You are on page 1of 239

David Hume, 1711 ylnda Edinburgh'da (skoya) dodu.

1723'te Edinburgh niversitesi' ne yazld; eskia dilleri, felsefe,


matematik, tarih okudu. Geim sorunlar yznden niversite
den ayrld (1725-1726 ), bir sre Bristol' de ticaretle urat.
1734-1737 yllarn Fransa' da geirdi. 1745't:!'Edinburgh niver
sitesi ahlak felsefesi profesrlne bavurdu, din konusundaki
grleri bilindiinden bavurusu geri evrildi. 1749 ylma dek
yurtdmda General St. Clair'in sekreterliini yapt. 1752'de
Edinburgh Hukuk Ktphanesi yneticiliine getirildi. 1763'te
elilik sekreteri olarak Fransa'ya gitti, Encyclopedie evresiyle ve
Rousseau ile dostluk kurdu. ngiltere'ye dnerek iki yl Dileri
Bakanl mstear yardmcl yapt. 1769'da tand
Edinburgh'da 1776 ylnda ld. Kant', kendi deyiiyle, "dog-

.. matik uykusundan uyandran" dnrdr. Balca yaptlar: A


Treatise of Human Nature (1739-1740, nsann Doas zerine Bir
nceleme); Essays Moral, Political and Literary (1742, Ahlak, Siya
set, Yazn Denemeleri); An Enqiry Concerning Hirnan
Understanding (1751, nsann Anlama Yetisi zerine Bir Sorutur
ma, ev. Oru Aruoba, Hacettepe niversitesi Yaynlar); Political
Discorses (1752, Siyasal Sylevler); History of England (1754-1762,
ngiltere Tarihi).
mge Kitabevi Yaynlar: 130

David Hume
Din stiie
ISBN 975-533-113-1
1. Bask: Kltr Bakanl 1979
2. Bask: Kaynak 1983
3. Bask: Austos 1995

1995 mge Kitabevi Yaynlar

Kapak Tasarm
Fatma Korkt

Dizgi
Mesut Seven

Bask ve Cilt
Zirve Ofset 229 66 84
David Hume

DN STNE

eviren
Mete Tunay

mge Kitabevi Yaynlar


Konur Sok. No: 3 Kzlay 06650 Ankara
Tel: (90 312) 419 4610- 419 4611
Faks: (90 312) 425 65 32
Hume'un metinlerinin evirilerini
Bilge Karasu ve Prof Nusret Hzr
gzden geirmi, Latince alntlar
Dr. Gngr Varnlolu Trkeye
evirmitir.
Kendilerine teekkr ederim.

Mete TUNAY
NDEKLER

EVRENN NSZ . .
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .............. 9
DNN DOGAL TARHNE GR:
DNN DOGAL TARH STNE (H.E. Root) . . 13 .......... .............. .............

DNN DOGAL TARH . . 31


................ . ...........................................................

Yazarn Girii 33
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ....................... ......................................

Birinci Kesim. oktanrcln nsanlarn lk Dini Olduu


stne 34
.................... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .......................... . . . . . . . . . . . . ..........

kinci Kesim. oktanrcln Kkeni . . 38 ................................. .......... ...

nc Kesim. Ayn Konuya Devam 41 ...............................................

Drdnc Kesim. Dnyann Yaratcs ya da


Biimlendiricisi Diye Dnlmeyen Tanrlar ..45 ....................

Beinci Kesim. oktanrcln eitli Biimleri: Allegori,


Kahramanlara Tapnma . , ...................................51
............. ..........

Altnc Kesim. Tanrcln oktanrclktan k. 55 . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . .

Yedinci Kesim. Bu retinin Dorulanmas . . 60 . . ........... . . . . . . . . ............

Sekizinci Kesim. oktanrclkla Tanrcln Gelgiti... ...................62


Dokuzuncu Kesim. Bu Dinlerin Bask ve Hogr Asndan
Karlatrlmas. . . . 64
.......... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ............ ............. . . . . . . . . . . .

Onuncu Kesim. Yreklilik ya da Zillet Asndan . 68 ...... ...................

On Birinci Kesim. Akla Uygunluk ya da Samalk


Asndan . . 70
. . . . . . . . . . . . . .. . . . .. . . . . . . . . .. . . . . . ................................................

On kinci Kesim. Kuku ya da Kanm [phe ya da nanma]


Asndan . .
....................... .... . 73
...................................... . . . . . . . . . . . . . . . . .

On nc Kesim. Halk Arasnda Yaygn, Her ki Trden


Dinlerde Tanrsal Doa stne Dine Aykr
Tasarmlar . .
..... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ...................................... 86
On Drdnc Kesim. Yaygn Dinlerin Ahlak stndeki
Kt Etkisi ......................... .......................................................... 91
On Beinci Kesim. Genel Sonu . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ...................................... 96
DOGAL DN STNE SYLELER'E GR:
HUME VE SYLELERN KALITI (E.c. Mossner) ............................ 101
DOGAL DN STNE SYLELER
Pamphilus'tan Hermippus'a . . . . . . . . . . . . . .............. . . . . . . . ........... . ............. 135
Birinci Ayrm . . . . . . . . . . ................ ........... .......... ...................... . . . . . . .......... 137
kinci Ayrm .......................... ................... .............. ............................ 148
nc Ayrm . . . . .......... . . ...... .................... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ......... . . ......... 161
Drdnc Ayrm ...... . . . . . . .. . . . . . . ............................................... ............ 166
Beinci Ayrm .................................................................................... 173
Altnc Ayrm .
............................................ .................................... . . . . 179
Yedinci Ayrm . . . . 185
.... ...................................... ............... .. ................... ..

Sekizinci Ayrm . 191


..................... ...... . . . ......... .................... .....................

Dokuzuncu Ayrm' 197


Onuncu Ayrm . . . . 202
... ............................... ......... .. ..................... .............

On Birinci Ayrm : .............................. 213


.................................... ...........

On kinci Ayrm . . . . . 226


.............. ...... ...... _ . . . . ..................... ............ .. .........
EVRENN NSZ

Hume'un Trkeye aktardm Din stne iki denemesi,


1979 ylnda Kltr Bakanl Yaynlar arasnda kmt. Bunu
yaparken, filozoflarn retileri hakknda bilgi veren metinler
dense, dorudan doruya kendi yazdklarn dilimize evirme
nin daha yararl bir i olduunu dnmtm. Ancak, bu gibi
asl kaynaklar yardmcsz anlamak, hi de kolay deildir. Bu
basmda, her *i denemenin de bana, ayr ayr uzmanlarca ka
leme alnm aklayc (ve yorumlayc) birer giri yazs ekliyo
rum. Bu yazarlardan ilkinin inanl bir dinbilimci, tekininse
Hume'un merebine yakn bir kukucu oluu, onun din felsefe
sinin farkl alardan na;l grlebileceini gstermesi bak
mndan ayrca ilgintir, sanyorum.
Kendim de, okuyuculara faydal olacan umduum bir
iki gzlemimi belirtmek isterim. lk denemenin balnda ge
en "doal tarih", eskiden bizde "tarih-i tabii" diye karlanan
ve Darwin'den beri biyolojik evrim dediimiz sre hakknda
bir tr Tabiat Bilgisi anlamna gelen bir kavramdr. Hume bura
da, doru olup olmadna szde pek yanamadan dinsel inan
cn gerekte (tarihte) nasl baladn incelemektedir. Aslnda,
18'inci yzylda bilinenler ok snrl olduu iin, Hume'un ant
ropolojisi bugn iyice eskimi durmaktadr. Fakat bu tarihsel
anlatda bile, onun dine ynelttii keskin eletiriler hala kar
lkszdr.

9
Hume'un balca sorunu, doal olarak Hristiyanlktr. Fi
lozof, Hristiyan inancna aka kar kmay sakncal bul
duu iin Syleiler'inde, Hristiyanlarn da cephe aldklar, ki
mi aydnlar arasnda yaygn olan yaradanclk (deism)* dn
cesine saldrmakta, dolayl yoldan Hristiyanln Tanr inanc
nn da akla dayanmad sonucuna varmaktadr. Yazarn bir
baka taktii de, Tanr'nn varln deil, niteliklerini tart
yormu izlenimini vermektedir.
Syleiler'in konumacsnn adlarn biraz aratrdm.
Demea adn tam nl bir felsefeci bulamadm. teki iki ad
ise, herhalde u iki taril;;sel kii.den esinlenmi olmal:
Kleanthes (.. 331-232): Assoslu Phanias'm olu; Kitionlu
Zenon'un rencisi ve ardl olarak Stoac Okulun 263-232 yl
lar arasndaki bakan. Zenon'un sakin felsefesine dinsel bir
coku getirmitir. Evreni canl bir varlk, Tanr'y bu evrenin
ruhu, gnei de yrei saymtr. Ahlakta fayda amac gtme
menin nemi stnde srarla durmu, bir kimsenin kendine
yarar salamak iin iyilik yapmasnn, sonradan yemek iin
sr beslemeye benzediini sylemitir. Ona gre, tpk patla
yan bir bann patlamayandan daha az tehlikeli oluu gibi,
kt dnceler de kt eylemlerden aaha ktdr. Yaptlar
arasnda en nls, Zeus'a kasidesidir.
Philon (.. 160/59-80): Tesalya'daki Larissa'dandr. Dr
dnc Akademia'nn kurucusudur, 1 10/9 ylnda Kliomakhos'
un yerine Akademia'nn bakan olnutur. 88'de Mithridates
Savann balamas zerine Roma'ya kam ve orada n kaza
narak, aralarnda Cicero'nun da bulunduu birok renci ye
titirmitir. Philon'a gre, eyler Stoac anlamda kavranabilir
deildir, ama kendi ilerinde bilinebilirler. Bylelikle, Philon
Akadenia kukuculuunun Karneades'inkinden farkl bir tr
n yaratmtr.
M.T.

Alalrk'n de yaradanc olduu sav iin bak. M. Tunay, TC'de Tek Parti
Yiiwlininin Kurulmas: 1923-1931 (Ankara. Yurt Yay., 1981), s. 213/dn. 5.

10
DNN DOGAL TARH'NE
GR
DNN DOGAL TARH STNE*
H.E. Root

Dinin Doal Tarihi, ilkin, iki yz yldan fazla bir sre nce,
1757'de km, fakat bu eskilikten gelen saygnlna karn, ta
rihsel nemi her zaman yeterir'ce anlalamamtr. Hume'un
birbirini tamamlayan iki yapt, Dinin Doal Tarihi ile Doal Din
stne Syleiler'in, bugn geveke de olsa genellikle din felse
fesi denilen eyin balangcn oluturduu pekala ileri sr
lebilir. Dinin ve dinsel inanlarn elbette daha eski inceleyicileri
de olmutur, ama felsefenin bir blm olarak sistematik ve
eletirili bir biimde ele aln, Hume' dan ok gerilere gitmez.
Dinin Doal Tarihi, karlatrmal din incelemesinin ilk rnei
saylrsa Lord Herbert of Cherbury'nin 1663'te yaymlanan De
Religione Gentilim'u, bunun bir habercisi diye grlebilir. An
cak, Hume'un yntemi ve amac, Herbert'inkinden ylesine
.aykrdr ki, nceki yaptn bu sonraki stnde ne gibi etkiler
yaptn aratrmak pek faydal olmayacaktr. Herbert, dinsel
inanlarn bir eit ortak etkeni bulunduu kansyla ie bala
mtr. Bu, insanln bir stn Tanr inancna dayanan ve ba
tan sonra akli ve ahlaki olan zgn diniydi. Herbert dnp de

D. Hume, Tle Natura/ History of Religion (Stanford Unh. Press, 1957), A Lib
rary of Modern Religious Thought; "Editor's Introduction".

13
mevcut dinlere baknca, onlarn inan ve uygulamalarnn, bu
saf ve kirlenmemi ilkrnein korkun yozlatrlmalar ve sap
trlmalar olduundan baka bir sonuca varamamt. Hume
gibi o da, uygulanan dinin hem akla aykr hem de yoz oldu
unun bir sr kantn grm, ama dinin zgn doas hak-.
kndaki grnden de vazgememi ve bu dnce daha son
ra yaradanclarn din hakknda besledikleri grler daarc
na katlmtr. Hume, sk bir ampiristten beklenebilecei zere,
yozluk ve akla aykrl, daha da aklkla grmtr. Fakat
onu, gerekte insanln zgn dininin kaba bir oktanrclk
(bazen buna putatapclk demeyi de yeler) olduu inancna
gtren de, tam bu zellikler olmutur. Tanrclk (ya da tek
tanrclk) trl saknganlklar ve sk sk gerilemelerle bu ba
langtan gelimitir. Din tarihini byle yorumlaynca, yara
danclarn besledikleri kan ayakta kalamamaktadr ve bize,
Hume'un bu sonu karsnda hayflandn dndrtecek
herhangi bir ey de yoktur.
Hume'un elinde bulunan verileri yorumlay (ki bu veriler
pek snrl, bazen yanltc, bazen de yanl idiler), zamanmzda
ou antropoloun ve birok psikoloun dinin kkeni ve geli
imi stne anlatt tr ykleri, uzun yllar ncesinden haber
vermektedir. Fakat gerek eski insan, gerekse ada ilkel insan
hakknda kantlar biriktike, yk daha az karmak olmak ye
rine, daha ok karmaklamaktadr. Hume'un dinin gelimesi
stne ak gerekler sayd grlerin, imdiki bilgi durumu
muzun besbelli sonular diye dnlebilecei, muhtemelen
phelidir. Baz halklar arasnda, ne denli katk olsa da, ok
tanrclktan daha eski olabilecek bir tektanr inancnn bulun
duu yolunda hi deilse birtakm kantlar vardr ve bu ilkel
tektanrclk, Hume'un onaylamakla mutlu olacandan daha
derin dnceli bir dnya ve yaam grne dayanm olabi
lir. nanlarn, zellikle de dinsel inanlarn zaman boyunca
daha az uygarca bir durumdan daha ok uygarca bir duruma
doru yetkin bir dzen ve dzlkle gelitii fikri, ne denli kar
kantlar olsa da, kafalarmza pek yatmaktadr. Hume da, tan-

14
rclkla oktanrclk arasnda belli bir "gel-git" olduunu kabul
etmekle birlikte, byle dzenli bir gelime kalb bulma tutku
sundan bak deildi. Fakat, Hume'un tahmin ve karmla
rnn doruluk derecesi, pek ilgin bir sorun deildir. ok daha
nemli olan, onun dinin genel nitelii hakkndaki gr ve bu
nitelii saptamakta kulland yntemdir. Dinin gelimesiyle il
gili olgular stne bilgilerimiz, son iki yz ylda dehetli b
ymtr. Bununla birlikte, Hume'un dinin genel nitelii hak
kndaki yarglarnn (isterseniz, bizim kendi yarglarmzn da)
btnyle byle olgusal bilgilere dayand, doruluu kendi
liinden belli bir ey deildir. Dinin Doal Tarihi'nin neminin
bir blm, zmlenince, bunun nasl ve niin byle oldu
unu oucas gstermesindendir.
Gnmzde Dinin Doal Tarihi'nin yeniden baslmas, hi
kukusuz, neminin takdir edilmesi anlamna gelnektedir.
Fakat ayn zamanda, bazlar, bunun ada dinbilimini aydn
latacak bir metin diye snflandrlmasn tuhaf karlayabilirler.
[Aslnda bu yaz, bataki notta belirtildii zere, Dinin Doal
Tarihi'nin "ada Din Dn Ktphanesi" adn tayan
dizideki basmna nszdr. -ev.] Hume'un zamannn aka
dindar olan ve dinbilimle uraan dnrleri, bu yapt ykc
ve tehlikeli bulnulardr. rnein, nl Warburton, Hume'un
yaymcs Andrew Millar'a, "bu yaptn amac, dinin yerine, bir
tr tanrtanmazlk olan doacl (naturalism) koymaktr" diye
yazmak gereini duymutur. Onsekizinci yzyl ortasnn din
dar kamuoyunun ounluunun gznde, Dinin Doal Tarihi,
iyimser bir bakla fazla kukucu, karamsar bir bakla ise tam
bir rezaletti. Bizim bugn din hakknda ne sylenip ne sylen
memesi gerektiiyle ilgili daha yumuak tutumumuza karn,
bunlara benzer duygular yine de uyanabilir. Dinbilimciler im
dilerde, tehlikeli kitaplar mahkum eden yazlar yazmaya daha
az hevesli olabilirler, ama dindar kii, din-kart bir kitap g
rnce tanyacandan daha az emin deildir. Byle biri, bu
yapt, niin bir ada dinbilim rnei saymas gerektiini an
lamakta glk ekebilir.

15
Hume, Dinsizler Dernei (Rationalist Press Association) ye
si bir yazar gibi din-kart bir tutum sergilememektedir. Dinin
Doal Tarihi'nin ilk paragrafnda demektedir ki, "Doann b
tn ats, zeki bir Yaratana tanklk eder ve akll hibir
aratrc, ciddi bir lnmeden sonra, gerek Tanrclk ve
Dinin birincil ilkelerine inanmaktan bir an bile uzak kalamaz."
Fakat, (bulankktan arnm olmamakla birlikte) bir inan
aklamasna yaklaan bu szleri, Doal Din stne Syleiler'de
yapt eletirilerle tartmamz gerekir. Bu konuda bizim istekle
rimiz ne olursa olsun, Prof. Norman Kemp Smith'in, "Hume'un
inancnn olumlu ierii hakknda sylenebilecek en cmert
ey, bunun pek snrl kalddr" yargsn paylamaktan ka
nmakta glk ekeriz. Hume'un "gerek Tanrclk ve Dinin
birincil ilkeleri"ne sahiden saygl m olduu, yoksa yalnzca
bazen ann uylamlar erevesinde almak m istedii,
geni lde biyografik ilgi alanna giren sorulardr. Bize kalan,
kantn kendisi ve yadsnmaz bir olgu olarak, dinsel dn
stne yapt eitli ynlerdeki etkileridir. Hume'dan onun
onsekizinci yzyldaki hasmlarnn fkesine tutulmayacak ka
dar gvenli bir uzaklkta olabiliriz, ama onun savlarnn aa
vurucu ya da nemli sonular dourucu yanlarndan bizi g
venli tutmaya yetecek hibir uzaklk yoktur. Dinin Doal Tari
hi yle uzun uzadya uramaya deer; nk bu deneme, b
'

yk bir filozofun din yorumunda yapt bir ustalk gsterisi


dir. Byle bir yorum, sonularn nasl deerlendirirsek deer
lendirelim, kendi bana da nemlidir. Fakat bunun tesinde,
felsefenin dinle ilikisi gibi acil ve aprak bir sorun hakknda,
ierme yoluyla da olsa, kafalarmza aklk salamaya yardm
edebilir.
Dinin Doal Tarihi stne sorulacak en besbelli, ama bu ne
denden tr en basit olmayan soru, Hume'un tam ne yapma
ya altdr. Denemesinin hemen ilk cmlesinde buna bir ce
vap balangc vardr: "Dinle ilikili her soruturma son derece
de nemli olmakla birlikte, stnde durmamz gereken zel
likle iki soru vardr: Dinin akldaki temeli ve insann doal ya-

16
sndaki kkeni." Bu sorularn ilki, Doal Din stne Sylei
lr'in konusudur; Dinin Doal Tarihi'ndeyse, Hume dikkatini
ikinciye evirir. Bu blmenin sonular olduka ilgintir. Her
hangi bir inan hakknda sorulabilecek iki tr soru bulun
duunu sylemek, pekala doru grnmektedir: birincisi, nasl
ortaya kt ("neden"i), ikincisiyse, ona inanmann sebepleri
nin neler olduu ("gerek"lii). rnein, belirli bir halkn ya da
grubun ahlak uygulamalar ve uylamlar hakknda, bazen
bunlara benzeyen sorular sorarz. Antropologlar (ve belki psi
kologlar) ile birlikte, onlarn ahlak kavramlarnn nedenlerini ve
kkenlerini belirlemeye alabifiriz. Ya da filozoflar ve dinbi
limciler ile birlikte, bu gibi kavramlarn nasl temellendirilebile
ceklerini ya da bunlarn "akl"da herhangi bir "''dayanak"lar
olup olmadn aratrabiliriz. Bu iki tr sorudan ilkinin salt
"bilimsel" olduunu ve gerek cevaplar hakknda sonul her
hangi bir anlamazlk kamayacan dnmek eilimin
deyizdir. Bir kez btn olgular, btn ilgili olgular toplaynca,
cevaplar dmdz ve tartma kaldrmaz olmaldr. (Hume'un
bir baka balamda yazd gibi, " ... her durum, her iliki bilin
dikten sonra, anlama yetisinin bundan te ileyecek yeri kal
maz... ") Ayrca, belirli bir inancn hangi vesileyle ortaya k
tn ya da nedenini veya (gzleme yahut karma dayal)
gdsn bilmenin, ona niin inanldnn "gerek" sebebini
bilmek olduunu da dnmeye eilimliyizdir. Onun iindir
ki, dinsel inan ve uygulamalarn kkenini belirlemenin, insan
larn niin dinsel inanlar besledii ve dinsel uygulamalara
giritii sorusunu cevaplandrmak olduu sonucuna varrz.
Bu dnce eiliminin ak bir tehlikesi, inanlarn ger
eklii ve aklc temeli hakkndaki sorularn, biz bir kere, on
larn niin ktnn sebeplerini bildiimizi sannca, artk gerek
siz grnmeye balamalardr. nsanlara niin na ya da buna
inandklar sorulduunda gsterdikleri sebeplerden son derece
kukulanr olduk - byle sebeplere bizim sk sk salt zoraki akl
clatrmalar (rasyonalizasyonlar) deyiimizde, bu kuku aa
vurulmaktadr. Nedenlerin ve kkenlerin aklamalarnn bi-

17
limsel olduunu dnmekten honut kalmamza karlk,
gereklik ve akla yaknlk tartmalarnn yalnzca felsefi olma
larndan pek o kadar honut kalmyoruz. nk felsefi sonu
lar bizim istersek kabul edip istersek etmeyeceimiz eylerdir,
ama aptal olduumuzun dnlmesini gze almadka, bilim
sel sonular kabul etmek zorundayzdr. Bilimsel bir konuda,
ancak bir tek doru cevap olabileceini syleriz; oysa inanlarn
akla yaknl ya da uygunluu stne anlamazlklar, her bir
durum, her bir iliki bilindikten sonra bile zlmez grn
mektedir. Savlama ve tartma, sebeplerimizin iyi mi kt m,
inandrc m aldatc m olduunu ortaya koymamza elbette
yardm edebilir. Fakat szde bilimsel cevaplarla yetinmeyi ve
bunlarn bize din hakknda bilmek istediimiz her eyi syle
diini varsaymay pek severiz. Hume'un felsefi soruturmasn,
anlamazlklarn ak ak serimlenebildii sylei biimine
dkmesi ilgintir. Dinsel inanlarn kken ve nedenleri stne
soruturmasysa dorudan serimleme biimindedir. Yine de,
pekala, eilimlerimiz yanl, kkenler hakknda vardmz so
nular ok felsefi olabilir, gereklik stne yarglarmzsa pek o
kadar bilimd olmayabilir. Hume, din hakknda bu iki tr so
ruyu iki ayr yaptta ele almay uygun grm olmakla birlikte,
Dinin Doal Tarihi'nin sonularnn ve ierdiklerinin, Syleiler'i
insan aklnn bulu ustalklarn rneklendirme abalarndan
baka bir ey deil diye gsterdii duygusuna kaplmamak
gtr.
Dinin Doal Tarihi'nin belli bal temalarndan biri, Hu
me'un pek tuttuu, din iin gsterilen herhangi bir szde aklc
temel ile dinin insan doasndaki ve tarihteki gerek kkenleri
arasnda geni bir uurum olduu kansdr. aret edilmi
olduu zere, birden ok yerde, "grnmez, zeki bir g''n
varl hakkndaki tasarm kantnn inandrcln kabul edi
yora benzemez. (Onsekizinci yzyldaki adalarnn en ok
kullandklar bu kant trnn zmlenmesi, Syleiler'in ba
lca konusu olmaktadr.) Fakat o, byle bir lnmeci kantn
insanlar arasnda genellikle grlen trden dinin douunda

18
herhangi bir rol oynamadna emindir. nsan, ilkin, doann
artc dzen ve dzenliliine hayretle bakt iin inanm
deildir. "Tersine, doa ne denli dzenli ve tekbiimli, yani
yetkin grnrse, ona o denli alm olur ve doay inceleyip
aratrmaya o denli az eilim duyar." "lk din fikirleri doada
olup bitenleri seyretmekten deil, yaamn olaylaryla ilgili bir
kaygdan ve in s an zihnini ileten bitmek tkenmek bilmez
umut ve korkulardan domutur." Dinin gerek kaynaklar
stne bu grn doruluunu ortaya karmak iin de,
Hume bize u yky anlatmaktadr; "Yaamla lm, salkla
hastalk, bollukla yokluk arasnda srekli olarak bolukta asl
dururuz: bunlarn insanlara datlmalar gizli ve bilinmeyen
nedenlerle olur, ileyileri ou kez beklenmediktir ve hibir
zaman aklanamaz. Dolaysyla, bu bilinmeyen nedenler umudu
muzun ve korkumuzun hi deimeyen konusu olur; olaylar
merakla beklemek, tutkular srekli bir uyarlmlk durumun
da tutarken, bir yandan da imgelem ylesine baml bulun
duumuz o glere ilikin fikirler oluturmakla urar."
Umut ve korku, bilinmeyen nedenler, imgelem: bunlar,
Hume'un dinin kkenlerini aklamasnn merkez eleridir. Ay
rca, oktarirclklarn (tek) tanrclklardan daha ilkel (daha eski)
olmalar gerektii grne de destek olurlar; nk "gler"
biroktur ve insanlar, ellerinden gelirse, doal olarak onlarla ayr
ayr urarlar. yi bir hasadn ardndaki g, ilk doan ocu
umuzun vakitsiz lmnn ardndaki gle kolay kolay bir ola
maz. Ama btn bunlar, yaradanclann zarif tasarm kantndan,
Hume'un dnd kadar uzak olmayabilirler. nsanlarn, bu
gerek ya da hayali bilinmeyen nedenleri doru saymak istemele
ri, eylerin sonul dzenlilik ve aklana-bilirliine derin bir beeri
inann beliti diye ele alnabilir. Nedenlerin varolduu stnde
srar edi ve salt rastlant olanan yadsy, daha incelikli bir
amasalla benzemektedir. Hune byle bir karlatrma yap
mamtr; dinle ilgilenirken, insan umutlarnda, korkularnda ve
imgelemelerinde bile bir tr akla uygunluk olabileceini dn
meye de pek heves gstermemitir.

19
Dinin gerek kaynaklar hakknda Hume'un vard sonu,
belki Dinn Doal Ta rihi nde aklanan asl kuramdr; fakat
'

nemli ve ilgin yan kuramlar da vardr. IX-XIII'nc kesimler,


oktanrclkla tektanrcln karlatrlmasna ayrlmtr.
"Akla uygunluk" dndaki btn bakmlardan (hatta koullu
olarak onda bile), oktanrclk daha iyi grnmektedir. Ba
nazlkla tek bir izgiyi izlememekte ve onun iin de, gsterdii
yoldan sapanlar kovuturmaya daha az eilimli olmaktadr;
kltc bir alalmadansa, erkeke bir yreklilii tutmaktadr;
dinbilim dnceleri ve felsefe incelikleriyle yklenmedii iin,
drst ve dz davranmas daha olasdr. Bu son nokta, Hume'
un gznde hayli byk bir nem tar. Onca, tanrcln teme
li ne denli akla uygun olursa olsun, uygulamada yine boinan
lar ve anlamszlklarla dolu olacaktr. Eer bir filozof, bir stn
Varlk olduunu varsaymay gerekli grd iin tanrcl
desteklemek durumunda kalrsa, ister istemez samalk ve
ikiyzlle decektir. "Herhangi bir yaygn dinin temel ilke
si tanrclk olunca, bu inan salam akla ylesine uygundur ki,
felsefe yle bir dinbilim sistemine kendiliinden katlverme
eilimini gsterir ... Fakat... felsefe ok gemeden kendisini, yeni
ortayla, eitlik hi gzetilmeden boyundurua vurulmu bu
lacaktr; yan yana ilerlerken, her ilkeyi birlikte dzenleyecek
yerde, her frsatta, ortann boinan amalarna hizmet etmek
iin yolundan saptrlmaktadr. nk uzlatrlmalar ve uyar
lanmalar gereken, kanlmaz tutarszlklardan baka, btn
yaygn dinbilimlerin, zellikle de skolastik trnn samalk ve
elikilere bir eit itah duyduu gvenle ileri srlebilir."
Byle olmakla birlikte, filozof, dinbilimin hizmetine koul
mamas gerektii gibi onu gzard da edemez. Dinbilimini ince
leyebilir, aratrabilir ve bu soruturma, adeta peygamberce bir
nitelie brnr. Bu, herhangi bir ada, Hume'un yaygn din
dedii .::yin izleyicilerince tutulmas olas trden bir peygam
berlik deildir. Yine de, biz, Hume'un Dinin Doal Tarihi'nde ne
yapmak istediini anlamaya alrken, btn amacnn putlar
krmaktan (tanrlar alaa etmekten) ibaret olduunu sanarak

20
yanlabiliriz. Byle bir san, Hume'un yaptn, sadece yara
danclk tartmalarna katlm olmak iin yazdna inanmak
kadar ciddi bir yanl anlama olurdu. Hume'un putkrcl
yapt yadsnamaz, ama bir kimse gerei kendisinin bildiine
inanmadka putkrclna kalkmaz ki! Dolaysyla, Hume'
un din hakknda gerei bildiine inandndan k ukulan a
mayz.
Dinin Doal Tarihi'nin bize dinin (dinsel kkenler stne
olgularn zellikle aa vurduklar) gerek d oasn ya da z
n sunmaya altn kabul edersek, Hume'un dinden tam ne
anladn bilmek isteriz. Bu tr bir soru, ya inanlmayacak ka
dar basit ya da gereksiz yere sinsice grnebilir. Biz kural ola
rak, u ya da bu eyin (bir masann, bir kurunkalemin, bir dak
tilo makinesinin) gerek doasn soruturmayz. Ama bize
byle bir ey sorulacak olsayd, az ok ne yapacamz bilirdik.
Daktilo m akinelerini hi grmemi birine, neye benzediklerini
anlatabilir ve nasl altklarm aklayabilirdik. En iyisi, eli
mizde bir makine varsa, szlerimizi bir yazma gsterisiyle
mekieyebilirdik. Genellikle, bu tr bir ey, daktilo makineleri
nin doa sn soran kiiyi doyururdu (meer ki, o kii bir filozof
ols un ).
Maddenin ya da Ruhun yahut Sevginin ya da hatta Dinin
gerek doas sorulunca ise, durum deiir. Burada, sinirli ve
ekingen olma eilimini gsterir ya da gazetemizi okumaya
dneriz. Bu gibi sorularn ya biraz kuku uyandrc ya da ok
derin ve felsefi olduklarn ve sradan insanlarca cevaplandrla
mayacaklarn dnrz. Tandmz kiilerin ruhlar, sevgi
leri yahut dinleri hakknda konuurken, her nedense, kendimizi
olduka rahat hissederiz de, bu gibi eylerin soyut olarak tar
tlmas skc olur (byle tartmalar o,u kere, biri "Ama fa
lanla neyi kastediyorsunuz?" deyince balar) ve hibir yere
gtrmez gibi gelir, bizlere. Filozoflarn bu sorunlar, stlerinde
anlamaya varamadan yzyllardr tarttklarn biliriz ve bu,
hayli rktcdr. Oy sa, bu rknt duygusunda y anl bir
eyler vardr. Bir daktilo makinesinin doasn aklamak iin

21
sylediimiz trden eylerin, dinin doas hakknda sylemek
isteyebileceimiz eylerle ayn nitelikte olmad besbellidir. Bir
daktilo makinesinin doas hakknda anlamazla dmek
olas deildir ve byle anlamazlklar karsa aptalca eyler
olur; oysa dinin doas hakknda sk sk anlamazlklar kar ve
bunlar hi de aptalca deildir. Dinin Doal Tarihi'nin byk bir
erdemi, dinin doas stne bir tartmann olabilecei gibi
rktc olmamasdr. Yine de, bu, dinin doas stne bir
tartmadr; bir dizi dinsel inan ve uygulama betimlemelerin
den ibaret deildir. Betimlemele: yle yerletirilmi ve yle su
nulmulardr ki, sonunda, din stne kesin bir kuram ve yar
gya ularlar. Hume'un dinin doasndan ne anladn sor
mak, Dinin z stne herhangi bir soyut tanm verip verme
diini sormak demek deildir. Daha ok, ne tr betimlemelerin
ve ne tr olgularn, onca dinin karakterini ortaya koyduunu
sormaktr. nk, bizim bilmek istediimiz bir ey, Dinin Doal
Tarihi'nde Hume'un din karmak ve artc olmakla birlikte,
sadece iskc olmaktan te bir anlam tayabileceine dair her
hangi bir iaret koyup koynaddr. Bunu anlamak iin de,
onun yalnzca neleri vurguladna deil, neleri darda brak
tna da dikkat etmemiz gerekir.
Hume, dinin, insan doasnn "birincil" dzeyden bir ku
rucu esi olduuna inanmamaktadr. Dinden tmyle uzak
insanlar ve uluslar olduunu dnmekte ve bu sebeple de
ona, kendini-koruma ve cinsiyet igdleri ya da kran duy
ma ve kzma eilimleri kadar temel bir rol tanyamamaktadr.
Onca, dinlerin gelimeye balamasna yol aan ilkeler (ya da ne
denler) insan doasnda ikincil niteliktedir; dolaysyla, ampirik
incelemeyle a tutulabilir ve iyice anlalabilirler. Kendi ince
lemesinin dayand canalc varsaym, herhalde budur. Dinin
ne olduunu, gerekten ne olduunu bilmek isterseniz, o zaman
dpedz dindar insanlara bakn ve onlarn neye inandklarn,
ne yaptklarn grn. Hume bunun, din sorununu aratr
mann en iyi, hatta tek yolu olduundan hi phelenmie ben
zememektedir. Bu yntemin ileyiinde nemli yer tutan bir

22
baka fikir de vardr. Din, dinsel inanlar arh dinsel uygulama
lardr; fakat ayn zamanda, insan yaamnda ve insan topluluk
larnn karmak yapsnda bir etkendir de. Yani, bireyler ve
gruplar stnde belli bir takm kesin ve gzlemlenebilir etkileri
vardr; bu etkiler, ahlak ve siyasette zellikle gze batmak
tadrlar. Bir doal tarih yazarken, bu etkilere bakmak gerekir -
dinin son zmlemede ne olduunun sonul aklamas yaplr
ken bunlar geni bir yer tutacaklardr. (Bu, belirli bir kimyasal
maddenin ne olduu anlatlrken, ok az bir miktarnn bir ati
ldrebileceini belirterek, betimlemenin somutlatrlabilece
ini sylemekten bsbtn farkl deildir.) "Meyvelerinden
onlar tanyacaksn" szn benimseyen bir din adam gibi,
Hume da dinin manevi etkilerinin, dinin kendisinin nemli bir
zellii olduunu dnmeyi pekala ussal saymtr. Bu d
nce son derece byk bir nem tamaktadr, nk Hume'u
betimledii olgularn st-rtl (zmni) bir yorum ve deer
lendirmesine gtrmekte, dolaysyla da Dinin Doal Tarihi ni
'

sadece bir doal tarih olmaktan ok daha fazla birey yapmak


tadr. Hume, herhangi bir akl banda ve okumu insann, su
nulan olgulara bakarak, dinin bir btn olarak iyi bir ey mi,
kt bir ey mi olduu yargsna varabilecei kansndadr.
Dinin manevi ve dier etkileri, bir anlamda, onun "para dee
ri"ni oluturur, "para deeri" de gerek deerini.
Byle olunca, Dinin Doal Tarihi'nin plan, nmze dinin
nasl baladnn bir yksn koymak, (baz) dindar insan
larn neye inandklarn ve uygulamalarn betimlemek ve bu
gibi inan ve uygulamalarn baka eit gr ve davranlar
stndeki etkilerini anlatmaktr. Yazarn bak noktas, dta
kalan bir gzlemcinin asdr - grdklerini ve grdkle
rinden anladklarn yazmlamaktadr. Zaman zaman kmse
yici olabilir, kzmaya yaklaabilir, ama yine de dta ve ayrdr.
Olgular hakknda kendi sonul varglarmz kartmay bize
brakmakta ve yer yer, dikkatimize sunduu olgularn ieriini,
bir yarg biiminde aa vurmaktan kanmaktadr. Dinin k
kenleri hakkndaki kuram doruysa, din esas itibariyle insann

23
aklszlnn bir rnyse, o zaman, bunun aydn kiinin
zaman harcamasna demeyecek bir konu olduunu sylemesi
beklenebilirdi. Oysa, Hume asla byle bir ey sylememekte ve
kesinlikle, Tretme Yanlgs denilen eye dmemektedir. Sa
vn kantlamak iin, basit dinsel kkenler yksnn tesine
gemesi ve dinin meyvelerini gzmzn nne sermesi gerek
mektedir. Bu yntemin lmlln, kimi daha yeni kuramclarn
yntemleriyle karlatrmak ilgin olur. Baz antropolog ve psi
kologlar, dinin korku ya da bask veya o tr bir eylerle ba
ladna ve "kiilik (ya da toplum) geliimi" stnde kt etki
leri olduu gsterilebileceine gre, yanl olmas gerektiini
syleme alkanln edinmilerdir. Hume'un izledii yol, by
le deildir. O bize, konuyla ilgili btn olgularn hangileri
olduunu dnyorsa, bunlarn hepsini ya da en azndan b
tn olgulardan temsil edici bir semeyi vermektedir. Ne de
olsa, bir doal tarih yapmas gereken ey, budur. Sze devam
edip de, olgularn gsterdii eyin doruluk ya da yanll
stne yargda bulunmaya gerek yoktur. Olgular kendi yk
lerini anlatrlar. Bize, dinin gerekte ne olduundan, fazlasn
da azn da sylemezler. Elbette, herhangi bir zgl inancn
ussal temeli soruturulabilir; ama bunu yapmak, doal tarih
deil, felsefe yapmaktr.
Hurne'un ortodoks adalarn en ok kzdran da, belki
bu yantutmazlk, dine kar taknd bu doal tarihi tutumu
olmutur. Din hakknda, inansz bir kimseyle felsefe tartmas
yapmak baka eydi. Fakat kutsal konular bylesine arlkla
ele almak ve dinle, herhangi bir inan ya da uygulamayla ilgi
lenir gibi kiilik-d bir biimde ilgilenmek, kendi b ana pek
saygszca grnyordu. Artk oumuz, bu biimde ya da bu
lde duyarl deiliz. Dini nesnel ya da bilimsel olarak incele
menin yasall fikrine giderek altk. Dinlerin karlatrmal
incelemesi, dinbilirn disiplininin kabul edilmi bir blm ol
du; her ne kadar bunun rnleri Hume'un yaptna pek az ben
ziyorsa da, bu bilgi dalnn din verileriyle urarken yansz bir
tutum taknmaya hakk olduunu yadsyacak ok kii kmaz.

24
Dinin Doal Tarili'nin ierii ya da kuramlar yahut sonu
lar bizi honut etmiyorsa, honutsuzluumuz muhtemelen bir
baka bakmdandr. Bunun nedeni, Hume'un belli bir takm
dinsel inan ve uygulama olgularn ardarda sralayarak dinin
zelliklerini ortaya koymay yelemi olmas deildir. Bu yn
tem in uygunluunu yadsmak, dinin deerinin doasn sapta
namzda olgulara dayanmamz gerektiini yadsmak olurdu.
Yetersiz grnebilecek olan, olgular dzenleyii ve seiidir.
Burada, Hume'un felsefi itenliinden ve drstlnden ku
kulanmyoruz. Ama, nesnellii ve sezgisinin snrllklar bir
sorun olabilir. Besbelli ki, biz artk, onun yararland kaynak
lar, klasik yazarlar ve onsekizinci yzyln dnya gezginlerini,
Hume'un ald kadar ciddiye alamayz. Onlarn aktard bil
giler, tarihilik kurallarnn en cmertleriyle bile, iyice elenmi
ve gzelce dorulanm saylamaz. (Bu demek deildir ki, bu
gn daha doru drst belgelenmi kantlar kullanarak Hume'
unkiyle ayn dorultuda bir din tarihi yazlamaz. Pekala ya
zlabilir; fakat olgular farkl olgular olur ve farkl biimlerde
dorulanr.) Hume'un olgusal malzemesindeki kusurlar, en
nemli sorun deildir. ok daha ciddi olan sorun, btn r
neklerin tedirgin edici aynldr. ykleri oucas olaan
st ve elendirici olmakla birlikte, bunlar her zaman tpk ayn
biimde olaanstdr. Sonuta ortaya kan din tablosu hi
kukusuz skc deildir, fakat ikarartc bir tekbiimliliktedir.
Seilmi olgu ve rneklerin, Dinin Doal Tarihi'nin kuramlarn
tam tamna desteklediini grmek bize artc gelmemekte
dir; ama bu tam tamna uygunluun sonucu, dinin bir btn

olarak (tekrenkli) ve kuku uyandrc bir trdelikte gsteril
mesi olmaktadr. Dinin Dogal Tarili'nin sunduu trden olgu
lar aklayacak bir kuram oluturulabilir, fakat birok kuram
larda (zellikle felsefe ve dinbilim kuramlarnda) olduu gibi,
elimizdeki kuramn bizi gerekte bulunabilecek olgularn ok
luunu ve anlamaya altmz olgularn ok-yanl nitelikleri
ni grmekten alkoymamas:na dikkat etmeliyiz. Olgulardan
bazlarnn, onlar iine yerletirmekten pek memnun olaca-

25
mz hazr raflara hibir zaman smamalar, yalnzca olanakl
deil, ok olasdr da. Bir baka deyile, dinin ister mmin, ister
kukucu tarafndan yaplm olsun, (tekrenkli) bir resminin,
saptrlm bir resim olmas her zaman muhtemeldir. Yahut
yine bir baka yoldan sylersek, kuramn hibir yerine girme
yen olgular da, yknn tmnn, yerlerine oturuveren olgu
lar kadar nemli paralardr. Bizim sezgimizin kapsam, bir
lde, kuramsal tutarllk adna kendi gr alanmz engelle
mek isteyip istemediimizle orantldr.
Hume'un kurgularndan honutsuzluk duymamzn bir
kayna belki budur; nk anlatt ykde, dinsel inan ve
uygulamann, hibir zaman onun gzne arpmama benze
yen baz zelliklerini bouna arayp duruyoruz. Akla aykr
umut ve korkularn, ar boinan ve safdilliklerin insanln
dinsel davranlarnda bir rol oynadklar ve halen de oynama
ya devam ettikleri ok dorudur. Dinsel inanlardan esinlen
dii ileri srlen b anazln ve yobt.zln, birok dindar ki
inin unutmak istedii olaylarn ou kez arkasnda olduu
besbellidir. Dinin Doal Tarihi, btn bunlar enine boyuna an
latmaktadr. Ama, onlar da dinin meyveleri arasnda grlmek
gerektii halde, gvenden, nezaketten, efkatten ve hatta akla
yaknlktan (insaftan) pek sz etmemektedir. Dinin gerekten
ne olduunu aklayan herhangi bir kuram honutlukla kabul
etmeden nce bilmek isteyeceimiz her trl eyleri bize
sylememektedir. Hume, din stne bir betimlemenin, hem
dinsel inan ve uygulamalarn hem de bunlarn olaan yaam
daki sonularnn anlatmn iermesi gerektiini hakl olarak
grmtr. Dinsel inancn dourduu btn sonulan lmek
hibir zaman kolay olmayabilir, ama bizim dikkatimizi ilkin,
uylamsal ahlak inciten sonular ektii iin yanlgya de
biliriz. Belirginlikten her yerde olma karmn yapmak ya da
ilk dikkat ettiimiz eyin en nemli ey olduunu varsaymak
tehlikelidir. Sapkn avlarn, cad yakmalar ve dinsel kym
savalarn grmekten ve knamaktan kolay bir ey yoktur. Din
dar kiilerin bylesine dramatik bir biimde olmasa bile, dav-

26
ranlarnda hi de ender olmayarak sergiledikleri (Kutsal)
Ruh'un trl rnlerini hakl olarak vmek ise, bir baka ey
dir. Hume dini, belirimlerinin toplam diye grmtr. Dinin,
bundan daha iyisi, bir "yaam yolu" ya da (iinde trl trl
anlatmlar bulduu bireysel inan ve uygulamalarla tam zde
olmayan) bir tutumlar karmaas olarak anlatlabilecei savna
kar acaba ne derdi? Hume, tek bir temel tutum bulmutur:
korku. Fakat bu tek bana, Hume'un nmze sermeyi ihmal
ettii olaylardan bazlarn anlamlandrmaya yeterli grnme
mektedir: Dinin Doal Tarihi'nin keskinlik ve aklyla kar
latrlnca, "yaam yolu" gibi bir deyimi kullanan herhangi bir
aklama, insana umutsuz bir biimde bulank ve belirsiz gele
bilir. Ama, eer dinin ampirik aklamalar elverisiz olgularla
hesaplaamyor ve orada burada bulank kenarlar kaldn tes
lim edemiyorlarsa, o zaman ampirizmin kendisi, gzlerimizi
ak tuttuumuz zaman grdklerimizle pek ilgisi olmayan
gizli bir takm ilkelere feda edilmektedir.
Bu tr bir soru, bize, din gibi karmak grnglerin doal
tarihisinde hayli zel nitelikler bulunmas gerekip gerekme
diini dndrtebilir. Hume'u anlad haliyle dine kar duy
gudalk beslemediinden tr sulamak hakszlk olur; ama
uras da besbellidir ki, onda dinin doas stne- en kvrak
yazlar yazan inanllarn olsun inanszlarn olsun ounu ni
teliklendiren "kayg" dan pek eser yoktur. Belki, (din ve metafi
zik sorunlarnn rnekleyebilecei gibi) baz yle sorunlar var
dr ki, haklarndaki en aydnlatc. tartmalar, ancak ne yapp
edip onlardan kurtulmaya hevesli olmaktan ok, onlar btn
karmaklklar iinde anlamak isteyen ve bu ii de, byle kar
klk ve apraklklarla kiisel olarak kayglanan ve onlara
kendini kaptrm soruturucular olarak yapanlardan gelebilir.
John Oman, Hume ile Wesley'in yapt ve etkileri stne, bek
lenmedik, ama ok aydnlatc bir karlatrma yaparken, "...
belki yalnzca Hume'un kendisinin deil, felsefesinin de en ok
gereksindii ey, bir eit dnme (doruya ynelme) idi" de
mitir. Bu, ondan ok fazla ey istemek ya da yanl bir ey iste-

27
mek olabilir. Dnmemi ve tam-dnmemi olanlar, anlay
mza deerli katklarda bulunabilirler. Yine de, bu yorum, im
di Dinin Doal Tarihi'nden iki yz yl sonra, bazlarnn ona
kar dile getirmek isteyecekleri yaknmalarn znden bir ey
leri dinsel szcklere dkmektedir. Bu yorumun nemini art
tran bir nokta da, dinin yakn zamanlardaki belki en ileri gelen
"doal tarihi" since yaplm olmasdr.
Dinin l?ireyleri ve topluluklar etkiledii, yaamlar dei
tirdii yadsnamaz, ama bu deiikliin her zaman ktye do
ru olduunu syleyen hibir doa yasas yoktur. Hume "yay
gn" dinlerin bile ermiler kard oigusu nnde ilgin bir
duyarszlk gstermektedir. (X. Kesimdeki bir Hristiyan ermie
deinii, onun dinin bazen soylulatrc da olabileceine inan
dn varsaymamz iin bize herhangi bir tutamak brakma
maktadr.) Bazlarnn daha az yumuak bir ad vermeyi yele
yebilecekleri bu duyarszln aklanmas son derece gtr.
Hume'un fikirleri stnde onsekizinci yzyl skoya'snn
souk Calvinciliinin mutsuz etkisini olanca arlyla hesaba
katsak bile, kendisi, Dinin Doal Tarihi ndeki aklamann dinsel
'

inanlarn pek kapsamad baz kimseleri de tanm olma


ldr. Gerekten, Hume byle kiiler tanm ve bir grup "Ilml"
Presbiteryen rahibi dostlar arasnda saymtr. Belki, Hume
iin onlarn dini, gerek din deil de baka bir eydi. Peki o
zaman, Assisili Ermi Francesco'nun (St. Francis) dini gerek
din miydi, yoksa baka birey mi?
Btn bunlar, Hume'un yaptnn snrllklarn belirtmek
tedir; fakat honutsuzluk duygular, Dinin Doal Tarihi'nin ne
tarihsel nemini ne de bugnk yararlln azaltr. Dinsel g
dyle daha ok duygudal bulunan kiilere, grmezlikten
gelme eiliminde olduklar baz olgularn gsterilmesi kt bir
ey deildir. Hume, bu ii neeyle ve hi deilse baz bakmlar
dan ll olarak yapmaktadr. Metafizikiye ya da dinbilimci
ye yaraaca sylenebilecek bir zihin tekizgililiiyle, olgular
dinin ne olduu hakkndaki grn en belirgin olarak serim
leyen bir biimde dzenlemektedir. Eer onu kusurlu bulu-

28
yorsak, bu, bir jri yesi olarak, davac vekili iddialarn parlak
bir biimde ortaya koyup da, daval vekilinin savunmada do
nuk kald zaman hissettiimize benzer bir duygudur. Dini
daha derin bir sezile kavrama umudumuz gerekleebilecek
olsun olmasn, Dinin Doal Tarihi olanakl bir yaklamn en iyi
rnei olarak, kavraymzn, aksi takdirde, nyarg ya da akl
yetersizlii nedenleriyle stnde durmayabileceimiz izgile
rini keskinletirmektedir.
Yaptn son sayfalarnda ve belki en iyi bilinen parasnda,
Hume din ve dinbilim hakknda kurgulamay brakp felsefenin
serin iklimine ekilmekte karar klmaktadr. Hume' dan sonra
gelen filozoflar, felsefenin dinin yerini tutabilecek makul ve do
yurucu bir ikame salayabileceini dnme eiliminde ol
mulardr. Fakat bugnlerde filozoflar dinbilimler ve ahlak sis
temleri yerine kendi mallarn srme yolundaki btn aba
larndan vazgemilerdir. Bu yeni tutumun Hume'un etkisine
ok eyler borlu oluu da, ilginlikten uzak deildir. O halde,
Hume'un son k hakknda ne diyeceiz? Felsefe ne denli
saltc olursa olsun, bizim iin, insan manzaralarn unutabiler
ceimiz ve kesintiye uramadan, bahelerimize bakabilece
imiz ya da satran oynayabileceimiz o ar ve mikropsuz zihin
atnosferini yaratamaz, zaten yaratmay da nermemektedir.
Bizi kurtaracak da batracak da olsa, dinbilim yapmaya devam
etnek zorundayz. Ve ne denli ironik grnrse grnsn,
Hume bize dinbilimi onsuz yapabileceimizden daha iyi yap
mamz iin yardm edecektir.

29
DNN DOGAL TARH
YAZARIN GR

Dinle ilikili her soruturma son derece nemli olmakla


birlikte, stnde durmamz gereken zellikle iki soru vardr:
dinin akldaki temeli ve insann doal yapsndaki kkeni. Ne
mutlu ki, en nemli soru olan birincisi, besbelli, hi deilse
apak bir zme balanr. Doann btn ats, zeki bir yara
tana tanklk eder ve akll hibir aratrc, ciddi bir l
nmeden sonra gerek Tanrclk* ve Dinin birincil ilkelerine
inanmaktan bir an bile uzak kalamaz. Fakat dinin insann doal
yapsndaki kkeniyle ilgili olan ,teki soru biraz daha glk
karr. Grnmez, zeki bir gce inanmak, her yerde ve her
ada, insan soyu iinde adamakll yaygndr; fakat belki hibir
ayrk brakmamacasna evrensel olmad gibi, bu inancn ne
srd fikirler de en kk bir tekbiimlilik gstermemek
tedir. Gezginlere ve tarihilere inanmak gerekirse, hibir Din
duygusu olmayan kimi uluslar bulunmutur ve brakn iki
ulusu, herhangi iki insan bile, hibir zaman tam ayn duygular
paylamakta anlamamtr. Onun iin, yle grnyor ki, bu
nanlay b enlik sevgisine, kadnla erkek arasndaki sevgiye,
evlat sevgisine, krana, gceniklie yol aanlar gibi zgn bir

* T/eism, aslnda, hibir dine bal olmadan Tanr'ya ve onun kayrasna inan
mak demektir; ama Hume bu terimle, dzedz tektanrcl sylemek isti
yor.-ev.

33
igdden ya da doann birincil bir izinden ileri gelmemekte
dir; nk bu trden her igd btn uluslarda ve alarda
saltklkla evrensel olarak bulunmaktadr ve herbirinin her
zaman, hi amadan izledii kesin bir belirli amac vardr. [O
halde] ilk din ilkeleri ikincil olmal; demek ki bunlar, eitli rast
lant ve nedenlerle kolayca saptrlabilecek ve kimi durumlarda,
koullarn olaanst bir yanyana geliiyle ilemeleri bsbtn
nlenebilecek niteliktedir. te, bataki inanc douran bu ilkele
rin ve ilemesine yn veren rastlant ve nedenlerin neler olduk
lar, imdi girieceimiz aratrmann konusudur.

BRNC KESM

OKTANRICILIGIN NSANLARIN LK DN
OLDUGU STNE

nsan toplumunun kaba saba balanglardan gelierek da


ha yetkin bir duruma erimesini dnecek olursak, bana yle
geliyor ki, oktanrclk ya da putataparlk, herhalde insanln
ilk ve en eski diniydi, zorunlu olarak da yle olmu olmal.
Aadaki kantlarla bu gr dorulamaya alacam.
1700 yl kadar nce btn insanln oktanrc olduu,
yadsnamayacak bir olgudur. Birka filozofun knl ve
skeptik ilkeleri yahut bir iki ulusun -o da bsbtn ar olma
makla birlikte- tanrcl, stnde durmaya deecek bir kar
tlk oluturmaz. Sonra, tarihin ak tanklna bakn. alarn
ne denli eskisine gidersek, insanl oktanrcla o denli dal
m gryoruz. Daha yetkin bir dinden ne bir iz, ne bir belirti.
nsan soyunun en eski kaytlar, o sistemin en yaygn ve yer
leik [dinsel] inan olduunu bize hala gstereduruyor. Kuzey,
gney, dou, bat ayn olguya ayrksz tanklk etmekteler.
Bylesine tam bir kanta kar ne ileri srlebilir?
Yaznn ya da tarihin eriebildiince, insanln tm eski
zamanlarda oktanrc olmu grnyor. Bu durumda biz kal-

34
kp, daha da eski zamanlarda yaznn bilgisinden ya da herhan
gi bir sanat ya da bilimin bulunuundan nce, insanlarn salt
tanrcln ilkelerine bal olduklarn syleyebilir miyiz? Yani,
bilisiz ve barbar olduklar zaman gerei bulduklarn, ama
bilgi edinip incelince yanla battklarn.
Fakat bu savda, her trl olasla aykr dmekle kalmaz,
barbar uluslarn ilke ve grleri stne bugnk deneyimizle
de elien bir yola girmi olursunuz. Amerika'nn Afrika'nn ve
Asya'nn yaban kabileleri hep putatapcdr. Bu kuraln tek bir
ayr yoktur. O kadar ki, bir gezgin bilinmedik bir lkeye
gitse; orada yaayanlar sanatlarla ve bilimle donanm grse,
bu varsaymla bile, onlarn yine de tanrc olmamalar olasl
vardr, oysa daha ileri soruturmalar yapmadan, tanrc olduk
larn gvenle syleyemez; fakat bilisiz ve barbar olduklarn
grse, putatapc olduklarn daha batan syleyebilir ve yanl
ma olasl da pek yoktur.
nsan dncesinin doal ilerleyiine gre, bilisiz kala
baln nce stn gler hakknda yaltak ve srnak bir an
lay olaca, ancak daha sonra bu kavram genileterek doa
nn btn atsn dzenleyen o yetkin Varla eriecekleri ke
sin grnyor. Tanrsal Varln, insan tutku ve istekleri, beden
ve organlar olan, gl ama snrl bir varlk olarak kavranma
dan nce, onlara tm bilgili, tm erkli ve her yerde varolan salt
bir ruh olarak grndn ileri srersek, oldu olacak, insan
larn kulbelerden nce saraylarda yaadklarn ya da tarm
yapmadan nce geometri altklarn da dnebiliriz. Zihin,
aa olandan stn olana yava yava ykselir: yetkin olma
yandan soyutlamayla bir yetkinlik ideas oluturur: kendi ya
psnn soylu yanlarn kaba yanlarndan yava yava ayrmla
yarak, kendi tanrsal varlk tasarmna yalnzca bu soylu yanlar
-ok daha ycelterek ve saflatrarak- aktarmay renir. Hi
bir ey dncenin bu doal ilerleyiini bozamaz, ancak do
ruluu besbelli, kar konamayacak bir kantlama, zihni do
rudan doruya tanrcln salt ilkelerine gtrebilir ve ona,
insan doasyla tanrnn doas arasndaki geni boluu bir

35
<ld d . . :;f n\bi lir. flaket ben, evrenin dzen .. ve yapsnn iyice
inn l i , . , i nsm byk bir kantlamaya gtrebileceini tes
l i l w k l birl ikte, insanlar din stne ilk kaba anlaylarna
y i yn i ri ; n i le rken, bu dncenin onlar etkilemi olabile
g i i l i; :;a n myorum.
B g i l i kon ularn nedenleri, [konular] bize okbildik gel
d i k lri iin, hibir zaman dikkatimizi ekmez, merakmz
u y ; d rmazlar; kendi ilerinde ne denli olaanst ya da a
r t c olsalar da, ham ve bilisiz kalabalk, onlar pek inceleyip
aratrmadan geer gider. Adem, yetilerinin olanca yetkinliiy
le bir kez cennette ortaya knca, Milton'n bize anlatt gibi,
doann, gn, havann, yerin, kendi bedeninin ve organla
rnn grkemli grnlerine doal olarak aracak ve bu hari
ka grnmn nereden ktn sormak isteyecekti. Fakat (top
lumun ilk douu srasndaki insan gibi) ylesine eitli istek ve
tutkularn basks altnda bulunan barbar, yoksul bir hayvan,
doann djizenli yzne hayran olacak ya da bebekliinden
beri gre gre alt o nesnelerin nedenine ilikin sorutur
malar yapacak bo vakit bulamaz. Tersine, doa ne denli d
zenli ve tekbiimli, yani yetkin grnrse, ona o denli alm
olur ve doay inceleyip aratrmaya o denli az eilim duyar.
Bir ucubenin domas byle birinin merakn gcklar ve bunu
pek olaanst bir ey sayar. Yeniliinden tr, bu onu r
ktr; hemen titremeye, kurbanlar kesmeye, dualar etmeye ko
yulur. Fakat tm bedeni ve organlar tastamam bir hayvan,
onun gznde olaan bir grntdr, onda hibir dinsel gr
ya da duygu uyandrmaz. Ona, bu hayvann nereden ktn
sorun; size, ana babasnn iftlemesinden diyecektir. Ya onlar?
deyin. Onlar da, kendi ana babalarnn iftlemesinden. Geriye
doru birka adm, bye bir kimsenin merakn kreltir ve nes
neleri ylesine uzaklatrr ki, ona bsbtn grnmez olurlar.
lk hayvann nereden geldii stne soru sormaya balaya
can sanmayn, hele btn sistemin, evrenin kaynam doku
sunun nereden geldiini hi sormayacaktr. Yahut siz ona bu
gibi bir soru sorarsanz, bylesine uzak, bylesine ilgin olma-

36
yan ve yeteneinin snrlarn bylesine aan bir konuda her
hangi bir merakla kafa yormasn beklemeyin.
Fakat tutalm ki, insanlar doann atsndan yola kp akl
yrterek, bir stn Varlk inancna erimilerdir, bu durumda
oktanrcl benimsemek iin bu inanc brakmalar olana
bulunamazd; bylesine grkemli bir gr bata ortaya ko
yan ve insanlar arasnda yayan ayn akl ilkeleri, onu korumay
daha byk bir kolaylkla baarrd. Herhangi bir retinin ilk
bulunuu ve tantlanmas, onu desteklemekten ve srdrmek
ten ok daha gtr.
Tarihsel olgularla kurgusal grler arasnda byk bir
ayrlk vardr; bunlardan birinin bilgisinin yaylmas da teki
ninkine benzemez. Tarihsel olgu, grg tanklar ve adalar
dan szl olarak aktarlrken, artlarda her bir aktarmada biraz
daha klk deitirir ve sonunda, dayand zgn gerekle pek
kk bir benzerlii kalr ya da hi kalmaz. nsanlarn zayf bel
lekleri, abartmay sevmeleri, tembel dikkatsizlikleri - bu etken
ler, eer kitaplarla, yazlarla dzeltilmezse, ok gemeden tarih
sel olaylarn anlatmn gereinden saptrrlar; kantlamann ya
da akl yrtmenin pek az yeri olduu ya da hi olmad bu
anlatmlarda bir kez kam olan gerek ise, bir daha ele gei
rilemez. te Herakles, Theseus, Bakkhos efsanelerinin byle
gerek tarihten kaynak alp azdan aza aktarlrken bozuldu
u sanlmaktadr. Fakat kurgusal grler bakmndan durum
ok bakadr. Eer bu grler, insanln ounluunu inan
dracak kadar ak ve doruluu besbelli kantlara dayan
yorlarsa, balangta bu grleri yayan ayn kantlar, sonra da
onlar zgn arlklarnda tutar. Kantlar eer kark olur ve
baya kiilerin kavraynn tesinde kalrsa, onlara dayan
drlan grler de her zaman birka kiinin arasnda kalr; in
sanlar bu kantlar dnmekten vazgeer gemez de, grler
hemen yiter ve unutulur gider. Bu ikilemin hangi yann alrsak
alalm, akl yrtmeyle varlan tanrcln insan rknn ilk dini
olmas ve sonradan, bozulmayla oktanrcl ve putatapc
dnyann btn o trl trl boinanlarn dourmas ola-

37
naksz grnecektir. Dayanlan kantlar, doruluu besbelli
olunca, bu bozulmalar nler: kark olunca ise, ilkelleri sra
dan kiilerin bilgisinin tmyle dnda tutar - herhangi bir il
keyi ya da gr bozmaya yatkn olanlar, bir onlardr.

KNC KESM

OKTANRICILIGIN KKEN

Onun iindir ki, merakmz dinin kkenini soruturmaya


yneltecek olursak, dncelerimizi eitim grmemi insan
ln ilk dini olan oktanrcla evirmemiz gerekir.
nsanlar, doada olanlara bakp dnerek, grnmez zeki
bir gc kavramaya varsalard, bu usuz bucaksz makineye
varolu ve dzen veren ve tek bir dzgn tasara ya da kaynak
dizgeye gre btn paralarn ayarlayan tek bir varlk fikrin
den bakasn akllarna getiremezlerdi. nk, stn bir bilge
lie sahip birok bamsz varln dzgn bir tasar' kurup uy
gulamakta elbirlii etmi olabilecekleri, her ne kadar belli bir
kafa yapsndaki insanlara bsbtn sama grnmeyebilirse
de, bu yalnzca keyfi bir varsaymdr - olana kabul edilse bile,
ne olaslk ne de zorunlulukla desteklendii teslim edilmek ge
rekir. Evrendeki her ey, besbelli tek paradr. Her ey her eye
uyarlanmtr. Btnne bir tasarm egemendir. Bu tekbiim
lilik kafamz tek bir yaratc fikrine gtrmektedir; nk, her
hangi bir sfat ya da ilem ayrm yapmadan birok yaratc ol
duu fikri, anlaya herhangi bir doyum salamadan yalnzca
imgelemi kartrmaya yaryor. Plinius'tan rendiimize gre,
Laokoon yontusu sanatnn ortak yaptdr: Fakat bize bu
nun byle olduu sylenmeseydi, tek bir tatan yontulmu ve

tek bir tasarda bir araya getirilmi bir grup figrn, tek bir yon
tucunun yapt ve becerisi olmadn hi dnemezdik. Her
hangi tek bir sonucu birok nedenin birleimine yaktrmak,
doal ve doruluu kendiliinden belli bir varsaym deildir,

38
herhalde.
te yandan, doada olup bitenleri brakr da, gorunmez
gcn, insan yaamnn eitli ve kart olaylarndaki izini s
rersek, ister istemez oktanrcla ve birok snrl ve yetkinsiz
tanrsal glerin varlna ularz. Gnein yetitirdiini frtna
ve kasrgalar yok eder. ebnem ve yamurlarn beslediini g
ne kasp kavurur. Mevsimlerin hainliinin ktla uratt bir
ulus iin sava yararl olabilir. En byk bolluklarn ortasnda,
hastalk ve salgn btn bir lke halkn krp geirebilir. Ayn
ulus ayn zamanda hem denizde hem karada eit lde baa
rl olmaz. imdi dmanlarn yenen bir ulus da, bir bakars
nz, onlarn daha gl silahlarna boyun eiverir. Ksacas,
olaylarn ak ya da bizim belli bir [tanrsal] takdirin tasar' de
diimiz ey ylesine eitlilik ve belirsizliklerle doludur ki,
bunlarn dorudan doruya zeki varlklarca dzenlendiini
varsayarsak, tasarm ve niyetlerinde bir aykrlk, kart gler
arasnda srekli bir atma ve ayn gte yetersizlik ya da ha
fiflikten ileri gelen bir pimanlk ya da niyet deiiklii oldu
unu teslim etmemiz gerekir. Her ulusun kendi koruyucu tan
rs vardr. Her e kendi grnmez gcne ya da etmenine
b aldr. Her tanrnn egemenlik alan bir bakasnnkinden ay
rdr. Ayn bir tanrnn ilemleri de her zaman belli ve deimez
deildir. Bizi bugn korur: yarn yzst brakr. Dualar ve
kurbanlar, ayinler ve trenler, iyi ya da kt yaplmalarna
gre, onun kayra ya da fkesinin kaynaklardr, insanlar ara
snda grlen btn iyi ya da kt baht b unlar yaratr.
yleyse, oktanrcl benimsemi olan btn uluslarda
ilk din fikirlerinin, doada olup bitenleri seyretmekten deil,
yaamn olaylaryla ilgili bir kaygdan ve insan zihnini ileten
bitmek tkenmek bilmez umut ve korkulardan doduu sonu
cuna varabiliriz. Dolaysyla da, btn putatapclarn, tanrla
rnn alanlarn ayrarak, herhangi bir anda bir ey yaparlarken,
o trl eylemleri gzetmenin yetki alanna girdii ve gcne
dorudan doruya tabi olduu grnmez varla bavurduk
larn gryoruz. ]una evlenmelerde yardma arlr, Lucina

39
doumlarda; denizcilerin dualar Neptunus'a ynelir, savala
rnki Mars'a. ifti tarlasn Ceres'in korumas altnda srer,
tccar Mercurius'un yetkesini tanr. Her doal olayn zeka sahi
bi bir etmence ynetildii varsaylr; yaamda olabilecek mutlu
ya da ters bir ey yoktur ki, belirli dua ya da kranlara konu
edilmesin.*
Gerekten, insanlarn anlayn eylerin imdiki aknn
tesine gtrmek ya da onlar grnmez zeki g hakknda bir
karma itmek iin, dnce ve tasarmlarn uyaran bir tut
kuyla, ilk soruturmalarn kkrtan bir drtyle harekete ge
irilecekleri ister istemez kaDul edilmek gerekir. Fakat burada,
bylesine gl bir etkiyi aklamak iin, biz hangi tutkuya ba
vuracaz? Kurgusal meraka ya da salt doruluk sevgisine de
il, elbette. O drt, bylesine kaba kavraylar iin fazla ince
kalr; insanlar doann ats stne soruturmalara gtrr -
bu ise, onlarn dar yetenekleri iin fazla geni ve kapsamldr.
Ondan tr; insan yaamnn - mutlulua erime yolunda du
yulan kayg, gelecek mutsuzluun korkusu, lm deheti,
alma susuzluu, yiyecek ve baka gereksinimlere itah gibi
olaan duygularndan baka hibir tutkunlll1 bylesine barbar
lar stnde etkili olaca dnlemez. Bu trl -zellikle de
ala ilikin- umut ve korkularla uyarlan insanlar, gelecek ne
denlerin ak izgisine rperen bir merakla bakar ve insan ya
amnn eitli ve kart olaylarn incelerler. te, bu dzeni
bozuk sahnede, daha da dzensiz ve akn gzlerle, tanrsal
varln ilk belirsiz izlerini grrler.

"Dayanaksz ve didinen insan soyu kendi zayfln dnerek, yle


blmler ortaya karr ki, herkes en ok neye gereksinim duyuyorsa,
orantl olarak ona ilgi gsterir." Plinius, lib. ii. cap. 5. Daha Hesiodos'un
zamannda 30.000 tanr vardr. ler ve Gnler, Kitap i, dize 250. Fakat bun
larn yapacaklar grev, yine de saylarndan ok daha fazla grnyor.
Tanrlarn yetki alanlar ylesine altblrnlere ayrlmt ki, bir haprma
tanrs bile vard. Bak. Aristoteles, Probl. kesim 33. ba. 7. iftleme alan, ko
nunun nem ve saygnlna uygun olarak eitli tanrlar arasnda paylat
rlmt.
NC KESlM

AYNI KONUYA DEVAM

Biz bu dnyaya, her olayn gerek kaynak ve nedenlerinin


bizden btnyle gizlendii byk bir sahneye karlr gibi
yerletirilmiizdir; bizi durmadan tehdit eden o ktlkleri
nceden kestirmemize yetecek kadar bilgeliimiz ya da bunlar
nleyecek gcmz de yoktur. Yaamla lm, salkla hastalk,
bollukla yokluk arasnda srekli olarak bolukta asl dururuz:
bunlarn insanlara datlmalar gizli ve bilinmeyen nedenlerle
olur, ileyileri ou kez beklenmediktir ve hibir zaman ak
lanamaz. Dolaysyla, bu bilinmeyen nedenler umudumuzun ve
korkumuzun hi deimeyen konusu olur; olaylar merakla
beklemek tutkular srekli bir uyarlmlk durumunda tutar
ken, bir yandanda imgelem ylesine baml bulunduumuz o
glere ilikin fikirler oluturmakla urar. nsanlar, en olas,
hi deilse en anlalr felsefeye gre, doann yapsnn kesitini
karp zmleyebilselerdi, bu nedenlerin kendi bedenlerinin
ve d nesnelerin en kk paralarnn zel doku ve yapsn
dan baka bir ey olmadn ve ylesine ilgilendikleri btn
olaylarn, dzenli ve srekli bir mekanizmayla ortaya konul
duunu grrlerdi. Fakat bu felsefe, bilinmeyen nedenleri ancak
genel ve kark bir biimde alglayan bilisiz kalabaln kavra
yn aar; oysa, onlarn hep ayn konuyla uraan imgelemleri
de bu nedenler stne belirli ve ak bir fikir oluturmaya
alacaktr. Bu nedenlerin kendilerini ve ileyilerinin belirsiz
liini ne denli ok dnrlerse, aratrmalarnda o denli az
doyum salarlar; insan doasnda, onlar, bir miktar doyum ve
recek bir sisteme gtren bir eilim olmasayd, istemeseler de
nnde sonunda bylesine etin bir giriimden caymak zorun
da kalrlard.
nsanlarn, btn varlklar kendileri gibi dnmek, her
nesneye, yakndan grp bildikleri ve ilerinden duyduklar ni
telikleri yklemek yolunda evrensel bir eilimleri vardr. Ayda

41
insan yzleri, bulutlarda ordular grrz; deney ve dnce
onlar dzeltmezse, doal bir ynsemeyle, bizi zen ya da se
vindiren her eye kt yahut iyi niyet yaktrrz. iirde proso
popoeia'ya sk rastlanmas ve bu sanatn gzellii, ite buradan
gelir; aalar, dalar, rmaklar kiiletirilir, doann cansz b
lmleri duygu ve tutku edinir. Bu iirsel benzetme ve anla
tmlar, gerekte inanlr eyler olmamakla birlikte, hi deilse,
imgelemin belli bir eilimini kantlar - bunsuz ne gzel, ne de
doal olabileeklerdir. Bir nehir-tanrs ya da orman-perisi, her
zaman yalnzca iirsel ya da imgesel bir kiiletirme diye de d
nlmez, bazen bilisiz avamdan kiiler onlara gerekten ina
nrlar - hr koru ya da tarlann, orada yaayan ve onu koruyan
zel bir cini ya da grnmez gc olduu sylenir. Filozoflar
da kendilerini bu doal zaaftan bsbtn bak tutamazlar;
nitekim, birok kereler, cansz maddeye boluun rknts
n, duygudal, duygu kartl ve insan doasnn teki duy
gularn yaktrmlardr. Gzlerimizi yukarlara dikip de, he
men her zaman yapld gibi, tanrsal varla insan tutkularn
ve kusurlarn ykleyerek, onu kskan ve alc, gelge heves
li ve yan tutucu ksacas stn g ve yetkesi dnda her ba
kmdan kt ve aklsz bir insan diye gsterince, daha az sa
malam olmayz. O halde, insanln nedenler konusunda by
lesine mutlak bir bilisizlik iinde olduuna, ayn zamanda da
gelecekteki kaderiyle ilikili olarak bylesine kayg duyduuna
gre, duygu ve zekaya sahip, grnmez glere hemen balln
aklamasna amamak gerekir. Srekli olarak dncelerini o
yalayan, hep ayn grnteki bilinmeyen nedenlerin tmnn
ayn cins ya da trden olduu sanlr. ok gemeden, onlara
dnce, akl ve tutku yaktrrz; hatta kendimize daha ok ben
zesinler diye, insan organlar ve biimleri bile veririz.
Bir kimsenin yaamnn akn rastlantlar ynettii oran
da, boinanlara ballnn arttn her zaman grrz; bu,
zellikle, btn insanlar arasnda ciddi dnmeye en az yete
nekli olmakla birlikte, en ok, hafif ve boinanl yaklamlarda
herkesi geen kumarbaz ve denizcilerde gzlemlenebilir. Dio-

42
nysius'ta Coriolanus, Tanrlar her olay etkilerler, der ama hepsin
den ok, durumun pek belirsiz olduu sava. 1 Btn insan yaam,
hele dzenin ve iyi ynetimin kurulmasndan nce, yazgnn
rastlantlarna bal olduundan, barbar alarda boinanlarn
her yerde egemen olmas ve insanlar, mutluluk ya da mutsuz
luklarn belirleyen bu grnmez gler hakknda en itenlikli
bir araya gtrmesi doaldr. Gkbilimden, bitki ve hayvan
larn yaplarndan habersiz olunca, sonul nedenlerin hayran
olunacak uyarlann gzlemlemek iinde yeterince meraklar
bulunmaynca, hala bir ilk ve stn yaradan ve yalnz bana,
tmerkli istemiyle doann btn yapsna dzen getiren o son
suz yetkin ruhu tanmadan kalrlar. Onlarn, ne yaptn gzelli
ini grebilen, ne de yaratcsnn bykln kavrayabilen
dar anlaylar, bylesine grkemli bir fikre eriemez. Tanrlar
nn, ne denli gl ve grnmez olsalar da, bir tr insandan
baka bir ey olduunu dnemezler - belki, insanlar arasn-,
dan sivrilmi, ama maddi beden ve organlarn yan sra, btn
insan tutku ve itihalarn da srdren bir tr insan. Byle s
nrl varlklar, insan yazgsnn efend,ileri olmakla birlikte, tek
tek her biri, etkisini her yere yayamad iin, doann tm y
znde yer alan olay eitliliini aklayabilmek bakmndan son
derece oaltlmak gerekir. Bundan tr, her yer bir yerel tan
rlar kalabalyla tklm tklmdr ve ite bundan tr, ok
tanrclk eitim grmemi insanln byk blmnde ege
men olmutur, hala da egemendir.2
nsan duygularndan herhangi biri -korku kadar umut, ac
kadar kran duygusu da- bizi grnmez, zeka sahibi g kav
ramna gtrebilir: Fakat kendi yreklerimizi yoklar ya da ev
remizde olanlar gzlemlersek, insanlarn sevindirici tutkular-

Lib viii. 33.


.

2 Euripides'in u dizeleri, konuya yle uygun ki, onlar aktarmaktan kendimi


alamyorum:
"Yeryznde gvenilir hibir ey yoktur: ne grkem ne varlk. Tanrlat,
biz hepimiz, bilisizliimiz iinde, onlar daha ok sayalm diye, btn
yaam karmakark eder, her eyi tersiyle kartrrlar."
Hekabe, 956.

43
dan ok daha sk keder yznden dize geldiklerini grrz.
Varlkl olmak zaten hakkmz diye _kolayca kabul edilir, onun
nedeni ya da yaratcs hakknda pek soru sorulmaz. Varlk, ne
enin, etkinliin, btn toplumsal ve duyumsal hazlarn canl
bir biimde tadna eriilmesini salar: Ve bu ruh halinde, insan
larn bilinmeyen grnmeyen alanlar dnmek iin ne bo za
manlar olur, ne de eilimleri. te yandan, kt sonula her
rastlant bizi telaa verir ve bunun hangi ilkelerden kt ko
Il'l.lsunda soruturmalara iter: gelecee ilikin kayglar bags
terir: gvensizlik, dehet ve hzne dalm olan zihin, kaderi
mizin btnyle bal olduu varsaylan o gizli zeki gleri
yattrmak iin her ynteme bavurur.
Varlkl dnemlerinde onlara tanrsal ltfu unutturan
gven ve duyumsallklarn bastrarak, insanlar uygun bir din
duygusuna getirmek bakmndan, ac ekmenin yararlarn sa
yp dkmek, halka seslenen btn din adamlarnn en sk ba
vurduklar yntemdir. Bu konu, yalnz acl dinlere zg de
deildir. Eskiler de bunu kullanmlardr. Bir Yunan tarihisi,
Yazg, demitir, insanla hibir zaman, esirgemeksizin, eli aklkla
katksz bir mutluluk balamamtr; srekli bir varlkllk iinde in
sanlarn savsaklama ve unutmaya yatknlk gsterdikleri tanrlar
saymalarn salayacak biimde, onlar yola getirmek iin, btn ar
maanlarn her zaman birtakm kt koullarla birlikte vermitir. 3
Yaamn hangi ya ya da dnemi boinanlara enok yat
kn olur? En zayf ve en rkek olan. Hangi cins? Bu soruya da
ayn karl vermek gerekir. Strabon, Her eit boinancn nder
ve rnekleri kadnlardr, demektedir. Kadnlar, erkekleri sofulua,
dualara ve din bakmndan sayl gnleri tutmaya iterler. Kadnlardan
ayr yaayp da bu gibi uygulamalara dkn olan biri g bulunur.
Bu nedenledir ki, Get'ler arasndaki, evlenmezlik kuralna yan ve
buna karn, yine de en dinci banazlar olan bir erkekler tarikat hak
knda sylenenler kadar olamayacak bir ey yoktur.4 Belki Stra
bon'un zamannda pek yaygn bir uygulama deildi, ama bir
3 Diod. Sic., lib. iii. 47.
4 Lib. vi. 297.

44
kimsenin hem evlenmezlik kuralna uyup cinsel ilikilerden
uzak kaldn, hem de o rkek ve souk cinsle en yakn ban
tlar srdrerek onlarla en keskin bir duygudalk gsterebil
diini kendi deneylerimizden bilmeseydik, bu akl yrtme
yntemi bizi keilerin dine ball konusunda kt bir fikir
beslemeye gtrrd.

DRDNC KESM

DNYANIN YARATICISI YA DA BMLENDRCS


DYE DNLMEYEN TANRILAR

Dinbilimin, btn insanlarca hemen hemen evrensel olarak


kabul edilen tek noktas, dnyada grnmez, zeki bir gcn ol
duudur: Fakat bu g en stn mdr, bir bakasna baml
mdr, tek bir varla m smtr, biroklarna m dalmtr;
bu varlklara hangi sfatlar, nitelikler, ilintiler ya da eylem ilke
leri yaktrlmak gerekir - btn bu konular bakmndan yay
gn dinbilim sistemleri arasnda pek geni farklar vardr. Ya
zn'n diriltilmesinden [Rnesans'tan] nce Avrupa'daki atala
rmz, bizim bugn yaptmz gibi, doann yaratcs, tek bir
stn Tanr olduuna inanyorlard; bu Tanr'nn gc, kendi
iinde denetlenilmez olmakla birlikte, ou kez, onun kutsal
amalarn yerine getiren meleklerinin ve temsilcilerinin arac
lyla kendini duyurmaktayd. Fakat ayn zamanda, btn do
ann periler, cinler, gulyabaniler, ruhlar gibi baka grnmez
glerle dolu olduuna da inanyorlard: bunlar, insanlardan
ok daha gl ve kuvvetli olmakla birlikte, Tanr'nn tahtn
evreleyen glerden ok daha aa varlklard. imdi, tutalm
ki, o alarda biri Tanr'nn ve meleklerinin varln yadsyor -
garip bir keyfi akl yrtmeyle, cinler ve periler hakkndaki
(halk arasnda) yaygn hikayelerin doru ve iyi-temellendiril
mi olduuna inanmaya devam ediyor olsa bile, onun bu kfr,
tanrtanmazlk diye adlandrlmay hak etmez miydi? Byle bir

45
kimseyle gerek bir Tanrc arasndaki fark yine onunla her
trl grnmez, zeki gc kesinlikle reddeden biri arasndaki
farktan sonsuz lde daha byktr. Bylesine kart gr
leri ayn ad altnda toplamak ise, anlamla herhangi bir uygun
luk tamakszn, salt adlarn rastgele benzerliinden ileri gelen
bir yanlgdr.
Bu sorunu doru drst dnen herkes anlar ki, btn
oktanrclarn tanrlar, atalarmzn cinlerinden ya da perilerin
den daha iyi deillerdir ve dinibtn bir tapma ya da saygya
onlar kadar az layktrlar. Bu szde dinciler, gerekte bir eit
boinanlara kaplm tanrtanmaz kiilerdir ve bizim tanrsal
varlk kavrammza karlk olacak bir varl tanmazlar. Ne bir
zihin ya da dncenin birinci ilkesi: Ne stn bir ynetim ve
idare: Ne dnyann dokusunda tanrsalbirbulu ya da niyet.
inliler, dualar yerine gelmeyince putlarn dverler.5 La
ponlarn tanrlar, bulduklar, allmam biimli rastgele bir iri
tatr.6 Msr efsanlerini inceleyenler, hayvanlara tapnmay
aklamak iin, tanrlarn, dmanlar olan yeryz doumlu
insanlarn dehetinden kamak amacyla eskiden kendilerini
hayvan biimine sokarak saklamak zorunda kaldklarn syle
mektedirler.7 Kk Asya' da bir ulus olan Kaunoslular [Karya],
aralarna yabanc tanrlar sokmamak kararnda olduklar iin,
dzenli olarak, belli mevsimlerde, tepeden trnaa silahlanp
toplanr, mzraklaryla havay dver ve byle yapa yapa snr
larna dek ilerlerlermi - kendi dediklerine gre, yabanc tanr
lar kovmak iin.8 Baz Cermen uluslar Caesar'a lml tanrlar
bile Suevlerle baa kamaz, demilerdir.9
Homeros'ta, Dione, Dionedes tarafndan yaralanan Ve
nus'a, Kzm, demektedir, tanrlar insanlara birok ktlkler yap
mlardr: buna karlk, insanlar da tanrlara birok ktlk yap-
5 Pere le Compte.
6 Regnard, Voyage de Laponie.
7 Diod. Sic. lib. i. 86, Lucian. de Sacrifiis. 14. Ovidius da ayn gelenee deinir.
Metan. lib. v. 1. 321. Ayrca bak. Manilius. lib. iv. 300.
8 Herodotos lib. i. 172.
9 Caesar, Comment. de bello Gallico, lib. iv. 7.

46
mlardr. 1 0 Hangi klasik yazar asak, tanrsal varlklarn bu
kaba temsillerini buluruz; nitekim Longinus, tanrsal doa s
tne bu gibi fikirlerin, iinde, gerek bir tanrtanm azlk tad
n hakl olarak belirtmektedir.11
Kimi yazarlar, 12 Aristophanes'in kfrlerinin, Atinallar
gibi, tam o sralar inanszlndan kukulanld iin Sokra
tes'i lme mahkum edecek kadar boinanl ve resmi dine ks
kanlkla bal bir halk tarafndan hogrlmesine, hatta oyun
larnn aka oynanp alklanmasna amlardr. Fakat bu ya
zarlar, tanrlarn o komedya yazarnca sokulduklar gln, bil
dik imgelerinin kfr diye grnmek yle dursun, eskilerin
bu oyunlarda tanrlarn tam tasarladklar gibi grdklerini
dnmyorlar. Jupiter'in Amphitrion' daki davranndan da
ha canice yahut daha aalk ne olabilir? Oysa, onun yiit
liklerini temsil eden bu oyunun Jupiter'in ylesine houna git
tii sanlyordu ki, devlet salgn, ktlk ya da herhangi bir genel
felaket tehdidi altnda olunca, Roma' da her zaman kamu yetke
lerince oynatlyordu.13 Romallar, onun btn yal ehvet d
knleri gibi, eski gcnn ve uarlklarnn tekrar tekrar
anlatlnasndan son derece honut olacan ve gururunu oka
mak iin bundan daha uygun bir konu bulunamayacan d
nmlerdir.
Ksenophon, Laikedaimoniallarn sava boyunca her za
man, dmanlarndan nce davranp ilk yakaranlar kendileri
olnakla tanrlar kendi lehlerine batan balamak iin sabahlar
ok erkenden dua ettiklerini anlatmaktadr.H Tapnaklarda so
fularn, dua ve yakarmalarn iyi iitsin diye, tanrnn tasvirine
yakn bir yerde oturabilmek iin zango ya da kayyumlar
memnun etmelerinin olaan olduunu Seneca'da okuyoruz. 15
skender Sur'u [Try] kuatt zaman, Surlular kap dmana

10 Lib. v. 382.
11 Cap. ix.
12 Fere Brumoy, Theatre des Grecs ve Fontenelle, Histoire des Oracles.
13 Arnob, lib. vii. 507 H.
14 De Laced. Rep. 13.
15 Epist. xli.

47
katlmasn diye, Herakles'in heykelini zincire vurmulard.6
A u g ustus, iki kez donanmas frtnada batnca, Neptunus'un
trenlerde teki tanrlarn yan sra tanmasn yasaklam ve
b u yoldan, yeterince cn aldna inanmtr.17 Germani
cus'un lmnden sonra, halk tanrlarna yle fkelenmiti ki,
tapnaklarda onlar talam ve artk onlara bal olmadklarn
ilan etmiti.18
Evrenin kken ya da dokusunu bu yetkinliksiz varlklara
yaktrmak hibir oktanrc ya da putataparn aklndan ge
memektedir. Yazlar, Homeros'unkilerle birlikte, gklerin ku-
, rallar dizgesini aklayan Hesiodos, 9 tanrlarla insanlarn eit
olarak bilinmeyen doa glerinden kaynaklandn dn
mektedir. 20 Bu yazarn btn teogonyas boyunca, tek yaratma
ya da isteyerek vcuda getirme rnei Pandora' dr; o da tan
rlarca, salt, gkten alnm atei insanlara veren Prometheus'a
nisbet olsun diye oluturulmutu. 21 Hatta, mitoslarn eski ak
tarclar, batan sona, yaratma ya da oluturmadan ok, t
retme fikrini benimsemi ve bu evrenin kkenini bylece
aklam grnmektedirler.
Bilgili bir ada yaam ve filozoflardan dnyann tanrsal
yaradl ya da biimlendirili ilkelerini renmi olan Ovidius,
byle bir fikrin sunduu yaygn mitolojiyle uyumadn fark
ederek, bunu bir eit havada brakmakta ve retisinden ayr
tutmaktadr. Kargaay datan ve evrene dzen getiren, tanr
larn arasnda hangisi idiyse, (Quisquis Juit ille Deorum ?)22, de
mektedir. Bunun, Saturnus olamayacan biliyordu, Jupiter de,
Neptunus da paganln kabul ettii teki tanrlard<l herhangi
biri de. Dinbilimsel sistemi ona bu konuda hibir ey retme
mitir, o da sorunu belirlenmemi brakmaktadr.

16 Ouint. Curtius, lib. iv. cap. 3 Diod. Sic. lib. xvii 41.
17 Suet. vita Aug. cap. 16.
18 ld. vita Cal. cap. 5.
19 Herodot. Jib. ii. 53. Lucian, Jupiter conjutatus, de lctu, Saturn, ete.
20 Hes. Opera et Dies. 1. 108.
21 Theog. 1. 570.
22 Metamorp. Jib. i. 1. 32.

48
Sicilyal Diodoros, kendisinin dinsizlikten ok daha fazla
boinanlara eilimli olduu, yazd tarihten apak anlal
makla birlikte, dnyann kkenine ilikin en akla yakn grle
ri sralayarak balad yaptnda, bir tanrsal varlk ya da zeka
sahibi zihni hi anmamaktadr. 23 Hindistan' da bir ulus olan Ich
thyophagoi' den [Balk Yiyenler] sz ettii bir baka parada,24
nereden geldiklerini aklamakta ok byk glk kt iin,
baz fizyologlarn doann kkenini incelerken hakl olarak
gzlemledikleri gibi, treyilerinin herhangi bir balangc ol
makszn, bunlarn soylarn ezelden beri srdren yerliler ol
duklar sonucuna varmamz gerektiini sylemektedir. Tarihi,
"Fakat her trl insan yeteneini aan bu gibi konularda, ger
ek dorudan ve olgudan son derece uzak derken, akl yrt
meleri gya grnte bir dorulua erierek, en ok konu
anlarn en az bilmeleri pekala olabilir" diye eklemektedir.
Bizim gzmzde, bu, inanl ve cokun bir dindarn be
nimsemesi pek garip decek bir duygudur!25 Fakat eski za
manlarda, dnyann kkeni sorusunun din sistemlerine girmi
ya da teologlarca incelenmi olmas salt bir rastlantyd. Yal
nzca filozoflar bu trl sistemleri ortaya atmay i edinirlerdi:
bunlarn da, her eyin ilk nedeni olarak bir zihne ya da stn
zekaya bavurmay akl etmeleri hayli sonraya rastlar. O gn
lerde eylerin kkenini tanrsz aklamak gnah saylmaktan
yle uzakt ki, bu kozmogoniyi benimseyen Thales, Anaksine
nes, Herakleitos ve bakalarna hi kimse hesap sormamt;
oysa, filozoflar arasnda kukulanlamayacak i\k tanrc olan
Anaksagoras, tanrtanmazlkla sulananlarn belki ilkiydi. 26

23 Lib. i. 6 et seq.
24 Lib. iii. 20.
25 Dnyann kkenini bylelikle tanrsz aklayabilen ayn yazar, depremler,
seller, frtnalar gibi yaamn sradan olaylarn fizik nedenlerle aklamay
kfr saymakta ve bunlar, sof:ca, Jupiter'in ya da Neptunus'un fkesine
yormaktadr. Bak. lib. xv. c. 48. s. 364. Ex edit. Rhodomanni.
26 Thales, Anaksimandros ve gerekte tanrtanmayan teki ilk filozoflar pa
gan inanna gayet bal olabildikleri halde, gerekte tanrc olan Anaksa
goras ile Sokrates'in niin eski zamanlarda doal olarak dinsiz saylmalar
gerektiini aklayacak bir sebep gstermek kolaydr. Doann kr, ynetil-
Sextus Empiricus'un anlattna gre, Epikuros ocuklu
unda retmeniyle birlikte, Hesiodos'un,

Varlklarn en yals, kargaa ilkin kt;


Sonra, uzayp giden yeryz, stnde her eyin yer ald:

dizelerini okurken, "Ya kargaa nereden kt ? " sorusunu sorarak,


ilk kez arayc dehasn gstermi.27 Fakat retmeni, bu gibi so
rular zmek iin filozoflara bavurmas gerektiini sylemi.
Bu t zerine, Epikuros byle ince sorulara ilikin olarak do
yum bulmay umduu o tek bilime kendisini vermek iin dilbi
limini [filolojiyi] ve btn teki almalarn brakm.
Sradan kiilerin soruturmalarn bu denli ileriye vardr
malar ya da kendi din sistemlerini akl yrtmelerden kar
malar hibir zaman olas deildi - filolog ve mitologlarn b y
lesi bir kavraya hemen hi erimediklerini gryoruz. Bu gibi
konularla uraan filozoflar bile, en kaba kurama hemencecik
sarlmlar ve tanrlarla insanlarn ortak kkenini gece ve kar
gaada; atete, suda, havada ya da her neyi ba e kabul
etmilerse, onda bulmulardr.
Tanrlarn doa glerine dayandklarnn sanlmas, yal
nzca ilk kkenleri bakmndan da deildi. Btn varolu d
nemlerinde, tanrlar baht ya da kaderin egemenlii altnday
dlar. Agrippa Roma halkna, Zorunluluun gcn dnn, di
yordu, tanrlarn bile boyun emeleri gereken o gc.28 Gen Plinius
da29 bu yolda dne uygun olarak, bize, Vesuvius'un ilk pat-

meyen gleri, insanlar yaratabildikleri gibi, dnyada varolanlarn en


gls, en zekisi, dolaysyla kendilerine tapnlmas en uygun decek
varlklar olan Jupiter ve Neptunus gibi kiilikleri yaratabilirlerdi. Fakat
stn bir zeka, her eyin bir ilk nedeni kabul edilince, bu gelge hevesli
varlklar, varolsalar bile, ast dzeyde ve baml grnmek, dolaysyla
tanrlar srasndan karlmak zorundadr. Platon (de leg. lib. x. 886 D)
Anaksagoras'a yaplan sulamann bu,. yani onun yldzlarn, gezegenlerin
ve teki yaratlm nesnelerin tanrsalln yadsmas olduunu syle
mektedir.
27 Adversus Mathem. lib. 480.
28 Dionys. Halic. lib. vi. 54.
29 Epist. lib. vi.

50
layn izleyen karanlk, dehet ve karklk karsnda, birok
larnn btn doann bataca, tanrlar ve insanlarn ortak bir y
km iinde yok olacaklar dncesine kapldklarn sylemek
tedir.
Gerekten, bylesine yetkinliksiz bir teoloji sistemini din
adyla onurlandrr ve onu daha hakl ve yce ilkelere dayanan
sonraki sistemlerle bir dzeye koyarsak, bu byk bir hata
olur. Ben kendi payma, pagan boinanlarna oranla ok daha
incelmi olmalarna karn, Marcus Aurelius'un, Plutarkhos'un
ve baz baka Stoac ve Akademiaclarn ilkelerini bile, sayg
deer tanrclk adna layk bulmam. nk, nasl putatapan
larn mitolojisi, Tanr'y ve melekleri darda brakp yalnz cin
leri ve perileri tanyan eski Avrupa'nn ruhsal varlklar sistemi
ne benziyorsa, bu filozoflarn inancnn da tanrsal bir varl
darda brakp yalnz melekleri ve perileri tand hakl ola-

rak s ylenebilir.

BENC KESM

OKTANRICILIG IN ETL BMLER:


ALLEGOR, KAHRAMANLARA TAPINMA

Fakat, biz imdi burada, sradan kiilerin kaba oktanr


cln inceleyecek ve onun eitli grnmlerini, iinden k
tklar insan doasnn ilkelerinde arayacaz.
Grnmez bir zeki erkin varolduunu kantlama yoluyla
renen bir kimse, mutlaka, doal nesnelerin hayranlk uyand
rc dzeninden hareketle akl yrtm ve dnyann her eyin
ilk nedeni olan o kutsal varln eseri olduunu dnm ol
mak gerekir. Fakat, sradan oktanrc, bu fikri kabul etmek
yle dursun, evrenin her parasn tanrlatrr ve doann b
tn gzalc rnlerinin kendilerinin d bir o kadar gerek tan
rlar olduuna inanr. Byle birinin kurduu dizgeye gre,
gne ay, yldzlar hep tanrlardr: pnarlarda su perileri; aa-

51
larda orman cinleri yaar: Maymunlar, kpekler, kediler ve
daha baka hayvanlar bile onun gznde ou kez kutsal olur
ve dinsel bir sayg uyandrr. Bylelikle, insann doadaki g
rnmez, zeki erke inanmak ynsemesi ne kadar glyse, dik
katini duyumlanabilen, grlebilen nesneler stnde youn
latrma ynsemesi de eit lde gldr: ve bu kart ei
limleri uzlatrmak iin, grnmez erki grnen bir nesneyle
birletirmek yoluna giderler.
Ayr ayr yetki alanlarnn eitli tanrlara datlmas da,
baya oktanrclk sistemine hem maddi hem manevi bir tr
allegorinin girmesine yol amak durumundadr. Sava tanrs,
doal olarak fkeli, acmasz ve zorlu biri diye gsterilecektir:
iir tanrs zarif, kibar ve sevimli: ticaret tanrs, zellikle erken
dnemlerde, hrsz klkl ve yalanc. Homeros'ta ve teki mitos
aktarclarnda geen allegoriler, gerekten oucas yle abart
maldr ki, akl banda insanlar onlar bsbtn reddetmeye ve
yalnzca eletiricilerin ve amlayclarn hayal gcnn ve kendi
lerini beenmiliklerinin rn saymaya eilimlidirler. Fakat, al
legorinin pagan mitolojisinde gerekten yeri olduu en kk bir
lnmeyle bile yadsnamaz. Venus'un olu Cupid; Bellein
[Mnemosyne] kzlar Musa'lar; bilge Prometheus ile aklsz kar
dei Epimetheus; tp tanrs Asklepios'tan inen salk tanras
Hygieia: bunlarda ve daha baka biroklarnda, allegorinin apa
k izlerini kim grmez ki? Bir tanrnn bir tutkuyu, olay ya da ey
lemler dizgesini ynettii varsaylnca, ona, kendisine yaktrlan
erklere ve etkiye uygun bir soyaac, sfatlar ve servenler bul
mak ve insan zihnine doal olarak o kadar ho gelen bu benzetme
ve karlatrmay srdrmek hemen hemen kanlmaz olur.
Gerekten, bilisizlik ve boinancn bsbtn yetkin allego
riler yaratmasn beklememeliyiz; bundan daha ince bir el ge
rektiren ya da baaryla daha ender olarak gerekletirilmi
hibir deha eseri yoktur. Korku ile Dehet'in Mars'm oullar
olmas yerindedir, ama niin Venus'tan domu olsunlar?30

30 Hesiod. Theog. 1. 935.

52
Uyum'un Venus'un kz olmas dorudur, ama niin Mars'tan
olmu olsun?31 Uyku'nun l11f'n kardei olmas uygundur,
ama niin onu Zarafet tanralarndan birine tutkun diye anlat
mal?32 Eski mitologlar bylesine kaba ve ak yanllara d
tklerine gre, bazlarnn onlarn hayallerinden karsamaya
altklar zere, ylesine incelmi ve uzaa giden allegoriler
beklemeye besbelli hakkmz yoktur.
Pagan yapntlarnda gzlemlenebilen allegorinin gl
grnm, Lucretius'u aka batan karmtr. lkin, evreni
canlandran, yenileyen ve gzelletiren o tretici erk olarak
Venus'a seslenir: fakat ok gemeden, ak Mars'n fkesini
yattrsn diye bu allegorik kiilie dua ederken, mitoloji onu
tutarszlklara srkler - bu, allegoriden deil, yaygn dinden
gelen ve Lucretius'un Epikurosculuuyla tutarl olarak benim
seyemeyecei bir fikirdir.
Sradan kiilerin tanrlarnn insanlardan stnl o ka
dar azdr ki, insanlar herhangi bir kahraman ya da kamuya ya
rarl kimse iin gl bir biimde hayranlk yahut kran duy
duklar zaman, onu bir tanrya dntrmelerinde ve bylelikle
insanlar arasnda srekli tanrla almalarla gkleri doldurma
larndan daha doal bir ey olamaz. Eski dnyann tanrlarn
dan ounun bir zamanlar insan olduklar ve apotheosis'lerini
(tanrlatrmalarn) halkn onlara duyduu hayranlk ve sevgi
ye borlu bulunduklar sanlmaktadr. Onlarn azdan aza
aktarmakla bozulan ve zellikle, birbirlerinin ardndan bilisiz
kalabaln hayret ve aknln gitgide arttran ozanlarn, al
legoricilerin, rahiplerin elinden geerken olaanstnn katl
masyla yceltilen servenlerinin gerek tarihi, zengin bir ma
sal kayna olmutur.
Ressamlarla yontucularda kutsal gizemsel trenlerden pay
larn aldlar ve insan biimlerine brdkleri tanrlarn du
yumlanabilir tasvirlerini yaparak hem halkn dinsel balln
pek ok arttrdlar hem de bu balann yneldii nesneleri be-

31 Id. ibid. et Plut. in vita Pelop. 19.


32 Iliad. xiv. 267.

53
lirlediler. nsanlarn bitkileri, hayvanlar, hatta ham, dzene so
kulmam maddeyi tanrlatrmalar ve duyumlanabilir bir
taplacak nesne hi olmayacana, bari bu yakksz/ tuhaf bi
imlere tanrsallk yaktrmalar, herhalde kaba, barbar a
larda bu sanatlarn b ulunmayndand. Eski zamanlarda, Suri
ya yontuculuu gzel bir Apollon yontusu ortaya koyabilseydi,
Heliogabalus denilen koni biimindeki ta, hibir zaman by
lesine koyu bir tapmann konusu olmaz, gne tanrsnn bir
tasviri diye benimsenmezdi.33
Stilpon, Akropolis'teki Minerva(Athena)'nn bir tanr de
il, yontucu Phidias'n bir yapt olduunu syledii iin, Arei
ospagos [kurulun]ca srgne gnderilmiti.34 Atinallarn ve
Areiospagos yelerinin bylesine kaba bir anlaylar olabildik
ten sonra, teki uluslarn sradan kiilerinin dinsel inanlarn
dan ne denli akll olmalarn bekleyebiliriz ki?
yleyse, keyif ya da rastlantya pek az ey b al olarak ya
da hibir ey bal olmakszn, insan doasna dayanan ok
tanrcln genel ilkeleri ite bunlardr. Mutluluk ya da mutsuz
luk veren nedenler, genel olarak, ok az bilindikleri ve pek belir
siz olduklar iin, bizim kayg dolu ilgimiz onlar hakknda be
lirli bir fikre ulamaya alr ve onlar, tpk kendimiz gibi,
zeka ve iradesi olan, ancak erk ve bilgelikte bizden biraz stn
etmenler diye gstermekten daha iyi bir are bulamaz. Bu et
menlerin etkisinin snrll ve insanlarn kusurluluklarna ok
yakn olular, yetkelerinin eitli dalm ve blnmlerine yol
aar ve bylelikle, allegorinin ortaya kmasna neden olur. B
tn rktc ve aklanamaz biimleriyle, inanlmaz tarihin ve
mitolojik anlatlarn yan sra, ayn ilkeler, doal olarak, g, ce
saret ya da anlaya stn olan lmlleri tanrlatrr ve kah
ramanlara tapmay ortaya koyar. Gzle grnmez bir ruhsal

33 Herodian, lib. v . 3, 10. Curtius, Jupiter Ammon'u da bir eit tanr diye
anlat r, lib. iv. cap. 7. A rap la r ve Pessinuntlular, tanr olarak, biim verilme
mi, ekilsiz talara taparlard. Arnob. lib. vi. 496A. Ahmaklklar, M
srllarmkini bu kad ar ok geiyordu.
34 Dio g . Laert. lib. ii. 116.

54
zeka, sradan kiilerin kavray iin fazla ince kalan bir konu
olduundan, insanlar onu doal olarak, duyumlanabilir bir tas
vire ilitirirler - rnein, doann dikkat ekici kesimlerine ya
da incelmi bir an tanrlarn iinde biimlendirdii yontula
ra, tasvirlere ve resimlere.
Hangi a ya da lkeden olurlarsa olsunlar, hemen btn
putatapclar bu genel ilke ve anlaylarda birleirler; hatta
tanrlarna yaktrdklar belirli zellik ve gler bile ok farkl
deildir.35 Yunanl ve Romal gezgin ve fatihler, pek glk
ekmeden, kendi tanrlarn her yerde bulmular ve yabanc
tanrlara ne gibi adlar taklm olursa olsun, bu Mercurius'tur
u Venus, bu Mars'tr u Neptenus, demilerdir. Bizim Sakson
atalarmzn tanras Hertha, Tacitus'a gre, Romallarn Mater
Tellus'undan baka bir ey deildir36- Tacitus bu oranlamasnda
haklyd, besbelli.

ALTINCI KESM

TANRICILIGIN OKTANRICILIKTAN IKII

Doann yaratcs olan tek bir stn tanrsal varlk retisi


ok eskidir, byk ve kalabalk uluslara yaylm ve onlarn
arasnda her snf ve durumdaki insanlarca benimsenmitir: Fa
kat her kim, bunun baarsnn, hi kukusuz dayanmakta ol
duu kar gelinmez nedenlerin ar basan gcnden ileri
geldiini sanrsa, halkn bilisizlik ve budalalyla kendi belirli
boinanlarndan yana onulmaz nyarglarn ne denli az tan
dn gstermi olur. Bugn bile, hatta Avrupa'da, herhangi
bir sradan kiiye, niin dnyann tmerkli bir yaratcs oldu
una inandn sorun; tmyle bilgisinin dnda kalan sonul
nedenlerin gzelliini hi anmayacaktr; elini uzatp da, par-

35 Bak. Galyahlarn dini s tne Caesar'n dedikleri: De bello Gal!ico, lib. vi.
17.
36 De moribus, Germ. 40.

55
maklarndaki esneklii ve eklemlerin eitliliini, hepsinin bir
yne bkln ve baparman onlarn stne geliini, aya
snn yumuakln ve etli blmlerini - sizden, bunlarn, b
tn teki koullarla birlikte, o organ yaratld amaca uygun
kln seyretmenizi istemesini hi beklemeyin. O bunlara
oktan almtr, kaygszlk ve ilgisizlikle bakar. Size birinin
anszn ve beklenmedik lmnden sz eder: bir bakasnn
dp yaralanmasndan: bu mevsimdeki ar kuraklktan: bir
baka mevsimin souk ve yamurlarndan. Bunlar tanrsal tak
dirin dolaysz ileyiine balar: bu gibi olaylar, iyi akl yr
tenlerin stn bir zekay kabul etmelerindeki balca glkler
olmalarna karlk, onun iin stn bir zekann varlnn ye
gane kantlardr.
Birok tanrclar, hatta en acar ve incelmi olanlar, belirli
bir tanrsal takdir olduunu yadsmlar ve Egemen zihnin ya
da btn eylerin birinci ilkesinin, doann uyarnca ynetildii
genel yasalar bir kez saptadktan sonra, bu yasalarn zgr
lkle ve kendilerine karlmadan akmasna izin verdiini ve
olaylarn yerleik dzenini her frsatta, belirli istemlerle boz
madn ileri srmlerdir. Bunlar, biz tanrcln balca
kantn demektedirler, konulmu kurallarn gzel bantla
rndan ve onlara sk skya uyulmasndan karyoruz; tanr
cla yneltilen belli bal itirazlar karlamamz da, yine ayn
'ilkeler olanakl klyor. Fakat insanlarn ou bunu o denli az
anlyor ki, herhangi birinin btn olaylar doal nedenlere
yorduunu ve tanrsal bir varln belirli bir karmasn iin
iine sokmadn gzlemleyince, onun en ar anlamda dinsiz
liinden kukulanmak eiliminde oluyor. Lord Bacon, Felsefe
nin biraz1 der1 insanlar dinsiz yapar: ouysa1 onlar dine dndrr.
nk insanlar boinanl nyarglarla yanl bir noktaya nem
vermeyi rendiklerinden, bu onlar yar yolda brakp da, bi
raz lnme sonucunda, doann aknn dzenli ve tekbiimli
olduunu grdkleri zaman1 btn inanlar ker ve yklr
gider. Fakat biraz daha ok lnmeyle1 bu dzenlilik ve tek
biimliliin kendisinin tasarmn ve stn bir zekann varl-

56
nn en gl kant olduunu renince, ayrldklar inanca
dnerler; imdi artk o inanc daha salam ve dayankl bir te
mele oturtabilmektedirler.
Doadaki kaynamalar, dzensizlikler, acayiplikler, muci
zeler, bilge bir gzeticinin tasarna en aykr eyler olmakla bir
likte, o zaman olaylarn nedenleri en bilinmez ve en aklanmaz
nitelikte grndkleri iin, insanlarda en gl din duygularn
uyandrrlar. ileden kma, gazaba gelme, fkeden kudurma
ve azdrlm bir imgelem, insanlar alaltp hayvanlarn d
zeyine en ok yaklatrd halde, benzer bir nedenden tr,
ou kez, bunlarn, Tanrsal varlkla dolaysz bir iliki kurabile
ceimiz yegane ruh halleri olduklar sanlr.
yleyse, bu sorunun btn stne u sonuca varabiliriz:
uluslarda tanrclk retisini benimsemi olan sradan kiiler,
bunu hala akl d ve boinanl ilkelere dayandrdklar iin,
bu gre hibir zaman bir kantlama sreciyle deil, zeka ve
yeteneklerine daha uygun belli bir dnce zinciriyle varmak
tadrlar.
u da pekala olabilir ki, putatapc bir ulusta, snrl birok
tanrnn varolduu kabul edilmekle birlikte, insanlarn yine de
belirli bir biimde, tapnmalarn ve (dinsel) sayglarn ynelt
tikleri bir Tanr vardr. Ya tanrlar arasndaki erk ve blge da
lmnda, kendi uluslarnn o belirli tanrsal varln yetki
alanna dtn sanabilir ya da gksel varlklar, aadaki
eylerin rneine indirgeyerek, bir tanry tekilerin -onlarla
ayn yapda olmakla birlikte, yeryzndeki bir hkmdarn uy
ruklar ve kendisine bal beyleri stnde uygulad yetke gibi
bit yetkeyle onlar ekip eviren- egemeni ya da en stn y
neticisi diye gsterebilirler. Onun iin, bu tanry ister kendi
zel koruyucular saysnlar, ister gn genel egemeni; ona
balananlar, kayrasn salamak amacyla her yoldan yaltakla
nacaklar ve onun da kendileri gibi methsenaden holanacan
dndkleri iin, ona seslenilerinde hibir vg ya da abart
madan geri kalmayacaklardr. nsanlar korku ve umutsuzluk
larnn acil olduu oranda yeni yaltaklanma yollar bulacak-

57
lardr; tanrsal varln sfatlarn iirmekte kendinden n
cekileri geen birinin bile, kendinden sonra gelecekler tarafn
dan daha yeni ve atafatl vg szleriyle geride braklaca
kesindir. Bylece, sonunda, artk tesine geilemeyecek sonsuz
luun kendisine varncaya dek ilerlerler: daha ilerilere gitmeye
ve grkemli bir yalnl gstermeye alrken, aklanlmaz gi
zemlere dp de, herhangi bir akla uygun tapnma ya da (din
sel) saygnn tek dayandrlabilecei tanrsal varln zeki yap
sn bozmazlarsa, yine de iyi. Kendilerini dnyann yaratcs
olan yetkin bir varlk kavramyla snrlarlarken, onlar bu kav
rama akln deil -zaten geni lde bundan yoksundurlar
yaltaklanma ve en baya boinanl korkularn gtrmesine
karn, bir rastlantyla akln ve doru felsefenin. ilkelerine denk
derler.
Barbar, hatta kimi zaman uygar uluslararasnda, keyfi
hkmdarlara kar artk her vg yolu tketilince, her insan
nitelii en sortuna dein alklannca, kle ruhlu sarayllarn
onlar gerek tanrsal varlklar diye benimsediklerini ve halka
tapnlacak putlar gibi gsterdiklerini sk sk grrz. Onun
iin, nce yalnz yaamdaki belirli iyiliklerin ve ktlklerin
dolaysz yaratcs saylan snrl bir tanrsal v arln, sonunda,
evrenin egemen yapcs ve deitiricisi olarak gsterilmesi,
bundan ne kadar daha doal, deil mi?
Bu stn bir tanrsal varlk kavramnn zaten yerlemi
olduu yerlerde bile, bunun doal olarak baka her trl ta
pnmay zayflatmas ve btn dinsel sayg konularnn eski
yceliklerini azaltmas gerekirken, eer bir ulus ikincil dzey
den koruyucu bir tanrsal varlk, bir ermi ya da bir melein va
rolduu grndeyse, bu varla seslenileri yava yava artar
ve stn tanrsal varln hakk olan dinsel saygy abartr. Baki
re Meryem, yalnzca iyi bir kadnken, Reformasyonla bu eilim
nlenmeden nce, giderek Tmerkli Tanr'nn birok sfatlarn
gasp etmiti: Moskoflarn btn dua ve yakarlarnda Tanr'yla
Aya Nikolaos elele grlrler.
Bylelikle, Europe'yi karmak iin, ak yznden kendisi-

58
ni bir boaya eviren ve tutkusundan tr babas Saturnus'u
tahtndan indiren tanr, paganlarn Optimus Maximus'u [En yi
En Yksei] olmutur. Bylelikle, brahim'in, shak'n ve Ya
kub'un Tanrs, Yahudilerin stn tanrs ya da Yahova's hali
ne gelmitir.
Kocasz gebe kalmay yadsyan Jakobenler, Roma Kilisesi
nin siyasal sebeplerle kendilerini mahkum etmekten geri dur
mu olmasna karn, retileri yznden her zaman sknt
ekmilerdir. Parsay toplayanlarsa Cordelier'ler olmutur.* Fa
kat, Boulainvilliers' den rendiimize gre,** nbeinci yz
ylda bir talyan Cordelier'si, sa'nn gml kald gn bo
yunca hypostasis birliinin zldn ve bu dnemde onun
insan yapsnn uygtm bir tapnma konusu olmadn ne sr
mtr. Bylesine kaba ve dinsizce bir kfrn, halka lanetlen
meden kalmayacan nceden kestirmek iin bilici olmak ge
rekmez. Bu, imdi, kocasz gebe kalma sorununa ilikin olarak
patlak veren atmada uradklar bahtszlklarn bir lde
acsn karmak iin Jakobenlerin Cordelier'lere bol bol svp
saymasna frsat vermitir.
Bu yaltaklanma eiliminden vazgeeceklerine, dinciler, b
tn alarda en byk samalk ve elikilere dmlerdir.
Homeros, bir parasnda, Yunanllarn yerleik mitoloji ve
geleneklerine uygun olarak, Okeanos ve Tethys'e- her eyin ilk
ana b abalar der: ama baka paralarnda hkmdar tanr Jupi
ter'i bu grkemli nitelikle vmekten kendini alamaz, dolaysy
la onu tanrlarn ve insanlarn babas diye adlandrr. Byle ya
parken, btn tapnaklarn, btn sokaklarn -gerekte sonra
dan kma bir baba katili ve gasptan baka bir ey olnayan- bu
Jupiter'in atalar, amcalar, erkek ve kz kardeleriyle dolu
olduunu unutmaktadr. Benzeri bir eliki Hesiodos'ta da gz
lemlenebilir; onun ak amac, tanrlarn gerek bir soyaacn
vermek olduu iin, bu eliki daha da balanmaz nitelikte-

* Jakobenler Dorninikendir; rl ipten ku-'?ak (kurdele) tadklar iin bu


anlan Kordelyelerse Fransiskendir.-ev.
Histoire abregee, s. 499.

59
dir.
Tanrsal varl bazen gn ve yerin yaratcs diye en y
ce renklerle boyayan, bazense erk ve yetilerini insanlarla bir
dzeye alaltan:* ayn zamanda ona, ahlaka, durumuna uygun
zayflklar, tutkular ve yantutuculuklar yaktran bir din olsay
d (ki slam'n byle bir tutarszl olduundan kukulana
biliriz):** bu din, ortadan kalktktan sonra da, insanlarn srekli
vg ve abartma eilimlerine kart olarak, kaba, baya, doal
anlaylarndan ileri gelen o elikilerin bir rnei olarak anlrd.
Gerekten, bir dinin tanrsal kkenli olduunu, hibir ey, in
sann doal yapsna ylesine bal olan elikilerden arnm
bulunduunu grmek kadar kuvvetle kantlayamaz (ve ne
mutlu ki, Hristiyanln durumu byledir).

YEDNC KESM

BU GRETNN DOGRULANMASI

Sradan kiilerin ilk kavramlarnn Tanr'y snrl bir varlk


diye grmesine ve onu yalnzca salk ya da hastaln, bolluk
ya da ktln, genlik ya da dknln belirli nedeni say
masna karn, bu gibi kimselere daha grkemli fikirler sunu-

Bask dzeltmelerinden nce, metinde bu cmle parac yledir:


"Bazense, onu bir insanla gretirmekte, akam serinliinde yrtmekte,
geri yanlarn gstermekte ve yeryznde neler olup bittiini anlamak iin
gkten inmekte diye tasvi.r edecek kadar insanlarla bir dzeye alaltan:
ayn zamanda vb." Dzeltim srasnda bu szlerin st izilmitir.
** Mslmanlar nasl Hz. sa'y, bir eit, Hristiyanln Hz. Muhammed'i
gibi grmek eilimindeyseler (Kur'an Kerim'e gre sa bir "peygam
ber"dir), Hristiyan kltryle yetimi kimseler de, Hz. Muhammed'i
slamln Hz. sa's gibi grmek eiliminden kurtulamyorlar. Burada,
slama deil, -Hz. sa'nn tersine, herhangi bir tanrsallk iddias olrnayan
Hz. Muhammed'e yklenmek istenen baz sulamalar sz konusu olduu
iin, Hume'un bu haksz bakn belirtmek amaGyla , slam yerine "Mu
hammedllik" dernek, belki daha doru olurdu. Oteyandan, yazarn H
ristiyanla bir vgde bulunmak istedii ve bunu slam batrarak pe
kitirdii anlalyor. - ev.

60
!unca, bunlar da onaylamaktan geri durmay tehlikeli bulduk
lar kesin grnyor. "Tanrsal varlnzn sonlu ve yetkinlikle
rinin snrl olduunu, daha byk bir gle stesinden geline
bileceini, insanlar gibi tutkulara, aclara ve zayflklara ak
olduunu, bir balangc bulunduunu ve bir sonu da olabile
ceini mi sylyorsunuz?" Buna evet demeye cesaret edemez
ler; byk vgler dzmenin salayaca gvenlii dnerek,
yapmack bir vecd ve balanmayla kendilerini ona sevdirmeye
alrlar. Dediimizi kantlamak amacyla bu durumda, sra
dan kiilerin onaylaylarnn yalnzca szel kaldn ve g
rnte Tanr'ya yaktrdklar yce nitelikleri kavrayacak ye
tenekte olmadklarn gzlemleyebiliriz. atafatl dillerine kar
n, onun stne gerek fikirleri, hala her zamanki kadar zavall ve
sama sapandr:
Mecusiler, her eyin ilk ilkesi olan bataki zekann, kendisi
ni dolaysz olarak ancak zihin ve anlkta gsterdiini sylerler;
[bu zeka] kendi imgesi olarak, gzle grnen evrene gnei
koymutur: parlak k, yeryzne ve gkkubbeye nlarn ya
yarken, gn daha ykseklerindeki grkemin soluk bir kop
yasn vermektedir. Bu tanrsal varln honutsuzluunu s
tnze ekmek istemiyorsanz, asla yalnayak topraa basma
maya, atee tkrmemeye, btn bir kenti sarsa bile alevlere su
dkmemeye dikkat etmelisiniz.37 Mslmanlar, Kadir-i Mut
lak'n yetkinliklerini kim anlatabilir ki? derler. Yarattklarnn
en soylular bile, kendisine oranla toz-toprak kalr. nsan kav
ray, onun sonsuz yetkinlikleri yannda ne kadar yetersiz
olmak zorundadr? Yznn glmesi ve kayras insanlar son
suza dek mutlu klar; ocuklarnz iin bunlar elde etmenin en
iyi yntemi, onlardan daha bebekken bir meteliin eninin yars
kadar bir deri parasn kesip atmaktr. Katoliklerse, bir iki san
timetre karelik38 iki bez paras aln derler, bunlar kele
rinden, krk santimetre kadar uzunlukta iki sicim ya da eritle

37 Hyde de Relig. veterum Persarm.


38 Scapulaire denilen.

61
birletirin, banzdan geirin, plak teninizin stnde, bezlerin
biri gsnze biri srtnza gelsin: ezelden ebede varolan o
sonsuz Varln gzne girmek iin en iyi yol budur.
Ruhun lmszl yolundaki kararl inanlarndan t
r, genellikle lmsz diye adlandrlan Get'ler gerek tanrc
ve birlikilerdi. Kendi tanrsal varlklar olan Zamolxis'in [Zal
moxis} tek gerek tanr olduunu sylyor ve btn teki ulus
larn tapnlarnn salt uydurma ve kuruntulara yneldiini
ileri sryorlard. Fakat, bu grkemli zentilerinden tr,
sanki kendi dinsel ilkeleri daha ince mi oluyordu? Tanrsal
varlklarna ulak diye gndererek, ona ihtiya ve gereksinimleri
bildirmesi iin, be ylda bir, insan kurban ederlerdi. G
grlettii zaman da, yle kzarlard ki, bu meydan okumaya
karlk, atmak iin kendilerini ondan gsz saymaz, ge
ok atarlard. En azndan, lmsz Get'lerin tanrcl stne
Herodotos'un anlattklar byledir.39

SEKZNC KESM

OKTANRICILIKLA TANRICILIGIN GELGT

Din ilkelerinin, insan zihninde bir eit gelgiti olmas ve in


sanlarda, putatapclktan tanrcla ykselme, sonra da tanrc
lktan putatapcla dme yolunda doal bir eilim bulun
mas, dikkate deer. Sradan kiiler, hatta pek az dnda btn
insanlar, bilisiz ve eitim grmemi olduklarndan, hibir za
man doann her parasna dzen getiren stn bir zihni ya da
zgn bir tanrsal takdiri kefedecek kadar gkleri derinliine
dnemez, bitki ve hayvan vcutlarnn gizli yapsna eremez
ler. Bu hayranlk uyandrc yaptlar daha dar ve bencil bir
gzle grrler; kendi mutluluk ve mutsuzluklarnn d var
lklarn gizli etkisine ve nceden kestirilmeyen uygunluuna

39 Lib. iv. 94.

62
bal olduunu anlaynca da, gl ama sessiz ileyileriyle
btn bu doal olaylar yneten ve haz ya da acy, iyi ya da
kty datan bilinmeyen nedenlere aralksz bir dikkatle bakar
lar. Hala, her skldnda bilinmeyen nedenlere bavurul
maktadr; insan umut ve korkularnn, istek ve endielerinin hi
deimeyen konular da, ite bu genel grnm ya da karm
grntdedir. nsanlarn hi durmadan bu konulara ynelen ve
bunlar byle soyut olarak alglamaktan tedirgin olan etkin im
gelemi, giderek, onlar daha belirli klmaya ve kendi doal kav
raylarna daha uygun biimlere brndrmeye balar. Onlar,
sevgi ve nefretle harekete geen, armaan ve kurbanlarla etkile
nen -tpk insanlar gibi- duygulu, zeki varlklar diye gsterir.
te, dinin kkeni budur: Dolaysyla, putatapcln ya da ok
trcln da kkeni budur.
Fakat, bu grnmez, zeki gler fikrini douran ayn mut
luluk kaygs, insanlarn, onlar gl, ama snrl varlklar, in
san yazgsnn efendileri, ama kaderin ve doann aknn k
leleri diye gren ilk yaln tasarlarnda uzun sre kalmalarna
elvermez. nsanlarn abartmal vg ve pohpohlamalar onlar
hakkndaki fikirlerini iirmeye devam eder; tanrsal varlklar
yetkinliin en son snrlarna dein ycelte ycelte, sonunda
birlik ve sonsuzluk, yalnlk ve ruhsallk sfatlarna eritirir.
Sradan insann kavrayn bir lde aan byle ince fikirler,
zgn saflklarn uzun sre koruyamazlar; insanlarla stn
tanrsal varlklarn arasna giren, aa dzeyden araclar ya da
ast etmenler kavramyla desteklenmeleri gerekir. nsan doa
sndan daha ok pay alan ve bize daha bildik gelen bu yar
tanrlar ya da orta varlklar, dinsel balanmann balca konu
lar olur ve eskiden kovalanm olan putataparl rkek ve
yoksul lmllerin cokun dua ve vgleriyle yava yava geri
getirirler. Fakat bu putatapc dinler her gn gitgide daha kaba
anlaylara derken, sonunda kendi kendilerini ykarlar ve
tanrsal varlklar konusunda kafalarnda oluturduklar tiksin
dirici tasarmlarla, gelgit dalgasnn yeniden tanrcla ynel
mesine yol aarlar. Fakat, insan duygularnn bu dne dne

63
deimesindeki putatapcla dnme eilimi yle byktr ki, !
en gl saknt bile bunu etkinlikle nlemeye yetmez. Baz
tanrclar, zellikle Yahudiler ve Mslmanlar bunun farknda
olmulardr; byle olduu, insanln genel zayfl, putata
pcl ortaya karmasn diye, btn yontu ve resim sanat
larn yasaklamalarndan ve insan biimlerinin bile mermer ya
da renkle tasvirine izin vermemelerinden bellidir. nsanlarn s
anlaylar, tanrsal varlklarn salt bir ruh ve yetkin bir zeka
olarak dnmekle doyum bulamaz; ama duyduklar doal
korku da, onlar bu varla en kk bir snrlama getirmekten
ya da yetkinsizlik glgesi drmekten alkoyar. Bu kart duy
gular arasnda gider gelirler. Ayn sakatlk, onlar yine tmerkli
ve salt ruh olan bir tanrsal varlktan snrl ve maddi bir tan
rsal varla, maddi ve snrl bir tanrsal varlktan da bir yontu
ya ya da grnr tasvire srkler. Ayn ycelme abas da,
onlar yine, yontu ya da maddi imgeden grnmez gce, g
rnmez gten de evrenin yaratcs ve egemeni olan sonsuz
yetkinlikteki bir tanrsal varla kmalar iin iter durur.

DOKUZUNCU KESM

BU DNLERN BASKI VE HOGR AISINDAN


KARILATIRILMASI

oktanrclk ya da putatapclk tmyle baya gelenekle


re dayand iin, bu byk sakncay tar: ne denli barbarca ya
da yozlam olursa olsun, herhangi bir eylem ya da gr,
onunla yetkelendirilebilir ve ahlakla insanlk, insanlarn din sis
temlerinden bsbtn srlp atlncaya dek, hilekarln bu
dalal smrmesine olanak verir. Ayn zamanda, putatap
cln u apak yarar vardr: kendi tanrlarnn g ve ilev
lerini snrlamakla, doal bir biimde, teki din ve uluslarn
tanrlarna da, tanrsallktan bir pay verir ve hem ayinleri, t
renleri, gelenekleri, hem de trl trl tanrlar biribirleriyle

64
badaabilir hale getirir.40 Tanrclk, gerek yararlar gerek za
rarlar ynnden buna karttr. Bu sistem, akln ve iyiliin do
ruunda bulunan tek bir tanrsal varlk ierdiinden, hakkyla
izlenirse, dinsel tapnmadan, anlam tamayan, akla ya da in
sanla aykr olan ne varsa kovmak ve insanlarn nne, adalet
ve iyicilliin hem de parlak rneini, hem de ar basan drt
lerini koymak gerekir. nsanlarn ktlklerinden ve nyargl
olmalarndan ileri gelen sakncalar, evet, bu pek byk yarar
lardan daha ar basmaz (nk, byle olma olana yoktur),
ama bir lde onlar azaltr. Tek bir dinsel balanma konusu
kabul edilmekle, teki tanrsal varlklara tapmak sama ve din
sizce bir ey saylr. Dahas, bu konu birliinin bir inan ve
tren birlii gerektirmesi ve dzenci kiilerin eline, dman
larn dinin dna dm, hem tanrnn hem insann gazabn
hak etmi diye gsterme bahanesi vermesi doal grnyor.
nk, her mezhep kendi inan ve tapmasnn tanrsal varla
tmyle kabul edilir gzktnden kesinlikle emin olduuna
ve ayn bir varln ayr ve kart ayin ve ilkelerle memnun edi
lebilecei dnlemeyeceine gre; eitli mezhepler doal
olarak birbirleriyle dmanla der ve karlkl olarak btn
insan tutkularnn en fkelisi ve yattrlmaz olan o kutsal ate
ve kini kusarlar.
Gerek eski, gerek acl zamanlarda putatapclarn ho
grrlk ruhu, tarihilerin ya da gezginlerin yazlarn azck
tanyan herkes iin pek bellidir. Delphoi bilicisi, tanrlar iin,
hangi ayin ya da tapnma trnn en kabul edilir olduu soru-

40 Plinius'un aktardna gre Verrius Flaccus, Romallarn herhangi bir kenti


kuatmadan nce, o yerin koruyucu tanrsna seslenmelerinin ve im
dikinden daha ok onurlandrlacana sz vererek, eski dost ve ballarna
yz evirmesi iin rvet teklif etmelerinin olaan olduunu sylemek
tedir. Bu sebeple, ayn biimde, onu kendi hizmetlerine ekemesinler diye,
Roma'nn koruyucu tanrsnn ad da en byk bir dinsel gizem olarak
cumhuriyet dmanlarndan saklanyordu. nk, ad bilinmeden byle
bir ey yaplamayacana inanyorlard. Plinius, bu tanrlara seslenme
formlnn kendi zamanna dek, rahiplerin ayinlerinde korunduunu be
lirtmektedir. Makrobios da, Sammonicus Serenus'un gizli yazlarndan
bunun bir kopyasn karmtr.

65
'
lunca, bunu, her kentte yasal olarak yerlemi olanlar diye
yantlamtr.41 O alarda, rahiplerin bile, baka bir inantan
olanlarn ruhlarnn kurtulua eriebileceini kabul edebildikle
ri anlalyor. Romallar, genellikle, fethettikleri boylarn tan
rlarn benimser ve topraklarna yerletikleri yerel ve ulusal
tanrlarn sfatlarna hi kar kmazlard. Msrl putatapc
larn dinsel savalar ve basklar, gerekten bu kuraln bir ay
rdr; fakat eski yazarlar, bunlar da kendine zg ve dikkate
deer sebepler gstererek aklamlardr. Msrllar arasnda
ayr .ayr trlerden hayvanlar, ayr ayr mezheplerin tanrlary
d; bu tanrsal varlklar srekli sava durumunda olduklarn
dan, kendilerine bal olanlar da ayn atmaya srklyor
lard. Kpeklere tapanlar, kedilere ya da kurtlara tapanlarla
uzun sre bar iinde kalamazlard.42 Fakat, bu sebebin etkisini
gstermedii yerlerde, Msr boinanll genellikle sanld
gibi pek yle amansz deildi; nk, Amasis'in Delphoi tap
nann yeniden kurulnas iin ok byk katklarda bulun
duunu, Herodotos'tan reniyoruz.43
Tanrnn birliine inanan hemen btn dinlerin hogr
szl, oktanrclarn kart ilkesi kadar belirgindir. Yahudi
lerin uzlamaz dar kafasn herkes bilir. Mslmanlk daha da
kanl ilkelerle ie girimitir; bugn bile, btn teki dinlere
atete yanmay deilse de, lanetlenmeyi uygun grmektedir.
Hristiyanlar arasnda ngilizler ve Hollandallar hogr ilkele
rini benimsenilerse, bu ayrklk, rahiplerin ve banazlarn s
rekli abalarna kart olarak toplum yneticilerinin amaz ka
rarllndan ileri gelmitir.
Zerdt'e balananlar, gn kaplarn Mecusilerden ba
ka herkese kapatrlar.44 ran topraklarndaki fetihlerin ilerleme
sini, Pers ulusunun Yunan tapmak ve tasvirlerine kar duy
duu byk fkeden baka hi bir ey daha ok engelleyemez-

41 Xenoph. Memor. lib. i. 3. 1 .


42 Plutarch, de Isid. et Osiride. c. 72.
43 Lib. ii. 180.
44 Hyde de Relig vet. Persarum.

66
di. O imparatorluu devirdikten sonra, skender'in bir oktan
rc olarak, Babillilerin eski tapnmasn hemen geri getirdiini
gryoruz - oysa, eski hkmdarlar, tektanrc olduklar iin
bu dini sk skya yasaklamlard.45 Bu fatihin Yunan bo
inanlarna krkrne ve kendini adarcasna bal olmas bile,
Babil ayin ve trenleri uyarnca kurbanlar kesmesini engellene
mitir.45
oktanrclk, karlat eylere yle hemencecik sn
veren bir tutumdur ki, kart bir dinin ona gsterdii en byk
sertlik ve nefret dahi, oktanrcl bu dinden tiksindirmeye ve
onu kendisinden uzak tutmasna yetmez. Augustus, torunu
CC;tius Caesar Kuds'ten geerken Yahudi Yasasna gre kurban
kesmeyi kabul etmedi diye, onun saknganln pek ver. Fa
kat, Augustus torununun bu tutumunu hangi sebeple bylesine
onaylamtr? Yalnzca, bu, Paganlar tarafndan aalk ve bar
bar bir din saylmtr da, onun iin.47
Tanrcln bu yozlatrlmas,48 en arya gtrlnce,
topluma zarar dokunmak bakmndan, putatapclk ve ok
tanrclkta, ondan daha kt pek az yozlatrma yaplm ol
duunu ileri srebilirim sanyorum. Kartacallarn, Meksi
kallarn ve birok barbar ulusun insan kurbanlar49 Roma ve
Madrit'teki engizisyon ve basklar pek gemez. nk, bir
kere, berikilerde bunlardaki kadar ok kan dklm olamaz

45 Arrian. de Exped, lib. iii. Id. lib. vii. 17.


46 Id. ibid.
47 Sueton. vita Aug. c. 93.
48 Corruptio optimi pessima (en iyinin en kt bozulmas).
49 ou uluslar bu insan kurban etme suunu ilemilerdir; ancak belki, bu
dinsizce boinancn, Kartacallar bir yana brakrsak, herhangi bir uygar
ulusta hibir zaman pek uzun srmediini belirtmek gerekir. nk, Sur
lular da bunu ksa srede kaldrmlardr. Kurban bir armaan diye d
nlr; armaan onu bozarak ve insanlarn iine yarayamayacak bir duru
ma sokarak tanrya sunulur: kat eyler yaklarak, svlar topraa dk
lerek, canllar ldrlerek. Ona hizmet etmenin daha iyi bir yolu olmad
iin kendimize bir zarar verir ve bylelikle,hi deilse iyi niyetimizin ve
tapmzn itenliini gsterdiimizi hayal ederiz. Bylelikle, dine tccarca
ballmz, kendimizi aldatr, tanrsal varl da aldattn sanr.

67
ya, stne stlk, kura sonucu ya da gzle grnen birtakm
zelliklerinden tr seilen insan kurbanlar, toplumun geri
kalann ylesine nemli bir lde etkilemez. Oysa, engizis
yoncularn lmcl aln davet eden, erdem, bilgi, z
grlk sevgisi gibi niteliklerdir ve bunlar darya atlnca, top
lumu en utanlas bilisizlik, yolsuzluk ve klelikler iinde b
rakrlar. Bir tek insann bir tiran tarafndan yasasz olarak l
drlmesi, salgn, ktlk ya da (insanlar arasnda) ayrm g
zetmeyen herhangi bir felaket sonucu bin kiinin lmnden
daha ktdr.
Roma yaknlarnda bulunan Aricia'daki Diana tapna
nda, o gnk rahibi her kim ldrrse, yasal olarak onun ye
rine geme hakkn kazanrd.50 Pek tuhaf bir kurum dorusu!
nk yaygn boinanlar, din adam olmayanlara ne denli
barbarca ya da kanl grnse de, bunlar oucas kutsal d
zenin yararna ilerler.

ONUNCU KESM

YREKLLK YA DA ZLLET AISINDAN

TanrclK:l a putatapcln karlatrlmasndan, daha ba


ka bir takm gzlemlere de varabiliriz; bunlar, ayrca, en iyi
eylerin bozulmas en ktlere yol aar diyen beylik gzlemi de
dorularlar.
Tanrsal varln insanlardan sonsuz derecede stn ol
duunun tasarland yerlerde, bu inan tmyle hakl olmakla
birlikte, boinanl tutkularla birletii zaman, insan zihnini en
aalk boyun eme ve zilletlere uratma ve nefse eza, neda
met, alakgnlllk ve edilgin ac ekme gibi kei erdemleri
ni, tanrnn indinde makbul yegane nitelikler diye gstermek
eiliminde olur. Oysa, tanrlarn insanlardan yalnzca biraz

50 Strabo, lib. v. 239. Sueton. vita Cal. 35.

68
stn olduklarnn ve birok tanrnn insanlar arasndan H i v ri l
mi bulunduklarnn dnld yerlerde, onlara sesleni;; i
mizde daha rahat olur, hatta dinsizlie dmeden, bazen onlar
la yarmaya, onlara yknmeye kalkabiliriz. Buradan da, et
kinlik, canllk, cesaret, gnl ycelii, zgrlk sevgisi ve bir
halk byten btn erdemler kar.
Paganlktaki kahramanlar, tam tamna Katoliklikteki er
milere ve Mslmanlktaki kutsal dervilere [velilere] karlk
tr. Herakles'in, Theseus'un, Hektor'un, Romulus'un yerini,
imdi Dominicus, Franciscus, Anthonius, Benedictus almtr.
nsanlar arasnda ksel onurlar kazanmann yollar, artk ej
derhalar ldrme, zalimlere boyun edirme, vatanmz koru
ma yerine, kendini krbalama ve oru tutma, korkaklk ve al
akgnlllk, miskince boyun eme ve klece sz dinleme
olmutur.
Sofu skender'i sava seferlerine atlmas iin uyaran nem
li bir drt, -hakl olarak, sonunda getiini ileri srd- He
rakles ve Bakkhos'la yarma duygusudur.51 Yce gnll ve
soylu Spartal Brasidas savata lnce, savunmasn stlendii
Amphipolis'in halk, ona yiitlik onuruna uygun trenler yap
mt.52 Ve genel olarak, Yunanllar arasnda btn devlet ve
koloni kurucular, abalarndan yarar grenlerce tanrsal varlk
larn bu alt srasna ykseltilmilerdir.
te bu nedenle, Machiavelli, yalnzca edilgin cesareti ve ac
ekmeyi tleyen Hristiyan dininin (Katolik demek istiyor -
bakasn bilmiyor ki), insanln ruhunu krlettii ve onlar k
le olmaya, boyunduruk altna girmeye hazrlad gzlemini
yapyor.53 nsan toplumunda bir dinin temel zellik ve niteli
ini etkileyen daha baka birok koullar bulunmasayd, bu ke
sinlikle hakl bir gzlem olurdu.
Brasidas bir san tutmu, ama hayvan onu srnca, gitsin
diye brakm ve yle demi: Ne denli aalk olursa olsun, kendi-

51 Arian passim.
52 Thucyd. lib. v. 11.
53 Discorsi. lib. vi.

69
ni koruyacak kadar yrei olan krtulmaya layktr.54 Bella.rmine pi
relerin ve baka iren haerelerin kendisini yemesine, sabrla
ve alakgnlllkle gz yumarm. Bizim ektiimiz aclar
dllendirecek cennetimiz var, dermi, ama o zavall yaratklarn, bu
yaamn tadn karmaktan baka hibir eyleri yok.55 Bir Yunanl
kahramanla bir Katolik ermiin kurallar arasnda, ite bu kadar
byk bir ayrlk vardr.

ON BRNC KESM

AKLA UYGUNLUK YA DA SAMALIK


AISINDAN

Ayn amaca ynelen ve en iyi eylerin bozulunca en kt


eyleri dourduuna yeni bir kant olan bir baka gzlem de
udur. Ozanlarca aktarlan eski pagan mitolojisini nyargsz
olarak incelersek, batan bulacamz sanabileceimiz gibi, on
da yle korkun samalklar grmeyiz. Bu grnr dnyay
biimlendiren g ya da ilkeler her ne idiyseler yine onlarn,
teki canllardan daha incelmi bir yaps ve daha byk bir
yetkesi olan, zeka sahibi bir varlk tr de yaratm olduunu
dnmek niin g olsun? Bu yaratklarn gelge hevesli,
alc, tutkulu, ehvet dkn olabilecekleri kolaylkla kavrana
bilir; kald ki, bizim aramzda da, bu gibi kt huylara kapl
mak iin, mutlak yetkeli olmann her eyi mbah klmas kadar
elverili bir durum yoktur. Ksacas, btn mitoloji sistemi y
lesine doaldr ki, bu evrende yer alan btn o engin gezegen
ve dnyalar eitlilii iinde, urada ya da burada, bir yerde
gerekten varolmas, olas olmaktan da te [kesin] grnmek
tedir.
Bu gezegen bakmndan ona kar ne srlen balca iti-

54 Plut. Apopthegmata.
55 Bayle, Bellarmine maddesi.

70
raz, herhangi bir hakl sebep ya da yetkeyle dorulanmam
olmasdr. Pagan rahip ve dinbilimcilerin srarla stnde dur
duklar, tedenberi aktarlagelmi bilgiler pek zayf bir temel
dir; stelik bunlar birbiriyle elien ve hepsi eit bir yetkeyle
desteklenen yle ok sayda belgeyle aktarlmtr ki, aralarn
dan hangisinin tekilerine yeleneceine karar vermek kesin
likle olanaksz hale gelmitir. Bu nedenle, pagan rahiplerinin
btn yazl tartmalar birka cilt tutsa gerektir; btn dinbi
limleri de, felsefi kantlama ve atmalardan ok, geleneksel
yklerden ve boinanl uygulamalardan meydana gelmekte
dir.
Fakat, herhangi bir yaygn dinin temel ilkesi tanrclk
olunca, bu inan salam akla ylesine uygundur ki, felsefe by
le bir dinbilim sistemine kendiliinden katlverme eilimini
gsterir. Ve bu sistemin teki dogmalar Kur'an gibi kutsal bir
kitapta sralanmsa ya da Roma piskoposununki [papannki]
gibi gzle grnr bir yetke tarafndan belirlenmekteyse, kur
gusal bir biimde akl yrtenler, ilk grdkleri eitimle ile
rine yerletirilmi olan ve bir lde de tutarllk ve tekbiim- .
lilii bulunan bir kuram doal olarak onaylar ve benimserler.
Fakat bu grnlerin hepsi mutlaka aldatc olaca iin, felse
fe ok gemeden kendisini, yeni ortayla, eitlik hi gzetilme
den boyundurua vurulmu bulacaktr; yan yana ilerlerlerken,
her ilkeyi birlikte dzenleyecek yerde, her frsatta, ortann
boinan amalarna hizmet etmek iin yolundan saptrlmak
tadr. nk uzlatrlmalar ve uyarlanmalar gereken kanl
maz tutarszlklardan baka btn yaygn dinbilimlerin, zel
likle de skolastik trnn samalk ve elikilere bir eit itah
duyduu gvenle ileri srlebilir. Bir dinbilim akl ve sadu
yudan teye gemeseydi, retileri kolay ve bildik grnrd.
En akl almaz safsatalara inanarak, bakaldrc akllarn bas
trma frsat kollayan sofu inanllar iin, aknlk gsterilmek,
gizemler taslanmak, karanlk ve belirsizlikler ardna dumek ve
bir liyakat ilkesi salanmak gerekir.
Kilise tarihi bu lnmeleri yeterince belgeler. Bir anla-

71
mazlk bagsterince, b az kimseler sonucu kesinlikle nceden
syleyebileceklerini ileri srerler. Hangi gr saduyulu akla
en aykrysa, -sistemin genel kar bu karar gerektirmiyorsa
bile- onun baatlk kazanaca kesindir, derler. Sapknlk su
lamas, atan yanlar arasnda bir sre gidip gelse de, sonunda
mutlaka akl yannn stnde kalr. Onlara gre, kaderi henz
belirsiz olan Protestanlktan baka, Ariosculuun, Pelagiuscu
luun, Erastusculuun, Socinusculuun, Sabelliacln, Eutyk
hisciliin, Nesturlliin, Monothelitisliin* vb. de tanmn bile
cek kadar bu t;den bilgisi olan herkes, gzlemimizin dorulu-

* Ariosculuk: Arios'un IV. yzylda Dou Kiliselerinde birok yanda kaza


nan, fakat znik (325) ve stanbul (381) Konsllerinde mahkum edilen
retisi:
1. Tanr mutlak olarak yalnzdr, bilinemez ve yaratlm her eyden
ayrdt; 2. sa = Logos ya da Tanr'nn Olu, doadan nce vardr, fakat
ezelden beri gerek deildir; yaratlm bir varlktr, dolaysyla tam
anlamnda Tanr deildir; ama btn teki yaratklarn yapcs olarak ikin
cil dzeyden bir tanrsal varlk saylabilir ve taplabilir; 3. Logos'un kendisi
ne gmnde sa'nn bir insan bedeni olmu, ama bir insan ruhu
olmamtr: dolaysyla ne gerek bir Tanr ne gerek bir insandr.
Pelagiusculuk: 431 ylnda sapknlk olarak mahkum edilen ' Pelagios'un
retisi:
1. lk Gnah diye bir ey yoktur; 2. Her bireyin gnah ilememeyi seme
bakmndan istem zgrl vardr; 3. Her bireyin istem zgrlnde
Kurtulua doru ilerlemek ve bunun iin gerekli tanrsal kayray salamak
bakmndan yardmsz bir balatma gc vardr.
Erastusculuk: Devletin Kiliseye stnln savunan Alman-svireli
Zwingli-yanls dinbilimci Thomas Erastus'un retisi (XVI. yzyl).
Socinusculuk: Kutsal lemeyi, sa'nn tanrsalln, eytan vb. yadsyan
rasyonalist Birliki Socinus'un retisi (XVI. yzylda talya ve Polonya' da).
Sabelliaclk: Tekbir tanrsal z bulunduunu ve Baba-Logos-Kutsal Ruh'un
bu tek Tanr'nn belirimlerinden ibaret olduunu savunan Sabellus'n
retisi (III. yzylda Roma' da).
Eutykhiscilik: Tanr ve insan elerinin sa'nm kiiliinde tek bir doa olu
turacak biimde birbirine karm olduunu savunan Dou Kilisesi haresi
arkh', presbyter'i, arkhimandrit'i monophysit (tek-doac) Eutykhis'in
retisi (V. yzylda stanbul'da).
Nestur!lik: stanbul Patrii Nestorios'un, sa'da tanrsal ve insansal
'
kiiliklerin yetkin bir eylem uyumu iinde birletii, ama biribirlerinden
ayr kald yolundaki retisi (431'de Efes Konslnde mahkum edil
mitir).
Monothelitislik (tek-istemcilik): sa'da iki doadan kan tek bir istem
vardr, diyen reti. - ev.
una inanacaktr. 1:5oyeuKe, uu vov- ___

feye dayand iin, sonunda daha sama olmaktadr.


Ayn bir eyin hem o lmas hem olmamas olanakszdr, btn
paradan byktr, iki art be eder gibi elimsiz kurallarla, sko
lastik dinin seline kar kmak, okyanusu salarla durdurmaya
kalkmak demektir. Kutsal gizemlerin karsna dind akl m
koyacaksnz? Yaptnz dine aykr harekete ne ceza verilse az
gelir. Ve sapknlar iin tututurulan ateler, filozoflarn yok
edilmesine de yarayacaktr.

ON KNC KESM

KUKU YA DA KANIM [PHE YA DA NANMA]


AISINDAN

Her gn yle insanl9-ra rastlarz ki, herhangi bir ulusun,


Yunan ve Msr paganlnnkiler gibi sama ilkelere inanmas
nn olanakszln iddia edecek kadar, tarihe kukulu gzlerle
b akarlar; ama ayn zamanda ayn samalklarn baka hibir
mezhepte bulunmadn dnecek kadar din konusunda dog
matiktirler. Kambyses'in de bunun gibi nyarglar vard; ken
di, o dine-yabanc gzlerine iri bir benekli boadan baka bir
ey gibi grnmeyen, Msrllarn byk tanrs Apis'le dinsizce

alay etmi, hatta onu yaralamt. Fakat, Herodotos56 bu tutku


comasn, hakl olarak, gerek bir delilie ya da beynin bir bo
zukluuna yormaktadr: tarihimiz; Yoksa diyor, herhangi bir
yerleik dine aka hakaret etmeye kalkmazd. Ve yle devam
ediyor: nk bu konuda her ulus en ok kendisininkini beenir ve
btn teki uluslardan stn olduuna inanr.
Katolikliin ok bilgili bir mezhep olduu teslim edilmeli
dir; ngiliz Kilisesinden baka hibir blm, onlarn btn H
ristiyan kiliselerinin en bilgilisi olduuna kar kamaz: gelge-

56 Lib. iii . . c. 38.

73
llln; l l iiplwHil', M s r Loinanlarn iitmi olan nl Arap
(hi lgi i) l l m Rt, btn dinler arasnda en sama ve anlamsz
n n , n i in in l crinin tanrsal varl nce imal edip sonra da ye
d i kleri din olduunu belirtmektedir.
Gerekten, btn paganizmde, bu gerek mevcudiyet re
tisi kadar, hakl olarak alaya alnmaya elverili bir inan bulun
duunu sanmyorum: bylesine sama olduu iin, her trl
kantlamann gcn boa karmaktadr. Hatta, biraz dinsizce
eyler olmakla birlikte, ou kez Katoliklerin kendilerinin an
lattklar bu trden baz ho ykler de vardr. Bir gn papaz,
kudas* trenine katlan bir adamn azna, yanllkla kutsal
ekmekiklerin arasna den bir markay vermi. Adamcaz,
dilinin stnde erimesi iin bir sre sabrla beklemi, fakat hi
dalmadn, btnyle kaldn anlaynca azndan kar
m. Papaza, Umarm, bir yanllk yapmamsnzdr, demi: Sakn,
Baba Tanr'y vermi olmayn, bana: yle sert ve kat ki, yutulmuyor.
Bir ara Moskof hizmetinde bulunan nl bir general yara
larn iyiletirmek iin Paris'e gelirken, savata tutsak ald
gen bir Trk' de yannda getirm. (Bir btn olarak, kendile
rine gvenmek bakmndan stanbul'daki ulemadan aa kal
mayan) Sorbonne'daki din bilginleri, zavall Trk'n eitim
grmemilii yznden lanetlenmesinin yazk olacan d
nerek, Hristiyanl kabul etmesi iin Mustafa'ya ok srar et
miler; tevik olsun diye de, ona bu dnyada bol bol iyi arap,
br dnyada cennet vaad etmiler. Bu akl elicilikler dayanl
mayacak kadar gl km; onun iin, din bilginlerince iyice
eitildikten ve ilmihali belledikten sonra, nihayet vaftiz olmaya
ve kudas sakramentlerini almaya raz olmu. Ama papaz her
eyi salama balamak amacyla, eitime devam etmi ve ertesi
gn, her zamanki sorusunu sorarak ie balam: Ka tane Tanr
var? Benedikt, nk yeni ad byleymi, Hi yok diye yant-

* Kudas, Hristiyanln gizemli bir sakramentidir. Bu trende, inanl kiiye


Hz. sa'nn gerek eti ve kan olarak ekmek ve arap sunulur; bylelikle,
Tanr ile birlemenin (ortaklamann --> komnyon'un) salandna inan
lr. - ev.

74
lam. Papaz haykrm, Nasl! Hi yok mu? Besbelli, demi, d
rst dnme, Bana hep bir tek Tanr var dediniz: dn ben onu yedim.
Katolik kardelerimizin retileri ite byledir. Fakat bu
retilere biz ylesine almz ki, hi hayret etmiyoruz: ne var
ki, gelecek bir ada, baz uluslar, herhangi bir insann, iki
ayakl bir yaratn bu gibi ilkelere balanabildiine inandr
mak herhalde g olacaktr. Ama, bu uluslarn kendilerinin de,
inanlar arasnda, tam bir itenlikle benimseyip en dinsel bir
ballkla onayladklar bir bu kadar sama bir ey bulunma
mas olasl binde birdir.
Bir keresinde,57 Tunus elisiyle Paris'te ayn konutta kal
dm - birka yl Londra'da geirmi, yurduna Paris zerinden
dnyordu. Bir gn Marbi ekselansn sundurmada dikilip
yoldan geen ssl arabalar seyrediini gzlemledim; o srada,
yoldan rastlantyla, mrlerinde hi Trk [Mslman demek is
tiyor] grmemi birka Kapusen keii geti; eli hazretleri,
kendi payna, Avrupal giysilerini grmeye almt, ama aca
yip Kapusen kln hi grmemiti: birbirlerinde uyandrdk
lar hayranl anlatamam. Eliliin imam, bu Fransiskenlerle
bir tartmaya girseydi, karlkl aknlklar da ayn nitelikte
olurdu. Bylece, btn insanlar dikilip birbirlerine aval aval ba
karlar ve Avrupal keiin kukuletasn nasl iyi ya da kt bir
moda konusu deilse, Afrikalnn sarnn da yle olmad bir
trl kafalarna girmez. Slav beyi, de Ruyter'den sz ederken,
ok drst bir adam, demiti. Yazk ki, Hristiyan.
Tutalm ki, bir Sorbonne' cu, Saisli bir rahibe, prasalara,
soanlara nasl tapabiliyorsunuz diyor. Beriki, biz onlara tap
yorsak, diye yantlyor; hi deilse, onlar bir de oturup yemiyo
ruz. Bilgili doktor soruyor: Kediler, maymunlar ne garip ta
pnma konular, yle? Bilginlikte ondan aa kalmayan kar
cs, buna, en azndan din ehitlerinin kalntlar ya da rm
kemikleri kadar iyidirler, diye cevap veriyor. Katolik yine srar
ediyor: Lahanay m, salatal m yelemek iin birbirinizin

57 1734'te olmal. Der.

75
grtlan kesmeniz delilik deil mi? Evet, diyor pagan: Bunu
kabul ederim, ama siz de, on bin tanesi bir araya gelse, bir laha
nann ya da salataln deerine varmayan safsata ciltlerini bir
bi rine yelemek iin denlerin daha deli olduklarn itiraf
edcrsiniz. 5 8
Herhangi bir yaygn sistemin doruluunu kantlamak
iin, teki sistemlerin samalklarn serimlemekten baka bir
ey gerekmeseydi, trl trl bo inanlar besleyenlerden her
birinin, yolunda eitildii ilkelere kr krne ve banazca
balanmas iin bir yeter-sebep gsterebileceini, dardan ba
kan herkes kolaylkla anlar (ama ne yazk ki, dardan bakanlar
ok azdr). Fakat bu gvenci dayandracak ylesine geni bir
bilgi bulunmaynca (hatta belki, bulunmaynca daha iyidir), in
sanlar arasnda yeterince dinsel gayret ve inan hi eksik olmaz.
Sicilyal Diodorus, bu ynde, kendisinin grg tan olduu
ilgin bir rnek aktarmaktadr.59 Msr, Roma adnn grl
memi deheti altnda ezilirken, bir lejyoner, istemeyerek bir
kedi ldrmek gibi, kutsalla saygsz ve dine aykr bir su
ilemi; halkn tm en byk bir fkeyle ona saldrm ve h
kmdarn btn onu kurtarma abalar ie yaramam. Sanyo-

58 Msr dininin ylesine sama olmasna karn, yine de Yahudilerinkiyle ok


byk bir benzerlik gstermesi gariptir - o kadar ki, en dahi eski yazarlar
bile, aralarnda herhangi bir ayrlk grememilerdir. Tacitus ile Suetoni
us'un, Tiberius zamannda alnan, Msr ve Yahudi dinlerine girenlerin
Roma'dan srlmesini ngren senato kararn anlatrken, bu dinleri
aka bir saymalar son derece dikkate deer; hatta sz konusu kararn
kendisi de bu varsayma dayanmaktadr. "Hem Msr ve Yahudi tapn
malarnn kaldrlmas grld, hem de senatodan u karar karld: Bu
boinanca bulam azatl takmndan ie yarayacak yata 4000 kii oradaki
vurgun ve yamacl bastrmak iin, Sardinya adasna yollanacakt
(havasn kaldramaz da lrlerse, uranlan yitiin stnde durmaya
demezdi); brleri dine aykr tapnmalar belli bir sre iinde brak
mayacak olurlarsa, talya'dan kap dar edileceklerdi." Tacit., Ann. lib. ii.
c. 85. "Yabanc tapnma!arla Msr ve Yahudi din trenlerini, bu boinanca
kaplanlara btn kutsal giysileri, nesneleri falan zorla yaktrarak
nlemitir." Sueton., Tiber c. 36. Bu bilge paganlar, iki dinin genel hava
snda zelliinde ve ruhunda bir olduklarn gsteren bir eyler gz
lemleyerek, dogmalar arasndaki ayrlklar, dikkate demeyecek kadar
nemsiz saymlardr.
59 Lib. i. 83.

76
rum, Roma senatosu ve halk o zamanlar kendi ulusal tanrlar
konusunda bu kadar duyarl davranmazlard. Bundan ksa bir
sre sonra, byk bir itenlikle, Augustus'un gksel katlarda
bir yeri olmas iin oy verdiler ve eer o bylesini ister grn
seydi, onun uruna, gkyzndeki her tanry tahtndan indi
rirlerdi. Horotius, Augustus imdi tanr saylacaktr, demektedir.
Bu son derece nemli bir noktadr: baka uluslarda ve baka
alarda, durum bsbtn baka olmamtr. 60
Tullius (Cicero),Yce dinimizin kutsallna karn, demekte
dir,6bizde kutsal eylere saygszlk kadar olaan bir su yoktur:
Oysa, bir Msrlnn bir kedinin, bir balkln, bir timsahn tap
nana hakaret ettii hi duyulmu mudur? Ayn yazar, bir baka
yerde de,62 bir Msrlnn bir balkla, bir Msr ylanna, bir ke
diye, bir kpee ya da bir timsaha zarar vermektense, katlana
mayaca hibir ikence olmadn sylyor. Dolaysyla, Dry
den'in u dizelerindeki gzlem kesinlikle dorudur:

"Tanrlar nelerden yaplm olursa olsun,


Odundan, tatan ya da baka bildik nesnelerden,
Yiitlik gsterir kullar, savunmas uruna,
Sanki som altndan imicesine."
Absalom and Achitopel

Hatta, tanrnn biletirildii malzeme ne kadar aalk


olursa, bo yere inanm mminlerinin gnllerinde o kadar
daha byk bir ballk uyandrmas olasl vardr. Onun u
runa, dmanlarnn btn alay ve hakaretlerini gslemekle,
ayplaryla vnr ve bunu tanrlar iin bir erdem haline geti
rirler. On bin Hal kutsal bayraklarn altnda toplanm ve

60 XIV. Louis, Clermont Cizvit Kolejini koruyuculuu altna alnca, dernek,


Kraln armasnn kapnn stne aslmasn buyurmu, yer amak iin de
oradaki ha indirmiler. Bu olay stne, u beyit dzlm:
Buradan sa'nn belirtilerini kaldrd, yerine Kralnkileri koydu;
Dine saygs olmayan soy, baka bir tanrs olduunu bilmiyor.
61 De nat. Deor. i. 20.
62 Tusc. Ouaest. lib. v . 27.

77
hatta dinlerindeki, hasrmlarnn en knanlas saydklar yanlar
la aktan aa vnmlerdir.
Msr'n dinbilim sisteminde bir glk olduunu gryo
rum; zaten bu tr sistemlerden hibir glk karmayan pek
azdr. reme biimlerine baklrsa, bir ift kedinin elli ylda
oala oala btn bir lkeyi dolduraca besbellidir: onlara o
ayn dinsel sayg gsterilmeye devam ederse, bir yirmi yl daha
geince, Msr'da -Petronius'un talya'nn kimi kesimleri iin
syledii gibi- yalnzca bir tanr bulmak bir adam bulmaktan
daha kolay olmakla kalmayacak, ayn zamanda tanrlar insan
lar alktan bsbtn kracaklar, ne rahip ne mmin braka
caklardr. Onun iindir ki, eski alarda ngrleri ve gttk
leri siyasetin salamlyla uluslarn en nls olan bu bilge
ulusun, byle tehlikeli sonular nceden kestirerek, btn
tapnmalarn tam erginlie erimi tanrsal varlklara ayrm
bulunmas ve hibir saknca ya da pimanlk duymakszn, kut
sal yavrular ya da memedeki kk tanrlar rahatlkla suya
atp bomakta olmas ok olasdr. Dolaysyla dnyevi karlar
uruna dinin ilkelerinin saptrlmas hi de bu son alarn
buluu saylmamak gerekir.
Bilgili, felsefeci-kafal Varro, din stne konuurken, ola
slklarn ve grnlerin tesinde herhangi bir ey sylemeye
kalkmamaktadr: saduyusu ve alakgnlll bylesine
kkldr! Fakat, din gayretine dm, heyecanl Augustinus,
bu soylu Romalnn skeptikliine ve saknganlna hakaretler
yadrmakta ve kendisi en eksiksiz bir inan ve gvenle ko
numaktadr. 63 Andrmz ermiin ada olan bir pagan oza
nysa, onun dinsel sistemini -haksz yere- yle yanl bulur ki,
bunu her eye inanan ocuklar bile yutmaz, der.64
Yanllklar bylesine olaan olunca, herkesin kesin ve
dogmatik konumasnda bir gariplik var mdr? Ve oucas,
yanlmayla orantl olarak gayretin de oalmasnda? Spartia-

63 De civitate Dei, lib. iii. c. 17.


64 Claudii Rutilii Numitiani iter, lib. i. 1. 394.

78
nus der ki, Yahudiler, o srada da, reme organlarn sakatlamalar
[snnet olmalar!] yasakland iin, sava atlar.65
Kamu dininin insanlar .stndeki btn yetkesini yitirdii
herhangi bir ulus ya da zaman olsayd, bu imanszln Ro
ma' da Cicero'nun yaad dnemde aka tahtn kurmasn,
Cicero'nun kendisinin de her sylevinde ve eyleminde bunun
en pervasz savunucusu olmasn bekleyebilirdik. Fakat yle
anlalyor ki, bu byk adam yazlarnda ya da felsefi sy
leilerinde skeptikliini ne denli ileri gtrse de, gnlk yaam
tutumunda yaradancla kaplma ve din dna dme sula
masyla damgalanmaktan kanmtr. Kendi aile evresinin,
hatta son derece gvendii kars Terentia'nn bile gzne sofu
bir dinci diye grnmek istemitir; ona yazlm bir mektubu
gnmze kalmtr - bu mektubunda, salnn dzelmesine
bir kran borcu olarak, karsnn Apollo ve Aesculapius'a kur
ban kesmesini ciddi ciddi istemektedir.66
Pompeius'un ball ok daha itenliklidir: i savalar
srasndaki btn davranlarnda fallara, ryalara ve bilicilikle
re byk bir sayg gstermitir.67 Augustus her eidinden bo
inancn etkisi altndayd. Milton iin, ozanlk dehas ilkbaharda
hibir zaman rahat ve gr akmazd, denildii gibi; Augustus da
kendi rya grme yeteneinin bu mevsimde yln geri kalann
daki kadar yetkin ve gvenilir olmadn gzlemlemiti. Bu
byk ve gl imparator, ayrca, ayakkablarn deitirirken,
sa ayakkabsn yanllkla sol ayana geirince de son derece
tedirgin olurmu.68 Ksacas, eski alarda da, resmi [yerleik]
boinanca bel balayanlarn saysnn, her devlette, imdi a
da dine (ayn biimde) balananlar kadar ok olduu sz g
trmez. Eski alarn boinanlarnn etkisi, bu kadar byk ol
mamakla birlikte, yaygnl bugnk dinlerin etkisine eitti.
Onaylar bylesine gl, kesin ve olumlu grnmese de, bir

65 Vita Adriani. 14.


66 Lib. xiv. epist. 7.
67 Cicero de Divin. lib. ii. c. 24.
68 Sueton Aug. cap. 90, 91, 92. Plin. lib. ii. cap. 5.

79
b u kadar insan onlar benimsiyordu.
Her trl boinancn dogmatik, buyurucu niteliine karn,
b tn alarda dindarlarn inanlarnn gerek olmaktan ok
yapmack olduunu ve yaammzn gndelik ilerinde bizi y
neten salamca inanma ve ikna olmaya birazck olsun yakla
madn gzlemleyebiliriz. nsanlar bu gibi konularda besle
dikleri pheleri kendi kendilerine bile itirafa cesaret edemez
ler: basmakalp inanlarla yetinmeyi bir erdem sayar ve gerek
teki inanszllarm, en sunturlu yeminlerle, en kesin banaz
lklarla kendi kendilerinden gizlerler. Fakat, doa onlarn btn
abalaryla. stesinden gelemeyecekleri kadar katdr ve bu gl
geli alanlarda belli belirsiz parlayan n, saduyu ve deneyi
min yaratt gl izlenimlere denk olmasna izin vermez.
nsanlarn davranlarnn olaan ak, syledikleri szleri ya
lanlar ve onlarn bu sorunlardaki tutumunun, inanszlkla
inanma arasnda -ama ilkine tekinden ok daha yakn- ak
lanamayacak bir ileyii yansttn gsterir.
Onun iindir ki, insan zihninin, bugn bile bylesine ok
kiinin ta kalemi ve ekile durmadan ilemekten yarar
umduu halde, dinbilim ilkelerini az ok kalc bir biimde s
tne kazyamad bir geveklik ve kararszlk iinde grn
dne baklrsa, kutsal grevin ykmllerinin imdikine
oranla ok daha az olduu eski zamanlarda, bu ne kadar daha
ok geerli olmal? O zamanlar, grnlerin ok tutarsz ol
masna ve insanlarn kimi durumlarda, gerekten yle olma
dklar ya da en azndan bu konuda (kendilerinin) gerekten ne
dndklerini bilmedikleri halde kararl inanszlar ya da
resmi dinin dmanlar gibi grnmelerine amamal.
Eski dinleri yenilerinden ok daha gevek klan bir baka
neden de, eskilerin szl gelenee, yenilerinse kitaba dayanma
sdr; eskilerin szl gelenekleri karmak, elikili, birok yer
lerde de phelidir; yle ki, herhangi bir kesin lt ya da kura
ma indirgenemez, onlardan belli bir inan-konular dizisi
karlamaz. Tanrlarn ykleri, tpk papac efsaneler gibi sa
yszd ve henen herkes bu yklerin bir blmne inanmakla

80
birlikte, hi kimse tmne birden ne inanabilir ne de hepsini bi
lebilirdi: oysa, ayn zamanda hibir blmn geri kalanndan
daha salam bir temele dayanmadn da herkes teslim etmi
olmal. stelik, ayr ayr kentlerin ve uluslarn szl gelenekleri
birok durumlarda birbirlerinin tam kartyd; ve birini tekine
yelemek iin hibir sebep gsterilemezdi. Geleneklerin her
hangi bir bakmdan kesinlikle desteklemedii sonsuz sayda
yk olduu gibi, en temel inan konularndan gevek ve sal
lantl uydurmalara hi farkna varlmadan geiliveriyordu.
Onun iindir ki, bir kimse pagan dinine yaklap da onu ya
kndan incelemeye kalksayd, bu din bir duman gibi gzden yi
tiverirdi. Saptanm dogma ve ilkelerle hibir zaman belirlene
mezdi. Bu durum, insanln ounu bylesine sama bir inan
tan dndrmemi olmakla birlikte, (insanlar ne zaman aklla
nacaklar ki?) onlarn ilkelerini srdrmekte daha bir ekingen
davranmalarna ve ayak srmelerine yol am, hatta belli bir
takm zihinsel eilimlerde kararl bir inanszlk grnmn
alan baz eylem ve grler yaratmasna yatkn olmutur.
Bunlara unu da ekleyebiliriz: pagan dininin masallar,
kendi balarna, hafif, kolay ve allm eylerdi; eytanlar, zift
denizleri ya da imgelemi pek dehete drecek daha baka
nesneleri yoktu. Mars'la Venus'un aklarn ya da Jupiter'in ve
Pan'n gnl maceralarn dnnce, kim glmsemez? Bu
b akmdan, -iirin arbal trleri iin biraz fazla hafifmerep
kalmayayd- paganla gerekten ozanca bir dindir, denebilir
di. ada saz airlerinin bu dini benimsediklerini gryoruz;
eskiler tapnmalarnn gerek nesnelerine kar ne denli rahatlk
ve saygszlkla davranyorlarsa, bunlarn hayal rn saydk
lar tanrlardan sz edileri de, onlara oranla daha byk bir ra
hatlk ve saygszlk tamyor.
Bir din sistemi bir halkn zihninde derin bir izlenim brak
mad diye, saduyulu btn insanlarca yadsnmtr ve eiti
min nyarglarna karn, kantlama ve akl yrtme yoluyla
kart ilkeler evrensel olarak yerlemitir karmn yapmak hi
de hakl olmaz. Bilmem ya, kart bir karm daha olas olabilir.

81
Herhangi bir tr boinan ne denli az taciz edici ve iddial
grnrse, insanlarn sknt ve tepkisini o denli az kkrtr
yahut onlar bu boinancn temeli ve kkeni konusunda soru
turmalar yapmaya o denli az srkler. Bu arada, her trl din
sel inancn anlay yetisi stndeki egemenliinin sallantl ve
belirsiz olduu, miza eitlerine bal kald ve imgelemi e
len o anki rastlantlara dayand apaktr. Arada yalnz bir de
rece fark vardr. Eskilerden biri, btn bir sylei boyunca
inanszlkla boinan arasnda yalpalayacaktr:69 yeni biri de,
oucas ayn biimde dnr, ancak dile getirdiklerinden
daha sakngan olabilir.
Lukianos, paganizmin en gln masallarna inanmayan
lar, halkn dinsiz ve inansz saydn bize aka anlatyor.70
Gerekten, hemeri ve adalarnn hepsi bu dine inanyor ol
masalard, bu sevimli yazar zeka ve alayclnn olanca g
cyle ulusal dine niin yklenirdi ki?
Livius da,71 yaad an genel inanszln, bugn her
hangi bir din adamnn yapabilecei kadar itenlikle ortaya
koymakta, fakat sonra da yine onun gsterebilecei kadar sert
likle, bu durumu knamaktadr. Bylesine zeki bir adam kan
drabilen bir boinancn, halkn hepsini de etkisi altna alma
mas nasl dnlebilir?
Stoaclar bilgelerine birok grkemli, hatta dine saygszl
a varrcasna yce sfatlar takmlardr: yalnzca o zengindi,
zgrd, krald, lmsz tanrlara eitti. Ama, onun ngr ve

69 Tacitus'un u ilgin szlerine baknz: "nsanlkla ilgili pek ok durumlarn


yan sra yeryznde ve gkyznde mucizeler, yldrmn uyarmalar, ge
lecein sevinli, zntl, ikircikli, ak sezgisi vardr. Nitekim, gvenli
imizi tanrlarn hibir zaman kendilerine dert edinmedikleri, bizi ceza
landrdklar Roma halknn urad daha korkun felilketler!e, daha da
doru belirtilerle kantlanmamtr." Hist. lib. i. 3. Augustus'un Neptu
nus'la kavgas ayn trden bir rnektir. mparator, Neptunus'un gerek bir
varlk olduuna ve denizlerin egemenliini elinde tuttuuna inanmasayd,
fkesi hangi temele dayanrd? nanyor idiyse, bu tanry daha da k
krtmak ne deliliktir? Quintilianus'un ocuklarnn lm nedeniyle sy
ledii szler hakknda da ayn gzlem yaplabilir. Kitap vi, nsz.
70 Philopseudes. 3.
71 Lib. x. cap. 40.

82
anlayta, herhangi bir kocakardan aa kalmadn eklemeyi
unutmulardr. nk, besbelli ki, bu tarikatn dinsel konular
da besledii duygulardan daha iler acs bir ey olamaz: sol ta
raftan bir kuzgun gaklarsa bunu iyi bir alamet sayan, ama ayn
taraftan bir karga sesi gelirse bunun uursuzluk iareti olduu
nu kabul eden halk arasnda yaygn biliciliklere ciddi ciddi ina
nrlar. Yunanllar arasnda, falclk ve biliciliin geerliliinden
phe eden tek Stoac, Panaitios'tu.72 Marcus Antoninus da, uy
kusunda tanrlarn kendisine birok tler verdiini anlatmak
tadr.73 Epiktetos'un kargalarn, kuzgunlarn ne dediklerine
nem vermeyi yasaklad dorudur; ama doruyu syleme
diklerinden deil, kafamzn krlacandan ya da malmz
mlkmz yitireceimizden baka bir eyi nceden syleye
medikleri iin; bunlarsa, Epiktetos'a gre bizi hi ilgilendirmez.
Bylelikle, Stoaclar dinsel bir boinanca felsefi bir coku
katmlardr. Zihinlerinin gc hep ahlaktan yana eildii iin,
dine hi ynelmemitir.74
Platon'a gre75 Sokrates, kendisine yneltilen dinsizlik su
lamasnn, tmyle, Satumus'un babas Uranus'u hadm ebnesi
ve Jupiter'in Satumus'u tahtndan indirmesi gibi masallar yad
smasndan ileri geldiini aklamtr: ama daha sonraki bir di
yalogta,76 Sokrates ruhun lmszl retisinin halkn genel
kans olduunu itiraf eder. Bunlarn arasnda bir eliki var
m? Var elbette: fakat eliki Platon'da deil, halktadr - genel
olarak dinsel ilkeleri her zaman en uyumsuz paralardan olu
an halkta, zellikle de, boinanlarn kolayca ve rahatlkla
ilerine ileyebildii bir ada. 77

72 Cicero de Divin. lib. i. cap. 3 et 7.


73 Lib. i. 17.
74 Stoaclarn resmi dine ok da bal olmadklarn kabul ederim; fakat bu
rneklerden, hayli ileri gittikleri grlyor: halksa hi kukusuz, sonuna
dein gitmitir.
75 Euthyphron 6.
76 Phaidon.
77 Ksenophon'un, kendi anlatt tutumu, hem insanln o alardaki genel
safdilliinin, hem de insanlarn btn alarda dinsel sorunlar hakkndaki
grlerinin tutarszlnn tarhlmaz bir kantdr. Bu byk komutan ve

83
Kendi ailesi iinde sofu bir dindar gibi grnmeye alan
Cicero, resmi bir mahkemede gelecek yaam (br dnya)
retisini hi kimsenin umursayamayaca gln bir masal diye
ele almaktan ekinmemitir.78 Sallustius,79 Caesar'n ak bir se
nato oturumunda ayn yolda konutuunu anlatr .sa

filozof (Sokrates'in rencisi olan, aynca tanrsal varlk stne en ince duy
gulardan kimini dile getirmi bulunan filozof) baya, pagan boinancnn
aada sralanan btn belirtilerini gsterir. Kyros sefere kmadan, Sokra
tes'in d zerine, Delphoi'daki biliciye danmtr. De exped. Jib. iii. s.
294, ex edit. Leuncl. Generallerin yakalandnn ertesi gece bir rya
grmtr: buna byk nem verir, ama anlamn belirsiz bulur. d. s. 295.
O ve btn ordu, haprmay ok hayra alil.met saymaktadr. d. s. 300.
Centrites nehrine varnca bir baka rya daha grmtr, general arkada
Khirosphos da buna byk nem verir. d. lib. iv. s. 323. Souk ve Kuzey
rzgarndan sknt eken Yunanllar, ona kurban keserler; tarihimiz rz
garn hemen dindiini gzlemler. d. s. 329. Ksenophon bir koloni kurup
kurmamaya karar vermeden nce, gizlice kurbanlara bavurmaktadr. Lib.
v. s. 259. Kendisi ok usta bir bakcdr. d. s. 361. Ona nerilen ordu bako
mutanln reddetmesini kurbanlar belirlemitir. Lib. vi. s. 273. Bunu ok
isteyen Spartal Kleandros da, ayn sebeple, komutanl reddeder. d. s.
392. Ksenophon, Kyros'la ilk karlat zaman yaplan yorumuyla birlikte
eski bir ryay anmaktadr. s. 373. Herakles'in cehenneme indii yeri de
inanarak anmakta ve izlerinin hil.lil. durduunu sylemektedir. d. s. 375.
Fallarn uygun gstermedii bir anda, orduyu alana sreceine, neredeyse
alktan kracaktr. d. s. 382, 383. Arkada, bakc Euklides, kurban kesip
de Exta'ta gerei ayan beyan grnceye dek, onun seferden parasz dn
dne inanmaz. Lib. vii. s. 425. Atina'nn gelirlerini arttrmak iin bir
maden tasars n.eren ayn filozof, onlarn nce bakcya danmalarn sa
lk vermektedir. De rat. red. s. 392. Btn bu ballklarn, politika amacyla
giriilmi bir oyun olmad, hem olgularn kendilerinden, hem de ikiyz
llkle pek bir ey ya da hibir ey kazanlamayan o an havasndan bel
lidir. stelik Ksenophon, Memorabilia'sndan anlald gibi, o zamanlar
bir eit din sapknyd ki, politikaya ball olan bir kimse hibir zaman
byle deildir. Ariuscu ya da Socinuscu olan Newton, Locke, Clarke ve
bakalarnn, ayn sebeple, inanlarnda gayet itenlikli olduklar kansn
daym. Bu filozoflarn mutlaka ikiyzl olmalar gerektiini ileri sren
kimi saygszlara karda, her zaman bu kant gsteririm.
78 Pro Cluentio, cap. 61
79 De bello Catilin. 51.
80 Cicero (Tusc. Quaest. lib. i. cap. 5, 6), Seneca (Epist. 24) ve de Juvenal
(Satyr. 2. 149), ozanlarn gelecek yaamyklerine inanacak kadar safdil
hibir ocuk ya da kocakar bulunmadn ne srerler. yleyse,Lucretius
bizi bu korkulardan kurtard diye,niin ustasn yle ok yceltiyor? Belki,
o zamanlar insanlarn ounluunu, gen ve salklyken bu ykleri
gln bulmasna karn, yalanp da sa solu aksamaya balaynq bun
larn doru olduklarndan kayg duymaya balayan -Platon'daki- Kepha-

84
Fakat btn bu taknlklarn halk arasnda toptan ve ev
rensel bir dinsizlik ve skeptiklik bulunduu anlamna gelme
dii yadsnamayacak kadar aktr. Ulusal dinin baz blmleri
insanlarn zihinlerinde geveke ilitirilmi olarak durmakla
birlikte, baka blmlerine daha yakndan balanmlard:
skeptik filozoflarn balca ii de, bunlarn berikiler kadar te
melsiz olduunu gstermekti. Cotta'nn tanrlarn doal yaps
stne syleilerindeki hneri, ite budur. Taminanllar genel
olarak inanlan daha arbal yklerden, yava yava herke
sin gln bulduu daha hafiflerine doru srerek, tanrlardan
tanralara, tanralardan perilere, perilerden cinlere ve gulya
banilere, btn mitoloji dizgesini rtmektedir. Onun ustas
Karniades de, ayn akl yrtme yntemini uygulamt. 81
Tm olarak bakldkta, szl gelenee dayanan, mitolojik bir
dinle sistematik, skolastik bir din arasnda en byk ve en ok
gze batan iki fark vardr: bir kere, beriki, yalnzca, ne denli te
melsiz olursa olsun, ak bir samalk ve arpc bir eliki
iermeyen, bir ykler kalabalndan olutuu iin, oucas
daha akla yakndr; sonra da, teki kadar evrensel yaygnlkta
olsa da, bereket versin, insanlarn zihninde ylesine rahat ve
hafif durur ki, duygularda ve anlkta hi de onunki gibi derin
izler b rakmaz.

los'un durumundayd. Bunm', gnmzde bile pek olaand olmadn


gzlemleyebiliriz.
81 Sextus Empiricus, advers. Mathem. lib. ix. 429.

85
ON NC KESM

HALK ARASINDA YAYGIN,


HER K TRDEN DNLERDE
TANRISAL DOCA STNE DNE AYKIRI
TASARIMLAR

nsanlarn ilk dini, balca, gelecek olaylar hakknda duyu


lan kaygl bir korkudan kaynak almtr. nsanlarn herhangi
bir trden kasvetli vesveseler iindeyken, grnmeyen, bilin
meyen gler stne doal olarak ne gibi fikirler besleyecekle
riyse kolaylkla dnlebilir. ster istemez her eit alma,
sertlik, zulm ve ktlk imgesi ortaya kacak ve bunlar, a
rp kalm dindar bask altnda tutan rknt ve deheti
arthracaktr. rk bir kez zilini sarnca da, etkin hayal gc,
dehetin kaynaklarn daha da oaltr; te yandan, bizi ev
releyen o kopkoyu karanlk yahut daha kts, o belli belirsiz
pldayan uk tanrsal heyulalar dnlebilecek en korkun
grnmler altnda gsterir. Ve bu dehete dm dincilerin
kendi tanrlarna hi yrekleri szlamadan hemen yaktrmaya
caklar hibir sapk ktlk fikri tasarlanamaz.
Bir adan baklnca, dinin doal durumu, ite byle g
rnyor. Fakat te yandan, btn dinlerde zorunlu olarak yer
alan ve bu korkularn ta kendilerinin sonucu olan vg ve poh
pohlama havasn dnrsek1 buna tam kart bir dinbilim
dizgesinin egemen olmasn beklememiz gerekir. Her erdem,
her stnlk, tanrsal varla yaktrlacak1 onun sahip olduu
yetkinliklere erimek iin hibir abartma yeterli saylmaya
caktr. Ar vg yolunda yeni ne bulunsa, herhangi bir ka
ntlamaya yahut olguya bakmakszn1 hemen benimsenecektir:
tapnma ve ibadetimizin yneldii kutsal nesneler stne bize
daha grkemli fikirler vermelerinin, bunlar yeterince dorula
d kabul edilir.
Onun iindir ki, bu noktada, insan doasnn dini etkileyen
ayr ayr ilkeleri arasnda bir eit eliki vardr. Doal korku-

86
larmz, eytanca ve kt yrekli bir tanrsal varlk kavram or
taya koyar: yaltaklanma eilimimizse, bizi stn ve kutsal bir
varl kabul etmeye gtrr. Ve insan anlaynn farkl du
rumlarna gre, bu kart ilkelerin etkisi trl trldr.
Erk ve bilgi stne kapsaml fikirler oluturamayan Afrikallar
ve Hintliler, hatta Japonlar gibi pek barbar ve bilisiz uluslarda, kt
yrekli ve tiksindirici olduunu itiraf ettikleri bir varla taplabilir;
ama belki, onun hakkndaki bu yarglarn herkesin nnde ya
da yaknmalarn iittiini dndkleri tapnanda dile getir
mekten saknabilirler.
Tanr hakknda byle kaba, yetkinsiz fikirler btn puta
tapclarda uzun zaman srp gitmitir; Yunanllarn kendileri
nin de, bunlardan hibir zaman bsbtn kurtulmu olma
dklar gvenle sylenebilir. Ksenophon82 Sokrates'i verken,
bu filozofun tanrlarn kimi eyleri bildiklerini, ama kimi eyleri
b ilmediklerini kabul eden sradan gr paylamadn belir
tir: O, tanrlarn her eyi -yaplan, sylenen, hatta dnlen
her eyi- bildiklerini ileri srmtr. Fakat, bu onun yurtta
larnn anlaynn ok stnde kalan bir felsefe gr olduu
iin,83 halk tapnaklarnda tapt tanrlar, kitaplarnda olsun,
konumalarnda olsun byk bir itenlikle sulamsa, buna da
amamamz gerekir. zellikle, Herodotos'un birok blm
lerde tanrlara -aalk ve eytanca bir doaya en ok yaka
cak bir duygu olan- laseti yaktrmaktan hi ekinmedii
gzlemlenebilir. Tanrlara yorulan eylemler en barbarca ve tik
sindirici eyler olduu halde bile, kamusal tapnmalarda sy
lenen pagan ilahilerinde vg szlerinden baka bir ey yoktu.
Ozan Timotheos, Diana'ya, iinde, bu zalim ve gelge hevesli
tanrann btn eylem ve sfatlarn en byk vglerle sra
lad bir kaside sylerken, hazr bulunanlardan biri, Dilerim,
senin kzn da, demi, ku tlad tanrsal varlk gibi ols m.84

82 Memorabilia lib. i. 1, 19.


83 Lukianos'tan rendiimize gre, tanrlarn varlnn yalnzca gkyzyle
snrl kalmayp her yere yaylm olmas, son derece olaanst bir felsefi
paradoks saylmtr. Hernwtimus sive De sectis, 81.
84 Plutarch, de Superstit. 10.

87
Fakat insanlar tanrsal varlk stne fikirlerini daha da
yceltirlerken, yetkinletirilen, tanrnn gc ve bilgisi hakkn
daki tasarmlardr -yoksa, iyicillii hakkndaki tasarmlar
deildir. Tam tersine, bilgisinin ve yetkesinin varsaylan geni
liiyle orantl olarak, ondan duyduklar dehet de doallkla
artar; hibi gizlenmenin kendilerini tanrnn gznden sakla
yamayacama, gnllerinin en iinde bile olanlar, tanrnn
ayan beyan greceine inanrlar. Bu durumda, aka, herhangi
bir sulama ve knama duygusu oluturmamaya dikkat etmeli
dirler. Yalnzca alklamal, vecd ve coku duymaldrlar. Ka
ramsar korkularyla, tanrya yle hareketler yaktrrlar ki,
bunlar bir insann yapmas byk bir su olurdu- yine de, ona
ynelilerinde bu hareketleri vg ve hayranlkla anmaktan
geri durmamalar gerektiini dnrler. Dolaysyla, yaygn
dinlerin sradan inanllarnn anlaylarna bakarak, gerekte
bir tr cincilik olduu gvenle sylenebilir; tanrsal varlk g
ve bilgice yceltildii oranda, gzleri kamam hayranlar ona
ne trl vgler bulup syleseler de, iyilik ve iyicillikte doal
olarak daha aalara indirilmektedir. Putatapclar arasnda,
sylenen szler sahte olabilir ve gizlice beslenen gr yalan
layabilir: Fakat daha yksek dinciler arasnda, grn kendisi
bir eit sahtelie brnmtr ve i duyguyu yalanlar. Gnl,
byle zalim ve acmasz alclklar gizliden gizliye knar;
fakat yarg yetisi, onlar yetkin ve hayran olunas bulduunu
sylemekten baka bir eye cesaret edemez. Bu i mcadelenin
acs da, o mutsuz boinan kurbanlarnn ekedurduklar b
tn teki korkulara da eklenip onlq.r artrr.
Lukianos, bir gen adam anlatmaktadr:85 bu gen adam
Homeros ya da Hesiodos'tan tanrlarn tarihini okumu ve on
larn kendi aralarnda blnmelerinin, savamalarnn, adalet
sizliklerinin, [nikah dmeyecek] yakn akrabalaryla yatp
kalkmalarnn, zina etmelerinin ve daha baka ahlakszlkla
rmn ylesine vldn grmtr ki, sonradan dnyaya

85 Necyomantia, 3.

88
dnp de, stn varlklara yaktrmay rendii ayn eylem
lerin yasalarca cezalandrldn gzlemleyince ok armtr.
Daha sonraki baz dinlerin bize sunduklar tasarmlarla, c
mertlik, yumuaklk, yantutmazlk ve adillik stne bizim ken
di doal fikirlerimiz arasndaki eliki belki daha da byktr;
ve bu dinlerin iimize sald dehetin oalmas orannda, tan
rsal varlkla ilgili olarak oluturulan barbarca tasarmlar da
oalr.86 nsan davranlarn yarglaymzda, ahlakn gerek

86 Tanrsal bir varhk olan Bakkhos, pagan mitolojisinde dansn ve tiyatronun


bulucusu diye gsterilir. Hatta, seyirlik oyunlar, eskilerde kamusal
tapnmann bir parasyd ve kzgn tanrlar yattrmak iin, ou kez, afet
zamanlarnda oynanrd. Fakat daha sonraki alarda, tanrlk kiiler tara
fndan din gayretiyle yasaklanmtr; bilgin bir din adamna gre de, tiyat
ro binas cehennemin sundurmasdr.
Fakat, bir dinin, tanrsal varl eskilerce gsterildiinden daha ah
laksz ve sevimsiz gstermesinin mmkn olduunu daha ak bir biimde
ortaya koyabilmek iin, beenisi ve imgelemi olan ve hi kukusuz, H
ristiyanla dman gzle bakmayan bir yazardan uzun bir para aktara
cam. Bu yazar, Chevalier Ramsay'dr: doru yoldan ayrlmamak iin
kendisinin yle vlesi bir eilimi vardr ki, dinsizlerin en ok akllarm
taktklar kutsal leme, ruh gm ve kefaret gibi retilerde bile hi
glk ekmez: yalnz bol bol nasip ald anlalan insancll, sonsuza
dek cezalandrma ve alnyazs [nceden takdir] retilerine bakaldrmak
tadr. Chevalier Ramsay yle diyor: "Bir Hintli ya da inli filozof, kutsal
dinimizi ada dinsiz/erimizin ve btn mezheplerden ikiyzl din bil
ginlerinin onun hakknda verdii erevelere gre deerlendirseydi, kim
bilir ne garip fikirlere sahip olurdu? Bu inansz alayclarn ve safdil karala
mac/arn kt ve pek baya sistemlerine gre, 'Yahudilerin Tanrs son de
rece zalim, adaletsiz, yantutucu ve aklna eseni yapan bir varlktr. Aa
yukar 6000 yl nce, bir erkekle bir kadn yaratm, onlar Asya' da, bugn
hibir kalnts bulunmayan gzel bir baheye yerletirmitir. Bu bahe, her
eit aalar, pnarlar ve ieklerle bezeliymi. Tanr onlara, bu gzel
bahenin -bir tanesi dnda- btn yemilerinden yararlanma izni vermi;
yasaklad yemii onlar srekli bir beden ve ruh sal ve canll iinde
tutacak, doal glerini yceltecek, onlar bilge klacak gizli bir nitelik
yayan aa da tekilerin ortasndaym. eytan bir ylann vcuduna
girmi ve ilk kadn bu yasak yemiten yemee kkrtm, kadn da
kocasna ayn eyi yaptrm. Bu kk merakla doal yaam ve bilgi
isteini cezalandrmak iin, Tanr yalnz ilk atalarmz cennetten atmakla
kalmam, onlarn btn ocuklarn (ve ocuklarnn ocuklarn vb.)
yeryznde mutsuzlua, aralarndan byk bir ounluu da sonsuza dek
aclara mahkum etmi:tir; hem de, bu masum ocuklarnn ruhunun Nero'
mn ve Muhammed'in ruhlaryla nasl ilikisi yoksa, Adem'in ruhuyla da
ylece ilikisi olmad halde - nk, skolastik samaclara, masalclara ve
mitologlara gre, btn ruhlar lekesiz olarak yaratlr ve oulcuk [cenin]

89
i l k , k r i i , l 1 1 l k"lrin toplumun varoluu iin mutlak bir zorun
l u l u k Lrn n a s ndan baka hibir ey bozulmadan koruyamaz.
Eer, genel anlay, hkmdarlar zel kiilerin yaamlarn

oluur olumaz, hemen lml bedenlere alanr. Tanr barbarca ve yantu


tucu nitelikteki almyazs ve cezalandrma buyruunu gerekletirmek iin,
kendi halk olarak setii belirli bir ulustan baka btn uluslar karanlk,
putatapclk ve boinanlar iinde brakmtr. Oysa, bu seilmi ulus,
btn uluslarn en budalas, en nankr, en dik kafals ve en hainiydi.
Tanr bylelikle, btn insanln byk ounluunu 4000 yla yakn bir
sre pek kt bir durumda tuttuktan sonra, birdenbire fikrini deitirmi
ve Yahudilerin yan sra baka uluslara da sevgi duymaya balamtr.
fkesini yattrmas, alc adalet isteini doyurmas ve gnah ba
latmak iin lmesi amacyla, babas olduu biricik olunu bir insan.
biiminde yeryzne gndermitir. Fakat bu mutuyu (ncil'i) ok az ulus
duymutur; btn tekiler, stesinden gelemeyecekleri bir bilisizlik iinde
braklmalarna karn, ayrksz ve herhangi bir balanna umudu ol
makszn lanetlennilerdir. Duyanlarn ouysa, ancak Tanr hakkndaki
baz kurgusal kavramlarm ve tapnnann baz d biimlerini deitirmi
lerdir: nk baka bakmlardan Hristiyanlarn byk blm, ahliika,
insanln geri kalan kadar bozuk olmaya devam etmitir - hatta, onlar
daha ok aydnlatldklar iin, sapklk ve sular da daha byk saylr.
Btn teki Hristiyanlar -belki ok az saydaki sekinin dnda- tpk pa
ganlar gibi, sonsuza dek lanetlenecekler, onlar iin yaplan byk zveri
boa kacak ve etkisiz kalacaktr; Tanr onlarn strap ve kfrlerinden
sonsuza dek haz duyacaktr; istese bir buyruuyla yreklerini deiti
rebilecei halde, onlar yine de sonsuza dek doruya dnmeden ve dn
drlmez olarak kalacaklardr, nk Tanr sonsuza dek yattrlmaz ve
uzlatrlmaz olacaktr. Btn bunlarn Tanr'y kt kld, onu ruhlar
seven bir varlk olma yerine, ruhlardan nefret eden bir varlk, zlerin
tmerkli, iyicil babas olma yerine, zalim, alc bir tiran, erksiz ya da ga
zapl bir cin haline getirdii dorudur: ama btn bunlar bir gizem
oluturur. Tutumunun aklla eriilemeyecek gizli sebepleri vardr; Tanr her
ne kadar adaletsiz ve barbar grnyorsa da, biz tam tersine inanmalyz:
nk bizde adaletsizlik, su, zulm ve en kara ktlk olan ne varsa,
onda adalet, merhamet ve en stn iyiliktir.' te, inansz dinsizler, Yahu
dilie ynelik Hristiyanlar ve kaderci din bilginleri kutsal inancmzn y
ce gizemlerini byle bozmu ve onursuzlua drmlerdir; iyi ve k
tnn niteliini byle kartrmlardr; insanlar arasnda en korkun
sular neler meydana getiriyorsa, onlar sonsuz doaya yetkinlikler diye
yaktrmakla, tutkularn en acayiplerini tanrsal niteliklere dntrm
ve kfrde paganlar gemilerdir. Kaba paganlar ehvet, fcur ve zinay
tanrlatrmakla yetinmilerdi; alnyazc din bilginleriyse zulm, gazab,
fkeyi, kingdcl ve btn en kara ktlkleri tanrsallatrmlar
dr." Chevalier Ramsay'n Philosophical principles of natura! and revealed
religion (Doal ve Vahiye Dayanan Dinin Felsefi lkeleri) kitabna baknz,
Ayrm ii, s. 401.

90
dzenlemek gereken ahlak sisteminden bir lde bak tuta
biliyorsa, sfatlar, grleri ve doal yaplar bizden tmyle
gizli kalan bu stn varlklar iin, haydi haydi yle olur. Tan
rlarn kendilerine zg adalet kurallar vardr. 87 (Sunt superis
sua juna.)

ON DRDNC KESM

YAYGIN DNLERN AHLAK STNDEK


KT ETKS

Bu noktada, insann doal yapsn aratrmalarna konu


alanlarn dikkatine deebilecek bir gzlemde bulunmaktan
kendimi alamayacam. Tanrsal varl iin yapt szel tanm
ne denli ince olursa olsun, her dinde, mminlerin birounun,
belki de ounluunun, hala, tanrnn kayrasm erdem ve iyi
ahlak gstererek deil -oysa yetkin bir varln gznde yal
nzca bunlar makbul olurdu- ya sanasapan gzetmenlerle,
lsz abalarla, cokun vecdlerle ya da gizemli ve anlamsz
grlere bel balamakla salamaya alt kesindir. Sadder'in
olsun, Tevrat'm olsun en kk bir blm ahlak kurallarndan
olumaktadr; urasna emin olabiliriz ki, her zaman en az uyu
lan ve saylan da bu blm olmutur. Romallar, balarna bir
felaket gelince, hibir zaman, ektikleri aclarn kendi ktlk
lerinden ileri geldiini dnmez, piman olmay, dzelmeyi

Ayn yazar, baka yerlerde de, Arminiusu ve Molinac tasarmlarn, bu


sorunu dzeltmek bakmndan pek az ie yaradm sylemektedir: by
lelikle, kendisini Hristiyanln kabul edilmi btn mezheplerinin d
nda braknca, kendisi bir sistem ileri srmek zorunda kalmaktadr - bu,
bir eit Origenusuluktur ve gerek insanlarn gerekse hayvanlarn ruh
larnn nceden varolduunu ve btn insanlarn, hayvanlarn, eytanlarn
doruya dn ve sonsuz kurtulua ulama yolunun ak olduunu var
saymaktadr. Fakat, Chevalier Ramsay'n kendine zg bu anlayn irde
lememiz gerekmez. Ben bu zeki yazarn grlerini pek ilgin buldum,
ancak bunlarn doru olduklarm onaylyor deilim.
87 Ovid. Metan. lib. ix. 499.

91
akllarna bile getirmezlerdi. Kendilerinin, hrs ve tamahlaryla
yeryzn krp geiren, zengin uluslar yoksullua ve dilenci
lie dren, btn dnyann ba soyguncular olduklarn hi
dnmezlerdi. Yalnzca bir kapya ivi akmak iin bir dik
tatr yaratmlard;88 fkelenen tanrlarn bu yolla yeterince
yattrdklarna inanyorlard.
Aegina' da, fesat hazrlayan bir parti, hemerilerinden yedi
yzn barbarca ve haincesine katletmi ve fkesini ylesine
ileri gtrmt ki, tapnaa kaan bir zavallnn kapya sarlan
ellerini keserek onu da kutsal yerden karm ve hemen ldr
mlerdi. Herodotos,89 Bu dinsizce davranla (teki pekok za
limce ldrmelerle deil), demektedir, tanrlar gcendirdiler ve
balanmaz bir su ilediler.
Hatta, hi olmayan bir eyin olduunu varsaysak, ahlak
llktan baka hibir eyin tanrsal kayraya eriemeyeceini
aka belirten bir dinin bulunduunu, her gn verecekleri va
azlarda ve btn inandrclk sanatlaryla bu gr yaymak
iin bir rahip takmnn oluturulduunu dnsek bile, halkn
nyarglar ylesine kklemitir ki, baka bir boinan bula
madklar iin, dinin zn erdem ve iyi ahlakllkta grecek
lerine, bu vaazlar dinlemekte bulacaklardr. Zaleukos'un yasa
larnn yksek deerli nsz,90 bilebildiimiz kadaryla, Lokri
lilere, tanrsal varl benimseme yollar bakmndan bildikle
rinden daha salam kavramlar esinlememitir.
yleyse, bu gzlem evrensel olarak geerlidir; ama yine de
aklanmas biraz zordur. insanlarn her yerde, tanrlarn ken
dileriyle benzemeye alalttklarn ve onlar, bir lde daha
gl ve zeki olmakla birlikte, nnde sonunda bir tr insan
saydklarn gzlemlemek yetmez. Bu, gl ortadan kaldr
myor. nk, doal aklyla dnerek, erdem ve drstln
herhangi bir kimsenin tayabilecei en deerli nitelikler oldu
u sonucuna varmayacak kadar budala bir insan yoktur. Ayn

88 Buna, Dictator clavis figendae causa denirdi. T. Livii: 1. vii. c. 3.


89 Lib. vi. 91.
90 Bu metin, Diod. Sic. lib. xii, 120'de bulunmaktadr.

92
duyguyu niin tanrsal varlna yaktrmasn? Niin dinin t
mn ya da balca blmn, bu zelliklerden oluturmas n?
Ahlaka uyarak yaamak, boinanlara gre yaamak .
daha gtr, onun iin reddedilir, demek de doyurucu bir b l
olamaz. nk, Brahman'larn ve Talapoin'larn [Budist rah i p ,
lerin] ar tvbeleri yle dursun; Trklerin oucas yln en
scak aylarnda ve dnyann en scak iklimlerinin kimilerinde,
gnein douundan batmasna kadar yiyip imedikleri Rama
zan' da, hi kukusuz, en kt yrekli ve insanlk yoksunu
kiiler iin bile, herhangi bir ahlak devinin yerine getirilmesin
den daha g olmal. Moskoflarn drt perhizi ve kimi Katolik
lerin ileleri, katlanlmas, alakgnlllk ve iyicillikten daha
g eyler gibi grnyor. Ksacas, ne kadar az uygulasalar: da,
insanlarn balandklar btn erdemler gzeldir: btn lbo
inanlarsa, her zaman iren ve ar yklerdir.
Belki, yle bir aklama, sorunun gerek zm diye
kabul edilebilir. Bir kimsenin bir arkada ya da ana baba olarak
yerine getirdii devler, iyilik ettii kiiye ya da ocuklarna
yalnzca borcu saylabilir - btn doa ve ahlak balarn ko
parmadan, bu devlerini yerine getirmezlik de edemez. Gl
bir eilim onu bunlar yapmaya itiyor olabilir: bir dzen ve ah
laki ykm duygusu da bu doal balara eklenir: ve drst
insan, gerekten erdemliyse, kendini zorlamadan ya da herhan
gi bir aba gstermeden devine bakar. Kamu ruhu, evlatlk
devi, lllk ya da drstlk gibi, daha kat olan ve ln
meye daha ok dayanan erdemler asndan bile, ahlaki ykm,
bize kalrsa, bir sevap ileme sorunu deildir; erdemli davran,
bizim topluma ve kendimize borcumuzdan te bir ey sayl
maz. Boinanl bir insan, btn bunlarda, tanrs iin gereince
yapt ya da kendisine tanrsal kayra ve korumay zellikle
hak ettirebilen herhangi birey grmez. Tanrya hizmet etmenin
en doru ynteminin onun yarattklarnn mutluluunu sa
lamak olduunu aklna getirmez. Srekli olarak duyduu kor
kulardan kurtulmak iin, hala, stn Varla daha dolaysz bir
hizmet yolu arar. Ve ona, yaamda hibir ie yaramayacak ya

93
_
- - - - - - "" " u cn<,tue zeaeeyecek ne y ap-
mas salk verilse; bunu hangi nedenlerden tr kesinlikle red
detmesi gerekiyorsa, tam o nedenler dolaysyla bir o kadar he
ves gstererek benimser. Herhangi bir baka drt ya da d
ncenin karmasndan ileri gelmedii iin, bu ona daha katk
sz olarak dinsel grnr. Ve bunun uruna, rahatlk ve huzu
rundan birok fedakarlklar yaparsa, ortaya koyduu aba ve
ballk orannda, liyakat iddias, kendi gznde daha da b
yr. dn ald bir paray geri verirken ya da bir borcunu
derken, tanry gz nnde tutmaz; nk evrende bir Tanr
olmasayd da, gerek O, gerek baka biroklar, bu adil hareketle
ri ister istemez yapacaklard. Fakat bir gn oru tutarsa ya da
kendi kendini bir temiz krbalarsa, bu, onun gznde, do
rudan doruya Tanrya hizmet yolunda bir itir. Baka hibir
drt, onu kendisine kar byle sertliklere zorlayamazd.
Ballnn bu belirgin iaretleriyle imdi tanrsal kayray sa
lamtr; buna karlk da, artk, bu dnyada koruma ve g
venlik, brndeyse sonsuz mutluluk bulmay umabilir.
Bu nedenledir ki, birok durumlarda, en byk sularn
boinanca dayal bir sofuluk ve balanmayla uzlaabilir olduu
grlmtr: bu nedenledir ki, bir kimsenin dinsel devlerini
yerine getirmekteki cokunluk ya da titizliinden hareketle -
kendisi bunlar itelikle yaptna inansa bile- onun ahlakl
olduu yolunda kesin karmlarda bulunmak, hakl olarak,
gvenilemeyecek bir ey saylmaktadr. Hatta, en kara gnah
larn boinanl korkular uyandrmaya hayli yatkn olduu ve
dinsel tutkuyu oaltt gzlemlenmitir. Btn Kartaca sena
tosunu ldrmek ve lkesinin zgrlklerini kendi eline ge
irmek iin bir fesat dzeni kuran Bomilcar, durmadan uurlu
iaretleri ve fallar kollad iin frsat karmtr. Bir eski
tarihinin91 bu olay dolaysyla belirttii gibi, En canice ve en teh
likeli giriimlere atlanlar, oucas en boinanl kiilerdir. Sofuluk
lar ve inanlar, korkular orannda artar. Catilina ulusal dinin

91 Diod. Sic. lib. xx. 43.

94
yerlemi tanrlar ve benimsenmi trenleriyle yetinmemiti:
duyduu endie ve dehet, kendisini bu trden yeni yeni eyler
uydurmaya gtrmt92 - oysa, lkesinin yasalarn dinleyen
iyi bir yurtta olarak kalsayd, muhtemelen bunlar hayalinden
bile geirmezdi.
Buna unu da ekleyebiliriz: sular ilendikten sonra, ar
dndan pimanlklar ve iin iin dehet duygular gelir; bunlar
zihne rahat-huzur brakmaz, onu kabahatlerinin kefareti olarak
dinsel ayin ve trenlere bavurmaya zorlar. i yapy zayflatan
ya da onun dzenini bozan her ey, boinanlarn yararna a
lr: bizi ya kt sonulu, zc rastlantlardan koruyan ya da
bize onlara dayanmay reten yiite, kararl bir erdem kadar
boinanlar iin ykc bir ey yoktur. Zihnin gnei byle sakin
d srece bu sahte tanrsal varlk heyulalar hibir zaman
kendilerini gstermezler. te yandan, rkek ve endieli gnl
lerimizin dinginlenmemi doal arlarna kendimizi brakr
sak, stn Varla, bizi kkrtan korkular yznden her trl
barbarl, onu yattrmak iin setiimiz yntemlerden tr
de her trl gelge heveslilii yaktrrz. Barbarlk, gelge heves
lilik: adna byle denmese de, bu niteliklerin yaygn dinlerdeki
tanrlarn egemen karakteri olduunu evrensel olarak gzlem
leyebiliriz. Rahiplerin bile, insanlarn bu sapk dncelerini
dzeltecek yerde, onlar daha beslemeye ve gelitirmeye tene
olduklar ou kez grlmtr. Tanr ne kadar mthi diye
gsterilirse, insanlar onun rahiplerine o kadar boyun bker ve
szlerini dinlerler: Tanr'nn makbul sayacaklar ne kadar
aklanlmaz olursa, doal aklmz bir yana brakp onlarn ru
hani klavuzluk ve yneltilerine teslim olmamz o kadar zo
runlu olur. Dolaysyla urasn kabul edebiliriz ki, insanlarn
uydurmalar bizim bu tr doal kusurlarmz ve aklszlk
larmz arttrabilir, ama hibir zaman onlara kaynaklk etmez.
Kkleri, zihnin daha derinliklerindedir; insan doasnn z ve
evrensel niteliklerinden doarlar.

92 Cic. Catil. i. 6; Sallust. de bello Catil. 22.

95
ON BENC KESM

GENEL SONU

Yaban ve eitim grmemi insanlarn aklszl, doann


ylesine yakndan bildikleri belirgin yaptlarna bakp da e ge
men bir yaratc grmeyebilecekleri kadar byk olmakla bir
likte, iyi anlayl herhangi bir kimsenin bir fikri bir kez kendisi
ne anlatlnca, yadsmas pek olanakl grnmyor. Her eyde
bir maksat, bir niyet, bir tasar olduu besbellidir; kavraymz,
bu akla yakn sistemin ilk ortaya kn dnebilecek lde
genileyince de, en gl bir inanla btn bunlarn zeki bir
nedeni ya da yaratcs olduu fikrini benimsememiz gerekir.
Evrenin tm atsnn her yannda geerli olan tekbiimli kural
larsa, bizi, zorunlulukla deilse bile doallkla, eitimin n
yarglarnn bylesine akla yakn bir kurama kar kmacl
yerlerde, bu zekay tek ve blnmemi olarak dnmeye g
trr. Doadaki kartlklarda, kendilerini her yerde gstererek,
ne denli aklanlmaz ve kavranlmaz olursa olsun, tutarl bir
tasarn varln kantlar ve tek bir erek ya da niyeti belgitlerler.
yi ile kt her yerde iie girmi ve karmtr: mutluluk
la mutsuzluk, bilgelikle aklszlk, erdemle fenalk da [yledir].
Hibir ey katksz ve tek para halinde deildir. Btn yarar
larn yan sra sakncalar da gelir. Varln ve varoluun btn
durumlarnda, ekilen aclar karlayacak evrensel bir denk
letirici e vardr. En ban alp giden hayallerimiz, tmyle
istenilir nitelikte bir durak ya da durum fikrini oluturamaz.
Yaamn kadehi, ozann imgeleyiine gre, her zaman Jupiter'in
iki elindeki kaplardan karlarak doldurulur: eer arada bir ka
tksz bir kadeh sunulmusa, ayn ozann dedii gibi, yalnzca
sol eldeki kaptan doldurulmutur.
Bize azck ayrlan herhangi bir iyilik ne denli nefisse,
onunla birlikte gelen ktlk de o denli keskindir - bu evrensel
doa yasasnn pek az ayr bulunur. En diri akl delilie kom
udur; sevincin en yksek belirimleri en derin h,znler dou-

96
rur; insan en ok kendinden geiren zevklerin yan sra en za
lim bitkinlikler ve tiksintiler gelir; en gnl okayc umutlar el"I.
ac hayal krklklarna yol aar. Ve genel olarak, her eyde ola
bildiince bir aleladelik ve bir eit duyarszlk salayan ortac
ve lml tutum kadar gvenli (nk mutluluu hayal bile et
memek gerekir) hibir yaam yolu yoktur.
Tanrcln gerek ilkelerinde iyi, byk, yce ve insan
kendinden geirici olan eler belirginlikle bulunduuna gre,
doayla yaptmz benzetmeye dayanarak, dinsel hayal ve
yapntlarda, aalk, sama, adi ve korkun elerin de eit
lde grleceini bekleyebiliriz.
Grnmez, zeki bir gce inanma yolundaki evrensel
eilim, zgn bir gd deilse bile, en azndan insan doasnn
hep yan sra geldiine baklrsa, kutsal iinin yaratsna koy
duu bir tr iaret ya da vurduu bir damga saylabilir; ve hi
kukusuz, evrensel Yaratcnn iz ya da mhrn tamak zere
btn teki yaratlanlar arasndan bylece seilmi olmas ka-
. dar insanl onurlandran hibirey yoktur. Ama bir de, dn
yann yaygn dinlerinde grnd haliyle bu imgeye bir ba
kn. Tanr, yaptmz tasvirlerinde nasl arptlmtr! Ona ne
gelge hevesler, ne samalklar, ne ahlakszlklar yaktrlm
tr! Gndelik yaamda akll ve erdemli bir insana doal olarak
atfedeceimiz kiiliin bile ne kadar altna indirilmitir!
stn Varln bilgisine eriebilmek ve doann grnr
ilerinden, ylesine yksek bir ilke olarak, onun ulu Yaratcsn
karsama yeteneiyle donatlm olmak, insan akl iin ne soy
lu bir ayrcalktr? Fakat bir de madalyonun tersini evirin. o
u uluslar ve ou alar aratrn. Uygulamada dnyaya ege
men olan dinsel ilkeleri inceleyin. Bunlarn, hasta insanlarn
ryalarndan baka bir ey olduklarna pek inanamazsnz; ya
da belki, bunlar, kendini "akll" sfatyla onurlandran bir
varln ciddi, kesin, dogmatik bildirimleri olmak yerine, daha
ok, insan klna girmi maymunlarn sama sapan oyunlar
sayarsnz.
Lafa gelince, insanlarn sylediklerini dinleyin: kendi din-

97
sel inanlar kadar kesin bir ey yoktur. Yaamlarn inceleyin:
bunlara en kk bir inan beslediklerini dnemezsiniz bile.
En byk ve en iten evk, ikiyzlle kar bize bir g
vence vermez: En ak dinsizliin yan sra gizli bir korku ve ne
damet vardr.
Hibir dinbilimsel samalk yoktur ki, anlaylar en byk
ve en ilenmi insanlarca bazen benimsenmeyecek kadar gze
batc olsun. Hibir din kural yoktur ki, insanlarn nefsine en
dkn olan ve en ahlaksz tarafndan kabul edilmeyecek ka
dar kat olsun.
Sofuluun anas bilgisizliktir: Bu, atasz haline gelmi ve
.
genel deneyle dorulanm bir zdeyitir. Dinden tmyle yok
sun bir kavim var mdr diye bir bakn: bylelerini bulursanz,
hayvanlardan ancak birka basamak yukarda olduklarn g
rrsnz.
Baz dinbilim retilerinde bulunan kimi ahlak grleri
kadar lekesiz ne olabilir? Ya, bu retilerin yol at kimi uy
gulamalar kadar bozuk ne olabilir?
Gelecek yaam inancnn serimledii rahatlatc grler
yle hotur ki, insan kendinden geirir. Fakat, o yaamn insan
zihninde daha salam ve srekli bir yer eden dehetleri kar
snda bu duygu ne abuk uup gidiverir?
Tm, bir bilnece, bir muamma, aklanamayacak bir gi
zemdir. Bu konuya ilikin en titiz araymzn tek sonucu, an
lalan, korku ve belirsizlik oluyor, herhangi bir yargya vara
myoruz. Fakat insan akl yle yepelektir, kamuoyunun bula
cl yle dayanlmazdr ki, bu kesin phe bile pek srd
rlemiyor; gr alanmz geniletiyor, bir boinan trn bir
bakasyla kar karya koyuyor, kavgaya tututuruyoruz; ken
dimizse, onlar fkeli fkeli dvedursunlar, felsefenin karan
lk olmakla birlikte sakin blgelerine mutluca kayoruz.

98
DOGAL DN STNE
SYLELER E GR
'
HUME VE SYLELER'N KALITI*
Emest C. Mossner

Hume'un lmnden sonra yaymlanm yapt, Dialogues


concerning Natura[ Religion (Doal Din stne Syleiler), ilk
yapt olan Treatise of Human Nature (nsan Doas stne n
celeme) gibi, hak ettii yere, gecikmi olarak, ancak bizim za
manmzda erimitir. Bu baarlardan her ikisini de, Edinburgh
niversitesi'nden Prof. Norman Kemp Smith salamtr. Bu iki
eser, imdi genel olarak Hume'un bayaptlar saylmakta,
Hume'a da gitgide daha sklkla, Britanya filozoflarnn en b
y denmektedir. nceleme'nin retileri bakmndan az ok
oydamaya yaklaan bir durum olmakla birlikte, Syleiler'in
ogrefilerfEkknda pek az anlama vardr. Bu anlamazln
temel nedenleri irdelenmek gerekmektedir; benim buradaki ni
yetim de, incelemek ve aklamak iin bunlar akla kar
maktr.
nceleme, gen bir adamn on yldan fazla sren dnme
ve yazmasnn rnyd; Syleiler ise, orta yal bir adam ta
rafndan yazlm ve yaymlanmas hep ertelenmiti; yazmnn

* "Hume and the Legacy of the Dialoges", Derleyen: George Morice, David
Hume: Bicentenary Papers (Edinburgh, 1977), s. 1-22.
1 David Hume, Dialogues concerning Natura[ Religion, der. Norman Kemp
Smith, 2. bas. (Edinburgh ve Londra, 1947). Syleiler'e yaplan btn gn
dermeler bu basmadr. Ayra iinde nce bu ngilizce basmn, sonra da eli
nizdeki Trke evirinin sayfa numaralar verilmektedir.

101
stnden yirmi be yl getikten sonra, yal bir adam tarafn
dan hala gzden geirilip dzeltiliyordu. Ertelemeler, bu yap
tn ancak Hume'un lmnden sonra yaymlanmasn ya da
daha iyisi hi yaymlanmamasn syleyen, ar tedbirli yakn
arkadalarnn oybirlikli ve yinelenen srarlarndan ileri gel
miti - Hume'un kendisi de acl birok yeniden-deerlendir
melerden sonra ilk seenee raz olacak kadar ekingenlikte ka
rar klmt. Bununla birlikte, Syleiler'in, yazarnn lmnden
sonra yaymlanmak zere hazrlandn ileri srmek yanltr.
Hatta, son hastal srasnda, Hume bir ara bu yaptn hemen
yaymlatmay da dnm, ama kendisinde bu abaya yetecek
gc bulamamt. Sonunda, basmcs William Strahan olsun,
en iyi dostu Adam Smith olsun, lmnden sonra yaymlama
rizikosunu bile gze alamadklarndan, bu dev pek sevdii ve
ansna bal yeeni David'e dmt. Yapt 1779'da kmtr.
(Ben, Adam Smith'in bu elyazmasn doru anladna ve bal
nda anlan doal dinin tartmasndan ok daha ileriye gitti
ini kavradna inanmak eilimindeyim.)
Grece hogrl olan onsekizinci yzyl Britanyas'nn
aydnlar evresinde bile, ngr, doal ya da vahiye dayanan
dine, zellikle de doal ve vahiye dayanan dine yaplacak her
hangi bir saldrnn, daha iyisi dolayl yoldan, yani ironik ola
rak yazlmasn gerektiriyordu; felsefi sylei ise, bu i iin hem
salam bir klasik ncl getiriyor, hem de son derece elverili bir
ara oluyordu. Platon'un iyice uzakta kalm andan beri, fel
sefe syleisiyle retorikteki ironi, yani "kullanlan szcklerin
gerek anlam gizledii ya da eldii mecaz" yntemi arasnda
sk bir yaknlk vard. stelik, Hume talamacln en parlak
gnlerinde yetimi ve ironik biemin ustas Swift'in yazlarn
tatmtr. O halde, pek fark edilmemi bulunmasna karn, iro
ninin Syleiler' de zorunlu bir etken olmas ve bu yaptn temel
retilerinin anahtarn oluturmas, artc deildir.
Hume, Philosophical Essays concerning Human Understanding
(1748-nsanm Anlama Yetisi stne Felsefi Denemeler) ve Four
Dissertations ( 1757-Drt Sunu) nedeniyle devletin ve kilisenin

102
basksna uramt.2 mr boyunca, zellikle de kendi memle
keti olan banaz skoya' da toplumsal eletiriye katlanmak zo
runda kalmt. Onun iindir ki, pek doallkla ve d basknn
tehdidi altnda yaadnn tam bilincinde ola:ak, Hume kendi
zamannn benimsenmi grlerine ngrl bir takm dn
lerde bulunmutu. Hume'un, yazarla zdelii hemen hemen
kesin olan Syleiler'in kukucusu Philo'yu tartmay kazanyor
gibi gstermeyip de, kantlar ve inanlar o zamann kiilerine
ok daha yaklaan Cleanthes'i galip ilan etmesi, bu k altnda
anlalabilir. Yaygn nyarglarla ak bir atmadan saknan
bu ngrl strateji, gnmze dein, Hume'un ironisini fark
edememi okuyucular iin bir engel ve yanl anlama kayna
olmutur.
Felsefi Syleinin bir rnei olarak Doal Din stne Sy
leiler, ngiliz dilindeki syleilerin tartmasz en parladr -
tek ciddi rakibi olan Berkeley'in Hylas ile Philonous Arasnda
Sylei'sini de (1 713) geer. u soru sk sk sorulmaktadr: Sy
leiler' de temel olarak yeni bir ey yoksa (ki, yeni bir doa dav
ramnn dnda, yoktur), bu yapt niin yazlm ve bunca en
gellenmeden sonra niin yaymlanmtr? Bu besbelli, inceliksiz
bir sorudur. ster kiisel veya felsefi, ister toplumsal bir g
rng olarak din, Hume'un mr boyunca balca ilgi konu
larndan biriydi; hatta, gen adam felsefe yollarna eken de,
Boswell'den rendiimiz zere (s. 76), okulda renciyken
/ dine kar duyduu youn ilgi olabilir. nk, Cleanthes'in de
Philo'nun da bize anmsattklar gibi, kurgusal yaradanclk
"felsefenin bir dalndan ibaret" (s. 138 ve 223; elinizdeki e
viride: s. 146 ve 236) deil midir? yleyse, Syleiler Hume'un

2 Bak. E.C. Mossner, The Life of David Hume (Edinburgh ve Austin, 1954; yeni
bas.: Oxford, 1970), zellikle Bl. 22, 24, 38. Bundan byle, ksaca Life diye
anlacaktr. Philosophical Essays concerning Human Understanding (1748),
1 758'de bildiimiz Enquiry concerning Human Understanding olmutur. Bun
\ dan byle, ksaca Enquiries diye anlacak olan bu yapt, (Selmin Evrim'in
MEB Klasikleri arasnda yaymlanan evirisinden sonra) Oru Aruoba
tarafndan dilimize aktanlm ve Hacettepe niversitesi Felsefe Blm
yaynlar arasnda, ngilizcesiyle karlkl olarak baslmtr.

103
d i n kon u s u n d a ki dncelerini aklamak ve lnsann Anlama
'r '/i Ostiic Soruturma'nn X ve XI'inci blmlerindeki ve
I > 1 1 1 !1 1 l 1u,al Tari/i'n dekilerle lmnden sonra yaymlanan "n-
1 l . r s tne" ve "Ruhun lmszl stne" balkl dene
wkrindeki sunular tamamlamak iin tasarmlanmtr.
Syleiler, Hume'un uzun edebiyat ura boyunca tutkusu
olan, felsefeyle sanatn sonul evliliidir. Syleiler'i, zetlenebi
lecek kesin bir felsefe syleminden, zetlenemeyecek ve sunu
luunun btnl iinde grlerek dnsel adan kavran
mak, sanatsal adan da deerlendirilmek gereken bir edebiyat
sylemi konumuna ykselten de, bu sanat esidir. Syleiler,
bu szcn en dar anlamnda zgn olmasa bile, Hume'un
din stne en olgun yapt, ksacas onun felsefi vasiyetidir.
Hume bu yaptn, sanyorum, yazd en iyi ey olarak deer
lendirmitir. 3 nceki iki deneyiyle ustalk kazand sylei
biimi, ona dnceler ve imgeler diyalektiinin sanatsal bir se
rimlemesi olanan salamtr. Konumaclar kendi savlarn
sunar ve tekilerininkilere kar karlarken, ortaya konulan
lehte ve aleyhte kantlar, Hume gibi -inanmaktan ok phe
etmee eilimli- (skeptik) dnrlere pek ekici gelen bulank
bir durum yaratmaktadr.
Benim buradaki denemem, konumacnn her bir savn
deerlendirip iyi felsefe ya da kt felsefe olduunu ilan etme
yi amalamyor - ylesi, en katksz biiminde yalnzca metin,
dnceler ve geliimle ilgilenen ve ayn yazarn baka yapt
lar da dahil olmak zere bununla bantl tarihsel bilgileri
dlayan felsefi yaklamdr. Ben bundansa, imdiye dek giriil
memi, en azndan tam, tutarl ve sk bir biimde ele alnma
m bir ie kalkacak ve Syleiler'e biyografi asndan yakla
acam; bunun yan sra metnin sanatsal yapsn inceleyece
im ve kanlmaz olarak biraz da felsefi zmlemeye girie
ceim: bakalm, eitli tartma alanlarnda bir zm bulunabi-

3 Letters, ii. s. 323: "Baz dostlarm, bunun yazdm en iyi ey olduunu


syleyerek beni vyorlar." Ayrca, aada dipnotu l'a baknz. En
nemlisi, Hume'un bunu mutlaka yaymlamrk istemi olmasdr.

104
lir mi? Biyografik yaklam, en azndan, d belirimlerden an
lalabildiince, yazarn niyetlerini ve ilgili baka grleri orta
ya karmak erdemini tar.4 Bu yaklamdan beklenebilecek
olaslklarn en iyisi ise, Syleiler'in bsbtn yeni bir gzle
okunmasn (yorumunu) salamasdr.
Yeri geldiinde, kanmca Syleiler'in retilerini oluturan
dnceleri sunacam; bunlarn arasnda, Philo'nun tanrclk
kuram olan sonu'un ve Philo'nun ironik "dua"s dediim b
lmn birer yorumu olacak. Bu sonular, Hume'un temel felse
fe konumu olan yumuatlm skeptikliinin5 yasal rnleridir.
Son aamada da, umuyorum ki "kalt"n kendisini anlamaya,
Hume'un sonraki kuaklara anlatmak istedii, din felsefesi s
tne ironik kiisel mesaja erimi olacaz.
Bandan balayalm, yani Hume'un ak ve rtl niyetle
rinden. Bir kere, Hume'un bir syleinin nasl olmas gerektii
konusunda iyice gelikin bir anlay vardr. "Syleinin ruhu",
demektir, "konumaclar arasnda hogrlebilecek bir eitliin
salanmasn gerektirir".6 Bir "yazar ile okuyucu" ya da daha

4 Michael Morrisroe, Jr. Doal Din stne Syleiler'in retorik yaklamn, bir
dizi yazsnda aratrmtr. Burada n sralyorum. 1) "Hume's Rhetori
cal Strategy: A Solution to the Riddle of the Dialogues concerning Natura/ Re
ligion", Texas Studies in Literature and Language, XI (1965), s. 963-74; 2) "Cha
racterization as Rhetorical Device in Hume's Dialogues concerning Natura/
Religion", Enlightenment Essays, 1 (1970), s. 95-107; 3) "Linguistic Analysis as
Rhetorical Pattem in David Hume", (der.) W.B. Todd, Hume and the Enligh
tenment (Edinburgh ve Austin, 1974), s. 72-82. Giancarlo Carabelli de Hume
e la retorica deli' ideologia daki "Una studio dei Dialoghi sulla religionae natu
'

rale" yazsnda (Firenze/Floransa, 1972), birok eitli yaklamlar aratr


maktadr.
5 Bu yazda sk sk bavuracam "mitigated" (yumuatlm/lml) kukuculuk
terimi, Enquiries, sec. XII, pt. III'te uzun uzadya tartlmaktadr. Bu, "Pyrrhon
culuk ya da ar skeptiklik ilkeleri"nden kesinlikle ayrmlanmtr (Enquiries,
s. 158-59). "Yumuatlm" sz Syleiler' de gememektedir; fakat Cleanthes
(s. 154'te; elinizdeki eviride: s. 163' de) "akl banda" kukuculuun bir betim
lemesini vermektedir: "Akl banda her skeptiin aklanm amac, yalnzca
bulank, uzak ve inceltilmi kantlamalar yadsmak, saduyuya ve doann
yaln igdlerine dayanmak ve eer, en byk bir aykrla dmeden yad
syamayaca kadar gl sebeplere rastlarsa bunlar kabul etmektir." "Mode
rate" (lml) kukuculuk, Treatise, 1, iv, 3'te anlmaktadr.
6 "Of the Rise and Progress of the Arts and Sciences", derleyenler: T.H. Green

105
k i i t i ' s "c'i,rl'tici ile {?renci" grntsnden (s. 127; elinizdeki
; v i ridc: s. 1 35) ve hele "Hasmn azna Samadan baka bir
:: 'Y koymama Bayal"ndan kanlmaldr.? (Bu arada belir
i ' y i n ki, Berkeley'in Hylas' genellikle samandan bir adam -bir
lostan korkuluu- saylr; by k bir olaslkla, Hume da bu
gr paylamtr.)

Yazar, Hume'a gre pek doal olarak, konuan kiilerden


biridir. ki tartmacnn olduu "Bir Sylei"sini eletiren bir
kimseye yazd ve Enquiry concerning t!e Principles of Morals
(1751-Ahlakn lkeleri stne Soruturma) adl yaptna ek ola
rak yaymlanm bir mektupta Hume yle yaknmaktadr:s
Fakat siz bana hem Kukucunun Duygularn hem de onun
Karcsmn Duygularn yklyorsunuz; bunu asla kabul ede
mem. Herhangi bir Syleide birden fazla kiinin Yazar temsil ettii
dnlemez" (benim italiklerim). Anmsayabildiim kadaryla,
bu son nerme, imdiye dein Syleiler'in okunmasna k tu
tacak bir malzeme olarak alntlanm deildir. Ama bu szn,
geerken sylenilmi olmaktan te, u ya da bu ynde bir ne
mi vardr.
yleyse, Hume'u Syleiler'de kim temsil ediyor? Yazarn
zyaamyksyle ilgili kantlar kesin olduu iin, bu konuda

herhangi bir anlamazlk kmamak gerekir. Gelin grn ki,
kmtr ve daha da tuhaf, bu anlamazlk, yalnzca kantlar
gzard eden okuyucularla snrl kalmamtr. Tutucu-eilimde
ki arkada, Minto'lu Gilbert Elliot'a yazd 10 Mart 1 75 1 tarih
li bir mektupta,9 Hume kendisini Philo'nun temsil ettiini kesin
olarak belirtiyor: "Bir Sylei ortaya koymann en iyi yolu, her
hangi bir nemli Sorun hakknda ayr Grleri olan iki Kii
nin Konumann eitli blmlerini sralaarak yazmalar ve bi
ribirlerini yantlamalar olurdu diye, ou kez dnmm-

ve TH. Grose, T/e P/ilosoplical Works of David Hme (Londra, 1874-75), cilt
III, s . 189, not 2. Bundan byle Plil. Works diye anlacaktr.
7 Letters, i. s. 154.
8 skoya Milli Ktphanesi, MS 3582, f. 214; Letters, i. s. 173, basl kaynaktan.
Benim italiklerim.
9 Letters, i. s. 154.

106
dr. Bylelikle, Hasmn azna Samadan baka birey koy
mama Bayalndan kanlmaz olur: Ayn zamanda bir Ki
ilik ve Akl Farkll korunmakla, btn de daha doal ve
iliilmemi durur. Size yakn bir yerde yaamak Mutluluunda
olsaydm, yeterince doal bir biimde destekleyeceimi teslim
edeceiniz Philo Kiiliini stme alrdm, sizde Cleanthes'in
Kiiliine aykr dmezdiniz. "
Hume, mektubunun ba taraflarnda, denemesinde Philo'
nun kukuculuu olarak sunduu kendi kukuculuunun nasl
gelitiinin yksn anlatmaktadr: "pheler iimi saryor,
onlar datyordum, yine geliyorlar, yine datyordum, yine
geliyorlard; huzursuz bir mgelemin Eilime, belki Akla kar
srekli savamyd bu." Besbelli ki, Hune'un "Sav Yann g
lendirmek iin" yardma gereksinimi yoktu. Tersine, "Ha
sm'n, yani Cleanthes'in savn glendirmek iin Elliot'un yar
dmn istiyordu.
Ksacas, kendi tanklna gre, Hune Philo'dur ve yal
nzca Philo'dur. 10 Cleanthes'teki birok ve hatta Demea'daki
birka parann Hune'un grlerine uygun olmas hibir eyi
deitirmez. Nasl gerek yaamda ayr gr asndan din
felsefesi tartan arkadan grlerinin her noktada biribir
lerini dlamas gerekmezse, konumacnn syledikleri ara
snda biribirlerine uyan yerlerin bulunmas doaldr. "Has
mnn azna Samadan baka bir ey koymamak"tan kanmak
iin, konumaclar biribirleriyle yalnzca anlamamakta deil,
zaman zaman anlamakta da zgr braklmlardr. Onun iin
dir ki, rnek olarak, Hume Demea'nn bir Tanr'nn varlna
ilikin ncel (a priori) kantn Philo'ya deil de, ironik bir

10 1780' de kan bir Franszca evirideki "Avertissement"n (not) kimlii bi


linmeyen yazar, iki ilgin nermede bulunmaktadr: 1) "L' Auteur qui la
regardait comme son chef-d'oeuvre" (ona bayapt olarak bakan yazar) ve
2) "Il parait avoir voulu se peindre sous le personage de Philon" (Philon'un
kiiliinde kendisini resmetmek istemi gibi grnmektedir).
Bu bilgiye, British Columbia niversitesi'nden Prof. Ian S. Ross dikka
timi ekmek nezaketini gsterdi. Bir karm yanlna iaret ettii iin,
Londra niversitesi'nden Prof. David Rap ha el' e de teekkr borluyum.

107
biimde Cleanthes'e rttrr (s. 189; bu eviride: s. 199).
Ayrca, Cleanthes ile Demea Syleiler'in yapsal kuruluunda
dnsel ve mantksal olduu kadar sanatsal etkiler yaratmak
iin de kullanlr. rnein, her ikisinin szlerinden, JSII'nci Ay
rmn bitimine doru, Philo'nun kard kukucu sonular
hazdamal< Ifr yararlanlmfii.<Tleanthesaha 'i'mci Ayrm
da inanmaziikia sylenir: "Ama Philo, siz . . . dinsel inanc felsefi
kukuculua dayatmay neriyorsunuz, yleyse" (s. 132; bu
eviride: s. 140); Demea da VI'nq_Ay_r,m._l<!_!!'_lt_!.s'in ampi
rik analojik kantna >ald!rU:ken fkeyle haykrr: "Yaamn her
trl amac iin, din ku bbtn yararszlayor ... " (s. 170;
bu eviride: s. 179).
Hatrlanmaldr ki, Syleiler hayali bir felsefe konuma
sdr, bu nedenle de onda, ayrntl bir felsefe incelemesinin
mantksal btnlk iddias yoktur. Sonu olarak, ada felse
fecilerin sk sk sorduklar u etin soruya, yeterince doyurucu
olmayan hazr bir cevap verilebilir: Eer Hume gerekte Philo
ile temsil ediliyor, ama birok grlerini de ayn zamanda
Clenthes ve Demea'nn azndan dile getiriyorsa, biz onun din
stne kendi kiisel kanlarn nasl anlayacaz? Cevap aktr,
anlayamayacaz - ciddi bir aba gstermedn besbelli anlaya
mayz, byle bir aba gstersek bile yine de kesin olarak anlaya
mayabiliriz. Bir kukucunun -hatta lml bir kukucunun
vard sonular bir, iki, biimde veya ilkede zetlenemez;
nk baka hibir neden olmasa bile, bir kukucu dier tr fel
sefecilerin tersine dncelerinde tmyle kararl deildir, s
rekli olarak ilkelerini yeniden gzden geirmektedir. Kuku
culuk ilk ve son olarak bir dnce yapsdr; bir retiler top
lam ya da sistemi deildir ve sk sk yargy askya almakla
sonulanr. Yapabileceimiz tek ey, o filozofun dnn
ve ayn zamanda kiiliini tanmaya almaktr. O zaman ve
ancak o zaman, onu herhangi bir verilmi balamda tamamyla
anladmzdan olduka emin olabiliriz. Okuyucunun karla
t zorluklara, Hume'un sadece bir kukucu deil, ayn zaman
da bir ironist olmas da eklenmektedir.

108
Hume'un ierilmi ya da st rtl amalarn inceleme
ye geelim. Neyse ki, Hume bize bu tr niyetleri konusunda
uyarlar brakmtr. 15 Austos 1776'da, lmnden yalnzca
on gn nce Syleiler ile ilgili olarak Adam Smith'e gnderdii
bir mektupta, " . .. Hibir eyin daha ll ve daha ustalkl
yazlamayaca kansndaym" demitir. te, Hume'un rtl
amalarn anlamak iin gerekli ipular buradadr: lllk ve
ustalk.
Hume'un Syleiler'deki temel sakngan stratejisi, imdi
yle zetlenebilir: Hume'un lml kukuculuunun szc
olan Philo, felsefi tartmada ister istemez kazanan olacak, yine
de ustaca, "Hasm" Cleanthes tarafndan yenildii gsterilecek.
Bu iki amaca ulamak iin, hem Philo'ya kendi tezlerini olu
turabilmesi. iin geni olanaklar tannacak, hem de Cleanthes'in
yengisi derhal aklanacaktr. Bu ilk amaca kolayca ulalr:
Philo'ya dier ikisine ayrlan yerlerin toplamndan fazla yer ve
rilmitir: Demea yzde on iki, Cleanthes yzde yirmi bir, Philo
yzde altm yedi. Daha dramatik olarak sylersek, Philo Sy
leiler'in gstermelik kahraman Cleanthes'ten kere daha faz
la yere gerek duymaktadr. En nemlisi, Philo, XI'inci ve XIl'nci
Ayrmlara egemendir; her eyin stnde de, hayli bilmecemsi
bitiri szlerini o sylemektedir.
Philo'ya tartmay felsefece kazandracak yeterince (hatta,
bazlar yeterinden ok, diyeceklerdir) olanak saladktan son
ra, Hume Cleanthes'i galip ilan eder. Bu aldatmacaya, 1751'de
Gilbert Elliot'a yazd, yle balayan mektupta haince giri
mitir: "Size verdiim rnekten, Cleanthes'i Syleinin Kahra
man yaptm anlamsnzdr. Tartmann o yann glen
dirmek iin her ne dnebilirseniz, pek makbule geecek",12
1776'da basmcsna gnderdii bir mektupta da,13 onu [tutu
munun halisanelii konusunda] temin ederek, aldatmacasn
hi utanmadan katmerlendirmektedir: "[Syleiler'el bir Kuku-

11 Letters, ii, s. 334.


12 Letters, i, s. 153-54.
13 Letters, ii, s. 323.

109
cu soktum ... ama grleri rtlyor, sonunda savnn yan
lln kendisi de teslim ediyor, hatta btn yersiz klaryla
yalnzca kendisini elendirdiini aklyor . . . " Vurgulamak bile
gerekmez ki, Philo'nun grleri rtlm olmaktan pek
uzaktr, savndan hibir zaman vazgememitir ve sondaki iro
nik konumunda besbelli lesiye ciddidir.
Grnte felsefi kahraman olarak Philo'nun yerine Cleant
hes'i geirme stratejisi, Syleiler'in metninde geni lde Pamp
hilus'un araclyla gerekletirilmektedir. Pamphilus, Cleant
hes'in gzetiminde okuyan bir rencidir; ondan yer yer, bir
"gen", bir "okul rencisi", "manevi evladnz", "ylesine gen
bir delikanl" diye sz edilir. Tartmada yer almaz -"Genli
imden tr, ben bu tartmalarda dinleyicilikten baka birey
yapmadm" (s. 128-29; elinizdeki eviride: s. 137)- ve yalnzca, ar
kada Hermippus'un bilgi edinmesi iin hazrlanm olan bir
mektupta Syleiler'in aktarcs olarak grnr. Tartmann
yrynde bylesine nemsiz gibi duran bu renci, paradok
sal olarak, Hume'un aldatmacasnn ironik baoyuncusudur.
Pamphilus, yalnzca bata ve sonda vardr; tartma boyun
ca ise, be kere ksa ksa eyler syler (s. 132, 150, 155, 166, 213;
elinizdeki eviride: s. 139, 159, 165, 179, 225); bunlar yzeysel
olarak bakldka nemsiz karmalardr, ama Philo'nun felsefe
konumunu incelikle kmsetmekte ve onun "zensiz" bir
kukucu olduu tamlamasn hazrlamaktadrlar. Pamphilus'un
tek ilevi, aldatmacaya rt hazrlamaktr. Onun iindir ki,
syledii her eyin gizil olarak lllk ve ustalk gsteren
szler olmasndan hakl olarak kukulanlmaldr. Daha zgl
lkle syleyelim: Pamphilus'un nszdeki nemli iki nerme
sinin her ikisi de kasten yanltcdr. Bunlarn birincisi, tartma
konusunun Tanr'nn varln kapsamayp, Tanr'nn nitelikle
riyle snrlandrlddr: "Tanr'nn varl kadar besbelli hangi
hakikat olabilir . . . Fakat bu besbelli ve nemli hakikati inceler
ken, tanrsal varln doas ile ilgili olarak sfatlar, buyruklar,
tasarlar stne ne karanlk sorular ortaya kar?" (s. 128; eli
nizdeki eviride: s. 136). Daha sonra gsterilecei zere,

110
tartma hemen hemen eit iki blm olarak, Tanr'nn varlna
ve niteliklerine ayrlmtr.
nszde Pamphilus'un ikinci aldatmas, konumacy
niteliklendiriidir: "Cleanthes'in kesin felsefeci tutumu" -"Philo'
nun zensiz kukuculuu"- "Demea'nm kat, bklmez do
ruyolculuu'' (s. 128; elinizdeki eviride: s. 137). Konumac
larn bu szlerle karakterlendirilmeleri, ironik olarak, ylece
grndkleri gibi sunulmakta ve bildiim kadaryla hep ylece
grndkleri gibi kabul edilmektedir. Yine de bu niteliklendir
melere, Pamphilus'un her szne gsterilmesi gereken sakn
gan bir kukuculukla yaklar yaklamaz, aldatclklar aa
kmaktadr. Ama, her zamanki gibi Philo'nun roln alalt
mak, Cleanthes'inkini yceltmektir. (Zavall.Demea daima te
kilerine oranla aa bir durumda tutulmaktadr.) Ama biz ka
rakterlendirmelere dnelim. Bunlarn hepsi, dpedz kasten
yanl yaplmtr. nk Cleanthes'in "felsefeci tutumu" kesin
deildir (kark'tr), Philo'nun "kukuculuu" zensiz deildir
(dis!plinli'dir), Demea'nn "doruyolculuu", kat, bklmez de
ildir (politik, iine gelirlie gre 'dir).
Sonunda da, rencinin ustasndan yana ironik yargs
gelir: "tiraf ederim, tmn ciddi bir biimde gzden ge
irince, Philo'nun ilkelerinin Demea'nnkilerden daha ok ola
slk tadklarn, fakat Cleanthes'inkilerin geree daha da
yaklatklarn dnmemk elimden gelmiyor" (s. 228; eliniz
deki eviride: s. 241). Pamphilus'un bu inandrc olmayan so
nuca varmasnn daha baka bir sebebinin de bulunduu biraz
dan grlecektir. Hume'un Pamphilus araclyla yapt al
datmacann tanlanmas, Cleanthes'in felsefi kahraman olduu
yolundaki, bandan sallantl teze coup de grtice'* indirmitir;
fakat Cleanthes'i Hume'un sanatlk (ya da ustalk desem daha
doru olmaz m?) kahraman yapan da, yine bu aldatmacadr.
roni, Hume'un lllk ve ustalk gstermek iin kul-

* Ltuf darbesi. Askeri idam infazlarnda mahkumun canekimesini sona er


dirmek iin, infaz mangas komutannn kl indirmesi veya kurun
skmas. ev.
-

lll
!and en nemli retorik aracdr ve sras geldiinde daha tam
olarak incelenecektir.
Bu arada, gznne alnmas gereken bir baka konu da,
Hume'un Doal Din stne Syleiler'inin Cicero'nun De Natura
Deorum'undan rneklenmi olmasdr. Bu, ok nemli bir nokta
deildir, fakat kiilerin ve yaplarn koutluu olsun, anlaml
ayrlklar olsun, bize Hurne'un sanat hakknda bir eyler sy
lemektedir. Hume'un4 "ann en iyi centilmenlerinden biri"
sayd, ama syleilerinde "Hasm"a kar bazen yeterince
kibar olmayan Cicero, De Natura Deoru m un banda ve sonun
'

da kendisi ortaya kar; oysa Hume, Cicero'nun geerken and


bir Platoncu olan Pamphilus'u kullanmtr. Bu oyun Hume'
un ince ironik alayclnn en gzel bir rneidir: bilgili tar
tmann sonucu hakknda yargya varmak, bylece de yengi
elengini Cleanthes'e vermek iin, toy bir Platoncuyu, yani bir
aklcy, bir Hume-karcsm kullanmaktadr. Hume Pamphi
lus'u ustalkla yle konuturmasayd, hangi okuyucu Cleant
hes'i felsefeci kahraman, tartmann galibi sayacak denli' saf
olabilirdi?
Cicero'nun tartmaclar Stoac Balbus, Epikourosu Velle
ius ve Kukucu Cotta'dr. Bu sonuncusunun, Hurne'un Philo'
yu resmediinde bir miktar etkisi vardr. Hume'un Syleiler'i
nin, Pamphilus tarafndan dile getirilen, biraz nce alntlad
mz son cmlesi, Cicero'nun De Natura Deorum 'unun son
cmlesine nefis bir ironik yknmedir:s "Velleius Cotta'nn
grn daha doru buldu; bense tersine, Balbus'un g
rlerinin gerek diye grnen eye daha yaklatn dn
dm."
Kendi syleisini yaplamak iin Hume'un yararlanabile
cei tek rnek De Natura Deorum deildi. Bu retorik balamda,

14 "Of the Rise and Progress of the Arts and Sciences", Phil. Works, cilt III, s.
188-89.
15 Bu gndermeyi, Peter Cay, The Enlightenment: An Interpretation (Londra,
1967), cilt I, s. 415'teki nota borluyum. John V. Price da, "Sceptics in Cicero
and Hume", Journal of the History of Ideas, cilt XXV (1964), s. 98'de bu
koutlua deinmektedir.

1 12
Hume'un amlayclar Galilei'yi hep atlamlardr.16 Oysa Ga
lilei'nin kendi kahramanyla sorunu, Hume'un kendi kahrama
nyla sorununa tpatp benzemektedir. Philo'nun "gelmi ge
mi dahilerin en ykseklerinden biri olan bu byk dahi" diye
vd (s. 151; elinizdeki eviride: s. 160) Galilei 1632'de, Ko
pernikusu ve Aristotelesi-Batlamyusu (Ptolemaeus) varsa
ymlarn zekice ve pek parlak bir gr alverii iinde tar
tld, nl Balca ki Dnya Sistemi stne Sylei'sini ya
ymlamt. Ne yazk ki, ironi retorii ie yaramam ve Engi
zisyon ortaklaa bilgeliiyle, Galilei'nin gne-merkezli varsa
ym hakknda kurgulamalar yapmadna, bunu savunduuna
hkmetmitir. Yaradl'n (Tekvin'in) kutsal yetkesi yadsn
maktayd. Bylelikle, Galilei sapknlndan yeminbillah vaz
gemek ve cezasn ekmek zorunda kalmt.
imdi de, Hume'un konumacsnn kimlikleri sorusuna
dnelim. Kendisinin apak belirttii gibi, Hume'un szcs
Philo ve yalnzca Philo'dur. Bu durumda, okuyucu, sanatsal ne
denlerle olduu kadq_r tarihsel ve dnsel nedenlerle de,
Philo'nun iki "Hasm"nn kimliini saptama ykmll al
tna girmektedir. yleyse, Cleanthes ve Demea'nn kimler ol
duu dnlebilir? Ben oktandr (krk yl nce Syleiler
stne ilk denememi yazdmdan beri) bunlardan birincisinin
Piskopos Joseph Butler, ikincisininse Dr. Samuel Clarke olduu
kansmdaym.17 Fakat ok nemli sonular olmad iin, bu
noktada srar etmek istemiyorum. Bu tamlamalarla ilgili btn
kantlar burada bir bir saymak zahmetine katlanmadan, But
ler'n onsekizinci yzyl Britanya'snn en ileri gelen ampirist

16 Tarihi Priscilla Robertson tarafndan aydnlatlncaya kadar, ben de bunu


at!ayanlardandm .
17 Mossner, "The Enigma of Hume", Mind, cilt XIV (1936), s. 334-49. Demea
rolnn adaylar az olup, en nde geleni Clarke'tr. Cleanthes iinse byk
bir yarma vardr, ama bu role layk olanlar ok deildir. Butler' dan sonra
en ciddi aday, Newtoncu Colin Maclaurin'dir. Bak. Robert Hurlbutt,, Hume,
Newton and tle Desigr Argument (Lincoln, Nebraska, 1965), s. 103-4 ve s.
103 / dn. 1 . Hurlbutt, Cleanthes'in kimi kantlarna ve diline koutluunu
gstermek iin, Maclaurin'in An Account of Sir lsaac Newton's Philosophical
Discoveries (Londra, 1748) adl yaptnn 378-80 ve 381'inci sayfalarndan

1 13
dinbilgini, Clarke'msa en ileri gelen rasyonalist dinbilgini ol
duunu ve Hume'un her ikisinin de yaptlarn iyice bilerek bi
rine sayg duyduunu, tekini aaladn belirtmekle yetine
lim. Demea'nn ayn zamanda hem metafiziki hem de sofu ka
ranlk (obskrantist) bir izofren olduu gzlemlenebilir ve
bu kiilik blnmesi, onun Clarke'la (ya da bakasyla) zde
letirilmesini, Cleanthes'in Butler'la zdeletirilmesinden daha
az gvenilir klmaktadr.
Demea'nn tartmadaki felsefi ilevi, sav ileri srmektir:
Tanr'nm varlnn a priori kantlanabilecei (s. 188-89; eliniz
deki eviride: s. 197-98); Tanr'nn niteliklerinin kavranlamaz
olduu (s. 141-42, 156-57; elinizdeki eviride: s. 149, 165); insan
ln, kendilerini ahlaka kantlayanlar iin hakszlklarn d
zeltilecei gelecek bir yaamn "kap sundurmas" olan bu ya
amda kesin bir mutsuzluk iinde bulunduu (s. 199; elinizdeki
eviride: s. 210). Philo bu savlarn ikincisiyle ncsn kabul
etmekte ve gelitirmektedir (ama kafasnda, hi kukusuz,
ncnn gelecek yaama ilikin blm iin ekinceler var
dr); ilkini rtme ayrcal ise, ironik bir biimde Cleanthes'e
braklr - bu, olgu dnyasnda Hume'un metafizii mantkla
kendi yadsydr: " ... bir olguyu a priori kantlar getirerek belit
lemeye ya da kantlamaya kalkmak, apak bir samalktr . . .
Neyin varolduunu dnebilirsek, onun varolmadn da
dnebiliriz ... " (s. 189; elinizdeki eviride: s. 199).18
Dernea'nn doruyolcu iine gelirlie grecilii, papazca
kendinden honutluu ve dinbilimsel malihlyalar biribirine
katp kotarmas, Cleanthes'in yaralayc knayn stne ek
mektedir: "Hayr ! . .. Hayr! Gzle grnr ve su gtrmez olgu
lara aykr olan bu keyfi varsaymlar asla kabul edemeyiz. Her-

baz paralar alntlamaktadr. Bununla birlikte, (Butler'm yazd) Analogy


of Religion (1736) adl yapttaki paralarla Cleanthes'in koutluklar da pek
oktur. Elbette, Hume, hem Butler hem Maclaurin'den seme paralar bile
rek izlemi de olabilir. En azndan bir amlaycmm "Pamphilus Hume'
dur!" dedii de, grmezlikten gelinmemelidir. Bak. C. W. Hende!, Studies
in the Plilosophy of David Hume (Princeton, 1925), s. 307.
18 Kar. Enquiries, s. 164; ayrca bak. aada dn. 37.

114
hangi bir neden bilinen etkilerinden baka neylL bilinebilil'?
Herhangi bir varsaym ortada grnen olgulardan d < l a ney!l'
kantlanabilir? Bir varsaym bir baka varsayma dayatm ak,
tmyle havada bir yap kurmaktr; bu gibi yaktrma ve ha
yallerle yapabileceimiz ey, olsa olsa grmzn salt ola
nan belitlemek olur, fakat byle koullar altnda asla onun
199-200; elinizdeki eviride: s.
gerekliini kantlayamayz" (s.
210-11). Dramatik bakmdan, safdil Demea, istemeden Cleant
hes tarafndan savunulan andrma (analoji) kantnn felsefi te
meline saldran Philo'nun bala olarak hareket etmektedir
ve onun varl, Syleiler'in "daha doal ve yapmacksz g
rnmesi"ni salamak iin canlandrc bir etki getirmektedir. Bu
sanatl etki, XI'ind Ayrmn sonunda Philo'nun hilesini gecik
mi olarak anlaynca, Demea'nn kskn ekiliiyle daha da art
maktadr.
Cleanthes'in felsefi ilevi de ldr: Demea'nn Tanr'nn
varlnna priori kantn rtmek (s. 189; elinizdeki eviride:
s.199); ahlakn hizmetisi konumuna indirilmi (s. 220; eliniz
deki eviride: s. 233) olan "dinin uygun grevi"ni19 aklamak;
en nemlisi de, Tanr'nn varlnn ve niteliklerinin a posteriori
kantn, zellikle de onsekizinci yzyln andrmal bilimsel
biimiyle tasarm kantn ileri srmek (s. 143-45 et passim; eli
nizdeki eviride: s. 151-55 ve yaptn tmnde geerken). Cle
anthes bu kantn tek ve biricik kant olduuna inanmaktadr:
"Bu a posteriori kantlamayla ve yalnzca bununla, hem Tanrsal
bir varln olduunu, hem de onun insan zihin ve zekasna
benzerliini bir rpda gstermi oluyoruz" (s. 143; elinizdeki
eviride: s. 151) Cleanthes'in bu kans, Yerleik Dzenin ileri
gelen savunucusu Piskopos Butler'n konumunu yanklamakta
dr: " . . . nyargsz bir akla, onbinlerce bin tasarm rnei, bir ta
sarmcnn varln kantlamasn, olmaz".20 Cleanthes kendi

19 Stuartlarn tarihinin ikinci cildi iin yazlp da sakncal grld iin kul
lanlmayan bir nsz karalamasndan alntlanmtr. Bu kullanlmayan
nsz taslanda, Hume'un, dinin tarihteki rol stne ironik gr
gelitirilmektedir.
20 Joseph Butler, Analogy of Religion (Londra, 1736), Ayrm II, Sonu.

115
kantnn, Mrk l nw (11, P H; l i 1 1 1 :1.d k i _cviride: s. 167), ge
rekse Philo ( 111 1 ltll; r l l l:t. l t k i \ v i ridc: s. 172) tarafndan iaret
edildii .'tt, l ; l i ;. i s ; bii mci (antropomorfist) olmas
gereindt v il ks i ' ncmcktedir.
Dram l k bakmdan, ustalkl kahraman rolne uygun d
t gibi, ( bmthes'e, grlerinin hakas layk olduundan
daha ok yer ayrlmaktadr. rnein, Philo tarafndan daha
nce yadsnm kantlar yinelemesine izin verilmektedir ve yu
karda anlan savlarnn ilk ikisi Hume'un kendi grleridir.
Bir noktada, Philo Cleanthes'i garip bir kafa karklna ve fel
sefece besbelli tutulamayacak bir konuma iterek, ona "Din ne
denli yozlam olursa olsun, dinin olmas hi olmamasndan
iyidir" (s. 219; elinizdeki eviride: s. 232) dedirtir. Cleanthes,
savlarn kant diye alma kt alkanlndan tr de knana
bilirdi. Byle olmakla birlikte, Cleanthes sanat asndan bak
lnca, kendisinden daha geni imgelemli ve daha byk felsefi
zekal biri karsnda skunetini ve grlerini korumaya
alan saygdeer bir dinbilimcisi olarak hayli alml bir kiidir.
Tasarm kant, yani Philo'nun deerli bulduu tek kant,
onun zeka ve dilini kullanmaktaki artc ustaln serimle
yen gerek mantksal gerek imgesel uzun bir dizi yadsma ve
kar-nerilerin hedefi olmaktadr. u gizli alaya bir bakn:
"Beynin dnce dediimiz bu kk kmltsnn ne zel ay
rcal vardr ki, onu byle btn evrenin rnei yapmamz ge
reksin?" (s. 148; elinizdeki eviride: s. 156-57). Philo'nun dn
yay "kendi [barsaklarnn] iinden" (kard salg iplikleriy
le) ren "sonsuz byklkte rmcek" hakkndaki Brahman
mitosunu anlatrken gsterdii atlgan bulu-gcne glmek
ten ve holanmaktan kim kendini alkoyabilir? Philo, "Dzenli
bir sistemin beyinden olduu kadar kamndan da niin rle
meyeceine inandrc bir sebep bulmas [benzerlikten getirdii
kantlar ileri srerken] Cleanthes iin zor olacaktr" (s. 180-81;
elinizdeki eviride: s. 190) diye alayl bir gzlemde bulunmak
tadr. Bu para, Philo'nun en olmayacak bir benzetmenin, nasl
Cleanthes'in daha uylamsal benzetmeleri kadar inanlr -ya

1 16
da inanlmaz- gsterilebileceini ortaya koyan reductio ad absr
dum (samaya indirgeme) tekniine gzel bir rnek getirmekte
dir. Philo, ayrca akln dnyada gzlemlenebilecek tek dzen il
kesi olmadna, igd, reme ve bitmenin de bulunduuna
(s. 1 78; elinizdeki eviride: s. 188) ve bu ilkelerin herbiriyle yet
kin olmayan bir benzetme yaplabileceine iaret etmektedir.
Philo, insann mutsuzluu savn vurgulamak iin Demea'y
la birlik olunca, Cleanthes unu teslim etmeye zorlanr: "Bu
noktay belgitleyebilir ve insanl!l mutsuz ya da bozulmu
olduunu kantlarsanz, dinin tmnn hemen sonu gelir.
nk Tanrsal Varln manevi nitelikleri daha phe ve belir
sizlikler iindeyken, ne demeye doal niteliklerini kantlamaya
almal?" (s. 199; elinizdeki eviride: s. 210). Bunun zerine,
Philo Cleanthes'i Tanr'mn manevi niteliklerini kantlayacak
benzetme savndan yana "kree aslma"ya arr (s. 202; eli
nizdeki eviride: s. 213). Cleanthes, bu kree aslmada pek
zayf kalnca, Philo buna tepkisini, doa nm ok ikarartc bir
'

tablosunu izerek gsterir: "Bu evrene epeevre bir bakn.


Canlandrlm ve rgn, duyumlu ve etkin, ne usuz bucaksz
bir varlklar bolluu! Bu harikulade eitlilik ve verimlilie hay
ran kalrsnz. Fakat baklmaya deecek yegane varlklar olan,
u canl varolular biraz daha yakndan inceleyin. Biribirlerine
kar ne kadar dman ve ykclar! Hepsi de kendi mutluluk
larna erimek iin ne denli yetersiz kalrlar! Onlara bakanlara,
ne aalanas ya da nefret edilesi gtnrler! Btn bunlar,
kr bir doa fikrinden baka hibir ey dndrmez - byk
bir canllk-verici ilke tarafndan gebe braklan ve herhangi bir
biimde ayrt etmeksizin ya da bir ana baba zeni gstermek
sizin, kucandan sakat ve dk ocuklar dkp duran bir
doa!" (s. 211; elinizdeki eviride: s. 223).
Doa burada, Hume'un daha nceki yazlarnn hibirinde
bulunmayan' ve yaamdan yana grne ok uzak den, yeni
ve rahatsz edici bir anlam kazanmaktadr.2 Bu yeni, adeta

21 Bak. Narman Kemp Smith, The Philosophy of David Hume (Londra, 1941), s.
564: "Yine de, Syleiler'in dramatik yaplan iinde ortaya kan bu Doa

117
Darwin-sonras doa anlay, Philo'nun bundan nceki par-
(s. 205-11; elinizdeki eviride: s. 214-23) uzanmadan yine
1, d a
lcyd urduu doada sakl ktlklerin betimlenmesinin , do
n u olarak gelmekte ve bir sonraki parada da ylece zet
lmmektedir: "Varlacak gerek sonu udur ki, btn eylerin
ilk kayna, btn bu ilkelerden tmyle ayrdr ve nasl so
uktan ok scaa yahut yalktan ok kurulua ya da arlk
tan ok hafiflie nem vermiyorsa, ktlkten ok iyilie nem
verdii de yoktur" (s. 212; elinizdeki eviride: s. 223). Philo,
szne devamla, ayn kantn doal ktlk iin olduu kadar
"pek az bir deiiklikle ya da hibir deiiklik yaplmakszn,
manevi ktlk iin de geerli" olduunu ileri srmektedir:
"Yce Varln doruluunun da, -iyicilliinin insan iyicilliini
andrdndan daha ok- insan doruluuna benzedii kar
mn yapmak iin elimizde herhangi bir sebep yoktur."
Philo'nun "kr doa" paras, Cleanthes'in benzetme kan
tnn u ilkmei (prototipi) stne, hem ezici bir sanatkarca
alaya alma, hem de ezici bir felsefi yadsmadr: "Dnyaya yle
bir bakn, tmn de her bir parasn da dnn: onun bir
tek byk makineden baka bir ey olmadn anlayacaksnz,
bu makine sonsuz sayda daha kk makinelere blnmtr,
bunlarn her birinin de daha kk makinelere blnmesi gide
gide insan duyu ve yetilerinin izleyebilecei ve aklayabilecei
lnn tesine varr" (s. 143; elinizdeki eviride: s. 151). Fakat,
Philo'nun, Cleanthes'in benzetmeye dayanan kantlarna kar
knn en ykc yan, bana yle geliyor ki, bu andrmann
kendisinin doal yapsna degindir. nk, bir bina grd
mz zaman, bundan bir mimarn olduu karmn yapmak
geerli bir andrma kantdr; ama bu, bizim benzer nitelikte
birok deneyimiz olmasndandr. Bir dnyadan bir dnya-

grnn, Hume'un kendisine ait olduu sylenemez." Fakat, Hurne pe


ka!a, Syleiler'deki tartmas doa'nn yeniden deerlendirilmesini gerekti
rince, son are olarak, daha eski grn deitirmi olabilir. Philo: " ...
sradan kiilerin her eyi getirip baladklar, o belirsiz, bulank Doa s
z ... temelinde akldan daha ok aklanamaz deildir" (s. 178; elinizdeki
eviride: s. 188).

118
yaratcsn karsamaksa geerli deildir, nk bizim hibir
dnya-yaratl deneyimiz yoktur. Biricik bir sonutan (dn
yadan) biricik bir neden (Tanr) karsama kantlamas geer
sizdir (s. 149-50; elinizdeki eviride: s. 158-60).
(Bilindii gibi, Hune'un Syleiler'de tasarmdan kant
rtmesi Kant' ylesine etkilemitir ki, bunu kendi Saf Akln
Eletirisi'ne almtr.)
Yine sanatsal adan, ben Philo'nun bilerek olsun olmasn,
Hume'un kendi imgesine gre yaratldn dnyorum.
nk Philo, bulu gcyle, kkrtclyla, soukkanl akac
lyla yaratcsna pekok benzemektedir. Hume'un kendisin
de olduu gibi, Philo'nun da her zaman yaln bir saduyu ha
vas vardr.
Buraya kadar bulduklarmz toparlayalm. Genel olarak,
Syleiler'in sanata, yapca ve sanata ilk okuyuta gze arp
tndan ok daha karmak olduu ortaya konulmutur. Bu
ironik karmaalkla birlikte gelen kasti bulankln nedeni,
balca, Hume'un kendi szcs kukucu Philo'nun roln k- . .

ltmek ve "deneyci tanrclk"n savunucusu, "Hasm" Cleant


hes'in roln abartmak ynndeki sakngan amacdr (s. 165;
elinizdeki eviride: s. 172-73).
zgl olarak, u be arpc nokta ortaya karlmtr: 1)
Kendi, "Her syleide birden fazla kiinin yazar temsil etti
inin dnlemeyecei" kural uyarnca, Philo ve yalnzca
Philo Hume'un szcsdr. Ayrca Philo, Hume'un savunul
mas ustalkla "Hasmlar" a braklan birok grn de be
nimsemektedir. ) Pamphilus Hume'un ironik aldatclnn
imdiye kadar kukulanlmayan doruk noktasdr. Dolaysyla,
onun her nermesine dikkat ve kukuculukla baklmaldr. Bu
dolambacm sonular uzaklara gider: okuyucunun zihni, ko
numaclarn felsefi mizalar stne yanl deerlendirmeleri
kabul etmeye nceden incelikle hazrlanmakta ve bylelikle,
ayrca, tartmann sonucu hakknda da yanl bir yargy kabul
etmeye hazrlanm olmaktadr. (Panphilus bir baka eit iro
niyle yine meydana kacaktr.) 3) Cleanthes'in Butler, De-

119
mea'nn da Clarke olduu dnlebilir; ama bu, sanata da,
tarihsel ve dnsel olarak da uygun grnmekle birlikte, illa
kabul edilmek gerekmez. 4) Philo felsefi kahraman ve tart
mann galibidir, ama Cleanthes de ustalk kahramandr. 5)
Hume'un o zamana kadarki yumuak grnden ok uzak
den, yeni bir doa kavram getirilmektedir. Bu yeni doa,
ahlak-ddr ve insana kar kaytszdr. Bu bulgularn ilk
drd, balca atma alanlarn daha iyi anlamak iin bize da
yanaklar getirmektedir. Byle olmakla, bunlar arasal nitelik
tarlar; kendi ilerinde ama deil, amacn aralardr. Doayla
ilgili beinci bulgu ise, bu yaznn sonucunda nemli bir yer tu
tacaktr.
imdi artk, Hume'un lllk ve ustalk gstermek iin
kulland retorik yntemlerinin en nemlisi olan ironinin, nasl
Syleiler'in sonul retileriRin anahtarn oluturduunu gs
terebilecek bir durumdayz. Geerken bir dzine kere ya da
daha ok deinilen, ama henz incelenmeyen ironi, anmsa
nacaktr ki, "gerek anlam kullanlan szcklerle gizlenen ya
da elien bir mecaz" diye tanmlanmtr. Hume'un "ustalk"
teriminin benim " ironi" deyiimle zde olduuna da dikkati
ekmenin zamandr. Ayrca, Hume'un ironiyi belli bal kul
lanlarndan sekin birkana daha derinden bakmann da
zamandr.22
roniyi tanmak, btn yazlarnda, Hume'un anlalmas
nn artdr; ama bu, zellikle Syleiler iin dorudur. Burada,
biyograficinin rehberlii genel okura ve belki felsefeciye de ya
rarl olur. nk ironinin tannmas, yazarn ancak btn ya
ynlar araclyla grlebilecek kafasnn ve (ayrca mektup
lar, zyaamyks, yaymlanmam yazlar ve ola ki biyogra
fisi yoluyla anlalabilecek) kiiliinin yakndan bilinmesine
baldr. Bir uyar: Hume ironiye pek merakl olmakla birlikte,
biz fazla gayretkelik edip her ke bucakta ironi grmeme-

22 Kendimi XU'nci Ayrmla, onun da yalnz balang ve bitiiyle snrlyo


rum.

120
liyiz. te yandan ve daha nemli olarak, yukardaki ayralar
uyarnca ironiyi tanmladmz zaman, kan sonu, ilk bakta
ne denli kktenci ve cretli grnrse grnsn, onu kabul et
mekte duraksamamalyz.
ada felsefeci iin en bildik ironi biimi, hi kukusuz
Sokrates'inkidir. (Hume bu kelimeyi kulland ender yerlerden
birinde "ironik" Sokrates23 demektedir.) oucas, "dorudan
sorular sorarak onlarn yanllarn gze batar bir duruma getir
mek iin yalandan bilisizlik ya da bakasndan renme heves
lilii" diye anlalan Sokratik ironi, genelikle "Hasm" gln
drr ya da aalatr. Hume, "retici ile renci grn
m"nden kanp, "konumaclar arasnda uygun bir dengeyi
korumak" ve "btn daha doal ve yapmacksz gsterecek"
bir hava salamakla, kendi sylei tekniini ve ironisini Sokra
tik sylei tekniinden ve ironiden ayrmak iin byk zen
gsterir. Hume'cu sylei teknii ve ironi, Sokratikten daha
kvrak, daha zarif, daha doalcdr ve daha ince, insancl bir
mizah dourur. nk Hume iin ironi her eyi kapsar, adeta
bir yaam yoludur. 24 Beklenebilecei zere, dinle urarken,
ironisi en keskindir.
Sunucu Pamphilus'un yaratlmasnn Hume'un ironisinin
ilk doruk noktas olmasna karlk, Philo'nun konumalar, ko
layca anlalabilecei gibi, Hume'un balca ironik aracdr.
Bundan tr, eer Philo'nun baka bakmlardan disiplinli se
rimlemesinde beligin tutarszlklar, besbelli karklklar ya da
dpedz elikiler varsa, bunlarda ironi aramak gerekir. "Ser
semce bir tutarllk kk kafalarn perisi" olmakla birlikte, filo
zof ak ve dzenli bir biimde dnmek ykmllyle, bir
bana, insanln geri kalanlarndan ayrlr.
Grm olduumuz zere, Syleiler boyunca blk pr
k dalan ironi damar, sonulayc XII. Ayrmda ardna
kadar alr. Birok aklaycy bocalatan, Philo'nun balang-

23 "A Dialogue", Phil. Works, cilt IV, s. 293.


24 John V. Price'in The Ironic Hme (Austin, 1965) adl yapt, bu balamda son
derece yararldr.

121
taki grnte inan itiraf, bu ayrmn tonunu belirler. Burada
itenliksiz, elikili, ksacas ironik bir ey var mdr? Evet,
vardr: gsterilen coku ve ate. Philo ikiyzllkle yle ko
nuur: " . . . doann aklanamayacak beceri ve ustal stne
kendini aklyrten durumda bulan birine oranla hi kimsenin
zihninde daha derinlemesine iz brakm bir din duygusu yok
tur ve hi kimse, Tanrsal Varlk nnde ondan daha byk bir
huuyla eilmemektedir" (s. 214; elinizdeki eviride: s. 226). De
rinlemesine iz brakm din duygusu? Tanrsal Varlk nnde byk
bir huuyla eilmek? Hayr, bu sofuca duygular, daha dorusu
tutkular, David Hume adn tayan insana tmyle yabancdr.
Bunlar yalnzca inantan kaynaklanr ve kendi deyiiyle David
Hume genliinden beri dinsel inantan uzaktr.25 Bunlar bura
da, - filozofun din hakknda yazarken adet edindii zere yal
nzca zamann uylamlarna ngrl bir uyum salamak iin
ironiyle sylenmi szlerdir ve bitite, yine ironiyle olmakla bir
likte, toptan hilenmektedirler.
roninin gen habercisi Pamphilus, Syleiler'in nsznde
Tanr'nn varlnn, kant gerektirmeyecek kadar "besbelli, ke
sin" bir gerek olduunu belnimseyiverir. Bylelikle, tartma
nn Tanr'nn nitelikleriyle snrlandrlnasn tartmac da
sorgusuz sorusuz kabul etmekte, uygulamadaysa hep birlikte
bunu umursamamaktadrlar. Kendini, Pamphilus'un her s
znden kukulanmaya eitmi olan uyank okuyucu, gerekte,
Tanr'nn nitelikled tartmasna ka kere giriliyorsa, neredeyse
ona eit sayda da Tanr'nn varl tartmasnn n plana geti
rildiini renmeye hazrlanm bulunmaldr: eer benim
saym doruysa, Demea 4 kere, Cleanthes 7 kere, Philo da 10
kere b u konuyu amaktadr.26 S u gtrmeyecek gerek odur ki,
Pamphilus'un tersini savunmasna karn, Tanr'nn varl,
Syleiler'in belli bal bir sorunu, belki de balca sorunudur.
Bu konuyu bylesine sk tartmann toplu etkisi, ironik ierme

25 Letters, i. s. 154 ve Boswell'in grmesi (s. 76).


26 Bu say zorunlu olarak keyfidir, nk genel tartma-bir Tanr'nn varl
sorusundan pek ayrlamaz; fakat aadaki gndermelerin asgari olduu

122
yoluyla, Tanr'nn varlnn yalnzca doruluukendiliin
den-belli bir gerek olmamakla kalmayp, aklla kantlanabilir
olmadn da vurgulamaktadr. Bu tersine-psikolojiyi, Pamphi
lus ampirik dzeyde dorulamakta (s. 144-50 et passin; bu
eviride: s. 155-59 ve yaptn tmnde geerken), Cleanthes de
metafizik dzeyde belgitlemektedir (s. 189; elinizdeki eviride:
s. 199). Belirsizlik perdesi kaldrlnca, ortaya kan sonucun ne
olduunu yanl anlamak olanakszdr: aklla Tanr'nn varl
da kantlanamaz, yokluu da. Dolaysyla, kukucu filozof ne
dogmatik (krkrne) tanrc olabilir, ne de dogmatik (kr
krne) tanrtanmaz. Onun iin, bilgeliin gerei, yargy as
kya almaktr.
stelik, konuyu szde doal dinle snrlanm ve Cicerocu
adlar tayan kiilerle donanm bir yaptta, Hristiyan ve H
ristiyanlk szcklerinin en az yedi kere gemesi (s. 138, 141,
160, 228; elinizdeki eviride: s. 146, 149, 169, 241) uygunsuz
grnyor; "muhterem baylar", "doruyolcu din adamlar ve
dinbilim doktorlar", "dini-btn rahipler ve vaizler", "vahiye
dayanan dinbilim" vb. gibi ufak tefek uygunsuzluklar da ca
bas. Ayrca, Demea batan sona, hep vaaz vermeye kayma
eilimindeki pek parlak zekal olmayan bir rahip gibi gste
rilerek aalanmaktadr; Philo da "Ulusal Karakterler stne"
adl denemenin karanl dipnotundan, rahiplerin, meslekleri
nin doas gerei ikiyzlle srklendikleri sulamasn yi
nelemektedir (s. 222; elinizdeki eviride: s. 236). Kald ki, eer
b enim Cleanthes ile Demea'y Hristiyan din adamlar olarak
tanlamam kabul edilirse, kast! bir uygunsuzluun bir baka be
lirtisi de, doal dinin tartlmasna Hristiyan kavramlarnn
bol bol ve gereksiz yere kartrlmasdir. 27

sylenebilir. Demea: s. 141, 143, 145, 188-89 (bu eviride: s. 148-49, 151, 152,
197-98; Cleanthes: s. 143, 144-45, 163, 185, 189, 190, 216; bu eviride: s. 151,
153, 172, 195-96, 199, 200-1, 228-29); Philo: s. 142, 144, 161-62, 165-66, 168-69,
178, 180, 214-15, 216-17, 227 (bu eviride: s. 150, 152, 170-72, 175-76, 178,
188, 190, 228, 229-30, 240-41).
27 Hum e un "Hristiyan kavramlarn bol bol ve gereksiz yere [sze] kartr
'

mas"n, Butler'in Analogy of Religion'unun l. Ayrm olan "Doal Din"

123
\ u ktr.1 141.. lrnh l 1 l 1 l l y ... :t, oh ve pheye yer b
tll. ny f\1\1, l .1 l l rt H; .. l l r h'sl i n edi, Philo'nun ironik "dua"
'\111111 l 1 1 11 1 .. " l\ m l " i olan son cmledir: "Bir aydn iin, felsefi
A A 1 /11111k, .11./11111, inanan bir Hristiyan olma yolunda ilk ve en
11111111/i 111/tlr. . . " (s. 228, benim italiklerim; elinizdeki eviride:
:; . 24 1 ). (1-Iume iin, bu balamda, "aydn" olmann aydnlanm
.znlktan olma anlamn tad gznnde bulundurulma
ldr.) Philo'nun "dua"daki bu son szlerini, yalnzca Pamphi
lus'un tartmann sonucu hakknda yalnkatl gsterilmi bu
lunan safdil szleri izlemektedir. Buraya kadar sunulan ve da
ha ok belirtilere dayanan kantlar, Doal Din stne Syleiler'
in gerekte, doal dine aka, vahiy dinine, yani Hristiyanla
ve Hristiyanln Tanr'sna da st rtl olarak kar kt
yargsn desteklemeye balamlardr.
Hume'un insan doas stne mr boyu incelemeleri, bir
baka deyile "insan bilimi" u kanya varmaktadr ki, "felsefe
ye ve akla dayanan" dine karlk, vahiy dininin btn "yay
gn" ve "baya" biimleri (aslnda, Hristiyanln sradan uy
gulamas), boinanla cokunluk arasnda salnmak eiliminde
dir (s. 222; elinizdeki eviride: s. 236). Hume'un daha 1741'de
yaymlad, "Boinan ve Cokunluk stne" denemesinde,
her iki tutku da "gerek dinin yozlamas" diye damgalanmak
tadr.s Burada bavurulan kantlar, geni lde, onyedinci
yzyl boyunca Hristiyan devletlerdeki dinsel kaynamalardan
alnmtr.
Hume, Hristiyanl oktan terk etmi, "Mucizeler s
tne" denemesinde, Hristiyanla inanmann "srekli bir mu
cize" gerektirdiini ileri srmtr.29 nceleme'den ayrdktan
on yl sonra, 1748'de bu denemeyi yaymlamakla, Hume kendi
dinsel dncesini kamuoyuna aklamakta artk geri dnle-

blmndeki kt kullanyla karlatrnz. ]3u metinde "Hristiyan" ad


yalnzca kez gemekte, vahiy dinine de be gnderme yaplmaktadr.
Notlardaysa vahiy dinine gnderme yaplmakta, "Hristiyanlk" da
yalnzca bir kere anlmaktadr.
28 "Of Superstition and Enthusiasm", Phil. Works, cilt III, s. 144-50.
29 Enquiries, s. 131.

124
meyecek bir noktay atn farkederek "bir inansz karakte
ri"ni benimsemeye raz olmutur.30 Bu kararn, 1757'de mizahl
bir biimle ayrntlamaktadr: "Sanrm, artk Tarih yazmaya
cam, dorudan doruya Tanr'nn Duasyla On Emre ve tek
Kateizme saldracam; ntihar ve Zinay salk vereceim; ve
Tanr can isteyip de beni kendi' yanna ekinceye dek byle
devam edeceim".31 Birka yl sonra da Paris'ten kzgnlkla
yle seslenmektedir: "Bazlar [baz ngilizler} benden Tory
(tutucu) olmadm iin nefret ediyorlar, bazlar Whig (liberal)
olmadm iin, bazlar Hristiyan olmadm iin; ama hepsi
de sko olduum iin." Yine Paris'ten, ngiliz ulusunu, ''.en de
rin Budalala, Hristiyanla ve Bilisizlie hzla batyor" diye
knamaktadr. 1766' da da, korumas altna ald Rousseau iin,
"Kendisini Kutsal Kitaba vermi, gerekten kendine zg bir
yolda bir Hristiyandan pek az iyi (bir kii)"32 demitir.
7 Temmuz 1776'da lmn eiindeki filozof, James Bos
well tarafndan dinsel inanlar konusunda sk bir soruturma
ya tabi tutulmutur. Bu dedikoducuya gre, Hume "btn Din
lerin Ahlaknn kt olduunu aka sylemi"tir. Boswell s
zne yle devam etmektedir: "baz ok iyi insanlarn dindar
olduklarn bilmesine karn, bir adamn dindarln iitince,
sahtekarn biri olduuna hkmettiini" sylerken aka etme
diine eminim . .. Ona bsbtn Yokolma dncesinin kendisi
ni hi mi rahatsz etmediini sordum. Hi de deil; Lucretius'
un gzlemledii gibi, bir zamanlar hi varolmadm dnce
sinden fazla rahatsz etmiyor beni, diye cevap verdi (s: 76-77).
Hume'un Hristiyanl sulay lm deinde de srm,
hekimine, ironik bir taklma payn eksik etmeden aklamtr
ki, "yurttalarn akllandrmaya almakla, zellikle de onlar
Hristiyan boinancndan kurtarmaya almakla ok uram-

30 Litters, i. s. 106.
31 Der. Klibansky ve Mossner, New Letters of David Hume (Oxford, 1954), s. 43.
Bundan byle, New Letters diye anlacaktr.
32 Letters, i. s. 470, 498. Life, s. 523.

1 25
l r, ama bu byk ii daha tamamlayamamtr."33 lmnden
sonra yaymlanan Syleiler, bu "byk i"i yerine getirme y
nnde atlm ileri bir admdr ve onun "kalt"nn bir esini
oluturmaktadr.
Hume'un Hristiyanlktan nefretle yz evirmesinin -bu
szc stne basarak kullanyorum-, onda derin kkleri var
dr ve bu nefret, Treatise'den (nceleme) Syleiler'e kadar onun
tm felsefe uran aklar.34 Ama bu, Hume herhangi bir an
lamda Ecrasez l'infame (Rezili [yani Kiliseyi] Ezin) bayran dal
galandran bir sko Voltaire'iydi demek deildir - yle olmas
dnlemez, dpedz Hume'un kiiliine aykrdr. Bununla
birlikte, Doal Din stne Syleiler'de ironinin daha balkta
balad besbellidir. (Ben Adam Smith'in bu elyazmasn do
ru okuduuna, ne olduunu anladna eminim; doal dine
apak, btn "yaygn" dinlere, zellikle Hristiyanla da st
kapal bir saldr! Smith, hi kukusuz, Hristiyanla alenen
saldrlmasn uygunsuz bulnutur.35
Syleiler'in bitii, Hume'un lmnn yaklatn iyice
bildii, mrnn son aylarnda kaleme alnmtr. Philo son
konumasnn ilk yarsnda (s. 227; elinizdeki eviride: s. 240),
Hume'un tanrclk konumu stne yapt zeti sunar: "Doal
Dinbilimin tm biraz belirsiz, en azndan tanmlanmam ol
makla birlikte, tek bir yaln nermeye, Evrendeki dzenin nedeni
ya da nedenleri, olaslkla, insan zekasn uzaktan andrmaktadr,
nermesine" gelip dayanmaktadr. stelik, bu nerme "insan
yaamna dein bir karsama yapma olana" salamamak
tadr ve sz konusu "andrma, yetkinlikten ne denli uzak olsa

33 Life, s. 601.
34 Hume, "Kiliseden Nefretle Yz eviriyorum"u (The Church is my Aversion)
1747' de, kendisinin girebilecei eitli meslekleri gzden geirme vesilesi
ile yazmtr. New Letters, s. 26. "Mucizeler stne" yazs, balangta lnce
leme'nin bir blmyken, Hume Butler'a saygsndan bunu geri ekmitir.
35 Adam Smith, Syleiler'in yaym kendi yelemesine braklsayd ne yapa
can Strahan'a yle aklamtr: " ... yazma son derece dikkatle saklanr,
benim lmmden sonra da onun ailesine geri verilirdi; ama sa olduum
srece asla yaymlanmazd." Letters, ii. s. 453.

126
da, insan zekasndan daha teye gtrle"menektedir, "zihnin
teki" -yani, ahlaki- "niteliklerine aktarlmasnn herhangi bir
olasl" da yoktur.
Syleiler'in baz okuyucular, hi phesiz, Philo'nun yaln
ve "biraz belirsiz . . . tanmlanmam" nermesinde, saymaca
tanrcln bir kalntsn grebilmekle pekala yetineceklerdir.
yle olsun. Baka, belki daha duyarl, belki daha kukucu,
belki daha gereki okuyucularsa, buna itiraz etme eiliminde
olabilirler: tanlanabilecek ahlaksal niteliklerden yoksun bir
Tanr, yolunu arm olan insanla avuntu salamaz;36 by
lesine yoksullatrlm bir Tanr ile Hristiyanln kiisel Tan
rs arasnda ok az benzerlik vardr ya da hi yoktur; Philo'nun
birok koullara balanm ve sulandrlm nermesi, gerekte,
yargnn askya alnmasna yaklamaktadr; "dinsel varsaym"
(s. 216; elinizdeki eviride: s. 229) ve doast, insanl ilgilen
diren btn pratik amalar bakmndan tmyle boaltlmak
tadr.
Bitiri konumasnn ikinci yarsnda, Philo tanrsal vahiyi
insanln durumu stne bilisizliinizi dzeltmeye aran,
ustalkla hazrlanm bir dua eder. Yaknma edas, yerini uya
rya brakmtr. Hedef Hristiyanlktr: "Fakat, inann bana,
Cleanthes, iyi niyetli bir akln bu durumda hissedecei en doal
duygu, Tanr'nn insanla daha belirli bir takm vahiyler sa
layarak ve inancmzn kutsal amacnn doal yapsn, nitelikle
rini ve ileyilerini kefettirerek bu kopkoyu bilgisizlii da
tmak, hi deilse azaltmak ltfunda bulunmas yolunda z
lem dolu bir istek ve umuttur. Doal akln yetkinsizliklerini
laykyla duyan bir kimse [vahiyle] aklanm geree en b
yk bir aklkla koar; oysa yalnzca felsefenin yardmyla ek
siksiz bir dinbilim sistemi kurabileceine inanm olan kibirli
dogmac, daha ileri bir yardma burun bker ve ie dardan
karan bu reticiyi yadsr. Bir aydn iin felsefi skeptik olmak,
salam, inanan bir Hristiyan olma yolunda ilk ve en nemli adm-
36 Basit kafal Demea, Cleanthes'i bu sonuca varlaca hakknda uyarmam
myd? (s. 170; elinizdeki eviride: s. 179).

127
dr. " (s. 227-28, benim italiklerim; elinizdeki eviride: s. 241 ) .
..

Cleanthes'in daha I . Ayrmdaki inanlmaz ndeyii, Philo'


nun "dinsel inan felsefi kukuculua dayatmay" (s. 132; eli
nizdeki eviride: s. 138) nerdiini ileri sr, en sonunda
doru km - ama bu, byk deimeler geirmeden olma
mtr. nk, Philo'nun "dua"sndaki bu son tmce, "amin"
ksm, imdi uygun boyutlar iinde grlebilir ve Doal Din
stne Syleiler'in en yksek ve stn ironisi olarak akla
nabilir. (Ondokuzuncu yzylda, kendini bir "ironi ustas" diye
dnmekten holanan bir Kierkegaard'n dinsel inanc, Hu
me'un konumunda herhangi bir aldatmaca grmemi, onu
"Hristiyan Sray"n salayacak gerek bir g kayna say
mtr.)
imdi de, Philo'nun ironik dua" maskesinin arkasn gr
/1

menin ve Hurne, gnnn dinsel ve toplumsal ikliminde, ta


mamyla itenlikli ve aikszl olmaya kendini zgr hissetsey
di neler syleyeceini kurgulamann sonularna geiyorum.
Bu sorunu dile getirmenin bir baka yolu da, felsefe araclyla

dinden doast kovulsa geriye ne kalacan sormaktr.


Bu son derece nemli soruya karlk verebilmek iin, Sy
leiler'in, Hurne'un ironik bir biimde, kendisinden sonra yaa
yacaklara brakt, din felsefesine ilikin kiisel mesajn olu
turan temel retileri stne bir soruturma gerekmektedir.
Alan nerme kapsamaktadr. Bunlarn ilki doal dinle, ikin
cisi vahiy diniyle, yani Hristiyanlkla ilgilidir ve her ikisi de
olumsuz diyemlidir; ncsyse olumludur ve umursamaz
bir doa iinde yalnz bana olan insanla ilgilidir. Genellikle ve
fazla basitletirme pahasna diyebilirim ki, bu nerme bence,
Hume'un bir yaam yolu olarak lml kukuculuk stne d
nnn zn oluturmaktadr. Bu aydnlanm, Hume'cu
yaam yolu, doastnden, dinbilimden, vahiyden, Tanr'dan
arnmtr - zetle, Philo'nun dedii gibi (s. 220; elinizdeki e
viride: s. 233), "felsefi ve aklc" bir dindir; ben buna yalnzca ve
hi kukusuz, fazladan unu ekleyeceim ki, insan iin tmyle
laik ve hmanist insan-yaps bir dindir. Bu aydnlanm,

128
Hume'cu yaam yoluna, belki ironike, ama pek uygun olarak
insan dini denebilir.
lk nerme. Tanr'nn varl hakkndaki nsel (a priori)
kant, kar konulamayacak bir akl yrtmeyle rtln
tr.37 Tasarmdan yola kan sonsal (a posteriori) kantsa, yal
nzca Tanr'nn varlnn insan zekasna belli belirsiz bir ben
zerlik gsterdiini ortaya koymaktadr; kald ki, bu andrma,
belli belirsizliinin stne stlk, Tanr'nn manevi sfatlarna
aktarlmamaz da. Bylelikle, insan yaamnn srdrlmesi s
tne herhangi bir etkileme olmamaktadr. "Dinsel varsaym"
gszdr. Doal bir din yoktur.
kinci nerme. Vahiy dini, yani Hristiyanlk da, felsefe
asndan doal dinle ayn sonuca gitmektedir. Bunun tek des
tei inantr; bu inancn kendisiyse srekli bir mucizedir ve do
laysyla felsefe-ddr. Olaan uygulanyla, Hristiyanlk
yozlamaya, rahipleri de ikiyzlle dme eilimindedir.
Hristiyanla yaktrlan ayrcalk bo kalnaktadr.38

37 Cleanthes'in kant (s. 189; elinizdeki eviride: s. 199): "Kart bir eliki
iermedike hibir ey belitlenemez. Seiklikle dnlebilen eylerin
hibiri bir eliki iermez. Neyin varolduunu dnebilirsek, onun varol
madn da dnebiliriz. Onun iindir ki, varolmay bir eliki ieren
hibir varlk yoktur. Dolaysyla varolduu belitlenebilecek hibir varlk
yoktur."
38 Hume'un gerek doal gerek vahiyle aklanm dinleri felsefece yadsy,
zorunlu olarak tanrtanmazlk konusunu ortaya karr. Bir Hristiyann
gznde inansz bir kii, tanrtanmazn biri olarak grnebilir, ama
gerek bir kukucu kendi asndan asla tanrtanmaz olamaz; nk olum
lu dogmalar kadar, olumsuz dogmalardan da kanr. Baz felsefecilerin ve
hemen hemen baka herkesin tersine, bu soruyu cevaplamas istenildiin
de, Hume tam bir yargy askya alma durumunda kalmakla yetiniyordu.
sterseniz, buna bilinemezcilik (agnosticism) diyebilirsiniz. Hi deilse, bi
yografisi ynnden, Hume'un kendisini tanrtanmaz saymad kesindir.
Paris'te Baron d'Holbach ve tanrtanmazlar kulbnn yeleri ("Rue Ro
yale eyhleri") ile karlamasnda, Hume "tanrtanmazlara inanmad-
' "n, mrnde "hi tanrtanmaz grmedii"ni syleyerek Baron'u art
mtr (bak. Life, s. 483). Syleiler'de de, Philo "ancak ada byle oldu-unu
ve ciddiyetle asla olamayacan sylediim Tanrtanmaz" (s. 218; eliniz
deki eviride: s. 230) diyerek, ayn gr yinelemektedir. Ayrca bak. En
quiries, s. 149. Onsekizinci yzyln baz ngiliz dinbilginleri (rnein, Tho
mas Broughton ve William Baxter) de, bu kandadr.

129
nc nerme. Son derece nemli olan, felsefe araclyla
dinden doast kovulsa geriye ne kalaca sorusuna ima edilen
karlk ksa ve yalndr: insan dini. Daha ak sylendikte: insan
gzpek ve aydnlanm insan, umursamaz bir doada kendi bann
aresine bakmak zere plak bir yalnzlk iindedir.
imdi de, bu ikisi olumsuz ve biri olumlu retinin nasl
gelitiini, filozofun aydnlanm ve yumuatlm bir kukucu
olarak portresinin hmanist dzeyde nasl belirginletiini d
nelim.
Bu noktada, Hume'un szcs olan hayal-rn Philo'yu
bir yana brakp, filozofun kendisine bakmak gerekmektedir.
Philo'nun "dua"sndaki ironik Hume'a karlk, itenlikli Hume
saknmaszdr. ronik belirsizlik maskesi karlnca, ll bir
biimde iyimser olan ve sakin bir gvenle konuan bir Hume
ortaya kmaktadr. (Bu sessiz iyimserlii, Aydmlanma'nn "ra
hat" iyimserliiyle, philosophe larn kimilerinde, zellikle de
'

Physiocra te'larda grlen zorunlu ilerleme fikriyle kartrma


maldr.)
Hume'un sakin gveni, kesin olarak, grece az saydaki
"okumu"la, aydn aznlkla, "insanlk partisi"yle snrldr. Ba
ya kiilerin her zaman u ya da bu yoz dinin tuzana de
bileceine oktan karar vermitir. (Dinin Doal Tarihi'nde ta
nmlandklar zere,39) "baya kiiler, yani hatta birka dn
da btn insanlk, bilisiz ve eitilmemi olmakla", aydnlan
mlar oluturan sekin aznlktan ayrlrlar. Bu aydnlanm
azln, "bilgili ve bilge olanlarn" ,40 dindeki olaanst olma
dan yaama, zlmemi derin felsefe sorunlar karsnda, d
nsel drstlk onlar, yargy askya almaya, Philo'nun de
dii gibi, "Kukuculuun zaferi olan o askda kal ya da den
ge"ye (s. 136; elinizdeki eviride: s. 143) zorlaynca, ylmama
yeterlii cesareti ve iradesi vardr. Hume'un felsefi gelime
sinde metafizikten nce gelen ahlak felsefesi, sonra da baat
kalmaktadr. Bu, gerekten "insan doasnn bilimi"dir, insann

39 Phil. Works, cilt IV, 334.


40 Enquiries, s. 133.

130
snrl olmakla birlikte, kendisi ve umursamaz bir doadaki
rol stne anlaydr, szn ksas insem d ini dir . Hume, bizle
'

ri bir kez daha uyarmaktadr: "Filozof olun, ama btn felsefe


niz iinde,yine de insan kaln."41
yi ya da kt ne olursa olsun, doann kayrasndan da
tanrsal klavuzluktan da yoksun bulunan, gzpek ove ay
dnlanm insan, kendi aklna uymakta zgr durmaktadr; in
sann doal yaps, iyi yaam srmesine, "insanca, salam bir
erdemi. . . zihnin dingin gnn" yaamasna olanak verecek
biimde atlmtr. Hume, yirmi ksur yl nce Dinin Doal Ta
rihi'nde "zihnin dingin gn" derken,42 acaba Sextus Empiri
cus'un ataraksia dedii ruh halini ngilizceye evirmekte oldu
unun bilincinde miydi? Bilmiyorum ve bunu bilmenin herhan
gi bir yolu da yoktur. Fakat kendisinin, o kutsanm "zihnin
dingin gn" durumuna eritii, sanrm, sz gtrmez.
Batan sona, nceleme'den Syleiler'e, Hume hep hmanist
tir, kendi "nsann tek bilimi, nsan Doasdr .. . "43 nclne
hep sadktr. Son dncesinde, insan dini'nin nemli iki esi
sapasalam durmaktadr: birincisi, doastnn felsefe yoluyla
kovulmas (doal olsun, vahiye dayanan olsun, btn dinlerin
terk edilmesi) ve ikincisi de, aydnlanm insana, gelecein tek
umudu diye btn bu dnn ierdii gven duymas.
nk Hume'un lml kukuculuu, en sonunda, bsbtn
olumsuz deildir, lmcl ya da umursamaz da deildir. Tersi
ne, etkin ve yaratcdr. Her eyden nemlisi, insann canl ru
hunun bamszlnn bildirisidir: "nsan, her zaman insan".44
Bu yaratc skeptiklik ve bamszlk bildirisine, ister hmanist
lik, ister doaclk, ister yeni paganlk, ister laiklik, ister poziti-

41 Enquiries, s. 9.
42 Phil. Works, cilt iV, s. 360. Hume, "airane ilham"n, sevdii ozanlardan bi
rinde bulmu olabilir. Bak. Pope, Essay on Man, iV, 1. 168: "Ruhun dingin
gn ve yrekten duyulan sevin"; ve Eliosa'dan A belard a, l. 209: "Leke
'

siz zihnin sonsuz gn".


43 Treatise, s. 273.
44 "nsan rknn usuz bucaksz tasarmlar stne ozann haykr hakl,
bence: nsan, her zaman insan! " "idea of a perfect Commonweath", Phil.
Works, cilt Ill, s. 492-93. Sz konusu ozan, Pope'tur (Satires, 5, l. 252).

131
vistlik, ister pragmatiklik, ister bilinemezcilik, ne d:;rseniz de
yin, bu, temalarn en kalcs olan insan saygnlnn, yaamada
ve lmede saygnln, Aydnlanmann en has sesiyle, dingin ve
gvenli bir biimde onaylandr. "Felsefi ve aklc" insan dini
stne bir ironik sezgi, David Hume'un Doal Din Ostne
Syleiler'inin sanki bize mezardan seslenen kaltdr.45

45 Tmyle, Edinburgh Kraliyet Dernei'ndeki yazmalara dayanan yeni bir


Syleiler metni, Clarendon Press tarafndan 2 Aralk 1976'da yaymland.
Yazarn amacna sadk olan bu yeni metni, Edinburgh niversitesinden
John V. Price basma hazrlamtr. Ama, benim bu denememde kullanma
ma elvermeyecek kadar ge km olmasna zgnm.

132
DOGAL DN STNE
SYLELER
PAMPHILUS'TAN HERMIPPUS'A

Hermippus' cuum, eski filozoflarn retilerinden ounu


bakalarna sylei biiminde aktarmalarna karn, bu yazma
ynteminin daha sonraki alarda pek az kullanld, buna
kalkanlarn elinde de pek ender baar salad belirtilmitir.
Gerekten, imdi felsefe aratrclarndan beklenen kesin ve
dzenli akl yrtme, doal olarak insan yntemli ve retici
yola sokuyor; bu biimi benimseyince, insan ama edindii
noktay, hazrlk yapmadan, hemencecik aklayabiliyor; ondan
sonra da, abasn herhangi bir kesintiye uratmakszn, akl
yrtmesinin dayand kantlar karsamaya giriebiliyor. Bir
felsefe sistemini konuma iinde anlatmak, pek doal grn
mez, dorusu; stelik, sylei yazar, yaptna serbest bir hava
vermek ve Yazar ile Okuyucu grnmnden kurtulmak iin
dolaysz yazma yolundan ayrlmakla, daha kt bir uygunsuz
lua dmek ve retici ile renci grntsn vermek duru
munda olur. Yahut sze eitli konular katp konumaclar ara
snda uygun bir denge gzeterek tartmay iyi bir arkada top
luluunun doal. havasna yrtrse, o zaman da, ou kez,
hazrlklar ve geiler iin yle ok zaman harcar ki, okuyucu
syleinin btn tatllnn, ona feda edilen dzenlilik, ksalk
ve pekinlie demeyeceini dnr.
Ama, sylei-yazmann zellikle uygun dt ve dolay
sz, yaln yaz yntemine yine de yelenir olduu baz konular

135
vardr.
Doruluu tartlmayacak kadar besbelli, fakat ayn za
manda sz ne ok edilse yine de yersiz kamayacak kadar
nemli olan herhangi bir reti paras, byle bir yntemle ele
alnmay gerektirebilir: burada yazma biiminin yenilii, konu
nun basmakalplmn skcln giderebilir, konumann can
ll, sav daha glendirebilir ve ayr ayr kiiliklerin sunduu
gr eitlilikleri usandrc ya da yararsz grnmeyebilir.
te yandan, stnde, insan aklnn deimez bir karara va
ramayaca kadar karanlk ve belirsiz olan herhangi bir felsefe
sorusu, (belki byle eylere hi dokunulmamal ya) ele alnacak
olursa, bizi kendiliinden sylei ve konuma yoluna gtr
yor gibidir. Hi kimsenin akl snrlar iinde kalarak kesin bir
yarg veremeyecei bir yerde, akll insanlar ayr grlere va- 1

rabilirler: bir karara eriilemese bile, kart duygular ho bir


elence salar; hele konu da merakl ve ilgin olursa, kitap bizi
bir bakma, o konuyu tartan bir topluluun iine srkler ve
insan yaamnn en byk ve en katksz iki hazzn, inceleme
ile ahbaplk etmeyi bir araya getirir.
Ne mutlu ki, Doal Din konusunda btn bu koullar bulu
nabilir. Tanr'nn varl kadar besbelli hangi hakikat olabilir ki:
en bilisiz alar bunu teslim etmiler, en yce dahiler bu konu
da yeni kantlar bulmak iin tutkuyla almlardr. Btn
umutlarmzn dayana, ahlilkn en gve:lli temeli, toplumun
en salam destei ve dncelerimizden, aklmzdan bir an k
mamas gereken tek ilke budur; hangi hakikat bunun kadar
nemli olabilir? Fakat bu besbelli ve nemli hakikati incelerken,
tanrsal varln doas ile ilgili olarak, sfatlar, buyruklar, tasa
rlar stne ne karanlk sorular ortaya kar? nsanlar bunlar,
her zaman tartp durmulardr: bunlar hakknda insan akl
herhangi bir kesin karara varmamtr. Fakat bu knular yle
ilgintir ki, imdiye dek en titiz araylarmzn sonucu phe,
belirsizlik ve elikiden baka bir ey olmamasna karn, onlar
aratrmadan da duramayz.
Bu yaknlarda, her zamanki gibi yaz mevsiminin bir

136
blmn Cleanthes'le geirdiim srada, bunu gilemlemek
frsatn buldum; onun, sana da geende stnkr anlattm,
Philo ve Demea ile konumalarnda hazr bulundum. O zaman,
bana o kadar merak duyduunu syledin ki, onlarn akl yr
tlt!rini daha kesin ayrntlaryla aktarp, Doal Din gibi titizlik
gerektiren bir konuda savunduklar eitli sistemleri anlatmak
zorunluluunu duyuyorum. Cleanthes'in kesin felsefeci tutu
munu, Philo'nun zensiz skeptikliine kar koyunca, yahut
her ikisinin eilimlerini Demea'nn kat, bklmez doru-yol
culuuyla karlatrnca, kiiliklerinin arpc kartl, senin
beklediklerini oaltm, anlalan. Genliimden tr ben bu
tartmalarda dinleyicilikten baka bir ey yapmacjn; yaamn
ilk mevsiminde doal olan merak, tartmalarnn btn zincir
ve bantlarn belleime ylesine yerletirdi ki, sana bunlar
aktarrken herhangi bir nemli blm atlamayacam yahut
kartrmayacam umuyorum.

BRNC AYRIM

Cleanthes'in kitaplnda oturur bulduum arkada toplu


luuna katldmda, Demea, benim renimime byk zen
gsterdii ve btn arkadalklarn yorulmak bilmeksizin
srdrd iin Cleanthes'i ven birka sz syledi. Pamphi
lus'un babas yakn arkadanzd, dedi: olu renciniz ve ona,
yaznla bilimin her faydal daln aktarmak iin ne byk aba
lar harcadnza bakacak olursak, manevi evladnz bile sayla
bilir. Sizin dnceliinizin de alkanlnz kadar kusursuz
olduuna inanyorum. Onun iin, benim kendi ocuklarm ye
titirmekt gzettiim bir kuraln sizin uygulamanza da ne ka
dar uyduunu renmek isterim. Onlarn reniminde benim
izlediim yntem, eskilerden birinin u deyiine dayanr: "Fel
sefe rencileri nce Mantk renmeliler, sonra Ahlak sonra
Fizik, en sonra da Tanrlarn niteliini." Bu Doal Dinbilim dal,
ona gre bilimlerin en derini ve en gc olduu iin, kendisini

137
reneceklerin pek olgun bir yarg yeteneinde bulunmasn
gerektirir ve ancak btn teki bilimlerle zenginlemi bir kafa
ya gvenle teslim edilebilir.
Philo, ocuklarnza dinin ilkelerini retmekte bu kadar
gecikiyor musunuz? dedi. Btn renimleri sresince bu denli
az iittikleri grleri savsaklamalar ya da bsbtn yad say
malar tehlikesi yok mu? Demea yle karlk verdi: ancak
insann kendi aklna ve tartmasna ak bir bilim dal olarak
Doal Dinbilimi renmelerini erteliyorum. Yoksa, onlarn ka
falarn erkenden din duygularyla yourmaya ba zeni gste
ririm; srekli kurallar belletip eitmekle, ayrca umuyorum ki,
kendim de rnek olarak, onlarn taze kafalarnn derinliklerinde
dinin btn ilkelerine kar bir sayg alkanl yaratrm.
Baka btn bilimleri incelerken de, her blmn belirsizliine,
insanlarn ezeli tartmalarna, tm felsefenin kararszlk iinde
kalna ve en byk dahilerden bazlarnn, yalnzca insan
aklnn ilkelerinden kardklar tuhaf, gln sonulara dikkat
lerini ekerim. Kafalarn bylelikle sz dinlemeye hazr ve ken
dilerine krkrne gvenmeyen bir duruma getirdikten son
ra, onlara dinin en byk gizemlerini amaktan hi ekinmem;
felsefenin, onlar en yerlemi reti ve grleri yad saymaya
gtrebilecek kendini beenmilik kstahlndan da korkum
olmaz.
Philo, ocuklarnzn kafalarn erkenden din duygularyla
yourma ngrrlnz gerekten ok akla uygun, dedi; bu,
dnya derdine dm ve dinden uzaklam ada baka
trls doru olmaz, zaten. Fakat eiti'Uzeninizde benim en
hayran olduum yan, gurur ve kendi kendine yeterlik duygu
lar esinleyerek, genellikle btn alarda din ilkelerini ykc
nitelik tad ortaya kan felsefe ve bilginlik ilkesinin ta ken
dilerinden -ak verdikleri yerleri yakalayarak- yararlanma
ynteminiz. Hatta unu syleyebiliriz ki, bilimle ve derin ara
trmayla tankl olmayan sradan kiiler, bilginlerin sonu
gelmeyen tartmalarna bakarak felsefe iin ou kez tam bir
kkseme duymular ve bylelikle, kendilerine retilmi bu-

138
lunan dinbilimin byk ilkelerine daha salam perinlenmi
lerdir. nceleme ve aratrmaya biraz girenler, retilerde en
yeni ve en olaanst gibi grnen kantlar bulduklarm sana
rak hibir eyin insan akl iin fazla g olmadna inanr ve
haddini bilmezlikle btn snrlar ap geer, tapnan en kut
sal yerlerini kirletirler. Fakat, u dncemde, umarm ki, Cle
anthes de bana katlacaktr: en gvenli are olan bilisizlii bir
kez elden braknca, kutsallktan uzak den bu baboluu
nlemenin yine de bir yolu vardr. Demea'nn ilkeleri geliti
rilsin ve yaylsn: insan aklnn zayflnn, krlnn ve dar
snrlarnn iyice bilincine varalm: gndelik yaay ve yapp
etmelerle ilgili konularda bile belirsizliini ve saysz kart
larn adamakll kavrayalm: duyularmzn yanlma ve aldat
larn, btn sistemlerde temel ilkelerle birlikte gelen almaz
glkleri, madde, neden ve eser, uzam, uzay, zaman, devrim
-ve bir kelimeyle, herhangi bir kesinlik ve kamtlanmla hak
iddia edebilecek tek bilimin konusunun meydana getirdii- her
eidinden nicelik kavramlarndan hi ayrlmayan elikileri
gznnde tutalm. Bu konular, baz filozoflarn ve hemen b
tn Tanr bilimcilerinin yaptklar gibi, olanca aklklaryla or
taya konulduklar zaman, bu yepelek akl yetisine -bylesine
yce, bylesine derin, gnlk yaam ve deneyden bylesine 1
uzak noktalarda- dediklerine kulak asacak kadar kim gven
besleyebilir? Bir tan zerrelerini neyin bir arada tuttuu, hatta
'

zerrelerinin ona uzam kazandran bireimi -bu gibi en bildik


konular- bile bylesine aklanamaz olduktan, iinde aykr ve
elikili nitelikler tadktan sonra, hangi gvenle dnyalarn
kkeni stnde karar verebilir ya da onlarn ezelden ebede tari
hini izleyebiliriz?
Philo bu szleri sylerken, Demea ile Cleanthes'in yz
lerinde bir glmsemenin belirdiini gryordum. Demea'mn
glmseyii, ortaya konulan retiler karsnda duyduu ka
tksz memnunluu anlatr gibiydi: Fakat Cleanthes'in yz iz
gilerinden, Philo'nun akl yrtmelerinde bir alay ya da kur
nazca bir kt niyet yakalamcasna bir oyuna gelmezlik ha-

139
vas sezebiliyordum.
Cleanthes, yleyse siz Philo, dedi, dinsel inan felsefi
skeptiklie dayatmay neriyorsunuz; kesinlik ya da kantlama
baka btn aratrma alanlarndan kap dar edilirse, bunun
doal dinbilim retilerine yarayacan ve onlarn stn bir
g ve yetke kazanacan dnyorsunuz. Skeptikliinizin
dediiniz kadar mutlak ve iten olup olmadn, daha sonra,
toplantmz dald zaman reneceiz: Bakalm, giderken
kapdan m kacaksnz, pencereden mi? Yanltc duyular ile
daha da ok yanltc olabilecek. deneyden karld ve yaygn
olarak inanld zere, vcudunuzun yer ekimine uyaca ya
hut dmekle bir yerlerinizin incinecei konusunda kukunuz
olacak m, gerekten? Bence Demea, byle bir dnce bu tu- .
haflk merakls skeptikler tarikatna kar fkemizi pekala azal- 1
tabilir. Sahiden samimi iseler, kukular, itirazlar, tartmala- 1
ryla dnyay uzun sre tedirgin etmeyecekler d.einektir: yok,
yalancktan yapyorlarsa, belki bunlar tatsz akaclardr, ama
devlete, felsefeye ya da dine pek zararlar dokunamaz.
Gerekte Philo, diye szne devam etti, uras kesin gr
nyor ki, bir kimse insan aklnn birok elikileri ve yetkinlik
ten yoksunluklq.r stnde youn bir biimde dnnce, ta
knlkla her trl inan ve gre toptar kar kabilir; (fakat)
onun bu toptan skeptiklikte ayak diremesi ya da birka saat
liine olsun bunu davrarlarnda gstermesi olanakszdr. D
dnya kendisini ona zorla duyurur, tutkular onu tedirgin eder:
felsefi hzn dalr gider; kendi h;izacn alabildiine bask
altnda tutmas bile, skeptikliin glgesini dahi ksack bir sre
olsun korumaya yetmeyecektir. Hem niin kendi kendini bunca
bask altna alsn? Bu, skeptik ilkeleriyl tutarl kalarak hibir
zamar doyurucu bir gereke bulamayaca bir noktadr; dolayi
syla, tmyle ele alndkta, okullarnn savlarndan rendik
leri ve okullarnn dna tarmalar gereken eski skeptiklii
-ileri srld zere- her yere yaymaya altklar doruysa,
Pyrrhoncularn ilkelerinden daha gln bir ey olamaz.
Bu adan, -srekli olarak biribirleriyle atmalarna kar-

140
n- Stoaclarla Pyrrhoncularn aralarnda byk bir benzerlik
vardr; her ikisi de adeta bir kimsenin baz zamanlarda ve baz
ruh hallerinde yapabildii bir eyi, her zaman ve her trl ruh
halinde de yapabilecei gibi yanl bir ilke stne kurulmutur.
Stoac dncelerle, insann kafas yce bir erdem cokusuna
ulap, gl bir biimde, herhangi bir eref ya da kamu yarar
trne vurulunca, olabilecek en byk bedensel ac ve strap
byle yksek bir grev duygusunu bastramaz, giderek belki,
yine onun sayesinde, ikencenin ortasndayken bile glmsene
bilir ve sevin duyulabilir. Byle bir ey madem ki bazen ger
ekleebiliyor, bir filozof, okulunda ya da odasnda, kendisini
bunun gibi bir cokuya haydi haydi kaptrp, hayalinde, d
nebilecei en keskin acya ya da en felaketli olaya katlanabilir.
Fakat bu heyecann kendisine nasl dayanacaktr? Azmi gever
ve her istedii zaman toplanamaz: eitli uralar akln eler:
beklemedii anda felaketler stne ker: ve filozof derece dere
ce baya adam dzeyine iner.
Philo, Stoaclarla Skeptikler arasnda yaptnz karla
trmaya hak veriyorum, diye yantlad. Fakat, ayn zamanda,
unu da grebilirsiniz ki, Stoaclkta zihin, felsefenin yksek
uularn aralksz srdrememekle birlikte, aalara indiin
de bile, onda eski halinden yine bir eyler kalr; Stoacnn akl
yurtmesinin sonular olaan yaamdaki tutumlarnda ve ey
lemlerinin btnlnde kendini gsterir. Eski okullar, zel
likle Zeno'nun kurduu okul, bugne artc gelen erdem ve
tutarllk rnekleri ortaya koymutur.

Bo Bilgelik hepsi ve dzme Felsefe. Ama sevimli bir gz


baclkla byleyebilir, acy bir sre, ya da kederi, ve uyan
drabilir yalan umudu, yahut donatabilir, tvbe bilmez gs.
nat bir sabrla, kat zrh gibi. [Milton], Paradise Lost, Il.
Tpk bunun gibi, eer bir kimse, kendisini, akln belirsiz
lii ve dar snrlar stne skeptik dncelere altrmsa, gz
lerini baka konulara evirdii zaman da bunlar bsbtn
unutmayacaktr; gnlk davranlarnda olmasa bile, btn fel
sefi ilkelerinde ve akl yrtmelerinde, bu sorun hakknda her-

141
hangi bir kanya varmayanlardan ya da insan akl stne daha
kayrc duygular besleyenlerden farkl olduu grlecektir.
Bir kimse, skeptikliin kurgusal ilkelerini ne kadar ileriye
gtrrse gtrsn, kabul ediyorum .ki, baka insanlar gibi ha
reket etmek, yaamak ve konumak durumundadr; ve bu tutu
mundan tr, byle yapmasnn mutlak zorunluluundan
baka herhangi bir neden gstermesi gerekmez. Fakat kurgu
larn bu zorunluluun izdii snrlarn tesine tar da, doa
yahut ahlak konularnda felsefe yaparsa, bu biimde dn
mekten duyduu belli bir haz ve doyum onu ayartacaktr. Ay
rca unu da gznnde tutacaktr ki, herkes gnlk yaamda
bile az ok felsefe yapmak zorundadr; bebekliimizden itiba
ren gitgide daha genel davran ve dnce ilkeleri kurma y
nnde ilerleriz: edindiimiz deney arttka ve aklmz glen
dike, ilkeleri durmadan daha genelletirir ve kapsamlarn
geniletiriz; zaten felsefe dediimiz de, bunun daha bir dzenli
ve yntemli olarak yaplmasndan baka bir ey deildir. Bu
gibi konularda felsefe yapmak, znde, gnlk yaam stne
aklyrtmekten ayr birey deildir; ancak felsefemizden, nite
lii gerei ve daha zenli bir ilerleme yntemi olmasndan
tr, daha yksek bir doruluk derecesi deilse bile, daha
byk bir kararllk bekleyebiliriz.
Fakat, insanlarn yaptklarnn ve evremizi saran cisimle
rin tesine baktmz zaman, kurgularmz iki sonsuzlua,
eylerin imdiki durumundan nceye ve sonraya (ezele ve

ebede), evrenin yaradl ve ol umuna, ruhlarn varlna ve
zelliklerine, ba ve sonu olmayan, her eyi yapabilen, her eyi
bilen, deimez, sonsuz ve kavranlmaz tek evrensel ruhun ye
teneklerine ve ileyiine yneltince, burada yetilerimizin erie
bilecei snrlar artk adamakll atmza gre, vesveselenme
mek iin en kk skeptiklik eiliminin ok uzanda olmamz
gerekir. Kurgularmz zanaatla, ahlakla, siyasetle ya da ele
tiriyle snrl tuttuumuz srece, her an, felsefi varlmz kuv
vetlendiren ve fazlasyla incelmi her akl yrtme karsnda
pek hakl olarak duyduumuz kukuyu (hi deilse, bir lde)

142
yok eden saduyuya ve deneye bavururuz. Fakat dinbilimsel
aklyrtmelerde bu stnlkten yararlanamayz; oysa, biryan
dan da, hakas kavrayamayacamz kadar geni olan ve b
tn tekilerin arasnda kendileriyle tanklk kurmamz en ok
gerektiren eylerle urayoruz. Her eyin kuku verici grn
d, aralarnda yaanlan ve konuulan insanlarn yasa ve
greneklerini her an ineme tehlikesiyle kar karya bulunul
duu bir el lkesinde yabanclar gibiyiz: Byle bir konuda her
zamanki akl yrtme yntemlerimize nereye kadar gvenece
imizi bilemeyiz: nk, gnlk yaamda ve onlara zellikle
uygun olan u alanda bile bu sorunlar aklayamayz, onlar
dnmekte bize tmyle bir eit igd ya da zorunluluk
klavuzluk eder.
Btn skeptikler, akla soyut bir adan baklrsa gya onun
kendisine kar altedilmez kantlar gsterdiini, skeptik akl
yrtmeler bu denli incelmi olmasayd, herhangi bir konuda
hibir kan ya da gvenli inanca eriilemeyeceini, bunlarn
duyu ve deneyden karsanan daha salam ve daha doal ka
ntlar dengeleyemeyeceini savunurlar. Fakat besbellidir ki,
kantlarmz bu yarar yitirip de gnlk yaamdan uzaklat
zaman, en ince skeptiklik onlarla ayn dzeye gelir, onlara kar
koymak ve dengelemek olanan bulur. Birinin tekinden fazla
arl olmaz. Akl, ister istemez, aralarnda askda kalr ve
ite, bu askda kal ya da denge durumu skeptikliin zaferidir.
Cleanthes, fakat Philo, dedi, sizin ve btn kurgusal skep
tiklerin hakknda u gzlemi yapyorum ki, retiniz ve uygu
lamanz, gnlk yaamn srdrlmesinde ne denli uzak kal
yorsa, kuramn en kark noktalarnda da o denli uzak kalyor.
Nerede bir kant kendini ortaya koyarsa, szde skeptikliinize
karn hemen ona yapyorsunuz; unu da gzlemliyorum ki,
tarikatnzdan bazlar daha byk kesinlik ve gven savnda
olanlar kadar kararl. Gerekte, gkkua gibi olaanst bir
olgu stne Newton'un yapt aklamay, bu aklama k
nlarnn ok inceden inceye bir zmlemesini veriyor diye
-gerekten bu, insann kavramas iin pek ince bir konudur-

143
yadsmak zentisini gsteren bir insan gln olmaz myd?
Ya, yerkrenin hareketi stne Kopernikus ve Galilei'nin g
rlerine kar belirli bir itiraz bulunmad halde, bu konu
larn insanln dar ve yanlabilir aklyla aklanabilmek iin
fazla byk ve fazla uzak olduklar genel ilkesinden tr,
bunlar onaylamaktan geri duracak bir kimseye ne derdiniz?
Gerekten, sizin pek gzel gzlemlediiniz gibi, kaba ve bi
lisiz bir skeptiklik tr vardr; bu skeptiklik, sradan kiilere,
kolayca anlamadklar eyler hakknda genel bir nyarg ver
mekte ve onlara, kantlamas ince ince akl yrtmeyi gerekti
ren her ilkeyi yadstmaktadr. Skeptikliin bu tr, din iin
deil, bilgi iin ok zararldr; nk bu gre en fazla bal
olduklarn ileri srenlerin, yalnzca teizmi (tanrcl) ve doal
dinin byk gereklerini deil, geleneksel bir boinann onlara
tledii en sama inanlar bile kabul ettiklerini gryoruz.
Bu gibi kimseler, Euklides'in en yaln nermesine inanmaz ya
da onu dinlemezler, ama cadlara sk skya inanrlar. Fakat, in
celmi ve felsefi skeptikler de tam kart nitelikte bir tutarszla
dyorlar. Aratrmalarn bilimin en derin kelerine kadar
gtryorlar, karlatklarn her admda, bulduklar kantlarla
orantl olarak kabul ediyorlar. En derin ve en uzak nesnelerin,
felsefece en iyi aklananlar olduunu bile teslim ehnek zorun
da kalyorlar. Ik gerekte zmlenmitir, gk cisimlerinin
gerek dzeni kefedilmi ve doruluu ortaya konmutur.
Fakat vcutlarn yiyecekle beslenmesi hala aklanamayacak bir
gizemdir: maddenin paralar.:tm bir arada durmas hala anla
lamyor. Onun iindir ki, bu kukucular, btn sorunlarda her
bir belirli kant ayr ayr incelemek ve kabullerini ortaya kan
kantlanma derecesine gre ayarlamak zorunda kalyorlar. B
tn doa, matematik, ahlak ve siyaset bilimlerinde yaptklar
budur. Sorarm size, dinbilimsel ve dinsel konularda da niin
ayn ey yaplmasn? Bu nitelikteki sonular, kantlarn belirli
tartmalar yaplmadan, niin yalnzca insan aklnn yetersiz
lii gibi dayanaksz bir genel yargyla reddedilsin? Byle bir
tutum eitsizlii, ie nyarg ve tutkularn kartnn ak bir

144
kant deil midir?
Diyorsunuz ki, duyularmz yanltcla, anlaymz yan
lla yatkndr, uzam, sre, devinim, en bildik nesneler stne
fikirlerimiz bile samalklar ve elikilerle doludur. Beni g
lkleri zmeye ya da onlarda kefettiiniz aykrlklar bada
trmaya aryorsunuz. Bylesine byk bir giriimi stlene
cek yeteneim yok: buna verecek vaktim yok; [stelik], bunun
gereksiz olduunu da anlyorum. Sizin her durumdaki kendi
davranlarnz, ilkelerinizi yalanlyor ve bilimin, ahlakn, ng
rnn ve davrann kabul edilegelen btn kurallarna smsk
dayandnz gsteriyor.
Skeptikler bir filozoflar tarikat deil, bir yalanclar tari
katdr diyen nl yazarn* acmasz grne katlmayacam.
Ama onlarn bir akaclar ya da alayclar tarikat olduunu
(umarm kimseyi kzdrmadan) syleyebilirim. Ne var ki, canm
neelenmek ya da elenmek isteyince, ben kendi payma, mut
laka daha az akl kartrc ve daha az aprak bir ey seerim.
Bir komedi, bir roman, olsa olsa bir tarih kitab, byle metafizik
incelik ve soyutlamalardan daha doal bir vakit geirme arac
'
olarak grnr.
Bir skeptiin bilimle gnlk yaam ya da bir bilimle baka
bir bilim arasnda bir ayrm yapmas bouna olur. Bunlarn
hepsinde kullanlan kantlar, eit deerde iseler, benzer bir nite
liktedirler ve ayn g ve belgitleme yeteneini tarlar. Yok,
aralarnda herhangi bir fark varsa, stnlk tmyle dinbilim
den ve doal dinden yanadr. Mekaniin birok ilkeleri ok
aprak akl yrtmelere dayanr; ama bilimden anlama iddi
as olan hi kimse, hatta kurgusal skeptikler bile, bunlar hakkn
da en kk bir phe beslemez. Kopernikus sistemi, en ar
tc ve doal anlaymza, grnlere ve dpedz duyula
rmza en ters den bir paradoksu iinde tar; ama bugn ke-
iler ve engizisyon yarglar bile, bu sisteme kar kmalarn
dan caymak zorunda kalyorlar. Durum byleyken, imdi, bun-

* L'art de penser. [Condillac]

145
ca byk bir dehas ve geni bilgisi olan Philo, en yaln ve
doruluklar kendiliinden en belli bir yapay engellerle kar
lamadka, insann kafasna ylesine kolaylkla giren dinsel
varsaymlar bakmndan, genel dzeyde kalan basmakalp bir
ekingenlik duymakta diretecek mi? ,
Cleanthes, Demea'ya dnerek szne devam etti: ite bura
da, bilimlerin tarihi asndan olduka ilgin bir durumu gz
lemleyebiliriz. Hristiyanln kuruluu zerine, felsefenin halk
diniyle birlemesinden sonra, btn din retmenleri arasnda,
akla, duyulara, yalnzca insan aratrma ve incelemelerine da
yanan tm ilkelere kar kmaktan daha olaan hiir ey yok
tur. Eski Akademiaclarn btn konular, kilise babalarnca be
nimsenmi ve bylece, yzyllar boyu btn Hristiyan dnya
sndaki her okul ve her kilise krssnden yaylmtr. Reform
cular ayn akl yrtme, daha dorusu kar kma ilkelerine
sarlmlardr; (dinsel) inancn yetkinlii stne dktrlen
btn vglerin iine doal akla indirilen birtakm sert alay
darbeleri de sokuturulmutur. Roma Katolik kilisesinden, H
ristiyanln doruluunu kantlamak iin bir kitap yazan, pek
bilgili ve nl bir kardinal,* en sivri ve en inat bir Pyrrhoncu
luun drdrclklarn iinde tayan btn bir inceleme de yaz
mtr. Locke, yle grnyor ki, inancn akln bir trnden ba
ka bir ey olmadn, dinin yalnzca bir felsefe dal olduunu
ve dinbilimin doal olsun, vahiyle aklanm olsun btn ilke
lerini ortaya karmakta, her zaman, ahlakta, siyasette ya da fi
zikte herhangi bir hakikati kantlamak iin kullanlanlara ben
zer bir akl yrtme zincirinin kullanldn aktan aa ne
srmeye cesaret eden ilk Hristiyan olmutur. Bayle'in ve teki
zndklarn, kilise babalaryla ilk reformcularn felsefi skeptik
liini ktye kullanmalar, Bay Locke'un hakl duyusunu daha
da yaygnlatrmtr: yle ki, imdi, bir bakma, tanrtanmazla
skeptiin neredeyse zde olduklar, akla ve felsefeye zenen
herkese kabul edilmektedir. Besbelli, ikinci ilkeyi hi kimse

Monseigneur Huet.

146
ciddiyetle benimsemedii gibi, ilkini ciddi olarak benimseyen
lerin de ylesine az olduunu ummak isterim.
Philo, Lord Bacon'un bu konudaki o pek zl szn ha
trlamyor musunuz? dedi. Cleanthes, evet, diye karlk verdi:
biraz felsefe insan tanrtanmazla gtrr, ama felsefenin
ou onu dine dndrr. Philo, gerekten bu pek yerinde bir
sz, dedi. Ama, benim dndm bir baka parayd; hani,
iinden Tanr yok diyen Davud'un soytarsn andktan sonra,
byk filozof, bugnlerde tanrtanmayanlar ift katl bir lgn
lk yapyorlar, der ya: nk Tanr'nn olmadn ilerinden
geirmekle kalmyorlar, bu dinsizlii azlaryla da syleyerek,
katmerli bir boboazlk ve ngrszlk suu iliyorlar. Bu
gibi kimseler, pek itenlikli olsalar bile, sanrm, altedilmesi g
olamazlar.
Fakat beni bu lgnlar snfndan saysanz da, szn a
makla bizi elendirdiiniz dinci olsun dinsiz olsun skeptikliin
tarihinden aklma gelen bir dnceyi aktarmaktan kendimi
alamayacam. Bana yle geliyor ki, bu iin btn gelimesinde
gl birtakm papazlk belirtileri vardr. Eski okullarn datl
masn izleyen dnemler trnden bilisizlik alarnda, papaz
lar tanrtanmazln, deizm'in [yaradanclm] ya da herhangi
bir trden din sapknlnn ancak tartmakszn kabul edile
gelmi grleri haddini bilmezlikle tartmaya kalkmaktan ve
insan aklnn zmeyecei bir ey olmad yolunda bir ina
ntan ileri gelebileceini sezinlemilerdi. O zamanlar eitimin
insanlarn zihinleri stnde gl bir etkisi vard ve bu g, en
azimli skeptiin bile, yaaynda kabul etmek durumunda
olduu duyu verilerinin ve saduyunun etkilerinin gcne ne
redeyse eitti. Fakat, eitimin etkisinin ok azald ve insan
larn dnyayla daha ak bir alveri sonucunda, ayr ulus ve
alarn yaygn ilkelerini birbirleriyle karlatrmay rendik
leri gnmzde bilge tanr adamlarmz felsefe retilerinin
tmn deitirmilerdir, Pyrrhoncularn ve Akademiaclarn
deil, Stoaclarn, Platoncularn ve Peripatetiklerin [Aristote
lesilerin] dilini konumaktadrlar. nsan aklna gvensizlik

147
gsterirsek, elimizde bizi dine gtrecek baka bir ilke kalmaz.
Bylelikle, bir ada skeptik, bir bakasnda dogmac olarak, bu
saygdeer baylarn insanln stne ykselmelerini sala
makta hangi sistem ilerine geliyorsa, onu en gzde ilkeleri ve
yerlemi inanlar haline getirecekleri kesindir.
Cleanthes, insanlarn retilerini savunmalarna en ok ya
rayan ilkelere drt elle sarlmalar gayet doaldr, dedi: by
lesine akla uygun bir durumu aklamak iin papazlktan me
det ummanz da gerekmez. Ve elbette, herhangi bir ilkeler top
luluunun doru olduunun ve benimsenmesi gerektiinin an
lalmas iin bunlarn gerek dini dorulamaya vardklarn ve
tanrtanmazlarn, zndklarn, her trl zgr dnrlerin
kar klarn elmeye yaradklarn grmekten daha gl
bir neden olamaz.

KNC AYRIM

Demea, urasn itiraf etmeliyim ki, Cleanthes, dedi, sizin


bandan beri bu tartmay srdrdnz izgi kadar beni
hibir ey artamazd. Szlerinizin genel havasndan, insan
sizin tanrtanmazlarn ve kafirlerin kar klarna cevap ola
rak bir Tanr'nn varln savunduunuzu ve btn dinlerin bu
temel ilkesinin savunuculuunu yapmak zorunda kaldnz
sanr. Fakat yle umuyorum ki, bu bizim aramzda hi de bir
sorun deildir. Hi kimsenin, en .azmdan saduyusu olan hi

kimsenin, bylesine kesin ve do uluu kendinden belli bir ha
kikate kar hibir zaman ciddi fr phe beslemediine emi
nim. Sorun Tanr'nn varlna deil, doasna ilikindir. nsan
aklnn kusurlarndan tr, bunun: bizim -iiri trfl:yle kav
ranlamaz ve bilinemez bir ey olduunu teslim ederim. Bu en
stn akln z, nitelikleri, varolu biimi, srekliliinin zel
lii - bunlara ve bylesine yce bir varln herhangi bir zel
liine, insan akl hibir zaman eriemez. Sonlu, zayf ve kr
yaratklar olarak, bizler onun ulu huzurunda boynumuzu

148
bkmeli ve kendi zayflklarmzn bilinciyle, onun sonsuz yet
kinliklerine sessizlik iinde hayran olmalyz - o sonsuz yetkin
likler ki, hibir gz grmemi, hibir kulak iitmemi, kavran
mas hibir insan gnlne nasip olmamtr. Bunlar, insan me
rakndan youn bir bulutla gizlenmitir: bu kutsal karanlklara
szmaya almak, Tanr'ya kar saygszlktr: onun varln
yadsmak birinci dinsizlikse (kfrse), ikincisi onun doasna
ve zne, takdirlerine ve sfatlarna burnunu sokmak cretidir.
Fakat burada benim dindarlmn felsefeme baskn ktn
dnmeyesiniz diye, -herhangi bir destek gerekmez ya- g
rm pek byk bir yetkeye destekleteceim. Hristiyanln
kuruluundan beri, bunu ya da baka herhangi bir teoloji konu
sunu incelemi bulunan hemen hemen btn dinbilimcileri ta
nk gsterebilirdim: fakat, imdilik, gerek dindarlkta gerek fel
sefede eit lde nl birini anmakla yetineceim. Rahip Ma
lebranche'* sylemek istiyorum. Yanlmyorsam, o yle der:
"Tanr'nn madde olmadn belirtebilmekten ok, neliini
olumlu olarak anlatabilmek iin, Tanr bir ruhtur demek yanl
olur. Tanr sonsuz yetkinlikte bir varlktr: bundan phe ede
meyiz. Fakat, cisimsel bir varlk olduu dnlse bile, nasl
Antropomorfistlerin -en yetkin biim budur diye- ne srdk
leri gibi, onu bir insan vcuduna brnm olarak ta,sarlama
mamz gerekiyorsa, bir insan zihninden etkin bir ey tanmad
mz iin, Tanr'nn ruhunun insan fikirleri tadn ya da bi
zim ruhumuza herhangi bir benzerlik tadn da dnmeme
miz gerekir. Daha doru olarak inanmamz gereken, onun ken
disi maddesel olmadan maddenin yetkinliklerini kavrad gibi
. . . bizim ruhu dndmz anlamda kendisi ruh olmadan
yaratlm ruhlarn yetkinliklerini de kavrad: gerek adnn
Varolan ya da bir baka deyile, Snrsz Varlk, Tm Varlk,
Sonsuz ve Evrensel Varlk olduudur."
Philo, ne srdnz bylesine byk bir yetkeden son-

* Recherc/e de la Verite, !iv. 3, chap. 9. [Hakikatin Aratrlmas] ev. Mira


Katrcolu, MEB 6 cilt, 1947-50.

149
ra, Demea, -ki bin tane daha gsterebilirdiniz-, benim kendi
duygularm eklemem ya da retinizi onayladm belirtmem
gln olurdu, dedi. Fakat besbelli ki, akl banda insanlar bu
konular incelerken, sorun asla Tanr'nn varl deil, ancak
doal yaps olabilir. Pek gzel soylediiniz gibi, bunlarn ilki
kukulanlamayacak ve doruluu kendinden belli bir hakikat
tir. Hibir ey nedensiz varolamaz; bu evrenin ilk nedenine (bu
her ne ise), Tanr diyor ve dinsel bir saygyla ona her trl yet
kinlii yaktryoruz. Bu temel gerei kabul etmekte ekingen
davranan bir kimse, filozoflarn biribirlerine verebilecekleri en
ar cezay, yani en byk glnl aalanmay ve knan
may hak eder. Fakat yetkinlik denen ey tmyle greli oldu
u iin, biz hibir zaman bu kutsal varln niteliklerini kavra
dmz sanmamal ya da onun yetkinliklerinin bir insan ya
ratnn yetkinliklerini herhangi bir bakmdan andrd ya da
onlara benzedii dncesine kaplmamalyz. Bilgelik, _-(i.D.:
ce, tasarm; bilgi; bunlar hakl olarak ona yaktrrz; nk bu
szckler insanlar arasnda saygdeerdir ve ona duyduumuz
hayranl anlatabilecek bir baka dilimiz ya da baka kavram
larmz yoktur. Fakat, bizim fikirlerimizin herhangi bir biimde
onun yetkinliklerine karlk olduunu ya da onun sfatlarnn
insanlar arasndaki bu niteliklere herhangi bir benzerlii bulun
duunu dnmekten mutlaka saknmalyz. O, bizim snrl
gr ve kavraymzn alabildie stndedir ve okullarda
tartma konusu olmaktan ok, mabetlerde tapnma konusudur:
Gerekte, Cleanthes, diye devam etti, bu karara varmak
iin, size ylesine naho gelen o zentili skeptiklie bavurmak
. da gerekmez. Fikirlerimiz deneyimizden teye eriemez: bizim
se tanrsal sfatlar ve i1ey1ler stne hibir deneyimiz yoktur:
tasarmm sonulandrmam gerekli deil, karsamay kendi
niz yapabilirsiniz. Doru aklyrtmeyle salam din duygusu
nun burada insan ayn sonuca vardrmalar ve her ikisinin de
En stn Varln hayranlk uyandrc gizemlilikte ve kavra
nlmaz bir doal yaps olduunu ortaya ortaya koymalar be
nim iin bir zevktir (umarm, sizin iin de yledir.)

150
Cleanthes, Demea'ya dnerek, dolambal szlerle ve hele
Philo'nun dinibtnce sylevlerini cevaplandrmakla vakit kay
betmemek iin, bu sorunu benim nasl grdm ksaca ak
layaym, dedi. Dnyaya yle bir bakn, tmn de, her bir
parasn da dnn: onun bir tek byk makineden baka bir
ey olmadn anlayacaksnz, bu makine sonsuz sayda daha
kk makinelere blnmtr, bunlarn her birinin de daha
kk makinelere blnmesi gide gide insan duyu ve yetileri
nin izleyebilecei ve aklayabilecei lnn tesine varr.
Btn bu eitli makineler ve hatta en kk paralar bile, bir
kez olsun onlar derin derin dnen btn insanlar hayran
la salan bir dakiklikle biribirlerine uyarlanmtr. Doann t
mnde, aralarn amalara pek ilgin bir biimde uygun olmas,
insan aklnn, insan tasarmnn, dncesinin, bilgeliinin ve
zekasnn rnlerine -onlar ok amakla birlikte- tpks tp
ksna benzemektedir. Onun iin, etkiler biribirlerine benzedi
ine gre, andrmann btn kurallar uyarnca, bu bizi, ne
denlerin de biribirlerine benzedii ve Doay Yaradann -yap
t iin grkemiyle orantl olarak ok daha byk yetilere
sahip bulunmakla birlikte- insanlarn zihnine olduka benze
dii karmn yapmaya gtrr. Bu a posteriori kantlamayla
ve yalnzca bununla, hem Tanrsal bir varln olduunu, hem
de onun insan zihin ve zekasna benzerliini bir rpda gster
mi oluyoruz.
Demea, Cleanthes, dedi, Tanrsal varln insanlara benzer
liine ilikin olarak kardnz sonucu, iin bandan onayla
madm size sylemekten ekinmeyeceim; bunu kantlama
abanzda kullandnz yollar daha da az onaylyorum. Bir
\fanr'nn varln belirleyemiyorsunuz! Hibir soyut kantnz
yok! A priori tantlarnz da yok! Peki, filozoflarn imdiye dein
stnde srarla durduklar btn bu yollar hep yanl, hep saf
sata m kuzum? Bu konuda deney ve olaslktan hi teye eri
emez miyiz? Bunun Tanrsal varla ihanet etmek olduunu
syleyecek deilim; ama besbelli ki, bu zentili tokszllkle
tanrtanmazlarn ekmeine ya sryorsumz, oysa salt kant-

151
lama ve akl yrtme yoluyla bu kolayl asla elde edemezler
di.
Philo, beni bu konuda kayglandran balca nokta, dedi,
Cleanthes'in btn dinsel kantlamlr deneye indirgemesin
den ok, bunlarn o aa trn bile en kesin ve en yadsnmaz
rnekleri gibi grnmemeleri. Tan dtn, atein yand
n, topran kat olduunu binlerce kere gzlemlemiizdir: bu
nitelikte yeni bir durumla karlanca, hi duraksamadan ala
geldiimiz karm yaparz. Karlatmz rneklerin birbirle
rine tam benzemeleri bize benzer bir olay iin yetkin pir gven
ce verir; yle ki, bundan da.ha gl bir kant ne ister ne ararz.
Fakat en kk lde bile rneklerin benzemesinden ayrl
dnz yerde, orantl olarak kantlamann gcn de azaltr
snz: giderek, sonunda ok zayf bir andrmaya kalabilirsiniz -
bunun da yanlmaya ve belirsizlie ak olduu herkese bili
nir. nsanlarda kan dolamn deneysel olarak grdkten son
ra, bu iin Titius'la Maevius'ta da [Ahmet'le Mehmet'te de]
byle olduundan hi phe etmeyiz: fakat kurbaa ve ba
lklardaki kan dolamndan hareketle, bunun insanlarda ve
teki hayvanlarda da aynen byle olduunu sylemek, gl
bile olsa, alt taraf, andrmaya dayanan bir kabuldur. Bitkiler

de deneysel olarak grd nz zsuyun dolamndan hay
vanlarda kann dolatn karsarken yaptmz aklyrtme
ise, ok daha zayftr ve byle yetkinlikten yoksun andr
malar iyice tartmakszn izleyenlerin yanlla dtkleri daha
kesin deneylerle ortaya konmutur.
Evet Cleanthes, biz bir ev grrsek, byk bir kesinlikle
bunun bir mimar ya da yapcs olduu sonucuna varrz: n
k bu rnek tam, o eit nedenden ileri geldiini deneyle gr
dmz etki eididir. Fakat evrenin, ayn kesinlikle benzer
bir neden karsamamza elverecek biimde bir eve benzedi
ini, ya da andrmann burada tam ve yetkin olduunu syle
meyeceksiniz, herhalde. Benzemezlik ylesine arpcdr ki,
burada olsa olsa en ok yeltenebileceimiz, benzer bir nedene
ilikin bir tahnin, bir yaktrma, bir kabuldur; bu iddiann

152
dnyada nasl karlanacam ise sizin takdirinize brakyorum.
Cleanthes, mutlaka ok kt karlanrd, diye cevap verdi
ve ben, eer Tanrsal varln kantlarnn bir tahmin ya da ya
ktrmadan fazla bir ey olmadm kabul etseydim, sulanp
aalanmay hak. etmi olurdum. Fakat, bir evde aralarn
amalara uygunluu sorununun tmyle, evrende aralarn
amalara uygunluu sorunu arasnda benzeme bu kadar az
mdr? Ya, sonul nedenler ekonomisi? Her bir blmn dzeni,
oram ve uyarlanmas? . . . Bir merdivenin basamaklar, aktr ki,
insan bacaklar onlar trmanmakta kullanabilsin diye dnl
mtr: bu, kesin ve yanlmaz bir karsamadr. nsan bacaklar
da yrmek ve trmanmak iin dnlmtr: bu karsa
mann, iaret ettiiniz benzemeklikten tr, tmyle birden o
kadar kesin olmadn kabul ederim; fakat byledir diye, yal
nzca kabul ya da yaktrma adna m hak kazanyor?
Demea, onun szn keserek, Tanrm! diye bard, ne
gnlere kalmz? Dinin ateli savunucular, Tanrsal bir varlk
iin getirilen ispatlarn yetkinlie eriemediini teslim ediyorlar
ha! Hele siz Philo, -Tanrsal Doann hayran olunas gizemli
liini kantlamakta sizin yardmnza gvenmitim- siz de Cle
anthes'in btn bu abartl grlerine katlyor musunuz? On
lara bundan baka ne ad verebilirim ki? Pamphilus gibi byle
sine gen bir insann nnde, byle bir yetkeye dayanarak by
le ilkeler ortaya konulunca, sizleri knamamak iin kendimi
nasl tutaym?
Philo, benim Cleanthes'le onun kendi izgisinde tartt
m ve ona inanlarnn tehlikeli sonularn gstererek sonunda
onu bizim grmze getirmeyi umduumu anlamam gibi
grnyorsunuz, diye cevap verdi. Fakat size en ok dokunan
eyin, Cleanthes'in a posteriori kant anlatma biimi olduunu
anlyorum; bu kantn elimizden kap uabileceini grerek,
onun ylesine baka bir kla brnm olduunu dn
yorsunuz ki, gerek haliyle ortaya konulduuna pek inanasnz
gelmiyor. Oysa Cleanthes'in tehlikeli ilkelerine, baka bakm
lardan ne denli kar karsam kaym, bu kant doru an-

153
!attn teslim etmek zorundaym: sorunu size ylesine akla
maya alaym ki, bundan byle bu konuda rahatszlk duyma
yasnz.
Bir kimse, bildii ya da grd her eyden kendini soyut
lam olsayd, yalnzca kendi fikirlerine dayanarak, evrenin ne
eit bir grnm olduunu belirleyebilmek ya da eyann bir
durumunu bir baka durumuna yeleyebilmek olanandan
tmyle yoksun kalrd. nk ak ak kavrad bireyin ola
naksz grlemeyecei ya da bir elime ierdii sylenemeye
cei iin, hayalinin abuk sabuk her rn eit bir arlkta olur
du: niin bir fikir ya da sisteme balanp da, eit lde olanakl
grnen bakalarn yad saydna herhangi bir hakl neden
gsteremezdi.
u da var: gzlerini atktan ve gerek haliyle dnyaya
baktktan sonra, o, btn eyann ya da evrenin yle dursun,
herhangi bir tek olayn bile nedenini ilk bata bulamazd. Hayal
gcn babo brakabilir, bu g de ona sonsuz eitlilikte ha
berler ve tasarmlar getirebilirdi. Bunlarn hepsi olabilirdi: fakat
hepsi de eit lde olabileceinden, aralarndan birini brle
rine yelemesinin, kendiliinden, hesabn veremezdi. Ona,
herhangi bir olgunun gerek nedenini ancak deney gsterebilir.
imdi, bu aklyr yntemine gre, Demea, u sonu
kar (ve hatta Cleanthes'in kendisi de bunu st rtl olarak
kabul etmektedir); sonul nedenlerin dzeni, ayarlanm ya da
uyarlanm grnmeleri, kendi ilerinde, [tanrsal] tasarnn bir
kant deildir; ancak bu ilkeden ktnn grld kadar
[byle bir tasarya iaret edebilir] . A prfori olarak bilebilece
imiz lde, madde tpk zihnin yapt gibi en bandan o
dzenin kaynan, gzesini kendi iinde tayabilir; ve zaten,
eitli elerin, bilinmeyen bir i nedenden tr en ince ay
rntl bir dzenlemeye girmi olabileceklerini dnmek, on
larn idea'larnn byk, evrensel zihinde, benzer bir bilinme
dik i nedenden tr o dzenlemeye girmi olabileceklerini
dnmekten daha g deildir. Bu varsaymlarn eit lde
olanak tadklar kabul edilir. Fakat (Cleanthes'e gre) bun-

154
/
larn arasnda bir fark olduunu deneyle gryoruz .A'.ferhangi
bir biime sokulmam elik paralarn stste atnca, hibir
zaman, bir cep saati meydana getirecek yolda kendiliklerinden
bir dzene girmezler: ta, har ve kereste, bir mimar olmadan,
hibir zaman kendi balarna bir ev kurmazlar. Fakat bir insan
zihnindeki fikirlerin, bilinmeyen, aklanamayan bir ekonomiy
le, bir cep saatinin ya da evin plann oluturacak biimde ken
dilerini dzenlediklerini gryoruz. Onun iindir ki, deney,
zgn bir d:<;en ilkesinin maddede deil, zihinde bulundu
unu kantlamaktadr. Benzer etkilerden benzer nedenler kar
sarz. Aralarn amalara uydurulmas, evrende de insan yaps
bir makinede olduu gibidir. Onun iin, nedenler de biribirleri
ne benzese gerek /'
tiraf etmeliyim ki, Tanrsal varlkla insanlar arasndaki bu
b enzeme, benim daha iin bandan beri dehetli kanma do
kunmutu; bu benzetmenin stn Varla, Tanrya itenlikle
inanan hi kimsenin katlanamayaca biimde aalanmay
ierdiini dnyordum. Onun iindir ki, yardmnzla, De
mea, sizin hakl olarak Tanrsal Doa'nn hayran olunas gizem
lilii dediiniz eyi savunmaya ve Cleanthes, kantn doru
olarak ortaya koyduumu kabul ederse, onun bu aklyrt
mesini rtmeye alacam.
Cleanthes'in bu neriyi onamas zerine, ksa bir durakla-

madan sonra, Philo yle konutu.


Cleanthes, olguya ilikin btn karsamalarn deneye ve
btn deneysel aklyrtmelerinde benzer etkilerin benzer ne
denleri, benzer nedenlerin benzer etkileri kantlad varsay
mna dayandn, imdi sizinle pek tartmayacam. Fakat,
btn dru aklyrtenlerin, deneyleri benzer rneklere aktar
makta nasl ar bir dikkatle hareket ettiklerini, ne olur, iyice
gzlemleyin. rnekler biribirlerinin tpks olmadka, onlar
gemi gzlemlerini herhangi bir belirli olguya uygulamakta
tam bir gven duymazlar. Koullarn her deiimi, o olaya ili
kin bir phe domasna yolaar ve yeni koullarn bir arlk
ya da nemleri olmadnn kesinlikle kantlanmas iin yeni

155
deneylerin yaplmasn gerektirir. Kitlesinde, durumunda, d
zenindt, yanda, o anki hava koullarnda ya da evresindeki
cisimlerde bir deiiklik olmas - bunlarn herhangi biri, en bek
lenmedik sonular yan sra getirebilir: bu nesneler bizim ok
iyi bildiimiz eyler olmadka, bu deiikliklerin herhangi bi
rinden sonra, eskiden gzlemlediimiz bir olayn tpksnn
olacan gvenle beklemek en byk densizliktir. Filozoflarn
yava yava ve dnerek attklar admlar, sradan kimselerin
ataka yrynden en ok burada ayrmlanr - en kk ben
zerliklere aldanarak acele eden berikiler, her trl ayrt etme ya
da ince dnme yetisinden yoksundur.
Fakat, siz Cleanthes, evleri, gemileri, ev eyalarm, makine
leri evrenle karlatrr ve bunlarn baz durumlardaki benzer
liklerinden, nedenlerinden de bir benzerlik olduu karsama
sn yaparken, attnz o geni admda, olaan soukkanllk
ve felsefenizin korunmu olduunu sanyor musunuz? nsan
larda ve teki hayvanlarda grdmz biimleriyle dnce,.
tasar, zeka, her gnk gzlem alanmza giren scaklk ya da
soukluk, ekilme ya da itilme ve daha yzlerce baka ey gibi,
evrenin ana elerinden ve ilkelerinden yalnzca biridir, o
kadar. Bu, doann belirli birtakm paralarnn baka paralar
stnde deiiklikler yaratmasna araclk ettiini grdmz
bir etkin ilkedir. Fakat bir vargy paralardan btne aktarmak
uygun' olur mu? [Paralarla btnn arasndaki] byk orant
szlk, her trl karlatrma ve karsamay olanaksz klmaz
:j
m? Bir kln bymesini gzle emekten, insann treyiine
l
ilikin herhangi bir ey renebi ir miyiz? Bir yapran dalnda
nasl bittii, iyice bilinse de, bize bir aacn serpilmesi stne
herhangi bir ey retebilir mi?
Fakat, diyelim ki, doann bir esinin bir baka esi s
tndeki etkilerini, btnn kkeni stne varacamz yargnn
temeli olarak almaya kalktk; buna raz olsak bile (ki byle bir
ey asla kabul edilemez), niin bu gezegendeki hayvanlarn akl
ve tasars gibi, ylesine arlksz, ylesine zayf, ylesine s
nrl bir ilkeyi semeli? Beynin dnce dediimiz bu kk

156
kmltsnn ne zellii vardr ki, onu byle btn evrenin r
nei yapmamz gereksin? Kendimizden yana taraf tutmamz,
onu gerekten her yere sokuyor; ama salam felsefe, kendini
bylesine olaan bir aldanmadan dikkatle saknmaldr.
Philo szne devam etti: bir enin etkilerinin bize bt
nn kkeni stne herhangi bir hakl sonu karmay salaya
bileceini kabul etmek yle dursun, bir enin bir baka e
iin bir kural oluturmasna bile, eer bu e tekinden ok
uzaksa, raz olamam. teki gezegenlerde yaayanlarn, insan
larn bu yetilerine benzeyen dnce, zeka, akl ya da buna
benzer herhangi bir eyleri olduu sonucuna varmak iin akla
yakn herhangi bir neden var mdr? Doa, etkileyi biimini bu
kk krede ylesine ar bir eitlilikle ortaya koyduuna
gre, bylesine usuz bucaksz bir evrende durmadan kendini
kopya ettiini dnebir miyiz? Ve pekala varsayabileceimiz
zere, eer dnce yalnz bu darack keye zgyse ve bura
da bile yle snrl bir eylem alanna sahipse, ona ne hakla her
eyin ilk nedeni gzyle bakabiliriz? Krallklarn ynetimi iin
kendi ev ekonomisinden :kural karan bir kylnn dar gr
leri, buna oranla [haydi haydi] balanabilecek bir yanlgdr.
nsan dnce ve akln andran bir dnce ve akln evre
nin her yerinde bulunduunu kesmlikle bidiimizi, bu dnce
ve akln baka yerlerdeki etkinliinin, bu krede grnd
nden ok daha byk olduunu ve ar bastn kabul ede
lim; bu durumda, yine de ben, kurulmu, dzenlenmi, ayar
lanm bir dnyann ileyilerinin, ne hakla, henz gelimesinin
ilk aamasnda olan ve o kurulu ve dzenlenie doru ilerle
yen bir dnyaya genellenebileceini anlayamyorum. Geliimi
tamamlanm bir hayvann idzeni, eylemi ve beslenmesi s
tne gzlem yoluyla bir eyler bilebiliriz; fakat bu gzlemi, ana
karnndaki bir dltn bymesine byk bir dikkatle aktar
malyz, hele henz babasnn erbezlerindeki bir sperma hay
vancnn olumasna ise, daha da byk bir dikkatle. Snrl
deneyimimizden bile anlayabiliyoruz ki, Doa'nn sonsuz say
da kaynaklar ve ilkeleri vardr; bunlar Doa'nn her konum ve

157
durum deitirmesinde ard arkas kesilmeksizin kendilerini
gsterirler. Bir evrenin oluumu gibi bylesine yeni ve bilinme
dik bir durumda, doay hangi yeni ve bilinmedik ilkelerin ha
rekete getireceini ise, pek byk bir ataklk gstermedike
saptamaya yeltenemeyiz.
Bu byk sistemin ok kk bir paras, ok ksa bir sre
boyunca ve yetkinlikten ok uzak bir biimde bize kendisini
gstermitir: biz buna m dayanarak btnn kkeni stne
kesin yarglar v,eriyoruz?
Hayran olunacak sonu, dorusu! Ta, tahta, tula, demir,
pirin bu srede, bu minik yerkre stnde, insan sanat ve be
cerisi olmadan bir dzen ya da ayara sahip deildir: yleyse,
evren de kkenindeki dzen ve ayara, insan sanatna benzer bir
ey olmadan erimi olamaz. Fakat doann bir esi, ondan
ok uzaktaki bir baka esi iin kural olabilir mi? Btn iin
bir kural olabilir mi? ok kk bir e, evrenin tm iin bir
kural olabilir mi? Bir durumdaki doa, ondan ok farkl bir
baka durumdaki doa iin kesin bir kural salayabilir mi?
Ve' eer ben burada, Cleanthes, Simonides'in ll ekin
g
genli ine yknrsem, beni sulayabilir misiniz? Hani nl
ykdr - Hiero, ona Tanr'nn ne olduunu sorunca, dnmek
iin bir gn izin istemi, sonra1ki gn daha; byle byle, tanm
ya da betimlemesini ortaya koymadan, hep sreyi uzatm dur
mu. Ben de, hatta en batan, bilmediimi ve bu konunun benim
yetilerirnin eriebilecei snrlarn pek ok tesinde kaldnn
bilincinde olduumu syleseydim, beni sulayabilir miydiniz?
Benim yzme dilediiniz kadar, skeptik ve alayc diye ba
rabilirsiniz: fakat bize ok daha bildik gelen baka bir sr ko
nuda, insan aklnn eksikliklerini, hatta elikilerini grdkten
sonra, bylesine yksek ve bizim gzlem alanmzdan bylesi
ne uzak bir konuda, onun zayf yaktrmalarndan herhangi bir
baar bekleyemem. ki tr nesnenin her zaman birlikte olduk
lar gzlemlenince, ben, alkanla dayanarak, bunlardan biri
nin varolduunu her grdmde, tekinin varolduunu da
karsayabilirim: buna deneye dayal kantlama diyorum. Fakat

158
bu kantlamann, imdiki durumda olduu gibi, [sz konusu)
nesnelerin tek, bireysel, ei ya da zgl benzeri olmayan yerler
de de nasl geerli olabilecei zor aklanabilir. Bana herhangi
bir kimse, ciddi ciddi unu syleyebilir mi ki, dzenli bir evren
onunla ilgili deneyimiz olduu iin, insannki gibi bir dnce
ve sanattan km olmak gerekir? Bu aklyrtmenin doru
olmas iin, bizim dnyalarn kkeni stne deneyimiz bulun
mas gerekirdi; gelgelelim, bizim, gemilerle ehirlerin insan
sanat ve becerisinden ktn grm olmamz, besbelli ki,
bunun iin yeterli deildir . . .
Philo, bana yar aka yar ciddi gibi grnen konumasn
ateli ateli srdrrken, Cleanthes'te baz sabrszlk belirtileri
fark etti ve anszn duruverdi. Cleanthes, diyeceim u ki, dedi,
felsefi aklyrtmeleri saptrmak iin terimleri ktyle kullan
mak ya da halk arasnda yaygn deyimlerden yararlanmak
doru deildir. Baya kiilerin, tartlan soru yalnzca olgu
meselesine ve varolmaya ilikin iken bile, ou kez akl deney
den ayrmladklarn bilirsiniz; oysa akl gerei gibi zmle
nince, bunun bir deney trnden baka birey olmad gr
lr. Gndelik konumada zihinden hareket ederek evrenin
kkenini deneyle kantlamaktan sz etmek, yeryznn hare
ketini ayn ilkeyle kantlamaktan sz etmeye oranla daha aykr
deildir. Her eye kusur bulan bir kimse, sizin benim aklyrt
melerime kar kardnz ayn itirazlar Kopernikus sistemine
kar da ileri srebilirdi. Hareket ettiini grdnz baka
dnyalarnz var m, diyebilirdi? . . .
Philo, evet! Baka dnyalarnz var, diye onun szn
kesti. Merkezi evresinde dndn grdmz ay, bir ba
ka dnya deil midir? Ayn olguyu gzlemlediimiz ulpan
(Vens) bir baka dnya deil midir? Gnein dnleri de,
ayn kuramn, andrma yoluyla bir dorulanmas deil midir?
Gnein evresinde dnen btn gezegenler, dnyalar deiller
mi? Erendiz'in (Jupiter) ve Sekendiz'in (Satum) ve bu ana geze
genlerle birlikte gnein evresinde dnen uydular, aylar de
iller mi? Anmadm daha bakalarnn yansra, bu andrma

159
ve benzerlikler, Kopernikus sisteminin yegane kantlardr: ken
di kuranmz desteklemek zere elinizde bu eit andrmalar
bulunup bulunmadn dnmek size dyor.
Gerekte, Cleanthes, diye szne devam etti, ada astro
nomi sistemi bugn btn aratrclar tarafndan yle benim
senmi ve ilk eitimimizin bile ylesine z bir paras olmutur
ki, bu sistemin dayand nedenleri incelemekte, genellikle pek
titiz davranmyoruz. Bu konuda, nyargnn tm gcn g
slemek zorunda kaldklar iin, kantlarn geni evrelere ya
yabilmek ve inandrc klabilmek amacyla onlar her yana evi
rip evirmek gereini duyan ilk yazarlarn neler dediklerini in
celemek, artk salt bir merak sorunu olmutur. Fakat Galilei'nin
dnya sistemine ilikin nl Diyaloglar'n dikkatle okursak,
gelmi gemi dahilerin en ykseklerinden biri olan bu byk
dahinin, nce btn abalarn, yersel ve gksel tzler arasnda
genellikle yaplan ayrmn herhangi bir temeli bulunmadn
kantlamaya ynelttiini grrz. Duyu yanlmalarndan yola
1 kan okullar bu ayrm ok ileri gtrmler, gksel maddele
! rin tretilemez, b ozulamaz, deitirilemez ve herhangi bir etki
altnda braklamaz olduklarn, yersel maddelerin ise btn
kart nitelikleri tadn kesin saymlard. Fakat, Galilei ay
dan b alayarak, onun her bakmdan yerle benzerliini kantla
mtr: dbkey ekli, k almad zamanki doal karanl,
younluu, kat ve svya ayrl, byyp klme evreleri,
yerle ayn karlkl olarak biribirlerini aydnlahnalar, karlkl
olarak biribirlerini glgede brakmalar [tutulmalar], ay yze
yinin engebeleri vb. Btn gezegenler stne bu eit birok
rnekleri grdkten sonra, insanlar bu cisimlerin deney nesne-
1eri olduklarll1 ve doal yaplarndaki benzerliin, ayn kant
lama ve olgular birinden tekine genellememizi olanakl kl
dn anlamlardr.
Astronomlarn bu sakntl ilerleyiinde, Cleanthes, kendi
mahkumiyet kararnz okuyabilirsiniz; ya da daha dorusu, il
gilendiiniz konunun her trl insan akl ve arayn atn
grebilirsiniz. Bir evin yapsyla bir evrenin treyii arasnda bu

160
gibi bir benzerlik olduunu gsterebileceinizi ne srebilir mi
siniz? Siz hi doay, elerin ilk dzenleniine benzeyen bir
durumda grdnz m? Gznzn nnde hi dnyalar
olutu mu? Ve siz, bu dzenin ilk ortaya kndan tamamla
nna dein, grntnn btn gelimesini gzlemleme frsa
tn buldunuz mu? Buldum diyorsanz, o zaman deneyinizi
anlatn ve kuramnz ortaya koyun.

NC AYRIM

Cleanthes, en sama bir iddia, nasl da, zeka ve bulu yete


nei olan bir adamn elinde doru olabilirmi havasna brne
biliyor, diye karlk verdi. Bilmiyor musunuz ki, Philo, Koper
nikus'la ilk izleyicileri iin yersel ve gksel maddelerin benzer
liini kantlamak zorunlu olmutu, nk eski sistemler yzn
den gzleri gerekten grmez olan ve baz duyusal grnlere
1
aldanan birok fizoloflar bu benzerlii yadsyorlad? Fakat teist-
lerin doann ileriyle insan yaps iler arasndaki benzerlii
kantlamalar hi de zorunlu deildir; nk bu benzerlik ken
diliinden besbelli ve yadsnamayacak bir benzerliktir. Ayn
madde, benzer bir biim: nedenler arasnda bir andrma oldu
unu gstermek ve her eyin kkeninin tanrsal bir ama ve
niyet kaynandan doduunu belirtmek iin daha fazla ne ge
rekir ki? Sizin itirazlarnz, rahata sylememe izin verin, hani
hareketi yadsyan o filozoflarn bulank kar klarndan daha
parlak deil; onlar nasl ciddi kantlar ve felsefeden ok, r
nekler ve durumlar gsterilerek rtlrse, sizinkilerin de
ayn biimde rtlmeleri gerekir.
Onun iin, tutun ki, bulutlardan konuan bir ses iitiliyor -
insan sanatnn karmay becerebilecei btn seslerden daha
gr ve daha gzel bir ses- ve bu ses her ulusa kendi dili ve
lehesiyle geliyor: tutun ki, bu sesin syledii szler de, yal
nzca doru bir anlam tamakla kalmamakta, stelik, tmyle,
insandan stn, iyilik ister bir varla layk bir buyruk da ver-

161
mektedir: bu sesin nedeni konusunda bir an bile duraksayabilir
misiniz? Onu hemen bir tasar ya da amaca balamanz gerek-

mez mi? Byle olmakla birlikte ben, teizm sistemine kar ne\
srlen ayn itirazlarn (eer bunlara itiraz demek yakk alr
sa), bu karsamaya kar da ne srlebileceini gryorum.
Siz [bu tutumunuzla] yle syleyemez misiniz: Olguya
ilikin olarak karlan btn sonular deneye dayanr; karan
lklarda konuan bir ses duyup da bundan bir insan karmn
yapnca, bizi nedenler arasnda bir benzerlik olduu sonucuna
gtren ey, ancak etkilerin benzerliidir; fakat bu olaanst
ses, grl, erimi ve btn dillerden konumasyla, herhangi
bir insan sesine o kadar az benzemektedir ki, bunlarn nedenle
ri arasnda bir benzeme olduunu dnmemiz iin hibir se
bep yoktur: dolaysyla, ussal, bilgece, tutarl bir konuma, her
hangi bir tanrsal akl ya da zekadan deil, artk kimbilir, rz
garlarn rastgele slndan m nereden gelmektedir, dersiniz?
Bu anlamsz kar kmalarda kendi itirazlarnz apak gr-

yorsunuz ve umarm, bunlarn durumlardan birinde tekin


den daha ok geerli olamayacan da apak anlyorsunuz
dur.
Fakat, bu rnei, tarttux.:z evren konusuna daha yak
latrmak iin, herhangi bir samalk ya da olanakszlk ier
meyen iki varsaym ne sreceim. Diyelim ki, insan rknn
her bireyi iin ortak, doal, evrensel, deimez bir dil vardr; ki
taplar da tpk hayvanlar ve bitkiler gibi, soydan gelme ve re
meyle kendi varlklarn srdren doal rnlerdir. Tutkula
rmzn birok anlatmlar evrensel bir dili ilerinde tarlar;
[insan dndaki] btn hayvanlarn da, snrl olmakla birlikte,
kendi trleri iinde pekala anlalan doal bir konumalar
vardr. En gzel bir sylevde, en kaba rgenli bedendekinden
ok daha az para ve daha az oyun olduu iin, bir Ilias ya da
Aeneis destannn retilmesi, herhangi bir bitki ya da hayvann
kinden daha kolay bir varsaym olmak gerekir.
Onun iin, diyelim ki, byle en ince akla ve en arpc
gzellie sahip, doal ciltlerle dolu kitaplnza giriyorsunuz:

162
onlardan birini ap da, bu kitabn ilk nedeninin zihin ve zekay
en gl bir ekilde andrdndan phe edebilir misiniz? Eli
nizdeki kitap aklyrtt ve sz syledii; knad, tartt,
gr ve savlarn kabule zorlad; bazen salt zekaya bazen
duygulara seslendii; konuya uygun her P.nceyi toplad
kulland ve ssledii zaman: siz btn bunlarn temelinde
hibir anlam tamadn, bu cildin ana babasnn ilerindeki
ilk olumasnn dnce ve tasardan .kmadn sylemekte
srar edebilir misiniz? natlnz, biliyorum ki, bu katlk de
recesine varmaz: skeptik oyununuz ve havailiiniz bile, byle
sine arpc bir samalk karsnda sklacaktr.
Fakat Philo, varsaydmz rnekle evrenin gerek rnei
arasnda bir fark varsa, bu fark ikinciden yanadr. Bir hayvann
anatomisinde, Livius ya da Tacitus'un yaptlarndan daha g
l birok tasar izleri vardr: sizin ilk rnekte, beni dnyalarn
ilk oluumu gibi olaanst ve allmam bir grnmn kar
sna gtrerek yaptnz her itirazn canl kitaplmz var
saymnda da bir yeri olur. yleyse, Philo siz de doruca tuta
canz yan sein: ya ussal bir kitap ussal bir nedenin kant
olamaz deyin, yahut doanmFiiiun ileriilin br bir nedeni
-- - ... . - . -- -- ..

buluncfuun kabul edin.


-- - Cle:i"nEhes, furada unu syleyeyim ki, diyerek szne de
vam etti: sizin pek sevdiiniz skeptiklik bu dinsel kantn g
cn zayflatacak yerde, ona g katmakta, onun daha salam
ve kar klmaz olmasn salamaktadr. Her trl kantlama
ve aklyrtmeyi darda brakmak, ya bir yapmack ya da
lgnlktr. Akl banda her skeptiin aklanm amac, yal
nzca bulank, uzak ve inceltilmi kantlamalar yadsmak, sa
duyuya ve doann yaln igdlerine dayanmak ve eer, en
byk bir aykrla dmeden yadsyamayaca kadar gl
sebeplere rastlarsa bunlar kabul etmektir. imdi, Doal
Din'den yana kantlar, besbelli bu trdendir; onlar olsa olsa en
sapk, en dik kafal bir metafizik yadsmaya kalkabilir. Gzn
kesitini aln dnn, yapsn, dzenini inceleyin ve bana dos
doru syleyin: kendi duygularnzdan, gz bir tasarlayp

163
yapan olduu fikri, bir durum gibi hemen iinize domuyor
mu? Kesinlikle, en ak sonu tasarmdan yanadr; inanszl
destekleyebilecek, o kark olmakla birlikte havai itirazlar to
parlamak iinse, zaman, dnme ve inceleme gerekir. Her
canl trnn erkek ve diisine bakp da, bunlarn paralarnn
ve igdlerinin, tutkularnn ve remeden nceki ve sonraki
yaam aklarnn biribirleriyle karlkln kim akla dayanan
birey deil diye grebilir, trlerin remesinin Doa'nn niyeti
gerei olduunu kim yadsyabilir? Milyonlarca byle rnek, ev
renin her yannda kendisini gstermektedir; ve hibir dil, sonul
nedenlerin ilgin uyarhndan daha anlalr, daha kar konul
maz bir anlam aktaramaz. Bundan tr, bylesine doal,
bylesine inandrc kantlar yadsmak iin, kiinin kr dogma
tizmi ne kerteye gelmi olmal?
Yazlarda karlaabileceimiz, kurallara aykr grnen
baz gzellikler vardr ki, bunlar btn eletiri ilkelerine ve
tannm sanat ustalarnn yetkesine kart olmakla birlikte, an
latm seviml klar ve imgelemi uyarr. Eer teizmden yana ge-
/ tirilen kant da, sizin iddia ettiiniz gibi, mantk ilkeleriyle
eliiyorsa, bu kantn kar konulmaz evrensel etkisi unu
apak gsterir ki, onlar gibi kurald nitelikte kantlar da ola
bilmektedir. Ne denli anlamsz kar klara bavurulursa vu
rulsun, yine de dzenli bir iiJ1ya, tpk tutarl ve anlaml bir
konuma gibi, tasari -ve-niyetin su gtrmez bir kant olarak
kabul edilecektir. - - -- - - -- ---- - ---- - - -

Evet, bazen dinsel kantlarn bilisiz bir yabani ya da barbar


stnde gerekli etkiyi gsteremediklerini biliyorum; ama bu
nun nedeni, kantlarn karanlk ve anlalmas g oluu deil,
o adamn kendisine bu gibi konularda hibir soru sormaydr.
Bir hayvann o ilgin yaps nereden kar? Ana babasnn
iftlemesinden. Ya onlar? Onlar da kendi ana babalarndan
m? Birka hamlede sorularn konusu yle uzaklar ki, yabani
ya da barbar iin karanlk ve karklkta kaybolur gider, zaten
onun da bunlar daha teye izleyecek merak yoktur. Fakat bu
ne dogmaclktr ne de skeptiklik, dpedz aptallktr; yani si-

164
zin ince eleyip sk dokuyan, aratrc eiliminizden ok farkl
bir zihin hali, sevgili zeki dostum. Siz eserlerden nesnelerin
izini kovalayabilirsiniz, siz birbirlerinden ayr ve en uzak nes
neleri karlatrabilirsiniz ve sizin en byk yanlnz dnce
ve bulu yeteneinin ksrlndan deil, tam tersine gereksiz
kuruntular ve itirazlar fkrarak doal saduyunuzu bastran
fazla verimliliinden ileri gelmektedir.
Burada, Hermippus, Philo'nun biraz skldn ve ar
dn fark ettim; fakat o cevap vermek iin duraksarken, neyse
ki, Demea sze kart da Philo'nun durumunu kurtard.
Cleanthes dedi, sizin kitaplardan ve dilden getirdiiniz r
nek, itiraf ederim ki, bu bakmdan ok daha byk bir g
tayor; fakat bu rnein kendisinde de bir tehlike yok mu:
Tanr'y kavrayabileceimizi ve onun doa ve nitelikleri stne
yeterli bir fikrimiz olduunu sandrarak, bizi haddini bilmezler
durumuna getiremez mi? Bir kitap okurken, ben yazarn zihin
ve niyetine ererim, o an iin, bir bakma o olurum; yazarn onu
yazarken imgeleminde dnenen fikirleri dolaysz bir biimde
duyar ve kavrarm. Fakat besbelli ki, Tanrsal varla bu lde
yaklaamayz. Onun gittii yollar bizim yollarmz deildir.
Onun sfatlar yetkindir, ama anlalamaz. Ve bu doa kitab
her trl anlalr konuma ve aklyrtmeden ok, byk ve
aklamasz bir bilmece ierir.
Bilirsiniz, eski Platoncular, pagan filozoflarnn en dindar
ve en sofular idiler; yine de aralarndan birou, zellikle de
Plotinus, Tanrsal Varla zeka ya da anlama yetisi yaktrl
mamak gerektiini ve ona en yetkin tapmamzn sayg, ycelt
me, kran ya da sevgi eylemlerinde bulunmak deil, btn ye
tilerimizi gizemli bir biimde yok etmek ya da toptan ortadan
kaldrmakla olacan zellikle belirtmitir. Bu fikirler belki
fazla ileri gitmektedir, ama yine de Tanrsal Varla bylesine
anlalabilir ve kavranabilir ve bir insan zihnine bu kadar ben
zer diye gstermekle, bizim en kaba ve en dar bir taraf tutma
suu ilediimizi ve kendimizi btn evrenin rnei sayd
mz teslim etmek gerekir.

165
nsan zihninin btn duygular: kran, ierleme, sevgi,
dostluk, onaylama, sulama, acma, yarma, haset, btn bun
lar aktan aa insann durum ve konumuna ilikindir ve by
le bir varln byle koullar altnda varoluunu korumak ve et
kenliini srdrmek amacna ynelmitir. Onun iindir ki, by
le duygular stn bir varla aktarmak ya da onun bunlarla
harekete geldiini sanmak akla aykr grnr; stelik evrenin
olgular da, bizi byle bir kuramda desteklemez. Duyulardan
gelmi btn fikirlerimiz, akl kartran bir biimde yanl ve
aldatcdr. Onun iindir ki, zekalarn en stnnde yerleri ol
duu dnlemez; i duygunun dourduu fikirler ve d du
yularnkilere eklenmekle insann anlama yetisinin btn serma
yesini meydana getirdikleri iin, u sonuca varabiliriz ki, d
nce gerelerinden hibirinde insan zekas herhangi bir bakm
dan tanrsal zekayla benzemez. Dnme biimine gelince,
nasl olur da bunlar arasnda bir karlatrma yapar ya da bun
larn herhangi bir bakmdan benzetiklerini varsayarz? Bizim
dncelerimiz dalgalanr, kesinlikten yoksundur, gelip geer,
artlarda sralanr ve bileiktir. Bu zelliklerini kaldrrsak mut
lak olarak zn yok eder, byle bir durumda da ona dnce
ya da aklyrtme adn vermekle deyimleri ktye kullanm
oluruz. stn varl anarken, yine bu deyimleri kullanmak da
ha dindarca ve saygl bir davran gibi grnyorsa (gerekten
de yledir), hi deilse bunlarn anlamnn o durumda tama
myla anlalmaz olduunu ve bizim doal yapmzn aksaklk
larnn tanrsal niteliklerin dile gelmez yceliini en kk bir
lde karlayacak herhangi bir fikre erimemize elvermedi
ini teslim etme;niz gerekir.

DRDNC AYRIM

Cleanthes, dini savunmakta ylesine iten olan siz Demea


dedi, yine de Tanrsal Varln gizemli, kavranlmaz bir doas
olduunu ileri srmeniz ve onun insanlarla hibir bakmdan

166
benzerlii bulunmad stnde bylesine srarla diretmeniz
bana garip grnyor. Tanrsal Varln, bizim kavrayamaya
camz birok g ve sfatlar olduunu hemen kabul edebili
rim; fakat eer bizim fikirlerimiz -eriebildikleri lde- doru
ve yeterli deillerse ve onun gerek doal yapsnn karl ol
muyorlarsa, bu konuda srar etmeye deecek ne kalr bilmiyo
rum. Herhangi bir anlam olmakszn yalnz isim mi bylesine
byk bir nem tamaktadr? Tanrsal Varln mutlak kavra
nlmazln savunan siz mistiklerin her eyin ilk nedeninin bili
nemez ve anlalamaz olduunu syleyen skeptiklerden ya da
tanrtanmazlardan ne farknz var ki? Evrenin bir zihin tara
fndan yaratldn -insan zihnine benzer bir zihin tarafndan
demek istiyorum (nk baka trl bir zihin tanmadm)
yadsdktan s onra, bu yaradl herhangi bir baka zgl, anla
labilir nedene gvenle yklemeye yelteniyorlarsa, ataklklar
ok byk olmal; evrensel, bilinmedik nedene bir Tanr ya da
Tanrsal Varlk demeyi ve ona alabildiine yceltici vgler ve
anlam tamayan sfatlar sunmay reddediyorlarsa, dorusu,
vicdanlar da pek titiz olmal.
Demea yle karlk verdi: Cleanthes'in, sakin filozof Cle
anthes'in kendisine kar olanlara bir ad takarak onlar yad
smaya kalkaca ve aklyrtmek yerine, zamann adi ba
nazlar ve engizisyoncular gibi, b ara ara sulamaya ve
svgye bavuraca kimin aklna gelirdi? Yoksa, bu konularn
kolayca tersine evrildiini ve antropomorfist [insan biimci]
sfatnn, bizi onurlandrd mistik yaftas kadar krc bir nitele
me olduunu ve onun kadar tehlikeli sonular ierdiini gre
miyor mu? Gerekte, Cleanthes, Tanrsal Varl insan zihin ve
anlama yetisine benzer bir biimde tasarladnz zaman, ne
sylemekte olduunuzu dnn. nsann ruhu nedir ki? e
itli yetilerin, tutkularn, duygularn, fikirlerin bir bileimi: evet,
bunlar bir benliin ya da kiiliin iinde birlemilerdir, ama
yine de biribirlerinden ayr eylerdir. nsan aklyrtt za
man, bu aknn blmleri olan fikirler kendilerini belli bir
biim ya da dzene sokarlar; bu dzenlenii o btnlyle bir

167
an bile srmez, hemen bir baka dzenlenie yerini brakr.
Yeni grler, yeni tutkular, yeni sevgiler, yeni duygular yk
selir, bunlar zihinde durmadan deiiklikler yaratr ve onda
dnlebilecek en byk eitlilie, en hzl artlarda gelie
yolaar. Bu, btn gerek teistlerin Tanrsal Varla yaktr
dklar yetkin deimezlik ve yalnlkla nasl badaabilir? On
lar, Tanr'nrn ayn bir eylemle gemii, imdiyi ve gelecei gr
dn, sevgisinin ve nefretinin, merhametinin ve adaletinin
tek bir bireysel ilem olduunu, uzayn her bir noktasnda b
tn ve zamann her bir annda tam olarak bulunduunu sy
lerler. Ne artlarda geli, ne deiiklik, ne edinme, ne eksilme.
Onun nelii, iinde herhangi bir ayrlk ya da eitlilik glgesi
bulunmadn ierir. Bu anda neyse, ezelden beri de odur,
ebede dein de o olacaktr: yeni bir yarg, duygu ya da ilemi
yoktur. Tanr tek bir yaln ve yetkin durumda sabittir, onun bu
eyleminin bir bakasndan ayr olduunu, bu yarg ya da fikri
nin sonradan olutuunu ve artlarda gelile herhangi bir baka
yarg ya da fikre yerini brakacan byk bir yanlla d
meden syleyemezsiniz.
CleaJlthes, urasn hemen kabul edebilirim ki, dedi, stn
Varln sizin akladnz ldel<esin yalnln savunanlar
katksz mistiklerdir ve onlarn grlerinden kardm btn
sonularn suu kendilerine yklenebilir. Uzun szn ksas,
onlar tanrtanmaz olduklarn bilmeyen tanrtanmazlardr.
nk Tanrsal Varln bizim kavrayamayacamz sfatlara
sahip bulunduu teslim edilse de, ona o zeka sahibi olma zel
liiyle mutlak olarak badamayan, zne ilikin hibir sfat
yaktrmamak gerekir. Eylem, duygu ve fikirleri biribirinden
ayr olan ve artlarda gelmeyen bir zihin; tmyle yaln ve bs
btn deimez olan bir zihin, dncesi, akl, irdemesi, duy
gusu, sevgisi, nefreti olmayan bir zihindir ya da daha dorusu,
zihin falan deildir. Ona bu ad vermek, deyimleri ktye kul
lanmak olur; [ona bu sfat verdikten sonra] biimi olmayan
snrl bir uzamdan ya da biletirenleri bulunmayan bir saydan
da pekala sz edebiliriz.

168
Philo, imdi kime attnz ltfen bir dnn, dedi. Bu
konuyu inceleyen hemen hemen btn salam, doru dn
celi din byklerine tanrtanmaz deyip kyorsunuz; kendi
hesabnzca, sonunda, dnyada tek salam teist olarak bir siz
kalacaksnz. Fakat eer putatapanlar, bence de hakl olarak,
tanrtanmaz diye greceksek ve Hristiyan dinbilimcilerini de
onlarla ayn yere koyacaksak, insanln evrensel onamasn
dan karlan o pek nl kant ne olacak?
Fakat sizin adlara ve yetkelere pek kaplmadnz bildiim
iin, size benimsediiniz o antropomorfizmin sakncalarn biraz
daha ak seik olarak gstermeye alacam; ve tanrsal zihin
de, tpk bir mimarn yapmak istedii bir evin plann kafasnda
biimlendirii gibi, fikirlerin ayr ayr deiik dzenlenme
lerinden olumu bir dnya tasarsnn biimlendiini varsaymak
iin herhangi bir neden bulunmadn kantlayacam.
Evet, sorunu ister akla ister deneye vurarak tartalm, bu var
saymdan ne kazanlabileceini grmek kolay deildir, kabul
ederim. Sizin doyurucu ve sonul diye nitelediiniz bu nedenin
nedenini de bulmak iin ykseklere kmak zorundayz.
Eer akl (a priori aratrmalardan kan soyut akl demek
istiyorum) neden ve etkiye ilikin btn sorular karsnda eit
lde dilsiz kalmazsa, bize en azndan unu syleyecektir: Zi
hinsel bir dnya ya da fikirler evreni, bir nedeni, tpk madde
sel bir dnya ya da nesneler evreninin gerektirdii kadar gerek
tirir ve dzenlenmesi bakmndan onunla benzeiyorsa, ge
rektirdii neden de benzer bir neden olmaldr. nk bu ko
nuda ayr bir sonu ya da karma ulatracak ne var? Soyut bir
grle, ikisi de biribirinin tmyle ayndr ve varsaymlardan
birinin karsna her ikisi iinde geerli olmayan hibir glk
kmaz.
Sonra, deneyi kendi alannn tesinde kalan bu konularda
bile olsa, mutlaka bir yargda bulunmaya zorlarsak, bu iki eit
dnya arasnda o da herhangi bir belirgin fark gremez ve
onlarn benzer ilkelerle ynetildiklerini ve ileyilerinde eit
eitlilikteki nedenlere dayandklarn grr. Biz her ikisinin de

169
kltlm rneklerine sahibiz. Kendi zihnimiz bunlardan bi
rine benzer, bir bitki ya da hayvan gvdesiyse tekine benzer.
Onun iin, deney bu rneklere bakarak yargsn versin. Neden
leri asndan, hibir ey grnte dnce kadar duygun
deildir. Ve bu nedenler, iki kiide hibir zaman ayn biimde
etki gstermedikleri iin, biribirlerinin tam ayn dnen iki
kiiyi hibir zaman bulamayz. Hatta ayn bir kimse de, herhan
gi iki ayr zamanda tam ayn biimde dnmez. Yanda, bn
yesinde, havada, yiyeceinde, arkadalarnda, kitaplarnda, tut
kularnda, bu belirli eylerin hatta daha kklerinin herhangi
birinde, bir fark olmas, dnce denilen ilgin mekanizmay
deitirmeye ve onu ok baka hareket ve ileyilere ynelt
meye yeterlidir. Anlayabildiimiz kadaryla, bitkiler ve hayvan
gvde,,leri hareketlerinde daha duygun olmadklar gibi, daha
byk bir eitlilikte davran nedenlerine ve ilkelere ya da
bunlarn daha ilgin bir uyarlanna da bal deillerdir.
Bundan tr, sizin Doann -ya da sisteminiz uyarnca
maddi dnyann iinden doduu ideal dnyann- Yaratcs
_saydnz o Varln nedeni konusunda nasl doyurucu bir
zme ulaabiliriz. Ayn neden, bize ideal dnyann bir baka
ideal dnyadan ya da bir baka zekadan doduunu dn
drtmez mi? Yok eer bir yerde duracak ve daha ileri gitmeye
ceksek, niin oraya kadar da gidelim? Niin maddi dnyada
durmayalm? In infinitum [sonsuza dein] ilerleyedurmakszm
nasl doyum bulabiliriz ki? stelik bu sonsuz ilerlemede de ne
doyum olabilir ki? Hintli filozofla filinin yksn hatrla
yalm. O fkrann bu nmzdeki konudan daha iyi uygulana
bilecei hibir durum yoktur. Maddi dnya ona benzeyen bir
ideal dnyaya dayanmaktaysa, o ideal dnya da bir bakasna
dayanmal ve bu bylece sonsuza doru srp gitmelidir.
Onun iin, bu nmzdeki maddi dnyadan teye hi bakma
mak daha iyi olurdu. Onun kendi dzeninin ilkesini iinde
tadn varsaymakla, gerekte onun Tanr olduunu sylemi
oluruz - bu Tanrsal Varla ne kadar abuk ularsak o kadar
iyi. Dnyevi sistemden teye bir adm atnca, yalnz sorutu-

170
rucu bir ruh halini uyarm oluruz ki, bu bir kez ilemeye
balaynca bir daha doymak bilmez.
Yce Varln akln oluturan trl fikirlerin kendiliklerin
den ve kendi yaplar gerei olarak dzene girdiklerini syle
mek, gerekte herhangi kesin bir anlam iletmeden konumaktr.
Yok, eer bunun bir anlam varsa, o zaman maddi dnyann
paralarnJ kendiliklerinden ve kendi yaplar gerei olarak
dzene girdiklerini sylemek niin doru olmasn - bunu bil
mek isterim. Bu grlerden biri anlalr olsun da, br
olmasn - byle bir ey dnlebilir mi?
Evet gerekten, kendiliklerinden ve bilinen herhangi bir
neden olmakszn dzene giren fikirler stne deneyimiz var
dr, fakat eminim ki, -nedenin kesin bir zmlemesinin her
trl insan kavrayn at btn hayvan ve bitki treyile
rinde olduu gibi- ayn ekilde dzene giren madde stne ok
daha geni bir deneyimiz vardr. Ayrca, bir dzeni olmayan
belirli birtakm dnce ve madde sistemleri stne de deneyi
miz bulunmaktadr - birinciye delilii, ikinciye yozlaml
rnek gsterebiliriz. yleyse, niin birinde dzen tekinden
daha ok zorunludur diye dnelim? Sonra, her ikisi de bir
neden gerektiriyorsa, sizin sisteminize gre nesneler evrenini
benzer bir fikirler evrenine gtrmekle ne kazanrz? Attmz
ilk adm, bizi sonsuza dein yrtecektir. yleyse, daha teye
b akmadan btn aratrmalarmz bu dnyayla snrlarsak bil
gece bir ey yapm oluruz. nsan anlaynn dar alann byle
pek ok aan bu kurgularla hibir zaman hibir doyum sa
lanamaz.
Bilirsiniz Cleanthes, Peripatetikler [AristotelesilerJ, her
' hangi bir olgunun nedeni sorulunca, onun yetilerinden ya da
sakl niteliklerinden dem vururlar, rnein ekmein besleyici ye
tisi olduu iin beslediini, sinamekinin i srdrc yetisi ol-
, duu iin i srdrdn sylerlerdi: fakat bu kaaman bi
lisizlie bir klf giydirmekten baka birey olmad ve bu filo
zoflarn, gerekte onlardan daha az zeki olmakla birlikte, bu ol
gularn nedenini bilmediklerini drste itiraf eden skeptiklerle

171
ya da sradan kimselerle ayn eyi sylemekte olduklar anla
lmtr. Tpk bunun gibi, stn Varln fikirlerinde hangi ne
denin dzen yaratt sorulunca, siz antropomorfistler, bu ne
denin bir akl yetisinden baka birey olmadn ve Tanrsal
Varln yapsnn byle olduunu belirtmekten baka bir sebep
gsterebilir misiniz hi: Fakat, dnyadaki dzeni aklamak
bakmndan, sizin srar ettiiniz gibi yle zeki bir yaratcya
bavurmak gerekmeden niin benzeri bir cevap vermenin eit
lde doyurucu olmayacan belirlemek g olabilir. [O., ce
vab vermek], maddi nesnelerin doal yaps byledir ve bu
maddi nesnelerin hepsi, kkenden bir dzen ve oran yetisine
sahiptirler, demekten baka birey deildir. Bunlar yalnzca bi
lisizliimizi itiraf etmenin bilgie ve incelikli yollardr; ayrca,
varsaymlardan birinin, sradan nyarglara daha uygun d
mesinin dnda, brne herhangi bir gerek stnl de
yoktur.
Cleanthes, bu kant stne basa basa serimlediniz, diye
cevap verdi, ama bunu karlamann ne kadar kolay olduunu
bilmiyor ,,gibisiniz. Gnlk yaamda bile, herhangi bir olay iin
bir neden gsterirsem, o nedenin de nedenini gsteremeyiim
ve hi durmadan artlarda sralanabilecek her yeni soruya kar
lk vermeyiim bir itiraz gerekesi olabilir mi, Philo? Hem,
bylesine kat bir kurala hangi filozof b oyun eebilir? Filozoflar
sonul nedenlerin tmyle bilinrnediklerini itiraf eder ve olgu
larn nedeni diye gsterdikleri en ince ilkelerin kendileri iin,
bu olgular sradan kiilerin gzleri nnde ne denli aklanl
maz ise, o denli aklanlmaz olduunu bilirler. Doann dzeni
ve ayar, ereksel nedenlerin ilgin uyarlan, her para ve
organn olaan kullanm biimi ve amac: btn bunlar, en ak
bir dille zeka sahibi bir nedeni ya da yaratcy haber verir. Gk
de yer de ayn tankla katlmakta, Doa'nn btn korosun
dan, yaratcsna vg olarak bir ilahi ykselmektedir: yalnz
siz, yahut hemen hemen yalnz siz, bu genel uyumu bozuyorsu
nuz. Bulank pheler, kar kmalar, itirazlar ortaya atyor
sunuz: bana bu nedenin nedenini soruyorsunuz. Bilmiyorum;

1 72
umurumda da deil; bu beni ilgilendirmez. Ben bir Tanrsal
Varlk buldum, araym burada bitiriyorum. Daha bilge ve
daha giriken olanlar daha ileri gitsinler.
Philo, ben ne biri ne teki olmak zentisindeyim, diye
cevap verdi; bu nedenden tr, belki bu kadar ileri gitmeye
hibir zaman kalkmamalydm; hele, en sonunda da bunca
zahmete hi girmeden, daha bandan beni doyurabilecek olan
ayn cevapla yetinmek zorunda kalacam bildikten sonra.
Eer nedenler konusunda tam bir bilisizlik iinde kalacaksam
ve hibir eye kesinlikle hibir aklama getiremeyeceksem,
sizin de belirttiiniz gibi, tm gcyle hemen stme ulla
nacak olan bir gl bir an iin sikeleyip atmay hibir za
man bir kaz an saymam. Naturalistler, gerekten pek hakl ola
rak, zel etkileri daha genel nedenlerle aklarlar; bu genel ne
denlerin kendileri, sonunda tmyle aklanmadan kalmak zo
runda olsa da uras kesindir ki, hibir zaman zel bir etkiyi, o
etki kadar aklanamayan zel bir nedenle aklamay doyuru
cu bulmazlar. n bir tasarya dayanmayan, kendiliinden d
zene giren bir ideal sistem, dzenine benzer bir biimde ulaan
maddi bir sistemden ne bir zerre daha ok aklanabilir nitelik
tedir; ne de maddi varsaym ideal varsaymdan daha byk bir
glk yaratr.

BEiNC AYRIM

Philo sozune yle devam etti: fakat size, balandnz


antropomorfismdeki daha baka uygunsuzluklar da gstermek
iin, gelin, ilkelerimizi yeni' b atan inceleyelim. Benzer etkiler
benzer nedenlere kanttr. Deneyci kantlama yolu budur ve siz
bunun, tek dinbilimsel kantlama yolu da olduunu syl
yorsunuz. mdi uras bellidir ki, grlen etkiler ve karsanan
nedenler ne denli benzeirlerse, bu kantlama da o denli gl
olur. Bunlarn herhangi birinden uzaklamak, olasl azaltr
ve deneyi daha az kesin klar. Bu ilkeden phe edemezsiniz:
sonularn da yadsmamanz gerekir.

173
Doann ilerinin usuz bucaksz grkem ve ululuunu ka- '
ntlayan astronomideki btn yeni keifler; tanrcln gerek
sistemine gre Tanrsal bir varlk iin bir o kadar ek dayanak
demektir: fakat sizin deneyci teizm varsaymnza gre, bunlar,
etkiyi insan yapm ve becerisinin etkileriyle her trl benzerlik
ten daha da uzaklatrarak, bir o kadar itiraz gerekesi oluyor
lar . . nk, eer Lucretius, eski dnya sistemi uyarnca bile
yle diyebiliyorsa:

Quis regere immensi summam, quis habere profundi


Indu manu validas potis est moderanter habenas?
Quis pariter coelos omnes convertere? et omnes
Ignibus aetheriis terras suffire feraces?
Omnibus inque locis esse ornni tempore praesto?*

Eer Tullius, bu aklyrtmeyi Epikurosusunun azndan


syletecek kadar doal sayyorsa: Quibus enim oculis animi in
tueri qotuit vester Plato fabricam illam tanti operis, qua cons
trui a Deo atque aedificari mundum facit? quae molitio? quae
ferramenta? que vectes? quae machinae? qui ministri tanti mu
neris fuerunt? quemadmodum autem boedire et p arere volun
'
tati architecti aer, ignis, aqua, terra potuerunt?** Yani, demek is-

* Lucretius, De rerum natura, Il, 1095-9.


Kim ynetir bu sonsuzluun tmn,
kimin gc yeter
yn vererek elinde tutmaya
bu enginliin salam dizginlerini,
kim dndrr btn gkleri,
hep birlikte,
gksel atelerle kim str
bereketli topraklarn hepsini,
kimdir her yerde, her zaman hazr ve nazr?
** Cicero, De natura deorurn, I, VIII.
Gerekten, evrenin dzenini, kuruluunu bu tanrdan bilen sizin Platon'u
nuz onca byk emek rn o yapta hangi ruh gzleriyle bakabilmitir?
Bylesi bir ii ortaya koymak iin nasl bir n alma yaplm, hangi
aralar, hangi kaldralar, hangi makineler, hangi iiler kullanlmtr? Ya
hava, ate, su, toprak nasl olmu da mimarn istemine noktas noktasna
uyabilmitir?

174
tiyorum ki, eer bu grn eski alarda bile bir arl ol
musa, doann snrlarnn bylesine sonsuzca geniletildii ve
nmzde bylesine grkemli bir grnmn ald gn
mzde [bu arlk] ne ok bym olmaldr? Bylesine s
nrsz bir neden hakkndaki fikrimizi, insan tasars ve bulgusu
nun dar rnleri stne deneyimimizden yola karak biim
lendirmemiz daha da akla aykrdr.
Mikroskoplarla yaplan keifler, yeni bir minyatr evrenin
kaplarn amakla, size gre yine itiraz gerekeleri, bana g
reyse kantlamalar oluyor. Bu tr aratrmalarmz ne kadar
ileri gtrrsek, bunlarn hepsinin evrensel nedenlerinin bir
btn olarak insanlktan ya da insan deney ve gzleminin
yneldii herhangi bir nesneden son derece farkl olduunu
yine karsamak zorunda kalrz.
Ya anatomi, kimya ve botanikteki keiflere ne dersiniz? ...
Cleanthes, bunlar besbelli ki itiraz nedenleri deildir, diye
karlk verdi: bu bilimler yalnzca yapm ve becerinin yeni
rneklerini ortaya karyorlar. Bunlar, yine zihnin bize saysz
nesnelerden yansyan imgesidir. Philo, insannki gibi bir zihnin
diye ekleyin, dedi. Cleanthes, zaten ben baka trlsn bilmi
yorum, diye cevap verdi. Philo, [ama] biribirlerine ne kadar
b enzerlerse o kadar iyi deil mi diye srar etti. Cleanthes, elbet
te dedi.
Philo, bir canllk ve yengi havasyla, Cleanthes dedi, imdi
bundan kan sonulara bakn. Birincisi, bu aklyrtme ynte
miyle, Tanrsal Varln niteliklerinin herhangi birinde her trl
sonsuzluk savnda bulunmaktan caym oluyorsunuz. nk
neden etkiyle orantl olmak gerektiine ve etki bizim bilgi
alanmza girdii lde snrsz olmadna gre, sizin var
saymlarnz uyarnca, Tanrsal Varla bu sfat yaktrmaya
ne hakknz var? Siz yine, onu insanlarla her trl benzerlikten
bu kadar uzaklatrmakla, en keyfi bir varsayma teslim oldu
umuzu ve ayn zamanda onun varoluunun btn kantlarn
zayflattmz sylemekte srar edeceksiniz.
kinci olarak, sizin, kendi kuranmza gre, Tanrsal Varla,

175
snrl tanmyla bile, yetkinlik yaktrmak ya da onun giriim
lerinde yanlmadan, hatadan veya tutarszlktan arnm oldu
unu varsaymak iin bir dayananz yoktur. Doann ilerinde
aklanamayacak birok sorunlar bulunmaktadr; ama bunlar,
yetkin bir yaratcnn a priori olarak kantlanmasn kabul eder
sek, kolayca zlebilir ve ancak snrsz ilikileri izleyemeye
cek olan insann dar yetenekleri asndan szde glkler hali
ne gelir. Fakat sizin aklyrtme ynteminize gre, bu sorunlar
hep gerek glkler olmaktadr; hatta belki, insan yapm ve
becerisine benzerliin yeni rnekleri olarak stlerinde srar da
edilecektir. En azndan unu teslim etmeliyiz ki, bizim snrl
grlerimizle, bu sistemin teki olabilecek ve hatta gerek sis
temlerle karlatrldnda, herhangi bir byk kusuru bulu
nup bulunmadn ya da her{.angi bir hatr saylr vgye
layk olup olmadn sylememiz olana yoktur. Bir kyl,
kendisine Aeneas destan okunsa, bu iirin mutlak kusursuz ol
duunu bildirebilir ya da onu insan aklnn rnleri arasndaki
uygun yerine koyabilir mi - o kyl ki, [bu trden] baka hibir
rn grmemitir?
Fakat bu dnya bylesine yetkin bir rn olsayd bile, bu
eserin btn btnlklerinin, hakl olarak, yapanna yaktrlp
yaktrlamayaca yine belirsiz kalmak zorundadr. Bir gemiyi
incelersek, bylesine karma_k, yararl ve gzel bir yapy kuran
marangozun zekas hakknda ne yksek eyler dnrz?
Ama bir de, onun bakalarna yknen ve uzun bir alar dizisi
boyunca, tekrarlanm denemeler, yanllar, dzeltmeler, d
nmeler ve atmalar sonucu yava yava gelimi bir sanat
yanslayan aklsz bir ii olduunu grnce nasl bir aknlk
duyarz? Bu sistem bir rastlantyla ortaya karlncaya dek, ola
ki, bir ebediyet boyunca, birok dnyalar derme atma kurul
mu ve bozulmu, pekok emekler boa harcanm, verimsiz
kalan birok denemeler yaplntr ve dnya-kurma sanatnda
sonsuz alar sresince yava, fakat aralksz bir dzelme gitgi
de gereklemitir. Byle konularda, nerilebilecek ok sayda
ki varsaymlar ve tasarlanabilecek daha da ok saydaki var-

176
saymlar arasnda dorunun nerede olduunu kim belirleyebi
lir; brakn doruyu, olasln nerede yattn kim kestirebilir?
Philo, ve siz, diye szne devam etti, Tanrsal Varln
birliini kantlamak iin, kendi varsaymnzdan kanta benzer
ne gibi bir ey karabilirsiniz? Bir evi kurmak, bir gemiyi yap
mak, bir kenti meydana getirmek, bir devleti oluturmak iin
ok sayda insan biraraya geldiine gre: bir dnyay kurmak
ve oluturmak iin niin birok tanrsal varlklar biraraya
gelmi olmasnlar? Bylesi, insan ileriyle aradaki benzerlii
arttrmaz m? Yaplan ii birok tanrsal varlk arasnda payla
trmakla, her birinin sfatn bir o kadar daha snrlayabilir ve
tek bir Tanrsal Varlkta bulunmasnn varsaylmas gereken ve
size gre, varolduunun kantn zayflatmaktan baka bir ie
yaramayan o usuz bucaksz g ve bilgiden kurtulmu oluruz.
Ve eer insan gibi ylesine aklsz ve ylesine kt yaratklar
bile, yine de bir plan yapmak ve uygulamak iin ou kez bir
leebiliyorlarsa; onlardan birok basamak daha yetkin olduk
larn varsayabileceimiz tanrsal varlklar ya da daimonlar ne
kadar ok birleebilirler?
Evet, zorunluluk olmadan nedenleri oaltmak gerek fel
sefeye aykrdr: ama bu ilke, nmzdeki rnekte geerli ola
maz. Sizin kuramnzla, daha nceden, evreni retmek iin ge
rekli btn sfatlar tayan tek bir Tanrsal Varlk kantlanm
olsayd, baka bir tanrsal varln da olduunu dnmek, ka
bul ederim ki (sama olmamakla birlikte) gereksiz olurdu.
Fakat btn bu niteliklerin tek bir znede mi birletikleri, yoksa
eitli bamsz varlklar arasnda m daldklar hala bir sorun
olmaya devam ettiine gre: doadaki hangi olgulara bakarak
bu anlamazl bir karara balamaya yeltenebiliriz? Bir cismin
bir terazi kefesinde ykseldiini grnce, gzden ne denli sak
lanm olsa da, kar kefede ona denk bir arln olduunu
gvenle dnrz: fakat bu arln eitli ayr cisimlerin bir
toplam m, yoksa tek bir birleik kitle mi olduundan yine de
kukuya debiliriz. Fakat gerekli arlk, bizim tek bir cisimde
birlemi olduunu grdmz her eyi pek ok ayorsa, ilk

177
varsaymmz daha da olas, daha da doal olur. Evreni ret
mek iin gerekli olduu zere bylesine geni gc ve yetenei
olan zeka sahibi bir varlk ya da eski felsefonin diliyle sy
lersek, bylesine harika bir canl, her trl andrmann, hatta
kavramann snrlarn amaktadr.
Fakat, dahas, Cleanthes, insanlar lmldr ve soylarn
remeyle srdrrler; bu, btn canl yaratklarda da ortaktr.
Milton, erkek ve dii iki byk cinsin dnyay canllarla dol
durduunu syler. Niin o ok saydaki ve snrl tanrsal var
lklar bylesine evrensel, bylesine ze ilikin bir durum d
nda kalsnlar? Seyreyleyin o zaman, eski zamanlar teogonisi
nin geri geliini.
Hem niin sonuna dein antropomorf olmayalm? Tanrsal
varln ya da tanrsal varlklarn cisimsel olduunu, gzleri,
burunlar, azlar, kulaklar vb. bulunduunu niin sylemeye
lim? Epikouros, hi kimsenin akl bir insan biiminin dnda
grmediini, dolaysyla tanrlarn da insan biiminde olmalar
gerektiini ne srerdi. Cicero'nun, hakl olarak onca gln
letirdii bu kantlama, sizce salam ve felsefi bir gr oluyor,
yle mi?
Bir szckle, Cleanthes, sizin varsaymnz izleyen bir
adam, belki evrenin bir zaman, tasar gibi bir eyden ktn
syleyebilecek ya da kestirebilec tir: fakat bu noktann te
sinde tek bir ey bile syleyemeyecek ve teolojisinin her bir
noktas, son derece geni bir hayal ve varsayma baboluuyla
saptanmaya braklacaktr. Byle bir kiinin bilebilecei ka
daryla, bu dnya, stn bir ltle karlatrld zaman ok
kusurlu ve yetkinlikten pek uzaktr: bir ocuk tanrnn ilk kaba
denemesi olabilir, aksak iiliinden utanp belki onu sonradan
yzst brakmtr: yalnzca baml, aa dzeyde bir tanr-
. sal varln eseri de olabilir, yle ki belki stlerinin alay konu
sudur: yahut ok yalanm bir tanrnn bunaklk ann r
ndr de, ald ilk hz ve etkin atlla, onun lmnden beri
kendi bana bir macera yaamaktadr. Demea, bu garip var
saymlarn sizi, hakl olarak, dehete drd anlalyor:

178
fakat bunlar ve ayn trden daha binlercesi, benim deil, Cle
anthes'in varsaymlar. Tanrsal Varln sfatlarnn sonlu oldu
u varsayld anda, btn bunlarn dncelerimizde yeri
olur. Bense, kendi payma, bu kadar lgn ve oturmam bir
dinbilim sisteminin, hi olmamasna yelenebileceini dne
miyorum.
Cleanthes, bu varsaymlar kesinlikle stme almyorum
diye haykrd, ama bunlar beni hi de dehete drmyor,
hele aznzdan ktklar o r astgele halleriyle. Tam tersine, im
gelemenizin sonuna kadar zorlanmasyla bile, sizin evrendeki
tasar varsaymndan kurtulamadnz ve her dnemete ona
bavurmak zorunda kaldnz grmek, bana haz veriyor. Bu
dne kesinlikle balanyor ve bunu, din iin yeterli bir temel
sayyorum.

ALTINCI AYRIM

Demea, bylesine sallantl bir temel stne kurulabil


diine gre, dedi, gerekten pek sudan bir yap olmal. Tek bir
tanrsal varlk m, yoksa birok tanrsal varlklar m olduu, va
roluumuzu kendilerine borlu bulunduumuz tanrsal var
ln ya da varlklarn yetkin mi yetkin deil mi, ast m st m,
l m diri mi olduu konularnda kararsz kalrken, onlara
nasl gvenebiliriz? Nasl gnl balar ya da taparz? Nasl
sayar ya da boyun eeriz? Yaam asndan, nnde sonunda,
din kuram, tmyle faydaszlamaktadr; hatta kurgusal so
nular b akmndan da kararszl, size gre, onu dengeli ve
doyurucu olmaktan bsbtn karmaktadr.
Philo, aklma, onu duyurucu olmaktan daha da uzakla
tracak bir baka varsaym geliyor, dedi, hem Cleanthes'in s
tnde onca srarla durduu aklyrtme yntemi bu varsayma
bir- olaslk havas da verebilir. Benzer etkiler benzer nedenler
den kar: o, bu ilkenin her trl dinin temeli olduunu d
nyor. Fakat daha az kararl olmayan ve ayn deney kayna-

179
ndan karlan, ayn trden bir baka ilke daha vardr: bilinen
eitli koullarn benzer olduklarnn gzlemlendii bir yerde, bi
linmeyenlerin de benzer olduu grlecektir. Onun iin, bir
insan vcudunun kollarn-bacaklarn grrsek, bizden sak
lanm olsa da, bunun yan sra bir insan kafas da bulundu
una hkmederiz. Onun iin, bir duvardaki bir atlaktan g
nein kk bir parasn grrsek, duvar kaldrlrsa, gnein
tmn greceimize hkmederiz. Ksacas, bu aklyrtme
yntemi yle besbelli ve bilinen bir eydir ki, salaml konu
sunda herhangi bir kuku duyulamaz. mdi, bilgi alanmza
girdii kadaryla, evreni incelersek, onun bir hayvana ya da
rgn bir vcuda byk bir benierlik gsterdiini ve onu
andran bir yaam ve hareket ilkesiyle harekete getirilmi gibi
grndn anlarz. Evrende maddenin srekli dolam her
hangi bir dzensizlik yaratmamaktadr: her blmndeki s
rekli ksili, durmadan onarlmaktadr; btn sistemin her ya
nnda en sk bir uyarlk sezilmektedir: ve her blm ya da
para kendine uygun grevini yerine getirirken, hem kendisini
hem de btn koruyacak yolda ilemektedir. Onun iin bun
dan u sonucu karyorum ki, dnya bir hayvan, Tanrsal
Varlk da, dnyann onu harekete getiren ve onun tarafndan
harekete getirilen ruhudur.
Bu gre hi amayacak kadr okumu bir insansnz,
Cleanthes; eski alarn hemen btn teistlerinin bu gr tut
tuklarn, konuma ve aklyrtmelerinde balca bu grn
ar bastn bilirsiniz. nk eski filozoflar bazen sanki dn
yay Tanr'nn yapt bir ey diye dnyorlarm gibi, sonul
nedenlerden aklyrtmekle birlikte, onlarn daha ok dnyaya
-rgnlemesi ona bamlanmasm gerektiren- Tanr'nn vcu
du olarak bakmay sevdikleri anlalyor. Zaten unu itiraf
etmek gerekir ki, evren insan yapm ve becerisinin ilerinden
ok, bir insan bedenine benzedii iin; bu snrl benzetmemizi
doann tmne yaymamz azck olsun uygun derse, ka
rm yeni kuramdan ok, eskisini destekliyor gibi grnr.
Birinci kuramn, eski dinbilimciler tarafndan tutulmasna

1 80
yol aan daha baka birok stnlkleri de vardr. Onlarn
btn anlaylarna vcutsuz bir zihinden daha aykr gelen bir
ey yoktur, nk bu, ortaklaa deneye en aykr eydir: ne
duyum alanlarna giren, ne kavraylarna san ve btn doa
boyunca tek bir rneini gzlemlemedikleri salt tinsel bir tz.
Zihin ve bedeni biliyorlar, nk her ikisini de hissediyorlard:
bunun gibi, her ikisinde de bir dzen, uyarlanma, rgnleme
ya da i mekanizma olduunu yine ayn biimde biliyorlard;
bu deneyi evrene aktarmak, tanrsal zihinle bedenin de birlikte
olumu bulunduklarn ve her ikisinde de, doal olarak i
lerinde sakl ve onlardan ayrlmaz bir dzen ve uyarlanma
olduunu varsaymak, ister istemez akla uygun grnecekti.
Onun iin, Cleanthes, ite size stnde enine boyuna d
nebileceiniz yeni bir antropomorfism tr ve herhangi bir
glk karacaa benzemeyen bir kuram. Siz, bir hayvan bede
ninin, kendiliinden ya da bilinmeyen nedenlerden tr, d
zen ve rgnle sahip olduunu varsaymakta, benzer bir d-
1. zenin zihinde olduunu varsaymaktan daha ok glk ek
meyecek kadar sistemletirilmi nyarglarn elbette ok s
tndesinizdir. Fakat bedenle zihnin her zaman biribirlerine
elik etmeleri gerektii yollu sradan nyarg, insana yle geli
yor ki, bsbtn de bir yana atlmamaldr; nk sizin btn
bu dinbilim aratrmalarnda izlemeye karar verdiiniz tek kla
vuz olan gndelik deneye dayanmaktadr. Ve eer doann
snrsz kaplam stnde bir yargya varmak iin, bizim snrl
deneyimizin yetersiz bir lt olduunu ileri srerseniz, o za
man da kendi varsaymnz toptan brakyorsunuz demektir -
bundan byle, sizin deyiinizle, bizim o mistikliimizi benimse
mek ve Tanrsal Doa'nn mutlak kavranlmazln kabul et
mek zorundasn'>:dr.
Cleanthes, bu kuramn, olduka doal bir kuram olmakla
birlikte, daha nce hi aklma gelmediini itiraf ederim, dedi;
ama bu kadar ksa bir inceleme ve dnmeyle, hemen, onun
stne herhangi bir gr belirtemeyeceim. Philo, gerekten
pek titizmisiniz, diye cevap verdi, ben sizin herhangi bir siste-

181
minizi inceleyecek olsaydm, onda grdm itiraz nedenlerini
ve glkleri belirtmekte -sizin bu zen ve saknganlnzn
yarsn gstermezdim. Ama yine de aklnza bir ey gelirse,
sylemekle bizi minnettar klarsnz.
Cleanthes, o halde dedi, bana yle grnyor ki, dnya
birok bakmlardan bir hayvan vcudunu gerekten andrmak
la birlikte, bu benzetme birok bakmlardan, hem de en nemli
bakmlardan kusurludur: duyu organlar yok, bir dnce ya
da akl yok, belirli bir tek hareket ya da eylem kayna yok.
Ksacas, [dnya] bir hayvandan ok, bir bitkiyi andrr gibi;
dnyann ruhuyla ilgili olarak yaptnz karm da, bu l
ierisinde yetersiz kalyor.
Fakat, bundan sonra, kuramnz dnyann ebediliini ie
riyora benzer: oysa, sanrm bu en gl sebep ve olaslklar
gsterilerek rtlebilir. Bu konuda baka hibir yazarn s
tnde durmadna inandm bir kantlama nereceim. Sanat
ve bilimlerin olduka ileri bir tarihte balad grnden ha
reketle aklyrtenler, karmlar hi de zayf olmamakla bir
likte, bilisizlikle bilgi, zgrlkle klelik, zenginlikle yoksulluk
arasnda srekli bir dnm durumunda bulunan insan toplu
munun doal yapsna bakarak karlm dncelerle belki
rtlebilir; bundan tr, bizim iin, snrl deneyimize daya
narak hangi olaylarn beklenebile ini ya da beklenemeye
ceini nceden gvenle sylemek olana yoktur. Barbar ulus
larn bir sel gibi yaylan aknlarndan sonra eskia bilgilerinin
ve tarihinin bsbtn yok olma tehlikesiyle karlatklar
anlalyor; bu alkantlar biraz daha uzun srseydi ya da biraz
daha iddetli olsayd, bugn muhtemelen bizden birka yzyl
nce dnyada neler olup bittiini l:)ilemeyecektik. Hatta eski ve
evrensel bir kilise grnmn srdrmek iin bir para Latin
ceyi koruyan papalarn bu gemie ballklar olmasayd, o dil
de toptan yitip gidecekti: o zaman da tmyle barbar olan Bat
dnyas, stanbul'un Trklerce alnmasndan sonra, kendilerine
aktarlan Yunan dil ve bilginlii almaya elverili bir yatknlkta
bulunamazd. Bilginlik ve kitaplar yok olunca, mekanik sanat-

182
lar bile epey yozlaacakt: Bu gibi bir durumda, efsane ya da ge
lenein onlara gerektekinden ok daha yeni bir balang tari
hi yaktrmaya kalkaca kolayca tasarlanabilir. Onun iin,
dnyann bengiliine kar getirilen bu baya kantlama, biraz
hafif kayor.
Fakat daha iyi bir kantlamann temeli yle olabilir: kiraz
aalarnn bugn birok Avrupa iklimlerinde yle iyi yeti-
i mesine ve kendiliinden korularda bymesine karn, bu
aalar Asya' dan Avrupa'ya ilk getiren Lucullus'tu*. Btn bir
sonsuz zaman boyunca hibir Avrupalnn Asya'ya gememi
ve byle lezzetli bir meyveyi kendi lkesine gtrp orada
yetitirmeyi dnmemi olmas mmkn mdr? Yok, kiraz
aac bir zamanlar bu ktaya getirilmi ve retilmise, sonradan
nasl yok olmu olabilir? mparatorluklar ykselir ve yklrlar,
zgrlkle klelik biribirini izler, bilisizlikle bilgi yerlerini biri
birlerine brakr, fakat kiraz aac Yunanistan'n, spanya'nn ve
talya'nn koruluklarnda yine kalr ve insan toplumunun dev
rimlerinden hi etkilenmez.
Dnyada zm yetitirmek iin Fransa'nnkinden daha el
verili bir iklim bulunmamakla birlikte, bu lkeye asma k
tkleri getirilip dikileli iki binyl olmamtr. Amerika'da atlar,
inekler, domuzlar, kpekler, buday tannal daha yz yl
olmad. Btn bir sonsuz zamann devrimleri boyunca, Avru
pa'yla o kta arasnda ulam aacak bir Colombus'un hi
kmamas mmkn mdr? Bunun olanan kabul ettikten
sonra, oldu olacak, btn insanlarn on bin yl orap giyecekle
rini ve hibir zaman onlar balamak iin dizba kullanmay
akl etmeyeceklerini de dnebiliriz. Btn bunlar, insan top
lumunu ynetmekte ve yneltmekte uygulanan ilkelerden daha
kalc ve durulmu ilkelerin ileyiine dayand iin, dnyann
genliinin, daha dorusu ocuk denecek bir yata olduunun
inandrc kantlar gibi grnyor. imdi Bat dnyasnda bu
lunan btn Avrupa hayvan ve bitkilerini, ancak d,oann temel

* Lucius Licinius Lucullus (y.o. .. 117-56): Sulla yanls nl bir komutan ve


ynetici; aznn tadn bilmekle n salmtr.

183
elerinin toptan altst olmas yok edebilir.
Philo, peki byle bir altst olma varsaymna kar ne gibi
bir kantnz var? dedi. Yeryznn tmnn birok alar bo
yunca tamamyla sularla kapl kaldn gsteren gl ve nere
deyse doruluu tartlamayacak kadar kesin belirtiler bu
krenin her yannda vardr. Geri, dzenin maddeden ayrlmaz
ve onun iinde sakl olduu varsaylr; ama madde yine de son
suz zamann sonsuz dnemleri boyunca birok ve byk dev
rimler geirmi olabilir. Her ne kadar, bildiimiz btn dei
me ve bozulmalar bir dzen durumundan bir baka dzen du
rumuna geilerden baka bir ey deilse de ve madde hibir
zaman tam bir biimsizlik ve karklk iinde kalamazsa da,
yeryznn her blmnn urad aralksz deiimler, by
le bir yaygn dnmn varln bildiriyor gibidir. Paralarda
grdmz bir eyin btnde de bulunduunu karsaya
biliriz; en azndan, sizin btn kuranmz dayandrdnz akl
yrtme yntemi byle. Ben bu nitelikte belirli bir sistemi sa
vunmak zorunda kalsaydm (ki bilerekisteyerek asla yapmaz
dm), byk ve srekli dnm ve deiimlerden balamama
sna karn, dnyaya ebedi:, i bir dzen ilkesi yaktran sistem
den daha akla yakn bir sistem dnmezdim. Bu, btn
glkleri bir anda zer; zm bylesine genel olduu iin
tamamyla eksiksiz ve doyurucxi deilse de, en azndan, hangi
sistemi kabul edersek edelim, er ge bavurmak zorunda kala
camz bir kuramdr. Bir yerlerde -dnce ya da maddede
zgn, hi bir dzen ilkesi olmasayd, nesneler olduklar gibi
nasl olabilirlerdi? Bunlardan hangisini yelediimiz hi nemli
deildir. Rastlantnn, ister skeptik ister dinci herhangi bir var
saymda yeri yoktur. Her ey, besbelli ki, salam, inenmez
yasalarla ynetilmektedir. Nesnelerin en iindeki z gre
bilseydik, u anda hi dnemeyeceimiz bir durumla kar
lam olurduk. Doal eylerin dzenine hayran kalacak
yerde, onlar iin en kk bir konuda bile bir baka eilimi
gstermenin mutlak olanakszln apak grrdk.
Bugn bir kimse, Hesiodos'tan rendiimiz zere, bu k-

184
renin bilinmeyen doa glerinin yaratt 30.000 tanrsal varlk
tarafndan ynetildiini ne sren eski p agan teolojisini dirilt
mek isteseydi, Cleanthes, siz pek doal olarak bu varsaymla
hibir ey kazanlmadn ve btn insan yaratklarn, yani
tanrlardan daha kalabalk, ama daha az yetkin varlklarn buna
benzer bir kaynaktan dolaysz olarak ktklarn varsaymak bir
o kadar kolaydr diyerek itiraz ederdiniz. Ayn karsamay bir
adm daha ileri gtrn, kalabalk bir tanrsal varlklar toplu
munun, -kendi iinde btn toplumun glerine ve yetkinlikle
rine sahip- tek bir evrensel tanr kadar aklanabilir olduunu
grrsnz. yleyse, btn bu skeptiklik, oktannclk ve
teizm sistemlerinin, sizin ilkelerinize gre eit durumda olduk
larn ve ilerinden hibirinin tekilere gre herhangi bir s
tnl bulunmadn teslim etmeniz gerekir. Bundan da, il
kelerinizin yanlln renebilirsiniz.

YEDNC AYRIM

Philo, fakat burada, diye szne devam etti, eski alarn


dnyann ruhu sistemini incelerken, anszn aklma yeni bir
fikir geliyor - doruysa, sizin btn aklyrtmelerinizi bozma
ya, hatta ylesine gvendiiniz ilk karmlarnz bile yok et
meye bir hayli yaklaacak yeni bir fikir. Eer evren insan eserle
rine benzemekten daha ok hayvan vcutlarna ve bitkilere
benziyorsa, nedeninin de berikinden ok onlarnkine benzemesi
daha olasdr; dolaysyla kkeni akla ve tasarya deil, re
meye ve bitmeye yorulmaldr. Onun iindir ki, vardnz so
nu, sizin ilkelerinizce bile aksak ve kusurlu olur.
Demea, kuzum u kantlamay biraz daha asanz ya, dedi.
nk onu ylesine bir zet biiminde dile getirdiniz ki, doru
drst anlayamadm.
Philo, iittiiniz gibi, dostunuz Cleanthes hibir olgu soru
nunun deneyden baka bir yolla kantlanamayacan belirti
yor, diye cevap verdi, dolaysyla, bir Tanrsal Varln varol-

185
duu da baka trl bir kant kabul etmezmi. Cleanthes, dn
yann insan becerisinin ilerine benzediini, dolaysyla nedeni
nin de onlarnkine benzemesi gerektiini sylyor. Biz de bura
da u gzlemi yapabiliriz: doann ok kk bir parasnn,
yani insann bir baka ok kk p aras, yani onun eriebildii
yerlerdeki cansz madde stndeki ileyii, Cleanthes'in bt
nn kkenini yarglamakta uygulad kuraldr; biribirlerine
ylesine aykr nesneleri de, yine ayn tek lte vuruyor. Fakat
bu konudan karlan btn itirazlar karlamak iin, dnyann
dokusuna daha da byk bir benzerlik gsteren, dolaysyla bu
sistemin evrensel kkeni hakknda daha iyi bir tahmin yapma
ya elveren (insan icad makinelerin dnda) evrenin daha baka
kesimleri de bulunduunu sylyorum. Bu kesimler, hayvanlar
ve bitkilerdir. Dnya, aktr ki, bir saat ya da dokuma tezga
hndan ok, bir hayvan ya da bitldyi andrr. Onun iin de, ne
deninin bunlarn nedenini andrmas daha olasdr. Bunlarn
nedeni, reme ya da bitmedir. Onun iin, dnyann nedeninin,
reme ya da bitmeye benzer bir ey olduunu karsayabiliriz.
Demea, fakat, dedi, dnyann bitme ya da remeye benze
yen bir eyden kt nasl dnlebilir ki?
Philo, ok kolay, diye ce iap verdi. Nasl bir aa, tohum
larn komu topraklara dkefek yeni aalar yetitirirse, onun
gibi, dnya ya da bu gezegenler sistemi dediimiz byk bitki
ve kendi iinde birtakm tohumlar yetitirir, bunlar evredeki
kaosa dalmakla yeni dnyalar bitirirler. rnein, bir kuyruk
luyldz bir dnyann tohumudur; tam olgunlatktan sonra,
gneten gnee, yldzdan yldza geerek, sonunda, her yan
dan bu evreni evreleyen biimlenmemi elerii. iine atlr ve
orada hemen yeni bir sistem olarak serpilir.
Ya da eer eit olsun diye (nk bunda baka bir kazan
grmyorum), bu dnyann bir hayvan olduunu varsayarsak;
kuyrukluyldz bu hayvann yumurtasdr ve nasl bir deve
kuu yumurtasn kuma gmer, b aka bir zen gstermeden, o
yumurta kuluka dnemini tamamlayp yeni bir hayvan mey
dana getirirse, onun gibi. .. Demea, sizi anlyorum, dedi, ama

1 86
bunlar ne lgn, ne keyfi varsaymlar byle? Byle olmayacak
sonulara ulamak iin elinizde ne gibi veriler var? Dnyann
bir bitki ya da bir hayvana azck ve hayalde kalan benzerlii,
her ikisi iin de ayn karm belgitlemeye yeterli mi? Genel
olarak ylesine farkl olan nesneler, biribirleri iin lt diye
kullanlabilir mi?
Philo, doru, diye haykrd, bandan beri benim stnde
srar ettiim konu bu. Elimizde herhangi bir kozmogoni sistemi
kurmaya yarayacak veriler olmadn da belirtmitim. Kendi
iinde yetkinlikten ylesine uzak ve gerek kapsam gerek srece
ylesine snrl olan deneyimiz, eylerin btn hakknda olas
bir tahminde bulunmamza elvermez. Fakat mutlaka bir var
saym saptamamz gerekiyorsa, syler misiniz ltfen, seimi
mizi hangi kurala gre belirlemeliyiz? Karlatrlan nesnelerin
biribirleriyle benzerliklerinin daha ok olmasndan baka bir
kural var mdr? Hele bihne ya da reme sonucu ortaya kan
bir bitki ya da hayvan, dnyaya -akl ve tasardan kaynak alan
herhangi bir yapay makineden daha ok benzemiyor mu?
Demea, kuzum, bu szn edip durduunuz bitme ve
reme nedir? dedi. leyilerini aklayp dayandklar o ince i
yapy amlayabilir misiniz?
Philo, en azndan, dedi. Cleanthes'in akln ileyiini akla
yabildii ya da onun dayand i yapy amlayabildii kadar.
Fakat yle uzun boylu tartmaya girmeden [syleyeyim): ben
bir hayvan grnce, onun remeden kt sonucuna varrm
ve bunu, sizin bir evin tasardan kaynak aldna hkmediiniz
kadar byk bir kesinlikle yaparm. Bu reme, akl szckleri,
yalnzca, doadaki, etkileri bilinen, fakat zleri kavranlmaz
olan belli birtakm g ve enerjilere iaret etmektedir ve bu ilke
lerden birinin, tm doaya lt alnmamak iin tekilere oran
la bir ayrcal yoktur.
Gerekte, Demea, eyleri ne kadar geni bir grk ek
alrsak, byle olaanst ve byle grkemli konularla ilgili oll\
rak varacamz sonularda bize bir o kadar iyi klavuzlu k l'lfo
cekleri pekala beklenebilir. Dnyann yalnzca bu kk ke-

1 87
si d, l i r!l i l'lt>ri lww.ty tn ve benzer etkilerin nedenleri olan
d i > i l k v a rd r: kl, igd, reme, bitme. Bu koskoca yapnn
l r li i l i i n n incelemek iin gezegenden gezegene ve sistem
d s i s l nc gidebilseydik, evrenin usuz bucaksz yaylm ve
.,'l'itlilii iinde kim bilir doal olarak daha ne gibi baka ilkeler
de bulurduk. Yukarda anlan bu drt ilkeden (ve tahminlerimi
ze ak daha yzlercesinden) herhangi biri, bize dnyann k
kenini aklamakta yararlanabileceimiz bir kuram salayabilir;
fakat grmz tmyle zihnimizin ileyiini yneten o ilke
ye [akl ilkesine} balamak, elle tutulur ve pek yaman bir ka
yrclk. Bu ilke, ondan tr daha geerli olsayd, byle bir
kayrclk bir lde balanabilirdi. Fakat, i dokusu ve yaps
bakmndan, akl, biz gerekte igd ve bitme kadar az tanrz;
hatta sradan kiilerin her eyi getirip baladklar o belirsiz,
bulank Doa sz bile, bki temelinde akldan daha ok ak
lanamaz bir ey deildir. Bu ilkelerin etkilerini biz hep deney
den biliriz: fakat ilkelerin kendileri ve ileyi tarzlar tmyle
bilinmedik olarak kalmaktadr: dnyann bir baka dnyann
sat bir tohumdan bitmeyle ktn sylemek de, onun, Cle
anthes'in kulland anlamda tanrsal bir akldan ya da beceri
den ktn sylemeye oranla ne daha az anlalr, ne de dene
ye daha az uygundur.
Demea, fakat bana yle geliyor ki, dedi, dnyann bitkisel
lik nitelii olsayd ve sonsuz kaosa yeni dnyalarn tohumlarn
serpebilseydi, bu gcn kendi de, yaratcsnn bir tasardan
yola ktn gsteren ek bir kant olurdu. nk bylesine ha
rikal bir yeti, tasardan baka nereden doabilirdi? Yoksa getir
dii dzeni anlayamayan herhangi bir eyden, dzen, nasl
olur da ortaya kabilir?
Philo, bu konuda gnlnzn iyice kanmas iin, evrenize
bir bakmanz yeter, dedi. Bir aa, dzenin ne olduunu bilme
den de, kendinden kan aaca dzenle rgnlk getirmekte
dir; bir hayvan, ayn biimde, yavrularna; bir ku da, yuvasna
- dnyada bu tr rneklere, akl ve beceriden doan dzen
rneklerinden daha bile sk rastlanr. Hayvan ve bitkilerdeki

188
btn bu dzenin en sonda tasardan kaynak aldn syleme
yi, dorulanm birey sayabiliriz, dzenin doal yaps gerei
dnceye ayrlmaz bir biimde balanm bulunduunu ve
hibir zaman, ister kendiliinden ister balangta bulunan bi
linmeyen birtakm ilkelerden tr maddede olamayacan a
priori olarak kantlamakszn da, bu nemli noktay saptamak
olana yoktur.
Fakat, dahas var Demea, sizin bu itiraznz, benim kar
klarmdan biri iin kulland bir savunmay yadsmadan
Cleanthes asla yapamaz. Her eyi getirip balad o stn se
bep ve zekann nedenini aratrdm zaman, bana, bu gibi ara
ylar sonulandrma olanakszlnn felsefenin hibir trnde
bir itiraz diye kabul edilemeyeceini sylemiti. Bir yerde dur
malyz, demiti; sonul nedenleri, aklamak ya da herhangi bir 'nes
neler beinin son ilikilerini gstermek, insan yeteneinin eriebi
le.cei snrlarn tesindedir. lerleyebildiimiz lde, attmz adm
lar deney ve gzlemin desteklemesi yeterlidir. mdi, akl gibi, bitme
ve remenin de, doadaki dzenin ilkeleri olarak deney ala
nmza girdii yadsnamaz. Canm isterse, kozmogoni sistemi-
. mi bunlardan birine, olmad, brne d ayandrabilirim. Bu
sorun tmyle keyfi grnyor. Ve Cleanthes bana, bu byk
.
bitme ya da reme yetimin nedenini sorarsa, benim de ona o
byk akl ilkesinin nedenini sormaya eit lde hakkm var.
Bu sorular stnde durmamay karlkl olarak kabul ettik; u
durumda, anlamaya sadk kalmas dal;.a ok onun yararna.

Snrl ve yetkinlikten uZ:ak deneyimize gre yarglarsak, re


menin akla oranla baz ayrcalklar vardr: nk akln re
meden ktn her gn gryoruz, ama remenin akldan
ktn hi grmedik.
Rica ederim, iki yann sonularn bir karlatrn. Ben di
yorum ki, dnya bir hayvana benzemektedir, onun iin bir hay
vandr, onun iin de biribiri ardnca remelerden kmtr.
tiraf ederim ki, attmz bu admlar epeyce geni oluyor, fakat
her birinde kk de olsa, hi deilse bir andrma var gibi.
Cleanthes diyor ki, dnya bir makineye benzemektedir, onun

189
iin bir makinedir, onun iin de tasardan kmtr. Admlar
burada da bir o kadar geni, andrmaysa daha az gze arpc.
Eer o benim varsaymm bir adm daha ileri gtrmeye zenir
ve benim stnde direndiim byk reme ilkesinden tasary
ya da akl karsamaya kalkarsa, ben de daha bir hakllkla,
onun varsaymn l;ir adm ileri itmek ve onun akl ilkesinden
tanrsal bir reme ya da teogoni karsamak bakmndan ayn
zgrl kullanabilirim. Bende, en azndan deneyin belli be
lirsiz bir glgesi vardr - zaten bu konuda daha fazlasna eri
ilemez. Saysz rnekte akln reme ilkesinden kt gzlem
lenmitir, baka herhangi bir ilkeden kt ise hi gzlemlen
memitir.
Hesiodos ve btn eskia mitolojicileri bu benzetmenin
ylesine etkisinde kalmlardr ki, hepsi de doann kkenini
bir hayvan doumu ve \iftlemeyle aklamlardr. Platon da,
Timaios'unda, anlalabildii kadaryla, byle bir gr benim-
1
semi gibidir.
Brahmanlar, dnyann sonsuz byklkte bir rmcekten
ktna inanrlar - bu rmcek, btn bu karmak kitleyi
kendi iinden [kard salg iplikleriyle] rer ve sonradan
onun hepsini ya da herhangi bir blmn, yeniden iine alp
kendi zne katarak yok edermi. te bu da bir eit kozmogo
nidir, ama bize gln gelmektedir, nk rmcek biraz aa
lanacak bir hayvandr, onun yaptklarn hibir zaman btn
evren iin bir rnek d,iye alacamz yoktur. Fakat yine de, bu
kendi yerkremiz iin bile bir benzetme tr. Tmyle rm
ceklerin yaad bir gezegen olsayd (ki pek olanakldr) orada
bu karm, bizim gezegenimizde Cleanthes'in aklad gibi
her eyin kkenini tasar ve zekaya yaktran karm kadar
doal ve yadsnmaz grnrd. Dzenli bir sistemin beyinden
olduu kadar karndan da niin rlemeyebileceine inandrc
bir sebep bulmas Cleanthes iin zor olacaktr.
Cleanthes, itiraf etmeliyim ki Philo, dedi, yaayan btn
insanlar arasnda, stnze aldnz, phe ve itirazlar ortaya
atma ii, size pek ok yakyor ve bir bakma sizin iin doal ve

190
kanlmaz grnyor. Bulu gcnz yle bereketli ki, genel
olarak sakatlk ve yanllklarn aka grmekle birlikte, dur
madan karma kardnz byle olaanst zorluklar her ke
resinde hemencecik zemediimi kabul etmekten utan duy
muyorum. Ama eminim ki, siz de u anda ayn durumdasnz;
i zm yolunu gstermeye gelince, itirazdaki kadar hazr
cevaplk edemiyorsunuz; saduyu ve akln tmyle size kar
olduunu ve yaptnz zeka oyunlarnn, bizi artabileceini,
ama hibir zaman inandramayacan da pekala biliyor olsanz
gerek.

SEKZNC AYRIM

Philo, benim bulu gcmn bereketine yorduunuz ey,


tmyle konunun doal zelliinden ileri gelmektedir, dedi.
nsan aklnn dar asna uyarlanm konularda, genellikle, ola
slk ya da inandrclk tayan tek bir karar vardr; salam
yapl [akl banda] bir kimseye, o bir tekinden baka btn
varsaymlar tmyle sama ve hayali diye grnr. Fakat n
mzdeki gibi sorunlarda, yzlerce elikili gr, yetkinlikten
yoksun bir andrmaya elverili olabilir ve bulu gc burada
kendini alabildiine gsterebilir. Dncemi fazla zorlamadan,
her biri soluk bir doruluk grnts tayacak daha baka
kozmogoni sistemlerini de gz ap kapayasya nerebileceimi
sanyorum; ama ne var ki, sizinkinin ya da benimkilerden biri
nin doru sistem olmas olasl binde, milyonda birdir. r
nein, eski Epikourosu varsaym diriltmeye kalksam ne der
siniz? Bu genellikle sanyorum hakas, imdiye dein neril
mi en sama sistem saylmaktadr; yine de, bilmem ki acaba,
ufak tefek birka deiiklikle soluk bir olaslk grnts ta r
hale getirilemez mi? Epikouros'un yapt gibi maddeyi sonsu..:
saymak yerine, sonlu sayalm. Sonlu sayda paralar ancak so
lu sayda birimlere aktarlabilirler: sonsuz bir sre ii d dt,
, dnlebilecek her dzen ya da konunun sonsuz ker d rn-
mesi gerekir. Onun iin, bu dnya, en kne varncaya de
in btn olaylaryla birlikte, nceden meydana getirilmi ve
yklmtr ve herhangi bir kayt ya da snr olmadan tekrar tek
rar meydana getirilecek ve yklacaktr. Sonlulara oranla sonsu
zun gleri hakknda fikri olan bir kimse, bu yargya hibir
zaman kar kamaz.
Demea, fakat, dedi, bu, maddenin herhangi bir bamsz
etken ya da ilk harekete geirici olmakszn hareket kazanabile
cei anlamna gelir.
Philo, peki bunun gl nerede, diye cevap verdi. Her
olay, deneyden nce, eit lde g ve kavranlmaz nitelikte
dir: oysa her olay, deneyden sonra, eit lde kolay ve anlalr
olur. Birok durumlarda, yerekiminden, esneklikten, elektrik
ten kaynak alan hareket, maddede bilinen herhangi bir bam
sz etken olmakszn balar; bmgibi rneklerde, her zaman bilin
meyen bir bamsz etken olduunu dnmek ise, yalnzca bir
varsaymdan, hem de hibir yarar olmayan bir varsaymdan
baka bir ey deildir. Hareketin maddenin kendisinde bala
d, a priori olarak, zihinden ve zekadan kt ne kadar anla
labilirse, o kadar anlalabilir niteliktedir.
stelik, niin hareket btn sonsuz zaman boyutunca iti
limle yaylm ve ayn tr ya da hemen hemen ayn tr devin
me evrende hala geerliliini srdryor olmasn? Hareketin
bilemesiyle yitirildii kadar, znmesiyle kazanlmaktadr.
Nedenleri her ne olursa olsun, u olgu kesindir ki, madde, in
san deneyinin ya da szl geleneinin ya da szl geleneinin
eriebildii lde her zaman srekli bir hareket halinde ol
mutur, imdi de yledir. Byk bir olaslkla, u anda btn
evrende mutlak bir durukluk iinde olan tek bir madde par
ac yoktur.
Philo szne yle devam etti: grmz kantlamaya
altmz srada bizi tkezleten bu dnce ise sama ya da
olasz olmayan yeni bir kozmogoni varsaymn aklmza getiri
yor. yle bir sistem, yle bir dzen, eylerin yle bir ekonomisi
var mdr ki, ona uygun olarak, madde hem zne ilikin g-

192
rnen srekli hareketi korusun, hem de yaratt biimlerde de
imezlii salasn? Mutlaka byle bir ekonomi v ardr: nk
iinde bulunduumuz dnyann durumu gerekten byledir.
Onun iindir ki, maddenin srekli hareketi, sonsuzdan daha az
konum deitirmelerinde herhalde bu ekonomi ya da dzeni
meydana getirir; bu dzen de, kendi doal yaps gerei, bir
kere kurulunca, artk, sonsuzlua kadar deilse bile birok
,

alar boyunca kendisini srdrr. Fakat madde nerede, byle


srekli bir devinme iinde devam etmek, ama ayn zamanda
biimlerinde bir deimezlik srdrmek zere konulmu, d
zenlenmi, uyarlanm olursa, durumu, ister istemez imdi gz
lemlediimiz sanat ve becerinin btn ayn grnne sahip
olur. Her bir biimin paralarnn biribirleriyle ve btnle bir
ilikisi olmak gerekir: btnn kendisinin de, evrenin teki
paralaryla, biimin iinde sregeldii eyle, harcayp rt
tklerini onard malzemelerle ve dman ya da dost br
paralarn her biriyle bir ilikisi olmak gerekir. Bu belirli ili
kilerin herhangi birinde bir kusur bulunmas, biimi yok eder;
ondan olmtuu madde yine babo kalr ve kendisini bir baka
dzenli biim iinde toplayana dek, dzensiz hareket ve maya
lanmalara atlr. Eer onu alacak byle bir baka biim hazrlan
mamsa ve eer, evrende byk bir miktarda bozulmu mad
deden varsa, evrenin kendisi de tmyle dzenini yitirmi de
mektir - b ?yle y ok olan, ister daha ilk balangcndaki bir dn
yann yeni imlenmi zayf tohumu olsun, ister yallk ve sa
katlk iinde srnp giden birinin rm cesedi olsun. Her
iki durumda da, sonlu, ama saylamayacak kadar ok devrimin,
'
sonunda paralar ve organlar, maddenin srekli ak iinde
biimleri destekleyecek yolda ayarlanm birtakm biimler
kasya bir kaos hkm srer.
Tutalm ki (nk anlatm deitirmeye alacaz), mad
de kr, ynetilmeyen bir g tarafndan herhangi bir konuma
sokulmu olsun; besbelli, bu ilk konum, herh alde dnlebile
cek en kark ve en dzensiz konum olacaktr; bu konumun in
san becerisinin eserleriyle herhangi bir benzerlii bulunmaya-

193
caktr. nk insan akl, paralarnn bakkl yolundan bir
aralar amalara uyarlama olana ve bir kendini koruma
eilimi tamaktadr. Harekete getirici g, bu ilemden sonra
durursa, maddenin sonsuzlua dein dzensizlik iinde kal
mas ve herhangi bir orant ya da etkinlik gstermeden usuz
bucaksz bir kargaa iinde sregitmesi gerekecektir. Fakat bir
de, harekete getirici gcn -bu her ne ise- maddede hala de
vam ettiini varsayalm: ilk konum yerini, (o da herhalde birin
cisi kadar dzensiz olacak) bir ikinci konuma brakacaktr ve
bu, ardarda gelen birok deiiklik ve dnmeler boyunca byle
srp gidecektir. Hibir belirli dzen ya da konum, deimek
sizin bir an bile devam etmez. Hala etkin kalan balangtaki
g maddeye srekli bir kprama verir. Olabilecek her durum
ortaya kar ve annda yok olur. Bir an iin bir dzen grnts
ya da lts belirirse, maddenin her parasn harekete getiren
o hi durmak bilrtez g bunu hemen uzaklatrr, bulank
latrr.
Bylelikle, evren birok alar boyu, srekli bir kargaa ve
dzensizlik ak iinde yrr. Fakat, sonunda, hareketini ve
harekete getiren gcn yitirmeyecek (nk bunun onun
iinde olduunu kabul ettik), ama ayn zamanda, paralarnn
srekli hareketi ve ak iinde bir grn birliini koruyacak
biimde yerleebilmesi olanakl deil midir? Evrenin imdi ite
bu durumda olduunu gryoruz. Her birey ve her bireyin her
paras durmadan deimekte, ama yine de btn, grnte
ayn kalmaktadr. Ynetilmemi maddenin sonsuz dnmelerin
den byle bir konum ortaya kacan umamaz myz, hatta
bundan emin olamaz myz ve bu, evrende bulunan dnteki
btn bilgelik ve beceriyi aklayamaz m? Konuyu biraz derin
liine dnrsek, o zaman greceiz ki, maddenin biimlerde
grnte bir deimezlikle paralarda gerek ve srekli bir
dnme ya da hareketi ieren bu uyarlanmaya erimesi halinde, .
karmzdaki gln belki doru zmn deilse bile,
inanlr bir zmn vermektedir.
Bu nedenle, hayvanlarn ya da bitkilerin paralarnn kul-

194
lanmlar ve biribirleriyle ilgin uyarlanmalar sli' d ;rn rln
durmak bounadr. Paralar byle uyarlanm olmadka, bir
hayvann varln nasl srdrebileceini bilmek isterdim,
dorusu. Bu uyarlanma sona erer ermez, onun hemen yok ol
duunu ve bozulan maddesinin yeni bir biime girmeyi dene
diini grmyor muyuz? Hatta dnyann paralar yle iyi
uyarlanmtr ki, dzenli bir biim bu bozulan maddeye hemen
sahip kmaktadr: zaten byle olmasayd, dnya varln sr
drebilir miydi? Byk, ama sonlu bir ardarda geli iinde, so
nunda imdiki dzene ya da bunun gibi bir bakasna varana
dein, onun da hayvanla birlikte zlmesi ve yeni konum ve
durumlardan gemesi gerekmez mi?
Cleanthes, bu varsaymn tartma srasnda anszn akl
nza geldiini bize sylememiz iyi oldu, diye karlk verdi.
Bunu rahata inceleyecek vaktiniz olsayd, yol at stesinden
gelinmez itirazlar ok gemeden kendiniz de sezinlerdiniz.
Hibir biim varln srdrmesi iin gerekli g ve organlara
sahip olmadka yaayamaz diyorsunuz: sonunda kendi kendi
sini destekleyip devam ettirebilecek bir dzene eriinceye ka
dar, aralksz olarak hi durmadan yeni dzenler ya da tasa
rmlar denenmelidir. Fakat bu varsayma gre insanlarn ve
btn hayvanlarn sahip olduklar birok kolaylk ve yararlar
nereden ileri gelmektedir? ki gz, iki kulak, trn varln
srdrmesi iin mutlaka zorunlu deildir. Atlar, kpekler,
srlar, koyunlar ve doyumumuzla zevkimize hizmet eden
btn o saysz meyveler ve rnler olmadan da insan rk ya
ylabilir ve varl korunabilirdi. Afrika ve Arabistan'n kumlu
llerinde insann kullanmas iin develer yaratlmam olsayd,
dnya zlp dalr myd? Pusulann inesine o harikulade
ve faydal ynelimi veren doal mknats olmasayd, insan top
p
lumu ve insan tr hemen sona m ererdi? gf!_ ilkeleri ge
_
nellikle pek az sayda olmakla birlikt, l?.1:1 !ll!: rnekler hi dl'
iri evrende dzen v
ender de_gli_dir v e bunlardan herhangi
uya rlamwn ortaya kmasna yol aan tasarnn, hem dt i y i
liki bir tasarnn varlna yeterli bir kani::- -l
-- . . - - -- - ... I

, , ,, ,
Philo, hi deilse, dedi, yukardaki varsaymn bu haliyle
tamamlanm ve yetkin olmadn gvenle karayabilirsiniz -
ben de, bunu kabul etmekten ekinmeyeceim. Fakat bu nitelik
teki herhangi bir giriimde daha byk bir baarya erimeyi
beklemek hi akla uygun olur mu? Ya da herhangi bir ayra
[istisnaya] yer brakmayacak ve doa rneksemesine ilikin,
snrl ve yetkinlikten yoksun deneyimize aykr bir koulu iin
de tamayacak bir kozmogoni sistemi kurmay hi umabilir
miyiz? Sizin kuranmzn kendisi, byle bir stnl oldu
unu, besbelli savunamaz; antropomorfisme saplanm olma
nza karn, ortak deneye uygunluu korumaya almak daha
iyi olur. unu, gelin bir kez daha snayalm. Grdmz b
tn durumlarda, fikirlr_g_!'__l< ::ne e J:c)py edilmiler
dir; bilgie syleyecek olursam, arkhetip'e deil ektip'e ilikin
didfikirler ana me)<ler deil, suretlerdir]; siz bu sray tersyz
ediyor ve ncelii dnceye veriyorsunuz.--Grdmz -b
tn rneklerde, dncenin madde stnde, (mfdeni.U-;;mna
karlkl eit bir etkisi olacak biimde b-irletirildii durumlar
dnda) hibir etkisi yoktur. Hibir hayvan kendi vcudunun
yelerini kullanmakszn hibir eyi dorudan doruya hareket
ettiremez; gerekten, etki ile tepkinin eitlii doann evrensel
bir yasas gibi grnmektedir: fakat sizin kuramnz bu deneyle
bir elimeyi ieriyor. Bu rnekler ve kolaylkla toplanabilecek
daha biroklar (zellikle, zaman iinde basz ve sonsuz bir
zihin ya da dnce sistemi, bir baka deyile, doumsuz ve
lmsz bir canl varsaym), evet bu rnekler, diyorum, hepi
mize, iribirimizi mahkum etmekte acelecilie kaplmamay
retebilir ve kk bir benzetmeye dayanyor diye bu eit bir
sistemi kabul etmemek gerektii gibi, kk bir aykrlk y
znden herhangi birinin de yadsnmamas gerektiini g rme
mizi salayabilir. nk, bu [byle kk aykrlklara d
mek] hibirinin bak kalamayacan hakl olarak syleye
bileceimiz bir gl tr.

{"\\.}
196
Btn din sistemlerinin byk ve almaz engelleri olduu
' teslim edilmektedir. Tartmaclardan her biri, srasyla bir sal
dr sava srdrr ve hasmnn samalklarn, yabanllklarn
ve zararl inanlarn aa vurmakla zafer kazanr. Fakat b
tnyle bakldnda hepsi, kendilerine bu konularda hibir sis
teme sarlmamak gerektiini syleyen skeptik iin tam bir zafer
hazrlarlar; bunun sebebi de apaktr: herhangi bir konuda
hibir zaman bir samala raz olunmamaldr. Burada, kla
gu!: ola:_ak -iP:tZ_..!_.l ElEl _m yle as-
U
1<.ya almaktr. Dinbilimciler arasnda genellikle gzlemlendii
'-- ---

gibi her saldrda baarya ulalyor ve hibir savunma baarl


olamyorsa: btn insanlk nnde, her zaman, hibir durumda
savunmak zorunda olmad herhangi belirli bir yeri ya da
oturduu kenti olmayan bir kimsenin zaferi -onun zaferi- ne
kadar eksiksiz olmak gerekir?

DOKUZUNCU AYRIM

Demea, fakat a posteriori kantlamada bu kadar ok glk


kyorsa, dedi, o zaman, bize yanlmaz bir belitleme salayarak
her trl phe ve gl bir rpda sona erdiren o yaln ve
yce a priori kantlamaya bal kalmakla daha iyi etmez miy
dik? Tanrsal sfatlarn sonsuzluunu bu kantlamayla da kant
layabiliriz - zaten korkarm, baka hibir bakmdan bunlar ke
sinlikle dorulanamaz. nk ya sonlu ya da bilebileceimiz
kadaryla sonlu olabilecek bir etki, evet byle bir etki, diyorum,
nasl olur da, sonsuz bir nedeni kantlayabilir? Tanrsal Doa' -
nn birliini de, yalnzca doann eserlerine bakmakla onlardan
karsamak, kesinlikle olanaksz deilse bile, ok gtr; plann
birlii de kabul edilse bile, bize bu niteliin doruluu konu
sunda herhangi bir gvence vermez. Oysa a priori kantlama . . .
Cleanthes atld: Demea, siz sanki soyut kantlamadaki o
stnlk ve kolaylklar, salamlnn kesin kantlarymcasna
aklyrtyor gibisiniz. Bana kalrsa nce, stnde srar etmek

197
iin bu nitelikteki hangi kantlamay seeceimizi belirlemek
doru olur; sonra da, faydal sonularna deil, kendisine baka
rak ona ne deer bieceimizi belirlemeye almalyz.
Demea, stnde srar etmek istediim kantlama, kullana
geldiimiz kantlama, dedi. Herhangi bir eyin kendi kendisini
meydana getirmesi ya da kendi varoluunun nedeni olmas ke
sinlikle olanaksz bulunduuna gre, varolan her eyin varolu
unun bir nedeni ya da sebebi olmak gerekir. Onun iin, etkiler
den nedenlere doru trmanrken, ya herhangi bir sonul nedene
rastlamadan sonsuz bir artlarda geli izgisini izleyip duracaz
ya da nihayet bir yerde, zorunlu olarak varolmas gereken bir so
nul nedene bavuracaz. imdi, bu ilk varsaymn sama oldu
u ylece kantlanabilir. Nedenler ve etkilerin sonsuz zinciri
ya da artlarda gelii iinde, her bir etkinin varolmas, ondan
hemen nce gelen nedenin gc ve etkilemesiyle belirlenmekte
.
dir; fakat btn bu basz suz zincir ya da artlarda geli, hep
birden ele alnnca, onu belirleyen ya da onun nedeni olan hi
bir ey yoktur: oysa zaman iinde balayan herhangi bir belirli
nesne gibi onun da bir neden ya da sebebi gereksedii besbelli
dir. u soru yine akla yakn olarak sorulabilir: niin zamann en
bandan (ezelden) beri nedenlerin bu belirli ardarda gelii va
rolmutur da, baka herhangi bir artlarda geli varolmamtr,
ya da niin (hi olmayabilecei halde) bir artlarda geli varol
mutur? Varoluu zorunlu herhangi bir varlk yoksa, dn
lebilecek herhangi bir varsaym da bir o kadar olanakldr; bu
nun gibi hibir eyin ezelden beri varolmad dncesinde de,
evreni oluturan nedenlerin o belirli ardarda geliinde grle
bilecek samalktan daha byk bir samalk yoktur. O zaman
hibir ey yerine bireylerin varolmasn belirleyen ve tekileri
bir yana atarak belirli bir olanaa varlk salayan neydi? D
Nedenler desek, hi olmadklar varsaylyor. Rastlant, anlamsz
bir szcktr. Bu, yoksa, hibir ey miydi? Fakat hibir ey hi
bir zaman herhangi bir ey meydana getiremez. Dolaysyla, va
roluunun sebebini kendi iinde tayan ve ak bir elikiye
dmeksizin varolmad varsaylamayacak zorunlu olarak va-

198
rolan bir varla bavurmamz gerekir. yleyse, byle bir var
lk, yani Tanrsal bir varlk vardr.
Cleanthes, (itirazlar balatmann onun en byk zevki ol
duunu bilmeme karn) bu metafizik aklyrtmenin zayfl
na iaret etmeyi Philo'ya brakmayacam, dedi. Bu, bana,
ylesine besbelli kt-temellendirilmi, ayn zamanda gerek
sofuluk ve din asndan yle nemsiz grnyor ki, yanll
n gstermeyi kendim deneyeceim.
Bir kere, una dikkati ekmekle balayaym: bir olguyu a

priori kantlar getirerek belitlemeye ya da kantlamaya kalk


mak, apak bir samalktr. Kart bir eliki iermedike hi
bir ey belitlenemez. Seiklikle dnlebilen eylerin hibiri
bir eliki iermez. Neyin varolduunu dnebilirsek, onun
varolmadn da dnebiliriz. Onun iindir ki, varolmay
bir eliki ieren hibir varlk yoktur. Dolaysyla varolduu be
litlenebilecek hibir varlk yoktur. Bu kantlamay tmyle
kesin olarak neriyor ve btn tartmay ona dayandrmak is
tiyorum.
Gya Tanrsal Varln varoluu-zorunlu bir varlk olduu
ileri srlyor ve varoluunun bir zorunluluu yle aklan
maya kalklyor: biz eer onun btn zn ya da doal yap
sn bilseymiiz, varolmamann, onun iin (iki kere ikinin drt
etmemesi kadar) olanakszln anlarmz. Fakat yetilerimiz
imdiki gibi kaldka, bunun [yani, Tanrsal Varln doal ya
psn bilmemizin] asla olamayaca besbellidir. Yine de, bizim
iin daha nce varolduunu dndmz bireyin varolma
dn dnmek, her zaman mmkn olacaktr, zihin de, hep
(tpk bizim her zaman iki kere ikinin drt ettiini dnmek
zorunluluu altnda bulunuumuz gibi) herhangi bir nesnenin
her zaman varlk durumunda bulunduunu varsaymak zorun
luluu altnda deildir. Ondan tr, zorunlu varolu sznn
hibir anlam yoktur ya da tutarl bir anlam yoktur - ki bu da
ayn kapya kar.
Fakat dahas var: zorunluluun bir szde aklamasna
gre, maddi evrenin kendisi niin o varoluu zorunlu olmasn?

199
Maddenin btn niteliklerini bildiimizi syleyemeyiz; belirle
yebildiimiz kadaryla maddenin yle birtakm nitelikleri olabi
lir ki; bunlar bilebilseydik maddenin varolmayn bize iki
kere ikinin be etmesi kadar byk bir eliki olarak gsterir
lerdi. Maddi dnyann, varoluu-zorunlu Varlk olmadn or
taya koymaya ynelmi tek bir kantlama biliyorum; bu da,
dnyann hem maddesinin hem biiminin zorunsuzluundan
karlmtr. yle denmektedir:* "Herhangi bir madde para
cnn ortadan kalkt dnlebilir ve herhangi bir biimin
deiiklii dnlebilir. Onun iin, byle bir ortadan kalkma
ya da deime olanaksz deildir". Fakat ayn kantlamann,
Tanrsal Varl kavrayabildiimiz kadaryla, eit lde onun
iin de geerli olduunu ve zihnin en azndan onun varolmad
n ya da sfatlarnn deitiini dnebileceini grmemek
byk bir yantutarlk olur. Onun varolmamasn olanaksz ya
da sfatlarn deimez diye gsterebilen, bilinmeyen, dn
lemeyen birtakm nitelikleri olsa gerektir. Ve bu niteliklerin
niin maddede olamayacana dair hibir sebep gsterilemez.
Tmyle bilinmeyen, dnlemeyen nitelikler olduklarna
gre, onunla badamazlklar da hibir zaman kantlanamaz.
Buna, nesnelerin basz ve sonsuz bir artlarda geliini izler
ken, genel bir neden ya da ilk yaratc aramann ok sama
grndn de ekleyin. Zamann bandan [ezelden] beri va
rolan bir eyin nasl bir nedeni olabilir? nk bu iliki zaman
ca bir ncelii ve varoluun bir balangc olmasn ierir.
Hem, byle bir zincirde ya da nesnelerin artlarda geliinde
her para kendinden nce gelen tarafndan nedenlenmekte,
kendisi de bir sonrakinin nedeni olmaktadr. yleyse, glk
nerededir? Fakat btn diyorsunuz, bir nedeni gerektirir. Yan
tm udur: bu paralarn bir btn iinde birletirilmesi, tpk
ayr ayr birok ilin bir krallk halinde ya da ayr ayr birok
rgenin bir vcut halinde birletirilmesinde olduu gibi, yal-

* [A Denonstration of the Being and Attributes of God yazar] Dr. Samuel Clarke
(1675-1729) tarafndan.

200
nzca zihnin keyfi bir eylemiyle yaplmaktadr ve bunun, ey
lerin doal yaps stnde hibir etkisi yoktur . . Ben size yirmi
madde paracndan olumu bir dizinin her bir parasnn
zel nedenlerini gsterseydim, siz de sonradan kalkp bana bu
yirmi parann hepsinin birden nedenini sorsaydnz, dorusu,
sorunuzu akla pek aykr bir ey sayardm. nk, paralarn
nedenini aklamakla, btn yeterince aklanm olmaktadr.
Philo, Cleanthes, dedi, ne srdnz aklyrtmeler da
ha baka glkler ortaya atmam pekala gereksiz klabilir; yine
de bir baka konu stnde srar etmekten kendimi alkoyam
yorum. Aritmetikilerce gzlemlenmitir ki, 9 'un arpmlarm
oluturan saylar kendi aralarnda toplannca ya 9 ederler ya da
9'un kk katlarndan biri olurlar. rnein, 9'un arpmlar
olan 18, 27, 36' da; 1 'le 8'i, 2'yle 7'yi, 3'le 6'y toplayarak 9 elde
edersiniz. rnein, 369 da 9'un bir arpmdr; bunda da 3',
6'y ve 9'u toplarsanz, 9'un kk katlarndan biri olan 18'e va
rrsnz.* Yzeyden bir gzlemci, bylesine harikal bir dzen
lilie ya rastlantnn ya da tasarnn eseri diye hayran olabilir,
fakat usta bir cebirci bunun bir zorunluluk eseri olduu sonu
cuna hemen varr ve bu saylarn doal yapsnda her zaman bu
sonucun kmas gerektiini belitler. Sorarm size, acaba evre
nin btn ekonomisinin de, hibir insan cebirinin gl
zecek bir anahtar salayamamasna karn, benzer bir zorunlu
lukla ynetilmesi olas deil midir? Doal varlklarn dzenine
hayran olacak yerde, cisimlerin doal yaplarnn en gizli ke
lerine szabilseydik, baka herhangi bir yatknlkta bulunma
larnn kesin olanakszlnn nedenini apak grmez miydik?
Bu zorunluluk fikrini nmzdeki soruna sokmak ite ylesine
tehlikelidir! Ve din varsaymna dorudan doruya kart bir
karm, bylesine doallkla salamaktadr.
Philo, fakat btn bu soyutlamalar bir yana brakp daha
bildik konulara bakarak, diye szne devam etti, u gzlemimi
eklemek istiyorum ki, kendilerini soyut aklyrtmeye altr-

* Republique des Lettres, Aof 1685.

201
m bulunan ve matematikte anlayn, ou kez, karanlklar
arasndan ve ilk grnlere aykr olarak doruya eritirdiini
grdkleri iin, ayn dnme alkanln yeri deil gibi
grnen konulara da aktaran metafizik kafal insanlar dnda,
a priori kantlamann inandrc sayld pek az grlmtr.
Akl banda ve dine en yatkn olsalar bile, baka insanlar, bu
gibi kantlamalarda, belki tam nerede olduunu seiklikle ak
layamasalar da, her zaman bir aksaklk bulunduunu hisset
mektedirler. Bu, insanlarn dinlerini her zaman, bu tr akl
yrtmenin dnda kaynaklardan kardklarnn ve her zaman
da karacaklarnn kesin bir kantdr.

ONUNCU AYRIM

Demea, dorusunu sylem gerekirse, her insann, bir


bakma, dinin gerekliini kendi gnlnde hissettiini kabul
ediyorum, diye cevap verdi; her insan kendinin de doann
tmnn de baml olduu o Varln esirgeyiini"herhangi bir
aklyrtmeden ok, kendi alklnn ve aresizliinin bilinciy
le aramaya itilir. Yaamn en iyi anlar bile yle kayg, sknt
vericidir ki, gelecek yine de btn umutlarmzn ve korkula
rmzn erei olmaktadr. Durmadan ileriye bakarz; bizi zn
tlere bomaya ve ezmeye alabildiine yetenekli olduunu de
neyle grdmz o bilinmeyen gleri dualarla, tapnmalarla,
kurbanlarla yattrmaya alrz. Ne zavall yaratklarz, biz!
Dur durak bilmeden bize eziyet eden, o korkular kefaretle
denkletirmenin ve yattrmann birtakm yollar olduunu din
bize gsteremeseydi, yaamn saysz belalar arasnda sarlacak
neyimiz olurdu?
Philo, gerekten inandm ki, dedi, herhangi bir kimseyi
doru bir din duygusuna getirmenin en iyi, hatta tek yntemi,
insanlarn aresizliini ve ktln, hakkn vererek anlat
maktadr. Bu ama iin de, aklyrtme ve kantlamadan ok,
bir gzel konuma ve ie ileyen, arpc szler bulma yetenei

202
gereklidir. nk herkesin kendi iinde hissettii eyi kantla
maya ne gerek var deil mi? Bize yalnzca, bunu, mmknse
daha itenlikle ve duyarlkla hissettirmek yeter.
Demea, insanlar gerekten bu byk ve hznl geree
yeterince inanyorlar, diye cevap verdi. Yaamn aresizlikleri,
insanlarn mutsuzluu, doal yapmzn genel yozluklar, tad
larn, zenginliklerin, ereflerin doyurucu olamayan hazz; bu
yakinmalar btn dillerde neredeyse, deyimlemitir. Btn in
sanlarn kendi dolaysz duygu ve deneylerine dayanarak syle
yegeldikleri bir eyden kim phe edebilir?
Philo, bu noktada, dedi, bilginlerle sradan adamlar arasn
da tam bir anlama vardr: kutsal olsun, din d olsun, btn ya
znda, insann aresizlii konusu, kader ve hznn esinleyebile
cei en ackl belagatla dile getirilmitir. Bir sisteme dayanmak
szn duygularyla konuan ve dolaysyla, tanklklar daha b
yk bir yetke tayan ozanlarda, bu nitelikteki tasarlar pek ok
tur. Homeros'tan Dr. Young'a dein, btn bu esinli soy [ozan
lar], nesnelerin baka hibir betimlemesinin, her bireyin duygu ve
gzlemine bylesine uygun olmayacan hissetmilerdir.
Demea, bunu destekleyecek yetkeli kiilere gelince dedi,
onlar aramanz gereez. Cleanthes'in u kitaplna epe
evre bir gz gezdirin. Kimya ve botanik gibi insan yaamnn
stnde durmas gerekmeyen belirli birtakm bilim dallarn
daki yaptlarn yazarlar dnda, bahse girerim, o saysz yazar
lar arasnda u ya da bu parasnda insann aresizlii duygu
suna dokunmayan ya da ondan yaknmayan birini bile g bu
lursunuz. En azndan, olaslk tmyle bu yandadr; benim ha
trlayabildiim kadaryla, hibir zaman, bunu yadsyacak kada.r
sivri bir yazar kmamtr.
Philo o noktadan beni balayn, dedi: Leibniz bunu yad
sm ve bylesine cretli ve paradokslu bir gr savunmaya
kalkanlarn belki ilki* olmutur - hi deilse bunu felsefi siste-

Bu kan, Leibniz'den nce de Dr. King ve daha birka kii tarafndan savu
nulmu, ama o Alman filozofu kadar byk ve nl bir savunucusu hi
olmamtr.

203
minin znn bir paras yapanlarn ilki.
Demea, peki, ilk olmakla, diye karlk verdi, yanllnn
farkna varamaz myd? nk, bu, filozoflarn hele bylesine
ge bir ada bulular yapmay nerebilecekleri bir konu mu?
Ve herhangi bir kimse, yaln bir yadsmayla (nk bu konu
pek aklyrtme kaldrmaz) btn insanln akla ve bilince da
yanan birleik tankln ykmay umabilir mi?
nsan hem nasl, diye ekledi, btn teki hayvanlarn yaz
gsndan bak olduunu iddia edebilir? nann bana, Philo,
btn yeryz lanetlenmi ve kirletilmitir. Btn canl yara
tklar arasnda bir savatr srp gider. Gereksinim, alk, yok
luk glleri ve cesurlar uyarr: korku, endie, dehet zayflar
ve sakatlar sarsalar. Yaama ilk giri, yeni domu bebee ve
zavall ana-babasna byk ac verir: yaamn her aamasnda
zayflk, erksizlik, umutsuzluk vardr: en sonunda da strap ve
korkuyla biter.

. Philo, doann ilgin desiselerinin de, dedi, her canl var
ln yaamn aclatrdna dikkatinizi ekerim. Gller za
yflara saldrr ve onlar srekli bir dehet ve endie iinde tu
tarlar. Zayflar da, kendi paylarna, ou kez gllere saldrr,
onlar hi rahat brakmadan tedirgin eder, canlarn skarlar.
Her hayvan vcudunun ya stnde yerleen ya da evresinde
uuup inelerini batran o saysz bcekler rkn bir dnn.
Bu bceklere de eziyet eden daha kkleri vardr. Bylelikle,
.
her bakmdan, nden ve arkadan, stten ve alttan, btn hay
vanlar, onlar hi durmadan perian etmeye ve ykmaya alan
dmanlarla sarlmlardr.
Demea yalnz insan, dedi, bir lde, bu kuraln dnda
kalyora benzemektedir. nk toplum iinde birlemesi saye
sinde, daha byk gleriyle, eviklikleriyle doal olarak insa
na saldrabilecek durumda olan aslanlar, kaplanlar ve aylar
kolayca egemenlii altna alabilir.
Philo, tam tersine, diye haykrd, doann evrensel ve eit
kurallarnn en belirgin olduklar balca yer burasdr. Evet,
insann birlemekle btn gerek dmanlarn aabilecei ve

204
btn hayvanlara egemen olabilecei dorudur: fakat insan
kendisine hemen dsel dmanlar karmyor mu, hayalinin
rn olan cinsel boinanl dehetlerle ona musallat olarak
yaamnn her hazzn mahvetmiyor mu? nsan yle sanr ki,
duyduu zevkler onlarn gznde birer sutur: yemesinden, i
mesinden, dinlenmesinden alnr ve kserler: uyumas ve rya
grmesi bile, kaygl korkular duymas iin ona yeni malzeme
salar: baka btn ktlklerden kap snaca lm bile,
ona ancak sonsuz ve saysz kederler getirir. Kurt da, rkek
koyun srlerini, boinanlarn zavall lmllerin endie dolu
yreklerini sktndan daha ok tedirgin etmez.
stelik, bir de unu dnn, Demea: sayesinde, doal
dmanlarmz olan o vahi hayvanlarn stesinden geldiimiz
bu toplumun kendisi karmza ne yeni dmanlar kartmyor
ki? Ne kederlere ve sefilliklere yol amyor ki? nsann en b
yk dman insandr. Bask, adaletsizlik, aalama, hakaret,
iddet, ayaklanma, sava, iftira, ihanet, hile: ite bunlarla, kar
lkl olarak biribirlerine ikence ederler: yle ki, ayrlmala
rndan daha byk ktlkler doaca korkusu olmasayd,
kurduklar o toplumu ok gemeden datrlard.
Demea, fakat bu bizi sktran hayvanlardan, insanlardan,
btn elerden gelme d tehditler korkutucu bir aclar kata
lou oluturmakla birlikte, dedi, btn bunlar kendi iimizde,
zihnimizin ve vcudumuzun uyumsuz halinden kan aclar
yannda bir hitir. Hastalklarn srp giden ikenceleri altnda
ne ok insan yatyor. Byk ozann ackl sralaym dinleyin:

Karn talar, i yaralar, barsak sanclar,


frite lgnlk, skc hzn,
Ay-arpmas, insan bitik dren gszleme,
Gitgide marazla ve oklarn gtren salgnlar,
iddetli rpnmalar, derin iniltiler: Umutsuzluk
Brakmaz yakalarn hastalarn, kouu dekten dee.
Ve stlerinde yengin lm,
Sallyor, mzran ama erteliyor saptamasn;

205
Beklenilen balca iyilik ve son umut diye
arlmasna karn, yeminlerle ou kez.*

Demea, zihnin karklklar, diye szne devam etti, daha


gizli olmakla birlikte, onlarn da insan ksknletirmek ve iini
karartmak bakmndan bunlardan geri kalr yeri yoktur. Pi
manlk, utan, keder, hiddet, hayal krkl, endie, korku,
melal, umutsuzluk: kim, bu ikencecilerin hain saldrlarna u
ramadan yaamn geirmi? Bunlardan daha iyi duygular ka
kii birazck olsun hissetmi? Herkesin ylesine nefret ettii
durmadan almak ve yoksulluk ekmek, byk ounluun
kesin yazgsdr; rahatlk ve zenginlik iinde yaayan ayrcalkl
o birka kii de hibir zaman tam doyuma ya da gerek mutlu
lua eriemezler. Yaamn btn iyilikleri biraraya gelseler ok
mutlu bir insan meydana get4:emezler: fakat btn ktlk
lerin biraraya gelmesi, gerekten bir zavall ortaya karr: ve
nerede var, bunlardan hangi biri (teker teker her birinden kim
kurtulmu olabilir ki), hatta daha dorusu, iyiliklerden bir teki
nin yokluu (hepsi kimde bulunabilir ki) yaam yaanmaya
deer olmaktan karmaya yeter.
Bu dnyaya anszn, bir yabanc dverseydi, ona bu
dnyann ktlklerinin bir rnei olarak hastalklarla dolu bir
hastane, sulular ve borlularla tklm tklm bir hapishane, ce
setler serpili bir sava alan, okyanusta dalgalarla bouan bir
filo, tiranlktan, ktlktan ya da salgnlardan eriyip gitmi bir
ulus gsterirdim. Ve yaamn neeli yann gstermek ve haz
lar hakknda bir fikir edinmesini salamak iin onu nereye g
trmem gerekirdi? Bir baloya, bir operaya, saraya m? Hakl
olarak, ona yalnzca ac ve zntlerin bir baka trn gster
diimi dnebilirdi.
Philo, bu arpc rneklerden syrlmann, dedi, zrler ne
srmekten baka bir yolu yoktur, bunlar ise sulamay ancak
daha da arlatrrlar. Sorarm size, niin btn insanlar, btn

Milton, Paradise Lost [Yitirilmi Cennet], XI.

206
alarda hi durup dinlenmeksizin yaamn aresizliklerinden
yaknmlardr? ... Biri, hibir hakl sebepleri yok, diyor, bu ya
knmalar onlarn yalnzca honutsuz olmaya, sylenip sokran
maya ve kayglanmaya yatknlklarndan ileri gelmektedir. ..
Ben de, aresizliin bylesine berbat bir huydan daha kesin bir
kayna olabilir mi ki? diye yantlyorum. Hasmm, fakat ger
ekten iddia ettikleri kadar mutsuzlarsa, diyor, niin yaam
larn srdryorlar?...
Yaamdan honutsuz, lmden korkarak.
Ben de diyorum ki, bizi tutan gizli zincir ite budur. Varo
luumuzu srdryorsak, zendirildiimiz iin deil, dehetli
korktuumuz iin.
Hasmm grnde srar ederek diyebilir ki, bu ancak in
celmi birka ruhun kapld ve btn insan rkna o yaknma
lar yayan Q.zmece bir duyarllktr. ... Bunun zerine, ben, pe
ki bu suladnz duyarllk nedir? diye sorarm. Yaamn
btn haz ve aclarn daha byk bir keskinlikle duymaktan
baka bir ey mi? Duyarl ve incelmi mizata bir kimse, dn
yann geri kalanna kar ok daha canl olmakla ancak ok da
ha mutsuz oluyorsa, genellikle insan yaam stne nasl bir
yargya varmamz gerekir?
Hasmmz, insanlar kaynap durmasnlar, o zaman rahat
ederler, diyecektir. nsanlar kendi aresizliklerini bile bile ken
dileri hazrlar. Ben, hayr! diye ona kar karm, durgunluk
larn kaygl bir mecalsizlik izler; etkinlik ve tutkularn ise
hayal krkl, ksknlk ve dert.
Cleanthes, sylediinize benzer bireyleri bakalarnda
gzlemleyebiliyorum, diye karlk verdi: ama itiraf . ederim ki,
kendimde bundan pek az bir ey buluyorum ya da hi bulam
yorum ve bunun sizin izdiiniz kadar genel olmadn umu
yorum.
Demea, eer siz kendinizde insan aresizliini hissetmiyor
sanz, diye haykrd, bu denli mutlu bir zgllnz olduu
iin sizi kutlarm. Grnte en byk bolluk iinde yaayan
bakalar, yaknmalarn en hzn verici biimlerde dile getir-

207
mekten utan duymamlardr. Byk bahtl imparator V.
Karl'a bakn: insan grkeminden usannca, btn o geni lke
lerini oluna brakmt. Bu anlmaya deer olay dolaysyla
verdii son sylevde, herkesin iinde, yle demiti: bandan
beri ulatm en byk zenginlikler, hep yle aksiliklerle karmtr
ki, yaammda l1ibir zaman bir doyum ya da honutluk bulmadm
sylesem yeridir. Fakat dnyadan elini eteini ekerek snd
yalnzlk, ona daha byk bir mutluluk salam myd? Olu
nun dediklerine inanmak gerekirse, pimanl ekildiinin
daha ilk gnnden balamtr.
Cicero en alt katlardan en byk parlaklk ve ne yk
selmiti; ama bir de bakn, yaknlarna yazd mektuplarnda
olsun, felsefe syleilerinde olsun, yaamn ktlklerinden ne
ackl yaknmalar vardr? Ve kendi deneylerine uygun olarak
Cato'ya, byk bahtl Cato'ya y:llk anda, [CiceroJ kendisi
ne yeni bir yaam sunulsayd bu armaan geri evireceini
syletir.
Kendinize sorun, herhangi bir tandnza sorun, yaamla
rnn son on ya da yirmi yln yeniden yaamak isterler miydi?
Hayr! ama bundan sonraki yirmi yl daha iyi olacak, diyecek
lerdir:

Yaamn posasndan umarak elde etmeyi


lk canl civelek kouun veremediini.*

Bylece, sonunda gele gele (insan aresizlii yle byktr


ki, elikileri bile uzlatrr) yaamn hem ksalndan hem de
boluk ve zclnden yaknmakta olduklarn grrler.
Philo, peki ya Cleanthes, dedi, btn bu dncelerden ve
daha nerilebilecek sonsuz benzerlerinden sonra, sizin hala ant
ropomorfismde diretmeniz ve Tanrsal Varln manevi sfatla
rnn, adaletinin, iyicilliinin, merhametinin, drstlnn,
,
insan yaratklarndaki bu erdemlerle ayn doal yapda oldu-

Dryden, Arungzebe [Evrenkzib] Perde IV., sahne 1 .

208
unu ileri srmeniz mmkn m? Erkinin sonsuzluunu kabul
ediyoruz: o ne isterse olur: fakat ne insan mutlu, ne de baka bir
hayvan: yleyse, onlarn mutluluklarn istemiyor. Bilgelii son
suzdur: herhangi bir amaca varacak arac semekte hi yanl
maz: fakat doann ak insanlarn ya da hayvanlarn mutlulu
una ynelmemekte; yleyse, doa bu amala kurulmam.
nsan bilgisinin tm kapsam iinde bunlardan daha kesin ve
daha sarslmaz hibir karm yoktur. yleyse, onun iyicillii
ve yarlgaycl hangi bakmdan insanlarn iyicilliine ve yar
lgayclna benziyor?
Epikouros'un eski sorular hala yantlanmamtr.
Ktl nlemek istiyor da, gc m yetmiyor? O halde
erksizdir. Gc yetiyor da, istemiyor mu? O halde ktcldr.
Hem gc yetiyor, hem can istiyor mu? O halde ktlk nere
den geliyor?
Cleanthes, siz (bence de hakl olarak) doaya bir maksat ve
niyet yaktryorsunuz. Fakat sorarm size, btn hayvanlarda
serimledigi o ilgin yap ve mekanizmann amac nedir? Yal
nzca bireylerin korunmas ve trlerin yaylmas. Evrende salt
byle bir takmn varolmas, onun maksad iin yeterli gr
nyor - bu takm oluturan yelerin mutluluuna aldr etmi
yor. Bu amac gerekletirecek bir yol, yalnzca haz ya da ko
laylk salayacak bir mekanizma, salt bir sevin ve honutluk
kayna, yan sra bir yoksunluk ya da zorunluluun gelmedii
bir tat alma yok. En azndan, bu nitelikteki birka olguyu daha
da byk nem tayan kart olgular fazlasyla detiyor.
Bizim mzik, uyum, hatta her eidinden gzellik duygu
muz, trn korunmas ve yaylmas iin mutlak bir zorunluluk
tamad halde, doyum veriyor. Fakat te yandan, hayvansal
mekanizmadaki aksaklk ister kk olsun, ister onulmaz, nk
risten ve kumdan, yarm ba arlarndan, di arlarndan, ro
matizmadan ne kvrandrc aclar ekiyoruz? Nee, glme,
oyun, hoplamak bundan te eilimleri olmayan, laf olsun diye
eriilmi doyumlar gibi grnr: Melal, hzn, honutsuzluk,
boinan ise ayn nitelikte aclardr. yleyse, siz antropomor-

209
fistlerin dnd anlamda tanrsal iyicillik kendisini nasl
gsteriyor? Bize yaktrdnz adla syleyelim - biz mistikler
den bakas, bu garip olgular karmn, sonsuz yetkin, ama
kavranlmaz niteliklerden ekip kartarak aklayamaz.
Cleanthes glmseyerek, demek ki Philo, dedi, en sonunda
niyetlerinizi aa vurdunuz. Demea'yla uzun sren anlama
nz zaten beni biraz artmt, fakat btn o sre boyunca
bana kar gizli bir batarya kurduunuzu anladm. tiraf etmeli
yim ki, imdi o soylu kartlk ve atma ruhunuza layk bir
konu stndesiniz. u noktay belgitleyebilir ve insanln mut
suz ya da bozulmu olduunu kantlarsanz, dinin tmnn
hemen sonu gelir. nk Tanrsal Varln manevi nitelikleri
daha phe ve belirsizlikler iindeyken, ne demeye doal nite
liklerini kantlamaya almal?
Demea, en masum ve dindar ve sofu kiiler arasnda bile
genel olarak hogryle karlanan grlerden, dedi, siz he
mencecik alnp ksyorsunuz: insann ktlne ve are
sizliine ilikin byle bir konunun, dpedz tanrtanmazlk ve
dinsizlik sulamasyla karlanmas kadar artc bir ey ola
maz. Byle verimli bir konda gzel konuma yeteneklerini
kullanan btn sofu tanr adamlar ve vaizler, bunun tayabi
lecei herhangi bir gle kolaylkla zm getirmemiler mi
dir? Evrene oranla bu yaam bir andan ibarettir. imdiki kt
olgular, onun iin, baka yerlerde ve varoluun gelecek bir d
neminde dzeltilecektir. O zaman insanlarn, daha geni bir
grnme alacak gzleri de, genel yasalarn btn ilintilerini
grecek ve Tanrsal Varln iyicillik ve drstln, yce tak
dirinin btn kmazlar ve apraklklar iinden hayranlkla
izleyeceklerdir.
Cleanthes, hayr! Gzle grnr ve su gtrmez olgulara
aykr olan bu keyfi varsaymlar asla kabul edemeyiz, dedi.
Herhangi bir neden, bilinen etkilerinden baka neyle bilinebilir?
Herhangi bir varsaym ortada grnen olgulardan baka neyle
kantlanabilir? Bir varsaym bir baka varsayma dayatmak,
tmyle havada bir yap kurmaktr; bu gibi yaktrma ve ha-

o
yallerle yapabileceimiz ey, olsa olsa grmzn salt ola
nan belitlemek olur, fakat byle koullar altnda asla onun
gerekliini kantlayamayz.
Tanrsal iyicillii kantlamann tek yntemi (ki ben bunu
seve seve kabul ederim) insann aresizliini ve ktln
mutlak olarak yadsmaktr. Sizin izdiiniz tablolar abartmal,
hznl grleriniz oucas hayali, karlarnz olguya ve
deneye aykr. Salk hastalktan, haz acdan, mutluluk are
sizlikten daha olaandr. Uradmz bir zarara karlk, hesap
lanrsa, ulatmz yz tane zevk vardr.
Philo buna yle cevap verdi: savunduunuz, henz son
derece pheli olan konum [tez] kabul edilse de, ayn zamanda
urasn teslim etmelisiniz ki, ac hazdan daha a'.z sk olsa bile,
sonsuz kere daha iddetli ve sreklidir. Bir saatlik ac, oucas,
bizim olaan yavan zevk alrnalarmzn bir gnne, bir haf
tasa, bir ayna fazlasyla bedel olabilir. Ya birkayla, ne ok
gnler, haftalar, aylar en keskin acl ikenceler altnda geer?
Haz, pek ender bir durumda coku ve vecde eriir; en yksek
noktasnda bir sre devam edebildii hibir durumsa yoktur.
Heves kaar, sinirler gever, dokunun dzeni bozulur; zevk
alma abucak yorgunluk ve tedirginlie dnr. Fakat ac sk
sk, hem ne kadar sk Tanrm, strap ve ikence dzeyine yk
selir ve ne denli uzun srerse o denli daha da gerek strap ve
ikence olur. Sabr tkenir, cesaret gever, hzn stmze
ker: aresizliimizi sona erdirmek iin nedeninin ortadan kal
drlmasndan baka hibir are yoktur; ya da her trl kt
ln tek saltma yolu olan, ama bizim doal budalalmz
dan tr daha da byk bir dehet ve hayretle baktmz
teki bir olaydan.
Philo, son derece apak, kesin ve nemli olmakla birlikte,
diye szne devam etti; bu konularn stnde srar etmeyerek,
sizi uyarmak istiyorum: bu atmay en tehlikeli bir soruna ge
tirip dayadnz ve farknda olmadan, doal ve vahiyle-aklan
m dinbilimin z ilkelerine tam bir skeptiklik sokuyorsunuz.
Ne diyorsunuz ! Demek, biz, insan yaamnn mutluluunu ka-

211
bul etmedike ve imdiki btn aclarmzla, sakatlklarmzla,
k<;trlatmz tersliklerle ve lgnlklarmzla bu dnyada bile
srekli bir varoluun yelenir ve istenir olduunu savunma
dka, din iin hakl bir temel saptamann yolu yok ha! Fakat
bu herkesin duygusuna ve deneyine aykrdr: hibir eyin bo
zamayaca kadar salamlkla kantlanm bir yetkeye aykr
dr, bu yetkeye kar hibir kesin kant gsterilemez; ne de si
zin, btn insanlarn ve btn hayvanlarn yaamlarndaki b
tn aclar ve btn hazlar hesaplamanz, oranlamanz ve kar
latrmanz olana vardr: bylelikle, btn din sistemini,
kendi doal yaps gereince ebediyen belirsiz kalmak zorunda
olan bir noktaya dayandrmakla, o sistemin de bir o kadar belir
siz olduunu, st rtl bir biimde' itiraf etmi oluyorsunuz.
Fakat, asla inanlmayacak, en azndan sizin ta atlasa kantla
yamayacanz bir eyi, yani bu yaamda canllarn, hi deilse
insanlarn mutluluunun aresizliklerini atn kabul etsek
bile, yine de hibir ey baarm olmuyorsunuz: nk, bu hi
de, bizim sonsuz erk, sonsuz bilgelik ve sonsuz iyilikten bekle
diimiz ey deildir. Dnyada aresizlik (hi olmamas gerekir
ken) neden var? Besbelli, rastlantdan tr deil. yleyse, bir
nedenden, Tanrsal Varln niyetinden mi tr? Oysa, o ke
sinlikle iyicildir. Niyetine aykr olarak m var? Oysa o tm
erklidir [kadir-i mutlaktr] . Bylesine ksa, bylesine ak, by
lesine kesin olan bu aklyrtmenin salamln hibirey sar
samaz: ancak, bu konularn her trl insan kavrayn atn
ve bizim olaan doruluk-yanllk llerimizin bunlara uygu
lanamayacan syleyebiliriz - ben, en bandan beri bu konu
stnde srarla durdum, ama siz hep kmseme ve aala
mayla dudak bktnz.
Fakat, iinde kaldm srece, beni hi zorlamayacanza
inandm bu siperden de gerilemeye raz oluyorum: nsann
ac ekmesinin, aresiz kalmasnn -bu niteliklere sizin verdii
niz anlamla bile- Tanrsal Varln sonsuz g ve iyiliiyle ba
dar olduunu kabul edeceim: ama benim btn bu dn
lerimden, siz ne kazanm olursunuz? Yalnzca bir badaa-

212
bilirlik olana yeterli deildir ki. Bu salt, katksz, denetlene
mez nitelikleri, nmzdeki kark ve karmak olgulara ve
yalnzca bunlara dayanarak kamtlamanz gerekiyor. Umut verici
bir giriim, dorusu! Olgular ylesine salt ve katksz olsalard
bile, snrl olduklar iin, bu amac gerekletirmeye yetmezler
di. stelik, ylesine karmakark ve uyumsuz da olunca, yet
mezlikleri ne kadar daha ok artacak?
Burada Cleanthes, kantlamamda kendimi rahat hissediyo
rum. Burada zafere ulayorum. Daha nce, zeka ve tasar gibi
doal nitelikleri tartrken, elinizden kurtulabilmek iin btn
skeptik ve metafizik incelik yeteneklerimi kullanmam gereki
yordu. Evrenin ve blmlerinin birok grnmlerinde, zel
likle bu ikincilerde, sonul nedenlerin gzellii ve uygunluu
bizi ylesine kar konmaz bir gle arpar ki, btn kar
kmalar (gerekten byle olduklarna inandm zere) yal
nzca anlamsz itirazlar ve safsatalar olarak grnr; o zaman,
nasl olup da bunlara bir arlk tanyabildiimizi anlayamayz
bile. Fakat insan yaam ya da insann durumu konusunda, en
byk bir zorlamaya bavurmadan, sonsuz gcn ve sonsuz
bilgeliin yam sra giden manevi nitelikleri karsayabilece
imiz ya da o sonsuz iyicillii renebileceimiz herhangi bir
gr yoktur; onlar ancak inancn gzleriyle kefetmemiz gere
kir. te imdi, dostum, kree aslma ve felsefi inceliklerinizi,
yaln akl ve deneyin buyruklar karsnda savunma sras
sizin.

ON BRNC AYRIM

Cleanthes, btn dinbilim yazarlarnda karlatmz son


suz szcnn sk tekrarlannn bana felsefeden ok, ar
vg tad verdiini ve daha kesin ve daha lml deyilerle ye
tinseydik, din alannda bile herhangi bir aklyrtme iin daha
yararl olurdu diye dndm itiraf etmekten ekinmeye
ceim, dedi, hayranlk verici, en stiin, pekok biiyiik, bilge ve kut-

213
sal szckleri insanlarn imgelemlerini yeterince dolduruyor;
onun tesinde herhangi bir ey, samalklara yol amaktan ba
ka heyecan ve duygularnzda hibir etki de yaratmyor. Do
laysyla, Demea, incelediimiz bu konuda, sizin de niyetli g
rndnz gibi, her trl insana-benzetmeyi bir yana bra
krsak, korkarm her trl dini bir yana brakm oluruz ve eli
mizde, tapnmamzn byk ereine ilikin herhangi bir tuta
mak kalmaz. nsana-benzetmeden vazgeersek, evren iinde
sonsuz niteliklerle herhangi bir oranda ktl badatr
mann ebediyen olanaksz bulunduunu grmek zorundayz;
bu ktlk karmndan sonsuz nitelikleri kantlamak ise, daha
da olanakszdr. Fkat Doann yaratcsn, insanl kat kat
amakla birlikte, ancak snrl oliide yetkin varsayarak, o
zaman doal ve manevi ktln doyurucu bir aklamas ve
rilebilir ve her ters olgu aklanp uyarlanabilir. O zaman, daha
byk bir ktlkten saknmak iin daha kk bir ktlk
seilebilir; istenilen bir amaca varmak iin ufak tefek rahat
szlklara katlanlabilir: ve ksacas, bilgelikle dzenlenen ve zo
runlulukla snrlanan iyicillik pekala tpk imdiki gibi bir dn
ya yaratabilir. Siz, hemen grler, dnceler ve benzetmeler
ortaya atmakta ylesine eliniz abuk olan Philo, sizin bu yeni
kuram stne kannz kesintisiz olarak uzun uzadya dinlemek
isterdim; eer dikkatimize layksa, sonradan bunu daha geni
bir zamanda biime sokabiliriz.
Philo, duygularm gizlenmeye demez, diye karlk verdi,
onun iin, bu konuya ilikin olarak aklma gelenleri sse pse
bavurmadan dpedz syleyeceim. Sanrm, unu kabul et
mek gerekir ki, evreni kesinlikle hi bilmediini varsayacamz
ok snrl bir zekaya, bu evrenin, ne denli sonsuz olursa olsun,
ok iyi, bilge ve gl bir varln rn olduu sylenseydi,
kendi yaktrmalaryla, o, nceden evren hakknda, bizim deney
le ulatmzdan ok farkl bir fikir olutururdu ve yalnzca ne
denin kendisine bildirilen bu niteliklerinden, etkinin bu ya
amda grld gibi, bylesine ktlkler, yoksulluklar ve
dzensizliklerle dolu olabileceini asla dnemezdi. imdi

214
tutalm ki, bu kimse yine onun yle yce ve iyicil bir varln
elinden ktna inandrlarak dnyaya getirildi; belki urad
hayal krklna aard; ama ok salam bir kantlamaya da
yanyorsa, ilk inancndan hi dnmezdi; nk byle snrl bir
zeka kendi krlnn ve bilgisizliinin farknda olmak gere
kir ve bu olgularn onun kavrayn her zaman aacak birok
zmleri olabileceini de dnrd. Fakat tutalm ki, bu ya
ratk iyicil ve gl, stn bir zekaya nceden inandrlm ol
masn (gerekte insan iin durum byledir) ve eylerin grn
nden bu gibi bir inanca varmas iin braklm olsun: bu du
rumda i tmyle deiir ve o kimse, yle bir sonuca varmak
iin herhangi bir sebep bulamaz. Anlaynn snrlarnn dar
lna tastamam inanyor olabilir, fakat bu inan, stn g
lerin iyiliine ilikin bir karm yapmas iin ona yarm et
mez; nk bu karm bilmediklerinden deil, bildiklerinden
yapmas gerekmektedir. Zayflk ve bilisizliini ne denli abar
trsanz, kendine gvensizliini o denli arttrm ve bu gibi ko
nularn yetilerinin tesinde olduu yolundaki kukusunu o l
de oaltm olursunuz. Onun iin, bu kimseyle yalnzca bili
nen olgulardan hareket ederek konumak ve her keyfi var
saym ya da sandan caymak zorunda kalrsnz.
Ben size yle bir ev ya da saray gstersem ki, rahat yahut
ho hibir dairesi olmasa, pencereler, kaplar, ocaklar, geitler,
merdivenler ve yapnn btn ekonomisi grlt, kargaa, yor
gunluk, karanlk, ar scaklk ve soukluk kayna olsa, daha
ileri bir incelemeye gerek duymadan, herhalde yapln su
lardmz. Mimarn size inceliini gstermeye ve u kap ya d;
bu pencere deitirilseydi, daha byk ktlkler doacan.
kantlamaya almas bouna olurdu. Kald ki, onun syle
dikleri kesinlikle doru olabilir: yapnn teki blmleri ylece
kaldka, bir tek yerin deitirilmesi, rahatszlklar ancak art
trabilir. Fakat siz genel olarak yine de unu sylerdiniz ki,
mimar becerikli, niyetleri de iyi olsayd, bu rahatszlklarn hep
sini ya da ounu ortadan kaldracak bir biimde btnn bir
plann izebilir ve blmleri biribirleriyle uyuturabilirdi. By-

215
le bir plann nasl olacan onun bilmeyii, hatta sizin de bilme
yiin iz, sizi hibir zaman bu gibi bir plann olanakszlna
inandramaz. Yapda birok uygunsuzluklar ve biim bozuk-
1 u klan bulursanz, herhangi bir ayrntya girmeden, her ne olur
sa olsun mimar sularsnz.
'zetle, soruyu yineliyorum; genel olarak bakldkta ve bu
yaamda bize grnd haliyle dnya, bir insann ya da onun
gibi snrl bir varln, ok gl, bilge ve iyicil bir Tanrsal
Varlktan beklentisine aykr mdr? Deildir demek, garip bir
nyarg olurdu. Bundan u sonuca varyorum ki, dnya belli
birtakm varsaymlar ve yaktrmalar doru kabul edilerek,
byle bir Tanrsal Varlk fikriyle ne denli tutarl olabilirse de,
bize hibir zaman onun varoluuna ilikin bir karsama yapma
olana veremez. Tutarllk mutlak olarak yadsnmamaktadr,
yalnzca karm yadsnyor. zellikle, sonsuzluk Tanrsal var
ln sfatlarnn dnda braklnca, tahminler belki bir tutar- .
ll kantlamaya yetebilir, ama asla herhangi bir karsama iin
temel olamaz.
Duygulu yaratklar tedirgin eden ktlklerin hepsinin ya
da en byk blmlerinin dayand drt koul var gibidir,
btn bu koullar pekala zorunlu ve kanlmaz olabilir. Bir ev
renin ekonomisi asndan, olaan yaamn kendisi stne yle
az ey biliyoruz ki, ne denli lgnca olursa olsun doru olmaya
bilecek ya da ne denli kolaylkla inanlr grnrse grnsn
yanl olmayabilecek hibir tahmin yoktur. Bu derin bilgisizlik
ve karanlk iinde insan anlayna den, skep!ik, en azndan
sakngan olmak, her ne olursa olsun hibir varsaym -hele bir
olaslk grntsyle de desteklenmeyen bir varsaym- kabul
l'tmemektir. imdi, ben ktln btn nedenleri ve dayan
d koullar hakknda unu iddia ediyorum. Bunlarn hibiri,
i s a n aklna, en kk bir lde, zorunlu ya da kanlmaz g
r i nnez; d gcmz bsbtn babo bir biimde ilet
l 'd i k:c de, byle olduklarn dnemeyiz.
Kiitle yol aan birincil koul, btn yaratklar gerek
'' l.r gerek hazlarla eyfomEd(ikitaILVe iiJlii-kora

' l
gibi byk bir abada uyank tutan hayvan yarad l o d C
zen y a da ekonomisi_gLr. Oyscl, eitli dereceleriyle y< l / l . t fi l lHl
haz, insann anlama yetisine bu maksat iin yeterli g i i r i i i iyor.
Btn hayvanlar srekli olarak bir haz duyma durunud. ola
bilirler; fakat doann susama, ackma, yorulma gibi zor l
luklarndan herhangi birinin drtmesi zerine ac ekme Yl'ri w
/ hazzn bir azaln hissederek yaamlarm srdrmeleri i .: i
zorunlu olan o nesneyi aramaya itilebilirler. nsanlar acd an
katklar kadar hevesle hazza koarlar; en azndan, yle yara
tlm olabilirlerdi. Onun iin, yaam ilerini herhangi bir ac ol
madan yrtmek pekala olanakl grnyor. yleyse herhangi
' bit hayvan niin bu duyguya ak olacak hale getirilmitir?
Eer hayvanlar ondan bir saatliine kurtulabilirlerse, srekli bir
baklk iinde de yaayabilirler; oysa, grme, iitme ya da
duyulardan herhangi birini vermek iin olduu gibi, bu duygu
yu ortaya koyabilmek de organlarnn belirli bir biimde dzen
lenmesini gerektirmitir. Herhangi bir akla yakn grn
olmad halde, byle bir dzenlemenin zorunlu bulunduunu
mu tahmin edeceiz? Ve dncelerimizi en kesin gerein s
tne kurar gibi, bu tahminin stne mi kuracaz?
Fakat, ikincil koul olmasayd, ac ekme )'etenei bir ba- ./
ma acy yaratamazd; bu ikinci koul, dpyann genel yasalar- /
__

- -
la ynetilmesidir ve bu da, ok yetkin bir varlk ii;_ fu ae zo-
"
runlu aegil<lir. Eet dorudur: eer her ey tek tek istemelerle
ynetilseydi, doann ak hi durmadan kesintiye urar ve hi
-
kim; yaamln1 )'"nebnekte akln kullanamazd. Fakat acab;,
tek tek b aka birtakm istemeler bu uygunsuzluu giderencz
ler miydi? Ksacas, Tanrsal varlk btn ktlkleri, her nere
de bulunsalar, yok edemez miydi ve nedenlerin ve etkilerin
herhangi bir hazrl ya da uzun uzadya ilerlemesi olmad;n
btn iyilikleri yaratamaz myd?
stelik, urasn da gzden karmamalyz ki, dny a
imdiki ekonomisine gre, doann aknn kesinlikle dzl'nli
olduu varsaylmakla birlikte, bize hi de yle gelmiyor: birok
olaylar belirsizdir, biroklar beklentilerimizi boa karmakta-

217
dr. Salk ve hastalk, dinginlik ve frtna, nedenleri bilinmeyen
ve deiken olan daha sonsuz sayda baka ilinekler, gerek tek
tek kiilerin yazglar, gerekse genel toplumlarn genlikleri s
tnde byk bir etki yaparlar; hatta btn insan yaam, bir
bakma bu gibi ilineklere dayanr. Onun iin, evrenin gizli zem
bereklerini bilen bir varlk, kendini herhangi bir ilemle aa
v urmada tek tek istemlerle btn bu ilinekleri kolayca insan
ln yararna evirebilir, btn- dnyay mutlu klabilirdi.
Amac topluma yararl olan bir il f 6 her zaman gzel bir rzgar
bulabilirdi; iyi hkmdarlar salkl ve uzun mrl olabilir,
erk ve yetke yerlerine gemek iin domu kiiler iyi huylar ve
erdemli yatknlklarla donatlabilirlerdi. Dzenli olarak ve bil
gece ynetilen bunlar gibi birka olay, dnyann yzn dei
tirirdi; hem de, nedenlerin gizli, deiken ve bileik olduu
eylerin imdiki ekonomisinin yaptndan daha ok doann
akn bozuyor ya da insan davrann artyor gibi de hi
grnmezdi. Bebekliinde Caligula'nn beynine yaplacak bir
ka dokunm a, onu bir Trajanus'a evirebilirdi; tekilerden biraz
daha yksek bir dalga Caesar' ve servetini okyanusun dibine
gmerek, insanln nemli bir blmn yeniden zgrle

kavuturabilirdi. Bilebildiimiz lde, Trn _!kdir bu
yolda ie karmamas iin iyi selepler olabilir; fakat bu sebep
leri biz bilmiyoruz: bu gibi sebeplerin yalnzca varolduklar
varsaym, tanrsal niteliklere ilikin karlan sonucu kurtarmak
iin yeterli olabilir, ama besbelli ki o sonucu kabul ettirmek iin
yeterli olamaz.
Evrende her ey genel yasalarla ynetildiine ve hayvanlar
ac ekmeye yatkn klnm olduuna gre, maddenin eitli
sarsntlarndan ve genel yasalarn eitli biimlerde akma ve
arpmalarndan birtakm ktlklerin kmamas pek olanakl
d ";ildir. Fakat nermek istediim nc koul olmasayd, bu
kii l l k ok ender grlrd. Szn ettiipl nc koul, te
k r ll'ker her varla btn g ve yetilerin kt kanaat datl-
1 1 1 1 ol masdr. Btn hayvanlarn organlar ve yetenekleri yle
i y i uyarlanm ve korunmalarna yle iyi uygun klnmtr ki,

2JH
tarihin ya da gelenein eriebildii lde, imdiye dein ev
rende soyu tkenmi tek bir tr bile bulunmamaktadr. Her
hayvann kendisine gereken donanm vardr, fakat bu dona
nmlar ylesine titiz bir ekonomiyle verilmitir ki, bunlarda her
hangi bir nemlice azal o yaratn mutlaka tmyle yok ol
masna yol aar. Erklerden biri artnca, tekilerde onunla oran
tl bir ksnt olur. Hzlaryla sivrilen hayvanlar, gleri bak
mndan genellikle zayftr. Her ikisine de sahip olanlarn, ya
b az duyumlar kusurludur ya da bunlar en iddetli yokluklar
iinde kvranrlar. Balca stnl akl ve kavrayllk olan
insan tr, btn teki soylar arasnda en muhta ve beden
stnlkleri bakmndan en eksikli olandr: kendi beceri ve
alkanlklaryla saladklarnn dnda ne giysileri, ne silah
lar, ne yiyecekleri, ne barnaklar, ne de herhangi bir yaam ko
laylklar vardr. Ksacas, doa, yaratklarnn gereksinmeleri
konusunda kesin bir hesap yapm gibi grnmektedir; ve sert
bir efendi gibi, onlara bu gereksinmelerini karlamaya kt ktna
yetecek kadarndan fazla bir g ya da donanm pek verme
mitir. Oysa, hogrl bir ana ya da baba, kt rastlantlara kar
korumak ve koullarn en bahtsz bir biimde stste gelmeleri
halinde bile, yavrusunun mutluluk ve genliini salamak iin,
bunlar bol bol verirdi. Yaamn btn yollar, doru izgiden
yanllk ya da zorunlulukla en kk bir ayrlmann bizi a
resizlie ve ykma gtrecei tarzda uurumlarla evrilmi ol
mazd. Mutluluu gvencelenek iin bir yedek, bir depo ay
_
rlr, erkler ve gereksinmeler bylesine kat bir ekonomiyle
ayarlannazd. Doann Yaratcs dnlemeyecek kadar erk
lidir: gcnn, eer bsbtn tkenmez deilse bile ok byk
olduu varsaylmaktadr: bizim yarglayabildiimiz kadaryla,
onun yaratklaryla ilikilerinde bu kat tutumlulua uymasn
gerektiren herhangi bir sebep de yoktur. Erki son derece snrl
idiyse, daha az hayvan yaratp mutluluklarn ve benliklerini
korumalar iin bunlar daha ok yetilerle donatmas daha iyi
olurdu. Bir yapmc, elindeki malzemeyle tamamlayamayaca
bir plana giriirse, o adama hibir zaman ngrl denmez.

219
nsan yaamnn ou ktlklerini saaltmak iin, insa .
kartaln kanatlar:a, erkek-geyiin [honann] hzna, kzn
gcne, aslann penelerine, timsahn ya da gergedann sert de
risine sahip olmalyd, demiyorum; bir melein ya da perinin
kavraylln da istediim yok. Daha byk bir alma yn
semesi, daha canl bir zihin etkinlii, daha srekli bir i yapna
ve uygulama eilimi olsun, yeter. Btn insan tr, birok bi
reylerin alkanlk ve dnce ile ulaabildikleri eit bir al
kanla doal olarak sahip bulunsun - ktln hi mi hi ka
tmayaca en yararl sonular, balanan bu niteliin dolay
sz ve zorunlu rnleri olarak ortaya kacaktr. nsan yaart'n
daki btn dotjjf-E_g_ibi : he bn manevi kt-
.
_ -
_ --------

lkler de, tembellikten kaynak alJr; bizin,,_h:l.Un_ijereve-


sinin zgn kuruluunda bu ktlk ya da. ;;::y-fl .Qa_k
.

olsayd, bunu hemen topran yetkin bir biimde ilenmesi, za


naatlarn ve imalatn dzelmesi, her grev ve devin eksiksiz
olarak yerine getirilmesi izlerdi ve insanlar, en iyi dzenlenmi
devletlerin yetkinlikten ylesine uzak olarak eriebildikleri o
toplum durumuna tmyle hemen varabilirlerdi. Fakat al
kanlk, bir erktir, hem de erklerin en deerlilerinden biridir;
yle olduu iin de, doa, her zamanki ilkeleri uyarnca, insan
lara bunu ok kt kanaat vermeye kararl grnmektedir; s
telik baardklarn dllendirmekten ok, ondaki eksiklikleri
gayet ar bir cezaya arptrr gibidir. Doa,_ m y_apsm
j,
ye at!!ltr en iddetli gersinneden baka hibir ey
- onu almaya zorlayamaz ve doa, insann btn teki eksik
liklerini, alkanlk eksikliini hi deilse bir lde denkle
tirmek ve onu doal olarak yoksun brakmay uygun grd
bir yetiden bir parayla donatmak iin kullanr. Burada, istekle
rimiz ok alakgnll ve dolaysyla daha da akla yakn olabi
lir. stn bir sezi ve yarg gc, daha ince bir gzellik an
lay, iyicilik ve dostluk konusunda daha yksek bir duyarlk
isteseydik, bize, doa dzenini [Tanrya kar] haddini bilmez
likle bozmaya kalktmz, kendimizi daha yksek bir varlk
dzeyine karmak istediimiz ve arzuladmz armaanlarn,

220
durumumuza ve koullarmza uygun olmadklar iin, bize
ancak zarar verecei sylenebilir. Fakat, iindeki hemen her
varln ve enin ya bizim dmanmz olduu ya bize yardm
' etmeye yanamad, kendi mizacmzla da mcadele etmemi
zin gerektii ve bu oalan ktlklere kar bizi koruyabilecek
yegane yetiden yoksun bulunduumuz, bylesine yokluklar ve
ihtiyalarla dolu bir dnyada yaamak zordur, evet yineleye
ceim, zordur.
Evrendeki aresizlik ve ktln kaynak ald drdnc
kUl, byk doa makinesinin btn zemberek ve ilkelerinde
kendini gsteren zensiz iiliktir. Evrende bir maksada hizmet
- -
etmiyor gibi grnen ve ot ad-; kaldrlmasyla btnde gzle
grnr bir bozukluk ve dzensizlik yaratmayacak pek az
para olduu kabul edilmelidir. Paralarn hepsi biribiriyle ili
kilidir ve geri kalanlarn az ya da ok etkilemeden, birine do
kunulamaz. Fakat, ayn zamanda, uraya da dikkat edilmelidir
ki, bu para ya da ilkelerin hibiri ne denli yararl olursa olsun,
yalnzca yararlrlklarnn geerli olduu snrlarda kalacak bi
imde zenle ayarlanm deildir; hepsi de her frsatta u ya da
bu arla kaymaya eilimlidir. Sanki, bu byk yaradla
yapcs son eli vurmamtr, her paras bylesine az perdah
lanm, onu oluturan her adm ylesine kabaca atlmtr. r
nein, su buharlarn krenin yzeyinin her yanna tamak ve
insanlara denizcilikte yardm etmek iin rzgarlar gereklidir:
fakat bunlar ne de sk frtna, tayfun olup zararl hale gelirler?
Yamurlar yeryznn btn bitkilerini ve hayvanlarn besle
mek iin gereklidir: fakat nasl da sk yetersiz, nasl da sk ar
olurlar? Btn yaam ve bitmeler iin scaklk gereklidir, fakat
her zaman uygun oranda bulunmaz. Hayvanlarn sal ve
iyilii, vcudun suyuklarnn ve svlarnn karmna ve sal
glanmasn_a_ b ald!.:. fakat paralar uygun ilevlerini dzenli
olarak yerine getirmezler. Zihnin btn tutkularndan, ihtiras
tan, benbenlik davasndan, sevgiden, fkeden daha faydal ne
vardr? Fakat bunlar ne de sk snrlarn aar ve toplumda ne
byk kaynamalara yol aarlar? Evrende, arlklar ya da

221
ktlklaryla sk sk zararl olan eyler kadar yararl hibir ey
yoktur; doa da, her trl dzensizlik ya da kargaala kar,
gerekli zenle kendini koruyamamtr. Bu dzensizlikler, belki
hibir zaman herhangi bir tr yok edecek kadar byk olma
maktadr, ama ou kez bireyleri ykma ve aresizlie srk
lemeye yetmektedir.
O halde, doal ktln hepsi ya da byk blm bu
drt koulun biraraya gelmesine dayanyor. Btn canl yara
tklar a duyamaz olsalard ya da dnya belirli istemelerle
ynetilseydi, ktlk hibir zaman evrene giremezdi: hayvan
larn, kesin zorunluluun gerektirdiinden te, ok sayda erk
leri ve yetileri olsayd ya da evrenin eitli zemberek ve ilkeleri
her zaman doru bir miza ve ortam koruyacak biimde zen
le erevel'ttrseydi, imdi hissettiimize oranla ok daha az k
tlk bulunurdu. yleyse, bu durumda ne syleyeceiz? Bu
koullar zorunlu deillerdir, evrenin kuruluunda kolaylkla
deitirilebilirdi mi diyeceiz? Bu karar, bylesine kr ve bilisiz
olan yaratklar iin fazla fodulca grnyor. Yarglarmzda da
ha alakgnll olalm. Teslim edelim ki, Tanrsal varln iyi
lii (insannki gibi bir iyilik demek istiyorum) kabul edilebilir a
priori sebeplerle kantlanabilseydi, bu olgular ne denli aykr
olurlarsa olsunlar, o ilkeyi rtmeye yetemez; buna karlk,
kolaylkla, bilinmeyen bir biimde, onunla badatrlabilir
lerdi. Fakat yine belirtelim ki, bu iyilik nceden kantlanm
olmadna ve olgulardan karsanmak gerektiine gre, evren
de bunca ktlk varken ve -insan anlaynn byle bir konu
da yargya varabilecei kadaryla- bu ktlklerin ylesine ko
layca aresi bulunabilecekken, bu gibi bir karm temellen
d irilemez. Btn aklyrtmelerime karn, kt grnlerin,
sizin varsaydklarnz gibi sfatlarla badaabileceini kabul
\'d ccek kadar skeptiim: fakat hi phesiz, o grnler bu
; fa tlar kantlayamaz. Byle bir sonu, skeptiklikten kamaz; ol
)', l a rdan ve bu olgulardan hareket ederek yaptmz akl
y i r tmelere gvencimizden karlmak gerekir.

:22
Bu evrene epeevre bir bakn. Canlandrlm ve rgn,
duyumlu ve etkin, ne usuz bucaksz bir varlklar bolluu! Bu
harikulade eitlilik ve verimlilie hayran kalrsnz. Fakat ba
klmaya deecek yegane varlklar olan, u canl varolular bi
raz daha yakndan inceleyin. Biribirlerine kar ne kadar d
man ve ykclar! Hepsi de, kendi mutluluklarna erimek iin
ne denli yetersiz kalrlar! Onlara bakanlara, ne aalanas ya da
nefret edilesi grnrler! Btn bunlar, kr bir doa fikrinden
baka hibir.ey dndrmez - byk bir canllk verici ilke
tarafndan gebe braklan ve herhangi bir biimde ayrt etmeksi
zin ya da bir ana baba zeni gstermeksizin, kucandan sakat
ve dk ocuklar dkp duran bir doa!
Burada, Mani sistemi,* bize, gl zecek uygun bir
varsaym getiriyor ve hi kukusuz, bu reti, baz bakm
lardan yaamda grnen iyi ve ktnn garip karmnn ol
duka inandrc bir aklamasn vermekle, gayet akla yakn
gelmekte ve olaan varsaymdan daha yksek bir olaslk
tamaktadr. Fakat te yandan, evrenin paralarnn yetkin
tekbiimliliini ve biribirlerine uymalarn dnecek olursak,
onda ktlk isteyen bir varlkla iyilik isteyen bir varln
atmasnn herhangi bir izini bulamayz. Duygulu yaratklarn
hislerinde, gerekten bir aclar ve hazlar kartl vardr; fakat
zaten doann btn ileyileri, scaklk ve soukluk, yalk ve
kuruluk, hafiflik ve arlk ilkelerinin bir kartlyla yr
memekte midir? Varlacak_ gerek sonu udur ki, btn ey
lerin ilk kayna, btn bu ilkelerden tmyle ayrdr ve nasl
souktan ok scaa yahut yalktan ok kurulua ya da ar
l ktan _o_k__ h!Jifl_ie nem_y_!yorsa, ktlkten ok iyilie
--
nem verdii de yoktur.
Evrenin ilk nedenleri stne yle drt tane varsaym ko
nulabilir: bu nedenler, 1) tam bir iyilikle donatlmlardr, 2)
tam bir kt niyetle donatlmlardr, 3) hem iyilii hem kt-

.S. 3. yzylda yaam olan ranl Manes'in kurduu, Zerdt ikicilie


dayanan bir din; buna gre, Ik Krallndan kaynak alan insan ruhu, Ka
ranlk Krallndan (bedenden) kamak ister. ev.
-

223
.. l olan bir kartlk iindedirler, 4) ne iyilikleri ne de kt
lkleri vardr. Olgularn kark nitelikte o).:qas, ilk iki katk
sz ilkeyi hibir zaman kantlayamaz. Genel yasalarn tekbiim
lilik ve sreklilii de ncye kar( gr nmektedir. yleyse,
ak farkla en byk olaslk tayan, drdncs gibi duruyor.
Doal ktle ilikin olarak sylediklerim, pek az bir
deiiklikle ya da hi deiiklik yaplmakszn, manevi ktlk
iin de geerlidir; '(it Varln doruluunun da, -iyicilliinin
insan iyicilliini andrdmdandaha insan doru l uuna
benzedii karmn yapmak im elimizde herhangi bir sebep
yoktur. Hatta onda, bizim duyduumuz anlamyla ahlak duy
gularnn bulunmadn dnmek iin daha ar basan ne
denlerimiz olduu akla gelecektir; nk biroklarnn kansn
ca manevi ktlk manevi iyilikten ar basmaktadr; hem de
doal ktln doal iyilikten ar bastndan ok daha faz
la.
Fakat, bu kabul edilmemek ve insanlkta bulunan erdemin,
ktlkten ok daha stn olduunu sylemek gerektii halde;
evrende herhangi bir ktlk olduka, onun nasl aklanaca,
siz antropomorfistleri pek ok uratraaktr. lk nedene ba
vurmakszn, ona bir neden gstermelisiniz. Fakat her etkinin
bir nedeni, o nedenin de bir baka nedeni olmas gerektii iin,
ya ilerlemenizi in infinitum [sonsuza dein] srdrecek ya da
her eyin sonul nedeni olan o ilk nedende karar klacaksnz. . .
Demea, durun, durun! diye haykrd: Hayal gcnz sizi
byle nerelere koturuyor? Ben Tanrsal Varln kavranlmaz
doa yapsn kantlamak ve her eyi bir insan kural ve l
tyle lmeye kalkan Cleanthes'in ilkelerini rtmek iin si
zinle balatm. Fakat imdi gryorum ki, siz en byk sefih
lerin ve inanszlarn btn ilkelerine kayyor ve szde savunu
y o r gibi grndnz kutsal davaya ihanet ediyorsunuz. y
l('yse, siz sakn, gizlice, Cleanthes'ten bile daha tehlikeli bir
1 iiman olmayasnz?
Clcanthes, bunu sezinlemekte dorusu pek ge kaldnz,
l d i . nann bana, Demea, dostunuz Philo, ta bandan beri iki-

! '24
mizin de kesesinden kendisini elendiriyordu ve itiraf etmek
gerekir ki, baya dinbilimciliimizin dncesizce aklyrt
meleri, ona bizimle alay etmek iin fazlasyla hakl bir tutamak
verdi. nsan aklnn toptan zayfl, Tanrsal Doa'nn mutlak
kavranlmazl, insanlarn byk ve evrensel aresizlikleri ve
daha da byk ktlkleri - bunlar elbette, doruyolcu tanr
adamlar ve [dinbilimJ doktorlar tarafndan bylesine honut
lukla benimsenemeyecek kadar garip konulardr. Evet, aptallk
ve bilisizlik alarnda bu ilkeler gvenle benimsenebilirdi ve
belki, eyler stne baka hibir gr, boinanlar destekle
mek bakmndan, insanln krkrne hayvanln, ekin
genliini ve hznn krkleyen bir grten daha uygun ol
mazd. Fakat imdi . . .
Philo, b u saygdeer baylarn bilisizliini bu kadar ok
sulamayn, diyerek araya girdi. Zamana gre sluplarn de
itirmeyi pekala biliyorlar. Eskiden, insan yaamnn boluu
nu ve aresizliini ileri srmek ve insanlara ilikin olan btn
ktlk ve aclar abartmak, en ok tutulan bir dinbilim konu
suydu. Fakat son yll arda f11H1 adamlarnn, bu yaklamdan
ayrlmaya baladklarn ve hala bir miktar ekingenlikle ol
makla birlikte, bu yaamda bile ktlklerden ok iyilikler ve
aclardan ok hazlar bulunduunu savunduklarn gryoruz.
Din tmyle miza ve eitime dayanrken, hzn krkle
menin uygun olduu dnlyordu, hatta insanlar stn g
lere hibir zaman o konuda yaptklar kadar hevesle bavurma
mlardr. Fakat imdi insanlar ilkeler koymay ve sonular
karmay renince, bataryalar deitirmek ve hi deilse baz
incelemelere ve snamalara dayanabilecek kantlamalar kullan
mak gerekli olmutur. Bu deiim, daha nce skeptiklikle ili
kin olarak anlattmn ayndr (ve ayn nedenlerden ileri gel
mektedir).
Bylelikle, Philo, kartlk ruhunu ve yerleik grleri
knayn sonuna dein srdrd. Fakat Demea'nn bu konu
mann sonraki blmnden hi holanmadn fark ettim; ok
gemeden de, topluluktan ayrlmak iin bir zr bulup savutu.

225
ON KNC AYRIM

Demea'nn ayrlmasndan sonra, Cleanthes ile Philo konu


malarn yle srdrdler. Cleanthes, dostumuz, dedi, kor
karm ki, bir daha siz varken bu sylei konusunu pek amak
istemeyecek; dorusunu sylemek gerekirse, Philo, ben de,
bylesine yksek ve ilgin bir konuyu ikinizden herhangi biriy
le ayr olarak tartmay yelerdim. Sizin atmac ruhunuz,
baya boinanlardan nefretinizle birleince, sizi bir tartmaya
giritiiniz zaman garip arlklara gtryor; byle bir du
rumda, kendi gznzde bile hibir eyi esirgeyecek kadar kut
sal ve saygdeer bulmuyorsunuz.
Philo, itiraf etmeliyim ki, -diye yantlad, Doal Din konu
sunda baka herhangi bir konudakinden daha az dikkatli olu
yorum; nk bir kere, bu konuda saduyulu herhangi bir in
sann ilkelerini asla rtemeyeceimi biliyorum; ikinci olarak
da, beni saduyulu bir insan diye gren hi kimsenin niyetle
rim hakknda bir yanla asla dmeyeceine tam bir gvenim
var. zellikle, ekinmesiz bir itenlik ilikisi iinde bulundu
um siz Cleanthes, gayet iyi bilirsiniz ki, konumalarmn ar
zgrlne ve acayip kantlamalar pek sevmeme karn, do
ann aklanamayacak beceri ve ustal stne kendini akl
yrten durumda bulan birine oranla hikimsenin zihninde da
ha derinlemesine iz brakm bir din duygusu yoktur ve hi
kimse, Tanrsal Varlk nnde ondan daha byk bir huuyla
eilmemektedir. En dikkatsiz, en aptal dnrn bile her yer
de gzne bir maksat, bir niyet, bir tasar arpar ve hi kimse
onu her zaman yadsyacak kadar sama sistemlerde katlp
kalm olamaz. Doann hibir eyi bouna yapmad, btn
akmlarda herhangi bir dinsel maksat olmakszn, yalnzca
doann ilerini derinliine dnmekle varlan bir kuraldr ve
yeni bir organ ya da kanal gzlemleyen bir anatomici, bu
kuraln doruluuna duyduu salam inantan tr onun, ne
ie yaradn ve hangi maksada hizmet ettiini de bulmadan
asla doyurulamaz. Kopemikus'u sistemin byk bir temeli u
kuraldr: Doa en yaln yntemlerle hareket eder ve herhangi bir
ama iin en uygun arac seer; gkbilimciler, ou kez, sofuluk
ve dinin bu gl temelini farkna varmadan ortaya koyarlar.
Ayn ey, felsefenin teki blmlerinde de gzlemlenebilir;
bylelikle, hemen btn bilimler bizi hissettirmeksizin zeki bir
ilk yaratan kabul etmeye gtrrler ve dorudan doruya bu
niyeti beslemedikleri iin, yetkileri de ou zaman o oranda
daha byk olur.
Galenos'un insan vcudunun yaps stne aklyrt
n zevkle dinlerim. Bir insann anatomisi, diyor* ayr ayr 600'
den fazla kasn varln ortaya koymaktadr; ve bunlar her
kim gerei gibi incelerse, Doann nerdii amac salamak
iin, herbirini en azndan on ayr konuma ayarladn grecek
tir: uygun duru, doru byklk, eitli amalarn gerekli
biimde dzenlenmi olmas, btnn yukar ve aa konum
lar, eitli sinirlerin ve inceli kalnl damarlarn tam yerlerine
girmeleri: bylelikle, yalnzca kaslarda 6000'den ok grn
ve ama olumakta ve yaplmaktadr. Kemiklerin 284 tane ol
duunu hesaplyor: her birinin yaplnda amalanan ayr ayr
maksatlarn da krktan fazla. Bu yaln ve trde paralarda ne
zengin bir ustalk gsterisi! Fakat deriyi, eklem kirilerini, da
marlar, salgbezlerini, suyuklar, gvdenin eitli organ ve ye
lerini de dnrsek, bylesine byk bir sanatla uyarlanm
paralarn say ve karmaklyla orantl olarak, aknlmz
daha ne kadar artar! Bu aratrmalarda ne denli ileri gidersek,
yeni sanat ve bilgelik alanlar kefederiz: fakat bir de eriebile
ceimiz snrlarn tesindeki alanlara, paralarn ince i yapla
rna, beyinin ekonomisine, reme yollarnn dokusuna uzaktan
olsun bakalm. Btn bu ustalk eserleri ayr ayr her hayvan
trnde, harikulade bir eitlilikle ve Doa'nn her bir trn
atsn atarken gtt ayr ayr niyetlere kesin bir uygunluk
la tekrarlanmaktadr. Bu doa bilimlerinin henz yetkin olma
dklar bir dnemde bile, Galenos'un inanszl byle arpc

De fonnatione foets.

227
grnlere kar koyamamsa, imdi bir yksek zekann
varlndan kukulanabilmek iin bu ada bir filozofun srarl
inatl ne kadar'ileri gitmeli!
Bu trn bir yesine rastlasaydm (Tanr'ya kr ki pek
azlar), ona unu sorardm: kendisini duyularmza dorudan
doruya amayan bir Tanr olduunu varsayarsak, yle bir
Tanr, varoluunun, doann tmnde grnenlerden daha ke
sin kantlarn verebilir miydi? Gerekten de, byle bir Tanrsal
Varlk eylerin imdiki ekonomisini kopya etmekten baka ne
yapabilirdi ki: yine, ustalklarnn birounu bir aptaln bile
yanl anlayamayaca kadar aklkla ortaya koyar, dar kav
ray snrlarmzn tesindeki harikal stnln gsteren
daha da byk becerilerini bizim bir ala sezinlememizi salar
ve pekok eyleri de, bylesine yetkinlikten-uzak yaratklardan
tmyle saklard, deil mi? mdi, doru aklyrtmenin btn
kurallarna gre, her olgu, doal yapsnn elverdii btn ka
ntlamalarla desteklenince -bu kantlamalar kendi ilerinde
pekok sayda ya da gl olmasalar bile- tartmasz kabul
edilmek gerekir; oysa, hibir insan imgeleminin saylarn kesti
remeyecei ve hibir anlayn ne denli tutarl olduunu deer
lendiremeyecei bu rnekteyse, bunun ne kadar daha fazlas
vardr.
Cleanthes, ben de, dedi, bylesine gzelce belirttiklerinize
unu ekleyeceim ki, teizm ilkesinin bir byk stnl, an
lalr klnabilen ve tam hale getirilebilen ve yine de, bandan
sonuna, dnyada her gn grdmz ve deney alanmza
giren eylerle gl bir andrmay srdrebilen tek kozmogo
ni sistemi olmasdr. Evrenin insan yaps bir makineye benze
tilmesi, ylesine besbelli ve doaldr ki, btn nyargsz kav
raylara hemen kendini benimsetir ve tam anlamyla genel bir
onay bulur. Bu kuram zayflatmaya kalkacak bir kimse, onun
yerine kesin ve belirli herhangi bir baka kuram koyarak baa
rya ulatun diyemez: onun iin, pheler ve glkler ortaya
n tnas ve eyler stne havada kalan, soyut grlerle, burada
ist(klerinin en st snr olan o "yargy askda tutma" durumu-

22H
na erimesi yeterlidir. Fakat bu zihin hali kendi iinde hi doyu
rucu olmad gibi, bizi durmadan din varsaymna gtren
arpc grnlere kar da hibir zaman srekli olarak savu
nulamaz. nsan doal olarak, nyarglarn basks yznden
yanl, sama bir sisteme inat ve sebatla balanabilir: Fakat do
al yatknlk ve kk yatan itibaren eitim ile desteklenen
gl ve doruluu besbelli bir kurama kart bir sisteme ba
lanabilmesi ise, yle sanyorum ki, ne ileri srlebilir ne de sa
vunulabilir.
nmzdeki sorunda, dediiniz gibi yargy askya almay
o kadar az olanakl gryorum ki, diye cevap verdi, Philo, bu
anlamazla genellikle dnldnden daha ok, terim a
tmas gibi bir eyin kartndan kukulanmak eiliminde
yim. Doann ilerinin sanat rnleriyle byk bir benzerlik
gsterdii apaktr; iyi aklyrtmenin btn kurallar uyarn
ca da doann ileri stne bir tartma yapacaksak, nedenleri
nin de bununla orantl bir benzerlik tayacan karsamamz
gerekir. Fakat aralarnda hatr saylr farklar da olduu iin, ne
denlerinde de bununla orantl bir fark bulunduunu varsay
makta hakl oluruz - zellikle, en stn nedene, insanlkta gz
lemlediimiz herhangi bir nedenden ok daha yksek bir g
ve erke derecesi yaktrmamz gerekir. te yleyse, bir Tanr
sal Varln olduu aklla apak bir biimde belirlenmi oldu;
bizim imdi, onunla insan zihinleri arasnda bulunduu -akla
uygun- olarak- varsaylabilecek ok byk ayrla karn, bu
benzerliklere dayanarak, ona zihin ya da zeka dememizin doru
olup olmayacan soru haline getirmemiz, yalnzca szde ka
lan bir anlamazlktan baka nedir ki? Hi kimse etkiler arasn
daki andrmay yadsyamaz: nedenleri aratrmaktan kendi
mizi alkoymann ise pek olana yoktur; bu aratrmadan
doru olarak karabileceimiz sonu, nedenlerin de arasnda
bir andrma olduudur: Ve eer biz ilk ve stn nedene Tanr
ya da Tanrsal Varlk demekle yetinmez de, anlatm enilen
dirmek istersek, ona, bir hayli benzerlik tad hakl olarak
varsaylan Zihin ya da Dnce' den baka ne ad verebiliriz?
Btn akl banda insanlar, felsefe ve dinbilim aratrma
larnda ylesine ok rastlanan szel atmalardan tiksinirler;
bu sakncann tek aresi ise, ak tanmlar yaplmas, herhangi

229
bir kantlamaya giren fikirlerin kesinlii, yer verilen deyimlerin
belirli ve tek biimli olarak kullanlmasdr. Fakat , dilin ve
insan fikirlerinin kendi doal yaplarndan tr srekli bir bu
lankla brnen ve ne denli ngr gsterilse, ne biim tanm
yaplsa, hibir zaman akla yakn bir pekinlik ya da kesinlie
eriemeyecek bir atma tr de vardr. Bunlar, herhangi bir
nitelik ya da durumun derecelerine ilikin atmalardr. n
sanlar, Hannibal'in byk bir adam m, ok byk m, pekok
byk m olduunu, Kleopatra'nn gzelliinin derecesini, Li
vius'un ya da Thukydides'in hangi vg szne liiyk olduu
nu - bu anlamazlklar herhangi bir karara balayamadan, son
suza dek tartabilirler. atanlar, burada, ne sylemek istedik
lerinde anlaabilir, deyimlerde ayrlabilirler ya da vice versa;
ama hibir zaman, deyimlerini biribirlerinin verdii anlamlarla
tanmlayamazlar: nk bu niteliklerin dereceleri, anlamazl
zmekte lt olabilecek bir biimde herhangi bir kesin l
me elverili nicelik ya da saylar gibi deillerdir. Tanrcla ili
kin atmann bu nitelikte, dolaysyla da yalnzca szel oldu
u ya da belki, -bylesi de olanaklysa- daha da onulmaz bir
biimde belirsiz olduu, en kk aratrmada ortaya kacak
tr. Tanrcya, insan zihniyle tanrsal zihin arasnda byk ve
-kavranlmaz olduu iin de- llemeyecek bir fark olduunu
kabul etmiyor mu diye sorarm. Ne kadar sofuysa, olumlu kar
lk vermeye o kadar hazr ve bu fark bytmeye o kadar
yatkn olacaktr: hatta bu farkn ne kadar bytlse yetmeyecek
bir nitelik tadn syleyecektir. Bundan sonra, ancak ada
byle olduunu ve ciddiyetle asla olamayacan sylediim
tanrtanmaza dner ve ona u soruyu sorarm: bu dnyann
btn blmlerindeki tutarllk ve gzle grnr duyguda
lktan, her durumda ve her ada, doann btn ilemleri ara
snda belirli bir derecede olduu anlalmyor mu? Bir algamn
ry, bir hayvann reyii ve insan dncesinin yaps,
herhalde biribirlerini uzaktan da olsa andran iler deil midir?
Tanrtanmazn bunu yadsmas olanakszdr: Dpedz kabul
edecektir. Bu dn kopardktan sonra, onu daha da sktrr,
unu sorarm: bu evreni ilk kuran ve hfii da srdren ilkenin,
doann teki ilemleriyle ve baka eylerin yan sra insan
zihin ve dncesinin ekonomisiyle belirsiz ve kavranlmaz bir

230
benzerlik tamas olas deil midir? stemeye istemeye de olsa,
bunu onaylayacaktr. O zaman, bu hasmlarn [teist ile tanr
tanmaz'n] her ikisine birden, yleyse atmanzn konusu ne
rede, diye barrm. Tanrc, zgn zekann insan aklndan ok
farkl olduunu kabul ediyor: Tanrtanmaz ise, zgn dzen il
kesinin onu uzaktan andrdn kabul ediyor. Baylar, dereceler
stne kavga edecek ve herhangi bir kesin anlam kaldrmayan,
dolaysyla da herhangi bir biimde karara balanmaya elverili
olmayan bir atmaya m girieceksiniz? Bylesine inatlk
ederseniz, farkna bile varmadan yan deitirdiinizi grrm
ve hi amam: [pekala] bir yanda tanrc, stn Varlkla zayf,
yetkinlikten uzak, deiken, kayp geici ve lml yaratklar
arasndaki benzemezlikleri abartadururken, bir yanda tanrta
nmaz, doann her dnem, her durum ve her konumdaki b
tn ilemleri arasndaki benzerlii bytedurur. yleyse, an
lamazln gerek noktasnn nerede olduunu bir dnn ve
atmalarnz bir yana brakamazsanz bile, hi deilse, kendi
nizi bu dmanlktan kurtarn.
Cleanthes, burada unu da belirtmeliyim ki, doann ileri
bizim iyicilliimize ve adaletimize benzediinden ok daha
fazla, bizim sanat ve becerimizin eserlerine benzedii iin, bun
dan Tanrsal Varln ahlaknn insan erdemlerini andrmasn
dan daha ok, doal niteliklerinin insannkileri andrdn
karsamaya hakkmz vardr. Fakat sonu ne oluyor? undan
baka bir ey deil: insann manevi nitelikleri, kendi trleri
iinde doal yeteneklerinden daha kusurludur. nk, stn
Varln mutlaklkla ve tmyle yetkin olduu kabul edildiine
gre, ondan en ok ayr olan, drstlk ve yetkinliin yce l
snden en ok uzaklar.*

* Skeptiklerle dogmaclar arasndaki atmann tmyle szel olduu ya da


hi deilse, her trl aklyrtmede gstermemiz gereken phe ve gvenin
yalnzca derecelerine ilikin bulunduu besbelli grnyor: bu gibi a
tmalar, genellikle, temelinde szeldir ve kesin bir belirleme kaldrmaz.
Hibir felsefi dogmac, gerek duyumlar gerekse bilimin tm bakmndan
[birtakm] glkler olduunu ve bu glklerin, dzenli, mantkl bir yn
tem iinde, mutlak olarak zlemez nitelikte bulunduunu yadsmaz. Hi
bir skeptik de, bu glklere karn, hertrl konuda dnmek, inanmak
ve aklyrtmek, hatta sk sk gven ve emniyetle onaylamak zorunluluu
altnda bulunduumuzu yadsmaz. yleyse, bu mezhepler arasndaki tek

231
te Cleanthes, bunlar benim bu konudaki yalansz duygu
larmdr ve benim her zaman bu duygular beslemi olduumu
biliyorsunuz. Fakat, gerek dine ne kadar ok saygm varsa,
baya boinanlardan da o kadar tiksiniyorum; itiraf ederim
ki, bu gibi ilkeleri bazen samala, bazen inanszla kadar it
mekten zel bir zevk alyorum. Siz de pekala bilirsiniz ki, btn
yobazlar bunlarn ilkinden ok ikincisine duyduklar byk
nefrete karn, ou kere her ikisiyle de eit olarak suludurlar.
Cleanthes, benim eilimim, diye cevap verdi, kabul ediyo
rum ki, kart bir ynde. Din, ne denli yozlam olursa olsun,
dinin olmas hi olmamasndan iyidir. br dnya retisi, ah
lak iin yle gl ve gerekli bir gvence ki, onu asla bir yana
brakmamal ya da savsaklamamalyz. nk gndelik yaa
mmzda grdmz gibi, sonlu ve geici dl ve cezalarn
bile byle byk bir etkisi oluyorsa, sonsuz ve ebedi olan
larndan beklenebilecek etki ne kadar byk olur.
Philo, peki yleyse, dedi, eer baya boinanlar toplum
iin bu denli yararlysa, btn tarihin onlarn kamu ileri s
tndeki zararl etkilerinin hikayeleriyle bylesine dolup ta
mas neden? Hizipler, i savalar, zulmler, devlet iinde fesat,
bask, klelik - bunlar hep boinanlarn insanlarn zihinlerine
egemen olmasnm her zaman verdii i karartc sonular. Her
hangi bir tarihsel anlatda dinsel ruh ne zaman anlsa, ardndan
onunla ilgili mutsuzluk ayrntlarnn gelecei kesindir. Onun
hi saylmad ya da iitilmedii dnemlerdense daha mutlusu
ya da daha genliklisi olamaz.
Cleanthes, bu gzleminizin sebebi besbelli, diye yantlad.
Dinin asl grevi, insanlarn gnln dzenlemek, davran
larn insancllatrmak, lllk, dzen ve z dinleme ruhu
nu alamaktr; ileyii de sessiz olduu ve yalnzca ahlak ve
adalet gdlerini pekitirdii iin, gzden kamas ve bu teki
gdlerle kartrlmas tehlikesi vardr. Kendisini gsterip siv
ri ldii ve insanlar stnde ayr bir ilke olarak etkide bulun
d uu zaman, asl alanndan ayrlm; hiziplerle tutkulara yal-

L k, -bunlara mezhep denebilirse- skeptiin alkanlk, kapris ya da eilimi


dt L ysyla en ok glkler stnde, dogmacnmsa benzer sebeplerle zo
r l luk stnde srar etmesidir.

232
nzca bir rt olmutur.
Philo, felsefi ve aklc eidin dnda, dedi, her trl din
zaten yle olacaktr. Sizin aklyrtmelerinize omuz-silknek,
benim olgularndan syrlmaktan daha kolaydr. Sonlu ve ge
ici dller ve cezalarn ylesine byk bir etkileri vardr diye,
sonsuz ve ebedi olanlarnn . daha da byk bir etki yapmalar
gerektii karm doru deildir. ok rica ederim, nmzdeki
eylere duyduumuz ball, te yandan uzak ve belirsiz nes
neleri ne kadar az umursadmz bir dnn. Tanr adamlar
dnyann olaan davran ve hareketlerini sulamaya baladk
lar zaman, bu ilkeyi hep dnlebilecek en gl ilke olarak
gsterirler (gerekten de yledir) ve hemen btn insan trn,
onun etkisi altnda kalm ve dinsel yararlar konusunda en
derin bir uyuukluk ve ilgisizlie batm diye anlatrlar. Fakat,
ayn tanr adamlar kurgucu hasmlarnn grlerini rtr
lerken, din gdlerinin, onlarsz uygar toplumun yaayamaya
ca kadar gl olduunu varsayarlar; bylesine ak bir eli
kiden de utanmazlar. En kk bir doal drustlk ve iyicillik
krntsnn bile, insanlarn davranlar stnde, dinbilirn ku
ramlarnn ve sistemlerinin nerdii ep debdebeli grlerden
daha ok etkili olduu deneyden kesinlikle bellidir. Bir kimse
nin doal eilimleri hi durmadan o kimsenin kendi stnde
iler; her zaman zihninde hazrdr, her gr ve dnceyle
karr: oysa dinsel gdler, herhangi bir etkileri olduu zaman
da, ok dzensiz bir biimde iler; zihinde bsbtn alkanlk
halini almalar pek olanakl deildir. Filozoflar, en byk eki
min gc en kk itkininkinden sonsuz kere daha azdr, der
ler; ama besbelli ki, en kk ekim, sonunda, byk bir itki
den daha ar basacaktr; nk hibir vuru ya da darbe,
ekim kadar sreklilik iinde tekrarlanamaz.
Eilimin bir baka stnl de udur: zihnin btn kav
rama gcn ve zekasn kendinden yana kullanr ve dinsel il
kelere kart olunca, onlardan syrlmak iin her yntem ve sa
nat arar: bw1da da hemen her zaman baarl olur. Kim insann
gnln aklayabilir ya da kiilerin dinsel devlerine kart
olarak kendi eilimlerine uyarken kendi kendilerini avuttuklar
o garip bahane ve zrlerin hesabm verebilir! Bu, dnyada ga
yet iyi anlalmaktadr; aptallardan baka hi kimse de, aratr-

233
ma ve felsefe sonucu, dinbilim konular stne birtakm kurgu
sal pheler besliyor diye bir insana daha az gven gstermeye
kalkmaz. Dine ballk ve sofuluk konusunda byk gsteri
yapan bir insanla karlanca da, bunun ngrl geinen bir
oklar stnde, aman bu adam tarafndan kandrlmayalm, al
datlmayalm diye, onlar ayaklarn denkalmaya sevk etmekten
baka bir etkisi var mdr ki?
Ayrca, unu da gznnde tutmalyz ki, akl ve dn
ceyi ileyen filozoflar, ahlakn snrlamas altnda durmak iin,
bu gibi gdleri daha az gerekserler; bunlar gerekseyebilecek
olanlar yalnzca sradan kiilerdir, onlarsa Tanrsal Varl, ho
nut olmak iin, tnsan davrannda erdemden baka hibir ey
aramayan bir yolda gsterecek lde an bir dine inanabilmek
te tmyle yeteneksizdirler. Tanr'nn houna giden davran
larn genellikle gerek deerden yoksun uygulamalar, cokun
esriklikler ya da banazca safdillikler olduu dnlr. Bu
yozlamann rneklerini bulmak iin eski alara uzanmak ya
da uzak blgeleri dolamak gerekmez. Bizim de aramzda, ah
laka aka kar kmak ve eer ona (ahlaka) en kk bir l
de gvenilir ya da bel balanrsa bunun Tanr'nn kayrasru
kesinlikle yitirmek olacan sylemek gibi, Msr ve Yunan
boinanlarnn bile tanmad tyler rpertici bir suu ile
yenler vardr.
Fakat boinan ya da cokunluk kendisini ahlaka doru
dan doruya bir kartlkla ortaya koymasa bile, yalnzca dikka
tin baka yne evrilmesi, yeni ve hafifmerep bir liyakat anla
ynn ortaya konmas ve vgyle sulamann abes bir biimde
datlmas, ister istemez en zararl sonular dourur ve insan
larn doal adalet ve insanlk gdlerine balln son derece
zayflatr.
Byle bir eylem ilkesi de, tpk onun gibi, insan davran
nn bilinen drtlerinden biri olmad iin, kiinin mizac s
tnde ancak ara ara etki yapar ve banaz sofunun kendi dav
ranndan honut olmasn ve tapnma devini yerine getirme
sini salamak iin srekli olarak uyarlmas gerekir. Birok din
:-a I uygulamalar grnte cokunlukla yaplr, oysa yrek o
:; rada souk ve ilgisizdir: yava yava duygularn gizleme
. l k a nl edinilir; sahtecilik ve yalanclk, ar basan ilke olur.

234
Dinde en byk cokunlukla en derin ikiyzlln tutarsz
olmak yle dursun, ou kez ya da genellikle ayn kiide bir
lemi bulunduklar yolundaki o genel gzlemin sebebi, ite
budur.
Bu gibi alkanlklarn gnlk yaamda bile ne gibi kt et
kileri olaca kolayca dnlebilir; faat dinin gereklerinin sz
konusu olduu yerde, cokun banaz balamak iin, bir ahlak
anlay ne denli gl olsa yetmez. Davann kutsall, onu ge
litirmekte yararlanlabilecek her eylemi kutsallatrr.
Sonsuz kurtulu gibi pek nemli bir yarar hi durmakszn
kollamak, kendi bana, iyicil duygular sndrmek ve dar,
kaslm bir bencillik dourmak eilimini iinde tar. Byle bir
miza tevik edilince de, yardm ve iyicillik genel ilkelerinin
tmn kolaylkla bir yana iter.
Dolaysyla, baya boinan gdlerinin genel davran
stnde pek bir etkileri yoktur; arlklarn gsterdikleri du
rumlarda da, ileyileri ahlaka pek yararl deildir.
Siyasette, rahiplerin gerek saylarnn gerekse yetkelerinin
ok dar snrlar iinde tutulmas ve siyasal yneticinin her
zaman fasces ve baltalarn byle tehlikeli ellere hibir zaman
vermemesi gerektiinden daha kesin ve daha sarslmaz bir ilke
var mdr? Oysa, yaygn dinin ruhu toplum iin ylesine yararl
olsayd, tam kart bir ilkenin egemen olmas gerekirdi. Rahip
lerin saylarnn daha ok, yetke ve zenginliklerinin daha byk
olmas, her zaman dinsel ruhu geniletir. Rahiplerin bu ruhun
klavuzluu altnda olmalarna karn, kendilerini vermi, onu
durmadan bakalarna alamaya alan ve kendileri de onun
daha byk bir payn ilerine sindirmi olmas gereken kiiler
den, yaamlarnda stn bir kutsallk, daha byk bir iyicillik
ve lllk gstermelerini niin beklemeyelim? yleyse, ger
ekte bilge bir yneticinin yaygn dinler bakmndan yapabile
cei en faydal iin, onlardan mmkn olabildii kadar yan
izmek ve toplum stndeki zararl etkilerini nlemek olmas
neden? Bylesine alakgnll bir ama iin deneyebilecei her
are, birok sakncalarla evrilidir. Uyruklar iin yalnz bir tek
din olmasn kabul ederse, belirsiz bir huzur salama umudu
uruna, her trl kamusal zgrl, bilimi, akl, almay ve
hatta kendi bamszln feda etmesi, gerekir. Daha bilgece bir

235
ilkeye uyarak, birok mezhebin birden olmasn kabul ederse,
hepsine kar felsefi bir kaytszlk tutumu taknmal ve en ar
basan mezhebin taleplerini dikkatle snrlamaldr; yoksa bit
mek tkenmek bilmeyen atmalardan, zulmlerden ve top
lumsal karklklardan ba alamaz. .
Gerek dinin hi byle zararl etkileri olmadn kabul
ederim: fakat dini, dnyada genellikle bulunduu anlamda ele
almamz gerekir; ayrca, kurgusal tanrlk inancna da herhangi
bir diyeceim yok - bu, bir felsefe tr olarak, o ilkenin faydal
etkisinden pay almak durumundadr, te yandan hep ok az
sayda insan arasnda kalmak gibi bir saknca da tar.
Yeminler btn mahkemelerde gereklidir, fakat bunlarn
yetkelerinin herhangi bir yaygn dinden ileri gelip gelmedii
sorusu her zaman sorulabilir. nsanlar yeminlerini inemek
ten alkoyan balca etkenler, durumun ciddiyeti ve nemi, na
sl tannacaklar kaygs ve toplumun genel karlarn d
nmeleridir. Gmrklerde edilen yeminler ve siyasal yemin
ler, drstlk ve din ilkelerine ballk iddiasnda olanlarn
bazlarnca bile pek nemsenmez; te yandan, bir Quaker'in
szn, hakl olarak, herhangi bir bakasnn yeminiyle ayn
dzeyde sayarz. Polybios'un*, Yunan sznde-durmazlnn
kt nn, Epikouros'u felsefenin egemenliine yorduunu
biliyorum; fakat Kartaca szn-tutmazhnn eski alarda,
tpk ada zamanlarda rlandallarn adlarnn kt gibi, bir
o kadar kt nlendiini de biliyorum; oysa bu sradan gz
lemleri ayn sebeple aklayamayz. uras da var ki, Yunan
llarn szlerinde durmama n, Epikouros'u felsefenin k
ndan nce de geerliydi ve Euripides, ** size iaret edeceim
bir parada, bu konu asndan, kendi uhsuyla olduka ar bir
dille alay etmektedir.
Cleanthes, dikkat edin Philo, dedi, dikkat edin ve ii fazla
ileriye gtrmeyin: yanl dine kar duyduunuz fkenin do
ru dine saygnz kertmesine izin vermeyin. Yaamn balca,
hatta tek byk avuncu ve kara yazgnn bamza getirdikleri
ne kar en nemli desteimiz olan bu ilkeyi elden brakmayn.

Lib. 6, cap. 54.


Iphigenia Taurois'te.

236
nsann aklna gelebilecek en sevimli dnce bizi, iyilii, bilge
lii ve gc yetkin bir varln yaptlar olarak gsteren gerek
teismin dncesidir; buna gre, Tanr bizi mutlu olmamz iin
yaratm ve iimize lye smaz bir iyilie erime istei
koymutur, bylelikle, varoluumuz sonsuzlua dein srd
recek ve o istekleri doyurmamz, mutluluumuzu tam ve s
rekli klmamz amacyla bizi sonsuz eitlikte durumlara soka
caktr. yle bir varln kendisinden sonra (bu gibi bir kar
latrma yaplabilirse) dnebileceimiz en mutlu yazg, onun
bakcl ve koruyuculuu altnda bulunmaktr.
Philo, bu grnmler son derece imrendirici ve ekici, de
di, gerek filozof iinse bunlar grnmden de fazla eyler.
Fakat nceki durumda olduu gibi, burada da, insanln b
yk blm bakmndan grnmler aldatcdr ve dinin yol
at rkntler salad avunlardan oucas daha ar bas
maktadr.
Herkes bilir ki, insanlar hibir zaman, bir kederle sarsldk
lar ya da hastalkla bunaldklar zamanki kadar hevesle dine
sarlmazlar. Bu, din ruhunun sevinten ok znce yakn oldu
unun bir kant deil midir?
Cleanthes, fakat, diye yantlad, insanlar zntye dnce
dinde avuntu bulurlar. Philo, bazen yledir ya, dedi, bilinme
yen varlklar derin derin dnmeye kendilerini verince, in
sanlarn onlar hakknda mizalarnn o anki keder ve hznne
uygun bir fikir oluturmalar da doaldr. Bundan tr, btn
dinlerde rkn imgelerin egemen olduunu gryoruz ve biz
kendimiz de, Tanrsal Varl betimleyilerimizde en yceltici
deyimleri kullandktan sonra, lanetlenmilerin seilmilerden
sonsuz kere daha ok olduklarn sylemekle en ak elikiye
dyoruz.
unu ileri srmeye cesaret edeceim ki, gm ruhlarn
durumunu, insanlarn, byle bir durum olsayd iyi olurdu diye
cekleri bir k altnda gsteren yaygn bir din hibir zaman
olmamtr. Bylesi gzel din modelleri, yalnzca felsefenin
rndr. lm, insann gzyle [bak noktasyla] gelecein
grnm arasnda bir yerde yer ald iin, bu olay insann
doal yapsna yle sarsc gelmektedir ki, onun tesinde uza
nan btn alanlara ister istemez bir kasvet ktrmekte ve in-

237
sanln byk ounluuna, Kerberos ve Furia'lar*, eytanlar,
ate ve kkrt selleri dncelerini esinlemektedir.
Dorudur, dine hem korku hem de umut girer; nk, bu
tutkularn ikisi de baka baka zamanlarda insan zihnini k
krtr ve her biri, kendisine uygun bir tanrsallk tr oluturur.
Fakat insan neeli bir eilimde olduu zaman, herhangi bir
eit i grmeye, dostluk kurmaya ya da elentiye yatkndr ve
doal olarak kendisini bunlara verir, dini dnmez. Hzn ve
gnl krkl iindeyken ise, grnmez dnyann dehetlerini
kara kara dnmek ve kendisini daha derin zntlere daldr
maktan baka yapaca bir ey yoktur. Gerekten u da olabilir:
dinsel grleri bu yoldan dnce ve hayaline iyice kazn
dktan sonra, o kimsenin sal ya da yaama koullar dei
ebilir, iyi bir ruh haline girebilir ve gelecee ilikin neeli
umutlar besleyebilir, bu durum onu teki uca, sevin ve zafere
gtrebilir. Fakat yine de unu teslim etmek gerekir ki, rkn
lk dinin asl ilkesi olduu iin, dinde her zaman egemen olan
ve ancak ksa haz aralklarna olanak brakan bu tutkudur.
uras da var ki, bu ar, cokulu sevin nbetleri, heye
canlar tketerek, her zaman buna denk boinanlara dayal
rknt ve gnl krkl nbetlerinin yolunu hazrlarlar; as
lnda, dingin ve dengeli olan kadar mutlu bir zihin hali de yok
tur. Fakat, bir insan sonsuza dek srp gidecek bir mutlulukla
sonsuza dek srp gidecek bir mutsuzluk arasa, bylesine ko
yu bir karanlk ve belirsizlik iinde kaldn dnd s
rece, bu zihin halini devam ettirmesi olanakszdr. Onun iin,
byle bir grn zihnin olaan erevesini bozmasna ve onu
tam bir karkla atmasna hi amamak gerekir. Bu gr,
ileyiinde btn eylemleri etkileyecek kadar srekli olmamak
la birlikte, yine de mizata hayli nemli kopukluk meydana ge
tirmeye ve btn sofu kiilerde ylesine belirgin olan o keder
ve hzn yaratmaya yatkndr.
Ne olursa olsun herhangi bir gr dolaysyla vehimler
beslemek ya da rkntlere kaplmak yahut da aklmz en
zgn bir biimde kullandmz iin bundan sonra herhangi

* Kerberos: Yeralt lkesi Hades'in canavar kpei; Furia'lar: Cezalandran


tanralar. - ev.

238
bir tehlikeyle karlayabileceimizi dnmek, saduyuya ay
krdr. Byle bir duygu, hem bir samal hem de bir tutarszl
ierir. Tanrsal varln insan tutkular, hem de insan tutkula
rnn en aalarndan biri olan doymak bilmez bir alklanma
itah olduuna inanmak samalktr. Buna inanmak, tutar
szlktr da; nk Tanrsal varln bu insan tutkusu olduu
halde, nasl oluyor da teki tutkular olmuyor ve zellikle,
bylesine aa yaratklarn grlerini umursuyor?
Seneca, Tanry bilmek der ona tapmaktr. Btn baka tap
malar, gerekten samalktr, boinanllktr, hatta kfrdr
[dinsizliktir]. Byle inanlar, onu, kendilerine yalvarlmasna,
yaltaklanlmasna, armaanlar verilmesine, vgler dzlmesi
ne baylan insanln aa dzeyine indirir. Ne var ki, bu k
fr, boinanlln sulusu olduu kfrlerin en kdr.
Genel olarak, boinanllk Tanrsal Varl, insanln dze
yinden ok daha aalara indirir ve onu, gcnn akldan ve
insanlktan yoksun olarak kullanan gelge hevesli bir ifrit gibi
gsterir! Tanrsal Varlk, kendi yaptlar olan aklsz lml
lerin ktlklerinden ve lgnlklaridan alnacak olsayd, en
yaygn boinanlara balanm kimselere muhakkak ki ok
kzard. ok kk bir aznlktan, onun tanrsal yetkinliklerine
uygun fikirler besleyen, daha dorusu, beslemeye alan felsefi
tanrclardan baka, insan soyunun hibir yesi de tevecchne
layk olmazd, nasl ki, esirgeyiciliine ve balamasna hak kaza
nanlar da, yalnzca, hemen neredeyse beriki kadar az rastlanan
bir mezhep: kendi yetenekleri iin duyduklar doal bir g
vensizlikle, bu gibi yksek ve olaanst konulara ilikin her
trl yargy askya alan ya da askya almaya alan felsefi
skeptikler olurdu.
Eer baz kimselerin ne srer gibi grndkleri zere,
Doal Dinbilimin tm, biraz belirsiz, en azndan tanmlan
mam olmakla birlikte, tek bir yaln nermeye Evrendeki dze
nin nedeni ya da nedenleri, olaslkla, insan zekfsn uzaktan an
drmaktadr, nermesine gelip dayanyorsa; eer bu nerme ge
nellenmeye, eitlendirilmeye ya da daha belirli bir yolda ak
lanmaya elverili deilse; eer insan yaamna degin bir
karsama yapma olana salamyor ya da herhangi bir etki
yahut saknmann kayna olamyorsa; ve eer bu andrma,

239
yetkinlikten ne denli uzak olsa da, insan zekasndan daha teye
gtrlemiyorsa; ve zihnin teki niteliklerine aktarlmasnn
herhangi bir olasl yoksa: durum gerekten byleyse, en
aratrc, dnmeye merakl ve dindar insan, bu nermeye,
her ortaya knda, aka, felsefi onayn gstermekten ve
onun dayand kantlamalarn ona kar nerilen itirazlar a
tna inanmaktan daha fazla ne yapabilir? Gerekten, amacn
byklnden, doal olarak, bir lde aknlk doacaktr,
karanlndan bir lde hzn, bylesine olaanst ve gr
kemli bir sorun stne daha doyurucu bir zm getiremedii
iinde insan akln bir lde aalama. Fakat, inann bana,
Cleanthes, iyi niyetli bir akln bu durumda hissedecei en"doal
duygu, Tanr'nn insanla daha belirli birtakm vahiyler sa
layarak ve inancmzn kutsal amacnn doal yapsn, nitelikle
rini ve ileyilerini kefettirerek bu kopkoyu bilgisizlii da
tmak, hi deilse azaltmak ltfunda bulunmas yolunda
zlem dolu bir istek ve umuttur. Doal akln yetkinsizliklerini
laykyla duyan bir kimse [vahiyle] aklanm geree en
byk bir alkla koar; oysa yalnzca felsefenin yardmyla ek
siksiz bir dinbilim sistemi kurabileceine inanm olan kibirli
dogmac, daha ileri bir yardma burun bker ve ie dardan
karan bu reticiyi yadsr. Bir aydn iin, felsefi skeptik ol
mak, salam, inanan bir Hristiyan olma yolunda ilk ve en
nemli admdr; Pamphilus'un dikkatini bu nermeye ekmek
isterim. Ve umarm ki, Cleanthes, rencisinin eitim ve
renimine bu denli kartm iin beni b alayacaktr.
Cleanthes ile Philo bu konumay daha pek srdrmediler.
Hibir ey bende o gnk aklyrtmeler kadar derin bir izle
nim brakmamtr. tiraf ederim, tmn ciddi bir biimde
gzden geirince, Philo'nun ilkelerinin Demea'nnkilerden da
ha ok olaslk tadklarn, fakat Cleanthes'inkilerin geree
daha da yaklatklarn dnmemek elimden gelmiyor.

240

You might also like