Professional Documents
Culture Documents
ISBN 975-6176-60-1
TAKIM ISBN 975617608-3
KAPAK I.. 200'DE YAPlLMl BIR VUNAN MOZAIINDE ILK HARilACI ANAKSIMANDROS.
www.bilgiyay.com
E-POSTA yayin@bilgiyay.com
DAlllTlM dagitirn@bilgiyay.com
Arslan, Ahmet.
ilka Felsefe Tarihi (Ahmet Arslan.
v. cm.
lncludes bibliographical references and index.
ISBN 97S-676-o83 (pbl<.) 97S6t766ot !km.)
xlii nsz
1 BIRINCI KlSlM
3 1 Felsefe Tarihi Nedir?
6 Felsefe Tarihinde Bir lerleme veya
Evrim Var mdr?
12 Dier Dncelerin Tarihinden Bamsz
Bir Felsefi Dnceler Tarihi Olabilir mi?
19 2 Felsefenin Balanglar ve Sokrates ncesi
Yunan Felsefesinin zellikleri
21 Felsefe ilk Kez Yunan'da m Ortaya kmtr?
2S Sokrates ncesi Felsefenin zellikleri ve
Ortaya k Koullar
35 Yunan Bilimiyle Msr ve
Mezopotamya Bilimi Arasndaki likiler
38 Yunan Felsefesi ile Yunan Mitolojisi Arasndaki
likiler
63 4 Kaynaklar ve Ksaltnalar
65 Kaynaklar
70 Ksaltnalar
\ll iindkilr
71 IKINCI KlSlM
73 1 Yunan Felsefesinin Balanglar:
Teogoni-Kozmogoniler
83 2 Thales
85 Hayat ve Kiilii
88 retisi
90 Her ey Tanrtarla Doludur
91 Madde, Canldr
91 Thales'in nemi
93 3 Anaksimandros
9 5 Hayat ve Kiilii
98 retisi
98 Ana Madde veya Arkhe, Snrsz-Belirsiz
Olandr (Apeiron)
101 Arkhe, Ayn Zamanda Kozrnogonik ve
Ontolojik Bir Kavrarndr
103 eyler, Ana Madde veya Arkleden Ayrlma veya
Kopma Yoluyla karlar
1o6 Sokrates ncesi Yunan Filozoflar
Tanrtanmaz Deildir
1o8 Varolma Sutur ve Bu Suun Cezas Yokolmadr
110 Anaksimandros'un Genel Bir Deerlendirilmesi
113 4 Anaksimenes
115 Hayat ve Eseri
118 retisi
118 Ana Madde veya Arkhe Havadr
119 Hava, Yountama ve Seyreklerne Yoluyla
Dier Varlklar Meydana Getirir
121 Ana Madde Olarak Havann Seilmesinin
Nedenleri
12/f Varlklardaki Nitelik Farkllklar,
Nicelik Farkllklarnn Sonucudur
125 Anaksimenes'in nemi ve Kendisinden
Sonrakiler zerine Etkileri
iindkilr vii
25 9 1 O Empedokles
261 Hayat, Kiilii ve Eseri
265 Varlk Kuram veya Ontolojisi
265 Parmenides'in Varlkla lgili iddialar
Tamamen Yerindedir
266 Bolul< da Yoktur
266 Ancak Olu ve Yokolu Mmkndr
267 nk Tek Deil, Birden ok Varlk Vardr
267 Bu Varlklar, Drt Unsurdur
268 Olu ve Yokolu, Drt Unsurun Birleme ve
Ayrlmalarndan ibarettir
271 Drt Unsur Dnda, Onlarn Birleme ve
Ayrlmalarnn Nedeni Olan ki ilke Vardr:
Sevgi ve Nefret
271 Evrensel Oluun Balca Safhalar
273 Sevgi ve Nefret de Drt Unsur Gibi
Maddi lkelerdir
27/f Benzerierin Benzerler Tarafndan ekilmesi lkesi
275 Kozmolojisi veya Kozmogonisi
279 Biyolojisi veya Hayvanlarn
Ortaya k Kuram
281 Psikolojisi veya Ruh Kuram
285 1 1 Anaksagoras
287 Hayat, Kiilii ve Eseri
290 Varlk Kuram veya Ontolojisi
290 Empedokles'in Varlk ve Olula lgili Kuram
Temelde Dorudur
290 Ancak Varlklarn Kklerinin Says Drt Deil
Sonsuzdur
291 Ve Bu Sonsuz Sayda Varlklar
Her eyde Vardrlar
293 Herhangi Bir Deneysel zellik,
Bu zellii Tamayan Bir eyden
Meydana Gelemez
29/f eyler Birbirlerinden Nasl Ayrlabilirler?
295 Karm-Varlklar ve Karm-Nitelikler
297 Sonsuz Kk ve Sonsuz Byk Mevcuttur
X iindokilor
339 Kaynaka
343 Dizin
"SYLENDiGiNE GRE BU iLiM [FELSEFE] ESKiDEN IRAK HALKI OLAN
KELDANiLER ARASINDA MEVCUTTU. ONLARDAN MISIR HALKINA GE
Mi, ORADAN YUNANLlLARA iNTiKAL ETMi, SRYANiLER VE DAHA
SONRA ARAPLAR'A GEiNCEYE KADAR ONLARDA KALMlTlR. Bu iL
MiN iERDiGi HER EY YUNAN DiLiNDE, DAHA SONRA SRYANTCE
DE, NiHAYET ARAPADA iFADE EDiLMiTiR. Bu iLME SAHiP OLAN
YUNANLlLAR ONU HAKiKi HiKMET VE EN YKSEK HiKMET DiYE AD
LANDIRIRLAR VE ONUN ELDE EDiLMESiNE iLiM, ONUNLA iLGiLi ZiHiN
DURUMUNA iSE FELSEFE DERLERDi. BUNUNLA EN YKSEK HiKMETi
ARAMA VE SEVMEYi KASTEDERLERDi. ONU ELDE EDENE FiLOZOF
DERLER VE BUNUNLA DA EN YKSEK HiKMETi SEVEN VE ONU ARA
YANI KASTEDERLERDi. ONLAR EN YKSEK HiKMETiN KUVVE HALiN
DE BTN ERDEMLERi iERDiGiNE iNANlRLAR VE ONU iLiMLER/N iL
Mi, ILiMLER/N ANASI, HIKMETLER/N HiKMETi VE SANATLARlN SANA
Tl DiYE ADLANDIRIRLARDI. BUNUNLA DA BTN SANATLARI iiNE
ALAN SANATI, BTN ERDEMLERi iiNE ALAN ERDEMi, BTN HiK
METLERi iiNE ALAN HiKMETi KASTEDERLERDi."
FARABI, Mutluluun Kazanrlmasr (Tahsilus-Sa'ada),
ev. Ahmet Arslan, Ankara, 1999, s. 88-89
n sz
W. K. C. Guthrie, A H istory of Greek Philosophy, [, The Earlier Presocrat ics and the Pythago
reans , Londra, 962, 1.
xvl ,.,
alan gerek eviri gerekse telif olarak herhangi bir bamsz eser bulun
mamaktadr. Bununla birlikte, son yllarda Plotinos'la Aziz Augusti
nus'un felsefelerinin baz zel cephelerine, zel problemlerine eilen
baz almalarn kendi dilimizde de yaynlanm olmasnn bu eksikli
i bir nebze gidermi olduunu belirtmemek hakszlk olacaktr.
Eserimizin son cildi olarak tasarladmz, Ortaa'da slam
dnyasnda yeralan eitli felsefi nitelikteki hareketler ve okullara ili
kin olarak ise daha ansl bir durumdayz. Bat dnyasnda yaynlan
m ve zel olarak slam dnyasnda felsefeyi, farkl trlerinde felsefi
hareketleri ele alan baz nemli eserlerin Trke evirilerine sahibiz.
Bunlar iinde zellikle de Boer'in, Macit Fahri'nin, Henry Corbin'in ve
M. erif'in benzer adlar tayan slam felsefe tarihlerini zikretmek iste
riz. 10 Bu listeye az ok ayn konular ve bu dnem iinde yeralan filo
zoflar, Kelam ve Tasavvuf yazarlarn, onlarn dncelerinin eitli
cephelerini ele alan yerli yazarlarmz tarafndan yaplm olan dier
baz almalar, eklememiz gerekmektedir.
Biraz da bu almamzn hedef kitlesinin kimler olduu hak
knda birka ey sylemek istiyoruz. Bu eser yukarda iaret ettiimiz
gibi esas uzmanlk alan Ortaa slam dnyasndaki felsefi hareketler,
felsefi dnce akmlar olan biri tarafndan kaleme alnmtr. Dolay
syla onun hedef kitlesi, esas olarak Ortaa'da slam dnyasnda or
taya km olan bu tr hareketler, bu tr dncelerle ilgilenen her
kes; niversitelerin edebiyat ve ilahiyat fakltelerinde felsefe, Kelam,
Tasavvuf eitimi grenlerle u veya bu nedenle slam kltrne, slam
uygarlna, slam dncesine ilgi duyan aydnlardr.
te yandan bu hareketler, bu dnce akmlar, onlar temsil
eden yazar, filozof ve dnrlerin eserlerinin, sistemlerinin, kuramla
rnn, onlarn arkalarnda yatan, onlar hazrlayan antik felsefe, antik
filozoflar, onlarn eserleri ve sistemlerinin salam ve yeterli bir bilgisi
10 T. J. De Bou, lsiJmda Felsefe Tarihi, ev. Yaar Kutluay, Ankara, 1 961; Macit Fahri, Islam
Felsefesi Tarihi, ev. Kasm Turhan, lsanbul, 1 98 7; Henry Corbin, Islam Felsefe Tarihi, 2 cilt,
birinci cildi ev. Hseyin Hatemi, ikinci cildi ev. Alunet A rslan, lsanbul, 1 994-2000 ; M. M.
erif, Klasik Islam Filozoflar ve Dsnceleri, Istanbul, 1997.
nsz dll
te yap sal olarak farkl deildir. Felsefe tarihi alannda doa bilimi ala
nnda olduundan phesiz daha ok etkenin gznne alnmas ge
rekmekle birlikte bu etkenierin says yine de snrl olmak zorundadr.
Bu etkenler iinde de yine bazlarna dierlerinden daha ok aklay
c bir rol veya ilev tanmak gerekir.
" J. H. Randall, }L-J. li.chler, Fe/se(eye Giris, ev. Ahmer Arslan, 2. bask, lznir, 1 989, s.l.
. l!lsol! tarihi nodir? 17
"YUNAN TARIHi HAKKI NDA AYRl NTl LI BiR BiLGiNiN YUNAN FELSEFESi
HAKKINDAKi ANLAY llMili BYK LDE ARTTIRABiLECEGiNE
iNANMlYORUM. FELSEFE UZAY VE ZAMAN SINIRLARININ TESiNDE
GKSEL BiR HAYAT YAAR. FiLOZOFLAR KK UZAYSAL-ZAMANSAL
YARATIKLARSA DA ONLARlN KK UZAYSAL-ZAMANSAL iLGiLERiNE
ZEL DiKKAT, FELSEFELERiNi AYDlNLATMAKTAN OK ENGELLER."
). BARNES, The Presocratic Ph!losophers, s..
1.0. s:zo'lerde yaplan bir
Yunan vzosunda zeytin toplayanlar.
ir felsefe tarihi, nc olarak felsefenin balanglarna, onun ilk
B kez Yunan dnyasnda ortaya km olup olmadna ilikin tar
tmalarda da kendi tutumunu belirlemek zorundadr. Bizim bu b
lmde de ilkin yapmaya alacamz ey, bu olacaktr.
Nietzsche'nin nl bir sz vardr: "Btn balang problem
leri metafiziktir. " Yine ayn ynde olmak zere "her trl balang
problemlerinin esrarl olduu" da sylenmitir. Ne var ki felsefe tari
hinin balanglarndan hareket eden biri felsefenin balanglar prob
lemini ele alnamazlk da edemez.
4 Jaeger'e gre felsefe tarihinde Sokrates ncesi fil:zoflar, onlarn doa bilgini olarak brlar
ru vurgulayan bir bak asndan ele alma geleneinin balatc Aristotelesn kendisidir. Aristo
tetes bu dnrler terimin eski anlamnda physiloi (doaclar, doa aratrmaclar, doa fi
l:zoflar) diye adlandrm, bu ise 19. yzyln en ada yorumcularn onlar bu kez terimin
yeni anlamnda doa bilimcileri olarak anlamaya gtrmtr. Hegel ve dier Alman idealist fi:
l:zoflarnn metafizik sistemleri anda yaayan felsefe tarihileri, yani Zeller ve okulu esas ola
rak Platon, Aristoteles ve dier "speklatif" fil:zoflarla ilgilenmilerdir. Bunu izleyen p:zitivist
a ise bunun aksine ilk Yunan filozoflarrun empirist ve bilimsel zellikleri zerinde srar et
mitir. Bu anlayn en nemli temsilcisi olan Burnet ve Gomperz'in Sokrates ncesi felsefenin
fiziksel cephesi zerine bu tek yanl vurgulamalarnn nedeni 19. yzyln bilimcilii ve metafi
zik olan her eye kar duyduklar korkudur. Bkz. The Theology, s.7, 8 ve 195.
5 A.g.e., l ve Il. Blmler;
6 Jaeger zellikle Anaksimandros, Herakleitos, Ksenophanes, Parmenides ve Empedokles 'te bu
problemi ayrntl olarak incelemektedir. Bir rnek vermek gerekirse Jaeger Anaksimandros'un
apeiron'unun tanrsal sfatiada adlandrldn tesbit etmektedir. Onun hakknda "her eyi ii
ne ald ve ynettii sylenmektedir. O halde apeiron, madde gibi her eyin iinde olan deil
dir; her eyi iine alan, ynetendir. O halde o canl, etkin bir eydir. Bylece Anaksimandros'ta
teolojik dncenin kendini gsterdii grlmektedir (s.Jl ).Yine Jaeger'e gre Anaksimand
ros'un eylerin kendisinden geldikleri eye zorunlu olarak geri dnecekler nk birbirlerine
kar yapm olduklar hakszlklarn cezasn demeleri gerektiine ilikin nl gtn de ay
n dinsel bak a;sndan ele alp anlamiandrmak gerekir. Bu gr, adalet fikrinin toplum ve
devletin zerine ina edilecei bir temel olarak alnd bir ada onaya kmtr. Anaksimand
ros bylece yalruz politik dnyada deil, tm varLklar dnyasnda i;kin (immanent) bir adalet
old.u grn savunmu olmaktadr: Evrende meydana gelen her ey bu ilahi adalet kanu
nuna tabidir. Ksaca b u doa aklamas aslnda b ir doa aklamasndan ok fazla bir eydir.
O ayn zamanda felsefe tarihinde ilk tanr savunmasdr (teodise) (s.35-36).
2. flsel!nin balan1lar sakrats ncsi vunan flsfesinin zolliklrl 27
7 Bu tr dncelerin nemli bir temsilcisi olarak Herakleitos'la ilgili Jaeger'in grleri ise y
ledir: Herakleitos bir peygamber ateliliine ve heyecanna sahiptir. Nasl ki Parmenides gerek
veya ilahi varlk hakkndaki grn ifade ean ek zere dinsel, mistik bir vahiy (revelation) for
munu semise, Herakleitos'un da dili bir retmen veya bilgenin dili deil, gaflet iinde bulu
nan insanlar uyandrmaya alan bir peygamberin dilidir. Herakleitos'un logos'u sadece the
oretik bir doruyu ifade etmez; ayru zamanda ahlaksal ve dinsel bir doruyu ifa eder (s.l ll
l 13). Bu logos sadece tmel, genel olan (das Allgemeine) deildir; ayn zamanda mterek, or
tak olandr (das Gemeinsame). Bu zellii onu devletin kanununa yaklatnr. Ancak o en gl
ve en byk devletin kanunundan fazla bir eydir. nk o, varolan her eyde onak olandr.
Onun arac, zihin, akl veya Nous'tur. Aklla konumak, ortak olanla konumakor (s. ] 15). Ja
eger'e gre bylece felsefe tarihinde ilk defa kanun veya yasa kavram ona ya kmaktadr. An
cak bu sadece siyasal anlamda yasa deildir; bizzat gerekliin kendisine genelletirilerek kulla
nlan yasadr. Bu yasa tannsaidr ve bizim bugnk doa yasas anlaymzdan tamamen fark
ldr. nk bizim iin do; yasas, sadece gzlemlenen zel bir olaylar grubuna iaret eden ge
nel be timsel bir form ld Oysa Herakleitos'un yasas tamamen normati{tiL O kozmik srecin
en yksek yasas ve bu srece anlam ve deerini veren eydir. Filozof, ite ounluun, uykuda
olanlarn farknda olmad bir ahlaksal-dinsel formu insanlara ilan eden ve onlarn bunu uy
gun olarak davranmalann isteyen kiidir. Burada da yine Herakleitos'un dncelerinin derin
teolojik cephesi kendini aa vurmaktadr (s. ll 6).
B A .g .e . , s.l2, s.
:z8 birinci ksm
9 A.g.e., s.15.
o Comford bu genel durumun bir istisnas olarak yalnzca tp yazarlann saymaktadr. Ona gre
bunun nedeni de tbbn z itibariyle pratik bir sanat olmasdr: Hekim, pratik olarak zmek
zorunda olduu zel, somut bir problemle megul olmak zorundayd. O, uygulad bir tedavi
ynteminin baarl olup olmadn grmek, dolaysyla kendilerinden hareket ettii kuramla
nrun, varsaymlarnn doru olup olmadklarn tahkik etmek durumundayd. Bumet, Yunan
heykettratarnn insan vcudunu doru bir biimde ortaya koyma ynnde gsterdikleri ana
tomik egzaktln ancak bilimsel nitelikte bir deney ve gzlemle aklanabilir olduu grn
dedi& Comford'a gre ise bunun nedeni, hekim gibi onun da pratikte zmek zorunda olduu
zel bir problemle kar karya bulWIITlll syd. zetle Yunan'da deneyci bilgi teorisi ancak tb
bi bir teoriydi. O, pratisyen hekimin yap n i, alma usul zerinde"dnmesinden domu
n; en akll hekimlerin, sanatlarn kendilerinden nceki sihirbaz selefierinin sanatndan ayr
mak ynndeki ihtiyalarndan donutu. Geni bilgi iin bkz. The Origins of Greek Pli/osop
lia/ Tlouglt, Londra, 952, s.7 vd.
u Comford, Sokrates ncesi filozoflarn sistemlerinin bu speklatif-dogmatik zelliklerini gste
ren baz rnekler vermekte, zellikle lonya felsefesine bir dn olarak ele alnmas mmkn
r gzleme dayanarak tahkik emi olsayd, boynuna kadar suya oturmu bir insamn g
snden hi de hava kabarcklaru n kmadn grmesi ve dolaysyla deri yoluyla solunuma
ait b u teorisini gzden geirmesi gerekirdi. Ama onun byle b ir den ey yapmad anlamakta
dr (a.g.e., s. 7). Comford ayn ekilde Epikuros"un sistemini de ayrntl olarak inceleyerek oo un
da tamamen gzlem d, a priori, speklatif ncilere dayandn gstermeye ahmaktad:
z A.g.e., V-IX. Blmler.
30 birinci ksm
17 Jaeger gibi Comford da Hesiodos'un Theogonia"snda giriren hemen sonra gelen kozmogonin
hi de ilkel bir dncenin rn olmadn dnmekredir. Ona gre bu kozmogoni uzun bir
rasyonellerirmenin sonucudUL Comford, btn rannlardan nce varolan ve kozmogoninin ha
reket noktasn oluturan Khaos"u, her eyin iinde karun halinde bulunduu balangraki ay
runlamam durumla kartrmamak gerekriin onun ezeliebedi olarak varolan deil, varla
gelen olduunu sylemektedir. "Khaos" kelimesinin l 6. yzyldaki kullanunndan kalkan
Comford, onun "Yer ile Gk arasndaki bo uzay" anlamnda ele alnd dncesindedir. im
di bu kozmogoni, Yer ile Gk arasndaki boluun meydana gelmesiyle baladna gire, daha
nce Yer ile Gk'n birleik bir durumda bulunduu fikrinden hareker ermelidir. O halde asln
da varla gelen ey bu birliin zlmesi, Yer ile Gk'n birbirlerinden ayrlmasdr. Bu ekilde
anlaldnda da bu kozmogoniye gre nce Yer varla gelmekle ve daha sonra yldzl Gk on
dan kmaktadr. Bylece ayrlm olan zdar arasndaki Ak, yani onlar birletirecek olan kar
lkl ekme gc orraya knakladr (a.g.e., s.,191 vd.). Netice olarak Comford'a gre balang
ra bulunan bu ilk ayrunszlk durumu, ondan ilk ayrunlarn kmas, bunlarm birbirlerine zl kuv
veder olmalar ve birbirleriyle mcadele euneler ancak onlar arasnda birletirici bir gcn de
bulunmas ve bu gcn baka baz varlklar meydana gerirmesi grleri Hesiodos'ra da vardr.
s8 H. C. Grerbock, Kmrarbi Efsanesi, Sedar Alp evirisi, Ankara, 1945, s.Sl-66. Ayrca kr.
Comford, The Origins, s.249 da R. Dodds'un nolu ve eserin nsz'nde Gurhrie'nin gr,
s.VIL
z. felsefenin balanglar ve sokraes ncesi yunan sefesinin zellikleri 33
.g Bumet, I:Aurore, s.23-27; Werner de kendi payna biroklaryla birlikte bu gre katlmakta
dr: L Philosophie Gre"'lue, s.16. "Doann kr kuvvetleri dnda evrende kayna bakunn
dan Yunanl olmayan hibir ey mevcut deildir" grn eserine slogan yapan Gomperz de
genel olarak Yunan dncesinin Dou dncesine hibir ey borlu olmad ynndeki fik
rine paralel olarak zellikle Yunan felsefesi ve biliminin de Dou'nun geometri, aritmetik, ast
ronomi ve sanat alannda brakm olduu "ilkel miras"tan ancak bir malzeme olarak yararlan
dn ileri srmektedir: Les Penseurs, s.71 vd.
2. flsfnin balanglar sokrats ilncsi yunan flsfsinin ilzlliklri 35
:6 j.P.Vemant, Mythe et Pmsee chez /es Grecs, ll, Paris, 1980, s.l02.
. resofonin ba$lang,ar sokratos ntosi yunan folsofosinin zolliklori 41
Bir baka grup, rnein son bir temsilci olarak Snell bizzat Yu
nan dininin kendisinde rasyonel dnceyi olumlu ynde etkileyen ba
z unsurlarn olduuna dikkat ekmektedir. 3
Yine bir baka grup Yunan dnyasnn Dou monarilerinden
farkl olan siyasal yaps, ehir devletlerinin zellikleri, onlar demok
rasiye gtren olaylar sreci zerinde srar etmektedir."
Bazlar ilk Yunan filozoflarnn rasyonalizmini Kk Asya'nn
zengin kentlerinde meydana gelen teknik gelimeyle aklamaya al
maktadr. B. Farrington'a gre onyallarn felsefeleri, antromorfik e
malar yerine evrenin mekanist ve enstrmantalist bir yorumunu koya
rak devrin sosyal hayatnda tekniin gitgide artan nemine iaret et
mektedir. 5
P.M. Schuhl ise zellikle ekonomik ve sosyal hayatta meydana
gelen deimelerin, rnein parann kullanlmaya balamasnn, mer
kantilist bir ekonominin ortaya knn, yeni bir sosyal zmrenin, ya
ni tccarlarn ar basmasnn nemi zerinde durmaktadr.'
Kendi paymza btn bu grlerde belirli bir doruluk pay
olduuna inanmaktayz. Bizce bu szdilen btn unsurlar birbirleri
zerinde karlkl etkilerde bulunarak Yunan dnyasnda felsefenin
ortaya kmasna olumlu katklarda bulunmulardr. Baka ekilde
sylersek, phesiz yukarda sz edilen etkenlerden hangisinin veya
hangilerinin daha ar bast zerinde bir tartma mmkn olmakla
birlikte, benzeri dier konularda olduu gibi burada da genel olarak
bu etkenierin birbirleriyle karmak ilikiler iinde bulunduu, bir et
kenin bir dierinin bir bakma nedeni olmas yannda bir baka ba
kmdan sonucu olmasnn mmkn olduunu kabul etmek gerekir.
mayn !onya'daki pozitif ve bilimsel dncenin varlyla aklamaktadr: Burnet, C:Aurore,
s.87-88.
] Snell, The Discovery, "lhe Olympian Gods" Blm, s.23-42.
lt Bu grn temsilcisi olarak yenilerden F. Chiteler verilebilir. Ancak Chareler'nin Yunan felse
fesinin gerek balana olarak Plaron'u dndn de kaydermemiz gerekir. Ona gre Platon
demokratik sitenin dramn anlayan kii olarak felsefeyi "icat" etmitir: Platon, Paris, 1966,
s.27; Kr. s.189, H4.
5 B.M.Farrington, Greek Saence, I. cilt, Londra, 1944, s.36 vd.
6 P.M.Schuhl, Euai sur la Formation de la Pensee Grecque, 2. bask, Paris, 1945, s.l51-175.
). antik yunan'da fl!lsof nin ortava k$ 49
ETKENLER
Yunan dnyasnda felsefe denilen ve tarihte ilk defa ortaya kan b
yk zihinsel devrimi mmkn klan etkenleri iki ana grupta toplamak
doru olacaktr. Bunlardan birincisi i etkenler, dieri d etkenler ol
maldr. etkenler derken esas olarak yukarda ksaca iaret ettiimiz
trden Yunan corafyas, Yunan siyasal sistemi, Yunan dininin zellik
leri vb. gibi sadece Yunan dnyasna ait olan, onun kendisinden kay
naklanan etkenleri kastediyoruz. D etkenler derken de bir nceki b
lmde zerinde durduumuz Yunan uygarlnn ve daha zel olarak
Yunan felsefesinin douuna katks bulunan dier ve daha eski uygar
lklardan kaynaklanan etkileri kastediyoruz.
8 A.g.e., s.34.
52 birinci ksm
9 Ege ve Yunan tarihiyle ilgili daha geni$ bilgi iin bkz. A. M. Mansel, Ege ve Yunan Tarihi, 2.
bask, Ankara, 1963.
]. antik yunan'da loiserenin ortaya ko 53
DI ETKENLER
Yunan'da felsefenin ortaya kmasna imkan veren veya tevik eden bu
i etkenierin yannda en nemli d etken olarak Yunanllarn dier ve
kendilerinden daha eski uygarlklada ilikisini gsterebiliriz. Yunan'da
ilk felsefi-bilimsel almalarn Bat Anadolu'nun zengin ve mreffeh
liman ehirlerinde, rnein Milet'te, Efes'te, Teos'ta, Klazomenai'de,
Samos ve Kos adalarnda balamas bir tesadf deildir. Bu ehirler
hem Dou'dan, karadan gelen kervan ve ticaret yollarnn sonunda
bulunuyor, hem de deniz ticaretinin ana merkezlerini oluturuyordu.
Ticari ilikilerde ise sadece mallarn dei toku edilmedii, ayn za
manda fikirler, bulularn da bir yandan dierine getii bilinmektedir.
}. antik yunan'da felsfenin ortaya 11k 61
H. Die ls, Die Fragme11te der Vorsokratik" (Griecliscl md Deutscl), Walter Kranz nqri, 6.
3
bask, Dublin und Zurich, 1974.
- S. Y. Baydur, A11tik Felsefe, Istanbul, 1948.
70 birinci ksm
KISALTMALAR
DK: Hermann Diels, Die Fragmente der Vorsokratiker, Griechisch und Deutsch,
herausgegeben von Watter Kranz, Drei Baende, Weidman, 1974 (H. Diels'in
Sokrates ncesi filozoflarn kendi szleri ve onlarn hayatlar, eserleri, tre
tileri hakknda antik yazarlarn tanklklar ve bilgileri, bildirilerini ieren bu
eserinde birinciler B, ikinciler A harfiyle gsterilmektedir. DK ksaltma sndan
hemen sonra gelen say ise bu eserde szedilen filozof veya yazarlarn s
ra numarasna iaret etmektedir. Nihayet en sonra gelen rakam, filozofun
sz veya onun hakknda yaplan tankttn Diels'teki numaralandrlmasna
karlktr. Herbir filozofa ayrdtmz blmde DK'ta ad geen blmn s
ra numarasn bir kere belirttikten sonra yanl anlama tehlikesinin bulun
madtn dndtmz durumlarda yalnzca fragmentin tr ve rakamn
vermekle yetindik).
Her. Tarihi: Herodot, Heradot Tarihi, ev. Perihan Kuturman, Istanbul, 1973.
Rd PA: W. Rd, Die Philosophie der Antike, von Thales bis Demokrit (Geschich
te der Philosophie, dizisi iinde, cilt 1), Mnchen, 1978.
i KI NCI KlSlM
1
Yunan Felsefesinin Balang1lan:
Teogoni-Kozmogoniler
(-) Hesiodos'a gre Musalar Zeus ile Mnemasyne'in kzlar olup, dokuz tanedir ve bunlar dokuz
gecede donutur.
. yunan r.. ser..sinin balanc,an' 1onikozmolonilr 79
onun tanrtarla ilgili btn tasavvurlar, btn hikayeleri tek bir siste
me indirgemek istediini grmekteyiz. Bu sistem fikrinin kendisi ise
mitolojiye aykr olan bir fikirdir.
kinci olarak, Hesiodos'un Khaos tasavvuru, onda eylerin bir
balangcn dnmek ynnde ak bir eilimin varlna tanklk et
mektedir. Bu da kesinlikle ilkel olan bir fikir deildir; nk bir ilkel
iin eylerin balangc diye bir ey szkonusu deildir. Ona gre da
ima bir ey var olmutur. Baka deyile " balang"n bir problem ola
rak domas, bu fikrin hi de ilkel olmadn gsterir.
nc olarak burada eylerin kaynan tek bir ilkeye, varla
indirgemek ynnde bir fikir de vardr. Bunun da ilkel bir fikir olma
yp tersine olduka gelimi bir bak asnn rn olarak ele alnma
s gerektii aknr.
Nihayet burada daha sonralar btn Yunan felsefesinin temel
bir kabul, aksiyomu olarak ortaya kacak bir fikrin, hiten hibir e
yin.kamayaca (ex nihilo nihil est) fikrinin belirsiz bir biimde ifade
edilmi olduunu da sylememiz mmkndr. nk her eyin ba
langcnda bir eyin, Khaos'un olduu, btn dier eylerin bu eyden
sonra geldii, hatta ondan km olduu dncesi, Hesiodos'un her
eyin balangcnda bir eyin olmas gerektii, aksi takdirde hiten bir
eyin kmasn kabul etmek gerekecei ana dncesinin belli belirsiz
bilincinde olduunu gstermektedir.
Gerek bu eylerin balangc kavram gerekse btn eylerin
kendisinden km olduklar tek bir ey kavram ve sonunda hiten
hibir eyin kamayaca dncesi bize Hesiodos'un belki kendisine
ramen yakn gelecekte ortaya kacak olan onya dnrlerinin n
cs olduunu gstermektedir.
Hesiodos'un teogonisi veya kozmogonisi bu dneme ilikin ola
rak elimizde bulunan tek teogoni veya kozmogoni deildir. 6. yz
yldan kalma daha baka teogoniler veya kozmogoniler de vardr. Bun
lar Syros'lu Pherikides'in, Epimenides'in, efsanevi Musa'nn 1e Orphe
usularn kozmogonileridir.
Aslnda bu kozmogoniler zaman bakmndan Hesiodos'tan ol-
8o ikinci ksm
rine atlmtr. Zeus veya Zas dnyaya ekil verdikten sonra ak tanr
s Eros'a dnmtr. Sonra "muhteem ve gzel bir elbise yapm,
bunun zerine dnyann, Ogenos'un imgesini dokumutur. "
Bu teogoni-kozmogoninin daha ileri ayrntlarna girmiyoruz.
Onun da, Hesiodos'un teogoni-kozmogonisinin benzeri bir zihniyet
ten hareketle gelitirilmi olduuna phe yoktur. Burada tanrlarn
douu, ayn zamanda evrenin meydana gelii anlamna gelmektedir.
Burada da yoktan hibir eyin kmad, evrende her zaman iin va
rolan birtakm varlklar olduu, geri kalan eylerin ise bunlardan ve
belli bir sraya gre ortaya kt eklinde baz dnceler vardr. Bu
rada belki Hesiodos'tan daha ileri olan dnce; evrende bulunan ey
lerin okluunu temelde veya balangta yeralan snrl saydaki asli
varlklara geri gtrme dncesidir. Bu konuda Pherikides, Milet fi
lozoflaryla uyumaktadr. Yalnz onlardan, ele ald ana maddenin
saysn oaltma bakmndan ayrlmaktadr. nk, bir sonraki b
lmde greceimiz gibi btn Milet filozoflar her eyin kendisinden
kt veya her eyin temelinde bulunan ana maddeyi, tz, tek bir
ey, su, hava veya snrsz olan (apeiron) olarak kabul edeceklerdir.
Pherikides, yine bu filozoflarla, rnein Anaksimenes'le, ikinci
dereceden tanrlar da bu ana maddelerden tretmek konusunda an
lamaktadr. Belki de bundan dolay Aristoteles onlar saf filozoflar
olarak deil de yar-filozof, yar-teologlar olarak adlandrmaktadr.
Pherikides'le Hesiodos'un ortak olarak paylatklar bir dier te
ma, dnyann bugnk dzeninin tanrlar arasndaki bir kavgadan son
ra ortaya kt temasdr. Herhalde Pherikides'e de, dnyann bugn
iinde bulunduu bu. dzenli durumun bir balang durumu olamaya
ca, bunun ancak iyi ve akll kuvvetleri temsil eden tanrlarn kt kuv
vetiere veya kt tannlara galebe almas sonucunda ortaya km bir
durum olduu dncesi klavuzluk etmektedir. O halde kaostan koz
mosa gei dncesi Hesiodos'ta olduu gibi Pherikides'te de vardr.
Nihayet yine bu iki kozmogonide de, dnyann eitli varlkla
rnn meydana geliini bir tr doum olarak grme dncesi mevcut
tur. Anlaldna gre, dnyann bir balang halinden ve bu balan-
82 ikinci ksm
HAYATI VE KLG
Thales'in 625/4-546/5 yllar arasnda yaam olduu hesaplan
maktadr. O halde Yunan dnyasnn nl yedi bilgesinden biri olan ve
Atina'ya yasalar hediye etmi bulunan Solon'la, yine nl Lidya kral
Karun'un veya Krezs'n (Kroisos) adadr. Baba tarafndan Ka
ria'l, anne tarafndan Fenike'li olduu ileri srlmektedir. Ancak ken
disi doma byme Milet'lidir.
Gelenek bize Thales'i eitli ve deiik klklar altnda gster
mektedir. rnein Platon, daha nce de belirttiimiz gibi Theaite
tos'da onu, yldzlar incelerken nnde bulunan kuyuyu grmeyecek
86 ikinci ksm
iine den dalgn, d dnyadan tamamen uzak bir bilim adam ola
rak takdim etmektedir ( 1 74 a). Ancak Aristoteles bunun tersine onu
zeytinya zerinde karaborsa yapan ok baarl bir iadam olarak
gstermektedir. Bilindii zere zeytinin bir var yl, bir de yok yl var
dr. te Thales bu var yllarndan birini nceden tahmin ederek, elin
deki btn parasn blgede bulunan zeytin ezme makinelerinin tm
n kiralamaya ayrm, o sene rn bol gelince de bu ezme makinele
rini ok fahi fiyatlarla ihtiyac olanlara kiralam ve bundan byk
bir servet kazanmtr (Politika, II, 1259 a 6).
Herodot ise bize Thales'n Lidya'nn Persler tarafndan yklna
sndan nce, onya yurttalarna Lidya istilasna kar koyabilmek iin
bakenti Teos olacak bir federasyonda rgtlenmeleri yolunda bir tav
siyede bulunduunu sylemektedir (Her. Tarihi, , 75, 1 70). Bu onya
llar tarafndan dikkate alnmayacak, ok akllca bir neridir. Yine
Herodot, Thales'in Lidya kral Alyattes ile Med hkmdan Kyaksares
arasnda yaplan sava srasnda meydana gelen gne turulmasn n
ceden tahmin ettiini ve bunu onyallata sylediini bildirmektedir
( Her. Tarihi, , 74 vd.).
Bir baka rivayere gre Lidyallarn Medtere kar yaptklar bir
seferde Kzlrmak' rahata geebilmeleri iin bu nehrin kenarnda bir
kanal kazdrm, Kzlrmak'n sularn ikiye bldrrnek suretiyle sevi
yesini alaltm, bylece onun zerinde rahata bir kpr kurulmasn
salamtr (Her. Tarihi, , 7 5).
Denizci bir ehir devleti olan Milet'in gemicilerine denizde yn
lerini kaybetmemeleri iin Kk Ay takm yldzn yn tayin etmede
esas olarak almalarn neren ilk kiinin de Thales olduu sylenmek
tedir. te yandan, Aristoteles'in rencisi ve Yunan dnyasnda mate
matik ve astronomi tarihine ait ilk eserin yazar olan Eudemos, Tha
les'in Msr'a gittiini ve oradan geometri bilimini ilk kez Yunanistan'a
getirdiini, ayrca kendisinin geometri alannda biri bugn de kendi
adyla bilinen (Bir dairede ap gren evre a, dik adr) birok te
oremin bulucusu olduunu sylemektedir. Bu teoremler arasnda, her
ikizkenar genin taban alarnn birbirine eit olduu, birbirini kesen
z. tales 87
iki doruda ters alarnn birbirine eit olduu, bir dairenin apla iki
eit ksma blnd teorernleri de vardr (DK. 1 1 , A 20).
Eudernos'un Thales'e m al ettii iki bulu ise, onun bir kulenin
tepesinden denizdeki gernilerin uzaklklarn ve Msr piramitlerinin
yksekliklerini lmesine ilikindir. Eudernos birinciyle ilgili olarak
Thales'in birbirlerine eit genlerle ilgili geometrik bir teorernden ya
rarlandn, ikinciyle ilgili olarak ise daha pratik bir akl yrtme yap
tn sylemektedir: Bu akl yrtme insann glgesinin boyuna eit
olduu bir anda, pirarnidin glgesinin de onun boyuna eit olaca d
ncesine dayanmaktadr. Herodot'un Nil Nehri'nin her yaz banda
tamasna ilikin olarak verdii aklamadan birincisinin, yani bu
tamann nedeninin yaz rzgarlar olduu kurarnnn da gerek sahibi
nin Thales olduu anlalmaktadr ( Her. Tarihi, II, 20).
Btn bu haberler veya bildiriler, Thales'in kiiliinde ok yn
l bir insanla karlatrnz gstermektedir. Anlaldna gre, o ay
n zamanda tccar, devlet adam, mhendis, rnaternatiki ve astronorn
dur. Thales matematik ve astronorniye ilikin bilgilerini herhalde M
sr ve Babil'e yapm olduu ileri srlen yolculuklarnda kazanmtr.
'" M. . 585 ylnn 28 Mays'nda meydana geldii hesaplanan gne
turulmasn nceden tahmini, onun Babil astronornisinin sonularn
dan yararianm olduunu gstermektedir. nk bu dnernde Yunan
dnyas henz bu tr bir tahmini mmkn klacak kadar gelimi ast
ronorni bilgisine sahip deildi. Buna karlk Babiliiierin yzyllardan
beri gk cisimlerinin hareketlerini gzlemlernelerine dayanarak birik
tirdikleri cetveller rnevcuttu.
te yandan astronorni hakkndaki bu ileri bilgisi, sahibi oldu
unu bildiimiz ilkel dnya tasavvuruyla hi uyurnarnaktadr. n
k Thales'in dnyay su zerinde yzen bir tepsi gibi dnd bil
dirilmektedir. Onun Msr piramitlerinin yksekliini lt, Nil'in
tarnasyla ilgili yukarda szn ettiimiz kurarn ileri srd y
nndeki rivayetler ise Msr'a gerekten gitmi olabileceini gster
mektedir.
88 ikinci ksm
GRETS
Thales'in asl anlamnda felsefi dncelerine gelince, bu konudaki
ana kaynamz Aristoteles'tir. Aristoteles, Thales'in felsefi grleri
hakknda bize baz bilgiler vermektedir, ama bunlarn hangi yollarla
kendisine geldii, onlarla ilgili olarak hangi kaynaklara dayand ve
Thales'in bu grlerinin hangi akl yrtmelerinin veya gzlemleri
nin sonucu olarak ortaya kt hakknda fazla bir aklama getirme
mektedir. Bu sonuncu hususa ilikin olarak, sadece kendisinin de bi
rer "tahmin" olduunu kabul ettii baz akl yrtmelerde bulunmak
tadr.
durumda hc-r eyin tanrlarla dolu olmas, Thales iin her eyin canl
glere sahip olmas anlamna gelebilir. Bununla birlikte, Thales'in bu
durumda tanr szcn, iinde yaad Yunan dnyasnda insanla
rn ounluunun bu szce geleneksel olarak verdikleri anlamdan
farkl bir anlamda kullandm kabul etmek zorundayz.
Madde, Canldr
Maddeyi canl olarak kabul eden gre hilozoizm ad verilir. Bu, di
limizde canl maddecilik olarak karlanmas mmkn olan Yunanca
madde (hyle) ve canl \ZOOn) kelimelerinden oluturulmu bir terimdir.
Thales'in bu anlamda bir hilozoist (canl maddeci) olduu, yani mad
deyi canl olarak kabul eden dnrlerin banda geldii sylenir.
Yalnz bu terim, Burnet'in hakl olarak iaret ettii gibi, bizi baz yan
l anlarnalara da gtrebilir. Eer bunu maddeyle, ruh veya tin (spi
rit) arasnda bir ayrm kabul etmeden ma_d_e!li.r kn4siri a.n !hk,
hareket ve dnme zelliklerine sahip olduunu ileri sren bir gr
olarak anlyorsak, bu tr ince bir ayrmn Thales iin szkonusu ol
madn syleyebiliriz. nk yine Burnet'in hakl olarak iaret etti
i gibi gerek Thales'in iinde yaad ada gerekse daha sonraki d
nemde uzun bir sre, Demokritos veya Platon'a kadar, maddeyle ruh
arasndaki ayrm inkar edilebilecek kadar kesin bir tarzda ortaya kon
mamtr.
THALES'N NEM
Thales'in nemi nerededir? Onun felsefe iin nemi; ilk kez " Evrenin
arkhesi, tz nedir? " sorusunu ortaya atmasnda ve bu soruya cevap
olarak da ilk kez efsanevi-dinsel ierik tamayan, laik-natralist bir
aklama vermeye almasndadr. Thales'in bu soruya verdii ceva
bn kendisinden ok bu cevabn trnn nemli olduunu sylemeli
yiz. Thales'le birlikte ilk kez ve ak seik olarak efsaneden bilime ve-
. ya felsefeye geii grmekteyiz.
Thales'in sorduu sorunun kendisine gelince, onun kendisi de
birka bakmdan nemlidir: Birinci olarak " her eyin tz, arkhesi;
92 ikinci ksm
farkl eylerin altnda bulunan ana varlk, kalc varlk" anlay, "hi
ten hibir ey kmaz" grnn ak bir ifadesidir. Geri bu gr,
bir nceki blmde iaret ettiimiz gibi, Hesiodos'ta da vardr; nk
o da Theogonia'snda ve kozmogonisinde her eyin balangc ve kay
nann nereden geldiini aratrmaktadr. Bu ise onun bir yokluktan
kamayacann farkl bir biimde ifadesidir. Ancak bu gr, Tha
les'te daha ak bir biimde kendini gstermektedir. Yine bu sorunun
ortaya atlmas, Thales'in okluiJE._iindvey_lt:d-1\i !
ta olduunu gstermektedir. Onun okluun altnda bulunan birliin
ne olduuna ilikin cevab nemli deildir; nemli olan eylerin oklu
u iinde veya altnda bir birliin olduu veya olmas gerektii ynn
deki dncenin kendisidir.
Thales'in kabul ettii bu ilk, ana madde retisi bakmdan ge
limeye aktr: Birinci olarak, maddeler hiyerarisi iinde Thales'in su
ya verdii yer tartlmaz olarak kalamaz. Onun yerine baka maddele
ri veya ana maddeleri koyma yolunda neriterin ortaya atlabilecei
aktr. kinci olarak bu reti bir bakasnn zihninde szedilen mad
denin, onun eitli zel biimlerinden hibiri olmamas, onlarn tm
nn stnde ve dnda, ayrmlamam, farkllamam bir ey olmas
gerektii fikrini dourabilir; nitekim douracaktr. Nihayet bu ana
madde, arkhe ile onun grnleri arasndaki farkllk, byk lde
pheci tohumlar iermektedir. nk, eer ana varlk grnd ey
lerden farkl olup, grnen eyler veya varln grnen biimleri ana
varl yanstmyorlarsa, bundan grn_yl_c:r: -ej_J!l!i!I_Ld_a:
tc olduklar sonucuna gemek hi de zor olmayacaktr.
3
Anaksimandros
les'in ustaca olduunu belirttii, fakat ayn lde yanl olduunu ileri
srd (De Caelo, 295 b 10-15) bu varsayma gre dnya, evrenin
tam merkezindedir ve onun evren kresinin her tarafna olan uzakl
ayndr. imdi bir cismin bulunduu yerini veya durumunu deitirmesi
iin bir neden gerekir. Oysa dnyann evrenin merkezindeki bu duru
munu deitirip herhangi bir yne doru gitmesi iin hibir neden yok
tur; nk yukarda sylediimiz gibi onun evrenin her tarafna olan
uzakl eittir. te bundan dolay dnya, evrenin merkezinde hibir ye
re dayanmad halde dmemekte, hareketsiz durmaktadr (DK. A 2).
Bu, grld gibi aslnda ilkel bir biimde sre-durum (atalet)
ilkesinin dile getirilmesidir. Daha dorusu Anaksimandros'un bu akl
yrtmesi, onun sre-durum ilkesini deney yerine a priori nedenlere
dayanarak aklamay tercih eden metafizikilerin ilki olduunu gs
termektedir. Aristatdes ise her zaman olduu gibi bu konuda da sa
duyuya bavurarak bu akl yrtmenin yanlln gsterme yolunu
tutar: Burada dnya, kendisine eit uzaklklarda bulunan yiyecekler
den hibirini almayarak acndan len bir adama benzemektedir. Ger
ekten de byle bir adamn kendisine eit uzaklklarda bulunan yiye
ceklerden birini dierine tercih etmesi, yani ona doru ynelmesi iin
bir neden yoktur. O zaman bu manta gre, bu adamn hi hareket
etmeyerek acndan lmeyi beklernesi gerekir ki, bunun sama olduu
aktr (De Caelo, 294 b 34-35).
Anaksimandros'un Yunan dnyasna gne saatini (gnomon)
getiren adam olduu da sylenmektedir. Gne saati, dz bir taban
zerine yerletirilen dik bir ubuun gnn eitli saatlerinde meyda
na getirdii glgelerin yer ve uzunluklarna bakarak zaman belirleme
ye yarayan bir alettir. Anaksimandros'un ayrca yln eitli zamanla
rnda, bu glgelerin uzunluunun deimesini gzleyerek ekliptiin
eimini bulmu olduu sylenmektedir ki, bu da kendi bana son de
rece nemli bir keiftir. Btn bunlara ek olarak Anaksimandros'un
Ay ve Gne'le dier gk cisimlerinin dnyadan uzaklklar hakknda
bir takm tahminlerde bulunduu ve baz rakamlar verdii de sylen
mektedir.
98 ikinci ksm
GRETS
Ancak bizim iin nemli olan, Thales gibi Anaksimandros'un da asl
anlamnda felsefi diye adlandrabileceimiz grleridir. Anaksimand
ros doa hakknda bir eser kaleme alan ve bu eserinin bir cmlesinin
orijinal ekliyle bize kadar geldii kabul edilen ilk filozoftur. Bu eser,
tumturakl veya iirsel bir dzyaz ile kaleme alnm olup Doa Oze
rine (Peri Physeos) adn tamaktadr. Ancak bu adn Anaksimand
ros'un kendisi tarafndan m verildii, yoksa daha sonrakiler tarafn
dan m bu esere balk olarak seilmi olduu tartmal olup ihtimal
ler daha ok ikinci yndedir.
kir. Bu ancak kendisi belirli hibir nitelik veya zellj tamayan bir
ey, belirsiz olan - _ olabilirdi. phesiz bu varsaymda da, belirsiz
olan bir eyden belirli olan bir eyin veya eylerin nasl olup da ka
bilecei eklinde bir soruyu sormamz hala mmkndr. Ama bunu
anlamak, belirli bir eyden onun tamamen zdd olan bir eyin kt
n anlamak veya aklamaktan phesiz daha kolaydr.
man gen, diri, her zaman canl ve ezeli-ebedi olarak hareketli olan
apeiron'dan (DK. B 2, 3) nce ayrlma veya kopma yoluyla scak ve
souk kmtr (Aristoteles, Fizik, 1 8 7 a 20-21).
Burada ufak bir parantez aarak Yunan filozoflar iin scak, so
uk ve dier_niteliklerin birer varlk olduunu sylememiz gerekmek
tedir. Yunanca, yapsnn zelliinden dolay Trkede ancak birer s
fat olarak ele alnmas veya ifade edilmesi mmkn olan eyleri, birer
isim veya gramerdeki karlyla substantif yapma imkanna sahip bir
dildir. Bundan dolay, Snell'in de vurgulad gibi ilk Yunan filozoflar
scak, sosl-'- kurb_L_nitelilr! a_ s_fa!Jr)_s_c oJ'.!J.Y<?:
uk olan ey y_--_Ia__r ir ya._r_!!k veya ey gibi_dnl1l_ l,::! r: Ay
n ekilde ilerde Parmenides veya Plotinos gibi byk Yunan filozofla
rnn temel ilkeleri olacan greceimiz Bir'lerini de bir say sfat ola
rak bir deil de ii!!Q._j 2n_an:_, _bili!n te_k_il etti!)J!E!!l<ir
91an olarak anlamamz gerekir. Son olarak sfattan bir isim veya subs
tantif yapma imkannn bizim dilimizden farkl olarak ada Bat dil
lerinde ve Arapa'da da mevcut olduunu syleyelim.
O halde, Anaksimandros'a gre apeiron'dan ilk nce kan, s
cak ve souk olann ztldr veya belki daha doru bir ifadeyle ondan
nce bir varlk paras, porsiyonu kopmu ve bu para, scak ve souk
olana blnm, ayrlmtr. Scak ve souk olandan, daha sonra, s
lak veya nemli olan meydana gelmi, onu ise kuru olan veya toprak iz
lemitir. Anaksimandros'a gre, evrenin merkezinde kuru olan veya
toprak, onun etrafnda slak olan veya su bulunur veya balangta
topran zeri suyla kaplyd. Gnein etkisi ve buharlama sonucu su
dan hava meydana gelmi ve nihayet havann etrafn da bir ate kua
veya tabakas sarmtr.
Anaksimandros'un bir zamanlar topran stn suyun kapla
d, sonra sularn toprak tarafndan emildii ve ekildii grn,
yaad dnemde artk kara paralar olan yerlerde, hatta yksek te
pelerde, aslnda denizde yaayan birtakm deniz hayvanlarnn, rne
in midyelerin fosillerini bulmas olgusu destekiemi veya szkonusu
buluu onu bu dneeye itmi olabilir. Bundan kard ikinci cesur
3 anaksimandros 105
bir masa kapa eklindeki dnyay geirir (DK. 13, A 7, 4, 20). Yine
Anaksimandros'un Gne'i dnyann altndaki boluktan geirtip er
tesi gn doudan yeniden dodurmasna karlk Anaksimenes, Tha
les'in grne geri dner ve onu ve dier gk cisimlerini akamlar
yandan dolatrarak ertesi gn doudan dodurur.
Buna karlk, baka bakmlardan Anaksimenes'in astronomisi
nin Anaksimandros'unkinden ileri olduunu kabul etmek gerekir. r
nein, ilk defa sabit yJz_l<!d'!..Ze!!: arasn !YE!_Y.I} Yunan
filozofu veya bilgini, Anaksimenes'tir. te yandan, y_ ve gne tutut
malar hakknda doru bir aklama veren ilk Yunanl dnr de
odur. Anaksimandros'un gk cisimlerini hava tarafndan evrelenen
yass silindir veya tekerlekler eklinde ate ktleleri olarak grdn
ve ay ve gne tutulmalarn, ay ve gnein "az"larnn tkannas so
nucunda klarn kaybetmeleriyle akladn biliyoruz. Buna kar
lk Anaksimenes, Gne ve Ay ile dier yldzlar arasnda bir ayrm
yapmaktadr. Ona gre, Gne, bizzat kendisi a sahip olan bir ci
simdir, ama Ay ve dierleri sadece Gne'in n yanstrlar. O halde
Ay'n Gne'le Yer arasna girerek Gne'in klarnn yeryzne gel
mesine engel olmas gne tutulmas, Gne'in Dnya ile Ay arasna
girerek Ay'n yansyan klarna engel olmas da ay tutulmasdr.
Sonra Anaksimenes'in Gne, Ay ve dier sabit yldzlar arasn
da yapt ayrmn bir sonucu olarak Gne ve Ay' hava tarafndan ta
nan ve Yer'in etrafnda hareket eden gezegenler olarak kabul etmesi
ne karlk, sabit yldzlar birtakm "kristal krelere akl iviler" gi
bi dnm olduu haber verilmektedir (DK. A 14). Eer bu haber
doru ise ilerde Aristoteles'le birlikte n kazanacak ve ikibin yl bo
yunca gerek Dou slam dnyasnda, gerekse Bat'da varln srd
recek olan kristal, yani effaf krelere akl gk cisimleri retisinin
balanglarnda bulunuyoruz demektir.
Anaksimenes'in kar, dolu yamas; imek, yldrm dmesi;
gk kuann ortaya kmas gibi meteorolojik olaylar hakknda da
baz zel aklamalarnn olduu rivayet edilmektedir. rnein ona
gre gk kua, gne nlarnn younluu fazla olan bir bulut ze-
4. anaksimones 117
GRETS
Daha dar veya asl anlamnda felsefesine geelim. Ancak bunun iin
nce eski yazarlardan bize intikal ettii biimde Anaksimenes'in g
rlerine ait bildirilerin bazlarn olduklar gibi aktaralm:
(EMPEDOKLES'TEN) :
"VARDI ONLAR ARASINDA STN BiLGiLi BiR Kii
EN BYK FiKiR HAZiNESiNE SAHiP OLAN,
HER TRL HiKMETLI iLERDEN EN OK ANLAYAN.
UzANINCA YUKARI ZEKASININ BTN GCY LE
KOLAYCA GRYORDU BTN VAROLANLAR l N HER BiRiNi
INSANLARlN ONUNCU VE YiRMiNCi GBEGiNE KADAR"
(OK. 31, B 129).
Yunanistan'da bulunmu
memer Pytt aoras b stii .
YUNAN OKTANRICILIGININ KAYNAKLARI:
HOMEROS VE HESODOS
omeros, Yunan dnya grnn tek temsilcisi deildi. Bildii
H miz gibi onun yannda Hesiodos da vard ve Homeros'la Hesi
odos'un eserleri yine daha nce iaret ettiimiz gibi birbirlerinden ta
mamen farkl iki dnya tasavvurunu dile getirmekteydi. te yandan
Homeros ve Hesiodos'un oluturmu olduklar insan biimci mitolo
jik Yunan dini de btn Yunan dnyasnn veya Yunan dnyasnn b
tn snflarnn, farkl toplumsal tabakalarnn biricik dini deildi.
6. yzyl ortalarnda ortaya kan ve daha sonra Yunan dnyasnda
gerek felsefi, gerekse dinsel bakmdan yeni bir hareketi temsil eden
Pythagoras ve Pythagorasl anlamak iin Yunan dininin veya din
lerinin zellikleri hakknda daha nce verdiimiz bilgilere ek baz bil
giler vermemiz, aklamalarda bulunmamz gereklidir.
Herodot'a gre Homeros ve Hesiodos'un, Yunanllar iin bir
tanrlar sistemi yaratm, tannlara ad ve lakaplarn vermi, onlarn
nfuz ve grev alanlarn belirlemi olduklarn biliyoruz.
Bu yargnn Homeros'la ilgili ksmn ele alrsak, onun bir an-
130 ikinci ksm
HOMEROS-HESODOSU GELENEKTEN
FARKLI DiNSEL NANLAR
Bilindii gibi Ege Havzas'nda ortaya kan ilk nemli u_ygalk, Girit
Adas'nda gelimiLan Minos uygaJdr. Giritiiierin dinlerini ince
lediimizde onun ayn dnemde komu blgelerde mevcut baz klt
lerle benzerlik gsterdiini grmekteyiz. lk olarak onlarn kltnde
de byk bir Doa Tanras vardr. Bunun yannda da dier tanrlar
vardr. Bu tanra, Anadolu'nun nl doa tanras Kybefe ile baz
benzerlikler gsterimektedir. Szkonusu tanrlardan birinin ise her yl
ikkbaharda doumu enliklere, lm kn baz yasiara yol aan Ana
dolu'nun gen tanrs Attis'le benzerlii vardr. kinci olarak yine Ana
dolu'da olduu gibi bu Kybele ile Attis'in birlemesi sonucunda doa
ya bereket geldii inanc mevcuttur. Giritliler ayrca bu tanr ve tanr
a yannda boaya da tapmaktadrlar.
Trenlerine gelince, Giridilerde trenler esnasnda mzik eli
inde danslar yapld ve bu danslarda insanlarn vecde (extase) eri
tikleri dnlmektedir. Tannlara eitli kurbanlali_L iki sun_:n
adetleri vardr. ifte azl balta da nemli bir semboldr. Giritiiierin
teki dnya hakkndaki dncelerini bilmiyoruz. Ancak lmde
sonraki hayata inanyor gibidirler. nk ev eklinde mezarlar yap
makta ve bu mezarlara lnn hayattayken sevdii ve kulland baz
eyalar koymaktadrlar. Demek ki onlarn insann ldkten sonra bir
hayat sreceine ilikin bir inanlar mevcuttur. Baka deyile bunlar
da "ller klt" olduu anlalmaktadr.
Yunanistan'n kendisinin ilk yerli dinleri hakkndaki bilgimiz
ise ok daha azdr. Ancak 2000 yllarna doru Yunanistan' istila
_eden Akhalara bakacak olursak, onlarn 1 600'Ierden itibaren klt
rn hemen her alannda olduu gibi dinde de Giritiiierin etkisi altnda
kalm olduklarn grmekteyiz. Akhalarn bu dnemde yaratm ol
duklar uygarln kendisi ise_Miken uygarl diye bilinir.
5 pythaaoras ve pythaaoraslk 135
Demeter Klt
Demeter, bereket tanrasdr. Byk tapna Yunanistan'da Ele
usis'tedir. Demeter, Homeros'un tanrlarnda karlamadmz bir
zellie sahiptir: Ac eken bir tanradr ve efsaneye gre kz Persep
hone'yi yer alt tanrs karm, fakat Zeus'un aracl sonucu onu
tekrar annesine vermeyi kabul etmitir. Ancak bu u artladr ki, Per
sephone yln te birinde annesi Demeter'in yannda kalacak, geri ka-
136 ikinci ksm
Dionizos Klt
Dionizos kltne gelince, Dionizos da bir tanrdr, daha dorusu tanr
Zeus'un oludur. O da ac eken bir tanrdr; nk vahi, kt gler
olan Titanlar, gen yatayken onu ldrm ve paralayp yemilerdir.
Ancak Athena ondan bir paray, yreini kurtarmtr. Zeus da yeni bir
Dionizos yaratmak zere, bu paray yutmutur. iledikleri cinayetten
tr kendilerini cezalanrlrmak zere Zeus,Titanlar yldrmyla kl et
mi ve onlarn klnden de insan yaratmtr. Demek ki, insan trnn
doasnda Titans unsur, Dionizos'un bedenindn km olan Dionizos
u un__su_l_arLir durumdadr. O halde insanda bir tanrsal yan
__
Orpheus Klt
Bu dneme ait bu sr veya kurtulu klderinin son bir rnei olarak
Orpheus klt veya dininden de szedelim. Bu kltn nasl meydana
geldii hakknda elimizde hibir bilgi yoktur. Kayna efsanevi arkc
Orpheus'a karlmak istenmektedir. Orpheus, efsaneye gre, bir alg
cdr ve ve ald zaman da canl cansz ne varsa hepsini arkasndan
srklemektedir. O, Eurydike ile evlenir. Ancak dnlerinin hemen
arkasndan Eurydike lr. Orpheus algsnn gcyle yer altna iner.
Yer alt tanrs ona karsn geri vermeyi kabul eder. Ancak bunun iin
bir art vardr: Yer yzne dnnceye kadar Orpheus'un geri dnp
karsna bakmamas gerekmektedir. Tahmin edilebilecei zere mera-
138 ikinci ksm
lara atfedilen " Bunu stad syledi" szleri nldr). Bundan dolay
elimizde bulunan birok gr veya eitli alanlarda gerekletiritmi
birok buluu Pythagoras'n kendisine kadar geri mi gtrmek, yoksa
onlarn Pythagoraslarn evresinde daha sonra gerekletiritmi olan
aratrmalarn sonular m olduklarn belirlemek hemen hemen im
kanszdr.
Buna bir de, Pythagoraslarn merkezi retilerini gizli tutmak
ynndeki abalarn eklemek gerekir. Hareketin btn yelerinin
okulun btn srtarna vakf klnmadklar sanlmaktadr. Anlald
na gre, cemiyet daha geni bir topluluk olan ve yalnzca Pythagoras
yaam kurallarna uymakla sorumlu klnan Akuzmatikler diye ad
landrlan yelerle, daha dar bir grubu oluturan ve okulun retileri
nin felsefi temellerinin bilgisine de vakf klnan Matematiki/er diye
adlandrlan dier yelerden meydana gelmekteydi. Bu ikinci grup her
halde siyasal olarak da asl karar verici olan gruptu. Daha sonra cemi
yet iinde bir atlamann meydana geldii ve biri muhafazakar, dieri
ilerici diye adlandrlacak iki gr tarznn ortaya kt anlalmak
tadr. Muhafazakarlar, okulun kurucusunun balangtaki grlerine
sadk kalmak ve onlar korumak isteyenlerdir. Buna karlk dier grup
herhalde onlar yeni artlara uydurmak gerektiini ileri srenlerden
meydana gelmekteydi. Bu gelime esnasnda tahmin edilebilecei gibi
Akuzmatikler muhafazakar grubu, Matematiki/er ise ilerici grubu
tekil etmilerdir (Rd, GP., s.52).
Eski Pythagoraslarn daha sonraki temsilcileri arasnda zel
likle iki isim nemlidir. Bunlardan biri kozmotojik grleri bakmn
dan dikkate deer bir insan olan Philolaos (5. yzyln birinci yars),
dieri ise daha nce de iaret ettiimiz gibi matematik, astronomi, do
a bilimi, akustik gibi eitli alanlardaki grleri yannda ayn za
manda devlet adaml ve askerlik vasf da olan Arkhytas'tr (5. yzy
ln ikinci yars). Platon'un tasarlad ideal devletinin bana filozofu
geirmek isterken, gznnde tuttuu kiinin talya yolculuklarnn bi
rinde ahsen tant Arkhytas olduu dnlmektedir.
S pythagoras pythagoraslk 145
hun bedenden veya maddeden ayr bir ey olduu; lml olan beden
den farkl olarak lmsz olduu; insann zn tekil eden eyin ruh
olduu ve nihayet insann mutluluunun esas olarak, onda, yani ruh
ta aranmas gerektii ynnde birbirleriyle uyum iinde bulunan bir
takm fikirlerle alan bir rdr. Pythagoras bu fikirlerinden ayrca
bir ahlak da gelitirmektedir: Ona gre ruh, bu dnyada ilemi oldu
u ktlklerin veya yapm olduu iyiliklerin sonucu olarak insann
lmnden sonra deerce daha aa veya daha yukar varlklarn be
denlerine g eder. Bylece o srekli bir yeniden "doular ark"na
tabi olur. Ancak insann ok drst, ok erdemli bir hayat srmesi so
nucunda bu dou arkndan kurtulmas, saf hale gelmesi, ana vatan
na, yani tanrsal alana dnmesi mmkn olabilir. Felsefeden ama, ah
lak ve pratik, yani ruhu iine dm olduu bu dknlk durumun
dan kurtarmak ve asl alanna, kutsal alana yeniden kavuturmaktr.
Grld gibi, burada sadece ruhun bedenden farkl ve ondan
bamsz bir varlk olduu, dolaysyla onun lmyle yok olmad fik
ri yoktur; ayn zamanda onun bedenden stn olduu ve tanrsal bir
dnyaya ait olduu, nk asl yurdunun bu dnya olduu, iinde yaa
dmz dnyada ise bir yabanc zindana kapatlm bir mahkum gibi
bulunduu ynnde fikirler de vardr. Aslna baklrsa bu fikirler, Pytha
goras'ta ok sistemli ve akca ilenmi, gelitirilmi bir biimde bulun
mamaktadr. Onlar ilerde asl Platon tarafndan gelitirilecek ve onun
felsefesinin temel tezleri klnacaklardr. Ancak Pythagorasln bu tr
bir felsefe anlaynn kesin olarak balangcnda yeraldn veya Pytha
goras'n byle bir retiyi felsefi olarak tasarlayan ilk kii olduunu sy
leyebiliriz.
4 veya 9'un birer kare say olmalarndan dolay en uygun bir biimde
ifade etmeleriydi. nk bildiimiz gibi gerek 4, gerekse 9 Pythagoras
larn saylar geometrik figrlerle ifade etmeleri yntemine gre birer
kare saydr. Kare bir sayda ise btn kenarlar birbirlerine eittir. Ada
letre nemli olan da eitlik veya karlkllktr.
Pythagoraslar 10 saysna ok zel bir nem vermekte ve
onun zerine yemin etmekteydiler. 10 saysn ise ekenar bir genle
temsil etmekteydiler. O, mkemmel bir say idi; nk ilk drt saynn
toplamyd: 1+2+3+4. Kendisi de varln arkhesinin say olduu re
tisinin bir trn temsil eden Speusippos, Pythagor.slarn 10 say
snda kefettikleri daha birok zellikten szetmektedir.
Bu zellikler zerinde daha fazla durmamzn bir anlam yok
tur. nemli olan Pythagoraslarn yukarda iaret edildii gibi bazla
r tamamen keyfi, hatta ocuksu olan bir takm benzerliklerden kalka
rak saylara varlklar tekabl ertirdikleri ve yine bunun bir sonucu ola
rak baz saylara mistik birtakm zellikler atfettiklerini bilmemizdir.
Bunlar artk aritmetik bilimi veya metafizii iinde ele alnmas mm
kn olan dnceler deildirler; aritmoloji, yani saylar zerinde bi
limsel olmayan birtakm speklasyonlardan kaynaklanan oyunlardr.
lgin olan udur ki, tarihte byk matematikilerin bazlar da (rne
in Platon'un kendisi) ayn zamanda aritmoloji alanna ait olan bu tr
speklasyonlardan kendilerini kurtaramamlardr. Bugn bizim de,
baz saylar uurlu, bazsn uursuz (rnein 1 3 says) olarak nitele
memiz, bu tr bir aritmolojinin veya kt anlamda say mistisizminin
aramzda hala varln devam ettirdiini gstermektedir.
geninin deerinin ...J olmas gerektii aktr. ...J ise hibir zaman bir
say ile tam olarak ifade edilemeyecek irrasyonel bir saydr Bu durum
da Pythagoras saylar retisiyle, irrasyonel saylarn varl arasn
da !>ir eliki ortaya kmaktadr.
Gereklik Pythagoraslara, z itibariyle, saysal iliki veya
oranlada ifade edilebilir olduundan tr rasyonel grnmtr.
Tam saylarn oran, Yunanca'da logos kelimesiyle karlanr. te yan
dan logos, anlaml konuma, yani konusu anlalabilir, aklsal olan ko
numa demektir.. Gerekliin logoslar, yani oranlarca belirlenmedii,
belirlenemediinin ortaya kmas Pythagoras varlk kuram iin ger
ekten ar bir darbe olmaldr. Bu olgu, dnyann logik, yani saylar
la tam olarak ifade edilebilir belirlenmi bir yapda olmad veya dn
yada logik, yani saylada tam olarak ifade edilebilir rasyonel eylerin
dnda logik-olmayan (alogos), aklsal-olmayan (irrasyonel) eylerin
de bulunduu anlamna gelmektedir. Rivayete gre Pythagoras okul
da bu elikiyi bulan veya daha dorusu onu ifa eden Metapontum'lu
Hippasos, iledii bu byk suun cezasn denize atlp ldrlmek
suretiyle demitir (DK. 1 8 A 4 ).
ASTRONOMLER
Artk Pythagoraslarn astronomi sistemlerine geebiliriz. Onlarn bu
konuda da r ac birtakm grlere sahip olduklar grlmekte
dir. Birinci olarak onlarn mzik kuramyla ilgili aratrmalarnn so
nularn genelletirdiklerini ve onlar genel olarak fizik dnyaya uy
guladklar gibi daha zel olarak astronomik dnyaya da uyguladkia
rm belirtmemiz gerekir. Bunu nasl yaptklar hakknda yine Aristote
les'in tanklna ba vuralm:
"Pythagoraslar diye adlandrlan kiiler sadece b u disiplini (yani
matematii) gelitirmekle kalmamlar; ay zamanda onun iinde
yetitiklecinden matematiin ilkelerinin her eyin ilkeleri olduunu
dnmlerdir. Bu ilkeler arasnda, saylarn doalar gerei ilk
eyler olmalarndan; varolan veya varla gelen eylerle saylar ara
snda birok ve onlarla Ate, Toprak ve Su arasnda olduundan
s. pythagoras pythagoraslk 15 5
RUH GRETLER
Pythagoraslarn ruh retileriyle ilgili olarak, Platon'un Phaidon'da
kendilerine izafe ettii ruhun, bedenin ksmlarnn bir uyumu olarak
bedenle birlikte ortadan kalkt gr, onlarn balangtaki grle
rinden biri olamaz. k bu gr, grld gibi, Pythagoraslarn
ruhun lmsz olduu ana grlerine aykrdr. Platon'un onlara mal
ettii ruhun bir uyum olduu grn daha ok onun, ksmlarnn bir
uyumu olduu eklinde anlamamz gerekir. Eer bu yorumumuz do
ruysa Platon'un ruhun, uyumlar onun doru ve adil bir durumunu
meydana getiren ksmdan meydana geldii retisinin temelde
Pythagoras bir reti olmu olmas ve Platon'un birok gr gibi bu
grn de Pythagoraslardan alm olmas gerekir.
Pythagorasln sonraki geliimi dneminde nemli temsilcile
rinden biri olan Alkmeon ise bu uyum dncesini esas olarak tbba
uygular. insani ve siyasi yap analojisinden yararlanarak insan bedeni
nin salk durumunu, zt kuvvetlerin (kuru ve nemli, scak ve souk,
ac ve tatl vb.) eit payiara sahip olmasna veya daha basit bir ifadey
le onlarn eitliine (isonomia); hastalk durumunu ise bu zt kuvvet
lerden birinin dierleri zerine hakimiyetini tesis etmesine (monark
hia) zde klar. O halde hekimin grevi, bu kuvvetlerin yeniden eit
ve dengeli bir duruma getirilmesini temin etmekten, yani uyum ve ar
moniyi tekrar salamaktan ibarettir.
HAYATI VE KLG
Ksenophanes hakknda bilgimiz olduka azdr. Onun hakknda bilgi
veren balca kaynaklarmzdan biri olan Aristoteles, srekli olarak
onun hakkndaki bilgilerimizin ok az olmasndan ve onun gerekte
hangi tezleri ileri srm olduunun ak olarak bilinememesinden i
kayet eder. Aristoteles'in dnda balca bilgi kaynaklarmz ise Dioge
nes Laertius, skenderiye'li Clemens ve S 2. yzylda yaam olan n
l Septik yazar Sexrus Empiricus'tur. phesiz btn bu kaynaklara,
Ksenophanes'e ait olduu bildirilen fragmentleri eklememiz gerekir.
Ksenophanes'in ili, duygulu iirlerle yergi iirleri yazm oldu
u bilinmektedir. Onun Herakleitos veya Parmenides'te greceimiz
trden felsefi iirler yazm olup olmad ise phelidir ve ihtimaller
daha ok ikinci yndedir.
Ksenophanes elimizde bulunan fragmentlerinden birinde Yunan
lkesinde 67 yldan beri bir gezgin hayat srdn sylemekte, bu
6. ksonophanos 167
GRETS
Ksenophanes'in din felsefesine ait grlerini iki grupta incelemek ge
rekir. Birinci grupta onun Homeros-Hesiodosu insan biimci oktan-
168 ikinci ksm
nclk anlayna ynelttii iddetli eletiriler yer alr. Bunu onun tan
rlar hakkndaki negatif (olumsuz) retisi olarak nitelendirmemiz
mmkndr. kinci grupta ise onun bu eletirdii tanr anlay yerine
geirmek istedii kendi retisi, Tanr'nn varl ve zelliklerine ilikin
teolojik dncelerini ieren kendi kuram yer alr. Bunu da onun po
zitif (olumlu) retisi olarak nitelendirmemiz szkonusudur.
mez. Onun bu tutumu felsefi olarak tek bir anlama gelebilir: Bu ken
disinin onlarn asla grmemi olduklar, gremeyecekleri bir eyi gr
m, yakalam olduudur. Peki bu ev nedir? Herhalde grnte bir
birinden bamsz, hatta birbirleriyle atma halinde bulunan eylerin
gerekte bir olduklar, bir birlik tekil ettikleri, te yandan bu birliin
kendisinin de ayn zamanda bir okluk olduudur. O halde bilgelik,
ok ey bilmek, saysz ey bilmek deildir; bu birbirleriyle kavga iin
deymi gibi grnen ztlarn okluu altnda gizlenen birlii grmek
tir. imdi Herakleitos'un bu grn ele alalm ve bu iddiasnn do
ruluk derecesini aratralm.
Aslnda Herakleitos birok bakmdan kendisinden nce gelen
Milet filozoflarndan farkl deildir. Bu ilk Doa Filozoflar neyi ar
yorlard? Evrendeki btn varlklarn temelinde olan ana maddeyi, il
keyi, arkheyi, deien eylerin altnda bulunan deimeyen, ayn kalan
varl. Herakleitos da ayn eyi aramaktadr. Herakleitos'un da arad
ey, evrendeki deiik nesnelerin kendisinden gelip kendisine gittik
leri ilk madde, ana maddedir; okluun temelinde bulunan birlik, her
eyin kendisinden yaplm olduu tzdr.
"Nasl ki btn mallar alnnla, altn ise btn mallarla dei toku
edilirse, her ey atele, ate ise her eyle dei tok utur" (DK. B 90).
1 horakloios 189
" Savan her eyde ortak olduunu ve savan adalet olduunu, her
eyin savala doupsavala ortadan kalktn bilelim" (DK. B 80).
da iki sabit, deimez eyin varln kabul eder gibidir: Birinci olarak
btn bu deimeler iinde tzn miktar deimez. Bu u demektir:
Aada daha ayrntl olarak anlatacamz gibi ate nce bir ey, da
ha sonra baka bir ey olur. Fakat sonra bu eyler ayn sreci, ama ter
sinden izleyerek eski ve asli ekillerine, yani atee geri dnerler. Ancak
btn bu yukardan aa ve aadan yukar giden deimeler srecin
de deien eyin, yani atein miktar deimez. kinci ve daha nemli
si bu deimeterin kendisi bir lye, deimeyen bir yasaya gre ger
ekleir. Deiende deimeyen, deimenin kendisine gre gerekleti
i yasa, deimenin mantdr:
gre evren Tanr'yla bir ve ayn eydir. Yalnz o, bak asna gre ev
ren veya Tanr diye farkl adlarla arlabilir.
Aslna baklrsa Herakleitos'a gre evren, Tanr, ate veya lo
gos, btn bunlar bir ve ayn eylerdir. Onlar arasnda olsa olsa yle
bir ayrm yaplabilir; Tanr, evrenin ilkesi olan atein en saf halidir. Lo
gos, Tanr'nn evrende i gren bir g, bir yasa olmak bakmndan ta
nmlanm addr. Ksaca szn ettiimiz yasa veya logos, evrenin
iinde olan, ona ikin olan, atein bizzat kendisinde bulunan veya ate
in kendisi olan yasadr. Bu yasann ne olduunu daha yakndan gr
mek ve belirlemek stersek, onun daha nce szn ettiimiz ztlarn
sava ve bundan doan uyum yasas olduunu syleyebiliriz.
" Zaman, dama oynayan bir ocuktur; hkmdarlk gc, bir ocu
un gcdr" (DK. B 5 2).
Her ey Grelidir
Herakleitos'un felsefi grlerinin en nemlilerinden biri de her eyin
greli olduu grdr. Ondan kalan fragmentlerin olduka nemli
bir ksm eitli rneklerle ve eitli ekillerde bu evrensel greliliin
ifade edilmesine ayrlmtr:
"Tanr iin her ey adil, doru ve iyidir. Ama insanlar baz eyleri
kt, baz eyleri iyi diye kabul ederler" (DK. B 1 02).
KOZMOLOJS
Herakleitos'un kozmolojiyle ilgili grlerini ele alrsak, nce belirt
memiz gereken ey, onda Anaksimandros'ta olduu gibi bir kozmogo
niden, yani evrenin zaman iinde bir balang durumundan hareketle
meydana geldii grnden szetmenin pek mmkn olmaddr.
nk Herakleitos, logos-ate ve varlk ilikilerinin deimezliinden
bahsetmekte ve dnya dzeninin "her zaman lye gre yanan ve l
ye gre snen bir ate" olduunu sylemektedir. te yandan dnya
nn douunun ve meydana geliinin bir ilk durumundan szetmek im
kansz ise, onun gelimesinin bir son durumundan szetmenin de bir
anlam olamayaca aktr.
Bununla birlikte Romal Hypoliteos ve skenderiyeli Clemens
gibi bazlar Herakleitos'a bir dnya mahkemesi olarak evrensel yan
ma retisini mal etmektedirler. Gerekten de Herakleitos'ta "atein
bir gn gelip btn eyleri yakalayp yarglayaca ve mahkum edece
, ynnde bir fragment var olmakla birlikte (DK. B, 66) bunu teker
teker her bireysel varln bireyselliini kaybedecei, yani yok olaca
eklinde mi anlamak gerektii, yoksa ilerde Stoaclarn savunacaklar
n bildiimiz "iinde her eyin ortadan kalkaca bir yangn" olarak
m almak gerektii tartma konusudur.
1 hraklitos 199
ha her zaman iin ezamanldr. Yani evrende her zaman baz eyler
ateten dier eylere doru deiirken, dier baz eyler de atee doru
deiirler. Bu gr zamanmzda en ok taraftar toplayan gr ol
makla birlikte, baz felsefe tarihilerinin (rnein Gigon, Cleve) He
rakleitos'un kendisinde Stoaclarda olduu gibi, evrensel bir yanma
grnn varolduunu savunmaya devam ettiklerini de belirtelim.
Herakleitos'un kozmoloji veya fizikte ilgili daha spesifik gr
lerine gelince, onun yldzlar, daha dorusu btn gk cisimlerini par
lak ateler olarak grd ve onlar topraktan kan kuru buharlar so
nucu meydana gelen varlklar olarak aklad, bulutlar ve rzgarlar
ise denizlerden kan su buharlaryla aklad anlalmaktadr. He
rakleitos "Gne'in her gn yeni olduu"nu sylemektedir (DK. B 6).
Yine o Ksenophanes gibi gk cisimlerini, ak taraflar bize dnk
olan "sandal"lara benzetmektedir. Ona gre tutulmalar, bu sandalla
rn ters dnmesi sonucunda atelerinin bizim tarafmzdan grlme
mesinden ibarettir.
Herakleitos'un gny yarm kresinin varln kabul etmedii
anlalmaktadr. Yine o Gne'in bize grnd gibi, yani "bir ayak
byklnde" olduu konusunda srar etmektedir (DK. B 3). Ksaca
s Herakleitos'un zel kozmalajik grlerinin daha nceki efsaneterin
dzeyini amad ve zellikle Milet Okulu filozoflarnn grlerine
gre ak bir gerilerneyi temsil ettii grlmektedir. Buradaki zel bil
gi ve uzmanlk alanlar, sanki Herakleitos'un kendilerine kar takn
d kmsemenin intikamn alyor gibi grnmektedir. Ancak He
rakleitos'un bu tr bir eksiklii hi nemsemeyeceini de rahatlkla
syleyebiliriz.
karlk ruh iin ateten gelen bir lm de vardr. Bu lm, farkl bir
lmdr ve gerekte lmszlktr; nk ate-ilkeye kavumaktr.
Bu lmle lenlerin payna byk ksmetler decektir:
"Szlerini diniediim herkes iinde tek bir kii yok ki bilgeliin her
eyden ayr olduunu anlamaya muvaffak olmu olsun" ... " Bilge
lik tek bir eydir: O, kendisiyle her eyin her ey tarafndan yne
tildii dnceyi tanmaktr" (DK. B 1 1 8 , 1 4 1 ) .
" Dnce, herkeste ortaknr" ... " Ortak olan izlemeliyiz; ama in
sanlarn ou sanki kendilerine mahsus zel bir bilgelikleri varm
gibi yaamaktadrlar" ... "Uyank olanlarn dnyas ortaknr; ama
uyuyanlarn her biri kendi dnyaianna dner" (DK. B 1 13 , 2, 89).
te yandan onun
"GEL, SANA DNLMESi MMKN OLAN BiR iCiK ARATI RMA YOL
LARININ HANGiLERi OLDUGUNU SYLEYECEGiM.
BUNLARDAN BiRiNCiSi, YANi VARL I GI N VAROLDUGU VE ONUN iiN
VAROLMAMANI N MMKN OLMADI GI (NI SYLEYEN YOL), iKNA YO
LUDUR: NK O HAKiKATLE BiRLiKTE BULUNUR. IKiNCiSi, YANi
VARLI GIN VAROLMADI GI VE ONUN VAR OLMAS ININ ZORUNLU OLMA
Dl GI (NI SYLEYEN) YOL iSE iiNDE Hi KiMSENiN HiBiR EY G
RENEMEYECEGi BiR PATiKADIR: NK VAROLMAYANI NE TANIYABi
LiRSiN, NE DE iFADE EDEBiLiRSiN.
NK DNMEKLE VAR OLMAK BiR VE AYNI EYDiR"
(DK. 28 B 2-3).
Ra"-llo'nun s6.ylizylda yapil
DniD Adna Okulu treskinden
bir aynntda Pannenldes.
armenides varln olmad, oluun varolduu ve her eyin olu
P iinde bulunduu grne kar karak, varln varolduu, bu
na karlk oluun olmad, nk mmkn olmad grn ke
sin ve bilinli bir biimde ortaya atan ilk filozoftur. O halde eer Mi
letlilerin doa felsefesi Herakleitos'ta varln inkaryla sonulanm
sa, Parmenides'te de oluun inkaryla sonulanacaktr. Herakleitos
Parmenides atmas, Milet filozoflarnn tek bir ana madde kabul
ederek hem varl, hem oluu aklamak veya hem varl, hem olu
u korumak abalarnn sonusuz kalmaya mahkum olduunu gs
termektedir.
te yandan Parmenides, yine metafizik bilgiyle deneysel bilgiyi
kesin olarak birbirinden ayran ve varlk hakknda salt akla, mantk
sal akl yrtmeye dayanarak bir aklama vermeye teebbs eden ilk
filozoftur. Bu, phesiz daha nceki filozoflarn varlk hakknda geli
tirdikleri tasavvurlarnda akla veya akl yrtmeye dayanmadklar
anlamna gelmemektedir. Thales'ten itibaren ele aldmz btn Yu
nan filozoflarnda, duyularmza kendini gsterdii ekilde varln asl
varlk olmad, asl varln aklmz tarafndan kavranmas gerektii
214 ikinci ksm
reinden fazla mutlu bir tesadfle birbirleriyle zamansal bir sra veya
dzen iine sokulmaktadr.
Sonu olarak, bu iki kaynan ikisi de fazla emin olmadklar,
te yandan onlar herhangi bir ekilde birbirleriyle uzlatrmak da
mmkn olmad iin Parmenides'in 6. yzyln son yarsyla 5. yz
yln ilk yarsnda yaam olduunu kabul etmek en gvenli grn
mektedir.
Parmenides'in dnsel kaynaklar veya hocalarnn kimler ol
duklar zerinde de tartmalar vardr. Daha nce iaret ettiimiz gibi
bazlar, rnein Aristoteles, Elea Okulu'nun kurucusu olarak Kse
nophanes'i gstermekte ve Parmenides'i de Ksenophanes'in bir ren
cisi ve devam olarak takdim etmektedir (Metafizik, 986 b 23). Baka
bazlar ise Ksenophanes'le Parmenides arasnda varl ileri srlen
bu ilikiyi pheyle karlamakta ve Parmenides'in gerek varlk anlay
nda, gerekse kozmolojisinde en byk lde Pythagorasln etki
sini grmek istemektedirler (rnein Burnet, APG., s.196 vd; Brehier
HP. s.61 vd).
Gerekten de kaynaklar Parmenides'in Pythagoras Amenias
ile birlikte bulunduunu, ona ok balandn, yle ki lmnden
sonra onun iin bir ant mezar ina ettirdiini yazmaktadrlar. Onun
Ksenophanes'in rencisi olup olmad, daha dorusu onunla Kse
nophanes arasnda kiisel ilikilerin olup olmad pheli olmakla bir
likte gerek Parmenides'in yazm olduu eserin slubu zerinde, gerek
se varln birlii merkezi retisinde Ksenophanes'in etkisinden szet
mek mmkn grnmektedir.
te yandan Parmenides'in " Varlk"nn, Brehier'nin iddia ettii
gibi ancak Pythagorasln etkisiyle aklanmas mmkn olan ge
ometrik bir uzam olarak tasarlanp tasarianmad veya onun kozmo
lojisinde Burnet'in iddia ettii gibi inkar edilemez bir biimde Pytha
gorasln etkilerinin bulunup bulunmad tartlabilir olmakla bir
likte Parmanides'in hi olmazsa yaad ehirde oynam olduu yasa
koyucu ve devlet adam rol bakmndan Pythagoras'a ok benzedii
muhakkaktr.
8. pamenides 217
Varolmayan ey Dnlemez
Ancak Parmenides'in dncelerini doru bir tarzda anlamak istiyor
sak onu bu ekilde haksz olarak modernletirmemek gerekmektedir.
nk bugn biz mantn konusunun varlk olmad, yalnzca in
san zihninin veya dncenin kendisi olduunu bilmekteyiz veya onu
byle bir konusu olan bir aratrma dal olarak kabul etmekteyiz. Yi
ne bize gre bugn zdelik ilkesi, yalnzca mantn, zihnin veya d
ncenin ilkesidir. Mantkl veya aklsal dnme de, zdelik ilkesi
ne uygun olarak dnmek ve akl yrtmekten baka bir ey deil
dir. Bugn bizim iin formel sistemler, yani matematiksel veya man
tksal sistemler, d dnyada herhangi bir varlksal karlklar olma
yan veya olmas gerekmeyen tamamen varsaymsal-tmdengelimsel
sistemlerdir. zel olarak zdelik ilkesini veya yasasn ele alrsak bu
gn bizim iin zdelik, yukarda da ifade ettiimiz gibi varln bir
ilkesi deildir (daha dorusu onun varln bir ilkesi olup olmad
mantk olarak bizi ilgilendirmemektedir), ancak dncenin bir il
kesidir.
Ama byle bir formel mantk ve byle bir formel zdelik ilke
si anlay, Parmenides'i bir tarafa brakalm, mantn kurucusu olan
Aristoteles'te bile tam olarak var deildir. ilerde Aristoteles'in mant
na ayrdmz blmde ayrntl olarak zerinde duracamz gibi,
Aristoteles'in kendisi zdelik ilkesini bu ekilde formle etmeyecei
gibi, onu sadece bir zihin veya dncenin ilkesi olarak almaktan da
hayli uzak olacaktr. Aristoteles iin zdelik ilkesi, nce ve esasta var
ln ilkesi olduu iindir ki varla ynelen dncenin ilkesidir. O
halde, Parmenides "Varlk vardr" veya "Varlk var deildir" derken
bu "varlk" veya "varolmayan" terimlerini A ve A-olmayan olarak an
lamamakta, onlar ayn zamanda ve ncelikle fiziksel veya ontolojik
terimler olarak almaktadr. Parmenides burada mantk deil, metafizik
yapmaktadr. Onda "Varlk" terimi d dnyada varolan ve belli zel-
222 ikinci k>m
likleri bulunan somut bir eye iaret etmektedir. Ayn ekilde "var-de
il" veya "var-olmayan" eklinde tamamen mantksal olarak ifade et
tiimiz bu terimler de Parmenides'in dncesinde bu ekliyle herhan
gi bir anlam ifade etmeyecektir. Onun bu terimlerden anlad veya
kastettii ey, fiziksel olarak boluktur.
Parmenides'in byle dndn gsteren en nemli bir ipu
cu, onun varlk ile dnce arasndaki ilikileri nasl tasarladna ili
kin ok nl ve ok tartma konusu olmu olan cmlelerinden ka
rlabilir. O, "varln varolmad"n syleyen aratrma yolunun im
kansz olduunu belirtirken yle bir gereke veya kanta dayanmak
tadr: Varln varolmadn sylemek imkanszdr, nk varolma
yan dnlemez, bilinemez ve dile getirilemez:
"nk dnlmesi mmkn olan, var olmas mmkn olanla
ayn eydir" (DK. B 8 ).
Boluk Yoktur
Ayn ekilde varln blnememesinin nedeni de temelde varln iin
de herhangi bir varolmayann, yani boluun olmamasdr. nk va
rolmayan veya boluk var deilse varl blnebilir klacak veya b
lecek ey ne olabilir? Varlk olsa olsa varolmayanla, bolukla blne
cektir. Varolmayan veya boluksa varolmadna gre varlk blne
mez. Blnemez olduuna gre de o bir btndr, srekli bir btn,
ayn trden, homojen bir btn. O, ayn trdendir; nk ondan bir
yerde baka bir yerde olduundan daha az veya daha ok bulunamaz.
O halde o her yerde benzer olan bir btndr.
B. parmonidos 229
Ve Kre eklindedir
Parmenides bununla kalmamakta, kabul ettii varlna bir de ekil
verdirmektedir:
"0, yuvarlak bir kre ktlesi gibi her ynde tamdr. Merkezden ha
reketle her ynde ayn lde ardr. nk o bir yerde baka bir
yerde olduundan daha byk veya daha kk olamaz. nk
onu her ynde eit derecede uzanmaktan engelleyecek bir ey yok
tur" (DK. B 8).
4 Kart Reinhardt, Parme11ides u11d die Geschiclte der Griecliscle11 Plilosoplie, 2. bask, Frank
furt, 1959, 5.118.
B. pamonidos Z35
5 Comford, Plato and Parmenides, Londra, 1950, s.44-45; Brehie HP. s.63.
236 ikinci ksm
PARADOKSLARI
Zenon'un paradokslarnn veya kantlarnn veya "glkler" inin
(aporie) on drt tane olduu sylenmektedir. Ancak biz bunlardan yal
nzca sekiz tanesi hakknda salam bilgilere sahibiz. Bu sekiz paradoks
veya glk de, hareketin ve okluun varlna yneltilen itirazlar
olarak iki ayr gruba blnebilirler.
nce Zenon'un hareketin varlna kar ynelttii itirazlar ele
alalm: Bunlardan birincisi varolann uzaysal olduuna veya uzayn
varlna ilikin itiraz ve buna dayanarak ortaya konulan glktr.
9- oloa'l zonon 2 51
Uzay Paradoksu
Bu itiraz veya gl yle ifade etmemiz mmkndr: Uzay varsa ve
her ey uzayda ise uzayla ilgili olarak ayn soruyu sorabiliriz: Uzay ne
rededir? (Fizik, 210 b 22). Baka deyile eer her varlk, her gerek nes
ne uzayda ise ve eer uzayn kendisi de gerekse, onun kendisinin de bir
ikinci uzayda, bu ikinci uzayn bir nc uzayda olmas ve bunun
bylece sonsuza kadar gitmesi gerekir. O halde ya bu sonu samadr
veya uzayn gerekliini inkar etmek gerekir. Bu sonu sama olduu
na gre -nk sonsuz tketilemez- uzay, gerekten var deildir.
Aslnda uzayn gerekliini reddetmeye ynelen bu kantn ne
ye kar olduu tam belli deildir. Acaba o varolann uzaysal olduu
grne mi kardr, eylerin okluu grne mi, yoksa nihayet ha
reketin imkan grne mi? Bu kant uzayda gerekleen bir sre
olarak hareketin gereklii varsaymna yaplan bir itiraz olarak almak
galiba en dorusudur.
Aristoteles'in Fizik'te zikrettii (IV, 1; IV, 3; VI, 2 ve VI, 9) di
er drt paradaksun hareketin varln reddetmeye ynelik olduu ise
aktr. Bunlar, "Akhilleus ve kaplumbaa paradoks u", "ikiye blme
paradoksu", " duran ok paradoksu" ve nihayet " stadyum paradok
su"dur. Bunlardan ilk ikisi uzay ve zamann sonsuza kadar blnebi
lirlii ve sreklilii grne, son ikisi ise tam tersine uzay ve zamann
kesikli, sreksiz nicelikler olduklar grne dayanlarak gerek bir
hareketin varln reddetmeye yneliktir.
ann onun onda birlik bir ksmn, yani on santimlik bir mesafeyi ka
tedecei aktr. Akhilleus bu on santimlik mesafeyi geri braknca da
kaplumbaann kendisinden bir santim ilerde olduunu grecektir.
Akhilleus bu bir santimi ancaya kadar kaplumbaa bir milimetre kat
etmi olacaktr ve bu bylece sonsuza kadar gidecektir. phesiz onlar
arasndaki mesafe srekli olarak azalacak, ama hibir zaman sfra in
meyecektir. Dolaysyla da Akhilleus kaplumbaay hibir zaman ya
kalayamayacaktr.
Aslnda bir matematiki iin burada problem son derece basit
tir. En basit bir hesaplama, kaplumbaann szn ettiimiz avans me
safesinin 1/9'unu kotuunda Akhilleus'un kaplumbaay yakalayaca
n gsterecektir. nk bu avans mesafesini 1 olarak kabul edersek,
kaplumbaa bu mesafenin 1/9'unu kotuunda Akhilleus -kaplumba
adan on misli daha hzl kotuuna gre- 10/9'luk (1/9'un on kat)
bir mesafeyi katedecektir. Bylece toplam olarak kaplumbaann ko
tuu mesafe 1 + 1/9 olacaktr. Bu durumda Akhilleus'un da kotuu
mesafe 1+ 1/9'dur. Baka ekilde ifade edersek kaplumbaann kotu
u mesafeyi ifade eden 1/10+1/100+1/000+1110000 ... sonsuz dizisi
hibir zaman 1/9 deerini aamaz.
Grld gibi burada esas olarak, bir bykln sonsuza ka
dar blnebilir olduu grne dayanlmaktadr. Buna verilecek ce
vap ise bir bykln sonsuza kadar blnebilir olmas ile sonsuz ol
masnn baka baka eyler olduklar noktasna dayanmak durumun
dadr. Baka deyile sonsuz blnme ile sonsuz byklk farkl eyler
dir. Bir byklk sonsuza kadar blnebilir, ama bundan dolay son
lu bir byklk olmaktan kmaz.
Peki bu kanttan Zenon'un amac nedir? phesiz Zenon, gz
lemin Akhilleus'un kaplumbaay geeceini gsterdiinin bilincinde
dir. Ama gzleme dayanan tesbitle mantksal dnce baka baka
eylerdir. Burada nemli olan mantksal dnce bakmndan hareke
tin imkansz olduunu kabul etmektir. nk hareketin imkann ve
ya gerekliini kabul ettiimiz takdirde, Akhilleus'un kaplumbaay
geemeyeceini kabul etmemiz gerekir. Eer bunun dpedz sama ol-
9 oloa'l zonon 2 53
Duran Ok Paradoksu
Bu kant, daha nceki iki kantn tersine uzay ve zamann sonsuza ka
dar blnemez olduklar varsaymna dayanmaktadr. imdi bu varsa
ym da, bizi sama sonulara gtrdne gre veya daha dorusu is
ter uzay ve zaman srekli ve sonsuza kadar blnebilir; isterse srek
siz ve kesikli eyler olarak alalm, her iki varsaymda da sama sonu
lara vardmza gre, yapmamz gereken zaman ve hareketin varol
madn kabul etmektir.
Bir yaydan atlm ok dnelim. Bu okun uzunluu bir metre
olsun ve saniyede on metrelik bir mesafe katetsin. imdi bu onun sa
niyenin her onda birinde, uzunluuna eit olan bir uzay parasn igal
ettii anlamna gelmez mi? Ama onun uzunluuna eit olan bir uzay
parasn igal etmesi de bu uzay parasnda hareketsiz olmas demek
deil midir? Peki on tane hareketsiz durum biraraya gelerek nasl ha
reketi meydana getirebilir? Sonu: Hareket yoktur.
Bu kant bir baka ekilde de anlatabiliriz: Hareket eden bir ey
ya iinde bulunduu uzayda veya iinde bulunmad uzayda hareket
eder. Ama o ne iinde bulunduu uzayda, ne de iinde bulunmad
uzayda hareket edebilir (DK. 29 B 4). nk bir uzayda olmak ve onu
igal etmek, hareket etmemektir. te yandan bir eyin iinde bulunma
d bir eyde hareket ettiini dnmek de samadr.
Bu kanta veya paradoksa verilecek cevap da bellidir: Hareket
eden bir cisim, tasadanmas mmkn olan en kk zaman birimle
rinde dahi tek bir uzay parasn igal etmez; tersine o daima uzayn
bir parasndan baka bir parasna gei halindedir. Hareket de zaten
bu gei demektir.
Bu glkte de gzden kaan nokta udur: Burada srekli olan
la sreksiz birimlerden meydana gelen bir btn birbirine kartrl
maktad Burada srekli kavram tam olarak snrlandrlmamaktadr.
Zaman, atomlardan meydana gelen bir ey olarak dnmemek gere-
9 oloa'l zonon 255
kir. Ayn ekilde uzay da kesikli nicelikler toplam olarak ele alnma
maldr. Hareket srekli bir eydir. O, bir eyin dnlmesi mmkn
olan en kk bir zaman parasnda, dnlmesi mmkn olan en
kk bir uzay parasnda olmas ve baka yerde olmamas demek de
ildir; tersine onun yukardaki durumda bile bir yerde ve baka bir
yerde olmas, yani srekli bir gei durumunda olmas demektir.
Stadyum Paradoksu
Bu paradoksu veya kant biraz modernletirerek anlatalm. ayr
hatta bulunan ayr tren katar olduunu varsayalm. Bu katarlarn
vagonlarnn says ve uzunluklar ayn olsun. Onlardan birincisi ve
ncs ters ynlerde hareket ediyor olsunlar, ikincisi ise hareketsiz
olsun.
imdi birinci trenin ikinci, yani hareketsiz trenin sonuna kadar
gelmesi iin gerekli olan srenin, nc, yani birinci trene ters ynde
hareket eden trenin sonuna kadar ulamas iin gerekli olan srenin iki
kat olacana phe yoktur. Bu durumda birinci trenin hangi hzla ha
reketettii sorulsa, buna eliik cevaplar vermek zorunda kalrz. n
k o ikinci trene gre baka, nc trene gre ise daha baka bir hz
la hareket etmitir. Baka deyile o ayn mesafeyi iki farkl zamanda
katetmitir. Bu sonu sama olduuna gre hareketin varln dn
mek samadr.
phesiz bu kanta, burada doru olan lmenin ancak hare
ketsiz trene gre lme olaca, ou durumda da zaten bu lme tar
zn kullandmz syleyerek itiraz edebiliriz. Ama Zenon hakl ola
rak hareket hznn her zaman bir eye greli olduunu syleyerek bu
na kar kabilir. zellikle her eyin hareket halinde olduu bir evren
de, yani Herakleitos'un evreninde, hibir eyin hzn lmenin mm
kn olmad, daha dorusu her hzn baka bir eyin hzna greli ola
rak llmesinin zorunlu olaca aktr. Bununla birlikte Zenon'un
amac phesiz bu grelilii vurgulamak deil, hareket hznn ierdii
glklerden dolay hareketin problematik olan karakterine iaret et
mektir.
256 ikinci ksm
okluk Paradoksu
Varln birlii lehine getirilen ikinci kant, daha incedir: okluk kabul
edilirse iki sama sonuca varlr. eyler ok olurlarsa ) ayn zamanda
hem bykl olmayan, ) hem de sonsuz byk olan eyler olurlar.
) Bykl olmayan eyler olurlar; nk onlardan her biri
eer bir birimi temsil etmezlerse ok olmazlar. Ama bir birim, blne
mez; nk her ey ancak eer iinde bir para varsa blnebilir. Ve
eer o uzamsa, iinde birok para olabilir. ) Ayn zamanda sonsuz
byk olurlar; nk varl olan her eyin bir bykl olmak zo
rundadr. Eer onun bykl varsa, paralar vardr ve bu parala
rn birbirlerinden ayr olmalar gerekir. nk aksi takdirde onlar na
sl farkl paralar olacaklardr? Bu paralar birbirlerinden ancak ara
larnda paralar varsa ayrlabilirler. Nihayet bu aradaki paralarn da
birbirlerinden baka paralarla, muayyen bir bykl olan para
lada ayrlmalar gerekir ve bu bylece devam edip gider. O halde her
cismin, kendisinde, her biri muayyen bir bykle sahip olan sonsuz
sayda paralar iermesi gerekir. imdi sonsuz sayda ve muayyen bir
bykl olan paralardan meydana gelen bir eyin de sonsuz byk
olmas gerekir. Sonu: Bir okluk ya bykl olmayan veya sonsuz
bykl olan bir ey olmak zorundadr. Her iki k da sama oldu
una gre okluun kendisi sama bir varsaymdr. O halde varolan,
birdir.
Zenon'un bu paradoksuna verilebilecek cevap, eylerin sonsuza
kadar blnebilmesinin mmkn olmad grne dayanacaktr.
Aslnda bu gr Pythagoraslar tarafndan ileri srlmtr. Onlar
maddeye yklenen sonsuza kadar blnebilme zelliinin onu ortadan
kaldrma tehlikesini gsterdiini fark etmilerdir. Bundan dolay bu
blnmeye bir snr koymak ihtiyacn hissetmilerdir. Onlara gre i
ne ucu kadar kk veya toz zerrelerine benzeyen ok kk parack
lar daha ileri bir blmeye son verirler.
Buna karlk Zenon unu ileri srmektedir: Bir ey ya uzama
sahiptir; o halde blnebilir veya uzama veya bykle sahip deil
dir; o zaman da onun varl meydana getirmesi mmkn deildir.
258 ikinci ksm
Yani Hades'ten.
a. empedakles :z63
" Daha nce varolmayan bir eyin varla geldiini veya herhangi
bir eyin yok olabilecei ve tamamen ortadan kalkabileceini d
nenler, delidirler; nk varolmayan eyden herhangi bir eyin do
mas kesinlikle mmkn deildir ve varolan eyin ortadan kalkma
s gerektii de imkansz ve duyulmam bir eydir; nk o nereye
konutursa konsun, orada var olacaktr" (DK. 31 B 1 1- 12).
266 ikinci ksm
Boluk da Yoktur
Peki boluk var mdr? Parmenides'in boluu reddettiini ve varolan
bir doluluk veya dolu olan (plenum) olarak aldn biliyoruz. Empe
dokles de ayn ekilde ve kesin bir dille boluun varolmadn ilan et
mektedir:
" lml olan hibir eyin ne varla gelmesi, ne de her eyi alp g
tren lmle son bulmas vardr. Varolan sadece unsurlarn birara
ya gelmesi ve birbirlerine kartktan sonra ayrlnasdr. " lm,
ite eylerin bu ritminin bir anna insanlar tarafndan verilen bir
addan ibarettir. Bu unsurlar bir insan, bir vahi hayvan, bir bitki
veya bir ku biiminde birbirlerine kartklarnda insanlar bir "do
uun ortaya ktn sylerler. Unsurlar birbirlerinden ayrldk
larndaysa insanlar bunu ackl " lm kelimesiyle aklarlar. An
cak bu doru bir adiandrma deildir (DK. B 8-9).
" nce her eyin drt kkn ren: Parlayan Zeus, hayat veren
Hera, Hades ve gzyalaryla lml insanlar iin hayat kaynakla
rn besleyen Nestis (DK. B 6).
" Dnyay yneren iki kuvvet, dn var olmulardr ve yarn var ola
caklardr. Sonsuz zaman bu iftren asla yoksun kalmayacaktr"
(DK. B 16).
272 ikinci ksm
doru olmak zere srayla toprak, su, hava ve ate kreleri veya hal
kalardr.
Ancak bu noktada Aristoteles'in ay-alt alemiyle ay-st alemi
arasnda bir ayrm yapp bu drt unsurun meydana getirdii ortak
merkezli drt kreyi yalnzca ay-alt alemi iin kabul ettiini, ay-st
alemini ise bu drt unsurdan hibiri olmayan beinci bir unsurdan, on
lardan daha az maddi, daha akc olan " aitheros"tan, yani eterden ve
ya esirden meydana getirttiini belirtmemiz gerekir. Buna karlk Em
pedokles evrende yapsal bakmdan farkl iki ayr alemin olduunu ka
bul etmez. Ona gre btn evren, bu drt unsurdan meydana gelir.
Empedokles gece ve gndzn meydana geliini, dnyann etra
fnda oluan iki yarm kre, gece ve gndz yarm kreleriyle aklar.
Gndz yarm kresi tamamen ateten, gece yarm kresi ise iinde bir
miktar ate bulunan havadan meydana gelmitir. Dnyann, evrenin
merkezinde hareketsiz olarak bulunduunu biliyoruz. Buna karlk
bu kreler, daha dorusu yarm kreler dnya etrafnda dairesel hare
ketler yaparak dnerler. te gndz, bu dnte gndz yarm kre
sinin dnyann zerine gelmesi sonucu ortaya kar. Bu yarm kre, bir
kre veya trampet eklinde olan dnyann altnda bulunduunda ise
gece ortaya kar.
Peki dnya neden tr evrenin merkezinde hareketsiz dur
makta, dmemekte veya kendisini evreleyen suya gmlmemekte
dir? Aristoteles'in sylediine gre Empedokles, bunun iin bir ipin
ucuna balanarak havada hzla dndrlen su dolu bir srahinin iin
deki suyun dklmediini gsteren bir deneyi yardmna armakta
dr (De Caelo, 295 a 1 7-23). Nasl ki, havada hzla dndrlen bir s
rahinin iindeki su dklmezse, ayn ekilde evren hzla dnd iin
(yirmi drt saatte bir devir) onun merkezinde bulunan dnya dme
mekte, hareketsiz olarak yerinde kalmaktadr (Bu vesileyle Empedok
les'in dncelerini desteklemek iin dayand rneklerin genellikle
sanat alanndan alnm olduuna iaret edelim: Ressamlarn boyalar,
havada dndrlen ii su dolu srahi, birazdan greceimiz zere gr
me olayn aklamak isterken kulland etraf effaf bir cisimle kapl
278 ikinci ksm
"Her eyde her eyden bir para vardr" ... ..Btn eyler belli l
de her eyde bulunurlar" (DK. B l l , 12).
Daha somut olarak sylersek kemik veya ette baka her ey, rnein
kan, sa, trnak, altn, su vb. bulunduu gibi kemik veya etin her bir par
asnda da ayn l ve oranda olmak zere yine btn bunlar vardr.
ilk bakta bu, btn ve parann etrden olduu ilkesiyle her
eyde her eyin bulunduu ilkesi arasnda bir eliki varm gibi grn
mektedir. u anlamda ki, bir yandan herhangi bir eyin, rnein bir et
parasnn blnmtsi olaynda karmza daima et paralar veya daha
dorusu et paracklar kmakta, ancak te yandan etin hibir zaman
292 ikinci ksm
sadece et olmad, ayn zamanda kemik, kl, sa, su vb. olduu ileri s
rlmektedir. Fakat yukarda iaret ettiimiz gibi Anaksagorasa gre,
evrende hibir saf tz bulunmad, eti blmek istediimiz zaman da
ima etle ayn zellikte olan et paracklar, yani doada bulunan btn
tzlerden meydana gelen eyler ortaya kt, stelik de bu parackla
rn balangtaki etle ayn oranda birbirleriyle karm eylerden mey
dana geldiklerini gznne alrsak bu izienim ortadan kalkmaktadr.
Anaksagoras bu son derece orijinal ana madde grne gt
ren neden nedir? Bu konuda bir fragmenti epeyi aydntatc grnmek
tedir:
Karm-Varlklar ve Karm-Nitelikler
Anaksagoras'n sonsuza kadar blnebilir etrden varlklar anlay
nn meydana getirdii bu glk, baz yarumcular Anaksagoras'n
gerekten varolan eylerden temel maddeleri deil de temel nitelikleri
kastettii varsaymna gtrmtr. Bu varsaym ileri sren Tannery,
Burnet, Comford gibi nl felsefe tarihilerine gre fragmentlerde te
melde bulunan varlklar veya unsurlar olarak zikredilen eyler, daha
ok scak-souk, kuru-ya, aydnlk-karanlk gibi niteliklerdir. O hal
de Anaksagoras'n unsurlar olarak, Aristoteles gibi temel maddeleri
deil, bu tr temel nitelikleri almamz gerekir.
Gerekten de elimizde bulunan fragmentlerinde Anaksagoras,
birok yerde bu nitelik iftlerinden szetmektedir. te yandan ilk Yu
nan filozoflarnn eylerle nitelikler arasnda bir ayrm yapmadklar
n, nitelikleri eyler olarak ele aldklarn da biliyoruz. O halde burada
Anaksagoras'n unsurlar veya temel varlklar olarak nitelikleri kabul
etmi olmasnda tarihsel bakmdan bir imkanszlk yoktur. Ancak bu
durumda Aristoteles gibi Anaksagoras' iyi bilen ve zaman bakmn-
296 ikinci ksm
dan da ona yakn olan birinin onun temel anlayn nasl olup da bu
kadar yanl anladn veya bilerek tahrif ettiini aklamak gerek
mektedir. te yandan Anaksagoras'n kendisinin, eer gerekten bu
grte olmu idiyse bu grn neden ak bir biimde dile getirme
diini anlamak da zordur.
Geri Anaksagoras bir fragmentinde "dnyada bulunan eyle
rin bir baltay la kesilmi gibi birbirlerinden ayrlmadklar"n sylerken
bunun bir rnei olarak souun scaktan, scan souktan ayr olma
masn zikretmektedir (DK. B 8). Yine Sextus Empiricus, Anaksago
ras'a atfen verdii bir haberinde onun "karn belli lde siyah oldu
u"nu sylediini belirtmektedir (DK. A 97). Bu da Anaksagoras'n
beyazn ayn zamanda belli bir anlamda siyah olduunu kabul ettii
anlamna gelir. Ama btn bunlar yukarda szn ettiimiz gereke
lerden dolay Anaksagoras'n "unsurlar" dan temel nitelikleri anlad
n kabul etmemiz iin yeterli deildir.
Kald ki, Guthrie'nin hakl olarak iaret ettii gibi, burada
Anaksagoras'n temel varlklardan temel nitelikleri anladn dn
inemiz mmkn olduu gibi bunun tersine onun temel nitelikleri, te
mel varlklarn nitelikleri olarak aldn dnmemiz de mmkn
dr.1 Baka deyile burada belki daha dorusu Anaksagoras'n "scak
olan" scak bir tz, "souk olan" ise souk bir tz olarak aldn d
nmektir. Nihayet bu iki yorumdan hangisi doru olursa olsun bizim
yukarda szn ettiimiz glk ortadan kalkmamaktadr. Bu g
lk, evrende saf tzlerin varl kabul edilmedii takdirde eylerin bir
birlerinden nasl ayrlabileceklerine ilikin glktr. Karm-varlklar
yerine karm-niteliklerin kabul edilmesiyle bu glk ortadan kalk
maktadr; nk bu durumda aratrmamz gereken ey artk saf tz
ler deil, saf nitelikler olacaktr. Anaksagoras'n temel varsaymna g
re saf tzler kadar saf niteliklerin de olamayaca aktr.
2 Yani "unsurlar"n.
] Yine "unsurlar".
. anakSacaras :Z99
"Btn dier eyler belli lde her eyden pay aldklar halde Nous,
sonsuz ve baunszdr ve hibir eyle karmamtr" (DK. B 12).
"Nous dnda her eyde her eyden bir para vardr. Baz eylerde
ise Nous da vardr (DK. B 1 1 ).
Nous, canl olan her eyde ayn lde varolduu iin hayvanlar ara
sndaki zeka farklar Nous'a deil, bedenlerinin yapsna baldr. nsa
nn hayvanlar arasnda en bilge olmasnn nedeni, onun dier hayvan
lardan farkl olarak ele sahip obnasdr (Aristoteles, Hayvanlarn K
smlar, 687 a 7).
Anaksagoras'n alg kuram, Empedokles'e kar bir poJemik
olarak ele alnabilir. Empedokles'in duyum ve algy benzerierin ben-
306 ikinci ksm
" Bizim kadar scak olan veya bizim kadar souk olan bir ey bizi
ne str, ne soutur" (DK. A 92).
mmkn olmayan bir Btn olmak zorunda olduu grn doa fel
sefesine kar bir meydan okuma olarak ortaya attn grmtk. Ze
non da varln birlii, tek olduu tezinden uzaktald takdirde bun
dan kacak sama sonular gstererek Parmenides'i desteklemiti.
Burada bizi zellikle ilgilendiren varln paralanmas veya
oktamas varsaymnda, bu paralanmann sonsuza kadar gitmesinin
zorunlu olaca eklinde Zenoncu tezdir. nk Zenon'a gre varln
blnebilirliini kabul ettiimiz takdirde, bu blnmeyi herhangi bir
noktada durdurmamzn hakl bir nedeni olamazd. Baka deyile uza
m olan her ey, bir uzama sahip olduu iin sonsuza kadar paralan
maya devam etmek zorundayd. Bu ise bizi maddenin sonsuza kadar
blnebilecei ve bu blnmenin sonunda, maddenin kendisinin orta
dan kalkaca bir durumu kabul etmeye gtrmek zorundayd. Eer
bu sama sonucu kabul etmek istemiyorsak, varln blnmez bir B
tn olduunu, okluun problemli olduunu kabul etmeliydik.
te yandan, yine Elea Okulu, benzeri dncelerle boluun da
varln inkar etmekteydi. nk boluk, ona gre, varolmayand.
Varolmayann veya boluun var olmas mantk (ve/veya ontolojik)
bakmndan sama olduu gibi varln blnmesine ve oklamasna
imkan salayan ey de ancak onun iinde varolmayann veya boluun
varln kabul etmek olabilirdi. Eer varln iinde varolmayan veya
boluk yoksa, varlk neresinden ve nasl blnebilir ve ok olabilirdi?
Bu iki nemli tezden ikincisiyle ilgili olarak gerek Empedokles,
gerekse Anaksagoras Zenon'la ayn gr paylamaktaydlar: Boluk
yoktur; nk o varolmayandr. Her iki filozof da, maddenin birlii te
zini reddetmekle birlikte boluun varln kabul etmemekte ve hareke
ti ve oluu, boluk varsaymn kabul etmeksizin aklamay tercih et
mekteydiler. te yandan, Anaksagoras Zenon'a kar karak maddenin
sonsuza kadar blnebilirlii tezini savunmu ve Empedokles gibi snr
l sayda bir varlklar okluunu deil, sonsuz sayda eitli bir varlklar
okluunu kabul etmiti. Zenon'un rencisi olan Leukippos'un ve onu
takiben Demokritos'un ise Elea Okulu'nun varlk anlayn temelde ka
bul etmekle birlikte hem deney dnyasnn varln aklamak, hem de
316 ikinci ksm
larn ayn zamanda hareket iinde olan veya harekete getirilen varlk
lar olmalar lazmdr.
BiYOLOJi VE ANTROPOLOJiLER
Yunan Doa Filozoflar'nn tercilli konularndan biri evrenin nasl
meydana geldii ise bir dieri de canllarn, hayvanlarn, zellikle insa
nn nasl ortaya kt idi. rnein bu konuda Empedokles'in iki il
gin gr olduunu grmtk. Demokritos'un bu konuda herhan
gi bir zel gr veya aklamas olup olmadn bilmiyoruz. Ancak
onun bu konuyu da genel dnya grnn veya felsefesinin ilkeleri
erevesinde ele alm olduunu tahmin edebiliriz.
imdi bu genel erevenin ereksellie herhangi bir yer verme
yen bir ereve olmas gerekmektedir. Baka deyile Demokritos,
Aristotelesi anlamda ereksel nedenlerin varln herhangi bir biim
de kabul edemezdi. Leukippos'a atfedilen ve daha nce bir iki kez zik
rettiimiz nl cmle herhalde bu ynde yorumlanmaldr: "Hibir
ey rastlantyla meydana gelmez. Her eyin bir nedeni ve zorunluluu
vardr. " (DK 67 B 2).
Lange'nin de hakl olarak iaret ettii gibi, burada szedilen
neden (/ogos), atomlarn hareketlerinde mutlak bir zorunlulukla ken
disine boyun edikleri matematik ve mekanik yasadan baka bir ey
. lukippos dmokritos 331
Aristoteles; The Works of Aristotle, Great Books of the Western World iinde, W.
Benton, En:ydopaedia Britanni:a Ine. 1 95.
-, Metafizik, ev. Ahmet Arslan, . bask, stanbul: Sosyal,1 996.
-, Nikomakhos'a Etik, ev. Saffet Babr, Ankara: Kebike, 1 997.
-, Politika, ev. Mete Tuncay, stanbul: Remzi, 1975.
Bames, j., The Presocratic Philosophers, Londra: Routledge, 1983.
Battistini, Y., Trois Presocratiques: Heradite, Parmbide, Empedode, Paris: Galli
mard, 1968.
Baydur, S. Y., Antik Felsefe, stanbul: . . Edebiyat Fakltesi Yaynlar, 1 948.
Brehier, E., Histoire de la Philosophie, Tome Premier, L'Antiquite et le Moyen Age,
Paris: Felix Akan, 1921 (Trkesi: ev. Mira Katr:olu, Felsefe Tarihi, :ilt
1 , Ilka 11e Ortaa, stanbul: MEB, 1 969).
Burnet, j., L'Aurore de la Philosophie Grecque, Franszca'ya ev. A. Reymond, Pa
ris, 1 91 9.
Chitelet, E, Platon, Paris, 1 966.
Cleve, F. M., The Giants of Presophistic Greek Philosophy, . bask, Den Haag,
1969.
Copleston, F., A History of Philosophy, Volume I , Greece and Rome, . bask,
Maryland, 1 95 5 .
Comford, F. M . , Before and After Socrates, Londra, 1 958
- , The Origins o f the Greek Philosophical Thought, Londra, 1 95.
-, Plato and Parmenides, Londra, 1950.
Denkel, A., Demokritos-Aristoteles: lkada Doa Felsefe/eri, . bask, stanbul:
Doruk, 003.
Diels, H., Die Fragmente der Vorsokratiker, G riechisch und Deutsch, yay. W.
Kranz, 3 cilt, 6 . baskdan yaplan tpkbasm, Weidman, 1974.
Farrington, B.; Sc:.:nce and P9litics in the Ancient World, . bask, Londra, 1965.
-, Greek Science, Londra, 1 944.
Gigon, 0.; Grundprobleme der Antiken Philosophie, Bern, 1 959.
-, Der Ursprung der Griechischen Philosophie, Von Hesiod bis Parmenides, .
bask, Basel und Stuttgart, 1 968.
Gomperz, T.; Les Penseurs d e la Grece, Histoire de la Philosophie Antique l, Fran
sz:a'ya ev. A. Reymond, Paris 1 98.
Guthrie, W. K.; A History of Greek Philosophy I, The Earlier Presocratics and the
Pythagoreans, Londra, 1 96.
340 kavnaka
Schuhl, P. M.; Essai sur la Formation de la Pensee Grecque, 2. bask, Paris, 1945.
Sneli, B.; The Discovery of the Mind, Londra, 1 953.
kavnaka 341
Uranus 39
Uyumazlk (Empodokles'te) 271 Zamann Devrilii 31
Uzay Paradoksu (Eiea'l Zenon'da) Zelle; E . 26, 47, 99, 106
251 Zenon, Elea'l 215, 243, 245-258,
287, 288, 297, 299, 302, 312,
Vernant, j. P. 39, 40 315, 3 1 6
Voltaire, F. M. 1 6 9 Zenon Paradokslar 250-258
Zenon, Kbrs'l 247
Weme; C . 22, 34, 4 7 Zerdt 142, 1 85, 209
Zerdtlk 153
Yaratl iiri 8 9 Zeus (Zas) 32, 60, 74, 78, 80, 8 1 ,
Yeter Sebep Ilkesi 227, 228 130, 1 3 3 , 135, 136, 218, 267
Yunan Ztlarn Birlii (Herakleitos'ta) 1 92
Bilimi 20, 25, 33-36, Dini 57-60, Ztlarn Sava (Herakleitos'ta) 1 90-
Felsefesi 6, l l , 15, 20, 22, 24, 25, 194, 196
33, 34, 36-38, 65, 75, Mitoloiisi
25, 3 8 , 60, Mucizesi 37
Yunan ve Bat Ortaa'
Karlatrmas 53-57