Professional Documents
Culture Documents
ELETREL BR YAKLAIM
ABDULLAH TEKHAFIZOLU
2
Pascal, Penses.
3
Elmall Muhammed Hamdi YAZIR (Rahmetullahi aleyh), Hak Dini Kur'an Dili.
4
NDEKLER
n Sz.................................................................................................................................................................... 9
Ksaltmalar Dizini..............................................................................................................................................14
N SZ
Meselelere birden fazla bak as yerine tek bir adan bakmak, birok
gerein ayrmna varamamak sonucunu dourmaktadr. Hemen her meselenin
birden fazla boyutu vardr ve bunlar ancak muhtelif yerlerden bakldnda fark
edilebilir. Dnce sistemleri, ayn meselede hem ilmen, hem de amelen
faydalanlacak farkl seeneklerin var olduunu gsterir. Bunun da ilk art, bu
sistemlerin ve sunduu seeneklerin tannmas, iyi bilinmesidir. Alternatifler ancak bu
suretle analiz edilebilir, karlatrmal bir yaklamla deerlendirilebilir.
Her insan hata edebilir; hatadan masun olan yalnzca yce Allahtr. smet ise,
peygamberlere mahsustur. Kur'an dnda hibir kitap da sehivden ar deildir. slm
tenkit dncesi; bunu pratiine de yanstm, beer mahsul her kitabn sorgulanp
tenkit edilebileceini binlerce eserden mteekkil muazzam "Reddiye" edebiyatyla
ortaya koymutur. te meselemiz de bu noktada balamaktadr. Tetkikimiz; Said
Nurs ve akirtlerinin, Nur Risalelerinin bir beer eseri olmad, bilkis "mnzel"
olduu yolundaki iddialarnn mihenge vurulmas gayretinden ibarettir.
Nur Risaleleri, bize gre tenkit edilmesi gereken baz iddialar iermektedir.
Yapmak istediimiz sadece, bunlarn eletirisidir. Kitabmz, srf ilm endielerden
tr yazlmtr. Amacmz, Nur Risalelerinde ele alnan baz konularn, farkl
mesleklerdeki1 Mslmanlarca nasl deerlendirildiini sergilemektir.
1
Burada "yol, usl, gidi, anlay, mezhep" anlamlarnda kullanlmtr.
10
2
Bak. Giriim Dergisi, 1986, say 7, 8, 9, 10, 11.
3
Bedizzaman Said Nurs, 6. Dier Risalelerde de benzeri ifadeler yer almaktadr.
11
4
rnein, ular, 240, Onbirinci ua/Meyve Risalesi/Ispartadaki umum Risale-i Nur talebeleri namna ramazan
tebriki mnasebetiyle yazlm ve on fkra ile tadil edilmi bir mektuptur.
5
rnein, Sikke-i Tasdk- Gayb, 58, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Aziz, Sddk Kardelerim! Emirdanda
Kardeiniz Said Nurs.
6
rnein, ular, 240, Onbirinci ua/Meyve Risalesi/"Ispartadaki umum Risale-i Nur talebeleri namna ramazan
tebriki mnasebetiyle yazlm ve on fkra ile tadil edilmi bir mektuptur"dan hemen sonra yer alan Said
Nursye ait paragraf.
7
Tabi ki, bizim bu konuda gttmz ama Nurcularnkinden farkldr. Onlar, Nur Risalelerinin geldii (!) gibi
kalmasn gerekli gryorlar; tashih hususunda ona herhangi bir mdahaleye izinli olmadklarn (izin hususuna
Said Nurs kendisini de dhil etmektedir) ifade ediyorlar. Bak. http://www.ittihad.com.tr (Risale-i Nur
Sadeletirilebilir mi? Meselesi).
8
Sikke-i Tasdk- Gayb, 110, Birinci ua/Drdnc yet.
9
ular, 219, Onbirinci u/Meyve Risalesi/Bu Onuncu Mes'eleye Bir Htime Olarak ki Hiye; Siracn-Nr, 62,
Otuzbirinci Mektuptan Yirmialtnc Lem'a/htiyarlar Hakknda/Onbirinci Rica; man ve Kfr Muvazeneleri, 111,
Meyve Risalesinden/Onuncu Mes'elenin Htimesi Olarak ki Hiye/Birincisi.
12
Bahusus "Allah" lfz yerine kullanldnda, birok eserde byk harfle yazlan
"o" zamirini byk harfle yazmadk ve kendisinden sonra gelen ekleri kesme
iaretiyle ayrmadk. Telffuzunda garip karlanabilecek kelimelerde Arapa
kaidelerini dikkate almadk. "Ya Eb Hureyre!" yerine "Ey Ebu Hureyre!"; "Ali b. Eb
Talib" yerine "Ali b. Ebu Talib" yazmay tercih ettik.
Kitapta kullanlan dile zen gstermeye altk. Zenginlik katmas iin bazen
Osmanlca, bazen Arapa, kimi zaman Bat kaynakl, kimi zaman da yeni tretilmi
szckleri kullanmaktan kanmadk. Dil konusunda herhangi bir saplantmz ve dile
yaklammz ideolojik olmadndan, bu konuda kendimizi zorlamadk. Yaygn ve
ilevsel terimleri kullanmaya altk.
Abdullah TEKHAFIZOLU
Ankara-2005
14
KISALTMALAR DZN
1. BLM
Risale-i Nur mellifinin tahsil hayat aydan baka mevcut olmad halde
10
(...)
(...) alelusl yirmi sene tahsili lzm gelen ulm ve fnunun zbde ve
hlsasn ayda tahsil ve ikmal etmitir.12
Evet, aylk bir tahsili bulunan ve krk seneden beri Kur'an- Kermden baka
bir kitapla itigal etmeyen, yzotuzu Trke, onbei Arapa olan eserlerini te'lif
ederken hibir kitaba mracaat etmedii, henz hayatta olan ktipleri tarafndan
ehdet edilen, esasen ktphanesi de bulunmayan, yarm mm bir zat (...)13
(...) Medrese usulnce onbe sene ders almakla okunan kitaplar Resil-in-Nur
mellifi yalnz ayda tahsil etmi.14
Cidd bir evk ile tahsili gzne ald ve bu niyetle nahiyeleri sparit Oca
dahilinde bulunan Ta Kynde Molla Mehmed Emin Efendinin medresesine gitti.
Fakat fazla duramad. Hle-i ftriyeleri icab, daima izzetini korumas ve hatt mirne
sylenen kk bir sze dahi tahamml edememesi; medreseden ayrlmasna sebeb
oldu. Tekrar Nursa dnd. Nursda ayrca bir medrese olmadndan dersini byk
biraderinin haftada bir defa slaya geldii gnlere hasrederdi. Bir mddet sonra
Pirmis Karyesine, sonra Hzan eyhinin yaylasna gitti. Burada da tahakkme
tahammlszl, drt talebe ile geinmemesine sebeb oldu.15
10
ular, 434, Ondrdnc ua/Bedizzamann Afyon Mahkemesi Mdafaas ve Mektuplar ve Nur Talebelerinin
Afyon Mahkemesinde Yaptklar Hakikatl Mdafaalar/Ahmed Feyzinin Mdafaasdr.
11
ular, 542, Onbeinci ua/Elhccetz-Zehra/Risale-i Nur Nedir? ve Hakikatlar Muvacehesinde Risale-i Nur
ve Tercman Ne Mahiyettedir Diye Bir Takriznmedir; Bedizzaman Said Nurs (Bundan sonra bu kitab Tarihe-
i Hayat eklinde gstereceiz), 579, Afyon Hayat/Risale-i Nur Nedir? Bedizzaman Kimdir?
12
Tarihe-i Hayat, 34, lk Hayat.
13
Szler, 703, Terin-i sni (1950) de Ankara niversitesinde (...) bir konferanstr.
14
Sikke-i Tasdk- Gayb, 78, Birinci ua/kinci Bir htar.
15
Tarihe-i Hayat, 31, lk Hayat.
16
(...) Oradan kalkarak meayih-i zam mevkii bulunan Gayd kasabasna gelir.
Orada dahi arkada Molla Muhammed Efendi ile derek, Molla Muhammedin
haner ekmesi zerine gzne ilitii baltaya sarlr. O srada dier bir talebe
bandan yaral dnce, medrese hayatn terkle pederleri nezdine gelir. Ve
pederlerine: "Ben artk bymedike okumaya gitmem. Zira talebeler btn benden
byktrler. Onlara gcm yetinceye kadar evde kalrm." der. Ve o k ilkbahara
kadar evde kalr.17
Pederinden izin alarak, tahsil yapmak zere Arvs Nahiyesine gider. Burada
icra-y tedris eden mehur Molla Mehmed Efendi, kendisine ders vermeye tenezzl
etmeyip, talebelerinden birisine okutmasn tavsiye edince, izzetine ar gelir. Bir gn
bu mehur mderris camide ders okutmakta iken, Molla Said itiraz ederek:
-Bu kadar kitab okuyup anlamaya muktedir deilim. Ancak, bu kitaplar bir
mcevherat kutusudur, anahtar sizdedir. Yalnz sizden u kutularn iinde ne
bulunduunu gstermenizin istirhamndaym, yni bu kitaplarn neden bahsettiklerini
anlayaym da, bilhere tab'ma muvafk olanlara alrm, demitir.
16
Tarihe-i Hayat, 32, lk Hayat.
17
ctimi Reeteler I, 9, Tarihe-i Hayat/Latife.
18
Tarihe-i Hayat, 32-33, lk Hayat; ctimi Reeteler I, 9-10, Tarihe-i Hayat/Latife.
17
Herhangi bir kitab eline alrsa, anlard. Yirmidrt saat zarfnda "Cem'-l-
Cevmi", "erh-l-Mevkf", "bn-l-Hacer" gibi kitaplarn ikiyz sahifesini, kendi
kendine anlamak artiyle mtala ederdi.19
(...) Bundan sonra, irvandaki biraderinin yanna gitti. Orada byk kardeiyle
ilk grmede aralarnda ylece ksa bir muhavere cereyan etti.
Molla Abdullah:
Bedizzaman:
Molla Abdullah:
-Ne demek?
Bedizzaman:
Bir gn de Van valisi merhum Tahir Paa ile (Said Nursnin) bir mnakaa-i
ilmiyede aralar bozulur. Rovelver ile Tahir Paay vurmak iin davranr.21
mam Gazal, hyann Talebenin Riayet Edecei Adap Blmnde yle der:
19
Tarihe-i Hayat, 33-34, lk Hayat.
20
Tarihe-i Hayat, 35, lk Hayat/O Zamanki Hayatna Ksa Bir Bak.
21
ctimi Reeteler I, 25, Tarihe-i Hayat.
18
Bir fenni bitirmeden ondan sonraki fenne gememek gerekir. Zira, ilimler zarur bir
tertibe ve tasnife baldr. Bazlar, dier bazlarna yoldur. Onlardan geilmeden dierlerine
23
geilmez. Muvaffak olanlar, tertibe riayet edenlerdir.
Talebeler bu metinleri kendi balarna okuyarak ilim yolunda mesafe alabilirler miydi?
Hayr! nk bu metinler, onlar okutacak bir hoca olmakszn talebeye konumazlard ve
hepsi de bir hocann gzetiminde okunacak ekilde yazlmlard. Dolaysyla bir metni
okumanz tek bana yeterli deildi, bilkis o metni kimlerden okuduunuz da nemliydi.
Eitimin "metin ve hoca merkezli" karaktere sahip olmas, talebelerin daha bandan
itibaren bir hiyerari dhilinde merdivenleri kmalarn salyor, hocalar (mderrisler)
olmadka metinler deta lyordu; metinleri canlandran, onlara hayat veren limlerdi.
nk talebe, hem metnin, hem de hocann talebesiydi. (...)24
1.2. NUR RSALELERNN KAYNAI
22
Zeynuddn Eb Hmid el-Gazl, hyu Ulmid-Dn, ev. Ahmed Serdarolu, Bedir Yaynevi, stanbul 1989,
1/128-129.
23
Gazl, hy, 1/133.
24
Dcane Cndiolu, Szl Kltrden Yazl Kltre Anlamn Tarihi, Kakns Yaynlar, stanbul 2005, 127-128.
19
Nurinde bir mddet kaldktan sonra Hzana dnd. Sonra medrese hayatn
terkederek pederinin yanna geldi ve bahara kadar evde kald. O srada yle bir rya
grr:
Artk bu ryadan ald feyiz, tahsil-i ilim iin byk bir evk uyandrr. O
r'yada mazhar olduu bir hakikat sonradan yle anladk ki: Molla Said, Hazret-i
Peygamberden ilim talebinde bulunmasna karlk; Hazret-i Resul- Ekrem
Aleyhissalt Vesselm, mmetinden sual sormamak artiyle ilm-i Kur'ann tlim
edileceini tebir etmiler. Aynen bu hakikat hayatnda tezahr etmi. Daha
sabavetinde iken bir allme-i asr olarak tannm ve kat'iyyen kimseye sual
sormam, fakat sorulan suallere mutlaka cevab vermitir.25
25
Tarihe-i Hayat, 32, lk Hayat.
20
(...) Bu mjdenin bir mjdecisi bir sene evvel grlm bir r'ya-y sadkadr.
yle ki: Ispartada bamza gelen bu hadiseden bir ay evvel bir zata r'yada (ona)
deniliyor ki:
lmi tedrisen almayan ya da alamayan, fakat buna ramen ilim adna ok
byk iddialarda bulunan kiinin artk bavuraca tek yol kalmtr: Kesb
olamadna gre, ilminin vehb olduunu iddia etmek...
O buyurmutur ki:
Bu hadis-i erifin izah yledir: Bir kimse, Hz. Peygamberi kendi ekli ve sureti ile
grrse, gerekten Hz. Peygamberi grm olur. nk, eytana Hz. Peygamberin ekline
26
Sikke-i Tasdk- Gayb, 21-22, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Sadakatta Mehur Olan Barlal Sleymann
Vazife-i Sadakatn Tamamiyle Yapan Isparta Sleyman Rdnn Bir Fkrasdr.
27
Sikke-i Tasdk- Gayb, 102; ular, 564, Birinci ua/Yirmialtnc yet.
28
Buhr, Tabir, 10/13.
29
Mslim, R'y, 1/10.
21
"Peygamberi ryada grmek, kiinin onu ancak hayatnda vasfland sureti zere
grd zaman gerekleir."30
Allme bn Hacer, salam senetlerle yle rivayet etmektedir: Bir kimse bn Sirine,
"Ben ryamda Hz. Peygamberi grdm deyince" ne ekilde, ne biimde grdn sorard.
O kimse Hz. Peygamberin ekline ve emailine uymayan bir biim sylerse, bn Sirin ona:
"Sen Hz. Peygamberi grmemisin" derdi. bn Abbasn tutumu ve davran da aynyd.
Nitekim Hkim, senediyle bunu nakletmitir. Dorusu u ki: Hadisin szleri de bu manay
tevsik ve ispat etmektedir. Bu hadisin sahih senetlerle nakledilen szlerinin hepsinden
anlalan ey, eytann Hz. Peygamberin ekline giremediidir. Yoksa herhangi bir ekle girip,
31
insan Hz. Peygamberi grdn zannettirerek aldatmas deil.
Demek ki, sahih olan rya Resulullahn sahih bir nakille sabit olan suretini grmektir.
ayet, biri bu suretten baka bir surette Resulullah ryasnda grdn zannederse; o,
Resulullah grmemitir.32
Baz kimseler, "Eer eytann hilesinden korunmak, Hz. Peygamberi sadece kendi asl
ekli ile grlmesi artna bal olsayd, o zaman bu koruma, ancak salnda Peygamberi
grm olan kiiler iin mmkn olurdu. Daha sonraki dnemlerde gelen kimseler,
ryalarnda grdkleri ahsn suretinin Hz. Peygambere veya baka bir kimseye ait olduunu
nasl bilebilirler?" diye soruyorlar. Byle bir sorunun cevab udur: Daha sonraki dnemlerde
gelen kimseler, ryalarnda grdkleri ahsn Hz. Peygamber olduunu tam bir gvenle
syleyemezler. Ama, ryalarnn manasnn ve konusunun Kur'an- Kerim ve Snnetin
bildirdiklerine uyup uymadn kesin olarak bilebilirler. Eer bu rya, Kitaba ve Snnete
uygunluk gsteriyorsa, o zaman gerekten ryasnda grd kimsenin Hz. Peygamber
olmas ihtimali ok daha fazladr. nk, eytan bir kimseye doru yolu gstermek iin
deiik ekle giremez.33
Bazen bir kimse hayal ettii bir eyi grr gibi olur. nk, hayal ettii eyin deta
grdkleri ile bir balants vardr. (...) Bir kimse ryasnda Peygamberin, kendisine katli
haram bir kimseyi ldrmesini emir buyurduunu grse; bu, hayal edilen sfatlardan olur,
grlen ey deildir.34
Eer bir kimse ryasnda Hz. Peygamberi grse de, ondan herhangi bir emir alsa
veya bir eyi o kimseye men etse ya da din konusunda ondan bir eit iaret ve ima yollu bir
ey grse; o grd, duyduu eylerin Kitapta ve Snnette benzerini grmeden onlara
30
Buhr, Tabir, 10/12.
31
Ebul-Al el-Mevdd, Resil ve Mesil: Meseleler ve zmleri, ev. Yusuf Karaca, Risale Yaynlar, stanbul
1990, 4/9-10.
32
eyh Aladdn, mam Nevevnin Fetvalarnn erhi, ev. Abdlbari Polat, Kahraman Yaynlar, stanbul 1988,
342.
33
Mevdd, Meseleler ve zmleri, 4/10-11.
34
Nak. Ahmed Davudolu, Sahh-i Mslim Tercme ve erhi, Snmez Neriyat, stanbul 1977, 10/26-27.
22
uymas, uygulamas caiz deildir. Allah Teal ve Peygamberi, din konusunda, bizi
ryalara, ilhamlara ve keiflere brakmam, hakk ve batl, doruyu ve yanl
prl prl bir Kitap ve senetli, delilli bir Snnet iinde nmze koymutur. Eer
grdnz bir rya veya keif yahut ilham, Kitaba ve Snnete uygun ise, o zaman
Peygamberi grmeyi nasip etti diye veya keif ve ilham nimetini ltfetti diye Allaha
krediniz. Ama, o grdnz rya, Kitaba ve Snnete ters ve aykr ise, o zaman da onu
reddederek, byle denemelerden ve imtihanlardan korumas iin Allaha yalvarnz.
"phesiz rya eittir: (...) Ryalarn bir ksm da insann uyank iken
arzulayp azmettii, sonra da uykusunda grd eydir. (...)"37
"Grmedii bir ryay grdn iddia ederek yalan syleyen, (kyamet gn)
iki arpa tanesini birbirine dmlemekle mkellef klnr ve bunu yapamamasndan
dolay ona azap edilir."38
35
Mevdd, Meseleler ve zmleri, ayn yer.
36
Mslim, R'y, 6.
37
bn Mce, Tabir, 3/2907.
38
bn Mce, Tabir, 3/2907.
23
"Beni ryada gren, hakikaten grm olur. Zira eytan, benim suretimle
temessl edemez. Bir de, benim zerime bilerek yalan uyduran, cehennemdeki
yerine hazrlansn!"39
39
Buhr, lim, 39/51.
40
yilie sevk veya ktlkten kurtarmak iin, ileride olacak kat' hdiseleri haber vererek korkutmak, cehennemi
haber vermek.
41
Rya, bu yolun yolcularnca batl iddialarn delillendirmek (?) zere en sk kullanlan kanttr. rnein,
Muhyiddin b. Arab bir gece ryasnda Peygamber Efendimizi grr. Peygamber Efendimiz elinde bir kitap
tutarak; "Bu Fss-l-Hikem kitabdr. Bunu al ve insanlarn faydalanmas iin muhteviyatn akla." buyurdu.
Muhyiddin-i Arab de sevgili Peygamberimizin manev iaretine uyarak, emir ve ilham ile, kitabn ihtiva ettii
hususlar ne eksik, ne de fazla yazd. (Evliylar Ansiklopedisi, hls Gazetecilik Holding A,., stanbul 1992,
9/170.) bn-i Farid bir gece ryasnda Resulullah Efendimizi grd. Resulullah Efendimiz ona: "Sen kime
mensupsun?" buyurunca; "St valideniz Halimenin bal olduu Ben Sad kabilesine" diye cevap verdi. Bunun
zerine Resulullah Efendimiz; "Bilakis senin nesebin bana baldr. Yani, sen benim sevgimle dolusun, benim
snnet-i seniyyeme balsn." buyurdu. (...) bn-i Farid yle der; Kaside-i Tiyyeyi tamamladktan sonra,
ryamda Resulullah Efendimizi grdm. Buyurdular ki: "Kasidene ne isim koydun?" Ben de: "Ya Resulallah!
Levh-l-Cinn (Revic-l-Cinn) ismini verdim." dedim. O zaman Resulullah; "Hayr, ona Nazm-s-Slk adn
ver." buyurdu. Ben de Kaside-i Tiyyeye bu ad verdim. (Evliylar Ansiklopedisi, 7/145-146.) smail Hakk Bursev
(v.1725/1137) hazretleri Tefsr-i Rh-ul-Beyanda yle buyurur: "Manev pederim, eyh-i Ekber Muhyiddin-i Arab
hazretlerinin delleti ile, birgn ryamda Resulullah Efendimiz bana ltfedip arkam sadlar. Tatl bir ifade ile;
"mmetim iin bir tefsir yaz!" diye emir buyurdular. Bunun zerine Allah Tealdan ve Resulullah Efendimizin
ruhniyetinden yardm isteyerek ciltlik bir tefsir yazdm." (Evliylar Ansiklopedisi, 7/347.) emseddin Habibullah
bn Mirza Can (v.1701/1113) hazretleri yle anlatmtr: "Bir defa cihann ss ve kinatn serveri olan
Peygamber Efendimizi ryada grmekle ereflendim. Yanyana uzanm yatyorduk. O kadar yakndk ki, mbarek
nefesi yzme geliyordu. Bu esnada susadm. Serhend bynn oullar, yani mam- Rabban hazretlerinin
evld da orada idiler. Resulullah, onlardan birine su getirmesini emir buyurdu. Fakir; "Ya Resulallah, onlar benim
pirimin evlddr." diye arzettim. "Onlar bizim szmz tutarlar." buyurdu. Onlardan bir aziz, kalkp su getirdi.
Kana kana itim. Sonra; "Ya Resulallah, hazretiniz Mceddid-i elf-i sani hakknda ne buyurursunuz?" diye
arzettim. "mmetimde onun bir benzeri yoktur." buyurdu. "Ya Resulallah! mam- Rabban hazretlerinin
Mektubat, mbarek nazarlarnzdan geti mi?" dedim. Buyurdu ki: "Eer ondan hatrladn bir yer varsa oku!"
Ben de, mam- Rabban hazretlerinin baz mektuplarnda geen ve Allah Teal iin; "O, vera-l-vera sonra yine
vera-l-veradr, yani Allah Teal telerin tesidir. Akl neyi dnr ve neyi tasavvur ederse O deildir"
buyurduunu okudum. Resulullah Efendimiz bunu ok beendi ve; "Tekrar oku!" buyurunca, tekrar okudum. Bu
ifadeleri ok gzel buldu. Bu hl epey devam etti. sabah olunca byklerden bir zat erkenden gelip bana: "Ben bu
gece ryamda sizin bir rya grdnz grdm. O ryay bana anlat!" deyince, anlattm. ok beenip, hayret
etti. Ben grdm bu ryada, Resulullah Efendimizin mbarek nefesinin ve sohbetinin bereketiyle kendimi
tamamen nur ve huzur iinde buldum. Uyank iken ele geen eylerden daha ok bereketli olan bu ryann
bereketiyle gnlerce ackmadm ve susamadm." (Evliylar Ansiklopedisi, 8/118.) Mir Muhammed Numan
(v.1650/1069) yle anlatr: Yine bir gn Resulullah Efendimizi ryada grdm. Hazret-i Ebu Bekr de yanndayd.
Buyurdular ki: "Ey Ebu Bekr! Olum Muhammed Numana de ki, "eyh Ahmedin makbul benim makbulmdr.
eyh Ahmedin merdudu (reddettii) benim de merdudumdur. Benim merdudum da Allah Tealnn merdududur."
Bu mjdeyi iitince, son derece sevinip; "Elhamdulillah ki, ben Hazret-i mamn makbulym. O hlde Allah
Tealnn da makbul oluyorum." diye iimden geirdiimde, Resulullah Efendimiz Hazret-i Sddk- Ekbere
buyurdular ki; "Olum Muhammed Numana de ki; Onun makbul olan, eyh Ahmedin de makbuldr, benim de,
Allah Tealnn da makbuldr. Onun merdudu, eyh Ahmedin, benim ve Allah Tealnn merdudumuzdur."
(Evliylar Ansiklopedisi, 8/242.) ...
24
Bildiimiz gibi, avam tabakasnn ve cahillerin byk bir ksm ryaya balanrlar,
ryadan gelen her eyi tasdik ederler, onu hayatlarnda takip edecekleri yolu aydnlatan bir
k sayarlar; almetlerini, hayallerindeki kalntlar incelemeye koyulurlar.
(...) Bu yalanlara ancak aklnda delilik, gnlnde maraz bulunanlar; avam tabakasna,
cahillere, bnlere kar kalpleri hakikatlere yalan kartrmak ve meramna erimek iin vasta
olarak kulland habis maksatlarla dolu olan kimseler inanabilirler.
Ryalarn byk bir ksm tevili olmayan kompleks eylerdir. Onlar, ya ruh
hastalklarn bir neticesidir veya akl bozukluklardan, vcut hastalklarndan doar. Yahut da
insann farknda olmadan uuraltnda saklanan ve herhangi bir sebeple uygun bir zamanda
uurstne kan, bandan gemi eski hadiselerin tesiriyle meydana gelir.
Sadk ryalar azdr. Bunlar doru olmakla beraber, zann delildir ve zerine itikad
esaslar kurulamaz, bir fikrin ispatna veya din hkmlerden herhangi birine delil olamaz.42
1.3. NUR RSALELER KMN ESERDR?
(...) benim gibi yarm mmi ve kimsesiz (...) bulunan bir adam, (...) Risale-i
Nura sahip deildir; ve o eser, onun hneri olamaz, onunla iftihar edemez. Belki
dorudan doruya Kur'an- Hakmin bu zamanda bir nevi mucize-i mneviyyesi
olarak, rahmet-i lhiyye tarafndan ihsan edilmitir. O adam, binler arkadaiyle
beraber, o hediye-i Kur'aniyeye el atmlar. Her naslsa birinci tercmanlk vazifesi,
ona dm. Onun fikri ve ilmi ve zeksnn eseri olmadna delil, Risale-i Nurda
yle paralar var ki; bazs alt saatte, baz iki saatte, baz on dakikada yazlan
risaleler var. Ben yemin ile te'min ediyorum ki: Eski Saidin (R.A.) kuvve-i hfzas da
beraber olmak artyle, o on dakika ii, on saatte fikrim ile yapamyorum; o bir saatlik
risaleyi, iki gn istidadmla, zihnimle yapamyorum, ve o bir gnde alt saatlik risale
olan "Otuzuncu Sz" ne ben ve ne de en mdakkik, dindar feylesoflar, alt gnde o
tahkikat yapamazlar ve hkez...43
Risale-i Nurun mesili, ilim ile, fikir ile, niyet ile ve kasd bir ihtiyarla deil;
ekseriyet-i mutlaka ile snuhat, zuhurat, ihtrt ile oluyor.45
42
Muhsin Abdlhamid, Hakkatl-Bbiyye vel-Behiyye: slma Ynelen Ykc Hareketler (Bblik ve Bahliin
yz), ev. M. Saim Yeprem-Hasan Gle, DB Yaynlar, Ankara 1986, 105.
43
ular, 534-535, Birinci ua/ki Acip Suale Cevaplar/rt- Kur'aniye Hakknda Lahika; Sikke-i Tasdk- Gayb,
68-69, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Bu ciz kardeiniz, hem itiraz eden o eski dost zta, hem ehl-i dikkate
ve sizlere beyan ediyorum ki (...); Kastamonu Lhikas, 179, Yirmiyedinci Mektubdan/Azz, Sddk, Risale-i Nur
kirdleri Kardelerim.
44
ular, 559; Sikke-i Tasdk- Gayb, 97, Birinci ua/Yirmidrdnc yet ve yetler/zahtan Evvel Mhim Bir
htar/kinci Nokta.
45
Kastamonu Lhikas, 233, Yirmiyedinci Mektubdan/Aziz, Sddk, Muktedir, Mteyakkz Kardelerim!
25
Hem Risale-i Nur zhiren benim eserim olmak haysiyetiyle sen etmiyorum.
Belki yalnz Kur'ann bir tefsiri ve Kur'andan mlhem bir tercman- hakikisi ve imann
hccetleri ve delll olmak haysiyetiyle meziyetlerini beyan ediyorum. Hatt, bir ksm
Risaleleri ihtiyarm hricinde yazdm gibi, Risale-i Nurun ehemmiyetini zikretmekte
ihtiyarsz hkmndeyim.48
Kur'ann bir nevi tefsiri olan Szlerdeki hner ve zarafet ve meziyet kimsenin
deil; belki muntazam, gzel hakaik- Kur'aniyenin mbarek kametlerine yakacak
mevzun, muntazam slb libaslar, kimsenin ihtiyar ve uuriyle biilmez ve kesilmez;
belki, onlarn vcududur ki, yle ister; ve bir dest-i gaybdir ki, o kamete gre keser,
bier, giydirir. Biz ise, iinde bir tercman, bir hizmetkrz.49
46
Mektubat, 353-354; Sikke-i Tasdk- Gayb, 267; Barla Lhikas, 12, Yirmisekizinci Mektub/Yedinci Risale Olan
Yedinci Mes'ele/Altnc ret; Tarihe-i Hayat, 190-191, Barla Hayat/Yirmisekizinci Mektubun Yedinci Mes'elesi.
47
Sikke-i Tasdk- Gayb, 36, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Aziz Kardelerim!
48
ular, 572; Sikke-i Tasdk- Gayb, 124, Sekizinci ua/nc Bir Keramet-i Aleviye/Bir ifade-i meram.
49
Mektubat, 362-363, Yirmisekizinci Mektup/Sekizinci Risale Olan Sekizinci Mes'ele/Birinci Nkte.
50
Mektubat, 355, Yirmisekizinci Mektup/Yedinci Risale olan Yedinci Mes'ele/Mahrem bir suale cevaptr; Sikke-i
Tasdk- Gayb, 269, Risale-i Nurdan Parlak Fkralar ve Bir Ksm Gzel Mektuplar/Mahremce Bir Sule Cevaptr;
Barla Lhikas, 14, Yirmiyedinci Mektuptan/Mahrem Bir Suale Cevaptr.
26
Risale-i Nur geri zhiren sizin eserinizdir, fakat nasl ki, Kur'an- Mbn
Allahn kelm iken Seyyid-i Kinat, Eref-i Mahlkat Efendimiz nsa teblie vasta
olmutur, siz de bu asrda yine o Furkan- Azimin nurlarndan bu gnn karmakark
sarho insanlarna emr-i Hakla hitab ediyorsunuz. Huls.52
(...) Eer mellifin tenzilin nazmndan kard letifde phen varsa, ben
derim ki bn-l-Frd kitabndan tefe'l ettik ve u beyit kt:
(...)
(...)
RSALE- NUR, yirminci asrn Mslmanlarn ve btn insanlar koyu bir fikir
karanlklarndan ve mthi dallet yollarndan kurtarmak iin mellifin kendi ihtiyariyle
yazlm deil, Cenab- Hakkn lisaniyle yazlm bir eserdir.57
(...) Bu hakikatlardan anladm ki, Risale-i Nur, bu asrn insanlar olan bizler iin
yazdrlmtr.58
Ey Risale-i Nur! Senin, hakkn dili, hakkn ilham olup Onun izni ile yazldna
phe yok. "Ben, kimsenin mal deilim. Ben hibir kitabdan alnmadm, hibir
eserden alnmadm. Ben Rabbn ve Kur'nyim. Bir lyemutun eserinden fkran
kerametli bir Nrum."59
Said Nurs ve talebeleri, bu szleriyle aslnda ilhamdan da te eyler ihsas
etmektedirler. Ancak, biz burada bu ihsaslar gz ard edecek ve aka iddia ettikleri
"ilham" zerinde duracaz.
lham, hak ehli olanlara gre, bir eyin shhatini bilme konusunda ilim elde etme
vastas deildir.60
Pezdev de, Ehl-i Snnet Akaidinde ilim sebeplerini sraladktan sonra unlar
syler:
lhamla bilgi meydana gelmesine gelince: Bu nasl olur?... lhamla bilgi hsl olduunu
iddia edenin davas burhandan yoksundur. Eer bir kimse: "u eyin hell olduuna dair
Allah Teal bana ilham ederek kalbimde bilgi hasl oldu" derse, ona denecek udur:
"Sen sznde yalan sylyorsun", ayrca onun doruluunu gsteren bir delil yoktur.
Ayn ekilde bir bakas da, bunun haram olduunu Allahn kendisine ilham ettiini
56
Fkrann anlam: Ben, yce vasflara sahip olan ulu kii hakknda ne diyebilirim; o geri peygamber deildir,
ama kitab vardr.
57
Rehberler, 141, Genlik Rehberi/Risale-i Nur Nedir? Ziver Gndzalp kardeimizin Konya Nur Talebeleri adna,
Risale-i Nur hakknda grlerini ifade edip, Ankara niversitesi genlerine gnderdii bir konferanstr.
58
Mdfaalar, 300, Afyon Mdfs/Zbeyirin Mdafaasdr.
59
Mdfaalar, 347, Afyon Mdfs/Afyon Mahkemesi Kararnmesinden/Sanklardan Bilahere Yakalanm
Olduundan, Bilirkiilere Tedkike Gnderilemeyen Sair Eserler ve Mektublardaki Su Mevzuu Olan Yazlarn
Hulsalar. Benzer ifadeler iin bak. ular, 141, 523, 535, 545, 590; Mektubat, 361, 362; Sikke-i Tasdk- Gayb,
68, 74; Kastamonu Lhikas, 14, 179, 212; s-y Msa, 118; Tarihe-i Hayat, 579.
60
Nak. Saduddn Mes'd b. mer et-Taftazn, erhul-Akaid, ev. Sleyman Uluda, Dergh Yaynlar, 121.
28
syleyebilir. O hlde bu iki kiinin szlerinden birini tercih iin delil bulunmadndan, ikisi
61
arasnda anlamazlk vuku bulur ki, bu da fesada gtrr.
Said Nurs ve talebeleri, bilgi kayna olarak kabul edilmeyen ilham, yukarda
aktarlan byk iddialarna delil olarak ileri srmlerdir. Oysa, Said Nurs gerekten
"mlhemn"dan olsa bile, bu ilhamlar (?) kendisinden bakasna bir ey ifade etmez.
Nitekim, Taftazan yle demitir:
lham, herkes iin bilgi edinme vastas deildir, bakasna delil olarak kullanlmaya
62
elverili de deildir.
Suiistimale ak olan ilham konusunu izah etmek, hak ilhamlar ile ilham diye
yutturulmak istenen atahat63 ve trrehatn64 arasn ayrmak, bunlarn farkn ortaya
koymak gerekmektedir.
lham, feyiz yolu ile kalbe ilka olunan manadr, diye tarif edilir.65
phesiz ki, evliya arasnda ilhama mazhar olanlar vardr. Nitekim, Buhar ve
Mslimde Peygamber Efendimiz (s.a.v.)in yle buyurduu rivayet edilmitir:
Bir de hicap ayeti ki, 'Ya Resulullah, kadnlarna emretsen de, onlar perde
iine girseler! nk, hayrl-hayrsz kimseler onlarla konuabiliyor.' dedim. Bunun
zerine hicap ayeti (Ahzb, 33/32-33) nazil oldu.
61
Muhammed Eb Yusr Pezdev, Ehl-i Snnet Akaidi, ev. erafeddin Glck, Kayhan Yaynlar, stanbul 1980,
12.
62
Taftazn, erhul-Akaid, 121.
63
Kendinden geer bir hle gelmek ve byle manev sarholuk, istirak hlinde iken sylenen muvazenesiz
szler.
64
Btl, sama sapan szler.
65
Sleyman Uluda, Kelm lmi ve slm Akaidi, (Taftazn, erhul-Akaid iinde), 121.
66
Buhr, Fezilus-Sahbe, 6/37; Mslim, Fezilus-Sahbe, 2/23.
67
Nak. Davudolu, Sahh-i Mslim Tercme ve erhi, 10/232.
68
Tirmiz, Menkabe, 54/3938.
69
Nak. Mutahhar, Htemiyyet, ev. amil cal, Fecr Yaynlar, Ankara 1989, 32.
29
merin bu szleri, ayetlerin inmesinden nce olduu hlde, "Rabbim bana muvafakat
etti" demeyip de, "Ben Rabbime muvafakat ettim" demesi, Allaha kar bir edeptir. Fkhnn
ve ilminin ak bir nianesidir. "Benim reyim, zuhurlar muayyen vakitlere kadar teahhur eden
71
ezel hkme muvafk dt" demek istemitir.
Kelm ilminde, sadece peygamberlerin ilham, bilgi kayna olarak kabul edilir.72
"Senden nce gnderilen her resul ve her nebi bir temennide bulunduu
zaman, eytan onun temennisine bir ey sokmutur. Fakat Allah, eytann soktuu
eyi iptal eder, sonra da ayetlerini salamlatrr. (...)"73
Nebinin kalbine eytann att vesvesenin nesh ve izale olunmas ve Allah Tealnn
kendi ayetlerini muhkem hle getirmesi arttr. Zira nebi, hak zeredir. Muhaddesin kalbine
doan ilhama ise eytann birtakm eyler sokuturmas ve bunlarn nesh ve izale edilmemesi,
dolaysyla ierisine dt birtakm hatalarnda devam etmesi mmkndr. Muhaddes, iine
doan fikirleri ve ilhamlar peygamberin getirdii er' llere vurmak, yanl olanlarndan
yz evirmek mecburiyetindedir.74 nk, bu kii masun (hatalardan korunmu, hatasz)
deildir. Nitekim Ebul-Hasen e-azel yle der: Kitabn ve Snnetin getirdii esaslarda bize
hataszlk garantisi verilmitir; fakat keifler ve ilhamlar iin byle bir garanti yok...75
Nitekim eytan, ilhama mazhar olan Hz. mere Hudeybiye Antlamas srasnda;
Furkan suresinin okunuu ile ilgili olarak Hakim b. Hizamla olan tartmasnda ve
Peygamberin vefat srasnda birtakm aldatmalarda bulunmu ve merin nefsine arz olan
bu dnceler ve yanllar nbvvet nuruyla izale olmutur.76
70
Buhr, Salt, 32/52.
71
Mehmed Sofuolu, Sahh-i Buhr ve Tercemesi, tken Neriyat, stanbul 1987, 1/490.
72
Uluda, Kelm lmi ve slm Akaidi, (Taftazn, erhul-Akaid iinde), 121.
73
Hacc, 22/52.
74
Takyyuddn Ahmed b. Abdulhalm b. Teymiye, Klliyat, ev. Kurul, Tevhid Yaynlar, stanbul 1986, 2/91.
75
bn Teymiye, Klliyat, 2/238.
76
bn Teymiye, Klliyat, 2/91. Hudeybiye Antlamasnn mriklere taviz verir gibi gzken baz maddeleriyle ilgili
olarak Hz. mer, Peygamber (s.a.v.)e itiraz etmi ve "Sen hak peygamber deil misin ey Allahn Resul!"
demiti. Yine, Hakm b. Hizm, Furkan suresini kendi okuyuundan baka bir tarzda okurken iitince onu apar
topar Hz. Peygamberin huzuruna gtrm ve Resulullah: Byle de okunur, Kur'an yedi harf zere nazil
olmutur, buyurunca sakinlemitir. Hz. Peygamberin vefatyla sanki ok geiren Hz. mer (r.a.), sokaa karak
"Kim Peygamber ld derse, boynunu vururum" demi, Hz. Ebu Bekirin Kur'andan ayetler okuyarak Resulullahn
da bir beer olduunu ve bir gn bu fni dnyadan geceini hatrlatmas zerine kendine gelmitir. (Klliyatn
mtercimlerine ait, ayn yerdeki dipnottur. Tafsilt hadis kitaplarndadr.)
30
Hz. mer, ashab- kiram ile istiare eder ve bazen kendi grn brakp onlarn
dncesine katlr, bazen de ashap ona uyard. Olur ki, mer bir sz syler, ama bir
Mslman kadn kalkp onun szlerini reddeder ve gerei aklar, mer de kendi
grnden vazgeip, bu kadnn szlerine hak verirdi. Mesel, mehir miktarn belirleme
meselesinde byle olmutu. Yine olur ki, o bir gre sahip olur, fakat o konuda kendisine
Hz. Peygamberden bir hadis hatrlatlr, bunun zerine hemen kendi grn terk ederek bu
hadisle amel ederdi. eitli konularda, ilgili baz snnetleri kendisinden aa mertebede
bulunan kiilerden alrd. Bazen bir ey syleyip, kendisine "isabetlisin!" denildiinde o:
"Vallahi mer, geree isabet mi etti, yoksa yanld m, bilmiyor!" eklinde cevap verirdi.
te kendisine ilham olunan kimselerin en nde geleni byle olduuna gre, kyamet
gnne kadar, kendisine Rabbinin bir eyler haber verip ilham ettiini syleyen her kalp
sahibi, merden aa mertebede bir kimse olarak asla masun deildir. Tam tersine, bu
durumda onlarn tamam iin yanlmak mmkndr. Her ne kadar bir grup, velinin Allahn
korumas altnda (mahfuz) olduunu iddia ediyorsa da, bu byledir. Onlara gre bu koruma,
peygamberler iin kabul edilen ismet (hata ve gnahlardan korunmu olma) sfatnn bir
benzeridir ki, byle bir iddia yanltr ve Snnete ve icmaya aykrdr.
Kendisine ilham verilen kimse iin ise, doru sz konusu olduu gibi, hata da sz
konusudur. Kitap ile Snnet, onun dorusunu hatasndan ayrp ayklar. Bu nedenle btn
veliler, Kitaba ve Snnete muhta durumdadrlar, btn ilerini mutlaka Hz. Peygamberden
gelen haberlere gre lp deerlendirmeleri gerekir. Resulullahtan aktarlan haberlere
uyanlar gerek; buna muhalif olanlar ise yanltr. Eer bu hususta o kimseler, gerei
bulabilmek iin iyi niyet ierisinde, olanca abalarn harcayp itihat etmilerse, Cenab- Hak
onlarn itihatlarnn karln ve ecrini verecek, hatalarna da balayacaktr.
Bilindii zere, iyilik yarmasnda baar kazanm ve ncelii elde etmi olanlar,
nebev haberlere en ok uyanlar ve hidayet zere bulunanlardr; onlar iman ve takva
bakmndan da en st mertebededirler.77
Birok hayalperest ve cahilin "Kalbim Rabbimden bana bunu ilham ediyor" dedii eye
gelince; kalbinin ona bir eyler sylemi olmas dorudur, fakat kimden? Rabbinden mi,
77
bn Teymiye, Klliyat, 2/238-239.
31
yoksa eytanndan m? "Kalbim bana Rabbimden byle ilham etti" derse, kendisine ilham edip
etmediini bilmedii birine sz isnat etmi olur ki, bu da yalandr. Bu mmetin muhaddesi,
asla byle sylemez, hibir zaman byle bir eyi azna almaz. phesiz Allah, meri, bunu
sylemekten korumutur. Bilkis, bir gn ktibi "Bu, mminlerin emri mer b. Hattaba
Allahn gsterdii (rettii, ilham ettii) eydir" diye yazdnda, mer: "Hayr, onu sil! Bu,
mer b. Hattabn grd eydir, eer o doruysa Allahtandr; yanl ise merdendir. Allah
ve Resul ondan beridir, uzaktr, diye yaz!" buyurmutur. mer "kelle" (miras hukukuyla
ilgili bir kavram) konusunda: Bu konuda kendi grm sylyorum, eer doruysa
Allahtan; ayet yanl olursa benden ve eytandandr, der. Resulullah (s.a.v.)n ehadeti ile
muhaddes olann sz byledir. Oysa sen ttihadnin, Hululnin, atahat syleyen bahnin,
78
sema yapanlarn aka "Rabbim, kalbime byle ilham etti" dediini grrsn.
Bu konuda Hz. Ebu Bekirin tavr da Hz. merinki gibidir. Nitekim o da, "Kendi
reyimi sylyorum. Eer isabet edersem Allahtandr; hata edersem bendendir."
demitir.79 Ayn mealdeki szler, Hz. Aliden ve bn Mesuddan da rivayet
edilmektedir.80
Allahn ilhamna mazhar olanlarn sadat, ashab- kiram efendilerimizdir. Onlardan Hz.
mer (r.a.)in, ilh ilhama mazhar olduu, hadis ve nice olaylar ile sabittir. Byleyken o, belli
bir konuda fikrini syler, mertebesi ondan ok aa bulunan biri de kendisine itiraz ederdi. O
da, gelen itiraz anlayla karlar, zerinde dnp istiarelerde bulunur, kendisinin hatal
olduu anlalr, o da hatasndan dnerdi. ahs dncelerini ve ilhamlarn, daima Allahn
Kitabna, Resulullahn Snnetine arz ederdi. Kendi zan ve ilhamlarna itibar ve itimat etmezdi.
Yani onlar deil, Allahn Kitabn ve Resulnn Snnetini hakem tanrd.
Abit ve zahit geinen u cahiller ise, kalplerine geici bir zan ve dnce gelse, hemen
onu hakem tanyp Allahn Kitabn ve Resulnn Snnetini terk ederler. Bu elbette ok yanl
bir tutumdur, asla rahman bir gidi deildir. Buna ramen ahs ilhamlar ile gurur ve ucba82
derler ve derler ki: "Haddesen kalb an Rabb Kalbim, Rabbimden alarak bana dedi ki..."
Evet, bunu kendilerine dstur ve iar edinmilerdir. Yine aka derler ki: "Biz ilmi ve marifeti,
lmekten mnezzeh bulunan Allahtan alyoruz, arada hibir vasta olmakszn! Sizler ise zahir
ehlisiniz ve ilimlerinizi vastalardan alyorsunuz." Aka byle iddialarda bulunurlar ve aka,
peygamberleri ve onlara inen Allahn kitaplarn aradan karrlar. Byle bir tutum ise, btn
gizliliine ve aldatclna ramen, byk bir kfr ve dinsizliktir! Kur'ann ve Peygamberin
aracln aradan karmann, baka bir hkm ve manas yoktur. te eytan iva83 ve
vesveselere en byk aldanlardan biri de, hi phesiz bu sakat tutumdur. Niceleri buna
kaplmlar ve helk olmulardr.
78
bn Teymiye, nak. bn Kayym el-Cevziyye, Medricus-Slikn, ev. Kurul, nsan Yaynlar, stanbul 1990, 1/44-
45.
79
Muhammed Ebu Abdullah bn Kuteybe, Te'vlu Muhtelifil-Hads: Hadis Mdfas, ev. Mehmed Hayri
Krbaolu, Kayhan Yaynlar, stanbul 1979, 30-31.
80
bn Kuteybe, Te'vlu Muhtelifil-Hads, 31.
81
"Hatra" kelimesi burada, tam olarak Trkedeki "an" anlamnda deildir; "kalpte, zihinde, fikirde kalan ey"
manasndadr.
82
Kibir, gurur, kendini beenmilik, ameline gvenmek.
83
Ayartmak, azdrmak, batan karmak.
32
"lhamda ve keifte hata olmaz! lham ve keif ehlini kaytsz artsz tasdik etmek
lzmdr" derken, bazlar bunda sakl bulunan eytan tehlikeyi ve tahribat iyice sezememi
olabilir. phesiz byleleri, kendi cehaletlerine kurban gitmi olurlar. Veya kesin kfre
varmadklar takdirde, cehaletleri nispetinde mazur saylabilirler. Fakat bile bile, Peygamberi
ve ona inen Kur'an aradan karanlara, kendilerini mazur gsterecek bir cihet bulunabilir mi?
Byle birisine dersin ki:
-Bak, yaknmzda bir hadis medresesi var. Orada Hafz Abdurrezzak, talebelere hadis
okutmaktadr. Sen de gidip orada Peygamberin hadislerini rensen olmaz m? O cevap
olarak sana der ki:
-Benim, Melik ve Hallk olan Allahtan vastasz olarak ilim ve marifet alan bir kii
olarak, Hafz Abdurrezzaktan hadis iitmeye ne ihtiyacm var?
Gerek slm sufilerinin en byklerinden olan Cneyd der ki: "Ebu Sleyman Daran
yle buyurmutur: Bazen kalbime, sufilerin szn ettikleri cinsten nkteler gelir ve gnlerce
bekler. Ben onu, Kitaptan ve Snnetten iki adil ahit, ahitlik etmedike kabul etmem."
Ebu Zeyd el-Bistam demitir ki: "Kiiye pek ok kerametler verilse, hatta havaya
bada kurup otursa, sakn onun bu kerametine aldanmayasnz. Ancak, onun emir ve
nehiyler itibariyle, er' hudut ve ller bakmndan nasl olduuna bakn, ona gre hkm
verin."
(...) Seriyy es-Sakat yle demitir: "Bir kimse, ilmin srrna ve btnna vkf
olduunu iddia eder, fakat hkmn zahiri kendisini yalanlarsa, elbette bylesi byk bir hata
iindedir."
Ebu Bekir ed-Dekkak yle der: "Zahirde emir ve nehiylerin hududunu zayi eden bir
kimse, btnda kalb mahededen mahrum kalr."
33
Ebul-Hasan en-Nur yle der: "Bir kimsenin, er' lnn dnda kalan bir hl sahibi
olduunu iddia ettiini grdn zaman, sakn ona yakn olma! Yine bir kimse ki, kendisinin
hl sahibi olduunu iddia eder, fakat eriatn zahiri kendisini tasdik etmezse, ylesini de din
ve maneviyatta muteber tutma!"
Ebu Said el-Harraz da bu hususta yle demitir: "Zahirin desteklemedii her btn,
batldr."
el-Cerir yle der: "Bizim bu mesleimiz, bir tek cmlede toparlanr: Kalbin devaml
murakabe hlinde bulunacak ve ilim zahirin zerine kaim olacak!"
Ebu Hafs el-Kebir ise yle demitir: "Btn fiil ve hllerini Kitap ve Snnet ile
tartmayan ve ahs zan ve hatralarn itham etmeyen (ahs grlerinde ve ilhamlarnda
84
hata kabul etmeyen) bir kimseyi, sakn manev adamlar zmresinden saymaynz."
Yce Allah, "Bylece biz, her peygambere insan ve cin eytanlarn dman
yaptk. (Bunlar), aldatmak iin birbirlerine yaldzl szler fsldarlar (yh). Rabbin
dileseydi bunu yapamazlard. Fakat sen, onlar dzmekte olduklar yalanlaryla ba
baa brak!" buyurmutur.85
Allah, burada, batl ve aslsz eyden "yaldzl sz" diye bahsetmitir. nk, sahibi
onu elinden geldiince ssler ve aldanmaya msait kiinin kulana atar; o da buna kanar,
inanr.87
Nur Risalelerinde Said Nursnin ilminin (!) "lednn" olduu aka iddia
edilmektedir:
(...) Bu hadis-i erif Nurun tercmanna mutabk geliyor ki, ilminin ve kemlinin
tahsil ve terbiye neticesi deil lutf ve ihsan- Rabbn olarak, bir harika- ftrat halinde
ksack bir zamanda ihsan edileceini bildiriyor ki, imdiye kadar kimsede vaki
olmam olan bu hal ancak bir byk mceddidin almt- mahsusasndandr.88
Ayrca, Kehf suresinin Hz. Musa (a.s.) ile Hzr (a.s.)dan bahseden 65.
ayetinin "tarafmzdan kendisine bir ilim rettiimiz" anlamna gelen blm ebced
hesabna tbi tutularak yukardaki iddia delillendirilmek (!) istenmi ve Said Nursye
verilen bu ilmin "Resilin-Nr" olduu belirtilmitir:
84
bn Kayym el-Cevziyye, setul-Lehfn f Mesyidi-eytn: eytann Tuzaklar, nsanlarn Kurtulu Yollar,
ev. mer Temizel, Uysal Kitabevi, Konya 1993, 1/421-424.
85
En'am, 6/112.
86
Fahruddn er-Rz, Tefsr-i Kebr, ev. Heyet, Aka Yaynlar, Ankara 1988, 10/129.
87
bn Kayym el-Cevziyye, ed-Du ved-Dev: Kalbin lac, ev. Sava Kocaba, Elif Yaynlar, stanbul 2003, 124.
88
Tlsmlar Mecmas, 188, Mdetl-Kur'an.
34
89
598 598
Yani, "Ey Hakim ve Habir tarafndan ilham edilmi olan ilim (Risletun-Nr)."
L ilme len ill m allemten = 974 Risletun-Nr = Asl ile, yani lam-
tarifle 976.91
"Yazklar olsun, elleriyle kitab yazp da, sonra onu yok pahasna satabilmek
iin 'bu, Allah katndandr' diyenlere; yazklar olsun, elleriyle yazdklarndan dolay
onlara ve yazklar olsun, byle kazandklarndan dolay onlara!"92
1.4. HTARLAR (?)
89
Tlsmlar Mecmas, 189, Mdetl-Kur'an.
90
Tlsmlar Mecmas, 189, Mdetl-Kur'an.
91
Tlsmlar Mecmas, 189, Mdetl-Kur'an/Hiye 4.
92
Bakara, 2/79.
93
l-i mrn, 3/78.
94
Szler, 157, Ondrdnc Szn zeyli.
35
Ben gnderilen Risaleleri mtala ettim, bir ksm hakikatlar mkerrer grdm.
Makam mnasebetiyle tekrar yazlm. Benim arzu ve belki ihtiyarm olmadan ne iin
byle olmu.. Kuvve-i hfzama gelen nisyandan skldm. Birden iddetli bir ihtar ile:
"Ondokuzuncu Szn hirine bak!" denildi. Baktm, Risalet-i Ahmediyenin (A.S.M.)
Mucize-i Kur'aniyesinde tekraratn ok gzel hikmetleri, tam tefsiri olan Risalet-in-
Nurda tamamiyle tezahr etmi. O tekrarat, o hikmetler iin tam yerinde ve mnsib
ve lzm olmu.95
Birden bir ihtar- gayb ile kat' kanaat verecek bir surette kalbime geldi. Denildi
ki: "Cidd bir alka ile senin eskidenberi tekrar ettiin "Bir k var, bir nur greceiz"
diye mjdelerin te'vili ve tefsiri ve tbiri; sizin hakknzda belki man cihetiyle, lem-i
slm hakknda dahi en ehemmiyetlisi Risale-i Nurdur. (...)"96
oktanberi ruhuma ihtar edilmi ki; Ziya namnda birisi, Risale-i Nur namna
byk bir hizmet edecek. Bu mes'ele gsterdi ki, o Ziya, bu Ziyadr. (...)98
Said Nurs, o kadar ok gayb ihtar alm (?) ki, hepsini aktarmaktan sarf-
nazar ettik.99
Said Nursye edilen ihtarlar, bundan ibaret deildir. O, kendisine kim
tarafndan edildiini bilmediimiz yukardaki ihtarlarn yan sra, Arapa ve Farsa
ihtarlardan da sz etmektedir:
u fkra, Arab geldii iin Arab yazld. Hem u fkra-i Arabiye, "Allah Ekber"
zikrinde otuz mertebe-i tefekkrden bir mertebeye iarettir. (...)100
u Yirminci Pencerenin hakikat, bir zaman Arab bir surette yle kalbe
gelmiti: (...)101
(...) Yani bu mncat, kalbe Faris olarak tahattur ettiinden Fris yazlmtr.
102
(...)
95
Kastamonu Lhikas, 14-15, Yirmiyedinci Mektubdan/Aziz, Tam Sddk Kardelerim.
96
Kastamonu Lhikas, 29, Yirmiyedinci Mektubdan/hiret Kardelerime Mhim Bir htar "ki Madde" dir.
97
Kastamonu Lhikas, 108, Yirmiyedinci Mektubdan/Azz, Sddk, Sebatkr ve Metin Kardelerim!
98
Tarihe-i Hayat, 45, lk Hayat.
99
Dier ihtarlar iin bak. Tarihe-i Hayat, 109, 123, 240, 282, 287, 303, 410, 466, 483, 494, 524, 525, 526, 557,
561, 564, 574, 586; Kastamonu Lhikas, 21, 28, 30, 32, 49, 67, 72, 78, 83, 85, 95, 97, 130, 115, 145, 153, 162,
165; ular, 230, 235, 306, 318, 327, 353, 355, 362, 376, 386, 391, 392, 395, 397, 412, 501, 512, 533; Lem'alar,
10, 48, 198, 237, 260, 285, 288; Rehberler, 21, 32, 35, 147, 154; Szler, 138, 140; Barla Lhikas, 133, 274;
Mektubat, 458; s-y Msa, 76; man ve Kfr Muvazeneleri, 55; ctimi Reeteler II, 66.
100
Szler, 443, Yirmialtnc Sz/Htime.
101
Szler, 625, Otuznc Sz/Yirminci Pencere/Hiye.
102
Szler, 193; man ve Kfr Muvazeneleri, 63, Onyedinci Sz/Kalbe Frisi Olarak Tahattur Eden Bir Mnct.
36
Grld gibi, Said Nurs risalelerinin dilini bile kendi iradesiyle sememekte,
risaleler kalbine getirildii (?) dille yazlmaktadr...
Yazdrld.103
Yazdrlm.104
Yazdrlmad.105
htiyarsz.106
htiyarsz sevkedildim.114
103
ular, 219, Onbirinci u/Meyve Risalesi/Bu Onuncu Mes'eleye Bir Htime Olarak ki Hiye; Siracn-Nr,
62, Otuzbirinci Mektuptan Yirmialtnc Lem'a/htiyarlar Hakknda/Onbirinci Rica; man ve Kfr Muvazeneleri, 111,
Meyve Risalesinden/Onuncu Mes'elenin Htimesi Olarak ki Hiye/Birincisi.
104
Lemet, 68, Mebhaslar/Kur'n, Kendi Kendini Himaye Edip Hkimiyetini dme Eder.
105
Tarihe-i Hayat, 398, Denizli Hayat/Bu Fkra Bir Casus Vastasiyle Resm Memurlarn Eline Getii in
"Lhikaya" Girmitir; s-y Msa, 82, Meyve Risalesi/Onbirinci Mes'elenin Hiyesinin Bir
Lhikasdr/Slisen/Hiye; ular, 236, Onbirinci u/Meyve Risalesi/On birinci Mes'elenin Haiyesinin Bir
Lahikasdr/Saniyen/Hiye; Siracn-Nr, 172, Denizli Mdfaas/Bu fkra, resmi me'murlarn ellerine bir casusun
eliyle getii iin buraya girdi.
106
Szler, 247, Yirminci Szn ikinci makam/ki Mhim Suale Kar, ki Mhim Cevap/Birincisi/Hiye; s-y
Msa, 76, Meyve Risalesi/Onbirinci Mes'elenin Htimesi; Mektubat, 85, Ondokuzuncu Mektub/Mucizat-
Ahmediyye/nc Nkteli aret/Hiye; Zlfikar Mecmuas, 123, kinci Zeyl/Yirminci Sz/iki Mhim Suale Kar
ki Mhim Cevap/Birincisi/Hiye.
107
Kastamonu Lhikas, 15, Yirmiyedinci Mektubdan/Azz, Tam Sddk Kardelerim.
108
Kastamonu Lhikas, 28, Yirmiyedinci Mektubdan/Mnev bir ihtar ile bir-iki ince mes'eleyi size yazyorum.
109
Kastamonu Lhikas, 78, Yirmiyedinci Mektubdan/Kk Hsrev olan Feyzinin ve Eminin suallerine bir cevab
ve h hurafe tevehhm edilen bir rivayetin bir mucize-i gaybiyyesidir.
110
Kastamonu Lhikas, 115, Yirmiyedinci Mektubdan/Gayet Ehemmiyetlidir.
111
ular, 83, Yedinci u/ yetl-Kbra/Mhim Bir htar ve Bir fade-i Meram/Beincisi.
112
ular, 151, Yedinci u/yetl-Kbra/htar.
113
ular, 480, Onbeinci u/Elhccetz-Zehra/nc Medrese-i Ysufiyenin Tek Bir Dersinin nc
Ksm/Mukaddime.
114
ular, 501, Onbeinci u/Elhccetz-Zehra/Elhccetz-Zehrann kinci Makm/Drdnc Kelime-i
Kudsiye.
37
...
1.5. RADESZ, HTYARSIZ (?) SAD NURS
115
Szler, 157, Ondrdnc Szn zeyli.
116
Emirda Lhikas I, 38-39, Yirmiyedinci Mektuptan/Aziz Sddk Kardelerim!
117
Barla Lhikas, 271, Yirmiyedinci Mektubdan/Azz, Sddk, Mbarek Kardelerim!
118
Tarihe-i Hayat, 186-187, Barla Hayat/Yirmisekizinci Mektubun Yedinci Mes'elesi/Yedinci Sebep; Mektubat,
349-350; Barla Lhikas, 8, Yirmisekizinci Mektubun Yedinci Mes'elesi/Yedinci Sebep.
38
imdi bence kat'iyet peyda etmitir ki; ekser hayatm, ihtiyar ve iktidarmn
uur ve tedbirimin haricinde yle bir tarzda gemi ve yle garip bir surette ona
cereyan verilmi, t Kur'n- Hakme hizmet edecek olan bu nevi risaleleri netice
versin. Adeta btn hayat- ilmiyyem, mukaddemt- ihzariyye hkmne gemi. Ve
Szler ile vaz- Kur'nn izhar, onun neticesi olacak bir surette olmutur. Hatt u
yedi sene nefyimde ve gurbetimde ve sebepsiz ve arzumun hilfnda tecerrdm; ve
merebime muhalif yalnz bir kyde imrar- hayat etmekliim ve eskiden beri lfet
ettiim hayat- itimaiyyenin ok rabtalarndan ve kaidelerinden nefret edip
terketmekliim; dorudan doruya bu hizmet-i Kur'aniyeyi hlis, sf bir surette
yaptrmak iin bu vaziyet verildiine phem kalmamtr. Hatt ok defa bana verilen
sknt ve zulmen bana kar olan tazkiyat perdesi bir dest-i inyet tarafndan,
merhametkrne, Kur'nn esrarna hasr- fikr ettirmek ve nazar datmamak iin
yaplmtr kanaatindeyim. Hatt eskiden mtlaya ok mtak olduum halde, btn
btn sair kitaplarn mtalasndan bir men', bir mnacebet ruhuma verilmiti. Byle
gurbette medar- teselli ve nsiyet olan mtalay bana terkettiren, anladm ki,
dorudan doruya yt- Kur'niyenin stad- mutlak olmalar iindir.120
nsann fiillerinin kime nisbet edilecei, kelm ilminin urat mehur
meselelerdendir. ou itikad mezhep, srf bu soruya verdikleri cevaba binaen
domutur. Bilindii gibi, insann yapp ettiklerini sadece insann kendisine izafe edip,
"kul kendi yaptklarnn yaratcsdr" diyenler Kaderiyeyi; kuldan uzaklatrp Allaha
izafe edenler, kulun yapt ileri gc, iradesi ve seme serbestisi olmakszn
mecburen yaptn iddia edenler de Cebriyeyi oluturur.
Snnet ve Cemaat Ehli ile dnrler topluluu ise, muhdes fiillerin zorunlu ve istee
bal olarak iki tr olduu inancndadrlar: 1. Zorunlu (zarur), 2. stee bal (ihtiyar).
Zorunlu fiil iin hayat, kudret ve seme (ihtiyar) art deildir, ama ihtiyar fiil iin
hayat, kudret ve ihtiyar arttr. Bununla birlikte btn bunlarn yaratcs Allahtr. Ancak, sz
konusu fiiller, kendisinde var olduu nesneye nisbet ve izafe edilir. Nabz hareketi zorunlu
119
Mektubat, 354; Barla Lhikas, 13, Yirmisekizinci Mektubun Yedinci Mes'elesi/Yedinci ret; Tarihe-i Hayat,
191, Barla Hayat/Yirmisekizinci Mektubun Yedinci Mes'elesi/Yedinci ret.
120
Mektubat, 353; Barla Lhikas, 12, Yirmisekizinci Mektubun Yedinci Mes'elesi/Altnc ret; Tarihe-i Hayat,
190, Barla Hayat/Yirmisekizinci Mektubun Yedinci Mes'elesi/Altnc ret.
121
Mektubat, 361, Yirmisekizinci Mektup/Sekizinci Risale Olan Sekizinci Mes'ele/Birinci Nkte.
122
Siracn-Nr, 166, Denizli Mdfaas/Onsekiz sene skttan sonra mecburiyet tahtnda bu istida mahkemeye
ve sureti Ankaraya makamata verilmiken; tekrar vermee mecbur olduum iddianameye kar itiraznamemdir.
39
fiildir. Ayn ekilde titreyerek hareket eden kimsenin organnn hareketi de byledir. (...)
123
nsan ieyi krdnda ie krlr. Burada krlma zarur fiil olup, krma ihtiyar fiildir.
nsanlarn, sevap ve mkfat almaya, ceza ve azap grmeye esas tekil eden ihtiyar
fiilleri vardr.
Cebriyenin "Esas itibariyle insann kendine ait bir fiili yoktur. nsann hareketleri tpk
cansz maddelerin hareketleri gibidir. Bu hareketler kudrete, kasta ve iradeye dayanmaz"
iddias doru deildir.
Bu gr batldr. Zira biz, bir "el ile tutma" hareketiyle bir "titreme" hareketini zarur
olarak ayrt etmekteyiz. kisinin deil de, sadece birinci nevi fiillerin iradeye ve ihtiyara
dayandn biliyoruz.
Bu grn batl oluunun dier bir sebebi de udur: Esas itibariyle insann kendine
ait fiilleri bulunmas, (baz vazifelerle) mkellef ve mesul olmamas, fiillerinden dolay sevap
ve cezaya hak kazanmamas, ncesinde irade ve kast bulunmas icap eden "namaz kld",
"oru tuttu", "yazd" gibi fiillerin mecaz yoldan deil de, hakikat olarak ona isnat edilmemesi
ve bu gibi hususlarn doru olmamas gerekir.124
Akl ve duygular selim olan her insan, isteyerek yapt ilerin (ef'lul-ihtiyriyye)
bilincinde olduunu hisseder; bu ilerin neticelerini akl ile ler ve onlar iradesiyle
gerekletirir ve nihayet sahip olduu kudretle ifa eder. Bu hakikati inkr etmek, insan iin,
akla ve fikre kar karak kendi varln inkr etmek demektir.125
Said Nurs amacna erimi; onun bu szleri akirtleri zerinde istedii etkiyi
gstermitir:
123
Pezdev, Ehl-i Snnet Akaidi, 159-160.
124
Taftazn, erhul-Akaid, 196.
125
Muhammed Abduh, Tevhd Risalesi, ev. Sabri Hizmetli, Fecr Yaynlar, Ankara 1986, 112.
126
Sikke-i Tasdk- Gayb, 78, Birinci u, ki Acib Suale Kar Def'aten Hatra Gelen Garib Cevaptr, Birincisi.
40
1.6. HER SUALE CEVAP VERMEK, H KMSEYE SORU SORMAMAK
Hibir ulemadan soru sormazd. Yirmi sene daima mcib kald. Bu hususta
kendileri derlerdi ki: "Ben ulemann ilmini inkar etmem. Binaenaleyh kendilerinden
sual sormak fazladr. Benim ilmime phe edenler var ise sorsunlar onlara cevap
vereyim. u halde sormak phe edenlerin hakkdr."131
Said Nurs krk sene evvel stanbulda iken, "kim ne isterse sorsun" diye,
hrikulde bir ilnat yapmtr.
Byle had ve hududu tyin edilmeyen, yni "u veya bu ilimde veya mevzuda,
kim ne isterse sorsun" diye bir kayt konulmadan ilnat yapmak ve neticede daima
muvaffak olmak; beer tarihinde grlmemi ve byle ihtal ve yksek bir ilme ship
byle bir slm dhisi, Asr- Saadet mstesna imdiye kadar zuhur etmemitir.132
O Zt- zhavrk; daha hadd-i bla ermeden bir allme-i badl halinde
btn cihan- ilme meydan okumu, mnazara ettii erbab- ulmu ilzam ve iskat
etmi, her nerede olursa olsun vki olan btn suallere mutlak bir isabetle ve asla
127
Barla Lhikas, 19, Hulsnin "Eyyhel stadl-Muhterem!" diye balayan mektubu/Slisen.
128
Mide, 5/3.
129
Tarihe-i Hayat, 34, lk Hayat; ctimi Reeteler I, 11, Tarihe-i Hayat/R'ya.
130
Tarihe-i Hayat, 37, lk Hayat/O Zamanki Hayatna Ksa Bir Bak; ctimi Reeteler I, 14, Tarihe-i Hayat/O
Zamandaki Hayatlar ylece Tasvir Olunur.
131
ctimi Reeteler I, 23-24, Tarihe-i Hayat/Ders; Tarihe-i Hayat, 44, lk Hayat.
132
Szler, 702, Terin-i Sni (1950) de Ankara niversitesinde (...) bir konferanstr.
41
tereddt etmeden cevap vermi, ondrt yandan itibaren stadlk pyesini tam
ve mtemadiyen etrafna feyz-i ilim ve nur-u hikmet sam, izahlarndaki incelik ve
derinlik ve beyanlarndaki ulviyet ve metanet ve tevecchlerindeki derin feraset ve
basret ve nur-u hikmet, erbab- irfan artm ve hakkyle "Bedizzaman" unvan-
cellini bahettirmitir.133
stanbuldaki ikametghnn kapsnda bir levha asl idi: Burada her mkil
halledilir; her suale cevap verilir, fakat sual sorulmaz.134
(...) o r'yada mazhar olduu bir hakikat sonradan yle anladk ki: Molla
Said, Hazret-i Peygamberden ilim talebinde bulunmasna karlk; Hazret-i Resul-
Ekrem Aleyhissalt Vesselm, mmetinden sual sormamak artiyle ilm-i Kur'ann
tlim edileceini tebir etmiler. Aynen bu hakikat hayatnda tezahr etmi. Daha
sebavetinde iken bir allme-i asr olarak tannm ve kat'iyyen kimseye sual
sormam, fakat sorulan btn suallere mutlaka cevab vermitir.135
Hz. Peygamber (s.a.v.) bile byle mutlak bir iddiada bulunmamtr. mam
Buhar, Sahihinde tisam Blmnn 8. Babn "Peygamber kendisine vahiy
indirilmeyen konularda sual sorulduunda 'Bilmiyorum' der yahut kendisine o konuda
vahiy indirilinceye kadar, o soruya cevap vermezdi. Peygamber (s.a.v.): 'Biz sana
Kitab hak ile indirdik ki, insanlar arasnda Allahn sana gsterdii biimde hkm
veresin; hainlerin savunucusu olma!' (Nis, 4/105) kavlinden dolay, rey ile de kyas ile
de sz sylemezdi." eklinde isimlendirmitir. Hemen ardndan da bn Mesud (r.a.)un
u szn rivayet etmitir:
Nitekim ayn bapta, Cabir b. Abdullah (r.a.)n Hz. Peygambere bir soru
sorduu ve o konuda ayet ininceye kadar Resulullahn hibir cevap vermedii de
rivayet edilmitir.
Resulullah (s.a.v.):
133
Tarihe-i Hayat, 579, Afyon Hayat/Risale-i Nur Nedir? Bedizzaman Kimdir; ular, 524, Onbeinci
u/Elhccetz-Zehra/Risale-i Nur Nedir? ve Hakikatlar Muvacehesinde Risale-i Nur ve Tercman Ne
Mahiyettedir Diye Bir Takriznmedir.
134
Tarihe-i Hayat, 47, lk Hayat.
135
Tarihe-i Hayat, 32, lk Hayat.
136
Eb Dvud, Snnet, 14/4674.
42
-Ey Allahn Elisi! Allah, nereleri daha ok sever, nerelere daha fazla
fkelenir? dedi. Resulullah:
-Bilmiyorum, Cibril (a.s.)e soraym, buyurdu. Bunun zerine Cibril ona gelerek:
"phesiz Allah Teal, ilmi insanlara ihsan ettikten sonra (hafzalardan) zorla
skp almaz. Lkin insanlardan ilmi, bilgileriyle beraber limlerin ruhlarn kabzetmek
suretiyle alr. Artk geride birtakm cahil insanlar kalr. Onlara halk tarafndan din
sorular sorulur, onlar da ahs reyleri ve arzular ile cevap verirler ve bylece hem
halk dallete srklerler, hem de kendileri saparlar."138
Allah Resulnn bile byle bir iddias olmad hlde, Said Nurs nasl olur da
her soruya cevap verir, stelik "tereddt etmeden" ve "mutlak bir isabetle"?...
Her soruya cevap verme iddias bir yana, limlik iddia etmek bile
zemmedilmitir. Nitekim, bn mer (r.a.) demitir ki: Resulullahn:
"Ey insanlar, Allahtan korkun! Sizden bir ey bilen, bildiini sylesin. Bilmeyen
de 'Allah bilir' desin. Zira, sizden birinizin bilmedii bir ey iin 'Allah bilir' demesi de
ilimdir. (...)"141
137
Abdlazm b. Abdelgan b. Abdillah, Eb Muhammed Zekiyyuddn el-Munzir, et-Tergb vet-Terhb: Hadislerle
slm, ev. Heyet, Hikmet Yaynlar, stanbul 1989, 1/329. Hadisi Ahmed, Eb Yal, Hkim ve Bezzr rivayet
etmilerdir. Lfz Bezzrndr. Hkim: Hadisin isnad sahihtir, dedi. Ayrca baz deiikliklerle Tabern ve bn
Hibbn da rivayet ettiler.
138
bn Mce, tism,3/22.
139
Buhr, tism, 3/22.
140
Munzir, Tergb ve Terhb, 1/191. Hadisi, Tabern rivayet etmitir.
43
-bn Abbasa git, ona sor, dedi. bn Abbasa gidip ona da sordum. O da bana:
"bn Ebu Talibe git de ona sor! nk o, bunu benden daha iyi bilir. O,
Resulullah (s.a.v.)la birlikte sefer ediyordu."143
Ahiret limlerinde aranan dier hususiyetlerden biri de, sorulduunda fetva vermekte
acele etmemek, ardan almak ve kurtulu yolunu aramak iin ekingen davranmaktr. Eer,
sorulan her suali, Kur'ann veya hadisin sarahatinden, icmadan veya kyastan biliyorsa
cevabn verir, yok eer phe ettii bir eyden sorulmusa: "Bilmem" der. Eer, kendi
itihad ve tahmini ile zannettii bir eyden soruluyorsa ihtiyat tedbir olarak, varsa daha iyi
bilene havale eder. Aklllk, bu anlattmzdr. nk, itihat tehlikesini yklenmek byk
itir. Haberde yle gelmitir:
"lim tr: Konuan Kitap, yerleen Snnet ve ncs de 'Bilmem' demektir." (bn
Mce, Abdullah b. merden)
ab diyor ki: 'Bilmem' demek, ilmin yarsdr. Bilmediinde Allah iin skt edenin
alaca mkfat, konuandan az deildir. Zira bu, nefse en ar gelen cehaleti kabul etmektir.
Sahabenin ve ilk limlerin davran byle idi. Abdullah b. merden fetva istendii
zaman: nsanlarn ilerini boynuna alan u emre git de, bu meseleyi onun boynuna geir,
derdi. bn Mesud: nsanlarn her sualini cevaplandran, ahmaktr, derdi. Yine bn Mesud:
limin kalkan "bilmem"dir. Eer kalkan kullanmakta hata ederse, hasmnn silhna hedef
olur, demitir. brahim b. Edhem diyor ki: eytann en ok gcne giden ey, limin baz
meselelerde konuup, bazlarnda skt etmesidir. eytan der ki: "una bakn, bunun bu
sktu yok mu, konumasndan benim iin ok daha fenadr."
(...) Bazlar da: Hakik lime bir mesele sorulduunda cevabn etinliini dnerek,
dii yeni ekilen adamn vaziyetini alr, demilerdir. bn mer (r.a.): zerimizden geip
cehenneme gitmek iin bizi kpr yapmak m istiyorsunuz? derdi. Ebu Hafs Nisabur: Hakik
lim, suali cevaplandrrken, kyamette "Bu cevab nereden buldun" diye sorulacandan
korkan zattr, demitir. brahim-i Teym kendisine bir mesele sorulduu zaman alar ve:
Bakasn bulamadnz da, bana m muhta oldunuz? derdi. Ebul-liye, er-Riyah, brahim b.
141
Mslim, Sfatil-Munafikn ve Ahkmihim, 7/39; Buhr, Tefsr, 30/294.
142
Buhr, Libs, 25/53.
143
Mslim, Tahre, 24/85.
44
Edhem ve Sfyan- Sevr ancak iki- kii veya bunu gemeyen kimseyle konuurlar ve
cemaat oalnca dalrlard.
(...) bn mer on meseleden sorulsa, dokuzuna skt eder de ancak birine cevap
verirdi. bn Abbas (r.a.) dokuzuna cevap verir, yalnz birinde skt ederdi. Fakihlerin
"Bilmem" dedikleri, "Bilirim" dediklerinden ok fazla idi. Sfyan- Sevr, Malik b. Enes, Ahmed
b. Hanbel, Fudayl b. yaz, Bir b. Haris bunlardandr. Abdurrahman b. Ebu Leyl diyor ki: Bu
mescitte (Medine Mescidi) Resul-i Ekremin ashabndan 120 tanesine yetitim. Hepsi de
kendilerine bir mesele sorulduunda veya bir fetva istendiinde, bunu bakalarna havale
eder ve cevap vermek istemezlerdi. Hatta, birine bir ey sorulduunda, onu dierine havale
eder, havaleden havaleye tekrar kendine gelirdi, kimse cevap vermek istemezdi.
(...) Bir de imdiki limlere bak da, ilerin nasl tamamen tersine dndn gr.
nk, imdi kanlmas gereken aranyor, aranmas gerekenden kanlyor.144
mam afi dedi ki: Ben, mam Malike krk sekiz meseleden sorulup da, otuz iki
tanesine "Bilmiyorum" diye cevap vermi olduunu biliyorum.145
Hi kimseye soru sormamann hkmn de yine srdan aratralm:
lim renmenin fazileti hakknda o kadar ok hadis vardr ki, onlar burada
nakletmek mmkn deildir. steyenler hadis kitaplarnn "lim" blmlerine baksnlar.
Sadece soru sormak hakkndaki rivayetlerin birkan nakledelim:
"lim hazinedir, anahtar ise sualdir. O hlde sorunuz ki, Allah da size rahmet
etsin. Bylece sualle drt snf ecir kazanr: Soran, reten, dinleyen ve bunlar
seven."147
144
Gazl, hy, 1/177-180.
145
Gazl, hy, 1/72.
146
Nahl, 16/43.
147
Ahmed Ziyddin Gmhanev, Rmz el-Ehds, ev. Abdlaziz Bekkine, Milsan 1982, 1/223. Hadisi Eb
Nuaym, er-Rfi ve bn Askir rivayet etmilerdir.
148
Rmz, 1/295. Hadisi Hkim rivayet etmitir.
45
Sfyan- Sevr, Askaln ehrine gitti. Orada bir mddet bekledii hlde, kendisine bir
ey soran olmaynca, "Bu diyarda ilim lm, artk benim beklememe lzum yok, vasta temin
edip gideyim" dedi. phesiz byle demesi, reticiliin stn deerine ve faziletine hevesi
ve ilmin devamn salamak arzusundand.
Hele yenilir yutulur cinsten olmayan u cmleler, bin drt yz ksur yldr her
ilim dalnda birok zahmetle yetimi slm ulemasna kar, byk bir kfran-
nimettir:
Byle had ve hududu tyin edilmeyen, yni "u veya bu ilimde veya mevzuda,
kim ne isterse sorsun" diye bir kayt konulmadan ilnat yapmak ve neticede daima
muvaffak olmak; beer tarihinde grlmemi ve byle ihtal ve yksek bir ilme ship
byle bir slm dhisi, imdiye kadar zuhur etmemitir (Asr- Saadet mstesna).152
1.7. NUR RSALELER LE KTFA
Ona derdik:
-"Hereyden zihnimi tecrid ile Kur'andan fehm ediyorum." Nakl etse baz
mhim grd mesili yine tagayyrsz kendi srndan tekrar ederdi. (...)154
149
Eb Dvud, Tahre, 125/336. Hadisin ravilerinden Zbeyr b. Harkin kuvvetli olmadn Drekutn sylemitir.
bns-Seken ise, bu hadisi sahih grmtr. (Haydar Hatipolu, Snen-i bni Mce Tercemesi ve erhi,
Kahraman Yaynlar, stanbul 1982, 2/244.) Hadis, Abdullah b. Abbas (r.anhuma)tan da rivayet edilmitir. (Eb
Dvud, Tahre, 125/337; bn Mce, Tahre ve Snenih, 93/572.) snadnn munkat olduu Zevidde
belirtilmitir. Beyhak de, hadisi mteaddit tariklerden rivayet ederek, onun zayf olduunu sylemitir. (Hatipolu,
age, 2/243-244.)
150
Gazl, hy, 1/37.
151
Buhr, Tefsr, 196/246.
152
Szler, 702, Terin-i Sni (1950) de Ankara niversitesinde (...) bir konferanstr.
153
Tarihe-i Hayat, 322, Kastamonu Hayat/Kastamonuda Bedizzamana Sekiz Sene Hizmet Eden Mehmed
Feyzi le Kymetdar Bir Nur Talebesi Olan Eminin Bir Mektubudur.
154
Lemet, 121, Tarihe-i Hayatn Zeyli.
46
Risale-i Nur, hakaik- slmiyeye dair ihtiyalara kfi geliyor, baka eserlere
ihtiya brakmyor. Kat' ve ok tecrbelerle anlalm ki, man kurtarmak ve
kuvvetlendirmek ve tahkik yapmann en ksa ve en kolay yolu Risale-i Nurdadr.
Evet onbe sene yerine, onbe haftada Risale-i Nur o yolu kestirir, man- hakikye
sal eder. Bu fakir kardeiniz yirmi seneden evvel, kesret-i mtala ile bazan bir
gnde bir cild kitab anlayarak mtala ederken, yirmi seneye yakndr ki, Kur'an ve
Kur'andan gelen Resil-in-Nur bana kfi geliyorlard. Bir tek kitaba muhta olmadm,
baka kitablar yanmda bulundurmadm. Risale-i Nur, ok mtenevvi hakaika dair
olduu halde, te'lifi zamannda, yirmi senedenberi ben muhta olmadm. Elbette
lzm gelir.
Buna kar deriz ki: "H, yz def'a h!.. Risale-i Nur kirdleri, Hccet-l-
slm mam- Gazal ve beni Hazret-i Ali ile balyan yegne stadm beenmemek
deil, belki btn kuvvetleriyle onlarn tkib ettii meslei, ehl-i dalletin hcumundan
kurtarmak ve muhafaza etmektir.
155
Mektubat, 365, Yirmisekizinci Mektup/Sekizinci Risale Olan Sekizinci Mes'ele/Yedinci Nkte.
156
Kastamonu Lhikas, 73; Tarihe-i Hayat, 279, Kastamonu Hayat/Risale-i Nur talebelerinin haslar olan sahib
ve vrisleri ve haslarnn haslar olan erkn ve esaslar olan kardelerime bu gnlerde (...).
157
Kastamonu Lhikas, 198, Yirmiyedinci Mektubdan/Azz, Sddk Kardelerim!
158
Tarihe-i Hayat, 158, Barla Hayat/Risale-i Nurun Te'lifi ve Neri.
47
Fakat btn bu iddalar, tabi ki Hz. Muhammed (s.a.v.) yok saylarak ileri
srlemezdi. Dolaysyla, istismara ak olan bir yol seildi: Rya ve ilham... Said
Nurs, ryasnda Hz. Peygamberi grm; Hz. Peygamber mmetinden hi kimseye
soru sormamak artyla ilm-i Kur'an kendisine vermiti! Esasen Said Nurs, Nur
Risalelerini yle ilimle, fikirle, niyetle, kast bir ihtiyarla yazmyor; bilkis, bu risaleler
kendisine kalbe doular, kurgulanmayan aniden geliveren eyler, hatrlatmalar yolu
ile ihsanen yazdrlyordu. Bu risalelerin ikram- Rabban olduunda phe yoktu! Nur
Risaleleri, zahiren onun eseriydi; yoksa tahsilsiz, yarm mm olan Said Nursde
bunlar yazacak bir ilim yokken byle muaazam bir eseri o nasl yazsnd! Onun Nur
Risaleleri ile bu erevedeki ilikisi, tercme-tercman ilikisinden ibaretti!
48
2. BLM
Lfza-i Cell ve lfz- Rab tevfukat ile kelime tevfukatn muhafaza etmek
suretiyle, bir Kurn- Kerm yazlmasn emir buyurduunuz vakit, pek byk bir
sevinle kaleme sarlmtm. Husrev.161
Btn bu hlt yksekte duran Mucizatl Kur'an- Azman ile beraber (...)164
"Mucizeli Kur'an" tabiri, "renkli gz" tabirine benzemektedir. Trklerin birou,
siyah ve kahverengi gzl insanlara aina olduundan; mavi, yeil ya da el gzl
biri iin "gzleri renkli" der. Hlbuki, kahverengi ve siyah da birer renktir. Bu yanla,
kanksamann neden olduu aktr. Renksiz gz olmad gibi, dier Mushaflardan
farkl, mucizeli bir Kur'an da olamaz. nk, Kur'ann bizzat kendisi mucizedir.
"Mucizeli Kur'an" yazdklarn iddia edenler, ya Kur'ann icaz ynn bilmiyorlar ya
da bunu bilmelerine ramen gzleriyle aka grecekleri bir mucize daha istiyorlar
demektir. Niyetleri farkl olsa da bunlar bir ynden, peygamberlerin gsterdikleri
mucizelerin yan sra elleriyle dokunabilecekleri, gzleriyle grebilecekleri... ek
mucizeler isteyen mriklere benzemektedirler.
Trk veya Arap basks, mucize ve tevafuk endiesi olmadan yazlm normal
bir Mushafn ayn sayfalar incelendiinde tevafuklarn tutmad, belirtilen kelimelerin
ayn stunlarda yer almad grlecektir. ki Mushaf kyaslayan; kelimeleri
166
Aadaki szler, tevafukun ve tevafuklar gstermek iin gerekli renkli mrekkeplerin Said Nursde taknt
hline geldiini gstermektedir: Garib ve acib bir hdise: Bu ayda bir gn avluya indim, baktm. Gelen kar
stnde, Risale-i Nurun eczalarnda tevafukatna iaret eden boyalar ve krmz, sar mrekkebler misill, o karn
stne serpilmi katreler ve noktalar var. ok hayret ettim. Sair yerlere baktm, avlumdan baka yerlerde yoktu.
Endie ettim, kalben dedim: Risale-i Nur umum memleketle, belki Kuran hesabna kre-i arzla o derece
alkadardr ki, onun bana gelen beldan ve musibetten bulutlar dahi kan alyorlar. Bir-iki adam ardm, onlar
da hayret ettiler. Benim endie ve telm gren hane sahibinin biraderzadesi Mehmed Efendi zannetmi ki, ben
karn okluundan yolu kapamasndan tel ediyorum. Ben yukar ktktan sonra, yolu amak iin o kar iki tarafa
atp o manidar krmz ve sar hdise-i cevviyeyi kapatmt. Ona dedim: Kapatmasaydn daha iyi idi. Ayn gnde
Risale-i Nur aleyhine hadise zuhur etti: (...) (ular, 261, Onikinci u/Kendi Kendime Bir Hasb-
Haldir/Hiye.)
50
2.1.1. TEVAFUKLU-MUCZEL KUR'ANIN DER MUSHAFLARIN SAYFA
VE SATIRLARINI MUHAFAZA ETT DDASI
(...) yeni bir Mushaf yazdryoruz ki; en mnteir Mushaflarn ayn sahife, ayn
satrlarn muhafaza etmekle beraber, sanatkrlarn lkaydl te'siriyle adem-i
intizama mruz kalan yerleri tanzim edip, tevafukatn hakik intizam inallah
gsterilecektir.. ve gsterildi.167
Gerek Trklerin, gerek Araplarn ve gerekse dier uluslarn bastklar
Mushaflardaki satrlar, hemen hemen ayn sayda harf ierir. Harfler satrn birinde
bitiik, dierinde dank deildir; ahenklidir. Bu Mushaflar gz yormaz ve okumay
kolaylatrr. Ama, tevafuklu-mucizeli Mushafta bu ahenk grlmez. Kelimeler baz
satrlarda aralkl yazlm, bazlarnda da sktrlmtr. Bu ilem de kfi
gelmediinde, ya bir veya birka kelime bir alt satra kaydrlmak ya da bir st satra
karlmak suretiyle tevafuklar dzlmtr.
167
Mektubat, 386, Yirmidokuzuncu Mektub/Mucizat- Ahmediyye/nc Risale Olan nc Ksm/Drdnc
Nkte.
168
H. Fikri Aksoy, Hattat Hafz Hasan Rza Efendi ve Yazd Mushaf- erfler, (Kur'n- Kerm ve Trke Anlam
sonunda) DB Yaynlar, Ankara 1983, XIII.
51
XIX. yzyla kadar, dnya apndaki nl Trk hattatlarndan eyh Hamdullah, Hafz
Osman ve Kad Asker Mustafa zzet Efendilerin yazdklar o en nadide Mushaf nshalarnda
"Berkenar"lk vasf yoktur. nk, Mushafn tertibinde ve yazlnda, buna din ve ilm
bakmdan riayet edilmesi mecburiyeti yoktur. Bu yzdendir ki, nceki hat statlar,
Kur'an- Kerimi yazarlarken, onun tertip zarureti yannda, hep sanat ve yaz stnln n
plna alarak kalemlerini rahatlkla yrtmler, Mushaf sahifelerini hep belirli ayetlerle
balatmak iin klfete dmemilerdir. Hafzlarn kolaylkla Kur'an ezberlemelerine ve halk
tabakalarnn fazla rabetine sebep olan 15 satr zerine, "Berkenar" Mushaf yazma ekli,
umumiyetle XVIII. asrn sonlarnda M. Hulusi, M. efik, Kayzade Hafz Osman, Kadrgal
Mustafa Nazif ve Hasan Rza Efendilerle balar.
Durum byle olunca, tevafuklar ve mucizeler ancak Said Nursnin emri ile
yazlan Mushafta gereklemektedir. Said Nursnin mucize zannettii, gerekte ise
dzmeceden ibaret olan bu tevafuklar ite bylesine rktr. Bizatihi mucize olan
Kur'ann yazlnda "mucize" uydurulmaya kalklmtr.
2.1.2. "DER MUSHAFLARIN NTZAMSIZ" VE BUNA KARIN
"TEVAFUKLU KUR'ANIN LEVH- MAHFUZDAK GB YAZILDII"
DDASI
te tertb-i Kur'an ird- Nebev ile; mnteir ve matbu Kur'anlar da, ilhm-
lh ile olduundan; Kur'an- Hakmin naknda ve o hattnda, bir nev almet-i icaz
iareti var. nki o vaziyet, ne tesadfn ii ve ne de fikr-i beerin dndr.
Fakat bz inhiraf var ki, o da tab'n noksandr ki; tam muntazam olsayd, kelimeler
tam birbiri zerine decekti.171
169
Aksoy, Hattat Hafz Hasan Rza Efendi ve Yazd Mushaf- erfler, XIII-XIV.
170
Mektubat, 386, Yirmidokuzuncu Mektub/Mucizat- Ahmediyye/nc Risale Olan nc Ksm/Drdnc
Nkte.
171
Mektubat, 167-168, Yirmidokuzuncu Mektub/Mucizat- Ahmediyye/Onsekizinci aret.
52
(...) (Kur'ann) Asr- Saadetten beri byle hrika bir srette mucizeli olarak
yazlmasna hi kimse kadir olmad halde Risale-i Nurun kahraman bir ktibi olan
Hsreve "yaz!" emir buyurulmasyle, Levh-i Mahfuzdaki yazlan Kur'an gibi yazlmas
(...)173
Said Nurs tarafndan gayba bir ta daha atlmtr. Mahiyetini Allahtan baka
kimsenin bilemeyecei levh-i mahfuzdaki gibi Kur'an yazdklarn ileri srenlerin bu
iddias da sama sapan bir iddiadr.
172
Osman Keskiolu, Nzlnden Gnmze Kur'n- Kerm Bilgileri, TDV Yaynlar, Ankara 1987, 141-142.
173
s-y Msa, 85, Meyve Risalesi/Ispartadaki umum Risale-i Nur Talebeleri namna Ramazan tebriki
mnasebetiyle yazlm ve On fkra ile tadil edilmi bir mektuptur.
174
Burc, 85/21-22.
53
Fazlala misal:
Eksie misal:
175
Mesele, bunlarn yan sra kraat ihtilflar, yedi harf zere nzul gibi konular da iermektedir. Burada, bunlar
ele almamz elbette mmkn deildir. Konu hakknda "Kur'an limleri" konulu kitaplara baklmaldr. Ksaca
deinmek gerekirse: "slmiyetin douu esnasnda Araplarn elindeki yaz, bugnk gibi mazbut bir ekilde deil,
bilkis harekelerden ve noktalardan mahrumdu. Hz. Peygamber ve sahabe devrinde, yazlan ayetleri her eyden
tecrit etme gibi bir usl, iddetle uygulanmt. Fakat, Araplar Arap olmayanlarla karp, dillerinde bir lahin husule
gelmeden nce, kendilerinde bir irap melekesi muhakkakki mevcuttu. Belki de bunu, noktadan ve harekeden
mahrum olan harflerin yazl ekillerinden temin edebiliyorlard." (smail Cerraholu, Tefsr Usl, TDV Yaynlar,
Ankara 1983, 88-89.)
Harflerin noktalanmas, tpk, bizim kullandmz Ltin harflerinde c, s harflerinin altna engel konularak , ;
harfinin stne nokta konularak i; o, u harflerinin stne iki nokta konularak , ; g harfinin zerine iaret
konularak harflerinin elde edilmesine benzemektedir. Nitekim, Fars ve Osmanllar da; Arapada olmayan e,
ge, je ve pe sesleri iin, kullandklar Arap alfabesindeki e iki nokta ilve ederek ;in stne izgi
koymak suretiyle ; ya yine iki nokta ilve ederek ; nn altna iki nokta ilve etmek suretiyle de
harflerini oluturmulardr.
Keskiolu yle der: "slmiyet etrafa yaylnca Arap olmayan unsurlar da Mslman olmulard. Bunlar noktasz
ve harekesiz Kur'an okumakta herkes gibi glk ekiyordu. Lahne ve hataya dyordu. Bu gl gidermek,
hatalar nlemek iin hareke ve nokta koyma aresine bavurulmutur." (Keskiolu, Nzlnden Gnmze
Kur'n- Kerm Bilgileri, 153-154.)
176
Subhi es-Salih, Mebhis f Ulumil-Kur'n: Kur'an limleri, ev. M. Said imek, Hiba Yaynlar, Konya, 90.
54
Noktalamadan dolay meydana gelen kraat ekilleri, daha ziyade bu noktalarn alta ve
ste yazlp yazlmamasndan zuhur etmitir. Kraat ihtilfnda harfin eklinin veya
eklinde olmas mana bakmndan pek byk deiiklik arz etmez.177
Misal verelim:
Tek noktalar zerinde meydana gelen deiikliklerde mana itibariyle fazla bir ayrlk
yoktur. Yani, tezat tekil edecek bir deiiklik meydana gelmemektedir. Mesel, el-Arf
suresinin 57nci ... ayetindeki kelimesi ye
179
bedel olarak ile de okunmutur.
.) 1 (Meryem, 19/24) ayet, harekesiz; min, men diye her iki
kraate de elverilidir.180
Arap basks Mushaflarda, med elifleri yer almamaktadr. Tevafuklu (?) Kur'an
incelerken rnek aldmz 448. sayfay burada da rnek alalm: Sfft suresinin 79.
ayeti Trk basks Mushaflarda
*:; eklinde yazlmken;
Arap basks Mushaflarda
*: yazlmtr. Bu eliflerin yerine
uzatma iareti konulmutur.
Konuyu fazla dallandrp budaklandrmadan bitirelim:
Osman resme182 sayg duymak ve ona uymay iyi karlamak baka, onun tevkif
olduunu sylemek bakadr. Arada, temel bir fark vardr. Bu resmin alnnn zarurlii
konusunda limlerin pek ok gr vardr. yle ki, Ahmed b. Hanbel yle demektedir:
"Osman Mushafn hattna muhalefet haramdr. Velev ki bir vav, bir elif, bir y veya baka bir
177
Cerraholu, Tefsr Usl, 103.
178
Keskiolu, Nzlnden Gnmze Kur'n- Kerm Bilgileri, 153-154.
179
Cerraholu, Tefsr Usl, ayn yer.
180
Keskiolu, Nzlnden Gnmze Kur'n- Kerm Bilgileri, ayn yer.
181
Bak. Celluddn Abdurrahmn b. Eb Bekr b. Muhammed es-Suyt, el-tkn f Ulumil-Kur'n: Kur'an limleri
Ansiklopedisi, ev. Skp Yldz-Hseyin Avni elik, Hikmet Neriyat, stanbul 1978, 2/58-68.
182
Yazya.
55
harfte olsun." mam Malike soruldu: "Ne dersin, biri bir Mushaf yazmak istese, bugn
insanlarn kard yeni hece harfleriyle yazacak olsa, doru olur mu?" mam Malik yle
cevap verdi: "Hayr, uygun grmem. lk yazld ekil zere yazsn." afi ve Hanef fkh
kitaplarnda da buna benzer ifadeler vardr. Lkin, bu imamlardan hi biri bu resmin ne tevkif
ve ne de ezel bir sr olduunu sylemitir. Onlar, bu resme balanmann, szn birlii ve
mmetin ayn iara ve ayn stlaha uymas bakmndan gerekli olduu grndeydiler.
Kurallar tespit eden Hz. Osmandr ve onlar uygulayan da Zeyd b. Sabittir. O Zeyd ki,
Resulullahn emini ve vahyinin ktibi idi.
Yazya gelince; Allah, mmet zerine bundan bir eyi farz klmamtr. nk, Kur'an
ktiplerine ve Mushaflar yazanlara belli u yazy kullanacak ve dierini kullanmayacaksnz
diye bir emir verilmemitir. Byle bir emrin vcubiyeti ancak duymakla ve (vahyin) tevkifi ile
olur. Kur'ann nasslarnda ve nasslarn mefhumunda Kur'an resminin ancak belli bir vecih
zere caiz olduu ve bunun dna kmann caiz olmadna dair bir delil olmad gibi,
Snnette de bunun vcubuna delil yoktur. mmetin icmasnda ve er kyaslarda da byle bir
mecburiyet mevcut deildir. Aksine, Snnette, hangi vecih kolaysa onun kullanlmasnn
cevazna iaret vardr. nk, Resulullah (s.a.v.) Kur'ann yazlmasn emrediyordu; ama ne
belli bir ekil zere yazlmasn emretmi ve ne de kimseyi yazsndan dolay sakndrmtr.
Onun iin Mushaflarn yazlar deiik olmutur. Kimi, azdan kan sesi esas alarak
yazyordu; kimi de yaznn bir stlahtan ibaret olduunu ve insanlar iin durumun gizli
olmadn bildii iin baz harfleri eksik veya fazla yazyordu. Bundan dolaydr ki, Kur'ann
kf harflerle ve ilk yaz ile yazlmas, eliflerin ularnn kvrlarak veya baka ekillerde
yazlmas caizdir. Yine Mushafn eski yaz ve harflerle yazlmas caiz olduu gibi, yeni yaz ve
harflerle183 ve daha bakalaryla yazlmas da caizdir.
Ksacas, insanlarn belli bir resmi (yaz eidini) kullanmalarnn vacip olduunu iddia
eden, iddiasn ispatlamak iin delil getirmek mecburiyetindedir. Ama, delili nereden
getirecek?...
Kad Ebu Bekirin bu gr alnmaya deer, delili apak ve uzak grl bir grtr.
O, Allahn Kitabnn yazsn ilgilendiren din bir meselede selefi yceltme duygusall ile delil
getirmeyi birbirine kartrmamtr. Kur'an resminin tevkif ve ezel olduunu syleyenlere
gelince; onlar, duygularna bavurmu ve kendi zevk ve vecdlerinin duygusallna teslim
olmulardr. Hlbuki, zevkler nisb olup, dinin bu konuda bir fonksiyonu yoktur. Zevklerden
er bir hakikat karlamaz.
Lkin, biz (Subhi es-Salih) Kur'ann resmi konusunda bundan daha isabetli olan bir
gr benimsiyoruz. el-Bakllnnin sralad delillere bakarak Osman resme muhalefet
183
Bugn Mushaflarda kullanlan harfler.
56
etmenin caiz olmad kanaatindeyiz. Biz, bu konuda el-zz b. Abdsselmn grn daha
isabetli buluyoruz. O, yle der: "u anda Mushafn ilk resimler (yaz) ile yazlmas caiz
deildir. mmet artk u anda kullanlan resim zere anlam ve bu yaz bir stlah hlini
almtr. Aksi, ilmin kaybolmasna sebep olacaktr. Daha ncekilerin gelitire gelitire
salamlatrdklar bir ey, cahillerin cehli gzetilerek terk edilemez. Yeryz Allah iin delil
getirenden hl olmaz."
Bu son gr zet olarak unu ifade etmektedir: Avam tabakas, Kur'an eski resmi ile
okuyamaz. O hlde, Kur'ann kendi alarnda yaygn olan stlahlarla yazlmas daha iyi,
hatta vaciptir. Lkin bu, eski Osman resmi ilga etmek anlamna gelmez. nk, onu ilga
etmek, mmetin ittifak ettii ve onun sayesinde ihtilftan kurtulduu deeri byk din bir
sembol bozmak olur. mmet ierisinde Osman resim metodunda bu ufak tefek farklar gz
184
nnde bulunduran limler mevcut olacaktr.
mam Zerke de, Kur'ann Arap elifbas dnda bir alfabeyle yazlmasnn
caiz olabileceini; ancak bilenin bu elifbayla okumasnn daha iyi olduunu belirtir.185
Nitekim, epey zamandr "bir yazy btn ses inceliklerini belirterek baka bir
alfabeye evirme yolu" olan evriyaz (transkripsiyon) ehlince kullanlmaktadr.186 Bu
evirme yolu, ilm eserlerde bir ok kolaylklar salamaktadr.
lkemizde, orijinal metnin bir sayfada, okunuunun Ltin harfleri ile kar
sayfada veya her ikisinin ayn sayfada yer ald Mushaflar da vardr. Arap elifbasn
bilmeyen birok kii, bu Mushaflara rabet etmektedir. Ancak, evriyazl olmad
iin, bunlar okuyanlar Kur'an yanl okumu olmaktadrlar. evriyazl bir Mushafa
ise biz rastlamadk. Srf Ltin harfleri ile yine evriyazsz yazlm olanlar da vardr ki,
bunlara Mushaf denemez.
Orijinali Arapa olan ve Arap harfleri ile yazlm bir metin, evriyazl bir metne
dntrlp evriyazy bilen birisi tarafndan okunduunda, bu okuyuun Arapa
olmad iddia edilemez.187
Kur'an ve kraat birbirinden ayr iki hakikattir. Kur'an, beyan ve icaz iin Hz.
Peygambere nazil olmu bir vahiydir. Kraat ise, zikredilen u vahiy lfzlarnn, tahfif ve
188
arlatrma ve dier ynlerden, yazlmas keyfiyetidir.
Kur'an- Kerim, z itibariyle yazl bir metin (=mektub) deildir; bilkis onun hkim
189
vasf mefuh (azdan kan) ve mesm (iitilen) bir hitap olmasdr.
184
Salih, Kur'an limleri, 220-222.
185
Nak. Suyt, el-tkn, 2/439-440.
186
Talt Koyiitin "Hads Tarihi, lm Yaynlar, Ankara 1981; Hadisilerle Kelmclar Arasndaki Mnakaalar,
TDV Yaynlar, Ankara 1984; Hads Istlahlar, AF Yaynlar, Ankara 1985" eserleri; kii ve kitap isimlerinin,
stlah kavramlarn evriyazl basld kitaplardandr.
187
Subhi es-Salihin yukardaki grne biz de itirak ediyoruz. Zaten, bugn ocuklarmz Ltin alfabesini
okuyup yazmay 1 eitim-retim ylnda zor renmelerine karn, yaz tatillerinde 2-3 aylk srede Arap elifbasn
yazmay pek renmeseler/retilmeseler bile okumay renmektedirler. Kald ki, modern eitim metotlaryla
hazrlanm elifbay reten sesli ve grsel CDler ya da "elifba czleri" vastasyla, okumay renmek iyice kolay
hle gelmitir.
188
mam Zerke, el-Burhan f Ulumil-Kur'andan nak. Cerraholu, Tefsr Usl, 105.
189
Dcane Cndiolu, Kur'an evirilerinin Dnyas, Kakns Yaynlar, stanbul 2005, 18.
57
Kitap, "Ke-Te-Be" fiil kknden tretilmitir. Bu fillin masdar olan el-ketb, deriyi
deriye veya bir tabakay dier tabakaya iple balamak demektir. Bu anlamda "ketebts-
Sekae = torbay baladm" denilir. Terim olarak, "harfleri birbirine yazyla bititirmek"
anlamna gelir. Bu bakmdan, azdan kan seslerin bir tertip hlinde olmas durumunda, bu
seslere de "kitap" denilir. (Ragb el-sfahan, el-Mfredt f Garbil-Kur'an, 423; Ebul-Beka, Klliyat, 307.)
nk, Kur'anda srekli olarak geen "kitap" szc, her zaman Kur'ann yazl eklini ifade
190
etmez; Allahn kelimelerinin bir dzen iinde birlik gstermesi "yazma" demektir.
Pek ok ayette, biz insanlara inmeden nce Allah katnda bulunan Kur'an- Kerim iin
"Kitab" kelimesi kullanlmtr. Bu, Kur'ann Allah katnda, bizim anladmz ve bildiimiz
madd ktlarda ve bizim kullandmz bir yaz eidi ile yazl bulunduu anlamna gelmez.
Belki Yce Yaratc Kur'ann, kul sz karmadan, deimeden orijinal bir Allah Kelm olarak
indiini bize anlatmak iin onu "Kitab" olarak nitelemitir. nk, insanlar arasnda bir metnin
orijinal olarak saklanabilmesi, byk lde onun yazl olmasna baldr. Zaten, Kur'an
ayetleri de Hz. Peygambere yazl madd metinler olarak inmemitir. Kur'andan ilk olarak
"Kitab" diye bahseden ayet, "Sana indirdiimiz bu Kitap, mbarektir; ayetlerini iyice
dnsnler, akl olanlar da t alsnlar." ayetidir. Bu ayet, Mekke'de inmi bir surede (Sd,
38/29) bulunmaktadr. Bu ayetin indii srada Kur'n, henz tamamlanmam ve bir kitap
hline gelmemiti. Onun yazl olarak inmedii de bilinen bir gerektir. Ondan nce gelen pek
ok ayette okumaktan ve okunan ey anlamna "Kur'an"dan bahsedilmektedir. Bunun iin
Kur'an nce okunan, sonra yazya geirilen bir Kitabdr.191
Kur'an- Kerimin evvelemirde szl kltre sahip bir topluma, 1400 ksur yl ncesi
nazil olduunu, bu nedenle de Kur'ann kelime hazinesinin szl kltrn normlar
erevesinde ekillendiini ihmal eden, Kur'ann esas itibaryla szl metin olduunun
farkna var(a)mayan bir zihniyetin, hi tereddt etmeksizin Kur'ann hikmet ve tebligatn
anlamakta baarsz olacan syleyebiliriz.192
Yani, asl olan Kur'ann yazs deil; szdr, okunuudur. Velhsl, yce
Kur'an Nur Risalelerinde iddia edilenin aksine hat (yaz) ynnden deil, bilkis
nazm ve mana ynnden ilhdir.
190
Ali nal, Kur'anda Temel Kavramlar, Beyan Yaynlar, stanbul 1986, 30.
"Kitab" kelimesinin itikak hakknda Fahruddin er-Rz de der ki: "Kitab"n manas, "korumak, muhafaza etmek,
zabt u rapt altna almak, balamak" eklinde olur. Nitekim sen, deriden olan su kabn dikip, bylece de iindekini
muhafaza ettiinde
dersin. Binaenaleyh, hem bunun, hem de "kitab"n insanlar arasndaki
manas, "muamelelerini muhafaza edip korumak"tr. (Rz, Tefsr-i Kebr, 16/365.)
Dinimizin Kur'ann ezberlenmesine verdii nemden bahsetmek herhlde zait olur. "Muhafaza eden, saklayan,
koruyan" anlamndaki "Hfz" ismi, Kur'an batan sona ezbere bilip okuyabilen "mmetin en ereflileri"nin unvan
olmutur. Hafzlk, geleneimizde hibir zaman ihmal edilmemitir.
"Koruma"nn asl olan "ezber"den soutulan, hatta onu aalar duruma getirilen modern insan, nce "hafza"sn
yitirdi. imdilerde CDler, tanabilir bellekler, internet yznden "kitab"n da kaybetmek zere...
Tevafuklu Kur'an yazan zihniyet; "bilgisayar"larnn "Bilgi"yi yanl saymas, niteliksel saym yapamamas
yznden Kur'ann iki ayetini inkr edecek kadar hesap kurban, kafay saylarla bozmu, niceliksel llere esir
olmu 19culara bu kapy am diyemesek de onlar en azndan buyur etmitir. Nitekim:
19 hurafesinin hararetli savunucusu Edip Ykselin m'minleri yle diyor:
(...) Allahtan bu dizi ekli konusunda ald iaretin gerekesini belki Muhammed bile bilmiyordu, Allah bunu
1900l yllarda Nevfel, Said Nurs, Edip Ykselle gndeme gelecek olan bir kuaa saklam. (...) (19cularn
web sitesinden nak. Cndiolu, Kur'an evirilerinin Dnyas, 263.)
191
Ali Akpnar, Mushafa Abdestsiz Dokunma Meselesi, http://www.cumhuriyet.edu.tr/akademik/fak_ilahiyat/
der51/ 05.htm.
192
Cndiolu, Kur'an evirilerinin Dnyas, 111.
58
te "mucizeli Kur'an" bu yzden yazlm... Akl gzne inmi maddecilere
Kur'ann mucizesini gstermek iin!...
Kur'an- Kerim, ihtiva ettii slup ve fikir sistemi ile, muhataplarn dehete drm
ve asrndaki belgat sahiplerinin seslerini de kesmitir. Gnllere ho gelen slubu,
lfzlarnn incelii, manalarnn ekici gzellii, mesellerinin ltif oluu, garip haberleri,
insann madde ve ruhuna hitap edii, szlerinin yerli yerinde oluu, tekrarlarnn
usandrmay, mahedeye ve tefekkre davet edii, son zamanlarda yaplm hassas aletler
ve tesis edilen mkemmel lboratuvarlar yardmyla akllarn ulaabilecei ilm srlar ortaya
koyan, fert ve cemiyet ahlkn gzelletiren ve aileyi slah eden ahlk kaideleri, ekici
kssalar, gemi asrlarn tarihini aydnlatmas, mebde ve mead hususundaki bilgileri, asker
talimat, devletler aras hukuk prensipleri, bnyesinin dier eserlerden farkl oluu, tabi
gzellikleri yannda bedi gzellikleri, delillerinin kuvveti, mantnn stnl, mstesna ikna
sistemi, ksacas; prensiplerinin ycelii ve insanolu iin her iki lemin saadetini temin etme
vazifesini zerine almas, onun insanl ciz brakan en mhim ynlerinden biri olmutur.
te herkesi ciz brakan, dehete dren ve ilh vahiy rn olan mukaddes kitap;
devleti, hkmeti olmayan ve hatta okuma yazmas dahi bulunmayan bir mmye
gnderilmiti. Bu kitap; putlara, yldzlara, aalara, talara, kum ynlarna ve elleriyle
yaptklar ekilli yiyeceklere tapan ve kzdklar zaman onlar yemeye kadar varan hurafeler
iinde bocalayan ve en irkin insanlk d hareketleri irtikp eden insanlar arasnda, tevhit
193
Mektubat, 384, Yirmidokuzuncu Mektub/nc Risale Olan nc Ksm/Birinci Mes'ele/kinci Tabaka.
194
Tarihe-i Hayat, 666, Risale-i Nur ve Hari Memleketler.
59
Arap edebiyatnn aheseri olan Kur'an- Kerim; dili, slubu ve ihtiva ettii fikirler
sebebi ile, kendisini herkese dinletmi, byk kk, zengin fakir ayrt etmeksizin her yataki
ve her durumdaki insana iman alamtr. Tarih bunun en byk ahididir. Onun slubu,
insanlarn telif ettii eserlere asla benzemez. Bu slup kendine hastr. Bilhassa, Kur'ann
tehadd ayetleri bu hususu aydnlatan tarih bir delil olarak gzlerimizin nndedir. O;
insanolundan, yardmclarn da armak suretiyle, en kk suresine benzer bir sure
meydana getirmesini istemektedir. Yine tarih bir hakikattir ki, bu meydan okumaya cevap
verilememi ve verilemeyecektir de. Bilhassa, burada ortaya kan hakikat udur ki, Kur'ann
slup stnl Arap edebiyat statlarn hayrete drm, onlarn edeb dehasn ezmi,
gelecek asrlarda ortaya kacak olan belgat sahiplerinin de seslerini kesmitir.195
2.1.4. TEVAFUK URUNA LENEN BD'AT
Vahiy ktiplerinden biri olan Zeyd b. Sabit el-Ensar (r.a.) yle demitir:
Ebu Bekir, Yemame (denen yer)de ehit olanlarn lm haberini yollayp, beni
ard. Yannda mer de bulunuyordu. Ebu Bekir bana yle dedi:
Ben de mere:
Zeyd b. Sabit dedi ki: mer onun yannda konumadan oturduu hlde, Ebu
Bekir bana hitaben yle dedi:
195
Cerraholu, "Sunu", (Abdullah Draz, Kur'nn Anlalmasna Doru iinde), Mim Yaynlar, 1983, III-V.
60
-phesiz sen, gen ve akll bir adamsn. Biz, seni hibir kusurla itham
etmiyoruz. Sen Resulullah iin vahyi yazyordun. Bu sebeple, sen Kur'an arayp
incele ve onu bir araya topla!
Vallahi, bana bir dan nakledilmesi emredilmi olsayd, Ebu Bekirin emrettii
Kur'an toplama iinden daha ar gelmezdi, dedi. Zeyd dedi ki: Ben:
Ben bu itirazm tekrar tekrar ona yineledim. Nihayet Allah, Ebu Bekir ile
merin akllarn yatrd ve gslerini ferahlatt gibi, benim de aklm bu ie
yatrd ve gnlm ferahlatt. Bunun zerine ben, Kur'ann ardna dp gerei gibi
aratrdm ve onu, yazl bulunduu deri paralarndan, krek kemiklerinden, hurma
dallarndan ve hafzlarn ezberlerinden bir yere topladm.196
Basrada vali olan Ziyad b. Smeyye, Ebul-Esvedden dili slah etmesi iin bir usl
koymasn istemiti. Bidayette Ebul-Esved bu teklifi kabul etmemiti. Fakat, zamann
hadiseleri iinde, Arap dilinin fesada uradn ve Kur'ana da zarar geleceini dnen
Ziyad, bir adama, Ebul-Esvedin yolu zerine oturup, bir ayeti yanl okumasn tembih etti.
Bunun zerine o adam Tevbe suresinin 3. ayetinde yer alan "rasl" kelimesindeki lm harfini
kesre olarak okudu (ayetin manas "Allah ve Resul mriklerden beridir" iken, lmn
kesreli okunuunda; "Allah, mriklerden ve Resulnden beridir" anlam kar). Bu
okuyuu iiten Ebul-Esved "nsanlarn durumunun byle olacan tahmin etmezdim" diyerek,
Ziyada gitti, onun istedii eyi yapacan syledi ve kendisinden ktip istedi.197
te Ziyad, bu hayrl iin balatlmasna ancak bir hile ile vesile olabilmitir.
Olay yle devam etmitir:
Ziyad ona 30 kadar ktip gnderdi. O, Abdulkaystan olan birini tercih etti. Ona: "Bir
eline Mushaf, dier eline de mrekkep rengine muhalif bir boya al, bir harfin telffuzunda
fetha okuduumu grnce tam zerine bir nokta koy, kesre okuduumda altna bir nokta
koy, tre okuduumda da harfin nne bir nokta koy, eer u harekelerde gunne yaparsam
iki nokta koy!" diye talimat verdikten sonra, Kur'an ar ar okumaya balad, ktip de
noktalar koyuyordu. Her sahife tamam olduka, ktip Ebul-Esvede sahifeyi iade ediyor, o da
196
Buhr, Tefsr, 156/199.
197
Cerraholu, Tefsr Usl, 90-91.
61
kontrol ettikten sonra, devam ediyorlard. Bu i bylece Mushafn irab tamamlanncaya kadar
198
devam etti.
Mehurdur ki; hilal-i de bakarlard. Kimse bir ey grmedi. htiyar bir zat
yemin ederek "Hilali grdm" dedi. Halbuki grd hilal deil, kirpiinin tekavvus
etmi beyaz bir kl idi. O kl nerede.. Kamer nerede?.201
te o ihtiyarn, beyaz bir kirpiini hill zannedip milleti "Bayram geldi" diye
ayaa kaldrmas gibi, Said Nurs de dzdkleri bu tevafuklar mucize zannetmi, bir
de bunu marifet bilip, btn beeriyetin Risale-i Nura muhta oluunun (?) delili
olarak sunmutur. Bunlara, ayn tarzda ksa bir cevap vermeyi yeterli gryoruz:
198
Cerraholu, Tefsr Usl, ayn yer.
199
Keskiolu, Nzlnden Gnmze Kur'n- Kerm Bilgileri, 154.
200
Cerraholu, Tefsr Usl, 91/92.
201
ctimi Reeteler II, 166, Hakikat ekirdekleri/12.
62
2.2. BR KPEN SMN BLE KUR'ANDA ARAMAK
Krk muhtelif tabakata ve ayr ayr insanlara, krk vecihle Kur'an- Hakm
icazn gsterir veya icznn vcudunu ihsas eder. Kimseyi mahrum brakmaz.
Hatt yalnz gz bulunan kulaksz, kalbsiz, ilimsiz tabakasna kar da, Kur'ann bir
nevi alamet-i icz vardr. yle ki:
"Sekizincileri kpekleridir" anlamna gelen "ve sminuhum kelbuhum" ibaresi,
Kehf suresinin 22. ayetinde yer almaktadr. Ayetin meali yledir:
Kehf suresinin bu ayeti, Kur'ann 295. sayfasnda yer alrken, kpein ismi
olduu iddia edilen "ktmr" kelimesinin getii ayet 435. sayfadadr. lginin (?)
kurulmas iin imdi de sz konusu ayetin mealine bakalm:
"(Allah) geceyi gndzn iine sokar, gndz de gecenin iine sokar; gnei
ve ay emri altna almtr. Her biri belirli bir sreye kadar akp gider. te Rabbiniz
Allah budur, mlk onundur. Ondan baka yalvardklarnz ise bir ekirdek zarna
(ktmr) bile sahip deillerdir."205
el-Ktmr, ekirdein zerindeki ince kabuk, ekirdek zar; darbmesel olarak kymetsiz,
ad, ehemmiyetsiz manasnda kullanlr.206
202
sr, 17/88.
203
Mektubat, 167, Ondokuzuncu Mektub/Mucizat- Ahmediyye/Onsekizinci aret/Elhsl.
204
Kehf, 18/22.
205
Ftr, 35/13.
206
Mucemul-Mfehres: Kur'an Kelimelerinin Anahtar, ev. Mahmud anga, Tima, 1986, 396.
63
4. Kpek hangisinindi?
...
bn Cerir et-Taber bata olmak zere birok mellife ashab- kehfin isimleri tek tek
saylmtr. simlerin bylece tasrih edilmi olmas lzumsuzdur. nk, asgar bir hesapla
gnmzden 20-25 asr nce cereyan etmi bir olayn kahramanlarnn isimlerini -ayet ilh
bir aklama yoksa- bilmek mmkn deildir. Zaten, bunu aratrmaya lzum da yoktur.
Aka anlalaca zere, ashab- kehfi tekil eden genlerin isimleri Acem (Arapa
dnda bir dil)dir. Herhangi bir ekil ve nokta ile zapt ve tespit bir hayli mkldr. (...)
207
Abdullah Aydemir, Tefsirde sriliyyt, DB Yaynlar, Ankara 1979, 170.
64
Kpein rengi hususunda ihtilf edilmi ve eitli eyler sylenmitir. Buna ne lzum
vardr? Hakknda delil yoktur. Buna ihtiya da yoktur. stelik bunlar nehyedilmi eylerdendir.
nk, bunlarn dayana, asl ve esas "gayb talama"dan teye gitmez. Bunlarn ehl-i kitap
ismi ile anlan Yahudilerden ve Hristiyanlardan alnd ve dolaysyla srailiyat olduu
208
aktr.
2.3. KUR'AN AYETLERNN SAYISI
Kur'an, (...) ondrt asr mddetinde her dakikada altbin altyz altmalt
yetleri, keml-i ihtiramla hi olmazsa yz milyondan ziyade insanlarn dilleriyle
okunuyor.209
Sofuolu bu konuda yle der:
Kur'an- Azimin ayetlerinin saysna gelince 6000 ayettir. Bunun zerine ziyade olan
saylarda eitli kaviller hlinde ihtilf edilmitir. Kimisi bu saynn zerine artrmad. Kimisi
6204 ayettir, dedi. Kimisi 6214 ayet, kimisi 6219 ayet, kimisi 6225 ayet, kimisi 6226 ayet,
kimisi de 6236 ayet, dedi. Bunlar Ebu Amr ed-Dan, el-Beyan adndaki kitabnda hikye
etti.210
208
Aydemir, Tefsirde sriliyyt, 176-177.
209
s-y Msa, 115, s-y Msa'dan kinci Ksm Hccetullah-l-Blia Risalesi Onbir Hccet-i
maniyedir/Birinci Hccet-i maniye Ayet-l Kbra/Dokuz Klliyet/Dokuzuncusu/kinci Nokta.
210
Mehmed Sofuolu, Tefsre Giri, ar Yaynlar, stanbul 1981, 188.
65
Ayetleri yuvarlak rakam olarak 6666 sayarlar. Bazlarnca daha azdr. nk,
mukattaat bir ayet sayp saymama ihtilfldr. Birka ayeti bir sayanlar da var. Duraklar
ihtilfldr. bn Abbastan rivayete gre 6616dr. Daha ok kabul olunan 6236 ayettir. 113
211
besmele de birer ayet saylr.
Bu konuyu bizim ele almamzn nedeni ise, Said Nursnin Kur'ann 6666 ayet
olmasndan kendisine gre yine eitli tevafuklar (!) karm olmasdr. Said Nurs,
nedense elindeki Mushafn ayetlerini saymadan 6666 deyivermitir. Hlbuki,
tevafuklu-mucizeli ve levh-i mahfuzdaki gibi (?) yazlan Mushafta da ayet says
6236dr. Bylece Said Nurs kendisiyle de elikiye dm, bir dedii dierini
tutmaz olmutur.
6666 ayet demitir; nk uydurulan tevafuk ancak bu say ile bir anlam (!)
kazanabilecektir:
Nur Risalelerinde yer alan yet-l-Kbra naml risaleye, bu ismi Hz. Ali
(r.a.)nin zellikle verdii iddiasn, kitabmzn "Nur Risalelerinde Hz. Ali" blmnde
ele alacaz.
211
Keskiolu, Nzlnden Gnmze Kur'n- Kerm Bilgileri, 128. Keskiolu, ayetlerin says "bn Abbastan
rivayete gre 6616dr" demitir. Deylemnin yine bn Abbas (r.a.)tan rivayetinde ise: "Cennetin dereceleri
Kur'ann ayetleri kadardr. Her ayet, bir derecedir ve bu, alt bin iki yz on alt (6216) ayettir. (...)" denilmektedir.
(Rmz, 1/283.)
212
ular, 151, Yedinci u/yetl-Kbra/htar.
213
Mektubat, 384, Yirmidokuzuncu Mektub/nc Risale Olan nc Ksm/Birinci Nkte/Hiye.
66
Aslnda bu, nemli bir konu deildir. Grlerin eitlilii mukattaat ve besmeleyi bir
ayet sayp saymama ve vakflarn nerede olaca konusundaki ihtilftan kaynaklanmaktadr.
Onun nemi sadece, namazda bir ayetin tmn okumaynca, namazn sahih
olmayacandan ileri gelir. te bu yzden baz limler, ayetlerin saysn bilmek, bir ilim
deildir, bu sadece baz kimselerin kendilerini tantmak iin ilgilendikleri bir
214
megaledir, demilerdir.
Konuyu bitirdik, ama yeri gelmiken "666" ile ilgili bir tevafuku da biz
zikredelim. Ebcedin kayna olan bran gematria ile uraan baz Hristiyanlar,
Deccal ile Peygamberimizin isminin Yunancas olan "Maometis"in bu sayyla tevafuk
ettiini bulmular ve ona iman etmek bir tarafa, onu -h- Deccal olarak
grmlerdir.
214
Suyt, el-tkn, 1/157.
215
M. H. Ulu Kzlkeili, http://www.ondokuz.gen.tr/altiyuzaltmisalti.htm.
216
M. H. Ulu Kzlkeili, http://www.ondokuz.gen.tr/altiyuzaltmisalti.htm.
Ebced ve (bran) Gematria lmine Gre sim ve Kelimelerin Saysal Deerleri:
M YEUE = 666 = Kurtarc ad = Cuma gn (branice)
ALA (LYAS) = 411
BYT = 412
YEUE ALHM = 412 = Kurtarc ALLAH = Tanr sa
YOM = 6. Gn = CUMA
ABB-I EMRD KTAT (Byklar terlemi olan) = 666 = M YEUE (Kurtarc ad)
MAOMETS (666) (Yunanca) = MUHAMMED (Kurtarc)
67
Bu zt, dokuz-on sene zarfnda drtyz risale kadar dikkatli ve tevafuklu olarak
Risale-i Nurdan yazd gibi; hfz olmad halde yazd iki mkemmel Kur'an ile ve
ncs -mteferrik bir surette- gzle grnr bir nevi icaz- Kur'an gsterir bir
tarzda Kur'an yazm; tam mukabele edilmeden bize gelmi; biz de mukabele
etmeden size gndermitik. Sizler de, keml-i dikkatle hareke ve harflerde
grdnz krk-elli sehiv, Husrevin kaleminin ne derece hrika olduunu gsterir.
nki her Kur'ann yz bin altyz yirmi (300.620) harflerinde o kadar hareke ve
sknlarda yalnz krk-elli sehiv bulunmas, o kalemin isabette hrika olduunu
gsterir. (...)217
Merhum Sofuolu, der ki:
Kur'an harflerini kesin bir sayya balamada gsterilecek gayret, faydas olmayan bir
megaleden teye gemez. bnul-Cevz, Fnunul-Efnan adl eserinde meseleyi etraflca ele
alm; yarm, l, onlu harfleri sayarak bu konuda geni bilgi vermitir. steyen bu esere
mracaat edebilir. Biz, bu kitabmz (el-tkan)da, mhim meseleleri inceledik. Byle lzumsuz
meselelere yer vermedik.
Sehav yle der: Kur'an kelimelerini ve harflerini saymada bir fayda olacan
sanmyorum. Bunda bir fayda varsa ancak iinde noksanlk bulunmas mmkn olan kitapta
olur. Hlbuki, Kur'an byle bir pheden tamamen uzaktr.221
Grld gibi Said Nursnin verdii rakam, rivayetlerin hibiri ile tevafuk
etmemektedir.
217
Kastamonu Lhikas, 111, Yirmiyedinci Mektubdan/Hsrevin Kur'anlarn btn Ramazanda birer hatme
okumak iin (nebolu ve Grede) hafzlarnn tashihatlar mnasebetiyle onlara yazlan mektubun bir sretidir.
218
Sofuolu, Tefsre Giri, 88.
219
Rmz, 1/227.
220
Suyt, tkn, 1/157.
221
Suyt, tkn, 1/164.
68
Bizim bu konuyu ele almamzn sebebi biraz da, kitap okumaya vakit
bulamayan Said Nursnin, sra saym ilerine gelince bol bol vakit bulabildiini
gstermektir. Nitekim, Nur Risalelerinde Kur'an ile ilgili birok saym verilmi ve bu
saymlardan da birok karsama yaplmtr...222
2.5. BR DAKKADA KUR'ANIN HATM
Baz Evliya bir dakikada bir gnlk ii grm. Bazlar bir saatte bir sene
vazifesini yapm. Bazlar bir dakikada bir Hatme-i Kur'aniyeyi okumu olduklarn
rivayet edip ihbar ediyorlar. Byle Ehl-i Hak ve Sdk, bilerek kizbe elbette tenezzl
etmezler.223
Suyut, tkanda yle demitir:
Selef-i salihnin Kur'an okuma miktarnda baz detleri vard. Kur'ann oka
okunmasnda, en ok varit olan unlardr: Drd gndz, drd gece olmak zere bir gnde
sekiz hatim, drt hatim, hatim, iki hatim ve bir hatim yapanlar bulunurdu.
Hz. Aie, bunu knamtr. bn Ebu Davud, Mslim b. Mihrakn yle dediini rivayet
eder: Hz. Aieye, Kur'an bir gecede iki ve kere hatmedenler olduu sylenince yle
dedi: "Bir gecede bu kadar hatmedip etmemeleri nemli deildir. Bir geceyi btnyle,
Resulullahn yannda ibadetle geirdim. O, Bakara, l-i mran ve Nisa surelerini okur,
mjdeleyici olan her ayette durur, dua ve niyazda bulunur; azap ihtiva eden korkutucu
ayetlerden sonra durur, duada bulunur ve mafiret dilerdi."
Kur'ann hatminde ayrca, iki gece veya gecede bir hatim yapanlar da olmutur.
Makbul olan da budur.
Ebu Ubeydin rivayet ettiine gre; Muaz b. Cebel, Kur'ann gnden az bir
zamanda hatmini kerih grrd.224
222
Lfzullah, lfz- Rahman, lfz- Rahm... saymlar ve karsamalar iin bak. Mektubat, 384-386, Yirmiyedinci
Mektup/nc Risale Olan nc Ksm/Drt Nkte.
223
Lem'alar, 17, nc Lem'a/nc Nkte.
224
Suyt, tkn, 1/248.
225
Tirmiz, Kraat, 4/3119. Hadis, hasen-sahhtir.
69
gn nerede, bir dakika nerede?... Bu, yaplabilse bile kerih grlm bir
fiildir. gnden az bir zamanda Kur'an hatmedenler, manasn
anlayamayacaklarna gre, bir dakikada hatmedenlere (?) ne demeli acaba?
Anlamadan Kur'an okuyanlar "evliya" diye vasflandrabilir miyiz?
"lm-i Kur'ann kendisine ryasnda talim edildii" iddiasna ramen, Said
Nursnin bata tefsir olmak zere Kur'an ilimlerinde birok yanl ve hatas olmutur.
70
3. BLM
Bu blmde, nce Nur Risalelerinde ebced ve cifir hesaplar ile tefsir (!) edilen
ayetler, daha sonra da tefsirleri verilmitir. Ancak, bu tefsirlerin birou da
alnmamtr. Hemen her Risalede bu hesaplar ile karlamak mmkn olmakla
birlikte, bunlar zellikle Sikke-i Tasdk- Gaybde, ularda ve Tlsmlar
Mecmasnda youn bir ekilde yer almaktadr.
ou Kur'an- Kerim ve Hz. Peygamber (s.a.v.) ile ilgili olan bu ayetlere Said
Nurs ve talebeleri tarafndan getirilen ebced yorumlarn -alt blmlerin birindeki
inceleme hari- tek tek incelenmesi yoluna gidilmemitir. Blmn sonunda bir
hadisin ebced yorumunun tenkidi yaplm; bu, ebced-cifir hesaplarnn ve bu yolla
yaplan karsamalardaki tutarllnn (?) ortaya konmas iin yeterli grlmtr.
Konuya ebcedin tanm ile girilmi, ebced hesab ile ilgili bilgi verilmitir.
Verilen bu bilgi, tafsiltl telkki edilebilir. Ancak, Said Nursnin en pervasz
iddialarnn dayana bu hesaptr ve yce Kur'andan bu hesapla istihra (!)
ettiklerinin akirtleri zerinde byk tesiri olmutur. Bu nedenle, ebced hesabnn ne
olup ne olmadnn aka ortaya serilmesi gerekli grlmtr. Daha sonra, Said
Nurs ve talebelerinin ebced ve cifir hesaplar iin ileri srdkleri deliller (?), tek tek
ele alnp incelenmitir. Ebced ve cifir hesaplarnn Nur Risalelerindeki kullanm
hakkndaki kanaatimiz, alt blmlerde derli toplu bir biimde belirtilemediinden
blm sonuna braklmtr.
226
Ftiha, 1/6-7.
71
Nur kirdlerinin tifesi, hirzamanda o tife-i kbra-i azamn ahirlerinde bir hizb-i
makbul olacan iaret eder diye def'aten birden ihtar edildi.227
"Elif, lm, mm. te bu Kitap, kendisinde phe yoktur; Allahtan saknanlar iin
bir rehberdir."228
el-Kitbu l raybe fhi huden lilmuttekn = Risale-i Nurun mebde-i intiar 1922-
1921.229
ems-i Kur'ann meydan okumasna bir zeyl olarak ondan l-yenfek bir ini olan
envar- nuriyenin btn aktar- leme okuyuunu gsteriyor.232
Fe't bisratin min mislih = 1880. Son asrlarn taut dalletinin doumu olup,
onun temsil ettii ruh-u dallete hazret-i Kur'ann ve ondan nebean eden Risale-i
Nur meydan okumasn gsterir.233
"(Melekler de) demilerdi ki: '(Rabbimiz!) Seni tenzih ederiz. Senin bize
rettiinden baka bizim bilgimiz yoktur. phesiz (her eyi) bilen, hakim olan
ancak sensin."234
L ilme len ill m allemten = 974 Risletun-Nr = Asl ile, yani lam- tarifle
976.235
Mel-i icmalsi der ki: "Kur'an ve hikmet-i kudsiyeyi size bildiriyor. Sizi mnev
kirlerden temizlendiriyor." Bu yetin kll ve umum mnasnda Risale-in-Nur
kasd bir surette dahil olduuna iki kuvvetli emre var. (...)
yetin makam- cifrsi bin yz iki ederek Risale-i Nur mellifinin Kur'an dersini
ald tarihe tam tamna tevafuk ile remzen Kur'ann bhir bir brhan olan Resil-
in-Nura bakar.237
227
Sikke-i Tasdk- Gayb, 120; Kastamonu Lhikas, 31-32, Birinci ua/hirzamandan Haber Veren Mhim Bir
Hadis-i erif.
228
Bakara, 2/2.
229
Tlsmlar Mecmas, 184, Mdetl-Kur'an.
230
Bakara, 2/23.
231
Bak. Tlsmlar Mecmas, 181, Mdetl-Kur'an.
232
Tlsmlar Mecmas, 193, Mdetl-Kur'an.
233
Tlsmlar Mecmas, 193, Mdetl-Kur'an.
234
Bakara, 2/32.
235
Tlsmlar Mecmas, 189, Mdetl-Kur'an/Hiye 4.
236
Bakara, 2/129.
72
"Nitekim kendi iinizden, size ayetlerimizi okuyan, sizi temizleyen, size Kitab ve
hikmeti ve bilmediklerinizi reten bir Eli gnderdik."238
Bu yetin klli ve umum mnasnda Risale-i Nur kasd bir surette dahil olduuna
iki kuvvetli emre var. (...)
"Dinde zorlama yoktur. Hak yol, batl yoldan ayrlmtr. Tautu inkr eden ve
Allaha inanan, kopmas mmkn olmayan en salam kulpa tutunmu olur. Allah
iitendir, bilendir."241
Bata "l ikrhe fid-dni kad tebeyyener-rd" cmlesi, makam- cifr ve ebced
ile bin yz elli (1350) tarihine parmak basar ve mn-y ir ile der: Geri o
tarihte, dini dnyadan tefrik ile dinde ikraha ve icbara ve mchede-i dniyeye ve
din iin silhla cihada muarz olan hrriyet-i vicdan, hkmetlerde bir kanun-u
esas, bir dstur-u siyas oluyor ve hkmet, "Lik Cumhuriyet"e dner. Fakat ona
mukabil mnev bir cihad- din, man- tahkik klncyla olacak. nki, dindeki
rd- irad ve hak ve hakikat gzlere gsterecek derecede kuvvetli brhanlar
izhar edip tebyn ve tebeyyn eden bir nur Kur'andan kacak diye haber verip bir
lem'a-i icaz gsterir.
237
Sikke-i Tasdk- Gayb, 87, Birinci ua/Onbirinci yet.
238
Bakara, 2/151.
239
Sikke-i Tasdk- Gayb, 87-88, Birinci ua/Onikinci yet.
240
Tlsmlar Mecmas, 187, Mdetl-Kur'an.
241
Bakara, 2/256.
242
ular, 235, Onbirinci ua/Meyve Risalesi/On birinci Mes'elenin Haiyesinin Bir Lahikasdr.
243
ular, 236; s-y Msa, 82, Birinci ua/Meyve Risalesi/On birinci Mes'elenin Haiyesinin Bir Lahikasdr.
73
husus dahil olduuna te'yiden makam- cifrsi bin yz krkyedi ederek Risalet-
n-Nur intiarnn fevkalde parlamas tarihine tam tamna tevafukla bakar. Ve bu
ondrdnc asrda Kur'ann icaz- mnevisinden ne'et eden bir urvet-l-vska
ve zulmattan nura karacak bir vesile-i nuraniye Risale-in-Nur olduunu remzen
bildirir.244
"Allhu veliyyullezne men" cmlesi hem mna, hem cifr ile Risaletn-Nura bir
remzi var. yle ki:
"Hikmeti dilediine verir. Hikmet verilen kimseye ok hayr verilmitir. Bunu ancak
aklselim sahipleri dnp anlar."247
Bu yetin kll ve umum mnasna Risale-in-Nur kasd bir surette dahil olduuna
iki kuvvetli emre var. (...)
"(Ey Muhammed!) Onlar hidayete erdirmek, senin zerine bor deildir; fakat
Allah, diledii kimseye hidayet eder. (...)"249
"Kitab sana indiren odur. O Kitabn bir ksm muhkem ayetlerdir, bunlar Kitabn
asldr; dierleri ise, mteabih ayetlerdir. Kalplerinde erilik bulunan kimseler,
fitne karmak ve (heveslerine uygun) tevilini yapmak iin mteabih olan ayetlere
tbi olurlar. Oysa mteabihin tevilini Allahtan bakas bilmez. limde yksek
dereceye erimi olanlar ise, 'biz ona inandk, hepsi de Rabbimizin katndandr'
derler. Bunu akl sahiplerinden bakas dnmez."251
244
Sikke-i Tasdk- Gayb, 86-87. Birinci ua/Dokuzuncu yet.
245
Bakara, 2/257.
246
ular, 236; s-y Msa, 82, Birinci ua/Meyve Risalesi/On birinci Mes'elenin Haiyesinin Bir Lahikasdr.
247
Bakara, 2/269.
248
Sikke-i Tasdk- Gayb, 87, Birinci ua/Onuncu yet.
249
Bakara, 2/272.
250
Tlsmlar Mecmas, 184, Mdetl-Kur'an.
251
l-i mrn, 3/7.
74
"Allah, kendisinden baka ilh olmadna ahitlik etti. Melekler ve ilim sahipleri
de, ondan baka ilh olmadna adaletle ahitlik ettiler. (O), azizdir, hakmdir."253
Bu kinatta, vahdaniyet-i lhiyeyi cins ve ins ve ruhaniyete kar kat' bir surette
gsterip isbat eden birinci, Kur'an- Azman olduu; bu asrda ikinci, nc
derecede keml-i adaletle ve sdk ve musaddak hccetlerle vahdniyeti vzh ve
bhir bir surette, kinat safahatnda ins ve cinnin enzrna arzedip isbat eden
Risale-i Nur; btn tabakat- beere hem medrese, hem mekteb, hem kla, hem
hakm, hem hkim olarak, en m avamdan en ehass- havassa kadar ders verip;
tlim ve terbiye etmesi bizce mehd olmasiyle, bu yet-i kerimenin bir mevzuu,
bir msadak da Risale-i Nur olmasna phesiz bir kanaat veriliyor.
"Ulul-ilmi" makam- cifrsi ikiyz ondrt olup, Risale-i Nurun bir ismi olan
"Bedizzaman"n (eddeli "ze", lm- asl saylr) makam olan ikiyz ondrde tam
tamna tevafuku ve mellifinin hakik ve dim ismi olan Molla Saidin makam
olan ikiyz onbee bir tek farkla tevafuku, elbette bu kelime-i kudsiyenin her asra
bakt gibi, bu asra da medar- nazar bir ferdi Resil-in-Nur olduuna bir emare
olduu gibi, "ve ulul-ilmi kimen bil-ksti" (okunmayan ikinci vav ve hemze
saylmaz) makam olan altyzbir adediyle, Risale-i Nurun beyz doksandokuz
makamna ve Resil-in-Nur makamna yalnz iki farkla, iki ismine tevafuku dahi bir
emare olduu ve "ehidallhu enneh l ilhe ill huve vel-meliketu ve ulul-
ilmi" cmle-i tevhidiye-i kudsiyenin makam- cifrsi ve ebcedsi olan bin yz
252
Sikke-i Tasdk- Gayb, 88-89; ular, 550-551, Birinci ua/Onnc yet.
253
l-i mrn, 3/18.
75
altm adediyle (okunmayan iki hemze saylmaz), tam tamna bu acib isyan,
tuyan ve temerrd asrnn ve garib kfran ve galeyan ve ilhad zamannn bu
senesine ve bulunduumuz bu tarihe tevafuku ve tetabuku elbette kuvvetli bir
emaredir ki; bu ve msadaklar, her zamandan ziyade bu ehdete muhta bu
asrn bu vaktinde bulunacaktr. Ve imdilik o ehdeti te'sirli bir surette isbat eden
Resil-in-Nur o efraddan birisi ve husus medar- nazar olduuna pek ok
emareler ve iaretler ve beretler vardr.254
"Yoksa siz, Allah, iinizden cihada katlanlar belli etmeden ve sabredenleri ortaya
karmadan cennete gireceinizi mi sanyorsunuz?"257
Makam- ebcedsi bin yz krkdrt etmekle her asra bakt gibi bu asra da
husus remzen bakar. Ve ilm-i hakikatta rsihane alan ve kuvvetli man eden
bir tifeye iaret eder. Ve ok yetlerin ehemmiyetle gsterdikleri bu bin yz
krkdrtte Risalet-n-Nur ve kirdlerinden daha ziyade bu vazifeyi mkil erait
iinde sebatkrane yapan zahirde grlmyor. Demek bu yet onlar dahi daire-i
harmine husus dahil ediyor.260
"Ey insanlar! Size Rabbinizden bir burhan (ak ve kesin bir delil) geldi ve size
apak bir nur indirdik."261
O kuds brhan- lhnin bu zamanda parlak ve kuvvetli bir brhan olan Resail-
in-Nura dahi ikinci cmlesi olan: "enzeln ileykum nran mubnen" adedi, iki
tenvin vakfta iki "elif" saylmak cihetiyle beyz doksansekiz ederek aynen tam
254
Sikke-i Tasdk- Gayb, 121-123; Kastamonu Lhikas, 65-67, Birinci ua/ehid Merhum Hafz Alinin Bir
stahracdr/Otuznc yet.
255
l-i mrn, 3/19.
256
Tlsmlar Mecmas, 192, Mdetl-Kur'an.
257
l-i mrn, 3/142.
258
Tlsmlar Mecmas, 184, Mdetl-Kur'an.
259
Nis, 4/162.
260
Sikke-i Tasdk- Gayb, 88-89; ular, 550-551, Birinci ua/Ondrdnc yet.
261
Nis, 4/174.
76
"Ve in kntm merz" cmlesi, binbeyz ksur olan makam- cifrsiyle; ehl-i
dallet tarafndan alanan mnev hastalklarn ksm- zam, Risalet-in-Nurun
Kur'an ilalariyle izale edilebilir diye iaret etmekle beraber, maatteessf ikiyz
sene kadar dnyann mr bki kalmsa, bir fkra-i dlle dahi devam edeceine
im ediyor. "feteyemmem saden" cmlesi, mna-y iarsinde, ikinci emarenin
birinci noktasnda "Sin" harfi "Sad" harfinin altnda gizlenmesi ve "Sad"
grnmesinin iki sebebi var:
Birisi: Said, tam toprak gibi mahviyet ve terk-i enaniyet ve tevazu-u mutlakta
bulunmak arttr; t ki Risalet-n-Nuru bulandrmasn, te'sirini krmasn.
kincisi: imdiki batakla ve mnev tna sukutun sebebi ise; terakki fikrinden
ne'et ettii cihetle, onlarn hatlarn gsterip, suud ve terakki, mslman iin
ancak slmiyette ve manl olmakta olduuna iaret etmekdir.264
Man-y zahirisiyle diyor ki; "Su bulamadnz vakit temiz toprak ile teyemmm
ediniz" der ve mana-y iarisiyle diyor ki; "bin yz elli yedide (1357) manev
b- hayat menbalar kapatld zamanda temiz topraa kast ve tevecch ediniz.
Onda bir menba- hayat ve bir maden-i nur bulursunuz." Bu yetin u iareti
hususi bir surette Risale-i Nura bakmasna iki emare var:
kinci emare: Sad ve sin, birbirine tam karde olmas ve bir kelimede birbirinin
yerine gemesi mnasebetiyle bu yetteki "saden" kelimesindeki sad, sin okunsa
Risale-i Nurun tercmann gstermesi, hem bu cmlenin birinci mukaddimesi
olan "ev lmestumun-nise" fkrasnn iaretiyle kadnlarn plak bacak olarak
erkeklere karmak ve Risale-i Nurun, iddetli taarruzlar iinde tesettr lehinde
kuvveti mukavemeti zamanna, eddeli nun iki nun olmak zere makam- cifrisi
bin yz krkyedi (1347) adediyle parmak basmas "ev al seferin" fkrasnn
262
Sikke-i Tasdk- Gayb, 89-90; ular, 551-552, Birinci ua/Onbeinci yet.
263
Mide, 5/6.
264
Kastamonu Lhikas, 20-21, Yirmiyedinci Mektubdan/Azz ve Sddk ve Sdk ve Fedkr ve Vefdar
Kardelerim!
77
Madem ki Kur'an sana Said (sn ile) demi... Elbette sen saidsin hem ismin ve
hem resmin saiddir.
Madem ki, Kur'an sana Said (sd ile) demi... Elbette hem iin temiz ve tahir, hem
de dn.267
"Ey kitap ehli! Kitaptan gizlemi olduunuz eylerin ounu size aklayan,
oundan da vazgeen Peygamberimiz size gelmitir. Ayrca size, Allahtan bir
nur ve apak bir Kitap da gelmitir. Allah, o Kitapla rzasna uygun hareket
edenleri selmet yollarna iletir; onlar kendi izniyle karanlklardan aydnla karr
ve onlar dosdoru yola sevk eder."268
"Allah, onun Elisini ve mminleri dost edinen (bilsin ki), galip gelecek olanlar
yalnzca Allahn taraftarlardr."270
265
Sikke-i Tasdk- Gayb, 112-113, Birinci ua/Otuzbirinci yet.
266
Siracn-Nr, 255, Hasan Feyzinin Denizli ve hapsinin ve civarnn has talebelerini temsil ederek, onlarn
namna stadnn vasiyetnamesi ve zehirlenmeden iddetli hasta olmas mnasebetiyle yazd bir mersiyedir.
Vefat haberini alm gibi kalemi alam. Lahikaya geirilsin.
267
Siracn-Nr, 250-251, Hasan Feyzinin Denizli ve hapsinin ve civarnn has talebelerini temsil ederek, onlarn
namna stadnn vasiyetnamesi ve zehirlenmeden iddetli hasta olmas mnasebetiyle yazd bir mersiyedir.
Vefat haberini alm gibi kalemi alam. Lahikaya geirilsin.
268
Mide, 5/15-16.
269
Sikke-i Tasdk- Gayb, 61-62, Yirmiyedinci Mektuptan Mhim Paralar/Parlak Fkralar ve Gzel
Mektuplar/Kk Husrev Feyzinin Bir stihracdr.
270
Mide, 5/56.
271
ular, 331, Onnc ua/Aziz, Sddk Kardelerim!
272
En'm, 6/122.
78
Bu yetin remzi ltifdir. nk hem kuvvetli mnsebet-i mneviye ile, hem cifirle
efrad- kesiresi iinde husus bir surette Risale-i Nur ve mellifine bakyor. yle
ki, "meyten" kelimesi tenvin "nun" saylmak cihetiyle beyz ederek "Said-n-
Nurs" adedi olan beyze tevafukla, iaret ediyor ki, "Said-n-Nurs dahi meyyit
hkmnde idi. Risalet-n-Nur ile ihya edildi, onunla hayat buldu." Evet "eve men
kne meyten feahyeynhu ve cealn leh nran" deki tenvin "nun"durlar. Bin
yz otuzdrt eder ki, o ayn zamanda (Arab tarihle) Said umum harpte madd
ve dehetli bir mevtten dahi hrika bir tarzda kurtulmas ve felsefe ve gafletten
gelen mnev ve iddetli bir lmden necat bulmas ve Kur'ann b- hayatiyle
taze bir hayata girmesi tarihidir. Bu tevafuk-u mnev ve muvafakat- cifriye
dellet derecesinde bir iarettir. Hem (...) bin ikiyz doksandrt eder ki,
veldetinin ve hayatnn birinci senesidir. Demek bu cmle ile hayat-
maddiyesine, evvelki cmle ile de hayat- mneviyesine iret eder.
(...) Bu yette iaret ve bearet-i Kur'aniyede ifade eder ki; Risale-i Nur dairesi
iine girenler tehlikede olan manlarn kurtaryorlar ve manla kabre giriyorlar ve
cennete gidecekler diye mjde veriyor.273
"De ki: 'Rabbim, beni dosdoru yola iletti. Dosdoru dine, Allah birleyen
brahimin dinine. O, (Allaha) ortak koanlardan deildi.'"274
u yet-i mehure kll mnasnn bu asrda muvafk ve mnasip bir ferdi Risalet-
n-Nur olduu gibi, cifirle "srtin mstakmin" kelimesi, "srtin"deki tenvin "nun"
saylmak cihetiyle Risalet-n-Nur adedi olan dokuzyz doksansekize iki srl fark
ile bakt gibi (yni mertebesine iaret iin iki fark var. Risale-i Nur vahiy deil,
ilham ve istihracdr), "hedn rabb il srtin mstakmin" cmlesinin makam-
ebcedsi ile bin yz onalt ederek Risale-i Nur mellifinin tedrisiyle istihzarat-
Nuriyede bulunduu en hararetli tarihi olan bin yz onalt adedine tam tamna
tevafuk eder.275
"Hatrlayn; hani siz sayca azdnz ve yeryznde zayf olup, insanlarn sizi
yakalayp tutmasndan korkuyordunuz. te o, kredesiniz diye sizi barndrd,
sizi yardmyla destekledi ve size temiz eylerden rzklar verdi."276
"Eer yz evirirlerse, de ki: 'Allah bana yeter. Ondan baka ilh yoktur. O, byk
arn Rabbidir.'"279
273
Sikke-i Tasdk- Gayb, 81-85; ular, 544-547, Birinci ua/Beinci yet.
274
En'm, 6/161.
275
Sikke-i Tasdk- Gayb, 86; ular, 548-549, Birinci ua/Sekizinci yet.
276
Enfl, 8/26.
277
Tlsmlar Mecmas, 183, Mdetl-Kur'an.
278
Tlsmlar Mecmas, 183, Mdetl-Kur'an.
79
Makam- cifrsi eddeli "lm"lar birer "lm" eddeli "kf" bir "kf" saylmak cihetiyle
bin yz yirmidokuz ederek, harb-i umumnin balangc zamannda Resail-in-
Nurun balangc olan arat-l-caz tefsirinin tarih-i te'lifine tam tamna tevafuk
eder.280
Hem Ynus, hem Ysuf, hem Rad, hem Hicr, hem uar, hem Kasas, hem
Lukman Srelerinin balarnda bulunan "tilke ytl-kitbi" iln- kudssidir. Cifrsi
ise bin yz onalt veya onyedi ederek Resail-in-Nur mellifi bir inklb- fikr ile
ulm-u mtenevviay Kur'nn hakaikna kmak iin basamaklar yapt bir tarihe
tam tamna tevafuku mnasebet-i mneviyesinin kuvvetine istinaden deriz:
Elhasl: Naslki bu yette bulunan iar mna yedi surede yedi iaret hkmnde
olup dellet, belki sarahat derecesine kyor.282
"Mutlu olanlara gelince, onlar da cennette olup, Rabbinin dilemesi dnda, gkler
ve yer durduu srece, kesintisiz bir ihsan olarak orada daimdirler."285
(...) "fefil-cenneti hlidne" makam- cifrsi olan bin yz krkdokuz adediyle, bin
yz krkdokuz tarihinden bearetle remzen haber verir. Ve o tarihte bulunan
Kur'an hizmetkrlarndan bir tifenin ashab- cennet ve ehl-i saadet olduunu
279
Tevbe, 9/129.
280
Sikke-i Tasdk- Gayb, 90-91; ular, 552-553, Birinci ua/Onyedinci yet.
281
Ynus, 10/1.
282
Sikke-i Tasdk- Gayb, 95; ular, 557, Birinci ua/Yirmiikinci yet ve yetler.
283
Hd, 11/106.
284
Sikke-i Tasdk- Gayb, 83-84, Birinci ua/Beinci yet; Kastamonu Lhikas, 51, Yirmiyedinci
Mektubdan/Evemen kne meyten yetinin Tetimmesi.
285
Hd, 11/108.
80
mna-y iarsiyle ve tevafuk-u cifr ile ihbar eder ve bu tarihte Risale-i Nur
kirdleri Kur'an hesabna fevkalde hizmetleri ve tenevvrleri ve ok mhim
risalelerin te'lifleri ve balarna gelen imdiki musibetin, dmanlar tarafndan bir
bearet-i Kur'aniye en evvel onlara baktn gsterir.286
(...) bildirildi ki; bu yet ve fkra Risale-i Nurun mesleine ve akirdlerine tam
tamna manen cifirce bakyor.287
"yleyse emrolunduun gibi doru ol; (sen de) ve seninle beraber tvbe edenler
de (hep doru olun), ar gitmeyin! Zira o, yaptklarnz grmektedir."288
(...) f-y atf hari olarak "istekim kem umirte" makam- ebcedsi bin yz ikidir.
Demek "istekim" deki emr-i has iinde bulunan hitb- mmn hadsiz mstakim
efradlar iinde, o bin yz iki tarihinde bir ferdin bir cihette istikamet emrinin
imtisali bir hususiyet kazanacak. Demek ondrdnc asrda Kur'andan iktibas
edip, istikametsiz sakim yollar iinde srat- mstakmi gsterecek asr nereden
bir adam, o hadsiz efrad iinde dahil ediyor.
(...) o nimete bir kr olarak derim ki; O bin yz iki (1302) tarihi ise, -arab
tarih itibariyle olsa- Kur'an okumaya baladm ayn tarihe tevafuk eder. Ve -rum
tarihi hesabiyle- ilme baladm tarihe tevafuk eder. yle ise, o ma edilen ferd
olabiliriz.290
Birincisi: "ilen-nri biizni rabbihim" cmlesi ifade eder ki: "Kitab- Mbn
vastasiyle, ondrdnc asrdaki zulmattan, insanlar biiznillah Kur'andan gelen
286
Sikke-i Tasdk- Gayb, 101-102; ular, 563, Birinci ua/Yirmialtnc yet.
287
Kastamonu Lhikas, 51, Yirmiyedinci Mektubdan/"Evemen kne meyten" yetinin Tetimmesi.
288
Hd, 11/112.
289
Sikke-i Tasdk- Gayb, 80, Birinci ua/Resil-in-Nura aret Eden kinci yet.
290
Sikke-i Tasdk- Gayb, 199-200, Sekizinci Lem'a/Hazret-i Gavsn Keramet-i Gaybiyesini Te'yid Eden Bir
yetin ratndaki Bir Nkte-i caziyedir.
291
brhm, 14/1.
81
bir nura karlar." Bu mel ve hususan nur lfz, Resail-in-Nura mutabk olduu
gibi, makam- cifrsi eddeli "nun" iki "nun" olmak zere bin yz otuzsekiz veya
dokuz ederek harb-i umum zulmatnda te'lif edilen Resail-in-Nurun Ftihas olan
rt-l-caz Tefsiri, o zulmetler iindeki zuhuru tarihine tam tamna tevafuku ve
yetteki Nur kelimesi Risale-i Nurdaki Nur lfzna ma ile bakyor.
kincisi: "il srtil-azzil-hamdi" cmlesi evvelki cmledeki Nuru trif ederek der:
O Nur Cenab- Hakkn zzet ve Mahmudiyetini gsteren yoldur. Bu cmlenin
makam- ebcedsi beyz krksekiz veya elli olarak Resail-in-Nurun eddeli "nun"
bir "nun" olmak zere adedi olan beyz krksekize tam tamna tevafuk eder. Eer
okunmayan iki "elif" saylsa, mertebesine iaret eden iki farkla yine tam tamna
tevafuk eder. (...)
Beincisi: "ileyke" kelimesi Kur'ana has bakt iin hari olmak zere, "elif lm r
kitbun enzelnhu" cmlesinin makam Risalet-n-Nurun birinci ismine tam
tamna tevafuk etmesi Risalet-n-Nur Kitab- Mnzelin tam bir tefsiri mnas
olduunu ve ondan yaban olmadn remzen ifade eder.292
"Onlar (kfirler), dnya hayatn ahirete tercih ederler. Allahn yoluna engel olurlar
ve onun erilmesini isterler. te onlar, uzak bir sapklk iine dmlerdir."293
"Biz, her eliyi kendi kavminin diliyle gnderdik ki, onlara (emredildikleri eyleri)
aklasn. Allah dilediini saptrr, dilediini doru yola iletir. O, azizdir, hikmet
sahibidir."295
Hatt drdnc yette Risale-i Nurun Trke olmasn tahsin eder. (...)
292
Sikke-i Tasdk- Gayb, 105-107; ular, 566-568, Birinci ua/Yirmidokuzuncu Ayet.
293
brhm, 14/3.
294
Sikke-i Tasdk- Gayb, 109, Birinci ua/nc yet.
295
brhm, 14/4.
82
vazife-i irsiyetini yapan Risale-i Nuru, efrad iine husus bir iltifatla dahil edip
lisan- Kur'an olan Arab olmayarak Trke olmasn takdir ediyor.296
Makam- cifrsi, eddeliler birer saylmak cihetinde bin yz elli bir ederek
Risale-i Nurun imdilik beyanna izin olmayan ehemmiyetli vazifesinin ve bu
evmir-i Kur'aniyeyi imtisalinin tarihine tam tamna tevafuk-u cifr ve muvafakat-
mneviye karinesiyle ve kssadan hisse almak mnasebet-i mefhumiye remzi ile
Risale-i Nura imen bakar. Daha yazlacak ok gayb iaretler var fakat izin
verilmedi imdilik kald.298
"Grmedin mi Allah nasl bir benzetme yapt: Gzel sz, kk yerde sabit, dallar
gkte olan gzel bir aa gibidir."299
"Kt szn durumu da gvdesi yerin stnden koparlm, karar (yerinde durma
imkn) olmayan kt bir aaca benzer."301
(...) Bu yet, "seb'al-mesn" nuruna mazhar bir yinesi olan Risale-i Nura cifirce
dahi iaret eder. nk makam- ebcedsi bin yz otuzbe adediyle Risale-in-
Nurun Ftihas olan rt-l-caz tefsirinin Ftiha sresiyle Elbakara sresinin
bana ait ksm bakmakla intiar tarihi olan bin yz otuzbe veya altya
tevafukla remz bir perdeden ona baktna bir emredir.304
296
Sikke-i Tasdk- Gayb, 110, Birinci ua/Drdnc yet.
297
brhm, 14/5.
298
Sikke-i Tasdk- Gayb, 111, Birinci ua/Beinci yet.
299
brhm, 14/24.
300
Sikke-i Tasdk- Gayb, 120-121, Birinci ua/hirzamandan Haber Veren Mhim Bir Hadis-i erif; Kastamonu
Lhikas, 32, Yirmiyedinci Mektubdan/ hirzamandan Haber Veren Mhim Bir Hadis-i erif.
301
brhm, 14/26.
302
Sikke-i Tasdk- Gayb, 121, Birinci ua/hirzamandan Haber Veren Mhim Bir Hadis-i erif; Kastamonu
Lhikas, 32, Yirmiyedinci Mektubdan/ hirzamandan Haber Veren Mhim Bir Hadis-i erif.
303
Hicr, 15/87.
304
Sikke-i Tasdk- Gayb, 81, Birinci ua/Drdnc yet-i Mehure.
83
"Biz Kur'andan mminlere ifa ve rahmet olan eyler indiriyoruz. Ama bu,
zalimlerin ziyann artrmaktan baka bir katkda bulunmaz."305
u yet-i azme sarihan asr- saadette nzl-u Kur'ana bakt gibi sair asrlara
dahi mna-y irsiyle bakar, ve Kur'ann semasndan ilham bir srette gelen
ifadar nurlara iret eder. te dorudan doruya tabib-i kulb olan Kur'an-
Hakmin feyzinden ve ziyasndan iktibas olunan Risalet-n-Nur, benim ok
tecrbelerimle umum mnev dertlerine ifa olduu gibi Resil-in-Nur kirdleri
dahi tecrbeleriyle beni tasdik ediyorlar. Demek Resil-in-Nur bu yetin mna-y
irsinde dahildir. Ve bu duhulne bir emre olarak "m huve ifun ve rahmetun
lil-mu'minn" in makam- cifrsi bin yz otuzdokuz ederek ayn tarihte Kur'andan
ilham olunan Resail-in-Nur bu asrn mnev ve mthi hastalklarna ifa olmakla
meydana kmaya balamasndan, bu yet ona husus remzettiine bana kanaat
veriyor. Ben kendi kanaatm yazdm, kanaata itiraz edilmez.306
"(...) De ki: Rabbimi tenzih ederim. Ben, eli olan bir insandan baka neyim?"307
Kul subhne rabb hel kuntu ill beeran raslen = 1879 Sevgilimizin (Said
Nursnin) besmele-i hayat 1879.308
305
sr, 17/82.
306
Sikke-i Tasdk- Gayb, 92, Birinci ua/Yirminci yet.
307
sr, 17/93.
308
Tlsmlar Mecmas, 187, Mdetl-Kur'an.
309
Kehf, 18/65.
310
Tlsmlar Mecmas, 189, Mdetl-Kur'an.
311
Enbiy, 21/107.
312
Siracn-Nr, 257, Hasan Feyzinin Denizli ve hapsinin ve civarnn has talebelerini temsil ederek, onlarn
namna stadnn vasiyetnamesi ve zehirlenmeden iddetli hasta olmas mnasebetiyle yazd bir mersiyedir.
Vefat haberini alm gibi kalemi alam. Lahikaya geirilsin.
313
Hacc, 22/38.
84
"Allah, gklerin ve yerin nurudur. Onun nurunun bir rnei, iinde k bulunan bir
kandil yuvas gibidir. Ik bir cam iindedir, cam ise, douya da batya da ait
olmayan mbarek, ate demese bile ya neredeyse k verecek olan bir zeytin
aacndan yaklan, sanki inci bir yldz gibidir. Nur zerine nurdur. Allah, dilediini
nuruna hidayet eder. Allah, byle misalleri insanlar iin verir. Allah, her eyi
hakkyla bilendir."315
Beinci Cmlesi: "men yeu" cmlesi gayet cz' bir farkla Risalet-n-Nur
mellifinin ismiyle mehur bir lkabna tevafukla mnas gibi bakyor. Eer
"yeu" daki mukadder zamir izhar edilirse "men yeuhu" olur. Tam tamna
tevafuk eder. Bu yet naslki Risale-in-Nura ismiyle bakyor, yle de tarih-i te'lifine
ve tekemmlne tam tamna tevafukla remzen bakyor:
314
Siracn-Nr, 179-180; Mdfaalar, 104-105, Denizli Mdfaas/Bu fkra dahi msveddeye girdi, daha
karamadk. Hapisteki kardalarma yazdm bir mektubtur.
315
Nr, 24/35.
85
Hem mesel: "yukdu zeytuh yudu velev lem temseshu nrun nrun" cmlesi,
mna-y remziyle diyor ki: "Onnc ve ondrdnc asrda semav lmbalar
atesiz yanarlar, ate dokunmadan parlarlar. Onun zaman yakndr." Yni, bin
ikiyz seksen tarihine yakndr. te, bu cmle ile naslki elektriin hilf- det
keyfiyetini ve geleceini remzen beyan eder. Aynen yle de: Mnev bir elektrik
olan Resil-in-Nur dahi gayet yksek ve derin bir ilim olduu halde, klfet-i tahsile
ve derse almaya ve baka stadlardan taallm edilmeye ve mderrisnin
azndan iktibas olmaya muhta olmadan herkes derecesine gre o ulm-u
liyeyi, meakkat ateine lzum kalmadan anlayabilir, kendi kendine istifade eder.
Muhakkik bir lim olabilir. Hem iaret eder ki; Resil-in-Nur mellifi dahi atesiz
yanar, tahsil iin klfet ve ders meakkatine muhta olmadan kendi kendine
nurlanr, lim olur. Evet bu cmlenin bu mucizane iart elektrik ve Resil-in-
Nur hakknda hak olduu gibi, mellif hakknda dahi ayn- hakikattr. Tarihe-i
hayatn okuyanlar ve hemehrileri bilirler ki, "izhar" kitabndan sonraki medrese
usulnce onbe sene ders almakla okunan kitaplar Resil-in-Nur mellifi yalnz
ayda tahsil etmi. Hem, naslki bu cmlenin mnev mnasebet cihetinde
kuvvetli ve letfetli iareti var; yle de cifr ve ebced tevafukiyle hem elektriin
zaman- zuhurunun kurbiyetini, hem Resil-in-Nurun meydana kmas, hem de
mellifinin veldetini remzen haber veriyor.316
"ehrin br yakasndan bir adam koarak gelip dedi ki: 'Ey Musa, ileri gelen baz
kimseler, seni ldrme konusunda aralarnda grmektedirler! Hemen k;
gerekten ben, sana t verenlerdenim.'"317
"Ama, bizim urumuzda cihat edenleri biz, elbette yollarmza iletiriz. Muhakkak ki
Allah, iyilik edenlerle beraberdir."319
316
Sikke-i Tasdk- Gayb, 74-78; ular, 538-541, Birinci ua/Birincisi.
317
Kasas, 28/20.
318
Tlsmlar Mecmas, 192, Mdetl-Kur'an.
319
Ankebt, 29/69.
86
"Biz, senden nce kendi kavimlerine peygamberler gnderdik de, onlara apak
deliller getirmilerdi. Bylece biz, sulu gnahkrlardan intikam aldk. Mminlere
yardm etmek ise, zerimizde bir haktr."322
"Ey iman edenler, Allah ok zikredin! Sabah ve akam onu tesbih edin!
Karanlklardan aydnla karmak iin size mafiret eden ve rahmet dileyen Allah
ve melekleridir. Allah, mminlere kar ok merhametlidir. Ona kavutuklar gn
meleklerin onlara temennileri 'selm'dr. Allah, onlar iin kusursuz bir mkfat
hazrlamtr. Ey Peygamber, biz seni; ahit, mjdeci, uyarc, kendi izniyle Allaha
davet edici ve aydnlatc bir k olarak gnderdik. Mminlere Allahtan kendileri
iin byk bir ltuf bulunduunu mjdele."324
Bu yetlerde Risale-i Nura ma ve remz belki iretler var, diye hissettim. (...)
yle ki:
320
Sikke-i Tasdk- Gayb, 80-81, Birinci ua/nc yet-i Mehure.
321
Tlsmlar Mecmas, 184, Mdetl-Kur'an.
322
Rm, 30/47.
323
Tlsmlar Mecmas, 183, Mdetl-Kur'an.
324
Ahzb, 33/41-47.
87
"biiznih ve sircen munran" bin yz otuz (1330) ederek Risale-i Nurun fatihas
olan rt-l cz tefsirinin zuhruna tevafuku ve "biiznihi"deki melfz "y"
saylsa bin yz krk (1340) edip Risale-i Nurun zuhuruna tetbuku ve birinci
tenvin vakf olmadndan "nun" saylsa binyz seksen (1380) ederek Risale-i
Nurun o tarihte inallah kre-i arz klandracak bir sirac- nrni olacana
remz-i Kur'andir.
Yalnz "sircen munran" kelimesi ise, tam tamna Risale-i Nurun bir ismi olan
"Sircn-nur"a lfzan ve mnen ve cifren tevafukla bakar. (...)
Ve ekinmeyerek deriz:
Hem Sre-i Zmer, hem Sre-i Csiye, hem Sre-i Ahkafn balarnda bulunan
bu yetler dahi yirmiikincideki yetler gibi Risalet-n-Nurun ismine ve ztna, hem
te'lif ve intiarna bir mna-y remziyle bakyorlar.329
325
Sikke-i Tasdk- Gayb, 115-118, Birinci ua/Otuzbirinci yet. Ayn ayetlerin yine cifr tefsirleri iin bak. Barla
Lhikas, 247-249, Yirmi Yedinci Mektuptan/Risale-i Nurun faal bir kirdi olan, Ahmed Nazif elebinin bir
istihrcdr ve bir fkrasdr. Bunu, hem Birinci unn otuz ikinci yeti olarak ve hem Yirmi Yedinci Mektubun
fkralarnda kaydetmek mnsib grld.
326
Tlsmlar Mecmas, 192, Mdetl-Kur'an.
327
Tlsmlar Mecmas, 181, Mdetl-Kur'an.
328
Zmer, 39/1.
329
Sikke-i Tasdk- Gayb, 96, Birinci ua/Yirmidrdnc yet ve yetler.
330
Fussilet, 41/1-2.
88
"Allaha davet eden, salih amel ileyen ve 'Ben Mslmanm' diyen kimseden
daha gzel szl kim vardr?"332
Makam- cifrsi (...) olmak zere binyz yirmisekiz eder ki: O mthi tarihte bir
tife ayaa kalkp Cenab- Hakka halk davet edeceine iret eder ki; o tarihte
byle bir davet ve Kur'ann tahsinine lyk olacak gzel sz ise imdilik Szler
namndaki Risle-i Nurun davet edici czleri bata grnyor. "ahsenu kavlen"
kelime-i kudsiyesinin tarihesi daha ziyade gzel szl kim olabilir der. Demek
birisi o tarihte gyet gzel szleriyle kacak. Szlerin gzelliiyle halk teshir
edecek. Bu hassa ise, bu zamanda Risle-i Nurun Szler namnda belgata ve
hsn- cemlce ve te'sir ve teshrce yksek bir mertebede bulunan kelimtlar ve
kuvvetli szlerinde bulunur. Demek bu yet mna-y iarisiyle de Risle-i Nuru
tahsin eder.333
"Eer biz onu, yabanc (dilde) bir Kur'an yapsaydk derlerdi ki: 'Ayetleri
(anlayacamz biimde) aklanmal deil miydi? Araba yabanc sz m
(geliyor)?' De ki: Bu Kur'an, iman edenler iin bir hidayet ve bir ifadr. man
etmeyenlerin kulaklarnda bir arlk vardr. Kur'an, onlara kar bir krlktr.
Sanki onlara uzak bir yerden sesleniyor."334
te her derde ifa olan Kur'ann ilalarnn bu zamanda bir ksm kavanozlar
hkmnde bulunan Resail-in-Nur dahi bu ifadar yetin bir medar- nazar
olduuna kuvvetli bir emare udur ki: Bu yetin makam- cifrsi olan bin yz
krkalt adedi Resil-in-Nurun bin yz krkaltda ifadarane etrafa intiarnn
tarihine ve Mucizat- Ahmediye Aleyhissalt Vesselm namnda olan Risale-i
331
Sikke-i Tasdk- Gayb, 10-101, Birinci ua/Yirmibeinci yet.
332
Fussilet, 41/33.
333
Sikke-i Tasdk- Gayb, 111-112, Birinci ua/Otuzuncu yet.
334
Fussilet, 41/44.
89
Kur'ann bir tek yetinin bir tek ireti, ihbar- gayb nev'inden bir lem'a-i icaziyeyi
tevafuk suretiyle gsterdiini mnevi bir ihtarla grdm. u yet-i kerimenin
makam- cifrisi, edde ve tenvin saylmazsa bin yz ellibirdir. "meyten" asl
"meyyiten" olmasndan, bin yz altmbir ederek bu tarihte umr-u azimeden bir
dehetli gybeti, u yetin mna-y ir klliyetinde dahil ediyor. Ve umr-u
azmeden byle acib bir gybet, ayn tarihte, ayn senede vukua geldi. yle ki:
(...) yz arkadaiyle taht- tevkife alnan bir adam, yzer emare ve karinelere
istinaden inayet-i lhiyyeden geldiinden kat' bir kanaat ile iart- Kur'aniyeden
bir mjdeyi hem kendine, hem musibetzede arkadalarna teselli niyetiyle beyan
ettii iin gybet ve fena tbiratla tehir etmek ve onun dersleriyle manlarn
kurtaran masum kirdlerini ondan tenfir edip pheler vermek, gya ortalkta
medar- inkr bir ey yok ve hibir mnkerat ve cinayeti grmyor gibi yalnz o
brenin mevhum bir hatsn sekiz senede seksen mdakkiklerin nazarnda
saklanan ve sath ve inad nazarna gre bir itihad yanln gryor zanniyle
zemmetmek, elbette bu asrda, bu memlekette, Kur'an- Muciz-l-Beyann
kasden iaretine medar olabilir azm bir hdisedir. Bence Kur'ann naslki her sre
ve bzan bir yet ve bazan bir kelime bir mucize olur; yle de: Bu yetin tek bir
iareti, ihbar- gayb nev'inden bir lem'a-i icziyedir. Bu yetin bu iareti, bu asrda
Risale-i Nur kirdlerinin hakkndaki gybete baktna emare var:
kinci Emare: "eyuhibbu ehadikum" il hir yetinin mkam- cifrsi ve riyazsi bin
yz altmbir etmesidir. Ayn tarihte o acb hdise oldu.
335
Sikke-i Tasdk- Gayb, 90, Birinci ua/Onaltnc yet.
336
Hucurt, 49/2.
337
Tlsmlar Mecmas, 188, Mdetl-Kur'an.
338
Hucurt, 49/12.
90
"Rabbinin hkm gelinceye kadar sabret! Zira sen, bizim gzmz nndesin.
Kalkarken de Rabbini hamd ile tesbih et!"340
Hizbl Ekber-i Kur'an atm. Birden bu ayet-i kerime karma kt. "Bana bak"
dedi. Ben de baktm, kuvvetli emare ile bana ve bize teselli veriyor. imdi
bamza gelen bu musibeti hie indirdi. (...)
"Ey iman edenler, Allahtan korkun ve Peygamberine iman edin ki; size
rahmetinden iki kat versin, sizin iin nda yryeceiniz bir nur yaratsn ve
gnahlarnz balasn! Allah ok balaycdr, ok merhametlidir."342
Lillhilhamd Risale-i Nur bu kuds ve kll mnasnn parlak bir ferdi olduu gibi
"nran" deki tenvin "nun" saylmak cihetiyle bin yz onsekiz adediyle Resail-in-
Nur mellifi tedristen, te'lif vazifesine ve mcahidane seyahata balad zamann
be sene evvelki zamanna ve ok yetlerin iaret ettikleri bin yz onalt
tarihindeki mhim bir inklab- nuriyeye balad ayn tarihtir. te u nurlu yet,
hem mnaca, hem cifirce tevafuku ise, umum vcuhu ayn- uur olan Kur'an
Muciz-l-beyanda elbette ittifak ve tesadf olamaz.343
339
Kastamonu Lhikas, 209-211, Yirmiyedinci Mektubdan/Kardelerim!
340
Tr, 52/48.
341
Siracn-Nr, 172, Denizli Mdfaas/Bu fkra, resmi me'murlarn ellerine bir casusun eliyle getii iin buraya
girdi.
342
Hadd, 57/28.
343
Sikke-i Tasdk- Gayb, 85, Birinci ua/Altnc yet.
344
Mcdele, 58/22.
91
"Mrikler ho grmeseler de, dinini, btn dinlere stn klmak iin, Resuln
hidayet ve hak dinle gnderen odur."348
"Ey iman edenler, Allaha yrekten tvbe edin! Umulur ki Rabbiniz sizin
ktlklerinizi rter, Allah; Peygamberi ve onunla beraber iman edenleri
utandrmayaca gnde, sizi altlarndan rmaklar akan cennetlere sokar. (O gn)
onlarn nuru, nlerinden ve sa yanlarndan koar. Derler ki: Rabbimiz nurumuzu
tamamla, bizi bala. Dorusu, senin her eye gcn yeter."350
"yeklne rabben etmim len nran" cifirce bin yz yirmialt ederek o tarihteki
hrriyet inklbndan ne'et eden frtnalarn hengmnda her eyi sarsan o
frtnalarn ve harplerin zulmatndan kurtulmak iin nur arayan m'minler iinde,
Resail-in-Nur kirdleri az bir zaman sonra tezahr ettiklerinden bu yetin efrad-
kesiresinden bu asrda bir masadak onlar olduuna bir emredir. "vafirlen"
cmlesi bin yz altma bakyor. Demek bundan be-alt sene sonra istifar
devresidir. Resail-in-Nur kirdleri o zamanda istifar dersini vereceini remzen
bir mdr.351
"Belki Rabbimiz, bize bunun yerine daha iyisini verir. Biz Rabbimize ynelir,
ondan umarz."353
345
Sikke-i Tasdk- Gayb, 91, Birinci ua/Onsekizinci yet.
346
Saf, 61/8.
347
Sikke-i Tasdk- Gayb, 103, Birinci ua/Yirmiyedinci yet.
348
Saf, 61/9.
349
Tlsmlar Mecmas, 187, Mdetl-Kur'an.
350
Tahrm, 66/8.
351
Sikke-i Tasdk- Gayb, 92, Birinci ua/Ondokuzuncu yet.
352
ular, 275, Onnc ua/Aziz Sddk Kardelerim.
353
Kalem, 68/32.
92
u yetin (...) Resail-in-Nur kirdlerine husus remzettiine bir emaresi udur ki:
Bu yetin makam- cifrsi olan bin yz krkbete ehemmiyetli risaleler te'lif ile
beraber, fevkalde hadiseler vukua gelmee hazrlandlar... ve o Resail-in-Nurun
merkez-i intiar olan Barla karyesinde ziyade sknt mellifine verildi. Ve husus
kk mescidine iliildii zaman Resail-in-Nur kirdleri kuvvetli bir mid ve rica
ile mslmanlarn kuvve-i mneviyelerini takviye ettiler. Bu yetin birden klfetsiz
hatra geleni bu kadardr. Yoksa esrar oktur. Tekellf olmasn diye ksa
kestim.354
"Bu t, erefli ve tertemiz eliler eliyle yazlm, erefi byk, yce ve temiz
sahifelerdedir."359
Asr suresinin ebced tefsiri iin bak. Sikke-i Tasdk- Gayb, 52-54, Parlak Fkralar
ve Gzel Mektuplar/Karadan Bir Meyvesi; Kastamonu Lhikas, 231,
Yirmiyedinci Mektubdan/Risale-i Nur kirdleri Tarafndan Sorulan Suale
Cevabdr.
Fl suresinin ebced tefsiri iin bak. Sikke-i Tasdk- Gayb, 54-57, Parlak Fkralar
ve Gzel Mektuplar/Birden Kalbe Gelen Bir Nkte-i caziyedir.
Kevser suresinin ebced tefsiri iin bak. Kastamonu Lhikas, 83-84, Yirmiyedinci
Mektubdan/Azz Kardelerim!
354
Sikke-i Tasdk- Gayb, 96, Birinci ua/Yirminc yet.
355
Muzzemmil, 73/1.
356
Tlsmlar Mecmas, 180, Mdetl-Kur'an.
357
Muddessir, 74/1.
358
Tlsmlar Mecmas, 180-181, Mdetl-Kur'an.
359
Abese, 80/13-16.
360
Kastamonu Lhikas, 80, Yirmiyedinci Mektubdan/Azz Kardelerim ve Sddk Arkadalarm!
361
Beyyine, 98/2-3.
362
Kastamonu Lhikas, 80, Yirmiyedinci Mektubdan/Azz Kardelerim ve Sddk Arkadalarm!
93
94
3.2. EBCED
<=> @? 0 * B 1
aa sehaz araet seafa kelemen hutt hevvez ebced
8 7 6 5 4 3 2 1
Bu sekiz szck iinde 28 harf bulunmaktadr. Buna gre ebced alfabesinin dzeni
yledir:
F 0 I J L : % M 1
Araplarn baka iki alfabe dzeni daha bulunmaktadr. Epey eski bir devirde, bugn de
kullanlan bir dier sistemin esas udur: Ayn yaz eklinde olan harfler bir araya getirilmi ve
her grubun ilk harfinden sonra o harfe benzeyen dier harfler sralanmtr. Yalnz "ha, vav ve
ya" harfleri sona braklmtr:
L J I : % M 1 F 0
Ortada mevcut bu iki alfabe tertibi yannda, baz limlerin yalnz fonetik fizyolojisi
prensiplerine gre tanzim edilmi bir alfabe sistemi daha vardr; bu sistemde grtlak sesleri ile
arka damak sesleri bata gelir ve az nnden karlan sesler ile dudak sesleri sona
braklmtr. Aadaki sra el-Halilin Kitabul-Ayn daki sradr:
F 2 0 1 M L P
Bu sra el-Ezhernin Tehzib ve bn Sidann Muhkem inde de ayndr.366
363
Muharrem Mercanlgil, Ebced Hesb, Dou, Ankara 1960, 15; slm Ansiklopedisi, MEB Yaynlar, stanbul
1965, 2/2-3. Mercanlgil, eserini birok kaynaktan faydalanarak hazrlamtr. Ayn grler iin kaynak olarak
Ebced Hesb ve slm Ansiklopedisi kfi grlmtr. Dier kaynaklar iin Mercanlgilin eserine baknz.
364
Firuzbd, Kmusul-Muhtten nak. Mercanlgil, ayn yer.
365
Mercanlgil, Ebced Hesb, 16; slm Ans., 2/3.
366
Mercanlgil, Ebced Hesb, 16-18; slm Ans., 2/3.
95
Peki, ebced alfabesindeki srann nedeni nedir? Bu soruya yant olarak u aklamalar
yaplmtr:
1) Bazlarna gre; 6 Medyen hkmdar Arap harflerini, kendi adlarna gre tertip
etmilerdir. Bunlarn isimleri ebcedin ilk alt szcdr. Sonra dier iki szck bu alfabeye
eklendi.
2) Bir rivayete gre; ebcedin ilk 6 kelimesi, 6 eytann addr ve onlarn adlar, Arap
harflerinin srasna temel olmutur.
"Her eyin bir sebebi vardr. Ama, bunu herkes anlayp fark edemez. Ebu
Cadn acayip bir sz vardr. Ebu Cad; demin itaati kabul etmemesi (R) , aatan
yemeyi sevip arzulamasdr ( $ ). Hevvez; gkte yere dmesidir () . Hutt;
gnahlarnn zerinden alnmasdr (0U! ). Kelemen; aatan yemesi (V ) ve
(Allahn) ona iyilik edip tevbesini kabul etmesidir (
) . Seafas; demin Rabbine asi
olmas (W
), (Allahn da) onu nimetten skntl bir yaama karmasdr. Karaet;
gnahn itiraf etmesi ( ) ve cezadan kurtulmasdr."368
bn Cerir, bu sz Tefsir inde sonuna kadar rivayet etmitir. Derim ki: Bu sz yle
yalanlardandr ki, cahillerin en cahili ve iftiraclarn en irkininden baka hibir kimseden sdr
olmaz. bn Abbasn, onun ayarndakilerin ve onlardan sonra gelenlerin bu gibi szleri
sylemelerine imkn yoktur. Bu sz aldanarak, batl olduunu bilmeden kitabnda rivayet
eden biri de, bunu uydurandan daha cahildir.370
367
Mercanlgil, Ebced Hesb, 18.
368
Muhammed b. Al e-evkn, el-Fevidul-Mecma fil-Ehdsil-Mevza, Matbaatus-Snnetil-
Muhammediyye, Kahire, 1960/1380, 463.
369
Mercanlgil, Ebced Hesb, 19.
370
evkn, Fevidul-Mecma, 463.
96
Ebced alfabesinin tertibinde harflerin vaziyeti, yalnz smitleri nazar- itibara alnmak
art ile, bran ve Aram dillerindekinin ayndr. Dier deliller ile beraber, bu da gsterir ki,
alfabe Araplara Nebatler vastasyla gelmitir. Arapaya has olan 6 harf, srann sonuna
konulmutur. Bu iki kelimeye "katlan, ek ve arkasndan gelen" manasnda "revadif" denilir.
Yalnz balarna hibir manalar olmayan ve sadece hafzann iini kolaylatran bu 8
kelimeden baka, harflerin sras, bu harflerin adetlerini gstermekte kullanlmalar
372
bakmndan da bran ve Aram dillerindekinin ayndr.
Arap alfabesinin bran-Aram menei phe gtrmez; mamafih, dier Sam dilleri
bilmeyen, ayrca kuvvetli bir itimad- nefs ile ve mill bir gururla mebu Araplar, an'ane ile
intikal etmi ve onlarca anlalmas g olan ebced kelimeleri iin, baka izah tarzlar
374
aramlardr.
Araplar, eski uluslarn alfabelerini meydana getiren 22 harfe dein ilk alt szc
hazr bulmulardr. Onlarn ebceddeki tek pay, eski alfabelerde bulunmayan ve kendi dillerine
zg olan 6 harfi, hazr bulduklar bu alfabeye eklemi olmalardr. Araplar, ses ktlarna ve
ekil benzerliklerine gre dzenledikleri teki iki alfabe yannda, ebcedi de korumular ve say
deerleriyle de, rakam olarak kullana gelmilerdir.375
Bugn slm dnyasn dolaan biri, dou beldelerinde ve Msrdan sonras hari Bat
lkelerinde saylarn ok az deiimle u ekilde kullanldn grecektir:
371
Abdurrahmn b. Yahy el-Muall el-Yemn, evknnin Mevztnn Tahkki, 463, 1. dipnot. Fakat, mam
evkn haksz da saylmaz. Bunu uydurann, ebced ve kelemen iin uygun fiiller bulduu sylenebilir. Ama, ok
abalam olmasna karn hevvez, hutt, seafes ve karaet iin muvafk fiiller bulamamtr. stelik, sehaz ve
zazag iin herhangi bir aklama getirilmemitir. Bu glnle ramen buna inanana ve rivayet edene "cahil"den
baka ne denebilir ki?...
372
Mercanlgil, Ebced Hesb, 20; slm Ans., 2/3. Abdulkadir nan da yle demektedir: "Ebced..." Aram
alfabesindeki harflerin srasn gsteren manasz szlerdir. Bu alfabe sras Aramlerden Nebatlere, onlardan da
cahiliyet a Araplarna gemitir. Ayn kaynaktan gelen bran, Sryan, Yunan ve Ltin alfabelerinde de bu sra,
gelenek olarak muhafaza edilmitir. Araplar, birbirine ekil bakmndan benzeyen harfleri yan yana koymak
maksadyla bu "a, b, c" srasn bozmularsa da, eski sray "ebced, hevvez" alt mhmeltndan muhafaza
etmilerdir. Harfleri, rakam gibi kullanrken de bu "ebced"deki sraya riayet etmiler ve Arapaya mahsus alt harf
iin de iki mhmel sz uydurup ilve etmilerdir. (Abdulkadir nan, Hurafeler ve Meneleri, DB Yaynlar, Ankara
1962, 57-58den nak. Kemalettin Erdil, Yaayan Hurafeler, TDV Yaynlar, Ankara 1991, 27.)
373
Muhammed el-Hseyn M. Red Rz, Muhvertul-Muslih vel-Mukallid: Mezhibin Telfk ve slmn Bir
Noktaya Cem'i, ev. Ahmed Hamdi Akseki, sad. Hayreddin Karaman, DB Yaynlar, Ankara 1974, 52.
374
Mercanlgil, Ebced Hesb, 19-20; slm Ans., 2/3. Daha geni bilgi iin bak. Ali Aktan, Arap Yazsnn Douu,
Gelimesi ve slm Yazs Hline Gelmesi, slm Aratrmalar, Ocak 1988, 2/6.
375
Mercanlgil, Ebced Hesb, 20-21.
97
Bu saylar, Hint menelidir; bu yzden Arapada Hint saylar (el-erkm el-Hindiyye)
olarak anlr.
Ancak Kuzey Afrikada saylar, Batllarn Arap saylar dedii ekillerle ayndr; bu
ekiller imdi dou beldelerinde kullanlan saylarn tarih mnasebetlerini ortaya koymaktadr.
Ebced dzeni alfabede, her harfin bir say deeri vardr. Harflerin bu say deerleriyle
rakam gibi kullanlmasna "ebced hesab" ya da "cmmel hesab" denir. Buna gre harflerin
say deerleri yledir:
376
Seyyid Hseyin Nasr, slm ve lim, ev. lhan Kutluer, nsan Yaynlar, stanbul 1989, 78.
377
Mehmet Bayrakdar, slamda Bilim ve Teknoloji Tarihi, TDV Yaynlar, Ankara 1989, 35.
98
379
-60-I, -90-, S-60-L, Z-800-, -900-, -1000-.
Birler blmesi ile, onlar blmesinin ilk says olan 10, 12ye blnemedikleri iin, ilk 10
harfin say deeri, kk ebceddekine eittir. Yzler blmesindeki rakamlar, birer sfr atlarak
onlar blmesine indirilir. Kalan 20, 12ye blnr. Blme ii yapldktan sonra artan 6,
nn ebceddeki say deeri olur.
3.2.3. EBCEDN KULLANILDII YERLER
378
Mercanlgil, Ebced Hesb, 23-24.
379
Zakir Kadir Ugan, (bn Haldun, Mukaddime sonunda), MEGSB Yaynlar, stanbul 1986, 3/418.
380
Aslnda srf bu bile, Said Nursnin ebced hesab ile ayet ve hadislerden istihra (!) ettiklerini tmden boa
karmaya yeterli bir delildir.
381
Mercanlgil, Ebced Hesb, 24-26.
99
2) Kitap Sayfalarnda: Arap harfleriyle yazlm olan n sz, sunu, beence, iindekiler
ve dizin gibi kitabn asl blmlerinden ayr olan sayfalar, bu harflerle numaralandrlmtr.
rnein Celleddin Harzemah n n sznn btn sayfalar ebced harfleriyle
numaralandrlmtr (yazar Namk Kemaldir). des e, yazar Osman Adil ve Recaizade M.
Ekrem tarafndan yazlm olan 90 sayfa tutan n szler ebcedle numaralandrlmtr.
Ebced harflerinin sra ile, fakat say deerlerine uyulmadan da kullanld olmutur.
Ebcedin 28 harfi, 1den 28e kadar rakam olarak alnmtr. Adlarn anacamz kitaplarn n
szlerinin sayfa numaralar da bu yoldadr:
Ahmet Refik, Makine Nazariyat ve Tatbikat, stanbul 1314; Asker Mecmua Tarih
Ksm, stanbul 1927-1928; Yorgaki, Usl- Cezaiye Kitabnn Deavi Blm, stanbul 1324;
Osman Ergin, Mecelle-i Umur- Belediye, stanbul 1338; Ahmet Midhat, Kinat, stanbul
1288-1299...
382
Mercanlgil, Ebced Hesb, 26-30.
383
Mercanlgil, Ebced Hesb, 30-31.
100
tablo gibi, okurun aina olduunu tahmin ettiimiz Romallarn sistemini gsteren
tabloyu da verelim:
Hibir sistem, bugn btn dnyann kulland ve Mslmanlarn mal olan say
sistemi kadar kullanl deildir ve onun yerini tutamaz. Mslmanlarn sistemi kendi
kolaylnn yannda, insana ayrca zaman, i, mekn ve zekdan tasarruf salar. (...)
imdi aradaki kolaylk ve farklar gstermek iin, mesel 1843 yazacak olursak;
6) Bylerde ve Muskalarda386
7) Tarih Drmede387
384
Bayrakdar, slamda Bilim ve Teknoloji Tarihi, 34-35.
385
Mercanlgil, Ebced Hesab, 30-31.
386
Ebced harfleriyle sihir hakknda geni bilgi iin bak. Abdurrahman b. Muhammed bn Haldun, Mukaddime, ev.
Zakir Kadir Ugan, MEGSB Yaynlar, stanbul 1986, 1/285-301; 3/1-78.
101
Tarih drme, herhangi bir olayn tarihini ebcedin say deerleriyle saptama iidir.
Harflerinin toplam belirli bir hicret yln gsteren szck, bir tamlama bulmak; tmce, msra
ya da beyit dzmek yoluyla yaplr.
rnein 1310da doan ocuuna bir baba, mer Nazmi adn koymutur. Bu
szckler 1310 doum yln gstermektedir:
=
= 70 = 50 310
= 40 = 900 1000
= 200 : = 40 +
= 10 1310
310
1000
Ebced, bilinen hesap deeri ile, teden beri saylar iin, rakam gibi kullanlmakta idi.
Ebcedin bu niteliinden faydalanlarak, belirli olaylarn getii yllar gsteren szler bulunmu
ve sylenmitir. rnekler:
Kemalpaazade, Yavuz Sultan Selimin Msrda Kansu Gavriyi yenmesine tarih olmak
zere: * % h = 922 ve Msr ald zaman: *% h) = 923 szlerini
tarih olarak bulmutur.
387
Ebcedle tarih drme, ebcedin en yaygn kullanm alan olduundan alt blm hlinde incelenecektir.
102
Hzr Bey, Fatih Sultan Mehmedin yaptrd bir camiye tarih olan u msray
sylemitir:
1 i = 850
3g = 857388
Drt mezhep imamnn doum ve vefat tarihleri ile, ne kadar yaadklarn gstermek
zere bir air, u beyitleri sylemitir:
Bu beyitlerin ilk msras "Numann tarihi..." diye balyor, son beyitte de "manzmenin
tertibine gre srayla imamlarn doumlarn, lmlerini ve ne kadar yaadklarn al"
denmitir.389
Buhar hafzdr, hadisidir, es-Sahh adl eserini mkemmelce toplayp kaleme almtr.
390
Onun doumu sdk (194), mr hamd (62), vefat nur (256) dadr.
3.3. NUR RSALELERNE GRE EBCED VE CFR HESAPLARININ
DELLLER
Said Nurs, Kur'ann ebced ve cifir hesaplar ile tefsirinin kendince delillerini
(?) vermitir. imdi bunlar tek tek inceleyelim:
388
Mercanlgil, Ebced Hesab, 31-37.
389
Rz, Muslih ve Mukallid, 50.
390
Abdlaziz b. ah Veliyyullah Dehlev, Bstanul-Muhaddisn, ev. Ali Osman Kokuzu, DB Yaynlar, Ankara
1986, 187-188.
391
Bak. Mercanlgil, Ebced Hesab, 37-90; mer Nasuhi Bilmen, Byk Tefsir Tarihi, Bilmen Yaynevi, stanbul
1973, 2/631, 635, 641-642, 652, 653, 702, 712, 743.
103
3.3.1. BR HADS
Bir de cifir ve ebced hesablar, deil yalnz Muhyiddin-i Arab gibi dahi
muhakkiklerin, belki ekser edibler ve ulemlarn hususan ehl-i kefin mabeyninde cri
bir medar- istihrac ve esrardr. Kur'an- Azimann sureleri bandaki mukattaat-
hurufun bu hesabla mnasebeti bulunduunu, bu Hadis-i erif isbat ediyor:
Bu hesab- ebced, makbul ve umum bir dstur-u ilm ve bir kanun-u ebced
olduuna deliller pek oktur. Burada yalnz drt-be tanesini nmune iin beyan
edeceiz.
"Az deil." Sair surelerin balarndaki mukattaat okudu ve ferman etti: "Daha
var." Onlar sustular...393
Said Nurs, bu hadisin ne kaynan ne de shhat derecesini belirtmi, stelik
hadisi hem eksik, hem de yanl nakletmitir:
Hz. Peygamber (s.a.v.), Bakara suresinin bandaki "Elif, lm, mm. Zlikel-
kitbu (...)" ayetlerini okurken, yanna Ebu Yasir b. Ahtab geldi. Sonra Ebu Yasirin
kardei Hayy b. Ahtab ile Kab b. el-Eref de geldiler. Hepsi, Hz. Peygambere "elif,
lm, mm"in manasn sordular ve:
-Kendinden baka ilh olmayan Allah iin syle, bunun sana gkten geldii
doru mu? dediler. Bunun zerine Hz. Peygamber:
392
Sirac'n-Nr, 215; Mdfaalar, 120, Denizli Mdfaas.
393
ular, 559-560; Sikke-i Tasdk- Gayb, 98, Birinci u/zahtan Evvel Mhim Bir htar/Beinci Nokta.
104
-Bu, birinciden daha ok ve ebced hesab ile 160 sene eder. Baka var m?
dedi. Hz. Peygamber:
-Bu, birinciden ve ikinciden daha ok. Biz ehadet ederiz ki, eer doru
sylyorsan, mmetinin 231 senesi var. Daha var m? deyince, Hz. Peygamber:
Bu hadis, sahih deildir. Bunu naklettikleri eyin gerek olup olmadn aratrmayan
baz mfessirler, bn shakn Siyer i gibi makbul olmayan siyer ve meaz kitaplarndan
almlardr. Bu gibi kitaplardaki rivayetlerin ou mutemet deildir.396
bn Mnzir de bunu, baka bir tarkle bn Creycten mudal olarak rivayet etmitir.397
Her eyden nce, bu hadis zayftr, hccet olarak ileri srlemez. Zaten, siyer
kitaplar zayf rivayetler ile doludur ki, bu rivayetler asla delil olamazlar. Said Nurs
394
Nak. Fahruddn er-Rz, Tefsr-i Kebr, 1/418-419; smal Ebul-Fid bn Kesir, Tefsrul-Kur'nil-Azm:
Hadslerle Kur'n- Kerm Tefsri, ev. Bekir Karla-Bedrettin etiner, ar Yaynlar, stanbul 1984, 2/146-147;
Suyt, tkn, 2/25.
395
bn Kesir, ayn yer.
396
Rz, Muslih ve Mukallid, 51. Reid Rz, bn shakn Siyerinin siyer ve meaz kitab olmas asndan
makbul olmamasn kastetmemi, "Hadisler, siyer kitaplarndan alnamaz, bu kitaplar hadis rivayetinde delil olarak
kabul edilemez" demek istemitir.
397
Suyt, ayn yer. Mudal: snadnda birbirini takip eden iki ve daha fazla rvsi dm hadslerdir. (...) Mudal
hadsler, isnadlarndan drlen rvlerin kimlikleri bilinip adalet ve zabt ynnden hlleri tesbt edilmedike
merdd hadslerden saylrlar. (Talt Koyiit, Hads Istlahlar, AF Yaynlar, Ankara 1985, 356-357.)
105
birok ayeti ebced hesab ile tefsir ettiine gre, buna delil olarak ileri srd bu
hadisin, en azndan herhangi bir hadis kitabnda yer almas gerekmez miydi?
Haydi diyelim ki, Yahudiler ile alkal hadis, rivayet bakmndan sahihtir; fakat bu
takdirde de bunu dirayet bakmndan inceleriz. Bu inceleme sonunda grrz ki, hadis yine
onlarn ektii manaya gelmez. nk, Hz. Peygamber (s.a.v.)in, Ahtab olu Hayy ile Yasire
verdii cevaptan maksad, onlarn anlad manay iptal ve phelerini gidermek olmas da
mmkndr. Hz. Peygamber biliyordu ki, onlarn maksatlar gerei gizlemek ve insanlar
phe iinde brakmaktr. Hatta verilen cevap zerine kt maksatlarn aklamaya mecbur
olan Hayy: "Muhammed! Senin iin bize kark geldi" demitir.399
uras da bilinmektedir ki; Ebu Yasir ve Hayyden nakledilen kssa, slm milletlerinin
mrnn mezkur adet ile tayinine ve tahdidine dellet etmez, bunu ifade ve ispat edemez.
nk, bu harflerin muayyen saylar ifade etmesi akla, yahut da tabiatta bunun byle
olduuna dayanmaz. Bunun temeli hesap ve cifir ilimleriyle uraanlarn "cmmel hesab"
dedikleri sonradan icat edilmi bir esasa dayanr. Bu hesap teden beri kullanlmaktadr,
airler ve nsirler401 bundan faydalanmlardr; ancak bu mezkur harflerin Allah nezdinde de
ayn saylar ifade ettiini gstermez. Ebu Yasir ve Hayyin bu husustaki grleri
Mslmanlar arasnda deil, Yahudiler arasnda bile delil olmayp, istidll iin elverili
402
deildir.
Araplarn, saylara dellet etmek zere huruf-u mukattaa kullanmaya alkn olduklar
izaha muhta bir konudur. Belki de, onlarn byle bir ey kullandklar bulunamaz...
Siyercilerin sylediklerine gre, onun asl Yahudilere dayanr.403
398
Nak. bn Haldun, Mukaddime, 2/193; A. Hamdi Akseki, Mezhibin Telfk ve slmn Bir Noktaya Cem'i, (M.
Reid Rz, Muhvertul-Muslih vel-Mukallid tercmesi iinde), sad. Hayreddin Karaman, DB Yaynlar, Ankara
1974, 48.
399
Rz, Muslih ve Mukallid, 51-52.
400
bn Kesir, ayn yer.
401
Nesir yazanlar.
402
bn Haldun, Mukaddime, 2/193; Akseki, Mezhibin Telfk ve slmn Bir Noktaya Cem'i, 48.
403
Cemleddin el-Ksm, Mehsinut-Te'vl: Tefsir lminin Temel Meseleleri, ev. Sezai zel, z Yaynclk,
stanbul 1990, 69.
106
Reid Rza da, cmmel hesabnn eski olduunu, bunun Araplara Sryanler
ve branlerden getiini belirtmektedir.404
bn Abbastan rivayet edilen haberlerin bir ksmnn uydurma olduu, bilinen bir
gerektir. Tefsirde bir ok sz, sylemedii hlde kendisine isnat edilmitir. Bu
hadisin ravisi olarak gsterilmesine karn, bn Abbas ebced hesabnn bir eit sihir
olduu grndedir:
Allme bn Hacer yle der: Bu (ebced hesab ve ondan mmetin beka mddeti,
olaylar, fitnelerin ve savalarn zamanlarnn karlmas vb. eyler) batldr, ona itimat
edilemez. bn Abbasn Eb Cd hesabndan sakndrd ve onu sihir cmlesinden sayd
sabittir. Bu (sihir saymak) uzak bir gr deildir, nk bu iin eriatta asl yoktur.406
Bu nevi hesaba dayal neticeler "Eb Cd hesab" olarak isimlendirilir ki, limler
iddetle buna kar km ve ondan sakndrmlardr.407
404
Rz, Muslih ve Mukallid, 49.
405
brahim b. Ms e-tb, Muvafakt, ev. Mehmed Erdoan, z Yaynclk, stanbul 1990, 3/383.
406
Nak. Suyt, tkn, 2/26. lgili alnty, meselenin nemine binaen ve okurun mutmain olmas iin el-tkndan
asl ile verelim:
" ! # $ %&' () + ,+ - ./ 0 : 3 & .(
4,+5 6 .7 - !86 +,&& 9 $+ ;< 4 9@ A
el-tkn f Ulmil-Kur'n, Dru Kahramn, stanbul 1978/1398, 2/14. Ayrca bak. Salih, Kur'an limleri, 188-189;
Rz, age, 51.
407
Salih, Kur'an limleri, 188.
408
Rmz, 1/288. Hadisi, Tabern Kebrde rivayet etmitir. Hadisin metninde geen "hurfi Eb Cd" tabirini,
Rmz mtercimi Abdlaziz Bekkine "Ebced Harfleri" diye tercme etmitir ki, bu, hadisin anlalmasn
kolaylatrmaktadr.
Hem limlerin kitaplarndan, Araplarn ebced hesabn bilmediklerini, bunun Yahudi kaynakl olduunu
aktarmamz, hem de bu hadisi burada nakletmemiz okura tutarsz gelebilir. Denilebilir ki: Madem Araplar bu
hesab bilmiyorlar, Hz. Peygamber, ou okuma yazma bilmeyen sahableri, bilmedikleri bir eyden nasl men
etmi olabilir? Cevaben deriz ki: Said Nursnin ebced hesabna delil olarak getirdii hadisi inceledik ve bunun delil
olamayacan ispat ettik. Bu hadisi Tabernnin rivayet etmi olmas, mam bn Hacerin ebced hesab
hakkndaki aklamalar, mam Suytnin de bu aklamalar aktarmas ve huruf-u mukattaann bu mmetin
ecelini bulmaya yarayan say remizleri olduu ynndeki szlerin siyer kitaplarnda yer almas, bize baz
sahabelerin bir ekilde bu hesaptan haberdar olduklar ynnde bir kanaat vermektedir. Nitekim, zellikle
hicretten sonra Mslmanlarn Yahudilerle birok ilikilerinin olmas, baz Yahudilerin Mslman olmas ve bn
Abbas gibi baz sahabilerin Yahudi limleriyle ilm al-verileri bu kanaatimizi glendirmektedir. Dorusunu Allah
107
"Yldzlardan bir ilim alan (mneccimlik yapan), sihirden bir ube alr. (Bilgisi)
arttka o (sihir) da artar."409
3.3.2. HZ. ALYE NSBET EDLEN BR KASDE
Ebced hesabnn delillerinden (?) biri de, Hz. Ali (r.a.)ye nisbet edilen bir
kasidedir. Hakknda geni aklamalar gerektiren bu kaside, kitabmzn Nur
Risalelerinde Hz. Ali Blmnde incelenecektir.
Muhammed Ebu Zehra, cefr ilmi ve bu ilmin mam Cafere nisbeti hakknda
unlar sylemektedir:
bilir, muhtemel ki bu hadis, bu hesabn temil edilmesini nehyetmek zere varit olmutur. Zaten, seleften hi
kimsenin bu hesaplarla uratna dair bir rivayet yoktur.
Biz, bu hadisi Rmzda grdk. "Uydurma olanlar dhil, her tr hadisin yer ald Rmzda her hadisin alnd
kaynak ya da kaynaklar gsterilmektedir." (smail Ltfi akan, Hads Edebiyt, MFY, stanbul 1989, 131.)
Merhum Gmhanev, -btn hadislerin olmasa da- birok hadisin shhat derecelerini metnin kenarnda
vermektedir (ne yazk ki, bu durum tercmede dikkate alnmamtr). Gmhanev, bu hadis iin bir not
dmemitir.
409
bn Mce, Edeb, 28/3726. snad sahihtir.
410
Sikke-i Tasdk- Gayb, 98; ular, 560, Birinci u/zahtan Evvel Mhim Bir htar/Beinci Nokta.
108
meydana gelecek hdiselerin bilinmesini salayan harflerin ilmidir. mam Caferin cefr ilmine
sahip olduu kendisinden nakledilmitir. O, bu ilmi yle anlatmtr: Cefr; deriden bir kap
olup, gemi srailoullar limlerinin ilmi, onun iindedir. O limlerden cefre dair birok ey
bize kadar gelmitir. Bu ilmi ve onunla ne kastedildiini bilmesek de, cefr ilminden bahseden
baz hadisleri biliyoruz. Bu ilim, srailoullar limlerinin faydaland kaynaklardandr. Allah,
bu erefli ilmi onlara ihsan etmitir." (Seyyid Muhammed Hseyin el-Muzaffer, Kitb es-Sdk, 1/109.)
Muhammed b. Yakup el-Kuleyn, el-Kf adl eserinde -bu eser, snaeriye mezhebine
gre kaynak vazifesi gren drt hadis kitabndan biridir- yle denilmektedir: "Cefrde
Musann Tevrat, sann ncili ve btn peygamber ve vasilerin, gemi srailoullar
limlerinin ilimleri, hell, haram, olmu ve olacak eylerin ilmi mevcuttur. Cefr iki ksma
ayrlr: Birinci ksm kei derisi zerine yazlm kitaplar, dieri de ko derisi zerine yazlm
kitaplardr."
el-Kuleyn, el-Kf sinde aynen unlar da syler: "mam Cafer-i Sadk yle demitir:
Bu sabah, Allahn Hz. Muhammede ve ondan sonra gelecek olan imamlara zel olarak
vermi olduu Cefr kitabna baktm. Orada bizim gaip imamn (bu on ikinci imamdr)
douunu, Smmarrada kayboluunu, geri dnndeki gecikiini, mrnn uzunluunu, o
zaman mminlerin karlaaca bellar, kalplerinde phelerin douunu, ounun
dinlerinden dnn ve Kur'anda Allahn Her insann amelini kendi boynuna doladk (sr,
17/13) ayetiyle iaret buyurduu slm ban, yani velyeti omuzlarndan atn dndm."
"Ey Peygamberin torunu, bildiin bu ilimle bizi birazck ereflendirmez misin? dedik. O
da bize yle cevap verdi: Allah, bizden gelecek kaime, peygamberlerinin snnetlerinden
baz eyler ihsan etmitir. Mesel, Nuhun Snnetinden uzun mrll, brahimin
Snnetinden gizlice domay ve insanlardan uzak yaamay, Musann Snnetinden
bakalarn korkutma ve gzden gaip olmay, sann Snnetinden kendisi zerinde insanlarn
ihtilfa dmesini, Eyyubun Snnetinden skntya uradktan sonra ferahla kavumay,
Muhammedin Snnetinden de klla ortaya kmay vermitir. Kaim, ite onun hidayetine
uyar ve onun yolundan gider." (Musa Carullah, el-Vesa f Nakzi Akaidi- a, 99.)
Bundan sonra, el-Kf de, Cefrin mam Cafere verilen bir kitap olduu ve onun
zaman zaman bu kitaba bavurarak, olmu ve olacak eylere ait gayb ilmini gerek harfler,
gerek remzler, gerekse haberler vastasyla bildii anlatlmaktadr. Bir ksm Caferlerin
iddiasna gre cefr, her imamn kendisinden sonra gelen imama brakt bir kitap veya
ilimdir. Daha sonra el-Kuleyn, el-Kf sinde aynen yle demektedir:
"Allah Teal, Peygamberine bir kitap indirdi. Bu kitab getiren Cebrail: Ey Muhammed,
bu senin asil (necip)lere vasiyetindir, dedi. Muhammed de: Ey Cebrail, asiller kimdir? diye
sordu. O da: Ali ve evltlardr, dedi. Bu kitap zerinde altn mhrler vard. Hz. Muhammed,
ald kitab Aliye verdi. Ona mhrlerden birini ap onunla amel etmesini syledi. Sonra Hz.
Ali, bunu olu Hasana verdi. O da, bunun bir mhrn ap onunla amel etti. Sonra Hasan,
onu kardei Hseyine verdi. Hseyin de onun bir mhrn anca kendisine: 'Ailenle birlikte
ehit olmaya k; onlara ehitlik ancak seninle nasip olacaktr. Cann Allaha sat...' denildiini
grd.
Daha sonra o, bu kitab olu Zeynelabidine verdi. O da, bunun bir mhrn anca
kendisine: 'Ban eerek sus, evine ekil, lnceye kadar Rabbine ibadet et' diye
emredildiini grd. Sonra o, bunu olu Muhammed Bakra verdi. Muhammed Bakr da
bunun bir mhrn anca: 'nsanlara anlat, onlara fetva ver, ehlibeytin ilimlerini yay, salih
atalarn dorula, Allahtan baka kimseden korkma, sana kimse dokunamaz...' szleriyle
karlat. Sonra onu Cafer-i Sadka verdi. O da, bunda: 'nsanlara anlat, onlara fetva ver,
109
yalnz Allahtan kork, ehlibeytin ilimlerini yay, atalarn dorula! nk sen, eman ve
muhafaza altndasn...' szlerini grd." (el-Kuleyn, el-Kf, 1/132.)
slm limleri, snaeriyeden cefr ilmi hakknda birok eyler nakletmilerdir. Kimisi
bu mezhebe bal olanlarn grlerini aklamak, kimisi de onlarla alay etmek iin cefrden
411
bahsetmitir.
Cafer mezhebi limleri, mam Cafer iin yazdklar hl tercemelerinde cefr ile ilgili
rivayetleri ona nisbet ediyorlar, fakat bunlar teyit edecek herhangi bir ey ortaya
koyamyorlar, sadece onlar nakille yetiniyorlar.412
Biz, cefr ile ilgili szlerin mam Cafer-i Sadka nisbetini kabul etmiyoruz. nk cefr,
gayb ilmi ile alkal bir eydir. Gayb ilmini ise, Allah kendi zatna hasretmitir. (...) Cefri kabul
etmemek, mam Caferin deerini azaltmaz. O, Allahn dininde bir imam ve hccet olup
mam Ebu Hanife ve Malik gibi byk fakihler, Sfyan- Sevr ve Sfyan b. Uyeyne gibi byk
muhaddisler ondan ilim almlardr.413
Cefr ile ilgili szlerin mam Cafere nisbeti doru olsayd, bunu yukarda
zikredilen bu imamlar da naklederlerdi. Onlardan byle bir rivayete
rastlanmamaktadr.
411
Muhammed Ebu Zehra, slmda Siyas ve tikad Mezhepler Tarihi, ev. Hasan Karakaya-Kerim Aytekin, Hisar
Yaynevi, stanbul 1983, 175-177.
412
Ebu Zehra, slmda Siyas ve tikad Mezhepler Tarihi, 179. mam Cafere nisbet edilen cefr ile ilgili rivayetlerin
ou, el-Kuleyn yoluyla gelmitir. el-Kuleynnin eseri el-Kf, iinde u rivayetlerin de yer ald bir kitaptr:
Kitbul-Hcce, Sahfe, Cifr, Cmia ve Mushaf- Ftmann Zikri Bbnda mam Caferden yle rivayet edilmitir:
"(...) Ravi: Mushaf- Ftma nedir? dedim. Ebu Abdullah (Cafer-i Sadk) buyurdu ki: O bir Mushaftr ki, sizin
Kur'annzn mislidir. Allaha yemin ederim ki, onda sizin Kur'annzdan bir harf bile yoktur. (...)" (Eb Cafer el-
Kuleyn, el-Kf, el-Mektebetul-slmiyye, Tahrn 1400, 5. Bask, 1/456.)
"Ebu Abdullah buyurdu ki: Cebrailin Muhammede getirdii Kur'an 17 bin ayettir." (el-Kf, 2/634.)
"Ebu Abdullah buyurdu ki: O Mushaf Ali (aleyhisselm), halk kendisinden fari olduktan sonra yazd ve kard.
Onlara yle dedi: 'Allahn Muhammede (s.a.v.) ve line indirdii Kitab ite budur. Ben, onu iki levhadan
topladm, cem ettim.' Halk ona dedi ki: 'O bizim yanmzdaki u toplayc Mushaftr. Kur'an ondadr. Senin
dediinin iindekilerine bizim ihtiyacmz yok.' Bunun zerine Ali (aleyhisselm) yle dedi: 'yleyse Allaha yemin
ederim ki, onu bugnden sonra ebediyen gremeyeceksiniz.' (...)" (el-Kf, 2/633.)
Bu kitapta, Kur'anda olmayan ayetlerin (?) metinleri de verilmektedir. Bak. el-Kf, 1/417; 2/608-620.
413
Ebu Zehra, slmda Siyas ve tikad Mezhepler Tarihi, 178-179.
110
Zamanla bu kitapta ayr ayr harflerin remiz gibi kullanlarak, bunlardan ahkm
karma itikad dodu ve bu suretle lm el-Cefr tabiri, lm el-Huruf manasna kullanlr oldu.
Bu da, harflere aded kymetler (ebced hesab) atfetmek suretiyle, istikbalden haber vermek
usldr.415
Yava yava harfleri birer anahtar olarak kullanmak ve Kur'ann derin anlamn
aklamak yoluna gidilmitir. Bylece Huruflik (harfler yoluyla Kur'ann gizli anlamn
aklamaya uraan) ve Noktaviye (noktalara nem vererek, bu yolla gizli eyleri bulmaya
alan) tarikatlar domutur. Birok mutasavvf, cefr ilmi zerine kitap ve risale yazmakla
kalmam, kehanetlerde bulunmutur. Cefr ilmi, Emev ve Abbas halifeleri devrinde bask
gren Ali taraftarlarnn ortaya attklar ve yaydklar bir inantr. Bylece baz kehanetler
desteiyle, Ali taraftarlarnn geleceini umutlu klmak, maneviyatlarn kuvvetlendirmek yolu
tutulmutur. Ayrca, zellikle Mtevekkil devrinde ok ikence gren Ali taraftarlar, halifeyi
bu kehanetlerle korkutmak yoluna gitmilerdir. Daha sonra bu bilgi, bu amatan ayrlarak
gelecekten haber veren ve kehanette bulunan bir yntem hline gelmitir.416
Cifir yoluyla haber verilen baz eylerin isabet etmesi sebebiyle cifrin de doru, esasl,
ilme dayal olduuna inanmak gerekmez. nk bir kimse, olmas muhtemel bulunan birok
eyi haber verirse, hi phe yok ki, haber verdii eylerin bir ksm doru kar. te cifir
yoluyla verilen haberlerin doru kanlar da bu kabildendir. Eer cifir hak ve gerek olsayd,
o yolla verilen her haberin doru kmas gerekirdi.
Rumuzlara gelince; bunda saptrmak ve dallete drme yollar daha geni, meydan
daha msaittir. nk, bu harfleri birok kelimenin bana getirmek mmkndr. Bunlar
hkmdarlar, valileri ve bu apta baka kiileri aldatarak mallarn arpmak, yanlarnda iyi
grnmek iin vaz edilmitir. Tesadf neticesinde doru kan birka haber cahilleri aldatyor
417
da, sylenen eylerin hepsini doru zannediyorlar.
Nitekim Muhyiddin bn Arab, ebced hesabyla Mehdnin 683 ylnda zuhur edeceini
sylemitir. Bu tarihin hicretin yedinci yzylnn sonlar olduu bellidir. Fakat, bu a geip
gittii hlde Mehdnin zuhur etmemi olduunu gren taklitilerden bazlar, bu kez bu
rakamlarla Mehdnin doaca yla iaret edilmi olduunu ve 710 hicrden sonra zuhur
edeceini sylemilerdir.418
414
bn Kuteybe, Te'vlu Muhtelifil-Hads, 99-100.
415
slm Ans., 2/44.
416
slm Ans., 2/43.
417
Rz, Muslih ve Mukallid, 76-78.
418
bn Haldun, Mukaddime, 2/171-172; Rz, Muslih ve Mukallid, 55.
111
Kind ise, Deccaln zuhurunu yle bulmutur (!): Noktasz olan Arap harflerinin ebced
hesabyla toplam 743tr. Bu harfler, Deccaln zuhuru tarihine iarettir.419
Yine Kind, sa (a.s.)nn iniinin ebced hesabyla hicretten 698 yl sonra olacan
420
syler.
Ayetteki "anszn" anlamna gelen "bateh" kelimesinin harfleri ebced hesabna gre
1407 rakamna tekabl eder. Bu da kyametin on beinci asr balarnda kopacan
gsteriyormu!...424
(...) "Acaba Risale-i Nuru, Kur'an kabul eder mi? Ona ne nazarla bakyor?"
denildi. O acib sual karsnda bulundum. Ben de, Kur'andan istimdat eyledim.
Birden otuz yetin sarhinin teferruat nev'indeki tabakattan "mna-y ir"
tabakasndan ve mna-y ir klliyetinde dahil bir ferdi, Risale-i Nur olduunu ve
duhulne ve medar- imtiyazna birer kuvvetli karne bulunmasn bir saat zarfnda
hissettim; ve bir ksmn mcmelen grdm. Kanaatmda hibir ek ve phe ve
vehim ve vesvese kalmad; ve ben de, ehl-i mann mann Risale-i Nur ile takviye
etmek niyetiyle o kat' kanaatm yazdm ve has kardelerime mahrem tutulmak
artiyle verdim. (...)425
419
bn Haldun, Mukaddime, 2/173.
420
bn Haldun, Mukaddime, 2/175-176.
421
bn Haldun, Mukaddime, 2/191.
422
Bak. bn Haldun, Mukaddime, 2/184-222.
423
Araf, 7/187.
424
Rz, Muslih ve Mukallid, 37.
425
Sikke-i Tasdk- Gayb, 67-68, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Bu ciz kardeiniz, hem itiraz eden o eski
zta, hem ehli-i dikkate (...); ular, 533-534, art- Kur'aniye Hakknda Lahika/Bu ciz kardeiniz, hem itiraz
112
Muhyiddin b. Arabnin bu konuda yapp ettiklerini Said Nursnin delil (!) olarak
takdim etmesi, tamamen al glm ver glm kabilindendir. Nitekim Nur
Risalelerinde, bn Arabnin "Said Nurs hakknda birok tafsilat- harikulde ile
ihbaratta bulunduu" belirtilmitir!426
3.3.3.1. BR ARPITMA
el-Huveyy: Baz limler "Elif lm mm. Rumlar yenildi." (Rm, 30/1-2) ayetlerinden,
Beytl-Makdisin 583 ylnda Mslmanlar tarafndan fethedileceini kardklarn sylemiler
ve dedikleri gibi de olmutur, der.427
bn ihab der ki: Hz. Peygamber (s.a.v) hicret etmeden nce, Mslmanlar Mekkede
iken mrikler:
"Rumlar, kitap ehli olduklarn sylyorlar. Oysa Mecusler onlar yendiler. Siz ise,
Peygamberinize indirilen Kitap sayesinde bizi yeneceinizi iddia ediyorsunuz. Peki yleyse,
Mecusler, kitap ehli olduklar hlde Rumlar nasl yendiler? ranllarn Rumlar yendikleri gibi,
biz de sizi yeneceiz." diyerek onlarla mnakaa ediyorlard. Bunun zerine Allah, bu ayet-i
kerimeyi inzal buyurdu.428
"Elif lm mm. Rumlar yenildi. (Araplarn bulunduu blgeye) yakn bir yerde.
Onlar, bu yenilgilerinden sonra yeneceklerdir. Birka yl iinde. (...)"429
-Ey Ebu Bekir, senin arkadan: Rumlar birka yl iinde ranllar yenecekler, diyor,
dediler. Hz. Ebu Bekir:
eden o eski zta, hem ehli-i dikkate (...); Kastamonu Lhikas, 177-178, Yirmiyedinci Mektubdan/Azz, Sddk,
Risale-i Nur kirdleri Kardelerim.
426
Tlsmlar Mecmas, 186, Mdetl-Kur'an.
427
Suyt, tkn, 2/26.
428
Nak. Abdulfettah el-Kad, Esbb- Nzul, ev. Salih Akdemir, Fecr Yaynevi, Ankara 1986, 298.
429
Rm, 30/1-4.
113
-Var msn, seninle bahse tutualm? dediler. Yedi yl iinde olmak zere drt devesine
bahse girdiler. Yedi sene geti ve bir ey olmad (Rumlar galip gelemediler). Mrikler buna
sevinirken, Mslmanlara ar geldi. Bu durum, Hz. Peygamber (s.a.v.)e anlatld da,
Peygamber:
430
-Sizde (Arapada) "birka" ifadesi ne anlama gelir? diye sordu. Onlar:
-Git, bahsi artr ve sreyi de iki sene uzat, buyurdu. ki sene gememiti ki, atllar
431
gelip Rumlarn ranllara galip geldii haberini verdiler. nananlar da buna sevindiler.
"Birka" diye tercme edilen, ayetteki "bii" kelimesi Arap dilinde ile dokuz
432
arasndaki saylara verilen isimdir.
Allah Resul, Allahn -yle remzen, iareten, imaen... deil- aka verdii bu
gayb haberde bile, ayetin Arapa anlamndan ayrlmamtr. Ebced hesab, Said
Nursnin dedii gibi gayb bir anahtar olsayd; Hz. Peygamber ve/veya sahabeler
tarafndan hi olmazsa bu ayete tatbik edilir ve onlar bu uslle, il dokuz
arasndaki hangi senede, Rumlarn ranllar yeneceklerini bulurlard.
Elmal Tefsiri Sh. 3956 da Molla cmi Merhumdan u tarih nakil vardr:
Kur'n- Kerm 34 nc Sre, 15 inci Ayetinde "Beldetn Tayyibetn: yi bir beldedir"
ifdesi ile stanbul kasdedilmitir ve stanbulun fetih tarihi bu cmlenin ebcedi ile
haber verilmitir diye gsteriliyor.433
Grld zere, Yazrn szlerinin anlam, Abdullah Yeinin ifade ettii gibi
deildir. nk bir olaya tarih dmek baka ey, ayetlerdeki kelime ya da
kelimelerden o olayn istihra edilmesi ve hele ayetin -dolaysyla Allahn- bunu
kastettiini ve haber verdiini iddia etmek bambaka bir eydir. Yazr, "beldetun
tayyibetun" ifadesinden ayetin stanbulu kastettiini ve haber verdiini sylemiyor.
"Andolsun Sebelilerin oturduklar yerde de bir ibret vard. Sal sollu iki bahe.
(Onlara denilmiti ki:) Rabbinizin rzkndan yiyin ve ona kredin. te size gzel bir
belde ve ok balayc bir Rab!"436
Ayetin kastettii belde; aktr ki, Sebelilerin oturduklar, sal sollu iki bahenin
de iinde olduu yerdir. Sebe kavminin meskenleri hakknda Yazr der ki:
Meskenleri, merkezleri Yemende Merib ehri idi ki Sebe ona dahi tlak edilir.437
Alus tefsrinde der ki: Muhyiddini arab, rak ve sire gibi arifinin Kur'an kerimden
mugayyebat istihrc ettikleri mehurdur. Bu bir takm kavadi hisabiyye ve amali harfiyye
zerine mebndir ki onlara dir seleften bir ey varid olmamtr.438
(Kur'an) undan bundan istidll ve istihrc suretinde garib baz atmalarla bakma
bakmak, falclk yapmak sanatiyle uraan kimselerin atarak veya uraarak syledii ve
bazan rast getirip ok kerre aldand ve aldatt kehnet sz de deildir.
bni esrin Nihayede beynna gre: khin, gelecek zamanda olacak eylerden haber
alp vermee uraan ve esrar bilmek iddiasnda bulunandr. (...)
Ahkm ncum, Remil, cifir, trl falclkla bakclk, manyatizm, ispirtizm, pisiizm,
metapisiizm, hleti ruhiyyeleriyle medyumluk yapan, onunla uraan byle kimseler her
zaman her yerde buluna gelmitir. Kur'an, Nbvvet ve risaleti bunlara benzetmee
almamal, bil'akis bunlardan ok yksek olan hak bir nbvvet ve risaletin imknna istidll
eylemelidir. Zr her naks bir kmili dndrr.439
veya sehven "Nurs Risaleleri" dediimizde, Risaleleri Nurslu Saide deil de, Nurs kyne nispet ettiimizde kim
bilir neler derler?...
435
Yazr, Hak Dini Kur'an Dili, 6/3956.
436
Sebe, 34/15.
437
Yazr, Hak Dini Kur'an Dili, 6/3956.
438
Yazr, Hak Dini Kur'an Dili, 6/3802-3803.
439
Yazr, Hak Dini Kur'an Dili, 8/5343-5344.
115
3.3.4. EDPLERN EBCED HESABINI KULLANMALARI
Ebced hesabna gre harflerin rakam deerlerini bilen ve toplama ilemini
yapabilen herkes, szck ve yarm tmceler hlinde dz szcklerden tarih
drebilir. Fakat msra eklinde, olay ile anlam bakmndan ilgili szleri bulmak ve
bunlarla olayn getii tarihi gstermek ancak edebiyatlara, airlere mahsus olsa
gerektir. Bu edeb sanat, gemite gerekten de ok gzel bir ekilde icra edilmitir.
Bunun birok rnei vardr.
airin msrasnda ltif bir biimde anlatmak istedii bir ey vardr. Elbette
bunda irade ve kast olacaktr. Asl yapay olan ve taklide dayanan; ebced hesabn
Kur'an ayetlerine ve hadislere, hatta Hz. Aliye isnat edilen uydurma kasidelere tatbik
ederek, bundan kendine, risalelerine ve tebaasna pay karmaya almaktr.
Said Nursnin sz konusu ettii edebiyatlar, ebced hesabn meru bir tarzda
kullanmlar, sanat eserleri ortaya koymular, belki de geimlerini bu yolla temin
etmilerdir. Said Nurs ise bu hesab, gayrimeru kullanmtr. Onun hem kullanm
tarz gayrimerudur, hem de gtt amac. Ediblerin ebced hesabn istimal etmi
olmalar, Said Nursnin bu hesapla yapp ettiklerine delil tekil edemez. Tpk mubah
bir eyin mubah bir ekilde mubah bir gaye iin kullanlmasnn, ayn mubah eyin
mubah olmayan bir biimde mubah olmayan bir maksat ile kullanlmasna delil tekil
etmeyecei gibi.
3.3.5. TEVAFUKLAR
te madem bu tevafuk-u cifr ve ebced, bir kanun-u ilm ve bir dstur-u riyaz
ve bir namus-u ftr ve bir usl- edeb ve bir anahtar- gayb oluyor. Elbette menba-
ulm ve maden-i esrar ve lisan-l-gayb olan Kur'an- Muciz-l-Beyan, o kanun-u
tevafukyi, iratnda istihdam, istimal etmesi icaznn muktezasdr.
htar bitti.441
Said Nursnin verdii rneklerin hepsi ayn cinstendir ve birbiriyle alkadardr.
El ile el, ayak ile ayak... Tevafuklar tabidir. Peki Kur'an- Kerimin ayetleri ve hadis-i
erifler ile Said Nursnin doum tarihi, ad ve lkab, Kur'an okumaya balad tarih,
risalelerinin isimleri ve yazl tarihleri vb.nin arasnda ne gibi bir ilgi olabilir? Nur
Risalelerinde var olduu iddia edilen ilgiler, yapmacktr ve bazen insan gldrecek
derecede zorlamalarla kurulmutur.
441
Sikke-i Tasdk- Gayb, 98; ular, 560, Birinci u/zahtan Evvel Mhim Bir htar/Beinci Nokta.
442
"Risale-Nur" Sikke-i Tasdk- Gayb s.100-101deki hesaplamalarda 548 veya 549, s.121-123de 599; "Resail-
in-Nur" Sikke-i Tasdk- Gayb s.100-101de 548 veya 549, s.89-90da 598; "Risalet-n-Nur" Sikke-i Tasdk-
Gayb s.86da 598; s. 74-78de 998, "Risalet-n-Nuriye" Sikke-i Tasdk- Gayb s.115-118de 962; s.120-121de
998; "Bedizzaman" Tlsmlar Mecmas s.205te 184; Sikke-i Tasdk- Gayb s.115-118de 191, s.121-123te
214; "Muhammed" Tlsmlar Mecmas s.184te 92; s.188de 132 olarak kabul edilmitir.
117
Kald ki, bu tevafuklarn gerekletii kabul edilse dahi, bunlarn da bir delil
olmadn ve ie yaramayacan, vereceimiz tevafuk rnekleri gstermektedir:
"Hamd" isimli bir i, Badat ediplerinden birisiyle bir mesele zerinde mnakaada
bulunur. Hamd, kendi iddiasn ebced hesab ve ona benzer baz harf oyunlaryla ispata
kalkr. iye kar edip der ki:
-yle ise sen kelb (kpek)sin; nk ebced hesabna gre "Hamd"in harfleri 52 ettii
gibi, "kelb"in de harfleri buna eittir. Bunun zerine i:
-Ama, asl adm Ahmeddir, der. Bunun zerine edip de der ki:
-yle ise sen ekleb (daha da kpek)sin. nk hem "Ahmed"in, hem de "ekleb"in
ebceddeki deeri 53tr.443
Eer ebced hesab, Said Nursnin ileri srd gibi gayb bir anahtar ise, yce
Allahn kendisine edilmesini istedii "hamd", "kpek"le tevafuk etmitir. Byle bir
anahtar, gaybn kaplar bir yana ad bir kapy bile aamaz.
Hz. Peygamberi tenzih ederek, okura hatrlatmak zorunda kaldmz bir ayet
ve bir hadisin mealini verelim:
443
Rz, Muslih ve Mukallid, 51.
444
Saf, 61/6.
445
Buhr, Tefsr, 310/417.
118
Ebu Lehebin sana, soluna, nne, arkasna ayna koysak kim grnr
acaba? el-Cevab: Bedizzaman Said Nurs. nk:
Bedzzaman Mfsid
184 184
Bakara suresinin 220nci ayetinde "(...) Allah, mfsidi muslihten ayrt etmesini
bilir. (...)" buyurulmaktadr. "Mfsid"448 kelimesinin "Bedizzaman"a tam tamna
tevafuk etmesi cihetiyle ayet, Bedizzamann fesd- ifsdna ima, belki remz
446
Tlsmlar Mecmas, 205, Tlsmlarn Zeylinin Zeyli, Ayn- Hakikat Bir Keramet-i Gaybiyedir/Cismaniyet
Noktasnda Nbvvet.
447
Sonucun ne kadar ar olduunun bilincindeyiz; ama Nur Risalelerindeki bundan daha m hafiftir?
448
Ara bozucu, kartrc, fesat, mnafk.
119
ediyor. Hatta, bunu dellet, belki sarahat derecesine karyor.449 Nitekim, kendisinin
cmleleri de bunu hem lfzen, hem de mealen tasdik edercesine diyor ki:
Hibir mfsid ben mfsidim demez, daima suret-i haktan grnr. Yahud btl
hak grr. Evet, kimse demez ayranm ekidir. Fakat siz mihenge vurmadan
almaynz. Zira ok silik sz ticarette geziyor. Hatta benim szm de ben sylediim
iin hsn- zan edip, tamamn kabul etmeyiniz. Belki ben de mfsidim veya
bilmediim halde ifsad ediyorum. yle ise her sylenen szn kalbe girmesine yol
vermeyiniz. te size sylediim szler, hayalin elinde kalsn, mihenge vurunuz. Eer
altn kt ise kalbde saklaynz; bakr kt ise ok gybeti stne ve bedduy
arkasna taknz, bana reddediniz, gnderiniz.450
Bu, Said Nursyle ilgili karmmz. imdi sra, Nur Risaleleriyle ilgili
karmmzda:
d m ayeti, makam be yz krk sekiz olarak Risale-i Nurun adedi olan
be yz krk sekize tam tamna tevafuk ederek onun gidecei yere iaret eder!...
Nur Risalelerinde; ayetlerdeki kelimelerin, Said Nurs ve Nur Risaleleri ile ilgili
tevafuklarnda (!) 1, 2, 3, 5 say farkllklarna oka rastlanmaktadr. Hatta
tevafuklarn ou, tam tamna olmayp ancak bu cinstendir. rnein:
449
Metinde, harf-i tarifli olarak "el-Mfsid" eklindedir. Ebced hesab yaparken "Bedizzaman"n da bana bu
harfi tarifi getirsek, tamlamann anlam bozulmaz ve bu takdirde "el-Mfsid" ile "el-Bedizzaman" lfzlar ayn
say deerini tam olur.
Bizim burada amacmz sadece, ebced hesab ile istidlllerin btlln ortaya koymaktan ibarettir, yoksa elbette
ki, bu ayette mfsid olarak Said Nursnin ima edildiini iddia etmiyoruz.
450
ctimi Reeteler II, 38, Mnzart.
451
Sikke-i Tasdk- Gayb, 100; ular, 562, Birinci ua/Yirmibeinci yet.
452
Sikke-i Tasdk- Gayb, 100; ular, 562, Birinci ua/Yirmibeinci yet.
453
Sikke-i Tasdk- Gayb, 100; ular, 562, Birinci ua/Yirmibeinci yet.
454
"Kendisine gzel bir sz verdiimiz kimse." (Kasas, 28/61).
455
Tlsmlar Mecmas, 184, Mdetl-Kur'an.
456
"Onu sekara (cehenneme) sokacam." (Mddessir, 74/26).
120
el-Krd = mdfiul-btl459
265 268.
Bedizzaman Sfyan
214 211
imdi de, tevafuka ve ilm-i cifre kar kann bana gelenlere bakalm:
(...) Seyrandir. Bu zat, Husrev gibi Nura mtak ve dirayetli bir talebemdi.
Esrr- Kur'aniyenin bir anahtar ve ilm-i cifrin mhim bir miftah olan tevfukata dair
Ispartadaki talebelerin fikirlerini istimzac ettim. Ondan bakalar, kemal-i evk ile
itirak ettiler. O zat baka bir fikirde ve baka bir merakta bulunduu iin, itirak
etmemekle beraber, beni de kat' bildiim hakikattan vaz geirmek istedi. Cidden
bana dokunmu bir mektup yazd. "Eyvah! dedim, bu talebemi kaybettim!" endan
fikrini tenvir etmek istedim. Baka bir mana daha kart. Bir efkat tokadn yedi. Bir
seneye karib bir halvethnede (yani hapiste) bekledi.460
3.3.6. DER DELLLER
457
Onun fsk, en iddetlisidir.
458
Tlsmlar Mecmas, 188, Mdetl-Kur'an.
459
Btln savunucusu.
460
Lem'alar, 50, Onuncu Lem'a/efkat Tokatlar Rislesi/Sekizincisi; Barla Lhikas, 304-205, Yirmi Yedinci
Mektuptan/Onuncu Lema/efkat Tokatlar Rislesi/Sekizincisi.
461
Byk felket.
121
Bu szlere lyk olan cevab, mam Gazal vermitir. Said Nurs, onun iin
"stadm" demekte, kendisinin de onun "veys bir talebesi" olduunu iddia
etmektedir. Gazal diyor ki:
Bunlar diyorlar ki; "Fir'avn" kelimesinden gaye kalptir. nk, insan zerine tuyan
eden kalptir.
Buna da yaptklar tevil: Allah Tealdan baka dayandn her eyi brak, eklindedir.
Onlara gre: Geceleri tvbe edin, manasndadr. Buna benzer birok tevilleri var.
Hatta, Kur'an batan sonuna kadar tevil etmiler ve zahir manasndan, bn Abbastan ve
dier limlerden rivayet edilen manalardan ayrlmlardr. Bu tevillerin bazlarnn batl olduu
kat olarak anlalr. "Fir'avn" kelimesine "kalp" manas vermek gibi. nk, Firavunun
grlen bir insan olup Musa (a.s.)nn kendisini davet ettii, tarihin ehadetiyle bize kadar
gelen bir gerektir. Ebu Cehil ve Ebu Leheb de bunun gibi. Bunlar gz ile grlemeyen,
eytanlardan veya meleklerden deiller ki, tevil yollar aransn. "Sahur" kelimesini "istifar"
ile tevil etmek de bunun gibidir. nk, bizzat Peygamberimiz sahur yemei yer ve "yiyiniz"
buyururdu.
te bu tevillerin batl olduklar tevatr ve his ile bilinir. Dier bazlarnn batll da
zann- galip ile bilinir ki, bunlar hsseler ile alkal olmayan eylerdir. Btn bu tevillerin
hepsi haram ve sapklk ve insanlarn dinini ifsat etmektir. Bu gibi batl teviller ne
sahabe ve ne tbinden ve ne de insanlara vz-u nasihate dkn olan Hasan- Basr gibi
zevattan rivayet edilmitir. Tamamen uydurmadr. Eer bu gibi teviller caiz olsayd, o zaman
Peygamber Efendimizin u hadis-i erifinin bir manas kalmazd:
"Kur'an- Kerimi kendi arzusuna gre tefsir eden, cehennemdeki yerine hazrlansn!"
462
Sikke-i Tasdk- Gayb, 62, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Kk Husrev Feyzi'nin Bir stihracdr;
Kastamonu Lhikas, 206-207, Yirmiyedinci Mektubdan/Kk Husrev Feyzi'nin Bir stihracdr.
122
Yaratklar, Yaradana davet ediyorum zannyla, bilerek lfzlar murad olmayan bu gibi
tevillere evirmeyi uygun gren ehl-i tmmt, haddi zatnda doru olan bir sz,
Peygamberimiz sylemedii hlde, "syledi" deyip ona isnat edenlere benzerler. Doru olan
her meseleye bir hadis uyduran gibi... Bu ise zulm ve sapklk, stelik Peygamber
Efendimizin:
"Bir kimse, benim sylemediimi, kasten, syledi diye bana isnat ederse,
cehennemdeki yerine hazrlansn." hadisindeki hle dmektir. Hatta bu tevillerin fenal, bu
gibi isnatlardan daha ok ve daha byktr. nk, bu gibi teviller, elfza olan itimad sarsar
ve Kur'an- Kerimden istifade yollarn tamamen keser.
Said Nurs; mam Gazalnin "felket ehli" diye niteledii, Hz. Peygamberin en
ar vadine muhatap kld bu adamlara mmetin ilimediini, byk limlerin
ounun onlar tasdik ettiini sylemektedir. nsan, ucub ve enaniyet gzlerini kr
edince, en ak gerei bile gremez. Said Nurs, kendi Btn tefsirlerine meruiyet
kazandrmak, bu yaptklarnn delillerini (?) kuvvetlendirmek adna, kendini de
atahat, ebatl, tmmt ve trrehat ehline dhil etmitir. mam Gazlnin veys bir
talebesi, bylesine nemli, tehdidi ar bir meselede stadna hi muhalefet eder mi?
Akl zayf olanlar, hakk adam ile tanrlar, adam hak ile deil. Akl sahibi olan kimse,
akll insanlarn en by olan Hz. Aliye uyar. Buyurmu ki: Hakk adamla bilemezsin.
nce hakk tan, bylece ehlini de tanrsn. Akll adam, esasen hakk tanr. Bir sz
iittii vakit ona bakar, hak ise kabul eder. Syleyen, ister bozuk fikirli olsun, ister doru
dnceli. Hatta ok kere sapk kimselerin szlerinden hakikati karmaya alr.465
Bir limin en aa derecesi, koyu cahil halktan farkl olmaktr. (...) Bir sz, onlarn
byk tand bir adama isnat etsen, batl dahi olsa hemen kabul ederler. Fena, deersiz
463
Gazl, hy, 1/96-99.
464
Diyorlar: "Said yannda baka kitablar bulundurmuyor. Demek onlar beenmiyor. Ve mam- Gazalyi de
(R.A.) tam beenmiyor ki, eserlerini yanna getirmiyor." te bu acib, mnsz szlerle bir bulant veriyorlar. Bu
nevi hileleri yapan, perde altnda ehl-i zendekadr; fakat safdil hocalar ve baz sofular vasta yapyorlar. Buna
kar deriz ki: "H, yz def'a h!.. Risale-i Nur kirdleri, Hccet-l-slm mam- Gazal ve beni Hazret-i Ali
ile balyan yegne stadm beenmemek deil, belki btn kuvvetleriyle onlarn tkib ettii meslei, ehl-i
dalletin hcumundan kurtarmak ve muhafaza etmektir. (Kastamonu Lhikas, 198, Yirmiyedinci Mektubdan/Azz,
Sddk Kardelerim!)
465
Gazl, el-Munkzu min ed-Dall, ev. Hilmi Gngr, MEB Yaynlar, stanbul 1989, 38.
123
bildikleri bir kimseye isnat etsen, doru da olsa reddederler. Daima hakk adamla lerler.
466
Adam haktan tanmazlar. Bu, ok byk bir dallettir.
3.3.6.2. HER AYETN ZAHR VE BTINI VARDIR
Hadsde vrid olduu gibi, "Herbir yetin mna mertebelerinde bir zhiri, bir
btn, bir haddi, bir muttal vardr. Ve bu drt tabakadan herbirisinin (hadsce ucn
ve gusn tbir edilen) fruat, irat, dal ve budaklar vardr" mealindeki hadsin
hkmiyle, Kur'an hakknda nzil olan bu yet-i kudsiye, fer' bir tabakadan ve bir
mna-y irsiyle de Kur'an ile mnasebeti ok kuvvetli bir tefsirine bakmak, e'nine
bir nakise deil. Belki o lisan-l-gaybdaki icaz- mnevsinin muktezasdr.
Hadisi bn Hibban, bn Mesud (r.a.)dan u ekilde rivayet etmitir:
"Her ayetin zahr ve batn vardr. Her harfin haddi ve her haddin de matla
vardr."470
Ebu Ubeyd der ki -ki bu doruya en yakn olandr-: Allah Tealnn, gemi
mmetlerden ve sonlarndan haber verdii kssalarn zahiri, ncekilerin helklerini bildirmek
ve bu kavimlerden sz etmektir. Btn ise, sonrakilere t vermek, onlarn yapt gibi
yapacak olurlarsa, ayn hlin kendi balarna da geleceinden sonrakileri sakndrmaktr.
bn Nakb de yle der: Zahir, ehl-i zahir ulemann zahirden (lfzdan) anladdr.
Btn ise, onlardaki incelik ve srlardr ki, Allah bunu anlamay hakikat erbabna ltfeder.
466
Gazl, Munkz, 40.
467
ular, 558-559; Sikke-i Tasdk- Gayb, 96-97, Birinci ua/Yirmidrdnc yet ve yetler/zahtan Evvel
Mhim Bir htar.
468
Nak. Gazl, hy, 1/125; Rz, Muslih ve Mukallid, 44.
469
Bak. smail Cerraholu, Tefsir Tarihi, DB Yaynlar, Ankara 1988, 2/11.
470
Suyt, tkn, 2/236.
124
Ayetin manasndan Allahn murat ettii bir son vardr. yle de denilmitir: Her
hkmn sevap ve ikap (gnah) ynnden bir miktar vardr.
Kolay anlalmayan kapal her mana ve hkm bilmenin bir yolu vardr, bu yolla murat
edilen manaya ulalr, demektir. yle de denilmitir: (Kul) sevap ve ikaptan hak ettiine,
ahirette, yaplanlarn karln grme srasnda muttal olacaktr.
Baz limler de yle dediler: Zahir tilvet; btn da fehim (anlama)dir. Hadd ise, hell
ve haram ile ilgili ahkmdr. Matla da vad ve vaddir.
Derim ki (Suyut): bn Ebu Htimin Dhhak tariki ile bn Abbastan tahri ettii rivayet
de bunu teyit eder. bn Abbas yle demitir:
phesiz Kur'an; dal, fen, zahir ve btnlar sahibidir (bunlarn hepsini kapsar). Onun
acayibi bitmez, gayesine eriilemez. Onun derinliklerine rfk ile inen kurtulur, sertlikle inen ise
mahvolur. (Kur'anda) haberler, misaller, hell, haram, nasih, mensuh, muhkem, mteabih,
zahr ve batn vardr. Onun zahr tilveti, batn da tevilidir. u hlde sizler limler ile oturun,
sefihlerden ise uzaklan.471
(...) Zahr, kelmn medll ve mantku olacak eyden ibarettir. Allahn nimetlerini
hatrlatmada batn, nimetlerde ve hakkn murakabesinde tefekkr etmektir. Allahn gnleriyle
tezkirde batn ise, bu kssalardan medhin, ktlemenin, sevabn ve azabn balama yerlerini,
delillerini bilmek ve nasihati kabul eylemektir.
Zahrn trmanlp bilinecek yeri (matla), Arap dilini ve tefsir fenniyle ilgili olan
haberleri bilmektir. Batnn bilinecek yeri ise, zihin incelii ve anlama doruluudur. Bunlar da
btn ve sekinet hletiyle olur. Allah en bilendir.472
471
Suyt, tkn, 2/236.
472
Veliyyullah ed-Dihlev, el-Fevzul-Kebr f Uslit-Tefsr, ev. Mehmed Sofuolu, ar Yaynlar, stanbul 1980,
115-116.
125
gizli olandr" eklindeki yorumu, ite bu manaya kar. Allah Teal: "Kur'an durup
dnmyorlar m? Eer o, Allahtan bakasndan gelseydi, onda ok ayrlklar bulurlard."
(Nis, 4/82) buyuruyor. Szn zahiri bir eydi ve onlar bunu anlyorlard; nk kendileri Arap
idiler; murat ise baka bir eydi yani Kur'ann hi kukusuz Allah katndan inmi olduu idi.
Eer gerek anlamda dnecek olsalard, Kur'an zerinde asla ihtilf olmayacakt. te
ittifaklarnn salanp, ihtilflarn def edildii bu yn, Kur'ann sz edilen btn yn
olmaktadr. (...) Kur'an dnme (tedebbr), ancak onda gzetilen maksatlara ynelmek
yoluyla olur. Bu, onlarn Kur'ann gzettii maksatlardan yz evirmi olmalar hakknda
aktr, dolaysyla onlarn Kur'an zerinde dnmesi olmamtr. Eer dnselerdi byle
olmazd. Bazlar yle demitir: "Kur'an hakknda sylenecek sz iki trldr:
2. Anlay ile olur. Bu ancak hikmetin, kulun dili araclyla aa karlmas iin
Hakktan gelen ilham ile olur." Bu sz, Hz. Alinin sznn manasna iaret etmektedir.
Szn ksas, zahirden maksat, Arap dili asndan ondan anlalan eydir; btn ise,
kelmdan ve hitaptan Allahn gzettii maksaddr. "Kur'ann bir zahiri bir de btn vardr"
diyen kimsenin maksad bu ise dorudur ve hakknda herhangi bir tartma da olmaz. Ama,
bunun dnda baka bir eyi kastediyorsa, o zaman, sahabe ve onlar takip eden
selef tarafndan bilinmeyen yeni bir ey getiriyor demektir ve bu iddiasn ispat
iin de mutlaka kesin bir delile ihtiya vardr. nk iddia, Kitabn tefsirinde ba
vurulacak bir esas olmaktadr; dolaysyla onun zan ile sabit olmas mmkn
olamaz. Delil olarak kullanlan hadis ise, eer senedi sahihse nihayet mrsel hadislerden biri
olarak kabul edilir. Hl byle olunca, biz zahirden ve btndan maksadn, yaplan izah
dorultusunda olmas gerektii sonucuna varmak durumundayz.
Bu manay ortaya koyacak rnekler vardr: bn Abbas anlatr: Hz. mer, beni Hz.
Peygamber (s.a.v.)in ashabnn bulunduu meclislere kabul ederdi. Birinde Abdurrahman b.
Avf: "Onu bizim yanmza alyor (ve bizimle bir mi tutuyor)sun? Bizim onun yanda
ocuklarmz var." dedi. Hz. mer ona, beni ilmimden dolay kabul ettiini syledi ve bana
Nasr suresi hakknda sordu. Ben: "O, Resulullah (s.a.v.)n ecelidir; Allah Teal onunla
peygamberine leceini bildirmitir." dedim. Hz. mer: "Vallahi, biz de yalnz senin bildiini
biliyoruz." dedi. Bu surenin zahirine gre Allah Teal, peygamberinden, yardm ve fetih nasip
ettii iin kendisine tesbih ve hamdetmesini istemektedir. Btnna gre ise Allah Teal,
Peygamberine ecelinin gelmi olduunu bildirmitir.
"Bugn size dininizi tamamladm..." (Mide, 5/3) ayeti indiinde sahabe sevinmi, Hz.
mer ise alam ve yle demiti: "Kemalden sonra mutlaka noksanlk gelir." O, bu ayet ile
Hz. Peygamber (s.a.v.)in vefatnn yaklatn hissetmiti. Gerekten de yle oldu ve bu
ayetten sonra Resulullah, sadece seksen bir gn yaad.473
"Allah, bir kulunu dnya ile kendi nezdindekiler arasnda muhayyer brakt. O
kul da, Allah katndaki eyleri tercih etti." buyurdu.
473
tb, Muvafakt, 3/368-371.
126
Allah Teal: "Allahtan baka dostlar edinenlerin durumu, kendine yuva yapan
rmcein durumu gibidir..." (Ankebt, 29/41) buyurduu zaman kfirler: "rmcein, sinein
Kur'anda ne ii var?! Bu Tanr kelm deildir." dediler. Bunun zerine: "Allah, sivrisinei ve
onun stnn misal olarak vermekten hay etmez." (Bakara, 2/26) ayetini indirdi. Onlar inen
ayetin sadece zahirine bakmlar ve ondan ne kastedildiine aldr etmemilerdi. Allah Teal:
"nananlar ise, bunun Rablerinden bir gerek olduunu bilirler." (Bakara, 2/26) buyurmutur.
Konumuza, kfirlerin dnyaya bak alar da bir rnek tekil eder. Onlar, dnyann
d grnne kaplmlar ve onu oyun, elence ve geici bir glge olarak kabul ederek,
ondan istifadelerini azamletirmeye almlardr. Bunun sonucunda dnyadan gzetilen asl
amac, onun bir geit ve durak yeri olduu, ebed ikamet yurdu olmad hakikatini
grememilerdir. Geen izah zere btnn manas ite bu olmaktadr.
"Orada on dokuz beki vardr." (Mddessir, 74/30) buyurulduu zaman kfirler zikredilen
saynn zahirine bakmlar ve rivayete gre Ebu Cehil: "Sizden her on kii, onlardan birini
tutmaktan ciz kalmaz ya!" demitir. Bunun zerine Allah Teal iin hakikatini (btnn)
aklam ve "Cehennemin bekilerini yalnz meleklerden klmzdr... Kalplerinde hastalk
bulunanlar ve inkrclar: 'Allah, bu misalle neyi murat etti?' desinler." (Mddessir, 74/31) ayetini
indirmitir.
"nsanlar arasnda, bir bilgisi olmad hlde Allah yolundan saptrmak iin gerei bo
szlerle deienler ve Allah yolunu alaya alanlar vardr." (Lukmn, 31/6). nsanlar iin bir
hidayet, iyilik sahipleri iin bir rahmet olan Kur'an inmeye balad zaman, kfir en-Nadr b.
el-Hris, Fars ve eski cahiliye dnemi mitolojileri ve ark-trk ile ona kar koymaya alt.
Ayet, onun durumunu bildirmektedir. Onun bu tavr, Allah Tealnn indirmi olduu Kur'ann
btnna itibar etmemek oluyordu.
Allah Teal, mnafklar hakknda: "Ey inananlar, onlarn yreklerine korku salan,
Allahtan ok sizlersiniz. Bu, onlarn akl etmez kimseler olmalarndandr." (Har, 59/13)
buyurmaktadr. Bu onlarn, anlayszlklarndan kaynaklanmaktadr. nk, akl banda olan
kimse, ancak her eyin mlkn ve idaresini elinde bulundurann sadece Allah olduuna ve
her eyde tasarrufta bulunann yalnz o olduuna inanan kimsedir. Bu yzden de onlar
hakknda: "Bu, onlarn akl etmez kimseler olmalarndandr." buyurulmutur. "Anlamaz bir
gruh olmalarna karlk Allah, onlarn kalplerini imandan dndrmtr." (Tevbe, 9/127) ayeti
hakknda da durum ayndr. nk onlar, "Bir sure inince 'sizi bir kimse gryor mu?' diye
birbirlerine bakarlar, sonra dnp giderlerdi." (Tevbe, 9/127).
474
Mslim, Fezilus-Sahbe, 1/2; Buhr, Fezilu Ashbun-Neb, 2/6.
127
Bil ki, eer Allah Teal, bir kavmi aklszlkla, anlayszlkla ve bilgisizlikle suluyorsa,
mutlaka bu, onlarn zahire taklp kalmalar ve o szden muradn ne olduuna itibar
etmemeleri sebebiyledir. Eer bir kavim hakknda da, onlarn anlayl, akl ve bilgi sahibi
olduklarn belirtmise, bu da onlarn mutlaka Allahn hitabndan maksadn ne olduunu -ki
bu, o szn btn oluyor- anlamalar sebebiyledir.475
Kur'ann zahirinden maksadn, yalnzca Arap dili esaslarna gre anlalan ey olduu
konusunda herhangi bir problem bulunmamaktadr. nk katlan katlmayan herkes,
Kur'ann ak bir Arapa ile indii konusunda gr birlii ierisindedirler. Yce Allah:
"Andolsun ki, 'Muhammede elbette bir beer retiyor' dediklerini biliyoruz." buyurduktan
sonra bu iddialarn: "Kastettikleri kimsenin dili yabancdr. Kur'an ise fasih Arapadr." (Nahl,
16/103) buyurarak reddetmitir. Bu ret, cedelde aranacak arta uygundur, nk kendi dilleri
ile olan Kur'andan anladklar eyle cevap vermitir. Burada beerden maksat, bir limdir.
Kendisi Hristiyan iken Mslman olmutur. Veya Selmandr; o da ranl idi ve Mslman
olmutu. Ya da, ittifakla dili yabanc olan bir bakasyd. Allah Teal yle buyurmutur: "Biz
bu Kur'an yabanc bir dil ile ortaya koysaydk: 'Ayetleri uzun aklanmal deil miydi? Bir
Araba yabanc dille sylenir mi?' derlerdi." (Fussilet, 41/44). Bilindii gibi, onlar Kur'ann Arapa
olmad konusunda herhangi bir ey sylememilerdir. Bu da Kur'ann Arapa olduunun
onlar tarafndan da kabul edildiini gsterir. Bu sabit olduuna gre, demek onlar Kur'ann
lfzlarn sadece Arapa olmas asndan anlamlard. Geri onlar maksadn ne olduu
konusunda ittifak etmi deillerdi, ama bu sadece Arap dili zellikleri zere car olan zahir iin
art da deildi.
u hlde, Kur'andan elde edildii ne srlen ve fakat Arap dili zere car
olmayan hibir manann Kur'an ilimleri ile ilgisi yoktur, ne kaynak ne de metot
olabilir. Kim byle bir iddiada bulunursa, onun bu iddias batldr.
475
tb, Muvafakt, 3/371-372.
476
"Mes'ut kimse, fitnelerden uzaklatrlm kimsedir. (...)" mealindeki herkese amil olan hadiste geen
(B6 +," ) es-Sad" szcnden kastedilenin "Said Nurs" olduunu iddia etmenin bundan
bir fark var mdr?... Nur Risalelerinde Said Nurs iin yle denmitir: Ve vasfukes-Sadu fil-Kitbil-Mecd. Ente
mevsfun y Saden-Nsi min Raslillhi (...). (Tlsmlar Mecmas, 186, Metnu Mdetl-Kur'an.) Yani: (Ey Said
Nurs!) Senin Kitab- Mecidde vasfn "es-Said"dir. Sen, Resulullah tarafndan vasfedilmisin, ey insanlarn saidi!
Bu cmleye "Hiye" dlr ve orada denir ki: B6 +, cmle-i celilesi hadiste def'a tekrar
edilerek, nazar- dikkati bu ism-i pkin sahibine iddetle tevcih etmekte olduu gibi, o ztn icra-y faaliyette
bulunaca tarihleri ve ilminin hkmranl tarihlerini aynen gstermektedir. (...) (Tlsmlar Mecmas, 186, Metnu
Mdetl-Kur'an.) kardklar tarihler 1903-1953-2003tr. 1903, 1953 tarihleri geti gitti. Said Nursnin inanllar
tarafndan bu kehnetin gereklemesi iin 2003 tarihine kadar neler yaptklarnn yorumu, okura braklmtr.
477
bn Kuteybe, Te'vlu Muhtelifil-Hads, 102.
128
Onun bu sakat anlayna ayet nasl dellet edebilir? Onun bu sz ile ayn olan "Ve in
yerav raclen mines-semi sktan..." denilse bundan Arap ne anlar? Zalimlerin
syledikleri samalklardan Allah Teal ycedir. Beyn b. Sem'n, (Rafizlerden)
Beyaniye denilen frkann kendisine intisap ettii kimse olmaktadr. O -bn Kuteybenin
sandna gre-478 Kur'ann mahluk olduu iddiasn ortaya atan ilk kimsedir. el-Kisf ise, el-
Mansuriye frkasnn kendisine intisap ettikleri Ebu Mansurdur.
(...) te kelmclardan bir ksm, reye tbi olarak menkul delilleri bir tarafa
atmlardr. Onlarn bu tutumu, Allah Tealnn kelmn, lfzndan Arabn
anlamayaca ekilde ve manasna da bir delil ikme edilemeyecek biimde
tahriflere sebep olmutur.
Her ne kadar Arap dilinden gzetilen maksatlar ve onun dellet ettii manalardan
kma kabilinden ise de, rnekleri oalttm ki, bunlarn tesinde kalan benzerlerine ya da
onlara yakn durumda olanlara da k tutsun ve onlar zerine de dikkat ekilmi olsun.482
(...) Sad ve sin, birbirine tam karde olmas ve bir kelimede birbirinin yerine
gemesi mnasebetiyle bu yetteki "saden" kelimesindeki sad, sin okunsa Risale-i
Nurun tercmann gstermesi (...)484
Madem ki Kur'an sana Said (sn ile) demi... Elbette sen saidsin hem ismin ve
hem resmin saiddir.
Madem ki, Kur'an sana Said (sd ile) demi... Elbette hem iin temiz ve tahir,
hem de dn.486
(...) "Sin" harfi "Sad" harfinin altnda gizlenmesi ve "Sad" grnmesinin iki
sebebi var: (...)487
"Temiz bir topraa ynelin (temiz bir toprak arayn)!" anlamna gelen
"feteyemmem saden" cmlesinin de iaret etmek istedii manalar vardr. Ancak,
ayet nce, Said Nursnin ad olan Said (1) *deki "sin" harfini, "toprak" (1*W)taki
"sad" harfinin altna gizler. Bu ayette Said (1 )*in, s
ad (1*W) olarak grnmesinin
iki nedeni vardr:
Birisi: Said, tam toprak gibi mahviyet ve terk-i enaniyet ve tevazu-u mutlakta
bulunmak arttr; t ki Risalet-n-Nuru bulandrmasn, te'sirini krmasn.
"Allaha davet eden, salih amel ileyen ve 'ben Mslmanm' diyen kimseden
daha gzel szl kim vardr?"491
Makam- cifrsi (...) olmak zere binyz yirmisekiz eder ki: O mthi tarihte
bir tife ayaa kalkp Cenab- Hakka halk davet edeceine iret eder ki; o tarihte
byle bir davet ve Kur'ann tahsinine lyk olacak gzel sz ise imdilik Szler
namndaki Risle-i Nurun davet edici czleri bata grnyor. "ahsenu kavlen"
kelime-i kudsiyesinin tarihesi daha ziyade gzel szl kim olabilir der. Demek birisi o
tarihte gyet gzel szleriyle kacak. Szlerin gzelliiyle halk teshir edecek. Bu
hassa ise, bu zamanda Risle-i Nurun Szler namnda belgata ve hsn- cemlce
ve te'sir ve teshrce yksek bir mertebede bulunan kelimtlar ve kuvvetli szlerinde
bulunur. Demek bu yet mna-y iarisiyle de Risle-i Nuru tahsin eder.492
489
Kastamonu Lhikas, 21, Yirmiyedinci Mektubdan/Azz ve Sddk ve Sdk ve Fedkr ve Vefdar
Kardelerim!
490
ular, 559; Sikke, 97.
491
Fussilet, 41/33.
492
Sikke-i Tasdk- Gayb, 111-112, Birinci ua/Otuzuncu yet.
131
"(...) Ey Peygamber, biz seni, ahit olarak, mjdeci olarak, uyarc, kendi
izniyle Allaha davet edici ve aydnlatc bir k olarak gnderdik. (...)."493
"(...) biiznih ve sircen munran" bin yz otuz (1330) ederek Risale-i Nurun
fatihas olan rt-l cz tefsirinin zuhruna tevafuku ve "biiznihi"deki melfz "y"
saylsa bin yz krk (1340) edip Risale-i Nurun zuhuruna tetbuku ve birinci tenvin
vakf olmadndan "nun" saylsa binyz seksen (1380) ederek Risale-i Nurun o
tarihte inallah kre-i arz klandracak bir sirac- nrni olacana remz-i
Kur'andir.494
(...) "sircen munran" kelimesi ise, tam tamna Risale-i Nurun bir ismi olan
"Sircn-nur"a lfzan ve mnen ve cifren tevafukla bakar. (...)495
"Allah, gklerin ve yerin nurudur. Onun nurunun bir rnei, iinde k bulunan
bir kandil yuvas gibidir. Ik bir cam iindedir; cam ise, douya da batya da ait
olmayan mbarek, ate demese bile ya neredeyse k verecek olan bir zeytin
aacndan yaklan, sanki inci bir yldz gibidir. Nur zerine nurdur. Allah, dilediini
nuruna hidayet eder. Allah, byle misalleri insanlar iin verir. Allah, her eyi hakkyla
bilendir."496
(...) Hem mesel: "yukdu zeytuh yudu velev lem temseshu nrun nrun"
cmlesi, mna-y remziyle diyor ki: "Onnc ve ondrdnc asrda semav
lmbalar atesiz yanarlar, ate dokunmadan parlarlar. Onun zaman yakndr." Yni,
bin ikiyz seksen tarihine yakndr. te, bu cmle ile naslki elektriin hilf- det
keyfiyetini ve geleceini remzen beyan eder. Aynen yle de: Mnev bir elektrik olan
Resil-in-Nur dahi gayet yksek ve derin bir ilim olduu halde, klfet-i tahsile ve
derse almaya ve baka stadlardan taallm edilmeye ve mderrisnin azndan
iktibas olmaya muhta olmadan herkes derecesine gre o ulm-u liyeyi, meakkat
ateine lzum kalmadan anlayabilir, kendi kendine istifade eder. Muhakkik bir lim
olabilir. Hem iaret eder ki; Resil-in-Nur mellifi dahi atesiz yanar, tahsil iin klfet
ve ders meakkatine muhta olmadan kendi kendine nurlanr, lim olur. Evet bu
cmlenin bu mucizane iart elektrik ve Resil-in-Nur hakknda hak olduu
gibi, mellif hakknda dahi ayn- hakikattr. Tarihe-i hayatn okuyanlar ve
hemehrileri bilirler ki, "izhar" kitabndan sonraki medrese usulnce onbe sene ders
almakla okunan kitaplar Resil-in-Nur mellifi yalnz ayda tahsil etmi. Hem,
naslki bu cmlenin mnev mnasebet cihetinde kuvvetli ve letfetli iareti var; yle
de cifr ve ebced tevafukiyle hem elektriin zaman- zuhurunun kurbiyetini, hem
493
Ahzb, 33/41-47.
494
Sikke-i Tasdk- Gayb, 117, Birinci u/Otuz kinci yet/Hiye 2.
495
Sikke-i Tasdk- Gayb, 117, Birinci u/Otuz kinci yet.
496
Nr, 24/35.
132
Bu Btn yorumlara kap aanlarn, slmn esaslarna aka aykr olan ve
fakat ayn metotlarla yaplan yorumlara hazrlkl olmalar gerekir.
rnein:
"Musa kavmine: Allah size bir inek kesmenizi emrediyor, demiti. (...)"498
Yaplan bir yoruma gre, ayetteki inekten maksat -h- Hz. Aiedir.
Bunun gibi, Mide, 5/90 ayetindeki iki ve kumar (el-hamr vel-meysir) kelimelerinden
kastn Hz. Ebu Bekir ve mer; Nis, 4/51 ayetindeki Cibt ve Tttan kastn Muaviye ve Amr
b. el-As; Bakara, 2/73 ayetindeki "onun bir parasyla vurun" ifadeden kastn Talha ile Zbeyr
olduu yorumlar da yaplmtr.
497
Sikke-i Tasdk- Gayb, 74-78; ular, 538-541, Birinci u/kinci Bir htar.
498
Bakara, 2/67
499
Mustafa nver, Kur'an Anlamada Siykn Rol Btnlk zerine, Sidre Yaynlar, Ankara 1996, 210-211.
Bu tarz tefsirler iin bak. bn Kuteybe, Te'vlu Muhtelifil-Hads, 100-101.
133
dereceden) karinelere dayanr; retici olmay, ikna edici olmay istemez, etkileyici olmakla
yetinir ve insan zihninin ihtimaller karsndaki teredddnden sonuna kadar istifade eder;
sbutiyet-sknet, aklk-kesinlik onun en nefret ettii kavramlardr, o daha ok deiim,
geliim, farkllk, zenginlik vb. kavramlar kullanmaktan holanr; anlalmaz olmay, kapall
bir zaaf olarak deil, bir derinlik olarak takdim eder, airanedir nk. Kartlarn eletirmek
yerine, onlar beenmemeyi yeler, bu nedenle de korkaktr, rkektir, ekingendir, her zaman
vazgemeye hazrdr, nk her zaman bir ak kap brakmtr kendisine. (...) Hsl
znelcilik, karmaaya giden bir yolun talarn demeyi vazife edinenlerin mesleidir.500
3.3.6.3. AR TEFSR
(...) "Acaba Risale-i Nuru, Kur'an kabul eder mi? Ona ne nazarla bakyor?"
denildi. O acib sual karsnda bulundum. Ben de, Kur'andan istimdat eyledim.
Birden otuz yetin sarhinin teferruat nev'indeki tabakattan "mna-y ir"
tabakasndan ve mna-y ir klliyetinde dahil bir ferdi, Risale-i Nur olduunu ve
duhulne ve medar- imtiyazna birer kuvvetli karne bulunmasn bir saat zarfnda
hissettim; ve bir ksmn mcmelen grdm. Kanaatmda hibir ek ve phe ve
vehim ve vesvese kalmad; ve ben de, ehl-i mann mann Risale-i Nur ile takviye
etmek niyetiyle o kat' kanaatm yazdm ve has kardelerime mahrem tutulmak
artiyle verdim.
500
Dcane Cndiolu, Anlamn Buharlamas ve Kur'an, Kakns Yaynlar, stanbul 2005, 40-41.
501
Sikke-i Tasdk- Gayb, 67-68, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Bu ciz kardeiniz, hem itiraz eden o eski
dost zta, hem ehl-i dikkate ve sizlere (...); ular, 533-534, art- Kur'aniye Hakknda Lahika/Bu ciz
kardeiniz, hem itiraz eden o eski dost zta, hem ehl-i dikkate ve sizlere (...); Tarihe-i Hayat, 301, Kastamonu
Hayat/Aziz, Sddk, Risale-i Nur kirdleri Kardelerim.
134
"ar tefsir" yle tanmlanmaktadr:
ar tefsir, slk ve tasavvuf erbabna zahir olan gizli bir iaretle, Kur'an zahirinin
gayrna tevil etmektir.502
ar tefsirleri, Kur'ann zahir manasndan baka bir mana tamadn iddia eden
Zahirler haricindeki slm limleri kabul etmilerdir. bn Hazm, Kur'anda btn manann
olmadn, Peygamberin eriatta hibir eyi gizlememi olduunu sylemektedir.
2. Baka bir yerde bu manann doruluunu teyit eden er' bir ahidin bulunmas,
te yukardaki artlar ihtiva eden bir iar tefsir makul addedilir. unu da belirtmek
gerekir ki, iar tefsirlerin bir ounda yukardaki artlar uygulayabilmek biraz gtr. Kabul
artlarn haiz iar tefsirler bulunduu gibi, insan ve akln hayrette brakacak derecede hayal
505
ve kabul mmkn olmayan suf tefsirler de vardr.
502
Sofuolu, Tefsre Giri, 346. ar tefsir hakknda bak. Cerraholu, Tefsir Tarihi, 2/5-22; Sofuolu, Tefsre Giri,
346-351.
503
Cerraholu, Tefsir Tarihi, 2/11-12.
504
Cerraholu, Tefsir Tarihi, ayn yer; Sofuolu, Tefsre Giri, 347.
505
Cerraholu, Tefsir Tarihi, 2/13.
135
1. Arap dilinden gzetilen maksatlara uygun decek ekilde, zahire uygun olmas.
2. Baka bir yerde o manann doruluunu gsterecek bir nass ya da zahir bir dellet
eklinin bulunmas ve bir muarzn olmamas.
Birinci art, Kur'ann Arapa olmasnn bir gereidir. nk, eer Kur'ana isnat
edilen bir mana varsa ve bu mana Arap dilinin gereklerinden deilse, o eyin Arapa
olduunu sylemek kesinlikle mmkn deildir. nk o, Kur'ana yamanmaya allan,
fakat Kur'ann ne lfznda ne de manasnda ona bir dellet bulunan bir eydir.
Byle bir eyi Kur'ana isnat etmek kesinlikle doru olamaz. nk, medll budur
diye Kur'ana byle bir isnatta bulunmak, onun tam zddn isnatta bulunmaktan daha evl
deildir ve onlardan birini dierine tercihi gerektirecek bir delil de yoktur. Hl byle iken,
birini reddedip dierini ispat etmek, delilsiz yaplan bir keyflik (tahakkm) ve Kur'ana
yaplan ak bir iftiradr. Byle bir durumda, o manay Kur'ana isnat eden kimse,
Allahn Kitab hakknda bilgisizce konuan kimselerin kazanaca gnahn altna
girer. Kur'ann Arapa olduu hakknda getirilen deliller, aynsyla burada da geerlidir.
kinci arta gelince; eer o manay destekleyen Kur'ann baka yerinde bir delil
bulunmaz ve aksine onunla elien durumlar (muarz) bulunacak olursa, yaplan ey, Kur'an
hakknda ileri srlen iddialardan biri olur. Delilden yoksun kuru iddialar ise, limlerin ittifak
ile makbul deildir.
"Ve in kntm merz" cmlesi, binbeyz ksur olan makam- cifrsiyle; ehl-i
dallet tarafndan alanan mnev hastalklarn ksm- zam, Risalet-in-Nurun
506
Yani, onun indirili amac ve lfzn tesinde murat olunan mana.
507
tb, Muvafakt, 3/381-382. mamn iar mana olarak kabul ettii teviller iin bak. tb, age, 3/384-386.
136
Kur'an ilalariyle izale edilebilir diye iaret etmekle beraber, maatteessf ikiyz sene
kadar dnyann mr bki kalmsa, bir fkra-i dlle dahi devam edeceine im
ediyor. (...)508
Man-y zahirisiyle diyor ki; "Su bulamadnz vakit temiz toprak ile
teyemmm ediniz" der ve mana-y iarisiyle diyor ki; "bin yz elli yedide (1357)
manev b- hayat menbalar kapatld zamanda temiz topraa kast ve tevecch
ediniz. Onda bir menba- hayat ve bir maden-i nur bulursunuz." Bu yetin u iareti
hususi bir surette Risale-i Nura bakmasna iki emare var:
kinci emare: Sad ve sin, birbirine tam karde olmas ve bir kelimede birbirinin
yerine gemesi mnasebetiyle bu yetteki "saden" kelimesindeki sad, sin okunsa
Risale-i Nurun tercmann gstermesi, hem bu cmlenin birinci mukaddimesi olan
"ev lmestumun-nise" fkrasnn iaretiyle kadnlarn plak bacak olarak erkeklere
karmak ve Risale-i Nurun, iddetli taarruzlar iinde tesettr lehinde kuvveti
mukavemeti zamanna, eddeli nun iki nun olmak zere makam- cifrisi bin yz
krkyedi (1347) adediyle parmak basmas "ev al seferin" fkrasnn iaretiyle umumi
harblerin asrnda her millet seferberlik vaziyetinde bulunmas ve (...) ltif ve kuvvetli
bir emaredir ki; yetin iareti, bu asra ve Risale-i Nura bir hususiyeti var ve remzen
ona bakar.509
508
Kastamonu Lhikas, 20-21, Yirmiyedinci Mektubdan/Azz ve Sddk ve Sdk ve Fedakr ve Vefdar
Kardelerim!
509
Sikke-i Tasdk- Gayb, 112-113, Birinci u/Otuzbirinci yet.
137
Eer Kur'an, bu doru manaya dellet ediyorsa, yani ayetin manas buysa, bununla
ayet tefsir edilir.
Deilse, srf bir mnasebetten dolay, her doru mana ile ayet tefsir edilmez. Bu
mnasebet, lfzn dellet alan (vecihleri) dndaysa tefsir caiz deildir. Fakat Karmatler ve
Btnler byle yaparlar. Caiz deildir, nk, lfzn manaya delleti sem' bir mesele olup,
lfzn bu manada, o manann kastedildiine iaret edecek tarzda kullanlr olmas arttr.
Yoksa, sadece, lfzn bu manaya vaz'nn elverili ve uygun olmas (yani o manada da
kullanlr olmas) yeterli deildir. nk, eitli anlamlara uygun olan, fakat o manalar iin vaz
olunmayan lfzlar o kadar oktur ki, saylarn ancak Allah bilir. Bu, lfzla mana arasndaki
mnasebete itibar eden limlere gredir. Bir ksm kelmc ve belgatlarn gr budur.
Lfz ve mana arasndaki ilikiye nem vermeyenlere gre ise, her anlama vaz' msait olan
lfz, hele belli bir manaya konulduu ve kullanld biliniyorsa, srf bir mnasebetten dolay
bunun dnda bir manaya hamli, Allaha yalan isnat etmektir.
leri srlen mana, eriatn bilinen bir esasna aykrysa, bu tefsir de caiz deildir. Bu
tr tefsir Karamitann detidir. Bir de ayete verilen mana, eriata ters dmese de, ayetten o
mana kastedilmedii iin bu tr tefsir de caiz deildir. Ne nass olarak, ne de kyas olarak
lfzn dellet ettii manalar ayetlere iaret yoluyla ykleyen birok cahil vaiz ve mutasavvfn
durumlar da budur.
Ancak, lfzn delletini ispat ederek, iar manay, kyas ve istidll yoluyla elde edilen
bir mefhum olarak ortaya koyan iar tefsir erbabnn durumu, kyas ve istinbat metodunu
bilen fakihlerin durumu gibidir ki, eer kyas fasit deil sahih ise ve akl yrtme de bozuk
deil doruysa, o takdirde bu tefsir dorudur.510
ar tefsir iin ortaya konan artlar, Said Nurs ve talebelerinin ebced ve cifre
dayanarak yaptklar tefsirlere uyguladmzda; son art hari hi birinin olmad
grlmektedir. Son artta da Nur Risalelerinde pheli anlatmlar vardr: Said Nurs
"Biz, ayetlerin mana-y sarhi budur, demiyoruz" demesine ramen, Nur Risalelerinin
birok yerinde bu szle elien ifadeler kullanmtr. "Haber veriyor, sarahat
derecesindedir, sarahaten bakar, delleten bakar" gibi szlerinin baka bir ekilde
yorumlanmasna olanak yoktur. Bilindii zere, "sarahaten" kelimesi, "ak ve sarih
olarak, aktan aa, aikre bir biimde" anlamna gelir. Dolaysyla Nur
Risalelerindeki ebced ve cifre dayal tefsirlerin, iar tefsirden kabul edilmesi
mmkn deildir.
510
bn Teymiye, Klliyat, 2/70-71.
511
(...) Hatt "Tevrat" ve "ncil" ve "Zebur"da Peygamberimiz hakknda gelen mjdeler ve haberler dahi, bir
derece perdeli ve kapal gelmi ki; o kitaplarn bir ksm tbileri te'vil edip iman etmediler. (ular, 447, Beinci
ua/Drdnc Nokta.)
512
(...) Nur Risalelerini, deil Hazret-i eyh (Abdlkadir Geylan) (K.S.) altnc asrdan ondrdnc asrda
grmesi, (Ktb- sbkada remzen ve Hazret-i Kur'anda sarahaten gstermeleri, o kitab- mbarekin
e'nindendir) diyebileceim. (Barla Lhikas, 212, Yirmi Yedinci Mektuptan/Hfz Alinin Fkrasdr.)
138
3.3.6.4. KUR'ANDA HER EY VARDIR (?)
Konuya girmeden nce unu belirtmek istiyoruz: Sz konusu ayeti, Kur'anda
her eyin bilgisinin olduu, dolaysyla onun Said Nursden ve Nur Risalelerinden de
haber verdii eklindeki anlay esas alndnda; bu haberler erevesinde Said
Nursnin dier insanlardan, Nur Risalelerinin de dier kitaplardan hibir ayrcalnn
olmamas gerekir. Madem Kur'anda her eyin bilgisi vardr, o Said Nursden haber
vermitir, o hlde; A ahsndan, B ahsndan... da haber vermitir. Madem Nur
Risalelerine iaret etmektedir; baka risalelere, baka kitaplara... da iaret
etmektedir.
513
rtl-caz, 309-310, Halifelik Srr/Cenab- Hak, btn eyann isimlerini (...)/Mukaddeme.
514
Sikke-i Tasdk- Gayb, 199, Sekizinci Lem'a/Hazret-i Gavsn Keramet-i Gaybiyesini Te'yid Eden Bir yetin
ratndaki Bir Nkte-i caziyedir.
139
Her eyden nce ayet, apak bir ekilde "gaybn anahtarlar"nn Allahn
indinde olduunu, onlar ondan baka kimsenin bilemeyeceini belirtmektedir.
Zhd ve takva asndan yaplan ilk iar tefsirlerin yerini, zamanla ok cr'etli
nazariyeler tayan suf tefsirler ald. bn Mesudun "Her harfin bir zahiri, bir btn vardr..."
szne dayanlarak, zamanla Kur'anda daha ok manalar aranmaya baland ve nihayet her
ilmin Kur'anda mevcut olduu kanaati hkim oldu. En'm suresinin 59. "...ya kuru her ey
apak bir kitaptadr..." ayetindeki kitap, -apak levhi mahfuza iaret ettii hlde- iar
tefsirlerde Kur'an olarak kabul edilmi ve her eyin ilmi onda mevcut olduuna inanlmtr.516
Said Nursnin "dhi imam" dedii517 Raz, ayetin tefsirinde unlar syler:
1. Bu Kitab- Mbn, Cenab- Hakkn ilmi olup, baka bir ey deildir. Doru olan da
bu grtr.
1. Allah, bu hlleri levh-i mahfuza, meleklerin, Allah Tealnn ilminin malmata nfuz
ettiine; yerde ve gkte hibir eyin onun bilgisi dnda olmadna vkf olmalar iin
kaydetmitir. Bylece bu hususta, "levh-i mahfuz" iin grevlendirilmi bulunan melekler
hakknda tam ve mkemmel bir ibret bulunur. nk bu melekler, bu lemin sahifelerinde
meydana gelecek eyleri bu kitapla karlatrrlar, bylece de levh-i mahfuzdaki kaytlara
muvafk olduunu grrler.
Elmall Yazr da, ayette "Kitab"tan kastedilenin ilm-i ilh veya levh-i mahfuz
olduunu belirtmektedir.519
Kur'anda her eyin olduunu iddia edenlerin ileri srdkleri bir ayet daha
vardr ki, biz onu da zikredelim:
515
En'm, 6/59.
516
Cerraholu, Tefsir Tarihi, 2/12.
517
Muhkemat, 49, Birinci Makle/Birinci Mes'ele.
518
Rz, Tefsr-i Kebr, 9/468-469.
519
Yazr, Hak Dini Kur'an Dili, 3/1947-1948.
140
1. Bundan murat, Mahlktn btn hllerini tam ve tafsiltl olarak kapsayan, semada
ve arta bulunan levh-i mahfuzdur. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.v.): "Kalem, kyamete kadar
olacak her eyi yazd ve kurudu." buyurmutur.
Bunun byle olduu sabit olunca, birisi yle diyebilir: "Kur'anda tp ve cebir ilimleri
ile, dier birok konularn ve ilimlerin detayl bilgileri bulunmad hlde ve yine limlerin usl
ve fru ilmine dair mezhepleri ile delillerinin tafsilt bulunmad hlde, Cenab- Hak niin
'Biz, o kitapta hibir eyi eksik brakmadk' buyurmutur?"
Buna u ekilde cevap verilir: Hak Tealnn bu buyruu "bilinmesi gereken eylerin
beyan edilmi olmas" manasna has olmaldr. Bunu u iki ekilde izah ederiz:
1. "Tefrit" (eksik brakma) kelimesi, olumlu veya olumsuz ynden, ancak beyan
edilmesi gereken ey hususunda kullanlr. nk hi kimsenin, yapmaya ihtiya duymad
eyleri yapmamada tefrit yapt veya kusurlu davrand sylenemez. Bu kelime, ancak
kiinin yapmaya ihtiya duyduu kusurlu davrandnda kullanlr.
520
Enm, 6/38.
521
Rz, Tefsr-i Kebr, 9/417-418.
141
Her eyden nce, ayet-i kerimede geen "el-Kitb" ile kastolunan, Kur'an- Kerim
deil, levh-i mahfuzdur. nk her eyi ieren, btn mahlkt, by, k, gemii,
hli ve istikbali, btn detaylarna varncaya kadar kuatan odur. Nitekim Allah Resul
(s.a.v.): "Kyamete kadar meydana gelecek olan btn hususlarda kalem kurumutur (yani
her ey takdir edilmitir)." buyurmaktadr.
Ayet-i kerimeleri, siyak ve sibaklarna gre anlamak gerekir. Dikkat edilecek olursa,
ayet-i kerimenin ncesinde, Allah Teal: "Yeryznde yryen hayvanlar ve iki kanad lie
uan kulardan (ne varsa) hepsi sizin gibi mmetlerdir (topluluklardr)" buyurmutur. Bunun
arkasndan, ayete verilecek en uygun mana, bizim iaret ettiimiz manadr. Burada,
hayvanlardan oluan dier mmetlerle, insan arasndaki benzerlik ise u noktadadr:
Hayvanlarn da mr, rzk, lm, saadet ve meakkat gibi btn hlleri, tpk insannki gibidir.
Kitabul-Mahfuzda hepsi en ince detaylarna kadar tespit edilmitir.
Eer bu ayette de Kitaptan maksadn "Bu Kitab sana, her eyin bir aklamas olarak
indirdik." (Nahl, 16/89) ayetindeki gibi, Kur'an olduunu kabullensek bile, her iki ayeti de genel
manada zahirlerine hamletmek mmkn olmayacaktr. nk, bu, Kur'ann ister dine ister
dnyaya taallk etsin, her hkmn tafsiltn ve izahn kapsad, hibir eyi eksik gedik
brakmadn sylemek olur. Aksi takdirde, Allah Tealnn kendi haberine muhalefet etmi
olmas icap eder. Kur'ann dnyev meseleri en ince detaylarna kadar zikretmedii ak bir
ekilde grlmektedir. Ayn ekilde, din hkmlerde de yalnzca Kur'anla yetinmenin ne
kadar g bir i olduu ortadadr. O hlde ayetleri zahirine hamletmekten kanp teviline
ynelmek bir zarurettir.
(...) Kur'an bir btn olarak, dine taallk eden hibir eyi eksik brakmam,
detaylarna iaret etmeksizin, eriatn temel prensiplerini beyan etmitir. badete ve
muamelta dair hususlarn aratrlp tespit edilmesi esnasnda, mtehitlerin istinbatta
bulunabilmeleri iin bunun yeterli olmad malmdur. Bu yzden mutlaka, mcmeli tafsil
edip aklayan bir kaynaa mracaat etmeleri gerekmektedir.
(...) Mfessir Alus baz limlerin u grn nakleder: ler, din ve dnyev olmak
zere iki ksmdr: Dnyev olanlar ile Peygamberin bir ilgisi yoktur. nk, onlar iin
gnderilmemitir. Din olanlar ise ya asldir veya fer'dir. Asl konularn yannda fer'
meselelerin pek ehemmiyeti yoktur. Zira her eyden nce, peygamberlerin gnderilmesindeki
hikmet tevhit ve benzeri hususlardr.522
3.3.6.4.1. "KUR'ANDA HER EY VARDIR" DDASI HAKKINDA BRKA
SZ
522
Abdlgni Abdlhlk, Snnetin Hccet Oluunu nkr Edenlerin Ortaya Attklar Kukular ve Bunlarn
Eletirisi, (Muhammed Ebu ehbe, Snnet Mdafaas sonunda), Rehber Yaynclk, Ankara 1990, 2/197-205.
Abdlhlk bu aklamalar, kitabn isminden de anlalaca zere, "Kur'an bize yeter, onda her ey vardr. er
kaynak olarak hadislere ihtiya yoktur!" diyenlere cevap babnda yapmtr. Snnetsizler de Btnler gibi ayn
ayetlere yapmaktadrlar.
142
bn Abbas der ki: "(...) Size ilimden pek az bir ey verilmitir." (sr, 17/85) ayet-i
kerimesi Mekkede nazil olmutur. Hz. Peygamber (s.a.v.) Medineye hicret edince,
Yahudi limleri onun huzuruna gelerek:
523
Buhr, Tefsr, 111/144.
524
Kad, Esbb- Nzul, 301.
143
-Bize "size ok az ilim verilmitir" dediin ulat. Bununla bizi mi, yoksa kavmini
mi kastediyorsun? diye sordular. Hz. Peygamber:
-yi ama sen, sana gelen Kitapta bizlere Tevrat verildiini, onda ise her eyin
aklandn okumuyor musun? dediler. Hz. Peygamber:
"De ki: Rabbimin szleri(ni yazmak) iin denizler mrekkep olsa ve bir o kadar
da ilve etsek dahi, Rabbimin szleri bitmeden nce o denizler tkenir."526
Szn z udur: Denizleri ne kadar geni ve byk grrsen gr, bil ki bunlar
snrldr. Ama Allahn ilmi sonsuzdur. Snrl olan ey, kesinlikle snrsz olana yetmez.527
L yalemul-gaybe illallhu
Zhirne alel-Hakk (edde saylr) fkras dahi, makam- cifrsi bin beyz alt
(1506) edip, bu tarihe kadar zhir ve ikrane, belki galibane; sonra t krkikiye (42)
kadar, gizli ve malubiyet iinde vazife-i tenviriyesine devam edeceine remze yakn
ma eder.
Hatt ye'tiyallahu bu emrihi (edde saylr) fkras dahi, makam- cifrsi bin
beyz krkbe (1545) olup kfirlerin banda kyamet kopmasna m eder.
L yalemul-gaybe illallhu
Cy- dikkat ve hayrettir ki; fkra bil'ittifak bin beyz (1500) tarihini
gstermeleriyle beraber, tam tamna mnidar, mkul ve hikmetli bir surette bin
beyz altdan (1506) ta krkbee (1545) kadar inklb- azmin ayr zamanlarna
tetabuk ve tevafuklardr. Bu malar geri yalnz bir tevafuk olduundan delil olmaz ve
kuvvetli deil, fakat birden ihtar edilmesi bana kanaat verdi. Hem kyametin vaktini
kat' tarzda kimse bilmez; fakat, byle malar ile bir nevi kanaat bir glip ihtimal
gelebilir. (...)531
Hadis deiik lfzlarla ve senetlerle tahri edilmitir:
Yine Mugiradan;
533
p : :. )n ) ) L -
Yine Mugiradan;
534
p : :. )n ) L )
:
Sevban (r.a.)dan;
535
%V :) n ) . :. ?: > - . k! )
dU )-
531
Sikke-i Tasdk- Gayb, 119-120, Birinci ua/hirzamandan Haber Veren Mhim Bir Hadis-i erif; Kastamonu
Lhikas, 30-31,Yirmiyedinci Mektubdan/ hirzamandan Haber Veren Mhim Bir Hadis-i erif.
532
Buhr, tism, 10/42.
533
Buhr, Menkb, 28/141.
534
Mslim, mre, 53/171.
145
535
Mslim, mre, 53/170.
536
Mslim, mre, 53/173.
537
Mslim, mre, 53/172.
538
Buhr, lim, 14/13. Muaviyeden yaplan rivayetin varyantlar iin bak. Buhr, tism, 10/43; Menkb, 28/142;
Mslim, mre, 53/174; 175. Hemen ayn mealde Abdullah b. Amr b. As ve Sad b. Eb Vakks hadisleri iin bak.
Mslim, mre, 53/176; 177.
539
Aslnda harf deiiklii bile yoktur. nk, "te" ve "ye" sesi aslnda ayn harfle yazlr. Arap yazsnn
gelitirilmesi srecinde, harflerin altna-stne nokta koyma deti, Peygamber dneminden daha sonra
bulunmutur. Demek deien sadece noktalarn yeridir...
146
-Ya Ukbe! Dinle bak, Abdullah ne diyor, dedi. Ukbe de yle dedi:
-O (Abdullah) daha iyi bilir. Bana gelince, ben Resulullahtan iittim, yle
buyurdu:
-Evet, yledir. Sonra Allah; kokusu misk, dokunmas ipek gibi olan bir rzgr
gnderecek. O, kalbinde bir buday tanesi kadar iman bulunan herkesi ldrecek.
Sonra insanlarn en ktleri kalacak. te kyamet de onlarn zerine kopacaktr.540
Bu taife, mam Buharye gre ilim ehlidir.542 mam Ali b. el-Meden, bunlarn
hadisiler olduunu sylemitir.543
Ahmed b. Hanbel yle demitir: "Bunlar ehl-i hadis deilse, kimler olacan
bilemiyorum." Kad Iyz, mam Ahmedin bu szyle Ehl-i Snnet vel-Cemaati, hadis
ulemasnn mezhebinde olanlar kastettiini syler. Nevev de der ki: "htimal ki, bu taife
muhtelif mminler arasna dalmtr. Bazlar cengver yiitler, birtakm fukaha ve hadis
ulemas, kimisi zahit, kimisi emr-i bilmaruf yapan zevattr. Hepsinin bir yerde toplu bulunmas
gerekmez. Bilkis, muhtelif yerlerde bulunurlar."544
540
Mslim, mre, 53/176.
541
Hatrlatan, ihtar eden.
542
Buhr, tism, 10.
543
Tirmiz, Fiten, 25/2287.
544
Nak. Davudolu, Sahh-i Mslim Tercme ve erhi, 9/141.
147
bilseydim, elbette ok hayr elde etmek isterdim ve bana hibir ktlk dokunmazd.
Oysa ben, inanan kimseler iin, ancak bir uyarc ve mjdeciyim.'"545
"(Kyamet) saat(i) mutlaka gelecektir. Herkes peinde kotuu (hayr veya er)
ile cezalansn (karln alsn) diye neredeyse onu (kendimden) gizleyeceim."550
Bylece Resulullah kendisinin, kyamet saatini, soran kimseden daha iyi bilmediini
bildirmitir. Soran kii bir Arap suretinde gelmiti. Cebrail (a.s.) olduunu ancak gittikten
sonra renmitir. Kendisine cevap verdii zaman sadece bir Arab olduunu biliyordu.
Resulullah onu, bir Araptan daha iyi bilmediini kendisi sylyorsa, bakasnn onu bildiini
iddia etmesi nasl caiz olur? Kur'an ve Snnet, sadece almetlerini haber vermitir. Bunlar da
oktur. Bir ksm geti, bir ksm da henz gelmedi.552
(...) Yani bunu sormak, faydasz bir soruda bulunmaktr. nk, soran kimsenin onun
mutlaka kopacan bilmesi yeterlidir. Bu yzdendir ki, Hz. Peygamber Efendimiz, kendisine
bunu soran kimseye: "(Vaktini brak da) onun iin ne hazrladn! (Ona bak!)"553 buyurmular,
soru ak olmasna ramen, o dorultuda cevap vermek yerine, faydal olacak bir yne
554
ekmilerdir.
Bu da ortaya koyuyor ki, kyametle ilgili soruya herhangi bir ykmllk ortaya
kmamaktadr (eer bir hkm terettp edecek olsayd, mutlaka Hz. Peygamber onu bilirdi.
545
Arf, 7/187-188.
nceki sayfalarda "anszn" anlamna gelen "bateh" kelimesinden kyametin vaktini bulmaya alanlarn bahsi
gemiti. Ayette "anszn" buyurulmasna ramen, hl bundan haberdar olmak isteyenler, ayn zamanda Allah ile
mcadele de etmektedirler.
546
Lukmn, 31/34.
547
Fussilet, 41/47.
548
Necm, 53/57-58.
549
Nziat, 79/42-45.
550
Th, 20/15. Allah Teal, kyametin vaktini ve bilgisini kendisinden bile gizleyecek kadar hi kimseye
bildirmeyeceini haber vermektedir. Bu ayette, mbala sanat vardr.
551
Buhr, mn, 37/43; Mslim, mn, 1/1.
552
bn Teymiye, Klliyat, 4/283.
553
Buhr, Edeb, 95/191; Mslim, Birr, 50/161, 162, 163, 164.
554
tb, Muvafakt, 1/39.
148
Kyametin bilgisi, rabban ilimle ve irfanla yakndan ilgili olan Hz. Peygamberi
ilgilendirmediine gre, bakasn ncelikli olarak ilgilendirmemelidir). Ancak, kyamet
almetlerinin kmas zerine, ondan ve almetleri saylan ilere dmekten saknmak, Allaha
dnmek gibi arzulanan neticeler doaca iin, onlar haber vermiti. Sonra Hz. Peygamber
hadisini, Hz. mere, kendisine insanlara dinlerini retmek iin Cebrailin geldiini ifade ile
bitirmitir. u hlde kyametin ne zaman kopaca sorusu karsnda, cevabn bilinmesi dinde
gerekli deildir ve Hz. Peygamber bunu ortaya koymutur. Hlbuki, mana ve Cebrailin bu
555
soruyu Hz. Peygambere yneltmesindeki fayda zerine dnlmelidir.
3.5. SONU
"Elif lm r. Bunlar apak Kitabn ayetleridir. Biz, onu Arapa bir Kur'an olarak
indirdik ki, anlayasnz."556
"Biz, sana onu byle Arapa bir Kur'an olarak indirdik. (...)"558
Nasslar, zahirleri zerine hamledilir. Bunun aksine ynelmek, btn ehlinin iddia
ettii manalara sapmak, ilhat ve kfrdr.560
Bazlar tevil yaptklarna inanarak mtevatir bir nassa muhalefet ederler. Bunlarn
yaptklar tevillerin lisan kaideleri ile yakndan ve uzaktan bir ilgisi bulunmazsa; bu,
kfrdr. Tevilci olduunu iddia etse de tekzipidir.561
555
tb, Muvafakt, 1/40.
556
Ysuf, 12/1-2.
557
Meryem, 19/97.
558
Th, 20/113.
559
uar, 26/192-195. Ayrca bak. Zmer, 39/28; Fussilet, 41/3: r, 42/7; Zuhruf, 43/3.
560
Necmuddn Eb Hafs mer bn Muhammed Nesef, Metnul-Akaid, (Akaid Risaleleri iinde), hzl. Ali Nar, Fatih
Genlik Vakf, stanbul 1984, 430.
561
Gazl, Feysalut-Tefrika beynel-slm vez-Zendaka: slmda Msamaha, ev. Sleyman Uluda, Marifet
Yaynlar, stanbul 1990, 56.
149
(...) Bu zmreler, gerek Allahn kelmnn, gerekse Hz. Peygamberin ve Hz. Alinin
szlerinin zahiri, hakik manay ifade etmediini, onlarn asl fikirlerinin baka btn manalar
olduunu ileri srerek, Kur'ann ve hadisin de zahirden baka, btn manalar olduunu
sylerler.564
Netice olarak, asl slm olmayan ve "Btniye" lfz iinde toplanan eitli fkralar,
bekalarn salayabilmek iin, phesiz Kur'ana dayanmak mecburiyetinde kalmlar, Kur'an-
Kerimi, frkalarnn dar ve fesat gr iine sdrmaya almlardr. (...)
Btnler, bugn dahi slm leminin eitli lkelerinde eitli isimler altnda ortaya
kabilmektedir. Her devirde olduu gibi zamanmzda da, slm leminde sonu gelmeyen
huzursuzluklara sebep olmaktadrlar. Bu hareketler, lkelere gre eitli isimler alsa da gaye
565
itibaryla Btnlerle ayn paralelde yrdklerinden o grubun iine sokulabilmektedirler.
mamiye ias; yce Allah, gelecekte olacak baz hadiseleri, baz ayetlerde btn
mana vastasyla iaret etti, dediler. Ve bu hususu ayn zamanda Kur'ann icazndan
addettiler.566
Kur'ann btn manasn esas aldklarndan, bu husus mamiye iasnn yle bir sz
sylemesine vesile oldu: (...) Kur'anda birbirine muhalif, zt manalar olabilir. Ayetin ba bir
ey, sonu baka bir ey iin geerli olabilir.567
Said Nurs de tpk iler gibi, ebced ve cifir hesaplar ile Kur'ann tefsirinde
"Kur'ann icaz" kantn ileri srmektedir. Bu tarz tefsir, Said Nursnin Btniyeden ve
iadan etkilendii tek konu deildir. Kitabmzn "Nur Risalelerinde Hz. Ali" blm
okunduunda bu durum daha da aklk kazanacaktr.
Said Nurs, 33 ayeti delil getirerek ie balar. Said Nurs de tpk ecdad
Btnler gibi bu ayetleri gcnn yettii kadar srf Btn bir tarzda tefsir eder.
Muhsin Abdlhamidin Mirza Hseyin Ali iin dedii szler, Said Nurs iin de
geerlidir:
562
Cerraholu, Tefsir Tarihi, 2/137.
563
Cerraholu, Tefsir Tarihi, 2/45.
564
Cerraholu, Tefsir Tarihi, 1/389-390.
565
Cerraholu, Tefsir Tarihi, 1/411-412.
566
Cerraholu, Tefsir Tarihi, 1/417.
567
Cerraholu, Tefsir Tarihi, 1/418.
150
O; dil kaidelerine uymaz, istiare, mecaz ve kinaye gibi dili kullanma slplarna riayet
etmez. Nitekim o, kelimelerin lgatlerdeki manalarna da itibar etmez.
Evet, Kur'an ayetlerine gelince, bunlar mevzusuyla asla ilgisi olmayan, delilsiz ve
burhansz grlerle keyfince tevil eder; cannn istedii, hayalinin dndrd gibi
568
yazar.
Kendi yksek keyfi iin coup yryen herkes serbest braklsa da Kur'an- Kerim
ayetlerine hcum etse, onlara kabul edemeyecei manalar yklese, acayip Btn tefsirlerle,
alak eytan fikirlerle bunlar anlasa, bu mevzuda batl grler, bozuk teviller, terk edilmi
manalar ortaya koysa; bu takdirde binlerce insan peygamberlik ve velilik iddia ederlerdi,
biroklar da kt niyetlerini, sapk prensiplerini teyit ederlerdi. Nitekim, el-Muiratl-Icl,
Hamdan b. Krmt el-Btn, Gulam Ahmed Kadyan, Mirza Hseyin Mazenderan adndaki
adamlar byle yapmlard. 569
"(...) Hlbuki onlardan (Yahudilerden) bir grup, Allahn kelmn dinlerlerdi de,
sonra akllar erdii hlde, onu bile bile tahrif ederlerdi."570
"Yazklar olsun, elleriyle kitab yazp da, sonra onu yok pahasna satabilmek
iin 'bu, Allah katndandr' diyenlere; yazklar olsun, elleriyle yazdklarndan dolay
onlara ve yazklar olsun, byle kazandklarndan dolay onlara."571
"Yine kitap ehlinden yle kimseler vardr ki, sylediklerini kitaptan sanasnz
diye, dillerini kitaba benzettikleri sz ile eip bkerler; fakat (o syledikleri) kitaptan
deildir. Onun, Allah katndan olduunu sylerler; hlbuki o, Allah katndan deildir.
Bylece onlar, bile bile Allaha kar yalan sylerler."572
568
Abdlhamid, slma Ynelen Ykc Hareketler, 107-108.
569
Abdlhamid, slma Ynelen Ykc Hareketler , 114.
570
Bakara, 2/75.
571
Bakara, 2/79.
572
l-i mrn, 3/78.
573
Nis, 4/46.
574
Mide, 5/13.
151
Yahudiler Tevrata iman etmilerdi. Onlarn sapkl, Tevrat hkmlerini lfz yahut
manev tahrif edile tahrif etmek (...)tir.
Lfz olan tahrife gelince, onlar bu gnah Tevratn aslnda deil, tercemesinde ve
misallerinde yapyorlard. Hak, bu fakire gre byledir ve bu, bn Abbasn grdr.
Manev olan tahrif ise, tahakkmle (yani kendi nefsinin reyi ile hkm vererek) ve
dosdoru yoldan sapmakla bir ayeti manasnn gayrsna hamletmek suretiyle
575
meydana getirilen bozuk tevildir.
mam Buhar de, Yahudilerin bu tahriflerini, ayetleri tevilinden baka bir ekilde
tevil ederek gerekletirdiklerini belirtmektedir.576
Yorum yolu ile yaplan tahrifin rnekleri gerekten oktur ve bu mmetin birok
zmresi bu hastaln zebunudur. Asl metni deitirme anlamndaki tahrife gelince, bu
sapkla denler de az deildir. Byleleri Peygamberimizin szlerini deitirerek; aslsz,
szde hadisler rivayet etmektedirler. Geri, yetkili hadis uzmanlar bu uydurma hadisleri
titizlikle ayklyorlar. Bylelerinin bir ksm, -geri baaramamlardr- bizzat Kur'an- Kerimi
bile tahrif etmeye yeltenmilerdir.577
(...) Bilindii gibi Mide, 5/13te geen "Allaha verilen sz bozma, tutmama"
kavram, Allahn emir ve yasaklarn ineme, Allahn Kitabndaki kelimelerin yerlerini
deitirme, bu Kitabn szlerini bakalatrp, yanl ekilde yorumlama eylemlerini tmyle
ierir.578
te btn bunlar, Allah kelmn iren bir ekilde tahrif etmektir. Oysa ki, Cenab-
Hak Kur'an- Kerimde, kelimelerin anlamn deitirdikleri ve nce kitab elleriyle yazp sonra
da "bu Allahtandr" dedikleri, bile bile Allaha iftirada bulunduklar iin ehl-i kitab aalam,
onlar ktlemitir.
575
Dihlev, el-Fevzul-Kebr, 12-13.
576
Nak. Sofuolu, Sahh-i Buhr ve Tercemesi, 1/76.
577
bn Temyiye, Srt- Mstakim, ev. Salih Uan, Pnar Yaynlar, stanbul 1990, 1/23.
578
bn Teymiye, Srt- Mstakim, 1/158.
579
bn Teymiye, Klliyat, 2/214-215.
152
Bir asla ve esasa dayanmayan, srf kendi gryle ve itihadyla Kur'an tefsir etmek
caiz deildir.584
585
Kur'an- Kerimi reye dayanmak suretiyle mcerret tefsir cihetine gitmek, haramdr.
Rey ile tefsir, ilimsiz olarak Allaha kar sz sylemektir. limsiz olarak Allaha kar
sz sylemek nehyedilmitir. yle ise reyle tefsir de nehyedilmitir. Reyle tefsir edici,
kendisinin musib (doruyu bulan) olduuna dair yakine kavumu deildir ve iinin nihayeti,
onun zanneder olmasdr. Zan ile syleyen ise, Allaha kar ilimsiz bir syleyicidir.586
580
sr, 17/36.
581
A rf, 7/33.
582
Tirmiz, Tefsr, 1/3121. Tirmiz: "Bu, hasen-sahih bir hadistir" demitir.
583
Tirmiz, Tefsr, 1/3122. Tirmiz: "Bu, hasen bir hadistir" demitir.
584
Kasm, Tefsir lminin Temel Meseleleri, 12.
585
bn Teymiye, Mukaddime f Uslit-Tefsr: Tefsir zerine, ev. Harun nal, Pnar Yaynlar, stanbul 1985, 136.
586
Sofuolu, Tefsre Giri, 311.
153
dntrmtr. O zaman byle bir tefsir, bu trden veya bu adan yaplan bir tefsir biimi
olmu olur.
Nakil ve iitme (sema), tefsir yapacak olan kimsede ncelikle bulunmas gerekli olan
bir eydir. Ancak bu ekilde yanlma noktalarndan kendisini koruyabilir. Aksi taktirde galattan
ve yanlgdan kurtulmas mmkn olmaz. Ancak bundan sonra kavrama ve kabiliyeti ile
hkm elde etme (istinbat) noktasnda sz sahibi olmas mmkndr. Zira, yle garip lfzlar
var ki, herhangi bir iitme olmadan bunlar kavramak mmkn deildir. Ak (zahir) hkm
kavramadan bunlarn gizli manalarna (btn) ulamak da yine mmkn deildir. Ancak bu
587
artlar kendisinde var olduktan sonra mmkndr.
1. Arap diline, Kur'ana ve Snnete uygun den rey: Kur'an ve Snneti bilen limler
iin bu ksmdan olan reyin ihmal edilmesi, eitli sebeplerden dolay mmkn deildir: (...)
2. Arap diline ya da er' delilere uygun dmeyen rey: er'an yerilen rey ite bu ksm
olmaktadr ve bu konuda herhangi bir tartma da yoktur. Nitekim bu, kyasta da yerilmi
olmaktadr. nk byle bir rey, delilsiz olarak Allaha kar yalan uydurmaktr ve bu gibi
durumlarda yalan Allaha dnmektedir. Kur'an hakknda rey ile tefsirde bulunmakla ilgili
olarak ar ifadeler ieren szler, ite bu ksm hakknda gelmitir. Bunlardan bir ksm
yledir:
Hz. mer yle demitir: "Ben sizin hakknzda iki kiiden endie ediyorum: Biri,
Kur'ana uygun olamayan manalar veren kimsedir; dieri de, kardeini sultana gammazlama
yarna giren kimsedir."
587
Nak. Adnan Zerzur, Tefsir zerine erhi, (bn Teymiye, Tefsir zerine iinde), ev. Harun nal, Pnar
Yaynlar, stanbul 1985, 139-140.
588
Ebced-cifr tefsir, bn Mesudun sakndrd bid'atlerden bir bid'attir. bn Teymiye der ki:
Aslnda vacip ve mstehap olmayan her bid'at, kt bir bid'attir. Mslmanlarn ittifakyla sapklktr. Bid'atlerin
bazsna bid'at- hasene diyebilmek iin, hasene olarak nitelendirilen bid'atin mstehap olduuna dair er' bir delil
getirilmesi gerekir. Hibir Mslman, vacip veya mstehap olmayana, kiiyi Allaha yaklatran hasenat gzyle
bakamaz.
Ya vacip ya da mstehap olarak emredilen iyiliklerden olmayan bir eyle Allaha ibadet ettiini sanan, sapktr ve
eytann tbilerindendir. Yolu, eytann yoludur. Abdullah b. Mesudun dedii gibi: Resulullah (s.a.v.) bir izgi izdi
ve sonra o izginin sana ve soluna izgiler izerek:
"Bu, Allahn yoludur. Bunlar (sana ve soluna izilenler) da, (eytann yollar olup) her birinin banda bir eytan
dikilmi, ona armaktadr." buyurdu ve "te bu, benim dosdoru yolumdur. Ona tbi olun. Baka yollara tbi
olmayn ki, sizi onun yolundan ayrmasn!" (En'm, 6/153) ayetini okudu. (Drim, Mukaddime, 23; Ahmed bn
Hanbel, 1/435, 465.)
Bu, nemli ve kapsaml bir kural olup Allaha ve Resulne inanan herkesin ona tbi olmas; Muhacirnin, Ensarn
ve onlara hakkyla tbi olanlarn grlerine kar karak Snnete ve ncekilerin icmana muhalefet etmemesi
gerekir. (bn Teymiye, Klliyat, 1/236-237.)
154
Yine Hz. mer yle demitir: "Ben bu mmet hakknda, ne iman kendisini alkoyan
mminden ne de fsk ak mnafktan endie ediyorum. Benim asl korkum, Kur'an gayet iyi
okuyan, sonra da eitli tevillerle ona uygun olmayan manalar veren kimsedendir."
Hz. Ebu Bekir Sddk demitir ki: "Eer Allahn Kitab hakknda bilmediim bir eyi
syleyecek olursam, hangi gk beni altnda glgelendirir ve hangi yer beni stnde
barndrr?"
bn Abbas: "(...) Biz, Allahn Kitab hakknda bilmediimiz bir eyi sylemekten
holanmayz." demitir.
Said b. el-Mseyyebe Kur'andan bir ey sorulduu zaman: "Ben Kur'an hakknda bir
ey sylemem." derdi. (...)
Hiam b. Urveden: "Babamn Allahn Kitabndan bir ayeti tevil ettiini iitmedim."
dedii nakledilmitir.
Btn bunlar, Kur'an zerinde duran kimsenin, yerilmi olan reye dmekten, onun
hakknda mesnetsiz sz etmekten korunma ve saknmasnn gereini ifade etmektedir.
el-Asmanin -ki Arap dilindeki stn yeri herkese kabul edilir- Allahn Kitabndan
hibir ayeti tefsir etmedii nakledilir. Bu konuda kendisine bir soru sorulduu zaman, cevap
vermezdi.589
589
tb, Muvafakt, 3/406-409.
155
EK-1
Fe't bisratin min mislihi" (ebced hesab ile) 1880'dir. Son asrlarn taut
dalletinin doumu olup, onun temsil ettii ruh-u dallete hazret-i Kur'nn ve ondan
nebean eden Risale-i Nur meydan okumasn gsterir.590
Nur Risalelerindeki ebced hesabna gre "taut" olan Mustafa Kemalin, ayn
yolun farkl yolcularnca nasl "Mehd" iln edildiini grelim. Grelim ki,
uygulanmasyla, ayn kiinin hem yerin dibine batrld, hem de gklere karld
bir yntemin ne kadar geersiz olduu bir kez daha ortaya ksn:
ATANIN Z KML
590
Tlsmlar Mecmas, 193, Mdetl-Kur'an.
156
M. H. ULU KIZILKEL
ANKARA 21/07/2000
Tarih: 08 Kasm 1938. Prof. Dr. Neet mer RDELP: "Dilinizi karr msnz efendim"
dedi.
157
1850 = RABB-i hass Mustafa Kemal ATATRK = Mustafa Kemal ATATRKn has
RABBi
1101 = M++M+K+A (Mir Gazi Mustafa Kemal ATATRK ba harfleri)
185 = lm-i dem = demin ilmi
188 = Mehdi-l zaman = Zamann Mehdisi
287 = MUHAMMED ibn-i Abdullah = Kzlkocal = En Nr
591
262 = Her eyin hesabn bilen = ALLAHn "El Hasb" ad
591
M.H.Ulu Kzlkeili, http://www.ondokuz.gen.tr/ataninozkimligi.htm.
159
EK-2
Daha fazla ileri gitmeden, Arap Alfabesinin temel ilkelerini size sunmak zere bir tablo
hazrladk. lk stunda Arap Alfabesinin harfleri bulunmaktadr. Basl harflerde Arap
Alfabesinin harfleri bulunmaktadr. Basl harflere kyasla el yazsnda doal olarak bir fark
oluaca gibi, bu harflerin ekilleri elle yazl ekilleriyle kartrlmamaldr. kinci stunda
Arap harflerinin genel telffuzu vardr. nc stunda harflerin bran karl verilmitir.
Drdnc stunda ise harflerin ebced deerleri verilmitir. Kabalada Gematria olarak
bilinen sistemle Arab ebced deerleri birbirine uyumludur. Bu tabloda Arap ve bran
harfleri arasndaki benzerlikleri ve farklar grebilirsiniz:
Ra 200
in 300
0 Ta 400
Tha 500
Kha 600
2 Tza 700
Dad 800
Tzah 900
Ghyn 1000
(...)592
592
http://www.hermetics.org/ArapHarfleri.html, damkar.orgdan ev. Kemal Menemenciolu.
161
4. BLM
Hz. Ali ile Said Nurs ve Nur Risaleleri arasndaki ba (?), yine ebced ve cifir
hesaplar ile kurulmutur. Fakat, bu ban, ebced ve cifir hesaplar yaplmadan, srf
kasidelerdeki lfzlardan yola klarak kurulduuna da oka rastlanmaktadr. Said
Nursnin; Hz. Aliye isnat edilen kasidelerin ebced, cifr ve lfz yorumlarnda
-Kur'an tefsirine kyasla- kalemini daha rahat oynatt gzlenmektedir.
Said Nurs ve Nur Risaleleriyle ilgili haberlerin bamuhabiri olan Hz. Ali,
elbette bu tahbirde yalnz deildir!... Abdlkadir Geyln de bu iin ortaklarndandr!
Hatta, Kur'andan baka "ktb- sabka"da da Said Nurs ve Nur Risaleleri ile ilgili
bu kabil haberlere rastlanmaktadr! Geylanye isnaden "Keramet-i Gavsiye" ad
altnda takdim edilen szler ve "ktb- sabka"nn haberleri (?), Nur Risalelerinde
Hz. Alinin verdii haberlerle (?) beraber telkki edildiinden, bu blmde
incelenmitir.
Hz. Ali (R.A.) bn-i Ebu Talib Keramullah vecheh ihbarat- gaybiyeye ait u
kasidesinin bir ksmnda Risale-i Nur akirdlerine bilhassa baktna mteaddit
emareler var. O da Gavs- Geylani gibi Risale-i Nurun makbuliyetini imza ediyor ve
alklyor.595
mam- Ali (R.A.) bir def'a "ekd kevkeb" fkrasiyle hir zamanda Risale-i Nuru
dua ile Allahtan niyaz eder, ister ve bidayette oniki risaleden ibaret bulunduundan,
yalnz oniki Risalesine iaret ediyor. kinci def'ada "tkd Sircn-Nri" fkrasiyle
daha sarih bir surette Risale-i Nuru medih ve sen ile gstererek tekemmlne
iareten, umum Szleri ve Mektuplar ve Lem'alar remzen haber verir.596
Celcelutiyye Said Nursye Bedi demi. Bundan daha gzel medh ve bundan
daha al ve ezka bir vasf m olur.598
(...) bilperva hkmediyoruz ki; Hazret-i mam- Ali (R.A.) hem Risale-i
Nurdan, hem ok ehemmiyetli risalelerinden mna-y hakik ve mecaz ile ir ve
remz ve imai ve telvihi bir surette haber veriyor.599
Evet Hazret-i Ali Radyallah Anh, "Kaside-i Celceltiye"de iki suretle Risle-i
Nurdan haber verdii gibi, "yetl-Kbr Rislesi"ne iareten "vebil-yetil-kbr
eminn minel-feceti" der. Ve bu iarette m eder ki: "yetl Kbr" yznden
ehemmiyetli bir musibet Risle-i Nur talebelerine gelecek ve yetl Kbr hakk iin
o "fecet" ve "musibetten kirdlerine Eman ver," diye niyz eder, o risleyi ve
menban efaat yapar. (...)
593
Sikke-i Tasdk- Gayb, 75, Birinci ua/ki Acib Suale Kar Def'aten Hatra Gelen Garib Cevaptr/kinci Bir
htar.
594
Sikke-i Tasdk- Gayb, 106, Birinci ua/Yirmidokuzuncu Ayet.
595
Sikke-i Tasdk- Gayb, 168-169, Onsekizinci Lem'a.
596
Sikke-i Tasdk- Gayb, 138, Sekizinci ua/Altnc Remz.
597
Sikke-i Tasdk- Gayb, 145, Sekizinci ua/Sekizinci Remz/kinci Sual/ncs.
598
Siracn-Nr, 251, Hasan Feyzinin Mersiyesi.
599
ular, 589, Sekizinci ua/Yedinci Remz.
600
Rehberler, 261, hls Risalesi/nc Dsturunuz.
163
Yni: "te Risle-i Nurun szleri, huruflar ki, onlara iaretler eyledik. Sen
onlarn hassalarn topla ve mnalarn tahkik et. Btn hayr ve saadet, onlarla
tamam olur" der. "Huruflarn mnlarn tahkik et" karinesiyle meni ifade etmeyen
heca harfler murad olmadna belki kelimeler mnasndaki "Szler" namiyle Risale-i
Nur muraddr.601
(...) Hz. Ali (R.A.) Ercze ve Celceltiyesinde Risale-i Nuru alklyor, haber
veriyor ve mellifi ile konuuyor, teselli ediyor.602
Demek mam- Ali (R.A.) btn ulumunun hazinesi olan Kur'an- Muciz-l-
Beyann bir ule-i icaz olan Risale-i Nuru Cenab- Haktan ahir zamanda Kur'ana
elik bir sur ve parlak bir yldz istemi ve duas kabul olmu.604
601
Siracn-Nr, 174-175, Denizli Mdfaas/Bu gelen fkra buraya msveddeye girdi. Belki bir hikmeti var diye
karmadk.
602
Sikke-i Tasdk- Gayb, 164, Yirmisekizinci Lem'a/Keramet-i Aleviyenin Neticesi.
603
Mdfaalar, 124, Denizli Mdfs/Ankara ehl-i vukufunun ittifakla bizi, imdiye kadar sulu vehmini veren
"emniyeti ihlal, cem'iyyet kurmak, tarikat gtmek, hkmete ve siyasete ilimek" (...)/kinci Sehiv.
604
Sikke-i Tasdk- Gayb, 151-152, Yirmisekizinci Lem'a/kinci Keramet-i Aleviye.
605
"Ey Peygamber! Biz seni; ahit, mjdeci, uyarc, kendi izniyle Allaha davet edici ve aydnlatc bir k (sircen
munran) olarak gnderdik." (Ahzb, 33/45-46) ayeti kastedilmektedir.
606
Barla Lhikas, 248-249, Yirmi Yedinci Mektuptan/Risale-i Nurun faal bir kirdi olan, Ahmed Nazif elebinin
bir istihrcdr ve bir fkrasdr. Bunu, hem Birinci unn otuz ikinci yeti olarak ve hem Yirmi Yedinci Mektubun
fkralarnda kaydetmek mnsib grld.
607
ular, 573; Sikke-i Tasdk- Gayb, 125, Sekizinci ua/mam- Alinin (Radyallah anh) Risale-i Nura dair
nc BR KERMETDR/Birincisi.
608
ular, 33, kinci ua/Htime/Tevhid Bir Mnct ve Mukaddimesi.
164
mam- Ali Sirac-n-Nurdan haber verdikten sonra yine otuz ve bir cihetle
otuziki adet Sryanice Esmy tadd ederken Risale-i Nurun en kuvvetli, en
kymetdar olan Mucizat- Kur'aniye Risalesine ve Otuzikinci Sze kuvvetli iaret
ettii gibi, sair risalelere de remzen veya men veya telvihen bakar.609
(...) yet-l-Kbra rislesinin yle bir ehemmiyeti var ki; mam- Ali (R.A.)
keramat- gaybiyesinde bu risaleye, "yet-i Kbra" ve "As-y Msa" namlarn
vermi. Risale-i Nurun risaleleri iinde buna husus bakp, nazar- dikkati celbetmi.
"yet-l-kbra" nn bir hakik tefsiri olan bu "yet-l-kbra Risalesi", Hazret-i mamn
(R.A.) tbirince, "As-y Msa" nmnda "Yedinci u" kitabdr.611
Hem akk- Kamer Mucizesini, mnkirlere kar kuvvetli deliller ile isbat eden
Mirac Risalesinin Zeyli bulunan "akk- Kamer Risalesi" namnda Otuzbirinci
Mertebenin ahirinde olan o Risaleye, Hazret-i mam- Ali (R.A.) (...) sarahata yakn
iaret eder.612
slmlar iinde, dellllar elinde tehir suretinde gezdirmeye lyk olan Risale-i
Nur, maatteessf gayet gizli perde altnda intiar ve istitara mecbur olmasna ireten
609
Sikke-i Tasdk- Gayb, 133, Sekizinci ua/mam- Alinin (Radiyallah anh) Risale-i Nura dair nc BR
KERMETDR/Drdnc Remz.
610
Sikke-i Tasdk- Gayb, 124, Sekizinci ua/nc Bir Keramet-i Aleviye/Bir fade-i meram.
611
ular, 83, Yedinci ua/Mhim Bir htar ve Bir fade-i Meram/Beincisi.
612
Sikke-i Tasdk- Gayb, 126-127, Sekizinci ua/mam- Alinin (Radyallah anh) Risale-i Nura dair nc
BR KERMETDR/Birincisi.
613
Kastamonu Lhikas, 127, Yirmiyedinci Mektubdan/Mehmed Feyzi, Emin, Halil, Hilmi, Abdurrahman
Salahaddin, Said.
165
mam- Ali Radyallah Anh, iki def'a "srran beyneten" ve "srran tenevveret"
kelimeleriyle "srran" yalnz gizli intiar edebilir. Mteaccibane haber veriyor.614
Naslki Hazret-i mam- Ali (R.A.) sarh bir surette Sirac-n-Nurun tarih-i te'lifini
ve tekemml zamann ve mehur ismini "tukdu sircun-nri" fkrasiyle haber
vermi. yle de "binri cellin bzihin ve erantahin" il hir... fkrasiyle de Sirac-n-
Nurun esaslarndan haber veriyor. "Cellin bzihin" izzet, azamet ve cell ve
kibriyadr. "erantahin" Sryanice Rauf ve "berktin" Rahmdir. Demek Hazret-i
mam- Ali Radyallah Anh Sirac-n-Nuru trif ediyor. Hayatn ve nurunu, kibriya
ve azamet ve re'fet ve rahimiyetten alyor diye mmtaz hsiyetini beyan eder.615
(...) Saidin (R.A.) iki maruf lkabna remzen ve ismen ma eden ve "kendini
muhafaza et" emrini veren; ve o tarihte herkesten ziyade mteaddit tehlikelere maruz
bulunacan telvih eden "Ercze"nin hirlerindeki:
(...) Sonra mam- Ali (R.A.) Sekine ile megul olan Saide (R.A.) bakar,
konuur; akabinde "y mdriken lizlikez-zemni" der. ki- yerde kuvvetli iaret ile
Said (R.A.) ismini verdii kirdine hitaben "Kendini Sekine ile dua edip muhafazaya
al." "Y"-i nidden sonra mteaddit karineler ve emreler ile Said var. Demek ya
Said (R.A.) "mdriken lizlikez-zemni" olur. Bu fkra naslki "mdriken" kelimesiyle
"Elkrd" lkabna hem lfzan hem cifren bakar. nk mimsiz "derken" Krd kalbidir.
Mim ise, "lm" ve "y" ye tam muvafktr. yle de: Dier bir ismi olan Bedizzaman
lkabna dahi "ezzaman" kelimesiyle ma etmekle beraber bin yz ellidrt (1354)
veya, bin yz ellibe (1355) makam- cifrsiyle Saidin (R.A.) hakikat- hlini ve
hilf- det vaziyetini ve hfz u vikaye iin kesretli duasn ve halvet ve inzivasn
tamamiyle tbir ve ifade ettiinden sarahata yakn bir surette parman Onun bana
ve o Kasidede teselli iin basyor. Ve burada da "bihin-nru uhmidet" srrna mazhar
olan Risale-i Nuru alklyor.616
614
Sikke-i Tasdk- Gayb, 130, Sekizinci ua/mam- Alinin (Radyallah anh) Risale-i Nura dair nc BR
KERMETDR/nc Remz/Birincisi.
615
Sikke-i Tasdk- Gayb, 130, Sekizinci ua/mam- Alinin (Radyallah anh) Risale-i Nura dair nc BR
KERMETDR/nc Remz/kincisi.
616
Sikke-i Tasdk- Gayb, 131-133, Sekizinci ua/mam- Alinin (Radyallah anh) Risale-i Nura dair nc
BR KERMETDR/nc Remz/ncs.
166
deyip Risalelerin ba ve Birinci Sz olan Bismillah Risalesine bakt gibi (...) yle
de:
...
4.1.1. CELCELTYE
Said Nurs, Hz. Ali (r.a.)ye isnat ettii bu kasidenin ne isnadn ne de
kaynan vermitir.
617
Sikke-i Tasdk- Gayb, 141-142, Sekizinci ua/mam- Alinin (Radyallah anh) Risale-i Nura dair nc
BR KERMETDR/Yedinci Remz.
618
Sikke-i Tasdk- Gayb, 142-143, Sekizinci ua/mam- Alinin (Radyallah anh) Risale-i Nura dair nc
BR KERMETDR/Yedinci Remz.
619
ular, 560; Sikke-i Tasdk- Gayb, 98, Birinci ua/Yirmidrdnc yet ve yetler/zahtan Evvel Mhim Bir
htar/kincisi.
167
Rafzler ilk olarak emrl-mminin Ali b. Ebu Talip (r.a.) dneminde kmlar ve Hz.
Alinin zel olarak baz ilimlere ait srlara ve vasiyete sahip olduu iddiasnda bulunmaya
balamlardr. Bunun zerine Hz. Alinin ileri gelen yaknlar, ona byle bir eyin olup
olmadn sormular, Hz. Ali de byle bir eyin olmadn bildirmiti. Daha sonra evrede
byle bir szn sylendiini renen Hz. Ali, halka bir konuma yapm ve kendisinin byle
bir srra ve vasiyete sahip olmadn aklamt.
Sahih rivayetleri nakleden hadis limleri, Hz. Alinin bu szlerini birok varyantyla
tahri etmilerdir. Mesel; Ebu Chayfeden sahih olarak u rivayet nakledilir:
-Allahn Kitabnda bulunandan baka yannzda vahiyden bir ey var mdr? diye
sordum. Ali (r.a.):
-Hayr, yoktur. Taneyi toprak iinde yaran ve insan yaratan Allaha yemin ederim ki,
benim bildiim ey, ancak Allahn Kur'andaki hkmleri anlama hususunda insana ihsan
etmekte olduu anlama kabiliyetidir. Bir de u sahifede yazl olan hkmlerdir, dedi. Ben:
-Bu sahifede maktuln diyeti, esirin kurtarlmas ve bir kfire mukabil bir Mslmann
ldrlmeyecei hkmleri vardr, dedi.620
Buhar ve Mslim de de brahim et-Teym, babas tarikiyle Hz. Aliden yle dediini
rivayet etmitir -ki bu tarik, yeryznn en sahih isnatlarndandr-:
620
Buhr, Cihd, 170/247.
621
Mslim, Hacc, 85/467; Buhr, Cizye, 17/21.
622
bn Teymiye, Klliyat, 4/80-81; 2/229.
623
Sofuolu, Sahh-i Buhr ve Tercemesi, 1/265.
624
Sofuolu, Sahh-i Buhr ve Tercemesi, 15/7161.
168
Said Nurs, Hz. Aliye isnat ettii bu uydurma kasidelerden kendisi ve Nur
Risalelerine pay karmakla kalmam, pervaszca bunlarn kaynann vahiy
olduunu da iddia etmitir:
Eer bir muannid tarafndan denilse: Hazret-i mam- Ali (R.A.) bu umum
mecz mnalar irade etmemi?
Biz de deriz ki: Faraza Hazret-i mam- Ali (R.A.) irade etmezse, fakat kelm
dellet eder. Ve karinelerin kuvvetiyle iar ve zmn delletle mnalar iine dahil
eder. Hem madem o mecaz mnalar ve iar mefhumlar haktr, dorudur ve vka
mutabktr; ve bu iltifata lyktrlar ve karineleri kuvvetlidir. Elbette Hazret-i mam-
Alinin (R.A.) byle btn iar mnalar irade edecek kll bir tevecch faraza
bulunmazsa -Celceltiye vahy olmak cihetiyle- hakik sahibi Hazret-i mam- Alinin
(R.A.) stad olan Peygamberi Znn (A.S.M.) klli tevecch ve stadnn stad-
Zlcellinin ihtal ilmi onlara bakar, irade dairesine alr.629
Kayna vahiy olduu iddia edilen bir metnin (Resul-i Ekremden nceki
vahiyleri dikkate almazsak), Cebrail (a.s.) vastasyla Hz. Muhammed (s.a.v.)e gelen
ve onun emriyle yazlp, tevatren nakledilen Kur'an- Kerimde ya da sabit hadislerde
625
Sofuolu, Sahh-i Buhr ve Tercemesi, ayn yer.
626
bn Teymiye, Klliyat, 4/82.
627
Sikke-i Tasdk- Gayb, 136, Sekizinci ua/mam- Alinin (Radyallah anh) Risale-i Nura dair nc BR
KERMETDR/Beinci Remz.
628
Sikke-i Tasdk- Gayb, 141, Sekizinci ua/mam- Alinin (Radyallah anh) Risale-i Nura dair nc BR
KERMETDR/Yedinci Remz.
629
Sikke-i Tasdk- Gayb, 139, Sekizinci ua/mam- Alinin (Radyallah anh) Risale-i Nura dair nc BR
KERMETDR/Altnc Remz.
169
yer almas gerekir.630 Peki, vahiy olduu iddia edilen bu "Celcelutiye kasidesi"
nerededir? Kur'anda olmadna gre, hangi hadis koleksiyonunda yer almaktadr?
Bu kaside, sahih hadis kaynaklarnda rivayet edilmesi bir yana, zayf ya da mevzu
hadisler arasnda bile kendine bir yer bulamamtr.
"Allaha kar yalan uydurarak iftira edenden daha zalim kimdir? (...)"631
Bu kasidenin vahiy ile inzal edildii iddias, Allaha iftira olduu gibi, Hz.
Peygambere de iftiradr. nk, Nur Risalelerinden anlaldna gre; Hz.
Peygamber bunu herkese duyurmam, bilkis Hz. Aliye hasretmitir. yleyse, Hz.
Peygamber tebli grevini -h- yerine getirmemi olmaktadr.
"Ben Abdullah bn Abbasn yanndaydm. Bir adam gelip ona dedi ki:
-Bize, Resulullahn (s.a.v) sana sr olarak bildirdii bir ey syle! Ali dedi ki:
-O, insanlardan gizleyip de sr olarak bana bir ey vermedi.633 Lkin, ben onun
yle buyurduunu iittim:
630
Snnetin ve hadislerin vahiy ile ilgisi, limler arasnda tartma konusudur. Konu hakknda bak. Ali Osman
Kokuzu, Rivayet limlerinde Haber-i Vhitlerin tikt ve Teri Ynlerinden Deeri, DB Yaynlar, Ankara 1988, 38-
43; Koyiit, Hads Istlahlar, 448-454.
631
Ankebt, 29/68.
632
bn Kesir, 5/2417. mam bn Kesir, bu haberin salam olduunu belirtmektedir.
633
Hadisin dier varyantnda, Hz. Alinin yle dedii yer almaktadr: Resulullah, btn insanlara tamim etmedii
bir eyi bize tahsis etmedi. (Mslim, Ezh, 8/45.)
634
Mslim, Ezh, 8/44. Hadisin dier varyantnda, Hz. Alinin bu soru zerine kzd da yer almaktadr. (Mslim,
Ezh, 8/43.) Hz. Alinin kzmas, dallet frkalarndan Rafzlerle ilerin ve mamiye taifesinin iddialarn iptal
etmektedir. (Davudolu, Sahh-i Mslim Tercme ve erhi, 9/246.)
170
u zikrettiiniz teviller ve btnlar iin size msamaha edip "hadi bunlar sahihtir"
desek, bunlarn eriattaki hkm nedir? Onlarn gizlenmesi mi yoksa ifas m vaciptir? Eer
"onlarn herkese ifas vaciptir" derseniz; o zaman deriz ki "yleyse, onu Muhammed (s.a.v.)
neden gizledi ve bu asra kadar geldi ve bu trden hibir kimsenin haberi olmad?" Dinin
gizlenmesinin hell olmadn hatrda tutup durmak iin Allah Teal hazretleri: 'Onu insanlara
mutlaka aklamanz ve saklamamanz iin' (l-i mrn, 3/187) diye buyurup dururken Allahn
dininin gizlenmesinin caiz olmas nasl olabilir?" Eer onlar, onun gizlenmesinin vacip
olduunu iddia ederlerse buna da u cevab veririz: "Dinin srrndan Resulullah (s.a.v.)a
gizlenmesi vacip olan bir eyi aklamak size nasl hell oluyor? Bir srr bilen birinin onu ifa
etmek suretiyle iledii su, en byk sulardandr. Eer eriatn sahibi bu srlarn
gizlenmesinde kll bir maslahat ve byk bir sr olduunu bilmeseydi onlar gizlemezdi. (...)
Byle olduu hlde siz neden bu srr ifa ettiniz ve bu perdeyi yrttnz? Bu, dinden
kmaktan, eriatn sahibine muhalefetten, onun kurduu eylerin hepsini ykmaktan baka
bir ey midir?"
Eer, "Bu srrn halkn avamna ifas caiz deildir. Bundan dolay Resulullah (s.a.v.)
onu ifa etmedi. Fakat, onun vasisi ve kendinden sonraki halifesi olan ss (kk, huy,
tabiat)una ifa etmesi Peygamberin hakkdr ve phesiz o, bunu Aliye ifa etmitir,
bakasna deil" denirse; buna yle cevap veririz: "Ali bunu ssunun ve halifesinin dnda
bakasna ifa etti mi, etmedi mi? Eer onu sadece ssuna ifa etti ise; ayn ekilde ssu da
kendi ssuna ve halifesinin halifesine olmak zere bu zamana kadar geldi ise, o hlde, nasl
oluyor da bu i avamdan u cahillerde son buluyor ve onlar onu sylyorlar. Tasnif ettiiniz
kitaplar onun hikyeleri ile doluyor, diller onu syleyip duruyorlar?" Bu sualle ilgili akla ancak
yle bir cevap geliyor: Her hlde halifelerden biri isyan etti ve ehlinden baka birine srr ifa
etti ve bylece yayld. (...)635
Said Nurs ve akirtleri bunlar, baka bir yolla ifa ettiler. Ayet ve hadislerdeki,
Celceltiye ve Erczedeki Said Nursye ve Nur Risalelerine ilikin iar, batn,
remz manalar (!) bu kez Hz. Alinin halifesi deil "manev veledi" olan (?) Said Nurs
ve akirtleri, kirli emellerine ulamak iin bizzat kendileri ifa ettiler.
Bu ifaat, Hz. Ali (r.a.)ye ve ehlibeyte atlm birer iftiradr; nk Hz. Alinin ve
ehlibeytin yannda Allahn Kitabndan baka vahiyden bir ey olduunu en bata
kendileri yalanlamtr.
Ey Rafz! Hz. Alinin gaybtan haber verdiini iddia ediyorsun. Bu dorudur, aslnda
gaybtan haber verme ii, Hz. Alinin derecesine ve imamete varamayan birok salih kiilerden
de meydana gelmitir. Ebu Hureyre ve Huzeyfe bunlar dile getiriyorlard. Ebu Hureyre bu gibi
haberleri Resulullaha isnat ederken, Huzeyfe onlar bazen Resulullaha isnat eder bazen de
etmezdi. Hz. Alinin gaybtan verdii haberler bazen Resulullahtan iittikleri haberlerdi.
Bazlar da Hz. Alinin kendi kalbine doan keiflerden ibarettir. Nitekim, Hz. merin de buna
benzer kalb keiflerine dayanarak verdii haberler vardr. Ahmed b. Hanbelin ez-Zhd, Ebu
Nuaymn el-Hlye ve bn Ebud-Dnyann Kermtul-Evliya gibi eserleri ashap, tbin ve
onlardan sonra gelen salih zatlardan zuhur etmi ve Hz. Alinin haberlerine benzeyen birok
haberlerle doludur. Hz. Aliden rivayet ettiin haberlerin shhatini de teslim etmiyoruz. Hz.
Alinin istikbalde vuku bulacak her hadiseyi bilmediini ispat eden hadiselerin bir ksm da,
onun hilfeti zamannda vuku bulan harpler ve o harplerde zannettii gibi kmayan
sonulardr. Hz. Ali, bu kadar insann lmnden sonra gayenin tahakkuk etmeyeceini daha
635
Gazl, Fedaihul-Btniyye: Btnliin yz, ev. Avni lhan, TDV Yaynlar, Ankara 1993, 38-39.
171
nce bilmi olsayd, asla muharebe etmezdi. nk, muharebe etmedii zaman daha stn
ve daha gl idi. Eer hkm vermek iin tayin ettii hakemlerin verecekleri karar bilseydi,
onlar tayin etmezdi. Kendisinden sonra vuku bulacak olaylar haber verdiine dair olan
haberler nerede kald?... Rafzler bir yandan Hz. Ali hakknda baz eyler iddia ederlerken, te
yandan da zdd olanlarn kendileri ortaya atmaktadrlar. Onun hakknda ar giderek masum
olduunu, ona unutkanlk arz olmadn ve gayb bildiini iddia ediyorlar.
(...) Hz. Ali, Sffn savann gecesinde yle diyordu: "Ey Hasan! Baban, iin buna
636
varacan bilemedi. Allaha kasem ederim ki, Sad b. Malik ile Abdullah b. merin
637
yaptklar i itir. Yaptklar doru ise sevab byktr, yanl ise cezas azdr."
636
Bu sahabler, o dnemdeki savalara itirak etmemi, tarafsz kalmay tercih etmilerdir. Tafsilt iin hadis ve
siyer kitaplarna baklabilir.
637
bn Teymiye, el-Munteka, ev. Cemaleddin Sancar, Pnar Matbaaclk, stanbul 1986, 392-393.
638
Hz. Ali (r.a.)nin Sryance bildiine dair bir bilgiye biz rastlamadk. Oysa, Resulullah (s.a.v.)n, Zeyd b. Sabit
(r.a.)e Sryanceyi ve Sryance okuyup yazmay renmesini emrettii sabittir. (Tirmiz, stzn ve db,
22/2857. Bu hadis, hasen-sahihtir.) Zeyd b. Sabit demitir ki: "(...) (Resulullah), Yahudilere bir ey yazdraca
zaman, onlara ben yazardm ve onlarn (Resulullaha) yazdklar mektuplar da ona ben okurdum." (Tirmiz, ayn
yer.)
Bilindii gibi, o, Resulullahn, kendisine gelen mektuplar herkesin okumasn istemedii iin zel olarak
grevlendirdii sr ktibiydi. (Kettn, et-Tertbul-driyye, 1/119-120; bn Hacer, Fethul-Br, 13/156.) Nak.
Mustafa Ertrk, Metin Tenkidi (Gayb ve Fiten Hadisleri rnei), Fecr Yaynlar, Ankara 2005, 37.
Abdullah b. Amr b. el-s (r.a.) da, eski kitaplar okur, Sryance ve Arapa yazard. (bn Kuteybe, Te'vlu
Muhtelifil-Hads, 378.) Hz. Ali b. Ebu Talib (r.a.) ise, ahidname ve sulh ktibi idi. (bn Abdilberr, el-stab, 1/68;
Kettn, et-Tertbul-driyye, 1/123.) nak. Ertrk, ayn yer.
172
Muska, tlsm kitaplar incelendiinde yle anlamsz melek, cin, eytan ve peygamber
adlarna rastlarsnz ki, anlamlarn hibir dilde ve lgatte bulamazsnz.
te bunlara rnekler:
a) Melek adlar:
c) Peygamber adlar:
Oysa yukarda adlar geen melek, cin ve peygamber adlarnn hibirisinin slmiyetle
ilgisi yoktur. Cmlesi uydurma ve hayal adlardr, hurafedir.641
4.1.1.1. MAM GAZALNN CELCELTYE ERH
639
Hizbu Envr el-Hakik en-Nriyye, 100-111.
640
Hurafeler ve Menelerinden nak. Erdil, Yaayan Hurafeler, 28.
641
Erdil, Yaayan Hurafeler, 29.
173
Said Nurs, Celceltiyenin vahyen Hz. Peygambere inzal edildii ynndeki
iddiasna mam Gazalyi de ortak klmak istemitir. Tmmt ehlinin yorumlar
hakknda mam Gazalnin grn nceki blmde nakletmitik. O, bu konuda yine
yle demitir:
Tmmt denen lzumsuz szler, er' szleri anlalan manalarndan alp da, hibir
faydas olmayan anlalmaz manalara nakletmektir. Btnlerin tevil detleri gibi. Bu, slam
dininde haramdr ve zarar ok byktr. nk, Sahib-i eriattan bir haber olmakszn ve akl
delletinin icap ettirdii bir zaruret bulunmadan, lfzlarn manalarn deitirmek, szlere
olan itimad rtr. Allah Teal ve Peygamber kelmnn deeri kaybolur. Bunlarn iddiasna
gre, anlalan manaya gvenmemek gerekir. Btn mana iin bir kaide de yoktur. Herkesin
uydurmasna gre ayr ayr tevcihlere gidilebilir. te bu da, slm dinine byk zarar olan
bid'atlerdendir. Bunun sliklerinin gayesi, insan tabiat garabete meylettii ve
bundan lezzet ald iin, garip eyler ortaya koymakla zahirini tevil ederek eriat
ykmak ve insanlar kendi btn ve batl inanlarna evirmektir.643
Baz eserler her ne kadar mam Gazalye nisbet edilmekteyseler de, ihtiva ettikleri
baz fikirler itibaryla, onun kaleminden kmadklar, yahut tahrife urad hususunda
kuvvetli pheler uyandrmaktadr. Gayeye erimek iin her vastay mubah gren Btniye
taifesi, kitap uydurmakta ve tahrif etmekte eytana parmak srtacak hnerler gstermilerdir.
(...) mam Gazalye nisbet edilen, fakat bozuk fikirler ihtiva eden baz kitaplarn ve sahifelerin
de bozuk mezhepliler ve dinsizler tarafndan uydurulduunu mdekkik limler beyan
ediyorlar. Mevlna bl, Srrul-lemin kitab hakknda unlar yazyor: "Bizce bu kitap
phesiz dzmedir. Bunun yazl ekli ve ifade tarz Gazal hazretlerinin yaz ve ifade
slubundan tamamen ayrdr. Dzme eseri hazrlayanlar yle bir hileye bavurmular ki, yer
yer mamul-Harameynin ders verdiinden ve hocalk yaptndan bahsetmiler ve akllarnca
-byle yazmakla- bu kitab mam Gazalnin kitaplarndan saydrmak iin iyi bir tedbir olarak
dnmlerdir. Fakat onlarn bu tedbiri, kitabn dzmece olduunu ispata yeterli bir delildir.
nk, Gazalnin deti, hocalarn ve eyhlerini kitaplarnda ismen zikretmemektir.644
642
Sikke-i Tasdk- Gayb, 133, Sekizinci ua/mam- Alinin (Radyallah anh) Risale-i Nura dair nc BR
KERMETDR/nc Remz/ncs.
643
Gazl, hy, 1/96.
644
Ubeydullah Kk, hy Tercmesinin nsz, Bedir Yaynevi, stanbul 1989, LXIII-LXV.
174
Gazal, byle uyduruk kasidelere erh deil, bilkis Btniyeyi ret kabilinden
birok kitap yazmtr.646
Said Nursnin mam Gazalye isnat ettii Celcelutiye erhinden birka msra
nakledelim ki, bu erhin ne menem bir ey olduu grlsn:
$ V - 0M!
0 *=
dR
Bu beytin hssas:
(Bu beyitten, iki dargn kimsenin bartrlmas veya bakasnn sevgisini kazanmak iin
faydalanlr.)
b- Veya bir insann kalbini sevgi ve muhabbetle kendine evrilmesini istemek iin
kullanlr.
Bartrlmas istenilen iki hasmn adlar ile birlikte bu beyit ile beraber u:
1 .) !:V
.! - 13
V V d; ;
"Ey bu isimlerin hddm, bu isimlerin size kar olan hakk ve nezdinizdeki hrmet ve
saygs iin filnca kadnn olu filanca kiinin kalbini u ve u eye doru heyecanlandrarak
ekiniz." der. Ve bu nshay bann zerinde tarsa istenilen kimsenin kalbi ve hatr Allahn
izni ile isteyene doru sevgi ve muhabbetle ekilip gider.648
k d> -
0MMR 0
Bu beytin hssalar:
645
Bak. Bilmen, Byk Tefsir Tarihi, 2/460; M. Yaar Kandemir, Mevz Hadisler, DB Yaynlar, Ankara 1984; M.
Said ekmegil, Tetkiklerde Metod ve Tenkit, Sanih Ktphanesi Yaynlar, Malatya 1979, 48-49.
646
"Huccetul-Hakk, Mufassalul-Hilf, Kitbud-Derc, el-Kstasul-Mustakm, Mevznu Hamse" bunlardandr.
Bak. Bilmen, Byk Tefsir Tarihi, 2/459.
647
ekmegil, Tetkiklerde Metod ve Tenkit, 45.
648
Celceltiye Duas Havs ve Esrr (Gazlye isnat edilen "Behets-Seniyye"nin Tercmesi, Arapa Metinle
Birlikte), ev. Halil Gnaydn, Pamuk Yaynlar, stanbul 1987, 62.
175
649
d dW k
W
05M * $
Bu beyti 28 defa okuyan kimseye yce Allah bilmedii ve dnmedii yerlerden rzk
ve hayrl eyler gnderir, onu kimseye muhta etmez. Bu beyti okuyan tccarsa Allah onun
aln veriini, alp vermesini kolaylatrr, malna bereket ihsan eder.
Bu beyti gzelce okuyamayan kii bir defa yazarak, d aac ile tts yapar ve
karada, denizde, seferde ve hazarda uyku ve uyanklk halinde u vefkle birlikte yannda
tarsa zikredilen eylere nail olur.
650
649
Celceltiye Duas Havs ve Esrr, 63-64.
650
Celceltiye Duas Havs ve Esrr, 69.
176
Ben veys bir tarzda bir ksm ilm-i hakikat Hccet-l-slm olan mam-
Gazal (K.S.) den almtm. imdi anlyorum ki: mam- Gazal (K.S.) ayn dersi
veys bir tarzda mam- Ali (K.S.) dan almtr. Demek mam- Ali (R.A.) n mhim bir
akirdi olan mam- Gazal (K.S.) nin ba stnde bu biare talebesine efkatkrane,
tesellidarne en skntl bir zamanda bakmas acib deil, belki lzmdr ve yle olmak
gerektir. Risale-i Nura fkrasnda kuvvetli iaret eden Hz. Ali (R.A.) nin kaside-i
Celceltiyesinin hibir cihetle tesadfe hamledilemez.651
Biz iin din boyutunu -elimizden geldii kadaryla- inceledik. Artk bundan
sonrasyla ruh hekimleri ilgilensin...
4.2. "SEKNE" SAHFESNN VAHY (?)
Said Nurs; uydurulmu, dzlm metinleri vahye izafe etmeye olduka
merakldr. O, bir eyin vahiy olup olmad konusunda ilm disiplinden ve ciddiyetten
o kadar uzaktr ki, iine gelen her metni vahiy diye takdim etmeye hazrdr. Ne d
belirsiz bu sahife nerededir?653 Kim rivayet etmitir? Snnetin neresinde yer alr?
651
Sikke-i Tasdk- Gayb, 152-153, Yirmisekizinci Lem'a/kinci Keramet-i Aleviye/Yirmi Sekizinci Lem'ann Birinci
Mes'elesi.
652
Sikke-i Tasdk- Gayb, 167, Onsekizinci Lem'a.
653
"Ne d belirsiz" derken Sekine sahifesinin ieriini deil, rivayet ynn kastediyoruz. Yoksa, Sekinede
Allahn baz isimleri ve baz ayetler yer almaktadr. Bak. Hizbu Envr el-Hakik en-Nriyye, 170.
177
inanan her Mslmann bunu fark etmesi gerekir. Allah, bu kezzap ve deccallar
kahretsin!
Evet, Said Nursnin bu szleri onun bir i, stelik Gulttan bir i olduunun
en ak gstergesidir. Bu frkaya Gult denmesi, Hz. Ali konusunda arla
gitmelerindendir. Ona bir taraftan ulhiyet, bir taraftan nbvvet ve bir taraftan da
655
nbvvette ortaklk nisbet etmektedirler.
"(...) Bilgisizce, srf insanlar saptrmak iin Allaha yalan isnat eden kimseden
daha zalim kim olabilir? Allah, phesiz, zalim kimselere hidayet etmez."656
Sekine; huzur, sekinet, ferahlk, kalp rahatl, mutmain olma, yatma, kalbi tatmin ve
teskin edici husus, sebat anlamlarn tamaktadr.657
Allah Teal, "sekine"yi sahife olarak deil, hicret srasnda Hz. Peygamber
(s.a.v.) ve Hz. Ebu Bekir (r.a.) Sevr maarasna sndklarnda Hz. Ebu Bekirin
kalbine indirmitir:
"Eer siz, ona yardm etmezseniz, (bilin ki) kfirler onu iki kiiden biri olarak
(Mekkeden) kardklar zaman, bizzat Allah ona yardm etmiti. O ikisi maarada
iken arkadana 'Tasalanp zlme! Allah, bizimle beraberdir.' demiti. Allah da, onu
zerine sekinetini indirdi; onu, grmediiniz ordularla destekledi ve kfirlerin szn
ise alaltt. Zira yce olan, ancak Allahn szdr. Allah, aziz ve hakimdir."658
Allah Teal, Kur'anda Hz. Ebu Bekirin kalbine "sekinetini indirdiini" beyan
edince, iler buna mukabele olmak zere; Cebrail (a.s.)in, "Sekine" sahifesini Hz.
Ali (r.a.)ye indirdii yalann uydurmulardr.
654
Gurabiye, iann ar frkalarndan biridir. Bunlar; peygamberliin aslnda Hz. Aliye ait olduunu, fakat
Cebrailin benzerlikten dolay arp hata ederek Hz. Ali yerine Hz. Muhammede (s.a.v.) geldiini iddia ederler.
Bunlara "Kargaclar" anlamna "Gurabiye" deniliinin nedeni; bunlarn "Kargann kargaya benzedii gibi Hz. Ali de
Hz. Peygambere benzer" demeleridir. (Ebu Zehra, slmda Siyas ve tikad Mezhepler Tarihi, 47; bn Kuteybe,
Te'vlu Muhtelifil-Hads, 102.)
655
Eb Muhammed Osman b. Abdillah b. el-Hasen el-Irk el-Hanef, el-Firkul-Mufterika beyne Ehliz-Zeyg vez-
Zandaka (s.29-31), nak. Yaar Kutluay, slm ve Yahudi Mezhepleri, Anka Yaynlar, stanbul 2004, 126.
656
En'm, 6/144.
657
Muceml-Mfehres, 247.
658
Tevbe, 9/40.
659
Bak. Yazr, Hak Dini Kur'an Dili, 4/2547; Suyt, tkn, 1/523. Fahreddin Raz, bu zamirin Hz. Peygambere raci
olduu grnn batl olduunu etraflca izah eder. (Rz, Tefsr-i Kebr, 11/530-532.)
660
Bak. Tevbe, 9/26; Fetih, 48/18-19; 26. Hadisler iin rnein bak. Mslim, Zikr, 11/38; 11/39.
178
(...) Sonra mam- Ali (R.A.) Sekine ile megul olan Saide (R.A.) bakar,
konuur; akabinde 2 der. ki- yerde kuvvetli iaret ile Said (R.A.)
ismini verdii kirdine hitaben "Kendini Sekine ile dua edip muhafazaya al." "Y"-i
nidden sonra mteaddit karineler ve emreler ile Said var. Demek ya Said (R.A.)
2 olur. Bu fkra naslki kelimesiyle "Elkrd" lkabna hem lfzan
hem cifren bakar. nk mimsiz Krd kalbidir. Mim ise, "lm" ve "y" ye tam
muvafktr. yle de: Dier bir ismi olan Bedizzaman lkabna dahi "ezzaman"
kelimesiyle ma etmekle beraber bin yz ellidrt (1354) veya, bin yz ellibe
(1355) makam- cifrsiyle Saidin (R.A.) hakikat- hlini ve hilf- det vaziyetini ve hfz
u vikaye iin kesretli duasn ve halvet ve inzivasn tamamiyle tbir ve ifade
ettiinden sarahata yakn bir surette parman Onun bana ve o Kasidede teselli
iin basyor. Ve burada da "bihin-nru uhmidet" srrna mazhar olan Risale-i Nuru
alklyor.661
Said Nurs, bu Sekine sahifesiyle o kadar meguldr ki, hlyalara dald bir
srada okuduu "mdriken lizlikez-zemni" fkrasna, kendi matmah- nazar662
erevesinde getirdii yorum, artk ancak glnecek ve sahibinin hline acnacak bir
boyut almtr. yle ki:
Fkrada yer alan " " kelimesindeki "mim" harfi kaldrlr, " " szc
elde edilir. " " kelimesi kalbedilir, yani geri dndrlp evrilir, daha dorusu
tersinden okunur. Bylece " - Krd" kelimesi elde edilir. Bitmedi, devam! Kaldrlan
"mim", "lm" ve "ya"ya tam denk olduuna gre "lm" olarak "kef"in nne gider.
Oldu mu size "" ;" ya" olarak da "dal"n arkasna gider. imdi oldu "" .
" " in sonundaki "elif" de baa alnnca, "" yi bulduk demektir... "Y"-i
nidden sonra mteaddit karineler ve emreler ile Said var. Yani, "y" seslenme
nleminden sonra eitli ekillerde (?) "Said" var. Ne oldu? " 2" *
oldu. E, hem ismi Said, hem Krt, hem de lkab Said-i Krd olan kim? Tabi ki, Said
Nurs... Demek ki; Hz. Ali, Said Nursye hitaben "Ya Said! Sekine ile dua et, kendini
korumaya al." demitir!... Ayrca; belki ayn isimde, baka bir Krt daha olabilir.
Kartrmasnlar diye, yine ayn fkrada "ez-Zemn" kelimesi de kullanlm. nk,
Said Nursnin dier bir lkab da "Bedizzaman"dr.663 Binaenaleyh; Hz. Ali, Said
Nursyi teselli etmitir ve Nur Risalelerini alklamtr!... Vay anam vay!664
661
Sikke-i Tasdk- Gayb, 132-133, Sekizinci ua/mam- Alinin (Radyallah anh) Risale-i Nura dair nc
BR KERMETDR/ncs.
662
Byk bir hrsla gz dikilerek baklan ey. Said Nursnin tamah ettii ey; Hz. Alinin kendisine hitap etmesi, bu
kasideyi kendisi iin yazm olmasdr.
663
Nitekim, Said isminde baka bir Krt daha vardr: eyh Said Krd. 29 Haziran 1925te Diyarbakrda idam
edilmitir. eyh Said, lm yl dnmnde Diyarbakrda "ehit Namrn (ehitler lmez!)" sloganlaryla ve
zerinde Arap alfabesiyle "ehd eyh Sad Krd Paluv" yazan posterleriyle anlmtr. (Bak. 29 Haziran 2005
tarihli Hrriyet gazetesi, s.22.) Demek ki, Hz. Alinin Said Nursden bu kadar teferruatl haber vermesinin (!)
hikmeti, iini salama balamakm. Aksi takdirde, Hz. Alinin iaret ettii (!) Saidin, maazallah Said Nurs deil
eyh Said Krd olduu yanlgsna dlebilirdi!
664
Yaar Kutluay, slm ve Yahudi Mezhepleri isimli eserinde Yahudilerin iinden km "Sahte Mesihler"den
bahseder. Onlardan birisi de, 1868de Yemende kan kr el-Kuheyldir. Yemen Yahudilerine mesih olduunu
kabul ettirmitir. mm olduu hlde vahy ve ilham ile btn hikmeti rendiini iddia etmitir. Bu sahte mesih,
Tanahta [Eski Ahit (Tevrat)] aya 45, 1de ad geen "Kore"in harflerinin srasn deitirmekle kendi adnn
kacan, dorusunun da bu ve kendisinin gerek Mesih olduunu iddia etmitir. (Bak. Kutluay, slm ve Yahudi
Mezhepleri, 279-280; 294.) Kutluay, eserinin 294. sayfasnda bu iddiann benzerinin baka mezheplerde
bulunmadn sylemektedir.
179
nsan byle batl tevilleri okurken, zihnine srlerle istifham almetleri doluyor. Akll
bir adamn, bu gibi bo lflar sylemesi mmkn mdr? (...) Allah Teal insana akl
vermitir. Varl dnsn, saadeti elde edecek usl ve kaideler koysun, ferd ve itima
hayatnda kendini anariye kaptrmasn diye Allah kendi katnda onu dier yaratklardan
stn tutmutur. O hlde, insan nasl akln atar da fikrini bu cins vehimlere yorar? Akln
beendikten sonra nasl bu duruma der? Muayyen artlar altnda akllarn yitirmi
cahillerden bir grup bulduu zaman byle rezilcesine nasl elenir?
Bu dnyada, kendi aklna sayg gsteren ve sama szlere raz olmayan kimselerin
mevcut olduunu grp durduu hlde bunu nasl yapar?
Bu tevilleri okurken bu fikirler beynime hcum ediyordu. Hayr, ben tevilleri deil,
lfzlarla oynamann eklini, akllarla elenmenin, byk altndan glmenin nasl olduunu
okuyordum.665
Ondan nce bu mevzuda birok Btn gruplar, mutasavvflar iinde fenya inanan,
insan gldrecek eyler syleyen, yakp mahvedici alay mevzular saan hullc ve
mutaassp mistikler gelip gemitir. Eskiden dendii gibi, en kt bel gldrc
olandr.666
4.3. KERAMET- GAVSYE (?)
Said Nurs ve Nur Risaleleri hakknda verilen bunca haberin (!) yan sra daha
baka haberler de (!) vardr. Bunlarn en youn olan "Keramet-i Gavsiye" adyla
takdim edilen eyh Abdlkadir Geylnnin haberleridir. Bu kez, eyh Geyln sadece
Said Nursye iaret etmekle yetinmez, onun talebelerine de iaret eder! mam
Gazal, Bahauddin Nakibend, Ahmed-i Faruk ve Osman- Halid de Said Nursyi
haber veren, ona iaret eden zevattandr!...
Mezkr ayetin meali yledir: "nmde milletlere ba idirmek, ve krallarn belini gevetmek, ve kaplar
kapanmasn diye nnde kap kanatlarn amak iin elini tuttuu Koree, mesihine, RAB yle diyor:" (Kitab
Mukaddes Eski ve Yeni Ahit, Kitab Mukaddes irketi, stanbul 1997, 700.)
Said Nursnin yukardaki iddias, kr el-Kuheylin iddiasna ok benzemektedir. Maalesef, Said Nurs bu pis
Yahudiyle kelimenin harflerinin srasn deitirme metodunu paylamtr. Biz de, Said Nursnin bu iddiasnn
benzerini baka slm "mezhep"lerinde grmedik.
665
Abdlhamid, slma Ynelen Ykc Hareketler, 108-109.
666
Abdlhamid, slma Ynelen Ykc Hareketler, 109.
180
Onun iki ismi var: "Said", "Bedizzaman." Bu iki ismin mecmuunun makam-
ebcedsi "Ez-zaman"daki edde saylmazsa yz yirmi dokuz ediyor. ki "dal" bir
saylsa yz yirmi be, aynen "kn kdiriyyul-vakti" deki muhatab o olmasna iaret
ediyor, belki dellet ediyor.669
"ene limrd" fkrasnda "mrd" "Molla Said" kelimesine tam tevafuk ediyor.
Yalnz bir elif fark var. Elif ise, kaide-i Sarfiyece "elfn" okunur. Elfin ise, bindir.
Demek bin ikiyz doksan drtte dnyaya gelecek bir mridi, bu "murid" lfznda
muraddr. nk "limurd" de lm saylsa ikiyz doksan drt eder ki, bir tek fark ile
Saidin tarih-i veldetine tevafuk eder. (...)
u zamanda delll- Kur'an ve hdim-i Frkan olan o zatn iki ismi ve iki lkab
var. "Elkrd" lkab ile "Molla Said" ismi, "ene limrd" fkrasnda zhir grnyor.
"Nurs" lkabiyle "Bedizzaman Said" ismi "kn kdiriyyul-vakti" fkrasnda ikr
grnyor. Hatt hizmet-i Kur'aniyede en mhim bir arkada ve hlis bir talebesi
olan Hulsi Beye "lillhi muhlisan teu saden sdkan bimuhabbeti" fkrasnda iaret
olduu gibi, dier bir ksm talebelerine de iaretler var.670
"fey mniden nazm fekulhu ve l tehaf" fkrasnn mel-i gaybsi udur ki:
"y mellifu risletin-nri chid bih fekul ve l tehaf" yni: "Y Risalet-n-Nur ve
Szler sahibi! Bana bak. Gafil davranma. Bin yz otuz ikide mcahedeye bala;
Szleri korkma yaz, syle!" Filhakika Said Hazret-i Gavs- Geylnnin u vasiyetini
ve emrini imtisal ederek envr- Kur'niyeyi neretmi.671
667
Emirda Lhikas I, 91, Yirmiyedinci Mektuptan/Muhterem, Sevgili, Mbarek Kardelerim!/Mils ve havalisi
Risale-i Nur Talebeleri namna duanza muhta Halil brahim (R.H.).
668
Emirda Lhikas I, 164, Yirmiyedinci Mektuptan/Bu gnlerde rahatszlk iin "Evrad- Bahaiye"yi ezber deil,
kitaba bakarak okudum. (...).
669
Sikke-i Tasdk- Gayb, 178-179, Sekizinci Lem'a/eyh-i Geylnnin -kendinden sekizyz sene sonra- gayb
in gzyle haber verdii bir hdise-i Kur'aniyedir.
670
Sikke-i Tasdk- Gayb, 181-182, Sekizinci Lem'a/eyh-i Geylnnin, Fkrasiyle Kerametkrane Verdii Haber-i
Gaybinin Tetimmesidir.
671
Sikke-i Tasdk- Gayb, 184-185, Sekizinci Lem'a/eyh-i Geylnnin, Fkrasiyle Kerametkrane Verdii Haber-i
Gaybinin Tetimmesidir/Said Kendi Sylyor.
181
"Ey Said! Sen, zamann Abdlkadiri ol, ihls- tmm kazan, fakrinle beraber
maietini dnme, nsdan minnet alma, ismin "Said" olduu gibi maiette de
mes'ud olacaksn! Muhabbetimde sadk olduundan ve ihlsa altndan, Hulsi
gibi muhlis talebeler ve yardmclar ve Sleyman, Bekir gibi sdk hizmetkrlar ve
Sabri gibi tam takdir edici ve ciddi mtak talebeler size verilmi." Evet, Lillhilhamd,
Gavsn sarahat derecesinde ihbar ettii hal vuku bulmutur. (...)
Evet, "mniden" lm-i Cifirle "Molla Said"i gsterdii gibi "nazm" ile Risalet-
n-Nuru gsterir. Ve "z" ile hem Mektubat hem "m" "kelimtu sadil-krd" gsterir.
"Kelimat" Szler demektir.
182
Ispartann saf menbi-i ilmiyesinden bir zat ki, Tarkat- Aliyye-i Nakiyye
ressndan ve bin ikiyz doksaniki veya bin ikiyz doksan arasnda dr- bekaya
terif buyuran Bekazalzade Osman- Hlid Hazretleri, meslek-i ilmiye ve
ameliyesiyle alkadarane kefiyat ve hdisatn bir hccet-i kata gibi vrislerine
vasiyet ve mahz- tebiratlarn ylece tevars eylemitir. Hatt stad-
672
Sikke-i Tasdk- Gayb, 188-189, Sekizinci Lem'a/Risale-i Nur akirdlerinin Bir Fkrasdr.
673
Sikke-i Tasdk- Gayb, 204, Sekizinci Lem'a/Kermet-i Gaybiye-i Gavsiyenin Bir Tetimmesidir.
674
Sikke-i Tasdk- Gayb, 9, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Aziz, Sddk Kardelerim.
675
Sikke-i Tasdk- Gayb, 12, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Risale- Nurun Makbuliyetine mza Basan Ve
Gaybi aretlerle Ondan Haber Veren Sekiz Paradan Birinci Paradr.
183
muhteremimizin tevelldne tam isabetli olarak tarih-i mezkrda "mn kurtaran bir
mceddid kacak, o da bu sene tevelld etmi," demi. Bundan baka, drt
evldndan birisinin o zat ile merref ve mlk olacan ilve etmitir.676
mam- Ali (R.A.), ah- Geyln (RA), Sekizinci, On Sekizinci, Yirmi Sekizinci
Lem'alar ile Sekizinci ua ile keramt- evliya hak olduunu ve yerde iken Ar-
Azam mahede ettiklerini Risale-i Nur beyan etmi. Hem umum mtehidler,
"mtekkellimnden birisi gelecek hakaik- imaniyeyi ve btn mesili vzih bir surette
beyan edecek" diye mjdelerini, Risale-i Nur, hdisat- lem ile isbat etmi. Hem
btn her asrda gelen meb'uslar, veliler kefiyatlarnda, "birisi gelecek, arktan bir
nur zuhur edecek" diye Risale-i Nurun ahs- manevisini ve stadmn ahs-
mnevisini ve talebelerinin ahs- mnevisini grp, btn mmet-i Muhammede
(ASM) Risale-i Nurun faziletini ehemmiyetini, kymetini ve emr-i Peygamber ile btn
mmet virdlerinde azab- kabirden ve hirzamanda gelecek fitneden, deccln
errinden istiaze etmelerini ve yapaca madd ve manev tahribatn Risale-i Nur
tamir yaptn grmler. Mjdeler, beretler, iretler, remizler ile haber
verdiklerini, Risale-i Nur, Eskiehir, Denizli, Afyon, stanbul gibi hdist- lem ile
gstermi...
Elhsl: Asrlardan beri beklenilen ve muntazr kalnan zt, Risale-i Nur imi.
Hatta stadn kendisi de bir zaman byle bir ztn geleceine muntazr imi.678
(...) Hazret-i eyh (K.S.) srrna mazhar olduu, esm ve cilvesine mazhar
olduu levh-i mahfuz ve ltfuna mazhar olduu Cenb- Hlkn bildirmesiyle, sekiz
asr sonra kendisiyle tevafuk eden bir hdim-i Kur'an grp ve tasdik etmekle haber
vermesi, hak ve ayn- hakikattr.
676
Sikke-i Tasdk- Gayb, 47, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Risale-i Nurun Be Talebesinin Bir Fkrasdr.
677
Tarihe-i Hayat, 457-458, Emirda Hayat/Aziz Kardelerim.
678
Barla Lhikas, 136, Yirmi Yedinci Mektuptan/Birderzdem merhum Abdurrahmann veftn mteakip
yanma gelip, kuvvetli emarelerle Abdurrahmnn yerine bana gnderildii kalbime ihtar edilen (...)/Hiye.
679
Kastamonu Lhikas, 13, Yirmiyedinci Mektubdan/Aziz, Sddk ve Fedkr ve Vefkr Kardelerim ve Hizmet-i
Kur'aniye ve maniyede Kuvvetli ve Kymetli ve alkan ve Muktedir Arkadalarm/Hiye.
184
(...) Nur Risalelerini, deil Hazret-i eyh (K.S.) altnc asrdan ondrdnc
asrda grmesi, (Ktb- sbkada remzen ve Hazret-i Kur'anda sarahaten
gstermeleri, o kitab- mbarekin e'nindendir) diyebileceim.680
4.4. GAYB MESELES
mam- Alinin bir ksm srlar ve gayb haberleri dahi bildirmek istedii
anlalyor. Ben skntl bir zamanda mam- Alinin (R.A.) yet-l-Kbr namn
verdii "Yedinci u"y bitirdiim ayn vakitte -tikadmca bana acele bir mkfat ve
bir cret olarak- geceleyin Celceltiyeyi okudum. Birden bir ihtar- gayb gibi kalbime
denildi: mam- Ali (R.A.), Risale-i Nur ile ok meguldr. Mecmuundan haber verildii
gibi kymetdr risalelerine de iaret derecesinde remzedip m ediyor. Eer sarih bir
surette gaybdan haber vermek (ok zararlar bulunduundan hikmete mnafi olduu
cihetle) hikmet-i lhiye tarafndan yasak olmasa idi tasrih edecekti.683
"Ne isterseniz benden sorunuz, haber vereyim size. Sorun bana mazden,
halden ve istikbalden!" diye ashb- izm arasnda, kendini leme iln eden ve her
mkl izah ve beyan ve "ene mednetul-ilmi ve aliyyun bbuh" Hads-i erifini
isbat ve ayan eden nir-i ilim ve vkf- esrar- Kur'n Cenab- Hazret-i Haydar
(...)684
Sual: Gavs- Azam gibi byk veliler, bz evkatta, mzi ve mstakbeli hazr
gibi mahede ederler. Neden mziye ait cihette sarahat suretinde haber veriyorlar
da, istikbalden haf remizlerle, gizli iaretlerle bahsediyorlar?
680
Barla Lhikas, 212, Yirmi Yedinci Mektuptan/Hfz Alinin fkrasdr/Pek Sevgili ve Mbarek stadm!
681
Sikke-i Tasdk- Gayb, 163, Yirmisekizinci Lem'a/Keramet-i Aleviyenin Neticesi.
682
Sikke-i Tasdk- Gayb, 167, Onsekizinci Lem'a.
683
ular, 573; Sikke-i Tasdk- Gayb, 125, Sekizinci ua/mam- Alinin (Radyallah anh) Risale-i Nura dair
nc BR KERMETDR/Birincisi.
684
Zlfikar Mecmuas, 439, Zlfikarn Htimesi/Hasan Feyzinin Mektubu.
185
yetini ifade ettikleri kuds yasaa kar ubudiyetkrane bir hsn- edeb taknmak
iin, tasrihden iaret mesleine girmiler. T ki iaretler ile, remz ile anlalsn ki,
ihtiyarsz niyetsiz bir surette talim-i lh ile olmutur. nk istikbl olan gaybiyat,
niyet ve ihtiyar ile verilmedii gibi; niyet ile de mdahale etmek, o yasaa kar
adem-i itati imam ediyor.685
Ehl-i Hak gemite olan, gnllerinde bir kitap gibi okurlar, hl ve gelecek
hepsi ayn ekilde, onlarn dernundadr.
Gayb ile ilgili teknik aklamalara girmeden, ayet-i kerimelerden bazlarnn
meallerini vermekle yetineceiz:
"De ki: Gklerde ve yerde Allahtan baka hi kimse gayb bilmez. (...)"691
685
Sikke-i Tasdk- Gayb, 198, Sekizinci Lem'a/Gavs, mehur kasidesinde -sarahat derecesinde- bizlerden, yni
hizb-l-Kur'andan haber verdii gibi, daha birka yerde yine, ir bir tarzda, haber veriyor. (...).
686
Barla Lhikas, 233, Yirmi Yedinci Mektuptan/Galib Beyin Faris fkrasnn tercmesi.
687
ular, 447, Beinci ua/Otuzbirinci Mektuptan Otuzbirinci Lem'ann Beinci udr/Drdnc Nokta.
688
En'm, 6/59.
689
Ynus, 10/20.
690
Hd, 11/123.
691
Neml, 27/65.
186
"De ki: 'Ben size, Allahn hazineleri yanmdadr demiyorum. Gayb da bilmem,
size ben meleim de demiyorum. Ben sadece bana vahyolunana tbi oluyorum.'
(...)"697
"De ki: 'Ben kendime, Allahn dilediinden baka ne bir fayda ve ne de bir
zarar vermeye sahibim. Eer gayb bilseydim, elbette daha ok hayr elde ederdim ve
bana hi bir ktlk de dokunmazd. Oysa ben, inanan kimseler iin ancak bir uyarc
ve bir mjdeciyim."698
692
l-i mrn, 3/44.
693
Hd, 11/49.
694
Ysuf, 12/102.
695
Kasas, 28/44-46.
696
Lukmn, 31/34.
697
En'm, 6/50.
698
Arf, 7/188.
699
Hd, 11/31.
187
Said Nurs, Hz. Alinin yle dediini iddia etmektedir: "evvel-i dnyadan
kyamete kadar ulum-u esrar- mhimme bize mehud derecesinde inkiaf etmi kim
ne isterse sorsun, szmze phe edenler zelil olur" Yani: "Ben, dnyann
balangcndan kyamete kadarki mhim srlar biliyorum ve benim bu bilgim gzle
grlemeyenin, duyularla idrak edilemeyenin, bilinemeyenin ve gizli olann, yani size
'gayb' olann aksine; gzle grlen, duyularla idrak edilen ve hlihazrdaki 'ehadet'
bilgisi derecesindedir. phe eden varsa istediini sorsun! O, zelil (hor, hakir; alak,
aalanan) olacaktr."706
"Ben gayb bilmem. Eer gayb bilseydim, elbette daha ok hayr elde ederdim
ve bana hi bir ktlk dokunmazd."
700
Al-i mrn, 3/179.
701
Cinn, 72/26-27.
702
Meryem, 19/77-79.
703
Tr, 52/38-41.
704
Necm, 53/35.
705
Kalem, 68/47.
706
Bu rivayet, biraz ileride tetkik edilecektir.
188
(...) Eer ben kendi kendime gayb bilir olsa idim, daha ok hayr yapardm ve bana o
su', o dokunabilen elem zarar dokunmazd. Yani hlim imdiki gibi bir beer, bir abid hli
olmazd rabb olmam lzm gelirdi. Bu ise muhldir.707
Said Nursnin zikrettii ayet ("l yalemul-gaybe illallhu"), Neml suresinin 65. ayeti
olsa gerektir. Aslnda byle bir ayet yoktur. inde bu kelimelerin getii yerini belirttiimiz
ayet yledir: "Kul l yalemu men fis-Semvti vel-Arzil-gaybe illallhu (...)" "De ki:
'Gklerde ve yerde Allahtan baka hi kimse gayb bilmez.' (...)"709
Nitekim, "Eer Rabbin dileseydi, insanlar tek bir mmet yapard. Oysa, ihtilf
edip durmaktadrlar. Ancak Rabbinin merhamet ettikleri (bu ihtilftan) istisna tekil
ederler. Zaten, Allah, insanlar bunun iin yaratmtr. (...)"711 buyurulmutur.
phesiz ki, Allahn diledii olur, dilemedii de olmaz. Rabbimiz dileseydi insanlar
tek bir mmet de yapard, ama yapmamtr. Dier bir ayette "(...) Sizin her biriniz iin
bir eriat ve bir yol vazettik. Eer Allah dileseydi, sizi tek bir mmet yapard. Fakat,
size verdii eylerde denemek iin (byle yapmad). (...)"712 buyurulmutur. Kur'an-
Kerimde byle birok ayet vardr:
707
Yazr, Hak Dini Kur'an Dili, 4/2345-2346.
708
lyas elebi, slm nancnda Gayp Problemi, (Doktora Tezi), MSBE, 1991, 115ten nak. Ertrk, Metin
Tenkidi, Fecr Yaynlar, Ankara 2005, 180.
709
Abdulaziz Bayndr, http://www.suleymaniyevakfi.org.
710
Nis, 4/87.
711
Hd, 11/118-119.
712
Mide, 5/48.
189
"(...) Eer Allah dileseydi size glk karrd. (...)"713 Ama glk karmay
dilememi, bilkis kolaylk gstermitir. "(...) Size kolayl ister, gl istemez."714
"Eer Allah dileseydi, onlar irk komazlard. Seni onlara beki klmadk. Sen,
onlara vekil de deilsin."716 Onlar irk komulardr.
Hz. Ali (r.a.)ye ve Allah velisi dier kullara isnat edilen, ayetlere muhalif
olmasn diye aktrmadan, sezdirmeden gaybtan haber verme iddias da, alenen
onlara atlm bir iftiradr. "Ayetlerde 'gayb yalnz Allah bilir; Allah peygamberlerinden
bakasna gayb amaz' denmitir, ama aslnda gayb bize bildirilmitir. Ayetlerin
zahirine ters dmemek iin bunlar sizlere remz, iaret, ima yolu ile bildiriyoruz."
trnden szler, Allah velisi kullardan sdr olacak szler deildir.
Khin, gelecek zamanda vuku bulacak hadiseleri haber veren, srlar bildiini ve gayb
720
lemine ait bilgilere vkf olduunu iddia eden kiidir.
nan hususlarndan biri de, khinlerin gaybtan verdikleri haberlere inanmann kfr
olduudur. (...) Khin gelecek zamanda olacak hadiselerden haber veren kiidir. Khin srlar
713
Bakara, 2/220.
714
Bakara, 2/185.
715
Bakara, 2/253.
716
En'm, 6/107.
717
Bayndr, http://www.suleymaniyevakfi.org.
718
Tarihe-i Hayat, 475, Emirda Hayat/Aziz Muhterem Kardeim.
719
Tarihe-i Hayat, 477, Emirda Hayat/Aziz Muhterem Kardeim.
720
Taftazn, erhul-Akaid, 353.
721
Nesef, Metnul-Akaid, 432.
190
bildiini iddia eder. (...) Kendine ilham geldii yolunda haber veren kiilerin ilhamlarna
uymak da caiz deildir. Hece (ebced) harflerinden manalar karacak bilgiye sahip olduunu
iddia eden kimsenin iddialarna da uyulamaz. nk, bu da khinlik manas iine
722
girmektedir.
phesiz, mminlerin yapmadklar bir eyi yaptklarn iddia etmek nasl bir
iftira ve ak bir gnahsa, demedikleri szleri dediklerini ileri srmek de bir iftira ve
ak bir gnahtr.
"Mmin erkekleri ve mmin kadnlar yapmadklar bir eyle incitenler, bir iftira
ve ak bir gnah yklenirler."723
4.5. NUR RSALELERNDE HZ. AL LE LGL RVAYETLER
722
Aliyyul-Kr, Fkh- Ekber erhi, ev. Yunus Vehbi Yavuz, ar Yaynlar, stanbul 1981, 394.
723
Ahzb, 33/58.
724
Said Nursnin Nur Risalelerinde kendisi iin ileri srd tevazukrane ifadelerinin hemen tm birer
"savunma mekanizmas"ndan ibarettir. Said Nurs, bu mekanizmalardan, zellikle "Kart Tepki Kurma (Reaction-
Formation)" trn oka kullanmtr. Bu savunma mekanizmasnda temel ileyi, bilind drt ve eilimlerin
bilinte tam kartn, ar vurgulamaktr. rnein, iindeki kin, nefret ve kabalk eilimlerine kar kii, ar
derecede kibar ve nazik olabilir. Bylece, kabul edilmez duygu yerine toplumun olumlu bulduu, ahlk deer
yarglarnn kabul ettii duygular ortaya konmu olur. Said Nursnin tevazukr, alakgnll gibi grnen
davranlar ve ifadeleri, gerekte benliinde tad mthi kibre, gurura ve enaniyete kar benliinin gelitirdii
birer savunma mekanizmasdr.
Eric Hoffer diyor ki: "Mfritlerin en atelileri genellikle, doutan gelen kusurlar sebebiyle veya d evre koullar
sonucunda kendilerine gvenlerini kaybetmek zorunda kalm bencil kimselerdir. Bu kimseler, bencilliklerinin ok
hnerli mekanizmasn yetersiz kiiliklerinden ayrp bunu herhangi bir kutsal amacn hizmetine ilitirirler. Ve iine
brndkleri kimlik, her ne kadar bir sevgi ve alak gnlllk taraftarl eklinde olursa da, bu kimseler iin
sevmek ve alak gnll olmak imknszdr. (Eric Hoffer, The True Believer: Kesin nanllar - Kitle Hareketlerinin
Anatomisi, ev. Erkil Gnur, Tur Yaynlar, stanbul 1980, 72.)
725
Peygamberlik iddiasna kalkma, peygamberlik davasnda bulunma.
726
Birini taklit eden kimsenin taklitiliini gzler nne seren srmeleri, falsolar. Taklit edilen insann ya da
meslek erbabnn genel ve doal mkemmelliini, yetkinliini ve ls ile arln tayamayan birinin yapay
taklidindeki tabi ve ftr olmayan hli.
191
Nur Risalelerinde "Keramet-i Aleviye" diye sunulan zrvalarn temel dayana,
ite bu hadistir. Nur Risalelerinin birok yerinde bu hadise yer verilmitir.
Tirmiz, hadisi .
dV! 1 " Ben hikmetin eviyim; Ali de onun
kapsdr." eklinde rivayet etmi ve "Bu hadis, garb-mnkerdir." demitir.728
Tirmiz: Bu hadis mnkerdir, dedi. Buharnin de kanaati budur, o der ki: Yalan olup,
asl yoktur. Ebu Htim ve Yahya b. Said de byle dediler.
evkn ise: "Ben ilmin ehriyim; Ali de onun kapsdr. lim isteyen kapya
gelsin." eklindeki hadisin btn yollarn vermi ve mttehem, hadis uyduran, yalanc
ve kendisiyle ihticacn caiz olmad ravilerine dikkat ekmitir.730
727
Sikke-i Tasdk- Gayb, 163, Yirmisekizinci Lem'a/kinci Keramet-i Aleviye/Keramet-i Aleviyenin Neticesi;
Zlfikar Mecmuas, 439, Zlfikarn Htimesi/Hasan Feyzinin Mektubu.
728
Tirmiz, Menkb, 3969.
Garb: Metin veya isnd ynnden tek kalm, yahut benzeri, baka rvler tarafndan rivayet edilmemi hadse
denilmitir. (...) Garb hadsler, umumiyetle sahh olmamakla beraber, garabetin, shhati yok edici bir vasf olduu
da ileri srlemez. Zira shhat, rvlerin sika kimseler olmalar hlinde sbt bulur. (Koyiit, Hads Istlahlar,
114.)
Mnker: Zayf olan bir rvnin, gvenilir rvlere muhalif olarak rivayet ettii ve bu rivayetiyle tek kald hadstir.
Bu tarif, eyhulislm bn Hacerin verdii tariftir. bnus-Salh ise, Eb Bekr Ahmed ibn Hrn el-Berdcden u
tarifi nakleder: Mnker, rvnin rivayetiyle tek kald hadstir ki, metni yalnz onun rivayetiyle bilinir; ayn zamanda
bu metin, ne onun rivayet ettii ynden ve ne de bir baka ynden marftur. (Koyiit, Hads Istlahlar, 287.)
729
Nruddn Al b. Muhammed Aliyyul-Kr, el-Esrrul-Merfa fil-Ahbril-Mevza, el-Mektebul-slm,
1986/1406, 138-139.
730
evkn, el-Fevidul-Mecma, 348-349.
192
Hadis, zayf ve dayanakszdr. Tirmiz rivayet etmise de, hadis marifet ehline gre
731
yalan ve uydurmadr.
Hadisi Hkimden baka sahih kabul eden yoktur. Tehnev onun hakknda
demitir ki:
Hkim, tashih hususunda mteshil (gevek)dir. Zeheb, Mstedrek ini hlsa eder ve
birok hadisi zayf ve mnker bulur. Bunda geen mevzu hadisler iin de mstakil bir cz
732
tertipler. Bu czde yze yakn hadis mevcuttur.
Hkim, hadis hususunda vukufu olan zevata gre tamamen uydurma olduu hlde,
bir takm hadisleri sahih saymaktadr.733
Buhar ise, hadiste derin idrak kabiliyeti yannda, insanlar iinde hadise ve illetlerine
en ziyade vukuf sahibi olandr. Tirmiz "ilel" konusunda ondan daha bilgili bir kimse
grmediini ifade eder.734
Bunun yalan olduu bizzat metninden anlalr ve senedine bakmaya ihtiya brakmaz.
Resulullah ilim ehri ise, bu ehrin ancak bir kaps olur ki, Resulullahtan teblii sadece bir
kiinin yapm olmasn dnmek caiz deildir. Aksine, hazr olmayanlar iin kesin ilim ifade
edecek tevatr derecesinde kiilerin ondan tebli yapm olmas vaciptir. Bir kiinin rivayeti
ancak baka karinelerle beraber ilim ifade eder. Bu iaretler de ya mevcut deildir veya
insanlarn ouna gizlidir. Bylece Kur'ana ve mtevatir Snnete dair bilgiler meydana
gelmemi olur. Hlbuki, mtevatir nakil byle olmayp ilim, avama da havasa da onunla hsl
olur.
Bu hadisi, vg yaptn sanan cahil veya zndk biri uydurmutur. Ashaptan sadece
bir kiinin tebli ettiini sylemek, din ilmini iptal etmek iin zndklarn bavurduu bir
yoldur.
731
bn Teymiye, Klliyat, 4/332; Kandemir, Mevz Hadisler, 151.
732
et-Tehnev, lus-Snenin Mukaddimesi: Yeni Usl-i Hads, ev. brahim Canan, TV, zmir 1982, 69.
733
bn Teymiye, Klliyat, 1/337.
734
bn Teymiye, Klliyat, ayn yer.
193
Hz. Ali Kfeye geldiinde urayh, daha nceden orada kad idi. Hz. Alinin hilfetinde
kad yine urayh ve Ubeyde es-Selman olmutur ki, ikisi de fkh Muazdan renmilerdir.
slm ilmi Hicaz, am, Yemen, Horasan, Msr ve Marib gibi slm ehirlerinde Hz. Ali
Kfeye gelmeden nce yaylm ve Kfeye geldiinde sahip olduu btn ilme baka
sahabler de sahip olmutur. Hz. Ali bir ilmi sadece kendisi tebli etmise, ondan bakalar
bunun daha fazlasn tebli etmitir.
Velyetle Ebu Bekir, mer ve Osman iin hsl olan umum tebli, Hz. Ali iin hsl
olandan ok daha fazladr. Husus teblide ise, bn Abbasn fetvalar, Ebu Hureyrenin de
rivayetleri onunkinden daha oktur. Hlbuki, Hz. Ali ikisinden de daha limdir. Nitekim Ebu
Bekir, mer ve Osman da o ikisinden daha limdir. phe yok ki, rait halifeler, insanlarn
daha ok muhta olduklar ilmin umum tebliini, husus ilmi tebli edenlerin tebliinden daha
ok gerekletirmilerdir.735
"Ben ilmin ehriyim; Ebu Bekir, mer ve Osman surlardr. Ali ise kapsdr.
lim isteyen kapya gelsin."736
Bu hadisin kelimelerini doru kabul edersek, o zaman bunun Hz. Peygamberin pek
ok buyruu ve hayat boyunca yapt hareket ve davranlar ile attn ve elitiini
grrz. Hz. Peygamber birok sahabsini kendi hayatnda ordunun bana komutan tayin
ederek nemli iler iin gndermiti. slm memleketinin eitli blgelerine memur olarak,
grevli olarak gndermi, zekt toplamakla grevlendirmi, namaz kldrma grevini vermiti.
Eitim ve retimle birlikte slm anlatmak iin etrafa bir ok sahab gndermiti.
Hi kimsenin inkr edemeyecei tarih birer gerektir bunlar. Btn bu hizmetler, din
ilmi, slm bilgisi olmadan yerine getirilebilir mi? Btn bu sahabler Hz. Peygamberin deil
de Hz. Alinin mi talebesiydi, onun tarafndan m yetitirilmi kimselerdi? Eer bunlar yanl
ise, o zaman doru olan sadece u olabilir: Bu sahabenin hepsi de ilim ehrinden veya hikmet
yurdundan dorudan doruya ilim ve hikmet almtr ve bunlarn hepsi de Hz. Ali (r.a.) gibi
hikmet yurdunun ve ilim ehrinin kaplarydlar.
Sonra, Hz. Peygamberin tertemiz hayatn bir kere okumu olanlar bile bilirler ki, Hz.
Peygamber peygamberlikle grevlendirildikten hayatnn son saatine kadar sadece dini
retmeye, yaymaya alt. Kim olursa olsun din hakknda bir ey renmek, bir ey sormak
735
bn Teymiye, Klliyat, 4/333-334.
736
Suyt, el-Lelil-Masna fil-Ehdsil-Mevza, Drul-Marife, Beyrut, 1/335.
bn Askir dedi ki: Bu hadis, isnad ve metin ynnden cidden mnkerdir. (Suyt, Lelil-Masnua, ayn yer.)
Suyt, hadisin deiik lfzlarn ve senedlerini 8 sayfada incelemitir. Bak. Suyt, age, 1/328-336.
194
istediinde, dorudan doruya Hz. Peygamberden sorar, renirdi. Hz. Peygamber kendisine
Allahtan gelen emir ve hkmleri sadece Hz. Aliye retmi de bunu btn dnyaya
yaymakla, bu emir ve hkmleri ulatrmakla yalnzca onu grevlendirdii vaki olmu mudur?
Veya Hz. Peygamberden biri bir ey renmeye geldiinde Hz. Peygamber "Git, Aliden sor,
ren!" veya "Benim yanma Ali aracl ile gel!" buyurduu olmu mudur? Eer yirmi
senelik peygamberlik sresi boyunca byle bir ey olmamsa, artk bu hadisin ne manas
737
vardr? Bu szn slmda yeri artk ne olabilir?...
4.5.2. CEMEL VE SIFFN VAK'ALARI HAKKINDA
Nakl-i sahih ile Hazret-i Aliye demi: U @ V )) hem
Vak'a-i Cemel, hem Vak'a-i Sffn, hem Vak'a-i Havri hdiselerini haber vermi.739
Suyut, bu hadisi yakn ifadelerle uzun bir hadisin paras olarak zikretmi ve
demitir ki:
Mevzudur, (hadisin ravilerinden) el-Muall metruktur, hadis uydurur. (lk ravi olan)
Ebu Eyyub el-Ensar ise Sffin vak'asna ahit olmamtr.740
737
Mevdud, Meseleler ve zmleri, 3/137-138.
738
Bu iddialar Ertrk, Metin Tenkidinde, 288-289 kaynaklaryla gstermektedir. iann, "sahabe kavram ve
sahabenin adaleti" hakkndaki grleri iin yine bak. Ertrk, age, 288-292.
739
Mektubat, 90, Ondokuzuncu Mektub/Mucizat- Ahmediye/Beinci Nkteli aret; Zlfikar Mecmuas, 208,
Mucizat- Ahmediye/Beinci Nkteli aret.
740
Suyt, Lelil-Masnua, 1/410.
Metrk: bn Hacerin tarifine gre, Hazreti Peygamberin hadslerinde kizb (yalanclk) ile itham olunan, yahut
hadste yalan grlmese bile, sair konumalarnda kezzb (yalanc) olarak bilinen kimselerin, malm kaidelere
aykr olarak rivayet ettikleri ve bu rivayetlerinde mnferid kaldklar hdislere metrk denilmitir. Rvinin, Hazreti
Peygamberin hadslerinde yalan grlmese bile, sair konumalarndaki yalan dolaysyle hadste de yalanclkla
itham olunmas, bn Hacerin tasnfinde cerh sebeplerinin ikincisini tekil eder. nc, drdnc ve beinci
derecelerde yer alan tan sebepleri ise, rvinin galat, gafleti ve fskdr. bn Hacer, biraz nce de zikredildii gibi,
kizb ile itham olunan rvinin hadsine metrk dedii hlde, dier hl ile tan edilen rvilerin hadislerine -yine
muhalefeti art komayanlarn grlerine gre- munker denildiini kaydeder. Metrkun tarifini bn Hacere
atfeden es-Suyt ise yle der: Kendisinde muhalefet bulunmayan ve yalnz kizb ile itham olunan, ya galat, ya
gafleti, yahut da fsk ok olan bir rvi tarafndan rivayet edilmi hadslere metrk denir. Bundan da anlalyor ki,
bn Hacer, yalnz kizb ile itham olunanlarn rivayetiyle teferrd ettikleri hadslere metrk dedii hlde, es-Suyt,
bn Hacerin munker olarak isimlendirdii hadsleri de metrk iinde zikretmitir. Maamafih, munkeri, zayf rvilerin
sika rvilere muhalif rivayetleri olarak kabul edecek olursak, muhalefet bahis konusu olmakszn, yalnz zayf
195
4.5.3. HZ. AL N GNEN GER DOMASI
Byk bir nur lmbas, Gnetir ki; arzn arktan geri dnmesiyle yeniden
gnein grnmesi, kucanda Peygamberin (A.S.M.) yatmasiyle ikindi namazn
klmayan mam- Ali (R.A.) o mucizeye binaen ikindi namazn eden klm.743
Aliyyul-Kar, Mevzuatnda yle der:
Ahmed, asl yoktur, dedi. bnul-Cevz de mevzu olduunu syledi. Lkin, Suyut dedi
ki: bn Mende, bn ahin ve bn Merdeveyh tahri etmilerdir.
Ben derim ki: Belki menfi olan, gnein Alinin emri ile; mspet olan da Nebi (a.s.)nin
duas ile geri gnderilmesidir. Tafsili, siyer kitaplarndadr.744
rvilerin rivayetleri cihetinden bilinen hadslere de metrk demek doru olur. Nitekim bn Hacer de, rvinin
zafiyetiyle muhalefet vk olursa, bu eit hadslere munker denildiini kaydetmitir. (Koyiit, Hads Istlahlar,
221.)
741
Suyt, Lelil-Masnua, 1/410. Hadisin dier tarkleri iin bak. Suyt, age, 1/410-411.
Zhibul-Hads: Hads rvilerinin cerhinde kullanlan zhibul-hads tabiri, skt olan, hadsi hibir surette
yazlmayan rvilere dellet eder. bnus-Salh, bn Eb Htime uyarak bu tabirin drdnc mertebede metrkul-
hads ve kezzbun tabirleriyle ayn derecede olduunu belirtmitir. (Koyiit, Hads Istlahlar, 467.)
742
evkn, Fevidul-Mecma, 383.
743
Szler, 269, Yirmiikinci Sz/Birinci Makam/Onbirinci Brhan/Hiye 22; s-y Msa, 214, Onbirinci Hccet-i
maniye/Onbirinci Brhan/Hiye 22.
744
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, 141.
196
"te bu benim vasim, kardeim ve benden sonraki halifemdir. Onu dinleyin ve ona
itaat edin!" buyurmu. Sonra da hepsi birden bunu gizleyip, deitirmek ve Efendimize
muhalefet etmek hususunda ittifak etmi. Allah yalanclara lnet etsin!
Yine onlarn:
"nsanlarn gz nnde, ikindiden sonra gne, Ali iin geri gnderildi." diye rivayet
ettikleri de bu kabil uydurmalardandr. Bu olay, tam olarak mehur da olmamtr. Bunu Esma
745
binti Umeysten baka bilen de yoktur.
Hz. Alinin fazileti ve Allahn velilerinden olduu, Allah katndaki yce mertebesi
-hamdolsun- ilm-i yaknin bize ifade ettii kesin yollarla bellidir. Bunun yannda artk ne yalan
ne de doru olduu bilinen eylere ihtiya vardr. Gnein Hz. Aliye geri dndrlme hadisini
Tahav, Kad Iyaz ve dierleri bahsedip bunu Efendimizin mucizelerinden saymlardr. Lkin,
hadis ilminin muhakkik otoriteleri bilirler ki, bu hadis yalan olup uydurmadr. Nitekim, bnul-
Cevz bunu Mevzuat adl kitabnda bahsedip Ebu Cafer Ukaylnin Zuafa adl eserinden
Ubeydullah b. Musa, Fudayl b. Merzuk, brahim b. Hasen, Fatma binti Hseyin, Esma binti
Umeys senediyle yle nakleder: Esma der ki:
Esma der ki: "Gnein battn grmtm. Battktan sonra yeniden doduunu
grdm."
745
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, 413; Kandemir, Mevz Hadisler, 180-181; bn Kayym el-Cevziyye, el-Menrul-
Munf, tahkik-terceme ve talik. Muzaffer Can, Canta Yaynlar, stanbul 1992, 57-58.
746
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, 398.
747
bn Kesir, el-Bidye ven-Nihye, Matbaatus-Saade, Msr 1351, 1/323.
748
Bizim bu incelemeyi burada nakletmemizin sebebi; hem Said Nursnin, kendisi ile Hz. Ali arasndaki irtibat (?)
kabul etmeyenleri "Vehhablik", bn Teymiyeyi ve bn Kayym da "Hz. Alinin faziletini basitletirmek" ile
sulamas, hem de Snnetsizlerin hadis ehlini "hadisleri gerektii ekilde incelememek ve hele metin tenkidine hi
girmemek" ile sulamalardr. Naklettik ki, hadis ehlinin hadis tetkikinde ne derece dikkatli ve zenli olduklar bir
kez daha tezahr etsin...
749
Muztarib: Bazan bir, bazan da iki veya daha fazla rviden muhtelif ekillerde rivayet edilen, fakat ne rvilerden
birinin hfza ynnden stnl, ne kendisinden rivayet ettii eyhine yaknlk derecesi ve ne de sir
sebeplerinden birinin bulunmamas dolaysyle rivayetleri arasnda tercih yaplamayan hadse muztarib denir. (...)
Iztrb, rvilerin zabt ynnden zayflklarna dellet etmesi dolaysyle, hadsin de zayf saylmasn gerektirir.
(Koyiit, Hads Istlahlar, 357-358.)
197
Fudayl b. Merzuk, Abdurrahman b. Ubeyd, Abdullah b. Dinar, Ali b. Hseyin, Fatma binti
Hseyin, Esma" isnadyla nakleder. Fudayl b. Merzuku Yahya b. Man zayf sayar. bn Hibban
da "uydurmalar nakleder ve sikalar zerine hatalar isnat ederdi" der. Bu hadisin medar,
"Ubeydullah b. Musann Merzuktan nakli" eklindedir.
bnul-Cevz der ki: Bu, batl bir hadistir. Abdurrahman b. erikin hadisine gelince:
Ebu Hatem "Onun hadisleri vahdir. Ben bu hadisi sadece bn Ukde sebebiyle itham
ediyorum. nk, Rafz biri olup, ashabn ktlklerini sayar dkerdi" der. Ebu Ahmed bn
Adiy de "bn Ukde, hadise kar mtedeyyin deildi. Kfede bir ok meayihi yalana tevik
eder, onlara bir hadis nshas uydurur ve onu (icazet gibi) rivayet etmelerini emrederdi. Biz
onun bu nshalarnn ka tanesini akladk... Darekutnye bu adam sorulduunda 'Alak
herifin biri' dedi." der.
Ebul-Ferec der ki: Hafz bn Merdeveyh de bu hadisi Davud b. Ferahic yoluyla Ebu
Hureyreden nakleder. Bu Davud, ube tarafndan da belirtildii gibi zayftr. Derim ki: Ondan
sonraki raviler iinde hccet olacak salam birisi yoktur.
Yuaya gne geri gelmedi, gnein bat durduruldu ve gndz uzatld. Bu, insanlar
tarafndan pek fark edilmez. nk, gndzn uzama ve ksalmas hissedilmez. Hem Allah
isterse elbette yapacana gre, bunun uzatlmasna bir engel yok. Ama, Yuann buna
ihtiyac vard. Zira, gne battktan sonra harp etmesi ona yasak idi. nk, Allah
srailoullarna cumartesi gn ve gecesinde ii haram klmt. Muhammed mmetinin ise
buna ihtiyac olmad gibi, byle bir durumdan yararlanmalar da sz konusu olamaz. nk,
ikindiyi geiren kimse, ifrat ederek geirmise gnah ancak tvbe ile der. Tvbe ile de
gnein geri dnmesine ihtiya duyulmaz. Uykuda ya da unutmu olan gibi ifrat etmeden
geirmise, akamdan sonra o namaz (kazaen) klmasnda knanacak bir durum olamaz.
stelik, gnein batm olmasyla ikindi iin konulan vakit gemi olup, ondan nce namazn
198
klan kii er' vakit ierisinde klm olur, gnein dnp gelmesi durumu deitirmez.
Allahn:
"Gne domadan ve batmadan nce Rabbini hamd ile tesbih et!" (Th, 20/130) ayeti
bilinen gurubu kapsamna alr. Kul, ite bu guruptan nce namaz klmaya mecburdur, tekrar
doup batmas durumu deitirmez. Zira, gnein batmasyla ilgili olan hkm bu gurup ile
gereklemi olur. Artk bu gurup olunca orulu orucu aar. Bundan sonra gne geri gelse
bile bu, orucunu iptal etmez. Bununla beraber, byle bir durum hibir kimse iin olmam ve
olmayacaktr da. Bunu "olsa" diye takdir etmek, olmayacak bir eyin olduunu kabul etmek
gibidir. te bu yzden fruya dalan limlerin szlerinde bu tr meselelere dair bir izaha
rastlanmaz.
Hem Nebi (s.a.v.), Hendek Harbi gn ikindiyi geirmi ve onu kaza olarak birok
ashabyla beraber klm, ama gnein geri getirilmesini istememiti. Sahih hadiste getiine
gre Efendimiz, Hendekten sonra Beni Kurayza zerine onlar gnderdiinde:
"Beni Kurayzaya varmadan nce hi kimse namaz klmasn!" buyurdu. Yolda namaz
vakti girdiinde bir ksm:
"Peygamber bu emriyle bizim namaz geirmemizi murat etmedi." deyip yolda kldlar.
Bir ksm ise:
"Biz, onu ancak Beni Kurayzada klacaz" dediler. ki grup birbirine sert davranmad.
te, yolculukta Peygamber (s.a.v.) ile beraber bulunan insanlar ikindiyi gnein batndan
sonra klmlard. Hz. Ali (r.a.), Efendimizden daha faziletli deildir. Peygamber ve
beraberindeki ashab, guruptan sonra kldklarna gre, Ali ile arkadalar evleviyetle bu
vakitte klmalar gerekirdi. Yok, eer guruptan sonra klnan ikindi namaz yeterli olmazsa
veya eksik olur da gnein dndrlmesine ihtiya duyulursa; Resulullah bu ie daha lyk
olurdu. Eer gurup sonras da olsa kfi gelip tam namaz oluyorsa, o zaman gnein geri
getirilmesine de hacet yoktur.
Hem byle bir olay, fevkalde bir ey olup insan himmetinin ve davetilerin nakletme
arzusunu coturan bir eydir. Onu bir veya iki kii dnda kimse nakletmediine gre,
nakilcilerin yalan anlalr.
Ayn yarlmas geceleyin, insanlarn uykuda olduu bir zamanda idi. Bununla beraber,
olay sahabe-i kiram birok ynyle nakletti. Bu haberi sahih, snen ve mesanid kitaplar
eitli yollaryla rivayet etti. Bu hususta Kur'an ayeti indi. Peki, gndz olduu iddia edilen
gnein geri gnderilme hadisesine ne oluyor ki, mehur olmuyor, byle bir olay
nakledilmiyor, "gne battktan sonra geri dndrld" diye bir ey asla bilinmiyor. Geri,
birok felsefeci, tabiat ve birka kelm limi ayn yarlma hadisesini inkr ediyorlarsa da,
onlara cevap verilecek yer buras deildir. Ancak, maksat udur: Bu ok muazzam bir
astronomi mucizesidir. nsanlarn ou byle bir eyin olabileceini inkr ederler. Eer gne
geri getirilseydi, onun grnmesi ve anlatlmas kendisinden daha kk eylerin
anlatlmasndan daha muazzam olurdu. Ya byle bir hadisin mehur bir senedi olmazsa
durum ne olur? Byle bir durum ise, bunun yalan olduunu, byle bir eyin cereyan
etmediine kesin bir bilgi olumasn gerektirir.
Gne bulutla kapanp sonra alm ise, bu, mutat bir olaydr. Belki onlar gn batt
sandlar da, sonra bulut ald. Eer olay byle olmusa, bu durumda Allah, onunla daha
namaz klnacak vakit kalm olduunu aklam oluyor ki, bu, ok insann bana gelir.
199
Bu hadis hakknda bir eser de yazlm ve btn tarikleri orada toplanmtr. Bunu
Ebul-Kasm Abdullah b. Abdullah b. Ahmed el-Hakkan yazm ve ona Mes'eletun fi Tashihi
Reddu-ems ve Tergibin-Nevas bi-ems adn vermitir. Ebul-Kasm der ki: "Esma binti
Umeys el-Hasamiyye, Ali b. Ebu Talib ve Ebu Hureyre" tariki ile Efendimizden naklediliyor.
Sonra Ebul-Kasm, Esma hadisini "Muhammed b. smail b. Ebu Fudeyle, Muhammed b. Musa
el-Kutar, Avn b. Muhammed, annesi mm Cafer, ninesi Esma binti Umeys" isnadyla
"Efendimiz leyi klp Aliyi bir ihtiya grmeye yollad. Ali, geri dndnde Efendimiz
ikindiyi klmt. Ban Alinin gsne yaslad ve gn batana kadar kmldamad. Resulullah
(s.a.v.):
'Allahm! Kulun Ali, nefsini Peygamberi iin hapsetti. Ona gnein douunu geri
getir.' dedi. Esma der ki: Gne doup klar dalara dt. Ali kalkp abdest ald, ikindiyi
kld. Sonra gn batt."
Ebul-Kasm bunun tarikiyle hadisin senedini verir ki, orada yle denilmektedir:
"Efendimiz leyi 'Subh' denen yerde kld, ardndan bir ihtiyacn grmesi iin Aliyi
gnderdi. O, Ali dndnde ikindiyi klmt. Ban Alinin gsne yaslad ve gn batana
dek kprdamad. Efendimiz (uyannca): 'Allahm! Kulun Ali kendini Peygamberi iin hapsetti.
Gnein douunu geri getir.' diye dua etti.
Esma der ki: Gne doup dalara dt, yere geldi. Ali de kalkt, abdest ald
ve ikindiyi kld. Bu hadise Hayber Gazvesinde 'Subh' denen yerde oldu."
Ebul-Kasm der ki: Bunu rivayet edenlerden biri de, Ahmed b. Salih el-Msr olup bn
Ebu Fudeykten nakleder. Bu rivayeti Ebu Cafer Tahav kendi eserlerinden Tefsiri Mteabihil-
Ahbar (Mkilil-sar) nda onun tarikiyle nakleder. Birisi de Hasen b. Davud olup bn Ebu
Fudeykten nakleder. Hadisin lfz udur:
"Efendimiz leyi Hayber arazisindeki Subhda klp, ardndan Aliyi bir ihtiyacn
grmeye yollad. Dndnde Efendimiz ikindiyi klmt. Resulullah ban Alinin gsne
koyup gn batana dek kmldatmad. Uyandnda: 'Ya Ali! kindiyi kldn m?' buyurdu. Alinin
'Hayr' demesi zerine..."
Ebul-Kasm devamla der ki: Bunu Esmadan bir de ehit Hz. Hseyinin kz Fatma
nakleder. Bu "Ebu Cafer el-Hadram, Muhammed b. Merzuk, Hseyin el-Ekar, Fudayl b.
Merzuk, brahim b. Hasen, Fatma, Esma binti Umeys" tarikidir. Esma der ki: "Cebrail,
Efendimize ikindiyi kldktan sonra gelmiti. Tam bilemiyorum hangisiydi, ban ya da
yanan Alinin kucana koymu, Ali de gn batana kadar namazn klamamt..."
Yine bunu "Ammar b. Matar, Fudayl b. Merzuk" isnadyla Zuafa adl eserin sahibi
Ebu Cafer el-Ukaylden nakleder.
"kindiyi karan sanki ailesini ve maln yitirmi gibidir." buyuruyor. Efendimiz, onun
Kur'andaki "orta namaz" olduunu biliyordu. Sahihayn da Efendimizden rivayet edildiine
gre yle buyurmutu:
"Bizi orta namaz ikindiden alkoydular, hatta gn batt. Allah karnlarn ve evlerini
atele doldursun." Bu hadise Hendekte idi. Hayber, Hendekten sonradr. Ali ise byle bir
gnah- kebiri ilemeyecek kadar uludur. Cebrail ve Allahn Peygamberi de onun namaz
klmayn ikrar etmekten beridirler. Kim byle bir ey yaparsa, bu, onun menakbndan deil
ayplarndan saylr. Allah, Hz. Aliyi bundan beri klmtr. Hem namaz gemi olsayd, gnein
tekrar geri gelmesi ile o bor zerinden dmezdi. Bu hadise Hayberdeki Beriyyede askerin
nnde olacak, Mslmanlar bin drt yzden fazla olacak ve asker de olay grecek ha! Bu
tr bir hadise, insann nakletmeye tam arzu gsterecei bir hadisedir. O zaman bunu bir ya
da iki kiinin nakledip tekilerin susmas imknszdr. Eer sahabe bunu nakletseydi, elbette
ilim ehli bunun benzeri olaylar naklettikleri gibi derhl bunu da naklederlerdi. Bu hadisin
btn tariklerinde isnad sabit olup da ravilerinin adalet ve zabt durumlar belli olabilecek tek
bir isnat dahi yoktur. Onun senedinin muttasl750 olduu bilinmiyor. Hlbuki, Efendimiz
(s.a.v.) Hayber senesinde:
750
Muttasl: (...) snad kesiksiz olan hadslere muttasl denilmitir. ttisal, bir isnad tekil eden rvilerden her
birinin kendi stndeki rviyi (eyhi) iitmesi, veya ondan icazet almas ile hsl olur. Semitu, haddesen ve
ahbaran gibi rivayet sgalar ile nakledilen hadslerin muttasl olduklarna hkmedilir. (...) (Koyiit, Hads
Istlahlar, 349.)
201
Mslman limlerin hadis hafzlarnn hibiri rivayet etmez ve bu olay mutemet hadis
kitaplarnda nasl maruf olmazd?
Birinci isnad ele alalm: Onu el-Kutar, Avn, annesi, Esma binti Umeys yoluyla rivayet
ediyor. Avn ve annesi hfz ve adaletleri bilinen kimselerden olmad gibi, ilim nakleden
kimseler olarak da tannmyorlar. Onlarn hadisleri en basit meselede bile hccet kabul
edilmezken, byle bir hadisede nasl kabul edilir? Hem bu hadiste, bu kadnn Esmadan
iitmesi diye bir ey yoktur. Belki de onu, Esmadan hikye eden birinden duydu da nakletti.
Bu hadisin ikinci isnadn ele alalm: Bunun medar (dnp dolanp geldii yer) Fudayl
b. Merzuktur. O, yalan kast olmasa bile sika kimselere hatal hadisler isnat etmekle
maruftur. Onun hakknda bn Hibban "sikalara hata isnat eder ve Atyyeden uydurma
haberler rivayet eder" der. Ebu Hatem-i Raz de "o, hccet olamaz" derken, Yahya b. Man
de "o, zayftr" diyor. Bu grlere Ahmed b. Hanbelin "onu ancak hayrl biri olarak bilirim"
demesi ile, Sfyann ve bir keresinde de Yahyann "o, sikadr" demesi ters dmez. nk,
o, yalan syleme maksadyla rivayet eden kimselerden deildi. Fakat, ok hata ederdi. mam
Mslimin bakalarnn yapt rivayetlere tbi olarak ondan da rivayet etmesi, onun tek
bana yapt rivayetlerin nakledilmesini gerektirmez. stelik, onun brahimden, brahimin
Fatmadan, Fatmann da Esmadan bizzat hadis dinledikleri bilinmiyor. Bu hadisin
kesinleebilmesi iin, buradaki ravilerin her birinin adaletli, zabt gvenli ve her birinin
dierinden kesinlikle iitmi olmas gerekir. Oysa, byle bir ey bilinmemektedir. Buradaki ravi
brahimin hadisleri, shah ve snen gibi gvenilir hadis yazarlar tarafndan rivayet edilmedii
gibi, bu kitaplarda ad bile gememektedir. Fatma binti Hseyin ise byle olmayp, onun
herkese bilinip nakledilen hadisleri vardr. Artk byle bir hadis nasl hccet olabilir? te bu
sebeple hadis limlerinden hi biri gvenilir hadis kitaplarnda bunu rivayet etmemilerdir. Bir
kiinin babasnn yce ve deerli bir zat olmas, kendisinin de Resulullahtan rivayet ettii
eyler hususunda gvenilir bir lim saylmasn gerektirmez. Esma binti Umeys, nce Hz.
Cafer (r.a.)in hanm idi. O lnce, Hz. Ebu Bekirin, o da vefat edince Hz. Alinin ei olmutu.
Esmann bunlarn her birinden ocuklar dnyaya geldi. Bu ocuklarn hepsi de Hz. Aliyi
severlerdi. Oysa bu ocuklarn hi birisi, Esmadan bu hadisi nakletmemitir. Hz. Alinin
bakmnda byyen, Hz. Ebu Bekirin Esmadan doma olu Muhammed bile -Hz. Aliye olan
sevgisiyle maruf iken- bu haberi annesinden nakletmiyor. Hem Esma, Caferin hanm olup,
onunla beraber Habeistana hicret etmiti. Caferle beraber ancak Hayberin fethinden sonra
geri dnmlerdi. Bu kssa ise, Esmann Hayberde olduundan bahsetmektedir. Eer bu
hadise doru ise, o zaman olayn Hayber fethi sonras olmas gerekir. Hayberdeki gazvede
Peygamber (s.a.v.) ile birlikte bin drt yz kiilik Hudeybiye Msalehasnda bulunanlar da
vard. Oradaki asker says, Cafer ve beraberinde Habeistandan gelen Ebu Musa el-E'ar ve
arkadalar gibi ashap ile daha da oalmt. te orada bulunanlardan hi kimse, bunu
rivayet etmedi. te btn bunlar, kesinlikle bu haberin dzme bir yalan olduunu, Fudayln
ve ondan sonraki ravilerin byle bir eyi rivayet etmi olmalar sebebiyle tan etmek
gerektiini ortaya koyar. Onlar, bunu rivayet etmilerdir, yoksa hadisin onlara kesintisiz
ulamasnda phe vardr. nk, Fudayldan bu hadisi nakleden ilk ravi Hseyin b. Hasen el-
Ekar el-Kf olup, Buhar onun hakknda "onda pek ok mnker hadis var"; Nesa
"Darekutn, 'o kav biri deildi' dedi"; el-Ezd "o, zayftr"; es-Sad "Hseyin el-Ekar (iann)
arlarndan olup, hayrl kimselere svp sayard"; bn Adiy de "Mnker hadisleri naklederdi,
bana gre bu hadisin (zaf) bels ondandr. Ondan rivayet olunan btn hadisler, onun
202
yznden mnker saylmaz (bazen de ondan rivayet edenlerden dolay inkra uruyor).
nk, Kfeli birtakm zayf raviler, ondan aldklar rivayetlerde hile yapyorlard" derler.
Hadisin nc tarikine gelince: Onda da hadisi Fudayldan Ammar b. Matar diye biri
nakleder. Ukayl "o, sikalardan mnker eyler nakleder"; Raz "o, yalan sylerdi, hadisleri
batldr"; bn Adiy "onun hadisleri terk olunmutur" demektedirler. Bu haberin birinci rivayeti
olan Abdullah b. Musa el-Anes hadisinde, bir tarikte (an'ane) ile "Fudayldan" diyerek, bir
dierinde ise (haddesen) "bize Fudayl anlatt ki" diyerek naklediyor. te, ravinin "bana
anlatt ki" dedii kesinlikle sabit olmadna gre, bunun dinlememi olma durumu sz
konusudur. nk, bu zat ia mezhebi davetilerinden olup, iaya ait btn hadisleri
toplamakta ok hrslyd. Bu konudaki hadisleri yalanclardan rivayet ederdi ve bu hli ile
hret bulmu biriydi. Geri, onun hakknda "sikadr, yalan sylemez" deniyorsa da, yalan
kast tayp tamadn Allah bilir. Ama, hi phesiz yalanclyla hrete eren
yalanclardan rivayette bulunurdu. Buhar, ondan hadis rivayetini, onun haricinde birinin
rivayeti ile hadis sahih olmadka kabul etmezdi. Ahmed b. Hanbel de ondan bir ey rivayet
etmedi.
te byle bir haberin nakli, ancak adaleti ve zabt tam olarak bilinen birinden
yaplabilir, yoksa durumu mehul kimselerden deil. Hele hadis limleri Sfyan- Sevrnin ve
Abdurrezzakn kesinlikle byle bir nakilleri olmadn bilirlerken, nasl bunu naklederler?
Sevrnin ve Abdurrezzakn rivayeti olan hadisleri hadis limleri ok iyi bilir. Hem onlarn
rivayetlerini tam bilen talebeleri de vardr. te bu hadisi Halef b. Salim de rivayet etmitir. Bu
talebelerin bir an byle bir ey rivayet ettiklerini kabul etsek bile; ravi mm E'as, rivayeti
ile hibir ey yaplmayacak mehul biridir. Yazar burada "Muhammed b. Merzuk, Hseyin
el-Ekar, Ali b. Haim, Abdurrahman b. Abdullah b. Dnar, Ali b. Hseyin, Fatma binti Ali,
Esma binti Umeys" isnadyla ayn hadisi ikinci bir yolla rivayet ederse de, bu Hseyin el-Ekar
hakknda hadis limlerinin hkmleri az nce gemiti. Bu hadisin senedindekilerin hepsi sika
ve hadis de muttasl bir isnada sahip olsa bile, bunun rivayeti ile hibir ey gerekleemez.
Bir de byle bir ey sz konusu olmadan nasl olur? Ali b. Haim b. el-Berd hakknda Buhar
"o ve babas, ilikte ok arydlar"; bn Hibban ise "O, ar bir i idi. Mehur kimselerden
mnker haberler naklederdi" demektedirler. Onun rivayet ettii baz hadisleri, baka bir isnat
ile sahih olarak bilinince kendi kitaplarnda rivayet etmi olmalar, onun tek kald yerlerde
de kesin olmasn gerektirmiyor. Hayret ki bu yazar, hadisin bu rivayeti ile ondan sonrakini
Fatma binti Hseyinin rivayeti olarak kabul ediyor. Bu kadn ravi ise (Hseyinin deil) Alinin
kz Fatmadr.
Yine bu yazar, Fatmadan nc bir rivayet daha yapar ki, isnad "Abdurrahman b.
erik, babas, Urve b. Abdullah, Fatma binti Ali, Esma binti Umeys, Ali b. Ebu Talib" eklinde
olup, Efendimizden merfu olarak yle anlatlr:
Ravi Abdurrahman b. erik hakknda Ebu Hatem-i Raz "o, vhiyul-hadistir" derken,
dier otoriteler de onu zayf saymaktadrlar.
Yazar yine bu haberi drdnc bir yolla: "Muhammed b. mer el-Kad el-Cian, Ali b.
Abbas b. Velid b. Abbad er-Ravacin, Ali b. Haim, Sabbah b. Abdullah b. Hseyin Ebu Cafer,
Hseyin el-Maktul, Fatma, Esma binti Umeys" yoluyla yle anlatlr:
"Hayber gn Hz. Ali, ganimet taksimiyle yle megul idi ki, (farkna varmadan) gne
batt yahut batayazd. Resulullah 'Namaz kldn m?' deyince o, 'Hayr' dedi. Bunun zerine
Efendimiz, Allaha dua etti de gne geriye doru ykseldi, hatta gkyzn ortalad. Ali de
namazn kld. Gn tekrar batarken tpk demir kesen testere gibi bir czrt kard iitildi."
Hem bu son rivayette Hz. Alinin Resul- Ekrem ile deil, ganimet taksimi ile megul
olduu yer almaktadr. Hlbuki, Ali (r.a.) asla Hayber ganimetini taksim etmemiti, -stelik
taksimle megul olup namaz karmas asla caiz deildir- nk Hayberin fethi yedinci ylda,
Hendekten ve altnc yldaki Hudeybiyeden sonra olmutur. Bu, ilim otoriteleri katnda
mtevatir bir olaydr. Hendek ise bundan nce, ya drdnc ya da beinci ylda idi. te
Allah:
"Namazlar ve orta namaz muhafaza edin." (Bakara, 2/238) ayetini orada inzal
buyurarak, Hendek Harbi esnasnda izin verilmi olan tehirli klmay neshetmitir. stelik, o
zamanki tehir bir ok lime gre harp sebebiyleydi. "Namazn tehiri harp iin caiz olmaya
devam etmektedir, o mensuh deildir" diyen Ebu Hanife ve iki rivayetten birinde mam
Ahmed de tehiri sadece harp iin kabul ediyorlar. limler, namazn ganimet taksimi iin
geirilmesinin caiz olmad hususunda ihtilf etmi deildirler. nk, taksim gemez, namaz
ise geer. Hem bu haberde "gnein mescit ortasna kadar yansd" yer alyor ki, pek ak
bir yalandr. nk, byle bir olay gerek olsayd, herkes tarafndan anlatlan, dnyann en
byk garabetinden bir olay saylrd. Hem "bk sesi gibi bir ses iitildii" de yer alyor ki, o
da ak bir yalan. nk, byle bir eyin gerei yoktur. Gne batarken gkteki cisimlerden
byle azametli bir ses yapacak bir cisme srtnmez ki, ta yere kadar sesi ulasn. Hem bu ses
olay doru olsayd, o da lemin harika eylerinden olaca iin, Hayber ve dier yerlerde
cereyan etmi olan bundan ok daha kk hadiseleri anlatan ashap bunu da anlatrd.
Ravi Ali b. Haim b. el-Berd, ar bir i olup herkesten kendi maksadna uygun
eyleri rivayet eder, hevasn takviye edecek eyleri anlatr, buradaki Sabah gibi kimselerden
aktarrd. Bu Sabah, kimlii bilinmeyen biridir. iann bu tabakadan Sabah b. Sehl b. el-Kf
diye birisi vardr ki, Husayn b. Abdurrahman ondan rivayette bulunur. Buhar, Ebu Zur'a ve
Ebu Hatem "o, mnkerul-hadistir"751 derler. Darekutn "o, zayftr" derken, bn Hibban da "o,
mnker haberleri mehur insanlara yaktrarak nakleden biri olup, onun haberleri hccet
olamaz" diyor.
751
Munkerul-Hads: Munkerul-hads, hads rvilerinin cerhinde kullanlan tabirlerden biri olup "hadsi kabul
edilmeyen, rza gsterilmeyen kimse" mansna gelir. (...) (Koyiit, Hads Istlahlar, 291.)
204
iann bir de Sabah b. Muhammed b. Ebu Hazim el-Becel el-Ahmes el-Kf diye birisi
daha vardr ki, Mrre el-Hemedanden nakleder. bn Hibban, onun hakknda "sikalardan
uydurma hadis nakleden biriydi" diyor. Yine Sabah diye bir ahs daha vardr ki, Raz ona
"mehul" diyor.
Yine Sabah b. Mcalid diye biri daha var ki, Bakiyye ondan nakleder. bn Adiy "o,
tannmayan birisi, Bakiyyenin mehul eyhlerinden biri" diyor. Hseyin el-Maktule gelince;
bununla Hseyin b. Aliyi kastediyorlarsa, o yle deerli bir zattr ki, bu adamlardan biri
araclyla Esma binti Umeysten nakledecek basit biri deildir. Fatmann onun bacs veya
kz olmas fark etmez. nk, bu olay doru olsayd, elbette bu haberi onlardan nakleden o
olurdu. Onu babasndan, dierlerinden ve babasnn ei Esmadan iiten ancak o olurdu.
Onun dnda biri, bu haberi onun kz ya da bacs araclyla babasnn hanm Esmadan
nakletmiyor. Ama, gerekte bu adam Hz. Hseyin b. Ali deil, baka birisi ya da Ebu Cafer
lkapl Abdullah b. Hasendir. Onun da emsalleri gibi rnek bir durumu vardr. Hadis; ancak
adaleti, zabt, sikal ile tannan ve hadis otoritelerince bilinen biri tarafndan rivayet
edilmekle gerek olur. Ravinin sadece soy ve sopunu bilmek bir ey ifade etmez. Kim olursa
olsun, bu deimez. Babalar her ne kadar Mslmanlarn en hayrllar olsa da, sahabe ve
tbinin ocuklarndan hadisi hccet kabul edilmeyenler vardr. Bu her ne kadar Ali b. Haim
rivayeti ise de, ondan rivayet eden Abbad b. Yakup er-Ravacin olup, bn Hibban onun
hakknda "o, Rafz, Rafzlie daveti, mehurlardan mnker rivayetler yapan biri olup, terk
edilmeyi hak etmitir"; bn Adiy "o, ehlibeytin fazileti, dierlerinin ayplar hakknda mnker
rivayetler yapan biri" derken; Buhar ve dierleri de "ondan shhati bilinmeyen hadisler
rivayet olundu" derler. Yoksa Kasm el-Muttarzn ondan rivayet ettii "Hz. Ali denizleri kazd,
Hasan da oraya sular aktt." eklindeki rivayetler, tenkidi tam hak ettii yerlerdir.
Yazar Ebu Kasm devamla: "Bu hadisi Esmadan bunlardan bakalar da rivayet
etmitir" diyerek Ebul-Abbas b. Ukde yoluyla bu haberi tekrarlar. O, hafzasnn iyiliine
ramen, iann yalanlarn toplard. bn Adiy, "Badad meayihini grdm. Ona vgy
klterek kullanrlar ve o hadise itimat etmezlerdi. Kfede birtakm adamlar yalana tevik
eder, bir nsha ad verir ve onu rivayet etmelerini emrederdi" der. Darekutn de demitir ki:
"bn Ukde kt biriydi. yle diyordu: Bize Yahya b. Zekeriyya, Yakup b. Mabed isnadyla der
ki, Amr b. Sabit bize anlatt ki, Abdullah b. Hasen b. Aliye 'Gnein Hz. Aliye geri dnd
hadisi sizce sabit mi?' diye sordum da, bana 'Allah, Kitabnda Ali hakknda gnein geri
getirilmesinden daha byk bir ey indirmedi' dedi. Ben de 'Allah beni sana feda klsn. Doru
syledin. Fakat, ben senden duymak istedim.' dedim. O devamla dedi ki: Bana babam Hasen,
Esma binti Umeysten yle dediini aktard: 'Bir gn Ali, ikindiyi Resulullahla klmak
arzusuyla hareket etmiti. Peygambere namazdan dnm, vahiy gelmi hlde rastlad. Ali,
hemen onun srtn barna yaslad. Bylece dayal olarak Resulullah aylana kadar durdu.
Resul- Ekrem aylnca 'kindiyi kldn m Ali?' dedi. O da 'Sana geldiimde vahiy geliyordu. Bu
saate kadar seni gsme yasladm.' deyince Efendimiz kbleye dnerek -ki gne batmt-
'Allahm! Ali sana itaat hlinde idi. Gnei ona geri gnder.' diye niyaz etti. Esma der ki:
'Gne deirmen sesi gibi ses kararak geri dnp, ta ikindi vakti durduu yere kadar geldi.
Ali de kalkp ikindiyi kld. Namaz bitirince gne deirmen sesi kararak eski yerine dnd.
Gn batnca derhl hava karard ve yldzlar grnd.'"
Derim ki, bu hadis beinci tariktir ve elikili, ncekilere aykr bir haberdir. Dikkat
eden bunun yalan olduunu anlar. nk, "ikindideki yerine geldi" diyor. ncekilerde "gnn
ortasna geldi", bir dierinde "da balarnda grnd" diyordu. Burada Efendimiz (s.a.v.)in
"daln gsne yaslad", tekinde "ba kucanda idi" eklindedir. Bunu asla Abdullah b.
Hasen rivayet etmemitir. O, byle bir yalan rivayet edecek adam deildir. Babas Hasan da
Esmadan "Allah, Kitabnda Ali hakknda gnei geri getirmesinden daha byk bir ey
indirmedi" rivayetini yapmamtr.
205
Eer bu hadisin Abdullahtan Amr b. Sabit tarafndan rivayeti kesin ise, bunu uyduran
odur. nk, o, yalanclyla tannrd. bn Hibban, "o, sikalardan uydurmalar aktarrd"
derken; bir rivayette Yahya "o, hibir ey deildir", bir keresinde de "sika deildir,
gvenilmez" demitir. Nesa de, "onun hadisleri terk olunmutur" demektedirler.
Yazar Ebul-Kasm der ki: "Akil b. Hasen el-Asker, Ebu Muhammed Salih b. Ebul-Feth
e-inas, Ahmed b. Amr b. Havsa, brahim b. Said el-Cevher, Yahya b. Yezid b. Abdlmelik
en-Nevfel, babas, Davud b. Ferahic, Umara b. Ferv" yolu ile bu hadisi Ebu Hureyreden
nakletti.
Yazar, "Ben bunu uzun bir hadisten ksalttm" diyor. Cevaben derim ki: Bu karanlk bir
isnat olup, bununla ilim ehli nazarnda bir ey ispat edilemez. stelik, birok ynden yalan
ortadadr. Her ne kadar ube ve Nesa tarafndan zayf saylan Davud b. Ferahic varsa da,
senedin ona dayand bile mehuldr. nk, rivayette Yezid b. Abdlmelik en-Nevfel diye
biri var ki, bu haberi Davuddan ve Umareden nakleden odur. Buhar onun hakknda,
"hadisleri yok saylabilir, cidden zayftr" derken; Nesa "metruk"; Darekutn "mnkerul-
hadis"; mam Ahmed "onda ok mnker hadisler var"; yine Darekutn "Zayf biridir. Her ne
kadar bunu ondan brahim b. Said el-Cevher nakletse de, haberin bels bu heriftendir"
demektedirler. Geri, "bu haberi ancak brahim b. Said el-Cevher ispat etmitir, yok o deilse
bn Havsa etmitir" dense de durum ayndr. nk, bu ikisi bilinen, hadisleri tannan ve
limlerin kendilerinden rivayetleri olan insanlardr. Buna binaen, bn Havsa birinci tarikten
rivayet edildiinde, kendine kadar gelen isnat maruf bir isnat oluyor ki, onu limlerin bildii
bir isnat ile rivayet etmitir. Ancak, afet ondan sonrakilerdedir. Bu rivayetin bels ise bn
Havsa tarafndadr. nk, o, maruf deildir. Bir an bunun sabit olduu dnlse bile, bel
kendinden sonrakindedir. bnul-Cevznin anlattna gre, bn Merdeveyh bunu Davud b.
Ferahic yoluyla nakleder ve zafn aklar. Bununla beraber, hadisin kendine kadar gelen
isnad bile tenkit edilmitir.
Yazar der ki: Ebu Said el-Hudr rivayeti: Bize Muhammed b. smail el-Crcan, kitabet
yoluyla, Ebu Tahir Muhammed b. Ali el-Vaiz, Muhammed b. Ahmed b. Mun'im, Kasm b. Cafer
b. Muhammed b. Abdullah, babas merin yle dediini haber verdi:
"Hseyin b. Ali der ki: Ben, Ebu Said el-Hudrnin 'Resulullah (s.a.v.)n yanna
girmitim. Ne greyim, ba Alinin kucanda, gne de kaybolmutu. Nebi uyannca: Ya Ali!
kindiyi kldn m? buyurdu. Ali: Hayr, ya Resulullah! Siz vahiy acs ekerken banz
kucamdan indirmek houma gitmedi, dedi. Resul- Ekrem de: Sana gnei geri getirmesi
iin Allaha dua edeceim, buyurunca, Ali: Sen dua et, ben de 'min' diyeyim, dedi. Efendimiz
de: Ya Rab, Ali senin ve Peygamberinin itaatinde idi. Gnei ona geri getir, diye dua etti.
(Ebu Saidin devamla) Vallahi, gnein makara sesine benzer bir ses kardn duydum ki,
gne parlak ekilde geri geldi.' dediini duydum."
Derim ki: Bu isnat da bir ey ortaya koyamaz. Bir kere ricalinin adalet, zabt ve nakli
tamadaki ilm durumlar belli deil. lim kitaplarnda adlar yok. Bu haberin ricalinden, deil
hepsi ilerinden bir tanesi bile bu seviyede olsa, bu haber kesin saylmaz. Ya birka tanesi
ayn olan ve Amr b. Sabit gibi yalan ile maruf birileri olursa ne olur?
Bu haberde "vahiy acs" olduu, "gn doarken makara sesi gibi bir ses kard" yer
alyor ki, bunlar aklen geersizdir. Dierleri bunu sylememitir. Eer bu haber, Ebu Said gibi
Hz. Aliyi seven birinde olsayd, elbette onu talebeleri naklederdi. Nitekim, Alinin faziletine
dair olan Ebu Said hadisinde Efendimizin:
206
"Onlar iki gruptan hakka daha yakn ldrecek" buyurduunu, yine onun rivayeti ile
Ammar (r.a.)a:
Yazar der ki: Mminlerin emri Ali (r.a.)nin rivayetine gelelim: Bize Ebul-Abbas
el-Fergn, Ebul-Fazl eyban, Rec b. Yahya es-Saman araclyla 240. ylda Samarradaki
Harun b. Mslim, Ubeydullah b. Amr el-E'as, Davud b. el-Kemmid, amcas el-Mstehil b.
Zeyd b. Sehleb isnad ile Cveyriye b. Miskerin yle dediini anlatt: "Ali ile sefere kmtm.
Bana: Ya Cveyre! Nebi (s.a.v.)ye vahiy gelmiti. Ba da kucamda idi..." diyerek bu haberi
anlatt.
Derim ki: Bu, ncekilerden de zayf bir isnat. nk, bunda adaleti ve zabt hi
bilinmeyen birok mehul adam var. Byle bir haberi kendi balarna anlatyorlar. Eer Ali
byle bir ey syleseydi, Alinin maruf ashab bunu anlatrd. Bu senette hli hi bilinmeyen
bir kadndan, yine hlleri mehul adamlar naklediyor. Brak sfatlarn, adamlarn kimlikleri bile
belli deil! Bununla bir ey ortaya konamaz. Hem bu haberde, buna gre daha iyi olan
rivayete aykrlk vardr. Bununla beraber hepsi yalandr. nk, Mslmanlar Hz. Alinin
faziletleri ve Efendimizin mucizelerinden, buradakinden daha kk eyleri bile rivayet
etmilerdir. Bunu ise hadis otoritelerinden nakleden kimse yoktur. Hadis limlerinden Hz.
Alinin faziletlerine dair eser yazanlar vardr. Nitekim, Ahmed b. Hanbel, Ebu Nuaym bu
konuda kitap yazmlar ve orada senedi zayf birok hadisi rivayet ettikleri hlde, bunu
anlatmamlardr. nk, dierlerinin aksine bunun yalan yznden okunuyor. Tirmiz, Nesa,
mer b. Abdlberr de bunu nakletmemilerdir. stelik, Nesanin Hz. Alinin zelliklerini
anlatan bir de eseri var. Ebu Cafer et-Tahavnin naklettiine gre; Ali b. Abdurrahman,
Ahmed b. Salih el-Msrnin "Yolu ilim olan bir kimsenin Esmann gnein geri dndrlmesi
hadisini bellemekten geri durmas uygun olmaz. nk o, peygamberlik almetlerindendir."
dediini sylemitir.
Derim ki: Ahmed b. Salih bunu birinci tarikten nakleder. Buraya onun yalan olduuna
dellet eden dier lfzlarn ve tariklerini almam. Bu yolun ravileri Tahavye gre yalancl
bilinenler deil, hli belli olmayanlardr. Bunun iin haberin yalan olduu ona grnmemi.
Tahavnin deti, hadis limlerinin kritii gibi kritik etmek deildir. Bunun iin erhu Meaniul-
sr adl eserinde eitli derecedeki hadisleri nakleder ve ekseriyetle fkh kyas cihetinden
hccet grdklerini tercih eder, ekserisi de isnat ynnden sabit olmayan mecruh
haberlerdir. Tahav bunlara temas etmez. Onun bu konudaki bilgisi, hadis illetini bilen limler
gibi deildir. Geri Tahav, ok hadis bilen, fakih ve lim biri idi.
Musannf der ki: Ebu Abdullah el-Basr anlatyor: "Battktan sonra gnein geri
gelmesi, nakledilmesini gerektirecek kadar kuvvetli bir hldedir. Her ne kadar Hz. Alinin
faziletine dair grnse de, aslnda peygamberlik almetlerindendir. Alinin faziletlerinden
birou, peygamberlik almetlerinden olup, dierlerinden imtiyazldr."
Derim ki: te bu ifade, bunun yalan olduunun en belirgin delilidir. nk, ilim
ehlinin hadis otoriteleri, Hz. Alinin peygamberlik almetlerinden olmayan nice faziletlerini
shah, snen ve mesanid kitaplarnda rivayet etmiler, belli sika kimselerden nakletmilerdir.
Eer bu da sikalarn rivayet ettiklerinden olsayd, anlatlmasna en fazla rabet edenler ve
shhatine en hrsl insanlar limler olurlard. Ama, bunlarn hibirisi, bu hadisi, ilim ehli
207
birilerinin naklettii bir senetle ele geiremedi. Yalanna ok delil varken, zabt ve adaleti ile
bilinenlerin nakline rastlamadlar.
Yazar der ki: Ebul-Abbas b. Ukde anlatyor: Bize Cafer b. Muhammed b. Amr,
Sleyman b. Abbadn Bear b. Derra yle derken duydum, dediini anlatt:
Derim ki: Bu, ilim ehlinin imamlarnn da bu hadisin doruluunu tasdik etmediklerini
gsterir. te Ebu Hanife, mehur imamlardan birisidir. O, Aliyi itham edenlerden deildi.
nk, o Kfelidir ve oras ia yatadr. Orada nice iye rastlam ve Allah bilir Alinin
faziletine dair neler neler duymutur. O, Hz. Aliyi sever ve ona balln izhar ederdi.
Bununla beraber bu hadisi, Muhammed b. Numan zerine inkr etmitir. mam Ebu Hanife
kesinlikle Tahav ve emsalinden daha bilgili ve daha fakihti. Muhammed b. Numan, ona doru
bir cevap deil, aksine "Ey Sariye, daa!" hadisini rivayet edenden bakasndan, demekle
yetinmitir. Ona "hadi oradan, bu yalan!" denilir. Hangi eyin yalan, dorulua dellet eder
gsterilsin. Eer yle bir ey olsayd; Ebu Hanife de merin, Alinin ve dierlerinin
kerametlerini inkr etmiyordu. Ancak o, bu hadisi, birok delillerin yalan olduunu gsterdii,
eriata aykr olduu, akla terslii, tbin ve tebe-i tbinin hadis limleri tarafndan terk
edildii iin inkr etmitir. Sahabe haberlerini nakledenler bunlardr. Ama, bunu onlar deil
de, yalanclar, mehuller, adalet ve zabt durumlar bilinmeyenler naklettiler. Bu gibi
adamlardan byle bir haber nasl alnabilir? Dier Mslman limleri de byle bir
haberin sahih olmasn isterler. nk, onda peygamberlik mucizeleriyle, Hz. Aliyi
seven ve velyetine kendini balayanlar iin, onun fazileti sz konusudur. Ne
yapsnlar ki, yalan dorulamaya cevaz veremiyorlar ve onu din gayreti iin
reddediyorlar.752
4.5.4. "Y RAB! SOUK VE SICAIN ZAHMETN ONA GSTERME."
Hem -nakl-i sahh ile- mam- Ali iin du etmi ki: ! V : Yani:
"Y Rab! Souk ve scan zahmetini ona gsterme." te u du bereketiyle, mam-
Ali kta yaz libasn giyerdi; yazda k libasn giyerdi. Der idi ki: O dunn bereketiyle
hibir souk ve scan zahmetini ekmiyorum."753
Hadis, daha uzun bir ekilde bn Macenin Sneninde yer almaktadr. Yalnz,
sz konusu ifade u ekildedir:
752
Nak. Muzaffer Can, (bn Kayym, Menrul-Munf sonunda), 147-172.
753
Mektubat, 133, Mucizat- Ahmediyye/Ondrdnc aret/nc Misl.
754
bn Mce, Mukaddime, 11/117.
208
Zevidde: snad zayftr. Veknin eyhi olan Muhammed bin Ebu Leylnn
hfz zayftr. Tek kald rivayetlerle ihticac edilmez, denilmitir.
4.5.5. "RESUL- EKREM, HZ. ALNN HLFETN ARZU ETM (...)."
l-i Beytten bir kutb-u zam demi ki: "Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm,
Hazret-i Alinin (R.A.) hilfetini arzu etmi, fakat gaibden ona bildirilmi ki: Murd-
lh bakadr. O da, arzusunu brakp, murd- lhye tbi olmu."756
Ramuzda bu konu hakknda yer alan iki hadis yledir:
Aliyyul-Kar, "Ya Ali!" diye balayan birka hadisin tenkidini yaptktan sonra
yle der: Baz muhakkikler dedi ki: Aleyhissaltu Vesselmn, "Ya Ali! Sen bana, Harunun
Musaya olan mertebesindesin. Ancak, benden sonra nebi yoktur." sznden baka, "ya" nida
edatyla, (Hz. Peygamberin) "Aliye vasiyetler"ini (vesy Al) belirten hadislerin tm
759
mevzudur.
755
Bak. Buhr, Fezilu Ashbun-Neb, 9/49.
756
Mektubat, 91, Ondokuzuncu Mektub/Mucizat- Ahmediye/Beinci Nkteli aret.
757
Rmz, 1/293. Tarihinde Hatb ve Rafi, Aliden rivayet etmilerdir.
758
Rmuz, ayn yer. Tarihinde Hatb ve bn Askir rivayet etmilerdir.
759
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, 376.
760
evkn, Fevidul-Mecma, 424-425.
209
4.5.6. "ULM-U EVVELN VE HRN (...)"
(...) ulm-u evveln ve ahirni bildiini mftehirane iddia eden Hz. Ali (R.A.)
(...)762
"Ya Ali!" diye balayan hadislerin durumunu zikrettik. te, onlarn en
ktlerinden biri de, Said Nursnin Hz. Aliye isnat ettii bu uydurmadr.
mam Sagan dedi ki: "Aliye vasiyetler"de bulunan, "Ya Ali! Falann almeti
vardr" diye balayp, tayin edilmi zel vakitlerde cins mnasebeti yasaklayarak sonlanan
btn hadisler uydurmadr.764 Bu vasiyetlerin en sonu yledir: "Ya Ali! Sana, Bu vasiyetle
evvelkilerin ve sonrakilerin ilmi verildi." Bunu Hammad b. Amr en-Nusayr765
uydurmutur.766
Velhsl Said Nurs, ilk halifenin kim olacan bile -doal olarak- bilemeyen
Hz. Ali (r.a.)yi deta mutlak ilim sahibi olarak takdim etmitir...
761
Buhr, sti'zn, 29/38.
762
Sikke-i Tasdk- Gayb, 172, Onsekizinci Lem'a.
763
Sikke-i Tasdk- Gayb, 167, Onsekizinci Lem'a.
764
almetlerle ilgili hadis iin bak. Suyut, Lel, 2/373-375.
765
Hammd b. Amr en-Nusayr, hadis uyduran yalanclardan biridir. Onun hakknda, Buhar, "Mnkerul-Hads";
Nes, "Metrkul-Hads" dediler. Terceme-i hli iin bak. Zeheb, Mznul-tidl (f Nakdir-Ricl), 1/597.
(Muhammed b. Ltf es-Sabb, Al el-Krnin Mevztnn Tahkk ve Taliki, 388, 2. dipnot.)
Metrkul-Hads: Metrk, kizb ile itham olunan kimselerin rivayeti ile teferrd ettikleri malm kaidelere muhalif
hads olduuna gre, rvilerin cerhinde kullanlan metrkul-hads tabirinin, hadsi terk edilen rvilere dellet
etmek zere kullanld anlalr. Buna gre mezkr tabir, kezzb (yalanc) ve vazza (hadis vaz edicisi) gibi
cerhin en iddetli mertebelerinden bir derece evvel gelir ve muttehemun bil-kizbi mertebesiyle ayn derecede yer
alr. (Koyiit, Hads Istlahlar, 221.)
766
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, 388.
767
Suyut, Lel, 2/375.
210
4.5.7. "ZT-I AHMEDYE, HZ. ALYE FERMAN ETM K (...)"
Zt- Ahmediye Aleyhissalt Vesselm, (...) Hz. Aliye (R.A.) ferman etmi
"Senin ile ie beyninde bir hdise olsa..." 768. n .5R
Gmhanev bu hadisi, yakn ifadelerle Ramuza almtr:
"Yaknda seninle Aie arasnda bir i (hadise) olacak." Bunu Aliye syledi.
(Ali) dedi ki: "Bu durumda ben, onlarn en akisiyim (demektir) ya Resulullah!" Dedi
ki: "Hayr! Lkin, bu olduunda sen onu emin olaca bir yere geri evir!"769
4.6. VEHHABLK THAMI
768
Mektubat, 88, Ondokuzuncu Mektub/Mucizat- Ahmediye/Drdnc Nkteli aret/Beinci Esas/Hiye.
769
Rmz/ 1/303.
770
Rmz, ayn yer.
771
ular, 393-394, Ondrdnc ua/Aziz, Sddk Kardelerim!
211
sizin, muhabbet-i Al-i Beytden gelen ve imdi izhar lzm olmyan itihadnz vesile
ederek; hem sana, Hem Nur kirdlerine darbe vurabilirler. (...)772
772
Emirda Lhikas I, 193, Yirmiyedinci Mektuptan/Aziz Muhterem Kardeim; Tarihe-i Hayat, 475-476, Emirda
Hayat/Aziz Muhterem Kardeim.
773
Sikke-i Tasdk- Gayb, 172, Onsekizinci Lem'a.
212
hadsin hfz ve rvisi ve iddetli olan Hambeli mezhebinin reisi ve halk- Kur'n
mes'elesinde cihan pesendane salabet ve metanet sahibi bir zt olduundan onun bir
derece Zahiri ve Mteassibane ve alevlere kar muhalefetkrane mezhebinden din
namna istifade edip bir ksm evliyann trbelerini tahrib ediyorlar ve kendilerini hakl
zan ediyorlar. Halbuki bir dirhem haklar varsa bazen on dirhem ilve ediyorlar. (...)774
Said Nurs, kendisi ve risaleleri ile Hz. Ali arasnda var olduunu hayal ettii
ba inkr edenleri "Vehhablik"le itham etmitir. Said Nurs, bu hurafeleri kabul
etmedikleri iin "medreseden kanlar" da anlayamamakta; onlarn "kt limler
olduunu ve bid'atlere msait olan Vehhablii perde altnda kabul ettiklerini"
sylemektedir.775 Nur Risalelerindeki ebced ve cifir hesaplar, Celcelutiye, Ercze ve
bunlardan karlan neticeleri tenkit eden bilirkiilerin ve baz hocalarn maruz
kaldklar bu itham, elbette ar bir ithamdr. Ehl-i vukuf, Said Nurs ve talebelerinin
muhakemeleri srecinde mahkemelerce ilm meselelerde danlan ve Diyanet leri
Bakanlnca grevlendirilen kiiler olduklarna gre; Nur Risalelerinde iddia edildii
gibi Hz. Alinin Nur Risaleleri ve Said Nurs ile alkasna, takdirine; acaba
Vehhablikleri, evhamlar, ekemezlikleri, hasetlikleri yznden mi itiraz etmilerdir?
Yoksa bunlarn ilme, aklselime aka aykr olan hurafeler, evhamlar olduu iin mi?
Said Nurs, Nur Risalelerinin Hz. Alinin eseri olduunu kabul etmeyenleri bile
Hz. Ali dman mfrit Vehhab iln etmitir:
(...) hocalar, hatt stanbulun eskide dost hocalar, kamaa; ve az bir ksm,
tenkide almaya; hatt l-i Beyt ve mam- Aliye adavetleri bulunan mfrit
Vehhblik hesabna Risale-i Nurun l-i Beyt ve mam- Alinin bir mnev hediyesi ve
eseri olmasndan, itiraz etmeye balamlar. Fakat biz, stanbul limlerinden
kzmyoruz, belki bir cihette memnunuz... nki, bakalara nisbeten ilimiyorlar.776
774
Mektubat, 343-344, Yirmi Sekizinci Mektup/Altnc Risale Olan Altnc Mes'ele.
775
Emirda Lhikas I, 154, Yirmiyedinci Mektuptan/Bu Fkra Bir Derece Mahremdir Yalnz Haslara Mahsustur.
776
Emirda Lhikas I, 155, Yirmiyedinci Mektuptan/Bu Fkra Bir Derece Mahremdir Yalnz Haslara Mahsustur.
777
bn Abdulberr, el-ntikadan nak. Muhammed Ebu Zehra, mam fi, ev. Osman Keskiolu, DB Yaynlar,
Ankara 1987, 22.
213
Belki de zora bavuran bu din hareketin altnda, Osmanllara kar isyan etme
dncesi yatmaktayd. Hsl, bu mezhebe silh gcyle davet hareketi devam etti. Bunun
zerine Osmanl Devleti, Vehhablik hareketini bastrmak iin asker kuvvet gnderdi. Fakat,
onlar ortadan kaldramad. Nihayet, Msr Valisi Mehmet Ali Paa, gl ordusuyla
Vehhablerin zerine yrd ve onlar birka savata malup etti. Bylece Vehhablerin asker
gc ortadan kalkm oldu. Ancak, baz kabileler iinde gizlenen bir aznlk kald.
214
Bununla beraber, belki de, iinde veya bitiiinde kabir bulunan mescitleri yktklar
iin onlara bu isim verilmitir. Bu hareketi yaparken de Peygamber Efendimizin;
srailoullarnn, peygamberlerinin kabirlerini mescit yapmalarn irkin grmesi hadisine
dayanm olabilirler.
Vehhablik, l artlarna gre, bedev bir cemiyet iinde Seleflik iddiasyla ortaya
kan, bilgisiz, kltrsz, tarihsiz ve mutaassp kiiler tarafndan temsil edilen, slm leminin
muhtelif yerlerinde tesirini hissettirmi olan bir harekettir. Bilgisizlikleri, arlklar ve
taassuplar bir yana braklrsa, bugnk Vehhablik lyk olduu seviyeye kamam bir
Selefliktir.779
778
Ebu Zehra, slmda Siyas ve tikad Mezhepler Tarihi, 1/260-262.
779
Sleyman Uluda, slm Dncesinin Yaps, Dergh Yaynlar, stanbul 1979, 72.
780
Sleyman Uluda, "bn Teymiye", (bn Teymiye Klliyat giriinde), 61.
215
Filhakika, pek yksek bir lim olan bn Teymiyenin bir ksm szlerini bilhare baz
mutaassp kimseler senet ittihaz etmi, bunlar ksmen yanl tefsire tbi tutmu, bu zatn
sarih szlerine bakmayp da baz szlerinin lzmn ele alm, bunlar bugnk Vehhabiye
mezhebinin esaslar meyannda gstermilerdir. Yoksa, bn Teymiyenin lim, fazl, mteerri,
782
zahit bir zat olduunda phe yoktur.
Hele din mesail iinde bir ksm hkmler vardr ki, bunlara "zaruriyt- dniyye" denir.
Halk- lemin ezeliyet ve ebediyeti, mahlkatn hudusu, fenas ve Zat- Barnin birer eser-i
kudreti olmalar gibi. Bu hkmlere muhalefet, slmiyetten rabtay kesmek demektir.
Binaenaleyh elimizde byle bir mikyas vardr. Artk bir sz, mmetin herhangi bir ferdinden
sdr olursa olsun, o ferdin ahsna deil, o szne baklr. Peygamberlerden baka hibir
kimse masum olmadndan herhangi bir ahsn bidayeten veya nihayeten hataya, kfre
dmesi daima imkn dairesindedir. Bu hlde sylenilen sz, bu mikyasa muvafk ise haktr,
deilse batldr. Ve bu butlan derecesine gre syleyenin ya fskn veya kfrn
mstelzimdir.
Muhyiddin-i Arabye gelince, bunun ilme fadlen muktedir bir ahsiyet olduu inkr
edilemez ve ahirete ne vechile gittii de bilinemez. Fakat, bir ksm szleri vardr ki, bunlar
din mikyasa muhaliftir, bunlarn bir ksm, sahibinin fskn, icmaya muhalefetini; dier bir
ksm da iman dairesinden bsbtn kmasn mstelzimdir.
781
Bak. Uluda, bn Teymiye, 52-55.
782
Bilmen, Byk Tefsir Tarihi, 2/545.
216
ayrarak onlara kar yaplacak ibadetlerin Allaha ibadet olacan iddia ediyor, daha birok
szler var ki, hibir vechile tevcih ve tevili kabil bulunmamakta. Eer bu szlerde btn din
esaslara, lisan kanunlarna, kadim Sofiyye hazeratnn nezih, perhizkrane szlerine muhalif
olmalarna ramen, tevil edilirse artk cihanda batl hibir sz kalmamak ve hibir batl akide
bulunmamak icap eder. Bunun neticesinde szler, maksatlara, hakikatlere dellet
hassasndan mahrum kalr.
Hsl bu szler sarihtir, bunlar tevile almak zaittir, bunlar bir vecd ve sekir hlinde
sylenmi eyler de deildir. nk, kitaplarda yazlm, bunlarn ibkasna kailleri tarafndan
allmtr. Bu szler, masum halkn temiz akidelerini bozuyor, bir ksm kimseleri ilhada sevk
ediyor, evamir ve nevahye itaat kalmyor, kendilerinde birer rububiyet hssas grerek birer
firavun kesiliyorlar. Bu hl ise hem ferdin, hem cemiyetin saadetine, intizamna muhaliftir.
Bir "vahdet-i vcud" szdr birtakm lisanlarda deveran edip duruyor, daha ilimlerin
mebadsinden haberdar olmayan bir nice gafiller, iittikleri bu szn tesiriyle ne muzlim
ukurlara yuvarlanp gidiyorlar.
Evet... Slike bazen seyr- slk esnasnda bir tecelli, bir vecd ve sekir hli rz olur,
masiva gznde kaybolup kendisini de gremez bir hle gelir, kendisine yalnz Hakkn
aaas lyih olmaya balar. Gne doduu zaman yldzlar gkten kaybolduu gibi Cenab-
Hakkn tecelli nurlar parlamaya balaynca da masiva gze grnmez olur. Bu, bir vahdet-i
vcud deil, bir vahdet-i uhddur. Artk slik, Haktan bakasn grmeyince Allah Tealy
-h- her eyin ayn imi gibi zanneder, dier bir tabir ile her eyi Allahta mndeme,
onunla mttehid gibi grmek hayaline der. Bu hl ise bir slik iin ilk merhaledir ve mam
Rabbannin dedii gibi bir berzahtr, tehlikeli bir ibtildr. Vakta ki, slik bu merhaleden ileri
gider, nusrat- ilh de kendisini teyit eder, o zaman anlar ki, btn eya, Vcud-u Hakkn
-h- ayn deil, belki onun birer feyzidir, kudret-i Hakkn taallkiyle vcuda gelmi birer
ahid-i rububiyettir.
Artk byle bir slik, ya o ilk merhaledeki zannna gre sz syleyerek feyz-i ilhden
mahrum, sukuta mahkm olur, veya nadim ve tib olarak bu mhlikeden kurtulur. "Rabbin
dilediini yaratr ve seer. (...)" (Kasas, 28/68)
Demek oluyor ki, byle bir tarzda vahdet-i vcud tecellisi muvakkattr, tekml
mertebesinden dn bir uhd hletinden ibarettir ki, bu slik iin bir akabe demektir. Bundan
gemeyen bir slk sahibi, byk tehlikelere maruz kalabilir.
Muhammed b. Cema, arih-i Sahihl-Mslim Kad erefddin, Allme Ebu Amr b. el-Hcib,
Sadddin elebi, eyhlislm Ebu Zr'a, ivizade brahim Bika, mam Radyyddin b.
el-Hayyt, Zeynddin el-Ezhed gibi pek mehur ve muktedir ulemadan, muhaddisnden,
fukahadan, sofiyeden birok zevat bu ikinci zmreye dhildir.
Mfessir Ebu Hayyn, "Andolsun 'Allah, ancak Meryem olu Mesihtir' diyenler elbette
kfir olmulardr. (...)" (Mide, 5/72-73) ayet-i celilesinin tefsirinde diyor ki:
bn Teymiye, daha birok malmat veriyor ve ezcmle diyor ki: "Vahdet-i vcuda kail
olanlar tarike ayrlmtr. bn Arab, birinci tarike mensuptur. Bundan drt yz sene
mukaddem slm muhitinde bir bid'at tremiti, o da madumun ilm-i ilhden hari, bir eyi
sabit olmas iddiasyd. bn Arab, bu iddiada bulunanlara iltihak etmitir. Fsstaki iki
esastan biri budur. Dieri de, Hlk ile mahlkatn vahdet-i vcuduna kail olmasdr. Bu
szleriyle kendisinden evvelki btn meayihten, ulemadan ayrlm bulunuyordu. Mtebak
ttihadiyenin kavilleri de byledir. u kadar var ki, onlarn arasnda slma en yakn olan bn
Arabdir. Onun birok yerlerde gzel szleri vardr. nk, o mezahir ile muzahir beynini
ayryor, emri ve nehyi ve olduu gibi erayii ikrar ediyor, sair meayih gibi bir ksm ahlk ile,
ibadt ile seyr- slkta bulunmay tavsiyede bulunuyor. Bunun iindir ki, bir ok bid
kimseler onun szlerini hakaykn anlamakszn ahzetmi, onunla intifada bulunmutur. Fakat,
bu hakayk anlayarak bn Arabye ittiba edenlerin szleri ise malm..."
(828) senesi idi ki, eyh emsddin Muhammed el-Cezer, Yemene gelmi, ner-i
ilme balamt. Birok limler, fazllar toplanarak kendisinden icazet almaya koyulmulard.
bn Arab meselesini bu byk limden sual ettiler, onun verecei cevaba, karara intizarda
bulundular.
Tabi ki biz, bn Arab ile evliyay; kfrden ibaret olan vahdet-i vcud retisi
ile velyeti ve vahdet-i hdu birbirinden tefrik ediyoruz.
783
Bilmen, Byk Tefsir Tarihi, 2/507-512.
784
bn Teymiyenin vahdet-i vcud, ttihadiye, Hulliye; bn Arab, Sadreddin Konev, Timilsan, bn Seb'in, bnul-
Frz, Hallac vs.nin eser, gr, kasideleri... hakkndaki grleri iin bak. bn Teymiye, Klliyat, c.2.
219
Said Nurs, hem emellerine Hz. Aliyi alet etmi, hem de hemen her risalesinde
iliin ve akrabas Huruflik ile Btnliin yolunu tutmu ve isimlerini vermeden
onlarn propagandasn yapmtr. stelik bir de, ehl-i hakikatin (?) Alevlikle itham
edildiini sylemektedir. Kendisi, bunca iliine ramen "ehl-i hakikat"tir; ama
kuruntu, hlya ve hezeyanlarn ortaya karanlar ise "gizli mnafktrlar,
Vehhabdirler, slmiyete darbe vurmaya alrlar".
Said Nurs, "bir ksm hocalar" dedii insanlar da thmet altnda brakmtr.
Bizim bu konulara girmemizin sebebi, biraz da bu irkin ithamlardr. Hem gerei
ortaya karmak, hem de bu mttehem insanlara kar vefal olabilmek iin gcmz
nispetinde urayoruz. Yoksa, ne bn Teymiyeyi ne bn Kayym ve ne de hocalar
785
Uluda, bn Teymiye, 50-51.
220
Said Nursnin gerek Haricler gerekse Vehhabler hakknda verdii bilgiler
yanltr. Vehhablerin, atalarn katlettii iin Hz. Aliye dmanlk besledikleri iddias
tutarsz grnmektedir. ran fethettii iin ehl-i rann Hz. mere dmanlklar
tarih bir gereklik iken; ayn ba Vehhabler ile Hz. Ali arasnda kurulamaz. Bu,
tarihsel adan mmkn deildir.
Said Nursnin ifade ettiine gre; Necid havalisi Hz. Ebu Bekirin hilfetinde
Halid b. Velidin klcyla darmadan edilmi. Buradan, Necid ahalisinden olanlara
kl ekenin sadece Hz. Ali olmad anlalmaktadr. Said Nursnin kurduu mantk
uyarnca bu durumda, Vehhablerin Hz. Ebu Bekire ve Halid b. Velid ile birlikte olan
birok sahabye de dmanlk gstermeleri gerekmez miydi? Said Nursnin bu
iddiasn hele bn Teymiyeye ve bn Kayyma da uygulamaya kalkmas, tutarszln
bsbtn artrmaktadr. nk, o, bu imamlarn Hz. Alinin kymetini drp
faziletlerini diletirirlerken (?) gelitirdikleri argmann Hz. Ebu Bekirin Hz. Aliden
efdaliyeti olduunu ileri srmektedir. stelik, yine Said Nursnin mantna gre,
Muhammed b. Abdlvehhab gibi bn Teymiyenin ve bn Kayymn da Necidli olmas
gerekmez mi? Oysa, bn Teymiye Necidli olmak bir tarafa Arap bile deildir.
Harranda domutur. Ebu Zehra, onun Krt olabileceini belirtir.788 bn Kayym ise,
ama 55 mil uzaklkta bulunan Havran kasabasndandr.
Biz, ksaca Haricler ve ilerin kkenini ele alalm. Yaar Kutluay, slm ve
Yahudi Mezhepleri isimli deerli eserinde bu konu hakknda yle demitir:
(...) Hicretin 36. yl sonlarnda, Mslmanlar bir kere daha (Cemel Vak'asndan sonra)
kar karya geldiler ve Sffn Sava balad. Giriilen uzlatrma teebbsleri hibir sonu
vermedi, sava uzun mddet devam etti. Ali b. Ebu Talib, son darbeyi vurup kesin sonu
almak iin harekete getii ve Muaviye ordusu bozulduu bir srada, galebenin an meselesi
olduu esnada, panik iinde olan Muaviyenin imdadna Msr fatihi ve eski valisi, kurnaz
mdebbir Amr b. el-s yetiti ve mehur tavsiyede bulundu: "Askerler mzraklarnn ucuna
Mushaf sahifelerini takarak kar taraf 'Allahn hkmne' davet etmelidirler..."
"Harp hiledir" kaidesini kullanyorlar ve buna Mushaf alet ediyorlard. Ali b. Ebu
Talibin bu hileyi anlamas ve nem vermeyerek hareketine devam etmesi lzmdr, nitekim o
da yle yapmaya kararl idi. te bu anda Sebeiyenin tekrar harekete getiini gryoruz:
Muaviyenin askerleri "Kitabullah ile hkme davet ederiz." diye barrlarken, daha sonra
Haric olan bir grup, yanna gelerek: "Ya Ali, davet olunduun Allahn Kitabna uy, aksi hlde
seni dmanlarna teslim ederiz; yahut da Osmana yaptmz sana da yaparz." dediler.
786
Benzerlik.
787
Aynlk.
788
Muhammed Ebu Zehra, mam bn-i Teymiye, Hayat-Fikirleri-Eserleri, ev. Heyet, slmolu Yaynlar, stanbul
1988, 22.
221
Zafer bylece bir an meselesi iken Ali kumandanlarn geri ekti ve mtareke yapld. (Taber,
Trihur-Rusl vel-Mulk, 1/3330.)
Savatan nce olduu gibi mtareke esnasnda giriilen mzakerelerde de bir anlama
zemini bulunamaynca iin "hakem"lere verilmesi kararlatrld. Muaviyeyi temsil eden Amr b.
el-sa kar Ebu Musa el-E'ar gnderilecekti. te bu srada, Hariclerden Hurkus b. Zuheyr
ile Zur'at b. el-Burcun, Ali b. Ebu Talibe gelerek "L hukme ill lillah" szn ortaya
attklarn gryoruz. Kendilerine Halife de ayn ekilde cevap verir: "L hukme ill lillah."
Hurkus b. Zuheyr yle devam eder: "Ettiin hatadan dolay tvbe et, kararndan dn,
bizimle beraber dmanmza k, Rabbimize kavuana kadar savaalm." Ali yle cevap
verir: "Ben bunu sizden daha nce istemitim, fakat bana kar geldiniz; artk aramzda
yazma oldu, artlar ileri srp ahd ve misak verdik." Allahn verilen ahidlerin tutulmas
emrini hatrlatp, verilen sze riayet edileceini belirtince, Hurkus: "Bu yaptn gnahtr,
tvbe edilmesi gerekir." eklinde iddiasnda srar eder. "Bu gnah deil, ancak reyde acz ve
fiilde zaaftr." cevabn alr. Bu srada sze dieri karr: "Ya Ali, eer Kitabullahta insanlarn
hakemliine gidersen seni katlederek Allahn rzasn kazanrm." tehdidinde bulunur. (Taber,
1/3360.)
789
Kutluay, slm ve Yahudi Mezhepleri, 81-83.
222
Bu iki grten bazen birini, bazen dierini kabul eden yazarlar, mezhebin daha
sonraki gelimelerini bu grn altnda izlemektedirler. Hariclerin genellikle bedevler
ve yar bedevlerden mteekkil olduklar (H. A. R. Gibb, Muhammedanism, 120.), aralarna
mevalnin katlmasnn sonralar ve bilhassa ranllardan olduu (E. G. Browne, A Literary
History of Persia, Vol. 1. 202.) hakkndaki grler hep bu temel zerine bina edilmektedir.
Hariclerin meneini "tahkim"e balamak gr (Buna misal olarak bak. Mehmed erafeddin
(Yaltkaya), slmda lk Fikr Hareketler ve Din Mezhepler, Drl-Fnn lhiyat Fakltesi Mecmuas, Say XIV,
4.), kanaatimizce milel-nihal kitaplarnn, bilhassa ehristannin tesiri altnda ortaya
kmaktadr. Hlbuki, bu konuda bir an iin bu kitaplar brakarak genel tarih kitaplarna
dnecek olursak, enteresan bir gerekle karlayoruz:
-Cemel gn senin yannda savap onlar bozguna urattk, yenilenlerin mallarn bize
mubah kldn, fakat kadn ve ocuklar ile kendilerini klmadn. Mallar hell olur da kadn ve
ocuklar nasl olmaz, nasl haram saylr; ya ikisini de haram yahut ikisini de hell klmalydn,
yle deil mi?
-Sen adn "Emrel-Mminn Ali b. Ebu Talib" yazdn, Muaviye buna itiraz etti. "Senin
emrliini kabul etmi olsaydk imdi burada bulunmazdk." dedi, sen de bunun zerine
isminin bandaki sfatn sildin, buna niin rza gsterdin?
223
Sffnde tam bir taraf galip gelerek duruma hkim olaca srada sava durdurulmakta
ve hemen akabinde iler yine kmaza girmekte ve burada da tpk Cemeldeki gibi, iler
Sebeiye grubunun istedii ynde gelimektedir. Abdullah b. Sebe de Sffnde hazr myd?
Burada da Cemelde olduu gibi bir gizli toplant akdedilip plnlar yaplm myd? Bu sorulara,
elimizdeki kaynaklarla kesin cevap vermeye imkn yoktur, fakat ilerin gidii ister istemez
akla bu ihtimali getirmektedir.
slmda ilk kan bid'at, Hariclik ve ilik bid'atidir. Mminlerin emri Ali b. Ebu Talib
(r.a.)in halifelii zamannda kmtr. O, iki gruba da ceza takibatta bulundu. Haricler
kendisine sava atlar, onlar ldrd. ilerin ise gult (arlar)n atete yaktrd. Abdullah
b. Sebenin ldrlmesini istedi ise de Abdullah kat. Kendisini (Hz. Aliyi) Ebu Bekir ve
merden stn grenlerin dvlmesini emretti. ok eitli vecihlerden kendisinden "Bu
mmetin, Peygamberinden sonra en hayrllar Ebu Bekir ve merdir" (Buhr, Fezill-Ashb, 6.
Hz. Aliden, olu Muhammed bnl-Hanefiyyenin rivayet ettii hadis.) dedii rivayet edilmitir. (...)
790
Kutluay, slm ve Yahudi Mezhepleri, 83-87.
791
bn Teymiyeden yaptmz alntda birok hadis gemektedir. Bunlarn tahrici, tarafmzdan yaplmadndan
kaynaklar dipnot eklinde deil, metin iinde gstermeyi tercih ettik.
224
Soru:
ki kii anlamazla dtler. Biri Hz. Ebu Bekir ve Hz. merin Hz. Aliden daha lim
ve fakih olduunu sylerken, dieri Hz. Alinin ikisinden daha lim ve fakih olduunu
sylemitir. Bunlardan hangisi dorudur? "En byk kadnz (doru hkm veren) Alidir"
(Buhr, Tefsr Sre 2, 7; bn Mce, Mukaddime, 11; Ahmed bn Hanbel, V/112) ve "Ben ilmin ehriyim, Ali
de onun kapsdr" hadisleri sahih midir? Sahih iseler, Alinin Ebu Bekir ve merden daha lim
ve fakih olduuna iaret ediyor mu? Birisi "Hz. Alinin Hz. Ebu Bekir ve Hz. merden daha
lim ve fakih olduunda Mslmanlarn icmas vardr" iddiasnda bulunursa, doru mu
sylemi, yoksa hata m etmi olur?
Cevap:
Allaha hamdolsun. Sz dinlenir slm limlerinden hibiri Hz. Alinin Ebu Bekir ve
merden daha lim ve fakih olduunu sylememitir. Hatta, sadece Ebu Bekirden de daha
lim ve fakih olduunu syleyen kmamtr. Bu konuda icma olduunu iddia eden kimse,
insanlarn en cahili ve yalancsdr. Aksine, Ebu Bekirin Aliden daha lim olduuna dair
limlerin icmas olduunu birok kii belirtmitir. Mansur bn Abdlcebbar es-Sem'an
el-Mervez bunlardandr. afinin ashabndan ve Ehl-i Snnet imamlarndan olan bu lim
Takvimul-Edille Alel-mam adl kitabnda, Ebu Bekirin Aliden daha lim olduuna Ehl-i
Snnet limlerinin icmas bulunduunu belirtmitir. Tannm herhangi bir imamn buna
muhalefet ettiini bilmiyorum.
Ebu Bekir nasl daha lim olmasn? Resulullahn yannda fetva veriyor, emir ve nehiy
yapyor, hkm veriyor ve hitap ediyordu. Resulullahla beraber halk slma armaya
ktnda da bunu yapyordu. Hicret gn, Huneyn gn ve Resulullahla beraber bulunduu
baka gnlerde yine Ebu Bekir konuuyor, Resulullah da dinleyip tasvip ediyor ve
sylediklerini beeniyordu. Bu mertebe bakasna nasip olmamtr.
Resulullah ashaptan ilim, fkh ve rey sahiplerine dantnda Ebu Bekire ve mere
ncelik tanyordu. Konumada ve ilimde ikisi ashabn dierlerinden nce gelirlerdi. Bedir
esirleri hakkndaki danmasnda olduu gibi. Bu konuda ilk konuan Ebu Bekir ve merdir.
Baka konularda da byledir.
792
bn Teymiye, Klliyat, 3/234-238.
225
limlerin bir grne gre, ikisinin gr hccettir. mam Ahmedden gelen iki
rivayetin biri de bu ekildedir. Ama, Osman ve Alinin gr iin byle deildir.
Snen kitaplarnda Resulullahn yle buyurduu kaydedilir: "Benden sonra Ebu Bekir
ve mere uyunuz." (Tirmiz, Menkb, 16, 37; bn Mce, Mukaddime, 11) Bakas iin byle
sylememitir. yle dedii de sabittir: "Benim ve benden sonra rait halifelerin snnetine
sarlnz, az dilerinizle tutununuz, ortaya kan eylerden saknnz, phesiz her bid'at
sapklktr." (Eb Dvud, Snnet, 5; Tirmiz, lim, 16; bn Mce, Mukaddime, 6; Drim, Mukaddime, 16; Ahmed
bn Hanbel, IV/126, 127) Rait halifelerin snnetine uyulmasn emretmitir. Bu da drt halifeyi
kapsamaktadr. Ebu Bekir ve mere uyulmasn zellikle belirtmitir. Fiillerinde ve
Mslmanlara gsterdii eylerde kendisine uyulan kiinin mertebesi, sadece gsterdii
eylerde kendisine uyulann mertebesinden stndr. Ashabn Resulullahla beraber olduu
bir yolculukta Resulullahn yle buyurduu kaydedilir: "nsanlar Ebu Bekir ve mere itaat
ederse, doruyu bulurlar." (Mslim, Mescid, 311; Ahmed bn Hanbel, V/298)
bn Abbasn, Allahn Kitabyla fetva verdii bir konuda, orada hkm bulamamsa
Resulullahn Snnetiyle, orada da bulamamsa Ebu Bekir ve merin gryle fetva verdii
sabit olmutur. Hz. Osman ve Hz. Alinin gryle ise fetva vermemitir. mmetin deryas,
fakihi ve ashabn en limi olan bn Abbas, Ebu Bekir ve merin grn ne alyor ve
grleriyle fetva veriyordu. Resulullahn "Allahm, onu dinde fakih yap ve tevili ona ret"
(Buhr, Vuz, 10; Mslim, Fezilus-Sahbe, 138; Ahmed bn Hanbel, I/266, 314, 328, 335) buyurduu
sabittir.
olmu, Ebu Bekirin evine gitmi, bulamaynca Resulullaha kp gelmiti. Resulullah yzn
asmaya ve ierlemeye balad. yle ki, Ebu Bekir saknd ve iki defa: 'Ben hakszlk yaptm'
dedi. Resulullah yle buyurdu: 'Allah, beni size gnderdi. Siz yalanladnz, Ebu Bekir ise
tasdik etti, mal ve can ile destekledi. Arkadam bana brakr msnz?' dedi ve bunu defa
tekrarlad. O olaydan sonra eziyet edilmedi." (Buhr, Fezilu Ashbin-Neb, 5)
Buhar ve Mslim de bn Abbastan yle bir rivayet yer almaktadr: "mer yatana
konuldu, kefenlendi ve kaldrlmadan nce halk ona dua etti, onu vd ve namazn kld. Ben
de aralarndaydm. Bir adam beni ok tellandrd. Arkadan omuzlarm tuttu. Dnp
baktmda, Ali, mere rahmet diliyor ve yle diyordu: 'Ameliyle Allahn huzuruna
kabilecek senden daha sevimli kii geriye brakmadn. Allaha yemin olsun ki, Allahn seni iki
arkadanla beraber klacan sanyorum. nk, ok zaman Resulullahn yle dediini
duyardm: 'Ben, Ebu Bekir ve mer geldik; Ebu Bekir ve merle girdik; Ebu Bekir ve merle
ktk.' Allahn seni onlarla beraber klacan sanyorum (veya umuyorum).'"(Buhr, Fezilus-
Sahbe, 6; Mslim, Fezilus-Sahbe, 14; bn Mce, Mukaddime, 11; Ahmed bn Hanbel, I/112)
Onun iin Harun Reid, Malik bn Enesten Resulullahn hayatnda Ebu Bekir ve
merin yerini sormu, o da yle demitir: "Resulullahn hayatnda onlarn yeri, vefatndan
sonra ikisinin yeri gibidir. Tam sevgi, kaynama, dostluk, ilim ve dinde oka birlikte olmak ve
beraber bulunmak, ikisinin bakalarndan daha ok buna lyk olmasn gerektirir. Onlarn
durumunu bilen herkes iin bu apaktr."
Hz. Ebu Bekire gelince; bakalarnn ciz kald ve kendisinin onlara aklad
birtakm fkh ve ilm meselelerin stesinden gelmi ve nassa aykr bir gr tespit
edilememitir. Bu da ne kadar gl olduunu gsterir. Bakalarnn ise nassa aykr birtakm
grleri olmutur. nk, o nasslar kendisine ulamamtr.
Hz. merin nasslara tevafuk ettii yerler, Hz. Alinin tevafuk ettiklerinden fazladr.
lim meselelerini ve limlerin bu meseleler hakkndaki grlerini bilen kimseler bunu bilirler.
Mesel, kocas len kadnn nafakasnda olduu gibi. Bu konuda bakasnn deil, merin
gr nassa uygun olmutur. Bakasnn bu konudaki gr ise, nasslara daha yakn
olmutur. Buhar ve Mslim de Resulullahn yle dedii kaydedilmitir:
"Sizden nceki milletlerde muhaddisler vard. mmetimden byle biri varsa, mer
olur." (Buhr, Fezilus-Sahbe, 6, Enbiy, 54; Ahmed bn Hanbel, VI/55) Yine yle buyurduu Buhar
ve Mslim de kaydedilmektedir: "'Ryada grdm ki, bana bir bardak st veriliyor. Ondan
iiyorum ve trnaklarma kadar kanyorum, sonra artan mere veriyorum.' 'Bunun sizce tevili
nedir, ey Allahn Resul?' denilince, 'ilimdir' buyurdu." (Buhr, lim, 22, Tabir, 15; Mslim, Fezilus-
Sahbe, 16; Drim, R'y, 13) Tirmiznin ve bakalarnn rivayetinde: "Ben size Peygamber
gnderilmeseydim, mer gnderilirdi." (Tirmiz, Menkb, 49) buyurduu gemektedir.
Yine Resulullah, slmn direi olan namaz kldrmak iin yerine Ebu Bekiri
grevlendirmitir. Sonra, ibadet meseleleri iinde en girift olan hac menasikini yerine
227
Ebu Bekirin sadakalarla ilgili talimat en vecizi ve en kapsamlsdr. Onun iin btn
fakihler onunla amel etmitir. Bakalarnn bu konudaki talimat ise, ncedir ve mensuhtur. Bu
da Ebu Bekirin nasih Snneti daha iyi bildiini gsterir. Buhar ve Mslim de Ebu Saidden
yle rivayet edilmektedir: "Ebu Bekir, Resulullah hepimizden daha iyi biliyordu." (Buhr,
Salt, 80, Fezilu Ashbin-Neb, 3, Menkbul-Ensr, 45; Tirmiz, Menkb, 15)
Ebu Bekirin hilfeti zamannda da, ashap bir meselede anlamazla dtnde, onu
Ebu Bekir zme balar ve anlamazlk biterdi. Aralarnda anlamazla dp de onun
zmyle anlamazln ortadan kalkmad hibir mesele yoktur. Resulullahn vefat,
defnedilmesi, miras, same ordusunun gnderilmesi, zekt vermeyenlerle sava gibi byk
meseleler buna rnek olarak gsterilebilir. Resulullahn halifesi ashabn arasnda idi, onlara
retiyor, doruyu gsteriyor ve pheleri giderecek aklama yapyordu. Aralarnda olduu
srece ihtilf etmiyorlard.
Ondan sonra hibir kimse, onun ilim ve kemal derecesine eriememitir. Birtakm
meselelerde, mesel dede ve kardelerin mirasnda, haramda, talk meselesinde ve Ebu
Bekir zamannda ihtilf etmedikleri bilinen meselelerde ihtilf etmeleri gibi. Ashap; merin,
Osmann ve Alinin birok grlerine muhalefet ettikleri hlde, Ebu Bekirin fetva veya
hkm verdii eylerde ona muhalefet etmemilerdir.
Ebu Bekir, Resulullahn halifesi oldu ve slm egemen kld. slmn hibir ynn
aksatmad. Mrtetlerden ve bakalarndan muhaliflerin ve yan izenlerin okluuna ramen,
insanlar ktklar kapdan tekrar slma sokmutur. Halkn ilmi ve dini onunla en mkemmel
bir ekilde gerekleti ve din tmyle, nceden olduu gibi egemen oldu. Ebu Bekiri
Resulullahn halifesi diye anarlard. Ondan sonra Hz. meri ve dierlerini "Emrul-mminn"
diye anmlardr. Sheyl ve baka limler yle demitir: "zlme, Allah bizimle beraberdir"
(Tevbe, 9/40) sz, lfzda ve manada Ebu Bekirde zahir olmutur. "Muhammed, Allahn
Resul; Ebu Bekir, Allah Resulnn halifesi" derlerdi. Ebu Bekirin vefatndan sonra bu lfz
ballk kesildi ve ondan sonra kimseye "Allah Resulnn halifesi" denilmedi.
Sonra, Hz. Ali baz snnetleri Ebu Bekirden renmitir. Ebu Bekir ise byle deildi.
Yani, herhangi bir snneti Hz. Aliden renmemitir. Tvbe namazyla ilgili olan ve Snen
kitaplarnda bulunan mehur hadiste Hz. Ali yle demitir: "Resulullahtan bir hadis
iittiimde, ondan Allahn diledii kadar yararlanrdm. Bakas bir hadis naklettiinde, ona
228
yemin ettirirdim ve ancak yemin ederse kabul ederdim. Ebu Bekir bana Resulullahn yle
dediini nakletti -ki Ebu Bekir doru syledi-: Bir gnah iledikten sonra gzelce abdest alp
iki rekt namaz klan ve Allaha istifar eden her Mslman Allah balar."
Bunu gsteren eylerden biri de, mer ve Ali ile beraber bulunmu Alkame, el-Esved,
Kad reyh ve baka Kfe alimlerinin Hz. merin grn Hz. Alinin grne tercih
etmilerdir. Mekkede, Medinede ve Basrada bulunan tbinde ise bu daha ak ve
mehurdur. Bilindii gibi, Hz. Ali halifelii boyunca Kfede ikmet ettii iin, orada onun ilmi
ve fkh yaygnlamtr. Onunla beraber bulunanlardan hibirinin fkhta, ilimde ve baka
eylerde onu Ebu Bekir ve merden nde tuttuu bilinmemektedir. Aksine, onun yannda
dmanlaryla savaanlar dier Mslmanlarn yapt gibi Ebu Bekir ve meri ondan nde
tutmulardr. Ancak, Hz. Alinin knad ve kar kt kiiler, bunun aksini yapmtr ki,
bunlar Hz. Ali zamannda ok az ve snk kimselerdi. Bunlar gruptu:
Birincisi: Hz. Ali hakknda ar gidenler. Onun ilh olduunu iddia edenler gibi. Hz. Ali,
bunlar atete yakmtr.
kincisi: Ebu Bekire ktlkle dil uzatanlardr. Bunlarn banda Abdullah bn Sebe
vard. Bu durumu Hz. Aliye ulatnda onu ldrmek istemi, ama bn Sebe kamtr.
ncs: Aliyi Ebu Bekir ve merden stn tutanlardr. Bu konuda Hz. Ali yle
demitir: "Birinizin beni Ebu Bekir ve merden stn tuttuunu duyarsam, onu mfteri
cezas ile cezalandrrm." Kfede cami minberinde yle dedii de seksenden fazla yolla
rivayet edilmitir: "Peygamberden sonra bu mmetin en hayrls Ebu Bekir ve merdir."
Buhar ve baka kitaplarda, bilhassa Hemedanllarn rivayetiyle Hz. Alinin yle dedii
kaydedilmitir: "Cennetin kapsnda bir kapc olsaydm, Hemedana 'selmetle gir' derdim."
"Kad olarak en stnnz Alidir" szn alt hadis kitab sahiplerinden, mehur
msned sahiplerinden hibiri, ne Ahmed bn Hanbel, ne bakas, sahih veya zayf bir senetle
rivayet eden olmamtr. Sadece yalanclkla bilinen bir yoldan rivayet edilmektedir. Yalnz, Hz.
mer yle demitir: "En iyi okuyanmz bey, en iyi kadmz Alidir." Bunu da Ebu Bekirin
vefatndan sonra sylemitir.
Birincisi: Hasm olan iki tarafn bir eyi kabul etmemeleri durumunda hkm
vermektir. Bir taraf, bir eyi iddia ederken dier tarafn onu yalanlamas gibi. Bu durumda
delil ve ona benzer eylere baklarak hkm verilir.
kincisi: Arada inkr edilen bir ey hakknda deil, tasdik edilen, ama her iki tarafa ne
decei bilinmeyen bir ey hakknda hkm vermektir. Miras taksiminde iki tarafn ihtilf
etmesi ya da elerden her birinin dieri zerindeki hakk veya iki ortaktan her birine decek
miktar konusunda ihtilf etmeleri gibi.
Bunun iin Hz. Ebu Bekir, Hz. mere insanlar arasnda hkm vermesini emredince,
Hz. mer bir yl beklemi, karsna herhangi bir konuda muhakeme olacak iki kii
kmamtr. Resulullahn verdii bu trden hkmler saylacak olursa, ancak on kadar
olduu grlr. Bu nerede, hell ve haram hakknda buyurduu nerede?! nk, hell ve
haram slm dininin temel talarndan biri olup, avam ve havas herkesin bilmeye muhta
olduu bir husustur.
"Hkm vermeyi (kaza) en iyi bileniniz Alidir." hadisi sahih kabul edilip delil olacaksa,
"Hell ve haram en iyi bileniniz Muazdr." hadisi, hadis limlerinin ittifakyla sahih olmaya
daha yakndr. Bunun senedi, ondan daha sahih ve delleti daha ak olduuna gre, Hz.
Alinin Muazdan daha lim olduu konusunda delil olarak bunu kabul eden kimsenin cahil
olduu anlalr. Bu byleyken, Muazdan daha stn olan Hz. Ebu Bekir ve merden daha
lim olduuna dair nasl hccet olarak kabul edilebilir? Kald ki, Muazn ve Zeydin anld
hadisi bazlar "zayf" sayarken, bazlar da "hasen" kabul etmektedir. Hz. Alinin anld hadis
ise, "zayf"tr.
(...) Baz bilgisizlerin, Hz. Alinin Resulullahn naann ykand sudan itii, bunun da
kendisine evvelkilerin ve sonrakilerin ilmini kazandrdna ilikin syledikleri szler ise, ok
sama bir yalandr. Zira, lnn ykand suyu imek meru deildir ve Ali de bunu
imemitir. Byle bir ey ilim kazandrsayd, orada bulunan herkes bu sudan ierdi. lim
ehlinden hibir kimse byle bir eyi rivayet etmemitir.
Resulullahn Hz. Aliye: "Sen bendensin, ben de sendenim." (Tirmiz, Menkb,62), "Senin
benim yanmdaki yerin, Harunun Musann yanndaki yeri gibidir." (Buhr, Fezilu Ashbin-Neb, 9;
Tirmiz, Menkb, 20) szleriyle "Bayra Allah ve Resuln seven birine vereceim." (Buhr,
Cihd, 102; Mslim, Fezilus-Sahbe, 32; Tirmiz, Menkb, 20), "Ben kimin mevls isem, Alide onun
mevlsdr. Allahm, ona dost olannn dostu, dman olann dman ol..." (Tirmiz, Menkb,
19), "Ehlibeytim konusunda size Allah hatrlatrm." (Tirmiz, Menkb, 31) gibi szleri ve yce
Allahn "Gelin oullarmz ve oullarnz, kadnlarmz ve kadnlarnz, kendimizi ve kendinizi
aralm, sonra gnlden dua edelim de, Allahn lnetinin yalanclar zerine olmasn
dileyelim!" (l-i mrn, 3/61), "nsann zerinden, henz kendisi anlmaya deer bir ey
deilken, uzun bir zaman gelip gemitir." (nsn, 76/1), "te unlar, Rableri konusunda
ekien iki hasm taraftr. nkr edenler iin ateten giysiler biildi, balarnn stnden de
kaynar su dklr." (Hacc, 22/19) ayetleri karsnda Snnete bal olduu hlde, rait
halifenin Hz. Aliye stnlkleri konusunda pheye denin durumu eyhlislma soruldu.
Cevap:
Her eyden nce u husus bilinmeli ki, stn kabul edilen kii, kendisinden stn
tutulduu kiide bulunmayan hasletlere sahip olmal ki, stnlk sz konusu olsun. ki kii
eit seviyede olur, fakat biri dierinden farkl iyi birtakm zelliklere sahip bulunursa, bu
farkllklarndan dolay ondan stn olur. Ortak meziyetler birinin dierine stnln
gerektirmez.
Durum byle olunca, Hz. Ebu Bekirin temayz ettii ve bu hususlarda kimsenin ona
ortak bulunmad birtakm meziyetleri vardr. Hz. Alinin meziyetleri ise, ortak meziyetlerdir.
Nitekim, Resulullah: "ayet yeryz halkndan bir dost edinseydim Ebu Bekiri edinirdim."
(Ahmed bn Hanbel, I/377; Tirmiz, Menkb, 14; bn Mce, Mukaddime, 11), "Ebu Bekirin kaps hari
mescide alan her kap kapatlsn." (Buhr, Menkbul-Ensr, 45; Mslim, Fezilus-Sahbe, 2),
"Arkadal ve mal hususunda bana en cmert davranan Ebu Bekirdir" (Buhr, Salt, 80, Fezilu
Ashbin-Neb, 3; Tirmiz, Menkb, 15; Ahmed bn Hanbel, III/18) buyurmutur. Hz. Ebu Bekirdeki u
haslete baka hi kimse sahip deildir:
2. "Ebu Bekirin kaps hari..." sz, bu hususu sadece Ebu Bekire tahsis etmektedir.
Baz yalanclar, Hz. Ali hakknda da bu rivayete benzer bir rivayet uydurmak istemilerdir. Ne
var ki, uydurma rivayet sahih rivayete kar koyamaz.
Yine hastal sresince mescitte imamlk yapmasn emretmesi, Snneti ikame edip
cahiliyetin izlerini yok etmesi iin onu Medinenin ha emri olarak tayin etmesi de, onun zel
meziyetlerindendir. Ayn ekilde (Hz. Aieye): "Baban ve kardeini ar ki, Ebu Bekir iin bir
vasiyet yazym." (Mslim, Fezilus-Sahbe, 11) eklindeki sahih hadisle benzeri pek ok hadis,
sahabe arasnda ona denk birinin bulunmadn beyan etmektedir.
231
Resulullahn Hz. Aliye: "Sen bendensin, ben de sendenim." demesine gelince; bunu
bakalarna da, mesel Selmana ve E'arlere de sylemitir. Ayrca, yce Allahn: "Sizden
olduklarna dair Allaha yemin ediyorlar. Oysa, onlar sizden deiller." (Tevbe, 9/56) ayetiyle
Resulullahn: "Bizi aldatan, bizden deildir. Bize silh eken, bizden deildir." (Mslim, mn,
164; Eb Dvud, Byu, 50; Tirmiz, Byu, 72; bn Mce, Ticrt, 36) hadisi, bu byk gnahlar
ilemeyenlerin bizden olduunu ifade etmektedir. Ksacas, her kmil mmin
Peygamberdendir ve Peygamber de ondandr. Ayn ekilde, Resulullahn Hz. Hamzann
kzna: "Sen bizdensin, biz de sendeniz." demesi, Zeyde: "Sen kardeimizsin ve azatlmzsn."
(Buhr, Sulh, 6, Fezilu Ashbin-Neb, 17; Ahmed bn Hanbel, I/108) demesi, bunlara has eyler deildir.
Aksine, btn azatllar bu durumdadr.
"Yanmdaki yerinin, Harunun Musann yanndaki yeri gibi olmasn istemez misin?"
hadisine gelince; Resulullah Tebk gazvesinde ktnda Medinede yerine Aliyi braknca bu
sz sylemitir. Hatta, kendisine buzettii iin onu Medinede brakt dedikodusu da
olmutur. Resulullah, savaa ktnda Mslmanlardan birini Medinede brakrd. Medinede
bu ii yrtecek mminler mevcuttu. Ancak, Tebk gazvesinde, zr bulunanlar hari hi
kimseye Medinede kalma izni vermedi. Sadece zr bulunanlarla emre itaat etmeyenler
kaldlar. te bu sebeple, Tebk gazvesine ktnda yerine brakaca kimsenin grnrde
durumu zayft. Yine bu sebepledir ki, mnafklar Hz. Ali hakknda ileri geri konumulard.
Resulullah da Hz. Aliye, kendisini Medinede brakyorsa bunun, yanndaki deerinin
eksikliinden kaynaklanmadn, nitekim risalette orta olduu hlde Hz. Musann Hz.
Harunu yerine baksn diye braktn aklam ve "Buna rzan yok mu?" demitir. Bilindii
gibi, daha nce bakalarna da bu grevi vermitir. Dolaysyla onlar da ayn durumdaydlar.
Eer, Tebk gazvesindeki bu grevlendirme, dierlerinden daha nemli olsayd, Hz. Alinin
kendisi de elbette bunu anlard ve Hz. Peygamberin peinden alamazd.
Hicretin dokuzuncu ylnda Resulullahn Hz. Ebu Bekiri Hz. Aliye de emr tayin etmesi,
bu sylediklerimizi teyit etmektedir. Antlamalarn son bulduunu bildirmek zere Hz. Aliyi
gndermesi, ona has durumlardan deildir. nk, det gerei anlamalara son vermek ve
anlama akdetmek ancak ehlibeytinden biri tarafndan gerekletirilecekti. Ehlibeytinden
baka herhangi biri de, bu grevi yerine getirebilirdi. Ancak, Haimoullarnn en faziletlisinin
Hz. Ali olduunu burada belirtelim. Bu sebeple, sair Haimoullarna takdim edilmesi onun
bir hakkdr.
793
Mfrit Haricler ve Emevlerden, Hz. Aliye ok muhalif olan zmre.
232
Sonu olarak: "Buna raz deil misin?" hadisinden sonra Hz. Ebu Bekirin tayin
edilmesi, Hz. Alinin her ynden Hz. Harun menzilesinde olmadna delildir. Bu sebeple, her
ne kadar Resulullah, Medinede onu yerine emr brakmasn Hz. Haruna benzetmise de, bu,
ona has bir durum deildir.
Kald ki, Resulullah esirlerle ilgili grlerini belirtirlerken Ebu Bekiri, Hz. brahime ve
saya; meri de Hz. Nuha ve Musaya benzetmitir. Bu benzetmeler, Aliyi Hz. Haruna
benzetmekten ok daha nemlidir. Bu, hibir zaman Ebu Bekir ile merin o peygamberlerin
menzilesinde olmalarn da gerektirmez. Bir ey baka birine baz ynlerden benzediinde
onu, o eye benzetmek hem Kur'anda, hem Snnette, hem de Arap dilinde ok rastlanan bir
durumdur.
"Ben kimin mevls isem, Ali de onun mevlsdr. Allahm, ona dost olann dostu ol..."
hadisine gelince; Tirmiz dnda dier temel hadis kitaplarnda byle bir rivayet yoktur. Hem,
Tirmiz de de hadisin sadece "Kimin mevls isem, Ali de onun mevlsdr." (Tirmiz, Menkb, 19)
ksm mevcuttur. Buna ilve olan ksm, hadisten deildir. Nitekim, mam Ahmede bu ilve
sorulmu, "Kfelilerin ilvesidir" karln vermitir. Bu ilvenin uydurma olduu birka
vecihle sabittir:
Hak, Peygamber hari her zaman belli bir kimsenin yannda olmaz. Eer byle olsayd,
onun her dediine uymak vacip olurdu. Sahabenin ve etbann nassa aykrlna
inandklarndan dolay, baz meselelerde ona muhalefet ettikleri, bilinen bir gerektir. Mesel,
hamile olduu hlde kocas len kadnla ilgili gr bu hususlardandr.
"Allahm ona yardm edene yardm et..." sz vakaya aykrdr. Sffin vak'asnda
ondan yana savaanlar galip gelmemilerdir. Onun yannda savamayan baz kimseler de
malubiyete uramamlardr. Mesel, Irak fetheden Sad, onunla birlikte savamamtr.
Hatta, kendisiyle savaan Muaviye taraftarlar ve meyyeoullar birok kffar beldesini
fethetmiler ve Allah onlara yardmda bulunmutur.
"Allahm ona dost olana dost; dmanlk edene de dman ol." sz de ayn
ekildedir. slmn temeline aykrdr. nk, Kur'an- Kerim birbirleriyle savasalar ve
birbirlerine hakszlk etseler bile mminlerin karde olduklarn sylemektedir. Aslnda, "Ben
kimin mevls isem, Ali de onun mevlsdr." hadisine tan eden hadis ehli vardr. Mesel,
Buhar ve bakalar onu tenkit etmitir. Baz hadis ehli ise, onun hadis olduunu
sylemilerdir. Ama, eer Resulullah byle bir ey sylemise, bundan zel bir dostluk
anlalmaz, aksine mterek bir dostluk anlalr. O da, mminler arasndaki iman
dostluudur. Mvalt (dostluk), dmanln zdddr. phesiz, bakalarna kar mminlere
mvalt gereklidir. Bylece, hadiste Nasibeye reddiye vardr.
"Hz. Alinin namaz klarken yzn sadaka olarak verdiini" ifade eden hadise
gelince; bu hadisin uydurma olduu konusunda hadis ehli ittifak etmitir. Uydurma olduu
birka vecihle sabit olup, bu vecihler baka yerlerde etraflca anlatlmtr.
Gadir-i Hum gn: "Ehlibeytim konusunda size Allah hatrlatrm." hadisine gelince;
bu tavsiye sadece Hz. Aliye has deildir. Ehlibeytin hepsi bu konuda eittir. Bu vasiyete en
uzak olanlar ise, Rafzlerdir. nk, onlar Hz. Abbasa ve zrriyetine, hatta ehlibeytin byk
ounluuna dmanlk beslerler ve onlara kar kfirlere yardm ederler.
"Mbahele" ayetine gelince; yine Hz. Aliye has bir ey deildir. Aksine; Hz. Aliyi,
Fatmay ve iki ocuklar (Hasan ve Hseyin)n armtr. Bunu yapmas ise, mmetin en
faziletlileri olmalar sebebiyle deil, ehlibeytin havass olmalar sebebiyledir. Nitekim, bu
233
Resulullah, onlara dua etmi ve duay onlara tahsis etmitir. "el-Enfs" kelimesiyle
tek nev' kastedilir. Mesel, "nanan erkekler ve kadnlar, kendi nefisleri hakknda en gzel
zanda bulundular" (Nr, 24/12) ve "Nefislerinizi ldrn" (Bakara, 2/54) ayetlerinde anlatlan
budur.
"Sen bendensin, ben de sendenim." hadisine gelince, bundan Hz. Alinin Peygamberin
zatndan olduunun kastedilmedii aktr. Ama, Hz. Alinin ehlibeyt ierisinde en stn
olduunda da phe yoktur. Onun yle akrabalk ve iman meziyeti var ki, dier ehlibeytte bu
meziyet o kadar yoktur. Bylece, Hz. Ali mbahele kapsamna girmi oluyor. Ancak bu,
ehlibeytten olmayanlar arasnda ondan daha faziletli birinin, ondan daha faziletli olmasna
engel deildir. nk, mbahele sadece akrabalar erevesinde vaki olmutur.
"te unlar, Rableri konusunda ekien iki hasm taraftr. nkr edenler iin ateten
giysiler biildi, balarnn stnden de kaynar su dklr." (Hacc, 22/19) ayeti de sadece Hz. Ali
hakknda deildir. Hz. Ali, Hamza, Ubeyde ve hatta Bedir savana katlan btn Mslmanlar
bunda mterektir.
"nsann zerinden, henz kendisi anlmaya deer bir ey..." (nsn, 76/1) suresine
gelince; bu surenin; Hz. Ali, Fatma ve iki ocuklar hakknda indiini sylemek, tamamen
yalandr. nk, bu sure Mekkdir ve Hasanla Hseyin Medinede domulardr. Bu grn
doruluunu kabul etsek bile; miskin, yetim ve esire yedirenin, sahabenin en faziletlisi
olduuna ilikin bir iaret yoktur. Aksine ayet, bu ii yapan herkes hakknda ortaktr. Her kim
bunu yaparsa, sevap kazanr. Kald ki, Allaha iman, namaz vaktinde klmak ve Allah yolunda
cihat etmek bundan ok daha faziletlidir.
bn Teymiyeye: "Bakasn Aliye stn tutmam." diyen ve Hz. Alinin ismi anldnda
sadece ona salt ve selm getiren kimsenin durumu soruldu, sadece ona salt ve selm
getirmek caiz midir?
Cevap:
"Bakasn Aliye stn tutmam" diyen ise, hataldr ve er' delillere aykr bir tavr
ierisindedir. Allahu alem.794
794
bn Teymiye, Klliyat, 4/323-341.
234
u hadisler de, kendilerini Snnet limi sanan birtakm cahillerin Hz. Ebu Bekirin
fazileti hakknda uydurduklardr:
"Allah, kyamet gn insanlarn hepsine birden; Ebu Bekire ise husus olarak tecelli
eder."
"Allahn kalbime boaltt her eyi Ebu Bekirin kalbine boalttm."
"mer dedi ki: Resulullah ile Ebu Bekir konuuyorlard. Ben, aralarnda dil bilmez
zenci gibi kaldm."
"Ebu Bekir, sizi orucunun ve namaznn okluu yznden gemedi. O, sizi gnlnde
yerleen bir eyle geti."
Bu sz, uzak bir ihtimal deildir. nk, sen Rafzlerin yannda bulunan uydurmalar
saymaya kalkacak olsan, mutlaka neticeyi Ebu Yalnn dedii gibi bulacaksn. (...)796
Snnet ehli, ancak sahih hadisleri kabul eder, hakikatini anlamaya alr.
Uydurma rivayetleri ise, tereddtsz reddeder ve dinini asla bunlarn zerine kurmaz.
795
bn Teymiye, Klliyat, 4/344-345.
796
bn Kayym, Menrul-Munf, 106-108.
235
Vehhablik bir mezheb-i mahsusun ismi olmakla beraber Arabistann birok yerlerinde
dinsiz tannan yahut yle tantlmak istenilen adamlara verilir bir payedir. Lehte sylenen
szlere inanmamak lkin aleyhte sylenenlere derhl iman etmek insanlarda cibill bir hasisa
olduu iin, mesel ben bugn kar da Allahtan korkmadan en akidesi pak bir adam
hakknda "yidir ama dinsiz olmasa!..." dersem az zaman sonra zavally btn airet halk
batan baa mlhit tanrlar, acaba bu adam ilhad mucip olacak ne yapm, ne sylemi
demeyi hatrlarna bile getirmezler!
Mslmanlkta en g bir ey varsa o da, bir adama dinsiz payesini vermekten ibaret
olduu hlde fazln, irfann, ikbalini, hretini ekemediimiz yahut tarz- tefekkrn kendi
merebimize muvafk grmediimiz kimseleri bu hasb rtbe ile nazardan drmek nedense
bize pek kolay geliyor.
(...) En garibi urasdr ki, btn aktar- slmiyede "Vehhablik" unvan ile tehir
edilen adamlarn ksm- azam Mslmanl, Mslmanlar mdafaaya vakf- hayat etmi olan
ekbir-i mmettir, fedekran- millettir!
-Ey cemaat- Mslimn filn filn zatlar, sizin en kiliniz, en liminiz, en fazlnz
olduktan baka ebna-y milletin saadetine alm olmak itibariyle en hayrhhnz, en
hamiyetlinizdir. Siz bunlar Vehhablikle, masonlukla itham ediyorsunuz yani Mslmanlktan
karyorsunuz. Demek, sizin dininiz akl ile, ilim ile, fazl ile, hamiyet ile kabil-i telif
olamayacak!
Cihan- slm hakikaten bkes, cidden garip. Biz bu ekbir-i mmeti rahmetle,
hrmetle anmalyz ki, geriden gelenler aramzda bir yad- cemil brakabilmek midinden
mahrum kalarak mcahededen vazgemesinler.
4.6.5. LERN HADS UYDURMADAK YER
797
Mehmed kif, Klliyat, hzl. smail Hakk engler, Hikmet Neriyat, 5/51-55.
236
yeni hadiseler, anlamazlklar bir kat daha artrmtr. nk bir taraftan Aliye bey'at
edilirken, dier taraftan Osmann lmnden mes'ul olduu gerekesiyle yine Aliden onun
"dem"i talep edilmitir. Bu olaylar, Mslman saflarnda byk blnmelere sebep olmu, bir
taraftan Hicaz ve Irakllarn takviye ettikleri Ali karargh teekkl ederken, dier taraftan
am ve Msr halknn destekledii Muaviye karargh dierinin karsnda cephe almtr. Bu
blnme, Mslmanlar arasnda iddetli arpmalara sebep olmu, i tahkimle bir neticeye
ulam olmakla beraber, yeni yeni siyas frkalarn zuhur etmesine yol amtr. Bu frkalarn
zuhuru ise, bir takm itikad mezhepleri pelerinden srklemitir. ez-Zeheb, Mslmanlar
arasndaki bu blnmeye bahis konusu ederek yle der: "Sahabe, dierlerine nispetle
aralarnda en az fitne olan kimselerdi. Nbvvetten itibaren geen her asrda, bir evvelkine
nispetle daha fazla ihtilf ve tefrika zuhur ediyordu. Bu sebeple, Osmann hilfetinde zahir bir
bid'at vuku bulmamt. Fakat onun katledilmesi zerine, birbirine kar iki bid'at zuhur etti.
Biri Aliyi tekfir eden Havaric, dieri de, onun imametini, ismetini yahut nbvvetini veya
ulhiyetini iddia eden Rafza bid'ati idi. Sahabe asrnn sonlarna doru, bnuz-Zubeyr ve
Abdulmelikin imaretleri srasnda Murcie ve Kaderiyye bid'atleri vuku buldu. Tbiun asrnn
balarnda, Emev hilfetinin sonlarna doru Cehmiyye ve Muebbihe Mumessile
bid'atleri zuhur etti. Sahabe devrinde bunlarn hi biri olmamt." (ez-Zeheb, el-Muntek min
Minhcis-Sunne, 386.)
bn Sebe, slm itikadn ykmak iin ona tamamyla zt fikirler yaymaya alrken,
siyas havay da bulandrmay ihmal etmemi ve esasen byle bir hava ierisinde kendi
fikirlerinin daha kolay yaylabileceine byk bir imanla balanmtr. Ona gre, madem ki Ali
Peygamberin vasisidir; o hlde Peygamberden sonra imamet, hilfet veya devlet reislii
herkesten ziyade Alinin hakkdr; Osman bu hakk ondan gasp etmitir. Binaenaleyh
Mslmanlarn hemen harekete geip bu hakk sahibine iade etmeleri gerekir. Byle bir
hareket el-emru bil-marf ven-nehyi anil-munker hkmnn de bir gereidir. (Ayn
yer.)
bn Sebe, fikirlerini yayabilmek iin siyas havadan byk bir maharetle istifade
etmitir. Baz mehur sahablerin Kfe, Basra ve Msr gibi vilyetlerden azledilerek onlarn
yerine halifenin yaknlarnn getirilmesi, bn Sebe iin karlmaz bir frsat olmutur. Zaten
237
insan, tabiat itibaryla bu eit azil ve tayinleri ho karlamaz; ierisini nereden geldiini pek
anlayamad bir honutsuzluun kapladn hisseder. nsanlk tarihi, bu tarz idarenin
yaratt eitli hadiselerle doludur. Osman bn Affann yaknlarnn ibana getirilmesi de
byle bir honutsuzluk yaratm olabilir. Fakat bu honutsuzluun, halifenin ldrlmesine
varacak, Mslmanlarn, sarsnts asrlar boyu devam ederek byk hadiselerle tefrikaya
dmelerine sebep olacak dereceye gelebileceini kabul etmek gerekten gtr. Nitekim
Osman bn Affan da, muarzlarnn bu konudaki iddialarn reddetmek iin "Ben, Resulullahn
(s.a.v.), kendi kabilesinden ve kendi cinsinden vazifelendirdii kimselerden bakasna vazife
vermedim." demitir. (ez-Zeheb, el-Muntek min Minhcis-Sunne, 383.) Ebu Bekir ve mer bnul-
Hattab da ayn yolu tutmulardr. Ebu Bekir, amn fethinde Yezid bn Ebu Sufyan oraya
vali tayin etmi, mer ise, onu yine ayn yerde bir mddet tutmu, sonra onun kardei
Muaviye bn Ebu Sufyan grevlendirmitir. Bu tayinler, Emev sllesinin devlet ilerinde
vazife almalarnn bir mahzuru bulunmadn gsterir. Akrabalarn tayin edilmesi iine
gelince, bunda da herhangi bir garabet olmamas gerekir. Eer Osmann ldrlmesindeki
sebep bu olsayd, ondan sonra hilfet makamna geen Ali bn Ebu Talibin ayn siyaseti takip
etmemesi, yani kendi akrabalarna devlet ilerinde vazife vermemesi gerekirdi. Fakat
gryoruz ki, Ali de, baba ve ana tarafndan olan akrabalarn idar ilerde kullanm, hatta bu
konuda Osmandan da ileri gitmitir. Mesel amcas ocuklar Abdullah bn Abbas ile
Ubeydullah bn Abbas, Kusem bn Abbas ve Sumame bn Abbas, kz kardei Ummu
Hannin olu Cadeyi muhtelif vazifelere tayin etmi ve daha garibi -ilerin ileri srdklerine
gre- imamet ve hilfet messesesini, oullar Hasana ve Huseyne miras olarak brakmtr.
(Ayn eser, 382.) Fakat uras muhakkaktr ki, bn Sebe, bunun gibi siyas ve idar hadiseleri
byk bir ustalkla istismar etmesini bilmi ve Osman bn Affann ldrlmesiyle neticelenen
ayaklanmann knda hissesine den byk rol oynamtr.
iaya gelince, slm tarihinde ilk defa ortaya kan byk siyas bir frka olmas
dolaysyla, yalnz Ali taraftarlarn deil, ayn zamanda o devre kadar sr'atle genileyen
slm hkimiyetinden korkuya ve dehete dm yabanc unsurlar da bnyesinde toplam
bulunuyordu. Bunlar slm aleyhine teksif ettikleri emellerini, zulme uram olan Ali ve
evld veya ehl-i beyt adna tahakkuk ettirmek yolunu tutmulard. Ali taraftarl yahut
sevgisi, bu emellerin gerekletirilmesi iin elverili bir perde olmutu.
Ali bn Ebu Talibin devletin merkezini Hicazdan Kfeye nakletmesi, Irakn bir ia
merkezi hline gelmesini salam, ayn zamanda, slm inan ve itikadnn, Irakta hkim
eski Frs inan ve itikadyla kararak yeni bir ia akaidinin domasna yol amtr. Frsler,
verasetle intikal eden hkmdarlk idaresine alktlar; slmiyetin getirdii hr seim
sistemini bilmiyorlard. Bu alkanln, Iraka hkim olan ia zerindeki en byk tesiri,
Peygamberden sonra imamet ve hilfetin Aliye gemesi gr zerinde tecelli etti. Keza
Frslere gre hkmdar mukaddes bir varlkt; bu gr, ia arasnda Ali ve evltlar
hakknda ortaya kt. Nitekim iaya gre imama itaat vaciptir; nk bu Allaha itaat
demektir. (Ahmed Emin, Fecrul-slm, 271.) Keza iann baz kollarnda grlen ve Alinin nbvvet
ve hatta ulhiyetini ortaya koyan inanlar da ayn tesirin neticelerinden baka bir ey deildir.
(el-Badd, el-Fark beynel-firak, 18, 152.)
Bu eit slm d inanlarla ortaya kan ve Iraka hkim olan iann, slm devleti
ierisinde varln koruyabilmesi iin, inan ve itikadn slm gstermek istemesi tabidir. Bu
ise, inanlarnn Kur'an- Kerime ve Hazreti Peygamberin hadislerine uygunluunu ispat
etmekle mmkn olur. Eer Kur'an ierisinde grlerine uygun bir hkm bulabilirlerse, bu,
onlar iin elbette byk bir kazan olmak icap eder. Fakat byle bir hkm bulunamazsa,
yeni bir Kur'an ayeti icat etmek mmkn olmadna gre, bunu hadis zerinde denemekten
baka kar yol yoktur. Nitekim ia, slm d grlerini teyit edebilmek iin, ne Kur'an-
Kerimde ve ne de Hazreti Peygamberin hadisleri arasnda bir nass bulabilmi, fakat zaman
zaman uydurup halk arasnda yaydklar uydurma hadislerle grlerini takviye etmeye
almlardr.
zaman ki Bekriye iann bu faaliyetini grd, onlar da kendi imamlar hakknda iann
hadislerine mukabil baka hadisler vazettiler." (erhu Nechil-Bela, 3/26-27.)
ia, hadis vaz'n bir meslek hline getirdikten sonra, merkez ittihaz ettikleri Irakn,
uydurma hadislerin beii hline gelmi olacan tahmin etmek g deildir. Nitekim
Medineliler, bu sebepten Irakllarn rivayet ettikleri hadisleri ihtiyatla karlamlar, daha
dorusu onlardan "tevakk" etmilerdir. (ez-Zeheb, el-Muntek min Minhcis-Sunne, 88.) Yine bu
sebepten, mehur imam Malik bn Enes, Irak ehlinin hadislerini ehl-i kitabn hadisleri
ayarnda grm, "onlar tasdik de etmeyiniz tekzip de" diyerek bu lkede rivayet edilen
hadislerden korunmak gerektiini hatrlatmtr. (Ayn yer.) Ayn mamn nazarnda Irak bir
"daruz-zarb" idi; para basar gibi burada hadis imal ediliyor ve piyasaya srlyordu. Malik
bn Enes bunu ifade etmek iin "Irakllar gece basarlar, gndz harcarlar" demitir. (Ayn yer.)
ia tarafndan vazedilen hadislerin byk bir ksm, Alinin menakbi ile ilgili olduu
gibi, bazlar da Muaviye ve Emev sllesini, Aliye tekaddm eden dier halifeyi ve baz
sahableri zemmetmek gayesini gdyordu. Fakat her eyden nce zerinde durduklar
husus, Hazreti Peygamberin kendisinden sonra hilfeti Ali bn Ebu Talibe vasiyet ettiini
ispat edebilmekti. Bu konuda pek ok hadis uydurmulardr. Misal olmak zere bunlardan
bazlarn zikretmekte fayda vardr:
"Ebu Bureyde babasndan rivayet etmitir: Her nebinin bir vasisi vardm. Benim vasim
ve varisim de Alidir." (Ayn eser, 1/359.)
Enes bn Malikten rivayet edilmitir: Hazreti Peygamber devrinde bir yldz kaymt.
Allahn Elisi buyurdu ki: u yldza bakn; kimin evine derse, o, benden sonraki halifemdir.
Baktk: Yldz Ali bn Ebu Talibin evine dt..." (Ayn eser, 1/357.)
Ali bn Ebu Talibin hilfet ve imametini, uydurduklar hadislerle ispat etmeye alan
iler, onun faziletine dair de bir ok hadis uydurmulardr. Misal olarak bunlardan da birka
hadis zikredebiliriz:
"bn Mesuddan rivayet edilmitir: Aliye bakmak ibadettir." (Ayn eser, 1/343.)
"bn Abbastan rivayet edilmitir: Ben ilmin ehriyim; Ali de bu ehrin kapsdr. lim
isteyen kapya gelsin." (Ayn eser, 1/329.)
"Ali bn Ebu Talibten rivayet edilmitir: Sen ve ian cennettedir." (Ayn eser, 1/379.)
"Ebu Said el-Hudrden rivayet edilmitir: Kyamet gn gelince Allah bana ve Aliye
diyecektir ki: Sizi sevenleri cennete, size dman olanlar da cehenneme sokun." (Ayn eser,
1/381.)
iler, Ali bn Ebu Talib hakknda uydurmu olduklar bu eit hadislerle onun deerini
yceltmek ve dolaysyla hilfet ve imamet meselesinde ona dier halifelerden nce mutlak
bir hak tanmak ve bunu ispat etmek gayesini gtmlerdir. bn Teymiyenin de dedii gibi,
aslnda, Alinin faziletleri saylamayacak kadar oktur; fakat ia bunlarla iktifa etmemi, onun
iin akla hayale gelmedik faziletler dzmler ve bunlar Hazreti Peygambere syleterek en
byk crm ilemilerdir. (ez-Zeheb, el-Muntek min Minhcis-Sunne, 480.) Bu bakmdan ileri
240
hadis tarihinde ilk vaz (uydurma) kapsn aan mezhep olarak kabul etmemek ve yukarda
zikri geen Nechul-Bela arihi bn Ebul-Hadide hak vermemek mmkn deildir. Ne var ki
ia, bu kapy amakla beraber, vaz ii yalnz onlara mnhasr kalmam, dier mezhepler de
kendi grlerini ve inanlarn ayn yoldan yaymaya balamlardr. Bu faaliyet tabiatyla
uzun mddet devam etmitir. Ancak slm dininin en mhim kayna olan hadislerin byk
bir tehlike ile kar karya geldiini daha balangta fark eden hadisiler, hadis vaz'na kar
ilk ve en mhim tedbir olarak, hadis aldklar ravilerin kimliklerini, hl ve mereplerini
aratrmaya ve onlara, rivayet ettikleri hadisleri kimlerden aldklarn sormaya balamlardr.
Ayn zamanda shhatini tespit ettikleri hadisleri, daha sistemli bir ekilde byk hacimli
kitaplarda toplamak suretiyle, onlarn daha emin bir ekilde muhafaza edilmelerini
salamlardr. Bu faaliyet neticesinde, bir taraftan hadisin rivayet ve tahamml kaidelerini,
ravilerin artlarn cerh ve tadilin hkmlerini tespit eden yeni bir ilim teekkl etmeye
balarken, dier taraftan her Mslmann gvenle bavurabilecei sahih hadis kitaplar
telifine hz verilmitir. Hicretin ikinci asr, bu faaliyetlerin younluk kazand bir asr olarak
798
grlr.
Siyas partilerin her eyden nce, etrafna toplandklar bakanlarnn stn taraflarn
anlatarak propagandaya baladklar bilinen bir husustur. Bunun yannda ileri gelen i
imamlarndan bn Ebul-Hadid (v. 655/1257)in "unu bil ki, fezail ile ilgili uydurma hadisler, ilk
defa ia tarafndan ortaya konmutur. Onlar, nce Hz. Ali hakknda muhtelif hadisler
uydururlar." demi olduu dikkate alnrsa, bu hareketin iler tarafndan balatlm olduu
kolayca tahmin edilebilir. bn Sebenin, daha Hz. Osmann salnda, Hz. Ali adna harekete
gemi olmas da bu dne byk apta imkn vermektedir.
Bu iddialardan ilki olan, Hz. Alinin vesayeti meselesi, her eyden nce ilk iki halifenin
olduu kadar, Hz. Osmann da bu makama haksz bir surette geldiini veya daha sonra
hilfet iddiasnda bulunacak olanlarn tezlerinde isabetsiz olduklarn syleyebilmek iin ortaya
konmutur. Bu habere gre Hz. Peygamber, Veda Haccndan yz binden fazla ashap ile
birlikte dnerken Gadiru Hummda bir mddet duruyor ve Hz. Alinin elini tutarak onlara
hitaben "Ali, benim vasim, kardeim ve benden sonraki halifemdir. Onun szlerini dinleyiniz
ve itaat ediniz." diyor. Fakat, iddiaya gre, sahabler bu hadisi kasten gizleyerek Hz. Ebu
Bekiri halife seiyorlar.
798
Talt Koyiit, Hads Tarihi, lmi Yaynlar, Ankara 1981, 106-112.
241
Batl frkalarn en yalancs olarak bilinen iann, bizzat Hz. Peygamber tarafndan Hz.
Alinin halife tayin edildiine inandrmak iin sebeb-i nzul dahi uydurmak suretiyle iddialarn
Kur'an ayetiyle ispata gayret sarf ettikleri de olmutur. Abdullah b. Abbasn rivayet ettiini
syledikleri bu uydurma hadise gre Hz. Peygamber, miractan dnd gecenin sabahnda,
mahede ettii harikulde hlleri halka anlatrken Mekke zerine bir yldzn dt
grlyor. Bunun zerine Hz. Peygamber, bu yldz kimin evine dmse, o, benden sonraki
halifemdir, buyuruyor. Yldzn Hz. Alinin evine dt anlalnca, Hz. Peygamberin hiss
davrandn ifade etmek kastyla Mekkeliler: "Muhammed yanld ve doru yoldan sapt.
Ehlibeytine kaplarak amcasnn olunun tarafn tuttu." diyorlar. Bunun zerine derhl:
"...sizin arkadanz yanlmad, sapmad, aldanmad. O arzu ile sz sylemez..." diye balayan
Necm suresinin ilk ayetleri nazil oluyor. Bu suretle Hz. Peygamberin, kendinden sonraki ilk
halifenin Hz. Ali olacan sylemekle yanlmad anlalyor, stelik Hz. Alinin hilfeti Kur'an
ayetiyle de tevsik edilmi oluyordu.
i klkl Sebelerin, Hz. Ali hakknda uydurduklar lsz birok szn arasnda,
Peygamberden sonra gelecek bir nebi olduunu, Selman- Faris diliyle rivayet ettikleri de
olmutur. Onlarn bu lszce uydurmalarna temas eden Goldziher, "Alici hevesat
taraftarlarnn kastl faaliyeti, frka hadisleri icadnda, sabit bir mukaddes metin tefsirinde
olduundan daha da kaytsz faaliyette bulunduu serbest bir saha bulabilmitir." diyor. Bu
serbesti iledir ki, Hz. Aliye bir taraftan bu imtiyazlar bol bol verirken, dier taraftan onu Hz.
Ebu Bekir ve Hz. mer ile mukayese cihetine giderek Peygamber diliyle onlar tahkir etmek
istemilerdir. Mutedil bir i limi olarak bilinen bn Ebul-Hadid (v. 655/1257)in "Hz. Alinin
insanlarn en faziletlisi olduuna inanmaktayz. Bununla beraber onun fazileti hakknda
uydurulmu baz haberler de mevcuttur" diye itiraf ettii szler, Hz. Aliyi, Hz. Ebu Bekir ile
Hz. merden stn sayan Mufaddile grubunun bu bapta ne kadar ileri gittiini tahmine
imkn vermektedir. Kfe minberinden bizzat Hz. Alinin "Benim Hz. Ebu Bekir ve Hz.
merden stn olduumu iddia eden birini elime geirirsem, ona, mfteriye tatbik edilen
had cezasn veririm." demi olmasna ramen, "Aliyyun hayrul-beer men eb fekad kefer"
(Ali, insanlarn en faziletlisidir, bunu kabul etmeyen kfirdir) gibi kafiyeli birtakm
uydurmalarla inatlarnda srar etmilerdir.
Taraftarlarna moral takviyesi yapmak veya daha fazla taraftar kazanmak maksadyla
ilerin faziletlerini ifade eden hadislere elbette ihtiya vard. Bu sebeple piyasaya Hz. Ali
taraftarlarnn nail olacaklar ltuflar beyan eden szde hadisler srlmeye baland. Kyamet
gnnde Hz. Aliyi sevenlerin hemen Cennete, sevmeyenlerin derhl Cehenneme
gnderileceini, o dehetli gnde ilere kk-byk gnahlarnn hesabn sormak bir
tarafa, onlarn seyyiatnn dahi hasenata tedbil edileceini, hatta Allah Tealya isyan bile
etmi olsa, Hz. Aliyi sevmesi sebebiyle kimsenin azap grmeyeceini mjdeleyen kuts
hadisler imal edildi. (...)799
4.6.6. NUR RSALELERNN MAN, KUR'AN VE HZ. AL LE
ZDELETRLMES
Ayet ve hadislerin, Hz. Aliye isnat edilen kasidelerin, vel kullara izafe edilen
eitli szlerin... Nur Risalelerindeki ebced ve cifr tefsirlerin amac ve sonucu
aadaki hkmlere varabilmektir:
799
Kandemir, Mevz Hadisler, DB Yaynlar, Ankara 1984, 32-34. Alntdaki kaynaklar iin ayn kitaba
baklmaldr.
242
Risale-i Nurun arkasnda otuz yt- Kur'aniye irt ve Hazret-i mam- Ali
Radyallahu Anhin kermt- gaybiye ile ihbrt ve Gavs- Azmn sarahate
yakn ehdeti var. Ona hcm, bunlara hcmdur.804
4.6.7. NURCULAR KABRE MANLA GRERLER, CENNETLKTRLER (?)
(...) iaret ve bearet-i Kur'aniyede ifade eder ki: "Risale-i Nur diresi iine
girenler, tehlikede olan manlarn kurtaryorlar ve manla kabre giriyorlar ve Cennete
gidecekler." diye mjde verirler.807
800
Kastamonu Lhikas, 144, Yirmiyedinci Mektubdan/Azz, Sddk Kardelerim!
801
rtl-caz, 333, Birka Defa Beraet Kazanan Risale-i Nurun Birka Vilyette Haksz Msaderesine Dir,
Nurun Yksek Bir Talebesinin Mahkemesindeki Mdafaasndan Bir Paradr.
802
Tarihe-i Hayat, 381, Denizli Hayat/Bedizzaman Said Nursnin Denizli Mahkemesinde Yapt Mdafaadan
Baz Ksmlar; 535, Afyon Hayat/Bedizzaman Said Nursnin Afyon Mahkemesi/Byk Mdafaatndan
Paralar/Altnc Esas; ular, 241, Onikinci ua/Denizli Mahkemesi Mdfaatndan; Siracn-Nr, 188, Denizli
Mdfas/En mhim para budur. Bir cum'a gnnn, birka saatinin mahsldr/Altnc Esas.
803
Tarihe-i Hayat, 651, Din Dmanlar ve Ehl-i Dallet Tarafndan Nur Talebelerine Yaplan Son Taarruzlara
Mukabil, niversite Nur Talebelerinin Tedf Bir Tarzla cizne Bir Mdfaas Olarak Nur Kardalarmza Arz
Ediyoruz.
804
Mdfaalar, 104, Denizli Mdfs/Efendiler, Hkimler.
805
Tarihe-i Hayat, 666, Risale-i Nur ve Hari Memleketler.
806
Rehberler, 134, Genlik Rehberi/Risale-i Nur Nedir?
807
Tarihe-i Hayat, 277, Kastamonu Hayat/hiret Kardelerime Mhim Bir htar.
243
808
Tarihe-i Hayat, 312, Kastamonu Hayat/Bir cz' hadise mnasebetiyle neboluya yazlan ve o gibi irkin
hadiseleri kkyle kesen bir mektubun suretidir.
809
Tarihe-i Hayat, 319, Kastamonu Hayat/Kastamonudaki Kardelerimize Hitaben Yazlan Bir Hakikattr. Belki
Size de Faidesi Var Diye Gnderdim.
810
Kastamonu Lhikas, 47, Yirmiyedinci Mektubdan/Ahmed Nazifin bir fkrasdr.
244
5. BLM
1. Genel Hadisler,
811
Nak. bn Kuteybe, Te'vlu Muhtelifil-Hads, 110. Eban b. Eb Ayy, metrk bir ravidir.
245
Bu hadsi, bir ksm ehl-i tarikat, akaid-i mniyyeye mnasip dmiyen acib bir
tarzda tefsir etmiler. Hatt onlardan bir ksm ehl-i ak, insann sim-y mnevsine
bir sret-i Rahman nazaryla bakmlar. (...)813
Bu hadis, sahih kaynaklarda u lfzla rivayet edilmitir:
.W :g k?
812
rnein bak. Kastamonu Lhikas, 73, Yirmiyedinci Mektubdan/Risale-i Nur talebelerinin haslar olan shib ve
vrisleri ve haslarnn haslar olan erkn ve esaslar olan kardelerime bu gnlerde vuku bulan bir hdise
mnsebetiyle beyan ediyorum ki (...); Mektubat, 179, Ondokuzuncu Mektup/Mucizat- Ahmediyye/Bir kram-
lh ve Bir Eser-i nayet-i Rabbaniye.
813
Szler, 12, Ondrdnc Lem'ann kinci Makam/Beinci Sr.
814
Buhr, sti'zn, 1/1; Mslim, Cenne ve Sfati Namih ve Ehlih, 11/28.
815
Mslim, Birr vas-Sla vel-db, 32/115.
816
Hadisin eitli tevilleri ve zamirin kimin yerine kullanld hakknda bak. bn Kuteybe, Te'vlu Muhtelifil-Hads,
288-292.
817
Rivye bil-Man: Hadisleri mana ile nakletmek manasna gelen rivye bil-man, lafz ile rivayet (rivaye bil-
lafz)in kart olarak kullanlan bir tabirdir. Hadisiler arasnda mnakaa konusu olan mana ile rivayet, hadislerin
szlerinde hibir deiiklik yapmadan Hazreti Peygamberin azndan kan harf ve kelimeleri ile nakletme (lafz ile
rivayet)nin aksine, hadisi ya ksaltarak, ya da hadis metnindeki kelimelerin mteradiflerini kullanarak, fakat her hl
246
Onlar "kendi suretinde (=sretihi)" kelimesindeki "h" zamirinin Allaha ait olmasn
istiyorlar. Bylece onlarn "h" zamiri yerine "er-Rahmn" kelimesini koymalar(nn sebebi) de
anlalm oluyor. Bu senin "Rahman, demi kendi suretinde yaratt" demen gibidir. Bylece
onlar, irkin bir hata ilemi oldular.
(Onlarn bu hataya dmelerinin) sebebi udur ki, bizim; "Allah, gkyzn Rahmann
meieti (=dilemesi) ile yaratt" veya "Rahmann iradesi ile yaratt" dememiz caiz deildir. Bu
ancak, ikinci isim, birinci isimden farkl olduu zaman caizdir. (...)818
5.1.2. ALLAHIM ONUN ZN KES!
Hadisi Ebu Davud rivayet etmitir.821 Bu rivayette, Peygamberin nnden
ocuun eek zerindeyken getii belirtilmektedir. Said Nurs bunu zikretmemitir.
Ebu Davudun ayn bapta rivayet ettii bir hadis daha vardr ki, Said Nursnin
naklettii hadis bu olsa gerektir. Rivayet yledir:
krda hadisin asl manasn bozmadan yaplan rivayetlerdir. (...) el-Kad Iyz bu konu ile ilgili olarak yle
demitir: Eskiden ve hlen, birok ravilerde vaki olduu gibi, iyi rivayet ettiini zannedip de iyi rivayet etmeyen
kimselerin hadise musallat olmamalar iin mana ile rivayet kapsn kapamak lzmdr. (Koyiit, Hads Istlahlar,
372-373.)
818
bn Kuteybe, Te'vlu Muhtelifil-Hads, 290-291.
819
Abdlkadir Badll, Said Nursnin rivayet ekli iin, sahih bir hadise kaynak tekil edemeyecek vasftaki
birtakm kitaplar me'haz olarak gstermi, bu rivayetin "(...) ve bir de Rmuz-l Ehads 2/186da" yer aldn
sylemitir. (Abdlkadir Badll, Risale-i Nurun Kuds Kaynaklar, Envr Neriyat, stanbul 1994, 361.) Ancak, bu
rivayet ne gsterdii sayfada (ikinci ciltte 186. sayfa bile yoktur) ne de Rmzun baka bir yerinde yer almtr.
820
Mektubat, 130; Zlfikar Mecmuas, 253, Ondokuzuncu Mektup/Mucizat- Ahmediyye/Onnc aret.
821
Eb Dvud, Salt, 109/705-706.
247
Her iki hadiste de mehul raviler vardr. Birinci hadiste bir mehul ravi varken,
823
ikincisinde iki ravi mehuldr. Bu yzden her iki hadis de zayftr.
Ebu Said el-Hudr (r.a.)den demitir ki: Resulullah (s.a.v.) yle buyurdu:
5.1.3. ALLHUMME SALL AL SEYYDN (...)
:) ).1) :. n V !W 1
W :.
827
. RW g
3
Szlerdeki bu salvatn meali udur:
822
Eb Dvud, Salt, 109/707.
823
Necati Yeniel Hseyin Kayapnar, Snen-i Eb Dvud Terceme ve erhi, amil Yaynevi, stanbul 1987,
3/81-82.
824
Buhr, Salt, 105/150.
825
Eb Dvud, Salt, 114/719.
826
Muvatta', Sefer, 11/40.
827
Szler, 462, Yirmiyedinci Szn Zeylinin Sonu.
248
Said Nursnin, Hz. Peygambere isnat ettii sz, ilvelerle ve deiik olarak
Ramuzda da yer almaktadr: "Allahn Kitabndan size verilenle amel etmek gerekir
ve onu terkte kimse iin mazeret yoktur. Eer Allahn Kitabnda (bir hkm) yoksa
benden cari olmu snnete baklr. Benden cari olmu snnette de yoksa ashabmn
dediine baklr. Muhakkak ki, ashabm gkteki yldzlar mertebesindedir. Hangisine
tutunsanz hidayete erersiniz ve ashabmn ihtilf sizin iin rahmettir."828
5.1.4. BAZI PEYGAMBERLER OBANLIK YAPMILAR.
Hem Barla, hem Isparta, hem Emirdada obanlara derdi: "Bu hayvanlara
bakmak, byk bir ibadettir. Hatt, baz Peygamberler de obanlk yapmlar." Daim
hizmetinde bulunan talebeleri.836
828
Rmz, 2/450.
829
Rmz, ayn yer.
830
Sabb, Tahkk ve Talik, 372, 2. dipnot.
831
Rmz, 1/293.
832
Rmz, ayn yer.
833
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, 110.
834
Rical kitabdr.
835
Sabb, Tahkk ve Talik, 110, 2. dipnot
836
Tarihe-i Hayat, 442. Emirda Hayat/stad Gelenlerle Ne Konuurdu?/Hiye.
249
Said Nurs, bu hadisi obanlara yanl nakletmitir, nk obanl baz
peygamberler deil, her peygamber yapmtr.
-Sen koyun gder miydin (de bunu biliyorsun)? diye sordular. Resulullah
(s.a.v.) da:
5.1.5. BENM NSANLARA CENB-I HAK TARAFINDAN B'SETM (...)
Hadis, Muvattada yledir:
839
. ?;q) q 0b*
Hadisin anlalr meali ise yledir: "Ben, gzel ahlk tamamlamak iin
gnderildim."
837
Buhr, Enbiy, 31/80.
838
ctimi Reeteler II, 98. Hutbe-i miye/Arabi Hutbe-i miye Eserinin Tercmesi.
839
Muvatta', Hsnul-Hulk, 1/8.
840
Rmz, 1/245.
250
Mana ile rivayet etmek, sadece hadis mdevvenatnn iermedii hadisler iin caizdir.
Aksi takdirde, hi kimsenin herhangi bir musannfn kitabnda yer alan bir hadisin lfzlarn
deitirerek, onun yerine ayn manay ifade eden baka bir lfza yer vermesi doru deildir.
nk, bu ruhsat, sadece lfzlar ezberleyemeyen ve onlar aynen aktaramayan kimseler
iindir. Yazl sayfa ve kitaplarda byle bir durum sz konusu deildir.841
5.1.6. BEKTEN MEZARA KADAR LM PENDE KOUNUZ.
LM NDE DE OLSA BLE GDP ALINIZ.
(yalanc) olduklar tespit olunan ravilere iaret edilerek hadislerin batl olduklar belirtilmitir.
Yukardaki aklamay da gz nnde bulundurarak, hadisiler tarafndan mevzu (uydurma)
olduklar tespit edilen hadisleri Hazret-i Peygambere isnatla tekrarlamaktan ve "her kim,
benden, yalan olduu bilinen bir hadis naklederse, o, yalanclardan biridir" hadisi gereince
yalanc durumuna dmekten saknmak gerekir. unu da unutmamak gerekir ki, slm
843
bizatihi ilimdir ve onun ilme verdii nemi ispat iin uydurma hadislere ihtiyac yoktur.
"lim inde de olsa araynz; zira ilim talebi her Mslmana farzdr." hadisi iin bn
Hibban: Batldr, asl yoktur. snadnda Ebu Atike var ki, o mnkerul-hadistir, demitir. (...)
Bu hadisin isnatlar zayftr. bnul-Cevz de bunu Mevzuat na almtr.844
Buhar de onun (Ebu Atike) iin "mnkerul-hadis" dedi. Ebu Hatim ise: "Zahibul-
hadis" dedi.845
Hadis, Lisan da, isnadnda brahim en-Neha olduu hlde zikredilmitir. brahim en-
Neha (szde) demi ki: "Aynsn Enesten iittim." Lisan sahibi ise dedi ki: brahim, Enesten
bir ey iitmi deildir.
Mizan da: bn Kiram "lim inde de olsa araynz" hadisini, Ahmed b. Abdullah el-
Cveybar ( $) , (...) senediyle rivayet etti. Cveybar hadis uydurur. Vallahu alem.846
Sahih hadisle uydurma sz birbirinden ayrt edilmelidir. phesiz, Snnet haktr, batl
deil... Ve o, sahih hadislerden oluur, mevzu szlerden deil... te bu, genel olarak btn
Mslmanlar iin, zel olarak da Snnet ehli olduunu savunanlar iin bir byk ilkedir.847
5.1.7. BR ADAMIN SENNLE MANA GELMES (...)
Hads-i erifte vardr ki: "Bir adamn seninle mana gelmesi, sana sahra
dolusu krmz koyunlardan daha hayrldr."848
Bir hadste ferman etmi A.S.M.: "Birtek adam seninle hidyete gelse, sahra
dolusu krmz koyun ve keilerden daha hayrldr."849
843
Talt Koyiit, Tercman Hads-i erf Klliyyt, Tercman Gazetesi, stanbul 1983, 18-19.
844
evkn, Fevidul-Mecma, 272.
845
Yemn, evknnin Mevztnn Tahkki, 272, 1. dipnot.
846
Suyt, Lelil-Masna, 1/193.
847
bn Teymiye, Klliyat, 3/325.
848
s-y Msa, 218, Hccetullah-l Blia Risalesi/Lahika; Emirda Lhikas I, 97, Yirmiyedinci Mektuptan/Aziz,
Sddk Kardelerim!/imdiye kadar gizli mnfklar, Risale-i Nura kanunla, adliye ile ve syi ve idare (...).
252
Said Nursnin hafzasnda bu hadisten krmz renk kalm, ama hayvann
cinsi kalmamtr. Bir yerde "krmz koyun" derken, dierinde buna "kei"yi eklemitir.
Hadis yledir:
"Allaha yemin ederim ki, senin vastanla Allahn bir tek kiiye hidayet etmesi,
senin iin birok krmz develerinin olmasndan hayrldr."850
5.1.8. BR RVAYETTE, LSAN-I EHL- CENNETTEN SAYILAN FRS
LSANI (...)851
Said Nursnin bu ifadesi gayet mulaktr. Hangi rivayette, kimden yaplan
rivayette Farsa cennet ehlinin lisan saylmtr? Bu rivayetin shhati nedir? Said
Nurs, bu sorularn cevabn vermemitir.
Gerek Araplarn dier milletlerden stn sayld alarda ve gerekse Araplarla teki
unsurlar arasnda herhangi bir fark gzetilmedii devirlerde, Araplk davas gden kimselerce
uydurulmu hadisler vardr. Mesel "Araplarn, insanlarn en hayrls olduu"nu beyan eden
(bn Arrak, Tenzhu-era, II/36) ve "Hz. Peygamberin Arap, Kur'an- Kerimin ve cennet dilinin de
Arapa olmas sebebiyle Araplarn sevilmesini" (Zeheb, Miznul-tidl, II/213) emreden hadisler
bu kabildendir. Arapay metheden uydurma hadislerin imalcileri, bunun yannda, dier dilleri
yeren bir seriyi hazrlamay da ihmal etmemilerdir. Bunlardan birine gre: Allah Teal,
lisanlar iinde en ok Farsadan nefret eder; eytanlar, Huzistanllarn (bugn rann snrlar
iinde bulunan bir yer) diliyle, cehennemlikler Buharallarn diliyle konuurlar (Suyt, Lelil-
Masna, I/11; bn Arrak, age, I/137). ranllar da buna derhl cevap vermekten geri
durmayacaklard. Nitekim, u uydurma onun karldr: Arn etrafndaki melekler Farsa
konuurlar; Allah Teal, iinde mlyemet (yumuaklk) bulunan bir ey vahyedecei vakit,
onu Farsa olarak vahyeder; iinde iddet bulunan bir ey vahyedecei zaman da onu Arapa
olarak inzal eder (Suyt, age, I/10; bn Arrak, age, I/136).852
Dirili gn insanlarn hangi dille konuacaklar, Allahn hitabn hangi dille duyacaklar
bilinmez. nk, yce Allah ve Hz. Peygamber, bu konuda bize bir ey bildirmemitir.
Farsann cehennem ehlinin, Arapann da ebed nimet (cennet) ehlinin dili olduuna dair
sahih bir rivayet yoktur. Ashap arasnda bir ihtilf olduunu da bilmiyoruz. Bu konuda hibiri
bir ey sylememitir. Zira, bu gibi eylerde konumak boboazlktr. Bu konuda nceki
limlere de yce Allah bir ey sylememitir. Ne var ki, mteahhirn (sonraki limler) arasnda
bu konuda farkl grler belirmitir.
849
ular, 326, Onnc ua/stadn Talebelerine Gnderdii, Nurlu Mektuplardr/Aziz, Sddk Kardelerim!
850
Buhr, Cihd, 142/214; Mslim, Fezilus-Sahbe, 4/34; Eb Dvud, lim, 10/3661.
851
Mektubat, 410, Yirmidokuzuncu Mektup/Yedinci Ksm: rt- Seb'a.
852
M. Yaar Kandemir, Mevz Hadisler, 49-50.
253
Btn bu grlerin akl veya nakl hibir delili yoktur. Hepsi de delilsiz iddialardr.
853
Allahu alem.
5.1.9. BR SAAT TEFEKKR, BR SENE BDETTEN HAYIRLIDIR.
854
. d ?
d
Vm)
Fakihn "Fikru saatin (...)" lfzyla zikretmi ve demitir ki: Bu (hadis deil), Srr-
Sakatnin szdr.
bn Abbas ve Ebud-Derda: Bir saat fikir, bir gece kyamdan hayrldr, dediler. Bunu
Hattab nakletti ve Suyut Cami inde "Bir saat fikir, altm sene ibadetten hayrldr" lfzyla
zikretti.855
Irak, Tahricul-hya da: ahidi var, ama zayftr, dedi. Suyut de ona uydu.856
Hadis Nur Risalelerinde devaml "Bir saat tefekkr, bir sene ibadetten
hayrldr" eklinde nakledilmitir. Bu ise, Hz. Peygamberin deil, Srr- Sakat veya
Hasan el-Basrnin szdr. Dier rivayetler de mevzu ya da zayf olmaktan hl
deildir.
853
bn Teymiye, Klliyat, 4/258-259.
854
ular, 141,Yedinci ua/yetl-Kbra/kinci Bab Berhin-i Tevhidiyeye Dirdir/Beinci Hakikat; Lem'alar,
310,Yirmidokuzuncu Lem'a/fade-i Meram; Zlfikar Mecmuas, 409, Zlfikarn Htimesi; Kastamonu Lhikas, 12,
Yirmiyedinci Mektubdan/Azz, Sddk, Mbarek Kardelerim!
855
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, 175.
856
Sabb, Tahkk ve Talik, 175, 5. dipnot. Ayrca, Suyutnin kanaati iin bak. Suyt, Lelil-Masna, 2/327.
857
bn Kesir, 4/1507.
858
Bu ve dier rivayetler iin bak. evkn, Fevidul-Mecma, 242, 251.
254
Hadis uydurmak byk gnah olduu gibi, uydurma hadisi bile bile rivayet etmek
veya uydurma olduundan phe edilen hadisi nakletmek de byk gnahtr.
limler: "Hadis rivayet etmek isteyen adam nce tetkik etmelidir. Eer sahih veya
hasen ise 'kle Raslullhi (s.a.v.) = Resulullah yle buyurdu' veya buna benzer kesin bir
ifade kullansn. Hadisin zayf olduu ihtimali varsa, kesinlik ifade etmeden 'rivayet edildiine,
anlatldna, sylendiine gre' ve benzeri bir tabir kullansn" diye tavsiyede
859
bulunmulardr.
Said Nurs, bu mevzu hadisi Resulullaha isnat etmekle kalmayp, onun
kendisine ihtar edildiini de sylemitir:
(...) drt vecihle drt nevi ibadet-i makbule hkmnde bulunan kitabetinde hem
imann kuvvetlendirmek, hem bakalarnn imanlarn tehlikeden kurtarmasna
almak, hem hadisin hkmyle, bir saat tefekkr bazen bir sene kadar bir ibadet
hkmne geer tefekkr- manyi elde etmek ve ettirmek (...) gibi ifadeleri elde
edebilir.861
Said Nurs, hadisin lfznda tereddt etmi ve bunu naklin sonuna "ev kema
kl (veya dedii gibidir)" ifadesini ekleyerek belirtmitir. Bu phesinde hakldr,
nk hadisin asl yledir:
859
Hatipolu, Snen-i bn-i Mce Tercemesi ve erhi, 1/61.
860
Kastamonu Lhikas, 35, Yirmiyedinci Mektubdan/Azz, Sddk, Vefdar, Sebatkr Kardelerim; Sikke-i Tasdk-
Gayb, 31, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Bugnlerde mnev bir muhaverede bir sual ve cevab dinledim.
Size bir ksa hulsasn beyan ediyorum.
861
Kastamonu Lhikas, 27, Yirmiyedinci Mektubdan/hiret Kardelerime Mhim Bir htar "ki Madde" dir/Birincisi;
Tarihe-i Hayat, 276, Kastamonu Hayat/hiret Kardelerime Mhim Bir htar ki Maddedir/Birincisi.
862
Lem'alar, 273, Yirmisekizinci Lem'a/Sadakatta Namdar, Safvet-i Kalbde Mmtaz Sleyman Rd le Bir
Muhavere-i Latife.
255
5.1.11. CEHENNEMN DBNE DEN TA
Bir vakit huzur-u Nebevde derin bir ses iitildi. Resl-i Ekrem Aleyhissalt
Vesselm ferman etti ki: "Bu grlt, yetmi senedir yuvarlanp ta ancak bu dakika
cehennemin dibine den bir tan grltsdr." te bu Hadsi iiten, hakikata vsl
olmyan inkra sapar. Halbuki, yirmi dakika o Hadsten sonra kat'iyyen sabittir ki: Biri
geldi, Resl-i Ekrem Aleyhissalt Vesselma dedi ki: "Mehur mnafk, yirmi dakika
evvel ld." Yetmi yana giren o mnafk cehennemin bir ta olarak btn
mddet-i mr tedennde esfel-i sfilne kfre skuttan ibaret olduunu gayet
belane bir surette Resl-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm beyan etmitir. Cenb-
Hak, o vefat dakikasnda o sesi iittirip ona almet etmitir.864
Baz hakikatlar var ki, temsil ile fehme takrib edilir. Nasl ki bir vakit huzur-u
Nebevde derince bir grlt iitildi. Ferman etti ki: "u grlt, yetmi senedir
yuvarlanp, imdi Cehennemin dibine dm bir tan grltsdr." Bir saat sonra
cevap geldi ki: "Yetmi yana giren mehur mnfk lp, Cehenneme gitti." Zt-
Ahmediye Aleyhissalt Vesselmn beli bir temsil ile beyan ettii hdisenin te'vilini
gsterdi.865
Bir iki risalede beyan ettiimiz gibi: Bir vakit huzur-u Nebevde gayet derin bir
grlt iitildi. Ferman etti ki: "Yetmi senedir yuvarlanp, bu dakikada Cehennemin
dibine den bir tan grltsdr." Birka dakika sonra birisi geldi, dedi: "Yetmi
yandaki mehur mnafk ld." Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselmn gayet
beli temslinin hakikatn iln etti.866
Bir sohbette derin bir grlt iitildi. Ferman etti ki: "Bu grlt, yetmi
seneden beri cehennem tarafna yuvarlanan bir tan bu dakikada cehennemin dibine
yetiip dmesinin grltsdr." Bu garip haberden be-alt dakika sonra birisi geldi
dedi: "Ya Raslallah! Yetmi yanda bulunan filn mnafk vefat etti, cehenneme
gitti." Peygamberin yksek beliane kelmnn te'vilini gsterdi.867
Said Nurs, hadisi baz ilveler yaparak rivayet etmitir. Bu ilveler, hadise
bambaka anlamlar yklemitir. Hadisin asl ise yledir:
Ebu Hureyre (r.a.) yle dedi: Bir gn Resulullah ile birlikte idik. Anszn bir
dme sesi iitildi. Bunun zerine Peygamber (s.a.v.):
863
Mslim, Birr, 15/60.
864
Szler, 317, Yirmidrdnc Sz/nc Dal/Yedinci Asl.
865
Mektubat, 86, Ondokuzuncu Mektub/Mucizat- Ahmediyye/Drdnc Nkteli aret.
866
Lem'alar, 93-94, Ondrdnc Lem'a/Aziz, sddk kardeim Re'fet bey.
867
ular, 446, Siracn-Nr, 232, Beinci ua/htar/kinci Nokta.
256
-Bu, cehenneme atlm bir tatr ki, yetmi sonbahardan (seneden) beri yol
almaktadr. O, nihayet imdi dibine varp dayand, buyurdu.868
Sonra, hadis niin inkr edilsin? Hadisi inkr edeceklerin itiraz sese olacaktr.
"Durup dururken bu ses nereden km? Nasl iitilmi?" diyeceklerdir. Yani, 70
yandaki mnafn lm haberinin gelmesi, onlarn itirazlarna mni olmayacaktr.
Yok, itirazlar derinlie ise; cehennemin varlna inanan kii, derinliinin hadiste
belirtilen gibi olduuna da inanr. nanmayana ise "cehennemin derinlii 70 metredir"
de deseniz, yine iman etmeyecektir. Said Nurs, akl sra hadis inkr edilmesin diye,
ona ilveler yapm ve hadisi bambaka bir anlama sokmutur.
868
Mslim, Cenne ve Sfati Namih ve Ehlih, 12/31.
869
Tirmiz, Sfati Cehennem, 2/2701.
870
Munzir, Tergb ve Terhb, 7/246.
871
Mudrecul-metn: Bir rvinin sika rvilere muhalefetle, metne, metnin aslndan olmayan baz szler ilve ederek
bu szlerin hadsten olmadn beyan etmeksizin rivayet ettii hadse mudrecul-metn denir. (Koyiit, Hads
Istlahlar, 255.)
Hadisiler nazarnda mudricin (ilve yapann) hkm, rivayetindeki muhalefeti dolaysyla tan edilmek ve hadisi
merdut saylmaktr. Baz hadis imamlar, kasten idrac yapan kimseyi, Kur'an Kerimin "yuharrifnel-kelime an
mevzhi" (Mide, 5/13) ayetine istinaden adaleti sakt ve dolaysyla kezzb (yalanc) zmresine dhil
etmilerdir. (Koyiit, Hads Istlahlar, 258.)
872
bn Ad el-Crcnnin el-Kmil f Zuafir-Riclinden nak. Ertrk, Metin Tenkidi (Gayb ve Fiten Hadisleri
rnei), 218, 35. dipnot. Burada zikredilen hadis, "mevzu (uydurma) hadis" anlamndadr.
257
Utbe b. Gazvan (r.a.), bir hutbe vermi, Allaha hamd sena ettikten sonra
yle demitir:
"mdi, dnya geici olduunu bildirmitir, hzla geip gitmektedir. Ondan kabn
dibinde sahibinin imeye alt son damlalar kadar bir ey kalmtr. Siz bu
dnyadan zevali olmayan bir diyara gideceksiniz. O hlde, elinizde olann en hayrls
ile gidin! Bize zikredildi ki, cehennemin kenarndan bir ta atlacak; ta yetmi yl
cehenneme decek de dibine eriemeyecektir. Vallahi, cehenneme
doldurulacaksnz! Buna atnz m? Yine bize sylendi ki, cennetin kap
kanatlarndan her ikisinin aras krk yllk bir yol tutmaktadr. (...)"875
Said Nurs hadislerin tedvini dneminde yaam ve konumuz olan hadisi Nur
Risalelerindeki gibi rivayet etmi olsayd; btn muhaddislerce en ar ekilde cerh
edilir, daha sonra da onun adna ancak "ez-Zuaf vel-Mecrhn" kitaplarnda
rastlanabilirdi.
873
Badll bile, bu farkl sreler iin yle der: "(...) Dakikalarla zamanlama meselesi ise, Hz. stadn
deerlendirmesidir." (Badll, Risale-i Nurun Kuds Kaynaklar, 398.) Bir hadisi naklederken, metninde bu tarz
deerlendirmeler yapmak, hadis uydurmak demektir.
874
Muhakemt, 22, Birinci Makale/Drdnc Mukaddeme.
875
Mslim, Zhd ve Rekik, 14. Bu haber, mevkftur. "Sahabeden, isnad ister muttasl olsun ister munkat olsun,
sz, fiil veya takrir olarak rivayet edilen haberlere mevkf denilmitir. Sahabe szlerine bu ismin verilmesi, isnadn
sahabde son bulmas ve Hazreti Peygambere ulamam olmas dolaysyladr. Bununla beraber, sahabde son
bulmu her isnadla gelen habere mevkf denilemeyeceini de hatrdan karmamak gerekir. Zira baz mevkf
haberler, aslnda hkmen merfu olabilirler. Bu da, sahabden mevkf isnadla rivayet edilen bir haberin, Hazreti
Peygamberin sz, fiil ve takrirlerinden olmas itibaryladr. Nitekim sahabnin 'Hazreti Peygamber devrinde yle
derdik' yahut 'yle yapardk' demesi, bu sz veya fiilin Hazreti Peygamber devrine izafesi dolaysyla merfu
hkmne sahiptir. (...)" (Koyiit, Hadis Istlahlar, 224.) Utbe b. Gazvn (r.a.)n, cehennemin derinliiyle ilgili
haberinin dier rivayetlerde merfu olmas ve "zukira len" ifadesini, hem cehennemin derinliiyle ilgili haberi, hem
de cennet kaplarnn genilii hakkndaki haberi naklederken kullanmas sebebiyle, bu haberin de merfu olduu
sylenebilir.
876
Biz, Said Nursnin bu rivayetini sahih kaynaklarda byle nakledilmedii iin kabul etmiyoruz, yoksa aklmza
uymad iin deil... Eer hadis kaynaklarda da byle olsayd, kabulde tereddt etmezdik.
Medinede bir mnafn lmyle ilgili sahih bir hadis yledir: Cabir (r.a.)den rivayet edildiine gre; Resulullah
(s.a.v.), bir seferden gelmi. Medine yaknna geldii vakit, neredeyse atly gmecek derecede iddetli bir rzgr
esmi. Cabir demi ki: Resulullah (s.a.v.): "Bu rzgr, bir mnafk ld iin gnderildi." buyurdular. Medineye
geldiinde grd ki, mnafklardan byk bir mnafk lmtr. (Mslim, Sftil-Munfikn ve Ahkmihim, 15.)
Davudolu, bu hadisin erhinde, "Mnafk ld zaman iddetli rzgr kmas, ona bir ceza ve lmne almet
olmak ve errinden kullarn rahata erdiini bildirmek iindir." der. (Davudolu, Sahh-i Mslim Tercme ve erhi,
11/175.)
258
limler; hadislerin harfi harfine orijinal lfzlarn korumann slm teriatnda son
derece nemli bir yeri olup, slm ahkmnn yce bir hkm olduunda ittifak etmilerdir.
Mmkn olduu kadar orijinal lfzlar muhafaza etmek gerekir. Hadis nakli ve rivayeti ile
877
itigal edenlere bu der.
5.1.12. CENB-I HAK NEFSE DEM K: (...)
Hadsin rivayetlerinde var ki: Cenb- Hak nefse demi ki: "Ben neyim, sen
nesin?" Nefis demi: "Ben benim, sen sensin" Azab vermi, cehenneme atm, yine
sormu. Yine demi: "ENE ENE; ENTE ENTE". Hangi nevi azab vermi, enniyetten
vazgememi. Sonra alk ile azab vermi. Yni a brakm. Yine sormu: "MEN
ENE VEMA ENTE" Nefis demi: "Sen benim Rabb- Rahmimsin, ben senin ciz bir
abdinim..."878
Said ekmegil, Vahye Gre Byk Zulm adl kitabnda diyor ki:
Geri irk byk zulmdr. Ancak, imdi tantmaya alacamz zulm daha byk
bir hakszlktr. Bu hakszl, bu byk zulm; beer mfekkiresinin rnleri olan mtalalarla
879
deil, yaratp yaatanmzn rahmet olarak ltfettii vahy verilerle gstermeye alacaz.
Bu olayn gerekletiini bir an iin kabul etsek bile, cehenneme atld ve her
trl azab grd hlde, o nefsin hl "ben benim, sen sensin" demekte srar
etmesi olabilecek ey midir? Demek ki, cehennem azab, daha bir nefse "sen benim
877
Eb ehbe, Snnet Mdafaas,1/82.
878
Mektubat, 381-382, Yirmidokuzuncu Mektub/kinci Risale Olan kinci Ksm Ramazan- erife
Dairdir/Dokuzuncu Nkte.
879
M. Said ekmegil, Vahye Gre Byk Zulm, Nabi Nida Yaynlar, Malatya 1989, 15.
880
ekmegil, Vahye Gre Byk Zulm, 21-22.
259
Rahm olan Rabbimsin, ben de senin ciz bir kulunum" bile dedirtemeyen bir azaptr,
yle mi?...
"Kzgn atee girerler. Kaynam bir kaynaktan iirilirler. Onlar iin kuru
dikenden baka yiyecek yoktur. Ne semirtir o, ne de al giderir."884
"Ate halk, cennet halkna: 'Suyunuzdan veya Allahn size verdii rzktan
biraz da bizim zerimize aktn (ne olur)!' diye seslenirler. (Onlar da): 'Allah, bu ikisini
kfirlere haram etmitir.' derler."885
"Atetekiler, cehennemin bekilerine dediler ki: '(Ne olur) Rabbinize dua edin
de, hi deilse bir gn, azabmz hafifletsin!'"886
"(Cehennemin muhafzna:) 'Ey Malik, Rabbin bizim iimizi bitirsin (bizi yok
etsin, byle yaamaktansa lmek daha iyidir)!' diye seslendiler. (...)"887
Kur'anda byle nice ayetler vardr. Btn bunlar aka gstermektedir ki, bu
hikye "hadisin rivayetlerinde" deil, ancak mevzu hadisin rivayetlerinde vardr.
Yce yaratcmz Allah Tealnn demediini, "dedi" demek ise, onun kurtarc yolunu,
ilm yne eilmemiler nezdinde, karanlklar arasnda seilmez hle getirecei ve taliplere
yanl istikametler verecei iin en byk zulmdr. Bu hlin en byk zulmlerden olduu
hikmeti bir yana, onu aka gsteren vahy illet btn berrakl ile ortadadr. Bu kt
hakszl kaldrmaya almann, gc yeten her Mslmana vecibe olduu anlalmaldr.888
881
Vka, 56/51-55.
882
Hkka, 69/36-37.
883
Nebe', 78/24-25.
884
Giye, 88/4-7.
885
Arf, 7/50.
886
Mumin, 40/49.
887
Zuhruf, 43/77.
888
ekmegil, Vahye Gre Byk Zulm,15.
260
Grlyor ki, Kur'an- Hakimdeki verilere gre, kaynak gstermeye lzum grmeden,
delilsiz sylentileri "Allah buyurdu ki" diye nakiller yaparken vebal endiesi tamamak byk
zulm oluyor. Kitaplarnda, krslerinde "Allah buyurdu ki" derken, ilm disiplinden uzakta, bir
delile sahip olmamak, insan zalim olma tehlikesiyle kar karya getiriyor. Bylesine ac
tehlikelere dme dikkatsizliinde bulunan kimselerin ounun bu yanllar, herhangi bir
hyanetten deil, belki de Kur'andan uzakta, disiplinsiz bir din gayretinden kaynaklanyor olsa
889
gerek.
5.1.13. CEVEN-L-KEBR
Hem mesel, Kur'nn hakik ve tam bir nevi mnct ve Kur'andan kan bir
eit hulsas olan Ceven-l-Kebir namndaki mncat- Peygamberde (A.S.M.)
(...)890
Said Nurs, bu srarna ramen, maalesef hibir kaynak gstermemitir.
Cevenl-Kebir894, cep kitap eklinde basld hlde, bunda da herhangi bir
kaynaa yer verilmemitir. Bu duann Hz. Peygamber (s.a.v.)e ait olduu iddia
889
ekmegil, Vahye Gre Byk Zulm,18-19.
890
Szler, 424, Onbirinci ua Olan Meyve Risalesinin Onuncu Mes'elesi Emirda iei/Aziz sddk kardelerim;
ular, 213, Onbirinci ua/Onuncu Mes'ele Emirda iei/Aziz sddk kardelerim; s-y Msa, 59, Onuncu
Mes'ele Emirda iei/Aziz sddk kardelerim.
891
ular, 88, Yedinci ua/yetl-Kbra/Mukaddime.
892
ular, 48, nc ua/Mncat; Lem'alar, 445, Mncat; s-y Msa, 187, Sekizinci Hccet-i maniye
Mnct.
893
Lem'alar, 415, Otuzuncu Lem'a/Htime.
894
Ceven, "rme zrh" anlamnda Farsa bir isimdir. (Meydan Larousse Byk Lgat ve Ansiklopedisi, Sabah
Gazetesi, 1992, 4/130.) Ceven-i Kebir ise, byk zrh demektir. Efendimize vahyen gelmi kendisi Arapa, ismi
Farsa olan bir baka metin var mdr?...
261
edildiine gre, hadis kitaplarnda yer almas gerekirdi. Oysa, hadis kitaplarnda
byle bir duaya rastlanmamaktadr. u hlde, bu duann Hz. Peygambere isnad
yalandr. Maalesef, Nur Risalelerindeki mevzu hadislere uzunca bir tanesi daha
eklenmitir.
895
M. Fethullah Gven, Ceven hakkndaki bir soruya verdii cevapta yle demektedir: "Daha ok i
kaynaklardan gelmi olmas, Ehl-i Snnetin Cevene kar souk davranmasna sebep olmutur. (...) Snn
kaynaklar Cevene yer vermezler. Sadece Hkimin Mstedrekinde Cevenden birka fkray grebiliriz. Onun
dndaki eserlerde ben imdiye kadar, Cevene ait ibare ve ifadelerin birkann bile nakledildiini grmedim.
Ancak bu tamamen senede ait bir hususiyete dayanlarak alnm mterek tavrn tezahrnden baka bir ey
deildir ve Cevenin deerine menf ynde etki edecek bir arl da yoktur. Nitekim Buhar ve Mslimin rivayet
ettii pek ok hadis var ki; ayn hadisleri ok kk farklarla, hatta bazen ayn ekilde Kleynnin el-Kafsinde yer
almaktadr. Ne var ki Ehli Snnet alimleri Kleynden tek bir nakilde dahi bulunmamlardr. Halbuki onda yer alan
hadisler, Buhar ve Mslimde de yer aldklarna gre hem senet, hem de lafz itibariyle cerhi sz konusu olmayan
hadislerdir. Ancak, el-Kafde yer alan hadisleri daha ok i imamlar nakletmiler ve bu sebeple de Snnlerce,
daha iin banda endieyle karlanmlardr. Ceven iin de ayn durum sz konusu olmutur. (...)"(M. Fethullah
Glen, Prizma I, Nil Yaynlar, zmir 2002, 119-120.)
i Kuleynnin el-Kfsine daha nce deinmitik ve onun ne menem bir "hadis kitab" olduu hakknda bir bilgi
vermesi iin bir-iki nakilde de bulunmutuk. Glen de, tpk stad gibi, hatta stadndan daha mahirce, safdil
Snnleri kandrmak ve onlar ilie ve i kaynaklarna altrmak iin demagoji yapmaktadr. Biz ise, yalanc
ilerin deil, isnad "din" bilen ve bizi bu konuda ikaz eden selef-i salihnin izindeyiz. mam Mslim, Sahihin
Mukaddimesinde "snadn Dinden Olduunu Beyan Bab" aar ve yle der: "Bu babta, rivayetin ancak mevsuk
ravilerden kabul edilmesi lzm geldii; ravilerde bulunan kusurlar sebebiyle onlar cerh etmenin caiz, hatta vacip
olduu; bunun haram olan gybet deil, bilkis er'-i erifi mdafaa manasna geldii grlecektir." (Mslim,
Mukaddime, 5. Bab.) Muhammed b. Sirin demitir ki: "phesiz ki bu ilim (isnad) dindir. yle ise, dininizi
kimlerden aldnza dikkat edin!" Abdullah b. el-Mbarek de yle demitir: "snad dindendir. Eer isnad
olmasayd, muhakkak her isteyen istediini sylerdi." (Mslim, Mukaddime, 5. Bab.)
Bylece Glen, okurlarna i kaynaklarnn kapsn amtr. Glenin, kapsnda durup ieri buyur ettii ev
hakknda Cerraholu, "(...) inn, Buhrnin Sahhine mukabil olarak gsterdikleri el-Kuleynnin el-Usl minel-
Kfi adl eseri, Kur'ana iftira eden mantk d rivyetlerle doludur." (Cerraholu, Tefsir Tarihi, 1/421.) der ve bu
rivayetlerin bazlarn nakleder. (Bak. age, 1/422-445.) "el-Kuleynnin el-Kfisindeki rivyetlerin hemen hepsi
Muhammed Bkr veya Cafer-i Sadk-a atfedilir. Onlardan teye giden bir senet yoktur. Bu imamlar da byle
mantksz szler sylemekten mnezzehtir. nk, bu szlerin hibir ilm deeri yoktur. (...)" (Cerraholu, age,
1/424.)
Glen, ancak saflar kandrabilecek ifadelerle meseleyi "dua" eksenine getirmekte ve yle demektedir: "(...)
Ceven halisane yaplm bir duadr. Onun hangi cmle ve kelimesi ele alnrsa alnsn, damla damla ihls ve
samimiyet ykl dua takattur eder. Durum byle olunca, Ceven kime izafe edilirse edilsin, zdeki bu hususiyete
tesir etmemeli. (...)" (Glen, age, 119.) Glen, enayi "Snnler"i avlamak iin baka bir tuzak daha kurmutur:
Keif... "(...) Bazen hadis kriterleri l olmayabilir. Ehlullahn Efendimizden kefen hadis almas hi de az vaki
olmu hdiselerden deildir." der ve misaller verir ki, verdii misallerden biri zellikle Trk Haneflere kurulmu,
ama yine ancak safdillerin decei bir tuzaktr: "(...) Ve yine mam Rabbanden bir misal.. diyor ki: 'Ben baz
hususlarda mam afiyi taklid ediyordum. Ancak bana mam Ebu Hanifenin peygamberlik mesleini temsil ettii
ihsas edildi. Ben de Ebu Hanifeye iktida ettim...' (...) Byk zatlar, 'kefen aldk' dediklerini mutlaka yle
almlardr ve dedikleri de kat'iyen dorudur. Ne var ki, bunlar belli hadis kriterleri iinde tahlil etmek imknszdr.
Onun iin de hadisiler bu trl ifadelere iltifat etmemilerdir. Ama onlarn iltifat etmemesi bu ifadelerin doru
olmad manasna da gelmez. Btn bu sylediklerimiz Ceven iin de geerlidir. Onun iin biz kesinlikle diyoruz
ki, Ceven manas itibariyle Efendimize ilham veya vahiy yoluyla gelmitir. Daha sonra da ehlullahtan birisi bu
Ceveni keif yoluyla Efendimizden alm ve Ceven bize kadar yle ulamtr. (...)" (Glen, age, 121.)
Hem bu keif madem doru, senin stadn neden "afi" idi? (Said Nursnin "afilii" iin bak. Mektubat, 407,
Yirmidokuzuncu Mektub/Altnc Ksmn Zeyli/ncs.) Niin "peygamberlik mesleini temsil eden Ebu
Hanife"nin mezhebine gememi?
Kefen hadis almak (?) konusunu biraz ileride "Kiinin Uyankken, Hz. Peygamberi Grmesi" balyla ele
alacaz.
Ceven, Efendimize ilham veya vahiy yoluyla gelmi, ama Ehl-i Snnetin hibir muhaddisi oral olmam yle mi?
Efendimize gelen ilham veya vahyi Ehl-i Snnet rivayet etmeyecek, buna karn kezzb- bhicb ia gruhu
rivayet edecek ha? Daha sonra da ehlullahtan birisi bu Ceveni keif yoluyla Efendimizden almm ve Ceven
bize kadar ulamm... Kimmi bu ehlullahtan birisi?
Bu ifadelerle i dalii yaplmtr, ayn zamanda bata muhaddisleri olmak zere tm Ehl-i Snnete hakaret
edilmitir ve kfran- nimette bulunulmutur. nci, ancak duru, berrak ve temiz deryalarda bulunur. ine atk
sularn akt, bulank, dibi balk glde inci bulacaklarn vehmedenleri bekleyen son, sadece hsrandr. nsan, bu
gle dald lde ondaki kirlilikten payn alr.
262
(...) Al-i Beytin manevi ve gayet mhim bir miras ve maden-i feyzi olan
Ceven-l-Kebri kendine stad eden ve bidayette her gnde bir defa bazan defa
tamamn okuyan ve talebesine tavsiye eden adam, Risale-i Nur mellifidir.896
Binbir Esma-i lhiyyeye sarhan ve iareten bakan ve bir cihetle Kur'andan
kan bir hrika mnct olan ve mrifetullahda terakki eden btn riflerin
mnctlarnn fevknde bulunan ve bir gazvede "Zrhn kar onun yerine bu
Ceveni oku" diye Cebrail vahy getiren "Ceven-l-Kebr" mnct iindeki
hakikatlar ve tam tamna Rabbine kar tavsifler, (...)897
Said Nurs, Cebrail (a.s.)in Hz. Peygamber (s.a.v.)e bir gazvede zrhn
karmasn ve Ceveni okumasn emreden bir vahiy getirdiini de iddia etmektedir.
Bu haberin de ne bir kayna ve ne de bir mesnedi vardr. inde ayn iddialarn yer
ald Szler Yaynevince baslan Ceven-l Kebir adl kitap, Vahye Gre Byk
Zulm adl eserde Said ekmegil tarafndan hakl olarak "zulm karm kitap"
olarak tavsif edilmitir.898
Savata zrh karmak yle dursun, Hz. Peygamber (s.a.v.) Uhud Gn iki
zrh st ste giymitir.901 Yine ayn savata Resulullahn banda miferi de vard ve
ald darbe ile mifer krlm; Peygamberimiz de yaralanmt.902 Resulullahn
896
Sikke-i Tasdk- Gayb, 164, Yirmisekizinci Lem'a/Keramet-i Aleviyenin Neticesi.
897
ular, 484, Onbeinci ua/Elhccetz-Zehra/nc Medrese-i Ysufiyenin Tek Bir Dersinin nc
Ksm/Beinci, Altnc, Yedinci, Sekizinci Kll ehadetler.
898
ekmegil, Vahye Gre Byk Zulm, 35.
899
Nak. bn Kayym, Zdul-Med, ev. kr zen, klim Yaynlar, stanbul 1988, 3/240. Hadisin tahrici: bn
Hiam, 2/63, 66; bn shaktan, o da Zhr ve bir bakas yoluyla mrsel olarak rivayet etmitir. Hadisin tamamn
ve bir benzerini Ahmed b. Hanbel (3/351) de rivayet etmitir. Drim (2/129, 130) ise mevsul olarak bn Zbeyr
yoluyla Cabirden aktarmtr, ravileri sikadr. Bu hadisin bn Abbastan rivayet edilen ahidini ise Hkim (2/128,
129, 296, 297) ve Ahmed b. Hanbel (290) rivayet etmilerdir. Hkim isnad sahih grm, Zeheb de ona
muvafakat etmitir.
900
Yazr, Hak Dini Kur'an Dili, 6/3886. Bak. Mslim, Cihd ves-Siyer, 22/65; 23/69.
901
bn Mce, Cihd, 18/2806. Zevidde yle denilmitir: Bu hadisin isnad, Buhrnin art zere sahihtir.
902
Buhr, Megz, 26/113; Mslim, Cihd, 37/101.
263
savalarda kullanmak zere 9 klc, 7 zrh, 6 yay, 2 kalkan, 5 mzra, 2 miferi vb.
silh ve tehizat vard.903 Herhlde, bu Cevenden sonra hepsini kaldrp
atmtr!...904
slm ilimlerin knhne vkf olamayan baz sath limler bu konuyu eitli yorumlara
bomular; bazen Resulullahn bu davrannn yalnzca mmetini eitmeye ynelik
olduunu, bazen de yukarda zikri geen ayet-i kerimenin o zaman henz nazil olmadn
sylemilerdir. Hlbuki bir lkede emrlerden birinin sormu olduu bir meseleye cevap
verilirken, Ebu Kasm b. Asakirin et-Tarihul-Kebir adl eserinde u hadis zikredilmitir:
"Resulullah (s.a.v.), bir Yahudi kadnn kendisine zehirli koyun ikram etmesinden sonra, ev
sahibi yemee balamadan o yemekten yemezdi."
Baz limler, bu hadiste, sultanlar iin gzel bir rnek bulunduunu sylemilerdir.
Bu konuya yle bir itirazda bulunulmutur: Allah Tealnn: "Allah, seni insanlardan
koruyacaktr." (Mide, 5/67) ayetiyle sizin sylediklerinizi bir arada nasl dnebiliriz? Allah
Teal, onu korumay garanti etmise, o da hi kimsenin klna bile dokunamayacan
kesinlikle bilir.
903
bn Kayym, Zdul-Med, 1/120-121.
904
Cenab- Hak buyurmutur ki: "Biz ona (Davuta), sizin iin, sizi savan iddetinden korumak iin, giyecek (zrh)
yapma sanatn da retmitik. imdi siz, kreden kimseler misiniz?" (Enbiy, 21/80.)
Katde der ki: "lk zrh yapan kimse, Dvud (a.s.)dur. nk, zrhn yapld o malzeme, daha evvel geni
levhalar hlindeydi. Binaenaleyh, onu delip de ren ve bylece bedene giyilecek hle getiren ilk kii, odur."
(...) ("Sizi savan iddetinden korumak iin"in) manas, "Sizi yaralanmaktan, ldrlmekten, kltan, oktan,
mzraktan korusun diye..." demektir. (...) Allah, "imdi siz, kredenler misiniz?" buyurmutur. Yani, "Bu sanat
size myesser klmasndan tr, Allaha krediniz..." demektir. (Rz, Tefsr-i Kebr, 16/193-194.)
Bu zrh karma uydurmas, hem Hz. Dvud (a.s.)a bir kfran- nimet, hem de Allaha kredilmesi gereken bir
konunun Hz. Peygamber iin iptal edilmesi anlamna da gelmektedir.
264
Ama Resulullah (s.a.v.), normal bir insann hayatn srdrebilmesi iin muhta olduu
yemek, imek, giyinmek ve barnmak gibi tedbirlerin hepsini almtr.
Bu husus birok kimseyi yanltmaktadr. Hatta, baz kimseler duay bile terk etme
noktasna gelmitir. nk, onlara gre ayet istenen ey ezelde takdir edilmise, zaten
kendiliinden olacaktr; yoksa dua etmek sonucu deitirmeyecektir. "yleyse dua ile
uramann faydas nedir?" diye bir soru yneltmiler, sonra da aklne bir cevapla: "Dua
etmek ibadettir." demilerdir. O zaman yanl doruya kartran bu adama denir ki: Bir ksm
daha kald. O da udur: Bir kimseye, belli bir sebebe yapmas sonucu isteine ulamas
takdir edilmise, bu demektir ki, sz konusu sebebe yaprsa arzusuna nail olacak, yoksa
olmayacaktr. Yanlg iindeki bu adam aynen: "Karnmn doymas takdirde varsa, yemek
yesem de yemesem de doyarm. ayet doymam takdir edilmediyse, yemek yesem de
yemesem de doyamam. O hlde yemek yemenin ne faydas var?" diyen kimseye benzer.
Btn bunlar ve bunun gibi dnceler, Allahn hikmetini ve eriatnn ruhunu yok etmektir.
905
Baar Allahtandr.
Szler ve Yeni Asya Yaynevlerince hazrlanan Ceven-l-Kebirlerin
takdiminde yer alan "kim bu duay u kadar okursa, evine hrsz girmez, evi yanmaz,
hastalklardan ifa bulur, cennetlik olur..." gibi ifadeleri buraya nakletmek istemiyoruz.
Aziz sddk kardelerim! Evvel Cevenin teksiri gayet byk bir sevaptr.
Ruh-u canmla sizleri tebrik ederim. Fakat sizin tercme ettiiniz sevabna dair olan
parann aynn yazmaynz. nk byle sevaplar hakkndaki rivayetler mteabih
nev'indendir, hakiki mahiyetleri bilinmez. Dinsizler veya muteriz feylesoflar ya
mbaladr derler veyahut, neuzubillah hurafedir diye tevehhme derler. (...)
Hatta kendim 35 seneden beri Ceveni hergn okuduum hlde ve tavsiyemle de
ok akirdler vird gibi okuduklar hlde sevabna dair olan o paray 3-4 defa
okumamm. nk sevap noktasnda o mmkn ferde mazhar olmad kendim
gayet yksek grdmden o haddimden hadsiz derecede yksek makama elimi
uzatamadm (...) (Hizbu Envr el-Hakik en-Nriyye, 39-41, "Said Nurs" imzal yaz. Yaz, Osmanlca
harfleri ile yazlmtr.)
905
bn Kayym, Zdul-Med, 4/31-33.
265
Yine Cevenle ilgili bir iddia da, onun dua olarak ve hatta kendisinin misli
olmad iddiasdr:
Allah Teal, Kitabnda kendisini nasl tavsif, kendisine nasl ve hangi szlerle
dua edeceimizin rneklerini gstermitir. Hadis kitaplarnda da Resulullah
(s.a.v.)tan sahih olarak rivayet edilen yzlerce dua varken, byle mesnetsiz bir
mnacatn dua olarak mislinin olmad iddias, rtlmeye bile gerek olmayan bir
iddiadan teye geemez. Cevenin dahi misli olmad iddias da botur...
5.1.14. DNDAR, HTYAR KADINLARIN DNNE TB OLUN.
Bir hads-i erif ferman eder ki: "aleykum bidnil-aciz" Yni, "Ahir zamanda
ihtiyar kadnlarn dinlerine iktida ediniz."910
Said Nurs, konu hakkndaki iki rivayeti birbirine kartrmtr. Birinin metnini
vermi, bu metnin manas olarak da dier rivayetin yakn anlamdaki tercmesini
906
Mesnev-i Nuriye, 156, Zhre/Onnc Nota/kinci Mes'ele.
907
ular, 110, Yedinci ua/yetl-Kbra; Mektubat, 199, Ayetl-Kbra Risalesinin Risalet-i Ahmediyeden
Bahseden Onaltnc Mertebesi/ncs; s-y Msa, 111, Birinci Hccet-i maniye yetl-Kbra.
908
Rehberler, 154, Hanmlar Rehberi/Mahremdir. imdilik Medresetzzehra erknlarna mahsustur; Emirda
Lhikas II, 47, Yirmiyedinci Mektuptan/Mahremdir. imdilik Medresetzzehra erknlarna mahsustur.
909
Kastamonu Lhikas, 130, Yirmiyedinci Mektubdan/Bugnlerde iki htradan iki ihtar; Rehberler, 156, Hanmlar
Rehberi/Gen Nurcu Kzlara Ait Mektuba Ek.
910
Rehberler, 157, Hanmlar Rehberi/Gayet Ehemmiyetli Bir Hakikata Gayet Ksa Bir aret.
266
koymutur. Yok byle deilse, rivayeti haddinden ziyade serbest tercme etmi
demektir ve bu tercmeye kendi yorumlarn da eklemi olur.
Biz, nce iki rivayeti birbirinden ayrp, anlalr bir ekilde dilimize evirelim:
Birinci hadis iin Sehav dedi ki: Bu lfzla asl yoktur. Bu manada hadisler vardr, ama
hibirisi zaaftan kurtulamamtr.
"z kne (...)" rivayetini bn Hibban da bn merden merfuan rivayet etti. Bunun
hakknda bnul-Cevz dedi ki: Sahih deildir. (Senedindeki) Muhammed b. el-Haris el-Haris
bir ey deildir, eyhi de yledir. Bunu babasndan mevzu olarak nakletmitir. Bu sz ancak
mer b. Abdlazizin sz olarak biliniyor.
"Aleykum (...)" lfzyla da rivayet edilmitir. bn Tahir bunun iin: Aslna rastlamadm,
demitir.912
Peygamberimiz (s.a.v.)den yle bir hadis-i erifin rivayet olunduu ileri srlmtr:
"Aleykum bidnil-aciz, htiyarlarn dinini taklit edin!" Hlbuki bu, hadis-i erif deildir.
Sfyan- Sevrnin szdr. Hadise undan ibarettir: Mutezile mezhebinden bir grup, taklit
erbabnn makamnn cennet ile cehennem arasnda bir yerde olduunu iddia etmitir. Bunun
zerine yal bir kadn, onlara itiraz ederek u ayet-i celileyi okumu: "Sizi yaratan o
(Allah)dur. Byle iken kiminiz kfir, kiminiz mmin. Allah yaptklarnz grmektedir." (Tegbun,
64/2) ve "hakikat bundan ibarettir" demitir. Bunu duyan Sfyan- Sevr: "htiyarlarn dinini
(itikadn) taklit edin!" demitir.913
Arkadalar! Kelmla megul olmayn. Eer ben, kelmn beni gtrd noktay
nceden bilseydim, onunla hi uramazdm. Usuz bucaksz bir denize dalmm.
911
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, 248.
912
evkn, Fevidul-Mecma, 505; Suyt, Lelil-Masna, 1/253.
913
Gmhanev, Ehl-i Snnet tikad, ev. Abdlkadir Kabakc-Fuad Gnel, Bedir Yaynevi, stanbul 1988, 30.
267
Mslmanlar ve onlarn ilimlerini terk etmiim ve beni uyarp sakndrdklar eylere girmiim!
Ama imdi, eer Rabbim rahmetiyle benim imdadma yetimeseydi vay bnul-Cveynnin
bana gelenlere! te imdi ben, anamn akidesi zere -veya dier rivayete gre: Neysabur
914
kocakarlarnn itikad zere- lyorum!
Mevzu olduunu bildii veya kuvvetle zannettii hlde uydurma hadisi rivayet etmek
haramdr. Binaenaleyh, byle bir hadisi, uydurma olduunu bildirmeden rivayet eden,
Peygamber (s.a.v.)in bu husustaki tehdidine dhildir. Yani, o da, Resulullah (s.a.v.)
zerinden yalan uyduran yalanclardan biri olur. Bundan dolaydr ki, ulema hadis rivayet
edecek zatn evvel o hadisin sahih veya hasen olup olmadn aratrmas icap ettiini,
ayet byle ise onu cezim sygas ile yani: "Resulullah (s.a.v.) yle buyurdu veya yle yapt"
diyerek rivayet etmesini; hadis zayf ise temriz sygas yani: "Resulullah (s.a.v.)tan yle
rivayet olundu veya yle rivayet olunuyor" gibi szler kullanmas gerektiini beyan
etmilerdir.915
Said Nurs; kendisinden yllar, hatta yz yllar nce telif edilerek, faydalanmak
isteyenlere hazr hle getirilen onlarca mevzuat kitabndan mstanidir (!) ve bundan
gururla bahseder. Ama, sra Said Nursnin risalelerinden mstani olanlara gelince,
Nur Risalelerinde onlar iin yle denir:
Hem u hakikat zahir ve bahirdir ki: Bir kimse allme dahi olsa, Risale-i Nurun
ve Mellifinin talebesidir; Risale-i Nuru okumak zaruret ve ihtiyacndadr. Eer gaflet
ederse kendini aldatan enaniyetine boyun eip, Risale-i Nur Klliyatn okumazsa
byk bir mahrumiyete dar olur.916
Risale-i Nur: (...) her ilme vukufunu tebarz ettiren vecizeler mecmuasdr.917
5.1.15. DNYA AHRETN TARLASIDIR.
. ?d
1
Evet Kre-i Arz, bahr-i muhit-i havide bir sefine-i Rabbaniye ve nass-
Hadsle hiretin bir mezraas, yni fidanlk tarlas olduundan (...)918
Sehav dedi ki: Her ne kadar Gazal bunu hya da zikrettiyse de, ben ona rastlamadm.
Elbette, bir szn manasnn doru olmas, o szn ayn zamanda Hz.
Peygamberin hadisi olduuna dellet etmez.
5.1.16. DNYA SEVGS BTN HATALARIN BAIDIR.
920
. d M3 L !
Bu hadis hakknda Aliyyul-Kar der ki:
Fakat, Beyhak uab nda bu hadisi hasen bir isnatla mrsel olarak Hasan el-Basrye
ykselterek rivayet etmitir.921
919
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, 206.
920
Szler, 463; Tlsmlar Mecmas, 107, Yirmiyedinci Szn Zeyli/Sual: Deniliyor ki: sahabeler Resl-i Ekrem
Aleyhissalt Vesselm grdler, sonra mn ettiler (...); Lem'alar, 235, Yirmialtnc Lem'a/Sekizinci Rica.
921
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, 188. Burada mrsel hadisin tarifini vermek gerekecektir: Hazreti Peygambere
yakn bir devirde yaam olmalar dolaysyla, sahabenin ounu gren ve onlarla sohbette bulunan tbilerin,
iittikleri sahableri atlayp dorudan doruya Hazreti Peygambere isnatla "kle Raslullah" (s.a.v.) diyerek
rivayet ettikleri hadslere mursel hads denilmitir. (...) en-Nevevnin belirttiine gre, hadsilerin ounluu,
birok fukaha ve uslcler nazarnda mursel zayftr ve onunla ihticac olunmaz. e-afi de ayn gre sahiptir.
mam Muslim ise, Sahihinin Mukaddimesinde "rivayetlerden mursel, bize ve haberlere vkf olan kimselere gre
hccet deildir" demitir. Murselin zayf ve merdud hadsler arasnda yer almasnn balca sebebi, mahzf olan
rvinin, yani tbinin hadsi alm olduu eyhin adalet ve zabt ynnden hlinin bilinmemesidir. Eer isnaddan
dm olan bu rvinin sahab olduuna kesinlikle hkmedilebilse idi, o zaman, sahablerin udl olduklar
kaidesine istinaden, hads zerinde tereddde mahl kalmaz ve onun sahh olduu kabul edilirdi. Fakat tbinin
hadsini alp ismini hazfettii eyhin de kendisi gibi bir tbi olmas ihtimli vardr. Keza bu eyhin tbi olduu
takdirde, ya sika ya da zayf olmas ihtimli vardr. Sika olduu farzedilse bile, onun da hadsi kendisi gibi bir
tbiden alm olmas ihtimli vardr. Eer tbi ise, o da dieri gibi ya sika ya da zayf olabilir. Velhsl bu
ihtimller ilnihye teselsl eder gider ki, akl bu teselsl sonu gelmeyen bir ekilde tecviz edebilir. Fakat
isnadlar tetkik edildii zaman, bazan bir tbinin, en ok alt veya yedi tbinin yer ald bir isnadla hads rivayet
ettii grlmtr. Bu sebepledir ki, tbiden sonraki sahab makamnda rvisi dm hadsler, den rvinin
zayf olmas ihtimline binaen merdd saylmlardr. (Koyiit, Hadis Istlahlar, 291-293.) Mrsel hakknda geni
bilgi iin bak. Koyiit, age, 291-297; Ahmed Naim, Sahh-i Buhr Muhtasar Tecrd-i Sarh Tercemesi, DB
Yaynlar, Ankara 1984, 1/133-148; Selahattin Polat, Mrsel Hadisler ve Delil Olma Ynnden Deeri, TDV
Yaynlar, Ankara 1985.
269
Suyut dedi ki: Bu hadis, mevzu hadisler arasna girmitir. eyhlislm bn Hacer de
ayn grtedir.
Deylem, bu hadisi Ali b. Ebu Talibin hadislerinden biri olarak Msnedinde rivayet etti
ve isnat zikretmedi.
Hlye adl eserinde Sfyan es-Sevrnin tercemesinde Ebu Nuayma gre de Hz. sa
(a.s.)nn sz(lerin)dendir.
Irak, Elfiye erhi nde dedi ki: "Dnya sevgisi her hatann badr." hadisi ya bn
Ebud-Dnyann Mekidu-eytan adl eserinde dedii gibi Malik b. Dinara ait bir sz ya da
925
Beyhaknin Zhd de rivayet ettii gibi Hz. sa (a.s.)nn bir szdr.
5.1.17. EN ZAYIFINIZIN YRYNE GRE YRYN!
926
. :V*>
Said Nurs, bu rivayet iin "Hadis-i erif" demi, tercme etmemitir. yle
tercme edilebilir:
922
Polat, Mrsel Hadisler ve Delil Olma Ynnden Deeri, 76-77. Rivayetlerin kaynaklar mezkur kitapta
belirtilmitir.
923
Mellif Ali el-Krnin kitabnn tahkik ve talikini yapan Muhammed Sabba, bu cmleye dipnot derek diyor ki:
Allah ona rahmet eylesin, mellifin "cumhura gre, isnat sahih olduu zaman mrsel hadisler hccettir" demesi
sahih deildir. Nitekim, Nevev der ki: Hadisilerin ounluuna, afiye, birok fukahaya ve uslclere gre
mrsel zayftr. (Sabb, Tahkk ve Talik, 189, 3. dipnot.)
924
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, 188-189.
925
Suyt, Tedrbur-Rv f erhi Takrbin-Nevev, Msr 1385/1966, 188.
926
Kastamonu Lhikas, 278, Yirmiyedinci Mektubdan/Aziz, Sddk, Mcahid Kardelerim Hasan tf ve sdk
rfekas.
270
Sehav dedi ki: Bu lfzla (byle bir hadisin olduunu) bilmiyorum. Ama, manas Nebi
(a.s.)nin u kavlinde vardr:
"Halk, en zayfna gre takdir edip deerlendir! nk, onlarn iinde yal, hasta,
(evi) uzak, ii gc olanlar vardr."927
5.1.18. GNE BR SAAT TEVAKKUF ETM.
Bu olay kim rivayet etmi, ehl-i tahkikten kim tasdik etmitir? "Gnein bir saat
tevakkuf ettiine" dair bir haber, ne hadis ne de siyer kitaplarnda vardr. Uydurma
olduu aktr.
5.1.19. HME SMNDE BR CNN (...)
Hem Hazret-i merden mehur bir haberdir ki, demi: Biz Resl-i Ekrem
Aleyhissalt Vesselmn yannda iken, ihtiyar eklinde, elinde bir as, "Hme"
isminde bir cinni geldi, mn etti. Resl-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm ona, ksa
srelerden birka sreyi ders verdi. Dersini ald, gitti. u hirki hdiseye, endan bz
hads imamlar ilimiler: fakat mhim imamlar, shhatine hkmetmiler. Her ne ise,
bu nevide uzun sylemeye lzum yok; mislleri oktur.929
927
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, 224. Sehavnin zikrettii hadis e-finin Sneni, Tirmiz, bn Mcede
birbirine yakn lfzlarla yer alr. (Tirmiz, Salt, 175/236; bn Mce, kmetus-Salt, 48/987) Tirmiz, onu hasen
grm; bn Huzeyme ve el-Hkim ise sahh kabul etmilerdir. el-Hkim, Mslimin art zeredir, demitir.
(Sabb, Tahkk ve Talik, 224.)
928
Mektubat, 165, Ondokuzuncu Mektub/Mucizat- Ahmediyye/Onyedinci aret.
929
Mektubat, 144, Ondokuzuncu Mektub/Mucizat- Ahmediyye/Onbeinci aret/kinci ube/kinci Cihet.
271
Suyut, bunu rivayet eder ve Hme b. el-Luheym (:. )adndaki cin ile
Resulullahn konumalarn uzunca nakleder.930 Der ki: Uydurmadr. (Hadisin
ravilerinden) shak b. Bir el-Khil (V )kezzabtr, hadis uydurduunda ittifak edilmitir ve
Ebu Seleme, sikalardan, onlarn hadisleri olmayan eyleri rivayet eder. Onunla ihticac etmek
caiz deildir. Ukayl dedi ki: "(Bu hadisin) hibir isnad sabit deildir ve asl yoktur." Derim ki
(Suyut): Mizan da da byle denildi. (Zeheb) "snatlar batldr (...)." dedi.931
"Rivayet edilen hadisin batl olduuna (dellet eden kaidelerden biri de), onun
933
butlanna sahih delillerin ehadet etmesidir." Daha sonra bunlardan rnekler verir ve
der ki: "(...) Hme b. el-Luheymle ilgili uzun hadis de ayn bunlar gibi batldr."934
5.1.20. HZ. MUSA LE LGL BR RVAYET
Said Nurs, Hacc suresinin 73. ayetinin tefsirinde, ayetin metninden sonra
yle diyor:
Yani: "Sinein hilkati yle bir mucize-i Rabbaniyedir ve bir ayet-i tekviniyedir
ki, btn esbab toplansa onun mislini yapamazlar. O ayet-i Rabbaniyeye muaraza
edemezler taklidini de yapamazlar," melindeki ayete ehemmiyetli bir mevzu tekil
eden ve Nemrudu malub eden ve Hazret-i Mus (A.S.) onlarn tacizlerine kar
mtekiyne: "Ya Rab, bu muacciz mahluklar ne iin bu kadar oaltmsn?"
deyince ilhamen cevap gelmi ki: Sen bir def'a sineklere itiraz ettin, bu sinekler ok
defa sual ediyorlar ki: "Ya Rab, bu koca kafal beer seni yalnz bir lisan ile zikr
ediyor. Baz da gaflet ediyor. Eer yalnz kafasndan bizleri halk etse idin, binler lisan
ile sana zikredecek bizim gibi mahluklar olurlard," diye Hazret-i Mus (A.S.) nn
evkasna bir itiraz kuvvetinde hikmet-i hilkatn mdafa eden sinein hem gayet
nezafetperver her vakit abdest alr gibi yzn, gzn, kanatlarn temizleyen bu
taifenin elbette mhim bir vazifesi vardr. Hikmet-i beeriyenin nazar kasrdr, daha o
vazifeyi ihata edememi.935
nce, ayetin anlalr bir mealini verelim:
930
Suyt, Lelil-Masna, 1/174-175.
931
Suyt, Lelil-Masna, 1/175.
932
evkn, Fevidul-Mecma, 498.
933
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, 425.
934
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, 430.
935
Lem'alar, 272, Yirmisekizinci Lem'a/Sadakatta Namdar, Safvet-i Kalbde Mmtaz Sleyman Rd le Bir
Muhavere-i Latife.
272
"Ey insanlar! Size bir misal veriliyor; onu dinleyin: Allah brakp da yalvarp
yakardklarnz bir araya gelseler bile, bir sinei dahi yaratamazlar. Sinek onlardan bir
ey kapsa, onu, ondan kurtaramazlar. steyen de ciz, istenen de..."936
Said Nurs, Hz. Musa (a.s.)nn byle bir ikyette bulunduunu nereden
renmitir? Bunu hangi kitaptan, hangi kaynaktan nakletmitir? Bu rivayet, aka
Hz. Musaya atlm bir iftiradr, nk Hz. Musa "beer" ad altnda ksa ve eksik
bakla, sinein yaratl hikmetini kavrayamamakla sulanmaktadr.
5.1.21. BN- HUZEMN SAHH
Sahihi olan bu bn-i Huzem kimdir? Mehur bn Hazm m? Eer o ise, onun
"Sahih" adnda bir hadis kitab yoktur. Yoksa bn Huzeyme mi? mam bn
Huzeymenin Sahihi vardr.
5.1.22. NSANLAR HELAK OLDU, LMLER MSTESNA. (...)
W3 - *% * - * * - L %
938
. : =
M?
W3
Tenvir Neriyat, Rehberlerdeki hadisleri tahri etmesine ramen, bu hadisi
tahri edememitir. Sadece "hadis-i bil-mana" demekle yetinmi ve yle tercme
etmitir:
936
Hacc, 22/73.
937
Mektubat, 114, Ondokuzuncu Mektub/Mucizat- Ahmediyye/Sekizinci aret/Sekizinci Misl.
938
Lem'alar, 133, Onyedinci Lem'a/On nc Nota; Mesnev-i Nuriye, 157, Zhre/Onnc Nokta/nc
Mes'ele; Rehberler, 241, hls Rislesi,Yirminci Lem'a hls Hakknda.
939
Rehberler, 290, yet, Hadis ve Arabi barelerin Manalar.
273
Dolaysyla, Nur Risalelerinde yar alan rivayet iin "hadis-i mevzu bil-mana"
demek daha isabetli olacaktr.
mam Gazal bu sz, Hz. Peygamber (s.a.v.)e deil, yakn ifadelerle Sehle
nisbet ederek kitabna almtr:
"Sehl (Allah ona rahmet etsin) dedi ki: lmin hepsi dnyalktr. Ondan ahiret iin
olan, kendisiyle amel edilenidir. hls dndaki btn ameller ise heba olup gitmitir.
Ve yine dedi ki: limler dndaki insanlarn hepsi ldr. Amel edenleri mstesna,
limler de sarhotur. hlsllar dnda amel edenlerin de hepsi aldanmtr. Muhlis
de, amelinin neticesini bilene kadar korkudadr."941
Hattab diyor ki: Hadisin manas udur: Bir kimse bakalarn ayplar durur, daima
ktlklerini anar ve "insanlar bozuldu, batt" gibi szler sylerse; kendisi onlardan daha
ziyade batm, yani onlar ayplamakla girdii gnah sebebiyle kendi hli onlarnkinden berbat
olmutur. Bu hl, onu ok defa kendini beenmeye, kendini bakalarndan daha hayrl
grmeye sevk eder.943
940
evkn, Fevidul-Mecma, 257.
941
Gazl, hy, Drud-Dave, stanbul 1985/1406, 1/67. hynn dier yaynevlerince yaplan basklar iin bak.
hy, Kitbul-lmin 6. Bb J <J,K MN J %O P, %6Q. Ayrca, Trkesi iin bak.
Gazl, hy, 1/156.
942
Mslim, Birr, 41/139. Hadisteki "ehlekuhum" lfz, "ehlekehum" eklinde de rivayet olunmutur. Bu takdirde
manas: "Birisi 'nsanlar helk oldu' dediinde, onlar helk eden kendisidir." olur.
943
Nak. Davudolu, Sahh-i Mslim Tercme ve erhi, 10/589.
274
Said Nurs, zikrettiimiz hadisi, deiik bir ekilde Nur Risalelerine almtr. Bu
hadisten haberdar olunmasna ramen, yukardaki sz hadis diye nasl nakledilir,
bilemiyoruz.
Bu tercmenin metni ise ayn risalenin 243. sayfasnda yer almaktadr ki, bu
metin, hadisin ne Mslimdeki ne de Muvattadaki lfzlarna uymaktadr.
"Birinin 'insanlar helk oldu' dediini duyduunda (bil ki); insanlarn en helk
olan (asl) odur."945
"Ancak Allahn muhlis kullar bu cezann dndadrlar. Onlar iin bilinen bir
rzk vardr. (Trl) meyvelerle arlanrlar. Nimet cennetlerinde tahtlar zerinde,
karlkl otururlar."947
5.1.23. KTSAD EDEN, MAETE ALE BELSINI EKMEZ.
944
ctimi Reeteler I, 243, 331, Deval-Yes Zeylinin Zeyli.
945
Muvatta', Kelm, 1/2.
946
Hicr, 39-40.
947
Sfft, 37/40-44.
948
Sfft, 37/74.
949
Ysuf, 12/24.
950
Meryem, 19/51.
951
Lem'alar, 141, Ondokuzuncu Lem'a/ktisat Risalesi/Drdnc Nkte.
275
5.1.24. KIRKBN BALI, HER BATA KIRKBN DLL (...) MELEKLER
Bir melaike var. Krk bin ba var. Her banda, krkbin dil var. Her bir dilde,
krk bin tesbihat yapyor. Altmidrt trilyon tesbihat ayn anda sylyor.954
Burada muhbir-i sadk ile Hz. Peygamber (s.a.v.)in kastedildii aktr. Bu
blmde birok kez tekrar etmek zorunda kaldmz soruyu yine sormamz
gerekiyor: Hz. Peygambere isnat edilen bu rivayetin kayna nedir? Bu haber, hangi
hadis kitabnda gemektedir?
"Krk bin bal, her ba krk bin dilli, her bir dili (...)" melei biz nerede, hangi
kitapta arayalm?! Mbarek, melek deil, sanki bir umac...
"Allah, 'l ilhe illllah' diyenin bu kelimesinden yetmi bin dili olan bir ku
yaratr; her dil de yetmi bin lgatle onun iin Allaha istifar eder."956
Krk bin bal, her ba krk bin dilli... rivayeti de, ite bu tr uydurmalardan
biridir. Said Nursnin, artk uydurmadan da te olan bu haberi nasl yorumladna da
bakalm:
Bz byk mevcdat- cismaniye vardr ki, krkbin ba, krkbin tarz ile vezaif-i
ubdiyeti yapar. Mesel: Sem; gnelerle, yldzlarla tesbihat yapar. Zemin tek bir
mahlk iken, yzbin ba ile; her bata, yzbinler az ile; her azda, yzbinler lisan
ile, vazife-i ubdiyeti ve tesbhat- Rabbniyyeyi yapyor. te kre-i arza mekkel
melek dahi, lem-i melektta u mnay gstermek iin yle grlmek lzmdr. Hatt
ben, mutavasst bir bdem aac grdm ki: Krka yakn ba hkmnde byk dallar
var. Sonra bir dalna baktm; krka yakn dili hkmnde kk dallar var. Sonra o
kk dalnn bir diline baktm; krk iek amtr. O ieklere nazar- hikmetle dikkat
ettim; herbir iek iinde krka yakn incecik, muntazam psklleri ve san'atlar
grdm ki; herbiri Sni-i Zlcellin ayr ayr birer cilve-i esmsn ve birer ismini
okutturuyor. te hi mmkn mdr ki, u bdem aacnn Sni-i Zlcelli ve
Hakm-i Zlcemli, bu cmid aaca bu kadar vazifelerini ykletsin, onun mnasn
bilen, ifade eden, kinata iln eden, dergh- lhiyyeye takdim eden, ona mnasib
ve ruhu hkmnde bir melek-i mekkeli ona bindirmesin?957
fadesinden aka anlalyor ki, Said Nurs, camid (ruhsuz, cansz) diye tavsif
ettii badem aacnn tesbihat yapamayacan ve Allah Tealnn da ona bu
vazifeleri (tesbihat) yklemesinin mmkn olmadn sylemektedir. Tesbihat,
badem aacnn namna ve yerine "ona mnasip ve ruhu hkmnde vekil tayin
edilmi bir melek" yaparm...
nce unu belirtelim ki, phesiz aalar ruhsuz ve cansz deil, bilkis canl
varlklardr. Hatta, ieklerin sevildiklerini anladklar, kendilerine sevgi gsterildii ve
gzel szler sylendii zaman daha iyi byyp iek atklar bir gerektir. Ayn cins
ieklere farkl mzik dinletildiinde, mziin trne gre ieklerin tepkisinin de farkl
olduu, bazsnn sararp solduu, bazsnn ise geliip byd deneylerle
kantlanmtr.
"Yedi gk, arz ve bunlarn iinde bulunanlar, onu tesbih ederler. Onu vg ile
tesbih etmeyen hibir ey yoktur, ama siz onlarn tesbihlerini anlamazsnz. (...)"958
956
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, 406.
957
Szler, 482, Yirmidokuzuncu Sz/Birinci Maksad/Drdnc Esas.
958
sr, 17/44.
277
Eer badem aacna bile melek tayin olunmusa, bildiimiz mahlkat iinde
insanlar ve cinler dnda meleklerden baka Allah tesbih eden yok demektir. Oysa
yukardaki ayet, tesbih etmeyi meleklerden bakalarna da izafe etmektedir.
Demek ki her ey, Allah tesbih eder. Hatta dalar, talar onu tesbih eder.
Velhsl, btn elementler onu tesbih eder.
"(...) Dalar ve kular, Davutla beraber tesbih etmek zere ram etmitik (itaat
ettirmitik) Bunlar yapan bizdik."960
Dalar bizzat Allah tesbih ediyorlard. Mukatil yle demitir: "Davut (a.s.), Rabbini
zikrettiinde dalar ve kular da, onunla birlikte zikrediyorlard."
Kelb yle der: "Davut (a.s.) tesbih ettiinde, dalar da onunla birlikte tesbih ederdi."
Sleyman b. Hayyan yle der: "Davut (a.s.) kendisinde bir geveklik hissettiinde,
Allah Teal dalara emreder, dalar da tesbihe balard. te o zaman Davut (a.s.)un nevesi
ve itiyak artard."961
"(...) Ey dalar ve kular! Onunla (Davutla) beraber ses verin (tesbih edin)!
(...)"962
kar der ki: Bil ki, Mutezilenin bu grnn dayana, dalarda hayat olmad prensibine
dayanr ki, bu sz kabul edilemez. (...) Ayetin lfzn, zahir lfzndan alp (mecaz) manaya
hamletmek iin, burada bir zaruret yoktur.966
Zeccac ise demitir ki: "Cenab- Hakkn daa anlay verip, bylece de onun tesbihte
bulunmas; (...) hurma ktne akl verip, bylece de davet edildiinde duyup boyun
emesi uzak bir ihtimal deildir."967
Bunlar gerek bir dua ve tesbihtir, Allah bunu bilir. sterse cahiller, yalanclar inkr
etsinler.969
Cansz varlklarn (bile) byle bir hayata sahip olmaya yatkn olmalarn imknsz
grmeyiz. Bilkis, yce Allah cansz varlklar, hayata yakn klm, bu hayata sahip
olabilmelerini imknsz klmamtr. Nitekim, yce Allah Hz. Musa (a.s.)nn asasn bir ylan
yapm, bylece bir odun parasnn canl bir varlk olabileceini gstermiti. Bir gn Hz. Musa
(a.s.) ykanrken elbiselerini bir tan stne koymu, ta elbiselerini alp kamt. (Buhr, Gusl,
20) Bir keresinde yce Allah, Musa (a.s.) ile gen arkadann yannda bulunan pimi bal
diriltmiti. akl talar ve yiyecekler -hem de yenildikleri srada- tesbih getirmilerdi. (Buhr,
Menkb, 21) Talar Peygamberimiz (s.a.v.)e selm verirlerdi. (Mslim, Fezil, 2) Hurma kk
onun ayrlndan dolay inlerdi. (Buhr, Menkb, 25) Dalar, Davud Peygamber (a.s.)le birlikte
Allah tesbih ederlerdi. Bunun rneklerini oaltmak mmkndr.971
Said Nursnin bu yorumu, ilm bir metoda dayanyorsa, bu metot Uhud dana
da uygulanmalyd. Oysa, Said Nurs, Uhud dann ya Peygamberin, Ebu Bekirin,
merin ve Osmann heybetinden, onlara olan hrmetli korkusundan ya da
Resul-i Ekreme kar hissettii srurdan ve sevinten sallandn sylemektedir.
Hlbuki bu metoduna gre hrmet etme, korkma, srur ve sevin hissetme ilerini de
Uhud dana deil, melek-i mekkele atfetmesi gerekirdi.
966
Rz, Tefsr-i Kebr, 16/192.
967
Rz, Tefsr-i Kebr, 11/139.
968
Nr, 24/41.
969
bn Kayym, Kitbur-Rh, 95.
970
Rad, 13/13. Ayrca bak. Hadd, 57/1, Har, 59/24, Saf, 61/1, Cum'a, 62/1, Tegbun, 64/1.
971
bn Teymiye, Klliyat, 8/30.
972
Mektubat, 123, Ondokuzuncu Mektub/Mucizat- Ahmediyye/Onbirinci aret/Beinci Misl.
279
Resul-i Ekrem (s.a.v.), bir hadisinde de Uhud dana "sevmek" fiilini nispet
etmitir:
"Grmedin mi, gklerde ve yerde olanlar, gne, ay, yldzlar, dalar, aalar
ve hayvanlar, insanlarn da birou Allaha secde ederler. (...)"974
"yle ta vardr ki, iinden rmaklar fkrr; ylesi var ki, atlar da
barndan su kaynar, ylesi de var ki, Allah korkusundan yuvarlanp der."977
5.1.25. KTB- SAHHADAN DVUD
Bata Buhr, bn-i Hibbn, Dvud, Tirmiz gibi ktb- sahha, mttefikan
Hazret-i Enesten, Eb Hureyreden, Osman- Zinnreynden Aere-i Mbeereden
Sad bn-i Zeydden haber veriyorlar ki: (...)978
Zikredilen Buharyi, bn Hibban ve Tirmizyi biliyoruz. Yalnz, "Dvud"un kim
ya da hangi hadis kitab olduunu karamadk. Acaba, Ebu Davudun Sneni mi,
Ebu Davud et-Tayalisnin Msnedi mi, yoksa baka bir hadis kitab m kastedilmi?
Bilen varsa aklasn!
973
Buhr, Daavt, 35/58; Mslim, Hacc, 93/504; Tirmiz, Menkabe, 4177.
974
Hacc, 22/18.
975
Rahmn, 55/6.
976
Nahl, 16/49.
977
Bakara, 2/74.
978
Mektubat, 123, Ondokuzuncu Mektub/Mucizat- Ahmediyye/Onbirinci aret/Beinci Misl.
979
Mektubat, 115, Ondokuzuncu Mektub/Mucizat- Ahmediyye/Dokuzuncu aret/Birinci Misl.
280
aml Hfz Tevfikin mektubu, Said Nurs tarafndan Sikke-i Tasdk- Gaybye
alnmtr. Bu mektupta mam Hkimin Mstedrekinin Ashab- Ktb- Sitteden
olduu belirtilmitir. Oysa, Mstedrek ktb-i sitteden deildir.981
5.1.27. MAHERDE ULEMA- HAKKATIN SARFETTKLER MREKKEB,
EHDLERN KANYLE MVAZENE EDLR; O KIYMETTE OLUR.
Bu szn mevzuat kitaplarnda ele alnan birka lfz vardr. yle ki:
Hatib (el-Badad) dedi ki: Uydurmadr. Bunu Zerke zirketmi ve demitir ki: Bu,
Hasenul-Basrnin szlerindendir.983 Bunu (Hatibin izahn) Sehav de Makasd da
zikretmitir.984
980
Sikke-i Tasdk- Gayb, 14, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/aml Hfz Tevfik.
981
Sahh hads kitaplar arasnda en sahh olarak bilinen el-Buhr ve Muslimin el-Cmius-Sahhleri ile Eb
Dvud, et-Tirmiz, en-Nes ve bn Mcenin es-Sunenleri, Kutub-i Sitte (alt kitap) adyla hret kazanmtr.
Ancak bunlarn arasnda yer alan bn Mcenin Suneni, altnc asrn bana kadar Kutub-i Sitteden saylmamt;
daha dorusu, bu zamana kadar hadsiler nazarnda asl olan be hads kitab bulunuyordu. Ebul-Fazl bn Thir
el-Makdis (v. 507)' nin bu be kitaba tahsis ettii Atrfa bn Mcenin Sunenini de eklemesinden ve "Alt mamn
artlar" (urtul-eimmetis-Sitte) adl kitabn telif etmesinden sonra, bn Mcenin Suneni de muteber kitaplar
arasnda zikredilmeye balamtr. Bununla beraber onun, yalanclk ve hads hrszl ile itham olunmu baz
rvilerden gelen hadslere de kitabnda yer vermi olmas, baz hadsilerin Sunenin altnc kitap olarak kabul
edilmesine muhalif kalmalarna sebep olmutur. Bu hadsilerden bir ksm, daha az zayf rvileri ve daha az z
ve munker hadsleri bulunan ed-Drimnin Sunenini altnc kitap olmaya lyk grrken, dier bazlar, Mlik bn
Enesin Muvatt' adl kitabn bn Mcenin Suneni yerine teklif etmilerdir. Maamafih Sunen, sayca fazla
olmayan zayf ve hatt mevz saylan baz hadslerine ramen, bilhassa fkh bblar ynnden byk faydas
dolaysyle altnc kitap olarak kabul grm ve hret kazanmtr. (Koyiit, Hadis Istlahlar, 202.)
982
Lem'alar, 166, Yirmibirinci Lem'a/Bir Ksm Kardelerime Husus Bir Mektubdur.
983
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, 303.
984
evkn, Fevidul-Mecma, 287.
281
985
Senedinde Muhammed b. Cafer vardr ki, hadis uydurmakla itham edilmitir.
5.1.28. MMNN MMNE BALILII, (TULALARI) BRBRNE
KENETLEYEN DUVAR GBDR.
989
. >* >* W V
Hadis, Buharnin ve Mslimin rivayet ettii hadislerdendir.990 Ancak, bu
hadiste "merss" kelimesi yoktur ve bunu hadise Said Nurs eklemitir.
5.1.29. NAMAZ DNN DREDR.
991
.
W
bn Salh: "Bu, bilinen bir hadis deildir" dedi. Nevev: Mnker ve batl olduunu
syledi. Fakat, Suyutnin dedii gibi, hadisi Deylem, Hz. Aliden; Beyhak de uab da zayf bir
992
senetle Hz. merden merfu olarak rivayet ettiler.
mam Nevevnin hadis iin "batldr" demesini bn Hacer kabul etmemektedir. O der
ki: Geri hadis zayf ve munkatdr, fakat batl deildir.993
985
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, ayn yer; evkn, Fevidul-Mecma, ayn yer.
986
Gazl, hy, 1/25.
987
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, ayn yer.
988
Yemn, evkninin Mevztnn Tahkki, 287.
989
Mektubat, 249, Yirmiikinci Mektub/Birinci Mebhas/Beinci Vecih; Emirda Lhikas II, 155, Yirmiyedinci
Mektuptan/Ben ok hasta olduum ve siyasetle alkasz bulunduum halde, Adnan Menderes gibi bir slm
kahraman ile sohbet etmek isterdim. (...)
990
Buhr, Edeb, 36/56; Mezlim vel-Gasb, 5/7; Mslim, Birr vas-Sla vel-db, 17/65.
991
Szler, 19, Drdnc Sz; 254, Yirmibirinci Sz/Birinci Makam/Beinci kaz; man ve Kfr Muvazeneleri, 19,
Drdnc Sz; rtl-caz, 46, Sure-i Bakara/Sadaka.
992
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, 238.
282
Hadis, evknnin Fevaidinde "Namaz dinin direidir, onu terk eden dini
ykm olur." eklinde verilmi ve u aklama yaplmtr:
Hadisi Firuzabad, Muhtasar nda zayf saymtr. Ayn ekilde Sehav de zayf
994
olduunu belirtmitir.
Hz. Peygamber (s.a.v.), Muaz b. Cebel (r.a.)den rivayet edilen bir hadiste bu
mealde yle buyurmutur:
. . ;W 1 ;q L
Bir hadisin zayf olma ihtimli varken bile kesinlik ifade etmeyen "deniyor ki, denildi ki,
rivayet edildi ki" gibi sygalarla zikredilmesi gerekirken996, Said Nurs, zayf olduu kesinlik
kazanan bu hadisi "Allahm, (Namaz dinin direidir) diyene (...) salt ve selm et"997
eklinde rivayet etmitir ki, bununla Hz. Peygamberin kastedildii aktr. Said Nurs,
hadisin zayf olduunu bilip bunu belirtmek bir tarafa, rivayeti bir de tekitli nakletmitir.
5.1.30. NEFSN BLEN RABBN BLR.
998
. R
1 J
Ali el-Kar bu sz iin der ki:
Nevev dedi ki: Nebiden (s.a.v.) sabit deildir. Fakat, manas sabittir. Denildi ki: Kendi
cehaletini bilen, Rabbinin ilmini; kendisinin fni olduunu bilen, Rabbinin baki olduunu;
kendisinin ciz ve zayf olduunu bilen, Rabbinin kudret ve kuvvetini bilir.
993
Sabb, Tahkk ve Talik, 238, 2. dipnot.
994
evkn, Fevidul-Mecma, 27.
995
Tirmiz, mn, 6/2749. Tirmiz, bu hadisin hasen-sahih olduunu belirtir.
996
brahim Cnan, Peygamberimizin Snnetinde Terbiye, Tura Neriyat, stanbul, 14.
997
Szler, 254, Yirmibirinci Sz/Birinci Makam/Beinci kaz.
998
Barla Lhikas, 317, Yirmiyedinci Mektubdan/Hulsi Beyin fkrasdr.
999
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, 337-338.
283
bn Hacere bu hadisi kimin rivayet ettiini sormular. Cevaben, "Bu hadisin asl
yoktur" demitir. bn Hacer daha sonra, bunun Yahya b. Muazn sz olduunu belirtir ve
1000
manas hakknda da ayn aklamay yapar.
5.1.31. NL- MBREK, DCLE VE FIRAT (...)
(...) Nil-i mbrek, Dicle ve Frat gibi rmaklar, (...) hadiste rivayet ediliyor ki: "O
nehrin herbirine Cennetten birer katre her vakit damlyor ve ondan bereketlidirler."
Hem bir rivayette denilmi ki: "u nehrin menbalar, cennettendir."1002
Hz. Peygamber (s.a.v.), mira hadisinde yle buyurmutur:
"(...) Sidretul-Muntehnn dibinde drt nehir vardr: ki btn nehir, iki zahir
nehir. Cibrile bunlar sordum. Cibril (a.s.): 'Btn olan iki nehir cennettedir. Zahir olan
iki nehir ise Nil ve Frat nehirleridir.' dedi. (...)"1003
5.1.32. (...) OSMAN BDYETTE GELM, MN ETM.
1000
eyh Aladdn, mam Nevevnin Fetvalarnn erhi, 302.
1001
Cnan, Peygamberimizin Snnetinde Terbiye, 13.
1002
Szler, 233, Yirminci Sz/Birinci Makam/nc Nkte.
1003
Buhr, Bedil-Halk, 6/17.
1004
Mslim, Cenne ve Sfati Namih ve Ehlih, 10/26.
1005
Mektubat, 160; Zlfikar Mecmuas, 287, Ondokuzuncu Mektub/Mucizat- Ahmediyye/Onaltnc aret/kinci
Ksm.
284
bn Sadn rivayetine gre Zbeyr b. Avvam Mslman olduktan sonra, Hz. Osman,
Talha b. Ubeydullahla birlikte, Peygamberimizin yanna gittiler.
Peygamberimiz, onlara slm dinini arz etti. Kur'an- Kerim okudu, slm eriatn
anlatt. Mslman olduklar takdirde, Allah katnda byk izzet ve eref kazanacaklarn
vadetti. kisi de hemen iman ettiler.
Hz. Osman: "Ya Resulullah! amdan bir haberle geldim: Biz, Muan ile Zark arasnda
bulunduumuz ve uyuduumuz srada bir seslenici 'Ey uyuyanlar, uyann! Ahmed (a.s.)
1006
Mekkede zuhur etti' diye bize seslenmiti. Mekkeye gelince, seni iittik!" dedi.
5.1.33. LMEK N TEVELLD EDP DNYAYA GELRSNZ, HARAB
OLMAK N BNALAR YAPIYORSUNUZ.
Bu rivayet hakknda Aliyyul-Kar demitir ki:
mam Ahmed dedi ki: Bu, arda pazarda dolaan bir szdr, asl yoktur. Ama
Beyhak, uab da Ebu Hureyreden merfuan yle rivayet etmitir:
Gk kaplarndan bir kapda bir melek yle der: "Doun, nasl olsa leceksiniz; dikin
binalar da, nasl olsa harap olup yklacak!"
Ebu Nuaym da Hlye de bunu Ebu Zerrden mevkuf ve munkat olarak rivayet etmitir.
1006
Nak. M. sm Kksal, slm Tarihi Hz. Muhammed ve slmiyet, Mekke Devri, amil Yaynevi, stanbul 1981,
167.
1007
Lem'alar, 248-249, Yirmialtnc Lem'a/On nc Rica.
1008
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, 272-273.
285
"Onun, hergn, 'lm iin dourun; ve harap olup yklsn diye bina edin!' diye nida
1009
eden bir melei vardr."
5.1.34. SEBR DAI LE LGL BR RVAYET
Said Nurs, bu naklin de kaynan belirtmemitir. Bu rivayet Peygamberimizin
hayatn anlatan siyer kitaplarnn hangisinde vardr? Onlarda zikredilen, Hz.
Peygamberin hicret ederken snd dan Sevr Da olduu ynndedir.1011 Hz.
Muhammed (s.a.v.) ve Ebu Bekir (r.a.), Mekkeden Medineye hicret ederken,
Abdullah b. Uraykt ed-Deylemnin rehberliinde Sevr Dana varncaya dek Yemen
yolunu takip etmiler ve o dan maarasnda gn geirmilerdir. Hz. Ebu Bekirin
olu Abdullah da onlarla kalyor, seher vakti maaradan ayrlyor, akam
karanlnda geri dnyordu. Mehurdur ki, mrikler aramalarnda bu maarann
giriine kadar gelmiler, fakat maarann aznda rmcek a ve gvercin yuvasn
grnce geri dnmlerdi.
5.1.35. SEVR VE HT
1009
Rz, Tefsr-i Kebr, 11/159-160.
1010
Mektubat, 123, Ondokuzuncu Mektub/Mucizat- Ahmediye/Onbirinci aret/Beinci Misal; Zlfikar Mecmuas,
245, Mucizat- Ahmediye/Onbirinci aret/Beinci Misal.
1011
Bu konu hakkndaki hadis iin bak. Buhr, Libs, 16/25.
1012
Muhakemt, 51, Birinci Makale/kinci Mes'ele.
286
te 4. Mukaddeme:
hret; insann mal olmayan da insana mal eder. yle ki: Beerin
seciyelerindendir, garip veya kymettar bireyi; asil-zde gstermek iin o kymetdar
eylerin cinsiyle mtehir olan zata nisbet ve isnad etmektir. Yani; szleri revac
1013
Muhakemt, 18-19, Birinci Makale/nc Mukaddeme.
1014
Lem'alar, 93, Ondrdnc Lem'a/Birinci Makam/ Esas/Birinci Esas.
1015
Muhakemt, 51, Birinci Makale/kinci Mes'ele.
287
Sniyen: Hadis olsa da zaaf- ittisal iin yalnz zann ifade eden hddendir.
Akideye dahil olmaz. Zira yakn arttr.
1016
Muhakemt, 22-23, Birinci Makale/Drdnc Mukaddeme.
1017
Muhakemt, 51, Birinci Makale/kinci Mes'ele.
288
Elcevap: bn-i Abbas (R.A.) gibi zatlara isnad edilen sahih bir rivyet var ki,
Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselmdan sormular: "Dnya ne stndedir?"
Ferman etmi: "Ales-Sevri vel-Ht". Bir rivayette bir def'a "Ales-Sevr" demi, dier
def'ada "Alel-Ht" demitir. Muhaddislerin bir ksm, srailiyattan alnma ve
eskidenberi nakledilen hurfevri hikyelere bu Hadsi tatbik etmiler. Hsusan Ben-
srail limlerinin mslman olanlarndan bir ksm, ktb- sbkada "sevr ve hut"
hakknda grdkleri hikyeleri, Hadse tatbik edip, Hadsin mnsn acip bir tarza
evirmiler.1018
Said Nurs, bu rivayet iin de herhangi bir kaynak vermemitir. "Sahih bir
rivayet" diyerek Hz. Peygamber (s.a.v.)e isnat ettii bu szler hangi hadis
kitabndandr? Hangi lim bunu sahih grmektedir?
(...) Allah, yeri balk zerinde yaratt. Bu balk Cenab- Hakkn: "Nn ile kaleme (...)
andolsun." (Kalem, 68/1) ayetinde belirttii gibi Nndur. Balk suyun iinde (zerinde)dir. Su
da, dz ve yaln bir kaya zerinde yaratlmtr. Bu yaln kaya, bir melein srtndadr.
1019
Melek, kaya zerindedir. Kaya, rzgrn stndedir. (...)
Bu baln srtnda bir kaya varm. Kayann arl gkle yeryznn arlndaym.
O baln srtnda bir kz varm ve onun krk bin boynuzu varm. Yedi kat yer ve onun
zerinde bulunanlarla bunlarn arasnda yer alanlar bunun srtnda imi.1020
Bu rivayeti eserine alan Taber, senet hakknda phe olduunu, binaenaleyh buna
fazla itimat etmediini syler.
1018
Lem'alar, 92-93, Ondrdnc Lem'a/Birinci Makam.
1019
Nak. Aydemir, Tefsirde sriliyyt, 80. Aydemir, rivayetin kaynaklarn kitabnda belirtmitir.
1020
bn Kesir, 14/8030-8031.
289
Eserlerine srailiyat almamak iin titizlik gsteren baz slm bilginleri ise bu tr
haberlere -ilgili ayetleri tefsir ederken- kat'iyen ehemmiyet vermemilerdir.
Tpk bn Kesir gibi bn Atyye de rivayetleri eserine aldktan sonra; bunlarn zayf
1021
haberler olduunu, mevcut senetlerle bunlar ispata imkn olmadn tembih eder.
Grld gibi, bu rivayetlerin hepsi srailiyattan olup, hibir ekilde sahih deildir.
Bunlar, aada aklanaca zere Kur'an- Kerime de aykrdrlar.
- Kabn yle dediini duydum: "Gkler deirmen eksenine benzer bir direin ucunda
olduu hlde bir melein omzunda dnmektedir." Bunun zerine Abdullah b. Mesud
arkadana:
-Gerek u ki, ben senin atna atlayp am terk etmeni arzu ederdim. Kab "gkler bir
melein omzunda dnmektedir" demekle yanl ve hatal bir sz sarf etmi. O hl
Yahudiliinden vazgemedi mi? Baksana Allah ayetinde ne buyuruyor...
1. Vecih:
getirilen ve fni kre-i arzn bki bir temel ta olmak, yni ileride bk cennete bir
ksmn devretmee bir iaret iin Bahret namnda uhrev bir madde, bir hakikat
gnderilip Sevr ve Hut meleklerine bir nokta-i istinad edilmi diye Ben-srailin eski
peygamberlerinden rivyet var ve bn Abbastan dahi mervdir. Maatteessf bu kuds
mna, mrr-u zamanla bu tebih avamn nazarnda hakikat telkki edilmekle akln
haricinde bir sret alm. Madem melekler havada gezdikleri gibi toprakta ve tata ve
yerin merkezinde de gezerler; elbette onlarn ve kre-i arzn, stnde duracak
cisman ta ve bala ve kze ihtiyalar yoktur.1024
Kre-i Arza Emr-i lhi ile nezarete memur "Sevr" ve "Ht" namlarnda iki
ruhani melikeyi dehetli cismni bir kz, bir balk tevehhm edip ehl-i fen ve felsefe
hakikat bilmediklerinden slmiyete muarz kmlar.1027
1024
ular, 228, Onbirinci ua/Meyve Risalesi/Onbirinci Mes'ele; s-y Msa, 74, Meyve Risalesi/Onbirinci
Mes'ele.
1025
ular, 446, Beinci ua/htar/nc Nokta.
1026
man ve Kfr Muvazeneleri, 183, El-hccet-z-Zehrann kinci Makam.
1027
ctimi Reeteler II, 104, Arab Hutbe-i amiye Eserinin Tercmesi/Sekizinci Mni; Tarihe-i Hayat, 90, lk
Hayat/Arab Hutbe-i amiye Eserinin Tercmesi/Sekizinci Mni.
1028
Lem'alar, 94, Ondrdnc Lem'a/Birincisi.
291
hkema-i lhiyyun nezdinde herbir nev' iin hayy ve ntk ve efrada imdad verici ve
mstemiddi bir mahiyet-i mcerrede vardr. Lisan- eriatte melekl-cibal ve melekl-
bihar ve melekl-emtar gibi isimler ile tbir edilir. Fakat tesir-i hakikileri yoktur.
Messir-i hakiki yalnz Zat- Akdestir.1029
"Ar tayanlar ve onun etrafnda bulunanlar, Rablerini hamd ile tesbih ederler
ve ona iman ederler."1030
Her bir nev'e mahsus ve o nev'e mnasip bir melek-i mekkel olduu da
dorudur, ama o melein, o nev'in ismiyle isimlendii iddias mesnetten yoksundur.
Said Nurs, bu iddiasna "Her akamda gne ara gider, secde eder. zin alyor,
sonra geliyor" hadisini delil olarak getirmitir, oysa hadisten byle bir hkm
karlabilmesi mmkn deildir. Hadisin bu mesele ile yakndan uzaktan ilgisi yoktur.
Ebu Zerr (r.a.) yle demitir: Peygamber (s.a.v.) gne batt zaman bana:
-Gne gider, ta arn altnda secde eder. (detince doudan domak zere)
izin ister de ona izin verilir (ve dou tarafndan doar. Bununla beraber insanlarn
gnahkrlar zerine domay fena grr) ve bu hlde secde etmeye yaklar. Fakat,
secdesi kabul olunmaz. (Doaca yerine gitmeye) izin ister; izin verilmez. Ona "Artk
1029
Muhakemt, 52, Birinci Makale/kinci Mes'ele.
1030
Mu'min, 40/7.
1031
Hkka, 69/16-17.
292
nereden geldinse, oraya dn!" denilir. O da batt taraftan doar. te bu, yce
Allahn u kavli(nin manas)dir:
"Gne de kendi mstekarr (karar bulaca yer veya karar bulmas) iin akp
gider. Bu, stn ve bilen (Allah)n takdiridir." (Ysn, 36/38)1032
Said Nurs bu hadisi, "Evet, emse mekkel olan melek; ismi ems, misali de
emsdir. Odur gider, gelir." eklinde tevil etmitir. Hlbuki, hadiste ne emse mekkel
olan melein isminin "ems", ne de misalinin ems olduuna dair bir iaret vardr.
Gidip gelenin, secde edenin melek olduuna dair bir karine de yoktur.
Bu tevil benimsenir ve -Said Nursnin, "krk bin bal, her ba krk bin dilli
melekler" rivayetinde ele aldmz badem aac hakkndaki "melek-i mekkel" tevili
de gz nnde bulundurularak- temil edilirse; kinatta insanlardan, cinlerden ve
meleklerden baka Allah Tealy tesbih eden, ona hamdeden hibir ey yok
demektir. Bu tevile gre; Kur'an ayetlerinin tesbihi, hamd, secdeyi insan, cin ve
melek dndaki bir varla mecazen de olsa izafe etmesi bounadr, nk bu
varln ada mekkel bir melek vardr ve btn bu fiillerin msnedn ileyhi (znesi)
olan gerekte bu melektir. Bu tevil, aklanmaya muhta olmayan derecede sakattr,
batldr.
Kur'an her eyin, hatta glgelerin bile secde ettiini haber vermektedir:
"Gklerde ve yerde her ne varsa, ister istemez Allaha secde ederler. Glgeleri
de sabah akam (ona secde ederler)."1033
"Allahn yaratt her eyin glgelerinin nasl sadan, soldan srnp Allaha
secde ederek dndn grmediler mi? Gklerde ve yerde bulunan btn canllar
ve melekler, hi byklk taslamadan Allaha secde ederler."1034
Gnein arn altnda secde etmesinin keyfiyetini Buhar arihleri; secde, kast
ve iradeyi gerektiren bir fiil olduundan inkyad (boyun emek, itaat etmek)dan
kinaye olmak zere tevcih etmilerdir.1035
ayet, bu hadisi hakik manasna hamledecek olursak, yanl olduu aka ortaya
kar, eer mecaz olarak mana verecek olursak beli bir ifade olduu ortaya kar. Zira,
gnein secdesi yce Allahn iradesine boyun eerek seyrine devam etmesi ve Allahn
yerletirdii salam sistemden amayarak, kesintisiz, ara vermeden devam etmesidir. Bu tr
1032
Buhr, Bedil-Halk, 4/9; (Lfz deiiklikleriyle) Mslim, mn, 72/250. Parantez iindeki aklamalar Kmil
Mirasn ve Mehmed Sofuolunun tercmelerinden alnmtr.
1033
Rad, 13/15.
1034
Nahl, 48-49.
1035
Bak. Kmil Miras, Sahh-i Buhr Muhtasar Tecrd-i Sarh Tercemesi ve erhi, DB Yaynlar, Ankara 1982,
9/13; Sofuolu, Sahh-i Buhr ve Tercemesi, 7/3017.
1036
Nak. Miras, Tecrd-i Sarh; Sofuolu, Sahh-i Buhr ve Tercemesi, ayn yerler.
293
hadislerle, yaratklar lemlerin Rabbine boyun emeye tevik kastedilir. Son derece azametli
bir yapya sahip olan gne, Allahn iradesine boyun eiyorsa, zayf bir yaratk olan insann
-zellikle gnee ibadet edenlerin- ona inanmas ve boyun emesi elbette gerekir.1037
te hadisin izah... Ne delilsiz bir ekilde bir melee "ems" ismini vermek var,
ne o melei gne misaline sokmak ve ne de fiili melee isnat etmek...
Keza, tabiat olaylarn idare eden melein ismi Mikil; peygamberlere vahyi
getireninki Cebrail; Sra frecek olannki de srafildir. Tabi, burada anlatmak
istediimiz, bu meleklerin sadece bu ilerle grevli olduu deildir. Baka neler
yaptklarn, vazifelerini Allah bilir.
Grld gibi, Said Nursnin "Sevr ve Hut, iki melein ismidir" eklindeki
tevili geerli deildir.
2. Vecih:
1037
Eb ehbe, Snnet Mdafaas, 1/102. Burada dikkat edilmelidir ki, arihler, sadece, gnein secde etmesine
boyun emek ve itaat etmek anlamnda mecaz mana vermilerdir. Yoksa, birazdan belirtilecei zere gnein
hareket etmesi, belli bir yrngede yzmesi hakik manadadr. Nitekim, bununla ilgili dier bir hadisi de
nakledeceiz.
1038
Lem'alar, 94-95, Ondrdnc Lem'a/kinci Vecih.
294
3. Vecih:
Eski Kozmorafya nazarnda Gne gezer. Gnein her otuz derecesini, bir
burc tabir etmiler. O burlardaki yldzlarn aralarnda birbirine rabtedecek faraz
hatlar ekilse, birtek vaziyet hasl olduu vakit, baz esed suretini, baz terazi
mnsna mzan suretini, baz kz mnsna sevr suretini, baz balk mnsna ht
suretini gstermiler. O mnasebete binaen o burlara o isimler verilmi. u asrn
Kozmorafyas nazarnda ise, Gne gezmiyor. O burlar bo ve muattal ve isiz
kalmlar. Gnein bedeline Kre-i Arz geziyor. yle ise; o bo, isiz burlar ve
yukardaki muattal daireler yerine, yerde arzn medr- senevsinde kk mikyasta o
daireleri tekil etmek gerektir. u halde burc-u semaviye, Arzn medr-
senevsinden temessl edecek. Ve o halde Kre-i Arz her ayda burc-u semaviyenin
birinin glgesinde ve misalindedir. Gya Arzn medr- senevsi bir yine hkmnde
olarak semav burlar, onda temessl ediyor.
Oysa, gnein hareketsiz durmas, Kur'an- Kerimin baz ayetlerine fiilen ters
dmektedir:
1039
Muhakemt, 52-53, Birinci Makale/kinci Mes'ele.
1040
Lem'alar, 95, Ondrdnc Lem'a/nc Vecih.
295
"Gne de kendi mstekarr (karar bulaca yer veya karar bulmas) iin akp
gider. (...)"1041
Burada "mstekarr" kelimesi mmli masdardr, ism-i zaman ve ism-i mekn olabilir.
Lm ile de birka anlam kazanr. Onun iin bu ifade birka manaya gelir: nce gne bir kr
tesadf eseri deil, sabit bir kanunla cereyan eder, demektir. Gne bir istikrar iin, yani
kendi sisteminde bir dzen meydana getirmek iin akp gider, manas da vardr. Mstekarr
zaman ismi olduuna gre mana: Gne, kendine mahsus bir istikrar yani durma zamanna
kadar akp gider, demek olur ki, bu durma zaman, gnein snecei kyamet zamandr.
Mstekarr mekn ismi olursa: Gne kendisine tahsis edilmi bir istikrar yerinde, yani bir
yrngede akp gider, demek olur. Keza gne, istikrar bulaca yeri iin hareket eder manas
da vardr ki, bu takdirde gnein, baka bir merkeze doru hareket ettii de anlalr. Hsl
ayet, her manasyla pozitif ilmi dorulayan ilh bir mucizedir.1042
Bu ayet, btn gk cisimlerinin bir felekte (belli bir yrngede) yzmekte olduklarn
sylyor. Kur'an indii srada ilim evrelerine hkim olan Batlamyus teorisine gre gnei ve
ay hareket ettiren, felektir. Hlbuki ayet, bunlarn felekte yzdklerini sylemekle o teoriyi
ykmtr. Nitekim, bugnn ispatlanm bilgisine gre de bu varlklarn her biri, Kur'ann
1044
dedii gibi bir yrngede yzmektedir.
"(...) Gnei ve ay buyruu altna ald. Her biri belli bir sreye kadar akp
gitmektedir. (...)1045
1041
Ysn, 36/38.
1042
Sleyman Ate, Kur'n- Kerm ve Yce Meli, Kl Kitabevi, Ankara, 441. Ayrca bak. Yazr, Hak Dini Kur'an
Dili, 6/4030. Yazr, ayetin mteaddit manalarndan bahsederken bir hadis-i erife de iaret etmitir. Blmmz
de hadislerle ilgili olduundan u ksm nakledelim: "(...) Nihayet birinci "lm" il manasna olmak zere u mana
da vardr: Kendisi iin bir istikrar noktasna doru gitmektedir. Tatbiki birka vechile iyzaha muhtemil bulunan bu
manaya gre emsin dier bir merkeze doru hareket etmekte bulunduu da anlalabiliyor. Netekim bir hadsi
erifte de "mustekarruh tahtel-Ari" emsin mstekarr Arn altndadr diye vrid olmutur." Hadis, Ebu Zerr
(r.a.)in Peygamberimize Ysin suresi 38. ayetini sormas zerine varit olmutur. (Buhr, Tevhd, 23/61.)
1043
Enbiy, 21/33.
1044
Ate, Kur'n- Kerm ve Yce Meli, 323.
1045
Zmer, 39/5.
1046
Yusuf el-Kardav, ada Problemlere Fetvalar, ev. Mehmet Keskin, lim Yaynlar, stanbul, 15-16.
296
(...) Ksacas, daha nce sabit olduu sanlan gezegenlerin, saniyede 10 veya 100 mil
hzla hareket ettii kabul edilmektedir. Astronomi bilginlerine gre, gne tm sistemle
birlikte saniyede 20 km. hzla hareket etmektedir.1047
Said Nursnin, gnein dnmesi ile ilgili olarak, baz aklamalar daha vardr
ki, ifadelerinden bu konudaki fikri tam olarak anlalmyor. yle diyor:
"Biz, mm bir mmetiz. Yazy ve (gk bilimiyle ilgili) hesab bilmeyiz. Ay,
bazen yle, bazen de byledir." Ravi dedi ki: Peygamber bununla, "ay, bir defa yirmi
dokuz; bir defa da otuz (gn eker)" demek istedi.1050
Araplar, o zaman mm bir topluluktu. Okur yazar, hele riyaz bilgi sahibi
olanlar azd. Hz. Peygamberin, byle bir toplulua durup dururken dnyann o
1047
Mevdud, Tefhimul-Kur'n, ev. Kurul, nsan Yaynlar, stanbul 1987, 4/523. Gnein ve ayn yrngelerinde
kendilerine mahsus bir hareketle dolamalar hakknda daha geni bilgi iin bak. Cell Krca, Kur'n- Kermde
Fen Bilimleri, Marifet Yaynlar, stanbul 1984, 64-65; 75-78.
1048
Kur'an- Kerim, hidayet kayna olan ve hayat dzenleyen bir kitaptr. Keiflerin ulat ve ilimlerin
destekledii her yeni nazariyeye (teoriye) Kur'an uydurmaya almamz doru deildir. Yine Kur'anda tp,
geometri, kimya ve yeni bulunan disiplinler gibi deneysel ilimleri aratrma abasna girmemeliyiz. Her ne kadar
bahsedilen ilimlerin deiik taraflarna deinmi olsa bile bunu yapmamalyz. nk, teoriler ve dnceler yanl
olabilir ve rtlebilir. Varlk felsefesi ile ilgili nazariyelerin birou yklmtr. ayet ilm adan rendiimiz
eyleri bnyesinde toplayan bir nazariyeye Kur'an balarsak, sonra o nazariye yklsa ve yerine tam tersine olan
bir baka nazariye gese, o zaman Allahn Kitabn rtlmeye hedef yapm ve Allah hakknda bilgisizce aslsz
sz sylemi oluruz. Ama, bahsedilen nazariyeler sabit ilm gerekler hline geldiklerinde, Kur'ann ilmin
gereklerine ters dmediini greceiz. Zira o, Allah katndan indirilmedir ve yce Allah bu kinatta olmu ve
olacak btn garip ve ibretli olaylar bilir. O bakmdan, Allahn Kitabnn gereklerle elimesi imknszdr. (Zahir
b. Avad el-Elma, Menhicul-Cidl fil-Kur'anil-Kerm: Kur'anda Tartma Metotlar, ev. Ercan Elbinsoy, Pnar
Yaynlar, stanbul 1984, 17.)
1049
Mektubat, 187-188, Mucizat- Ahmediyyenin Birinci Zeyli/Ondrdnc Reha.
Bylece, Nur Risalelerini Said Nursye yazdrann (!) da bu konuda bir ey bilmedii ortaya km oluyor.
1050
Buhr, Savm, 13/23; Mslim, Sym, 2/15.
297
Said Nurs, kendi rivayet ettiklerinin ve yorumlarnn dndakiler iin ise yle
demitir:
Baz ktb- slmiyede sevr ve hta dair acib ve hric-i akl hikyeler, ya
srailiyattr veya temsilttr veya baz muhaddislerin te'vilatdr ki, baz dikkatsizler
tarafndan Hads zannedilerek Resl-i Ekrem Aleyhissalt Vesselma isnad
edilmi.1054
5.1.36. KNN UYANIKKEN, HZ. PEYGAMBER GRMES
nce unu sormamz gerekmektedir: Said Nurs, Celleddin Suyutnin
uyanklk hlinde, Hz. Peygamber (s.a.v.) ile grtn onun hangi kitabndan
nakletmektedir? Niin bu iddiasn delillendirmemitir?
"Beni ryada gren, muhakkak uyank bir hlde de beni grecektir. nk,
eytan bana benzer bir surete giremez."1058
Hadis, Mslimde ravinin ekki yznden u ziyade ile beraber yer alr:
limler, Hz. Peygamberi ryasnda gren mminin uyank iken de grmesini, Hz.
Peygamberin hayatna tahsis etmilerdir. "Her kim ryasnda Hz. Peygamberi grrse
Medineye hicret ederek, onunla hakikatte de merref olacaktr" eklinde aklamlardr.
"Ryann doruluu, Hz. Peygamberi ahirette grmek suretiyle de tahakkuk edebilir ki, bu,
bir tebirdir" demilerdir.1060
Enes dedi ki: Bu durum insanlarn gcne gitti. Bunun zerine Resulullah
buyurdu ki:
1056
Mektubat, 104, Ondokuzuncu Mektub/Mucizat- Ahmediye/Yedinci Nkteli aret/Mukaddime.
1057
Mektubat, 130, Ondokuzuncu Mektub/Mucizat- Ahmediye/Onnc aret/Sekizinci Misl/Beinci ocuk.
1058
Buhr, Tabr, 10/12.
1059
Mslim, Ru'y, 1/11.
1060
Miras, Tecrd-i Sarh, 12/77; Davudolu, Sahh-i Mslim Tercme ve erhi, 10/27-28; Sofuolu, Sahh-i
Mslim ve Tercemesi, 7/140; Sahh-i Buhr ve Tercemesi, 15/6871.
1061
Bak. Miras, Tecrd-i Sarh, ayn yer; Sofuolu, Sahh-i Mslim ve Tercemesi, ayn yer; Hatipolu, Snen-i bn-i
Mce Tercemesi ve erhi, 10/99.
299
"Muhakkak ki, sizden herhangi birinin zerine yle bir gn gelecek ki, beni
grmesi, kendisine ehlinin ve malnn mislinin meydana gelmesinden daha sevimli
gelir. Sonra da beni gremeyecektir."1064
Hz. Peygamberi ryada grmek mmkn olduuna gre, onun yakaza hlinde
grlemeyeceini srarla niin vurguladmz sorulursa, deriz ki:
Uyku hlindeki bu grn, yakaza hlindeki hakik grmeden farkl bir hkm vardr
ve uyku hlinde grte, hakikatler iin verilmi misaller bulunduundan bu grmenin tabiri
ve tevili vardr.1066
Resulullah yakaza hlinde grdn iddia eden kii, muhakkak u iki hlden
birisini yaamtr:
1062
Tirmiz, Ru'y, 2/2374. Deiik ifadelerle: Buhr, Tabr, 5/9; bn Mce, Tabrur-Ru'y, 1/3896.
1063
Mslim, Fezil, 39/142.
1064
Nak. Sofuolu, Sahh-i Mslim ve Tercemesi, 7/243-244.
1065
Mslim, Cenne ve Sfati Namih ve Ehlih, 4/12.
1066
bn Teymiye, Klliyat, 3/333.
300
Baz kimseler iin yakaza hinde de, uyuyan kimse iin ryada grlen eylere benzer
bir grme hli hsl olabilir. Bu kii kalbi ile uyuyan kimsenin grdnn aynsn grr ve
ona, kalbiyle mahede ettii birtakm hakikatler tecelli eder. Btn bunlar da dnyada iken
vuku bulur.
Bazen kalbiyle mahede ettii ey, kiiye stn gelir, onu tamamen sarar ve o eyi
btn organlar ile alglar; kii de o eyi bizzat gzleri ile grdn zanneder. Bu hl,
uyanncaya kadar devam eder; uyannca bunun bir rya olduunu anlar. Ama, bazen de kii
uykuda iken grdklerinin rya olduunu bilebilir.
te yle abitlerden, kendisi iin kalb bir mahede meydana gelmi, bu mahede
kendisini tamamen kaplam ve onun duygularyla idrak etmesini ortadan kaldrm kimseler
vardr. Bylesi durumda bu abit, kalb mahedesini bizzat gz ile grme ii zanneder; ama
bu konuda yanlg iindedir.1067
lde uzun sre yolculuk yapan kii, scan ve susuzluun etkisiyle biraz
ilerisinde yeillikler iinde su grr, fakat grd sadece seraptr.
eytan, birok kiiye gelmi; kiiye, grnenin Rab olduu zannn vererek
onu aldatmtr. Elbette onun, kendisini, cahillere "Hz. Peygamber" diye takdim
etmesi, "Rab" diye takdim etmesinden daha kolaydr.
Bir keresinde ibadet ediyordum. zerinde nur bulunan byk bir ar grdm. Bu nur
bana seslendi:
"Ey Abdulkadir! Ben senin Rabbinim, bakalarna haram kldklarm sana hell ettim."
Cevap verdim: "Sen, kendisinden baka ilh olmayan Allahsn yle mi? Defol buradan
ey Allahn dman!"
Bunun zerine bu nur darmadan oldu ve kopkoyu bir zulmete dnt. Arkasndan
da yle seslendi:
1067
bn Teymiye, Klliyat, ayn yer.
301
Ama, byle bir olayla karlaanlardan bir ksm, grnenin bizzat Allah olduunu
sanmlar ve uyankken Allah grdklerine inanmlardr. Onlarn dayana mahede
ettikleri eylerdir. Aslnda bu kimseler haber verdikleri hususlarda doru sylemekte, fakat
bunun eytan olduunu bilmemektedirler.
Bunlardan biri kalkp dnyada gz ile Allah grdn sanr ve bunu iddia eder.
nk, onlarn birou Allah sandklar bir ey grmtr, ama aslnda o eytandr.
Birou da bir peygamber, salih bir kul veya Hzr (a.s.) sand birisini grr ki,
aslnda bu da eytandr.
"Kim ryada beni grrse, beni gerekten grmtr. nk, eytan benim suretime
giremez." (Buhr, lm, 38; Edeb, 109.)
Bu, uykuda iken rya ile ilgili bir durumdur. nk, uykuda grlen rya gerek
olabildii gibi, eytandan da olabilir. Cenab- Hak, ryada eytann Hz. Peygamberin ekline
girmesini engellemitir. Uyanklk durumuna gelince, dnya gz ile artk onu kimse gremez.
Kim, grlen kiinin bizzat daha nce len bir kimse olduunu sanr ve bunu iddia
ederse, bunu cahilliinden dolay yapmaktadr. Bu sebeple de bylesi bir durum ne
sahabeden, ne de gzelce onlarn yolunda giden tbindan birisinin bana gelmitir.1069
Elbette eytan, Resulullahn suretine giremez, fakat baka bir surette gelir ve
kiiyi kandrr.1070
"Allah, kimin hayrn isterse ona din hususunda fkh (anlay) verir. (...)"1071
1068
Nak. bn Teymiye, Klliyat, 1/247-248.
1069
bn Teymiye, Klliyat, 1/248.
1070
Kendisi uyankken, Resul-i Ekremle grtn iddia eden o kadar ok adam var ki... te onlardan birinin
u syledikleri, eytann bunlarla oynadnn en bariz gstergesidir: "Mir Muhammed Numan (v.1650/1060) yle
anlatr: Yine bir gn sabah namazndan sonra camide oturmu murakabe ile megul oluyorduk. Hocam ile kar
karya oturmutuk. Bir ara bam meguliyetimden kaldrdm. Hazret-i mam (mam- Rabban)n yerinde
Resulullah Efendimizin oturduunu grdm. zerimi bir heybet kaplad. Hemen bam nme edim. Bir mddet
sonra, tekrar bam kaldrdm. Hazret-i mamn da Server-i Kinatn yannda oturduunu grdm. Tekrar
murakabe iin bam edim. Bir an sonra yine bam kaldrdm. Grdm ki, Resulullah Efendimizin yerinde
Hazret-i mam, Hazret-i mamn yerinde de, Resulullah Efendimiz oturuyor. Tekrar murakabeye koyuldum. Bir
zaman sonra bam kaldrnca, iki yerde de Resulullah Efendimizi grdm. Biraz sonra ikisini de Hazret-i mam
buldum. Sonra da Hazret-i mamn yalnz oturduunu grdm. Bu grdklerim ba gz ile olmutur, rya ve
vaka hli deildir." (Evliylar Ansiklopedisi, 8/243.)
1071
Buhr, lim, 14/13.
1072
bn Mce, Mukaddime, 17/222.
302
te bu yzden;
lk sufiler arasnda nemli bir yeri olan bn Haff diyor ki: "limle megul olunuz,
sufilerin szlerine kanmaynz. Eskiden hokkam cebime, kd alvarma saklar, ilim
meclislerine gizlice giderdim. Bu hlimin farkna varan sufiler benimle ekiir ve 'Artk sen
felh bulmazsn', derlerdi. Ama, imdi onlar bana muhta oldular." (bn Cevz, Telbisu blis, 317.)
Ser Sakat yle derdi: "Bir kimse, zhdle ie balar, sonra hadis yazarsa aya
srer, fakat ilk defa hadis tahsil eder de sonra zhde ve tasavvufa intisap ederse, salam bir
gre sahip olur."
Ser, Cneyde yle dua ederdi: Allah seni sufi-muhaddis deil, muhaddis-sufi klsn.
Yani nce hadis, sonra sufilik. (Gazal, hy, 1/28.)
Ebu Said Harraz, naklin ve akln snrlarn, hedeften sapacak ekilde aanlar gryor
ve yle diyordu: "Zahire muhalif olan her btn, batldr." (Kueyr Risalesi, 114.)
Ebu Sleyman Daran ayn hususu yle ifade ediyordu: "Nice zamanlar olur ki, iime
tasavvuf nkteler ve bilgiler doar da, ben bunlar, iki adil ahit (ayet ve hadis) doru
olduklarn ispat etmedike kabul etmem." (Kueyr Risalesi, 94.)
Nitekim, bn Arab, sahih olup olmad tartma konusu olan bir hadisi naklettikten
sonra yle der:
"Bu hadisin senedinde her ne kadar ileri geri lf edilmise de, bizim gibi kimselere
gre bu hadis kefen sahihtir. Bu, bizim iin muhakkak olan bir zevktir. nk biz, rusm
ulemas tarafndan anlatlan er' hkmlerin ounu, onlara ve eserlerine bavurmadan bu
yoldan reniyor ve kefen biliyoruz. Bilgilerimizi bu yoldan aldktan sonra rusm ulemasnn
bilgileriyle karlatryor, onlarn da bizim gibi dndklerini gryoruz. te bu yoldan
hadislerin sahih olduuna hkmediyoruz. Ayn ekilde sahih olmadn grp reddettiimiz
hadisler de mevcuttur." (bn Arab, Ftuht- Mekkiye, 1/292.)
Yine bn Arab der ki: "Rivayet yolu ile gelen nice sahih hadisler vardr ki, bunlar
ravilere gre sahih olduu hlde, keif sahibi olan bu zata gre sahih deildir. Zira, bu
1073
Nak. Uluda, slm Dncesinin Yaps, 167-168.
303
hadisin sahih olup olmad Resulullaha sorulmu, Resulullah bu hadisin mevzu olduunu ona
haber vermi, o da bu hadisle amel etmeyi terk etmitir. Fakat, senedi sahih olduu iin
nakilciler bu nevi hadislerle amel ederler. Senedi zayf olan nice hadisler vardr ki, ehl-i keif
olan iin sahihtir. Zira, Resulullahtan iitmitir." (Nak. Acln, Keful-Hafa, 1/10.)
smail Hakk Bursev, Kenz-i Mahf isimli eserine yle balar: "Ben gizli bir hazine
idim...". Bu hadis naklen gayr- sbit olsa bile kefen sahihtir. Geri Suyut, "bu hadisin asl
yoktur" demitir, ama mkefe ehli olanlar indinde bu hadis sahihtir. Zira, muhaddisler
senedle naklederler; ehl-i keif ise fem-i Nebevden bizzat ahzedip sylerler.
Ahmed b. Mbarek, Abdlaziz b. Debban, keif ve ilham yolu ile: "u hadis sahihtir,
u hadis mevzudur", diye hkmettiini rneklerle gsterir. (brz, 54, 64, Msr 1961.)
Bir yandan kefe ve ilhama dayanarak hadis usl ilmine gre sahih saylan
hadislerin sahih olmadna hkmeden, br taraftan hi senedi olmayan szleri, kefe ve
ilhama dayanarak Hz. Peygambere isnat ve izafe eden, bylece izn-i Resul ile konutuklarn
syleyen mutasavvflar, bu hareketleriyle Selefiye ile aralarnda bulunan rabtalar iyice
koparmlardr.
"Haddese kalb an Rabb" sznn manas budur. Kefi ve ilham esas alarak ona gre
tevil etmek de budur.
"Hadi gidelim Abdurrezzaktan hadis sema edelim (dinleyelim)", teklifine sufi u cevab
verir: "Melik-i Rezzaktan sema eden Abdurrezzaktan sema neyler!".
Grlyor ki, hadisiler bir hadisin sahih olup olmadn objektif, nesnel
kurallarla1075 belirlerken; bunlar sbjektif, znel koullardan bahsetmektedirler.
Said Nurs, her ne kadar yukarda anlatlanlar kadar ileri gitmemise de, Nur
Risalelerinin kendisine ilham edildiini, yazdrldn; grevlendirildiini, ilm-i
Kur'ann kendisine Hz. Peygamber tarafndan verildiini iddia etmekte ve hadis
kitaplar da dhil olmak zere yannda kitap bulunmadn belirtmektedir.1076
1074
Nak. Uluda, slm Dncesinin Yaps, 148-150.
1075
Objektif kurallar derken, biz tabi ki hadis usl tekniklerini kastediyoruz. Yoksa, cerh ve tadilde tam bir
objektifliin salandn iddia ediyor deiliz.
1076
Evet, Nur Risalelerinde belki bu kadar ileri gidilmemitir, ama onun takipileri bu metodu kullanmakta olduka
mahirdirler. Bunun bir rneini Ceven uydurmasnn tetkikinde da gsterdik. Badllnn Risale-i Nurun Kuds
Kaynaklarnda ise bu metoda ska bavurulmutur. Bunlarn hadis anlaynda "keif" asl bir kaidedir. Bunlara
gre, hadisilerin canla bala ortaya koyduklar "cerh ve tadil" ilminin hibir kymet-i harbiyesi de yoktur: Badll;
hadisileri sulayan bir edayla ve onlara "retmenlik" taslayarak, mtekaddimin muhaddislerin zamannda
yaasayd onlarn arasna nifak sokmak istercesine yle der: "Muhaddis limlerimiz, hadsleri nakil ve rivayet
eden insanlarn hal ve durumlarn en ince eleklerle tahlil edip eledikleri ve ona gre hadslerin mertebelerini tesbit
edip ortaya koyduklar gibi; bir de hads nekkadlarnn hal, mereb ve mizalarn da ayn paralelde tahlil etmi
304
olsalard, daha iyi neticeler alnabilirdi. nki hadsi cerh ve tadil szgecinden geirmeyi kendilerine vazife
addetmi ztlarn bu ite hal ve mereblerinin tesiri byktr. Acaba meslek ve mereb taassublar ierisinde
midirler? Mizaclar mstakim midir, deil midir? Hadisi cerh ve tadilde, bilerek veya bilmeyerek hric herhangi bir
tesirin altnda mdr, deil midirler? gibi bir ikinci cerh ve tadil usl uygulanm olsayd, bizce ok daha iyi
olabilirdi. Geri mmetin ekseriyeti, sz edilen fazla ifratkr mteeddidlerin hal ve mereblerini bir derece
biliyor. Hi olmazsa hissediyor. Amma gnl isterdi ki; keke muhaddisler de, yani cerh ve tadil kanunlarn
ileten ahsiyetler de birbirlerini byle bir muhasebeye, bir tahlile tabi tutmu olsalard..." (Badll, age, 227.)
Veyl olsun sana... Bu adam, muhaddislerin cerh ve tadili asl kendilerine uygulamalar gerektiini ifade ettikten
sonra, hadislerin tesbitinde "ok az arza ve fire verecek" salim yolu yle gsteriyor: "(...) Evet, kmil ve byk
vel ztlarn da, mtehidlerin byk ahsiyetlerine mahsus makamlarna benzer bir makamlar vardr ki; ok az
rza ve fire verir, ekseriyetle isabetli ve doru olur. bunun da ksaca ve hlsal bir tarifi yledir ki; bu ztlar
isterlerse Allahn izin ve havliyle gemi zamanlarn derinliklerine ruhan ve kef bir srette dalp, hdisat ruhen
ve kalben mahede etmeleri mmkn olduu gibi; gelecek zamann da ilerine girip, vuku bulacak olan baz
hdiselerin lm-i lhdeki mukadder ekalini hissedip temaa edebilirler. te veliyy-i kmil olan ztlarn ve
grubunun zhir lemadan briz farklar da budur ve mesele vki ve gerektir. Evliya arasnda mehur ve mehud
olduu gibi, mmetin telkki-i bil-kabulnce de sarslmaz hakikatlardandr. Bu meseleye ve kklemi hakikata
zhirperest lema, canlar istedii kadar inanmayp kabul etmesinler... Hatt red ve inkr ile kar da ksnlar,
hibir kymeti yoktur." (Badll, age, 278.)
Ve balyor "Bu meselenin hakikatn beyan eden ve iin iinde olup yaayan byk vel ztlarn baz sz ve
hallerini nmune iin kaydetmeye": Birincisi: mam- Suyut, El-Havi Lil-Fetav eseri 2/44 ve 349da ayr ayr
hdiselerle izah ve isbat etmitir ki; baz kmil veller manen ve ruhen Hazret-i Peygamberle mlki olup,
grp, hads hususunda sualler sormulardr.
kincisi: El-Hfz Aclun, Kef-l Haf eseri 2/262de yazdna gre: Muhyiddin-i Arab demi ki: Men arefe
nefseh fekad arefe rabbeh hadsi, her ne kadar muhaddislerin yannda senedi itibariyle sbit deilse de, amma
keif yoluyla yanmzda onun sahihlii sbittir.
ncs: El-Feth-l Kebir kitab Mukaddemesi sh: 7de, eyh Yusuf-u Nebhan, mam- Suyutnin
talebelerinden Necmeddin-i Gazz ve Abdlkadir-i azel ve ayrca mam- Suyutnin Cem-l Cevami kitabnn
kapanda bizzat mellifin hattyla yazlm olan ifadesine dayanarak kaydetmi ki: Suyut Hazretleri bizzat kendisi
sylemi; "Ben yetmi kadar defalar Resulullahla manen grtm ve phelendiim hadsleri sorar cevabn
alrdm."
Drdncs: mam aran Hazretleri, Levakh-ul Envar eserinin ba taraflarnda demi ki: "Ben bir defa manen
Resulullahla grtmde, ona sehiv secdesinde bazlarnca okunan subhnellez l yens ve l yesh nin
keyfiyetini sordum. Resulullah (A.S.M.) bana tebessm iinde buyurdular ki: "Hasenn!" yani "Gzel bireydir"
dedi.
Beincisi: Yine aran Hazretleri ayn eseri sh: 60da Muhyiddin-i Arabden naklen: "Bir ok muhaddislerce zaif
gsterilen hadsleri, ben Resulullahdan sorardm, onlarn sahih olduklarna dair cevab alrdm."
Altncs: Yine aran Hazretleri ayn eseri sh: 284de, eyh Ahmed-i Zevavden naklederek kaydetmi ki: "Biz,
hads hfzlarnn zaif grdkleri baz ehads-i erifeleri Resulullahdan sorarz, ona gre amel ederiz."
Yedincisi: Mevlna Celleddin-i Rum Hazretleri Mesnev eserinde bu hususta yle der: (...) Yani: "Ehlullahn
merebi, Buhar, Mslim ve sair hads ve rvilerin kaynaklarna muhta olmadan, bizzat b- hayat olan menba-
Risaletten hakikat alabilirler."
te, evliya arasnda mehur ve mehud olan hdiselerden sadece bir tek parmak iareti gibi, nmunelik birka
misal gsterdik. Bu nmuneler bahsimizin maksad iin kifayet eder tahmin ediyorum. (Badll, age, 279.)
[Badllnn verdii rneklerde "zayf hadis" tabirini kullanmas, okuru yanltmamaldr. Bu tabir, mevzu hadisi zayf
hadisin dnda brakmamaktadr. Nitekim, "makbl olan hads sahh, merdd olan hads ise zayftr. Bununla
beraber, sahhle zayf arasnda, zayfn stnde olan, fakat sahhin st derecesine ykselemeyen baz hadsler
daha vardr ki, bunlara da hasen ismi verilmitir." (Talt Koyiit, Hads Usl, AF Yaynlar, Ankara 1967, 86.)
Yani, hadislerin taksiminde mevzu hadis, zayf hadisin iinde yer alr. Dolaysyla, 'Bunlar, mevzu hadisleri deil
zayf hadisleri sormular' eklindeki bir dnce doru deildir.]
Bunlara cevap verebilmek, ancak hadis usl kitaplarnn ve Rahmann velileri ile eytann velilerinin farkn
gsteren kitaplarn nakliyle mmkndr. Biz, burada u kadarn sylemekle yetineceiz:
Her eyden nce, bu kapnn almas, eriatmzdaki "sahab" tanmn altst eder. Bu da, "yeni sahabler",
dolaysyla "yeni hadisler" ve "yeni eriat" demektir. Sonra;
Suyutnin, Resulullahla u kadar kez grtn, onlarca kitaplarnn ii dururken, bir kitabn kapanda
kaydetmesi akla uygun gelmemektedir. Badllnn, meseleyi ele aldn syledii yerde bu grmelerinden
Suyutnin bahsetmesi gerekmez miydi? Sonra, bir mevzuat kitab olan Lelde hadisleri tetkik ederken 70
grmesinden birini olsun niye zikretmiyor? Bir kez olsun, bu grmelerinden Resulullahn hadisle ilgili
deerlendirmesini niin kaydetmiyor? Biz, baz kimselerin ryalarnda veya keiflerinde Hz. Peygambere
hadislerle ilgili soru sormalarn Suyutnin inkr ettiini iddia etmiyoruz, ancak bu baka bir ey, Suyutnin bunu
kendisine de nisbet etmesi baka bir eydir. Enbiya Yldrm da, bu kanaattedir, yle der: "Bu rivayet doruysa,
es-Suyt yetmi be kere Resulullahla grmtr ve bu grmelerinde hi phe yok ki, bir ksm hadislerin
durumunu da sormutur. Ancak, onun eserlerinde kendisiyle ilgili byle bir eyi anlatmamas manidardr.
Bu da rivayetin shhati hususunda phe uyandrmaktadr." (Enbiya Yldrm, Beyhak ve Hadis Rivayetinde
Ryaya Verdii Deer, http://www.cumhuriyet.edu.tr/akademik/fak_ilahiyat/der51/09.htm.) Badllnn iddias,
stadn kurtarmak zere ileri srlmtr ve dayanaktan yoksundur, rktr. Aclnnin ifadelerine gelince:
305
Dmeyn, bu meselede yle demektedir : (...) aret edilmesi ve hadisilerin kendisiyle ilgili tutumlarnn
belirtilmesi gereken bir husus da rya veya keramet ve mukefe ile bir hadisin sahih ya da mevzu olduuna
istidll etme meselesidir. Zira, "Ryamda Resulullah grp falanca hadis hakknda kendisine sual sordum. Ben
onu syledim veya sylemedim, dedi." tarznda konuan nice insanlar gryoruz. Acaba hadisiler gemite bir
hadisin sahih veya zayf olduunu tespit noktasnda bu tr istidllleri l olarak kullanmlar mdr? Gerek udur
ki, bu istidlli l olarak kullanmak yle dursun, ona kar km, tasavvuf ve onlara tbi olanlardan bu iddiada
bulunanlar kt akll olmakla tenkit etmilerdir. Nitekim eyh Ali, yle demektedir: "Herkese bilinmektedir ki,
hadisler keif ve kalp yoluyla deil, sadece senetlerle sabit olurlar. Allahn dininde bu nevi bir gevek tutuma yer
yoktur. Velyet ve kerametin, hadislerin sbutu meselesinde herhangi bir rolnn bulunmas sz konusu deildir.
Burada ba vurulacak tek kaynak meselenin uzman olan hadisilerdir." (Cemleddin Muhammed Kasm,
Kavidt-Tahds, 184.)
Gemiten bugne dek cumhur-u ulema bunu sylemi, hadisin sahih veya zayf olduunu belirleme noktasnda
ryalara herhangi bir deer atfetmemilerdir. Ancak, anladm kadaryla, Aclun Kefl-Hafda Futuht-
Mekkiyyeden nakilde bulunurken, bn Arabnin tutumunu tasvip eden bir slup takip etmekte ve yle
demektedir: "e-eyhl-Ekberin Futuht- Mekkiyyesinde zetle yle denmektedir: Nice senet asndan sahih
olan hadisler vardr; keif yoluyla Resulullahtan sorarak onun sahih olmadn bilirim. Nakilciler senedi sahih
olmasndan dolay bu rivayetle amel etseler de ben etmem. te yandan ravileri arasnda hadis uydurduu bilinen
biri olmasndan tr zayf kabul edildii iin amel edilmeyen nice hadisler vardr ki, haddi zatnda onlar sahihtir.
nk ben, onu Cebraile bildirilirken iitirim." (Acln, Kefl-Haf, 9.)
Bu sz, hibir hadisinin kabul edemeyecei bir iddiadr. Ayrca, dinin bozulmasna ve slm hkmlerin zayi
olmasna yol aacak olan, hatta iinde Resulullahn Allah katndan getirdii btn esaslar inkr manasn tayan
batl bir szdr. Bu sebeple, sika kimseler rivayet etmi ve mmet onunla amel etmekte olsalar dahi; mesel,
Resulullahn kendisine bir hadisin sahih olmadn bildirdiini syleyen -kendisine gre- hadislerin sahih olup
olmadn bilme yolunun mukefe ibaret olduunu iddia eden bir kimseyi tasdik etmemiz asla mmkn deildir.
nk, byle bir szn Allahn dinini ret ve yzyllardan beri hadis ulemasnn takip ettikleri doru yoldan
uzaklama olduunda hibir phe yoktur. (Dmeyn, Mekyisu Nakdi Mtnis-Snne: Hadiste Metin Tenkidi
Metodlar, 200-201.)
Ayrca, Enbiya Yldrm bu konuda yle demektedir: "bn Arabnin bu szn nakleden el-Acln, herhangi bir
tenkidde bulunmaz. Szn konteksi, onun bunu tasdik ettiini gstermektedir. Buna gre, insanlarn dillerinde
dolaan hadislerin shhatini tespite ynelik bir alma yapm olan mellif, hadislerin shhatlerini rya yoluyla Hz.
Peygamberden renilebileceini benimsemi olmaktadr. Bununla beraber, eserinde ryayla shhati tespit
veya reddedilen bir rivayet bulunmamaktadr." (Enbiya Yldrm, ayn yer.)
Sonra, brakalm "mteeddit" muhaddisleri, sizler Suyutnin de mevzu dedii hadislerin mevzu olduuna
inanmyorsunuz ki. bn Arabnin Fthtta kefen sahih olduunu syledii "Ben gizli bir hazine idim"
manasndaki "Knt kenzen" hadisine, Abdlaziz ed-Debb da sufi mereb biri olarak kefen bu hadisin sahih
olmadn, Peygamber (s.a.v.)in byle bir ey buyurmadn iddia etmitir. Debb, "mmetimin limleri
srailoullarnn peygamberleri gibidir" hadisinin de sahih hadis olduu kanaatine katlmamtr. (Ahmed b. el-
Mbarek, brz, s.54-55. Nak. Seyit Avc, "Keif Yoluyla Hadis Rivayeti Meselesi", Dinbilimleri Akademik Aratrma
Dergisi, IV-2004, Say:4, 179.) Bu, "keifler"in mterek olmadnn en ak delilidir. Hangisinin kefine,
mahedesine tbi olacaksnz? Sonra, verdiin "keif" rnekleri, -ne hikmetse- hep msbet! (Burada "msbet"i
mevzu hadisin tashihi anlamnda kullanyoruz.) Peki, bir tek hadis veya snnet iin, yayan yola kan, ssz
llerde konaklayan ve bunu sadece, bir hadisi nakledenin azndan iitebilmek iin yapan (bn Kuteybe, Tevlu
Muhtelifil-Hads, 103.) "zahirperest"lerin sahih diyerek rivayet ettikleri hadisleri, bu evliyanza keiflerinde
"uydurma" olduu buyurulursa ne yapacaksnz? Bir hadisin tashihi iin keif, rya; taz'ifi iin keif, rya; hatta
yeni bir hadisin vaz' iin de keif ve rya... Sndnz tek melce bu...
Ayn hadis hakkndaki keiflerdeki bu farkllk hakknda Seyit Avc yle demektedir: Bursev ile ayn asrda
yaam olmasna ramen, Bursevnin kesin hadis olduunu belirttii yukardaki iki hadise yine vehb ve kef
ilimlerde sz sahibi olduu belirtilen Abdlaziz el-Debbn katlmamas, ayn hadisler zerinde farkl bir tutum
sergilemesi gerekten dikkat ekicidir. Bu durum bizi mtehitlerin itihatlarndaki farkllklar gibi velilerin
keiflerinde de ihtilflarn bulunduu sonucuna gtrmektedir. Bylesine kapal olan manev bir atmosferde hangi
kefin daha sahih olduunu tespit etmek ise bir hayli mkil grnmektedir. (Avc, ayn makale, 179-180.) Biz, bu
velilerin (!) keiflerindeki ihtilf, mtehitlerin itihatlarndaki farkllklar gibi deerlendirmesinde sayn Avcya
itirak edemiyoruz. nk, mtehitlerin itihatlarndaki farkllklardaki temel etken elbette manev deil madd
atmosferdir. Her itihat, nesnel koullarda gereklemitir. Yani, itihat dsal gereklikle ilikilidir. D dnyadaki
gereklerden yansyan nesnel bir dncenin rndr ve etkin bir faaliyettir. Mtehidin elinde itihat ederken
kulland birtakm malzeme (ayet, hadis, kavaid...) vardr. Mtehit, bunlardan bamsz itihat edemez. Keif ise,
znel ve iseldir, edilgindir. Kefte gerek, nesnel deildir.. Gerek keyfe baldr, kiiden kiiye deiir. Buysa
nesnel dnyadan kopmay, kendi bilinci iine kapanmay dourur. Keif, znel dncelie dmektir. Bu
adamlar, keifte hata olamayan; duyularla elde edilen ilmin, vehb-kef-lednn ilmin yannda hayal gibi
olduunu iddia etmektedirler. Resul-i Ekremi yakazada grdklerini ve ayn hadis hakknda ondan bilgi aldklarn
iddia ettiklerine gre; ayn hadis iin Resulullahn bu velilerden (!) birine "sahih", dierine "sahih deil" demesi
makul deildir. Bu durumda ya Resulullah bunlardan birine -h- yalan sylemi ya da bunlarn grdkleri,
konutuklar, bilgi aldklar ahs Resulullah deil...
Bu vaz iine rnek olarak, bunlarn iine dt durumun glnln de ortaya koyan bir tetkiki nakledeceiz:
Dmeyn, "Balanm kimse ile yemek yiyen de balanr" anlamndaki rivayeti tetkik ederken mam bn
Kesrden unu nakleder: Baz limler, "Allah, inkr edenlere, Nuhun hanm ile Lutun hanmn misal verdi. Bu
306
ikisi, kullarmzdan iki salih kiinin nikhlar altnda iken onlara hainlik ettiler. Kocalar Allahtan gelen hibir eyi
onlardan savamad. Onlara: 'Haydi, atee girenlerle beraber siz de girin!' denildi" (Tahrm, 66/10) ayetini, pek ok
kimse tarafndan nakledilen "Balanm kimse ile yemek yiyen de balanr" hadisinin zayf olduuna delil
getirmilerdir. Bu rivayetin asl yoktur. Salihlerden biri, Peygamberi ryasnda grdn ve "Ya Resulallah,
balanm ile yemek yiyen kimse de balanr buyurdun mu?" diye sorduunu, Hz. Peygamberin, bunu
sylemedim, ama u anda sylyorum, eklinde cevap verdiini anlatmtr. (Dmeyn, age, 106.) Dmeyn yle
devam eder: "Balanm kimse ile yemek yiyen..." rivayetine gelince; bununla aksini ifade eden ayetlerin arasn
telif etmek de mmkn deildir. Zira, birok peygamberle beraber babas, ocuu veya kfirlerden ve
mnafklardan birok kii yemek yemi, fakat bu, onlara hibir fayda salamamtr. Hatta, Resulullahn kfir ve
mnafklarn balanmalar iin Allaha dua etmesi bile onlara fayda salamamtr. Peygamberin istifarda
bulunmasnn, onunla birlikte sadece yemek yemekten daha nemli olduunda ise hi phe yoktur. Ayrca,
hadislerin sahih olduunu tespitte ryann hibir fonksiyonu yoktur. Rya yoluyla hadisin sahih olduunun tespit
edilebilecei farz edilse bile, bizzat sz konusu rivayet, Hz. Peygamberin o hadisi sylemediine dellet
etmektedir ki, bu da, onun uydurma olduuna hkmetmek iin yeterlidir. (Dmeyn, age, 114.) Ne diyelim, kendi
ryanz kendi aleyhinize hccet...
Velhsl, "Haddesen kalb an Rabb" diyerek ilham yoluyla Allah Azze ve Celleden; yakaza hlinde, ryada,
mahedede, keifte... Resul- Ekremden rivayette bulunan bu adamlar ne Allahn Kitab balar ne de
Resulullahn Snneti...
1077
Mektubat, 104, Ondokuzuncu Mektub/Mucizat- Ahmediye/Yedinci Nkteli aret/Mukaddime.
1078
Mektubat, 104, Ondokuzuncu Mektub/Mucizat- Ahmediye/Yedinci Nkteli aret/Mukaddime.
307
Rivyette var ki: "mmetim istikametle gitse, ona bir gn var." Yni
d J V : yetinin srryle bin sene hkimane ve mkemmel
yaayacak. Eer istikametle gitmezse, ona yarm gn var. Yni ancak beyz sene
kadar hkimiyeti ve galibiyeti muhafaza eder.
1079
ular, 454-455, Beinci ua/Beinci unn kinci Makam ve Mes'eleleri/Onsekizinci Mes'ele.
1080
ular, 433; Mdfaalar, 310, Afyon Mdfaas/Afyon Mahkemesinde Nur Talebelerinin Mdfaalar/Ahmed
Feyzinin Mdafaasdr.
308
ittihadlarndan tam istikmete mazhariyet srr vardr ki: Bin sene olan bir gn
tamam aldlar.1081
nce unu sormamz gerekiyor: "mmetim istikametle gitse, ona bir gn var.
Eer istikametle gitmezse ona yarm gn var." mealindeki bu hadis hangi hadis
kitabndan alnmtr? Kim rivayet etmitir? Sahih olduu iddia edildiine gre, neden
bu hadisin shhati ispat edilmemitir? Hadis ilimleri "Hadis-i sahihte vardr ki..." deyip,
olmadk yorumlara girmekle gereklemiyor!
Osmanl Devleti ise 1299 ylnda kurulmu ve 1924te de hilfet ilga edilmitir.
Bylece, Osmanl Dnemi 625 yl devam etmi olmaktadr. Eer hilfetin Osmanllara
getii 1517 yl esas alnrsa, bu kez 407 yl karmza kmaktadr ki, Osmanl
Dnemi her iki hesapla da, ne hicr ne de mild olarak 500 yl olmaktadr.
1081
Sikke-i Tasdk- Gayb, 173-174. Onsekizinci Lem'a.
309
imdi de, talebesi Ahmet Feyzi Kulun mmetin mr ile ilgili zikrettii hadisi
inceleyelim:
Suyut, dnyann mrnn yedi bin yl olduuna dair bir ok hadis rivayet etmitir. O,
bu mmetin mrnn bin yldan fazla olacan ve bu fazlaln da be yz yla
ulamayacan zikreder. Suyut, buna delil olarak el-Kef an Mucavezeti hazihel-mmetil-Elf
adn verdii risalesinde yer verdii hadisleri gsterir.1082
Dnyann mrn yedi bin ylla tahdit eden ve Hz. Peygamberin altnc bin yln
sonunda geldiini bildiren haberlerden sadece birisi merfu olarak rivayet edilmi, ancak
bnul-Cevz ve dier hadis uzman ve sarraflar bunun da uydurma olduuna hkmetmilerdir.
Madem bu haberlerin herhangi bir kymeti yoktur, yleyse hadislere dil uzatmak iin bize bir
sebep tekil edemez. Bunlardan bazlar mevkuf olarak sahabeden ve tbiundan rivayet
edilmitir. Sabit olduklar kabul edilse dahi, hsn- niyetle Mslman olan ehl-i kitaptan
aldklar, batl srailiyattan olduklar muhakkaktr. Maazallah merfu olmalar mmkn deildir.
Dnyann mrn 7000 ylla tahdit etmek; Allaha, yaratklara ve ilme iftara eden Yahudilerin
cehaletindendir.
(...) mam Suyutnin itihad, onu bu srail haberlerin bir ksmn kabul etmeye
gtrmse, bu phesiz bir hatadr. smet sfatn haiz olmayan hangi insan hata etmez ki?
smet sadece Allaha ve Resulne aittir. mam Suyut bu haberlere gvenmise, te yandan
onun dnda bir ok hadis imam, onlar tenkit etmi ve batl olduklarn ortaya karmtr.
Dnyann mrnn bu haberlerde belirtilenden kat kat fazla olduu kat' delillerle ortaya
kmtr ki, bu da rivayetlerin batl olduklarn kesinletirmitir.1083
(Uydurma hadisi tanma yollarndan biri de) hadisin Kur'ann sarahatine muhalefetidir;
tpk dnyann mrnn yedi bin sene olup, bizim de bu yedinci bin (yln) iinde
bulunduumuz hakkndaki hadis gibi. Bu, ok ak bir yalandr. nk, bu hadis doruysa,
kyamete 251 sene vaktimiz kaldn herkes bilir. Allah Teal ise yle buyurmutur: "Sana
kyametin ne zaman gerekleeceini soruyorlar. De ki: 'Onun ilmi ancak Rabbimin
katndadr.' (...)" (Arf, 7/187.)1084
evkn, "Nebi (s.a.v.)nin vefatndan sonra kyamet gnne kadar bin sene
gemeyecei" hadisi hakknda mam Nevevnin, "Batldr, asl yoktur." dediini
zikreder.1085
Bazlar da, "Hz. dem (a.s.)den Peygamberimize gelinceye kadar 5500 sene
getiini, dnyann mr 7000 yl olduundan, bu mmetin mr de 1500 senedir"
demilerdir.
Dnyann mrnn 7000 yl olduuna dair nakledilen haberler srailiyattan baka bir
ey deildir; srailoullarnn bu kabil haber ve kssalarna itimat edilemez. Bu mevzuda
1082
Mahmud Ebu Reyye, Adva al es-Snnetil-Muhammediyye: Muhammed Snnetin Aydnlatlmas, ev.
Muharrem Tan, Yneli Yaynlar, stanbul 1988, 257. eviride "O, bu mmetin mrnn bin yldan fazla
olmayacan (...)" eklindedir ki, dorusu "olaca"dr.
1083
Eb ehbe, Snnet Mdafaas, 1/329-330. eviride "Dnyann mrn yedi bin ylla tahdit eden ve Hz.
Peygamberin altnc yzyln (...)" ve "Dnyann mrn 700 ylla tahdit etmek (...)" eklindedir ki, dorusu
"altnc bin yl" ve "7000 yl"dr.
1084
Aliyyul-Kar, Esrrul-Merfa, 431; bn Kayym, Menrul-Munf, 79.
1085
evkn, Fevidul-Mecma, 509.
310
gvenilecek bilgi kayna jeolojik aratrmalarn vard neticelerdir ki, bu da milyonlarca sene
1086
ile ifade edilmektedir.
Hadis olduu ileri srlen haberlerin, Kur'ana ve sahih Snnete muhalefeti sebebiyle
kolayca tannmas mmkndr. Dnyann mrn tayin eden bir uydurmada Hz.
Peygamberin, "Dnyann mr yedi bin senedir. Biz yedinci binin iinde bulunmaktayz."
dedii iddia edilmektedir. Resul-i Ekrem (s.a.v.)in vefatndan bu yana bin drt ksur sene
gemi olmasna ramen, dnyann hl ayakta durmas, her eyden nce bu sz
yalanlamaktadr. Kald ki, bu sz, hem ayetlere, hem de sahih hadise muhaliftir. Kur'an-
Kerimde: "Senden kyametin ne zaman vukua geleceini sorarlar. De ki: 'Onun ne zaman
geleceini Rabbim bilir.'" (Arf, 7/186) "Kyametin ne zaman geleceini bilmek Allaha
mahsustur." (Lukmn, 31/34) buyurulmakta, Hz. Peygamber diliyle de "ben gayb bilmem"
(En'm, 6/50) denmektedir. Yine, "Cibril Hadisi" diye mehur olan hadis-i erifte ise Hz.
Peygamber, kyametten bahisle: "bu meselede kendisine sorulan, sorandan daha fazla bir
bilgiye sahip deildir" buyurarak kyametin ne zaman vuku bulacan bilmediini
sylemektedir. u hle gre, yukardaki haber hem Kitaba, hem de sahih Snnete muhalif
olduu iin uydurmadr.1087
5.1.38. MMETMN ALMLER BEN SRALN PEYGAMBERLER
GBDR.
1088
. nV )
Hadis iin Demir ve Askaln; Asl yoktur, dediler. Zerke de byle demi, Suyut ise
skut etmitir.1089
Hadis, sadece sika imamlarn kitaplarndan alnr. Hangi hadisin sahih, hangisinin
zayf, hangisinin merdut, hangisinin makbul olduu kendisine mracaat edilen imamlardan
alnr. Bu imamlarn koyduklar kaidelerden birisi yledir: Bir hadis rivayet eden, senedini
aka belirtmek ya da kim tahri etmise ona isnat etmek zorundadr.1090
1086
Rz, Muslih ve Mukallid, 58.
1087
Kandemir, Mevz Hadisler, 181-182.
1088
ular, 80, Altnc ua/kinci Sul/Birinci Cihet; 486, Onbeinci ua/Elhccetz-Zehra/nc Medrese-i
Ysufiyenin Tek Bir Dersinin nc Ksm/Dokuzuncusu; Kastamonu Lhikas, 9, Yirmiyedinci Mektubdan/ Azz,
Sddk Kardelerim ve Hizmet-i Kur'aniyede Kuvvetli, Dirayetli Arkadalarm; Barla Lhikas, 385, Yirmiyedinci
Mektubdan/Risale-i Nurun ehemmiyetli bir kirdi olan Yusufun bir fkrasdr.
1089
Aliyyul-Kar, Esrrul-Merfa, 247; evkn, Fevidul-Mecma, 286.
1090
Eb ehbe, Snnet Mdafaas, 1/190.
311
Aliyyul-Kar bu hadis hakknda diyor ki:
eyh Nasr(uddin el-Elban), Suyutnin bu sz hakknda diyor ki: Bence bu, uzak (bir
ihtimal)tr. Subk de: Bu, muhaddislerce bilinen bir hadis deildir. Ben ne sahih, ne zayf ve
ne de mevzu bir senetle bu hadise rastladm, diyor.1093
bn Hazm, hkm da: Bu, hadis deildir; bilkis o, batldr, mevzudur. nk, eer
ihtilf rahmet olsayd, ittifak gazap olurdu. Bu ise, hibir Mslmann syleyemeyecei bir
eydir, diyor.1094
Zaten, asl olan da iddiann ispatdr. limlerce senedi bile bulunamayan bir
szn Hz. Peygambere isnat edilmesi doru deildir.
Onun bu szn Nevev yle aklyor: Bunun manas, eer sahih bir isnat getirirse
hadisini kabul ederiz, yoksa terk ederiz, demektir. snatsz hadisi ayakta duramayan hayvana
benzetti. Nitekim, ayaklar olmayan hayvan da ayakta duramaz.1097
5.1.40. YAKLAAN BR ERDEN DOLAYI VAY ARABIN HLNE!
1091
Mektubat, 247, Yirmiikinci Mektub/Birinci Mebhas/Beinci Vecih; Rehberler, 218, Uhuvvet Risalesi/ Yirmiikinci
Mektub/Birinci Mebhas/Beinci Vecih.
1092
Aliyyul-Kar, Esrrul-Merfa, 108-109.
1093
Sabb, Tahkk ve Talik, 109, 6. dipnot.
1094
Nak. Muhammed b. Cemil, Frka-i Nciye: Kurtulan Toplum, ev. Mehmed Alptekin, Saff Yaynlar, Malatya
1989, 115.
1095
Mslim, Mukaddime, 5.
1096
Mslim, ayn yer.
1097
Nak. Mehmed Sofuolu, Sahh-i Muslim ve Tercemesi, rfan Yaynevi, stanbul 1972, 1/39.
312
Hem -nakl-i sahh-i kat' ile- ferman etmi: ), * deyip,
Cengiz ve Hlgunun dehetli fitnelerini ve Arab Devlet-i Abbasiyesini
mahvedeceklerini haber vermi. Haber verdii gibi km.1098
Said Nurs, hadisi eksik rivayet etmitir; tamam yledir:
"L ilhe illllah, yaklaan bir erden dolay vay Arabn hline! Bugn Ye'cuc
ve Me'cucun seddinden unun gibi bir delik ald." buyurup, ba parmayla onu
takip eden ehadet parman halka yapt. Bunun zerine Zeyneb binti Cah:
-Ey Allahn Elisi! imizde bu kadar salih kimseler varken, biz helk olur
muyuz? diye sordu. Resulullah (s.a.v.):
Ye'cuc ve Me'cuc beliyyesi btn beeriyete mullu bir afettir. Hlbuki, Zeyneb
hadisinde ise Peygamber Efendimiz Ye'cuc ve Me'cucdan eriecek musibeti Araba tahsis
buyurmulardr. Bu tahsis, Ye'cuc ve Me'cuc haile (perde, mania)siyle ve bunlar nlemek
zere yaplan sedden bir menfez almas tabiriyle hakikaten bu haile kastolunmayp belki
buna benzer bir fitnenin pek yaklat ve kendisiyle ilk iki halifenin hilfeti zamanlar
getikten sonra Hazret-i Osmann ehadetiyle o fitneden ilk kapnn ald manas
kastedilmi ve bunu birtakm messif hadiseler takip etmitir, demek olur.1100
"Yaklaan bir erden dolay vay Arabn hline! Elini ondan uzak tutan
kurtulur."1101
Bu er, Cengiz ve Hlgu fitnesi olsa idi, Resulullah (s.a.v.) "Elini ondan uzak
tutan kurtulur" demezdi; nk o dnemde yaayan Mslmanlarn Cengiz ve Hlgu
fitnesine katlmamalar, kurtulmalar iin yeterli deildi. Bilkis, canlar ve mallar ile
1098
Mektubat, 95, Ondokuzuncu Mektub/Mucizat- Ahmediyye/Beinci Nkteli aret.
1099
Buhr, Enbiy, 10/20; Mslim, Fiten, 1/1; Tirmiz, Fiten, 21/2283; bn Mce, Fiten, 9/3953.
1100
Miras, Tecrd-i Sarh, 9/102.
1101
Eb Dvud, Fiten, 1/4249.
313
cihat etmek onlara vacipti. Nitekim, Said Nursnin yerdii bn Teymiye, o dnemde
hareketsiz Mslmanlar ayaa kaldrm ve slm topraklar onun nderliinde bu
fitneden kurtulmutur. Said Nursnin baz konularda izlerini takip ettii Btin, i ve
Sufler ise ancak Moollara, Tatarlara ve Hallara yardm etmiler, Mslmanlar da
kallee arkalarndan vurmulard.1102
Geri hadis, shhati asndan gariptir; ama Ebu Davudun rivayeti ile ayn
manadadr. Hatta, konumuz olan hadisi Nuaym b. Hammad, Ebu Hureyre (r.a.)den
yle rivayet etmitir:
"Yaklaan erden; kr, sar, dilsiz olan o fitneden dolay vay Arabn hline! O
(fitne zaman)nda oturan yryenden, yryen de koandan hayrldr. O fitnede
koanlara, kyamet gnnde Allahtan (grecekleri azaptan) dolay yazklar
olsun!"1104
5.1.41. YA RABB! CEBRL, MKL, SRFL, AZRAL HRMETLERNE
VE EFAATLERNE (...)
Bir gn bir duda, "Ya Rabb! Cebril, Mikil, srfil, Azral hrmetlerine ve
efaatlerine, beni cin ve insin erlerinden muhafaza eyle" melindeki duy dediim
zaman, herkesi titreten ve dehet veren Azrail nmn zikrettiim vakit gayet tatl ve
tesellidr ve sevimli bir hlet hissettim.1108
1102
Bak. Ebu Zehra, mam bn-i Teymiye, Hayat-Fikirleri-Eserleri, 49-52.
1103
Tirmiz, Fiten, 14/2269; bn Mace, Fiten, 12/3967.
1104
Rmz, 2/461. Kelime deiiklikleriyle Eb Dvud, Fiten, 3/4264.
1105
Bak. Buhr, Fiten, 9/30; Mslim, Fiten, 3/10.
1106
Sofuolu, Sahh-i Muslim ve Tercemesi, 8/413.
1107
Bak. bn Teymiye, Klliyat, 4/357.
1108
ular, 223; s-y Msa, 69, Meyve Risalesi/Onbirinci Mesele.
314
"Hrmetlerine, efaatlerine" vb. eklinde dua etmenin hkmne girmeksizin,
ksaca belirtelim ki, ne Peygamber (s.a.v.)den ne de selef-i sahihinden byle bir dua
nakledilmitir. Hz. Peygamber yle dua ederdi:
"Cebrail, Mikil, srafilin Rabbi olan Allahm! Kzgn ateten, kabir azabndan
sana snrm."1110
Halkn "Karnca duas" (?) diye bildii rivayette Cebrail, Mikil, srafilin yanna
Azrail de eklenmitir. Bu rivayet "Yemlh, Mekseln, Misln, Mern, Debern,
zen, Kefetaty, Ktmr" (?) szckleri ile biter.1111 Yine, Said Nursnin "Kenz-
l-Ar Duas"n da sk sk okuduu kendi ifadelerinden anlalmaktadr.1112 Nur
Risalelerinde bir "Bal tefsiri" eksik kalm...
ou kez rnek tekil etmesi iin, Nur Risalelerindeki ayn konudaki hadislerin
ancak bir-ikisi alnm; bu, Said Nursnin hatalarn gstermek iin kfi grlmtr.
Burada da Nur Risalelerindeki tercmeler esas alnm, ksaca balk hline
getirilmeye allmtr.
1109
Mslim, Saltil-Musfirn, 26/200; Nes, Kymul-Leyl, 12; bn Mce, kme, 180/1357.
1110
Nes, stize, 56.
1111
Karnca duas. Kaynak (!) olarak rnein bak. S. Osman Dalc-H. Arif Pamuk, Sre-i Ysn, Tebreke, Amme,
Namaz Sreleri ve Dular, Pamuk Yaynclk, stanbul, 58.
1112
Bak. Emirda Lhikas I, 172, Yirmiyedinci Mektuptan/Safranbolu Eflni Nahiyesi Mlyim Kynde muallim
bir kardeimiz (...).
Kenzul-Ar duas (?) iin bak. S. Osman Dalc-H. Arif Pamuk, age, 37-41.
315
Nur Risalelerinde zellikle "Deccal" ile ilgili rivayetler, hatal yorumlar ile
birlikte son derece kark ve dank bir durumdadr. Bu yzden, konu hakknda n
bilgi diyebileceimiz ksa aklamalara gerek duyulmutur:
Deccal, declin mbala sygasdr ki, "yalan syleyen, aldatan" demektir. Decl,
"kartrmak" manasna da kullanlmtr. Buna gre Deccal "hakk batl, iyiyi kty birbirine
kartran kii" demektir.1113
Btn mmet bin seneden beri telkki-i bilkabul ettii ve lem-i slm iinde az
bir ksm ulemnn baka te'villerle bir derece zafiyetine hkmettiklerine mukabil,
cumhur-u muhaddisin ve mmet-i Muhammediye (A.S.M.) kabul ettii; hirzamanda
gelen baz hdiseler hakkndaki muhtelif rivayetleri te'vil, yni, mmkn bir ihtimal
mnasiyle bu zamanda vukua gelen ve gzle grlen hdiselere tam mutabk
kmas beyana, dnyada hibir ehl-i ilim yanl diyemez. Faraza o hadslerden birisi
mevzu da olsa; mevzuun mnas hads deil demektir. Yoksa mnas yanltr
demek deildir ki, darb- mesel nev'inde mmet o rivayeti kabul etmi. Bu nevi
te'vilta yanl diyenler, ka cihette yanl olduu gibi, mmetin telkkisine ihanet ve
hadisleri inkrdr. Ve "Sfyana dair hibir hads yoktur, varsa mevzudur" diyen
mddei hi hadis kitaplarn okumad, belki Kur'ann srelerini de ne kadar
olduunu bilmedii halde, biri bir milyon, dieri beyzbin hadsi hfzna alan mam-
Ahmed ibn-i Hanbel ve mam- Buhr gibi mtehidlerin, byle kll ve umum bir
tarzda cesaret edemedikleri halde, o mddei, kll bir surette ve umum bir tarzda
"Sfyan hakknda hi bir hadis yoktur, varsa mevzudur." demesiyle haddinden binler
def'a tecavz edip byk bir haty irtikb etmi. Farz- muhal olarak hadis de olmasa
mmet-i slmiyede bir hakikat- itimaiye ve mteaddit def'alar eseri grlm vki
ve hak bir hdise-i istikbaliyedir.1117
1113
Miras, Tecrd-i Sarh, 9/184.
1114
Seyyid Sbk, slm Akaidi, ev. brahim Sarm, Hiba Yaynlar, 245.
1115
Mdfaalar, 270, Afyon Mdfs/Hata-Savab Cedveli.
1116
Mdfaalar, 280, Afyon Mdfs/Hata-Savab Cedveli/60., 61., 62., 63., Hatalar.
1117
Mdfaalar, 280-281, Afyon Mdfs/Hata-Savab Cedveli/60., 61., 62., 63. Hatalarn Cevaplar.
316
Said Nurs bu kadar mugalta yapacana, Nur Risalelerinde Sfyan ile ilgili
yer alan rivayetlerden birinin olsun kaynan, mam Ahmedin, mam Buharnin veya
dier muhaddislerin kitaplarndaki yerini gsterseydi ya...1118
1118
Said Nursnin mevzu hadis hakkndaki "(...) Mevzuun mnas hads deil demektir. Yoksa mnas yanltr
demek deildir." tarzndaki savunmas ilgintir: Geri onun, Sfyan hakknda rivayet ettii hadislerin manalar da
yanltr; ama bu tarz savunmalara kar Mahmut Yeil yle der:
Mevzu hadisin en nemli taraf, Allah Resulnn sylemedii bir szn ona nisbet edilmesidir. Peygamberimize
ait olmayan szlerin, davranlarn ve tasviplerin, ona aitmi gibi gsterilmesi, dinin yanl alglanmasna vesile
olacaktr ki, bu ok byk bir tehlikedir. Allah Resul, bunu kesin olarak yasaklamtr. Ancak, uydurma haber
olarak nakledilen szlerin tamamnn yanl olduunu sylemek mmkn deildir. Onlar iinde de doru ve gzel
szler olabilir. Ama, hadis deildir. nsanlarn tecrbelerini, dncelerini, rf ve detlerini yanstmalar itibariyle
bu szler bir kltr malzemesi olarak deerlendirilebilir. Baz muhaddislerin, "Senet ynyle uydurma, fakat
manas sahihtir" eklindeki deerlendirmeleri yanl anlamalara sebep olmaktadr. nemli olan cmlenin
manasnn sahih olmas deil, o sz Allah Resulnn syleyip sylemediidir. (Yeil, Vaz Edebiyatnda
Hadisler, 253.)
Abdlkadir Badll ise, Risale-i Nurun Kuds Kaynaklarnda, stadndan ald feyzle mevzu hadis hakknda
unlar syler: "Mevzu hadsleri tanma, bulma ve tesbit etme hususunda baz kaideler, kanun ve usller vaz
edilmi ve muhaddislerce tatbik de edilmitir. yle ki: Hicr 200. yl ierisinde uyu bulan Mevzu hadsler
dedikodusu ba gsterince; byk ve dh hads imamlar mezkr kaideleri koymu ve tatbik etmilerdir. Hads-i
eriflere katlmak istenen mevzu ve yalan szler, t o zamanlar bulunmu, tesbit edilmi ve hadslerden tarh
edilip atlmtr. Yani, imdi elimizde mevcd mehaz hads kitaplarnda, o mevzu denilen yalan szlerin
hibirisi yoktur diyebiliriz. nki bu mevzuda btn hads hfzlarnca mttefekun aleyh, kat kaide ve usl
udur ki: 'Asl, fasl mevzu olarak bilinen bir hadsi yazmak, kaydetmek ve kitaba dercetmek, ok haram ve byk
gnahtr.' Bu durumda mezkr asrda kesin olarak mevzuluklar tesbit edilmi binlerce yalan ve uydurma
szlerden imdi hibirisi mevcud deildir diyebiliriz. Zira, t o zaman o iin farkna varlm, tesbit edilmi ve
tutup atlmtr. Hatt denilebilir ki; byk muhaddisler, o keskin kaide ve uslleri tatbik ederken, bir ok sahih
hadsleri de baz phelerle heder etmi ve zayi etmilerdir.
Hem bugn iin, farz- muhal olarak, sz edilen mevzu hadislerin hibirisinin, yahut bir ksmnn t o zamanlar
tesbit edilemeyip de, mevcud hads kitaplarnda -h ve kell- var olduklarn farzetsek ve biz bunlar imdi,
yani 1200 sene sonra tesbit etmek iine girisek bile; 12 asr evvel olup biten hdiseyi ve o vakitte o mevzu ve
yalan szleri yayan ve nereden adamlarn imdi lm ve eserleri bile yok olmu olmalar hasebiyle; elbette
aynyla meseleyi tesbit etmek imknmz olmayacaktr.
(...) Bu meselenin neticesi udur: Hicr 2. asrn iinden balayp, 3. asrn sonuna kadar devam eden mevzu
hadsler dedikodusu frtnasyla, pr-heyecan hamiyet ve gayrete gelen byk hads imamlar, keskin ferasetleri
yannda, mevzu szleri bulma ve tesbit etme kaide ve uslleriyle, kat mevzu szleri bulmu, tesbit etmi ve
hadsten ayrp adem gayyasna atmlardr. Yani, imdi ad sylenen, fakat varlklar sz konusu olmayan ve
stnde kat olarak yzde yz hkmedilmesi mmkn olabilen hibir mevzu sz ve yalan hads mevcud
deildir. Yani, imdi elimizde mevcud olan yz kadar kaynak hads kitaplarnda... Evet, hads kitaplarnda
diyorum... (...)" (Badll, age, 267-268.)
Evet, mevcut hadis kaynaklarnn hibirinde mevzu hadis yokmu... Badll, bu kitapta Nur Risalelerinde yer alm
hadis, haber ve eserlerin kutsal (!) kaynaklarn gstermi ki, bunlar arasnda "Hadis diye uydurulmu szlerle ilgili
'Mevzut Edebiyt' da diyebileceimiz, deiik amalarla uydurulup hadis diye ortaya atlm szleri tek tek ele
alp inceleyen, snnet-i seniyyeyi, temiz bnyesine yaramayan yabanc unsurlardan arndran, adet olarak epey
bir yekn tutan" (akan, Hads Edebiyt, 136.) kitaplar oka yer almaktadr. Badll; "Hadisleri, taklidlerinden
koruma savann ilm mahslleri ve slm ulemsnn, hadis uydurma giriimlerine kar aldklar tedbirlerin belki
de en messir olan demek olan mevzut edebiyt"n oluturan kitaplarn (akan, ayn yer.) da kaynak hadis
kitab olduunu iddia etmektedir.
Bu adamn dediklerine gre u hadis bile mevzu deildir: "Ya Resulallah! Rabbimiz neydendir (hangi eyden
yaratlmtr)?" denildiinde, (Resulullah) dedi ki: "Yerden de gkten de olmayan, akan bir sudan (ma-i mrur).
Allah; bir at yaratt, sonra onu koturdu ve at terledi. te kendisini o terden yaratt."
imdi de, bu hadisin, Sayn Badllnn "hadis mehazleri"nden olan kaynaklarn verelim: Suyt, Lelil-Masna,
1/3; bn Arrk, Ebul-Hasen Al b. Muhammed, Tenzhu-eratil-Merfa anil-Ahbri-enatil-Mevza, Msr
1375, 1/134; Eb Abdillh Muhammed b. Ahmed ez-Zeheb, Mznul-tidl f Nakdir-Ricl, Msr 1325, 3/72;
Ebul-Ferec bnl-Cevz, Kitbul-Mevzt, (Tahkik. Abdurrahmn Muhammed Osman, Medine 1386, 1/105.)
Oysa Suyt, bu hadisin mevzu olduunu belirtir. Zehebnin Mznndan ve bn Adden nakiller yapar. bn Ad
demitir ki: "Tebih ifade eden bu hadisleri uydurdular, bunlar ashab- hadise nispet ettiler, sonra da onlar bu
hadisle itham ettiler." (Suyt, ayn yer.) bn Arrk da der ki: "Bunu uydurana Allah lnet etsin; zira bunu ne bir
Mslman, ne akac bir insan ve ne de akl olan bir kimse uydurabilir." (Tenzhu-era, 1/134. Nak. Kandemir,
Mevz Hadsler, 45.) Zeheb ise diyor ki: "Cehmiye mezhebi taraftarlar, bunu, Allahn nefsinin mahlkatndan bir
eye muzf olabileceini isbt etmek iin uydurmulardr. 'Beytullh' ve 'Nkatullah' szlerinde olduu gibi, Allah
Tealnn kelmnn kendi nefsine izfeti de 'Kelmullah' byle mlkiyet izfetidir. Allahn nefsi, yaratlm bir eye
muzf olunca, kelmnn da yle olmas gerekir." (Mzn, 3/72. Nak. Kandemir, ayn yer.) bnl Cevz bu rivayeti
tenkit sadedinde yle demektedir: "Bu, uydurma olduunda phe olmayan bir hadistir. Byle bir hadisi hibir
317
Mslman kabul edemez. Bu, uydurma hadisler ierisinde ifadesi en bozuk, en irkin olanlardandr. nk, halk
olan Allahn kendi kendini yaratmas muhldir. Aslnda, bu hadisin ravilerini aratrmaya bile gerek yoktur. Zira,
muhal olan byle bir rivayet sika ravilerden bile gelse, yanldklar iin reddedilir. (bnl-Cevz, ayn yer.) bn
Kuteybe de, bu hadisi, "zndklarn slm tahrif etmek istemeleri ve irkin, akl d hadisleri sokuturarak slm
lekeleme faaliyetleri" ierisinde deerlendirir. (bn Kuteybe, Te'vlu Muhtelifil-Hads, 368, 106.)
Badllysa aka, getik siyer ve maazleri, msnedleri, snenleri, musannaflar, cmileri, czleri, mustahrecleri
sadece bir rneini aktardmz uydurma hadislerin mevzuat kitaplarnda bile bulunmadn iddia ediyor,
muhaddislerin onlar yok ettiini sylyor. Bu iddiann; hastalar iyiletirmek ve/veya salkl insanlarn salklarn
muhafaza etmek amacyla mikroplar ve virsleri bulup aratranlarn bunlar yok ettii, bunlarla ilgili bilgileri de
gelecek insanlara aktarmadklar yolundaki bir iddiadan fark yoktur. Oysa, bu aratrclar, bakalarn da korumak
iin bu bilgileri, hatta mikroplar ve virsleri bile yok etmezler. Onlar darya kamayacaklar bir ortamda
saklarlar, ta ki dier insanlar da onlar grsn, onlardan saknsn. te uydurma hadislerin "karantina" blgesi de
mevzuat kitaplardr. nsanlk, btn mikroplar ve virsleri tespit edemedii gibi yeni mikroplar ve virsler de
kmaktadr. phesiz, muhaddisler mevzu hadisleri ayklamlardr. Ama bu, onlar yok ettikleri, btn mevzu
hadisleri ayklayabildikleri anlamna gelmez. Nasl ki uygun ortam bulduunda mikroplar ve virsler tekrar ortaya
kyor, hatta bakalam gstererek yeni formlarda treyebiliyorlarsa, bunun gibi uygun ortam bulduklarnda
hadis uydurucular da ortaya kmlardr, kacaklardr. Bunlarn bulduu en uygun ortam da, isnadn ve
kaynan sorulmad ortamdr. te Nur Risaleleri tam da bu ortamdr.
Biz de, her mevzu hadisin manasnn yanl olduunu iddia etmiyoruz. Ama, hadis uyduranlarn amalar (Bak.
Kandemir, Mevz Hadisler, 31-61.) ne olursa olsun, biz uyank olmalyz, uydurduklarn kabul etmemeliyiz.
Manas doru grlen mevzu hadis, uzman doktorun reeteye yazmad ilca benzer. Rengrenk, ho gibi
gzkse de bu il kendi bildiine alndnda onun, vcudu nasl etkileyecei bilinemez.
Ayrca, bu blmde ele aldmz veya almadmz bir ok hadis, haber ve eserin mehazn "karantina"
blgesinde bile bulamayan Badll, bunlar iin yle demektedir:
"Bu rivayet veya hads-i erif, imdilik bizde mevcud hads kitaplarnda bulunamad. (...) stad Bedizzaman
Hazretleri o hadsi ekinmeden kitaplarnda kaydetmitir. (...) Demek ki, o hads vardr ve mevcuttur. (...) Bu
durumda bu hads iin: 'Yoktur' diye iddia eden adam elbette dnyadaki btn hadsleri ve hads
kitaplarn grp, okuyup ibraz etmesi mecburiyetindedir. Bunlar ibraz ettikten sonra, diyebilir ki: 'Byle
bir hads yoktur.' Yoksa btn hads kitaplarn ve umum hadsleri tefri nazarndan geiremeden bir
iddiada bulunursa, cehaletli asabiyetini ortaya koymu olur. (...)" (Badll, age, 788-789.)
Senin stadn, Hz. Peygambere birtakm szler isnat edecek; sonra ne stadn ne de sen, salam da olsa rk
de olsa bir kaynak gsteremeyeceksiniz; ama biz, sahihinden mevzusuna kadar btn hadisleri gznzn nne
sereceiz, ancak onlarda bulunmazsa stadnn isnat ettii sz hadis olmayacak ha!... Byle bir usl, akl
banda hi kimse teklif de etmez, kabul de... "Mdde, iddiasn isbat ile mkelleftir." kaide-i klliyesine ne oldu?
Mdde Said Nurs olunca, kaideler mi deiti? Ayrca, "Hadiste aslonan ademdir, vcud deil." Bu meydan,
dnyann merkezi sorulduunda, "Burasdr, inanmazsanz ln!" diyen Nasrettin Hoca kurnazlnn skecei
yer deildir.
1119
Bak. bn Kayym, Zdul-Med, 2/339-349.
1120
nal Kl, Tartmalarn Odandaki Halife Yezid b. Muaviye adl kitabnda yle demektedir: "Yezidin
dneminde, Hz. Hseyinin Kerbelda ehit edilmesi Yezidin nefretle anlmasna sebep oldu. Hangi gerekelerle
318
ve artlarla olursa olsun Peygamberin sevgili torununun ldrlmesi, Yezid dneminde gerekletii iin o, tarih
boyunca kt bir yd ile anld. Hatta, bu sebeple baz kimseler onu tekfir ve tel'in ettiler. yle ki, iann da
gayretiyle bu isim, ktlere ve ktlklere nisbet olunur bir hle geldi. Gnmzde bile hi kimsenin ocuuna bu
ad vermemesi, sz konusu ismin iyi bir imajnn olmadnn delilidir." (nal Kl, Tartmalarn Odandaki Halife
Yezid b. Muaviye, Kayhan Yaynlar, stanbul 2001, 291.) Kln, "gnmzde hi kimsenin ocuuna bu ad
vermemesi" yolundaki iddias ar ve geree aykrdr. nternette taradmzda, bu ismin gnmzde de
kullanldn mahede ettik.
1121
rfan Aycan, Saltanata Giden Yolda Muaviye Bin Eb Sfyan, Fecr Yaynlar, Ankara 1990, 30-32. Aycan,
bunlarn kaynaklarn kitabnda belirtmitir.
1122
Bak. Miras, Tecrd-i Sarh, 10/216.
1123
Nur Risalelerinde de ona tbi olanlar "ehid"; ilienler ise "yezid" olmakla tavsif edilmilerdir:
EY RSALE- NUR! (...) Sana iliildii zaman, ansr hiddet ederek, bzan yeller ve seller hlinde ve bzan
iddetli yangn ve zelzeleler suretinde tokatlar vurduundan, sen koup geldiinde, mercuh ve mevtlar, "ehid
ve yezid" diye iki snfa ayryorsun!.. (Zlfikar Mecmuas, 436, Zlfikarn Htimesi/Hasan Feyzinin Bir Mektubu.)
319
Emevler, ilerin kendileri iin bir i Mehd uydurduklarn grnce, buna karlk
"Sfyan" fikrini ortaya attlar. Resulullaha iftira ettiler, birok mevzu hadis uydurdular.
Gariptir ki, iler yine uydurma bir hadis ile bu rivayeti reddettiler. Buna gre, Mehd knca
Sfyanyi ldrecekti.
Abbasler de meydan terk etmediler. iann bir Mehdsi olduunu, Emevlerin de bir
Sfyansi bulunduunu grnce onlar da, nesebi Abbasa ulaan Halife Mansurun olu Mehd
1125
Abbasyi teyit eden uydurma hadisler ortaya koymaya baladlar.
Bilindii zere, Mehd (a.s.) ile ilgili hadisler -inkr edenler hari- btn
Mslmanlarn sahiplendii hadislerdir. Oysa iler bu hadislerle yetinmemi,
"Mehd"yi sadece kendilerine mal etmek istemi ve bunun iin de mezheplerinin
asllarndan olan "ric'at" fikriyle "Mehd"yi birletirmilerdir. Bylece "Beklenen Mehd"
akidesine ulamlar ve onunla ilgili birok hadis uydurmulardr. te, onlarn bu
yaptklarna mukabil; Emevler de Mehdnin kendilerinden olmasn istemiler ve bu
kez onlar da "Sfyan" ile ilgili hadisler uydurmulardr. Hadis darphaneleri harl harl
alan iler bo dururlar m!... Bu kez onlar da, bu uyduruk "Sfyan"ye kar
hadisler uydurmulardr. Said Nursnin slm Deccal Sfyanla ilgili olarak getirdii
tm rivayetler ite bu kabildendir.1126 Bilindii gibi, hadis imalinin belki de en nemli
nedeni; frkalara, mezheplere ve grlere hadislerden destek bulma gayretidir.1127
1124
Gazl, Btnliin yz, 43.
1125
Mevdd, Beynt, 115-116. Nak. Abdlhamid, slma Ynelen Ykc Hareketler, 55. Nitekim, Mehdnin
Abbaslerden olduunu belirten baz hadisler yledir: "el-Mehd, amcam Abbasn evldndandr." Drekutn ve
bn Askir, Osman b. Affandan rivayet etmilerdir. (Rmz, 1/236.) (Hadisi, Suyut de Cmius-Sagrde
nakletmitir. Lkin Elban, hadisin ravilerinden Muhammed b. Veld el-Kuranin hadis uyduran biri olduunu ve
onun bu hadisi rivayette tek kaldn belirterek hadisin mevzu olduunu syler.) "Peygamberimiz kere
'Allahm! Abbasa ve Abbasn evldna yardm et! diye dua etti. (Sonra dedi ki:) Ey amca! unu bil ki, el-Mehd
senin evldndandr. Muvaffak, raz ve kendisinden de raz olunmu olarak." Heysem b. Kuleyb ve bn Askir,
Abdullah b. Abbastan, o da babasndan rivayet etmilerdir. (Rmz, 1/186.) Gmhanev, senedin ricalinin sika
olduunu belirtir.
1126
Aslnda, Nurcularn Sfyan hakknda bulabildikleri ve sarldklar sadece bir-iki hadis vardr. Onlardan birisi
Rmza da alnan u hadistir: "Sizleri benden sonra vuku bulacak yedi fitneden sakndrrm: Medineden kacak
bir fitne; Mekkeden kacak bir fitne; Yemenden kacak bir fitne; amdan kacak bir fitne; doudan kacak bir
fitne; batdan kacak bir fitne ve amn merkezinden kacak bir fitne -ki bu, Sfyan fitnesidir-. (Rmz, 1/18.)
Hadisi, Fitende Ebu Nuaym, Mstedrekte Hkim, bn Mesuddan rivayet etmilerdir.
Badll, Risale-i Nurun Kuds Kaynaklarnda, Hkimin Mstedrekinden bu konudaki bir hadis aktarlmtr.
Badll, hadisi yle meallendirmitir: "hirzamanda bir adam kacak, ona Sfyan denilecektir. Bu ahs,
"Dimek am Ktasnn" derinliklerinde zuhur edecek, ona ittiba edenlerin ekserisi "Kelb" kabilesindendir. Bu
Sfyan yle katl ve ktal yapacak ki, hatt kadnlarn karnlarn yaracak, iindeki ocuklar dahi ldrecektir...
Sonra benim Ehl-i Beytimden bir adam kacak. Onun bu k, Sfyan Deccala haber olarak ulaacak. Sfyan,
bu ztn stne bir ordu gnderecek..." (Badll, age, 473.) Fakat, hadisin orijinali ile tercmesi arasnda mthi
farklar vardr. Badllnn da, stad gibi hadis tahrifinde mahir olduu anlalmaktadr. Ebu Hureyreden rivayet
edilen bu hadiste: "Kendisine 'Sfyan' denilen bir adam Dmekn derinliklerinden kar, ona uyanlar genellikle
'Kelb' (kabilesin)dendir. O, kadnlarn karnlarn yarar, ocuklar ldrr. (Sonra) ehlibeytimden bir adam kar da,
Sfyanye bu bildirilir. Sfyan onun zerine asker gnderir (...)." denilmektedir. Bu rivayetler, muhtemelen Hz. Ali
ile Muaviye arasnda geen savalara veya dier fitnelere iaret etmektedir ve bu rivayetin metninde ne
"hirzaman" ne de "Deccal" kelimeleri gemektedir. Oysa, Badll, "hirzaman" meale eklemitir. Bunun sebebi,
Said Nursye gre slm Deccal olan Sfyann Mustafa Kemal olmasdr. Bylece rivayetin bu iaretini,
"hirzaman" dedikleri yakn zamana evirip hadise stadn dorulatmaya almtr. Ayrca, yine Said Nursnin
birok hadisi "slm Deccal Sfyan" eklinde meallendirdiini bildiinden, stadnn dediklerini delillendirip bu
ibare hadislerde de geiyormu gibi gstermek iin meale "Deccal" da eklemitir. Bilindii zere, Muaviye am
valisiydi ve orada ikamet ediyordu. Hadiste sz edilen "Kelb kabilesi" ile Muaviye arasndaki ba hakknda
320
Aycan, bnul-Fakihten u nakli yapyor: "Muaviye, Suriyedeki gcn Hicazdan gelenler yerine Suriyedeki Kelb
kabilesine dayandrmak istedi. nce kendisi bu kabileden biriyle evlendi, sonra da Hz. Osman evlendirdi.
Bylece bu gl kabile ile akrabalk tesis etti." (Aycan, Saltanata Giden Yolda Muaviye Bin Eb Sfyan, 101.)
Kl da baz kaynaklardan benzer aktarmalar yapar: "(...) Muaviyenin blge halknn desteini kazanmak iin
yapt faaliyetlerden birisi de, Suriyenin yerli halk olan ve nfusun byk ounluunu oluturan Kelb kabilesi ile
evlilik yoluyla akrabalk balar kurmak oldu." (Kl, Tartmalarn Odandaki Halife Yezid b. Muaviye, 35.)
Yezidin annesi Meysn da bu kabiledendir. (Kl, age, 33.)
Bre kendini bilmez Badll, bari Dmek-am yerine de Samsun veya Ankara deseydin de tahrifin tam olayd!...
Bizim burada zerinde durduumuz, "Sfyan Deccal veya slm Deccal Sfyan" eklinde bir Deccaln olmad
ve hele hele bu hadislerde (?) iaret edilen Sfyannin Mustafa Kemal olamayacadr. Ancak, Badll "Sfyan
Deccal" hakknda varit olan (?) hadislerin me'hazlarn yle veriyor:
"Mstedrek-l-Hkim 4/520; Kenz-l-Ummal 14/272; El-Feth-l Kebir 1/51; El-Fetavi-l Hadsiye Heysem sh: 27-
34; El-Havi Lil-Fetav Suyut 2/213-247 (bu sahifeler arasnda Suyut Hazretleri "El-rf-l Verd Fi Ahbar-il
Mehdi" Risalesinde, bu hususdaki hadslerin tamamna yakn ksmlarn dercetmitir); En-Nihaye bn Kesir
1/24-32. Ayrca bu mes'ele hakknda yazlm birka eserin ismini veriyoruz: Ahbar-l Mehd El-Hfz Ebu
Nuaym; Et-Tezkire Kurtub, El-a Berzenc ve Nur-ul Ebsar gibi eserlerin ve daha bu mevzuda yazlm olup
fakat elimize gemeyen eserler... te btn bu eserlerde, hlsa olarak u mna ifade edilmitir: Mehd (R.A.)
Sfyan Deccal ile mcadele edecek ve o Sfyan malub edecek... Daha sonra, byk Deccal ile mcadele
eden Hazret-i saya (A.S.) yardm iin ona katlacak.. ve daha bu mnada genie erhler yazldr." (Badll,
Risale-i Nurun Kuds Kaynaklar, 472.)
Tabi ki, biz bu kaynaklarn ouna eriemedik. Fakat, bu kaynaklarda muhtemelen Deccaldan, Mehdden, Hz.
Ali ve Muaviyeden bahsedilmektedir. Yoksa "slm Deccal Sfyan"dan deil. Ayrca verilen bu kaynaklarn ou,
rivayetleriyle hadisin sabit olaca, hadisin alnabilecei kaynaklar olmaktan uzaktr. Eer byle kitaplar hadis iin
hem de "kuds" kaynak kabul edilecekse, Sfyanlerin reisi Muaviye ile ilgili biz de "mukaddes, kutsal"
kaynaklardan hadisler verelim:
Ebu Hureyrenin, Peygamber (s.a.v.)den yle duyduu rivayet edilir: "Cebrail bana geldi ve 'Ey Muhammed,
Allah vahyini bana ve sana emanet etti, sen de Muaviyeye emanet et!' dedi." (el-Belzur, Ensbul-Erf, 4/127;
ez-Zeheb, Siyeru Almin-Nubel, 3/129.) Enesten; Cebrail (a.s.) altn bir kalemle indi ve yle dedi: "Ya
Muhammed, Aliyyl Al yle buyuruyor dedi: 'Ben kendi katmdan Muaviyeye bir kalem hediye ettim. Ona bu
kalemle Ayetel Kursyi yazmasn, harekelemesini ve noktalamasn emret!'" (ez-Zeheb, Siyeru Almin-Nubel,
3/129.) Hz. Aliden; "Cebrail indi ve Muaviyenin emin bir kimse olduu iin ktip tayin edildiini syledi." (ez-
Zeheb, Siyeru Almin-Nubel, 3/129-130; bn Kesir, el-Bidye ven-Nihye, 8/123.) Ebu Hureyre, Hz.
Peygamber (s.a.v.)den naklediyor: "Allah katnda eminler kiidir: Ben, Cebrail ve Muaviye." (ez-Zeheb, Siyeru
Almin-Nubel, 3/129-130.) Bir gn Muaviye insanlara hitap ederken yle syler: "Bir gn Resulullah (s.a.v.)n
abdest suyunu dkyordum, kafasn kaldrd ve bana yle dedi: 'Benden sonra mmetimin ilerini sen
ykleneceksin, bu gerekletiinde onlarn iyiliklerini taltif et, ktlklerini affet!' dedi. Muaviye konumasna
devam ederek: "Ben, bu makam elde edene kadar bu mit iinde oldum." (bn Kesir, el-Bidye ven-Nihye,
8/126.) Hz. Aieden; Hz. Peygamber (s.a.v.), yapt btn ileri ancak Allahtan ald vahiyle yaptn
belirttikten sonra Muaviyeye: "Allah, sana hilfet gmleini giydirirse ne yaparsn?" der. Bunun zerine
(Resulullahn zevcesi ve Muaviyenin kz kardei) mm Habbe, Resulullahn nne gelerek yere oturur ve "Ya
Resulallah, Allah ona hilfet gmleini giydirecek mi?" diye sorar. O da tasdik eder, fakat bir takm problemlerin
de olacan belirtir. Sonra da mm Habbe, Peygamber (s.a.v.)den Muaviye iin dua etmesini ister. (bn Kesir,
el-Bidye ven-Nihye, 8/123.) "Muaviye, hilminden ve Rabbimin kelm zerine gvenirliinden dolay nerede ise
Neb olarak gnderilecekti." (ez-Zeheb, Siyeru Almin-Nubel, 3/128.) "Cebrail, zeri yazl bir sahife getirdi ve
zerinde 'L ilhe illllah, Muaviye sevgisi kullarm zerine farzdr' yazl idi." (ez-Zeheb, Siyeru Almin-Nubel,
3/130-131.) Abdullah b. merin rivayet ettiine gre; Cafer bn Ebu Talib, Resulullah (s.a.v.)a drt adet ayva
getirir. Resulullah da onlardan tanesini Muaviyeye vererek "Cennette beni bunlarla karla!" der. (el-Belzr,
Ensbul-Erf, 4/127; ez-Zeheb, Siyeru Almin-Nubel, 3/130.) Abdullah b. mer yle der: "Resulullah
(s.a.v.)n yannda oturuyordum. Resulullah, imdi u yoldan cennet ehli olan birisi kp gelecek, dedi. Arkasndan
Muaviye kt geldi. O mu? dedim. O da: Evet, dedi." (el-Belzr, Ensbul-Erf, 4/126.) ... Nak. Aycan,
Saltanata Giden Yolda Muaviye Bin Eb Sfyan, 50-57.
1127
Bak. Kandemir, Mevz Hadsler, 31-48.
1128
Buhr, Fiten, 26/65; Mslim, Fiten, 18/84.
321
"(...) mmetimde otuz yalanc belirecek ve her biri peygamber olduunu iddia
edecektir. Oysa ben, peygamberlerin sonuncusuyum; benden sonra peygamber
yoktur."1130
L yalemul-gaybe illallhu bunun bir te'vili u olmak gerektir ki: "Allah!. Allah!.
Allah!.. deyip zikreden tekyeler, zikirhneler, medreseler kapanacak ve ezan ve
kamet gibi eirde smullah yerine baka isim konulacak." demektir. Yoksa, umum
insanlar kfr- mutlaka decekler demek deildir. nki; Allah inkr etmek, kinat
inkr etmek kadar akldan uzaktr. Umum deil, belki ekser insanlarda dahi vukuunu
akl kabul etmez. Kfirler Allah inkar etmiyorlar, yalnz sfatnda hata ediyorlar.
Dier bir te'vili udur ki: Kyamet kopmasnn dehetini grmemek iin,
m'minlerin ruhlar bir para evvel kabzedilir. Kymet kfirlerin balarnda patlar.1131
Rivyette vardr ki: "Bir zaman gelecek, Allah Allah diyen kalmayacak." Yni,
"Zikirhneler kapanacak ve Trke ezan ve kamet okunacak." demektir.1132
Hadisin asl yledir:
Said Nursnin "dier bir te'vili" dedii tevil isabetlidir. Zaten, yukarda zikredilen
Mslimin hadisinden de, byle olduu anlalmaktadr. Nitekim, limler de hadisi
byle aklamlardr.1135
1129
Mslim, Fiten, 18/83.
1130
Tirmiz, Fiten, 36/2316.
1131
ular, 450; Siracn-Nr, 237, Beinci u/Beinci unn kinci Makam ve Mes'eleleri/Drdnc Mes'ele.
1132
ular, 447; Siracn-Nr, 233, Beinci u/nc Nokta.
1133
Mslim, mn, 66/234; Tirmiz, Fiten, 30/2303.
1134
Mslim, ayn yer.
1135
Bak. Davudolu, Sahh-i Mslim Tercme ve erhi, 2/26.
322
Said Nurs, bu hadis hakknda baka bir yerde de unlar sylemektedir:
Birisi: Nifak perdesi altnda Risalet-i Ahmediyeyi (A.S.M.) inkr edecek Sfyan
namnda mdhi bir ahs, ehl-i nifakn bana geecek, eriat- slmiyenin tahribine
alacaktr. Ona kar l-i Beyt-i Nebevinin silsile-i nuransine balanan, ehl-i velyet
ve ehl-i kemlin bana geecek l-i Beytten Muhammed Mehdi isminde bir zt-
nuran, o Sfyann ahs- mnevsi olan cereyan- mnafkaneyi ldrp datacaktr.
(...)1138
Mehdiden bahseden hadislerin hibirinde, onun "ehl-i nifakn bana gemi
Sfyan namnda bir ahs"la mcadele edeceine dair bir ey yoktur. Sfyan ile ilgili
Nur Risalelerinde yer alan dier rivayetler gibi, bu rivayet de uydurmadr.
5.2.2. FTNE- AHRZAMAN O KADAR DEHETLDR K (...)
1136
Mslim, Fiten, 20/110; Tirmiz, Fiten, 48/2341; bn Mce, Fiten, 33/4075.
1137
Mslim, Fiten, 27/131.
1138
Mektubat, 53, Onbeinci Mektub/kinci Makam.
323
Rivayette var ki: "Fitne-i Ahirzaman o kadar dehetlidir ki, kimse nefsine hkim
olmaz." Bunun iin, binyz sene zarfnda emr-i Peygamberiyle mmet o fitneden
istiaze etmi, azb- kabirden sonra, 3g d) $1 d vird-i mmet
olmu.1139
"Fitne-i Ahirzaman o kadar dehetlidir ki, kimse nefsine hkim olmaz" rivayeti
nerede, hangi kitapta var? "Rivayette var" demekle i bitmiyor.
Hadisin deiik varyantlar vardr, biz rnek olmas iin buraya ikisini aldk.1142
5.2.3. DECCALIN BRNC GN BR SENEDR (...)
Rivayetlerde var ki: "Deccalin birinci gn bir senedir, ikinci gn bir ay,
nc gn bir hafta, drdnc gn bir gndr." L yalemul-gaybe illallhu Bunun
iki te'vili vardr:
1139
ular, 451; Siracn-Nr, 238, Beinci u/Beinci unn kinci Makam ve Mes'eleleri/Altnc Mes'ele.
1140
Buhr, Ceniz, 87/131.
1141
Mslim, Mescid, 25/128.
1142
rnein bak. Buhr, Cihd, 25; Mslim, Mescid, 25; Eb Dvud, Salt, 148-149.
324
kinci te'vili ise: Hem byk Deccaln, hem slm Deccalnn devre-i
istibdatlar mnasnda eyyam var: "Bir gn; Bir devre-i hkmetinde yle byk
icraat yapar ki, yz sene yaplmaz. kinci gn, yni ikinci devresi, bir senede otuz
senede yaplmayan ileri yaptrr. nc gn ve devresi bir senede yapt tebdiller
on senede yaplmaz. Drdnc gn ve devresi dileir, bir ey yapmaz, yalnz
vaziyeti muhafazaya alr," diye, gayet yksek bir belatla mmetine haber
vermi.1143
1143
ular, 452; Sirac'n-Nr, 239-240, Beinci u/Beinci unn kinci Makam ve Mes'eleleri/Onikinci
Mes'ele.
1144
Szler, 319, Yirmidrdnc Sz/nc Dal/Sekizinci Asl.
325
kinci cihet ve sebep: Her iki Deccal, zam bir istibdat ve zam bir zulm ve
zam bir iddet ve dehet ile hareket ettiklerinden, zam bir iktidar grnr. Evet,
yle acib bir istibdat ki: -kanunlar perdesinde- herkesin vicdanna ve mukaddestna,
hatt elbisesine mdhele ederler. Zannederim asr- hirde slm ve Trk
hrriyetperverleri, bir hiss-i kablelvuku ile bu dehetli istibdad hissederek oklar atp
hcum etmiler. Fakat ok aldanp yanl bir hedef ve hat bir cephede hcum
gstermiler. Hem yle bir zulm ve cebir bir adamn yznden yz ky harab ve
yzer msumlar tecziye ve tehcir ile perian eder. (...)1145
Aslnda bu, Nevvas b. Seman (r.a.)dan rivayet edilmi uzunca bir hadistir ki,
konumuzla ilgili ksm yledir:
"(...) Eer ben sizin aranzda iken (Deccal) karsa, sizin nnzde onu ben
yenerim. ayet ben aranzda yokken karsa, o zaman herkes bizzat kendi nefsini
savunarak onu yenmeye alr. Allah da her Mslman hakknda benim halifemdir.
O, sevilmeyecek cinsten gayet kvrck sal bir gentir. Gz frlamtr. Ben, onu
Abdluzza b. Katana benzetir gibiyim. Sizden biri ona eriirse, ona kar Kehf
suresinin ba taraflarn okusun. O, am ile Irak arasnda bir yerden kacak ve
sada-solda fesat, bozgunculuk karacaktr. Ey Allahn kullar, sebat edin!" Biz
(sahabe):
-Ey Allahn Elisi! Onun yeryznde kalmas ne kadar srer? diye sorduk.
Resulullah:
-Krk gn. Bir gn, bir sene gibidir. Bir gn, bir ay gibidir. Bir gn de, bir cuma
(bir hafta) gibidir. Onun geri kalan gnleri ise, sizin gnleriniz gibidir, buyurdu. Biz:
-Ey Allahn Elisi! Peki, bir yl gibi olan o gnde, bize bir gnn namaz kfi
gelir mi? dedik. Resulullah:
Sonra hadis, sadece Deccaldan haber vermekte, "slm Deccal" diye bir
Deccaldan daha bahsetmemektedir. Said Nursnin, hadisi sanki iki Deccaldan
haber veriyormu gibi nakletmesi ve bunun zerine kurduu tm kurgusu hayaldir,
batldr.
Hele Deccaln bir aylk gnn "bu tarafa imendifer ile gelmesi"; bir haftalk
gnn de "otomobil ile gelmesi" eklinde yorumlamak, akllara seza bir tevildir...
Bizim gnlerimiz gibi olan drdnc gnnde de herhlde "bisikletle" gezse gerek!
yerlerdeki insanlarn durumu ne olacaktr? el-Bakkal (576/1180), "Sebebi bulunmad iin bunlara yats
namaznn farz olmayacana dair fetva vermi, Kenz sahibi Ebul-Berekt Abdullah Hafzuddn en-Nesef
(710/1310) tarafndan da bu gr tercih edilmitir. Nitekim, abdestte dirsekleri ile birlikte kesik olan kimseden
kollar ykama farz dmektedir. el-Halvan (448/1056) bu gr yadrgam, sonra da muvafakat etmitir.
Burhaneddn el-Kebr (615/1219) ise bu durumda namazn farz olacana dair fetva vermitir. Hem de sahih olan
eda niyetiyle -kaza deil- klacan sylemitir. Dnen bir kimse, farzn mahallinin olmamas ile, haddi zatnda
sabit olan gizli vcuba almet klnan cal (yapay) sebep arasnda fark bulunduunda phe etmez. Ve yine
dnen kimse, bir eyin belirleyicilerinin (muarrift) teadddnn caiz olacan da bilir. Vaktin bulunmamas
belirleyicinin bulunmamas demektir. Bir eye dellet eden eyin bulunmamas o eyin de bulunmamasn
gerektirmez. Zira, onun varlna baka bir delil bulunabilir. Nitekim bulunmutur da. sra gecesi ile ilgili btn
haberler, nce elli vakitle emrolunan Mslmanlara sonunda, Allah tarafndan be vakit namazn farz klnd
konusunda birbirlerine mutabakat arz eder. Bu farziyet sonra genel bir ter eklinde, blgeden blgeye herhangi
bir ayrm yaplmakszn be vakit eklinde yerlemitir." (bnul-Hmm, Fethu'l-Kadr, 1/156) bnul-Hmm,
sonra grn Deccal hadisi ile desteklemitir. Bu hadise gre, Hz. Peygamber (s.a.v.) Deccaln kmasnda
yeryznde krk gn kalacan, ilk gnnn bir sene, ikinci gnnn bir ay, nc gnnn bir hafta sreceini,
dier gnlerin ise normal gnler gibi olacan sylemitir. Bunun zerine ashaptan birisi: 'Bir sene kadar uzun
olacak gnde sadece be vakit namaz klmak yetecek midir?' diye sormu, Hz. Peygamber de cevabnda: 'Hayr,
(vakit) takdirinde bulununuz.' buyurmutur. Bylece Hz. Peygamber (s.a.v.)in henz glge boyu bir veya iki
misline ulamadan ikindi namaznn farziyetini (dier namazlar da buna kyas edilecektir) ortaya koyduuna iaret
eden bnu'l-Hmm devamla yle der: Bundan da anlyoruz ki, haddi zatnda farz, genel olarak herkese eittir.
u kadar var ki, vakitlerin olutuu yerlerde bu be namaz vakitlere datlr. Olumad yerlerde ise farziyet
dmez. (Ayn yer) Bu izahnda bnu'l-Hmmn asl maksatla, maksada ulatracak vesileleri ayn kefeye
koymadn gryoruz. (Mehmet Erdoan, slm Hukukunda Ahkmn Deimesi, MFV Yaynlar, stanbul
1990, 110-112.) Nevevnin beyanna gre, Kad Iyaz ve dierleri yle dediler: "(...) Onun (o gn) iin miktar
takdir ediniz" kavlinin manas udur: Fecrin tulundan sonra her gnk mutat fecr ile le arasnda bulunan
zaman miktar getiinde le namazn kln. Sonra onun ardndan le ile ikindi arasnda bulunan vakit miktar
geince ikindiyi kln. Bunun ardndan, ikindi ile akam arasnda bulunacak mddet miktar zaman geince akam
kln. Yats ve sabah namazlar da byledir. Sonra le, sonra ikindi, sonra akam... te o uzun gn bitinceye
kadar bu ekilde normal gnlerdeki namaz vakitleri kadar vakitler takdir edilecektir de, o gn iinde snnet ve farz
namazlarn hepsi kendi vakitleri dhilinde yerine getirilmi bulunacaktr. Bir ay uzunluu olan ikinci gne ve bir
hafta uzunluu olan nc gne gelince; onlar da birinci gn gibi zikredilen tarz zere, yine birinci gnn kyas
yaplacaktr. Allah, en iyi bilendir. (Nak. Sofuolu, Sahh-i Muslim ve Tercemesi, 8/479; Hatipolu, Snen-i bn-i
Mce Tercemesi ve erhi, 10/325-326.)
327
Said Nurs bu hadisi, Szlerde "Deccal kt zaman dnya iitir. Krk gnde
dnyay gezer." ziyadesiyle rivayet etmitir ki, hadisin aslnda bu ziyade yoktur.
Uydurma olduu belli olan bu ksm da yle yorumlamtr:
Rivyette var ki: "Deccal kt gn btn dnya iitir ve krk gnde dnyay
gezer ve hrikulde bir eei vardr."
Sonra birisi sordu ki: "O (Sfyan) ld zaman stanbulda dikilitata eytan
dnyaya baracak ki; filn ld." O vakit ben dedim: Telgrafla haber verilecek, fakat
bir zaman sonra, radyo km iittim. Eski cevabm tam deilmi bildim. On sene
sonra Drl-Hikmette iken iittim: eytan gibi radyo ile dnyaya iittirecek.1149
1147
Szler, 319, Yirmidrdnc Sz/nc Dal/Sekizinci Asl.
1148
ular, 454; Sirac'n-Nr, 242, Beinci u/Beinci unn kinci Makam ve Mes'eleleri/Onyedinci Mes'ele.
1149
Mdfaalar, 226, Afyon Mdfaas/Afyon Mdde-i Umumisi ve Mahkeme Reisi ve Azalarna.
328
5.2.4. DECCALIN BR YALANCI CENNET VAR (...)
Sual: Rivayetlerde gelmi ki: "Deccaln bir yalanc Cenneti var; kendine tbi
olanlar ona atar. Hem yalanc bir Cehennemi var; tbi olmyanlar ona atar. Hatt o
kendi merkebinin de bir kulan Cennet gibi, bir kulan da Cehennem gibi yapm...
Azamet-i bedeniyesi bu kadardr, u kadardr..." diye trifat var?
El-lmu indallhi bunun bir te'vili udur ki: Hkmet dairesinde kar karya
kurulan ve birbirine bakan vaziyette bulunan hapishne ile lise mektebi, "Biri hri ve
glmann irkin bir taklidi, dieri azap ve zindan sretine girecek." diye bir iarettir.1152
1150
Mektubat, 54, Onbeinci Mektub/kinci Makam.
1151
ular, 454; Siracn-Nr, 242, Beinci u/Beinci unn kinci Makam ve Mes'eleleri/Onyedinci Mes'ele.
1152
ular, 450; Sirac'n-Nr, 237, Beinci u/Beinci unn kinci Makam ve Mes'eleleri/nc Mes'ele.
329
Bu konuda baz hadisler vardr ki, bazlar yledir:
"Deccaln beraberinde bir su ve bir ate bulunacaktr. Fakat, onun atei souk
bir sudur, suyu ise yakc bir atetir."1154
Huzeyfe ile Ebu Mesud (r.a.) bir araya geldiler. Huzeyfe (r.a.) u hadisi
nakletti:
Hadislerde belirtilen su ile ate hakikate mahml olmayp, cennet ile cehennemin birer
remzi olacaktr. Yani Deccal, cennet ve cehennemi temsil eden birtakm harikalar
gsterecektir. Bu da yce Allahn, kullarn imtihan ettii fitnelerden birisidir.1156
5.2.5. DECCALIN BR GZ KRDR.
1153
Mslim, Fiten, 20/104; bn Mce, Fiten, 33/4071.
1154
Buhr, Fiten, 27/73; Eb Dvud, Melhim, 14/4315.
1155
Mslim, Fiten, 20/108.
1156
Miras, Tecrd-i Sarh, 9/184; Sofuolu, Sahh-i Muslim ve Tercemesi, 8/474.
1157
Davudolu, Sahh-i Mslim Tercme ve erhi, 11/385.
330
Ben bir mnevi lemde slam Deccaln grdm. Yalnz bir tek gznde
teshirce bir manyetizma gzmle mahade ettim ve onu btn btn mnkir bildim.
te bu inkr- mutlaktan kan bir cr'et ve cesaretle mukaddesata hcum eder.
Avm- ns hakikat- hli bilmediklerinden hrikulde iktidar ve cesaret zannederler.
Said Nurs, "Deccaln bir gz krdr." rivayetinden yola km, ii Mustafa
Kemale kadar vardrmtr. Aslnda o, Mustafa Kemali "slm Deccal" olarak
grmekte1159 ve Deccalla ilgili rivayetleri yorumlarken, konuyu dndrp dolatrp
Mustafa Kemale getirmektedir. Said Nursnin Mustafa Kemali nasl deerlendirdii,
bizi burada ilgilendirmemektedir. Bizi ilgilendiren; onun, Deccal ile ilgili hadisleri
"Byk Deccal ve slm Deccal"ndan haber veriyormuasna takdim etmesi,
gtt ama dorultusunda hadisleri tahrif etmesidir. Hadis sadece ve sadece
"Deccaln tek gznn kr olduu"ndan bahsetmektedir. Gerisi, tamamen Said
Nursnin ziyadeleridir.
"(...) Deccal, sakat gzl (aver)dr. Allah ise sakat gzl deildir."1160
"phesiz Allah, sakat gzl deildir. Dikkat edin ki, Mesih Deccaln sa gz
sakattr. Onun gz, sanki salkmndaki emsalinden dar km, iri bir zm tanesi
gibidir. (...)"1161
1158
ular, 458-459; Sirac'n-Nr, 247, Beinci u/Beinci unn kinci Makam ve Mes'eleleri/Sbk yirmi adet
mes'elelere bir tetimme olarak kk mes'eledir/Drdnc cihet ve sebep.
1159
lm gitmi dnyadan ve hkmetten alkas kesilmi bir adam hakknda otuz sene evvel bir Hads-i erifin
ihbariyle Kur'ana zararl bir adam kacak demitim. Sonra Mustafa Kemalin o adam olduunu zaman gsterdi.
(...) (Emirda Lhikas I, 278, Yirmiyedinci Mektuptan/Sabk Reis-i Cumhura ve Makama Gnderilen stidadr.)
Risale-i Nurun mahrem bir parasnda elli sene evvel bir Hadsin tefsirinde, cebr kanunlarla apkay giydiren ve
eair-i slm bu mbarek Trk milletinden kaldrmak iin Lozan Muahedesinde sz veren ve pek iddetli ve
dehetli hcumlarna ramen hibir hakik Mslman - Trk protestan yapamyan ve Millet-i slm iin pek ok
zararl olduunu ef'aliyle isbat eden ve Hads-i erfin haber verdii o mthi ahs kendisi olduunu, hayat ve
mematiyle gsteren Mustafa Kemale bir mahrem eserde "Din ykc, Sfyan" dediimizi (...) (Emirda Lhikas II,
50-51, Yirmiyedinci Mektuptan/Mahkeme-i Kbraya ekva ve Mdafaatn Bir Hiyesi Olan Parann
Hulsasdr.) Ayrca bak. Mdfaalar, 226-227, Afyon Mdfaas/Afyon Mdde-i Umumisi ve Mahkeme Reisi ve
Azalarna.
1160
Buhr, Enbiy, 5/12.
1161
Buhr, Enbiy, 50/110.
331
"(...) Ey Allahn kullar! Artk (dinde) sebat ediniz. imdi ben, (Deccal) size
yle vasflandrp tantacam ki; hibir peygamber, onu bu biimde vasflandrp
tantmamtr: O nce: 'Ben bir peygamberim' diyecektir. Hlbuki, benden sonra hibir
peygamber yoktur. Sonra ikinci bir iddiada bulunarak: 'Ben Rabbinizim' diyecektir.
Hlbuki, siz lnceye kadar Rabbinizi gremezsiniz ve o (Deccal), averdir. Hlbuki,
Rabbiniz aver deildir. Deccaln iki gz arasnda "kfir" yazldr. Onu (okur-) yazar
olan veya olmayan her mmin okur. phesiz, beraberinde bir cennet ve bir
cehennemin bulunmas da onun fitnesindendir. Aslnda, cehennemi bir cennet,
cenneti de bir cehennemdir. Artk onun cehenneminin belsna urayan, Allahtan
yardm dilesin ve Kehf suresinin ilk ayetlerini okusun ki; brahim (a.s.)e olduu gibi,
ate, ona da souk ve selmet olsun. Fitnesinden birisi de udur: O, bir bedevye:
'Syle bakaym! Eer ben senin iin baban ve anan diriltirsem, benim senin Rabbin
olduuma ehadet eder misin?' diyecek. Bedev de: 'Evet' diyecek. Bunun zerine iki
eytan, onun babas ve anas suretlerinde ona grnecekler ve ona: 'Ey oulcuum!
Ona tbi ol. nk, muhakkak o, senin Rabbindir!' diyecekler. Onun bir fitnesi de
udur: O, bir tek kiiye musallat klnarak, onu testere ile biip ldrecek. Hatta, o
kiinin cesedi iki paraya blnm olarak (ayr ayr yerlere) atlacak. Sonra Deccal:
'u (ldrdm) kuluma baknz. imdi ben, onu dirilteceim, sonra da benden
baka bir Rabbinin olduunu syleyecek' diyecektir. Sonra o kiiyi Allah diriltecek.
Habis (Deccal) da o kiiye: 'Senin Rabbin kimdir?' diyecek. Adam da: 'Rabbim
Allahtr! Sen ise, Allahn dman Deccalsn. Allaha yemin ederim ki, senin
hakknda hibir zaman bu gnk kadar gl basiret sahibi olmadm.' diyecektir.
(...)"1162
1162
bn Mce, Fiten, 33/4077.
1163
Nak. Hatipolu, Snen-i bn-i Mce Tercemesi ve erhi, 10/313.
332
Ayn de yle demitir: Deccaln bir gz tamamyla kr, teki de sakattr. Bu itibarla
her biri iin kr demek sahih olur. nk, "aver" kelimesinin asl "kusurlu" manasna
gelir.1164
Said Nursnin, olmayan slm Deccal hakknda yapt yorumlar da, Deccaln
iki gz hakknda limlerin yapt aklamalarla heba olup gitmitir.
Reddedilmesi gereken tevillerden bir ksm da, ibarede ve siyak (szn balam)ta
herhangi bir delil olmakszn yaplan btn tevillerdir. (...)
Bu tevil ise, pek ok hadislerle sabit olduu zere Deccaln gelen-giden, giren-kan,
propaganda yapan, tahrik edip bozgunculuk karan, tehdit eden... bir fert, bir ahs veya
insan olduu eklindeki tarif ve tavsife aykrdr. Bu konuda o kadar sahih hadis gelmitir ki,
tevatr derecesine varmtr.1165
5.2.6. HZ. SYA "MESH" NAMI VERLD GB (...)
Elcevap: Allahu alem, bunun hikmeti udur ki: Naslki emr-i lh ile sa
Aleyhisselm, eriat- Mseviyede bir ksm ar teklifi kaldrp arap gibi baz
mtehiyt hell etmi; aynen yle de; byk Deccal, eytann ivs ve hkmiyle
eriat- seviyenin ahkmn kaldrp Hristiyanlarn hayat- itimiyelerini idre eden
rbtalar bozarak anaristlie ve "Ye'cc ve Me'cc"e zemin hazr eder. Ve slm
Deccal olan "Sfyan" dahi: eriat- Muhammediyenin (A.S.M) ebed bir ksm
ahkmn nefis ve eytann desiseleriyle kaldrmaa alarak hayat- beeriyenin
madd ve mnev rabtalarn bozarak serke ve zerho ve sersem nefisleri babo
brakarak hrmet ve merhamet gibi nuran zincirleri zen, hevest- mteaffine
bataklnda birbirine saldrmak iin cebr bir serbestiyet ve ayn- istibdat bir hrriyet
1164
Nak. Davudolu, Sahh-i Mslim Tercme ve erhi, 11/384.
1165
Kardav, Snneti Anlamada Yntem, ev. Bnyamin Erul, Rey Yaynclk, stanbul 1991, 188-189.
333
vermek ile dehetli bir anaristlie meydan aar ki, o vakit o insanlar gayet iddetli bir
istibdattan baka zabt altna alnamaz.1166
nce unu belirtelim ki, rivayetlerde $ h d) cmlesinin iki
kez tekrar edildii iddias gerek ddr. Bu tekrar, okura, sanki hadis iki Deccaldan
bahsediyormu izlenimini vermek iin hadise idra edilmitir. Nitekim, bu ibarenin
getii hadis, Nur Risalelerinin muhtelif yerlerinde daha deiik baz ziyadelerle
nakledilmitir ki, ileride ele alacaz.
mam Zhrnin, "Ey Irak halk! Hadis bizden bir kar olarak kyor; fakat sizde
bir kulaca ulayor."1167 dedii gibi, baz sahih hadisler Nur Risalelerinde ilvelere
maruz kalyor ve mdrecl-metn hline geliyor.
Bir kere Said Nursnin, "Hz. sa (a.s.)nn eriat- Museviyede bir ksm ar
teklifi kaldrmas"yla "Byk Deccaln eriat- seviyenin ahkmn kaldrmas"
arasnda bylesine bir ba (!) kurup, bu yzden ikisine de Mesih namnn verildiini
nasl kardn anlayabileni tebrik etmek gerekir.
Hak Tealnn "Ad sa Mesih, Meryemin olu" tabiri ile ilgili birka sual vardr:
Birinci sual: "Mesih" lfz, mtak (tremi) bir isim midir, yoksa bu manaya verilmi
bir zel isim midir?
1. Ebu Ubeyde ve Leys yle demilerdir: Bunun brancede asl "Meih"dr. Araplar,
bu kelimeyi Arapalatrm ve lfzn deitirmilerdir. "sa" kelimesinin asl da, "" idi.
Nitekim onlar, "Musa" lfznn aslnn brancede "M" veya "M" olduunu da
sylemilerdir. Bu gre gre, bu kelime mtak deildir.
a) bn Abbas (r.anhuma) yle der: Hz. sa, Mesih diye adlandrlmtr. nk, onun
meshedip dokunduu her hasta iyileirdi.
1166
ular, 457; Siracn-Nr, 245, Beinci u/Beinci unn kinci Makam ve Mes'eleleri/Sbk yirmi adet
mes'elelere bir tetimme olarak kk mes'eledir.
1167
Nak. Koyiit, Hads Tarihi, 181.
334
b) Ahmed b. Yahya yle der: "nk, o yeryzn mesheder, yani dolap gezerdi."
Yzlm "mesaha" da bu kktendir. Bu manaya gre, ok fask ve ikici adama "fesk ve
erb" denildii gibi, mbala ifade etsin diye Hz. sa (a.s.)ya da "Mesh" (oka gezen)
denilmitir.
c) O, mesih idi. nk, Allah rzas iin yetimlerin ban meshederdi. Btn bu
grlere gre "fal" vezninde olan bu kelime, "rhim" manasnda olan "rahm" kelimesi gibi,
ism-i fail manasndadr.
h) O, "Mesih" diye adlandrlmtr, nk ana karnndan ilh bir koku srlm olarak
domutur.
Bu grlere gre ise, "mesih" kelimesi, ism-i mef'ul manasnda olarak "memsuh"
(meshedilmi) yerine olmu olur. Bylece fal vezni, mef'ul manasna gelir.
Ebu Amr b. Al, Mesihin "melik, hkmdar"; Neha ise "sddk, sz z doru"
manasna geldiini sylemilerdir. Allah en iyisini bilendir. Belki de bu ikisi bunu, kelimenin
kendisine dellet etmesi sebebiyle deil de, Hz. say methetme cihetinden sylemilerdir.
"Mesih" nam bir ikinci Deccala daha verilmi deildir. Aslnda bu ikinci
Deccaldan (?), Said Nursnin tabiriyle "slm Deccal-Sfyan"dan bahseden -velev
zayf senetli olsun- bir hadis yoktur.
"Byk Deccaln eriat- seviyenin ahkmn kaldrmas" konusunu ele alalm.
Bir kere, Hz. sa (a.s.)nn eriat, sra daha Deccala gelmeden ok nce bakalar
tarafndan bozulmutur. Hz. Muhammedin (s.a.v.) gelmesi ile de onun ahkm
kaldrlmtr. Dolaysyla eriat- seviyeyi ve ahkmn kaldran, eriat-
Muhammediyedir.
1168
Rz, Tefsr-i Kebr, 6/315-316. Ayrca bak. Ahmed Naim, Tecrd-i Sarh, 2/883-884.
335
(...) Deccaln bu suretle bir yalanc mesih olmas, onun Hristiyanlk taklidi altnda
zuhur edeceini anlatr. Mesih-i Sadk olan sann nzulyle onu katledeceine dair olan
eserler de bunu teyit eder. Yahudilerin Mesih-i Sadk olan saya ve Hateml-Enbiyaya kibr-i
hasetle kfrederek btn mitlerini Mesih-i Kzib olan Deccale balamalar ne acb bir
1169
bedbahtlk, ne elim bir mahrumiyettir.
Said Nurs, Hz. sa (a.s.)nn arab hell ettiini (?) de iddia etmektedir.
"Ey iman edenler! ki, kumar, dikili talar ve fal oklar eytan ii birer pisliktir.
Ondan saknn ki, kurtulua eresiniz. eytan, iki ve kumar ile sizin aranza
dmanlk ve kin sokmak ve sizi, Allahn zikrinden ve namazdan alkoymak ister.
(...)1173
Bilindii gibi namaz, zekt, oru gibi ibadetler bizden nceki mmetlere de
emredilmiti. kinin haram klnmasndaki illetler, Yahudiler ve Hristiyanlar iin de
geerlidir. O hlde, nasl olur da Hz. sa (a.s.)nn arab hell ettii sylenebilir?
Byle bir iddia, Hz. saya iftiradr.
1169
Yazr, Hak Dini Kur'an Dili, 6/4172.
1170
En'm, 6/146.
1171
Nis, 4/160.
1172
l-i mrn, 3/50.
1173
Mide, 5/90-91.
336
Pavlos "Temiz olan her ey temizlerindir, aza giren onu kirletmez, fakat iten kan
az kirletir" gibi hkmler vermitir. Bylece onlar, bugne kadar Tevratta haram klnm
1174
olmasna ramen domuz eti yemeyi hell klmlardr.
Hristiyanlk, genel olarak teoride Eski Ahid kitaplarndaki hkmleri kabul eder.
Onlardan, sadece Hz. sann muhalefet ettii hkmleri hari tutar. Bu durum Hz. sadan
sonraki 22 yl byle devam etti. Bu sene havarlerden Yakup, milletlere drt eyin haram
saylmasn teklif etti ki, onlar da zina, boulmu hayvann eti, kan, putlar iin kesilmi hayvan
eti yemektir. Bylece snnet olmay, Yahudi olmayanlarn Hristiyan olmaya engel grdkleri
mlhazas ile, kaldrm oluyorlard (Resullerin leri, 15, 28-29).
Bylece Tevratn haram kld baz hususlar, din adamlar, mubah klma kapsn
araladlar. ki, domuz eti gibi Tevratn ve nebilerin haramln bildirdikleri eyleri mubah
hle getirdiler. Bu deimeyi de Ruhul-Kudsn ilhamna isnat ettiler.
Hlbuki nciller, Hz. sann u szn naklederler: "Sanmayn ki, ben eriat ve
peygamberleri ykmaya geldim. Ben ykmaya deil, fakat tamam etmeye geldim".
Devamnda, eriatn en kk emrini dahi deitireni Allahn katnda "en hakir" hle
getireceini belirtir (Matta 5, 17-19). Hristiyanlara gre, eriatn ihtiva ettii gerek deerleri ve
zenginlikleri reten tek kaynak, Hz. sann rettikleridir (J. Dheilly, 678).1176
1174
Kardav, slmda Hell ve Haram, ev. Ramazan Nazl, Hilal Yaynlar, stanbul, 48-49.
1175
Kardav, slmda Hell ve Haram, 76-77.
1176
Suat Yldrm, Mevcut Kaynaklara Gre Hristiyanlk, DB Yaynlar, Ankara 1988, 154.
337
kendilerine tek tanr olan Allaha ibadet etmeleri emredilmiti. Ondan baka tanr yoktur. O,
onlarn kotuklar ortaklardan mnezzehtir." (Tevbe, 9/31)
len salih kiilerin kabirleri banda tazim duruunda bulunup, sonra suretlerini
yapmak, daha sonra da onlara ibadet etmek suretiyle irke dldn hem Mesih, hem de
Hristiyan limler zikretmilerdir. Mesih, onlara, kendisine ibadet etmelerini sylemedi; Tanr
olduunu da sylemedi. Mesih, onlara Allahn Tevratta haram kld domuz eti gibi eylerin
hell olduunu da sylemedi. Ama onlar, haram klnan habisleri mubah yaptlar; Tevrat ve
ncil eriatlarn tayir ettiler. Mesih: "arka doru namaz kln" demedi. "Ha tazim edin"
demedi. "Snnet olmay terk edin" demedi. Ruhbaniyeti ve sair bid'atlerini de emretmedi.
Hristiyanlk bozulduundan, Ebu Abdullah er-Raz gibileri demilerdir ki: Hz. sa (a.s.)nn
dininden istifade eden pek az bir cemaat olmutur ki, onlar da Hz. Muhammed (s.a.v.)den
nce yaamlardr. Zira, Hristiyanlarn byk ounluu, Mesihin dini zere deildirler (bn
1177
Teymiye, el-Cevabus-Sahih, III, 223-224).
Hz. sa (a.s.)nn "emr-i ilhi ile arab helal ettii" grne Said Nursnin;
nasl, hangi delil, ncilin hangi ayeti ile kail olduu, tarafmzdan anlalabilmi
deildir. O, bu konuda, ulul-azm bir peygambere pek cr'etkr bir ekilde yaplm
ak bir iftiradan te tek satr bile zikretmemitir.
5.2.7. SLM DECCALI HORASAN TARAFINDAN ZUHUR EDECEK.
1177
Yldrm, Mevcut Kaynaklara Gre Hristiyanlk, 158.
1178
ular, 459-460; Siracn-Nr, 248, Beinci u/Beinci unn kinci Makam ve Mes'eleleri/Sbk yirmi
adet mes'elelere bir tetimme olarak kk mes'eledir/nc Kk Mes'ele.
338
Said Nurs, bu rivayetinde de yine slm Deccalndan bahsetmektedir. Oysa,
hadisler sadece Deccal ile ilgilidir. Konuyu arptm ve yine Mustafa Kemale
dayandrmtr.
"(...) Deccal, am ile Irak arasnda bir yerden kacak ve sada-solda hzla
fesat, bozgunculuk karacaktr. (...)"1180
5.2.8. YAHUD OCUKLARI NDE BRS (...)
Said Nursnin tahrif ettii rivayeti biz tashih edelim:
-Benim Allahn Resul olduuma ehadet eder misin? dedi. Bunun zerine
bn Sayyad, Resulullaha bakt ve:
1179
bn Mce, Fiten, 33/4072; Tirmiz, Fiten, 46/2338. Tirmiz, hadisin "hasen-garb" olduunu sylemitir.
1180
Mslim, Fiten, 20/110; Tirmiz, Fiten, 48/2341; bn Mce, Fiten, 33/4075.
1181
ular, 459; Sirac'n-Nr, 247, Beinci u/Beinci unn kinci Makam ve Mes'eleleri/Sbk yirmi adet
mes'elelere bir tetimme olarak kk mes'eledir/nc Kk Mes'ele.
339
-Sen de benim Allahn resul olduuma ehadet eder misin? dedi. Resulullah
onun sualine cevap vermeyip dedi ki:
-Bana doru haber de gelir yalan haber de, dedi. Bu cevap zerine
Peygamber (s.a.v.):
-Senin iin kalbimde bir ey tuttum (iimden geeni oku da, bil bakalm),
buyurdu. Resulullah kalbinde Duhan suresini tutmutu. bn Sayyad:
-Sus, ykl git! Haddini ama! buyurdu. Peygamberin onu byle azarlamas
zerine mer:
-Ey Allahn Elisi, brak da unun boynunu vuraym, dedi. Peygamber (s.a.v.)
de:
te hadis bundan ibarettir. Said Nurs, bu sahih hadisi "muharref hadis" hline
dntrmtr ki, bu tahrif hadis tedvininden sonra bir hadisin naklinde, metin
zerinde yaplan ve "bu kadar da olmaz" dedirtecek cinsten ender tahrifattandr.
Grld gibi Said Nurs, hadisin kelimeleri bir yana, cmlelerini bile
deitirmi, manasn bozmutur. Said Nursnin bu naklini okuyanlar, "Sfyan ve
slm Deccal" tabirlerinin Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafndan kullanldn
zannedecektir.
Said Nurs ayrca, Resulullahn Hz. mere Yahudi ocuklar iinde birisini
gsterdiini ve "te sureti!" dediini belirtiyor. Oysa, Resulullah ashaptan bir cemaat
ile birlikte bn Sayyadn yanna gitmi ve onu Mealeoullarnn kalesi yannda
ocuklarla oynarken bulmutur. bn Sayyadn oynad ocuklarn Yahudi ocuklar
olduuna dair hadiste bir ey yoktur. Mealeoullar ise ensardandr. Yine,
Resulullahn ocuklardan birisini gstererek "te sureti!" dedii hadiste yer
almamtr. Hadislerde bn Sayyadn zikri getii hlde, Said Nurs onun ismini
belirtmemitir. Ayrca ve en nemlisi, Resulullah ne Sfyandan ve ne de slm
Deccalndan bahseder. Nebinin dedii:
1182
Buhr, Edeb, 97/197; Mslim, Fiten, 19/95. bn Sayyad kssas iin bak. Miras, Tecrd-i Sarh, 4/520-527;
12/412-413.
340
"Brak unu, o korkmakta olduun kimse (Deccal) ise, sen onu ldrmeye asla
muktedir olamazsn."1183 Ya da dier varyanttaki gibi "Eer bu, o (Deccal) ise, sen
ona asla musallat olamazsn; o (Deccal) deilse, onu ldrmekte senin iin hibir
hayr yoktur." eklindedir.
Resulullah (s.a.v.) buyurmutur ki:
Said Nurs ise kendi hkmn yine kendisi vermi, yle demitir:
Hads ve Kur'anda dahi ziyade veya noksan etmek memnudur. Fakat ziyade
etmek, nizam bozduu ve vehme kap at iin daha zararldr. Noksana cehil bir
derece zr olur. Fakat ziyade etmek ilim ile olur. Alim olan mzur deildir.1187
5.2.9. AHRZAMANIN DEHETL BR AHSI, SABAH KALKAR; ALNINDA
"HZ KFR" YAZILMI BULUNUR.
Rivyette var ki: "Ahirzamann dehetli bir ahs, sabah kalkar; alnnda "Hz
kfir" yazlm bulunur."
1183
Mslim, Fiten, 19/86.
1184
Mslim, Fiten, 19/90.
1185
Mslim, Fiten, 25/124.
1186
Tirmiz, lim, 7/2795. Hadis, hasen-sahihtir.
1187
Muhakemt, 45, Birinci Makale/Onikinci Mukaddeme/Htime.
341
Allahu alem bissavab... bunun te'vili udur ki: O Sfyn, kendi bana
frenklerin serpuunu koyup herkese de giydirir. Fakat cebir ve kanun ile tmim
ettiinden, o serpu dahi secdeye gittii iin inallah ihtida eder, daha herkes -yalnz
istemiyerek- onu giymekle kfir olmaz.1188
Hadis, kaynaklarda yle yer almtr:
Said Nurs, hadisi yine yanl nakletmi, Deccal ile Sfyan yine birbirine
kartrmtr. deti vehile, konuyu yine Mustafa Kemale getirmitir.
Burada apka inklb gibi sosyolojik bir konuya girecek deiliz. Bu, bizi bu
balamda ilgilendirmemektedir. Yanl bir n kabuln ve takntnn insan, ne
hayallere, ne vehimlere gtrd ortadadr.
5.2.10. SLM DECCALI SRE- VET-TN VEZ-ZEYTN MNASINI (...)
1188
ular, 450; Siracn-Nr, 236-237, Beinci u, Beinci unn kinci Makam ve Mes'eleleri/kinci Mes'ele.
1189
Buhr, Tevhd, 17/37.
1190
Mslim, Fiten, 20/102.
1191
Tirmiz, Fiten, 45/2336. Bu konudaki dier hadisler iin bak. Mslim, Fiten, 20; Eb Dvud, Melhim, 14;
Tirmiz, Fiten, 45; bn Mce, Fiten, 33.
1192
Rmz, 1/97.
1193
ular, 459; Sirac'n-Nr, 248, Beinci u/Beinci unn kinci Makam ve Mes'eleleri/Sbk yirmi adet
mes'elelere bir tetimme olarak kk mes'eledir/nc Kk Mes'ele/kinci Hdise.
342
5.2.11. O SFYAN BR SU ECEK, EL DELNECEK.
Hadiste "O Sfyan bir su iecek, eli delinecek" denilmi. Yani bir eit su olan
raky su gibi ok iecek ve o sebepten batn su tulumbas gibi olacak ve su hastal
yznden zulm ve hile ile toplad milyonlar mal su gibi elinden akacak, ecnebi
doktorlarn boazna girecek. Mesmuatma nazaran; senede milyona yakn
liralar tedavisine gayet israf ile sarfeden "bir insan" asrmzda grnd, "bu hadisin
te'vilini bende grnz" hayatnn lisan- haliyle dedi. Hem, bir su iecek eli delinecek,
olan kudsi sz ne kadar manidar ve mucizekr ve yksek ve cem'iyetli olduunu
vefatiyle bildirdi, gitti.
Allahu alem, bunun bir te'vili udur ki: Sefahat ve levhiyat iin gayet israf ile
elinde mal durmaz, israfata akar. Drb- meselde deniliyor ki, "Filn adamn eli
deliktir." Yani ok msriftir.
te, "Sfyan israf tevik etmekle, iddetli bir hrs (Evet, kendisi onyedi milyon
liray, onbe senede onbe milyon fakir bir milletten hrs ve tam ile boazna
aktmas, ne derece hrs ve tama, tehyic ettii kyas edilsin.) ve tam uyandrarak
insanlarn o zaif damarlarn tutup kendine musahhar eder." diye bu hadis ihtar
ediyor. "sraf eden ona esir olur, onun dmna der." diye haber verir.1195
Sfyan ile ilgili bu hadis (?) hangi kaynaktan alnmtr? Kim rivayet etmitir?
1194
Dcane Cndiolu yle demitir: Birok kaynakta yer aldna gre, Mustafa Kemal Atatrk, karlat din
adamlarnn cahil olup olmadklarn anlamak iin, bu sreyi okutturur ve sonra onlara Tn ile Zeytnun mnsn
sorarm. Ayeti ncir ve Zeytin diye evirip, bu iki yiyecein hikmetini sralamaya balayanlar susturur, onlarn
ilimlerine itibar etmezmi. Nitekim 1925de Samsunda stikll Ticaret Mektebinde okuduu nutukta yer alan u
satrlar, bir fikir verebilecek mahiyettedir:
Hoca Efendi bir fikrini izah etmek iin Vet-Tni vez-Zeytni ayetini kendince tefsir ettiler; incir ve zeytin
ekirdeinden dsturlar kardlar. Birindeki kesreti, dierindeki vahdeti iaret ettiler. Ayetin medll bu mudur,
deil midir birey diyemeyeceim. Yalnz bu seyahatim srasnda bit-tesadf bu ayetin mazmnunu ben dier bir
hoca efendiden sormutum. Bunun iin yarm saat kadar mtalaaya ihtiya olduunu syledi. (Cndiolu, Kur'an
evirilerinin Dnyas, 169.)
1195
ular, 449; Sirac'n-Nr, 236, Beinci u/Beinci unn kinci Makam ve Mes'eleleri/Birinci Mes'ele.
343
Bu rivayet veya hads-i erif, imdilik bizde mevcud hads kaynaklarnda bulunamad.
Bir ok limlere sorduk, aldm cevab: "Evet, biz bu hadsi ya grm ya duymuuzdur.
Lkin nerede ve kimden duyduk hatrlamyoruz." eklindedir. Bununla beraber bu mevzuda
yazlm bir ok kitap dnyada mevcuttur. Fakat onlar biz elde edemedik. O kitaplardan
bazlar mesel: Ebu Nuaymin "el-Ahbar-ul Mehd" kitab gibi, Afrikada bir zaman neredilmi
byk ve cmi bir kitap olan "Kitab-s-Snen-il Vride" kitab gibi eserler... Aratrmamz
1196
devam edecektir. nallah ileride bu hadsin de me'hazlerini bulacaz.
5.2.12. DECCALIN FEVKALDE BYK VE MNREDEN YKSEK (...)
1196
Badll, Risale-i Nurun Kuds Kaynaklar, 788.
1197
ular, 454; Siracn-Nr, 241-242, Beinci u/Beinci unn kinci Makam ve Mes'eleleri/Onaltnc
Mes'ele.
344
inkr edip veya hurafevr bir mn verip deta muhal bir sureti bekler bir tarzda,
avm- mslimne zarar verirler. Mlhidler ise, bu gibi zhirce akldan ok uzak
hadsleri serrite ederek hakaik- slmiyeye tezyifkarane bakp taarruz ediyorlar.
Risale-i Nur, bu gibi ehads-i mteabihenin hakik te'villerini Kur'an feyziyle
gstermi. imdilik nmune olarak bir tek misl beyan ederiz. yle ki:
Birinci cihet: Dn-i sevnin hakiksini esas tutan sev Ruhanlerinin cemaati ve
onlara kar dinsizlii tervice balayan cemaat tecessm etseler, bir minare
yksekliinde bir insann yannda, bir ocuk kadar da olamaz.
Evet, o hads-i erifin ifadesiyle Hazret-i sann semav nzul kat' olmakla
beraber; mn-y iarsiyle baka hakikatlar ifade ettii gibi, bu hakikata da
mucizne iaret ediyor. Kk Husrev olan Feyzi ve Eminin suali ve ilhahlariyle baz
biarelerin manlarn behattan muhafaza niyetiyle bu mes'eleye dair yalnz bir-iki
kk satr yazmak niyet edip balarken, ihtiyrm hricinde olarak uzun yazdrld.
Hikmetini de anlamadk, belki bir hikmeti var diye ylece braktk.1198
Said Nurs, her zamanki deti vehile, bu rivayetlerin de kaynan
vermemitir. Bu rivayetler, hibir sahih hadis kaynanda yoktur. Bunlarn uydurma
olduklar apaktr. stelik, bu mevzu rivayetler, birok sahih hadise de aykrdr.
yle ki:
Abdullah b. mer (r.a.) dedi ki: Peygamber (s.a.v.) bir gn insanlarn arasnda
Mesih Deccal zikretti de, yle buyurdu:
1198
Kastamonu Lhikas, 76-78, Yirmiyedinci Mektubdan/Kk Hsrev olan Feyzinin ve Eminin suallerine bir
cevab ve h hurafe tevehhm edilen bir rivayetin bir mucize-i gaybiyyesidir.
1199
Buhr, Enbiy, 50/110.
346
Hadiste zikredilen bn Katann ad, Buharnin Sahih inde ez-Zhrden rivayetine gre
1200
Abdluzzadr ve Huzaa kabilesinden olup, slm dininin zuhurundan evvel lmtr.
Deccal, eer Nur Risalelerinde rivayet edildii gibi minare boyunda, Hz. sa
(a.s.) da ondan ok ksa birisi olsayd, phesiz bu durum, naklettiimiz bu sahih
hadiste belirtilirdi. Deccal, boyu posu belli olan bn Katana da benzetilmezdi.
Sonra, minare boyunda birisi, iki elini iki kiinin omuzlarna koyup, Beyti nasl
tavaf edebilir? stelik, hadiste Hz. sann tavaf da bu ekilde tarif edilmitir ki, bu
tarif, Deccal ile Hz. sa arasnda yle on-yirmi misli boy farknn olmadn da ortaya
koymaktadr.
Deccaln minare boyunda olmas bir tarafa, ksa boylu olduu hakknda hadis
vardr:
1200
Sofuolu, Sahh-i Buhr ve Tercemesi, 15/6979.
1201
Mslim, Fiten, 23/116.
1202
Buhr, Fiten, 27/71.
1203
Eb Dvud, Melhim, 14/4320.
347
Yalnz, burada u kadarn syleyelim ki, Hz. Peygamber (s.a.v.) hadisinde Hz.
sann iniini, kfir olan Hristiyanlar ve emperyalist-faist devletleri sembolize
edecek ekilde akl ve fehimlere bir iaret verircesine anlatmaktan mnezzehtir. Ayn
zamanda, Hz. sa (a.s.) da, bu zalimler tarafndan temsil edilmekten ve bunlarn Hz.
sa namna -byle bir iddialar zaten olmamtr- yaptklarndan beridir.
1204
Cenab- Hak, Trkiyeyi bu savaa girmekten Risale-i Nurun bereketiyle muhafaza etmi (?): (...) Birka defa
mahkemeye gidip geldikten sonra yedi ubat dokuzyzkrkdrt tarihli stanbulda mnteir hemehri isminde bir
gazete elime geti. Gazete okumaya ve de dinlemeye hevesli olmamaklmla beraber yirminci asrn
medenileriyiz diyerek bugnk terakkiyat- beeriyyeyi kendilerinden bilen, Allah unutan, ahirete inanmayan
insanlarn balarna Cenab- Hakkn motorlu vastalar eliyle nasl ateler yadrdn o mnkirlerin dnk cennet
hayatlarnn bugnde cehennem halt iinde nasl gemekte olduunu bilmek ve Risale-i Nurun bereketiyle
Anadoluyu bu dehetli ate yamurundan nasl muhafaza etmekte olduunu grmek ve kretmek haletinden
gelen bir merakla baz bu gibi hadiseleri sorardm ve dinlerdim. (...) Hsrev. (ular, 310. Onnc u/Elmas
Kalemli altun bal Mucize-i Kur'ann katibi Hsrevin mutabk bir fkrasdr.)
Risale-i Nur, (...) kinci Harb-i Umuminin Anadoluya girmemesine bir vesile olduu sre-i Vel-Asr iaret ettii (...).
(Emirda Lhikas I, 30-31, Yirmiyedinci Mektuptan/Bana Hizmet Eden Kck Bir Risale-i Nur Talebesinin
oklar Namna Sorduu Sualine Cevaptr/Beinci Nokta.)
1205
stelik bu katliam, Said Nursnin "bir slm devletine hmiledir, gnn birinde onu douracak (...)" (Tarihe-i
Hayat, 48, lk Hayat.) dedii Avrupann ortasnda gereklemitir. Fakat ne yazk ki, "hamile" kalan Avrupa deil,
Srplarn rzna getii Mslman Bonak kadnlar olmutur. Ayn kaderi, ABD ve ngiltere askerlerinin
tecavzlerine maruz kalan Irakl Mslman kadnlar da paylamaktadr. Smrgeci kfirler hl camileri,
mescitleri bombalanmakta, Kur'an tuvalete atp ayaklar altnda ezmektedirler.
348
Belki de, "Mslmanlarn avamna zarar vermek" fiilinin tam olarak tanm,
bylesi uydurma rivayetleri gerek hadis diye zan ve takdim etmek; bunlar "Hristiyan
ve Mslmanlar birletirmek" ad altnda kendi pis emelleri iin batl, akllara ziyan bir
ekilde yorumlamaktr. stelik, btn bunlar yapan, bu batl yorumlarnn bir de
"mteabih hadislerin hakik tevilleri" olduunu ve bunlar "Kur'an feyziyle"
gsterdiini iddia etmekle de kalmaz, ayn zamanda bu zrvalarn kendisine "ihtiyar
haricinde olarak uzun yazdrldn, bunun hikmetini de anlamadn" sylerse;
yapacamz tek ey yce Kur'an ve ehadis-i sahihay bunlardan tenzih etmektir.
Subhanallahi ve bihamdih, l kuvvete ill billah...
5.2.13. AHRZAMANDA HAZRET- S ALEYHSSELM GELECEK, (...)
(...) te byle bir srada, o cereyan pek kuvvetli grnd bir zamanda,
Hazret-i s Aleyhisselmn ahsiyet-i mneviyesinden ibaret olan hakik sevlik dni
zuhur edecek, yni Rahmet-i lhiyenin semasndan nzul edecek; hl-i hzr
Hristiyanlk dni o hakikata kar tasaffi edecek, hurfattan syrlacak, hakaik-i
slmiye ile birleecek; mnen, Hristiyanlk bir nevi slmiyete inklb edecektir.. Ve
Kur'ana iktid edecek, o sevlik ahs- mnevsi, tbi; ve slmiyet, metbu
makamnda kalacak. Dn-i hak, bu ittihak neticesinde azm bir kuvvet bulacaktr.
Dinsizlik cereyanna kar ayr ayr iken malb olan savlik ve slmiyet; ittihad
neticesinde, dinsizlik cereyanna galebe edip datacak istidadnda iken, lem-i
semvatta cism-i beersiyle bulunan ahs- s Aleyhisselm, o dn-i hak cereyann
bana geeceini, bir Muhbir-i Sdk, bir Kadr-i Klli eyin vadine istinad ederek
haber vermitir. Mdem haber vermi, haktr; mdem Kadir-i Klli ey vadetmi,
elbette yapacaktr.1207
(A.S.) onu ldrebilir, baka are olamaz." rivayet edilmi. Yni, onun mesleini ve
yrtc rejimini bozacak, ldrecek; ancak semv ve ulv hlis bir din sevlerde zuhur
edecek ve hakikat- Kur'aniyeye iktida ve ittihad eden bu sev dinidir ki, Hazret-i s
Aleyhisselmn nzl ile o dinsiz meslek mahvolur, lr. Yoksa onun ahs bir
mikrop, bir nezle ile ldrlebilir.1209
Nasraniyet ya intifa veya stfa edip slmiyete kar terk-i silh edecektir.
Nasraniyet birka def'a yrtld, tevhide yaklat. Tekrar yrtlmaa hazrlanyor. Ya
intifa bulup snecek veya hakik Nasraniyetin esasn cmi olan hakaik-i slmiyeti
karsnda grecek, teslim olacaktr.
Semav ve ulv halis bir din Hristiyanlarda zuhur edemez, nk o,
Mslmanlarda zaten zuhur etmitir. Her ne kadar birok Mslman, dinlerinin tecviz
etmedii itikad ve amel sapknlklar iinde olsalar da slm, kaynaklar asndan
bugne kadar bozulmadan gelen tek semav dindir ve kyamete dein de bu zelliini
srdrecektir. Hristiyanlar ise, dinlerini tahrip ve tayir etmilerdir. phesiz, Hz.
Muhammed (s.a.v.) peygamberlerin sonuncusudur ve slmn zuhurundan sonra da
bir baka semav din gelmeyecektir.
1209
ular, 448; Sirac'n-Nr, 234, Beinci u.
1210
Tarihe-i Hayat, 91, lk Hayat/Arab Hutbe-i amiye Eserinin Tercmesi/Birinci Kelime.
1211
Mektubat, 446; ctima Reeteler II, 168, Hakikat ekirdekleri.
1212
Mdfaalar, 131, Denizli Mdfaas.
1213
l-i mrn, 3/187.
350
"De ki: 'Ey kitap ehli! Siz, Tevrat, ncili ve Rabbinizden size indirileni
dosdoru tutup hakkyla tatbik etmedike, herhangi bir ey zerinde olmu
olamazsnz.' (...)"1215
Tevrat ve ncili "ikame etmek" (uygulamak), her eyden nce salam bir metinle
mmkndr. Sonra da bu metni, tevil etmeksizin, saptrmakszn arz etmeyi gerektirir.
Kur'an- Kerim Hristiyanlar, ncilin temel esaslarna aykr dmeleri, onun ayetlerini
tevil etmeleri sebebiyle knar. Tahrif ve tevilden kurtulmalar iin, onlar teslissiz ve ocuksuz
olarak mteal ve tek Allaha kulluk etmeye arr: "Ey ehl-i kitap! Dininizde taknlk etmeyin
ve Allah hakknda gerek olmayan eyleri sylemeyin! Meryem olu Mesih, sadece Allahn
elisi, onun Meryeme att kelimesi ve ondan bir ruhtur. Allaha ve elilerine inann, '(Allah)
tr' demeyin, yararnza olarak buna son verin! nk Allah, yalnz bir tek Tanrdr. H o,
ocuk sahibi olmaktan mnezzehtir, ycedir." (Nis, 4/177)
Dier insanlar gibi bir anadan dnyaya gelen, teki insanlarn geirdii byme
safhalarn geiren, onlar gibi yiyen, uyuyan ve tabi ihtiyalarn gideren ve Allahn bir kulu
olan Hz. sann, Tanr olamayacan kesin ve deiik ifadelerle bir ok yerde beyan eder.
Ulhiyet inancnda dellet ve ihtilf olur ve bu sapk inan da semav bir kitaba
dayandrlrsa, ister istemez onun semav vasfn korumad, en azndan ona mdahaleler
olduu sonucu ortaya kacaktr. Demek ki Kur'an, ncilin tahrifini bizatihi bir mesele olarak
ele almaz, fakat dinin en mhim meselesinde sapma olduundan hareket ederek, "bu
iddianz dayandrdnz kitap, Allahtan geldii gibi kalm olamaz" tarznda bir netice olarak
meydana karr.1216
"'Rahman ocuk edindi' dediler. Andolsun ki, siz pek kt cr'ette bulundunuz!
Nerdeyse o (szn deheti)nden gkler atlayacak, yer yarlacak ve dalar yklp
dalacakt. Rahman iin ocuk iddia ettiklerinden tr. ocuk edinmek Rahmana
yakmaz."1218
1214
Mide, 5/14-15.
1215
Mide, 5/68.
1216
Yldrm, Mevcut Kaynaklara Gre Hristiyanlk, 106/107.
1217
Tevbe, 9/30.
1218
Meryem, 19/88-92.
351
"(Hristiyan) frkalar (kimi: sa Allahn oludur, kimi: Allah ile beraber bir
tanrdr, kimi: Allah oluturan esastan biridir diyerek) aralarnda ihtilf etmilerdir.
O byk gnn azabn grecek olmalar dolaysyla vay o kfirlerin hline!"1221
"Allah katnda din, slmdr. Kitap verilmi olanlar, kendilerine ilim geldikten
sonra srf aralarndaki arlktan tr, ayrla dtler. Allahn ayetlerini inkr eden
bilsin ki, Allah hesab abuk grendir. Seninle tartmaya giriirlerse, de ki: 'Ben de
kendimi Allaha teslim ettim, bana uyanlar da.' Kendilerine kitap verilenlere ve
mmlere de ki: 'Siz de islm oldunuz mu?' Eer islm olurlarsa doru yolu bulurlar.
Yok eer dnerlerse, sana den, yalnz duyurmaktr. Allah, kullarn hakkyla
grmektedir."1223
"'Yahudi veya Hristiyan olun ki, doru yolu bulasnz!' dediler. De ki: 'Hayr, biz
dosdoru brahim dinine (uyarz). O, (Allaha) ortak koanlardan deildi.' 'Allaha, bize
indirilene, brahime, smaile, shaka, Yakuba ve torunlarna indirilene, Musa ve
saya verilene ve (dier) peygamberlere Rableri tarafndan verilene inandk, onlar
arasnda bir ayrm yapmayz, biz Allaha teslim olanlarz.' deyin! Eer onlar da sizin
inandnz gibi inanrlarsa, doru yolu bulmu olurlar; ama dnerlerse mutlaka
anlamazlk iine derler. Onlara kar Allah sana yeter. O, iitendir, bilendir."1224
1219
Mide, 5/17.
1220
Tevbe, 9/31.
1221
Meryem, 19/37.
1222
Mide, 5/72-73.
1223
l-i mrn, 3/19-20.
1224
Bakara, 2/135-137.
352
"slmdan baka bir din arayandan, (bu din) asla kabul edilmeyecektir. O,
ahirette de hsrana urayanlardan olacaktr."1225
"De ki: 'Ey Kitap ehli! Allahtan bakasna ibadet etmeyeceimiz, hibir eyi
ona ortak komayacamz, Allah brakp da kimimiz kimimizi rabler
edinmeyeceimiz hususunda bizimle sizin aranzda msavi olan bir kelimeye geliniz.'
Eer yine de yz evirirlerse, deyin ki: 'ahit olun, biz muhakkak ki Mslmanz.'"1226
Bunun bir benzeri de, "Hevasn (ve hevesini) kendisine tanr edinmi kimseyi grdn
m?..." (Csiye, 45/23) ayetidir. Bylece, Hristiyanlarn bu eyi birden yaptklar sabit olmu
1225
l-i mrn, 3/85.
1226
l-i mrn, 3/64.
353
olur. Bu eyin batl olduu, akl sahiplerince zerinde ittifak edilmi olan bir husus
1227
gibidir.
"Ey kitap ehli, (gerei) grdnz hlde, niin Allahn ayetlerini inkr
ediyorsunuz?"1228
1227
Rz, Tefsr-i Kebr, 6/381-382.
1228
l-i mrn, 3/70.
1229
Mide, 5/74.
1230
Kasas, 28/52/54.
1231
Saf, 61/6.
1232
Bakara, 2/146.
1233
Nis, 4/150-151.
354
"Nefsim elinde olan Allaha yemin ederim ki, muhakkak ileride Meryem olu
sa sizin iinize adaletli bir hakem olarak inecektir. O zaman o, ha kracak, domuzu
ldrecek, cizyeyi kaldracaktr. (...)"
Hadisi rivayet eden Ebu Hureyre (r.a.) yle derdi: sterseniz u ayeti
okuyunuz: "Kitap ehlinden hi kimse hari olmamak zere, lmnden evvel,
andolsun ona (saya) mutlaka iman edecek, o da kyamet gn kendileri aleyhine bir
ahit olacaktr" (Nis, 4/159)1234
Onun indiini duyunca hemen Yahudilerle Hristiyanlar peyder pey istikbale koarak:
"Biz senin mmetindeniz" diyeceklerse de, Hz. sa "Yalan sylyorsunuz!" diyerek kendilerini
paylayacak ve ashabnn ancak muhacirler olduunu syleyerek, onlarn halifesini arayacak,
onu namaz kldrrken grnce geri ekilerek: "Sen namaz kldr. Allah senden raz olmutur.
Ben emr deil, ancak vezir olarak gnderildim!" diyecek, namaz her zamanki imam
kldracaktr. (...)
(...) Hz. sa, Peygamberimiz (s.a.v.) ile mmetinin sfatlarn grd vakit, bu
mmetten olmay istemi; Allah da duasn kabul ederek onu sa brakmtr. Ahir zamanda
Mslmanlarn umurunu yeniden tanzim etmek iin yere indirilecek ve bu hadise Deccaln
kt zamana tesadf ederek Deccal tepeleyecektir."1235
sa (a.s.)nn cizyeyi, yani ehl-i kitaptan alnan vergiyi kaldrmasna dair cmle de
yle yorumlanmtr: Yani, sa (a.s.), ehl-i kitap olan insanlar Mslmanl kabul etmeye
zorlayacak ve bylece cizye vermelerini kabul etmeyecektir. Tm gayr- mslimler, ya
Mslmanl kabul edecekler veya ldrlecekler. Sind, bu cmlenin izah blmnde: "Bu
cmle, Resul-i Ekrem (s.a.v.)in beyan ettii bir slm hkmdr. Yani, Peygamberimizin
getirmi olduu yce dinimize gre ehl-i kitap olanlarn cizye vermeleri suretiyle slm
memleketinde yaamalarna izin verilmesi hkm sa (a.s.) inecei zamana kadar geerlidir.
Bundan sonraki slmn hkm ehl-i kitabn Mslmanl kabul etmeleri, aksi hlde
ldrlmeleridir. Yoksa sa (a.s.), slm dininin getirmi olduu cizye hkmn iptal edecek
deildir. Byle bir mana kastedilmemitir. (...)"
1235
Davudolu, Sahh-i Mslim Tercme ve erhi, 2/59-62.
1236
Sofuolu, Sahh-i Buhr ve Tercemesi, 7/3263.
1237
Hatipolu, Snen-i bn-i Mce Tercemesi ve erhi, 10/338-339.
1238
Mslim, Fiten, 10/35.
356
"(...) Mslman askerler nihayet ama geldikleri zaman, harp iin hazrlk
yapp saflarn dzeltirlerken namaza kamet yaplr. Hemen Meryem olu sa (a.s.)
iner ve peygamberlerinin Snnetini alp tbi olmak iin, o Mslman cemaatnn
yanna gelir. te o srada Allahn dman olan Mesih Deccal, say grnce tuzun
suda erimesi gibi erir. ayet, sa onu terk edip brakm olsayd, (Deccal) kendi
kendine helk oluncaya kadar eriyip gidecekti. Lkin, Allah onu kendi eliyle ldrr
de sngsndeki kann Mslmanlara gsterir."1239
5.2.14. SAD NURSNN HRSTYANLAR HAKKINDAK GRLER
1239
Mslim, Fiten, 9/34.
1240
Mslim, Fiten, 12/38.
1241
Mide, 5/51.
1242
Mide, 5/56.
357
Said Nurs, bu byk iddialarna ilm bir tek delil gstermemitir. Tek delili (?),
kimin ettii belli olmayan ihtardr. Yukardaki szleri, hakikatten haber aldn (?)
iddia ederek syleyen Said Nursye, Allahn Kitabndan ve Resulnn sahih
hadislerinden aldmz haberler ile cevap vereceiz:
1243
Kastamonu Lhikas, 114-115, Yirmiyedinci Mektubdan/Gayet ehemmiyetlidir; Tarihe-i Hayat, 290,
Kastamonu Hayat/stad Bedizzamann kinci Dnya Harbi Esnasnda Yazd Mhim Bir Mektub.
1244
Nis, 4/145.
358
"(...) Kfir olarak lenlerin btn amelleri dnyada da ahirette de boa kmtr
ve onlar ate halkdr, orada srekli kalacaklardr."1247
"(...) man tanmayp kfre sapann ameli boa gitmitir. Kendisi de ahirette
kaybedenlerdendir."1248
Sahih-i Mslimin man Blmnde 92. Bap "Kfir Olarak lene Hibir Amelin
Fayda Vermeyeceine Delil Bab"dr. Bu bapta nakledilen hadis de yledir:
1245
Hicr, 15/43-44.
1246
Buhr, Rikk, 51/145; Mslim, mn, 91/363.
1247
Bakara, 2/217.
1248
Mide, 5/5.
1249
Arf, 7/147.
1250
brhm, 14/18.
1251
Muhammed, 47/1-3.
1252
Muhammed, 47/8-9.
359
-Hayr, fayda vermez. nk, o bir gn bile "Ya Rabbi, din gnnde benim
gnahlarm mafiret eyle" dememitir, buyurdu.1253
Kad Iyaz diyor ki: Kfirlere amellerinin fayda vermeyeceine, bunlardan dolay sevap
grmeyeceklerine, azaplar da hafifletilmeyeceine icma- mmet mn'akt olmutur. Lkin,
1254
sularna gre kffarn azaplar birbirinden iddetli olacaktr.
1253
Mslim, mn, 92/365.
1254
Nak. Davudolu, Sahh-i Mslim Tercme ve erhi, 2/246-247.
1255
nsann er'an mkellef klnnn sahih olmas iin -kendisi bizzat veya vasta ile-, kendisine tevcih edilen
mkellef kl hitabn anlayp, anladn yerine getirecek kadar manasn tasavvur edecek kudrette bulunmas
arttr. nk, mkellef klmaktaki maksat, itaat ve istenilenin yaplmasdr. Anlamaya muktedir olamayann,
istenileni yapmas mmkn deildir. Anlamaya muktedirlik ise yalnzca akl ile, riin hitabnn anlalr, hitaptan
maksadn ne olduunun bilinir olmasyla gerekleir. Akl gze grnmeyen, his ile anlalmayan, tavsif
olunmayan ve insan fertleri arasnda deiik ve farkl bir ekilde bulunduundan slm, gzle grlp tavsif
olunabilen blu (devresin)u, akln yerine koymutur. nk, blu (bali olmak, olgun) akln me-znnetidir
(ekseriya bulunduuna kanaat getirilen yer durumundaki insann bir vasfdr). Bunun iin ri, mkellef klmann
(teklifin) menatn (messir sebebini ve iletini), insann akl banda olarak blua ermesi klm, bludan nce
ise insann (mkellefiyetini) hafifletme bakmndan, insan mkellef klmamtr. Bunun delili Allah Resulnn:
"Uyanncaya kadar uyuyandan, ihtilm oluncaya kadar ocuktan ve akl bana gelinceye kadar deliden kalem
(mkellefiyetler) kaldrlmtr" hadisidir. Buna gre insan blua erince, sz ve fiiller insanlar arasnda
allagelmi mutat bir tarzda vuku buluyorsa, bu hl o insann aklnn selim olduunu gsterir; ve akl banda
olarak blua ermek eklindeki mkellefiyet art tahakkuk ettiinden, bu insan hakknda "mkelleftir" hkm
verilir. u hlde mkellef sadece "akl banda bali kiidir". (Abdlkerim Zeydan, Fkh Usl, ev. Ruhi zcan,
Emek Matbaaclk, 1982, 117-118. Ayrca bak. Muhammed Ebu Zehra, Fkh Usl, ev. Abdlkadir ener, Fon
Matbaas, Ankara 1981, 281/282.) Yazar, yukarda nakledilen hadis iin uslul-fkh kitaplar olan midnin el-
hkm ve evknnin rdul-Fuhln kaynak olarak vermitir.Hadisi Ahmed b. Hanbel, Eb Dvud, Tirmiz, bn
Mce, Tenzbul-srda bn Cerr, Mstedrekte Hkim, Snende Beyhak tahri etmilerdir. Bak. Rmz, 1/291.
Blu an getii hlde eitli nedenlerden dolay bali olmayanlar iin ise takdire bavurulur ki, bu da yatr.
Yan ka olduu hakknda eitli kaviller vardr. Abdlkerim Zeydann belirttiine gre; bu ya, fakihlerin ouna
gre erkek ve kz ocuu iin on betir. (Zeydan, age, ayn yer.) Kanaatimizce on be ya da kat' olmasa
gerektir. nk, blu ya iklimle yakndan ilgilidir. Scak iklimlerde, souk iklime nispetle blu ya daha
kktr. Dolaysyla bu on be ya souk iklimler iin biraz artrlabilir.
360
Said Nurs, zamann deta "fetret devri" olarak grmektedir. Bahsimiz olan bu
mektup, Tarihe-i Hayatta da belirtildii gibi, 2. Dnya Sava srasnda yazlmtr.
Sava esnasnda len Hristiyanlarn durumunu, kendince ele almaktadr. Said Nurs,
Hristiyanlardan genel olarak bahsetmektedir.
Kendisinden sonra rait halifeleri de ehl-i kitapla savam; onlardan olup kendilerine
sava aanlara sava am ve savamayp kendilerine cizye vermeyi kabul edenlerden cizyeyi
almlardr.
Kur'an, ehl-i kitab Hz. Muhammede uymaya davet eden, ona tbi olmayanlar tekfir
edip knayan ve lnet eden; tpk mrikler iin sz konusu olduu gibi ehl-i kitaptan ona tbi
olmayanlarn cehennemi hak ettiklerini ifade eden ayetlerle doludur. Bu ayetlerin birinde
yle buyurulmaktadr: "Ey kitap ehli, biz baz yzleri silip arkalarna dndrmeden, ya da
cumartesi adamlarn lnetlediimiz gibi onlar da lnetlemeden nce, yannzdakini
dorulayc olarak indirdiimiz (Kitab)e iman edin." (Nis, 4/47) Kur'anda "Ey kitap ehli...", "Ey
srailoullar..." ifadeleriyle balayan pek ok ayet vardr.
ganimet olarak almtr. Hristiyanlardan cizye almtr. l-i mrn suresi de bu konuda nazil
olmutur. Yine Tebuk Yl Hristiyanlarla savam ve Bere suresi bu konuda inmitir.
Bakara, l-i mrn, Nis ve Mide sureleriyle dier Meden surelerin hepsinde kitap
ehli, Hz. Muhammed (s.a.v.)e iman etmeye davet edilmi ve onlara eitli hitaplarda
bulunulmutur. Bu konularn onda birini anlatmaya kalkacak olsak, bu fetvann snrlarn
aar.
Bu konuda varit olan sahih hadislerden biri yledir: "Nefsim elinde olana yemin
ederim ki, Yahudi olsun Hristiyan olsun beni duyup da bana iman etmeyen cehenneme
girer."
Said b. Cbeyr: "Kavimlerden kim onu inkr ederse, onun yeri atetir." (Hd, 11/17)
ayetinin bu hadisi doruladn sylemektedir. Bylece ona gre hadisin manas mtevatirdir
ve hadis, zorunlu bilgi ifade etmektedir. Durum byle olunca, Hz. Muhammed (s.a.v.)in
btn insanlara peygamber olarak gnderildii kanlmaz olmaktadr. O, kesin olarak kitap
ehline de, bakalarna da gnderilmitir. Allahn Peygamberi ise ne yalan syler, ne Allahn
emri olmakszn kendisine itaat etsinler diye insanlarla savar, ne de Allahn izni olmakszn
kanlarn, mallarn ve mlklerini hell sayar.
ayet: "Allah, ona bunu emretmedii hlde kendisi, 'Allah bana bunu emretti'
demitir" denilecek olursa, o zaman o, (h) hem yalanc, hem mfteri, hem de zalim
olurdu. "Allaha kar yalan uydurandan ya da kendisine bir ey vahyedilmemiken; 'Bana da
vahyolundu' diyenden daha zalim kim olabilir?" (Enm, 6/93) Evet, zalim olduu gibi mfteri de
olurdu. Yeryznde byklk taslayp fesat karmak isteyenlerden olurdu. Zalim ve zorba
krallarn en kts olurdu. nk, zorba krallar bile insanlarn kendilerine itaat etmeleri iin
savanca: "Biz, Allah tarafndan size gnderilmi peygamberlerdeniz, bize itaat eden
cennete, itaat etmeyen de cehenneme girer" dememilerdir. Hatta, Firavun ve benzerleri bile
byle deildir. "Bana byle vahyolundu" diyenler ya sadk peygamberlerdir, ya da Mseylime
ve el-Esved gibi yalanc peygamberlerdir.
Nasl olursa olsun, Hz. Muhammed (s.a.v.)in peygamber olduu bilindiine gre,
Allahtan verdii her haberin hak olmas gerekir. Allah Elisi olduuna gre, her emrine itaat
vaciptir. Nitekim, yce Allah yle buyurmaktadr: "Biz her peygamberi, Allahn izniyle itaat
edilmesi amacyla gnderdik." (Nis, 4/64) Kendisinin kitap ehline de gnderilmi bir
peygamber olduunu ve onlarn da kendisine itaat etmeleri gerektiini haber verdiine gre,
sz haktr. Onun bir peygamber olduunu itiraf etmekle birlikte, kitap ehline de gnderilmi
olduunu inkr eden; Hz. Musa (a.s.)nn peygamber olduunu itiraf etmekle birlikte
srailoullarn Msrdan karp am blgesine getirmesini tasvip etmeyen, Allahn kendisine
ne byle bir eyi, ne sebt (cumartesi) gn almamay emrettiini, kendisine Tevratn
indirildiini, Tr Danda kendisiyle konutuunu inkr eden; Hz. sa (a.s.)nn peygamber
olduunu itiraf etmekle birlikte onun srailoullarna gnderilmediini, srailoullarnn
kendisine itaatle mkellef olmadklarn, Yahudilere zulmettiini ve benzeri kfr grler ileri
sren gibidir.
362
Bu nedenledir ki, Allah Teal yle buyurmaktadr: "Onlar ki, Allah ve elilerini inkr
ederler. Allah ile elilerinin arasn ayrmak isterler. 'Kimine inanrz, kimini inkr ederiz' derler;
bu ikisinin (inanmakla inkrn) arasnda bir yol tutmak isterler. te onlar gerek kfirlerdir.
Biz de kfirlere alaltc bir azap hazrlamzdr. Ve onlar ki, Allaha ve elilerine inandlar,
onlardan hibiri arasnda ayrm yapmadlar." (Nis, 4/150-152) srailoullarna hitap ederken
yle buyurmaktadr: "Yoksa siz kitabn bir ksmna inanp, bir ksmn inkr m ediyorsunuz?
Sizden bunu yapann cezas, dnya hayatnda rezil olmaktan baka nedir? Kyamet gnnde
de (onlar) azabn en iddetlisine itilirler. Allah, yaptklarnz bilmez deildir." (Bakara, 2/85)
kincisi: Kendisi, risaletinin mrik veya kitap ehli herkese amil olduunu, insanlarn
bir ksmna deil, hepsine gnderilmi olduunu haber vermektedir ve bu husus mtevatir
nakil ve kat' delillerle sabittir.
Yahudilere ve Hristiyanlara gelince, dinlerinin asl yoktur. Nitekim, yce Allah yle
buyurmaktadr: "phesiz iman edenler, Yahudiler, Hristiyanlar ve Sabiler, bunlardan kim ki,
Allaha ve ahiret gnne inanr, iyi bir i yaparsa elbette onlara, Rableri katnda mkfat
vardr; onlara korku yoktur ve onlar zlmeyeceklerdir." (Bakara, 2/62) Ne var ki, her iki din de
sonradan bozulmu ve hkm kaldrlmtr.
Hz. Muhammed, slm dinini ehl-i kitap da dhil insanlara tebli etmi; Allahn
dini tamamlanmtr. Hz. Peygamberden sonra ne bir resul ne de bir nebi gelecektir.
Mslmanlar, bugne kadar slm dinini dnyaya yaymlar, insanla onu tebli
etmilerdir. te bu yzden "fetret devri" diye bir devir kalmamtr. Evet, slmn
zuhurundan kyamete dein, insanlk fetret devri yaamayacaktr. Hz. Muhammedin
1256
bn Teymiye, Klliyat, 4/186-191. Yahudilerle ilgili ksmlarn almadk.
363
son peygamber olmasndaki hikmetlerden biri de, onun peygamberlii ile gelen
mesajn kaybolmayacann garanti edilmi olmasdr. Haberleme imknlarndan
yoksun kalm, davetin kendisine ulaamad kiiler olabilir ki, durumlarn en iyi
bilen Allahtr. Ulema bu konuyu da ele almtr.
Kim Hz. Peygamberin ayn ikiye blnmesi, talarn tesbih etmesi, parmaklar
arasndan su fkrmas ve btn Arap ediplerine meydan okuduu hlde Kur'ann benzerinin
yaplmasndan ciz kalnmas gibi tabiatst mucizelerini, sfatlarn ve peygamberlik iin
ortaya kn tevatren iittikten sonra onu tekzip eder, ondan yz evirir, kulak ard eder,
zerinde dnp kafa yormaz ve btn bu mucizelerini duyduktan sonra hemen onu tasdik
edivermezse, o kimse; mnkirdir, tekzipidir. Bundan dolay kfirdir.
Kanaatime gre, zikredilen hususlarn, onlar duyanlarda iin gerek olan ynn
aratrma isteini uyandrmas da lzmdr. Bu durum dine kar alka gsteren, dnyay
ahiretten daha ok sevmeyenler iin bahis konusu olur. Dnyaya fazla dalnd, Allah
korkusu ve din ilerin nemi akla getirilmedii iin byle bir istek duyulmazsa, bu da
kfrdr. Zaten, Allaha ve ahiret gnne inanan herhangi bir din mensubunun, iin
tabiatst sebeplere dayandn kuvvetle tahmin ettii eyleri aratrmamas ve aratrmada
kusur etmesi mmkn deildir. Eer kusursuz bir aratrma ve inceleme esnasnda tahkikatn
bitirmeden lrse, o da mafirete mazhar olur.1257
-Hristiyan olduunu biliyorum ve o sebeple ona acyorum. "O gn, yle yzler
vardr ki, zillet iinde aalanmtr. alm, bouna yorulmutur. Kzgn bir atee
yollanrlar. Kaynar bir kaynaktan iirilirler." (Giye, 88/2-5) ayetlerini hatrladm da onun,
bu kadar yorulduu hlde atee girmesine acdm, demitir.1259
"(...) Kyamet gn bir telll: 'Her mmet neye ve kime tapyor idiyse onun
ardna dsn!' diye iln edecek. Bunun zerine Allahtan baka eylere, putlara,
heykellere, dikili talara tapagelen ne kadar mrik varsa, onlardan hibiri geri
kalmakszn cehennemin iine dklrler. Artk ortalkta yalnz Allaha ibadet eden
gerek salih, gerek facir kimselerle, kitap ehli bakiyelerinden baka kimse kalmaynca,
Yahudilerden geri kalanlar arlacak ve onlara:
1258
Tarihe-i Hayat, 278, Kastamonu Hayat/efkat Yznden, Essat- slmiyenin Haricindeki Bid'at ve Dalalet
Yollarna Sapanlar eviren Bir Hakikattr.
1259
M. Ysuf Kndehlev, Hayts-Sahbe, ev. Ahmed Meylani, slam Neriyat, Konya 1980, 1/61-62. Beyhak,
bnul-Mnzir ve Hkim rivayet etmilerdir.
365
-Biz, Allahn olu Uzeyre ibadet ederdik, diye cevap verecekler. Bunun
zerine onlara:
-Ey Rabbimiz, ok susadk, bize su ihsan et, diyecekler. Bunun zerine onlara:
"(...) Allah yolunda ldrlmekten baka yedi (eit daha) ehitlik vardr:
Taundan len ehittir, boularak len ehittir, karn arsyla len ehittir, yanarak
len ehittir, gk altnda kalarak len ehittir, doum esnasnda len kadn
ehittir."1262
Bu sekiz snf insann hepsi de ehittir. Yalnz, bunlarn ierisinde en faziletli olanlar
Allah yolunda hayatlarn kaybedenlerdir. Dierleri ise, lmleri esnasnda ekmi olduklar
tahamml edilmez aclardan ve meakkatlerden dolay Allah yolunda savarken ldrlen
ehitlerin eritii baz keramet ve faziletlere eriirlerse de, her hususta onlara denk olamazlar.
1260
Buhr, Tefsr, 80/103.
1261
Buhr, Cihd, 30/45; Mslim, mre, 51/164.
1262
Eb Dvud, Ceniz, 11/3111; Muvatta', Ceniz, 12/36.
1263
bn Mce, Cihd, 17/2803.
366
Allah yolunda savarken ldrlenlerin cenazeleri ykanmaz. (...) Dierleri hakknda dnyada
1264
ehit muamelesi yaplmaz. Bunlarn cenazeleri ykanr.
Bu hadisleri mevzu kabul eden, hatta onlarla alay eden baz Mslmanlar da
vardr.1266 Allahn rahmetinin geniliini anlamayan ve "ehadet" kavramn dar bir
alana hapseden bu kiilere cevap vermenin yeri ise buras deildir. Bunu
zikretmemizin sebebi, ifrat ve tefrit hastalna dikkat ekmektir. te bir yanda
Hristiyanlar bile ehit kabul eden ehl-i ifrat, dier yanda eitli musibetler esnasnda
len Mslmanlarn bile ehadetini kabul etmeyen ehl-i tefrit...
"(...) Allah, hastalktan veya baka bir eyden kendisine eza isabet eden her
Mslmann gnahn, aacn yapraklarn dkt gibi dker."1268
Ebu Burde (r.a.)den, o da Ebu Musa (r.a.)dan naklen rivayet etti. Resulullah
(s.a.v.) buyurdular ki:
1264
Yeniel, Snen-i Eb Dvud Terceme ve erhi, 11/478.
1265
Miras, Tecrd-i Sarh, 8/293.
1266
rnein bak. Hseyin Hatemi, Temel Kaynaklardan Yararlanmada Yntem, aret Yaynlar, stanbul 1988,
74.
1267
Buhr, Marz, 1/2.
1268
Buhr, Marz, 3/8; Mslim, Birr, 14/45.
367
"Kyamet gn geldii zaman Allah Azze ve Celle, her bir Mslmana bir
Yahudi veya Hristiyan verecek ve 'Bu, ateten (cehennemden) kurtuluun iin
fidyendir.' diyecektir."1269
(...) elbette nev'-i beer, btn btn akln kaybetmezse, maddi veya mnev
bir kyamet balarna kopmazsa; sve, Norve, Finlandiya ve ngilterenin Kur'an
kabl etmee alan mehur hatipleri ve Amerikann din-i hakk arayan ehemmiyetli
cemiyeti gibi, ruy-i zeminin geni kt'alar ve byk hikmetleri Kur'an- Mucizl-
Beyan arayacaklar ve hakkatlerini anladktan sonra btn ruh u canlariyle
sarlacaklar.1270
Said Nurs, ad geen lkelerde tek tek ahslarn slmla tanp hidayet
bulmalar ile, devlet ve hkmetlerin faaliyetlerini birbirine kartrmtr. sve,
Norve, Finlandiya gibi lkelerde komnistlik cidd bir tehlike oluturmamtr.
Komnizm; Arnavutluk, Bulgaristan, Romanya, ekoslovakya, Yugoslavya gibi
lkelere ise ancak Sovyetler Birliinin 2. Dnya Savandaki asker bask ve
zorlamalar ile girebilmitir. Artk Bat Almanya ile Dou Almanya birlemi,
Avrupadaki sosyalist lkeler bu sistemden vazgemi, bylece birok yeni devlet
ortaya kmtr. Hristiyanlk bu lkelerde tekrar gndeme gelmi, hal ruhu
hortlayarak Mslman asll uluslarn bana bel olmutur. Avrupann ortasnda
Bosna Hersekte Mslmanlar soykrma uradlar. Sovyetler Birliinin k ile
orada da tekrar gndeme gelen Hristiyanlk, Ermeni zulmyle Mslmanlara kan
kusturmaya devam etmektedir. Rusya, Mslman eenlere hl byk zulmler
uygulamaktadr.
1269
Mslim, Tevbe, 8/49. Mslimde hadisin iki varyant daha vardr: "Allah, len her bir Mslman kimsenin
ateteki yerine bir Yahudiyi veya Hristiyan girdirecektir." (Mslim, Tevbe, 8/50.) ve "Kyamet gnnde
Mslmanlardan birtakm insanlar dalar kadar gnahlarla gelecekler, fakat Allah onlarn bu gnahlarn mafiret
edecek ve onlar (gnahlar) Yahudilere ve Hrisyanlara ykleyecektir." (Mslim, Tevbe, 8/51.) Filhakika, mer b.
Abdilazizin (hadisin ravilerindendir) ve mam finin, "Bu hadis, Mslmanlar iin en mit bah hadistir."
dedikleri rivayet olunur. Ki, mam Nevev, "Hadis, onlarn dedikleri gibidir. nk, onda her Mslmann bir fidyesi
olacana sarahat vardr. Fidye, umum olarak zikredilmitir." diyor. (Nak. Davudolu, Sahh-i Mslim Tercme ve
erhi, 11/125-126.)
1270
Emirda Lhikas I, 242, Yirmiyedinci Mektuptan/Aziz, Sddk Kardelerim/Evvel: Leyle-i Kadirde kalbe gelen
pek uzun ve geni bir hakikata pek ksaca iaret edeceiz (...); Tarihe-i Hayat, 489, Emirda Hayat/Aziz, Sddk
Kardelerim; Rehberler, 36, Genlik Rehberi/Onikinci Szn kinci Makamnn Zeyli.
1271
Tarihe-i Hayat, 88, lk Hayat/Arab Hutbe-i amiye Eserinin Tercmesi/Birinci Kelime/Hiye; ctimi
Reeteler II, 101, Arab Hutbe-i amiye Eserinin Tercmesi/Birinci Kelime/Hiye.
368
1272
"Allah katnda din, phesiz slmdr. (...)" (l-i mrn, 3/19). Nur Risalelerinde ayetin bu cmlesinin ebced
hesabyla "549"; Resilin-Nrun da "548"; lam- trifsiz olarak da "549" ettii belirtilmitir. (Tlsmlar Mecmas,
192, Mdetl-Kur'an.) Bu hesaplamalarn bir ey ifade etmedii aktr. Nurcular, aslnda bununla Allah katndaki
dinin Nur Risaleleri olduunu ihsas etmektedirler. Bununla kimseyi kandramazlar. Ama onlar; yle gizli-kapakl,
ihsasen-remzen falan deil aka, gereklemesini arzu ettikleri "Amerika katnda din, phesiz Nur
Risaleleridir"i uzunca zamandr hayata geirmeye almaktadrlar... slmiyetle Hristiyanl birletirme
sevdallarna ayn ayetin devamn hatrlatalm: "Allah katnda din, phesiz slmdr. Kendilerine kitap verilenler,
ancak kendilerine ilim geldikten sonra, srf aralarndaki kskanlk sebebiyle ihtilfa dmlerdir. Allahn
ayetlerini inkr eden bilsin ki, Allah hesab abuk grendir. Eer seninle mnakaaya girerlerse, (onlara) de ki:
'Ben, bana tbi olanlarla birlikte Allaha teslim oldum.' Kendilerine kitap verilenlere ve mmilere (cahil mriklere)
de de ki: 'Siz de (Allaha) teslim oldunuz mu?' Eer teslim olmularsa (slma girmilerse), gerekten doru yolu
bulmulardr. Eer yz evirirlerse, sana den duyurup bildirme (tebli)dir. Allah, kullar hakkyla grendir." (l-i
mrn, 3/19-20)
1273
Emirda Lhikas I, 62, Yirmiyedinci Mektuptan/ Elhamdulillh, bu sene Ispartadaki talebelerinizi dnyev
megil daha ok gaflete sokmad. (...)/ok Kusurlu Talebeniz Hsrev; Tarihe-i Hayat, 460, Emirda
Hayat/Elhamdulillh, bu sene Ispartadaki talebelerinizi dnyev megil daha ok gaflete sokmad. (...)/ok
Kusurlu Talebeniz Hsrev.
369
Yine ne kadar acdr ki, fakir ve aresiz, hata byk ounluu a olan Afrika
lkelerinde, Mslmanlarn bu durumlarndan istifade eden misyonerler, gda ve
salk yardm bahanesiyle aslnda ehl-i slm dininden dndrmeye almaktadr.
Atklar okul, hastane, yemekhane vb.ni Mslmanlar dinlerinden vazgeirmek iin
kullanmaktadr. Ya ok safdil ve btn bunlardan habersiz ya da aslnda gizli ve kirli
emeller sahibi, kurnaz ve sinsi olan, dinleri birletirmek gibi bir hedef iin alan,
istedii zaman Papayla bile grebilen bu zihniyet, yle ya da byle, Amerikann
kendi karlar iin uydurmaya alt dine talip olduunu aka iln etmitir.
Lbnan faciasyla btn dnyay kan kokutan hadise, hal seferlerinden baka bir ey
deil!... steyenler buna ramen balarn kuma sokup deve kuu olmaya devam edebilirler;
ta ki bu hal bombalarndan birisi de onlarn kum altndaki kafalarna dsn!...
Lbnan gitti, srada Msr var. Gazetelerden okuduumuza gre btn Msr
okullarnda Hristiyanlk retilmeye balam bile. O Msr ki, her gn yzlerce Mslman ehit
ediliyor veya tutuklanyor.
370
Eer bugn Amerika ve Fransa Beyrutu top ateine veriyorlarsa, bunun hazrlayclar
misyonerlerdir.
Sosyal krizleri had safhaya ulaan Polonyaya Rusya saldrmad. nk, Katolik
dnyasndan ekindi. Ama, Afganistanda durum yle deil. Rusya, hibir Hristiyann Afgan
Mslmannn imdadna komayacan biliyor. Biliyor ve onun iin yadryor napalm
bombalarn mcahidlerin stne... (Afganistanda birka yl nce ayn eylerin Amerika
ve ngiltere tarafndan da yaplmas ne kadar manidardr.)
Lbnan kana bulayan lik (!) Fransann Ermeni katillerine kar taknd hogr,
basit bir hadise deildir ve yle nitelendirilip, geitirilemez. Biz kabul etmesek bile,
Fransann bu tutumu, hal zihniyetinin, amzda misyoner faaliyetlerine ve onlarn gizli
eylemli faaliyetlerine dnt bir akmn meyvesidir.
Sz uzatmadan unu tekrar etmek isteriz ki, esas gayeleri Hz. sann istei dnda
da olan bu emperyalist misyonerleri iyi tanyalm. Ta ki Allahn emir buyurduu gibi onlar
kendimize rehber edinmeyelim!
"Ey iman edenler, Yahudileri de, Hristiyanlar da kendinize yr (ve stnze hkim)
edinmeyin! Onlar (ancak) birbirinin yranlardrlar. inizden kim onlar dost (ve hkim)
edinirse o da onlardandr. phesiz, Allah o zalim gruhuna muvaffakiyet vermez." (Mide,
1274
5/51) (...)
Dinsizlie kar ncil ile Kur'ann ittihat edeceini zannedip bu yolda alanlar;
btn bu yaplanlarn aslnda slm Hristiyanla, Mslmanlar Hristiyanlatrmaya,
slm ve Mslmanlar yok etmeye ynelik olduunu fark edemiyorlarsa gaflet
iinde; fark ettikleri hlde bilinli olarak buna hl devam ediyorlarsa dallet ve
hyanet iindedirler.
1274
hsan Sreyya Srma, Smr Ajan ngiliz Misyonerleri, Beyan Yaynlar, 7-9.
371
Nurcular, ok dikkat etmeleri elzemdir. nki, her halde iml cereyan; slm ve
sev dininin hcumuna kar kendini mdafaa etmek fikriyle, slm ve misyonerlerin
ittifaklarn bozmaya alacak. Tabaka-i avama msaadekr ve vcub-u zekt ve
hrmet-i riba ile, burjuvalar avmn yardmna dvet etmesi ve zulmden ekmesi
cihetinde mslmanlar aldatp, onlara bir imtiyaz verip, bir ksmn kendi tarafna
ekebilir." Her ne ise, bu defa sizin hatrnz iin kaidemi bozdum, dnyaya baktm.
Said Nurs.1275
Burada Nur Risalelerindeki bir elikiye de deinmek istiyoruz. yle ki: Said
Nurs, Nur Risalelerinin tm ura alannn kfr- mutlaktan (ateizm, materyalizm ve
komnizmden) ibaret olduu, oysa Allah inancnn insanda ftr olduu, dolasyla Nur
Risalelerinin takdim edildii kymeti haiz olmad yolunda eletirileri yle
cevaplyor:
(...) bz muterizler Risale-i Nurun kymetini bir derece krmak iin demiler:
"Herkes Allah bilir. di bir adam, bir veli gibi Allaha man eder" diye Nurlarn pek
yksek ve pek ok kymetdar ve gayet luzumlu tahidatn ziyade gstermek
istemiler.
imdi, stanbulda -daha dehetli bir fikirde- anari fikirli kfr- mutlaka dm
bir ksm mnafklar, Risale-i Nur gibi, ekmek ve suya ihtiya derecesinde herkes
muhtac olduu man hakikatlarna ihtiyac drmek desisesiyle diyorlar ki: "Her
millet, herkes Allah bilir. Onu, daha yeni ders almaa ihtiyacmz ok yok." diye
mukabele etmek istiyorlar. Halbuki Allah bilmek, btn kinata ihata eden
Rububiyetine ve zerrelerden yldzlara kadar cz' ve kll herey Onun kabza-i
tasarrufunda ve kudret ve iradesiyle olduuna kat' man etmek ve mlknde hibir
eriki olmadna ve l lahe illllah kelime-i kudsiyesine, hakikatlarna man etmek,
kalben tasdik etmekle olur. Yoksa, "Bir Allah var." deyip, btn mlkn esbaba ve
tabiata taksim etmek ve onlara isnad etmek, hatt hadsiz erikleri hkmnde esbab
merci tanmak ve hereyin yannda hzr, irade ve ilmini bilmemek ve iddetli
emirlerini tanmamak ve sfatlarn ve gnderdii elilerini, peygamberlerini
bilmemek, elbette hibir cihette Allaha man hakikat onda yoktur. Belki kfr-
mutlaktaki mnev cehennemin dnyev tazibinden kendini bir derece teselliye almak
iin o szleri syler.
Evet, kinatta hibir zuur, kinatn btn eczas kadar ahidleri bulunan
Hlik- Zlcelli inkr edemez... Etse, btn kinat onu tekzib edecei iin susar,
lkayt kalr. Fakat Ona man etmek Kur'an- Azmann ders verdii gibi, O
Hlik, sfatlar ile, isimleri ile umum kinatn ehadetine istinaden kalben tasdik
etmek; ve elileriyle gnderdii emirleri tanmak; ve gnah ve emre muhalefet
1275
Emirda Lhikas I, 150, Yirmiyedinci Mektuptan/Bir Derece Mahremdir; Tarihe-i Hayat, 473, Emirda
Hayat/Bir Derece Mahremdir.
372
ettii vakit, kalben tevbe ve nedamet etmek iledir. Yoksa, byk gnahlar serbest
ileyip istifar etmemek ve aldrmamak, o mandan hissesi olmadna delildir.1276
Ne kadar doru...
(...) imdi ehl-i man, deil Mslman kardeleriyle, belki Hristiyann dindar
ruhnleriyle ittifak etmek ve medar- ihtilaf mes'eleleri nazara almamak, niza
etmemek gerektir. nk, kfr- mutlak hcum ediyor.1277
badet, yardm dileme ve bunun kapsamna giren korkma, umma, snma, tevekkl,
tvbe, balanmay dileme gibi btn eyler, orta bulunmayan ve tek olan Allaha yaplr.
badet, ulhiyetine; yardm dileme de rububiyetine baldr. Allah, lemlerin Rabbidir; ondan
baka ilh, ondan baka Rab yoktur. Ne bir melek, ne bir peygamber, ne de bir bakas.
Byk gnlahlarn en by, Allaha ortak komaktr. Seni yaratan o olduu hlde, bakasn
ona eit klmandr. Ortak komak; ibadetinde, tevekklnde ve yardm dilemende bakasna
pay tanmandr. (...)1278
Btn bunlar, dinin temeli olan iki ehadetin (kelime-i ehadetin); 1- Allahtan baka
ilh bulunmadna, 2- Muhammedin, onun kulu ve elisi olduuna ehadet etmenin
ayrntlardr. lh, kullarn kendisine kulluk etmelerini hak etmi olandr. Onu sevme ve ondan
korkma fiilleri de bunun iine girer. Bu nedenle ulhiyetine tbi olan eyler, btnyle Allahn
hakkdr. Risaleti ilgilendiren eyler ise, Resuln hakkdr.
Nitekim Cenab- Hak, "Bylece sizi, orta (vasat) bir mmet yaptk ki, insanlara
kar ahitler olasnz, bu Peygamber de size ahit olsun. (...)" buyurmutur.1280
1276
Emirda Lhikas I, 191, Yirmiyedinci Mektuptan/Aziz Sddk Kardalarm ve Nur kirdlerinin Kk
Pehlivanlar!
1277
Emirda Lhikas I, 194, Yirmiyedinci Mektuptan/Aziz Muhterem Kardeim/Evvel ztnzn bir risale kadar
cami ve uzun ve mdekkikane hararetli mektubunuzu kemal-i merakla okudum. (...).
1278
bn Teymiye, Klliyat, 1/148.
1279
bn Teymiye, Klliyat, 1/150.
1280
Bakara, 2/143.
373
Yine bunun iindir ki limler, iki ehadeti din ykmllklerin ilki saymlardr. Ehl-i
Snnetin en ileri gelenleri bu grtedir. (...) irkin asl da, bu noktadan sapmadr. Bu anlam
saptrarak dinin esas olan tevhit doktrinini bozdular.
Bunun nedenlerinden biri; Allahn, Resul Hz. Muhammedle birlikte gnderdii zel
eriatn dna kp Sabin, Hristiyanlar ve Yahudilerle benzerlii olan ortak noktalara
saplanmaktr ki, o da "alveri, tpk faiz gibidir" diyenlerin yapt kyasa benzeyen fasit bir
1281
kyastr.
badetler, din ve ittiba zere kuruludur, heva ve ibtida (icat etmek) zere deil. slm
iki temele dayanr:
kincisi: Heva ve bid'atlere gre deil, Resulullah (s.a.v.)n dili zere bildirdii ekilde
Allaha ibadet etmek. Allah, yle buyurmaktadr:
"Sonra seni de (din) iinde bir eriatn stne memur kldk. O hlde sen, ona tbi ol!
Bilmezlerin heveslerine uyma. phesiz onlar, seni Allahtan mstani klamazlar. (...)" (Csiye,
45/18-19)
"Yoksa Allahn dinde izin vermedii bir eyi onlara meru klacak ortaklar m var?
(...)" (r, 42/21)
Allah Resulnn gsterdii eklin dnda hi kimse Allaha vacip veya mstehap
olarak ibadet etmek hakkna sahip deildir. Sonradan uydurulan eylerle, bid'atlerle Allaha
ibadet edemeyiz. (...) Hi kimse, Allahtan bakasna ibadet etme yetkisine sahip deildir.
Yalnzca Allah iin namaz klmal, onun iin oru tutmal, Beytullah haccetmeli, Allaha
tevekkl etmeli, Allahtan korkmal, ona adak adamal ve ancak ona yemin etmelidir.1282
5.2.15. SAD NURSNN MEHDLK DDASI
(...) sonra gelecek o mbarek zat (Mehd), Risale-i Nuru bir program olarak
ner ve tatbik edecek.1283
Ruhum bir mrid-i ekmel taharri ederdi. Aramak zere iken bana ilham
olundu ki, "Mridi sen uzakta aryorsun, pek yaknda bulunan Bedizzaman vardr.
O ztn Risale-i Nuru mceddid hkmndedir. Hem aktabdr, hem Zlkarneyndir,
1281
bn Teymiye, Klliyat, 1/150-151.
1282
bn Teymiye, Klliyat, 1/154-155.
1283
Sikke-i Tasdk- Gayb, 9, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Aziz, Sddk Kardelerim.
374
(...) Ben de o kardelerimin pek ziyade hsn- zanlarn (Said Nursnin Mehd
olduunu) bir nevi dua ve bir temenni ve Nur talebelerinin kemal-i tikadlarnn bir
tereuhu grdmden onlara ok ilimezdim. Hatt eski evliyann bir ksm,
keramet-i gaybiyelerinde Risale-i Nuru ayn o hir zamann hidayet edicisi olduu
diye keifleri, bu tahkikat ile te'vili anlalr.1285
Ahirzamann o byk ahs, Al-i Beytten olacak. Geri manen ben Hazret-i
Alinin (R.A.) bir veled-i manevisi hkmndeyim. Ondan hakikat dersi aldm. Al-i
Muhammed (A.S.M.) bir manada hakiki Nur akirdlerine amil olmasndan, ben de
Al-i Beytten saylabildim; fakat bu zaman ahs- mnev zaman olmasndan ve
Nurun mesleinde hibir cihette benlik, ahsiyet, ahs makamlar arzu etmek, an
ve eref kazanmak olmaz. Nurda ihlas bozmamak iin, uhrevi makamat dahi verilse
brakmaa kendimi mecbur bilirim.1286
Bu hadis-i erifin ifade-i riyaziyesi; 1293te doup, 1374e kadar fa-y cihad
edecek olan bir ztn (Said Nursnin), bir cihette l-i pk-i Muhammedden (A.S.M.)
olduuna ve hatta bu tahsis dolaysyla silsile-i Sdtn bir nev'i mmessili
bulunduuna ehadet etmekte ve Onun rzk- mbarekinin kt-u yevmiyeden ibaret
bulunacana dellet etmektedir.1287
1284
Barla Lhikas, 133, Yirmi Yedinci Mektuptan/Birderzdem merhum Abdurrahmann veftn mteakip
yanma gelip, kuvvetli emarelerle Abdurrahmnn yerine bana gnderildii kalbime ihtar edilen (...).
1285
Emirda Lhikas I, 262, Yirmiyedinci Mektuptan/Aziz Sddk Kardelerim!/Evvel: Nurun ehemmiyetli ve ok
hayrl bir kirdi (...).
1286
Emirda Lhikas I, 262, Yirmiyedinci Mektuptan/Aziz Sddk Kardelerim!/Evvel: Nurun ehemmiyetli ve ok
hayrl bir kirdi (...); Mdfaalar, 365, Afyon Mdfs/Muhtelif Sanklardan Yakalanm ve Mteaddit Dosyalar
inde Bulunan Mektublardr.
1287
Tlsmlar Mecmas, 179, Mdetl-Kur'an/Ksm- Sni/Dellt ve rt Bazl-Ehds/5.
1288
Mdfaalar, 358, Afyon Mdfs/Sanklardan Bilahare Yakalanm Olduundan, Bilirkiilere Tedkike
Gnderilemeyen Sair Eserler (...)/7. Ksm rat- Seb'ada.
375
ilerin esas inanlarndan biri olan "Beklenen kurtarc (Mehd)" fikri, u anda
gizlenmi olan, fakat tekrar zuhur edecei beklenen bir liderin varlna inanmaktr. Kendisi
gizlendikten sonra zulmle dolmu olan yeryznn, o zuhur eder etmez adaletle dolup
taaca umulmaktadr. iler, gelmesini bekledikleri Mehdnin, kayplara karan 12. imam
olduuna inanmaktadrlar. Bu zat, hicr 255 senesi aban aynn ortalarnda bir cuma gn
Badatta doan Muhammed el-Mehd b. el-Hasen el-Askerdir. fade ettiklerine gre, annesi
ile birlikte Samarradaki evlerinin bodrumuna girmi, orada kaybolmu ve bu ana kadar da
geri dnmemitir. O lmemitir, hlen hayattadr. iler ile devaml irtibat hlindedir. iler bu
inan iinde onun geri dnerek kendilerine yardm etmesini ve iann dmanlarndan intikam
almasn bekler dururlar. (Muhammed Hseyin li Kif el-Gt, Aslu-ati ve Usluh, 102-109; bn Hazm,
el-Faslu fil-Milel vel-Ehvi ven-Nihal, 4/181; ehristn, el-Milel ven-Nihal, 169; Abdlkadir el-Badd, el-Farku
beynel-Firk, 40.)
Sonra bu fikri Ali b. Ebu Talibe intikal ettirmi ve Hz. Alinin ehit olmasndan bir
mddet sonra geri dneceini sylemeye balamtr. (bn Hazm, el-Faslu fil-Milel vel-Ehvi ven-
Nihal, 4/180.)
el-Hanefiyye, Hicazda Cebel-i Radvada ikamet ediyordu. Hicr 81 senesinde vefat etmi ve
1289
namazn Hz. Osman (r.a.)n olu kldrmtr. (Ahmed Emin, Duhal-slm, 3/236.)
Bu manadaki Mehdlik fikrinin slm lemine girmesine iki amil sebep olmutur:
Ayrca, Kfe mhim bir kltr merkeziydi. Yunan felsefesi, zndklk hareketi,
kltrller arasnda yaylmt. phecilik oalm, slmiyete ait din grler sarslmt.
Ayn zamanda Kfe muhiti cehaletin, mitolojinin, hurafelerin yayld; hatta baz eski
putperestlik inanlarnn halk arasnda yaad garip bir ortamd. Bu vasat, onlar,
menfaatleri gerektirdii zaman, inanlarn bile terk edebilecek duruma getirmiti.
Bununla beraber hadisiler ve ilim adamlar bu tip hadisleri reddetmiler, hadis kritii
(cerh ve tadil)nin altnda bilhare uydurma olduklarn ispat etmilerdir. Hadisilerin bu
mevzudaki mhim grlerinden bazlar unlardr:
1289
Ahmed Eminin bu grne Fazlur Rahman da itirak etmektedir. yle diyor: "Rec'a doktrininin ne zaman
benimsendii ve ilk kez kime atfedildii bilimsel olarak henz tespit edilmi deildir. 'Mehd' unvan, yle
grnyor ki, ilk kez Muhammed bn Hanefiyyeye verilmitir. Muhtemelen 'reca' da ilk defa bu kii iin kullanlm
ve bu yolla terim Aliye intikal ettirilmitir. Fakat, bu konu daha ileri derecede bir aratrmay gerektirmektedir."
(Fazlur Rahman, slm, ev. Mehmet Da - Mehmet Aydn, Seluk Yaynlar, stanbul 1992, 186.)
1290
Abdlhamid, slma Ynelen Ykc Hareketler, 51-54.
1291
Fazlur Rahman, slm, 186.
377
2- Bu rivayetler, delil olarak ileri srldkleri mevzuda tenakuz hlindedir. Mesel, bir
rivayette Mehd; ehl-i beytten, dierinde l-i Abbastan, bakasnda l-i Abdlmuttalibten, bir
bakasnda da ehl-i Medine'dendir. Bir rivayet der ki, Mehdnin ismi Peygamberin adn takip
eder, dier bir rivayet isminin "Haris" olduunu syler. Btn bu ayrlklar, bu tip hadislerin
uydurulduklarna aka dellet eder. nk, Peygamberden eliik ifadelerin gelmesi
imknszdr.
Abbasler de meydan terk etmediler. iann bir Mehdsi olduunu, Emevlerin de bir
Sfyansi bulunduunu grnce onlar da, nesebi Abbasa ulaan Halife Mansurun olu Mehd
Abbasyi teyit eden uydurma hadisler ortaya koymaya baladlar. (Mevdd, Beynt, 115-116.)
(...) Bu hadislere bakan basiret sahipleri, Resulullah bu cins szlerden tenzih iin
kalplerinde bir zorluk hissetmezler. Bu szlerde mbala, tarihi tahrif abas, ifrata dalma
gayreti, dnyadan habersizlik, Allahn snnetine aykrlk vardr. Okuyan herkes ilk nazarda
bu hadislerin baz sapklar tarafndan uydurulduunu, halifelie hevesli baz gruplarn
1292
marifetiyle karldn anlar. (Muhammed Ferid Vecd, Dirat Maarifil-Karnir-Rbia Aar, 10/48.)
1292
Abdlhamid, slma Ynelen Ykc Hareketler, 54-55.
1293
Bak. Abdlhamid, slma Ynelen Ykc Hareketler, 59-71. Biz, her ne kadar Muhsin Abdlhamidin ve Fazlur
Rahmann eserlerinden aktarmalar yaptksa da, bu konuda grlerimiz onlarn grleriyle tamamen
rtmemektedir. Zaten, Mehdyle ilgili hadisleri btnyle inkr eden sylemlere yer vermedik. Biz, Mehd
hakkndaki hadislerin tmnn uydurma olduunu sylemiyoruz. Mehd hakkndaki uydurma rivayetleri kabul
etmiyoruz, yoksa asl olan hadisleri deil. zerinde durmak istediimiz, asl olup "Mehd"den bahseden hadislerle
ilerin inancnn temellerinden olan "Mehd-i Muntazar" hakknda onlarn uydurduklar hadislerin birbirinden ayrt
edilmesi gerektiidir. Biz, bu konuda Mevdudyle ayn kanaatteyiz. O yle demitir: mam Mehdnin geleceine
inanan cahil Mslmanlarn inanlarndaki arpklkla, mam Mehdyi tamamen reddedenlerin inanlarndaki
arpkln gerekle olan balants ayn dzeydedir. Cahil Mslmanlar, hafzalarnda Mehdyi, eski zaman
kyafetleri iinde, ruhban grnl, elinde tesbih, srtnda cbbe ve "Ben Mehdyim, bana uyun!" diye baracak
birisi olarak canlandrmaktadr. Mehd ktnda, bu zelliklere uyup uymadna bakp, bylece onun gerek
Mehd olup olmadn anlayacaklarn sylyorlar. Eer bu zelliklere uyuyor ise, ona biat edip onun emrettiklerini
yerine getireceklermi. Mehdnin geldiini duyan, kede bucakta ne kadar dervi varsa kp ona tbi olacakm.
Bu arada kfre kar yaplacak olan cihatta silhlar bir sembol olarak tanacakm. nk, bu silhlar
kullanmalarna sebep olmayacakm. Kfirleri zikirlerle, dualarla, marifet bilgisiyle yerle bir edecek; bir bakta
378
Oysa, Mehdlik iddiaya deil, yaplan ilere karlktr. Mehd olan ahsn, Mehdlik gibi
bir iddias yoktur. Deil ileri safhalarda, daha ilk safhada Mehdlik iddiasna kalkan ve onu o
anda kabul eden kii ve kiiler hakknda sylenebilecek tek ey; eer ortada bir kar
meselesi yoksa, o zaman kapkara bir cahiliyet vardr.
Burada sosyolojik tahlillere girecek deiliz, bunu ehline brakyoruz; ama bu,
Mustafa Kemali "slm Deccal Sfyan" olarak gsteren ve kitabmzda ele aldmz
safsatalar ynndan oluan ia-Sufiye karm bu zihniyete, Fazlur Rahmann
tamamen itirak ettiimiz u szlerini ihtar etmekten de bizi alkoymayacak:
onlarn toplarn, tfeklerini, uaklarn darma dan edeceklermi... vs. vs. Hlbuki aratrdmzda greceiz ki,
gerek ok farkldr.
una inanyorum ki, mam Mehd, geldii zamann en ideal komutan, lideri olacaktr. buradaki idealden
maksadm udur: O, ann btn gereklerini bilecek, tam bir ynetici yeteneine sahip olacak, hepsinden de
nemlisi, kendi zamannn insanlarnn sorunlarn bilip zm yollar getirecektir. Bu ise, elbette ki slm ok iyi
bilmesine baldr. O, parlak bir zekya, geni bir zihn yapya, engin bir gr yeteneine sahip bir insan
olacaktr. Korkarm ki, onu ilk reddedecek olanlar geleneki ulema snf ve suf takmndan bakas
olmayacaktr. nk, onlar greceklerdir ki, bu insann, tasavvurlarndaki Mehd ile hibir ilgisi yok. Onun
kendisinin Mehd olduunu ilnla ortaya kmas, her eyden nce kabul edilebilecek bir ey deildir. yle
zannediyorum ki, o kendisinin Mehd olduunu fark etmeyecektir bile. Ancak vefatndan sonra bir araya gelen
mminler, onun yaptklarna bakp, onun Mehd olduunu anlayacaklardr. Daha nce de belirttiim gibi;
Peygamber hari hibir mminin, kabul edilmesini isteyen bir tavr olamaz. Peygamberin, kendisiyle ilgili
olan davas (kendisinin bir peygamber kabul edilmesi) getirdii hakikatin kabul iin zorunlu idi. Kald ki, bu
zorunluluu o deil Allah belirlemitir. (...) (Mevdd, slmda hya Hareketleri, ev. A. Ali Gen, Pnar Yaynlar,
stanbul 1986, 58-59.)
1294
M. Saim Yeprem - Hasan Gle, slma Ynelen Ykc Hareketler isimli kitaptaki bir dipnot, ayn eser, 51.
1295
Mevdd, slmda hya Hareketleri, 59-60.
379
i nasl yaplr? Aktr ki, Atatrk ve arkadalar bu soru zerine kafa yormadlar, yahut en
1296
azndan yeteri kadar kafa yormadlar. (...)
5.2.16. YEKNU F MMET (...)
)) ? ;dV . 1! ) ; V
1297
. U , d 1, dq 2
Nur Risalelerinde bu rivayetin meali verilmemitir. Rivayetin anlam yledir:
"mmetimde(n) iki adam gelecektir. Biri 'Vehb'dir. Allah ona hikmet verecektir.
Dieri ise 'Geyln'dr. Onun bu mmet zerine olan fitnesi, eytann fitnesinden daha
iddetlidir."
bn Hibban dedi ki: Bunun asl yoktur. (Senetteki) el-Ahvas (b. Hakm)
metruktur; el-Velid (b. Mslim) ise "tesviye tedlisi"1301 yapar.1302
1296
Fazlur Rahman, slm, 343.
1297
Tlsmlar Mecmas, 177, Mdetl-Kur'an/Ksm- Sni/Dellt ve rt Bazl-Ehds/1.
1298
Rmz, 2/518.
1299
Rmz, 2/518. Abdlkadir Badll, Risale-i Nurun Kuds Kaynaklarnda Rmzu da hadisin "me'hazler"inden
gstermekte; ama ne hikmetse Gmhanevnin notunu grmezden gelmektedir. (Bak. Badll, Risale-i Nurun
Kuds Kaynaklar, 893.)
1300
Suyt, Lelil-Masna, 1/456.
1301
Tedls: Lugatta, karanlk, zulmet manasna gelen "deles"ten tretilmi olup, bir eyin aybn ve kusurunu
gizlemek, ak ve belli olmas gerekirken onu karanlk iinde brakp belirsiz hle sokmak demektir. Hads
stlahnda ise, bu manaya uygun olarak, ravinin, eyhinden iittii ve iitmedii hadsleri birbirinden ayrt
etmeksizin rivayet etmesidir ki, iitmedii hadsleri de iitmi olduu vehmini uyandrd iin, aybn ve kusurunu
gizlemi olur. (...) Tedlsin bir baka ekli tedlsut-tesviyedir. Tesviye, bir eyi dier bir eyle ayn seviyeye
getirmek demektir. Bir hadsin isnadnda hem zayf, hem de gvenilir kimseler yer alm ise, zayf rvilerin
isnaddan kartlmas hlinde bu isnad tesviye edilmi, yani yalnz gvenilir rvilerden oluan bir isnad hline
getirilmi olur. Buna gre bir rvi, eyhini deil de, ya eyhinin eyhini, yahut da daha yukardaki bir eyhi, ya
zayf, ya da kk olduu iin isnaddan drr; yani onu tesviye eder. Tedls ile tesviye edilmi bu isnad gren
bir baka kimse, rvinin gvenilir olan eyhinin tedls yapmadn ve kendisinden sonra gelen eyhten hadsi
alm olduunu dnerek isnadn sahih olduuna hkmeder; oysa rvi, eyhinin eyhini isnaddan karmtr.
(...) Tedls ile rivayet edilen hadsler hakkndaki hkme gelince, bu hususta deiik grler ileri srlmtr.
Bazlarna gre, ne olursa olsun, byle hadsler kabul edilmez. Dier bazlar, Sufyn bn Uyeynenin yapt gibi
yalnz sika (gvenilir) kimselerden tedls yapt bilinen kimselerin rivayetlerinin kabul edilebileceini ileri
srmlerdir. Bir gre gre de, eer tedls yapan kimse gvenilir bir kimse ise, onun yalnz "haddesen" veya
380
Vehbun yehebullhu lehul-hikmete = 234 Krd = 234.
"semitu" gibi kesinlikle hadsi iittiine dellet eden tabirler kullanarak rivayet ettii hadsler kabul edilir; "an'ane"
ile rivayet ettii hadsler ise kabul edilmez. Burada una da iaret etmek gerekir ki, eyhinden tedls ile hads
rivayet eden bir kimse, bu rivayetinde "semitu, haddesen" veya buna benzer sema dellet eden tabirler
kullanrsa, bu, ak bir yalan olur. eyhinden iitmedii hlde "iittim" diyerek hads rivayet eden bir kimse elbette
terke mstehaktr. (Koyiit, Hads Istlahlar, 432-436.)
1302
Suyt, Lelil-Masna, 1/456.
1303
Suyt, Lelil-Masna, 1/456.
Badll; "zabt ekli" diyerek, incelediimiz hadisin gsterdiimiz ikinci varyanttaki lfzla da geldiini belirtmektedir.
Badll, hadisin bunca zaafna ramen "Me'hazler" de yle demitir: "Delil-n Nbvve Beyhak 6/496; Cem'-l
Cevami Suyut 1/1013; Msned-l Firdevs 5/454; Kenz-l Ummal 12/378 bir ok sahih kaynaklardan nakil; El-
Leail-il Masnua Suyut 1/337; Rmuz-l Ehads sh: 518; El-Mntehab Abd bin Humeyd sh: 203 hads no: 185;
El-Kmil Fid-Duafa bn Ady 6/2380." (Badll, Risale-i Nurun Kuds Kaynaklar, 893.) Beyhak ve Suytnin
hadis iin sylediklerini zikretmeksizin kitaplarn kaynak olarak vermek, ilme ihanetten baka bir ey deildir.
Rmzu kaynak diye gsterip, sahibinin notunu zikretmemek yine ihanettir. Uydurma hadislerin incelendii
eserleri, sanki hadis kitaplarym gibi takdim etmek daha byk bir ihanettir. Taassup... "hanet" ve "hile"
kardelerin analar taassup!... Badllnn bu yaptn, rnek olarak gsterdik. Yoksa o, kitabnn tmnde bu
usl izlemitir.
1304
evkn, Fevidul-Mecma, 419.
381
Mn-y hadisin her zamanda bir ferdi bulunmak zere, btn zamanlar muhit
olduunu kabul ederek muhaddisnin bu husustaki tevcihlerini red etmeden, hadisin
ifade-i kat'iye-i riyaziyesinin delletiyle; iinde bulunduumuz zaman, en kuvvetli bir
ekilde icra-y hkm etmekte olduunu iddia ve kabul etmek, gayr- kabil red bir
tevcih olur.
Bu mevzu hadis Nur Risalelerinde ite byle yorumlanmtr. "Vehb" isminden
karlanlar, daha dorusu uydurulanlar bir safsata ynndan ibarettir. Said
Nursden maada "hem Krt hem ilmi vehb olan hem eserleri de vehb gibi bulunan"
biri tahayyl bile edilmemek gerekir!... "Geyln" isminden elde edilenler de en az
teki kadar glntr. "Vehb" Said Nurs, "Geyln" Mustafa Kemale kar!...1306
Ebu Umame (r.a.)den rivayet edilen bu hadisin meali yledir:
1305
Tlsmlar Mecmas, 177-178, Mdetl-Kur'an/Ksm- Sni/Dellt ve rt Bazl-Ehds/1.
1306
Badll yle diyor: "Midet-l Kur'an Risalesi, stad Bedizzamann byk ve lim ve edib talebelerinden
merhum Ahmed Fevzi Kul tarafndan hazrlanm bir eserdir. Bu eseri, Bedizzaman Hazretleri de grm,
okumu ve tasdik etmitir. Hatt stad tarafndan bu risale baz tadil ve tashihlerden sonra, 1946-1948lerde
teksir makinesiyle ve slm harfiyle neredilen Tlsmlar Mecmuas adl kitabn hirine ilhak edilerek
nerettirilmitir. Lkin 1948de vukua gelen Afyon Mahkemesi savc ve hkimleri veya onun ehl-i vukuflar Midet-
l Kur'an eserini, rapor ve iddianamelerinde ok fazla mevzu ettikleri iin, Hazret-i stad Afyon Hapsinden sonra
onu Tlsmlar Mecmuasnn arkasndan ayrm ve umum neirden kaldrmtr. Bylece Midet-l Kur'andaki
ondrt tane hads-i erifler dahi Risale-i Nurun bir nevi hadslerinden saylm olduu iin burada yazld,
me'hazleri de tesbit edildi. Ancak Midet-l Kur'andaki bu hadislerin eserdeki yerleri ve sahife numaralar
verilemedi. nki imdi mnteir olarak nshalar bulunmamaktadr. Belki husus baz kimselerde mevcuttur.
Tenvir Neriyatn nerettii izinsiz nshas ise, nazara alnmad." (Badll, Risale-i Nurun Kuds Kaynaklar, 893.)
1307
Tlsmlar Mecmas, 178, Mdetl-Kur'an/Ksm- Sni/Dellt ve rt Bazl-Ehds/2.
382
Nur Risalelerinde, bu zayf hadisin "Allahn ilimle ihya ettii" anlamna gelen
ksm ebced hesabna tbi tutulmutur. Tabi ki, Allahn ilimle ihya ettii kii de,
lakab "el-Krd" olan Said Nursdir!... Hadis, Allahn grevlendirdii Said Nursnin
devlerini ve ahvalini, matematiksel kat' ifadesinin tahsisiyle de aynen
gstermektedir:
5.2.18. EL UHBRUKUM (...)
:
$ * : :1g 1 $ 1$q
:VR3 -
)! R m mR 1! d d : F*
,
1311
. )
"Size, en cmert olan bildireyim mi? O, Allahtr. demolunun en cmerdiyse
benim. Benden sonra (demolunun) en cmerdi de; ilim renen, akabinde ilmini
yayandr. te bu kii, kyamet gnnde tek bana bir mmet olarak diriltilir. Bir de,
ldrlnceye kadar, Allah yolunda cann verip feda eden kiidir."
1308
bn Mce, Fiten, 9/3954.
1309
bn Mce, Fiten, 9/3954.
1310
Tlsmlar Mecmas, 178-179, Mdetl-Kur'an/Ksm- Sni/Dellt ve rt Bazl-Ehds/2.
1311
Tlsmlar Mecmas, 179, Mdetl-Kur'an/Ksm- Sni/Dellt ve rt Bazl-Ehds/4.
1312
Rmz, 1/163.
383
Bu mnker ve batl hadisten Said Nurs iin yle karsamalar yaplmtr ki;
deta bu hadis, Said Nursnin hayatnn balangcn, ilmini nerinin en faal devresini
ve ilminin nfuzunun en amil dnemini gstermek iin varit (?) olmutur:
Raculun = 233 kelimesi bir farkla, Trke Krd = 234 kelimesinin tam
karldr.1315
Bu hadiste (?) ilim renen ve rendii bu ilmi yayan lime hrmeten kyamet
gnnde "tek bana bir cemaat" gibi diriltileceinden bahsedilirken; bu adamlar
aka, ["mstakill" szc, "balbana (bamsz)" anlamna geldiine gre1316] Said
Nursnin tbileriyle birlikte bamsz bir mmet olarak diriltileceini iddia
etmektedirler. O hlde, biz de soruyoruz: Sizler kime tbi olanlardan ayr
diriltileceksiniz? Hz. Muhammed (s.a.v.)e tbi olanlardan m? "mmet-i mstakile"
olarak bas olunacanza gre, hangi mmetten ayr olarak diriltileceksiniz? mmet-i
Muhammedden mi? "Lival-Hamd"n1317 altndan baka yerde toplanmak
isteyenlerin yollar ak olsun...
1313
Suyt, Lelil-Masna, 1/256-257;
1314
Suyt, Lelil-Masna, 1/257; evkn, Fevidul-Mecma, 273.
1315
Tlsmlar Mecmas, 179, Mdetl-Kur'an/Ksm- Sni/Dellt ve rt Bazl-Ehds/4.
1316
Yein, Yeni Lgat, 500.
1317
Hz. Peygamberin bayra. Ona inananlar, kyametten sonra bu bayran altnda toplanacaklardr. (Yein,
Yeni Lgat, 365.) Livl-Hamd iin hakknda bak. Tirmiz, Menkabe, 3/3855; 3857; bn Mce, Zhd, 37/4308.
384
Allahn ilk olarak Peygamber Efendimiz (s.a.v.)in nurunu yaratm olduu,
sabit bir gerek olmad gibi, bunu belirten hibir sahih rivayet de yoktur. Bilkis,
Allahn ilk yaratt eyin "kalem" olduuna dair hadisler vardr. Ebu Davudun
Sneninde Ubade b. Samitten naklen Resulullahn u hadisi zikredilir:
"Allahn ilk yaratt ey kalemdir. Kaleme 'Yaz!' dedi. Kalem: 'Ya Rabbi, ne
yazaym?' dedi. Allah: 'Kyamet kopuncaya kadar olacak her eyin kaderini yaz!'
buyurdu."1319
lk yaratlan eyin "akl" olduu ynnde rivayetler varsa da, bunlarn hepsi
aslsz, yalan ve uydurmadr.1321
"Allah vard ve ondan baka hibir ey yoktu. Ar, su zerindeydi. Allah, her
eyi zikirde (levh-i mahfuzda) yazd (takdir ve tespit etti). Gkleri ve yeri yaratt."1322
Abdullah b. Amr b. stan rivayet edildiine gre de, Resulullah (s.a.v.) yle
buyurmutur:
"Allah, gklerle yeri yaratmadan elli bin sene nce mahlkatn kaderini yazd.
Ar da, su zerindeydi."1323
1318
Mesnev-i Nuriye, 110, Habbe.
1319
Eb Dvud, Snnet, 17/4700.
1320
Tirmiz, Kader, 16/2244; Tefsr, 66/3537. Tirmiz, hadis iin "hasen-sahh-garbtir" demitir.
1321
Bak. Aliyyu'l-Kar, Esrrul-Merfa, 143-144; 154-155, Suyt, Lelil-Masna, 1/129-130.
1322
Buhr, Bedil-Halk, 1/2.
1323
Mslim, Kader, 2/16.
385
Elcevap:
nce belirtelim ki, sahih olduunu farzetsek bile bu uydurma rivayetten byle
bir sonuca gidilemez. Nitekim, shhat derecesi ne olursa olsun, ilk yaratlan ey
hususundaki dier hadislerden, kinatn "kalemden" ya da "akldan" yaratld gibi bir
karsamaya (istidlle) rastlanmamtr. Kinatn kalemden, akldan yaratlmas ne
kadar makul ise, Hz. Peygamberin nurundan yaratlmas da o kadar makuldr.
Ayrca, bu kanaat Allahn Kitabna o kadar muhaliftir ki, Kur'an okuyan kiinin
gznden kamas mmkn deildir.
Yaratl hakknda Kur'anda birok ayet-i kerime vardr ki, birka yledir:
"u kfredenler bilmezler mi ki, gkler ve yer bitiik idi de, biz onlar ayrdk ve
btn canl eyleri sudan yarattk. (...)"1328
1324
Mesnev-i Nuriye, 110, Habbe.
1325
Szler, 539, Otuzbirinci Sz/nc Esas/kinci Temsil.
1326
Szler, 542-543, Otuzbirinci Sz/nc Esas/kinci Mkil.
1327
En'm, 6/101.
1328
Enbiy, 21/30.
1329
Nh, 71/14/20.
386
"Allah, her canly sudan yaratt; onlardan kimi karn zerinde (srnerek), kimi
iki ayak stnde, kimi de drt ayak stnde yrr. Allah dilediini yaratr. nk,
Allah her eye kadirdir."1331
"Gkte burlar yaratan ve orada aydnlatc olarak gnei ve ay var eden Allah
ne ycedir."1332
Hz. Muhammed (s.a.v.)in olmad bir zamanda nasl olur da btn kinat
onun nurundan yaratlm olabilir? te bu soru yneltildiinde vahdet-i vcutular u
hadisi ileri srerler:
-Ey Allahn Elisi! Peygamberliin ne zaman vacip (sabit) oldu? diye sordular.
Resulullah yle buyurdu:
1330
En'm, 6/141-142.
1331
Nr, 24/45.
1332
Furkn, 25/61.
1333
Hicr, 15/16.
387
"Allah, gkleri ve yeri yaratmazdan elli bin sene nce mahlkatn kaderini
yazmtr. (...)"1336
Efendimiz, henz dem (a.s.) ruh ile ceset arasnda iken peygamber
olduunu, yani peygamberliinin takdir olunduunu haber vermitir. Bu husus -Allah
bilir ya- undan ileri gelmektedir: Yaratma iiyle grevli melekler vastasyla
gerekleen takdir, ite bu vaziyette belirlenmekte ve kendisine ruhun verilmesinden
nce her yaratn yapaca eyler yazlp, onlar iin takdir olunmakta ve
aklanmaktadr. Nitekim mam Buhar ve Mslim, Peygamber Efendimizin bu
hususla ilgili bir hadisini tahri ederler. Abdullah b. Mesud (r.a.)dan rivayet edilmitir,
o yle der:
Doru szl olan ve doruluu tasdik edilmi bulunan Resulullah bize unlar
anlatt:
1334
Tirmiz, Menkb, 1/3850.
1335
Msned, 4/66; 5/59, 379.
1336
Mslim, Kader, 2/16.
1337
Buhr, Bed''l-Halk, 6/18; Mslim, Kader, 1/1.
388
"te sana da byle emrimizden bir ruh vahyettik. Sen kitap nedir, iman nedir
bilmezdin. Fakat, biz onu, bir nur yaptk. Kullarmzdan dilediimizi, onunla hidayete
iletiyoruz. (...)"1338
"Rabbin seni yetim bulup barndrmad m? Seni arm bulup yola iletmedi
1339
mi?"
Alk suresi, Cenab- Hakkn ona indirdii ilk suredir ve bununla o, nebi
olmutur. Daha sonra yce Rabbimiz ona Mddessir suresini vahyetti ki, bununla da
Peygamberimiz "Kalk, inzarda bulun!" emrini alarak resul oldu. te bundan dolay
Cenab- Hak, bu surede, ayn ve ilm vcuttan bahsetmektedir. Zaten, bu durum,
insanlarn duyulara ihtiya duymayaca ekilde ve kalbiyle anlayaca biimde
aktr; phesiz hibir ey, oluundan nce vcut bulamaz.
1338
r, 42/52.
1339
Zuh, 93/6-7.
1340
Ysuf, 12/3.
1341
Tenkidimizde, bn Teymiye Klliyat'nn 2. cildinden faydalandk. Bu cilt, vahdet-i vcut gr ve eletirisi
hakkndadr.
389
Said Nurs, Hz. Peygamberin mahiyetinin nur olduunu iddia etmekte,
talebelerinden birinin yazd iirde de Hz. Peygamberin Allahn nurundan yaratld
sylenmektedir.
Kur'an- Kerimde Hz. Muhammed (s.a.v.)in bir insan olduu birok ayetlerde
belirtilmitir:
"(...) De ki: Rabbimi tenzih ederim. Ben, eli olan bir insandan baka
neyim?"1346
"De ki: Ben de sizin gibi bir insanm. lhnzn tek bir ilh olduu bana
vahyediliyor. (...)"1347
"De ki: Ben de sizin gibi sadece bir beerim. Bana ilhnzn bir tek ilh olduu
vahyediliyor. (...)"1348
Hz. Peygamber de dier insanlar gibi bir insandr. Dierlerinden ayrlan taraf,
vahye muhatap olmasdr. O da, her insan gibi hastalk, alk, susuzluk, elem, lezzet,
hayat ve lm gibi olaylar yaamtr. Hem dier peygamberlerin, hem de Hz.
1342
Szler, 178; Tlsmlar Mecmas, 29, Onaltnc Sz/Birinci ua/ncs;
1343
Sikke-i Tasdk- Gayb, 251, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Risale-i Nurun has kirdlerinden ve
ehemmiyetli eski muallimlerden ve iman kuvvetli olan byk muallimleri temsil eden Hasan Feyzinin (...);
Emirda Lhikas I, 105, Yirmiyedinci Mektuptan/ciz, Bire Talebeniz Hasan Feyzi.
1344
Kardavi, ada Problemlere Fetvalar, 189.
1345
l-i mrn, 3/79.
1346
sr, 17/93.
1347
Kehf, 18/10.
1348
Fussilet, 41/6.
390
"Kendilerine hidayet gelince, insanlarn iman etmelerine engel olan ey, 'Allah,
peygamber olarak bir insan m gnderdi?' demeleridir. De ki: Eer yeryznde
(insanlar yerine) yryen-oturan melekler olsayd, gkten peygamber olarak bir
melek indirirdik."1349
"(...) Onlar da yle demilerdi: 'Siz de bizim gibi bir beersiniz. Atalarmzn
ibadet ettiklerinden bizi evirmek istiyorsunuz. O hlde bize ak delil getirin!'
Peygamberleri de demilerdi ki: 'Biz de phesiz sizin gibi beerden baka bir ey
deiliz. Allah, kullarndan dilediine nimetini ltfeder. Fakat, Allahn izni olmadan size
delil getiremeyiz.' (...)"1351
"Melekler nurdan yaratld. Cinler de alevli bir ateten yaratld. dem ise size
vasfolunan eyden yaratld."1354
"De ki: '(...) Size 'ben meleim' de demiyorum; ben ancak bana vahyolunana
tbi oluyorum.' (...)"1355
1349
sr, 17/94-95.
1350
Enbiy, 21/3.
1351
Rad, 14/10-11.
1352
Mu'minn, 23/24.
1353
Tegbun, 64/6.
1354
Mslim, Zhd, 10/60.
1355
En'm, 6/50.
391
"Allah, insan atete pimi gibi kuru bir amurdan yaratt. Cinleri de duman
halis bir ateten yaratt."1357
"Biz, insan balktan, ekil verilmi amurdan yarattk. Cinni ise, insan
yaratmadan nce alevli ateten yarattk."1358
"u bir gerektir ki, biz insan amurun safndan yarattk. Sonra onu salam bir
kal yerinde bir nutfe yaptk. Sonra nutfeyi asl bir hcre kmesine evirdik; hcre
kmesini bir et paras hline getirdik; et parasndan kemik yarattk; kemie et
giydirdik; nihayet onu bambaka bir varlk olarak ina ettik. (...)"1359
"Sizi nce topraktan, sonra nutfeden, sonra alka (rahim duvarna aslp
gmlen hcre topluluun)dan yaratan, sonra blu ana erimeniz, sonra da
yalanmanz iin sizi yaatyor. (...)"1361
"Kahrolas insan ne kadar da nankrdr! (Allah) onu hangi eyden yaratt? Bir
para meni (sperm)den. Onu yaratt, ona biim verdi."1363
"O (insan), rahme dklen meniden bir nutfe deil miydi? Sonra da asl bir
hcre kmesi olmad m? Allah, onu yaratp ekil vermedi mi? Sonra da ondan erkek
ve dii iki ift yapmad m?"1364
Yce Peygamber (s.a.v.), dier insanlar gibi bir insan olduuna gre, ne nurdan ne de
altndan yaratlmtr. O, ancak dl suyundan yaratlmtr. Yaratld maddesi, bedeni
bakmndan Peygamber Efendimiz ite bu anlattmzdan ibarettir.1365
1356
Hd, 11/31.
1357
Rahmn, 55/14-15.
1358
Hicr, 15/26-27.
1359
Mu'minn, 23/12-14.
1360
Secde, 32/7-9.
1361
Mu'min, 40/67. "Alka" kelimesinin "kan phts" eklindeki evirilerin yanll ve kelimenin anlam iin bak.
Salih Akdemir, Cumhuriyet Dnemi Kur'n Tercmeleri, Akid Yaynclk, Ankara 1989, 91-96.
1362
Trk, 86/5-7. Bu ayetin yanl tercmeleri iin bak. Akdemir, Cumhuriyet Dnemi Kur'n Tercmeleri, 96-108.
1363
Abese, 80/17-19.
1364
Kymet, 75/37-39. Ayrca bak. Ftr, 35/11; Furkn, 25/54; Nis, 4/1; Arf, 7/11-12; l-i mrn, 3/59.
1365
Kardav, ada Problemlere Fetvalar, 190.
392
Eli ve hidayet rehberi oluuna bakacak olursak; o, Allahtan bir nurdur. Dnyay
aydnlatan bir kandildir. Bunu kendisine hitaben Kur'an- Kerim iln etmektedir:
"Ey Peygamber, biz seni ahit, mjdeci ve uyarc olarak gnderdik. Ve izniyle Allaha
daveti ve aydnlatc bir kandil olarak." (Ahzb, 33/45-46)
"(...) Gerekten size Allahtan bir nur ve apak bir Kitap geldi." (Mide, 5/15)
"Artk Allaha, elisine ve indirdiimiz nura (Kur'ana) inann. (...)" (Tebun, 64/8)
"Ey insanlar, size Rabbinizden delil geldi ve size apak bir nur (Kur'an) indirdik." (Nis,
4/174)
"Allahm, kalbime nur, gzme nur, kulama nur, sama nur, soluma nur, stme
nur, altma nur, nme nur ve arkama nur ver ve benim iin nuru byt!" (Buhr, Daavt, 9/12;
Mslim, Saltil-Msfirn, 26/181)
"Geri Muhammed de bir beerdir, ama (yle sradan her) beer gibi deildir,
O, talar arasndaki yakut gibidir."
5.3.2. EER BU ZT (A.S.M.) OLMASA D KNAT DA OLMAZDI.
. %;q ? - %-
1366
Kardav, ada Problemlere Fetvalar, 190-191.
1367
Mesnev-i Nuriye, 22, Rehalar/Beinci Reha.
393
Hem mesel: %;q ? - %- beyannda "Bu hitab zhiren Hazret-i
Peygamber Aleyhissalt Vesselma mteveccih ise de, zmnen hayata ve
zevilhayata rcidir." Fkras, tadile muhtatr. nki: Kll hakikat- Muhammediye
(A.S.M.) hem hayatn hayat, hem kinatn hayat, hem ism-i zamn tecelli-i
zamnn mazhar ve btn zruhlarn nuru ve kinatn ekirdek-i aslsi ve gaye-i
hilkati ve meyve-i ekmeli olmasndan, o hutab, dorudan doruya ona bakar.1370
Ehl-i slmn ve nev'i beerin medar- fahri ve btn mevcudatn sebeb-i hilkati
ve btn Fyuzat- lhiyenin mazhar o l Peygamberin (...)1372
Evet, mademki kinatn halkna sebeb olan Nebiyy-i Efham (S.A.V.) efendimiz
hazretleri (...)1374
"Btn eya ve eflki Senin iin yarattm Habibim!" Fermnna kar (...)1375
1368
Szler, 65; Zlfikar Mecmuas, 359-360, Onuncu Sz/Hair Bahsi/Beinci Hakikat; Mesnev-i Nuriye, 38,
Lsiyyemalar;
1369
ular, 480-481, Onbeinci ua/El-Hccetz-Zehra/nc Medrese-i Ysufiyenin Bir Tek Dersinin nc
Ksm/Birinci aret.
1370
Emirda Lhikas I, 165, Yirmiyedinci Mektuptan/Aziz Sddk Kardelerim!/Evvel: Ispartann acib yangnnda
musibetzedelerin elemlerine ben vidden itirk ediyorum. (...).
1371
Mektubat, 281, Yirmidrdnc Mektubun kinci Zeyli/Birinci Nkte.
1372
Tarihe-i Hayat, 588, Isparta Hayat/Bedizzaman Said Nursnin ve Talebelerinin 1950den Sonra Yazd
Mektuplardan Bazlar/Risale-i Nurun ciz Bir kirdi Hsrev.
1373
Barla Lhikas, 242, Yirmi Yedinci Mektuptan/Hfz Alinin Fkrasdr.
1374
Barla Lhikas, 81, Yirmi Yedinci Mektuptan/Hulsi Beyin Fkrasdr.
1375
Zlfikar Mecmuas, 441, Zlfikarn Htimesi/Hasan Feyzinin Mektubu.
1376
Sikke-i Tasdk- Gayb, 251, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Risale-i Nurun has kirdlerinden ve
ehemmiyetli eski muallimlerden ve iman kuvvetli olan byk muallimleri temsil eden Hasan Feyzinin (...);
Emirda Lhikas I, 105, Yirmiyedinci Mektuptan/ciz, Bire Talebeniz Hasan Feyzi.
394
Nur Risalelerinde birok kez tekrarlanan bu sz, byle kitaplar ve baz imam-
hatiplerin vaazlar ve hutbeleri vastasyla Kur'ana ve Snnete vkf olmayan halk
arasnda yaygnlamtr. lm disiplinden uzak bir biimde, Peygamberimize ve
hadis-i kuds olmasndan (?) dolay da Allaha atfedilen bu sz, sadece shhati
asndan deil, ayn zamanda manas bakmndan da ele alacaz.
Eflk, "feleku" isminin ouludur. Felek; yuvarlak kum tepesi, yuvarlak ve mteharrik
dalga, yldzn dnd boluk, yrnge, kendinde yldzlarn dnd gk anlamlarna
gelmektedir.1378
"Geceyi, gndz, gnei, ay yaratan odur. (Bunlarn) her biri bir felekte
(yrngede) yzmektedir."1379
"Ne gne aya eriebilir, ne de gece gndzn nne geebilir. Hepsi bir
felekte yzmektedir.1380
Gerek Said Nurs gerekse talebesi Hasan Feyzinin, bahis konusu sze
verdikleri mealde baarl olduklar sylenemez. Bu sz, yle tercme edilebilir:
Hadis-i kuds diye nitelenen bu szn shhati hadis limlerine gre yledir:
Saan: "(Bu hadis) phesiz mevzudur" dedi. Keza, Hulsa da da byledir. Lkin,
manas sahihtir. Deylem, bn Abbas (r.a.)tan merfuan unu rivayet etmitir:
"Cibril bana geldi ve dedi ki: Ya Muhammed! Sen olmasaydn cennet yaratlmazd, sen
olmasaydn nr (cehennem) yaratlmazd."
bn Asakirin rivayetini bnul-Cevz de uzun bir hadiste Selman (r.a.)dan merfu olarak
tahri etmi ve demitir ki: "phesiz mevzudur".1383
1377
Mektubat, 163; Zlfikar Mecmuas, 291, Ondokuzuncu Mektub/Mucizt- Ahmediyye/Onaltnc aret/nc
Ksm/Elhsl/Hiye.
1378
Mevlt Sar, el-Mevrid Arapa-Trke Lgat, Bahar Yaynlar, stanbul, 1179.
1379
Enbiy, 21/33.
1380
Ysn, 36/40.
1381
evkn, Fevidul-Mecma, 326.
1382
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, 288.
395
eyh Kar: "Lkin, hadisin manas sahihtir" dedi. Bunun zerine ben de derim ki:
Manasnn shhati ancak Deylemden yaplan nakil sabit olduktan sonra uygun olabilir. Ve ben
onun (el-Karnin) bu beyannn peine den (kabul edip, destekleyen) hi kimseyi
grmedim. Ben, bu hadisin senedi zerinde durmadm bile. Onun zayflnda hi tereddt de
etmedim. Zaten, Deylemnin bu konuda tek kalmas (hadisi baka tahri edenin olmamas),
1385
bize (hadisin zayfl konusunda) delil olarak yeterlidir.
Hadis tahricinde gzetilen ama, rivayet edilen haberin Allah Resulne nisbetinin
doruluunu tespittir. Eer hadis, salam bir senedle Resulullaha ulayorsa, ama
gereklemi olmaktadr. Hadisin muhtevas ile ilgili metin tenkidi, gerekiyorsa sz konusu
edilebilir. Ancak, elimizdeki bir sz, eer salam bir senede sahip deilse, o szn mcerred
doruluu, hadis olmasn gerektirmez. nk, sevgili Peygamberimiz btn doru ve gzel
szleri sylemekle memur deildir. Bu bakmdan, "Salam bir senedi yok; ama manas
1383
Nak. Sabb, Tahkk ve Talik, 288 (bnul-Cevz, Mevzt, 1/288-290).
1384
Suyt, Lelil-Masna, 1/272. el-Leldeki lfz yledir: "(...) Dnyay ve ehlini, seni stn tuttuumu,
katmda sana verdiim dereceyi, yeri bilsinler diye yarattm. Sen olmasaydn, dnyay yaratmazdm." eklindedir.
1385
Nak. Sabb, Tahkk ve Talik, 288.
Badll; hem El-Hfz Acln, hem de Aliyy-l Kar eserlerinde 'Levlke' sz mebnas itibariyle hads olmasa dahi,
mnas itibariyle doru ve haktr dediklerini, ayn kanaati bn-i Teymiyenin dahi izhar ettiini sylemektedir.
(Badll, Risale-i Nurun Kuds Kaynaklar, 371.)
bn Teymiye, "dem, ruh ile ceset arasnda iken ben peygamberdim." hadisinin izahnda Ebu Nuaymn Deliln-
Nbvvesinden bir hadisi nakleder ki, bu hadisin sonunda Allah Teal, dem (a.s.)e hitaben: "Muhammed, senin
soyundan son peygamberdir; ayet o olmasayd, seni yaratmazdm." buyurmaktadr. (bn Teymiye, Klliyat,
2/172.) Ancak, bn Teymiye bu hadise dayanarak bir ey iddia etmi deildir. Bu hadisi, yukarda belirtilen hadisin
izah babnda ahit olarak getirmi ve hadisin bir blmnden istifade etmitir. Zaten, onun bu hadisi naklederken,
hadisin zayfln ifade eden "ruviye" tabirini kullanmas, onun bu hadisi zayf kabul ettiinin delilidir. Byle bir
mesele zayf hadisler zerine bina edilemez. Zayf hadisler, zaten belli olan bir meseleyi kuvvetlendirmek iin
ahit olarak kullanlabilir.
Biz; bu hadisin manasn doru kabul eden mezkr kiilerin hadisten anladklar manayla, Nur Risalelerinde
hadise verilen manann rttn kabul etmiyoruz. yle ki: Mesel, doktor olmu bir ocuk babasna,
"Babacm, sen olmasaydn, ben doktor olamazdm." dediinde varlk sebebinin babas olduunu vurgulamaz.
Bilkis, kendisinin byyp yetimesinde babasnn rolne, okutup masraf ettiine, teviklerine... dikkat eker.
Ona olan minnetine parmak basar. Bu anlamda, Hz. Peygamberin syledii yle bir iir de vardr: "Allahm! Sen
olmasaydn; hidayete eremezdik, sadaka veremezdik ve namaz da klamazdk. (...)" (Buhr, Cihd ves-Siyer,
160/235; Mslim, Cihd ves-Siyer, 44/125.) Hz. Peygamber (s.a.v.), bu iirle yce Allaha kar aczini, minnetini,
krn dile getirmitir.
te, bu uydurma hadisin manas ancak bu anlamda doru olabilir. nsanln ve hatta lemlerin Hz. Peygambere
kar bir minnet borcu vardr. O, demolunun efendisidir ve lemlere rahmet olarak gnderilmitir. Yoksa, "O
yaratlmasayd, hibir ey yaratlmazd" gibi bir anlam yanltr ve Hristiyanlarn Hz. sa hakkndaki akidesiye
ayndr. Allah Teal, yaratmaya onunla balamad ve onu yaratmadan nce birok mahlk yaratt. O, yaratln
gayesi de deildir. Btn bunlar kaderle alakldr. Nitekim, Hz. Musa, Hz. deme "Ya dem! Sen bizim
babamzsn. Bizi cennetten karttrdn iin, bizleri mahrumiyete ve zarara drdn!" demitir ve iledii su
nedeniyle bana gelen musibetten dolay onu knamtr; ama Hz. dem, "Sen, Allahn benim yaratlmamdan
krk sene nce hakkmda takdir ettii bir eyden dolay m beni knyorsun?" diyerek kaderi salam bir kant olarak
ortaya koymutur. (Bak. Buhr, Kader, 10/20; Mslim, Kader, 2/13, 14,15, 16.)
396
Ahkmla ilgili hadislerde sahih veya hasen olma art aranrken, fezail, zhd, adab,
tergib ve terhib konularnda zayf hadisle amel edilebilmesi, limlerin bu tr hadislerin
rivayetinde, aratrmalarn, dikkatlerini ve itinalarn azaltm, fezail konularnda merduda
giden bir kapnn aralanmasna yol amtr. Zayfl iddetli olmayan hadisler lehine aralanan
bu kap, ileride, cehalet, menfaat ve hatta ihanet gibi sebeplerle alacak; daha ok vaz
konular arasnda yer alan fezail hadislerinde, vaiz ve kssaclar uydurma rivayetleri dahi bu
kapdan ieriye almaya sevk edecektir. Meseleyi bu adan deerlendirdiimiz zaman, vaz-
hadis ilikisinde, zayf hadislerle amel konusunun ehemmiyetini ok daha ak bir ekilde
grmek mmkn olacaktr.1387
1386
Mahmut Yeil, Vaz Edebiyatnda Hadisler, TDV Yaynlar, Ankara 2001, 189-190.
1387
Yeil, Vaz Edebiyatnda Hadisler, 179.
1388
Yeil, Vaz Edebiyatnda Hadisler, 182.
1389
Yeil, Vaz Edebiyatnda Hadisler, 221.
1390
Mslim, mn, 90/357.
397
Biz, Cenab- Halkn neyi niin, kimin iin yarattn Kur'an- Kerimden
aratralm.1392 Yce Allah yle buyurmaktadr:
"Hanginizin amelinin daha gzel olduunu denemek iin gkleri ve yeri alt
gnde yaratan odur. (...)"1394
"Eer Rabbin dileseydi, insanlar tek bir mmet yapard. Oysa, ihtilf edip
durmaktadrlar. Ancak Rabbinin merhamet ettikleri (bu ihtilftan) istisna tekil ederler.
Zaten, Allah, insanlar bunun iin yaratmtr. (...)"1398
1391
Burada yle bir itiraz serdedilebilir: Resulullah, "Eer ben olmasaydm" ifadesiyle, "Eer benim efaatim
olmasayd" eklindeki manay murat etmitir. Dolaysyla, sz konusu hadisin mevzuluuna getirdiiniz delil
kuvvetli deildir.
Cevap: Olabilir; ancak birok delil, sz konusu hadisin uydurma olduunu gstermektedir. Zaten, biz de
Resulullahn yukardaki ifadesini asl delilimiz olarak takdim etmiyoruz. Bu ifade, dier delillerimizi
kuvvetlendirmektedir. Hem nihayetinde sizinki bir yorumdur ve bu yorumunuz doru da olmayabilir.
1392
Naklettiimiz ayetlerin orijinal lfzlarna bakldnda; ayetlerde harf-i cerrinin getii ve bu harf-i cerrin
talil (sebep-neden bildirir, "iin" manasna, yerine gre de ...sebebiyle, ...nedeniyle, ...den tr, diye) bildiren
anlamda kullanld grlecektir.
1393
Mlk, 67/4.
1394
Hd, 11/7.
1395
Csiye, 45/22.
1396
Necm, 53/31-32.
1397
Talk, 65/12.
1398
Hd, 11/118-119.
1399
Arf, 7/179.
1400
Bakara, 2/30.
398
"Dorusu biz insan, imtihan etmek iin kark bir nutfeden yarattk. (...)"1403
"Arz zerinde sarslmaz dalar var etti, onda bereketler yaratt ve onda isteyip
arayanlar iin rzklar tam drt gnde takdir etti."1406
"bret alasnz diye her eyi ift ift (erkek, dii) yarattk."1411
1401
Ynus, 10/14.
1402
Ahzb, 33/72-73.
1403
nsn, 76/2.
1404
Zriyt, 51/56.
1405
Mide, 5/97.
1406
Fusslet, 41/10.
1407
Ynus, 10/5.
1408
Hicr, 15/16.
1409
En'm, 6/97.
1410
Ynus, 10/67.
1411
Zriyt, 51/49.
1412
Nahl, 16/8.
1413
l-i mrn, 3/133.
399
"(...) Gklerde ve yerde zerre arlnca hibir ey, ondan gizli kalmaz.
Bundan daha kk ve bundan by de apak bir kitaptadr. nanp iyi iler
yapanlar mkafatlandrmak iin (her eyi apak bir kitapta tespit etmitir). Onlar
iin mafiret ve gzel bir rzk vardr."1415
5.3.3. VELDET- NEBEV GECESNDE MEYDANA GELEN OLAYLAR
Bi'setten evvel bz hdiseler var ki, dorudan doruya birer mucizedir. Bunlar
oktur. Nmune olarak, mehur olmu ve eimme-i hads kabl etmi ve shhatleri
tahakkuk etmi birka nmuneyi zikredeceiz:
1414
l-i mrn, 3/131.
1415
Sebe', 34/3-4.
1416
Hadd, 57/25.
1417
l-i mrn, 3/144.
400
Muhammed Gazal, Fkhus-Siyrede der ki:
Hz. Muhammed (s.a.v.) Mekkede dnyaya geldi. Doumunda dikkati ekecek bir ey
yahut garip hller vuku bulmad. Tarihiler doduu gn, ay ve seneyi tam tayin
edememilerdir. Rivayetlerin ou doumunun Habelilerin Mekkeye hcum ettikleri 570
mild senesi Rebiulevvel aynn on ikinci gn olduunu gstermektedir. Hicretten 53 yl
nce.
Bazlar doduu gn, baz harikulde olaylar vuku bulduunu rivayet etmilerdir.
Kisra saraynn on drt direinin ykld, Mecuslerin atelerinin snd, Save Gl battktan
sonra etrafndaki kiliselerin ykld rivayet edilmitir. Bu manada Busayrnin bir de iiri
vardr.
Btn bu szler, doru dncenin ters ekilde ifadesidir. nk, gerekten Hz.
Muhammed (s.a.v)in doumu, zulmn sona erdiine ve zamannn getiine ve zulm
almetlerinin paralanacana iarettir. Musa (a.s.)nn doumu da ayndr. Grmez misin?
Allah, Firavunun zulmn ve insanlarn onun azgnlna boyun emesini tavsif ederken
klelerin hrriyete kavuturulaca ve ezilmilerin kurtulacan iln etmi ve bu ileri yapacak
kahraman bize u ayetlerle anlatmt:
"Biz Musann annesine yle ilham ettik: 'ocuu emzir! Bana bir ey gelmesinden
korkunca da onu hemen sanda koyup Nil nehrine brak...'" (Kasas, 28/7)
Hz. Muhammed (s.a.v.)in peygamberlii madd ve manev hrriyet iin lemin tand
en nemli olaydr. Kur'an askerleri, tarihin en adil insanlardr. Zalim ve diktatrlerin ban
dndrm, kuvvetlerini krm, tautlar pe pee devrilip gitmitir.
1418
Mektubat, 161-162; Zlfikar Mecmuas, 289, Ondokuzuncu Mektub/Mucizat- Ahmediyye/nc Ksm.
1419
Muhammed Gazal, Fkhus-Sre, ev. Resul Tosun, Risale Yaynlar, stanbul 1987, 69-70.
401
(...)
Bakn ne hle getirmi ki cehlimiz dni:
Hurfeler brm en temiz menbiini.
Deil hakyk er'in, bugn, bedhiyyt
Bil-mnkaa ikrr olunmuyor... Heyht!
Kitb, snneti, icm kaldrp attk;
Havss maskara yaptk, avm aldattk.
Ykp erati, bambaka bir bin kurduk;
Nebiye atf ile binlerce herze uydurduk!
O hli buldu ki cr'et: "Yeczu fit-tergb..."1420
Karr- erzeli fetv kesildi!... Hem ne garb,
Hadsi vaz'ediyorken sevb uman bile var!
Sevb var m imi bir zaman gelir, anlar!
Cihn titretiyorken nid-y "Men kezebe..."1421
itmiyor mu, nedir, bir bakn u b-edebe:
Lisn- pk-i Nebden yalanlar uyduruyor:
Sklmadan da "sevb iledim" deyip duruyor!
Dnmedin mi girerken eratin kanna?
Cinyetin kalacak zanneder misin yanna?
Sevb mid ediyor ha! Deyin ki nmerde:
"Sevb sen greceksin huzr- maherde!
Tepende gezdirecek rad- intikamn Hak,
Ki yldrmlar beyninde kaynayp duracak.
Yakandan inmeyecek dest-i kahr husrnn...
Nasl iner ki, nnden kap da nrnn,
Civr- nr- nbvvette mltec bulsan;
Bu trl kurtulu imkn yok ya... Kurtulsan;
u izdihmn elinden -ki belki bir milyar
Nfs- hsiredir- kamak ihtimali mi var?
Bugn fesdna kurban olan zavalllarn
Vebli boynuna yklenmesin mi yoksa, yarn?
Kolay m mmeti idll edip sefl etmek?
Kolay m dni hurft iinde inletmek?
Niin Kitb- lhyi pyiml ettin?
Niin erati murdr elinle kirlettin?
1420
"bdete tevik maksadiyle olursa hadis uydurmak cizdir" mnsna!
1421
"Kim benim azmdan bile bile bir hadis uydurursa varaca yer cehennemdir" melindeki Hads-i erf.
402
6. BLM
zellikle, Allah adam Hz. Abdlkadir, Gavs- Azam, "ol" der "olur" dairesinin
kutbu (...)1423
(...) mematnda dahi hayatndaki gibi dim tasarrufu bulunduu tasdik edilmi
olan bir kahraman- velyet (...)1426
1422
Mehmet kif, Safaht/Drdnc Kitap/Fatih Krssnde/Viz Krsde.
1423
Barla Lhikas, 234, Yirmiyedinci Mektuptan/Galibin Fris fkras Keramet-i Gavsiye mnasebetiyle
yazlmtr/18.
1424
Sikke-i Tasdk- Gayb, 15-16, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/aml Hfz Tevfik.
1425
Sikke-i Tasdk- Gayb, 180, Sekizinci Lem'a/eyh-i Geylnnin -kendinden sekizyz sene sonra- gayb in
gzyle haber verdii bir hdise-i Kur'aniyedir/Beinci Vecih.
1426
Sikke-i Tasdk- Gayb, 187, Sekizinci Lem'a/u Keramet-i Gavsiye Mnasebetiyle Nokta Beyan
Edilecek/nc Nokta.
403
Evet, hi phe etmeyiniz ki, bu tevecchleri ihlasa binaen gelir. Eer bilerek
bu ihls krsanz, onlarn tokadn yersiniz. (Onuncu Lem'adaki efkat tokatlarn
tahattur ediniz.)1427
(...) ruhnleri lem-i ervahtan gnderip beer sretine temessl ettiren, hatt
lm evliyalarn oklarnn ervahlarn cesed-i mesliyle dnyaya gnderen bir
Hakm-i Zlcell (...)1428
Nur Risalelerinde sarf edilen bu szlere ancak "ilh, ulhiyet, ulhiyet tevhidi
ve irk" konularn ileyen kitaplarla cevap verilebilir. Bizim burada yapabileceimiz,
zikredilen konulara ancak ksa bir giri mahiyetinde olacaktr.
"Gklerin ve yerin mlk Allahndr. Yaatan, ldren odur. Sizin iin Allahtan
baka ne bir dost, ne de bir yardmc vardr."1433
1427
Rehberler, 261; Lem'alar, 162, Yirminci Lem'a/hls Hakknda/nc Dsturunuz;
1428
Mektubat, 54, Onbeinci Mektub/Drdnc Sulinizin Meli.
1429
Mektubat, 6. Birinci Mektub/Drdnc Tabaka-i Hayat.
1430
Zmer, 39/62.
1431
Bakara, 2/107.
1432
l-i mrn, 3/189.
1433
Tevbe, 9/116.
1434
Furkn, 25/2.
404
irk, Allaha mahsus olan sfatlardan herhangi birini, mnezzeh ve yce Allahtan
bakasna isnat etmektir. Bu sfatlar KN FE YEKN ("ol" der olur) ile tabir edilen irade ile
lemde tasarruf etmek, yahut hastaya ifa icad, rzkn daraltacak yahut fke sebebiyle onu
hasta yapacak, yahut bedbaht edecek derecede bir ahsa lnet etme ve gcenme,
fkelenme, yahut bir ahsa rzkn geniletecek, bedenine salk verecek, kendini mes'ut
1435
klacak derecede rahmet etmek gibi sfatlardr.
"Gkleri ve yeri hak (ve hikmet) ile yaratan odur. 'Ol' dedii gn, oluverir. Sz
haktr. (...)"1436
"Biz bir eyi(n olmasn) istediimiz zaman, syleyeceimiz sz, sadece ona
'ol' dememizdir, derhl oluverir."1437
"Allah, elileri toplayaca gn: 'Size ne cevap verildi?' der. 'Bizim bilgimiz yok,
gizlileri bilen yalnz sensin' derler."1439
Onlar yle demek istemilerdir: "Bizim hibir bilgimiz yoktur. Bizim bildiimiz, ancak
onlarn bize, biz hayatta iken vermi olduklar cevaplardr. Biz, vefat ettikten sonra, onlarn ne
yaptklarn bilemiyoruz. Ceza ve mkfat, insann hatimesine (son anna) gredir. Onlarn
hatimesi ise, bizce malm deildir." te bundan dolay peygamberler, "Bizim hibir bilgimiz
yok. phesiz gayblar hakkyla bilen sensin" demilerdir.1440
"Ve yine Allah demiti ki: Ey Meryem olu sa, sen mi insanlara: 'Beni ve
annemi, Allahtan baka iki Tanr edinin' dedin? 'H, dedi, sen ycesin, benim iin
gerek olmayan bir eyi sylemek bana yakmaz. Eer demi olsam, sen bunu
bilirsin, sen benim nefsimde olan bilirsin, ben senin nefsinde olan bilmem, nk
gayblar bilen yalnz sensin, sen! Ben onlara: Benim Rabbim ve sizin Rabbiniz olan
Allaha kulluk edin diye senin bana emretmi olduundan baka bir ey sylemedim.
1435
Dihlev, Fevzul-Kebr, 6.
1436
En'm, 6/73.
1437
Nahl, 16/40.
1438
Meryem, 19/35.
1439
En'm, 6/109.
1440
Rz, Tefsr-i Kebr, 9/275.
405
Ben onlarn iinde olduum srece onlar kolladm, fakat sen beni vefat ettirince
onlar gzetleyen yalnz sen oldun. Sen her eyi grensin!'"1441
bn Abbas (r.a.) yle demitir: Resulullah (s.a.v.) bir hutbe verdi de:
"Ey insanlar! phesiz sizler (kyamet gnnde) Allahn huzuruna yaln ayakl,
plak ve erlik yerleriniz snnetsiz olarak toplanacaksnz." buyurdu.
Bundan sonra u ayeti okudu: "O gn g, yaz tomarlarn drer gibi toplarz.
lk yaratmaya baladmz gibi onu iade ederiz. zerimize sz; biz bunu mutlaka
yapacaz." (Enbiy, 21/104)
mam Mslimin rivayet ettii bir hadiste de, Hz. Peygamber (s.a.v.):
-Dnn, bir adamn siyah yaz atlar arasnda ayanda ve alnnda beyazlk
bulunan bir at olsa, atn tanmaz m? diye kar bir soru sordu. Onlar da:
1441
En'm, 6/117.
1442
Buhr, Tefsr, 113/147. mam Buhr, hadisin Kitbul-Enbiydaki rivayetinde unu ekler: Kabisa: "Onlar, Ebu
Bekir zamannda dinden dnen mrtetlerdir. Ebu Bekir onlarla harbetti" demitir.
406
'Hey, buraya gelin!' diye sesleneceim. Bana: 'Senden sonra onlar da (inanlarn ve
amellerini) deitirdiler.' denecek. Ben de: 'Uzak olun! Uzak olun!' diyeceim.1443
"Ancak iitenler (arya) icabet eder. llere gelince; Allah onlar diriltir, sonra
ona dndrlrler."1444
Esasen, insanlarn ilh edindii eye dua etmesine, ondan yardm dilemesine sebep
olan dnce, phesiz ki onun tabiat kanunlar zerinde hkmn geirmeye ve tabiat
kanunlarnn nfuzu haricinde bir kuvvete malik olduunu kabul etmeye gtren
dncedir.1447
"Allah yolunda ldrlenleri ller sanma; hayr, onlar diridirler. Rableri katnda
rzklanmaktadrlar."1448
1443
Mslim, Tahre, 12/39.
1444
En'm, 6/36.
1445
Nahl, 16/20-21.
1446
Mevdd, Tefhimul-Kur'n, 3/19.
1447
Mevdd, Kur'ana Gre Drt Terim, ev. Osman Cilac-smail Kaya, Beyan Yaynlar, 20.
1448
l-i mrn, 3/169.
407
-Ey Allahn Resul, babam ehit oldu, arkasnda bor ve (baklmas gereken
bir) aile brakt, dedim. Resulullah (s.a.v.):
1449
Tirmiz, Tefsr, 4/3196. Tirmiz, "hadis hasen-gariptir" dedi. bn Mce de yine hasen isnatla rivayet etmitir.
Hkim de rivayet edip "isnad sahih" demitir (Munzir, Tergb ve Terhb, 3/217). Hadisi bn Merdye iki ayr
senetle; Beyhak, Eb Ubde el-Ensr hadisinden ve Cabire varan bir senetle hadisin bir baka eklini rivayet
etmitir. (bn Kesir, 4/1443)
1450
Eb Dvud, Cihd, 25/2520. Hkim de rivayet etmi, "isnad sahihtir" demitir. (Munzir, Tergb ve Terhb,
3/234). Hadisi mam Ahmed ve bn Cerir de rivayet etmilerdir. (bn Kesir, 4/1442).
408
-Herhangi bir eyin artrlmasn ister misiniz? Derhl sizin iin artraym,
buyurdu. Onlar da:
-Artmasn dilediiniz bir ey var m? Derhl sizin iin artraym, buyurdu. Onlar
(Rablerinden bir ey istemeden) braklmayacaklarn grnce:
-Ey Rabbimiz, yeniden senin yolunda ldrlmemiz iin dnyaya geri dnmek
zere, bizim ruhlarmz bedenlerimize geri evirmeni istiyoruz, dediler. (Bu
olmaynca) derler ki:
mam Ahmedin Msned inde rivayet edilen bu hadis mminlere; ruhlarnn cennette
dolaaca, cennet meyvelerinden yiyip, onun gzellik ve sevinlerini grecei, Allahn
kendileri iin hazrlam olduu erefi mahede edecei mjdesini iermektedir. Aziz ve
sahih bir isnatla rivayet edilen bu byk hadiste drt mezhepten nn grleri
toplanmtr. yle ki:
ehitlerin ruhlar ise -daha nce getii zere- yeil kularn iinde olup, dier
mminlerin ruhlarna nispetle yldzlar gibidir. Onlar bizzat kendileri uarlar.
1451
Tirmiz, Tefsr, 4/3197-3198. Tirmiz, "hadis hasen-sahihtir" dedi.
1452
bn Kesir, 4/1443-1444.
409
6.1.1. K AYNI ANDA BRDEN FAZLA YERDE BULUNABLR M?
YA DA
DRLERE GLERNN YETMEYECE EYLERN SNADI
(...) ruhnleri lem-i ervahtan gnderip beer sretine temessl ettiren, hatt
lm evliyalarn oklarnn ervahlarn cesed-i mesliyle dnyaya gnderen bir
Hakm-i Zlcell (...)1454
(...) Cebrail hem Sidrede, hem sret-i Dihyede, meclis-i Nebevde, hem kim
bilir ka yerde!.. Azrailin bir anda Allah bilir ka yerde, ruhlar kabzediyor.
Peygamberin bir anda, hem kef-i evliyada, hem sdk ryalarda mmetine grnr,
hem Hairde umum ile efaatle grr. Velilerin abdl, ok yerlerde bir anda zuhur
eder, grnr.1455
Nuran ruhlarn aksidir. u akis, hem hayydr, hem ayndr. Fakat yinelerin
kabiliyeti nisbetinde tezahr ettiinden, o ruhun mahiyet-i nefsl-emriyesini tamamen
tutmuyor. Mesel: Hazret-i Cebrail Aleyhisselm, Dhye suretinde Huzur-u Nebevde
bulunduu bir anda Huzur-u lhde hametli kanatlariyle Ar- Azamn nnde
secdeye gider. Hem o anda hesapsz yerlerde bulunur. Evamir-i lhiyyeyi tebli
ederdi. Bir i, bir ie mni olmazd. te u srdandr ki mahiyeti nur ve hviyeti
nuraniye olan Hazret-i Peygamber Aleyhissalt Vesselm, dnyada btn
mmetinin salvatlarn birden iitir ve kyamette btn asfiya ile bir anda grr.
Birbirisine mni olmaz. Hatt evliydan, ziyade nuraniyet kesbeden ve abdl denilen
bir ksm, bir anda birok yerlerde mahede ediliyormu. Ayn zat, ayr ayr ok ileri
gryormu.1456
Sual: Hazret-i Azrail birdir; bir anda, her yerde eceli gelenlerin ruhunu
kabzeder. Hazret-i Cebrail, Sirdetl-Mntehada suret-i hakikiyesinde olduu anda,
"Dhye" veya bakasnn suretinde, Meclis-i Nebevide iman ve slmn erknn
1453
Mu'minn, 23/99-103.
1454
Mektubat, 54, Onbeinci Mektub/Drdnc Sulinizin Meli.
1455
Szler, 657, Lemet/Temessln Aksam Muhtelifedir; Lemet, 25, ekirdek iekleri/Mebhaslar/
Temessln Aksam Muhtelifedir.
1456
Szler, 178; Tlsmlar Mecmas, 29-30, Onaltnc Sz/Birinci ua/ncs;
410
soruyor veya tebli eder. Daha, yalnz Allah bilir ka yerlerde bulunuyor. Hazret-i
Peygamber demi:
"Men ran fil-menmi fekad ran hakkan" Mns: Kim beni uykuda (ryada)
grrse, o gerekten beni grmtr.
Cevap: Bir nraninin timsali, onun hsiyetine maliktir; hem gayr deildir. u
leme kar alan lem-i suver ve misalin bir penceresi olan ecsam- effafeden
ayineler, ecsam- kesifenin hssasz eklini alr; fakat nurninin timsaliyle beraber
hassa-i zatiyesini de alr.
Mesel: Bir adam, binler ayine ortasnda dursa, herbir ayinede ayn ahs
bulunur; fakat ruhsuz, hissiz, fikirsiz birer ahstr.
Lkin ems binler yinede temessl etse, herbir timsal endan emsin
azamet-i mahiyetine ve mertebe-i kemline mlik deilse de lkin emsin hissi
hkmnde olan harareti, hayat hkmnde olan ziys, akl hkmnde olan tenviri,
havass- selaseyi cmidir. Nrninin timsali hayy- murtabittir. Kesifin timsali, meyyit-i
mteharriktir. Ruh, en mnevver bir nurdur. Tahdidi kabul etmeyen lem-i misalin
pencerelerinde temager bir ruhun gayr- mahsr timsallari de, birer ruh-u
mtecessittir. Havassna maliktir, onun gayr deillerdir.1457
Btn mminler, Cenab- Hakkn her yerde hazr ve nazr olduuna inanr.
Bylece, Allah Tealy her eyi, her yeri bilmek ve grmekle tavsif ederler. Said
Nursnin bu ifadelerinden, Allahn bu sfatlarna kullarnn da sahip olduu (?)
anlalmaktadr. imdi, Said Nursnin bu karmnn ncllerini ele alalm:
"Melekler ve Ruh (Cebrail), ona, sresi elli bin yl olan bir gnde
kabilmektedir."1458
Azrail (a.s.)in ayn anda birok yerde, eceli gelenlerin ruhunu aldna dair de
bir delil yoktur.
Kur'an- Kerimin hibir yerinde ve hibir sahih hadiste, btn kinatta bir tek lm
meleinin olduu bildirilmemitir. Kur'an- Kerimden bir tek melein ruhlar kabzettii manas
1457
ctimi Reeteler I, 201-202, Tulat/Hadsi Bir Hakikat.
1458
Meric, 70/4.
411
da anlalmamaktadr. Aksine, eitli ayetlerde ruhlar kabzedip teslim alan meleklerin oul
1459
ekimi ile zikredildikleri grlmektedir.
"Melekler, canlarn alrken kendilerine yazk eden kimselere: 'Ne ite idiniz?'
derler. (...)"1460
"Melekler, iyi insanlar olarak canlarn ald kimselere de: 'Selm size,
yaptklarnza karlk cennete girin!' derler."1464
Bu ayetlerden anlalyor ki, byk bir lm melei (Azrail)nin emri altnda ruhlar
kabzedip teslim almakla grevli daha baka pek ok melek vardr. Bu, aynen byk bir eytan
(blis)n emri altnda dnya zerinde yaylm pek ok eytann bulunmasna benzer.1466
Cebrail ve Azrailin yapt bir iin bir dier ie mni olmadn iddia etmek de
yanltr. Geri, insanlar da kabiliyetleri lsnde ayn anda birden fazla i
yapabilmektedirler. Cebrail ve Azrailin de ayn anda yapabilecei i says,
insanlarnkinden fazla olmasna karn, nihayetinde snrldr. Bizim anlatmak
istediimiz, sonsuz ve mutlak kudretin sadece Allaha mahsus olduudur.
"Gklerde ve yerde olan herkes ondan ister. O, her gn (her an) bir itedir."1467
1459
Mevdd, Meseleler ve zmleri, 3/292.
1460
Nis, 4/97.
1461
En'm, 6/61.
1462
En'm, 6/93.
1463
Arf, 7/37.
1464
Nahl, 16/32.
1465
Muhammed, 47/27.
1466
Mevdd, Meseleler ve zmleri, ayn yer.
1467
Rahmn, 55/29.
1468
Rad, 13/2.
1469
Secde, 32/5.
412
Bir tek melein btn yeryznde her len kiinin ruhunu tek bana kabzettiini farz
etsek bile yine de bu, Allahn o melee belirli bir zaman dilimi iin bahettii g ve yetki
demektir. O hlde, btn kinatta her yerde hazr ve nazr olan Allahn bu sfatlar ile o
melein ne ilgisi vardr? Ve buradan kyas yoluyla Hz. Peygamber (s.a.v.)in her yerde
olduu, her eyi grd sonucuna varabilir miyiz? Bu iki konu arasnda ne gibi ilgi ve
1470
mnasebet var ki birbiriyle kyaslanabilsin, birbirine benzetilebilsin?
Bir dier ncl, Hz. Peygamber (s.a.v.)in btn mmetinin salvatn birden
iittiidir. Bu iddia da, Snnete tamamen aykrdr ve delilden yoksundur. Hz.
Peygamber, kendisine getirilen salvat duyduunu deil, salvatn kendisine
ulatrldn bildirmitir:
"Bana bir defa salt edene, Allah on defa salt eder. Bir melek, getirdii
salvata vekil tayin edilmitir, onu bana tebli eder."1471
"Nerede olursanz olun bana salt edin! phesiz, salvatnz bana tebli
edilir."1473
"Muhakkak ki, Allah kabrime bir melei vekil eder ve ona yaratklarn isimlerini
verir. Kyamet gnne kadar her kim bana salt ederse, o melek bunu bana onun ve
babasnn ismi ile ulatrr: 'u fuln olu fuln sana salt etti.' der."1474
"(...) Cuma gn bana salt oaltnz! nk, saltnz bana arz olunur."
Ashap:
1470
Mevdd, Meseleler ve zmleri, 3/293.
1471
Munzir, Tergb ve Terhb, 3/512. Hadisi, Tabern, Kebrde rivayet etmitir.
1472
Munzir, Tergb ve Terhb, 3/513. Hadisi, Nes ve Sahhte bn Hibbn rivayet etmilerdir.
1473
Munzir, Tergb ve Terhb, 3/513. Hadisi, Tabern Kebrde hasen isnad ile rivayet etmitir.
1474
Munzir, Tergb ve Terhb, 3/514. Hadisi, Bezzar rivayet etmitir.
1475
Munzir, Tergb ve Terhb, 3/519. Hadisi, bn Mce ceyyid isnadla rivayet etmitir.
413
-Ey Allahn Elisi, saltmz sana nasl arz olunur? Hlbuki siz, rm
olacaksnz, deyince, Resulullah:
Hz. Peygamber (s.a.v.)in kyamette btn asfiya ile bir anda grt ve bu
grmelerin birbirine mni olmad da doru deildir. Bu da ncekiler gibi
mesnetsiz bir iddiadr.
(...) Kk bir ocuun, caiz (mmkn) olan eyleri caiz, muhl olan eyleri muhl
kabul etmesi: kinin birden ok olduunu, bir adamn bir anda iki yerde bulunamayacan
bilmesi gibi zarur ilimlerdir.1477
Yukarda anlattmz akln, drt aksamndan yalnz ikincisi olan zarur ilimlerden baka
dier ksmnda insanlar arasnda ayrlk vardr. kinci manadaki, mmkn olan eylerin
olabileceine, mmteni olanlarn da olamayacana dair olan ilm-i zaruriye dellet eder. ki
adedinin birden ok olduunu bilen, bir cismin (ve bir kiinin) bir anda iki yerde
bulunamayacan, bir eyin hem hdis, hem de kadim olamayacan bilen akl sahibi kat'
olarak akln anlayaca buna mmasil dier eyleri de bilir. Bunda ayrlk yok. (...)1478
Grld gibi, mam Gazal bir eyin ya da bir kiinin ayn anda iki yerde
olamayaca bilgisinin "zarur ilim"den olduunu belirtmektedir. Bizim u anda
yaptmzn ikinin birden byk olduunu ispat etmekten fark yoktur.
Bu, bir cismin ya da kiinin ayna anda birden fazla yerde bulunabileceini
deil, fakat ok ksa bir srede bir yerden baka bir yere nakledilebileceini ya da
1476
Munzir, Tergb ve Terhb, 3/520. Hadisi; Ahmed, Eb Dvud, bn Mce, Sahihte bn Hibbn ve Hkim rivayet
etmilerdir. Hkim, hadisin sahih olduunu belirtmitir.
1477
Gazl, hy, 1/216.
1478
Gazl, hy, 1/221.
1479
Neml, 27/38-40.
414
gidebileceini gsterir. Bu, eriilen hzla ilgilidir. ok ksa da olsa, yine de bu nakil
belli bir srede gereklemitir. nsanlk bugn ses hzn gemitir. Yarn ne
olacan Allah Teal bilir. Belki de uzay filmlerinde seyrettiimiz nlama da
gerekleir. Bizim burada zerinde srarla durduumuz konu, ne kadar ksa olsa da
bunun da belli srede gerekleeceidir, belli bir zaman dilimine ihtiyac olacadr.
Said Nurs ise, bir kiinin bir ok yerlerde mahede edildiini, zuhur edip
grndn ve bu mahede edilenin hem hayy (canl), hem de o kiinin ayns
(kendisi) olduunu sylyor ki, ite mmkn olmayan ey de budur.
Denilse ki: Resulullah (s.a.v.)n bedeni bir tane olduu hlde ve bir yerde bulunmas
lzm iken, bir anda bir ok yerde tannm suretinde grlmesi nasl olur?
Biz deriz ki: Bu tebeddlt, Resulullah (s.a.v.)n zatnda deil sfatnda olur. yleyse,
Resulullahn zat Cenab- Allahn istedii yerde bulunur.
Onun sfat zihinlerde ve idraklerde hayaldir. Onun iin, mesafe yaknl ve gzlerin
gerekten grmesi art deildir. Bu hayal olunann da zahiren yer zerinde dnyev
yaamasyla art deildir. Ancak, mevcut olmas arttr.
mam Kurtub, ryada Resulullahn zatnn hakikaten grlmesini iddetle inkr etmi
ve demitir ki: "Ryay hakikate iltizam eden ve azna alan kimse mecnundur ve bunamtr.
Eer rya hakikat olarak kabul edilirse, herkesin Peygamberimizi baka bir surette
deil, son nefesindeki suretinde grmesi lzm geldii gibi, iki kimsenin de ayn anda
Peygamber (s.a.v.)imizi grmemeleri lzm gelir."
Kim, grlen kiinin bizzat daha nce len bir kimse olduunu sanr ve bunu iddia
ederse, bunu cahilliinden dolay yapmaktadr. Bu sebeple de bylesi bir durum ne
sahabeden, ne de gzelce onlarn yolunda giden tbindan birisinin bana gelmitir.
Byle bir ey gren ya da grdn syleyenlere inanan bazlar, bir kiinin ayn
anda iki ayr yerde olabileceine inanm, bylece de apak makul bir eye aykr
davranmtr.
1480
eyh Aladdin, mam Nevevnin Fetvalarnn erhi, 341-342.
415
Bunlardan bir ksm, grntnn, grlen eyin cism-i ltifi olduu veya ruhniyeti, ya
da tecessm etmi manas olduu yanlgsna kaplmakta, bunun o grlen ahsn klna
girmi bir cin olduunu anlayamamaktadrlar.
Grnenin melek olduunu sananlar da vardr. Oysa melek, birok bakmdan cinden
ayrlmaktadr. Bir kere cin taifesi arasnda kfir, fask ve cahil olanlar bulunduu gibi, mmin
olup Hz. Muhammed (s.a.v.)in yolundan gidenleri de vardr. Bunlarn cinler ve eytanlar
olduunu bilmeyen birok kii, onlara melike gzyle bakmaktadr.
eytanlar, arzu ettikleri irki, fsk ve isyan irtikap eden kimseye yardm ederler. Bazen
aa vurmas iin ona gayba dair birtakm eyleri haber verirler. Bazen ldrme, hastalk
verme ve benzeri ekillerle onun eziyet etmek istedii kimselere eziyet ederler. Bazen
insanlar arzulad kimselere ekerler. Bir baka zaman insanlardan para, yiyecek, giyecek
gibi eyler alarak onlar bu kimseye gizlice getirip verirler; o adam da bunu, evliyann
kerametinden sanr. Hlbuki, getirilen mal, alntdan baka ey deildir. Bazen de onu
havada tayp uzak bir yere gtrrler. Bu kabilden olmak zere eytanlarn, arefe akam
Mekkeye gtrp sonra geri getirdikleri kimseler vardr. Mslmanlarn ifa ettii gibi bir hac
yapmayp ihrama girmedii, telbiyede bulunmad, Kbeyi tavaf etmedii, Safa ve Merve
arasnda say yapmad hlde, bu adam da byle bir eyin keramet olduuna inanr.
Malmdur ki bu, byk bir sapklktr.
Bylelerinden, er' bir umre tarznda olmakszn Kbeyi tavaf iin Mekkeye gidenler
vardr ve bunlar mkata (Mekkeye dardan gelenlerin ihrama girmeleri gerekli yere)
geldikleri zaman ihrama girmezler. Yine malmdur ki, ibadet amacyla Mekkeye ynelen
kimsenin mkat ancak ihraml olarak gemesi mmkn ve gereklidir. Kii Mekkeye ticaret, bir
yaknn ziyaret veya ilim tahsili iin hareket etse bile ayn ekilde mkatta ihrama girmek
zorundadr. Bu durumda ihrama girmek acaba vacip midir, yoksa mstehap m? Bu hususta
limlerin iki ayr mehur gr vardr ki bu, hacimli bir meseledir.
Bazs, bunun bir melek olduunu iddia eder. Ama melekler, mriklere yardm
etmezler; dolaysyla bunlar ancak onlar Allahn yolundan saptran eytanlardr.
Dier grup ise, bunlarn Allahn veli kullarnn kerametleri olduuna inanr.
Birinci grup, "Bu, harite hakikati olmayan ve sadece onlarn nefislerinde cereyan
eden bir hayalden ibarettir" demektedirler. Onlar bu grlerini topluluktan toplulua
aktardklarnda byle bir eyi gren ve mevcut olarak bizzat mahede eden veya harite
mevcut olarak gren kimselerin haberlerine dayal olarak deta bu husus tevatr derecesine
ulaan ve durumun kendisine, doruluundan phe etmedii kimselerin haber verdii
kiilere bakacak olursak; birinci grubun bu tutumu, ite lnn gelip konutuunu mahede
eden, gvenilir haberlerle bunu kabullenen bid'at ehlinin ve mriklerin davalarnda sebat ve
inat etmelerinin en byk sebeplerinden biridir.
Sonra byle bir eyi kabul etmeyip reddedenler, daha sonra benzer bir eyi gzleriyle
grdkleri zaman, bu durumun kendi bana geldii kimseye itaat eder, ona boyun eer ve
onun Allahn veli kullarndan olduuna inanverirler; hlbuki onlar bir taraftan da
bilmektedirler ki, bu kii Allahn farizalarn, hatta be vakit namazn dahi eda etmemekte, ne
Allahn haram kld eylerden, ne rezaletlerden, ne de zulmden saknmakta, aksine
Cenab- Hakkn:
"yi bilin ki, Allahn dostlarna korku yoktur, onlar zlmeyeceklerdir de. Onlar iman
edip takva zere olanlardr." (Ynus, 10/62-63) ayetinde veli kullarn kendisiyle vasflandrd,
insanlar iinde iman ve takvadan en uza durumunu arz etmektedirler.
Bunlar arasnda, slmdan irtidat edip yz-geri dnenler, namaz klmayan, hatta
peygamberlere doru drst inanmayan, onlara hakaretler edip noksanlk nispet edenler iin
"Allahn muttaki velilerinin en byklerinden" diye inan besleyenler vardr.
Bunlarn bir ksm da akn, mtereddit, pheli, endieli bir durumda kalmtr; kfre
doru bir adm ilerler, sonra dier admn slma doru atar; ama ou zaman kfre,
imandan daha yakn durumdadr.
Bunun sebebi, aslnda onlarn velilik artlarna hi de uymayan eyleri bu hususta delil
kabul etmeleridir. Oysa kfirlerin, mriklerin, sihirbazlarn ve khinlerin yannda onlara
bunun kat kat fazlasn yapan eytanlar vardr. Nitekim Cenab- Hak buyurur:
"Size haber vereyim mi, eytanlar kimler zerine inerler? Onlar, her gnahkr
yalancnn zerine inerler." (uar, 26/221-222)
Sapk ve cahil biriyse, bu hllerin, onlarn imanlarnn ve Allahn veli kullar olularnn
bir sonucu olduunu sanrlar. Bu zan, bu cahil kiinin Allahn velileri ile eytann dostlarn
ayrt edecek salam bir kstasa sahip olmayndan ve velilik konusunda delil kabul ettii bu
417
hllerin slma mntesip olanlardan ziyade mriklerden olsun, ehl-i kitaptan olsun kfirler
iin geerli olduunu bilmemesinden kaynaklanmaktadr. Delil, medll (iaret ettii eyi)
gerektirir ve ona mahsustur, medll olmakszn delil bulunmaz; bu hller kfirlerde,
mriklerde ve ehl-i kitapta da bulunduuna ve deil velilik, iman dahi gerektirmeyip, buna
mahsus olmadna gre veliliin delili olmas mmkn deildir.
(...) Burada demek istiyoruz ki, putlarn yannda gayba ait bilgilerin, herhangi bir
ihtiyacn giderilmesini salayan eylerin, bunlara benzer ve sairenin haber verilmesi tarznda
duyduklar ya da grdkleri eyler, mrikleri sapkla dren sebeplerin en
nemlilerindendir. Bu kiilerden birisi kabrin yarlp iinden nuran simal bir eyhin ktn,
kendisini kucakladn veya kendisiyle konutuunu gzleriyle grd zaman, sanr ki bu
kan, orada medfun olan peygamber veya eyhtir; oysa ki kabir yarlmamtr, eytan bu
kiiye yle gstermitir. Ayn ekilde, byle birisine duvarn yarlp iinden bir insan suretinin
ktn gsterdii gibi. Hlbuki bu durumda da grnen, insan suretine brnerek ona
kendisini duvardan km gibi gsteren eytandan bakas deildir.
Bu kimselerden bir ksm, bu lnn bir cenaze merasimine katldn, kendi elinden
tuttuunu ve erbabnca bilinen eitli eyleri yaptn dahi grebilir.
Btn bunlar aklamaktadr ki, lmlerinden sonra kabirleri banda veya uzaktan
peygamberlere ve salih kullara dua edip yakaranlar, aynen yldzlara yakaran ve meleklerle
peygamberleri rabler edinenler gibi, Allahtan bakasna dua eden mriklerdendir.1481
u ayet-i kerime, her yerde hazr ve nazr olann sadece yce Allah olduu
hususunda ne kadar belidir:
Burada, harika bir hdiseyi nakletmeden geemeyeceiz. yle ki:
1481
bn Teymiye, Klliyat, 1/248-253.
1482
Mcdele, 58/7.
418
-Ne iin Bedizzaman arya kardnz? imdi arda grdm. Mdr de:
Bakarlar ki, stad yerindedir. Bu hrika vka adliyede ayi olur. Hakimler: "Bu
hale akl erdiremiyoruz" diye birbirlerine naklederler.
Aynen bunun gibi bir vaka da, Bedizzaman Denizli hapsinde iken olmutur.
stad, halk, iki- defa muhtelif camilerde sabah namaznda grr. Savc iitir.
Hapishane mdrne prhiddet:
Eskiehir hapishanesinde iken de; bir Cuma gn, hapishane mdr, ktip ile
otururken bir ses duyuyor:
Mdr:
diye cevap veriyor. Kendi kendine: "Herhalde, Hoca Efendi kendisinin hapiste
olduunu ve darya kamyacan bilmiyor" diye sylenir ve odasna ekilir. le
vakti; Bedizzamann gnln alaym, Ak Camiye gidemiyeceini izah edeyim
dncesiyle stadn kouuna gider. Kou penceresinden bakar ki, Bedizzaman
ieride yok! Hemen jandarmaya sorar, "eride idi, hem kap kilitli" cevabn alr.
Derhal camiye koar. Bedizzamann ileride, birinci safda, sa tarafta namaz
kldn grr. Namazn sonlarnda Bedizzaman yerinde gremeyip, hemen
hapishaneye dner; Hazret-i stadn "ALLAH EKBER" diyerek secdeye
kapandn hayretler ierisinde grr. (Bu hadiseyi bizzat o zamanki hapishane
mdr anlatmtr.)1483
Bir zaman mehur bir allme, harbin mteaddid cephesinde cihada gidenler
grmler. Ona demiler... O da demi: "Bana sevab kazandrmak ve derslerimden
ehl-i mana istifade ettirmek iin, benim eklimde baz evliyalar, benim yerimde iler
grmler." Aynen bunun gibi; Denizlide, camilerde beni grdkleri gibi hatt resmen
1483
Tarihe-i Hayat, 209, Eskiehir Hayat/Risale-i Nurun gittike inkiaf ettiini, iman ve slmiyetin
kuvvetlenmeye baladn anlyan gizli din dmanlar (...).
419
ihbar da edilmi, mdr ve gardiyana aksetmi. Bazlar tel ederek, "Kim ona
hapishane kapsn ayor?" demiler. Hem burada dahi aynen yle oluyor. Halbuki,
benim ok kusurlu ve ehemmiyetsiz ahsiyetime, pek cz' bir hrika isnadna bedel,
Risale-i Nurun harikalarn isbat edip gsteren "Sikke-i Gaybye Mecmuas" yz
derece, belki bin derece ziyade Nurlara itimad kazandrr ve makbuliyetine imza
basar. Hususan, Nurun kahraman talebeleri ve onlar hakikaten hrika hallerimle ve
kalemleriyle imza basyorlar.1484
Yorumsuz...
6.2. ALLAHTAN BAKASINDAN STGASE
Hazret-i Esedullah-l Galib Ali bn-i Ebu Talib (R.A.) ve Kerremallahu vecheh
kaside-i Ercze-i mehuresinde der ki:
Yani "Biz Al-i Beytten her kurbet ve iddet zamannda birer Gavs kp imdat
ediyor."1488
"Ene limrd hfzan" lm-i Cifir itibariyle, makam- ebced hesabiyle, bin yz
otuz alty (1336) gsterir. Demek Hazret-i Gavs, "Bu tarihte istikbalde gelecek
mridini emr-i lh ile muhafaza edecek," diyor.
1484
Tarihe-i Hayat, 557-558, Afyon Hayat/Aziz, Sddk Kardelerim! (Garib ve ltif iki halimi beyan etmek lzm
geldi.)/kincisi.
1485
Rehberler, 140, Genlik Rehberi/Risale-i Nur Nedir?
1486
Rehberler, 201, Hanmlar Rehberi/Hasan Feyzi, Halil-brahim misill Nurun kahramanlar gibi stanbulda
kadnlar taifesinden Nurlara hrika bir alkadarlk gsteren hanmlarn mektubudur.
1487
Mektubat, 432, Yirmidokuzuncu Mektub/Dokuzuncu Ksm: Telvihat- Tis'a.
1488
Sikke-i Tasdk- Gayb, 168. Onsekizinci Lem'a.
1489
Lem'alar, 46, Onuncu Lem'a/efkat Tokatlar Rislesi.
420
1490
Sikke-i Tasdk- Gayb, 190, Sekizinci Lem'a/Keramet-i Gaybiye-i Gavsiyenin ratn Te'yid Eden Remz.
1491
Sikke-i Tasdk- Gayb, 191-192, Sekizinci Lem'a/Keramet-i Gaybiye-i Gavsiyenin ratn Te'yid Eden
Remz/kinci Remz.
1492
Sikke-i Tasdk- Gayb, 194, Sekizinci Lem'a/Gavs, mehur kasidesinde sarahat derecesinde- bizlerden, yni
hizb-l-Kur'andan haber verdii gibi (...).
1493
Barla Lhikas, 239, Yirmiyedinci Mektuptan/Binba sm Beyin fkrasdr.
1494
Sikke-i Tasdk- Gayb, 43-44, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Hulsi Beyin Bir Fkrasdr.
421
itibariyle elimden bir ceviz gibi ehemmiyetsiz bir ey kaybolsa, "Y eyh! Sana bir
fatiha, sen benim u eyimi buldur." Acibdir ve yemin ediyorum ki, bin def'a byle
Hazret-i eyh, himmet ve duasiyle imdadma yetimi. Onun iin btn hayatmda
umumiyetle ftiha ve ezkr ne kadar okumu isem, Zt- Risaletten (A.S.M.) sonra
eyh-i Geylnye hediye ediliyordu.1495
Konumuzu "Allahtan Bakasndan stigase" olarak isimlendirmemizin nedeni;
Nur Risalelerinde birden ok kiinin "Gavs" olarak nitelendirilip yardmlarnn (?)
zikredilmesidir ki, gavs ve istigase ayn kkten gelir.
Konu "dua" ile yakndan alkal olduundan, nce bu kavram zerinde durmak
gerekmektedir:
1495
Sikke-i Tasdk- Gayb, 179. Sekizinci Lem'a/eyh-i Geylnnin -kendinden sekizyz sene sonra- gaybin
gzyle haber verdii bir hdise-i Kur'aniyedir.
1496
Tlsmlar Mecmas, 191, Mdetl-Kur'an. Bu iddia, Tlsmlar Mecmasnda Arab harflerle yer alan Metnu
Midetul-Kur'n risalesinde yer almaktadr:
S- P< S T % 0
K 4 9 " )9( ...)
(...) S- VW X3 !K T @K
1497
Yein, Yeni Lgat, 171.
1498
Yein, Yeni Lgat, 394.
1499
Yein, Yeni Lgat, 271.
1500
Yein, Yeni Lgat, 297.
1501
Yein, Yeni Lgat, 452.
1502
Yein, Yeni Lgat, 293.
422
Dua, "De-" fiilinden "nida" gibidir, u kadar ki, nidada "y" veya "ya" denilir ve
ardndan bir isim gerekmez; duada ise ismin bulunmas zarurdir, "y fln" gibi. Bazen
ikisinin birlikte ve birbirinin yerinde kullanld da olur.
Konunun hemen banda, etrafndaki insanlarn Hizan isimli bir zattan medet
ve yardm istemelerine ramen Said Nursnin, ocukluunda, ceviz gibi nemsiz bir
ey hususunda bile Geylnden yardm dilemesinin zerinde durmak istiyoruz. Said
Nurs, eyh Geylnnin bin kez imdadna yetitiini yemin ederek belirtmektedir. Bu,
Said Nursnin, ocukken yapt eyin doru olduunda yetikinken de srar ettiini
gstermektedir.
"Her biriniz ihtiyacn Rabbinden dilesin! Hatta, tuzunu bile ve hatta koptuu
zaman ayakkabsnn ban bile ondan dilesin!"1506
1503
Ali nal, Kur'anda Temel Kavramlar, 497-498.
1504
Muceml-Mfehres, 185.
1505
Yce Allah yle buyurmutur: "Sizi karada ve denizde yrten odur. Gemide olduunuz zaman( dnn):
Gemiler, iinde bulunanlar ho bir rzgr alp gtrd ve (yolcular) bununla sevindikleri srada, birden gemiye,
iddetli bir kasrga gelip de, her yerden gelen dalgalar onlar sard ve artk kendilerinin tamamen kuatldklarn
(bir daha kurtulamayacaklarn) sandklar zaman, dini, yalnz Allaha halis klarak ona yle yalvarmaya balarlar:
'Andolsun, eer bizi bundan kurtarrsan, muhakkak kredenlerden olacaz.' Ama, (Allah) onlar kurtarnca
hemen yeryznde haksz yere taknlk yaparlar. (...)" (Ynus, 10/22-23.) Bu necaset ukurundakiler, Allah
Tealnn ayetinde zikrettii "baler"i bile sollamlardr! Onlar, ayette bahsi geen durumda dahi Allaha
yalvarmazlar ve yle derler: "Bir zaman bir grup tccar gemi ile sefere ktlar. Giderken byk bir frtna kt.
Gemi neredeyse batacak hle geldi. Her bir tccar can telyla; "Ya Hzr! Ya lyas! Ey zamann en hayrls!"
diye nidaya, duaya baladlar. O srada gemide bir dervi; "Ya zzeddin Trkman!" diye nida etti. O syler
sylemez frtna dindi, dalgalar durdu. Tccarlar adaklar adayp Trkman [Mahmud bin Mevdd bin Ahmed
(v.1424/828)] hazretlerinin derghna geldiler ve durumu anlattlar. Kendilerinin kurtuluuna sebep, talebelerinden
biri olduunu sylediler." (Evliylar Ansiklopedisi, 7/354.)
1506
Tirmiz, Du, 3845.
1507
Bu ksmda bn Teymiye Klliyatnn 1. cildinden faydalanlmtr.
423
"Bizi doru yola ilet! Nimet verdiin kimselerin yoluna; kendilerine gazap
edilmi olanlarn ve sapanlarn yoluna deil."1508
"De ki: 'Allah katnda yeri bundan daha kt olan size syleyeyim mi? Allahn
lnet edip gazaba geldii kimse. (...)'"1510
"Ey kitap ehli, dininizde haksz yere arla dalmayn ve nceden sapm,
biroklarn da saptrm, dz yoldan am bir kavmin keyfine uymayn!"1513
Her trl eksiklikten uzak olan Allah, her namazmzda doru yola; kendilerine
gazap edilmilerin ve sapm olanlarnkinden farkl yola -ki bu yol Allahn kendilerine
nimet verdii peygamberlerin, sddklarn, ehitlerin ve salihlerin yoludur- iletmesini
dilememizi emrettiine gre; bu, kulun gazap edilmilerin ve sapmlarn yoluna
dmesinin korkulacak bir ey olduunu gsterir. Nitekim, Peygamber (s.a.v.)in de
haber verdii gibi, bu durum vaki olmutur. O, yle buyurmaktadr:
1508
Ftiha, 1/6-7.
1509
Ahmed b. Hanbel, 4/378; 5-77.
1510
Mide, 5/60.
1511
Bakara, 2/90.
1512
l-i mrn, 3/112.
1513
Mide, 5/77.
1514
Tevbe, 9/30-31.
1515
l-i mrn, 3/79-80.
424
"Sizden ncekilerin yollarn tpatp takip edeceksiniz. yle ki, bir kelerin
deliine girmi olsalar, siz de oraya gireceksiniz." Ashap: "Yahudiler ve Hristiyanlar
m, ey Allahn Elisi" diye sorunca: "Baka kim olabilir ki!" buyurdu.1516
Selef, doru yoldan ayrlan limlerde Yahudilere; abitlerde ise Hristiyanlara bir
benzerlik bulunduu grndeydi. Gerekten, sapan ilim adamlarnda, szlerin
anlamlarn deitirme, kalp katl, ilimde cimrilik, byklenme, bakalarna doru
olan sylemesine ramen kendisinin bunu uygulamamas gibi eylerin bulunduu;
sapan ibadet ehlinde ise, peygamberlerle salihler konusunda arlk, ibadetlerde
ruhbanlk, ekilcilik ve mzie dalma gibi bid'atler grlmektedir.
"Beni Hristiyanlarn Meryem olu say andklar gibi anmayn! Ben sadece
kulum, 'Allahn kulu ve elisi' deyin!"1517 buyurmaktadr.
1516
Buhr, Enbiy, 52/123.
1517
Buhr, Enbiy, 50/115.
1518
sr, 17/1.
1519
Necm, 53/10.
1520
Cinn, 72/19.
1521
Ahmed b. Hanbel, 1/214, 224, 283, 342.
1522
bn Mce, Keffrt, 13/2117.
425
"Elilerime inanr, onlara yardm eder ve Allaha gzel bor verirseniz, elbette
sizin gnahlarnz rterim ve sizi altlarndan rmaklar akan cennetlere sokarm."1526
"Biz seni ahit, mjdeleyici ve uyarc olarak gnderdik ki, (ey insanlar, bu;)
Allaha ve Resulne inanasnz, onu(n dinini) destekleyesiniz, ona sayg gsteresiniz
diyedir."1527
"De ki: Eer Allah seviyorsanz bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve
gnahlarnz balasn. Allah balayandr, rahmdir."1530
1523
Ahmed b. Hanbel, 2/367.
1524
Muvatta', Kasrus-Salt fis-Sefer, 85.
1525
Muvatta', ayn yer.
1526
Mide, 5/12.
1527
Fetih, 48/8-9.
1528
Fetih, 48/9.
1529
Arf, 7/156-157.
1530
l-i mrn, 3/31.
426
"De ki: Allaha ve Peygambere itaat edin. Eer dnerlerse (bilsinler ki)
muhakkak Allah kfirleri sevmez."1531
"Hayr, Rabbin hakk iin, onlar aralarnda kan ekimeli ilerde seni hakem
yapp, sonra da verdiin hkme kar ilerinde bir burukluk duymadan, tam anlamyla
teslim olmadka inanm olmazlar."1534
"Sana biat edenler, gerekte Allaha biat etmektedirler. Allahn eli, onlarn
elleri zerindedir."1539
1531
l-i mrn, 3/32.
1532
Ahzb, 33/56.
1533
Enfl, 8/24.
1534
Nis, 4/65.
1535
Nr, 24/51-52.
1536
Nahl, 16/51.
1537
Bakara, 2/41.
1538
Mide, 5/44.
1539
Fetih, 48/10.
1540
Nr, 24/63.
1541
Ahzb, 33/6.
427
Resulullahn bu szleri zerine Hz. mer (r.a.); "Allaha yemin ederim ki, ya
Resulullah, kendimden sonra sen, bana herkesten daha sevgilisin." deyince,
Resulullah: "Hayr, ya mer! Sana senden de daha sevgili olmadka..." buyurdu. O
zaman Hz. mer: "Sen bana, benden de daha sevgilisin." dedi ve Resulullah: "te
imdi oldu." buyurdular.1542
Yce Allah:
"Resule itaat eden, Allaha itaat etmi olur."1543 buyurarak Resulullaha itaatin,
kendisine itaat anlamna geldiini ve:
"(...) size Allahtan ve Resulnden daha sevgili ise (...)"1545 buyurarak sevgide;
"Kim Allaha ve Resulne kar gelir (...)"1548 buyurarak kar kmada ve bir
de:
1542
Buhr, mn, 7/7.
1543
Nis, 4/80.
1544
Fetih, 48/10.
1545
Tevbe, 9/24.
1546
Ahzb, 33/57.
1547
Nis, 4/13.
1548
Nis, 4/14.
1549
Tevbe, 9/62.
1550
Nis, 4/36.
428
Ayn ekilde tevekkl de yalnzca Allaha yaplr. Nitekim, Allah Teal yle
buyurmaktadr:
"De ki: 'O hlde Allahtan baka ardklarnz grdnz m, imdi Allah bana
bir zarar vermek isterse, onun verecei zarar onlar m giderecekler? Bana bir rahmet
dilerse, onun rahmetini onlar durdurabilirler mi?' De ki: 'Allah bana yeter. Tevekkl
edenler de yalnz ona tevekkl etsinler.'"1557
Dua, ister ibadet duas, ister ihtiya ve yardm dileme duas olsun sadece
Allaha yaplr. Nitekim, Allah Teal yle buyurmaktadr:
"Mescitler, kukusuz Allahndr. Allah ile beraber bir bakasna dua etmeyin!
(...) De ki: 'Ben ancak Rabbime yalvarrm ve hi kimseyi ona ortak komam.'"1558
"Allah ile beraber baka bir ilha yalvarma! Ondan baka ilh yoktur. (...)"1559
"(Cennetlerde nimet iinde olanlar derler ki:) Biz bundan nce yalnz ona
yalvarrdk. nk, iyilik eden, rahm olan odur o!"1560
1551
Ftiha, 1/5.
1552
Beyyine, 98/5.
1553
Hd, 11/123.
1554
Furkn, 25/58.
1555
Hd, 11/88.
1556
Ysuf, 12/67.
1557
Zmer, 39/38.
1558
Cinn, 18-20.
1559
Kasas, 28/88.
1560
Tr, 52/28.
1561
Furkn, 25/68.
1562
Mu'min, 40/20.
429
"Allah ile beraber baka bir ilha yalvarma; yoksa azap edilenlerden
olursun!"1564
"Hak olan ar (dua, ibadet) yalnzca ona (olan)dr. Ondan baka ardklar
ise, onlara hibir ekilde cevap veremezler. (Onlarn durumu) azna gelmesi iin
suya avu aan kimse gibidir ki, su, ona asla gelmez. te kfirlerin duas, byle
bounadr."1565
"Ey insanlar, size bir misal verildi, onu dinleyin: O Allahtan baka
yalvardklarnz (var ya), onlarn hepsi bir araya toplansalar, bir sinek dahi
yaratamazlar. (...)"1567
"(brahim, babasna ve kavmine) 'Peki, dedi; siz dua ettiiniz zaman onlar
iitiyorlar m? Yahut size fayda veya zarar verebiliyorlar m?' 'Hayr, ama
babalarmzn byle yaptklarn grdk (onun iin biz de byle yapyoruz).' dediler.
'imdi grdnz m neye tapyorsunuz?' dedi. 'Siz ve eski atalarnz? Onlar benim
dmanmdr. Yalnz lemlerin Rabbi (benim dostumdur). Beni yaratan ve bana yol
gsteren odur. Beni yediren ve iiren odur. Hastalandm zaman bana ifa veren
odur. Beni ldrecek, sonra diriltecek odur. Ceza gn hatam balayacan
umduum da odur.'"1568
"Kullarm sana benden sorarlarsa, phesiz onlara yaknm. Dua eden, bana
dua ettii zaman, onun duasna karlk veririm. (...)"1570
1563
Ynus, 10/106.
1564
uar, 26/213
1565
Rad, 13/14.
1566
Ahkf, 46/4-5.
1567
Hacc, 22/73.
1568
uar, 26/72-82.
1569
Ynus, 10/22-23.
1570
Bakara, 2/186.
430
"Yahut dua ettii zaman darda kalma kim yetiiyor da ktl (onun
zerinden) kaldryor (...)? Allah ile beraber baka bir tanr m var? Ne de az
dnyorsunuz."1574
"Denizde size bir sknt (boulma korkusu) dokunduu zaman, ondan baka
btn yalvardklarnz kaybolur. (Artk o zaman, Allahtan baka kimseden yardm
istemezsiniz. nk, ondan baka sizi kurtaracak yoktur.) Fakat, (o) sizi kurtarp
karaya karnca, yine yz evirirsiniz. nsan gerekten nankrdr."1575
"De ki: 'Ondan baka (tanr) sandnz eylere yalvarn, onlar sizden ne
sknty kaldrabilirler, ne de (onu) baka bir tarafa evirebilirler.' O yalvardklar da
onlarn (Allaha) en yakn olan(lar) da Rablerine yaklamak iin vesile ararlar; onun
merhametini umarlar, azabndan korkarlar. nk, Rabbinin azab cidden
korkuntur."1577
1571
Arf, 7/191-194.
1572
En'm, 6/40-41.
1573
Nahl, 16/20-21.
1574
Neml, 27/62.
1575
sr, 17/67.
1576
Arf, 7/37.
1577
sr, 17/56-57.
431
"Eer Allah size yardm ederse, artk sizi yenecek (kuvvet) yoktur. Ve eer sizi
yz st brakrsa, ondan sonra artk size kim yardm edebilir? Mminler Allaha
tevekkl etsinler."1581
"De ki: 'Biliyorsanz (syleyin) her eyin melektu (mlk ve ynetimi) elinde
olan, koruyup kollayan, fakat kendisi korunup kollan(maya muhta ol)mayan kimdir?'
'(Her eyin ynetimi) Allaha aittir' diyecekler. De ki: 'O hlde nasl
byleniyorsunuz?'"1583
Hayatta bulunan kimseden, gcnn yettii bir eyi istemek ve gcnn yettii
konularda ondan yardm dilemek ise irk deildir. Bilkis, yce Allahn Musa (a.s.)
kssasnda buyurduu gibi bu, yaplmas caiz olan normal ilerdendir:
1578
Buhr, Tefsr, 18/24.
1579
Zmer, 39/3.
1580
l-i mrn, 3/126.
1581
l-i mrn, 3/160.
1582
Enfl, 8/9-10.
1583
Mu'minn, 23/88-89.
1584
Kasas, 28/15.
1585
Enfl, 8/72.
1586
Mide, 5/2.
432
Peygamber zamannda mminlere eziyet eden bir mnafk vard. Hz. Ebu
Bekir:
1587
Eb Dvud, Snnet, 19/4726.
433
kitab onunla indirdii hibir dinde yoktur. Byle bir ey, Mslmanlarn
ittifakyla ne vacip ne de mstehaptr. Ne sahabeden ne de hakkyla onlara tbi
olanlardan biri byle bir ey yapm ve ne de Mslmanlarn mtehit imamlar
byle bir eyin yaplmasn istemitir. Her ne kadar, halktan ibadet ve zhd sahibi
kimselerden bazlar bunu yapyor ve bu konuda bir takm hikyeler ve ryalar
anlatyorlarsa da, aslnda byle eylerin hepsi eytann eserlerindendir.
Kur'an; ister melek, ister peygamber, ister bir bakas olsun, Allahtan
bakasna yakarmay yasaklamaktadr. nk, byle bir ey irktir veya irke
gtren bir tuzaktr. Yalnz, bunlardan hayatta olan birisinden dua ve efaat
isteinde bulunmak, gc yettii konuda yardmn istemek byle deildir. nk bu,
ii irke vardrmaz. Zira, hayatlarnda ve huzurlarnda hibir peygambere ve salih
kula yakarlmamtr; nk bu zat byle yapan hemen engeller. Sonra, onlara
duada bulunulmasnda durum ayn deil, tersinedir ve bu onlarla irke dlebilecek
bir tuzaktr. Zira, o anda mevcut olmayan veya lm bulunan kii, irke deni
engelleyememekte, aksine kalpler ona duaya taklnca, bu durum irke yol
amaktadr.
"Gavs" kelimesi ile ayn kkten gelen fiillerin Kur'andaki birka kullanmn
verelim ki, mminlerin kimden istigasede bulunduklar aka ortaya ksn:
"Annesine ve babasna 'f ikinize de, benden nce nesiller gelip getii hlde,
beni diriltilip karlacamla m tehdit ediyorsunuz?' diyen kimseye, o ikisi (annesi ve
babas), Allaha yakararak (yestesnillhe) 'Yazklar olsun sana, iman et! Hi
phesiz Allahn vaadi haktr.' (derler, fakat) o, 'Bu, evvelkilerin masallarndan baka
bir ey deildir.' der."1589
1588
Enfl, 8/9.
1589
Ahkf, 46/17.
1590
Rmz, 2/389. Hadisi Tirmiz, Mstedrekte Hkim, el-Muhtarda Ziya el-Makdis, uabul-mnda Beyhak ve
bnus-Snn rivayet etmilerdir.
435
Konuyu, Said Nursnin de tefsir (!) ettii bir ayetle bitirelim. Yalnz, onun tefsiri,
ayette geen ve "ekirdek zar" anlamna gelen "ktmr" kelimesinin, Ashab- Kehfin
kpeklerinin ismi olmas ve Mushafta, Kehf suresinde zikredilen yerle bu ayetteki
yerinin sayfalar sonra alt alta gelme (?) tevafuku ile snrl kalmtr:
6.3. CENNET VE CEHENNEM
"Vedd" ismine mazhar bir ksm evliya: "Cenneti istemiyoruz. Bir lem'a-i
muhabbet-i lhiyye, ebeden bize kfidir." demiler.1592
Konunun daha iyi anlalmas iin nce, Allah Tealnn "el-Vedd" isminin
manasna bakalm:
Vedd anlamna gelen mevedde, vudd masdarlarndan gelir. sm-i fail olan vddn
mbala sygasdr. "ok sevilen, habb" veya "kendisine ynelene ve tvbe edene
muhabbet eden" diye tarif edilmitir. Arapada fal vezni, hem ism-i fail, hem de ism-i mef'l
manasn ifade edebileceinden, her iki ekilde de aklamak mmkndr.
VDD kk, Kur'anda deiik ekilleriyle 30 kadar yerde geer. Fiil olarak kullanlnda,
belli bal iki mana ifade eder. Birincisi, temenni sevgisidir. Bu ksmn misalleri daha fazladr.
Mesel: "Her biri mrnn bin yl olmasn sever (yani temenni eder)." (Bakara, 2/96,
karlatrnz Nis, 4/102; l-i mrn, 3/69 vb.) Mcerred sevgi anlam ise, mesel u ayette grlr:
"Allaha ve ahiret gnne iman eden bir topluluun, Allaha ve Resulne kar kanlara sevgi
beslediklerini gremezsin (...)" (Mcdele, 58/22) Buna mukabil, masdar olarak kullanld her
yerde, mcerred sevgi manasn haizdir: "Umulur ki, Allah, sizinle dman olduunuz kimseler
arasnda bir sevgi (mevedde) meydana getirir." (Mmtehine, 68/8) "man edip iyi iler yapanlar
iin, Rahman, sevgi (vudd) klacaktr (sevgisine mazhar edecektir)." (Meryem, 19/96) nsanlarn
zellikle kar-kocann arasnda sevgi meveddet ve efkat yaratmas da, Allahn
ayetlerindendir. (Rm, 30/21)1593
1591
Ftr, 35/13-14.
1592
Szler, 584, Otuzikinci Sz/kinci Mevkf/Drdnc Remiz.
1593
Suat Yldrm, Kur'anda Ulhiyyet, Kayhan Yaynlar, stanbul 1987, 158-159.
436
"Bu szlerinden dolay Allah, onlara altlarndan rmaklar akan, iinde ebed
kalacaklar cennetler verdi. Muhsinlerin mkfat budur.1595
1594
Bakara, 2/195. Ayrca bak. l-i mrn, 3/134, 148; Mide, 5/13, 93.
1595
Mide, 5/85. Bak. Zmer, 39/33-34; Mrselt, 77/41-44.
1596
l-i mrn, 3/76. Bak. Tevbe, 9/4, 7.
1597
Zriyt, 51/15-16. Bak. l-i mrn, 3/15-17; Zmer, 39/33-34; Zuhruf, 43/67-73; Muhammed, 47/15; Kf,
50/31-35; Kamer, 54/54-55; Kalem, 68/34; Mrselt, 77/41; Nebe', 78/31-36; Nzit, 79/40-41.
1598
l-i mrn, 3/146.
1599
Nahl, 16/41-42.
1600
Bakara, 2/222.
1601
Tevbe, 9/60. Bak. Ahkf, 46/15-16; Tahrm, 66/8.
1602
Saf, 61/4.
1603
l-i mrn, 3/146-148. Bak. Tevbe, 9/111.
1604
Vka, 56/10-12.
1605
Rahmn, 55/46.
1606
Nis, 4/146.
437
"(...) nanp iyi iler yapanlar ise, cennet bahelerindedirler. Rablerinin yannda
onlara diledikleri her ey vardr. te byk ltuf budur."1609
phesiz ki, "Vedd" ismine mazhar gerek evliyann reisi Resul-i Ekrem
(s.a.v.)dir. bn Abbastan onun, bir gece, namazna kalkt zaman yle dedii
rivayet edilmitir:
"Allahm! (...) Senden ahit, rka varan, secde eden, verdii sz yerine
getiren mukarrabin (yaknlar) ile birlikte, vaid (ceza) gnnde emniyeti; hulud
(sonsuzluk) gnnde cenneti istiyorum. Hi phe yok ki, sen rahmsin, veddsun
(...)."1611
1607
Tevbe, 9/61-62.
1608
Bakara, 2/25.
1609
r, 42/22.
1610
Fussilet, 41/30.
1611
Tirmiz, Dua, 29/3641. Tirmiz, "bu hadis garbdir" demitir.
1612
bn Kayym, Medricus-Slikn, 3/13.
438
"De ki: Eer Allah seviyorsanz bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve
gnahlarnz balasn. Allah gafurdur, rahmdir."1615
Hz. Peygamber (s.a.v.)den brakn "cenneti istemiyorum" gibi bir sz, bunu
ihsas edecek bile bir sz acaba sdr olmu mudur?
"De ki: Bunlardan daha iyisini size syleyeyim mi? Allahtan korkanlar iin
Rableri katnda altlarndan rmaklar akan, iinde srekli kalacaklar cennetler,
tertemiz eler ve Allahn rzas vardr. (...)"1618
1613
bn Kayym, Medricus-Slikn, 3/15.
1614
bn Kayym, Medricus-Slikn, 3/17.
1615
l-i mrn, 3/31.
1616
Ahzb, 33/21.
1617
Bakara, 2/221.
1618
l-i mrn, 3/15.
1619
Mide, 5/119.
1620
Tevbe, 9/21.
439
"Ve onlar, Rablerinin yzn (rzasn) arzu ederek (nefsin gcne giden
eylere) sabrederler; namaz klarlar, kendilerine verdiimiz rzktan gizli ve ak
olarak (hayr yoluna) harcarlar ve ktl iyilikle savarlar. te bu (dnya) yurdunun
(gzel) sonucu onlarndr: (Onlar) Adn cennetlerine girerler. Babalarndan, elerinden
ve ocuklarndan iyi olanlar da kendileriyle beraberdir. Melekler de her kapdan
yanlarna varrlar: 'Sabretmenize karlk selm size, (bakn) dnya yurdunun sonu
ne gzel!' (derler)."1623
"(Her eyi apak bir kitapta tespit etmitir) ki, inanp iyi iler yapanlar
mkfatlandrsn. Onlar iin mafiret ve gzel bir rzk vardr."1625
1621
Tevbe, 9/72.
1622
Tevbe, 9/100.
1623
Rad, 13/22-24.
1624
Kehf, 18/107-108.
1625
Sebe', 34/4.
1626
Feth, 48/29.
440
-Ya Rabb! Hangi ey, bundan daha faziletli olabilir ki? mukabelesinde
bulunacaklar. O da:
-Size rdvanm (rzam) hell klyorum, ondan (rzamdan) sonra size artk
ebediyen gazap etmem, buyuracaktr."1627
6.3.2. HZ. EBU BEKRE SNAT EDLEN BR SZ
Said Nurs, Sddk- Ekbere, yani Hz. Ebu Bekir (r.a.)e nispet ettii bu szlerin
de ne isnadn ne de kaynan vermitir.
(...) Baz dnmeyen kardelerimiz de Resulullahn ilk halifesi byk veli Hz. Ebu
Bekir (r.a.)e -h- neler dedirtiyorlar (aynen alyoruz): "Resulullahn hicranyla cierleri
para para olacak ekilde yanan ve Allahna: 'Ya Rabbi, yarn kyamette benim vcudumu o
derece byt ve sonra beni cehenneme at ki, ONU YALNIZ BEN DOLDURAYIM, bakasna yer
kalmasn.' diye yalvaran (...)"1632
1627
Mslim, Cenne, 2/9.
1628
Gazl, hy, 4/304.
1629
Szler, 706, Terin-i sni (1950) de Ankara niversitesinde (...) dinlenmi olan bir konferanstr.
1630
Rehberler, 159-160, Hanmlar Rehberi/Baka hari memlekette mhim ceridelerle sorulan "Neden Snnet-i
seniyyeye muhalif olarak mcerred kaldn?" sualine bir cevaptr.
1631
Emirda Lhikas II, 137, Yirmiyedinci Mektuptan/Aziz, Sddk Kardelerim! Bir zt, uzunca bir mektup yeni
hurufla bana yazm, kendisinin kim olduunu bildirmemi. (...)
1632
ekmegil, Tetkiklerde Metod ve Tenkid, 179-180.
441
Bak. Sleymaniyeden Hitap, mer ztop (Sleymaniye Camii Hatibi), 5. bask, s. 82.
Kitapta kritiksiz verilen bu sz nereden alnm diye baktksa da, cidd bir kayna brakn,
herhangi bir mehaza rastlayamadk. Geri, buna benzer bir fkray, faydalandmz eserler
vermi bir zat olan Osman Keskiolu da, 1976 baskl Kur'an Yolunda adl kitabnn 57.
sayfasnda da kaynaksz vermi. Ama, bu sekran sz, deil Sddk- Azama, dier sahablere
de mal etmeye kalkmam. Burada misal olsun diye iki kaynak vermekle yetiniyoruz.1633
Said Nurs, bu sz ehl-i imanla tahsis edilmi olarak nakletmitir; fakat yine
de bu rivayet, Hz. Ebu Bekir (r.a.)e atlm bir iftiradr.1634 Zira, ilim ehli hi kimse
byle bir sz rivayet etmemi, gvenilir kaynaklarda da byle bir nakil yer
almamtr. Bu sz esasen, birok ynden Kur'ana ve Snnete aykrdr. Cenab-
Hak, yukardaki gibi deil, aksine yle dua etmeyi emretmitir:
"(...) nsanlardan kimi 'Rabbimiz, bize dnyada ver!' der; onun ahirette bir pay
yoktur. Onlardan kimi de: 'Rabbimiz, bize dnyada da gzellik ver, ahirette de
gzellik ver ve bizi ate azabndan koru!' der. te onlara, kazandklarndan bir pay
vardr. (...)"1635
"yle kullar ki, 'Ey Rabbimiz! man ettik, bizim gnahlarmz bala, bizi ate
azabndan koru!' derler."1637
Hz. Ebu Bekir, Kur'an okurken Allahn azabnn korkusundan gzleri yala dolard.
Cehenneme girmemek iin btn maln ve cann Allah iin ortaya koymutur. Nasl olur da
cehenneme girmeyi Allahtan ister?1640
"Sizi alev saan atee kar uyardm. Ona, hakk yalanlayan ve ondan yz
eviren akilerden bakas girmez. Maln verip temizlenen, en mttak olan kimse
ise, o ateten uzaklatrlacaktr. Onun maln vermesi ise, yanndaki bakasna ait bir
1633
ekmegil, Tetkiklerde Metod ve Tenkid, 180.
1634
Tahsissiz rivayetin tenkidi iin bak. ekmegil, Tetkiklerde Metod ve Tenkid, 170-182.
1635
Bakara, 2/200-202.
1636
Buhr, Tefsr, 32/47; Mslim, Zikr, 8/25.
1637
l-i mrn, 3/16.
1638
l-i mrn, 3/191-192.
1639
Furkn, 25/65-66.
1640
Mehmet Alptekin, Sorularla Tevhid ve Akaid, Saff Yaynclk, Malatya 1988, 137.
442
nimete karlk olmak zere deil, fakat yce Rabbinin rzasn kazanmak iindir. Ve
elbette o rzaya erecektir."1641
Elmall, bu ayetlerin Hz. Ebu Bekir (r.a.) hakknda nazil olduunu belirtir ve
rivayetleri nakleder.1642 Suyut, Leyl suresi 17. ve 18. ayetlerin icmaen Ebu Bekir
Sddk hakknda indiini syler.1643
"Ateten uzak tutulaca" Kur'anla sabit olan Hz. Ebu Bekire yukardaki
szlerin isnat edildii Risale-i Nurun, Said Nurs tarafndan kerameti kendinden
menkul bir tarzda, "Kur'ann bu asrda en yksek ve en kuds bir tefsiridir. Hakikatlar
semavdir, Kur'andir"1644 eklindeki tavsifi, bu durumda bir hayal olmaktan te
geemez.
Ehl-i zikir -phesiz Hz. Ebu Bekir de onlardandr- Allah Tealdan cehennemi
deil, bilkis cenneti istemektedir.
"Allahn bir snf melekleri yollarda, sokaklarda dolarlar; zikir ehlini ararlar.
Onlar, Allah anan bir cemaat bulunca birbirlerine:
Bunun zerine melekler, zikir ehlini dnya semasna kadar kanatlaryla tavaf
edip, etrafn kuatrlar. Rableri onlar pek iyi bildii hlde, meleklere:
-Seni tesbih ediyorlar, seni tekbir ediyorlar, sana hamd ve seni sena ediyorlar!
diye cevap verirler. Sonra Allah:
1641
Leyl, 92/14-21.
1642
Yazr, Hak Dini Kur'an Dili, 8/5881-5882.
1643
Suyt, tkn, 1/63-64.
1644
rtl-caz, 336, Mdafaat/Bir Ka Defa Beraet Kazanan Risale-i Nurun Bir Ka Vilyette Haksz
Msaderesine Dir, Nurun Yksek Bir Talebesinin Mahkemesindeki Mdafaasndan Bir Parasdr.
443
-Eer grselerdi, cennete kar hevesleri daha ok, talepleri daha iddetli,
rabetleri daha byk olurdu. Allah:
-Cehennem ateinden!
-Ey melekler, ben sizleri ahit klyorum ki, bu zikreden kullarm mafiret ettim!
buyurur. (...)1645
Biri kalkar da Hz. Ebu Bekirin yce Allahtan tembellii, bunaklk derecesinde
ihtiyarl (...) istediini sylerse, bunun yalan olduu nasl aikr, bu isteklerin Hz.
Ebu Bekire isnad nasl mmkn deilse; ite aynen Nur Risalelerindeki isnat da
byle yalandr, mmkn deildir.
Gya Ebu Bekir Sddk, bunu insanlara olan merhametinden sylemi. Eer
cehenneme girene merhamet edilecekse, Allah Erhamur-Rhimndir: merhametlilerin en
merhametlisidir, Allah onlara merhamet ederdi.1648
Bir Mslman olarak, mutlak merhametin ancak rahm olan Allaha mahsus olduunun
bilinmesi de gerekir. Ayn zamanda iyi insanlara merhameten onlarn hak arzularn tatmin
1645
Buhr, Daavt, 66/101; Mslim, Zikr, 8/25.
1646
rnein bak. Buhr, Ceniz, 87/131; Mslim, Mescid, 25/128.
1647
Buhr, Daavt, 39/63.
1648
Alptekin, Sorularla Tevhid ve Akaid, 137.
444
Btn bu tabiliklerin bir ksm, baz zaaflarla rahatszlklara uram insanlara dokunur
grnmesi normaldir. Onlarn kendi kendilerini tanmadklar ise ayr bir derttir. Dikkat edilirse
bunlar, cezalandrlmasn ho karlamadklar baz sularn bizzat kendilerine kar ilenmi
olduu zamanlarda nasl ahlanrlar; nasl iddet taraftar olurlar. yle ki, yaratcnn sular
iin vazettii hkmleri bile az bulurlar; olanca hnlaryla ar cezalar isterler. Grlecei
gibi, hakszlk kendilerine kar olduu zaman, tahrik sebeplerini bile dnmeden, acmasz
cezalar isteyen bu kendilerini merhametli zanneden zalimlerin psikolojisine bir tetkikimizde
1649
dokunmutum. Derinlerine inersek, zaaflarn merhamet sanan bu hakszlar, mstahak
1649
ekmegil, Mnevver Anlaymz adl eserine atf yapyor. ekmegil bu kanaatinde ylesine hakldr ki,
birazdan ele alnaca zere; "cehenneme atlmaya hazr olan" Said Nurs de "Yaasn zalimler iin Cehennem...
Yaasn zalimler iin Cehennem!", "(...) Titreyiniz! Haddiniz varsa iliiniz!.." (Tarihe-i Hayat, 658, Bedizzaman
ve Risale-i Nur/Din Dmanlar ve Ehl-i Dallet Tarafndan Nur Talebelerine Yaplan Son Taarruzlara Mukabil...)
gibi szler sarf etmitir. Said Nurs, baknz, nasl ilenip feryat ediyor:
te, mdem vatana ve millete hibir zararm dokunmad halde; beni sekiz senedir, en yaban ve hari bir
milletten cni bir adama dahi yaplmayan bir esaret altna aldnz. Cnileri afvettiiniz halde, hrriyetimi selbedip,
hukuk-u medeniyeden skat ederek muamele ettiniz. "Bu da vatan evlddr." demediiniz halde; hangi usl ile,
hangi kanun ile bre milletinize rzlar hilfna olarak tatbik ettiiniz bu hrriyet-iken uslnz, benim gibi her
cihetle size yabanc bir adama teklif ediyorsunuz? Mdem Harb-i Umumde ordu kumandanlarnn ehadetiyle,
vasta olduumuz ok fedakrlklar ve vatan urunda cansiperne mcahedeleri cinayet saydnz. Ve bre
milletin hsn- ahlkn muhafaza ve saadet-i dnyeviye ve uhreviyelerinin te'minine pek cidd ve te'sirli almay
hynet saydnz. Ve mnen menfaatsiz, zararl, hatarl, keyf frenk usln kendinde kabl etmiyen bir adama
sekiz sene ceza verdiniz. (imdi ceza yirmisekiz sene oldu.) Ceza bir olur. Tatbikn kabl etmedim; cezay
ektirdiniz. kinci bir cezay cebren tatbik etmek, hangi usl iledir?
Mdem sizlerle, itikadnzca ve bana edilen muameleye nazaran, kll bir muhalefetimiz var. Siz dninizi ve
hiretinizi, dnyanz urunda feda ediyorsunuz. Elbette, mbeynimizde -tahmininizce- bulunan muhalefet srryla,
biz dahi hilfnza olarak; dnyamz, dnimiz urunda ve hiretimize her vakit feda etmeye hazrz. Sizin,
zlimane ve vahiyane hkmnz altnda bir-iki sene zellne geecek hayatmz, kuds bir ehadeti kazanmak
iin feda etmek; bize b- kevser hkmne geer. Fakat Kur'an- Hakmin feyzine ve irtna istinaden, sizi
titretmek iin, size kat' haber veriyorum ki:
Beni ldrdkten sonra yaayamyacaksnz! Kahhar bir el ile, Cennetiniz ve mahbubunuz olan dnyadan
tardedilip ebed zulmata abuk atlacaksnz! Arkamdan, pek abuk sizin Nemrudlam reisleriniz
gebertilecek, yanma gnderilecek. Ben de huzur-u lhde yakalarn tutacam. Adlet-i ilhiye, onlar
esfel-i sfilne atmakla intikamm alacam!..
Ey, din ve hiretini dnyaya satan bedbahtlar! Yaamanz isterseniz, bana ilimeyiniz!.. liseniz,
intikamm muzaf bir srette sizden alnacan biliniz, titreyiniz!.. Ben rahmet-i lhden md ederim ki:
Mevtim, hayatmdan ziyade dne hizmet edecek ve lmm banzda bomba gibi patlayp banz
datacak! Cesaretiniz varsa iliiniz!.. Yapacanz varsa, greceiniz de var!.. (Mektubat, 408,
Yirmidokuzuncu Mektup/Altnc Risale Olan Altnc Ksmn Zeyli Es'ile-i Sitte.)
Yani, bakalarna yaplan zulmlerin, ikencelerin hesabnn sorulmasna lzum yok. Bunlarn failleri namna Hz.
Ebu Bekir, cehennemde yanar! Hz. Ebu Bekirin yanmasna Said Nursnin bir itiraz olmaz, sesi soluu kmaz,
adalet duygusu ml ml uyumaktadr. Ama, sra Said Nursye yaplan zulme gelince; Said Nurs, ite o zaman
birden tehditler savurup kkremeye balar, intikam lklar atar.
(...) Demek, gizli komite beni sktrmakla bir hdise karmak istiyordular. Bir ecnebi mdahalesi hesabna, ve
mslmanlar ve vatan zararna, btn btn kanunsuz ve keyf bir tarzda, damarma iddetle dokunan ihanetler
ve skntlarla tzipleri, onlara dnyada tam zarar, ve hirette, cehennem ve sakar; ve bize, dnyada
mkemmel sevab ve zafer; ve hirette inallah cennet ve b- kevseri kazandrr. (Emirda Lhikas I, 149,
Yirmiyedinci Mektuptan/Bir Derece Mahremdir.)
Ayrca, Risale-i Nura ve talebelerine dokunanlarn balarna neler geldii/geleceine dair birok tehdit ve
gereklemi kaza, deprem, musibet vb. birok olayn da bu yzden olduu Nur Risalelerinde belirtilmektedir: Bu
vatann her kesinde bulunan ve ok hakikat iin rpnan ve saf kalbleriyle necatlar iin Rabb- Rahme iltica
eden pek ok masumlarn semavat delip geen ve Ar- Errahmana dayanan ahlar boa gitmedi. Allah- Zlcell
Hazretleri o mbarek stadmzn Ispartada syledii masumlar cennete gtren zalimleri cehenneme
yuvarlayan dehetli bir dier zelzeleyi gnderdi. Karsnda Risale-i Nur mdafaa vaziyetinde bulunmasndan ok
haneler harap oldu. (...) Hsrev. (ular, 309, Onnc u/Elmas kalemli altun bal Mucizeli Kur'ann katibi
Hsrevin mutabk bir fkrasdr.) Biz, bir himayet ve inayet altndayz; bize ilienler, hirette iddetli tokatlar
yiyecekleri gibi, dnyada dahi bir ksm abuk arplr. (Emirda Lhikas I, 282, Yirmiyedinci Mektuptan/Naslki
Eirdirde As-y Msay msadere eden ve mahkemeye veren adam kendisi iki sene hapis cezasiyle tokat
yedi...) Garibi u ki: Biz ubatn nc gn mahkemeye arlmtk. Izdrap ve elemleri iinde yreklerimizi
alatan hastalkl haliyle kendisinden sorulan suallere cevap vermek iin altmbe kadar talebesinin nnde
ayaa kalkan mbarek stadmzn cevaplar arasnda (O zndklarn dnyalar balarn yesin ve yiyecek.)
445
olan zalim caniler iin Allahn mahkm kld cezallardan ziyade, kendilerinin de bu cezalara
istihkak kesbede ede yaadklarn hissetmelerinden rahatszdrlar. (...)
Ve buyuruyor ki:
Grld gibi, Hz. Ebu Bekire isnat edilen bu uydurma, slmn en temel
ilkelerinden olan "gnahn ahslii" ilkesinin dibine dinamit yerletirmektedir.
"Yoksa biz, inanp iyi iler yapanlar, yeryznde bozgunculuk yapanlar gibi mi
tutacaz? Yoksa (Allahn azabndan) korunanlar yoldan kanlar gibi mi
tutacaz?"1652
"Yoksa ktlkleri ileyen kimseler, kendilerini inanp iyi ameller ileyenlerle bir
tutacamz m sandlar? Yaamalar ve lmleri onlarla bir olacak yle mi? Ne kt
hkm veriyorlar!"1653
"Biz, Mslmanlar o sulularla bir tutar myz hi, neyiniz var, nasl hkm
veriyorsunuz (yle)?"1654
Hristiyanlar, dem evldndan her insanda, onun iledii "ilk gnah"tan bir pay
olduuna; peygamberlerin bile doutan gnahkr olduklarna inanrlar. (...) Onlar, sa
Kelimeleri tekrar tekrar hey'et-i hkimenin yzlerine kar dklyordu. Hsrev. (ular, 310, Onnc
u/Elmas kalemli altun bal Mucizeli Kur'ann katibi Hsrevn mutabk bir fkrasdr.) (...) Bu ehli dnya, bu
Anadolu halk Risale-i Nura girmeseler de ilimesinler. Eer iliseler; yaknda bekliyen yangnlar, tufanlar,
zelzeleler ve tunlarn istilsna urayacaklarn dnsnler, akllarn balarna alsnlar. (Kastamonu Lhikas,
144, Yirmiyedinci Mektubdan/Azz, Sddk Kardelerim!)
1650
ekmegil, Tetkiklerde Metod ve Tenkid, 172-173.
1651
Ftr, 35/18-22.
1652
Sd, 38/28.
1653
Csiye, 45/21.
1654
Kalem, 68/35-36.
446
Mesihin, lnete mstahak olanlarn gnahlarn yklenmek iin haa gerilmeyi kabul ettiini
1655
sylerler. (...)
te bizimkiler de, "Hz. sann kendini feda edip armha gerilerek btn
insanln kefaretini dedii" inancna mukabil; bu mmetin Sddkna "Allahm,
bedenimi yle byt, yle byt ki, tm cehennemi kaplasn! Ta ki, benden baka
hibir insana yer kalmasn!" duasn nispet ettiler. Bylece bir tala iki ku
vuracaklard. Birincisi; bu mmetin Kitabnda "cehennemden Allaha snma, onun
azabndan korkma" ile ilgili yle ayetler, Resulnn Snnetinde yle hadisler vard ki,
bu sz Hz. Peygambere nispet edemezlerdi. (Hlbuki, tm ehl-i imann suu-
gnah iin yanacak birisi varsa, onun Peygamber olmas gerekmez mi? lk muhatap
varken, sonrakine ne oluyor?...) kincisi; bu uydurma szle Hristiyanlara yle bir
gnderme yaptlar: "Siz, Hz. sann btn insanlk iin kendisini feda ettiini
sylyorsunuz. Oysa, bizim brakn Peygamberimizi, Sddkmz bile -hem de haa
gerilip can vermek gibi ksa sreli deil- cehennemde ebed yanmak suretiyle kendini
fedaya hazrdr!"
"Ey Kurey topluluu! Kendinizi Allahn azabndan satn alnz. Ben, Allahn
azabndan hibir eyi sizden men edemem. Ey Abde Menafoullar, sizden de
Allahn azabndan hibir eyi def edemem. Ey Abbas b. Abdlmuttalib, senden de
Allahn azabndan hibir para men edemem. Ey Allahn Elisinin halas Safiye,
senden Allahn azabndan bir ksmn olsun def edemem. Ey Muhammedin kz
Fatma, malmdan ne dilersen iste (veririm, fakat) Allahn azabndan bir paray bile
senden savamam."1657
Hz. Peygamber, ehl-i iman iin dua ve istifar etmitir. Hatta, en nemli
duasn mmeti iin saklamtr:
Resulullah (s.a.v.):
1655
Yldrm, Mevcut Kaynaklara Gre Hristiyanlk, 135-136.
1656
Tevbe, 9/128.
1657
Buhr, Tefsr, 233/291; Mslim, mn, 89/351.
1658
Zumer, 39/19.
447
"Her peygamberin dua ede geldii (makbul) bir duas vardr. Ben o duam,
ahirette efaat etmek iin saklamak istiyorum."
"Her peygamberin bir duas vardr; onunla dua etti de, duas kabul olundu.
Bense duam kyamet gnnde mmetime efaat iin ayrdm."1659 buyurmutur.
"(O gn) dost dostun hlini sormaz. Birbirlerine gsterilirler (fakat herkes kendi
derdine dtnden bakasyla ilgilenmez). Sulu ister ki, o gnn azabndan
(kurtulmak iin) fidye versin; oullarn, eini ve kardeini, kendisini barndran, iinde
yetitii tm ailesini ve yeryznde bulunanlarn hepsini (versin) de, tek kendisini
kurtarsn."1661
"Zina eden kadna ve zina eden erkee, bunlardan her birine yzer denek
vurun! Allaha ve ahiret gnne inanyorsanz, Allahn dini hususunda onlara kar
acma duygusu sizi engellemesin. Mminlerden bir topluluk da bunlarn
cezalandrlmasna ahit olsun!"1663
Allah; kullarn, dini konusunda onlara acmaktan, yani cezay uygulamamaktan men
etmitir. nk yce Allah, efkat ve merhametiyle birlikte onlara bu cezay koymutur. O,
merhametlilerin en merhametlisi olduu hlde, rahmeti onu bu cezay vermekten
engellememise, kalbinize doan efkat duygusu de sizi bu cezay uygulamaktan
alkoymasn.1665
Merhamet ve efkat ancak, insan kendi tabiat ile, evl olann o cezalarn yerine
getirilmemesi olduuna hkmetmesi hlinde meydana gelir ki, bu durumda byle bir kimse
dini inkr etmi ve imandan km olur. Nitekim, hadiste yle varit olmutur: "er' cezadan
bir kam noksan yapan bir ynetici, bu ii yapan kii huzura karlr ve ona, 'Bunu niin
yaptn?' denilir. O da, bunun zerine, 'Senin kullarna olan merhametimden dolay' cevabn
verir. Bunun zerine ona, 'Sen, onlara benden daha m merhametlisin?' denilir ve cehenneme
atlmas emredilir. Yine, er' cezada bir kam fazla vuran kimse de huzur-u ilhye getirilir ve
ona da, 'Bunu niin yaptn?' denilir. O da, 'Sana isyandan vazgesinler diye' cevabn verince,
1659
Buhr, Daavt, 1.
1660
Lukmn, 31/33.
1661
Meric, 70/10-14.
1662
Abese, 80/34-37.
1663
Nr, 24/2.
1664
Rz, Tefsr-i Kebr, 16/514.
1665
bn Kayym, ed-Du ved-Dev, 207.
448
Cenab- Hak, 'Sen bu hususta, benden daha m adil ve hakmsin?' der, onun da cehenneme
1666
atlmasn emreder."
irkin ve kfrn zinadan daha eni, daha byk bir gnah olduunda phe
yoktur. Zina cezasnn uygulanmasnda zinakrlara duyulan merhametin durumu
byleyse, dorudan Allahn zatna kar ilenen irk ve kfr crmnn cezas olarak
bunu irtikap edenlerin cehenneme atlmalarnda duyulacak efkatin durumu nasl
olur?... stelik, ayette cezann uygulanmamasna kadar varacak olan merhamet men
edilmiken, Ebu Bekirin merhameti -h-, bununla da yetinmemekte, kfirlere,
mriklere, mcrimlere verilen cezay bir de stlenmektedir!...
"Ben isterim ki sen, hem benim gnahm, hem de kendi gnahn yklenip
atee atlacaklardan olasn! Zalimlerin cezas ite budur."1667
Ayrca bu sz, Hz. Ebu Bekir (r.a.)in cennetlik olduunu bildiren sahih
hadislere de aykrdr:
Ebu Musa (r.a.), Medine bahelerinden bir bahe iinde Peygamber (s.a.v.)le
beraber bulunuyordu. Oradaki kuyunun banda otururlarken, Peygamberin elinde
bir denek vard. Peygamber, bu denekle su ile amur arasna vurup dnyordu.
Bu srada bahenin kapsna bir adam geldi de, ieriye girmek iin kapnn almasn
istedi. Peygamber, Ebu Musaya:
"Ben gidip grdm ki, o Ebu Bekirdir. Hemen kapy atm ve kendisini
cennetle mjdeledim. (...)"1668
-Allah yolunda bir eyden ift (malndan iki sr, iki koyun, iki dirhem) infak
eden, kaplardan, yani cennet kaplarndan "Ey Allahn kulu! Bu kap hayrldr!" diye
davet edilir. Devaml namaz klan da (cennetin) namaz kapsndan davet edilir. Cihat
ehlinden olan, cihat kapsndan; sadaka verenlerden olan, sadaka kapsndan davet
edilir. Kii, oru tutanlardan ise, oru kapsndan ve Reyyan kapsndan davet edilir.
-Ey Allahn Elisi, bu kaplarn hepsinden davet edilen kiiye (bir kapdan
girmesi, dier kaplar terk etmesinden dolay) bir zarar var mdr? Bir kimse, bu
kaplarn hepsinden davet edilir mi? diye sordu. Resulullah:
1666
Rz, Tefsr-i Kebr, 16/514-515.
1667
Mide, 6/29.
1668
Buhr, Edeb, 119/239; Mslim, Fezilus-Sahbe, 3/28.
449
-Ltfen cevap verir misiniz kardeim; Allah m daha merhametlidir, kullar m? diye
sorsak, hsnzan ederiz ki:
-Kimse kimsenin yerine cehenneme gitmeyeceini haber veren ayet-i kerimeyi siz mi
daha iyi anlarsnz, byk sahabler mi? Yine zannederiz ki:
-Ashap, Kur'ann emin mualliminden slm bizzat tahsil etmilerdir. Elbette ki,
onlarn fkh katksz ve daha nettir, diyebileceklerdir. Yine:
Peki, Hz. Ebu Bekir (r.a.)in byle bir istekle takdim edilmesi, ona bylesine sekirli
grlen bir szn yaktrlmas gnah deil midir?1671
Sadece iman ehlinin kurtulmas iin dahi olsa, edilen bu duann kabul; hem
Hz. Peygamberin, ahiret hayat ile ilgili olarak verdii birok haberde yalanc kmas,
hem de bu haberlerin iptali anlamna gelir. yle ki:
1669
Buhr, Fezilu Ashbun-Neb, 5/18.
1670
Ynus, 10/25.
1671
ekmegil, Tetkiklerde Metod ve Tenkid, 178-179.
450
Ebu Said el-Hudr (r.a.) yle demitir: Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki:
Abdullah ibn Mesud (r.a.) yle dedi: Resulullah (s.a.v.) buyurdu ki:
"Ben, ate ehlinin cehennemden son kacak ve cennet ehlinin cennete son
girecek olann biliyorum. Bu kii, cehennemden emekliye emekliye kar. Allah
Tebareke ve Teal ona:
-Git, cennete gir! buyurur. O, cennete varr, cennet ona dopdolu gibi gelir
(herkes kendine ait yerlerini alm, ak bir yer kalmamtr). Dnp;
-Ya Rab, ben cenneti dopdolu buldum, der. Allah Tebareke ve Teal ona yine:
-Git, cennete gir! buyurur. O, cennete varr. Cennet ona yine dopdolu gibi gelir.
Dnp;
-Git, cennete gir, dnya kadar ve dnyann on misli kadar yer senindir -yahut
dnyann on misli senindir!- buyurur. O kul:
-Sen, yegne melik olduun hlde, benimle alay m ediyorsun -yahut bana
glyor musun-? der."
Ravi der ki: "Vallahi, o bare, bu ilh vaadi istihzaya hamlettiinden dolay,
Resulullahn arka dileri grnecek ekilde gldn grdm. (Ashap arasnda)
cennet ehlinin en aa menzil sahibi ite bu kimsedir, denirdi."1674
Konumuz olan dua, kabul edilmesi bir yana, kabul olunmayaca aikr
olduundan Allaha snlmas gereken bir duadr. nk, Hz. Peygamber (s.a.v.)
yle buyurmutur:
1672
Buhr, Rikk, 51/143.
1673
Mslim, mn, 82/304.
1674
Buhr, Rikk, 51/154; Mslim, mn, 83/308.
451
"Sdk (doruluk); (insan) birre (halis iyilie, itaate) gtrr. nsan doruluk ede
ede nihayet 'sddk' olur. Yalanclk ise, fcura (gnaha dalmaya); fcur da atee
gtrr. nsan, yalan syleye syleye nihayet Allah katnda 'kezzb' (ok yalanc)
olarak yazlr."1677
"lerinden bir adama: 'nsanlar uyarp korkut ve iman edenlere de, kendileri
iin Rableri katnda 'kadem-i sdk' (gerek bir makam) olduunu mjdele!' diye
vahyetmemiz, insanlara artc m geldi? (...)"1678
Btn bunlarn sdk ile nitelenmesi; sabit olmasn ve istikrarn, hak olduunu,
devamn, faydasn ve ltfunun kemalini gerektirir. nk o, Hak Teal ile birliktedir. Onun
yardm ile onun iin vardr. O, dorudur, yalan deil; haktr, batl deil; daimdir, zail deil;
faydaldr, zararl deil. Batln ve batlla ilgili eylerin ona ne yolu vardr ve ne de girii...1681
1675
Mslim, Zikr, 18/73.
1676
Mide, 5/119.
1677
Buhr, Edeb, 69/119.
1678
Ynus, 10/2.
1679
bn Kayym, Medricus-Slikn, 2/230.
1680
Kamer, 54/54-55.
1681
bn Kayym, Medricus-Slikn, ayn yer.
452
Hz. Ebu Bekir (r.a.)e nispet edilen bu sz, Hz. mer (r.a.)in incelememizin
banda naklettiimiz gzel ifadesiyle zetlenen ve mminlerin zelliklerinden olan
"havf ve reca dengesi"ni de bozmakta, altst etmektedir. Bu denge hakknda mam
bn Kayym der ki:
Aslnda, Allaha doru slk eden kalp, bir ku gibidir. Muhabbet onun ba, korku ve
mit (havf ve reca) de kanatlardr. Ne zaman ba ve kanatlar salam olursa, ku iyi uar.
Ba koparlacak olsa, ku lr. Kanatlar krld zaman ise, her trl avcya hedef olur.
1682
(...)
Ben senin grn, bana ahitlik edecek olan ayet ve hadis ordusu ile rtmeye
geliyorum. (...) Bu kadar gerek bilgiye (ve ittifaka) kim sapk dncelerle kar koymaya
alrsa, o hem inatdr, hem de phe yaymak isteyen bir kiidir. Fakat, apak doru yol ve
ona insan gtren klavuz gelince, artk sapkln ortada kalmas mmkn olmaz. (...)1683
6.3.3. SAD NURS CEHENNEME ATILMAYA HAZIR!
(...) btn kanaat ve kuvvetimle ehl-i imana bir hizmet-i imaniye yapmak iin,
deil yalnz dnya hayatm ve fn makmatm, belki -Lzum olsa- hiret hayatm
ve herkesin arad uhrev bk mertebelerini fed etmei; hatt cehennemden baz
bre ehl-i manlar kurtarmaa vesile olmak iin -lzum olsa- cenneti brakp
cehenneme girmei kabul ettiimi hakk kardelerim bildikleri gibi (...)1685
1682
bn Kayym, Medricus-Slikn, 1/400.
1683
Nak. Dehlev, Bstanul-Muhaddisin, 126.
1684
uar, 26/85.
1685
ular, 368, Ondrdnc u/Afyon Mahkemesine Beyan Ediyorum Ki; Mdfaalar, 251, Afyon Mdfs/
Afyon Mahkemesine Beyan Ediyorum Ki; Tarihe-i Hayat, 541, Afyon Hayat/Afyon Mahkemesine Beyan
Ediyorum Ki (...).
1686
Tarihe-i Hayat, 657-658, Bedizzaman ve Risale-i Nur/Din Dmanlar ve Ehl-i Dallet Tarafndan Nur
Talebelerine Yaplan Son Taarruzlara Mukabil (...);
1687
Szler, 706, Terin-i sni (1950) de Ankara niversitesinde (...) bir konferanstr; Emirda Lhikas II, 137,
Yirmiyedinci Mektuptan/Aziz, Sddk Kardelerim! Bir zt, uzunca bir mektup yeni hurufla bana yazm, kendisinin
kim olduunu bildirmemi. (...)
453
(...) Kur'n- Hakimin hakikatna, deil dnya saadetimi, belki lzum olsa
hiret saadetimi dahi feda etmeye karar verdim.1689
Said Nursnin bu szleri, Hz. Ebu Bekire isnat edilen uydurma haberle
alkadardr. Bu kuds fedakrl (!) o da gstermitir.
Hz. Ebu Bekir (r.a.)e nisbet edilen szn kritii bir nceki blmde yaplmt.
Bu kez ise nakiller uydurma deil, gerekten sahibine aittir.
Bir kimse "ehl-i imana bir hizmet-i imaniye yapmak, ehl-i iman dallet-i
mutlakadan kurtarmak, Kur'n- Hakimin hakikat" iin ahiret hayatn neden feda
eder? Ak olsun bunu anlayana! Daha da anlalmaz, ahiret hayatnn nasl, hangi
biimde feda ediliidir? Geri Said Nurs, bazen bu cmlelerini "lzum olsa" eklinde
kaytlamtr; ama bu bile, haddizatnda lzumsuz ve bo bir szdr. Yce Allah,
yukarda anlan hizmetler karlnda, ahiret hayatnn feda edilmesini mi istemitir?
Yoksa:
"'Rabbimiz, biz, 'Rabbinize inann' diye imana aran bir daveti iittik, hemen
inandk. Rabbimiz, bizim gnahlarmz bala, ktlklerimizi rt, canmz iyilerle
birlikte al! Rabbimiz, bize, elilerine vadettiini ver, kyamet gn bizi rezil, perian
etme! Zira, sen verdiin szden caymazsn.' Rableri onlara karlk verdi: 'Ben,
sizden erkek ve kadn, hibir alann iini zayi etmeyeceim. Hep birbirinizdensiniz.
G edenler, yurtlarndan karlanlar, yolumda ikence edilenler, vuruanlar ve
ldrlenler... Elbette, onlarn ktlklerini rteceim ve onlar, altlarndan rmaklar
akan cennetlere koyacam. (Yaptklarna) Allah katnda bir karlk olarak (onlara bu
nimetleri vereceim). Karlklarn en gzeli, Allah katndadr.'"1691
"(...) 'Ey kavmim, elilere uyun! Sizden bir cret istemeyenlere uyun, onlar
doru yoldadrlar. Ben, niin beni yaratana kulluk etmeyeyim? Siz de hep ona
dndrleceksiniz. Ondan baka tanrlar edinir miyim hi? Eer o ok esirgeyen,
bana bir zarar vermek dilese, onlarn efaati bana hibir fayda salamaz ve onlar
beni kurtaramazlar. O takdirde ben, apak bir sapklk iinde olurum. Ben, sizin
Rabbinize inandm, (gelin) beni dinleyin!' Ona: 'Cennete gir' denilince dedi ki: 'Keke,
kavmim bilseydi, Rabbimin beni baladn ve beni arlananlardan kldn...'"1692
1688
Sikke-i Tasdk- Gayb, 12, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Risale-i Nurun Makbuliyetine mza Basan ve
Gaybi aretlerle Ondan Haber Veren Sekiz Paradan Birinci Paradr; Emirda Lhikas I, 12, Yirmiyedinci
Mektuptan/Aziz, Sddk Kardelerim!; Emirda Lhikas I, 57, Yirmiyedinci Mektuptan/kram zhar Mektubunun
Tetimmesi.
1689
Rehberler, 158, Hanmlar Rehberi/Baka hari memlekette mhim yerlerde ceridelerle sorulan "Neden
Snnet-i seniyyeye muhalif olarak mcerred kaldn?" sualine bir cevaptr.
1690
Tarihe-i Hayat, 599, Isparta Hayat/Tahliller/Eref Edip.
1691
l-i mrn, 3/193-195.
1692
Ysn, 36/20-27.
454
"(...) Allah dilediini sapklk iinde brakr, dilediine de hidayet eder. Bundan
dolay nefsin onlarn zntsyle harap olup gitmesin. (...)"1696
"(Ey Muhammed) onlar hidayete erdirmek, senin zerine bor deildir; fakat
Allah, diledii kimseye hidayet eder. Sadaka olarak sarf ettiiniz her ey, sizin
kendiniz iindir. Zaten siz, yalnz Allahn rzasn kazanmak iin sarf edersiniz.
Sadaka olarak her ne sarf etmiseniz, hakszla uratlmakszn aynen size
verilecektir."1698
"(...) Sen ancak kendinden sorumlu tutulacaksn. man edenleri de tevik et!
(...)"1699
1693
Leyl, 92/17-21.
1694
uar, 26/3.
1695
Kehf, 18/6.
1696
Ftr, 35/8.
1697
Bakara, 2/119.
1698
Bakara, 2/272.
1699
Nis, 4/84.
1700
Buhr, Temenn, 8/12.
455
"krettiiniz ve iman da ettiiniz takdirde, Allah size neden azap etsin? Allah,
kredenlerin mkfatn veren, her eyi hakkyla bilendir."1701
Sonra, ben cemiyetin man selmeti yolunda hiretimi de feda ettim. Gzmde
ne Cennet sevdas var, ne Cehennem korkusu. Cemiyetin, yalnz yirmi milyon Trk
cemiyetinin deil, yzlerce milyon btn slm cemiyetinin man nmna bir Said
deil, bin Said feda olsun. Kur'nmz yeryznde cemaatsiz kalrsa Cenneti de
istemem; oras da bana zindan olur. Milletimizin mann selmette grrsem,
Cehennemin alevleri iinde yanmaa razym. nk vcudum yanarken, gnlm
gl-glistan olur.1702
slm iin, slm mmeti iin bin Said olsun, bizim gibi bin deil yz bin kii
feda olsun tamam; ama teki szler niye, ne gerek var bunlara?
Allah Azze ve Celle, Said Nursnin gznde sevdas olmayan cenneti yle
tantp haber vermektedir:
1701
Nis, 4/147.
1702
Tarihe-i Hayat, 600, Isparta Hayat/Tahliller/Eref Edip.
1703
l-i mrn, 3/133.
1704
Sfft, 37/61.
1705
Mutaffifn, 83/26.
1706
Hadd, 57/21.
1707
Nis, 4/57.
1708
Ftr, 35/33-35.
456
"yiler ise, karm kfur olan bir tastan ierler. O kfur, bir pnardr ki, onu,
diledikleri yere fkrtp aktan Allahn kullar ierler. Kendilerine vacip kldklar ada
yerine getirirler; ktl yaygnlam olan bir gnden korkarlar. lerinin ekmesine
ramen, yiyeceklerini yoksula, yetime ve esire yedirirler. 'Biz, sizi srf Allah rzas iin
doyuruyoruz. Sizden bir karlk ve teekkr istemiyoruz. Biz, yzleri asklatracak
olan bir gnde Rabbimizden korkarz' derler. Allah da, onlar bu gnn errinden
korur ve yzlerine parlaklk, kalplerine de ne'e verir. Sabretmi olmalar dolaysyla
onlar, cennet ve ipekle mkfatlandrr. Cennette sedirlere yaslanm olarak, ne
yakc gne grrler, ne de dondurucu souk... Aalarnn glgeleri zerlerine
yaklam, meyvelerini toplamak kolaylatrlmtr. evrelerinde gmten kaplar ve
billr kseler dolatrlr. Gmten yaplm gibi billrlar ki, onlar ll bir ekilde
dolatrrlar. Orada, karm zencebil olan bir kseden iirilirler. O da cennette bir
pnardr ki, ona 'selsebil' denir. evrelerinde ebedlemi genler dolarlar; onlar
grdn zaman salm inci sanrsn. Zaten, cennette nereye baksan bir nimet ve
byk bir mlk grrsn. zerinde, yeil ipekten ince ve kaln elbiseler vardr. Gm
bilezikler taknmlardr. Rableri onlara tertemiz bir iki iirir. Onlara denir ki: te bu,
sizin mkfatnzdr. Dnyadaki almalarnz kre deer bulunmutur."1711
1709
Ysn, 36/55-59.
1710
Vka, 56/10-38.
1711
nsn, 76/5-22.
1712
Furkn, 25/76.
1713
Giye, 88/8-11.
1714
Tevbe, 9/21-22.
457
1715
Muhammed, 47/15.
1716
Rahmn, 55/46-77.
1717
Bakara, 2/24.
1718
l-i mrn, 3/131.
1719
Tahrm, 66/6.
458
" dall bir glgeye gidin. O ki, ne glgelendirir ne de alevden korur. O, ktk
gibi kvlcmlar saar. (Sat) kvlcm, sanki develer gibi sapsardr."1720
"(...) Biz, zalimler iin, alevi kendilerini kuatacak olan bir ate hazrladk. Eer
yardm isterlerse, yzleri kzartan erimi maden gibi bir su ile yardm olunurlar. (O su)
ne kt bir iecek ve (o ate) ne kt bir dayanaktr."1722
"Onlar, insann iine ileyen bir scan ve kaynar suyun iinde, soukluu ve
holuu olmayan kapkara bir dumann glgesindedirler."1727
Milletimizin imann her mmin selmette grmek ister; fakat hibir mmin
nefsi iin cehenneme raz da olmamaldr. Hele, orada yanarken gnlnn gl-
glistan olacan asla zan ve iddia etmemelidir.
"(...) Rabbimiz, Seni tenzih ederiz; bizi atein azabndan koru. Rabbimiz!
phesiz sen, atee attn hor ve aalk klmsndr."1730
-zzet ve kuvvetine yemin ederim ki, cenneti iiten herkes mutlaka oraya
girmek ister, dedi. Allahn emri ile cennet, nefse ar gelen amel ve ibadetlerle
evrelendikten sonra Cibrile:
-Tekrar oraya git, cennet ehli iin neler hazrladm gr! dedi. Cibril, gidip de
cennetin, nefsin holanmad eylerle evrelendiini, oraya girmek iin ar grevler
gerektiini grnce Allaha:
-zzet ve kuvvetine yemin ederim ki, onu iiten hi kimse oraya girmek
istemez, dedi. Allahn emri ile, hemen cehennemin etraf ve ona giden yollar nefse
ho gelen, fakat insan gnaha sokan eylerle bezendiini grnce Rabbine dnerek:
"(...) Rabbim, bana katnda, cennetin iinde bir ev yap, beni Firavundan ve
onun ilerinden kurtar ve beni u zalimler topluluundan da kurtar!"1733
1730
l-i mrn, 3/191-192.
1731
Tirmiz, Cenne, 20/2685. Tirmizi "hadis, hasen-sahhtir" demitir.
1732
Buhr, Enbiy, 48/105.
1733
Tahrm, 66/11.
460
istememi; fakat bu hlin, cennette de olsa kendisine hzn (znt, gam, keder,
tasa) vereceini anlatmak istemi olabilir. Lkin, kast bu dahi olsa bu szler, yine
bo ve anlamszdr; nk Kur'an, yeryznde hibir zaman cemaatsiz
kalmayacaktr.1734 Bir art cmlesini, bir muhl (imknsz) ile merut klmann sonucu
da muhldir. Bu da, batl bir szn sarfndan baka bir anlama gelmez.
Szn zahir ifadesini, blda birok delille rttk. Szn btn (yani Said
Nursnin kastettiini sandmz anlam) da muhldir. nk, cennette hi kimse
mahzun olmayacaktr:
"(...) Girin cennete! Size hibir korku yoktur; mahzun olacaklar da sizler
deilsiniz."1735
"Allah, o muttakilere yle buyurur: Ey kullarm! Bugn size hibir korku yoktur
ve mahzun olacaklar da sizler deilsiniz. Bunlar, ayetlerimize iman edenler ve
Mslman olanlardr. Onlara denir ki: 'Siz ve eleriniz, sevin iinde, girin
cennete!'"1736
1734
Buna dair birok delil vardr. Bu delillerden sadece birisini -Said Nurs de bundan haberdardr- hatrlatmakla
yetinelim: Resulullah (s.a.v.) buyurmutur ki: "mmetimden birtakm insanlar, kendilerine Allahn emri gelinceye
kadar galip gelmekte devam edeceklerdir. (Allahn emri) onlar galip olduu hlde (gelecektir)." (Mslim, mre,
53/171) Hadisin Nur Risalelerindeki ebced yorumu hatrlanacaktr.
1735
Arf, 7/49.
1736
Zuhruf, 43/68-70.
1737
Ahkf, 46/13-14.
1738
Resul-i Ekrem (s.a.v.), Allah Tealdan naklederek buyurmutur ki: "Kibriya, ridam; azamet, izarmdr (bunlar
bana mahsus sfatlar olup, sadece bana lyktr). Bunlardan birinde (bile) benimle niza edeni (ekieni)
cehenneme atarm." (bn Mce, Zhd, 16/4174.)
461
6.3.4. CENNET STEMEYEN NUR AKRTLER
Bu szlerde de yine iki ayr ey birbirine kartrlmtr. Kur'an- Kerime
hizmet etmek, elbette byk bir eref, mukaddes bir vazife, ulv bir saadettir; ama
cennete gitmek neden istenmesin? Kur'ana en ok hizmet eden kii Hz.
Peygamberdir. Bylesi szler, ondan asla kmamtr. Onun duas yleydi:
phesiz lm haktr:
Yce Allah, dnya hayatnn ardndan gelecek olan gerek hayat haber
vermitir. Dnya fni olduuna gre, Allah ne kadar mr takdir ettiyse, zayi etmeden
almal, Kur'ana hizmet etmelidir. Bunlarn mkfat mutlaka verilecektir. lm hak
olduuna gre, gerek hayat, ebed mutluluk neden istenmesin? Sonra, bunlarn
1739
Yunus Emrenin "Cennet cennet dedikleri birka kkle birka hur steyene ver sen an bana seni gerek
seni" ifadeleri iin Osmanl eyhlislm Ebussuud Efendi "kelime-i ena" (ok kt bir sz), "kfr-i sarh" (apak
kfr) demektedir. (Nak. Uluda, slm Dncesinin Yaps, 203-204.)
1740
Bir kimse iyilii emredip ktlkten sakndran bir Mslmana "Neden bilgi reneyim?" yahut "Neden Allah
tanyaym? nk, ben kendimi cehenneme itmiim" derse, yahut "Kendimi cehenneme hazrladm" derse, yahut
"Yastm, dirseimi, yanam cehenneme braktm" derse kfir olur. nk, bu kii eriat kk drm,
yahut Allahn rahmetinden midini kesmitir. Her ikisi de kfrdr. (el-Muhtten nak. Aliyyul-Kr, Fkh- Ekber
erhi, 455.) el-Cevahirden: Bir kimse "Allah, bana falanca ile cennete gir dese girmem" derse kfir olur. el-
Hulsadan: Bir kimse "Falanca olmadan, yahut sen olmadan Allah bana cennet verse girmem", yahut "Falanca
ile birlikte cenneti dahi istemem", yahut "Allaha kavumay isterim, fakat cenneti istemem" dese kfir olur. nk,
Allahn iradesine kar gelmi olur. Zahiriyyeden: (...) Bir kimse "Seninle cehennemin yoluna, yahut cehenneme
girerim" derse kfir olur. (Nak. Aliyyul-Kr, Fkh- Ekber erhi, 483-484.)
1741
Rehberler, 135, Genlik Rehberi/Risale-i Nur Nedir?
1742
Buhr, Rikk, 1/2.
1743
l-i mrn, 3/185.
1744
Nahl, 16/61.
462
"Risale-i Nurun hizmeti olduka" diye kaytlanmas da doru deildir. Risale-i Nurun
hizmeti olmasa da -ki bu hizmetin Kur'ana olduu su gtrr-, Kur'an- Kerime
hizmet edilecektir.
Dnya; Allahn rzasna, ahiret taleplerine vesile edinilmesi cihetiyle gzel bir
metadr ki, onun hkm ite bu kadardr. Mslman, Rabbine kavumann hasreti
iindedir. Hz. Peygamber (s.a.v.) de yle buyurmutur:
"Allahm, en yksek refiki isterim!" diye dua etti. Bunun zerine ben:
"(...) Nefsim elinde olana yemin ederim ki, Allah yolunda ldrlp diriltilmeyi,
ondan sonda ldrlp diriltilmeyi, sonra ldrlp diriltilmeyi, sonra ldrlmeyi ne
kadar ok isterdim..."1747
"Tekrar dnyaya dnmek ve dnya ile dnyadaki her eyin sahibi olmak, lp
de Allah katnda byk bir hayra malik olan hibir kulu sevindirmez. ehit, bundan
mstesnadr. nk, ehit olmann fazileti nedeniyle grmekte olduu eylerden
(mkfatlardan) dolay, tekrar dnyaya dnmek ve dnyada bir kez daha ldrlmek
onu sevindirir."1748
1745
Buhr, Rikk, 41/95.
1746
Buhr, Rikk, 41/96.
1747
Buhr, Cihd ves-Siyer, 7/14; Mslim, mre, 28/103.
1748
Buhr, Cihd ves-Siyer, 6/13; Mslim, mre, 28/108.
463
-Ey Allahn Elisi, cihat ederken ldrlrsem, ben nerede olacam? diye
sordu. Resulullah:
-Ey Allahn Elisi, eni gkler ve yer kadar olan bir cennet mi? diye sordu. Hz.
Peygamber (s.a.v.):
-Seni "bak, bak, ne ho" demeye sevk eden nedir? buyurdu. Umeyr:
"Cennetteki bir krba kadar yer, dnyadan ve dnyadaki her eyden daha
hayrldr. Dilerseniz, '(...) Ateten uzaklatrlp cennete konulan, gerekten kurtulua
ermitir. Zaten, dnya hayat, aldatc bir metadan baka bir ey deildir.' (l-i mrn,
1751
3/185) ayetini okuyun."
Vallahi, brakn cennetin tmn, cennetten bir krbalk yer bile sizin
"dnyadaki hizmetinizden" daha hayrldr!
1749
Mslim, mre, 41/143.
1750
Mslim, mre, 41/145.
1751
Tirmiz, Tefsr, 4/3200. mam Tirmiz, hadisin hasen-sahih olduunu belirtmitir. Hadisin, "Cennetteki bir
krba kadar yer, dnyadan ve dnyadaki her eyden daha hayrldr." ksm Buharde de rivayet edilmitir.
(Buhr, Rikk, 2/4.)
464
Ey insan! Dnyann bin sene mes'dane hayat, bir saat hayatna mukabil
gelmiyen Cennet hayatnn ve o Cennet hayatnn dahi bin senesi, bir saat r'yet-i
cemline mukabil gelmeyen bir Ceml-i Zlcellin dire-i rahmetine ve mertebe-i
huzuruna gidiyorsun. Mptel ve meftun ve mtak olduunuz mecaz mahbublarda
ve btn mevcudat- dnyeviyedeki hsn ve ceml, Onun cilve-i cemlinin ve hsn-
esmasnn bir nevi glgesi.. ve btn Cennet, btn letfetiyle, bir cilve-i rahmeti..
ve btn itiyaklar ve muhabbetler ve incizaplar ve cazibeler, bir lem'a-i muhabbeti
olan bir Mbud-u Lemyezelin, bir Mahbub-u Lyezlin dire-i huzuruna
gidiyorsunuz. Ve ziyafetgh- ebedsi olan Cennete arlyorsunuz. yle ise, kabir
kapsna alyarak deil, glerek giriniz.1753
Ziver Gndzalp devamla yle demektedir:
nk mmin, dnya hayatnda bol nimetler iinde bile olsa, cennetteki nimetler onun
iin ok daha stn ve hayrldr. Kfir, dnya hayatnda sknt iinde bile olsa, o skntl
hayat, cehennemdeki hline nazaran cennet hayat gibidir.1756
Said Nurs, Risale-i Nura hizmet yolunda ektii skntlar, grd ezalar
anlatr ve sonra da yle der:
Zaman oldu ki, hayattan bin defa ziyade lm tercih ettim. Eer dinim
intihardan beni menetmeseydi, belki bugn Said topraklar altnda rm
gitmiti.1757
Hani dnya Risale-i Nura hizmet cihetiyle manev cennetti, hani bu hizmet iin
cenneti bile istemiyordunuz?... Said Nursnin bu szleri, nceki ifadelerin ne kadar
afak olduunun ak bir gstergesidir.
1752
R'yetullah meselesi hakknda bak. Talt Koyiit, Kelmclarla Hadisiler Arasndaki Mnakaalar, 172-184.
1753
Mektubat, 210, Yirminci Mektup/Birinci Makam/Onbirinci Kelime.
1754
Rehberler, 135, Genlik Rehberi/Risale-i Nur Nedir?
1755
Mslim, Zhd, 1.
1756
Nak. Hatipolu, Snen-i bni Mce Tercemesi ve erhi, 10/382.
1757
Tarihe-i Hayat, 599, Isparta Hayat/Tahliller/Eref Edip.
465
6.3.5. CEHENNEM NDE ZEL CENNET (?)
Elcevap: Ehl-i Teeyyu, mnna kail; Ehl-i Snnetin eksersi, mnna kail
deiller. Fakat benim kalbime gelen budur ki: Eb Tlib, Resl-i Ekrem Aleyhissalt
Vesselmn Risaletini deil; ahsn, ztn gayet cidd severdi. Onun -o gayet cidd-
o ahs efkati ve muhabbeti, elbette zyie gitmeyecektir. Evet, cidd bir surette
Cenb- Hakkn Habib-i Ekremini sevmi ve himaye etmi ve taraftarlk gstermi
olan Eb Tlibin; inkra ve inda deil, belki hicab ve asabiyet-i kavmiye gibi
hissiyata binaen, makl bir mn getirmemesi zerine Cehenneme gitse de; yine
Cehennem iinde bir nevi husus Cenneti, onun hasenatna mkfeten halkedebilir.
Kta bz yerde bahar halkettii ve zindanda -uyku vastasyla- bz adamlara
zindan saraya evirdii gibi, husus Cehennemi, husus bir nevi Cennete
evirebilir...1758
Bir-iki tefsir kartran, bir-iki hadis kitabna gz atan birinin bile doru yantna
rastlayaca yukardaki soru, Said Nursnin verdii cevapla zme muhta bir
mesele hline getirilmitir.
-Ey amca! L ilhe illllah kelimesini syle de bununla Allah katnda sana
efaat iin hccet getireyim, dedi. Bunun zerine Ebu Cehil ile Abdullah bn Ebu
Umeyye:
1758
Mektubat, 366, Yirmisekizinci Mektup/Sekizinci Risale Olan Sekizinci Mes'ele/Sekizinci Nkte.
466
-Ey Allahn Elisi! Mekkedeki evine inecek misin? diye sormu. Resulullah
(s.a.v.):
Akl ile Talib, Ebu Talibe miras olmular; Cafer ile Ali miras diye bir ey
almamlard. nk, onlar Mslman idiler. Akl ile Talib ise kfir idiler.1760
Eer Ebu Talib Mslman olmu olsayd, Hz. Cafer ve Hz. Ali (r.anhuma)
elbette babalarna miras olurlard.1761
-Ey Allahn Elisi! Amcam Ebu Talibe herhangi bir eyle yarar saladn m?
nk o, daima seni korur ve senin iin dmanlarna kar fkelenirdi, dedi.
Resulullah (s.a.v.):
-Evet, o imdi dibi topuklarna kadar olan ateten bir ukur iindedir. Ben
olmasaydm, muhakkak cehennemin en derin ukurunda olacakt, buyurdu.1763
Ebu Talib hakknda baka sahih hadisler de vardr, biz bu kadar ile iktifa
edelim.
1759
Buhr, Tefsr, 234/292, Menkbul-Ensr, 39/103; Mslim, mn, 9/39.
1760
Mslim, Hacc, 80/439.
1761
Talib, Ebu Talibin en byk oludur. Aklden on ya bykt. (...) Ebu Talibin vefatnda Akl ile Talib kfir
bulunuyorlard. Hz. Akl Hudeybiyede Mslman olmutur. Talib ise Mslmanl kabul etmeden vefat etmitir.
Rivayete nazaran Ebu Talib, Abdlmuttalibin en byk olu olduu iin cahiliyet deti vechile babasnn btn
emlkini almt. Resulullah (s.a.v.) hicret edince Ebu Talibin malna da Akl el koydu. Akl, Peygamber (s.a.v.) ile
dier Abdlmuttalib oullarna den btn miras satmt. Nitekim, Mekke mrikleri hicret eden Mslmanlarn
evlerini satyorlard. (Davudolu, Sahh-i Mslim Tercme ve erhi, 7/113.)
1762
Buhr, Rikk, 51/148, Menkbul-Ensr, 39/104, Ceniz, 80/114; Mslim, mn, 90/360.
1763
Buhr, Edeb, 115/231, Menkbul-Ensr, 39/102; Mslim, mn, 90/357.
467
Said Nurs, kendisine sorulan soruya sarla cevap vermemitir. Yant, kendi
reyinden ve zannndan ibarettir. Oysa nassn olduu konuda ne reye ne zanna yer
vardr. O, "cehennem iinde bir nevi husus cennet"in mmkn olduunu ifade
etmektedir -ki bunun muhl olduunu ortaya koyduk-. Said Nursnin bunu imkn
dairesinde grmesi, onun Muhyiddin b. Arabnin cennet ve cehennem hakkndaki
grlerinden etkilendiinin ak bir gstergesidir. Bu gr srf Ebu Talibe has
olarak ortaya koymas, onun ayn zamanda iann da tesiri altnda olduunu
gstermektedir. Sonra, ehl-i Snnet bir muhitte yine ehl-i Snnete mensup insanlarn
sorduu bir sualin cevabna ehl-i Teeyyuun (iann) kail olduu grle balamann
anlam nedir?... Bunun anlam, ehl-i Snnete bal insanlar yava yava iann
grlerine altrmaya almaktr. Nur Risalelerinde gizli gizli ia propagandas
yaplmtr ki, bu, onun sadece bir yzdr.
6.3.6. CEHENNEM DE OLSA BEKA
(...) Bir zaman -kklmde- hayalimden sordum: "Sana bir milyon sene
mr ve dnya saltanat verilmesini fakat sonra ademe ve hilie dmesini mi
istersin? Yoksa, bk fakat di ve meakkatli bir vcudu mu istersin?" dedim. Baktm,
ikincisini arzulayp birincisinden "ah!" ekti. "Cehennem de olsa beka isterim."
dedi.1765
Vcudun, velev Cehennemde olsun, ademden daha hayrl olduu vicdan bir
hkmdr. Zira adem, err-i mahz olduu gibi, btn musbet ve masiyetlerin de
merciidir. Vcut ise velev Cehennemde olsa, hayr- mahzdr.1766
Kur'an- Kerimde yle buyurulmaktadr:
1764
Mslim, Cenne, 12/33.
1765
ular, 193, Onbirinci u/Meyve Risalesi/Sekizinci Mes'elenin Bir Hlsas/Birincisi; s-y Msa, 37; man
ve Kfr Muvazeneleri, 175, Meyve Risalesi/Sekizinci Mes'elenin Bir Hlsas/Birincisi.
1766
rtl-caz, 90, Mahiyet-i Kfr/Pekl, o ebed ceza hikmete muvafktr; kabul ettik. Fakat merhamet ve
efkat-i lhiyeye ne diyorsun?
468
"(Cehennemin muhafzna:) 'Ey Malik, Rabbin bizim iimizi bitirsin, (bizi yok
etsin, byle yaamaktansa lmek daha iyidir)' diye seslenirler. (Malik:) 'Siz burada
kalacaksnz (hibir suretle buradan kurtulu yok)' der."1768
"Biz, sizi yakn bir azap ile uyardk. O gn kii, ellerinin (yapp) ne srd
ilere bakar ve kfir: 'Keke ben, (daha nce) toprak olsaydm' der."1769
"Elleri boyunlarna bal olarak onun (cehennemin) dar bir yerine atldklar
zaman da, orada yok olup gitmeyi dilerler. (Fakat, onlara:) 'Bugn bir defa yok olmay
dilemeyin; birok defa yok olmay dileyin!' denir."1771
Dahhk, ayetteki (subran) kelimesini helk olma ile aklar. Kuvvetli olan gre
gre ise bu kelime hem helki, hem zayflamay, hem hsran ve hem de yok olmay bir araya
toplamaktadr.1773
6.3.7. NETCE
1767
Nis, 4/42.
1768
Zuhruf, 43/77.
1769
Nebe', 78/40.
1770
bn Kesir, 15/8266.
1771
Furkn, 25/13-14.
1772
Muceml-Mfehres, 111.
1773
bn Kesir, 11/5992.
469
Cennet ve cehennemin hak olduuna iman eden akl ve ruhu selim her kii,
cennete girmeyi ister, cehenneme atlmaktan da korkar. Byklk paranoyasna
tutulanlar ise, kendilerini dier insanlar kurtaracak derecede ulv grrler ve o esiz
fedakrlklarnn (!) gerei cehenneme atlmaya hazr olduklarn beyan ve iln
ederler. "Sradan mminlerin" cennete girmek gibi "basit" isteklerine ortak olmay ise
kendilerine zl addederler.
6.4. VAHDET- VCUD
1774
Szler, 443; man ve Kfr Muvazeneleri, 117; Tlsmlar Mecmas, 99, Yirmialtnc Sz/Htime/ Drdnc
Fkra;
1775
Mektubat, 306, Yirmialtnc Mektup/Drdnc Mebhas/kinci Mes'ele.
470
Said Nurs, baz ehl-i velyetin (?), dnyann yokluuna dnya cihetiyle
hkmettiklerini ve kinatn varln daim huzuru kazanmak iin inkr ettiklerini
belirterek konuyu yumuatmaya almtr. Oysa, onun "ehl-i velyet" diye tavsif
ettii vahdet-i vcud ehlidir ve bu gruhun, varl dnya cihetiyle deil tamamen
inkr ettiini o da gayet iyi bilmektedir. Yoksa, dnyann dnya cihetiyle ademine
hkmedenler baz ehl-i velyetle snrlanamaz; btn mminlerin, tm velyet ehlinin
hkm bu yndedir. Nitekim Resul-i Ekrem (s.a.v.), Hendek gazvesinde sahabeyle
birlikte hendek kazp toprak tarken yle demitir:
"Rabbimiz, bize dnyada da gzellik ver, ahirette de gzellik ver ve bizi ate
azabndan koru!"1777 diye dua etmeleri emrolunanlarn, "daim huzuru kazanmak iin"
dnyann varln inkrlar anlalr gibi deildir.
Elbette ki, dnyann fni olduu ve ona meyletmenin yanll; mmini, onun
varln inkr etmeye, hatta kendi varln inkr etmeye, yok saymaya
gtrmemelidir. Nitekim, bu konu akait ilminde ele alnmtr. te mer en-Nesef,
Akaidun-Nesefye bu konu ile balamtr:
1776
Buhr, Megz, 31/134; Mslim, Cihd ves-Siyer, 44/126.
1777
Bakara, 2/201.
1778
Nesef, Metnul-Akaid, 427.
1779
Bakara, 2/164. Ayetin bir blm ou mealde yanl tercme edilmitir. Biz, Salih Akdemirin tercmesini
verdik. Eletiriler iin bak. Cumhuriyet Dnemi Kur'n Tercmeleri.
471
"De ki: Gklerde ve yerde nelerin var olduuna bir bakn; ama o ayetler ve
uyarmalar, iman etmeyen bir kavme fayda salamaz."1780
mana vasl olu, hayat ve kinat gereini tetkik etmeye baldr. Eer "kinat bir
gerek deildir" denirse; imana vasl oluun birinci ve temel basama kaybolur. Grnen
realiteyi kabul etmeyen dn, mahede edilemeyen gerei kabul edemez. lmin
mevzusu olan eya inkr edilirse, ilim inkr edilir; ilim inkr edilince de iman yklr.
Heraklit, eyann varlk eklindeki tasavvurunu yanl addeder. Zenona gre ise, hibir
ey yoktur. Eya gereinin inkr, eski Yunandan zamanmza kadar intikal etmitir.
Kinat rasyonel izahn ilk denemeleri Yunanda balar. Hind, ran ve Msr telkkileri,
Yunan felsef dncesine deiik nispette tesir eder ve Yunanda kinat izah denemesi
balar. Yunan felsefesi, kinatn izahnda bir "ilk sebep" aramaya koyulur. Bylece, kinatn
ilk sebebi olarak "de", "Madde", "rade" gibi mefhumlar gsterilir. Bu durum, btn felsef
mnakaalarn temelini tekil eder. Felsefe, kinattan ayr bir varla malik, kadir ve fail olan
Allah telkkisini reddederek, kinat bir ilk prensiple izaha alr. Bu izah, monist bir karakter
alnca, kinat fikir veya madde ile izahn garipliklerine dlr.
Felsefe sahasndaki btn kavgalar, bu noktada dmlenir. Kinat bir sebebe irca
temayl, felsefenin btn ekollerinin tedavi kabul etmez hastasdr. Kinatn izahn sebebe
irca temayl, materyalistler ve ruhular arasnda kavga hline gelir.
Ruhu gr, kinatn madd varln bir hayal olarak kabul eder. Grlen ve var olan
kinat, denin glgesi diye vehmeder. Bu gr, realiteyi hayal olarak vasflandrr.
Sistemli ifadesini Platonda bulan bu gr, orta alarda "Yeni Efltunculuk" eklinde
yaar. On sekizinci asrdan zamanmza kadar baz filozoflarda, bu gr ihya gayreti
grlr.
1780
Ynus, 10/101.
1781
Rad, 13/4.
472
Ayn gr, slm leminde de ihtilflara yol aan bir ekil alr. Ruhu Panteizm, Btn
telkkilerin kinat gr eklinde belirir. Yeni Efltuncu grler Farab, bn Sina, bn Rd
kanalyla, Aristonun erhleri ve Kabbalann tesirlerini muhtevi olarak etkilerini artrr.
Bu tahribata kar, slm leminin muhtelif yerlerinde, devir devir reaksiyonlar zuhur
eder. slmn bulandrlmadan yaamasn temin gayesini gden bu cereyanlar, "Ehl-i
Snnet" reaksiyonlardr.1782
Sufestaiye diye anlan bir grup (Sofistler) var ki, bilgi vastalarnn hepsini reddetmitir.
Bunlarn bir ksm varlklarn bir gereklii (eyann hakikatleri) olamayacan, bir ksm ise
byle bir eyin bulunup bulunmadnn bilinemeyeceini kabul etmitir. Aslnda, bu
phecilerle ilm mnakaa yrtmeye imkn yoktur; ancak canlarn actacak kadar
dvlmeli veya atele yaklmaldrlar ki, realiteyi (bizzat yaayarak) kabule mecbur
1783
kalsnlar.
Sofistlerden bazlar, eyann (ve maddenin) hakikatlerini inkr eder, bilgi sanlan
birtakm hayal ve vehimlerden ibaret olduunu iddia ederler. Bunlara "nadiye" ismi verilir.
Baz Sofistler, eyann hakikatinin var olduunu reddeder ve bunun inanca tbi
olduunu iddia ederler. Hatta, bir eyin cevher olduuna itikat etsek o ey cevher, araz
olduuna inansak araz, kadim ve ezel olduuna inansak kadim ve ezel, hdis ve sonradan
olduuna iman etsek hdis ve sonradan olmadr, derler. Bunlara da "nadiye" ismi verilir.
Bu konudaki hakik delilimiz udur: Biz eyann var olduuna zarur olarak, kesinlikle
apak ekilde hkmediyor ve biliyoruz. Baz eylerin var olduunu ise aklamalarla biliyoruz.
(...) Gerek udur ki, Sofistlerle, zellikle bunlarn "ledriye" ksmyla tartmaya
girmenin bir yolu yoktur. Zira onlar, hibir malm ve bilgi kabul etmiyorlar ki, ona dayanlarak
bir mehul ve bilinmeyen bir husus kendilerine ispat edilebilsin. Bunlara gerei kabul
ettirmenin yolu kendilerine atele ikence etmektir. Bu sayede ya gerei itiraf ve kabul
ederler veya yanmaya raz olurlar.1785
1782
Seyyid Ahsen, slm nancnn Temelleri, Ota Yaynlar, stanbul 1980, 30-32.
1783
Nureddn es-Sabn, el-Bidye f Uslid-Dn: Mturdiyye Akaidi, ev. Bekir Topalolu, DB Yaynlar, Ankara
1982, 56.
1784
Tarihe-i Hayat, 477, Emirda Hayat/Aziz Muhterem Kardeim.
1785
Taftazn, erhul-Akaid, 103-105.
473
Dnrlerin umumuna gre, dnen her kimse hakikatin varl grne zorunlu
olarak ular. nk, kendisine vurulan, ac duyar. Bir kimse elbiseyi yrttnda elbise
paralanr. Ayn ekilde, tehlikelerden korunmada, ac veren vurmadan kaynaklanan strap
duymada, devamllk sebeplerini arzu etmede, yok olma sebeplerinden kanmada hayvanlar
1786
bile hakikatleri anlar. u hlde, hakikati inkr eden hayvanlardan fenadr.
Mslmanlar, dinin ortaya kt srada byk zaferler kazanm, btn insanlara kar
stnlk kurmulard. stelik birok toplumu teknik ve sava stnlnde geride
brakmlard. Sonra aralarnda din kisvesi altnda faaliyet yrten adamlar ortaya kt.
Bunlar, dine birok hurafe ve bid'atleri soktular. Dinde olmayan eyleri varm gibi
gsterdiler. Cebriye mezhebinin grleri Mslmanlar arasna sokularak zihinler
zehirlenmeye baland. Bunlar, bir yandan halk almaktan ve gayret gstermekten
alkoyarken, dier yandan hicr nc ve drdnc asrda treyen bir alay sofist, grnen
varl inkr eden, gzle grneni hayal sayan anlay yaygnlatrdlar. Yalanc nakilciler,
Allah Resulne iftira ederek bir sr hadis uydurdular. Sonra bunlar kitaplara geirdiler. Bu
uydurma hadislerde, gayret duygusunu yok eden, zihinleri bulandran ve insanlar tembellie
srkleyen taraflar vard.
(...) Mslmanlarn kuvvetten dp yok olmalarna sebep olan en belli bal etkenler
bunlard. u gn iine dtmz durum, ektiimiz sknt hep bu yzdendir. Allahtan
1787
ondan kurtulmay dileriz.
6.4.2. "BLNMEYEN BR HAZNEYDM (...)" HADS
Cenab- Hak, insan, kinata cmi bir nsha ve onsekiz bin lemi havi u
byk lemin kitabna bir fihrist olarak yaratmtr. Ve Esma-i Hsndan herbirisinin
tecelligh olan herbir lemden bir rnek, bir nmune, insann cevherinde vedia
brakmtr. Eer insan, madd ve mnev herbir uzvunu Allahn emrettii yere
sarfetmekle hamdin ubelerinden olan kr-i rfyi fa ve eriata imtisal ederse,
insann cevherinde vedia braklan o rneklerin herbirisi kendilerine mahsus lemlere
bir pencere olur. nsan, o pencerelerden, o leme bakar. Ve o leme tecelli eden
sfatla, o lemden tezahr eden isme bir mir'at ve bir yine olur. O vakit insan;
ruhiyle, cismiyle lem-i ehadet ve lem-i gayba bir hulsa olur. Ve her iki leme
tecelli eden, insana da tecelli eder. te bu cihetle insan, sfat- kemaliye-i
lhiyeye hem mazhar olur, hem mzhir olur. Nitekim Muhyiddin-i Arab,
1786
Pezdev, Ehl-i Snnet Akaidi, 7-8.
1787
Cemleddn Afgan-Muhammed Abduh, Urvetul-Vusk, ev. brahim Aydn, Bir Yaynclk, stanbul 1987,
108-109.
474
Said Nurs, "hadis-i erif" diye naklettii szn mealini bile vermeden,
Muhyiddin b. Arabnin bu sz hakkndaki beyanna yer vermitir. Said Nursnin
yukardaki aklamalar da dikkate alndnda, bu mevzu hadisi o da, bn Arabnin
anlad tarzda anlamtr. Oysa, uydurma da olsa bu szn manas ya da meali ile
bu beyan arasnda ok byk fark vardr. bn Arabnin ona ykledii anlam, vahdet-i
vcud felsefesinin ksa bir tercmesi gibidir.
bn Teymiye dedi ki: "Bu, Nebi (a.s.)nin sznden deildir. Ne sahih ne de zayf bir
senetle bilinmektedir."
1789
Zerke ve (bn Hacer) Askaln de bn Teymiyeye uydular.
el-Kar, bu szn manasn doru bulur ve Tealnn u kavlini delil olarak ileri
srer: "Ben cinleri ve insanlar ancak bana kulluk etsinler diye yarattm." (Zriyt, 51/56)
"lh yaratl, Allahn var iken annn gizlenmesine kadarki oluundan ibarettir" veya
"Hak onda zuhur etti" szne ya da bu noktada ttihadiye mensuplarnn kulland ve senin
"Cenab- Hak zuhur ve tecelli etti; ite bu, Cenab- Hakkn zuhur mahlleri ve
tecellighlardr; u ilh zuhur mahlli ve ilh tecellightr vb." eklindeki szlerine benzer
cmlelere gelince; sen bu szlerle Cenab- Hakkn aynnn burada vcut bulduunu mu
kastediyorsun? Yoksa, Allahn bilinmesi itibaryla bu eylere tecelli edip zuhur etmi olduunu
1788
rtl-caz, 17, Sure-i Fatiha.
1789
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, 269.
1790
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, ayn yer.
475
mu sylemek istiyorsun? Ya da bunlar yaratmas asndan tecelli edip drdnc bir eidin
bulunmadn m ifade etmek istiyorsun?
Yok eer bu szlerinle, bilinmesi itibaryla Allahn bu eylere zahir olup ayan-beyan
olduunu kastediyorsan, evet, bu gerektir; phesiz Allah bu eylere malm olmutur ve
kukusuz Rab Teal kuluna kendini tantacak, kulu tarafndan bilinecektir. Ama, senin bu
husustaki szlerin iki bakmdan geersizdir: Sana gre Allah, varl bulunmayan, yok olan
eylerin malmudur. nk, Allah bu yoklar bilmektedir. nancna gre yok olan eyler
malm olduklarna gre, lim olmalar da caiz olur. Hlbuki, Cenab- Hak bir eyin olacan
bilince, bu eyin vcut bulmadan nce lim, kadir ve fail olmas dnlemediinden
dolaydr ki, senin bu itikadn mahza batldr.
kinci olarak da bu, Allah tarafndan malm olan tm kinatn hkm deildir. Bilkis,
bilmek ancak kinatn bir ksm iin sz konusudur.
Yalnz, eer sen "Cenab- Hak kendisine apak iaret eden deliller olmas asndan
bunlarla bilinmektedir" dersen; tamam, bu dorudur. Mslmanlarn yolu, ariflerin tankl da
byledir; ama u iki sebepten dolay senin sylediklerin byle deildir:
2. Sen yce Mevlnn bu varlklarla kullarna dellet edip yol gsterdiini ve bunlar
her tvbekr kul iin bir t ve idrak olacak delil ve hccet (ayet)ler kldn deil de,
dorudan Allahn bu varlklara tecelli edip zuhur ettiini aklam bulunuyorsun. Cenab- Hak
ise Kitab- Mbininde bu yaratklarda ayetler var ettiini bildirmektedir. Burada ayet; almet
ve iaret anlamna gelmektedir. Nitekim, Allah Teal buyurur:
"Tanrnz tek bir tanrdr. Ondan baka tanr yok... O, Rahmandr, Rahmdir.
phesiz, gklerin ve yerin yaratlnda, gece ve gndzn birbiri ardnca geliinde,
insanlarn faydasna olan eyleri denizde tayp giden gemilerde, Allahn gkten su indirip
onunla lm olan yeri dirilterek zerine her eit canly yaymasnda, rzgrlar ve yer ile
gk arasnda emre hazr bekleyen bulutlar evirip evirmesinde dnen bir topluluk iin
(Allahn varlna ve birliine) elbette ayetler (deliller) vardr." (Bakara, 2/163-164)
"l toprak, onlar iin bir ayettir (lleri nasl dirilteceimize almettir). Biz onu
dirilttik. (...)" (Ysn, 36/33)
476
Buna benzer olarak "Cenab- Hak bunlarla bilinip tannd" denildii gibi, bunlarla
Allahn zahir olup ayan-beyan olduu (bylece tecelli, zuhur ettii) sylenirse; bu anlam
dorudur. Yalnz, byle bir noktada tecelli ve zuhur lfzlar hadislerde merv (me'sur) deildir
ve bu lfzlarda mphemlik ve mcmellik vardr. nk, zuhur ve tecelli lfzlarndan, zellikle
de tecelliden gze tecelli, gzle grnr hle gelmek anlalr. Zira, bu kelime daha ziyade
gze tecellide kullanlr. Zaten, ttihadiyenin benimsedii yol da budur. Nitekim, bn Arab bu
gr aklar ve "Gz, Ondan baka bir ey grmez; grmeye baksa Onu grr" der.
Binaenaleyh, ttihadiyeye gre gzle grlen ey, bizzat Allah kabul edilince bu,
apak bir kfrdr ki, bunun kfr olmadn hibir Mslman sylemez. Sahih-i Mslimde
yer alan bir hadiste de Peygamber Efendimiz buyururlar:
Hele hele "Allah, varlklarda zuhur edip tecelli etmitir" denilirse; buradaki kfr daha
aktr. nk, bu lfzlar, hem Cenab- Hakkn zatnn bu varlklarda olmasna, hem de
zerinde grlenin bir benzerinin zuhur ettii ayna mertebesinde bulunacana iaret
etmektedir ki, her ikisi de yanltr. Zira, Allahn zat, mahlkatta deildir. Ancak, varlklarn
gzle grlmesi, Cenab- Hakka iaret ve tanklk etme durumundadr. Kur'an- Kerimin ifade
ettii gibi bunlar, Allaha ait olup onun zatna ve sfatlarna iaret eden ayetleridir. Onu her
1791
trl noksanlktan tenzih eder, ona hamdederiz.
Hristiyanlar derler ki: "Baba, oul ve Ruhul-Kuds; hem ilh, hem de tek ilhtr",
"Mesih, sa eklinde insan tabiatna brnm olan Ouldur." Onlar ayn zamanda unu da
sylerler: "O; vcut, ilim, hayat ve kudrettir."
Onlara kar verilecek cevap udur: Eer bunlar, birer sfat ise o zaman tanr deildir;
Mesih ekline brnm olann da tanr olmas dnlemez, olsa olsa Baba olmas
dnlebilir. Eer her biri cevher ise, bu takdirde de tek tanr olmamalar gerekir. nk,
cevherin, tek cevher olmayaca aktr. Onlar, bazen bunu bizim "Bilgili, gl ve diri Zeyd"
szmze benzetiyorlar. Hlbuki, Zeydin bilgisi olmas ayr, gl olmas ayr sfatlardr.
u hlde onlara denir ki: Btn bunlar, Cenab- Hakkn birok sfata sahip tek bir zat
olmasna engel olmaz. Siz ise bunu sylemiyorsunuz.
Ayrca, Tanr, Mesih ile birlemi ise, onun sfat olmas mmkn deildir; o ancak
nitelenmi (mevsuf) olabilir. Siz bunu da sylemiyorsunuz. Hak olan eyi siz sylemiyorsunuz;
sizin syledikleriniz de hak deil. Nitekim, Allah buyurmaktadr: "Ey ehl-i kitap! Dininizde
taknlk etmeyin! Allah hakknda ancak hakk syleyin!" (Nis, 4/171)
Grld gibi Hristiyanlar, tam bir aknlk ve eliki ierisindedirler. Teslisi kabul
ederlerse Mesihin tanr olmas mmkn deildir; cevher sayarlarsa tanrnn tek olmas
1791
bn Teymiye, Klliyat, 2/194-197.
477
mmkn olmaz. Onlar ise Mesihi, Allah kabul etmek, onu Allahn olu saymak ve Baba, Oul
ve Ruhul-Kuds ise tek bir tanr klmak istemektedirler. Bu sebepledir ki, Cenab- Hak onlar
Kur'an- Kerimde bazen irk ile nitelemi, bazen de mriklerden ayr bir grup olarak
zikretmitir. nk, her ne kadar elikili ise de onlar, bu her iki hususu da sylemektedirler.
bn Arab der ki: "Hakkn vcudu dorudan yn- sabitede zuhur etti. Sen buna ister
'Hakk' de, ister 'Halk'; ister 'hem Hakk, hem de halktr' de; istersen 'hibir ynden ne Hakktr
ne de halktr' de. Ya da bu konuda hayrete dp (hibir ey sylemeyebilirsin)."
Tilimsan ise yle der: "Allah grnen eylere tecelli etmitir." Bylece bn Arab ve
Tilimsan; "lhut (Allah) ve nsut (insan tabiat), iki unsurlu tek bir cevher hline geldiler"
dncesindeki Hristiyan Melekiyenin sa (a.s.) hakknda sylediklerine benzer szleri btn
yaratklar hakknda sylemilerdir.1792
bn Arab iddia etmektedir ki, zat tecelli, tecelli edenin ve kendisinde tecelli vuku
bulann istidad suretiyle olur. u hlde; kendisinde tecelli vaki olan kul, Hakkn aynasnda
kendi suretinden baka bir ey grmemitir; zaten kulun, suretini ancak kendisinde
grdn bilmekle beraber Hakk grmesi mmkn deildir. bn Arab bylece bir ayna
misali vermekte, Cenab- Hakk bizzat bu ayna, aynadaki suretleri de Onun sureti kabul
etmektedir.
Onun gznde aynn vcudu, bizzat Cenab- Hakkn vcududur; ayn yoklukta
bulunuyordu; bu aynda Hakkn vcudu ortaya kt. Kendisinde tecelli meydana gelen varlk
yani kul, mahiyetlerden (zatlardan) bamsz olarak vcudu gremez; ancak kendisinde
vcudun zuhur ettii mahiyetleri (zatlar) grebilir; evet, onun vcudu grmesi kesinlikle
mmkn deildir. Ve bn Arabye gre bu, mahlk hakknda kendisinden daha yksek bir
gaye olmayan gayedir. Ondan tesi mutlak yokluktur. Nefsini grmende Hak, senin aynandr;
sen de Onun esmasn ve bunlarn ahkmnn zuhurunu grmesinde Onun aynassn.
yle ki: Kul, kendisinin ayn olan nefsini ancak kendisinin vcudu demek olan
Hakkn vcudunda grebilir. Yine kul, esmasn ve bu esmann ahkmnn zuhurunu
grmesinde Hakkn aynasdr; nk ona gre Hakkn esmas, ayn ile Hakkn vcudu
arasnda nisbetler ve izafetlerden ibarettir; esmann ahkm, yokluktaki ayn- sabitedir; bu
ahkmn zuhuru ise, Hakkn aynda tecellisi ile olur.
1792
bn Teymiye, Klliyat, 2/200-201.
478
Ayn ekilde ayan-beyan grnmesi hakikati olan ayn da, bunlar vastasyla esmasn
ve bu esmann ahkmnn zuhurunu gren Hakkn aynasdr. nk Hak, aynda zuhur
ettii zaman, vcut ile -esmadan ibaret olan- ayn arasndaki nisbet hsl olmu ve bu
aynn vcudu ise, bizzat Hakktr. Bu sebepledir ki, bn Arab "Hakkn esmas Onun
aynndan baka bir ey deildir. Byle olunca da durumda bir karklk ve kapallk meydana
geldi" demektedir.
imdi, bn Arabnin bu ve buna benzer szlerini iyi dn ki, onun Cenab- Hakkn
zat ve esmas hakknda besledii inanc bilesin. Onun gznde Zat- Bar bizzat mahlkatn
vcudundan ibarettir: Onun esmas, vcut ile ayn arasndaki nisbetlerdir; bu esmann
ahkm ise ayndr. Onun szlerinin, Allah, isimlerini, sfatlarn, yaratmasn, idaresini inkr
etmeyi, Allahn isimleri ve ayetleri konusunda ilhad ierdiini bilesin. Hi phe yok ki, onun
sarf ettii bu szler, Allahn isimlerini ve ayetlerini, hem kevn ayetlerini (kinatta onun
varl, birlii ve kudretine iaret eden deliller), hem de Kur'an- Kerim ayetlerini inkrn en
ar noktasndadr. nk bn Arab, Cenab- Hak iin ne isim kabul etmekte, ne de ayet
tanmaktadr; zira ona gre sadece tek bir varlk vardr ve bu da ne isimdir, ne de ayet;
ayn- sabite de Allahn ne isimleri (esmas) ne de ayetleridir. O, iki eyin varln kabul
etmektedir ki, aslnda bu iki unsur arasnda hibir fark yoktur. Binaenaleyh, bn Arab iin
durum karmakark ve kapal bir hl almtr.
(...) Onun szleri burada sayp dklmesi uzun srecek eit eit kfr ve sapklkla
doludur. Biz, yalnzca unlar syleyelim ki, o her eyden nce Allahn zatn inkr etmektedir;
nk ona gre sadece mahlkatn varl vardr. Sonra, Allahn isimlerini reddetmektedir;
zira ona gre yalnzca yoklua taallk eden durumlar sz konusudur. "Hamd lemlerin Rabbi
Rahman ve Rahm olan Allaha mahsustur" (Ftiha, 1/1-2) dediimiz zaman, ona gre Rab,
sbuta nisbeten baka bir ey deildir. (...)1793
6.4.3. "YERLERE, GKLERE SIMADIM; AMA MMN KULUMUN
KALBNE SIDIM."
(...) seni l-y illiyyne karan bir Hads-i Kudsnin mel-i erfi olan:
* ! &( K< !
1794
denilmitir.
Said Nursnin, Farsa mealini verdii hadis-i kuds (?), mevzuat kitaplarnda
u lfzla ele alnmtr:
1795
1
( * V - > *
1793
bn Teymiye, Klliyat, 2/226-227.
1794
Szler, 116, Onbirinci Sz/Senin Hayatnn Gayelerinin cmli Dokuz Emirdir/Dokuzuncusu.
1795
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, 301.
479
6.4.4. VAHDET- VCUD RETS VE MUHYDDN B. ARAB
1796
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, ayn yer.
1797
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, 258.
1798
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, 258.
1799
Sabb, Tahkk ve Talik, 301, 6. dipnot. Kullarn Rabblerinden nasiplerini, ona imanlarn dile getirirken bu tr
ifadelerin kullanlmas hakknda bak. bn Teymiye, Klliyat, 2/367-372.
480
1800
ctimi Reeteler I, 112-114; Mesnev-i Nuriye, 233, Nokta Risalesi.
481
dorudan doruya kuvvet-i man ile Vhid-i Ehadden grebilir. Yoksa, kinatn
arkasnda durup kinata bakan ve nnde esbab gren ve ferten nazar eden,
elbette esbab iinde boulup, tabiat bataklna dmek ihtimali var. Fikren Ara
kan, Celleddin-i Rm gibi, diyebilir; "kulan a! Herkesten iittiin szleri, ftr
fonoraflar gibi Cenab- Haktan iitebilirsin." Yoksa, Celleddin gibi, bu derece
yksee kamayan ve ferten Ara kadar mevcudat yine eklinde grmiyen
adama, "kulak ver, herkesten KELAMULLAH iitirsin." desen, mnen Artan fere
sukut eder gibi, hilf- hakikat tasavvurat- btlaya giriftar olur!..1801
Aziz kardam; Senin ikinci sualin hulsas Muhyiddin- Arab demi: "Ruhun
mahlukiyeti inkiafndan ibarettir." O sul ile benim gibi zaif bir biareyi Muhyiddin-
Arab gibi mthi bir harika-i hakikat, bir dhiye-i ilm-i esrra kar mbarezeye
mecbur ediyorsun. Fakat madem nuss-u Kur'ana istinaden bahse girieceim, ben
sinek dahi olsam o kartaldan daha yksek uabilirim. Belki: Hazret- Muhyiddin
aldatmaz, fakat aldanr. Hddir, fakat her kitabnda mhd olamyor. Grd
dorudur. Fakat hakikat deildir. Yirmi dokuzuncu szde Ruh bahsinde medar-
suliniz olan o hakikat izah edilmitir. Evet ruh mahiyeti itibariyle bir kanun-u emrdir.
Fakat vcd-u harici giydirilmi bir namus-u zhayattr. Ve vcd-u harici sahibi bir
kanundur. Hazret-i Muhyiddin yalnz mahiyeti noktasnda dnmtr. Vahdet-l-
vcd merebince eyann vucdunu hayal gryor. O zt harika kefiyatyla ve
mahedatyla ve mhim bir mereb sahibi ve mstakil bir meslek ihtiyar ettiinden
bilmecburiye zayf te'vilatyla tekellfl bir surette baz yat merebine, mehudatna
tatbik ediyor. Aytn sarahatn incitiyor. Sair risalelerde Cadde-i mstkime-i
Kur'aniye ve minhac- kavm-i ehl-i snnet beyan edilmitir. O zt- kudsnin kendine
mahsus bir makam var. Hem makbulndendir. Fakat mizansz kefiyatnda hududlar
inemi. Cumhur-u Muhakkikne ok mes'elelerde muhalefet etmi. te bu sr iindir
ki; o kadar yksek ve harika bir kutup, bir ferd-i devran olduu halde kendine
mahsus tarikat gayet ksack (Sadreddin-i Konev)ye mnhasr kalyor gibidir. Ve
asarndan istikametkrne istifade nadir oluyor. Hatta ok Muhakkikn- Asfiy o
kymettar srn mtalaaya revac gstermiyorlar. Hatta bazlar men' ediyorlar.
Mesela: Bir ayinede gne grnyor. u ayine, gnein hem zarf hem
Mevsufudur. Yani gne bir cihette onun iinde bulunur, bir cihette ayineyi
znetlendirip parlak bir boyas bir sfat olur. Eer o ayine fotoraf ayinesi ise; gnein
misalini sabit bir surette kada alyor. u halde ayinede grnen gne, fotorafn
resim kadndaki grnen mahiyeti, hem ayineyi sslendirip sfat hkmne getii
cihette hakik gnein gayridir. Gne deil, belki gnein cilvesinin baka bir vcuda
girmesidir. Ayine iinde grnen gnein vcudu ise haricdeki grnen gnein ayn-
vcudu deil ise de ona irtibat ve ona iaret ettii iin onun ayn- vucudu zanedilmi.
1801
Lem'alar, 298-299, Yirmisekizinci Lem'a/Aziz Kardeim.
482
nsann ayine-i fikrindeki mlumatn dahi iki vechi var. Bir vecihle ilimdir ve bir
vecihle mlumdur. Eer zihni o mluma zarf yapsak, o vakit o malum mevcud zihn
bir malum olur. Vucudu ayr bir eydir. Eer zihn o eyin husuliyle mevsuf yapsak
zihne sfat olur. O ey o vakit ilim olur. Bir vcud-u haricisi vardr. O malumun
vcudu, cevheri dahi olsa bunun gibi ariz bir vcud-u haricisi olur.
te bu iki temsile gre kinat bir ayinedir. Her bir mevcudatn mahiyetinde bir
ayinedir. Kudret-i Ezeliye ile icad- ilahiyiye maruzdurlar. Herbir mevcud bir cihetle
ems-i ezelinin bir isminin bir nevi ayinesi olup bir nakn gsterir. Hazret-i
Muhyiddin merebinde olanlar yalnz ayinelik ve zarfiyet cihetinde o ayinedeki
vcud-u misali nefiy noktasnda ve aksi ayn- mn'aks olmak zere kef edip baka
mertebeyi dnmeyerek "l mevcde ill h" diyerek yanl etmiler. "Hakikul-
eyi sbitetun" kaide-i esasiyeyi inkr etmek derecesine dmler. Amma ehl-i
hakikat ise veraset-i nbvvetin srryla ve Kur'ann kat'i ifadatyla grmler ki:
Ayine-i mevcudatta kudret ve irade-i ilahiye ile vcud bulan naklar onun eserleridir.
(Hemeezost)dur. (Hemeost) deil. Eyann bir vcudu vardr. Ve o vcud bir derece
sabittir. endan o vcud, vucd-u vacibe nisbeten vehm ve hayal hkmnde
zayftr. Fakat bir kadir-i ezelnin cad ve irade ve kudretiyle vardr. Nasl ki temsilde
ayine iindeki gnein hakik vcud-u haricisinden baka bir vcud-u misalisi var. Ve
ayineyi zinetli boyalayan mnbasit aksinin dahi rz ve ayr bir vucd-u haricisi var.
Ve ayinenin arkasndaki fotorafn resim kdna intika eden suret-i emsiyyenin
dahi arz bir vcud-u haricisi vardr. Hem bir derece sabit bir vcuttur.
1802
Lem'alar, 38-40, Dokuzuncu Lem'a/Birinci Suliniz.
483
sarhan grlmemi. Acaba onlardan sonra kanlar daha ileri mi gitmiler, daha
mkemmele bir cadde-i kbr m bulmular?
Vahdet-l-Vcud ise bir mereb ve bir hal ve bir nks mertebedir. Fakat
zevkli, ne'eli olduundan, seyr slkta o mertebeye girdikleri vakit ou kmak
istemiyorlar, orada kalyorlar; en mnteha mertebe zannediyorlar.
Birincisi: Mesel bir padiah var. O pdiahn hkim-i dil ismiyle bir adliye
dairesi var ki, o ismin cilvesini gsteriyor. Bir ismi de halfedir. Bir mehat ve bir
ilmiye dairesi; o ismin mazhardr. Bir de Kumandan- Azam ismi var. O isim ile
devir-i askeriyede faaliyet gsterir. Ordu, o ismin mazhardr. imdi biri ksa dese
ki: "O padiah, yalnz hkim-i dildir; devir-i adliyeden baka daire yok." O vakit
bilmecburiye, adliye me'murlar iinde, hakik deil tibr bir srette, mehat
dairesindeki ulemnn evsfn ve ahvlini onlara tatbik edip, zll ve hayal bir tarzda,
hakik adliye iinde tebe ve zll bir mehat dairesi tasavvur edilir. Hem daire-i
askeriyeye ait ahval ve muameltn, yine faraz bir tarzda, o me'mrn-i adliye iinde
tibar edip, gayr- hakik bir daire-i askeriye tibar edilir ve hkez... te u halde,
pdiahn hakik ismi ve hakik hkimiyeti, hkim-i dil ismidir ve adliyedeki
hkimiyettir. Halfe, kumandan- zam, sultan gibi isimleri hakik deiller, tibardirler.
Halbuki padiahlk mahiyeti ve saltanat hakikat, btn isimleri hakik olarak iktiza
eder. Hakik isimler ise, hakik daireleri istiyor ve iktiza ediyorlar. te Saltanat-
Ulhiyet, Rahmn, Rezzk, Vehhb, Hallk, Fal, Kerm, Rahm gibi pek ok esm-i
mukaddeseyi hakik olarak iktiza ediyor. O hakik esm dahi, hakik yineleri iktiza
ediyorlar. imdi ehl-i vahdet-l-vcud mdem "l mevcde ill h" der, hakaik-
eyay hayl derecesine indirir. Cenb- Hakkn Vcib-l-Vcud ve Mevcd ve Vhid
ve Ehad isimlerinin hakik cilveleri ve daireleri var. Belki yineleri, daireleri hakik
olmazsa; hayl, adem dahi olsa, onlara zarar vermez. Belki vcd-u hakiknin
yinesinde vcud rengi olmazsa, daha ziyade sfi ve parlak olur. Fakat; Rahmn,
Rezzk, Kahhr, Cebbr, Hallk gibi isimleri ise, tecellileri hakik olmuyor, itibar
484
oluyor. Halbuki o esmlar, Mevcud ismi gibi hakikattrlar, glge olamazlar; asldirler,
tebe olamazlar.
kinci Temsil: Mesel u menzilin drt duvarnda drt tane endam yinesi
bulunsa, herbir yine iinde her ne kadar o menzil teki yine ile beraber irtisam
ediyor.. fakat herbir yine, kendinin hey'etine ve rengine gre eyay kendi iinde
ihtiva eyler; kendine mahsus misl bir menzil hkmndedir. te imdi iki adam o
menzile girse; birisi birtek yineye bakar, der ki: "Herey bunun iindedir." Baka
yineleri ve yinelerin ilerindeki sretleri iittii vakit, mesmtn o tek yinedeki iki
derece glge olmu, hakikat klm, tegayyr etmi o yinenin kk bir
kesinde tatbik eder. Hem der: "Ben yle gryorum, yle ise hakikat byledir."
Dier adam ona der ki: "Evet sen gryorsun, grdn haktr. Fakat vkde ve
nefslemirde hakikatn hakik sreti yle deil. Senin dikkat ettiin yine gibi daha
baka yineler var; grdn kadar kck, glgenin glgesi deiller."
te Esm-i lhiyenin herbiri, ayr ayr birer yine ister. Hem mesel: Rahmn,
Rezzk; hakikatl, asl olduklar iin, kendilerine lyk, rzka ve merhamete muhta
mevcudat ister. Rahmn nasl hakik bir dnyada rzka muhta hakikatl zruhlar
ister; Rahm de, yle hakik bir Cenneti ister. Eer yalnz Mevcd ve Vcib-l-Vcd
ve Vhid-i Ehad isimleri hakik tutulup teki isimler onlarn iine glge olmak
haysiyetiyle alnsa, o esmya kar bir hakszlk hkmne geer.
Elcevap: Benim gibi hi ender hi aciz bir biarenin ksa fikriyle bu yksek
mertebeleri muhakeme etmek yz derece haddimin fevkindedir. Yalnz Kur'an-
Hakimin feyzinden gelen gyet muhtasar bir iki nkteyi syliyeceim. Belki bu
mes'elede faidesi olacak.
1803
Mektubat, 76-78, Onsekizinci Mektub/kinci Mes'ele-i Mhimme.
485
Mesela: Harika ve emsalsiz, gayet byk ve gayet ziynetli, ark ve garba ait
bir anda uacak ve imalden cenba ulaan kanadlarn kapayp aacak yzbinler
naklar ile tezyin edilmi ve kanadnn her bir tynde gayet dhiyne san'atlar derc
edilmi bir tavus kuu farz ediyoruz. imdi seyirci iki adam var. Akl ve kalb
kanatlaryla bu kuun yksek mertebelerine ve harika ziynetlerine umak istiyorlar.
Birisi bu tavus kuunun vaziyetine ve heykeline ve harikulade her bir tyndeki
kudret naklarna bakar ve gayet ak ve evk ile sever, dakik tefekkr ksmen
brakr ve aka yapr. Fakat grr ki; her gn o sevimli naklar tahavvl ve
tebeddl eder. Sevdii ve peresti ettii o mahbublar kayboluyor, zeval buluyor. O
adam kendine teselli vermek ve aklna sktramad vahdet-i hakiki ile Rububiyet-i
mutlaka, vahidiyyet-i zat ile hallakiyet-i klliyeye malik bir nakkan bir nak-
san'atdr demek lazm gelirken, o itikad yerine tavus kuundaki ruh o kadar ldir ki
onun sani onun iindedir veya o olmu. Hem o ruh vcudu ile mttehid ve vcudu
ise suret-i zahiriye ile memzuc olduundan o ruhun kemali ve o vcudun ykseklii
bu cilveleri byle gsterir. Her dakika baka bir nak ve ayr bir hsn izhar eder.
Hakiki ihtiyar ile bir icad deildir; belki bir cilvedir, bir tezahrdr der.
486
Dier adam der ki: Bu mizanl ve nizaml gayet san'atkrane naklar kat'i bir
surette bir irade ve ihtiyar ve kasd ve meiet iktiza eder. radesiz bir cilve, ihtiyarsz
bir tezahr olamaz. Evet tavusun mahiyeti gzel ve yksektir. Fakat onun mahiyeti
fail olamaz. Belki mnfaildir. Faili ile hibir cihetle ittihad edemez. Ruhu gzel ve
lidir, fakat mucid ve mutasarrf deil, belki ancak mazhar ve medardr. nk herbir
tynde bilbedahe nihayetsiz bir hikmetle bir san'at; ve nihayetsiz bir kudretle bir
nak- ziynet grnyor. Bu ise iradesiz, ihtiyarsz olamaz. Bu kemal-i kudret iinde
kemal-i hikmeti ve kemal-i ihtiyar iinde kemal-i Rububiyeti ve merhameti gsteren
san'atlar, cilve-milve ii deil. Bu yaldzl defteri yazan ktip onun iinde olamaz.
Onunla ittihad edemez. Belki yalnz o defter o ktibin yaz kaleminin ucuyla temas
var. yle ise o kinat denilen misali tavusun harikulade ziynetleri tavus hlknn
yaldzl bir mektubudur.
Eer hakk k yolunda fena gitse,/ ya tabrde hata etse, ya tavsifte yanlsa,
yine maka gider./ Makdur onu eker, yolunu da artmaz./ Zira ak czibedar
bir cemle mncezib cenn bir cezbedir./ Bazen netice haktr, hem de
mtehakkkdr./ Lkin delil btldr, vesile de hatadr ona zarar veremez. Eer veliyy-i
rif yolunda fena gitse,/ ya sret hata grse, ya szde yanl etse;/ matlbuna
yetimez, maksduna ulamaz./ Zira bir yol bozuksa, hi maksada gtrmez./ Eer
art olmazsa, mert hsl olamaz./ O ka benzemez, mukayyeddir, hr olmaz./
Zira rif, kendisi yukarya kyor, basamaklara basar;/ lzm dikkat-i nazar./ Fakat
k, birisi onu yukar eker; hr kalr, mukayyed kalmaz./ Demek veliyy-i k, muht
ise, yine binefsih hddir, ligayrih mudilldir./ Fakat rif, muht ise, mudill, hem dll
olur, iktida da edilmez./ Bu srdandr, bir ksm grh-u rifnin/ idam ve idlaline sebeb
olan rumz ve athiyyt ki te'vli gtrmez./ Zmre-i kni rumzdan kardlar,/
iaret, athiyyt sarhan sylediler./ Yine nazar- mmet, onlar tazm etti, onlara
iliilmez./ Bu srdandr, Muhyiddn, Cm ve bnul-Frid, bn-i Sebn beraber,/ iaret,
1804
Lem'alar, 43-45, Dokuzuncu Lem'a/Muhyiddin-i Arb Hakkndaki Sulin Cevabna Zeyildir; Barla Lhikas,
337-340, Yirmi Yedinci Mektuptan/Mektubat/Hulsinin ikinci sulinin cevabna bir zeyildir.
487
atahtta birbirine benziyor, telkkide benzemez./ Vaktki Muhyiddn irfan glib kt,
akna sebeb oldu ki irt yadrd/ ona dehetli oklar, ta Selme kefoldu remz!/
Fakat Cm kt, vzhan tasrh etti, hem hrmetle yaad./ Oklardan selm kald,
hem tenkid de edilmez./ bnul-Frid, aak, o araf Muhyiddinden daha ileri gitti./
mmetin itbndan ondan geride kald; kusuruna baklmaz./ bn-i Sebnin vakt
sznde sf bir ak pek de grnmez oldu, kendini kurtaramaz./ Eer desen:
Muhyiddn kelmnda tehlf, belki tenkuz vardr?/ Ben derim: Elbette O zat,
grm de demi; grmezse hi sylemez./ Lkin nasl grnse, bir ey nefsl-
emirde aynen yle olmas/ her dem lzm gelemez; basar doru gryor, yanl
hkm ediyor./ Bazen basiret yle tamamn gremez./ Eer Muhyiddn dese:
"Grdm." Dorudur. Grm./ O ruh, yle ldir, kasden yalan sylemek/ Ona hi
yanamaz; kat'an tenezzl etmez./ u srra faysal budur:/ O bir seyyre-i rh, gayr-i
sbit tecell, tecelliyt- seyyle/ ona olmu hakikat- sbite./ Savbit hakik, dne
snblsz olmaz./ Fakat sabit hakkat, hem de seyyr tecell/ bir ekirdek, bir iein
ne ztdr, ne gayr./ Hakkat, hak mzn Kur'andr, baka olmaz./ Ger desen:
Muhyiddnin sr, kelmlarnda yle szler vardr,/ er'de hi yeri yoktur, belki ona
kfr demi baz imamlarmz?/ Cevaben derim:/ Bir kaide-i ummi beyan lzm
gelir./ Mesel: eriat bir vasfla, ya bir sze dese ki bu kfrdr, m'min ii olamaz./
Murad ve mnas: O hal imandan gelmez, sfatda kfiredir,/ o szde bir kfirdir, o zat
onunla kfr etti, demektir./ Mutlak o zat kfirdir denilmez./ Zira imandan ne'et eden
pek ok sfat vardr./ mana dell azher bir te'vle muhtemel/ bir hal de bir sz
bunlar hi kramaz./ Demek o zata kfir demek bir art ile cizdir/ ki yaknen bir
kanaat gelse, o sz kfrden terauh etmi,/ sfat ondan hdir, baka sebebden
gelmez./ yle sfat szlerin pek ok sebebleri var./ Demek yle vasf ve kelmn
delletinde ek var, kfre kat' dellet etmez./ Evsf- sirenin imana delleti, hem
dstr-i asl bekadr./ Onun da ehadetini tahakkuk-u man yaknen isbat eder, s-i
zann asl olamaz./ ek, yaknin hkmn her dem zil edemez./ Nisyan veya sehiv
ile, hata ve iltibasla, muhtemel bir sz ile abuk tekfr edilmez./ (...)1805
(...) Mustafa Sabri ile Msa Bekfun efkrlarn mvazene etmek iin vaktim
msait deildir. Yalnz bu kadar derim ki: "birisi ifrat etmi, dieri tefrit ediyor."
Mustafa Sabri geri mdafaatnda Msa Bekfa nisbeten hakldr, fakat Muhyiddn
gibi Ulm-u slmiyenin bir mucizesi bulunan bir zt tezyifte hakszdr. Evet
Muhyiddin, kendisi hd ve makbldr. Fakat her kitabnda mhdi ve mrid
olamyor. Hakaikte ok defa mzansz gittiinden, kavid-i Ehl-i Snnete muhalefet
ediyor... ve baz kelmlar, zahir, dallet ifade ediyor. Fakat kendisi dalletten
mberrdr. Bazan kelm, kfr grnr; fakat sahibi kfir olamaz. Mustafa Sabri bu
noktalar nazara almam. Kavid-i Ehl-i Snnete taassub cihetiyle baz noktalarda
tefrit etmi. Musa Bekf ise, ziyade teceddde taraftar ve asrlie mmaatkr
efkriyle ok yanl gidiyor. Baz hakaik- slmiyeyi yanl te'viller ile tahrif ediyor...
Eb-l-l-i Maarri gibi merdud bir adam, muhakkknlerin fevkinde tuttuundan ve
kendi efkrna uygun gelen Muhyiddinin, Ehl-i Snnete muhalefet eden mes'elelerine
ziyade taraftarlndan, ziyade ifrat ediyor...
1805
Lemet, 98-100, Mebhaslar/Evliydan ikn ve rifn Beynlerinde Mhim Bir Fark.
1806
Lem'alar, 299-300, Yirmisekizinci Lem'a/Bir Suale Cevap.
488
Ltif bir tevfuktur ki: Hulsi-i sni Sabri Efendi bu beyti bana yazd
zamanda, ya ayn zamanda veyahut az sonra, Hulsi Bey bir ay uzak bir yerde, ayn
beyti bana yazmtr. Bu iki ztn hem hizmet-i Kur'anda, hem bana kar
mnasebetlerindeki tevfuklar, almet-i muvaffakyettir. (Said)1807
Bu blmden amacmz, Nur Risalelerinin vahdet-i vcud retisine bakn
ortaya koymak ve bu retiyi hatrlatmaktan ibarettir; yoksa btn ynleriyle vahdet-i
vcud, ittihat ve hull ehlinin grlerini ele almak, bu kitaba smaz. Bu yzden M.
Hamdi Yazrn tefsirinden konu ile ilgili bir blm ve Salih Akdemirin bir makalesini
aktarmay yeterli bulduk. Akdemirin makalesinin dipnotlarn, yeri geldike bizim
koyduumuz dipnotlarla karmamas iin metnin iinde verdik. Said Nursnin bn
Arabye bu denli ll davranmasnn nedenleri olarak grdmz konular
dipnotlarda belirttik.
1807
Barla Lhikas, 62, Yirmi Yedinci Mektuptan/Sabrinin fkrasdr/Eyyhel-stadl-Azam!
1808
Barla Lhikas, 78, Yirmi Yedinci Mektuptan/Sabrinin fkrasdr/Eyyhel-stadl-Muhterem!/Yirmi Sekizinci
Mektubun Yedinci Mes'elesinin Htimesi.
Ayrca bak. Muhakemt, 114-116, Unsurul-Akde/nc Makle/ Mukaddeme/Vehm ve Tenbih; Mektubat, 229,
Yirminci Mektup/kinci Makam/ Onuncu Kelime/Drdncs/Birinci Sr; Mektubat, 306-307, Yirmialtnc Mektup/
Dndnc Mebhas/kinci Mes'ele; Mektubat, 309-310, Yirmialtnc Mektup/ Dndnc Mebhas/Drdnc Mes'ele;
Mektubat, 424-425, Yirmidokuzuncu Mektup/ Dokuzuncu Ksm/Beinci Telvih.
1809
Vahdet-i vcud, ttihadiye, Hulliye ve bahiye ile bn Arab, Sadreddn Konev, Tilimsn, bn Seb'n, bnul-
Frz, Haccac vs.nin eser, gr, kasideleri hakknda geni bir eletiri iin bak. bn Teymiye, Klliyat, 2. cilt.
bn Teymiye, bn Arab iin zetle yle der: "Gr ak bir kfr olmakla birlikte, bn Arab ttihadiyyenin slma
en yakn olandr. nk, onun szleri arasnda birok gzel sz de vardr. Ve o, ittihad fikrinde dierleri kadar
inat edip direnmemektedir; aksine bu hususta bir ok tereddtlere dmektedir. Btnyle bazen Hakk, bazen
489
Merhum M. Hamdi Yazr, "nsanlar iinde birtakm kimseler de vardr ki,
Allahtan bakasn ona ortaklar edinip, onlar, Allah sever gibi severler. nananlar
ise en ok Allah severler. Zulmedenler, azab grdkleri zaman btn kuvvetin
Allaha ait olduunu ve Allahn azabnn etin olduunu anlayacaklarn keke
bilselerdi!" (Bakara, 2/165) ayetinin tefsirinde unlar syler:
(...) Bunlar hakikatte ne Allah tanr, ne Peygamber. Her birinin gnlnde zaman
zaman bir veya birka mahlk yer tutmutur. Onlar Allah Teal gibi severler ve onlara
mabud muamelesi yaparlar, onlara itaat etmek iin Allaha isyan ederler. "Yuhibbnehum
kehubbillahi" btn bunlar tasvir eder. Ve burada evliya ve enbiyay mabud derecesine
karanlar da dhildir. Bunun iin Allahn evliyas, enbiyas, melekleri gibi sevgili kullarn
severken nazm- celilin mazmnunu iyi dnmeli, muhabbetlerini Allah muhabbeti
derecesine vardrmaktan ihtiraz eylemelidir. "De ki: Eer Allah seviyorsanz, bana uyun ki
Allah da sizi sevsin." Binaenaleyh Allahn sevdii kullarn sevmek ve onlara ittiba etmek
gnah ve irk deil, bilkis muhabbetullaha delil olur. Ve fakat bu muhabbet hibir zaman
Allah muhabbeti gibi olmamal, yani Hristiyanlarn Hazret-i sa hakknda yaptklar gibi onlar
mabud derecesine karacak bir taabbd suretini almamaldr. Bunun en gzel misalini
Mslmanln miftah- iman olan kelime-i ehadetinde ve re's-i ibadet olan namaznda
buluruz. Bir Mslman "ehed en l ilhe illllah ve ehed enne Muhammeden abduh ve
rasluh" derken Allahtan maada btn mabudlarn hepsini redd- nefyeder ve bu kalb-i pk
ile Peygamberi, Hazret-i Muhammedin ona ubudiyet ve risaletle izafetini tasdik ve Allah iin
bu hakka arz- ehadet eyler ki, bu ehadette Allahtan sonra Peygambere bir iln-
muhabbet vardr. Ve iman bu muhabbetle tamam olur. Ve fakat muhabbetullah tevhid-i
kibriya-y ulhiyet ile ve bunun yannda muhabbet-i Muhammediye Allaha ubudiyet ve risaleti
haysiyetiyledir. te Allah iin muhabbetin en byk nmunesi... Kezalik namazda Allahtan
de batl tahayyl ettii geni muhayyilesiyle hareket etmektedir. Hangi hl zere ldn ancak Allah bilir. (...)"
(Klliyat, 2/164-165.)
490
maadasn velev cz' bir vehile olsun niyete kartrmak kfrdr. Ve namaz mfsiddir.
Namazda Peygamberden ve salih kullardan hibir ey istenmez, nihayet tahiyyatta onlar
hesabna da Allahtan selm- salvat, rahmet- bereket niyaz edilir ki, bu dua da
Resulullaha ve ibd- salihne elbette bir izhar- muhabbet mevcuttur. Lkin musall huzur-u
ilhde onlardan bir ey istemek mevkiinde deil, onlara ikram etmek mevkiinde bulunacaktr.
Ve mslman btn mrnde bu hatt- hareketi esas- siret addedecektir. Buna mukbil
evliya ve enbiyay veya ervahn veya melekleri mriklerin mtevasst mabudlar gibi bir
hisse-i ulhiyetle sevmek, onlar severken Allah ve Allahn emirlerini unutmak, onlar namna
kurbanlar, ayinler yapmak, onlarn isimlerini "Bismillah" gibi fatiha-i umur ittihaz etmek
"yuhibbnehum kehubbillahi" mantukuyla bir irk ve kfr olduunda phe yoktur. Ve byle
yapmak onlardan uzaklamaktr, nk onlar ancak Allah sevmilerdir. Maatteessf
Mslmanlk namna dahi byle batl bir akide-i muhabbete tutulan ve bununla dindarlk
yapyoruz zanneden birtakm erbab- gaflet de zuhur etmitir. Bunlar alelekser ilm-i dinin iyi
tahsil edilmedii ve malmat- diniyenin esas bilinmeden azdan aza bir efsane gibi
dolatrld cahiliyet devirlerinde, cahiliyet mntkalarnda zuhur edegelmitir. nk, hiss-i
ubudiyet insanlarda ftr olduundan dolay hakik ve mtekmil ilm-i din snnce, insanlar,
cahiliyet-i l devrindeki efsanelerle gnlne doan heviyt- acibe iinde taabbde alr.
Huraft ile boulur gider. l veya diri, canl veya cansz putlara balanr. Mamafih bu
dalletin felsef tark ile ilm- marifet nam altnda intiar eden ksm da yok deildir. Ve
elbette bu daha mhimdir, burada mnkir-i ilhiyat olan ttil (ateizm) felsefelerinden bahse
lzum grmyoruz. En derin cehalete msavi ve hatta daha beter olan ttil felsefelerinin
enaati bilvch ihtardan mstani olduu gibi ilm ve felsef haysiyyetten hkmleri de
yoktur. Fakat, felsefe-i ilhiye ve vahdet-i vcud nam altnda gizlenen bir felsefe-i ttil vardr
ki, din ve ahlk namna ilm ve hikem ekilde en byk zarar bundan ne'et edegelmitir. Ve
her nerede bir irk varsa, bununla az ok alkas vardr. Evvel unu kaydedelim ki "lhnz
bir tek ilhtr. Ondan baka ilh yoktur" ayetinde dahi sarih olduu zere din-i slmda
emrolunan umum mevzu- iman "l ilhe illllah" tevhidi, yani tevhid-i ulhiyettir. "L
mevcde illllah" diye ifade edilen tevhid-i vcud deildir. Bu olsa olsa tark- marifette
merahil katetmi havas iin mevzu- bahis olabilir. Ve bizim nazarmzda tevhid-i vcud
aleltlak mnker deil, belki kefen msbettir. Lkin "Allahtan baka mevcut yoktur"
demekle "her mevcut Allahtr" demek arasnda pek byk fark vardr. Evvelkisi
tevhid-i mahz olabilir, lkin ikincisi irk-i mahzdr. "Allahtan baka mevcut yoktur"
denildii zaman masivaya isnat edilen vcudun hakik olmayp hayal, vehm, uurda mn'akis
bir emr-i zll olduu ve vcud-u hakiknin ancak Allaha muhtas bulunduu ikrar ve lemin
bizatihi ve lizatihi vcud-u hakiksi nefyedilmi olur ki, bu, vahdet-i vcuddur. nk, kefen
sabit olduu zere biz lem namna ne biliyorsak hepsi mahsusatmz, suver-i zihniye ve
intibaat- ruhaniyetimizden ibarettir. Bunlar ayan tasavvur etmemiz ve bil'izafe hak diye
bilmemiz zatnda vahid-i ekmel olan Hak mefhumunun ezelen ve ebeden tahakkukunu tasdik
sayesinde mmkn olabilir. Binaenaleyh, vahdet-i vcud tevhid-i vcudsi, ebh- lemin zll
ve hayal olduunu grmek ve onlar silip maverasndaki Hakk- vahidin vcuduna iman
eylemek ile mmkn olur. Nitekim, "l ilhe illllah" Allahtan baka ilh yok dediimiz zaman
da bir takm putlarn birok kimseler tarafndan mabud ittihaz edildiini inkr etmi
olmuyoruz, bunlarn hak olmadklarn iln ve ancak bir Allah ispat ve kabul etmi oluyoruz.
Lkin "her mevcut Allahtr" denildii zaman vcudda hakik bir kesret kabul
edilmi ve hepsinin Allah olduu iddia edilmi oluyor ki, bunda tevhid yok, bilkis
Allah teksir ile irk vardr. Bu bir vahdet-i vcud deil, ittihd- vcud veya hull
nazariyesidir veyahut Allah inkr ile ancak lemi ispattr, "bir"e "her" demektir. L erke leh
olan Allaha lmtenah erkler ispat etmek, mevcdt- hayaliyeyi mevcd-u hakik
farzetmektir. Buna en ziyade "Panteizm" "ittihd- ilhiyyet" denilir ki, bu nazariyede Allah ve
vcud hakikaten her ey ile mttehiddir veya her eyin iinde hull etmitir. H Ali ilh, Veli
ilh, Firavun ilh, Nemrut ilh ilh... her ey ilhtr. Bunda ispat- lem ve nefy-i Sni vardr.
te birtakm cehele veya melahide hikmet-i ilhiye namiyle muhl olan bu ittihd veya hull
491
veya ttil nazariyesini vahdet-i vcud ve mahz- tevhid diye ele alarak "l ilhe ill h" demek
"l mevcde ill h" demek olduunda srar eder ve bunu da "her mevcd odur" manasyle
tefsir eyler ve hatta kll-i mecm ile kll-i ifrdyi tefrik etmez. Her eyden maverasnda
Allah grecek yerde, her eyde ve hatta her eyi Allah grmek ister. "O Evvel, hir, Zhir,
Btndr" ayetinin beyan ettii mertebe-i cem'i mertebe-i farkta ayr ayr syler ve bu suretle
kendini Allah grmek ve gstermek iin kmil insanlar bizzat Allah gibi gsterir. Artk erenler,
evliyalar, bir ilhlar cemaat manzarasnda tahayyl olunur. Hlbuki bu nazariyenin esasna
gre eytanlarn velilerden, kfirlerin mminlerden fark kalmamak lzm gelir. nk, her
mevcd o saylr. te "nsanlar iinde birtakm kimseler de vardr ki, Allahtan bakasn Ona
ortaklar edinip, onlar, Allah sever gibi severler" ayet-i kerimesi bilhassa bunlar da redd-
iptal iindir. Zaten, saya Allah veya bnullah denilmesi de Msrdan, Hindden, Yunandan,
Romadan gelen bir ittihd nazariyesinin bir fer'idir.1810
Elmall, "De ki: Eer Allah seviyorsanz, bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve
gnahlarnz balasn! Allah gafurdur, rahmdir." (l-i mrn, 3/31) ayetinin tefsirinde de
yle der:
Merhum Yazr, bu kfrn mahiyetini o kadar gzel gstermi ki, artk bunun
stne sylenecek her sz zait olacaktr. Ancak, o, bu konuyu mezkur ayetin tefsiri
erevesinde bn Arabyi zikretmeden ele almtr. Bu yzden, vahdet-i vcud
telkkisini, bir de bn Arabnin grleri asndan ele almamz gerekmektedir.
Burada Salih Akdemirin bir makalesini aktaracaz. Bu makaleyi aktarmamzn bir
sebebi de, bugnk dille yazlm olmasdr.
slm dnyasnda vahdet-i vcud grn ilk defa sistemletirerek bir reti hline
getiren bn Arab olmutur. Ancak, bu reti slmn tenzih (aknlk) akidesine ters dt
1810
Yazr, Hak Dini Kur'an Dili, 1/573-577.
1811
Yazr, Hak Dini Kur'an Dili, 2/1078-1079.
1812
Salih Akdemir, A. E. Affifnin "The Mystical Philosophy Of Muhyiddin bnul Arabi" Adl Eseri ve Tercmesi
zerine, slmi Aratrmalar, Cilt: 2, Say: 7, Mays 1988. Makale ksaltlarak alnmtr.
492
bn Arabnin vahdet-i vcud retisi, "Tanr-lem ikiliini kaldran, Tanrnn her eyi
ihtiva ettiini, hatta onun her ey olduunu, dolaysyla ne tabiatn ne de insann mstakil
varlklar gibi grlebileceini, onlarn sadece ilh varln farkl tarzlarda almlarndan ibaret
olduunu ileri sren Bat panteizminden" farkl bir ey deildir. (Mehmet Aydn, Din Felsefesi, 145.
zmir 1987.) ki felsefe arasndaki fark, olsa olsa sadece k bakmndandr, yoksa muhteva
bakmndan aralarnda bir fark yoktur; nk birazdan da greceimiz gibi, ayn menfi
sonular dourmaktadr.
Sayn Prof. Dr. Mehmet Aydnn da ok gzel ifade ettii gibi, Spinoza panteizmini
daha rahat anlayabilmek iin ie "cevher" kavramndan balamak gerekir. Genellikle felsefede
cevher derken, "kendi bana var olan" yani var olmak iin teki varlklara baml olmayan
ey anlalr. Descartesin "Madde" ve "Ruh"u, Leibnizin "Monad"lar cevher kabul ediliyordu.
Cevher bamsz olmak zorunda olduu iin, Descartes, "Madde" ile "Ruh"; Leibniz bir
"monad" ile baka bir "monad" arasnda doru drst bir iliki kuramyordu. Descartesin iki
cevheri birbirine deta pamuk iplii ile balyd. Leibnizin monadlar birbirine kapalyd.
Spinoza, btn bu "sknt"larn aresini buldu: Eer "cevher" ile "kendi bana var olan
493
(causa sui)" kastedeceksek, bu takdirde sadece Tanr cevherdir. Bu durumda, "teki varlklar"
yani aslnda cevherin var olduu anlamda "var olmayanlar" nereye konacaktr? Bu sorunun
cevabn Spinozann "Tanr"y tarifinde aka grmekteyiz: "Tanr ile" diyor, Spinoza, "Mutlak
anlamda sonsuz bir varl, yani sonsuz sfatlara sahip bir cevheri kastetmekteyim." Bu
sfatlar cevher olamaz; nk o takdirde onlarn da yukardaki tarife uygun cevher olmalar
gerekirdi. Tanrdan baka hibir cevher yoktur. Var olan her ey ancak o cevherde vardr.
[Spinoza, Ethics, D ef. IV. 1. prop. XIV. (Works of Spinoza, Vol. 11. New York, 1951) Zikreden, M. Aydn, age,
147.] Bu cevhere "Tanr" veya "tabiat" (Deus sive Natura) denmesi bir ey deitirmez; nk
Spinozaya gre tabiat, mstakil cevherlerin toplamndan meydana gelen organik bir yap
deil, "Tek ve blnmez bir cevherdir". (Aydn, age, 147.)
Allah, artk yaratc anlamn deil, fakat kendini lemin sonsuz suretlerinde izhar eden Bir
anlamn ifade etmektedir. (Affif, The Mystical Philosophy of Muhyiddin bnul-Arabi, 45. Lahor 1964.)
Akn (mtel) Allah inancndan yz eviren bn Arabnin, vahiy, din, ahiret, cennet
ve cehennem konularnda da Kur'an- Kerime tamamen ters den grler ileri srmesi
artc olmasa gerekir. Nitekim onun, smail kelimesindeki li hikmetlerden sz ederken
vahyi inkr ettiini gryoruz; "Sana gelen vahiy bakasndan gelmez; sen de bunu
bakalarna vermezsin." (bn Arab, age, 93.) bn Arabnin retisinde varlk bir olduuna,
dolaysyla insan ile Allah arasnda bir fark bulunmadna gre vahiy konusunda Allah ile
insan arasnda bir ikilik koymann anlam da yoktur. Bu yzden peygamber de olsa, hi kimse
dardan vahiy ya da baka bir bilgi elde edemeyecei gibi, bu bilgiyi bakasna da
aktaramaz. nsan her trl bilgiyi bizzat kendinden elde eder.1813 Ona dardan hibir ey
gelmez. bn Arab, t kelimesindeki nefsin hikmetinden sz ederken bu konuyu akla
kavuturur: "Suretleri ne kadar fazla olursa olsun; hi kimsede Allahtan bir ey yoktur, ve hi
kimsede de kendinde olandan baka bir ey yoktur. Bu hakikati, bu iin byle olduunu Allah
ehlinden ok az kimse bilir. Bunu anlayan kimseyi grrsen, ona gven; nk o yce Allahn
sekin kullarndan tertemiz biridir. Herhangi bir keif sahibi, nceden bilmedii yeni bilgileri
kendisine ulatran bir suret mahede ederse, (iyi bilsin ki) bu suret onun ayn olup, asla
1813
Said Nursnin, bn Arab ve vahdet-i vcud gr hakknda msamahakr ifadelerin en nemli sebebi,
kendisinin de bn Arabninkilere benzer iddialarn sahibi olmasdr. Nitekim o; hatrlanaca zere Nr suresinin
35. ayetinin ebced-cifr tefsirinde yle demitir: "Hem (bu ayet) iaret eder ki; Resil-in-Nur mellifi dahi atesiz
yanar, tahsil iin klfet ve ders meakkatine muhta olmadan kendi kendine nurlanr, lim olur." (ular, 541,
Birinci ua/Birincisi.)
495
Aka grlmektedir ki bn Arab, vahiy de dhil olmak zere, dardan gelen her
trl bilgiyi imknsz grmektedir. Bu yzden onun, Cibril (a.s.)in Hz. Peygamber (s.a.v.)e
geliini inkr etmesine amamak lzmdr. Ona gre Cibril, Hz. Peygamberin hayal gcnn
bir mahsul olarak ortaya koyduu bir varlktr. stedii kadar Cibril ile konutuunu
zannetsin, aslnda o kendi kendine konumaktan ve kendi kendini dinlemekten baka hibir
ey yapmamaktadr. (Affif, bn Arabnin Fussul-Hikemine Tlikt, 2/94-95.)
bn Arabnin vahiy konusundaki grlerine iaret ettikten sonra, onun din hakkndaki
grleri zerinde durmak istiyoruz. bn Arabye gre dinler iki ksmdr: 1) Allah elilerinin
getirdii din. 2) nsanlarn dnya ve ahiretlerini dzenlemek iin bizzat kendilerinin kurduklar
din. Ancak, bilinen ve allagelmi olan din, Allah elilerinin getirmi olduklar dindir. Bu
yzden Allah bu dini dier dinlere tercih etmitir. Bununla birlikte yce Allah Kur'an-
Keriminde; "phesiz ki Allah katndaki din slmdr." (l-i mrn, 3/19) "Allaha teslim
olmadka asla lmeyin." (Bakara, 2/132) buyurmaktadr. slm ise, inkyad etmek, boyun
emek anlamna gelir. O hlde dinin anlam "boyun emek"ten ibarettir. Boyun emek de,
kulun ii olduuna gre din de kulun iidir. O hlde btn dinlerin kulun ii olduunu
syleyebiliriz. Oysa btn dinler Allahndr. yleyse neye taplrsa taplsn, neye boyun
eilirse eilsin, neticede Allaha taplm olunur. (Affif, age, 2/92; 98.) te bn Arab, ilh olsun
olmasn, btn dinlerin geerli olduunu u mehur beyti ile ifade eder:
bn Arabnin din ile ilgili grlerine bylece ksaca temas ettikten sonra, imdi onun
insan hrriyeti, sorumluluk, ahiret, cennet-cehennem gibi her dinin zmek zorunda
bulunduu ahlk problemler zerinde durmak gerekir.
1814
bn Arabnin bu iddialar bize hi de yabanc gelmemektedir. Hatrlanaca zere, Nur Risalelerinde Said
Nursye de ilm-i Kur'ann, ryasnda, hi kimseye soru sormamak artyla Hz. Peygamber tarafndan verildii;
Nur Risalelerinin Said Nursnin eseri olmad ve her naslsa birinci tercmanlk grevinin yarm mm olan Said
Nursye verildii; bu risalelerin kendisine ihtiyar haricinde yazdrld iddia edilmitir. Said Nursnin bn Arab
hakknda vg dolu szlerinin bir dier nedeni de; Said Nursnin Kur'an ebced ve cifir hesaplar ile tefsir
etmesindeki dayanak noktalarndan birisini bn Arabnin tekil etmesidir.
496
ncelikle bn Arabye gre insann, hatta bir bakma Allahn bile hr olmadn
belirtmemiz gerekir. (Affif, The Mystical Philosophy, 156.) nk, her ey ezelde belirlenmitir.
Allah da dhil olmak zere hi kimse, bu belirli dzenin dna kamaz. Bu bakmdan "Allah
dileseydi hepimizi doru yola iletirdi" (En'm, 6/149) demek anlamszdr. nk Allahn, eyann
tabiatnda olmayan bir eyi murat etmesi imknszdr. (Affif, ayn yer.)
Dier taraftan bn Arabye gre eriat, toplumu yola iletmek, onu ynetmek, ksacas
amel olunmak iin gnderilmitir. Bu bakmdan ona muhalefet etmekte bir saknca sz
konusu deildir. nk, balayc deildir. Ama zahiri kurtarmaktr. O bu konudaki
grlerini yle aklar: "Biz biliriz ki, bugn dnyada yrrlkte olan her hkm, eriat
olarak adlandrlan zahir hkmlere muhalefet etse de, yine de Allahn hkmdr. nk,
hakikatte ancak Allahn hkm yrmektedir. Her ne kadar (eriatn) kurulup yerlemesi ilh
iradeye bal ise de, lemdeki her ey eriatn hkmne deil, Allahn iradesine baldr.
Bundan dolaydr ki, eriatn kurulup yerlemesi hakkndaki ilh irade gereklemitir. nk,
ilh irade (meiet) ancak eriatn kurulup yerlemesini dilemitir: YOKSA ONUN
GETRDKLER LE AMEL ETMEY ASLA DLEM DELDR." (bn Arab, age, 165.)
tehdit ettii hlde 'O, onlarn gnahlarn affedecek' buyurmutur. smail (a.s.)i de, szn
tuttuu iin vmtr. O hlde, tehdidin gereklemesi iin ortada herhangi bir karine
olmadna gre, Hakkn tehdidini gerekletirmesi de imkn dhilinden kmtr, demektir.
Ortada sadece bir ihtimal kald ki, o da Hakkn vaadini yerine getireceidir. Tehdidini
yerine getireceine dair ise, ortada hibir delil yoktur. Kfr ve isyan ehli cehenneme girseler
de onlar orada ayr bir zevk ve nimet, cennet nimetleri ierisindedirler. Bu bakmdan onlarla
mminler arasnda bir fark yoktur. Fark sadece tecelli bakmndandr. Azaba tatl denmesi tatl
oluundandr. Bu azap sz, onda gizli olan lezzet iin bir kabuk gibidir. Kabuk ise z
koruyan bir eydir." (bn Arab, age, 93; 94.)
1815
Said Nursnin bn Arabden vg ile sz etmesinin bir sebebi de burada karmza kmaktadr. Cehennem
hakknda Hz. Ebu Bekir (r.a.)e nisbet edilen sz kabullenmesi, kendisine Ebu Talibin durumu sorulduunda
onun "cehennemin iinde husus bir cennette olaca" ynnde cevap vermesi, "(...) vcudum yanarken, gnlm
gl-glistan olur" tarzndaki szleri Said Nursnin -cennet ve cehennemle ilgili farkl dncelerde olsalar dahi-
bn Arabnin fikirlerinden etkilendiinin ak gstergeleridir.
498
Nur Risalelerinde de zikredilmi olup vahdet-i vcud, ittihat ve hull ehlinden
birkann baz szlerine, rnek tekil etmesi iin iaret etmek faydal olacaktr.
1816
Said Nurs, ehl-i vahdet-i vcudun eserlerinin okunmamasn istemise de, talebelerinin stadlarn pek de
dinlemedikleri anlalmaktadr. yle ki: "(...) Kur'an- Kerimin iaretinden fehmettiime gre," denilip (Hiye)
dlmtr. Hiyede de yle denmektedir: "Eer mellifin, tenzilin nazmndan kard letifde phen varsa,
ben derim ki bn-l-Frd kitabndan tefel ettik ve u beyit kt;
Keenne kirmel-ktibne tenezzel al kalbih vahyen bim f sahfetin" (rtl-caz, 310, Halifelik
Srr/Mukaddeme/Hiye.) Beytin anlam ise udur: Kirmen ktibn meleklerinin sahifedekini vahyetmek zere,
onun kalbine indirdikleri gibi.
1817
bnul-Frz, nak. bn Teymiye, Klliyat, 2/356.
1818
bnul-Frzn kitab ile fal alr da, Cmninki ile almaz m?... "Bu yaz mevsiminde hakik- Kur'aniyeye
nisbeten meyveler hkmnde tevafukata dair hurufat- Kur'aniyenin nktelerini beyan ediyorduk. imdi mevsim
deimi, huruftan ziyade hakika ihtiya vardr. Gelecek yaza kadar muvakkaten o kapy ihtiyarmzla
almayacaz. Fakat o hurufa ait beynat ne derece hak olduunu Mevlna Caminin Divanyla kardeimle
tefel ettik. Dedik, y Cam! Bu huruft- Kur'aniyeye dair beyan ettiimiz nktelere ne dersin? Bir ftiha okuyup
fal atk. te bata fal u geldi:
'Cm (...)'
Yan, 'Bu huruf yle harf deildir ki, ak ve idrk sahifesinden gitsin. yle kuds harf, yle gzel irin hat daima
kalbimin sahifelerinde yazlmal, silinmemeli.' Acibdir ki, btn Divannda bu fala benzer melde yaz gremedik.
499
Fakat Cm kt, vzhan tasrh etti, hem hrmetle yaad./ Oklardan selm
kald, hem tenkid de edilmez.
6.4.4.1. SEYR- SLKTE "FEN" MERTEBES
Menzil(us-Sirn ilel-Hakk nam eserin) yazar (Ebu smail Ensar Herev) fen
hakknda unlar syler: "Fen; nce ilim, sonra inkr, sonra Hakk bakmndan, Hakktan
bakasnn yok olmasdr. Fena derecedir:
Birinci derecesi: Bilginin bilinende fensdr, bu, ilim bakmndan olan fendr.
Grmenin grnenlerde fens, inkr itibaryla olan fendr. Varlkta fen olmay istemek
Hakk itibaryla fenadr.
Demek bu fal, Hazret-i Camnin kermetinden bir nebze oldu. (Kardeiniz Said Nurs)" (Barla Lhikas, 353-354,
Yirmiyedinci Mektuptan/Aziz sddk mdakkk hiret kardeim, hizmet-i Kur'aniyede arkadam.)
1819
Cm, nak. Uluda, slm Dncesinin Yaps, 213.
500
imdi biz, bu grlerin nce hak ve batl olan taraflarn aklayacak, sonra da
fennn ksmlarn inceleyeceiz. vlen fen ile -ki bu Allaha yakn olan dostlarnn
fensdr- yerilen fen -bu da ilhad ehline ve vahdet-i vcud grnde olanlara ait, kemal
derecesinde noksan olanlarn fensdr- arasndaki farklar Allahn yardm, kudreti ve teyidi
ile greceiz.
Herev, "Fen Hakktan baka her eyin inkr ynyle yok olmasdr" szyle, varlk
kll olarak yok olur demek istemiyor. O ancak varln ilimde izmihll bulmasn kastediyor.
Bylece kul, Allahtan baka her eyin batl olduunu, varlnn iki yokluk arasnda
bulunduunu, onun varlnn sadece yokluk olduunu, yokluunun kendi varl sebebiyle,
varlnn ise Allahn onu var klmasyla gerekletiini bilir. Bylece kul, onun ilminde yokluk
hlinde olduu gibi fni olur. Kul onun ilminde fni olunca, bunun zerindeki baka bir
dereceye ykselir. Bu, birinciden daha ycedir. nk bu, kulun Allahtan bakasndan gayb
olmasdr, kul onlarn varln inkr etmedii hlde, onlar kulun idrak alanndan kar. Bu
ikincisi, masivann inkr ve reddedilmesidir.
te bu noktada ttihad ie karr ve der ki: "Fendan kastedilen kll olarak Allahtan
bakasn inkr etmektir ve burada hibir ekilde bakas yoktur."
eyhlislm (Herev) bu ittihat ehlinin ilhadndan uzaktr. Her ne kadar onun ifadeleri,
bunu iham ve ilham ettiriyor olsa da, o, bunlardan berdir. eyhlislm varlktaki deil,
mahededeki inkr kastediyor. Yani o, varln mahedesini inkr etmektedir, yoksa
bizatihi haric varl deil. O, varln ilim ve mahede ile ilgili varln inkr ediyor, dtaki
madd varln deil. Bylece kul nce, kendi uhud ve ilm varlndan kaybolur, sonra ikinci
olarak kendini ilminde inkr eder. te kulun inkr itibaryla izmihlli budur. Sonra kul, bunun
daha stndeki bir dereceye ykselir. Bu da, kulun hakikatte izmihllidir. Bunun artk asla bir
varl yoktur. Kulun varl ancak Hakkn varl ile kaimdir. Eer Hakkn varl olmasayd,
kul da var olamazd. Gerekte ise var olan sadece Hakktr. Var olanlar onun varlnn
eseridir. Onlarn "mevcudatn asla bir varl ve eseri yoktur, bunlar yok olucu, fni ve
izmihlle uraycdr" szlerinin manas da budur.
ttihad der ki: "Salik slknn balarnda gerekte Allahtan baka fail olmadn
grr ve bilir. Bu, ilmin tevhididir. Kul, ilk mertebede bundan daha fazlasna g yetiremez.
Sonra buradan ikinci dereceye geer. Bu da fiillerin sfatlara, sfatlarn zata dndn
mahede etmesidir. Burada her ey zata dner. Bylece kul da zattan baka her eyin
varln kll olarak inkr eder. Bu da inkr itibaryla izmihlldir. Buradan isimlerin, sfatlarn
ve fiillerin kaybolduu denize dalma derecesine ykselir. Herhangi bir isim, sfat ve fiil ile
kayt altna alnamayan mutlak bir durum kalr. Burada her mana, kayt, sfat ve varlk izmihll
bulur." Onlara gre ilk seferin, yolculuun gayesi ve son noktas budur. Sonra salik ikinci
sefere kmaya hazrlanr. Bu da beka hlidir.
Herev "birinci derece, marifetin marufta fensdr" sz ile salikin marifetinin marufta
izmihllini ve yok olmasn kastediyor. Bylece kul maruf ile, marifetten kaybolur. Nitekim,
mehuduyla kendine ahit olmaktan, onun zikriyle zikrinden, sevgili ile sevgiden, korkusuyla
501
korkmaktan geer, gayb olur. Bu hlin imknnda ve meydana gelmesinde phe yoktur.
Kalp, bir eyle dolunca, kalbe bakasn alacak hl ve yer kalmaz. Sen, sevgisine gark olan ve
sevgisi, kalbinin btn czlerine nfuz eden, sevgiliyi mahede eden adamn hlini, ya da
kalbi korkusuyla dolan kiinin korktuu eyi mahede ederkenki hlini biliyorsun. Onun
sevgisi ve korkusu nedeniyle kendi uurundan geip, dehete dtn biliyorsun. nk,
sevdii ya da korktuu eyin gc ve etkisi onun kalbini kaplamtr. Ve kesinlikle bunlardan
bakasn grme, mahede etme imknn kaybetmitir. Ne var ki bu, kulun
noksanlndan dolaydr, kemalinden dolay deildir. Kemal, bu hllerin
tesindedir. Salt ve selm zerlerine olsun Allahn iki halilinden (brahim ve
Muhammed) baka hi kimse Allaha daha ok muhabbet duymaz. Oysa bu iki
halilin hli, bu hlden daha mkemmeldi. Kulluun mahedesi, mabudun
mahedesi ile kulluktan uzak ve gaib olmaktan daha mkemmel, beli ve tamdr.
Hem kulun ve hem de mabudun mahede edilmesi, kmillerin derecesidir. Bunun
birinden dolay dierinden gayb olmak, eksiklik sahiplerine ait olan bir hldir.
badetle mabuddan gayb olmak noksanlk olduu gibi, ayn ekilde mabudundan
dolay kulun ibadetinden gayb olmas da noksanlktr. Hatta, ariflerin bir ksm bunu
(hem mabudu, hem de ibadeti mahede etmeyi) ibadetten bile saymlardr. Ve byle
(ibadetten gayb olarak yaplan) ibadetin varl ile yokluunu bir grm "bu, uyuyann ve
aklszn ibadeti mesabesindedir, dikkate deer bir ibadet deildir" demilerdir. Bu yabana
atlacak bir sz deildir.
Hakk Tealnn kulundan istedii, kulunun kulluk grevini yerine getirmesidir, kulluk
grevinden kaybolmas deil. Kulluktan gayb hline geerek amel eden, Allaha kendi
iradesinin istedii ekilde ve kendi hazzna gre amel ediyor, mahede hlinde fen ile
nimetleniyor demektir. Yoksa, Allahn kendisinden istedii ekilde amel ediyor demek
deildir. Bu ikisi arasnda ise ok fark vardr.
Kulluun uurunda olmad hlde "Yalnz sana ibadet ederiz" (Ftiha, 1/4) diyen biri
kulluun hakikati ve zyle megul olduunu nasl syleyebilir? Tam tersine "Yalnz sana
ibadet ederiz" hakikati; ilim, marifet, kast, niyet, irade ve amelce gerekleir. Btn bunlar
fen vadisinde imknszdr. Kimin zevki varsa feny da, bunu da iyi bilir, farklarn grr.
Herev "salikin talebinin fens Hakk bakmndan fendr" szyle de unu demek
istiyor: Bu mahede sahibinin hibir istei ve arzusu kalmaz. nk o, mevcuduna ve
matlubuna ulamtr, bunlar elde etmitir ve artk mevcudu talep etmek Allahtan bakasn
istemek muhldir, imknszdr. nk artk, mevcud deil mahede alanndan kaybolan
istenmektedir. Bylece salikin istedii eyi grmesi ve mahedesine karar klnca, gerekten
de salikin istei fni olur.
"kinci derece: Talebin kalkmas iin talep mahedesinin fens, marifetin dmesi
iin marifet mahedesinin fens ve grmenin kalkmas iin grme mahedesinin fensdr."
sz.
Herev bu ifadesiyle demek istiyor ki: Artk, salikin talebi ve istei de ortadan kalkar.
Bylece kul, kendi yokluunu (adem) mahede eder. Kulun kendi yokluunu mahede
etmesinde srasyla ey bulunur. Birincisi: Salikin talebinin fens ve ortadan kalkmas,
502
Ortadan kalkmasndan dolay marifet mahedesinin fens ile, Herev unu demek
istiyor ki; marifet grme mahedesinde der, zira grme mahedesi marifetin stndedir.
Mahede derecesinde, marifetle mahede fni olur. Bylece salik yanda (haric lemde),
marifet mahedesinin ortadan kalktn mahede eder. Daha sonra salikin yandaki
mahedesi de ortadan kalkar.
ttihadler: "Bu szler eyhin vahdet-i vcud mezhebine dhil olduunun delilidir.
nk, yan ancak cem (bir olma) fensdr. Bylece kul, d lemi mahede etmekten fni
olur ve mahedesiyle mahedesinden gayb olur. nk, eyhin amac, grenle grnen
arasndaki bakaln, ayrln fensdr." derler. Oysa, varln gereklii deil de,
mahedesi ortadan kalkar. Ne var ki, bu durum mlhitlerin girmesine imkn salayan bir
kapdr. Bir eyin ilim ve mahede derecesinden dmesiyle; haric, zat varlnn ortadan
kalkmas arasnda fark vardr. eyhlislm ve zellikle kelmc mutasavvflar fen kavramyla
bunu demek istiyorlar.
Vahdet-i vcudulara gelince; onlarn demek istedikleri udur: Cem ve vahdet hli,
mahedede ve varlkta btn kayt ve saylar yok eder. yle ki: Cem hlinde bilgi, bilen ve
bilinen bir tek varlktan ibaret kalr. Hatta, tek varln ta kendisidir. lim, akl ve marifet
ancak biri dierinden daha kat perdelerdir. Salik; ilim, marifet ve akl perdesini delmedike
geree ulaamaz. Eer delerse, ite ancak o zaman hibir kayt altna alnamayan ve hibir
zellikle vasflanmayan bu perdelerin gerisindeki mutlak vahdete ular ve mahede eder.
"nc derece: Feny mahede etmekten fni olmak" eklindeki gr ile Herev
unu demek istiyor: Salik, Hakkn varlnda Hakktan baka her eyin fensn mahede
eder. Sonra ayn ekilde fennn da fni olduuna ahit olur. Sonra da salik, fennn
mahedesinde fni olur. te hak olan fen budur. "Varlk imeklerini gzetler" szne
gelince; demek istiyor ki, salik, cem hlini aratrr, ne zaman uzaktan onun parltlarn grse,
bu baklardan cem denizinin dalgalarna intikal eder.
Herev, cem kavramyla unu demek istiyor: Btn ayrlklarn kendisinde topland
kader ve kevn hakikat ve saliklerin mahede etmeye ve kendisinde fen bulmaya ve gark
olmaya gayret ettikleri kevn hakikattir. te bu hakikat, mutasavvflara gre slkn ve
marifetin gayesi ve en son noktasdr.
Bu fen ve mahede hli ile kul, Allaha yakn olan has ve dost kullarndan
ve mminlerden olmak yle dursun, slma bile giremez. Bu durum, dier din
503
Bilindii gibi fen kelimesi Arapadaki (fen, yefn, fenun) "fen oldu, fen olur ve
fen olmak" fiilinin masdardr. Bir ey izmihll bulup ortadan kalkt, yok olduu zaman
"adem" kelimesi kullanlr. Bu fiil bazen kendisi baki kalmakla beraber, vasflar ve gleri
ortadan kalkana da isnat edilir. Nitekim, fkh bilginleri "eyh-i fni (gten dm yal),
savata ldrlmez" derler. Yine Allah yle buyurur: "Onun zerindeki her ey fnidir."
(Rahmn, 55/26.) Yani, her ey helk olucu ve gidicidir. Fakat, sufiler topluluu bunu, kinat
mahede etmekten kmak ve kevn hakikatin mahedesine varmak eklinde anlamlardr.
Masivann varlndan fni olmak: Bu, varln birlii grn syleyen mlhitlerin
fensdr, orada ondan baka bir ey yoktur, ariflerin ve saliklerin amac mutlak vahdette fen
bulmak, her bakmdan varlktan kesreti ve sayy nefyetmektir. Bylece salik, mutlak varlktan
baka bir eyi mahede edemez hle gelir. Dahas kul, kendi varln Rabbin varl olarak
mahede eder, hatta bu gr sahiplerine gre gerekte Rab ve kul diye iki ayr varlk da
yoktur.
anlaydr. Bunlarn demek istedikleri; Allahtan baka varlklarn, haric realitedeki varln
fens deil, Allahtan baka varlklarn bunlarn mahede ve his alanlarndan kmas, fni
olmasdr. Bu fennn asl udur: Allahtan baka varlklar, hatta kendi nefsini mahede
etmekten uzaklamaktr. nk kul, mabudundan dolay mabuda ibadet etmekten, Allah
hatrlamaktan dolay kendini hatrlamaktan, Allahn varlndan dolay kendi varlndan,
Allah sevmesinden dolay kendini sevmekten, Allah mahededen dolay kendini mahede
etmekten geer, fni olur.
Bazen bu gibi hllere sekr, istilm, mahv ve cem ad da verirler. Bazen de bu isimlerin
manalar arasnda fark gzetirler. Bazen Allahn sevgisi ve zikrini mahede etmek kalbi
kaplar da, kalp kendinden geer ve fni olur. Ve kul, Allahla birletiini, onunla bir olduunu,
hatta Allahn kendisi olduunu zanneder. Nitekim anlatlr ki, bir adam sevgilisinin kendisini
suya attn grr de hemen sevgilisinin arkasndan kendini suya atar. Bunun zerine
sevgilisi, "sana ne oldu da kendini suya attn?" dediinde; adam, "senin sevginle kendimden
getim ve senin ben olduunu zannettim." diye cevap verir.
Bu tr fennn bir ksm iyi, bir ksm kt kabul edilir, bir ksm da affedilir. yi kabul
edilen ksm: Allahtan bakasn sevmekten fni olmak, Allahtan bakasndan korkmaktan,
mit etmekten, Allahtan bakasna gvenmekten, ondan bakasndan yardm istemekten ve
ondan bakasna iltifat etmekten fni olmaktr. Byle bir kulun dini, zahir ve btn olarak
tamamen Allaha aittir.
imdi bu iki kulun efendilerine hizmeti konusundaki hllerini dn. Birisi, efendisinin
hizmetini kendinden ve hizmetten gemi vaziyette yerine getirir. Bu durum, efendisini
mahedeye dalmasndan dolaydr. Dieri ise, zerine den hizmeti onun huzurunda
bulunmann olgunluu ve efendisine hizmet etmenin uuru ierisinde ve bu hizmetin
505
yle ise fen, fni olann pay ve isteidir. lim, uur, temyiz, fark, eyalar yerli yerine
koymak, her eyi kendi derecesinde kabul etmek Rabbin hakk ve isteidir. Evet, bu kii bir
kez olsun huzur ve mahede hli olmayandan daha mkemmelidir. tekisi, tabiat ve
nefsinden dolay mabudundan ve ona ibadetten gemitir. Temyiz ve ayrm sahibiyse -ki bu,
nc fen hline sahiptir- bu ikisinden daha mkemmelidir. Akln temyiz kudretinin zail
olmas, kulun kendinden ve fiillerinden gemesi, en stn kemal mertebesi olmak yle
dursun, vlen bir ey bile deildir. Bilkis kul, buna sebep olduu, bunun sebeplerine
tevessl ettii, temyiz ve akl gerektirecek sebeplerden yz evirdii zaman yerilir. Salikin
kendi dahli bulunmakszn, malup olarak, bana byle bir ey gelirse mazur saylr. Nitekim
uyuyann, baygnn, mecnunun ve zorda kalarak iki iip sarho olann veya arabn sarho
edici olduunu bilmeyen cahil kimsenin vb.nin zrl saylmas byledir.
Sonra, bu hl btn saliklere gerekli de deildir. Yalnz baz saliklere arz olan bir
hldir. Ebu Yezid ve benzerleri gibi salikler, bu hle mptel olurlar. Bazlar ise bu hle
mptel olmazlar. Bu ikincilerden ariflerin efendileri, Allaha ulaan ve yakn olanlarn
imamlar, saliklerin nderleri ve rnekleri olan sahablerden hibirisi, iradesi gl,
mertebeleri yksek ve bakalarnn mahede etmedikleri eyleri mahede etmelerine
ramen byle bir hle mptel olmamtr. Onlardan bu hlden bir eser de grlmemi, byle
bir hl onlarn hatrlarna dahi gelmemitir. Eer fen hli kemal hli olsayd, sahabe bu hle
daha lyk ve ehil olurdu. Onlara bakalarna nasip olmayan hller nasip olurdu.
Ayn ekilde bu hl, Nebi (s.a.v.)ye arz olmad gibi, onun hllerinden de deildir.
te bu yzden, Mirac gecesi Nebi (s.a.v.), yolculua karldnda, bu esnada Allahn
kendisine gsterdii byk ayetleri mahede etti, ama kendisine hi de byle bir hl arz
olmad. Bilkis Nebi (s.a.v.), Allah Azze ve Cellenin kendisini vasfettii gibiydi: "Onun gz
kayp amad, amad da. phesiz o, Rabbinin en byk ayetlerini grd." (Necm, 53/17-18)
"Sana gsterdiimiz bu temaay biz, insanlar iin ancak bir imtihan vesilesi kldk." (sr,
17/60) bn Abbas der ki: "Bu temaa (mahede), Allahn, Resulne sra gecesi gsterdii,
bizzat gzyle grd eylerdir." Buna ramen Nebi (s.a.v.)nin hli deimemi ve
baygnlk geirmemi, Mslmanlar arasnda sabahlam ve onlara, kendinden ve mahede
ettiklerinden geip fni olmakszn grd eyleri ayrntlaryla haber vermitir. te bu
yzden Nebi (s.a.v.)nin hli, Allah daa tecelli edip da param para ettii zaman baylp
ban secdeye koyan mran olu Musa (a.s.)nn hlinden daha kmil ve yksek bir
hldir.1820
Azizin hanm, Yusuf (a.s.)u dier hanmlardan daha ok seviyordu, dier hanmlar
Yusufu grnce, onlara arz olan fen hli, beka hlinden dolay, Azizin hanmna arz
olmad.1821
1820
bn Kayym, Medricus-Slikn, 1/122-129.
1821
bn Kayym, Medricus-Slikn, 1/111. Allah Teal yle buyurmaktadr: "ehirde birtakm kadnlar: 'Azizin
kars, kendi uann nefsinden murat almak istiyormu. yle ki, sevda onu iyice sarm. Dorusu biz, onu apak
bir sapklk iinde grmekteyiz' dediler. Kadn, onlarn (fsldamalarla kendisine kar) dzenlerini (veya bu
konumalarn, dedikodularn) iitince, onlara haber gnderdi ve onlar iin sedirler hazrlad. Onlardan her birinin
eline (nlerindeki meyveleri soymalar iin) birer bak verdi. (Yusufa da:) 'Onlarn huzuruna k (grn)!' dedi.
Kadnlar onu grnce (gzelliinden insanst) byk bir varlk sanp ellerini kestiler. Sonra da 'Allah tenzih
ederiz; bu bir beer deildir. Bu, ancak erefli bir melektir!' dediler." (Ysuf, 12/30-31)
506
Fennn iki sebebi vardr. Birincisi: Gaybtan gelen eyin gl oluu ve buna muhatap
olan kulun zayfldr. Bu fennn sahibi ktlenmez. kincisi: lim ve temyizin eksik ve
noksan olmasdr. Bu fennn sahibi zemmedilir, zellikle de kendisiyle bu fen hli arasna
giren ilimden yz evirdii, bu ilmi ve ilim ehlini ktledii ve bunu yolundaki engellerden biri
olarak grd zaman. Salikin bu hli, endie edilecek ve yerilecek bir fendr.
Bu sebeple sufiler, ilmi oka tavsiye etmiler ve ilim olmadan slk etmeyi
yasaklamlar, ilimden kap, ondan yz evirenden, ilmi kabule yanamayanlardan kanmay
ve uzak durmay emretmilerdir. Sufilerin bunu yasaklamalar, salikin seyrinin kt akbetini
ve durumunun nereye varacan bilmeleri sebebiyledir. Yine bunlarn bu tutumu, salikin ilmin
gerei olan eylerden yz evirmesinden, zevk ve vecd caddesinde yrmesinden ve bunun
onu eitli yollara saptrmasndan kaynaklanr. Bu, salikin imtihan olup, bununla imtihan
olunmak ok etindir. Baar Allahtandr.
Bu fennn asl, rububiyet tevhidine gark olmaktr. Bu, Allahn varl yaratmadaki
tekliini, bunlar zerindeki tasarrufunu ve hakimiyetini, varlkta onun iradesi dnda hibir
eyin olmadn grmektir. Salik, bununla mahlkatn hepsinin Allahn yaratmas, dilemesi,
kudreti, onlar zerindeki idaresi ve rububiyeti noktasnda ortak olduklarn mahede eder.
Fakat, bu durumdaki salik, Allahn bazlarn sevip, bazlarna buzetmesi; baz eyleri
emredip, bazlarn nehyetmesi; baz insanlar dost tanyp, bazlarn dman bellemesi
noktasnda mahlkatn farkl farkl olduunu mahede edemez.
Salik, cem hlindeki ayrl da mahede edemez. Bu ayrm, rububiyetin cem'i hlinde
halk ve emir lemi ayrmdr. Rububiyet cem'inde ilhln gerektirdii ayrm, kevn irade ile
bir olmaktan din iradenin ayrm, Allahn kazas ve kaderi ile birlikte olma hlinde sevdii ve
raz olduu eyin ayrmdr. Salik, varlktaki kesreti de mahede edemez. Bu kesret, gzel
isimlerin, yce sfatlarn manalarnn kesretidir ve bunlarla vasflanan varln birliinde
grlen sfatlarn ve isimlerin neticeleri ve gerekleridir.
O hlde, akll salik bu konuyu iyice dnsn, tartsn ve nemini anlasn! Buras,
lemlerin yollarnn birletii ve ayrld kavak noktasdr. Senin iin bu noktann dmlerini
zdm, kaidelerini gzelce ortaya koydum. Baarmak Allahn yardmyladr.
Bu konunun kymetini ancak ssz lleri geen, denizleri aan veya bunlar yaparken
bandan hller geen salikler bilebilirler. Sefere kmayan, doup byd yeri terk
etmeyen, arkadandan, einden, alt eylerden uzak kalmayan; bu konudan, bizim
anlattklarmzdan habersizdir. Bunun kymetini ve ktlnn insanlara yettiini bilen kimse
iin kurtulu umulur. Eer tutumu bunu aar, bilmediini inkr eder, ilmen kuatamadn
507
yalanlar ise, sonra da kendine muhalefet edip tekfir etmeye kalkar, eyhlerini taklit etmez,
nefsinin ho grdn o da ho grr ise; ite bu kii zalim, cahil, zarar ancak kendine
dokunan ve kendi payn zayi eden bir kiidir.
Fen geidinde salikin bana birtakm ldrc, helk edici eyler gelir. Salik yolculuk
srasndaki bu bellardan, varsa ilmin basiretiyle kurtulabilir. Aksi takdirde helk yoluna gider.
Bu helk edici eylerden bazlar unlardr:
Salik, fen yokuunu geince, fennn onu eksik hle getirmesinden ve fen hlini
kartrmasndan dolay ilh emirlerin ve yasaklarn kendisinden kalktn zanneder. Feny
ariflerin gayesi ve tevhidin son noktas sanr. Bylece fen hlini kendisinden gideren ve
kaldran din emir ve yasak gibi olan her eyi terk etmeyi gerekli grr. Bazlar da ilh emrin
ve yasan ilh iradeye ahit olanlardan kalktn sylerler. lh iradeye ahit olmayana ise
emir ve nehiy lzmdr. Oysa, bu aldanm kii bilmez ki, kendisinin ulat son noktann
Mslmanlarn asla kabul etmedii, sadece mriklerin kabul ettii tevhitte fen hlidir.
Nitekim, Allah Teal yle buyuruyor: "Eer sen onlara, 'Gkleri ve yeri kim yaratt?' diye
sorarsan 'Allah yaratt' derler." (Zmer, 39/38) "Onlara de ki: 'Eer bilmekteyseniz, (syleyin)
yeryz ve iindekiler kimindir?' 'Allahndr' diyecekler. De ki: 'Yine de t alp
dnmeyecek misiniz?' De ki: 'Yedi gn ve byk arn Rabbi kimdir?' 'Allahtr' diyecekler.
De ki: 'Yine de korkup saknmayacak msnz?' De ki: 'Eer bilmekteyseniz, (syleyin) her
eyin melektu (mlk ve ynetimi) elinde olan, ekip eviren, fakat ekip evrilmeyen
kimdir?' Onlar, 'Allahtr' diyecekler. De ki: 'yleyse nasl oluyor da aldanyorsunuz?'"
(Mu'minn, 23/84-89) "Onlarn ou da, Allaha ancak mrik olarak iman ederler." (Ysuf, 12/106)
bn Abbas (r.a.) diyor ki: "Onlara 'Gkleri ve yeri kim yaratt?' diye sorsanz 'Allah' derler,
ama Allahtan bakasna taparlar."
Sonra, bu makamdaki kii kendisinin cem ve tevhit sahibi olduunu, hakikatin zne
ulatn zanneder. O ancak blisin ve yandalarnn ulaabilecei hakikate ulam bir
miskindir; her facirin, kfirin, mrikin girebilecei bir yola girmitir. Bunlarn hepsi, kaderin
kevn hakikati dairesinin ierisindedir. Bu makamdakinin amac, bu kimselerle Allahn has ve
dost kullarnn, iyi mminlerin bu hakikatte eit olduklar sonucuna varmaktr. Bununla
beraber, zarur olarak onun bu ayrm yapmas, dostluun ve dmanln arasn ayrmas
gerekir. Aksi takdirde, din ayrmdan syrlp kar ve hevasndan ve tabiatndan dolay nefsiyle
ve tabiatyla ilgili ayrla dner. Zira, kendisine fayda veren eyle -onu elde edebilsin ve ona
ynelsin diye- zarar veren eyin -ki bylece de ondan kansn- arasn mutlaka tefrik edip
ayrmas gerekir. Oysa o, her eyi altst etti ve iin iinden kamad. Nefsi tabi ayrma
dnd. Bylece de kendi hevasna ve isteklerine gre dostluk ve dmanlk yapt, sevdi veya
buzetti.
Dorusu ayrm, insan iin zarur, kanlmaz bir durumdur. yle ise, kimin ayrm (iyi-
kt, yokluk-varlk ayrm) Kur'an ve Muhammed deilse; mutlaka, onun, bu ayrm yapaca
bir kanunu bulunur. Bu kanun, onu yneten bir yneticinin kanunu olabilir, kendisinin ya da
bakasnn zevki ve grleri olabilir veya onu istedii yne eken salt ehvetine ve amacna
gre hayvan bir ayrm olabilir. Ama, her hlkrda bu yntemlerden birisiyle bir ayrm
yapmas gerekir.
508
imdi kul, fark konusunda kendi zerindeki hkimin kim olduunu aratrsn! Kendisi
sygaya ekilmeden nce imann bu hkimle lsn, hesaba ekilmeden nce kendi kendisini
hesaba eksin! Kiremidi altnla, topra inciyle, Allahn "Susuz kii onu su zanneder, ta ki
yanna gelince onun bir ey olmadn anlar. Orada Allah bulur, bylece Allah da onun
hesabn grr. Allah, hesab abuk grendir." (Nr, 24/39) ayetinde ifade buyurduu gibi
serab suyla deitirsin! Ahiret yurduna dn ars gelmeden ve u szlere muhatap
olmadan hlini fark etsin: "Heyhat! Ona olan oldu; bugn vefa, hesap gndr; geen geip
gitmitir; hesap uzman ve sarraf, hesaplar karr, sayar; biraz sonra yanndaki sahte para
ile gerek paray anlarsn!" denilecektir.
Bu hakikat sahipleri (!), her barana uyanlar ve her arana meyledenlerdir. Bunlar,
ilim nuruyla aydnlanmamlardr. Bunlar, gvenilir bir snaa iltica etmemilerdir. Bunlar,
ulatklar hakikatin son noktasnda, muhabbette ve rzada olduu gibi her eyi Allaha nisbet
etmiler, bunu yaratmann ve dilemenin yerine koymulardr. Bunlar, Allahn haklarnda u
ayeti syledii kimselere benzerler: "Allaha irk koanlar, 'Eer Allah dileseydi, ne biz ne de
atalarmz ondan baka bir eye ibadet ederdik. Onun rzas olmadka hibir eyi haram da
klmazdk.'" (Nahl, 16/35) lhlar hakknda yle derler: "Eer Rahman dileseydi, biz, onlara
tapmazdk." (Zuhruf, 43/20)
Burada bunlar, kendileri iin Allahn kudret ve tekvinini ikrar etmesini; onun rzasna,
muhabbetine ve emrine uygun olduuna yormulardr. Onlara gre; eer Allah yaptklar
iten holanmasayd, buna mni olurdu, bunu yapmalarna msaade etmezdi. Bunlar bylece,
Allahn kazas ve kaderi ile muhabbetinin ve rzasnn ayn olduunu iddia etmilerdir. Allahn
emirlerine ve yasaklarna muhalefet hususunda onun kazas ve kaderi ile istidll edenler de,
bunlara vris olmulardr. Kur'anda zikri geen ve daha sonra onlarn yolundan giden her iki
taife de, Allahn kazas ve kaderi ile onun emir ve nehiylerini ortadan kaldrmaya
kalkmlardr.
imdi, bu konuda taifelerin ksm ksm olmalarna bak! lim, tecrbe, slk ve hakikat
bakmndan bu yol ayrmnda nasl ayrla dtklerini dn. Bu makamdaki insanlarn
hllerini incele, sana lemlerin srlar ve gizemleri alacak, nerede ve hangi makamda
olduunu greceksin. Bu cem ve fen makamnn imana ne ok zarar verdiini, dinin rkn
ve temellerinden neleri harap ettiini greceksin ve anlayacaksn ki, dinin tamam Kur'anda
aklanmtr. Cem hlinde fark, vahdette kesret vardr. Allaha, kitaplarna, resullerine ve
dinine en uygun insanlar, cem hlinde fark gzetenlerdir.
Bunlar, fark yolunu tutarak Allahn sevdii ile kzd, emrettii ile yasaklad, dostu
ile dman arasnda ilimle, mahedeyle, iradeyle ve amelle fark gzetirler. Bununla birlikte,
btn bunlar Allahn kazas ve kaderi ve kuatc iradesi dhilinde cem hlini mahede
edenler, din ve kevn hakikate inanrlar. Her hakikate ibadetten payn verirler.
Din hakikatin pay: Allahn emrini ve nehyini yerine getirmek, Allahn sevdiini
sevmek, holanmadndan tiksinmek, Allahn dostuna dost, dmanna dman olmaktr.
Btn bunlarn esas, Allah iin sevmeye ve Allah iin buzetmeye dayanr.
509
Kevn hakikatin pay: Sadece Allaha ihtiya duymak, ondan yardm istemek, ona
gvenmek, ona snmak, ondan dilemek ve ondan istemektir. Allaha boyun emektir, onun
dilediinin olacan, dilemediinin olmayacan gerek olarak kabul etmektir, Allahtan baka
kimsenin zarar ve fayda veremeyeceine, Allahn ldrp dirilteceine, kalpleri hlden hle
onun evirdiine kesin olarak inanmaktr. Kullarn kalplerinin ve alnlarnn Allahn elinde,
btn kalplerin onun iki parma arasnda olduuna, dilerse dorultacana, dilerse
kaydracana inanmaktr.
Bunlardan bazlar da yle derler: "Bu makamn hakikati, varln hepsini gzel olarak
mahede etmektir. Buna gre, varlkta asla irkinlik yoktur, varln btn fiilleri itaattir,
onda asla isyan bulunmaz. nk onlar, her ne kadar Allahn emrine isyan etseler bile,
Allahn meiyetine itaat etmektedirler." Sonra u iiri sylerler:
Onlardan birisi de: "Bu hakikati mahede edenden Allahn emri kalkar" diyor ve
Allahn "Sana yakn gelinceye kadar Rabbine ibadet et" (Hicr, 15/99) ayetiyle delil getiriyor,
buradaki "yakn" kavramn kevn hkm mahedesiyle tefsir ediyorlar. Onlara gre hakikat
de budur.
Hi phe yok ki, avam bunlardan daha hayrl ve imanlar daha sahihtir. Bu tavr,
onlarn kendilerine, ilhlarna ve nebilerine kar olan zndklk, nifak ve iftiralarndan baka bir
ey deildir.
Kendi nefislerine iftiralar udur: Onlarn burada kesin bir ayrm yapmalar gerekirdi.
Bunlar, Kur'an ve nebev ayrm terk ettiler, tabi ve nefs ayrma dtler. blisin hli de
byledir. dem (a.s.)e secde etmekten byklendi de onun zrriyetini saptp fska
drmeye raz oldu. Mrikler de byledir. Hayy ve Kayyum olan Allaha ibadet etmekten
kibirlenerek kandlar. Talara, aalara, llere ve putlara tapmaya raz oldular. Bid'atiler
de byledir. Bunlar da nasslar taklit etmeyi ve nasslarn nurundan hidayet almay kibirlerine
yediremediler de akla, ftrata, eriata aykr grleri taklit etmeye raz oldular. Bu grleri
kesin akl bilgiler zannettiler. Onlar nebilerin getirdii nasslardan stn tuttular. Gerekte ise
bu grler, akla da nakle de aykr birtakm phelerden ve kuruntulardan baka bir ey
deildir.
Bunlardan bir rnei Cehmiye mezhebidir. Bunlar, Rab Tealy arndan tenzih
ederler de evlerin, hanlarn, hamamlarn ortasna lyk grrler ve "Allah varl ile her
yerdedir" derler. Yine, kendi zanlarnca tebihten kurtulmak iin Rabbi btn kemal ve cell
sfatlardan tenzih ederler. Bylece Allah iitmesi, grmesi, konumas olmayan, hayat ve
ilmi bulunmayan deersiz, eksik ve cansz varlklara benzetirler. Hatta, onu varl bile
dnlmeyen birtakm yokluklara benzetirler. Bunlarn bir dier rnei de sfatlar ttil eden
Muattla mezhebidir.
510
Muattla mensuplar derler ki: "Arn stnde ancak yokluk vardr, arn stnde
ibadet edilen bir Rab yoktur. Orada, kendisi iin namaz klnan, secde edilen, kendisine dua
iin ellerin kaldrld, Mesihin kendisine ykseltildii, Ruhun ve meleklerin ykselecei,
Resulullah (s.a.v.)n Mirac gecesi kendisine karld, iki yay aras hatta daha az bir
mesafede kendisine yaklat bir Rab sz konusu deildir." Yine onlara gre: Onun yanndan
herhangi bir ey inmedii gibi, ona bir ey de ykselmez. Kyamet gn cennet ehli stlerinde
onu grmeyeceklerdir. Onlara gre: Allahn ar istiva etmesinin bir hakikati yoktur. Aksine,
istivas bu vasfnn ortadan kalkmasn gerektiren en mecaz bir istivadr. Allahn mahlka
stnl rtbece ve erefedir, zat itibaryla deildir. Allahn stnlk vasf da zat itibaryla
stte olmak deil, kahrca stn olmaktr. Bylece, Allah tam bir ycelik ve stnlk sahibi
olmaktan tenzih etmiler, onu yoklua ve imknszla denk bir vasfla nitelemilerdir. Buna
gre, Allah ilmin ne iindedir ne dndadr, ona ne bitiiktir ne de ondan ayrdr, ona ne
yakndr ne de ondan uzaktr, ne bizim iimizdedir ve ne de dmzdadr.
Bellidir ki, onlardan birisine, "Bize yokluu anlatr msn?" denilse, herhlde bu ekilde
anlatr.
Ayn ekilde, Allah iin maln infak etmeyen, istemese bile bakas iin maln
harcamak zorunda kalr.
Yine Allah, kendisi iin yorulmaktan kanan, kanlmaz olarak halkn hizmetinde
yorulmakla snar.
74/46-47) Nebi (s.a.v.) de, Osman b. Maz'un vefat ettiinde: "phesiz, ona Rabbinden yakn
geldi." buyurmutur. (Buhr, Ceniz, 3.) sa Mesih (a.s.) de yle der: "phesiz ben, Allahn
kuluyum. Allah, bana Kitap verdi ve beni Peygamber yapt, nerede olursam olaym beni
mbarek kld ve bana yaadm srece namaz klmam ve zekt vermemi emretti." (Meryem,
19/30-31) Bu, Allahn sa Mesihe olduu kadar btn peygamberlerine, elilerine ve onlara
uyanlara da emridir. Hasan el-Basr der ki: "Allah, mmin kulu iin lmden baka ecel takdir
etmemitir." Bu gruplar, Allahn isimleri ve sfatlar konusunda ar gidip, hakikatin
mahedesi ve o noktada durma hususunda birletikleri zaman; Allah, seni Rabbin sfatlarn
ve dinini kll olarak ttil (iptal) etmekten korusun ki, neticede, ortaya ibadet edilmeyen bir
Rab ve tamamyla terk edilen bir eriat anlay kmasn. Burada anlattklarmzn gereine
vkf olmak isteyen, bakn bu prensiplere yneltsin, bu esaslar incelesin. Bunun hlini,
varln ve ahitlerini aratrsn. Bu sorulara szl bir cevap ve karlk bulamazsa, hl ve ders
karma yoluyla cevabn bulacaktr. Bunu ancak saliklere refakat edenler, yerinde oturanlar
terk edenler, iman az hazrlayanlar ve devrinin insanlarnn ltuflarna itibar etmeyenler
tasdik ederler. airin u szne de kulak asmazlar:
Aklca da ancak bu ekildeki bir birlik, ilim ve haberdeki birlik muteberdir. Bylece,
murat edilenle, bilinen ve zikredilen iki ey bir tek ey olur. Her ne kadar bu iki irade, ilim ve
haber farkl olsa da, bu, byledir. u hlde, muhabbetin gayesi, sevenle sevilenin iradesinde
fen bulmasdr.
Bu fennn dier bir aklamas udur: Yalnz Allah iin sevmek, onun iin buz
etmektir; onun iin veli, onun iin dman olmaktr; yalnz onun iin vermek, yine yalnz onun
iin vermemektir. Yalnz Allahtan ummaktr, Allahtan yardm istemektir. Bylece, kulun
dininin hepsi zahiren ve btnen Allah iin olur. Allah ve Resul kula her eyden daha sevimli
gelir. Allahn ve Resulnn koyduu haddi aan ise asla sevmez, velev ki bu kii, kendisine
insanlarn en yakn olsun.
Bu fennn hakikati ve esas udur: Salik, Rabbinin raz olduu eylerle ve Rabbinin
hakk olan ibadetlerle nefsinin hevasndan ve hazlarndan fni olur, geer. Btn bunlar
toplayan hakikat, ilim, marifet, amel, hl ve niyet itibaryla Allahtan baka ilh olmadna
ehadet etmenin gerekletirilmesidir.
Bu ehadetin ihtiva ettii ispatn ve nefyin hakikati, fen ve bekadr. yle ki: Salik
ilim, ikrar ve kulluk ile Allahtan baka ilh edinmekten fni olur, sadece ve sadece Allah ilh
kabul ettiini ispat ve iln eder. Bu fen ve beka, elilerin getirdii, kitaplarn indirdii
512
tevhidin hakikatidir. Mahlkat bu tevhit iin yaratlm; dinler bu tevhit iin teri klnm;
cennete girmek bu tevhide gre dzenlenmi ve mahlkat lemi bunun zerine kurulmutur.
Yine ayn ekilde, bu tevhidin hakikati, Allahtan bakasna ibadet etmekten uzak
durmak ve Allah iin dost olmaktr. Nitekim, Allah yle buyurmutur: "phesiz brahim ve
yanndakilerde sizin iin gzel bir rnek vardr. Zira, onlar toplumlarna 'Biz, sizden ve
Allahtan baka taptklarnzdan uzaz, beriyiz, sizi kabul etmiyoruz. Sizinle bizim aramzda,
siz bir tek Allaha inanncaya kadar ebed bir dmanlk ve buz balamtr.'" (Mmtehine, 60/4)
"brahimin toplumuna ve babasna sylediini de hatrla: 'phesiz, ben sizin taptklarnzdan
uzam, ben ancak beni yaratana ibadet ederim. Dorusu, o beni hidayete erdirecektir.'"
(Zuhruf, 43/26-27) "Ey benim milletim, ben sizin irk kotuunuz eylerden uzam, phesiz
ben, gkleri ve yeri yaratana bir hanif olarak yneldim ve ben asla mriklerden deilim."
(En'm, 6/78-79) Allah Teal, Resulne yle hitap eder: "De ki: 'Ey kfirler, ben sizin
taptklarnza tapmam!'" (Kfirn, 109/1) Bu, kfirlerden ve onlarn tapnd eylerden beri
olmaktr. Allah, bunu irkten beraat etmek olarak isimlendirmitir.
Yine, asl cem ve fark makamnn hakikati ve manas da budur. Kul, hak olan ilhla
batl ilhlar birbirinden ayrr (fark). Hak ilh, ilh kabul etmeyi, ona tapmay, onu sevmeyi,
ondan korkmay, ondan mit etmeyi, ona tevekkl etmeyi, kendisinden baka ilh olmayan
gerek ilhtan yardm istemeyi de inancnda tar (cem).
Bunlarn Rabln birlenmesi -ki bu, putlara tapan mriklerin de kabul ettii bir
husustur- ile ilgisine gelince: Bunun vard son nokta, kfirlerle mminler arasnda mterek
olan bir tevhidin gerekletirilmesinde fen bulmaktan ibarettir. Bu tevhit, Allahn dostlar ve
dmanlar arasnda mterektir. Bunu gerekletiren, arif olmak yle dursun, sadece
rububiyet tevhidiyle Mslman bile olamaz.
6.4.4.2. ATAHATTA MAZERET
Vecd ve sekir hlinin etkisiyle baz kimseler hulle ve ittihada ilikin szler sylerler.
Ancak, sekir hlini yaayan kimsenin akln ilemez duruma getiren veya sevdiinden baka
1822
bn Kayym, Medricus-Slikn, 129-137.
513
her eyden onu fni klan ve elinde olmadan dt bu hl gelince o kimse mazurdur, akln
kullanamaz durumda kaldka cezalandrlmaz. nk, akl bana gelinceye kadar
mecnundan kalem kalkmtr (mkellef olmaz). Eer bu konuda hataya dm ise, u
ayetlerin hkmne tbidir: "Ey Rabbimiz, unutursak veya hata edersek bizi sorumlu tutma!"
(Bakara, 2/286) "Hata ettiklerinizde size bir gnah yoktur." (Ahzb, 33/5)
Bu hl, irade sahibi ve muhabbet ehli birok kimsede gerek Cenab- Hakka gerekse
bakalarna kar meydana geliyor. Eer bu hlde bir eksiklik, bir hata varsa, bu hle den
sevdii ile sevgisinden, zikrettii ile zikrinden, marifetine erdiiyle marifetinden, mahede
ettiiyle mahedesinden, onun varlyla varlndan gemi, kendini kaybetmi demektir.
Artk, temyiz gcn yitirir, kendini unutur, kendi varlnn farknda olmaz. yle olur ki, bu
hl iinde bazen "enel-Hak" (ben Hakkm) veya "subhn" (kendimi tesbih ederim) yahut
"m fil-cbbet illllah" (cbbemin iinde Allahtan bakas yok) gibi szler syler. O, artk
sarho olmutur, temyiz gcnden mahrum, srf lezzet ve ne'e demek olan ak sarholuu
ile kendini kaybetmitir.
Baz hullclerin kalb mahedeleri ve kalplerine gelen tecelliler galebe eder ve Allah
dnya gzyle grdkleri vehmine kaplrlar.
Bu sebeple abitlerden bir grup, bu hli kendilerinin bir hatas olarak anlatmlardr.
Peygamberimizden yine Deccal hususunda baka birka hadis daha rivayet edilmitir:
Deccal rablk iddiasnda bulunaca iin Peygamber (s.a.v.) ona dair iki sarih zellikten
bahsetmitir:
Birincisi: Bir gznn kr olmas, Allah ise -h- kr deildir. kincisi de: Hibirimiz,
lnceye kadar, Allah gremeyeceiz.1825
1823
bn Teymiye, Klliyat, 2/379-380.
1824
bn Teymiye, Klliyat, 2/439.
1825
bn Teymiye, Klliyat, 2/380. mamn burada Deccaln kr olmasna iaret etmesinin sebebi; ittihat ve hull
ehlinin elinde Deccaldaki baz harikulde hller olmamasna ramen rablk iddiasnda bulunmu olmalardr.
mam yle diyor: "Bazlar Peygamber (s.a.v.)in, Deccaln tek gznn kr olduunu sylemesini ve lmedike
Rabbimizi gremeyeceimizi belirtmi olmasn hayretle karlamlardr. bnul-Hatb, Peygamber (s.a.v.)in bunu
syleyebileceini kabul etmez. 'nk' der, 'Deccalda hdis (sonradan olan) ve naks olma delillerinin apak
514
6.4.4.3. ATAHATIN TEVL
Maksatlar apak ortaya kmtr. Buna ancak grlerine iltifat edilmeyecek durumda
olan cahil kar koyabilir. Ayrca, bu szlere hsnzan besleyen kimseye onlarn manalar ve
nereye varmak istedikleri izah edilmelidir. Bu hsnzannn, sonucundan ve sahibini sapkla
gtrmesinden korkulur. Bunlarn Mslmana verdikleri zarar, zehir olduklarn bilmeden
yedikleri zehirlerden ve hrsz veya hain olduklarn bilmedikleri hrszlarla hainlerin verdikleri
zarardan daha oktur.
Bunlarn (zehirlerin veya hrszlarn) verdikleri zarar, nihayet insann lm veya maln
yitirmesi eklindedir. Dnyada insann bana gelecek byle bir musibet, ahirette rahmete
kavumasna sebep de olabilir. Oysa bunlar, peygamberler ve veliler bardanda insanlara
kfr ve inkr arabn iiriyor; btnda Allahla ve Resulyle savatklar hlde, Allah yolunda
cihat edenlerin klna giriyor ve hakikat ehli velilerin szleri kalbnda kfirlerin ve
mnafklarn szlerini yayyorlar. Kii, Allahn veli ve mmin kullarndan olmak iin onlara
katlyor, fakat neticede Allaha dman bir mnafk olup kyor.
(...) Din ehlinden hayr ve fazilet ehli olduklar hlde, bunlarn Allahn velileri
olduklarn ve szlerinin hakikat ehli ariflerin szleri olduunu sanan sayamayacam kadar
ok insan grdm. Onlardan kimileri zamanla onlarn sapklklarna saplanp onlardan olmu;
kimileri de, hakknda bir bilgisi bulunmad eylere inanr, anlamad eyleri tazim eder ve
mehul eyleri tasdik eder bir duruma dmtr. te bu durumda olanlar, sapk gruplarn
en temizleridir. Bunlar, Allahn ve Resulnn dman olduklarn bilmeden Allahn ve
Resulnn dmanlarn ululayan ve iman ehlinden ve akll kimseler olduklarn sanarak
mriklerle ehl-i kitaba dost olan kimse durumundadrlar. Onlar ululayan bu cahiller
sebebiyle Mslmanlar yle ktlklere maruz kalmlardr ki, bu ktlklerin boyutlarn
ancak lemlerin Rabbi bilebilir.1826
bn Arabnin akidesinin hakikatine inanan kimse icma ile kfirdir. Bu hususta susmay
tercih edenlere gelince; bu kiiler mazur deiller. bn Arab konusunda mazeretli kabul
edilemezler. Aksine, bu konuda susmalar kfrlerine sebep oluturur.
Nitekim, bizim Hanef mezhebi imam byk imam Ebu Hanifenin Fkhul-Ekber adl
kitabnda yle denmektedir: "Bir kimse tevhitle ilgili incelikli konularda bir problemle
karlarsa, bu kiinin grevi yce Allah katnda doru olana inanmasdr. Sonra da bu
grlmesi, krlnden daha ak bir delildir.' Bu ittihadlarn szlerinin hakikatini grp, Hristiyanlarn ve
hullclerin dtkleri yanl dnnce, Peygamber (s.a.v.)in, mmetine niin Deccaln bu almetini zikrettii
aa kyor. nk o (Peygamber), btn lemlere rahmettir. Birok insanda rablk zuhur edebildiine gre veya
birok insan 'ben Rabbim' diyebildiine gre, Deccaln ilh olmadna delil, onun kr olmas olacaktr." (Klliyat,
2/450.)
1826
bn Teymiye, Klliyat, 2-352-353.
515
konuda kendini bilgilendirecek ve ondan sorup renecei bir kimseyi bulmas gerekir. Asla
bu talebi ertelemesi caiz deildir. Beklemekle mazur saylmaz. Eer beklerse ve gerei
aratrmazsa kfre girer."
Muhyiddin-i Arab hakknda "ou zaman onda yle szler meydana gelir ki, bunlar
onun manev sarholuk ve mahv hllerinde ondan sudur eden szlerdir" tarzndaki
savunmalarn bir geerlilii yoktur. nk, bu szler adamn ayk olduu bir srada
sylenmitir. Zira, buradaki aklama bunu gsteriyor. Dolaysyla bu mdafaa, onun
kitabnda yer alan ifadelerle bir uyum gstermemektedir. nk, metni ortaya koyan kii bn
Arabye tarizde bulunmuyor. bn Arab, Resulullah (s.a.v.)n dini zere lm olabilir,
ahiretteki durumu bizi ilgilendirmez. Ancak, bn Arabnin taifesi Allahn dinine aykr bir yolda
yrmektedir, dinden kmlardr. Azck akl olan veya birazck drst dnebilen bir kimse,
nakilden u ya da bu manada haberdar olan biri bu gerei kavrar ve bylece bunlarn
kfrlerinin Mslmanlara verdii zararn Yahudilerin ve Hristiyanlarn neden olduu zarardan
daha byk olduunu ve tm bid'at erbabnn da bid'atlerini aacak derecede zarar
verdiklerini bilir.1827
Muhyiddin-i Arabye gelince, bunun ilme fadlen muktedir bir ahsiyet olduu inkr
edilemez ve ahirete de ne vechile gittii de bilinemez. Fakat, bir ksm szleri vardr ki, bunlar
din mikyasa muhaliftir, bunlarn bir ksm, sahibinin fskn, icmaya muhalefetini; dier bir
ksm da iman dairesinden bsbtn kmasn mstelzimdir.
Hsl bu szler sarihtir, bunlar tevile almak zaittir, bunlar bir vecd ve sekir hlinde
sylenmi eyler de deildir. nk, kitaplarda yazlm, bunlarn ibkasna kailleri tarafndan
allmtr. Bu szler, masum halkn temiz akidelerini bozuyor, bir ksm kimseleri ilhada sevk
ediyor, evamir ve nevahye itaat kalmyor, kendilerinde birer rububiyet hssas grerek birer
firavun kesiliyorlar. Bu hl ise hem ferdin, hem cemiyetin saadetine, intizamna muhaliftir.
1827
Aliyyul-Kr, Vahdet-i Vct Rislesi, ev. Abdulvahid Metin, Tevhid Yaynlar, stanbul, 45-46.
516
7. BLM
ETL MESELELER
terkederek diyar- ama hicretle gitmitir. Hem iinde grdm ki: Hazret-i
Mevlnnn (K.S.) nesli, Hazret-i Osman Bin Affn Radyallahu Anha mensuptur.
Sonra grdm ki; tercme-i halinde istidad- ftr ve kabiliyet-i hrika ile sinni yirmiye
bli olmadan evvel alem-i ulem-i asr ve allme-i vakt olmu, Sleymaniye
kasabasnda tedris-i ulm ile itigal eylemitir. Sonra stadmn tarihe-i hayatn
dndm, baktm; drt mhim noktada tevafuk ediyorlar:
(...) Elhsl: Bataki Hadis-i erifin "Her yz sene banda dini tecdit edecek
bir mceddid gnderiyor," vad-i lhsine binaen, Hazret-i Mevln Hlid, ekser ehl-i
hakikata bin ikiyz senesinin, yni onikinci asrn mceddididir. Mdem tam yz sene
sonra, aynen drt cihetle tevafuk ederek Risale-i Nur eczalar ayn vazifeyi
grmtr, kanaat verir ki, nass- Hadsle Risale-i Nur, tecdid-i din hususunda bir
518
mceddid hkmndedir. Benim stadm daima diyor ki: "Ben bir neferim, fakat mir
hizmetini gryorum. Yni: Kymet bende deil belki Kur'an- Hakmin feyzinden
tereuh eden Risale-i Nur eczalar, bir miriyet-i mneviye hizmetini gryor."
stadm kzdrmamak iin ahsn sena etmiyorum. aml Hfz Tevfik.1828
Ispartann saf menbi-i ilmiyesinden bir zat ki, Tarkat- Aliyye-i Nakiyye
ressndan ve bin ikiyz doksaniki veya bin ikiyz doksan arasnda dr- bekaya
terif buyuran Bekazalzade Osman- Hlid Hazretleri, meslek-i ilmiye ve
ameliyesiyle alkadarane kefiyat ve hdisatn bir hccet-i kata gibi vrislerine
vasiyet ve mahz- tebiratlarn ylece tevars eylemitir. Hatt stad-
muhteremimizin tevelldne tam isabetli olarak tarih-i mezkrda "mn kurtaran bir
mceddid kacak, o da bu sene tevelld etmi," demi. Bundan baka, drt
evldndan birisinin o zat ile merref ve mlk olacan ilve etmitir. Bu beyanat-
hakikye ylece cereyan etmitir:
(...) Yine bir gn, Mevln Hlid (K.S.) Hazretlerinin Kk k nmnda bir
talebesinin neslinden mbarek bir hanm, yannda ok senelerden beri muhafaza
ettii Mevln Hazretlerinin cbbesini, Ramazan- erifte teberrken stadmzn
yannda kalsn diye Feyzi ile gnderir. stadmz hemen Emin kardeimize ykamak
iin emrederek Cenab- Hakka kretmeye balar. Feyzinin hatrna: "Bu hanm,
benim ile yirmi gn iin gnderdi! stadm neden sahip kyor?" diye hayretler iinde
kalr. Sonra o hanm grr, o hanm Feyziye der ki: "stad hediyeleri kabul
etmediinden, bu suretle belki kabul eder diye yle sylemitim. Fakat emanet
onundur, canmz dahi feda olsun." der, o kardeimizi hayretten kurtarr. Evet,
mbarek stadmzn o cbbeyi kabul, Mevln Halidden sonra vazife-i teceddd-
dinin kendilerine intikaline bir almet telkki etmesindendir, derler. Hem de yle
olmak lzm. nk Hads-i Sahihde:
. . $ d d V L
dq . F*
buyurulmu. Mevln Hazretlerinin veldeti binyzdoksan. stadmz Hazretlerinin
ise binikiyzdoksantr. Feyzi, Emin.1830
1828
Sikke-i Tasdk- Gayb, 14-16, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/aml Hfz Tevfik.
1829
Sikke-i Tasdk- Gayb, 47, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Risale-i Nurun Be Talebesinin Bir Fkrasdr.
1830
Tarihe-i Hayat, 323-324, Kastamonu Hayat/Kastamonuda Bedizzamana Sekiz Sene Hizmet Eden
Mehmed Feyzi le Kymetdar Bir Nur Talebesi olan Eminin Bir Mektubudur.
519
(...) benim gibi bare, gnahkr bir adamn arkadaln, evliyalara -belki de
eer bulunsayd mctehidlere dahi- tercih ettiler. Bu hakikate binaen; bu ehre bir
kutup, bir gavs- zam gelse: "Seni on gnde velyet derecesine karacam." dese;
sen, Risale-i Nuru brakp onun yanna gitsen, Isparta kahramanlarna arkada
olamazsn!1836
Ruhum bir mrid-i ekmel taharri ederdi. Aramak zere iken bana ilham
olundu ki, mridi sen uzakta aryorsun, pek yaknnda bulunan Bedizzaman vardr.
1831
Kastamonu Lhikas, 96, Yirmiyedinci Mektubdan/Azz Sddk Kardelerim!
1832
Sikke-i Tasdk- Gayb, 258, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Risale-i Nurun Has kirdlerinden ve
Ehemmiyetli Eski Muallimlerden ve man Kuvvetli Olan Byk Muallimleri Temsil Eden Hasan Feyzinin (...);
Emirda Lhikas I, 113-114, Yirmiyedinci Mektuptan/ciz, Bire Talebeniz Hasan Feyzi.
1833
Kastamonu Lhikas, 208, Yirmiyedinci Mektubdan/Ehemmiyetli Bir Hocann stad Hakknda Ziyade Hsn-
Zannn Tadil Etmek Mnasebetiyle Yazlm, Belki Size de Faidesi Olur Diye Gnderildi.
1834
Tarihe-i Hayat, 460, Emirda Hayat/ok Kusurlu Talebeniz Hsrev.
1835
Tarihe-i Hayat, 156, Barla Hayat/Barla.
1836
Tarihe-i Hayat, 282, Kastamonu Hayat/Feyzi Kardeim!
520
7.1.1. MCEDDTLK NEDR?
"phe yok ki Allah, her yzyl banda bu mmete (din durumunu) yenileyen
birisini gnderecektir."1839
1837
Barla Lhikas, 133, Yirmi Yedinci Mektuptan/Birderzdem merhum Abdurrahmann veftn mteakip
yanma gelip, kuvvetli emarelerle Abdurrahmnn yerine bana gnderildii kalbime ihtar edilen (...).
1838
Mektubat, 403, Yirmidokuzuncu Mektup/Altnc Risale Olan Altnc Ksm/Beinci Desise-i eytaniye. Ayrca
bak. Siracn-Nr, 220, Denizli Mdfaas/Ankara ehl-i vukufunun ittifakiyle bizi, imdiye kadar (...)/nc Sehiv;
ctimi Reeteler II, 193, Hakikat ekirdekleri/ok aziz, ok mbarek, ok mfik, ok sevgili stadmz
Hazretleri!/Abdnnur; ular, 433, Ondrdnc ua/Ahmed Feyzinin Mdafaasdr/Afyon Ar Ceza
Mahkemesine; Tarihe-i Hayat, 579, Afyon Hayat/Risale-i Nur Nedir? Bedizzaman Kimdir; 597, Isparta
Hayat/Tahliller; 610, Isparta Hayat/ok Aziz, ok Mbarek, ok Mfik, ok Sevgili stadmz
Hazretleri!/Abdlmuhsin; Sikke-i Tasdk- Gayb, 9-10, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Aziz, Sddk
Kardelerim!; Mdfaalar, 358, Afyon Mdfs/Sanklardan Bilahare Yakalanm Olduundan, Bilirkiilere
Tedkike Gnderilemeyen Sair Eserler (...)/7. Ksm, rat- Seb'ada.
1839
Eb Dvud, Melhim, 1/4291.
1840
Hayreddin Karaman, slmn Inda Gnn Meseleleri, Nesil Yaynlar, stanbul 1988, 2/658.
1841
Nak. Said Havva, el-Ess fis-Snne, ev. Heyet, Aksa Yaynclk, stanbul 1991, 9/223-224.
521
"Bu ilmi her neslin kmil kiileri tayacak; onu ar gidenlerin bozmasndan, batl
inanllarn kartrmasndan ve bilgisizlerin yanl yorumlamasndan koruyacaklardr."
Suyut, Mnav gibi eski sayabileceimiz mellifler, hadisten hareket ederek tecdit ve
mceddit kelimesini kullanmlar, yaklak olarak ah Veliyyullahn naklettii mefhumda
birlemilerdir. Yeni melliflere gelince:
Said Halim Paa gerekli grd din ve itima slahat "slmlamak" kelimesiyle
ifade etmitir:
Bizim iin slmlamak demek, slmiyetin inanca, ahlka, yaaya ve siyasete ait
esaslarnn tam olarak tatbik edilmesi demektir. Bu tatbikin ise o esaslarn, zamann ve
muhitin ihtiyalarna en uygun bir ekilde tefsir edilmesinden sonra yaplmas gerekir.
Kitap, Snnet gibi kaynaklardan, zamana ve zemine uygun hkmler karmak, ortaya
koymak; kapal kalm noktalar akla kavuturmak; uygulamadan kaldrlm slm
nasslara hayatiyet kazandrmak; dini desteklemek ve yaymak; hakkn ve gerein yannda
olmak; toplum iin faydal olan yapmak; ilh nizama hkimiyet salamak...
Prof. M. el-Behiy, emperyalizm ile mcadele eden, batya cephe alan, dounun kendi
deerlerine ynelerek ve kendini yenileyerek kalknacan ileri srenlerin temsil ettikleri
hareketi "din slahat" adyla anmaktadr. Efgan, Abduh, kbal gibi zevat tarafndan temsil
edilen ve kendisinin de katld bu hareketin esaslarn el-Behiy yle zetliyor:
Tecdit zerine dnenlerin ve yazanlarn ounun birletii bir mefhum vardr; bunu
ifadelendirecek olursak tecdit: Esasn bozmadan dini korumak, toplumun ihtiyalarn, onun
katksz ve tkenmez kaynaklarndan karlamak, ilh nizamdan sapmalar dzeltmek ve
nlemek, slm asrn anlayna syletmektir. Tecdit toplumun kalknmas ve dnyada refah,
1843
ahirette felh iin gereken tm tedbirin alnmas; nazar, fikr, amel faaliyetlerin icrasdr.
slma gre Hz. demden Peygamberler Hatemine kadar, resullerin getirdii dinler,
tevhit (Allahn birlii), nbvvet (peygamberlik, vahiy), ahiret (ldkten sonra tekrar dirilme,
1842
Nak. Karaman, slmn Inda Gnn Meseleleri, 2/658-661.
1843
Karaman, slmn Inda Gnn Meseleleri, 2/661-662.
522
hesap verme, karln grme ve ebed yaama) gibi deimez esaslar yannda,
insanolunun zaman iindeki gelimesine paralel olarak deien itima, hukuk, ahlk...
hkmler getirmilerdir. Mustafa-y Mcteba (s.a.v.) son peygamber; Kur'an- Mecid de son
kitaptr. Bu demektir ki artk peygamber ve kitap gelmeyecek, slm kyamete kadar devam
edecektir. nsanlarn ve onlara mahsus messeselerin deime zarureti yannda bu
devamllk, deimeyen ve deienin beraber yrmesi ve yaamas nasl olacaktr? te
slmda kaynaklarn zellii, itihat ve tecdit messeseleri ve zaruret prensibi bu suale
cevap, bu probleme zm getirmektedir:
a) Kitap, Snnet, icma gibi kaynaklar hayatn deien, deimesi zarur olan taraflarn
serbest brakm, bunlar durdurucu, balayc hkmler getirmemitir.
(...) Peygamberle mceddidi birbirinden ayran ok nemli hususlar vardr. yle ki:
Peygamber, bizzat Allah tarafndan grevlendirilmitir ve o, kendisine verilen bu grevin
bilincindedir. Ona vahiy gelir. Grevine kendisinin peygamber olduunu belirterek balar ve
insanlarn, davetini kabul etmelerini ister. Onun davetini kabul imana; ret kfre sebep olur.
Buna karlk, bunlardan hi birisi mceddit iin geerli zellikler deildir. O, bu greve ak
bir tayin sonucu gelmemitir. ou zaman, kendisinin bir mceddit olduunun farknda dahi
deildir. Sadece, samim bir Mslman olmann gayreti iindedir, bunun gerektirdii eyleri
yapmak iin abalar. Genellikle de vefatndan sonra, onun yaptklarn bilen kiiler, onun bir
mceddit olduunu anlarlar. O, kendisine dorudan kesin bilgi verildiini iddia
etmedii gibi, bir ilham gereklese dahi, bunun ou zaman farkna varmaz.
Onun, kendisiyle birlikte gnderilmi bir dinin teblicisi olduu iddias kesinlikle
yoktur, olamaz da.
1844
Karaman, slmn Inda Gnn Meseleleri, 2/664-665.
523
etmekle sorumludur. Bir mceddide kar kmak ile peygambere kar kmak arasnda hibir
benzerlik yoktur. Onu reddetmek insan dinden karmaz. Bir peygamberi tasdik edip onun
getirdiklerine teslim olduktan sonra, bir mceddide kar kmak, sahip olunan slm inancna
hibir zarar vermez. Yeter ki, reddedilen, kar klan ey, peygamberin getirdii
hakikatlerden birisi olmasn.1845
Nur Risalelerinde tecdit namna belki tek satra rastlanmaz. Yukarda izah
etmeye altmz mcedditlik; yle tevafukla mevafukla iddia ve ispat edilecek bir
ey deildir. Said Nurs; Mslmanlarn meselelerine zm bulmak bir tarafa,
gerek mcedditlerin mcadele edip ortadan kaldrmaya altklar birok hurafeyi ve
bid'ati savunan birisidir. Hatta, srf davasn desteklemek iin birok hurafeyi
hortlatmtr. Hem hadis uyduran birinin mceddit olduu nerede grlmtr?
Velhsl, Nur Risalelerinde tecdidin ismi vardr cismi yoktur.
7.2. FIKIH USLYLE LGL BR MESELE
Nur Risalelerinde fkh ilmiyle ilgili hemen hibir meselenin yer almadn
sylemek yanl olmaz. Bunun istisnasn aaya aktaryoruz:
Eer desen: Hak bir olur; nasl byle drt ve oniki mezhebin muhtelif
ahkmlar hak olabilir?
Elcevap: Bir su, be muhtelif mizal hastalara gre nasl be hkm alr;
yleki; Birisine, hastalnn mizacna gre su, ilatr, tbben vaciptir. Dier birisine,
hastal iin zehir gibi muzrdr; tbben ona haramdr. Dier birisine, az zarar verir;
tbben ona mekruhtur. Dier birisine, zararsz menfaat verir; tbben ona snnettir.
Dier birisine, ne zarardr, ne menfaattir; fiyetle isin, tbben ona mbahtr. te hak
burada taaddt etti. Bei de haktr. Sen diyebilir misin ki: "Su yalnz iltr, yalnz
vaciptir, baka hkm yoktur."
Hem mesel, mdem eriat, tabiat tecavzatna sed ekmekle onu tdil edip
nefs-i emmareyi terbiye eder. Elbette ekser etb, kyl ve nim-bedev ve amelelikle
1845
Mevdd, slmda hy Hareketleri, 53-54.
524
megul olan fi Mezhebine gre: "Kadna temas ile abdest bozulur; az bir necaset
zarar verir." Ekseriyet itibariyle hayat- itimaiyeye giren, nim-meden eklini alan
insanlar, ittiba ettikleri mezheb-i Hanefye gre: "Mess-i nisvan abdest bozmaz, bir
dirhem kadar necasete fetva var."
te, bir amele ile bir efendiyi nazara alacaz. Amele, tarz- maiet itibariyle;
ecnebi kadnlarla ihtilta, temasa ve bir ocak yannda oturmaya ve mlevves eylerin
iine karmaya mbtel olduundan; san'at ve maiet itibariyle, tabiat ve nefs-i
emmaresi meydan bo bulup tecavz edebilir. Onun iin, eriat onlarn hakknda, o
tecavzata sed ekmek iin, "Abdest bozulur, temas etme; namazn ibtl eder
bulama" mnev kulanda bir sada-y semv nlattrr. Amma; o efendi, namuslu
olmak artiyle, dt- itimaiyesi itibariyle, ahlk- umumiye namna, ecnebi kadnlara
temasa mbtel deil, mlevves eylerle nezafet-i medeniye namna, kendini o kadar
bulatrmaz. Onun iin eriat, mezheb-i Hanef namiyle ona iddet ve azimet
gstermemi; ruhsat tarafn gsterip, hafifletirmitir. "Elin dokunmu ise, abdestin
bozulmaz; hicab edip, kalabalk iinde su ile istinca etmemenin zarar yoktur. Bir
dirhem kadar fetva vardr" der, onu vesveseden kurtarr. te, denizden iki katre sana
misal... onlara kyas et. Mzan- rn mizaniyle, eriat mizanlarn bu suretle
muvazene edebilirsen et.1846
Sualle Said Nursnin verdii cevap birbirine uyumlu deildir. Dolaysyla, onun
aklamalar yukardaki sorunu deil, belki bir baka sorunu zebilir. Said Nursnin
verdii misalden yola karsak; suyun, deiik bnyeli be hastann her birine gre
ayr bir hkm almas tabidir. Peki, ayn hastann su imesini bir doktor gerekli, bir
dier doktor sakncal, bir dieri az zararl, bir baka doktor faydal ve bir dieriyse ne
zararl ne de faydal grse bu hasta ne yapacaktr? Demek ki, tp baka bir eydir,
doktorlarn grleri baka bir ey... Bu doktorlarn her biri, bilgisi lsnde tptan bir
eyleri delil olarak ileri srebilir. Delil getirmesi, getirilen delillerin tbba gerekten de
uygun olmasn zarur klmamaktadr.
"Bir hkim, hkmedecei zaman itihat eder, yani hakk arayp hkmeder de,
sonra bu hkmde isabet ederse, ona iki ecir vardr (hakk arama ve isabet ecirleri).
Eer hkim, hkmedecei zaman itihat edip hakk arar, fakat sonunda hata ederse,
bu hkime de bir ecir vardr (hakikati arama ecri)."1847
Bu hadiste hakkn Allah katnda bir olduuna ve her vaka hakknda Allahn bir hkm
olduuna, bunu bulann isabet, bulamayann hata ettiine ve her mtehidin hata ve isabet
edebileceine delil vardr.1848
1846
Szler, 454-456, Yirmiyedinci Sz/Htime.
1847
Buhr, tism, 21/79.
1848
Kastalln, nak. Sofuolu, Sahh-i Buhr ve Tercemesi, 16/7223.
525
Bazlar bu mevzuda yle der: "Bir meselede hkm birden fazla olup bu da,
her mtehidin itihadyla vard neticedir. Allah, meselenin hkmn her
mtehidin itihadnn varaca hkm klmtr."
Bu gr yanltr. Zira, ayn meselede istidllde bulunan kimsenin, kimi zaman isabet
edecei, kimi zaman da hata edecei belirli bir hakikatin bulunmas gerekir. Kblenin nerede
(hangi ynde) olduunu bilmeyen kimse hakknda Kbe rneinde olduu gibi. Kendi
aratrmas kendisini bir yne sevk eden ve oraya dnerek namaz klmak suretiyle
kendisinden farzn sakt olduu kimse, itihad kendisini bir gre sevk eden ve onun
gereince amel eden mtehit gibidir. Her ikisi de Allaha itaat etmilerdir. Allaha itaat etmi
ve bundan tr bir mkfat hak etmi olmas anlamnda isabetlidir, yoksa belirli bir hakikati
bilmi olmasnda anlamnda deil. Bu hakikat ancak tek olabilir ve isabet edene de iki ecir
vardr.
er' delillerin mevcut olduu snflarda da bu geerlidir. Ancak, kul kimi zaman bunlar
bilemez. (...)1849
1849
bn Teymiye, Fthul-Gayb erhi, ev. lyas Aslan-Derya akr, Gelenek Yaynclk, stanbul 2004, 188.
Bulut veya karanlk sebebi ile kble bilinmezse, bilen bir kimseye sormak gerekir. Soracak kimse bulunmazsa
aratrlr ve aratrlp karar verilen tarafa namaz klnr. Namazdan sonra hata yapld anlalsa bile, namaz
sahih olup iadesi gerekmez. Eer namaz iinde kii hatasn anlarsa, namazn kesmeden kbleye dner. (...)
Aratrdktan sonra bir yne ynelip namaz klan kii baka bir namaz klacanda yeniden aratrmaldr. Eer
kanaati deimi ise, yeni itihadna gre bulduu yne namaz klar, nce kldn iade etmez. (Seyyid Sabk,
Fkhus-Snne, ev. Ahmed Sarolu-Tayyar Tekin, Pnar Yaynlar, stanbul 1986, 1/133.)
1850
Breyde b. el-Husayb (r.a.)dan; yle demitir: Resulullah (s.a.v.) bir seriyye bana bir adam komutan
olarak tayin ettii zaman, adama kendi nefsi hakknda Allahtan saknmay ve beraberindeki Mslmanlar
hakknda hayr tavsiye ettikten sonra yle buyururdu:
"(...) Eer sen bir kaleyi muhasara eder de kaledekiler Allahn hkmne uymay (yani, ilh hkmn kendilerine
uygulanmasn) senden isterlerse, sakn onlara Allahn hkmn uygulamay kabullenme, velkin onlara kendi
hkmn uygula (yani, onlar hakknda kendi itihadna gre hkm ver)! nk, sen onlar hakknda (verecein
hkmde) Allahn hkmne isabet edip etmeyeceini phesiz bilemezsin." (bn Mce, Cihd, 38/2858.)
Hatipolu, bu hadisin erhinde der ki: "(...) Hadisin son ksmnda da muhasara altna alnan dman, kendileri
hakknda Allahn hkmnn uygulanmasn kumandandan istedikleri takdirde, bunun kabul edilmemesi ve fakat
kumandann hkmnn uygulanmas talimat verilmekte ve bu talimatn gerekesi beyan edilmektedir. Gereke
udur: Kumandan, dman hakknda bir hkm verdii zaman, bunun Allahn hkmne uygunluunu kesin
olarak bilemez. u hlde, 'Allahn hkmdr' diye dman hakknda uygulanacak hkmde bir yanlma vuku
bulursa, bir isabetsizlik ve hata ilenebilir." (Hatipolu, Snen-i bni Mce Tercemesi ve erhi, 7/600.)
mam Nevev demitir ki: "Bu hadis, 'Her mtehidin yapt itihatta mutlaka isabetli karar verdii sylenemez'
diyen limler iin bir delildir. Yani, 'Bir konu hakknda muhtelif itihatlar yapld zaman, bunlardan birisi Allah
katndaki hkme uygun olur ve dierleri uygun olmaz' diyen limler iin bu hadis bir delil saylr. (...)" (Nak.
Hatipolu, age, 7/601.)
1851
ah Veliyyullah, Ikdul-Cd, (Drt Risle iinde), ev. Hayreddin Karaman, Dergh Yaynlar, stanbul 1982,
156.
526
mam Hafzuddin Nesef, Musaffa isimli kitabnda evvelki ulemadan unu nakletmitir:
Biz, frua dair setiimiz amel tarzndan sorguya ekilirsek deriz ki:
Her hadise iin muayyen bir hkmn ve bu hkm iin de kat' veya zann bir delilin
varl veya yokluu konusundaki ihtilfa bal olarak mtehitlerin isabeti ve hatas
mevzuunda da ihtilf edilmitir. Tercih edilen gr, afiden sahih olarak nakledilen u
grtr: Hadisenin muayyen bir hkm ve bu hkmn de emaresi ve iareti vardr; bunu
bulan isabet, bulamayan da hata etmi olur, fakat gnahkr olmaz. Zira, itihattan nce
deliller vardr, mtehit bunlara bavurarak hkm aramtr, dellet hkmden sonradr,
eer birbirine zt iki itihat da isabetli olsayd, elime olurdu. Resulullah (s.a.v.) yle
buyurmutur: "sabet edene iki, hata edene de bir sevap vardr." Kar grte olan yle
demitir: "Eer muayyen hkm mevcut olsayd onunla hkmetmeyen, Allahn hkmne
kar gelmi fask olurdu; nk Allah Teal, 'Allahn gnderdii ile hkmetmeyenler yok mu,
ite onlar fasktr' buyuruyor." Buna u cevab veririz: Allah, ancak zannna ve itihadna gre
ilh hkmle hkmetmesini emretmitir. Allahn kesin olarak bildii hkme isabet etsin
etmesin. yle de itiraz edilmitir: Eer her mtehit isabetli olmasayd, muhalif olan kad
tayin etmek caiz olmazd. Cevap: Hata edeni deil, ilh emirle kasten hkmetmeyeni tayin
etmek caiz deildir.1853
7.2.2. SAD NURSNN VERD RNEKLER
Sonra, imamn arkasnda Fatiha okumakla ehirli veya kyl olmann bir
alkas da yoktur. Ne mam afi, imamn arkasnda Fatiha okumann gerektii
grne, kendisi ve/veya tbileri kyl ve bedev olduundan; ne de mam Ebu
Hanife, Fatiha okunmaz grne kendisi ve/veya tbileri ehirli ve meden olduu
iin sahip olmutur. Onlar, bu grlerine ancak kendilerine ulaan delilleri inceleyip,
1852
Muhammed b. Abdulazim, el-Kavlus-Sedd, (Drt Risle iinde), ev. Hayreddin Karaman, Dergh Yaynlar,
stanbul 1982, 100-101.
1853
ah Veliyyullah, Ikdul-Cd, 157.
527
Grld gibi; Said Nursnin gsterdii illet (!) veya hikmetler (!) ilimden
uzak, pratii olmayan eylerdir. Almayan hikmet kaps, Said Nurs tarafndan
zorlanmtr.
Her iki meselede baka grte olan mtehitler de vardr. mamn arkasnda
cehr namazlarda Fatihann okunmayp srr namazlarda okunaca (mam Malik ve
1854
Meselenin asln ve ihtilflarn nedenini belirtmek iin imamlarn delillerini ksaca incelemek faydal olacaktr.
Amacmz, delilleri tmyle ortaya koymak deil, kabaca gr farkllnn sebeplerine dikkatleri ekmektir:
Hanefler Kur'an, Snneti ve kyas delil getirirler. Kur'andan delilleri: "Kur'an okunduu zaman ona kulak verin,
dinleyin ki merhamet olunasnz!" (Arf, 7/204) ayetidir. Snnetten delillerine gelince, Ebu Hanifenin Abdullah b.
eddaddan, onun da Cabirden ve onun da Peygamberden yapt rivayet delillerinden birisidir. Bu rivayete gre
Peygamber: "Kim bir imamn arkasnda namaz klacak olursa, imamn kraati, onun da kraatidir." buyurmutur.
Delillerinden bir dieri, Ebu Hureyreden gelen rivayettir. Buna gre Resulullah: "mam, kendisine uyulsun diyedir;
tekbir getirdii zaman tekbir getirin ve okuduu zaman da dinleyin" buyurmutur.
afilerin delillerine gelince, nce: "Kur'andan kolaynz geleni okuyun!" (Mzzemmil, 73/20) ayetiyle,
Resulullahn, "Kraatsiz namaz yoktur." ve "Kitabn Fatihas olmadan namaz olmaz." szleriyle me'mun olsun
veya olmasn her namaz klan iin kraatin farz olduunu gerektiren genel emirleri delil gsterirler. kinci olarak da,
Ebu Hureyrenin naklettii bir hadistir. Bu rivayette yle denmektedir: Her kim, Fatihay okumadan namaz
klarsa, namaz eksiktir. Ravi diyor ki: "Ya Eba Hureyre, bazen imamn peinde namaz klyorum" dedim. Kolumu
skt ve: "Sen de iinden oku ey Faris!" dedi.
Ubade b. Samitin hadisini de delil getirirler. Ubade diyor ki: Resulullah (s.a.v.) sabah namazn klyordu. Kraat
ona ar geldi. Namaz bitirdiinde: "Bakyorum imamnzn arkasnda okuyorsunuz!" dedi. "Evet, ya Resulallah"
dedik. "Yapmayn! Sadece Fatihay okuyun; onu okumayann namaz yoktur." buyurdu. nc olarak da
kraatin, tpk dier rknler gibi me'mumdan sakt olmamasn delil getirirler. (Bu aklama, M. Mahmud eltutun
ve M. Ali Sayisin Mukayeseli Mezhepler Hukuku isimli eserlerinden ksaltlarak alnmtr. ev. Said imek, lim
Yaynlar.)
1855
Kadnlara dokununca abdestin bozulup bozulmama meselesinin de nereden kaynaklandn ayn kitaptan
yararlanarak ksaca ortaya koyalm:
Hanefler kadna dokununca abdestin bozulmadna kaildirler. Delilleri ise Hz. Aie (r.anh)den rivayet edilen
hadistir. O yle demitir: "Bir gece Resulullah yatakta bulamadm da, onu aradm. Mescitte u duay yaparken
ve ayaklar dikilmi iken elimi onun ayaklarnn altna koymu oldum (...)."
Delillerinden bir dieri, yine Hz. Aieden rivayet edilen u hadistir: "Resulullah, baz hanmlarn pt. Sonra
abdest almadan (yenilemeden) kp namaza gitti."
Hanefler Mide suresinin 6. ayetinde geen "(...) yahut kadnlara dokunduunuz zaman (...)" anlamndaki "ev
lmestumun-Nise" ibaresini cins mnasebet anlamna yorumlamlardr.
afiler ise yukardaki ibarenin zahirini almlar ve mecaz bir anlamn kastedilmediini sylemilerdir. Hadisten
delilleri ise, bn mer (r.anhuma)den rivayet edilen u hadistir: "Hanmn pen veya eliyle ona dokunan kiinin
abdest almas gerekir." Yine, "Kim abdestli iken hanmn perse, abdestini iade eder." hadisi de onlarn
delillerindendir. Her iki tarafn da baka delilleri vardr. Geni bilgi iin fkh ve hadis kitaplarna mracaat edilmesi
gerekir.
528
mamlarn farkl grleri hakknda bu tarz izah getiren kii, onlarn ihtilf
nedenlerini bilmiyor, "eriat" ile "fkh-itihat" ayrmn yapamyor demektir.
7.2.3. ERAT LE FIKHIN AYRIMI
Fkh ile istidll ve istinbat, itihat ile elde edilen hkmlerin bilinmesidir. Usl- fkh
otoriteleri, dinde, dinden olduu zorunlu olarak bilinen -ki bu Kur'anla ve Snnetle bilinir-
eriat, fkhtan ayrmlardr. Zira, fkh ancak istidll ile bilinen hkmlere denir. Bu da fkhn
insann beer gc ve nakl kabiliyeti ile ortaya koymu olduu hkmler demektir. Onun iin
insanlar fkh meselelerinde ihtilf ederler. nk, herkesin akl kabiliyeti ve anlay bakadr.
Byk uslcler fkh tariflerinde; "itihat yolu ile elde edilen" (mamul-Haremeyn), "dinden
olduu zorunlu olarak bilinmeyen, bizzat istidllle elde edilen" (Fahreddn Raz), "istidll ve fikir
yolu ile elde edilen" (Seyfeddn Amid) ifadelerini kullanmlar ve bylece eriatn fkhtan
ayrlmasn mnasip grerek, eriatn dinin kayna olarak kalmasn gerekli grmlerdir.
yleyse bu durum karsnda yle sylemeyi uygun grenler vardr: Fkh tenkit edilir, nk
mtehitlerin itihatlardr. eriat yani Kur'an ve Snnet tenkit edilmez, fakat yorumlanr yani
tevil edilir. Ancak, Snnetin nakledili ve rivayet tarz da tenkit edilebilir, zira ona insan
faktr karmaktadr.1858
1856
Tanm, Nizamuddin Abdulhamidindir. Bu tanm ve dierleri iin bak. Erdoan, slm Hukukunda Ahkmn
Deimesi, 118-119.
1857
Erdoan, slm Hukukunda Ahkmn Deimesi, 120.
1858
Erdoan, slm Hukukunda Ahkmn Deimesi, 120-121.
1859
rnein; klsik ilmihl kitaplarnn ounda, taharette kt kullanmann mekruh olduu hkm yer
almaktadr. Kt az bulunan, deerli bir madde olduundan o zamanki fakihlerin byle dnmeleri yerindedir.
Fakat, zamanmzda bu i iin zel ktlar retilmektedir ve maalesef hl, tuvalet kd kullananlar yeren
Mslmanlar vardr. Yine klsik ilmihl kitaplarnn ounda, erkeklerin ba ak olarak namaz klmalarnn da
mekruh olduu, hatta ba ak gezenin tanklnn dahi kabul edilmeyecei yazldr. Bunun illeti de udur: O
zamanlar ba rten giysiler, erkeklerin kyafetlerini tamamlayan bir unsurdu. Ba ak bir erkek, gndelik
yaamda yadrganrd. Kyafeti tamamlayan bir giysinin srf namazda karlmas ve ba ak olarak namaz
klnmas elbette mekruh olacakt. Ba ak gezen biri, "serseri" kabul edildiinden ehadeti de kabul edilmezdi.
lmihl kitaplarnda bu hkmlerin ounun sebebi aklanmaz. Gnmz Mslmanlar taklitilie, kr taassuba
smsk sarlmlardr ve fkh ve fehmetme yetilerini de epeydir kaybetmilerdir. Bunlarn birou, camide ba ak
529
Bunlar gerekten yrek szlatan meselelerdir; ancak bunlar ele almak, hem
kitabmzn snrlarn zorlamak, hem de konusu dna kmak olacaktr.
7.2.4. BRES BOZUK TERAZLER
Ben derim ki, imamn arkasnda Fatiha okumamak byklerin hline hamledilir. O
bykler, imamn kraatini duyunca, kalpleri ile Allah Tealnn huzurunda toplanrlar. Tpk bir
kimsenin, imamnn kraatinden sonra kraat etmesi gibi olur. Ve imamn arkasnda Fatiha
okumak imamnn kraati ile, kalbini, Allah Tealnn huzurunda bulunduramayann hline
hamlolunur.1860
Muhyiddin bn Arab buyurdu ki: Kadna dokunmakla abdest bozulmaz diyenin vehi,
kadn kemaline mana bakmndan bakmaktr. Nitekim, Allah Tealnn Tahrm suresi
drdnc: "Yok, eer, kskanlk ederek Peygamberin aleyhinde birbirinizle yardmlarsanz,
bilmi olunuz ki, Allah onun yardmcsdr. Cebrail de, mminlerin salih olan da... Bunlarn
olarak veya ksa kollu gmlekle namaz klanlar "ikaz" ederler. "Yeryz benim iin mescit klnd" iarndan
bhaber bu adamlar, keke eriatn asl maksadnn kiiye kolaylk salanmas olduunu, namaz klmak iin zel
meknlarn ve zel kyafetin gerekmediini, bunun glk karmaktan baka bir eye yaramayacan, bulunulan
meknda gnlk kyafetle namaz klnabileceini anlayabilselerdi...
1860
rn, Mzanul-Kbra, ev. A. Frk Meyn, Berekt Yaynevi, stanbul 1980, 142.
1861
rn, Mzanul-Kbra, 244.
530
ardndan btn melekler de ona yardmcdrlar" ayetinde buna iaret vardr. Bu bir srdr.
Bunu ancak, Allah Tealnn, lemin suduru mahlline muttali eyledikleri ve Hafsa ve
Aiedeki kuvveti bilenler anlar. Hatta Allah Teal, bu ikisine, meleklerden ve insanlardan
ull-azm olanlar mukabil tutmaktadr. Bu yle bir srdr ki, perde arkasnda olanlara almas
caiz deildir.
7.3. CUMA NAMAZI KILMAYAN MCEDDDMZ
(...) Bana itiraz edenler, gizli ayplarm bilmiyorlar. Yalnz zahiri baz hatalarm
bahane edip ve yanl olarak Risale-i Nuru benim malm zannedip Risale-i Nurun
nurlarna perde ekmek, intiarna rekabet etmek iin derler: "Said Cum'a cemaatine
gelmiyor, sakal brakmyor" gibi tenkidleri var.
Elcevap: Ben, ok kusurlar kabul ile beraber derim: Bu iki mes'elede byk
mzeretlerim var.
Evvel: Ben fiyim. fi Mezhebinde Cum'ann bir art; krk adam imam
arkasnda Ftiha okumaktr. Daha baka artlar da var. Onun iin burada bana cum'a
farz deil. Ben, mezheb-i zamyi takliden, bzan snnet olarak klyordum. (...)1863
Mtehit imamlarn muhtelif itihatlar hakknda yukardaki szleri sarf eden
Said Nurs, mam afinin itihadyla Cuma namaznn farziyetini zerinden skat
etmitir. Daha dorusu, mam afinin grn bu skat iine alet etmitir. Burada,
mesele hakkndaki itihatlar -zellikle afinin grn- irdeleyecek deiliz. mam
afinin bu grn doru var sayarak diyoruz ki:
mam afiye gre, Cuma cemaatinin asgar says krk kii olup, bir kyde ikamet
etmekte olan krk kii toplanrlarsa, Cuma namaz klmak bunlar zerine farz olur. Say eer
krka ulamazsa, o takdirde bu ky halkna Cuma namaz klmak farz olmaz.1864
1862
rn, Mzanul-Kbra, 194.
1863
Elmada Lhikas I, 45, Yirmiyedinci Mektuptan/Risale-i Nurun zaif veya yeni kirdlerini vesveseden
kurtarmak iin beyan ediyorum ki: (...).
531
Said Nurs, bir yandan iler ve Alevlerin Snnlerle Risale-i Nur vastasyla
ittifak edeceini ileri srerken1867 dier yandan afi mezhebindeki bir gr yanl
yorumlayarak, hem de Cuma namaz gibi btn merep, meslek, mezhepteki
Mslmanlar bir araya toplayan bir ibadette afileri Haneflerden ayrmaktadr. Bu
kafa, afileri Maliklerden de ayrr. Maliklerin ounlukta olduu yerlerde de
afilere Cuma namaz farz olmayacaktr. nk, mam afi (r.a.), besmelenin Fatiha
suresinin banda bir ayet olduunu ve Fatiha ile birlikte okunmasnn farz olduunu
sylemitir. mam Malik ve el-Evza (r.a.) ise, Neml suresindeki hari, surelerin bandaki
1864
Begav, erhus-Snne, el-Mektebetl-slm, Beyrut, 1403/1983, 4/221den nak. Yunus Vehbi Yavuz,
Balangcndan Gnmze Cuma Namaz, lim ve Kltr Yaynlar, Bursa 1986, 39-40.
1865
Rz, Tefsr-i Kebr, 1/268.
1866
Tpk, bir zamanlar bazlarnn, yine srf siyas grleri yznden Cuma namaznn kendilerine farz
olmadn, bu kez mam Ebu Hanifenin Cuma namaznn shhat artlarndan grd "ehir"in var olmadn ve
Cuma namaznn "halifenin ya da onu tayin ettii birinin kldrmas gerektiini" ileri srenler gibi. E, bunlara gre
milyonluk ehirler bile ky hkmnde olduundan ve "halife" de olmadndan, tabi ki "darl-harp"teki
Mslmanlardan Cuma namaz da sakt oldu!... Baz Hanef imamlarn "ehir, iinde hadlerin tatbik edildii yerdir"
eklindeki tariflerinden yola karak milyon nfuslu ehirleri ky yerine koyanlar gibi, Said Nurs de Fatiha
okumayan cemaati "adam" yerine koymamaktadr. mamlarn birtakm reylerini yanl yorumlayarak; Kitap, Snnet
ve icma ile farzyeti sabit olan Cuma namazn iskat eden bu sakat grlerin eletirisi iin bak. Yunus Vehbi
Yavuz, Balangcndan Gnmze Cuma Namaz.
1867
Hem, mdem Risale-i Nur kirdlerinin en byk std, Peygamberden (A.S.M.) sonra "Celcelutiye"nin
ehdetiyle "mam- Ali" Radyallah Anhudur; onun muhabbetini dva eden iler, Alevler, Risale-i Nurun dersini
Snnlerden ziyade dinlemeseler, l-i Beyte muhabbet dvalar yanl olur. Zaten ka sene evvel, o Alev
kynde Alinin himmetiyle msumlar Risale-i Nuru evk ile yazmalarn iittim. Hatt o zamanda, o ky de
duama dahil etmitim. nallah, yine orada imam olmak istenilen kardeimiz Alinin himmetiyle ve Hfz Alinin
(Rh.A.) vrisi Kk Ali gibi kardelerimizin gayretiyle, onlarn hakkndaki dualarm bo gitmeyecek; o kydeki iki
ksm Snn, Alev ittifak edecek. (Emirda Lhikas I, 73-74, Yirmiyedinci Mektuptan/Aziz, Sddk Kardelerim!/Ali
Kynde Risale-i Nur kirdlerinden Ali Efendi (...).
532
Cehalet ve taassuptan ileri gelen davranlardan birisi de; bir veya birden fazla
mtehidin kavline gre yerine getirme imkn varken -srf bir mezhebe balanp kalma
yznden- Allah Tealnn farzlarndan birini geirmektir. (...) Herhangi ekilde olursa olsun
farz yerine getirmek, btn durumlarda onu geirmeye tercih edilir.1869
afi mezhebinin grn yanl yorumlayp, Cuma namaznn kendisine farz
olmadn iddia eden mukallid "mceddid" Said Nursnin verdii cevapta ileri
srd ikinci mazeret, zr kabahatinden byk cinstendir. yle diyor:
Cemaatle namaz klan Fatiha suresini bitirememi olsa da, imam rka gidince imamla
birlikte rka gider. Namaz eksik olmaz.1871
Said Nursnin Cuma namaz klmamasnn kendince bir sebebi daha vardr ki,
biz bu sebep zerinde konumak istemiyor, yorumu okura brakyoruz:
1868
Rz, Tefsr-i Kebr, 1/275.
1869
Muhammed b. Abdulazim, el-Kavls-Sedd, 122.
1870
Elmada Lhikas I, 45, Yirmiyedinci Mektuptan/Risale-i Nurun zaif veya yeni kirdlerini vesveseden
kurtarmak iin beyan ediyorum ki: (...).
1871
Eb shk brhm b. Al b. Ysuf b. Abdullah el-Frzbd e-rz, el-Mhezzeb f Fkhl-mmi-fi,
Matbatl-Bb el-Haleb, Msr, 1/134. Halil Gnen de, Byk afii lmihalinde der ki: Her rek'atte herkesin
Fatiha-i erifeyi okumas lzmdr. Ancak, () hzl okuyan imama uyan orta okuyulu bir kimse,
tamamlayamad Fatihann kalanndan muaf tutulur. (Halil Gnen, Byk afii lmihali, lim Yaynlar, stanbul
1984, 110-111.)
1872
Merdumgiriz: nsanlardan sklan, kalabalktan holanmayp yalnzlk isteyen. (Yein, Yeni Lgat, 411.)
1873
Emirda Lhikas I, 280, Yirmiyedinci Mektuptan/Yirmi senede ka vilyetin zbtalar kyafetime ilimedi. (...)
533
(...) hem yirmibe senedir ben mnzevi yaadm iin, kalabalk yerlerde
huzur bulamyorum (...)1874
7.4. FALCI MCEDDDMZ
Cm (...)
Yni, "Bu huruf yle harf deildir ki, akl ve idrk sahifesinden gitsin. yle
kuds harf, yle gzel irin hat daima kalbimin sahifelerinde yazlmal, silinmemeli."
Acibdir ki, btn Divannda bu fala benzer melde yaz gremedik. Demek bu fal,
Hazret-i Camnin kermetinden bir nebze oldu.1875
Hem bir sene evvel bir seyre giderken arkamdan bir kz ocuuyla bir kadn
geliyorlard. Ben yoldan ktm, yolu onlara braktm. Baktm beni gemiyorlar,
skldm. Acele getim bir baheye girdim, baktm onlar da baheye girdiler. Hem
hiddet, hem hayret ettim. Mucizat- Ahmediye elimde idi. Tefe'l gibi atm. En evvel
gzme ilien ve yalnz risalede bir tek defa zikredilen bir isim ki, ayn o kadnn
ismini o sahife iinde grdm. Baktm, o kadn tandm. Fesbhnallah dedim.
Bunlar kim olduklarn anlamak iin iin daha evvel o kitaba baksa idim, bu hayretten
kurtulacaktm. Bu hdiseye hem ben, hem hzr olan aml Hafz ve hdiseyi
anlayan o kadn ve bakalar hayret ettik.1876
1874
Elmada Lhikas I, 45, Yirmiyedinci Mektuptan/Risale-i Nurun zaif veya yeni kirdlerini vesveseden
kurtarmak iin beyan ediyorum ki: (...).
1875
Barla Lhikas, 353-354, Yirmi Yedinci Mektuptan/Aziz sddk mdakkik kardeim, hizmet-i Kur'aniyede
arkadam.
1876
Barla Lhikas, 380, Yirmi Yedinci Mektuptan/Mesleimizin bir medar- evki ve zevki olan tevafuk letifinden
-drt nmune.
1877
rtl-caz, 310, Halifelik Srr/Mukaddeme.
Anlam: Kirmen ktibn (meleklerin)in sahifedekini vahyetmek zere onun kalbine indirdikleri gibi.
534
Bundan otuz sene evvel, Eski Saidin gafil kafasna mthi tokatlar indi, el-
Mevtu hakkun kaziyesini dnd. Kendini bataklk amurunda grd. Meded istedi,
bir yol arad, bir halskr taharri etti. Grd ki, yollar muhtelif; tereddtte kald. Gavs-
Azam olan eyh-i Geyln Radyallah Anhn "Fth-ul-Gayb" nmndaki kitabiyle
tefe'l etti. Tefe'lde u kt:
Acbdir ki, o vakit ben, Dr-l-Hikmet-il-slmiye zas idim. Gya Ehl-i slmn
yaralarn tedviye alan bir hekim idim. Halbuki en ziyade hasta ben idim. Hasta
evvel kendine bakmal, sonra hastalara bakabilir.
te Hazret-i eyh bana dedi ki: "Sen kendin hastasn, kendine bir tabib ara!"
Ben dedim: "Sen tabibim ol!" Tuttum, kendimi ona muhatab addederek, o kitab bana
hitab ediyor gibi okudum. Fakat kitab ok iddetli idi. Gururumu dehetli kryordu.
Nefsimde iddetli ameliyat- cerrahiye yapt. Dayanamadm, yarsna kadar kendimi
ona muhatab ederek okudum; bitirmeye tahammlm kalmad. O kitab dolaba
koydum. Fakat sonra, ameliyat- ifkrneden gelen aclar gitti, lezzet geldi. O
birinci stadmn kitabn tamam okudum ve ok istifade ettim. Ve onun virdini ve
mnctn dinledim, ok istifza ettim.
Sonra mam- Rabbnnin Mektubat kitabn grdm, elime aldm. Hlis bir
tefe'l ederek atm. Acibdendir ki, btn Mektubtnda yalnz iki yerde
"Bedizzaman" lfz var. O iki mektub birden ald. Pederimin ismi Mirza
olduundan, o mektublarn banda "Mirza Bedizzamana Mektub" diye yazl olarak
grdm. Fesbhnallah! dedim, bu bana hitab ediyor. O zaman Eski Saidin bir
lkab, "Bedizzaman" d. Halbuki hicretin yz senesinde, Bedizzaman-
Hemednden baka o lkabla itihar etmi zatlar bilmiyordum. Halbuki mamn
zamannda dahi byle bir adam vard ki, ona o iki mektubu yazm. O ztn hli,
benim hlime benziyormu ki, o iki mektubu kendi derdime dev buldum. Yalnz
mam, o mektublarnda tavsiye ettii gibi ok mektublarnda musrrane unu tavsiye
ediyor: "Tevhd-i kble et." Yni: Birini stad tut, arkasndan git, bakasiyle megul
olma.1879
1878
Sikke-i Tasdk- Gayb, 177, Sekizinci Lem'a/ayan- Hayret Bir Tefe'l ve Mhim Bir hbar- Gaybi/Sabri,
Sleyman, Bekir, Galib ve Tevfiin fkrasdr. Hem Husrev, Hfz Ali ve Re'fet ve smn ve Kulennden
Mustafalarn fkrasdr.
1879
Mektubat, 330-331, Yirmisekizinci Mektup/nc Mes'ele Olan nc Risale/nc Nokta.
535
Tyere, Inebe vezninde, kendisiyle tee'm olunan yaramaz fala denir. Bir maksada
gitmek zere evinden kan yolcunun nnden ku yahut bir hayvan gemesiyle, bunu
uursuz sayp maksadna gitmekten vazgemesi ve geri dnmesidir. Bu, cahiliyet
detlerinden idi. Ne menfaat celbine, ne de mazarrat def'iyle iliii olan ve ferdin iradesini
1881
krp ahs teebbse engel olan bu zararl det, slmda men olunmutur.
Fala gelince, Peygamber (s.a.v.) bunu, iyi sz, gzel sz diye tefsir buyurmutur.
Resulullah (s.a.v.)n fal sevmesi, netice itibaryla, Allah Tealdan bir hayr ve faide ummay
gsterdii iindir. nk, insan kuvvetli veya zayf bir sebepten dolay Allahtan bir faide
beklerse, mit cihetinde hata etmi bile olsa, onun bu bekleyii hayrdr. Fakat, Allahtan
tamamyla midini keserse bu, kendisi iin er olur. Tee'mde suizan ve bely beklemek
vardr. Mesel; bacasna bayku konan adam, hanesinden birinin lecei zannna kaplr ve
artk onu iin iin bekler durur. Faln misali; hastas olan bir kimsenin dardan birinin "ya
Salim" szn iiterek hayra yormas, "nallah, bizim hasta da selmete erer" demesi, yahut
ihtiya sahibi birinin, dardan "bulan" manasna gelen "ya Vacid"1882 szn iiterek hayra
yormas ve "nallah, aradm buluyorum" demesidir.1883
Tefl, tefe'l, iftil hepsi de fal tutmak manasnadr. Tefe'l de, uurlu ve hayrl
saymaktr ki, Trkede "yom tutmak" tabir olunur. Gzel szle tefe'l hakknda en gzel
misal, Peygamberin Hudeybiye seferinde Sheyl b. Amrn adyla tefe'l etmesidir. yle ki:
Hudeybiyede Kurey, Mslmanlar mkl bir vaziyete soktuu srada Kurey, Sheyl b.
Amr, Huveytib b. Abduluzza ile beraber Peygambere sulh akdi iin gndermiti. Resulullah,
Sheyli grnce uysallk ve yumuaklk ifade eden Sheyl ad ile tefe'l ederek sahablerine:
"Artk, iiniz kolaylat" buyurdu. Peygamberin bu kabil gzel tefe'lleri daha baka
mnasebetlerle de vaki olmutur.
Tee'm hurafelerden sayarak ret ve nehyeden Peygamber, gzel isim ile tefe'l bir
mit ve baar sebebi olarak tasvip edip kullanmtr.1884
Nur Risalelerinde anlatlanlarla er' olan tefe'l arasnda bir benzerlik yoktur.
Tefe'l iin gayriirad, plnlanmam, tabi bir olay veya sz arttr. Ancak o gzel
sz, durumla tevafuk ettiinde tefe'l edilir. Hatta, o olay veya sz ncesinde kiinin
aklnda, niyetinde tefe'l diye bir ey yoktur bile. Szleri veya olaylar hayra yorarak
iyilik ummak tefe'ldr, ama ortada fol yok yumurta yokken, baz kitaplar ap
oradaki szlerden birtakm neticeler karmak tefe'l deildir. Bu, dpedz fal
amaktr. Fal malzemesinin nohut, bakla, fasulye, iskambil kd, kahve telvesi...
1880
Buhr, Tbb, 44/70; Mslim, Selm, 34/110.
1881
Sofuolu, Sahh-i Buhr ve Tercemesi, 12/5776.
1882
Vcid, bulmak anlamndaki ve-ce-de fiilinin ism-i filidir.
1883
Davudolu, Sahh-i Mslim Tercme ve erhi, 9/671. Davudolunun verdii misal, Asmanin rivayetidir. O
dedi ki: bn Avna "Fe'l (hayr umma) nedir?" diye sordum. Bana: "Bir kimsenin, hasta olduu zaman kendisine 'ya
Slim' dendiini iitmesi; bir ey aradnda da 'ya Vcid' dendiini duymasdr." dedi. (bn Kuteybe, Te'vlu
Muhtelifil-Hads, 149.)
1884
Davudolu, Sahh-i Mslim Tercme ve erhi, 7/85-86.
536
olmas ile herhangi bir kitap olmas arasnda ise hibir fark yoktur. Btn bunlar,
hayra yorulup iyilik umulacak herhangi bir szn veya olayn olmad bir zamanda,
kasden ve srf fal bakmak iin yaplan eylerdir.
7.5. MEHUR BR HKYE
Bu hikye mehur olup, bununla eyhe kaytsz bir itaatin gerekli olduu telkin
edilmektedir.
"Ey iman edenler, Allaha itaat edin, Resule ve sizden olan emir sahiplerine de
itaat edin! Eer herhangi bir konuda anlamazla derseniz, Allaha ve ahiret
gnne gerekten inanyorsanz, onu Allaha ve Peygambere havale edin! Bu sizin
iin daha hayrl ve sonu bakmndan da daha gzeldir."1886
Hz. Ali (r.a.) yle demitir: Peygamber (s.a.v.) bir seriyenin bana ensardan
bir adam emr, yani kumandan yapp gnderdi. Bu zatn emrindeki mcahitlere de
kumandanlarna itaat etmelerini emretti. Bu kumandan, sefer esnasnda bir
meseleden dolay maiyetindekilere fkelendi de:
-Peygamber sizlere bana itaat etmenizi emretmedi mi? diye sordu. Onlar da:
1885
ular, 299, Onnc ua/Aziz, Sddk Kardelerim!
1886
Nis, 4/59.
1887
Buhr, Tefsr, 83/106; Mslim, mre, 8/31.
537
Bu emir zerine askerlerin bir ksm atee girmeyi dndler. Fakat, bazlar
da bunlar tutmaya ve:
Hadisteki bu olay ile yukarda zikredilen hdise -farkl amalar tasa da-
birbirine benzemektedir. Mcahitler, verilen emir maruf olmadndan, emri
dinlememiler ve atee girmemilerdir. Hikyedeki eyhin verdii emir de phesiz
maruf olarak kabul edilemez. eyhin biri erkek, dieri de kadn olan iki mridi (eyhe
gre bir buuk mridi) kesileceklerini zannederek ve bunu kabul ederek bile bile
adra girmilerdir. Bylece, maruf olmayan bir emirde, eyhe itaate hazr olduklarn
gstermilerdir. Burada knanmas gerekenler, eyhi dinlemeyenler deil, bilkis
eyhe boyun eip cennete gideceini zannedenlerdir.
Bir ksm mcahidin tereddde dmesi, Resule mutlak itaat dolaysyla onun
itaati emrettiine de itaatin gerekeceini dnmelerinden kaynaklanmtr. Fakat,
Peygamberin terbiyesi etkisini gstermi ve hibiri bu hataya dmemitir.
Dikkat edilmek lzm gelir ki, Allah ve Resul hakknda "itaat edin ve itaat edin" diye
itaat tlak zere tasrih edildii hlde, ullemir hakknda ayrca "itaat edin" buyurulmayp
bunlara itaat Resule atfen ve mahza itaati Resule tebaan emrolunmu ve bu suretle tbiiyet
tahtinde itaatin hem ayn kuvvetle mutlak olduu gsterilmi, hem de isyan mevkileri
hkmden hari braklmtr. "Yaratana isyan olduu takdirde, mahlka itaat yoktur" kezalik
"taat ancak maruftadr" hadis-i erifleri de bunu mbeyyindir. u hlde, amirin her emri
memuru mes'uliyetten kurtarmaya kfi gelmez.1889
Hikyenin elle tutulacak hibir taraf yoktur. slmn btn ilkelerine aykrdr.
Mslmanlar; Hristiyan papazlarn halka tapuyla cennet dattklar dnemde,
Peygamberlerinin getirdii nurla, cennete girmeyi "din adamlar"nn
belirleyemeyeceini, cennetin satlamayacan oktan renmilerdi.
Said Nurs, bir de bu hikyeden hikmetler (!) karp kendi mritlerine yle
demektedir:
1888
Buhr, Megz, 61/340; Mslim, mre, 8/40.
1889
Yazr, Hak Dini Kur'an Dili, 2/1374-1375.
538
ilve oldu. nallah, bu imtihanda dahi hem ark, hem garbn kahramanlarnn
himmetleriyle, oklar kaybedilmeyecek ve bir giden yerine on girecek.1890
...
7.6. HZ. HIZIR HAYATTA MIDIR?
Hazret-i Hzr Aleyhisselm hayatta mdr? Hayatta ise niin bz mhim ulema
hayatn kabul etmiyorlar?
Hz. Hzr (a.s.)n hayatta olup olmamas meselesi eskiden beri tartla
gelmitir. Mutasavvflar, Hzrn sa olduunu, hatta zor durumda kalanlarn
imdadna yetitiini ileri srmlerdir. Ayn iddia burada Said Nurs tarafndan
tekrarlanmtr. Delil olarak da sadece "ehl-i uhd ve keif olan evliynn Hazret-i
Hzr ile maceralar"n gstermitir.
1890
ular, 299, Onnc ua/Aziz, Sddk Kardelerim!
1891
Mektubat, 5-6, Birinci Mektub/Drt Sualin Muhtasar Cevabdr/Birinci Sual.
1892
Ktip elebi Mustafa b. Abdullah, Mznul-Hak f htiyril-Ehakk: slmda Tenkid ve Tartma Usl, sad.
Sleyman Uluda - Mustafa Kara, Marifet Yaynlar, stanbul 1990, 51.
539
bn Hacer gibi byk hadis limleri, Hzrn yaadna dair baz haberler
nakletmilerdir. Ktip elebinin bu nev' nakil ve rivayetler karsndaki tavr akla, manta,
geree, ilme ve slma uygun bir tavrdr. Ona gre herkesin tabi bir mr vardr. Vadesi
yeten ve eceli gelen her insan mutlaka lr. Bu husus tecrbe ve mahede ile sabittir.
Yakiniyattandr. Yani kesin ve apak bir hkmdr. Hzrn yaamakta olduuna dair
nakledilen rivayetler ise uydurmadr, zayftr. Hibir ekilde sahih deildir. Mtevatir hi
deildir. O hlde, zann bilgilerle ve zayf rivayetlerle kesin ve ak olan akl hkmlerin teknik
bir ifade ile yakiniyatn karsna kmak nakli de akl da bilmemek olur. Bu konuda her ilim
adam mutlaka Ktip elebi gibi: "bn Hacerin yazd zanniyatla, yakiniyattan olan hususa
muaraza cehldir, hasm ilzam etmez" diyebilme cesaretini gstermelidir ki, batl itikatlarn ve
hurafelerin n alnabilsin. "bn Hacer yazmtr ki" diye akln kesin hkmlerine aykr olan
bir hususu reddedemeyen korkak insanlardan dine de ilme de hayr gelmez.1893
Hadisiler bazen belli bir konudaki haber ve rivayetleri -zayf dahi olsa- bir
araya toplamlardr. Bundan maksatlar, o rivayetleri dorulamak ve sahihlemek
deildir. Nitekim bn Hacer, Hzr ve lyasn hl yaadnn sabit olmad
grndedir.1894
Ehl-i intikadn1895 yksek bir simas olan bn Kayym: "Hzrn hayatna dair
nakledilmi rivayetlerin hepsi yalandr, bu hususta sahih bir hadis yoktur" demitir.1896
Ashap arasnda, kendisine Hzr (a.s.)n geldiini iddia eden kimse kmamtr.
nk, Hz. Musann ada olan Hzr, vefat etmitir. Birok kimseye gelip grnen
Hzr, ancak ve ancak ya insan suretine girmi bir cinn ya da yalanc bir insandr;
"Ben Hzrm" dediine gre bir melek olmas da caiz deildir. nk, melekler yalan
sylemezler. Yalan sadece insanlar ve cinler syler. ahsen ben, burada anlatmas uzun
1893
Sleyman Uluda, Notlar, (Ktip elebi, Mzn sonunda), 161-162.
1894
bn Hacer el-Askaln, Fetav: bn Hacer el-Askalnnin Akaid Konusundaki Fetvalar, ev. Bilal Uzun, Hak
Yaynlar, stanbul, 60-61; nak. Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, 106.
1895
Tenkitilerin.
1896
Miras, Tecrd, 9/145; Ayrca bak. bn Kayym, Menrul-Mnf, 106.
1897
Aliyyul-Kr, Esrrul-Merfa, 422.
1898
Talt Koyiit, Hadisilerle Kelmclar Arasndaki Mnakaalar, TDV Yaynlar, Ankara 1984, 33.
1899
Kandemir, Mevz Hadsler, 170.
1900
Uluda, Notlar, 161.
540
srecek "Ben Hzrm" diye kendilerine cinlerin geldii baz kimseleri tanyorum. phesiz
1901
sahabe, zerlerinde byle bir teevvn cereyanna imkn brakmayacak tarzda bilgi
1902
sahibi idi.
Said Nursye, Hzrn hayatta olduunun mhim ulema tarafndan niin kabul
edilmedii sorulmu, o ise buna cevap vermemi veya verememitir. Bunun cevabn
biz verelim: Mhim ulema, bunu, yukarda zikrettiimiz ve aada belirteceimiz
nedenlerden dolay kabul etmemilerdir:
"Kim gaip olan bir kimseye isnat ediyorsa, ona hakszlk etmi olur. Bunu ancak eytan
ortaya atyor."
Baz insanlar Hz. Hzrn, Hz. Musadan sonra Hz. sa zamanna kadar, sonra da Hz.
Muhammed (s.a.v.)in zamanna kadar yaadn, gnmze dek yaamakta olduunu,
kyamete dein de yaayacan sylemektedirler. Falan kimseyle karlatna, falan
kimseye hrka giydirdiine ve falanca kimseye sz verdiine dair baz hikyeler, kssa ve
1901
Bulankln, karkln.
1902
bn Teymiye, Klliyat, 1/331. mam, bu szlerinde ne kadar da hakldr... te "evliya" diye takdim edilenlerden
birinin [Ebu Bekr b. Kavvam b. Ali (v.1259/658)] Hz. Hzr (?) ile yaad macera: "Bir gece Hzr aleyhisselm
bana geldi ve; "Kalk ya Eba Bekr!" dedi. Kalkp onu takip ettim. Hzr aleyhisselm, beni Resulullah Efendimizin
huzuruna gtrd. Resul-i Ekremin huzurunda; Hazret-i Ebu Bekr, Hazret-i mer, Hazret-i Osman ve Hazret-i Ali
de vard. Selm verdim. Onlar selmma cevap verdiler. Sonra Resulullah Efendimiz; "Ey Ebu Bekr bin Kavvam!"
buyurunca; ben de; "Emret ya Resulallah!" dedim. Buyurdu ki: "Allah Teal seni, veli, dost kullarndan eyledi.
Kendi nefsin iin neyi istiyorsan onu se." Allah Teal, o anda beni cevap vermeye muvaffak kld ve; "Ya
Resulallah! Sizin, kendiniz iin setiiniz eyi seiyorum." dedim. O anda yle diyen bir ses iittim: "yleyse
sana dnyada yiyecein gdadan ahiret sahibinin elinden (yani Resulullahtan) gelenden baka bir ey
vermeyeceiz." Resulullah Efendimiz bana; "Ey Ebu Bekr bin Kavvam! Bize namaz kldr." buyurdu. Resulullahn,
eshabnn ve birok velinin hazr bulunduu bir mecliste ne gemeye korktum. Kendi kendime; "inde
Resulullahn bulunduu bir cemaatin nne nasl geerim." diye dndm. Resul-i Ekrem buyurdu ki; "ne ge.
Zira senin ne gemende velyet srr vardr. Bylece kendisine uyulan bir imam olursun." Resulullah Efendimizin
emri zerine, ne geip iki rek'at namaz kldrdm. lk rek'atta Fatihadan sonra Kevser suresini, ikinci rek'atta
Fatihadan sonra hls suresini okudum." (Evliylar Ansiklopedisi, 7/157-158.)
1903
Nak. bn Teymiye, Klliyat, 4/281.
1904
Buhr, lim, 42/57.
541
rivayetler uydururlar, hatta Cenab- Allahn onu yetkili bir grevli olarak yeryzne indirmi
olduuna dair efsaneler dzerler.
Bunlarn zannettikleri gibi Hzr (a.s.)n sa ve mevcut olduuna dellet eden kesin
deliller yoktur. Tam bunun tersi istikamette olan deliller vardr. Hzrn sa olmadna dair
Kur'andan, Snnetten, akldan ve muhakkik limlerin ettikleri icmadan deliller vardr.
brahim el-Harbye Hzr (a.s.)n hlen hayatta olup olmadn sorduklarnda, brahim
u cevab vermiti: "Halk arasnda karlalan bu ahs, eytandan bakas olamaz."
brahim el-Harb ile Buhar dndaki birok imam da kendilerine bu konuda soru
sorulduunda, Kur'an- Kerimden u ayeti cevap olarak okumulardr: "Biz, senden nce
hibir insana ebedlik vermedik. imdi sen vefat edersen, onlar ebed mi kalacaklar?" (Enbiy,
21/34)
Hzr (a.s.) eer peygamberse, Hz. Musadan stn olamaz. Eer veli ise Hz. Ebu
Bekirden daha stn olamaz.
7.7. ABDULKADR GEYLNYE SNAT EDLEN BR HKYE
Bir zaman Hazret-i Gavs- zam (K.S.) eyh Geylnnin terbiyesinde, nazdar
ve ihtiyre bir hanmn bir tek evld bulunuyormu. O muhterem ihtiyre, gitmi
olunun hcresine, bakyor ki, olu bir para kuru ve siyah ekmek yiyor. O riyzattan
zafiyetiyle vlidesinin efkatini celbetmi... Ona acm. Sonra Hazret-i Gavsn (K.S.)
1905
Yusuf el-Kardav, ada Problemlere Fetvalar, 207-210. (Tekrar olmasn iin baz blmleri karlarak
aktarlmtr.)
542
yanna ekva iin gitmi. Bakm ki, Hazret-i Gavs (K.S.) kzartlm bir tavuk yiyor.
Nazdarlndan demi: "Ya stad! Benim olum alktan lyor. Sen tavuk yersin!"
Hazret-i Gavs (K.S.) tavua demi: "Kum Biiznillh" O pimi tavuun kemikleri
toplanp, tavuk olarak yemek kabndan dar atldn mutemed ve mevsk ok
zatlardan Hazret-i Gavs (K.S.) gibi kermt- hrikaya mazhariyeti dnyaca mehur
bir ztn bir kerameti olarak mnev tevatrle nakledilmi. Hazret-i Gavs (K.S.) demi:
"Ne vakit senin olun da bu dereceye gelirse, o zaman, o da tavuk yesin." te
Hazret-i Gavsn (K.S.) bu emrinin mns udur ki: Ne vakit senin olun da, ruhu
cesedine, kalbi nefsine, akli mdesine hkim olsa ve lezzeti kr iin istese, o vakit
leziz eyleri yiyebilir...1906
M. Said ekmegil, Vahye Gre Byk Zulm adl eserinde yukarda anlatlan
hikyeyi ksa da olsa tenkit etmi, yle demitir:
Acdan perian bir evldn kalbi szlayan anasna, bir byk mmin byle eyler syler
miydi? Bu hikye, hem de keramet olarak bir veliye isnat edilebilir miydi? lm bir delili var
myd bu szlerin? Yukarda ismi geen kitap da belge niteliinde bir kaynak
vermiyordu.1908
Nasl versinler muhterem, byle bir olay zaten olmad ki. nce Said Nursye
sormak lzm: Kimdir bu "mutemed ve mevsk ok zatlar"? Bu hikye hem de
"mnev tevatrle" nerede rivayet edilmitir?
Bir mridin tavuk yiyebilmesi iin diriltme derecesine (!) mi gelmesi gerekiyor?
O takdirde hibir mrit tavuk yiyemez, nk hem mritler, hem de eyhleri diriltme
kudretinden yoksundurlar.
Sonra, brakn veliyi sradan biri bile, kendisi tavuk yerken gelen perian bir
anann ocuu iin istedii bir parack tavuk etini vermez mi? Abdulkadir Geyln
gibi biri, bir parack tavuk etini vermeyecek ve stelik alay edercesine o zavall
kadna "keramet" gsterecek! Gerekten bunlar sama sapan eylerdir. Hani nerede
Nur Risalelerinde anlatlan "Vedd ismine mazhar" evliya? Nerede cenneti bile
istemeyenler? Nerede dier insanlarn kurtulmas iin cehennemi sadece kendilerinin
doldurmasn isteyenler? Vallahi, Abdulkadir Geyln deil, Said Nursnin bize evliya
diye takdim ettii tipler, brakn cennetten vazgemeyi ite byle bir para tavuk
etinden bile vazgeemezler.
1906
Lem'alar, 141, Ondokuzuncu Lem'a/ktisat Risalesi/nc Nkte.
1907
ekmegil, Vahye Gre Byk Zulm, 84-85.
1908
ekmegil, Vahye Gre Byk Zulm, ayn yer.
543
zaman isterse o zaman mucizeyi yaratr. Peygamberlerin istedii zaman mucize olmaz. Allah,
gerekten mucize grmekle yola gelecek insanlar bulunduu zaman ilh hikmet uyarnca,
peygamberlerinin elinde mucizeler meydana getirir.1909
"Elileri onlara dediler ki: 'Biz de sizin gibi insandan baka bir ey deiliz.
Fakat Allah, kullarndan dilediine nimetini ltfeder. Allahn izni olmadan biz size delil
getiremeyiz. nananlar Allaha dayansnlar."1913
"Allahm, Rabbimiz, bizim zerimize gkten bir sofra indir ki; bizim iin, nce
ve sonra gelenlerimiz iin (o gn) bir bayram ve (o olay) senden bir mucize olsun.
Bizi rzklandr, sen rzk verenlerin en hayrlssn!"1914 demitir.
Hz. sa (a.s.) Allahn Resul olmasna ramen mucize iin Allaha yalvarp
yakarrken, nasl olur da gereksiz bir hlde eyh Geyln keramet gsterebilir?
Bir anann huzurunda "tavuu diriltme"nin din hususunda ne gibi bir hcceti
olabilir? Dnya konusunda mminlerin hangi ihtiyacn giderebilir?... Szn z,
yukarda nakledilen hikye, eyh Geylnye atlm bir iftiradan ibarettir.
"Mmin erkekleri ve mmin kadnlar, yapmadklar bir eyle incitenler bir iftira
ve ak bir gnah yklenirler."1917
Ycelerden yce Allah cmlemizi, insanlardan iittii her sz kritiksiz olarak hemen
1918
kabullenen mukallitler olmaktan korusun.
Allah, bize kendi velileri ile eytann velilerini ayrt edecek bir nur ve feraset
ihsan etsin ve bizi velilerine iftira atmaktan korusun...1919
7.8. TILSIMLAR
1917
Ahzb, 33/58.
1918
ekmegil, Vahye Gre Byk Zulm, 199.
1919
Hafz bn Receb, Abdulkadir Geylnnin hayatn anlatrken onun yle dediini nakleder:
Diken saplaryla, sebze artklaryla ve dere kenarlarndaki marul yapraklaryla geiniyordum. Darlm, Badatta
ortaya kan bir pahallk yznden yle artt ki, gnlerce hi yemek yemediim oldu. Yiyecek bir eyler
bulabilmek iin plkleri gezerdim.
Bir gn, ok iddetli alk hissettiim iin, nehrin kenarnda marul veya sebze yapraklar ya da baka eyler bulur,
alm onunla gideririm dncesiyle ktm. Nereye uradmsa, benden nce oray birisi daha aramt.
Bulduum oluyorsa da, bakyordum ki, fakirler zerine ullanmlar. Ben de o zaman oray severek brakyordum.
Nihayet yryerek ehrin ortasna kadar geldim. Benden nce uranlmam hibir dknt bulamyordum.
Nihayet Badat Kokucular arsndaki Ysin Mescidine vardm. Hlsizlik beni yle ezmiti ki, ayakta duramaz
olmutum. Mescide girip bir keye ylverdim.
Ben tam lmle tokalayordum ki, ieriye yabanc bir delikanl girdi. Elinde has ekmek ve kebap vard. Oturup
yemeye balad. O, her lokmay kaldrnda ben, aln iddetinden neredeyse azm aacak oluyordum. Sonra
bu hlimden holanmadm ve kendi kendime: "Nedir bu hl! Burada ya Allah yetiir ya da hkmettii lm! Ondan
teye ne var!" dedim.
Baktm, dnd ve beni grd: "Bismillah, kardeim buyur!" dedi. Ben direttim. "Allah akna buyur!" deyince,
nefsim arzulad, ama ben ona yine kar koydum. "Allah akna!" diyerek, tekrar arnca, varp boynum bkk,
yemeye baladm. O da sordu: "Ne i yaparsn? Nerelisin? Kimsin?" Ben de: "Geylnl bir talebeyim." dedim.
"Ben de Geylnlym. Geylnl Abdulkadir diye bir delikanl tanr msn? Zahid Eb Abdullah es-Savmanin torunu
olarak bilinir." dedi. "Ben oyum." deyince, sarsld, rengi att ve dedi ki:
"Vallahi, Badata geldiimde bir miktar harlm kalmt. Seni aradm. Kimse bilip, gstermedi. Kalan harlm
da bitti. gn oldu ki, senin, yanmdaki parandan baka yiyeceimi temin edecek param kalmad. yle ki, bana
artk meyte (lm hayvan eti) hell olmutu. Senin emanetinle bu ekmei ve kebab aldm. Gnl holuuyla
yiyebilirsin. nk, senin malndr. Biraz nce sen benim misafirimdin. imdi ise ben senin misafirinim."
"Nereden bu?" diye sordum. "Annen benimle sana sekiz dinar gndermiti. Ben de darda kalnca onunla yiyecek
satn aldm. ok zr dilerim." dedi. Onu teskin ettim, iyi yaptn syledim. Yemein geri kalan ile harlk olarak
da bir miktar altn ona verdim. Kabul edip ayrld. (bn Receb el-Hanbel, Zeylu Tabaktul-Hanbile, 1/298den
nak. Abdlfettah Ebu Gudde, lim Urunda, ev. Faruk Beer, Ebru Yaynlar, stanbul 1985,120-122.)
te gerek Abdulkadir Geyln... yle tavuk mavuk dirilten deil, o da her insan gibi alk eken birisiydi.
Paylamay bilen, aff seven kmil bir insand. Rahmetullahi Aleyh.
1920
ular, 531, Onbeinci ua/Elhutbet--amiye Namndaki Arab Dersin Tercmesinin Mukaddimesidir/Bu
asrda ikinci dehetli hl; man ve Kfr Muvazeneleri, 9, Gayet mhim bir suale verilen ok ehemmiyetli bir
cevab burada yazmaa mnasebet geldi. (...)/Bu Asrda kinci Dehetli Hl.
1921
Kastamonu Lhikas, 231, Yirmiyedinci Mektubdan/Risale-i Nur kirdleri Tarafndan Sorulan Suale
Cevabdr.
545
Tlsm, herkesin bilip zemedii gizli ey, gizli sr, fevkalde kuvvet ve tesiri hiz olan
1923
ey anlamlarna gelmektedir.
"(...) Sana, her eyi aklayc olmak zere bu Kitab indirdik. (...)"1926
"(...) Bunlar, apak Kitabn ayetleridir. Biz, onu Arapa bir Kur'an olarak
indirdik ki anlayasnz."1927
Birok din meseleyi herkesin bilip zemeyecei bir gerektir ve gayet tabidir.
Anlalmas zor birok mkl ancak mtehitler, limler hlledebilir.
1922
Tlsmlar Mecmas, 5, Kitabn balangcnda, Birinci Szn nnde.
1923
Yein, Yeni Lgat, 735.
1924
l-i mrn, 3/138.
1925
Bakara, 2/99.
1926
Nahl, 16/89.
1927
Ysuf, 12/1-2.
1928
Hacc, 22/16.
1929
Tefsir kitaplar, Kur'ann tmn, bir blmn veya Kur'andaki bir konuyu ele alr. Bu erevede Nur
Risaleleri, brakalm Kur'ann tmnn tefsiri olmasn, bir surenin bile batan sona ele alnp tefsir edildii bir
eser deildir. Nur Risaleleri; rnein, Elmall Hamdi Yazrn Hak Dini Kur'an Dili, mer Nasuhi Bilmenin Kur'an-
Kerimin Trke Meali lisi ve Tefsiri gibi bir tefsir kitab deildir. Nur Risalelerinin, bir konu hakkndaki ayetleri ele
546
"Risle-i Nur Kur'ann ok kuvvetli, hakik bir tefsiridir." tekrar ile dediimizden,
bz dikkatsizler tam mnasn bilmediklerinden bir hakikat beyan etmee bir ihtar
aldm. O hakikat udur:
kinci ksm tefsir ise: Kur'ann man olan hakikatlarn kuvvetli hccetlerle
beyan ve isbat ve izah etmektir. Bir ksmnn pek ok ehemmiyeti var: Zhirdeki
mlm tefsirler, bu ksm bzan mcmel bir tarzda dercediyorlar. Fakat Risle-i Nur;
dorudan doruya bu ikinci ksm esas tutmu, emslsiz bir tarzda muannid
feylesoflar susturan bir mnev l tefsirdir.1930
Said Nurs, baz mevzu hadisleri risalelerine alm, birok rivayeti birbirine
kartrm, ou hadisi yanl yorumlamtr. nsanlarn pheye ve terettde dp
baz uydurma hadisleri inkr ederek imanlarn kaybedeceklerini sanm, szde onlar
kurtarmak iin batl yorumlar yapmtr. Hatta, baz hadisleri yorumlarken hadis
uydurmutur. Hz. Aliye isnat ettii uydurma kasidelerin vahiy olduunu ileri srerek,
birtakm eyleri tertemiz ve ar vahye sokuturmaya almtr.
Bunlar dinde yeri olmayp, hibir fayda salamayan, sihir, tlsmat1932, ubeze,
telbisat gibi ilimlerdir.1933
(Baz ilimler) sahibini veya bakasn zararlandrmas bakmndan mezmum olur. Sihir
1934
ve tlsmat ilimleri gibi.
alan konulu tefsir kapsamna dhil edilebilecek ksmlar ise, konu ile ilgili ayetlerin bir ounu ele alp tefsir eden
bir tarzda deildir, bir ksm ayetlere sadece temas edilmitir.
1930
ular, 391, Ondrdnc ua/Aziz, Sddk Kardelerim!
1931
Zemmolunmu, yerilmi, kt.
1932
Tlsmlar.
1933
Gazl, hy, 1/49.
1934
Gazl, hy, 1/77.
1935
Gazl, hy, 1/102.
547
mam Gazal ne kadar da doru sylemitir. Said Nurs de, mrn ebced ve
cifir hesaplar yaparak, tevafuklar arayarak, fallar aarak geirmi; deta Gazalnin
iaret ettii neticeye mazhar olmutur.
eriat bakmndan sihirle tlsm arasnda fark yoktur. eriat her ikisini bir
cinsten sayarak, her ikisini de yasak etmitir. nk eriat, ancak din bakmdan ahiretimiz
iin faydal ve dnyada geinmemize yardm dokunacak, dnya ilerimizi dzeltecek olan
ileri ve amelleri mubah klmtr. Dnya ve ahiretimiz iin nemi olmayan ilere gelince, o i
1936
zararl veya o ite bir eit ktlk bulunursa, eriat onu ilemekten insan alkoymutur.
1936
bn Haldun, Mukaddime, 3/17.
1937
Mevdd, Tefhim, 1/87-88.
1938
bn Teymiye, Klliyat, 4/79.
548
8. BLM
EY RSALE- NUR! (...) Sana iliildii zaman, ansr hiddet ederek, bzan
yeller ve seller hlinde ve bzan iddetli yangn ve zelzeleler suretinde tokatlar
vurduundan, sen koup geldiinde, mercuh ve mevtlar, "ehid ve yezid" diye iki
snfa ayryorsun!..1939
(...) size ihtar ediyorum: Kur'ana dayanan Risale-i Nur ile mbareze etmeyiniz.
O malb olmaz, bu memlekete yazk olur. (Drt def'a o mbareze zamannda gelen
dehetli zelzeleler, "yazk olur" hkmn isbat ettiler.)1940
Ey efendiler! Drt senede drt def'a dehetli zelzeleler, tam tamna drt def'a
Risle-i Nur kirdlerine iddetli bir surette taarruz ve zulm zamanlarna tevafuku ve
her bir zelzele dahi tam taarruz zamannda gelmesi; ve hcumun durmasiyle
1939
Zlfikar Mecmuas, 436, Zlfikarn Htimesi/Hasan Feyzinin Bir Mektubu.
1940
Siracn-Nr, 168, Denizli Mdfaas/Onsekiz sene skttan sonra mecburiyet tahtnda bu istida mahkemeye
ve sureti Ankaraya makamata verilmiken; tekrar vermee mecbur olduum iddianameye kar itiraznamemdir.
1941
Siracn-Nr, 187-188, Denizli Mdfaas/En mhim para budur. Bir cum'a gnnn, birka saatinin
mahsldr. Mdde-i Umumi Bey!/Altnc Esas.
549
(...) Risle-i Nur, Anadoluyu Cebel-i Cdde Hz. Nuhun (A.S.) sefinesi gibi ve
Isparta ve Kastamonuyu fat- semaviye ve arziyeden muhafazaya bir vesile
olduunu ve "bize ve Risle-i Nura ilimesinler, yoksa yakndan bekliyen fetlerin
geleceklerini bilsinler, akllarn balarna alsnlar" Bu musibetten biraz evvel tekrar ile
sylyordum. Ve size de o mektublar gnderilmiti. imdi aldm haber: Kastamonu,
civar ve kal'as, Risle-i Nurun mtemini tutmu gibi alam ve zelzele ile stma
tutmu, inaallah yine Risle-i Nura kavuacak ve glecek ve kredecek.1943
Birincisi: Drt sene evvel Erzincanda ve zmir civarnda vukua gelen hareket-i
arz olmutur. O vakitler mnafklar desiselerle Isparta mntkasnda Sav ve Kulen
ve civar kylerdeki Risle-i Nur talebelerine ilitiler. Otuz krk kadar Risle-i Nur
talebelerini camiye gitmiyorsunuz, takke giymiyorsunuz, tarikat dersi veriyorsunuz
diye mahkemeye sevketmilerdi. Cenab- Hak zmir civarn ve Azerileri ve
civarndaki halk dehetler iinde brakan zelzelelerle Risle-i Nurun bir vesile-i def'-i
bel olduunu gsterdi. Bu zelzeleden sonra mahkemeye sevkedilmi olan o
kardelerimizin hepsi beraat ettirilerek kurtulmulard.
kincisi: Yine vakit vakit Risle-i Nur talebelerinin arkalarnda komakta devam
eden mlhidler Hatt- Kur'nla ocuk okuttuklarn bahane ederek Ispartada
mteveffa Mehmed Zhd ile Sav karyesinden mteveffa Hafz Mehmed isminde iki
Risle-i Nur talebesine hcum etmiler. ocuklar bu iki kardeimizin evlerinden
alnan Risle-i Nur eczalaryla mahkemeye sevkedilmi. Merhum Mehmed zhd
para cezasyla mahkum edilmek istenilmi. Merkez-i erbaa ve Tokatta vukua gelen
ikinci bir korkun zelzele ile Cenab- Hak, Risale-i Nur bir vesile-i def'-i bel olmakla
akirdlerine yardm ederek stadlarnn verdii haberin shhatini tasdik etmek iin o
kardeimizi beraat ettirmitir.
yz mtecaviz Risle-i Nur talebelerinin bir ksm braklm, yetmi kiiden olan
dier bir ksm da Denizlide Medrese-yi Yusufiyede bulunuyorduk. Bizim btn
mracaatlarmza sudan cevap veriliyor. Sevgili stadmz daha ok tazyik ve sknt
ierisinde yaattrlyor. Ufnetli, rutubetli, zulmetli: havasz bir yerde btn
konumaktan ve temastan men'edilmek suretiyle, haps-i mnferidte ve komusunda
bulunan daha gen yalarnda adam ldrmek, hrszlk etmek, kz karmak gibi en
eni sulardan dolay mahkm edilmi, ahlk terbiyelerden soyulmu genler
arasnda azap ektiriliyordu.
1944
ular, 308-311, Onnc ua/Elmas kalemli altun bal Mucizeli Kur'ann katibi Hsrevin mutabk bir
fkrasdr.
552
imdi tam tahakkuk etti ki; zelzele, Risale-in-Nur ile alkadardr. Husrevin,
mdafaatmda yazlan drt zelzele mes'elesini tasdik eden bu geceki iddetli drt
def'a zelzele, bana ve Nurlara ve bu memlekette kat'i bir su-i kasd eseri olarak
hkmet ierisinde hizmetime bararak bana tahkirkrane ihanet ve etmedip "Git
ona syle!" diyen ve kaymakamn emr-i cebr ile "Hasta da olsa buraya getiriniz!"
Bekilere ve jandarmalara emir veren ve Afyonun perde altndaki byk me'mura
dayanan Emirda zabtas, hem Nur kirdlerinin zevklerine, hem Nurlarn burada
yazlmasna, hem bana ehemmiyetli sknt vermesi, ayn vakitte byle burada
grlmeyen bu iddetli zelzelenin gelmesi gsteriyor ki; Risale-i Nur, bir vesile-i def'-i
beldr... tatile uradka bel frsat bulup gelir.1945
(...) stadmz Ispartaya getirildi. Fakat stadmzn terif ettii zaman, yaz
mevsiminin en hararetli zaman idi. Yamurlar kesilmi, Ispartay iska eden sular
azalm, bir ksm- mhimminin menba kesilmi, aalar sararmaya, otlar kurumaya,
iekler burumaya balamt. Risale-i Nurun en ziyade intiar ettii mahal Isparta
vilyeti olduu iin, Risale-i Nur hakkndaki inyet-i Rabbaniyeyi pek yaknda temaa
eden Risale-i Nurun kirdleri olan bizler, acib bir vak'aya daha hid olduk. Bu
hdise ise, Risale-i Nur mellifinin Ispartaya terifini mtekip, bir asr iinde bir veya
iki def'a vukua gelen bu yaz mevsimindeki yamurun kesretle yamas olmutur. Pek
hrika bir surette yaan bu yamur, Ispartann her tarafn tamamen isk etmi,
nebatata yeniden hayat bahedilmi, balar, baheler, baka bir letafet kesbetmi;
ekserisi hemen hemen ziraatle itigal eden halkn yzleri Risale-i Nurun nil olduu
inyetten ve bereketinden olan bu yamurdan istifade ederek glm, ruhlar inbisat
etmiti. Cenb- Hak kemal-i rahmetiyle, bu yaz mevsiminin bu iddetli ve hararetli
vaziyetini, baharn en letafetli, en irin ve en ho vaziyetine tebdil etti. Gya Risale-i
Nur, yz ondokuz parasyle mellifi olan stadmza bir taraftan ho medi etmek
ve mahzun olan kalbine teselli vermek ve gamnk ruhunu tatyib etmek ve dier
taraftan da sekiz senedenberi yaad Barlay unutturmak ve o muhteem nar
aacn ve dostlarn ve alkadar olduu eylerden gelen firak hznn
hatrlatmamak iin, Cenb- Hakdan, yz ondokuz risalenin eliyle yz ondokuz bin
kelimeleri diliyle dua etti ve yamur istedi. Cenb- Hak yle bereketli bir yamur
ihsan etti ki, bir misli doksan tarihinde yadn ihtiyarlarmzdan iitiyoruz ki, bu
tarih stadmzn tarih-i veldetine tesadf etmekle beraber, bu umum hdise-i
rahmet olan kesretli yamur, husus bir surette Risale-i Nura baktna bir delili de
udur ki:
Risale-i Nurun nerine vasta olan stadmz geldii gn, Ispartay gayet
hararetli ve yamursuzluktan toz toprak iinde grm, Barla gibi bir yayladan gelip
byle bir yerde dayanamyacam, diye tel ediyordu. nc ve drdnc gn
baheleri ksmen gezdii vakit, sebze ve ot ve ieklerin susuzluktan burutuklarn
grerek, gayet mteessirane su istiyor, yamur taleb ediyordu. Arkadamz olan
1945
Sikke-i Tasdk- Gayb, 270, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Bismih es-Selmu aleykum ve rahmetullahi
ve beraktuhu ebeden daimen.
1946
Kastamonu Lhikas, 14, Yirmiyedinci Mektubdan/Azz, Tam Sddk Kardelerim.
553
Re'fet Bey ve Husrev gibi kardelerimizin hrika bir surette yaan umum
yamur iinde, Risale-i Nur bereketine husus baktna kanaatmz geliyor. nk
gzmzle yamur hdisesinin hususi bir ekilde hizmet-i Kur'an ve Risale-i Nura
baktn iki suretle grdk.
Birinci Suret: Risale-i Nurun vasta-i neri olan stadmzn cmii seddedildi.
Risale-i Nuru yazacak hariteki talebelerinin yanna gelmeleri men'edildii hengmda
kuraklk balad. Yamura ihtiyac- edid oldu. Sonra yamur balad, her tarafta
yad, yalnz Karaca Ahmed Sultandan itibaren bir daire iinde kalan Barla
mntkasna yamur gelmedi. stadmz bundan ok mteessir olarak dua ediyordu.
Sonra dedi ki: "Kur'ann hizmetine set ekildi, bu kydeki mescidimiz kapand, bunda
bir eser-i itab var ki, yamur gelmiyor. yle ise mdem Kur'ann itab var, Ysin
Sresini efaat yapp Kur'ann feyzini ve bereketini istiyeceiz." stadmz Muhacir
Hfz Ahmet Efendiye dedi ki: "Sen krkbir Ysin-i erif oku." Muhacir Ahmed Efendi
(R.H.) bir kama okudu. O kam suya koydular. Daha yamur almeti
grnmezken, ikindi namaz vaktinde, stadmz daima timad ettii bir htrasna
binaen Muhacir Hfz Ahmed Efendiye (R.H.) syledi ki: "Ysinler tlsm at, yamur
gelecek." Ayn gecede evvelce yamad Barla dairesi iine yle yad ki,
stadmzn odasnn altndaki oban Ahmedin bahesindeki duvar yamurdan
ykld. Halbuki Karaca Ahmed Sultann arkasnda ve deniz kenarnda balk
avlamakla megul olan em' ile arkadalar bir damla yamur grmediler. te bu
hdise kat'iyyen dellet ediyor ki, o yamur hizmet-i Kur'an ile mnasebetdardr. O
rahmet-i mme iinde bir hususiyet var. Sre-i Ysin, anahtar ve efaat oldu ve
yamur kfi miktarda yad.
1947
Sikke-i Tasdk- Gayb, 17-18, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Re'fet Bey ve Husrev ve Rd Gibi Risale-
i Nur kirdlerinin Risale-i Nur Bereketine aret Eden -Bulduklar- Bir Tevafuk-u Ltifdir.
554
em' Mustafa avu, Bekir Bey, Muhacir Hfz Ahmed, Sleyman (R.H.)1948
(...) Hem Risale-i Nur yazn naslki byk bir yamur ve rahmete sebep olduu
delillerle beyan edilip Gavs- Geylnnin (K.S.) kerametine dair risalede kaydedilen
hdise Risale-i Nurun bir kerameti olduu gibi; bu seneki kta Risale-i Nurun
merkez-i faaliyeti, Barladan Ispartann balarna nakledilmi idi. Balarda souk ve
frtna, ehirden ok iddetli oluyordu. Bu iddetli kta Risale-i Nurun dersi tatil
olmamak ve niri de dayanabilmek iin, bir eser-i rahmet olarak bu senenin k
gayet mutedil geti. Evet herkes biliyor ki, imdiye kadar byle mutedil ve baz gnleri
yaza benzer tarzda bir k, bu yakn zamanlarda grlmemiti. te bu gn, yeni mart
oniki, eski ubat yirmiyedidir. Sitte-i Sevr denilen frtnal alt mehur gnn nc
gn olan bu gn, nevruz gn gibi aktr, gzeldir. Nasl ki Risale-i Nurun bereketi
yznden rahmet-i lhiyye yaz ortasnda bir bahar getirdiini kanaat verecek
emareler ile grmtk; yle de bu k ortasnda Risale-i Nurun bereketi yznden
bir gz mevsimi olmasna bir vesile olduuna kanaat ettik. (...)
Talebeniz ve Hizmetkrnz
Sleyman Rd1949
1948
Sikke-i Tasdk- Gayb, 19-20, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Risale-i Nur Bereketine Ait Yamur
Hadisesini Teyid Eden Muhacir Hfz Ahmed, Sleyman, Mustafa avu ve Bekir Bey ve em'inin (R.H.) Bir
Fkrasdr.
1949
Sikke-i Tasdk- Gayb, 23, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Sadakatta Mehur Olan Barlal Sleymann
Vazife-i Sadakatn Tamamiyle Yapan Isparta Sleyman Rdnn Bir Fkrasdr.
1950
Sikke-i Tasdk- Gayb, 57, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Aziz, Sddk Kardelerim!; Emirda Lhikas I,
43, Yirmiyedinci Mektuptan/Aziz, Sddk Kardelerim!
555
tarzda bidayette yaz gibi glmesi, Risale-i Nurun perde altnda teksir makinesiyle
glmesine ve intiarna tevafuku ve her tarafta taharri ve msadere endiesiyle
tevakkufla alamasna, birdenbire k, dehetli hiddeti ve alamasiyle tetabuku,
kuvvetli bir emaredir ki, hakikat- Kur'aniyenin bu asrda parlak bir mucize-i
kbrasdr. Zemin ve kinat onun ile alkadar.1951
iddetli bir teessfle "Leyle-i Mirc" vaktinde Mirc- erif, uhur-u Selse
hrmetine vesile beklerken, Tarihe-i Hayat hasebiyle taharri hdisesi iddetli bir
keder verdi. "Sadaka bely defeder." mealindeki hads-i sahihin hkmyle, Risale-i
Nur Anadolu iin bellar defeder bir sadaka hkmne getii; ona beraetler ve
serbestiyetler verildii zaman bellarn def edilmesi, ona hcum edildii zaman
bellarn gelmesi yz hdisesi var ki, bazan zelzele ve frtnalarla kaydedildii gibi, bu
defa da hayatmda grmediim tahtessfr onsekiz dereceye yakn bir souk taarruz
ve taharrinin ayn vaktinde geldi.1952
Garib ve acib bir hdise: Bu ayda bir gn avluya indim, baktm. Gelen kar
stnde, Risale-i Nurun eczalarnda tevafukatna iaret eden boyalar ve krmz, sar
mrekkebler misill, o karn stne serpilmi katreler ve noktalar var. ok hayret
ettim. Sair yerlere baktm, avlumdan baka yerlerde yoktu. Endie ettim, kalben
dedim: Risale-i Nur umum memleketle, belki Kuran hesabna kre-i arzla o derece
alkadardr ki, onun bana gelen beldan ve musibetten bulutlar dahi kan alyorlar.
Bir-iki adam ardm, onlar da hayret ettiler. Benim endie ve telm gren hane
sahibinin biraderzadesi Mehmed Efendi zannetmi ki, ben karn okluundan yolu
kapamasndan tel ediyorum. Ben yukar ktktan sonra, yolu amak iin o kar iki
tarafa atp o manidar krmz ve sar hdise-i cevviyeyi kapatmt. Ona dedim:
Kapatmasaydn daha iyi idi. Ayn gnde Risale-i Nur aleyhine hadise zuhur etti:
(...)1953
1951
Tarihe-i Hayat, 557, Afyon Hayat/Aziz, Sddk Kardelerim!/Rabian.
1952
Tarihe-i Hayat, 661, Risale-i Nur/Gayet iddetli hasta stadmza mhim, resm bir zattan bir mektup geldi.
Diyor ki: "Tarihe-i Hayat"n nerolunmamas iin eski partinin mhim adamlar, byk bir tviz ile eski partinin
baz memurlarn bu hatya sevketmiler...
1953
ular, 261, Onikinci u/Kendi Kendime Bir Hasb- Haldir/Hiye; Emirda Lhikas I, 18-19, Yirmiyedinci
Mektuptan/Kendi Kendime Bir Hasb- Haldir/Hiye.
1954
Kastamonu Lhikas, 293, Yirmiyedinci Mektubdan/Medar- bret ve Hayret Bir Hdisedir.
556
EY RSALE- NUR! (...) ry-i zeminin insanla beraber btn zyahat mahlkat
dahi seni kabule hazrlanyorlar. Hatt ekirgeler ve ar ve sere kuu gibi bir ksm
hayvanat dahi, senin bu szlerin ve nurun okunurken, pervne gibi etrafnda dolap,
sana olan incizaplarn ve nurundan ve szlerinden ferahnk ve zevkyb olduklarn
balarn, balarmza arpmakla gya bize anlatmak istemeleri ne kadar gariptir.
Ezcmle: Savada iki ekirge ve Emirdanda iki gvercin ve iki ku, neboluda iki
acip ku, Isparta ve Savada blbl ve hdhd, bu kermeti gsterdiler.1955
(...) Dn birdenbire bir sere kuu penereye geldi, penereye vurdu. Biz
uurmak iin iaret ettik, gitmedi. Mecbur olduk, dedim: "Penereyi a, o ne diyecek."
Girdi, durdu, ta bu sabaha kadar. Sonra o oday ona braktk. Yatak odama geldim.
Bu sabah ktm, kapy atm, yarm dakikada dndm, baktk; "kudds kudds"
zikrini yapan bir kuu odamda grdm. Glerek dedim: "Bu misafir ne iin geldi?"
Tam bir saat bana bakt. Umad, rkmedi. Ben de okuyordum. Bir saat bana bakt.
Ekmek braktm, yemedi. Yine kapy atm, ktm, yarm dakikada geldim, o misafir
de kayboldu.
Sonra bana hizmet eden ocuk geldi. Dedi ki: "Ben bu gece grdm ki, Hfz
Alinin kardei yanmza gelmi." Ben de dedim: "Hfz Ali ve Husrev gibi bir
kardeimiz buraya gelecek." Ayn gnde iki saat sonra ocuk geldi, dedi: "Hfz
Mustafa geldi." Hem Risale-i Nurun serbestiyetinin mjdesini, hem mahkemedeki
kitaplarn da ksmen getirdi. Hem sere kuunun ve benim r'yamn, hem kudds
kuunun tbirini isbat etti ki, tesadf olmadn gsterdi.
Acaba emsalsiz bir tarzda hem sere kuu acib bir surette, hem kudds kuu
garib bir surette gelip bakmas, sonra kaybolmas ve msum ocuun r'yas tam
tamna kmas, Risale-i Nurun, Hfz Ali gibi bir ztn eliyle buraya gelmesinin ayn
zamanna tevafuku hi tesadf olabilir mi? Hibir ihtimali var m ki, bir bearet-i
gaybiye olmasn! (Hiye)
1955
Zlfikar Mecmuas, 433, Zlfikarn Htimesi/Hasan Feyzinin Bir Mektubu.
1956
Sikke-i Tasdk- Gayb, 58, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Aziz, Sddk Kardelerim! Emirdanda
Kardeiniz Said Nurs; Emirda Lhikas I, 43-44, Yirmiyedinci Mektuptan/Aziz, Sddk Kardelerim!
557
(...) Ben, Berat gecesinden az evvel "As-y Msa" tashihiyle megul iken, bir
gvercin pencereye geldi, bana bakt. Ben dedim: "Mjde mi getirdin?" eriye girdi.
Gya eskiden dost idik gibi hi rkmedi. "As-y Msa" stne kt, saat oturdu.
Ekmek, pirin verdim; yemedi. T akama kadar kald, sonra gitti. Tekrar geldi, t
sabaha kadar yanmda kald. Ben yatarken bama geldi. Allaha smarladk nev'inden
bam okad, sonra utu, gitti. kinci gn ben teessf ederken yine geldi, bir gece
daha kald. Demek bu mbarek ku, hem As-y Msa, hem Bertmz tebrik etmek
istedi.1957
(...) Ben bu mektubu, bu tadilt ile yazdmz halde iki def'a bir gvercin
yanmzdaki pencereye geldi. eriye girecekti; Ceylnn ban grd girmedi. Birka
dakika sonra bakas aynen geldi. Yine yazan grd girmedi. Ben dedim, herhalde
evvelki sere ve kudds kuu gibi mjdecilerdir. Veyahut bu mektub gibi mteaddit
mektublar yazdmzdan, mbarek mektubun tdili ile mbarekiyetini tebrik iin
gelmiler kanaatmz geldi.1958
(...) Ayn gnde bir mektubu elime geti, atm. Marangoz Ahmedin
gnderdiimiz mektublar arkadalara gecede okumak zamannda, iki ekirge
mektubun bana gelip ta bitinceye kadar dinlemelerini grdm. Bir ka gn evvel bir
mektubu yazarken iki gvercin mektubun makbuliyetini ve mjdeci sere ve kudds
kularnn mjdelerini tasdek ettikleri gibi; marangozun iki ekirgeleri de gvercinleri
ve mjdeci kular tasdik ederek, biz dahi Risale-i Nuru tanyoruz diye, lisan- halleri
ifade ediyor diye ltif ve mnidar tevafuk olmu.1959
(...) Hem Risale-i Nurun hakknda inayet-i Rabbaniyenin ltif bir himayeti
udur ki; Karanlk bir vaziyette, korkutan bir zamanda casuslarn ve taharri
me'murlarnn tecesssleri stadmzn menzilini sarmas dakikasnda bir fare,
stadmzn bir orabn ald. Ne kadar aradk, hibir yerde bulamadk. O farenin
yuvasn grdk, kabil deil orap oraya giremez. ki gn sonra grdk ki, o hayvan,
o orab getirmi, yle yere ki: Saklanm, muhteviyat unutulmu olan mahrem
mektuplarn ve evraklarn tam yannda braklm. Halbuki iki defa oraya bakmtk,
1957
Sikke-i Tasdk- Gayb, 270, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Aziz, Sddk Kardelerim!; Emirda Lhikas I,
160, Yirmiyedinci Mektuptan/Aziz, Sddk Kardelerim!
1958
ular, 240, Onbirinci ua/Meyve Risalesi/Ispartadaki umum Risale-i Nur talebeleri namna ramazan tebriki
mnasebetiyle yazlm ve on fkra ile tadil edilmi bir mektuptur.
1959
Emirda Lhikas I, 63, Yirmiyedinci Mektuptan/Zatnzn ahsma kar haddimden pek ziyade (...).
1960
Tarihe-i Hayat, 260, Eskiehir Hayat/Onaltnc Mektub/Drdnc Nokta/Drdncs.
558
Yedi yandan on yana kadar masum ocuklar, faytonla gezdiim vakit beni
grnce koup, ellerime sarlmalarnn hikmeti nedir diye hayret ediyordum. Birden
ihtar edildi ki; kk masumlar taifesi bir hiss-i kablelvuku ile, Risale-i Nur ile saadet
bulacaklarn, tehlike-i maneviyelerden kurtulacaklarn hissettiklerini anladm.1962
Bu iki gn zarfnda iki kk patlak, zhir hibir sebep yokken acib, mnidar
bir tarzda olmas tesadfe benzemiyor.
1961
Sikke-i Tasdk- Gayb, 35, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Hem Risalet-n-Nurun suhuletle intiarnn bir
kerametini, bu mektubu yazdmz zamanda ve yemekteki kermet dakikasnda gzmzle grdk.
1962
Mdafalar, 363, Afyon Mdfs/Muhtelif Sanklardan Yakalanm ve Mteaddit Dosyalar inde Bulunan
Mektublardr.
1963
ular, 361-362, Ondrdnc ua/Aziz, Sddk Kardelerim!
559
bir sknt ve me'yusiyet hissettiimden "Dmanlarmz bizi malub edecek bir are
bulmular." diye ok tel ettim. Hem sobam, hem hayal ayn-i hakikat mhedem
doru haber verdiler. Sakn, sakn, sakn!.. imdiye kadar demir gibi kuvvetli
tesandnz abuk tmir ediniz. Vallahi bu hdisenin bizim hapse girmemizden
daha ziyade Kur'n ve man hizmetimize -hususan bu srada- zarar vermek ihtimali
kavdir.1964
ki saat zarfnda iki acib ve ltif, zhiren kk, hakikaten ehemmiyetli iki
hdiseyi size yazmak iin ihtar aldm.
Birincisi: Nurun iki namzed talebesine Rehberden Leyle-i Kadirde ihtar edilen
mes'eleyi okudum. hirinde, "Be-on senede medrese hocalarnn tahsil derecelerini,
Nur kirdleri on haftada kazanr." dediim ayn dakikada kalbe geldi ki: Eski Saidin,
onbe yanda iken medrese uslnce onbe senede okunan ilmi onbe haftada
okumaa inyet-i lhiyye ile muvaffak olmas gibi, rahmet-i Rabbaniye ile Risle-i
Nur dahi, ilm-i hakikatta ve mniyede onbe seneye mukabil -bu medresesiz
zamanda- onbe haftada kfi geldiini, bu onbe senede belki onbebin adam kendi
tecrbeleriyle tasdik ediyorlar.
1964
ular, 374, Ondrdnc ua/Aziz, Sddk Kardelerim!
1965
ular, 386, Ondrdnc ua/Aziz, Sddk Kardelerim!
1966
ular, 413, Ondrdnc ua/Aziz, Sddk Kardelerim!
560
bana gelir." Emrini krmamak iin ltuf buyurduu tereya ve kabak tatlsn ekmekle
yemeye baladk. Daha sofrada iken mid edilmiyen bir vakitte bir tarzda ve ayn
miktarda bir adam geldi, elinde yediimiz kadar taze ekmek, ayn yediimiz miktarda
-fndk kadar- tereya ve dier elinde bize verilenin tam bir misli kabak tatls olarak
kapy at. Artk taaccb edilecek hibir cihette tesadfe mahal kalmayarak Risalet-
n-Nur kirdlerinin rzkndaki bereket-i Rabbaniyeyi gzmzle grdk. stadmz
emretti: "hsan on misli olacak. Halbuki bu ikram tam tamna mislidir. Demek tayn
ciheti galebe etti. Tayn te'mini ise mizanla olur." Sonra ayn akamda sadaka ciheti
dahi hkmn gsterdi. Biz grdk ki: Ekmek on misli, tereya tatls; o da on misli
ve kabak tatls ok sevmedii iin kabak, patlcan turusu on misli, me'mul hilfnda
Risalet-n-Nurdan kinci unn bir hafta mtalasna mukabil bir manevi cret
olarak geldi. Gzmzle grdk. Demek kabak tatlsnn tatll, tereyann un
helvasna girdi, kendisi turuda kald.
Birincisi: Ben, yni Tahsin, bir gn yeni atmz dkkn megalesiyle bana
emrolunan vazife-i Nuriyeyi tenbellik edip yapamadm. Ayn vakitte efkatli bir tokat
yedim. Dkknda otururken birisi bana geldi, tebdil edilmek iin emanet olmak zere
yz lira verdi. Bu parann sahibine Allah iin bir hizmet yapmak zere tebdil iin
maliye sandna gittim. Bu paray sayarken aralarnda bir kalp lira bulundu. Bu
yzden ifadeye, sual ve cevap ve muahezeye maruz kaldm gibi, evimizi de taharri
etmek icab etti. Beni mahkemeye verdiler. Fakat terbiye ve efkat tokad olmak
cihetiyle yine Risalet-n-Nur kermetini gsterdi, zararsz kurtulduk.
Beincisi: Drt senedir stadn ar iinde hizmetine bakan bir zat, birden
sadakatn brakp mesleini deitirdi. Birden efkatsiz bir tokat yedi, bir senedir
daha ekiyor.
561
Altncs: Bir hocaya ait bir hdisedir. Belki hell etmez, biz de onu
grmyoruz. Tokad imdilik kald.
Bu vukuat nev'inden hem ok var, hem Risale-i Nura kar kusura binaen
tokat olduundan, kat'iyyen phemiz kalmad.
Husrev
Said Nurs1968
(...) Size yazlan, drt ay gelmeyen hne sahibesi iin Emin kardeimize dedi:
"Haber gnder" tekellmnde, onun kap almas tevafuk ettii gibi; ayn cmleyi
mektubda iki defa okuduu zaman, "Emine dedii" kelimesi okunduu annda,
aadaki kapy Emin at. Gelmek zaman gelmeden geldi. kinci gn, yine baka
bir adama okunduu vakit, "Emine dedii" kelimesini okuduu vakit, ayn anda yukar
kapy Emin at, gelmek detine muhalif olarak geldi, girdi. Bu iki tevafuk, hne
sahibesinin tevafukuna tevafuku gsteriyor ki: en cz' ilerimiz de tesadf deil,
kasd tevafuktur.
Hem drt ay evvel bize bir para tarhana getiren Risale-i Nur kirdlerinden
Fuadn stanbula gidip, otuz gn te'hirinden ge kalmasndan endie ettiimiz ayn
gnde, onun tarhanas bittii ayn gnde gelmesi, tevafuk etti.
1967
Sikke-i Tasdk- Gayb, 33-34, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Emin ve Tahsin ve Hilminin Bir Fkrasdr.
Yirmiyedinci Mektubun Fkralar ine Girmeye Mnasip Grld.
1968
Lem'alar, 246, Yirmialtnc Lem'a/u Lem'a Yirmialt Ricadr/On kinci Rica/Hiye-2/Hiye.
562
Hem ayn gnde, bir para tereya, -biz de stadmz da bunun bereketini
hissediyorduk- bittii dakikada onun mikdarna tevafuk edip, zannmzca ayn yerde,
ayn mikdar, ayn zamanda geldii gibi; hem buralarda kylerde, kl iinde yaplan bir
rek, stadmzn houna gittii iin sabah-akam ondan yiyip ve -bir ekmek on be
gn devam eden- bittii ayn gnde, ayn rekten, onun akrabasndan birisi getirdi.
Bu tevafukun hatr iin geri evirmedi, kabul etti. Mukabiline bir teberrk verdi.
Gzmzle bu ltif tevafukdaki irin inyet-i lhiyenin cz' cilvelerini grdk ve
anladk ki, kr tesadf iimize karmyor. Mnidar tevafuk, Risale-i Nurun
kelimatnda ve hurfatnda olduu gibi, ona temas eden harekt ve ef'alde de yle
mnidar tevafuklar var. nyete temas ettii iin, en cz' birey de olsa kymeti
byktr. Byle uzun yazmak ve ziyade ehemmiyet vermek israf olmaz. nki,
mns olan inyet ve iltifat- rahmet muraddr. Ve o bahis dahi, mnev bir krdr.
kincisi: Yine ayn gnde ben, yni Mehmed Feyzi, evvelce yazp stada
teslim ettiim "Hcmat- Sitte Risalesi"ni bana vermek iin saklad yerden ararken,
fevkalde bir surette bulunmaz. Birden o anda adetlerinin hilfna olarak hi vuku
bulmam bir tarzda bir hdise zuhuriyle, gzlklerini brakarak merdivene
mteveccih olurlar. Ayn vakitte Risale-i Nurun intiarna ve hizmetine zarar vermek
niyetiyle casus bir adamn merdivene doru zhiren ziyaret maksadiyle geldii
grlr. stadmzn tell olduunu hisseder. Hem stadmz onun nazarn teki
hdise-i bedeniyyeye evirir, ona der ki: "Gryorsun, ben mzurum, ziyareti baka
vakte brak!" O da dner, gider. Hem Hcumat- Sitte, hem Mehmed Feyzi, hem
baka ilerimiz o tecesssten kurtuldu.
1969
Kastamonu Lhikas, 245-246, Yirmiyedinci Mektubdan/Azz, Sddk Kardelerim!
563
mhim ve te'sirli ders almamtk. Demek bu iki mhim srra binaen risale kendini
gstermedi. Bu hdise, Risale-i Nurun sdk ve ihlsl kirdleri daima bir hfz-
inayet ve himayet altnda olduklarna phe brakmyor.
ncs: Yine bir vak'a-i bereket: stadmzn bir okka (yani kilo) peyniri
vard. Ekser gnlerde o peynirden houna gittii iin bir-iki def'a yiyordu ve bize de
veriyordu. Hem yemeksiz olduu ekser vakitlerde ondan yedii halde alt ay kadar
devam ettiini ve hlen de yz dirhem kadar o peynirden bulunduunu grp yaknen
tasdik ediyoruz. Fakat, bu hdise-i bereketin ifasndan sonra, evvelce grnmeyen
dibi, grnmeye balad, noksaniyetini gsterdi. Evet, bereket hususunda yn-
hayret bir hdisedir. Hem, yarm kilo tereya, ekser gnlerde fazlaca sarfolunduu
halde, elli gne yakn devamiyle anladk ki, phesiz bir bereket iine girmi.
Hem yine ayn Ramazan Bayramnda stadn rzas olmad halde Tahsin ve
ben, yani Emin, bir kilo kadar ince eker getirmitik. Ekser yourt ve st ve tatl
kaba vesair eylere bazen yirmi-otuz dirhemden fazla kattklar halde, be ay
devam etti. Halen o ekerden yz dirhem kadar kalmas, elbette bereket sebebiyledir.
Hem stadmz diyor ve biz de tasdik ediyoruz ki: Ben son zamanda anladm:
imdiye kadar hem ben, hem dostlarm, bir hakikatn suretini baka ekilde
grmz. yle ki:
Hapishanede bir tek ekmek, sekiz ve bzen on gn bana kfi geldii gibi,
burada da aynen o tarzda yayordum. Hem ben, hem kardelerim, bunu benim az
yemek ve itahszlma veriyorduk. Halbuki ok emarelerle kat'iyyen anladk ki; o
acib hal, bereket neticeleri imi. Birka def'a sekiz gnde bana kfi gelen bir ekmei,
ayn itiha ile almadmdan berekete mazhar olmadm zaman iki gnde, bazen
bir buuk gnde bitiriyordum. Demek bu onalt ve onyedi senedenberi benim
mkemmel tayinatm, Risalet-n-Nurun hizmetinden gelen bir bereket idi. Evet, bize
de aynelyakn derecesinde kanaat gelmi ki; bu kesretli hdist- bereket, Kur'an-
Muciz-l-Beyann icz- mnevsinin bir uadr. Mnen der: "Ey Kur'an kirdleri!
Sizi vazife-i mukaddesenizden ekseriyetle geri brakan maiet telesidir. O ise,
Kur'ann feyziyle bereket nev'inden sizlere veriliyor, vazifenize baknz."1970
1970
Sikke-i Tasdk- Gayb, 39-40, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Emin ve Feyzinin Bir Fkrasdr. Risalet-n-
Nura Ait Drt-Be Kermetten Bahseder.
564
Risalet-n-Nur kirdlerinden
Emin ve Feyzi1972
1971
Sikke-i Tasdk- Gayb, 23, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Sadakatta Mehur Olan Barlal Sleymann
Vazife-i Sadakatn Tamamiyle Yapan Isparta Sleyman Rdnn Bir Fkrasdr.
1972
Sikke-i Tasdk- Gayb, 40-41, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Emin ve Feyzinin Bir Fkrasdr. Risalet-n-
Nura Ait Drt-Be Kermetten Bahseder.
565
gibi yand halde; tam bitiiinde, Risale-i Nurun alkanlarndan bir talebesi, yine
iki kardeinin, msum Ceylnn sermayelerinin ksm- zam bulunan byk
maazalar, o yangn yeri ile iki kk dkkn fasla ile o dehetli yangn btn
iddetiyle maazaya doru gelirken bre Ceyln geldi, dedi: "Biz yanyoruz,
mahvolduk." Ben de iki gn evvel maazalarnda bulunan "yet-l-Kbr"nn bir
ksm matbu nshalarn yanma getirmek iin syledim, fakat getirmedi. Demek o
atei sndrmek iin orada kalmt. Ben de Risale-i Nuru ve "yet-l-Kbr"y
efaat yapp: "Ya Rabbi kurtar" dedim. saat o dehetli yangn -hcumunda-
btn o byk daireyi mahvetti. Altnda ve bitiiindeki dkknlar btn yakt,
yktrd. Risale-i Nurun ve "yet-l-Kbr"nn hfznda olan maazaya kat'iyyen
ilimedi ve altndaki kirdin dkkn da mstesna olarak salam kald. Yalnz ahali
camlarn krdlar. Eer ahali ilimeseydi, eyalarn almasaydlar, hibir zarar
olmayacakt.
Said Nurs
1973
Emirda Lhikas I, 100-101, Yirmiyedinci Mektuptan/Aziz, Sddk Kardelerim!
1974
Emirda Lhikas I, 281, Yirmiyedinci Mektuptan/Adliyenin ahs- mnevsine ve dahiliye vekiline bera-y
malmat takdim edilen ve Emirdandaki istintakda verdiim ifadenin hiye ve lhikasdr.
566
vard. Bir para eker ile aymz vard. Dedim: "Kardeim, bir para ay yap." O ona
balad, ben de derin bir dereye bakar bir katran aac altnda oturdum. Mtessifane
yle dndm ki: Kflenmi bir para ekmeimiz var; bu akam ancak ikimize
yeter. ki gn nasl yapacaz ve bu sfi-kalb adama ne diyeceim? diye dnmede
iken, birden bire bam evrilir gibi bam evirdim, grdm ki: Koca bir ekmek,
katran aacnn stnde, dallar iinde bize bakyor. Dedim: "Sleyman mjde!
Cenab- Hak bize rzk verdi" O ekmei aldk; bakyoruz ki kular ve hayvanat-
vahiye hibiri ilimemi... Yirmi-otuz gndr hibir insan o tepeye kmamt. O
ekmek, ikimize iki gn kfi geldi. Biz yerken, bitmek zere iken, drt sene sdk bir
sddkm olan mstakm Sleyman, ekmekle aadan kageldi.1975
(...) Birincisi: Bana hizmet eden Feyzidir bidyette ona dedim: Sen "Meyve"nin
bir dersinde bulundun, haylazlk yapma. O yapt, birden tokat yedi, bir hafta eli bal
kald.
Evet dorudur
Feyzi
kincisi: Bana hizmet eden ve "Meyve"yi yazan Ali Rza. Bir gn, yazdn ona
verecektim. O, haylazlndan yemek piirmek bahanesi ile gelmedi, bir tokat yedi. O
vakit onun tenceresi salam iken, dibi, yemei ile beraber tamamen dt ve
dkld.
Evet dorudur
Ali Rza
Evet dorudur
Ziya
1975
Tarihe-i Hayat, 259-260, Eskiehir Hayat/Onaltnc Mektub/Drdnc Nokta/ncs.
1976
Emirda Lhikas I, 280, Yirmiyedinci Mektuptan/Yirmi senede ka vilyetin zbtalar kyafetime ilimedi. (...)
1977
Emirda Lhikas I, 282, Yirmiyedinci Mektuptan/Aziz Sddk Kardelerim!
567
Evet dorudur
Mahmud
Evet dorudur
Sleyman
Altncs: Bana bidyette hizmet eden mer, namaza balad, arklar brakt.
Fakat bir akam, kapma yakn bir ark kulama geldi, evrad ile meguliyetime zarar
verdi. Ben, hiddet ettim, ktm, grdm ki; hilf- det merdir. Ben de hilf- det
bir tokat vurdum. Birden, sabahleyin hilf- det olarak o mer, baka hapishaneye
gnderildi.
Evet dorudur
mer
Evet dorudur
Hamza
BRNCS: Bu bare Saiddir. Her ne vakit hizmete ftur verir, "neme lzm"
deyip husus nefsime ait ilerle megul olduum zaman tokat yemiim. Hem de
kanaatm geliyor ki: hmalimden tokat yedim. nki: hangi maksadm beni ifle
sevketmi ise, onun aksi ile tokat yedim. Sir hlis arkadalarmn da yedikleri efkat
tokatlar, dikkat ede ede, benim gibi hangi maksad iin ihmal etmise onun aksiyle
efkat tokatlarn yediklerinden kanaatmz gelmi ki: O hdiseler, hizmet-i
Kur'aniyenin kerametindendir. Mesel: Bu bare Said, Vanda ders-i hakaik-
Kur'aniye ile megul olduum miktarca eyh Said hdisesi zamannda vesveseli
hkmet, hibir cihetle bana ilimedi ve iliemedi. Vakta ki "neme lzm" dedim, kendi
nefsimi dndm. hiretimi kurtarmak iin Erek Danda harabe maara gibi bir
yere ekildim. O vakit sebepsiz beni aldlar nefyettiler. Burdura getirildim. Orada yine
1978
ular, 322-323, Onnc ua/Risle-i Nurun "Genlik Rehberi"nin "Meyve Rislesi"ndeki be mes'elesinin
haylaz genlerde dokuz tokad Risle-i Nurun bir ltif kermeti olduunu o genlerde dahi tasdik ediyorlar.
568
YEDNCS: aml Hfz Tevfiktir. O kendisi diyor: Evet itiraf ediyorum ki: Ben
bilmiyerek ve yanl dnerek hizmet-i Kur'aniyede ftur verecek harektm
sebebiyle iki efkatli tokat yedim. phem de kalmad ki, bu tokat, o cihetten geldi.
Birincisi: LLLAHL HAMD, benim hatt- arabiyem Kur'ana bir derece uygun bir
tarzda ihsan edilmiti. stadm en evvel cz' bana yazdrmakla sair arkadalarma
taksim etti. Kur'an yazmak itiyak, Risalelerin tebyiz ve tesvdindeki hizmetime
arzumu krd. Hem arab hatt bulunmayan sair arkadalara tefevvuk edeceim diye
gururkrane bir tavrda bulundum. Hatta stadm yazya ait bir tedbir bana syledii
vakit, "bu i bana aittir" o vakit dedim; "ben bunu biliyorum; ders almya ihtiyacm
yoktur" gibi marurane syledim. te bu hatama gre fevkalde hi hatra gelmiyen
570
bir tokat yedim. En az arab hatt olan bir kardeime (Husreve) yetiemedim. Bizler
btn hayret ettik. imdi anladk ki: O bir tokattr.
kincisi: Ben itiraf ediyorum ki: Hizmet-i Kur'aniyedeki keml-i ihls ve srf
livechillah iin hizmeti, iki vaziyetim ihll ediyordu. iddetli bir tokat yedim. nki: Ben
bu memlekette garip hkmndeyim, garibim. Hem ekv olmasn, stadmn en
mhim bir dsturu olan iktisada ve kanaata riayet etmediimden fakr- hle maruzum.
Hodbin, marur insanlarla ihlilta mecbur olduumdan Cenab- Hak affetsin.
Mrvvetkrane bir surette riyaya ve tabasbusa da mecbur oluyordum. stadm ok
defa beni ikaz ve ihtar ve tekdir ediyordu. Maatteessf kendimi kurtaramyordum.
Halbuki Kur'an- Hakmin ruh-u hizmetine zd olan bu vaziyetimden eytan- cinn ve
ins istifade etmekle beraber hizmetimize de bir soukluk, bir ftur veriyordu.
te ben bu kusuruma kar iddetli, fakat NAALLAH efkatli bir tokat yedim.
phemiz kalmad ki; bu tokat, o kusura binaen gelmi. O tokat da udur: Sekiz
senedir ben, stadmn hem muhatab, hem msevvidi, hem mbeyyizi olduum
halde, sekiz ay kadar nurlardan istifade edemedim. Bu hale hayret ettik. Ben de ve
stadm da: "Bu neden byle oluyor?" diye esbab aryorduk. imdi kat' kanaatmz
geldi ki: O hakaik Kur'aniye; nurdur, ziyadr. Tasannu, temelluk, tezelll zulmetleriyle
birleemiyor. Onun iin bu nurlarn hakikatlarnn meli, benden uzaklayor tarznda
bulunarak, bana yaban grnyor, yaban kalyordu. Cenab- Haktan niyaz ediyorum
ki: Bundan sonra Cenab- Hak bana o hizmete lyk ihls ihsan etsin, ehl-i dnyaya
tasannu ve riyadan kurtarsn; bata stadm olarak kardelerimden dua rica
ediyorum.
Pr-kusur
aml HFIZ TEVFK
temas etti. Belki o cihetle ehl-i dnyann zararn grmesin, hem onlara szn
geirsin ve bir nevi mevki kazansn ve dar olan maetine bir shlet olsun. te
hizmet-i Kur'aniyeye o suretle o yzden gelen ftur ve zarara mukabil iki tokat yedi.
Biri; dar maetiyle beraber be nfus daha ilve edildi; perianiyeti ehemmiyet
kesbetti. kinci tokat: eref ve haysiyet noktasnda hassas ve hatta birtek adamn
tenkid ve itirazn ekemiyen o zat, bilmiyerek baz dessas insanlar onu yle bir
surette kendilerine perde ettiler ki, erefi zirzeber oldu. Yzde doksann kaybetti ve
yzde doksan adam aleyhine evirdi. Her ne ise... Allah affetsin, belki NAALLAH
bundan intibaha gelir, yine ksmen vazifesine dner.
Ez'af-l-ibd
HFIZ HLD
Birincisi: Mustafa avu (R.H.) sekiz senedir bizim husus kk Cmie, hem
sobasna, hem gazyana, hem kibritine kadar hizmet ediyordu. Hatta gazyan ve
kibritini sekiz senedir kendi kesesinden sarfettiini sonra rendik. Cemaate,
hususan Cuma gecelerinde gayet zarur bir i olmaynca geri kalmyordu. Sonra ehl-i
dnya onun safvet-i kalbinden istifade ederek dediler ki: "Szlerin bir ktibi olan
Hfzn sarna iliecekler. Hem gizli ezan, muvakkaten terkedilsin. Sen ktibe syle,
cebir grmeden evvel sarn karsn." O bilmiyordu ki: Hizmet-i Kur'aniyede bulunan
birisinin sarn karmaa dair sz tebli etmek, Mustafa avu gibi yksek
ruhlulara pek ardr. Onlarn szlerini tebli etmi. O gece r'yada ben gryordum
ki: Mustafa avuun elleri kirli, kaymakam arkasnda olarak odama geldi. kinci gn
ona dedim: Mustafa avu, sen bugn kim ile grtn? Seni elin mlevves bir
572
surette kaymakamn arkasnda grdm. Dedi: "Eyvah! Bana byle bir sz, muhtar
syledi; ktibe syle. Ben arkasnda ne olduunu bilmedim." Hem ayn gnde bir
okkaya yakn gazyan Cmie getirmi. Hi vuku bulmyan, o gn kap ak kalm,
bir kei yavrusu ieriye girmi, byk bir adam gelmi, kei yavrusunun seccademe
yakn brakt mzahrefat ykamak iin, ibrikteki gazyan su zannedip btn o
gazyan temizlik yapyorum diye Cminin her tarafna serpmi. Acaiptir ki:
Kokusunu duymam. Demek o mescid lisan- hl ile Mustafa avua diyor: "Senin
gazyan bize lzm deil. Ettiin hata iin gazyan kabul etmedim" diye iaret
vermek iin o adama koku iittirilmedi. Hatta o hafta iinde Cuma gecesinde ve
birka mhim namazda o kadar alt halde cemaate yetiemiyordu. Sonra ciddi
bir nedamet, bir istifar ettikten sonra safvet-i asliyesini buldu.
kinci Mustafalar: Kule nndeki kymetdar, alkan mhim bir talebem olan
Mustafa ile, onun ok sdk ve fedakr arkada Hfz Mustafadr. (R.H.). Ben
Bayramdan sonra, ehl-i dnya bize sknt verip hizmet-i Kur'aniyeye ftur vermemek
iin imdilik gelmesinler, diye haber gndermitim. ayet gelecek olurlarsa birer birer
gelsinler. Halbuki bunlar adam birden, bir gece geldiler. Fecirden evvel hava
msaid ise gitmek niyet edildi. Hi vuku bulmad bir tarzda hem Mustafa avu,
hem Sleyman Efendi, hem ben, hem onlar, zhir bir tedbri dnemedik. Bize
unutturuldu. Herbirimiz tekine brakp ihtiyatszlk etti. Onlar fecirden evvel gittiler.
yle bir frtna onlar iki saat mtemadiyen tokatlad ki: Bu frtnadan
kurtulmayacaklar, diye tel ettim. imdiye kadar bu kta ne yle bir frtna olmu ve
ne de bu kadar kimseye acmtm. Sonra Sleyman, ihtiyatszlnn cezas olarak
arkalarndan gnderip shhat ve selmetlerini anlamak iin gnderecektim. Mustafa
avu dedi: "O gitse, o da kalacak. Ben de onun arkasndan gidip aramak lzm.
Benim arkamdan da Abdullah avu gelmek lzm!" Bu hususta "TEVEKKELNA
ALELLAH" dedik, intizar ettik.1979
ok mbarek hediyenizi atk grdk ki, Van hediyesi deil belki Medine-i
Mnevvere ve Ravza-i erifenin mbarek kermetli hediyesidir. Hem fiat, stnde
yazld gibi yirmi be lira deil, yirmi be bin liradan fazla mnen kymetlidir. O
mbarek hediyeyi Medine-i Mnevvere nmna bu havalideki Kur'an- Hakmin
hizmetinde hlis hizmetkrlarna ve benim arkadalarma tevzi etmek iin -alerre'si
velayn- kabul ettik. Fakat bu manev hediyenin ehemmiyetli bir srr bulunduu bana
1979
Lem'alar, 47-52, Onucu Lem'a/efkat Tokatlar Rislesi.
1980
Lem'alar, 303, Yirmisekizinci Lem'a/Manidar Bir Tevafuk-u Ltife.
573
ihtar edildi. Yni Cenab- Hakka yz bin kr ediyorum ki, Kur'ana ve Zt- Risalete
hizmetimizin bir almet-i makbliyeti nev'inden olarak bir iltifat- Nebevyi hissettim. O
srr size amak mnasib grld. yle ki: imdi bu mektubu yazan ktib ile karda
Mes'ud beraber bir gn, aydan beri bahsi gemedii Ahmed Aann bahsi geti.
Beraberimde ktib Tevfik ile Mes'uda dedim: Btn kitaplar Diyarbekirdeki Ahmed
Aaya gndereceiz. T, ya m- erif tarafna, ya Vandaki sddklara ulatrsn.
Bu szmz ve meveretten drt saat sonra aynen o Ahmed Aa habersiz kt geldi.
Ayn gnde siyah bir mrekkebimiz vard. Keki gzel bir krmz mrekkebimiz
olsayd dedik. Biraz o mrekkebden ta zerine dktk, siyah ve mor idi. Sonra
yazmaya baladk. Tam istediimiz tarzda krmz oldu. Bu hale yedi sekiz kii pek
ok hayret ettik. Bu ii de bir fl-i hayr addettik. Fesbhnallah dedik, bunda bir sr
var. Sonra birdenbire hatrma geldi; am- erifte enitem Molla Said var, bir ksm
kitaplar Ahmed Aaya verip gndereceim, dedikten sonra tam bir sddk olan Nuh
Bey hatrma geldi. Evvel baka memleket niyetiyle sonra stanbuldaki kardalarn
istemesiyle siyah taliimiz suretini deitirip parlayacaktr diye mn verdik. Sonra
Msra niyet edip yazdrdm kitablar en lyk Van ve en sdk Nuhu grdm, ona
gndereceim diye Ahmed Aa gittikten sonra onun arkasndan Burdura kadar
gnderdim. Sonra bu ite yle bir muvaffakiyet ve teshilt grnd ki, bhe
brakmad ki burada bir sr var. Nazar- dikkati celbetti. Dikkat ettik ki evvelki
mektubda size yazdmz gibi stanbulda oturan bir adam defa buraya
misafireten gelerek onun eliyle Nuh Beyin defa mektub telgraf elime geciyor. Ve
en sevdiim Hulusi Bey ve Molla Abdlmecid ve Molla Hamid ve Hoca Abdlmecid
Efendilerin selmlar ve isimlerini bir mektubda, yine o Mehmed Efendi geen sene
bana o getirdi. Dedim: Bu bir iaret-i inayettir, bu tesadf deil. Sonra Nuhun
hediyesi, yirmi be liralk kymetinde bir teneke bizim nmmza geldiini iittik.
Arkadalarla beraber hesab ettik ki, biz burada hangi tarihte kitap hediyelerini Nuh
iin hazrlyorduk, ayn tarihte Nuh habersiz olarak krk gn mesafede bize o nisbette
ve mn cihetiyle onun gibi mbarek hediyeyi hazrlyordu. Bu tevafuk kat'iyyen
tesadf deil. Hatta bir ksm dostlar dediler ki, bu Nuh Beyin kermetidir. Acaba Nuh
Beyin kermeti var m ki biliyormu gibi mukabilini gnderiyor dediler. Dedim ki,
ihlsn ve sadkatn dahi velyet gibi kermeti var. Belki, bazan daha fevkndedir.
Hediyenin vrdundan sonra bir ay kadar kaza merkezinde braktk almadk. Sonra
Nuhun mektubunu aldktan sonra getirterek atk, hayrette kaldk. Tasavvurumuzun
btn btn fevknde kt. Bu teberrke kar istina deil, belki bir iltifat- Ravza-i
Mutahhara olduundan ona kar dilencilikle iftihar ediyorum.
ediyor. yle ise her bir nev', bir nev' kitaba iareti var, mnsebeti var. u gzmn
nndeki levha ise, Mucizat- Ahmediye nmnda asl be paradan ibaret On
Dokuzuncu Mektuba muvafakat mnsebeti var. nk u levha, o Ravza-i
Mutahharann ve Hcre-i Saadetin suretini gsterdii gibi, Mucizat- Ahmediye
Risalesi dahi Asr- Saadetin manev suretini almtr. u be minare o be paraya
iaret ediyor. u kubbe Mirac Risalesine bakyor. yle ise sir nev'lerin dahi
risalelerin nev'lerine iaret eder diye dikkat ettim ki; yedi nev' hurma gnderilmi. Bir
paras byke, otuz tane kadar. Fesbhnallah dedim, yedi nev'i gndermekte
ne mn var. Birden kalbime geldi ki: man- billha dair yedi nev' ile ayn hakikat
yazlm, Vana gnderilmi. Dikkat ettim, evet mevzu vahdniyet-i lhiye olduu
halde; Yirminci Mektub ile sureti kk, mns pek byk zeyliyle ve Yirmi kinci Sz
herbiri birer risale Birinci Makam, kinci Makam ve Otuz kinci Sz nc Mevkf ile
evvelki iki mevkf her biri birer risale hkmnde ve Otuz nc Mektub Otuz
Pencere ile yedi risaledir. O da aynen yedi nev' envr- marifetullahtan bir ems-i
hakikatn ziyasndaki elvan- seb'a gibi bir mahiyet gsterdiinden, Medine-i
Mnevverenin hediyesi iinde hakikat- hurmadan yedi nev' Nuh Beyin eline verilip
buraya kadar gnderilmesi, o yedi Nura tevafukla bir makbliyet iareti veriyor dedik,
Allaha krettik. Hem o nev'den birisi otuz tane olmas, o risalelerin birisi Otuz
Pencere olmas ve hediye iindeki Tesbih defa otuz olmas, Otuz nc
Szn Otuz nc Mektubundan otuz penceresine muvafakat; Nuhu ihtiyarsz,
srf bir vasta-i zhir olarak bize gsterdi. Nuha deil, belki Ravza-i Mutahharaya
kar minnetdarne, mteekkirne baktk. Sonra o mbarek m-i zemzem byke
bir ie ve parlak nuran bir surette iinden kmas.. dedik ki: Madem o levha-y
mbarek Mucizat- Ahmediyeye, o yedi nev' hurma marifetullaha ve resil-i tevhide
iaret var. Elbette bu m-i zemzem dahi, b- hayatn m-i zemzemesini kinata
datan Kur'an- Mbnin menba ve birinci mahall-i nzl bir-i zemzeme civar
olduundan Yirmi Beinci Sz olan caz- Kur'ana iaret vardr. Ve almet-i
makbliyet olarak telkki ediyoruz.1981
Ben hem Risle-i Nuru, hem sizleri, hem kendimi, Husrev ve Hfz ve Bartnl
Seyyidin kymettar mjdeleriyle hem tebrik, hem tebir ediyorum. Evet bu sene
hacca gidenler, Mekke-i Mkerremede Nurun kuvvetli mecmualarn byk limlerin
hem Arapaya, hem Hindeye tercme ve nere altklar gibi; Medine-i
Mnevverede dahi o derece makbul olmu ki, Ravza-i Mutahharada Makber-i
Saadet stne konulmu. Hac Seyyid kendi gziyle, As-y Msa mecmuasn Kabr-i
Peygamberi (A.S.M.) zerinde grm. Demek makbul- Nebev olmu ve rza-y
Muhammed Aleyhissalt Vesselm diresine girmi. Hem niyet ettiimiz ve
buradan giden haclara dediimiz gibi, Nurlar bizim bedelimize o mbrek makamlar
ziyaret etmiler.1982
...
Nur Risalelerinden aktardklarmz, Said Nurs ve akirtlerinin olaylar alglama
biimini ortaya koymaktadr. Bunlar; depremlerden mevsimlere, hava durumundan
hayvanlarn eitli hareketlerine, birinin intiharndan tekinin karsnn kendisini terk
1981
Kastamonu Lhikas, 274-277, Yirmi Yedinci Mektuptan/Aziz, sddk, vefadr, hakikatl, fedakr kardelerim
Nuh Bey, Molla Abdlmecid, Molla Hamid.
1982
ular, 356, Ondrdnc ua/Aziz, Sddk Kardelerim.
575
etmesine varncaya kadar evrelerindeki hemen her olay, Said Nurs ve Nur
Risaleleriyle ilikilendirmeye almlardr. Bunlara gre; her ey, Said Nurs ve
Risale-i Nurla bir trl ilgilidir! Kinatn merkezinde Said Nurs ve Risale-i Nur vardr;
her ey Said Nurs ve Risale-i Nur yrngesinde yzmektedir!
Yukarda deindiimiz gibi, biz bu iddialara din bir cevap veremiyoruz. Yalnz,
burada u kadarn syleyelim ki, biz, Resulnn "Allahn kulu" olduuna ehadet
etmeyenin slmln kabul etmeyen bir dinin mensubuyuz ve srarla kendisinin "kul"
olduunun altn izen bir Resuln mmetiyiz. O, yle yce bir resuldr ki, biraz sonra
aktaracamz olay kendisiyle ilikilendirip lehine yorumlayabilecei frsat eline
getii hlde realiteden asla ayrlmamtr, yalana kat'a tenezzl etmemitir. O, ruhu
ylesine salkl bir kuldur ki, kendisiyle ilgili olmayan olaylar ilgiliymi gibi de
alglamaz. Hz. Peygamber (s.a.v.), bu konuda da bize dsturu gstermitir:
Ebu Bekre, bn Mesud, bn mer, bn Abbas, Mugire b. ube, Aie, Ebu Musa
(r.anhum) gibi birok sahabeden rivayet edildiine gre; Resulullah (s.a.v.)
zamannda, olu brahimin ld gn gne tutuldu. nsanlar, "Gne, brahimin
lmnden dolay tutuldu." dediler. Bunun zerine Resulullah buyurdu ki:
"phesiz ki, gnele ay, Allahn ayetlerinden iki ayettir. Bunlar, hibir
kimsenin lmnden ve hayatndan dolay tutulmaz. Bu tutulmay grdnz zaman
hemen namaz kln ve Allaha dua edin!"1983
imdi, "kinatn Risale-i Nur ile alkadar olduunu, Risale-i Nurun bana
gelen beldan ve musibetten bulutlarn dahi kan aladn" iddia eden zihniyete
sormak lzm:
eytann insanlara kurduu hilelerden ve tuzaklardan biri de, batl ve sama szler,
birbiriyle elien hayal ve vehimlerdir. Bunlar, zihinlerin sprnts ve fikirlerin krnts
durumundadr. Byle batl sz ve dncelere ancak kalpleri hayretler ve karanlklar iinde
bulunanlar yer verirler. Byleleri hakk batldan, hatay sevaptan (dorudan) ayrt edemezler.
Bunlar, phe dalgalar ve hayalt bulutlar iinde birbiriyle arpr dururlar. Bu phe, hayal
ve vehimleri oradan buraya tayan da, kyl kalden (o byle sylemi, filn yle dedi... gibi
lkrdlardan) baka bir ey deildir. Bir dedikodu ve ekimedir srer gider. Dayanlacak ve
gvenilecek bir bilgiye ve inanca ulatrc bir durum sz konusu deildir. Sadece sama
sapan szler ve birtakl aldatmacalar vardr ortada. Nitekim, bir ayet-i celilede yle
buyurulmutur:
1983
Buhr, Ksf, 1/4; 2/5.
576
"Bylece biz, her peygambere insan ve cin eytanlarn dman yaptk. Bunlar
aldatmak iin birbirlerine sama ve yaldzl szler fsldarlar. Rabbin dileseydi bunu
yapamazlard. Artk onlar, o uydurduklar eylerle ba baa brak!" (En'm, 6/112)
Bitmez tkenmez hayretler, aknlklar iinde eytanlardan gelen fsltlara kulak asp
saptmlar, hakem olarak Kur'ana mracaat edecekleri yerde, ncekilerin dedikodularna
kulak asar bir hle gelmilerdir. Bunlar deimez ller sanp ilim ve diyanet ehli ile cidal ve
husumet ederler. Kesin delili brakp hevasna ve hevesine uymu ve bu yzden nicelerini de
saptm kimselerin peinden gidip dosdoru yolu kaybederler.1984
Yine bu adamlar, hakk batldan ayracak nura sahip bulunmadklar iindir ki, bu
noktalarda eit eit yalan uydurmular ve bile bile, baka yalan sylemilerdir. Bazen
gklerin, sabit duran ve kayan yldzlarn, gk grltlerinin, imeklerin, rzgrlarn ve dier
eylerin hareketleri gibi ilh ve cisman ekiller ve hareketlere olmadk anlamlar
yklemilerdir. Bazen bizzat kendileri, birtakm hareketler ve ekiller ortaya atmlar, mesel
fal oklaryla ksmet denemek cinsinden olmak zere elle ve benzeri eylerle kur'a atmlar,
kum, akl ve arpa ile fala bakmlardr. nk bunlar, fal oklaryla veya akllarla, yahut da
1984
bn Kayym el-Cevziyye, gsetul-Lehfn f Mesyidi-eytn, 1/414-415.
1985
Said Nursnin, "zamann harikas" anlamna gelen "Bedizzaman" lkabn hemen kabul etmesi, dier
iddialarna gre ok basit kalmaktadr.
1986
bn Kayym el-Cevziyye, gsetul-Lehfn f Mesyidi-eytn, 1/420-421.
577
tefsir limlerinin zikrettii baka eylerle ksmet deneme ileriyle urarlar ve bunlardan
birtakm anlamlar karmak isterlerdi.
nsanolunun, ileride bana gelecek eylerle ilgili bir bilgi karabilmek zere, bir
harekete bakarak ortaya att, cisimlerden herhangi bir eyi her deitirme ameliyesi, bu
cinse girer. Yalnz er' olan tefe'l farkldr. Peygamberimiz, Allaha tevekkl ederek bir
karara varp ardndan ho bir sz duyduunda bunu hayra yorumlar ve bu houna giderdi.
(bn Mce, Tbb, 43.) nk, olaylar hayra yorma, Allahn izniyle yaplan bir ey iin takviyedir;
Cenab- Hakka tevekkldr. Olaylardan uursuzluk karma ise bunun tam aksidir. Bu
sebeple kii iin, olaylardan uursuzluk karmak caiz deildir. Olaylar uursuzlua yormak,
bu ii yapana zarar verir; nk bu kii, kendi kendine zarar vermitir. Ama, Allaha tevekkl
eden iin byle bir zarar sz konusu deildir.
imdi, nbvvetin blmlerinden biri olan rya ve semadaki meleklerin haberleri ile
ilgili hususlarda bylesine ok yalana itimat edilip dayanlnca; bizzat kendisi salksz olan ve
hibir esasa dayanmayan hususlarda acaba durum nasldr, siz hesap edin?! Bundan dolaydr
ki, dininde fesat olan kiilerin tamam, tabi olaylarla ilgili yalanlara dalarlar. Mesel, vahdet-i
vcudular byledir. te bn Arab, Anka Marib adl kitabnda ve dier eserlerinde
gelecekle ilgili pek ok eyden haber vermitir ki, hepsi de yalandr. bn Seb'inin durumu da
ayndr. Yahudilerden miras aldklar, alfabe harflerine saysal deerler vererek yaplan hesaba
gre ve Sabilerden aldklar yldzlarn hareketlerine gre yaplan hesapla bu mmetin
dnyada kalaca sreyi (kyametin kopaca zaman) karmaya alanlarn durumu da
byledir.
Ben (bn Teymiye), bunlarn tbilerinden, bu tr ilerin gizli srlar ve korunmu ilimler
olduunu iddia eden baz gruplar grdm; bu hususlarda onlardan baz gruplarla konutum.
Onlara bu iddialarnn tamamen uydurulmu yalanlar olduuna, bu iddialardan hibirinin
hakikati olmadna ve hibirinin gereklemeyeceine yeminler ediyordum. Hatta, onlardan
bir ksmn mbaheleye (haksz olan zerine Allahn lnetini dilemeye) davet ettim; nk
iddialar, usld-dini (dinin temel esaslarn) ilgilendiriyordu.
ddialarna gre, gzlerinde vaktinin arifi ve zahidi olan eyhleri, nzul edecek olan
Mesihtir; bunun anlam, sa (a.s.)nn ruhaniyetinin inmesi demektir; annesinin ismi de
Meryemdir; milleti (Mslmanlar, Yahudiler, Hristiyanlar) toplama grevini yerine
getirecektir ve Hz. Muhammed ile dier peygamberlerin eritii mazhariyetten daha
mkemmel bir mazhariyete eriecektir. Daha buna benzer nice garip ve artc grler
vardr ki, bu grlerin sralanmas ve anlatlmas sayfalar doldurur.
Dier taraftan, hayret edilecek hususlardandr ki, ilm ve din hususlarla ilgili
hakikatlere vkf olduklarn iddia eden, Snnete ve cemaate muhalif u kelmclardan her
biri, nne kan her mevzu hadisi veya anlamn kavrayamad mcmel bir sz delil olarak
ileri srmektedir. Bunlar ne zaman mcmel bir rivayet bulsalar, onu hemen kendi grlerine
gre yorumlamakta, bir ksm da uydurma rivayetleri delil olarak kullanmaktadr. Mesel, Hz.
mere atfedilen u uydurma, "...Ben Hz. Peygamberle Ebu Bekir arasnda zenci gibi idim."
578
sz byledir. Naklettikleri "Miracn srr" ile ilgili rivayet de byledir ve u rivayet de ayn
mahiyettedir: "Ashab- Suffa, Hz. Peygamberin farkna varamayaca bir ekilde mnacatn
iittiler. Hz. Peygamber miratan inince de durumu ona bildirdiler. Hz. Peygamber sordu: 'Siz
nereden duydunuz?' Cevaben: 'Biz konumalar duyuyorduk' dediler."
Hatta, bir keresinde eyhlik taslayan ve halk yannda nder durumuna gelen bir gruba
bu rivayette geen olayn, geerlilii olmayan bir uydurma olduunu aklayarak yle
demitim: "Sylediklerinin yalan olduunu aklamaya u husus yeterlidir: Kur'an nass ve
Mslmanlarn icmayla sabittir ki mira, Mekkede meydana gelmitir. Suffa ise ancak Medine
dneminde yaplmtr. Buna gre Mekkede Ashab- Suffa ne gezer?!"
Azck akl ve dini olan, bunlarn dorulua, ilme, imana, hakikate erimeye,
muhaliflerinden daha lyk olduklarn bilmez mi? Bunlar, ancak cahillerin ve bid'atilerin inkr
edecei ilimlere sahiptirler ve sahip olduklar bu bilgiler apak haktr, gerektir. Onlarn hlini
ve durumunu bilmeyenler ve onlara muhalif olanlar, alabildiine haviyat (fuzul sz) ve ayn
derecede dallet iindedirler. Bu konu, aklamas uzun srecek bir konudur.1987
1987
bn Teymiye, Klliyat, 4/82-88. (Ksaltlmtr.)
579
9. BLM
Bilindii gibi; Allah Teal, bir insana nbvvet veya risalet yklediinde ona
vahyetmektedir. Yani, nbvvet veya risalet "vahiy"le balamaktadr. Biz, burada
"vahiy" kelimesini szlk anlamnda deil, tamamen stlah (terimsel) anlamda
kullanmaktayz. Gayr ilh vahiyler1989 ve peygamberler haricindekilere edilen [cansz
arza1990, semaya1991, bal arsna1992, meleklere1993, Hz. sa (a.s.)nn havarlerine1994,
Hz. Musa (a.s.)nn annesine1995 edilen] ilh vahiyler de konumuz dndadr. Yani,
Allah Teal tarafndan peygamberlerine ulatrlan vahyi kastetmekteyiz. Kii,
Allahtan gelen bu vahiyle peygamber olmaktadr. Peygamber, tebliine
sylediklerinin kendi sz deil, Allahn sz olduunu aka ortaya koyarak
balamaktadr. Yine peygamber, kendi sz ve grlerini Allahn kelm ile asla
kartrmamaktadr. Bu grevi kendisine Allahn verdiini srarla vurgulamaktadr.
RSALE- NUR, yirminci asrn Mslmanlarn ve btn insanlar koyu bir fikir
karanlklarndan ve mthi dallet yollarndan kurtarmak iin mellifin kendi
ihtiyariyle yazlm deil, Cenab- Hakkn lisaniyle yazlm bir eserdir.1996
Ey Risale-i Nur! Senin, hakkn dili, hakkn ilham olup Onun izni ile
yazldna phe yok. "Ben, kimsenin mal deilim. Ben hibir kitabdan
alnmadm, hibir eserden alnmadm. Ben Rabbn ve Kur'nyim. Bir lyemutun
eserinden fkran kerametli bir Nrum."1997
1988
Tenebbi: Peygamberlik iddiasna kalkma, peygamberlik davasnda bulunma, dava-y nbvvet.
1989
"Zekeriyya mihraptan kavminin karsna kt ve onlara gece-gndz Allah tesbih etmeyi vahyetti." (Meryem,
19/11) Gayr ilh vahye insan ve cin eytanlarn birbirlerine ettikleri vahiy de dhildir: "Keza biz, her peygambere,
aldatmak iin birbirlerine vahyeden insan ve cin eytanlarn dman etmiizdir. (...)" (En'm, 6/112)
1990
"te o gn, Rabbinin kendisine vahyetmi olmas dolaysyla, yer btn haberlerini anlatr." (Zilzl, 99/4-5)
1991
"(...) Her ge kendi iini vahyetti. (...)" (Fussilet, 41/12)
1992
"Rabbin bal arsna yle vahyetmitir: 'Dalardan, aalardan ve ardaklardan kendine evler edin!'" (Nahl,
16/68)
1993
"Rabbin meleklere de yle vahyetmiti: (...)" (Enfl, 8/12)
1994
"Hani havarlere 'Bana ve peygamberime iman edin!' diye vahyetmitim. (...)" (Mide, 5/111)
1995
"Musann annesine, 'Onu emzir; onun bana bir tehlike geldii zaman onu denize brak; korkma ve zlme!
nk, onu sana mutlaka geri dndreceiz ve onu peygamberlerden klacaz' diye vahyettik." (Kasas, 28/7)
1996
Rehberler, 141, Genlik Rehberi/Risale-i Nur Nedir? Ziver Gndzalp kardeimizin Konya Nur Talebeleri
adna, Risale-i Nur hakknda grlerini ifade edip, Ankara niversitesi genlerine gnderdii bir konferanstr.
1997
Mdfaalar, 347, Afyon Mdfs/Afyon Mahkemesi Kararnmesinden/Sanklardan Bilahere Yakalanm
Olduundan, Bilirkiilere Tedkike Gnderilemeyen Sair Eserler ve Mektublardaki Su Mevzuu Olan Yazlarn
Hulsalar. Benzer ifadeler iin bak. ular, 141, 523, 535, 545, 590; Mektubat, 361, 362; Sikke-i Tasdk- Gayb,
68, 74; Kastamonu Lhikas, 14, 179, 212; s-y Msa, 118; Tarihe-i Hayat, 579.
580
(...) Hem mtedeyyin bir kadn, yine hdiseden sonra gryor ki: Semvattan
mbarek ktlar yayor. Soruyorlar: "Bu nedir?" R'yada demiler: "Risale-i Nurun
sahifeleridir." Yni, tbirce Risale-i Nur, Kur'ann tefsiri olduu cihetle, vahy-i semav
olan Kur'ann semav ve ilham bir tefsiridir.1998
(...) Bu hakikatlardan anladm ki, Risale-i Nur, bu asrn insanlar olan bizler
iin yazdrlmtr.1999
Said Nurs, Nur Risalelerinin kendi eseri olmadn ylesine vurgulamaktadr
ki; bu vurgu, eserin kendisine nisbetini imknsz klmaktadr. E, Said Nurs Nur
Risaleleri ile bu kadar da balantsz olamayacandan, bu ba onun tercmanl
vastasyla salanmtr:
(...) benim gibi yarm mmi ve kimsesiz (...) bulunan bir adam, (...) Risale-i
Nura sahip deildir; ve o eser, onun hneri olamaz, onunla iftihar edemez. Belki
dorudan doruya Kur'an- Hakmin bu zamanda bir nevi mucize-i mneviyyesi
olarak, rahmet-i lhiyye tarafndan ihsan edilmitir. O adam, binler arkadaiyle
beraber, o hediye-i Kur'aniyeye el atmlar. Her naslsa birinci tercmanlk vazifesi,
ona dm. Onun fikri ve ilmi ve zeksnn eseri olmadna delil (...)2000
Kur'ann bir nevi tefsiri olan Szlerdeki hner ve zarafet ve meziyet kimsenin
deil; belki muntazam, gzel hakaik- Kur'aniyenin mbarek kametlerine yakacak
mevzun, muntazam slb libaslar, kimsenin ihtiyar ve uuriyle biilmez ve kesilmez;
belki, onlarn vcududur ki, yle ister; ve bir dest-i gaybdir ki, o kamete gre keser,
bier, giydirir. Biz ise, iinde bir tercman, bir hizmetkrz.2001
Tercman; terceme eden, bir dilden baka bir dile eviren; birisinin veya bir eyin
2003
maksadn anlatmaya, bir eyi tasvir ve ifadeye vasta olan anlamlarna gelmektedir.
Dikkat edilirse aklamada "birisinin veya bir eyin maksadn" ifadesi gemektedir.
Nur Risalelerinde Said Nurs iin kullanlan "tercman" ifadesiyle, kendisinin veya
kendi eserinin deil; bakasnn veya bakasnn eserinin tercmanlnn kastedildii
anlalmaktadr.
1998
Sikke-i Tasdk- Gayb, 26, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Risale-i Nurun Msadere Hdisesi
Mnasebetiyle Isparta Sleyman Rdnn, Evvelki Fkrasna Zeyil Olarak Yazd Bir Fkrasdr.
1999
Mdfaalar, 300, Afyon Mdfs/Zbeyirin Mdafaasdr.
2000
ular, 534-535, Birinci ua/ki Acip Suale Cevaplar/rt- Kur'aniye Hakknda Lahika; Sikke-i Tasdk-
Gayb, 68, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Bu ciz kardeiniz, hem itiraz eden o eski dost zta, hem ehl-i
dikkate ve sizlere beyan ediyorum ki (...); Kastamonu Lhikas, 179, Yirmiyedinci Mektubdan/Azz, Sddk, Risale-i
Nur kirdleri Kardelerim.
2001
Mektubat, 362-363, Yirmisekizinci Mektup/Sekizinci Risale Olan Sekizinci Mes'ele/Birinci Nkte.
2002
Tarihe-i Hayat, 579, Afyon Hayat/Risale-i Nur Nedir? Bedizzaman Kimdir?
2003
Yein, Yeni Lgat, 717.
581
Biri: "Vahy-i sarh" dir ki, Resl-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm onda srf bir
tercmandr, mbellidir, mdahalesi yoktur. Kur'an ve bz Ehds-i Kudsiye gibi...
Nasl ki, Kur'an- Kerim Hz. Muhammed (s.a.v.)in deil, Allahn kelmdr; o
sadece tercmandr, mbellidir. te, Risale-i Nur da Said Nursnin eseri deildir; o
da Nur Risalelerinin tercmandr, mbelliidir.
Zaten, Said Nurs de Nur Risalelerinin tmnn deil "ekseriyet-i
mutlakasnn, bir ksmnn ani ve def' olarak ihsan edildiini, ihtiyar haricinde
yazdrldn" beyan etmitir:
Hem Risale-i Nur zhiren benim eserim olmak haysiyetiyle sen etmiyorum.
Belki yalnz Kur'ann bir tefsiri ve Kur'andan mlhem bir tercman- hakikisi ve imann
hccetleri ve delll olmak haysiyetiyle meziyetlerini beyan ediyorum. Hatt, bir ksm
Risaleleri ihtiyarm hricinde yazdm gibi, Risale-i Nurun ehemmiyetini
zikretmekte ihtiyarsz hkmndeyim.2009
Demek ki, Said Nursye ait olan sadece belirtilen bu ksmn dnda
kalanlardr. O, kendisine verilen tercmanlk grevini Risalelerin ekseriyet-i
mutlakasn tekil eden ve an ve def' olarak ihsan edilen ksmnda ifa etmitir!
2004
Bak. Mektubat, 86, Ondokuzuncu Mektub/Mucizat- Ahmediyye/Drdnc Nkteli aret/kinci Esas.
2005
Buhr, Fezilu Ashbin-Neb, 26/97.
2006
rnein bak. Sofuolu, Sahh-i Buhr ve Tercemesi, 8/3530. Nur Risalelerinde de yle denmektedir:
Hususan "Tercman-l-Kur'an" olan Abdullah bn-i Abbas (...). Mektubat, 104, Ondokuzuncu Mektub/Mucizat-
Ahmediyye/Yedinci Nkteli aret/Mukaddime.
2007
"Ani ve def'" szckleri anszn, birdenbire, bir anda, hemen anlamlarna gelmektedir. Subhi es-Salih, Kur'an
limlerinde yle demektedir: "Din, bu ekildeki sr'atli ve gizli haber vermeyi vahiy olarak isimlendirmektedir."
(Salih, Kur'an limleri, 20, 22.) unu demek istiyoruz: Said Nurs, kendisine edilen bu ihsann (?) keyfiyetini izah
ederken, aslnda vahiy aldn ihsas etmektedir.
2008
Mektubat, 353-354; Sikke-i Tasdk- Gayb, 267; Barla Lhikas, 12, Yirmisekizinci Mektub/Yedinci Risale
Olan Yedinci Mes'ele/Altnc ret; Tarihe-i Hayat, 190-191, Barla Hayat/Yirmisekizinci Mektubun Yedinci
Mes'elesi.
2009
ular, 572; Sikke-i Tasdk- Gayb, 124, Sekizinci ua/nc Bir Keramet-i Aleviye/Bir ifade-i meram.
582
Peygamberimizin Kur'an tebli grevi vardr; Said Nursnin de Nur
Risalelerini "tebli" grevi vardr.2010
Nur Risaleleri, Said Nursnin eseri deildir, onun ihtiyaryla yazlmam, bilkis
Cenab- Hakkn lisanyla yazdrlmtr. Semavdir, ardir. Said Nurs, Nur
Risalelerinin ancak tercmandr.
Allah Teal Kur'an, Tevrat ve ncili insanlara hidayet olmak zere inzal
etmi, indirmitir2012; Risalet-n-Nur da dorudan doruya Kur'ann feyzinden
mlhemdir ve sem-i Kur'anden ve yatn ncumundan, yldzlarndan iniyor, nzul
ediyor.2013
kitaplar, Tevrat, ncili tasdik etmek iin indirildiine gre; Nur Risaleleri de Kur'an
tasdik etmek iin indirilmitir. Nitekim bu, Nur Risalelerinde birok kez tekrar
edilmitir:
Yine bilindii gibi; Allah Teal, peygamberlerine davalarn ispat etmek zere,
insanlar ciz brakan mucizeler vermitir. Kur'an- Kerim, en byk mucizedir; Nur
Risaleleri de mucize-i Kur'niyedir.2016
Mucizeler, dier insanlar boyun eip itaat etsinler iin peygamberliin delili
olarak ancak peygamberlere verilir; Nur Risaleleri de Said Nursnin mucizesidir,
kalplerin ve akllarn zaptedilerek ona itaat ettirilmesi istenmitir!:
Said Nursnin peygamberlik taslamas yle pervaszcadr ki; akirtlerinin, daha
dorusu artk "imanllar"nn imann kabul noktasna gelmitir:
Said Nurs2021
Evet, Said Nurs kendisine "imana hizmet ynnde peygamberliin bir cill
aynas, peygamberlik aacnn nurlandrlm son meyvesi, peygamberlik lisannn
vrislik noktasnda son gerek az, ilh n imana hizmet ynnde son mutlu
taycs" gibi sfatlarn hepsini yine tevazu maskesiyle, "istemem, yan cebime koy"
kabilinden kabul etmitir.
szler Risale-i Nur akirtlerinden Hulsye aittir. (Barla Lhikas, 18, Yirmi Yedinci Mektuptan/Eyyhel stadl-
Muhterem!)
2020
Bak. Kastamonu Lhikas, 14, Yirmiyedinci Mektubdan/Azz, Tam Sddk Kardelerim.
2021
Tarihe-i Hayat, 580, Afyon Hayat/Risale-i Nur Nedir? Bedizzaman Kimdir?/Risale-i Nur ve Tercmanna
Gelince.
2022
Ahzb, 33/40.
585
Hz. Peygamber (s.a.v.)in risaleti bir aaca deil de, bir eve benzetmesinin
hikmeti nasl da ortaya kyor. O, aac rnek olarak vermiyor, nk aa meyve
vermeye devam eder. Ama, ev salam bir biimde tamamlandndan yeni tulaya
ihtiya hissetmez.
Efendiler, mimar evi tamamlam, tulalardan birini skp yeni bir tula
koymayacak! O evden ne bir tula skebilir ne de ona tula bildiiniz bir eyi
yamayabilirsiniz!... O ev, knt kabul etmez.
akirtleri Said Nursye ylesine iman etmilerdir ki, sarf ettikleri szler
aralarndaki ilikinin "peygamber-yakn ashab" ilikisi olduunu aka ortaya
koymaktadr:
Said Nursnin tbileri, kyamette bamsz bir mmet olarak Said Nursyle
beraber diriltilmekten de razdrlar:
2023
Tirmiz, R'y, 2/2374.
2024
Buhr, Menkb, 18/42.
2025
Siracn-Nr, 252, Hasan Feyzinin Mersiyesi.
2026
Tlsmlar Mecmas, 179, Mdetl-Kur'an/Ksm- Sni/Dellt ve rt Bazl-Ehds/4. Mslmanlarn,
llerini kabre koyarken "Bismillhi ve al milleti Raslillh (Allahn adyla ve Resulullahn dini zere)" veya
"Bismillhi ve al snneti Raslillh (Allahn adyla ve Resulullahn snneti zere)" demelerinin hikmeti zerinde
okurun dnmesini rica ediyoruz. Bunun Snnetteki yeri iin bak. Sabk, Fkhus-Snne, 1/394.
586
Said Nursnin inanllar bunlarla da yetinmezler. Peygamberlerin bir zelliini
belirten hadis-i erifi Said Nursye de temil ederler:
(...) Byle bir emr-i Hak vuku bulduunda, seni nerede defn edeceiz.
Konyada Hazret-i Mevlanada m? Civar- Hazret-i Eyybde mi? yoksa Cennetl
Mualla veya Cennetl Bkide mi? Bunu bize aka bildir.
Hayr stadm, gel biz seni Risale-i Nur tercman ahsiyetiyle gnlmze
gmelim. Her zaman seni orada grelim, grelim, her zaman sevelim ve sevielim.
Yahut bu ciheti
1 i> -
(...) imdi biz Haccet-l Vedasz byle bir lme nasl inanalm.
2027
Siracn-Nr, 253, Hasan Feyzinin Mersiyesi.
2028
Tirmiz, Ceniz, 32/1023. Nitekim, Resulullah (s.a.v.) vefat ettiinde, defin yeri hususunda ihtilf edilmi, Ebu
Bekir (r.a.)in bu hadisi hatrlatmas zerine, Peygamberimiz yatann olduu yere defnedilmitir.
2029
Siracn-Nr, 254, Hasan Feyzinin Mersiyesi.
2030
Siracn-Nr, 249, Hasan Feyzinin Mersiyesisinin nnde.
587
(...) bu iki yet de, iaret ve bearet-i Kur'aniyede ifade eder ki: "Risale-i Nur
diresi iine girenler, tehlikede olan manlarn kurtaryorlar ve manla kabre giriyorlar
ve Cennete gidecekler." diye mjde verirler.2031
(...) Bu mjde-i Kur'aniyenin binden bir vechi bize temas, bin hazineden
ziyade kymetdardr. Bu mjdenin bir mjdecisi bir sene evvel grlm bir r'ya-y
sadkadr. yle ki: Ispartada bamza gelen bu hadiseden bir ay evvel bir zata
r'yada (ona) deniliyor ki:
Biz o vakit o r'yaya ok sevindik. Demek o mjde bir mjde-i Kur'aniyenin bir
mjdecisi imi.2035
Her peygamber, kendisine tbi olmayanlar Allaha havale eder ve onlara
Allahn vadini belirtir.
2031
Tarihe-i Hayat, 277, Kastamonu Hayat/hiret Kardelerime Mhim Bir htar.
2032
Tarihe-i Hayat, 312, Kastamonu Hayat/Bir cz' hadise mnasebetiyle neboluya yazlan ve o gibi irkin
hadiseleri kknden kesen bir mektubun suretidir.
2033
Tarihe-i Hayat, 319, Kastamonu Hayat/Kastamonudaki Kardelerimize Hitaben Yazlan Bir Hakikattr. Belki
Size de Faidesi Var Diye Gnderdim.
2034
Kastamonu Lhikas, 47, Yirmiyedinci Mektubdan/Ahmed Nazifin Bir Fkrasdr.
2035
Sikke-i Tasdk- Gayb, 102, Birinci ua/Yirmialtnc yet.
588
Nur Risalelerine tbi olanlar "ehid"; ona ilienler ise "yezid" olmakla tavsif
edilmilerdir:
EY RSALE- NUR! (...) Sana iliildii zaman, ansr hiddet ederek, bzan
yeller ve seller hlinde ve bzan iddetli yangn ve zelzeleler suretinde tokatlar
vurduundan, sen koup geldiinde, mercuh ve mevtlar, "ehid ve yezid" diye iki
snfa ayryorsun!..2038
(...) Evet, Risale-i Nura hcum edenler, vaktiyle kefenini boynuna taknmal ve
rezalete brnmeli ve mnev cehenneme dnyada girmeyi gze almal.2039
Nur Risaleleri, bunlarla yetinmez. manllarna cenneti garantileme babnda
sorgu meleklerine Risale-i Nur ile cevap verileceini de ileri srer. Tabi ki o zaman
akirtler, baka kitaplar deil Nur Risalelerini tekrar tekrar okumaldrlar!
Sarf ve Nahiv ilmini okuyan bir medrese talebesinin vefat edip, kabirde,
Mnker ve Nekirin "Men Rabbke" = "Senin Rabbin kimdir?" diye suallerine kar,
kendini medresede zannedip Nahiv ilmi ile cevap vererek: "(Men) mptedadr,
(Rabbke) onun haberidir. Mkil bir mes'eleyi benden sorunuz, bu kolaydr."
diyerek, hem o melikeleri, hem hazr ruhlar, hem o vakay mahede eden orada
bulunan bir kefelkubur velsini gldrd ve Rahmet-i lhiyyeyi tebessme getirdi.
Azaptan kurtulduu gibi.. Risale-i Nurun bir ehid kahraman olan merhum Hafz Ali,
hapisde Meyve Risalesini keml-i akla yazarken ve okurken vefat edip kabirde
melike-i suale mahkemedeki gibi Meyve hakikatlar ile cevap verdii misill; ben de
ve Risale-i Nur kirdleri de, o suallere kar Risale-i Nurun parlak ve kuvvetli
hccetleriyle istikbalde hakikaten ve imdi mnen cevap verip onlar tasdike ve
tahsine ve tebrike sevkedecekler inaallah.2041
2036
Ahlksz, soysuz, st bozuklar.
2037
Mektubat, 360, Yirmisekizinci Mektup/Merhum Binba Asm Beyin fkrasdr.
2038
Zlfikar Mecmuas, 436, Zlfikarn Htimesi/Hasan Feyzinin Bir Mektubu.
2039
Sikke-i Tasdk- Gayb, 27, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Risale-i Nurun Msadere Hdisesi
Mnasebetiyle Isparta Sleyman Rdnn, Evvelki Fkrasna Zeyil Olarak Yazd Bir Fkrasdr. Ayrca bak.
Lem'alar, 259, Yirmialtnc Lem'a/On Beinci Rica, Tarihe-i Hayat, 650-651, Risale-i Nur/Din Dmanlar ve Ehl-i
Dallet Tarafndan Nur Talebelerine Yaplan Son Taarruzlara Mukabil, niversite Nur Talebelerinin Tedf Bir
Tarzla cizne Bir Mdfaas Olarak Nur Kardalarmza Arz Ediyoruz.
2040
Zlfikar Mecmuas, 442, Zlfikarn Htimesi/Hasan Feyzinin Bir Mektubu; Emirda Lhikas I, 79,
Yirmiyedinci Mektuptan/O, (Bedizzaman) Nurun hdimidir. (...)/Duanza muhta talebeniz Hasan Feyzi.
2041
s-y Msa, 71, Onbirinci Mesele; ular, 225, Onbirinci ua/Meyve Risalesi/Onbirinci Mesele.
589
(...) kabre gelecek olan Mnker-Nekir isminde Melikeleri ehl-i hak ve hakikat
yolunda gidenler iin birer mnis arkada yapan ve Risale-i Nurun kirdlerini
talebe-i ulm snfna dhil edip Mnker-Nekir suallerine Risale-i Nur ile cevap
verdiklerini merhum kahraman Hfz Alinin vefatyla kefeden ve hayatta
bulunanlarmzn da yine Risale-i Nur ile cevap vermemizi rahmet-i lhiyyeden dua
ve niyz eden (...)2042
2042
s-y Msa, 85, Isparta Mektubu; ular, 239, Onbirinci ua/Meyve Risalesi/Ispartadaki umum Risale-i Nur
talebeleri namna ramazan tebriki mnasebetiyle yazlm ve on fkra ile tadil edilmi bir mektuptur.
2043
Lem'alar, 264, Yirmialtnc Lem'a/On Altnc Rica.
2044
Eb Dvud, Ceniz, 67/3221.
2045
Buhr, Ceniz, 52/74.
2046
Mslim, Cennet, 17/67.
590
-Onun Allahn kulu ve peygamberi olduuna ehadet ederim, diye cevap verir.
Bunun zerine melekler:
-Cehennemde sana ayrlm yere bak! Allah Teal, sana onun yerine
cennetten bir yer ayrd, derler. len kii her iki (yeri)sini de grr. len kii, kfir
veya mnafk ise meleklerin sorusuna:
Sonra bu kfirin veya mnafn iki kula arasna demirden bir topuzla
vurulur. O topuzu yiyince kfir veya mnafk, iddetli bir feryatla barr ki, bu feryad
insanlar ve cinler dndaki btn canllar duyar."2047
-Allahn Kitabn okudum, ona inandm ve onu doruladm, diye cevap verir.
(...)"2048
2047
Buhr, Ceniz, 67/94.
2048
Eb Dvud, Snnet, 27/4753.
591
Malumdur ki, Kur'ann baz harflerinde, hatta kelimelerinde ve vakf
(duraklama) yerlerinde, dolaysyla noktalamasnda eitli ihtilflar vardr. Buna
karn Nur Risalelerinin noktasna bile itiraz edilemez, bir harfine bile dokunmak
byk bir gnahtr:
Kimin haddi var ki, rislelerin birisine el uzatsn veyahut bir sahifesine dil
uzatsn, veyahut bir cmlesini tenkid etsin, veyahut bir kelimesine, hatta bir harfine ve
belki bir noktasna itirazda bulunsun.2049
Kimin haddidir ki, bu Nurlarda yanllk bulsun. (...) Onun iin bir harfe
dokunmay azm bir gnah iliyorum telkki ediyorum.2050
Bilindii gibi, Kur'andan nceki ilh kitaplar, Peygamberimizden haber
vermitir. Said Nurs bu konuda yle diyor:
2049
Barla Lhikas, 194, Yirmi Yedinci Mektuptan/Husrev, stadnn kendi hakknda hiddetini zannedip, bir
mes'eleye dair, mteessiren yazd mektubundan bir fkradr.
2050
Barla Lhikas, 56, Yirmi Yedinci Mektuptan/Eyyhel-stadl-Aziz!
2051
Barla Lhikas, 40, Yirmi Yedinci Mektuptan/u fkra, hakiki ve birinci bir kardeimiz olan Hakk Efendinindir.
2052
Mektubat, 148, Ondokuzuncu Mektub/Mucizt- Ahmediyye/Onaltnc aret/Birinci Ksm.
2053
Yazr, Hak Dini Kur'an Dili, 9/5992.
592
Yani, ilh kitaplarca verilen bu haberler, "birksm tbilerinin tevil edip iman
etmedii bir derece perdeli ve kapal" haberlerdir. Peki, ayn kitaplarn Said Nurs ve
Nur Risaleleri hakknda verdii haberler nasldr? te bu sorunun Nur Risalelerindeki
cevab:
(...) Nur Risalelerini, deil Hazret-i eyh (K.S.) altnc asrdan ondrdnc
asrda grmesi, (Ktb- sbkada remzen ve Hazret-i Kur'anda sarahaten
gstermeleri, o kitab- mbarekin e'nindendir) diyebileceim.2056
"(Zekeriya) dedi ki: 'Rabbim! Bana (ben yal olduum, karm da ksr olduu
hlde ocuum olacana dair) bir ayet (delil, almet, nian) ver.' (Rabbi de:) 'Senin
ayetin, gn boyunca, remz (iaret) dnda konu(a)mamandr. Rabbini oka
zikret ve onu sabah akam tesbih et!' dedi."2057
2054
Sikke-i Tasdk- Gayb, 257, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Risale-i Nurun has kirdlerinden ve
ehemmiyetli eski muallimlerden ve iman kuvvetli olan byk muallimleri temsil eden Hasan Feyznin Sikke-i
Tasdk- Gaybden ald bir ilhamla Risale-i Nur hakknda ve onun menba ve esas olan Nur-u Muhammed
(A.S.M.) ve hakikat- Kur'an ve srr- man tarifinde u kasideyi yazm; Emirda Lhikas I, 113, Yirmiyedinci
Mektuptan/ciz, Bire Talebeniz Hasan Feyzi.
2055
ular, 447, Beinci ua/htar/Drdnc Nokta.
2056
Barla Lhikas, 212, Yirmi Yedinci Mektuptan/Hfz Alinin fkrasdr/Pek Sevgili ve Mbarek stadm!
2057
l-i mrn, 3/41. Her ne kadar ayette "akam sabah" eklinde geiyorsa da, biz, mealde "sabah akam"
eklinde takdim tehir yaptk. Bilindii gibi, Araplarda gn akam; bizde ise sabah balar. Bu yzden Trkede her
vakit, daima, srekli, devaml anlamnda "sabah akam" deyimi kullanlmaktadr. (Bak. Trke Szlk, TDK
Yaynlar, Ankara 1988, 2/1235.) Bu yzden, ayetteki bu sralamay mealde de korumak bir eviri yanlldr.
2058
Bak. Rz, Tefsr-i Kebr, 6/301.
593
aktr. Yani, nceki ilh kitaplarn Said Nurs ve Nur Risaleleri hakkndaki haberleri,
Peygamberimiz ve Kur'an hakkndaki haberlerinden daha aktr!
Aslnda, Nur Risalelerinde Said Nurs Hz. Muhammed (s.a.v.)le; Nur
Risaleleri de Kur'anla deta ak atmaktadr. Nur Risalelerinde sergilenen tek tarafl
bu yarta ortaya konan taklitler o kadar ktdr ki, hey'atn feletat srtmaktadr.
Hz. Muhammed (s.a.v.) ve Hz. Ebu Bekir (r.a.), Mekkeden Medineye hicret
ederlerken, Abdullah b. Uraykt ed-Deylemnin rehberliinde Sevr Dana varncaya
dek Yemen yolunu takip etmiler ve o dan maarasnda gn geirmilerdir.
Mehurdur ki, mrikler aramalarnda bu maarann giriine kadar gelmiler, fakat
maarann aznda rmcek a ve gvercin yuvasn grnce geri dnmlerdi. Bir
gvercinle bir rmcein, mriklerin tm abalarn boa kard gibi; Risalet-n-
Nurun intiarna kar gelen dman ve casuslara mukabil bir tek fare kt, planlarn
zr zeber etti:
(...) Hem Risale-i Nurun hakknda inayet-i Rabbaniyenin ltif bir himayeti
udur ki; Karanlk bir vaziyette, korkutan bir zamanda casuslarn ve taharri
me'murlarnn tecesssleri stadmzn menzilini sarmas dakikasnda bir fare,
stadmzn bir orabn ald. Ne kadar aradk, hibir yerde bulamadk. O farenin
yuvasn grdk, kabil deil orap oraya giremez. ki gn sonra grdk ki, o hayvan,
o orab getirmi, yle yere ki: Saklanm, muhteviyat unutulmu olan mahrem
mektuplarn ve evraklarn tam yannda braklm. Halbuki iki defa oraya bakmtk,
grememitik. Hem o orab o yere getirmek, soba borusuna kp yukardan olur;
gayet kurnaz ve zeki adam ancak o ii yapar. Hibir cihette tesadf ihtimali
kalmadndan, stadmz dedi: "Bu mektuplar oradan kaldracaz." Biz onlara
baktk, geri siyasetle alkalar yoktur, fakat vehham casuslar, aleyhimize habbeyi
2059
Benzer iddialar Bahalikte de grlmektedir. Ebu Zehra yle diyor: Bahaler, Hristiyanlkta, kendi dinlerine
davet esasnn bulunduu iddiasnda ok ileri gittiler. Tevrat ve ncil ile alkal kitaplarn, Bahaullah ve olunu
mjdelediini iddia ettiler.
Bu hususta Goldziher yle der: "Bahalik, Abbas Efendinin ortaya kp Tevrat ve ncille yardmlamasyla yeni
bir merhaleye ulamtr. Tevrat ve ncil, nceden, Abbas Efendinin geleceini mjdelemilerdi. 'Eiya' sifrinin on
sekizinci eshahnn altnc blmnde zikredilen stn vasflar tayacak ve emrlik elinde bulunacak kiiden bu
ahs kastedilmitir. Eiya sifrinde unlar zikredilir: Bizim bir olumuz doacak, ona bir oul verilecek, liderlik
bunun omzunda olacak, buna acayip bir isim verilecek ve devaml olarak 'Bar Reisi' denilecektir." (el-Akide ve-
eria, 250den nak. Ebu Zehra, slmda Siyas ve tikad Mezhepler Tarihi, 270.)
594
kubbe yapmaya ehemmiyetli bir vesile olurdu. Biz hem onlar hem daha bahaneye
medar olabilen baka eyleri kaldrdk. O heyecanmzdan casuslar haber alp
anladlar ki, hazrlandk. Daha hcum etmeden yalnz ikinci gn Emin, elinde bir torba
ile menzile girdi. Tam arkasnda karakol komiseri, gizli, hissettirmeden girdi. Eminin
elinde kitaplar yerinde yourdu grd, tavrn deitirdi.
2060
Sikke-i Tasdk- Gayb, 35, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Hem Risalet-n-Nurun suhuletle intiarnn bir
kerametini, bu mektubu yazdmz zamanda ve yemekteki kermet dakikasnda gzmzle grdk.
Allah Teal, "Irzn koruyan kza (Meryeme) da yardm ettik. Ona ruhumuzdan fledik, onu ve olunu lemlere bir
ayet (delil) kldk." (Enbiy, 21/91.) buyurmaktadr. Bu ayet, Hz. Meryemde harikulde hller zuhur ettiini
gstermektedir. Onlardan birisi de udur: "(...) Zekeriya, ne zaman mihraba girse, (Meryemin) yannda bir rzk
(yiyecek) bulurdu. 'Ey Meryem! Bu sana nereden geliyor?' deyince, 'Bu, Allah katndandr. phesiz Allah,
dilediini hesapsz rzklandrr.' dedi. (l-i mrn, 3/37.) Ruhullah olan Hz. sann annesine Allah katndan rzk
gelir de Said Nursye gelmez mi:
(...) Mtessifane yle dndm ki: Kflenmi bir para ekmeimiz var; bu akam ancak ikimize yeter. ki gn
nasl yapacaz ve bu sfi-kalb adama ne diyeceim? diye dnmede iken, birden bire bam evrilir gibi bam
evirdim, grdm ki: Koca bir ekmek, katran aacnn stnde, dallar iinde bize bakyor. Dedim: "Sleyman
mjde! Cenab- Hak bize rzk verdi" O ekmei aldk; bakyoruz ki kular ve hayvanat- vahiye hibiri ilimemi...
Yirmi-otuz gndr hibir insan o tepeye kmamt. O ekmek, ikimize iki gn kfi geldi. Biz yerken, bitmek zere
iken, drt sene sdk bir sddkm olan mstakm Sleyman, ekmekle aadan kageldi. (Tarihe-i Hayat, 260,
Eskiehir Hayat/Onaltnc Mektub/Drdnc Nokta/ncs.)
Bu olayn peygamberliin delili olan bir mucize deil de, keramet olduunu iddia edeceklere deriz ki:
Peygamberler, mucizeleri izhar etmekle; veliler ise bu harikulde hllerini gizlemekle emrolunmulardr.
Peygamberler mucize getirdiklerini ne srmlerdir ve bunun Allah katndan olduu hususunda kesin
konumulardr. Velilerin ise, harikulde hlleri ve bu hllerin Allah katndan olduu hususunda kat' konumalar
mmkn deildir. Mucizeye kar konulmamas gerekir. Keramete kar konulmas ise mmkndr. Muvaffakiyet
ancak Allahtandr. (Bak. Rz, Tefsr-i Kebr, 6/285.)
2061
Kastamonu Lhikas, 14, Yirmiyedinci Mektubdan/Azz, Tam Sddk Kardelerim.
595
Kur'an mminlere ifa ve rahmettir2063; Risale-i Nur da mminlere ifa ve
rahmettir.2064
EY RSALE- NUR! (...) Sen, "Ben, Rabbn ve Kur'anyim. yle kuru kavak
deilim. evkli ve aaal ve nrniyim. Bir Hayy- Lyemtun eserinden fkran,
lyemt san'atl ve kermetli bir nurum. Canszlara can ve canllara taze can
flyorum. Bin, dertlere derman ve lemlere rahmet-i Rahmnm. nat ve srar brak.
Beni oku ve beni dinle. Karanla ve hie giden, hesapsz ve hedefsiz yolundan seni
kurtarp, kokocaman bir saadet ve sermediyet lemi kazandraym." diye nid
ediyorsun.2065
Kur'an bir burhan (ak ve kesin bir delil) ve apak bir nurdur2066; o semav
brhan- kudsnin yerde bir brhan Resil-in-Nurdur.2067
Hz. Peygamber mmdir2068; Said Nurs ise yarm mm bir zattr.2069
2062
19cu Read Halifenin mesajnn (The Final Testament) iki elisi/mtercimi var. Birincisi Bahattin Uzunkaya,
ikincisi Edip Yksel.
Allahn Elisi Bahattin Uzunkaya imzasyla Cumhurbakan Ahmet Necdet Sezere mektup da gnderen bu
hazret kendi web sitesinde yle diyor:
Bugne kadar Allahn Postacs olarak Trkiye toplumuna Allahn mesajn ilettim. 1995 ylnda, Allahn kitab
Kurann (The Final Testamentin) Trke evirisini ve 19 Mucizesi ile ilgili bir kitab yaynlayarak Mesajn
insanlara ulamasn saladm. Allah, Trkiye toplumunu yetirince uyarmtr. (...) nkar ettiler ve ilgilenmediler. O
yzden azap, iddetli bir deprem olarak 17.8.1999 tarihinde saat 3:2de Trkiye toplumunu vurdu. (Nak.
Cndiolu, Kur'an evirilerinin Dnyas, 262.) Anlalan, Trkiye bu yalanc peygamberlere iman etmedike
depremlerden kurtulamayacak!...
2063
Bak. sr, 17/82; Fussilet, 41/44.
2064
Sikke-i Tasdk- Gayb, 90, Birinci ua/Onaltnc yet; 92, Birinci ua/Yirminci yet,
2065
Zlfikar Mecmuas, 436, Zlfikarn Htimesi/Hasan Feyzinin Bir Mektubu.
2066
Bak. Nis, 4/174.
2067
Sikke-i Tasdk- Gayb, 89-90; ular, 551-552, Birinci ua/Onbeinci yet.
2068
Bak. Arf, 7/157.
2069
Szler, 703, Terin-i sni (1950) de Ankara niversitesinde (...) bir konferanstr.
596
Tautu inkr eden ve Allaha inanan, kopmas mmkn olmayan en salam
kulp (Urvetl-Vuska)a tutunmu olur.2070 Risaletun-Nur bu asrda, bu tarihte bir
"Urvetl-Vuska"dr.2071
Ey Risale-i Nur! (...) Btn eller ve dillerde keml-i itiha ve itiyakla dinlenip
okunacak ve yazlp yaylacak en tatl ve en halvetli, en czibedar ve en revnekdar
yegne eser-i metin ve nr-u mbn ancak sensin!
Madem ki: Bugn yzelli milyan slmn pivln Kur'an namna deruhte
ediyorsun. o halde asrlardan beri ehl-i slm arasna girmi ve yerlemi olan kt
itikad ve ihtilaflar kaldracak, hkm sren fitne ve fesad, nifak ve ikak dahi
kknden kurutup, sevd- zm olan bu mmet-i merhme-i Muhammediyeyi
(A.S.M.) byk bir ktle ve bir frka-i nciye halinde, Kur'nn cenh- re'fet ve
rahmeti altnda, naallah t subh-u Mahere kadar Nr-u Kur'nla saklayacaksn.2075
2070
Bakara, 2/256.
2071
ular, 236; s-y Msa, 82, Birinci ua/Meyve Risalesi/On birinci Mes'elenin Haiyesinin Bir Lahikasdr,
Sikke-i Tasdk- Gayb, 86-87. Birinci ua/Dokuzuncu yet.
2072
l-i mrn, 3/103.
2073
Bak. Rz, Tefsr-i Kebr, 6/513-514.
2074
ular, 236; s-y Msa, 82, Birinci ua/Meyve Risalesi/On birinci Mes'elenin Haiyesinin Bir Lahikasdr.
2075
Zlfikar Mecmuas, 438-439, Zlfikarn Htimesi/Hasan Feyzinin Bir Mektubu.
2076
Zlfikar Mecmuas, 443, Zlfikarn Htimesi/Hasan Feyzinin Bir Mektubu.
597
Allah katnda din, phesiz slmdr.2078 nned-Dne indallhil-slm = 549;
Resilin-Nr = 548, lam- trifsiz 549.2079
Kur'an- Kerim 23 sene zarfnda zaman aralklaryla ihtiyaca binaen para
para indirildi2080; Nur Risaleleri de 23 senede tamamland.2081
Hz. Peygambere tekrarlanan yedi (ayet) ve byk Kur'an verilmitir2082; Bu
yet, "seb'al-mesn" nuruna mazhar bir yinesi olan Risale-i Nura cifirce dahi iaret
eder. nk makam- ebcedsi bin yz otuzbe adediyle Risale-in-Nurun Ftihas
olan rt-l-caz tefsirinin Ftiha sresiyle Elbakara sresinin bana ait ksm
bakmakla intiar tarihi olan bin yz otuzbe veya altya tevafukla remz bir
perdeden ona baktna bir emredir.2083
Kur'ann nkteli, hikmetli, lzumlu, usandrmayan tekrarat gibi Nur
Risalelerinin de lzumlu, hikmetli, belki zarur ve maslahatl tekrarat vardr.2084
Kur'an- Kerim Arapa indirilmitir; Nur Risaleleri ise Trke yazdrlmtr.
Kur'an, vazife-i irsiyeti yapan Nur Risalelerinin Trke olmasn tahsin ve takdir
eder.2085
2077
Saf, 61/8.
2078
l-i mrn, 3/19.
2079
Tlsmlar Mecmas, 192, Mdetl-Kur'an.
2080
Cerraholu, Tefsr Usl, 43, 34.
2081
Bak, Szler, 645-646, Lemet/Tenbih; Lemet, 8, Tenbih.
2082
Hicr, 15/87.
2083
Sikke-i Tasdk- Gayb, 81, Birinci ua/Drdnc yet-i Mehure.
2084
Bak. ular, 65, Drdnc ua/Tenbih. Ayrca bak. Kastamonu Lhikas, 14-15, Yirmiyedinci
Mektubdan/Azz, Sddk ve Fedkr ve Vefkr Kardelerim ve Hizmet-i Kur'aniye ve maniyede Kuvvetli ve
Kymetli ve alkan ve Muktedir Arkadalarm.
Said Nurs, bu tekrarlarn ihtiyar ve rzas dnda gerekletiini sylemektedir: (...) Aynen bu ehemmiyetli
hikmet iindir ki, bz def'a haberim olmadan, ihtiyarm ve rzam olmad halde, ince hakaik- maniye ve kuvvetli
hccetler, mteaddit risalelerde tekrar edilmi. Ben ok hayret ediyordum: Neden bunlar bana unutturulmu,
tekrar yazdrlm? Sonra kat bir surette bildim ki: Herkes bu zamanda Risale-i Nura muhtatr, fakat umumunu
elde edemez; etse de tam okuyamaz; fakat kk bir Risale-in-Nur hkmne gemi bir risale-i cmiay elde
edebilir ve ekser vakitlerde muhta olduu mes'eleleri ondan okuyabilir. Ve gda gibi, her zaman ihtiya tekerrr
ettii gibi, o da mtalasn tekrar eder. (Sikke-i Tasdk- Gayb, 36, Parlak Fkralar ve Gzel Mektuplar/Aziz
Kardelerim!/Birincisi; Barla Lhikas, 259, Yirmi Yedinci Mektuptan/Aziz sddk kardelerim.)
2085
Bak. Sikke-i Tasdk- Gayb, 110, Birinci ua/Drdnc yet.
598
Kur'an, Arapann aheseri olduu gibi; EY RSALE- NUR! Sen ne byk bir
eser, ne tatl bir kevsersin. Bu hlin, Trkemize byk bir kymet ve tkenmez bir
meziyet bahediyor. Senin ulviyet ve kerametin, Trk dilini btn diller iinde
ykseltiyor. Kur'andan maada hibir kitaba ve hibir kavmin lisanna smayan bu
kadar yksek aslet ve feshat seninle dilimizde gryoruz. (...)
slmiyet gneinin douundan tam ndrt asr sonra, senin gibi ulv ve lh
ve ar bir nurun tekrar ve yeniden, bahusus bu son asrda, hem Trk elinde ve hem
de Trk dilinde domas, acaba kimin hatr ve hayalinden geerdi? Bu ne byk bir
nimet bizlere ve bu asr halk iin ne bahtiyarlk Yrabbi!..
Trkemiz seninle iftihar edip dolmakta, kabarp imekte ve her lisan stne
bada kurup oturmaktadr.2087
2086
rtl-caz, 4, Hiye/nc Nkte.
2087
Zlfikar Mecmuas, 433, Zlfikarn Htimesi/Hasan Feyzinin Bir Mektubu.
2088
Zlfikar Mecmuas, 433, Zlfikarn Htimesi/Hasan Feyzinin Bir Mektubu.
2089
Emirda Lhikas I, 92, Yirmiyedinci Mektuptan/Muhterem, Sevgili, Mbarek Kardelerim!/Mils ve havalisi
Risale-i Nur Talebeleri namna duanza muhta Halil brahim (R.H.).
599
Oysa Nur Risalelerini Said Nursye inzal edenin, yazdrann Allah ya da bir
melek olmadnn en bariz delili, Nur Risalelerinin dilidir. Bu dil; bol terkiplidir,
adaldr, ou kez anlalmazdr. Hem anlamla, hem de dilbilgisiyle ilgili anlatm
bozukluklaryla doludur. Hemen her cmlede gramer hatalar, edeb bozukluklar
grlr. Bu Risaleleri okuyan kii, cmle kurulularndaki bozukluklarn, sahibinin en
basit gramer kurallarn dahi bilmemesinden kaynaklandn hemen fark eder.
Mfessirler ayette geen 'senin lisannla' ibaresinden muradn Arap dili olduunu
sylemilerdir.2091
Oysa Said Nursnin anadili, Nur Risalelerinin diliyle ayn deildir. Bu yzden,
Risalelerin iddia edildii zere "lisan zerinde de imam olacak ekilde halis Trke"
(!) olmas, onlarn anlalmasn zorlatrmaktan baka bir ie yaramamtr. Allah bu
kadar kt bir Trkeden tenzihse, ancak tenezzlle mmkndr.
Bilindii gibi, Kur'an- Kerim herkese meydan okumu, en kk suresine
benzer bir sure getirilmesini istemitir. Bakara suresinin 23. ayeti yledir:
2090
Kamer, 54/17, 22, 32, 40.
2091
Cndiolu, Anlamn Buharlamas ve Kur'an, 60-61.
600
ems-i Kur'ann meydan okumasna bir zeyl olarak ondan l-yenfek bir ini
olan envar- nuriyenin btn aktar- leme okuyuunu gsteriyor.2092
Yani bu ayet, Kur'ann meydan okumasna bir ek, bir devam olarak ondan
blnemez, ayrlamaz olan Nur Risalelerinin de her tarafa, lemin her yerine
meydan okuyuunu gsteriyormu!
Ayn ayetin dier bir cmlesi de ebced hesabna tbi tutulmu ve bununla Nur
Risalelerinin Kur'andan fkrd (?), onun da Kur'an gibi meydan okuduu
sonucuna varlmtr:
Fe't bisratin min mislih = 1880. Son asrlarn taut dalletinin doumu olup,
onun temsil ettii ruh-u dallete hazret-i Kur'ann ve ondan nebean eden Risale-i Nur
meydan okumasn gsterir.2094
Kimin haddi var ki, rislelerin birisine el uzatsn veyahut bir sahifesine dil
uzatsn, veyahut bir cmlesini tenkid etsin, veyahut bir kelimesine, hatta bir harfine ve
belki bir noktasna itirazda bulunsun.2095
Evet, tarih-i beer, Risale-i Nur gibi bir eser gstermiyor. (...)2097
2092
Tlsmlar Mecmas, 193, Mdetl-Kur'an.
2093
Bak. Tlsmlar Mecmas, 181, Mdetl-Kur'an.
2094
Tlsmlar Mecmas, 193, Mdetl-Kur'an.
2095
Barla Lhikas, 194, Yirmi Yedinci Mektuptan/Husrev, stadnn kendi hakknda hiddetini zannedip, bir
mes'eleye dair, mteessiren yazd mektubundan bir fkradr.
2096
Rehberler, 194, Hanmlar Rehberi/stadmza, Ramazan- erifini tebrik mnsebetiyle yazlan ve zmir,
Manisa ve havalisinde Risale-i Nurun ehemmiyetli ve te'sirli hizmet ve intiarnn ve hanmlar arasnda hsn-
te'sirinin bir nmunesi olan bu mektup (...).
2097
Szler, 718, mn ve slmiyet b- hayatna susam kymetli kardelerim!
2098
Szler, 719, mn ve slmiyet b- hayatna susam kymetli kardelerim!
601
2099
Barla Lhikas, 101-102, Yirmi Yedinci Mektuptan/Kk Husrev Mehmed Feyzinin bir fkrasdr.
2100
Tarihe-i Hayat, 650, Risale-i Nur/Risale-i Nur, ehl-i mekteb ve ehl-i medreseye bir ders-i Kur'n olmasndan
ve btn mesili delil-i akliye isbat ettiinden hakiki, mnevver olan niversite talebelerinin (...).
602
Risale-i Nur da Kur'an- Kerim gibi kyamete kadar baki kalacak, Kur'an
okunduka o da okunacaktr:
Hz. Muhammed (s.a.v.), kendi arzusu ile peygamber olmamtr. Onu, bu
grevi ifa etmesi iin Allah Teal semitir. Dinini ikmal ettiinde de durumu
kendisine bildirmitir: "(...) Bugn size dininizi kemale erdirdim, zerinizdeki nimetimi
de tamamladm ve size din olarak slm setim. (...)"2104 te bunun gibi, Said
Nursnin bir inanls da stadna yle seslenmitir: Madem bu hizmet mnhasran
re'yiniz ile deil, istihdam olunuyorsunuz; nasl Mbelli-i Kur'an, fahr-i Cihan, Habib-i
Yezdn Sallllahu Aleyhi Vesellem Efendimiz Hazretleri bir gn "el-Yevme ekmeltu
lekum dnekum (Bugn size dininizi kemale erdirdim)" ferman- celilini tebli
buyurmakla ayn zamanda vazife-i Risaletinin hitmna remzen iaret eylemiti.
Muhterem stadn da hizmeti kfi grlrse, bildirilir kanaatndaym.2105
Kitabmzn bandan beri Nur Risalelerinden aktararak eletirdiimiz
ifadelerin -zellikle velyet, keramet, Mehdlik, peygamberlik gibi iddialarn-
birounun zdd veya inkr yine Nur Risalelerinde yer almaktadr. Biz,
aratrmamzda bu tutarszlk ve ihtilflara ounlukla deinmedik. Nur
Risalelerindeki tenakuzlarn gsterilmesi ancak ikinci bir kitapla mmkndr. Nur
Risalelerinde, Kur'an- Mecidin hemen her zelliine bir "nazire" yaplmtr ve bu
suretle bu hususiyetleri Risale-i Nurun da tad ima edilmitir. Bu nazirelerin
istisnas sayldr. te bu istisnalarn belki de en nemlisi, Kur'ann tutarszlktan,
elikilerden uzak bulunmas hususiyetidir. Yce Allah buyurmutur ki:
Kur'an, byk bir kitap olup, pek ok ilim eidini ihtiva etmektedir. Binaenaleyh ayet
bu, Allahtan bakas tarafndan meydana getirilmi bir kitap olsayd, hi phesiz bunda,
birbiriyle elien pek ok kelime bulunurdu. nk, byk ve ok kaln bir kitap, byle
2101
Tarihe-i Hayat, 162, Barla Hayat/Risale-i Nurun Te'lifi ve Neri.
2102
Rehberler, 203, Hanmlar Rehberi/Hasan Feyzi, Halil-brahim misill Nurun kahramanlar gibi stanbulda
kadnlar taifesinden Nurlara hrika bir alkadarlk gsteren hanmlarn mektubudur.
2103
rtl-caz, 336, Mdafaat/Bir Ka Defa Beraet Kazanan Risale-i Nurun Bir Ka Vilyette Haksz
Msaderesine Dir, Nurun Yksek Bir Talebesinin Mahkemesindeki Mdafaasndan Bir Parasdr.
2104
Mide, 5/3.
2105
Barla Lhikas, 19, Yirmi Yedinci Mektuptan/Eyyhel stadl-Muhterem!
2106
Nis, 4/82.
603
(...) Malmdur ki, bir insan son derece beli ve fasih olsa bile, birok manalar ihtiva
eden uzun bir kitap yazd zaman, bir ksmnn, bir ksmndan daha kuvvetli, bir ksmnn ise
zayf ve dk olaca iin, sznde birok farkllklarn bulunmas kanlmaz olur. te
Kur'an- Kerim byle olmaynca biz, onun Allah katndan bir mucize olduunu anlam oluruz.
Kad, bu hususta bir benzetme yaparak yle demitir: imizden birisinin, hibir harfinde bir
eksiklik ve bozukluk meydana gelmeyecek ekilde tomar tomar yazlar yazmas mmkn
deildir. yle ki, eer biz, byle tomar tomar yazlm eylerin, bu gibi eksikliklerden ve
bozukluklardan uzak olduunu grrsek, ite bu bir icaz saylr. Bunun gibi, burada da
byledir.2107
Ebu Hureyre (r.a.)den rivayet edilen bir hadiste Resulullah (s.a.v.) yle
buyurmutur:
-Yalan syledin. Sen, 'ne cesur adam' desinler diye savatn; gerekten denildi
de! buyurur. Sonra verilen emir zerine, o kii yz koyun atee atlr.
Ardndan ilim renmi, retmi ve Kur'an okumu bir kii huzura getirilir.
Allah, ona ihsan ettii nimetleri hatrlatr; o da hatrlar ve bunlara kavutuunu ikrar
eder. Allah:
-lim rendim, rettim ve senin rzan iin Kur'an okudum, der. Cenab- Hak:
-Yalan syledin. Sen, ilmi 'lim' desinler diye rendin; 'ne gzel okuyor'
desinler diye Kur'an okudun. Bunlar da senin hakknda sylendi, buyurur. Sonra
verilen emir zerine, o kii de yz koyun atee atlr.
Ardndan Allahn kendisine bolluk ve her eit maldan verdii bir kii getirilir.
Allah, ona da ihsan ettii nimetleri hatrlatr; o da hatrlar ve bunlara kavutuunu
ikrar eder. Allah:
2107
Rz, Tefsr-i Kebr, 8/185.
604
Nur Risaleleri de, muciz olan Kur'ann "hakik ve manev tefsiri" olduu
iddiasna ramen onunla ak atmtr. Bu perdenin ardndaki asl amaca, Kur'ann
icaz ( ) ve icaz ()
nn asla izin vermeyecei ise izahtan varestedir.
"mann tadn, ancak Rab olarak Allaha; din olarak slma; peygamber olarak
da Muhammede raz olan tadar."2111
2108
Mslim, mre, 43/152.
2109
bn Kayym, ed-Du ved-Dev, 45-46.
2110
yknmenin akll, gl ve yetenekli grnmeye almak; bakasnn beenilen, sevilen davranlarnn
benzerlerini yaparak onun gibi grnmek; taklit etmek; nihayet zenmek, bakasnn yaptn yaparak kendini
gstermeye almak anlamlarna geldiine dikkat edilmelidir.
2111
Mslim, mn, 11/56. et-Tahrir namndaki Mslim erhinde beyan olunduuna gre; "bir eye raz oldum"
demek, "ona kanaat ettim; onunla iktifa ederek bakasn istemedim" manasna gelir. O hlde, hadisin manas:
Allahtan baka ilh aramayan, slm yolundan baka bir yola girmeyip yalnz Muhammedin (s.a.v.) eriatna
uygun olan yolu tutan kimsenin kalbinde imann halis lezzeti yer eder ve onun tadn duyar, demek olur.
(Davudolu, Sahh-i Mslim Tercme ve erhi, 1/239-240.)
605
SON SZ
Nur Risalelerindeki izleri takip ettiimizde bu izler bizi; hane halkn mfrit,
mfsit, gizli, mistik ve mptedi din akmlarn oluturduu eve gtrmektedir.
Yine birok sapk akmn zelliklerinden biri de, dinleri birletirme iddias ve
gayretidir. Bu akmlarn liderlerinin hepsi ruh hastasdr. Taktklar tevazu maskesi;
gerek yzlerindeki mthi kibri, narsisizmi gizleyememektedir. Dinleri birletirme
gayretlerinin temelinde de bu megalomani yatar. Bunlar kendilerini yle ulu, yle
yce, yle byk grmektedirler ki, dinleri birletirme gibi byk bir ii ancak kendileri
606
Said Nurs, birok slm ilim dalnda ve birok problemli konuda kalem
oynatmtr. Nur Risaleleri; Kur'an tarihi, Kur'an ilimleri, tefsir, akaid, hadis, hadis
ilimleri, mezhepler tarihi, fkh usl gibi ilim dallarna ve epistemoloji, vahiy, ilham,
velyet, icaz, gayb, tecdid, nbvvet gibi meselelere yanl, hatta bazen bid'ati ve
sapkn yaklamlarla doludur.
Snnet-i Seniyyenin ua, bir iksirdir. Hem o Snnet, nur isteyenlere kfidir,
harite nur aramaya ihtiya yoktur.2113
Rabbimiz! Sen, gkleri ve yeri bouna yaratmadn. Seni tenzih ederiz; bizi
atein azabndan koru. Rabbimiz! phesiz sen, atee attn hor ve aalk
klmsndr. Zalimlerin yardmclar yoktur.
2112
Said Nursnin takipileri kelebek kanatlar, zerlerinde "Allah" yazl (?) gme bal ve balk kuyruu,
gvdesinde yine "Allah" yazl (?) aalar, bcekler; gvurlarn keiflerinin ve icatlarnn Kur'anda nceden haber
verilmesi (?); bazlarnn Mslman olmadklarn srarla sylemelerine karn popler ve nl gvurlarn ihtidalar
(?)... ile kendilerinden geiyorlar. slm huzurunu uzayda bulan bu kardelerimiz, yabanc bilim mecmualarndan
ve Hristiyan misyonerlerin dergilerinden (zellikle Klar und Wahr dan) aparlan gz alc fotoraflarla dolu, pek
ssl, birinci snf kue kda basl szm dergileri okuyarak, Bat karsnda birka asrdr devam eden
ezilmiliimizin psikolojik tedavisini gryorlar. lemlerin ardndaki gizli gerekleri kefederek Allaha olan
imanlarn yeniliyorlar, imdilerde NASAnn uzay gemileriyle gittikleri gezegenlerde, abdestlerini ellelerde alp
ikindiyi Uranste, akam Neptnde klyorlar. Ve en nemlisi, ateist Bat bilimlerine kar, kinata dengeyi ve
dzeni yerletiren Allahn ilmi ile vnyorlar!... Bu dergilerin bir dier fotoraf konusu sar sal, mavi gzl,
bakml, cicili bicili elbiseler iindeki gvur bebeleri. Bu bebek ve ocuk fotoraflarnn altna bir de ayet mealleri
konulunca tadna doyum olmuyor! Her nedense bizim kara kal, kara gzl, smkl, yzne sinek konmu
ocuklarmz bu dergilerde kendilerine yer bulamyorlar. Hele Orta Douda srail faizminin, Amerikan zulmnn
bombalarndan elleri, ayaklar kopmu, kimyasal silhlara maruz kalm masum derileri erimi ocuklara hi yer
yok! Bu dergilerin hamileri ise, mcahitlerin hcumu srasnda len masum Yahudi ocuklarna salya smk at
yakmakla megl!...
2113
Nak. Lem'alar, 61, Onbirinci Lem'a/Dokuzuncu Nkte.
607
Rabbimiz! Biz, "Rabbinize iman edin!" diye aran bir mnadiyi iittik ve
hemen iman ettik. Rabbimiz! Sen de bizim gnahlarmz bala, ktlklerimizi rt
ve canmz iyilerle birlikte al.
Allah (Azze ve Celle) Snnet, cemaat ve hadis ehlini korusun, onlarn saysn
oaltsn.
lemlerin Rabbi olan Allaha hamdolsun. Onun salt ve selm, Efendimiz Hz.
Muhammedin, linin ve ashabnn zerine olsun.
608
KAYNAKA
ABDUH, Muhammed
Tevhd Risalesi, ev. Sabri Hizmetli, Fecr Yaynlar, Ankara 1986.
ABDLHLIK, Abdlgni
"Snnetin Hccet Oluunu nkr Edenlerin Ortaya Attklar Kukular ve Bunlarn
Eletirisi", (Muhammed Ebu ehbe, Snnet Mdafaas iinde), Rehber Yaynclk,
Ankara 1990.
ABDLHAMD, Muhsin
Hakkatl-Bbiyye vel-Behiyye: slma Ynelen Ykc Hareketler (Bblik ve
Bahliin yz), ev. M. Saim Yeprem - Hasan Gle, DB Yaynlar, Ankara
1986.
AFGAN, Cemleddn - ABDUH, Muhammed
Urvetul-Vusk, ev. brahim Aydn, Bir Yaynclk, stanbul 1987.
AHSEN, Seyyid
slm nancnn Temelleri, Ota Yaynlar, stanbul 1980.
AKDEMR, Salih
E. Affifinin "The Mystical Philosophy Of Muhyiddin bnul Arabi" Adl Eseri ve
Tercmesi zerine, slmi Aratrmalar, Cilt: 2, Say: 7, Mays 1988.
"lm Tefsir Hareketinin Deerlendirilmesi ve On Dokuz Rakam zerine",
(Abdullah Draz, Kur'nn Anlalmasna Doru iinde), Mim Yaynlar, 1983.
KF, Mehmed
Klliyat, hzl. smail Hakk engler, Hikmet Neriyat.
Safaht.
AKPINAR, Ali
"Mushafa Abdestsiz Dokunma Meselesi", http://www.cumhuriyet.edu.tr/akademik/
fak_ilahiyat/der51/05.htm.
AKSEK, A. Hamdi
"Mezhibin Telfk ve slmn Bir Noktaya Cem'i", (M. Reid Rz, Muhvertul-
Muslih vel-Mukallid tercmesi iinde), sad. Hayreddin Karaman, DB Yaynlar,
Ankara 1974.
AKSOY, H. Fikri
"Hattat Hafz Hasan Rza Efendi ve Yazd Mushaf- erfler", (Kur'n- Kerm ve
Trke Anlam iinde), DB Yaynlar, Ankara 1983.
ALPTEKN, Mehmet
Sorularla Tevhid ve Akaid, Saff Yaynclk, Malatya 1988.
ASKALN, bn Hacer
Fetav: bn Hacer el-Askalnnin Akaid Konusundaki Fetvalar, ev. Bilal Uzun,
Hak Yaynlar.
ATE, Sleyman
Kur'n- Kerm ve Yce Meli, Kl Kitabevi, Ankara.
AVCI, Seyit
"Keif Yoluyla Hadis Rivayeti Meselesi", Dinbilimleri Akademik Aratrma Dergisi,
IV (2004), Say:4.
AYCAN, rfan
Saltanata Giden Yolda Muaviye Bin Eb Sfyan, Fecr Yaynlar, Ankara 1990.
AYDEMR, Abdullah
Tefsirde sriliyyt, DB Yaynlar, Ankara 1979.
BADILLI, Abdlkadir
Risale-i Nurun Kuds Kaynaklar, Envr Neriyat, stanbul 1994.
BAYINDIR, Abdulaziz
http://www.suleymaniyevakfi.org.
BAYRAKDAR, Mehmet
slamda Bilim ve Teknoloji Tarihi, TDV Yaynlar, Ankara 1989.
609
slmda Siyas ve tikad Mezhepler Tarihi, ev. Hasan Karakaya - Kerim Aytekin,
Hisar Yaynevi, stanbul 1983.
ELMA, Zahir b. Avad
Menhicul-Cidl fil-Kur'nil-Kerm: Kur'anda Tartma Metotlar, ev. Ercan
Elbinsoy, Pnar Yaynlar, stanbul 1984.
ERDL, Kemalettin
Yaayan Hurafeler, TDV Yaynlar, Ankara 1991.
ERDOAN, Mehmet
slm Hukukunda Ahkmn Deimesi, MFV Yaynlar, stanbul 1990.
ERTRK, Mustafa
Metin Tenkidi (Gayb ve Fiten Hadisleri rnei), Fecr Yaynlar, Ankara 2005.
Evliylar Ansiklopedisi, hls Gazetecilik Holding A,., stanbul 1992.
FAZLUR RAHMAN
slm, ev. Mehmet Da - Mehmet Aydn, Seluk Yaynlar, stanbul 1992.
GAZAL, Muhammed
Fkhus-Sre, ev. Resul Tosun, Risale Yaynlar, stanbul 1987.
GAZL, Zeynuddn Eb Hmid
Fedaihul-Btniyye: Btnliin yz, ev. Avni lhan, TDV Yaynlar, Ankara
1993.
Feysalut-Tefrika beynel-slm vez-Zendaka: slmda Msamaha, ev. Sleyman
Uluda, Marifet Yaynlar, stanbul 1990.
hyu Ulmid-Dn, ev. Ahmed Serdarolu, Bedir Yaynevi, stanbul 1989.
hyu Ulmid-Dn, Drud-Dave, stanbul 1985/1406.
el-Munkzu min ed-Dall, ev. Hilmi Gngr, MEB Yaynlar, stanbul 1989.
GLEN, M. Fethullah
Prizma I, Nil Yaynlar, zmir 2002.
GNEN, Halil
Byk afii lmihali, lim Yaynlar, stanbul 1984.
GMHANEV, Ahmed Ziyddin
Ehl-i Snnet tikad, ev. Abdlkadir Kabakc-Fuad Gnel, Bedir Yaynevi, stanbul
1988.
Rmz el-Ehds, ev. Abdlaziz Bekkine, Milsan, 1982.
HATPOLU, Haydar
Snen-i bn-i Mce Tercemesi ve erhi, Kahraman Yaynlar, stanbul 1982.
HAVVA, Said
el-Ess fis-Snne, ev. Heyet, Aksa Yaynclk, stanbul 1991.
Hizbu Envr el-Hakik en-Nriyye.
HOFFER, Eric
The True Believer: Kesin nanllar - Kitle Hareketlerinin Anatomisi, ev. Erkil
Gnur, Tur Yaynlar, stanbul 1980.
BN HALDUN, Abdurrahman b. Muhammed
Mukaddime, ev. Zakir Kadir Ugan, MEGSB Yaynlar, stanbul 1986.
BN KAYYIM, emsuddn Eb Abdillah el-Cevziyye
ed-Du ved-Dev: Kalbin lac, ev. Sava Kocaba, Elif Yaynlar, stanbul 2003.
gsetul-Lehfn f Mesyidi-eytn: eytann Tuzaklar, nsanlarn Kurtulu
Yollar, ev. mer Temizel, Uysal Kitabevi, Konya 1993.
Kitbur-Rh, ev. aban Hakl, z Yaynclk, stanbul 1993.
Medricus-Slikn, ev. Kurul, nsan Yaynlar, stanbul 1990.
el-Menrul-Munf, tahkik-terceme ve talik. Muzaffer Can, Canta Yaynlar,
stanbul 1992.
Zdul-Med, ev. kr zen, klim Yaynlar, stanbul 1988.
BN KESR, smal Ebul-Fid
el-Bidye ven-Nihye, Matbaatus-Saade, Msr 1351.
611
slm Tarihi Hz. Muhammed ve slmiyet, Mekke Devri, amil Yaynevi, stanbul
1981.
KULEYN, Eb Cafer
el-Kf, el-Mektebetul-slmiyye, Tahrn 1400, 5. Bask.
KUTLUAY, Yaar
slm ve Yahudi Mezhepleri, Anka Yaynlar, stanbul 2004.
KK, Ubeydullah
"hy Tercmesinin nsz", Bedir Yaynevi, stanbul 1989.
MLK, bn Enes bn Eb mir el-Asbah
el-Muvatta'.
MERCANLIGL, Muharrem
Ebced Hesab, Dou, Ankara 1960.
MEVDD, Ebul-Al
slmda hya Hareketleri, ev. A. Ali Gen, Pnar Yaynlar, stanbul 1986.
Kur'ana Gre Drt Terim, ev. Osman Cilac - smail Kaya, Beyan Yaynlar.
Resil ve Mesil: Meseleler ve zmleri, ev. Yusuf Karaca, Risale Yaynlar,
stanbul 1990.
Tefhimul-Kur'n, ev. Kurul, nsan Yaynlar, stanbul 1987.
Meydan Larousse Byk Lgat ve Ansiklopedisi, Sabah Gazetesi, 1992.
MRAS, Kmil
Sahh-i Buhr Muhtasar Tecrd-i Sarh Tercemesi ve erhi, DB Yaynlar,
Ankara 1982.
Mucemul-Mfehres Tercmesi: Kur'an Kelimelerinin Anahtar, ev. Mahmud anga, Tima,
1986.
MUHAMMED B. ABDULAZM
el-Kavlus-Sedd, (Drt Risle iinde), ev. Hayreddin Karaman, Dergh Yaynlar,
stanbul 1982.
MUHAMMED B. CEML
Frka-i Nciye: Kurtulan Toplum, ev. Mehmed Alptekin, Saff Yaynlar, Malatya
1989.
MUNZR, Abdlazm b. Abdelgan b. Abdillah, Eb Muhammed Zekiyyuddn
et-Tergb vet-Terhb: Hadislerle slm, ev. Heyet, Hikmet Yaynlar, stanbul
1989.
MUTAHHAR
Htemiyyet, ev. amil cal, Fecr Yaynlar, Ankara 1989.
MSLM, bnul-Haccc el-Kueyr
el-Cmius-Sahh.
NAM, Ahmed
Sahh-i Buhr Muhtasar Tecrd-i Sarh Tercemesi, DB Yaynlar, Ankara 1984.
NASR, Seyyid Hseyin
slm ve lim, ev. lhan Kutluer, nsan Yaynlar, stanbul 1989.
NES, Ebu Abdirrahmn Ahmed bn uayb
es-Snen.
NESEF, Necmuddn Eb Hafs mer bn Muhammed
Metnul-Akid, (Akaid Risaleleri iinde), hzl. Ali Nar, Fatih Genlik Vakf, stanbul
1984.
NURS, Said
s-y Msa, Tenvir Neriyat, stanbul.
Barla Lhikas, Tenvir Neriyat, stanbul.
Bedizzaman Said Nurs Hayat-Mesleki Tercme-i Hli, Tenvir Neriyat, stanbul
1987.
Emirda Lhikas I, Tenvir Neriyat, stanbul 1991.
Emirda Lhikas II, Tenvir Neriyat, stanbul 1991.
613
YILDIRIM, Enbiya
"Beyhak ve Hadis Rivayetinde Ryaya Verdii Deer",
http://www.cumhuriyet.edu.tr/akademik/fak_ilahiyat/der51/09.htm.
YILDIRIM, Suat
Kur'anda Ulhiyyet, Kayhan Yaynlar, stanbul 1987.
Mevcut Kaynaklara Gre Hristiyanlk, DB Yaynlar, Ankara 1988.
ZERZUR, Adnan
"Tefsir zerine erhi", (bn Teymiye, Tefsir zerine iinde), ev. Harun nal,
Pnar Yaynlar, stanbul 1985.
ZEYDAN, Abdlkerim
Fkh Usl, ev. Ruhi zcan, Emek Matbaaclk, 1982.