You are on page 1of 251

mitlerin

zellikleri

KURAM
Mitlerin zellikleri

Mircea Eliade
zgn ad: Aspects du mythe
Franszcadan eviren: Sema Rifat

Omnia Reklamclk ve Yaynclk A ..


1. Bask: Simavi Yaynlar, stanbul, 1993
Gzden geirilmi 2. Bask:
Om Yaynevi, stanbul, Ocak 2001
2000 Adet

Kapak tasarm: Rauf Ksemen


Grafik uygulama: Hseyin Vatan
Bask ve cilt: Mart Matbaas
ISBN 975-6827-61-0

Om Yaynevi
Perihan Sok. No: 126/1
80260 ili-Istanbul
Tel: (0212) 296 82 41
Faks: (0212) 296 62 44
http://www.omyayinevi.com.
e-mail: omnia@prizma.net.tr
Mircea Eliade

M T L E R N Z E L L K L E R

Trkesi: Sem a Rifat

OM KURAM
O N SO Z

Bu kitap, Ruth Nanda A nshenin ynettii World


Perspective dizisi (Harper Yaynlar, New York) iin
yazlmtr. ncelikle kltrl geni okur kitlesine ses
lendiini sylemek yeterlidir sanrz. Biz burada, daha
nceki yaptlarmzda sunduumuz eitli dnceleri
yeniden ele aldk ve gelitirdik. M itsel dncenin t-
mkapsayc bir incelemesine giriemezdik.
Franszca m etnin gzden geirilmesi iini bu kez de
sevgili ve bilgili dostumuz Dr. Jean Gouillard stlendi.
Kendisine olan derin minnettarlmzdan emin olma
s dileiyle.

M ircea Eliade
Chicago niversitesi
Nisan 1962.
B R N C B L M

MTLERN YAPISI
"Y A A Y A N M IT N N EM

Yarm yzyldan daha uzun bir sredir, Batl bilgin


ler m itlerin incelemesini, szgelimi X IX . yynkiyle
aka elien bir bak as iine yerletirmilerdir.
Tpk kendilerinden ncekilerin yapt gibi, miti, teri
min yaygn anlamyla yani fabl1, uydurma, kurma
ca olarak ele almak yerine, onu, arkaik toplumlarda
anlald biimiyle benimsemilerdir; bu gibi toplum
larda mit, tersine, gerek bir yk y belirtir, stelik
de kutsal sayld, rnek oluturduu ve anlaml oldu
u iin son derece deerlidir. A ncak m it szcne
yklenen bu yeni anlamsal deer, onun gndelik dilde
ki kullanmn olduka anlalmaz klar. Nitekim , bu
szck gnmzde kurmaca ya da hayal anlamnda
olduu kadar, zellikle etnologlar, toplumbilimciler ve
din tarihileri arasnda yaygn olan kutsal gelenek, en
eski vahiy, rnek gsterilecek model anlamnda da
kullanlr.
Biz ileride, m it terim inin A ntik dnyada ve Hris
tiyanlk leminde kazand deiik anlamlar stnde
duracaz (bkz. blm V III-IX ). Ksenophanesten (yak
lak 56 5 -4 7 0 ) bu yana, Yunanllarn, mythosu yava
yava, dinsel ve metafizie ilikin her trl deerden
arndrdklar herkese bilinir - Homeros ve Hesi-
odosun Tanr ile ilgili olarak kulland mitolojiye ili
kin anlatmlar ilk eletiren ve reddeden Ksenopha-
nestir. Logosa kart olduu kadar zamanla historiaya da
ters den mythos en sonunda gerek olarak varolama-
yan her eyi belirtmeye balamtr. te yandan, Ya-
hudi-Hristiyan anlay da, iki A h itten biri tarafndan
dorulanmayan ya da geerli saylmayan her eyi ya
lan ya da hayal alanna itmitir.
Oysa biz m iti bu anlamda ele almyoruz (zaten bu
anlam gndelik dildeki en yaygn olandr). Daha kesin
konumak gerekirse, m itin bir kurmaca durumuna
geldii akl evresi ya da tarihsel an bizi ilgilendirmiyor.
Bizim aratrmamz, ncelikle m itin yaayan mit ol
duu -y a da son zamana kadar bu zellii koruduu-
toplumlarla ilgili olacak; yaayan mit deyiinden insan
davran iin model oluturmas ve bu yolla yaama
anlam ve deer kazandrmas olgusunu anlyoruz. Sz
konusu geleneksel toplumlarda m itlerin yapsn ve i
levini anlamak, insann dnce tarihinin bir evresine
yalnzca k tutmak deil ama ayn zamanda adala
rmz arasndan bir kategoriyi de daha iyi anlamaktr.
Burada bir rnek vermekle yetinip szgelimi Okya
nusyadaki kargo klt2leri ele alalm; btn bir dizi
garip davran, mit iindeki dorulamalarna bavur
madan aklamak gtr. Kehanete inanan ve binylc-
l3 benimsemi olan bu kltler, masallara zg bir bol
luk ve sonsuz mutluluk ann pek yakn olduunu
aka sylerler, inana gre yerliler, yeniden kendi
adalarnn efendileri olacak ve artk h i almayacak
lardr; nk, ller, tpk Beyazlarn kendi lim anlarn
da karladklar yk gemilerine benzer, mal dolu gr
kemli gemilerde geri dneceklerdir, ite bu nedenle de
sz konusu kargo kltlerin pek ou, bir yandan evcil
hayvanlarla alet edevatn yok edilmesini buyururken
te yandan da llerin getirdii yiyecek ve ara gerecin
konaca geni ambarlarn yaplmasn ister. Bir anlay
Isann yk gemisiyle geliini vahiy yoluyla bilir; bir
bakas Am erikaYun geliini bekler. C ennettekini
andran yeni bir a balayacak ve kltn yeleri de
lmszle kavuacaklardr. Baz kltlerde cinsel zevk
ve elenceye dayal eylemlerin de yeri vardr; nk
gelenein benimsedii yasaklar ve adetler, var olu ne
denlerini yitirecekler ve yerlerini mutlak zgrle b
rakacaklardr. Oysa, btn bu eylem ve inanlar, Dn
yann yok olmas, bunu yeni bir Yaratln izlemesi ve ar
dndan A lan a'n kuruluunun gelmesini anlatan mitle
aklanr, bu mite ilerde deineceiz.
Yukarda anlatklarm za benzer olgular 1960ta
Kongoda lkenin bamszl dolaysyla olagelmitir.
G erekten de kyn birinde yerliler kulbelerinin a
tlarn, atalarnn yadraca altn paralarn ieri d
mesi iin kaldrmlard. Bir baka yerdeyse, her ey y
zst braklm, yalnz mezarla giden yollar, atalarn
kye ulaabilmelerini salamak amacyla bakml tutul
mutu. Cinsel zevk ve elenceye dayal eylemlerdeki
arlklarn bile bir anlam vard, nk, mite gre, Ye
ni an balad gn btn kadnlar btn erkekle
re ait olacaklardr.
Byk bir olasallkla, bu tr olgular giderek daha
seyrekleecektir. M itsel tutumun, eski smrgelerin
siyasal bamszla kavumalarndan sonra ortadan
kalkaca varsaylabilir. Am a az ya da ok yakn bir ge
lecekte olup bitecek eyler bizim u olup bitenleri anla
mamza yardmc olmayacaktr. Bizim iin nem li olan,
her eyden nce, bu garip davranlarn anlamn kav
ramak, bu arlklarn nedenini ve aklamasn anla
maktr. nk bunlarn anlalmas, yine bunlarn - i
gdlerin patolojik bir younlamas, hayvanlara zg
ya da ocuka davranlar olarak deil d e - insana zg
olgular, kltr olgular, dnceden doan yarat ola
rak kabul edilmesi gerekir. Bu durumda baka seenek
yoktur, insan, ya bu gibi arlklar, kabileler uygarla
tnda tmyle ortadan kalkacak tek tk vahilik
durumlar olarak kabul edip yadsmaya, nemsizmi gi
bi gstermeye veya unutmaya alacaktr; ya da bu tr
arlklar aklayan, dorulayan ve onlara dinsel bir
deer veren mitsel gemileri anlama skntsna katla
nacaktr. Bu sonuncu tutum, kanmzca benimsenmeye
deer tek tutumdur. Benzeri davranlar, yalnz ve yal
nz tarihsel-dinsel bir bak as iinde kltr olgular
olarak ortaya kabilirler ve tadklar, ocuk oyununa
ya da salt igdsel eyleme zg aptalca olma veya kor
kun olma zelliklerini yitirirler.

LKEL M TO LO JLER/N LG N L

Akdeniz ve Asyadaki btn byk dinlerin m itolo


jileri vardr. Ancak mit incelemesine, szgelimi Yunan
ya da Msr veya H int mitolojisinden balamak gerekir.
Yunan mitlerinin byk blm, Hesiodos ve Homeros
tarafndan, rhapsodoslar4 ve mitograflar tarafndan anla
tlmtr, dolaysyla da deiiklie uratlm, eklemli
hale getirilmi, istemli klnmtr. Yakn Dou ve Hint
m itoloji gelenekleri, zenli bir biimde, yine ilgili tanr-
bilim ve ritler alannda alan uzmanlar tarafndan ye
niden yorumlanm ve ilenmitir. Kukusuz, bu durum
u iki nedenden kaynaklanmaz: 1. Sz konusu Byk
M itolojilerin mitsel zlerini yitirmi olmas ve artk
edebiyattan baka bir ey olmamalar; ya da 2. Arkaik
toplumlarn mitoloji geleneklerinin rahipler ve ozanlar
tarafndan deiiklie uratlmam olmas. lk gezginler,
misyonerler ve etnograflarn szl evrede tanm olduk
lar ilkel mitolojilerin de, sonunda yazl metinlerle
kuaktan kuaa aktarlm olan Byk M itolojiler gibi
bir tarihi vardr; bir baka deyile, bunlar, alar bo
yunca, st dzeydeki baka kltrlerin etkisiyle ya da
son derece yetenekli baz bireylerin yaratc dehalar sa
yesinde, dnm geirmi ve zenginlemitir.
Bununla birlikte, mit incelemesine, tarihte nemli
bir rol oynam halklarn m itolojilerini daha sonra ele
almak kouluyla, arkaik ve geleneksel toplumlardan
balamak daha yerinde olur. Byle yapmak gerekir,
nk zamanla uradklar deiikliklere karn l
kerlerin mitleri hl balangla ilgili bir durumu yan
str. Zaten burada mitlerin, henz yaamakta olduu,
insann tm davran ve etkinliini temellendirdii ve
aklad toplumlar sz konusudur. M itlerin rol ve ile
vi etnologlar tarafndan titizlikle gzlemlenmeye ve be
timlenmeye elverilidir (ya da son zamana kadar byle
olmutur). Arkaik toplumlardaki yerliler her mit konu
sunda olduu kadar her dinsel tren konusunda da sor
gulanabilmi ve yerlilerin bunlara ykledikleri anlamla
rn hi deilse bir blm renilebilmitir. A lan al
masnda gerekletirilen soruturular srasnda kayde
dilmi bu yaayan belgeler, karlatmz glklerin
tmn zmekten uzaktr kukusuz. Ama, sorunu do
ru biimde ortaya koymamza, yani miti balangtan
gelen toplumsal-dinsel balamna yerletirmemize b
yk lde yardmc olma stnlne sahiptir.

M T T A N IM L A M A DENEM ES

Btn bilginlerin kabul edebilecei ve ayn zaman


da uzman olmayanlara da yabanc gelmeyecek bir mit
tanm bulmak g olacaktr. Zaten, tm arkaik ve ge
leneksel toplumlardaki m itlerin btn tr ve ilevleri
ni ierebilecek bir tek tanm bulmak olanakl mdr ki?
Mit, ok sayda ve birbirini btnler nitelikteki bak
alarna gre ele alnp yorumlanabilen son derece
karmak bir kltr gerekliidir.
Bana gre en geni kapsaml olduu iin en az ku
surlu olan tanm udur: M it kutsal bir yky anlatr;
en eski zamanda, balangtaki masallara zg za
manda olup bitmi bir olay anlatr. Bir baka deyile
mit, Doast Varlklarn baarlar sayesinde, ister
eksiksiz olarak btn gereklik yani Kozmos olsun, is
terse onun yalnzca bir paras (szgelimi bir ada, bir
bitki tr, bir insan davran, bir kurum) olsun, bir
gerekliin nasl yaama getiini dile getirir. Demek
ki mit, her zaman bir yaratln yksdr: Bir eyin
nasl yaratldn, nasl varolmaya baladn anlatr.
M it ancak gerekten olup bitmi, tam anlamyla ortaya
km olan eyden sz eder. M itlerdeki kiiler Doas
t Varlklardr. zellikle balangtaki o eiz za
manda yaptklar eylerle tannrlar. Demek ki mitler,
onlarn yaratc etkinliini ortaya koyar ve yaptklar
nn kutsalln (ya da yalnzca doast olma zelli
ini) gzler nne serer. Sonu olarak, mitler, kut-
sal(ya da doast) olan eyin, dnyaya eitli, kimi za
man da heyecan verici aknlarn betimlerler, ite Dn-
yay gerek anlamda kuran ve onu bugn iinde bulun
duu duruma getiren de kutsaln bu akmdr. Dahas,
insan bugnk durumunu, lml, cinsiyetli ve kltr
sahibi bir varlk olma zelliini Doast Varlklarn
mdahalelerinden sonra edinmitir.
Giri niteliindeki u birka bilgiyi ileride tamamla
ma ve en kk incelikleriyle belirtme frsatn bulaca
z, ancak bize gre tem el saylan bir olguyu hem en bu
rada belirtm enin de gerekli olduuna inanyoruz: M it,
kutsal bir yk olarak kabul edilir, yleyse, gerek bir
yku dr, nk her zaman gerekliklere bavurur. Koz
mogoni miti gerektir, nk Dnyann varl da
bunu kantlamaktadr; lmn kkeni miti de ger-
ektir, nk insann lmll bunu kantlam akta
dr ve bu byle srp gider.
M it, Doast Varlklarn gesta5larn ve onlarn kut
sal glerinin belirtilerini anlatmasndan tr, btn
anlaml insan etkinliklerinin rnek gsterilecek mode
li haline gelir. M isyoner ve etnolog C.Strehlovv,
AvustralyalI Aruntalara neden baz trenleri kutladk
larn sorduunda onlar her zaman yle yant veriyor
lard: nk atalar bunun byle yaplmasn buyurdu
lar6. Y eni-G ineli Kailer yaam ve alma biimlerini
deitirmeyi reddediyorlar ve bunu yle aklyorlard:
Nemular (M itsel A talar) byle yapmlard biz de ay
n eyi yapyoruz7. Bir trendeki herhangi bir ayrnt
nn nedeni konusunda kendisine soru sorulduunda
Navaho ozan u yant veriyordu: nk, Kutsal
Halk bunu ilk kez bu biimde yapmt8. Ayn akla
maya, ilkel bir T ibet riteli srasnda okunan duada da
tam olarak rastlarz: Dnyann yaratlnn balang
cndan beri aktarld iin, biz de uymak zorundayz
( . .. ) Atalarmz byle yapt iin, biz de byle yapyo
ruz9. Bu ayn zamanda Hindu tanrbilim ciler ve rit ala
nnda alan uzmanlarn bavurduklar aklamadr.
Bizler, Tanrlarn balangta yapt eyleri yapmak
zorundayz. (Satapatha Brahm ana, V II, 2, 1, 4-) T a n
rlar byle yapt; insanlar byle yapyor. (Taittiriya
Brahmana, 1, 5, 9, 410.)
Bir baka yerde11 gsterdiimiz gibi, insann din d
davran ve etkinliklerinin bile rnekleri Doast
Varlklarn hareketlerinde yer alr. Navaholarda ka
dnlar, bacaklarn altlarna alp yanda tutarak, erkek
ler bacaklarn nde kavuturarak oturmak zorundadr
lar, nk balangta Deiken Kadn ile Canavar l
dren Adam n bu biimde oturduklar sylenir12. Bir
Avustralya kabilesi olan Karacerilerin mitsel gelenek
lerine gre, btn detleri, btn davranlar (szgeli
mi, falanca tahl piirme ya da bir hayvan sopayla av
lama biimi, i yaparken nasl durulaca, vb.13) iki
Doast Varlk yani Bagacembiri tarafndan D Za-
manYda yaratlmt.
rnekleri oaltmaya gerek yok. Le M ythe de l'Eter-
nel Retourda da gsterdiimiz gibi ve ileride daha iyi
grlecei gibi, m itin balca ilevi, btn ritlerin ve
btn anlaml insan etkinliklerinin (beslenme ya da
evlilik olduu kadar alma, eitim, sanat ya da bilge
lik de) rnek oluturacak modellerini ortaya koymak
tadr. Bu gr, arkaik ve geleneksel toplum insannn
anlalmasnda h i de nemsiz deildir; ileride de buna
deineceiz.

G E R E K Y K - YA LAN (C I) Y K

M itin henz yaamakta olduu toplumlarda yerlile


rin, mitleri -y an i gerek ykleri- yalan(c) yk
ler olarak adlandrdklar fabllar ya da masallardan ti
tizlikle ayrt ettiklerini de ekleyelim.
Pawneeler, gerek ykler ile yalan(c) ykleri
birbirinden ayrrlar, gerek ykler arasnda da dn
yann kkeniyle ilgili olanlarn tmn en baa koyar
lar; bu yklerdeki kiiler tanrsal, doast, gklerle
ya da yldzlarla ilgili varlklardr. Hemen ardndan ulu
sal kahramann olaanst servenlerini anlatan ma
sallar gelir; bu kahraman, kendi halinde bir aileden ge
len gen bir adamdr; halkn canavarlarn elinden, k t
lktan ya da daha baka belalardan kurtararak, soylu ve
yardmseverlik dolu baarlar salayarak kendi insanla
rnn kurtarcs olmutur. Sz konusu masallar da si-
hirbaz-hekimlerle ilgili ykler izler; bu ykler falan
ca bycnn insanst gleri nasl elde ettiini,
herhangi bir aman topluluunun nasl doduunu an
latr. Y alan (c) ykler, Kuzey Amerika kurdu Coyo-
teun rnek oluturmaktan ok farkl nitelikteki ser
ven ve baarlarn anlatr. Ksacas, gerek yklerde
kutsal ve doast olanla, yalan (c) yklerdeyse,
tersine, dind bir ierikle karlarz; nk Coyote,
btn br Kuzey Am erika m itolojilerinde olduu gibi
bu mitolojide de son derece poplerdir; gerekten de
br Kuzey Amerika m itolojilerinde Coyote hileci, da-
laverici, gzbac ve tam bir alak grnm altnda
belirir14.
Ayn biimde, Cherokeeler, kutsal mitler (kozmo
goni, yldzlarn yaratl, lmn kkeni) ile kutsallk
nitelii tamayan ykler, szgelimi hayvanlarn, ana
tomi ya da fizyolojilerine ilikin baz ilgi ekici zellik
leri anlatan ykler arasnda ayrm yaparlar. Ayn ayr
ma Afrikada da rastlanr. Hererolar, kabiledeki farkl
gruplarn balanglarn anlatan yklerin gerek ol
duu kansmdadrlar; nk bunlar gerekten olup b it
mi olgular anlatrlar; oysa az ok komik olan masalla
rn hibir temeli yoktur. te yandan Togo yerlilerine
gelince, onlar kendi kken m itlerinin kesinlikle ger
ek 15 olduunu kabul ederler.
te bu nedenle de mitler hibir ayrm gzetilmeden
herkesin iinde anlatlamaz. Pek ok kabilede kadnla
rn ya da ocuklarn, yani yelie kabul treninden, bir
baka deyile inisiyasyondan gememi olanlarn nn
de okunmaz. M itleri genellikle yal hocalar, dine yeni
giren genlere yerleme blgesinden uzakta, yalnz ba
na geirilen eitim dnemleri srasnda retirler ve
bu da onlarn yelie kabul trenlerinin bir blmn
oluturur. R. Piddington, Karaceriler konusunda unu
belirtir: Kadnlarn renemeyecei kutsal m itler en
bata kozmogoni, zellikle de yelie kabul trenleri
nin kurulmasyla ilgili olan mitlerdir16.
Y alan(c) yklerin ne zaman ve nerede olursa ol
sun anlatlabilmelerine karlk mitler, ancak kutsal bir
zaman sresi boyunca (genellikle sonbaharda ya da kn
ve yalnzca geceleyin17) ezberden okunmaldr. Bu al
kanlk, kltrde arkaik evreyi am olan halklarda
bile varln korumutur. Trk-M ool kkenli halklar
da ve Tibetlilerde, Gesar evriminden olan destans
iirler ancak geceleri ve k boyunca okunabilir. Ezber
den okuma ii gl bir byyle bir tutulur. Bu, her tr
l stnl elde etmeye, zellikle de avda ve savata
baar salamaya yardmc o lu r(...) . Ezberden okumaya
girimeden nce, stne kavrulmu arpa unu serpilen
bir yer hazrlanr. Dinleyiciler bunun evresine oturur.
Saz airi, destan gnlerce ezberden okur. Eskiden, oku
ma srasnda bu yerde Gesarn atnn ayak izlerinin g
rld sylenir. Demek ki ezberden okuma, kahrama
nn gerek varlna yol amaktayd18.

M TL ER N ELER O R T A Y A K O Y A R

Yerlilerin gerek ykler ile yalan(c) ykler


arasnda yaptklar ayrm anlamldr. Her iki anlat ka
tegorisinde de ykler vardr; bir baka deyile bun
lar uzak ve masals bir gemite olup bitmi bir olaylar
dizisini anlatr. Mitlerdeki kiilerin genellikle Tanrlar
ve Doast Varlklar, masallardakilerinse olaanst
kahramanlar ya da hayvanlar olmasna karlk, btn
bu kiilerin ortak bir yan vardr: Onlar gndelik yaa
mn bir paras deildirler. Bununla birlikte yerliler,
kesin olarak farkl yklerin sz konusu olduunu
sezmilerdir. nk, m itlerle anlatlan her ey doru
dan doruya kendilerini ilgilendirir, oysa masallar ve fabl
lar, Dnya ya deiiklikler getirdikleri zaman bile (bkz.
baz hayvanlarn anatomi ve fizyolojileriyle ilgili zel
likleri) insanln durumunu deitirmemilerdir19.
G erekten de, mitler yalnzca Dnyann, hayvanla
rn, bitkilerin ve insann kkenini anlatmakla kalmaz,
ama ayn zamanda insann bugn iinde bulunduu du
ruma gelmesine kadar olup biten btn nemli olayla
r da anlatr; bir baka deyile onun lml, cinsiyetli,
toplum halinde rgtlenmi, yaamas iin almas
gereken ve belli kurallara gre alan bir varlk duru
muna gelmesine kadar gerekleen nemli olaylar an
latr. Eer Dnya varsa, eer insan varsa bunun nedeni
Doast Varlklarn balangta yaratc bir etkinlik
gstermi olmasdr. Am a kozmogoniden ve antropo-
goniden sonra daha baka olaylar da olmutur, ve insan
bugnk haliyle, bu mitsel olaylarn dolaysz sonucudur,
onun yaps bu olaylarla olumutur. nsan lmldr,
nk balang zamannda (in illo tempore) bir ey ol
mutur. Eer bu ey gereklememi olsayd, insan da
lml olmazd: Kayalar gibi varln sonsuzlua dek
srdrebilirdi ya da ylanlar gibi belli srelerde deri de
itirebilirdi; bylece de yaamn yenileyebilecek g
te olabilir, bir baka deyile yaamna srekli olarak ye
niden balayabilirdi. A ncak, lmn kkeniyle ilgili
mit, balang zamannda neler olup bittiini anlatr, bu
olay anlatrken de insann neden lml olduunu
aklar.
Ayn biimde, belli bir kabile balklkla geinir,
nk, mitsel zamanlarda bir Doast Varlk onun
atalarna balklarn nasl yakalandn ve nasl piiril
diini retmitir. M it, Doast Varlk tarafndan
gerekletirilmi olan ilk balk avnn yksn anla
tr, bunu yaparken de hem insanst bir eylemi ortaya
koyar, hem insanlara, sra kendilerine geldiinde, bunu
nasl gerekletireceklerini retir, hem de bu kabile
nin neden bu biimde beslenmek zorunda olduunu
aklar.
rnekler kolayca oaltlabilir. A ncak yukarda
verdiklerimiz, m itin neden arkaik insan iin byk
nem tayan bir sorun olduunu, buna Varlk masal
lar ve fabllarn byle olmadn zaten gstermektedir.
M it, arkaik insana, kendisini varoluu bakmndan
oluturmu en eski ykleri retir, varoluuyla ve
Kozmos iindeki kendi z varolu biimiyle ilgili her
ey de onu dorudan doruya ilgilendirir.
Az ileride, bu deiik anlayn arkaik insann dav
ran asndan yaratt sonular greceiz. A ncak
unu da belirtmeden gemeyelim: Modern insan nasl
kendisinin Tarih tarafndan oluturulduu kansnday
sa arkaik toplumlarn insan da kendini belli sayda
mitsel olayn sonucu olarak grr. Szgelimi tpk bir
aracn kesin bir biimde yaplp ortaya konmas gibi,
bir kerede ve kesin olarak verilmi , yaplm olduk
larn her ikisi de kabul etmez. Modern insan u biim
de akl yrtebilir: Ben bugn iinde bulunduum du
rumdaym nk bamdan bir yn olay geti; ne var
ki, bu olaylar ancak, 8 000-9000 yl kadar nce, tarm
kefedildii iin gerekleebildi; ve yine, Eskiada
Yakn Douda kent uygarlklar gelitii iin; Byk
skender Asyay fethettii, Augustus da Roma mpara-
torluunu kurduu iin; G alile ve Newton, bilimsel
bululara yol amakla ve sanayi uygarlnn gelimesi
ni hazrlamakla Evren anlayn kknden deitirdik
leri iin; Fransz Devrimi gerekletii iin ve zgrlk,
demokrasi, toplumsal adalet kavramlar Napolyon sa
valarndan sonra Bat dnyasn altst ettii iin; ve
bu byle uzar gider.
Ayn biimde ilkel bir insan da kendi kendine
yle diyebilir: Ben bugn iinde bulunduum durum
daym, nk benden nce bir dizi olay gerekleti.
Yalnz hemen ardndan da unu eklemek zorundadr:
Bunlar mitsel zamanlarda geen olaylardr, dolaysyla
kutsal bir yk olutururlar; nk olaydaki kiiler insan
deil Doast Varlklardr. Daha da ileri giderek un
lar syleyebiliriz: Modern bir insan, kendini, Evrensel
T arih in aknn sonucu olarak grmekle birlikte, bu
T arih i btnyle renmek zorunda olduunu dn
mez; ama arkaik toplumlarn insan, kabilesinin mitsel
yksn anmsamak zorunda olm ann yan sra, onun
olduka byk bir blmn de dnem dnem yeniden
gerekleme aam asna getirmek durumundadr. te arka
ik toplumlarn insan ile modern insan arasndaki en
nemli ayrm da bu noktada kavranr: Modern insana
gre T arih in sunduu ayrt edici aklama saylan
olaylarn geriye dnl olmamas olgusu, arkaik top
lum insan iin bir gereklik oluturmaz.
Szgelimi stanbul Trkler tarafndan 1453te fet
hedilmi, Bastille de 14 Temmuz 1789da dmtr.
Bu olaylar geriye dnl olaylar deildir. Kukusuz 14
Temmuz Fransa Cumhuriyetinin ulusal bayram oldu
u iin her yl Bastillein aln anma trenleriyle kut
lanr ama gerek anlamdaki tarihsel olay yeniden ger
ekleme aamasna getirilmez20. Arkaik toplumlarn
insan iinse, tersine, balangta (ab origine) olup biten
ler, ritlerin gc sayesinde yinelenmeye elverilidir.
Demek ki, ona gre nem li olan ey, mitleri renmek
tir. A ncak bunun nedeni yalnzca, mitlerin, ona Dn-
yann ve Dnyada kendi z yaam biim inin bir ak
lamasn sunmas deildir. Asl neden zellikle, onlar
anmsamakla, onlar yeniden gerekleme aamasna
getirmekle arkaik toplum insannn, Tanrlarn, Kahra
manlarn ya da A talarn balangta yaptklar eyleri yi
neleme gcne sahip olmasdr. M itleri bilmek demek,
nesnelerin kkenindeki srr renmek demektir. Bir
baka deyile, yalnzca nesnelerin nasl varolma aama
sna geldii deil ama ayn zamanda, ortadan kaybol
duklarnda nerede bulunacaklar ve nasl yeniden orta
ya karlabilecekleri de bu yolla renilebilir.
M TLER R EN M EK N E D EM EKTR

Avustralyaya zg totem mitleri, ounlukla mitsel


atalarn ya da totem hayvanlarnn yapt yolculukla
rn olduka tekdze biimde yklenmesinden oluur.
Bu mitlerde sz konusu Doast Varlklarn d za
mannda (alcheringa) -y an i mitsel zamanda- Yery-
znde nasl ortaya ktklar, nasl uzun yolculuklar
yaptklar betim lenir, zaman zaman manzaray deitir
mek ya da baz hayvanlar ve bitkileri yaratmak iin
durmalar, en sonunda da yer altnda yok olmalar an
latlr. A ncak bu mitleri renmek Avusturalya yerlile
rinin yaamnda son derece nemlidir. M itler, bu in
sanlara Doast Varlklara zg yaratc hareketlerin
nasl yineleneceini, dolaysyla da, u hayvann ya da
bu bitkinin oalmasnn nasl salanacan retir.
Bu mitler, dine yeni giren genlere yine kendileri
nin yelie kabul trenleri boyunca, inisiyasyon srasn
da aktarlr. Ya da daha dorusu ayin trenleriyle kut
lanrlar, bir baka deyile yeniden gerekleme aama
sna getirilirler. Delikanllar, eitli inisiyasyon tren
lerinden geerken nlerinde bir dizi tren kutlanr;
bunlar -birka belirgin zellik dnda- tpk gerek
kltteki trenler gibi tam anlamyla temsil edilirler;
ancak amalar, sz konusu olan totem i oaltmak ve
gelitirmek deildir; bunlar, erkeklerin dzeyine yk
seltilebilecek olanlara ya da henz ykseltilmi olanla
ra sz konusu kltlerin nasl kutlanacan gstermeyi
amalar yalnzca21.
Grlyor ki, m itin anlatt yk, topluluk ye
lerinden bakasnn anlayamayaca kapal trden bir
bilgi oluturmaktadr; bu durum yalnzca, gizli olma
sndan ve bir inisiyasyon boyunca aktarlmasndan deil
ama ayn zamanda sz konusu bilgiye bysel-dinsel
bir gcn elik etmesinden kaynaklanr. G erekten de,
bir nesnenin, bir hayvann, bir bitkinin, vbnin kke
nini bilmek, onlar zerinde sihirli bir g edinmek de
mektir; insan bu sayede onlara egemen olmay baarr,
oalmalarn ya da istenilen lde retilebilmelerini
salayabilir. Erland Nordenskild, Cuna yerlileriyle il
gili zellikle etkileyici nitelikte birka rnek aktarm
tr. Yerlilerin inanlarna gre, mutlu avc av hayvan
nn kkenini bilen avcdr. V e baz hayvanlarn evcil
letirilmesi salanabiliyorsa, bunun nedeni yaratlla
rna ilikin srrn bycler tarafndan bilinmesidir.
Ayn biimde, atein ve ylanlarn kkeni bilinirse, in
san kzgn demiri tutabilir ya da zehirli ylanlar eliyle
yakalayabilir. Nordenskildn anlattna gre, bir
Cuna ky T ien tik ide, on drt yanda bir olan var
dr, bu ocuk, srf atein yaratlndaki byy bildii
iin hibir yerine zarar gelmeden atein iine girebil
mektedir. Perez de birok kez, kpkrmz olmu kzgn
demiri tutan insanlar ve ylanlar evcilletiren daha
baka kiiler grmtr22.
Burada, ok yaygn olan ve belli bir kltr tipine z
g olmayan bir inan sz konusudur. Szgelimi, T i-
morda, bir eltik tarlasnda, rnn gelime dnem in
de, pirince ilikin mitsel gelenekleri bilen biri tarlaya
gider. Orada, byk tarm iletmesinin kulbesinde,
geceyi insanlarn pirince nasl sahip olabildiklerini an
latan efsaneleri (kken m iti) ezberden okuyarak gei
rir. .. Bu ii yapanlar din adamlar deildir23. Kken mi
tinin ezberden okunmasyla, pirin, tpk ilk olarak orta-
ya ktndaki gibi iri, diri, semiz ve bol olmaya zorlanr.
Bilgilendirmek, nasl davranmas gerektiini ret
mek amacyla kendisine nasl yaratlm olduu anm
satlmaz. Sihir yoluyla kkene dnmeye zorlanr, bir baka
deyile rnek oluturacak olan yaratln yinelemeye
zorlanr
K alevala, yal V inm inenin sandal yapmaya
alt srada nasl ciddi biimde yaralandn anla
tr. Bunun stne btn sihirbaz-hekimlerin yapt
gibi o da by yapmaya koyuldu. Yarasnn nedeninin
ortaya kn trk syler gibi anlatt, ama demirin
balangcyla ilgili szleri, mavi elik lamann at ya
ray iyiletirebilecek o szleri bir trl anmsayamad.
En sonunda, daha baka byclerden de yardm iste
mesinin ardndan Vinm inen imdi demirin kke
nini anmsyorum diye bard ve u anlatya balad:
Analardan ilki Havadr. Su, kardelerden en by
dr, A te ikinci gelir, Demir ise nn de en k
dr. Ulu Yaratc Ukko, Kara ve Suyu birbirinden ayr
d ve topra, deniz olan blgelerde ortaya kard, ama
o dnemde demir henz domamt. O zaman sol dizi
stnde ellerinin ayalarn birbirine srtt. Bylece
peri dodu, bunlar demirin anas oldular24. Bu rnek
te, demirin kkenine ilikin mitin, kozmogoni m itinin
bir blmn oluturduunu ve bir bakma onu srdr
dn belirtelim. Burada kken mitleriyle ilgili son
derece nemli zel bir bilgi sz konusudur ve bir sonra
ki blmde incelenecektir.
Herhangi bir ilacn, ancak kkeni bilindiinde etki
li olabilecei dncesi ok yaygndr. imdi Erland
Nordenskildden bir de unu aktaralm: Her byl
arkdan nce, kullanlan ilacn kkenini anlatan si
hirli szler sylenmelidir, yoksa ila etkili olm az(...).
lacn ya da ila arksnn etkili olmas iin, bitkinin
kkeninin bilinmesi, ilk kadn tarafndan nasl yaratl
dnn bilinmesi gerekir.25 J.F .R o ck un yaymlam ol
duu na-khi ritel arklarnda bu zellikle yle belir
tilir: Eer ilacn kkeni anlatlmazsa, hi kullanlm a
mas gerekir.26 Ya da kkeni anlatlmadka, ondan
sz etmemek gerekir.27
Bir sonraki blmde, yukarda sz edilen Vin-
m inen mitinde olduu gibi, ilalarn kkeninin dn
yann kkeninin anlatlmasyla sk skya ilikili oldu
u grlecektir. Bununla birlikte, burada yle belirti
lebilecek genel bir anlayn sz konusu olduunu da
sylemeliyiz: Bir ritel, eer k k e n i , yani ilk olarak na
l gerekletirildiini anlatan mit bilinmiyorsa, yerine geti
rilemez." N a-khi aman dto-m ba l iin dua ederken
unlar syler:

Bizler imdi lye elik edeceiz ve acy yeniden


tadacaz-
Bizler yeniden dans edeceiz ve iblisleri alt edeceiz-
Bilmiyorsak eer dansn nereden ktn,
Szn bile etmemeliyiz-
Bilmiyorsak eer dansn kkenini
Dans edemeyiz28-

Bu, artc bir biimde, U itotolarn Preussa yapt


aklamalar anmsatmaktadr: Bunlar, babamzn
szleri (m itler), onun kendi z szleridir. Biz bu szler
sayesinde dans ediyoruz, eer o bunlar bizlere verme
mi olsayd, dans da olmazd29.
Pek ok durumda, kkene ilikin miti bilmek yeter
li deildir, onu ezberden okumak gerekir; insan bir ba
kma bilgisini ilan eder, onu gsterir. Am a i bu kadar
la kalmaz: Kkene ilikin miti ezberden sylemekle ya
da trenini yapmakla insan, bu mucizeli olaylarn olup
bittii kutsal atmosferden ister istemez etkilenir.
Kkenlerle ilgili mitsel zaman gl bir zamandr,
nk Doast Varlklarn etkin, yaratc katlmyla
olumlu ynde deitirilmitir. M itlerin, ezberden okun
mas srasnda bu masals zamana yeniden dnlr, do
laysyla da, anmsanp yeniden canlandrlan olaylarla
zamanda duruma gelinir, Tanrlarn ya da Kahra
manlarn varlna tank olunur.
zete yle denilebilir: nsan mitleri yaarken,
m it le r in z e llik le r i

kutsal olmayan, kronolojik zellikteki zamann dna


kar, nitelik asndan farkl bir zamana, hem en eski
hem de sonsuza dek yakalanabilecek olan kutsal bir
zamana alr. M itin Le Mythe de l Etem el Retourda
(zellikle s. 35 ve tesi) stnde durduumuz bu ilevi,
ileriki sayfalarda yer alan incelemeler srasnda daha iyi
ortaya kacaktr.

M TLERN Y A PISI VE LEV

Giri niteliindeki u birka aklama, mitle ilgili


ayrt edici baz belirtilere aklk kazandrmaya yeter.
Arkaik toplumlarda yaand biimiyle mit konusunda
genel olarak unlar sylenebilir: 1. M it, Doast Var
lklarn eylemlerinin yksn oluturur; 2. Bu yk,
kesinlikle gerek (nk gereklerle ilgilidir) ve kutsal
(nk Doast Varlklar tarafndan yaratlmtr)
olarak kabul edilir; 3. M it her zaman iin bir yarat-
lla ilgilidir, bir eyin yaama nasl getiini, ya da bir
davrann, bir kurumun , bir alma biim inin nasl
yaratlm olduunu anlatr; ite bu nedenle de, mitler
insana zg her anlaml eylemin rnek tiplerini olutu
rurlar; 4. nsan miti bilmekle nesnelerin kkenini de
bilir, bu nedenle de, nesnelere egemen olmay ve onla
r istedii gibi ynlendirip kullanmay baarabilir; bura
da dtan , soyut bir bilgi deil de (m itin ya tren
havas iinde anlatlmas ya da kantn oluturduu ri-
telin gerekletirilmesiyle) zorunlu olarak, amaz bi
imde yaanan bir bilgi sz konusudur; 5. u ya da bu
biimde, insan, miti yeniden anmsatlan ve yeniden
gerekleme aamasna getirilen olaylarn kutsal, oku
verici gcnn etkisine irmek anlamnda yaar.
Demek ki, mitleri yaamak, gerek anlamda din
sel bir yaanty kapsar; nk sradan yaantdan,
gndelik yaamdan farkllk gsterir. Bu yaantnn
dinsellii, mitolojiye zg, coturucu, anlaml olayla
rn yeniden gerekleme aamasna getirilmesi, Doa
st V arlklarn yaratc eylemlerine yeniden tank
olunmas olgusundan ileri gelir; her gnk dnyadaki
yaam kesintiye uratlr; gzelletirilmi, parlak, Doa
st Varlklarn hazr bulunmasndan derinlemesine
etkilenmi bir dnyaya dalnr. M itsel olaylarn anl
mas deil ama bunlarn yinelenmesidir burada sz ko
nusu olan. M it kiileri var edilmilerdir, insan da onlar
la zamanda duruma gelir. Bu durum kronolojik zaman
da deil de en eski Zamanda, olayn ilk olarak gerekle'
tii Zamanda yaand anlamna da gelir. te bu ne
denle de m itin gl zaman ndan sz edilebilir; bu,
yeni, gl ve anlaml bir eyin dolu dolu kendini gs
terdii andaki kutsal, olaanst Zamandr. Sz ko
nusu zaman yeniden yaamak, ona elden geldiince sk
geri dnmek, tanrsal eylemler gsterisini yeniden izle
yip buna tank olmak, Doast Varlklar yeniden
bulmak ve onlarn yaratc derslerini yeniden ren
mek, mitlerin rit biimindeki btn yinelenmelerinde,
aka sylenmeyen, sezinlenebilecek olan bir istektir.
Ksacas, mitler Dnyann, insann ve yaamn doas
t bir kkeni ve yks bulunduunu, bu yknn de
anlaml, deerli ve rnek gsterilecek nitelikte olduu
nu ortaya koyar.
En iyi sonuca ancak, Bronislav Malinowskinin ilkel
toplumlarda m itin doas ve ilevini ortaya koymaya
alt klasik blmler alntlanarak varlabilir: Y a
anan yanyla gz nne alndnda mit, bilimsel bir
merak gidermeye ynelik bir aklama deil ama bir
ilk gerei yeniden yaatan bir anlatdr ve derin bir
dinsel gereksinimi, tinsel zlemleri, toplumsal trden
bask ve buyruklar, hatta birtakm pratik istekleri kar
lar. lkel uygarlklarda, m itin vazgeilmez bir ilevi
vardr: nanlar dile getirir, belirgin klar ve dzene
koyar; ahlak ilkelerini savunur ve onlar zorla kabul et-
tiir; rite ilikin trenlerin etkililiini kesin olarak sa
lamay stlenir ve insann uymas iin yarar salayc
kurallar sunar. Demek ki mit, insan uygarlnn temel
bir esidir; bo bir olaylar dizisi deildir, tersine srek
li bavurulacak olan yaayan bir gerekliktir; soyut bir
kuram ya da imgeler gsterisi deil ama, ilkel dinin ve
pratik bilginin gerek bir dzenlem esidir(...). Btn
bu anlatlar, yerliler iin imdikinden daha byk ve
anlam asndan daha zengin bir ilk gerekliin anlat
mdr, insanln, iinde olduu andaki yaamnn yan
sra, etkinliklerini ve yazglarn da belirler. nsann bu
gereklikle ilgili bilgisi, ona dinsel trenlerin ve tinsel
nitelikli abalarn anlamn, ayn zamanda da bunlar
nasl yerine getireceini gsterir30.
N OTLA R

1. Fabl: Bu terim burada hayvan masal anlamnda deil de masal


trnden anlatanlamnda kullanlmtr. ( .N .)
2. Kargo kltler: Franszca metin iinde ngilizce cargo cults olarak
verilen bu terim, zellikle Yeni G in ede ve Melanezyann byk
bir kesiminde rastlanan bir kltr olgusunu belirtir. kinci Dn
ya Sava srasnda ve daha sonra pek ok biimi ortaya km
olan bu kltlere gre, genel olarak Avrupa kkenlilerin ortadan
kalkaca ve onlara ait kargolarn yani zenginliklerin yerli halkn
eline geecei bir ngerek olarak kabul edilir. ( .N .)
3. Binylclk: Mesihin son Yarg gnnden nce yeryzne inip
bin yl hkm sreceini savunan reti. ( .N .)
4. Rhapsodos: Yunanca rhaptein (dikmek) ve odeden (trk), tre
tilmi olan bu terim, Eski Yunanda kent kent dolaarak, destan
iirleri, zellikle de Homerosun yazd iirleri okuyup syleyen
ozan belirtir. ( .N .)
5. Gesta: Baarlar,"kahramanlklar anlamnda Latince szck.
(-N .)
6. C.Strehlow, Die Aranda-und Loritja-Scamme in Zentral-Auscralien,
cilt 111, s. 1; bkz. Lucien Levy-Bruhl, La mythologie primicive (Paris,
1935), s. 123. Ayrca bkz. T . G . H. Strehlow, Aranda Traditions
(Melbourne University Press, 1947), s. 6.
7. Ch. Keysser, aktaran Richard Thurnwald, Die Eingeborenen A us-
traliens und der Sdseeinsels (Religionsgeschichtliches Lesebuch,
8, Tbingen, 1927), s. 28.
8. Clyde Kluckhohn, Myths and Rituals: A General Theory
(H arvard T heological Revev, cilt X X X V , 1942, s.4 5 -7 9 ),
s. 66. Bkz. a.g.y., baka rnekler.
9. Mathias Hermanns, T he lndo-Tibetans (Bombay, 1954), s. 66 ve
tesi.
10. Bkz. M. Eliade, Le Mythe de lE tem el Retour (Paris, 1949), s. 44 ve
tesi (The M yth o f the E tem al Retum, New York, 1954, s. 21 ve
tesi).
11. Le M ythe de lE tem el Retour, s. 53 ve tesi.
12. Clyde Kluckhohn, a .g .y ., s. 61, aktaran W. W . Hill, T he Agricul-
tural and Hunting M ethods o f the N avaho Indians (New Haven,
1938), s. 179.
13. Bkz. M. Eliade, M ythes, reves et mystires (Paris, 1957), s. 255-256.
14. R. Pettazzoni, Essays on the History o f Religion (Leiden, 1954), s.
11-12. Ayrca bkz. W erner Mller, Die Religionen der Waldlandin~
dianer Nordamerikas (Berlin, 1956), s. 42.
15. R. Pettazzoni, a .g .y ., s. 13.
16. R. Piddington, aktaran L. Levy-Bruhl, s. 115. nisiyasyon trenle
riyle ilgili olarak bkz. Eliade, N aissances mythiques (Paris, 1.959)
17. Bkz. R. Pettazzonideki rnekler, a .g .y ., s. 14.
18. R. A. Stein, Recherches sur l epope et le barde au Tibet (Par.:.,
1959), s. 318-319.
19. Kukusuz, bir kabilede gerek yk olarak kabul edilen, komu
kabilede yalan(c) yk haline gelebilir. M itin yklmas kl
trn arkaik evrelerinde bile kantlanm bir sretir. nemli
olan ilkellerin her zaman mitler (gerek ykler) ile masallar
ya da efsaneler (yalan(c) ykler) arasndaki fark sezmeleridir.
Bkz. Ek I (M itler ve Peri Masallar).
20. Bkz. M ythes, reves et m ystires, s. 27 ve tesi.
21. C. Strehlovv, Die Aranda-und Loritja-Stamme, III, s. 1-2; L. Levy-
Bruhl, a .g .y ., s. 123. Avustralyadaki erinlik trenleriyle ilgili ola
rak bkz. Naissances mystiques, s. 25 ve tesi.
22. E.Nordenskild, Faiseurs de miracles et voyants chez les Indiens
Cuna (Revistadel Instituto de Etnologla, Tucuman, cilt II, 1932), s.
464; Levy-Bruhl, a .g.y., s. 118.
23. A . C. Kruyt, aktaran Levy-Bruhl, a .g .y ., s. 119.
24- A ili Kolehmainen Johnson, Kalevala. A Prose Translation from the
Finnish (Hancock, M ichigan, 1950), s. 53 ve tesi.
25. E. Nordenskild, La conception de lme chez les Indiens Cuna
de lIsthme de Panama (Journal des Amdricanistes, N. S ., cilt 24,
1932, s.5-30), s. 14.
26. J. F Rock, The N a-K hi N ga Cult and related ceremonies (R o
ma, 1952), cilt II, s. 474.
27. A .g .y ., cilt II, s. 487.
28. J. F.Rock, Zhi-ma funeral ceremony o f the N a-khi (V ienne Mdling,
1955), s. 87.
29. K. Th. Preuss, Religion und Mychologie der Uitoto, l-II (G ttingen,
1921-1923); s. 625.
30. B. Malinovvski, M yth in Primidve Psychology (1926; Magic, Science
and Religionda yeniden yaymlanmtr, New York, 1955, s. 101
108).
K N C B L M

KKENLERN SHRL
SAYGINLII
KKEN M TLER VE K O Z M O G O N M TLER

Bir eyin kken ini anlatan her mitsel yk kozmogo


niyi nceden varsayar ve srdrr. Kkenle ilgili m it
ler yap asndan kozmogoni mitine benzer. Dnyann
yaratl en iyi yaratl olduu iin, kozmogoni her
trl yaratla rnek gsterilebilecek bir model olu
turur. Bu durum, kkenle ilgili m itin kozmogoni mode
lini taklit ya da kopya ettii anlamna gelmez, nk
burada dzenli ve sistemli bir dnme sz konusu de
ildir. N e var ki, her yeni ortaya km a -b ir hayvan,
bir bitki, bir kurum - bir Dnyann varln ierir.
Nesnelerin farkl bir durumundan hareketle gnmz
deki duruma nasl ulaldn (szgelimi Gkyznn
Yeryznden nasl uzaklatn ya da insanolunun
nasl lml hale geldiini) aklamak sz konusu o l
duunda bile Dnya zaten vard; yaps farkl olmu
olsa da, henz bizim dnyamz olmam olsa da. Her k
ken miti yeni bir durumu anlatr ve aklar - burada
yeniyi, D nyann balangcndan beri var olmad an
lamnda kullanyoruz. Kkenle ilgili mitler, kozmogoni
mitini srdrr ve btnler. Dnyann nasl deiiklie
uradn, zenginletiini ya da yoksullatn anlatr.
te bu nedenle baz kken mitleri bir kozmogoni
zetinin verilmesiyle balar. Szgelimi Tibetli byk
aileler ve slalelerin yks, Kozmosun bir Yumur-
tadan nasl dnyaya geldiini anmsatmakla balar.
Be temel enin znden byk bir yumurta kt
( . .. ) . Bu yumurtann sarsndan da on sekiz yumurta
kt. Bu on sekiz yumurtann arasndan ortadaki yu
murta, bir deniz kabuklusunun yumurtas brlerinden
ayrld. Sonra bu yumurtann yeleri kt, ardndan be
duyusu olutu, tm de kusursuzdu, daha sonra yumur
ta ylesine esiz gzellikte bir delikanl haline geldi ki,
sanki bir dilei (yid la sm on) yerine getiriyor gibiydi.
te bu nedenle de ona kral Ye-smon ad verildi. Kars
u-ag bir olan dourdu, ocuk byyle biim ve g
rnm deitirebilme yeteneine sahipti: Dbang dan'.
V e soyaac, deiik klan ve slalelerin kkenini anla
tarak bylece srp gider.
Polinezya soy sop arklar da ayn biimde balar.
Kumulipo adyla bilinen Hawaii rit metni bir soy sop
ilahisidir; ait olduu krallk ailesini, yalnzca tanrlara
(bu tanrlara btn halk Polinezyal hsmlarla ortakla
a olarak tapar), yalnzca, yaayan dnyada domu
olan tanrlatrlm nderlere (aile soyundan Aolar)
balamakla kalmaz ama ayn zamanda onlar gkyzn-
deki yldzlara, yeryzndeki gndelik yaamda yararla
nlan bitkilere ve hayvanlara da b a lar...2. Gerekten
de, ark unlarn anmsatlmasyla balar:

Yeryz iddede deitii zaman


gkler deitii zaman ayr ayr
gne doduu zaman
k verm ek iin aya, vb.3

Soy sopla ilgili bu gibi dinsel tren arklar prenses


hamile olduu srada ozanlar tarafndan hazrlanr ve
ezberlenmesi iin hula denilen danslara verilir. Kadn
ve erkek danslar, arky bebein doumuna kadar hi
kesintisiz olarak syleyip dans ederler. Sanki gelecekte
ki bakann embriyon gelimesine, kozmogoninin,
dnyann yksnn ve kabilenin yksnn zeti e
lik ediyormu gibi. Bir nderin yaratlmas nedeniyle
Dnya simgesel olarak yeniden yaratlr. Yaplan
zet, Yaratltan bu yana olup bitmi balca mitsel
olaylarn arklarla ve dansla hem yeniden anmsanma
s hem de dinsel tren biiminde yeniden gerekleme
aamasna getirilmesidir.
Benzeri anlay ve dinsel trenlere Hindistandaki
ilkel halklarda da rastlanr. Szgelimi, Santalilerde gu-
ru, kozmogoni mitini, her birey yararna, ama yalnzca
iki kez ezberden okur: Birinci kez Santala toplumun
btn haklan tanndnda (. . . ). Bu olaydan dolay gu-
ru dnyann yaratlndan bu yana insanln yks
n ezberden okur, dinsel tren kimin iin yaplmsa o
kiinin doumunu anlatarak bitirir. Ayn tren cen a
ze duas srasnda da yinelenir, ama bu kez guru dinsel
trenle len kiinin ruhunu br Dnyaya geirir4.
Gondlarda ve Baigalarda, Dharti M ata ve Thakur Deo
onuruna yaplan dinsel trenler dolaysyla rahip, koz
mogoni mitini ezberden syler ve orada hazr bulunan
lara kabilesinin Dnyann yaratlda oynad nemli
rol anmsatr5. Munda bycleri kt ruhlar kovar
ken Asurlarn m itolojik arklarn sylerler. Oysa
Asurlar, tanrlar ve ruhlar ilgilendirdii kadar insan
lar da ilgilendiren yeni bir dnemi balatmlardr; bu
nedenle de baarlarn anlatan yknn, bir kozmogo
ni m itinin bir blmn oluturduu kabul edilebilir6.
Bhillerde durum biraz daha farkldr. Tedavi amal
byl arklar arasndan yalnzca biri kozmogoni miti
zelliini gsterir; bu T a n n nn arksdr. A ncak bu
arklarn pek ou gerekte kken mitidir. Szgelimi
btn hastalklar iyiletirdii kabul edilen Kasum or
D am or arks Damor Bhil grubunun Gucerattan O rta
Hindistann gneyine doru yapt gleri anlatr7.
Demek ki, bu, topluluun topraa yerlemesini anla
tan mittir; bir baka deyile, Dnyann yaratlnn bir
kopyas olan yeni bir balangm yksdr. Daha baka
byl arklar da hastalklarn kkenini aklar8. Bura
da serven bakmndan zengin olan mitler sz konusu
dur; bylece biz en sonunda hastalklarn ortaya k
koullarn reniriz; bu olgu da gerekte Dnyann
yapsn deitirmi bir olgudur.

M TLERN H A ST A L IK
TED A V LER N D EK R O L

Bhillerin tedaviye ynelik dinsel treninde bir ay


rnt zellikle ilgi ekicidir. Byc hastann yatann
yanndaki yeri arndrr ve msr unuyla bir mandol
resmi izer. Resmin iine svor ile Bhagvann evini
oturtur, sonra onlarn da resimlerini izer. Bylece izi
len resim hastann tam anlamyla iyilemesine kadar
korunur9. M andol terimi H int kkenini aa vurmak
tadr. Burada kukusuz H in t-T ibet kkenli Tantra rit-
lerinde nemli bir rol oynayan karmak resim m anda-
la sz konusudur. A ncak m andala her eyden nce bir
imago mund10dir: Hem minyatr halinde Kozmosu
hem de tanrlar topluluunu temsil eder. Olumas
dnyann byl olarak yeniden yaratlmasna denk
der. Dolaysyla da Bhil bycs, her ne kadar sy
ledii rit arklar, zellikle kozmogoni mitine telm ihte
bulunmuyorsa da, bir hastann ayak ucuna m andol res
mi izmekle kozmogoniyi yinelemi olur. Bu yaplan
iin kesinlikle bir tedavi amac vardr. Dnyann Yara
tlyla simgesel olarak zamanda klnan hasta, o en
eski btnlk iine dalar; balang zamannda Yarat-
l olanakl klan o akl almaz byklkteki glerin
benliini sarmasna izin verir.
Bu konuda unu anmsatmakta yarar vardr: Nava-
holarda kozmogoni miti ve onun ardndan da topran
barndan ilk insanlarn douunu anlatan mit, zellik
le tedavi nedeniyle ya da bir am ann inisiyasyonu s
rasnda okunur. Btn trenler Hatrali olarak adlan
drlan bir hastann evresinde younlar; Hatrali (ya
ni stne ark sylenen kii) bir hasta olabilir ya da
yalnzca bir akl hastasdr, szgelimi ryasnda kork
mu biridir veya yalnzca bir trene katlmas gereken
biridir; bu sonuncu durumdaki ama, sz konusu ark
y grevli olarak syleme yetkisini elde etmeye giritii
srada bu ayini renmesidir; nk bir sihirbaz-hekim,
eer kendisi bir uygulamadan gememise, kesinlikle
bir iyiletirme trenini gerekletiremez". Tren ayn
zamanda kum stne karmak birtakm resimlerin ya
plmasn da ierir; bu resimler Yaratln deiik evre
lerini, Tanrlar, atalar ve insanln mitsel yksn
simgeler. artc bir biimde H in t-T ibet kkenli
mandala'lara benzeyen bu resimler, mitsel zamanlarda
olup bitmi olaylar birbiri ardndan yeniden gerekle
me aamasna getirirler. Hasta, kozmogoni m itinin an
latlmasn, ardndan da kken m itinin okunmasn
dinleyerek ve kum stndeki resimleri hayranlkla sey
rederek dind zamann dna itilir ve En Eski Za
mann btnl iinde yer alr: Geriye doru, Dn-
yann kkenine kadar uzanr ve o da bylece kozmogo
niye tank olur.
Kozmogoni miti, hastaln kkenine ve aresine
ilikin mit ile byyle tedaviye ilikin ritel arasndaki
bamllk Na-khilerde ok ho bir biimde kendini
belli eder. Tibet ailesinden olan ama yzyllardr G
neydou in de, zellikle de Yn-nan ilinde yaayan bu
topluluun geleneklerine gre, balangta Evren, Na-
galar ile insanlar arasnda uygun bir biimde paylatrl
mt, ama daha sonra bir dmanlk onlar birbirinden
ayrd. fkelenen Nagalar dnyaya hastalklar, verim
sizlii ve her eit belay yaydlar. Nagalar, insanlar
hasta ederek onlarn ruhlarn da alabilm e gcne sa
hiptirler. Eer ritlerle yattrlp barma salanmazsa
kurban lr. A ncak aman rahip ( d t O 'm b a ) byleyici
etkilerinin gc sayesinde Nagalar, alnm ve tutsak
edilmi ruhlar serbest brakmaya zorlayabilir12. am a
nn kendisi de ancak, en eski aman Dto-m bann, Ga-
rudann da yardmyla M itsel zamanda bu savaa giri
mi olmasndan tr, Nagalara kar savaabilecek
gtedir. Oysa, tedavi riteli, dorusunu sylemek ge
rekirse, bu en eski olayn tren havas iinde ezberden
okunmasndan oluur. R ock13 tarafndan evrilmi bir
metinde zellikle belirtildii gibi Garudann kkeni
anlatlmyorsa, ondan sz edilmemelidir. Demek ki a
man Garudann kkenini anlatan miti ezberden okur:
Kailasa Danda yumurtalarn byyle nasl yaratldk
larn ve Garudalarn bu yumurtalardan nasl ktkla
rn ve ardndan, Nagalarn yol at hastalklara kar
insanlar korumak iin ovaya nasl indiklerini anla
tr. A ncak, Garudalarn douunu anlatmadan nce rit
arks, ksaca Dnyann yaratln betimler. Gky
z doduu zaman, gne, ay, yldzlar ve gezegenler14
ve dnya kendisini gsterdi; dalar, vadiler, aalar ve
kayalar doduunda, tam, ite o anda, Nagalar ve e j
derler, vb. dodu.15
Tedavi amal bu rit arklarnn byk blm koz
mogoninin anmsatlmasyla balar. Szgelimi u r
nekte olduu gibi: Balangta, gklerin, gnein,
ayn, yldzlarn, gezegenlerin ve dnyann henz orta
ya kmad zamanda, henz hibir ey domamken,
vb.16 Sonra dnyann yaratl, cinlerin douu ve
hastalklarn ortaya k, son olarak da gerekli ilala
r getiren en eski aman Dto-m bann belirmesi anlat
lr. Bir baka m etin17 de, Nagalarn ve Garudalarn do
uunu anlatmak iin mitsel zamann anmsatlmasyla
balar: Balangta, her eyin belirsiz olduu srada,
vb.. Ardndan hastaln kkeni anlatlr (nk yu
karda grdmz gibi, ilacn kkeni anlatlmazsa,
onu kullanmamak gerekir), bir kuaktan brne
hangi yollarla aktarld, son olarak da cinler ve peri
lerle aman arasndaki sava anlatlr: Peri ok atp di
leri ve az hasta eder; dto-m ba oku ekip kartr, vb.;
cin bedene ok atp onu hasta eder; dto-m ba onu eker
alr, vb.18
Baka bir rit arks da yle balar: lacn kkenini
anlatmak gerekir, yoksa ondan sz edilemez. Gkyz,
yldzlar, gne ve ay ve gezegenler doduu zaman, ve
dnya ortaya kt zaman,vb., ite bu zamanda T so-
dze-per-ddu dodu19. Bunu ilalarn kkenini akla
yan ok uzun bir mit izler: Evinden gn uzak kalan
T so-dze-per-ddu dnnde ana babasn l bulur.
Bunun stne lmn nne geecek bir ilac arama
ya kar ve Periler Padiahnn lkesine gider. Ban
dan birok serven getikten sonra, tlsml ilalar a
lar, ama kendini izleyen Periden kaarken yere der,
ilalar da her yana yaylr, bylece ifa veren bitkilerin
ortaya kmasna yol aar.

K O ZM O G O N N N YN ELEN M ES

Hermanns tarafndan yaymlanan baz metinler ok


daha anlamldr. Tedaviye ynelik ritel srasnda, a
man, yalnzca kozmogoniyi zetlemekle kalmaz, ama
ayn zamanda Tan rya yakarr ve ona D nyay yeniden
yaratmas iin yalvarr. Bu dualardan biri unlar anmsa
tarak balar: Yeryz yaratld, su yaratld, evren bt
nyle yaratld. Ayn biimde, rit biras i ve pirin sun
gusu so da yaratld; ve dua cinlere, perilere seslenmey
le biter: Yetiin, ey Cinler, Periler20! Baka bir m etin
de de ji nin ve alkoll iki olan cfynn douu
verilir. Eski bir gelenee gre bunlarn ilk ortaya kt
yer Sang li aac ile Sang log aacnn ilk ortaya k
t yerdir. Btn dnyann yararna ve bizim iyiliimiz
iin, yeti, ey T an rnn habercisi. Doast glere sa
hip tanr T ak bo Thing, eski zamanlarda Dnyay ya
ratmak iin aa inmiti. O nu yeniden yaratm ak iin
imdi yine in2'. R it iecekleri i ve clyy hazrlamak
iin, bunlarn kozmogoni mitine sk skya bal kke
nini anlatan mitin bilinmesi gerektii aka ortadadr.
Ama ok daha ilgin olan eyse, hastann yararna ola
rak, Dnyann yeni bir yaratl iin Yaratcnn yeni
den yeryzne inmeye arlmasdr.
Tedavi amal bu byl arklarda ilalarn kkenini
anlatan mitin her zaman kozmogoni mitinin iine katld
grlr. Bir nceki blmde birka rnek verdik;
bunlardan da anlalaca gibi ilkel tedavi yntem le
rinde, bir ila ancak, kkeni hastann nnde rit hava
s iinde anmsatld zaman etkili duruma gelir. Ya
kndouya ve Avrupaya zg by yapma usullerinin
byk ounluu, hastaln ya da buna yol aan cinin
yksn ierir; ayn zamanda da bir tanrsal varlk ya
da bir azizin hastal yenmeyi baard mitsel an da
anmsatr. Di arsna kar yaplan bir Asur bys de
unlar anmsatr: A nunun gkleri yaratmasndan
sonra, gkler yeri yaratt, yer rmaklar yaratt, rmaklar
kanallar yaratt, kanallar kk glleri yaratt, kk
gller Solucan yaratt. Solucan da gz yal bir hal
de ama ile Eaya gitti ve onlara, yiyecek olarak, ye
nip yutulacak ey olarak kendisine ne verileceini sor
du. Tanrlar ona meyve sundular, ama Solucan insan
dii istedi. Ey solucan, madem ki byle konutun yley
se Ea seni gl eliyle m ahvetsin22! imdi biz burada
u olaylara tank oluyoruz: 1. Dnyann yaratl;
2. Solucann ve hastaln douu; 3. En eski olan ve
rnek oluturan iyiletirme eylemi (Solucann Ea tara
fndan yok edilmesi). Bynn tedaviyle ilgili etkilili
i, balangtaki mitsel zaman yeniden gerekleme
aamasna getirmesinde yatar, ancak, bu zellik by
rit havas iinde sylendiinde geerlidir; sz konusu
balang, dnyann kkeni olduu kadar di arlar
nn ve bunlarn tedavisinin de kkenidir.
Kimi zaman, kozmogoni m itinin bir tren havas
iinde okunmas baz hastalklarn ya da bedensel veya
zihinsel yetersizliklerin giderilmesine yarar. A ncak, ile
ride de greceimiz gibi, kozmogoni m itinin bu uygula
mas dierleri arasndan yalnzca biridir. Her yarat-
ln rnek oluturacak modeli olarak kozmogoni m i
ti, hastann yaamna yeniden balamasna yardmc
olabilecek gtedir. K kene dn sayesinde insan yeni
den doacan umut eder. Oysa, yukarda inceledii
miz tedavi amal btn riteller kkene bir dn
amalar. nsanda, arkaik toplumlara gre, yaamn ona-
nlamayaca, ama yalnzca, kaynaklara yaplacak bir ge
ri dnle, yeniden yaratlaca izlenimi uyanmaktadr.
En iyi kaynak da, Dnyann Yaratl srasnda ger
eklemi olan inanlmaz enerji, yaam ve verimlilik
fkrmasdr.
Btn bunlar, Polinezya kozmogoni m itinin ok sa
ydaki ritsel uygulamalarndan olduka ak seik bir
biimde ortaya kar. Bu m ite gre, balangta yalnz
ca Sular ve Karanlklar vard. En yce Tanr o, dn
cenin ve szlerinin gcyle Sular ayrd ve Gkyz
ile Yeryzn yaratt. Sular birbirinden ayrlsn, G k
ler olusun, Yer ortaya ksn! dedi. onun bu kozmo
gonik [evrendoumsal] szleri (dnya da bu szler saye
sinde varolmaya balamtr) kutsal gle ykl yarat
c szlerdir. Bu nedenle de, yaplmas, yaratlmas gere
ken bir eyin bulunduu btn koullarda insanlar
bunlar syler. Bunlar, ksr bir rahmin dllenmesine
ilikin ritte, bedenin ve ruhun iyiletirilmesi ritinde
olduu kadar lm nedeniyle, sava nedeniyle ve soy
sopun anlatlmas nedeniyle de yinelenir. Gnmzde
Hare Hongi adl bir Polinezyal baknz dncelerini
nasl aklyor: tonun, Evrene biim verirken yarar
land szler -y an i Evrenin domasna ve bir k dn
yas dourmaya ynelmesine yol aan szler- ite bu
ayn szler ksr bir rahmin dllenmesine ynelik ritte
de kullanlr. Ionun, n karanlklar iinden parlda
masn salarken kulland szler, zntl ve umutsuz
bir yrei, gszlk ve yalln penesindekileri e
lendirmeye, gizli eyler ve gizli yerler stne k sama
ya, ark besteleyenlere esin vermeye ynelik ritlerde
ve yine, sava yenilgilerinde ve insan karamsarla
iten daha baka birok durumda da kullanlr. Am ac
k ve nee samak olan bu rit, benzer btn durumlar
iin, Ionun karanlklar yenme ve datmada kulland
szleri yeniden retir23.
Dikkate deer bir metindir bu. Geleneksel bir top
lumda kozmogoni m itinin ilevi konusunda dolaysz ve
birinci derecede bir kanttr. Yukarda da grdmz
gibi, bu m itten, her tr yarat(l)m ada bir model ola
rak yararlanlr; bir ocuun dnyaya getirilmesinde ol
duu kadar sorunlu bir askeri durumun dzeltilmesinde
ya da melankoli ve umutsuzluk tehdidi altndaki bir
ruhsal dengenin yeniden salanmasnda rnek olutu
rur. Kozmogoni m itinin bu deiik bavuru dzlemleri
ne uygulanabilme gc, bize zellikle anlaml gelmek
tedir. Geleneksel toplumlarn insan, ister biyolojiyle
ilgili, ister ruhsal ya da tarihsel olsun, her trl yara-
tnn veya biim in temeldeki birliini sezinler. Sz
gelimi anssz bir sava, bir hastalkla, umutsuz ve zn
tl bir yrekle, ksr bir kadnla, bir ozandaki esin yok
luuyla, insann umutsuzlua itildii varolula ilgili
baka her eit tehlikeli durumla bir tutulabilir. G r
nte aresiz olan btn bu olumsuz ve umutsuz du
rumlar kozmogoni m itinin ezberden okunmas, zellik
le de onun, Evreni doururken ve n karanlklar
iinden parldamasn salarken kulland szlerin yi
nelenmesiyle tersine evrilir. Bir baka deyile kozmo
goni, her yaratc durumun rnek oluturacak modeli
dir: nsann her yapt ey, bir bakma en stn ol-
guyu, yaratc T an rnn ilk rnek saylan eylemini,
yani Dnyann Yaratln yineler.
Grdmz gibi kozmogoni miti lm nedeniyle
de sylenir; nk lm de, yaratc klnmas iin iyi
ce benimsenmesi gereken yeni bir durumu oluturur.
Tpk bir savan kaybedildii ya da ruhsal dengenin ve
yaama sevincinin yitirildii gibi lmde de baarsz
olunabilir. Hare Honginin zc ve olumsuz durumlar
arasnda yalnzca gszlk, hastalk ve yalla deil
ama ozanlardaki esin yokluuna, onlarn iirleri ve soy
sopla ilgili anlatlar gerektii gibi yaratma ya da ezber
den okumadaki yeteneksizliklerine de yer vermesi ayn
biimde anlamldr. Buradan da, nce iirsel yaratnn,
Polinezyallar tarafndan, baka her nem li yaratyla
bir tutulduu sonucu kar ama ayn zamanda Hare
Honginin soy sopla ilgili anlatlara telm ihte bulunma
sndan tr dinsel arklar syleyen ozanlarn bellei
bal bana bir yarat, bir yapt oluturduu ve bu
yaratnn, bu yaptn gereklemesinin de kozmo
goni m itinin bir tren havas iinde ezberden okunma
syla salanabilecei sonular kar.
Sz konusu m itin Polinezyallar iin neden bu kadar
saygnlk tad anlalmaktadr. Kozmogoni her trl
yapma eyleminin rnek oluturacak modelidir: n
k Kozmos, hem her yaratc durumun hem de her ya
ratln ideal ana rneidir ve yine nk Kozmos tan
rsal bir yaratdr, tanrsal bir yapttr; dorudan doru
ya kendi yaps iinde kutsallamtr. Anlam genile
mesiyle daha genel olarak, yetkin, dolu, uyumlu,
verimli, tek szckle kozmoslam olan her ey, bir
Kozmosa benzeyen her ey kutsaldr. Bir eyi iyi yap
mak, almak, yapt oluturmak, ina etmek, yarat
mak, yaplandrmak, biim vermek, biimlendirmek,
oluturmak, ite btn bunlar, bir eyin var edildii,
ona hayat verildii, son aamada, onun en yetkin
uyumlu organizma olan Kozmosa benzetildii anlam
na gelir. Oysa Kozmos, bir kez daha sylemek gerekir
se, Tanrlarn rnek gsterilecek yaratsdr, yaptdr;
bayaptdr bu onlarn.
Kozmogoni m itinin her trl yaratln rnek
oluturacak modeli kabul edilmesini en gzel, bir Kuzey
Amerika kabilesi olan Osagelarn u gelenei aklar.
Buna gre bir ocuun doumu srasnda daha nce
tanrlarla konumu olan bir adam arlr. Adam lo-
husann evine gelince, yeni doan bebein nnde Ev-
renin ve yeryzndeki hayvanlarn yaratlnn yk
sn ezberden okur. Bebek ancak bundan sonra emzi-
rilir. Daha sonra, ocuk susadnda, yeniden ayn
adam ya da bir bakas arlr. Adam bir kez daha Ya-
ratl ezberden okur ve onu, Suyun kkenini anlatan
ykyle tamamlar. ocuk kat yiyecekleri yiyebilecek
yaa geldiinde, daha nce tanrlarla konumu olan
adam yine gelir ve yeniden Yaratl okur, bu kez de
tahllarn ve br besinlerin kkenini anlatr24.
Her yeni douun, kozmogoniye ve kabileye zg
mitsel yknn simgesel bir zetini canlandrdn be
nimseyen inanla ilgili daha anlaml bir rnek bulmak
gtr. Bu zetin amac, yeni doan bebei kutsal t
renle dnyann ve kltrn Kutsayc gerekliine sok
maktr; bu i yaplrken de bebein varl, mitsel para
digmalara uygun olduu ilan edilerek, geerli klnr.
Ama dahas var: Yeni doan ocuk, bir dizi balan-
gi a kar karya getirilir. V e bir eye, ancak
onunkkeni bilinirse, bu eyin ilk olarak nasl var
olduu bilinirse balanabilir. ocuk meme emmeye,
ya da su imeye veya kat yiyecekler yemeye balar
ken rit yardmyla kkene, olgunun, suyun ve tah l
larn ilk kez ortaya kt zamana iletilir.

KKEN E D N

Bu inann ardndaki rtk fikir udur: Bir eyin ilk


gereklemesi anlaml ve geerlidir, birbirini izleyen orta
ya klar deil. Ayn biimde, ocua babann ya da
byk babann yaptklar deil ama Mitsel Zamanlarda
A talar tarafndan yaplm olan eyler retilir. Kuku
suz, baba ve byk baba da A talar taklit etm ekten ba
ka bir ey yapmamtr; dolaysyla da babann yaptk
lar taklit edilmekle ayn sonularn elde edilebilecei
dnlebilir. A ncak byle dnmekle kkenin zam a
nnn oynad nemli rol grmezlikten gelinmi olur;
oysa bu sz konusu zamann daha nce grdmz gi
bi gl bir zaman olduu benimsenir; nk bir ba
kma yeni bir yaratl iine kabul eden zaman olmu
tur. Kken ile iinde bulunulan an arasnda akp gitmi
olan zaman, gl deildir, anlaml da deildir
(yalnz en eski zamann yeniden gerekletirilme aa
masna getirildii aralklar kukusuz bunun dnda ka
lr) ve bu nedenle de ya nemsenmez ya da yok edilme
ye allr25.
Bu rnekte Kozmogoni ve kken m itlerinin bir tek
birey yararna okunduu bir ritel sz konusudur, tpk
sihirbaz-hekimlerin durumunda olduu gibi. A ncak
her eyin ilk olarak kendini gsterdii zaman yeniden
yaamaya olanak veren kkene dn arkaik toplum
lar iin son derece nemli bir deneyim oluturur. 1leri-
k sayfalarda bu deneyimi birok kez tartacaz. Ama
burada, Sumba adasnda topluca yaplan elencelerde,
gl, kutsal Zamann yeniden yakalanmasna kadar
sren bir geriye dn ile kendini belli eder. Daha
nce de grdmz ve ileride daha iyi greceimiz gi
bi en eski Zamann (bu Kozmosun, yaamn ve toplu
mun tmyle yenilenmesini olanakl klan tek Za-
mandr) yeniden yakalanmas, mutlak balangn
yani Dnyann Yaratlnn zellikle yeniden gerek
leme aamasna getirilmesiyle salanr.
Yakn bir tarihte, Rafaele Pettazzoni kozmogoni mi
tinin, kken m itinin bir deikesi olarak benimsenme
sini nerdi. Bundan, yaratl m itinin kken mitiyle
ayn zellikte olduu sonucu k a r(...). ncelememiz
bize yaratl mitini o grkemli yanlzlndan kurtar
mamza olanak verdi; bu adan bakldnda artk he-
paks genom enon olmaktan karak benzer olgular bak
mndan zengin bir snfa, kken m itlerine girer28.
Anmsattmz nedenlerden dolay , bu bak asn
paylamann g olduu kansndayz. Yeni bir durum
her zaman nceki bir durumu ierir, bu da, en son ker
tede Dnyadr. Sonradan olan deiiklikler, ite bu
balangtaki btnden hareketle geliir. inde yaa
nlan kozmik ortam ne kadar snrl olursa olsun, Dn-
yay oluturur; kkeni ve yku s baka her zel y
kden nce gelir. Kken le ilgili mitsel dnce, ya-
ratltaki gize sk skya baldr. Bir eyin bir k
ken! vardr, nk o yaratlmtr, yani Dnya da bir
g kendini ak seik olarak gstermi, bir olay mey
dana gelmitir. Ksacas, bir eyin kken i bu eyin yara-
thm aklamaktadr.
Kozmogoni m itinin, kken m itinin oluturduu
trn sradan bir deikesi olmamasnn kant, kozmo
gonilerin, grdmz gibi, her eit yaratl iin
model oluturmasdr. Bir sonraki blmde inceleyece
imiz rneklerin bu sonucu destekleyecekleri kansn
dayz.
N OTLAR

1. Ariane Macdonald, L a N aissance du M onde au T ibet (Sources


Orientalesde, I, Paris, 1959, s. 417-452), s. 428. Ayrca bkz. R. A.
Stein, Recherches sur lipope et le barde au Tibet, s. 464.
2. Martha W arner Beckwith, T h e Kumulipo. A Hau/aiian Creation
C hant (The Univ. of Chicago Press, 1951), s. 7.
3. A .g .y ., s. 45. Her gn yeniden doan k, her yl gneyden ge
len ve yeri yeniden canlandran gne, insanda, doumun yalnz
ca simgeleri deil ama ayn zamanda rnek oluturan imgeleridir
ya da rkn yetkinlie doru ilerlemesini salayan etkenlerdir.
G k evreni W akeann gecenin zincirlerini koparp, kendisini
karanlklarda tutsak olarak alkoyan sularn barndan kmas
gibi, ocuk da kendisini annesinin barnda tutsak olarak alko
yan rty yrtp a, yaama, akl dnyasna kar. (A .g .y ., s.
182-183).
4. P. O. Bodding, Les Santals (Journal Asiatique, 1932), s. 58 ve
tesi.
5. V. Ehvin, The Baiga (Londra, 1939), s. 305; W . Koppers, Die
Bhil in Zentralindien (Viyana, 1948), s. 242.
6. W.Koppers, Die Bhil, s. 249; J.Hoffmann ve A. van Ernelen,
E ncycbpaedia Mundarica, cilt 111 (Patna, 1930), s. 739.
7. L. Jungblut, Magic Songs o f the Bhils o f Jhabua State (Interna-
tionales A rchiv fr Ethnographie, XLIII, 1943, s. 1-136), s. 6.
8. A .g .y ., s. 35 ve tesi, 59 ve tesi.
9. Jungblut, s. 5.
10. Imago mundi: Dnyann imaj, grnts anlamnda Latince
deyi. ( .N .)
m itle r in z e llik le r i

11. H asteen K lah, N avajo Creation M yth: The Scory o f the Emergence
(S a n ta Fe, 1 9 4 2 ), s. 19. A yrca bkz. a .g .y ., s. 25 ve tesi, s. 3 2 ve
tesi.
12. J. F. R ock . T he N a-khi N ga Cult and Related Cerem onies (R om a,
1 9 5 2 ), cilt I, s. 9 -1 0 .
13. A .g .y ., cilt I, s. 9 8.
14. Bu tm cedeki gezegenler" szcnn Franszca m etindeki k ar
l plantes olm alyd, oysa dizgi yanl sonucu plantes (b itk iler)
biim in d e km tr. Biz aadaki satrlarda yer alan rnekteki
benzer sramay gz n n e aldk ve dzelterek evird ik. ( .N .)
15. A .g .y ., cilt I, s. 9 7.
16. A .g .y ., cilt I, s. 108.
17. A .g .y ., cilt II, s. 3 8 6 ve tesi.
18. A .g .y ., cilt II, s. 4 8 9 .
19. A .g .y ., cilt I, s. 27 9 ve tesi.
20. M . H erm anns, T he Indo-Tibetans, s. 6 6 ve tesi.
21. A .g .y ., s. 69. A ltn biz izdik.
2 2 . C am pbell T h o m p son , Assyrian M edical Texts (Londra, 1 9 2 3 ), s.
5 9 . A yrca balang zamannda Isis tarafndan bulunmu olan , y
lan srklarna kar bynn m itsel yks iin bkz. G .R d er,
Urkunden zur Religion des alten Aegypten (Ien a, 1 9 1 5 ), s. 138 ve
tesi.
23. E. S . C . Handy, Polynesian Religion (H onolu lu , 1 9 2 7 ), s. 10-11.
24. A lic e C . F letch er ve F. La Flesch e, The O m aha Tribe (Bureau o f
A m e rican E thnology, 27'1 A n n u al R eport, W ash in g to n , 1 9 1 1 ), s.
116, no t a.
2 5. Bkz. Le M ythe de lE tem el Retour, blm II ve tek i blm ler.
2 6 . C . T j. Bertling, N otes on Myth and Ritual in Southeast Asia (La
H aye, 1 9 5 8 ), s. 3 -4 .
2 7. G e len e k , yazy bilen gelim i kltrlerde bile varln korur. S .
N . Kram er, Sm er m etin leri konusunda u saptam ay yapar: S
m er m itleri ya da Sm er ozanlarnn destanlar g en ellik le kozm o
lojiyle ilgili bir artrm ayla balar, bunun yaptn btnyle
dorudan bir balants yoktur. Aada Glgam, Enkidu ve
C ehennem in giriinden alnm be dize sunuyoruz:
Gn yerden ayn dmesinden sonra,
Yerin gkten ayrlmasndan sonra,
nsann adnn konmasndan sonra,
(G k tanrs) A n n g ele geirmesinden sonra,
(H ava tanrs) Enhilin yeri ele geirmesinden sonra"...
( S . N . K ram er, From the Tablets o f Smer, Indian H ills, C olorado,
1 956, s. 7 7 ). A y n biim de, O rta a da pek o k vakanvis yazdk
lar yerel T a rih lere D nyan n Y a ra tly la balarlard.
28. R . Pettazzoni, Essays on the History o f Relgons, s. 27 - 36.
N C B L M

MTLER VE YENLENME
RTLER
T A H T A IK (A R )M A V E K O Z M O G O N

A. M. Hocart, Fijide kraln tahta kma trenini


creation of the world, fashioning the land ya da
creating the earth olarak adlandrldn belirtm iti1.
Bir hkmdarn tahta knda kozmogoni simgesel
olarak yinelenmiti. Bu inan iftilikle geinen halk
larda olduka yaygndr. Son zamanlarda yaplan bir yo
ruma gre, H int kralnn kutsanma ayini olan rajasuya,
Evrenin bir yeniden yaratln ieriyordu. Gerekten
de, ritelin deiik evreleri art arda, gelecein hkm
darnn embriyon durumuna kadar gerilemesini, bir yl
sreyle ana karnnda tanmasn ve hem Prajapatiyle
(Tm -Tanr) hem de Kozmosla zdeletirilen Kozmok-
rator2 olarak gizemli douunu gerekletiriyordu.
G elecein hkmdarlarnn embriyon dnemi Ev
renin olgunlama srecine denk dyordu ve byk
bir olaslkla balangtan beri rnlerin olgunlama
syla bantlyd. R itelin ikinci evresi, hkmdarn
yeni kutsal bedeninin oluumunu tamamlar. Rajasu -
yann nc evresi bir dizi ritten oluur, kozmogoniy
le ilgili simgesel anlamysa, metinlerle byk lde
vurgulanmtr. Kral kolunu kaldrr; dnyann ekse -
ninin (axis m undi) ykseliini simgeler. Kral, kutsal ya
srndnde, tahtn stnde ayakta durur, kollarn
yukarya kaldrmtr: Bylece, Yerin gbeine -yan i
Dnyann Merkezi saylan T a h ta - yerlemi olan ve
bir ucu G k e deen kozmik ekseni temsil eder. Kutsal
svy serpme olgusunun, Yeri verimli klmak iin
G k ten dnyann ekseni -y an i K ral- boyunca inen Su
larla bir ilgisi vardr3.
Tarih dneminde, rajasuya ancak iki kez uygulanr
d; ilki kral kutsamak, kincisiyse ona evrensel ege
menlii salamak iindi. Ama tarihncesi dnem ile
tarih dnemi arasnda kalan protohistoria dneminde,
rajasuya byk bir olaslkla ylda bir kez gerekletiri
liyordu ve Kozmosu yeniden canlandrmak amacyla
kutlanyordu.
Msrda da olan buydu. Frankfortun yazdklarna
gre, yeni bir firavunun ta giymesi toplum ile doa
arasndaki uyumun tehlikeli biimde bozulmasndan
sonra ortaya kan yeni dnemin yaratl olarak kabul
edilebilir; demek ki, evrenin yaratl zelliini payla
an bir durumdur. Kraln dmanlarnn lanetini ieren
bir metinde bu ok iyi aklanmtr; kraln dmanla
r, R e tarafndan gn doarken ortadan kaldrlan ka
ranlklar ylan Apophise benzetilmitir. Ama benzet
meye ilgin bir ey daha eklenmitir: O nlar Yeni Yln
sabahnda ylan Apophis gibi olacaklardr. Yeni Yln
Sabahnda biimindeki ek bilgi ancak bir pekitirme
dorultusunda aklanabilir: Ylan, gnein her dou
unda bozguna uratlr; ancak Yeni Yl yllk yeni ev
rimin aln olduu kadar yaratl ve bir gnlk ye
nilenmeyi de kutlar4.
Burada kozmogoniyle ilgili Yeni Yl senaryosunun
bir kraln kutsanma ayinini hangi srele katlmaya el
verili olduu grlyor; her iki rit sistemi de ayn ama
c gder: Bu ama kozmik yenilenmedir. Ama bir kra
ln kutsanma ayini dolaysyla gerekletirilen renovati -
o5 insanln daha sonraki tarihinde nemli sonular
dourmutur. Bir yandar yenilenme trenleri takvim
deki amaz ereveden kurtulmu ve deiken duruma
brnmtr; te yandan da kral bir bakma btn
Kozmosun dengelilik, verimlilik ve gnencinden so
rumlu duruma gelmitir. Bu da evrensel yenilenmenin,
kozmik ritmlere deil de kiilere ve tarihsel olaylara
bal olduu anlamna gelir6.

D N YA YI YENLEM EK

Bir kraln kutsanma ayininin neden kozmogoniyi


yinelediini ya da neden Yeni Ylda kutlandn anla
mak kolaydr. Kraln Kozmosu btnyle yeniledii
kabul edilirdi. En yetkin yenilenme Yeni Y lda, yeni
bir zaman evrim inin trenle balatlmas srasnda
olur. Ama Yeni Yl ayiniyle gerekletirilen renovatio ,
aslnda, kozmogoninin bir yenilenmesidir. Her Yeni
Yl, Yaratl yeniden balatr. nsanlara Dnyanm
nasl yaratldn ve daha sonra btn olup bitenleri
anmsatan, mitlerdir - kozmogoni mitleri olduu kadar
kken mitleri de.
Dnya her zaman bizim dnyamzdr, iinde yaa
nan dnyadr. A ncak, insann varolu biim i, Avus
tralya yerlilerinde olduu kadar gnmz Batklarnda
da ayn olmasna karn, insan varlnn kendini belli
ettii kltr balamlar byk lde eitlilik gsterir.
Szgelimi, toplayclk ve kk apl avclkla geinen
Avustralya yerlilerinin Dnyasnn Cilalta a
iftilerininkiyle ayn olmad apak ortadadr; tpk
bu sonuncularn Dnyasnn da Eskiadaki Yakndo
u kent halklarnnkiyle olduu kadar gnmzdeki
Bat Avrupa ya da Amerika Birleik Devletleri halkla
rnn iinde yaadklar Dnya ile ayn olmamas gi
bi. Farkllklar, belirtilemeyecek kadar oktur. Biz bun
lar yalnzca bir yanl anlalmay nlemek iin anm
sattk: Farkl kltr tiplerini temsil eden rnekleri ve
rerek Frazer tipi konfzyonizm dorultusundaki bir
m itle r in z e llik le r

karlatrmacla dnmek istemiyoruz. Kullandmz


rneklerden her birine ait tarihsel balamlar rtl ka
lr. Ancak, ad geen her kabileyle ilgili olarak onun
toplumsal ve iktisadi yapsnn ne olduunu ve hangi
kabilelerle karlatrlabileceini ya da karlatrla
mayacan belirtm enin yararsz olduu kansndayz.
Demek ki Dnya her zaman bilinen ve iinde ya
anan dnyadr; bir kltr tipinden brne deiiklik
gsterir, dolaysyla da ok sayda Dnya vardr. Ama
bizim aratrmamzda nemli olan, toplumsal-iktisadi
farklla ve kltr balamlarnn eitliliine karn,
arkaik halklarn Dnyann her yl yenilenmesi gerek
tiini ve bu yenilenm enin de bir modele uygun olarak
gerekletiini dnmeleridir: Bu model, kozmogoni
dir ya da bir kozmogoni miti roln oynayan bir kken
mitidir.
Kukusuz, Y l, ilkeller tarafndan deiik biim ler
de anlalr; Yeni Y l tarihleri de iklim, corafi ortam,
kltr tipi, vbyle bantl olarak eitlilik gsterir. Ne
var ki, her zaman iin bir evrim, yeni bir balangc ve
bir de sonu olan bir zaman sresi sz konusudur. Oysa,
bir evrimin bitiminde ve sonraki evrim in balang
cnda, Dnyann yenilenmesini amalayan bir dizi
ritel gerekletirilir. Daha nce de sylediimiz gibi,
bu renovatio, kozmogoni modeline gre gerekleen bir
yeniden yaratltr.
En yaln rneklere Avustralya yerlilerinde rastlanr.
Bunlar, ylda bir yeniden gerekleme aamasna getiri
len kken mitleridir. Balang zamannda Doast
Varlklar tarafndan yaratlm olan hayvanlar ve bitki
ler ritlerle yeniden yaratlrlar. Kimberleydeki mitsel
atalarn gerekletirmi olduu kabul edilen kaya st
ne yaplm resimler, yeni batan yaplr; bundaki ama
mitsel atalarn yaratc gcn mitsel zamanlarda, yani
Dnyann balangcnda ilk olarak kendi gsterdii bi
imiyle, yeniden harekete geirm ektir7.
Hayvanlarn ve besin bitkilerinin yeniden yaratl
Avustralya yerlileri iin Dnyann bir yeniden yarat
l anlamna gelir. Bu da yalnzca, yeterli besine sahip
olmakla bir yl daha yaayacaklarn mit ettikleri iin
deil ama zellikle, D nyann, D zamanlarnda hay
vanlar ve bitkiler ilk olarak ortaya kt srada, gerek
anlamda domu olmasndandr. Hayvanlar ve bitkiler,
Doast Varlklar tarafndan yaratlanlar arasnda yer
alr. Beslenmek yalnzca basit bir fizyolojik eylem deil
dir, ayn zamanda dinsel bir eylemdir: Doast Var
lklarn yaratt eyler tpk Dnyann balangcnda,
mitsel atalar tarafndan ilk olarak yendikleri gibi ye
nir8.
Avustralya yerlilerinde kozmogoni, onlarn alk
olduu grnmn yaratlna indirgenir. Bu onlarn
Dnyasdr ve dnem dnem yenilenmelidir, yoksa
ortadan kalkma tehlikesiyle karlar. Kozmosun, yl
da bir kez yeniden yaratlmazsa mahvolaca tehdidiy
le kar karya olduu dncesi, KaliforniyalI Karok,
Hupa ve Yurok kabilelerinin nemli bayramna esin
kayna olmutur. Tren bu kabilelerin dillerinde
Dnyann yeniden canlandrlmas olarak adlandr
lr; ngilizcesiyse New Yeardr. Am a, Yeri bir son
raki yl ya da iki yl iin iyiletirmek veya glendir-
mektir. Kimi Yurok kabilelerinde D nyann gl k
lnmas, buhar kulbesinin rite uygun olarak yeniden
yaplmasyla salanr; bu, kozmogoni yapsnda olan bir
rittir, ileride baka rneklerine de rastlanacaktr. T
ren kurallarnn temeli, rahibin, btn kutsal yerlere
yani lmszlerin baz hareketleri gerekletirdikleri
yerlere doru uzun hac yolculuklarna kmasndan
ibarettir. Bu rit nitelii tayan hac yolculuklar on ya
da on iki gn srer. Btn bu sre boyunca rahip
lmszleri temsil eder. Yrrken yle dnr:
xkareya animas (yani lmszlerden biri) mitsel za
manlarda byle yrrd. Kutsal yerlerden birine var
dnda yle diyerek evreyi sprmeye koyulur: lx-
kareya yakam (yani bir baka lmsz) benim iin s
pryor. Bundan byle btn hastalar iyileecek. S o n
ra bir daa trmanr. Orada bir dal arar ve yle diyerek
daldan bir baston yapar: Dnya yarlm, ama ben bu
bastonu yerde gezdirmeye balaynca btn atlaklarn
ii dolacak ve Yer yeniden salamlaacak.
Ardndan rmaa doru iner. Orada bir ta bulur,
onu iyice yerletirir ve yle der: Dengesi bozulan Yer
yeniden dzel(til)ecek. nsanlar (uzun zaman) yaaya
cak ve daha gl olacak. Sonra, tan stne oturur.
Tan stne oturduum zaman, diye anlatyordu
Gifforda Dnya yerinden oynamayacak ve artk den
gesi bozulmayacak. Bu ta lmszlerin zamanndan
beri, yani Dnyann balangcndan beri orada dur
maktadr9. Anmsattmz riteller btn bir kozmo
goni senaryosu oluturur. M itsel Zamanlarda, lmsz
ler, iinde K alifo rn iy alIlarn yaayaca Dnyay ya
rattlar: Sn r izgilerini izdiler, Mekezini ve T em el
lerini saptadlar, som balklar ve mee palamutlarnn
bol olmasn saladlar ve hastalklar kovdular. Ama
bu Dnya artk, iinde lmszlerin yaam olduu,
zamanla ilgisi olmayan ve bozulmayan Kozmos deil
dir. O yaayan bir dnyadr, - oluum, yallk ve lm
yasasna boyun een etten ve kem ikten varlklarn ya
ad ve ypratt bir dnya. Bu nedenle de belli sre
lerde yinelenen bir onarma, bir yenilenmeye, bir g
lenmeye gereksinimi vardr. Ne var ki, Dnya, ancak
lmszlerin, balang zamannda yaptklarnn yine
lenmesiyle, yaratln yeniden yaplmasyla yenilene
bilir. te bu nedenle de rahip, lmszlerin, rnek
oluturan yolculuunu yeniden yapar, onlarn hareket
lerini ve szlerini yineler. Ksacas, rahip sonunda
lmszleri temsil eder. Bir baka deyile, Yeni Yl do
laysyla lmszlerin yeniden Yerde hazr bulunduk
lar kabul edilir. Bu Dnyan n yllk yenilenm e
ritelinin neden sz konusu Kaliforniya kabilelerinin
en nemli dinsel treni olduunu aklar. Dnya yal
nzca daha dengeli klnm ve diriltilmi olmakla kal
maz ama lmszlerin simgesel olarak hazr bulunma
laryla da kutsanm olur. O nlar kendinde temsil eden
rahip -b e lli bir sre i in - lmsz kii olur ve bu n i
telie brndnde ona h i bakmamak, hi dokun
mamak gerekir. O, ritleri, insanlardan uzakta, mutlak
bir yalnzlk iinde tek bana gerekletirir; nedeni de
lmszlerin bunlar ilk gerekletirdikleri srada Yer
yznde insanlarn bulunmaydr10.

FA R K LILIK LA R V E BENZERLKLER

Dnyann belli srelerle yenilenmesiyle ilgili mit ve


rit nitelikli senaryoya Kaliforniyadaki br kabilelerde
de rastlanr; szgelimi tepelerde yaayan Maidularn aki
treni, ovalarda yaayan Maidularn hesi, dou Pomola-
rn kuksu treni". Dnyann yenilenmesi btn bu r
neklerde Yce Varla saygs, ok iyi bir haatn salan
masn ve genlerin inisryas;yonunu ieren dinsel bir b
tn iine katlmtr. KaliforniyalIlarn bu senaryosu
Cheyneelerin Yeni Yaam Kulbesi riteliyle (Gne
Dansnda yer alan ritel) ve Lenapelerin Byk Ev
trenleriyle karlatrlabilir. Her iki durumda da, Dn-
yann yenilenmesi ve Yaamn yeniden domasyla il
gili bir kozmogoni ritelidir sz konusu olan. Cheynee-
lerde rahip Yaratl yeniler; Lenapelerde Yeni Yl t
reni srasnda Dnyann ilk yaratl yinelenir, ve by
le yaplarak balangtaki btnlk yakalanm olur12.
Ritel kulbesinin belli srelerle yinelenen yapm
ya da onarm nn da kozmogoniyle ilgili bir anlam var
dr. Kutsal kulbe Evreni temsil eder. ats gk kub
beyi, taban Yeri, drt duvar kozmik uzayn drt yn
n simgeler. Dakotalar kesin bir biimde Yl dnya
n n yani inisiyasyon kulbesinin evresinde bir daire
dir derler13. Ayrca unu da belirtmek gerekir: Kozmos
ile Kozmik Zaman (dairesel Zaman) arasndaki kar
lkl bamllk yle bir canllk iinde hissedilmitir ki,
birok dilde Dnyay belirten terim Y l anlamnda
da kullanlr. Szgelimi, baz Kaliforniya kabileleri:
Bir yl geti demek iin Dnya geti ya da Yer ge
ti14 derler.
imdi de proto-tarm (yani yumru tarm) yapan
halklar arasnda yaygn Yeni Yl ritellerine geersek
farkllklar bizi artr. nce iki yeni e gze arpar:
llerin topluca geri dnmesi ve cinsel zevk ve elen
celerde arlk. Am a zellikle bir dinsel atmosfer fark
ll vardr. Karok rahibinin yalnz bana derin dn
ceye dalarak ve dualar ederek yapt yolculua, toplu
ca ve son derece youn biimde yaanan bir bayram
denk der. Bunun iin yaplacak en iyi ey Malinovvs-
kinin betimlemi olduu Trobriand adalar yerlilerinin
milamala bayramn ele alp dnmektir. V. Lantem a-
ri btn bir kitab bu mit ve rit nitelikli yuman in ce
lenmesine ayrmtr; hatta biz de kehanete dayal Me-
lanezya kltleriyle balantl olarak bunun stnde k
saca durmutuk15. Burada sz konusu olan aratrmala
rn sonularn yeniden ele almakta yarar grmyoruz.
Yalnz unu syleyelim ki, yukarda sz geen Kuzey
Am erika kabileleri ile Melanezyallarn mit ve rit n ite
likli sistemleri arasndaki farkllklara karn yaplar
birbirine benzetilebilir. Her iki grupta da Kozmosun
belli srelerle yeniden yaratlmas gerekir ve yenilenme
gerekletirilirken araclna bavurulan kozmogoni
senaryosu, yeni hasat ile ve besin maddesinin dinsel t
renle kutsallatrlmas ile bantldr.
E SK A Y A K IN D O U SU N D A
YEN YIL V E K O ZM O G O N

Eskia Yakndousundaki dinlerde benzer fikirlere


rastlamak anlamldr. Kukusuz tarm-ncesi ve p ro to
tarm evresindeki toplumlar ile tarmla uraan ve e-
hirlemi olan toplumlar arasnda farkllklar bulunabi
lir; tpk Mezopotamya ve M srdakilerde olduu gibi.
Bununla birlikte, bir olgu bize nemli grnmektedir:
Msrllar, Mezopotamyallar, Yahudiler ve br Eski
a Ortadou halklar Dnyay belli srelerle yenileme
gereksinimini duyuyorlard. Bu yenile(n)m e bir kltr
senaryosundan oluuyordu, balca riti de kozmogoni
nin yinelenmesini simgeliyordu. Olgular, alglarn yo
rumlar bu konuda16 yaymlanm zel ve zengin kay
nakada ve Le M ythe de lE tem el R etourun bir bl
mnde (s.83 ve tesi) bulunabilir. A ncak unu da
anmsatmakta yarar var: Mezopotamyada Dnyann
Yaratl, Yeni Yl ( akitu ) trenleri nedeniyle ritler bi
iminde yinelenirdi. Bir dizi rit, Mardukun T iam ata
(en eski Okyanusu simgeleyen Ejderha) kar yapt
sava, T an rnn zaferini ve onun kozmogonik yaptn
yeniden gerekletirme aamasna getirir. Yaratl i
iri (E n um a eli) Tapnakta okunurdu. H. Frankfortun
aklad gibi her yeni yl, dnyann yaratld ve
mevsimler evriminin balatld ilk gn ile temel bir
eyi paylayordu17. A ncak Yeni Yl ritlerine daha ya
kndan bakldnda, Mezopotamyallarn balangm
organik olarak, kendisinden hemen nce gelen bir
sona bal olduunu ve bu son un, Yaratltan nce
ki Kaosa ayn trden olduunu, bu nedenle de
S o n un her yeniden balama iin kanlmaz olduunu
hissediyorlard.
Anmsattmz gibi Msrllarda da Yeni Yl, Yarat-
l simgeliyordu. Yahudilerin Yeni Yl senaryosuna
Ur line, Mowinckel bu konuda unlar yazar: Tem el fi
kirlerden biri Yehovann dnyann kral olarak tahta
karlmas, dmanlarna, hem kaos glerine hem de
srailin tarihsel dmanlarna kar kazand zaferin
simgesel olarak temsil edilmesidir. Zaferin sonucu, yara
tl, se(il)m e ve ittifakn yenilenmesidir; bunlarsa ta
rihsel nitelikli bayramn temelinde yatan Eskia ve
rimlilik bayramlarndaki dnceler ve ritlerdir18. ok
sonra peygamberler eskatoloj isinde, srailin Yehova ta
rafndan yeniletirilip diriltilmesine, bir eit C enn ete
dn ieren Yeni bir Yaratl gzyle baklmt19.
Kukusuz, Mezopotamya ve srailde Yeni Y l belir
ten kozmogoninin simgesel olarak yinelenmesi ayn
dzeyde ele alnamaz. branilerde Dnyann belli sre
lerle yenilenmesine ilikin olan senaryoya, ilk anla
mndan da bir ey korunarak, tarihsel bir grnm ka
zandrlmtr. W ensinck, Kaostan Kozmosa geiin
belirtildii rit nitelikli Yeni Yl senaryosunun, srail-
oullarnn M srdan g ve Kzl Denizin almas,
Kenan lkesinin fethi, Babildeki tutsaklk ve srgn
den dn, vb. tarihsel olaylara uygulandn gster
mitir20. te yandan V on Rad srailin, Sina Danda
Yehova ve onun yardmcs Musa tarafndan kurulmas
gibi tek bir tarihsel olayn kolektif dzlemde bir kez
gerek duruma geldikten sonra artk, anlar alannda
szl gelenek ya da yazl anlat olarak braklamyaca-
n, ama tpk komu imparatorluklarn kozmolojik
yenilenmesinde21 olduu gibi bir trende ayin biim in
deki yenilenmeye bal klnacan kantlam tr21.
Eric Voegelin hakl olarak kozmolojik imparatorlukla
ra ve sraile zg simgesel biimler karlkl olarak bir
birlerine ters dmez (...) olgusu stnde srarla dur
mutur. Dzenin rit biiminde yenilenmesi, sz gelimi
kozmolojik uygarlkta oluturulmu simgesel elerin
yenilenmesi, Babil Yeni Yl bayramndan balayp
Josiahn Berithi yenilemesinden, sann kutsal ayin
biimindeki yenilenmesinden geerek M achiavellide'
ki ritom ar ai principi22ye ulancaya kadar btn insan
lk tarihini kateder; nk varolula ilgili dzenin bo
zulmas ve bu dzenin yeniden kurulmas insann varo
luunun temel bir sorunudur23.
Dolaysyla, Mezopotamyaya ve sraile zg klt
sistemleri arasndaki farkllklarn bu kadar byk ol
masna karn buralarda yaayan halklarn, Dnyann
ylda bir kez ya da belli srelerle yeniden canlanmasna
ilikin ortak bir umudu paylatklar apak ortadadr.
Ksacas, mutlak balangn yeniden yakalanabilece
ine inanlr, bu da eski dnyann simgesel olarak yk
lp ortadan kaldrlmasn ierir. Demek ki son, balan
gcn kapsamnda yer alr, balang da sonun. Bunun
hibir artc yn yoktur, nk ncesinde ve sonra
snda bir son bulunan bu balangn rnek oluturan
imgesi Y ldr, mevsimlerin ritminde ve gksel olgula
rn dzenliliinde kendini gsterdii biimiyle, balad
noktaya dnen dairesel kozmik Zamandr.
Yalnz burada bir aklama yapmak gerekir: evrim
olarak Yl ile ilgili sezginin, belli srelerle kendini ye
nileyen bir Kozmos fikrinin kkeninde bulunmas ola
sl varsa da, Yeni Yl24 ile ilgili mit ve rit nitelikli se
naryolarda, kaynak ve yap bakmndan farkl olan ba
ka bir fikir kendini belli eder. Bu balanglarn yet
kinlii fikridir; bir Kayp C enn etin, insanln iin
de bulunduu durumdan nceki bir sonsuz mutluluun
hayali ansyla beslenen, daha z ve daha derin bir din
sel deneyimin anlatmdr. Yeni Y lla ilgili mit ve rit
nitelikli senaryo, insanlk tarihinde son derece nemli
bir rol oynam olabilir; nk, kozmik yenilenmeyi
salarken ayn zamanda, balanglardaki sonsuz
mutluluun yeniden yakalanmas umudunu vermitir.
D aire-Yl imgesi, hem ktmser hem de iyimser
olan iki yanl kozmik ve yaamsal bir simgeler
btnyle ykldr. nk Zamann gemesi balan-
glarn giderek uzaklamasn, dolaysyla balang
taki yetkinliin yitirilmesini ierir. Srmekte olan her
ey anr, yozlar ve sonunda yok olur. Burada h i ku
kusuz G erekin dirimselci dorultudaki bir anlatmdr
sz konusu olan; ancak unu da unutmamak gerekir ki,
ilkel insan iin, varlk, yaamla bantl olarak kendi
ni gsterir - ve kendini belli eder. Btnlk ve gl
lk, balangta vardr: Bu anlayn zndeki ktm
serlik olarak adlandrlabilecek eydir. Am a hemen
ardndan unu eklemek gerekir: ok abuk yitirilmi
olmasna karn btnlk belli srelerde yakalanabilir.
Y ln bir sonu vardr, yani onu otomatik olarak yeni
balang izler.
Yetkinliin balangta olduu fikri olduka arkaik
gibi grnmektedir. Am a her ne olursa olsun son dere
ce yaygndr. Zaten srekli olarak yeniden yorumlan
maya ve saysz dinsel gr iine katlmaya elverili bir
fikirdir. Bizim de ilerde bu deerlendirmelerden birka
n tartma olanamz olacak. imdi hem en balan
glarn yetkinlii fikrinin, giderek daha geni kozmik
evrimlerin sistemli biimde hazrlanmasnda nemli
rol oynadn syleyelim. Normal Y l byk lde
genileyerek bir Byk Y ln ya da hesaplanamayacak
kadar uzun sren kozmik evrimlerin domasna yol
amtr. Kozmik evrim geniledike balanglarn
yetkinlii fikri, tamamlayc nitelikte u fikri de, ier
meye ynelmitir: G erek anlam da yeni bir eyin balaya
bilmesi iin, eski evrim in kalnt ve ykntlarnn tmyle
yok olmas gerekir. Bir baka deyile mutlak bir balang
elde etmek istenirse, bir Dnyann sonunun kesin ol
mas gerekir. Eskatoloji, bir gelecek kozmogonisinin n
belirtisinden baka bir ey deildir. A ncak her eskato
loji u olgu stnde durur: Yeni Yaratl bu dnya ke
sin olarak ortadan kaldrlmadka gerekleemez. Bu
rada artk yozlam olan eyin yeniden canlandrlm a
s deil ama yeniden tmyle yaratlabilmesi amacyla
eski dnyann yok edilmesi sz konusudur. Balangla
rn sonsuz mutluluu saplants, Dnyanm yaratln
dan beri var olmu, ama giderek yozlam olan her e
yin yok edilmesini gerektirir: Bu balangtaki yetkin
lie yeniden dnmedeki tek yoldur.
Kukusuz btn bu zlem ve inanlar, Dnyann
ylda bir kez yenilenmesiyle ilgili mit ve rit niteliinde
ki senaryolarn iinde zaten yer almaktadr. A ncak kl
trn proto-tarm evresinden bu yana u fikir giderek
iyice yerlemitir: Dnyann gerek (ve yalnzca ritle
ilgili olmayan) yok edilileri ve yeniden Yaratllar da
vardr, terimin dz anlamyla kkene dn, yani
Kozmosun, biim i olmayan, kaos niteliindeki bir du
ruma doru gerilemesi ve bunu yeni bir kozmogoninin
izlemesi vardr.
Bu anlay en iyi aklayanlar Dnyann Sonuyla il
gili mitlerdir. Biz bunlar bir sonraki blmde inceleye
ceiz. Kukusuz z bakmndan tadklar nemden
tr, ama ayn zamanda bizleri mitler konusunda ge
nel olarak aydnlatmaya elverili olmalarndan dolay
da. Buraya kadar yalnzca kozmogoni mitleri ve kken
mitiyle, daha nce olup biteni anlatan mitlerle ilgilendik.
A rtk balanglarn yetkinlii fikrinin zamanla ilgili
olmayan bir gelecee de nasl yanstldn grmek
nemlidir. Dnyann Sonu ile ilgili mitler, insanlk ta
rihinde kukusuz nemli bir rol oynamtr. Bunlar k-
k e n in deikenliini aydnla kavuturmulardr:
Gerekten de, belli bir andan balayarak kken yal
nzca mitsel bir gemite yer almaz ama ayn zamanda
masals bir gelecekte de yer alr. Bu durum, bilindii gi
bi, Stoaclarn ve Yeni-Pythagoraslarn, sonsuz geriye
dn fikrini sistem li bir biimde hazrlayarak
vardklar sonutur. Ne var ki, kken kavram zellik
le yetkinlik ve sonsuz mutluluk fikrine baldr. te bu
nedenle de bir gelecek kozmogonisi olarak anlalan es-
katolojiye ilikin grlerde A ltn an yalnzca ge
mite deil de, ayn zamanda gelecekte, ya da gemite
deil de yalnzca gelecekte olduunu syleyen btn
inanlarn kaynan buluruz.
NOTLAR

1. Le M yhe de l'E tem el Recour, s. 8 0 ve tesi.


2. K ozm ok rator: E vrenin efendisi. ( .N .)
3. M .Eliade, M ephistoph^lis et l'Androgyne, (Paris, 1 9 6 2 ), s. 191 ve
tesi.
4. H .Frankfort, Kmgshp and the Gods (C h icag o , 1 9 4 8 ), s. 150.
5. R en o v a tio : M etin d e L atin ce olarak kullanlm , y enilem e an la
m nda szck. ( .N .)
6. M .Eliade, M fyhistopfals et l'Androgyne, s. 1 9 3 -1 9 4 . G elecek tek i
tarihsel ve siyasal eskatoloj ilerin kayna bu anlayta bulunur.
G e re k te n de, daha sonralar, kozmik yenilenm e, D nyann
kurtuluu, belli bir Kral, K ahram an ya da K urtarc, h a tta siya
sal nder tip in in ortaya km asndan b eklen ir oldu. D in d en iyice
bamszlam bir grnmde olm asna karn, m odern dnya,
hl, toplum sal bir snfn ya da siyasal bir parti veya bir p o litik a
c n n baarsyla gerekleecek evrensel bir renovationun eskato-
lojik umudunu tar" ( a .g .y ., s. 194).
7. H elm ut P etri, Sterbende W elt in Nordwest Australien (Brunsw ick,
1 9 5 4 ), s. 2 0 0 ve tesi, A .P . E lkin, The Australian Aborgnes
(Londra, 1 9 5 4 ), s. 2 2 0 ve tesi.
8. B esinin dinsel deeri iin bkz. Eliade, a.g.y., s. 182, 195 ve tesi.
9. A .L. K roeber ve E. W . G ifford, W orld Renewal, a C ult System o f
Native Northu/est C alifom ia (A n th ro p olo gical R ecords, X III, say
1, U n iv . o f C alifo rn ia, Berkeley, 1 9 4 9 ), s. 6 ve tesi, 1 0-17, 19 ve
tesi, M fyhistoph^lis et lAndrogyne adl kitabm zda zetlendi, s.
175 ve tesi.
10. Eliade, a .g .y ., s. 182.
11. W ern er M ller, Weltbild und Kult der Kmakiutl-Indianer (W iesba-
den, 1 9 5 5 ), s. 120.
12. W ern er M ller, Die Religionen der Waldlandindianer Nordamerikas
(B erlin , 1 9 5 6 ), s. 3 0 6 ,3 1 7 .
13. W ern er M ller, Die blaue Htte. Zum Sinnbild der Ferle bei nord-
amerikanischen Indanern (W iesbad en, 1 9 5 4 ), s. 133.
14- A . L. K roeber, Hardbook o f the Indians o f C alifom ia (W ash in g to n ,
1 9 2 5 ), s. 177, 4 9 8 .
15. V itto rio L antern ari, L a Grande Festa (M ilan o , 1 9 5 9 ); M . Eliade,
Mfyhistophgls et lArdrogyne, s. 155 ve tesi.
16. Bkz. Le M ythe de lE tem el Retourdak kaynaka ile ilgili birka
n o t, s. 92.
17. H. Frankfort, Kmgshp and the G ods, s. 319.
18. S . M ow inckel, H e T hat C om eth (ev . G . W .A n d erso n , N ew York,
1 9 5 6 ), s. 26.
19. S . M ow inckel, a .g .y ., s. 1 4 4
20. A . J. W e n sin ck , T h e S e m itic N ew Y ear and th e O rig in o f
E schatology (A ta Onentala, I, 1923, s. 1 5 9 -1 9 9 )
21. Eric V o ege lin , O rder and History. I: Israeland Revelaton. (Louisi-
ana S ta te U niversity Press, 1 9 5 6 ); s. 294.
22. R ito r n a r ai p rin cip ii: B alanglara d nm ek anlam nda talyan
ca deyi. ( .N .)
23. E. V o egelin , a .g .y ., s. 299.
24. Zaten, tpk br saysz kozm ogoni m itlerind e ve k k en m itlerin
de olduu gibi.
D R D N C B L M

ESKATOLOJ VE KOZMOGON
D N YA N IN SO N U
-G E M T E V E G E L E C E K T E -

Ksaca belirtmek gerekirse, ilkel insanlara gre kya


met kopmutur denebilir, her ne kadar Dnyann Sonu
az ya da ok uzak bir tarihte gelecekse de. G erekten de
kozmik felaketlerle ilgili m itler son derece yaygndr.
Bunlar, bir ift ya da sa kalan birka canl dnda
Dnyann nasl yok olduunu ve insanln nasl orta
dan kalktn anlatr. Saylar en fazla olan mitler Tu-
fanla ilgili olanlardr ve A frikada son derece ender ol
malarna karn nerdeyse evrensel olarak bilinirler1.
Tufanla ilgili mitlerin yan sra daha baka mitler koz
mik boyutlardaki felaketlerle insanln yok olmasn
anlatr: Szgelimi zelzeleler, yangnlar, da kaymalar,
salgnlar, vb. Kukusuz u Dnyann sonu olgusu tam
olarak gereklememitir: Daha ok, bir insanln S o
nu olmu, bunu yeni bir insanln ortaya kmas izle
mitir. Ama Karann tmyle Sulara gmlmesi ya da
ate tarafndan yok edilmesi, ardndan el dememi bir
Karann ykselmesi, Kaosa doru gerilemeyi ve koz
mogoniyi simgeler.
Pek ok mitte Tufan, Yce Varlkn fkelenmesine
yol aan, ritle ilgili bir yanla balanr; kimi zaman da
yalnzca tanrsal bir Varlkn insanla son verme iste
inden doar. A ncak gelecek Tufan haber veren m it
ler incelenirse, balca nedenlerden birinin, insanlarn
iledii gnahlarda ve bir de Dnyann ok yalanm
olmasnda yatt grlr. Tufan, hem Dnyann
yeniden yaratlmasna hem de insanln yeniden can
lanmasna yol amtr. Bir baka deyile, gemiteki
Dnyann Sonu ve gelecekte gerekleecek olan Dn
yann Sonu, makrokozmik lekte ve esiz bir dramatik
younlukla, Yeni Yl bayramna zg mit ve rit n itelik
li sistemin, dev boyuttaki yansmasn canlandrr. A n
cak bu kez, sz konusu olan Dnyann doal sonu
-doal nk Y ln sonuyla akr, dolaysyla da koz
mik evrimin bir parasn oluturur- olarak adlandr
labilecek ey deildir, ama tanrsal Varlklarn yol at
gerek bir felaket sz konusudur. Tufan ile Dnyann
yllk yenilenmesi arasndaki bakm, ok seyrek birka
durumda (Mezopotamya, Yahudilik, M andan)2 hisse
dilmitir3. A ncak genellikle Tufanla ilgili mitler Yeni
Y la zg mit ve rit nitelikli senaryolardan bamszdr
lar. Bu da kolayca aklanabilir, nk belli srelerde
kutlanan yeniden canlanma bayramlar, eski dnyann
yok olmasn deil de tanrlarn yaratc yapt olan koz
mogoniyi, simgesel olarak yeniden gerekleme aama
sna getirirler: Eski dnya, kendisini balanglardan
ayran uzakln en son snra ulam olmas gibi basit
bir olgudan tr doal olarak ortadan kalkar.
Dnyann gemiteki Sonunu anlatan mitlerle kar
latrldnda, gelecekteki bir Sona deinen mitlerin,
ilkellerde artc biimde az sayda olduu grlr. F.
R Lehmann4n belirttii gibi bu azlk belki de etnolog
larn sorutum yaparken bu soruyu sormam olm ala
rndan kaynaklanmaktadr. Kimi zaman, m itin gemi
teki bir felaketle mi yoksa gelecekteki bir felaketle mi
ilgili olduunu kesin olarak sylemek gtr. E. H.
M anin belirttiine gre, Andam an halk, Dnyann
Sonu geldikten sonra, cenneti andran bir yaam duru
mundan yararlanacak yeni bir insanln ortaya kaca
na inanr: Bundan byle ne hastalk olacaktr, ne ya
llk, ne de lm. ller felaketten sonra dirilecekler
dir. A ncak, A .Radcliffe Browna gre M an deiik de
neklerden derlenmi birok deikeyi birletirmi ol
maldr. G erekte, Radcliffe Brown Dnyann Sonunu
ve yeniden yaratln anlatan bir m itin sz konusu ol
duunu belirtir; ancak mit gemile ilgilidir, gelecekle
deil. N e var ki, Lehm annn aklamasna gre, Anda-
man dilinde gelecek zaman5 yoktur, bu yzden de ge
miteki bir olgunun mu yoksa gelecekteki bir olgunun
mu sz konusu olduuna karar vermek kolay deildir.
Dnyann Sonuyla ilgili ilkel mitler arasnda en az
rastlananlar, Dnyann olas yeniden yaratlyla ilgili
kesin bilgi vermeyen mitlerdir. Szgelimi, Yeni G i
nedeki Kailerin inannda Yaratc Malengfung, Koz-
mosu ve insan yarattktan sonra ufka, Dnyann snr
larna doru ekilmi ve orada uykuya dalmtr. Uyku
sundaki her dnnde yer sarslr. Ama gnn birinde
yatt yerden kalkacak ve Gkyzn ykacak, Gky
z yeryzne dp paralanacak ve yaratc btn ya
amlara son verecektir6. Caroline adalarndan biri olan
Namolutde T an rnn bir gn insanl, gnahlarndan
dolay yok edecei kaydedilmitir. Ama tanrlar varlk
larn srdreceklerdir ve bu da, yeni bir yaratl olas
l anlamna gelir7. Caroline adalarndan bir bakas
olan Aurepikde felaketin sorumlusu, T an rnn olu
dur. Bir adann nderinin artk uyruklaryla ilgilenme
diini grdnde bir siklonla aday sulara gmecektir8.
Burada da kesin bir Sonun sz konusu olduu belli de
ildir: Gnahlarn cezalandrlmas dncesi, genel
likle, sonradan yeni bir insanln yaratl demektir.
Malaka yarmadasndaki Negritolarn inanlarn
yorumlamak ok daha gtr. Negritolar, Kareinin,
insanlar artk onun dinsel buyruklarna sayg gsterme
dikleri iin bir gn Dnyay yok edeceini bilirler. Bu
nedenle frtna srasnda Negritolar, felaketi nlemeye
alarak gnahlar deyici kan aktp sungularda
bulunurlar9. Felaket evrensel nitelikte olacak, gnah
krlarla gnahkr olmayanlar arasnda ayrm bulunma
yacak ve grne baklrsa, felaket Yeni bir Yarat-
ln habercisi de olmayacaktr. Bu nedenle de, Negri-
tolar Kareiye kt derler, Ple-Sakailer de onun kii
liinde C enneti ellerinden alan dman grrler10.
zellikle arpc bir rnek de M ato Grossoda yaa
yan Guaranilerle ilgilidir. Bu insanlar Dnyann ate
ve su tarafndan yok edileceini bildiklerinden, Okya-
nusun tesinde, bir eit Yeryz cenneti olan G
nahtan yoksun lke yi aramaya kmlardr. aman-
lardan esinlenerek ve onlarn ynetiminde gerekleti
rilen bu uzun yolculuklar X IX . yyda balam ve
1912ye kadar srmtr. Baz kabileler felaketten son
ra Dnyada bir yenilenme olacana ve llerin geri
geleceine inanrlard. Daha baka kabileler de Dnya
nn Sonunun kesin olarak gelmesini bekliyorlar ve isti
yorlard11. 1912de Nimuendaju yle yazmt: Yalnz
ca Guaraniler deil ama btn doa yalanm ve yaa
maktan yorgun dmtr. Birok kez sihirbaz-hekim-
ler, ryalarnda Nanderuvuvuya rastladklarnda Yerin
yalvarp yakardn duymulardr: ok ceset yuttum,
doydum artk hem de usandm. Babacm, ne olur bir
eyler yap da bitsin artk bu ile ! te yandan Su da
huzur vermesi ve her trl alkanty uzak tutmas iin
Y aratcya yalvarr, tpk a alar(...) ve btn doann
yapt gibi12.
Kozmik yorgunluun, mutlak huzur isteinin ve
lm isteinin bundan daha heyecan verici bir anlat
mn bulmak gtr. Ama burada, M esihle ilgili uzun
ve bo bir yceltmeyi izleyen kanlmaz d krkl
dr sz konusu olan. Yzyldr, Guaraniler Yeryz
C en n etini ark syleyip dans ederek aryorlard. Dn
yann Sonu m itini yeniden deerlendirmiler ve binyl-
c bir mitolojiye katmlard13.
Sonla ilgili Amerika m itlerinin ounluu, ya ev
rimsel bir kuram (Azteklerde olduu gibi), ya felaketi
yeni bir Yaratln izleyecei inancn ya da son olarak
(Kuzey Am erikann kimi blgelerinde) kyamet kop
madan gerekleen evrensel bir yeniden canlanmaya
inanmay ierir. (Bu yeniden canlanma srecinde yal
nzca gnahkrlar ortadan kalkacaktr.) Aztek gele
neklerine gre, Dnya imdiye kadar ya da drt kez
ykma uramtr, ve drdnc (ya da beinci) de der
ki gnlerde beklenmektedir. Bu Dnyalarn her biri bir
G ne tarafndan ynetilir, bu Gnein dmesi ya
da ortadan kalkmas Sonun belirtisidir14.
Burada her iki Am erikadaki, Dnyann Sonuyla il
gili btn br nemli mitleri saymamz olanakszdr.
Belli saydaki m itler yeni Dnyaya yeniden yerleecek
olan bir iftten sz eder15. Szgelimi Choktawlar Dn
yann ate tarafndan yok edileceine, ama ruhlarn ge
ri dneceine, kemiklerin etlerle kaplanacana ve di-
rilenlerin de eskiden kendilerine ait olan topraklarda
oturacaklarna inanrlar16. Eskimolarda da benzeri bir
mite rastlanr: Buna gre insanlar yeniden kem iklerin
den canlanacaklardr (bu, avclkla geinen toplulukla
rn kltrlerine zg bir inantr)17. Felaketin, Dnya
nn yall ve kmlnn kanlmaz sonucu
olduuna inanma olduka yaygn gibi grnmektedir.
C herokeelere gre dnya yalanp yprandnda, in
sanlar lecek, ipler kopacak ve yer Okyanusa gmle
cektir. (Yerin, gkkubbeye drt iple aslm byk bir
ada olduu kabul edilirdi18.) Bir Maidu mitinde de
Dnya y Yaratan, yaratt ifte bu dnya ok ypran
d zaman, onu tmyle yeniden yapacam; onu yeni
den yaptmda da sizlerin bandan yeni bir doum ge
ecek diyerek gvence verir19. Athapasca kabilesi Ka-
tolarn Kozmogoniyle ilgili balca mitlerinden biri, y
kl ok yakn gibi grnen eski Gkyznn yerini
alacak yeni bir Gkyznn yaratlyla balar20.
Alexandern, Byk Okyanus kylarndaki kozmogo
ni mitleri konusunda belirttii gibi yaratlla ilgili bir
ok anlat, aslnda, dnyann, byk felaketten sonra
yeniden yaratl ile ilgili geleneklere indirgeniyor gibi
grnmektedir; bununla birlikte baz mitler hem yara
tl hem de yeniden yaratl anlatp betimler21.
Ksacas, yeni bir Evrenin yeniden yaratln az
ok ak bir biimde ieren, Dnyann Sonuyla ilgili
bu mitler, ayn arkaik ve son derece yaygn fikri de
aklar: bu da Kozmosun giderek bozulmas fikridir;
Kozmosun, belli srelerle ortadan kalkmasn ve yeni
den yaratlmasn gerektirir. te gnmzde, ilkel top
lumlardaki kehanete ve binylcla dayanan hareket
ler, ayn zamanda Dnyann pek yaknda yeniden ya
ratlacann da habercisi olan Sonuncu felaket m itle
rinden domu ve gelimitir. Biz bu ilkel nitelikteki
binylclk grlerine yeniden dneceiz, nk bun
lar marksist kiliazm22 ile birlikte, Dnyann Sonuyla il
gili m itin pozitif ve modern anlamdaki tek yeniden de
erlendirmesini olutururlar. A ncak, nce daha karma
k dinlerde Dnyann Sonuyla ilgili mitin yerinin ne
olduunu ksaca anmsatmak gerekir.

D O U D N LERN DE D N YA N IN SO N U

Dnyann yok olaca gr (pralaya) byk bir


olaslkla daha Vedalarn zamanlarnda bile biliniyor
du (Atharva Veda, X , 8, 3 9-40). Yeni bir yaratln iz
ledii evrensel karklk ( ragnark ) Germ en m itolojisi
nin bir blmn oluturur. Sanrz bu olgular, Hint-
Avrupallarm Dnyann Sonu m itini bildiklerini gs
termektedir. Geenlerde, Stig W ikander ayn dorul
tudaki H int ve ran anlatlarna tpatp benzeyen eska-
toloji savayla ilgili bir G erm en m itinin var olduunu
belirtmiti. A ncak Brahmanalar23dan balayarak, zel
likle de Puranalarda, H intliler, drt yuga yani Dnya
nn drt a grn byk aba harcayarak gelitir
milerdir. Bu grn z, Dnyann evrimsel olarak
yaratlmas ve yok olmasna ve balanglarn yetkin
liine inanmadr. Buddhaclar ve Caynaclar ayn d
nceleri paylatklar iin, Evrenin sonsuz yaratl ve
yok oluunun tm H intliler arasnda yaygn bir dn
ce olduu sonucuna varlabilir.
Le M ythe de l'E tem el R etourda bu sorun stnde
durduumuzdan burada ayn eyi yeniden ele almaya
caz. Yalnz eksiksiz evrimin, bininci evrim sonun
da ok daha kesin bir biimde ( mahapralaya, byk yo-
kolu) yinelenen bir yokolu, bir pralaya ile bittiini
de anmsatalm24 M ahabharataya ve Puranalara25 g
re ufuk alev alacak, gkyznde yedi ya da on iki gne
belirecek ve bunlar denizleri kurutacak, Y eri yakacak.
Ate Samvartaka (kozmik yangn A tei) Evreni t
myle yok edecek. Sonra, bir tufan yamuru on iki yl
sreyle hi durmadan yaacak ve Yer sular altnda ka
lacak, insanlk da yok olacak ( Vinu Purana, 24, 25).
Okyanusta kozmik ylan C eann stne oturmu olan
Vinu, yoga uykusuna dalm uyumaktadr ( V inu P ura -
na, VI, 4, 1-11.). Sonra da her ey balayacaktr - son
suza dek.
Balanglarn yetkinlii mitine gelince, bu, ilk
a krta yuga boyunca insandaki saflk, zek, byk
mutluluk ve uzun mrllkten kolayca anlalr. Daha
sonraki yugalar boyunca, insann zek ve ahlaknda ol
duu kadar bedensel boyutlarnda ve uzun mrll-
nde de giderek ilerleyen bir bozulma grlr. Cayna-
clk, balanglarn yetkinliini ve daha sonraki g
szl sama sapan terimlerle anlatr. Hemacandraya
gre balangta insann boyu alt mildi, mr de Yz
bin purvayd (bir purva 8 400 000 yla eitti.) Ama ev
rimin sonunda boyu ancak yedi dirsek boyuna ulat,
mr de yzyl amaz oldu (Jacobi, E re, [a], 1, 202).
Buddhaclar da insann varolu sresindeki olaanst
ksalma stnde srarla dururlar: Bu sre balangta 80
0 00 yl hatta daha da fazladr (kimi geleneklere gre
llemez), sonda on yldr.
Dnyann alaryla ilgili Hint gr, yani Ev-
renin sonsuz yaratl, ypranmas, yok olmas ve yeni
den yaratl belli bir lde, Dnyann yllk yenilen
mesiyle ilgili ilkel gr anmsatr, ama nemli fark
larla. H int grnde, Dnyann belli srelerle yinele
nen yeniden yaratlnda, insan hibir rol oynamaz; as
lnda insan bu srekli yeniden yaratl istemez, o koz
mik evrimin kan izler26. stelik tanrlarn kendi
leri de gerek yaratclara benzemiyor gibidir; onlar da
ha ok kozmik srecin gereklemesine yardmc olan
aralardr. Grlyor ki, Hindistan iin, gerek anlam
da, Dnyann kesin bir Sonu yoktur; yalnzca, bir Ev-
renin yok olmas ile bir bakasnn ortaya kmas ara
snda az ok uzun aralklar vardr. S o n un ancak in
sanlk durumuyla ilgili olarak bir anlam vardr, insan,
kr krne iine sreklenmi olduu ruh g sreci
ni durdurabilir.
Balanglarn yetkinlii miti, Mezepotamyada, Ya-
hudilerde ve Yununallarda aka kantlanmtr. Ba-
bil geleneklerine gre, Tufandan nceki sekiz ya da on
kral, 10 80 0 ile 72 000 yl arasnda hkm srmtr;
buna karlk Tufandan sonraki ilk slalelerin krallary
sa 1 200 yl amamlardr27. Bu arada Babillilerin de
bir en eski C enn et mitini bildiini ve insan rknn bir
birini izleyen bir dizi yok olma ve yeniden yaratl
(olaslkla yedi) m itini anmsadklarn ekleyelim28. Ya-
hudiler de benzer dnceleri paylayorlard: lk C en-
n etin yitirilmesi, mrn giderek ksalmas, birka ayr
calkl birey dnda btn insanl yok eden tufan.
M srda balanglarn yetkinlii m itine rastlanma
mtr, ama orada M enesten nceki krallarn mrleri
nin inanlmaz derecedeki uzunluuna ilikin bir efsane
gelenei vardr29.
Yunanistanda farkl ama birbirleriyle balantl
olan iki mit gelenei grrz. 1. Balanglarn yetkin
lii mitini ieren Dnyann alan gr; 2. evrim
sel gr. Hesiodos birincisini, be a boyunca insan
ln giderek yozlamasn betimler ( T ra v a u x [ler ve
Gnler], 109-210). Birincisi yani A ltn a, Kro-
nosun egemenlii dneminde bir eit C enn et gibiydi:
nsanlar uzun sre yaarlard, h i yalanmazlard, ya
amlar da tanrlarnkine benzerdi. evrimsel gr
Herakleitos (para 66 [22 Bywater]) ile ortaya kt; bu
grn Stoaclarn Sonsuz Geriye Dn dncesi
stne byk etkisi olmutur. Daha Empdokleste bile
u iki mitsel temann bir araya geldii grlr: Dn-
yann alar ve yaratllar ile yokolularn kesintisiz
evrimi. Biz bu dncelerin Yunanistanda, zellikle
de Doudan gelen etkilerin ardndan ald biimleri
tartacak deiliz. Stoaclarn Herakleitostan Dnya
nn Sonunun atele (elcpyrosis) gelecei dncesini
alp yinelediklerini ve Platonun ( T im aios, 22, C ) da
daha o dnemde bir seenek olarak Sonun Tufanla ge
leceini bildiini anmsatmak yeterlidir. Bu iki byk
felaket Byk Y l (magrus a n n u s ) bir bakma ritme so
kuyordu. Aristotelesin bugn elde olmayan bir m etni
ne ( Protrept .) gre iki felaket de iki gndnmnde
gerekleiyordu: Yaz gndnmnde conflagratio, k
gndnmnde de diluvium ,0.
Y A H U D l-H IR lS T lY A N D N YA SIN D A K
KIYA M ETLER

Dnyann sonu ile ilgili bu kyamet imgelerinden


bazlarna Yahudi-Hristiyan dnyasnn eskatolojiye
ilikin grlerinde rastlanr. Ama Yahudi-Hristiyan
retisi nemli bir yenilik ortaya koyar. Nasl, kozmo
goni tek olmusa Dnyann Sonu da tek olacaktr. Fe
laketten sonra yeniden ortaya kacak olan Kozmos da,
Zamann balangcnda Tanr tarafndan yaratlan
Kozmos un ayns olacaktr; ama en eski grkemi iin
de, arnm, yeniden canlanm ve yeniden kurulup
dinlemi olarak. Bu Yeryz C enneti artk bir daha
ortadan kalkmayacak, Sonu olmayacaktr. Zaman,
bundan byle Sonsuz Geriye Dnn dairesel Za-
m an deil ama izgisel ve geriye dndrlemez bir Za-
m andr. Dahas, eskatoloji bir Kutsal T arih in zaferini
temsil eder. nk Dnyann Sonu, insan eylemleri
nin dinsel deerini ortaya koyacak ve insanlar eylemle
rine gre yarglanacaklardr. Burada artk bir toplulu
un (ya da insan trnn tmnn) yeniden canlan
masn da kapsayan kozmik bir dirilme sz konusu de
ildir. Burada sz konusu olan bir Yargdr, bir seim
dir; Sonsuz bir mutluluk iinde yalnzca T an rnn sev
gili kullar yaayacaklardr. Sevgili kullar, iyiler, Kutsal
bir T arih e olan ballklarndan tr kurtarlacaklar
dr: O nlar bu dnyann gleri ve kkrtmalaryla kar
karya gelmiler ama, Gkyz krallna sadk kal
mlardr.
Kozmik dinlerle olan bir baka ayrm da udur: Ya-
hudi-Hristiyan retisine gre Dnyann Sonu, M e
sih esrarnn bir blmn oluturur. Yahudilere gre
M esihin gelii Dnyann Sonunu ve C en n etin yeni
den kurulmasn haber verecektir. Hristiyanlara gre
Dnyann Sonu, Isann ikinci geliinden ve Son Yar
gdan nce gelecektir. A ncak Yahudiler iin olduu
kadar Hristiyanlar iin de, Kutsal T arih in zaferi
-D nyann Sonu ile belirgin klnm tr- bir bakma
C enn etin yeniden kurulmasn kapsar. Peygamberler
Kozmosun yenileneceini ilan ederler: Yeni bir Gk
ve yeni bir Yer oluacak. Her ey bol olacak, tpk C en-
nette olduu gibi31. Vahi hayvanlar, birbirleriyle bar
iinde yaayacaklar, ve onlar kk bir ocuk gde
cek (Iaya, X I, 6 ). Hastalklar ve sakatlklar sonsuzlu
a dek yok olacak: Topal, geyik gibi srayacak, sarla
rn kulaklar alacak ve artk ne alama olacak ne de
gz ya (Iaya, X X X , 19; X X X V , 3 ve tesi). Yeni sra
il ilerde Sion Da stnde kurulacaktr, nk C en
net, bir dan stnde bulunuyordu (aya, X X X V , 10;
Mezmur X LV III, 2). Hristiyanlara gre de Kozmosun
tmyle yenilenmesi ve C en n etin yeniden kurulmas
eskatorun ana izgilerini oluturur. Yuhannann Vah-
yinde (X X X I, 1-5), yle denir: Sonra yeni bir gk,
yeni bir yer grdm - gerekten de birinci gk ve birin
ci yer ortadan kalkt ( ...) . O zaman tahttan bir sesin
yle haykrdn duydum: A rtk lm olmayacak, ar
tk alama, barma ve ac olmayacak, nk eski dn
ya ortadan kalkt. Bu srada T ah tta Oturan yle dedi:
ite evreni yeni yapyorum.
Ama bu Yeni Yaratl ilk yaratln ykntlar s
tnde ykselecektir. Dnyann sonunu getirecek fela
ketin belirtileri, H intlilerin Evrenin yok oluuyla ilgi
li betimlemelerini anmsatr. Kuraklk ve ktlk olacak,
gnler de kslacak32. S o n dan hemen nce gelen dne
me Deccal egemen olacak. Ama Isa gelecek ve Dn-
yay atele temizleyecektir. Suriyeli Efremin anlatt
na gre: Deniz uuldayp grldeyecek, sonra da kuru
yacak, gk ve yer eriyip yok olacak, her yeri duman ve
karanlk kaplayacak. Krk gn sreyle Tanr, ktlk
ve gnah pisliinden arndrm ak iin yere atei
gnderecek33. Yakp ykc atee Yeni A h itte, Pet-
rusun kinci Mektubu'nda (III, 6-14), bir kez rastlan
mtr. Ama bu, Khin Kadnlarn Syledii Kehanet
lerde, Stoaclkta ve daha sonraki Hristiyan Yaznnda
nemli bir eyi oluturur. Bir olaslkla da Iran kken
lidir34.
D eccaln egemenlii bir lde Kaosa dne denk
der. Bir yandan, Deccal bir ejder ya da bir eytan35 bi
iminde canlandrlr, bu da Tanr ve Ejder arasndaki
kavgayla ilgili eski miti anmsatr. Kavga balangta
Dnya nn Yaratlndan nce olmutur ve en sonda
yeniden olacaktr. te yandan, Deccal sahte Mesih ka
bul edildiinde, egemenlii, toplumsal, ahlaki ve dinsel
deerlerin tmyle altst olmasn temsil edecektir; bir
baka deyile de Kaosa dn. Yzyllar boyunca D ec
cal, N erondan tutun da Papa ya kadar deiik tarihsel
kiilerle zdeletirilmitir. Burada bir olgunun altn
izmek gerekir: Baz tarihsel dnemlere, zellikle de
trajik olanlara, D eccaln egemen olduu kabul edilirdi
- ama onun egemenliinin, ayn zamanda, Isann pek
yakndaki geliinin de habercisi olduu umudu hep
vard. Kozmik felaketler, afetler, tarihsel terr, ktl
n grnteki zaferi, Isann dnnden ve binyllk
egemenliinden nce gelmesi gereken kyamet belirti
lerini36 oluturuyordu.

H IR ST Y A N L IK T A K BlN Y ILC ILIK LA R

Roma mparatorluunun resmi dini durumuna ge


len Hristiyanlk, binylcl, nl Kilise Babalarnn
gemite retmi olmalarna karn, sapkn bir inan
olarak mahkum etmitir. Ama Kilise, T arih i kabul e t
miti, eskaton da, ikenceler srasndaki gibi pek yakn
da gerekleecek olan bir olay olmaktan kmt. Dn
ya, bu dnya, btn gnahlar, hakszlklar ve acm a
szlklaryla srmekteydi. Dnyann S on u n u n ne za
man geleceini yalnzca Tanr biliyordu, bir de kesin
olan bir ey var gibiydi: Bu Son, yarn iin sz konusu
deildi. Kilisenin kendi asndan baarl olmasyla
C ennet daha imdiden Yeryznde bulunuyordu ve bir
bakma eski dnya daha imdiden yok edilmiti bile.
Kilisenin binylclk kart olan resmi grnde, ge
lime retisinin ilk belirtisi gze arpar. Kilise, insan
yaamnn tarihteki byk bunalmlar srasnda iine
dt mutsuzluu bir lde azaltmaya alarak
Dnyay olduu gibi kabul etmiti. Kilise bu tutumu
peygamberler, gnl gzyle gren kiiler, vdne kar
benimsemiti.
Birka yzyl sonra, Mslmanln Akdenize gir
mesinin ardndan, ama zellikle de XI.yydan sonra
binylclkla ve eskatoloj iyle ilgili hareketler yeniden
ortaya kt; bu kez K iliseye kar ya da Kilise hiyerar
isine karyd. Sz konusu hareketlerde belli sayda or
tak nokta gze arpar: Bunlar hazrlayanlar, korkun
ykmlar ve byk felaketler dneminden sonra Yery
znde C en n etin yeniden kurulacan beklerler ve bu
nu ilan ederler. Pek yaknda olan Dnyann Sonu Lu-
ther tarafndan da bekleniyordu. Yzyllar boyunca bir
ok kez ayn dinsel dnceye rastlanmtr: Bu Dnya
-T a r ih teki D n y a - adaletsizdir, berbattr, iblisedir;
iyi ki daha im diden bozulmakta, ktye gitmektedir,
felaketler balam tr, bu yal dnya her yandan atr
damaktadr; ok yaknda yok olup gidecektir, karanlk
larn gc kesin olarak yenilgiye uratlacaktr, ve iyi
ler kazanacak, C e n n e te yeniden kavuulacaktr. Bn-
ylclkla ve eskato lo j iyle ilgili btn hareketlerde
iyimserlik vardr. O n lar T arih in terrne kar, yalnz
ca ar umutsuzluun uyandrabilecei bir gle tepki
gsterirler. A m a , yzyllardan beri, Hristiyanln
byk mezhepleri eskatoloji gerilimini tanmazlar.
Dnyann Sonunu bekleyi ve Son Yargnn ok ya
knda olmas, byk Hristiyan Kiliselerinden hibiri
nin belirgin nitelii deildir. Binylclk yeni ortaya
km birka Hristiyan mezhebinde glkle varln
srdrr.
Eskatoloji ve binylclkla ilgili mitoloji, son yllarda
Avrupada totaliter nitelikli iki siyasal harekette ortaya
kmtr. Grnte kknden laiklemi olmasna
karn nazizm de komnizm de eskatoloji eleriyle
ykldr; bu dnyann Sonunu, bolluk ve byk mut
luluk ann balangcn haber verirler. Binylclk s
tne yazlm en yeni kitabn yazar Norman C ohn nas
yonal sosyalizm ve marksizm-leninizm konusunda yle
yazar: Her ikisinin de kulland, szde bilimsel bir jar
gonun gerisinde, garip bir biimde, Ortaada insanla
rn kendilerini kaptrdklar zrvalklar anmsatan ey
lerin bir grntsyle karlalr. Tanrnn sevgili kul
larnn (ister ariler olsun ister proleterler) eytann
ordularna (Yahudiler ya da burjuvalar) kar giritikle
ri son kesin kavga; Tan rnn buyruuna gre, ektikle
ri btn aclarn karln bulacak Sevgili kullara ta
nnm olan, dnyaya egemen olma sevinci, ya da mut
lak eitlik iinde yaama sevinci veya her ikisi birden;
en sonunda ktlkten kurtarlan bir evrende tarihin
en son tasarlarnn gerekletirilip tamamlanmas - i
te bunlar gnmzde de hl kucak ap alklanan es
ki ve gereklemeyecek dlerden birkadr37.

LKELLERDE BN YILCILIK

Dnyann Sonuyla ilgili mit gnmzde asl, Bat


dnyas dnda ok byk bir gelime gstermitir. Bu
rada saysz doutanc ve binylc hareketler sz konu
sudur; en tannmlar M elanezyallarn kargo klt-
le r idir; buna Okyanusyann br blgelerinde ve ay
n zamanda Avrupallarn A frikadaki eski smrgele
rinde rastlanr. Byk bir olaslkla, bu hareketlerin o
u Hristiyanlkla kurulmu olan az ok uzun sreli ili
kilerin sonunda ortaya kmtr. Beyazlara ve Hristi
yanla kar olmalarna karn bu yerli binylclklarn
ou Hristiyanla zg eskatoloji eleri ierirler. K i
mi durumlarda, yerliler misyonerlere kar, gerek H-
ristiyanlar gibi hareket etmedikleri ve szgelimi sann
pek yaknda geleceine ve llerin dirileceine inan
madklar iin bakaldrrlar. Melanezyada kargo klt
ler, Yeni Yl mitlerini ve ritellerini zmlemilerdir.
Daha nce de grdmz gibi Yeni Yl enlikleri Dn-
yann simgesel olarak yeniden yaratln kapsar. Kar
go kltlerin yeleri de Kozmosun yok olup yeniden ya
ratlacana, kabilenin de bir eit C en n ete yeniden
kavuacana inanr: ller dirilecek ve artk ne lm
olacak ne de hastalk. Ama, H int-lran ve Yahudi-H-
ristiyan eskatolojilerinde olduu gibi, bu yeni yaratl
tan -aslnda C enn etin bu yeniden ele geirilmesin
den nce bir dizi kozmik felaket olacak: Yer sarsla
cak, alev yamurlan yaacak, dalar yklacak ve vadi
leri dolduracak, Beyazlarla klte bal olmayan yerliler
yok olup gidecekler, vb.
lkel binylclklarn yaps son derece zengin ve kar
maktr. Konumuzla ilgili olarak nemli grdmz
birka olguyu belirtelim38: 1. Binylc hareketler, Dn-
yann belli srelerle yinelenen yenilenmesinin mit ve
rit niteliindeki senaryosunun bir gelimesi olarak ka
bul edilebilir; 2. Hristiyan eskatoloj isinin dolayl ya da
dolaysz etkisi kukusuz hem en her zaman iin vardr;
3. Bat deerlerinin kendilerini ekmesine, Beyazlarn
din ve eitimine olduu kadar zenginliklerine ve silah
larna da sahip kmak istemelerine karn, binylc
liiiH'kct n in yeleri, Batllara kardr; 4. Bu tr hare-
kel ler, her zaman peygamber gibi gl dinsel kiilikler
aaldan yaratlrlar ve siyasetiler tarafndan ya da
siyasal amalar iin dzenlenirler veya geniletilirler;
5. Btn bu hareketlere gre, M esihin Son Yargdan
nce binyllk hkmdarl pek yakndadr, ama koz
mik kyametler ya da tarihsel felaketler olmadan kuru
lamayacaktr. Bu tr hareketlerin siyasal, toplumsal ve
iktisadi zellii stnde srar etmekte yarar yoktur:
Apak ortadadr bu. A ncak gleri, ykselmeleri ve
yaratclklar yalnzca toplumsal-iktisadi etkenlerde
yer almaz. Dinsel hareketler sz konusudur burada.
yeler, daha iyi bir iktisadi ve toplumsal duruma ula
mak iin Dnyann sonunu beklerler ve ilan ederler
-am a zellikle de Dnyann bir yeniden yaratl ve
insann sonsuz mutluluunun yeniden salanmas umu
dunu beslerler. O nlar dnya mallar karsnda alk
duyarlar, bunlara susamlardr- ama ayn zamanda
lmszle, zgrle ve cennetteki sonsuz mutlulua
da zlem duyarlar. Onlara gre Dnyann sonu, mut
luluk veren, yetkin ve sonu olmayan bir insan yaam
nn gereklemesini olanakl klacaktr.
Bu arada unu da belirtmeliyiz ki, felaketle gelen bir
sonun sz konusu olmad yerlerde bile yeniden can
lanma, Dnyann yeniden yaratl fikri, hareketin te
mel esini oluturur. Peygamber ya da kltn kurucu
su pek yaknda gerekleecek olan kkene dn,
dolaysyla da balangtaki cennete zg duruma ye
niden kavuulacan ilan eder. Kukusuz, pek ok du
rumda balangtaki bu cennete zg durum, Beyazla
rn gelmesinden nceki kltr ve iktisat durumunun
idealletirilmi bir imgesini temsil eder. Bir A ltn a
olarak benimsenen ba! mg durumunun, eski ta-
rihin mitselletirilmesine ilikin tek rnek bu deildir.
A ncak bizim konumuzu ilgilendiren, kimi zaman
soyutlayp bu zengin imgeler btnnden syrmay ba
ardmz tarihsel nitelikteki gereklik deil ama
Dnyann Sonunun -sm rgeletirm enin de sonu
n u n - ve Yeni bir Dnya bekleyiinin balanglara bir
dn iermesidir. Mesih, dn beklenen mitsel
A ta ya da kltr kahraman ile zdeletirilmitir. Bun
larn gelii balangtaki mitsel Zamanlarn yeniden
gerekleme aamasna gelmesine, dolaysyla da Dn-
yann yeniden yaratlna denk der. Smrge halk
larnn binylc hareketleriyle ilan edilen siyasal bam
szlk ve kltr zgrl, balangca zg mutluluk ve
ren bir durumun yeniden ele geirilmesi olarak benim
senmitir. Ksacas, gzle grlebilecek korkun bir ykm
olmasa da bu dnya, bu yal dnya, simgesel olarak or
tadan kaldrlm ve yerine balangtaki C enneti and
ran Dnya kurulmutur.

M O D ERN S A N A T T A D N YA N IN S O N U

Bat toplumlarnn, hem komnist eskatoloj isinin


hem de ilkel binylclklarn gsterdii iyimserlikle kar
latrlabilecek hibir yan yoktur. Tersine gnmz
de, termonkleer silahlardan kaynaklanan ve giderek
daha tehdit edici boyutlara varan, Dnyann Sonunun
bir felaketle gelecei korkusu vardr. Batllar bu sonun
tam ve kesin olacann bilincindedir. Bunu Dnya-
nn yeni bir Yaratl izlemeyecektir. Bizim burada mo
dern dnyadaki atom korkusunun birok anlatm n
sistemli bir biimde incelemeye girimemiz olanaksz
dr. A ncak B atnn br kltr olgularnn aratrma
mz asndan anlaml olduu kansndayz. zellikle
Bat sanatnn tarihini dnyorum. Yzyln ban
dan beri, plastik sanatlar olduu kadar yazn ve mzik
de ylesine kkl deiikliklere urad ki, artk bir
sanat dilinin ykmndan sz edilebilir duruma gelin
di. Resim alannda balayan bu dil ykm iire, roma
na ve son olarak da Ionesco ile tiyatroya yayld. Kimi
durumlarda, Kurulu Sanat Evreninde gerek bir yok
olu sz konusu oldu. Son zamanlarda ortaya konan ba
z yaptlara bakldnda, sanatnn sanki btn resim
tarihini bir tabula rasa haline getirmek istedii izlinimi-
ne kaplr insan. Bu ykmdan da te bir eydir, Kaosa
doru, balangca zg bir tr massa confusa }9'ya doru
gerilemedir. Am a bununla birlikte, bu gibi yaptlar kar
snda insan, sanatnn, henz anlatmad bir eyin
peinde olduunu sezer; plastik sanatlar alannda daha
nceki devrimlerin yp biriktirdii harebeler ve y
kntlar onun yok etmesi gerekiyordu; onun, sanat ta
rihine sfrdan balayabilmek iin maddenin retili
tarzna ulamas gerekiyordu. Pek ok modern sanat
da, plastik dilin ykmnn daha karmak bir srecin
ilk evresi olduu ve yeni bir Evrenin yeniden
yaratlnn da kanlmaz olarak peinden gelecei
hissedilir.
Modern sanatta, ilk devrimcilerin ve ykclarn n i
hilizmi ve ktmserlii, daha imdiden, gemite kal
m tutumlar temsil eder. Gnmzde, hibir byk
sanat, sanatnn yozlaacana ve pek yaknda yok
olacana inanmaz. Bu bak asndan, onlarn tutum
lar ilkellerinkine benzer: Bir baka Dnya yaratmak
iin Dnyann yklmasna -y an i kendi D nyaiarnn,
kendi sanat Evrenlerinin- yklmasna katkda bulun
mulardr. Oysa bu kltr olgusu son derece nemlidir,
nk bir uygarln ya da bir toplumun gerek yarat
c glerini zellikle sanatlar temsil eder. Sanatlar
yaratlaryla, toplum ve kltr yaamnn br kesimle
rinde kimi zaman bir ya da iki kuak sonra olacaklar
nceden sezerler.
Sanatsal dillerdeki ykmn, psikanalizin gelimesiy
le akyor olmas anlamldr. Derinlik psikolojisi k
kene olan ilgiyi, arkaik toplum insann ok iyi belirten
ilgiyi deerlendirmitir. ada sanatta da Dnyann
Sonu m itinin yeniden deerlendirilmesi srecini ya
kndan incelemek son derece ilgin olacaktr. Kimi za
man bizlere sylendii gibi, h i de sinir hastas olm a
yan sanatlarn, tersine ruhsal adan birok modern
insandan daha salkl olduu grlecektir. Onlar, ger
ek bir yeniden balamann ancak gerek bir Sonun ar
dndan ortaya kabileceini anlamlardr. Modern in
sanlar arasnda da, n srada yer alanlar yani sanatlar,
iinde insann var olabilecei, seyre dalabilecei ve d
kurabilecei bir sanat evrenini yeniden yaratmak ama
cyla kendi Dnyalarn gerek anlamda ykmaya giri
milerdir.
NOTLAR

1. Bkz. S ir G eorge Jam es Frazer, Folk-Lore in the Old Testament, I,


Londra, 1 9 1 9 , s. 3 2 9 -3 3 2 ; C lyde K lu ckhohn , R ecu rren t T h em es
in M yths and M ythm aking, Daedalus, ilkbahar 1959 (s. 2 6 8
2 7 9 ), s. 27 1 . T u fan efsaneleri stne tem el kaynaka iin bkz.:
S tith T hom p son , M otif-lndex o f Folk-Literature, Londra, (yeni ba
sm, B lo om in g to n, Indiana, 1 9 5 5 ), I, s. 184 (A 1 0 1 0 ).
2. M andan: Kuzey A m erika yerli kabilesi. ( .N .)
3. Bkz. Le Mythe de lE tem el Retour adl yaptmz (Paris, 1 9 4 9 ),
s. 102 ve tesi.
4. F. R . L e h m a n n , W eltu n terg a n g und W elte rn eteru n g im
G lau ben schriftloser V lk er, Zeitschrift fr Ethnologie, L X X I,
1931 (s. 1 0 3 -1 1 5 ), s. 103.
5. A y .y ., s. 112.
6. R ich ard Thurnvvald, Die Eingeborenen Australiens und der Sd-
seeinseln (T b in g en , 1 9 2 7 ), 2 6 -2 7 , aktaran C h . Keysser, Aus dem
Leben der Kaileute (N euhausda, D eutsch N eu-G uinea, 1911, s. 154
ve tesi).
7. F. R . L ehm ann , a .g .y ., s. 107.
8. A y.y., s. 117.
9. Bkz. M . Eliade, Traite d histoire des religions, s. 54.
10. F. R . L ehm ann , a .g .y ., s. 107.
11. Bkz. E. Schad er, D er Paradiesmythos im L eben der G u arani in -
dianer, Scaden-Jahrbuch, III (S o Paulo, 1 9 5 5 ), s. 151 ve lesi,
W ilh e lm Koppers, Prophetism us und M essianism us als vlker-
kundliches und u n iversal-gesch ichtlich es P roblem , Saeculum, X
(1 9 5 9 , s. 3 8 - 4 7 ), s. 4 2 ve tesi; R ob ert H. Low ie, Prim itive M es-
sianism and an E th n o lo g ical P roblem Diogenes, say 19 (1 9 5 7 , s.
6 2 -7 2 ), s. 7 0 ve tesi.
12. C u rt N im uendaju, D ie S ag en von der Erschaffung und V er-
nich tu ng der W e lt als G ru nd lagen der R elig ion der Apapocuva-
G u aran i, Z eitschrift fr Ethnologie, X L V I (1 9 1 4 , s. 287 ve tesi),
335.
13. Bkz. R .H . Low ie, a .g .y ., s. 71.
14. Bkz. H .B . A lexand er, Latin-Am erican Mythology (T h e M ytho-
logy o f A li R aces, X I, B oston , 1 9 2 0 ), s. 91 ve tesi
15. D an iel G .B r in to n daki A lg o n k in m iti, T he Myths o f the Nev
W orld (gzden geirilm i 2. bask, New York, 1 8 7 6 ), s. 2 3 5 -2 3 6 .
H. B . A lexa n d erdaki W in tu m iti, North Am erican Mythology
(M ythology o f A li R aces, X , B oston , 1 9 1 6 ), s. 223 ve tesi
16. A dam H odgson, Travels in North America, s. 2 8 0 ; B rin to n , a.g.y.,
s. 2 7 9 -2 8 0 .
17. B rinton s. 2 80: Yukardaki (yani T a n r), erkeklerin kem ikleri s
tne bir kez, kadnlarn kem ikleri stne iki kez fleyecek, onlar
da dirilecekler. M itin bir baka varyant da Fransz Boas tarafndan
yaym lanmtr: The Central Eskimo (G R B E W , 1 8 8 8 ), s. 58 8 ve
tesi. Bkz. M . Eliade, h e Chamanisme et les techniques archaiijues de
lextase (Paris, 1 9 5 1 ), s. 153 ve tesi.
18. H .B .A lexa n d er, North American Mythology, s. 60.
19. A y.y., s. 2 1 9 ; bkz. a .g .y ., s. 2 9 9 -3 0 0 , T u fan la ilgili Kuzey A m e ri
ka m itleri stne kaynaka.
20. A y . y . , s . 222.
21. A y.y., s. 2 2 5 . A tele ya da suyla gelecek olan , D nyann S o n u na
ilikin G n ey A m erika m itleriyle ilgili olarak bkz. P .E h renreich,
Die M ythen und Leenden des Sdamerikanischen Urvlker (B erlin ,
1 9 0 5 ), s. 3 0 -3 1 . K yam etten sonra D nyann yenilenm esin e ili
k in G n ey A m erika gelenekleriyle ilgili olarak bkz. C laud e Le-
vi-Strauss, Bulletin o f the B ureau o f American Etnology, C X L II1, 3,
s. 3 4 7 (B a k a iri), 3 6 9 (N am icu ara).
22. K ilia z m : B in y llk eg em en lik a n lam n d ak i F ranszca
chiliasmedan. ( .N .)
23. D rt ^Mgan n ad larnn ilk olarak ortaya k t yer A itareya
Brahm anadr. (V II, 14).
24. Le Myche de lE tem el Retour, s. 170. A y rca bkz. lmages et Sym -
boles (Paris, 1 9 5 2 ), s. 8 0 ve tesi.
2 5. Bkz. E m il A begg, D er Messiasglaube in lndien und Iran (B erlin ,
1 9 2 8 ) s. 3 4 , n .2 .
26. H ayallerden ve aclarnd an kurtulu un peinde olan , d inle ve
felsefeyle ilgili sekin leri dnyoruz kukusuz. A m a halk ara
snda yaygn o lan H in t d ini, Dnyadaki varoluu kabul eder ve
deerlendirir.
27. W . F. A lb rig h t, P rim itivism in A n c ie n t W estern A sia, A rthu r
O . L ovejoy ve G eorge B oasda, Primitivism and Related deas in
A nt iquicy (B a ltim o re, 1 935, s. 4 2 1 - 4 3 2 ), s. 4 2 2 .
28. A ? .} ., s. 4 2 4 -4 2 6 .
29. A j.y ., s. 4 3 1 .
30. C o n fla g ra tio : Y an g n , byk karklk anlam n da L atin ce
szck; D ilu v iu m : T u fa n , yakp ykm a , o rtad an kaldrm a
anlam n da L a tin ce szck. ( .N .) Bu kozm ik felaketlerd e, H in t
grndeki D nyann S o n u n u n A tele ya da Su yla geleceine
ilikin dnceler bulgulanr. A y rca bkz. B .L . van der W aerd en,
Das G rosse Ja h r und die ewige W ied erk eh r (H e rm e s, 80, 1950,
s. 129 ve tesi).
31. A m os, IX ; 13 ve tesi; Iaya, X X X : 23 ve tesi; X X X V : 1, 2, 7;
L X V : 17; L X V I: 2 2; H oea, I: 10; 11:18 ve tesi; Zekarya, V III:
12; H ezekiel, X X X IV : 14, 2 7; X X X V I: 9 ve tesi, 3 0 , 35.
32. W . Bousset, T he Antichrist Legend (Ing. ev. Londra, 1 8 9 6 ), s.
195 ve tesi, 2 1 8 ve tesi.
33. Suriyeli Efrem , aktaran Bousset, s. 238.
34. Bkz. Le M ythe de lE tem el Retour, s. 185 ve tesi.
35. Bkz. W . Bousset, T he Antichrist Legend, s. 145 ve tesi; ayrca bkz.
R . M ayer, Die biblische Vorstellung vom W eltenbrand (B o n n ,

1 9 5 7 ).
36. A y rca bkz. A . A . V asiliev, M ed ieval Ideas o f th e End o f the
W orld : W e st and E ast, Byzantion, X V I, fas. 2, 1 9 4 2 -1 9 4 3 (B o s
ton, 1 9 4 4 , s. 4 6 2 -5 0 2 ).
37. N o rm an C o h n , L es fanatiques de lApolcalypse (Paris, 1 9 6 3 ).
38 . Bkz. M . Eliade, Mephistophdls et lAndrogyne (Paris, 1 9 6 2 ), s. 155
ve tesi ( R en o u v ellem en t cosm ique et esch atolog ie).
39. M assa co n fu sa : K arm akark yn, k tle anlam nda L atin ce
deyi. ( .N .)
B E N C B L M

ZAMANA EGEMEN OLUNABLR


YEN B R B A L A N G IC IN K ESN L

Yakn bir tarihte smrgelikten kurtulmu olan


halklarn iyimserliiile Batl sanatlarn iyimserlii
arasnda kurduumuz benzerlik daha da geniletilip ge
litirilebilirdi. G erekten de geleneksel toplumlarn ki
mi inanlar ile modern kltrn kimi zellikleri ara
sndaki daha baka karlatrmalar da gelir insann ak
lna. Ama biz bu karlatrmalar, sunuumuzun geli
mesini kesintiye uratmamak iin daha sonraya brak
tk. nk, Dnyann Sonu yla ilgili mitsel temay in
celememizin nedeni, zellikle, eskatoloji ile kozmogo
ni arasndaki bantlar akla kavuturmaktr.
nc blmde, Dnyann ylda bir yeniden canlan
masnn mit ve rit zelliindeki senaryosunun son de
rece nemli olduu konusunda srar ettiimiz anmsa
nacaktr. Bu senaryonun balanglarn yetkinlii
motifini kapsadn ve belli bir tarihsel andan balaya
rak bu motifin deiken duruma geldiini grdk; sz
konusu motif, mitsel gemiteki balanglarn yetkin
liini olduu kadar gelecekte bu Dnyann yok olma
sndan sonra gerekleecek olann yetkinliini de be
lirtmeye elverili duruma gelir. Son blmde inceledi
imiz Dnyann Sonu mitleriyle ilgili uzun excursu s1ta,
eskatoloj ilerde bile nemli olan eyin Son olgusu deil
ama yeni bir balang n kesinlii olduunu gstermek
istedik. Oysa, bu yeniden balama, dorusunu syle
mek gerekirse mutlak balangcn, kozm ogoninin
kopyasdr. Burada da arkaik insan belirten ayn zihin
sel davran, yani kkenin bilinmesine olaanst deer
verilmesi olgusuna rastladk denebilir. G erekten de,
arkaik toplumlarn insan iin her eyin (hayvan, bitki,
kozmik nesne, vb.) kkeninin bilinmesi onun stnde
bir tr sihirli stnlk salar. Nerede bulunaca ve ge
lecekte nasl yeniden ortaya kartlabilecei bilinir.
Ayn forml eskatoloj iyle ilgili mitlere de uygulanabi
lir: Balangta olup bitenin, kozmogoninin bilinmesi
gelecekte olup biteceklerin de bilinmesini salar. Dn-
yann kkeninin deikenlii insann umudunu yan
str; buna gre onun Dnyas, terimin gerek anlamy
la sreli olarak yok olsa bile hep orada olacaktr. Um ut
suzluktan kurtulmann bir yolu mu acaba? H i de deil;
nk Dnyann yok olmas dncesi aslnda ktm
ser bir dnce deildir. Dnya kendine zg srede
yozlar ve ker. Bu nedenle her yl simgesel olarak ye
niden yaratlmaldr. A ncak korkun ykm dncesi,
kozmogoni yani Dnyann kkenindeki sr bilindii
iin kabul edilebilmitir.

FR EU D V E K KEN N BLN M ES

Geleneksel toplumlarda kkenin bilinm esinin va


rolusa! deeri stnde daha fazla srar etmek yararsz
olur. Bu tutum, yalnzca arkaik zellikte deildir. Nes
nelerin kkenini bilme istei Bat kltrnn de belir
gin bir niteliini oluturur. X V III. yyda, zellikle de
XIX. yyda Evrenin, yaamn, trlerin ya da insann
kkeniyle olduu kadar toplumun, dilin, dinin ve b
tn insan kurumlarnn kkeniyle de ilgili aratrmala
rn says artmtr. Bizi evreleyen her eyin kkeni ve
tarihi renilmeye allmtr: Szgelimi, gne siste
minin kkeni olduu kadar evlilik gibi bir kurumun ya
da seksek gibi bir ocuk oyununun kkeni de aratrl
mtr.
X X. yyda, balanglarn bilimsel olarak incelenme
sinin baka bir dorultuya kayd grlr. Psikanaliz
iin, szgelimi, gerek anlamda en eski olan, insann
en eski dnemi yani ilk ocukluk dnemidir. ocuk
mitsel ve C enn ete zg bir zamanda yaar2. Psikanaliz
kiisel ykmzn balangcn bize aklamaya, zel
likle de ocuktaki byk mutlulua son veren ve yaa
mmzn gelecekteki dorultusunu belirleyen olguyu
saptamaya elverili teknikler hazrlamtr. Arkaik d
ncenin terimleriyle sylenirse, bir C enn et (psika
nalize gre doum ncesi evre ya da stten kesmeye ka
dar uzanan dnem) ve de bir kopma, bir felaket (be
beklik travmas) olmutur denebilir; sz konusu en es
ki olgular karsnda yetikinin tutumu ne olursa olsun,
bunlar onun varlnda oluturucu bir rol oynarlar3.
Her insanda balan glarn mutluluk verici oldu
u ve bir eit C ennet oluturduu dncesine, yaam
la ilgili btn bilimler arasnda psikanalizin vardn
grmek ilgintir; buna karlk yaamla ilgili br bi
limler zellikle balanglarn ireti ve kusurlu olduu
konusunda srar eder. Balanglarn o dayanlmaz
yetersizliini yava yava gideren, gelimedir, oluum
dur, evrimdir.
Freudun iki dncesi bizim konumuzu ilgilendirir:
1. nsann kkenine ve balanglar na zg byk
mutluluk; 2. Anmsamayla ya da bir geriye dnle
ilk ocukluk dnemindeki travma yaratan kimi olayla
rn yeniden yaanabilecei dncesi. Kkendeki b
yk mutluluk, daha nce de grdmz gibi arkaik
dinlerde olduka sk rastlanan bir temadr. Hindis
tanda, randa, Yunanistanda ve Yahudi-Hristiyan
leminde saptanmtr. Freudun insann varoluunun
balangcnda byk mutluluun bulunduunu
m it l e r in z e l l ik l e r i

ngerek olarak ortaya atmas psikanalizin de m itoloji


yapsnda olduu anlamna gelmez, ama ayn zamanda
onun arkaik bir mitsel temay ald ya da Yahudi-H-
ristiyan lemine zg C ennet ve yklma m itini kabul
ettii anlamna da gelmez. Psikanaliz ile kkendeki b
yk mutluluk ve yetkinlikle ilgili arkaik gr arasnda
kurulabilecek tek benzerlik, Freudun, ilk ocukluk d
nemindeki o en eski ve cennete zg zamann oyna
d kesin rol, kopmadan (yani stten kesmeden) n
ceki, bir baka deyile, zamann her birey iin bir ya
anm zaman haline gelmesinden nceki byk mut
luluu fark etmesidir.
Freudun bizim aratrmamz ilgilendiren ikinci d
ncesi olan geriye dne gelince insan, bunun ara
clyla ilk ocukluk dnemindeki kimi kesin olgular
yeniden gerekleme aamasna getirebileceini umar;
bu dnce de arkaik davranlarla olan benzerlii do
rular. Biz, mitlerde anlatlan en eski olgularn yeniden
gerekleme aamasna getirilebilecei, dolaysyla da
yeniden yaanabilecei inancn gsteren belli sayda
rnekten sz ettik. Ama aralarnda byye dayal teda
vilerin de bulunduu birka rnek dnda, bu rnekler
topluca geriye dn aklarlar. M itlerle aktarlan ol
gular riteller yoluyla yeniden yaayan btn bir top
luluktur ya da bu topluluun nemli bir kesimidir. Psi
kanaliz teknii Kken Zamanna bireysel bir dn
olanakl klar. Oysa bu varolusal geriye dn arkaik
toplumlar tarafndan da bilinir ve Douya zg kimi
psikofizyolojik tekniklerde nem li bir rol oynar. imdi
inceleyeceimiz sorun da budur.
G ER Y E D N LE LGL
G ELEN EK SEL TEK N K LER

Biz psikanalizi kesinlikle ilkel ya da Douya zg


inanlar ve tekniklerle karlatrmak istemiyoruz. Bu
rada ne srlen benzerliin amac, Freudun, insann
anlalmasndaki, zellikle de tedavisindeki nem ini
fark etmi olduu geriye dnn, Avrupa dndaki
kltrlerde daha nceden uygulandn gstermektir.
Kozmogoniyi yineleyerek Dnyay yenileme umuduyla
ilgili btn sylediklerimizden sonra, bu uygulamalarn
tem elini anlamak hi de g deildir: Kkene bireysel
olarak dn, bu ie girien kiinin varln yenileme
ve yeniden canlandrma olana olarak anlalmtr.
Am a az ilerde de grlecei gibi kkene dn her
trl ama iin uygulanabilir ve eitli anlamlar ta
maya elverilidir.
Her eyden nce inisiyasyon trenlerinin bir regres-
sus ad uterum 4u ieren o ok nl simgeler btn var
dr. Naissances mystiques adl kitabmzda bu karmak
btn uzun uzun incelemi olduumuz iin burada k
sa birka gndermeyle yetineceiz. Kltrn daha he
nz arkaik evrelerinden itibaren, yeniyetmelerin ini-
iyasyonu, simgeler btn kolayca anlalan bir dizi rit
ierir: Burada, yeniden domasn salamak amacyla
acem i ocuu embriyon haline getirmektir sz konu
su olan. nisiyasyon ikinci bir dou demektir. Yeniyet-
me, inisiyasyon araclyla hem toplumsal adan so
rumluluk tayan, hem de kltr bakmndan bilin len
mi olan bir birey durumuna gelir. Dlyatana geri
dnme, topluma yeni katlan gencin ya bir kulbeye
kapanmas ya simgesel olarak bir canavar tarafndan
yutulmas ya da Toprak A n ann dlyatayla zdele
tirilmi kutsal bir yere girmesiyle belirtilir5.
Bizi burada ilgilendiren, ilkel toplumlarn belirtici
nitelikleri olan bu erginleme ritlerinin yan sra, daha
karmak kltrlerde bir regressus ad uterum ieren inii-
yasyon ritelleri de vardr. imdilik Hindistana bir gz
atarsak, bu motifin farkl trden ayr inisiyasyon tre
ninde bulunduunu grrz. nce upanayama treni
yani erkek ocuun kendisine hocalk edecek kiinin
yanma girii vardr. G ebelik ve yeniden dou motifi
burada aka belirtilmitir: Hocann erkek ocuu bir
embriyon haline dntrd ve onu karnnda ge
ce tad sylenir6. Upanayam ay gerekletirmi olan
kii iki kez domutur (dvi-ja). Ayn biimde bir de so
ma sungusu iin hazrlk yapan kiiden beklenen diksa
treni vardr; bu tren, dorusunu sylemek gerekirse,
dlt evresine geri dnten ibarettir7. Son olarak, ger
ek anlam altn embriyon olan hiranya'garbha treni
nin merkezinde de ayn biimde regressus ad uterum yer
alr. Trenle girii gerekletirilen kii, inek biiminde
ki altndan bir kabn iine sokulur, oradan ktnda da
artk yeni domu bir bebek olarak kabul edilir8.
Btn bu durumlarda, regressus ad uterum trenle gi
rii gerekletiren kiinin yeni bir varolma biim ine
gemesini salamak ya da onu yeniden canlandrmak
amacyla yaplr. Yap asndan, dlyatana dn Ev-
renin kaos durumuna ya da embriyon durumuna
doru gerilemesine denk der, Doum ncesi karan
lklar Yaratltan nceki G eceye ve inisiyasyon tre
ninin yapld kulbenin karanlna denk der.
Dlyatana dn ieren btn bu inisyasyonla
ilgili ritellerin, ister ilkellere zg, ister H int kken
li olsun, elbette mitsel bir modeli bulunur9. Regressus ad
uterum inisiyasyon ritleriyle bantl olan mitlerden da
ha da ilgin olanlar vardr: Bunlar, regressusu simgesel
olarak deil de etiyle ve kemiiyle gerekletirmi olan
Kahramanlar ya da bycler ve amanlarn servenle
rini anlatan mitlerdir. ok sayda m itte unlar n pla
na kar: 1. Bir kahramann, bir deniz canavar tarafn
dan yutulmas ve kendini yutan canavarn karnn zor
ladktan sonra oradan baaryla kmas; 2. Bir vagina
dentata'0nn inisiyasyon gerei alp geilmesi ya da
Toprak-A nann azyla veya dlyatayla bir tutulan
bir maaraya ya da bir yarktan aaya tehlikeli bir
ini. Btn bu servenler aslnda nisryasyonla ilgili s
namalar oluturur; bunlarn ardndan, baar kazanm
olan kahraman yeni bir varolma biim i elde eder11.
Regressus ad uterum a ilikin mitler ve inisiyasyon
ritleri u olguya aklk kazandrr: Kkene dn ye
ni bir douu hazrlar, ama bu, ilkini yani fiziksel dou
u yinelemez. G erek anlamda mistik nitelikte, tinsel
trden yeniden dou sz konusudur, bir baka deyile,
yeni bir varolma biim ine alma vardr (bu, cinsel ol
gunluu, kutsal yaama ve kltr yaamna katlmay
ierir; ksacas T in e almadr). Tem el dnce u
dur: st dzeyde bir varolma biim ine ulamak iin ge
belii ve douu yinelemek gerekir; ancak bunlar rit bi
iminde, simgesel olarak yinelenir; bir baka deyile,
burada T in in deerlerine ynelik eylemler sz konusu
dur, ruhsal-fizyolojik etkinlikle ilgili davranlar deil.
Bu nokta stnde durmamzn nedeni kkene d-
nle ilgili btn mitler ve ritlerin ayn dzlemde yer
ald izlenimini brakmamaktr. Kukusuz, simgeler
btnleri ayndr ama balamlar farkldr ve bize her
zel durumda gerek anlam veren de balamn ortaya
koyduu amatr. Daha nce de grdmz gibi, yap
asndan, doumncesi karanlklar ya da inisiyasyon
riti kulbesinin karanlklar, Yaratltan nceki G e-
ce yle bir tutulabilir. G erekten de her sabah iinden
Gnein doduu G ece, en eski Kaosu simgeler, gne
in douu da kozmogoninin bir karldr. Ama bu
kozmogoni simgeciliinin, mitsel A tann domas, her
bireyin fiziksel olarak domas ve inisiyasyon la ilgili
yeniden dou durumunda, yeni deerlerle zenginleti
i de apak ortadadr.
Btn bunlar, imdi stnde tartacamz rnek
lerden sonra daha ak bir biimde belirecektir. Kke
ne dnn yeniden canlanmay ve uzun mrl ol
may amalad kadar tedaviyi ve son kurtuluu da
amalayan fizyolojik ve ruhsal-zihinsel tekniklere r
nek oluturduunu greceiz. Daha nce, kozmogoni
m itinin pek ok uygulamaya elverili olduunu, bunlar
arasnda tedavi, iirsel yarat, ocuun topluma ve kl
tre katlmasnn, vbnin bulunduunu fark etme frsa
tn elde etmitik. Ayn biimde, regressus ad u teru m u n
Yaratltan nceki kaos durumuna doru bir gerile
meyle bir tutulabileceini de grdk. te bunlar baz
arkaik tedavilerde, kozmogoni m itinin tren havas
iinde okunmas yerine rit biiminde dlyatana d
nten yararlanmann nedenini anlamamz salar.
Szgelimi, H indistanda gnmzde bile geleneksel he
kimlik, yallar genletirme ve tmyle bitkin dm
hastalara eski canllklarn kazandrma iini, onlar
dlyata biimindeki bir ukura gmerek gerekleti
rir. Yeni doutaki simgecilik aka grlr. Zaten
burada Hindistan dnda da saptanm bir gelenek sz
konusudur: Bu, hastalar, Toprak-A nann barndan
domalarn salamak amacyla gmme geleneidir12.
Ayn biimde, in de de kkene dnn teda
vide saygn bir yeri olduu grlr. Taoculuk embriyon
solunumu tai-sfye ok byk nem verir. Bu, dltn-
kine benzer kapal devre bir solunumdan ibarettir; Ta-
ocu, anneden ocua ve ocuktan anneye olan kan do
lamn ve solunumu taklit etmeye alr. T ai-si keou
kiue nin (embriyon solunumunun szl formlleri) n
sznde bu zellikler belirtilmitir: Tem ele geri gel
mekle, kkene dnmekle yallk kovulur, dlt duru
muna dnlr13. Taoculukla ilgili badatrmac
nitelikli modern bir metin de yle der: Bu nedenle
(Buddha) Joulai (yani Tathagata), o yce balaycl-
iinde, Atei (simya yoluyla) kullanma yntemini
aklam, ve insanlara, (gerek) doasna ve kendine
den yaam payn(n btnln) yeniden olutur
mak iin yeniden dl yatana girmeyi retmitir14.
Demek ki birbirinden farkl ama birbiriyle ban
tl olan iki mistik teknik karsndayz; ikisi de kke
ne dn elde etme peinde: embriyon solunumu
ve simya yoluyla kullanma. Bu iki teknik, genlii ve
sonsuz yaam (lmszl) elde etmek iin Taocu-
lar tarafndan kullanlan ok sayda yntem arasnda
yer alr. Simya deneyimini, mistik nitelikte uygun bir
derin dnceye dalmayla desteklemek gerekir. M a
denlerin erimesi boyunca Taocu simyac, en eski kaos
durumuna yani yaratltan ncekine yeniden dnmek
iin, kozmolojinin iki ilkesi olan G k ve Yerin birle
mesini kendi bedeni iinde gerekletirmeye alr.
Zaten zellikle kaos durumu ( h o u en ) olarak adland
rlan bu en eski durum yumurtannkine ya da embriyo-
nunkine olduu kadar, yaratlmam olan dnyann
cennete zg ve bilind durumuna da denk der15.
Taocu, o en eski durumu, ya simya deneyimine elik
eden dnceye dalma yoluyla ya da embriyon solunu-
mu yla elde etmeye alr. Ama embriyon solunu
mu, son kertede, metinlerde, soluklarn birle(ti-
ril)m esi olarak adlandrlan eydir, ok karmak oldu
u iin burada inceleyemeyeceimiz bir tekniktir. S o
luklarn birle(tiril)m esinin kozmolojik bir modelinin
var olduunu sylemek yeterlidir. G erekten de, Taocu
geleneklere gre, soluklar balangta birbirine kar
mt ve bir yumurtay, Byk-Biri oluturuyorlard,
bundan da G k ve Yer ayrlmt16.
Taocularn idealinin, yani sonsuz mutluluun, gen
liin, uzun mrn (lmszln) elde edilmesinin
de demek ki kozmolojik bir modeli vard: Bu, en eski
birlik durumuydu. Burada, yukarda anmsattmz te
davi ritellerinde olduu gibi kozmogoni m itinin yeni
den gerekleme aamasna getirilmesi sz konusu de
ildir. A rtk kozmik yaratl yineleme deil de kozmo
goniden nceki durumu, kaosu bulmak sz konusudur.
A ncak dncenin hareketi ayndr: Salk ve genlik
kkene dnle elde edilir; bu ya dl yatana d
n t r, ya da kozmik Byk-Bire dn. Demek ki,
in de de, hastalk ve yalln kkene dnle teda
vi edildiini saptamak nemlidir; arkaik dnceye g
re, Zamann yaptklarn ortadan kaldrmada etkili tek
yol kkene dntr. nk, ksaca sylemek gere
kirse, hep geen Zaman ykmak, geriye dnmek ve
yaama, gcllklerinin eldememi ynyla yeniden
balamak sz konusudur.

ZA M AN IN Y A PT IK LA RIN D A N
K U R T U L M A K lN ...

Hindistan bu adan zellikle ilgintir; Yoga ve


Buddhaclk burada, geriye dnle ilgili kimi psiko-
fizyolojik uygulamalar baka bir yerde bilinmeyen de
recede gelitirmitir. Kukusuz ayin, bir tedavi amacna
hizmet etmez: Regressus ad uterum artk ne tedavi, ne
genletirme ne de kozmogoniyi simgesel olarak yine
leme (bu yineleme, hastay balangtaki btnle ye
niden daldrarak iyiletirmeye yneliktir) amacyla ya
plmaktadr. Yoga ve Buddhaclk ilkel tedavi yntem
lerinden daha baka bir dzlemde yer alr. Ulamak is
tedikleri en son nokta salk ya da G enle(tir)m e de
il ama manevi adan kendine egemen olma ve kurtu
lutur. Yoga ve Buddhaclk soteriyolojidir'7, mistik tek
niklerdir, felsefedir ve erekleri doal olarak, byye da
yal tedavilerden ok daha bakadr.
Bununla birlikte, H intlilerin bu mistik teknikleri
nin arkaik tedavi yntemleriyle yapsal adan benzer
likler gsterdiklerini fark etm emek olanakszdr. Hint
felsefelerinin, ilecilikle ve dnceye dalmayla ilgili
tekniklerinin tm de ayn amac gder: nsan zaman
iindeki varoluunun acsndan kurtarmak18. H int d
ncesine gre acnn tem eli dnyada karma tarafn
dan, yaanan zaman tarafndan atlm ve sonsuzlua
dek uzatlmtr: Saysz ruhglerini, yaama dn,
dolaysyla da acya o sonsuz dn zorla benimseten
karma yasasdr. K arm a yasasndan kurtulmak iyile
me demektir. Buddha, hekimlerin kraldr, verdii
mesaj da yeni hekimler olarak aklanmtr. K arm a
evrimi ancak, gelecekteki bir yaamn son esine ka
dar tketilmesiyle kesin olarak ortadan kaldrlr,
bylece de Zamandan kurtulmu olunur. Oysa, karma
kalntlarn tketme yollarndan biri, insann daha
nceki yaamlarn renmek iin bavurduu geriye
dn tekniinden oluur. Bu, Hintliler arasnda yay
gn bir tekniktir. Yoga-sutralarda (III, 18) rastlanmtr;
Buddhann ada olan btn bilge kiiler ve derin
dnceye dalan din adamlar tarafndan bilinir, ayrca
Buddhann kendisi tarafndan da hem uygulanr, hem
de salk verilir.
Burada sz konusu olan ey, iinde bulunulan ana
yakn olan kesin bir noktadan hareket edip, dnyada
patlayan ilk varoluun Zaman balatt ana, kke
ne (ad originem ) ulamak iin, zaman geriye doru
(pratilom an , ters ynden, aykr ynden) amak ve,
tesinde hibir ey ortaya kmad iin, Zamann var
olmad o aykr nitelikteki ana erimektir. Bu tekni
in anlam ve amac aka anlalr: Zamanda geriye
doru giden kii, kanlmaz olarak, hareket noktasn
bulacaktr; bu da, ksaca sylemek gerekirse kozmogo
niyle akr. Gemi yaamlarn yeniden yaamak
lcmek onlar anlamak ve, belli bir noktaya kadar, g-
n ah larn, yani bilgisizliin etkisi altnda olan ve bir
yaamdan brne karma yasasyla biriktirilen davra
nlarnn toplamn tketmektir. Ama daha da
nemli olan bir ey vardr: Bu da Zamann balangc
na varmak ve gnahkr insann ilk kez varolmasyla
kurulan zaman deneyiminden nceki sonsuz im diye,
Zaman-Olmayana ulamaktr. Bir baka deyile, za-
mansal srenin herhangi bir anndan hareketle bu s
re, ters ynde alarak, tketilebilir ve sonunda Zaman-
Olmayana, sonsuzlua alma sz konusu olabilir. Ama
bu, insanlk durumunu amak ve Zamann iine d
meden, yaamlarn ark dnmeye balamadan nceki
koulsuz duruma ulamak demektir19.
Hatha-yoga ve baz Tantra okullar, btn psikofiz-
yoloji srelerinin ters yz olmasn salamak iin
akntya kar yrme ( ujana sadhana) yntemini ya
da sonutan ilkeye giden sreci kullanr. Geriye d
n, sonutan ilkeye dnme, bunlar gerekletiren
kiide Kozmosun yok olmasyla kendini gsterir, dola
ysyla da Zaman dna k, lmszle giri ger
eklemi olur. Oysa, T antra anlaynda, lmszlk
ancak belirmeyi durdurm akla dolaysyla da paralanma
srecini durdurmakla elde edilir; akntya kar yr
mek ( ujana sadhana) ve en eski Birliki, balang za
mannda (in illo tem pore), Yaratltan nce var olan
Birliki bulmak gerekir20. Demek ki burada insann ken
di varl iinde, kozmik emilme srecini gerekletir
mesi ve kkene geri dnmesi sz konusudur. ivasam -
hita (I, 69 ve tesi) olduka anlaml tinsel bir altrma
nerir: Metinde Evrenin iva tarafndan yaratl be
tim lendikten sonra, yaratln tersi olan ve yogi tara
fndan yaanmas, denenmesi gereken biimiyle koz
mik emilme sreci betim lenir. Yogi, Toprak esinin
nasl incelip uucu duruma geldiini ve Su esi iin
de eridiini ve S u y n A te iinde, A tein Hava iin
de, Havann Esir iinde, vb. her eyin Byk Brahman
tarafndan emilinceye kadar nasl eriyip gittiini g
rr21. Yogi Y aratlrn tersi olan srece tank olur, k-
kene vanncya kadar geri gider. Bu yoga altrmas
yumurtaya dnn ve balangtaki Byk-Bire d
nn peinde olan Taocu teknie benzetilebilir.
Bir kez daha yineleyelim: Biz mistik H int ve in
teknikleriyle ilkel tedavi yntemlerine ayn dzlemde
yer vermeyi dnmyoruz. Burada deiik kltr olgu
lar sz konusudur. Ama alar boyunca ve pek ok
kltrde Zamanla ilgili olarak insan davrannn belli
bir sreklilii olduunu saptamak anlamldr. Bu davra
n yle tanmlanabilir. Z a m a n n yaptklarndan kurtu
lup iyilemek iin geriye d n m ek ve D ny a nn balan
gcna varmak" gerekir. Sz konusu kkene dnn
eitli biimlerde deerlendirildiini grdk. Arkaik
kltrler ve eski Dou kltrlerinde kozmogoni m iti
nin yinelenmesindeki ama, gemi olan Zamann or
tadan kaldrlmasn ve yeni bir yaamn, el dememi
yaam gleriyle yeniden balamasn salamaktadr.
in li ve Hindu mistiklerine gre ama, aada, yer
yznde yeni bir yaama yeniden balamak deil ama
geriye dnmek ve balangtaki Byk-Bire yeniden
dnmekti. A ncak, saydmz br rneklerde olduu
gibi bu rneklerde de zgn ve kesin olan e her za
man iin kkene dnt.

G E M YA K A LA M A K

u birka rnei iki teknik kategorisini karlatr


mak amacyla verdik: Bunlardan birincisi psikanaliz,
kincisiyse zaten birok amaca gre dzenlenmi olan
ve kkene dnle ilgili deiik usulleri ieren arkaik
ve Douya zg yntemlerdir. Bizim niyetimiz bu usul
leri uzun uzadya tartmak deil de varolusal olarak
kkene dnn, arkaik anlayn yapsna uygun olma
sna karn yalnzca bu anlaya zg bir davran olu
turmadn gstermekti. Freud, modern bir bireyin
kkene zg kimi deneyimlerin ieriini yakalayabil
mesini salamak iin benzeri bir teknik hazrlamtr.
Geriye dnmeyle ilgili pek ok olanan var olduunu
grdk, ama aralarnda en nemli olanlar unlardr:
1. Ksa srede ve dolaysz olarak ilk duruma (ya Kaos
veya Kozmogoni ncesi durum ya da yaratl anna)
dnme; 2. inde bulunulan andan hareket ederek Za-
manda geriye doru mutlak balanga kadar derece
derece ilerleyerek kkene dnme. Birinci durumda,
Kozmosun (ya da belli bir zaman sresinin sonucu ola
rak insann) badndrc biimde, hatta anszn orta
dan kalkmas ve balangtaki durumun (Kaos ya da
-antropoloji dzeyinde- tohum, embriyon) yeni
den salanmas sz konusudur. Bu yntemin yaps ile
Kaosa doru hzla gerilemeye ilikin mit ve rit nitelik
li senaryolarn, olay aklarnn yaps ve kozmogoninin
yinelenmesi arasndaki benzerlik apak ortadadr.
kinci durumda yani kkene derece derece ilerleye
rek dnmede kiisel ve tarihsel olaylarn titizlikle ve
eksiksiz olarak anmsanmasyla kar karya kalrz.
Kukusuz bu durumda da en son ama bu anlar t
ketm ek, onlar, bir bakma yeniden yaayarak ve on
lardan koparak, ortadan kaldrmaktr. A ncak burada
artk, balang anna elden geldiince abuk varmak
amacyla anlarn bir an iinde silinip unutulmas sz
konusu deildir. Tersine, nemli olan yaamn (imdi
ki ya da gemiteki) en anlamsz ayrntlarn bile yeni
den anmsamaktr: nk insan ancak bu an sayesinde
gemiini tketmeyi, ona egemen olmay, onun im -
diye mdahalesine engel olmay baarabilir.
Birinci tip ile ikinci tip arasndaki fark grlmekte
dir; oradaki rnek, Dnyann bir an iinde ortadan
kaldrlmas ve yeniden yaratlmasdr. Oysa burada
balca rol oynayan bellektir. Zamann yaptklarndan
anmsamayla, anam nesisle kurtulur insan. nem li
olan, zaman sresi iinde tank olunmu btn olayla
r anmsamaktr. Demek ki, bu teknik uzun uzadya s
tnde tarttmz arkaik anlayla, yani bir eye ege
men olabilmek iin onun kkenini ve yksn bilm e
nin nemli olduu anlayyla bantldr. Kukusuz za
man ters ynde geriye doru ama, kiisel bellee ba
ml bir deneyim gerektirir, buna karlk kkenin bi
linmesi bir m itin en eski ve rnek oluturacak bir y
ksnn anlalmasna indirgenir. Ama yaplarn birbi-
riyle benzer yanlar vardr: Hep ayrntl biimde ve
ok kesin olarak, balanglarda ve o zamandan beri, n e
lerin olup bittiini anmsamaktr sz konusu olan.
Burada, yalnzca m itin anlalmasnda deil ama
zellikle mitsel dncenin daha sonraki gelimesinde
nemli bir soruna deiniyoruz. eylerin kkeninin ve
rnek oluturan yksnn bilinmesi, eyler stnde
bir eit sihirli stnlk salar. Ne var ki bu bilgi, ayn
zamanda Dnyann kkeni ve yaplaryla ilgili birta
km sistemli speklasyonlara da yol aar. Biz ilerde bu
soruna yeniden deineceiz. Bununla birlikte, daha
imdiden, bellein en iyi bilgi olarak kabul edildiini
sylememiz gerekir. Y eniden anmsamay becerebilen
bir kii, eylerin kkenini bilen kiiden ok daha deer
li bir bysel-dinsel gce sahiptir. Szgelimi eski H in
distanda deiik gerekliklerin kkeninin, nesnel
olarak bilinmesi ile (daha nceki varolularn anm
sanmasna dayal) znel olarak bilinmesi arasndaki
fark aka grlr. Bir A tharva V eda m itinin yaratcs
Ey d, biz senin doduun yeri (janitram ) biliyoruz
der (V I, 46, 2). Senin doum yerin olduunu
biliyoruz, ey A gni (a .g .y ., X III, 3., 21). Kkenin (do
um yeri) byle bilinmesi sayesinde insan de kar
kendini savunmay baarr, atei de hi zarar grmeden
istedii gibi kullanabilecek yetenektedir.
Ama, kendine ait daha nceki varolular yani ken
di kiisel yksn bilmek insana ayrca baka bir ey
daha kazandrr: Bu da soteriyoloji trnden bir bilim
dir ve insann kendi yazgsna egemen olmasdr. Kendi
doumlarn (=kken) ve daha nceki yaamlarn
(=katlanlm byk bir olaylar dizisinden oluan sre
ler) anmsayan kii karma koullandrmalarndan kur
tulmay baarr; bir baka deyile kendi yazgsnn efen
disi olur, ite bu nedenle mutlak bellek -szgelimi
Buddhan n k i- her eyi bilme anlamna gelir ve sahibi
ne Kozmokrat22 gc salar. Ananda ve Buddhann
br tilmizleri doumlar anmsyorlard, onlar do
umlar anmsayanlardandlar. nl bir Rig V eda ilahi
sinin yaratcs olan Vamadeva kendisiyle ilgili olarak
yle diyordu: Kendimi dlyatanda bulunca tanrla
rn btn doumlarn rendim (Rig V eda, IV, 27, 1).
Krina da btn varolular bilir (Bhagavad-Gita,
IV ,5 )23. Tm de -tanrlar, Buddhalar, bilge kiiler, yo
giler- bilenler arasnda yer alrlar.
Daha nceki varolularn bilinmesi yalnzca H int
dnyasna ait bir teknik deildir. Ayn eye amanlar-
da da rastlanmtr. Bunun Yunan felsefesiyle ilgili spe
klasyonlarda nem li bir rol oynadn greceiz.
Am a imdilik asl nemle vurgulanmas gereken k
k e n le rin ve eski yknn (yani daha nceki varo
lularn) bilinmesine bal o esiz saygnln, son aa
mada, varolula ve yk yle ilgili mitlerin, insanlk
koulunun olumasn anlatan m itlerin bilinmesine ve
rilen nemden kaynaklanmasdr. Daha nce de syle
diimiz gibi, bu koulun bir yks, tarihesi vardr:
Baz kesin olaylar mitsel dnemde olmutur, insan da
bugn iinde bulunduu duruma bu olaylardan sonra
gelmitir. Oysa en eski, dramatik, hatta kimi zaman
ackl olan bu yknn, yalnzca bilinmesi yeterli deil
dir, ama srekli olarak anm sanm as gerekmektedir. A r
kaik insann, kendi yksnn belli bir noktasnda al
d kararn, yani mitsel gemiinin bunalmlarn ve
trajedilerini srekli yeniden yaama kararnn sonula
rn ilerde greceiz.
N OTLAR

1. E x cu rsu s: k , k n t, sapm a gibi anlam lar olan L a tin


ce szck. ( .N .)
2. te bu nedenled ir ki, b ilin a lt zel bir m ito lo ji yaps sunar.
H a tta daha da ileri gidilerek b ilin a ltn n yalnzca m ito lo jik o l
duu sylenm ekle kalnm az am a ayn zamanda ieriklerind en ba
zlarnn kozmik deerlerle ykl olduu da kesin olarak sy len e
bilir; bir baka deyiler on lar yaam n ve can l m addenin zel k o
ullarn, srelerini ve g elecek lerin i yanstrlar. H atta d en ilebi
lir ki m od em insan ile kozm ik kutsalln tek gerek balants
bilin alty la salanr; ister dleri sz konusu olsun ister hayal
dnyas ya da b ilin altn d an doan yaratlar (iir, oyunlar, gste
riler, vb .).
3. M . Eliade, Mythes, rives et myst&res, s. 56.
4. R eg ressu s ad uteru m : U terusa, dlyatana, rahim e dn a n
lam nda L a tin ce deyi. ( .N .)
5. Bkz. S zg elim i, R. M. B e rn d tte n esin le n e re k N aissances
m ysdqueste (Paris, 1 9 59, s. 106 ve tesi) betim len m i olan
A vustralya ayini Kunapipi.
6. Bkz. Naissances mysdques, s. 113 ve tesi.
7. Naissances mysciques, s. 115 ve tesi.
8. Naissances mystiques, s. 118 ve tesi.
9. H in tlilerin inisiyasyon ritelleriyle ilgili m itsel rnek iin bkz.
Naissances mystiques, s. 117.
10. V ag in a d entata: D ili, d ik en li, sivri ularla kapl v a jin a an la
m nda L a tin ce deyi. ( .N .)
11. Bkz. Naissances mystiques, s. 132 ve tesi.
12. Bkz. Trait d histoire des religions, s. 2 2 0 ve tesi.
13. H. M aspero, Les procedes de N ourrir le P rincipe V ita l dans la
religion taoi'ste a n c ie n n e (Journal Asatique, N isan-H aziran
1 937, s. 1 1 7 -2 5 2 , 3 5 3 -4 3 0 ), s. 198.
14. Houei-ming-king, Lieou H ouayang, aktaran R o lf S te in , Jardins
e n m iniature dExtrem e O rie n t (Bulletin de lEcole Franaise
d Extreme-Orient, c ilt X L II, H an oi, 1943, s. 1 -1 0 4 ), s. 9 7.
15. Bkz. R . S te in , a.g .y ., s. 54.
16. H. M aspero, a .g .y ., s. 2 0 7 .
17. S o teriy o lo ji: K urtuluun, bir kurtarc, zellikle de Isa tarafndan
g erekletirilecein i n e sren reti. ( .N .)
18. Bkz. Mythes, reves et mysteres, s. 5 0 ve tesi.
19. A .g .y ., s. 5 1 -5 2 .
20. M . Eliade, Le Yoga, immortalite et liberte (Paris, 1 9 5 4 ), s. 2 7 0 ve
tesi.
21. Le Yoga, s. 27 2 .
22. K ozm ok rat: Evrensel m onari yanls. ( .N .)
23. Bkz. Mythes, rves et m ystires, s. 52.
A L T IN C I BOLU M

MTOLOJ, ONTOLOJ, TARH


Z O L A N V A R O L U T A N N C E G ELR

H om o religiosus]a gre z olan varolutan nce ge


lir. Bu gr ilkel ve Doulu toplumlarn insan iin
olduu kadar Yahudi, Hristiyan ve Mslman iin de
geerlidir. nsan bugn ne ise odur nk balangta
bir dizi olay gereklemitir. M itler insana bu olaylar
anlatr, bunu yaparken de nasl ve neden bu biimde
oluturulmu olduunu anlatr. H o m o religiosus iin
gerek, otantik varolu, u en eski olaylarn bilgisini
edindii, sonularn da gze ald an balar. Her za
man, kutsal tarih, kutsal olaylarn yks vardr, n
k kiiler Doast Varlklar ve M itsel A talardr. im
di yle bir rnek verelim: nsan lmldr, nk bir
M itsel A ta lmszl yok yere yitirmitir ya da bir
Doast Varlk bunu onun elinden almaya karar ver
mitir, veya belli bir mitsel olayn ardndan hem cinsi-
yetli hem de lml duruma gelmitir. Kimi mitler l
mn kkenini bir kaza ile ya da bir dikkatsizlik ile ak
lar: T an rnn habercisi olan bir hayvan, verecei habe
ri unutur ya da, tembel olduu iin ok gecikir, vb. Bu,
lmn samalan ilgin ve zgn olarak anlatma bi
imidir. Ama bu durumda da anlatlan yk tanrsal
nitelikli bir ykdr, nk haberi gnderen bir Do
ast V arlktr ve sonunda, isterse habercisinin yan
ln dzeltebilecek gtedir.
Balca olaylarn balangta olduu doruysa da bu
olaylar btn dinler iin ayn deildir. Yahudi-Hristiyan
dncesine gre z olan imdiki insanlk koulunun
temelinde yatan Cennet dramdr. Mezopotamya insan
iin z olan, deniz canavar Tiam atn paralanm
gvdesinin yardmyla Dnyann yaratlmasdr ve ey
tanlar ah Kingunun iine biraz toprak (sonu olarak
dorudan doruya, Tiam atn bedeninden gelen bir mad
deyle) kartrlm kan yardmyla da insann yaratlma
sdr. Bir Avustralya yerlisi iin z olan, D zamanla
rnda Doast Varlklarn yapt bir dizi eyleme indir
genir.
Burada -deiik dinler i in - z olan canlandran
btn mitsel temalar, insan bugnk durumdaki in
san yapan en eski dram sunmak olanakl deildir. Yal
nzca en nemli tipleri anmsatmak yeterlidir. Aslnda
aratrmann bu noktasnda bizi ncelikle ilgilendiren
ey, homo religiosusun, kendisinden nce gelen bu z
olana gre davranlarn ortaya karmaktr. nsel
olarak birok davrann olmu olduunu varsayyoruz,
nk az nce de grdmz gibi mitsel zamanlarda
kararlatrlm bu z olann ierii bir dinsel gr
ten brne deiiklik gsterir.

D EU S O T O S U S

ok sayda ilkel kabile, zellikle de toplayclk ve


avclk evresinde kalm olanlar, bir Yce Varlk tanr
lar: Am a bu Yce Varlk dinsel yaamda hemen hemen
hibir rol oynamaz. Zaten onunla ilgili ok az ey bili
nir, mitleri ok fazla deildir, genellikle de ok yalndr.
Bu Yce Varlkn Dnyay ve insan yaratt kabul
edilir, ama o ksa sre iinde yarattklarn terk edip
Gkyz ne ekilmitir. Kimi zaman yaratma iini bile
tamamlamam, bunu bir baka tanrsal Varlk, Olu
ya da temsilcisi stlenmitir. Baka bir yerde, Yce Var
lkn deus otiosus2a dnmesi konusunda tartmtk,
burada yalnz birka rnek vermekle yetineceiz3. Ate
Adasnda yaayan Selknamlarda Gzyz Sakini ya
da G kteki olarak adlandrlan Tanr, ncesiz sonra
szdr, her eyi bilir, sonsuz gc vardr, ama yaratl
A talar tarafndan tamamlanmtr; onlar da, yldzlarn
tesine ekilmesinden nce, Yce Varlk tarafndan ya-
rtlmlardr. Bu Tanr insanlardan ayr yaar, dnya i
lerine kar ilgisizdir. Ne bir grnts vardr ne de ken
disine hizmet edecek bir rahibi. A ncak hastalk sz ko
nusu olduunda ona dualar edilir (Sen, ey yukardaki,
alma ocuumu benim; o daha ok kk) ya da zel
likle kt havalarda armaanlar sunulur.
C te des Esclavesda yaayan Yorubalar, Olorum
(szck anlam: Gkyz nn sahibi) olarak adland
rlan bir G k Tanrsna inanrlar: Tanr, dnyay ya
ratmaya giritikten sonra, bu iin tamamlanmasn ve
ynetim ini daha alt dzeyde bir Tanr olan O batalaya
brakr. Kendisine gelince, o dnya ve insanla ilgili i
lerden kesinlikle uzaklar; deus otiosus haline gelen bu
Yce T an rnn ne tapna vardr, ne heykeli, ne de ra
hipleri. Bununla birlikte, bir felaket olduu zaman en
son are olarak ona bavurulur.
Hererolarn Gkyzne ekilmi olan yce tanrs
Ndyambi, insanlar daha alt dzeydeki tanrlara brak
mtr. Yerlinin biri yle bir aklama yapar: O na ne
den kurbanlar verelim ki? Ondan korkumuz yok, n
k llerimizin tersine, o bize hi ktlk etmez4.
Tumbukalarn Yce Varlk ok byktr, insanlarn
sradan ileriyle ilgilenemeyecek kadar. Eveler, Dzing-
beye (Evrensel Baba) ancak kuraklkta yakarrlar:
kranlarmz borlu olduumuz ey Gkyz, kurak
lk byk; bir eyler yap da yamur yasn, toprak serin
lesin, tarlalar gelisin5. Yce Varlkn uzaklamas ve
ilgisini kesmesi, Dou A frikada yaayan Gyriamalarn
bir atasznde ok ho bir biimde anlatlmtr, bu ay
n zamanda onlarn Tanrlarn da betimler: Mulugu
(T anr) yukardadr, manlarm aada! Bantular y
le der: Tanr, insan yarattktan sonra, artk onunla
hi ilgilenmez oldu. Negrillolar da unu yineler durur
lar: Tanr bizden uzaklat6!
u birka rnekte de grld gibi, Yce Varlk
dinsel gncellii yitirmi gibidir; kltte yer almaz, mitler
de onun insanlardan uzaklatn gsterir, o bir deus
otiosus olmutur. Ayn olgu zaten Eskia Dou lkele
rindeki ve Hint-Akdeniz dnyasndaki daha karmak
dinlerde de dorulanmaktadr: Yaratc, her eyi bilen
ve sonsuz gce sahip olan G k T an rsnn yerini Dl-
leyici Tanr alr; bu, byk T an rann yerine geendir
ve Evrendeki retici glerin belirmesidir7.
Kimi bakmlardan deus otiosus iin N ietszchenin sa-
yklarcasna aklam olduu Tanrnn lmnn ilk
rneidir denebilir. Kltten uzaklaan yaratc bir T a n
r sonunda unutulur. T an rnn unutulmas, tpk onun
mutlak ycelii gibi, dinsel adan gncel olmaynn
ya da, ayn anlama gelen, lmnn, plastik, biim
sel somut bir anlatmdr. Yce V arlkn ortadan kalk
mas, dinsel yaamn zayflayp yoksullamas biim in
de yansmaz. Tersine gerek d in lerin onun ortadan
kalkmasndan sonra ortaya kt sylenebilir: En zen
gin ve en dramatik mitler, en sama riteller, her tr
den tanrlar ve tanralar, Atalar, maskeler ve gizli der
nekler, tapnaklar, papazlar snf, vb. - ite btn bun
lara, toplayclk ve kk apl avclk evresini am
olan ve Yce V arlkn ya ortada bulunmad (belki de
unutulduu) ya da sk skya br tanrsal Figrlerle
birletirilerek tannmayacak duruma getirildii k f r
lerde rastlanr.
M artin Buberin szn ettii Tanrnn silinip git
mesi, kimi ada ilahiyatlarn kafasna taklan,
T an rm n uzaklamas ve suskunluu, modern nitelikte
olgular deildir. Yce V arlkn ycelii her zaman
iin, insann ona kar ilgisiz kalmasnn bir zr ola
rak kullanlmtr. Anmsand zaman bile T an rnn o
kadar uzakta olmas, tam anlamyla ilgisizlii deilse de
her trl ihmali dorular. A frikann Ekvator kesimin
de yaayan Franglar bunu yaln bir biimde, ama byk
cesaretle sylerler:

T an r (N za m e) yukardadr, insansa aada.


T an r T a n rdr, insan da insan
H e r biri kendi yerinde, her biri kendi evinde8.

Bu ayrca Giordano Brunonun da bak asyd:


T an rnn mutlak (varlk) olarak bizimle yapaca bir
ey yok9 ( Spaccio della bestia trionfante).
Am a yine de burada bir uyarda bulunmak gerekir:
U nutulan ya da ihmal edilen Yce Varlkn, zellikle
gksel blgelerden gelen bir tehdit (kuraklk, frtna,
salgnlar, vb.) srasnda bazen anmsand da olur. Bu
nun iin yukarda saylan rneklere bavurmak yeterli-
dir. G enel olarak bu unutulmu Tanr'ya kaynaklar t
kendiinde, br tanrsal figrlere ynelik btn giri
imlerden sonu alnamadnda bavurulur. Oraonla-
rn yce Tanrs Darmetir. Bir bunalm durumunda,
kendisine beyaz bir horoz kurban edilir ve yle sesle
nilir: Her yolu denedik, ama bir sen kaldn bizi kurta
racak... Ey Tanrm ! Sen bizim Yaratcmzsn. A c bi
ze10! Ayn biimde, braniler, tarihin kendilerine ola
nak tand her sefer, bir bar ve iktisadi adan gre
ce bir gelime dnemi yaadklar her sefer, Yehovadan
uzaklarlar ve Baallere, A startelere yaklarlard; ama
tarihsel felaketlerden dolay zorunlu olarak T an rya
yaklarlard. O zaman Rabba seslendiler ve yle de
diler: Gnah iledik nk Rabbi brakp Baallere ve
Astartelere hizmet ettik; ama imdi, sen bizleri d
manlarmzn elinden kurtar, biz de sana hizmet edece
iz (I Samuel, X III, 10).
Ne var ki, yce Tanr, kltte, tmyle ortadan kalk
tnda ve unutulduunda, ans, mitlerde ve en eski
C en n et ile ilgili masallarda, inisiyasyon trenlerinde
ve amanlarn, sihirbaz-hekimlerin anlatlarnda, din
sel simgeler btnnde (Dnyann Merkezinin, by
l umann ve ge ykselmenin simgeleri, gkle, k
la ilgili simgeler, vb.) ve baz trden kozmogoni m itle
rinde rtk ve nemini yitirmi bir biimde varln
srdrr. Yce bir Varlkn, ortak dinsel yaamn bi
lin dzeyinde unutulmas, bilinalt dzeyinde ya
da simge dzeyinde veya son olarak birka ayrcalkl
kiinin kendinden geme giriimlerinde de varln
gizlice srdrmesi sorunu stne sylenecek ok ey
vardr. Ama bu sorunun tartmasna girmek bizi ko
numuzdan olduka uzaklatrr. Yalnz, Yce Varlkn
simgelerde ya da bireysel kendinden geme giriimle
rinde varln srdrmesinin, arkaik insanln dinsel
tarihinde sonular dourduunu da belirtelim.
Kimi zaman, gl bir dinsel kiiliin Yce Varlk
yeniden kefetmesi iin, benzer bir deneme ya da gk
sel simgelerden birinin stnde uzun sreli bir derin
dnme yeterlidir. Bu gibi denemeler ya da dnme
ler sayesinde, baz durumlarda btn toplum dinsel ya
amn kknden yeniler.
Sonu olarak, bir Yce Varlk tanm ama onu az
ok unutmu olan btn bu ilkel kltrler iin z
olan u belirtici elerden oluur: 1. Tanr Dnya y ve
insan yaratt, sonra Gkyzne ekildi; 2. Bu uzakla
maya kimi zaman G k ve Yer arasndaki bir iletiim ko
pukluu ya da Gkyznn byk apta uzaklamas
elik etti; baz mitlerde G kn balangtaki yaknl
ve T an rnn Yerdeki varl cennetin bir belirtisini
oluturur (buna bir de insann balangtaki lmszl'
n, hayvanlarla olan dosta ilikilerini ve alma ge
reinin olmayn da eklemek gerekir); 3. Az ok unu
tulmu olan bu deus otiosus 'un yerini deiik tanrsal
varlklar almtr; bunlarn ortak noktas insana daha
yakn olmalar, ona daha dolaysz ve daha dzenli bir
biimde yardm etmeleri ya da ikence yapmalardr.
Kendi mitlerinde anlatlan Doast Varlklara z
g eylemleri unutmamaya genellikle ok dikkat eden
arkaik toplum insann, deus otiosus durumuna gelen ya
ratc T an ry unutmu olmas ilgi ekicidir. Yaratc
kendini, ancak bildik grnme (Dnya) biim ver
mi bir Yartanr ya da bir Doast Varlk biiminde
gsterdii zaman klt iindeki varln srdrr;
Avustralyadaki durum byledir. Dnyann yenilenm e
siyle ilgili trenler nedeniyle, bu Doast Varlk rit
yoluyla var edilir. Nedeni ok iyi anlalmaktadr: Bu
rada Yaratc ayn zamanda besinleri de yaratandr. O
yalnzca Dnyay ve A talar yaratmam, ayn zaman
da, insanlarn yaamasn salayan hayvanlar ve bitki
leri de yaratmtr12.

K A TLED LEN T A N R IS A L V A R LIK

D eus otiosus durumuna den ve silinip giden Yce


T an rlarn yan sra Yeryznden yok olup giden Tanr
lara da rastlanr dinler tarihinde; ancak bunlar insanlar
tarafndan (zellikle de mitsel Atalar tarafndan) ld
rldkleri iin yok olmulardr. Arkasnda bir boluk b
rakan (zaten bu boluk da arabuk baka dinsel Figr
ler tarafndan doldurulur) deus otiosusun lm unn
tersine bu tanrsal varlklarn ani lm yaratc nitelik
tedir. Onlarn lmnn ardndan insan yaam iin
ok nemli olan bir ey ortaya kar. Dahas, bu
yaratlan ey katledilen tanrnn zne katlr, dolaysy
la da bir bakma onun varoluunu uzatr. Balang za
mannda katledilen tanrsal varlk, cinayetin belli sre
lerle yeniden gerekleme aamasna getirildii ritlerde
varln srdrr; daha baka durumlarda, tanrsal var
lk, kendi bedeninden ortaya km olan canl biim le
rinde (hayvanlar, bitkiler) varln srdrr.
M itiyle ilgili baz ayrntlar unutulabilse bile katle
dilen tanrsal varlk hibir zaman unutulmaz. lm n
den sonra insanlar iin vazgeilmez duruma geldii iin
unutulmaz. Az ileride onun birok durumda insann
bedeninde, zellikle de tkettii besinlerle var olduu
nu greceiz. Dahas, tanrsal varln lm, insann
varolma biim ini kknden deitirir. Baz mitlerde,
insan da lml ve cinsiyetli duruma gelir. Daha baka
mitlerde, cinayet bir inisiyasyon treni senaryosuna, ya
ni doal insan (ocuk) kltr insanna dntren
trene esin kayna olur.
Bu tanrsal varlklarn yaps son derece zengindir,
m itlerinin says da olduka yksektir. Bununla birlik
te nem li olan birka ortak nokta vardr: Bir kere bu
tanrsal varlklar kozmogoniyle ilgili deildir; Yeryznde
Yaratltan sonra ortaya kmlardr ve orada uzun s
re kalmamlardr; sonra insanlar tarafndan ldrlen
bu tanrsal varlklar c almamlar ve hatta katillere
kar bir hn da beslememilerdir; tersine onlara ken
di lmlerinden nasl yararlanacaklarn gstermiler
dir. Bu tanrsal varlklarn varolular hem esrarl hem
de dramatiktir. ou zaman, kkenleri bilinmez: Yal
nzca, Yeryzne, insanlara yararl olmak iin geldikle
ri ve yaptklar en nem li eyin de dorudan doruya
kendi ani lmlerinden tredii bilinir. Bir de bu tan
rsal varlklarn, tarihi insanlk tarihinden nce gelen
ilk tanrsal varlklar olduu sylenebilir: Bir yandan ya
amlar Zaman iinde snrldr; te yandan, ackl
lmleri insanlk durumu iin oluturucu, yapc bir n i
telik tar.
Aratrmann u anki durumunda, bu tip tanrsal
varlklarn, kltrn hangi evresine aka baland
n belirtmek gtr. Jensenin gstermi olduu gibi ve
az ileride bizim de greceimiz gibi en zgl nitelikteki
rneklere proto-tarmla uraanlarda yani yumru yeti
tiricilii yapanlarda rastlanr. A ncak, bu tip Tanrsal
V arlka Avusturalyada da rastlanmtr ve bir de san
rm ok ender olarak Afrikal avclarda. imdi burada
bir Avustralya m itini aktaralm: nsanbiimli, ama ay
n zamanda balina olan bir dev, Lumaluma, deniz ky
sndan kageldi ve B atya ynelerek yolunun stnde
rastlad btn insanlar yedi. Geriye kalanlar, sayla
rnn neden azaldn kendi kendilerine sorup duru
yorlard. Gzetlemeye baladlar ve sahildeki karn tka
basa dolu balinay fark ettiler. Alarm verip biraraya
toplandlar ve ertesi sabah, mzraklarla balinaya saldr
dlar. Karnn yardlar, oradan iskeletleri kardlar. Ba
lina onlara yle dedi: Beni ldrmeyin, lmeden n
ce sizlere bildiim btn inisiyasyon trenlerini gste
receim. Balina, insanlara nasl dans edileceini ve
geri kalan her eyi gstererek m araiir trenini gerek
letirdi. Onlara, biz bunu yapyoruz, siz de bunu yapn
dedi; btn bunlar sizlere veriyorum ve btn bunla
r sizlere gsteriyorum. M a raiin trenini rettikten
sonra balina onlara daha bakalarn da aklayp gs
terdi. En sonunda denizin iine ekildi ve onlara yle
dedi: A rtk beni Lumaluma diye armayn, adm
deitiriyorum. Bana nauw ulnauw ul diyeceksiniz, n
k imdi ben tuzlu suda yayorum13.
Dev insanbiimli-balina insanlar inisi;yas)iondan ge
irmek amacyla yutuyordu. nsanlar bunu bilmiyorlar
d ve onu ldrdler, ama Lumaluma, lmeden nce
(yani tam olarak balinaya dnmeden nce) onlara
inisiyasyon trenlerini aklad. Oysa, bunlar az ok
ak bir biimde, peinden dirili gelen bir lm sim
geler.
Avustralya kabilesi Karaceride, Bagacimbiri adl iki
erkek kardein de buna benzer bir yazgs olmutur.
Bunlar, D Zamanlarnda topraktan dingo14 bii
minde ykselip dar kmlar ama daha sonra iki dev
insan haline gelmiler. evre grnmn deitirmi
ler, daha baka eylerin yan sra inisiyasyon trenlerini
aklayarak Karacerileri uygarlatrmlar. Biri (yani bir
M itsel A ta) kp onlar bir mzrakla ldrm. A n a
larnn style yeniden canlanan Bagacimbiriler suy-
lanlarma dnm, ruhlar da Gkyzne ykselmi
ve Avrupallarn Magellan bulutlar olarak adlandr
dklar ey haline gelmi. te o zamandan beri, Karace-
riler tpk bu mitsel iki karde gibi hareket ederler ve
onlarn, Atalarna aklayp gsterdikleri her eyi, en
bata da inisiyasyon trenlerini byk bir titizlikle taklit
ederler15.
Aada vereceimiz rnek de M ancalar ve Banda-
larn gizli bir derneine aittir, ancak ayn senaryoya da
ha arkaik kltr dzeylerinde de rastlandn varsay
mamz iin eitli nedenler vardr. Dernein ad Nga-
koladr ve inisiyasyon trenlerinde bu mit yeniden ger
ekleme aamasna getirilir. Ngakola eskiden yery
znde yaard. Bedeni kapkarayd ve uzun tylerle kap
lyd. Kimse onun nereden geldiini bilmezdi, ama o
allklar arasnda yaard. Bir insan ldrp yeniden
canlandrma gcne sahipti, insanlara yle dedi: B a
na birilerini gnderin, nce onlar yiyeceim, sonra da
yenilenmi olarak kusacam! nsanlar verdii t
dinlediler, ama Ngkola yuttuklarnn yalnzca yarsn
kard iin insanlar onu ldrmeye karar verdiler:
Ona yemesi iin arasna ta kartrdklar bol miktar
da manyoka sundular; yle ki bu yolla canavar gsz
drmeyi baardlar, bak ve mzrak darbeleriyle de
onu ldrebildiler. Bu mit, gizli dernein ritellerini
temellendirir ve dorular. nisiyasyon trenlerinde dz
bir kutsal ta byk rol oynar. Gelenee gre, bu kutsal
ta Ngakolann karnndan karlmtr. Toplumsal ya
ama yeni katlan acem i ye, canavarn bedenini
simgeleyen bir kulbeye sokulur. Ngakolann i karar
tc sesini de ite orada duyar, ite orada krbalanr ve
ikencelere katlanr; nk kendisine imdi Ngako-
lann karnna girdii ve sindirilmekte olduu sy
lenir: Ngakola, hepimizin barsaklarn al; Ngakola he
pimizin karacierini sk! Daha baka snamalardan da
getikten sonra, inisiyasyon snamasn yneten hoca ya
da usta sonunda, acem i yeyi yiyen Ngakolann, onu
kustuunu haber verir16.
Daha nce de sylediimiz gibi bu mit ve bu dinsel
tren arkaik tipteki daha baka Afrika inisryasyonlarna
benzer. G erekten de, snnet ile ilgili Afrika erginleme
trenleri u elere indirgenir: nisiyasyon hocalar ya
da ustalar kutsal nitelikli Vahi hayvanlar temsil
ederler ve acem ileri snnet etmekle onlar ldrm
olurlar; inisiyasyona zg bu cinayet, insanlar dei
mi olarak diriltmek amacyla ldren balangtaki
bir Hayvann etkili olduu bir mit stne kuruludur;
Hayvann kendisi de sonunda ldrlerek ortadan kal
drlmtr, bu mitsel olay da acemilerin snnet edil
mesiyle dinsel tren biiminde yinelenir; inisiyasyon
hocas ya da ustasnn temsil ettii vahi hayvan tara
fndan ldrlen acemi ye, daha sonra kendi derisi
ne brnerek dirilir17.
Mitsel ve trensel tema u biimde yeniden olutu
rulabilir: 1. Doast bir Varlk insanlar ( inisiyasyon -
dan geirmek amacyla) ldrr; 2. Bu inisiyasyona zg
lmn ne demek olduunu anlamayan insanlar, onu
ldrerek c alrlar; ama daha sonra, en eski dramla
bantl olan gizli trenler balatrlar: 3. Doast
Varlka bu trenlerde, kutsal bir resim ya da nesne g
rnm altnda yer verilir, bunlarn onun bedenini ya
da sesini canlandrd kabul edilir18.

H A N U W ELE V E D EM A LA R

Bu kategoriye giren mitlerin belirgin nitelii, doa


st bir Varlkn ilk ldrlnn inisiyasyon trenle
rine yol amas olgusudur; bu trenler sayesinde insan
lar daha st dzeydeki bir yaama ularlar. Ayn zaman
da ilgi ekici olan bir olgu da, sz konusu cinayetin su
olarak kabul edilmemesidir; byle olmasayd hep ayn
sreler iinde dinsel trenlerde yeniden gerekletiril
me aamasna getirilmezdi. Durum, proto-tarmla ura
anlarn kendilerine zg mitsel-trensel karmak b
tn incelendiinde ok daha ak seik bir biimde or
taya kar. Ad. E. Jensen, tropikal kuaktaki yumru ye
titiren iftinin dinsel yaam, dem a tipi tanrsal varlk
olarak adlandrd tanrsal varlklarn evresinde yo
unlar; Jensen dem a terimini Yeni G in ede yaayan
Marind-animlerden almtr. Marindanimler bu terim
le, mitsel zamanlarda var olan tanrsal yaratclar ve lk
Varlklar belirtirler. Demalar kh insan biiminde, kh
hayvan ve bitkilerin grnm altnda betimlenirler.
Ama mit, tanrsal varlk-demann demalar19 tarafndan
ldrlmesini anlatr. Aralarnda en nl olan Hainu-
wele adl gen kzla ilgili mittir; Jensen tarafndan, Ye-
n i-G ineye ait adalardan biri olan Ceram da kaydedil
mitir. Ksaca yle zetlenebilir:
M itsel zamanlarda, A m eta adnda bir adam avday
ken bir yaban domuzuna rastlar. Domuz kamaya al
rken glde boulur. Boynuzunun stnde Am eta bir
hindistancevizi bulur. O gece hindistan cevizini dn-
m it o l o ji, o n t o l o ji, t a r ih

de grr ve kendisine onu ekmesi iin emir verilir, o da


ertesi gn buyruu yerine getirir. U gn iinde bir
hindistancevizi aac biter, bundan gn sonra da i
ek aar. Am eta iek koparmak ve kendisine bir ie
cek hazrlamak iin aaca kar. Ama. parman keser,
kan da iein stne damlar. Dokuz gn sonra, ie
in stnde bir ocuun, bir kzn durduunu fark eder.
Am eta onu alr ve hindistancevizi aacnn yaprakla
ryla sarp sarmalar. U gn iinde kk kz gelinlik
bir gen kz haline gelir, adam da ona Haniuwele
(hindistancevizi aacnn dal) adn verir. Byk
Maro festivali sresince Haniuvvele dans edilen alann
merkezine yerleir ve dokuz gece boyunca dans eden
erkeklere armaanlar datr. A ncak dokuzuncu gn
erkekler alann ortasnda bir ukur kazarlar ve dans s
rasnda Haniweleyi iine atarlar. ukurun st rtlr
ve adamlar stnde dans ederler.
Ertesi gn, Hainuvvelenin eve dnmediini gren
A m eta onun ldrlm olduunu anlar. Cesedi bulur,
topraktan karr ve para para dorar, kollar dnda,
btn paralar deiik yerlere gmer. Bylece gm
len paralar o zamana kadar bilinmeyen bitkilerin,
zellikle de, o tarihten beri insanlarn balca besinini
oluturan yumrularn ortaya kmasna yol aar. Am e-
ta, Hainuwelenin kollarn baka bir tanrsal varlk-de-
m a olan Sateneye gtrr. Satene, bir dans alan s
tnde dokuz burgulu bir sarmal eri tasarlayp izer ve
tam ortasna yerleir. Hainuwelenin kollaryla bir kap
oluturur, dans edenleri bir araya toplar. Mademki l
drdnz, der onlara, ben artk burada yaamak istemi
yorum. H atta hemen bugn gideceim. imdi sizin bu
kapdan geip bana doru gelmeniz gerekiyor. G em e
yi baaranlar insan olarak kalrlar. brleri hayvanlara
(domuzlar, kular, balklar) ya da cinlere dnrler.
Satene, yok oluunun ardndan, insanlarn bir daha
onunla ancak ldkten sonra rastlaacaklarn haber
verir ve Yeryznde yok olur20.
Ad. E. Jensen, proto-tarmla uraanlarn dininin
ve kafalarndaki dnya imgesinin anlalmasnda bu
m itin nem ini gstermitir. Bir tanrsal varlk-de-
mann bugnk insanln Atalar olan dem alar tara
fndan ldrlmesi (cennete zg olarak kabul edile
meyecek) bir aa son verip bugn iinde yaadmz
a balatr. Demalar insan olurlar, yani cinsiyetli ve
lml varlklar durumuna gelirler. ldrlen tanrsal
varlk-dema ise, kendi yarattklar nda (besin bitkile
ri, hayvanlar, vb.) olduu kadar dnm geirdii l
ler evinde, ya da kendi lmyle kurmu olduu l
mn varolu biiminde varln srdrr. Denilebilir
ki tanrsal varlk-dema, varln, ani lmyle balat
m olduu farkl varolu, yaam biimleri iinde giz
ler: Yani yeralt ller lkesinde, paralanm bede
ninden doan bitkiler ve hayvanlarda, cinsellikte, Yer-
yzndeki yeni yaam biiminde (yani lml olma
da). Tanrsal varlk-demann ani lm yalnzca yara
tc bir lm deildir, ayn zamanda srekli olarak in
sanlarn yaamnda, hatta lmlerinde bile var olma
aracdr. nk insan, onun bedeninden doan bitki
ler ve hayvanlarla beslenmekle gerekte tanrsal var-
lk-demann zyle beslenmi olur. Szgelimi Hainu-
wele, insanlarn yedii hindistancevizinde, yumrularda
ve domuzlarda varln srdrr. A ncak, Jensenin21 de
ok iyi gstermi olduu gibi domuzun ldrlmesi,
Hainuwelenin ldrlmesinin bir temsilidir. Y ine
lenmesinin de bugn yeryznde var olan her eyin
domasna yol am olan rnek tanrsal eylemi anm
satmaktan baka bir anlam yoktur.
Proto-tarmla uraanlar iin demek ki iin z bu
ilk cinayette younlamtr. Dinsel yaam da, dorusu
nu sylemek gerekirse, bu eylemin anmsatlmasndan
ibaret olduuna gre, en byk gnah, ilk kutsal dra
mn herhangi bir blmnn unutulmasdr. Dinsel
yaamn deiik anlar srekli olarak balang zamann
da gereklemi olan olay anmsatr ve bunu yaparken
de insanlara bugn iinde yaanlan Dnyann kutsal
kkenine ilikin bilinci korumalarnda yardmc olur.
Jensenin22 yazd gibi, erginleme trenleri, dourma ye
teneinin, insanlar iin, ilk mitsel cinayetten kaynak
landn anmsatr ve ayn zamanda lmlln do
urma olgusundan ayrlmaz olduunu akla kavutu
rur. Olnn ller lkesine yapt yolculukla ilgili
olan cenaze trenleri yolculuun, tanrsal varlk-de-
mann yapt ilk yolculuun yinelenmesinden baka
bir ey olmadn anmsatr. A ncak, balca eyi,
zellikle, tanrsal varlk-demann ldrlmesi olgusu
nun yinelenmesi oluturur. nsanlarn kurban edilmesi ya
da hayvanlarn kurban edilmesi de ilk cinayetin tren
lerle anmsanmasdr. Kanibalizm 23 de, yumru tketim i
nin altnda yatan ayn dnceyle, zellikle de u ya da
bu biimde, hep tanrsal varln yendii dncesiyle
aklanr.
Buna gre, dinsel trenler anmsama bayramlardr.
Bilmek ana miti (tanrsal varln ldrlmesi ve bu
nun sonular) renmek ve artk hi unutmamaya a
lmak demektir. Kutsala yaplan asl saygszlk, tanrsal
eylemin unutulmasdr. Hata, gnah, kutsala sayg
szlk, insann bugnk yaam biiminin tanrsal bir
eylemin sonucu olduunu anmsamam olmaktr.
Szgelimi Wemalelerde, Ay bir tanrsal varlk-demadr;
yeni ay dneminde adet grd kabul edilir ve ge
ce boyunca grnmez. te bu nedenle de kadnlar regl
olduklar srada tek balarna zel kulbelere ekilirler.
Bu yasan inendii her durum, bir gnah deme t
renine yol aar. Kadn, nfuzlu erkeklerin bulunduu
klt evine bir hayvan gtrr, sulu olduunu kabul
eder ve kp gider. Erkekler hayvan kurban ederler ve
onu kzartp yerler. Bu ldrme riti, ilk kanl kurban ol
gusunun yani ilk cinayetin bir anma trenidir. Anm
samam olma gnah, zel bir younlukla anmsayarak
mantksal biimde cezalandrlr. Ve, balangtan beri
gelen anlamndan dolay kanl kurban olgusu, zellikle
youn olan bu tr bir anmsa(t)madr.24.

A R T IK O N T O L O J DEL A M A
T A R H S Z K O N U SU D U R

Yap asndan btn bu mitler, kken mitleridir.


Bize, insann, besin olarak kullanlan bitkilerin ve hay
vanlarn, lmn, dinsel kurumlarn (erginleme inii-
yasyonlar, gizli dernekler, kanl kurbanlar, vb.) bugn
k durumunun, insann tutum ve davranlarnn k
kenini aklar. Btn bu dinler iin, z olan Dn-
yann Yaratl srasnda deil de daha sonra, mitsel
dnemin belli bir noktasnda kararlatrlmtr. Bura
da hep mitsel bir Zaman sz konusudur, ama artk ilk
olan, kozmogonik olarak adlandrlabilecek olan bir
Zaman deildir. z olan artk bir ontolojiye (Dnya
-gerek o la n - varla nasl ulat, geldi) deil de bir
T arih e baldr. Bu ayn zamanda hem tanrlar hem de
insanlarla ilgili bir tarihtir, nk insanlarn A talar ile
yaratc, kadiri mutlak ve lmsz Tanrlardan baka
trden olan Doast Yaratklar tarafndan oynanan
bir dramn sonucudur. Bu tanrsal Varlklar biim de
itirecek yetenektedirler; gerekten de lrler ve bir
baka eye dnrler, ancak bu lm bir yok olma
deildir, tam olarak ortadan kalkmazlar ama varlklar
n, yarattklar eylerde srdrrler. Daha dorusu, M it
sel Atalar tarafndan ldrlmeleri yalnzca onlarn va
rolu biim lerini deil ama insanlarnkini de deitir
mitir. lk cinayetten beri dem a tr tanrsal Varlklar
la insanlar arasnda salam bir ba kurulmutur. imdi
aralarnda bir eit uyuma vardr: nsan T an ryla
beslenir ve lmekle ona ller lkesinde kavuur.
Bunlar ilk dokunakl ve ackl mitlerdir. Daha son
raki kltrlerde - ustalarn kltr olarak adlandr
lan ey, ok daha sonra da Eskiadaki Yakn Do-
unun kent kltrleri- daha baka dokunakl ve idde
te dayal m itolojiler geliecektir. Bu kitapta bunlarn
tmn incelemek sz konusu deildir. Bununla birlik
te, gksel ve yaratc Yce Varlk, dinsel etkinliine
ancak kimi krsal kltrlerde (zellikle Trk-M ool-
larda) ve Musann tektanrclnda, Zerdtn refor
munda ve slam dininde yeniden kavuur. Ad anm-
sansa bile -M ezopotamyallarn A nusu, Kenan lke
sinde oturanlarn Eli, Veda Hindularnn Dyausu, Yu
nanllarn U ranosu-Y ce Varlk, artk dinsel yaamda
nem li bir rol oynamamaktadr ve m itolojide yetersiz
bir biimde temsil edilir (kimi zaman da h i yoktur;
szgelimi Dyaus). U ranosun pasiflii ve deus otiosus
olmas, maddesel ya da cisimsel olarak, onun idi edil
mesiyle aklanr: O gsz olmu ve Dnyada da
olup bitene karamaz duruma gelmitir. Vedanm yay
gn olduu Hindistanda Dyausun yerini Varuna alm
tr, ama o da, Vinu ve ivann nnde tmyle sili
nip gitmeyi beklerken gen ve sava bir tanr olan
ndrann stnln kabul eder. El, ncelii B aale
brakr, tpk A nunun Marduka yapt gibi. Mar-
dukun dnda, btn bu yce Tanrlar terim in tam
anlamyla artk yaratc (ya da yaradan) deildirler.
O nlar Dnyay yaratmamlar, yalnzca dzenlemiler
ve orada dzen ve verimlilii srdrme sorumluluunu
stlenmilerdir. Her eyden nce onlar, szgelimi Zeus
ya da Baal gibi Dlleyicilerdir, Yer tanralaryla yap
tklar kutsal evliliklerle, tarlalarn verimliliini ve
rnn bolluunu salarlar25. Mardukun kendisi de, bu
dnyann, bugn varolduu biimiyle Evrenin yaratc
sndan baka bir ey deildir. Bu dnyadan nce -ak
kan zelliinde olduu, bir kozmos deil de bir Okya
nus olduu iin bizlerin neredeyse hi dnemeyece
im iz- baka bir Dnya vard: Bu Tiam at ve Kocas
n n egemenliinde bulunan, kuak Tan rnn yaa
d Dnyayd.
Bu ksa bilgiler yeterlidir sanrz. Asl belirtilmesi
gereken, ilk tarihsel uygarlklara denk den Avrupa-
Asya oktanrclna zg byk m itolojilerin, gide
rek, Dnyann Yaratlmasndan sonra, hatta insann
yaratlmasndan (ya da ortaya kmasndan) sonra ne
ler olup bittiiyle ilgilendikleridir. imdi artk Tanrla
rn yarattklaryla deil de balarna gelenlerle ilgilenil-
mektedir. Kukusuz her zaman her tanrsal servende
az ok belli olan yaratc bir zellik vardr - ama gi
derek daha ok nemli duruma gelen ey, artk bu se
rvenin sonucu deil ama onu oluturan dramatik
olaylar dizisidir. Baalin, Zeusun, ndrann saysz se
rvenleri ya da herbiriyle ilgili tanrlar dnyasndaki
benzerlerinin servenleri en sevilen m itoloji tem ala
rn temsil ederler.
Burada bir de cinayet ya da kaza sonucu len ve ba
zen de dirilen gen Tanrlarn (Osiris, Tammuz, Attis,
Adonis, vb.) ya da C ehennem e inen bir T an rann
(tar), veya oraya inmeye zorlanan tanrsal bir Kzn
(Persephone) dokunakl mitlerinden de sz edelim. Bu
lmler tpk Hainuweleninki gibi, bitki rtsyle
belli bir iliki iinde olmalar bakmndan yaratcdr-
lar. Bu ani lmlerden birinin ya da bir tanrsal varl
n C ehennem e inmesi olgusunun evresinde daha
sonralar Gizli retiler ve gei trenleri ne dayal
dinler (Gizem26 dinleri) oluacaktr. Am a sz konusu
lmler, dokunakl olmalarna karn zengin ve eit
lilik gsteren m itolojilerin domasna yol amamtr.
len ve (kimi zaman) dirilen bu Tanrlar, tpk Hainu-
wele gibi dramatik yazglarn bu ana olay blmnde
tketmitir. Ve, tpk Haniuwele gibi, lmleri insan
lk durumu iin bir anlam tar: Bitki rtsyle ilgili t
renler (Osiris, Tammuz, Persephone, vb.) ya da inis-
iyasyon kurumlan (Gizemler) bu trajik olayn sonunda
ortaya kmtr.
Byk m itolojiler -H om eros ve Hesiodos gibi air
ler ve M ahabharatann ad bilinmeyen ozanlar tara
fndan benimsenmi olanlar, ya da ritellerle ilgili kii
ler ve ilahiyatlar tarafndan hazrlanm olanlar (tp
k M srda, Hindistanda ve Mezopotamyadaki gibi)
Tanrlarn gestalarnn anlatlmasyla giderek daha ara
nr duruma gelmitir. T arih in belli bir annda da, zel
likle Yunanistanda ve Hindistanda ama ayn zamanda
M srda da sekin bir topluluk bu tanrlarla ilgili tarihle
ilgilenmemeye balam ve (Yunanistanda olduu gi
bi) tanrlara inandklarn ileri srmekle birlikte artk
mitlere inanmaz olmulardr.

M T Y IK IM FNIN B A L A N G IC I

Szn ettiimiz olay, dinler tarihinde bilinli ve


belirgin bir mit ykm srecinin bilinen ilk rneidir.
Kukusuz, arkaik kltrlerde bile, bir mitin dinsel an
lamdan boald, efsane ya da ocuk masal durumuna
geldii de olurdu, ama daha baka mitler geerlilikleri
ni korurdu. Her durumda, Sokrates ncesi Yunanista
n nda ve Upaniadlarn Hindistannda olduu gibi,
birfnci derecede nemli ve sonularnn kestirilemez
olduu kesinlemi bir kltr olgusu sz konusu deildi.
G erekten de bu mit ykm srecinden sonra, Yunan
ve Brahman m itolojileri, ilgili sekin topluluklara
atalar iin canlandrdklar eyleri canlandramaz du
ruma gelmilerdi.
Bu sekin topluluklar iin z olan. Tanrlarla ilgili
tarih kesitinde deil de bu tarihten hemen nce gelen
en eski durumda aranmalyd. Burada, tanrlarla ilgi
li tarih olarak, m itolojinin tesine gemek iin ve ger
ein iinden fkrd ilk kaynaa ulamak iin, Var-
lkn dlyatan saptamak iin harcanan bir abann
var olduunu gryoruz. Felsefi speklasyon, kayna,
kkeni, arkhe 21yi ararken, ksa bir sre iin kozmogoni
ye yeniden kavumutur; artk kozmogoni miti deil de
bir ontoloji sorunu sz konusu olmutur.
Grlyor ki, z olana inanlmaz bir geriye dn
le ulalr: Bu, ritler yoluyla elde edilen bir regressus de
il ama dnsel bir abayla gerekletirilen bir geriye
dntr. Bu bakmdan, ilk felsefi speklasyonlarn
mitolojilerden kaynakland sylenebilir: Sistem li d
nce, kozmogonilerin sz ettii mutlak balangm
ne olduunu anlamaya ve kavramaya, Dnyann Yara
tl ile ilgili gizi, ksacas V arlkn ortaya kndaki
gizi aydnlatmaya alr.
A ncak Yunan dininde mit ykmnn, onun yan
sra da Sokrates ve Platon ile birlikte kesin ve sistemli
felsefenin baarya ulamasnn mitsel dnceyi tam
olarak ykamad grlecektir. Zaten, kken saygn
l yitip gitmedii, ve balang zamannda -y a da de-
ney-st bir Dnyad a - olup biteni unutm a da bilgiye
ya da kurtulua erimedeki balca engeli oluturduu
srece, mitsel dncenin kkl bir biimde almasn
tasarlamak gtr.
Platonun bu arkaik dnce biim ine ne kadar ba
l olduunu greceiz. Ayrca Aristotelesin kozmoloji
sinde de saygnln koruyan m itoloji tem alarnn var
lklarn srdrdkleri de bir gerektir.
En son tanr alaa edilmi, mitleri de ocuk masal
lar dzeyine dm olsa bile Yunan dncesi, byk
bir olaslkla mitsel dnceden kendi olanaklaryla
kurtulmay becerememi olmaldr. nk bir yandan
Yunan felsefi dncesi mitsel dncenin zn, ey
lerin sonsuz geriye dnn, kozmik ve insanla ilgili
yaamn evrimsel imgesini kabul ediyor, te yandan
da, Yunan anlay Tarihin bilgi nesnesi olabileceini
dnmyordu. Yunan dnyasnn fiziki ve metafizik-
ileri, mitsel dncenin birka oluturucu, yapc te
masn gelitirmitir: Bunlar kkenin, arkhe nin nemi;
z olann insan varlndan nce gelmesi; bellein
oynad kesin rol, vbdir. Elbette bu durum, Yunan m i
ti ile felsefe arasndaki devamlln kopuklua urad
durumlarn bulunmad anlamna gelmez. Am a fel
sefi dncenin, kozmik gereklie ve insan yaamna
zg mitsel imgeyi kullanm ve uzatm olabilecei
ok iyi anlalmaktadr.
M it, T arihin kefedilmesiyle, daha dorusu Yahudi-
Hristiyan dnyasnda tarih bilincinin uyanmasyla ve
bunun Hegel ve ardllarnda gelimesiyle, insann va
roluu ile temsil edilen Dnyada bu yeni var olma bi
im inin tam olarak zmlenmesiyle alabilmitir an
cak. Ne var ki, mitsel dncenin ykldn sylemek
te kararsz kalnr. Az ileride de greceimiz gibi, bu
dnce, kknden deimi olduu halde (elbette ok
iyi bir biimde gizlenmi deilse), varln srdrmeyi
baarmtr. in daha ilgin yan da varln zellikle
tarih yazmnda da korumasdr.
m it l e r in z e l l ik l e r i

N OTLA R

1. H om o religiosu s: D indar, d in duygusu olan insan anlam nda


L atin ce deyi. ( .N .)
2. D eu s otiosu s: Etkisiz, yansz, nem siz, ilgisiz T a n r anlam nda
L a tin ce deyi. ( .N .)
3. Trait d'histoire des religions, s. 53 ve tesi.
4. Trait, s. 55.
5. Trait, s. 55.
6. Trait, s. 5 5 -5 6 .
7. Bkz. Trait, s. 6 8 ve tesi.
8. Trait, s. 56.
9. Bu aln t m etin iinde talyan ca olarak verilm itir: co m e asso-
luto, n o n ha ch e far c o n n o i. ( .N .)
10. J. G . Frazer, T he Worship o fN a tu re (Londra, 1 9 2 6 ), s. 6 3 1 .
11. Franszca m etinde bu a ln tn n Eski Ahitten yapld yerin 1. S a -
m uel, X III, 10 olduu belirtilm itir; dorusu I. Sam u el, X II, 10
olacaktr; dzelterek veriyoruz. ( .N .)
12. Bununla birlikte A vustralyada da deus otiosuslarn bilind iini
ekleyelim ; bkz. Trait, s. 50.
13. R onald M . B ernd t, Djanggauul. A n Aboriginal Cult o f N orth -
E astem A m hem Land (Nevv York, 1 9 5 3 ), s. 1 39-141- A y rca bkz.
Naissances mysticjues, s. 106, g enleri yutan ve on lar ldren p i
ton Lunin gunu n m iti. nsanlar onu ldrdler, am a sonra da
k endisini tem sil ed en bir an t d iktiler: A n t, K unapipi gizli t
renlerinde rol oynayan iki rit direinden oluur.
14- D ingo: A vustralya yaban kpei. ( .N .)
15. R . Piddington, bkz. Mythes, rives et mystres, s. 25 7 ve tesi.
m it o l o ji, o n t o l o ji, t a r ih

16. E. A nderson, M ythes, rives et mystSres, s. 273.


17. Naissances mysticjues, s. 60.
18. Bkz. Naissances mystiques, s. 106.
19. A d. E. Jen sen , M ythes et cultes chez les peuples primitifs (ev . M.
Metzger ve J. G o ffin et, Paris, 1 9 5 4 ), s. 108.
2 0. A d. E. Jen sen , D as religise Weltbild einerfrhen Kultur (Stu ttg art,
1 9 4 8 ), s. 3 5 -3 8 ; ayrca bkz. Josep h C am p bell, T he M asks o f G od:
Primitive Mythology (N ew York, 1 9 5 9 ), s. 1 7 3 -1 7 6 . Bu m itsel m o
tifin yaylmasyla ilgili olarak bkz. Gudm und H att, T h e C o rn
M o th er in A m e rica and n donesia (A nthropos, X L V I, 1951, s.
8 5 3 -9 1 4 )- H erm an n B au m an n n yapt itirazlar (bkz. Das dop -
pelte Geschlecht, B erlin , 1 9 5 5 ). Ad. E. Je n sen tarafndan Der
A nfang des Bodenbaus in m ythologischer S ic h t ( Paideuma, V I,
1 956, s. 1 6 9 -1 8 0 ) balkl m akalesinde tartlm tr. A y rca bkz.
C ari A . Schm idz, D ie P roblem atik der M ythologem e H ainu-
vvele und Prom etheu s ( Anthropos , L V , 1 960, s. 2 1 5 -2 3 8 ).
21. Bkz. M ythes et cultes chez les peuples primitifs, s. 189 ve tesi.
22. A y.y.
23. K anibalizm : zellikle dinsel inanlardan tr insan e ti yeme
adeti. ( .N .)
24- A .g .y ., s. 225.
25. Bkz. Trait d histoire des religions, s. 6 8 -9 0 .
26. Ya da misterli veya m^stcrial d inler; inan sahipleri, gnahlardan
kurtulm ay, br dnyada m utlulua kavumay bu gizli kltn
salayacan kabul ederler, e n yce ve en kutsal grevlerden b i
rin in de tren leri gizlice yapmak olduuna inanrlard. ( .N .)
27. A rk h e : K k en , balang, tem el anlam larnda Y unanca
szck. ( .N .)
YED N C B L M

ANIMSAMANIN VE
UNUTMANIN MTOLOJS
Y O G A U S T A S I K R A L EY E IK O L U N C A

Matsyendranat ve Goraknat, H int Ortaann en


tannan yoga ustalar arasnda yer alr. Byye dayal
baarlar ok zengin bir destan yaznnn domasna
yol amtr. Bu m itoloji folklorunun balca blmle
rinden birini Matsyendranatn unutkanl oluturur.
En bilinen varyantlarndan birine gre, bu yoga ustas
Seylanda bulunduu bir srada Kralieye k olur ve
kendi kimliini tmyle unutarak onun sarayna yerle
ir. Bir Nepal varyantna gre de Matsyendranat u ko
ullar altnda ivaya kaplmtr: Bedeni mezinin ko
rumas altndayken ruhu yeni lm olan bir kraln ce
sedine girmi ve onu diriltmi. Bu, yogaclara zg ok
iyi bilinen bakasnn bedenine geme mucizesidir;
azizler de kimi zaman, ehveti kirlenmeden tanmak
iin bu yola bavururlar. Son olarak, Gorakavijaya adl
iire gre Matsyendranat, Kadali lkesinde kadnlara
tutsak dmtr.
Goraknat, Matsyendranatn tutsak olduunu re
nince ustasnn lme mahkm olduunu anlar. Bunun
stne Yama krallna iner, yazglar kitabn inceler,
gurusunun geleceiyle ilgili sayfay bulur, stnde d
zeltmeler yapar ve gurunun adn ller listesinden siler.
Sonra, Kadalide, dansz klnda Matsyendranatn
huzuruna kar ve gizemli arklar syleyerek dans et
meye koyulur. Matsyendranat yava yava gerek kim li
ini anmsar. Tensel yolun lme gtrdn,
'unutmasnn da aslnda, gerek ve lmsz olan ken
di doasn unutma olduunu ve Kadalinin bys-
nn dind yaamn seraplarn oluturduunu anlar'.
G oraknat onu yoga yoluna yeniden dnmeye ve bede
nini yetkin klmaya zorlar. Ona, lmszl az daha
elinden karmasna neden olacak olan unutma ya
Durgann yol atn anlatr. Goraknat, bu bynn
Doa (yani Durga) tarafndan insanoluna yneltil
mi olan sonsuz cehaletin uursuzluunu simgelediini
ekler2.
Bu mitsel tema u elere indirgenir: 1. Manevi bir
usta, bir kralieye k olur ya da kadnlar tarafndan
tutsak edilir; 2. Her iki durumda da fiziksel bir ak he
men annda U stada bellek yitimine yol aar; 3. T ilm i
zi kendisini bulur ve deiik simgeler (danslar, gizli ia
retler, gizemli bir dil) araclyla onun bellee, yani
kim liinin bilincine kavumasna yardmc olur; 4. Us-
tadaki unutma lme benzetilir ve bunun tersine
uyanma, ayrlma, anam nesis 3, bir lmszlk koulu
olarak belirir.
A na m otif -Yaam n iine dalmann yol at bel
lek yitimi-tutsaklk, ve bir mezin gizemli iaretleri ve
szleriyle gerekletirilen ana m n esis- belli bir lde
n cinin lahisin d e sunulan Kurtarlan kurtarcyla il
gili o nl gnostik miti anmsatr. lerde de greceimiz
gibi H int dncesi ile gnostisizmin4 baz zellikleri
arasnda daha baka benzerlikler de vardr. A ncak, u
anki durumda, gnostik bir etkinin bulunduunu var
saymak pek de gerekli deildir. Matsyendranatn tut
sakl ve unutmas tm H int dnyasna zg bir m otif
oluturur. Her iki aksilik de tin in (Kendi[lik], kimlik;
atm an, puruja) yaamlar evrimine dmesini, dolay
syla da K endi(lik) bilincinin yitirilmesini cisimsel (ya
da maddesel) olarak aklar. H int yaznnda, insanlk
koulunu belirtmek iin bala(n)m a, zincirle(n)m e,
tutsaklk ya da unutma, bilgisizlik, uyku imgeleri hibir
ayrm gzetilmeden kullanlr; buna karlk, insanlk
koulunun ortadan kaldrlmasn (ya da almasn),
zgrl, kurtuluu (m oksa, mukti, nirvana, vb.) anlat
mak iin, balardan kurtulma, rtnn yrtlmas (ya
da gzleri rten ban karlmas) veya bellek, anm-
sa(t)m a, ayrlma, uyan(dr)ma, vb. imgeleri kullanlr.

H N T D N Y A SIN IN U N U T M A VE
A N IM SA M A LE LG L SM G E C L

Diganikaya (I, 19-22), belleklerini yitirdiklerinde


ve bellekleri karmakark olduunda Tanrlarn gk
yznden dtn syler; bunun tersine, unutmayan
Tanrlarnki deimez, sonsuzdur, deiiklii tanm a
yan bir doalar vardr. U nutm a uyku demektir,
ama ayn zamanda kendini yitirmeye yani ynn a
rmaya, dncesizlie (gzlerin bal olmas) de
denk der. andogya-U paniadda (V I, 14, 1-2) bir
adamn, gzleri bal olarak, haydutlar tarafndan otur
duu kentten uzaklara gtrlp ssz bir yere brakl
mas anlatlr. Adam barmaya balar: Buraya gzle
rim bal olarak getirildim; burada gzlerim bal ola
rak brakldm! Bunun stne biri kar, onun gzle
rindeki band ekip alr ve kendisine yaad kentin
hangi ynde olduunu syler. Adam bir kyden br
ne yolu sora sora evine dnmeyi baarr. te tpk bu
nun gibi, diye devam eder m etin, grgl, bilgili bir us
tas olan da cehalet bandndan kurtulmay baarr ve
sonunda yetkinlie ular.
Sankara, ardagya-Upaniad metninden alnan bu
blm, ok bilinen birka sayfada yorumlamtr.
Sankara, hrszlar tarafndan Varlktan uzaklara ( at -
m ari'B rahm andan uzaklara) karlan ve u bedenin
kapanna kslan adamla ilgili olarak da olaylarn ayn
byle olup bittiini anlatr. Hrszlar, saygnlk ve ku-
sura ilikin sahte fikirleri ve daha baka eyleri temsil
eder. Adamn gzleri de bo hayal, kuruntu bayla
balanmtr, karsna, oluna, arkadana, srlerine,
vbne zlem duymas da onu engeller. Ben filancann
oluyum, mutluyum ya da mutsuz, akllym ya da aptal,
dindarm, vb. Nasl yaamalym? Ka yolu nerede?
Kurtuluum nerede? Korkun bir pusuya dm olan
adam, gerek V arlkn ( B rahm an-atm an) bilincinde
olan kiiye rastlad ana kadar ite byle dnr; k
lelikten kurtulmu, mutlu biri olan ve ayrca bakalar
na kar sempati besleyen bu kiiden, bilginin yolunu
ve dnyann geiciliini, boluunu renir. Bylelikle
kendi bo hayallerinin tutsa olmu olan adam dn
yayla ilgili eylere bamllktan kurtulur. te o zaman
kendi gerek varln tanr, sand gibi ynn ar
m bir serseri olmadn anlar. Tersine, kendisinin de,
Varlkn olduu ey olduunu anlar. Bylece cehaletin
(avidya) yaratt bo hayal bandan gzleri kurtulmu
olur ve o da, evine dnen Gandaral adam gibi olmu,
yani atm an' bularak nee ve dinginlikle dolmutur5.
Kendi(lik)deki usa aykr durumu anlalr klmaya
alrken H int speklasyonunun yararland klieler
ok iyi fark edilmektedir. Zamansal varlnn yaratt
ve besledii bo hayallerle akna dnen Kendi(lik)
[atman], Dnyada, ancak grnte baml olduunu
kefettii gne kadar bu cehaletin sonularna katla
nr. Samkya ve Yoga da benzer bir yorum sunar: K en
d ilik ) [pruja] ancak grnte denetim altndadr,
kurtulu ( m ukti) da, kendi sonsuz zgrlnn bilinci
ne varmaktan baka bir ey deildir. A c ektiim i sa
nyorum, denetim altna alndm sanyorum, kurtu
lua ulamak istiyorum. Bu benin, Madde ye (praktri )
ilikin bir rn olduunu anladm anda - ayldm
i in - birden tm varoluun, yalnzca bir acl anlar zin
ciri olduunu ve gerek tinin kiilikteki dram souk
kanllkla seyrettiini anlarm6.
Samkya-Yoga iin olduu kadar Vedanta iin de
kurtulu bir aylma ya ya da balangtan beri var
olan, ama bir trl gerekletirilem eyen bir durumun bi
lincine varlmasna benzetilebilir. En son kertede, ken
di kendini tanmama olan ceh alet, kimi bakmlardan
gerek K endi(lik)i (atm an, purua) unutma ya benze
tilebilir. Mcryann rtsn yrtmakla ya da cehaleti
ortadan kaldrmakla kurtuluu olanakl klan bilgelik
(jnana, vidya, vb.) bir uyanmadr. Uyananlar arasn
da en yetkin olan Buddhadr; o mutlak olarak her eyi
bilme yeteneine sahiptir. Bunu daha nceki bir b
lmde grmtk. br bilgeler ve yogiler gibi Buddha
da daha nceki yaamlarn, varolularn anmsyordu.
Ama Buddhayla ilgili metinlerde, bilgelerin ve yogile
rin belli sayda bazen de ok sayda yaam bilmeyi ba
armalarna karlk, tmn bilenin yalnzca Buddha
olduu belirtilir. Bu da her eyi bilme niteliini yalnz
ca Buddhann tadn syleme biimidir.

ESK Y U N A N D A U N U T M A V E
A K ILD A T U T M A

Plotinos Anmsama, unutmu olanlar iindir diye


yazmt (E n n ea des, 4, 6, 7). retisi Platoncudur.
Unutmu olanlar iin anmsama bir erdemdir; ama
yetkin olanlar hibir zaman gerein grntsn yi
tirmezler ve onu anmsamaya gereksinimleri yoktur
( Phaidon , 249, c, d ,) . Demek ki bellek, aklda tutma
(m n em e) ile anmsama (anam nesis) arasnda bir fark
vardr. Buddhann Diganikayada szn ettii ve bel
lekleri karmakark olduunda gklerden dm olan
tanrlar, insan olarak yeniden dirilirler. Aralarndan
bazlar ile ekmeye ve derin dnceye dalmaya (me-
ditasyon) bavururlar; yogi disiplinleri sayesinde daha
nceki yaamlarn anmsamay baarrlar. Demek ki
yetkin bir bellek anmsama yetisinden stndr. u ya
da bu biimde anmsama bir unutmay ierir, bu da,
grdmz gibi, Hindistanda cehalet, klelik( t u t
saklk) ve lm anlamna gelir.
Benzer bir duruma Yunanistanda da rastlanr. Bura
da, Yunan inanlar ve speklasyonlarndaki unutma
ve anamsesis ile ilgili olan btn olgular sunmayaca
z. Biz proto-tarmla uraan toplumlarda nem li bir
rol olduunu bir nceki blmde grdmz aklda
tutma ve unutma m itolojisinin geirdii eitli dei
iklikleri izlemeyi dnyoruz. Yunanistanda olduu
gibi Hindistanda da, proto-tarmla uraanlarnkine az
ok benzeyen inanlar, ozanlar, d ve dnceye dal
ma uygulamasna bavuranlarn yan sra ilk filozoflar
tarafndan da zmlenmi, yeniden yorumlanm ve
yeniden deerlendirilmitir. Bu da artk, Hindistanda
ve Yunanistanda yalnzca dinsel davranlar ve m itolo
jiye ilikin anlatmlarla deil ama zellikle ruhbilim ve
metafizikle ilgili ilksel kavramlarla kar karya oldu
umuz anlamna gelir. Am a yine de yaygn, popler
inanlar ile felsefi speklasyonlar arasnda bir srek
lilik vardr. te bizi asl ilgilendiren de zellikle bu s
rekliliktir.
Bellekin kiiletirilmi biim i ve Kronos ile Oke-
anosun kz kardei olan tanra Mnemosyne, Musala-
rn anasdr. O her eyi bilir; Hesiodosa gre ( T heogo -
nia, 32, 3 8) o, olmu olan her eyi, olmakta olan her
eyi, olacak olan her eyi bilir. Ozan, Musalarn etk i
sine girmise dorudan do rya Memosynenin bilgisiy
le, yani zellikle kkenler, balanglar, soy soplara
ilikin bilgiyle beslenir. G ere1te n de Musalar ark
larn, en batan -eks arkhes1 ( Theogonia , 45, 1 1 5 )- dn
yann ortaya kndan, tanrlarn oluundan, insanl
n douundan balayarak sylerler. Bu yolla ortaya
karlan gemi, imdinin gemiinden de te bir eydir:
Onun kaynadr. Bu kaynaa kadar uzanmakla anm
sama olaylar zamansal bir ereve iine yerletirmek
yerine varln zne ulamaya alr, balangtan ge
leni, ilk gerei (bu gerek, oluu btn iinde anla
may salar, ayrca kozmos da bu gerekten kaynakla
nr) ortaya karmaya abalar8.
Yeniden yakalanmaya elverili olan ilk, en eski bel
lek sayesinde, Musalardan esinlenmi olan ozan, ba
langtaki ilk gereklere ular. Bu gerekler balang
taki mitsel zamanlarda ortaya kmtr ve bu Dn-
yann tem elini oluturur. N e var ki, balangta ortaya
km olduklar iin de bu gerekler artk gndelik ya
antda yakalanabilecek nitelikte deildir. J. -P. Ver-
nant hakl olarak ozann esinini cehennem deki bir l
nn ruhunun arlmasna ya da yaayan birinin, bil
m ek istedii eyi renm ek iin giritii bir descensus ad
infem os9a benzetmitir. M nemosynenin aiodos'0a sa
lad ayrcalk, br dnya ile bir szlemedir, oraya
rahata girip kabilm e olanadr. Gem i, br dn
yann bir boyutu gibi grnmektedir.11
te bu nedenle -tarih sel ya da en esk i- gemi
unutulduu lde lme benzetilir. Lethe pnar, ya
ni unutma pnar tmyle lm alan iinde kalr.
ller belleklerini yitirmi olanlardr. Bunun tersine,
Tiresias ya da Amphiaraos gibi kimi ayrcalkllar bel
leklerini ldkten sonra da korurlar. Hermes, olu Et-
halideyi lmsz klmak iin ona hi bozulmayacak
bir bellek verir. Rodoslu Apolloniosun yazdna gre
A kheronu getii zaman bile, unutma, onun ruhunu
kaplayamad; ve her ne kadar, kh glgelerin bulundu
u yerde, kh gne nn bulunduu yerde yaarsa da
o, her zaman, grm olduu eyin ansn saklard12.
Am a Aklda tutma ve U nutm ann m itolojisi, ruh-
gyle ilgili bir retinin olumas srasnda eskatolo-
jiye ilikin bir anlamla zenginleerek deiiklie ura
mtr. Bundan byle en eski gemii renmek nem
li deildir, ama asl nem li olan daha nceki kiisel ya
amlar, varolular dizisini renmektir. Lethenin gre
vi tersine dnmtr: Onun sular artk, dnyadaki ya
am unutturmak amacyla bedenden ayrlan ruhu kar
lamaz. Tersine, Lethe gkyz lem inin ansn, yeni
den dirilmek zere yeryzne dnen ruhtan silip atar.
A rtk U nutm a lm deil de, yaama dn simge
ler. Lethe pnarndan (Platonun, Phaidrada, 248 c, be
timledii gibi unutma ve ktlk yudumunu) ime
tedbirsizliini gstermi olan ruh, yeniden dirilir ve
olu evrim inin iine yeniden frlatlr. Orpheus-
Pythagoras din topluluu yelerinin taktklar altn
lamlarda, ruha, sol taraftaki yol stnde bulunan Lethe
pnarna yaklamamas, ama Mnemosyne glnden
kan kaynaa rastlayaca sadaki yoldan gitmesi buyru
lur. Ruha, kaynan bekilerine yle yakarmas t
lenir: abuk bana Bellek glnden akan souk sudan
verin. O nlar da kendiliklerinden sana imen iin kut
sal kaynaktan su vereceklerdir, bundan sonra da, br
kahramanlar arasnda sen efendi olursun13.
Pythagoras, Empedokles ve daha bakalar, ruhg-
ne inanrlar ve nceki yaamlarn anmsadklarn
ileri srerlerdi. Kutsal yerden srgn edilmi serseri
olarak kendini tantan Empedokles ben eskiden zaten
bir olan ve bir kz ocuk, bir allk ve bir ku, deniz
de sessiz bir balk idim ( A rnm alar [Fr. ev: Purifica -
tions, para 117] diyor ve ayrca unlar da sylyordu:
Ben sonsuza dek lmden kurtuldum (a y .y ., Fr. ev.,
para 112). Empedokles, Pythagorastan sz ederken
onu olaanst bilgiye sahip bir adam diye betim li
yordu, nk tin inin tm gcyle egemen olduu yer
de, insan olarak yaad on yirmi varoluta kendisinin
ne olduunu kolayca grebiliyordu (a y .y . Fr. ev.
para 129). te yandan bellein kullanlmas ve geli
tirilmesi Pythagoras din topluluklarnda nem li bir
rol oynard (Diodoros X, 5; lamblikhos, Vita Pyth. 78
ve tesi).
Bu altrma, V . blmde incelediimiz yoga tekni
i olan geriye dn u anmsatr. Ayrca unu da ekle
mek gerekir: amanlar nceki yaamlarn14 anmsadk
larn ileri srerler ve bu da sz konusu uygulamann
ok eski olduunu gsterir.

LK BELLEK V E T A R H S E L BELLEK

Grlyor ki Yunanistanda bellein iki eit deer


lendirmesi vardr: 1. En eski olaylara (kozmogoni, te-
ogoni, jenealoji) bavuran bellek; 2. nceki varolula
rn yani tarihsel ve kiisel olaylarn bellei. Lethe, yani
U nutm a bu iki eit bellee ayn iddetle kar kar.
A ncak Lethe birka ayrcalkl kii karsnda gsz
kalr: 1. Musalardan esinlenen ya da bir geriye doru
kehanette bulunma sayesinde en eski olaylarn belle
ini yeniden bulmay baaranlar; 2. Pythagoras ya da
Empedokles gibi nceki varolularn anmsamay baa
ranlar. Bu iki ayrcalklar kategorisi Unutm ay, dola
ysyla da bir bakma lm yenilgiye uratr. Bazlar
kkenlere ilikin bilgiye ular (Kozmosun, tanrla
rn, halklarn, slalelerin kkeni). brleri de kendi
tarihelerini yani kendi ruhglerini anmsarlar. B i
rinciler iin nemli olan balangta olup bitendir. O n
larn kiisel olarak kapsamna girmedikleri en eski
olaylardr bunlar. Am a bu olaylar -kozmogoni, teogo-
ni, je n e a lo ji- onlar oluturmutur bir bakma: Bu
olaylar gereklemi olduu iin onlar ne iseler odur-
lar. Burada, sz konusu tutumun, kendisinin mitlerde
gerektii gibi anlatlan en eski olaylar dizisi sonucu
olutuunu kabul eden arkaik toplum insannn tutu
munu ne kadar da anmsattn gstermek gereksizdir.
Buna karlk nceki yaamlarn, nceki varolula
rn anmsamay baaranlar ncelikle, saysz cisimle
meleri arasna dalm olan kendi z tarihelerini
ortaya karmayla urarlar. Yazglarnn oluum do
rultusunu grmek iin bu tek tek paralar birletirme
ye, onlar tek bir yap iine sokmaya alrlar. nk
anamnesis yoluyla, aralarnda hibir bant bulunma
yan, tariheye ilikin paralarn birletirilmesi ayn za
manda balang ile sonu birbirine bititirm ek de
mekti; bir baka deyile, dnya stndeki ilk yaamn,
ilk varoluun ruhg srecini nasl balattn ortaya
karmak nemliydi. Byle bir kayg ve byle bir disip
lin H int geleneindeki geriye dn ve nceki varo
lular anmsama tekniklerini akla getirir.
Platon unutma ve bellek ile ilgili bu iki gelenei bi
lir ve kullanr. Ama onlar, kendi felsefe sisteminde ek
lemleyebilmek iin dntrr ve yeniden yorumlar.
Platona gre, renmek, sonu olarak anmsamak an
lamna gelir (bkz. zellikle M enon, 81. c, d ). Yeryzn-
deki iki varolu arasnda, ruh idealar seyre dalar: Ar
ve yetkin nitelikte olan bilgiyi paylar. N e var ki, ye
niden cisimleirken ruh, Lethe pnarndan su ier ve
dealar dorudan doruya seyretmekle elde etmi oldu
u bilgiyi unutur. Bununla birlikte, cisimleen insanda
sz konusu bilgi gizli olarak kalr ve felsefi alma sa
yesinde gerekleme aamasna getirilmeye elverilidir.
Fiziksel nesneler, ruhun kendi stne eilmesine ve bir
eit geriye dnle, dnya-d durumdayken sahip
olduu ilk bilgiyi yeniden bulmasna ve ele geirmesi
ne yardmc olurlar. Buna gre de lm, belli sreler
iinde ruhun yeniden cisimlemesi sonucu yitip gitmi
olan en eski ve yetkin bir duruma dntr.
Daha nce Platonun felsefesini arkaik ontoloji
olarak adlandrlabilecek eyle karlatrma frsatn
bulmutuk15. imdiyse dealar kuram ile Platoncu
anam nesis in, arkaik ve geleneksel toplum insannn
davranyla hangi adan karlatrlmaya elverili ol
duunu gstermek nemlidir. Arkaik ve geleneksel
toplum insan btn eylem lerinin rnek oluturan mo
dellerini mitlerde bulur. M itler onu, yapt ya da yap
maya giritii her eyin daha nce, Zamann balang
cnda, balang zamannda (in illo tem pore) yaplm ol
duu konusunda inandrrlar. Demek ki, m itler yararl
bilginin tmn oluturur. Bireysel bir yaam ortaya
kp gerekleir ve srer; bu yaam, daha nce gerekle
tirilmi eylemler ve daha nce dile getirilmi dnce
ler ynndan esinlendii lde sorumlu ve anlaml,
tam olarak insana zg bir yaamdr, bir varolutur.
Gelenein oluturduu bu ortak bellekin ieriini
bilmemek ya da unutmak doal duruma (ocuun
kltrsz durumu) doru bir gerileme ya da bir gnah
veya bir felaket anlamna gelir.
Platona gre akllca yaamak, yani gerei, gzeli,
iyiyi renmek ve anlamak her eyden nce cisimden
kurtulmu olan, salt tinsel nitelikteki bir yaam yeni
den anmsamaktr. Bu pleroma16 koulunu unutma,
mutlaka bir gnah ileme deildir, ama yeniden c i
simleme srecinin bir sonucudur. Platon iin de
unutma nn lm olgusunun bir parasn oluturma
mas ama tersine yaamla, yeniden cisimlemeyle ba
lantl olmas ilgi ekicidir. Ruh, dealar dnya yaa
mna dnerken unutur. Burada, nceki varolular
-y an i kiisel yaantlar toplamn, tarihey i- unutma
deil ama kiitesi ve ncesiz-sonrasz nitelikteki haki
katler olan dealar unutma sz konusudur. Felsefi
anam nesis, daha nceki varolularn bir blmn
oluturan olaylarn ansn yakalamaz ama hakikatleri,
gerek olana ilikin yaplar geri alr. Bu felsefi tutum
ile geleneksel toplumlarn arasnda bir benzerlik kuru
labilir: M itler, Doast Varlklar tarafndan kurulmu
olan paradigma modellerini temsil ederler, u ya da bu
bireyin kiisel yaantlar dizisini deil17.

U Y KU V E L M

Yunan mitolojisinde Uyku ve lm, yani Hypnos


ve Thanatos ikiz kardelerdir. Yahudiler iin de, en
azndan srgn sonras zamanlardan balayarak lmn
uykuya benzediini anmsatalm. Mezardaki uykuya
(Eyub, III, 13-15; III, 17), eo l18daki (Vaiz, IX, 3; IX,
10) ya da ayn zamanda her iki yerdeki uykuya (Mez-
mur L X X X V III). Hristiyanlar lm-uyku benzeiklii-
ni kabul etmiler ve gelitirmilerdir: in pace bene dor-
mit, dormit in somno pacis, in pace som ni, in pace D om i -
ni dormias'9, mezar talarna yazlan en yaygn formller
arasnda yer alr20.
Hypnos, Thanatosun erkek kardei olur olmaz, tp
k H indistanda ve gnostisizmde olduu gibi Yunanis
tanda da uyandrmak eylem inin (terim in geni anla
mnda) neden soteriyolojiyle ilgili bir anlam tad
anlalr. Sokrates kendisiyle konuanlar, kimi zaman
h i istemedikleri halde uyandrr. Ne kadar da sinirli
sin, Sokrates! diye barr Kallikles (G orgias, 508 d ).
Ama Sokrates, insanlar uyandrma grevinin kutsal
trden olduunun pekala da bilincindedir. T an rnn
hizmetinde olduunu srekli olarak anmsatr (A polo-
gia, 23 c; ayrca, bkz. 30 e; 31 a; 33 c). A tinallar, siz be
nim gibisini kolay kolay bulamazsnz, ve eer bana
inanyorsanz, beni korursunuz, Ama, belki de, tpk
uykudan uyandrlm uykulu insanlar gibi sinirli sinirli
Anytosu dinleyip dversiniz beni ve dncesizce l
drrsnz; sonra da tm yaamnz boyunca uyursunuz;
bundan da ancak, Tanr sizlere olan sevgisinden tr
baka birini gnderirse kurtulursunuz (A p o i, 30 e).
insanlara olan sevgisinden dolay onlar, ayn za
manda cehalet, unutma ve lm olan uykularndan
uyandrmak iin bir Efendi gnderenin Tan r oldu
u dncesini unutmayalm. Ayn motife gnostisizm-
de de rastlanr, ama elbette bu kez stnde byk l
de allm ve yeniden yorumlanm olarak. Actes de
T ho m asdaki n cinin lahisinin bize sunduu ana gnos-
tik mit, unutma [am nesia] ve anamnesis temas evre
sinde eklemlenir. Prensin biri Doudan, sl n n
ten ylann evreledii denizin ortasndaki tek inci ta
nesini alp gtrmek zere M sra gelir. M srda, lke
nin insanlar tarafndan yakalanr. Bu insanlar Prense
kendi yiyeceklerinden verirler, bunun stne Prens de
kimliini unutur. Bir kral olu olduumu unuttum ve
onlarn kralna hizmet ettim ve anamn babamn beni,
almam iin, peine gnderdikleri inciyi unuttum, ve
onlarn yiyeceklerinin arlndan derin bir uykuya
daldm. A ncak Prensin annesiyle babas onun bana
gelenleri renirler ve kendisine bir mektup yazarlar.
Krallar kral babandan, Dou nun melikesi annenden
ve ikinci olumuz kardeinden sen olumuza, selam ol
sun! Uyan ve kalk uykundan, mektubumuzdaki szlere
kulak ver. Kral olu olduunu anmsa. Nasl bir kleli
e dtn gr. Alm ak iin Msra gnderilmi oldu
un inciyi aklna getir. Mektup bir kartal gibi uar,
onun stne iner ve sze dnr. Sesi ve kard h
rt stne uykudan uyandm ve alp kendime gel
dim. Onu aldm, kucakladm, mhrn atm , oku
dum, mektuptaki szler yreime yazlm olan eyle
birbirini tutuyordu. Kraliyet ailesinin olu olduumu
anmsadm, o esiz doumum da kendi niteliini doru
luyordu. Alm ak zere M sra gnderildiim inciyi
anmsadm ve sl n n ten ylan efsunlamaya ko
yuldum. Onu bylyerek uyuttum, sonra onun stn
de babamn adn syledim, inciyi ele geirdim ve ba
bamn evine dnme grevine baladm21
n c inin lahisi'nin bizim konumuzu dorudan doru
ya ilgilendirmeyen bir sonu var (Prensin yola koyulma
dan nce brakt ve eve dnnce bulduu parltl
giysi). Srgn, yabanc bir lkede tutsak edilme, tut
sa uyandran ve onu yola koyulmaya aran haberci
temalarna, Sohravardinin kk oylumlu bir yapt
olan Bat S rg n n n Anlatsn d a rastlanr22. M itin k
keni (byk bir olaslkla rana uzanr) ne olursa olsun,
n cinin lahisi nin deeri, en yaygn gnostik m otiflerin
den birkan tiyatroya zg bir biimde sunmasndan
kaynaklanr. Geenlerde kan bir kitapta Hans Jonas
zellikle gnostik simge ve imgeleri zmlerken d,
tutsak etme, terk etme, yurt zlemi, uyuukluk, uyku,
kendinden geme23 m otiflerinin nemi stnde srarla
durmutur. Biz burada bu geni apl dosyay yeniden
ele alacak deiliz. Bununla birlikte zellikle etkileyici
nitelikte olan birka rnek verelim.
Maddeye doru dnen ve bedeni tanma isteiyle
yanp tutuan ruh, kendi z kimliini unutur. Balan
gta kald yeri, kendi gerek yuvasn, ncesiz-sonra-
sz varln unuttu. Harran halknn temel inancn El
Katibi bu szlerle anlatr24. Gnostiklere gre, insanlar
yalnzca uyumakla kalmazlar ama uyumay severler.
G inza neden hep uykuyu seversiniz ve sendeleyenler
le sendelersiniz? diye sorar25. Y uh an n a nn V a hy inde
Duyan, ar uykudan uyansn diye yazldr26. Ayn
motife (Theodore bar K hnain bizler iin koruduu
biimiyle) manikeizm kozmogonisinde de rastlanr:
Ik saan sa, masum Adem e doru indi ve kurtulsun
diye onu bir lm uykusundan uyandrd27... Cehalet
ve uyku, ayn zamanda kendinden geme olarak da
belirtilir. Evangile de V erite de, Gnoz28 sahibi bir kii
ile kendinden getikten sonra, yeniden ll, lml
biri olan ve kendine geldiinde temelde kendisinin
olan yeniden dorulayan bir kii29 karlatrlr. Gir-
za da Ademin nasl uykusundan uyandn ve gzle
rini n bulunduu yere doru kaldrdn30 anlatr.
Jonas hakl olarak, bir yandan yeryzndeki varolu
un terk etm e, kayg, yurt zlemi olarak tanm
landn, te yandan da uyku, kendinden gem e
ve unutma olarak betimlendiini saptar: Bir baka
deyile, (kendinden gem eyi bir yana brakrsak) bu
varolu daha eski bir dnemde, yeralt dnyasnda l
lerin iinde bulunduklar duruma mal edilen btn
zellikleri kendinde toplamtr31. nsan uykusundan
uyandran haberci, ona hem Yaam, hem de
kurtuluu getirir. Hippolytosun korumu olduu
gnostik bir para ( R efu t ., V , 14, 1) yle balar: Ben
gecenin E o n unda32 uykudan uyandran sesim .
Uyanma, anamnesis demektir, ruhun gerek kim lii
nin anmsanarak yeniden tannmas yani gksel kke
nini yeniden tanma anlamna gelir. Haberci insana
ancak onu uyandrdktan sonra kurtulu vaadini ak
lar ve son olarak ona Dnyada nasl davranmas gerek
tiini retir33. Turfanda bulunan, manikeizmle ilgili
bir metinde unlar yazldr: inde uyuyup kaldn
kendinden geme durumundan kurtul, uyan ve beni
seyret34!. Bir bakasnda da yle denir: Uyan, iine
dtn kendinden geme durumundan, sarholuk
uykusundan, ey grkemli ruh (...), balangta yaad
n o yce yere doru izle beni35. Bir mande m etni de
tanrnn Habercisinin Adem i nasl uyandrdn anla
tr ve yle devam eder: Ben seni bilgilendirmek iin
geldim Adem, ve seni bu dnyadan kurtarmak iin.
Kulak ver, dinle ve kendini yetitir, ve n olduu
yere zafer kazanm olarak yksel36. Kendini yetitirme
ayn zamanda bir daha kesinlikle uykuya yenilmeme
buyruunu da ierir. A rtk ne uyukla ne de uyu, Tan-
rnn sana verdii grevi unutma37.
Kukusuz, bu kalplam szler gnostiklerin tekelin
de deildir. E phesoslulara M ektup (V , 14) kim in tara
fndan sylendii bilinmeyen u szleri ierir: Uyan ey
sen uyuyan ve ller arasndan kalk ve sa seni aydn
latacaktr. Uyku ve uyanma motifine hermetizmle il
gili metinlerde de rastlanr. Poimandres de yle denir:
Ey siz, topraktan domu, kendini ruhsal sarholua ve
uykuya ve Tanrbilmezlie vermi olanlar - llle
dnn! Sarholuunuzdan vazgein, sama uykunuzun
bysnden kurtulun38!
Uykuya kar kazanlm zafer ve kesintiye urama
yan uyanklk durumu olduka tipik bir irisiyasyon s
namas oluturur. Bunlara henz, kltrn arkaik evre
lerinde bile rastlanr. Kimi Avustralya kabilelerinde
irisiyasyon snamasna aday olan acemilerin, gn bo
yunca uyumamalar gerekir, ya da onlara gn aarma
dan uyumak yasaktr39. lmszl aramaya giden
Mezopotamyal kahraman Glgam, mitsel A ta U t-na-
pitinin adasna varr. Orada alt gn alt gece boyun
ca uyank kalmak zorundadr, ama o bu inisiyasyon sna
masndan gemeyi baaramaz ve lmszle sahip ol
ma ansn elde edemez. Orpheus ve Eurydike tipinde
bir Kuzey Am erika mitinde de, karsn kaybeden bir
adam, C ehennem e inmeyi ve onu orada bulmay baa
rr. C ehennem Tanrs, ona, eer btn geceyi uyuma
dan geirebilirse karsn geri gtrebilecei konusunda
sz verir. N e var ki adam tam gn aaraca srada
uyuya kalr. C ehennem Tanrs ona yeni bir ans daha
tanr; ertesi gece, yorgun olmamas iin adam gn bo
yu uyur. Am a yine de gn aarncaya kadar uyank kal
may baaramaz ve Yeryzne yalnz bana dnmek zo
runda kalr40.
Grlyor ki, uyumamak yalnzca fiziksel yorgunlu
u yenmek deil ama zellikle tinsel gc kantlam ak
tr, Uyank kalmak, tam anlamyla bilinci yerinde ol
mak, tinin dnyasnda var olmaktr. Isa, hi durmadan
tilmizlerine uyumamay buyururdu (bkz. szgelimi
M atta, X X IV , 4 2 ): G etsem anideki G ece, tilmizlerin
Isa ile birlikte uyank kalmay baaramadklar iin
zellikle ackl olmutur. C anm lesiye skkn; burada
kaln ve benimle uyank durun (M atta, X X V I, 38).
Am a geri dndnde onlar uyur bir durumda bulur.
Petrusa yle der: Siz benim le bir saat byle uyank
duramadnz (X X V I, 4 0 ). Sonra onlara yeniden U ya
nk kalp dua edin diye buyurur. Ama bouna; geri
dndnde onlar yine uykuda buldu; nk onlarn
gzleri arlamt (X X V I, 41-43; bkz. Markos, X IV ,
s. 34 ve tesi; Luka, X X II, 4 6 ).
inisiyasyon la ilgili uyank kalma bu kez de insana
zg glerin stnde olduunu gstermitir.

G N O S T lS lZ M V E H lN T FELSEFES

Bu yaptn dzeni iinde gnostisizm sorununun b


tnyle ele alnp tartlmasna yer yoktur. Bizim konu
muz, Unutma ve Anmsama m itolojisinin, st dzey
deki birka kltrde gsterdii gelimeyi izlemektir. Sz
ettiimiz gnostik metinler, bir yandan ruhun, maddenin
iine dmesi (Yaam) ve bunun ardndan gelen lm
cl uyku stnde dururken te yandan da ruhun dn-
ya-d kkeni stnde durur. Ruhun maddenin iine
dmesi, Yunan felsefe speklasyonunda ruhgnn
akland gibi, daha nceden ilenmi bir gnahn so
nucu deildir. Gnostikler, gnahn bir bakasna ait
olduu kansn uyandrrlar41. Dnya-d kkenli tinsel
varlklar olan gnostikler buradan, bu dnyadan ol
duklarn kabul etmezler. H. -Ch. Puechn belirttii gi
bi, gnostiklerin teknik dillerindeki anahtar szck
brdr, yabancdr42. Balca aklama yledir:
Dnyada, dnyann iinde olmasna karn, o (gnos-
tik) dnyal deildir, ona ait deildir, ama baka yerden
gelir, baka yerdendir41 Sadaki Mande Gin^as ona u
aklamay yapar: Sen bural deilsin, senin kkn
dnyal deil (X V , 20). Soldaki G inza da yle der (III,
4: Sen buradan gelmiyorsun, senin soyun bural deil:
Senin yerin Yaamn yeri. Livre de Je a n da (s. 67) da
yle yazar: Ben br Dnyann bir insanym44.
Daha nce grdmz gibi H int felsefe speklasyo
nu, zellikle de Samkya-Yoga benzeri bir durum sunar.
Kendi(lik) [Puruja] her eyden nce bir yabancdr,
Dnya (prakrti ) ile hibir ilikisi yoktur. svara Kri-
ann da yazd gibi (Samkya'karika, 19), Kendi(lik)
[Tin], Yaam ve tarih dramnda tek bana, ilgisiz, etki
li olmayan basit bir seyircidir. Dahas, ruhg evri
minin cehalet ve gnahlarla uzayp gitmesi doruysa
da, Kendi(lik)in yaamn iine dme nedeni, K en
d ilik ) [purua] ile Madde ( prakrti ) arasndaki (zaten al
datc olan) bantnn kkeni, zm olmayan sorun
lardr; daha dorusu, bugnk insanlk durumunda
zmszdr. Her ne olursa olsun, ve tpk gnostikler iin
olduu gibi, K endi(lik)i yaamlarn, varolularn ark
na iten, bir ilk (yani insana zg) gnah deildir.
Aratrmamza gre gnostik m itin nemi tpk Hint
felsefe speklasyonunun nemi gibi, bunlarn, insan ile
insan oluturmu olan en eski dram arasndaki ban
ty zellikle yeniden yorumlamalarna baldr. Daha
nceki blmlerde incelemi olduumuz arkaik dinler
deki gibi, gnostikler iin de, mitsel zamanlarda gerek
lemi olan dram renmek ya da daha dorusu yeni
den anmsamak nemlidir. A ncak, mitleri renince
bu en eski olaylardan doan sonular gze alan, stle
nen arkaik toplum insann tersine, bir gnostik, miti so
nularndan kurtulmak iin renir. lmcl uykusun
dan bir kez uyanan gnostik (tpk Samkya-Yogann til
mizi gibi) mitin kendisine anlatt en eski felakette
kendisinin hibir sorumluluu olmadn, dolaysyla
da Yaam ile, Dnya ile, T arih ile gerek bir ilikisi bu
lunmadn anlar.
Gnostik, tpk Samkya-Yoga gibi, kendi gerek Ken-
di(liki)ni unutm u olma gnahndan dolay daha nce
den cezalandrlmtr. nsana ilikin her varoluu olu
turan aclar, uyanma annda ortadan kalkar. Ayn za
manda bir anamnesis olan uyanma, T arih e kar, zel
likle de ada T arih e kar bir ilgisizlikle kendini gs
terir. nem li olan yalnzca en eski mittir. Asl renil
mesi gerekenler yalnzca m itolojik gemite olup bit
mi olaylardr; nk insan bunlar renmekle kendi
gerek doasnn da bilincine varr - ve uyanr. Gerek
anlamdaki tarihsel olaylarn (szgelimi Truva sava,
Byk skenderin seferleri, Jl Sezarn katledilmesi),
soteriolojiyle ilgili hibir mesaj tamadklar iin, bir
anlam yoktur.

A N A M N ESS V E TA R H Y A Z M A

Tarihsel olaylar, Yunanllara gre de soteriolojiyle


ilgili hibir mesaj tamazd. Bununla birlikte tarihyaz-
ma Yunanistanda Herodotos ile balad. Herodotos
neden T arih ini yazma skntsna katlandn bizlere
yle aklar: nsanlarn kahramanlklarnn, baarlar
nn zamanla yitip gitmemesi iin. O Yunanllarn yan
sra Barbarlarn da eylemlerinin ansn korumak iste
mitir. br Eskia tarihileri de, yaptlarn deiik
nedenlerle yazacaklardr. Szgelimi Thukydides insan
doasnn ayrt edici zellii sayd ktidar iin sava
m aklamak amacyla; Polybios , btn dnya tari
hinin Roma mparatorluuna doru ynlendiini gs
termek iin ve ayn zamanda Tarihi incelemekle edini
len deneyimin, yaama en iyi girii oluturmasndan
tr; Titus-Livius, T arih te kendimize ve lkemize
uygun rnekler bulmak iin - ve bu byle uzar gider45.
Bu yazarlardan hibiri -h a tta egzotik teolojilere ve
tanrlara merakl olan Herodotos b ile - srailin en eski
tarihsel anlatlarnn yazarlar gibi T arih ini, tanrsal bir
katn var olduunu ve Yce T an rnn bir halkn yaa
mndaki nemini kantlamak iin yazmyordu. Bu du
rum, Yunan ve Latin tarihilerinin mutlaka dinsel duy
gulardan yoksun olduu anlamna gelmez. A ncak onla
rn din anlaynda, T arih te tek ve kiisel bir T an rnn
rol olduu gz nne alnmyordu; dolaysyla da on
lar, tarihsel olaylara, bu olaylarn srailliler iin tad
dinsel anlam vermiyorlard. Zaten, Yunanllar iin
Tarih, yalnzca, srecin bir zelliidir, olu yasasyla
koullanmtr. Her kozmik olgu gibi Tarih, insan top
luluklarnn doduklarn, gelitiklerini, yozlatklarn
ve ortadan kalktklarn gsteriyordu. Bu nedenle de
Tarih, bir bilgi nesnesi oluturamazd. Tarihyazma ii
de daha az yararl deildi, nk uluslarn yaamndaki
ncesiz-sonrasz olu srecini aklyordu, zellikle de
eitli halklarn gsterdii baarlarn ansn, stn,
nem li kiilerin adlarn ve servenlerini yitirmeyip
koruyordu.
Aziz Augustinus ve G ioacchino da Fioreden V ico,
Hegel, Marx ve ada tarihselcilik yanllarna kadar
eitli tarih felsefelerinin incelenmesi bu denemenin
konusu iine girmez. Btn bu dizgeler, evrensel T a
rihin anlam m ve dorultusunu bulmak ister. Bizim so
runumuz burada yer almaz. Aratrmamz ilgilendiren
T arih in tayabilecei anlam deil ama tarihyapu ^
dir: Bir baka deyile, ada olaylarn ansn kotum.
abas ve insanln gemiini olabildiince kesin hl
biimde renme isteidir.
Byle bir merak, O rtaadan, zellikle de Rom
sanstan bu yana giderek gelime gstermitir. K i i n I u i
suz, Rnesans dneminde, Eskia tarihi iinde m i
eyden nce, yetkin insan davran iin rnek ri
aranyordu. Denilebilir ki, Titus-Livius ve Plutarklm,
medeni ve manevi yaama rnek oluturacak modelin
salamakla, Avrupal sekinlerin eitiminde, gelenek
sel toplumlarda m itlerin oynad rol oynuyorlard
Ama tarihyazma asl X IX . yydan bu yana birinci dee
cede nemli bir rol oynamaya balamtr. Bat kltm
kendini tarihyazmaya ilikin olaanst bir anamnesis
abas biiminde sergiler. En egzotik, merkezlere gn
en uzakta kalm toplumlarn gemiini, Yakn Do
unun tarihncesini olduu kadar ilkellerin yitip git
mekte olan kltrlerini de ortaya karmaya, uyandr-
maya ve arayp bulmaya alr. Yeniden canlandrl
mak istenen ey insanln eksiksiz tarihidir. Burada, ta
rihsel ufkun ba dndrc bir genilemesine tank
olunmaktadr.
Modern dnyann az rastlanan yreklendirici belir
tilerinden biridir bu. T arihi Msr, yazn Homeros, fel
sefeyi de Thales ile balatan Batnn kltr alanndaki
tarall artk almak zeredir. Dahas, tarihyazmaya
ilikin anamnesisle insan, derinlemesine kendi benlii
nin iine dalar. Gnmzdeki bir Avustralya yerlisi ya
da onun benzeri olan bir paleolitik dnem avcsn an
lamay baarmakla, insan, kendi benliinin en derinle
rinde, tarihncesi insanlnn varolusal, yaamsal du
rumunu ve bundan kaynaklanan davranlar uyandr-
may baarr. Burada tpk bir lkenin bakentinin ad
n ya da Bizansn d tarihini renmek ve aklda
tutmak gibi basit bir d bilgi sz konusu deildir. Ta-
rihyazmaya ilikin gerek bir anamnesis, ortadan kalk
m ya da merkezlere gre uzakta kalm halklarla olan
bantnn ortaya kmasyla kendini gsterir. G em i
in, hatta Tarihncesine ilikin kazlar ya da etnoloji
aratrmalaryla ortaya konan en eski gemiin ger
ek anlamda yakalanmas sz konusudur. Bu sonuncu
durumlarda arkaik yaama zg yaam biim leri, dav
ranlar, kltr trleri yani, sonu olarak arkaik yaa
mn yaplaryla karlalr.
Binlerce yl boyunca insanolu ritlere uygun bir bi
imde alt ve makrokozmos ile mikrokozmos arasn
daki benzerlikler stnde mitlere uygun bir biimde
dnd. Bu tutum, Dnyaya alma, byle yapmak
la da Kozmosun kutsallna katlma olanaklarndan
biriydi. Rnesanstan beri, Evrenin sonsuz olduu orta
ya ktktan beri, insanolunun yaamna ritlere uygun
bir biimde ekledii u kozmik boyut bizlere yasaklan
mtr. Zamann etkisi altna girmi ve kendi z tarih-
selliinin penesine dm olan modern insann, za
mann derinliklerinde yeni bir boyut edinerek Dn-
yaya doru alm a ya abalamas normaldir. Farkna
varmadan kendisini ada T arih in basksna kar, ta-
rihyazmaya ilikin bir anamnesis ile korur; Hegelin ver
dii rnee gre, her sabah, gazetesini okuyarak Ev
rensel T in ile dnce ve duygu ortakl kurmakla ye
tinmi olsa, bu anamnesis onun nnde kuku gtrmez
ufuklar aar.
Kukusuz, keiflere kar kmamak gerekir: Eskia
dan beri insanolu T arih in dehetine kar gemi za
manlarn tarihilerini okuyarak kendini teselli ederdi.
Ama, modern insanda bir baka ey daha vardr: Onun
tarihyazmaya ilikin ufku ok genitir, bundan tr de
anamnesis yoluyla kltrler kefettii olur ve bu kltr
ler Tarihi engellem ekle birlikte alacak derecede
yaratc olmulardr. Szgelimi, Byk skender tarafn
dan istila edilmi olmasna ve bu fethin, daha sonraki
tarihi stnde bir etki yaratm olmasna karn H in
distann, bu byk fatihin adn belleinde bile tuta
mam olduunu rendiinde, modern bir B atlnn
asl tepkisi ne olacaktr? Tpk br geleneksel kltr
ler gibi Hindistan da, zele ve bireysele deil de rnek
oluturucu modellere ve paradigmatik olaylara ilgi du
yar.
Bat dnyasnn tarihyazmaya ilikin anamnesisi da
ha henz balang noktasndadr. Kltr alanndaki
yansmalar konusunda bir yargya varmak iin en azn
dan birka kuak beklemek gerekir. A ncak bu a na m n e -
sisin, bir baka dzlemde olduu halde, bellek ve
annn dinsel deerlendirmesini srdrd sylenebi
lir. A rtk, ne mitler ne de dinsel uygulamalar sz konu
sudur. Ama u ortak e varln korumaktadr: Yani
gemiin kesin ve eksiksiz olarak yeniden anmsanma
snn nemi. Geleneksel topluluklarda mitsel olaylarn
yeniden anmsanmas vardr; modern Bat dnyasnda
da tarihsel Z a m a n d a olup biten her eyin yeniden anm
sanmas vardr. Aradaki fark, stnde durulamayacak
kadar belirgindir. A ncak her iki anamnesis tr de in
san kendi tarihsel annn dna frlatr. Ve tarihyaz
maya ilikin gerek anamnesis de en eski olarak n ite
lendirilebilecek bir Zamana alr; bu Zaman, insanla
rn kltr alanndaki davranlarn, kendilerine doa
st Varlklar tarafndan aklandna inandklar
davranlar temellendirdikleri Zamandr.
N OTLAR

1. M . Eliade, L e Yoga. mmortalite et Liberty (Paris, 1 9 5 4 ), s. 3 1 1 .


2. L e Yoga, s. 3 2 1 .
3. A n am n e sis: A nm sam ak, yeniden anm sam ak anlam nda Y u
n a n ca szck ( .N .)
4. G n o stisizm : B ilin ircilik . ( .N .)
5. San kara, andogya Upaniadn (V I, 14, 1-2) yorumu.
6. M . Eliade, Le Yoga, s. 4 4
7. E k s ark h es: Balangtan beri , kken den beri anlam nda Y u
n a n ca deyi. ( .N .)
8. J.-P . V ern an t, A sp ects m ythiques de la m em oire en G re ce
(Jou rn alde Psychologie, 1 959, s. 1 -2 9 ), s. 7. A y rca bkz. A n an d a K.
Coom arsw am y, R e co lle ctio n , Indian and P la to n ic (Supplement
to the Journal o f the Am erican Oriental Sodety, say 3, N isan-H azi-
ran 1 9 4 4 ).
9 . D escen su s ad in fern os: C e h en n em e ini anlam nda L atin ce
deyi. ( .N .)
10. A iod os: Eski Y u n an da destan airi. ( .N .)
11. J.-P . V ern a n t, a .g .y ., s. 8.
12. Argonautiques, I, 4 6 3 , aktaran V ern a n t, a .g .y ., s. 10.
13. P etelie ve E leu therne lam lar. O rp heusu lam larla ilgili olarak
bkz. Ja n e H arrison, Prolegomena to the Study o f G reek Religion
(C am bridge, 1 9 0 3 ), s. 5 7 3 ve tesi; F. C u m o n t, Lux perpetua (P a
ris, 1 9 4 9 ), s. 2 4 8 , 4 0 6 ; W . K. C . G u th rie , Orpheus and the G reek
Religion (Londra, 1935, 2. bask, 1 9 5 2 ), s. 171 ve tesi.
14. Bkz. M . Eliade, Mythes, rves et mysteres, s. 21. Pythagorasn n
cek i varolularyla ilgili olarak bkz. E. R o h d eun bir araya getirdi
i m etin ler, Psyche (ev . W .B .H illis, N ew York, 1 9 2 5 ), s. 5 9 8 ve
tesi.
15. Bkz. Le Mythe de l'Etem el Retour, s. 63 ve tesi.
16. P lerom a: T a m lk , b tnl k , doluluk anlam larnda Y u n an
c a szck. Eski felsefede inteiligentiann bolluunu, btnln
be lirten bu terim , ayrca gnostiklerd eki, tzle karm olan tm
eonlarn (Bkz. ileride d ipn ot 3 2 ) oluturduu btn ve bir de
tm varlklar btnn belirtir. ( .N .)
17. Mythes, rives et m ystires, s. 5 6 -5 7 . C . G . Jung iin de ortak bi-
lin d bireysel psikeden n c e gelir. Jun g'un arketipler dnyas,
b ir bakm a P la to n un ldealar dnyasn andrr: A rk etip ler kii-
tesi n itelik ted ir ve bireyin tarihsel Zam anna deil de trn,
h a tta organik yaam n Z am anna katlr.
18. e o l: Eski A h itte l lerin ru h larn n gittii yer. ( .N .)
19. l n n huzur iinde uyumas d ileini deiik biim lerde ve hep
uyumak ve uyku szcklerini kullanarak belirten L a tin ce d e
yiler. ( .N .)
2 0 . Bkz.F. C u m o nt, Lux perpetua, s. 4 5 0 .
2 1 . H . Leisegang, La Gnose (Fr. ev . Je a n G ouillard, Paris, 1 9 5 1 ), s.
2 4 7 -2 4 8 ; R obert M . G ran t, Gnosticism. A Source book ofH eretical
Writings from the Early Christian Peri od (N ew York, 1 9 6 1 ), s. 116
ve tesi. G . W iden gren , D er iranische H intergrund der G n o sis
(Zet-sc/m/t fr Religions-und Geistesgeschichte, IV , 1 952, s. 9 7
1 1 4 ), s. 111 ve tesi, bu m itin byk olaslkla Part kl ran k
k en in i savunur.
2 2 . H enry C o rb in , L H om m e de Lum iere dans le Soufism e iran ien
(ortak kitap Om bre et Lumiere'de, Paris, 1961, s. 1 3 7 -2 5 7 ), s. 154
ve tesi, daha n cek i alm alarn a yapt (kaynaka ile ilgili)
bavurularla birlikte.
2 3 . H ans Jon as, T he Gnostic Religion (B o ston , 1 9 5 8 ), s. 62 ve tesi.
2 4 . H . Jon as, a .g .y ., s. 6 3 .
25. A k ta ra n Jon as, s. 70.
2 6 . Je a n Doresse, L es Livres Secrets des Gnostiques d'Egypte, c ilt I
(Paris, 1 9 5 8 ), s. 2 27.
27. F. C o u m on t, Recherches sur le manicheisme: l.L a cosmogonie
manicheerme d apr&s T hiodore bar Khnai (Brksel, 1 9 0 8 ), s. 4 6 ve
tesi; J. Doresse, I, s. 23 5 ve tesi.
28. G n o z: Y u n an ca gnosisten (bilgi) Franszca gnose: 1) D in e zg giz
lerle ilgili yce bilgi; 2) B tn d inleri badatrmay ve bunlarn
derin anlam n , g elenekle ve irusi"yas;yonla ak tarlabilen kutsal ey
leri ezoterik olarak bilip aklam ay ileri sren felsefi ek lek tik lik .
( .N .)
29. H. Jon as, a .g .y ., s. 71.
3 0 . A .g .y ., s. 7 4
3 1 . A .g .y ., s. 68.
3 2 . E o n : Zam an , sre , sonsuzluk anlam larndaki Y u n an ca ai-
ondan Franszca on. G n o stik sistem lerin bir terim i olan eon,
T a n r dan k t kabul ed ilen ncesiz-sonrasz n itelik tek i trm
leri ya da intelligentia'y belirtir. ( .N .)
3 3 . A .g .y ., s. 23.
3 4 . A .g .y ., s. 83.
3 5 . A .g .y ., s. 83.

36. A .g.y., s. 84.


37. A .g .y ., s. 84.
3 8 . Corpus Hermedcum, I, 27 ve tesi ; H. Jon as, s. 86.
3 9 . Bkz. M . Eliade, Naissances myscques, s. 4 4
4 0 . Bkz. M . Eliade, L e chamanisme et les techniques archaques de lexta-
se, s. 281 ve tesi.
4 1 . Bkz. R . M . G ra n t, Gnosticism and Early Christianity (Nevv York,
1 9 5 9 ), s. 188.
4 2 . H .-C h . P uech, Annuaire du College de Franceta, 56. yl (1 9 5 6 ), s.
1 8 6 -2 0 9 , s. 194.
4 3 . H .-C h . P uech, a .g .y ., s. 198.
4 4 . H .-C h . P uech, a .g .y ., s. 198.
45. Bkz. Kari Lwith, M eaningin History (C hicago, 1939), s. 6 ve tesi.
SEK ZN C BL M

MTLERN YKSEL
VE K
D N YA YI A IK KILM A K

Kltrn arkaik dzeylerinde, din, al, insa


nst bir Dnyaya, aksiyoloji deerlerinin dnyasna
doru srdrr. Bu deerler, tanrsal Varlklar ya da
M itsel A talar tarafndan akland iin akn n ite
liktedir. Mutlak deerler nedeniyle, tm insan etkin
liklerinin paradigmalarn oluturur. Daha nce de gr
dmz gibi, bu modeller mitler araclyla iletilir;
baka bir dnya, Tanrlarn dnyas ya da Atalarn
dnyas olan bir br dnya bilincini zellikle uyandr
mak ve korumak bu mitlere der. Bu baka dnya
insanst nitelikte olan, akn bir dzeyi, mutlak ger-
ekler dzeyini temsil eder. Bir eyin gerekten varoldu -
u , insana klavuzluk edebilecek ve insan yaamna bir
anlam verebilecek mutlak deerlerin var olduu dn
cesi, kutsalla tanmada, insan-tesi bir gereklikle kar
lamada ortaya kar. Demek ki gereklik, hakikat, a n
lam kavramlar kutsal deneyiminden doar, daha sonra
da metafiziksel speklasyonlarla gelitirilir ve sistemli
klnr.
M itin ak olan tartmasz deeri hep ayn sreler
iinde yenilenen ritel yeniden dorulanr. En eski ola
yn yeniden anmsanmas ve yeniden gerekleme aa
masna getirilmesi, ilkel insana gerek olan ayrt et
mesinde ve aklda tutmasnda yardmc olur. Paradig-
matik bir hareketin srekli yinelenmesi sayesinde her
hangi bir ey evrensel ak iinde sabit ve srekli olarak
kendini gsterir. Balang zamannda yaplann hep ay
n sreler iinde yinelenmesiyle, herhangi bir eyin
mutlalc bir biimde var olduu kesinleir. Bu herhangi
bir ey kutsaldr, yani insan-tesidir ve dnya-tesi-
dir; ancak insan bunu kendi deneyimiyle renebilir.
G ereklik , akn bir dzeyden hareketle kendini
belli eder ve oluturulmaya elverili bir duruma gelir;
ama bu akn dzey, ritlerde yaanmaya elverilidir ve
giderek sonunda insan yaamnn btnleyici bir par
as durumuna gelir.
Tanrlarn, M itsel Kahramann ve A talarn bu a
kn nitelikteki dnyasna girebilir, nk arkaik in
san, Zamanm tersine-evrilemezliini kabul etmez.
Bunu birok kez saptadk: Ritel yardmyla dind ve
kronolojik olan Zaman ortadan kaldrlr, m itin kutsal
Zaman yakalanr. Tanrlarn, balang zamannda ger
ekletirdikleri baarlarla ada duruma gelinir. Za-
mann tersine-evrilemezliine kar bakaldr, insana
gereklii oluturmada yardmc olur, te yandan da
onu lm olan Zamanm arlndan kurtarr, gemi
i ykabileceine, yaamna yeniden balayabileceine
ve kendi dnyasn yeniden yaratabileceine inandrr.
Tanrlara, M itsel Kahramana ve A talara zg pa-
radigmatik hareketlerin taklit edilmesi, ayn eyin s
rekli yinelenmesi yle, tam bir kltr duraanlyla
kendini gstermez. Etnolojiye gre zamanla deime
mi, bir tarihe sahip olmam tek bir halk yoktur, ilk
bakta, arkaik toplum insannn, ayn ilkrnek jestini
durmakszn yinelem ekten baka bir ey yapmad sa
nlr. Ama gerekte, o, bkp usanmadan dnyay fet
hetmektedir, onu dzenlemekte, doal grnm kl
tr ortamna dntrmektedir. Kozmogoni m itinin
aklad rnek oluturan model sayesinde, insan da
yaratc olur. M itler, dokunulmaz modeller olarak orta
ya kmakla, insann giriimini engellemeye ynelik
gibi grneceklerine, gerekte insan yaratc olmaya
srklerler, onun yaratc karakteri karsnda srekli
olarak yeni ufuklar aarlar.
M it, insana, yapmaya hazrlad eyin daha nce
yaplm olduu konusunda gvence verir, giriiminin
sonucuyla ilgili olarak aklna gelebilecek kukular
kovmasnda kendisine yardmc olur. Mademki Mitsel
Kahraman daha nce m itolojik bir Zamanda gerekle
tirmi, o halde bir deniz seferi karsnda neden durak
samal? T ek yaplacak ey, onun rneini izlemektir.
Ayn biimde, mademki ne yaplmas gerektii bilini
yor, o halde neden yabanc ve vahi bir topraa yerle
mekten korkmal? Bunun iin yalnzca kozmogoniye
ilikin riteli yinelemek yeterlidir; bylece yabanc
toprak (= Kaos) Kozmosa dnr, bir imago m undi
durumuna, kurallara uygun olarak yasallam bir
oturma yeri haline gelir. rnek oluturan bir mode
lin varl, yaratc giriimi kesinlikle engellemez. M it
sel model snrsz sayda uygulamaya elverilidir.
M iti, yaayan bir ey olarak kabul eden toplumlarn
insan, ifreli ve gizemli olmasna karn ak bir
dnyada yaar. Dnya insanla konuur, bu dili anla
mak iin de mitleri bilmek ve simgeleri zmek yeter-
lidir. insan, zamansallk, doum, lm ve dirilme, cin
sellik, verimlilik, yamur, bitki rts, vb. arasndaki
gizemli bamll, A yla ilgili simgeler ve mitler arac
lyla kavrar. Dnya artk, rastlantsal olarak birarada
frlatlp atlm nesnelerden oluan youn bir ktle de
il, ama yaayan, eklemli btnl olan ve anlam ta
yan bir kozmostur. Sonuta, D ny a, dil olarak belirir.
nsan ile, kendi z varolma biimi, kendi yaplar ve
kendi ritimleri araclyla konuur.
Dnyann varoluu, tanrsal bir yaratma eyleminin
sonucudur; yaplar ve ritimleri de Zamanm balang
cnda olup biten olaylarn rndr. A yn kendi
mitsel tarihi, ama ayn zamanda Gnein de, Sularn
da, bitkilerin ve hayvanlarn da kendi mitsel tarihi var
dr. Her kozmik nesnenin bir tarihi vardr. Bu da
onun insanla konuabilecek gte olduu anlamna
gelir. Nesne, kendisinden, en bata da kkeninden,
en eski olaydan (sonucunda kendisi var olmutur) sz
ettii iin de gerek ve anlaml duruma gelir. A rtk bir
bilinmeyen, saydamsz, anlalmaz ve anlamdan yok
sun, ksacas, gerekd olmaktan kurtulmutur. n
sann Dnyas yla ayn olan Dnya ya katlr.
Byle bir ortak katlm, Dnyay yalnzca bildik
ve anlalr klmakla kalmaz, ayn zamanda onu say
damlatrr. Bu Dnyann nesneleri araclyla baka
bir dnyaya ait Varlklarn ve glerin izleri fark edilir.
te biz bu nedenle yukarda arkaik insan iin Dn-
yann hem ak hem de gizemli olduunu syledik.
Dnya kendisinden szetmekle, kendini yaratanlara ve
koruyucularna iletir ve kendi tarihini anlatr. nsan
durgun ve saydamsz bir dnyada yaamaz, te yandan
Dnyann dilini zp deifre ederken gizemle kar
karya gelir. nk Doa , doast olan ayn za
manda hem aka ortaya koyar hem de gizler; arkaik
insan iin de, temel ve ortadan kaldrlamaz olan gizem
de ite burada yatar. M itler, kozmogoniden toplumsal
ve kltrle ilgili kurumlarn olumasna kadar btn
olup biteni aklar. Am a bu aklamalar, terimin dar
anlamyla bir bilgi saylmaz, kozmik ve insanla ilgili
gerekliklerin gizemini kesinlikle tketmez. nsann,
eitli kozmik gerekliklere (ate, rnler, ylanlar)
egemen olmay baarmas ve bunlar bilgi nesneleri
ne dntrmesi balang mitini renmi olmasna
balanamaz. Bu gereklikler, balangtan beri gelen
ontolojik younluklarn korumay srdrrler.
N SA N V E D N YA

Bylesi bir Dnyada, insan kendisini, kendi varolu


biim inin duvarlar iine kapanm hissetmez. O da
aktr. Dnya ile iliki iindedir nk onunla ayn
dili kullanr: Bu dil simgedir. Dnya onunla yldzlar,
bitkileri ve hayvanlar, rmaklar ve kayalar, mevsim
leri ve geceleri araclyla konuur; insan da, ryalar
ve dsel yaamyla, A talar ya da totemleriyle -ayn
zamanda Doa, doa-st ve insanlar- irisiyasyon t
renlerinde ritlere uygun olarak lme ve dirilme yetene
iyle (A ydan ve bitki rtsnden ne eksik ne de fazla
olarak), maske takarak bir ruhu canlandrma gcyle,
vbyle ona yant verir. Dnya arkaik insan iin saydam
dr, insan da Dnyann kendisine baktn ve ken
disini anladn hisseder. A v hayvan ona bakar ve
onu anlar (hayvan ou kez kendisini yakalatr nk
insann a olduunu bilir), ama kaya ya da aa veya r
mak da onu anlar. Herbirinin ona anlatlacak kendi
tarihi, ona verilecek bir d vardr.
Arkaik toplum insan, insan olduunu bilmekle ve
byle olduunu kabul etmekle birlikte kendisinin ayr
ca baka bir ey olduunu da bilir. Ve szgelimi A tas
nn bir hayvan olduunu, ya da lebileceini ve yeni
den yaama dnebileceini ( inisiyasyon , amanlarn
trans durumu), cinsel enlikleriyle (orji) rnleri etki
leyebileceini (karsna, tpk G kn Yere davrand
gibi davranabilecek gte olduunu ya da kendisinin
toprakta bel, karsnn da kark rol oynayabileceini)
bilir. Daha karmak kltrlerde, insan, soluklarnn
Rzgrlar olduunu, kemiklerinin dalara benzediini,
midesinde bir atein yandn, gbeinin Dnyann
Merkezi durumuna gelebileceini, vbni bilir.
Dnyaya ynelik olan bu aln, obans, pastoral
bir varolu anlayyla kendini gsterdiini sanmamak
gerekir. lkellerin mitleri ve bunlara bal ritelleri,
bizlere arkaik bir Arkadiay1 aklamaz. Daha nce de
grdmz gibi, proto-tarmla uraan iftiler, bitki
ler dnyasn gelitirme sorumluluunu stlenmekle,
rnn, haatn yararna kurbanlara ikence yapmay,
cinsel enlii, kanibalizmi, kafa avcln benimsemi
lerdir. Bunun altnda, ikence ve iddete dayal lmn
dinsel deerlendirmesinin sonucu olan trajik bir varo
lu anlay yatar. Hainuwele miti gibi bir mit ve onun
biraraya getirdii ve dorulad toplumsal-dinsel b
tn, insan, lml ve cinsiyetli olduunu, beslenebil
mek iin ldrmesi ve almas gerektiini benimse
meye zorlar. Bitkiler ve hayvanlar dnyas, ona kendi
kkeninden sz eder, yani en son aamada Hainu-
weleden. Proto-tarmla uraan ifti bu dili anlar, ve
byle olunca da, evresindeki her eyde ve yapt her
ite dinsel bir anlam kefeder. Ancak, bu durum onu
acmaszl ve cinayeti kendi yaam biim inin bir par
as olarak kabul etmeye zorlar. Kukusuz, acmaszlk,
ikence, cinayet ilkeller e zg ve yalnzca onlarn te
kelinde olan davranlar deildir. Bunlara btn Tarih
boyunca rastlanr; kimi zaman da arkaik toplumlarn
hi tanmad bir iddette. Aradaki fark, ilkellere g
re, zellikle, bu iddete dayal davrann dinsel bir de
er tamas ve insantesi modellere gre dzenlenme
sidir. Sz konusu anlay, T arih te uzun sre varln
korumutur; szgelimi bir Cengiz Han dneminde ok
sayda insann ldrlm olmas bile dinsel bir doru
lama bulabiliyordu.
M it, kendi iinde, bir iyilik ya da ahlak gvencesi
deildir. levi, modeller aklamak ve bylelikle Dn-
yaya ve insann varlna bir anlam vermektir. Bu ne
denle de insann oluumundaki rol son derece nem
lidir. Dediimiz gibi, mit sayesinde gereklik, deer, a -
kinlik kavramlar yava yava ortaya kmaya balar.
m it l e r in y k s e l i i v e k

M it sayesinde, Dnya Kozmos olarak, yetkin bir biim


de eklemlenmi, btnlenmi, anlalr ve anlaml bir
Kozmos olarak kavranmaya balar. M itler eylerin nasl
gerekletiini anlatrken, bunlarn kimler tarafndan,
niin ve hangi koullarda yapldklarn da akla ka
vuturur. Btn bu aklamalar, insan az ok dolay
sz biimde baml klar, nedeni de kutsal bir tarih
oluturmalardr.

H A YA L G C V E Y A R A T IC IL IK

Sonu olarak, mitler Yeryznde ok byk olayla


rn olup bittiini ve bu grkemli gemiin belli l
de yakalanp geri alnmaya elverili olduunu srekli
biimde anmsatr. Paradigmatik jestleri taklit etm enin
bir de olumlu zellii vardr: Rit, insan kendi snrlar
n amaya zorlar; onu, Tanrlarn ve mitsel Kahraman
larn yannda yer almak zorunda brakr; bundaki ama,
onlarn eylemlerini insann da yapabilmesini sala
maktr. M it, dorudan doruya ya da dolayl olarak in
sann Ycelmesini salar. Bu durum, arkaik toplum-
larda, m itoloji geleneklerinin ezberden sylenmesinin
birka bireye zg kald gz nnde tutulursa daha
ak seik biimde belli olur. Mitleri ezberden syle
yenler kimi toplumlarda amanlar ve sihirbaz-hekimler
ya da gizli dem eklerin yelerinden oluur. Her ne olur
sa olsun, mitleri ezberden syleyen kii, yeteneini ka
ntlam ve yal ustalar tarafndan yetitirilmi olm al
dr. Kii her zaman ya belleinin gc ya hayalgc ya
da yaznsal yeteneiyle evresindekilerden ayrlr.
Ezberden sylenenlerin her zaman klie gibi olmas
gerekmez. Bazen varyantlar ilkrnekten [prototip] his
sedilir biimde uzaklar. Kukusuz gnmzde etnolog
lar ve halkbilimciler tarafndan yaplan soruturular,
mitolojiye ilikin yaratm srecini ortaya kardklar
iin vn kayna oluturmaz. Bir m itin ya da bir folk
lor temasnn varyantlar kaydedilebilmitir, ama yeni
bir m itin uydurulduu kaydedilmemitir. Hep daha n
ce var olan bir metnin, az ok hissedilir deiiklikleri
sz konusudur.
Bu aratrmalar en azndan yaratc bireylerin m itle
rin hazrlanmas ve aktarlmasnda oynadklar rol ay
dnla kavuturmutur. Byk bir olaslkla bu rol ge
mite ok daha nemliydi; buna karlk gnmzdeki
syleyile sanatsal yaratclk, bir esrime deneyimine
bal ve bamlyd. Oysa, arkaik bir toplumda byle
bir yaratc kiiliin esin kaynaklanm n ne olduu
kestirilebilir: Bunlar krizlerdir, karlamalardr,
vahiylerdir, ksacas, zellikle canl ve dramatik im
geler ve senaryolar topluluunun elik ettii ve zengin
letirdii ayrcalkl dinsel deneyimlerdir, yaantlardr.
Geleneksel m itoloji motiflerini besleyen, oaltan ve
hazrlayanlar, esrime olgusunda ustalam kiiler, fan
tastik evrenlere yakn olan kiilerdir.
Sonuta, geleneksel m itoloji konusunu yenileyen,
dinsel hayalgc dzeyindeki bir yaratclktr. Bura
dan da, yaratc kiiliklerin rolnn sanldndan da
byk olmas gerektii ortaya kar. amanlardan Kelt
ozanlarna kadar kutsalla ilgili eitli usta kiiler, kendi
topluluklarnda, kendi dsel grlerinin en azndan
birkan kabul ettirmeyi baarmlardr. Kukusuz, bu
tr grlerin baars daha nceden var olan taslak
lara baldr: geleneksel imge ve senaryolara kkten
ters den bir gr kolayca kabul edilememe tehlike
siyle kar karya kalmtr. A ncak, arkaik toplumlarn
dinsel yaamnda sihirbaz hekimler, amanlar ve yal
ustalarn rol herkese bilinir. Tm de, esrime dene
yimlerinde farkl biimlerde uzmanlam bireylerdir.
Geleneksel taslaklar ile yeniliki bireysel deerlendir
meler arasndaki bantlar amaz nitelikte deildir:
gl bir dinsel kiiliin yaratt okun etkisiyle gele
neksel taslak sonunda deiiklie urar.
T ek szckle, ayrcalkl dinsel deneyimler, etkileyi
ci bir fantastik senaryo araclyla bakalarna iletil
diklerinde, btn topluma, birtakm rnekler ya da
esin kaynaklarn benimsetmeyi baarrlar. Arkaik top-
lumlarda, tpk baka her yerde olduu gibi kltr, bir
ka bireyin yaratc deneyimleri sayesinde oluur ve ye
nilenir. A ncak arkaik kltr, mitlerin evresinde dn
d iin, mitler de kutsalla ilgili usta kiiler tarafndan
srekli olarak yeniden yorumlandklar ve derinletiril
dikleri iin, toplum btn olarak bu birka bireyin or
taya kard, ilettii deerlere ve anlamlara doru s
rklenir. Bu anlamda, mit insana, kendi snrlarn ve
koullanmalarn amada yardmc olur, onu en b
yklerin yanna ykselmede yreklendirir.

H O M ER O S

Byk dinsel kiiliklerle, zellikle de reformcular ve


peygamberlerle geleneksel m itoloji taslaklar arasndaki
bantlar stne bir aratrma yaplmaldr. Eski smr
gelerdeki halklarn M esihi ve binylc hareketleri, s
nrsz denilebilecek bir aratrma alan oluturur. Zer
dtn ran mitolojisi stndeki ya da Buddhann ge
leneksel H int mitolojileri stndeki derin etkisi, hi
deilse bir blmyle yeniden oluturulabilir. Yahudili
e gelince, bu alanda, peygamberlerin gerekletirdii o
gl mit ykm giriimi uzun sredir bilinmektedir.
Bu kitabn dzeni, sz konusu sorunlar gerektii ka
dar dikkatli bir biimde tartmamza izin vermez. Biz
burada biraz Yunan m itolojisi stnde duracaz; Yu
nan m itolojisinin kendi iinde neyi temsil ettii
konusundan ok Hristiyanlkla olan kimi balantlar
n ele alacaz.
Yunan miti sorunu, h i duraksamadan ele alnacak
bir sorun deildir. M it, epik iire, trajediye ve komedi
ye olduu kadar plastik sanatlara da yalnz Yunanis
tanda esin kayna olmu ve yn vermitir; ama ayn
zamanda, mit yalnz Yunan kltrnde uzun uzadya ve
derinlemesine bir incelemeden geirilmi ve bundan
kesin biimde mitleri yklm olarak kmtr. yon
aklclnn gelimesi, Homeros ve Hesiodosun yapt
larnda grld biimiyle, klasik m itolojinin gide
rek daha ypratc nitelik kazanan bir eletirisiyle ayn
dneme rastlar. Btn Avrupa dillerinde m it szc
nn bir kurmacay belirtmesinin nedeni Yunanl
larn daha yirmibe yzyl nce bunu ilan etmi olm a
sdr.
ster kabul edilsin ister edilmesin, Yunan mitiyle il
gili her yorumlama denemesi, en azndan Bat tipi bir
kltrde, az ok Yunanl aklclarn eletirisiyle koul
lanmtr. leride de grlecei gibi bu eletiri, mitsel
dnce diye adlandrlabilecek olan eye ya da ondan
doan davrana kar, ancak ok seyrek olarak ynel
mitir. Eletiriler zellikle tanrlarn, Homeros ve Hesi
odosun anlatt biimdeki eylemlerine yneliktir. n
san bir Ksenophanesin, Polinezya kozmogoni miti ya
da Rig V eda, X , 129 gibi bir speklatif Veda miti konu
sunda ne dnebileceini kendi kendisine sorabilir.
Ama bu nasl bilinebilir ki? unun da altn izmek ge
rekir ki, aklclarn yapt saldrlarn hedefini zellik
le tanrlarn servenleri ve keyfi kararlar, kaprisli ve
haksz davranlar, lmszlkleri oluturmutur. En
nemli eletiri de giderek daha yce bir Tanr fikri ad
na yaplmtr: G erek t ' Tanr adaletsiz, ahlaksz, ks
kan, kinci, cahil, vb. olamazd. Ayn eletiri, daha
sonra Hristiyanln savunucular, apolojistler tarafn
dan yeniden ele alnm ve daha da sertletirilmitir.
Bu sav, yani ozanlarn sunduu, tanrlara ilikin m itle
rin gerek olmayacaklar sav, balangta Yunanl ay
dn sekinler arasnda egemen olmu sonunda da Hris
tiyanln kendini kabul ettirmesiyle tm Yunan-Roma
dnyasnda benimsenmitir.
Am a burada Homerosun bir tanrbilim ci ya da bir
mit yazar olmadn anmsatmak yerinde olur. O Yu
nan dinini ve m itolojisini bir btn olarak sistemli ve
tmkapsayc bir biimde sunmak savnda deildi.
Platonun syledii gibi Homerosun tm Yunanistan
eittii doruysa da, o, iirleriyle ok zel bir okur top
luluuna seslenmiti: Bu okurlar, askeri ve feodal bir
aristokrasi yelerinin oluturduu topluluktu. Onun,
yazn alanndaki dehas grlmemi bir etki ve hayran
lk uyandrmtr; bu nedenle de, Yunan kltrnn
birlik ve eklemli btnlnn salanmasnda Hom e
rosun yaptlarnn byk katks olmutur. A ncak, o
bir m itoloji kitab yazmad iin Yunan dnyasnda
dolaan btn mitsel temalar kaydetmemiti. Her ey
den nce ataerkil ve sava nitelikteki okurlarna ya
banc olan ya da bu topluluun pek ilgisini ekmeyen
din ve mitolojiyle ilgili grleri daha fazla anlatmak
istemiyordu. Homeros, Yunan dininin ve m itolojisinin
geceye, cehennem e, cenaze trenine ilikin esi ola
rak adlandrlabilecek hibir eyden sz etmez. Dinle il
gili cinsellik ve dourganlk, lm, yaam, lm sonra
s gibi dncelerin nemi, bizlere daha ge dnem ya
zarlar tarafndan ve arkeoloji kazlar sonucu aklan
mtr. Demek ki, dnyann her yerinde kendini be
nimsetmi ve (zamann bulunmad bir arketipler ev
renindeki gibi) klasik dnemin byk sanatlar tara
fndan kesin olarak belirlenmi olan anlay, tanrlar ve
onlarn mitlerine ilikin olan Homerosu anlaytr.
Onun bykl, soyluluu ve Bat dnyasna zg
dnme biim inin olumasndaki rol stnde durma
nn bir yarar yoktur. Bu Yetkin B iim lerin kl pa
rltl dnyasyla duygu ve dnce ortakl kurmak
iin W alter O tto nun Die G tter G riechenlands n oku
mak yeterlidir.
A ncak, Homerosun dehas ve klasik sanatn bu
tanrsal dnyaya esiz bir parlt kazandrm olmas,
nemsenmemi olan btn her eyin karanlk, anlal
maz, aa dzeyde ya da sradan olduu anlamna gel
mez. Szgelimi bir Dionysos vardr ki, onsuz bir Yuna
nistan dnlemez, oysa Homeros onunla ilgili olarak
yalnzca ocukluk dnemindeki bir olaya telm ihte bu
lunmakla yetinir. te yandan, tarihiler ve bilginlerin
kurtarm olduklar m itoloji paralar, bizleri h i de k
msenmeyecek bir manevi atmosfere sokar. Home-
rosa zg olmayan ve genellikle de klasik olmayan
bu m itolojiler, daha ok popler nitelikteydi. A klc
eletirilerle andrlmamlard ve byk bir olaslkla,
yzyllar boyu aydnlara zg kltrn dnda varlkla
rn srdrdler. Bu arada, bu popler m itolojilerin ka
lntlarnn gnmz Yunan ve Akdeniz inanlarnda
rtl olarak, Hristiyanlatrlm bir biimde var
lklarn srdrdkleri de olaslk d deildir. Biz bu
soruna ileride yeniden dneceiz.

T E O G O N l VE JEN EA LO J

Hesiodos ise baka eit bir okur topluluunun ara


y iindeydi. O, Homerosun iirlerinde ad gemeyen
ya da kaba taslak sz edilmi olan mitleri anlatrd.
Szgelimi Prometheustan ilk sz eden o olmutu. A n
cak, Prometheusla ilgili ana m itin bir yanl anlalma,
daha dorusu en eski dinsel anlamn unutulmas s
tne kurulu olduunun farkna varamamt. G erek -
ten de, Zeus, Prometheustan cn almtr; nk
Tanrlara sunulan ilk kurbann bllmesinde hakem
lik yapmak zere arlan Prometheus, kemikleri ya
tabakasyla sarar, etleri ve karn iindeki tm organla
r da mideyle rter. Yalarn ekiciliine kaplan Zeus
da, tanrlar iin, en berbat blm alp insanlara etleri
ve karn ii organlarn brakr. (T heogonia, 534 ve te
si). Oysa Kari M euli2 bu Olymposa zg sungu biim i
ni, Kuzey Asyada yaam arkaik avclarn ritellerine
benzetmitir: Bu avclar gklerde yaayan Yce Varlk
larna kurban edilecek hayvann kemiklerini ve kafas
n sunarak sayg gsterirlerdi. Ayn rit gelenei Orta
Asyada hayvanclkla geinen halklarda varln sr
drmtr. Kltrn arkaik bir evresinde, gkyznde-
ki bir Tan rya ynelik en byk sayg olarak kabul edi
len ey, Yunanistanda rnek gsterilebilecek bir dala
vere, yce tanr Zeusa kar ilenen ar su haline gel
miti. Balangtaki o ritsel anlamn arptlmasnn ilk
ne zaman gerekletiini ve Prometheusun ne dolam
balarla bu hatay ilemekle sulandn bilmiyoruz.
Bu rnei vermemizin nedeni yalnzca Hesiodosun
kkleri tarihncesine dayanan ok arkaik mitlerden
sz ettiini gstermektir; ne var ki, ayn mitler, ozan ta
rafndan kaydedilmeden nce uzun bir dnm ve de
iim srecinden gemilerdir.
Hesiodos mitleri kaydetmekle yetinmemitir. Bunla
r sistemli klm ve byle yaparken de, mitsel dnce
nin sz konusu yaratlarna daha o zaman aklc bir ilke
yi getirmitir. Hesiodosun Tanrlarn jenealojisinden
yani soy sopundan anlad, birbirini izleyen bir dizi
dnyaya getirme olgusudur. Dnyaya getirme olgusu
ona gre varolmann ideal biimidir, W . Jaeger, iinde
mitsel dncenin nedensel dnceyle eklemlendii
bu anlayn akla uygun den zelliini ok yerinde
olarak belirtmitir3. Hesiodosun, Kaos ve Dnyadan
( Theogonia , 116 ve tesi) sonra ortaya kan ilk Tan-
rnn Eros olduu dncesi, daha sonra Parmenides ve
Empedokles tarafndan gelitirilmitir4. Platon iende
(178 b) bu anlayn Yunan felsefesi iin nemi stne
dikkati ekmitir.

A K IL C IL A R V E M T

Burada, Homerosa zg tanrlarn ve mitlerin ilk


anlamlarn yitirmelerine yol aan uzun andrma s
recini zetlememiz sz konusu deildir. Herodotosun
sylediine baklrsa (1, 32) Solon daha o zaman m ito
lojideki tanrsal varln istek ve kararszlklarla dolu
olduunu sylemitir. Her ne olursa olsun, Miletoslu
ilk filozoflar, Homerosun betimlemelerinde gerek
tanr Figrn grmeyi reddediyorlard. Thales, her
ey tanrlarla dolu dediinde (A 22), tanrlar kimi
kozmik blgelerde snrl yerlere yerletiren Home-
rosun anlayna kar kmtr. Anaksimandros, tan
rsz ve mitsiz topyekun bir Evren anlay nermitir.
Ksenophanese gelince (do. 5 6 5 e dor.), o, Homeros
tanrlarna aka saldrmaktan ekinmez. T an rnn,
Homerosun anlatt gibi, coup sinirlendiine, kpr
danp durduuna inanmay kabul etmez (B 26). Home-
ros ve Hesiodosun betimlemelerinden anlald bii
miyle Tanrlarn lmszln benimsemez: Home-
ros ve Hesiodosun sylediklerine gre, tanrlar, insan
larn ayp sayacaklar (zina, hrszlk, karlkl birbirini
aldatma) her eyi yaparlar (B 11, B 12)5. Ayrca Kse-
nophanes tanrlara zg dnyaya getirme olgusunu da
kabul etmez: Am a lmller tanrlarn doduklann,
elbiseler giydiklerini, kendilerine zg bir dilleri ve bir
bedenleri olduunu dnrler (B 14)6. zellikle de
""rTilarn insanbiimli olmalarn eletirir: kzlerin,
atlarn, aslanlarn elleri olsayd, elleriyle de insanlar g i
bi resim yapabilseler ve yaptlar oluturabilselerdi, atlar
atlara benzer tanr figrleri, kzler de kzlere benzer
tanr figrleri izerler ve onlara kendilerininki gibi be
denler verirlerdi (B 15)7. Ksenophanese gre btn
tanrlar ve insanlarn stnde bir tanr vardr; biim i
nin de dncesinin de lmllerinkilerle hibir ortak
yan yoktur (B 23).
Bu klasik m itolojinin eletirilerinde, ozanlarn in
san biim lilikle ilgili anlatmlarndan, sz konusu tan
rsal varlk kavramn karmak iin harcanan aba se
zilmektedir. Pindaros gibi son derece dindar bir yazar
da inanlmaz mitleri kabul etmez (l O lym pique, 28 ve
tesi). Euripidesin Tanr anlay tmyle Ksenopha-
nesin eletirisinden etkilenm itir. Thukydidesin yaa
d dnemde mythodes sfat, herhangi bir hakikattir ya
da gerekliin kart olarak masal gibi ve kantlana
maz anlamna geliyordu8. Platon ozanlar, tanrlar su
nu biimlerinden dolay sulad zaman ( D evlet , 378
ve tesi) olaskla nceden ikna olmu bir okur toplulu
una seslenmitir.
M itoloji geleneklerinin eletirisi, skenderiyeli ha
tipler tarafndan ukalala kadar gtrlmtr. leride
greceimiz gibi, Hristiyanlk inancn savunan Hris
tiyan apolojistler, ncillerin tarihsel elerini ayrt e t
mek sz konusu olduunda, bu yazarlardan esinlenm i
lerdir. skenderiyeli Aelius T h eo n (. S. Yaklak II.
yy.) bir mitin ya da tarihsel bir anlatnn olanakszl
n gsterebilecek kantlar uzun uzadya tartr ve yn
tem ini Medeia m itinin eletirili zmlemesini yapa
rak aklar. Theon, bir annenin kendi z ocuklarn
ldremeyeceini dnr. Olay daha balangta
inanlmazdr, nk Medeia, ocuklarn babalar Ja-
sonun yaad kentte (Korinthos) ldremezdi. Ayr
ca cinayetin ileni biimi de kukuludur: Medeia,
cinayetini gizlemeye alm olabilir, byc olduu
iin de kl yerine pekl zehir kullanm olabilirdi.
Sonuta denilebilir ki, yapt hareketin aklamas
son derece kukuludur: Kocasna kar duyduu fke,
onu ayn zamanda kendisinin de olan ocuklar boaz
lamaya itemezdi; bunu yapmakla ktl en ok ken
dine etmi olurdu: Kadnlar ne de olsa erkeklerden da
ha ok heyecanlanrlar9.

A LEG O R Z M LER V E EV H E M E R O S U L U K

Burada sz konusu olan, m itin ykc bir eletirisi


deil de kolayc bir psikoloji ve basit bir aklclk adna
giriilmi, her d dnyasnn eletirisidir. Bununla bir
likte, Homeros ve Hesiodos m itolojisi tm H elen dn
yas sekinlerinin ilgisini ekmeyi srdrmt. N e var
ki, m itler artk szcklere bal kalnarak anlalan ey
ler olmaktan kmt: A rtk onlarda gizli anlamlar,
imalar aranyordu ( hyponoiai; allegoria terimi daha
ge bir tarihte kullanlmtr). Rhegiumlu Theagenes
(floruit c. 52 5 ), daha o zaman Homerostaki tanr adla
rnn ya insanlarn yeteneklerini ya da doal eleri
temsil ettii grn ima etmiti. A ncak Homeros mi
tolojisinin ve genel olarak tm dinsel geleneklerin ale-
gorili yorumlamasn gelitirenler zellikle Stoaclar ol
mutur. Khrysippos Yunan Tanrlarn fiziksel ilkelere
ya da etik ilkelerine indirgemiti. Herakleitosun (I. S.
I. yy) Q uaestiones H om ericae sinde bir yn alegorili
yoruma rastlanr: szgelimi, Zeusun Heray balad
mitsel blm, aslnda esir'0in havann snr olduu an
lamn tar, vb. Alegori yntemi Philon tarafndan Es
ki A h itteki gizlerin zlmesi ve aklanmasna da
yaylmtr, ileride grlecei gibi, belli bir alegorizm
(yani her iki A hit arasndaki uygunluk ve tipoloji),
Kilise Babalar, zellikle de Origenes tarafndan byk
lde kullanlmtr.
Kimi bilginlere gre, alegori Yunanistanda hibir
zaman byk apta yaygnlamam, skenderiyede ve
Rom ada daha ok baar salamtr. Ne var ki, deiik
alegorili yorumlar sayesinde, Homeros ve Hesiodos,
Yunanl sekin topluluklarnn gznde kurtulmu,
Homeros, tanrlar da yksek bir kltr deerini koru
may baarmtr. Homeros tanrlarnn ve m itolojisi
nin kurtarlmas, yalnzca alegori ynteminin ii deil
dir. I. O . III. yyn balarnda Evhemerosun felsefi yol
culuk biiminde bir roman yazd grlr: Kutsal Tarih
( H iera anagraphe); yapt ksa srede byk baar sala
m, Ennius tarafndan da Latinceye evrilmitir; zaten
bu dile evrilen ilk Yunanca m etin de bu olmutur. Ev-
hemeros, tanrlarn kkenini kefettiini sanmt: O na
gre tanrlar, tanrsal nitelik kazanm eski krallard.
Bu da Homeros tanrlarn aklc yoldan baka bir ko
ruma olaslyd. Sz konusu tanrlarn imdi artk bir
gerekliki vard: Bu gereklik tarihe (daha dorusu
tarihncesine ilikin) trdendi; onlarla ilgili mitler,
balangtaki krallarn yaptklar hareketlerin bulank
ya da hayalgc tarafndan deiiklie uratlm ans
n canlandryordu.
Bu ters ynde alegorizm, Evhemeros ve Enniusu a
rtmayan yanklar yapmt; Yunan tanrlarnn insan
ln, dolaysyla da gerekdln kantlamak iin
Evhemerosa dayanan Lactantius ve Hristiyan inanc
nn nde gelen br savunucular da byle bir yan
kdan kukulanmalard. Alegorizm ve Evhemerosu-
luk sayesinde, zellikle de btn yaznn ve plastik sa
natlarn tanrlarla ve kahramanlarla ilgili mitler evre
sinde gelimi olmas sayesinde, bu Yunan tanrlar ve
kahramanlar unutulmamlardr uzun bir mitykm s
recinin ardndan da, Hristiyanln kendini kabul
ettirmesinden sonra da.
Tersine, Jean Seznecin, T h e Survival o f the Pagan
G o d s da gsterdii gibi, Evhemerosu nitelik kazanm
olan Yunan tanrlar, klasik biimlerini yitirmi olsalar
ve en beklenmedik klklar altnda gizlenmi olsalar bi
le, btn Ortaa boyunca varlklarn srdrmler
dir. Rnesansn yeniden kefi zellikle saf, klasik
biim lerin yeniden ele alnp canlandrlmasndan olu
ur11. Bat dnyas da zaten Yunan-Latin paganizmi
ile Hristiyanln uzlatrlma olaslnn bulunmad
n ancak Rnesansn sonuna doru fark etmitir; oy
sa Ortaa, Eskia dnemini belirli bir tarihsel ortam
olarak, bitmi bir dnem gibi grmemitir12.
Byle dinden bamsz klnm bir m itoloji ve Ev
hemerosu nitelik kazanm bir tanrlar topluluu, R
nesanstan beri varln srdrm ve bilimsel aratr
ma konusu olmutur; bunun nedeni de, can ekimek
te olan Eskian, artk Homeros tanrlarna ve onlar
la ilgili mitlerin balangtaki ilk anlamlarna inanma
masdr. Bu m itoloji miras, Hristiyanlk tarafndan
benimsenebilmi ve zmlenebilmitir; nedeni de artk
yaayan dinsel deerlerle ykl olmamasdr. Giderek
bir kltr hzinesi haline gelmitir. Sonunda, klasik
miras, ozanlar, sanatlar ve filozoflar tarafndan kur
tarlmtr. Tanrlar ve onlara ilikin mitler, Eskian
sonundan (artk hibir kltrl kii tarafndan oldukla
r gibi ele alnmyorlard) Rnesansa ve X V II. yya e
itli yaptlar, yaznsal ve sanatsal yaratlar araclyla
tanmtr.

YAZILI BELG ELER V E S ZL G EN ELEKLER

K ltr sayesinde kutsall kalkm bir dinsel evren


ve mitleri yklm bir m itoloji, rnek gsterilebilecek
tek uygarlk olmay baaran Bat uygarln oluturmu
ve beslemitir. Burada logosun mythosa kar kazand
zaferden de te bir ey vardr. Burada kitapn szl g e -
leneke kar kazand zafer, belgenin -zellikle de ya
zl belgenin-, elinde yazn ncesi anlatm aralarndan
baka bir ey bulunmayan yaanm bir deneyime kar
kazand zafer sz konusudur. Eskiaa zg ok say
da yazl m etin ve sanat yapt yok olmutur. Yine de, o
harika Akdeniz uygarln ana izgileriyle yeniden
oluturmak iin bu rneklerden elimizde yeterince var
dr. A ncak Yunanistanda olduu kadar Eskia Avru-
pasnda da kltrn yaznncesi biimleri iin ayn
durum sz konusu deildir. Akdenizdeki yaygn dinler
ve m itolojiler konusunda ok az ey bilinir, bu az bilgi
de antlardan ve birka yazl belgeden elde edilmitir.
Kimi zaman -szgelimi Eleusis Mysterialarna ilikin
bilgilerimizin azl ok iyi korunmu bir inisiyasyon sr
r ile aklanr. Daha baka durumlarda, mutlu bir rast
lant sonucu halk arasnda yaygn kltler ve inanlarla
ilgili bilgiler ediniriz. Szgelimi, eer Pausanias, kiisel
deneyimini Lebadeiadaki Trophonios tapnanda
(IX . 3 9) anlatmam olsayd Hesiodosun, Euripidesin
ve Aristophanesin yapm olduu birka belirsiz tel
mihle yetinmek zorunda kalrdk. Bu dinsel merkezin
bir anlam ve nem inin var olabileceini dnemezdik
bile.
Klasik Yunan mitleri, daha o dnemde yaznsal
yaptn dinsel inana kar kazand zaferi temsil eder.
Kendi klt balamyla birlikte bize kadar ulam hibir
Yunan miti yoktur. Bizler mitleri, bir rite bal dinsel
bir deneyimin kaynaklar ya da anlatmlar olarak deil
de yaznsal ve sanatsal belgeler olarak reniriz. Yu
nan diniyle ilgili yaayan, popler nitelikte olan btn
bir alan elimizin altndan kayp gitmitir; nedeni de ke
sinlikle, sistemli bir biimde yazl olarak betim lenm e
mi olmasdr.
Yunana zg din duygusunun canlln, yalnzca
Olympos m itlerinin ve kltlerinin benimsenme derece
sine bakarak deerlendirmemek gerekir. Homeros m it
lerinin eletirisi, mutlaka aklcl ya da tanrtanmaz
l kapsyor demek deildir. Mitsel dnceye zg kla-
sik biimler in aklc eletiri tarafndan gzden drl
m olmas, sz konusu dncenin kesin olarak orta
dan kaldrlm olmas anlamna gelmez. Aydnlardan
oluan sekin evreler, yeni dinsel anlaylar dorula
yacak ve eklemli klacak olan daha baka m itolojiler de
kefetmilerdi. Bir kez, Eleusis Mysterialarnn ve Yu-
nan-Dou kkenli Mysterialar olan Orpheus-pythago-
ras din topluluklarnn dinleri vard, bunlar impara
torluk dnemi Rom asnda ve eyaletlerde son derece
yaygnlk kazanmlard. Ayrca yeni-pythagoraslar,
yeni-platoncular ve gnostikler tarafndan hazrlanm
olan, ruhun m itolojileri diye adlandrlabilecek soteri-
olojiler vard. Buna bir de gne klt ve m itolojileri
ni, yldzlar ve cenaze trenleri, mezarlarla ilgili m itolo
jileri ve poplerlik kazanm her eit bo inan ile
yoz m itolojinin yaylmn eklemek gerekir.
u birka olguyu anmsatmamzn nedeni, Homeros
mitlerinin yklmasnn yan sra klasik din mitlerinin
yklmasnn, Akdeniz dnyasnda, Hristiyanln h e
men hemen hibir direnmeyle karlamadan yerleebi
lecei dinsel bir boluk yaratacann dnlmesini
salamaktr. Gerekte Hristiyanlk pek ok trden din
duygusuyla kar karya gelmitir. Asl direnme, alego-
rili ve Evhemerosu nitelik kazanm klasik din ve mi
tolojilerden gelmemitir; onlarn gc zellikle siyasal
ve kltrel trden olmutur. Site, Devlet, mparatorluk,
esiz Yunan-Roma kltrnn saygnl, ok byk bir
yap oluturuyordu. Ama yaayan din asndan, bu yap
hi de salam deildi, gerek bir dinsel deneyimin yara
taca byk sarsnt sonucu yklmaya hazrd.
Hristiyanlk, gerek direnile Mysterial dinlerde ve
soteriolojilerde (bunlar bireyin kurtuluunun peindey
diler ve sivil din biim lerini bilmiyorlard ya da nem
semiyorlard), zellikle de imparatorlukta poplerlik ka
zanm yaayan, dinler ve mitolojilerde karlat. Bu
dinlerle ilgili elimizde bulunan bilgiler, yaygn Yunan
ve Akdeniz diniyle ilgili olanlar kadar deildir. G etlerin
Zalmoksisine ilikin bir eyler biliyoruz, nk Herodo-
tos, Hellespontoslu13 Yunanllardan bunlarla ilgili ola
rak toplad kimi bilgileri anlatmtr. Eer bu kant ol
masayd, tpk Balkanlardaki br Thrak tanrlar,
Darzallar, Bendis, Kotys, vb. iin olduu gibi ancak tel
mihlerle yetinmek zorunda kalacaktk. Avrupadaki H-
ristiyanlk-ncesi dinler stne elimizde biraz daha faz
la bilgi bulunduunda, bunlarn ne kadar karmak ve
ne kadar zengin olduu grlr. Ama sz konusu halk
lar, geirdikleri paganizm dneminde kitap yazmadklar
iin bizler hibir zaman onlarn balangtaki dinlerini
ve m itolojilerini tam olarak renemeyeceiz.
Bununla birlikte, on yzyl boyunca Hristiyanla
ve kilise yetkililerinin saysz saldrlarna direnmede
yeterince gl bir dinsel yaam ve bir m itoloji sz ko
nusu olmutur. Bu dinin kozmik bir yaps vard ve ile
ride de grlecei gibi, sonunda Kilise tarafndan ho
gryle karlanm ve benimsenmiti. G erekten de,
krsal kesim Hristiyanlna, zellikle gney ve gney
dou Avrupada kozmik bir boyut bulamtr.
Sonu olarak unlar syleyebiliriz: Dinsel zellikle
rini kknden yitirmi ve mitleri yklm olan Yunan
dini ve mitolojisi, Avrupa kltrnde e e r varln sr
drmse, bunun nedeni, yaznsal ve sanatsal bayapt
larla yanstlm olmasdr. Buna karlk, Hristiyanl
n kendini kabul ettirdii srada, yaayan pagan biim
ler olan (ama yazl anlatmlar bulunmad iin onlar
la ilgili hemen hibir ey bilmediimiz) popler dinler
ve m itolojiler, krsal kesim halklarnn geleneklerinde
varlklarn srdrmler, Hristiyanlatrlmlardr.
Kkleri Cilalta dnemine kadar uzanan, temelde ta
rmsal yapl bir din sz konusu olduundan, Avrupa
dinsel folklorunun hl tarihncesine ait bir miras ko
ruma olasl vardr.
A ncak, bu arkaik mitler ve dinsel davranlarn ka
lntlar, nemli bir dinsel olgu oluturduu halde, kl
tr dzeyinde ancak nemsiz sonular dourmutur.
Yaznn gerekletirdii devrimden geriye dnlmez.
Bundan byle, kltr tarihi yalnzca arkeoloji belgele
rini ve yazl m etinleri gz nnde tutacaktr. Bu tr
belgelerden yoksun bir halk, tarihi olmayan bir halk
olarak kabul edilir. Halka zg yaratlar ve szl gele
nekler ancak ok ge bir tarihte, A lm an romantizmi
dneminde deerlendirilecektir; daha o zaman bile es
kiye merakl olan birinin ilgisidir sz konusu olan. in
de mitsel davran ve mitsel evrenin hl varln sr
drd halk yaratlar, kimi zaman Avrupal birka
byk sanatya esin kayna salamtr. Am a bu gibi
halk yaratlar, kltrde hibir zaman nemli rol oyna
mamtr. Sonunda da belge olarak grlmlerdir;
bu nitelikleriyle de kimi uzmanlarn ilgisini ekerler.
Sz konusu geneleksel szl mirasn modern bir insa
nn ilgisini ekmesi iin kitap biiminde sunulmu o l
mas gerekir.
m it l e r in YKSEL V E K

N OTLAR

1. A rkad ia: Eski Y u n an da, P elopon nesosun orta kesim inde o b a n


lkla g ein en bir h alk n yaad blge. Bu szck Franszcada k i
mi zaman o ban s, pastoral zevklerin egem en olduu bir d nem i
belirtm ek iin kullanlr. ( .N .)
2. Kari M euli, G riech isch e O p ferbruche (Phyllobolia fr Pecer Von
derM hl, Basel, 1 946, s. 1 8 5 -2 8 8 ).
3. W e m e r Jaeger, Paideia: T he Ideals o fG r e e k Culture, c ilt I (2. bas
k, Nevv York, 1 9 4 5 ) s. 65 ve tesi; T he Theology o f the Early
G reek Philisophers (O xford , 1 9 4 7 ), s. 12.
4. W . Jaeger, T he Theology o f the Early G reek Philosophers, s. 14.
5. ev . Jaeger, a .g .y ., s. 4 7.
6. ev . G . S . K irk ve J. E. R aven , T he Presocratic Philosophers
(C am bridge, 1 9 5 7 ). s. 168; ayrca bkz. K ath leen Freem an, Ancilla
to the Pre-Socratic Philosophers (C am bridge, M ass., 1 9 4 8 ), s. 22.
M iletoslu larla ilgili belgeler ve kaynakalar u alm alarda bulu
nabilir: P ierre-M axim e S ch u h l, Essai sur la form ation de la pensle
grecque (2 . bask, Paris, 1 9 4 9 ), s. 163 ve tesi; K ath leen Freem an,
T he Presocratic Philosophers. A Companion to Diels, Fragmente der
Vorsokratiker (O xford , 1 946) s. 4 9 ve tesi.
7. ev . K irk and R aven, a .g .y ., s. 169.
8. Bkz. Thukydides. H istetire (Franszca e v .), I, 21; W . Jaeger, a .g .y .,
s. 19, 1 9 7 ,1 9 8 .
9. A eliu s T h e o n , Progymnasmata (9 4 , 1 2-32) zetleyen R obert M .
G ra n t, The Earliest Lives o fje s u s (N ew York, 1 9 6 1 ), s. 4 1 -4 2 ; ay
rca bkz. ay.y., s. 120 ve tesi.
10. E sir: Bu szc Franszca m etindeki ether szcnn karl
olarak kullandk. ( .N .)
11. Je a n Seznec, The Survival o f the Pagan G ads. The M ychobgical Tra-
didons and ics place in R enaissance H umanism and A n (N ew York,
1 9 5 3 ), s. 3 2 0 ve tesi.
12. Je a n Seznec, a .g .y ., s. 3 2 2 .
13. H e llesp o n to s: an ak kale Boaz. ( .N .)
D O K U Z U N C U BO LU M

MTLERN VARLIKLARINI
KORUMALARI
VE GZLENMELER
HIRSTYANLIK VE MTOLOJ

Hristiyanlk ile mitsel dnce arasndaki bantla


r birka sayfada sunmak gtr. Bu bantlar birbirin
den iyice farkl birok sorun ortaya koyar. Her eyden
nce, mit teriminin kullanmna bal yanl anlama
vardr. lk Hristiyan ilahiyatlar bu szc yzyllar
dr Yunan-Roma dnyasnda kullanld anlamda,
fabl, kurmaca, yalan anlamnda alyorlard. Dolaysy
la da sann ahsnda mitsel bir kii ve kristoloji1dra
mnda bir mit grmek istemiyorlard. II. yydan bala
yarak Hristiyan ilahiyat, sann tarihsel gerekliini
hem dosetizm2ve gnostisizm yanllarna hem de pagan
filozoflarna kar savunmak durumunda kald. Kendi
tezini savunmak iin yararland kantlar ve yenmek
zorunda kald glkleri az ilerde greceiz.
kinci sorunsa birinciyle bantldr: sann tarihsel
gereklii deil de bu gereklii temellendiren yaznsal
kantlarn deeriyle ilgilidir. Origenes daha o zaman,
tarihsel bir olay kuku gtrmez belgelere dayandrma
nn gln fark etmiti. Gnmzde Rudolf Bult-
mann, sann tarihsel varlndan kuku duymasa bile
onun yaam ve kiiliiyle ilgili hibir eyin bilineme
yeceini syler. Bu yntembilimsel gr, ncillere ve
br ilk kantlara mitoloji eleri nin (bu terim var-
olamayacak ey anlamnda kullanlmtr) bulam
olduunu varsayar. ncillerde mitoloji elerinin bol
miktarda bulunmas bilinen bir eydir. Ayrca Yahudi
ya da Akdeniz kkenli simgeler, Figrler ve ritellerin
Hristiyanlk tarafndan erkenden zmlenmi olduu
da bir gerektir. lk Hristiyanln geirdii bu ikili
Yahudileme ve paganlama srecinin ne anlam ta
dn ileride greceiz.
Hristiyanlkta, gnele ilgili ya da gizemli yapdaki
klt eleri ve simgelerin youn bir biimde var olma
s kimi bilginleri sann tarihsel gerekliini reddetme
konusunda yreklendirdi. Szgelimi Bultmannn gr
n tersine evirdiler. Bu bilginler, ok ksa srede
ar derecede yklendii mitolojiden dolay hakkn
da hibir ey bilinemeyen tarihsel bir kiiyi, Hristiyan
ln balangcnda n gerek olarak ortaya koymad
lar, tersine ilk Hristiyan kuaklar tarafndan yarm ya
malak tarihselletirilmi bir miti n gerek olarak ile
ri srdler. Yalnz adalarn adn sayarsak, Arthur
Dews (1909) ve Perter Jensenden (1906, 1909) P. -L.
Couchoudya (1924) kadar deiik dorultu ve yete
neklerdeki bilginler byk emekler vererek sa figr
n ve sonunda da Hristiyanl yaratm olmas gere
ken balang mitini yeniden oluturmaya altlar.
Bu balang miti zaten bir yazardan brne deiik
lik gsterir. Bilgince olduu kadar sonu rastlantya kal
m olan bu yeniden oluturma almalar stne ol
duka ilgi ekici bir inceleme yaplmas gerekir. Bun
lar, modern insann en eski ve mitsel olana kar duy
duu belli bir zlemi aa vurur. (Szgelimi P. -L.
Couchoud rneinde, mitin tarihsel olmaynn ycel
tilmesi hem de az olan tarihsel gerekliin zararna y
celtilmesi apak ortadadr). Ne var ki, tarihselci olma
yan bu varsaymlarn hibiri uzmanlar tarafndan kabul
edilememitir.
Son olarak mitsel dnce ile Hristiyanlk arasn
daki bantlar incelendiinde, nc bir sorun ortaya
kar. Onu da u biimde belirtebiliriz: Hristiyanlar
kendi dinlerinde Helen dneminin kutsal olmaktan
km rrvythosunu grmeyi reddetmilerse, arkaik ve
geleneksel toplumlarda grlen yaayan mit karsnda
Hristiyanln durumu nedir? leride tarihinin hemen
hemen ikibin yllk sresi boyunca, anlald ve ya
and biimiyle Hristiyanln, mitsel dnceden
tmyle kopamayacan greceiz.

NCLLERDEK GZLER VE TARH

imdi, Kilise Babalarnn sann tarihselliini


inansz paganlara kar olduu kadar sapknlar a kar
da savunmak iin nasl hareket ettiklerini grelim.
sann gerek yaamn, yani Havariler tarafndan bi
lindii ve szl olarak aktarld biimiyle tantma so
runu ortaya ktnda, balangtaki Kiliseye bal ila
hiyatlar deiik evrelerde dolaan belli sayda metin
ve szl gelenekle karlatlar. Kilise Babalan, dzme
ce nciller ve logia agrapha3'lar gerek belgeler saymay
reddetmekle eletirel bir dnme biimine ve henz
oluumunu tamamlamam tarihselci dorultuya sa
hip olduklarn gsterdiler. Bununla birlikte, Kilisenin
kendi iinde uzun dinsel tartmalara yol atlar. Ayr
ca bir deil de drt ncil kabul etmekle Hristiyan ol
mayanlarn saldrsn kolaylatrdlar. Mademki, Mat-
taya gre, Markosa gre ve Lukaya gre ncillerle Yu-
hannaya gre ncil arasnda farklar vard, bunlar an
latmak ve yorumunu yaparak dorulamak gerekiyordu.
Yorumla ilgili bunalm 137de Marcion ile balad.
Marcion bir tek gerek ncilin var olduunu sylyor
du; nce szl olarak aktarlm, daha sonra da yazya
geirilmi ve Yahudiliin ateli yandalar tarafndan
zerinde sabrla kalem oynatlarak asl biimi bozul
mutu. Tek geerli olarak ilan edilen bu ncil, Lukaya
gre Incildir; Marcion tarafndan kendi gerek sayd
biime indirgenmitir4. Marcion mitolojinin eski ilahi
yat metinlerindeki uzantlarn ayrt ettiklerini ileri s
ren Yunan-Roma dilbilgicilerinin yntemini uygula
mt. Ortodokslar da Marciona ve br gnostiklere
verdikleri yantta ayn yntemi kullanmak zorunda
kalmlard.
II. yyn banda, Aelius Theon Progymnasmata adl
kitabnda mit ile anlat arasndaki fark gstermiti:
Mit hakikatten sz eden uydurma bir aklamadr,
buna karlk yk, olmu ya da olabilecek olaylar be
timleyen bir aklamadr5. Hristiyan ilahiyatlar n
cillerin mitler ya da olaanst ykler olduunu
hi kukusuz yadsyorlard. Szgelimi Justinus ncille
rin olaanst yklerle kartrlma tehlikesinin
varln kabul edemiyordu, sann yaam, Eski
A hitte nceden haber verilenlerin gereklemesiydi;
ncillerin yaznsal biimine gelince, o da mitin biimi
deildi. Dahas Justinus, Hristiyan olmayan okura, n
cillerin tarihsel gerekliiyle ilgili somut kantlar suna
bilecei kansndayd. Szgelimi sann doumu Eski
Roma valisi Quirinus dneminde verilen ve (belki de
varsaymsal olarak) Romada bir buuk yzyl sonra g
rebilecek olan vergi bildirimleri araclyla kantlana-
bilirdi6. Ayn biimde, bir Tatianus ya da bir skende
riyeli Clemens, ncilleri tarihsel belgeler olarak kabul
ediyordu.
Ama bizim konumuz asndan en nemlisi Orige-
nestir. Origenes, ncillerdeki yklerin manevi deeri
ne o kadar ok inanmt ki, bunlarn basit mminler
ve sapknlar gibi kabaca ilk anlamlaryla kavranabile
cei kabul edilemezdi - zaten o da bu yzden alegorili
yorumu yceltiyordu. Ancak, Celsusa kar Hristiyan
l korumak zorunda kalnca sann yaamnn tarih
sel gereklii stnde durdu ve btn tarihsel kantlar
geerli klmaya alt. Origenes tapnaktan kovulan
tccarlar blmnn tarihsel gerekliini eletirir ve
reddeder. Sisteminin, esini ve yorum yapmay incele
yen blmnde, Origenes bize yle der: Tarihsel ger
eklik dinsel hakikatle uyumad zaman, Kutsal Ki
taplar anlattklarnn arasna kimi olaylar da katarlar
d; bunlarn bazlar tmyle gerekdyd, bazlarysa
gerekleebilecek, ama aslnda gereklememi olaylar
d7. Mit ve kurmaca yerine o giz ve meseli kul
lanr; ama hi kukusuz onun iin bu terimler eanlam
ldr8.
Demek ki, Origenes ncillerin, dinsel dzlemde ha
kiki olmakla birlikte tarihsel adan gerek olmayan
blmler sunduklarn kabul eder. Ancak Celsusun
eletirilerine yant verirken, tarihsel bir olayn tarihsel
gerekliini kantlamann da g olduunu belirtir.
Hemen herhangi bir yknn, gerek olsa bile, tarih
sel olgu olarak gerekliini gstermeye almak, en
g ilerden biridir, bazen de olanaksz bir itir9
Origenes, yine de sann yaamnda baz olaylarn
tarihsel kantlarla yeterince ortaya konduuna inanr.
Szgelimi sa, byk bir insan topluluu nnde arm
ha gerilmitir: Yer sarsnts ve karanlklar Tralleisli
Phlegonun tarihsel anlatsyla dorulanabilir10. sann
Son Akam Yemei, tarihi kesin olarak belirtilebilecek
bir olaydr11. Ayn durum, Yuhannaya gre Incilde ke
sinlikle sz edilmese bile Gethsemani snamas iin de
geerlidir (Origenes bu suskunluun nedenini yle
aklar: Yuhanna sann tanrsal yanyla daha ok ilgi
lenir ve Logos Tanrnn batan kamayacan bilir).
Dirilme, terimin tarihsel anlamyla dorudur n
k, dirilen beden artk fiziksel dnyaya ait deilse de,
bu bir olaydr. (Yeniden canlanan beden havadan ya
plm, tinsel bir bedendi12.)
Origenes, sann yaamnn, ilesinin ve dirilmesinin
tarihsel gerekliinden kukulanmad durumlarda,
daha ok ncil metninin tarihsel olmayan manevi an
lamyla ilgilenir. Gerek anlam tarihin tesinde yer
alr13. Yorumlama kendini tarihsel belgelerden kurta
rabilecek gte olmaldr; nk bu belgeler, bir s
rama tahtasndan baka bir ey deildir. sann tarih
sel gereklii stnde srarla durmak, onun yaamnn
ve mesajnn derin anlamn nemsememek, Hristi
yanl sakatlamak demektir. Origenes, sann Inciline
Yorum adl almasnda unlar yazmtr: nsanlar
sann yaamndaki olaylar incelediklerinde hayretler
iinde kalrlar, ama onlara bunun, gerek olarak be
nimsemeyi reddettikleri derin anlam aklandnda,
kukucu oluverirler14.

TARHSEL ZAM AN VE LTRJK ZAM AN

Origenes Hristiyanln zgnlnn en bata


sann Cisimlemesinin kozmik bir Zamanda deil de
tarihsel bir Zamanda gereklemi olmasndan kaynak
landn ok iyi kavramtr. Ama Cisimleme Gize-
minin kendi tarihsel gerekliine indirgenemeyecei-
ni unutmaz. Zaten ilk Hristiyan kuaklar, uluslara
sann tanrsalln ilan etmekle st kapal bir biim
de onun tarihsellik tesi zelliini de ilan ediyorlard.
Bu da, sann tarihsel bir kii saylmam olmasndan
kaynaklanmyordu, ama onun Tanrnn Olu olduu,
yalnzca insan deil onun yan sra Doay da kurtaran
evrensel bir Kurtarc olduu vurgulanyordu her ey
den nce. Dahas, sann tarihsel gereklii onun G
e kmas ve tanrsal Mutlulua yeniden erimesiyle
zaten alm oluyordu.
Hristiyanlar Tanrnn Cisimlemesi, Dirilmesi ve
Ge kmasn ilan etmekte, yeni bir mit sunmadkla-
rina inanmlard. Gerekteyse mitsel dncenin ka
tegorilerinden yararlanyorlard. Kukusuz adalar
olan aydn paganlarn kutsallktan uzaklam mitoloji
lerinde bu mitsel dnceyi gremiyorlard. Ancak her
mezhepten olan Hristiyanlar iin dinsel yaamn mer
kezi sann dramndan oluur. Tarihte gereklemi ol
sa bile bu dram kurtuluu olanakl klmtr; sonu ola
rak kurtuluu elde etmenin bir tek yolu vardr: Bu yol
rnek oluturan dram rit biiminde yinelemek ve
sann yaam ve retisiyle ortaya konan balca mo
deli taklit etmektir. Oysa, bu dinsel davran mitsel d
nceyle bantldr.
unu da hemen eklemek gerekir ki, Hristiyanlk,
bir din olmasndan tr, en azndan bir mitsel davran
korumak zorunda kalmtr: Bu da litrjik zamandr,
yani balanglarn balang zamanna (illud tempus)
sreli olarak yeniden kavumadr. Bir Hristiyann
dinsel deneyimi, sann rnek oluturan model olarak
taklit edilmesi, Tanrnn yaamnn, lmnn ve diril
mesinin litrji biiminde yinelenmesi ve bir de Beytle-
hemde sann doumuyla alan, Ge kyla gei
ci olarak sona eren balang zaman ile Hristiyan ki
inin zamandal stnde temellenir. Oysa, grd
mz gibi insan tesi bir modelin taklit edilmesi, rnek
oluturan bir olgular aknn yinelenmesi ve Byk
Zamana dklen bir alma sonucu dinle ilgili olma
yan zamann durmas, mitsel davrann balca belir
tilerini oluturur; bir baka deyile bu mitsel davran,
varoluunun kaynan mitte bulan arkaik toplumun
insannn davrandr15.
Litrjik Zaman dairesel olduu halde, Yahudiliin
sadk mirass olan Hristiyanlk, Tarihin izgisel nite
likli Zamann kabul eder: Dnya yalnz bir kez yaratl
mtr ve bir tek sonu olacaktr: sann Cisimlemesi,
Tarihsel Zaman iinde bir tek kez gereklemitir, ve
bir tek Yarg olacaktr. Hristiyanlk daha balangtan
beri ok sayda ve birbiriyle elien etkiler altnda, zel
likle de gnostisizm, Yahudilik ve paganizmin etkisin
de kalmtr. Kilisenin tepkisi bir tek biimde olmam
tr. Kilise Babalan, Gnozun akozmik ve ezoterik olma
sna kar aralksz olarak savamlar ama, buna kar
lk, Yuhannaya gre Incilde yer alan, Paulusun Mek
tuplarndaki ve baz temel metinlerdeki gnostik ele
ri korumulardr. Ancak, ikencelere karn, gnostisizm
hibir zaman kesin olarak ortadan kaldrlmamtr; az
ok rtk olan baz gnostik mitler de szl ve yazl Or
taa edebiyatlarnda yeniden ortaya kmtr.
Yahudilik ise Kiliseye, Kutsal Kitaplarla ilgili alego-
rili bir yorumlama yntemi salam, zellikle de koz
mik dinin bayram ve simgelerinin tarihselletirilme-
siyle ilgili en yetkin modeli sunmutur, ilk Hristiyan
ln Yahudiletirilmesi onun tarihselletirilmesi
demektir: yine, ilk ilahiyatlarn Isann anlattklar
nn ve domakta olan Kilisenin tarihini srail halknn
Kutsal Tarihine balama karar anlamna gelir. Ne var
ki, Yahudilik, belli sayda mevsimlik bayram ve koz
mik simgeyi, srail tarihindeki nemli olaylara mal ede
rek tarihselletirmiti (Kutsal Sandk adryla ilgili
bayram, Paskalya, Hanuka k bayram, vb.). Kilise Ba
balar da ayn yolu izlediler: Asyaya ve Akdenize zg
simgeler, dinsel trenler ve mitleri bir kutsal ykye
balayarak Hristiyanlatrdlar. Bu kutsal yk do
al olarak Eski A hitin snrlar dna tayordu ve ar
tk Yeni A hiti, Havarilerin anlattklarn ve daha son
ra da azizlerin yksn kapsyordu. Belli sayda koz
mik simge- Su, Aa ve zm ba, saban ve balta, ge
mi, sava arabas, vb.- Yahudilik16 tarafndan oktan
zmlenmiti; bunlar kutsallatrmayla ya da Kiliseyle
ilgili bir anlam kazanarak Kilisenin retisine ve uygu
lamasna kolayca girebilmilerdir.
KOZMK HIRSTYANLIK

Gerek glkler daha sonra, Hristiyan misyonerle


rinin zellikle Orta ve Bat Avrupada yaayan yaygn
dinlerle kar karya geldiklerinde ortaya kt. ster is
temez sonunda, bir trl kk kaznamayan kutsal Fi
grler ve pagan mitleri Hristiyanlatrld. ok sa
yda tanr, ya da ejderha ldren pek ok kahraman,
Aziz Georges kimliine brnd; frtna tanrlar Aziz
Eliye dnt; saysz bereket tanras Meryemle ya da
azizelerle bir tutuldu. Hatta Hristiyanlk ncesi Avru
pasndaki yaygn olan dinin bir blm rtk ya da d
ntrlm olarak takvimde yer alan bayramlarda ve
Azizler kltnde varln srdrd. Kilise on yzyldan
daha uzun bir sre, pagan (kozmik dine ait olan anla
mnda) elerin, Hristiyanlkla ilgili uygulamalara ve
ermilerin yaam yklerine ynelik srekli aknna
kar savamak zorunda kald. Bu etin savan zellikle
de Avrupann gneyinde ve gneydousunda daha
ok, gsterisiz bir sonucu oldu; buralarda XIX. yyn so
nunda bile krsal kesim halklarnn folklor ve dinsel uy
gulamalarnda Eskian en eski dnemlerinden, hatta
yaznn bulunuundan hemen nceki dnemden kalma
Figrlere, mitlere ve dinsel trenlere rastanyordu17.
Katolik-Roma ve Ortodoks Kiliseleri, bu kadar ok
pagan e kabul ettikleri iin olumsuz ynde eletirildi.
Bu eletiriler her zaman geerli olmu muydu acaba? Bir
yandan, paganizm, yzeysel de olsa ancak Hristiyan
lam biimde varln srdrebilmiti. Yok edileme
yen bir paganizmin bu zmlenme siyaseti bir yenilik
deildi; ilk Kilise daha o zaman Hristiyanlk ncesi
kutsal takvimin byk bir blmn benimsemi ve
zmlemiti. te yandan, Kozmostaki varolu biimle
rinden dolay, kyllere tarihsel ve tinsel bir Hristi
yanlk ekici gelmiyordu. Krsal kesim halklarnn
kendine zg dinsel deneyimi kozmik Hristiyanlk
olarak adlandrlabilecek bir eyle beslenmiti. Avru
padaki kyllerin Hristiyanlktan anladklar kozmik
bir litrjiydi. Kristoloji gizemi, Kozmosun yazgsn da
balyordu. Btn Doa, sann Diriliinin bekleyii
iinde iini eker durur. Bu Paskalyayla ilgili litrjinin
olduu kadar Dou Hristiyanlna zg dinsel folklo
run da temel motifidir. Eski Ahit Peygamberlerinin
iddetle eletirdikleri, Kilise tarafndan da belli lde
hogryle karlanm olan kozmik ritmlere gizemli
bamllk, zellikle Gneydou Avrupadaki krsal ke
sim halklarnn dinsel yaamnn tam ortasnda yer alr.
Hristiyanln btn bu blm iin, Doa gnah
dnyas deil ama Tanrnn eseridir. sann Cisimle-
mesinden sonra Dnya ilk grkemine yeniden kavu
turulmutu; ite bu nedenle de sa ve Kilise bu kadar
ok kozmik simgeyle donatld. Gneydou Avru
pann dinsel folklorunda, dinsel ilemler Doay da
kutsallatrr.
Dou Avrupa kylleri iin bu tutum Hristiyanl
n paganlatrlmas anlamna gelmiyordu, tersine
atalarnn dininin Hristiyanlatrlmas yd. Sz ko
nusu popler teolojinin (zellikle mevsimlik bayram
larda ve dinsel folklorda kendini gsterdii biimiyle)
tarihi yazldnda kozmik Hristiyanln yeni bir pa
ganlk biimi olmad gibi bir paganlk-Hristiyanlk
birlemesi de olmad grlecektir. Bu zgn bir din
sel yaratdr; eskatoloji ve soteriyoloji burada kozmik
boyutlardan etkilenir. sa, bir yandan Pantokrator18ol
ma zelliini srdrrken, te yandan da tpk arkaik
toplumlarn mitlerinde Yce Varlkn deus otiosusa
dnmeden nce yapt gibi, Yeryzne iner ve ky
lleri ziyaret eder; bu sa tarihsel deildir, nk halk
bilinci, olaylarn kronolojisiyle ve kesinliiyle, tarihsel
kiilerin de gerek olup olmadklaryla ilgilenmez. Biz
krsal kesim halklar iin sann eski oktanrclklar-
dan miras kalm bir tanrdan baka bir ey olmad
sonucuna varmaktan kanmalyz. ncillerin ve Kili
senin sa imgesi ile dinsel folklorun sa imgesi arasn
da herhangi bir eliki yoktur: sann Doumu, reti
si, ve mucizeleri, armha gerilmesi ve dirilmesi bu po
pler Hristiyanln balca temalarn oluturur. te
yandan, btn bu folklor yaratlarn derinden etkile
yen, bir pagan deil de bir Hristiyan anlaydr: Her
ey insann sa tarafndan kurtarlmas; iman, umut ve
tanr sevgisi; Tanr Baba tarafndan yaratld ve Oul
tarafndan kurtarld iin iyi olan Dnya; bir daha
yinelenmeyecek olan ve anlam tayan bir insan varl
evresinde dner durur; insan iyiyi ya da ktye se
mekte zgrdr, ancak bir tek bu seimden dolay yar-
glanmayacaktr.
Biz burada bu popler teoloji nin ana izgilerini
sunacak deiliz. Ama unu da iyice saptamak gerekir
ki, krsal kesim halklarnn kozmik Hristiyanlna
sann varlyla kutsanm bir Doann zlemi ege
mendir. Ayn biimde, Cennet zlemi, gzellemi ve
hi bozulmayacak, savalar, ykmlar ve fetihlerden do
an kargaalardan uzakta bir Doay yeniden bulma ar
zusudur. Bu ayn zamanda, srekli olarak yabanc sava
srlerinin yldrd ve az ok yerli saylan farkl s
nflardan efendilerin smrd, iftilikle geinen
toplumlara zg idealin anlatmdr. Tarihin trajedi
sine ve hakszlna kar pasif bir bakaldrdr; sonu
olarak, ktln artk kendini yalnz ve yalnz birey
sel bir karar biiminde gstermemesi, ama zellikle ta
rihsel dnyann kii-tesi bir yaps olarak belirmesine
kar pasif bir bakaldrdr.
Ksaca, konumuza dnersek, bu popler Hristiyan
lk mitsel dncenin kimi kategorilerini aka gn
mze kadar srdrmtr.
O R T A A ESKATOLOJ MTOLOJS

Ortaada mitsel dncenin yeniden canland


grlr. Btn toplumsal snflar kendi z mitoloji ge
leneklerinin aray iindedirler. valyeler, eitli
meslekler, din adamlar, kyller kendi durumlar ya da
ynelimlerinin bir kken mitini benimserler ve r
nek oluturan bir modeli taklit etmeye alrlar. Bu
mitolojilerin kkeni eitlilik gsterir. Arthur evrimi
ve Graal temas, yanltc bir Hristiyanlk grn
altnda, zellikle br Dnya ile balantl pek ok
Kelt inann kendi iinde toplar. valyeler, Lancelot
ya da Parsifal ile rekabet etmek isterler. Fransann Ku
zeyli saz airleri, Hristiyanlk elerinden yararlana
rak, ama Kilisenin retilerini aarak ya da onlarn ter
sini syleyerek Kadnla ve Akla ilgili btn bir mito
loji oluturmulardr.
Ortaaa zg baz tarihsel hareketler zellikle ar
pc bir biimde mitsel dncenin en tipik belirtilerini
aklar. Biz bunu sylerken, Norman Cohnun The Put'
suit of the Millenium adl kitabnda baaryla incelemi
olduu eyleri dnyoruz: Yani Hal seferlerinde, bir
Tanchelmin ve Eudes de IEtoilein hareketlerinde, Fe-
derico Ilnin Mesih dzeyine ykseltilmesinde, Mesihe
ilikin, topyaya ve devrim ncesine zg topluca ger
ekletirilmi daha baka pek ok olguda ortaya kan
binylc dorultudaki cokunluklar ve eskatoloji mitle
rini dnyoruz. imdi bir an iin Federico Ilnin mi
toloji bakmndan saygnl stnde duralm: mpara
torluk anslyesi Pietro della Vigna, efendisini kozmik
bir Kurtarc olarak sunar: Btn Dnya byle bir koz-
mokrator bekliyordu, ve imdi ktlk alevleri snm,
kllar sabanlara dntrlm, bar, adalet ve g
venlik iyice salanmtr. Dahas Federico, scak ve so
uu, kat ve svy, btn kartlar kendi aralarnda uz-
atrarak, evrenin elerini esiz bir birletirme gcne
sahiptir. O, toprak, deniz ve havann tam bir uyum
iinde hayranlk duyduklar kozmik bir Mesihtir. Onun
gelii tanrsal bir inayetten kaynaklanr; nk dnya
tam yok olacakken, son yarg ok yakndayken Tanr, o
byk merhametiyle bizlere bir erteleme balam ve
bu temiz hkmdar, Son Gnlerde bir bar, dzen ve
uyum salamas iin gndermitir. Bu aklamalarn,
Federico Ilnin kendi dncesini ne kadar sadk bir bi
imde yanstt, onun Ancona yaknlarndaki doduu
ky Jesiye yazd mektuptan anlalmaktadr; bu mek
tupta, kendi doumunu, insanlk iin sann doumuy
la ayn nemi tayan bir olay, Jesiyi de yeni bir Beyt-
lehem olarak kabul ettiini aka gsterir. Federico II,
Orataa hkmdarlar arasnda, grevi gerei deil de
doas gerei kendini Cisimlemi bir Tanrdan ne az
ne de ok kutsal biri olarak grm tek hkmdardr
hi kukusuz19.
Federico Ilnin mitolojisi, basit bir nedenden dola
y, onun lmyle ortadan kalkmamtr; bu neden, sz
konusu lmn kabul edilemeyiidir: mparatorun
uzak bir lkeye ekildiine, ya da en yaygn efsaneye
gre Etna dann altnda uyuduuna inanlyordu.
Ama gnn birinde o uyanacak ve tahtn istemeye ge
lecektir. Gerekten de lmnden otuzdrt yl sonra,
Neuss kentinde bir sahtekar kendini Federico II redivi-
vus20olarak gstermeyi baard. Hatta, bu szde Federi-
conun Wetzlarda ldrlmesinden sonra bile, mit et
kililiini gsterdi. XV.yyda hl Federiconun yaad
na ve Dnyann sonuna kadar da yaayacana, so
nu olarak onun tek yasal mparator olduuna ve ba
ka birinin daha olmayacana inanlyordu.
Federico II miti, ok daha yaygn ve srekli bir ol
gunun ok bilinen bir rneinden baka bir ey deil
dir. Krallarn dinsel saygnl ve eskatolojiye ilikin
ilevi Avrupada XVII. yya kadar srmtr. Eskatolo-
jiye ilikin Kral anlaynn dinden bamsz klnmas,
ortak ruha derinlemesine yerlemi olan umudu orta
dan kaldrmad; bu umut, rnek oluturan Kahra-
mann Reformcu, Devrimci, halklarn zgrl adna
ehit, Parti Bakan gibi yeni grnmlerinden biri al
tnda gerekletirdii evrensel bir yenilenme umudu
dur. Modern totaliter hareketlerin Kurucular ve n
derlerinin rol ve grevi ok sayda eskatoloj i ve sote-
riyoloji esi ierir. Mitsel dnce, Tarih tarafndan
geersiz klnan gemiteki anlatmlarndan bazlarn
aabilir ve reddedebilir, yeni toplumsal koullara ve ye
ni kltr modalarna uyabilir ama tmyle yok edilme
sine izin vermez.
Hal olgusuna gelince, Alphonse Dupront bunun
mitsel yaplar ve eskatoloj iye ilikin dorultusunu ok
iyi biimde aydnlatmtr. Din adam olanlarda oldu
u kadar olmayanlarda da, Hal bilincinin merkezinde
Kuds kurtarma grevi yer alr (...). Hal seferinde
kendini en gl biimde gsteren ey, gerek zaman ge
rek insanla ilgili uzam asndan tam olarak, sonula
nan ikili bir eksiksiz btnlktr. yle ki, uzam a
sndan, zamanla ilgili sonulanmann belirtisi, ana ve
kutsal kent olan dnyann merkezi Kudste uluslarn
toplanmasdr21.
Ortak bir manevi olgu, akld bir patlama sz ko
nusu olduunda, birok rnek arasnda, 1212de Kuzey
Fransada ve Almanyada birdenbire ortaya kan, o
cuklarn Hal Seferleri kant da gsterilebilir. Bu ha
reketlerin doallndan kesinlikle kuku duyulmaz:
ne dardan, ne lke iinden hi kimse onlar uyar
mamt der adalar olan bir tank22. ocuklar
(balca zellikleri ok kk yata ve yoksulluk iin
de olmalardr; bunlar da olaanst olann zellikleri
dir), zellikle de kk obanlar23, yrmeye koyul
mu, yoksullar da onlara katlmt. ark syleyerek
ayin alay halinde ilerleyen bu insanlarn says belki de
30.000e ulamt. Kendilerine nereye gittikleri sorul
duunda Tanrya diye yant veriyorlard. adalar
olan bir vakanvise gre onlarn niyeti denizi amak,
gllerin ve krallarn yapmad eyi yapmak, sann
mezarn yeniden almakt24. Din adamlar bu ocuk
toplama iine kar kmt. Fransz Hal seferi fela
ketle son buldu: Marsilyaya gelen Hallar yedi byk
gemiye bindiler, ancak bu gemilerden ikisi Sardinya
aklarnda yakaland bir frtna sonucu batt, btn
yolcular da sulara gmld. br be gemiye gelince,
iki hain armatr bunlar skenderiyeye kadar gtrd,
orada da ocuklar Sarazen eflerine ve esir tccarlar
na satt.
Alman Hal seferinde de ayn motif gze arpar.
O sralarda yazlm bir tarih kitabnda yle denir:
1212de Nicolas adl ocuk ortaya kt, evresine bir
yn ocuk ve kadn toplad. Bir melein buyruu ze
rine, Tanrnn han kurtarmak iin onlarla birlikte
Kudse gitmesi gerektiini, denizin de, tpk eskiden
Yahudi halkna yapt gibi onlara da hi ayaklarn s
latmadan, geit vereceini sylyordu25. Zaten silahl
da deillerdi. Kln blgesinden hareket ederek Ren
nehri boyunca indiler, Alpleri atlar ve Kuzey tal
yaya ulatlar. Bazlar Cenova ve Pisaya geldi, ama
oradan geri pskrtldler. Romaya ulamay baaran
lar da hibir yetkilinin kendilerini desteklemediini
kabul etmek zorunda kaldlar. Papa onlarn bu projesi
ni onaylamyordu, bunun zerine kk Hallara da
yar yoldan geri dnmek dt. A nnales Carbacenseste
vakanvisin dedii gibi karnlar a, ayaklar plak
birer birer ve sessiz sedasz geri geldiler. Kimse onlara
yardm etmiyordu. Bir baka tank da yle yazmt:
Aralarndan byk bir blm, kylerde, meydanlarda
alktan lm ylece yatyor da kimse onlar gmm-
yordu.26
P. Alphandery ve A. Dupront hakl olarak, bu hare
ketlerde, halkn dindarl alannda ocuun seilip
ne karldn grmlerdir. Bu ayn zamanda hem
Masumlar mitidir, hem ocuun sa tarafndan ycel-
tilmesidir, hem de halkn, Baronlarn Hal Seferine
kar bir tepkisidir; ayn tepki, ilk Hal Seferlerinde
Tafurlar evresinde belirginlemi efsanelerde ortaya
kmtr27. Kutsal Yerlerin yeniden fethedilmesi an
cak bir mucize sonucu beklenebilir - mucize de ancak
en temiz olanlarn, ocuklar ve yoksullarn hatr sayl
d iin gerekleebilir28.

ESKATOLOJ MTNN KALINTILARI

Hal Seferlerinin baarszl eskatolojiyle ilgili


umutlar ortadan kaldrmtr. Tommaso Campanella
De Monarchia Hispanica (1600) adl yaptnda spanya
kralndan, Trk mparatorluu stne yaplacak yeni
bir Hal Seferi iin gereken paray vermesini ve zafer
den sonra Evrensel Monariyi kurmasn rica ediyordu.
Otuzsekiz yl sonra, gelecein Louis X IV nn dou
munu kutlamak amacyla, Louis XIII ile Anne dAut-
richee ynelik Edogada T. Campanella hem recupera-
tio Terrae Sanctae29yi hem de renovado saeculiyi30nce
den kestirmitir. Dediine gre gen kral bin gnde b
tn Dnyay fethedecektir, ejderleri yere serecektir,
yani imanszlarn krallklarn boyunduruk altna ala
cak ve Yunanistan zgr klacaktr. slam Avrupa d
na itilecektir; Msr ve Habeistan yeniden Hristiyan
olacak, Tatarlar, Acemler inliler ve btnyle Dou,
dinlerini deitirip Hrsitiyan olacaktr. Btn bu halk
lar bir tek Hristiyanlk oluturacaklar ve yeniden can
lanan bu Evrenin bir tek merkezi olacaktr: O da Ku
dstr. Campanella yle yazar: Kilise Kudste bala
d, dnyay dolatktan sonra yeniden Kudse dne
cektir31. T. Campanella, La prima e la seconda rsurrez-
one adl yaptnda Aziz Bernardus gibi, Kudsn fethi
ni tanrsal Kudse doru ilerleyiin bir evresi gibi gr
mez; ona gre bu Mesih egemenliinin kuruluudur2.
rnekleri artrmann bir yarar yok sanrz. Ancak,
Ortaadaki eskatoloj i grleri ile llminizme ve
XIX.yya zg eitli Tarih felsefeleri arasnda bulu
nan sreklilii de belirtmek yerinde olur. XIII.yyda or
taya km ve az ok dinden bamszlam deiik bi
imler altnda XIX.yya kadar varln srdrm olan
btn bu Mesihle ilgili hareketlerin douunda ve ya
psnda, Gioacchino da Fiorenin kehanetlerinin, ne
derece rol oynad yaklak otuz yldr deerlendiril
meye balamtr33. Gioacchinonun temel dncesi
byk bir yank yapmtr; buna gre dnya ok yakn
da Tarihin nc ana girecektir; bu a, Kutsal
Ruhun yarataca koullar altnda gerekleecei iin
zgrlk a olacaktr. Sz konusu dnce, Aziz Au-
gustinustan bu yana Kilisenin benimsemi olduu Ta
rih teolojisiyle eliiyordu. Yaygn retiye gre, Yer
yznde yetkinlie Kilise ulam olduu iin gelecek
teki bir rerovatioya artk yer yoktur. Kesin olan tek
olay, sann yeryzne ikinci gelii ve Son Yarg ola
caktr. Gioacchino da Fiore, Hristiyanla evrensel ye
nilenmeyle ilgili arkaik miti getirmitir. Kukusuz bura
da, belli srelerle yinelenen ve sonsuza dek yinelenebi
lecek olan bir yenilenme sz konusu deildir. nc
an, Gioacchino tarafndan, Kutsal Ruhun ynetimi
altndaki zgrln egemenlii biiminde tasarlan
m olmas da bir gerektir; bu da tarihsel Hristiyanl
n almasn ve en son sonu olarak da var olan kural
ve kurumlarn ortadan kaldrlmas anlamna gelir.
Burada Gioacchinodan esinlenmi eitli eskatolo-
ji hareketlerini sunmak yerinde olmaz. Ama Calabriah
gizemcinin dncelerinin beklenmedik kimi uzantla
rn anmsatmak da yerinde olur. Lessing Die Erziehung
des Menschengeschlechts adl yaptnda, srekli ve ilerle
yici olan, nc bir ada son bulan vahiy savn ite
byle gelitirmitir. Lessingin bu nc a, eitimin
yardmyla akln zaferi olarak tasarlad dorudur; ama
onun bu dncesinde Hristiyan vahiyinin tamamlan
mas sz konusudur; Lessing XIII. ve XIV.yylarda ya
am baz heyacanl kiilere sevgi ve hayranlkla ba
vurur; yaplan tek yanl yeni sonsuz Incilin ok er
ken ilan edilmesidir34. Lessingin fikirlerinin yanklar
ok byk olmu ve Saint-Simoncular araclyla bir
olaslkla Auguste Comteu ve onun durum retisi
ni etkilemitir. Fichte, Hegel, Schelling de deiik ne
denlerle de olsa Gioacchinonun Tarihi yenileyecek
ve btnleyecek olan ok yakndaki bir nc a mi
tinden etkilenmilerdir. Onlarn araclyla da bu es
katoloji miti baz Rus yazarlarn, zellikle de Kutsal
Ruhun nc Krall adl yaptyla Kransinskyyi ve
nc Ahit Hristiyanlnm yazar Merejkowskiyi et
kilemitir35. Kukusuz bundan byle yar felsefi fantezi
ler ve ideolojilerle ilgileneceiz. Kutsal Ruhun ege
menliinin eskatolojiye ilikin bekleyiiyle deil. Ama
evrensel yenilenme miti, az ok yakn bir vadede, b
tn bu kuramlar ve fantezilerde hl ayrt edilebilecek
durumdadr.

MODERN D N YAN IN MTLER

Baz mitsel davranlar hl gzlerimizin nnde


varlklarn srdrrler. Burada arkaik bir anlayn
kalntlar deildir sz konusu olan. Ne var ki, mitsel
dncenin baz zellik ve ilevleri insann bir paras
n oluturur. Bir baka frsattan yararlanp modern
dnyann mitleri36nden sz etmitik. Sorun hem kar
maktr hem de ilgi ekici; btn bir cildin ieriini
birka sayfaya sdrma iddiasnda deiliz. Biz ancak
modern mitolojilerin birka zelliine toplu bir ba
kla yetineceiz.
Arkaik toplumlarda, stelik ok eitli yollardan
gerekletirilen kkenlere dn un nemini grdk.
Kkenin bu saygnl Avrupa toplumlarnda varl
n srdrmtr. Buralarda herhangi bir yenilik yapma
ya giriildiinde, bu yenilik, kkene bir dn biimin
de tasarlanr ya da sunulurdu. Reform hareketi Kutsal
Kitapa dn balatmt ve balangtaki ilk Kili-
senin, hatta ilk Hristiyan toplumlarnn deneyimini
yeniden yaamay ok istiyordu. Fransz Devrimi ken
disine temel rnek olarak Romallar ve Ispartallar
semiti. Avrupada, bir rejimin sonunu belirtmekten
de te tarihsel bir evrimin sonunu gsteren ilk kk
tenci ve baarya ulam devrimin hazrlayclar ve
ileri gelenleri, kendilerini, Titus-Livius ve Plutark-
hosun ycelttii eski erdemleri yeniden canlandrp
yerine oturtmu kabul ediyorlard.
Modern dnyann balangcnda, kkenin hemen
hemen byl bir saygnl vardr. yice yerlemi bir
kkene sahip olmak demek, sonuta, soylu bir kken
ile vnmek demekti. XVIII. ve XIX. yydaki Rumen
aydnlar gururla Bizim kkenimiz Romaya dayanr!
deyip duruyorlard. Latin soyundan gelme bilinci, on
larda, Romann byklne bir tr gizemli katlma
elik ediyordu. Macar aydnlar snf da, Macarlarn es
kilik, soyluluk ve tarihsel grevinin kantn, Hunor ve
Magor kken mitinde ve Arpadn kahramanlk sa-
gasnda buluyordu. XIX.yyn balangcnda, soylu k
ken hayali, btn orta ve gneydou Avrupada ulusal
tarihe, zellikle de bu tarihin en eski evrelerine kar
gerek bir ilgi uyandrd. Tarihsiz (tarihsel belgeler
den yoksun ya da tarihi yazlmam anlamnda) bir
halk, sanki var olmam gibidir!. Ayn kayg tm orta
ve dou Avrupann ulusal tarihyazmnda da grlr.
Bylesi bir ilgi kukusuz Avrupann bu kesiminde ulus
larn uyannn bir sonucudur ve ksa sre iinde bir
propaganda ve siyasal kavga aracna dnmtr. A n
cak halknn soylu kkenini ve eskiliini kantla
mak istei Gneydou Avrupaya ylesine egemen ol
mutu ki, birka zel durum dnda, ilgili tm tarihya-
zmlar, ulusal tarih iinde yer alm ve sonunda bir
kltr tarallna ulamtr.
Soylu kkene olan ilgi ayn zamanda, Bat dnya
snda, zellikle de Almanyada dnem dnem yeniden
deerlendirilen rk arilik mitine de bir aklama geti
rir. Bu mitin toplumsal-siyasal balamlar, stnde du
rulmasna gerek kalmayacak kadar iyi bilinir. Bizi bura
da ilgilendiren, arinin hem ilk atay hem de soylu
kahraman temsil ediyor olmasdr; bu, 1789 ve 1848
devrimlerinden domu olan toplumlarn idealiyle ba
damay baaramayanlarn hl kafalarndan kmayan
erdemlerle donanm biridir. Ari terimi rksal safla,
fiziksel gce .soylulua, grkemli ve yaratc nitelikteki
balanglarn kahramanlara zg ahlakna yeniden
kavumak iin taklit edilecek rnek oluturucu modeldi.
Marx komnizme gelince, onun da eskatoloj iye
ilikin ve binylc yaplar ortaya karlmtr. Biz ya
kn bir tarihte Marxn, Asya-Akdeniz dnyasnn b
yk eskatoloj i mitlerinden birini alm olduunu fark
ettik; bu, Tanrnn sevgili kulunun, A dilin [sa] (bu
nu ada dnyada proletarya ile zdeletirmitir) kur
tarc roldr; onun ektii aclarn dnyann ontoloji
statsn deitirmesi beklenir. Gerekten de
Marxn snfsz toplumu ve bunun sonucu olarak da
tarihsel gerilimlerin ortadan kalkmasnn gemiteki en
amaz rnei Altn a mitinde bulunur; Altn a,
pek ok gelenee gre Tarihin balangcn ve sonunu
belirtir. Marx bu saygnl olan miti, Yahudi-Hristi-
yan anlayndaki btn bir Mesih ideolojisiyle zengin -
letirmitir: Bir yandan, proletaryaya ykledii pey
gamberce rol ve soteriolojiyle ilgili ilev vardr; te
yandansa yi ile Kt arasndaki en son atma vardr
(bu atma kolaylkla sa ile Deccal arasnda kan ve
ardndan, birincinin kesin baarsnn geldii o kor
kun atmaya kolaylkla benzetilebilir). Hatta
Marxn Yahudi-Hristiyan inanna zg eskatoloji
umudunu, yani, Tarihin mutlak bir sonu olaca umudu
nu yeniden benimsemesi de anlamldr; bu bakmdan
da (szgelimi Croce ya da Ortega y Gasset gibi) br
tarihselci filozoflardan ayrlr; onlara greyse tarihteki
gerilimler insanlk durumundan ayr dnlemez,
bundan dolay da hibir zaman tam anlamyla ortadan
kaldrlamaz37.

MTLER VE KTLE HABERLEME A R A LA R I

Yaplan son aratrmalar, kitle haberleme aralar yo


luyla topluluklara zorla benimsetilen imgeler ve davra
nlarn mitsel yaplarn aydnlatmtr. Bu olguya
zellikle Amerika Birleik Devletlerinde rastlanr38.
izgi resimlerdeki ( comic strips) anlat kiileri, mito
lojilere ya da folklorlara zg kahramanlarn modern
varyantn sunarlar. Toplumun byk bir blmnn
idealini ylesine somut biimde canlandrrlar ki, dav
ranlarnda yaplan olas dzeltmeler ya da daha kt
s, lmleri, okurlarda gerek bunalmlara yol aar;
okurlar olaya iddetle tepki gsterirler ve izgi resimle
rin yazarlarna ve gazete yneticilerine binlerce telgraf
ekerek kar karlar. Fantastik bir anlat kiisi olan
Superman, zellikle ifte kimlii sayesinde son derece
popler bir duruma gelmitir: Felaket sonucu yok ol
mu bir gezegenden yeryzne gelen ve olaanst g
lerle donanm olan Superman, Dnyada alakgnll
bir gazetici olan Clark Kentin grnmnde yaar; e
kingendir, siliktir, i arkada Lois Lanein etkisi altn
dadr. Gleri tam anlamyla snrsz olan bir kahrama
nn bu kk drc gizlenii iyi bilinen bir mitsel
temay yeniden ele alr. in derinine inilirse, Sper-
man miti, Tanrnn sevgisini yitirdiini ve gcnn s
nrlanm olduunu bilen, gnn birinde esiz bir ki
i, bir kahramanolarak kendini gstereceini hayal
eden modern insann gizli zlemlerini karlar.
Polisiye roman da benzer aklamalara elverilidir:
Bir yandan yi ile Kt, Kahraman (=dedektif) ile ka
til (eytann modern anlamda cisimlemesi) arasnda
ki rnek gsterilebilecek atma vardr. te yandan
da, farknda olmakszn gerekleen bir yans(t)ma ve
zdele(tir)me sreciyle okur, gizeme ve olaylara kat
lr, paradigmatik yani, tehlikeli ve kahramanlara z
g bir eyleme kiisel olarak srklendii duygusuna
kaplr.
Ayn biimde, nemli kiilerin kitle haberleme ara-
lan yoluyla mitletirilmeleri, rnek oluturacak imgele
re dntrlmeleri de ortaya konmutur. Lloyd War-
ner, The Livingand the Dead adl kitabn 1. blmnde
bizlere, bu trden bir kiinin yaratl yksn anlatr.
Yankee Cityli bir siyaseti olan Biggy Muldoon, Hill
Street aristokrasisine dikkatleri ekecek biimde kar
kmasndan tr ulusal bir kahraman durumuna gel
mitir: yle ki, basn ve radyo ona popler yar-tanr
grnm verir; onu zenginlie kar saldrya girien,
halk arasndan km Hal grnmnde sunmaya
balar. Daha sonra halk bu grntden bknca, kitle
haberleme aralar incelikli bir tutum benimseyerek
onu bu kez, kokumu bir siyaseti, halkn sefaletinden
kendine pay karp yararlanan kopuun teki duru
mundaki bir Biggyye dntrdler. Warner, gerek
Biggynin, her iki grnmnden de byk lde
farkl olduunu belirtir; ama asl sorun, kendini bir g
rnme uydurup br grnm yok etmek amacyla
davrann deitirmek zorunda kalm olmasdr39.
Modern toplumun ok belirtici bir zellii olan ba
ar saplantsnda, mitsel davranlar ortaya karlabi
lir ve bu gerek, insanlk durumunun snrlarn gizemli
bir ama isteini yanstr; ayn biimde, en eski yetkin
lik zleminin aa karlabilecei Suburbia40 ya g
olgusundan ve kutsal araba klt olarak adlandrlan
eydeki duygusal boalmada da, mitsel davranlar orta
ya karlabilir. Andrew Greeleynin de belirttii gibi
tam bir rit haline gelmi dinsel bir gsteriyi incelemek
iin her yl alan otomobil sergisine gitmek yeterlidir.
Renkler, klar, mzik, hayranlarn derin saygs, tap
nakta rahibelerin (mankenler) bulunmas, atafat ve
lks, paralarn salp savrulmas, youn kalabalk ite
btn bunlar, bir baka kltrde dinsel trenlerin usul
ve srasna uygun gerek bir ayin oluturabilir (...).
Kutsal araba kltne bal olan inan sahipleri ve bu
dine inisiyas^ondan geerek girmi olanlar vardr. Bir
gnostik, gizli anlamlar tayan vahiyi, bir otomobil hay
rannn yeni modellerle ilgili ilk sylentileri beklediin
den daha byk bir sabrszlkla beklemezdi. te yllk
mevsim evriminin bu annda kltn yksek dereceli
grevlileri.-yani araba satclar- yeni bir nem kazanr,
ayn zamanda da endieli bir kalabalk sabrszlkla yeni
bir kurtulu biiminin geliini bekler41.
Sekin topluluk mitleri olarak adlandrlan, zellik
le de sanatsal yarat ve onun kltrel ve toplumsal yan
klanmas evresinde belirginleen mitler stnde ok
durmadk. unu hemen belirtelim ki, sz konusu mit
ler, belli konuda bilgi sahibi yelerden oluan kapal
evrelerin dnda kendilerini kabul ettirmeyi baar
mtr, bu da zellikle izleyicilerdeki ve sanatla ilgili
resmi karar organlarndaki aalk duygusu sayesinde
gereklemitir. zleyicinin, eletirmenlerin ve sanatn
resmi temsilcilerinin bir Rimbaud ya da bir Van
Gogha gsterdikleri saldrganca anlayszlk, izlenim
cilikten kbizme ve gerekstcle kadar yeniliki
hareketler karsndaki ilgisizliin, zellikle koleksi
yoncular ve mzeler asndan dourduu kt sonu
lar, eletirmen ve izleyiciler iin olduu kadar tablo
tccarlar, mze ynetimleri ve koleksiyoncular iin de
iyi bir ders olmutur. Gnmzde onlarn tek korkusu
yeterince ileri grl olmamak, bir yaptta ilk bakta
anlalmayan dehay zamannda kestirememektir. Sa
nat belki de tarihte, hibir zaman, ne kadar gzpek,
yerleik deerleri ne kadar ykc, ne kadar sama, ula
lmaz olursa o lde kabul edilecei, vlecei, -
martlaca, taplrcasna sevileceinden, bugnkn
den daha emin olmamtr. Baz lkelerde ters ynde
bir akademizme, nc sanat akademizmine ulalmtr;
yle ki, bu yeni konformizmi gznnde tutmayan her
sanat deneyimi, bastrlma ya da gzden kama tehlike
siyle kar karyadr.
XIX. yyda bir saplant haline gelmi olan lanetli sa
nat mitinin gnmzde artk geerlii kalmamtr.
zellikle Amerika Birleik Devletlerinde ama ayn za
manda Bat Avrupada da arlk ve kkrtma, uzun s
reden beri sanatnn zararna olmaktan kmtr. O n
dan, daha ok kendi mitsel imgesine uymas, olaand
, altedilmez olmas ve yeni eyler yapmas istenir.
Bu durum da sanat alannda srekli devrimin mutlak
baars saylr. Artk her eyin rahata yaplabilecei
de sylenmez, nk her yeniliin, dahice olduu
nceden ilan edilir ve bu yenilik, ister yrtk bir afi ol
sun isterse sanat tarafndan imzalanm bir sardalya
kutusu, bir Van Goghun ya da bir Picassonun yenilik
leriyle bir tutulur.
Sz konusu kltr olgusunun anlam, sanatlar,
eletirmenler, koleksiyoncular ve izleyiciler arasnda
gerilim bulunmamas lsnde daha da dikkate deer
dir ve belki de byle bir duruma sanat tarihinde ilk kez
rastlanmaktadr. Tm de her zaman ve ok nceden
yeni bir sanat yaptnn yaratlmas ya da bir sanatnn
kefedilmesi konusunda dnce birlii iindedir.
nemli olan bir tek ey vardr, o da gnn birinde, ye
ni bir sanatsal deneyimin nemini anlamam olmay
itiraf etme tehlikesiyle karlamamaktr.
ada sekinler topluluunun bu mitolojisi stne
birka dncemizi sylemekle yetineceiz. nce zel
likle modern sanat yaplarnda rastland biimiyle
gln kurtarc ilevini belirtelim. Sekinler top
luluu Finnegans Wakee, atonal mzie ya da lekecili-
e kar byk ilgi duyuyorsa, bunun nedeni benzer ya
ptlarn kapal dnyalar, anlalmaz evrenler temsil et
meleridir; buralara ancak arkaik ve geleneksel toplum-
lardaki inisiyasyon snamalarna benzetilebilecek byk
glklere katlanma pahasna girebilir. nsan bir yan
dan, bir 11115170x3101113, modem dnyada hemen hemen
ortadan kalkm olan inisi^as^onla kar karya geldii
duygusuna kaplr; te yandan bakalar nn, kit-
lenin gznde gizli bir aznla olan bamll ilan
eder; bamllk, bir aristokrasiye (ada sekin top
luluklar sola ynelirler) deil de bir gnoza olan bam
llktr; ama bu gnoz, hem tinseldir hem de dinden ba
mszdr, hem resmi deerlere kar kar, hem de ge
leneksel Kiliselere. lgnca zgnlk kltyle, glk,
anlalmazlk kltyle sekin topluluklar kendi ebe
veynlerinin sradan evreninden kopmu olduklarn
belirtirler ve bu arada umutsuzlukla ilgili kimi ada
felsefelere de bakaldrrlar.
Sanat yaptlarndaki glk hatta anlalmazln
ekiciliine kaplma, aslnda Dnya yla ve insann va
roluuyla ilgili o ana kadar hi bilinmeyen, gizli kalm
yeni bir anlam kefetme isteini ortaya koyar. nsan,
ilk bakta sanatla hibir ortak yan olmad izlenimi
ni brakan btn bu zgn deneyimlerin, btn bu
sanatsal dil ykmlarnn gizli anlamn zebilmi d a
may, gizlilie girmi olmay dler. Yrtk afiler, bo
tuvaller, yaklm ve bakla delinmi tuvaller, sergile
rin kamuya almadan nce zel arllara sunulduu
srada anszn patlayan sanat rnleri, oyuncu replik-
lerininin kurayla saptand doalamaya dayal gste
riler... ite btn bunlarn bir anlam olmaldr; tpk Fin-
negans Wakedeki kimi anlalmaz szcklerin bir anla
m olduu gibi. Gerekten de, bu yapttaki baz anlal
maz szcklerin Yeni Yunancadan ya da Svahili dilin
den alnm (yanltc nszlerle deiiklie uratlm,
yksek sesle ve hzla sylendiklerinde de olas cinasla
ra yaplan gizli telmihlerle zenginletirilmi) szckler
den tredii kefedildiinde, konuya yabanc olma
yanlar iin artk bu szckler pek ok deer tar ve e
siz gzelliktedir.
Kukusuz, modern sanatn tm gerek devrimci de
neyimleri, tinsel bunalmn ya da yalnzca bilgi ve sa
natsal yarat alanndaki bunalmn baz zelliklerini
yanstr. Ancak burada bizi ilgilendiren ey, sekinler
topluluunun, modern yaptlarn lgnlk ve anlal
mazlnda, inisryasyonla ilgili bir gnoz olana bulmala
rdr. Ykntlar ve gizemlerden hareketle yeni bir dn
ya oluturulmaktadr yeniden; bu, insann kendisi iin
ve konuya yabanc olmayan ender birka kii iin iste
yebilecei hemen hemen zel bir dnyadr. Ne var ki,
glk ve anlalmazln yle bir ekicilii vardr ki,
ok ksa srede, izleyicide buna kaplm olur ve o da
sekinler topluluunun bulularna tam anlamyla ka
tldn ilan eder.
Sanatsal dillerin ykm, kbizm, dadaclk ve gere
kstclk, onikitonculuk ve somut mzikle, James
Joyce, Beckett ve Ionescoyla gereklemitir. Geriye
yalnz hl eski akmlar srdrenlere saldrmak, hara
beye dnm olan yerle bir etmek kalmtr. Daha n
ceki bir blmde de anmsattmz gibi, gerek yarat
clar ykntlara yerlemeyi kabul etmezler. Her ey bi
zi, Sanatsal Evrenlerin balangtaki materia prima42
durumuna indirgenmesinin, daha karmak bir sre
iindeki bir an olduuna inanmaya yneltir; arkaik ve
geleneksel toplumlardaki evrimsel anlaylarda olduu
gibi kaosu, materia prima nm belirsizlii iinde tm
biimlerin gerilemesini, kozmogoniye benzetilebilecek
yeni bir yaratl izler.
Modern sanatlar alanndaki bunalm, bizim konu
muzu ikinci derecede ilgilendirir. Bununla birlikte, ya
znn, zellikle de, mitoloji ve mitsel davranlarla ba
nts olan destan yaznnn konumu ve rol stnde
ksa bir sre duracaz. Destan anlatsnn ve romann,
btn br yaznsal trler gibi, baka bir dzlemde ve
baka amalarla mitolojiyle ilgili yklemeyi srdrd
bilinir. Her iki durumda da, anlaml bir yknn
anlatlmas, az ok masals bir gemite olup bitmi bir
dizi dramatik olayn anlatlmas sz konusudur. Burada,
bir mitoloji gerecinin, bir destan anlatsnn konu
su iinde dnmn salayan uzun ve karmak s
reci anmsatmann bir yarar yok. yice vurgulanmas
gereken nokta, anlatsal dzyaznn, zellikle de roma
nn, modern toplumlarda, geleneksel ve popler top
lumlardaki mitler ve masallarn ezberden okunmas
nn yerini alm olmasdr. Dahas, baz modern roman
larn mitsel yaps ortaya kartlabilir, mitolojiyle
ilgili byk temalarn ve kahramanlarn, yazn alann
da varlklarn srdrdkleri kantlanabilir. (Bu, zel
likle inisiyasyon temas iin, Kurtarc-Kahramann
geirildii snamalar ve onun canavarlara kar giritii
savalarla ilgili tema, Kadn ve Zenginlik mitolojileri
iin dorulanabilir.) Ayn bak asna gre romanlara
gsterilen modern anlamdaki ar ilgi, kutsall kal
mam ya da yalnzcadind biimler altna gizlen
mi, olabildiince ok sayda mitoloji yks dinle
me isteini ortaya koyar.
Bir baka nemli olgu da, geleneksel bir modele gre
oluup gelitikleri iin paradigmatik olarak adlandrlabi
lecek birtakm yk ve anlatlar okuma gereksinimi
dir. Romann bugn iine dt bunalm ne kadar cid
di olursa olsun, yabanc evrenlere girme ve bir y-
kdeki beklenmedik olaylar izleme gereksinimi, insan
lk durumundan ayr dnlemeyecek bir zellik gibidir,
dolaysyla da ortadan kaldrlamaz. Burada, tanmlan
mas g bir istek durumu sz konusudur; hem bakala
ryla, yabanclarla dnce ve duygu ortakl kurma ve
onlarn dramlarn ve umutlarn paylama istei vardr,
hem de gereklemi olabilecek eyleri renme gereksinimi
vardr. Bir insann anlatdan, anlaml olaylarn yk-
lenmesinden, yaznsal kahramanlarn ifte gereklikle
riyle donanm insanlarn bandan geenlerden byk
lde etkilenmeyeceini dnmek olduka gtr (bu
yaznsal kiiler ayn zamanda hem modern bir toplum
yelerinin tarihsel ve psikolojik gerekliini yanstrlar,
hem de hayali bir yaratnn sihirli gcne sahiptirler).
Ne var ki, okuma -zellikle de roman okuma- yo
luyla gerekletirilen Zamandan k, yaznn ile
vini mitolojinin ilevine en ok yaklatran eydir. Bir
roman okunurken yaanan zaman, geleneksel bir
toplumda bir mitin dinlenmesi srasnda iine yeniden
girilen zaman deildir kukusuz. Ama her iki durumda
da insan tarihsel ve kiisel zamann dna kar ve
masals, tarih-tesi bir zamana dalar. Okur, yabanc,
hayali bir zamanla kar karyadr, bu zamann ritimle
ri srekli olarak deiiklik gsterir, nk her anlatnn
yalnzca kendine zg, ok zel ve apayr bir zaman
vardr. Romann mitlere zg en eski zamana ulamas
sz konusu deildir. Ancak romanc geree uygun bir
yk anlatt lde grnte tarihsel bir zaman kul
lanr; bununla birlikte bu younlatrlm ya da genle
tirilmi bir zamandr, yani hayali dnyalarn tm zgr
lklerine sahip bir zamandr.
Yazn alannda, tarihsel zamana kar br sanat
dallarna oranla ok daha gl biimde bir bakaldr
nn bulunduu sezilir, iinde yaamak ve almak zo
runda olunan zaman ritminden daha baka zamanlarn
ritmlerine ulama arzusu sezilir. nsan, kiisel ve tarih
sel nitelikli kendi z zamann ama ve ister vecd k
kenli, ister hayali olsun yabanc bir zamana dalma ar
zusunun ortadan kalkp kalkmayacan sorar kendi
kendine. Bu arzu var olduu srece, modern insann,
mitolojiyle ilgili bir davrann hi deilse baz kaln
tlarn hl korumakta olduu sylenebilir. Mitolojiy
le ilgili byle bir davrann izleri, ayn zamanda, bir e
yin ilk kez yaand ya da tannd andaki younluu
yeniden bulma arzusunda, uzaklarda kalm olan ge
mii, balanglarn o mutluluk veren an yakala
ma arzusunda da kendini gsterir.
Bilindii gibi hep Zamana kar ayn sava sz ko
nusudur, l Zamann, ezen ve ldren Zamann
arlndan kurtulma umududur sz konusu olan.
NOTLAR

1. Kristoloji: san n kiiliini ve retisini inceleyen dal. ( .N .)


2. Dosetizm: II. yyda ortaya kan ve san n ancak grnte do
duunu, ldn ve dirildiini ileri sren Hristiyan mezhebi.

(.N.)
3. Logia agrapha: Yazya dklm em i olan ( .N .)
4. Devam iin bkz. Robert M . G rant, The Earliest Lves of Jesus
(New York, 1961), s. 10 ve tesi.
5. G rant, a.g.y., s. 15. T heo nla ilgili olarak, bkz. ay.y., s. 39 ve te
si. Ayrca bkz. The Letter and che Spirit (Londra, 1957), s. 120 ve
tesi, ve Jean Pepin, M ythe et Allgorie. Les origines grecques et les
contestations judiO'chritiennes (Paris, 1958).
6. R. M . G rant, The Earliest Lives, s. 21.
7. Origenes, De prindpiis, IV , 2,9, aktaran G rant, a.g.y., s. 65.
8. G rant, a.g.y., s. 66.
9. Contra Celsum, I, 42, aktaran G rant, s. 71.
10. Contra Celsum, II, 56-59, G rant, s. 75.
11. Bkz. G rant, s. 93.
12. Bkz. G rant, s. 78.
13. Bkz. R. G rant, a.g.y., s. 115-116 ve Jean Danielou, Message evan-
glique et culture hellenstujue aux IIe et IIIe siicles (Paris, 1961), s.
251 ve tesi.
14. Commentaire Jean, 20, 30, aktaran G rant, s. 116.
15. M . Eliade, M^thes, rves et mystires, s. 26-27- Ayrca bkz. A lla n
W . W atts, M yth and Ritual in Christianity (Londra ve N ew York,
1955); O liv ie r C lem ent, Transfigurer le Temps (Neuchtel-Paris,
1959).
16. Bkz. Ervvin Goodenough, Jevish Symbols in the Greco-Roman Pe-
riod, cilt V II-V III: Pagan Symbols in Judaism (New York, 1958);
Jean Danielou, Les symboles chretens prmufs (Paris, 1961).
17. Leopold Schm idt, O rta A vrupadaki tarma ilikin folklorun, d a
ha Homeros ve Hesiodos zam anndan beri klasik Y unan m itolo
jisinde ortadan kalkm olan, mitolojiyle ve ritlerle ilgili eler
ierdiini gstermitir; bkz. L. Schm idt, Gescalcheiligkeic im bcLuer-
lichen Arbeitsmythos (Viyana, 1952), zellikle s. 136 ve tesi.
18. Pantokrator: Jpiterin (lupiter) lakab. ( .N .)
19. N orm an C o h n , The Pursuic of the Millenium, s. 104. Federico
l l n in M esihle ilgili savlar iin Bkz. E. Kantorovvitz, Frederick the
Second, 1194-1250 (ngilizce eviri, Londra, 1931), s. 450 ve te
si, 511 ve tesi, N . C o h n , s. 103 ve tesi.
20. Redivivus: Yeniden doan , yeniden canlandrlan an lam n
da Latince szck. ( .N .)
21. Alphonse D upront, Croisades et eschatologie ( Umanesimo e
esocerismo. A n i del V Convegno Incemazionale di Studi Umanisti-
ci, a cura di Enrico Castelli, Padova, 1960, s. 175-198, s. 177.
22. Paul Alphandery ve Alphonse Dupront, La Chretienti et lidee de
Croisade, 11 (Paris, 1959), s. 118.
23. A .g.y., s. 119.
24. Reiner, aktaran P. A lphandery ve A . Dupront, a.g.y., s. 120.
25. Annales Scheftlariensis, m etni aktaran Alphandery-Dupront, s.
123.
26. M etinleri aktaran Alphandery-Dupront, s. 127.
27. Tafurlarla ilgili olarak ayrca bkz. N orm an C o h n , The Pursuic of
the Millenium, s. 45 ve tesi.
28. P. A lphandery ve A . Dupront, a.g.y., s. 145.
29. Recuperatio Terrae Sanctae: Kutsal topraklarn geri alnm as
anlam nda Latince deyi. ( .N .)
30. Renovatio saeculi: Yzyln yenilenmesi anlam nda Latince
deyi. ( .N .)
31. C am panellan n Eclogasndaki 207. dizede yer alan not, aktaran
A . Dupront, Croisades et eschatalogie, s. 187.
32. Rom ano A m erionun eletirili basm (Rom a, 1955), s. 72, A .
D upront, a.g.y., 189.
33. Yaymlad Tractatus sper quator Evangelia (Rom a, 1930) ve
Gioacchino da Fiore (Rom a, 1931) adl kitabyla G io a cch in o cu
incelemelerin yenilenmesini balatma onuru Ernesto Buonaiu-
tiye aittir. Ayrca bkz. iki nem li makalesi: Prolegomeni alla
storia di G io acch in o da Fiore (Ricerche Religiose, IV , 1928) ve 11
misticismo di G io acch in o da Fiore (ay.y., V , 1929), lm nden
sonra Saggi di Storia del Cristianesimoda (Vicenza, 1957) bir ara
ya getirilmitir, s. 237-382. Ayrca bkz. Ernst Benz, D ie Katego-
rien der religisen Geschichtsdeutung Joachims (Zeitschrift fr
Kirchengeschichte, 1931, s. 24-111) ve Ecclesia Spritualis (Stutt-
gart, 1934).
34. Bkz. Kari Lw ith, Mean'ng in History, s. 208.
35. Kari Lwith, a.g.y., s. 210, bu sonuncu yapt Alman-Rus kken
li yazar H. M oeller van der Bruckun Das dritte Reich adl yapt
na esin kayna olduunu anmsatr. Ayrca bkz. Jakob Taubes,
Abendlndische Eschatologien (Berne, 1947); yazar Hegelin tarih
felsefesini G io acch in o da Fioreninkiyle karlatrr.
36. Bkz. Eliade, Mythes, reves et myscires, s. 16-36.
37. Mythes, rives et myst&res, s. 20-21.
38. Bkz. Szgelimi C o u lto n W augh, The Comics (New York, 1947);
Stephen Becker, Comic Art in America (New York, 1960); Um-
berto Eco, 11 M ito di Superm an (Demitizzazione e lmmagine, a
cura di Enrico Castelli, Padova, 1962, s. 131-148).
39. Andrew Greeley, M yths, Symbols and Rituals in the Modern
W o rld (The Critic, A ralk 1961, O cak 1962, cilt X X , say 3, s.
18-25), s. 19.
40. Suburbia: D mahalle, varo anlam nda latince suburbiumdan
( .N .)
41. A y .}., s. 24.
42. M ateria prima: A n a madde, hammadde; ilk, temel madde,
( .N .)
EK I

MTLER VE PER M ASALLARI 1

Jan de Vries geenlerde peri masallaryla ilgili k


k bir kitap yaymlad. (Jan de Vries, Betrachtungen
zum Marchen, besonders in seinem Verhaltnis zu Helden-
sage und Mythos, Helsinki, 1954). Balktan da anla
laca gibi yazarn dnceleri, zellikle halk masallar
nn, kahramanlk saas ve mitle olan bantlaryla il
gilidir. Bu son derece geni ve rktc bir konudur ve
hi kimsenin deeri tartlmaz Hollandal Germen dil
leri ve halkbilim uzman kadar bu konuya el atabilecek
lde yetkili olduu sylenemez. Bu kk oylumlu
kitap, yz seksen sayfa iinde sorunun tm zelliklerini
tketmek savnda deildir. Hibir biimde bir el kitab
saylmaz. Yazar, yzyllk aratrmalarn geici bir dk
mn yapmay, zellikle de ksa sreden beri, halk ma
sallar uzmannn karsnda alm olan yeni bak
alarn belirtmeyi amalamtr. Halk masallarnn
yorumlanmasnda son zamanlarda byk bir gelime
grld herkese bilinir. Bir yandan halkbilim uz
manlar, etnoloji, dinler tarihi, derinlikler psikolojisi
sayesinde gerekletirilen gelimelerden yararlanm
lar; te yandan halk masallar uzmanlar bile, aratr
malarnda daha kesin yntem uygulamak iin gzle g
rlr bir aba harcamlardr; bir Andre Jollesun ya da
bir Max Lthinin zekice almalar bunun kantdr.
Jan de Vries, mit, saga ve halk masal arasndaki
bantlarla ilgili kendi dncelerini aklamadan n
ce btn bu hareketi sunmay amalar. Tartma doal
olarak Finlandiya Okulu nun incelemesiyle alr. Bu
okulun deeri herkese ok iyi bilindii iin stnde
durmaya gerek yoktur. skandinavyalI bilginler zl ve
nemli bir alma yapmlardr: Bir masaln btn var
yantlarn kaydedip snflandrmlar, ayrca yaylma
alanlarn da yeniden belirlemeye almlardr. A n
cak bu biimsel ve saysal aratrmalar hibir temel so
runu zmemitir. Finlandiya Okulu, varyanaarn titiz
likle incelenmesiyle bir masaln en eski biimine
( Urform) ulaabileceine inanmt. Ne yazk ki, bu bo
bir hayaldi: Pek ok durumda Urform, ancak, bize ka
dar aktarlm olan ok sayda nbiimden biriydi.
Btn bir aratrmaclar kuann kafasndan kma
yan u nl en eski biim ancak varsaymsal bir var
la sahipti. (J. de Vries, s. 20).
Yazar, daha sonra Fransz halkbilim uzman Paul
Saintyves ve onun ritalist kuramyla ilgilenir.
Saintyvesin balca kitab olan Les Contes de Perrault et
les recits paralleles (1923), verdii bilgilerdeki eksiklik
lere ve yntemsel karklklarna karn hl ilgiyle
okunur, yararl da olmaktadr. Ancak unu da kabul et
mek gerekir ki yapt seim pek baarl olmamtr.
Perrault masallar, karlatrmal inceleme iin her za
man geerli bir belgeler btn oluturmaz. Szgelimi
izmeli Kedi masalna ne skandinavyada rastlan
mtr, ne de Almanyada; bu sonuncu lkede olduka
ge bir tarihte ve Perraultnun etkisiyle ortaya km
tr. Bununla birlikte, gnmzde hl ilkel halklarn
dinsel kurumlarnda varln srdren ritlerle ilgili
motifleri masallarda bulma baars Saintyvese aittir.
Ancak, masallarda, ritin gereklemesi srasnda oku
nan metni bulduunu sylemekle kesinlikle yanl
mtr Saintyves (J. de Vries, s. 30). Jan de Vriesnin ne
yazk ki dikkatinden kam bir kitap olan storieskiye
komi volebnoy skazkide (Olaanst Masallarn Tarihsel
Kkenleri, Leningrad, 1946) Sovyet halkbilimcisi V. Y.
Propp, Saintyvesin ritalist varsaymn yeniden ele
alp gelitirmitir. Propp halk masallarnda, totemlere
ilikin inisiyasyon ritlerinin ansn bulur. Masallarn
inisiyasyona ilikin yaps apak ortadadr ve biz de
ileride buna yine deineceiz. Ama btn sorun masa
ln, kltrn belli bir evresine bal bir ritler sistemini
betimleyip betimlemediini ya da inisiyasyon senaryo
sunun dsel olup olmadn bilmektir; bir baka de
yile masaln tarihsel-kltrel bir balama bal olma
dn ama daha ok psikenin tarihd ve arketipe z
g bir davran dile getirdiini belirtmektir. Bir rnek
le yetinmek gerekirse unu verebiliriz: Propp totemlere
ilikin inisyas)ionlardan sz eder; bu tr inisiyasyon, ka
dnlara kesinlikle kapalyd; oysa Slav masallarnn
balca kiisi bir kadndr: Yani Yal Cad Baba Yaa.
Bir baka deyile, masallarda hibir zaman kltrn
belli bir evresinin tam bir ansn bulamayz: Kltr s
luplar, tarihsel evrimler burada i ie girip birbirine
karmtr; ancak rnek oluturacak bir davrann ya
plar varln srdrr; yani bu davran, ok sayda
kltr evriminde ve tarihsel anlarda yaanmaya elve
rili bir davrantr.
W . E. Peuckerte ait olan ve Jan de Vries tarafndan
baarl bir biimde savunulan varsaym (s. 30 ve tesi)
da benzer glklerle kar karya gelir. Bu bilgine g
re masallar, Cilalta dneminde, Dou Akdenizde
olumu olmaldr: Bunlarn iftilikle geinen toplum-
larn belirgin zelliklerinden olan anaerki, yelie ka
bul treni ya da inisiyasyon ve evlenme ritlerini kapsa
yan toplumsal-kltrel bir btnn yapsn korumu
olmalar gerekir. Peuckert, belli trdeki masallara zg
kahramann, eytann kzyla evlenebilmesi iin
gemek zorunda olduu snamalar, ifti toplumlarda
geerli olan evlenme gelenekleriyle karlatrr: Da
mat aday, karsn alabilmek iin bir tarlay bimek,
bir ev yapmak, vb. zorundadr. Ancak, Jan de Vriesnin
de belirttii gibi evlenme konusunda ngrlen sna
malara destanda (szgelimi Ramayana) ve kahramanlk
sagasmda da rastlanmtr. Oysa, temelde aristokratlara
zg bir iir olan sagay iftilerin kltr ufkuna sok
mak gtr. Olusal bantlar, yani kyl-masal t
rnde evlilikle ilgili snamalarn etkili olduu sylene
mez. te yandan Peuckert, masallarn kkeni ni Ta-
rih-ncesindeki Yakn Douda arar; bunun nedeni,
blgenin, iktisadi adan esiz zenginlii ve burada be
reket, verimlilik kltleri ve cinsel simgeler btnnn
daha nce hi grlmemi biimde gelimi olmasdr;
Max Lthinin zmlemeleriyse tersine erotik ele
rin bu masallarda hibir rol oynamadn gstermitir.
Jan de Vries, C. W . von Sydowun olaanst ma
sallarn Hint-Avrupa kkeniyle ilgili varsaym stn
de uzun uzun tartr (s. 48 ve tesi, 60 ve tesi). By
le bir varsaymn glkleri o kadar bellidir ki, stnde
durmaya bile demez; von Sydow da zaten kendi gr
lerini deitirmek zorunda kalmtr. imdi artk masal
larn douu nu gemite ok daha gerilere, zellikle
de nhint-Avrupa dnemindeki, megalitik kltre ka
dar gtrme eilimindedir. Geenlerde kan M archen
und Megalithreligior (Paideuma, V, 1950) balkl bir in
celemede, Otto Huth bu bak asn benimsemitir;
Jan ve Vriesnin de ayn yapt incelemeyi gerekli bul
madn grmekse zcdr. Otto Hutha gre masal
lardaki iki egemen motif, yani br dnyaya yolculuk
ve krallara yarar trden dnler megalitik dine ait
olmaldr. Genellikle megalitik kltrn k merkezi
nin spanya ve Kuzey Afrikann bat kesiminde olduu
benimsenir.Megalitik dalgalar oradan ndonezya ve
Polinezyaya kadar uzanmtr. Hutha gre, masallarn
byk apl dolamn bu ktaya yaylma aklaya
caktr. Ama, ne yazk ki, bu yeni varsaym, tarihncesi
megalitik dini konusunda hemen hemen hibir ey
bilinmedii iin genel kanya bir deiiklik getirmez.
Profesr de Vries psikologlarn nerdii aklamala
rn pek stnde durmadan hzla geer; bu arada zellik
le Jungun yapt katklarn altn izer (s. 34 ve tesi).
Jungun arketip kavramn, ortak bilindnn yaps
olarak kabul eder; ama hakl olarak masaln, bilind-
nn dolaysz ve doal bir yarats (szgelimi d gibi) ol
madn anmsatr: Bu her eyden nce roman ve dram
gibi yaznsal bir biimdir. Psikolog, folklor motifleri
nin tarihini ve halk yazn temalarnn evrimini nem
semez; o soyut taslaklarla alma eilimindedir. Bunlar
yerinde knamalardr. Elbette, derinlikler psikolojisi
uzmannn kendine zg bir lek kullandn unut
mamak gerekir; olguyu yaratann da lein kendisi
olduu bilinir. Bir halkbilim uzmannn bir psikologa
kar kaca tek nokta sonularnn kendi sorununu
zmediidir; bunlar ancak onun nnde yeni aratr
ma yollar amaya yarar.
Kitabn ikinci blm Jan de Vriesnin kiisel g
rlerine ayrlmtr. Bir dizi baarl zmleme (s. 38
ve tesi), sagalarn aklamasnn (Arganautlarnki,
Siegfriedinki) masallarda deil, mitlerde yattn ka
ntlar. Siegfriedin iirinin sorunu, efsane parackla
rndan ve folklor motifleri nden nasl kt deil de
tarihsel bir prototipten artc bir yaamyksnn
nasl doduudur. Yazar bu konuda, bir saann motif
ler krntsndan olumu bir yn olmadn iyice
anmsatr; kahramann yaam, doumundan ackl
lmne kadar bir btn oluturur (s. 125). Kahra
manlk destan halk geleneine ait deildir; aristokrat
evrelerde yaratlm iirsel bir biimdir. Kahramanlk
destannn evreni, bir altn ada yer alan ve Tanrlar
dnyasna benzeyen ideal bir dnyadr. Saga, masala
deil de mite yaklar. ou zaman, saann tarihsel bir
kiinin kahramanlk dzeyine karlm yaamnm ya
da tersine dinden bamsz klnm bir miti mi anlatt
na karar vermek gtr. Kukusuz ayn arketiplerle
-yani rnek oluturan ayn figrler ve ayn durumlarla-
mitlerde de, sagalarda da, masallarda da karllr. A n
cak, sagalardaki kahramann ackl bir sonu varken ma
sallar hep mutlu bir sonla biter (s. 156).
Yazar ayn biimde saga ile masal arasnda, nemli
grd bir baka ayrm stnde de srarla durur. Ona
gre: Saga hl mitsel dnyay kabul eder, masalsa bun
dan ayrlr (s. 175). Sagada, kahraman, Tanrlarn ve
yazgnn ynettii bir dnyada yer alr. Buna karlk
masallardaki kahraman, Tanrlardan kurtulmu gibidir;
koruyucular ve arkadalar onun zafere ulamasn sa
lama konusunda yeterlidirler. Tanrlar dnyasndan
hemen hemen ironik nitelikteki bu ayrln yan sra
tam bir sorunsal yokluu sz konusudur. Masallarda
dnya yalndr ve saydamdr. Ama, Jan de Vries gerek
yaamn yaln ve saydam olmadn gz nnde tutar
-ve varoluun hangi tarihsel anda henz bir felaket
olarak grlmediini kendi kendine sorar. Homeros
dnyasn, insann, henz Mysterial dinlerde snak
aramakszn geleneksel Tanrlardan kopmaya balad
o zaman dnr. Jan de Vries, masallarn ortaya k
masna elverili olan alan ite byle bir dnyada- ya
da daha baka uygarlklarda, benzer bir tinsel durumda
- grme eilimindedir (s. 174). Masal da aristokrata
bir varoluun anlatmdr ve bu bakmdan sagalara yak
lar. Ancak dorultular birbirinden farkldr: Masal,
mitsel ve tanrsal evrenden uzaklar ve aristokrasinin,
varoluu, sorun ve trajedi olarak grmeye balad an
da halkn iine der (s. 178).
Btn bu sorunlarla ilgili eksiksiz bir tartma bizi
ok uzaklara gtrr. Jan de Vriesnin vard baz so
nular kabul edilmitir: Szgelimi mit, saga ve masal
arasndaki yap birlii; sagadaki ktmserlik ile masal
lardaki iyimserlik arasnda bulunan kartlk; mitsel
dnyaya zg kutsalln giderek azalmas. Masallarn
kkeni sorununa gelince, bu konunun karmak ol
mas burada ele alnmasn engeller. Balca glk,
kken ve dou terimlerinin ikircil nitelikte olma
larndan kaynaklanr. Halkbilimci iin bir masaln
douu ile bir szl yazn parasnn ortaya k bir
birine karr. Tarihsel bir olgudur bu ve byle ele al
np incelenmesi gerekir. Szl yazn uzmanlar demek
ki kendi belgelerinin tarihncesini nemsememekte
hakldr. Meslektalar olan yazn tarihileri nasl yaz
l metinlere sahiplerse onlar da szl metinlere sahip
tirler. Bu metinleri inceler ve karlatrrlar, yaylmla
rn ve etkileimlerini hemen hemen yazn tarihileri
nin yapt gibi anlatrlar. Yaptklar yorumlar, masal
larn mitsel gemiiyle pek ilgilenmeden tinsel evreni
ni anlamay ve sunmay amalar.
Etnolog ve din tarihisi iin tersine bir masaln ba
msz bir yaznsal metin olarak douu ikincil bir so
run oluturur. nce ilkel kltrler dzeyinde, mitleri
masallardan ayran uzaklk, aydnlar snf ile halk
arasnda derin bir ayrln bulunduu kltrlerdekin-
den (Eskiada Yakn Douda, Yunanistanda, Orta-
ada da Avrupada olduu gibi) daha az belirgindir.
ou zaman mitler masallarla karmtr (etnologlar
da bize bunlar her zaman aa yukar bu biimde su
narlar) ya da bir kabilede mit saygnln tayan kom
u kabilede sradan bir masaldan baka bir ey olmaya
bilir. Ancak etnolog ve din tarihisini ilgilendiren, b
tn bu szl metinler ynndan kt biimiyle insa
nn kutsal karsndaki tutumudur. Oysa masaln,
mitsel dnyann bir kutsallktan uzaklamasn belirt
mesi her zaman doru olmayabilir. Daha ok mitsel
motifler ve kiilerin kamufle edilmesinden de sz edil
melidir; kutsallktan uzaklama yerine kutsalln
azalmas demek daha yerinde olacaktr. nk, Jan de
Vriesnin ok iyi gstermi olduu gibi mitlerde, sagu
larda ve olaanst masallardaki olay dizileri arasnda
sreklilik zm diye bir ey yoktur. Ayrca, masallar
da, tanrlar kendi adlaryla iin iine karmazlarsa da,
grnmleri, kahramann koruyucularnn, dman
larnn ve arkadalarnn figrlerinde hl belirmek
tedir. Kamufle edilmilerdir ya da, daha iyisi, dm
lerdir - ama grevlerini yapmay srdrrler.
Mitlerin ve masallarn geleneksel toplumlarda
birarada bulunmalar, birbirleriyle ada olmalar
nazik bir sorun yaratr, ama zm de yok deildir.
Ortaadaki Bat toplumlarn dnelim; bu toplum
larda gerek mistikler, sradan inan sahiplerinin
oluturduu kitle iinde yitip gitmilerdi ve hatta baz
Hristiyanlara yaklamlard, ancak bu Hristiyanlar
dine dtan yzeysel olarak katlan kiilerdi, nk ilk
amalarndan uzaklamlard. Bir din her zaman pek
ok dzeyde yaanr -ya da benimsenir ve ona uyulur-;
ancak bu farkl deneyim dzlemleri arasnda bir e
deerlik ve benzerlik vardr. Edeerlik, dinsel yaan
tnn basitletirilmesinden sonra bile, dnyann
(grnte) kutsallnn kalkmasndan sonra bile var
ln korur. (Bu konuda ikna olmak iin Rousseau ve
Aydnlanma felsefesinden sonra Doa yla ilgili din
d ve bilimsel deerlendirmeleri incelemek yeter-
lidir.) Ama gnmzde, psikenin derin dzeylerinde,
bilindnda, d ve dsellik dzleminde, dinsel
davran ve kutsallkla ilgili yaplara -tanrsal figrler,
rnek oluturacak davranlar, vb.- rastlanr.
Bu da bir baka soruna yol aar, bu sorunsa ne halk
bilim uzmann ne de etnologu ilgilendirir, ama din ta
rihisinin kafasn kurcalar ve sonunda filozofun ve
belki de yazn eletirmeninin de ilgisini ekecektir,
nk dolayl da olsa yaznn douu yla ilgilidir. Ba
t dnyasnda, uzun srelerden beri, elence yazn
(ocuklar ve kyller iin) ya da dinlenme yazn (kent
insanlar iin) durumuna gelmi olan olaanst ma
sal, son derece ciddi ve sorumluluk tayan bir serven
yapsndadr; nk sonu olarak bir inisiyasyon senar
yosuna indirgenir: nisi;yas;yonla ilgili snamalara (cana
vara kar savamalar, grnte alamayacak olan en
geller, zlmesi gereken bilmeceler, yerine getirilmesi
olanaksz iler, vb.), Cehenneme inie ya da Ge yk
selmeye veya lme ve dirilmeye (zaten ikisi de ayn
anlama gelir), Prensesle evlenmeye her zaman rastla
nr. Jan de Vriesnin de ok yerinde olarak altn izdi
i gibi masal her zaman bir mutlu sonla biter. Ama asl
ierii son derece ciddi bir gerekle ilgilidir: Bu gerek,
inisiyasyon yani simgesel bir lm ve bir dirilme arac
lyla bilgisizlik ve olgunlua erimemilikten yetikin
insann akl ana geitir. Glk, masaln ne zaman,
her trl inisiyasyon sorumluluundan kurtulup yaln
olaanst masal biimini aldn sylemektir. En
azndan kimi kltrler iin bunun geleneksel inisiyas-
yon ritlerini ve dnce yapsnn artk modas geme
ye balad bir srada ve ayn zamanda, eskiden en b
yk gizlilii isteyen bir eyin hibir zarar grmeden
anlatlabildii bir srada ortaya km olduu da d
nlebilir. Ancak bu srecin genel nitelikte olduu da
kesin deildir. nisiyasyon ritlerinin henz varlklarn
koruduklar pek ok ilkel kltrde, inisiyasyona ilikin
yapda olan ykler de anlatlr, stelik bu uzun sre
den beri byledir.
Hemen hemen denebilir ki, masal bir baka dzlem
de ve baka yollardan, rnek oluturacak inisiyasyon
senaryosunu yineler. Masal inisiyasyonu yeniden ele alr
ve imgeler dzleminde srdrr. Bir elence ya da bir
dinlenme arac oluturmasysa yalnzca basitletirilmi
bilin, zellikle de modern insann bilinci iindir; de
rinliklerdeki psikede, inisiyasyon senaryolar nemini
korur ve mesajlarn aktarmay, deimeler gerekle
tirmeyi srdrrler. Modern toplumlarn insan hi far
kna varmadan ve elendiini ya da kafasn dinledii
ni sanrken bile masallarn getirdii bu hayali inisiyas-
fondan yararlanr. Bu durumda insan kendi kendine
olaanst masaln, ok erken bir tarihte inisiyasyon
miti ve ritinin, basit bir benzeri durumuna gelip gel
mediini, imgeler ve dler dnyas dzeyinde, inii-
yasyon snamalarn yeniden gerekletirme aamasna
getirme roln oynayp oynamadn sorar. Ayn bak
as, yalnzca, inisiyasyonu, geleneksel toplumlarn in
sanna zg bir davran olarak grenleri artacaktr.
Gnmzde inisiyasyon olarak adlandrlan eyin, in
sanlk durumuyla birlikte varolduunun, her yaamn,
her varoluun, kesintisiz bir dizi snamalar , lmler
ve dirilmelerden olutuunun farkna varlmaya ba
lanmtr (modem dilde [dinsel kkenli olan] bu dene
yimleri yanstmak iin hangi terimler kullanlm olur
sa olsun).
NOTLAR

1. La Nouvelle Revue Franaise, Mays 1956.


EK II

KISA KAYN AKA

Burada mitin eitli modern yorumlarn sunmak ve


tartmak sz konusu deildir; sorun son derece ilgin
tir ve bu konuya btn bir kitabn ayrlmas gerekir.
nk XX. yyda mitin yeniden kefedilmesinin
yks modern dnce tarihinin bir blmn olu
turur. Eskiadan gnmze kadar btn yorumlarn
eletirel bir sunuu, Jan de Vriesnin zengin ierikli ve
dahice yazlm olan kitabnda yer alr: Forschungsgesc-
hichte der M ythologie (Kari Alber Verlag, Freibourg-
Mnih, 1961). Ayrca bkz. E. Buess, Geschichte des
mythischen Erkennens (Mnih, 1953).
eitli yntemsel giriimler -mite ilikin olarak,
gk cisimleriyle ilgili okuldan balayp en yeni
yorumlara kadar uzanan- iin bkz. M. Eliade, Traite
dhistoire des religions, s. 370 ve tesi. Ayrca bkz. J.
Henninger, Le Mythe en ethnologie (Dictionnaire de
la Bible, Ek cilt VI, stun 225 ve tesi); Joseph L.
Seifert, Sinndeutung des M ythos (Mnih, 1954).
Mitle ilgili gnmzdeki kurumlarn bir incelemesi,
J. Melville ve Frances S. Herskowitzin yazm olduu
A Cross-Cultural Approach to Mythde (Dahomean
Narrative'de, Evanston, 1958, s. 81-122) yer alr. M it
ler ve riteller arasndaki bantlar iin bkz. Clyde
Kluckhohn, Myths and Rituals: A General Theory
(H arvard Theological Revievu, XXXV, 1942, s. 45-79);
S. H. Hooke, Myth and Ritual: Past and Present
M yth, Ritual and Kingshipde, yaymlayan S. H. Hooke,
Oxford, 1958, s. 1-21); Stanley Edgar Hyman, The
Ritual View of Myth and the Mythic (M yth. A Sym-
posumda, yaymlayan Thomas A. Sebeok, Philadelp-
hia, 1955, s. 84-94).
Mitin yapsalc dorultuda bir yorumlamas iin bkz.
Claude Levi-Strauss, The Structural Study of Myth
M yth. A Symposiumda, s. 50-66) ve La structure des
mythes (A nthropologie structuralede, Paris, 1958, s.
227-255).
Son birka kuramn storicismo assoluto1 bak
asna gre yazlm olan eletirel incelemesi Emesto
de Martinoya ait Mito, scienze religiose e civilt
modernada ver alr (Nuovi Argomenti, say 37, Mart-
Nisan 1959, s. 4-48).
Mitle ilgili pek ok makale Studium Generale der
gisinin 4-6 saylarnda (VIII 1955) yer alr. Bkz. zel
likle W. F. Otto, Der Mythos (s. 263-268); Kari
Kerenyi, Gedanken ber die Zeitmssigkeit einer
Darstellung der griechischen Mythologie (s. 268
272); Hildebrecht Hommel, Mythos und Logos (s.
310-316); K. Goldhammer, Die Entmythologisierung
des Mythus als Problemstellung der Mythologien (s.
378-393).
Arkaik toplumlarda mitlerin yaps ve ilevleriyle il
gili yeni toplu baklar bakmndan zengin bir inceleme
de yakn bir tarihte H. Baumann tarafndan yaymland:
Mythos in ethnologischer Sicht (Studium Generale,
XII, 1959, s. 1-17, 583-597).
Henry A. Murrayin ynetiminde yaymlanm olan
Myth and Mythmaking (New York 1960) mitin deiik
zellikleri, mitler ve folklor, mitler ve yazn, vb. arasn
daki bantlar stne onyedi makale ierir. Ayrca
bkz. Joseph Campbell, The Masks of God: Primidve
Mythology (New York, 1959).
Mitin yeni bir tanmlamas da Theodore H. Gaster
tarafndan Myth and Story (Numen, I, 1954, s. 184
212) balkl incelemesinde sunulmutur.
Mitsel dnceden aklc dnceye gei de son
yllarda Georges Gusdorf tarafndan incelenmitir;
Myth et metaphysique (Paris, 1953). Ayrca bkz. Enrico
Castelli ynetiminde yaymlanan 11 Problema della
demitizzazione (Roma, 1961) ve Demitizzazione e m-
magine (1962); Roland Barthes, M ythologies (Paris,
1957).
NOTLAR

1. Storicismo assoluto: M utlak tarihselcilik. ( .N .)


Mit herzaman iin bir yaratlsn yksdr:

Bir eyin nasl yaratldn, nasl varolmaya baladn anl.t

Dnyaca nl din tarihisi ve felsefecisi Mircea Eliade, bu nemli yaptnda, ilk l

topluluklardan gemiin byk uygarlklarna ve modem dnyaya kadar uzanan b

iinde, mitlerin yapsn, ilevini, dnmn ayrntl biimde tanmlamaya alv>|

Ayrca ada dnyada, tannm kiilerin kitle iletiim aralar yoluyla mitletlrllnm-

olgusuna deiniyor.

ok sayda aklayc rnekle donatlm Mitlerin zellikleri tarihsel boyutu olan bir nl

olduu kadar felsefi bir bireime de varmay amalayan kuramsal nitelikli bir yapl

You might also like