You are on page 1of 151

ltalo Calvino

AMERKA
DERSLER
GELECEK BNYIL N ALTI NER
AGDA DNYA YAZARLARI

Bu kitap, stanbul'da Can Yaynlar'nda dizildi,


Eko Basmevinde basld ve ciltlendi. (1994)
ltalo Calvino
AMERKA
DERSLER
GELECEK BNYIL N ALTI NER
DENEME

talyancadan eviren
KEMALATAKAY

CAN YAYINIARI LTD. T.


Hayriye Caddesi No. 2, 80060 Galatasaray, stanbul
Telefon: (0-212) 252 56 75 252 59 88 252 59 89 Fax: 252 72 33
- -
zgn ad
Lezioni Americane
Sei propose per prossimo millennio

ISBN 975-510-075-X
Palomar srl. 1990 / Kezban Akcah Agency /
.
Can Yaynlan Ltd. ti. (1991)
EVRMENN NSZ
Amerika'da, Gtnmez Kentlerin de okunduu bir seminerde
Calvino'yla ilgili aratrmalar yaparken Amerika Dersleri'ni okumak
frsatn buldum. Calvino'nun birok yapt Trkeye evrilmi oldu
u iin, yazarn kendi yapt hakknda sylediklerinin Trk okuru
nu da ilgilendireceini dndm.
Bence Amerika Dersleri'nin en ilgin ynlerinden biri, postmo
dern edebiyatn en nemli temsilcilerinden saylan Calvino'nun da
edebiyat deerlendirmede Hmanist sylemi benimsemesidir. Ro
land Barthes'n belirttii gbi, edebiyat dilin "faist" yapsn krabi
len, bozabilen, onunla oynayabilen tek alan, tek zgrlk alan
iken, edebiyat eletirisi hep modemist kimliine brnmek zorun
da kalyor. Doas gerei eletiri, merkezsizlii merkezlilie, dzen
sizlii dzene, rasyonel olmayan rasyonel olana dntren bir
sylem.
Bununla b likte, Northrop Frye'n eletiriyle ilgili nemli bir
gzlemine ben de katlyorum: Eletirinin aradan ekildii dnem
ler edebiyatta bir yozlamay da beraberinde getiriyor; yorumlama,
zmleme, ksaca anlama abalarnn tavsad zamanlarda ortaya
kan ve olduka belirsiz bir tanmlamayla "pop kltr" ad altnda
sunulan eletiri kart rnler, paradoksal bir biimde eletirel sy
lemin gerekliliini ve kanlmazln ortaya koyuyorlar. Belki de
sorun, eletiri ile eletiriye kar eletirel tavr alabilmek arasndaki
o hassas dengeyi kurabilmektir, tpk Amerika Dersleri'nde olduu
gibi.
Bu eviriyi, Hayriye Gden ile Ercan Gden'e adamak istiyo-
rum.

stanbul, Mays 1994


Kemal Atakay

5
6 Haziran 1984'te Calvino, Charles Eliot Norton Poetry Lec
tures' sunmak zere Harvard niversitesi tarafndan resmen da
vet edildi. Charles Eliot Norton Poetry Lectures, Harvard niver
sitesi'nde, Cambridge, Massachusetts'de bir akademik }11 boyunca
(Calvino iin 1985-1986 yl olacakt bu) sunulan alt konferanslk
bir diziden oluuyor. Bu balamda "Poetry" terimi sanatsal iletii
min her iimini - edebiyat, mzik, figratif sanatlar - kapsyor ve
temann seiminde hibir snrlama yok. Bu serbestlik, edebiyat u
randa snrlamann ne kadar nemli olduunu bilen Calvino'yu
uratran ilk sorun oldu. Ele alaca temay ak bir biimde ta
nmlamay baard andan itibaren - gelecek binylda korunmas
gereken baz yaznsal deerler - hemen hemen btn zamann bu
konferanslann hazrlanmasna adad.
Ksa sre iinde bu ura bir saplantya dnt ve bir gn
bana yalnzca ngrlen ve zorunlu olan alt konferans deil, en
az sekiz konferans kapsayacak dnceleri ve malzemesi olduunu
syledi. Sekizinci konferans iin seecek olduu bal biliyorum:
"Balamak ve Bitirmek zerine" (romanlara), ama bugne dek
metni bulamadm. Yalnzca baz notlar var.
Amerika'ya hareket an geldiinde, alt dersten beini yazm
t. Altncs, "Consistency" eksik; sonuncu konferansla ilgili bildiim
tek ey, Herman Melville'in Batleby'si hakknda yazlm olacay
d. Metni Harvard'da yazacakt. Tabii bunlar, Calvino'nun okuya
cak olduu konferanslar. Hi phesiz konferans metinleri yaym
lanmadan nce yeniden gzden geirilecekti: Ancak nemli deiik
likler yapacak olduunu sanmyorum. Okuduum ilk versiyonlarla
sonuncular arasndaki fark ierikle deil, biimle ilgili.
Bu kitapta, bulduum biimiyle daktilo edilmi metin yaymla
nyor. Bir gn, ne zaman bilmiyorum, el yazs defterlerin bir eleti
rel basm yaymlanacak. Calvino'nun dorudan ngilizce yazd

szckleri deitirmeden braktm, alntlar da zgn dilde.


imdi en g noktaya geliyorum: Balk.
Calvino bu kitaba talyanca bir balk vermemiti. nce ngi
lizce bal dnmek zorunda kalmt, "Six memos for the next
millenium" (Gelecek Binyl in Alt neri) kesin balkt. Baln
talyanca'da neye dneceini bilmek olanaksz. Sonuta Amerika

7
Ders/en' adnda karar klmn nedeni u: Calvino'nun lmnden
nceki son yaz Pietro Citati sabahlan sk sk onu grmeye geliyor
ve ille olarak "Amerika dersleri nasl gidiyor?" sorusunu soruyordu,
konumalar srasnda da "Amerika Dersleri"nden sz ediyorlard.
Bunun yeterli olmadn ve Calvino'nun kitaplarnn balkla
rnn her dilde belli bir btnlk gstermesini yelediini biliyo
rum. Palomar kesinlikle byle bir nedenden tr seilmiti. Daha
s "for the next millenium" (Gelecek Binyl in)'in talyanca bal
n bir blmn oluturacak olduunu sanyorum: Calvino'nun
doru ngilizce bal bulma yolunda gsterdii btn abalarda
teki szckler deise de "for the next millenium" her zaman yeri
ni koruyor. Bu yzden bal deitirmedim.
unu da ekleyeyim: Byk bir titizlikle dzenlemi olduu
daktiloya ekilmi metin yaz masasnn zerinde duruyordu, konfe
ranslarn her biri saydam kapakl dosyalara ve bu dosyalar bir b
tn olarak mukawa kapakl bir baka dosyaya yerletirilmi, valize
konmaya hazr durumdayd.
"Norton Lectures" 1926 ylnda balatlm ve zamannda T.S.
Eliot, Igor Stravinsky, Jorge Luis Borges, Northrop Frye, Octavio
Paz gibi kiilere nerilmiti. lk kez bir talyan yazara neriliyordu.
Calvino'nun yaptlar ve grleri zerine derin bilgisi iin
Konstanz niversitesi'nden Luca Marighetti'ye ve yardmlar iin
gene Konstanz niversites i'nden Angelica Koch'a gnl borcumu

dile getirmek istiyorum.


Esther Calvino

8
NDEKLER

Hafiflik. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . 15
.

Hzllk . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . : . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 47
Kesinlik . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 73
.

Grnrlk ................................................................ 101


okluk . .. . ... .. .... ........ . .. .......... . .......... .
............... : ......... 121

9
rJ U)l}A.
f O Ttt E NE X 1 M 1 L LE W

;t - L.' 1 k t--.e. ss

2 - t!l... \...(. 'c...l- IA e ?

-l i -t A.J
3 - E )l.:c
....

v ' >; " / ' + j


,
Y.-
,
,

.
M. f , i' J , (._,. td
5 - vl

6 - Cu - .. "(M il
1985 ylndayz: Yeni bir binyln balamasna topu topu
on be ylmz var. imdilik, sz konusu tarihin yaklayor ol
masnn zel bir duygu uyandrdn sanmyorum. Zaten bu
rada bulunuum\n nedeni gelecekbilimden deil, edebiyat
tan sz etmek. Kapanmak zere olan binyl Bat'nn modern
dilleri ile bu dillerin anlatmsal, bilisel, imgelemsel olanakla
rn kefeden edebiyatlarn douuna ve yaylna tank oldu.
Ayn zamanda, nesne-kitabn aina olduumuz b iimi almas
na tankl lsnde kitap binyl oldu bu dnem. Belki d e
binyln kapanmakta olduunun gsterges edebiyatn ve en
dstri-sonras diye tanmladmz teknolojik ada kitabn
yazgs ile ilgili sorgulamalarn sklk kazanm olmasdr.
Ben bu tr ngrlerde bulunmak arzusunda deilim. Edebi
yatn geleceine olan gvenim, kendine zg aralaryla an
cak edebiyatn verebilecei eyler olduunu bilm emden kay
naklanyor. O nedenle bu konferanslarm edebiyatn n c elik
le nemli bulduum baz deerlerine ya da niteliklerine ya
da kendine zg zelliklerine ayrmak, bu deerleri yeni bin
yl asndan deerlendirmek istiyorum.

13
1

HAFFLK
lk konferansm hafiflik ile arlk arasndaki kartla
ayracak ve hafifliin deerlerini savunacam. Bu, arln
deerlerini daha az geerli bulduum anlamna gelmiyor, an
cak hafiflik zerine sylenecek daha ok szm olduunu sa
nyorum .
Krk ylfiction [kurmaca yaptlar] yazdktan, deiik yol
lar kefedip, eitli yaznsal deneyler gerekletirdikten son
ra, bir btn olarak yaptmn tanmn aratrma vakti geldi
benim iin; unu ne srebilirim: alma yntemim oun
lukla arl azaltma ynnde oldu. Arl kaldrmaya al
tm, kimi zaman insanlardan, kimi zaman gksel cisimler
den, kimi zaman kentlerden; her eyin tesinde, yklerin
yapsndan ve dilden.
Bu konferansta, gerek kendime gerek sizle re u nokta ,

lar aklamaya alacam: Neden zamanla hafiflii bir ku


sur olarak deil, daha ok bir deer olarak grmeye bala
dm; hafiflik idealimin gerekletiini grdm gemiin ya
ptlar hangileridir; imdiki zamanda bu deeri nasl bir yere
koyuyorum ve gelecekte nasl bir biim alacan tasarlyo
rum.
Son noktayla balamak istiyorum. Ben yazarla balad
m sralarda, yaad a temsil etmek her gen yazarn ke
sin greviydi. Btn iyi niyetimle, kendimi, yzylmzn tari
hine yn veren amansz enerjisiyle, an gerek toplu gerek
bireysel olaylaryla zdeletirmeye alyordum. Yeryz
nn sunduu kah dramatik kah grotesk1 kpr kpr gsteri ile
beni yazmaya ynelten servenci, pikaresk2 i ritmim arasn-

. Grotesk'. Tuhaf, abartl, gln. (ev.)


2. Pikal'f!sk'. Toplumun alt kesimlerinden (serseri, uak, vb.) gelen ve yaad
ser
venler srasnda toplumun kurulu dzenini eletirme frsatn bulan bir kahramann
yksn anlatan yaptlar. Burada sfat olarak kullanlan szck, "byle bir yaptn
kahramanna zg" anlamn tayor. (ev.)

Amerika Dersleri 17/2


da bir uyum yakalamaya abalyordum. Ksa srede, ham
maddemi oluturmasn beklediim yaamn gerekleri ile ya
zma g vermesini istediim hzl, keskin kvraklk arasnda,
almas giderek bana daha byk abalara mal olan bir bo
luk bulunduunu fark ettim . Belki ancak o zaman farkna
varmaya balyordum arln, devinimsizliin, dnyay sa
ran k geirmez kabuun: Kanmann bir yolu bulunmaz
sa, hemen yazya yapp kalan nitelikler.
Belli anlarda sanki dnya btnyle taa dnyormu
gibi geliyordu bana: nsanlara ve yerlere bal olarak daha
ok ya da daha az ilerlemi, ancak yaamn hibir ynn
dta brakmayan ar bir talama. Sanki kimse Medusa' nn
amansz bakndan kamay baaramyordu.
Medusa' nn ban kesmeyi baaran tek kahraman, ka
natl sandallaryla uan Perseus' tur: Bakn Gorgo' nun y
zne deil, bronz kalkanndaki imgesine eviren Perseus.
te tam tatan bir kskaca yakalanmak zere olduumu hisset
tiim u anda - ne zaman zgemiim hakknda konumay
denesem, bama gelen bir ey - bir kez daha yardmma ge
liyor Perseus. En iyisi konumam mitolojiden imgelerle sr
drmek. Taa dnmeden Medusa' nn ban kesebilmek
iin Perseus en hafif eyden, rzgarlarla bulutlardan destek
alr; Perseus bakn, kendisini ancak dolayl bir grnt
iinde ona aacak bir eye, bir aynann yakalad imgeye e
virir. Bir anda bu mitosta airin dnyayla ilikisinin bir alego
risini, yaz yazarken izlenecek yntemin bir dersini bulmann
ekiciliine kendimi kaptrabileceimi hissediyorum . Ama
her yorumun mitosu yoksullatrdn, boduunu biliyo
rum: Mitoslar. sz konusu olduunda acele etmemek gere
kir; en iyisi onlarn belleimizde yer etmesine izi_n vermek,
her ayrnt zerinde durup dnmek, onlar kendilerine z
g imgeler dilinden kmakszn deerlendirmek. Bir mitos
tan karacamz ders, yknn szel rgsnde yer alr, bi
zim dardan ona eklediimiz eylerde deil.
Perseus ile Gorgo arasndaki iliki karmak bir iliki-

18
dir: Canavarn bann kesilmesiyle sona ermez. Medusa'nn
kanndan kanatl bir at, Pegasos doar; tan arl kart
na dntrlm olur; Pegasos, Helikon Danda bir toy
nak darbesiyle Musalarn su itikleri pnarn douuna arac
lk eder. Mitosun baz deikelerinde, Medusa' nn lanetli ka
nndan doan, Musalarn gzdesi Pegasos'un binicisi Perse
us' dur (Bu arada, kanatl sandallarn kaynann canavarlar
evreni olduunu, Perseus' un onlar Medusa' nn kzkardele
rinden, tek gzl Graia' lardan alm bulunduunu da ekleye
lim). Kesilmi baa gelince, Perseus ba brakmaz, bir uva-
. ln iinde sakl ba yannda tar; tam dmanlar Perseus' u
alt edecekleri anda Perseus'un ylanl sa yuman kaldrp
gstermesi yet erli olur ve bu kanl ganimet kahramann elin
de ye nilmesi olanaksz bir silaha dnr: Perseus' un ancak
ok gerekli anlarda ve yalnzca kendi kendisinin heykeli ol
may hak edenlere kar kulland bir silah. Bu noktada ke
sinlikle bir eyler anlatyor bana Perseus efsanesi-, imgelerin
dolayl olarak ilettii ve baka trl aklanamayacak bir ey
ler. Perseus, saklamak suretiyle o k orkun yze hkmetmeyi
ba arr tpk daha nce aynaya bakarak onu alt ettii gibi.
,

Perseus'un gc he p dorudan bakn reddinde yatar; yaa


mak durumunda kald canavarlar dnyasnn gerekliini
reddetmekte deil: Bu gereklii yannda tar Perseus, ken
di yaamnn bir paras olarak benimser.
Ovidius' un Metam01phoses' ini okuyarak, Perseus ile
Medusa arasndaki iliki hakknda yeni bir eyler renebili
riz. Perseus yeni bir sava kazanm, kl darbeleriyle bir de
n i z canavarn ldrm ve Andromeda'y kurtarmtr. im
di byle pis bir iin ardndan hepimizin yapaca eyi yapma
ya hazrlanr: Ellerini ykamaya gider. Byle anlarda Perse
u s 'un sorunu, Medusa'nn bam koyaca bir yer bulmaktr.
Ve bu noktada bir Perseus, bir canavarlar fatihi olmann na

sl bir ruh inceliini gerektirdiini aklamak zere Ovidi


us'un bana olaa n st grnen u dizelerini (iV, 740-752)
buluruz:

19
"Sert kum ylanl baa zarar vermesin diye (anguifenm
que caput dura ne /aedat l arena ) , topra bir kat yaprakla yu
muatyor, yapraklarn stne sualtnda yetien. ince dallar
dan koyup, onun zerine Medusa' nn ban yz yere gele
cek ekilde yatryor. " Bana yle geliyor ki, Perseus' un kahra
man olduu hafiflii, ok canavars ve korkutucu olmasna
karn, ayn zamanda ok krlgan ve dayanksz bir varla
gsterilen bu ho kibarlk davranndan daha iyi yanstacak
bir ey olamazd: Medusa' nn bayla temas eden ince dallar
birer mercana dnr ve su perileri kendilerini mercanlarla
donatmak zere koarak gelir, o korkun. ban zerindeki
dallarla deniz yosunlarnn yanna sokulurlar.
Mercana zg ince zarafet ile Gorgo' nun vahi rkn
lnn yan yana durduu bu imgeler bulumas da ylesine
imalarla ykl ki, yorum ya da aklamalara girierek bu g
zellii bozmak istemiyorum . Yapabile ceim tek ey, Ovidi
us' un bu dizeleriyle, ada bir airin dizelerini, Eugenio
Montale'nin Piccolo test am en to ' sunun dizelerini yan yana
koymak: Piccolo testamento' da da adeta M ontale iirinin bi
rer simgesine dnen son derece ince eler (" traccia m ad
reperlacea di lumaca / o smeriglio di vetro calpestato" ; sal
yangozun sedefsi izi /ya da mat yzeyi parampara camn),
korkun bir cehennem canavaryla, katran rengi kanatlaryla
Bat' nn bakentleri zerine ken bir Lucifero [blis] ile kar
karya getirilir. Montale baka hibir iirinde, 1953 yln
da yazlm bu iirdeki kadar gl bir kyamet grs ar
trmamtr; ancak M ontale' nin dizelerinin n plana kard
ey, karanlk ykmn karsna koyduu o son derece ince
kl izle rdir: " Conservane la cipria nello specchietto /quan
do spenta ogni la mp ada / la sardana si fara i rtfe rnale... " (El
aynanda tut pudray / btn klar snd an / cehenne
me d ne cek dans). Ama bu son derece narin eyle kendi
mizi kurtarmay nasl umabiliriz? Montale'nin bu iiri en
yok olmaya mahkum eylerin kalclna ve en hafif izlerin
iine sinmi ahlaki deerlere olan inancn dile getiriliidir: "il

20
tenue bagliore strofinato / laggiu non era quello d'un fiam
mifero" (Aada akan ince parlt / bir kibritin alevi deil
di).
Gryorsunuz, amzdan sz edebilmek iin uzun bir
gezi yapmak, Ovidius' un narin Medusa' s ile Montale' nin
katran kanatl Lucifero' sunu anmsatmak zorunda kaldm.
Bir romanc iin, hafiflik hakkndaki dncesini ada yaa
mn olaylarndan ald rneklere dayanarak temsil etmesi,
hafiflik kavramn sonsuz bir arayn ulalmas olanaksz
nesnesine dntrmedii srece pk zor. Milan Kundera'
nn tam bir belirginlik ve dorudanlk iinde yapt da bu
dur. Kundera' nn roman Varolmann Dayanlmaz Hafiflii
gerekte Yaamn Kanlmaz Arl' nn buruk bir doru
lanmasdr: Yalnzca bahtsz lkesinin yazgsna den umar
sz, her yan saran bask durumuna deil, ayn zamanda ok
daha &nsl olsak da her birimizin paylat ortak insanlk
durumuna zg arln dorulanmas. Kundera iin yaa
mn arl her tr kstlama biiminde kendini gsterir: So
nuta her varoluu daha sk dmlerle saran toplu ve birey
sel kstlamalarn sk dokulu a. Kundera'mn roman bize
nasl yaamda hafif diye setiimiz ve deerlendirdiimiz her
eyin ok gemeden dayanlmaz arlm aa vurduunu
gsteriyor. Belki bir tek zekann canll ve devingenlii kur
tulabiliyor bu mahkumiyetten: Roman yazarnn yararland
, yaadmz evrene deil, bir baka evrene ait nitelikler.
nsani yaam alannn arla mahkum edildiini hisset
tiim anlarda, Perseus gibi bir baka mekana umak zorun
da olduumu dnyorum. Dn ya da usdnn alanna
kala. r dan sz etmiyorum. Kastettiim u: Yaklamm de
itirmek, dnyaya bir baka adan, bir baka mantkla, ba
ka bilme ve dorulama yntemleriyle bakmak zorunluluunu
duyuyorum. Benim aradm hafiflik imgeleri, dlerin tersi
n e, bugnn ve gelecein gerekliinden kopup ayrlmama-
l ...
Edebiyatn sonsuz evreninde hep kefedilmeyi bekleyen

21
ok yeni ya da ok eski baka yollar alyor, dnyaya ilikin
imgemizi deitirebilecek slup ve biimler . . . Ama eer ede
biyat bana yalnzca dler peinde olmadm gvencesini
vermeye yetmezse, iinde her arln zld grlerim
iin bilimde kaynak aryorum.
Gnmzde bilimin her dal sanki bize dnyann son de
rece ince olulara dayandn gstermek istiyor: DNA' nn
bildirileri, nronlarn itkileri, kuarklar, 1 zamann balangcn
dan bu yana uzayda gezinen ntrinolar2 gibi .. .
Sonra, bilgisayar bilimi. Yazlmn, hafifliinin gleri
ni, ancak donanmn arl dolaymyla edime dntrebil
dii bir gerek; bununla birlikte komutlar verenin, d dn
ya ile makineler zerinde dorudan etkiyenin yazlm olduu
da bir gerek, makineler ancak yazlmn ilevine bal ola
rak varlklarn srdryor, her geen gn daha karmak
programlar retecek tarzda gelime gsteriyorlar. kinci en
dstri devrimi ilki gibi ezici imgelerle (sac levha presleri ve
elik eritme kazanlar gibi) kmyor ortaya, elektronik itki
ler eklinde devrelerden geip giden bir bilgi aknn bit' leri3
olarak kendini gsteriyor. Demirden m akineler gnmzde
de var, ama arlksz bit' lere baml bu makineler.
Bilimler syleminden kendi arzularma karlk gelecek
bir dnya imgesi karmam kabul edilebilir bir ey mi? By
le bir eyi cazip bulmamn nedeni, bunun iirin tarihindeki
ok eski bir izgiye eklenebileceini hissetmemdir.
Lucretius' un De Renm Natura' s dnyaya ilikin bilgi
nin, dnyann btnlnn zlmesine, sonsuz kklk,
hareketlilik ve hafiflikteki eylerin alglanmasna dnt
ilk byk iir yaptdr. Lucretius maddenin iirini yazmak

1. Kmrk. Fizikte, maddenin temeli olduu varsaylan ve ksmen elektrik ykl olan
eit zerrecikten herhangi birinin ad. (ev.)
2. Ntrino: Atomdan daha kk, ok kk ktleli ve elektrik yk olmayan para
cklar. (ev.)
3. Bit: ki tabanl say sisteminde genellikle O ya da 1 ile gsterilen rakamlardan her
biri. Bilindii gibi, bilgisayarda bilgi iletimi iki tabanl say sistemi mantna dayan
maktadr. (ev.)

22
ister, ancak hemen uyarr bizi: Bu maddenin asl gereklii
gze grnmez par acklardan olumaktadr. Lucretius kal
c ve deimez z iinde alglanan fiziksel somutluun airi
dir, ancak bize ilk syledii ey, boluun kat cisimler kadar
somut olduudur. Sanki Lucretius'un en byk kaygs mad
denin arlnn bizi ezmesini engellemektir. Btn olaylar
belirleyen kat mekanik yasalar saptama annda, gerek mad
denin gerekse insanlarn zgrln gvenceye alacak bir
eyi, atomlarn dz izgiden ngrlmesi olanaksz sapmalar
da bulunduu gereini kabul etmek gereksinimini duyar.
Grnmez olann iiri, ngrlmesi olanaksz sonsuz gizilg
cn iiri, benzeri biimde hiliin iiri, dnyann fzikselliin
den en ufak bir kuku duymayan bir airden douyor.
Bu gerekliin en kk birimlerine ayrtrlmas sreci
gze grnr olgulara da uzanr, o noktada Lucretius'un i
iri stn nitelikli bir iire dnr: Karanlk bir odadaki g
ne nnn iinde uuan toz taneleri (il, 1 14- 124 ) , dalgann
h afife bibu/a l arena'ya, "suyu emen kum"a ittii birbirine
onca benzeyen ve birbirinden onca farkl kk deniz kabuk
lular (il, 374-376); yrrken biz farkna varmakszn evre
mizi saran rmcek alar (111, 381-390).
Daha nce Lucretius'un De Remm Natura'sndan yakla
k elli yl sonra yazlm bir baka ansiklopedik iirden, fizik
sel gereklikten ok mitolojik yklerden yola kan \'idi
us'un Metamophoses'inden bir blm aktardm size. Ovidi
us iin de her ey yeni biimlere dnebilir; Ovidius iin de
dnyaya ilikin bilgi dnyan n btnlnn zldr;
Ovidius iin de her tr iktidar ve deer hiyerarisine kar,
btn var olanlar arasnda asli bir eitlik sz konusudur. Luc
retius'un dnyasn deimez atomlar olutururken, Ovidi
us' un dnyasn her bir nesnenin, bitkinin, hayvann ve bire
yin deikenliini betimleyen biimler, znitelikler, nitelikler
oluturur; ancak bunlar ortak bir tzn belli belirsiz mahfa
zalarndan baka bir ey deildir: Derin bir t utkunun hareke
te geirmesi durumunda bu ortak tz en beklenmedik biim-

23
l ere dn ebilir.
Bir biim en tekine geiteki s r e klilii izlerken e siz
yeteneklerini ortaya koyar Ovidius. Szgelimi , on u n kalemiy
le bir kadn ide aacna dnmekte olduunu yle fark
eder: Ayaklar topraa aklp kalr, hafif bir kabuk yava ya
va ykselip, kasklarm sarar; salarn koparmaya yeltendi
inde bir avu dolusu yaprak bulur avucunda. Ya da Ovidius
Arakhne'nin parmaklarm u e kilde anlatr: Yn eirmede
ve zmede, rekeyi evirmede , t i l emede son derece us
ta parmaklar vardr Arakhne' nin; ans zn bu par m akl arn
uzay p bir r mcein ince ba caklarna dn t n ve rm-

cek a rmeye koyulduunu grrz.


Gerek Lucretius' da gerek Ovidius' da hafiflik felsefe ve
bilime dayal bir dnyay alglama tarzdr: Lucretius iin Epi
kuros'un, Ovidius iin Pyth ago r as' n retileri (Ovidius' un
bize.sunduu biimiyle olduka Buda'y andran bir Pyt hago
ras). Ancak her iki durumda da hafiflik, kendine zg dilsel
aralaryla airin, izlemek istediini b el irt tii filozofun re t i
sinden bamsz olarak yazda yaratt b ir eydir.
u ana kadar sylediklerimden hafiflik kavramnn belir
ginlik kazanmaya balad n sanyorum; her e yd en nce,
nasl h o ppalktan kaynaklanan bir hafifli in var olduunu he
pimiz biliyors a k, dnceden kaynaklanan bir hafifliin var
oldu u n u da gstermi olduumu umuyorum; dahas, d n
ceden kaynaklanan hafiflik, h o p pal a r ve donuk gster
m eyi ba arabilir.
Bu d nceyi en iyi, iinde Floransa' l air Guido Caval
canti' nin yer ald bir Decameron yksyle (VI, 9) aklaya
bilirim. Boccaccio Cavalcanti'yi bize bir kilisenin nndeki
mermer mezarlar arasnda d n ce ye dalm dolaan ar
bal bir filozof olarak sunar. Floransa' mn zengin ve k gen
l e r i, kendilerine yeni davet olanaklar yaratma p e ind e atla
ryla e hir de bir elenceden tekine do l amaktadrlar . Ke nd i
l erinin katld takn el e ncele r e asla katlmad iin, zen
gin ve zarif bir kii olmasna karn C avalcant i ' d en p e k ho-

24
lanmyordu bu genler. airden holanmamalarnn bir ikinci
nedeni de Cavalcanti'nin gizemli felsefesinin tanrtanmaz
bir nitelik tad yolundaki kukulard:
Ora awenne un giorno ehe, essendo Guido partito
d'Orto San Michele e venutosene per lo Corso degli
Adimari infino a San Giovann il quale spesse volte era
suo eammino, essendo arehe grandi di marmo, ehe oggi
sono in Santa Reparata, e m olte altre dintorno a San
Giovanni, e egli essendo tralle eolonne del porfido ehe
vi sono e quelle arehe e la porta di San Giovanni, ehe
serrata era, esser Betto eon sua brigata a eaval venen
do su per la piazza di Santa Reparata, vedendo Guido
la tra quelle sepolture, dissero: "Andiamo a dargli bri
ga"; e spronati i cavalli, a guisa d'uno assalto sollazzevo
le gli furono, quasi prima ehe egli se ne awedesse, sop
ra e eomineiarongli a dire: "Guido, tu rifiuti d'esser di
nostra brigata; ma eeco, quando tu avrai trovato ehe
Idio non sia, ehe avrai fatto?"
A' quali Guido, da lor veggendosi ehiuso, presta
mente disse: "Signori, voi mi potete dire a casa vostra
cio ehe vi piaee"; e posta la mano sopra una di quelle
arehe, ehe grandi erano, si eome eolui ehe leggeriimo
era, prese un salto e fusi gittato dall'altra parte, e svi
luppatosi da loro se n' an do.
Bir gn Guido, Orto San Michele' den yola kp,
Corso degli Adimari' den geerek (ounlukla yrd
yoldu bu) San Giovanni'ye kadar geldi. Birok baka
mezarn yan sra bugn Santa Reparata' da bulunan
mermer mezarlar da San Giovanni civarndayd o za
manlar. Guido arkasnda San Giovanni 'nin sk skya
kitlenmi kaps, kilisenin porfir stunlaryla mermer
mezarlar arasnda dururken, Messer Betto ve arkadala
r atlarna binmi, Piazza di Santa Reparata'ya doru ge
liyorlard. Mezarlarn arasnda Guido'yu grnce "Gi-

25
dip bir hr karalm ununla" dediler; atlarn mahmuz
layp, daha Guido ne olup bittiini anlamadan, akadan
bir saldr dzenliyormularasna Guido'nun yannda bi
tiverdiler ve: "Guido, bizim gruba katlmay kabul etmi
yorsun; iyi gzel de, Tanrnn var olmadn kantlad
nda ne geecek eline?" dediler.
Guido evresinin sarldn grnce hemen yantla
d genleri: " Beyler, kendi evinizde istediinizi syleyebi
lirsiniz bana"; sonra elini o yksek mezar talarndan bi
rine dayayp, ok hafif olduundan bir srayta teki
tarafa att kendisini, ayaklar zerinde doruldu ve e
kip gitti.
B izi burada ilgilendiren, Cavalcanti'ye atfedilen espri
deil (sz konusu espri, airin Epikurosuluk iddiasnn ger
ekte bn R tlk olduu gz nnde bulundurularak yo
rumlanabilir, bn Rt felsefede bireysel ruh evrensel anla
n bir parasdr: Mezarlar sizin evinizdir, benim deil, n
k zihnin dnme yetisiyle evrensel dnceye ulaan kii
bedensel lm am demektir). Bizi asl etkileyen, Boccac
cio' nun uyandrd grsel imgedir: Cavalcanti " ok hafif ol
duundan" bir srayta kendisini kurtarr.
Yeni binyl karlamak zere bir simge semek iste
sm, bunu seerdim: Dnyann arln aan air-filozofun
evik, beklenmedik sray; bylece Cavalcanti hem arba
lln hafifliin gizini ierdiini, hem de pek ok kii iin ya
adklar an hayatiyeti anlamna gelen o grltl, saldr
gan, patrtl ve uultulu eyin tpk paslanm otomobiller
mezarl gibi ller diyarna ait olduunu gsterir.
Size imdi hafifliin airi Cavalcanti' den sz edeceim
iin bu imgeyi aklnzda tutmanz istiyorum. Cavalcanti'nin
iirlerinde " dramatis personae"y1 insanlardan ok i eki
ler, parlak nlar, optik imgeler ve zellikle Cavalcanti' nin

1. Dramatis personae: Latince bu sz, bir tiyatro metnindeki karakterler anlamna


gelmektedir. (ev.)

26
"tin" (spirito) adn verdii maddesel olmayan itkiler ya da
bildiriler oluturur. Akn neden olduu strap gibi hi de
hafif olmayan bir temay Cavalcanti duyusal ruh ile zihinsel
ruh, kalp ile akl, gzler ile ses arasnda gidip gelen elle tu
tulmaz birimlere ayrtrr. Ksaca belirtmek gerekirse, hep
u zelliin belirledii bir ey sz konusudur: 1) ok hafif;
2) hareket halinde; 3) bir bilgi taycs niteliinde; Baz iir
lerde bu bildiri-ul ak iir metninin kendisidir; en nl iirin
de, srgndeki air yazmakta olduu ballata'ya1 dnp, un
lar syler: "Va tu, leggera e piana / dritt' a la donna mia"
(Git sen, hafif ve yava / dorudan kadnma). Bir baka iir
de sz alan, yaz yazmada kullanlan aletlerdir (kalemler ve
kalem ucu sivriltmeye yarayan aletler): "Noi sian le triste
penne isbigottite, / le cesoiuzze e'l coltellin dolente . . . " (a
kna dnm, zavall kalemleriz biz, / kk makas ve ac
iindeki bak). Bir sonede "tin" ya da "kk tin" (spiritello)
szc her dizede boy gsterir: Belirgin bir biimde kendi
kendisiyle alay eden Cavalcanti, iinde her biri farkl bir ile
vi stlenen on drt "tin" in yer ald karmak, soyut bir anla
ty on drt dizede younlatrarak, bu anahtar-szc kul
lanma eilimini vardrabilecei en u noktaya vardrr. Bir
baka sonede ak strabndan dolay beden btnln yiti
rir, ancak "bronzdan, tatan ya da tahtadan" bir kukla gibi
yrmeye devam eder. Guinizelli'nin bir sonesinde ak ar
s airi pirinten bir heykele .dntrmekteydi: Gcn ta
mamyla ilettii arlk duygusundan alan son derece somut
bir imge. Cavalcanti' de, maddenin arl zlr; nk in
san imgesini oluturan malzemeler hem sayca ok, hem de
birbirleriyle yer deitirebilecek niteliktedir; metafor, kat
bir nesneyi zorla kabul ettirmez; pietra (ta) szc bile di
zeyi arlatracak dzeye ulamaz. Lucretius ve Ovidius ile
ilgili olarak szn ettiim o var olan her ey arasndaki eit
lii burada da buluruz. talyan biembilim eletirisinin usta-

1. Bal/ata: Genellikle mzikle elik edilebilecek biimde yazlm lirik iir. (ev.)

27
larndan Gianfranco Contini bunu " parificazione cavalcanti
ana dei reali" (Cavalcanti'nin her eyi eit dze ye getirmesi)
biiminde tanmlyor .
Her eyi eit dze yde grmenin en gze l rneini Caval
canti, hepsi de sevdii kadnn gzellii tarafndan almaya
yazgl gzellik imgelerinin birbiri ard sr a sraland dize
lerle alan bir sonede verir:
Bilta di donna e di saccente core
e cavalieri armati ehe sien genti;
cantar d' augelli e ragionar d' amore;
adorni legni 'n mar forte correnti;
aria sere na quand' apar l' albore
e bianca neve scender senza venti;
rivera d' acqua e prato d' ogni fiore;
oro, argento, azzurro 'n ornamenti
Kadnn, bilge gnllerin gzellii
zrhlarna brnm kibar valyeler;
kularn t, ak szleri;
denizden hzla geen gzel tekneler;
a fa k vakti kprtsz hava
r zgarsz den beyaz kar;
su pnar, bin bir iekli imen;
altn, gm rengi sslerde, gkmavisi.
Dante "e bianca neve scender senza venti" (rzgars z d
en beyaz kar) dizesini bir iki deiiklikle Cehennem' de
(XIV, 30) kullanr: " come di neve in alpe sanza vento" (rz
garsz dalardaki kar gibi). ki dize hemen hemen ayn ol
makla birlikte, birbirinden tamamyla farkl iki kavram dile
getirir. Her iki dizede de rzgarsz kar hafif ve sessiz bir ha
reketi ar trr ; ancak benzerlik burada sona erer ve farkl
lk balar. Dante' de zihnimizde bir da manzarasn canland
ran yerle ilgili belirleme " in alpe" (dalarda) dizeye egemen
dir. Buna karlk Cavalcanti' de, kar nitelemesi dolays yl a

28
gereksiz yere kullanlm izlenimini verebilecek "bianca" (be
yaz) sfat, ayn biimde okurun beklentisine uyan "scendere"
(dmek) fiiliyle birlikte manzara imgesini yok ederek, bu
imgeyi belirginlii yitmi bir soyutluk atmosferine dnt
rr. Ama iki dizenin farkl anlamn asl belirleyecek olan ilk
szcktr. Cavalcanti' de "e" (ve) balac kar kendisinden n
ce gelen ve kendisini izleyen teki grlerle ayn dzleme
yerletirir : Dnyann gzelliklerini ieren bir katalogu and
ran bir imgeler dizisi. Dante' de " come" (gibi) zarf btn
sahneyi bir metaforun erevesi iine hapseder; ama sahne
nin bu ereve iinde kendine zg somut bir gereklii var
dr, tpk ate yamuru altndaki cehennem manzarasnn ay
n oranda somut ve dramatik bir gereklii olmas gibi: Man
zaray belirgin klmak iin Dante kar ile olan benzerlii geti
rir nmze. Cavalcanti' de her ey ylesine abuk hareket
eder ki, ba ve sonuyla hareketi deil, hareketin etkilerini
fark edebiliriz ancak; Dante' de her ey bir tutarllk ve belir
lenmilik nitelii kazanr: Nesnelerin arl tam bir kesinlik
le saptanmtr. Hafif eylerden sz ettiinde bile, Dante san
ki b u h afifliin kesin arln duyurmak ister: " come di ne
ve in alpe sanza vento"; tpk ok benzer bir baka dizede, su
ya gmlp, yok olan bi r bedenin arln duyurduu gibi
(h ar e k et in hzn kesip, yavalatarak): "come per acqua cupa
cosa grave " (D erin sulardaki ar bir ey gibi; Cennet III,
123).
Bu n o ktada unu unutmamamz gerekir: Arlksz
atomlardan oluan bir dnya fikrinin bize arpc gelmesinin
nedeni, nesnelerin arl ile ilgi l i deneyimimiz olmasndan
dr; benzeri biimde, ar lkla donanm dile hayranlk duy
masn.
bilmesek, dilin h afifli i n e hayranlk duyamazdk.

Edebiyat alannda iki kar t eili m in yzyllar boyunca


savam halinde olduunu syleyebiliriz: Bu e i limlerd e n biri
dili, bir bulut veya ipin ce bir toz tabakas, d ah a dorusu bir
manyik itkiler alan gibi, nesnelerin zerinden szlp ge
en arlksz bir e durumuna getirmeyi deniyo r ; teki ise

29
dile nesnelerin, bedenlerin, duyularn arln, kalnln,
somutluunu iletmeye alyor.
talyan (ve Avrupa) edebiyatnn balangcnda bu iki
yol, Cavalcanti ile Dante'nin at yollardr. Sz konusu kar
tlk genel izgileri iinde geerli olmakla birlikte, Dante' -
nin bavurduu kaynaklarn snrsz zenginlii ve airin ola
anst retkenlii gz nnde bulundurulursa, bu kartl
n metinlere birok gndermeyle belirgin klnmas gerekir.
Dante' nin hafiflii ok baarl bir biimde gerekletirdii
sonesinin ("Guido, i'vorrei ehe tu e Lapo ed io") Cavalcan
ti'ye atfedilmesi bir rastlant deildir. Yeni Hayat'ta Dante
ustas ve arkada Cavalcanti'nin iledii malzemeyi ele alr
ve her iki airin kulland ortak szler, motifler ve kavram
lar vardr; Dante hafiflii anlatmak istediinde (lahi Komed
ya' da da) kimse bunu ondan daha iyi yapamaz; ama Dan
te'nin dehas kart ynde gsterir kendisini: Dilin tm ses
sel ve duygusal olanaklarn ortaya karmasnda; iirinde
dnyay btn dzeylerinin, biimlerinin ve kendine zg ni
teliklerinin eitlilii iinde yakalamasnda; dnyann bir sis
tem, bir dzen, her eyin yerini bulduu bir hiyerari olarak
rgtlendii fikrini iletmesinde. Kartl biraz zorlamak pa
hasna Dante'nin en soyut dncelere bile ktlesel bir kat
lk kazandrdn; oysa Cavalcanti' nin elle tutulur deneyimin
somutluunu, ll bir ritmi olan dizeler iinde hece-hece
zdn (dnce, tpk imek gibi hzl elektriksel boa
lmlarla karanlktan kopuyormuasna) syleyebilirim.
Cavalcanti zerinde durmam, " hafiflik" ile neyi kastetti
imi daha iyi aklamam (en azndan kendime) salad. Be
nim iin hafiflik, belirsizlii ve ansa braklml deil, ke
sinlii ve belirginlii artryor. Paul Valery'nin dedii gi
bi: "il faut etre leger comme l' oiseau, et non comme la plu
me" (Ku gibi hafif olmal, ty gibi deil).

Hafifliin en azndan tanmn rneklemek zere Ca


valoanti' den yararlandm.

30
1) Anlamlarn arlksz gibi grnen bir szel rg ara
clyla aktarlmasn salayacak tarzda dilin hafifletirilme
si, anlam da tpk dil gibi younluu azaltlm bir tutarlla
ulancaya kadar.
Bu ynd e baka rnekler b ul may size brakyorum. Sz
gelimi, Emily Dickinson istediimiz kadar rnek sunabilir bi
ze:
A sepal, petal, and a thorn
Upon a common summer's morn
A flask of Dew-a Bee or two-
A Breezea caper in the trees
And l'm a Rose!
Bir iyaprak, bir dyaprak ve bir diken
Sradan bir yaz sabahnda,
Bir ie iy, bir iki ar,
Bir esinti, bir kprt aalarda
te bir glm ben!
2) inde hafif ve alglanmas olanaksz elerin etkidii
bir akl yrtmenin ya da psikolojik srecin anlatm veya st
dzeyde bir soyutlama yerine geebilecek herhangi bir betim
leme.
Burada daha m odern bir rnek araymz Henry Ja
mes'in yaptlarna bavurarak srdrebiliriz, James'in bir ki
tabn rasgele amak bile yeterli:
it was as if these depths, constantly bridged over
by a structure that was firm enough in spite of its light
ness and of its occasional oscillation in the somewhat
vertiginous air, invited on occasion, in the interest of
their nerves, a dropping of the plummet and a measure
ment of the abyss. A difference had been made moreo
ver, once for ali, by the fact that she had, ali the while,
not appeared to feel the need of rebutting his charge of
an idea within her that she didn't dare to express, utte-

31
red just before one of the fullest of their later discussi
ODS ended. (Tle Beast in the Jungle, 3. Blm)

Hafifliine ve olduka ba dndrc ykseklikteki


beklenmedik sallanmalarna karn, yeterince salam
bir yapnn srekli kprledii bu derinlikler onlar za
man zaman, ileri rahatlasn diye, iskandil atp uuru
mu lmeye yneltiyordu. stelik, Marcher'n en nem
li son tartmalarnn birinden hemen nce dile getirdii
sulamay - May'in sylemeye cesaret edemedii gizli
bir dncesi olduu sulamasn - aradan geen onca
sre iinde May' in yadsmak gereini duymamas, iliki
lerinde bundan sonra hep var olacak bir deiiklik yarat
mt.1

3)Bir amblem deeri kazanan hafiflie zg grsel bir


imge, tpk Boccaccio'nun yksnde evik bir hareketle me
zar tann zerinden atlayan Cavalcanti gibi .

Kullandklar szcklerden ok, bizde uyan drdklar s


zel armlardan dolay belleimizde yer eden baz yaznsal
bulular vardr. Don Quijote'nin mzran yel deirmeninin
bir kanadna sapladktan sonra deirmen tarafndan havaya
ykseltilmesi Cervantes' in romannda birka satrlk bir yer
tutar; yazarn bu sahne iin yazsnn kaynaklarn en az l
de kulland sylenebilir; buna karn, sz konusu sahne b
tn alarn en nl pasajlarndan biri olmay srdrmekte
dir.
Sanrm bu tanmlardan sonra, hafiflikle ilgili rnekler
bulmak zere kitaplmdaki kitaplarn sayfalarn evirmeye
koyulabilirim. Shakespeare' de hemen Mercutio'nun sahneye
girdii an (Romeo and Ju/iet, I.iv.17-18) arayp buluyorum:
Y ou are a lover; borrow cupid's wings / and soar with
11

them above a common bound 1 1 ( B ir aksn sen; dn al


1. Belli deiikliklerle eviri, Yrek Burgusu, Omandaki Canmar, Daisy Miller, ngi
lizce'den eviren: Necla Aytr (stanbul: Adam Yaynlan, 1988), s. 159160'den aln
mtr.

32
Kpidon'un kanatlarn/ Ve szl ykseklerden herkesin s
tne). Mercutio b u sz l eri, az nce "Under love's heavy bur
den do 1 sink" (Batyorum akn ar yk altnda) diyen Ro
meo'ya yant olarak sylemitir. Kulland fiiller Mercutio'-
nun dnyadaki hareket edi tarzn ortaya koyar: to dance, to
soar, to prick (dans etmek; szlmek; sokmak, batrmak). n
san yz b ir maskedir ("a visor"). Sahneye henz girmi ol
masna karn, kendi felsefesini aklamak gereksinimini du
yar Mercutio, kuramsal bir sylemle deil, bir d anlata
rak: Krali e Mab'i. Perilerin ebesi Kralie Mab bo bir ceviz
kabuundan ("an empty hazelnut") yaplm arabasyla boy
gsterir:

Her wagon spokes made of long spinners' legs,


The cover, of the wings of grasshoppers;
Her traces, of the smallest spider web;
Her collars, of the moonshine' s watery beams;
Her whip, of cricket's bone; the lash, of film

Uzun rmcek bacaklarndan t ek erlekleri,


Kr ekirge kanadndan;
Minik rmcek andan dizginleri;
Koumlar ay nn nemli ltsndan;
Crcr bcei kemiinden kamsnn sa'p
Kamln kendisi incecik zardan. 1
Ayrca unutmamamz gerekir ki, bu araba bir zerrecik
ler grubu tarafndan ekilme kt edir ("drawn with a team of
little atomies" ) : Kralie Mab d ' nn; Lucretius' u atomcu
luu, Rnesans neoplatonizmini ve Kelt folklorunu kaynatr
mas n salayan belirleyici bir ayrnt bu kanmca.
Mercutio'nun dans admlaryla yrynn de yeni bin
yln eiinden teye bize elik etmesini istiyor uz . Roneo
and Ju/iet'in artalann oluturan an, bizim yaadmz

1. Romeo ile Ju/iet, eviren: zdemir Nutku ( stanbul: Remzi Kitabevi, 1984), s.
41.

Amerika Dersleri 33/3


adan ok farkl olmayan ynleri var; Capulct'ler ile Monte
gue' ler arasndaki iddetli atmalardan daha anlaml olma
yan atmalarn kana bulad ehirler; Dad' nn savunduu,
evrensel bir ak modeline dnemeyen cinsel zgrlk; " do
al felsefe"sinin snrsz iyimserlii ile Rahip Lawrence' n
yn verdii, ancak yaam adna m lm adna m kullanla
candan asla emin olmadmz giriimler.
Shakespeare Rnesans' , makrokozmos ile mikrokozmo
su birbirine balayan ok ince etkileri tanr: Neoplatonik
gkyznden simyaclarn potasnda dnme urayan ma
denlerin ruhlarna kadar. Klasik mitolojiler su perileri ile or
m an perilerinden oluan bir repertuar sunabilirler sunmas
na, ancak imgeler daarcnn hava perileri ve periler gibi
en hafif doal gleri iermesi asndan Kelt mitolojileri ta
bii ki ok daha zengindir. B u kltrel artalan (doal olarak
burada Frances Yates'in Rnesans okltizm felsefesi ve
onun edebiyata yansmalar ile ilgili mkemmel aratrmalar
n dnyorum) neden S hakespeare' de benim temamla ilgi
li en zengin rneklerin bulunabileceini aklyor. stelik yal
nzca Puck' ve A Midswnmer Niglt's Dream'in ierdii tm
doast olaylar ya da Ariel ile btn o "dlerin yapld
kumatan" kiileri (" are such stuff / As dreams are made
of') dnmyorum . Her eyden nce kiinin kendi dramn,
sanki sz konusu dramn dndaymasna izlemesine ola
nak tanyan ve bu dramn bir melankoli ve ironi iinde ayr
p zlmesini salayan o zel lirik ve varolusal deiimle
ri, bir durumdan tekine geileri dnyorum.
Cavalcanti ile ilgili olarak szn ettiim yerekiminin
etkisinden kurtulmu arlk, Cervantes ve Shakespeare a
nda yeniden filizlenir: Raymond Klibansky, Erwin Pa
nofsky ve Fritz Saxl'n Satun and Melancloly (1964) adl ya
ptta ortaya koyduklar melankoli ile humor arasndaki o
zel balantdr bu. Nasl melankoli arln yitirmi hzn
ise, humor da ayn ekilde ktlesel arln yitirmi komedi
dir (insan tenselliinin, Boccaccio ve Rabelais'yi byk yazar

34
yapan boyutu sz konusu burada) ve bu tr bir humor, ben
ile dnyann ve onlar oluturan btn ilikiler ann geerli
liini sorgular.
ie gemi ve birbirinden ayrlmas olanaksz melan
koli ve humor; hemen hemen btn Shakespeare dramlarn
da, Hamlet karakterinin pek ok avatar'nn 1 dudaklarnda
bulmaya altmz tonu, Danimarka Prensi' nin tonunu belir
leyen elerdir. Bu karakterlerden biri, As You Like /t' deki
Jacques melankoliyi yle tanmlar (IV. i. 15- 18):
. . . but it is a melancholy of my own, compounded
of many simples, extracted from many objects, and inde
ed the sundry contemplation of my travels, which, by of
ten rumination, wraps me in a most humorous sadness .
. . . ama birok unsurdan bir araya getirilmi, birok
nesneden karlm kendime zg bir melankoli bu, ve
aslnda saysz gezilerimde yaptm gzlemleri sk sk
dndke byk bir hzn kaplar iimi.
Grld gibi, oluturucu elerinin ayrt edilemedii,
donuk bir melankoli deil Jacques'in szn ettii; humor
ve duyumlarn son derece kk paracklarndan oluan bir
tl, okluu iinde nesnelerin nihai tzn oluturan her ey
gibi atomlarn oluturduu ince bir toz tabakas.
Lucretius' u atomculuun izleyicisi bir Shakespeare im
gesi oluturmann bana ekici geldiini itiraf etmeliyim, an
cak bunun keyfi bir ey olacan biliyorum. Fantastik dn
m iinde evreni atomcu bir adan kavrayarak, bu kavray
sanatnn ak bir esi durumuna getiren modern dnya
nn ilk yazarn ancak birka yl sonra Fransa' da buluyoruz:
Cyrano de Bergerac.
Daha ok hatrlanmay hak eden olaanst bir yazar
dr Cyrano: Yalnzca bilimkurgunun gerek ncs olarak

1. Aatar. Hindu mltolojisblde bir tannnm insan ya da hayvan biiminde yeryzne


inmesi. (ev.)

35
deil, ayn zamanda geni bilgi birikimi ve yaznsa nitelikleri
dolaysyla. Gassendi duyumsalclnn ve Kopernik astrono
misinin izleyicisi olmakla birlikte, kaynan her eyden nce
talyan Rnesans, mn " doal felsefe" akmndan (Cardano,
Bruno, Campanella) alan Cyrano modern . edebiyatlarda
atomculuun ilk yazardr. Gerek kozmik bir cokuyu perde
lemeyen bir ironinin egemen olduu sayfalarda Cyrano canl
ya da cansz btn eylerin birliini, canl biimlerin eitlili
ini belirleyen temel figrler birleimini kutlar, zellikle de
bu biimleri yaratm olan srelerin ne denli belirsiz temel
lere dayand duygusunu iletir: Yani insann insan, yaamn
yaam, dnyannsa dnya olmamasna ramak kaldm gste
rr.
Vous vous etonnez comme cette matiere, brouillee
pele-mele, au gre du hasard, peut avoir constitue un
homme, vu qu, il y avait tant de choses necessaires a la
construction de son etre, m ais vous ne savez pas que
cent millions de fois cette mat.iere, s, acheminant au des
sein d' un homme, s, est arretee a form er tantt une pier
re, tantt du plomb, tantt du corail, tantt une fleur,
tantt une comete, pour le trop ou trop peu de certai
nes fgures qu, il fallait ou ne fallait pas a designer un
homme? Si bien que ce n' est pas merveille qu' entre
une infinie quantite de matiere qui change et se remue
incessamment, elle ait rencontre a faire le peu d' anima
ux, de vegetaux, de mineraux que nous voyons; non
plus que ce n' est pas merveille qu' en cent coups de des
il arrive une rafle. Aussi bien est-il impossible que de
ce remuement il ne se fasse quelque chose, et cette cho
se sera toujours admiree d' un etourdi qui ne saura pas
combien peu s' en est fallu qu' elle n' ait pas ete faite.
(Voyage dans la lun e (Aya Seyahat], 1661, Garnier-F
lammarion basm, s. 98-99).

Varln oluturmak iin bunca eyin gerekli oldu-

36
una bakarak, talihin elinde, geliigzel kartrlm bu
malzemenin nasl olup da insan yarattna ayorsu
nuz; ama bilmediiniz bir ey var: Yz milyonlarca kez
bu malzeme tam bir insan biimini alaca noktada, in
sana biim vermek iin gerekli elerin ya gereinden
fazla ya da gereinden az olnas nedeniyle durup, kah
bir ta, kah kurunu, kah mercan, kah bir iei, kah
bir kuyruklu yldz meydana getirmitir. Deien ve s
rekli hareket eden sonsuz nicelikteki maddenin, evre
mizde grdmz az sayda hayvall, bitki ve minerali
retmi olmas nasl artc bir ey deilse, yz zar at
ndan birinin ift gelnesi de ayn ekilde artc deil
dir. Aslna baklrsa, btn bu kprtnn hibir ey yarat
mamas olanakszdr; gene de bu yaratlan eyin bir ba
ka eye dnmesine ne kadar az kaldn dnmeyen
aptal birisi iin sz konusu olgu bir aknlk kayna ol
may srdrecektir.

Bylece Cyrano insanlarla lahanalarn kardeliini ilan


etme noktasna vardrr ii ve kesilmek zere olan bir lahana
n n kar koyuunu hayalinde yle canlandrir:
" H omme, mon cher frere, que t' ai-je fait qui meri
te la m ort? . . .Je me leve de terre, je m ' epanouis, je te
tends les bras, je t' o ffre mes enfants en graine, et pour
recompense de ma courtoisie, tu me fais trancher la te
te! "
" n s an ol u, aziz kardeim, lm hak edecek ne
yaptm sana? . . . Ben topraktan ykseliyor, filizleniyor,
kollarm uzatyorum, tohum halinde ocuklar sunuyo
rum sana; sense nezak et im in karl olarak ba m ke
siyorsun benim! "
Gerekevrensel kardelik adna yaplan bu konumann
Fransz Devrimi'nden yz elli yl nce yazldn dnr
sek, insan bilincinin insanmerkezci ba azlktan kurtulnada

37
gsterdii uyuukluun yaznsal bir bulu ile nasl bir anda
yo k edildiini grrz. Btn bunlar Cyrano bir ay yolculu
u balamnda gerekletirir ve burada yazarn imgelemi en
se k i n ncllerinden Samosata' l Lukianos ve Ludovico Ari
osto'yu aar. Hafiflii ilediim bu konumamda Cyrano her
eyden ok, Newton' dan nce yerekimi sorununu alglama
biimiyle n plana kyor; daha dorusu, sorun yerekimi
gcnden kurtulma sorunudur, bu sorun Cyrano'nun hayal
gcn ylesine harekete geirir ki, yazar aya km a k iin bi
ri tekinden daha zekice dnlm bir dizi yntem icat
eder: Gnete buharlaan iy taneleriyle doldurulmu kk
ieler (ampuller) kullanarak; vcuduna, genellikle ayn em
dii kz ilii svayarak; ya da mknatsl bir topu kk bir
tekneden h avaya atp durarak.
Mknats tekniinden yararlanmak konusuna gelince, bu
teknik uan Laputa adasn havada tutmak zere Jonathan
Swift tarafndan gelitirilip, m kemmellie ulatrlr. Lapu
ta' nn havada grnd an, s a nki Swift' in iki saplantsnn
sihirli b ir denge iinde birbirini yok e tt ii an d r; Swift'in hic
vine konu e tt ii iki saplantdan sz e d iyo ru m : Bedensel olma
yan usuluun soyutluu ile b e d ense lliin maddesel arl:
could see the sides of it, encompassed with
. . . and 1
several gradations of G alleries and S t ai rs, at certain in
tervals, to descend from one t o the other. in the lowest
Gallery 1 beheld some People fishing with long Angling
Rods, and others lo oki n g on .
. . . ve bulunduum yerden bir dehlizden tekine ine
bilmek iin belli aralklarla ina edilmi kat kat dehliz
ler ve merdivenlerle _e vrili adann yan taraflarn grebi
liyordum. En alt dehlizde uzun kamlarla balk avlayan
insanlar ve evresine baknp duran bakalarn gr
dm.
Swift, Newton'un ada ve hasmdr. Voltaire bir New
ton hayrandr ve Micromegas adl bir dev dler; Swift' in

38
devlerinin aksine Micromegas' beli rle yen bedensel boyutlar
deil, rakamlarla ifade edilen boyutlar, bilimsel y ap tlara z
g kesin ve amaz terimlerle dile geti ril e n uzamsal ve za
mansal zellikl eridir. Bu mantk ve slubun bir sonu cu ol a
rak, Micromegas Sirius' dan Satm' e ve Yeryz'ne dolama
y baarr. Denebilir ki, Newton' un kuramlarnda yaznsal
imge l emi onca etkile yen ey, her nesne ya da kiinin k en d i
arl ile bel i rlenen yazgsna bam l olmas deil, daha
ok gksel ktlelere uzayda birbirlerini dengeleme olana
veren gler dengesidir .
On sekizinci yzyl imgelemi havaya asl fig rler asn
dan zengin bir grnm sunar. Yzyln balarnda yaymla
nan, Antoine Galland'n Franszca Bin Bir Gece eviris i n i n
etkisini gster d ii ni syleyebiliriz; bu yapt, Bat fantezisine
harikalar diya r Dou' nun ufuklarn amt: Uan hallar,
uan atlar, lam balardan k an cinler.
mge l emi her tr snr aacak bir noktaya getirmeye y
nelik bu drtnn doruk noktasn on sekizinci yzyl, Mnc
hausen Baronu'nun bir top gllesi zerinde umas ile yaa
yacaktr: Uan Baron imgesi Gustave Dore'nin bayap tl ar
niteliindeki izimle riyle belleklerimizde yer etmitir. Tpk
Bin Bir Gece gibi, bir yazarn m yoksa ok sayda yazarn m
yazdn veya belli bir yazarnn bulunup bulunmad n bil
me d ii m iz Mnchausen servenleri yerekimi yasasna kar
srekli bir m eydan ok umad r: r d ekl e r tarafndan yksekle
re uuru lu r Baron, p eruun un ucundan tutup yukar eke
r ek, kendisini ve atn havaya yksel t ir, in i i srasnda ikide
bir ke sip , sonra yeniden ilmik att bir ipe tutunarak aydan
aa iner.
Halk e d ebiyatna zg bu imgele r, aydn k esim e debiya

t n d a n akt ard mz imgelerle birlikte Newton kuramlarnn


yaznsal ser veni ne elik e d e r le r . G iacomo Le op ardi, henz
on be yanda iken, b ak a eylerin yan sra Newton' un ku
ramlarn da derledii, ol aans t bir birikimin rn ol an
bir astronomi tarihi yazmtr. Leopardi'nin gece gkyzn

39
izlemesi - ki aire en gzel dizelerini esinlemitir - yalnzca
lirik bir motif deildi; aydan sz ettiinde Leopardi neden
sz ettiini ok iyi biliyordu.
Yaamn dayanlmaz arlyla ilgili hesaplamasn ara
vermeden srdren Leopardi ulalmas olanaksz mutlulu
u, hafiflik imgeleriyle betimler: Kular, bir pencerede ark
syleyen bir kadnn sesi, havann berrakl ve zellikle ay.
airlerin dizelerinde grnd andan balayarak ay
hep bir hafiflik, bir askda kalmlk, sessiz ve sakin bir by
duygusu uyandrmtr. Balangta bu konferans btnyle
aya ayrmak, farkl alarn ve lkelerin edebiyatlarnda ayn
tezahrlerini izlemek istiyorduq. Sonra ayn Leopardi'ye b
raklmas gerektiine karar verdim ; iirindeki mucizevi bir
zellik nedeniyle: Leopardi dilin btn arln kaldrr or
tadan, ylesine hafifletir ki dili, dil ayna benzer bir nite
lik kazanr. Ayn belirdii dizeler Leopardi iirinin byk bir
blmn oluturmaz, ancak bu dizeler btn bir iiri ay
yla aydnlatmaya ya da ayn eksikliinin glgesini btn bir
iire yaymaya yeterlidir.

Dolce e chiara e la notte e senza vento,


e queta sovra i tetti e in mezzo agli orti
posa la luna, e di lontan rivela
serena ogni montagna.

O graziosa luna, io mi rammento


ehe, or volge l' anno, sovra questo colle
io venia pien d' angoscia a rimirarti:
e tu pendevi allor su quella selva
siccome or fai, ehe tutta la rischiari.

O cara luna, al cui tranquillo raggio


d anzan le lepri ne ile selve . . .

40
Gia tutta l' aria inbruna,
torna azzurro il sereno, e tornan l' om bre
giu da' colli e da' tetti,
al biancheggiar della recente luna.

Che fai tu, luna, in ciel? dimmi, ehe fai,


silenziosa luna?
Sorgi la sera, e va
contemplando i deserti; indi ti posi.

Yumuak ve aydnlk gece ve rzgarsz;


atlarn zerinde, bahelerin ortasnda ay
sessizce duruyor ve onca uzaktan
her birini aa vuruyor sakin dalarn.

Ey zarif ay, hatrlyorum imdi,


bir yl nce olmal, gelir, b u tepeden
seni seyrederdim iim hznle dolu:
sen u ormann zerinde dururdun,
tpk imdiki gibi ve a boardn orman.

Ey sevgili ay, huzur dolu n da


tavanlar dans ediyor ormanlarda. . .

imdiden kararyor btn hava,


laciverde dnyor gkyz; tepelerden,
a tlardan aalara szlyor glgeler,
yeni dom u ayn aydnlnda.

Ne yaparsn, ay, gkyznde sen?

41
Syle bana ne yaparsn, sessiz ay?
Akamlar doup, ilerliyorsun,
lleri izleyerek; batyorsun sonra.

ok sayda izgi i ie mi geti konumamda? Hangi iz


giyi izlemem gerekiyor, sonucu yan bamda bulmak iin?
izgilerden biri, Ay', Leopardi'yi, Newton' u, yerekimi ve
yerden ykselmeyi birletiren izgi. . . Bir dieri Lucretius'un,
atomculuun, Cavalcanti' nin ak felsefesinin, Rnesans b
ysnn, Cyrano'nun izgisi . . . Sonra yazy dnyann tozum
su tznn bir metaforu olarak gren izgi var: Lucretius
iin harfler, deiik sralanlar ile szckleri ve birbirinden
ok farkl sesleri yaratan srekli hareket halindeki atomlar
d; dnyaya ilikin gizlerin yaznn iaretlerinden oluan bir
birleimde ierildiini dnen dnrlerin ait olduu hayli
eski bir gelenekten alnm bir dnce: Ram6n Llull' n Ars
Magna's, spanyol hahamlarnn ve Pico della Mirandola' -
nn kabalas. . . Galileo da alfabeyi ok kk birimlerin olu
turduu her tr birleimin modeli olarak grecektir . . . Sonra
Leibniz . .
.

Bu yolu izlemeli m iyim sonuna dek? Ama beni bekle


yen sonu fazlaca belirgin grnmeyecek mi bu durumda?
Gereklikle ilgili her srecin modeli olarak yaz . . . hatta, bili
nebilecek tek gereklik . . . hatta, tolt cour [tek kelimeyle, ksa
ca] tek gereklik . . . Hayr, benim anladm biim iyle szn
kullanmndan (srekli olarak eyleri izlemek, onlarn sonsuz
eitliliine uyum salamak anlamnda szn kullanmndan)
beni ok uzaklara gtrecek olan bu yola girmeyeceim.
Bir izgi daha kalyor geriye, konumamn banda izle
meye baladm bir izgi: Varolusal bir ilev olarak edebi
yat, yaamann arlna tepki olarak hafiflii aray. Belki
Lucretius' u da Ovidius' u da harekete geiren byle bir gerek
s in imdi : Epikurosu amaz kesinlii arayan - ya da arad
na inanan - Lucretius; Pythagoras yeniden douu arayan
- ya da aradna inanan - Ovidius.

42
Edebiyat bir bilme aray olarak grmeye alm biri
olarak, varolusal alanda hareket edebilmem iin bu alan
antropolojiye, etnolojiye, mitolojiye uzanan bir alan olarak
deerlendirmek gereksinimini duyuyorum.
Kuraklk, hastalklar, kt etkiler gibi kavmin varln
tehdit eden koullara aman, bedeninin arln yok ederek
yant veriyordu: Gereklii deitirmesini salayacak gleri
bulabilecei bir bak dnyaya, bir baka alglama dzlemi
ne uup giderek. Biraz daha yakn alarda ve uygarlklarda
kadnn zorluklarla dolu yaamn btn arln yklenmek
durumunda kald kylerde, cadlar geceleri sprge saplar
nn, hatta baaklarn ya da saman plerinin zerinde uu
yorlard. Engizisyon grevlilerince yasaklanmadan nce bu
grler halk imgeleminin, hatta halk yaantsnn bir paras
durumuna gelmiti. Yerden ykselmeye duyulan arzu ile bu
arzudan yoksun kalmann yol at strap arasndaki balan
tnn antropolojik bir sabit olduunu dnyorum. Edebiya
tn yapmay srdrd ey, Hu antropolojik istektir.
nce szl edebiyat: Masallarda bir baka dnyaya
uu sk sk yinelenen bir durumdur. Bu, Propp'un Masaln
Biimbilimi' nde sralad ilevler arasnda "kahramann yer
deitirmesi" biimlerinden birisidir. " Kahramann yer dei
tirmesi"ni yle tanmlyor yazar: "Aranan nesne genellikle,
yatay olarak ok uzakta veya dikey olarak ok yksekte ya
da ok derinlerde bulunan 'baka' , ' farkl' bir yerdedir" .
Propp daha sonra "kahramann havada umas" durumu ile
ilgili eitli rnekleri sralamaya geiyor: " Bir atn ya da ku
un srtnda, ku klnda, uan bir gemide, uan bir hal
zerinde, bir devin ya da bir ruhun omuzlarnda, eytann
arabasnda, v.b. "
Etnolojinin ve folklorun belgeledii bu amanla ve ca
dla zg ilev ile yaznsal imgelem arasnda bir ba kur
mak zorlama bir eymi gibi gelmiyor bana; aksine, her ya
znsal edimde rtl olarak bulunan en derin usuluun, bu
yaznsal edimin karlk geldii antropoloj ik gerekliliklerde

43
aranmas gerektiini dnyorum.
Bu konferans Kafka' nn bir yksn, Der Kbe/reiter' i
(Koval valye) anmsatarak bitirmek istiyorum. Der Kiibel
reiter 1917 ylnda yazlm, birinci tekil ahs anlats ksa bir
yk; belli ki yknn k noktasn, savan hkm srd
, Avusturya mparatorluu' nun yaad o en korkun k
mevsimindeki son derece gerek bir durum oluturmaktadr:
Kmr sknts. yknn anlatcs sobasna kmr bulmak
iin bo bir kovayla evden kar. Yolda kova, anlatcnn at
na dnr, dahas onu ilk katlarn hizasna karp, sanki
bir devenin srtndaymasna bir aa bir yukar sallayarak
tar.
Kmrcnn dkkan yeraltndadr ve koval valye
dkkann hizasna oranla ok yksektedir; derdini g bela
kmrcye anlatmaya alr, kmrc isteini karlamaya
hazrdr, ancak kars valyeye kulak asmaz. valye paras
n hemen deyemeyecek olsa da kendisine en dk kalite
kmrden bir kova, vermeleri iin kmrc ile karsna yal
varr. Kmrcnn kars nln zer ve bir sinei kovar
casna kovar valyeyi. Kova ylesine hafiftir ki, srtndaki
valye ile birlikte Buz Dalarnn ardna uup, gzden yiter.
Kafka' nn birok ksa yks gizemli bir hava tar, Der
Kbelreiter zellikle yle . Belki de Kafka bize yalnzca sava
zaman, souk bir gecede bo bir kovann tngrts eliinde
bir para kmr aramaya kmann, bir gezgin valye ray-
, na, ldeki bir karavan yolculuuna, bir sihirli uua dn
tn anlatmak istiyordu. Ancak kiiyi, hem bakalarnn
yardm, hem de bencillii ile karlat dzeyin zerine
karan bu bo kova fikri; insan, alakgnll yakarsnn kar
lanamayaca bir noktaya ykselten, yoksunluun, arzunun
ve arayn gstergesi olarak bo kova sonsuz dncelere ka
p ayor.
amandan ve masal kahramanndan sz ettim size; yok
sunluun hafiflie dnerek insan her gereksiniminin sihir
li bir biimde karlanaca bir diyara uurabilmesinden. Ko-

44
va gibi basit ev aralarnn zerinde uan cadlardan sz et
tim. Ancak Kafka' nn bu yksnn kahraman ne amanla
rn ne de cadlarn gleri ile donanma benziyor; ne de
Buz Dalarnn tesindeki di y ar , bir k ovay dolduracak bir
eylerin bulunabilecei bir yere. Zaten dolu olsa uamazd
kova. Bylece kendi kovamzn srtnda yeni binyl k arl aya
caz; hibir biimde, kendi gtrebileceklerimizden fazlas
n orada bulmay ummakszn. Bu konferansta erdemlerini
aydnlatmaya altm hafiflikten fazlasn, szgelimi.

45
2

HIZLILIK
Size eski bir efsaneyi a nlat ar a k balayaca m szlerime .
le ri yalarnda m parator arlman b i r Alman kza ak
olur. H kmdarn kendisini tamamyla bu tutkulu aka kap
trdn, krallara zg arball bir yana b ra k ar ak im pa
r a t o r l u kla ilgili ileri i hm al ettiini gren sarayl baronlar b
yk bir kaygya kaplrlar. Alman kz gnn birinde anszn
lnce saray erkan rahat bir nefes alr, ancak pek ksa srer
sevinleri: nk arlman' n ak kz ile birlikte lm e m itir.
Balsamlanm cesedi odasna getirten hkm d ar, cesedin ya
nndan ay rl m ak istemez. l bir b ed e n e gsterilen bu tutku
dan korkan bapiskopos Turpin bir byden phelenir ve
cesedi i n ce le m e k ister. Bapiskopos, kzn dilinin altnda sak
l , zerinde deerli bir ta bulunan hir yzk bulur. Yzk
Turpin' in eline geer gemez, arlm an cesedi hemen gm d
rr ve kza duyduu ak bapiskoposa duym aya balar. Bu
tuhaf durumdan k u r tul m ak iin Turpin yz Konstanz G
l' ne atar. arlman bu kez gle ak olur ve artk gln ky
sndan uzaklamak istemez.
" B y hakkndaki bir kitaptan alnan" bu efsane, Ro
m an t i k Fransz yazar Jules Barbey d' Aurevilly' nin yaymlan
mam not defterlerinden birinde, benim anlattmdan daha
zl bir biimde aktarlr (efsaneyi d' Aurevilly' nin yaptlar
nn Pleiade basmndaki notlardan bi rind e okuyabilirsiniz,
I . s. 13 15). Ben okuduum d an bu yana efsane - sanki yz
n sihri yk araclyla devam ediyormuasna - zihnim
de canland durdu. Byle bir yknn hangi nedenlerden
tr itzerimizdc byleyici bir etki yarattn aklamaya
alalm. ykde bir zincirin halkalar gibi birbirine ekle
nen bir dizi olaand olay var: Yal bir adamn gen bir k
za duyduu ak, l bir bedene gsterilen saplantl tutku,
bir ecinsel iliki eilimi ve sonuta her eyin melankolik bir
grnt iinde uzlatrlmas: Gln manzarasna dalp git-

Amerika Dersleri 49/4


mi yal kral. Barbey d' Aurevilly'nin efsaneyi, romana ekle-
dii notlardan birinde aktardn belirtmitim; romann efsa
neyi konu alan pasajnda (Une vieille maftresse, s.221) ise
unlar yazm d' Aurevilly: " Charlemagne, la vue attachee
sur son lac de Constance, amoureux de l' abime cache" (G z
lerini gl Konstanz' a dikmi, gizli uurumun a arl
man ). Bu olaylar zincirini bir arada tutan szel bir ba; fark
l ekicilik biimleri arasnda bir sreklilik kuran " ak" ya da
"tutku" szcnn oluturduu anlatsal bir ba; farkl b
lmler arasnda bir mantk ilikisi, bir neden-sonu ilikisi
kuran sihirli yzk var. Yzn bo halkasnn simgeledii
bir eksiklie, bir yoklua, var olmayan bir nesneye kar du
yulan arzunun nitelii, anlatlan olgulardan ok anlatnn rit
mi araclyla veriliyor. Benzeri biimde, ykye batan so
na bir lm duygusu hkmediyor: arlman'n yaamn bala
rna tutunarak umarsz bir abayla m cadele ettii lm duy
gusu ve yknn sonunda gln seyriyle zm e kavuan tut
ku.
Bununla birlikte, yknn gerek kahraman sihirli y
zktr. ki nedenden tr: lki, yzn hareketlerinin kii
lerin hareketlerini belirlemesi, ikincisi ise kiiler arasndaki
ilikileri yzn kurmas. Sihirli yzn evresinde gerek
te anlatnn alan olan bir tr gler alan oluuyor. Sihirli
nesnenin kiiler ya da olaylar arasndaki balanty belirgin
klan tannabilir bir gsterge olduunu syleyebiliriz: Ku
zey' in sagalar ile romanslarda izini srebileceimiz ve Rne
sans dnemi talyan iirlerinde de varln srdren bir anla
tsal ilev. Orlando Furioso' da bitmek bilmeyen bir dizi dei
tokua tank oluruz, her biri kendine zg zellikler tayan
bir dizi nesne - kllar, kalkanlar, miferler, atlar - srekli
el deitirir; yle ki, olay rgs belli bir saydaki yk kah
ramannn arasndaki ilikileri belirleyen belli gteki baz
nesnelerin mlkiyetinin el deitirmesi araclyla betimlene
bilir.
Gereki anlatda M ambrino' nun miferi berberin tra

50
tasna dnr, ancak ne nemini yitirir, ne de anlamn; ay
n ekilde, Robinson Crusoe' nun batk gemiden kurtard
ve kendi elleriyle yapt btn nesneler son derece nemli
dir. Diyebiliriz ki ykde belirdii andan itibaren nesneler
zel bir g kazanr, bir manyetik alan kutbuna, gze grn
mez bir ilikiler ann dm noktasna dnr. Bir nesne
nin simgesellii daha az ya da daha ok belirgin olabilir, an
cak her zaman vardr. B ir anlatdaki nesnenin her zaman si
hirli bir nesne olduunu syleyebiliriz.
arlman'la ilgili efsaneye dnersek, bu efsanenin tal
yan edebiyatnda uzun bir gemii bulunduunu grrz. Re
nm Familianm L ibri' de (1, 4) Petrarca, inanmadn belirt
tii bu "ho yky" (fabel/a non inamena) arlman' n
Aix-la-Chapelle' deki mezarn ziyareti srasnda rendiini
anlatr. Petrarca'nn Latince' sinde yk ahlaki yorumlar, ay
rntlar ve okurda uyandrd duygular asndan ok daha
zengin dir (szgelimi, Kln piskoposu mucizevi bir uyarya
uyarak, parmayla cesedin souk, kaskat dilinin altn arat
rr: sub gelida rigentique lingua ) ; ancak ben her eyin hayal
gcne brakld ve olgularn birbiri ard sra diziliindeki
hzn kiiye bir nlenemezlik duygusu verdii yaln zeti ok
daha gl buluyorum.
Efsane, on altnc yzyln anlatm olanaklar olduka
zenginlemi talyanca' snda farkl deikeleriyle yeniden or
taya kar, bu d<;memde efsanenin en ok gelime gsteren
blm lmle ilgili olan blmdr. Venedik' li yk yazar
Sebastiano Erizo' nun anlatsnda cesetle ayn yatakta yatan
arlman' n yaknmas birka sayfa srer. Buna karlk, pis
koposa duyulan ecinsel tutku blmne yalnzca deinilip
geilir; hatta bu blm tamamen sansre urar, tpk on al
tnc yzyln akla ilgili en nl incelemelerinden birinde,
Giuseppe Betussi'nin yaptnda olduu gibi: Burada yk y
zn bulunmas ile sona erer. Sonu ksmna gelince, Pet
rarca' da ve onu izleyen talyan yazarlarnda Konstanz G
l'nden sz edilmez; yzk bir batakla atlr, imparator ba-

51
taklk k ok u sun u sanki bir parfm kokluyormuasma iine
eker, "bat akln s u l a r n byk bir ehvetle kuUamr" (bu ra
da ar]man efsanesi ile kaplca sularnn kkeniyle ilgili te
k i yerel efsaneler ara snda bir balant kuru l m aktadr); bun
.
lar bir btn ol a ra k yk n n okurda uyandrd lm d uygu
sunu \Urgulayan ayrntlardr.
B undan da nce, a yn yk yl e ilgili olarak bir ortaa
Alman gelenei sz konusu olmutur; Gaston Paris' nin ince
ledii, yky olduka farkl biimlere sokan deikeJcri bu
lunan bu gele n e k , arlman'n l kadna d u yd uu ak e l e
alr: Kah arlman ' n sevdii kz, s i h i r li yzk araclyla arl
man' n s a d a k a t i ni gve nce altna alan imparatorun yasal kar
s d r; kah elinden yzk alnr alnmaz len bir peri ya da s u
pe r i s i d i r kah canl gibi grnen, a n c a k e linden y:tk a l n d
.

nda b i r cesede dnen b i r kadndr. yknn ka) nanda


olaslkla bir skandinav sagas bulunmakta: Norve Kra l B a
rald' n, sarnd sihirli m anto s ayes i nde canlym gibi duran
l karsyla yattn anlatan saga.
Ksacas, Gaston Paris ' n i n d e r l e di i ortaa ve rs i yo n l a
rnda eksik olan, olaylarn zincirlem e olarak birbirini izleyii;
Petrarca ile Rnesans yazarlarnn yaznsal versiyonlarnda
e ksik olan ise hzdr. Bu yzden, biraz z e n s iz bir biimde
derlenmi olmasna kar n, Barbey d' Aurevilly'nin a k t a rd
Ycrsiyonu ye li yo r u m ; bu versiyonun gizi anlatnn ekonomi
sinde yalyor: Doru paralarnn birletirdii olaylar, ister
uzun ister ksa srsnl e r, kesintisiz bir hareketi ya n s t a n zik
zak bir desen i i n d e k i noktalara dnyorlar.
Bununla, hzn kendi iinde bir deer olduunu syle
mek iste m iyorum : Anlatsal zaman geciktirici, e\T i m s c l ve
ya duraan olabilir. Her d u r u m d a, anlat sre ile ilgili bir
edim, zamann ak z e r in d e (bu ak daraltmak ya da yay
mak suretiyle) etkisini gstere n bir bydr. ki olayn ara
sndaki uzun zaman araln atlamak ya da ayl a rca veya yl
larca s r e bir aral gstermek istediklerinde, Sicilya'l ma
sal anlatclar "lu cunlu n o n m et t i tempu" (masal zaman har-

52
ca m az) formln kullanrlar. Halk geleneinde szl anlat
teknii, ilevsellik ltlerini temel alr; ie yaramayan ayrn
tlar gz ard etcsine karlk tekrarlar zerinde srarla du
rur: Szgclimi, maalda almas gereken bir dizi e ngel sz
konusu olduunda, bu engellerin birer birer anlatlmas gibi.
yk dinlerken duyulan ocuksu zevkin iinde, tekrar edilen
eylerin beklentisinden kaynaklanan zevk de yer alr: Durum
larn, cmlelerin, frmllerin tekrarlanmasndan duyulan
zevk. Nasl iir ve arklarda uyaklar ritmi belirliyorsa, dzya
z anlatlarda da birbiriyle uyak yapan olaylar vardr. arl
man efsanesi, tpk bir iirdeki uyaklar gibi biri tekini ar
tran bir olaylar dizisinden olutuu iin, baarl bir anlat
dr. Eer yaznsal etkinliimin bir dneminde halk masallar
nn, peri masallarnn ekimine kapldysam, bu ne etnik bir
gelenee olan ballmdan kaynaklanyordu (nk kkle
rim btnyle modem ve kozmopolit bir talya' da), ne de o
cukluk yllarmn okumalarna duyduum zlemden (be nim
'ailemde bir ocuk yalnzca eitici nitelikleri olan ve belli bir
bilimsel temeli blunan kitaplar okuyabilirdi); ilgimi e ken,
masallarn anlathndaki temel mantk, ritim, ekonomi ve s
lup-yap zellikleriydi. Geen yzylda yaam folklor ara
trmaclarnn kaytlarndan yola karak transkripsiyonunu
hazrladm talyan masallar ile ilgili almamda, zgn
metin ok ksa olduu zam anlar, bundan zel bir zevk alyor
ve metni ksalna sayg gstererek anlat maya, masaldan e n
ok anlatsal etki ile iirsel imay karm aya alyordum. r
nein:

Un Re s' amrrialO. Vennc ro i me<lici e gli dissero:


"Senta, Maesta, se vuol guarire, bisogna ehe l e i p r c n d a
una penna dell' Orco. E un rimedio difficile, pc rchc
l' Orco tutti i cristiani ehe vede se li m a ngia" .
il R e lo disse a t ut t i ma nessuno ci volc\'a a n d a n. .
Lo ehi e se a u n suo sot toposto, m o l l o fedde c c oraggi
oso, e qucsti disse: "Andro'' .
Gli insegnarono la strada: "in cima a un monte, ci .
sono sette buche: in una delle sette, ci sta l' Orco" .
L'uomo ando e lo prese il buio per la strada. Si
fermo in una locan da . . . (Fiabe ita/iane, 57).
Kraln biri hastalanm. Doktorlar gelip Krala: " a
kn, yce efendimiz" , demiler, " eer iyilemek istiyorsa
nz, Gulyabani' nin tylerinden birine ihtiyacnz var.
Zor bir tedavi bu, neden derseniz Gulyabani nne ka
n yutuyor" .
Kraln bavurmad kimse kalmam, ama bir Alla
hn kulu dahi gitmek istemiyormu. Kral ok sadk ve
cesur bir hizmetkarndan istemi ayn eyi, o da " Ben gi
derim" demi.
Adama yolu tarif etmiler: " Bir dan tepesinde, ye
di ukur var: Yedi ukurun birinde Gulyabani bulunu
yor" .
Adam yola koyulmu, giderken karanlk basm or
tal. Bir handa durmu . . .
Kraln hastalnn n e olduu; nasl olup d a bir Gulyaba
ni' nin tyleri bulunabilecei ve ukurlarn neye benzedii
hakknda hibir aklama getirilm ez. Ancak, sz edilen her
eyin olay rgsnde gerekli bir ilevi vardr; halk masallar
nn temel zellii ifadedeki ekonomidir; en olaand terslik
ler yalnzca yknn z ile ilgileri gz nnde bulundurula
rak anlatlr; 1amana kar, bir arzunun gereklemesini veya
yitirilmi bir iyiliin yeniden ele geirilmesini nleyen ya da
geciktiren engellere kar hep bir sava vardr. Tpk Uyuyan
Gzel' in atosunda olduu gibi zam an tamamyla durabilir,
ama bununla ilgili olarak Charles Perrault' nun unlar yaz
mas yeterlidir:
les broches memes qui etaient au feu toutes plei
nes de perdrix et de faisans s' e ndormirent, et le feu aus
si. Tout cela se fit en un m oment: les fees n' etaient pas
longues a leur besonge.

54
Ocaktaki sln ve keklik geirilmi iler bile uyku
ya dald, ate de uykuya dald. Btn bunlar bir anda
oluverdi: Eli abuktur perilerin.

Zamann grecelii, hemen her yerde yaygn olan bir


halk hikayesinin konusunu oluturur: te dnyaya yaplan
yolculuk. Yolculuu yapan kii, yolculuun topu topu birka
saat srdn sanr, oysa geri dndnde, yola kt an
ile dn an arasnda yllar getii iin, yola kt yer tann
maz hale gelmitir. Bu arada, Amerikan edebiyatnn balan
gcnda bu motifn Washington Irving' in Rip Van Wnk/e ' ine
de kaynaklk ettiini ve deiim kavram zerine kurulmu
Amerikan toplumunda bir kurulu mitosu konumu edindii
ni anmsataym.
Bu motifi anlatsal zamann bir alegorisi olarak, anlat
sal zamann gerek zamanla llemezliinin bir gstergesi
olarak deerlendirmek de mmkndr. Byle bir yorum
tam tersi bir ilem iin de geerlidir: Dou yk anlatma sa
natnn belirleyici niteliklerinden olan, bir yk iinde baka
ykler anlatmak suretiyle zamann uzatlmas ileminden
sz ediyorum. ehrazat iinde bir baka yknn, o baka
yk iinde de bir baka yknn, vb. anlatld bir yk an
latr.
ehrazat' n her gece hayatn kurtarmasna olanak sala
yan sanat, bir yky bir tekine balamasn bilmek ve ge
rektii anda yky kesebilmek sanatdr: Zamann sreklili
i ve bu srekliliin krlmas ile ilgili iki ilem. Ritme ilikin
bir gizdir bu, ilk rnekle rinden bu yana tanyabileceimiz bir
tempoyu yakalama sorunudur: Epikte veznin et ki s iyle , dzya
z anlatda yknn kalann dinleme arzusunu canl tutan et
kiler yoluyla.
Beceremedii halde fkra anlatmaya alan, neyi nere
de syleyeceini, zellikle olaylar arasndaki balantlar ile ri
timleri aran birisini dinlerken duyulan sknty hepimiz bi
liriz. Boccaccio' nun tam da szl anlat sanatna ayrlm bir

55
yksnde (VI, 1) bu sknt dile getirilir.
fJoransa'h bir hanmn krdaki villasnda misafir bulu
nan kadnl erkekli neeli bir topluluk, le yemeinin ardn
dan evredeki gzel yerlerden birine gitmek zere yola
kar. Yry daha neeli klmak iin, erkeklen.le n biri bir
yk anlatma nerisinde bulunur:
" Madonna Oretta, quando voi vogliate, io vi porte
ro, gran parte della '.\'ia ehe a andare abbiamo, a eavallo
con una delle belle novelle del m ondo" .
Al quale la donna rispuose: "Messere, anzi ve ne
priego io molto, e sarammi earissimo" .
Messer lo eavaliere, al quale forse non stava meg
io la spada a11ato ehe 'I novellar nclla lingua, udito qu
esto, comineio una sua novella, la quale nel vero da se
era bellissima, ma egli or tre e quatro c sei voltc re pli
cando una medesima parola e ora indietro tornando e
talvolta dieendo: " I o non dissi bene" e spesso ne' nomi
errando, un per un altro ponendone, fieramcnte la guas
tava: scnza ehe egli pessimamente, seeondo le qualita
delle persone c gli atti ehe aeeadevano, profereva.
Di ehe a madonna Oretta, udendolo, spesse volte
ve niva un sudore e uno sfinimento di euorc, eom c se in
ferma fosse stata pcr tcrminare; la qual eosa poi ehe
pii sofferir non potc, eonosecndo ehe il eavaliere era
c ntrato ncl peeorcccio ne e ra per riuseirne, p i a cc vo l
mente dissc: " M esse r, questo vostro cavallo ha troppo
duro trotto, pcr ehe io vi pricgo ehe vi piaecia di porm i
a pie" .

" Orctta Hanmefendi, arzu ederseniz, dnyann e n


gzel yklerinden birini a n l a t p , yrmemiz ge reken
yolun ne m li bir ksmn, at ze r i n d e geirteyim size" .
" Ltfen anlat n" , dedi Bayan Orclla, " ok holana
eamdan e m i n im" .
Klc belinde nasl ireti duruyorsa, anlau yk

56
de d i l in deyle ireti duran valyemiz, bunu d uyar duy
m az ykle rinden birini anlatmaya koyuldu; yk ger
ekten de g ze l di gzel olmasna, ama anlatcs ayn kc.
lim eyi drt, be, b a ze n ah k ez t ek ra r layar ak , kah baa
dnp, kah " yi a nla t a m ad m galiba" diye rek, adlar bir
birine kartrp, bir ad yerine bir bakasn syleyerek,
m ahve tt i yk y: Hele anlat tarz, yk d e k i kiile rle
olaylara en ufak ekilde uymayacak k a da r k t yd .

yk y dinlerken, sanki hastalanm da yaknda


lecekmi gibi zerinden terler boanyor, kalbi sk
yordu Bayan Oretta' nn; anlatlanlara daha fazla dayana
mad, valyemiz de kendi yaratt batakla (iinden
kmak yle dursun) giderek daha ok s apl an d iin
n az i ke unlar syledi kadncaz: "Baym, pek zorluy
mu at n zn gidii, o yzden rica ederim siz gene ye r e
indirin beni" .

yk bir attr: Amas ge re ken mesafeye b al olarak t


rs ya da drtnala giden, kendine zg bir gidii olan bir ta
t aracdr; ancak burada sz edilen hz, zihinsel bir hzdr .

Bocaccio' nun bu ykde sralad kusurlar - beceriksiz anla


tcnn kusurlar her eyd e n nce ritimle ilgili aksaklklar
-

dr; slup hat al a r da sz k onusudur, nk anlatc ykde


ki kiilerle ol ayl a r betimleyecek uygun ifadeleri kullanmak
tan acizdir. Bir ba k a deyile, doru sl ub u yakalamak da,
anlatnn ge r e k le r i ne ol ab i l dii n ce abuk uyum salamay,
ifade ve dnce kvrakln gerektirir.
Fiziksel hzn yan sra zihinse l hzn simgesi olarak at .
e debiyat t a r i h i n d e ()nemli bir yer tutar \'t: am za zg tek
nolojik b a k a s n n ie r dii ht n sorunsall a r n bir ilk ha
bercisi n i t c l igi n i t a r . Ta t aralarnda olduu k a d a r bilgide
<le hJzn a, ngi l i z :: dchiyatnn en gzel denemele rinde n
bi riyle, Thomas De Ouin ccy' in Tle Engll .\lail-CoacJ (n
giliz Posta Arnbas.1) adl yazsyla babr; otomobil lerin ve_
otoyollarn sard dnyayh. ilgili bizim bugn bildiimiz he r

57
eyi (an hzdan kaynaklanan lmcl arpmalar da dahil
olmak zere) Quincey daha 1849 ylnda grp anlamt.
Denemenin "The Vision of Sudden Death" adl bl
mnde De Quincey ar hzl giden bir posta arabasnn
box'nda, 1 derin bir uykuya dalm iriyar bir arabacnn ya
nnda yaplan bir gece yolculuunu anlatr. Aracn teknik ku
sursuzluu, srcnn cansz kr bir nesneye dnmesi ile
birleince, bir makinenin mekanik amazl yolcunun haya
tn belirleyecek tek lttr artk. Ald bir doz Iavdano
mun etkisiyle alglama gc keskinleen De Quincey, atlarn
saatte 13 mil hzla yolun sa tarafnda gittiklerini fark eder.
Son derece hzl ve son derece salam posta arabas iin de
il, ayn yol zerinde kar ynden gelecek ilk talihsiz atl ara
ba iin kesin bir felaket demektir bu! Gerekten de De Quin
cey, Gotik bir kilisenin sahanln andran aalkl yolun so
nunda gen bir iftin srd, saatte bir mil hzla ilerleyen
kk yayl arabay fark eder. " Between them and eternity,
to ali humar calculation, there is but a minute and a-half'
(Onlarla sonsuzluk arasnda, nasl hesaplanrsa hesaplansn,
topu topu bir buuk dakikalk bir zaman var). De Quincey
bir lk atar: " Mine had been the first step; the second was
for the young man; and the third was for God" (Benimki ilk
admd; ikinci adm atmak delikanlya dyordu; ncs
ise Tanrya).
Byk hzlarla ilgili deneyimin insan yaamnn ayrlmaz
bir paras haline geldii amzda bile, bu birka saniyenin
anlatm hala alamamtr.

Glance of eye, thought of m an, wing of angel,


which of these had speed enough to sweep between the
question and the answer, and divide the one from the
other? Light does not tread upon the steps of light mo
re indivisibly than did our all-conquering arrival upon
the escaping efforts of the gig.
1. Bax: Posta arabasnda arabacnn oturduu blm. (ev. )

58
Bir anlk bak, bir dnce, bir melein kanad:
Bunlardan h angisi soru ile yantn ar asna gir e cek, soru
ile yant birbirinden ayracak gteydi? Ik bile n
izini, kamaya alan yayl arabann zerine ezici bir
gle varmz denli hzl izleyemez.
De Quincey okura bu son derece ksa zaman srecini
hissettirmeyi baarr; stelik onca ksa bu sre ce, hem arp
mann teknik kanlmazlyla ilgili hesaplamay, hem de he
saplanmas olanaksz bir eyi - sayesinde iki tatn arp
m aktan kurtulduu - Tanrsal yardm sdrr.
Bizi burada ilgil e n diren tema fiziksel hz deil, fiziksel
hz ile zihinsel hz arasndaki ilikidir. Bu iliki, De Quin
cey'in, kuandan b y k bir talyan ai rin i de ilgilendirmi
tir. Y aamnn byk bir blmn evinde ge i r m i olsa da,
Ziba/done' s i ni n notlar arasna unlar yazarken ender sevin
. li anlarndan birini yayordu Giacomo Leopardi:
La velocita, per esempio, de' cavalli o veduta, o
sperimentata, cioe quando essi vi trasportano ( . . . ) e pi
acevolissima per se sola, cioe per la vivacita, l' e n e rgi a,
la forza, la vita di tal sensazione. Essa desta realmente
una quasi idea dell'infnito, sublima l'anima, la fortifi
ca . . . (27 Ottobre 1821 ) .
Hz, s zgeli mi, atlarn hz, ister uzaktan grlsn,
ister atl bir arata giderken bireysel olarak yaansn . . .
kendi iinde son derece keyifli bir eydir; b yle bir hzn
insanda yaratt canllk, enerji, g ve yaamla do pdo
lu olu duygusunu kastediyorum. Gerekten de bu hz
neredeyse bir sonsuzluk dncesi uyandrr insanda, ru
hu yceltir, salamlatrr . . . (27 Ekim 1821).
Ziba/done'nin sonraki aylara ait notlarnda, Leopardi
hz zerine dncelerini geli t i ri r ve belli bir noktada sz
sluba getirir:
La rapidita e la concisione dello stile piace per che

59
prescnta all' anima una folla d'idee simultance, cosi rapi
damente succc dentisi, ehe paiono simultanee, e fanno
ondcggiar l' anima in una tale abbondanza di pe.n sie ri, o
d'imm agini e sensazioni spirituali, ch'ella non e capace
di abbracciarle lutle, e pienamente ciascuna, o non ha
tempo di restare in ozio, e priva di sensazioni. La forza
deUo stile poetico, ehe in gran parte e tutt' uno colla ra
pidita, non e piacevole per altro ehe per questi effetti, e
non consiste in altro. L'eccitamento d' idee simultanee,
puo derivare e da ciascuna parola isolata, o propria o
metaforica, e dalla loro collocazione, c dal giro della
frase, e dalla soppressione stessa di altre parole o frasi
ec. (3 Novembre 1821}
slubun hzl v e zl bir ksalkta olmas houmu
za gider; nk byle bir slup l:>irok czamanh fikirle
dol d urur zihn mizi, ya da bu fikirler yle hzl dizilirler
ki birbiri ard sra, ezamanl olduklar izlenimini uyan
drrlar bizde; sz konusu fikirler yle bir dnce veya
imge ya da ruhsal duyum sanama tutarlar ki zihnimi
zi, zihnimiz ya btnyle, birer birer kucaklayamaz bun
lar ya da oyalanmaya, duygulardan yoksun kalmaya vak
ti yoktur. iirsel slubun gc - ki byk oranda hzllk
la ayn ey demektir - yalnzca bu etkiler dolaysyla ho
a gider ve yalnzca bu etkilerden olumaktadr. Eza
m anh fikirlerin uyandrd heyecan, tek tek szckler
den (ister yaln olarak ister birer mctafor olarak kulla
nlm olsunlar), bunlarn bir araya getirilmesinden, bir
cmlenin tam verini bulmu olmandan ve hatta baka
szck, cmle, vb. clerin yaz d braklm olmasn
dan kaynaklanabilir. (3 Kasm 1821)
Sanyorum zihinsel hzn metaforu olarak at ilk kez G a
liko G alilci kullanm tr. Saggiatore' de, klasik yaptlardan
birok alntyla kendi tezle rini savunan kartyla giritii po
le mikte Galilco unlar yazyordu:

(()
Se il discorrerc circa un pr ob l e m a diffcile fosse co
me il p o rt a r pes dove mo1ti cavalli porteranno pii s a c
ca di grano ehe un caval solo, io acconsentirei ehe i mol

ti discorsi faccsscr p i i ehe un solo; ma il d is cor r er e e


com e il co r r c r c , e n o n come il port are, ed un caval bar
bero solo correra pii ehe ce n lo frisoni . (45)

Eer g bir sorun zerine tartmak arlk ta


m ak gibi bir ey o ls ay d ( o k sa)da atn bir ata oranla
daha fazla ayda buday uva l tamas gibi), ok say
da s ylemi n bir tek ylemden daha o k ey yaptn ka
bul ederdim; ama tartmak yk lmak gibi deil, ko
mak gibidir ve bir Berbe ri at t ek bana yz Friesland
atndan daha hzl koacaktr.

" Discorrere" (tartm ak), " discorso" (sylem) Galileo


iin aklyrtme, o u nl u k l a da tmdengelimli aklyrtme
deme ktir. G alileo' nun "Disorrere e com e corrc re" (Tart
mak komak gibidir) eklindeki sav slupla ilgili temel kan
sn d i l e getirir: slup, bir dnce y n te m i , bir yazn s a l be
eni sorunudur. Galileo iin iyi d n me n in belirleyici nite
likleri aklyrtmede hzl ve kt\Tak, argm an lar da ekono
m i k olmak, _ayn zamanda d g c asndan zengin rnekler
semektir .
B unlara, Galilco' nun m et a fo rlar n d a ve Gedanken-Erpe
rinenten ' inde at imgesini kullanma eilim ini e k l e me k gere
kir: Galileo' nun yazlarnda metafor kullanm z e ri n e yapt
m bir almada, onun atlardan sz ettii e n az on bir
nemli rnek sa yd m : Hareke tin bir imgesi, yan i kinetik de
ne yl e r i n bir arac o lar a k ; btn karmakl ve gzellii iin.

de doann b i i m i o l arak ; atlarn en akla gelmedik de ne yle re


tabi tutulduu veya dev boyu t l ara ula t varsaymlar olutu r
mak suretiyle imge le m i btnyle zgr brakmann bir yolu
olarak ; bunlarn yan sra, daha nce belirttiimiz bir nok t a,
aklyrtmenin koma ile zdeletirilmesi olgusu var: "Tar
tmak kom ak gibidir".

61
Dialogo dei massimi sistemi' de ( ki Byk Dnya Sistemi
stne Konumalar), dncenin hz Sagredo tarafndan can
landrlr; Sagredo, Ptolemaiosu Simplicio ile Koperniki Sel
viati'nin tartmasnda zaman zaman konumalara katlan ka
rakterdir. Selviati ile Sagredo Galileo> nun mizacnn iki farkl
ynn temsil ederler: Selviati yava ve tedbirli bir biimde
ilerleyen, yntemsel adan kl krk yararcasna titiz bir usavu
rumcudur; "son derece hzl konuma tarz" ve snrsz dg
cyle Sagredo o gne dek kimsenin ulamad sonulara ula
r, her dnceyi varabilecei en u noktaya vardrr; szgeli
mi, ayda yaamn nasl olabilecei, dnya durursa bamza ne
lerin gelebilecei ile ilgili varsaymlar gelitirir.
Ancak Galileo' nun zihinsel hz da aralarna yerletirdi
i deerler sistemini tanmlayacak olan Selviati' dir: eitli
aamalara (passaggi) baml olmayan, dorudan aklyrt
me Tanr'nn aklna zg aklyrtmedir ve insana zg akl
yrtmeden sonsuz derecede stndr; ancak Tanr' nn ya
ratt ve adm adm ilerlemek suretiyle aratran, anlayan ve
harika eyler gerekletiren insann aklyrtme yetisini k
msememek, bir hi yerine koymamak gerekir. Bu nokta
da, insanln en byk buluuna, alfabeye vgyle Sagredo
katlr konumaya:
Ma sopra tutte le invenzioni stupende, qual emi
nenza di menle fu quella di colui ehe s'immagino di tro
var modo di comunicare i suoi piu reconditi pensieri a
qualsivoglia altra persona, benche distante per lunghissi
mo intervallo di luogo e di tempo? parlare con quelli
ehe son nell' lndie, parlare a quelli ehe non sono ancora
nati ne sa.r anno se non di qua a mille e dieci mila anni?
e con qual facilita? con i vari accozzamenti di venti ca
ratteruzzi sopra una carta. (Birinci Gnn Sonu)

Ama btn grkemli bulularn tesinde, baka


herhangi bir kimseye - bu kii zaman ve mekan asn
dan ne kadar uzakta olursa olsun - en derin dncele-

62
rini iletmenin bir yolunu bulmay tasavvur eden, Hindis
tan' daki insanlarla, henz domam olan, belki bin bel
ki on bin yl sonra doacak olan insanlarla diyaloga gir
meyi dnen insann akl kadar sekin bir akl var ol
mu mudur? stelik onca kolay bir yntemle: Yirmi k
k karakterin bir kat zerindeki deiik dizilimleriy
le!

Hafiflikle ilgili bir nceki konferansmda alfabenin dizi


lim dzeneinde maddenin elle tutulmaz atomsal yapsnn
modelini gren Lucretius' u aktarmtm. Bugn harflerin di
ziliminde ("yirmi kk harfin bir kat zerindeki dizilimi")
iletiimin esiz aracn gren Galileo'yu aktaryorum. Uzam
da ve zamanda birbirlerinden uzak insanlar arasndaki ileti
im, diyor Galileo; ancak, yaznn varolan ya da olas her ey
arasnda kurduu dorudan iletiim, diye eklemek gerekiyor.
Bu konferanslarn her birinde, nemli bulduum bir de
eri gelecek bin yl iin nermeyi kararlatrdma gre, bu
gn tam da bu deeri nermek istiyorum: ok hzl ve son
derece yaygn teki kitle iletiim aralarnn utku kazand
ve her iletiimi tekbiimli, homojen bir grne soktuu bir
ada edebiyatn ilevi, farkl olduu iin farkl olan eyler
arasnda, farkll kreltmeyip, aksine ycelterek, her yazl
dilin kendine zg anlatm zelliklerini gzeterek iletiim
kurmaktr.
Makineleme a, hz llebilir bir deer olarak ka
bul ettirdi, makinelerle insanlarn kaydettii ilerlemenin tari
hi rekorlarla yazlyor artk. Ancak zihinsel hz llemez ve
karlamalara ya da yarlara elvermez; sonularn tarihsel
bir perspektif iinde ortaya koymas da mmkn deildir. Zi
hinsel hz kendi iinde bir deerdir; kaynan, kendisinden
elde edilebilecek pratik yarardan deil, onun zevkine duyarl
kiilerde uyandrd zevkten alr. Hzl aklyrtmenin, d
nce rn aklyrtmeden daha iyi olmas gerekmez ille
de; hem de hi gerekmez; ama hzl aklyrtme, abuklu-

63
unda kendini gsteren zel bir e yl e r iletir.
B a lang t a da b e li r t t i i m gibi, konfera.n slarmn konu
su ola r a k setiim hibir de e r , kart dee ri dlamak ama c
m tam yor: Hafifl ikle ilgili vgm de a r l a duyduum s ay

g va rl n duyurduu gihi, hzllkla ilgili bu s avun m a d a da


yavaln zevklerini ihmal etmeyi dnmyorum. Edeb iya t,
za m a n n ak n geciktirmek zere eitli teknikler gelitir

m i ti r : Yinelemeden daha nce sz e t m i ti m ; imdi konu d


na k m a d a n sz et m e ye geldi sra.
P ra t i k ya a m d a zaman ci m r i ce kuHandmz bir zengin
liktir; oysa edebiyatta zaman, rahatlkla, umursam az bir ta
vr iinde k u J J a nab i li r iz : Sz konusu o l a n nceden belirlen
,

m i bir biti noktasna nde va r m a k dei ldir; aksine, zaman


ekonomik olarak k u lla n m a k ne kadar ok zaman kazanrsak
,

o k a da r ok zam an harcayabile ceimiz iin iyi bir eydir. s


lup ve dncenin hzl o l m a s demek, her eyden nce kv
r a k l k hareketl ilik, um ursa mazlk de m e kt i r; hepsi de konu
,

dna kmaya, bir a rg m an da n tekine atlam aya, yz kez


k a rd ipi, yz d ol a m b a l yolu dolatktan sonra yeniden
bulmaya hazr bir yazyla uyuan nite li kle r.
Laurence Sterne'n byk buluu, t a mam yla konu d
n a k m a l a r d a n oluan bir roman yazm ol m a sd r ; D i d e
rot' nun h e m e n izleyecei bir rnektir bu. Oyalanma y a da
k o n u dna kma, sonucu ertelemeye yarayan bir strateji
d i r , yaptn iindeki zamann oaltlmasdr, sQrekli bir ka
tu; n e d e n ka? lmden tabii ki, diyor Tristran
Slandy ' ye yazd bir giri yaz s n d a t alya n yazar Carlo Le
vi. Carlo L e vi ' n in bir Stcrne h ayr a n olduunu pek az kii d
nebilirdi; oysa Carlo Levi' nin s r r tani da h ud u r : Toplum
sal sorunlarn gzlemine bile oyalanmaktan zevk alan bi r
r uh , snrsz bir zam n kavram ge tirmi o l m a k . u nlar yaz
yor C a rl o Levi :

L' o r ol ogi o e i l prim o simbolo di Shandy. Sotto il


suo influsso egli viene generato, ed iniziano le sue disg-

64
razie, ehe sono tutt' uno con questo segno del tempo.
La morte sta nascosta negli orologi, come diceva il Bel
li; e l' infelicita della vita individuale, di questo frammen
to, di questa cosa scissa e disgregata, e priva di totalita:
la morte, ehe e il tempo, il tempo della individuazione,
della separazione, l' astratto tempo ehe rotola verso la
sua fine. Tristram Shandy non vuol nascere, perche non
vuol morire. Tutti i mezzi, tutte le armi sono buone per
salvarsi dalla morte e dal tempo. Se la linea retta e la
pii breve fra due punti fatali e inevitabili, le digressioni
la allungheranno: e se queste digressioni diventeranno
cosi complesse, aggrovigliate, tortuose, cosi rapide da
far perdere le proprie tracce, chissa ehe la morte non ci
trovi pii, ehe il tempo si smarrisca, e ehe possiamo res
tare celati nei mutevoli nascondigli.
Saat Shandy' nin ilk simgesidir. Saatin etkisi altnda
ana rahmine der Shandy ve bu zaman gstergesi ile
tamamen zdelik gsteren talihsizlikleri bal am olur.
Belli'nin dedii gib saatlere gizlenmitir lm; bireysel
yaamn, bu fragmann, bu blnm, paralanm, b
tnln yitirmi e yin mutsuzluu da oraya gizlenmi
tir: lm zamandr; bireysellemenin, ayrln zaman,
sona doru yuvarlanp giden s oyu t zaman. Tri s t r am
Shandy'nin domak istememesi, lmeyi is t eme di i iin
dir. lmden ve zamandan ku r tul m ak i i n her ara,
her silah geerlidir. Eer dz bir izgi, birlemeye yazg
l, kanlmaz iki no kt a arasndaki en ksa yol ise, kon u
dna kmalar yol u uzatacaktr; ve bu konu dna k
malar, izlerini yok edecek kadar karmaklar, birbiri
iine geer, dolambal bir hal al rs a, kimbilir belki
lm de bulamaz bizi artk, b e lk i zaman da yolunu yiti
rir ve biz srekli deien saklanma yuvalarmzda gizli
kalrz.
Babo dolamalarn insan olmadm iin beni dn-

Amerika Dersleri 65/5


dren szler: Sonsuza dek srmesi ve benim amdan ulal
maz bir nitelik kazanmas umuduyla kendimi dz bir izgiye
brakmay yeliyorum. Kendimi bir ok gibi frlatmay ve ufuk
ta yok olmay umarak, ka yolumu uzun uzun hesaplamay
yeliyorum. Ya da eer ok sayda engel yolumu kesiyorsa,
beni olabildiince ksa bir sre iinde labirentten dar ka
rabilecek dz izgiler serisini hesaplamay.
Daha genlik yllarmdan balayarak eski bir Latince de
yii, Festina lente'yi (Yavaa acele et) kendime deyi olarak
setim. Belki de beni eken, bu deyiin szlerinden ve aktar
d dnceden ok, onu konu alan amblemlerin etkileyici
grnleri olmutur. Byk Venedik'li hmanist ve yaync
Aldo Manuzio'nun amblemini hatrlayacaksnz: Manuzio
her kitabn kapanda Festina lente deyiini, bir apann ev
resine dolanm duran bir yunus bal ile simgeliyordu. Zi
hinsel abann gerektirdii younluk ve sebat, Rotterdam'l
Erasmus' un unutulmayacak gzellikteki sayfalarnda yorumu
nu yapt o zarif grafik iaretle temsil edilir. Ancak yunus
bal ile apa denize zg imgeler asndan homoj en bir
dnyaya aittirler; ben hep resimli bulmacalardaki gibi, birbi
riyle badamayan, gizemli figrleri bir araya getiren amb
lemleri yelemiimdir. Paolo Giovio' nun on altnc yzyl
amblemleri derlemesinde Festina lente'yi betimleyen kele-
, bek ve yenge gibi: Aralarnda beklenmedik bir uyumu ku
ran ikisi de tuhaf, ikisi de simetrik biimli iki hayvan.
En bandan beri benim yazarlk uram, uzamda ve
zamanda birbirinden uzak noktalar yakalayp, birletiren zi
hinsel devrelerin yldrm hzndaki gzergahn izlemek belir
lemitir. Servene ve masala duyduum eilim ierisinde bir
isel enerjinin, bir zihinsel hareketin izdmn aryordum
hep. mgeleri ve bu imgelerin kendiliinden ortaya kard
hareketleri hedef aldm her zaman; bu arada, sz konusu im
geler ak sze dntrlmedii srece bir yaznsal sonu
tan sz edilemeyeceini ok iyi biliyordum. iir yazan air
iin durum neyse, dzyaz yazar iin de durum odur: Baar,

66
szel anlatmn tam yerini bulmu olmasnda yatar, .bazen bu
anlatm imek gibi akan bir esin annn sonucu olarak
kar ortaya, ancak ounlukla doru szc, hibir szc

n bir bakasnn yerine geemeyecei cmleyi, sesler ile


kavramlarn en etk ili ve en youn anlam iletecek biimde
bir araya getiriliini bulma yolundaki sabrl bir aray gerek
t ir i r Dzyaz yazmann iir yazmaktan farkl olmamas ge
.

rektii kansndaym; her ilci durumda da sz konusu olan ge


rekli, esiz, youn, ksa, aklda kalacak bir anlatm aray
dr.
Bu t_r bir gerilimi ok uzun yaptlarda korumak gtr;
zaten benim mizacm da ksa metinlerde kendimi daha iyi
gerekletirmemi salyor: Benim yaptlarmn byk bir ks
m ksa yk le r den oluur. rnein, Kozmokomik ykler1
ve T con zero' da denediim uzam ve zamanla ilgili soyut d
uncelere anlatsal biim vermek trnden bir eylem, ancak
ksa yknn ksa erimi iinde gerekletirilebilirdi. Ancak,
Gr.nmez Kentler' de ve ksa bir sre nce yaymladm Pa
lomar' n2 betimlemelerinde, fabl ile ksa dzyaz iir aras
bir uzunluu olan, anlatsal geliimi daha snrlandrlm da
ha ksa kompozisyonlar da denedim . Tabii metnin uzunluu
ya da ksal dsal ltler; ama ben, uzun soluklu anlatlar
da da gerekletirilebilecek, ancak lsn tek sayfada bu
lan zel bir younluktan sz ediyorum.
Ksa biimlere eilim gstermekle romanclar asndan
yoksul, buna karlk airler as ndan zengin talyan edebiya
t nn gerek eilimini izlemekten baka bir ey yapm olmu
yorum . talyan yazarlar dzyaz yaptlarnda bile asl dehala
rn, en ok bulu ve dncenin birka sayfaya s drl d
metinlerde g st e riyorlar , tpk baka edebiyatlarda bir benze
ri bulunmayan Leopardi' nin Operette Morali' sinde olduu gi
bi.
Amerikan edebiyatnn hala canlln srdren parlak
1. Kozmokomik ykler, ev. Eren Ycesan, Can Yaynlan, 1990. (ev. )
2. Palo11UJT, ev. Rekin Teksoy, Can Yaynlan, 199. (ev. )

67
bir ksa yk gelenei vardr, hatta esiz gzellikteki yaptla
rn ksa ykler arasnda olduunu syleyebilirim. Ancak, ya
ynevlerinin ksa yk ve roman biimindeki kat ikili snflan
drmas, byk Amerikan airlerinin dzyaz metinlerinde
grdmz - aralarnda Walt Whitman' n Specimen Days' i
ile William Carlos Williams' n birok b u tr yazsnn da yer
ald - ksa biim denemelerini dta brakyor. Kitap piyasa
snn talepleri, yeni biim araylarmz durdurmamas gere
ken bir fetitir. Bu noktada, slup ve ierik younluu asn
dan edebiyata getirdikleri btn katlar da gz nnde tuta
rak, ksa yaznsal biimlerin savunuculuunu stlenmek isti
yorum. Paul Valery'nin Monsieur Teste' ini ve birok deneme
sini, Francis Ponge' un nesneler zerine ksa dzyaz iirleri
ni, Michel Leiris'in kendisi ve dili ile ilgili keiflerini, P/u
me ' n son derece ksa anlatlarnda Henry Michaux'nun ula
t gizemli ve sanrl humoru dnyorum.
Yirminci yzylda, bizim de tan olduumuz son b
yk edebiyat buluunu (yeni bir yaznsal tr), ksa anlatlarn
ustas Borges gerekletirmitir. Borges' in buluu, bir yk
yazar olarak kendi kendisini yaratmak olmutur; bu bulu,
bu " Kolomb yumurtas" , yazarn, neredeyse krk yllk bir s
re boyunca nn kesen bir engeli amasn, deneme yazarh
ndan yk yazarlna gemesini salamtr. Borges, yle
bir dnceden yola kmtr: Sanki kendi yazmak istedii
kitab, kimsenin bilmedii varsaymsal bir yazar (baka bir
dil ve kltrden bir yazar) yazmtr da, B orges' e bu varsa
ym sal kitab tanmlamak, zetlemek, eletirisini yapmak d
mektedir. B orges efsanesinin bir parasn oluturan anekdo
ta gre, bu yntemle yazd ilk olaanst anlat El acerca
m ien to a A lm otasim 1940' da Sur dergisinde yaymlandn
da, yaznn Hintli bir yazarn kitaplarndan biri zerine yazl
m bir eletiri yazs olduuna inanml okurlar. Benzeri bi
im de, btn Borges eletirmenlerinin deinmek zorunlulu
unu duyduklar bir noktaya gre de, her Borges metni d
sel ya da gerek bir kitapla ait baka kitaplar araclyla,

68
klasik yaptlardan ya da uzmanlk kitaplarndan veya yalnzca
uydurulmu metinlerden alntlar araclyla kendi uzamn
ikiye katlar ya da oaltr . Asl vurgulamak iste diim nokta,
B o rges' in sonsuzlua uzanan almlarn en kk bir yma
ya bavurmadan, son derece ar, yaln ve saydam bir slupla
gerekletirmi olmasdr; ksa, zl anlatm dile bir kesinlik
ve somut l uk k azandr r : B yl e bir dilin yaratc gc ritimle
rin e it lilii n de, szdizimsel dzenlemelerde, her zaman a
rtc, beklenmedik sfatlarda kendini gsterir. Borges' le bir"'
tikte karesi alnm bir edebiyat doar, ayn zamanda kendi
sinden karekk karlm bir edebiyattr bu. Daha sonra
Fransa' da kullanlacak olan bir terimi kull anm ak gerekirse,
bir pot ansiyel edeb iyat sz konusudur burada, ancak " po
" "

tansiyel edebiyat"n ille iaretleri Ficciones' de, Herbert Qua


in adl var s aym s al bir yazarn yaptlarna dntrlecek
olan i p ular ile formllerde bulunabilir.
Ksalk ele almak istediim konunun yalnzca bir yn,
size u kadarn sylemekle yetineceim: Bir epigram n bo
yutlarna sdrlabilecek usuz bucaksz kozmoloj il er saga
,

lar, destanlar dlyorum. Bizi bekleyen daha kalabalk, da


ha hzl alarda edebiyat, iirin ve dncenin en s t dzey
deki younlamasn hedef edinmek zorundadr.
Borges ve B ioy Casares ksa, olaanst yklerde n olu
an bir antoloji dzenlemilerdi (Cuentos breves y e.traordi
narios, 1955). Ben bir tmceden, hatta bir satrdan oluan
bir anlatlar derlemesi oluturmak isterdim. Ancak, u an a
kadar Guatemala'l yazar Augusto Monterroso' nun metnini
aabilecek bir metne rastlamadm: Cuando de spe r t 6, el dino
sauro todavia estaba ar (uyandnda dinozor hala oraday
d).
Grnmez balantlar zerine kurulan bu konferansn,
deiik ynlere doru dallandnn, btnln yitirme teh
likesiyle kar karya kaldnn farkndaym. Ancak, bu ak
am ele aldm btn temalar, bellci geen seferkileri de
birletirmek mmkn; nk .bunlarn hepsi, zellikle h ay -

69
ranlk duyduum bir Olympos tanrsnn hkm altndaki ko
nular: letiimin, arabuluculuun tanrs Hermes- Me rkr' n.
Hermes, Thoth ad altnda yaznn yaratcsdr ve C.G.
Jung' un simya simgeciliiyle ilgili aratrmalarnda belirttii
ne gre "Merkr ruhu" 1 sanyla ayn zamanda principium in
dividuationis' i2 temsil eder.
Ayaklarndaki kanatlarla hafif ve kolayca h avada sz
len, becerikli ve kvrak, hem kolay uyum salayabilen hem
de giriken Merkr tanrlarla tanrlar, tanrlarla insanlar, ev
rensel yasalarla bireysel olaylar, doann gleriyle kltrn
biimleri, dnyadaki btn nesneler ile dnen btn zne-
ler arasndaki ilikileri kurar. Edebiyatla ilgili nerilerim iin
Merkr' den daha iyi bir koruyucu seebilir miydim kendi
me?
Mikrokozmos ile m akrokozmosun, psikoloji ile astroloj i
arasndaki, humour' lar, m izalar, gezegenler i l e takmyldz
lar arasndaki etkileimlerde yansdn dnen antik an
bilginlerine gre, Merkr' n doas en belirsiz ve en dei
ken olanyd. Ancak, daha yaygn bir gre gre, Mer
kr' n etkisi altndaki, deitokua, ticari etkinliklere, kur
nazla yatkn miza, S atrn etkisi altndaki melankolik, d
nceli, yalnz mizacn zddn oluturur. Antik alardan bu
yana Satrn etkisindeki mizacn sanatlara, airlere ve d
nrlere zg miza olduu kabul edilir, bence de bu sapta
ma gerei yanstyor. Tabii ki, insanlarn bir blm gl
bir i yaant iine ekilmeye, olduu biimiyle dnyadan
honutsuzluk duym aya, baklarn sessiz szlerin devinimsiz
liine dikerek saatleri ve gnleri unutmaya eilim gsterme
seler, edebiyat diye bir ey varolamazd. Tabii ki, benim ka
rakterim, ait olduum snfn geleneksel zellikleriyle bada
yor: Hangi farkl m askeyi takmaya alrsam alaym,
ben de hep bir Satrn izleyicisi olmuudur. Merkr' e duy-

1. Burada, talyanca Mercurio (Merkr) ile mercurio (cva) szckleri arasndaki ses
ve yazm benzerliini dikkate almak gerekiyor. (ev. )
2. Principium individuaJionis ( Lat. ): Bireyin douu, kkeni. (ev. )

70
duum hayranlk sadece bir arzunun, nasl birisi olmak iste
diimle ilgili bir arzunun gstergesi. Merkr ile olmay dle
yen bir Satrn' lym ve btn yazdklarm bu iki itkinin etki
sini yanstyor.
zerimde etkisini gsterse bile, hibir biimde gzde tan
rlarmdan biri deil Satrn-Kronos; ona kar korkuyla kar
k bir saygdan baka hibir duygu beslemedim. Buna kar
lk, Satrn ile akrabalk balar olan ve benim byk bir sevgi
duyduum bir baka tanr var. Ad antik uygarlklarn gkyz
lerindeki yedi gezegenden hibirine verilmedii iin Satrn gi
bi astroloj ik ve dolaysyla psikoloj ik prestijden yararlanma
yan, ancak Homeros' dan bu yana edebiyatta ayrcalkl bir ye
ri bulun an bir tanr: Vulcanus-Hephaistos' dan sz ediyorum.
Gklerde deil, kraterlerin dibinde yaayan Vulcanus demirci
ocana kapanm, her ayrntsyla son derece incelikli nesne
ler retmektedir yorulmamacasna: Tanralar iin mcevher
ler ve taklar, tanrlar iinse silahlar, kalkanlar, alar, tuzak
lar . . . Merkr' n havadaki szlne Vulcanus topal yry
ve ekicinin ritmik vurularyla yamt verir.
Burada da rastlantsal okumalarmdan birine bavur
mak zorundaym , ama kimi zaman aydnlatc dnceler,
aka de m i n in kat ltleri asndan snflandrlmas hayli
g, tuhaf kitaplar okuyarak ediniliyor. Tarot simgeciliini
aratrrken okuduum bu kitap Andre Virel' in Histoire de
notre image' (C e nevre, 1965). Sanrm Jung okulundan ko
lektif arketiplerin aratrcs bu yazara gre Merkr ile Vul
canus birbirinden ayrlmas olanaksz ve birbirini tamamla
yan iki yaamsal ilevi temsil ediyor: Merkr evremizdeki
dnyaya katlm; Vulcanus yapc younlamay. Hem Mer
kr hem Vulcanus bireysellemi ve toplumsallam bilince
hkmeden Zeus'un ocuklardr; ancak Merkr anne tarafn
dan Uranus'un soyundandr. Uranus ayrtrlmam srekli
lik ann, "siklofrenik" an hkmedicisidir. Vulcanus aym
zamanda Satrn'n soyundandr ve Satrn benmerkezci ka
buuna ekilmilik ana, "izofrenik" aa hkmeder. Sa-

71
trn U ranus' un saltanatna son vermiti, Ze us ise Satrn' n;
ve nihayet, Zeus' un dengeli ve aydnlk hkmdarl da
Merkr ile Vulcanus' un her biri karanla gm lm hkm
darlklarnn ansn tar, yok edici hastal olumlu bir niteli
e dntrerek: dnyaya katlm ve yapc younlama.
Merkr ve Vulcanus ' un birbirlerinin zdd ve tamamlay
cs olduklar yolundaki bu aklamay okuduum andan itiba
ren, daha nce yalnzca belli belirsiz sezdiim bir eyi daha
iyi anlamaya baladm: Kendimle, nasl olduum ve nasl ol
mak istediimle, nasl yazdm ve nasl yazm ak istediimle
ilgili bir eyi. Vulcanus' un younlamas ve zanaatkarl,
Merkr' n servenleriyle metamorfozlarn yazmak iin ge
rekli koullardr . Merkr' n hareketlilii ve abukluu, Vul
canus'un bitmek tkenmek bilmez abalarnn anlaml eylem
lere dnmesi ve biimsiz, toprakla rtl m adenden tanr
larn simgesi nesnelerin, lir ya da l yabalarn, m zrak ya
da talarn biim kazanmas iin gerekli koullardr. Yazarn
grevi farkl zamanlar gz nnde tutmaktr . M erkr' n za
man ile Vulcanus' un zaman: Sabrl ve titiz ayarlamalarn
gcyle elde edilmi abukluun rn bir bildiri; biim ve
rildii anda baka trl olamayacak bir eyin kesinliine b
rnen anlk sezgi ; ama ayn zamanda duygular ve dncele
ri oturm aya, olgunlamaya, her trl sabrszlktan, her trl
geici kouldan syrlmaya brakm ak dnda hibir amac g
zetmeksizin akp giden zaman.
B u konferansa bir yky anlatarak baladm, bir baka
yky, bir in yksn anlatarak bitireyim. Chuang-T
zu' nun birok erdemi arasnda resim izme yetenei varm,
hkmdar Chuang-Tzu' dan bir yenge deseni izmesini iste
mi. Chuang-Tzu be yla ve on iki hizmetkarl bir villaya ih
tiyac olduunu sylemi. Be yl sonra izimden bir iz yok
mu hala. " Be yla daha ihtiyacm var" demi Chuang-Tzu.
Hkmdar ikinci be yl da bahetmi. On yln sonunda fr
ay eline alm ve bir anda bir fra darbesiyle bir yenge iz
mi, o gne dek grlm en gzel yengeci.

72
3

KESNLK
Antik Msr uygarlnda kesinlii, ruhlarn tartld te
razinin kefesinde dara olarak kullanlan bir ty simgeliyor
du. Bu hafif tyn ad, adalet tanrasnn adyla aynyd: Ma
at. Maat' gsteren hiyeroglif, ayn zamanda bir uzunluk biri
mini (standart tulann 33 santimetrelik uzunluunu) ve fl
tn temel tonunu gsteriyordu.
Bu bilgileri George de Santaya'nn bir konferansndan
aktaryorum . 1963 ylnda talya' da dinlediim ve zerimde
derin bir etki brakan bu konferans, antik uygarlklarn gk
sel olgular izlemedeki kesinlii hakkndayd. Buraya geldi
imden beri sk sk Santayana'y dnyorum, nk 1960
ylnda Amerika' ya ilk kez geldiimde Massachusetts' de San
tayana rehberlik etmiti bana. Onun dostluunun ansna,
edebiyatta kesinlik hakkndaki bu konferans adalet tanras
Maat'n adyla ayorum. stelik burcum da Terazi.
Her eyden nce konumu t anmlamaya alacam. Ke
sinlik benim iin ncelikle u ey anlamna geliyor:
1) yi tanmlanm ve iyi hesaplanm bir yapt tasars;
2) Ak, kesin ve aklda kalc grsel imgelerin art
rlmas; talyanca' da, ngilizce' de bulunmayan bir sfat var:
Yunanca E..reta't'zo szcnden talyanca'ya giren " i
castico" . 1
3 ) Gerek szck seiminde gerekse dnce ve imgele
min en ince ayrntlarn ifade etmede olabildiince kesin bir
dil. - ,'

Neden pek ok kimsenin hemen hibir kuku duymadan


benimseyecei deerleri savunma gereksinimini duyuyorum?
Byle bir gdnn ardnda sanrm dilin belli bir kullanm
na kar duyduum alerji ya da ar duyarllk yatyor: Bana
dil hep dikkatsizce, rastgele bir biimde ve hep bir aa yu-

1. Jcastico: Gereklii belirgin imgelerle temsil eder nitelikte. (ev. )

75
kar mant iinde kullanlyorm u gibi geliyor ve bundan
katlanlmas olanaksz bir rahatszlk duyuyorum . Bu tepki
nin evremdekilere ynelik bir tahammlszl gsterdii
ni dnmenizi istemem: En byk rahatszl kendi konu
mam dinlerken duyuyorum . Bu yzden olabildiince az ko
numaya alyorum ; ee r yazmay yeliyorsam, bunun nede
ni yazarken her tm ceyi gerektii kadar dzeltebilmemdir;
szcklerimden honutluk duyma noktasna ulancaya ka
dar demiyorum, ama en azndan farkna varabildiim honut
suzluk nedenlerini ortadan kaldrm a noktasna ulancaya ka
dar. Edebiyat - bu titiz ltlere yant verebilecek bir edebi
yattan sz ediyorum - iinde dilin gerekten olmas gerektii
gibi olduu bir Vaadedilmi Toprak' tr.
Zaman zaman bir veba salgn, insan belirleyen bu en
temel nitelii, yani dil kullanmm etkisi altna alm gibi geli
yor bana: Bilme gcn n, dorudanln bir yitimi; ifadeyi
en genel, en anonim, en soyut formllere dntrmeye, an
lamlarn younluunu seyreltm eye, ifade zenginliini krelt
meye, yeni durumlarla szlerin bulum asndan doabilecek
her kvlcm sndrm eye ynelik bir otomatizm biiminde
kendini gsteren bir veba salgn.
Burada beni ilgilendiren, bu salgnn kkenlerinin nere
de (politikada m, ideoloj ide mi, brokratik tekbiimlilikte
mi, kitle iletiim aralarnn kltr homojenletirici etkisin
de mi, yoksa burj uva kltrnn retim kurumlar aracl
yla topluma nfuz etmi olduu gereinde mi) aranmas
gerektiini sormak deil. Beni ilgilendiren nokta, salkl kal
mann koullar. Edebiyat, belki bir tek edebiyat, dil vebas
nn yaylm asna kar koyacak antikorlar yaratabilir.
unu eklemek istiyorum : B e nce bu vebadan etkilenen
dil deil yalnzca. mgeler de ayn etkiye uruyor. Kesintisiz
bir imgeler saana altnda yayoruz; en gl iletiim ara
larnn yapt tek ey, dnyay imgelere dntrmek ve bir
aynalar oyununun yaratt grnt oyunu araclyla dnya
y oaltmak. Kitle iletiim aralarnn yaratt bu imgeler,

76
hem biim, hem anlam olarak, yani hem dikkati ekme g
c, hem de ierdikleri olas anlamlarn zenginlii asndan,
her imgenin temel niteliini belirlemesi gereken isel zorun
luluktan yoksunlar ou zaman. Bu imgeler bulutunun b
yk bir blm belleimizde bir iz brakmayan dler gibi
zlp dalyor; dalp yok olmayan, bir yabanclama ve
rahatszlk duygusu yalnzca.
Ama belki de tutarszlk yalnzca imgelerde ya da dilde
deil: Dnyann kendisinde. Veba insanlarn yaam ile ulus
larn tarihini de etkiliyor, btn ykleri biimsiz, rastlant
sal, karmak, ba ve sonu belli olmayan yklere dnt
ryor. Benim duyduum rahatszlk, yaamda varln sapta
dm biimin yitiine kar; bu yitime kavrayabildiim tek sa
vunma yntemiyle, bir edebiyat dncesiyle kar koymaya
alyorum.
u halde savunmay stlendiim deeri olumsuz terim
ler kullanarak da tanmlayabilirim. Ayn oranda ikna edici ar
gmanlarla kart tezin de savunulup savunulamayacan
grmek kalyor geriye. Szgelimi, Giacomo Leopardi dilin
belirsiz, mulak olduu lde iirsel olduunu savunuyor
du. Bu arada, talyanca'nn - yanlmyorsam - "vago" (belir
siz, mulak)'n ayn zamanda " alml" , " ekici" anlamna gel
dii tek dil olduunu belirteyim. Balangtaki anlam " dola
ma" dan hareketle "vago" szc talyanca' da bilinmezlik ve
belirsizlii olduu kadar sevimlilii, holuu artran bir
hareket ve dnm fikrini ierir.
Kesinlie duyduum hayranl snamak zere Ziba/do
ne' den, Leopardi' nin "vago"ya vg dzd blmleri yeni
den okuyacam. Leopardi yle diyor: " Le parole lontano,
antico e simili sono poeticissime e piacevoli, perche destano
idee vaste, e indefinite . (25 Settembre 1821)" (Lontano [u
. .

zak), antico [eski, antik] ve benzeri szckler, bizde usuz bQ


caksz ve belirsiz fikirler uyandrdklar iin son derece iir
sel ve ho szcklerdir . . 25 Eyll 1821). " Le parole notte,
.

nottuino ec., le descrizioni della notte ec., sono poeticissi-

77
me, perche la notte confondendo gli oggetti, l' animo non ne
concepisce ehe un ' im m agine vaga, indistinta, incompleta, si
di essa ehe di quanto ella contiene . Cosi oscurita, profondo,
ec. ec. (28 Settembre 1821)" (Notte [gece], nottumo [geceye
ait, geceye ilikin], vb. szckler, geceyle ilgili betimlemeler
son derece iirs e ld ir , nk gece nesnelerin b eli rleyici zel
liklerini belirsizletirir ve zihnimiz ge re k geceyl e ge r ek se ge
cenin ierdikleriyle ilgili mulak, b e l irs iz, btnlk tama
yan bir im ge algl ayabilir ancak. Oscurita [k aranl k] , profon
do [derin], vs. , vs. iin de geer l i bu syle dik l erim, 28 Eyll
1821).
Leopardi' nin iirleri, yukar da ile ri s r d dnceleri
kusursuz bir biimde yanstan rneklerdir; bu da onun iirle
rine olgularla kantlanm bir eyi n yetk es in i verir. Leopar
di'nin bu t u tk u s uyl a ilgili baka rne kle r bulm ak zere Ziba/
don e ' ni n sayfalarn evirmeyi sr dryor um ve ite her za
mankinden daha uzun bir not buluyorum, "belirsizlik" e zg
ruh haline uygu n durumlarn bir listesini:

. . .la luce del sole o della luna, ve duta in luogo


dov' essi non si vedano e non si scopra la sorgente della
luce; un luogo solamente in parte illuminato da essa lu
ce; il riflesso di detta luee, e i vari effetti m ateriali ehe
n e derivano; il penetrare di detta luee in luoghi dov' ella
d ivenga incerta e impedita, e non bene si distingua, co
m e attraverso un canneto, in una selva, per li balconi
soechiusi ee. ee. ; la detta luee veduta in luogo, oggetto
ee. dov' ella non entri e non pereota dirittamente, ma vi
sia ribattuta e diffusa da qualche altro luogo od oggetto
ec. dov' ella venga a battere; in un andito veduto al di
dentro o al di fuori, e in una loggia parimente ee. quei
luoghi dove la luee si eonfonde ec. ee. eolle mbre, eo
me sotto un . portieo, in una loggia elevat a e pensile, fra
le rupi e i burroni, in una valle, sui eolli veduti dalla par
te dell' ombra in modo ehe ne sleno indorate le eime ; il

78
riflesso ehe produce, per esempio, un vetro eolorato su
quegli oggetti su cui si riflettono i raggi ehe passano per
detto vetro; tutti quegli oggetti insomma ehe per diver
se materiali e menome eireostanze giungono alla nostra
vista, udito ec. in modo incerto, mal distinto, imperfet
to, incompleto, o fuor dell' ordinario ec .

. . . gneve ayn grnmedii ve klarnn kayna


nn seilemedii bir yerden grlen gne ve ay
; b u n yalnzca ksmen aydnlatt bir yer; sz ko
nusu n yansmas ve bundan kaynaklanan farkl mad
di etkiler; bu n, belli belirsiz seildii (Upk bir saz
lktan, bir ormanda, hafif aralk' braklm paneurlar
dan, vs. , vs. grldnde olduu gibi), belirsizletii,
engellendii yerlere n fu z etm esi; bu n dorudan gi
rip ze r i ne dmedii, ancak zerine d t bir baka
yer ya da nesneden, vs. yansyp yayld bir yer ya da
nesnede, vs. grlmesi; ieriden ya da dardan gr
len bir holde, benzeri biimde bir locada, vs. n gl
gelerle k art, vs. , vs. yerlerde: Szgelimi, bir revakn
altnda, yksek, kntl bir locada, kayalarla uurumlar
arasnda, bir vadide, glgeli yamacndan grld iin
doruklar hafif bir k hzmesiyle kaplanm tepelerde;
rnein, renkli bir cam panosuyla nesneler zerinde
oluturulan yansma: Bu camdan geerek o nesnelerde
yansyan nlar; klsacas, eitli malzemeler ve en aza
indirgenmi evresel unsurlar araclyla, kesinlikten
yoksun, belirsiz, tam olmayan ya da sra d bir biim
de gr, iitme, vs. alanmza giren btn nesneler.

te, belirsiz olandan, mulak olandan zevk almamz


iin Leopardi' nin bizden istedikleri! Arzu edilen belirsizlie
ulamak iin Leopardi imgelerin bir araya getiriliinde, ayrn
t l ar n titiz tanmnda, nesnelerin, klandrmann, atmosfe
rin seiminde son derece kesin ve kl krk yaran bir dikkati
gerekli gr yor u halde, kesinlikle ilgili savunumun tam
.

79
tersini savunacak ideal kii olarak se tiim Le opardi, yzde
yz benden yana bir tank olduunu ortaya koyuyor . . . Belir
sizliin airi, hazr ve emin gzleri, kulaklar ve elleriyle en
ince duyumu yakalam asn bilen kesinliin airi olabilir an
cak. Zibaldone' nin bu notu sonuna kadar okunmay hak edi
yor; belirsiz olanla ilgili aratrma, oul olan, saysz para
cklardan olumu, dopdolu eylerin gzlemlenmesine dn
yor . . .

Per lo contrario la vista del sole o della luna in una


eampagna vasta ed apriea, e in un cielo aperto ee. e pi
aeevole per la vastita dellla sensazione . Ed e pur piaee
vole per la ragione assegnata di sopra, la vista di un ei
elo diversamente sparso di nuvoletti, dove la luee del so
le o della luna produea effetti variati, e indistinti, e non
ordinari ee. E piaeevolissima e sentimentalissima la stes
sa luee ve duta nelle citta, dov' ella e frastagliata dalle
ombre, dove lo seuro eontrasta in m olti luoghi eol ehi
aro, dove la luce in m olte parti degrada appoeo appo
eo, eome sui t tti dove alcuni luo&hi riposti naseondono
la vista dell' astro luminoso ee. ee. A questo piacere
contribuisee la varieta, l' incertezza, il non ve der tutto, il
potersi percio spaziare eoll' immaginazione, riguardo a
cio ehe non si ve de. Similm ente dieo dei simili effetti,
ehe produeono gli alberi, i filari, i eolli, i pergolati, i ca
solari, i pagliai, l e ineguaglianze del suolo ee. ne lle cam
pagne. Per lo eontrario una vasta e tutta uguale pianu
ra, dove la luee si spazi e diffonda senza diversita, ne os
taeolo; dove l' oechio si perda ee. e pure piacevolissima,
per l' idea indefinita in estensione, ehe deriva da tal ve
duta. Cosi un cielo senza nuvolo. Nel qual proposito os
servo ehe il piaeere della varieta e dell' incertezza preva
le a quello dell' apparente infinita, e dell' im m e nsa uni
formita. E quindi un eielo variamente sparso di nuvolet
ti, e forse pii piacevole di un eielo affatto puro; e la vis-

80
ta del cielo e forse meno piacevole di quella della terra,
e de lle campagne ee. perehe meno varia (ed anche me
no simile a noi, meno propria di noi, meno appartenen
te alle cose nostre ee. ). lnfatti, ponetevi supino in modo
ehe voi non vediate se non il cielo, separato dalla terra,
voi p ro ve r et e una sensazione molto meno piacevole ehe
considerando una campagna, o eonsiderando il cielo
nella sua corrispondenza e relazione eolla terra, ed uni
tamente ad essa in un medesimo punto di vista.
E piaeevolissima ancora, per le sopraddette cagi
o ni, la vista di una moltitudine innumerabile, eome del
le stelle, o di persone ee. un moto moltipliee , ineerto,
confuso, irre golar e, disordinato, un ondeggiamento va
go ec. , ehe l' animo non possa determinare, ne eoncepi
re definitamente e distintamente ee. , eome quello di
una fo lla, o di un gran numero di formiche o del mare
agitato ee. Similmente una moltitudine di suoni irrego
larmente mescola ti, e non distinguibili l' uno dall' altro
ec. ec. ec. (20 Settembre 1821). 1

Tam tersine, gnein ya da ayn geni, ak bir


manzarada ve berrak bir gkyznde grlmesi duyu iz
leniminin bizde uyandrd usuz bucaksz genilik duy
gusu ne4eniyle ho a gi dicidir . Yukarda belirtilen neden
den tr, gne ya da ay nn deiik, belli belirsiz,
sra d, vs. etkiler yaratt, kk bulutlarla kapl bi r
gkyznn grnts de ho a gidicidir . En hoa gide
ni, en duygu ykl olan, ayn n ehirler d e ki grn
tsdr: Yer yer glgelerle kaplanm, glg e ni n kla
pek ok yerde kartlk ol u tur d uu, n bir ok yerde
yava yava azald (atlarn zerinde, szgelimi), baz
korunakl yerlerinin parlak yldz gzlerim izden uzak
tuttuu, vs . , vs. ehirlerdeki k. Bu honutluk duygusu-

1. ZibaldoM di pensieri, 2 Cilt, Yaymlayan: Francesc:o Flora (Milano: Mondadori,


1 937), . 4s, so, 1 123-1 125 .

Amerika Dersleri 81/6


na, eitlilik, belirsizlik, her eyi grememe, dolaysyla
grlemeyen eylere imgelemimizle ulama durumu kat
kda bulunur. Aalarn, zm balarnn, tepelerin, ar
daklarn, ky evlerinin, samanlklarn, krlarda topran
yzeyindeki eit olmayan noktalarn, vs. yaratt benze
ri etkiler iin ayn eyleri syleyeceim. Bunun tam aksi
ne, n bir eitlilik ya da engel olmakszn yaylp da
ld, gzn alabildiine uzand, vs. usuz bucaksz
ve dmdz bir ova da - byle bir manzaradan kaynakla
nan sonsuz yaylm dncesi nedeniyle - hoa gidicidir.
Bulutsuz bir gkyz iin de geerli bu sylediklerim . .
Bu balamda, eitlilik ve belirsizliin verdii zevkin,
sonsuzluk izlenimi ile usuz bucaksz tekbiimliliin ver
dii zevke stn geldiini gzlyorum. O yzden, kk
bulutlarn kaplad bir gkyz dupduru bir gkyzn
den daha hoa gidicidir belki de; ve belki de, daha az e
itlilik gsterdii (ve bize, bizim z m ze , bize ait eyle
re d ah a az benzedii, vs. ) iin, gkyznn grnts,
topran, krsal alanlarn grnts kadar hoa g idici de
ildir. Gerekten de, s r ts t yatar a k toprakla balant
nz koparp, yalnzca gkyzn grdnzde duyaca
z zevk, bir manzaraya baktnzda ya da g kyz n
,$erle olan balants ve orantlar iinde, ayn bak as
iinde bir arada grdnzde duyacanz zevkten da
ha az olacaktr.
Gene yukarda belirtilen nedenlerden tr, son
derece ho a gidecek bir baka ey de, saysz bir kalaba
ln (yldzlarn, insanlarn, vs. oluturduu bir kalabala
n, szgelimi) grntsdr; oul, b e l i rsiz , karmakar
k, dzens iz, dank bir hareketin,. zihnin ak ve ke
sin, vs. bir biimde alglayamayaca belli belirsiz bir
dalgalanmann (szgelimi, bir insan kalabalnn ya da
bir karnca topluluunun veya kabarm bir denizin, vs.
dalgalanmas) grnts. Ayn ekilde, d z en siz bir bi
imde birbirine karm, bir sesin bir tekinden ayrt

82
edilemedii bir sesler topluluunu duymak da ho bir
duygu yaratr zerimizde.

Burada Leopardi'ye zg poetikann -bu arada, Leo


pardi'nin en gzel ve en nl iiri Injinito' nun - zn olu
turan noktalardan birine deinmi oluyoruz. Ardnda yalnz
ca gkyznn grld bir itin koruduu air, sonsuz uza
y dlemekten hem korku hem de zevk duyar. Bu iir 1819
ylnda yazlmtr; size okumakta olduum Ziba/done notlar
iki yl sonrasna aittir ve Leopardi' nin lnfinito adl iirinde
akln kurcalayan sorunlar dnmeye devam ettiini kant
lar. Leopardi'nin dncelerinde iki terim srekli olarak kar
karya konur: indefinito (belirsiz) ve infinito (sonsuz).
Mutsuz bir hedonist olan Leopardi iin bilinmeyen bilinen
den her zaman daha ekicidir; umUf, ve imgelem, deneyim
den kaynaklanan d krklklarna ve aclara kar tek teselli
dir. nsan arzusunu sonsuz olana yanstr. Ancak arzunun
sonsuz olduunu dleyebildii an honutluk duyar. Ama
sonsuzu alglayamad, tam. tersine sonsuzluk dncesin
den bile rkerek geri ekildii iin insan zihninin yapabilece
i bir tek ey kalr geriye: Belirsiz olan eylerin, birbirleriyle
i ie geerek aldatc, ancak gene de keyif verici bir snrsz
lk izlenimi yaratan duyu izlenimlerinin zincirleme olarak art
arda dizilmesi. E il naufragar m 'e dolce in questo mare (yle
sine gzel benim iin bu denizde boulmak): Gzelliin kor
kuya stn geldii an lnfinito' nun nl son dizesi ile snrl
deildir, nk szlerin mzii araclyla dizelerin ilettii
her zaman bir gzellik duygusudur, sz konusu dizeler kayg
lar betimlediinde bile.
Sanki on sekizinci yzyl duyumsalclnn bir izleyicisi
olduu yolunda kendisiyle ilgili olarak yaratt imgeyi benim
siyormuum gibi, Leopardi'yi yalnzca duyu izlenimleri a
sndan yorumladmn farkndaym. Gerekte Leopardi'nin
karsnda bulduu sorun dnsel ve metafizik bir sorundu,
Parmenides'ten Descartes'a, Kant'a kadar felsef tarihine

83
egemen olan bir sorun: Mutlak uzam ve mutlak zaman ola
rak sonsuzluk dncesi ile bizim uzam ve zaman ampirik
alglaymz arasndaki iliki. O halde Leopardi uzam ve za
manla ilgili matematiksel bir fikrin soyut amazhndan yo,.
la kar ve onu duyumlarn belirsiz, mulak akkanlyla
karlatmr.
Kesinlik ve belirsizlik, Robert Musil'in bitimsiz (ve ger
ekte de bitirilmemi) roman Der Mann olne Eigensclaf
ten ' da (Niteliksiz Adam) Ulrich' in felsefi-ironik varsaymlar
nn gidip geldii kutuplar oluturur ayn zamanda:

. Ist nun das beobachtete Element die Exaktheit


. .

selbst, hebt man es heraus und lasst es sich entwickeln,


betrachtet man es als Denkgewohnheit und Lebenshal
tung und Hisst es seine beispielgebende Kraft auf alles
auswirken, was mit ihm in B erhrung kommt, so wird
man zu einem Menschen gefhrt, in dem eine paradoxe
Verbindung von Genauigkeit und Unbestimmtheit statt
findet. Er besitzt jene unbestechliche gewollte Kaltbl
tigkeit, die das Temperament der Exaktheit darstellt;
ber diese Eigenschaft hinaus ist aber alles andere un
bestimmt. (1, Ksm 2, Blm 6 1 ; owolt basm, 1978,
1. 246-247)

. . . Gzlemlenen e kesinliin kendisi olduunda,


kesinlik bir kenara alnp gelimeye braklr, zihinsel
bir alkanlk ve bir yaam biimi olarak kabul edilir ve
kesinliin, rnek gsterilen gcnn temas ettii her
eyde etkisini gstermesine izin verilirse, elikili bir bi
imde kesinlik ve belirsizliin oluturduu bir insana va
rlr. Bu insan, kesinlikle uyum iindeki mizac temsil
eden dn vermez, planl bir soukkanlla sahiptir;
ama bu niteliin yannda ve tesinde, her ey belirsizlik
tir.

84
M usil' in bir zm nerisine en ok yaklat nokta,
matematik problemlerinin genel bir zm olmadn, bu
na karbk tek tek zmler bir araya getirildiinde genel bir
zme ulalabilCce ini hatrlad andr (83. Blm). Musil
bu yntemin insan yaamna nasl uyarlanabileceini d
nr. ok yllar sonra, kafasnda kesinlik eytan ile duyarllk
eytannn bir arada yaad bir baka yazar, Roland Bart
hes, biricik olann, tkrarlanamaz olann bilimini alglama
nn mmkn olup olmadn soruyordu kendisine: " Pour
quoi n'y aurait-il pas, en quelque sorte, une science nouvelle
par objet? Une Mathesis singularis (et non plus universa
lis)?" [La chambre claire, 1980, s. 21] (Bir biimde, neden
her nesne iin yeni bir bilim olmasn? Genel bir bilim deil,
zel bir bilim).
Ulrich kesinlik tutkusunun getirecei kanlmaz yenilgi
lere hemen teslim olurken, yzylmzn bir baka byk en
telektel kisi, Paul Valery'nin Monsieur .Teste'i, insan ru
hunun kendisini en kesin ve en amaz bir biimde gerekle
tirebilecei konusunda en ufak bir kuku duymaz. Yaam ac
snn airi Leopardi, zevk veren sonsuz duyumlar betimleye
rek gsterir azami kesinlii; buna karlk, akim amaz ke
sinliinin airi Valery ayn eyi, Teste'i acyla kar karya
getirerek, onun fiziksel strapla bir geometrik soyutlama
temrini araclyla mcadele etmesini salayarak gerekleti-
.
rr.
"J' ai", dit-i . . . "pas grand' chose. J'ai . . . un dixieme
de seconde qui se montre . . . Attendez . . . il y a des in
stants oi mon corps s'illumine . . . C'est tres curieux. J'y
vois tout a coup en moi ... je distingue les profondeurs
des couches de ma chair; et je sens des zones de doule
ur, des anneaux, des ples, des aigrettes de douleur.
Voyez-vous ces fgures vives? cette geometrie de ma so
uffrance? il y a de ces eclairs qui ressemblent tout a fa
it a des idees. Ils font comprendre, - d'ici, jusque-la . . .
E t pourtant ils m e laissent incertain . Incertain n' est pas

85
le mot . . . Quand cefa va venir, je trouve en moi quel
que chose de confus ou de diffus. il se fait dans mon et
re des endroits . . . brumeux, il y a des etendues qui font
leur apparition. Alors, je prends dans ma memoire une
question, un probleme quelconque . . . Je m'y enfonce.
Je compte des grains de sable . . . et, tant que je les vo
is . . . - Ma douleur grossissante me force a l' observer.
J'y pense! - Je n' attends que mon eri, . ; . et des que je
l' ai entendu - l' objet, le terrible objet, devenant plus pe
tit, et encore plus petit, se derobe a ma vue interieure" .
(Gallimard basm, 1946, s.32-33)

" Benim", dedi, " . . . pek bir eyi m yok. Saniyenin on


da biri kadarlk bir sre iin . . . kendini gsteren bir ey
. . . Bekleyin . . . Bedenimin aydnland anlar var . . . ok
ilgin. Birden kendi iimi gryorum . . . etimin eitli
katmanlarnn derinliini ayrmsyorum; ve ar blgele
rini hissediyorum . . . ar halkalarn, ar kutuplarn,
ar sorgularn. Bu canl biimleri gryor musunuz?
Ac ekmemin geometrisini? Bu parltlardan bazlar
tpk dncelere benziyor. Anlamam salyorlar bura
dan oraya . . . Ama gene de kararsz brakyorlar beni.
Kararsz doru szck deil . . . Tam ortaya kacakken
o ey, kendimde bir eylerin kartn, daldn fark
ediyorum . imde . . . sisli noktalar beliriyor, geni alan
lar boy F'steriyor. O zaman, belleimden bir sorunu,

herhangi bir problemi seip alyorum . . O soruna veri
.

yorum btn dikkatimi. Kum tanelerini sayyorum . . .


gzlerim grd srece . . . Ama giderek artan ar dik
katimi datyor. Dnyorum bu knuda! Atacam
l bekliyorum bir tek . . . ve iitir iitmez l nes
-

ne, korkun nesne k l yor, daha da klyor ve i


grmn alanndan yitip gidiyor" .

Paul Valery amzda iiri kesinlie doru bir gerilim

86
olarak en iyi tanmlayan kiidir. Val ery' nin zellikle eletiri
ve deneme yazlarndan sz ediyorum; bu yazlarda, Mallar
me' den Baudelaire' e ve Baudelaire' de n E dgar Allan Poe'ya
uzanan bir izgi iinde, kesinliin p oetikasnn belirgin izleri
ni grmek mmkndr.
Edgar Allan Poe' da, Baudelaire' in ve Mallarme' nin
Poe' sunda Valery unlar grr: " le dem on de la lucidite, le
genie de l' analyse, et l' inventeur des combinaisons les pl us
neuves et les plus seduisantes de la logique avec l' imaginati
on, de la mysticite avec le calcul, le psych ol ogu e de l' exce pti
on, l'ingenieur litteraire qui approfondit et utilise t oute s les
ressources de l' art. . . " (ak, duru dncelerin eytan, anali
tik zmlerin dehas, mantk ile im gelemi n, gizemci li k ile
hesabn yan yana dur d uu en yeni ve en batan karc birle
imlerin yaratcs; sra d eylerin ps iko l ogu; sanatn btn
kaynaklarn aratran ve k ullan an bir edebiyat m he ndis i ) .
Yukardaki szler Valery'nin Situation de Baudelaire ad
l denemesinden; Situation de Baudelaire, Valery' nin Poe'
nun Eureka' sn konu alan, Poe ve evren doum 1 hakkndaki
bir baka denemesiyle birlikte benim iin bir poetika mani
festosu deeri tayor.
Poe'nun Eureka ' syla ilgili denemesinde Valery, bilim
sel dncenin nesnesi olmaktan ok bir edeb i yat tr ola
rak k ozm ogon iyi soruturuyor ve "evren" fikrini so n derece
baarl bir argman l a rtyor. Bu ayn zama nda her "ev
ren" imgesinin beraberinde getir d ii mits el g c n ye n i d e n
onaylanmasdr. Burada da Le op ardi' d e olduu gibi, s onsu z
luun yaratt ekicili k ve iticilik sz konusu. . . Burada da
tpk Leopardi' nin baz "apokrif'2 dzyaz metinlerinde kendi
sini elendirdii evrenbilimseP varsaymlar, bir ed e b iyat tr
olarak evrenbilimsel var s aym l ar sz konusu: Leopardi' nin
metinlerinden Frammento apocrifo di Stratone da Lampas
co, yasslaan ve Satrn halkas gibi ii boalarak, gnete ya
np yok oluncaya kadar dalan yerkrenin balangcn, ze l
likle de sonunu konu alr; ya da apokrif bir Talrnud m et ni -

87
nin evirisi olan Cantico del gol/o silvestre' de btn evren s
np yok olur: " un silenzio nudo, e una quiete altissima, empi
eranno lo spazio immenso. Cosi questo arcano mirabile e
spaventoso deli' esistenza universale, innanzi di essere dichi
arato ne inteso, si dileguera e perderassi" (plak bir sessiz
lik ve derin bir skunet kaplayacak usuz bucaksz uzay.
Bylece evrensel varoluun bu muhteem ve korkun gizi
- hibir ey aa vurulmam, hibir ey anlalmamken he
nz - dalp yok olacak). B urada korkun ve kavranamaz
olann sonsuz boluk deil, varolu olduunu gryoruz.
Bu konferans ilerlemesini ngrdm ynde ilerlemi
yor. Sonsuzluk ve kozmostan deil, kesinlikten sz etmek
zere yola kmtm. Size. geometrik biimlere, simetrilere,
dizilere, birleimlere, saysal orantlara duyduum eilimden
sz etmek, yazdm eyleri snr ve l dncesine olan
ballm temelinde aklamak istiyordum . . . Ama belki de
sonsuz eyler dncesini artran, bu biim dncesinin
ta kendisidir: Tam aylar dizisi, klid dorular . . . Belki de
_
size, yazdklarm nasl yazdm anlatmaktan ok, henz
zemediim, nasl zeceimi ve beni neler yazmaya sevk ede
ceini bilemediim sorunlardan sz etmem daha ilgin olur
du . . Kimi zaman yazmak istediim yk zerinde younla
.

maya alyor, sonra beni ilgilendirenin baka bir ey oldu


unu fark ediyorum; sz konusu olan, belli bir eyden ok,
yazmak durumunda olduum eyin dnda kalan her ey: Be
lirlenmi konu ile o konunun olas btn deikeleriyle see
nekleri, zaman ve uzamn kapsayabilecei btn olaylar ara
sndaki iliki. Beni ilerlemekten alkoyabilecek, kavrayc,
yok edici bir saplant. Bu saplantyla mcadele etmek iin,
sylemek istediim eylerin alann snrlamak, onra bu ala-

1 . El'rendo/um (kozmogoni) : Gkcisimlerinin (gezegenler, yldzlar, vb. ) ohumunu


inceleyen bilim dal. (ev. )
2. Apokrif. Kutsal Kitap'n, doruluu kilisece onaylanmam metinleri; doruluun
dan kuku duyulan, sahte, uydurma, sonradan uydurulmu. (ev. )
3. Erenbilim (kozmoloji) : Bir btn halinde ele alnan evrenin yapsn, balangcn
ve evrimini inceleyen gkbilim dal. (ev. )

88
n daha da snrl alanlara, onlar da gene alt birimlerine, vb.
blmeye alyorum. O zaman bir baka ba dndrc a
baya, ayrntnn ayrntsnn ayrnts abasna kaptrm olu
yorum kendimi, sonsuzluk tarafndan, sonsuz kklkteki
eyler tarafndan emiliyorum, tpk daha nce sonsuz geni
lik iinde kendimi yitirdiim gibi.
Flaubert'in kesinlemesini, "Le bon Dieu est dans le de
tail (Tanr ayrntdadr) szn, grlmedik eyleri gren b
yk evrenbilimci Qiordano Bruno,nun felsefesi nda ak
lamak isterim: Bruno, evrenin sonsuz ve saysz dnyalardan
olumu olduunu dnr, ancak bu dnyalarn her biri
sonlu olduu iin evreni "btnyle sonsuz" olarak tanmla
maz; buna karlk "btnyle sonsuz" olan Tanr' dr, nk
Tanr "tutto lui e in tuito il mondo, ed in ciascuna sua parte
infinitamente e totalmente" (btn dnyada ve dnyann her
bir parasnda sonsuzca ve tmyle, bir btn olarak var
dr).
Son birka yl iinde tekrar tekrar okuyup, zerinde d
ndm kitaplar arasnda Paolo Zellini,nin Breve storia
dell 'infin ito' su (Milano: Adelphi, 1980) da yer alyor. Kitap,
Borges,in Avatares de la tortuga , da "btn teki kavramlar
yozlatran, bulanklatran sonsuzluk" a dzd nl yergi
ile alyor; sonra Zellini bu konuyla ilgili btn argmanlar
gzden geiriyor, vard sonu, sonsuzluun yaylmnn
zlerek, sonsuz kklkteki paralarn younluuna dn
m es.
Yaznsal kompozisyonla ilgili biimsel seimler ile ev
renbilimsel bir model (daha dorusu genel bir mitolojik er
eve) arasndaki bu ba, sanrm sz konusu ba ak bir bi
imde aa vurmayan yazarlarda da vardr. Mallarme' den
balayarak dnya edebiyat iindeki tarihini izleyebileceimiz
bir edebiyat beenisinin, geometrik elerle ilikileri n pla
na karan yaznsal metinlere ynelik beeninin arka plann
da ada bilimin de temelini oluturan dzen-dzensizlik
kartl blunur. Evren bir s bulutu iinde zlyor bir
,
89
entropi1 burgacna dyor kanlmaz olarak, ama bu nne
geilmesi olanaksz srecin ierisinde dzenlilik alanlarnn,
bir biime brnmeye eilimli varolu paralarnn, iinde
belli bir tasarnn ya da belli bir bak asnn izlerini grebi
leceimiz ayrcalkl noktalarn bulunmas olasdr. Edebiyat
yapt, varolann bu en kk paralarndan, varolann bir bi
im iinde billurlat, bir anlama - sabit ve kesin, madensi
bir hareketsizliin katlndaki 'bir anlama deil, bir organiz
ma gibi canl bir anlama - brnd bu en kk paralar
dan birisidir. Rastlantsal olandan domasna ve en son nok
tada onun yar nde bitireceini bilmesine karn iir rast
lantsal olann en byk dmandr. " Un coup de des n' abo
lira jamais le hasard" (Bir zar at rastlanty yok etmeyecek
tir hibir zaman).
Yzyln ilk yirmi otuz yl iinde figratif sanatlarda ve
daha sonra edebiyatta alrln duyuran mantksal-geomet
rik-metafizik prosedrlerin yeniden deer kazanmas olgusu
nu bu ereve iinde grmek gerekir; kristal amblemi birbi
rinden ok farkl air ve yazarlarn oluturduu bir takmyl
dzn ayrt etmemizi salayabilir: .Fransa' da Paul Valery,
Amerika Birleik Devletleri'nde Wallace Stevens, Alman
ya' da Gottfried B enn, Portekiz' de Fernando Pessoa, span
ya' da Ram6n G6mez de la Sema, talya' da Massimo B on
tempelli, Arjantin'de Jorge Luis Borges.
Kesin hatl yzeyi ve krma yetisiyle hep bir amb
lem olarak benimsediim kristal mkemmelliin modelidir;
kristallerin douu ve geliimiyle ilgili belli koullarn en te
mel biyolojik varlklarn douu ve geliimini belirleyen ko
ullara benzerlik gsterdiini, yani kristallerin mineral dnya
s ile canl organizmalar arasnda bir tr bir kpr oluturdu
unu rendiimizden beri kristale duyduum bu eilim da
ha da byk bir anlam kazand.

1. Entropi: Herhangi bir sistemin evrenle birlikte dzensizlik ve etkisizlie doru


olan eilimi. (ev. )

90
mgelem iin yeni drtler aray iinde burnumu sok
tuum bilimsel kitaplar arasnda, yle bir ey okudum ge
enlerde: " Canl varlklarn oluum srecini en iyi gsteren
modellerden biri, spesifik yaplarn deimezlii ile dzenlili
inin bir imgesi olan kristal, teki ise aralksz isel kprtya
karlk dsal formlarn direkenliinin bir imgesi olan kvl-
. cm' dr\ Jean Piaget ile Noam Chomsky'nin Centre Roya
umont' daki tartmalarn ieren kitaba Massimo Piattelli
Palmarini'nin yazd('giri yazsndan aktaryorum yukarda
ki tmceyi (11eories du langage - 11eories de l'apprentissa
ge, Ed. du Seuil, Paris, 1980). Ztlk oluturan kvlcm ve
kristal imgeleri biyolojiye sunulan seenekleri grnr kl
mak zere kullanlyor, buradan iki dnr dil kuramlar ile
renme yetisi konularna geiyorlar.
Piaget ile Chomsky' nin konumlarnn bilim felsefesinde
ki yansmalarn bir yana brakacam imdilik. Piaget "grl
tnn yaratt dzen", yani kvlcm ilkesinden, Chomsky ise
"self-organizing-system" (kendi kendis_ini rgtleyen sistem),
yani kristal ilkesinden yana.
imdilik beni ilgilendiren, bir nceki konferansta size
szn ettiim on altnc yzyl amblemlerinden birinde oldu
u gibi, bu iki figrn yan yana getirilmesi. Kristal ve kvl
cm: Gzmz alamadmz mkemmel gzelliin iki for
mu; zaman iindeki geliimin, kendilerini evreleyen madde
nin kullanmnn iki biimi; iki ahlaksal simge; iki mutlak; ol
gu, fikir, slup ve duygular snflandrmaya yarayan iki kate
gori. Az nce amz edebiyatndaki bir "Kristal Partisi" n
den sz etmitim; benzeri bir listenin "Kvlcm Partisi" iin
yaplabileceini sanyorum. Ben kendimi hep bir kristal yanl
s olarak grmmdr. Ancak yukarda aktardm alnt
bir olu tarz, bir varolu biimi olarak kvlcmn tad de
eri unutmamak gerektiini retiyor bana. Ayn ekilde, k
vlcmn izleyicisi olduklarn dnenlerin kristalin sunduu
sakin, tutkulu dersi gzden uzak tutmamalarn diliyorum.
Geometrik rasyonellik ile insan yaamlarnn i ie ge-

91
mi yuma arasndaki gerilimi dile getirmek asndan bana
daha geni olanaklar sunan, daha karmak bir simge kent
simgesidir. inde en ok eyi sylemi olduuma inandm
kitabm Gn:innez Kentler' dir, nk Gn'i nnez Kentler' de
btn dncelerimi, deneyimlerimi ve varsaymlarm bir
tek simge zerinde younlatrabildim ; bu kitapta gerekle
tirdiim bir baka ey de, bir ncllk-ardllk ya da bir hiye
rariyi deil, iinde ok sayda yolun izlenebilecei, eitli
ynlere budaklanm, ok deiik sonularn karlabilecei
bir a imleyen bir dizilim iinde her ksa metnin tekilerin
yan sra durduu ok ynl bir yapy kurmu olmamdr.
Grii n mez Ken tler' de her kavram ve her deerin iki yn
l olduu kar ortaya: kesinliin de. B elli bir noktada Kubi
lay Han kiiliinde her eyi akln llerine vurma eilimini
canlandrr ve imparatorluu hakkndaki bilgiyi bir satran
tahtasndaki satran talarnn deiik dizilimlerine indirger.
Marco Polo' nun kendisine en ince ayrntsna kadar anlatt
kentleri Kubilay Han kalelerin, fillerin, atlarn, ahlarn, ve
zirlerin, piyonlarn satran tahtasndaki siyah ve beyaz kare
ler zerindeki u ya da bu dizilimiyle temsil eder. Bu ilem
Kubilay Han' u sonuca gtrr: Fetihlerinin nesnesi, her
parann zerinde durduu, hiliin simgesi u satran tahta
sndan baka bir ey deildir. Ama tam o anda beklenmedik
bir ey olur: Marco Polo Kubilay H an' kendisine hilik gibi
grnen eyi daha yakndan gzlemlemeye davet eder:

. . . il Gran Kan cercava d'immedemisarsi nel gioco:


ma adesso era il perche del gioco a sfuggirgli. il tine
d' ogni partita e una vinci ta o una perdita: ma di cosa?
Qual era la vera posta? Allo scacco matto, sotto il pi
ede del re sbalzato via dalla mano del vincitore, resta il
nulla: un quadrato nero o biancho. A forza di scorpora
re le sue conquiste per ridurle all' essenza Kublai era ar
rivato ali' operazione estrema: la conquista definitiva, di
cui i multiformi tesori dell'impero non erano ehe invo-

92
lucri illusori, si riduceva a un tassello di legno piallato.
Allora Marco Polo parlO: - La tua scacchiera, sire,
e un intarsio di due legni: ebano e acero. il tassello sul
quale si fissa il tuo sguardo illuminato fu tagliato in uno
strato del tronco ehe crebbe in un anno di siccita: vedi
come si dispongono le fibre? Qui si scorge un nodo ap
pena accennato: una gemma tentO di spuntare in un gi
orno di primavera precoce, ma la brina della notte
l' obbligo a desistere - . il Gran Kan non s' era tin' allora
reso conto eh e lo straniero sapesse esprimersi fluente
mente nella sua lingua, ma non era questo a stupirlo.
- Ecco un poro pii grosso: forse e stato il nido d' una
larva; non d'un tarlo, perche appena nato avrebbe conti
nuato a scavare, ma d' un bruco ehe rosicchio le foglie e
fu la causa per cui l' albero fu scelto per essere abbattu
to . . . Questo margine fu inciso dall' ebanista con la sgor
bia perche aderisse al quadrato vicino, pii sporgente . . .
La quantita di cose ehe si potevano leggere in un
pezzetto di legno liscio e vuoto sommergeva Kublai; gia
Polo era venuto a parlare dei boschi d' ebano, delle zat
tere di tronchi ehe discendono i fiumi, degli approdi,
delle donne alle finestre . . .

Yce Han oyunla zdelemeye alyordu: Ama


imdi de oyunun amacna akl erdiremiyordu. Her parti
nin sonu bi r kazan ya da kayptr: Ama neyin? zerine
oynanan ey neydi? ah mat edildiinde, kazanann eliy
l e bir kenara ittii ahn ayaklar altnda hilik kalr: Si
yah ya da beyaz bir kare. zlerine varabilmek iin fetih
lerini soyutlaya soyut l aya son ilemle yz yze gelmiti
Kubilay: mparatorluun bin bir hazinesi son ve kesin
fethin aldatc klflaryd yalnzca; dzgn, cilal bir tah
ta parasyd fethedilen.
Ve Marco Polo konutu: - Senin satran tahtanda
iki aa kullanlm efendimiz: Abanoz ve akaa. Ay-

93
dm baknn srarla zerinde durduu bu para bir
aa gvdesinin kurak bir ylda byyen halkasndan ke
silmi: Lifler nasl dalyor gryor musun? te urada
belli belirsiz bir dm fark ediliyor: Vakitsiz bir ilkba
har gn bir tomurcuk fkrmaya alm besbelli,
ama gecenin iyi geri ekilmeye zorlami onu - . Yce
Han o ana dek yabancnn Tatar dilinde kendisini bu ka
dar akc, bu kadar rahat ifade edebildiini fark etme
miti, ama onu asl artan bu deildi. - te daha iri
bir delik: Belki de bir kurtuun yuvasyd bu; tahtakur
dunun olamaz nk doduu anan balayarak durma
dan oyard aac o, yapraklarn kemirerek aacn kesi
me ayrlmasna neden olan bir trtln yuvas olmal . . .
Daha kntl komu kareye tam bitisin diye b u kenar
hafife yontmu marangoz keskisiyle . . .
Bo ve dzgn bir tahta parasnda okunabilecek
eylerin kalabalnda bouluyordu Kubilay; Pok> konu
may, abanoz ormanlarna, nehirleri bir utan bir uca
geen ktk ykl sallara, rhtmlara, penceredeki ka
dnlara vardrmt bile 1 . . .

Yukardaki sayfay yazdm andan balayarak, kesinlik


le ilgili araymn iki yne doru dalland aklk kazand
gzmde. Bir yanda, olas olaylarn, ilemler yapmaya, teo
remler kantlamaya uygun soyut emalara indirgenmesi; te
yanda, eylere zg duyumsal yn olabildiince kesin bir bi
imde aktarmak iin gsterilen szel aba.
Gerekte, benim yazm hep iki farkl bilme biimine
karlk gelen iki deiik yolun karsnda bulmutur kendisi
ni: Bir yol, iinde birleen dorularn, yansmalarn, soyut bi
imlerin, g vektrlerinin izini srebileceimiz bedenden
arndrlm bir rasyonelliin zihinsel uzamnda hareket edi
yor; teki yol ise nesnelerle dopdolu bir uzamda hareket

1 . Birka ufak deiiklikle eviri, Grnmez Kentler, talyanca'dan eviren: Il Saat


olu ( stanbul: Remzi Kitabevi, 1 990), s. 139-140 'dan alnmtr.

94
ediyor ve yazlm olann yazlmam olana, sylenebilecek
ve sylenemeyecek eylerin toplamna uydurulmas ynnde
kl krk yaran bir abann sonucunda sayfay szcklerle dol
durarak o uzamn szel karln bulmaya alyor. kisi
de, hibir zaman tam olarak gerekletiremeyecekleri kesinli
e ynelik iki farkl itki: lk yolun kesinlii mutlak bir biim
de gerekletiremesinin nedeni, " doal" dillerin yapay dillere
oranla her zaman daha fazla bir eyler sylemesi, her zaman
bilginin zn bozan belli nicelikteki bir grlt'y iermesi;
ikinci yolun ise bizi evreleyen dnyann younluu ile srek
liliini yanstmada boluklar gstermesi, fragmanter bir nite
lik tamas, yaanabilecek eylere oranla her zaman daha az
bir eyler sylemesidir.
Ben bu iki yol arasnda srekli olarak bocalyorum ve bi
rinin olanaklarn azami lde kefettiimi hissettiim an,
tekine atyorum kendimi. Bu nedenle, son yllarda yknn
yaps ile ilgili abalarm, gnmzde olduka ihmal edilmi
bir sanat olan betimleme konusundaki abalara doru yn
lendirdim. Kendisine "Bir zrafay betimleyin" ya da "Yldz
l gkyzn betimleyin" eklinde bir ev devi verilmi bir
renci gibi bu altrmalardan oluan bir defter doldurmaya
giritim ve bu defteri bir kitabmn malzemesi yaptm. Kita
bn ad geenlerde ngilizce evirisi de km olan Palomar.
Bilgiyle ilgili en kk sorunlar, dnyayla iliki kurmann yol
lar, sessizliin ve szlerin kullanmnn getirdii dller ile
d krklklar zerine bir tr bir gnce bu kitap.
Bu tr araylarmda airlerin deneyimi her zaman elik
etti bana: Siklamenin yapraklarn, iein yapraklar zerin
deki duruunu gzlerimizde canlandrabilecek kadar ayrntl
bir biimde betimleyen ve iire- bitkinin hafifliini vermeyi ba
aran William Carlos Williams' dnyorum; pangolinleri
ni, sedefli deniz salyangozlarn ve hayvanlar kitabndaki b
tn teki hayvanlar betimlerken zooloji kitaplarndaki bilgi-
1. Pangolin: Asfa ve Afrika'ya zg, kannca yiyen, srt pullu bir cins memeli hay
van. (ev. )

95
lerle her iirini ahlaksal bir bildirisi bulunan bir fabl haline
getirecek simgesel, alegorik anlamlar birletiren Marianne
Moore'u dnyorum ; iiri L 'anguilla 'da (Ylan Bal) hem
Williams'n hem de M oore'un sonularn gerekletirdiini
syleyebileceimiz Eugenio Montale'yi dnyorum. Bir y
lan bal biimindeki o k uzun tek bir satrdan oluan bu i
ir, ylan balnn btn yaamn izler ve o n u ahlaksal bir
simgeye dntrr.
Ama zellikle Francis P o nge'u d nyor u m , nk
Ponge kk d zyaz ii rl e r iyl e a m z edebiyat nd a benzer
siz bir tr yaratmtr: Dnyann e i tl i grnm le riyl e kendi
szlerini rttrmek zere nce altrmalar yapmas gere
ken ve bir dizi giriim, brouillon (msvedde) ve kestirim so
nucunda bunu baaran o r encini n " al tr ma defteri" . Pon
ge benim i i n e si z b ir u s t adr, nk Le parti pris des clo
ses' un ksa metinleri ile ayn izg iyi izl eye n teki ki taplar, is
ter bir karidesten ister bir akl tandan ister bir sabun kal
bndan sz ets in l e r , dili, eylerin dili haline getirm e k zere
dille gi rii len savamn en iyi rneini temsil ederler: eyl er
den hareket eden ve eylere kattmz btn insani nitelik
lerle ykl olarak bize dnen bir dildir Ponge'un dili. Po n
ge' un n iye ti - kendisinin de belirtmi olduu gibi - ksa me
tin l er ve bu metinlerin daha gelitirilmi deikeleri aracl
yla yeni bir De Renm Natura oluturmak olmutur; ben
Ponge' da dnyann fizi ks elliini szlerin elle tutulmaz ipince
t oz tabakas ara cl yl a yeniden kuran amzn Lucretius'u
nu bulabileceimize inanyorum.
Bana yle geliyor ki, Ponge'un gerekletirdii ey, Mal
larme'nin gerekletirdii eyle ayn dzeydedir, ondan ayr
lan ve onu tamamlayan ynleriyle: Mallarme' de sz soyutlu
un en u noktasna varp, hilii dnyann nihai tz olarak
gstererek kesinliin en st noktasna ular; Ponge' da dn
ya en gsterisiz, en sradan ve asimetrik eyler biimini alr
ve bu dzensiz, son derece kk ayrntlarn karmakl
iindeki biimleri frk etmemizi salayan ey szdr. Szn,

96
dnyann tzne, nihai, biricik, mutlak tze ulamann ar(Jc
olduuna inananlar var; sz, bu tz temsil etmekten ok
onunla zdeleiyor (o nedenle bir ara olduunu sylemek
yanl olur): Yalnzca kendini tanyan, dnya zerine baka
hibir bilginin mmkn olmad sz var. Buna karlk, s
zn kullanmm eylerin aralksz izlenmesi olarak, onlarn
tzne deil, sonsuz eitliliine bir yaklama, eylerin bit
mez tkenmez okbiimlilikteki yzeyine bir deip geme
olarak grenler var. Hofmannsthal' n dedii gibi: "Derinlik
sakldr. Nerede? Yzeyde" . Wittgenstein "Sakl olan bizi ilgi
lendirmez" diyerek Hofmannsthal' dan da teye gidiyordu.
Ben bu kadar kesin bir tanm getirmek istemiyorum:
Her zaman sakl ya da yalnzca potansiyel halinde veya varsa
ymsal bir eyin aray iinde olduumuzu dnyorum, bu
eyin yzeyde beliren izlerini sryoruz. Temel zihinsel me
kanizmalarmzn Yontmata Devri'nde yaam toplayc ve
avc atalarmzdan, insanlk tarihinin btn kltrlerine dek
yinelendiine inanyorum. Sz, tpk uurumun iki ucu ara-
smda gerilmi bir kurtulu kprs gibi, grnr izle, grn

mez eyin, eksik olan eyin, arzulanan ya da korkulan eyin


arasnda balant kurar.
Bu nedenle, benim iin szn uygun kullanm demek;
varolan ya da olmayan eylerin szckler olmakszn iletebile
ceklerine sayg gstererek, varolan ya da olmayan eylere l
l, dikkatli, ekinceli bir biimde yaklamay salayan kul
lanm demektir.
szel anlatmdan srekli olarak kaan bir eyi yakala
mak zere dile kar giriilen savamn en anlaml rneini
Leonardo da Vinci' de buluruz: Leonardo' nun not defterleri
daha zengin, daha incelikli ve daha kesin bir anlatm aray
iinde dille, ifade gcnden yoksun, aprak bir dille girii
len savamn olaanst bir belgesidir. Gerek yapt son bi
iminden deil, bu biime ulamak iin giriilen abalar dizi
sinden olutuu iin, Francis Ponge bir dncenin deiik i
lenilerini birbiri ard sra yaymlyordu; yazar Leonardo iin

Amerika Dersleri 97 /7
bir dncenin deiik ilenileri, Leonardo'yu bir bilgi arac
olarak yazda gsterdii abalar ve yazmay tasarlad kitap
lar asndan yaymlanacak bir metnin tamaplanmasndan
ok, aratrma srecinin ilgilendirdiini kantlamaktadr. Nes
neler ya da hayvanlar zerine yazd bir dizi ksa fablde ol
duu gibi, Leonardo'nun temalar da zaman zaman Pon
ge'unkileri andrr.
Ate hakkndaki yky alalm, szgelimi. Leonardo bi
ze yknn hzl bir zetini verir: Kendisi " daha yksek" bir
element olduu halde, tenceredeki su zerinde durduu iin
gcenen ate alevini durmadan artrr, sonunda su kaynama
ya balar ve taarak atei sndrr. Sonra Leonardo bu ze
ti bitiik stuna yazlp, hepsi de yarm braklm tas
lak iinde gelitirir; her defasnda yeni ayrntlar ekler yk
ye, nasl kk bir kor parasndan odunun boluklar arasn
da ilerleyen bir alevin ykseldiini, trdan, bydn
betimler. Ama k gemeden en basit ykde bile anlatlabi
lecek ayrntlarn snr olmadn fark ederek yarm brakr
yazdklarn. Mutfan ocanda alev alan bir odun paras
nn yks bile sonsuz byyebilir.
Kendi deiyle " omo sanz lettere" (eitim grmemi
insan) Leonardo'nun yazl szle sorunlu bir ilikisi vard. Bil
gisiyle boy lebilecek kimse yoktu yeryznde, ancak La
tince'yi ve dilbilgisini bilmemesi ann bilge kiileriyle yaz
l iletiime gemesini engelliyordu. Tabii ki Leonardo bilim
sel dncelerinin ounu szlerden ok izimlerle daha
ak bir biimde aktarabileceini dnyordu. Anatomi def
terlerinde unlar yazyordu: " O scrittore, con quali lettere
scriverai tu con tal perfezione la intera figurazione qual fa
qui il disegno? " (Ey yazar, burada izimin ilettii tm dn
ceyi [figurazione] hangi harflerle ayn mkemmelikte aktara
bilirsin?). Leonardo yalnzca bilimde deil, felsefede de d
ncelerini resim ve izimlerle daha iyi aktarabileceinden
emindi. Ama ayn zamanda bitmek tkenmek bilmeyen bir
yazma gereksinimi duyuyordu iinde, hem ok deiik belir-

98
lenimleri ve gizleri iinde dnyay aratrmak, hem de fante
zilerine, duygularna, krgnlklarna biim vermek zere yaz
y kullanma gereksinimi; szgelimi, aydn kesime attnda:
Leonardo'ya gre kendisi gibi " inventori e interpreti tra la
natura e li omini" (doayla insanlar arasndaki kaifler ve yo
rumcular) grubuna dahil olanlardan farkl olarak aydnlar an
cak bakalarnn kitaplarnda okuduklarn tekrarlamasn bi
lirler. Bu yzden her geen gn daha ok yazyordu: Yllar
ilerledike resim yapmay bir yana brakt, yaz yazarak ve i
zimler yaparak dnyordu, szler ve izimlerle tek bir sy
lemin yolunu izlercesine defterlerini aynada okunabilecek
tarzda tersten yazlm yazsyla dolduruyordu.
Codex Atlanticus' un 265' inci sayfasnda, Leonardo dn
yann geliimi ile ilgili bir tezi kantlamak zere eitli kant
lar not etneye balar. Topraa gmlm antik kentlerle il
gili rnekler verdikten sonra, dalarda bulunmu deniz fosil
lerine ve zellikle ok eski bir deniz canavarna ait olduunu
tahmin ettii baz iskelet kalntlarna geer. O anda imgele
mini dalgalar arasnda yzmekte olan dev hayvann grnt
s kaplam olmal. Her durumda, sayfay ters evirir Leo
nardo ve kez armn tm grkemini aa vuracak bir
tmceyi yazma giriiminde bulunarak hayvann imgesini ya
kalamaya alr.
O quante volte fusti tu veduto in fra l' onde del gon
fiato e grande oceano, col setoluto e nero dosso, a gu
isa di montagna e con grave e suberbo andamento!

Ka kez grldn sen sular kabarm, koca okya


nusun dalgalan arasnda, sert kllarla kapl kara srtnla,
bir da gibi yksek ve ar ve grkemli ilerleyiinle!
'

Sonra metne vo/teggiare (dnmek) fiilini koyarak, cana


varn ilerleyiine hareket katmaya alr:
E spesse volte eri veduto in fra l' onde del gonfiato ,

e grande oceano, e col superbo e grave moto gir volteg-

99
giando in fra le marine acque. E con setoluto e nero
dosso, a guisa di montagna, quelle vincere e sopraffare !
Ve sular kabarm, koca okyanusun dalgalar ara
snda birok kez grldn sen ve grkemli ve ar bir
hareketle dnerek gidiyordun denizin sularnda. Ve sert
kllarla kapl kara srtnla bir da gibi yksek ve yenilgi
ye uratp stn gelerek dalgalara!
Ancak vo/teggiare (dnmek) sz, artrmak istedii
byklk ve grkemlilik izlenimini azaltyormu gibi gelir
ona. O nedenle solcare (yarmak) fiilini seer ve salam bir
edebiyat sezgisiyle metne btnlk ve ritim katacak bir bi
imde parann btn yapsn deitirir:
O quante volte fusti tu veduto in fra l' onde del gon
fiato e grande oceano, a guisa di m ontagna quelle vince
re e sopraffare, e col setoluto e nero dosso solcare le
marine acque, e con superbo e grave andamento!
Ka kez grldn sen sular kabarm, koca okya
nusun dalgalar arasnda, bir da gibi yksek, yenilgiye
uratp stn gelerek dalgalara ve denizin sularJJl sert
kllarla kapl kara srtnla yararak, grkemli ve ar iler
leyiinle !
Neredeyse doann grkemli gcnn bir simgesi ola
rak sunulan bu grntnn izlenmesi Leonardo' nun imgele
minin nasl ilediini anlama frsat veriyor bize. Konuma
mn sonunda bu imgeyi size brakyorum, btn saydaml
ve btn giziyle olabildiince uzun bir sre belleinizde sak
lamanz iin.

100
4

GRNRLK
Araf ta (XVII, 25) Dante'nin yle bir dizesi var: "Poi
piovve dentro a l' alta fantasia" (Sonra yamur yad yksek
hayalime). Bu akamki konferansmda bu saptamadan yola
kacam: Hayal, yamurun yad bir yerdir.
Araf taki bu dizenin hangi balamda bulunduuna baka
lm. fkeliler katnda Dante cezalandrlm fkeyle ilgili n
cil' deki v klasik yaptlardaki rnekleri temsil eden ve doru
dan zihninde biim kazanan imgeleri izlemektedir; Dante bu
imgelerin gkyznden yadn fark eder, yani sz konusu
imgeleri Dante'ye gnderen Tanr' dr.
Araf n eitli katlarnda, manzarann ve gkkvbbenin
kendine has zelliklerinin, tvbe etmi gnahkarlarn ruhlar
ve doast yaratklarla karlamalarn yan sra, Dante'ye
gnah ve erdemlerle ilgili rneklerin alntlar veya temsilleri
grnr: nce hareket edip konuuyor izlenimini veren al
ak kabartmalar biiminde, sonra gznn nne yanstlm
grler ve kulana gelen sesler olarak, ve nihayet salt zihin
sel imgeler eklinde. Ksacas, bu grler giderek iselletiril
mi bir biimde ortaya karlar, adeta Dante her katta yeni
bir temsil biimi yaratmann gereksiz olduunu ve bu grle
ri duyulardan geirmeksizin dorudan zihne yerletirmenin
ayn oranda geerlilik tadn anlamtr.
Ama bunu yapmadan nce imgelemin ne olduunu ta
nmlamak gerekmektedir. Dante'nin iki tenina' da1 (XVII ,
13-18) yapt ey de budur:
.

O imaginativa ehe ne rube


talvolta si di fuor, ch' om non s' accorge
perche dintorno suonin mille tube,

1. Tenina: talyan nazm tekniinde her gnpta iki dizenin birbiriyle, nc dizenin
ise bir sonraki grubun nc dizesiyle uyak oluturduu er dizelik gnplara veri
len ad. (ev.)

103
ehi move te se 'l senso non ti porge?
Moveti lume ehe nel ciel s'informa
per se o per voler ehe gii lo scorge.

Burada sz konusu olan, az ileride belirgin olarak ortaya


konaca zere, " alta fantasia" (yksek hayal)' dir, yani kendisi
ni ryalarn karmaas ierisinde gsteren bedensel imgelem
de'1. farkl olarak, imgelemin daha yksek blmdr. Bu nok
tay saptadktan sonra, ann felsefesine zg uslamlamay
yakndan izleyen Dante'nin uslamlamann izlemeye, yukarda
ki dizeleri Dante'nin ve ann yorumlayaca biimde yorum
lamaya alalm: Ey yetilerimize ve irademize kendini kabul
ettirme ve bizi d dnyadan kopararak bir i dnyaya tama
.
gc olan imgelem - o kadar ki bin borazan alsa farkna var
mayz - , bellekte depolanm duyu verileri tarafndan biim
verilmediinde, almladm grsel bildiriler nereden geliyor?
"Moveti lume ehe nel ciel s'informa" (Gkte ekillenmi k
harekete geiriyor seni): Dante'ye - ve Aquino'lu Tho
mas' a - gre, gkyznde bulunan ve ideal imgeleri yayan bir
tr bir k kayna vardr, bu imgeler ya imgelemsel dnyann
isel mantna gre ("per se") ya da Tanrnn isteine bal
olarak olumaktadr: " o per voler ehe gii lo scorge" (ya da
onu aaya gnderen bir irade araclyla).
Dante sinema perdesine yanstlm ya da televizyon ek
rannda grdmz grntler gibi, kendisi iin te dnya
daki yolculuunun nesnel gereklii demek olan gereklikten
kopmu, sanki bir sinema perdesi ya da televizyon ekrann
dan kendisine (karakter Dante'ye) grnen grlerden sz
etmekte dir. Ama air Dante iin, karakter Dante' nin btn
yolculuu bu grler gibidir; air hem karakterinin grdkle
rini, hem de onun grdne inand, ryasnda grd,
hatrlad, temsilini grd eylerle ona. anlatlanlar grsel
olarak imgelemek zorundadr, tpk bu grsel arm ko
laylatrmak iin yararland bir eyi, metaforlarn grsel ie
riini imgelemek zorunda olduu gibi. Dolaysyla, Dante'

104
nin betimlemeye alt, imgelemin lahi Komedya' daki ro
ldr, daha kesin olarak da szel imgelemin zamanda olan
ya da ondan nce gelen hayfilinin grsel ksmdr.
ki eit imgelemsel sreci birbirinden ayrabiliriz: Sz
den yola karak grsel imgeye varan sre ile grsel imge
den yola karak szel ifadeye varan sre. lk sre normal
olarak okumada gerekleen sretir: rnein, bir romanda
ki bir sahneyi ya da bir gazetede bir olayla ilgili rportaj
okur ve metnin etkileme gcnn azlna ya da okluuna
bal olarak sanki gzle_rimizin nnde olmuasna, sahneyi
veya en azndan sahnenin ne kan baz paralarn, ayrnt
larn grrz.
Sinemada perdede grdmz imge de yazl bir metin
den gemi, ynetmen tarafndan zihinsel olarak "grlm" ,
sonra da filmin karelerinde kesin sn biimi saptanmak zere
sette fiziksel boyutlaryla yeniden kurulmutur. yleyse bir
film, maddesel ve maddesel olmayan aamalarn birbirine ek
lenmesinin bir sonucudur: mgeler, filmin u ya da bu aama
snda biim kazanr. Bu srete, imgeleme zg "zihinsel sine
ma" nn ilevi, en az kamerann kaydedecei ve montajda bir
araya getirilecek sekanslarn gerekletirimiyle ilgili aamala
rn ilevi kadar nemlidir. Bu "zihinsel sinema" her birimizde
her zaman ilevini srdren bir eydir - ve her zaman, sinema
nn icadndan nce de srdrmtr. Zihinsel sinema isel g-
. rmze imgeler yanstmaktan bir an geri durmaz.
Grsel imgelemin Ignacio de Loyola' nn Ejercicios espri
tuales' inde byk bir nem tamas anlamldr. Kitabnn en
banda Loyola'nn " composici6n el lugar" (yerin grsel kom
pozisyonu) ile ilgili szleri, bir tiyatro oyununun nasl sahne
lenmesi gerektiin.i anlatan szleri andrmaktadr: "en la con
templaci6n o meditaci6n visible, asi como contemplar a Ch
risto nuestro Seior, el qual es visible, la composici6n sera
ver con la vista de la imaginaci6n el lugar corp6reo, donde
se halla la cosa que quiero contemplar. Digo el lugar corp6-
reo, asi como un templo o monte, donde se halla Jesu Chris-

105
to o Nuestra Seiiora" (Grsel bak ya da derin dnmede,
zellikle grnrl lsnde Rabbimiz sa'ya bakta, bu
temrin bakmak istediimiz eyin bulunduu fiziki yeri imgele
min gzleriyle grmekten ibarettir. Fiziksel yer derken, szge
limi sa Mesih ya da Meryem Ana'nn bulunduu bir kilise ya
da tepeyi kastediyorum). Hemen ardndan Loyola gnahlar
mza bakn grsel olmamas gerektiini belirtmek gereksini
mini duyar veya - eer metni doru anladysam - metaforik
trden bir grsel imgelemden yararlanmamz gerektiini belir
tir (yok olmaya mahkum bedende hapsolmu ruh).
Daha ileride, ikinci haftann birinci gnnde, ruhsal
temrin usuz bucaksz bir grsel manzara ve kalabalk in
san kitlelerinin oluturduu grkemli sahnelerle alr:
1 puncto. El primer puicto es ver las personas, las
unas y las otras; y primero las de la haz de la tierra, en
tanta diversidad, asf en trajes como en gestos, unos
blancos y otros negros, unos en paz y otros en guerra,
unos llrando y otros riendo, unos sanos, otros enfer
mos, unos nasciendo y otros muriendo, ete.
2: ver y considerar las tres personas divinas, como
en el su solio real o trono de la su divina majestad, c6-
mo miran toda la haz y redondez de la tierra y todas las
gentes en tanta ceguedad, y c6mo mueren y descienden
al infierno.
1 nokta. Birinci nokta insanlar grmektir, her e
it insan grmek; ve her eyden nce kyafetleri ve ha
reketleri bin bir e itlilik gsteren yeryzndeki insanla
r, kimi beyaz k imi siyah, kimi bar kimi sava halinde
ki, kimi alayan kimi glen, kimi salkl kimi hasta, ki
mi doan kimi len, vs. insanlar.
2: Kutsal hkmdarlklarnn hkmdarlk maka
mnda ya da tahtndaki kutsal kiiyi, nasl baktklar
m btn dnya yzne ve yuvarlna ve onca krlk

iindeki insanlara, nasl lp cehe nnem e indiklerine,

106
grmek ve dikkatlice gzlemektir.
Musa' nn Tanrsnn imgeler araclyla temsil edilmeye
tahamml olmad dncesi Ignacio de Loyola' nn zihnini
bir an olsun megul etmemi grnyor. Aksine, Loyola'nn
Dante ya da Michelangelo'ya zg olaanst grsel yetileri
btn Hrist iyanlardan bekledii sylenebilir Dante'nin, Cen
netin ilahi grleri karsnda grsel imgelemine koymak zo
runluluun u duyduu kstlamay bile koymakszn.
Bir sonraki gnn ruhs al temrininde (ikinci derin dn
me, 1 nokta), derin dnceye dalm kiinin kendisini sah
neye sokmas, dsel eylemde bir oyuncu rol stlenmesi ge
rekiyor:
El primer puncto es ver l as personas, es a saber, ver
a Nuestra Senora y a Joseph y a la ancilla y al niiio Jesu,
d espu es de se r nas ci do, haziendome yo un pobrezito y
esclaVito indign o, mirandolos, cont em pl andolos y servi
e ndol os en sus necesidades, como si presente me hallase,
con todo acatamiento y. reverencia possible; y despues
reflectir en mi mismo para sacar algun provecho.
lle nokta insanlar, grlmesi gereken insanl ar gr
mektir, yi Meryem Ana'mz, Yusufu, hizmeti kz
ve ye ni d o m u ocuk sa'y, kendimi zavall bir insana,
deersiz, aciz bir kleye d nt rp, onlara bakarak,
onlar izleyerek, onlarn ihtiyalarn karlayarak, btn
inanclD1, btn saygmla sanki orada hazr bulunuyor
muasna; ve sonra bundan biraz olsun fayda grmek
iin, kendi hakklD1da dnceye dalmak.
Tabii, Kar Reform hareketini gerekletirirken Kato
likler grsel iletiimde temel aralarndan birini bulmular
d: nananlar, dinsel sanatn duygusal telkinleri sayesinde,
Kilise'nin zl retisi ile ortaya koymaya alt anlamla
ra ulaacakt. Ancak he r zaman, inananlarn "tasavvur etti
i" deil, bizzat Kilise'nin nerdii verili bir imge den yola
107
kmak sz konusuydu. Sanrm Loyola' nn yntemini, ken
di ann tapnma b iiml eri yle karlatrldnda bile farkl
klan zellik, en derin anlamlara ula:mann bir yolu olarak
szden grsel imgeleme gemi olmasdr. Burada da k
noktas ile var noktas nceden belirlenmitir; ancak ara
da, bireysel imgelemin kullanmnda, karakterler, yerler, s
rekli deien sahneler tasavvur etmede br s9nsuz seenekler
alan alr. Grsel imgelemenin bir dinsel beyandan ya da k
sa bir ncil alntsndan karmay baard itkilerden hare
ketle inanl kii aklnn duvarlarna bin bir figrden oluan
freskler izmeye arlr.
Yalnzca edebiyata zg sorunsallara dnelim ve u so
ruyu soralm kendimize: Edebiyatn kkeni ve amac asn
dan b ir otoriteye ya da bir gelenee b avurmad , tam tersi
ne yenilii, zgnl ve yaraty hedefledii bir an imge
lemi iasl oluur? Kanmca, bu durumda grsel im ge nin ve
ya szel ifadenin ncelii sor unund a (biraz tavuk yumurta
sorununu andran bir sorun bu) terazi kesin olarak grsel im
gelemden yana ar basar.
Hayale "yaan" im gele r in kayna nedir? Hakl olarak
Dante kendisini, g r lerinin dorudan Tanrsal esinin rn
olduunu belirtmede hibir saknca grmeyecek kadar yk
seklerde g ryo rd u Daha yakn alarn yazarlar (Dante
.

benzeri bir misyonu stlenen birka dnda) balantlarn


dnyasal vericiler a ra c l yl a kuruyorlar: Bireysel ya da ko
lektif bilinalt gibi, yi t irilmi zamandan bir kez daha filizle
nen duyumlarla yeniden kazanlm zaman gibi, varoluun
bir tek nokta veya anda yaad " epifaniler", younlamalar
gibi. Ksacas, gkyznden kaynaklanmasalar dahi, bireye
oranla bir tr aknlk kazanarak, bizim niyetlerimizi ve de
netimimizi . aan srele sz konusu burada. Bu sorunla u
raanlar airler ve romanclar deil yalnzca. Zekann yaps
zerine yapt aratrmalarla tannan Douglas Hofstadter gi
bi bir bilimadam da Gdel, Escher, Bach adl nl yaptnda
benzeri bir soruyu getiriyor gndeme; burada geek sorun

108
hayale "yam olan" farkl imgeler arasndaki seimdir:
Think, for instance, of a writer who is trying to con
vey certain ideas which to him are contained in mental
images. He isn' t quite sure how those images fit toget
her in his mind, and he experiments around, expressing
things frst one way and then another, and fnally settles
on some version. But does he know where it ali came
from? Only in a vague sense. Much of the source, like
an iceberg, is deep underwater, unseen - and he knows
that. (Vintage basm, 1980, s. 713)
Zihinsel imgeler biimindeki belli fikirlerini aktar
maya alan bir yazar dnn, szgelimi. Bu imgele
rin zihninde nasl olup da uyumlu bir btn oluturdu
undan tam emin deildir yazar, aklndaki eyleri nce
bu, sonra u ekilde ifade ederek eitli yollar dener ve
sonunda bunlardan birinde karar klar. Ama yalnzca
belli belirsiz bir anlamda. Kaynan byk ksm tpk
bir aysberk gibi sualtnda ve grnmez haldedir ve ya
zar bunu bilir.
Ama belki de ilk i olarak bu sorunun gemite nasl
ele alndna bakmamz gerekiyor. mgelemle ilgili en kap
saml, en anlalr, en derli toplu tariheyi Jean Starobinski' -
nin " L' empire de l'imaginaire" adl yazsnda buldum (La re
lation critique, Gallimard, 1970). Neoplaton ,k kkenli Rne
sans byclnden "imgelem dnyann r uhu ile iletiim
kurmaktr" tarzndaki gr domutur; bu gr, Roman
tizm ve Gerekstclk'te yeniden gncellik kazanacaktr.
Bu gr, imgelemi bir bilme arac olarak gren, bilimsel bil
me yntemlerinden farkl yntemler kullansa bile imgelemin
bilimle badaabileceini, bilime yardm edebileceini, hatta
varsaymlarn formle edebilmesi iin bilimadamnn byle
bir bilme yolundan gemesi gerektiini ne sren grle e
limektedir. Buna karlk, imgelemi evrensel hakikatin bir
deposu olarak deerlendiren kuramlar, bir Naturphilosophie

109
veya bir tr teosofik1 bilgi ile uyum iinde olsalar bile bilim
sel bilgi ile badaamazlar (tabii, bilinebilecek olan; d dn
yann bilime, imgelemsel bilginin ise bireyin iselliine bra
klmas yoluyla ikiye ayrlmad srece). Starobinski bu ko
numlardan ikincisinde Freudcu psikanalizin yntemini bulu
yor, buna karlk arketipler ile kolektif bilinaltnn evrensel
geerlilii bulunduunu ne sren Jung' un yntemi dnyasal
hakikate katl biimindeki imgelem fikriyle birleiyor.
Bu noktada sormadan geemeyeceim bir soru var: m
gelemle ilgili kendi grm, Starobinski'nin belirledii iki
akmdan hangisine yerletirmem gerekiyor? B u soruyu yant
layabilmek iin yazarlk deneyimime dnp bakmam, zellik
le bu deneyimin "fantastik" anlatlar yazmakla ilgili blm
n -yeniden gzden geirmem gerekiyor. Fantastik ykler
yazmaya baladmda, kuramsal sorunlar gz nnde bu
lundurmuyordum henz: Emin olduum tek ey, her yk
mn kkeninde bir grsel imgenin bulunduuydu. Szgeli
mi, bu imgelerden biri, bir paras tekinden bamsz ola
rak yaamaya devam eden iki paraya ayrlm bir adam ol
mutur; bir baka rnek, bir aaca trmanan ve sonra bir da
ha yere inmeksizin bir aatan tekine geerek yaayan deli
kanldr; bir nc rnek ise, iinde biri varm gibi hareket
eden ve konuan bo bir zrhtr.
Dolaysyla bir anlat fikrinin olumas sreci iinde akl
ma gelen ilk ey, u ya da bu nedenden tr bana anlamla
ykl gibi grnen (bu anlam sylemsel ya da kavramsal te
rimlerle dile getiremesem bile) bir imgedir. Sz konusu im
ge zihnimde yeteri kadar netlik kazand anda, bu imgeyi
bir ykye dntrmeye koyulurum ; daha dorusu, potansi
yellerini dntren imgelerin kendileridir, ilerinde tadk
lar anlatdr. Her imgenin evresinde yeni imgeler doar,

bir benzerlikler, simetriler, kartlklar alan oluur. Artk

. Teosoji: Tannsal bilgeliin d dnyann her yerinde, zellikle insanda var olduu
kuramna ve uygulamasna dayanan reti. Teosofi retisine gre, tanrsal bilgelik
d dnyadaki nesneleri etkiler ve insan onun araclyla, aydnlanma yoluyla doa
nn kendisine zg bir biimde ona ilettii tanrsal varla ulaabilir. (ev. )

1 10
yalnzca grsel deil, ayn zam and a kavramsal bir nitelik ka
zanan bu malzemenin dzenlenmesinde, ykni;in geliimine
bir dzen, bir anlam vermek zere bu noktada benim niye
tim de iin i in e girer; ya da benim yaptm daha ok, hangi
anlamlarn birbirleriyle b ad a r , hangi lerinin badamaz ni
telikte olduunu saptamaya al maktr ; bunu yap arken , y
kye verm.ek istediim genel biimi gz nnde bulunduru
rum ve her zaman olas seenekler iin belli bir alan brak
rm. Ayn zamanda yaz, szel dntrm gi de r ek daha b
yk bir nem kazr; diyebilirim ki, siyah beyazn zerine
koymaya b al ad m andan itibaren nemli olan yazl s z
dr: Yazl sz, nce grsel imgenin bir k arln bulma ara
y, sonra balangta saptadm slubun tutarl bir biimde
gelitirilmesi d e mektir. En sonunda b tn alana egemen
olur yazl sz. Szel ifadenin en baarl biimde akp gittii
ynde anl aty ynlendirecek olan yazdr; grsel imgeleme
d en, yaznn ard sra git mektir ar tk.
Kozmokomik ykler d e prosedr biraz farklyd, nk
k noktas bilimsel sylemden alnm b ir nermeydi: Gr
sel mgelerin zerk oyunu bu kavramsal nermeden domak
zorundayd. Amacm mitolojiye zg imgelerden oluan bir
syl em i n herhangi bir topraktan doabileceini gstermekti:
Gnmz biliminin dili gib her tr grsel imgeden olduka
uzak bir dilden bile. En teknik bir bilim kitabn veya en soyut
bir felsefe yaptn okurken bil e, beklenmedik bir biimde gr
sel imgelemi harekete geiren bir tmceyle karl a ab ili r in
san. Dolaysyla, burada imgenin daha nceden var olan yazl
bir metin tarafndan belirlendii bir durumla kar karyayz
dr (ok urken karlatm bir sayfa ya da tek bir t m ce) ve bu
radan ya o metnin esprisine uygun ya da t am amyl a kendi yo
lunda giden bir imgelemsel sre doabilir.
Yazdm ilk kozmokomik La distanza della Luna (Ayn
Uzakl) olaslkla en "gerekstc" olandr: Yerekimi fi
ziine dayal k noktasnn r yalara zg bir fanteziye al
mas anlamnda. teki kozmikomiklerde olay rgsn yn-

111
lendiren dnce, bilimsel k noktas ile daha ok rten
bir dncedir; ancak bu dnceye her zaman bir hayal g
c, bir duygu klf geirilmi, hep bir veya iki yk kiisinin
sesi verilmitir.
Ksacas, benim alma yntemim, kendiliinden oa
lan imgeler ile bir amaca ynelik sylemsel dnceyi birle
tirmek zerine kuruludur. Al hamlesini, kendi isel mant
n devreye sokan grsel imgelem yapsa bile, er ge bu gr
sel imgelem usavurum ile szel ifadenin kendi mantklarn
kabul ettirdikleri bir aa kaptrir kendini. Her durumda, gr
sel zmler belirleyici olmay srdrr ve kimi zaman bek
lenmedik bir biimde ne dnsel tasarmlarn ne de dilsel
kaynaklarn zeilecei durumlar hakknda son sz syler.
Kozmokomik ykler' deki insanbiimcilikle1 ilgili akl
a kavuturulmas gereken bir nokta var: Bilimle tam da in
sanbiimci bilgiden kurtulma abalarm asndan ilgileniyo
rum, ama imgelemimizin yalnzca insanbiimci olabilecei
kansndaym; iinde insann hibir zaman var olmad, hat
ta var olmasnn hemen hemen olanaksz grnd bir evre
ni insanbiimci bir bak asyla anlatmamn nedeni de bu.
Starobinski'nin belirledii iki akmla ilgili olarak kendi
me ynelttiim soruyu yantlamann vakti geldi: mgelemin
bir bilme arac olduunu ileri sren gr m yoksa imgele
min dnyann ruhuyla zdelemek olduunu ileri sreni
mi? Hangisi ynnde kullanyorum tercihimi? u ana kadar
sylediklerime baklrsa, ilk eilimin kararl bir savunucusu
olmam gerekir; nk benim iin anlat, imgelerin oluturdu
u kendiliinden doan bir mantk ile rasyonel bir amaca
bal olarak yn verilen bir tasarnn birletirilmesi demek
tir. Ama ayn zamanda imgelemde hep bireysel olann, znel
olann dndaki bir bilgiye ulamak iin bir ara aramm
dr; o nedenle ikinci gre, imgelemin dnyann ruhuyla z
de.l eme olduu grne daha yakn olduumu belirt-
,

. nsanbiimcilik (antropomorfimz) : Tanrya ya da tannlara, insanca duygular, tutku


lar, dnceler ve davrarular yaktrmak eilimi. (ev. )

112
mem daha doru olur.
Ancak, iinde kendimi btnyle bulduum bir baka ta
nm var: Potansiyel olann, varsaymsal olann r epertuar ola
rak imgelem; ne olmu olann ne de belki olacak olann, ol
mu olabilecek olann repertuar. Starobinski kitabnda bu
noktadan Giordano Bruno ile ilgili olarak sz ediyor. Giorda
no Bruno'ya gre yaratc tin " mundus quidem et sinus unexp
lebilis formarum et specierum" , yani biimlere, imgelere hi
doymayan bir dnya ya da bir boluktur. te ben bu potansi
yel oulluk dnyasndan yararlanmann her tr bilgi biimi
iin vazgeilmez olduuna inanyorm . airin zihni, baz belir
leyici anlarda bilim adamnn zihni, imgelerin armlarn
dan oluan bir sre uyarnca iler; bu sre olanakl olan ile
olanaksz olann sonsuz biimleri arasndan seim yapma ve
balant kurmann en hzl yntemidir. Haya.I, btn olas bir
leimleri dikkate alan ve bunlar arasndan bir amaca karlk
gelenlerini veya yalnzca en ilgin, en keyif verici, en elenceli
olanlarn seen bir tr elektronik makinedir.
imdi bana bu fantastik dnyada " dolayl" imgelerin ya
da baka bir deyile bize kltr tarafndan hazr olarak veri
len imgelerin yerini aklamak dyor, ister kitle kltr ol
sun bu, isterse gelenein bir baka biimi. Bu soru berabe
rinde bir baka soruyu getiriyor: " mge uygarl" dediimiz
uygarlkta bireysel imgelemin gelecei ne olacak? Giderek
artan bir biimde bir prefabrike imgeler tufannn altnda ka
lan bir insanlar topluluunda, nesnelerin imgelerini in absten
tia [yokluklarnda] canlandrabilme gc geliimini srdrebi
lecek mi? Bir zamanlar bir bireyi n grsel bellei, dorudan
deneyimlerinin oluturduu imgda daarc ile kltrden
yansyan imgelerin kstl repertuaryla snrlyd; kiisel mi
toslara biim verme olana, bu bellekteki fragmanlarn ken
di aralarnda beklenmedik ve armca zengin birlei m ler
iinde bir araya geli t arzlarndan douyordu. Bugn ylesi
ne ok sayda imgelemin bombardman altndayz ki, doru
dan deneyimi birka saniye nce televizyonda grdklerimiz-

Amerika Dersleri 1 13/8


den ayrt edemiyoruz. Belleimiz tpk bir plk gibi imge
krntlarnn oluturduu katmanlarla rtlm durumda,
byle bir plk ynnda bir imgenin birok teki imge ara
sndan ykselip boy gstermesi giderek zorlamakta.
Eer Grnrlk' kurtarlmas gereken deerler liste
me aldysam bunun nedeni, temel bir insani yetiyi yitirmekle
nasl bir tehlike iine girdiimiz konusunda uyarda bulunmak
t: Gzlerimiz kapal belli grleri zihnimizde canlandrabil
me, beyaz kat zerindeki siyah harflerin oluturduu satr
lardan renkleri, biimleri gz nne getirebilme, imgeler yo
luyla dnebilme gcnn yitirilmesinden sz ediyorum. y
le olas bir imgelem eitimi kuruyorum aklmda: Bizi, isel g
rmz (onu bomadan, karmakark, geici dlere dalmas
na izin vermeden) denetlemeye altracak; imgelerin iyi ta
nnlanm, aklda kalc, kendine yeterli, "ikastik" 1 bir biim
iinde saydamlk kazanmasn salayacak bir imgelem eitimi.
Tabii, ancak kendi zerimizde uygulayabileceimiz bir
eitim bu, ann gerektirdii yntemler bularak ve ngrle
mez sonularyla. Yaammn ilk yllarnda, henz balang
aamasnda olsa da, bugnk enflasyondan hayli uzakta bu
lunsa da, oktan "imgeler uygarl"nn bir ocuuydum ben.
Bir ara dnemin rn olduum sylenebilir: ocukluk ylla
rna elik eden, kitaplarda, haftalk ocuk dergilerinde,
oyuncak kutularnn kapaklarnda, ksacas her yerde rastlad
nz renkli illstrasyonlarn ok nemli olduu bir dne
min. O yllarda domu olmamn formasyonumu derinden
etkilediine inanyorum. mgeler dnyam ilk etkileyen figr
ler, o zamanlar talya'nn en yksek tirajl ocuk dergisi olan
Corriere dei piccoli'nin fgrleridir. Hayatmn yandan
on yama kadar olan dneminden sz ediyorum, o za
manlar btn ergenlik yll arm boyunca sren sinema tutku-.
su mutlak bir saplantya dnmemiti henz. Aslnda belir
leyici dnemin, okumay renmeden nceki dnem, yani
ile alt ya arasndaki dnem olduunu sanyorum.

1. lkastik szcnn anlam iin 73' nc sayfadaki dipnota baknz. (ev.)

114
1 9 20' li yllard a t alya' da Corriere dei piccoli zamann en
nl Amerikan izgi romanlarn yaymlyordu: H appy Hooli
gan, The Katzenjammer Kids, Felix the Cat, Maggie and
Jiggs . . . tabii btn bu izgi roman k ahram anl arn a talyanca
adl ar verilmi ti . talyan izgi romanlar da vard arada, baz
lar dnemin grafik anlay ve slubu i ind e birinci snf a
l malar d . O dnemde t alya' da k on u m al ar n balon iinde
verilmesi yntemi henz kullanlmyordu (bu yntem otuzlu
yllarda Mickey Mouse' un ithal e dilm e siyle bal ad); Corri
ere dei piccoli Amerikan izgi romanlarm, balonlarn yerine
her kareye uyakl iki ya da drt dizelik yazlar koyarak yeni
den iziyor d u . Her durumda, okuma yazmay bilmediim
iin szleri kolaylkla gzden karabiliyordum ben, resim
le r ye t e rliyd i . Annemin ben domadan alp birikti rm e ye ba
lad ve saylarn her yl ciltlettirdii bu dergiyle yayor
du m. Her izgi roman bir saydan tekine i zleyerek saatler
geiriyor, sahneleri farkl biimlerde yorumlayarak zihnim
de ykler ku r uyo rdum kendi ken d i m e ; deikeler retiyor,
tek tek sahneleri daha geni bir yk i ind e birletiriyor, her
izgi romann deimeyen ynle rini bulup karyor, bu yn
leri birbirine balyordum; bir izgi roman bir bakasyla
kartryor, ikincil karakterlerin kahr amanl ar a dnt ye
ni izgi romanlar canlandryordum kafamda.
O kum ay re ndii m d e bunun bana pek az yarar oldu:
O ii bo dizeler aydnlatc bilgiler vermekten uzakt; oun
lukla, tpk benimkiler gibi el yordamyla yaplm yorumla
ryd yknn, ya ngilizce'yi bilmedii ya da yeniden izile
rek szleri silinmi kopyalar ze rinde alt iin dizeler i
yazan kiinin zgn izgi romanlarn balonlarnda neler yaz
l olduu hakknda en ufak bir fikri olmad akt. Her ney
se, ben yazl satrlar gz ard etmeyi yeliyordum, gzde u
rama dnyor, resimlerle resimlerin dizilii iinde dler
grmeyi srdryordum.
Hi kukusuz bu alkanlk yazl sz zerinde younla
ma yeteneimde bir gecikmeye yol at (okuma iin gerekli

115
dikkati ancak daha sonralar ve abayla edindim), ama sz
sz resimleri okumak benim iin masal kurma, slup olu
turma ve imgeleri bir araya getirme konularnda nemli bir
eitim oldu. rnein, Pat O'Sullivan' n kk bir kareye s
drd u sahne sanrm hep bir rnek oluturdu benim iin:
Siyah bir gkyznde dolunay, ayn altnda bir kr manzara
s , bu manzarada yitip giden bir yol ve bu yolun zerinde Fe
lix the Cat' in siyah silueti.
Hi phesiz Tarot kartlarnn gizemli figrlerinden e
itli ykler kardm, ayn figrleri her defasnda farkl
bir biimde yorumladm sonraki yllarma ait almann
kkleri, sayfalarca izgi roman banda geirdiim dlerle
dolu anlarda yatyor. Yalnz Tarot kartlaryla deil, ayn za
manda bayapt niteliindeki resimlerle il castello dei destini
incrociati' de yapmaya al tm ey, bir tr " fantastik ikono
loji"ydi. Gerekten de, Carpaccio' nun Vened i k ' te San Gior
gio degli Schiavoni kilisesinde bulunan resimlerini yorumla
maya, Aziz Gregorius ile Aziz Hieronym us' u n hayatn anla
tan resimler dizisini tek bir ykym, tek bir insann ya
am yksym gibi izleyerek kendi hayatm bu Gregori
us- Hieronymus' un hayatyla zdeletirmeye altm. Bu
fantastik ikonoloji resme olan byk tutkumu dile getirme
nin allm yollarndan birine dnt: Sanat tarihinin nl
tablolarndan ya da her halkarda zerimde bir etki yarat
m olan resimlerden yola karak kendi yklerimi anlatma
yntemini benimsedim.
Deiik elerin yaznsal imgelemin grsel ksmn olu
turmaya katkda bulunduunu syleyebiliriz: G erek dnya
nn dorudan gzlemlenmesi; gereklik imgelerinin hayalle
re, dlere dntrlmesi; eitli dzeylerinde kltrn ak
tard simgesel dnya, ve gerek dncenin grselletirilme
sinde gerekse sze dntrlmesinde birinci derecede ne
mi olan bir sre, duyu deneyimlerinin soyutlanmas, youn
latrlms, iselletirilmesi sreci.
H epsi de, kendime model olarak setiim yazarlarda

116
belli llerde bulunan eler bunlar, en ok da gr sel im
ge l e m in zellikle n plana getii dnemlerde, Rnesans,
Barok ve Romantizm dnemlerinin edebiyatlarnda. On do
kuzuncu yzyl fantastik yk le r ini bir araya getirdiim bir
anto loj ide, Hoffmann, Chamisso, Arnim, Eichendorff, Po
tocki, Gogol, Nerval, Gautier, Hawthorne, Poe, D ickens,
Tu rge nyev, Leskov' dan Stevenson' a, Kipl ing'e, Wells'e uza
nan b i r yazar l ar toplul u un un yklerinde kendini gsteren
grlerle dolu, gsterili izginin izirii srdm. Buna paralel
o l arak, kimi zaman ayn yazarl a r da, bir baka izgiyi izle
dim: Fantastik o l an gnlk ya am n iinden karan bir izgi
yi, Henry James' de dorua ulaacak olan iselletirilmi, zi
h ins el , gze grnmez bir hayal anlayn.
Prefabrike i m gel e ri n artan e n flasyonu karsnda iki bin
li yllard a b i r fantastik edebiyat mmkn olacak m? Bugn
-

den b alaya r ak nmzde iki yolun a l d n gryoruz. 1)


Kullanlm i m ge leri, anlamlarin de i tir ecek yeni bir ba
lamda yeniden devreye sokmak. Po st mo de rn izm kitle ileti
,

im aral ar na zg imgeleri ironik bir b i imd e kullanma ya


da edeb i ya t geleneinin bir k al t olan fantastik anlatlara y
nelik beeniyi, yabanclaay vurgulayan anlat mekanizma
larnd a kullanarak ye ni d en g nd em e sokma eilimi olarak
g r lebil ir 2) Her eyi silip sfrdan b al am ak Samuel Bec
. .

kett grsel e l e r i ve dili en aza i ndi rgeye r e k olaanst s o


nular el de e t mitir , sanki sona ermi bir dnyadan sonraki
bir dnyada yazyormuasna.
Belki de btn bu sorunlarn ayn and a bir arada bulun
duu ilk metin Balzac' n Bilinmeyen Bayapt'dr. Pe yga m
berlere zg bir igr diye adlandrabileceimiz bir kavray
n; edebiyat tarihinin dm noktalarndan birinde yer
alan, bir "snr noktas" deneyimini temsil e de n, kah kahince
kah gereki, her zaman doann glerince ynlendirilmi,
ama her zamai yaptklarnn son derece bilincinde olan Bal
zac' tan gelmi olmas bir rastlant deildir.
Balzac'n 1831 ylndan 1837 ylma dek zerinde alt -

117
Bilinmeyen Bayap t ' n balangtaki altbal "fantastik
anlat" iken, son versiyonda bu altbalk "felsefi inceleme" bi
imini almtr. Arada gerekleen ey, bir baka yksnde
Balzac' n da belirttii gibi edebiyatn fantastii ldrm ol
masyd. yknn 1831 ylnda bir dergide yaymlanal\ ilk bi
iminde, yal ressam Frenhofer'in, bir renkler karmaasn
dan, biimsiz bir sisin iinden yalnzca bir kadn ayann g
rnd kusursuz tablosunu sanatnn iki meslekta, Pour
bus ve Nicholas Poussin anlamakla kalmaz, ikisi de hayran
lk duyarlar tabloya: "Combien .de jouissances sur ce mor
ceau de toile! " (Ne byk incelikler var bu kck tuval
parasnda! ). Tablonun modeli bile, tabloyu anlamasa da bir
biimde etkilenir ondan.
Gene 1831 ylnda, ancak bu kez kitap biiminde yaym
lanan ikinci deikede ykye eklenen birka espri meslek
talarn anlayszln aa vurur. Frenhofer idealleri uru
na yaayan bir ermitir hala, ancak yalnzla mahkum edil
mitir. 1837 ylnda yaymlanan son deikeye resimle ilgili
teknik deerlendirmeleri ieren ok sayda sayfa eklenmitir
ve yk Frenhofer'in kendisini, bayaptm dedii tablosuyla
birlikte bir odaya kapayp, tabloyu yakarak intihar etmeye
yazgl bir deli olduunu aka belli eden bir sonla bitirilir.
Bilinmeyen Bayapt modern sanatn geliimiyle ilgili bir
mesel olarak yorumlanmtr ou kez. Byle bir yorum geti
ren almalardan sonuncusunu, Hubert Damisch'in yazsn
(Fenetre jaune cadm ium ' da, 1984) okuduumda, bu yk
nn edebiyat zerine, dilsel anlatm ile duyusal deneyim ara
sndaki kapatlmas olanaksz boluk zerine, grsel imgele
min ele gemezlii zerine bir mesel olarak da okunabilece
ini fark ettim. lk deikede fantastik tanmlanmas olanak
sz bir ey olarak tanmlanyor: "Pour toutes ces singularites,
l'idiome moderne n'a qu'un mot: c'etait indefinissable . . . Ad
mirable expression. Elle resume la litterature fantastique; el
le dit tout ce qui echappe aux perceptions bornees de notre
esprit; et quand vous l' avez placee sous les yeux d' un lecte-

118
ur, il et lance dans l' espace imaginaire" (Btn bu harika
eyler iin modern dilde yalnzca bir tek szck var : tanm
lanmas olanaksz bir ey bu . . . Mkemmel bir sz. Fantastik
edebiyatm zetleyen bir sz; ruhumuzun snrl algl ar ndan
kaan her eyi dile getiriyor; ve okurun gzleri nne serdii
nizde, imgelemsel bir uzama frlatlm oluyor oku r).
Sonraki yllarda Balzac, kendisi iin her eyin gizemli bir
biimde bilinmesi anlamnda sanat demek olan fantastik ede- .
biyat reddetmi, dnyay olduu gibi en ince ayrntlaryla be
timlemeye dnmtr, yaamn gizini anla ttndan hep emin
olarak. Tpk Balzac'n Frenhofer'i bir kahin ya da bir deli yap
mak konusunda uzun uzun duraksad gibi, yks de iinde
en derin hakikatin yer ald bir belir sizlii tamay srdr
yor. Sanatnn im gelemi hibir yaptn gerekletiremeyecei
bir potansiyeller dnyasdr; yaayarak dene yimle r ed i nd ii

miz dnya bir baka dnyadr, baka dzen ve dze n s izlik bi


imlerine yant veren bir dnya; sayfalar zerinde biriken sz
katmanlar tpk tuval zerindeki renk kat manlar gi bi gene
bir baka dnya oluturur; bu dnya da sonsuzdur, ancak de
netlenmesi daha kolaydr, biime daha az kar koyar. dn
ya arasndaki ilikiyi, Balzac'n szn ettii o tanmlanamaz
/k oluturur, daha dorusu sonsuz ba ka kmeleri ieren son
suz kme paradoksu gibi belirlenemezlik demek ge r e ki yo r .
Yazar - Balzac gibi, sonsuz tutkularn yazarndan sz e di
yorum - yaznn dilsel olanaklarnn getirdii sonsuzlukla ken
di imgeleminin sonsuzluunu ya da denenebilecek olas du
rumlarn sonsuzluunu veya her ikisini bir den i eren ilemleri
gerekletirir. Kimileri tek bir mr n doumdan lme ancak
snrl nicelikte bir bilgiyi ierebilecei yolunda bir itirazda bu
lunabilirler: B i reyin im geler daarc ile kiisel deneyimi na
sl olup da uzanabilir bu snrn tesine? Dorusu ben bu son
suz saydaki eylerin neden olduu ba dndrc etkiden ka
ma abalarnn bouna olduunu dnyorum . Giordano
Bruno yazarn biimler, imgeler ald "yaratc tin" in nasl dip
siz bir kuyu olduunu aklamt bize; d gereklie gelince,

1 19
Balzac' n nsanlk Komedyas yazl dnyann yaadmz dn
yayla trde olabilecei varsaymndan yola kar, ylnz bug
nn deil, dnn ve yarnn dnyasyla da.
Fantastik anlatlarn yazar Balzac tasawur edilebilecek
sonsuz seenekler arasndan seilmi tek bir simgede dnya
nn ruhunu yakalamaya almt; ama bunu yapmak iin yaz
l sz, artk kendi dnda bir dnyaya gndermede buluna
mayaca bir younlukla yklemek zorundayd, tpk Frenho
fer'in tablosunun izgileri ve renkleri gibi. Bu eikle kar kar
ya kalnca Balzac durup programn deitirmitir: Youn
bir yaz yerine younluu azaltlm bir yaz. Gereki Balzac
kalabalklarn, yaamlarn, yklerin doldurduu uzam ve za
m ann sonsuz uzanmn yazsyla rtmeye alacaktr.
Ama Douglas Hofstadter'in Gdel paradoksunu akla
mak zere szn ettii Escher tablolarndaki gibi olamaz m
her ey? B ir resim galerisinde br adam bir ehir manzarasna
bakmaktadr ve bu manzara adamn iinde bulunduu galeriy
le ehre bakan adam da iine alacak biimde alr. Balzac
sonsuz nsanlk Komedyas'na btn sonsuz fantezileriyle bir
zamanlarn fantastik ykler yazarn da dahil etmek zorunda
kalacaktr; yapt nsanlk Kom edyas ' nda sonsuz d dnyay
yakalamaya kararl B alzac' , bir zamanlar olduu ya da olmak
istedii gereki ya.zar da. (Ama belki de gereki Balzac'n
i dnyasn ieren fantastik ykler yazar B alzac' n sonsuz i
dnyasdr; nk ilkinin sonsuz fantezilerinden biri, nsanlk
Komedyas ' nn gereki sonsuzluuyla rtr . . . ).
Gene de, btn "gereklikler" ve " fanteziler" yalnzca ya
z araclyla biim kazanabilir; yazda d dnya ile i dn
ya, dnya ile ben, deneyim ile fantezi ayn szel malzeme
den olumu grnr; gzlerin ve ruhun okbiimli grleri
byk ya da kk harflerin, noktalarn, virgllerin, paran
tezlerin oluturduu tekbiimli satrlarda ierilmi bir halde
bulunurlar: Kum tanecikleri gibi st ste ylm sayfalar
dolusu gsterge, tpk l rzgarnn savurduu kum tepeleri
gibi hep ayn kalan ve hep farkl olan bir yzeyde dnyann
rengarenk gsterisini temsil eder.

120
5

OKLUK
Bir alntyla balayalm:

Nella sua saggezza e nella sua poverta molisana, il


dottor Ingravallo, ehe pareva vivere di silenzio e di son
no sotto ia giungla nera di quella parrueca, lueida eo
me peee e rieeioluta eome d' agnello d' Astrakan, nella
sua saggezza interrompeva talora eodesto sonno e silen
zio per enunciare qualche teoretica idea (idea generale
s'intende) sui casi degli uomini: e delle donne. A pri
ma vista, cioe al primo udirle, sembravano banalita.
Non erano banalita. Cosi quei rapidi enuneiati, ehe faee
vano sulla sua boeea il erepitio improvviso d'uno zolfa
nello illuminatore, rivivevano poi nei timpani della gen
te a distanza di ore, o di mesi, dalla enuneiazione: eo
me dopo un misterioso tempo ineubatorio. "Gia! " rieo
noseeva l'interessato: " il dottor Ingravallo me l'aveva
pur detto" . Sosteneva, fra l'altro, ehe le inopinate catas
trofi non sono mai la eonseguenza o l' effetto ehe dir si
voglia d'un unieo motivo, d'una eausa al singolare: ma
sono eome un vortice, un punto di depressione eicloni
ca nella coseienza del mondo, verso eui hanno eospira
to tutta una molteplicita di eausali convergenti. Diceva
anche nodo o groviglio, o garbuglio, o gnommero, ehe
alla romana vuol dire gomitolo. Ma il termine guiridi
co "le eausali, la causale" gli sfuggiva preferentemente
di bocea: quasi contro sua voglia. L' opinione ehe bisog
nasse "riformare in noi il senso della eategoria di eausa"
quale avevamo dai filosofi, da Aristotele o da Emmanu
ele Kant, e sostituire alla causa le eause era in lui una
opinione eentrale e persistente: una fissazione, quasi:
ehe gli evaporava dalle labbra camose, ma piuttosto bi
anehe, dove un mozzieone di sigaretta spenta pareva,

123
peneolando da un angolo, aceompagnare la sonnolenza
dello sguardo e il quasi-ghigno, tra amaro e s ee t t ico , a
eui per "veeehia" abitudine soleva atteggiare la meta in
feriore della faeeia, sotto quel sonno della fronte e del
le palpebre e quel nero pieeo della parrueea. Cosi, prop
rio eos i, avveniva dei "suoi" delitti. " Q u ann o me ehiam
meno! . . . Gia. Si me ehiammeno a me . . . puo sta ssieure
eh' e nu guaio: quaeche gliuommero . . . de sberreta . . . " di
eeva, contaminando n apo l itan o, molisano, e italiano.
La eausale apparente, la eausale p rincip e, era s i ,
una. Ma il fattaeeio e ra I' effetto d i tutta una rosa di ea
usali ehe gli er an soffate addosso a molinello (eome i
sediei venti della rosa dei venti quando s' avviluppano a
tromba in urta d e p r e ss ion e eicloniea) e avevano finito
per strizzare nel vortiee del delitto la debilitata " ragi
one del mondo" . Come si storee il eollo a un pollo. E
poi soleva dire, ma qu es to un po' staneamente, "ch'i'
femmene se retroveno addo' n' i vuo truva" . Una tarda
riedizione italiea del vieto " eher<:hez la femme" . E poi
pareva pentirsi, eome ' aver ealunniato 'e femmene, e
voler mutare idea.' Ma allora si sarebbe andati nel diffi
eile. Sicche taeeva pensieroso, eome temendo d' aver
detto troppo. Voleva significare ehe un eerto movente
affettivo, un tanto o, direste oggi, un quanto di affettivi
ta, un eerto " quanto di erotia", si mescolava anche ai
" casi d' interesse" , ai delitti apparentemente pii lontani
dalle tem peste d' amore. Qualche collega un tantino in
vidioso delle sue trovate, qualche prete pii edotto dei
molti danni del seeolo, alcuni subalterni, eerti uscieri, i
superi ori, sostenevano ehe leggesse dei libri strani: da
cui cavava tutte quelle parole ehe non vogliono dir nul
la, o quasi nulla, ma servono eome non altre ad aeCilec
care gli sprovveduti, gli ignari. Erano questioni un po'
da manicomio: una terminologia da medici dei matti .
Per la pratiea i vuol altro! 1 fumi e le filosoficherie
.
124
son da lasciare ai trattatisti: la pratica dei commissariati
e della squadra mobile e tutt'un altro affare: ci vuole
della gran pazienza, della gran carita: uno stomaco pur
anche a posto: e, quando non traballi tutta la baracca
dei taliani, senso di responsabilita e decisione sicura,
moderazione civile; gia; gia: e polso fermo. Di queste
obiezioni cosi giuste lui, don Ciccio, non se ne dava per
inteso: seguitava a dormire in piedi, a filosofare a sto
maco vuoto, e a fingere di fumare la sua mezza sigheret
ta, regolarmente spenta. 1

Bilgelii ve Moli' li yoksulluu iinde, o siyah, zift


gibi parlak, astragan kuzusu gibi kvrck sa cengelinin
altnda sessizlik ve uykuyla yaad izlenimini veren Ko
miser Ingravallo, bilgelii iinde, erkeklerle kadnlarn
eitli halleri hakknda kuramsal bir gr (yani, genel
bir gr) dile getirmek zere bu uyku ve sessizlie ara
da bir son verirdi. lk bakta, daha dorusu ilk duyuta,
sanki sradan eylerdi syledikleri. Hayr, Ingravallo' -

nun gr le r i sradan deildi. Dolaysyla, dudaklarnda


bir kkrtl kibri ti n ani parlts gibi trdayan, o abu
cak sylenmi szler, daha sonra, sanki gizemli bir klJ
luka dneminden gemiesine, szlerinden saatlerce,
aylarca uzaktaki insanlarn kulaklarnda yeniden h_a yat
buluyordu: "Tabii ya! " , diyor du sz konusu kii, " Komi
ser Ingravallo da bunlar sylemiti bana" . Baka eyle
rin yan sra, ngrlmemi felaketlerin asla - yle di
yelim - tek bir nedenin, tekil bir sebebin sonucu ya da
etkisiyle ortaya kmadn savunuyordu: Bunlar daha
ziyade ok s ay da kesien nedenin katkda bulunduu
bir girdap, dnyan n bilincindeki evrimsel bir alak ba
sn noktas gibidirler. Dm, giriftlik, etrefillik, kar-

1. Que.r pasticciaccio bnuto de ia Merulana, Carlo Emilio Gadda, Milano: Garzant


1 95 7.

125
maklk ya da gnonnero gibi szckler de kullanyor
du; bu sonuncusu, Roma aznda "yumak" anlamna ge
lir. Ama tercihen, neredeyse elinde olmakszn, bir hu
kuki terim, "sebep, sebepler" kyordu azndan. Aristo
teles ya da Immanuel Kant gibi filozoflardan devrald
mz " neden kategorisinin anlam hakknda kendi iimiz
de bir reformu gerekletirmek" ve nedenin yerine ne
denleri koymak zorunda olduumuz dncesi onda te
mel, kalc bir dnce, neredeyse bir saplant halini al
mt: Dolgun, ama bir hayli beyaz dudaklarndan buhar
lap kyordu bu gr, dudaklarnn bir kenarndan
sarkan snm sigara izmariti uykulu bak ile yar bu
ruk yar pheci srtna elik ediyor gibiydi; " eski" bir
alkanlkla, yznn aln, gzkapaklar ve zift karas
salarn uykulu duruu altndaki alt yars da katlrd bu
srta. u ekilde, aynen u ekilde tanmlyordu " su
larn" . " Beni ardklar zaman! . . . yle ya. Beni a
rrlarsa eer, bil ki bit bela vardr ortada: zlmesi
gereken bir karklk, bir gliuommero . ", diyordu, tal
. .

yanca' syla Napoli ve Molise azlarn birbirine kart


rarak.
Grnrdeki neden, temel neden, evet, tekti. Ama
su, bir kasrga gibi suun zerine esen ve zayf d
m " dnya bilinci" ni suun burgacna sokarak tketen
btn bir nedenler dizisinin sonucuydu (bir evrimsel
alak basnta birleip hortuma dnen rzgarlar dizi
sindeki on alt rzgar gibi) . Bir tavuun boynunu burar
casna. Sonra, ama biraz daha yorgun bir edayla unu
sylemek adetiydi: " Her iin altnda mutlak bir kadnn
parma vardr" . Franszca' daki bayat " cherchez la fem
me" lafnn gecikmi bir talyanca biimi. Daha sonra
da kadnlara kara almasna piman olmu gibi gr
nyor, fikrini deitirmek istiyordu. Ama bana i a
m olacakt bu durumda. O yzden, gereinden ok
ey sylediinden korkarcasna dnceli bir biimde

126
susuyordu. Kastettii, belli bir sevgi _itkisinin, belli bir
...
orandaki ya da bugnk deyile belli bir miktardaki sev
ginin ya da erotik arzunun kar meselelerinde, besbelli
ak frtnalarndan en uzak sularda bile iin iine kar
.
tyd. Sezgilerini biraz ksk:anan baz meslektalar, a
mza zg ktlkleri daha yakndan bilen birka ra
hip, baz alt dzeydeki grevliler, memurlar ve stleri
ngravallo' nun tuhaf kitaplar okuduunu ne sryorlar
d: Hibir anlama gelmeyen ya da hemen hemen hibir
anlama gelmeyen, ama saflarn, cahillerin gzlerini ka
m atrmada teki szlerden daha ok ie yarayan b
tn bu szleri o kitapl ar dan kardn sylyorlard.
Urat sorunlar biraz tmarhanelik sorunlard: Kul
land terminoloji deli doktorl terminolojisiydi.
Pratik eylem yle lafla olacak bir ey deildi! Kurumlu
fikirler filozofa edalar ucuz yazarlara brakmak gere
kiyordu: Emniyet amirliklerinin, cinayet masasnn ge
rektirdii pratik deneyim bambaka bir eydi. . . ok sa
brl, ok merhametli olmay gerektiriyordu, salam bir
karn, ve ekibindekiler kll arn kprdatmadnda so
rumluluk duygusuyla ani kararlar alabilme yetisini ve
uygarca bir lll; yle ya, yle tabii ve titremeyen
bir eli. Bylesine hakl bu itirazlar onda, Don Cic
cio' da hibir etki yaratmyordu; ayakta uyumaya, bo ka
rnla felsefe paralamaya ve hep snk yarm sigarasn
iermi gibi yapmaya devam ediyordu.

Konferansmn konusunu ok iyi bir biimde ortaya koy


duunu dndm iin, Carlo Emilio Gadda' dan bu aln
tyla balamak istedim konumama: Bugnk konum, ansik
lopedi olarak, bir bilme yntemi olarak, zellikle de olgu
lar, insanlar, dnyaya zg eyler arasndaki balantlar a
olarak ada roman.

Yirminci yzyl rom annn " ar"sn rneklemek zere


baka yazarlar seebilirdim. Gadda'y kendi dilimde yazan

127
bir yazar olduu ve Amerika' da grece az tannd iin (bi
raz da slup asndan zellikle karmak, talyanca' da da
g bir yazar olmas nedeniyle) semedim yalnzca, ayn za
manda ve ncelikle felsefesi benim temamla ok iyi bada
t iin setim: Gadda dnyay, iindeki her sistemin teki
sistemleri belirledii ve onlarca belirlendii bir " sistemler sis
temi" olarak grr.
Carlo Emilio Gadda btn yaam boyun ca dnyay bir
dm ya da her eyin i ie getii bir yumak olarak temsil
etmeye almtr, d n yan n zlmesi olanaksz k armakl
n, daha doru bir deyile her olay belirleyecek biimde
bir araya gelen son derece ayrk elerin ezamanl birlik
teliini hibir biimde azaltmadan temsil etmeye .
Byle bir grye Gadda'y ald eitim, yazarlk m izac
ve nevrotik yaps gtrmtr. Bir m hendis olarak Gadda
bilimsel kltrle , teknik bilgilerle ve gerek bir felsefe tutku
suyla yetitirilmiti. Bunlardan sonuncusunu, felsefe tutkusu
nu Gadda - deyim yerindeyse - gi zli tutmutur: Ancak 1973
ylndaki lmnden sonra yaymlanan yazlar arasnda Spi
noza ile Leibniz' in felsefelerine dayal bir felsefe sistemi tas
lann varl ortaya karlmtr. t alyan edebiyatnn Ja
mes Joyce' u olarak dee rle ndirilen G adda yazar olarak ken
di karmak epistemoloj isine karlk gelen bir slup gelitir
mitir; bu slup, toplumun alt ve st kesimlerine zg ok
eitli dilsel dzeyleri ve ok farkl szckleri yan yana geti
rir. Nevrotik bir kii olarak Gadda kendisini btn kayglar
ve saplantlaryla yazmakta olduu sayfaya frlatr, o kadar ki
tuvaldaki desen yiter, ayrnt la r btn resmi ka p l ayacak e
kilde oalr. Polisiye roman olmas gereken ey zmsz
kalr; btn romanlarnn t a maml a nmam yaptlar ya da
fragmanlar dzeyind e kald sylenebilir: Planlandklar
ann grkemiyle titiz zeninden izler tayan tutkulu tasarla
rn kalntlar gibi.
Gadda'nn " ansiklopedicilik"inin bitmi bir yapda nasl

128
bir grnm alaca konusunda bi r fikir edi n me k iin daha
ksa metinleri gzden geirmek gerekir. "Risotto alla Milane
se" (Milano Usul Pilav) reetesi, rnein: Kabuklar hala
ksmen duran pirin tanelerini (" pericarpo" sfatn kullan
yor Gadda), kullanlmas gerekli en uygun tencereleri, safra
n, eitli piirme safhalarn anlat biimiyle talyan dzyaz
snn ve pratik bilginin bir bayaptdr bu metin. Benzeri
bir baka metin, betonarme ile bo tulalar kullanma soka
rak, evleri artk ne scak ve soua, ne de grltlere kar
koruyabilen bina yapm teknolojisine ayrlmtr; bunlar,
modern bir binadaki yaamnn ve komularndan kulana
ulaan her trl grltye kar gsterdii saplantl duyarl
n grotesk bir biimde betimlendii metin izle r . ..

B u ksa metinlerde, Gadda' nn romanlarndaki btn


epizodlarda olduu gibi, en kk her nesne, yazarn izle
mekten kendisini alkoyamayaca bir ilikiler ann me rke
zi gibi grlr; bu izleme srecinde yazar ayrntlar ylesi
ne oaltr ki, betimlem eler, konu dna kmalar sonsuz
bir nitelik kazanr. k noktas ne olursa olsun, yazarn sy
lemi hep daha geni ufukl ar iine alacak biimde geniler;
eer bu sylem her yne doru genilemeyi srdrebilse, b
tn evreni kaplayacak no ktaya ul ar d .

Btn nesnelerin katld bu an en gzel rnei, Qu


er pasticciaccio brutto de via Meru lan a ' n n dokuzuncu bl
m nde yer alan, alnm mcevherlerin bulunmas epizodu
dur. B urada Gadda bize, her deerli tan iinde bulunduu
ilikiler an bire r birer anlatr: Tarihsel ve sanatsal gnder
meleri, talarn olas btn kullanmlarn ve bunlarn yarat
t imgesel armlar gz ard etmeksizin, her bir tan je
oloj ik tarihinden, kimyasal bileiminden sz eder. Gadda' -
nn yazlarndaki rtk epistemoloji hakkndaki en nemli
eletiri yazlarndan biri olan Gian Carlo Roscioni' nin " La di
sarmonia prestabilita" (nceden Belirlenmi :l.Jyumsuzluk)
adl yazs, mcevherlerle ilgili bu be sayfann z m len me -

Amerika Dersleri 129/9


siyle alr. Buradan hareketle Roscioni nasl Gadda iin ey
ler hakkndaki - ilerinde gemi ve gelecek, gerek ya da
olas sonsuz ilikileri birletiren eyler hakkndaki - bu bilgi
nin her eyin kesin bir biimde adlandrlmasn, betimlenme
sini, uzam ve zamanda yerinin saptanmasn gerektirdiini
aklar. Gadda bunu, szcklerin, her trl eylemsel ve sz
dizimsel biimin (yananlamlar, farkl tonlar ve bunlarn
yan yana getirilmesinin yaratt ou zaman komik etkileriy
le) semantik potansiyellerinden yararlanarak gerekletirir.

lgnca umutsuzluk anlar ieren grotesk bir komiklik


G adda'nn grsn belirler. G zlemin, bir biimde araya
girerek, gzlenmekte olan olguyu deitirdii ilkesini bili
min henz resmen kabul etmedii gnlerde bile Gadda unu
biliyordu: " conoscere e inserire alcunche nel reale; e, quindi,
deformare il reale" (bilmek, gerek olan eye bir eyler ekle
mek, dolaysyla gereklii arptmak demektir) . Gadda'ya
zg, eyleri hep arptarak temsil etme tarz buradan do
ar, kendisiyle temsil edilen ey arasnda kurduu gerilimin
kayna da budur, yleki dnya ne kadar ok arptlrsa
gzleri nnde, yazarn benlii de o kadar ok katlr bu s
rece, onunla birlikte arptlm, altst edilmi olur.

O halde, bilme tutkusu Gadda' y dnyann nesnelliin


den kendi hrn znelliine getirmi oluyor; bu ise, La cogni
zione del do/ore adl romannn fazlasyla gstermi olduu
gibi, kendini sevm eyen, hatta kendinde n nefret eden bir in
san iin korkun bir ikence demektir. La cognizione del do
lore' de Gadda " ben" zamirine, daha dorusu dncenin asa
laklar sayd btn zamirlere kar fkeyle kr: " . . . l'io,
io ! . . . il pil lurido di tutti i pronomi ! . . 1 pronomi! Sono i pi
.

docchi del pensiero. Quando il pensiero ha i pidocchi, si


gratta com e . tutti quelli ehe hanno i pidocchi . . . e nelle ung-
hie, allora . . . ci ritrova i pronomi: i pronomi di persona" ( . . .

ben, ben ! . . . tm zamirlerin e n irenci ! . . . Zamirler ! Dn-


cenin billeri. B itleri olduunda kanr dnce, bitli herkes

130
gibi . . . ve trnaklarnzn iinde, sonra . . . ite gene zamirler:
ahs zamirleri).
Gadda' nn yazsn, her bilme srecinin temel eleri
olan rasyonel kesinlik ile lsz bir arptma arasndaki bu
gerilim belirlerken, ayn yllarda, Gadda gibi teknik-bilimsel
ve felsefi bir eitimden gemi ve onun gibi mhendis olan
bir baka yazar, Robert Musil matematik kesinlik ile insani
olaylarn belirsizlii arasndaki gerilimi tamamyla farkl bir
yaz araclyla dile getiriyordu: Akc, ironik ve denetimli
bir yazyla. Tekil zmlerin matematii: Musil' in d buy
du:
Aber er hatte noch etwas auf der Zunge gehabt; et
was von mathematischen Aufgaben, die keine allgeme
ine Lsung zulassen, wohl aber Einzellsungen, d ur ch
deren Kombination man sich der allge mein e n Lsung
nahert. Er hatte hinzufgen knnen, dass er die Aufga
be des :nenschlichen Lebens fr eine solche ansah. Was
man ein Zeitalter nennt-ohne zu wissen, oh m a n Jahr
hunderte, Jahrtausende oder die Spanne zwischen Schu
le und Enkelkind darunter verstehen soll-dieser breite,
ungeregelte Fluss von Zustanden wrde dann ungefhr
ebensoviel bedeuten wie ein planloses Nacheinander
von ungengenden und einzeln genommen fals c h en L
sungsversuchen, aus denen, erst wenn die Menschheit
sie zusammenzufa.n verstnde, die richtige und tota
le Lsung hervorgehen knnte.
in der Strassenbahn erinnerte er sich auf dem He
imweg daran. (Der Mann olne Eigensclaften , 1 . 358)
Ama baka bir ey daha vard dilinin ucunda syle
mek istedii; genel bir zm kabul etmeyen, buna
karlk bir araya getirilmi tek t e k zmlerinin insan
genel bir zme yaklatrd matematik problemlerin
den sz edecekti. nsan yaamyla ilgili problemi de bun-

131
lar gibi grdn ekleyebilirdi. Yzyllar m, binyllar
m yoksa okul a ile dedelik arasnda geen zaman
m kastettiini bilmeden insanlarn a adn verdii
ey, koullarn oluturduu o geni, dzensiz ak o za
man yetersiz ve tek balarna alndklarnda yanl olan
zm giriimlerinin kaotik bir dizisi olurdu, insanlk
birletirmeyi bilse kesin ve btncl sonucu da verebile
cek zm giriimlerinin.
Tramvayda eve giderken bun anmsad.
Musil iin bilgi, iki zt kutbun badatrlamazlnn bi
lincinde olmak demektir: Bunlardan birine M usil kimi za
man matematik kesinlik, kimi zaman ar tin, hatta kimi za
man askeri zihniyet adn verir; tekini ise kimi zaman ruh,
kimi zaman usdlk, kimi zaman insanlk, kimi zaman da ka
os olarak adlandrr. Bildii ya da dnd her eyi bir ro
man biiminde tutmaya alt ansiklopedik bir kitaba y
ar, ancak kitabn yaps srekli olarak deiir, elleri arasn
da dalr; sonuta yalnzca roman bitirememekle kalmaz,
usuz bucaksz bu malzemeler ynn belli snrlar iinde
kapsamasn istedii romann genel izgilerinin neler olmas
gerektii konusunda bile bir karara varamaz. ki m hen
dis-yazar arasndaki, anlamann kendini ilikiler ana kaptr
mak okluunu dnen G adda ile kendini asla kaptrmad,
ancak kodlarla eitli dzeylerdeki eylerin oulluu iinde
her zaman her eyi anlad izlenimini veren M usil arasnda
ki karlatrmada, ikisinde de ortak olan u gerei kaydet
memiz gerekiyor: Bir sonuca ulaamamak.
Proust da ansiklopedik romann bir sonuca balayama
mtr, bir plann eksikliinden deil tabii ki; nk A la rec
hercJe du temps perdu fikri, balangc, sonu ve genel izgile
riyle bir btn olarak domutur. Ancak, kitabn kendine z
g organik canllnn zorlamasyla yapt ierden katlanarak,
yaylarak gelimitir. H er eyi birbirine balayan a, Pro
ust' un da temasdr; ama Proust' da sz konusu a, her varl-

1 32
n birbiri ard sra igal ettii uzamsal-zamansal noktalar
dan kurulmu tu r , bu da uzam ve zam ann boyutlarnn son
suz oalt l ma s sonucunu getirir. D nya kavranamaz bir
noktaya gelinceye dek yayl p, geniler ve Proust iin bilgi bu
k avra namazl n yol at straptan geer. Bu anl amda , an
l at cn n Albertine' e kar duyduu kskan4k tipik bir bilme
deneyimidir:
. . . E je comprenais l'impossibilite oi se heurte l' a
mour. Nous nous imaginons qu'il a pour objet un etre
qui peut etre couche deva n t nous, enferme dans un
co rps Helas! il est l' extension de cet etre a tous les po
.

ints de l' espace et du temps que cet etre a occupes et


occupera. Si nous ne possedons pas son contact avec tel
lieu, avec telle heure, nous n e le possedons pas. O r n o

us ne pouvons toucher tous ces points. Si encore ils no


us e taie n t designes, peut-etre pourrions-nous nous
etendre jusqu' a eux. Mais nous tatonnons sans les trou
ver. De la la defiance, la jalousie, les persecutions. No
us perdons un temps precieux sur une piste absurde et
nous passons sans le souponner a cte du vrai. 1
. . . Ve akn karsnda bulduu im kanszl anlyor
dum. Akn, bir bedenin ierdii, nmze uzatlabile
cek bir varl nesnesi olarak setiini dnyoru z Ya .

zk! Ak, o varln, uzam ve zamanda igal e t t i i ve

edecei btn noktalara yayl m as d r. Onun bu ya da u


yerle bu ya da u saatle temasna sahip deilsek, ona sa
hip deili z demektir. Ama btn bu noktalara dokunma
mz mmkn deil. Bu noktalar bize gsterilse, belki
uzanabilirdik onlara kadar. Ama biz onlar bulmakszn
el yordamyla yryoruz. Bu yzden, gvensizlik, ks
kanlk, iz srmeler. Sama ipularnn ardndan deerli
bir zaman harcyor ve farkna varmadan h akik atin ya-

. A la reclerche. du emps perdu: La prisonn iere (Paris: Pleiade, Gallimard, 1 954),


ili. 100.

133
nndan geiyoruz.

Prisonniere romannda telefonlarn yneticisi kolay fke


lenen tanrlar hakkndaki blm ile yukardaki alnt ayn say
fadadr. Birka sayfa sonra ilk uak sergilerinden birine ta
nk oluruz, tpk bir nceki ciltte uzamla zaman arasndaki
ilikiyi deitirecek biimde otomobillerin atl arabalarn yeri
ni aldna tank olduumuz gibi; o derecede bir deiikliktir
ki bu, " l ' art en est aussi m odifie" (sanat da deiiklie ura
mtr bu deiimle birlikte). Btn bunlar belirtmemin ne
deni, teknolojik bilgi asndan Proust' un daha nce aktard
m iki mhendis-yazardan hi de aa kalmadn gster
mek. Reclercle' de yava yava boy gstermeye baladn
grdmz m odern teknolojinin gnlk yaama girii yal
nzca "zamann rengi"nin bir paras deildir; yaptn kendi
biiminin, kendi i m antnn, tkenip giden yaamn ksal
iinde yazlabilecek sonsuz okluktaki eylerin ucunu g
rebilme kaygsnn bir parasdr ayn zamanda.
lk konferansmda Lucretius ile Ovidius'un iirlerinden
ve bu birbirinden bunca farkl iki kitapta bulunan, her eyin
her eyle sonsuz ilikiler iinde bulunduu bir sistem m ode
linden yola kmtm . Bu konferansta gemiin edebiyatlary
la ilgili gndermelerin en aza indirgenebileceine inanyo
rum; amz edebiyatndaki ilikilerin oulluunu temsil et
me arzusunun - gerek sonular asndan gerekse potansi
yel olarak - nasl gemiin edebiyatlarndan devralnarak bu
gne getirilen bir ey olduunu gsterecek birka rnekle ye
tineceim.
Ar tutkulu tasarlar edebiyat dnda birok alanda iti
raz konusu olabilir. Edebiyat, ancak kendine snrsz hedef
ler koyarsa yaayabilir, bu hedefleri gerekletirmek her t r
ol an a n tesinde olsa bile. airler ve yazarlar baka hi kim
senin hayal etme cesaretini gsteremeyecei giriimler ta s ar
lamaktan vazgemedii srece, bir ilevi olmaya devam ede
cektir edebiyatn. Bilim genel aklamalara, sektre} ve uz-

134
manlam olmayan zmlere gve nsizl ik d uym ay a balad
n dan bu yana, edebiyatn nndeki en byk fr sat, eitli
bilgi dallarn ve eitli " kodlar'' , oulcu, ok ynl bir dn
ya grs iinde dokuinasn bilmektir.
Oluturduu tasarlarda tutkularna hibir snr koyma
yan yaz ar l ardan biri hi phesiz G o ethe'ydi , Goethe 1780
ylnda Charlotte von Stein' a " evren hakknda bir roman" ta
sarlamakta olduunu syler. G oe the ' n i n bu fik re nasl bir bi
im vermeyi dnd hakknda ok az bilgi miz var; ama
r omn, btn evreni ierebilecek edebiyat biimi olarak se
mi olmas gelecek a s n d an anlamlarla ykl bir gerektir.
Hemen hemen ayn yllarda Lichtenberg yle yazyo rdu :
"Sanrm, bo uzam zerine bir iir olaanst olacaktr" . Ev
ren ve boluk: Genellikle zdeleme e i limi gsteren, edebi
yatn var noktasnn ikisi arasnda gidip geldii bu iki teri
me daha sonra dneceim.
G o et h e ve Lich t e nb erg' den bu alntlar Han s Blumen
berg' in nefi s kitab Die Lesbarkeit der Welt' d e (1981) buldum.
.
Kitabn son blmlerinde yazar, yer yer bir ansiklope diyi yer
yer ncil'i andran " nihai kitap" yazmay tasarlayan Novalis' -
den, Kosm os ' uyl a "fiziksel evreni betimleme" tasarsn ger
ekletiren Humboldt' a dek bu tutkunun tarihesini izliyor.
Blumenberg'in kitabnda benim konumu en yakn da n il
gilendiren blm, M allarme ile Flaubert' e ayrlm "Dnya
zerine Bo Kitap" blm. iirlerinde hilie esiz saydam
lkta bir biim vermeyi baaran Mallarme'nin hayatnn son
yllarn evrenin nihai amacn .dile getirecek bir "mutlak ki
tap" tasarsna adamas beni bylemitir her zaman; Ma ll ar
me bu gizemli almann tm izlerini yok etmitir. Ayn e
kil de , 16 Ocak 1852'de Louise Co let'ye "ce que je voudrais
faire, c' est un livr e sur rien" (yapmak istediim ey, hilik
zerine bir kitap) diye yazan Flaubert'in son yllarn bugne
dek yaz lm en ansiklopedik romana, Bouvard ile Pecuc
het'ye adam olmas da bylyor beni.
Her ne kadar on dokuzuncu yzyl bilimselliinin bu iki

135
Don Quijote'sinin e vr ensel bilgi sularnda gerekletirdii o
dokunakl ve cokulu yolculuk birbiri ard sra gelen deniz ka
zalar grnmn alsa da, Boullard ile Pecuclet bu akam
szn ettiim romanlarn gerek atasdr Kendi kendini ye
.

titirmi bu iki masum insan iin her kitap yeni bir dnyaya
almak demektir; ancak bu dn yalar karlkl olarak birbir
lerini dlarlar ya da ylesine birbirlerinin kar t dr lar ki,
tm kesinli k olanaklarn kaldrrlar ortadan. Btn iyi niyet
lerine karn iki yazc, fikirleri istenilen kullanma ya da
karmak i stenilen karlksz zevke uyarlamamza olanak sa
layan o bir tr znel yetenekten yoksundur, zaten kitaplar
dan renilemeyecek bir yetenektir bu.
Bouvard ile Pecuchet'nin dnyay anlamaktan vazgeii,
yazclk yazglarna teslim olma ve kendilerini evrensel kitap
ln kitapla!n kopya etmeye adama kararlar ile biten bu
yarm kalm romann sonunu nasl yorum lamak gerekir? Bo
uvard ile Pecuchet' nin deneyiminde ansiklopedi ile hiliin
i ie getii sonucunu mu karmalyz? Ama iki karakterin
arkasnda Flaubert var: Bouvard ile Pcuche t n in servenleri
'

ni blm blm besleyebil m ek iin bilinebilecek her ey hak


knda b ilgi edinmek, . iki kahraman yo k ed e bil m ek i in bir
bilim binas in a etmek zorunda olan Flaubert. Bu ama u
runa Flaubert tarm, bahecilik, kimya, a nat om i, tp, je ol oji,

vb. kitaplar okur. 1873 Austosunda yazd bir m ektupta


bu ama iin notlar alarak 194 cilt kitap okumu olduunu
belirtir; Haziran 1874' te bu rakam 2 94' e kmtr bile; be
yl sonra unu bildirir Zola'ya: " Mes lectures sont finies et je
n' ouvre plus aucun bouquin jusqu' a la terminaison de mon
roman" ( O kumalarm sona erdi ve romanm bitinceye kadar
baka hi bir kitabn kapan amayacam). Ama bi r sre
sonra yazd mektuplarda Flaubert' in bu kez kilis e t arihiyle
ilgili metinlerle b outuun u g r rz, sonra pedagojiyle u
ramaya balar ve bu disipli n onu birbirinden son d ere ce
farkl bilim dallarnn i ine sokar. Ocak 1880' de yle yazar:
"Savez-vous a combien se montent les volumes qu'il m'a fal-

136
lu absorber pour mes dewc bonhommes? A plus de 1500 ! "
(Biliyor musunuz iki sevgili dostum uruna ka cilt kitap
zmlemem gerekti? 1500' den fazla! )
O halde, kendi kendini yetitirmi iki yazcnn ansiklo
pedik destan, gerek yaamda baarlm, bu destana kout
dev bir abann ikizidir. Bireysel olarak kendini evrensel bir
destana dntren Flaubert' dir: Kendi karakterlerinin tut
kusundan hi de aa kalmayan bir tutkuyla onlarn edinme
ye alt btn bilgiyi, onlarn eriemeyecei bilgileri
zmseyen Flaubert. Bunca aba, kendi kendini yetitirmi
iki kahramannn kulland biimiyle bilginin boluunu gs
termek iin miydi? (16 Aralk 1879 tarihli bir mektuptan da
rendiimiz gibi, "Du defaut de metbode dans les sciences"
[Bilimlerde Yntem Eksiklii] Flaubert' in romana vermek is
tedii altbalkt). Yoksa mutlak, yaln bilginin boluunu
gstermek iin mi?
Bir yzyl sonrasnn bir baka ansiklopedik romancs
Raymond Queneau, iki kahraman betise [budalalk] sulama
sna kar savunmak iin bir deneme yazmtr (onlarn suu
"epris d'absolu" [mutlak a] olmak ve ztlklarla pheyi ka
bul etmemekti); denemenin bir amac da, Flaubert' e ynelti
len basit bir aklyrtmenin rn "bilim dman" sulama
sna kar yazar savunmaktr.
" Flaubert est pour la science", diye yazyor Queneau,
" dans la mesure justement oi celle- ci est sceptique, methodi
que, prudente, humaine. il a horreur des dogmatiques, des
metaphysiciens, des philosophes" (Flaubert bilimden yana
dr, tabii pheci, yntemli, sakngan, insani olduu lde
bilimden yana. Dogmatiklerden, metafizikilerden, felsefeci
lerden hi holanmaz).
Flaubert' in phecilii ve insanln yzyllar boyunca
st ste ekledii bilgiye ynelik sonsuz merak, yirminci yz
yln en byk yazarlarnca sahip klacak yetilerdir; ancak
bu yazarlarn pheciliinin etkin bir phecilik olduunu
syleyeceim: Sylemler, yntemler ve farkl anlam dzeyle-

137
ri arasnda ilikiler kurma yolunda srarl bir abann gsteril
dii bir tr oyun, bir tr bahis. okluk olarak bilgi, gerek
modernizm ad verilen gerekse postmodernizm ad altnda
anlan akmlarn balca yaptlarn birbirine balayan izgi
dir; btn etiketlerin tesinde, gelecek binylda varln sr
drmesini arzuladm bir izgi.
amzn kltrne en kapsaml giri olarak deerlen
direbileceimiz kitabn da bir roman olduunu anmsayalm:
Thomas Mann' n Der Zauberberg (Tlsml Da) adl roman.
Dadaki sanatoryumun kendi iine kapal dnyasnn yzyl
mzn dnce ustalarnn izleyecei btn izgilerin k
noktas olduu sylenebilir: Orada ngrlen ve tartlan b
tn konular bugn hala tartlmaktadr.
Yirminci yzyln byk romanlarnda biim kazanan d
nce, ak bir ansiklopedi dncesidir; hi kukusuz, etimo
lojik olarak, dnyay bir daire iine kapayarak ona ilikin bilgi
nin tketilmesi savn ieren ansiklopedi szcyle elien bir
sfat bu. Bugn artk potansiyel olmayan, varsaymsal olma
yan, oul olmayan bir btnl dnmek mmkn deil.
lahi Komedya g ib i insanln oluturduu bilgi birikimi
ni bir dzen ve dengeli bir tutarllk iinde aklayacak, ok
biimli bir dilsel zenginlikle sistematik ve tekil bir dnce
nin i ie getii yaptlar yeleyen Ortaa edebiyatndan
farkl olarak beendiimiz modern kitaplar yorum ynte mle
rinin, dnce tarzlarnn, anlatm biimlerinin oluturduu
okluun ylmas ve birbirleriyle atmasndan douyorlar.
Genel plan en kk ayrntlar dnlerek tasarlanm olsa
bile, nemli olan yaptn uyumlu bir grnt iine hapsedil
mesi deil, yaptn yaratt merkezka gc, yani ksmi ol
m ayan bir gerekliin gvences i olarak dillerin oulluu
dur: T p k ikisi de Ortaa' a b y k nem ve r m i ikisi de
,

Dante hayran, ikisi de g l bir teolojik bilinlilik iinde


olan (farkl amalarla olsa d a) amzn iki byk yazar,
T.S. Eliot ve James Joyce'un kan t l a m o l d uu gibi. T.S. Eli
ot, teolojik plan ironinin hafifliinde ve ba dndrc s-

138
zel sihirde ztrr. Joyce sistematik, ansiklopedik ve orta
a yorumbilgisi uyarnca farkl dzeylerde yorumlanabile
cek (bu amala Ulysses' in blmleriyle insan vcudunun k
smlar, sanatlar, renkler, simgeler arasnda koutluk cetvel
leri kurar) bir yapt oluturma niyetiyle yola kar; ancak Joy
ce' un ncelikle gerekletirdii ey, Ulysses' de blm b
lm, Finnegans Wake ' de ise oksesli oulluu szel rgye
dokumak suretiyle oluturduu sluplar ansiklopedisidir.
okluun rnekleri olarak sraladm nerileri bir d
zene koyma vakti geldi.
Tek bir sesin sylemi gibi yazlm, ancak farkl dzey
lerde yorumlanabilecei ortaya kan birlik kazandrlm me
tinler var. Burada yaratclk ve ustalk dl birbirinden ta
mmyla farkl yk olarak okunabilecek elli sayfalk bir
romann, L 'amour abso/u ' nn (1899) yazar Alfred Jarry'
nin: 1) nfazdan nceki gece bir idam mahkumunun hcre
sindeki bekleyii; 2) uykusuzluk derdi olan ve hafif bir uyku
srasnda ryasnda lme mahkum edildiini gren bir ada
mn monologu; 03 ) sa' nn yks.
Dnen bir benin yerine, zneler, sesler, dnya grle
rinin oluturduu bir oulluu koyan oksesli metinler var;
bu metinlerin modeli, Mikhail Bakhtin' in Platon' dan Rabela
is ve Dostoyevski'ye ncllerini aratrarak " diyalojik" , " polifo
nik" veya "karnavalesk" 1 biiminde adlandrd model.
Musil' de ve Gadda' da grdmz gibi, olas her eyi
iermesi kaygsyla yazarn bir biime sokamad, ke izgi
lerini izemedii ve doas gerei yarm kalm yaptlar var.
Felsefedeki sistematik olmayan dncenin edebiyattaki
karl olan, aforizmalarla, anlk, kesintili ltlarla ilerle
yen yaptlar var; bu noktada, okumaktan hi bkmadm bir
yazardan sz etmenin vakti geldi: Paul Valery. Valery' nin bir
ka sayfalk denemeleriyle not defterlerindeki birka satr-

1. Daha ok Bakhlin'in eletirel yaptlaryla yaygnlk kazanan bu szck srasyla


"dlyalogun, yani tek sesin deil, ok sesin egemen olduu", "oksesli", "karnavallara
/ enliklere zg" anlamlann tamaktadr. (ev. )

139
lk notlarndan oluan dzyaz metinlerinden sz ediyorum.
" Une philosophie doit etre portative" (Bir felsefe tanabilir
olmaldr), diye yazmtr Valery (Caliers, XXIV.713); ama
unlar yazan da odur: "J'ai cherche, je cherche et cherche-
. rai pour ce que je nomme le Phenomene Total, c' est a dire
le Tout de la conscience, des relations, des conditions, des
possibilites, des impossibilites . . . " (Btncl Olgu adn verdi
im eyi, yani vicdann, ilikilerin, koullarn, olas ve olaslk
d olgularn oluturduu btnl aradm, aryorum ve
arayacam; XII. 722).
Gelecek binyla aktarlmasn istediim deerler arasn
da her eyden nce u yer alyor: Zihinsel dzenlilie ve ke
sinlie zg beeniyi, iire, ayn zamanda da bilime ve felse
feye zg zekay zmsemi bir edebiyat; bir denemeci ve
dzyaz yazar olarak Valery' de bulduumuz zeka gibi bir ze
ka. (Romanclarn ar bast bir balamda Valery' nin sz
n ediyorsam, bunun bir nedeni de, romanc olmamasna ve
hatta - kendisine ait nl bir espriye baklrsa - geleneksel
anlatnn tasfiyecisi olarak grlmesine karn, Valery roman
lar belirgin zelliklerine gre tanmlayarak, onlar kimsenin
anlamad oranda anlayabilen bir eletirmendi).
Valery' nin imgelemde ve dilde kesinlik biimindeki este
tik idealini, kristalin amaz geometrisiyl e tmdengelimli bir
uslamlamann soyutluuna denk den yaptlar kurarak, anla
t sanatnda en baarl bir biimde kimin gerekletirdiini
sylemem gerekse, duraksamadan Jorge Luis Borges der
dim. Borges' e hayranlmn nedenleri bu kadarla kalmyor;
bu nedenlerin balcalarn sralamaya alacam: Her Bor
ges metni bir evren modeli ya da evrenle ilgili bir nitelemeyi
ierdii iin: Sonsuzluk, sayca snrszlk, ebedi ya da imdi
ki veya evrimsel zaman; rnek oluturmas gereken bir anla
tm ekonomisi iinde, her zaman az sayda sayfaya sdrl
m metinler olduu iin; ounlukla anlatlarda herhangi
bir popler edebiyat trnn dsal biimi alnp ykye
uyarland iin (uzun sre kullanlarak ilevsellii kantlan-

140
m, neredeyse mitsel yaplara dnm biimlerdir bun
lar). rnein, zaman zerine en ba dndrc dene mesi
Yollan atallanan Bahe m antksal- m e t afizik bir anl at y ie
ren bir hafiyelik yks olarak sunulur, mantksal-metafizik
anlat da sonsuz bir in romannn betimlemesini ierir; ste
lik btn bunlar on iki sayfaya sdrlntr.
Borges'in bu ykde ileri srd, her biri birka satrda
ierilen (ve neredeyse sakl duran) zamanla ilgili varsaymlar
unlardr: nce, amaz bir zaman dncesi, neredeyse m u t
lak, znel bir imdiki zaman: "reflexione que todas las cosas le
suceden a uno precisamente, precisamente ah ora . Sigl os de
siglos y solo en el presente ocurren los hechos; innumerables
hombres en el aire, en la tierra y el mar y todo lo que realmen
te pasa me pasa a mi . . . " (Her eyin, herkesin b an a tam i m d i
geldiini dndm. Asrlar ve asrlarca, yalnz im did e olu
yor olgular; havada, karada ya da denizde saysz insan ve ger
ekten olan her ey bana oluyor); sonra, istencin belirledii ve
iinde gemiin olduu kadar gelecein de geri dndrle me z
grnd bir zaman dncesi; ve son olarak anlatnn mer
kezi dncesi: oul ve dallanp budaklanm bir zaman, h e r
imdiki zamann "una red creciente y vertiginosa de tiempos
divergentes, convergentes y paralelos" (ayrlan, birleen ve pa
ralel zamanlara zg giderek ykselen ve ba dndrc bir
a) biiminde iki gelecee atalland bir zaman. Bu iinde
btn olaslklarn btn olas birleimler ii n d e gerekletiril
dii ezamanl sonsuz evrenler dncesi, anlatdaki bir konu
dna kma deil, kahramann, hafiyelik grevinin kendisine
ykledii sama ve iren suu (b u suun teki evrenlerde de
il, yalnzca bir evrende gerekletiinden emin o l ar ak ) ile
m e yetkisini kendinde hissetmesi iin gerekli kouldur; hatta,
cinayeti imdi ve burada ilerse, kendisinin ve kurbannn ba
ka evrenlerde birbirlerini birer dost, birer karde saym a lar
mmkn olacaktr.
O halde, olas eylerden oluan a modeli bir Borges an
latsnn birka sayfasna sdrlabiliyor; benzeri biimde, bu

141
model younluun tek tek eitli blmlerinde yer ald
uzun veya ok uzun romanlarn tayc yaps olarak kullan
labilir. Ama bugn "ksa yazma" kuralnn; bamsz birimler
biiminde yazlm, blmlerin birbirine eklenmesiyle geli
en ve deiik birleimler kurmaya uygun bir yap sergileyen
uzun romanlar tarafndan da onaylandn belirteceim.
"Hiper-roman" diye adlandrdm ve Bir K Gecesi
Eer Bir Yo lcu ' da1 bir rneini vermeye altm eyin te
melinde bu dnceler var. Amacm, on roman balangc
eklinde younlatrmak suretiyle romansal olann zn ver
mekti; her balang bir ortak ekirdekten karak ok farkl
biimlerde geliir ve her biri hem onu belirleyen, hem de
onun tarafndan belirlenmi bir ereve iinde hareket eder.
Anlatlabilecek eylerin potansiyel oulluunu rneklemek
diye tanmlayabileceimiz bu ilke bir baka kitabmn, il Cas
tello dei destini in cro c iati ' nin de temelini oluturur: Bir Ta
rot destesindeki kartlar gibi, olas birok anlam ieren gr
sel elerden hareket ederek anlatlar oaltacak bir tr ma
kine olmasn istedim bu kitabn. Mizacm beni " ksa yazma
ya" gtryor ve byle yaplar yaratclk ve ifadedeki youn
luu sonsuz olaslklar duygusuyla birletirmemi salyor.
"Hiper-roman" diye adlandrdm roman trnn bir
baka rnei Georges Perec' in La vie n ode d'enploi'sdr.
ok uzun bir romandr bu, ancak birbiriyle kesien birok
ykden kurulmutur (altbaln oul olmas - Romans
bouna deil) ve Balzac' n yazd trden byk dngsel ro
manlara zg okuma zevkini yeniden canlandrr.
Henz krk alt yandayken len yazarn lmnden
drt yl nce, 1978 ylnda Paris' te yaymlanan bu kitap ka
nmca romann tarihindeki son gerek " olay" dr. Bunun bir
ok nedeni var: Snrsz denebilecek, ama ayn zamanda so
nuca ulatrlm tasar; yaznsal dntrmn yenilii; bir
anlat geleneinin zeti ve belli bir dnya imgesi kuran tm
bilgi alanlarn ieren en st dzeyde bir ansiklopedi, gemi-
1 . Bir K Gecesi Efer Bir Yolcu, ev. lker nce, Can Yaynlan, 1 990. (ev. )

142
in birikimlerinden ve boluun yaratt ba d n d r c etki
den oluan bir bugn duygusu, ironi ve kaygnn s rekl i ola
rak hissedilen varl. Ksacas, La vie mode d'emploi' da b e l
li bir yapsal plan n izlenmesi ile iiri n ngrlemezlii, bir
b tn halini alyor.
Roman, olay rgsn ve biimsel modelini "puzzle"
esinden almaktadr. Bir baka model, b tn eylemin iin
de getii tipik bir Paris apartmannn kesitsel gr n d r,
her odaya romann bir blm ayrlmtr. Be katl binadaki
btn dairelerin mobilyalar ve eyalar birer birer anlatlr,
her bir dairenin mlkiyetinin kimden kime getiiyle daire
sakinlerinin (bu arada anne baba ve ocuklarnn) yaamlar
da. Binann plan, on arp on biimindedir: Perec'in bir ka
reden (ya da evden veya b lmde n ) tekine atn hamlesiyle
- ancak btn karelere birbiri ard sra dokun abilecei belli
bir dzene gre - getii bir satran tahtas. (Yz blm m
var o halde? Hayr, doksan dokuz blmden oluuyor kitap,
inceden inceye hesaplanarak bitirilmi bu kitap tam amlanm a

mla ufak bir aralk brakyor kastl olarak).


u ana kadar sylediklerim deyim yerindeyse kab gste
riyor. Kabn iindekilere gelince, Perec kategorilere ayrd
temalardan oluan listeler hazrla m ve her blmn be l li bir
kategorideki temay (bu temaya yle bir deinil e c ek olsa bi
le) ilemesi gerektiine karar ve r mi t i : Bi r l e imleri her za
,

man deitirebilecei bir tarzda, kesinlikleri hakknda hibir


kukum bulunmasa da, aklayamayacam matematiksel i
lemlere gre dzenlemiti. (Bu romann zerinde alt do
kuz yl boyunca Perec'le. ska gryorduk, ancak gizli kural
larndan yalnzca birkan biliyorum). Tam krk iki tane tema
tik kategori vardr ve yaznsal alntlar, corafi blgeleri, tarih
sel olgular, mobilyalar, nesneleri, sluplar, renkleri, yem e k
leri, hayvanlar, bitkileri, madenleri ve kimbilir daha nele ri
ie rirler ; Perec'in en ksa, en zl blmlerde bile nasl olup
da bu kurallardan amad hakknda en ufak bir fikrim yok.
Var oluun keyfiliinden kamak iin Perec kendine tp-

143
k kahraman gibi kat kurallar koymak gereksinimini duy
mutur (bu kurallar da keyfi olsa bile). Ama iin mucizevi y
n, yapay ve mekanik denebilecek bu poetikann sonsuz bir
yarat zgrl ve zenginliine yol am olmasdr. Bunun
nedeni, La vie mode d'emploi' nn Perec' in ilk roman Les
closes' dan {1965) beri kataloglara duyduu tutkuyla rt
mesidir: Her biri belirgin zelliklerine gre ve ait olduklar
dnem, slup ve toplum gz nne alnarak tanmlanm
nesnelerin sralanmasna duyulan tutku; bu tutku menlere,
konser programlarna, perhiz listelerine, gerek ya da hayali
biyografilere dek uzanr.
Koleksiyonculuk eytan hep kanat rpar Perec'in sayfa
larnda ve bu kitabn oluturduu birok koleksiyon arasnda
en " onun" olan, biricik eyler, yani tek bir rnei bulunan
nesneler koleksiyonudur. Ama Perec szlerin, bilgi verileri
nin, anmsanan eylerin koleksiyoncusuydu yalnzca. Termi
nolojik kesinlik, nesneleri ele geirmenin bir yoluydu; Perec
her olguyu, kiiyi ve nesneyi biricik klan eyleri topluyor ve
adlandryordu. Modern yazdaki en kt salgna, belirsizlie
kar kimse Perec' ten daha bakl olamaz.
Bir gerei vurgulamak istiyorum: Perec iin roman sa
bit kurallara, snrlamalara bal kalarak kurmak anlat z
grln kstlamyor, bu zgrl harekete geiriyordu.
Perec' in, us t as R aymond Queneau tarafndan kurulan Ouli
po (Potansiyel Edebiyat Atlyesi) yelerinin en yaratcs ol
mas bouna deildir. ok yllar nce, gerekstclerin " o
tomatik yaz" sna kar polemie girdii sralarda Queneau
unlar yazyordu:

Une autre bien fausse idee qui a egalement cours ac


tuellement, c' est l' equivalence que I' on etablit entre ins
piration, exploration du subconscient et liberation, entre
hasard, automatisme et liberte. Or, cette inspiration qui
consiste a obeir aveuglement a toute impulsion est en re
alite un esclavage. Le classique qui ecrit sa tragedic en

144
observant un certain nombre de regles qu' il connait est
plus libre que le poete qui ecrit ce qui lui passe par la tete
et qui est l' esclave d' autres regles qu' il ignore.
Son zamanlarda revata olan olduka yanl bir ba
ka dnce de bir yanda esinlenme, bilinaltnn kefe
dilmesi ve zgrleme, te yanda, otomatizm ve zgr
lk arasnda kurulan denkliktir. imdi, her itkiye kr
krne uymak eklindeki byle bir esinlenme gerekte
klelikten baka bir .ey deildir. Tragedyasn bildii
belli saydaki kurallara bal kalarak yazan klasik yazar,
aklndan geen her eyi yazan ve bilmedii baka kural
larn klesi olan airden daha zgrdr.
Geni bir a olarak roman savunumun sonuna geldim .
inizden bazlar, yapt ne denli olaslklar oaltma eilimi
gsterirse, yazan kiinin benlii olan o unicum' dan, 1 yazarn
itenliinden, kendi hakikatini bulma olaslndan o denli
uzaklar, eklinde bir itiraz getirebilir. Aksine, diye yantl
yorum, kimiz biz, deneyimlerin, bilgilerin, okunmu metinle
rin, imgelerin oluturduu bir bileke deilsek neyiz her biri
miz? Her yaam, her eyin, akla gelebilecek her ekilde yeni
den k ar trl p, yeniden denlendii bir ansiklopedi, bir ki
taplk, bir nesneler envanteri, bir sluplar dizisidir.
Ama belki de yreimin en derinlerindeki yant bir ba
kas: Keke benlik' in dnda tasarlanm, bireysel benin snr
l bak as dna kmamz salayacak bir yapt mmkn
olsayd; yalnzca bize benzeyen baka benlere girmek iin de
il, dili olmayanlar konuturmak iin: Oluun zerine ko
nan kuu, ilkbahardaki aa ile sonbahardaki aac, ta, i
mentoyu, plastii . . .
Biimlerin srekliliini anlatrken Ovidius' un varmak is
tedii nokta da bu deil miydi acaba? Ya da kendisini btn
eylerin ortak doas ile zdeletirirken Lucretius' un var
mak istedii nokta?
1. Unicum: Biriciklik, benzersizlik, ei bulunmama. (ev.)

Amerika Dersleri 145/10


ADLAR DZN

Ariosto, Ludovico 38
Aristoteles 126
Arnim, Ludwig Achim vo n 117

Bakhtin, Mikhail 139


Balzac, Honon! de 1 16, 1 17, 118, 119, 142
Barbey D' Aurevil l y Jules 49, 50, 52
.

Barthes, Roland 8 5
Baudelaire, Charles 87
B e ck ett Samuel 1 17
,

Belli, Giuseppe Gioachino 65


Benn, G ot t fr i ed 90
B et us s Giuseppe 51
Blumenberg, Hans 135
Boccaccio, Giovanni 25, 26, 32, 34
Bontempelli, Massimo 90
Borge, Jorge Luis 68, 69, 89, 90, 140, 141
Bruno, Giordano 36, 89, 1 13, 119

C am p a ne l la ,
Tommaso 36
Cardano, Girolamo 36
Carp a c cio, Vittorc 1 16
Casares, Bioy 69
Cvalcanti, GuiJo 24, 25, 26, 27, 28, 29, 30, 32, 42
Cervantes Saave dra. Miguel de 32, 34
Chamisso, Adalb t vo n 1 17
Chom sky, Noam 91
Colet, Louise 135
Contini, Gianfranco : 8
Cyrano de Be rgerac 3 ' \ 36, 37, 38, 42

147
Damisch, Hubert 1 18
Dante Alighieri 28, 29, 30, 103, 104, 107, 108, 138
De Quincey, Thomas 57, 58, 59
De Santayana, George 75
Descartes, Ren0- 83
Dickens, Charles 1 1 7
Dickinson, Emily 3 1
Diderot, Den1s 64
Dore, Gustave 39
Dostoyevsk Fyodor Mihaylovi 139
Eichendorff, Joseph Kfl,rl von 1 1 7
Eliot, Thomas Stern 138
Epikuros 24
Erasmus, Rotterdam' l 66
Erizzo, Sebastiano 5 1
Escher, Maurits C . 1 20
Flaubert, Gustave 89, 135, 136, 137
Gadda, Carlo Emilio 127, 128, 129, 130, 131, 132, 139
Galilei, Galileo 42, 60, 61, 62
Galland, Antoine 39
Gassendi, Pietro 36
Gautier, Theophile 1 17
Giovio, Paolo 66
Goethe, Wolfgang 135
Gogol, Nikolay Vasilyevi 1 17
G6mez, Ramon 90
Gdel, Kurt 120
Guinizelli, Guido 27
Hawthorne, Nathaniel 1 17
Hoffmann, Ernst Theodor Amadeus 1 17
l:fofmannsthal, Hugo von 97
Hofstadter, Douglas 108
Homeros 71

148
H umboldt, Wilhelm von 135
lgnacio de Loyola 105, l 06, 1 07
Irving, Washingto n 5 )
J amcs, Henry 31, 1 1 1
J arry, Alfred 139
Joyce, James 128, 138
J ung, Cari Gustav 70, 1 10
Kafka, Franz 44, 45
Kant, Immanuel 83, 126
Kipling, Joseph Rudyard 1 17
Klibansky, Raymond 34
Kopernik, Mikolaj 36
Kundera, Milan 21
Leibniz, Gottfried Wilhelm von 42, 128
Leiris, Michel 68
Leonardo da Vinci 97, 98, 99, 100
Leopardi, Giacomo 39, 40, 59, 67, 77, 78, 79, 80, 83
Leskov, Nikolay J 17
Levi, Carlo 64
Lichtenberg, Georg 135
Llull, Ram6n 42
Lucretius, Carus Ti i u " 22, 23, 24, 42, 63, 96, 134, 145
Mallarme, Stephanc 8 7 , 89, 96, 135
Mann, Thomas 1 38
Manuzio, Aldo 66
Michaux, Henri 68
Michelangelo Buanorotti 107
Montale, E uge ni o 20, 21, 96
Monterroso, Augusto 69
Moore, Marianne 96
Musil, Robert 84, 85, 131, U 2 , 1 39
Nerval, Gerard de 1 17
Newton, Isaac 38, 39, 42
149
Nova l is 1 35

O' Sull i van, Pat 1 16


Q\idius 19, 20, 21, 23, 24, 42 , 134 , 145
k l i d 88
Panofsky, Erwin 34
Paris, Gaston 52
Parmcni<les 83
Perec, G c orges 142, 143, 144
Perrault, Charles 54
Pessoa, Fc rnando 90
Petrarca, Francesco 51
Piaget, Jean 91
Piattelli-Palmarini, Massimo 91
Pico della Mirandola, Giovanni 42
Platon 139
Poe, Edgar Allan 87, 1 17
Polo, Marco 92
Ponge, Francis 68, 96, 97,
Potocki, Waclaw 1 17
Propp, Vladimir Jakovlevi 43
Proust, Marcel 132, 133, 134
Pythagoras
Queneau, Raym ond 137, 144
Rabelais, Franois 34, 139
R oscioni, Gian Carlo 1 29
Samosata' l Lukianos 38
Saxl, Fritz 32
Shakespeare, William 32, 34, 35
Spinoza, Baruch 128
Starobinski, Jean 109, 1 10 1 12, 1 13
Stein, Charlotte von 135
Sterne, Laurence 64
Stevens, Wallace 90

1 50
Stevenson, Robert Louis 117
Swift, Jonathan 38
arlman (imparator) 49, 50, 51, 52

Thomas, Aquino'lu 104


Turgenyev, Ivan Sergiyevi 117
Valery, Paul 30, 68, 85, 86, 87, 90, 140
Virel, Andre 71
Voltaire 38
Wells, Herbert George 117
Whitman, Walt 68
Williams, Carlos William 68, 95
Wittgenstein, Ludwig 97
Y ates, Frances 34
Zellini, Paolo 89
Zola, Emile 136

151

You might also like