siyasal doktrininin i
elikilerini gsterir. Onun bu zel ahlak lks, onu yat
trc olmaya, ktle kar iddetli tepki gstermeye kar
olmaya ve toplumdaki gerekleri dzeltmek yerine ruhlar iyiletir
meye almaya zorlar. 1905 Devriminden sonra ii snfna yapt
arda yle yazar: Bunalma nedenlerini kendinde arayaca
na d koullarda aramak kadar insana zararl olan ey yoktur.
Tolstoyun d gereklere kar taknd bu edilgin tavr, doygun
ynetici snflarn edilginliine zg bir zelliktir ve kara kara d
nen, kendi kendini sulayan ve kendine eziyet eden ahlakl,
sradan halkn duygu ve dncelerine tmyle yabanc ,olan bir
tavr dile getirir.
Btn bunlara ramen, nasl Dostoyevski dar bir siyasal katego
riye sdrlamayacaksa, Tolstoyu da byle bir kategoriye sokmak
N G L T E R E V E R U S Y A D A T O P L U M S A L R O M A N 345

:;anakszdr. ada toplumun elverisizliini ve gnahlarn yalnzca


kyl ve tarm ileri asndan yarglasa da, toplumsal gerei drst
bir biimde gzlemleyen, geree ve adalete itenlikle bal olan ve
a n a m a n l acmaszca eletiren bir insandr. Fakat ekilen acla

rn gerek nedenlerini gremez ve siyasal etkinlii tmyle yads


yan bir ahlak anlayn savunur (184); yalnzca devrime kar olmak
la kalmaz, devrimci olan tm tavrlarn dmandr. Onu Bat'daki
dzen ve yattrclktan yana olan aydnlardan, Balzactan, Flaubert'
den ve Goncourt'lardan ayran nokta, hkmetin yldrma yntem
lerine, devrimcilerin yldrma yntemlerinden daha anlaysz dav
ranmasdr. II. Alexanderin ldrlmesi onda etki yapmaz;
buna karlk, katillerin idamna kar kar (185). nyarglarna
ve yanllarna karn, Tolstoy, son derece byk bir devrimci g
cn temsilcisidir. Gvenlik kurumlarnn ve Kilisenin yalanlar ile
savamas, kyllerden oluacak bir toplumsal guruplama iin
duyduu byk zlem ve kendi yaam rnei, onun geirdii dn
m ve isel gdleri ne olursa olsun, sadece eski toplumun
kmesini hzlandrp Rus Devrimi'nin yolunu amakla kalmam,
tm Avrupa'da anamalcla kar olan devrimin balamasnda da
etkili olmutur. Tolstoy olay, sadece 'gerekiliin zaferi'ni deil,
'sosyalizmin zaferini' de simgeler. Aslnda bu olay, 'toplumun bir
aristokrat tarafndan nyargsz bir biimde tanm* olduu kadar,
tepkici bir i nsann devrim yaratc etkisi olarak da tanmlanabilir.
Tolstoy'un sanat ve felsefi doktrini, uzlamaz usuluklar ile
ksr ve etkisiz olmaktan kurtulurlar. Fiziksel ve ruhsal olaylar
keskin ve ayk bir gzle grebilmesi, kendi kendini veya bakalar
n aldatm aktan nefret etmesi, onun din anlayn tm gizemcilik
ve dogmatizmden uzak tutar ve Hristiyan ahlaklna olan inan
cn, byk bir etkiye sahip olan politik etkiye dntrr. Dos-
toyevskinin Rus Ortodoksluu iin duyduu coku, Tolstoy iin,
Slavclarm kiliseye ve kilise rgtne duyduklar eilim kadar
yabancdr. O inancna, usu, pratik ve tam anlamyla kendiliinden
d i olmayan bir yolla eriir (186). Onun dnm geirmesi ise do
rudan dinsel bir deneye dayanmayan, tmyle usu bir sretir. ti
raflar adl yaptnda da dedii gibi, onun Hristiyan olmasnn nedeni
'bir korku duygusu, daha dorusu yetim olmann ve yalnz kalmann
verdii b ir korkudur. Onu dini btn bir insan yapan nedenler ise,
Tanr'nn veya doast olann gizemli bir deneyi deil, kendi ken
dinden m em nun olmay, yaamda bir mana veya ama arama is
tei, kendi hiliine ve dengesizliine zlmesi ve hepsinden de n
ce, snrsz bir lm korkusudur. Kendisi sevgiden yoksun olduu
iin bir sevgi havarisi olup kar; insanlar sevmedii ve onlara g
346 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

venmedii iin insanlar arasndaki dayanmay ver ve lm d


nmekten bile korktuu iin insan ruhunun lmsz olduunu
ileri srer. Ne var ki, onun dnyadan elini eteini ekip kamas,
Hristiyanla zg bir boyun emeden ok aristokrat bir bey ol
mann vermi olduu zelliktir; Tolstoy bu dnyaya tmyle sahip
olamad iin ondan el etek ekmektedir.
Tolstoy'un din felsefesinde usd olan tek e, l tu f (Tanrnn
inayeti) kavramdr. Yazd halk masallarnda ortaa kaynakla
rndan gelme eski bir destan anlatr: ok eskiden ssz bir adada
dnyadan elini eteini ekmi dindar bir adam yaarm. Gnn
birinde, kulbesinin yanna, ilerinde dua etmesini bilmedii gibi
kendini ifade etmesini bile beceremeyen ihtiyar bir adamn da bu
lunduu bir balk topluluu gelmi. Dindar adam, dua bilmeyen ih
tiyara son derece kzm, byk aba ve zorluklardan sonra ona bir
dua retmi. htiyar ona teekkr ederek dier balklarla birlikte
adadan ayrlm. Bir sre sonra, kayn gzden yittii bir srada,
dindar adam, anszn ufukta adaya doru sularn stnde yrye
rek gelen bir insan grm. ok gemeden rencisi olan ihtiyar
tanm ve dili tutularak akn bir halde onu karlamaya komu.
htiyar adam kekeleyerek az nce rendii duay unuttuunu sy
lemi. Dindar adam: Senin dua etmen gerekmez diyerek sularn
zerinden kayna gitmek iin koan adamm gitmesine izin ver
mi. Bu yknn anlam, hibir ahlaki deere bal olmadan da kur-
tulunabilecei dncesidir. Daha sonraki yllarnda yazd Sergius
Bahada bu temaya ters bir lden yaklar; hibir g harcama
yan ve hibir eyi hak etmeyen bir kiiye balanan ltuflar, tm
ikenceleri ve eziyetleri eken, en insanst zverilerde bulunan
ve en yiite kendi kendini fetheden insandan esirgenmektedir. Hak
edene gre seim yapmayan ve ksmeti hediye1ve talihle bir tutan
bu ltuf anlay, Tolstoy'un Hristiyanlndan ok aristokrat bir
ortamdan gelmi olmasna baldr.
Sava ve Barta organik, bitkisel ve sonu gelmez bir yarat
cla sahip olan yaam tanrlatrp kutsallatran, onu byk bir
idil'e, 'naif bir kahramanlk iirine dntren ki Merezhkovski'
nin de belirttii gibi, bu iirin doruk noktasnda, yazar, Nastas-
ya'nn bebeklerinin bezlerini insanl yneten sancak' olarak gs
terir (187), sanatnn salkl ve kendine gveni olan bir aristokra
t andran iyimserlii dikkati eker. Bu panteist iyimserlik, Anna Ka-
reninaa azalr ve Bat edebiyatnn ktmser ruh durumuna benze
yen bir durum alr. Fakat ada kltrn uzlamaclnn ve
duygusuzluunun yol at d krkl, burada, Flaubert ve Mau-
passant'da olduundan daha deiik bir biimde ifade edilir. Ger-
N G L T E R E V E R U S Y A D A T O P L U M S A L R O M A N 347

,-ei yaamn heyecan ve duygularn romantizmine kar kazand


rafer, Sava ve Barta. biraz melankoliyle karm durumdadr;
Tolstoy, daha nceki yaptlarnda ve rnein Aile Mutluluu adl
umannda byk tutkularn zamanla deitiini, zellikle akn
iostlua dntn anlatmtr. Ne var ki Tolstoyda lk ile
oerek, iir ile dzyaz, genlik ile yallk arasndaki fark ve uyu-
Ta/lk, Fransz yazarlarnda olduu kadar umutsuz sonulara yol
-maz- Onun dkrkl hibir zaman nihilizm ve yaam
sulamakla son bulmaz. Bat Avrupa romannda gerek ile a
tma halinde olan kahraman, srekli szlanarak kendi durumunu
iramlatrr; d koullar, toplum, devlet, hkmet, zaman iinde
jyuturulamaz kartlklardan sorumlu tutulurlar. Tolstoy'da ise,
iznel kiilik bir kmaza urarsa, o da en az nesnel gereklik ka
dar sulu saylmaktadr (188). nsan d krklna uratan ya
sam eer bu denli ruhsuz ise, d krklna urayan kahraman da,
ruhunu denetleyemeyen, fazla iirsel ve topyac bir kiilie sahip
demektir. Eer birisi d grmesini sevenlere hogr gstermiyor
sa, dieri de gereklik duygusundan yoksundur.
Tolstoyun romanlarndaki kuruluun, Bat Avrupa romanlarn
dan bu denli deiik olmasnn asl nedeni, yazarn, zvarl ve
evren konusundaki bu dncelerine ve bu dncelerin Flaubert'
inkilerden deiik olmasna baldr. Dostoyevski natralist deer l
lerinden ne denli uzaksa, Tolstoy da, o denli uzaktr. Ne var ki,
Tolstoy'un uzakl Dostoyevski'ye ters den bir dorultudadr.
Dostoyevski'nin romanlarnn dram atik yapsna karlk, Tolstoy'un-
kiler destans, yiitlikler zincirini anlatan tre benzer bir zellik ta
r. Dikkatli bir okur bu romanlardaki dalgalar halinde kabaran
Homere zg ak ve pek ok konuyu ieren, geni kapsaml, pa-
naromik bir dnyann tanmlanmakta olduunu hemen fark eder.
Tolstoy'un kendisi de romanlarn Homer ile karlatrm ve bu
karlatrma Tolstoy eletirileri iin b ir forml niteliini kazan
mtr. Biimin romantizmden ve dramatizmden uzak, iddetle vur
gulanmam olrna nitelii, tiyatroya zg doruk noktalarndan yok
sun olma, daima Homer'e zg zellikler olarak kabul edilmitir.
18. yzyJm pikaresk romanna zg formun, erken romantiz
min biyografik formuna dnmesi ile ortaya kan dramatik
younlamaya, Sava ve Barta henz rastlanmaz. Tolstoy,
birey ile toplum arasndaki atmay sadece nne geilmesi ola
naksz bir tragedya olarak grmyor, ayn zamanda, 18. yzyln
bak asn srdren bir yazar olarak, anlama, kavrama, ve ah
laksal ciddiyetten yoksun olmann neden olduu bir ykm olarak
kabul ediyordu. O hl Rus aydnlanma hareketi anda, dnyaya
348 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

ve gelecee inanan entellektel bir atmosfer iinde yayordu. Ne


var ki Anna Karenina adl roman zerinde alrken bu iyimser
liini, her eyden nce sanata olan inancn kaybetmi ve ada do
alcln ve izlenimciliin ar zen, incelik ve titizliine srt
evirip, btn insanln evrensel mal olan bir lks mad
desi haline gelmedii srece, sanatn tam anlamyla gereksiz
ve hatta zararl olabileceini ileri srmt. Sanatn geni kitlele
rin mal olmaktan kp sadece kk bir evreye seslenir duruma
gelmesini, Tolstoy gerek bir tehlike olarak grmt. Bu evrenin
genilemesi ve yksek snflar kadar byk kltre sahip olmayan
toplum katlar ile balant kurmak, kukusuz sanat iin daha ve
rimli sonular verebilirdi. Fakat ada sanatn iinde domu ve
onun geleneine sk skya bal olan sanatlarn sanat rn ret
melerine engel olunmadan ve bu gelenee yabanc olan, dierlerinin
kar aksine sanat eylemleriyle uraan, yntemli ve planl bir de
iim sz konusu olamazd. Tolstoy'un olduka gelimi ve incelmi
gnn sanatna srt evirmesi ve sanatsal ifadenin ilkel, evrensel a
dan insancl yollarna olan hayranl, ky kente yelemesine ne
den olan ve toplumsal sorunu yalnzca kylnn sorunu olarak
grmesini salayan ayn Rousseau'culuun belirtileridir. Tolstoy'
un neden Shakespeareden holanmadn anlamak zor deildir.
Tm miza taknlndan ve virtzlkten nefret eden bir prite-
nin, kendisi dnyamn en byk airi olsa da, dier bir airin Ma-
niyerizminden haz duyaca dnlemez. Fakat Anna Kare
nina ve van li'in lm gibi sanat yaptlarn yaratan b ir ada
mn, tm ada edebiyatn iinde yadsmadan kabul ettii
yaptlarn, Tom Amcann K ulbesinden baka, sadece Schil-
ler'in Hrszlar, Hugonun Sefilleri, Dickens'n Ylba arks,
Dostoyevski'nin Yeraltndan N otlar ve George Eliot'nun Adam Be-
de'i olmas, gerekten gariptir (189). Tolstoy'un sanat ile olan bu
ilikisini tarihsel bir deiimin belirtisi, 19. yzyln estetik kltr
n sona erdiren ve bir kua, sanat yeniden dncelerin aracs
olarak grecei bir dnemin eiine getiren bir geliimin belirtisi
olarak kabul etmek gerekir (190).
Bu yeni kuak, Sava ve Barn yazarn sadece byk bir
romanc olarak grmyor, her eyden nce toplumda reform yapan
bir insan ve bir dinin kurucusu olarak kabul ediyordu. Tolstoy,
Voltairein nne, Goethenin otoritesine kavuan ve Rousseau ka
dar halk tarafndan tutulan bir yazar olduu gibi, bunlara ek ola
rak da, eski peygamber ve kahinlerinkine benzer bir etkiye sahip,
destans bir kiilik oldu. Yasnaya Polyana tm uluslardan, tm s
nflardan ve eitli kltr katlarndan gelme kiilerin, kutsal bir
N G L T E R E V E R U S Y A D A T O P L U M S A L R O M A N 349

yeri ziyaret edermiesine geldikleri ve kyl elbisesi iindeki kon


ta. sanki bir ermi imi gibi hayran kaldklar bir yer olmutur.
Gorki onu grdkten sonra Bu adam tanrya benziyor diye d
nen ve bu itirafla Tolstoy ile olan anlarn bitiren ilk insan ol
mayacaktr (191). Kukusuz biroklar, Thomas Marn gibi onun
lmnden sonra Avrupa'nn sahipsiz kald' duygusuna kapla
caklardr (192). Ne var ki bunlar yalnzca minnet ve ballk duy
gulan ve ruhsal tutum lar olarak kalacaktr. Tolstoy'un, Avrupa'nn
yaayan vicdanna benzedii ve kuann ahlak konusundaki huzur
suzluklarn ve tinsel ynden yenilenme isteini yanstan tek yazar,
Dyk bir retmen ve eitici olduu kuku gtrmez. Ne var ki,
naif Rousseauculuu ve uzlatrc tutum u yznden gnmzde
hibir ekilde eer gerekten yle idiyse Avrupann en byk
ustas olarak kabul edilemez. nk ehov'un da dedii gibi, do
ru olan sorular sormak bir sanat iin yeterlidir, fakat an y
netecek adamn ,bu sorulara doru yant verebilmesi gerekir.
4. EM PRESYONZM

(zlenimcilik)

Natralizm (doalclk) ile Empresyonizmin (izlenimciliin) s


nrlar kesin olarak belirlenemez; bu iki akm arasnda tarihsel veya
kavramsal bir ayrm yapmak da olanakszdr. slup farknn fazla
deimemesi; ezamanl ekonomik gelimeye ve toplum koullar
nn duraanlna uymaktadr. 1871 yl Fransz tarihinde gelip
geici bir neme sahiptir. Bu devirde orta snf st kesiminin ege
menlii deimeden devam etmi ve 'liberal' mparatorluun yeri
ni, tutucu Cumhuriyet almtr. Bu Cumhuriyet, iinde cumhuri
yetilik bulunmayan (193) ve siyasal sorunlara en kolay, en prz
sz zmleri getireceine inanlan, srf bu yzden de onaylanm
olan bir ynetimdi. Zamanla Commune savunanlar, dncelerin
den saptrldklar ve huzurun ancak yarann iyileme gcnde ve
'gereklilik kuram'nda bulunacana inandklar zaman, bu ynetim
ile dosta bir iliki kurabildiler (194). Aydnlar takm olaylar kar
snda tmyle aresiz kalmlard. Flaubert, Gautier, Goncourtlar
onlarla birlikte an entellektel nderlerinin ou, huzuru bozan
lara ar hakaretlerle saldrp onlar lnetliyorlard. Cumhuriyet
ynetiminden ulusu, din adamlarnn erkine kar korumas
n istiyorlar ve demokrasi ile ktlklerin ve tehlikenin bi
raz olsun azalacana inanyorlard (195). Finans ve endstri ana
malcl, bundan ok nce kurulmu olan yollar zerinde salam
bir biimde geliiyor, fakat yzeydeki bu grne karn, gerek
te nemli de olsa imdilik gze arpmayan deiimler oluuyordu.
Ekonomik yaam, yksek dzeyde anamalclk (kapitalizm) evresine
giriyor ve 'glerin zgrce oynadklar oyun' olma durumundan
kp, sk bir biimde rgtlenmi, rasyonalize olmu bir
sistem haline geliyor; karlar, tekel alanlar, fabrikalar ara
snda anlamalar, trstler ve sendikalardan rlm sk bir aa
dnyordu. Ekonomik yaamn standartlatrlmasn ve belirli
bir sistem evresinde toplanmasn b ir tr yallktan gelme zayf
lk' belirtisi olarak nitelersek (196), orta snf toplumunda gven
sizlik ve bozulup dalma tehlikesinin belirmi olduunu da kabul
etmi oluruz. Commune n sonucu, asiler iin, devrimlerin uram
E M P R E S Y O N Z M 351

Jduu yenilgilerin en by olsa da, bu devrim, uluslararas ii


hareketleri tarafndan desteklenen ve burjuvazi iin, kazandklar
zafere byk bir korkunun kart ilk harekettir (197). Bu bu
nalm, idealist ve gizemci akmlarn yeniden ortaya kmasna yol
ar ve egemen durumda olan ktmserlie b ir tepki olarak, b
yk bir inan dalgas yaratr. zlenimcilik, doalclkla olan
balantsn ancak byle bir geliim sonucu kaybedecek ve zellikle
edebiyat dalnda yeni bir romantizm formuna dnecektir.
Bu sralarda yaplan byk teknik geliimler, ortadaki buna
lm gizleyemez. H atta byle bir bunalm, yeni teknik ilerin ya
plmasnda ve retim yntemlerinin dzeltilmesinde itici bir unsur
olarak grmek gerekir (198). Bunalml atmosferin baz belirtileri,
tekniksel etkinliklerin tmnde grlmektedir. Bundan nceki d
nemlerin sanat ve kltr tarihlerinde yaplan ilerlemenin hz ile
karlatrldnda, imdiki gelimelerin ar ve lgn hz ve bu
hzn zorlanmas, patolojik bir nitelik kazanm saylr. nk tek
nolojinin hzla gelimesi, moda ve alkanlklarn daha abuk de
imesine neden olduu gibi estetik beeni deerlerinde de hzl de
iimlere yol aar. Bu hz, genellikle, yenilik iin anlamsz, verimsiz
ve delice bir istek duymaya ve srf yenilik olsun diye durmadan ye
ni olan isteyip huzursuz bir yaam srmeye neden olur. Sanayici
ler daha iyi duruma getirilmi rnlere duyulan talebi arttrm ak
iin yapay yollara bavurmal ve eer teknolojinin getirdiklerin
den yarar salamak istiyorlarsa, 'yeni olann daima daha iyi olduu
duygusunun snmesini engellemeye almaldrlar (199). Gndelik
ilerde kullanlan eski eyalar srekli olarak ve giderek artan l
lerde yenileri ile deitirmek, madde'ye duyulan ilginin azalmasna
yol at gibi, ksa bir sre sonra, entellektel varln da gzden
dmesine neden olur. Bylece felsefeye ve sanatsal olana ynelik
deerlendirmelerin deiim hz da deien modann hzna ayak
uydurmak zorunda kalr. Modern teknoloji bylece yaama kar al
nan tavra grlmedik bir dinamizm getirir; izlenimciliin ifade et
mek istedii de, her eyden nce, bu yeni hz ve deiim duygu
sudur.
Teknolojik ilerlemenin dourduu en gze arpan olgu, kl
tr merkezlerinin, ada anlaya gre yaplm byk kentlere
dnm olmasdr. Sanatn kkleri, bu toprakta gelimitir. Emp
resyonizm bir 'kent sanat'dr nk bu akmn sanatlar, resmi,
ky ve kr yaamndan kurtararak kente sokmulardr. Bunun di
er bir nedeni ise, bu sanatlarn dnyay bir kentsoylunun gz
ile grmeleri ve dtan gelme izlenimlere ada, teknik insann
gerilmi sinirleri ile tepki gstermeleridir. Bu sanat kente zg bir
352 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

sluba sahiptir nk kent yaamnn deikenliini, asabi ritmini,


ani, keskin fakat daima gelip geici olan izlenimlerini anlatr. Ve
byle olduu iin de duyumsal kavrama yeteneinin ar derece
de gelitirilmesini, duyarln yeni batan keskin durum a getiril
mesini ve yepyeni bir huzursuzluk ortamn gerektirir. Bylece Gotik
ve romantizm akmlar gibi, Bat Avrupann sanat tarihinde en
nemli dnm noktalarndan biri olur. Resim tarihinin temsil ettii
diyalektik sre iinde, duraann yerine dinamiin, desenin yeri
ne rengin, soyut dzenin yerine organik yaamn gelmesin
de, izlenimcilik, deneyin dinamik ve organik elerine nce
lik tanyan ve Ortaan dnya grn tmyle ykan bir
geliimin doruk noktasdr. Sanatta, Gotikten izlenimcilie don,
ge Ortaa ekonomisinden yksek kapitalizm evresine kadar uza
nan izgiye benzer, kesintisiz b ir izgi ekilebilir ve tm varlm
savama ve rekabete adayan, tm varlklar devinime ve deiime
dntren, deneylerini giderek artan llerde zamana gre de
erlendiren ada insan, iki yanl da olsa, temelde 'uniform ' olan
bu geliimin rndr.
Geirilmekte olan anlarn sreklilie ve deimezlie stn tu
tulmalar, her olgunun yinelenmesi olanaksz, kayp giden b ir yl
dz kmesine, akp gitmekte olan ve iine 'ikinci kez girilebilmesi
olanaksz' bir akarsu gibi zaman iinde srklenen bir dal
gaya benzetilmesi, izlenimcilii anlatan en iyi formldr. zlenim
ciliin tm yntemleri, tm sanat olanaklar ve hileleri, bu Herak-
leitosu dnya grn ve gerein bir varlk deil bir oluum, bir
koul deil, bir sre olduunu anlatabilme amacna yneliktir.
Her izlenimci resim, srekli devinim durumunda olan varln bir
tek ann yakalamtr ve atma halindeki glerin arasnda, er-
ge bozulacak olan, nazik bir dengenin temsilcisidir, izlenimci 'gr
me', doay bir geliim ve bozulma sreci haline dntrr. Den
geli ve tutarl olan her ey, bir metamorfoz (bakalam) sonucu
bozulur ve bitmemi, eksik kalm olma zelliine brnr. Gr
lene gre hareket etmek yerine znel hareket etmek, bu akmla do
ruk noktasna eriir. Modem perspektif resmi de byle balam
tr. Ik, hava ve atmosferin temsil edilmesi, dzgn olarak boyan
m yzeyin renk noktacklarna ve fra darbeciklerine dnme
si, ilenilen yresel zelliklerin valeurs\e.ve. [78], perspektif ve bak
as deerlerine dnerek deimesi, yansyan klarn ve kl gl
gelerin oyunu, titreen, hareket eden noktacklar ve sratli, gevek

[78] Deer: Bir renk tonunun aklk ve koyuluk derecesi.


E M P R E S Y O N Z M 353

ve ansz vurulmu fra darbeleri, hzl ve kabaca yaplm taslak


lar ile tmyle iten geldii gibi resim yapma teknii, nesnenin a
bucak, dikkatsizce kavranmas ve resmin rastgele ve kaytszca ya
pld izlenimi, perspektifin kullanlmasyla yeni bir dzenlemeye
girmi olan resim ile balayan dinamik, hi durmadan deien
ve-kaynayan gereklik duygusunun ifadesi saylmaldr.
Olgular hi durm adan deien bir dnyann insanda brakt
izlenim, iinde her eyin birleip kaynat bir sreklilik olacak
tr. Bu srekliliin iinde fazla deiim olmaz; deien sadece seyir
cinin eitli bak alar ve tavrlardr. Byle bir dnyaya uymas
gereken sanat da yalnzca olgularn anlk ve kalmsz olan zellik
lerini vurgulamakla kalmayacak, insanolunu birok eyin ls
olarak grmeyecek, ayn zamanda, gereklik ltn bireyin hic
et nunc [79] unda arayacaktr. Rastlanty tm oluumun ilkesi sa
yacak ve bir anlk gerei dier gereklerden stn grecektir.
Ann, rastlantnn ve deiimin bu denli nemsenmesi, estetik a
dan bakldnda, gelip geici bir ruhsal durumun yaamn kalc nite
liklerine egemen olmas, dier bir deyile, tarafsz ve her an dei
ebilir kiilerle kurulacak ilikiyi nemsemesi demektir. Bir sanat
yaptn bir anlk ruhsal deiim srasnda hissedilenin sonucu olarak
kabul etmek, ayn zamanda, edilgin bir yaam grnn ifadesi,
etkilenmeye elverili olan ve dnp tasarlama yeteneine sahip
seyircinin h er eyi kolayca kabul edivermesi, uzak durma, bekleyi,
hibir eye karmama, ksacas, tmyle estetik b ir tavrdr. zle
nimcilik, merkezi kendinde olan estetik kltrn doruk noktasna
ulat bir akmdr ve pratik etkin yaam yadsyan romantik g
rn en son noktaya geldii bir aamadr.
slup asndan izlenimcilik son derece karmak b ir olgudur.
Kimi ynlerden yalnzca doalcln mantksal bir geliimi olarak
grlr. Eer doalcl genelden zgle, rnekselden bireye, so
yuttan somuta geebilmi zamana ve mekana gre artlanm bir
deney olarak kabul edersek, elbette ki, gerein bir anlk ve tek
rarlanmayacak olan vurgulayan izlenimi, doalclk iin bir aa
ma saylacak ve izlenimcilik doalcln gelimi durumu olarak
kabul edilecektir. zlenimci grntlerin doalc grntlerden da
ha duyumsal nitelikte deneyler sonucu yapld sylenebilir ve bu
akm ile nesneler konusunda kuramsal bilgilerle yetinme iinin so
nu gelir, fiziksel-grsel (optik) deneyler sonucu elde edilen bilgi
n plana kar. Tarih boyunca hibir sanat bu denli grsel deneye

[79] Latincede burada ve imdi anlamna gelmektedir. Nesnelerin, olaylarn za


man ve uzay ynnden belirliliini gstermek iin kullanlan terimdir.
STT 23
354 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

bal olmamtr. Deneyin grsel elerini kavramsal olan eler


den ayrmak ve grme ile ilgili olann zerkliini gelitirmekle iz
lenimcilik, sadece doalclktan deil, imdiye dek grlen sanat
larn tmnden ayrlr. Erken izlenimci (pre-empresyonist) sa
natn rnekleri, grnte uniform olmasna karn hem kavram
sal, hem de duyumsal elerden oluan ayrtrden bir dnya gr
zerine kuruludur. Buna mukabil empresyonizmin yalnzca grme
ile ilgili olann aym trdenliine zenmesi, bu akmn baland yn
temin tuhaf ve kendine zg zelliidir. Bundan nceki sanatn tm
bir sentez sonucu ortaya kmken, izlenimcilik, b ir analizin
sonucudur. zgl konusunu ilerken sadece duyu organlarnn
verilerine gre hareket ettiinden, bilin d olan ruhsal me
kanizmaya dn yapar ve bize deneyi oluturan hammad
delerin bir blmn verir. Bu hammaddeler bizim 'gerek' anla
ymza, mantksal biimde rgtlenmi duyu izlenimlerinden ok
daha uzaktrlar. zlenimcilik, doalclk kadar yanlsamal b ir akm
deildir; seyirciye yanlsamann yerine konunun elerini; bir b
tn gstermek yerine, deneyin yapsnda kullanlan tula para
larn verir. zlenimcilikten nce sanat, nesneleri birtakm iaret
leri e anlatmt; imdi ise onlar meydana getiren elerle, onu ya
pan maddelerin deiik paralarn gstererek anlatm aktadr (200).
Bundan nceki sanatlarla karlatrldnda, doalcln gel
mesiyle kompozisyondaki eler oalm, dier bir deyile, motif
lerin says genilemi ve teknik imknlar zenginlemiti, izlenimci
yntemse birok eyi sanattan karm, kstlama ve sadeletirme
yntemleri getirmitir (201). izlenimci bir resmin en rneksel zel
lii, ona uzaktan baklmas gerektii ve uzaktan bakld zaman
da grlen ey resimde baz blmlerin atlanarak yaplddr. Bu
tr resimde uygulanan ksaltm, tasvir edilecek elerin sadece gr
me ile ilgili olanla snrlandrlmalar, grmede ilgili olana evrileme
yen bir doaya sahip her eyin resimden karlmasyla balar. Konu
nun, yk veya fkra gibi yaznsal elerinden' vazgemek, 'kendi
olanaklar ve aralar ile resmi toparlam ak'istem enin ifadesidir. Tm
motiflerin manzaraya, l doaya ve portreye indirgenmesi ya da her
tr konunun bir 'manzara' ve l doa' gibi ilenmesi, 'ressam ca' re
sim yapma ilkesinin egemen olmaya baladn gsterir. Bu ak
mn ilk tarihileri ve kuramclarndan biri yle demitir: izle
nimcileri dier ressamlardan ayran ey, bir konuyu yalnzca yara
tlacak olan tonlar asndan ilemeleridir (202). Motifin en yaln z-
deksel zne indirgenmesi ve etkisiz klnmas, an artk roman
tik olmayan yaam grnn ifadesi saylabilir ve sanata konu
olan eylerin yiitlere zg, debdebeli ve grkemli niteliklerini
E M P R E S Y O N Z M 355

.ictnsizletirmek ve onlar sanattan karp atmak olarak deerlen-


ijilebilir. Fakat byle davranmakla gerekten uzaklalm olduu
i ileri srlebilir ve resim bylece kendi temalaryla snrlanr.
Su da doalclk asndan bir kayp saylabilir. Yunanllarn plas
tik sanatlarda bulgulam olduklar ve grld gibi modern sa-
latta kaybolmakta olan 'glmseyi' (203), salt piktral olma uru
ca kurban edilmekte, buna karlk psikoloji ve hmanizma tmyle
resimden uzaklamaktadr.
Dokunsal deerlerin yerini grsel olan deerlerin almas, dier
bir deyimle, fiziki hacim ve plastik biimin yzeyselletiril
mesi, empresyonistlerin gerei doalc bir biimde betimle
mek iin uyguladklar ksma ve ksaltmalar dizisinde attklar ye
ni bir adm, yeni piktral eilim ile ilgili olan bir geliimdir.
Byle bir ksaltm, ama olarak dnlmemi, yntemin getirdii
bir uygulama olarak ortaya kmtr. Ama sadece rengi vurgula
mak, renk ve k etkilerinin uyumundan oluan bir resim
ortaya karmaktr. Meknn yutulmas ve bedenlerin sert yaplar
nn eritilmesi ise, birlikte deien (concomitant) olgulardr ve bir
birlerinin neden ve sonucudurlar. zlenimcilik, gerei iki boyutlu
bir yzeye indirgedii gibi, bu iki boyutluluk iinde onu kesin bi
imleniten yoksun noktacklar sistemi ile resme aktarr. Dier bir
deyile, bu akm yalnz plastie ve mekna deil, ayn zamanda de
sene ve izgisel olana da aldrmaz. Resim, ak seiklikten ve
belirginlikten kaybettiini, duyumsal ekicilikten kazanr, enerji
ile ykl duruma gelir. Kazanlan bu zellikler ise izlenimcilerin
balca amalardr. Ne var ki toplum kaybedileni, kazanlandan
daha fazla duymutur; amzda evremize izlenimci gzlerle bak
mak grsel deneyimimizin en nemli esi durumuna geldii iin,
imdilerde, o dnemin insannn bu karmakark noktacklar ve
kk lekeler karsnda neler duymu olacan anlamamza ola
nak yoktur. Empresyonizm, yzyllardr sregelen ve giderek artan
'anlalmazlk' srecinin son evresidir. Baroktan bu yana resimsel
yaklamlar, seyirciyi, giderek daha zorlaan bir sorunla kar
karya getirmitir. Bu resimler giderek, saydamlklarn yi
tirmiler ve gerekle olan ilikileri de giderek daha karmak bir
durum almtr. Fakat empresyonizm, tek evrede, bundan nceki ge
liimlerin atm olduklar admdan ok daha yrekli ve atak bir
atlm yapmtr. Empresyonistlerin ilk sergileri ile saladklar ok,
tm sanatsal yenilik tarihinde grlmedik derecede byk olmutur.
Halk, acele ile yaplm resimleri ve belirsiz grnmleri kstaha
bir meydan okuma olarak nitelemiti^-. Kendileri ile alay edildiini
356 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

sanarak, sanatlardan ellerinden geldii lde acmaszca al


mlardr.
Ne var ki, bu yeniliklerle, izlenimcilerin uyguladklar ksaltm
yntemleri tkenmez. Onlarn kullandklar renkler, bizim her gn
k deneylerimizi deitirir ve onlar arptr. rnein, gn n
da renkli yansmalar vermesine karn, 'beyaz' olan bir kat par
asnn, her trl kta beyaz olarak grneceini sanrz. Dier
bir deyile, uzun bir deney ve alkanln sonucu olarak o nesne
ile badatrdmz anmsanan renk', bir anlk kavramadan elde
edilen somut izlenimden daha nemli bir yer tutar (204); izlenim
cilik, 'anmsanam' ve kuramsal olarak aklmza yerlemi olan ren
gi aarak gerek duyumla resim yapmaya ynelir. Bu yzden de
kendiliinden bir davran olmak yerine, olduka yapay ve karma
k bir psikolojik sreci temsil eder.
izlenimci alglamann, her gnk gerei betimlerken uygula
d bir baka ve ok nemli ksaltm atlm, renk alannda olmu
tur. izlenimciler renkleri, zgl bir nesneye bal somut nitelikler
olarak gstermek yerine, onlar, soyut, zdeksel olmayan, cisimsiz
olgular, sanki kendi balarna birer renk imicesine kullanr
lar. Bir nesnenin nne gerili olan perdeye, ancak arkasndaki cis
min rengini gsterip onun biimini veya bu rengin nesneyle ilgisini
ele vermeyecek byklkte bir delik aarsak, alk olduumuz plas
tik biimlerin sahip olduklar renklerin zelliinden ok deiik
olan, belirsiz, kararsz bir izlenim edineceimiz kuku gtrmez.
Bu yntemle, atein rengi n, ipein rengi parlakln, suyun
rengi ise saydamln kaybedecektir (205). izlenimcilik nesneleri
daima bu cisimsiz yzey renkleri ile resimletirir; bu yntem,
taze ve youn renklerinden tr 'dorudan' ve canl bir izlenim
yaratmakla birlikte, resmin yanlt yaratan etkisini nemli lde
azaltarak izlenimci yntemin gelenekselliini tm plakl ile or
taya koyar.
19. yzyln ikinci yarsnda resim, en nde gelen sanat dal
olur. Edebiyat dnyasnda natralizmle ilgili iddetli atmalarn
srp gittii srada izlenimcilik, zerk bir sluba kavumutur, iz
lenimcilerin ilk ortaklaa atklar sergi, 1874'de gereklemi olmak
la birlikte, izlenimciliin tarihi yirmi yl ncesine dayanr ve 1886'
daki sekizinci grup sergisi ile son bulur. Bu tarihlere kadar uni-
form' bir grup hareketi olan izlenimcilik, Cezanne'n lm tarihi
olan 1906'ya dek srecek olan ge-izlenimci dneme balanacak
tr (206). 17. ve 18. yzyllarda edebiyatn, romantizm devrinde ise
mziin egemen olduu sanat alannda, 19. yzyln ortalarnda,
resmi n plana karacak bir deiim grlr. Sanat eletirmeni
E M P R E S Y O N Z M ' 357

^selineauya gre resim, 1840 ylnda iirin yerini almtr (207).

I
3ir kuak sonra ise Goncourt kardeler, cokulu bir sesle yle
serler: Ressamlk yazarlkla karlatrldnda ne mutlu bir mes
lek (208). Resim yalnzca an en ilerici sanat olarak dier sanat
m tm ne egemen olmakla kalmaz, zellikle Fransa gibi, an
-iiyk airlerinin izlenimci birer ressam olarak tanmlanabilecek-
eri b ir lkede, edebiyat ve mzik alannda yaplan ilerden ok
3aha fazlasn verir (209). 19. yzyl sanatnn b ir lde romantik
oduu ve bu dnemin ozanlarnn mzii en yksek sanat lks
olarak k abul ettikleri doru olsa bile, byle sylemekle, mziin,
somut rnei yerine, nesnel gerekten bamsz, egemen ve zgr
bir y a ra ty kastetmektedirler. Dier yandan izlenimci resim, hem
iirin h e m de mziin ifade etmek istedii duygu ve heyecanlar
bulgular ve bunlar resim dzenleri iinde ifade eder, zellikle k,
hava ve renk deneyleri gibi atmosfer izlenimleri resimle daha iyi
alglanabilen elerdir ve bunlar dier sanat dallarnda yaratlmak
istendii zaman, onlardan iirde veya mzikte piktral, ressamca s
lup o la ra k sz etmek, yanl b ir davran olmaz. Bu sanatlarn s
lu p lar, belirgin 'kontur'lar, renk ve glge etkileri yardm ile sile
rek, a y rn tla rn canllna izlenimin tmnden daha fazla nem
v erd ik lerin d en , hakikaten 'piktrel' ve 'ressamca' olarak kabul edile
b ilirle r. P a u l Bourget, devrinin slubunda, tek bir sayfann, kita
bn t m n d e n daha gl, tmcenin btn b ir sayfadan daha de
rin, te k szcn ise herhangi bir tmceden daha arpc b ir iz
lenim yaratacan ileri srdnde (210), anlatmak istedii ey di
n a m iz m le ykl, paralanm dnya grnn slubu olan izle
n im c ilik yntemidir.
zlenim cilik, yalnz tm sanatlara egemen durumuyla, belirli
bir d n e m sanat deil, ayn zamanda evrensel geerlie sahip olan
son 'A v ru p a slubunun genel beeni kavram zerinde temellendi
rilm i s o n eilimidir. Onun knden beri eitli sanatlarn veya
eitli u lu s ve kltrlerin sluplarn snflamak olanakszlamtr.
Fakat izlenim cilik birdenbire ortaya km veya anszn yok olmu
b ir a k m deildir. Tamamlayc renkler yasasn ve glgelerin renk
le n d irilm e sini kavrayan Delacroix ve doada bulunan renk etkileri
nin k a rm a k bileimlerini saptayan Constable, izlenimci ynte
mi d a h a nce uygulam saylrlar. zlenimciliin z olan grme
nin g^i k azan m as olay, bu sanatlarla balar. Barbizon okulunun
ak h a v a ressam lnda att ilk admlar, bu geliimde yaplan di
er ile rle m e d ir. Fakat izlenimciliin ortaklaa bir hareket olarak
ortaya k m a sn d a katks olan tesirler, bir yandan Manet'nin ba
latt, k e n tte olup bitene sanat gz ile bakmak, dier yandan da
358 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

toplumun gstermi olduu ters tepki zerine sanatlarn bir ara


ya toplanmalardr. lk bakta insanlar sr halinde b ir araya
toplayan ve birbirleri ile karmalarn salayan kentin, insann yal
nzlndan ve tekbanalndan treyen bu sanat retebilecei pek
akla yakm gelmez. Fakat ok sayda insan iinde olmann ve yaban
clardan oluan byk bir kalabaln kiide tek bana kalma is
tei, yalnzlk ve terk edilmilik duygusu yaratacan biliriz. By
le bir evredeki yaamn insanda yarataca balca duygular olan,
bir yandan yalnz ve kimsenin aldrmad b ir kii olma duygusu,
bir yandan grltl trafik, ard kesilmeyen hareket ve deiken
liin yaratt izlenim, en hassas ruhsal kesitin en hzl duygu de
iimleri ile kart izlenimci gr besler. Toplumun taknd
olumsuz tavrn izlenimciliin bir akm olarak ortaya kmasnda
oynad rol de ilk bakta artc gelebilir, izlenimciler hibir za
man topluma saldrmamlardr; onlar gelenee bal kalmak iste
miler ve ounlukla resmi evrelerde kabul edilme giriimlerinde
bulunmulardr. Bu umutsuz abalarn en nemlisi Salon'a kabul
edilme isteidir; izlenimciler, baar yolunun Salona kabul edil
mekle baladn sanmlardr. stelik bu sanatlardaki kar ol
ma esprisi ve toplumu hayrete drme yolu ile ilgi ekme istei,
romantiklerin ve doalclarn ounda olduundan daha azdr. Res
mi evreler ile gen kuak sanatlar arasndaki ayrlk ve alaya
alnm olma duygusu da, imdiye dek bu denli gl olmamtr.
zlenimcilerin sanatsal dncelerini topluma iletmede halka yar
dmc olduklar sylenemez fakat Monet, Renoir, Pissarro gibi b
yk, drst ve dingin sanatlar neredeyse alkla kar karya
getiren bir toplumun sanat deerlendirme iinde ne denli b ir yanl
lk iinde olduunu tahmin etmek de pek zor deildir.
izlenimciliin, burjuva toplumu zerinde kt etki brakma
sna yol aacak halka zg bir akm olma zellii de yoktur. 0,
tersine, zarif ve titiz, asabi ve duygulu, duyumcu ve Epikrc bir
slup olarak ender, latif ve zarif konulara zenen, yalnzlk ve
sszla ekilme deneyleri ve ince, duygulu bir duyarla sahip k
ma gibi sadece kiisel deneylerle ilgili olduundan, 'aristokratlara z
g b ir slup saylr. Ne var ki, bu slup, burjuvazinin alt ve orta
kesiminden gelme sanatlar tarafndan yaratlmtr; ayrca bu
sanatlar, an entellektel ve estetik sorunlar ile bundan nce
ki kuaklarn sanatlar kadar ilgilenmezler. Bu sanatlar, kendi
lerinden nce yaam olan sanatlar kadar ok ynl ve bilgi de
deildirler ve onlarla karlatrldklarnda, birer zanaat veya
teknisyen gibi altklar grlr. Fakat aralarnda hali vakti ye
rinde olan burjuvalardan ve hatta aristokrat ailelerden gelme olan-
E M P R E S Y O N Z M 359

iar da vardr. Manet, Bazille, Berthe Morisot ve Cezanne, zengin


ana babann ocuklar, Degas aristokrat, Toulouse-Lautrec ise yk
sek aristokrasiden gelmedir. Manet ve Degas'nm ince, titiz, zenli
sluplar ile yol iz bilir hal ve tavrlar, Constantine Guys ile Tou-
ouse-Lautrecin zarif, oynak sanat yaptlar, II. mparatorluk dev
rinin burjuva toplumunu ak seik belirlerler; geni eteklikli giy
siler, Boisdaki binek atlar ve atl arabalardan oluan bir dnya
nn en ekici ynlerini yanstrlar.
Edebiyat tarihi, resim tarihinden daha karmak bir tabloyu
oluturur. zlenimcilik, aslnda yaznsal bir slup olarak kesinlik
le belirlenmi bir olgu deildir. Onun balangc natralizmin bt
n iinde kaybolmu, sonraki gelime sreci srasnda brnd
biimlerse, sembolizm olgusu ile kaynamtr. zlenimci ede
biyat ile izlenimci resim arasnda, kronolojik adan bakld
nda da belirli bir fark gze arpmaktadr. zlenimciliin s
lup zellikleri edebiyata henz girmeye balarken, resimde bu ak
nm en retken devri oktan gemi bulunmaktadr. Fakat bu iki
sanat dal arasndaki asl fark, izlenimciliin edebiyat dalnda do
alclk, olguculuk ve zdekilikle olan balantsn daha abuk ko
parm olmas ve resimde ancak izlenimcilik ktkten sonra ifade
bulacak olan lksel tepkinin savunucusu durum una gelmesidir.
Bunun balca nedeni, tutucu kesimin edebiyatta, resimde olduun
dan daha etkin bir rol oynamas ve el sanatlar geleneine daha
bal olduklarndan, alarnn tinsel emellerine daha byk bir
tepki gstermeleridir.
Olguculuun getirdii bunalmn bir belirtisi olan doalclk
bunalm, 1885'den nce belirgin durum a gelmemise de, belirtileri
1870 sralarnda ortaya kmaya balamtr. Cumhuriyete dman
olanlar, ayn zamanda usuluun, zdekiliin ve doalcln d
manlardrlar; bu kiiler bilimsel alandaki ilerlemelere saldrp di
ni yeniden canlandrmakla yepyeni bir entellektel yaamn doa
cana inanmaktadrlar. Bilimin iflas ettiinden, doalcln sonu
nun geldiinden, kltrn makineleip ruhsuzlatndan sz eder
ler; ne var ki, alarnn entellektel ynden yoksul olmasndan
yaknp buna hiddetlenirken, Devrime, Cumhuriyete ve liberalizme
saldrmaktadrlar. Tutucular hkmet zerindeki etkilerini kaybet
mi olsalar da, toplum yaamndaki gl konumlarn korumu
lardr. Ynetim ilerinde, dilerinde ve orduda en nemli konum
lan ellerinde bulundurm aktadrlar; toplumu eitme iinde de nc
durumdadrlar. zellikle yksek eitime bu kesim, egemendir (211).
Lise ve niversitede din adamlarnn ve yksek sermaye sahipleri
nin egemenlii, imdiye dek grlmedik boyutlara ulam ve yurt-
360 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

dna yaydklar kltrel lkler, edebiyatta benzeri grlmedik


bir geerlik kazanmtr. Akademik eitimden gemi sanatlarn
says, bundan nceki devirlere gre daha da artm ve onlarn etkisi
ileentellektel yaam gerici bir nitelik kazanmtr. Flaubert, Maupas-
sant ve Zola eitimden gemi sanatlar deildirler. Buna karlk
Bourget ve Barres, Akademi ve niversite ruhunu temsil ederler.
Bu yazarlar kendilerini uluslarnn kltr kaltmndan sorumlu
tutarlar ve genliin yetkili entellektel nderleri olarak ortaya
karlar (212). Edebiyatn entellektellemesi'belki de an en ar
pc ve en evrensel geerlie sahip olan zelliidir; bu olay, hem ile
rici, hem de tutucu yazarlar olmak zere her iki grupta da izlene
bilir (213). Bu adan bakldnda, Anatole France ile onun
din adamlarndan veya ulusulardan oluan meslektalar arasnda
hibir fark yoktur. Bourget, Barres, Brunetiere, Bergson ve Clau-
dele karlk bir tek Anatole France'n yetimi olmasna ramen,
bu Voltaire yanls sanatnn, grd saygnlk, aydnlanma ruhu
nun Fransa'da henz lmemi olduunu gsterir. Dier yandan bu
lkeyi uykusundan uyandrmak iin Dreyfus olay ve Panama skan
dali gibi olaylar gerekecektir.
1870 dolaylarnda Fransa, en ciddi entellektel ve ahlaksal bu
nalmlarndan birini geirir, fakat onun bu durumu Barres'nin ileri
srd gibi, askeri alandaki yenilgisi ile ilgisi olmad gibi (214),
yaama kar ykc, nne geilemez bir bezginlik duymas da,
Bourget'nin sand gibi, onun zdekiliinden ve greciliin-
den doma bir olgu deildir. Bourget- ve Barres'de en az Bau-
delaire ve Flaubert kadar bu bezginlik ve bkknlktan etkilenmek
tedirler. Bu bkknlk tm yzyla egemen olan romantik bir has
talktr ve 1885 kuann btn suu ve sorumluluu ykledii
Zola'nn doalcl, insanlarn dncelerine egemen olan yoku
luu yenmek iin yaplan, elverisiz de olsa tek ciddi atlm
dr. 1885'den sonra Zola'ya yaplan saldrlar artm ve doal
clk nde gelen akm olarak tannmamaya balanmtr. cho de
Parisde, Jules Huret tarafndan uygulanan bir ankete verilen yant
lardan kan sonu budur. Bu anket, 1891'de Enquete sur l'evolution
litteraire bal altnda bir kitap olarak da yaynlanm ve an
entellektel ve kltrel tarihini anlamamz iin en nemli kaynak
lardan birini oluturmutur. Huret, gnn en ileri gelen 64 yazarna
doalclk konusunda ne dndklerini sormu ve bu akmn lm
durumda olup olmadn, lmemise henz kurtulma ansna sahip
bulunup bulunmadn, eer kurtarlamayacaksa yerini hangi ya
znsal akma brakacan sormutur. Zolay izleyenler bata ol
mak zere, soru sorulanlarn ounun bu ankete olumsuz yant ver-
E M P R E S Y O N Z M 361
ilkleri grlmtr. Sadece ball ile tannm Paul Alexisnin
Doalclk lmemitir. Mektup postada diye tehlikeli bir sylen
tinin yaylmasn nlemek istermiesine, ivedi bir telgraf ektii
grlmtr. Fakat onun bu telann yarar olmamtr. Sylenti
ler yaylm ve tm sanatsal varlklarn doalcla borlu olanlar
bile bu akma kar gelmilerdir. Bu da, an en yaratc yazarla
rnn bu topluluun iinde olmalar demektir. Yzyln sonuna ka
dar en etkili edebiyat akm doalclk deil miydi? Bugnn ede
biyat bile, bir oranda deneyin ieriini genileten doalc, biimi
kan edebiyat deil de nedir? Hepsinden de nce, Bourgetnin,
Barresin, Huysmansn ve dahas, Proustun 'psikolojik roman,
insan belgeseline ilgi duyan doalc gzlemciliin sonucu
deil miydi? En nihayet, ada romann tm, somut tin
sel gerein, zenli ve giderek artan bir belginlikle anlatlmasn
dan olumuyor muydu? Baz doalc olmayan zellikler de, resim
de olduu gibi edebiyatta da izlenimciliin ayrlmaz birer paras-
drlar, fakat bunlar, gene doalclktan doma zelliklerdir. Bu yz
den, ilk bakta toplumun bu denli iddetli bir tepki gstermesinin
nedeni aklanamaz. Doalclk konusundaki tartm alar hi de ye
ni saylmaz; asl tuhaf olan da doalcln nde gelen akm olduu
gnlerde bile, gene bylesine iddetli saldrlara hedef olmasdr.
Toplumun doalcl balamama nedeni ya da yle grnd
ey nedir? leri srldne gre, doalclk, zerafetten uzak, uy
gunsuz ve ak seik b ir sanat; yavan, maddeci bir felsefenin ifade
si; acemi, beceriksiz bir demokrasi propagandas; skc, kaba bir
bayalklar derlemesi; toplum u tanmlarken insann yalnzca
yabanl, doymak bilmez ve disiplinsiz bir hayvana benzeyen
ynn; yalnzca paralanma ve dalmalar sonucu oluan; in
san ilikilerinin ykln, aile yaamnn, ulusun ve dinin k
n anlatarak gerei yanstan, ksacas, yaama dman, ykc, do
al olmayan bir akmdr. 1850 kua, doalcln aaca gedikle
re kar st snflarn karlarn korumutur; 1885 kua ise, in
sanl, yaratc yaam ve Tanry koruma abasndadr. ki kuak
arasndaki dnemde, dine olan ballkta bir artm a grlmse de,
bu konuda itenlilik artm deildir.
nsanlar varoluun gizemleri ve insan ruhunun derinlikleri ko
nusunda samalar dururlar. Usa uygun olan tatsz bulurlar ve bi
linmeyen ve bilinmesi olanaksz olan aratrp onu kutsallatr
mak isterler. Dnya ile ilgili olana srt eviren 'ileci lk (ascetic
ideals) lere inan beslemelerine karn, Nietzsche gibi bunlarn ne
den gerekli olduunu sormay unuturlar. Simgecilik gnn en ileri
elen sanat akmdr. Verlaine ve Mallarme, toplumun ilgisinin
362 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

odak noktalardrlar. Huretye gelen yantlar arasnda Chateau-


briand, Lamartine, Vigny, Musset, Merimee, Gautier, George Sand
gibi romantik akmn en byk nllerinin adlarna rastlan
maz (215). Onlarn yerine Stendhal ve Baudelaire'den sz edilir;
Villiers de l'Isle-Adam ve Rimbaud iin coku duyulduu ve Rus
romanna, Ingiliz n-Rafaello'cularna ve Alman felsefesine ilgi bes
lendii grlr. Fakat en derin ve verimli etkiyi Baudelaire'in sa
lam olduu gzlemlenir. Bu yazara, simgeci iirin en byk n
cs gzyle baklr ve kendisi modern lirizmin yaratcs kabul
edilir. Bourget, Barres, Huysmans ve Mallarme'nin kuan yeni
batan romantik estetizme ynelten ve ona yeni gizemcilik ile es
kinin sanata ar derecede ball arasnda nasl bir uyum sala
nacan reten Baudelaire olmutur.
Estetizm, izlenimcilik ile geliiminin doruk noktasna km
olur. Bundan byle sanat yarglama iinde, yaama kar taknlan
edilgin ve kmseyici tavr, deneyin gelip geici ve tarafsz olma
nitelii ve hazc duyumculuk gibi estetizme zg ltler et
kin olacaktr. Sanat yapt, sadece kendisinde tkenen b ir ey,
kendi kendine yeten, bys dtan gelme olan estetik b ir erek
tarafndan bozulmaya elverili bir oyun ya da yaamn insana sun
duu ve insann ondan haz duyabilmesi iin kendisini hazrlamas
gereken en gzel armaan olarak kabul edilmekle kalmyor, aym
zamanda, zerklii ve kendi alan dnda kalan her eye olan ilgi
sizlii ile air ve yazarlara sayg gstermede gemiteki entellek-
tellerin yerini almaya balayan ve yzyl sonunun lksn tem
sil eden zencilerin yaam iin de bir motif oluturuyordu.
zenci kesimi toplumun dier tabakalarndan ayran zellik,
yaamn bir sanat yaptna dntrme abas, dier bir de
yile, yaamn pahal ve ie yaramaz olana, zgrce ve bolluk iin
de akp gidene evirip onu gzellie, salt biime, ton ve izgi uyum
larna teslim etmesidir. Estetik kltr, ie yaramazlk ve gerek
sizliklerle dolu bir yaam biimi, baka bir deyile, rom antik bir
biimde teslim olma ve edilginlik demektir. Fakat bu kltr, ro
mantizmden de baskn kar; sanat uruna yaam yadsd gibi,
sanatta yaam hakl karacak kantlar arar. Ona gre sanat dn
yas yaamn d krklklarn dnleyen ve aslnda tamamlan
mam ve ifade edilememi bir varl tamama erdiren ve onun ger
eklemesini salayan tek .olgudur. Fakat bu, sadece yaamn sanat
altnda gizlendiinde daha gzelletii ve daha yumuad anlamna
gelmez, ayn zamanda, son byk izlenimci ve hazc Proust
un da syledii gibi, o ancak bellekte, grmede ve estetik
deneyde anlaml bir geree dnr. Deneylerimizi en yo-
E M P R E S Y O N Z M 363

fim biimde yaamamz, insanlarla ve nesnelerle karlatmzda


deil, zaman ve bu deneyimlerin u andakileri 'yitiktir 'zaman'
yeniden ele aldmzda, yaammzn oyuncusu deil, seyirci oldu
umuzda, sanat yaptlar yaratp onlardan haz duyduumuzda, di
er bir deyile, 'anmsadmzda' mmkn olur. Proust, Platon'un
grn paylamaktadr: Idealar varoluun temel biimlerinin
gerek anmsatclardr.
Yaama kar tmyle edilgin ve kmseyici bir tavr alma
felsefesinin, modern estetizmin kuramsal temelleri olarak gzk
mesi, Schopenhauer'a kadar dayanan bir anlaytr. Schopenhauer,
sanat iradeden sapma, heves ve tutkular bastran yattrc bir
ila olarak grmektedir. Estetizm felsefesi, yaamn tmn, irade
ve tutkudan arndrm olan bu sanat asndan yarglar ve deer
lendirir. Onun lks, yalnzca gerek ve gizil gle ykl sanat
lardan, gerei yalnzca estetik deneyin dayana olarak kabul eden
sanatsal doalardan meydana gelmi olan bir toplumdur. Uygar
dnyay byk bir sanatnn atlyesi olarak kabul ediyor ve sa
naty en iyi uzman olarak gryordu. DAlembert yle demiti:
Gzelliini sadece sanatlarn anlayabilecei sanata lanet olsun!
Onun byle bir uyarda bulunmaya zorunluluk duymas, estetizm
tehlikesinin 18. yzylda da var olduunu kantlar. 17. yzylda by
le bir dnce kimsenin aklna gelmezdi. 19. yzylda dAlembertin
bu korkusu anlamn yitirmitir. Goncourt'lar, onun bu dncesi
ni akla hayale gelecek en byk samalk olarak nitelemiler (216) ve
sanat deerlendirebilmek iin, sanata adanm bir yaam srmek
gerek tiini, bunun e bir deyile, 'sanat uygulama' olduuna tmy
le inanmlardr.
zlenimciliin estetik felsefesi, sanatta tam anlamyla oalma
srecinin balam olduunu gsterir. Sanatlar yaptlarn gene
sanatlar iin yapmlar ve sub specie artis dnyasnn biim de
neyi, sanatn asl konusu olmutur. Kltr eli dememi, ham ve
biimsellikten yoksun doa, estetik ynden ekici olmaktan km
ve 'doal olm a lks, yerini yapay olma lksne brakmtr.
Kent, kentin kltr, elencesi, 'yapmack yaam ve 'yapay cen
net', doann gzelliklerinden daha ekici bulunduklar gibi, daha
tinsel ve anlam l olarak kabul edilmilerdir. Doa irkindir, biim
sizdir ve bayadr; ondan haz duyabilmemiz ancak sanat aracl
ile olanak bulur. Baudelaire, kr ve kyden nefret etmekte, Gon
court'lar doaya dman gz ile bakmakta, ve daha sonraki dev
rin estetikileri, zellikle Whistler ve Wilde, ondan kmseyici bir
kinaye ile sz etmektedirler. Bylece pastoralin, doal olana duyu
lan rom antik cokunun ve us ile doann zdeliine duyulan inan-
364 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M . F L M A I

cin sonu gelmitir. Rousseau'nun ve onun balatt 'doa hali'ne


tapma, imdi kesin bir sonuca ermitir. Sade ve ak seik, ig
dsel ve a n olan her ey deerini yitirmitir; artk bilinlilik, en-
tellektellik ve doal olmayan kltr' aranmaktadr. Sanatsal ya
ratclk srecinde bilerek etkin olma ve eletirel yetinin i
levleri yeniden geerli olur. Nietzsche, Sanatnn imgelemi
srekli olarak 'iyi', orta ve 'kt' eyleri retmektedir der, kul
lanaca maddeyi nceleyin seen ve rgtleyen onun seme ve
ayrdetme yetisidir (217). Bu dnce de, yapmack yaam' fel
sefesi gibi, Baudelaire'den kmadr; Baudelaire, duyduu hazz ve
sevinci bilgiye dntrmek istemekte ve airin iindeki eletirel
ruhun syleyebileceini sylemesini dilemektedir (218). Bu ozann ya
pay olana duyduu coku ve hayranlk o denli ileri gider ki, sonunda
doay ahlaka aykr grmeye bile balar. Ktln hibir aba
harcamadan, doal bir biimde olutuunu, buna karlk iyiliin
daima bir tasarm ve gayret rn olduunu ve bu yzden de yap
mack ve doal olmayan bir olgu olduunu ileri srer (219).
Kltrn yapmacklna duyulan bu hayranlk, kimi ynler
den romantik kam yeni bir biimidir. Gerein yanlsama ka
dar gzel olamayacandan ve gerek ile kurulan tm ilikiler, d
ve dilekleri gerekletirme abalar sonunda onlarn bozulmalarna
yol aacandan, yapmack ve yapnt bir yaam tercih edilmitir. Ne
var ki, toplum imdi toplumsal gereklerden kaarken, romantikle
rin yaptklar gibi doaya deil, daha yksek, daha yce ve daha
yapmack bir dnyaya snmaktadr. Yaama alnan yeni tavrm kla
sik tanmlarndan biri olan Villiers de Lsle-Adam'n Axel adl ya
ptnda (yazarn lmnden sonra, 1890 ylnda yaynland), varl
n entellektel ve imgesel biimleri doal ve pratik olandan dai
ma ok daha stn olarak gsterilmekte; gereklememi is
teklerin, baya ve kaba geree dnm olanlardan ok da
ha yetkin ve doyurucu olduu belirtilmektedir. Axel, k olduu
Sara ile birlikte canna kymak istemektedir. Sara da onunla birlikte
lmeye razdr, fakat lmeden nce b ir ak gecesinin mutluluunu
tatmay dilemektedir. Oysa Axelr byle bir ak gecesinden sonra
lmek yrekliliini gsteremeyeceinden ve aklarnn, tm gerek
leen dlerde olduu gibi, zamann snavna dayanamayacandan
korkmaktadr. O, yetkin olan hayal gcn, yetkin olmayan geree
yelemektedir. Ge-romantizmin tm dncesi, aa yukar bu
duyguya baldr. Her tarafta, Nietzsche'nin dedii gibi, Elsa'larn
evlenme gecesi yzst brakp kaan Lohengrinlere rastlarz. Ya
am m? diye sorar Axel, Hizmetilerimiz onu bizim yerimize ya
yorlar. Doal ve pratik olana kar bu yeni estetizmin balca bel
E M P R E S Y O N Z M 365

gesel eseri Huysmansn A rebours (Tersine) (1884) adl romannda


ruh yaamnn pratik yaamn yerini almas, daha da ileri gtrlr.
Bu romann nl kahraman ve tm Dorian Graylerin prototipi
olan Des Esseintes, kendisini dnyadan ylesine ekmitir ki, ger
ein onu d krklna uratacandan korktuu iin geziye bile
kmak istemez. Bu estetikinin doadan duyduu bkknlk eklin
de ifade bulan olgu, ayn zarar verici, engelleyici ve yaam ykan
znelciliktir. Des Esseintes: Doa a gemitir der, manzara ve
gkyznn iren tekdzelii ile tm duygulu dncelerin sab
rn tarmtr. Bu dnceler iin yaplacak tek ey vardr, o da
kendilerini tmyle bamsz duruma getirmek ve doann yerine
dnceyi, gerein yerine ise hayali getirmektir. Bu kiiler,
dzgn olan her eyi arptacaklar ve doal olan tm i
gd ve yatknlklar ters yne doru evireceklerdir. Des Essein
tes, evinde aynen bir m anastra ekilmiesine yaamakta, kimseyi
kabul etmeyip kimseye konuk olarak gitmemekte, mektup yazma
d gibi, kimseden mektup da almamakta, gndzleri uyuyup ge
celeri dlere dalp kafasnda bir sr eyi tartp durmaktadr. O
kendisi iin yapay bir cejnet yaratmakta ve sradan lmllerin
haz duyduu her eye srt evirmektedir. Renkler, kokular, ikiler,
yapay ieklerle ve ender bulunur taklarla senfoniler bestelemek
tedir. Onun tinsel cambazlklarnn gereleri ender bulunan, pahal
eyler olmaldr. Onca, doal, ucuz, yavan, tatsz ve halk tabakasna
zg eylerin hepsi ayn anlama gelmektedir.
Bu felsefenin gizemcilii, belki de Villiers de I sle Adamn k
sa b ir yks olan Verada en gl biimde ifade bulur. Vera (220),
kahram ann, tapt ve yaam vakitsiz terk etmi olan karsdr.
K ahram an bu lmn bilincine dayanamad iin onun ldn
kabul etmek istemez. Karsnn gml olduu mahzenin anahtarn
parm aklklarn arasndan ieri atar ve eve dnerek yeni ve yapay
b ir yaam srmeye, baka bir deyile, hibir ey olmam gibi es
ki yaamn srdrmeye devam eder. Kars hl onun yannda ya
yorm u gibi hareket eder, konuur, eve girer, kar. Hal ve ta
vrlar o derece dzgn, salam ve hi falso vermeden srp gider
ki, onun bu davranlarn ancak Vera'nn varl normal gstere
bilir. Fakat Vera bir ruh olarak oradadr ve kiilii o denli yakn
ve ezici bir biimde duyulmaktadr ki, onun bu yapnt yaam, l
mnden ok daha derin, iten ve hakiki imi gibi grnr. Vera bir
gn anszn uykuda gezenin dudaklarndan u szckler kmadan
lmeyecektir: Anmsyorum... Sen gerekten lmtn. Zeki ve
anlayl bir okur, gerekle ilgili olan itiraf etmekten inatla kan
mak ile Hristiyanlara zg bir davran olan dnyay yadsma ara
366 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

sndaki benzerlii grmeden geemez; fakat ayn okur, bir saplant


nn inad ile dinsel inancn nefse hakim olma anlay arasndaki
fark da grecektir. Ortaa dncesi iin Weltschmerz'in izlenim
ci formu olan ennui [80] kadar Hristiyanla ters den ve ona ya
banc olan bir olgu dnlemez. Bu, yaamn tekdzeliine duyu
lan usancn ifadesidir (221) ve bunun iin de, kutsal dzene olan
inancn hl yaad eski devirlerin, dnyadaki olaylarn hoa git
meyen ynleri konusunda duyduklar huzursuzluun tam tersi
dir (222). Bundan nceki devirlerde, talihin oynakl ve vefaszl
, kaderin hesaplanmazl ve sreksizlii, korku ve tela ile gz
lenmi, huzur ve gven, hatta huzurun getirecei tekdzelik ve can
sknts iin zlem duyulmaya balanmt. Oysa ada estetiki
nin en dayanlmaz bulduu ey, burjuva yaamnn dzen iinde
olan gvenliidir. Empresyonistlerin kap gitmekte olan zaman
durdurm a abalar, geici ruhsal durumu en yksek ve ye
rine konmaz deer olarak kabul etmeleri, ann iinde yaa
ma ve onun iinde erime abalar, bu burjuva olmayan yaam
grnn, burjuva pratiinin programna ve disiplinine duyduu
tiksintinin sonucudur. Empresyonizm de romantizmden bu yana g
rlen ilerici akmlarn ou gibi, b ir kar gelme sanatdr ve emp
resyonistler, her zaman farknda olmasalar bile, bu akmn yaama
olan yaklamndaki kar gelme ruhu, burjuva toplumunun bu ye
ni sanat kabul etmemesinin nedenidir.
1880'lerin toplumu, o devrin estetik hazcln bir 'k' ola
rak nitelemekten holanyordu. nce ve titiz bir epikrc olan Des
Esseintes de, refah ve bolluk iinde yaayan bir dknn en tipik
rneidir. Fakat bu kme ve dknlk (dekadans), estetizm
kavramnn ierdiklerinden daha deiik birtakm zellikleri
de ierir; bunlardan en nemlisi, mahkm olma ve bunalm duygu
su, baka bir deyile, dirimsel bir srecin sonuna gelmi ol
mak ve bir uygarln ktn grmektir. Eski, tkenmi, faz-
lasyle ince uygarlklara, Hellenizme, Roma devrinin son yllarna,
Rokokoya ve byk ustalarn olgun, izlenimci sluplarna duyulan
ilgi, gerekte, bu kme ve dkn duruma gelme duygusunun be
lirtisidir. Uygarlk tarihinde bir dnm noktasna tank olmann bi
linci, yeni bir olgu deildir; fakat bundan nceki insanlar, Musset'
nin de yapt gibi, eskimekte olan bir kltre sahip olmaktan ya
knrlarken, entellektel soyluluk dncesi imdi eski alar, t
kenme ve soysuzlama kavramlaryla balantl olmaktadr. nsan-

[80] Franszca bezginlik anlamna gelir; o ada yaayan aydn kesimin ruh yap
sn yanstr.
E M P R E S Y O N Z M 367

on korkun bir deiim ve kyor olma duygusu kaplamtr. Bu


i yeni bir duygu deildir, sadece ncekilere oranla ok daha id
detlidir. Rousseau'culuu, Byron'a zg ylgnl ve lm iin du-
\-_Lan romantik zlemi taklit etme eilimi gze arpmaktadr. Ro
mantik kii ile kmekte olan' (dekadan) kii [81], ayn uurumdan
aolanmakta, ykclktan ve kendi kendini mahvetmekten ayn hazz
duymaktadrlar. Fakat, 'dkn' olan iin her ey bir boluk, bir
uurumdur ve her ey yaam korkusu ve gvensizlikle doludur.
Baudelaire'e gre, her ey belirsiz bir korkunluk ve ylgnlkla dolu
olup bunun nereye varaca bilinmemektedir.
Renan, Gerein zc olup olmadn nereden bilebiliriz?
der. En koyu kukuculuun rnei olan bu szckleri, byk Rus
sanatlarnn hibiri kabul etmez. Onlar iin her ey zc olabi
lir, fakat gerek zc olamaz. Fakat Rimbaud'nun u szleri, Re-
nan'nkilerden ok daha fesattr: Ce qu'on ne sait pas, c'est
peut-etre terrible' (Le Forgerot) [82]. Arkasndan derhal Nous
saurons' [83] szcklerini eklemise de, onun, kendisini gizine eri-
ilemeyen, ard arkas kesilmeyen sorunlarla evrilmi sandn
sezinleriz. Hristiyan iin bir su, valye iin bir erefsizlik, burju
va iin ise yasad bir ilem saylan boluk duygusu, dkn duruma
gelen iin her ey; bir kavram ,bir szck veya bir forml olarak be-
Iirtemedii bir olgudur. Bir form kazanma abalan ile biimden
yoksun, uysal, evcil ve doal olan her eye duyduu nne geil
mez nefret de bu duygunun sonucudur. Ve ounlukla, zayf da
olsa, h e r eyin karlnda bir szck bulabilen, her zaman derin
olmasa da, gene de bir sr formller uydurulabilen dnemlere du
yulan hayranln nedeni de budur.
Verlaine'in 'Je suis l'empire la fin de la decadence [84] di
yen szckleri, bu an en belirgin zelliini gsteren tmcedir;
Roma'nn knn kanlmazln savunan bir kii olarak, Ver-
laine, Gerard de Nerval'n (223), Baudelaire'in ve Gautier'nin (224)
rencisi saylsa da, bu slogan tam zamannda sarf etmi ve o za
mana kadar sadece ruhsal bir ynelim olan bu olguya, kltrel
bir program olma zelliini kazandrmtr. Altn a' hi bilme
yen veya bilmek istemeyen kltr dnemleri olmutur, fakat hi
bir kuak, 19. yzyln dknleri kadar Altn a', Gm a
uruna harcam am tr. Gm a' tercih etmek, yalnzca byk

[81] 1880Ierde Avrupada sembolist akm hazrlayanlara verilen ad.


'62] Bilinmeyen, ey belki de korkun olabilir anlamna gelir.
[83] Bunu biz anlarz.
.84] kn sonundaki imparatorluum ben anlamnda.
368 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

atalarn varisleri olmann bilinci ya da gecikmi varislere zg bir al


akgnlllk deil, ayn zamanda bir tr su ilemi olmann bi
linci ve aalk duygusudur. Dknler, kt vicdana sahip birer
hazc ve Barbey, dAurevilly, Huysmans, Verlaine, Wilde ve Beards-
ley gibi kendilerini Katolik kilisesine adam, ona snm gnah
krlardr. Bu sululuk duygusu, ncelikle, romantiklerin psikolo
jik olgunluun egemen olduu ak anlaylarnda kendini gsterir.
Baudelaire iin ak, yasak olann z, insann k, safln bir
daha ele geirilemeyecek biimde yitip gitmesi demektir. Faire
lamour, cest faire le mal [85] der. Fakat onun romantiklere zg
eytanl, bu sululuu bir hrsn kayna yapar: Bylece akn yal
nz kendi znde ktlk bulunduunu ileri srmekle kalmaz,
ondan duyulan hazzn, ktlk yapma bilincinden doduunu sy
ler (225). Romantikler ile dknlerin ortak zellikleri olan 'sokak
kadnna duyulan yaknlk ve ilgi gene Baudelaire'in aracl ile
olanak bulmutur ve aka duyulan aym yasaklanm, su duygu
su ile ykl ilikinin sonucudur. Bu ilgi, kukusuz, ncelikle bur
juva toplumuna ve burjuva aile yaamnn ahlak anlayna gste
rilen bir tepki, bir bakaldrdr. Sokak kadn, kknden sklp
atlm yasad bir insan, burjuvann kurallam ak biimlerine
olduu kadar, onun 'doal tinsel formuna da bakaldrm olan bir
kiidir. O yalnz toplumsal ve ahlaksal kurallara gre rgtlenmi
olan duyguyu ykmakla kalmaz, onu temelinden yok eder. Tutku
frtnalarnn ortasnda soukkanlln korur ve uyandrd aba
ve heyecana ramen, o stn durumda bir seyircidir. Bakalarnn
kendinden getikleri srada, o, kendisini gevek ve duygusuz hisse
der. Ksacas, o, sanatnn kadn halindeki suretidir. Dkn du
rumdaki sanatlarn ona gsterdikleri ilgi, bu duygu ve yazg or
taklndan doar. Sanatlar, onlarn kendilerini nasl sattklarn,
en kutsal duygularn nasl terk ettiklerini ve gizlerini ne denli ucu
za sattklarn bilirler.
Sokak kadn ile dayanma durum unda olduklarn aklamak
la, sanatlar, burjuva toplumuna bsbtn yabanclap ondan
uzaklamlardr. Thomas Mann, kahramanlarndan biri iin k
t renci olduundan arka sra'da oturuyor der, fakat toplum
kavgasnn sahnesinden ekilmi olmann verdii rahatlkla arla
srada', sevilmeden de olsa satalmadan oturmay yeler. Tm ya
am gr, burjuva dnyasnda sanatnn konumu nasl olmaldr
gibi tek bir sorun evresinde gelien bir dnr olan Thomas
Mannn bu zararsz gzlemi, bir bakma sanatnn yaam tarz

[85] Ak yapmak ktlk yapmak demektir anlamna.


. MONET: Paris'te Saint-Lazare Gan.
1877. New York, Maurice
Wer the im Kol eksi yon u.
2. MANE T: Rue de Beme'deki Yol Tamircileri. 1878. Londra, nce
Courtauld Kol eksi yon u'nd ayd.
1 . MONET: Rouen Katedrali, 2. PISSARRO: talyan Bulvar,
leden nce. 1894. Paris, leden Sonra. 1 897.
Louvre.
GNE IG ve GLGE

RENOIR: Moulin de la Galette'de Dans (detay). 1876. Paris,


Louvre.
HAREKET ZLENMCLC

1. DEGAS: Tribnlerin nnde. Yaklak 187 1 . Paris, Louvre .

2. TOULOUSE-LAUTREC : Jokey. 1899

3. TOULOUSE-LAUTREC: Jane A vril Dans Ediyor. 1892. Paris,


Louvre .
GEREN ZLENMC YOLDA ANLATLMASINN RASLANTISAL NTEL

1 . DEGAS: Concorde Meydan. Yaklak 1873. Bertin, Gerstenberg


Koleksiyonu.

2. MONET: Poissy Yaknlannda Oltayla Balk Tutanlar. 1882.


ZLENMCLKTEN KBizM 'e GEERKEN CEZANNE'n SENTEZ

1. CEZANNE : Gustave Geffroy. 1895 . Paris, Lecomte-Pellerin


Koleksiyonu.

2. CEZANNE : Annecy Gl. 1897. Londra, Courkauld


Koleksiyon u .
ZLENMCLKTEN EKSPRESYONZME GETE GAUGN ve VAN
GOGH'UN STLZASYONU

DEGAS: Banyo. Yaklan 1895. Paris, Louvre.

GAUGIN: Otahi.

VAN GOGH: Arles'taki Demiryolu Kprs. 1888. Porto


Ronco, E.M. Remarque Koleksiyonu.
1. GEORGES BRAQ
Natrmort. Paris Ulusal
Modem Sanat Mzes.

2. PICASSO: Antik Ba,


1925. Paris, Ulusal
Modem Sanat Mzesi.

3. PICASSO: Aubade,
1942. Paris, Ulusal
Modem Sanat Mzesi.
E M P R E S Y O N Z M 369

ionusundaki yorumu ile ilgili olmaldr. Burjuvaya tm hrslardan


yoksunmu gibi grnmesi gereken sanatnn srdrd zgl
varlk, aslnda onu her trl sorumluluk ve etkinliklerin hesabn
vermekten kurtaran bir arka sraya benzer. Thomas Mannn 'bur
juva' gr de, Henry Jamesin 'doru olan toplumsal felsefesi
gibi, arka srada yer alm olan ve insanlarn iliki kurmaktan ka
ndklar bir sanatnn yaam biimine duyulan bir tepki olarak
kabul edildiinde daha iyi anlalr. Oysa Thomas Mann da Henry
James de, bir sanatnn insanst ya da insanca olmayan bir varlk
srdrmeye zorlandn, normal yaam yollarnn onlara ak bulun
madn, kendiliinden, rahat ve scak duygularn amalarna uygun
olmadn bilmektedirler. Onun elikisi, tm abasn harcayarak
iine giremedii yaam anlatmasdr. Byle bir durumdan sonra or
taya ciddi ve genellikle zmlenmesi olanaksz karmaklklar k
m aktadr. Henry Jamesin The Lesson of the Mas ter adl yaptn
da k ar karya gelen iki yazardan daha genci olan Paul Overt,
sanata adanm bir yaamn gerektirdii acmasz bir m anastr di
siplinine kar umutsuzca ba kaldrr ve m dr Henry St. George
un ondan bekledii kiisel ve zel mutluluu tatmamak iin bo ye
re didinir. O, kendisini satm olduu gcn acmasz zorbalna
kar kinle dolmu, ondan bkm usanmtr. Ustas ona: Herhal
de benim sanat savunduumu dnmyorsundur der, Sanatn
girmedii toplum lar mutlu toplumlardr. Ve Thomas Mannn sa
nat konusundaki bu serzenii de ayn derecede acmasz ve serttir.
nk tm sorunlu, namuslu olmayan ve ne olduu belirsiz ya
amlarn, tm zayf, salksz ve yozlam insanlarn, tm serven
cilerin, hilebazlarn ve katillerin, hatta Hitlerin bile, sanaty tin
sel ynden etkileyebileceklerini ileri srdnde (226), imdiye dek
sanata ynelmi olan en ar sulamay yapm olur.
zlenimcilik dnemi, toplumdan ekilmi olan ve birbirinin tam
tersi olan iki tr sanat tipi ortaya karmtr. Bunlar bohemler
ve uzak ve yabanc lkelere snp Bat uygarlndan kaan sanat
lardr. H er ikisi de ayn duygunun, kltrden duyulan huzursuz
luun' yaratm olduu sanatlardr. Aralarndaki tek ayrm, bo
hemlerin i glerine [86] karlk, dierlerinin gerek bir ka
tercih etm eleridir. Fakat, her iki topluluk da gerekten ve pratik et
kinlikten uzak, soyut bir yaam srdrrler; her ikisi de kendileri
ni, giderek garipleen ve toplumda ounluun anlayamayaca
ekilde ifade ederler. Uzak ve tannmayan lkelere giderek a-

'861 Bohemlerin kendi i dnyalarna veya yaamlarna snp d dnyadan so


yutlanmalar.

TT 24
370 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

da uygarlktan kamak, bohemlerin burjuva yaam biimine gs


terdikleri tepki kadar eski bir olgudur. Her ikisi de romantizmin
dlnden ve bireyselliinden kaynaklanm olsalar da zamanla
deiime uramlardr. Ancak imdiki sanatsal deneyimler her ey
den nce gene Baudelaireden etkilenerek olmutur. Romantikler
hl 'mavi iek'i, dler ve lkler dnyasn arayp dururlarken
Baudelaire: Mais les vrais voyageurs sont ceux-l seuls qui partent
pour p artir...' [87]. Gerek ka, bir kandrlma veya batan kma
sonucu gerekleen kamadan ok, bir eyden tiksinmenin sonucu
bilinmeyene doru yaplan bir gezidir.
O Mort, vieux capitaine, il est temps! levons lancre!
Ce pays nous ennuie, o Mort! Appareillons!
Si le ciel et la mer sont noirs comme l'encre,
Nos coeurs que tu connais sont remplis de rayons!

Ey lm, yal kaptan, vakit demir alma vaktidir


Bu lke bizi skyor ey lm! Yelken amann tam srasdr
Gkyz ve deniz m rekkep gibi siyahsa,
yi tandn yreklerimiz nlarla doludur!
Rimbaud hareket saatinin verdii acy, Yaam yok olmutur,
biz sanki dnya zerinde yaamyor gibiyiz diyerek daha da yo
unlatrr; ne var ki, Baudelairein veda ederken syledii bu di
ziler, ada iir edebiyatnn en gzel szleridir ve Rimbaud, bun
lardan daha gl olann pek ender olarak yazabilecektir. Gene
de Rimbaud, Baudelairein tek mirass, ustasnn d rn olan
gezilerini anlayan tek insan ve kendinden nce yalnzca bohemle
rin dnyasna ka olan olguyu, imdi bir yaam biimine dn
tren tek sanatdr.
Fransa'da bohemlik, deimezlii olan ve herkesde ayn zel
likler gsteren, kesin olarak belirlenmi bir olgu deildir. Puccini'
nin operasndaki uar ve sevimli insanlar ile kendisini ktle
kaptran Rimbaud ya da sululuk ve gizemcilik arasnda gidip ge
len Verlaine arasnda bir benzerlik olmadn kantlamak iin uzun
uzadya belgeler aramak gerekmez. Fakat Rimbaud ile Verlainein
atalar birok kollara ayrlan bir soydan gelmedirler ve bu soyu an
latabilmek iin sanat yaamnn u deiik evre ve biimi arasn
da ayrm yapmak gereklidir: romantik devrin bohemi, natralist
devrin bohemi, empresyonist devrin bohemi (227). Aslnda bohem ya
am, burjuva yaamna kar yaplan bir gsteriden baka bir ey

[87] Gerek gezginler, yalnzca kamak iin geziye kan kiilerdir.


E M P R E S Y O N Z M 371

deildir. Bohemler ounlukla hali vakti yerinde olan ailelerden gel


me gen sanatlar ve rencilerden olumaktadrlar; bu genlerin
egemen durum daki topluma kar gelmeleri, sadece genliin verdii
bir cokunluk ve zddna gitmek tutkusundan doma bir olgudur.
Theophile Gautier, Gerard de Nerval, Arene Houssaye, Nestor
Roqueplan ve dierleri, zorunlu olduklar iin deil, birer burjuva
olan babalarndan daha deiik bir yaam srmek iin toplumdan
ayrlmlardr. Onlar, zgr ve cmerte yaayan birer insan olmak
amacn gden gerek romantiklerdir. Yabanc b ir lkeye gezi ya
parmasna, yasad ve toplumd braklm kiilerin dnyas
na yolculuk yapmlardr. Bu sanatlar, kendilerinden sonraki bo
hemlerin sefaletini yaamamlar ve istedikleri anda yeniden bur
juva toplum una dnmekte zgr olmulardr. Bundan sonraki bo
hem kua, mcadeleci natralistlerden olumutur ve bira mahzen
lerinde karargh kuran Champfleury,Courbet,Nadar ve Murgerlerin
kuadr. Bu kuak ise, gerek bir bohem kua, dier bir deyi
le, varlklar tmyle gvenliksiz olan, burjuva toplumunun snr
larnn dndaki insanlarn oluturduu bir sanat proleteryasdr.
Bu topluluun burjuvaziye kar verdikleri savam, yrekli ve ciddi
olmayan bir oyun deil, iddetli b ir gereksinimdi. Onlarn burjuva
yaam biimi ile hi ilgisi olmayan bir yaam srdrmeleri, kesin
lik kazanmam varlklarna en uygun den bir yoldu ve bundan
nceki kuanki gibi yapay bir tavr taknma ve olduundan ba
ka grnme h evesi ile de ilgisi yoktur. Fakat sadece kronolojik olarak
bu kuaa giren Baudelairein, entellektel adan bakld zaman,
bir yandan rom antik boheme geri dnldn, dier yandansa iz
lenimci boheme geildiini belirlemesi gibi, Murger de, deiik an
lamda da olsa, bir gei dnemini temsil etmekteydi. Bu dnemde
bohemler romantik olmay braktklarna gre, artk burjuvalar on
lar romantikletirmeye ve lkselletirmeye balayabilirlerdi. Mur
ger, bu srecin matre de plaisir [88] idir; evcillemi, durulmu
ve temizlenmi bir Ouartier Latin'i temsil eder. Bu hizmetinden t
r hak ettii iin, orta snfn onaylayp kabul ettii yazarlar aras
na ykselmitir. Estetik anlay ve zevkten yoksun dar kafal kii
ler genellikle bohemlere sulular tabakas gzyle bakyordu.
Bohem onu ektii oranda itiyordu. Bohemlerin sonsuz zgrlk
leri ve sorumsuzluklar ile flrt etmekle birlikte, bu zgrln ge
tirdii dzensizlik ve anariden kanyorlard. Murger, bohemleri
lkselletirmekle, bu adan burjuva toplumunu tehdit eden teh
likenin grnd kadar zararl olmadn belirtmi olur. Aslnda

[88] Baknz s. 215, dip not [2],


372 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M . F L M A I

kuku iinde olmayan burjuvann, kaamak da olsa, isteklerini yerine


getirdii inancn srdrmesini salar. Murgernin tipleri, genellik
le, neeli ve uan olm alanna karn, iyi huylu gen insanlardr; bu
kiiler yalandktan zaman, srdrm olduklan bohem yaamn,
bir burjuva okurun patrd ve kargaa ile dolu rencilik yllann ha
trlamas gibi anmsayacaklardr. Burjuvann gznde bu 'geici
olma zellii, bohemlie duyulan son korku ve kukuyu da kaldr
d. Murger'nin bu grlerini paylaan bakalar da vard. Bal-
zac da gen sanatlann bohem yaantlann geici bir evre olarak
anlatmt. Un Prince de la Boheme adl yaptnda Bohemler, he
nz tannmayan fakat bir gn gelip de ne kavuacak olan kiiler
den oluurlar der.
Natralizm dneminde ise, sadece Murgernin anlay deil; bo
hemlerin srmekte olduklan yaam n da.Rimbaud, Verlaine, Tristan
Corbiere ve Lautreamont gibi kendilerini tmyle burjuva toplu-
mundan koparan bir sonraki kuankiyle karlatnldnda, olduk
a sevimli olduu grlr. Bohemler, haydutlar ve yasad kiilerle
dostluk kurmular; moral bozukluu, anari ve yoksulluun ege
men olduu bir snf; yalnzca burjuva toplumundan deil, tm Av
rupa uygarlndan kopmu bir umutsuzlar topluluu olup km
lard. Baudelaire, Verlaine ve Toulouse-Lautrec ok fazla iki ien
birer sarho, Rimbaud, Gauguin ve Van Gogh ise durmadan dnyay
dolaan evsiz yurtsuz serserilerdir. Verlaine ve Rimbaud hastanede
lmler, Van Gogh ve Toulouse-Lautrec bir sre akl hastanesinde
kalmtr; bunlann ou yaamlarn kahvelerde, mzikhollerde,
genelevlerde, hastanelerde ya da sokaklarda geirirlerdi. Topluma
yararl olacak tm zelliklerini yok ederler, yaama sreklilik ve
denge salayacak olan her eye kar hiddet duyarlar, kendi doa
larnda dierleri ile ortak olan eylerin kkn kazmak istercesi
ne kendi kendilerine kprp dururlard. Baudelaire, 1845de yazm
olduu bir mektupta, Bakalarna yararm olmad gibi, kendim
iin de bir tehlike oluturduum iin kendimi ldrmekte
yim der. Onun benliini dolduran yalnzca kendi mutsuzluunun
bilinci deil, ayn zamanda dierlerinin mutluluunu baya ve aa
lk b ir olgu olarak grme duygusudur. Mektubunun birinde, Siz
mutlu bir adamsnz diye yazar, bu kadar m utlu olabildiiniz iin
sizin adnza zlyorum! Bir insann bu denli mutlu olabilmesi iin
onun dknn biri olmas gerekir (228). ehov'un 'Gooseber-
ries adl ksa yk kitabnda adi m utluluk duygusunun ayn dere
cede hor grldn gzlemleriz. Bohemlie byk bir yaknlk
duyan yazarda, bu ayn horgr^ b ir rastlant olamaz. Sanatlara
ait olan ksa yklerinden birinin kahram an ev sahibine yle bir
i
E M P R E S Y O N Z M 373

s o r u sorar: Niin bu denli tekdze bir yaam sryorsun? Benim


y a a m m skc, yorucu, donuk, tekdze, bir yaam nk ben bir
re s sa m , bir acayip kiiyim; tm yaamm kskanlk, doyumsuzluk
v e yaptm ie inanmamakla geti. Ben daima yoksul ve avareyim.
S e n ise varlkl, normal bir adamsn, bir toprak sahibi, bir beyza
d e sin , fakat nasl oluyor da bu kadar evcil ve uysal bir yaam s
r p yaamdan bu kadar az ey alyorsun? (229). Eski bohem kua
n n yaam hi deilse renklerle dolu idi; renkli ve ilgin bir ya
a m uruna yoksullua dayanyorlard. Oysa yeni bohemler donuk,
k h n e ve boucu bir skntnn basks altndadrlar; sanat artk ba
dndrem ez, ancak uyuturur.
Gene de ne Baudelaire, ne ehov, ne de dierleri, Rimbaud gibi
b ir adam iin cehennem hayatnn ne olacan tahmin edemezlerdi.
B yle bir yaam akln alabilmesi iin Bat kltrnn bugnk
b u n a lm devresine girmesi gerekti. Sinirleri bozuk olan, hibir eyi
d o ru drst yapamayan, isiz, szcn tam anlam ile
s tra p vermek isteyen tehlikeli bir adam olarak lkeden l
keye dolap duran, dil retmeni, gezginci, satc, sirk grev
lisi, tersane iisi, tarm iisi, gemici, Hollanda ordusunda
gnll asker, makinist, kif, koloni tccar ve buna benzer
b i r sr ilerde alarak yaamn srdrmeye alan; Afrika'da
b i r mikrop alp Marsilyada baca kesilen ve otuz yedi yanda iken
e n korkun straplar iinde can ekierek yava yava len bir
a d a m d r Rimbaud. On yedi yanda lmsz iirler yazarken on do
kuzunda iir yazmay tmyle terk edip yaamnn geri kalan sre
sin d e yazm olduu mektuplarda edebiyattan bir kez bile sz et
m ez. Gerek kendisine gerekse dierlerine kar ar sular iler ve
sa h ip olduu ep deerli eyleri frlatp atar; zamanla onlar tmy
le u n u tarak bir zamanlar kendisine ait olduklarn yadsr. ada
iirin nclerinden, hatta pek ok kiinin ileri srdne gre onun
g erek kurucusudur. Afrika'da bulunduu srada onun ne denli b
y k b ir ne kavutuu haberi kendisine ulatnda dinlemek bile
istem em i ve 'Merde pour la poesie' [89] gibi b ir tmce ile gei
tirm itir. Bundan daha artc, daha dehete drc ve dn
cem izdeki air kavramna bundan daha aykr bir ey olabilir mi?
T rista n Corbieree Onun iirlerini bakas yazmtr; o onlan oku
m am tr dedirtecek kadar ileri gitmi deil midir? Bu durum ak
la hayale gelen en korkun nihilizm tr, kendi kendini yadsmann
en a n boyutlara varmas deil de nedir? Ve btn bunlar, saygde
er, iyi dnen, titiz bir burjuva olan Flaubert ile onun bilgi, gr-

[89] iir yerin dibine balsn.


374 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

m geirmi yapmackl, kltrl ve sanat dnen dostlarnn


ekmi olduklar tohumun meyveleridir.
1890 ylndan sonra 'dekadan' szc anlamn yitirir ve in
sanlar sembolizmin nde gelen sanat akm olduundan sz et
meye balarlar. Bu terimi Moreas bulmu ve onu iirde gerein
yerine 'idea'y getirme atlm olarak tanmlamtr (230). Yeni
terim, Mallarme'nin Verlainee stn gelmesi ve duyumcu izlenim
cilikten tinselcilie geile uyum iindedir. Simgecilii izlenimcilik
ten ayrmak genellikle ok zor bir itir; her iki anlam da kar sav
lan oluturduklar gibi, e anlama da gelebilirler. Verlainein izle
nimcilii ile Mallarmenin simgecilii arasnda olduka kesin b ir ay-
nm olmasna karn, Maeterlinck gibi bir yazara slup ynnden
uygun bir kategori bulmak kolay deildir. Simgecilik, deiik duyu
larn verdii bilgiyi (duyu verilerini) kartrp birletirmesi ve e
itli sanatlarla olan ilikisiyle, grme ve iitme duyusuna etkide
bulunmasyla, hepsinden de nemlisi Mallarme'nin iir asndan ye
niden mziin kazanlmasndan anlad kavram ynnden izle
nimci bir akm saylr. Acak, usd ve tinsel yaklam a
sndan deerlendirildiinde ise, natralist ve maddeci olan iz
lenimcilie kar sert bir tepki havas tar. zlenimcilie gre
duygularn deneyimi, varlmak istenen neticedir, dolaysyle sade
letirilip deitirilemez; Simgecilie gre ise tm grgl gerek, d
nce dnyasnn sadece bir imgesidir.
Sembolizm, bir yandan romantizm ile balayan geliimin sonu
cunu, baka bir deyimle, eretileme (metaphor) nin iirin z oldu
una inanlmas sonunda, izlenimci imgenin zenginlemesini temsil
etmekle birlikte, dier yandan zdeki dnya gr nedeniyle iz
lenimci zelliinden, formalist ve usu olmas nedeniyle de
Parnassedan ayrlr; ayn zamanda heyecansal olmas ve eretile-
meli dilinin konvansiyonculuundan tr de romantizme aykr
derek onunla olan balantsn yitirir. Baz ynlerden bakldn
da simgecilik, bundan nceki iirin tmne kar bir tepki olma
niteliindedir (231). Bu akm, o zamana dein bilinmeyen ya da hi
nemsenmeden 'poesie pre (ar iir) bulgular (232). Bu iir ise
tm mantksal yorumlara ters den, usd, kavramsal olmayan
(non conceptual) bir dil anlayndan kma bir iirdir. Simgecilik
iin iir, tmyle zgr braklm olan dilin, somut olanla soyut
olan arasnda, zdeksel olanla lksel olan arasnda ve deiik duyu
alanlar arasnda yaratm olduu ilikilerin ve iletiimin ifadesidir.
Mallarmeye gre iir, hi durmadan eriyen ve sallantda olan im
gelerle ili dl olmaktr; ona gre bir nesneyi adlandrmak de
mek onun gerek doasnn yava yava hissedilmesinden duyulan
E M P R E S Y O N Z M 375

z e v k in drtte n yitirmek demektir (233). Simge, dorudan ad


la n d rm a k ta n bilinli olarak kanmann deil, dorudan anlatlama
y a n ve aslnda anlatlmas olanaksz olan bir anlamn, dolayl bir bi
im d e ifade bulmas demektir.
Alallarmenin kua, simgeyi bir ifade arac olarak bulgula
m deildir; simgeci sanat bundan nce de vard. 0, yalnzca sim
g e ile allegori arasndaki fark bulgulam ve sembolizmi, bir iir
s e l slu p olarak, emellerine kavumada bilinli bir ama olarak
k u lla n m tr. Bu kuak, kavradklarn her zaman ifade etmeyi
b a a ra m a m olsa da, allegorinin soyut bir dnceyi, somut bir
im g e y e evirme ii olduunu ve dncenin bir lde eretilemeli
ifa d e sin d e n bamsz kalabilerek baka bir biim olarak da ifade
b u labileceini, simgenin ise dnce ile imgeyi blnmez bir btn
h a lin d e birletirdiini ve bylece imgenin deimesi ile d
n c e n in de nitelik deitireceini kabul etmitir. Ksacas, bir
s im g e n in ierdikleri baka bir forma evrilemez, fakat bir simge
e itli ekillerde yorumlanabilir ve yorumun bu deiebilirlii ve
s im g e n in anlattklarnn bu tkenmezlii onun balca zelliidir.
S im g e ile karlatrld zaman allegori daima b ir alandan dierine
e v rilm e k le hibir ey kazanmayan, bir dncenin basit, yavan
v e b i r derecede gereksiz saylan bir suretidir. Allegori zm apa
k o rtada olan bir tr bilmecedir; simge ise zmlenemez, ancak
y o ru m la n r . Allegori duraan olann ifadesi iken, simge dnce
n in dinam ik srecini oluturur; allegori dnce armlarna bir
s n r tanrken, simge dnceleri harekete geirir ve onlarn devi
n im durum lannda kalmalarn salar. Ortaa sanat en st dze
y e u la t sralarda simgelerle, ge devrinde ise allegorilerle ifade
b u lm u tu r ; Don Kiot'un servenleri simgeseldin Cervantesin
r n e k olarak ald valye romanlarnn yiitleri allegoriktir. Fa
k a t sim gesel ve allegorik sanat her devirde vardr ve ounlukla
a y n sanatnn yaptlarnda birbirine karm durumda grnr
le r. L e a r'in 'ateten tekerlei' bir simge, Romeonun gece mumlar
b i r a lle g o ri'd ir, fakat Romeoda bu szckleri hemen izleyen dizi
d e k i N ee dolu gn, sisli da tepelerinde, ayak parmaklarnn ze
r in d e duruyor szckleri simgesel bir anlam tarlar.
Sim gecilik, iirin belirli bir biime sokulamayan ve dorudan
v a k la la m a y a n bir eyi ifade etmeye yarad dncesi zerine ku
r u lm u tu r . Ak ve kesin bir ara olan bilinle, anlatlmak iste
n e n e u y g u n decek szleri bulabilmek olanaksz iken, dilin,
a n la tlm a k istenenle aralarnda gizli bir iliki varmasna on
la r aklayabilm esinden tr, Mallarmenin dedii gibi, air,
S z c k le rin kkrtmasna olanak tanmaldr; kendisini dilin ak
376 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

mna, pepee gelen imgelere ve grntlere terk etmelidir. Bu da di


lin usdan daha iirsel ve felsefe ynnden gl olduu anlamna
gelir. Uygarlktan daha iyi olduu ileri srlen Rousseaunun 'do
a hali kavram ve reformizmden daha iyi eyleri rettiine ina
nlan Burkeun tarihin maddesel geliimi dncesi bu iir
kuramnn asl kaynaklan saylr; Tolstoy ve Nietzschenin bedenin
usdan daha bilge olduunu ileri sren dncelerinde ve Bergson
un sezginin usdan daha stn olduu kuramnda da bu dnce
lere rastlanmaktadr. Fakat dilin bu yeni gizemcilii, bu anlatm
simyas, iirin tm yanlsamal yorumu gibi, Rim bauddan kma
dr. Rimbaudnun, airin bir grc durumuna gelmesi ve
duygulann sistemli bir biimde tabii halinden, insan normal olu
tan karp arptarak kendini bu grc grevine hazrlama
s gerektiini ileri sren nl sav, ada edebiyatn tmn nem
li lde etkilemitir. Rimbaudnun salk verdii bu deiim, tm
dekadan sanatlarnn en byk ama olarak kabul ettikleri yapay
lk lksne uygun dt gibi, ayn zamanda bir ifade arac ola
rak biim bozukluunun kullanld yeni bir unsuru da ieriyordu;
bu e, ilerde ada davurucu sanat iin son derece nemli ola
caktr. Bu klg normal, kendiliinden olan tinsel tavrlarn sanat
sal ynden ksr olduklar ve airin nesnelerin gizli anlamlarn bu
labilmesi iin kendi iindeki doal insan yenmesi gerektii dn
cesi zerine kurulmutur.
Mallarme, sradan olan grgl (ampirik) gerei, lksel ve
sonsuza dek srecek, salt bir varln bozulmu biimi olarak g
ren fakat dnceler dnyasn, ksmen de olsa, yaamda gerek
letirmek isteyen bir Platoncudur. Entellektalizmin boluunda,
sradan pratik yaamla olan tm balantlarndan kopmu olarak
edebiyatn dndaki dnya ile hibir iliki kurmadan yaamakta
dr. indeki tm kendiliindenlii ldrm ve yaptlarnn ad bi
linmez yazar olmutur. Flaubert rneine kimse bu denli
bal olmamtr. 'Tout au monde existe pour aboutir un
livre [90] inden daha Flaubertce szckler olamaz. Mallarme,
'A un livre [91] demektedir fakat sonuta ortaya kana kitap di
yebilmek iin bin tank ister. O yaamnn tmn yazmak, yeni
den yazmak, bir dzine soneyi, iki dzine ksa, yaklak alt kadar da
uzun iiri, bir dramatik sahneyi ve kimi kuramsal paralan
dzeltmekle geirir (234). Sanatnn kmaz bir yol olduunu bil
mektedir (235);- iirinde ksrlk temasna fazlasyle yer verilmesi

[90] Dnyada bir inanca ulamak iin herey vardr.


[91] Bir kitaba.
E M P R E S Y O N Z M 377

b u y zd en d ir (236). nce, kltrl, akll ve zeki b ir insan olan Mal-


la r m e 'n in yaam da, Rimbaud'nun derbeder ve serseri yaam gi
b i b y k bir baarszlkla sonulanmtr. Her ikisi de sanatn an
la m , k lt r ve insan toplumu konusunda umutsuzlua kaplm
l a r d r ve hangisinin daha tutarl hareket ettiini anlamak zor
d u r (237). Balzac, Chef-doeuvre Irconnu adl yapt ile iyi bir k
h i n olduunu kantlamtr; yaama yabanclamakla sanat ken
di y a p tn n katili olmutur.
Poesie pure (ar iir) ilk kez Flaubert ortaya atm ve salt
b i im , salt slup ve sadece b ir bezeme esi olarak, konusu olma
y a n b i r kitap yazmay bile dnmtr. Mallarme, belki de Gzel
b i r dizi, anlam olan irkin bir diziden daha deerlidir dncesini
o ld u u gibi benimsemekten kanm olabilir, nk o iirde entel-
le k t e l ierikten tmyle vazgeilmesine taraftar deildi; onun is
te d i i, airin heyecan ve tutkularn bir kenara brakmas ve estetik
o lm a y a n , pratik ve usu motiflerin kullanmndan vazgemesi idi.
'A r iir kavram en azndan onun sanatn doas konusundaki g
r le rin i yanstan ve bir air olarak iir konusundaki lksn
g s te re n b ir anlaytr. Mallarme bir iire balarken ilk dizinin ken
d is in i nereye gtreceini bilmezdi; iir kendiliinden bir araya
g e lm i szck ve dizilerin kristallemeleri ile meydana kard (238).
'P o e s ie p re doktrini bu yaratc yntemin ilkesini, duyusal bir uya
r m duym a (receptive act) yani alma iine dntrr ve iirsel bir
d e n e y iin her ne kadar ksa olursa olsun, iirin tmn bilmeye
g e re k olmad inancn yerletirir. Bir iirin havasna girebilmek
i in , ounlukla bir ya da iki dizi, bazan da birka szck yeterli
o lab ilm ek ted ir. Dier bir deyile, bir iirden haz duyabilmek iin
o n u n ussal anlamn kavramamz gerekli ya da en azndan yeterli
d e ild ir ve halk iirinde de grld gibi, iirin kesin bir anlam
ta m a s gerekmez (239). Burada anlatlan alma (reception) ile, be
lir li b ir uzaklktan izlenimci bir tabloyu seyredip onu alglama ara
s n d a k i benzerlik ok belirgindir. Ne var ki 'ar iir kavram, izle
n im c ilik te grlmeyen zellikler tamaktadr. Bu kavram, estetiz-
m in en yaln, en kesin biimidir ve iir dnyasnn allagelmi
p r a t i k ve ussal gerekten tmyle bamsz, kendi ekseni evresin
d e d n e n ve kendi kendine yeten kk bir dnya olarak varln
s rdrebileceini ifade eden bir anlaytr.
a irin kendine yabanclamas ve gerekten ayrlmas ile ifade
b u la n soylulara zg bu soukluk ve kendini ayr grme eilimi,
ifa d e n in bilerekten belirsizletirilmesi ve iirsel dncenin iste
y e re k gletirilmesi ile daha da younluk kazanr. Mallarme, Fran
sa v ey a taly ada 11. ve 13. yzyllarda yaayan trubadurlarn kullan
378 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

dklar 'dark rhyming [92] in mirass ve hmanist airlerin


yksek dzeyde bilgi birikimini temsil eden bir sanatdr.
Onun kesin olmayan, kark ve artc olan aramasnn neden
leri, ifadenin ne denli belirsiz olursa, antrma gcnn de o oran
da zenginleeceine inanmas ve ozann 'okurun tanmaya alt
esrarengiz bir kii' olmas gerektii dncesidir (240). Catulle Men-
des, Mallarme ve izdalarnn bu tr uygulamalarndaki aristokra
tik zellie dikkati ekmitir. Simgecileri belirsiz olmakla sulayp
sulamadn soran Jules Huretye u yant vermitir: Kesinlikle
hayr. Benim sylemek istediim, ar sanatn, bu demokrasi an
da, giderek daha byk lde, sekin tabakann; garip, hastalkl ve
sevimli aristokrasinin mal olmaya baladdr. Onun yksek bir d
zeyde tutulmas ve bir esrar ile rtl olmas doru bir itir! (241).
iire belirgin zihinsel yaklam eklinin tek yolunun yalnzca akl yo
lu ile anlama olmad farkedilince,Mallarme bu bulgudan, byk ve
yetkin iirlerin balca zelliklerinin, onlarn anlalmazl ve lle-
mezlii olduu sonucunu karmtr. Baz szcklerin karlmasy
la salanan eksiltili ifade biiminde sanatsal yararlar buldu
u bellidir. armlar zincirinden kimi halkalar karlarak srat
ve younluk salanr. Etkiler yava yava gelitirildiinde bu hz
ve younluk salanamaz (242). Mallarme, bu imknlardan elverdi
ince yararlanr. Onun iirlerinin ekicilii, dncelerin az szle
ifade edilmi olmasna ve imgelerin sramasna ve sekmesine ba
ldr. Onun anlalmas g bir air olmasnn nedenleri, yalnzca
sanatsal amacnn st kapal bir biimde ifade edilmi olm a
sna deil, ayn zamanda dilin biraz keyfi, oynak ve cambazca kul
lanlmasna baldr (243). Zor anlalr bir air olmak ve bile bile
zorluk karmak hrs, airin kitlelerden ayrlp kendisini elverdi
ince kk bir evreye balamasnn nedenini aklar. Siyasal ile
re kar ilgisiz davranmalarna karn, simgeciler, temelde, gerici
dncelere sahip kiilerdir. Barres'e gre onlar edebiyat alann
daki Boulanger yanllardrlar (244). Gnmzde iir, belki de bi
raz Mallarmenin toplumdan uzaklamasna neden olan koullara
benzer ekilde; belirli bir toplulua seslenen ve demokratik olmayan
bir iir gibi gzkmekte, sanki bile bile kendisini geni topluluklara
kapatm akta ve airlerin deiik siyasal grleri gibi, o da deiik
ve kendine zg bir hava tam aktadr. Bildiimiz kadaryla bu de
iik yapdan tr zor anlalr olma, uzun bir sreden beri hazr
lk evresinde bulunan bir geliimin sonucudur; ada kltrn bu
nu nlemesine olanak yoktur.

[92] Bir lr gizli kafiye.


E M P R E S Y O N Z M 379

ngiltere, Restorasyon'dan bu yana, Franszlardan hibir d


n e m d e , 19. yzyln son yirmi be ylnda olduu kadar gl bir
b i im d e etkilenmemiti. Uzun bir refah dneminden sonra ngiliz
m p a ra to rlu u ekonomik bir bunalm geirmektedir. Bu bunalm
z a m a n la Victoria ruhunun bunalmna dnecektir. 1890 sralarn
d a b a la y a n 'byk bunalmlar' on yldan fazla srmemitir, ancak bu
s r e iinde orta snf kendisine duyduu gveni yitirmitir. Bu snf,
A lm a n y a ve Amerika gibi, genellikle kendisinden daha gen olan l
k e le r in ekonomik alandaki rekabeti ile karlam ve kendisini kolo
n ile r i ele geirme yarnn iinde buluvermitir. Bu yeni durumun
d o r u d a n etkisi, tm eletirilere karn o zamana dein ngiliz or
ta sn fn n reddedilmez bir dogma olarak kabul ettikleri ekono
m ik liberalizm in, yozlap bozulmu olmasdr (245). D satmda
g r le n azalma, retimi de azaltm ve ii snfnn yaam standar
d n sk ntya sokmutur, isizlik oalm, grevler artm ve dev
r i m c i atlm lardan sonra yzyln ortalarnda durgunlam olan sos
y a lis t hareket, yalnz yeni bir g kazanmakla kalmam, ayn za
m a n d a Ingilterede ilk kez gerek amalannm ve gcnn bilinci
n e v a rm tr. Bu deiim, lkenin entellektel yapsn etkilemi ve
g e n i kapsam l sonular dourmutur. Dnya pazarlarnda Ingiltere
re k a b e te girebilecek gteki yabanc lkelerle kar karya gelme
s o n u c u n d a Ingiliz yalnzcl (isolationism) sona e re r(236) ve yaban
c en tellek t e l etkileriin zemin hazrlanm olur. Bu d etkiler iinde
F r a n s z etkisi en nemli olandr. Rus romannn,Wagner'in, tbsenin
ve N ietzsche'nin etkileri, Fransadan gelen uyarlar tamamlamakta
d r l a r . D etkilerden ok daha nemli olan bir olay daha vardr: Or
t a s n fn kendine duyduu gvenin sarslmas, Ingilterenin dnya
z e r in d e kutsal bir grevi olduuna duyulan inancn zayflamas ve
h e p s in d e n de nemlisi, 1880lerdeki yeni sosyalist hareketle birey
s e l z g rl k iin yeniden savamaya balanm olmas ve bu sava
n t m entellektel geliimi, ilerici edebiyat ve gen kuan ya
a m b i im in i etkilemesidir. an entellektel dzeninde gelenee,
k o n v a n siy o n a , pritenlie, dar kafalla ksr yararcla ve duy
g u s a l rom antizm e kar verilen savamn girmedii yer hemen
h e m e n y o k gibidir. Genlik kendinden nceki kuakla, yaam ve
o n d a n duyaca haz iin savamaktadr. Yenilikilik, genliin
'k a p y a gelip dayanm olan estetik ve ahlaki slogan olmu, ieri
k a b u l edilm eyi beklemektedir. Ibsenin, kendi kendini fark etme
(se lf-re a liz a tio n ) lks, insann kendi kiiliini aklama, onu
k a b u l e ttirm e istei, yaamn amac ve gerek anlam haline gelir.
B u 'k e n d i kendini fark etme deyimiyle ne anlatlmak istendii ke
sin d e ild ir. Eski burjuva dnyasnn ahlak kavramna olan gveni,
380 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

yeni kuan saldrlar karsnda dayanamayp ker. 1875'e dein


genliin karsnda genellikle salam saylabilecek, gelenekleri ve
her trl uzlamalar ile kendine gvenen ve kendine kar olanlar
tarafndan bile sayg gren bir toplum vardr. Yalnzca Jane Aus-
tenda deil, George Eliot'la bile, gen kuan, ideal olarak kabul
edilen ve kaytsz artsz kabul edilebilecek gibi olmasa da, nemsen
mesi gereken veya yerini hibir eyin dolduramayaca b ir toplumsal
dzen ile kar karya olduunu anlarz. imdi ise toplumsal yaa
mn tm kurallar anszn geerliliklerini yitirmilerdir; her ey dal
galanmaya, sorunsal olmaya ve tartmaya almaya balamtr.
Gen kuan kendi kendini fark etme (self realization) ser
veni ve eski birey st formlara at sava ile yeni siyasal ve top
lumsal durum arasnda sk bir bant bulunmasna ramen, Ingi
liz edebiyatndaki liberal eilim ve 1880'lerin sanat, siyasal olma
yan bir bireysellii temsil eder (247). Bu gen kuak, burjuvaziye
kar byk bir dmanlk beslemekle birlikte hibir ekilde demok
ratik hatta sosyalist deildir. Onun duyumculuu ve hazcl, ya
amdan ldrasya bir zevk alma amac, yaamn her saatini unutul
maz ve yeri doldurulamaz bir deneye evirmek, genellikle toplumcu
lua kar ve ahlakd zellikler tayan bir tutumdur. Dar grl
le kar olan bu akm, anamalc topluma deil, renksiz, donuk ve
sanat kk gren burjuvaziye yneliktir. Ingiltere'de yenilikilik
hareketinin tmne, yeni bir mekanik konvansiyon durumuna
gelen dar grlle kar olan nefret egemendir. Bu lkede izle
nimciliin urad deiimlerin ounu bu nefret artlam tr.
Fransa'da izlenimci sanat ve edebiyatn grnrde burjuvaziye kar
olan bir zellii yoktur. Franszlar, dar grlle ve simgecilie
kar verdikleri sava bitirmi bulunm aktadrlar; hatta imdilerde
tutucu orta snfa kar bir yaknlk ve duygudalk bile hissetmek
tedirler. Oysa Ingilteredeki 'k' dnemi edebiyat, Fransada bir
blmn romantiklerin, dier blmn ise natralistlerin yklen
mi olduklar kertme iini tek bana yrtmektedir. Bu dnemin
Ingiliz edebiyatndaki en arpc zellik, Franszlarn tersine, ayk
r dnce (paradoks) ve; artc, garip ve bile bile artm a amac
tayan bir ifade biimine; entellektel ustala, kendini beenip
nazlanma eylemine ve geree hibir ekilde ilgi gstermemee gs
terilen eilim; nihayet ok kt bir.beeninin burada rol oynamakta
oluudur. Aykr dnceye duyulan bu eilim, kukusuz kar olma
ruhundan baka bir ey deildir ve burjuvay akna evirme, iste
inden kaynaklanmtr.
isyan eden bu kiilerin dillerinde, dncelerinde, giyimlerinde
ve yaam biimlerinde grlen tuhaflklar, arlklar ve yapma ta
E M P R E S Y O N Z M 381

v r l a r ; tatsz, yaratma gcnden yoksun, yalanc ve iki yzl dar g


r l l n genel grnmne kar bir protesto niteliindeydi. zle
n im c i slubun tm hzinelerinin sergilendii renkli dil bu toplulua
k a r n asl bir protesto havasnda ise, bu sanatlarn ar boyutlara
u la a n zppelik (dandyism)leri de ayn protestoyu simgeliyordu.
n g iliz 'k' akmnn, 'Mayfair ve Bohemya'nn birbirlerine kay
n a m a la r ' olarak tanmlanmas bouna deildir. ngiltere'de, ne
F r a n s a d a olduu gibi salt bir bohem hareketi, ne de Mallarme'nin-
k i k a d a r uzlama bilmez, yaklalmas olanaksz bir fildii kule
v a r l vard. ngiliz orta snf, hl bu sanatlar yutup yok ede
c e k v ey a iyisini ktsnden ayrdedebilecek gce sahipti. Oscar
W ild e , ynetici snflarn kendisine dayanabildikleri srece baarl
b i r b u rju v a yazar olabilmitir; fakat onlardan tiksinmeye balad
a n d a acmaszca mahvedilmiti. Ingilterede Fransadaki bohemin
y e r in i dandy, Fransa'da ise dandynin yerini bohem alm
t r . D andy, kendi snfndan koparlarak daha yksek snfa ka
b u l e d ilm i olan burjuva entellektelidir. Bohem sanat ise, ken
d i sn fn d a n kopup emeki snfna dm olan kiidir. 'Dandy'
n in titiz beeni, zerafet ve arlklar, bohemlerin ahlak bozukluk
la r , azgnlklar ve dank yaamlar ile ayn ilevi grr. Her iki
s i d e b u rju v a yaamnn ruhsuzluuna ve renksizliine kar ayn
p r o te s to y u dile getirirler; aradaki tek ayrm, ngilizlerin ceketin ya
k a s n a taklan iee, ak yakadan daha kolay teslim olmalardr.
M u s s e t'n in , Gautier'nin, Baudelairein ve Barbey dAurevilly'nin pro
to tip le r in in ngiliz olduklar bilinmektedir. Whistler, Wilde ve Bear-
d s le y ise 'dandyism ' felsefesini Franszlardan almlardr. Baudelaire
i in 'd a n d y ' ekilci bir demokrasinin yaayan sulamasdr. O,
h l m m k n olan tm ince ve nazik kiilere zg erdemleri ben
li in d e toplam tr; her duruma uyabilen ve hibir eye amayan bir
i n s a n d r . H ibir zaman kabalap bayalamaz, kolay heyecana kapl
m a y a n insanlarn glcn dudaklarndan eksik etmez. Dan
d y is m ', k durumundaki an son yiitlik olay, bir gne ba
t , in s a n onurunun son parlak dr (248). Giyimde klk, hal
v e ta v r la r d a titizlik, akl ilerinde sert ve hogrsz davranma
o g n n ekiciliini yitirmi dnyasnda yksek dzeyde ya
a y a n kiilerin kendilerine uyguladklar bir d disiplindir;
a s l n e m li olan isel stnlk ve bamszlk, pratik ama
s z lk , yaam a ve etkinlie kar ilgisiz kalmaktr (249). Baude
la ir e dandy'yi sanatdan da stn grr (250). nk sa
n a t c o k u duyma yeteneini henz yitirmemi olan, hl alan
ve a b a la y a n , bir kiidir. Balzacn acmasz gr, yeni sanatla
rn t u tu m u yannda hi kalr. imdiki sanat, sadece yaptlarn
382 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

mahvetmekle kalmaz, hakk olan n ve onurdan da vazgeer. Oscar


Wilde, yaam biiminden karmay amalad sanat yaptn, ko
numalarn, ilikilerini, hal ve tavrlarna ekil veren sanatn, edebi
eserlerinden daha nemli grd srada; tmyle ie yaramaz, erek-
siz ve gdsz bir varlk srdrme lksn simgeleyen Baudelaire
in 'dandy'sini rnek almtr.
Sanatnn onura ve ne srt evirmesinin ne denli kendine
gven duymaya, naz ve cilveye bal olduunu, ngiliz dekadan
larnn rneksel bir zellii olan garip bir zencilik ve es-
tetizm karm gsterir. Sanat hibir zaman imdiki kadar
ciddiye alnmamt. Ustaca biim verilmi dizileri, kusursuz
bir dzyazy, yetkin bir biimde ifade edilmi ve dengelenmi
tmceleri yaratmak iin hibir dnemde bu kadar zen ve ura
gerekmemiti. 'Gzellik', ssleme unsuru,zarif, ender ve deerli olan,
sanatta imdiki kadar nemli bir rol oynamamt; sanat hibir za
man bu denli zenle ve hnerle yaratlmamt. Resim, Fransa'da
iir iin bir rnek oluturacak denli nemli idi, ngilterede ise b ir
kuyumculuk sanat kadar ince bir sanat tr saylrd. Wilden,Huys-
m ans'n 'deerli talarla bezeli slubundan sz etmesinin b ir ne
deni vard. Covent Garden'daki 'yeim ta yeilinden sebze yn
lar'onun Franszlardan ald mirasa bir katksdr. G.K.Chesterton,
Shavv'a zg paradoksun, yazarn 'beyaz zmler yerine 'ak ye
il renkteki zmler' demesiyle gerekletiinden sz etmektedir.
Tm deiikliklerine karn gene de Shaw ile ortak ynler tayan
Wilde, metaforlarn ayn ekilde en belirgin ve sradan ayrnt
lar zerine temellendirmektedir ve onun slubunun zelliini de
bu sradan olanla ender olann karm saptar. Sanki W alter Pa-
ter'den rendii gibi, en sradan gerekte bile gzellik bulunabi
leceini sylemek ister gibidir. Ama, deneyden elde edilen rn
deil, deneyin kendisidir... Bu esriklii srdrp koruyabilirsek
yaamda baarya ulam saylrz! Estetiki akm n tm prog
ram n ieren bu szckleri, The Renaissance adl yaptn Sonu
blmnde okuyoruz. Walter Pater, Ruskin ile balayp W. M orris
ile sren akm tamama erdirir. Ne var ki, kendinden nceki usta
larn toplumsal erekleri artk onu ilgilendirmemektedir; onun ye
gane amac estetik deneyin younluunu arttrm ak gibi hazc
bir amatr. Onunla birlikte izlenimcilik yalnzca bir epikrclk
ekli haline gelmektedir. Herakles'in dedii gibi 'herey akp
gitmektedir' ve yaamn garip bir hzla bizi at bir devirde bizim
iin bir tek gerek vardr: Anlk gerek ve ondan karabileceimiz
haz. Yapmamz gereken tek ey, o ana zg olan byden, onun
iindeki gzellikten ve gten alabildiine haz duymasn bilmektir.
E M P R E S Y O N Z M 383

B e a r d s l e y gibi bir olguyu dndmzde ngiltere'deki estetik


a l c m n Fransz izlenimciliinden ne denli ayrlm olduunu gre
b i l i r i z . O nunkinden daha edebi ierikli veya iinde psikolojinin,
e n t e l l e k t e l motifin ve anlatlan hikayenin daha fazla rol oy
n a d b i r sanat yapt dnlemez. Onun slubundaki bal
c a e , Fransz ustalarnn tm glklere karn yapmamakta di
r e n d i k l e r i ssl anlatm eklidir. Bu anlatm ekli, yan-aydm, yar
- e i t i l m i ve iyi bir konuma sahip olan burjuvazinin bayld moda
y iz le y e n kitap ve gazete ressamlarma ve sahne dekoratrlerine ka
d a r d a y a n a c a k olan geliimin balangcdr.
G l b ir sezgici akma karn Fransz edebiyatnda egemen
d u r u m d a k i eilim olan entellektalizm, ayn zamanda ngiltere'
d e k i y e n i edebiyatn da balca zelliini temsil eder. YVilde, yalnz
c a M a tth e w Amoldun bir an entellektel havasnn eletirmen
t a r a f n d a n saptandn ileri sren grn benimsemekle (251)
v e B a u d e la ir e in 'her gerek sanatnn, sanat olduu kadar bir
e l e t i r m e n olmas gerektii'ne olan inancna katlmakla kalmaz, bir
e l e t i r m e n i sanatdan da stn grerek dnyaya bir eletirmenin
g z ile bakmaya ynelir. Bu da, adalarnda da olduu gibi,
V V ilde'n san atn n da zencibir sanatm gibi grnmesinin nedenini
a k l a r . B u sanatlarn yarattklan her ey, profesyonel sanat
o l m a y a n hnerli kiilerin virtzl gibidir. Fakat eer kendileri
n e in a n m a k gerekiyorsa, yaratmak istedikleri izleniminin asl bu ol
d u u n u ileri srerler. Meredith ve Henry James, daha yksek bir d
z e y d e o ls a da, gene ayn entellektalizmin temelleri zerinde sanat
y a p a r l a r . Eer George Eliot ile Henry James'i birbirine balayan bir
g e l e n e k varsa, onu da kukusuz bu entellektalizmin iinde aramak
g e r e k i r (252). Toplumsal adan bakldnda, ngiliz edebiyat tari
h i n d e y e n i bir evre, George Eliot ile balamtr. Bu evre yeni ve
d a h a t i t i z olan, sanatdan daha ok ey bekleyen okurlarn artm a
s n t e m s il eden bir evredir. Fakat Eliot'un, Dickensin toplumun-
d a n o k d a h a yksek dzeyde olan bir entellektel tabakay temsil
e t m e s i n e karn, toplumun geni bir blmnn Eliot'dan zevk ala
b i l m e s i henz mmknd. Oysa Meredith ile Henry James, sadece
D i c k e n s ve George Eliot'un toplumlar gibi, bir romanda heyecan
v e r i c i b i r konu veya renkli kiilikler aramayan, buna karlk, ku
s u r s u z b i r slup ve yaam yarglayabilme yetenei bekleyen bir ay
d n l a r ta b a k a s tarafm dan okunmaktadrlar. Meredithde yapma bir
t a v r d a n oluan durum, Henry James'de ounlukla gerek bir en
t e l l e k t e l saplant ya da bir kayg durumundadr. Buna karn her
i k i s i d e , Stendhaln, Balzac'n, Flaubertin, Tolstoyun ve Dos-
t o y e v s k i in dnyalar ile karlatrldnda gerekle olan ilikileri
384 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

daha soyut olan, figrleri ise bolukta hareket edermi gibi gr


nen bir sanatn temsilcileridir.
Yzyln sonuna doru izlenimcilik, tm Avrupaya egemen olan
bir slup durumuna gelir. Bundan byle, ruhsal yapy yanstan iir
leri, atmosferi gsteren izlenimleri, sona ermekte olan mevsimleri ve
gnn geip giden, durmadan deien renk ve saatlerini her lke
de bulmak olasdr. Artk insanlar ak seik olmayan duygu ve he
yecanlara, belirsiz, anlatlmas olanaksz duyumcu uyarlara, nazik
renklere ve yorgun seslere, kayp gideni ifade eden lirik anlatma ilgi
duymaya balamlardr. Kesin olmayan, silik ve duyumsal alg ede
biyatn her eidinde egemenlik kurar ve iirin balca temas olur;
airler iin nemli olan nesnel gerek deil, deneyler karsndaki
duyarlklar ve bu deneyleri deerlendirme yetenekleri konusun
daki cokulardr. Bu ruh durumlarn ve atmosferi yanstan, dei
en durumlar ve niteliklere kar kalc olmayan (tzel olmayan)
sanat, edebiyatn tm biimlerine egemendir. Biimlerin tm liriz
me, de ve mzie, ses titreimine ve nansa dnrler. yk, de
iken durumlara, konu, lirik sahnelere; karakter izimi ise ruhsal
mizaca ve eilimlere indirgenir. H er ey, a rt arda gelien olaylara
dnr, merkezden yoksun bir yaamn d evresinde dner durur.
Fransa dndaki edebiyatta, ifadenin izlenimci zellikleri, sim
gesel zelliklerinden daha belirgin durumdadr. Yalnzca Fransz ede
biyat dnldnde, izlenimcilii simgecilik ile zdeletirmek
mmkndr (253). Nitekim, Victor Hugo bile, Mallarmeye mon
cher poete impressioniste' [93] diye seslenmitir. Ne var ki daha
yakndan incelendiinde, ayrmlarn kuku gtrmez biimde be
lirgin olduunu grrz. zlenimcilik, motifleri ne kadar ince ve
zarif olursa olsun, maddeci ve duyumcu bir akm saylrken, simge
cilik, fikir yapsnn, yceltilmi duyulardan olumasna ramen,
idealist ve tinsel olan bir akmdr. Fakat bu iki akm ara
sndaki asl ayrm, Fransz simgecilii, Belika simgecilii ile
birlikte, bir yandan Bergsonun vitalismeini dier yandan ise,
Action Franaisem [94] Katoliklii ve kralcl desteklemek gi
bi dolayl abalaryla, daima etkincilie dnebilecek olan bir ei
limi temsil eder. Buna mukabil Schnitzler, Hofmannsthal, Rilke,
DAnnunzio ve ehov gibi sanatlardan oluan Viyana, Alman,
talya ve Rus izlenimcilii, bir edilgenlik felsefesinin, yakn evre
ye tmyle teslim olmamn ve kar koymadan gemekte olan da-
I

[93] Sevgili izlenimci air dostum.


[94] Geleneksel yaps ve din balan kuvvetli bir Fransz toplumu yaratmak iin
kurulmu bir sosyopolitik birlik.
E M P R E S Y O N Z M 385

k i k a v a dalp gitmenin ifadesidir. Fakat izlenimcilik ile simgecilik


a r a s n d a k i ilikilerin ne denli derin olduunu, usd enin her iki
s i n d e d e nasl kolayca n plana kabileceini ve edilgenliin etkin
l i e dnm esini, Stefan George ve DAnnunzio gibi airlerin geli
i m i gsterm ektedir. DAnnunzionun kt beeniye kaymasn, ya
a m l a zehirlenmesini ve manaszca szler sarfetmesini; belki de ken
d i s i n i n faist eilimine balayabilirdik. Ancak Barres ve Stefan
G e o r g e 'u n da ayn politik eilime bal olduklan halde onlarda ayn
i f a d e e k li yksek dzeyde bir zevk ve edebi slup mevcuttur.
V iy a n a llar, deneylerin akna kar koymayan bir izlenimcilii
t e m s i l ed erek bu akmn en yaln tarzm olutururlar. Viyana izle
n i m c i l i i n e bu kendine zg incelii ve edilginlii salayan et
m e n l e r , b u kentin eski ve tkenmi kltr, etkin bir ulusal politi
k a n n y o k lu u ve yaznsal yaamda yabanclann, zellikle Musevi-
l e r i n n e m li bir rol oynamalandr. Bu sanat, zengin burjuva o
c u k l a r n n sanat, babalanmn ektiklerinin rnleri ile geinen 'ikin
c i k u a k ' n keyifsiz hazclnn ifadesidir. Sinirli ve ie dnk, yor
g u n v e am asz, kukulu ve kendileri ile inceden inceye alay eden;
g e r i y e d o ru kayarak yava yava yok olma, olanaklar karma
v e y a a m a uyamam olma duygusu brakarak bir anda uup giden
r u h s a l yaplarn anlatan air kiilerdir bunlar. Her trl iz
l e n i m c i l i i n belirgin olmayan ierii, yakmn ve uzan rastlants,
e n y a k n , e n sradan eylerin yabancl, dnyadan sonsuza dein
a y r l m olm a duygusu bu sanatn temel deneyimidir.
W ie kann das sein, dass diese nahen Tage
fo r t sind, fuer immer fort und garz vergargen?
(N asl olur da u son gnler geip gitmi ve
sonsuza dein bir daha geri gelmeyecek olabilirler?)
d i y e n H ofm annsthaln bu sorusu pek ok eyi kapsar: imdi, bu
r a d a o lm a k ve ayn zamanda onu gemi olmak korkusu; 'her ey
b i r b i r i n d e n farkl, kullandmz kelimeler de deiiyor olgusuna
d u y u l a n aknlk; 'herkes kendi kaderine doru gider olgusuna du
y u l a n d e h e t ve en nihayet son byk soru: Bir insan ld za
m a n k e n d i s i ile birlikte bir gizi de alp gtrr kelimenin tinsel
a n l a m n d a yaamak; onun iin, yani sadece kendisi iin yaamak
n a s l m m k n olmutur? Balzac'n, 'Nous mourons tous inam
m ' t9 5 ] demi olduunu anmsarsak 1830dan bu yana Av
r u p a n n yaam anlaynn ne denli uyumlu bir biimde gelimi
o l d u u n u grrz. Bu grn deimeyen, daima egemen durum-

[951 H e p im iz mehul kiiler olarak lyoruz.

STT 25
386 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

da ve derin kklere sahip olan bir tek zellii vardr: Yabancla


m olmann ve yalnzln bilinci. Bu bilin, mutlak tanr ve dnya
ak duygusuna dnebilecei gibi, ounlukla en byk umutsuz
luk ann temsil eden bir cokunluk dneminde stn insan olma
dncesine kadar varabilir. Bir estetiki fildii kulesinde ne denli
yalnz ve mutsuz ise, insanst varlk da kendi bulunduu tepele
rin havasnda ayn oranda mutsuzdur.
Avrupada gelien izlenimciliin tarihinde rastlanan en garip
olgu, bu akmn Rusya tarafndan benimsenmesi ve bu lkede, iz
lenimciliin en yaln temsilcisi olarak tanmlanabilecek olan
ehov gibi yazarn ortaya kmasdr. Daha ksa bir sre n
ce, aydnlanmann entellektel atmosferinde yaayan ve Batda iz
lenimciliin ortaya kmas ile gelien estetizme ve 'kme hare-
ketine yabanc olan bu lkede bylesine ilgin bir zellie
rastlanmas kadar artc bir olgu olamaz. Fakat teknik
bir a olan 19. yzylda fikir ve dnceler hzla yaylr, ekono
mide endstrinin getirdii tasarmlarn benimsenmesi Rusya
da, Bat aydnlarn andran bir evrenin olumasna ve ennui [96]
ye benzeyen bir gr asna yol aar (254). Gorki, ehov'
un Rus edebiyatnda oynayaca nemli rol daha balang
ta anlamtr. O, ehov ile btn bir devrin sona erdiini ve
onun slubunda, yeni kuan grmezlikten gelemedii bir g
zellik ve ekicilik olduunu farketmiti. 1900 tarihinde ona
Ne yaptnz biliyor musunuz? diye yazmtr, Siz gerekilii
ldryorsunuz. nemli saylmayan yklerinizden sonra bile, ev
redeki her ey, sanki bir kalemle deil de bir omakla yazlma-
sna kaba ve i bir grnm kazanyor! (255).
ehov'dan nce, Turgenyev ve Dostoyevski'nin, baarszln
ve yetersizliin zr dileyiciliini yaptklar dorudur, fakat onlar
henz baar kazanamam olmay ve yalnzl, en iyi ola
nn kanlmaz yazgs olarak grememilerdir. ehovun felse
fesi, insanlarn, yanma yaklalamaz olma, yabanc ve ayr kal
ma deneyinde direnmeleri, onlar dierlerinden ayran uurumu
aamamalar, arada bir asalar bile, izlenimci aknm en meksel
zellii olan birbirlerine yapk yaama biimini yelemeleri ze
rine kurulu ilk felsefedir. ehovun karakterleri, salt bir aresiz
lik ve umutsuzluk duygusu, tedavisi olanaksz b ir irade yokluu ek
mekte, tm abalar da verimsiz olmaktadr. Bu edilginlik ve tem
bellik felsefesi, yaamda hibir eyin bir sonuca veya b ir amaca eri-

[96] Kelime anlam olarak sknt; o dnemdeki ruhsal yapy tamamlamak iin
kullanlr.
E M P R E S Y O N Z M 387

e m e y e c e i duygusu, biime ilikin' nemli sonular dourmakta


d r . B u felsefe, tm dsal olaylarn episodik doasnn ve konu d
o lu u n u n vurgulanmasna; biimle ilgili btn dzenlemelerin, bir
k o n u zerinde younlamann ve onu tamama erdirmenin yadsnma
s n a v e nceden hazr olan ereveye aldrmayp onu bozarak ken
d is in i m erkezi dta bir dzen iinde ifade etmeye zorlar. Degas na
s l izim lerin in nemli blmlerini resmin kenarlarna yerletirip
e r e v e s in in bu blmlerin stne binmesini salyorsa, ehov da
o y u n la r n ve ksa yklerini dolayl zmle bitirir ve bylece
k e s in so n u elde edememi olma, anszn kesebilme, yaptlarn key
f in c e bitirebilm i olma izlenimini yaratm olur. Frontalite [97]
y e h e r bakm dan ters den bir biim ilkesini izler; bu ilkede her
e y y a p ta , rastlant sonucu, kulak misafiri olarak iitilmi,
r e n i l m i ve raslant sonucu ortaya km olma zelliini verme ama
c n a y n e lik tir.
D sa l olaylarn anlamszlklar, nemsizlikleri ve paral olu
l a r , d r a m d a konunun en gerekli olan blmlerinin korunarak el
v e r d i in c e ksaltlmasna ve piece bier faite [98] in en nemli
z e llik le r in d e n olan etkilerin oyundan karlmasna yol aar.
E t k i l i s a h n e dram, baarsn, her eyden nce klasik biim ilke
l e r i n e b o rlu d u r. Bu ilkeler, tekdzelik, sonuca varabilme ve
k o n u n u n blmleri arasndaki orantlarn uyumlu bir biim
d e a y a rla n m olmasdr. Gerek Maeterlinckin simgesel dra
m , g e re k se ehov'un izlenimci dram gibi iirsel dram, bu ya
p s a l y n tem leri, dorudan lirik bir ifade uruna terk eder. ehov
u n d r a m a t i k kurgusu, belki de tm dram tarihinin en az ti
y a t r o y a uygun olandr. Bu kurguda, coups de hetre [99] ve
a k n l k , gerilim salayan sahne etkileri en nemsiz rol oynar
la r . H i b ir dram da bu denli az olay, bu denli az dramatik devinim
v e a t m a yoktur. Karakterler ne savarlar, ne kendilerini korur
la r , n e d e yenilgiye urarlar. Onlar yalnzca olaylar yaarlar, ya
v a y a v a kerler ve olaysz ve umutsuz yaamlarnn yeknesak
l i i n d e eriyip giderler. Bir ykma uram veya dm olmak
y e r i n e b i r d krkl olan yazglarna sabrla katlanrlar.
B u e tk in lik (action) ve devinimden yoksun oyunun grld
t a r i h t e n b u yana, onun raison d'erei [100] konusunda duyulan ku
k u l a r d i l e getirilm i ve onun gerek bir dram ve gerek bir tiyatro

[9 7 ] C e p h e d e n lrk , tam kardan grnme.


[98] B a k sf. 185, dipnot [83],
[991 B a k sf. 184, dipnot [82].
[100] B a k sf. 152, dipnot [60],
388 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

olup olmad, dier bir deyile, sahnede tutunup tutunamayaca


konusu tartlmaya balanmt.
Piece bien faite henz eski anlamda bir dramd; bu dram ku
kusuz birtakm doalc eleri sindirmiti; fakat genellikle klasik ve
romantik dramn teknik konvansiyonlarna ve kahramanlk lkle
rine balyd. Doalcln sahneyi ele geirmesi, romanda doalc
ln gerilemeye balam olduu tarih olan 1880'lerden nce gerek
leemez. ilk doalc dram olan Henry Becquein Les Corbeaux'su,
1882de yazlm, ilk doalc tiyatro olan Antoinen Thetre librei
ise 1887de kurulmutur. Henry Becque ve ondan sonra gelenler,
Balzac ile Flaubertin edebiyatn mal durumuna getirdiklerini, sah
nede kullanmaya balamlarsa da, nceleri burjuva toplum u bu
drama tmyle olumsuz bir tavr taknmtr. Fransann dnda,
skandinav lkelerinde, Almanya ve Rusyada daha dar anlamda
bir doalc dram ortaya kmtr. Toplum yava yava bu trn
uzlamalarn kabul etmeye balam ve Ibsen, Brieux ve Shaw
un oyunlarndaki, burjuva ahlak anlayna kar olduka iddetli sa
ylabilecek saldrlar protesto etmekle yetinmitir. Sonunda b u rju
vaziye kar olan dram da topluma egemen olacak ve Gerhart Haupt-
m annn sosyalist dram bile burjuvalarn oturduklar bir sem t olan
Berlin'in Bat yakasnda ilk ve en byk zaferini kutlayacaktr. Do
alc tiyatro, halkla kaynaan tiyatro trne, dram atik atmay psi
kolojik bir olgu olarak grmeye ve halkla daha abuk bir iliki kur
maya ynelen geliimin ilk evresidir. Sahne hilelerinin apak belli
olduu yntemlerin, karmak entrikalarn ve yapay gerilimlerin,
gecikmelerin, srprizlerin, byk atma sahnelerinin ve anszn,
iddetle inen perdelerin, tiyatroda, romanda olduundan daha uzun
bir sre ile geerliklerini koruduklar dorudur. Fakat bunlar im
di anszn gln bulunmaya balanm ve yerlerini daha ince ve
ustaca etkilere brakmalar veya bu etkilerin ardnda gizlenmeleri
gerekmitir. Toplumun yeterince geni bir blmn ele geirme
den nce, doalc dramn tiyatro tarihinde bir geerlik kazanmas
olanakszd, nk bir ciltlik lirik iir birka yz tane baslabilir,
bir romann bir veya iki bin kopyas yaynlanabilirdi; fakat bir oyu
nun giderlerini karlayp kra gemesi iin on binlerce kii tarafn
dan grlmesi gerekiyordu. Eletirmenler ve estetik kuramclar, ka
bul olunup olunmayaca konusunda kafa yorup dururlarken, yeni
doalc dram sahnede tutunacan oktan kantlam bulunuyordu.
Eletirmenler, klasik dram anlayndan ayrlmay olanaksz buluyor
lard. Aralarnda en mantkl olanlar ve en yksek sanat beenisi
ne sahip olanlar bile doalc tiyatroyu bir kavram elikisi' olarak
gryorlard (256). zellikle, klasik dramdaki zaman kstlamasna
E M P R E S Y O N Z M 389

ald rm adan gsteri zaman snrszmasna, oyun hi sona erme


yecekm i gibi, sahnede zgrce ve rahata konumay, sorunlarn
tartlm asn, deneylerin anlatlmasn ve tartmalarn sonsuz ol
m a sn kabul edemiyorlard. Doalc dramn 'yazg, karakterler ve
eylem gz nne alnmadan yalnzca gerei ayrntl bir biimde
sah n ey e aktarmak amac ile yaratlm' olmasn eletiriyorlar
d (257). Aslnda drama fazla b ir ey olmam, yalnzca somut snr
la rn iinde kalm olan gerek, yazgnn arl ile ezilmitir. 'Ka
ra k te rle r' ise kesin biimde belirlenmi sahne kuklalar olmaktan
k p ok ynl, karmak, tutarsz ve szcn eski anlam ile 'hi
b ir ilkesi olmayan (Strindberg'in de 1888de yazd Miss Jliamn
nsznde belirttii gibi) zgl durumlarn, soyaekimin, bulunduk
la r yer, mevsim ve rastlantnn rn olmulardr. Verdikleri ka
r a r la r , syledikleri eyler tek bir gd tarafndan deil, bir sr g
d tarafndan koullanmtr.
D ram da ruhsal durumun, iyzn, atmosferin ve lirizmin ko
n u d a n daha nemli tutulmas, izlenimci resimde olduu gibi, sanat
y a p tn d a yknn kaldrlmasyle olumutur. Bu dnemin sana
tn n tm , psikolojik ve lirik olana eilim duyar, ykden ka
, d devinimin yerine i devinimin, konunun yerine bir fel
se fe n in ve bir yaam yorumunun getirilmesi gibi zellikler, her yer
d e n plana gemekte olan yeni eilimin en belirgin ynleridir.
S a n a t eletirmenleri arasnda ykc resmi savunann son derece
az o lm asna karn, dram eletirmenleri konunun yapttan karl
m a s n iddetle protesto ediyorlard. Bu kiiler, zellikle Almanya
d a e n in d e sonunda dramn tiyatrodan aynlacandan; tiyatro de
n e y in d e 'sahneye uygun olma'nn oynad nemli rolden; bu dene
y in kitlesel karaktere sahip olduundan ve seyirci ile kaynaan ti
y a tr o n u n samalndan sz etmeye balamlard. Doalc drama
k a r gelinmesine neden olan motifler, ok eitliydi. Tutucu siyasal
e ilim , b u konuda her zaman nemli bir rol oynamyor, bu gr ge
n e llik le dolayl bir yolla ifadesini buluyordu; daha nemli etkenler,
h e r y e rd e n ok Almanyada seyirci ile kaynaan tiyatroya, dier bir
d e y i le , halkn tuttuu tiyatroya kar ortaya karlan 'antsal'
ti y a t r o kavram ve o zamana dein var olan, fakat tam bir ti
y a t r o toplum u oluturmayan geni kitleler iin b ir tiyatro ya
r a t m a hevesidir. Eski aristokrasi ve burjuva klasisizminin, de
m o k r a tik gr asndan hareket eden doalcla kar, ge
le c e in toplum u iin en uygun tiyatro tr olacan ileri sr
m e k v e b u ii kantlamaya almak, o dnemin dncelerinin ne
d e n li k a rm a k olduunu gstermeye yeterlidir.
D o a lc gr asna sk skya bal olan gerekircilik (deter-
390 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

minisine) ile grecilik (relativisme); yeni dram trne kar yap


lan saldrlarn asl kaynam olutururlar. ve d zgrln,
saltk deerler ve nesnel deerlerin, tm evrenin tanyp kabul
ettii ahlak yasalarnn olmad yerde, trajik dramn da ola
mayaca ileri srlmtr. Bu sava gre, ahlak deerlerinin
gerekircilii ve birbirine kart olan ahlak grlerini anla
yp kabul etmek, dramatik atmay olanaksz klar. Eer her
eye kar anlay gsterilip her ey balanacaksa, yaamm
ortaya koyarak savaan kahraman, inat bir budaladan ba
ka bir ey olmayacak, atma kanlmaz olmaktan kacak
ve dram yan trajik, yan glmece, patalojik bir zellik kaza
nacaktr (258). Dnceler zincirinin tm, kank sorunlarla ve saf
satayla dolacaktr. Her eyden nce doalclar iinde trajik dram , bu
zelliklere sahip olan bir tiyatro trnden baka bir ey deildir ve
kendileri, bu tarzn ideal tr olarak, tarihsel ve toplumsal adan
koullanm, greli bir gr benimsemilerdir. Aslnda sadece tra
jik olmayan deil, kesin bir atmaya sahip olmayan dram da el
verili ve manta uygun bir tiyatro trdr ve bu yzden de greli
yaam gr son derece uygundur. atma, dramn en vazgeil
mez esi olarak kabul edildiinde bile, mutlak deerler sallant
da iken, vkc ve paralayc atmalar yaratmaya ne gerek var
dr? stelik insamn ideolojinin getirdii ahlak ilkeleri iin sava
mas ykc, bozucu bir etki deil de nedir? Verdikleri savam
ille de yar gldr - yar trajik olsa bile, byle b ir usuluk ve gre
lilik anda yan gldr - yar trajik olan tiyatronun en gl dra
matik etkilerden biri olduu dnlemez mi? Fakat btn b u ta r
tmann getirmek istedii, dier bir deyile, zgrln ve ahlak
sal greliliin eksiklii sonucu bir tragedyann doamayaca-
sav, tartmaya ak braklmaldr. Sadece tmyle zgr olan
ve toplumsal ynden bamsz olanlarn, rnein krallarn ve gene
rallerin tragedya iin en uygun kahramanlar olmalar gerekir diye bir
kural sz konusu olamaz. Hebbelin Meister Anton'u, Ibsenin Gregers
Werlei, Hauptmannn Fuhrmann Henschelinin yazglar da bu ki-
ilerinki kadar trajik deil midir? Trajik olan ile zc olann ay
n anlam tamad kesinlikle kabul edilse bile, Schiller'in ileri
srd gibi gm kaklarn alnmasnn trajik olmadn ileri
srmek, en azndan demokratik olmayan bir davran olur. Bir du
rumun trajik olup olmad, sadece uzlamak bilmez ahlak ilkeleri
nin insan ruhunda ne derece gl bir biimde temellenmi olmas
na baldr. Trajik bir izlenimin yaratlmas iin, saltk deerlere
inanan bir toplumun bu deerlerin tartlmasna tank olmas ge
E M P R E S Y O N Z M 39i
rekmez. Hele bu tr deerlere olan inancna yitirmi b ir toplum iin
byle bir durum hi sz konusu olamaz.
Modern dram tarihinin en nemli sanats bsendir. Ibsen, sa
dece an tiyatro alannda yetitirmi olduu en byk yetenek ol
makla kalmaz, ayn zamanda ann ahlak sorunlarna en youn
dramatik ifadeyi veren sanatdr. Kuann en nemli sorunu olan
estetizm ile savamas, onun sanatsal geliiminin balangcn ve
sonunu belirler. Daha 1865 ylnda B jm sona yle yazmtr:
Eer size burada yurt dnda kalmamn esas nedenini aklamam
gerekiyorsa, bunu, bende byk bir etkisi olan estetizmden kurtul
mak iin yaptm sylemeliyim. Teoloji dinin bana nasl bela
olmu ise, bamsz bir varlk srdrme iddiasnda olan bu kendi
kabuuna ekilmi estetizmin de iir iin ayn belay oluturduu
n a inanmaya baladm (259). bsen, Kierkegaardn etkisi ile bu
sorunun stesinden gelir. Her ne kadar bsen bu dnrn reti
lerinden fazla bir ey anlamam olduunu itiraf etse bile, gene de
Kierkegaard onun geliiminde nemli bir rol oynam olmal
d r (260). Kierkegaardn dnsz 'ya o - veya retisi, bsen'in ahlak
konusunda sert ve hogrsz davranmasna neden olan etmen
d ir (261). bsenin ahlak hrslar kendi bana seim yapp karar
verm e gerekliliinin bilinci ve sanat 'insann kendi kendini mah
k m etmesi olarak kabul etmesi, hep Kierkegaardn dncelerin
den kaynaklanmtr. Brandn Hep veya Hi'inin, Kierkegaardn
'ya o - veyasna benzedii gzlemlenmise de, Ibseni asl etki
leyen, retmenin uzlama bilmezlii olmutur. bsen, romantizm
den ve estetizmden tmyle uzak olan ahlaksal davran anlayn,
Kierkegaarda borludur. Akl ile ilgili olan her eyi estetizme da
yanarak deerlendirmeleri ve tm deerlerin onlarn gzlerinde
az ok dehaya benzer bir zellik tamas romantiklerin ne denli
d ar grl olduklarnn bir belirtisidir. Kierkegaard, romantizme
k ar gelerek dinsel ve ahlaksal deneylerde gzellik ve dehann sz
konusu olamayacan ve din ehidi olmakla bir air ya da bir d
n r olmann tmyle farkl eyler olduunu vurgulayan ilk d
nrdr. Ondan baka Batnn ge romantizm devrinde estetiin s
n rlarn kavram ve bseni bu ynde etkileyecek olan dnr
yoktur. bsenin romantizmi eletirirken, Kierkegaarddan ne dere
ce etkilendiini tahmin etmek kolay deildir. Romantizmin gerek
lik ten uzak oluu, bu an genel bir sorunu olduundan, bsenin
de b u konuda savamas iin belki de bir uyar gerekmemiti. Fran
sz doalclnn tm , lksel olan ile gerek olan, iir ile haki
k at, iir ile dzyaz arasndaki eliki zerinde dnp durmu ve
yzyln nemli dnrleri, gereklik anlayndan yoksun olma
392 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

y, modern kltrn getirdii bir bela olarak kabul etmilerdir, b-


sen de bir dnr olarak, kendinden nce gelenlerin balattklar
savam srdrm ve romantizme kar gelenlerin en sonunda
birletii bu uzun kavgann son temsilcisi olmutur. Dma
na vurduu son ldrc darbe, rom antik idealizmin traji
-komedyasn tehir etmesidir. Don Kiot gibi bir yapttan son
ra tbsenin yaptnn bu konuda bir yenilik getirdii sylenemez;
ne var ki, Cervantesin yaratt kahramana olduka yaknlk ve ta
hamml gstermesine karn, tbsen, Brand, Peer Gynt ve Gregers
Werle gibi kendi kahramanlarn tmyle ykp mahveder. Onun ro
man kahramanlarnn lksel dilekleri, salt bencillik rnleri ola
rak gsterilir; bencil olanlarn sanattan ve incelikten yoksun olma
larndan tr bu bencillik tm acmaszl ile srp gider. Don
Kiotun lkleri kendi karlarnn tersi iken, bsenin lkcleri
nin en belirgin zellikleri, dierlerine kar hogrsz olmalardr.
tbsen, Avrupada kazand n, oyunlarndaki toplumsal nite
likli ve sonuta tek b ir dnceye indirgenebilecek m esaja
borludur. Bu mesaj, bireyin kendi kendisine olan grevlerini, ken
di kendisini fark etmesini, kendi doasn burjuva toplumu-
nun dar grl, budalaca ve modas gemi konvansiyonla
rna zorla kabul ettirmesini dile getirir. Romantik lknn az
ok yeni bir biimi saylabilecek olan bireycilik konusundaki bu
dnceler, bamsz kiiliin vlmesi, ve yaratc yaamn ycel
tilmesi, gen kuan zerinde en derin etkiyi yapan zelliklerdir.
Bunlar Nietzche'nin stn insan lks ve Bergsonun vita-
lizmi ile uygun dtkleri gibi, Shavv'n yaam-gc dn
cesine de yakndrlar. Ibsen aslnda, kiisel zgrl yaa
mn en yce deeri olarak kabul eden ve tm dnceleri d
balardan bamsz olan zgr bireyin kendisi iin pek ok ey ya
pabilecei, buna karlk toplumdan hibir yarar salayamayaca
inanc zerine oturtan anarist bir bireycidir. Onun ortaya att
'kendi kendinin bilincine varm a (self-realization)nn aslnda olduka
geni kapsaml bir toplumsal nitelik olmasna karn, byle b ir top
lumsal sorun onu ilgilendirmemektedir. 1871'de Brandese, Hi
bir zaman gl bir dayanma duygum olmad, diye yazar (262).
Onun dnceleri daha ok zel ahlaksal sorunlarla ilgilidir; top
lum onun iin neredeyse eytani kurallarn ifadesinden ibarettir. Top
lumda budalaln, nyargnn ve gcn egemenliinden baka hi
bir yn grememektedir. En sonunda Rosmersholm da en ak se
ik biimde ifade ettii, aristokratlara zg olan tutucu ahlaksal-
l benimsedi. Avrupada, yenilikilii, dar kafalla kar
oluu ve tm uzlamac tutum lara kar sert bir savaa girmesi sonu
E M P R E S Y O N Z M 393

cu tam anlamyla ilerici dncelere sahip bir yazar olarak kabul


edilmesine ramen, siyasal grlerinin daha uygun evre ve koul
la r altnda gzlendii lkesinde, kktenci Bjm sonun tersine, b
yk bir tutucu yazar olarak kabul edilmitir. Oysa Norvein d
nda onun tarihsel nemi daha doru bir biimde deerlendiril
m itir. Orada, Tolstoy ile karlatrlabilecek olan tek yazar olma
sa da, yzyl temsil eden birka kiiden biri olarak kabul edilmi
tir. O da, Tolstoy gibi nn ve etkisini edebi almalarndan ziyade,
bir eitici olmasna ve bir kkrtc olarak yapt etkinliklere bor
ludur. Sahneyi yce bir sonuca varmak iin bir ara olarak kulla
nan Ibsen, her eyden nce, byk bir ahlak ts, ateli bir
sulayc ve korkusuz bir gerek savunucusu olarak onurlandrl
m tr. Fakat Ibsenin bir politikac olarak adalarna syleye
cei hibir sz yoktur. Onun tm yaam gr derin bir eliki
ile doludur. Geleneksel deerlere, burjuva nyarglarna ve ege
m en durum daki topluma kar, gerekleeceine kendisinin de
inanm ad bir zgrlk dncesi iin savamtr. O, inansz bir
hal askeri, toplumsal lks olmayan bir devrimci ve sonunda
m utsuz b ir yazgc olup kan bir reformcudur.
Ibsen, sonunda, Balzacn, Frenhoferin, Rimbaudnun ve Mal-
la rm e 'n in durmu olduklar noktada durdu. bsenin sanat anla
y n a uygun bir kii olan son oyununun kahraman Rubek, birden
y a p t iten vazgeerek romantik akmdan bu yana hemen hemen
h e r sanatnn duymu olduu 'sadece sanat iin yaamaktan tr
y aam n kendisini yitirmi olmaduygusuna kaplr.'Vidda'da bir yaz
gecesi! Seninle! Ah! irene, bizim yaammz bu olabilirdi! Bu hay
k r b ir yerde modem sanatn tmn yarglayan bir ton tamakta
dr. Y aam n 'yaz gecelerinin yceltilip tanrlatrlmasndan, du
y u la r krletiren ve insan yaamdan haz duyamaz hale getiren
u y u tu ru c u bir maddenin insan doyurmayan bir benzeri tre
m i tir.
I b s e n in tek rencisi ve gerek izleyicisi Shawdr. Shaw, ro
m a n tiz m e kar sava etkili bir biimde srdren ve Avrupada
an b yk tartmasn derinletiren tek yazardr. Romantik kahra
m a n n m askesini dren; yce, tiyatrovari ve trajik hareket ve dav
ra n la r a olan balarn yklp yok olmasn salayan odur. Shawn
bu e tk is i ile sadece ssl olana, tantanal ve gsterili bir bi
im d e kahram anca, yce ve lksel grnene kar kuku artm;
bylece, duyguculuk ve gerekle kar karya gelmekten kama, d
zen b azlk ve hilecilik olarak kabul edilmeye balanmtr. Sanat, ken
di k e n d in i aldatm a psikolojisinden kaynaklanan Shaw, an en y
rekli v e uzlam a kabul etmeyen sanats olduu kadar, kendi ken
394 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

dini aldatanlarn maskelerini indiren en neeli ve en elenceli ya


ptlarn yazardr. Efsaneleri ykan ve yapntlar aa karan
mantnn kayna olan aydnlanmann mirass olduunu hibir
biimde yadsyamaz; ayrca, kkleri tarihsel maddecilie bal
olan tarih felsefesi anlay ile, kuann en ilerici ve modern
yazar olmutur, insanlarn dnyaya ve kendilerine baktklar a
nn, gerek olarak ileri srdkleri yalanlarn veya bunlarn gerek
mi gibi egemenliklerini srmelerine yardmc olmann ve bunlar
iin belirli durumlarda her eyi yapmaya hazr olmann, ideolojik
bir koullanma olduunu; dier bir deyile bunun ekonomik kar
lar iin ve toplumsal emellerin tatm in edilmesi sonucu meydana
geldiini gstermeye almtr. En kts de onlarn usd deil,
genellikle usu dncelere sahip olmalardr; bunlar sadece gerek
lik anlayndan yoksundurlar ve olaylar olduu gibi grememek
tedirler. Bu yzdendir ki Shaw'n abalarnn amac, usuluk, deil,
gerekilik, kahamanlarnn faculte matresse [101] i ise us deil,
iradedir (263). Bu durum, biraz, onun neden bir dram yazar olmay
yelediini ve en dinamik olan yaznsal tr, dncelerini ve el
verili biimde ifade edecek olan t r olarak setiini aklar.
Shaw, ann entellektalizmini paylam olmasa idi, ann
en yetkin temsilcisi olamazd. Onun oyunlar, ilerinde kaynayan
dramatik yaama, ounlukla seyirciye piece bien faitei anm satan
bir sahne etkisine ve biraz da ham durumda olan melodramatik
zelliklerine karn, temelde entellektel olan b ir nitelik tarlar;
hatta bu oyunlar, bsen'in oyunlarndan daha fazla 'dnce oyu
nu' olma zelliine sahiptirler. Kahramann kendini 'bilmesi
ve oyundaki kiiler arasndaki entellektel mcadele, modern
drama zg nitelikler deildir. Dramatik atmann eer ger
ekten bir anlam ve younluk kazanmas gerekiyorsa, balar
na gelen olaylarla savaan kiilerin tam bir bilinle hareket et
meleri gerekir. Karakterlerin bu entellektel olma zellikleri olma
dan dramatik ve trajik etki elde edilemez. Shakespearein en sanat
tan anlamaz ve dncesiz hareket eden kahramanlar, yazglarnn
saptanaca anda birer deha olup karlar. Dramatik tartm alar
olarak tanmlanan Shaw'n oyunlarnn toplumca benimsenmemesi-
nin nedeni, bu oyunlardan nce seyircilerin an baarl olmu e
lence piyeslerinden oluan dk dzeyde oyunlara alm olmalar
Ve gerek eletirmenlerin, gerekse toplumun, her eyden nce bu yeni
tre almalarnn gerekmesidir. Shaw, dramatik syleide fikri
seviyeyi korumada, kendinden nce gelenlerden ok daha titiz

[101] Ynlendirici yetisi.


E M P R E S Y O N Z M 395
d a v ra n m tr; zaten hibir toplum da, bu yzyln sonunda yaayan
| riv atro sev erler kadar byle bir gsteriden haz duymaya elverili de
ild ir . Shawn burjuva toplumuna yapt saldrlarn grnd
k a d a r tehlikeli olmadn ve hepsinden de nemlisi, yazarn
o n la r n ellerindeki paraya dokunmaya niyetli olmadn grnce,
b u r ju v a z i en ufak bir ekinme duymadan, en cesur ekilde yaplm
e n ie lle k t e l oyunlarndan bile haz duymulardr. Sonunda, burju
v a z i ile zdeleip bu snfn entellektel maskesinin bir blm
o la n zeletirinin de szcs olup kmtr.
Y zyln sonunda, bu yaam grnn ynn saptayan psiko
lo ji, b i r ifade psikolojisidir. Gerek Nietzsche, gerekse Freud, insa
n n , davranlarnn gdleri konusunda bildii veya bilir
g ib i grnd eylerin, genellikle kendi gerek duygu ve
e y le m le r in in gerek gdlerini saklamaya veya arptmaya ya
r a d dncesinden hareket ederler. Nietzsche, bu arptma ola
y n n nedenini, Hristiyanln balamasndan bu yana toplumda be
l i r e n bozulm alar, gerilemeleri ve kmekte olan insanln gsz
l n ; ahlak deerler, zgeci ve ileci lklermi gibi gster
m e a tlm la n n a balar. Freud, Nietzsche'nin uygarl tarihsel
a d a n eletirerek aklamaya alt bu kendi kendini al
d a t m a olgusunu, bireysel psikolojik zm yolu ile aklar
v e b ilin lili in gerisinde, insan davranlar ve eylemlerinin gerek
m o t o r u o la n bilindnn bulunduunu ve tm bilinli dnce
n i n , bilin d n n ieriini oluturan igdleri rten saydam bir
r t d e n baka bir ey olmadn ileri srer. Nietzsche ile Freud,
k u r a m l a r n gelitirirken, Marx hakknda bildikleri ve dndk
le r i n e olursa olsun, aklamalarnda ilk nce tarihi madde
c i l i k a k m n d a kullanlm olan zmleme tekniini kullanm
l a r d r . M a rx da insan bilincinin arptlm ve bozulmu olduunu
v e b u n d a n tr insann dnyay yanl bir adan grdn vurgu
l a m t . R uhsal zmleme (psikanaliz) deki 'ussallatrma' kavra
m , M a r x ve Engels'in, ideolojinin olumas' ve 'yanl bilin
f f a l s e consciousness) anlayna tpatp uymaktadr. Engels (264)
ile J o n e s (265), her iki kavramn da ayn anlama geldiini syler-
le r - n s a n l a r sadece eylemde bulunmazlar, bu eylemleri kendilerine
z gT, to p lu m b ilim se l ve psikolojik olarak saptanm yaklamlar
na g r e h a r e k e te geirip onlar hakl da gsterirler. Marx, snf -
l a r l a n i l e h arek et eden insann, sadece arptmalar ve gizemleme-
c r y a p m a k l a kalmayp, tm dncelerinin ve tm dnya grle-
i n i n a r p k ve yanl olacana ve kendi ekonomik ve toplumsal
l u r u m l a r n n gereindeki nyarglara uygun olandan bakasn g-
e m e y i p b a m szca yarg yapamayacaklarn ileri sren ilk d-
396 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

nrdr. Marx, trn tarih felsefesini, snf ayrmlar ile blnm ve


farkllklar yaratlm bir toplumda doru dnmenin olanakszl
zerine temellendirmitir (266). Tm bunlarn sadece bir kendi
kendini aldatma oyunu olduunu ve bireyin kendi eylemlerini ko-
ullayan gdlerin her zaman farknda olamayacam kabul etmek,
psikolojinin daha da gelimesi iin nemlidirler.
Ne var ki, tarihsel maddecilik de, anlatm teknii ile birlikte,
Marxn akla karmak istedii burjuva - anamalc yaam gr
nn bir rndr. Ekonomi, Batl insann yaamnda barol oy
nayan etken durumuna ulamadan nce, byle-bir kuramn akla bile
gelmeyecei dorudur. Ge romantik devirde ise, ortadaki her eyin
diyalektii, varlk ile bilincin birbirine kart doalar, duygularn
ve entellektel ilikilerin kart anlamll gibi deneyler nem-
senmekteydi. Yeni zmleme tekniinin ana ilkesi ise tm
ak ve ortada bulunan dnyann gerisinde gizli bir dnyann, tm
bilincin ardnda bilinsizliin ve grnrdeki her tekdzeliin a r
kasnda bir ztlamann bulunduu yolundayd. Bu yaklamn en
ok yanda bulanna gre, tm bireysel dnrlerin ve bilginlerin
tarihsel maddecilik yntemine olan bamllklarnn bilincin
de olmalar hibir ekilde gerekmemekteydi; dncenin m as
kesini syrp atma ve ifade psikolojisi teknii, yzyln zel
liklerinden biriydi ve Nietzsche Marxa, Freud da Nietzscheye o
denli baml bulunmamaktayd. Bu kiilerin tm, tm a vur
gulayan genel ekonomik ve toplumsal bunalma baml bulunm ak
taydlar. Bunlarn her biri kendi yolunda giderek zekann kendi
kendini saptamasnn bir kurgu olduunu ve hepimizin, iimizde
ve ou kez de bize kar alan bir gcn kleleri olduumuzu
kefetmilerdi. Daha sonra ortaya kan psikanalizde de olduu gi
bi tarihsel maddecilik doktrini, daha iyimser bir sonuca ulam as
na karn, zek erevesinin bir ifadesi eklindeydi. Bu anlatm da
bat dnyas, kendine olan cokun inancn yitirmiti.
Kendi bilincine en ok sahip ve aklc dnrler bile kendi ku
ramlarnn balang noktas olarak, her zaman kendi dnceleri
nin n-varsaymlarn ele almamlardr. Bunu genellikle ok sonra
farketmiler; bazen de hi farketmemilerdir. Freud bile gelii
minin, nispeten ileri bir evresine ulalana kadar, kendi psi
kanaliz yntemine ait sorunlarn kklendii deneyimleri ha
trlamad. Yzyln deitii sralarda ilgili her entellektel ve
sanatsal ifadenin kkeni olan bu deneyim, Freud tarafndan
'uygarlkla gelen rahatszlk duyusu (das Unbehagen in der
Kltr) olarak tanmlanmtr. Bu; an estetizm ve romantiz
minin de ierisinde bulunduu yalnzlk ve yabanclama duygula-
E M PR E SY O N Z M 397

rm, ayn sknty, kltr konusundaki ayn gven yitimini; bilin


meyen, anlalmaz, tanmlanmas olanaksz tehlikelerle evrilmi
olduunu sanma duyusunu dile getirmektedir. Freud bu zorluu,
bu dayanksz ve gvenilmez denge duygusunu geriye, igdsel ya
am cezalandrm olan darbeye ve zellikle erotik uyaranlara ka
dar izlemi; bylece ekonomik gvensizliin, toplumsal baar nok
sanlnn ve siyasal etkilerin oynadklar belirli rolden kendini tam
anlamyla syrmtr. Sinirsel rahatszlklarn elimize geen uygar
la kar dediimiz bedelin birer paras olduklarna artk ku
ku yoktur; ancak bunlar yalnz bu bedelin bir blmdr ve ou
kez topluma verdiimiz haracn yalnz ikincil bir yoludur. Kesin
kes bilimsel nitelikteki bu sonu nedeniyle Freud, insann manevi
yaamndaki toplumsal etmenleri deerlendirememi ve stn
ben (super-ego) de toplumun yargsal rnek varln sezmesi
ne karn, toplumsal geliimin yapmzda biyolojik ve igdsel
temel deiiklikler oluturabileceini yadsmtr. Bu adan bakl
dnda kltr biimleri tarihin ya da toplumbilimin rnleri ol
m aktan ok, igdlerimizin az-ok mekanik anlatmlar olarak
deer bulmaktadr. Burjuva-kapitalist toplumda anal-erotik i
gdler anlatm bulmutur; savalar, lm-igdsne baldrlar,
uygarlam bir toplumda yaamann huzursuzluu, cinsel istein
(libido) bask altna alnm olmasyla aklanabilir. Cinsel igd
y a ra tc entellektel almalarn tek ya da en nemli kayna ola
ra k kabul edildiinde; psikanalizin eritii en yksek doruk nok
talarndan birisi olan yceltme kuram (theory of sublimation)
bile kltr kavramnn tehlikeli bir biimde basitlemesi ve
kabalam as gibi bir durumla kar karya kalmaktadr. Mark-
s is tle r psikanalizi, tarihsiz ve toplumsuz boluk ierisinde y
zen b ir yntem olmaktan karp, deimez insan doasnn ko
ru y u c u su olan idealizm'in bir kalnts olarak deerlendirirken hak
ld rla r. te yandan Marksistlerin amalar arasnda, psikanalizin
k m e k te olan burjuva snfnn bir yarats olduunu ve bu snfla
b irlik te ortadan kalkmas gerektiini kabul ettirme abas; bu ama
l a r ara sn d a en dogmatik nitelik tayandr. Aralarnda tarihsel mad
d e c ilik de bulunmak zere yaamakta olan entellektel deerler bu
' k halindeki' burjuvazinin yarats deilseler, acaba nedirler?
E e r psiko-analiz gp gitmekte olan bir olaysa, tm doac ro
m a n ; izlenimcilerin tm kokumaktadr, yani on dokuzuncu yz
y ln elikilerini belirleyen her ey, rmtr.
T hom as Mann, Freudun yeni balamakta olan yzyln mantk
s z lk la ry la derinlemesine urama nedeninin; aratrm a konular;
y a n i bilinalt, tutkular, igdler ve dler olduuna iaret etmek
398 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

tedir (267). Ancak Freud zek yaamnn gizli blgelerinde merkez


lenmi olan bu neo-romantik akm a gerek anlamda bal olmak
la kalmam, ayn zamanda uygarlk-ncesine ve aklclk-ncesine
kadar dayanan romantik dncenin tm ynleriyle balang ve
kken bakmndan da derinden ilgilenmitir. Uygarlamam ig
dsel insann sahip olduu zgrlkleri anlatrken duyduu ho
nutlukta, Rousseauculuun byk pay vardr. Ve Freud babasn l
drerek ailesinin dii yeleriyle kar-koca yaam sren doa adam
nn Rousseau'ya zg deyimiyle mkemmel olarak nitelendirilmesi
gerektiini ileri srmemekle birlikte; uygarln ilerlemesi sra
snda insann daha iyi ya da daha mutlu b ir durum a getiin
den kuku duymaktadr. Psikanaliz konusunda aklc olmann ger
ek tehlikesi; madde seiminde ya da kltr etkisiyle deimemi
olan ilkel insana kar sempati duymasnda deil; kuram nn te
mellerini doa ve igd zerinde kurmu olmasndadr. nsan do
asnn tarihsel adan deimez b ir nitelik tadn kabul eden
gr zerine kurulmu insanla ilgili tm diyalektik kavram-
Jar; aklclk d bir eyle bir tutuculuk esi ierir. nsa
nn geliim kapasitesine inanmayanlar, insann ve onunla b ir
likte toplumun deimesini istemeyenlerdir. Tutuculuk ve karam
sarlk burada, karlkl olarak birbirlerini koullandrmaktadr.
Ancak Freud tutucu ya da mantksz olmad gibi, gerek b ir ka
ramsar da deildir. Kesinlik tamayan tm etkenlerine karn
yapt almalar, kendiliinden bir insanlk sevgisinin ve ilerleyi
ci bir zekann hatasz kantlarm iermektedir. Bunu kantlamak
gerekli de deildir, ancak bu konuda kant arandnda herhangi
bir zorlukla karlalmaz. Freud mantn igdler zerindeki g
c konusunda kukulara sahiptir, ancak zekmz dnda bunlar
denetim altna alabileceimiz baka bir aracn da elimizde bulun
madn vurgular. Ve bu, yeterince umutsuz bir durum deildir.
Freud, Akln sesi yumuaktr demektedir; ancak kendini duyu
rana kadar da susmay bilmez... nsanolunun gelecei konusunda
iyimser olmaya alanlarn elindeki pek az dayanak noktasndan
biri de, budur; ancak bunun doruca kendisi, pek fazla anlama sa
hip deildir. Ve bundan, dier um utlar iin balang noktas ola
rak yararlanmak mmkndr. Akln ncelii kesinlikle uzakta, ol
duka uzaktadr; ancak hibir zaman eriilemeyecek kadar uzakta
deildir (268).
Freud ann ktlklerine kar direnir, ann ruhunu satm
olduu meum mantksz glerle arpr; ancak hem ann snr
lamalarna hem de baarlarna saysz balarla baldr ve bal
kalr. Bireysel ayrcalklarn Marxtakine oranla daha byk ve
E M P R E S Y O N Z M 399

nemli rollere sahip olduunu kantlayan ifade psikolojisi ilkesi; a


n grecelikli felsefesiyle ve yaamn izlenimci grn ile sk s
kya baldr. Duyularmzn ve izlenimlerimizin, ruhsal durumumu
zun ve grlerimizin her zaman deitii; gerein kendisini bize
her zaman deiebilen, dayanksz ekillerde tantt; ondan
edindiimiz her izlenimin ayn zamanda bilgi ve kuruntu oldu
u yolundaki deneyimlerimize dayanan aldatclk kavram; izle
nimci bir grtr ve Freudun 'insann yaamn kendinden ve di
erlerinden sakl tuttuu sorunuyla ilgili tasarm da, izlenimcili
in ortaya kmasndan nce kolay kolay kabul edilebilecek bir ta
sarm deildir. zlenimcilik dneminde hem sanat, hem de dn
celerin aa vurulduu bir sluba kavuulmutur. Yzyln son
birka on-yllk dnemine egemen olan tm felsefe, buna baldr.
Grecilik, znelcilik, ruhbilimcilik, tarihilik, kart-sistemcilik,
akl dnyasnn atomlarna ayrlmas ilkesi ve gerein perspektif
doas konusundaki doktrin; Nietzsche, Bergson, pragmatistler ve
Alnan akademik idealizminden bamsz olan tm felsefe eilim
lerinde ortak olarak karmza kan elerdir.
Nietzsche Gerek hibir zaman bir soyutun koluna aslm
deildir der. Kendi ierisinde bir sonu olan bilim, n-varsaymlar
olmayan gerek, ilgisizlikle karlanan gzellik, zgeci ahlak gibi
etkenler hem Nietzsche, hem de adalar iin birer yapnt nite
liindedir. ileri srdne gre gerek olarak adlandrdklar ger
ekte, yaam-uyarp, g-kazandran ve yaamn srp gitmesi iin
gerekli olan yalanlardr (269) ve temelde pragmatizm; bu eylemci
ve faydacl gerek kavramn benimser. William Jamesin dedii gi
bi gerek; etkin, yararl ve kazanl olandr; zamann deneyleri
ne kar duran ve 'deyen'dir. zlenimcilikle daha iyi bir uyuma
halinde olan bir kavrama kuram dnebilmek olanakszdr. Her
gerein belirli bir gncellii vardr, bu da yalnz belirli durumlar
da geerlidir. Gerein ifadesi olan bu gr, baka bir eyle ilintisi
olm ad iin baz belirli koullarda kesinkes anlamsz ola
bilir. Eer Ka yandasnz? sorusuna birisi Dnya gnein ev
resinde dnmektedir eklinde bir yant verirse, bu yant bir ger
ein ifadesi olmakla birlikte bu durumda tamamen anlamsz ka
lacaktr. Gerek, zmlenmesi olanaksz bir zne-nesne ilintisidir;
bu ilintinin bireysel eleri birbirinden bamsz olarak dnle
mez ve kesinlik tayamaz. Biz deiiriz, nesneler dnyas da bizim
le b irlik te deiir. Yzlerce yl ncesi iin doru olabilen doa ve
ta rih olaylar hakkndaki ifadeler, gnmzde bu niteliklerini yitir
m ilerdir. nk gerek dediimiz ey de bizler gibi devaml hare
ket, geliim ve deiim halindedir. Gerek, yeni ve beklenmeyen
400 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

rastlant olgularnn bir toplamdr ve hibir zaman sona ermi


olarak kabul edilemez. Tam anlamyla pragmatist olan dnce
okulu, sanatnn gerek konusundaki izlenimci deneyimlerinden
doar; burada, sanat dnyasnda gerekle olan ilinti; bu felsefenin
deneyimlerin tm olarak kabul ettii eydi. Dr. Johnson, Cole-
ridge, Hazlitt ve Bradley'in Shakespeare'i artk yoktur; byk dram
sanatsnn yaptlar artk, nceden olduklar gibi deildirler. Bu
yaptlardaki szckler ayn olabilir; bununla birlikte szcklerden
yaplm olmasna karn yazn almas ayn deildir; nk bu
ayn zamanda szcklerin anlam larndan kuruludur ve bu anlam
da kuaktan kuaa deimektedir.
izlenimci dnce en saf ifadesini Bergson'un felsefesinde ve
hepsinden gzel olarak da, onun izlenimcilik iin yaamsal deer
tayan ortam olan zaman yorumlamasnda bulmaktadr. Daha
nce hi olmayan ve daha sonra da yinelemeyecek olan o ann e
sizlii, on dokuzuncu yzyln temel deneyimiydi ve zellikle Flau-
bert'inkiler olmak zere tm doac rom anlar bu deneyimi tanm
layp zmlemekle uramlardr. Ancak Flaubertle Bergson'un
felsefeleri arasndaki temel ayrm; birincinin zaman, ideal yaam
maddesinin tahrip olduu bir blnme esi olarak grm olma
sdr. Zaman kavrammzdaki ve dolaysyla da gerekle ilgili de
neyimlerimizdeki deiiklik basamak basamak olumakta; nce iz
lenimci resim'de, sonra Bergsonun felsefesinde ve son olarak da
hepsinden daha anlaml ve ak bir ekilde Proustun almalarn
da karmza kmaktadr. Zaman artk zlme ve ykm ilkesi de
ildir; dnce ve ideallerin deerlerini, yaamla akln zlerini yi
tirdikleri bir e olmaktan kmtr. Zaman artk bizlerin kendi
manevi yaantmz, yaayan doamz hakknda bilgiler edinmemize
yardm eden, l madde ve kat mekanike ters den bir tezdir.
Ne olduumuzu yalnz zamanla deil, zaman geerken anlarz. Biz
yalnz yaammzdaki bireysel anlarn toplamndan ibaret deiliz,
bu anlarn her yeni bir hareketle deimekte olan ynlerinin de bir
sonucuyuz. Gemi olan zaman bizi zayf klmaz, bizim yaantmz
dolduran bu zamandr. Bergson'un felsefesi Proustun romanlarn
da hakl kmaktadr. Bergsonun zaman anlay ilk kez bu roman
larda yaratcln gstermektedir. Varolu,'gerek yaama, hare
ketlere, renklere; gemiimizin br sonucu olan o ann perspektifin
den yansyan ideal, saydamla ve manevi ierie sahiptir. Geen
ve yitmi olan zamann anmsanmasndan, yeniden yaanmasndan,
canlandrlmasndan ve fethedilmesinden daha baka bir mutluluk
dnlemez. Proustun dedii gibi gerek cennetler, yitirilmi olan
cennetlerdir. Romantizmden beri sanat, yaamn yitirilmesinden
E M P R E S Y O N Z M 401

s o r u m l u o lm u tu r ve Flaubert'in 'dire ve avoir trajik bir dei


k e n o la r a k kabul edilmitir. Proust sanatta, dnmede ve anm
s a m a d a y a a m a sahip olabileceimiz yollardan biri deil, yalnzca
b ir t a n e s i o la n biimi ilk kez gren kimsedir. Yeni zaman kavram
a n e ste tiz m in i deitirmez, ona yalnzca daha yattrc bir g
r n m v e rir. Proustun felsefesi hasta, diri diri gmlm b ir in
s a n n k e n d i kendini aldatmas ve kendi kendini avutmasndan iba
re ttir.

STT 26
FLM AI

Yirminci yzyl tpk on dokuzuncu yzyln 1830lardan son


ra balam olmas gibi; Birinci Dnya Savandan, yani yirmili yl
lardan sonra balar. Ancak sava yalnz, varolan olanaklar arasn
dan seimler yaplmasn salayacak b ir dnm noktas ola
rak kendini gstermektedir. Yeni yzyln sanatndaki temel ei
limin de nceki dnemde yaam ncleri vardr: Cezanne ve neo
-klasikler kbizmin; Van Gogh ve Strindberg ekspresyonizmin;
Rimbaud ve Lautreamont ise srrealizmin ncleri saylr. Sanat
sal geliimin devam etmesi, ayn dnemdeki ekonomik ve toplum
sal yaamdaki belirgin bir durgunlukla uyum halindedir. Sombart
yksek anamalcln yaamn yz elli ylla snrlamakta ve onu,
savan kmasyla sona erdirm ektedir. Sombart 1895-1914 yllar
nn kartel ve trst sistemlerini, eski aa ait olaylar ve yaklaan
bunalmn belirtileri olarak deerlendirmek isteindedir. Ancak
1914ten nceki dnemde anamalcln knden sz edenler yal
nzca sosyalistlerdir; orta snf halk evreleri sosyalizm tehlikesinin
farkndadr, ancak ne anamalc ekonominin i elikilerine, ne de
ara sra kan bunalmlarn bu yntemle yenilemeyeceine inanmak
tadrlar. Bu evrelerde, sistemin kendisinde bir bunalm olabilecei
dncesi yoktur. Cretli dn tarz savan sona ermesini izle
yen ilk yllarda da devam eder ve burjuvaziye hakim olan atmosfer,
rktc farkllklarla arpmak zorunda kalm olan aa orta
snfn aksine hi de umutsuz deildir. Gerek ekonomik kriz Ame
rikada 1929 ylnda ortaya kan, sava ve sava sonrasndaki ge
limeyi sona erdirerek retim ve datmn uluslararas ynde plan-
lanmamasnn sonularn ortaya koyan iflslarla balar. imdi in
sanlar her yerde anamalcln yol at buhrandan, serbest ekono
mi ve liberal toplumun baarszlndan, yaklaan bir felaketten
ve ihtilal tehlikesinden sz etmektedirler. Otuzlu yllarn tarihesi
toplumsal eletiri, gerekilik ve eylemcilik, siyasal davranlarn
radikallemesi ile geen bir dnemin tarihesidir. Giderek daha yay
gn b ir tarzda, buna ancak kkl bir zmn son verebileceine,
dier bir deyimle lml partilerin artk modalarnn getiine ina
nlmaktadr. Ancak hibir yerde burjuva yaantsnn burjuvaziyi
amas nedeniyle ortaya kacak krizden sz edilmemekte; burjuva-
F L M A I 40 3

zi d n e m i n i n sona erdii de hibir yerde konuulmamaktadr. Fa


iz m v e bolevizm , orta snf yaantsnn artk yaayan b ir l ol
d u u ; lib e ra liz m ve parlamentarizme kar ayn uzlamaz tutu
m u n iz le n m e s i gerektii gibi konularda ayn grleri paylamakta
d r l a r . B i r b t n olarak aydnlar itaate, disipline, diktatrle daya
n a n b i r e it otoriter devlet ekli yannda yer almakta; yeni bir kili
se, y e n i b i r skolastik felsefe ve yeni bir t r Bizantinizm [102] ortaya
a t l m a k t a d r . NietzscheveBergsonun dirimselciliiyle karm olan
z a y f d m edebiyat tabakann faizme ilgi duymas; onun m ut
la k , k a t , kuku gtrmez deerlerine ait hayaller ve aklclkla bi
r e y s e lc ili in sorum luluklanndan kurtulmak umudundandr. Aydn
l a r k o m n iz m sayesinde geni halk kitleleriyle temas kurabilecek
l e r i n i v e toplum ierisindeki yalnzlklarndan kurtulabileceklerini
u m m a k ta d rla r.
B u k u k u lu durumda liberal o rta snfn szcleri, faizm ve
b o l e v iz m in ortak zelliklerine nem vermekten ve birini dieriyle
k t le m e k te n daha iyi bir ey dnemezlerdi. Bu szcler her iki
s in d e d e v ar olan insafsz gerekilie dikkati ektiler ve insafsz
b i r te k n o k ra s id e organizasyon ve devlet ekillerinin indirgenebile
c e i o r t a k b ir payda buldular (270). eitli otoriter devlet ekilleri
a r a s n d a k i ideolojik ayrmlar byk bir istekle gzden uzak tuta
r a k b u n la r saf birer teknik olarak tanmladlar. Kukusuz toplum
s a l d zen lem en in eitli farkl biimleri arasnda belirli b ir benzer
lik v a r d r . Nitekim teknie tutku ve buna bal olan standardizas
y o n d a n hareket edildii taktirde, Rusya ile Amerika arasnda bile
b ir b e n z e rlik bulunabilir (271). Gnmzde hibir devlet makinas
'y n e tic ile r ' olmakszn baar kazanamaz. Bunlar teknisyenlerin
f a b r ik a la r n iletmeleri ve sanatlarn onlar iin resim yaparak
y a z y a z m a la r gibi az-ok geni kitleler adna siyasal gleri kul
la n m a k ta d r la r . Burada her zaman karmza kan soru hangi g
c n u ygulanddr. Bugnk dnyamzda hibir ynetici, halkn
k a r l a r y l a ilgilenmediini kabul etmek cesaretini gsteremez. Bu
a d a n bakldnda bizler gerekte, bir kitle toplumu ve kitle de
m o k r a s is i ierisinde yaamaktayz. Geni kitleler siyasal yaamda
b ir p a y a sahiptirler.
D n e m in kltrne hakim olan felsefe, bu 'kitlelerin ayaklan
m a s n d a n modern kltrn dengesizliini ve soysuzlamasn sorum
lu t u t t u ve bu kltr zerine, akl ve ruh adna saldrlar yapl
d (272). A r ularda bulunanlarn hemen tm, bu felsefenin altn
da y a t a n kltrel eletiriyle bir lde karm bulunan bir inan-

[102] K arm ak ve iinden klmae yntemler kullanma eilimine verilen ad.


404 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

ca sahiptiler. Her iki partinin bunu kesinlikle birbirinden farkl an


lamda aldklar ve ruhsuz bilimsel dnya grne kar bir yan
dan pozitivizmle, dier yandan da anamalclkla sava atklar ger
ektir. Ancak otuzlu yllara kadar aydnlarn iki ayr gruba bl
n son derece eitsiz saydadr. Aydnlarn byk blm, bilinli
ya da bilinsiz olarak, Bergson, Barres, Charles Maurras, Ortega y
Gasset, Chestertn, Spengler, Keyserling, Klages ve geri kalan dier
lerinin fikirlerinin bysne kaplarak tutucu davranmlar ve fa
izme yol amlardr. 'Yeni Orta a, yeni Hristiyanlk, 'yeni Av
rupa kart-devrimin eski romantik alannda bulunmaktadr. Bi
limde devrim', doal bilimlerin mekanizmasna kar maneviyatn
harekete geirilmesi gibi kavramlar; 'demokratik ve toplumsal ay
dnlanmaya kar, dnyada oluan byk tepkinin balangcndan
baka bir ey deildir (273).
Bu 'kitle demokrasisi dneminde daha byk gruplar adna is
teklerde ve iddialarda bulunma giriimleri ortaya kt ve sonun
da Hitler, grnrde halknn byk blmn asilletirme amac
n gden oyununu tezghlad. Yeni 'demokratik' asilletirme ilemi
Baty Douya, Asyaya ve Rusyaya kapatarak balatld. Bat ve
Dou dzeni ve Kaosu, otoriteyi ve anariyi, tutarl ve ihtilali,
disiplinli aklcl ve azgn mistisizmi temsil eden dnyalar olarak
kar karya getirildi (274). Rus edebiyatnn bys altnda olan
sava sonras Avrupa, Dostoyevski mezhebi ve onun Karamazofizmi
ile birlikte karmaaya giden bir yolda yrd konusunda uya
rld (275). Voge zamannda Rusya ve Rus edebiyat hibir ekil
de Asyal deildi; bunun aksine gerek Hristiyanln temsilcileri,
putperest bat iin bir model oluturmaktayd. Bununla birlikte o
zamanlar Rusyada hl bir ar vard. Yeni din savalar B atnn
tam anlamyla kurtarlacana gerekten inanmamaktaydlar ve si
yasal alandaki umutsuzluklarn genel bir karamsarlk rts altn
da saklamaya abaladlar. Bunlar tm Bat uygarln siyasal
umutlaryla birlikte gmmeye karar verdiler ve kn gerek bi
rer mirass olarak 'B atnn kn kabullendiler.
Yzyln btk tepkisel hareketi, sanat dnyasndaki izlenimci
liin reddedilmesi eklinde belirdi. Bu deiiklik birok bakm
dan sanat tarihinde, Rnesanstan beri grlen tm deiikliklere
oranla daha derin bir yara at ve sanatsal doalclk eilimini te
melde etkilemedi. Biimcilikle kart-biimcilik arasnda b ir gidip
-gelme hareketi her zaman var olmutur, ancak sanatn yaam iin
ilevi ve doaya olan ball, ilke olarak Ortaadan beri hibir
zaman tartlmamtr. Bu bakmdan izlenimcilik doruk noktas
dr ve drtyz yl akn b ir zamandan beri olagelen geliimin so-
F L M A I 405

n u d u r. Izlenimcilik-sonras sanat, ilke olarak tm gerekilik ha


yallerini terkeden ve bunun yaam zerindeki sonucunu doal nes
nelerin deformasyonuyla ifade eden ilk akmdr. Kbizm, konstrk-
tivizm , ftrizm, ekspresyonizm, dadaizm ve srrealizm; doaya
bal olan ve gerei yanstan izlenimcilikten uzaklamak gibi or
tak b ir noktaya sahip olan akmlardr. Ancak izlenimciliin dorudan
doruya kendisi byle bir geliime zemin hazrlamtr. nk izle
nim cilik gerein btnletirici bir tanmlanmasna, znenin bir b
tn o larak nesnel dnya ile yzletirilmesine istek gstermemi; bu
nun yerine geree sanat adna el konulmas olarak adlandrlan
olaylarn balangcn vurgulamtr (276). zlenimcilik sonras sanat,
doann yinelenmesi olarak adlandrlamaz; bunun doayla olan il
gisi yalnzca doaya tecavz etmekten ibarettir. Gerein kysnda
yer alan nesneleri reten bir eit sihirli doalclktan sz edebili
riz, ancak bunun yerini almak da istemeyiz. Braque, Chagall,
R ouault, Picasso, Henri Rousseau, Salvador Dali gibi sanatlarn
yaptlar karsnda, bunlarn farkllklar nedeniyle kendimizi ikinci,
st n b ir dnyadaym gibi duyarz. Bununla birlikte bu stn dn
yada sradan gerein birok zellikleri vardr ve yine bu dnya,
szkonusu gerekle uyuamayan, ona stn gelen bir eit varolu
u yanstm aktadr.
Bununla birlikte modern sanat, bir baka ynden de izlenimci
lik kartdr: Modern sanat temelden irkin bir sanattr; izlenim
ciliin ahenginden, byleyici biimlerinden, tonlarndan ve renk
lerinden vazgemitir. Resimdeki resimsel deerleri ykm, m
zikte melodi ve tonaliteyi, iirdeyse imgeleri dikkatle ve vazgemez
bir biim de yrrlkten kaldrmtr. Ssleyici ve sevindirici, ho
ve gzel her eyden sinirli bir ka ierisindedir. Debussy Alman
rom antizm inin duyusallna kar saf bir harmonik yap ve bir ton
soukluu kullanm ve bu romantizm kartl Stravinsky, Schoen-
berg ve Hindemithte bir espressivo-kart halinde younlaarak
on dokuzuncu yzyln duygulu mziiyle olan tm balantlar yad-
sm tr. Modern sanatn amac duyularla deil, aklla yazmak,
resm etm ek ve bestelemektir; gerilimli titreimler bazen yapnn ka-
tkszlna, dier zamanlarda da metafizik grn ar sevinci
ne terkedilm itir; ancak ne pahasna olursa olsun izlenimci dne
m in k endini beenmi duyusal estetizminden ka istei ortadadr.
K u k u su z izlenimciliin doruca kendisi, modern estetik kltrn
iin d e bulunduu kritik durumun farkndadr; ancak bu kltrn
acay ip lii ve yalancln ilk kez vurgulayan, izlenimcilik sonras
s a n a ttr. Kafka, Picasso ve Joyce'un yaptlarnda bu nedenle zevke
ynelik, ehevi duyularla savalmakta, sknt, eza ve knt ile
406 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

karlalmaktadr. Eski sanatn duyusallndan kopmak, onun


hayallerini ykmak istei o denli ileri gitmitir ki artk sanatlar
bu eski sanatn ifade, anlatm yollarn kullanmaktan bile kan
makta ve Rimbaud gibi kendilerine ait yapay b ir dil yaratmay ye
lemektedirler. Schoenberg kendi yirmi-tonIu sistemini icat etmi
tir ve Picassonun her resim yapnda sanki resim yapma sanatn
yeni batan kefediyormuasna bir tutum izledii sylenir.
Geleneksel anlatm yollarna kar alan sistematik sava ve
bunun sonucu olarak da on dokuzuncu yzyla ait sanatsal eilim
lerin, geleneklerin yklmas, 1916 ylnda dadaizmle balamtr.
Sava srasnda ortaya kan ve insanl savaa srklemekle su
lad uygarla kar bir protesto niteliini tayan dadaizm, tm
bu nedenlerinden tr bir t r bozgunculuktur (277). Dadaist ak
mn tm amac, hazr-yaplm biimlerin ekiciliine ve gelenek-
sel-ancak anm olduu iin deersiz kalan ve anlatm yaplacak
objeyi sahteletirerek tm anlatm kendiliindenliini ykan lengis
tik kalplara kar gsterilen direniten ibarettir. Dadaizm, bu ba
kmdan kendisiyle tam bir gr birliinde olan srrealizmle birlik
te, anlatmn dorudanlna ynelik b ir abadr; dier b ir deyimle
temelde romantik zellik tayan b ir akmdr. Bu aba bildiimiz
gibi Goethenin de farknda olduu deneyimlerin, biimlerle sahte
letirilmesine kardr. Romantizmde yazn alannda kaydedilen
tm gelime, dilin geleneksel biimlerine kar kmak olduundan
son yzyln edebiyat tarihi bir bakma, doruca dilin b ir yenilen
me tarihesidir. Ancak on dokuzuncu yzylda eski ile yeni; gele
neksel biimlerle bireyin kendilikilii arasnda bir denge kurul
masna allrken, dadaizm; gnn geerli ve tkenmi tm anla
tm yollarn tam olarak ortadan kaldrmak isteindedir. Dadaizm
tmyle kendiliindenci bir anlatmn peindedir ve bu nedenle de
kendi sanat kuramn bir elime zerine kurmutur. Srrealizmin
de yapt gibi bir kimseye bir eyi anlatmak, ancak ayn zamanda
tm iletiim yollarn da ykmak ve yadsmak acaba nasl mmkn
olacaktr? Fransz eletirmen Jean Paulhan yazarlar, dille olan ili
kilerine bakarak iki farkl gruba ayrm aktadr (278). Paulhan dili
tahrip edenleri; yani dildeki basmakalp, geleneksel biimlerle ha-
zr-yaplm klieleri tmyle uzaklatrarak, dilin tehlikelerinden
kopmu, el dememi, orijinal esine snan romantikleri, simgeci
leri ve srrealistleri, 'terristler' olarak adlandrmaktadr. Bunlar
akln yaayan, akc, iten yaantsna ynelik tm duraksamalarla,
tm maddeletirme ve kurumlatrmalarla; yani dier bir deyimle
tm 'kltrle savamaktadr. Paulhan bunlarla Bergson arasnda
balant kurmakta ve bunlarn manevi deneyimin orijinallii ve
F tL M A I 407
dorudanln korumak yolundaki giriimlerinde sezgiciliin ve
elan vital kuramnn etkili olduunu sylemektedir. Paulhan'a g
re dierleriyse; basmakalp ve klie anlatmlarn karlkl anlaa
bilirle iin denmesi gereken bedeller ve edebiyatn karlkl ileti
im olduunu bilen yazarlardr ve'sz bilimciler(rhetoricians) olarak
adlandrlrlar. Paulhan'a gre yalnz bunlarn tuttuu yol geerlidir;
n k edebiyatta devaml olarak 'terr' kullanmak, mutlak sessizlik,
yani entellektel bir intihar anlamna gelir. Srrealistler kendile
rin i bundan ancak, devaml olarak kendi kendini aldatma yoluyla
kurtarabilm ilerdir. Srrealizm doktrininden daha kat ve kt-an-
layl bir gelenek ve srrealistlerinkinden daha kuru, tekdze bir
sanat yoktur. 'Otomatik yaz yntemi aklc ve estetik denetim al
tnda bulunan sluptan esneklii ok daha az olan bir yntemdir
ve bilinsizlik ya da en azndan bilinten mmkn olduunca
az yararlanm a bilinlilie oranla ok daha gsz ve basittir. Bu
n u n la birlikte dadaizm ve srrealizmin tarihsel nemleri temsilci
lerinin yaptlarndan deil, edebiyatn kendisini simgesel akmn
sonunda bulduu kmaz sokaa; gerekle artk hibir balants
kalm ayan edebi bir gelenein ksrlna dikkati ekmi olmalarn
d an d r (279). Mallarme ve sembolistler akllarna gelen her gr
n, en iten doalarnn bir anlatm olduunu dnrler; bu da
'szcn bysne' inanan ve onlar birer air haline getiren mis
tik b ir inantr. Dadaist ve srrealistler nesnel, darda, biimsel,
aklc olarak dzenlenmi herhangi bir eyin insan anlatp anlata
mayaca konusunda kuku duymaktadrlar, ancak ayn zamanda
bu t r bir anlatmn tad deer konusunda da kuku duyarlar.
B u n larn dncelerine gre kiinin ardnda bir iz brakmas, ger
ek ten kabul edilmesi olanaksz' bir eydir (280). Bylece dadaizm,
e ste tik kltrn nihilizmi yerine yeni bir nihilizm yerletirmekte
dir. B u yeni nihilizm, yalnz sanatn deeri hakknda deil, insan
ln t m olarak durumu hakknda da kukular tamaktadr. Sr
re a list manifestolardan birinde de belirtildii gibi, 'sonsuzluk stan
d a rd y la lld takdirde insanln tm eylemleri anlamsz
d r (281).
A ncak Mallarme gelenei sonuna gelmemitir. 'Szbilimciler'
a ra s n a giren Andre Gide, Paul Valery, T.S. Eliot ve daha sonra
d a R ilke; srrealizme olan tm tutkularna karn sembolist yn
de y a p tla r vermeyi srdrdler. 'Szcn bysne' inanan bu
y a z a rla r; kolay olmayan, olgun bir sanatn temsilcileridir; bunlarn
iiri, d ilin ve yaznsal gelenein ruhu zerine kurulmutur. Joyce'un
U lyssesi ile T.S. E liot'unorak lke(The Waste Land)si ayn zaman
da,. 1922 ylnda ortaya karak yeni edebiyatn iki ana yolunu izdi
408 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

ler: Bunlardan biri ekspresyonist ve srrealist ynde dieri ise simgeci


ve biimci ynde ilerlemekteydi. Aklc yaklam her ikisinde aynyd;
ancak Eliotun sanat kltr deneyiminden, Joyce'un sanatysa ka
tksz, ilk varolu deneyiminden yola kmt. Bu tanmlamalar
Goethe zerinde yazd kitabn giri blmnde yapan Friedrich
Gundolf, dnemin tipik dnce tarzn gzler nne sermektey
di (282). Bunlardan birinde esin kayna tarihsel kltr, entellek-
tel gelenek ve dnlerle biimlerin miras; dierindeki esin kay
na ise yaamn dorudan gerekleri ve insan varoluunun sorun
laryd. T.S. Eliot ve Paul Valerye gre nde gelen temel her za
man, bir dnce, bir sorun; Joyce ve Kafkaya greyse mantksz
bir deneyim, bir grnt, metafizik ya da mitolojik bir imgedir.
Gundolfun kavramsal olan ayrm, modern sanatn tm alanla
rnda geerli olan bir ikiye blme ilemidir. Bir yanda kbizm ve
konstrktivizm, dier yandaysa ekspresyonizm ve srrealizm; sra
syla kesin olarak biimsel olan ve biimi bozan iki eilimi somut
latrmakta ve bunlar ilk kez yan yana karmza karlmaktadr.
Kar karya gelen bu iki tarz, melez biimler ve bileimler olu
turduundan durum tmyle ok daha zeldir. Bylece bir insan,
birbirine zt iki eilimin atlam bilinci konusunda ok daha iyi
bir izlenim edinebilmektedir. Bu stilistik eilimlerin birinden di
erine ani bir gei gstermi olan Picasso, ayn zamanda am
zn rnek sanats olarak bilinir. Ancak kendisini derleyici ve hi
civ ustas olarak adlandrmak (283), karlarnda isyan bayran
at sanat kurallarna ne derece egemen olduunu gstermek (284),
onu Stravinsky ile karlatrarak, onun modern mzik amacyla
modellerini nasl deitirdiini; Bach, Pergolesiyi ve daha sonra
da aykovskiyi kullandn anmsamak; (285) tm yky an
latm olmak deildir. Picassonun derleyicilii kiilik biriminin
kasten yklmak isteniini vurgular; yapt taklitler orijinallik mez
hebine kar birer protestodur; gerei deforme etmesi ve bunu her
zaman yeni yeni klklara brndrerek gstermesi ve bunlarn
rastgeleliini daha gl bir yoldan gsterme amacn gtmesi, her
eyden ok 'doa ve snat tamamen ayn birer olaydr biimindeki
savn dorulamak amacyladr. Picasso kendisini bir ricac, bir
hokkabaz, bir takliti yerine koyar; i sesiyle, 'al ya da brak il
kesiyle kendine olan saygs ve tapnmasyla romantik kartln
dna kar. Deha kavramyla ve alma ve slup birlii sorunuyla
yalnz romantizmi deil, ayn zamanda Rnesans da yadsm olur.
Bireyselcilik ve znelcilikten tam anlamyla kopmutur, sanat ku
sursuz bir kiiliin anlatm olarak kabul etmez. almalar gerek
hakkndaki notlar ve sonulardr, bir btnn ve b ir dnyann res
F L M A I 409

m i olm ak savnda deildirler; varoluun bir sentezi ve zetinden


ib arettirler. Picasso srrealistler gibi tam anlamyla ve istekle tm
san atsal yaklamlar kullanarak anlatmn tm sanatsal yollary
la uzlam akta ve tpk srrealistler gibi geleneksel biimlerle olan
t m ilikisini kesmektedir.
Yeni yzyl bu eit derin kartlklarla doludur, yaam zerin
deki etkisi de son derecede derin bir tehdit altndadr; en u bi
im lerin bir arada kullanlmas, en byk ztlklarn birletirilme
si o n u n sanatnn ana ve ou zaman da biricik konusu olmaktadr.
A ndre Breton'un da belirttii gibi Srrealizm nceleri tamamen dil
so ru n u evresinde ortaya km olan bir akmdr. Yani burada ilk
kez iirsel anlatm zerinde durulmu ve Paulhan'n dedii gibi sa
n atn , anlama yollarndan yararlanmakszn anlatlmasna all
m ; bylece insanln tm varolu biimleri ve akl almazlklary-
la elikilere den bir akm ortaya kmtr. Dadaizm hl, kl
t r olgularnn yetersizliini, sanatn yklarak karmaaya, daha
d orusu Rousseau tipi bir romantizme dnlmesi gerektiini savun
m aktayd. Otomatik yaz yntemi' (286) ile dadaizmi destekleyen
srrealizm ; bu karmaadan, bilinsizlikten ve mantk-dndan,
dlerden ve akln denetim altnda olmayan blgelerinden yeni bir
sanatn ortaya kacana inanmaktayd. Srrealistlerse, en az da
d aistler kadar reddettikleri sanatn kurtulmasn bekliyorlard; bu
n u sadece bilinsizlik, mantk-ncesi ve karmaaya girebilen bir
a ra olarak kabullenmeye hazrlamlard. Serbest arm eklin
d e k i psikanalitik yntemi kullanyorlard, yani fikirler kendiliin
d e n geliiyor ve bunlarn rprodksiyonlar herhangi bir mantk
sal, ahlaksal ve estetik sansr olmakszn ortaya konuluyordu (287).
S rre alistle r eski, iyi rom antik trden esin'i yeniden kuracak bir
y o l bulduklarn dlyorlard. Sonu olarak bunlar da mantk-d'
n u m antksal hale getirilmesine vekendiliindenin yntemsel olarak
y e n id en oluturulmasna snmaktaydlar. Tek ayrm, kullandklar
y n te m in ; mantk-dnn ve sezginin estetik yarg, tad ve eletiriy
le k o n tro l edilmekte olduu yarat tarzna oranla daha bilgie, da
h a k esin ve kat olmasyd. Bylece kullanlan yntemin yol gste
ric i ilkesi rastgele'lik deil, yanstclk olmaktayd. Srrealistlerin
tu ttu u bu yoldan daha bereketli olan bir yol, Proust'un izlediiy
d i; san a t kendisini uykuda-gezer bir kii gibi koullandryor ve
u y k u lu bir ortamda anlarn ve armlarn akmna terkediyor-
d u (288). Ancak ayn zamanda disiplinli bir dnr ve yksek de
re c e d e bilinli bir yaratc sanat olduunu da unutmuyordu (289).
B ir b a k m a Freud, srrealistlerin kulland hileyi anlam durum
d a y d . lmnden ksa zaman nce kendisini Londrada grmeye
410 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

gelen Salvador Daliye unlar sylemiti: Sizin sanatnzda beni


ilgilendiren bilinsizlik deil, bilintir (290). Bununla Ben sizin tak
lit paranoyanzla deil, taklit ynteminizle ilgileniyorum demek is
temi olsa gerektir.
Srrealistlerin temel deneyimi, ikinci bir gerek kefetmi ol
malardr. Bildiimiz ampirik gerekle ayrlmaz bir biimde kayna
m olmasna karn bu 'ikinci gerek ondan farklyd... nk
onun hakknda yalnz olumsuz anlatmlarda bulunabiliyor ve onun
varlna kant olarak kendi deneyimlerimizdeki atlak ve boluk
lar gsterebiliyorduk. Bu ikilik (dualism) en iyi Kafka ve Joyceun
yaptlarnda grlmektedir. Srrealizmi bir doktrin olarak kabul
lenmemekle birlikte bu sanatlar, yzyln gelime gsteren dier
birok sanatlar gibi, geni anlamda birer srrealisttiler. Srrea
listleri dlerin zelliinden haberdar eden ve onlar kendi stilistik
ideallerinin kark dsek gereklerini farketmeye sevkeden; varo-
luun bu iki-yanll hakkndaki deneyimdir. Srrealistlerin ya
ptlarnda dler; gerein ve gerek-dnn, mantn ve fantezi
nin, adiliin ve deneyim yceliinin birbirlerinden ayrlmas ve an
lalmas olanaksz bir biimde birletii dnya-resminin bir r
nei haline gelmekteydiler. Ayrntlarn titiz doalcl ve srrea-
lizmin dlerden kopya ettii ilikilerin rastgele bir arada oluu
yalnz iki farkl dzeyde yaadmz duygusunu ortaya koymak
la kalmyor, ayn zamanda bu iki dzeyin birbiri iine son derece
kark bir tarzda girdiini; ylesine ki ikisinin de birine oranla
ne ikinci derece kabul edilebileceini (291), ne de br konusunda
bir kart-sav (292) olabileceini vurguluyor.
kili varolu kesinlikle yeni bir kavram deildir. 'Coincidentia
oppositorum fikri Cusal Nichlastan ve Giordano. Brunodan be
ri bizlerin yabancs olmadmz bir grtr. Ancak varoluun
ift anlaml ve ikili oluu, her basit gerekte gizli olan insansal an
lay tuzaa drme zellii, bugne kadar bu denli derin bir b i
imde deneyim konusu edilmemiti. Somutla soyut, duyumsalla
ruhsal, dle uyanklk arasndaki ztlklar benzer bir biimde ele
alan, bir de maniyerizm (tarzclk) vardr. Modern sanatn ztlklar
zerinde durmasnn yalnzca rastlant olmad, bunda maniye
rizm kalntlarnn da etken olduu dnlebilir. Dalinin al
malarnda ayrntlarn fotorafikle yinelenmesiyle, bunlarn vahi
ce gruplandrlmas arasndaki ztlk; on yedinci yzyln 'metafi
zik airlerinin lirik iirlerinde ve Elizabeth dneminin dramlarn
da grlen eliki tutkusuna benzemektedir. Ancak Kafka ve
Joyceun sluplar arasndaki dzey farkll ile on altnc ve on
yedinci yzyl maniyerist airlerinin dzeyleri arasndaki ayrm o
F L M AI 411

denli byk deildir. Her iki durumda da gerek temsil znesi,


yaamn anlamszldr. Ameliyat masas zerindeki diki makine
si ve emsiye, piyano zerindeki eek cesedi ya da bir ekmecenin
gzleri gibi alan kadn memeleri, ksacas tm yan yana ve ayn
anda gerekleen olu biimleri; yalnz son derece elikili bir yol
la iinde yaadmz en kk atomlara kadar paralanm dn
yaya birlik ve beraberlik getirme isteinin anlatmdr. Sanat ger
ek bir btnletirme manisi'ne yakalanmtr (293)). Grnrde
her eyi, daha baka eylerle ilikili hale getirmek mmkndr;
grnrde her ey tmlk yasasnn ieriinde yer almaktadr. n
sann ktlenmesi, sanatn 'de-humanizasyonu' (insan boyutunun
dna karlmas) her eyden ok bu duygulara baldr. Her e
yin nemli olduu ya da edeer neme sahip bulunduu bir dn
yada insan nde gelme zelliini, psikoloji ise gcn yitirir.
Psikolojik romann iinde bulunduu kriz belki de, yeni ede
biyatn en arpc olaydr. Kafka ve Joyce'un romanlar artk, on
dokuzuncu yzyln byk romanlar gibi psikolojik nitelik tama
m aktadrlar. Kafka'da psikolojinin yerine bir eit mitoloji ko-
nabilse de, Joyce'da psikolojik zmlemelerin kesinlikle doru
olm asna karn yalnz kahramanlarn yokluu deil, zel bir psi
kolojik alann bulunmad da dikkati ekmektedir. Romann psi
kolojiden arndrlmas Proust'la birlikte balar (294). Duyu ve
dnce zmlemesinin en byk ustas olan Proust, psikolojik
rom ann doruk noktasn belirler; ancak bunun ayn zamanda ger
ekle dengelenebilmesi iin ruhsal oluumun deiik hallerini de
aklam ak ister. Tm varolu, bilincin ierii haline geldiinden ve
c isim ler nemlerini iinde bulunduklar ruhsal ortamdan kazan
dklarndan, burada Stendhal, Balzac, Flaubert, George Eliot, Tols
toy veya Dostoyevski'nin anlad anlamda bir psikoloji sorunu
y o k tu r. On dokuzuncu yzyl romannda insann ruhu ve karak
te ri fiziksel gerekler dnyasnda kart kutuplar olarak grlm
t r. Y ine bu romanlarda psikoloji; nesne ile zne, nefis ve nefis
-d, insan ruhu ve d dnya arasnda bir ekime hali olarak ta
n m lanm tr. Bu psikoloji Proust'ta egemen olma zelliini yitir
m e k te d ir. Ateli bir portreci ve karikatrc olmasna karn
P ro u st, bireysel kiiliin belirli tipler halinde anlatlmas ve ruh
sal m ekanizm alarla pek o kadar da ilgilenmemitir. Onun yapt
lar, y alnz modern toplumun btn grnmlerini iermeleri nede
niyle deil, ayn zamanda modem insan, tm hevesleri, igdleri,
y eten ekleri, otomatizmleri, mantkl ve mantk-d davranlaryla
t m b i r ruhsal gere gibi tanmlam olmalar nedeniyle de bir
su m m a (yani bir birikim zirvesi) zellii tar. Joyce'un Ulyssesi
412 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

bylelikle Proust tipi romanlarn dorudan bir devam olmakta


dr. Biz burada bir byk kentin yaamnn bir gnn veren bir
ada uygarlk ansiklopedisi ile kar karya kalrz. Bu gn,
romann kahramandr. Romann konusundan uzaklamak, roma
nn kahramanndan uzaklamak demektir. Bir dizi olaylar yerine
Joyce, bir dizi dnce ve armlar; bireysel b ir kahramann
yerine bir dizi kesintisiz i-monolog kullanmaktadr. Vurgu; hare
ketin kesintisizlii zerinde, btnlemi bir sreklilik duygusu,
dalm, bir dnyann kaleidoskopla ekilmi resminde, ya da
herhangi bir yerde karmza kabilir. Bergson tr zaman kav
ram, yeni bir yorumlanmayla, younlamayla ve yansmayla kar
karya kalmaktadr. Artk burada vurgu bilinlilik ieriinde-
kilerin ezamanllnda, gemiin gnmzdeki varlnda, farkl
zaman dnemlerinin devaml olarak birlikte akp gitmesinde, i
deneyimlerin pek ekillenememi akclnda, ruhun tek bana ol
duu zamanki bamszlnda, uzayla zamann greceliinde; yani
ksacas akln iinde hareket ettii ortam n belirlenip ayrlmasn
daki olanakszlkta yer almaktadr. Bu yeni zaman kavramnda,
modern sanatn temelini oluturan tm doku eritleri birlemek
tedir. Konudan caylmas, kahramann uzaklatrlmas, psikoloji
nin terkedilmesi, otomatik yaz yntemi ve hepsinin zerinde fil
min uzaysal ve dnyasal biimlerinin montaj teknii ve birbiri ii
ne girmesi gibi. Temel esi ezamanllk, doal ilkesi ise dnya
sal enin uzaysallatrlmas olan yeni zaman kavram; Bergson
un zaman felsefesiyle ayn tarihlerde ortaya kan bu en gen sa
nat biimiyle en iyi ekilde anlatlabilmektedir. Teknik film yn
temleriyle yeni zaman kavramnn karakteristikleri arasndaki
uyum o denli mkemmeldir ki; modern sanattaki zaman katego
rilerinin sinemasal olgunun ruhundan doduu sanlabilir. Yine ay
n ekilde sinemann temel yaklam ynnden zaman kategorile
rinin en iyi temsilcisi olduu dnlebilir. ada sanatn en ve
rimli dal olmasa bile film konusunda bunlar dnmek, doaldr.
Birok bakmlardan tiyatro, filme en ok benzeyen sanattr.
zellikle uzaysal ve dnyasal biimlerin bir arada bulunmas gz
nne alndnda tiyatro, filmin gerek anlamda b ir eidir. Ancak
sahnede olup biten biraz uzaysal, biraz da dnyasaldr; filmde ol
duu gibi hibir zaman her ikisinin b ir karm deildir, ilke ola
rak hem uzaysal hem de dnyasaldr. Sinema ile dier sanatlar
arasndaki en temel farkllk, filmde uzay ve zaman snrlarnn
akc oluudur, uzay bir bakma dnyasal, zamansa bir bakma
uzaysal niteliktedir. Plastik sanatlarda, sahnede de olduu gibi
uzay durgundur, hareketsizdir, deimez, herhangi bir yne ya da
F L M A I 413

a m a c a ynelik deildir. Her blmde homojen nitelik tadndan


ve blmlerin hibiri dnyasal olarak bir dierinin zerine binme
diinden, onun iinde serbeste hareket edebiliriz. Hareketin ge
liim leri sahne deildir, herhangi bir yava ve sreli bir gelime
n in evreleri de deildir; bunlarn sras bir snrlamaya urar. Ede
b iy a tta ve hepsinden tede drama'da zaman dier yandan ke
sin b ir yne, geliim ekline, seyircinin zamanla olan deneyimin
den bamsz, nesnel bir amaca yneliktir; yalnz bir depo deil,
dzenli bir dizidir. Zamanla uzayn drama sanatna zg gruplar,
film de tm karakter ve ilevlerini deitirirler. Uzay, durgunluu
n u ve sakin hareketsizliini yitirip hareket kazanr; hem de gz
m z n nnde olup bitiyormuasna hareket kazanr. Kendi ta
rih in e, emasna ve geliim olayna sahip olan akc, snrsz ve bit
m em i b ir e halini alr. Tek trl fiziksel uzay, burada ok e
itli birleik tarihsel zaman karakteristiklerini de kazanr. Bu or
ta m d a tek tek sahneler artk ayn trden deildir; uzayn ayr ayr
b l m leri e bir deer tamaz. Bu ortam da bazlar geliimde be
lirli b ir ncelik tayan, dierleriyse birikmi uzaysal deneyimleri
belirleyen zellikle nitelenmi durumlar vardr. rnein yakn e
k im in (close-up) kullanlmas yalnzca uzaysal b ir lte sahip de
ild ir, ayn zamanda filmin dnyasal geliimi srasnda eriilebile
c ek ya da atlanabilecek bir evreyi temsil eder, iyi bir filmde bu
y a k n ekimler rastgele ve i olsun diye datlmaz. Sahnenin i
g eliim inden bamsz olarak, herhangi bir yer ya da zamanda ke
silm ez; yalnz gl enerjilerinden yararlanlaca yerlerde kesi
lir. B u nedenle bir yakn ekim, hibir zaman erevesinden kesilip
k a rlm bir resim deildir, resmin yalnzca bir blmdr. Bu
b a k m d a n barok resimde, resme hareketli bir nitelik kazandran
re p o u s so ir figrlere benzer ve filmin uzaysal yapsna bu eitten
b i r h areketlilik salar.
A ncak bir filmde zaman ve uzay, sanki, aralarnda deiiklik
l e r o lab ilen biribiriyle ilikili etkenler gibi olduu iin, dnyasal
ilin ti le r neredeyse hakiki bir uzaysal nitelie ular. Bu arada uzay
d a g n celleir ve dnyasal karakterler kazanr; dier bir deyimle
b u n la r d a k i birbirlerini izleyen anlara belirli bir serbestlik esi
g ir e r . B ir filmin dnyasal ortamnda, ynmz semek konusun
d a t a m anlamyla zgrce, bir zaman evresinden dierine geerek
t p k b ir odadan dierine geer gibi olaylarn geliimindeki
p e p e e sahneleri birbirlerinden ayrp gruplayarak; genel anlam
d a b i r t r uzaysal dizi ilkesini uygulayarak hareket edebiliriz. K
s a c a sylem ek gerekirse burada zaman, bir yandan kesintisiz s
re k lili in i, br yandan geri dnlmez ynn yitirmi durumda
414 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

dr; yakn ekimlerle hareketsizletirilebilir ve gelecee ait grn


tlerle ileriye alnabilir. Ayn anda, birlikte oluan grntler
double-exposre [103] yoluyla birbiri ardndan gsterilebilir; nce
olan biri sonra, sonra olan biriyse, olmadan nce gsterilebilir. Sine
madaki bu zaman kavram tamamen zneldir ve bir bakma d
zensiz olan nitelii ayn ortam n ampirik ve dramatik kavramla
ryla karlatrlabilir. Ampirik geree ait zaman tekdze b ir bi
imde ilerleyici, kesintisiz bir ekilde sreklidir ve bundaki sra
asla tersine evrilemez; bunda olaylar tpk bir fabrikann retim
eridinde olduu gibi birbirini izler. Dramatik zamann am pirik
zamanla e olmayaca gerektir sahnede doru zaman gste
ren bir saatin yol at sknt, bu uyumsuzluktan kaynaklanr
zamann nceden yazlan birlii, sradan zamann uzaklatrlmas
olarak kabul edilebilir. Bir dramadaki dnyasal ilikiler, bir film
deki zaman sralanmasna oranla kronolojik zamanla daha sk
bir ilinti iindedir. Bylece dram ada ya da dramann en azndan
b ir ve ayn perdesinde am pirik gerein dnyasal sreklilii ko
runmu durumdadr. Gerek yaamda olduu gibi burada da olay
lar, herhangi bir kesintiye ya da atlamaya izin vermeyen yasalar
uyarnca birbirini izler. Hibir yineleme ya da i-ie girm e olu
maz, m utlak anlamda deimez olan bir zaman lsne bal ola
rak herhangi bir hzlanma, yavalama ya da duraksama gibi du
rumlara eitli blmler (sahne ya da perde) srasnda hi rastlan
maz. Dier yandan filmde yalnz a rt arda gelen olaylarn hz de
il, ayn zamanda zaman deerleri ve lsnn bizzat kendisi de
ou zaman fotoraftan fotorafa; hareketin hzl veya yava ol
masna, az ya da ok sayda yakn ekim kullanlmasna bal ola
rak deiebilir.
Drama sanats, sahne dzenlemesinin mantksal gerei ne
deniyle zamann anlarn ve evrelerini yinelemek asndan kst
lanmtr; bu zellik filmde en youn estetik etkileri uyandrm ak
iin ou kez bavurulan nemli b ir kaynaktr. Dramada yknn
bir blmnn geriye dnk olarak incelendii ve olaylarn zaman
ierisinde geriye doru izlendii gerektir; ancak bunlar genellik
le dolayl yollardan yaplr. Drama teknii giderek gelien bir ko
nuda gemi sahnelerin yinelenmesine ve onlarn dorudan doru
ya olaylar dizisi arasna sokulmasna izin vermez. Buna ancak son
zamanlarda imkn verilmeye balanm tr ve bunda da filmlerin
ya da modem romanlarda da gzmze arpan yeni zaman kav
ramnn etkisi olsa gerektir. Filmde herhangi b ir an keserek ara-

[103] ki imajn st ste geldii sinema teknii.


F L M A I 415

y a gem ie ait baka bir an sokabilmenin teknik olana, gergin


li i a rttrm a frsatn verir. Bylece film bir klavye bana otura
r a k istedii kadar anahtar yukar-aa, saa-sola evirebilen bir
k im sen in yaratt bir olay izlenimini verir. ou zaman bir filmin
kahram anm , henz mesleinin ilk yllarnda olan gen bir adam
o la ra k grrz; daha sonra gemie giderek kahramann ocuk
lu u n u yaarz. Bir sre sonra da onu erikin b ir adam olarak g
r r z . H atta zaman zaman kahraman ldkten sonra, bir akra
b a sn n ya da arkadann zihninde canlanm olarak, yani yaar
d u ru m d a grebiliriz. Zamann bu sreksizlii nedeniyle konunun
ile ri ya da geriye dnk geliimi herhangi bir kronolojik ba ol
m ak szn , yinelenen dnler ve hareketlerle tam bir zgrlk ie
risin d e d ir. Bu zellik sinema deneyiminin sonsuz snrlara ulama
sn salayan temel bir niteliidir. Bununla birlikte filmde paralel
g r n t le rin ezamanll tanmlanmad srece, zamann gerek
a n la m d a uzay iinde erimesine rastlayanlayz. Seyirciyi bolukta
b ra k a n etken, bu birbirinden farkl ve uzaysal nitelikte ayr ayr
olan olaylarn ezamanlldr. Bu da zamana iki-boyutluluk ka
z a n d ra n cisimlerin ezamanl olarak yakn ve uzakta olmalar, ya
n i zam an ierisinde birbirlerine yakn, uzay ierisinde birbirlerin
d en uzakta bulunmalardr.
ik i e-zamanl olay dizisinin anlatm, sinemasal biimlerde
z g n b ir kullanm malzemesi olarak, sinema tarihinin olduka
e rk e n b ir aamasnda kefolunmutur. ilknce bu ezamanllk ba
sit e film eridine geirilmi ve seyirciye ayn zaman gsteren iki
s a a t y a da benzeri olan dorudan gstericiler araclyla sunul
m u tu r . ift konuyu aralkl olarak ilemek ve bylece bir konu
n u n te k evrelerini deiik montajlara uygulamann sanatsal tekni
i, b ird e n b ire gelimi deildir. Ancak daha sonra bu tekniin r
n e k le r i sk sk, her frsatta karmza kmaya balamtr, ister
ik i r a k ip parti, ister iki yarmac, ya da ister iki ift arasnda yer
a la lm , film in yapsna aprazlaan ve birbirini kesen iki izgi ege
m e n d ir . B u ra d a'z t eylemlerin ezamanll ve geliimlerine ait
k a r a k te r le r in iki yanll sz konusudur. Klasik Griffith filmlerin
d e n p e k iyi bilindii gibi, bir tren ya da bir araba zerinde ger
e k le e n heyecanl olayn bitiminde, entrikac ya da 'at srtndaki
k r a ln h abercisi, katil ya da kurtarc, devaml resim deitirme
ta r z n d a k i devrimci bir teknikle amaca ular. Bu eitten biti,
b e n z e r k o n u lar ileyen hemen tm filmlerde daha sonra da kulla
n l m t r .
G n m z ann zaman deneyimi her eyden ok; kendimizi
i in d e bulduum uz ann, yani yaadmz ann farknda olmamz
416 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

dan kaynaklanr. Yerel ve ada olan ve bu ana bal bulunan


her ey gnmz insan asndan zel bir neme ve deere sa
hiptir. Bu dnceyle dolu olan gnmz insannn gznde e
zamanllk gerei, yeni bir anlam kazanr. Bu insan, kentlerin b
ykln, kulland tekniklerin inanlmaz oluunu, dncele
rindeki zenginliini tm bir oluumdaki ruhsal durum un gizli de
rinliklerini, olaylarla nesneler arasndaki ilikileri ve bunlarn bi
tiik noktalarn grp ayrabilir. Ezamanllk bysnn ke
fiyle, ayn insan bir yandan ok farkl, birbiriyle ilintisiz birok
eyin birden ayn anda karsnda kalr. Dier yandan baka yer
lerdeki baka insanlar ayn deneyimleri yaarlar, nk ayn ey
ayn zamanda birbirinden tmyle ayr yerlerde oluup gitmekte
dir. Modern teknikle gnmz insannn farkna vard bu evren
sellik, belki de yeni zaman kavramnn ve modern sanatn yaam
tantmasndaki hainliin gerek kaynan oluturmaktadr. Mo
dern roman eski romandan kesinlikle ayran bu zellik, sinema
tografik etkilerin hemen tmnden de sorumludur. Konunun ve
sahnedeki geliimin kesilmesi, dnce ve davranlarn birdenbi
re ortaya kmas, zaman standartlarnn grecelii ve dayanksz
l bize Proust ve Joyce'un almalarn anmsatr. Proust birbi
rinden otuz yl arayla olup gemi iki olay sanki aralarnda yal
nzca iki saat varmasna nmze getirdiinde, b ir eit by
ye bavurmu olur. Proust hibir zaman alardan ve tarihlerden
sz etmez, onun romanndaki kahram ann yan tam olarak hi
bir zaman bilemeyiz. Proustun romanlarndaki olaylarn kronolo
jik ilikisi bile olduka belirsizdir. Deneyimler ve olan-bitenler za
man iindeki yaknlklaryla,birbirlerine bal deildirler. Bunlar
kronolojik bir sraya dizme giriimi, Proustun gznde sadece b ir
samalktr. H er insan dnenceli olarak yinelenen kendi kiisel de
neyimlerine sahiptir. ocuk, gen ve byk insan temelde her za
man, ayn eyi denerler; bir olayn anlam ou kez aradan birok
yl gemeden nce onlar zerinde b ir etkiye sahip deildir. Ancak
kii, yaamakta olduu ann deneyiminden nceki yllarn biriki
mini pek az farkeder. insan, yaamnn her annda ayn ekilde
uyank, duyarl, cesaret ve atlganl bastrlm ayn ocuk, ayn
zayf insan ya da ayn yalnz kii deil midir? insan yaamn her
yeni durumunda unu ya da bunu deneyebilen, zamann akna
kar deneylerinin tekrarlanan zellikleriyle korunan bir kii de
il midir? Tm yaam ve deneyimlerimiz sanki hepsi ayn anda
olup bitmi gibi deil midir? Bu ezamanllk gerekte zamann
yadsnmas deil midir? Ve bu yadsma fiziksel mekn ve zama-
| F L M AI 417

ran bizi yoksun kld itenlikten kurtuluun b ir savam deil


midir?
Joyce da, Proust gibi kronolojik dzenli zamandan syrldn
da ayn itenlik ve ayn dorudan deneyim iin savat. alma
larnda deneyimlerin kronolojik dizisine galip gelen, bilincinin
ieriklerindeki deiikliklerdir. Onun iin zaman, zerinde insann
ileri-geri hareket ettii, yn olmayan bir yoldur. Ancak Joyce
uzaysallamay Prousttan daha ileriye gtrm ve i olaylarn
yalnz uzunlamasna deil, enlemesine kesitlerde de bulunduunu
gsterm itir. mgeler, fikirler, beyin dalgalar ve anlar yan yana
d ururlar ve birdenbire gelen, mutlak bir kesintiye urarlar. Bun
larn kkeni pek gz nne alnmaz; dikkat edilen yanlar eza
manllklardr. Zamann uzaysallatrlmas Joyceda olduka iler
lem itir, bir kimse Ulysses'i okumaya, holand yerden balaya
bilir. Okuyucunun kendisini iinde bulduu ortam gerekte tama
men uzaysaldr. nk roman yalnz byk bir kentin resmini iz
mekle, ayn zamanda onun yapsn da benimser; meydanlardan ve
sokaklardan oluan, insanlarn ierisinde yuvarland, yrd
ve istedikleri zaman istedikleri yerde durduklar a da tanmlar.
Joyce rom ann yazarken blmleri birbiri ardna dizmemi, aym
anda birka blm zerinde birden almtr. Bu bakmdan si
nem ann uygulad teknie benzer bir yntem kulland syle
nebilir.
B ergson usul zaman kavramna, filmlerde ve modern roman
lard a olduu gibi ada sanatn tm dallarnda ve akmlarnda
rastlayabiliriz. Modern resmin eitli akmlarn; talyanlarn f-
t rizm iyle Chagall'm ekspresyonizmini, Picassonun kbizmi ile
G iorgio de Chirico veya Salvador Dali'nin srrealizmini birbirine
balayan temel deneyim, her eyden ok sim ultaneiti des etats
d m e sd r [104]. Bergson ruhsal olaylarn kontrpuanlarm ve arala
rn d a k i ilikinin mziksel yapsn kefetmitir. Bir mzik parasn
gereince dinlediimiz zaman her yeni notay ncekilerle kayna
tr a ra k iitiriz. Bunun gibi deneyimini geirdiimiz her eyi, da
h a ncekilerle birlikte kendimize mal ederiz. Eer kendimizi an
la rs a k , kendi ruhumuzu b ir nota kd gibi okuyabilirsek, kar
m a a h alin d e gelen sesleri zebilir ve onlar eitli blmlere ait
p o lifo n ile r haline getirebiliriz. Tm sanat, sz konusu karmaa ile
y a p la n b ir savatan ibarettir; karmaaya doru her an daha ok
y a k la m a k ta ve onun penesinden daha ilerdeki ruhsal alanlar
m z kurtarm aktayz. Eer sanat tarihinde b ir ilerleme olmusa

fI0 4 ] Ruhsal yapnn edeerli olmas anlamna.

STT 27
418 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

bu, karmaadan kurtarlan blgelerin genilediine iarettir. Za


man zmlemesi nedeniyle film, bu eitten b ir geliimin tam iz
gisi zerinde yer almaktadr: Filmledir ki, nceleri yalnz mzikal
olarak ifade edebilmi olduumuz deneyimlerimizi, artk grsel
olarak da canlandrabilmekteyiz. Henz bo olan ve gerek yaa
mn eriememi olduu bu yeni alan, sanat doldurabilir.
Grnrde srp giden bir sorun olma eilimini gsteren sine
ma bunalm, her eyden nce filmin kendi yazarlarn bulama
mas, daha dorusu yazarlarn film iin yazmamas nedeniyledir.
Kejdi drt duvarlar iinde yazmaya alm bu kimselerin, bun
dan byle prodktrleri, yneticileri, kurgucular, kameramanlar,
sanat-yneticilerini ve her alandan teknisyeni gz nne alarak
yazmaya almalar gerekmektedir. Senaryo yazarlarnn bu t r
mterek bir alma ortam nn verecei gc deerlendiremedik
leri; veya herhangi bir sanat dalnda imece ile almay bilmedik
leri ileri srlebilir. Bunlar sanat eseri retim inin birka kiiden
meydana gelen bir guruba, bir kavram ieriine esir olmasna
isyan ediyorlar; dtan gelen zorunlu bir ynelimci sanatn btn
ln zedeleyeceine inanyorlar ve iin daha ilgin yan olarak,
bir ekseriyet oyunun kendilerinin bile oluumunu tam aklaya
madklar motiflerin zerinde son sz sylemesini kabul edemi
yorlar. On dokuzuncu yzyl asndan baklacak olursa yazarlarn
brnmelerini istediimiz kiilik, allmn dndadr ve doal
deildir. Gnmzn denetimsiz ve paralanm sanatsal abalar,
ilk kez kendi anarilerine kar kan bir ilkeyle karlam aktadr
lar. Aslnda sanatsal retimin belirli bir gurubun imece ile ortak
laa almasna dayanmas, sanatn btnleme eilimini belirle
yen b ir simgedir. Tiyatro hari tutulursa ki, burada da birlikte a
lma sanat eserinin retiminden ziyade bir sahneye koyma olay-,
dr; bu t r bir ynelimin Ortaadan beri ve zellikle eski mason
localarndan bu yana baka rnei yoktur. Film yapmnn, genel
olarak kabul olunan sanatsal ortaklaa grup ilkesinden ne denli
uzaklatn yalnzca yazarlarn filmle b ir balant kuramamasy-
la deil, Chaplin olay gibi durum larla da anlamaktayz. Chaplin,
filmlerinde elden geldiince kendi bana almas gerektiine
inanmaktayd; yani barol, yneticilii, senaryoyu, mzii yapa
bildii kadarmca kendi zerine almalyd. Organize sanat retimi
konusunda yeni bir yntemin balangc bile olsa, karmza kan
yeni bir btnleme sorunu ile karlamaktayz. Ancak ekonomik,
toplumsal ve siyasal yaammzn btn, anlaml b ir planlama
nn olmad hallerde sarslr; kltr dnyamz ve maddi varl
mzn her ikisi birden dalma tehdidi altna girer. Demokrasi ve
F L M AI 419

diktatrlk, zelleme ve btnleme, mantk ve mantk-d hep


rirbiriyle arpmaktadr. Ekonomi ve politik alanlarda bile bu
orunlar henz zlmemiken, byle bir zme sanat alannda
almas ok daha zayf bir olaslktr; belki de, sanatta spon-
:an atlmn artlandrlmas, beeninin belirli yne zorla indir
genmesi, kiisel atlmn kurumlar tarafndan dzenlenmesi, genel
dnce dzeyinde sanld kadar ldrc bir darbe gibi deer
lendirilmemektedir.
Bireyselliin ve zellemenin en u noktalarna vard b ir
ada, bireysel abalarn uyumu ve btnlemesi acaba nasl sa
lanabilecektir? Pratik bir dzeyde konumak gerekirse, teknik a
dan en baarl filmlerin temelinde baz zayf ierikli yaznsal bu
lularn yatt bir duruma acaba nasl son verebiliriz? Bu, iinin
ehli yneticilerin, iinin ehli olmayan yazarlarla kar karya ol
mas sorunu deildir. nk her iki olay da farkl zaman dilim
lerine aittirler: Kendi kaynaklarna baml olan, yalnz, tek ba
na alan bir yazar ile ancak ortak almayla zmlenebilecek
sinemasal sorunlar. Ortaklaa film birimi, henz ulaamadmz
bir toplumsal teknik getirebilmektedir; rnein yeni bulunan bir
kamera snrlarn ve gcn hi kimsenin bilemedii bir sanatsal
teknik gerektirebilir. Bunalm atlatmak iin bir are diye ileri s
rlen paralanm ilevlerin tamamlanmas, yani ncelikle ynet
m enle yazarlarn yeniden birletirilme nerisi, soruna bir zm
getirecei yerde, sadece batan savma b ir zm olabilir. nk
bu, yenilmesi gereken zelleme ilemini nler, ancak ortadan kal
drm az; gereksinim duyulan planlamay salamaz, aksine ondan
sadece geici olarak kurtulmamza olanak verir. in, ortaklaa d
zenlenerek blnmesi yerine, eitli ilevlerin yerine getirilmesin
de bireysel ilkelerin kullanlmas, meslek dnda teknik adan
am atrce yaplm bir film izlenimini elde etmemizi salayamaz,
an cak yaptta bir i-gerilimin olmamas, ondaki samimi amatrlk
kalntlarnn eksikliini aka ortaya koyacaktr. Belki de plan
lam a temeline dayal bir sanat rn ortaya karmak amacyla
t m abann harcanmas, gnmzdeki gl bireyselciliin daima
k en d inden uzak tuttuu geici bir aksakln ortaya kmas de
m ek olacaktr. Yaplan film yeni bir sanat an balatmayabilir,
a n ca k Ortaa sonras dneminin sanat geliiminin ona bal ol
d u u m uz ve gl canlln srdren eski bireyselci kltrden
izler tayaca da kesindir. Eer durum bu ise film alanndaki
b u n alm a baz belirli ilevlerin kiisel birletirimi, yani ortaklaa
i ilk e sin i b ir oranda kabul ederek zm getirmek mmkndr.
B u nunla birlikte film alanndaki kriz, toplumun doruca ken
420 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

di yapsnda patlak veren bir bunalmla birliktedir. Her gn, her


saat Hollywoodtan anghaya, Stockholmden Cape Town'a ka
dar sinema salonlarn dolduran milyonlarca ve milyonlarca insa
nn toplumsal yaps ve koullar son derece karmaktr. Bu in
sanlar arasndaki tek ba, sinema salonlarna dolmalar ve yeni
den kiisel biim kazanamam birer birey olarak toplum un iine
tekrar katlmalardr. Sinema seyircisinin bu kark, mafsallan-
mas eksik, ekilsiz bir kitle meydana getirmesine karn, tek or
tak yan, herhangi bir snf veya kltr evresine ait olmamasdr.
Sinemaya giden bu kark kitleyi toplum olarak adlandrm ak da
mmkn deildir; ancak zaman zaman prodktrlerin bazlar iin
bu kitleyi bir toplum olarak tanmlama geerliliini koruyordu.
nk bu sayede sanatsal retimlerinin devamll iyi kt sa
lanabiliyordu. Topluma-benzer kmelenmeler, karlkl anlay
zerine kuruludur, grleri blnm bile olsa bir ve ayn plan
da birbirlerinden ayrlrlar. Ancak sinemalarda birlikte otu ran ve
nceden herhangi bir zihinsel ortak geliim yaps olmayan kitle
lerde bylesine bir karlkl anlay beklemek, bouna olur. Eer
bunlar bir filmden holanmazlarsa, filmi beenmemenin nedenleri
asndan aralarnda nadiren bir gr birlii kurulabilir; ancak
bunu ortak bir anlay olarak deil, yanl anlay olarak nitelen
dirmek daha dorudur.
Sanat yapmclaryla sanatla gerekten ilgisi olmayan tabaka
lar arasnda arac rol oynayan tek trden ve deimez nitelikte
toplumsal birimler, temelde tutucu zellik tayan b ir ilev ortaya
koyarlar. Bu ilev sanattan haz duymann demokratiklemesi ve
yaygnlamasyla yok olmaktadr. Son yzylda devlet ve eh ir ti
yatrolarnn o rta snftan aboneleri az-ok tekdze, organik olarak
gelimi bir btn olutururlar; ancak repertuar tiyatrosunun so
na ermesiyle birlikte bunlarn en son kalntlar da dalmtr. Bu
zamandan beri btnlemi seyircilere, ancak zel koullar altnda
rastlanmaktadr. Buna ramen baz hallerde bu seyirci kitlesi, im
diye kadar grlenlerden daha da kalabalk olabilmektedir. Bu,
sinemaya gidenlerin tekrar tekrar yeni ve orijinal gsterilere yne-
linerek elde tutulmas iin tekrarlanan ilemlerin ayndr. Reper
tu a r tiyatrosu, seri performans tiyatrosu ve sinema; sanatn de
m okratik yaygnlamasnda birbiri ardna gelen evreleri temsil
ederler. Yine bunlar, nceleri tiyatronun her eidinde az-ok var
olan elendirici karakterin yittiini de simgelemektedirler. Sine
ma, bu ktye giditeki en son evreyi temsil etmektedir. Popler
veya ok sevilen oyunlar sahneleyen ehir tiyatrolarnda bile gs
teri iin baz i ve d hazrlklar yapmak gerekmektedir; temsil
F L M AI 421

iin yerler genellikle nceden ayrlmakta, btn geceyi alacak bir


vakit geirme iin seyirci baz hazrlklarda bulunmaktadr. Buna
karlk sinemalarm srekli matinelerine gnlk elbiselerle gnn
herhangi bir saatinde gidilebilir. Filmin konusunu meydana geti
ren gndelik olaylar, sinemaya giden toplumun bir anda oluan
istekleri ve her tr iddiadan uzak tutum lar ile tam bir uyum iin
dedir.
Film, gnmzn bireysel uygarlnn balangcndan bu ya
na kitle iin sanat yapma yolunda atlan ilk admdr. Bilindii gibi
okuyucularda ve tiyatro seyircilerinin yaplarnda oluan ve son
yzylda bulvar oyunlaryla eletiri romanlarnn ortaya kmasy
la balantl olan durum; sanatn sonunda kitlelerin sinemaya ak
masyla sonulanan demokratik yaygnlamasnn gerek balan
gcdr. Prenslerin zel tiyatrolarndan orta smf tiyatrolarna ve
o rad an da ehir tiyatrolaryla tiyatro trstlerine ya da operadan
operete ve oradan da revlere olan gei; giderek daha byk sa
yada tketiciyi kullanma ve bylece artan maliyeti karlama ama
cn gden bir geliimin ayr ayr evrelerini temsil etmektedir. Bir
operet iin orta boy b ir tiyatro sahnesi yeterlidir; b ir rev ya da
byk b ir bale bir byk kentten dierine gezmek durumundadr;
t m dnyadaki sinema seyircileri ise byk bir filmin maliyetini
karlam a konusunda katkda bulunmaktadrlar. Ancak kitlelerin
s a n a t retimi zerindeki etkilerini saptayan gerek, budur. Seyir
ciler Atina'da ya da Ortaada bir tiyatroda bulunmakla sanatn
gidecei yolu dorudan etkileyemezlerdi; ancak seyirciler tiyatro
ya b ir tketici olarak gelmeye ve kendi zevkleri iin gerekli creti
dem eye baladktan bu yana, paralar yoluyla sanat tarihinde
nem li bir rol oynamaya baladlar.
Sanatn kalitesi ile halk tarafndan tutulmas arasnda her za
m a n b ir gerilim olagelmitir; ancak bu hibir zaman geni halk
kitlelerinin, ilk olarak dk bir sanatn yannda ve stn nite
lik li sanatn karsnda yer aldklar anlamna gelmemelidir. Do
al o la ra k daha karmak bir sanatn deerlendirilmesi, daha ba
sit ve daha az gelimi olanlara oranla daha byk glkler getir
m e k te d ir. Ancak yapt yeterince anlamamak, onlarn bu sanat
m u tla k a reddetmelerine neden olmaz. Tabii, estetik deerlendirme
iin ayn ey sz konusu deildir ve nitelik ltlerinden tmyle
a y rd r. Bu insanlar sanat yn iyi ya da kt olana tepki gster
m e zler; ancak kendi varolu ereveleri ierisinde kendilerini g
venli ya da tehlikede grdkleri izlenimlere tepki gsterirler. Ken
di z ih in yaplarna seslenecek yolda sunulan sanatsal deere sa
hip y a p tla ra ilgi gsterirler; yani bu yaptlarn zne-maddesi e
422 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

kici olmaldr, iyi bir filmin baarya ulamas, bu noktadan ba


kldnda, iyi bir iirin ya da resmin baarya ulamasndan daha
kolay bir olaslktr. Film dnda ilerici sanat, konuya yaklam
olmayanlarca bugn iin kapal bir kutudur; aslnda pek tutul
maz, nk iletiim yollar uzun sren ve gizli bir koda dnen
bir geliimden geer. Buna karlk filmde yeni ortaya kan bir
idyomun (yani simgesel grntnn) anlalmas, en ilkel sinema
seyircisi iin bile bir ocuk oyunudur. Bu olumlu durum filmin
geleceini olduundan parlak gsterebilir; ancak bu tr intellek--
tel onayn ocuklarda grlen saf beeniyi andrd kolaylkla
anlalr. Dolaysyle bu geici bir olaydr ve her yeni sanat tr
ortaya ktnda kendini gsteren b ir durumdur. Sinemann tm
anlatm yollar, belki de bizden sonraki kuaa pek de anlalr
gelmeyecektir. Bu alanda bile eninde sonunda iin ehli olanlarla
yabancs olanlar birbirinden ayracak bir uurum ortaya kabi
lecektir. Yalnz gen bir sanat t r popler olabilir, eskidike onu
anlayabilmek iin geliiminin erken evreleri hakknda da bilgi sa
hibi olmak gerekir. Bir sanat anlamak, onun biimsel ve mater-
yel eleri arasndaki gerekli balanty tanmak demektir. B ir sa
nat gen olduu srece, ierii ile anlatm yollar arasnda doal,
sorun oluturmayan cinsten bir iliki vardr. Yani onun zne-mad-
desinden biimlerine giden dorudan bir yol sz konusudur. Za
man getike bu biimler konu materyelinden bamszlarlar,
otonom hale gelirler; bunlarn anlam zayflar, yorumlanmalar g
leir ve sonunda toplumun yalnz kk bir tabakasna ynelik ka
lrlar. Film alannda bu olay pek kolay balamamtr, gnmzde
sinemaya gidenlerin byk blm filmin douunu grm olan
ve onun anlatm yollarn iyiden iyiye bilen bir kuaktandr. An
cak kaytszlk olay, sinemasal anlatm yollarndan vazgeen g
nmz ynetmeninde ortaya kmtr bile. Deiik kamera-alar
ve kaydrmalar uzaklk ve hz deiimleri, montaj ve bask hile
leri, yakn ekimler ve panoramalar, flash-backler (geri dn),
fade-in (erime) ve fade-outlar (kararma)la yaratlan popler etkiler
artk gnmzde ilgi uyandrmayan ve doa-d olarak grlmek
tedir. nk ynetmenler ye kameramanlar, ikincil ve filmle da
ha az uraan bir kuan basks altnda dikkatlerini younlatr
m akta ve bir yky ak, rahat ve ekici bir yoldan anlatmaya
abalamaktadrlar. Bunlar piece bien faite ustalarndan, sessiz film
ustalarna oranla daha ok ey reneceklerine de inanm aktadr
lar.
Gnmzn kltrel geliim evresinde, film gibi tam anlamyla
yeni gelien yollar bile kullansa, bir sanatn her eyi ile yeni ba-
F L M AI 423

:an balayabilecei pek tasarlanamaz. En basit konunun bile bir


tarihesi vardr ve eski yaznsal dnemlere ait epik ve dramatik
formller ierir. Ortalama seyircisi, kk burjuvazi olan film bu
formlleri yukar orta snftan almakta ve gnmzn sinema se
yircilerini dnn dramatik etkileriyle avutmaktadr. Filmcilik ka
zand byk baary, kk kentsoylu snfnn isteklerinin, kit
lelerin psikolojik buluma yeri olduunu farketmesine borludur.
Bu insan tipinin girdii psikolojik kategori, gerekte gnmz or
ta snfnn toplumsal kategorilerinden daha genitir; hem st, hem
de alt snflardan blmler ierir. Yani dorudan varolulary
la ilgili bir savam ierisinde olmadklar takdirde orta snf
la zellikle elence alannda glerini birletiren gruplar var
dr. Film sanatnn izleyicisi olan kitle, bu ekilde olumakta
dr ve eer bir film krl olacaksa anlatlan fikri oluumla
meydana gelen bir kitleye dayanmak zorundadr. Orta snf ve
zellikle 'ii' ordusuyla, kk memurlaryla zel bro hiz
metlileriyle, gezici satclar ve raklaryla yeni orta snf; snflar
arasnda gidip gelmektedir ve her zaman bu snflar arasnda yer
alan atla kprlemek amacyla kullanlmaktadr (295). Bu yeni
o rta snf, kendini her zaman alttakilerin ya da sttekilerin tehdidi
altnda bulmu, ancak umutlarndan vazgemek yerine, gerekteki
ilgi alanlarndan vazgemeyi yelemitir. Gerekte aadaki sn
fn zelliklerini paylamasna karn, stteki snftan saylmak is
tem itir. Ancak ak seik bir toplumsal yere sahip olmakszn ya
am zerinde herhangi bir kalc iz brakm ak mmkn deildir ve
film yapmclar toplumun bu kksz elerinin ynelimsizliine
ve aknlna yeterince gvenmilerdir. Bu kk kentsoylu or
ta snfn yaam anlay; dncesiz, kritik olmayan b ir iyimser
lik o larak zetlenebilir. Bunlara gre toplumsal farkllklar nemli
deildir; dolaysyle sz konusu kiiler insanlarn bir toplumsal ta
b a k a d a n dierine rahatlkla geebildikleri filmleri izlemek ister
le r. B u gibiler iin sinema, yaamda hibir zaman gerekleemeye
cek olan toplumsal romantizmi kendilerine salayan bir aratr;
ve k ira lk kitaplar bu hayalleri hibir zaman filmlerde olduu gi
bi so m u t olarak gstermez. Herkes kendi geleceinin mimardr'
k a v ra m , onlarn en nde gelen inanlardr ve istek-fantezilerinin
te m e l m otiflerinden hareket eden bu kimseleri sinema, kolayca
ta tm in eder. Bir zamanlarn 'sinema kral' olan Will Hays, Ameri
k a n film sanayiine, 'yukar snflarn yaamn gsterin' emrini
v e rd i in d e bu gerein farkndayd.
H arek etli fotoraftan, bir sanat dal olarak sinemann geli
m e si iki nemli baardan kaynaklanr: Amerikal ynetmen D.W.
424 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

Griffith tarafndan bulunduu ileri srlen yakn ekim (close-up)


ve Ruslar tarafndan kefolunarak ksa-ksme (short cutting) ola
rak adlandrlan yeni bir birletirme yntemi. Bununla birlikte ko
nunun devamllna sk sk ara vermek, Ruslar tarafndan bulun
mu bir yntem deildir; Amerikallar bunu heyecan yaratmak
amacyla uzun zamandan beri kullanmaktaydlar. Ancak Ruslarn
ynteminde yeni olan nokta bilgi verici uzun sahnelerin araya so
kulmasndan vazgeilerek bunun yalnzca yakn ekimlerde uygu
lanmasdr. Bylece Ruslar daha baka herhangi bir sanat daln
da grlemeyecek etkiler yaratabilen ve baz sinirsel ritm leri, r
pntl ruh durumlarn belirtebilen ve dier sanat trlerinde erii-
lemeyen yeni bir ekspresyonist film anlatm yolu bulmu oldular.
Bu montaj tekniinin devrim yaratc nitelii ksa ekimler, ritm
hzlanmas, ekim noktalarnn deikenlii ve sinemada uygula
nabilecek dier yntemlerden ok da fazla; homojen bir eyalar
dnyasn deil, gerein yeterince heterojen elerini yanstmas
ve bunlar yzyze getirmesine baldr. Eisenstein Potemkin Zrh
ls adl filminde u grnt srasn kullanmtr: lgnca al
an insanlar, kruvazrn makine dairesi; eitli arklar eviren
eller, zahmetle gerilmi yzler, manometrede en yksek basn de
recesi; tere bulanm bir gs, akkor haline gelmi bir kazan;
bir kol, bir ark; bir ark, bir kol; makine., insan; makine, insan;
makine insan. Burada biri maddesel, teki ruhsal iki farkl ger
ek bir araya getirilmekte; yalnz bir araya getirilmekle de kalm a
makta, birinin dierine getii gsterilmektedir. Bu eit bir tu
tum srrealizmin ve tarihsel maddeciliin daha nceden de yap
t gibi bireysel yaam evrelerinin otonomisini yadsyan bir fel
sefeye zemin hazrlar.
Bu yalnzca benzerliklerin deil ayn zamanda eitlemelerin
sorunudur ve montajla aralarnda balant olan iki olayn artk
her ikisi de deil, yalnz biri, metinden beklenen deil de br,
gsterildiinde daha gze arpc bir nitelik kazanr. Bylece St.
Petersburg'un Sonu adl filmde Pudovkin, orta snfn dalan g
cn temsil etmek iin titreen kristal bir avizeyi kullanr; resmi
hiyerariyi tanmlamak iin zerinde kk b ir insan figrnn
yukarya doru trmanmakta olduu dik, sonsuz bir merdivenden
yararlanr. Bu merdivenin binlerce basama ve eriilmesi olanak
sz bir tepe noktas vardr. Eisensteinn Ekim adl filminde ar
ln k arpk kaideleri zerinde duran karanlk svari hey
kelleri, biblo olarak kullanlm sallanan Buda heykelleri ve par
alanm zenci totemleriyle anlatlmaktadr. Strike (Grev) adl
filmde idamlarn yerini mezbaha sahneleri almtr. Bunlarn t-
F L M AI 425

mride eyalar dncelerin yerine kullanlmtr; bu eyalar d


ncelerin ideolojik yanlarn sergiler. Anamalcln bunalm ve
M arksist tarihsel maddecilik felsefesi gibi toplumsal-tarihi olaylar
kendine bu montaj tekniinde olduundan daha dolaysz bir an-
iatm yolu bulamaz. Madalyalarla bezenmi, ancak ba olmayan
bir pelerin, adlar geen bu Rus filmlerinde sava makinasnn
otomatizmini simgeler; yeni ve salam asker postallar ise asker
gcnn kabaln vurgular. Bylece Potemkiride, devaml ola
rak ilerleyen Kazaklarn yerine bu ar, anmaz ve insafsz pos
tallar tekrar tekrar grrz. Salam postallar askeri gcn n-ko-
uludur; Potemkiri den daha nce verdiimiz rnekte olduu gibi
bu pars pro toto m ontajn anlam; zafer kazanan kitlelerin zafer
kazanan makinann kiiletirilmi biimlerinden baka bir ey ol
madn ortaya koymaktr. Dnceleri, ball ve umutlaryla
insan, iinde yaad maddi dnyann sadece bir ilevidir. Tarih
sel maddecilik doktrini, Rus film sanatnn biimsel ilkesini olu
tu ru r. Bununla birlikte filmin sunu ynteminin, zellikle gerekli
olan pek ok eyin anlatmn gerektiren ve bunlara gl bir et
ken rol oynatan 'yakn ekim tekniinin bu materyalizmi yar
yolda karladn da unutmamak gerekir. Dier yandan tm bu
tekniin zdekiliin bir rn olmadn da unutmamak gere
kir. Film sanatnn, insan dncesinin ideolojik temellerinin or
ta y a kmasna tank olan tarihsel dnemin yaratlmas olduu yo
lundaki gerek; Ruslarn bu sanatn ilk klasik temsilcileri olduu
yolundaki geree oranla yalnzca nemli bir rastlant deildir.
Aralarndaki ulusal ve ideolojik ayrlklara bakmakszn tm
dnyadaki film ynetmenleri, Rus filmciliinin temel eklini be
nim sediler ve ieriin biim haline evrilmesinden hemen sonra,
biim in ortaya kt ideolojik kaynak ne olursa olsun, saf bir
te k n ik yntem olarak kullanlabilecei doruland. Marx'n Intro-
d u c tio n to the Critigue of Political Economy (Ekonomi Politiin
E letirisin e Giri) adl yaptnda da ele ald sanatn tarihsellii
ve zam anszl konusundaki eliki, onun bamsz hale gelebilen
b i im kapasitesinden kaynaklanmaktadr: Kurun ve barutun h
k m srd bir dnemde Achillesin laf m olur? diye sormak
ta d r . Ya da gnmzn basn ve basmevi koullar altnda l-
y a d a n n bana ayn ey gelmeyecek midir? arklar ve efsaneler
ve ilh a m perisi basn dnyasnda anlamlarn yitirmiyorlar m?
A ncak karm zdaki zorluk Yunan sanat ve destanlarnn baz be
lirli to p lu m sal geliim biimleriyle balantl oluu deildir. Bun
la r b iz e bugn hl estetik doyum vermektedir; yani bunlar bir
b a k m a b ir norm olarak, ulalmaz b ir rnek olarak i grmekte
426 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

dir. Eisenstein ve Pudovkinin almalar bir bakm a sinemann


kahramans destanlardr; bunlarn gereklemelerine olanak ve
ren toplumsal koullarla baml olmakszn birer model olarak
kabul edilmeleri; Homeros'un bizlere hl sanatsal doyum vere
bilmesinden daha artc deildir.
aovyet usya nn nemli rol oynad tek sanat dal, yalnzca
sinemadr. Gen komnist devletle yeni anlatm biimi arasndaki
tutku belirgindir. Bunlarn her ikisi de tarihsel bir gemie sahip
olmakszn, balayc ve tkezletici gelenekler tarafndan engellen-
meksizin, herhangi bir kltrel ya da kalplam n yarglar ol
makszn yeni yollar boyunca ilerleyen devrimsel olaylardr. Sine
ma, yeni fikirlerin gelimesine set ekecek herhangi bir i diren
ten yoksun olan esnek, ar derecede uysal, tkenmemi bir dal
dr. Geni kitlelere seslenme olana veren, popler bir iletiim
ve deeri Lenin tarafndan hemen farkolunan esiz bir propagan
da aracdr. Kusursuz, yani tarihsel adan kullanlmam b ir e
lence arac olarak ekicilii; komnist kltr politikas asndan
bakldnda son derece byktr. Resimli kitaplara benzeyen s
lubunu kolayca anlamak mmkndr, bu bakmdan eitim grme
mi kimseler zerinde bir propaganda arac olarak kullanlmas
son derece kolay ve etkindir; sanki sinema, devrimci bir sanat iin
zellikle yaratlm gibidir. Ayrca sinema, tekniin ruhsal temel
lerinden km bir sanattr ve bu nedenle de onun iindeki sorun
larla daha iyi uyum gsterir. Makine; sinema sanatnn kkeni, or
tam ve en elle tutulur nesnesidir. Filmler de fabrikasyon ynte
miyle elde edilirler, yani bunun hazrlanmasnda da makineler, da
ha dar bir anlamda baka sanatlarn rnleri olan makineler rol
oynar. Burada makine, yaratcyla, bu kiinin almas ve algla
yanla, bu kiinin sanat beenisi arasnda durm aktadr. Motor, me
kanik ve otomatik hareket; filmin temel olaylardr. Koma ve ya
rma, gezme ve uma, kama ve kovalama, uzaysal zorluklarn s
tesinden gelme sinema anlatmnda ok kolaydr. Gerelerin hile
leri, otom atlar ve aralar film sanatnn en eski ve en etkin yollardr.
Eski komedi filmlerini bazlar naif bir beeni ile izlerler; dierleri
iin tekniin kk grd yaptlardr; ancak hemen her zaman
bu filmler, mekanize bir dnyann dililerine kendini kaptrm
olan insann kendi kendisiyle alay etmesidir. Film, her eyden n
ce bir 'fotoraftr ve mekanik kkenleri ve mekanik yineleme
amacyla (296), ok tutulan ve temelde demokratik olan bir sanat
tr. Tutulmasnda nemli olan bir etken de, retiminin ucuzluu
dur. Makinenin romantizmiyle, teknik fetiizmiyle ve etkinlii a
sndan beenilmesiyle bolevizme uygun dmesini tam olarak an-
F L M A I 427

am ak mmkndr. Bu ayn zamanda teknie en fazla ynelik


h alk topluluklar olarak bilinen Rus ve Amerikan toplumlarma da
uyar; bunlar szkonusu sanatn geliiminde arkada ve rakiptirler.
Sinem a sanat bu kiilerin yalnz teknisyen olularna deil, ayn
zam anda belgesele, geree ve gvenilire olan dknlklerine de
uygun gelmektedir. Rus sinemasnn nemli yaptlarndan hemen
tm , bir bakma belgesel filmlerdir; yeni Rusyann kurulmas
n a ait tarihsel belge filmleridir. Amerikan sinemasnn da en iyi
r n le ri Amerikan yaamnn. Amerikan ekonomi ve i makinesi
n in , gkdelenlerle dolu kentlerin ve Orta Batdaki iftliklerin,
A m erikan polis ve gangster dnyasnn belgesel trde anlatmla
rd r. Bir film ne denli sinemasal olursa, insan-d blm de o
d en li fazladr. Dier bir deyimle byle bir filmin yapt gerek
tanm lanm ada insanla dnya, kiilikle ortam ve sonula anlam ara
sn d a daha yakn balant vardr.
Geree ve gvenilire yani 'belgesele kar duyulan bu
yatknlk; yalnz gnmzn gerek karakteristikleri konusunda
duyulan alnn, dnya hakknda bilgi sahibi olma isteinin ka
nt deildir. Ayn zamanda son yzyla ait sanatsal amalarn be
nimsenmesini ret anlamna da gelir. Bu sanatsal amalar ykden
ve bireysel, psikolojik olarak farkllam kahramandan uzaklala
ra k anlatlr. Belgesel filmde zn bulan ve profesyonel aktrler
olm akszn canlanan bu eilim, yalnz sanat tarihinde sk sk yi
nelenen b ir istei belirlemekle kalmaz; ayn zamanda sanattan t
m y le vazgeme isteini de simgeler. Gnmzde estetiin saygn
l birok yoldan azalm bulunmaktadr. Belgesel film, fotoraf
lk , gazete yazlar, rportaj roman artk eskiden bilinen trden
b ir e r sanat deildir. Ayrca bu saylanlarn en ok tutulan ve tem
s ilc isi olarak kabul edilenlerin hazrlayclar, yaptlarna 'sanat
e s e r i ad verilmesinde srar etmemektedirler. Bunlara gre sanat,
h e r zam an iin bir yan rndr ve ideolojik olarak koullandrl
m b ir amaca hizmet ederken ortaya kar.
Sovyet Rusyada sanat tamamyle b ir ama olarak kabul edil
m i t i r . Bu yararcln (utilitarisme) nedeni h er eyden nce kom
n i s t re jim in yeni bir kurulu dneminde kullanlabilecek her trl
a r a t a n yararlanm ak istei ve; burjuva kltrnn estetizmini, sa
k i n v e seyredici tutumuyla toplumsal devrim iin bir tehlike olu
t u r a n Vart pour Vart (sanat iin sanat) kavramyla birlikte orta
d a n k a ld rm a k arzusudur. Komnist kltr politikas mimarlarnn
b u te h lik e n in farknda olmalar, onlar son yzyln sanatsal geli
m e l e r i n i doru ekilde deerlendirmekten alakoymu; bu gelimeyi
r e d d e tm e le r i sanat alanndaki grlerinin bu denli geri-kafal iz-
428 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

lenimini vermesinin nedeni olmutur. Onlar, sanatn tarihsel geli


im izgisinin Temmuz monarisi dnemindeki yerine dnmesini
yeledikleri gibi, bunu yalnz geen yzyln ortasndaki gereki g
rnn uygun bulduklar romanda deil zellikle resim alannda
ve dier sanat trlerinde de ayn eilimi desteklemilerdir. Evren
sel bir planlama sisteminde ve bir yaam savanda belki sanat, ken
di kendine sorunlarn zmleme abasna braklamazd. Ancak
sanatn rejime kle edilmesi de ksa amalar asndan bile hi teh
likesiz bir durum deildir; bu ynelim srasnda propaganda arac
olarak tad deerin de byk bir blmn yitirebilir.
Sanatn birok byk yaratsn zorlama ve bask altnda olu
turduu ve Eski Doudaki insafsz despotizmle Ortaalarn kat
otoriter kltrnn isteklerini yerine getirmek zorunda kald
dorudur. Ancak bu dnemde zorlama ve sansr bile deiik an
lamlara sahiptir ve tarihin farkl dnemlerindeki etkileri baka
bakadr. Gnmzdeki ile daha nceki devirler arasndaki temel ay
rm, Fransz devriminden ve on dokuzuncu yzyl liberalizminden
sonra kendimizi zaman ierisinde belirli bir noktada bulmamz ve
bu noktada her dndmzn, her duygusuna eritiimiz uyar
nn bu liberalizme dayanarak onun iinden geip gelmekte oluu
dur. Hristiyanln da iyice gelimi ve olduka liberal bir uy
garl ykt; Ortaa sanatnn da son derece gsterisiz bir ba
langtan hareket ettii ileri srlebilir. Bununla birlikte erken
dnemdeki Hristiyan sanatnn neredeyse tam anlamyla taze b ir
balang yapm olduunu; Rus sanatnnsa, gnmze oranla ol
duka geri dzeyde olmasna karn, tarih asndan zaten geli
mi bir slubu, balang noktas olarak aldn unutmamamz
gerekir. Verilen kurbanlarn yeni b ir 'Gotik' iin denen bedel ol
duu dnlebilir; ancak Ortaada olduu gibi bu Gotikin ye
niden nispeten kk ve kltrl bir aznln eline gemeyecei de
hibir ekilde garanti deildir.
nmzdeki sorun sanat, gnmzdeki geni kitlelerin gn
cel ufkunda snrlamamak, tam aksine bu kitlelerin ufkunu elden
geldiince geniletmek biiminde zetlenebilir. Sanatn hakiki bir
deerlendirilmesiyle sonulanacak yol, eitimden geer. Sanatn
devaml olarak kk bir aznlk tekelinden kurtarlabilmesi iin
onu ileri derecede basitletirmek yerine estetik yarg gcn ge
niletebilmek iin eitime nem vermek gerekir. Kltr siyaseti
nin tm alanlarnda olduu gibi, burada da nemli bir glkle
kar karya kalrz. Bu glk, geliimin rastgele her kesintiye
uratlmas, asl sorunun neminin kaybolmasna neden ola
cak; bylece kendine zg sorunlarn ortaya kmasndan
F L M A I 429

kanlaca iin, yani hibir sorun getirmeyen bir ortam


geliecek, konuya zm bulma olanaklar ertelenecektir. Gnmz
de ilkel olduu halde deerli olan bir sanata ulaabilecek pratik bir
yol, pek elimizde yoktur. Kendine zg, ilerici ve yaratc sanat, g
nmzde yalnz karmak bir sanat anlamna gelir. Bunu herkesin
eit llerde anlayp takdir etmesi hibir zaman mmkn olmaya
caktr; ancak bunun byk kitleler tarafndan paylalmas sz ko
nusu olduunda, bu kitlelerin geniletilebilmesi ve derinletirilmesi
sz konusudur. Kltrel bir tekeli nlemenin yolu her eyden n
ce ekonomik ve toplumsaldr. Bunun iin gerekli n koullan sa
lam akta elden gelen her abay harcamamz gerektii kesindir.
KAYNAKLAR

ii) HEKRI GUILLEMIN: Le Jocelyn de Lamartine (1936), s. 56.


2) JEAN-PAUL SARTRE: Quest-ce que la literatre? Les Temps Modemes,
1947, s. 971 vd. Ayrca Situations, II, 1948.
(5) a.e., s. 976.
(4) a.e., s. 981.
(5) S. CHARLETY: La Monarchie de Juillet. E. Lavisse, Hist. de France con-
temporaine, V, 1921, s. 178-9.
(6) WERNER SOMBART: Der modeme Kapitalismus, I I I /l, s. 35-8, 82, 657-61.
(7) WERNER SOiMBART: Der Bourgecns, 1913, s. 220.
(S) LOUIS BLANC: Histoire de dix ans, III, 1843, s. 90-2. WERNER SOM
BART: Die deutsche Volkswirtschaft des 19. Jahrhunderts, 7nci basm, 1927,
s. 399 vd.
(9) EML LEDERER: Zum sozialpsych. Habitus der Gegenwart\ Archiv fuer
Sozialtviss. u. Sozalpolit., 1918, cilt 46, s. 122 vd.
(10) PAUL LOUIS: Hist. du socialisme en France de la Revolution nos jours,
1936, 3nc basm, s. 64, 97. J. LUCAS DUBRETON: La Restauration et
la Monarchie de Juillet, 1937, s. 160-1.
(11) PAUL LOUIS, a.g.e., s. 106-7.
(12) FRIEDRICH ENGELS: Die Entmcklung des Sozialismus von der Utopie
zur Wissenschaft, 4nc basm, 1891, s. 24.
(13) ROBERT MICHELS: Psychologie der antikapitalistischen Massenbevvegun-
gen. Crundriss der Sozialoekon., IX/1, 1926, s. 244-6, 270.
(14) W. SOMBART: Die deutsche Volkswirtsch., s. 471.
(15) SAINTE-BEUVE: De la literatre industrielle. Revue des Deux Mondes,
1839. Ayrca: Portraits contemporains, 1847.
(16) JULES CHAMPFLEURY: Souvemrs et portraits, 1872, s. 77.
(17) EUGNE GILBERT: Le Roman en France pendant le 19e siicle, 1909, s. 209.
(18) N O RA ATKINSON: Eug&ne S ue'et le roman-Jeuilletcm, 1929,-s. 211. AL-
FRED NETTEMENT: Etudes critiques sur le feuilleton-roman, 1845, I, s. 16.
(19) MAURICE BARDECHE: Stendhal romancier, 1947.
(20) ANDRE BRETON: Le Roman frans au 19e si&cle, I, 1901, s. 6-7, 73. MAU-
R IC E BARDECHE: Balzac romancier, 1947, s. 2-8, 12-13.
(21) M . DES GRANGES: La Presse littermre sous la Restoration, 1907, s. 22.
(22) H .J. HUNT: Le Socialisme et le romantisme en France, 1935, s. 195, 340.
(23) a.e., s. 203-4. ALBERT CASSAGNE: Le Theorie de lart pour lart en
France, 1906, s. 61-71.
(24) ED M O N D ESTEVE: Byron et le romantisme Jran., 1907, s. 228.
(25) P IE R R E MOREAU: Le Classicisme des romantiques, 1932, s. 242 vd.
(26) CHARLES RMUSATun 12 Mart 1825 tarihli makalesi A. CASSAGNE ta
rafn d a n aktarlmtr, a.g.e., s. 37.
(27) A . CASSAGNE, a.e.
432 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

(28) JOSE ORTEGA Y GASSET: La Deshumanizacin del Arte, 1925, s. 19.


(29) H.J. HUNT, a.g.e., s. 157-8.
(30) a.e., s. 174.
(31) GEORG LUKCS: Goethe und seine Zeit, 1947, s. 39-40.
(32) M. BARDECHE: Balzac romancier, s. 3, 7.
(33) JULES MARSON tarafndan aktarlmtr: Stendhal (1932), s. 141.
(34) M. BARDECHE: Stendhal romancier, s. 424.
(35) ALBERT THIBAUDET: Stendhal. 1931. HENRI MARTINEAU: L(Euvre
de Stendhal, 1945, s. 198.
(36) [EAN MELIA: Stendhal et Taine. La Nouvelle Revue, 1910, s. 392.
(37) PIERRE MARTINEAU: Stendhal, 1934, s. 302.
(38) H. MARTINEAU, a.g.e., s. 470.
(39) EMLE FAGUET: Politiques et moralistes, III, 1900, s. 8.
(40) M. BARDEOHE: Stendhal romancier, s. 47.
(41) SAl NTE-BEUVE: Port-Royal, 1888, 5inci basm., VI, s. 266-7.
(42) EMLE ZOLA: Les Romanciers naturalistes, 1881, 2nci basm, s. 124.
(43) PAUL BOURGET: Essais de psychologie contemp., 1885, s. 282.
(44) ANDRE DE BRETON: Balzac, 1905, s. 70-3.
(45) M. BARDECHE: Balzac romancier, s. 285.
(46) BERNARD GUYON: La Pensie politique et sodale de Balzac, 1947, s. 432.
(47) V. GRIB: Balzac. Critics Group Series, 5, 1937, s. 76.
(48) MARIE BOR: Balzac contre Balzac, 1933, s. 38.
(49) E. BUTTKE: Balzac als Dichter des modemen Kapitalismus, 1932, s. 28.
(50) BALZAC: Correspondance, 1876, I, s. 433.
(51) ERNEST SElLLiERE: Balzac et la morale romantique, 1922, s. 61.
(52) ANDRE BELLESSORT: Balzac et son ceuvre, 1924, s. 175.
(53) KARL MARX ve FREDERICK ENGELS: Literatre and Art, 1917, s. 42-3.
Ayrca International Literatre, Temmuz, 1933, No. 3, s. 114.
(54) MARCEL PROUST: La Prisonnire, I.
(55) E. PRESTON: Recherches sur la technique de Balzac, 1926, s. 5, 222.
(56) THOMAS MANN: Die Forderung des Tages, 1930, s. 273 vd.
(57) HUGO VON HOFMANNSTHAL: Unterhaltungen ueber literarische Gegen-
staende (1904), s. 40.
(58) A. CERFBERR - J. CHRISTOPHE: Rpertoire de la Comedie humaine, 1887.
(59) TANE: Nouveaux essais de critique e t dhistoire, 1865, s. 104-13.
(60) TOCOUEVILLES Ulusal Mecliste konuuyor, aktaran P. LOUIS, a.g.e., s. 191.
(61) a.e., s. 200-1.
(62) a.e., s. 197.
(63) PIERRO MARTINO: Le Roman realiste sous le second Empire, 1913, s. 85.
(64) ALBERT THIBAUDET: Hist. de la litt. fran. de 1789 nos jours, 1936, s. 361.
(65) E m il e BOUVIER: La Bataille realiste, 1913, s. 237.
(66) JULES COULIN: Die sozialistische Weltanschauung i. d. franz. Mal. (1909),
s. 61.
(67) E m il e ZOLA: La R4publique et la litt., 1879.
(68) OLIVER LARKIN: Courbet and his Contemporaries. Science and Society,
1939, I I I /l, s. 44.
(69) E BOUVIER, a.g.e s. 248.
(70) LEON ROSENTHAL: La Peinture romant. (1903), s. 267-8. HENRI FO-
CILLON: La Peinture aux XIX<* et X X e siicles, 1928, s. 74-101.
(71) H.J.HUNT, a.g.e., s. 342-4.
KAYNAKLAR 433

Y ictor Hugoya 13 Temmuz 1853 tarihli mektup; FLAUBERT, Correspondance,


babma hazrlayan Conrad, 1910, 111, s. 6.
"3) a.e., II. s. 116-17, 366.
a.e.. s. 120, 390.
M , 5) E. ve |. DE GONCOURT: Journal. The entry of 29th january 1863. Edil.
I F lam m arinn Fasquelle, II, S. 67.
~c) FLAUBERT: Corresp., III, s. 485, 490, 508. ducation sentimentale, 11/3.
I ERNEST SEILLIERE: Le Romantisme des reakstes: Custave Flaubert,
I 1914, s. 257. EUGEN HAAS: Flaubert und die Politik, 1931, s. 30.
I (77) M ile Leroyer de Chantepieye 18 Mays 1857 tarihli mektup, Corresp., III, s. 119.
| (.78) E. GILBERT, a.g.e., s. 157.
(79) Corresp., III, s. 157, 448, vb.
' (SO) L e Moniteur, 4 Mays 1857. Causeries de Lundi, XIII.
[ (1) E M L E ZOLA: Les Romanciers naturalistes, 1881, 2.nci basm, s. 126-9.
(82) Corresp., II, s. 182; III, s. 113.
(83) a.e., II, s. 112.
(84) A. THIBAUDET: Gustave Flaubert, 1922, s. 12.
(83) Corresp., II, s. 155.
(86) G E O R G LUKCS: Theodor Storm der die Buergerlichkeit und Tart pour
l a r t. Die Seele und die Formen, 1911. THOMAS MANN: Betrachtungen
eirtes Unpolitischen, 1918, s. 69-70.
(87) G E O R G KEFERSTEIN: Buergertum und Buergerlichkeit bei Goethe, 1933,
s. 126-223.
(88) Corresp., I, s. 238, Eyll, 1851.
(89) a.e., IV. s. 244, Aralk, 1875.
(9 0 ) a.e., I I I , s. 119.
(91) Em i l e FAGUET: Flaubert, 1913, s. 145.
(9 2 ) Corresp., II, s. 237.
(93) a.e., I I I , s. 190.
(94) a.e., III, s. 446.
(93) a .e ., II, s. 70.
(96) a.e., II, s. 137.
(9 7 ) a .e ., III, s. 440.
(98) a .e ., II, s. 133, 140-1, 336.
(9 9 ) JU L E S DE GAULTIER: Le Bovarysme, 1902.
(1 0 0 ) fiD O U A R D MAYNIAL: Flaubert (1943), s. 111-12.
( O I ) P A U L BOURGET: Essais de psych. contempt., 1885, s. 144.
(102) Corresp., I, s. 289.
( 1 0 3 ) G E O R G LUKCS: Die Theorie des Romans, 1920, s. 131.
( 1 0 4 ) M I L E ZOLA: La Roman experimental, 1880, 2nci basm, s. 24, 28.
( 1 0 5 ) CHARLES-BRUN: Le Roman social en France au 19* sicle, 1910, s. 158.
( 1 0 6 ) A N D R BELLESSORT: La Socit franaisc sous le second Empire. Revue
h e b d o m a ire , 1932, No. 12, s. 290-292.
( 1 0 7 ) F R A N C IS O U E SARCEY: uarante ans de thetre, I, 1900, s. 120, 122.
( 1 0 8 ) a .e . , s. 209-12.
( 1 0 9 ) J--J- W EISS: Le Thetre e t les mceurs, 1889, s. 121-2. Bkz. RENAN: Preface
t o t h e Drarnes philosophigues, 1888.
d o ) A . TH IB A U D ET, a.g.e., s. 295 vd.
( 1 1 1 ) S A R C E Y , a.g.e., s. 94.
(1 1 2 ) a .e ., s. 286.

S T T 2 8
434 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

(113) JULES LEMATRE: lmpressions de thetre, I, 1888, s. 217.


(114) SARCEY, a.g.e., VI, 1901, s. 180.
(115) S. KRACAUER: facgues Offenbach und das Paris seiner Zeit, 1937, s. 349.
(116) a.e., s. 270.
(117) FLEURY-SONOLET: La Sociite du second Empire, III, 1913, s. 387.
(118) PAUL BEKKER: Wandlungen der per., 1934, s. 86.
(119) LIONEL DE LAURENCIE: Le Got musical en France, 1905, s. 292. WIL-
LIAM L. GROSTEN: French Grand Opera, 1948, s. 106.
(120) ALFRED EINSTEIN: Music in the Romantic Era, 1947, s. 231.
(1217 FRIEDRICH NIETZCHE: Der Fail Wagner, 1888. Nietzsche contra Wag-
ner, 1888.
(122) THOMAS MANN: Betrachtungen eines Unpolitischen, 1918, s. 75. Leiden
und Groesse der Meister, 1935, a 145 vd.
(123) A. PAUL OPPfi: 'Art. Early Victorian England, basma hazrlayan G.M.
Young, 1934, II, s. 154.
(124) RUSKIN: Stones of Venice, III. Works, 1904, XI, s. 201.
(125) H.W. SINGER: Der Praerajjaelismus in England, 1912, s. 51.
(126) A. CLUTTON-BROCK: William Morris, His Work and Influence, 1914, s. 9.
(127) D.C. SOMERVVELL: English Thought in the 19th Century, 1947, 5inci basm,
s. 153.
(128) CHRISTIAN ECKERT: 'John Ruskin'. Schmollers fahrbuch., 1902, XXVI, s.
362.
(129) E. BATHO-B. DOBRfiE: The Victorians and After, 1938, s. 112.
(130) A. CLUTTON-BROCK, a.g.e., s. 150.
(131) a.e., s. 228.
(132) VVILLIAM MORRIS: Art under Plutocracy, 1883.
(133) LOUIS CAZAMIAN: Le Roman social en Angleterre (1830-1850), II, 1935,
s. 250-1.
(134) a.e., I, 1934, s. 11-12, 163.
(135) W.L. CROSS: The Development of the English Novel, 1899, 182.
(136) L. CAZAMIAN, a.g.e., I, s. 8.
(137) A.H. THORNDIKE Literatre in a Changing Age, 1920, s. 24-5.
(138) O.D. LEAVIS: Fiction and the Reading Public, 1939, s. 156.
(139) G.K. CHESTERTON: Charles Dickens, 1917, llln c i basm, s. 79, 84.
(140) AMY CRUSE: The Victorians and their Books, 1936, 2nci basm, s. 158.
(141) OSBERT SITWELL: Dickens, 1932, s. 15.
(142) L. CAZAMIAN, a.g.e., I, s. 209 vd.
(143) T.S. JACKSON: Charles Dickens, 1937, s. 22-3.
(144) HUMPHREY HOUSE: The Dickens Worid, 1941, s. 219.
(145) Dickensin Birminghamda 27 Eyll 1869da yapt konuma..
(146) HUMPHREY HOUSE, a.g.e., s. 209.
(147) TAINE: Hist. de la litt. angl., 1864, IV, s. 66.
(148) O. SITWELL, a.g.e., s. 16.
(149) Q.D. LEAVIS, a.g.e., s. 33-4, 42-3, 158-9, 168-9.
(150) M.L. CAZAMIAN: Le Roman et les idees en Angleterre, I, 1923, s. 138. ELI-
ZABETH S. HALDANE: George Eliot and her Times, 1927, s. 292.
(151) P. BOURLHONNE: George Eliot, 1933, s. 128, 135.
(152) ERNEST A. BAKER: History o f the English Novel, VIII, 1937, s. 240, 254.
(153) E. BATHO - B.DOBREE, a.g.e., s. 78-9, 91-2.
(154) Middlemarch, XV.
KAYNAKLAR 435

5: M L. CAZAMIAN, a.g.e., s. 108.


>c TAV.CROs S: George Eliots Life as related in her Letters and foumals, 1885,
250.
5* F.R. LEAVIS: The Great Tradition, 1948, s. 61.
ALF RED WEBER: 'Die Not der geistigen Arbeiter. Schriften des Vereins fuer
Sozialpolitik, 1920.
.59) GEORG LL'KCS: Moses Hess und die Probleme der idealistischen Dialek-
tik. Archiv f.d. Gesch. d. Sozialismus u. die Arbeiterbewegung, 1926, XII, s.
125.
:60' KARL MANNHEIM: Ideology and Utopia, 1936, s. 136 vd. Man and Soc.
in an Age of Reconstruction, 1940, s. 79 vd.
1511 HANS SPEIER: Zur Soziologie der buergerl. Intelligenz in Deutschland. Die
Gesellschajt, 1929, II, s. 71.
162) D.S. M1RSKY: Contemp. Russian Lit., 1926, s. 42-3.
163) D.S. MIRSKY: A Hist. of Russian Lit., 1927, s. 321, 322.
164' M.N. POKROVSKY: Brief Hist. o f Russia, I, 1933 s. 144.
165) D.S. MIRSKY: Russia. A. Social History, 1931, s. 199.
. 166' JANKO LAVRIN: Pushkin and Russian Lit., 1947, s. 198.
11673 D.S. MIRSKY: A Hist. o f Russian Lit., s. 203-4.
168' a.e., s. 204.
<1691 a.e., s. 282.
' 1701 G. MASARYK: The Spirit of Russia, 1919, I, s. 148.
171) Turgenevin 8 Kasm 1862de Herzene yazd mektup.
E.H. CARR: Dostoevsky, 1931, s. 268.
I""' NCOLAS BERDIAEFF: LEsprit de Dostoievski, 1946, s. 18.
i 741 DS. MIRSKY: A. Hist. o f Russian Lit., s. 219.
(175) E.H. CARR, a.g.e., s. 281 vd.
1 176) a.e., s. 267-8.
1177) DOSTEYEVSK: A n Authors Diary, ubat 1877.
178) EDMUND WILSON: The Wound and the Bow, 1941, s. 50. REX WAR-
NER: The Cult of Power, 1946, s. 41.
(179) DMITRI MEREJKOWSKI: Tolstoi as Man and Artist, 1902, s. 251.
<180) VLADLMIR POZNER: Dostoievski et le roman daventure. Europe, XXVII,
1931.
(181) a.e., s. 135-6.
(182) LEO SCHESTOW: Dostojevski und Nietzsche, 1924, s. 90-1.
(185) THOMAS MANN: Goethe und Tolstoi. In Bemuehungen, 1925, s. 33.
(184) N. LENIN: L.N. Tolstoi (1910). N. LENIN-G. PLECHANOW: L.N.
Tolstoi im Spiegel des Marxisnms, 1928, s. 42-4.
(185) D.S.MIRSKY: Contemp. Russian Lit., s. 8.
(186) a.e., s. 9. JANKO LAVRIN: Tolstoy, 1944, s. 94.
(187) D.S. MERESCHKOWSKI, a.g.e., s. 213.
(188) LUKCS GYRGY: Nagy orosz realistk, Budapest, 1946, s. 92.
(189) TO LSTO Y : What is Art?, XVI.
(190) TH O M A S MANN: Die Forderung des Tages, 1930, s. 283.
(191) M A X IM GORKI: Literatre and Life, 1946, s. 74.
(192) TH O M A S MANN: Die Forderung des Tages, s. 278.
(193) A N D R E BELLESSORT: Les Intellectuels et lav&nement de la troisikme R6-
p u b lig u e, 1931, s. 24.
(194) P A U L LOUIS: Hist. du socialisme en France, s. 236-7.
436 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

(195) A. BELLESSORT, a.g.e., s. 39.


(196) WERNER SOMBART: Der mod. Kapit., III/l, s. xii/xiii.
(197) PAUL LOUIS, ag.e., s. 242, 216-7.
(198) HENRY FORD: My Life and My Work, 1922, s. 155.
(199) W. SOMBART: Der mod. Kapit., II1/2, s. 603-7. Die deutsche Vdkswirt-
schaft, s. 397-8.
(200) PIERRE FRANCASTEL: Llmpressionnisme, 1937, s. 25-6, 80.
(201) GEORG MARZYNSKI: Die impressionistische Methode. Zeitschr. f. Aesth.
u. allg. Kunstwissenschaft, X IV ,. 1920.
(202) GEORGES RIVIERE: LExposition des Impressionnistes. LImpressioniste.
Journal dArtda 6 Nisan 1877. Yeni basm L VENTURI: Les Archives de
l'fmpressionnisme, 1939, II, s. 309.
(203) ANDRE MALRAUX: The Psychology of Art. Horizon, 1948, No. 103, s. 55.
(204) G. MARZYNSKI, a.g.e., s. 90.
(205) a.e., s. 91.
(206) JOHN REWALD: The History of Impressionism, 1946, s. 6-7.
(207) ALBERT CASSAGNE: La Theorie de Tart pour Tart en France, 1906, s. 351.
(208) E. ve J. DE GONCOURT: Journal. 1 Mays 1869, III, s. 221.
(209) HENRI FOCILLON: La Peinture aux 19e et 20e sicles, 1928, s. 200.
(210) PAUL BOURGET, a.g.e., s. 25.
(211) CHARLES SEIGNOBOS: LEvolution de la troisieme Republique. E. LA-
VISSE: Hist. de la France contempt., VIII, 1921, s. 54-5.
(212) HENRY BERENGER: LAristocratie intellectuelle, 1895, s. 3.
(213) A. THIBAUDET: Hist de la litt. fran., s. 430.
(214) E.R. CURTIUS: Maurice Barris, 1921, s. 98.
(215) JULES HURET: Enguete sur levolution litt., 1891, s. xvi-xvii.
(216) E. ve J. de GONCOURT:/dees et sensations, 1866.
(217) NIETZSCHE: Menschliches Allzumenschliches, 155.
(218) BAUDELAIRE: Richard Wagner et Tannhauser Paris, 1861.
(219) BAUDELAIRE: Le Peintre de la vie moderne, 1863. Yeni basm BAUDELAIRE:
LArt moderne, basma hazrlayan E. Raynaud, 1931, s. 79.
(220) VILLIERS DE LISLE-ADAM: Contes cruels, 1883, s. 13 vd.
(221) Em il e TAR IEU: LEnnui, 1903, s. 81 vd.
(222) E. VON SYDOW: Die Kltr der Dekadenz, 1921, s. 34.
(223) PETER OUENNELL: Baudelaire and the Symbolists, 1929, s. 82.
(224) MAX NORDAU: Entartung, 1896, 3nc basm, II, s. 102.
(225) BAUDELARE: Journaux intimes, basma hazrlayan Ad. van Bever, 1920, s. 8.
(226) THOMAS MANN: Kollege Hitler. Das Tagebuch, basma hazrlayan Leopold
Schvvarzschild, 1939.
(227) RENE DUMESNIL: L'Epogue raliste et naturaliste, 1945, s. 31 vd. ERNEST
RAYNAUD: Baudelaire et la religion du dandysme, 1918, s. 13-14.
(228) BAUDELARE: CEuvres posthumes, basma hazrlayan J. Crepel, I, s. 223 vd.
(229) EHOV: The House with the Mezzanine. A Painters Story, eviren S.S.
Koteliansky, Everymans Library.
(230) Le Figaro, 18 Eyll 1886.
(231) A. THIBAUDET: Hist de la litt. fran.. s. 485.
(232) a.e., s. 489.
(233) J. HURET, a.g.e., s. 60.
(234) ERNEST RAYNAUD: Melee symboliste, 1920, II, s. 163.
(235) JOHN CHARPENTIER: Le Symbolisme, 1927, s. 62.
KAYNAKLAR
437
; 5 ci CHARLES MAURON: Roger Frvn, Mallarmenin iirleri evirisi iin n
sz, 1936, s. 14.
25*) GEORGES DUHAMEL: Les Pobtes et la posie, 1914, s. 145-6.
23?) ROGER FRY: An Early Introduction to Mallarms Poems, 1936, s. 296, 302.
304-6.
233i HENRI BREMOND: La Poesie pre, 1926. s. 16-20.
240) E. ve I. DE GONCOURT: Journal. 23 ubat 1893, IX. s. 87.
,241) I. HURET, a.g.e., s. 297.
l242) C.M. BOWRA: The Heritage of Symbolism, 1943, s. 10.
(243) G.M. TURNELL: Mallarm. Scrutiny, 1937, V, s. 432.
244) I. HURET, a.g.e s. 23.
(245) H.M. LYND: England in the Eighteen-Eighties, 1945, s. 17.
(246) a.e., s. 8.
(247) BERNHARD FEHR: Die engl. Ut. des 19. u. 20. Jahrhunderts, 1931, s. 322.
(248) BAUDELAIRE: Le Peintre de la vie moderne, a.g.e., s. 73-4.
(249) I.-P. SARTRE: Baudelaire, 1947, s. 166-7.
(250) BAUDELARE: Le Peintre de la vie mod., s. 50.
(251) M.L. CAZAMIAN: Le Roman et les idies en Angleterre (1880-1900), 1935, s.
167.
(252) F.R. LEAVIS: The Creat Tradition, 1948, eitli sayfalarnda.
(253) H. HATZFELD: Der jranzoesische Symbolismus, 1923, s. 140.
(254) D.S. MIRSKY: Modern Russian Lit., 1925, s. 84-5.
(255) JANKO LARVIN: An Introduction to the Russian Novel, 1942, s. 134.
(256) THOMAS MANN: Versuch ueber das Theather. Rede und Antwort, 1916,
s. 55.
(257) PAUL ERNST: Ein Credo, 1912, I, s. 227.
(258) PAUL ERNST: Der Weg zur Form, 1928, 3nc basm, 42 vd.
(259) IBSEN: Correspondence, basma hazrlayan Mary Morison, 1905, s. 86.
(260) HALVDAN KOHT: The U f e of Ibsen, 1931, s. 63.
(261) M.C. BRADBROOK: Ibsen, 1946, s. 34-5.
(262) IBSEN: Corresp., s. 218.
(263) HOLBROOK JACKSON: The Eighteen-Nineties, 1939 (1913), s. 177.
(264) Mehringe 14 Temmuz 1893 tarihli mektup. MARX-ENGELS: Correspondence,
1934, s. 511-12.
(265) ERNEST JONES: Rationalism in Everyday Life. Uluslararas Birinci Psiko
-Analitik Kongresinde okundu, 1908. Papers on Psycho-Analysisde, 1913.
(266) KARL MANNHEIM: Ideology and Utopia, 1936, s. 61-2.
(267) THOMAS MANN: 'Die Stellung Freuds in der modernen Geistesgeschichte.
Die Forderung des Tages, 1930, s. 201 ve devamnda.
(268) S. FREUD: The Future of an Illusion, eviren W.D. Robson-Scott, 1928, s. 93.
(269) NIETZSCHE: Werke, 1895 vd. XVI, s. 19.
(270) HERMANN KEYSERLING; Die neuentstehende Welt, 1926. JAMES
BURNHAM: The Managerial Revolution, 1941.
(271) M.J. BONN: The American Experiment, 1933, s. 285.
(272) JOSE ORTEGA Y GASSET: The Revolt of the Masses, 1932.
(273) ERNST TROELTSCH: 'Die Revolution in der Wissenschaft. Cesammelte
Schriften, IV, 1925, s. 676.
(274) HENRI MASSIS: La Dfense de lOccident, 1927.
(275) HERMANN HESSE: Blick ins Chaos, 1923.
(276) ANDR MALRAUX: Psychologie de l'art, 1947.
438 N A T U R A L Z M , E M P R E S Y O N Z M , F L M A I

(277) ANDRE BRETON: W hal is Srrealistti , 1936, s. 45 vd.


(278) JEAN PAULHAN: Les Fleurs de Tarbes, 1941.
(279) JACOUES R1V1ERE: Reconnaissance Dada. Nouvelle Revue Frartmse,
1920, XV, s. 231 vd. MARCEL RAYMOND: De Baudelaire au surredisme,
1933, s. 390.
(280) ANDRE BRETON: Les Pas perdus, 1924.
(281) TRSTAN TZARA: Sept manifestes dada, 1920.
(282) FR1EDR1CH GUNDOLF: Goethe, 1916.
(283) MCHAEL AYRTON: A Master of Pastiche'. New Writing and Daylight,
1946, s. 108 vd.
(284) RENE HUYGHE - GERMAIN BAZIN: Hist de lart contemp., 1955, s. 223.
(285) CONSTANT LAMBERT: Music hol, 1934.
(286) EDMUND WILSON: Axels Castle, 1931, s. 256.
(287) ANDRE BRETON: (Pretter) Marfeste du surrealisme, 1924.
(288) LOUIS REYNAUD: La Crise de ntre litterature, 1929, s. 196-7.
(289) CHARLES DU BOS: Approximations, 1922. BENJAMIN CREMIEUX:
X X e sicle, 1924. JACOUES RVlERE: Marcel Proust, 1924.
(290) J. TH. SOBY: Salvador Dali, 1946, s. 24.
(291) ANDRE BRETON: W hat is Surrealistn? s. 67.
(292) ANDRE BRETON: Secotd M anifeste du surrealisme, 1930. MAURICE NA-
DEAU: Histoire du surrealisme, 1945, 2nci basm, s. 176.
(293) JULIEN BENDA: La France byzantine, 1945, s. 48.
(294) E.R. CURTIUS: Franzoesischer Geist im neuen Europa, 1925, s. 75-6.
(295) EML LEDERER-JAKOB MARSCHAK: Der neue Mittelstand. Grundriss
der Sozialoekonomik, IX/1, 1926, s. 121 vd.
(296) WALTER BENJAMIN: LGSuvre dart lepoque de sa reproduction meca-
nisee. Zeitschrift fuer Sozialforschung, 1936, V /l, s. 45.

f
Remzi Kitabev
Byiib F ik ir K ita p ta n D izisi

FELSEFE BLMSEL DNCE

Takiyettin Mengolu
FELSEFEYE GR
Felsefenin btn disiplinlerinin e le a ld k o n u la r an la m a k ; fe ls e fe pro b le m le rin i
e s a lan eitli grleri zm lem ek iin a n a h ta r k itap .

N'enni Uygur
FELSEFENN ARISI
F s!sel e sorunu ile karlaan kiinin d n s e l ynelim lerini d e erlen d iren e s e r.
4sr Felsefe ve S osyal Bilim D al rencisin in b a v u ru kitab.

Macit Gkberk
FELSEFE TARH
Filozof m etinlerinden ve fe lsefe ta rih i k o n u s u n d a n d e gelen y a p tia ra a n y a ra rla
nlarak h azrlanan bu k ita p ta , fe ls e fe so ru n larn zm e d e n e m e le rin in srecim
tantm ak am ac gz nnde bulundurulm utur.

A. Adnan Advar
TARH BOYUNCA LM ve DN
im diye k a d a r bizde d a h a m kem m eli y a zlm a m byk fik ir v e a ra trm a eseri
Bilim T arih in i en iyi ekilde a n la ta n v e re te n deerlendirm e, t Bu e s e r, bir B at
dilinde y a z lm olsayd, btn d n ya d ille rin e evrilm i olurdu.

A. Adnan Advar
OSMANLI TRKLERNDE LM
G elitirilm i IV. B asky h a zrla y a n la r
P rof. O r. A yku t K azan cg ll - Prof. Dr. Sevim Tekeli
tT a rih B o yu n ca lim v e D inin ta m a m la y c s . O sm an l Trkiyesinde geen yzyl
la rd a m s p e t ilim le r a la n n d a k i geli m e le ri to p lu ca d e erlen d iren zgn in celem e...

sm ail Tunal
GREK ESTETK'!
E s te tik , s a n a t tarihi, te ls e le e itim i iin te m e l b ilgileri veriyor. Konuyu ay d n la ta n
n e m li b ir in celem e.
Bedia Akarsu
AHLAK RETLER
(I. Kitap Mutluluk Ahlak; II. Kitap Kantn Ahlak Felsefesi)
Y a z a r y a p tn d a m utluluu te m e l o la ra k a la n a h la k retileriyle K a n tn devi tem el
o la ra k a la n ah lak felsefesini inceliyor. A hlak fe ls e fe s i a la n n d a tek kitap.

Cemal Yldrm
BLM FELSEFES
Bilim sel dnm e ve ara trm a yntem lerinin m a n tk s a l bir z m le m e s i... B ilim
sel anlayn, ayn zam and a, her trl b a n a z ve ak l-d re tile re k a r kiiyi
en telekt el bir direnm e gcyle d o n a t ...

FELSEFE METNLER EVRLER

Eflatun (Platon)
DEVLET
evirenler: S. Eybolu, M . Ali C im co z
2400 y l n ce yazlan; am za o gnd en k tu tan , dn bugne, bugn y a rn a
b alayan byk fik ir e s e ri...

Platon
DYALOGLAR I
evirenler: T . A ktrel, M .C . Andoy, A. C em gil, S. Eybolu, T. nl

tD iy a lo g la r 11 P laton'un S o kratesi d n em inden, z dncelerinin filizle n d i i g e it


d iyaloglarnd an nem li rnekler s u n a rk e n , s y le v s a n a t, erd em , d il ve e d e b iy a t g ib i
eitli pro b lem lere k tu tm aktad r.

Aristoteles
POLTKA
eviren: M ete Tunay
G elm i gem i dnrlerin en nllerinden A ristoteles'in en nem li yapt. A ris
to tele s bu eserin d e en iy i a n ayasay a ry o r ve ta n m la m a y a alyor.

Immanuel Kant
SELM YAZILAR
eviren: N e ja t B ozkurt
a m z in s a n n dncesine y n veren. Y a k n a lar b a la ta n n l dnrn
eserlerinden bilin li o la ra k seilm i m e tin le r, a n la lr bir Trk e y le su nulm aktadr.
JJ. RoLisseau
TRAFLAR
..-en: Kenan Som er
.'a a r boyu dnce ha y a tn etkileyen R ousseau'nun h a y a t yks. Bu y a p t dn-
z ezesi yatn otobiyografik b ir dn ah eseri o la ra k k a b u l ed ilm ekted ir.

3enedetto Croce
ESTETK
evri ve C roce Estetiine Giri: sm ail Tunal
ada estetik sorunlarna yaklaan kii iin a n a h ta r kitap. A yrca k o n u y a giri
ySm nde geni b ir a k la m a ile C ro ce'n in dn zm lenm ekted ir.

Emst Cassirer
NSAN STNE BR DENEME
eviren: N ecla A rat
yzylmzn en byk dnrlerinden b iri olan C a s s ire r bu y a p tn d a tin s a n ne-
ir? sorusuna zg n b ir yntem le yaklap, in s a n a ilikin s o runlar yin e insan
.aralndan y a ra tla r d e e rle r a ra c l y la zm lem eye a l m ak ta d r.

Hans Reichenbach
BLMSEL FELSEFENN DOUU
Cev.rsn: C em al Y ld rm
S .'. m felsefesinin te m e l ta saylan bu k ita p , fe ls e fe n in b irbiriyle b a d a m a z b ir
takm dncelerin b ir atm a a la n d e il, bilim sel b ir a ra trm a ve b ilg i edinm e
yntemi olduunu vu rg u lam aktad r.

EKONOM SYASET BLM DEVLET

Jean MaiUet
18. Yzyldan Bugne
KTSAD OLAYLARIN EVRM
eviren : E rtu ru l T o k d e m r
ktisad i o la y la rn a k , k u ra m la rn a k la n m a s ve k o la y c a a n la lm a s iin yazlm
b ir eser. 20. yzyln zm lenm esi, yo ru m lan m as i in g e re k li bilgiler.

Glten Kazgan
KTSAD DNCE
Bu k ita p , ik tis a t te o ris in i, p o litik in a n la r sistem in i btnletiren d o ktrin leri, bunun
alt b l m le rin i o lu tu ra n o k u lla r in c e le m e k te d ir, tP o litik ik tis a ts n i e ri in i v e rir
ken, s a f b ilim o lm a yo lu n d a iktisadn nicellem esini d e ta h lil etm ektedir.
E m st Cassirer
DEVLET EFSANES
eviren: N ecla A rat
nsan stne B ir D enem e'nin b ir d e v a m olan bu e s e r s iyaset ve devletin zyap sn
in celem e i a m a la m a k ta ; bilim , a h la k , s a n a t ve felsefenin e fs a n e le re ve ilk e l b a
la ra egem en o lacaklar b ir d zeni a ra trm a k ta d r.

C. Northcote Parkinson
s iy a s a l d n c e n in e v r I m I
eviren: M ehm et H arm anc
Yepyeni b ir gr acsy la B a td a s iy a s a l dncenin gelim esi, devlet k a v ra m ve
kiinin tutum u.

A. De Crespigny - K.R. Minogue


ADA SYASET FELSEFECLER
eviriyi denetleyen: M ete Tuncay
ada siyaset bilim cilerinin nem li eserlerin d en yaplan bu sem e g n m z si
yaset fe lsefesini an lam ak iin tem el eserdir.

Bryan Magee
KARL POPPER'lN BlLlM FELSEFES ve SYASET KURAMI
eviren: M ete Tuncay
Bryan M ag ee'n in bu yapt P opper'in dnn tm yle in celerken b u g n fe ls e fe
nin ne olduunu, nelerle n a s l u ra t ko n u su n a d a k tu tm a k ta d r

Janine Bremond - Alain Geledan


TOPLUMSAL EKONOM SZL
eviren: Erturul zkk
G nm zdeki ulu slararas ekonom ik ilikilerin yapsnn an lalm asn a m a la y a n
zgn b ir deerlendirm e. a m z ekonom isinin k a rm a k yapsn a n la m a k iin
an ah tar kitap.

Orhan Hanerliolu
e k o n o m i s zl
am zn dncesi btn bilim leri, zellikle de eko n o m i bilim ini ierir. n san y a
am retim le b alam , toplu m sal yap retim le beiirm itir.s H er aydn ilg ile n d i
ren, gnlk yaantm za girm i 2.000'in ze rin d e ekonom i k a v ra m sade ve ak
b ir dille verilm ektedir. A yrca, ekonom ik k a v ra m la rn O sm a n lIc a , F ra n s zc a , A l
m anca ve ngilizce k a r lk la r...

Orhan Hanerliolu
t ic a r e t s z l
Ticaret ve ticaretle ilgili Ekonom i ve H u ku k te rim le ri (T rk e , O s m a n lc a . F ra n s zc a .
A lm anca, n gilizce, talya n c a , sp an yo lca, La tin c e k a r lk la ry la birlikte).
FELSEFE SZLK ANSKLOPED

Orhan Hanerliolu
FELSEFE ANSKLOPEDS
F e ls e fe ansiklopedisi lkemizde baka b ir eiti olm ayan byk bir felsefe birikim
ansiklopedisidir. Y edi c ilt ve yaklak bin s ayfadan oluan a n s ik lo p e d id e btn
feset kavram ve akm lar anlatld g ib i filozoflarn yap tlar h a k k n d a da bilgi
nardr. Yaptn ilgin yan genel dizinle kii a d la r dizininden ba k a Trke, O s
m a n lIc a , Franszca, A lm anca, ngilizce, ta ly a n c a , Y unanca, Latince, A ra p a , F a rs
a, S anskrtce, b rn ice, ince, S lavca o lm a k zere on d rt d ild e dzenlenm i olan
zel d izinleri de kapsam as ve her cildin sonunda bu dizinlerin m evcut o lm asdr.

Orhan Hanerliolu
FELSEFE SZL
G nm z kltrnde te m e l olan ve oun lukla yanl a n la m d a k u lla n la n k a v ra m
la r aklayan byk szlk. Felsefe terim lerinin O sm anlIca, F ra n s zc a , A lm anca,
n gilizce. talyanca karlklaryla b irlikte ta m ak la m a s . H e r a ydnn m u tla k a bil
m esi gereken bilgileri kapsayan k ita p ...

SOSYOLOJ TOPLUM

Prof. Nurettin azi Ksemihal


SOSYOLOJ TARH
K o n u y a ilgi duyanlarn te k k ita p ta btn a ra d k la rn b u la c a k la r b ir e s e r... Sos
y o lo ji anlay ve geliim i h a k k n d a te m e l b ilg ile r...

Prof. Nurettin azi Ksemihal


DURKHEIM SOSYOLOJS
S o s y o lo iin in konu ve yntem i. A hlak sosyolojisi. A h lak sosyolojisi uyg u lam as, n
tih a r, D in sosyolojisi. B ilg i k u ra m ve b ilg i sosyolojisi, D urkheim S osyolojisinin
e le tirilm e s i...

M ehm et Emin Eriirgil


B ir Fikir Adamnn Roman
ZYA GKALP
G k a lp l'e b irlikte yaayan b ir Trk ayd n n n ilgin g zlem leri ve za m a n iindeki
d e e rle n d irm e le ri. A k la m a la r ve e klerle Z iy a G k o lp i a n la ta n eser.
A k la m a la r la y a y n la y a n la r: A yku t K azancgil - Cem A lpar.
Emre Kongar
TOPLUMSAL DEME KURAMLARI VE TRKYE GERE
Tarih boyunca gzlenen toplu m sal d eim eyi gn m z Trkiyesi a c s n d a n irde:
leyen b ir zgn toplum bilim alm as.

Emre Kongar
TRKYENN TOPLUMSAL YAPISI
D n ve bugn tu tarl b ir bilim sel m o d e l erevesind e a k la y a n , yarn a k
tutan b ir a l m a ... Trkiye'nin to p lu m s a l yapsn, yap sal is ta tis tik le rin i deerlen
diren zgn bir incelem e.

Emre Kongar
TRK TOPLUMBLMCLER (Cilt 1)
Trk toplum bilim cilerini tarih s rasyla in celeyen b u eserin birinci cildinde Z . G-
k a lp , P ren s S ab ahattin, H.Z. O lken , i. Y as a , N . B erkes, N . . K sem i hal, C. Tanyol,
C .O . Ttengil, M .B. K ray n celenm ekted ir. K i ile rin k a tk s n in celerken, Trkiyed e
sosyolojinin gelim e izg is in i de a k la y a n bu ilgin alm a bir to rta k aban r
ndr. E. K ongarn yaza r ve d zen leyici olduu bu ciltte . C lg a, E. E rkul, l. zer.
V. S a, S . Tzn ile H. U ygunun katk s v a r ...

ANTROPOLOJ NSAN K L T R

Anthonty Smith
NSAN, YAPISI ve YAAMI
evirenler: Erzen Onur, N ida Tekta

E rk e k , Dii, retkenlik, D o u m kontrol. Evlilik, G ebelik, D oum , k iz le r v e A n o r


m allikler, K a ltm , A kraba evlilikleri. K a n g ru p la r, ocuklarn bym esi, B u lu , Boy,
Fiziksel yetenek, Y allk, lm , n tih a r, B e y in , U yku, K onum a, Is, D u yu lar, D e ri,
B eslenm e, Sindirim ve B oaltm sistem leri. Solunum ve kan, s k e le t ve k a s la r ...

Calvin Wells
NSAN ve DNYASI
eviren: Erzen O nur
A ntropoloji, Evrim , Irk , Kltr, B eeri c o ra fy a . Toplum , D in ve by, H u k u k , L i
san, S a n a t, M o d ern to p lu m la r... n sann d n y a d a k i y e ri...

Metin zbek
n s a n ve i r k
Ir k k avram n n o rta y a k a rd s o ru n la r... in san to p la m la rn d a rk s n fla m a la r
iin kullanlan biyolojik z e llik le r... B iyolojik evrim de ilk a a m a la r... E ko lojik et
m enlerin insan o rganizm asnda olutu rduu d e i m e le r...
Bozkurt Gven
tXSAX ve KLTTR
rs c n b l'm n tarihesiyle, te o ri ve yntem sorunlar i in d e d e erlen d iren ; in s a n -
o j r j biyo-kltrel ve tarihi-b eeri bir v a rlk a la n o la ra k ele a la n ve bir btn
~<: r.de inceleyen Trke ilk d e n e m e ...

Xerini Uygur
KLTR KURAMI
r r n kiinin ic yapsndaki d e e rle ri gn m ze k a d a r e le a ln m a m b ir yok-
nr'o incelemektedir. Bu y aklam zgn olduu k a d a r e itic i ve dn drc
o ,r n'telik tam aktadr.

Orhan Hanerliolu
DNCE TARH
ilk dnrlerden bugnn en yeni fik ir a k m la rn a k a d a r b ir ro m a n ra h a tl y la
okunacak orijinal bir dnce ta rih i kitab. G n m z kltrnn te m e l e s e ri...

Azra Erhat
MTOLOJ SZL
Yunan, Latin ve Anadolu M itolojisi.
Mitoloji S z l h e r k e s in z e v k le o k u y a c a b i r e l k it a b . B a t k lt r n n t m n e
vs lne a lm b ir p e n c e r e d ir ...

SANAT YAAM ESTETK

sm ail Tunal
Felsefenin Inda MODERN RESM
B u in c e le m e yzyllardr b ir sorun o lm a g ncelliini srdren m odern s a n a ta ; m o
d e r n re s m i, felsefe acsn d a n in c e le y e re k b ir z m g etirm ek is te r. D o la y s y le bu
e s e r , b ir sanat ta rih i deildir, a m a m o d ern s a n a t ze rin e o rta y a ko n m u zgn
f e ls e f i b ir aratrm adr.

E .H . Gombrich
SANATIN YKS
e v ire n : Bedrettin Cmert
B a la n g c n d a n gnm ze S a n a t Tarihi. R e s im , H eykel. M im a rlk , S a n a t evrim inin
a la r iinde nasl d e i ti in i zm lem ek iin te m e l yapt. 398 re n k li ve ren ksi 2
r e s im . S a n a t ta rih i e itim i iin tem el bilgiler.
N orbert Lynton
MODERN SANATIN YKS
evirenler: Cevat apan, Sadi zi

XX. Y zylda gelien s a n a t a k m la rn gn m ze k a d a r izle y e n 350 re n k li ve renk
siz resim le b o l rn ekler veren te m e l eser. M o d e rn s an atn to p lu m s a l yan, ilevi
iin zm ve anlatm getiren k ita p ...

Oktay Aslanapa
TRK SANATI
Trk sanatnn m im ariden sslem eye k a d a r y z y lla r boyu g eirdii g e li m e le ri to p
lu o la ra k izleyebilm ek ve a n la m a k iin te m e l b ir eser.

Arnold Hauser
SANATIN TOPLUMSAL TARH
eviren: Yldz Gln
Btn san at form larn n oluum unda to p lu m s a l e tk ile r ve kar lk l e tk ile im i e n iyi
aklayan kitap. R om antizm 'den sin e m a 'y a sanat a k m la r...

SANAT ANSKLOPEDS
S R R E A LZ M , E M P R E S Y O N Z M , E K S P R E S Y O N Z M , S E M B O L Z M ve R O M A N T Z M
balklar altn d a hazrlanan 1500 renkTi ve siya h -b e v a z resim li 5 c iltlik a n s ik lo p e d i.
(1983d e yayn lanm aya baland).

SRREALZM : Rene Passeron, eviren: Sezer Tansu


EMPRESYONZM : Maurice Serullaz, eviren: Devrim Erbil
EKSPRESYONZM : Lionel Richard, evirenler: Beral Madra,
Sinem Grsoy, Ilhan Usmanba

DN NAN

Orhan Hanerliolu
s l a m n a n l a r i s z l
s l m dininin btn k a vra m la rn , K u ra n 'd a k u lla n la n deyim lerin a n la m la rn , s l -
m i akm larn yap larn aklayan tem el szlk. slm iyeti anlam ak iin nem li bir
yardm c. Y azarn geni deneyim i konunun a y rn tla ry le a k la n a b ilm e s in e o la n a k
salam tr.
C e m il Sena
HAZRET! MlHANLMED'N FELSEFES
H a z r e t Mukcmmed kim dir? P ey g a m b e r ve peygam berlik, ce n n e t, ce h e n n e m , ruh.
J m re d>J.fl tesi vahiy nedir? K u r'a n , T a n r. m a n . b a d e t, D u a ve y a rl a m a , L a -
yk!-r. zgr dnce...

Osman Pazarl
SLMDA AHLAK
A b lak ln i. Metodu ve dier ilim lerle ili k ile ri. N a z a ri a h la k ve s la m d a a h la k n ge-
.rres:. Trk ve slam ahla k la r ve e s e rle ri. A m e li a h la k . M a n e v i h a y a ta a it v a
z ife le r. Aile ahlak. Sosyal ve medeni ahlak. Ekonomi ah lak...

Osman Pazarl
DN PSKOLOJS
isicm da ve Batda din psikolojisi a la n n d a ile ri s r le n fik irle r... M is tis izm . S em a v i
d in le r ve metapsiik olaylarn in c e le n m e s i...

Cemil Sena
TANRI ANLAYII
fiufn yaptn gerek am ac, o k u rla rn a , h e r e it b a n a zlk ta n ve s am a inan-
ard an arnm bir vicdan ve im a n z g rl b e e n d irm e k tirt.

Orhan Hanerliolu
NAN SZL
a d a dnceye temel olan: D in le r, M e k te p le r, T a rik a tla r ve E fsaneler. H e r t r
l in a n akmnn izlenmesi ve anla lm a s iin g e re k li bavuru eseri.

VVaiter Kiaulelm
DEMR MELEKLER
e v i r e n : H. rs

M a k in e n in douu, tarihi ve kudretini a k la y a n ; d n y a d a k i m a k in e devrim inin n e


d e n le r in i, nasl baladn, nasl srdr ld n ve ne so n u la r verdiini in c e le
y e n r o m a n ekiciliinde b ir k ita p ...

H . von Moltke
TRKYE MEKTUPLARI
e v ir e n : H rs
1 8 3 6 -1 8 3 9 Trkiye'sinden m ektuplar. B ugnm z y a ra ta n o gnk n e d e n le r, Tr
k iy e n in bug n h ak k n d a fikir yrtm eden nce okunm as g e re k e n ilgin e s e r..

lh a n Arsel
ARAP MLLYETL ve TRKLER
A r a p M illiy e t ili i tT rk S o ru n u t, tD ih ve tD in unsurlar ve Trklerle ilgili d e
e rle n d irm e le r.
D N B U G N

Emre Kongar
Devrim Tarihi ve Toplumbilim Asndan
ATATRK
T rk D evrim inin ve A tatrk'n ta rih s e l ynden deerlendirilm esi. Liderlik ve ideoloji
acsn d an A tatrk. A tat rk l a n la m a k iin okunm as g e re k e n eser.

Herodotos
HERODOT TARH
eviren: Mntekim kmen
Kiilii zerine ok a z bilgiye sahip olduum uz H e ro d o to s un ta rih i 9 kitaptan
oluur. A zra E rhat'n nszyle sunulan bu eser, eski Y u n a n lla rn ve o zaman
bilinen evrenin tarihini verir, g n m ze k tu tan iirsel ta rih kita b .

C.W. Ceram
TANRILAR, MEZARLAR ve BLGNLER
eviren: Hayrullah rs
20 dile evrilm i, yalnz A lm a n y a 'd a 3B d e la baslm eser. A rkeolojin in roman,
konuya hi ilg i duym ayanlara bile k endini sevdiriyor. B andan sonun a d e k eliniz
den b rakm ad an ilgiyle o k u y a c a n z b ir k ita p ... (3. Basm ).

C.W. Ceram
TANRILARIN VATANI ANADOLU
eviren: Esat Nermi Erendor

t Tan rlar M e z a rla r ve B ilg in le rt ile b irlik te tA rkeo lo jin in R o m a n t o la ra k adlandn-


lan eser. A nadolu u ygarl ze rin e en tu ta rl b e lg e s e l g e r e k le r...
SA Merkez Ktphanesi

* 0 0 0 4 2 8 *
255.07.02.0 1.06.0V D 7/0000 428
709.03/H376

Arnol H auser Alman kkenli bir ailenin ocuu olarak Macaristan'da


dodu. Budapete, Viyana, Berlin ve Paris niversitelerinde Edebiyat
ve Sanat Tarihi eitimi yapt. Bu yllarda George Simmel, Gustave Lan-
son, Henri Bergson gibi nl dnrlerin rencisi oldu. Birinci Dn
ya Savandan sonra iki yl kalya da Klasik Sanat ve Rnesans Sanat
zerinde incelemeler yapt. 1921-1924 yllar arasnda Berlin 'de ekonomi
ve sosyoloji alannda eitimini srdrmek amac ile Wemer Sombart'm
rencisi oldu. Bu uzun ve ok ynl renim snesinden sonra 1924de
Viyana'ya yerleti. Avusturya'nn igalinden sonra 1938 ylnda Londra'
ya tand ve ou tarihten itibaren derslerini ve aratrmalarn ngiltere'de
srdrd. Bir ara Leeds niversitesinde, 1957 den sonra Brzndais ni
versitesinde Sanat Tarihi derslari verdi.
Profesr Hauser'in yaklak otuz yllk almasnn rn olan S a n a tn
T o p lu m s a l T a r ti, 1951 ylnda yaynland. Sanat oivylarnm geliimini,
edebiyattan mzie, tiyatrodan grsel alana kadar yaylan geni bir
perspektif iinde deerlendiren bu yapt ksa srede uluslararas alanda
dikkat ekti. rnein M eyer Sehapiro: "... Bildiim kadar He kendi ala
nnda en ciddi ve zml alma; sanat ve toplumsa: iarih alanlarnda
gl bilgi birikimine dayanan bir kitap " diyerek nesnel deerlendirme
sini aklad. nl yazar T h o m a s M an n ise: "yazarn geni bilgisine hay
ranlk duym am ak imknsz. Konunun kapsamnn genilii nedeni ile
zorunlu olarak youn bir anlatma bavurmu olmasna ramen, pek
ok karm ak dayn yapsna ve kenet iindeki kartlklara zmleyici
aklam alar getirmitir..... satrlar ile beenisini dile getirmitir. Daha
sonraki yllarda d , eitli basklar yaplan S a n a tn T o p lu m sa ! T arih i kl
tr tarihini konu alan temel yaptlardan bin olarak kabul edilmektedir.


.1
SEbr

You might also like