You are on page 1of 126

Paradigma'nn Vitrinindekiler

H samettin Arslan, Epistemik Cemaat.


lmre Lakatos & Alan Musgrave, Bilginin Geliimi ve Bilginin Geliimiyle
lgili Teorilerin Eletirisi.
Jacques Ellul, Szn D.
Hakk Hnler, Estetik'in Ksa Tarihi.
David West, Kta Avrupas Felsefesine Giri
Martin Heidegger, Teknie ilikin Soruturma
Martin Heidegger, Bilim zerine ki Ders
Ahmet Cevizci, Paradigma Felsefe Szl
Wilhelm Dilthey, Hermeneutik ve Tin Bilimleri
S. Woolgar, Bilim desi zerine Sosyolojik Bir Deneme

* * * * *

Paradigma'nn Gndemindekiler

Hans Georg Gadamer, Hakikat ve Yntem.


Giambattista Vico, Yeni Bilim.
Kant, Saf Akln Eletirisi
Friedrich Nietzsche, yinin ve Ktnn tesinde
Friedrich Nietzsche, Ahlakn Soykt
Leo Strauss. Siyaset Felsefesi
Alasdair Mclntyre, Etiin Ksa Tarihi
N. K . Smith, Kant'n Saf Akln Ele tirisi nin Yorumu
'

Joseph Rouse, Bilgi ve ktidar/Bilimin Politik Felsefesine Doru.


Susan Hackman, Bilgi Sosyolojisi ve Hermeneutik
Anthony Giddens, Tarihsel Materyalizmin ada Eletirisi
Paul H hnerfeld, Heidegger: Bir Filozof. Bir Alman .
O. Pggeler, B. Alleman, Heidegger zerine iki Yaz.
H samettin Arslan, Bilim ve Entellekteller.
Hsamettin Arslan (der.), Gelenek, Hermeneutik ve Retorik
Edibe Szen, Sylem
G. Holton, Kepler'den Einstein'a Bilimsel Dncenin Tematik Kkenleri.
Bryan M agee, Byk Filozoflar.
John W. Murphy, Postmodern Toplumsal Analiz ve Postmodern Eletiri
Peter L. Berger ve Thomas Luckmann, Gerekliin Sosyal nas/ Bir Bilgi
Sosyolojisi Denemesi
B . Lee Whorf, Dil, Dnce ve Gereklik!Benjamin Lee Whorftan
Semeler .
K. M. Wheeler, omantizm, Pragmatizm ve Dkonstrksiyon.
Eric Vogelin, Aydnlanmadan Devrime.
Wilhelm Dilthey

Hermeneutik ve Tin Bilimleri

Paradigma
Hermeneutik ve Tin Bilimleri
Wilhelm Dilthey

Trkesi
Doan zlem

9. Paradigma Kitab
Felsefe Dizisi 7. Kitap

Bu kitabn Trke yaym haklan


Paradigma Yaynlar'na aittir.

Bask
Engin Yaynclk

Birinci Basm
stanbul, Eyll 1999

PARADG M A Y A YINLARI
Cankurtaran mah. Seyit Hasan sok. 1 2/4
S ultanahmet / STANBUL
TEL (0 2 1 2 638 64 46)
Wi lhe l m Di lthey

Hemeneutik ve Tin Bilimleri

Trke i: Doan zlem

Paradigma
indekiler

evirenin nsz 9

Tin Bilimlerine Giri 11

nsan ve Tarih Dnyasnda Tekilleme ve Sanat 31

Tekilleme ve Karlatrmac Tin Bilimleri 71

Hermeneutiin Douu 83

Dizin 125
Wilhclm Dilthcy, 19.1 l .1833'de Bir Protestan rahip ailesinin ocuu olarak
Ren kysndaki Biebrich'de dodu; teoloji ve felsefe renimi grd. 1882'de Berlin
niversitesi'nde felsefe profesr oldu ve 1.10.191 l 'de Berlin'deki lmne kadar bu
grevini srdrd.
Dilthey, hermeneutiin ve tin bilimleri epistemolojisinin byk flozofu olarak anlr.
Dilthey'n etkilendii balca kaynaklar, Vico, Herder, Goethe, Schleiermacher'in yeni
ledii ekliyle 19. yzyln felsefi hermeneutii, Alman dealizmi (zellikle Hegel),
Romantik Filoloji Okulu (zellikle Schlegel ve Bckh) ve Alman Tarih Okulu'nun ta
rihilik anlaydr. O, bu etkiler erevesinde yneldii Bat tarihinin tmn, .ellikle
Bat bilim ve sanat tarihini, didiklercesine aratrm ve yorumlamtr. Onun Bat tarihi,
bilimi ve sanat .erine yorumlarnn pek ounun bugn de alamam olduunu sy;
lemek, hi de abartma olmaz. Dilthey bu derinleme ve younlama ierisinde; tarihi v
toplumu konu edinen bilimlerin (tin bilimlerinin) dayanaca ve fakat doa bilimlerinin
dayand ve Kant'n "salt akl eletirisi"nde iaret ettii reminden farkl olacak bir
epistemolojik zemini aratnnaya ynelmi, lmyle yarm kalan bir "tarihsel ak-'
eletirisi"ne kendini adamtr. lmnden sonra "Toplu Yazlar" (Gesammelte Sc hrif..
ten) dizisi iinde bir araya getirilen eserlerinin basm, 1972'de 16 byk boy cilt olarak!
tamamlanmtr.

Balca eserleri: Einleitung in die Geisteswissenschaften [Tin Bilimlerine Giri,,


1883], Philosophie der Philosophie [Felsefenin Felsefesi, --lmnden sonra-1931],
Der Aufbau der geschichtlichen Welt in den Geisteswissenschaften [Tarihsel Dnyann
Tin Bilimlerinde Kuruluu, 1910], Untersuchungen zur Geschichte des deutschen Geis
tes [Alman Dnce(fin Tarihi zerine Aratnnalar, --lmnden sonra- 1927],
ber das Studium der Geschichte der Wissenschaften vom Menschen und Gesellschaft
[nsan ve Toplum Bilimlerinin Tarihi zerine ncelemeler, 1875], Beitriige zur Lsung
der Frage vom Urspnng unseres Glaubens an die Realitat der Aussenwelt und seinem
Recht [D Dnyann Gerekliine Duyduumuz nancn Kkeni ve Hakll Sorunu
nun zmne Katklar, 1890], Ideen ber eine beschreibende und zergliedemde
Psychologie [Betimleyici ve zmleyici Bir Psikoloji zerine Dnceler, 1894],
ber vergleichende Psychologie [Karlatrmac Psikoloji zerine, 1895/96], Die
Entstehung der Henneneutik [Hermeneutiin Douu, 1900], Das Wesen der Philo
sophie [Felsefenin Nelii, 1907], Schleiennacher, Leben und Denken [Schleier
macher'in Yaam ve Dncesi, 1870], Leben derjungen Hegel [Gen Hegel'in Ya
am, 2 cilt, 1875], Erlebnis und Dichtung [Yaant ve iir, 1877], Van deutschen Dich
tung und Musik [Alman iiri ve Mzii .erine, --lmnden sonra- 1933), Ethik
[Etik, --lmnden sonra-1958), ZurGeistesgeschichte des 19. Jahrhundert [19.
Yzyl Dnce!fin Tarihi, --lmnden sonra-1972] [Doan zlem].
evirenin nsz

Bu kitapta Wilhelm D ilthey ( l 833- 9 l l ) ' d a n evirdigim


drt yaz yer almaktadr.
ilk yaz, d a h a nce Kltr Bilimleri ve Kltr Felsefesi
( 986, 3 .bask : 1 994) ) ve Tarih Felsefesi ( 1 984, 6. bask:
1 998) adl kitaplarmn ek blmlerinde yer alm olan "Tin
B i l i m l erine Giri" a d l yazdr. (Anlan kitaplarmda "Tinsel
B i l i m lere G iri" a d yla yer a l m t.) Yaz burada yeniden
gzden geirilmi ve akl ayc notlar eklenmi olarak ya
ymlanyor.
ikinci yaz, "insan ve Tarih Dnyasnda Tekilleme ve
S a n at" a d yla ilk kez bura d a yaymla n m a ktadr. D i lthey,
uzun sre, "son derecede zengin bir bilgi dagarcgna sa
hip bir ta rihi, zellikle b yk bir kltr tarihisi, bilim
ve s a n at e letiri s i n d e esiz b i r deha" (Roth a cker, E.,
Mensch und Qeschichte, l 944, s . 2 2 .) olarak byk bir say
gyla selamlanmsa d a; gelitirdlgi felsefe, allm n d
nda eyler syleyen hemen h er felsefenin bana geldigi
zere, zamannda laykyla a nlalp d egerlendirilemem i
tir. Bu yaz, D ilthey'n tari h i, zellikle sa nat tarihisi y
nn ve fakat esasen sanat e letirisindeki "esiz deha"sn
yeterince gsteren bir yazdr. fakat yazda, sanat eletir
m e n i Dilthey'n deg, filozof D i lthey'n agrlg hissedilir.
Dilthey b u yaz s n d a h e r m e ne utigin ve tin b i l i m lerinin
balca konusu olan "te k l l l i k/tekilleme"nin felsefi n e l i
gnt Avrup a sanat tarihinden, zellikle edebiyat ve iir ta
rihinden rneklerle sergilemek a m a cndadr. Yazy, uzun
sre yapldg zere b u fel sefi kaygy gz ard ed erek
okumak, eksik ve hatal bir o ku m a olur.
"Te k i l l e m e ve" K a r l a t rm a c Tin B i l i m l e r i " a d l
nc yaz, ikincinin bir devamdr ve burada da D ilthey,
10 Herm eneutlk ve Tin BJ/Jmleri

ilk b akta sanki yalnz b ir b i l i m tarihisi kimllgiyle kar


m z d a dr. G e ri D llthey b urad a b i l i m tari h in deki engin
b ilgisinden rnekler sergilemektedir; fakat yaznn esas
a m ac, ikinci yazda o ldugu gib i, h ermeneutgn ve tin bi
l i m l e r i n i n b a l c a k o n u s u olan "te k l l l l k/te k l l l e m e " n i n
n e llgini, b u k e z bilim tarihinden rneklerle gstermektir.
Daha nce Felsefe Tartma/an dergisinin 22. saysnda
( 1 99 7) yaymlanm olan drd nc ve son yaz, "Hermene
utgn Dogu u", Dilth ey'n yazlarnd a n yab a nc dillere en
ok evrilmi olandr ve tm h ermenetlk geleneglnln b a
lca k l a s i kl e ri n d e n d i r . B u y a z ya a klayc d ip n o tlar

koydum ve arkasna bir aklamal ad dizini ekledim.
Kitap, Trkede Dllthey'dan kitap hacminde yaymlanan
ilk eviri ve d erleme olma zelligine s a hiptir. t

lzmlr/KartJyaka
EylJ;999

Tin Bilimlerine Giri*

nsz
B u rada ilk yarsn yay m l a d gm bu kita p, tin bilimlerinin
fe lsefi tem e l leri soru n u n u , b u konuda eriebildiglm en
yksek kesinlik d erecesiyle zmek yolunda tarihsel ve
sistematik bir denemed ir. Deneme, tari hsel ynyle, byle
bir temellendirme bakmndan felsefenin imd iye kadar
g e i rm i o l d u g u g e l i i m s r e c i n i i z l iyo r; bu ge liim
i i n d e ortaya kan tekil teorilerin tarihsel yerini belirt
m eyi ve yine b u teorilerin tarihsel baglam aklama ba
kmndan tadklar degere egilm eyl amalyor. K ukusuz
deneme b u baglam zerine b ugne kadarki geliimle yo
gun biimde ilgilenmekle, agda bilimsel hareketin da
yandg isel m o tifler h a kknda bir yargya varmak iste
mektedir. Ama burada yaplacak olan tarihsel betimleme,
denem enin br yarsnn konusunu oluturacak olan bll
glkura m sa l (eplstemolojik) temellend irmeye bir n hazr
l ktr. 1

zgn metin: Wilhelm Dilthey, Ein/eitung in die Geisteswissenschaften, Ge


sammelte Schriften, 2.Band : Die geistige Welt, Leipzig/Berlin 1 922, Yerlag
von B .G. Teubner, s. XV-XX (nsz) ve s. 1 -7 (B irinci Kitap).
evirenin notu: Ceviri. daha nce, "Tinsel Bilimlere Giri" adyla, Kltr
Bilimleri ve Kltr Felsefesi (Remzi Kitabevi, stanbul 1 986, s.99- 1 1 2) ve
Tarih Felse/esi (Dokuz Eyll Yaynlar, zmir 1 998, 6.bask, s.335-348) adl
kitaplarmda yaymlanmtr. Bu baskda eviri yeniden gzden geirilmitir.
zgn metinde dipnotu yoktur. B uradaki dipnotlarnn tm, aklayc dip
notlar olarak, eviren tarafndan konulmutur.
1 Dilthey, yaptnn bilgikuramsal ve sistematik yann tamamlayamadan ld.
Onun bu konudaki ytftm kalm yazlar ve birka cmlelik fragmanlar, ya
ymc B. Groethuysen tarafndan bu yaptn sonuna eklendi.
12 Herm eneutik ve Tin Bilimleri

Denemenin tari h s e l ve s istem atik blm lerinin birbir


l erini tamamlam alar gerekeceginden, bu tarihsel blm,
kukusuz tem el sistem atik dnceleri m i ak klm ay da
kolaylatracaktr.
Tekil bilim lerin bagmszlklarn kazanm alar Ortaag
'n s o nunda balar. Ancak n e var ki, bu bilimler arasnda
top l u m u ve tarihi konu alan b ilim ler, ok uzun bir sre,
hatta geen yzyla ( 1 8. yzyla - . n .-) kadar, metafizigin o
eski gdmnde kalmlardr. Fakat br yandan, doga bil
gisinin serpilen gc, bu bilimleri, m etafizigin o eski g
dm nden hi de aag ka lmamak zere, bu kez de bu g
cn (doga bilim lerinin - .n .-) gd mne sokm utur. \ k kez
Tarih_i Okul [Alman Tarih Okulu - . n . -) tarit1J bilffi_cin ve
tarih b i l i m i n in_-szc gn tam a n l a m yla- vesatet!.en
(m etafizigln ve doga bilim lerinin vesayetinden - . n . -) kur
ta:lp bagms z l klarn kazanmasn s a gl a m tr. 2 O nye
dinci ve Onsekizinci yzyllarda doga hukuk, dog41 din,
s oyut devlet gretisi ve soyut ekonom i-politik iin e ge
litirilmi olan toplumsal ideler sistem i, pratik sonuIarn
Fransa'da 1 789 Devri m i ii nde b u l m u tu . N e var k ayn
D evrim 'in ordula r, eski, kendi iine dnk ikibin.y llk
bir ta rihin sisleri arasna gmlp kalm olan Alman dev
letinin topraklarn igal edip p aralamt. ite bu durum,
bizim anayurdumuzda, tinsel olaylar sz konusu oldugunda,
t o p l u m s a l idelerin btncl b i r s i steminden h a reketle
gereklige OOy.arg.ll-Olarak nelmenin ya.nl.lgnLgilren.
bir tarih grnn kurulma sna yol at . Bu gr, Winc
k e l m a n n ve Herder'den, R o m a ntik Okul aracl gyla Ni
ebuhr, Jakob Grimm, Savigny3 ve Bckh'e4 kadar, olduka
yaygn lk kaza nd; giderek Fransz D evrim i'ne kar bir
tepki olarak glendi; lngiltere'de Burke, Fra nsa'da G uizot

2 Tarihi Okul (Alman Tarih Oku l u ) hakknda bkz . : Doan zlem, Tarih
Felsefesi, s. 1 1 5-123, 237-243 ve 323-335; Kiiltiir Bilimleri e Kltr Felse
fesi, s.57-66.
3 Bu adlar hakknda Tarih Felsefesi adl kitabmn ilgili blmlerine bkz.
4 August Bckh (178 5 - 1 867) hakknda bkz.: H.G. Gadamer, "Hermeneutik" ve

U. Japp , "Hermeneutik, Filoloji ve Edebiyat". Her iki yaz da Herme11eurik


(Yormhilgisi) :::eri11e Ya:lar adl ev irimde (Ark Yaynlar, Ankara
1995) yer almaktadr.
Tin BJJJm ler/ne Oiri 3

ve Tocquevllle ile yayg nlat . Bu grn yaygnlamas,


Avrupa toplumunun iinde bulundugu savalara rastlad. Bu
gr, h ukuk, devlet veya dine, toplumsal !delerin btn
cl bir sisteminden hareketle degil, somut olara k ynel
m e k istedi ve bu yzden, Onsekizinci yzyln !delerine
(Ayd nlanma'nn id elerine - . n .-) her yerde d manca kar
kt . Tari hi Ok l'da s a l t e mpirik bir gzlem tarz .eg e
mendi; tarihs el sre lerin kendine zglgnetzgl lg
n e sevg i d o lu bir yakl a m la ynelinlyordu . Tekil ta_r lhsel
olay larn ta dg d egeri/anlam sa dece o o layn kendi g
liim baglam ierisinde b el irlemek isteyen bu ta;Jt_ gtrQ
, bugnn yaam asndan gemite kalm olann nasl
aklanabilecegini s orgu l uyor ve tinsel yaamn her ann
d a tarihsel bir n itelige sahip o ld u gu n u b e n i m s eyen bir
top l u m gretisine dayanyord u . ite bu tarih gr, tm
tekil tarih bilim lerine uzanan saysz ka n a l l arla yeni bir
dnce akm dogurdu.
Fakat Tarihi Okul, bugne kadar, kendi teorik yapsnn
geliimini old ugu kadar, yaamaya nfuz etmesini de bazan
nlemi olmas gereken kendi iindeki engelleri kramad.
B u okulun inceleme ve tari h s e l fe n o m e n leri d egerlen
dlrme tarz, bilinle ba gntl o lgu ve olayla rn zmlen
m e s i bakmndan eksiktir. 5 ite bu n e d e n l e bireysel ve
tarihsel/tinsel o l a n la ilgili bir temellendirme iin gveni
lir bir bilgiye ulam ak konusunda bavurulacak son karar
yerine (ln stanz) gem eye, ksacas bir felsefi temellen
d i rmeye gerek v a r d r . Tari h i O k u l ' d a b i lg i k u ra m

5 Dilthey. tm tarihsclitoplumsal olgu ; e olaylarn-inttekifHR---'.'.9ilmce ba-


1lk" olduunu, bu olgu ve o l aylarn insann b ilme, isteme, ama
koyma/arzulama/amal eyleme yetileri dorultusunda ortaya ktklann,
onlar doal olgu ve olaylardan ayran ynn esasen bu olduunu belirti)'.or;
"tinscllik''in de bizzat bu olgu ve olaylarn znitelii olmaktan ibaret olduu
nun altn iziyordu. (Almancada "Geist" terimi, hem "tin" hem "bil inli d
nme/dnce" anlamna gel ir.) 18. yzyln Aydnlanmac felsefe ve bili
minin ve 1 9. yzyl pozitivizminin eletirisini de, o, bunlarn bu zniteliin
farknda olmaylarna dayandryordu. Tarihi Okul'un izgsi.A
ma ve poztvist ii lerden farkldr; bununla birlikte Okul, (Ranke'de ol
duu gibi) pozitivist b ilim anlayndan ksmen etkler tayan bir bilm mo
deline de balyd. Dilthey. burada Okul'un bu ynn eletirmektedir.
14 Hermeneutik ve Tin Bilimleri

(ep istemoloj i} ile p sikolojj6 arasnda iliki krlamcru.r.


B...!.._ nedenle d e T arih i Okul'da (tarihsel/top l umsal olgu ve
olaylar bi l i n c e _ b agJ olg u_ ve olayla r ola.:ak. -a..klcya n
- . n .-) a klay c bir v: ntemP. k::1vsu!amams v e tersine t a
rihsel gzlem ve kar latrm ac y ntem, bu Okul'da ne tin
b i l i m lerinin bagmsz bir bek oluturm a s n a yetebilmi
n e de yaam aya nfuz etme konusunda baarl olabilmi
tir. Bu y z d e n d i r ki, C o m te, M i l i ve B u ckle "tari h s e l
d nya d e n en bilm eceyi b u alana dogabilimsel i l k e v e
yntemleri aktararak yeni b i r tarzda zmeyi denedikleri
s rada; aslnda onlarn yoksu l ve yalnkat, fakat zm le
yici yan yla stn olan bu tutu mlar karsnda, ya a m aya
d erinligine nfu z etm ek isteyen Tarihi Okul'un ne yete
rince gel itiri l e b i l m i ne de yeterince tem ellenq irilebil
m i olan gr, ancak etkisiz bir protesto olarak ka ld. 7
Bir Carlyle'n ve derin dnceli br dnrlerin eksakt
d oga bilimine kar srdrdkleri m u h a l efet de, setii ni du
yuramayan bir giriim olarak bu durum un gsterges ir. Tin ifj
b i l i m l erinin d a y a n d g temeller k o n u s u n d aki bel1rsizlik
iinde, her alandan aratrmaclar. br yandan. hemf n top
tanc betimlem elere daldlar; hemen znel yorumlara ' ba-
vurdular ve kendilerini yine b i r m etafizigin kollarna b -
raktlar. yle ki, bu betimlem elerde ve yorumlarda, pratik
yaama yn verici gce sahip o l d u guna inan lan ilkeler
zerine ciddi ciddi sz edilebilmekteyd i .
i t e bu d e n e m e. t i n biliml erinin i i n d e b ulund ugu bu
d urumdan duydugum kaygdan dogd u . Deneme, Tarihi
Okul'un dayandg ilke ile, gnmzde bu ilkeden hareket
eden ve topl u m u inceleyen tekil bilim lerin alma tarzn
temellendirmek ve giderek Tarihi Okul' un gretisi ile so
yut teoriler ara sndaki atm ay giderm ek istiyor. Beni a-

6 "Psikoloji" teriminden Dilthey'n ne anlad konusunda 12 numaral dipno


tuna bkz.
7 Dil they'n 19. yzyln ilk yarsnda pozitivist ve antipozitivist bilim anlay
lar arasnda iaret ettii bu atma, pozitivist bilim anlaynn 100 yldan
fazla sren bariz stnl dolaysyla neredeyse unutulmu veya unutturul
mu; yzylmzn son onyllar ierisinde deiik bir slupla da olsa, pozitivist
bilim anlaynn yetersizliine yneltilen eletiriler dorultusunda yeniden
yaanmaya balamtr.
Tin Bilimlerine Oiri 15

lm alarm srasnda kayglan d ran sorunlar, yaptg i ze


rinde dnen her tarihiyi, her hukukuyu veya politika
cy da yreginden kayglandrmakta olmaldr. Tin bilim
lerine bir temel kaz a n d rma konusundaki zel istegim ve
b ununla ilgili planm ite byle olutu . Bir tarih yazmc
s n n yarglarnn, bir iktisat n n vard g s o n ularn, bir
h u ku k u n u n kulland g kavra mlarn altnda h e p tem elde
yatan ilkeler bagl a m h angisidir ve b u baglam kesinlikle
b e l irle m e k olan akl m d r?8 B u n u aratrm ak metafizige
dn mdr? rnegin; m etafizik kavram larn iine tan
dg bir tarih felsefesi ola bilir mi? Veya gerekten d e do
ga hukuk diye bir ey var mdr?9 B u n larn varlg yads
nabiliyorsa, bu d urum da bilimlere dzen ve aklk saga
yan ilkeler topl ulugunun dayandg saglam zemin nerede
d i r?
Comte ve p o z itivistlerin, J . S . Mili ve e m piristlerin bu
sorulara verdi kleri yantlar, bana, tarihsel gerekligi do
gabilimsel kavram ve yntemlere uyd urma ugruna, bu ger
ekligi arptm a k ve tahrif etm e k o larak gr nmektedir.
br ya ndan, bu yantlara karlk o larak deha dolu temsi
lini Lotze'nin "Mikrokosmosunda b u la n tepki, bana, tekil
b i l i m lerin h a klar o l a n b a g m s z l klarn, bu b i l i m l erin
bavurduklar deneysel yntemlerin gcn ve bu yntem-

8 Dilthey'n burada "temel ilkeler balam"ndan kastettii; tm tarih


sel/toplumsal olgu ve olaylarn bilince bal olgu ve olaylar olmalarn yani
tinselliklerini yapan ilkeler balamdr. Dilthey, daha sonra, Kant'n zm
ledii bir "teorik akl" yannda, bize tarihselliin/tinselliin kategorilerini ve
recek olan bir "tarihsel akl"dan, bu dolaymda sz edecektir.
9 Dilthey "doal hukuk" teriminde bir contradictio in adjecto (bir eyi kar
tyla/eliiiyle nitelendirmek) saptamaktadr. nk "doa" ile "hukuk" te
rimleri kart veya en azndan birbirine aykr alanlar adlandrrlar. "Hu
kuk", ancak ve sadece insan bilincin: bal bir olgu saylabilir yani o ancak
tarihsel/tinsel bir olgu olarak vardr. Doal hukuk" terimi, Ortaa Hristi
yan skolastiinin "tanrsal hukuk"unun bir miras ve versiyonu olarak, zel
likle 18. yzyl Aydnlanma anda ve daha sonra 19. yzyl hukuk felsefe
sinde, bu kez laik bir klkta, yeniden ortaya km bir terimdir ve ancak
"doa" ile "tin" ayrmndan habersiz bir hukuk metafiziinin bir fiksiyonu
dur. Bu konuda bk: Manfred Riedel, Rehabilitierung der praktischen Phi/o
sophie (Pratik Felsefenin Rehabilitasyonu), Stutgart 1972/74, il.blm,
s.75-82.
16 Herm eneutik ve Tin Bilimleri

! erin d uyusa l ola na uya rla n m eksa ktlgn feda eden bir
tepki ola ra k grnyor. B u ya n t ve tepkilerin dnda, en
s o n unda ben, bilince ba gl olgula ra ynelme konusu n da,
"i deneyim" denen eyde dncem iin sagla m bir lima n
b u l d u m ve h i b i r okuyuc u n u n b u n u n b yle o l d u g u n u
k e n d i ken d ine ka ntlama kta n ka na b ileceginl sa nm yo
rum . Tm bilim d eney blllmld lr; fa kat her trl deney, k
kensel ba ga m n ve b u bagla m n belirledlgi geerllliglni
b i l i n c i m iz i n k o u l lar i i n d e b u l u r; d e ney b u koullar
i i n d e m eyda na ka r; ya n i ya ra d l m z n btnl g
iinde. Biz, bu koulla rn ardna gemeyi olana ksz gren,
gzle grlm eyen veya bilen znenin ba kna dogJ u ca
ra stla mayan, ona ak olmayan eyleri bilmeyi olanaksz
saya n b u k noktasn, bllglkura m sal (epistemolojlk) bir
k noktas olara k gsteriyoru z . Gerekten de modern bi
lim b u n da n ba ka bir k nokta s ka b u l edemez . 10 Bu,
bana, gitgid e, tin b i l i m l erinin ba gmszlklar konusullda
bilincim izin koulla r n ka lk n o kta s a lp bura da n hire
ketle bir temel b u l u na bileceglnl gsterdi; Ta rih i Oku un f
ihtiya d uydugu ey de b uydu . nk bizim doga hakkn
da ki ta sarm mz bu bilinten ka r ve d o ga, bize d k
b i r gereklik o la ra k b i l i n c e ba g l o l g u la r d nya s na
(tinsel dnyaya - . n .-J g re, bizim iin silik bir glgedir.
Na s lsa yle o la n gereklik (n umena l gereklik, kendinde
nesne -Dlng a n sich- d nya s - . n .-J ka rsnda biz, olsa
o l sa, b i l i n c i m i z e verili olgular iten d e n eyleyerek bir

o Burada betimlenen "deneysel bilim modeli", Kant'n, teorik akl zmle


mesi dorultusunda snrlarn izip merulatrd Yenia biliminin da
yand modeldir. Kant, "doa bilimi"ni, teorik aklmzn ve bilincimizin
olanaklarnn deneysel yoldan (d deney) ieriklendirilmi bir izdm
sayyor; bilimin insann bilme yetisini nceleyen veya aan hibir ynnn
olamayacann altn izmi oluyordu. Bilincimizin olanaklarnn bilgisi
bize "bilim"in ne olduunu retir; buna karlk "bilim" bilincimizin ola
naklarnn bir bilgisini, kendisi bu olanaklara gre kurulmu bir ey oldu
undan, salayamaz. Dilthey da bilimin ncelikle byle bir bilin analizi ve
bilgikuramsal (epistemolojik) temellendirme dorultusunda yani bir felsefi
refleksiyon araclyla neliinin ortaya konulmas gerektiini belirtmekle,
bilimi hereyi nceleyen ve hereyin aklaycs bir konuma yerletirmi
olan "bilimci"leri ("scientificist"leri, Hsamettin Arslan'n daha ok bizdeki
"bilimci"leri dnerek nerdii terimle, "bilimist"leri) de eletirmi oluyor.
Tin Blllmlerln e Oir/ 17

b i l giye s a h i p o l ab i liri z . ite, tin b ilim l erinin m erkezinde


bu olgularn zmlenmesi yatar ve bu b yle kalacaktr.
Tarihi Okul'un anlayna uygun olarak, tinsel dnyann
d a y a n d g ilkelerin b i l gisi, yine b izzat bu a l a n n ken d i
i i n d en kartlab ilir ve t i n b il i m l eri, i t e t a m d a b u yz
den kendi ilerinde b agmsz bir sistem kurarlar.
Ben bu noktada kendimi, Locke, H u m e ve Kant'n b ag
o l d u kl a r b l lgikura m c (e piste m o l oj ist) okulla pek ok
noktada uzlam b uluyoru m . Fakat b una karlk, felsefe
nin her trl anadayanaklarn ancak onlar sayesinde tan
dgmz b ilin olgular b aglam n , bu okulun ele aldgn
dan b aka bir tarzda ele almak zorunday m . Herder ve Wil
helm von Humboldt'u nkllerde oldugu gibi, az sayda ve bi
limsel kurguyla hi de tam olarak b agdam ayan savlar dik
kate alnm azsa, im diye kadarki geliimi ierisinde b ilgi
kuram, Ka nt'ta oldugu gib i, deneyi ve bilgiyi, katksz bir
zihinsel tasarm altna sokulmu olan olgu n yola karak

aklamtr. Locke, H u m e ve Kant'n tasarl a d klar b i l en


znenin (sje) dam arlarnda hi de gerek kan dolam az;
tersine, bu znenin damarlarnd a katksz bir dnme et
k i n l i gi saylan a k l ' n i mb i kten geiri l m i /a rn d r l m
zs uyu dolar. 1 1 Oysa b eni ilgilend iren, insanla tarihsel

Dilthey; Locke, Hume ve Kant'n epistemolojilerinde savunulan temel tezi,


bilginin doa karsnda sadece duyumlama-tasarmlama bants ereve
sinde edinildii, duyusal yolla verili olann akln/zihnin tasarmlayc faali
yeti altnda bilgiye dnt, doann bir "aklama" nesnesi olduu hak
kndaki tezi onaylar. Ne var ki bilen znenin damarlarn sadece duyum -
lama ve tasarmlama elerinden oluan bir sv (zsuyu) doldurmaz. Bilen
znenin damarlarnda dolaan gerek kan, duyumlama ve tasarmlamay
sadece birer e olarak ieren pek ok eyi barndrr. Bu eler; isteme,
arzulama, heyecan, duygulanma, sempati, antipati, ama koyma, deer
verme, deerlendirme, vd. olmak zere, bilen znenin psiik "totalite"sinde
yer alrlar ve bilen zne nesnesinin karsna aslnda psikesinin bu totalitesi
ile kar. Oysa doa bilimlerinde zne nesnenin karsna, kendine koyduu
kstlamalar dolaysyla, bu total kimliiyle kmaz. O, doa bilgisi elde et
mek zere, bu total kimlii oluturan elerden sadece duyumlama ve tasa
rmlamaya bavurmakla yetinir; dierlerini paranteze alr (veya aldn sa
nr). Bu bir kstlamaclk ve indirgemecilik olmakla birlikte, anlalr bir
tavrdr. En nihayet doa, d deneyde tannan bir ey olarak, bizim mey
dana getirdiimiz bir ey deildir. Oysa tinsel dnya, insann yukarda say
lan elerin otalitesi ile bizzat meydana getirmi olduu bir dnyadr ve
18 Herm eneutlk ve Tin BJ/Jmlerl

ve psikoloj i k adan ugramaktr. 12 insann sahip o l dugu


g lerin elt llgl i i n d e b e n i m i lg i m i eken ey, o n u n
b u yn d r. B u ynyle insan, isteyen, hisseden ve bir
eyler pla nlayp a m a l ayan yn yle i n san, b ilginin ve
bilgi kavram larnn da (d d nya, z a m an, tz, ilk neden,
vb .) aklanmasnda temele koymak; b ilginin ve b ilgi kav
ramlarnn sadece alg, tasarm ve dnme m alzemesiyle
dokunmu eyler olup olmadgna ynelmek istiyorum. 1 3
Buna gre, b u denemenin b avuracag yntemler unlardr:
B en, agda s oyut b ilimsel d ncenin her bir gesini,
rneg n d eneyi, dil ve tarih i n c e l e m elerinin gsterd lgl
'
gib i, i n s a ni varo l u u n b tnlgne (i n s a n n total klmll-
g ne, znenin tota teslne - . n .-) b aglyo ru m . Oerekt:: n de
bu b tnlk ancak dil ve tarih aratrm a s ile iaret d ile
b i l i r olan bir b tnlktr. B uradan u kar: Bizim gerek
lik h a kkndaki tasarm ve bilgimizin en nemli yaptalar,
geleri; kiisel yaamn b lrllgt, d dnya, dmzd bi
reyler, onlarn zaman ierisindeki yaamlar ve bu ya mla-
'

tam da bu nedenle ancak znenin i deneyimde tand kendi totalitesini


harekete geirerek kavrayabilme ansn bulabilecei bir nesne alandr.
Dilthey, tm bu elerin birlikteliinde gerekletirilen kavrayc/hissedici
edime "anlama" adn verir. Daha sonralar Yeni Kant Rickert yle diye
cektir: "Doa aklanr, fakat anlalamaz." (H. Rickert, Naturwissenschaft
und Kulturwissenschaft , 19 15, s. 44).
Dilthey'n burada "psikoloji"den kastettii, geen yzyln ve bu yzyln
empirist/pozitivist/behaviorist/nomotetik psikolojisi deildir. Dilthey, bu tr
bir bilimin ksrl zerinde sk sk durmutur ve bir "anlamac psikoloji"nin
gerekliliini vurgulamtr. Geri bu "anlamac psikoloji" de bir bilimdir; fa
kat bilginin ve hilimin )'.apsn anlamakta havurulacak bic eit "temel bi
lim" konumundadr. Dilthey "bilim" kavramn bir geni ve bir de dar an
lamlanyla kullanr. (Bunun iin aada 22 numaral dipnotuna bkz.) eitli
almalarmda Dilthey'n "anlamac psikoloji"sinin zellikleri zerinde
durdum. Bu konuda zellikle u almama bkz.: Max Weber'de Bilim ve
Sosyoloji, 2.bask: 1998, s.92-128. Ayrca Dilthey'n nasl bir "temel bilim"
peinde olduu konusunda bkz.: M. Riedel, "Wilhelm Dilthey'da Teorik
Bilme ve Pratik Yaama Kesinlii Bants", evirenin derledii Hernene
utik ( Yorumbilgisi) zerine Yazlar iinde, Ark Yaynlar, Ankara 1995,
s.5 1-83.
13 Yukarda 1 1 numaral dipnotuna bkz.
Tin BJ/Jmlerlne Qirl l9

r n b i rb i rl e ri n e kar l kl etki l e ri d i r . 1 4 i n s a n n i stek,


duygu ve ama koymaya dayal gerek yaama sreci, ite
ancak b u bt n lgn okeltllllgl ierisinde kavra n a b i
l i r. Bu kavrama d a, salt a prlorl bir b ilgi olanagna (salt ak
l n a pr/ornerl n e - . n .-) bavurularak saganamaz; nk
ters i ne, b u ra d a salt a prlorl b i r bilgi o l a n agnn kabul
d eg, iinde b u l u n dugumuz konumlar toplamndan kan
bir geliim tarihi sz konusudur. 1 5 yle ki, bizi felsefeye
yn e lten t m s o r u l a r n y a n t n , b u ta r i h s e l gel i m e
v e re b i l i r.
B u tem e ll e nd irm e n i n iinde barnd rdg bilmecelerin
e n keskini de b ura d a ortaya kyor: Bizim d d nyann
gerekllglne d uydugumuz inancn neye daya ndg ve hak
l l g soru n u . Tasar m l a n an bir ey o larak d d nya, bu
adan dalma ve sadece bir fenomen olarak kalr. Buna kar
l k, b i z i m i steye n - h i s s e d e n -a m a l a y a n n e l l g l m l z
(mah iyetimiz), tmyle bizden b i r ey, bize a lt b i r eydir
ve b u n elik, bu h a l iyle, d d nya gerekllglnden (yani
b izden bagmsz olarak kend i uzamsal belirlenimi iindeki
gerekl ikten) d a h a kesin b i r verldlr. 1 6 n k bu n e l ik,

14 Dilthey'n burada, kendisinden sonra bilginin "zneleraraslk"


(intershjektivite) olarak belirtilen niteliini betimledii aktr.
15 Burada Dilthey'n Kant epistemolojinin ve Yenia biliminin yetersizliini
eletirdii aktr. Bu konuda u yazma bkz.: "Hermeneutie Gei Yolu
Olarak Tarihselcilik'', Siyaset, Bilim ve Tarih Bilinci iinde, nkliip Yay
nevi, stanbul 1999, s. 75 ve devam.
16 Dilthey felsefenin temel ve klasik sorunlarndan olan d dnyann gereklii
sorunu zerine burada yapt saptamay, pek nl olan bir yazsnda, "D
Dnyann Gerekliine Duyduumuz nancn Kkeni ve Hakll So
rununun zmne Katklar" adl yazda geniliine amaktadr. D dn -
yann biim iin sadece fenomen olarak bilinebilecei, onun kendindeliinin
bilinemeyecei, aslnda Kant bir tezdir ve bu durum Kan tarafndan ste
lik "felsefenin skandal" olarak da gsterilir. (Bkz.: E. Cassirer, Kant'n Ya
am ve retisi, ev.: D. zlem, nklap Yaynevi, stanbul 1997 -2.bask
s.78-86.) Bununla birlikte Dilthey, d dnyann gerekliini kantlayama
yan znenin bizzat kendisinin, ayn zne iin d dnyaya gre daha kesin
bir veri olduunu belirtirken, Yico gibi dnr. Vico, doa tarafndan "ya
plmlk"mzdan tr doann yapmndaki gerekeyi ve doann yapsn
asla bilemeyece?m izi; buna karlk tarih ve toplum dnyasn ve bu dnya
iindeki konumuyla kendimizi, bunlar bizzat "bizim yapmmz" oldukla
rndan tr, doaya oranla daha kesin bilebileceimizi belirtmiti. Bu ko-
20 Herm eneutik ve Tin Bilimleri

tasarl a n a n bir gereklikten nce, yaan a n bir gereklige


aittir. Biz d d nyadaki neden-etki (eser) bagn veya b u
b a ga gre o l u a n sreci hi d e yeterince b i l e m eyi z .
nk, d d nyaya ait neden v e etkiler (eserler) h a kkn
daki tasarmlar, kkenleri bakmndan, bizzat ve sadece
bizim istemeye dayal yaammzdan kan soyutlamalardr.
yle ki, d en eyim i n biz e atg ufuk, ncelikle ve sadece
bizim zgr ve ikin d u ru m u m uz d a n h a b er verir gibidir.
D d nya, b i z im ya a m a bt n l g m z araclgyla/sa
yesinde bize verilidir. Oysa o, kendindeligi iinde, bizim
'
ya a m a btnlgmzden farkl bir bt n lge sahip ola
bilir. Bu syled iklerimi nereye kadar kan tlaya bilec;gm
ve yukarda iaret e d i l e n kalk n okta s n d a n harekttle,
to p l u m ve tarih b i lgis i n i n d a y a n a c a g s a gl a m z e m i n i
oluturm a konusunda b u kantlar n ne oranda geerli ola
cag, kukusuz, o kuyu c u n u n kita b n s o n u n d a vere<;egi
yargya bagldr.
Tin b ilim lerinin b u ra d a bilgikura m s a l (epistem olojik)
adan temellendirilmesi srasnda bavurulan ana dnce
ve a n a i l keleri agm z n b i l im sel d n n n eitli
ynleriyle ilikiye getirm e k ve bylece ok yn l bir te
m e l l e n d irme ya p a b i l m e k iin, b i l i n e n konulara yeniden
dalmaktan ekinmedim . Bu nedenle deneme, nce, tekil tin
b i l i m l eri zerine bir toplu baktan yola kmaktadr. a
lm ann tmnn besleneceg e n geni m alzeme ve motif
ler, yine bu bilim lerin ken d i s i n d e b u l u n m aktadr ve de
n e m e Biri nci Kita p'da b u nlar geniligine ele almaktadr.
ikinci Kita p, b i lgiyi sagam y o l d a n tem e l l e n d irmek iin
Dogruyu hep uzam-za m a n boyutlar iinde aram ve bu
yzden de aslnda metafiziksel dnme tarznn da kade
rini izmi olan felsefi dncenin tarihine yneliyor. Bu
rada, tin bilim l e ri n i n m etafiziksel yn d e n temellendiril
mesi agnn artk ta mamen gemi oldugunu gstermeyi
d e n iyorum . Birinci cilt, bu iki kitaptan o l u uyor. ikinci
cilt, nce, tarihsel sre ierisi n d e tekil bilim lerin gs
terdikl e ri g e l i m eye ve bilgi kuram n n i n c e l e n m e s i n e

nuda u evirime bkz.: "K. Lwith, "Vico", Tarih Felsefesi, Ekler blm.
a.g.y.
Tin Bilimlerine Olrl 21

yneliyor ve agmza kadarki bilgikuramsal almalar


betimleyip yarglyor (nc Kitap). Daha sonra, tin bl
limlerlnin bilglkuramsal adan kendine zg bir tarzda
temellendirilmesi deneniyor (Drdnc ve Beinci Kitap
lar).1 7 Tarihsel blmn geni tutulmu olmas, sadece bu
Giri iin duyulan pratik bir ihtiyatan gelmiyor; tersine.
benim bilgikuramsal tutumumdan, bilgi kuramnda tarihsel
dnme tarznn donatclk ve kuatclk degerine olan
inancmdan kaynaklanyor. Byle bir inan, Hegel'ln, daha
sonra da Schelling ve Comte'un denedikleri gibi, aslnda
felsefe tarihinde birok kuaktan beri sregelen bir
egillmden kalkarak, felsefenin sistematik olarak ancak
tarihsel adan temellendirilmesi gerektiginden sz eder.
Bu inan, farkllgn. tarihsel gelimeyi kalk noktas
almasnda bulur. nk entelektel gelime tarihi, bilgi
olayn ele alrken bilgi agacnn gne g altndaki
geliimini izlemekle yetinmitir. ite bu agacn yer
altnda kalan kkleri, imdi bir bilgikuramsal temellen
dirmeyi beklemektedir. s

17 Dilthey, nc, drdnc ve beinci kitaplar yazamad. Onun bu konudaki


paral yazlar, birka cmlelik fragmanlar, lmnden sonra bu kitabn
arkasna eklendi.
1 8 Dilthey bu satrlarda Descartes'n "'bilgi aac"'na ve dolaysyla Descartes
felsefesine kar bir rtk eletiri getirmektedir. Descartes'la balatlan Ye
nia felsefesi, "zne"yi merkeze alan, fakat onun bilme olanaklarn du
yumlama-tasarmlama ilikisiyle snrlayan bir epistemoloji gelitirmitir.
Dilthey, byle bir epistemoloji ile, ancak, bilginin yzeydeki yapc elerinin
(duyumlama-tasarlama) tannabileceini, yzeyin altnda kalan yapc
elerin (islernt, hissetme, duygu, duygulanma, sempati, antipati, ama
koyma, deer, deer verme, vd.) tannamayacan ima etmektedir. Bkz.:
Yukarda 11 numaral dipnot.
22 Herm eneutlk ve Tin Blllmler/

Berlln, 1 883

BRNC KT AP

Tin B ilimleri B alamma,


Bu Bilimlerin htiya Duyd uklar
Bir Temellendirici B ili m Asndan Bak

Tin Bilimlerine Bu Giriin Ana Amac


.,_,.
Bacon'un nl yaptlarndan 19 bu yana, doga bilimlerinin
ilke ve yntemlerini betimleyen, bu ilke ve yntemleri
ele alp tantan ve byk ogunluguyla doga aratrmaba
rnn kaleme alm olduklar kitaplar arasnda en nls,
Sir John Herschel'lnkidlr. 20 Bu kitapta ve brlerinde,
doga bilimlerini tantmann yan sra, tarih, politika, hu
kuk, ekonomi-politik, teoloji, edebiyat ve sanatla ilgile
nenlere de, yine benzeri bir tantc betimleme ile hizmet
gtrme ihtiyacnn duyuldugu grlr. Burada da, toplu
mun pratik ihtiyalar asndan insanlara meslekleri ve
dallar tantmak gibi bir hedef gz nnde tutulur; meslek
ler ve dallar hakknda bu trden bilgiler vermekle, insan
lara meslek seiminde bu dal ve bilimlerden hangilerine

19 Francis Bacon, De dig11itate et agmentis scientiarum (1605); Novm oga


mm scie11tiarm ( 1620).
20 John Frederick William Herschel ( 1792- 187 1 ) : Alman asll nl ngiliz
astronomu ve doa aratrmacs. 183 1 'de ilk kez yaymlayp 1836'da ol
duka geniletilmi yeni basksn yapt A Prelimi11ary Discorse on the
Stdy of Natura/ Phi/osophie adl eserinde, tmevarmn ve tmevarmsal
genelletirmenin bilimsel bulularda son derecede nemli olduuna inand
roln, ok zengin rneklerle ve duru, akc bir dille anlatmtr. ok pop
ler olan bu eseri yannda Herschel'in nebula ve yldz kmelerininin bir ka
talounu ieren eseri de, astronominin klasikleri arasndadr.
Tin Blllmlerlne Olrl 23

ynelmeleri gerektlgi d e gsterilmeye allr. Kukusuz


burada gdlen egitsel ama, insan bir bilimle ilikiye
sokmak, onu setg konuda gitgide daha faal hale getir
mektir. Bu ama dogrutusunda, bu gibi kitaplarda, toplum
makineli retim yapan bir lyerine benzetilir. Kukusuz bu
lyerlnde iler, ok sayda kiinin almasyla yrmek
tedir. fakat bu lyerlnde tek tek her bir i, lyerlnln genel
alma dzeni ierisinde birbirinden teknik olarak yal
tlmtr. Zaten teknik burada nceden kurulmu haldedir
ve bir ii, yaam boyunca bu iyerinin belli bir nokta
snda alp durur. Ne var ki, bu kii, bu alma srasnda
kendi iinin ne oldugunu saptam olan gleri oldugu ka
dar, lyerinln br kesimlerini de tanmamakta ve kendi
iini, bu kesimlerin bir arada almasndaki btncl
amacn farknda olmakszn srdrp gitmektedir. Yine o,
bu btne ait bir organ, bir para oldugunu bilmeden, i
yerine (topluma) hizmet gtren bir ara durumundadr.
ite bu Giri, ilevlerini bu konum ierisinde tanyan in
sanlara ve meslek adamlarna (politikacya, hukukuya, pe
dagoga, vb.), insan toplumunun btncl gerekliginin ta
nnp bilinmesi iin bu gereklige yn veren ilke ve ku
rallar ortaya karmak grevini stlenmekle; yine onlara
bir hizmet sunmak istemektedir. nk bu btncl ger
eklige yn veren ilke ve kurallar, onlarn bu gerekg
kendi bulunduklar noktadan tanmalarn da saglayan ve
gitgide bizzat kendi yaam faaliyetlerini de ynlendiren
eylerdir.
Bu grevin yerine getirilmesinde ihtiya duyulan ve
dogann oldugu kadar tarihsel/toplumsal dnyann bilgi
sine de temel oluturmas gereken bu ilke ve kurallarn
dogru bilgisine bizi gtrecek bak alar ise. yine ob
jenin (insan toplumunun btncl gerekliginin -.n. -)
kendi dogasnda21 bulunmaktadr. Durum byle olunca

21 Dilthey'n "doa" terimini hem "nesneler dnyas" hem "tarih/toplum


dnyas", "tin dl'tyas" iin kulland, bu ve bundan nceki cmlede aka
grlmektedir. Bu durum Dilthey'dan ngilizce ve Franszca'ya yaplan e
virilerde anlama glklerine yol amaktadr. Oysa "doa" terimini her iki
dnya iin de kullanmak, zellikle Alman geleneinde sk rastlanan bir du-
24 Hermeneutik ve Tin Bilimleri

pratik yaamn ihtiyalarndan kaynaklanan bu grev (insan


toplumunun btncl gerekligini grme grevi -.n.-) salt
teorik dzeyde bulunan bir problemi ele almakla yerine
getirilebilir.
Tarihsel/toplumsal gerekligi kendilerine konu edinen
bilimler, eskiden beri, br bilimler arasndaki yerlerini
ve dayandklar temelleri tutkuyla arayp dururlar. Bu ara
yta, ne var ki, yalnzca tekil pozitif bilimlerin konumunu
gzetme kaygs ynlendirici olmamtr; hatta Fransz
Devrlmi'nden bu yana toplumda meydana gelen arsntlar
dan kaynaklanan gl araylar daha ok etkili olmutur.
yle ki, gitgide, to:>lumu etileyen qlerin. sarsntlara_
yol aan nedenlerin_ toplumsal gelime iin ihtiyaciduvu
Ian gerelerin bilgisine ulamak, uygarlgmzn yaamsal
bir sorunu haline gelmitir. Zaten toplumu konu alan .b.i
limlerin doga bilimlerine gre nemi de buradan kk
lanr. Modern yaammzn byk boyutlar ierisinae bi
limsel ilgide meydana kan bu degiiklik, l.. 5 . 1ve 4.
yzyllarda kk Grek site devletlerinde meydana !J elen
bilimsel ilgi degilkllgine benzemektedir. O sralarda da
bu site devletlerinde meydana gelen toplumsal degiklik
ler, sofistlerin doga hukuka kar kan devlet gretlleri
ile sofistleri eletiren Sokratik Okul'un abalarn dogur
mutu.

il

Doa Bilimleri Ka rsnd a


Ba msz B i r Btn Olarak Tin Bilimleri

Tarihsel/toplumsal gerekligi konu alan bilimlerin tm,


bu yaptta "tin bilimleri" ad altnda toplanmlardr. Tin
bilimi kavram, bu bilimleri bir btn olarak kurma ola
nag saglar; bu btnn doga bilimi karsndaki snrlar,

rumdur. Bu konuda u evirime bkz.: G. Knig, "Doa Felsefesi", Gn


mzde Felsefe Disiplinleri, nkllip Yaynevi, stanbul 1997 (2.bask, s.231-
232.
Tin Bmmerin e Giri 25

en sonunda. ancak yine bu bilimlerin ortaya koyduklar


yaptlar ierisinde aydnlatlp temellendirilebilir. Ancak
bu ie balarken, imdilik yalnzca bu terimi hangi an
lamda kullandgmz saptamakla yetinecegiz ve gitgide,
byle birlikli bir btn olarak tin bilimlerini doga bilim
lerinden ayran snrlara ve bu sn rlar ieri sinde bu bi
limlere den olgular kmesine iaret edecegiz.
Szck anlamyla "bilim"den, kendilerinden hareketle
kavramlarn oluturuldugu bir ilkeler toplulugu anlalr
ki. bu kavramlar gerekten de bu ilkelere gre tamamen
belirlenmi haldedirler. Bu ilkeler tm dnsel ilikiler
baglam ii n sabit ve genel-geerlidirler ve paralar bir
btne bagamaya araclk ederler.22 nk gereklige
ilikin bir ey, ya bu paralarn birbirlerine baglanmas
yoluyla bir btnlk ierisinde dn lr ya da insani et
kinli klerin bir alan bu ilkelerce dzen lenir. ite bu yz
den biz, "bilim" terimi nden bir tinsel olgular toplululu
gunu anlyoruz. nk bilgide de, eylemde de, bu ilkeler
toplulugu hep nde bulunur ve "bilim" denince bu ilkeler
toplulugu ve bunlar sayesinde kurulmu bir ey anlalr.23

22 Dilthey'n bu ilkelerden kastettii, mantk ilkeleri (zdelik, elimezlik,


nc halin olmazl), akl yrtme kalp ve ilkeleri (tmevarm, tmden
gelim, analoji), zihin kategorileri (nedensellik, karlkl etki, vd.) gibi bi
rincil ilkeler ile, bunlarn gereklie uygulanm trevleri olan (btnn
paradan byk olduu ilkesi, vd.) gibi ikincil ilkelerdir. Almancada "Wis
senschaft" (bilim) teriminin geni ve dar olmak zere iki anlam ve kulla
nm vardr: 1 . Birincil ve ikincil ilkeleri ierecek ekilde, znenin bilme ka
pasitesinin tml ve bu tmlkle bilgi elde etme etkinlii. Burada "Wis
senschaft"n, Greklerin felsefe ile bilimi zde sayan, onla,r birbirinden
ayrmayan anlaylarna uygun, geni tanmyla karlarz. 2. Yalnzca de
ney ve gzleme dayal olarak yrtlen bilgi etkinliklerinin ad . zellikle
Yenia'dan bu yana "Wissenschaft"n "science" karlna indirgendii,
onunla sadece deneysel-pozitif bilimlerin kastedildii belirtilmelidir. Dil t
hey'n burada "Wissenschaft" birinci, geni anlamyla dnd bellidir.
23 Kant, mantk ilkelerinde, akl yrtme kalplarnda, zihin kategorilerinde ve
bunlar araclyla elde edilen doa bilgisinde, "insan dnmesi nin/tininin
zgrlk ve otonomisinin iareti"ni gryor ve bilgi ve bilimde " insan
dnmesinin/tinin biim verici retkenlii"nden sz ediyordu. (1. Kant,
Refleksiyonlar , N. 1 40, 2 1 5 ; ayrca u evirime bkz.: E. Cassirer, Kant'n
Yaam ve retisi, a.g.e. s . 1 66- 1 68.) Dilthey'n ilkeleri ve bunlar dorul
tusunda gerekleebilen bilimi bir "tinsel olgular topluluu" olarak nitelen-
26 Herm eneutik ve Tin Bilimleri

ite biz buradaki grevimzn erevesini de buna gre


iziyoruz: Bilimin de imkann saglayan bu tinsel olgular,
insanlk ierisinde tarihsel olarak gelimi olan ey
lerdir24 ve insan, tarih ve toplum bilimlerinin kon u lan
tinsel ya her eyden nce z erin d e hakimietJ.rnmak

istedtgimiz bir gereklik (doga -.n.-1 degil, tam t


kavramay diledigimiz bir gereklik halindedir Bilimlerin
yaptalar arasnda olan empirik yntemler, yneldigi
konu hakknda kendine koymu oldugu grevleri yerine
getirmesine hizmet etmek zere, insan dncesinin tarih
sel/eletirel yoldan gelitirilmi olan tekil aratrma tarz
lar olma degeri tarlar. Ne var ki, nce kavramay diledi-
'
gimiz tinsel olgular bakmndan. em:: h :ik }".ntemler ....o k
ender alarak bir aratrrna_ta rz olma degeri tarlar. ijnk
bu byk srece (insanlk tarihi -.n_-) bakldgnda! bu
sreci yapan ey, onun znesi, yine bizzat insanlktr. yle
ki, bilmenin ve bilginin dogas, ancak bu alanda aydnlat
labilir. Bunun iin gerekli olan bir tarihsel/eletirel ;tn
tem, son zamanlarda adlarna "pozitivist" denen kiilrce
uygulanan yntemle kartlk iindedir. P.ozithist ynt ..
"bilivramnn ieriglni, bilme olayn dogahiUnt-sel
bir ugradan karlm kavramlara gre belirleyen binan-

dirmesinde bu Kant saptama belirleyicidir. Daha sonra Hegel de Kant'n


ayrca "zbilincin ilksel aperzepsiyonu" adn da verdii ve insan zgrl
nn ve otonomisinin iareti sayd eye "Ben'in kendisini ve sahip olduu
dnme olanan dnme edimi" diyecek ve bizzat bu edimde tinselliin
ve insan zgrlnn kantn bulacaktr. (Bu konuda u evirime bkz . : K .
Lwith, "Hegel Felsefesi", Tarih Felsefesi adl kitabmn Ekler blmnde,
a.g.e. s.268-269.)
24 Dsnme ve bilme kapasitesinin. d.nneyi e- Wmeyi mmkn kla:...il.:.
kelerin insanda doustan (innat) bulunduunu ileri sre_ klasik_douanc.
rasyonalizmi.. grne. onlarn deimden a posteriori trevlenen ve ka
lplaan eyler olduu. iddia eden klasik. emgirizmin tutumun-
r_k _IS._2. nt'n_ bunlar tarihsel gelimeden bams.z..seyler _ olarak "znel_(:XaJ:l!..1
_

ortak" saymasna kartlk ierisinde; Dilthey bunlarn ancak ve sadece-'.:.liL


rihsel olarak gelimi eyler" olduklarn belirtmekle, dnmeyi, bilgiyi, fel -
sefeyi ve bilimi de tarihselletirmektedir. Djlthey'n balca temsilcileri.de
birisi olduu tarihselcilik, insan dnmesinden ve emeinden km ola
hereyin tarih ierisinde, bir . birliktelik ortamnda olutuunu ve bunlarn
h::Ldnemde deiime uradn ileri s rer.
Tin Bilimlerin e Giri 27

l gap.tam v e buradan yola karak, hangi ente


lektel abalarn "bilim" adna ve rtbesine layk olaca
gna karar vermitir. Bu yzden de baz pozitivistler, bilme
ediminin iradi bir edim oldugu anlayndan hareket eden
ve byk ustalarn ugra verdikleri bir alan olarak tarih
yazmclgn, bir ksa grll k ve yzeysellikle bilim
snfndan atarlarken; baka baz pozitivistler, temelle
rln_bt.Hradf- eyl emi barndran bilimler oldugunu kabul
etmekle birlikte, bu bilimlerin asla d oga bilim leri gibi
gereklik hakknda yarglar verem _eyecegine karar vererek,
bunl!rn a gereklik (doga -_.n.-) bilgisine gre kurulma
larnn .zorunlu olduguna inanmladr.25
Bilimin yneldigi olgular toplulugu iki blme ayrla
bilir: Birinci blmdeki olgular topluluguna (doga olgular
topluluguna -.n.-) ynelen bilime "doga bilimi" denebilir.
br iinse, hala genel olarak tantc bir iaret bulun
madgna dikkat etmek gerekir. ite ben, konuyla ilgilenen
dnrlerin kullandklar bir terimle, globus in tellec tu
alis'in26 yneldlgi iki olgu toplulugundan bu ikinci sin e
ynelen bilimlere "tin bilimleri" adm veriyorum. Bu ad.
ayn zamanda J.S. Mill'in "M antk"nda da kullanlmtr.21

25 Dilthey'n pozitivizme ve pozitif bil imcilere ynelttii bu eletirilerin bu gn


de geerliliklerini koruduklar aktr. B u yzyl n ilk eyreinde Viya na
evresi'nin neopozitivizmi ve Anglosakson empirizmi dorultusunda ortaya
kan bir bilim felsefesi tipi, pozitivizm in/neopozitivizmin ve Anglosakson
empirizminin snrlarn izdii ve uygulamasn doa bilimlerinde bulan bir
bilim modelini biricik model saym, bata tarih olmak zere kendi verdik
leri adla "sosyal bilimler"i ikinci dereceden bilimler olarak kabul etmi, bun
larn da doa bilimleri modeline gre kurulmalarn talep etmitir. Bu bilim
felsefesi tipinde, "tin bilimi"nin esamisinin bile okunmam olduu hemen
anlalabilir. B u konuda u yazma bkz.: "Doa Bil imleri ile 'Sosyal Bilimler'
Ayrmnn Dn ve B ugn zerine", Siyaset, Bilim ve Tarih Bilinci
iinde, a.g.e.)
26 globus inte/lecralis: Szck anlamyla "zihinsel kre", "zihin kresi" de
mektir. Fakat daha ok (zellikle Spinoza'da) bilgi faaliyetlerinin btnne
gnderme yapan bir anlam ieriiyle kullanlr.
27 J .S. M ili, System of logics, ratiocinative and inducrive ( 1843, 1877). Mill 'in
bu kitab ksaca "Logics" (Mantk) adyla anlr. Mili kitabnn geniletilmi
4. basksnda (1877) "moral sciences" (moral bilimler) terimini kullanm
tr. Her ne kadar Mili moral" terimiyle sadece ahilik alann ve ahtaksalla
ilikinlii kastetmiyor, terimi hatta "toplumsallk" ve "tinsellik"i karlaya-
28 Hermeneutik ve Tin Bilimleri

Bu yzden, benim burada bu bilimleri temellendirme tar


zm ile Mill'in yaptnda bu bilimlerin ele aln biimi
arasnda en az oranda bile bir ilgi olmasa da; 'tin bilimi'
terimi, yine de, bu bilimlerin yerlemi ve genel bir adla
anlalmasn saglar. br yandan, bu adlandrma, tm br
uygunsuz adlandrmalarla karlatrldgnda ve bunlar
arasnda bir seim yapmak gerektiginde, en az uygunsuz
olan dr. nk 'tin bilimi' ad bile, byk lde, yine
de bu bilimlerin objesini yetersiz bir biimde ifade et
mektedir. nk tinsel yaama ait olgular, insann psiko-fi
zik yaam btnlgnden kopartlamazlar. yle ki toplum
sal/tarihsel olgular betimlemek ve zmlemek isteyen
bir teorik aba, insan dogasnn bu psiko-fiiik btnl
gn gzard edemez ve bu btnlk bu nedep le sadece
tinsel olan eylerle snrlandrlamaz. Bununla! birlikte te
rim, hi olmazsa, kendisini, ona yakn gibi grnen, rne
gin 'toplum bilimleri' (sosyal bilimler) , 'tarih bilimleri',
'kltr bilimleri' diger uygunsuz terimlerden yrmamz
saglar.28 nk tm bu adlandrmalar, ifade etmeleri ge-
'

reken objelerle ok dar bir ilikide olmak gibi bir kusura


sahiptirler. Burada seilmi olan ad, en aznda!\, bu bilim
lerin merkecil olgu evresine uygun bir biimde iaret
etmek ve buradan kalkarak bu bilimlerin oluturdugu bir
ligi grmek, onlarn ilgi alanlarn ortaya sermek ve yeterli
almasa da onlarn doga bilimleri karsndaki sn rlarn
gstermek bakmndan ynlendiricidir.
Buna gre kalk noktas, alkanlklar bir yana brakp
bu bilimlerin bir birlik halinde doga bilimleri karsn-

cak bir genilikte kullanyor idiyse de; tipik bir pozitivist tavrla, "moral sci
ences"n, "toplumsallk" ve "tinsellik"i, doa bilimlerini model almak sure
tiyle inceleyen bilimler olmalar gerektiini ileri sryordu. Bu konuda ay
rca 25 numaral dipnotuna bkz.
28 " Toplum bilimleri" veya "sosyal bilimler" terimi, geen yzyln poziti:
vizminin kulland bir terimdir. "Tarih bilimleri ter.imini daha ok Ta
rihi Okul (Alman Tarih Okulu) benimsemitir. " K.iilt.r bilimlri" teri

\ miyse, geen yzyln son eyrei ile bu yzyln ilk yarsnda Yeni J(ant
akm ierisinde kul lanlmtr. Bu konuda u yaz ma bkz. : "Doa B ilimleri
_
ile 'Sosyal Bilimler' Ayrmnn Dn ve B ugn Uzerine", Siyaset, Bilim ve
Tarih Bilinci iinde, a.g.e.)
'Tin Bilimlerine Olrl 29

dakl snrlarn izmek, insann kendi hakkndaki bilinci


nin derlnligine ve btnlgne ulamak hedefine ynelik
tir. insan, tinset olan eylerin kkenlerini aratrrken,
kend1sl hakkndaki- bu btttnctn {ezbilinclnin -.n.l ieri
sinde, doJlruca. bi_r irade zgrlg. bir eylem sorumlulugu
yakalar. insanda hereyl iradeye baglamak ve dayandrmak
ve hereyl kendi kiisel zgrlg ierisinde yadsmak
gibi bir olanak vardr ki; o. sahip oldugu bu olanakla, ken
disini dogadan tmden farkllam ve bakalam bir ey
olarak tanr. yle ki, o, kendisini, dogann ortasnda, kendi
eylemlerinin oluturdugu ereve ierisinde, Splnoza'nn
bir terimine bavurursak, lmperium in imperio29 halinde
tanr. Ve ite burada, insan iin, kendi bilincinin olgusu
denen ey, tinsellik oluur;30 bylece de kendi olanakla
ryla bagmsz hareket e_Q_n__b_u tinsel dnya icinde. Jns
nn kendi eylemlerine koydugu hedeflere gre oluan bir
deger. bir yaama amac ortaya ckar. O, bununla, bir nes
nel zorunluluklar alan olarak doga alanndan ayrlp yine
bu doga ortasnda oluan bir ey olarak tarih alanna geer.
zgrlk, bu tinsel btnlgn saysz noktalarnda hep
ldar; burada doga deglmelerln mekanik akna kart
olarak. iradeye dayal eylemler vardr. .Bu btn. insann
ken<iL llmie -s rele --herevL ken<!L_l!l e_gi -kendi
atJ lmlayla- ba-ardg heFeyi line alr. Ne var ki, birey.
bu btnlgn an-lamna yaadg zamanla snrl olarak,
kendi deneyimleri erevesinde sahip olur. Gerekte. in
sann ve insantgn geliimini de, ncelikle ve hep, bunlar
yapar. insan burada, dogann akndaki bo ve ssz tekrar
bilin xouyla aar ve bilincinin tasarmlar altnda kendi
tarihsel geliimini kura r ki; bylece o burada kendi ente
lektel abasnn rnleri olan ideallere dogru yn lenmi
bir putperestgi yaamaya koyulmu olur. ite, tin bilim-

29 imperium in imperio: hkrnedilmilik iinde hkmetme; devlet iinde de v let


olma. Terim, insann doann hkm altnda olduunu, bununla birlikte bu
hkmedilmilik iinde kendine ait bir hkmetme alanna (otonomi ve
zgrlk alann sahip bulunduunu ifade eder.
30 Bkz.: 2 1 ,22.23.24 numaral dipnotlar.
30 Hermeneut/k ve Tin B/l/mler/

terinin konusu, tamamen insani/tarihsel olan bu gereklik


tir.
nsan ve Tarih Dnyasnda
Tekilleme ve S anat*

Te kil l e m e nin S a n a t
Yoluyl a fadesi v e A n lama

insani-tarihsel dnyann kendisi v e b u dnyann ebllm


lilikler temelinde pek esrarengiz bir ey olarak tekille me
yoluyla tpk bir gvdeden kp serpilen dallar gibi ge
nileyip durmas; ifade ve temsil sanatlarnn. bu demektir
ki, plastik sanatlarn. resmin, anlatc ve dramatik edebiya
tn ve iirin merkezcil konusudur. Hayvanlar aleminin veya
bir kr manzarasnn yapay yoldan ortaya konan taklitleri
(pasti, benzek), bu ifade ve temsil sanatlarnn sadece pe
riferisine alt eylerdir ve bu taklitlerde yaant olarak te
killemi ruhsal yaam, sanatnn canllk ve yaratma g
cnn alt basamaklardan bir yanstlna konu olur. ifade
ve temsil sanatlar, her yerde, bu dnyann bilimsel yoldan
nasl incelenmesi gerektglni de gsterirler ve byle bir

*zgn metin: Wilhelm Dilthey, Die Kunsr als erste Darstellung der menscl
licl-gesclicltliclen Welt in ilrer lndividuation ( 1 895/96). (nsani-Tarihsel
Dnyann, ,4( endi Tekillemesi inde lk fadesi/Gsterilii Olarak Sanat),
in: Gesammelte Schriften, 5 . Band: Die geistige Welt, Verlag von B.G. Teub
ner, Leipzig/Berlin 1 924, s.273-3 1 7.
Cevirenin notu: Yaznn zgn bal, uzunluu nedeniyle ksaltlmtr.
32 Hermeneutik ve Tin BJ/imleri

inceleme tarzna giden yolu hazrlarlar. Tabii ki bu, bu sa


natl arn bilimsel incelemeye bir nhazrlk tekil ettlgi
anlamna gelmez. nk bu sanatlarn insani-tarihsel dnya
ve onun kendi ierisindeki tekillemesi zerine ifadeye
dktkleri eyler. bu dnya zerine yaplan herhangi bir
bilimsel aratrmann sonularndan sonra da. kendi bagm
sz, estetik degerlerlnl korurlar. Hibir bilimsel kafa bir
ey yaratamaz ve bilimdeki hibir ilerleme. sanatnn ya
amn lerigi zerine ifade yoluyla ortaya koydugu eyle
boy lemez. Sanat, yaamay anlamann organonudur.
Yaama deneyimi. sanat ve bilim arasnda oluan bagn
tlarn kavranmas iin gerekli olan saglam temel, bir ilk
cmle ierisinde yle saptanabilir: Yaama gerekll inln.
yaama deneyimi, sanat ve bilimsel dn arasndaki
kopmaz bagla koullanm oldugu olgusunu bizzat kendi
miz saptayabiliriz ki; byle bir yol la elde edilen bilgi,
duyularmza ak sradan deneyden hareketle soyutlama
yoluyla elde edilen doga hakkndaki bilgi ile tam bl kar
tlk ierisindedir. Tinsel yaammzn her basamagda.
i n sani yaama gerekligl hakknda ve bu gereklik l eri
sinde yaam deneyimi, sanat eserleri ve bilimsel faaliyet
arasndaki bagntda vuku bulan tekill eme zerine bir
bilme tarzna sahibizdir.
Sanatn yaama deneyimine dayal olmas ve malzeme
sini, konu ierigini bu yaama deneyiminde bulmas. ken
dlllginden an lalr bir husustur. Sanat, gkyzn ve ce
hennemi, tanrlar ve hayaletleri bile, ancak yaama ger
ekliginde ierilmi olan renklerle resmeder. Fakat her bi
rlmizln yaama deneyimi de sanatn bu yaama deneyimine
yapm oldugu etkilerden ayrlamaz. Hepimiz bizdeki in
sana Hamlet ve Gretchen 'in. Rlchard ve Cordelia'nn. Marki
Posa'nn ve Philipp'in airinin gzyle bakp. bizdeki in
sann farkna bu yolla varma alkan gna sahip olmasay
dk; gnmzn insanlk durumunu anlamak hususunda eli
mizde pek az eyimiz olurdu. Ve sanatn yaama deneyimi
ierisinde temel lerini buldugu nasl ki kendiliginden an
lalr bir eyse, ayn ey bilim iin de byledir. En niha
yet d e. yaama deneyimi gibi. belirli bir ereve
insan ve Tarih Dnyasnda Tekilleme ve Sanat 33

i erlsln d e,_sanatsa erke ve sanatsal aralara bagi


dr/ba(lmldr. Tarih yazmcs, toplumsal konular zerinde
yazan bir yazar, siyaset dnr, ancak sanatsal erk ve
aralar sayesinde insan ve insani halleri canlandrabilirler.
Bu yzden tarih yazmclgnda en yksek noktaya ulamak,
dalma ve zellikle, byle bir edebi canlandrma faaliye
tini, bir poetik faaliyeti gerekli klar. Byk tarih yazmc
larnn ie airce denemelerle balamalar hi de nadirat
tan deglldir ve byk airler, sk sk, tarihilik sanatna
gl bir itilim vermilerdir. Geen yzylda ( l 8 . yzyl
-.n.-J, sz edilen bu ilikiler beglni tamamen dta b
rakmak amacyla, olduka ragbet gren ve bugn bile pro
pagandas yaplan bir gretl, sanatn kkeninde vahlllgln,
vahice duygulanmlarn, kltrel biimlenmeye ugrama
m heyecanlarn bulundugu gretlsl ortaya atlmt. Bu
gretye kar una hep dikkat etmek gerekir: Her byk
plastik sanats, tasarm sanats, zellikle air, kendi
agnn kltrel olumulugu ve tinsel/dnsel savala
ryla iten bir iliki ierisinde yaratr.
Yaama gerekllglnln anlalmas, her blrlmlzdeiste
byle, yaam deneyiminin, ifade ve temsil edici 1>anat.n .e
hepimizi her konuda ve yerde etkileyen bilJmsel dn
tarznn birlikte oluturduklar etki araclgyla gerekle
ir. Sahibi ve ayn zamanda paras oldugumuz insan dn-
yas, yaama deneyimi ierisinde, bize, sanat, tarih yazm
clg ve soyut bilimler araclgyla, hep ykselen bir bi
lin saglarlar. Her birimizin yaam, kendi en derin ilgileri
ynnde, ancak gzel sanatlarn, ifade, temsil ve yanstma
nn, edebiyatn, tarih yazmclgnn ve bilimsel dnme
nin oluturdugu bu atmosfer ierisinde soluk alabilir,
kendini gelitirebilir ve ekillendirebilir. Yas.amann ken
<tis.I. bundan dolay, biz farknda olalm veya olmayalm. ta
ritsel. oJa:3*- koullanmtr. Ressamlar, insan yzn oku
mada ve hal, tavr ve jestleri, mimikleri anlamlandrmakta
bize gretmenllk ederler ve akta, evlilikte ve dostlar
mzla birlikte yaam srdrme tarzmzda bizi etkilerler.
Tarih yazmclar !terkesin kendi abasyla herhangi bir
34 Herm en eutik ve Tin Bilimleri

derecede anlamaya altg tarih dnyasn, phesiz ki


ok daha derinden anlamamz saglarlar.

yleyse uras aktr: insani-tarihsel dnyann ierigi,


trdelikler ve Ebilmlilikler zemini zerinde serpilip
gelien kendi tekillemesi ierisinde, sanatsal ifade ve
temsil ile bilimsel kavray tarz dogrutusunda bize verili
olan yaamn bizzat kendinden ayrlabilir, yaltlabilir de
gildir. Doga bilimleri ile tin bilimleri arasndaki tm ay
rm, burada tam bir geerlilikle ortaya kar.
ierisinde ifade ve temsil edici sanat buldugumuz bu
baglamda, ona, bizzat bu ifade ve temsil edici sanata,
imdi, insani-tarihsel dnyay ve bu dnyadaki te,kille
meyi insanlarn anlamasn saglayan organon olarak tlakyo
ruz. insanlk, sanatta bizzat kendisini bulur. Yaama hak
knda bir olgunluga, u veya bu derecede, onun ierisinde
ulalr; ulalm bu olgunluk (duygu ve dnce ztJgin
ligi) her aamada ve alanda insanlg da gelitirir. lfape ve
temsil edici sanatn bu ilevinin gzlemlenmesi, sadece
ondaki tek bir yn kapsar. Sanatn diger ynleri hakltmda,
burada ancak bu konuya ilikin nceki yazlarma , gn
derme yapabilirim. Burada ise sanatn yukarda degindigim
ilevini birka cmleyle betimlemeyi deneyecegim.

Yavmcnn notu: Dilthey, yaznn msveddesinde, bu paragrafn yerine nce


aadaki paragraflar yazm, sonra bunlarn stn izmitir:
Ye muhakkak ki, insan ylesine tarihseldir ki, onun sadece dnme tarz
deil, bizzat yaam da, kendi en derin ilgileri ynnde. ancak edebiyat/iir.
tarih yazmcl ve insani olan zerine dnmenin oluturduu bu atmosfer
ierisinde ortaya kar ve soluk alr, geliir ve kendisini ekillendirir. Yaamn
bu tarihsel koullanml zerine sonradan dnmediimiz takdirde, bu
tarihselliin farkna varamayz. Oysa iir ve edebiyat, doann kavranmas
nn. insann anlalmasnn, akta, evlilikte, dostlukta, sevdiklerimizle bir
likte yaamamz srdrme tarzlarnn anlalmasnnn organonudur. Bu
nun gibi tarih yazmcl bize, toplumda ve devlette, din ve meslek yaa
mnda etkili olmu ve olmakta olan hareket noktalarn ve zihniyet tarzla
rn verir.
Buradan daha geni bir balama geilir. Yaam. yaama deneyimleri ve
yaama bilgisi bants, devlet, din ve meslek yaam alanlarnda daha sk
dr. Hal byle ise, ruhsal yaam balamn buradan hareketle anlamak gere
kir; (iink) tinsel dnya bu ruhsal yaam balam ierisinde bize alr.
insan ve Taril Dnyasnda Tekilleme ve Sanat 35

ifade ve temsil edici sanat, yaantlarmz ve dolay


syla ilerinde kuatlm halde oldugumuz bu yaantlarn
dar erevesini geniletir. O, karanlk ve sert i gzlemde
ierilmi yaama baglamn, yeniden retimi n aydnlk,
yumuak sterine ykseltir. O, yaamn bizim duyu
sal/dogabi/imsel ka vraymzdan daha gl bir ka vrama
p o tansiyeli i erisinde nasl grndgn gsterir ve ya
ammz zgl, gndelik faaliyetlerimizin dar erevesin
den daha telere eker, varolu ufkumuzu geniletir. Sanat
sayesinde kendimizi yaam karsnda serbest bir konumda
buluruz (Schiller sanat oyunla karlatrr) . Bylece varo
lu ufkumuz, birbirlerini btnleyen birok byk dahi
nin yarattklaryla hatta snrszca geniler. Birok y
nyle san atyla ayn hamurdan olmak zorunda olan tarih
inin yaratclgnn hakk yukarda zaten teslim edilmiti.
insan yaamnn en isel, en kiiye zel saylan ynleri
bile, tarihsel bir konum ve durum ierisinde yaanabilir.
i nsann kend i p s iik p otan s iye l l e rini edimseJletirm e
a ns da ayn-tarihsel konum ve durum ierisinde bl,!luna
bilir. V...e..insan sahip oldugu psiik pgtansieli, en ii.s.L.d
zeyee, at'teak tarihsel konum ve durum ierisinde gerek
leebilen sanatsal ;}laratmada edimselletirebilir. Sanat, in
san ve yaam anlamann, bu yzden organonudur.
Byle bir anlama nasl gerekleir?
Her anlama bir yeniden _re1imdir. Ve yeniden retme ve
anlama srecini aydnlatmak iin, i deneyim den, kiiye
zel durumlarn yaantsndan yola kmak zorundayz. Ve
aktr ki urada burada, para para yaadgmz hallerin
isel bagam, hatta i deneylerin birbiri iine gemilik
leri, yaantda ortaya kar. Kiiye zel bir halin yaants
ile diger kiinin ve halin yeniden retiminin yaants, s
recin ekirdeginde artk trdetirler. Yaamn gerekle
mi, idrak edilmi her a nnda, psiik glerimizin tm faal
haldedir. yle ki, yaanan an, gemiten ve gelecekten, za
ten glerimizin tmnn faal halde oldugu an olmasyla
ayrlr. Bun a ka ., lk gemi ve gelecek, sadece, baka
psiik egilimlerin ve heyecanlarn, dolayl olarak yaanan
a nn kendi iinde, yaan tda geride kalm eyler olarak
36 Herm eneutlk ve Tin 61/Jmlerl

muhafaza edildigi ve ileriye projekte edildigi tasarmsal


eylerdir. Ve bu yaant hali, muhakkak ki, bir yklemin
bir zneye ba gl olmas gibi, bizim kliligi
mize/kliselligimize bagldr. Bu hal, daima, belli belirsiz
de olsa, iinde bulundugumuz yaama ortamna bagldr ve
ayn ortam ierisinde yerini bulur. Yaantnn bu karakte
ristigi, diger kiilerin hal ve tavrlarndan onlarn yaant
larn yeniden kendimizde retme srasnda tekrarlanr.
Hereyden nce biz, bir diger kiinin, bir yabanc halin
anlalmasn bir analojik karmla saglayabilirlz. Bu ka
rm, dsal/fiziksel olandan benzerl/k yoluyla ise/ olana
giden bir karmdr. Burada kendi yaantmzdak' iselin
dsal/fiziksel davurumunun bir benzerini bakasnda
gzler, bu dsal/fiziksel davurumdan o bakasn\ n isel
gne, onun yaantlarna, benzetme yoluyla geeriz. Ne
var ki bu durumda ancak ve yalnzca, yeniden retimin
yani analojik karmn sonucu olarak elde edil rTtt olan
ey, bakasnn iselllglnln kendimizde kaba ve ematik
bir temsili, yansmasndan ibaret bir tasarm olm aktan
teye gemez. nk bir karm formundan elde dilmi
olan bu tasarm, isel halleri, hem ka rmn ncliin ve
hem de ancak sonu nermesiyle btnlenen digerlnl, psi
ik yaamn her defalk baglamndan koparr; hatta her ne
kadar yeniden retim bununla ilgili olarak kendi kesinli
gnn ancak yaklaklk derecesinde olacagn kabul etse
de. Bu husus aagda zerinde durulacak olgularla da de
gerlendirilecektir. Diger kiilerin ifade ve yanstmalar
nn, davurumlarnn yorumlanmas ok degllk ekil
lerde, byle bir davurumun ait oldugu baglamn bilgi
sine veya bu davurumlar zerine refleksiyona bavurma
dan, ogu durumda onlarn temelinde yatan psiik yaam
tipine dayanlarak ya plr. Ve bizim anlaymzn/an
lamamzn snrlar, daima, baglamndan hareketle yeniden
retim ve yeniden kurma yapacagmz yerdedir. Bununla
birlikte yeniden retme ve yeniden kurma srecinin
geleri hi de sadece mantksal ilemlerle, rnegin bir
analojik karmla birbirine baglanmazlar. nk yeniden
retim ve yeniden kurma, hemen hemen yeniden yaamadr
insan ve Tarih Dnyasnda Tekilleme ve Sanat 37

ve yaamann, zellikle tarihsel/tinsel dnyann kendisine


salt manhksal yoldan nfuz etmek mmkn deglldlr.
Bulmacams bir fenomeni Biz bu fenomeni, bir te
mel/ilksel fenomen olarak, bakalarnn iinde bulunduk
lar halleri kendimizin iinde bulundugu hallerml gibi
hlssedebllmemlze, empa tlye (Einfhlung; etwas wle
elgens fhlen). bakalarnn sevinl erine ve kederlerine
ortak olabilmemize (Mltfhlung, Mitfreu en, Mltscha den)
dayandrabiliriz; tabii ki bu hissiyat ve ortaklk, dlger ki
ilere duydugumuz sempati, sevgi ve yaknlgn derece
sine gre degllr. Bu fenomenin yen iden retici/
kuruc u/oluturucu anlama ile yaknlg, pek ok durumda
kendini gsterir. Anlama da bir dereceye kadar sempatiye
bagldr. rnegn bize hibir ekilde sempatik gelmeyen
insanlar pek yle kolayca anlayamayz. Buna karlk bir
tiyatro sahnesi nne oturdugumuzda, sempatinin yeniden
retici/kurucu/oluturucu anlamayla yaknlg kendini ok
daha ak gsterir. Oyunu izlerken artk sadece tasarla
mayz, sadece alglamayz; hatta oyun kahramanlarnn
psiik hallerini yeniden yaarz. Ve psiik hallere bu iten
katlma, imdi artk hi de bizim sahnede olup bitenlere
duydugumuz zel bir ilgi/kar bagndan km deglldlr.
Bizi kendimizle kar karya getirebilen ey olarak
refleksiyon, bakalarnn psiik hallerine bu iten katlma
hareketimizi ncelemez. Durum tam tersinedir. Psiik
hareketlilik ve reflekslyon arasndaki bir ilikinin bu
Iundugu yerde, reflekslyon, hatta, bu yeniden retici/
kurucu/oluturucu anlamaya, onun sessiz ve derinden
aknn nn kesen ve bu ak engelleyen pek kaba ve
pek sert trde bir set oluturur. Akl ve zlhlnselllgi empa
tlnln nne koymak, insan ve tinsel yaam anlamak bak
mndan. sanldgnn tersine. ogu kez basbayag engelle
yicidir. Bu nedenledir ki, sahnedeki oyunun bir eplso
dunda olup biten bir ey oyunun dramatik tasviri saye
sinde zerimizde empatlk yoldan ok yakn bir etki bra
krken; oyunun kahramanlarnn reflekslf yoldan gerek
letirilen blr anallzl, o kahramanlarn bizden uzakl ama

sna yol aar. yle ki, oyuna ve kahramanlara geri dnmek
38 Hermeneutik v e Tin Bilimleri

iin, artk ancak onlarla yeniden bir empatik bag kurma


mz saglayacak yeniden retici/kurucu/oluturucu anla
maya bavurmalyz. insani ve tinsel olan evler hakkn._d a
kesinli((!. o da bir .e}Le..Js_a_qr,__ refleksif/analitik v l
dan degil. empati ve ar@ma_y9luvla saglavabiliriz. yle ki,
aestan kahramanlar, krallar ve tarihsel kiiler, sadece
nemli kiiler olmalar bakmndan tragedyaya uygun kii
ler degildirler; onlar ayn zamanda kendileriyle en fazla
oranda empatik bag kurmak konusunda bizi kkrttklar
ve bu nedenle oyunun etkisini daha da arttrdklar iin de
tragedyaya uygun olurlar. Buna karlk komedid,e kahra
manlarla bylesine yogun bir empatik bag kurmayz, kah
ramanlarn yalnlg bizi rahatsz etmez; nk traedyann
yogunuga dayal dogasnn tersine, komedinin yalnlga
dayal dogas sayesinde byk kederlerimizden syrlrz.
Aristoteles'in sadece tragedyaya bahettigi katartik etki,
komedide de belli bir lde yaanr. Zaten bykomedl
yazarlar, daima. bulular ve yarattklar karakterjerin bi
linli olarak donatlm grotesk ve tuhaf zellikleti arac
lgyla bizi gnlk yaam sterinin gailelerinden koparp
alrlar. Shakespeare, Rabelais ve Dickens'in baz ttplerine
bakarak groteski yerenler vardr; oysa grotesk, bu air ve
yazarlarda onlarn sanatn soylu klan bir yndr.
Tpk sanat eserlerinin kendileri gibi, bu eserler hak
knda gerekletirilen b;imsel acm/ama veva yorUD1lama
da, mahirane, ustalkl, dolaysyla yine sanatsal olan fr
yenide: retici/kurucu_ anlamann rn olarak gerekle
!r. Usta yorumcular usta sanatcl rdr da. Ben yo
gun, derinlikli acmlama veva vorumlama, her zaman belli_
llerde dehaya zg bir y_e sahiptir. Bu demektir ki
yogun derin llklLa;:mlama veya yorumlama, oncelikle,--0 b
j eye kar isel yaknlk. yatknlk ve semp ati sayesinde
ancak yksek bir oJsl!..r!J.!!15 derecesili r. Burada
saf analitik ve refleksif dnmenin yapabllecegi ok ey
yoktur. A.mlama _yeva vorumlama. insann tm p.sis.ilcl.Le
zihir!el donanmJa gerekletirdigi bir eniden anlama
d r rnegin antik eserler, zellikle Rnesans dneminde,
benzer isel hallerin insanlar arasnda benzer sonulara
insan ve Tarih Dnyasnda Tekilleme ve Sanat 39

yol atgndan hareket edilerek, bu dahice amlama ve


yorumlama sayesinde nemli lde yeniden anlalmtr.
Burada analojik karma, bu demektir ki bir zihinsel i
leme bavuruldugu aktr; ne var ki bir Rnesans insan
nn isel hali ile benim isel halim arasnda bir benzerlik
oldugunu bizzat analojik karm gretemez, bu ancak em
pati ve anlama yoluyla saglanabilir. J_ranspozisyonu
(kendini bir bakasnn yerine koyma -.n.-1 mmkn klan
bu iselletirme hali, hermeneutigin tm kurallar n n da
vandQ temeli olusturur. vle ki ancak bu kurallar save
sinde bu ise!_Xaanmlk halinl_ya anty esas lan bir
yntem l i harnket tarzyla e rn Qbjeler .karsnda tekil
kalan beljrlemeler yapma imkan dar. Ayn isel yaan
mlk halinden, yaantdan hareketle, ilk planda yer alan
geleneksel ve rasyonel etkenler yannda, onlarla birlikte
etki yapabilen, fakat sahih olmayan, sahte eylerin ayk
lanmas da hatta mmkn hale gelir. lcsel vasanmslk ha
asant }.le _ yeniden retici/oluturucu/kurucu d.nla
m ay en temelinden dze n l e yen, J :n _ q errektir_ ki bunlar
nceleyen, bunlar arkasnda brakma gcne sahip. olan
hibir bilimsel sre yoktur. nk bilim yasamav nc
leye Qnun kendisi yaananm frinOdr. Bu tabii ki tin
D ilimleri iin de byledir ve tin biliplrh_ nesnelerinin
karsna onlar nc.eledig.Ldnlen ilke. kural, teori ve
ya_sclarla_kan doga bj_limlrinin tersine. bu temel olgu
n u n tam olarak bilincindedirler_xerekten de onlar an
cak, Minerva'nn baykuu gibi, ycan lzlcrler. yle ki.
bu isel yasanmslk hali ve kavnaQm orada bulan yeni
den reticijolusturucu/kur.uc.u anlama, tin bilimlerinin ve
o n larn en sovut islemlerinin bile kendisi zerinde nihai
.n eruluklarn kazandklar ana zemindir. Burada anlama,
rasyonel kavray iine tanp orada onun bir basamag ha
line getirilemez. Bir kahraman veya dahiyi rasyonalite
zemininde kavranlabilir klmay denemek, nafile bir a
badr. Onlara ulamaya gtren en zgl yol, en znel yol
dur. nk dahideki gc idrak etmek konusunda en yk
sek imkan, b4Zzat, onun zerimizdeki etkilerinin yaantla
rnda, kendi zgl yaa m mzn bu etkilerle daha telere
40 Hermeneutik ve Tin B/llmleri

gidip genileyen alan iinde bulunur. Ranke'nln Luther.


O oethe'nln Wlnckelmann. Tukldldes'ln Perlkles portreleri,
bir kahramann, bir dahinin sahip oldugu yaam gcyle
kurulan byle bir ilikiden kmlardr.

1 1

Sanatta Tekillik ve Tipsellik

imdi. yukarda belirtilenlerle bagdamazm gibi grnen


bir temel fenomene deglnmek gerekecektir. Dlger k iile
rin hal ve aidiyetlerinin empatl ve anlama yoluyla yeniden
retimi. bu yeniden retimi bizzat yaama deneyiminin
kendisinden ayran zgl izgiler ve ynler de tar t.e bu
izgiler ve ynler hakknda daha geni bir aklamaya ih
tiya vardr. Bir sanatnn yarattg dnya, bu dnyann
insanlar, bu insanlarn iinde bulunduklar zel h!ller.
onlarn kaderleri; kendi varoluumuzun iinde bulunttugu
baglamdan. sanki zel bir alana aitlermi gibi. kopukturlar
da. Varoluumuzun iinde bulundugu karlkl etkilerden
hareketle bu dnyann yanna bile varlamaz. Gemimizin
zerinde yzdg dalgalar, bu dnyann kiilerinin ayakla
rna degmezler. Onlarn dnyasn oluturan eylerden
hibiri. bu dnyadan hibir etki. en gl olanlar bile.
bize ulamaz. Sanatnn yarattg dnya_ -endi lnde ba
gntl bir sretir; fakat bizim yaammzla hlbh: ek.de _
nedensel bir bag _yoktur. 3-yz_den sanat ile almlayc
arasndaki iliki. Schlller'ln gru grm oldugu gibi hir
ox_un lllsklsldlr. Ciddiyet ve alma/i, amal yaammz
baglamnda, bizim tarafmzdan uygulamaya konulmu ey
lerdir. Burada ok kez kat ku rallarn mengenesi iinde
yizdir. Buna karlk oyun, belirlenmi psiik yaammz
serbest. neeli bir etkinlik iine sokan eydir. Ve oyun,
yaamann amalara gre ynlenen sert bagmllklar ag
ierisinde, bu sert bagmllk agndan dolay sk sk ken-
insan ve Tarih 'Dnyasmda Tekilleme ve Sanat 41

dini skp daralm halde yiyip duran ruhumuzu zgrle


tirir .
Bununla birlikte ifa_Jle_em :ii i l-Ed-i1- sanat, insan ya
amnn eniden retiminden daha lazlasru \lem. Tips e/
olam grm ek ve yanstmak, olaylar/olgu/ar iinc:te _Q/JJ.P- bi
tene kural verm e hilesidir. vle ki ifade_ve temsi edici
sanat, grm eyi bir _/sJlav.uz ola:ak ierir. Daha nceki bir
derlem-ede bildirilenler, zaten bunun byle oldugunu gr
meye hazrlayc nitelikteydiler. Baka bir ifadeyle, o de
nemede, psiik-tarihsel (bir defalk) hallerin kiilerin ba
gmsz degerlnden ve olaylarn degerlerin belirleniminden
ve normlardan ayrlamazlgn grdk. Orada da gster
meye altk ki, saLara.tmada- tipsel olann nemi ve
anlam byktr. Sadece sanatta degil,-bilimde de tlpsel
olan grmek byk neme sahiptir. Ve sanatsal ve blllm
sel/billsel kavray tarzlar tipsei olan grmede de kar
larlar. Tipsel olan grme. bir formdur. Sanat eseri, zel
likle iir, insani-tarihsel yaam iindeki farkllklarn, de
recelerin, yaknlk ve benzerliklerin tekerrrn, tlpsel
olan grme formu iinde yanstr. Bir patinajcy veya
danseden birini gzlemliyorum. Hareketlerin birbirleriyle
olan uyumunun estetik algs, benim iin, bu hareketlerin
bilisel kavranl ile ayrlmaz biimde birbirine bag
lanmtr. Ben bu grnm hatrladgm benzer grnm
lerle, onlarn uyum ve mkemmelligini gzeten gr nok
tas altnda birbirlerine baglarm. Ben burada da grdkle
rimin, grnmn nesnel tasarmlarn, ancak rasyonel de
netim ve daha nce grdklerimin bana kazandrdg dene
yim sayesinde, ayn grnmn degersel tasarmlarndan
ayrabilirim. Bylece insani yaam nesnellemelerinin her
bir ksm iin onlara uygun gereklemenin bir tipi mey
dana gelir. Bizzat bu gerekleme, kendi tipinin, nesnel ve
degersel olmak zere her iki ynde nasl olutugunu gs
terir. yle ki tipsel bir yaam nesnellemesL n_esnel ve
degersel olann bir karm olarak, tam bir S_!11 f temsil

Yaymcnn notu: Dilthey burada "Gleichartigkeit der Menschennatur und


ndividuation" (nsan Doasnn Trdelii ve Tekilleme) ( 1 895) adl yaz
sna gnderme yapmaktadr.
42 Herm en eutik ve Tin Bilimleri

eder. Tip kavram ile snf kavram burada birbirine yakn


anlama sahiptirler. Ne var ki, bir tip kavram. bir snf kav
ram gibi tm bir grubun bagl oldugu kurallar ifade eden
bir genilikte oluturulabilecegi gibi, bir grubun u veya
bu ynlerini vurgulamak veya bunlar daha kuvvetli izgi
lerle gstermek amacyla da oluturulabilir. Hatta biz "tip
sel" szcgn daha ok bu ikinci anlamda kullanrz. Esa
sen tip kavram zaten bu ikinci halde ayrt edici anlamn
bulur. Buna gre ti::> kavram. bir snf iinde n plana
km ortak ynleri gstrir. Fakat bu l}__Q@n a cks__z.a
mana bag! olarak decliir. Yani ayn snfn (a ve (b) zel
likleri (x) zamannda n plana kmken, (y) zamannda (d)
ve (e) zellikleri n plana km olabilir. Hakim Coelius
(yaklak M . S. 2 . yzyl) bir stma "tip"inden (malarya), yani
stma snf ierisinde belli ynleriyle ne k;km bir
"tip' ten sz ettiginde ve bundan hastalgn seyrindeki z
gl bir dzenli gidiat yani bir sreci kastettigini belirt
tiginde; ''tip" teriminin ok eskilerde ncelik! teknik an
lamda kullanlm oldugunu kefederiz. GeneWikle de bir
"tipsel sre"ten, bu anlamda sz ederiz. Shakespeare, tut
kularn tiplerini bu anlamda verir. Onun fiziksel koullara
tabi psiik egilimlerin rnleri olarak grdg drt psiik
sre, dahiyane bir ekilde ortaya konulmu drt miza ve
drt tiptir. Artk unu syleyebiliriz ki, insani olan eyleri
bilinli bir ekilde kavramak mutlaka ti sel yoldan olro...-
ur ve olmak zorundad_r. Bu yzden tipse! kavray hi de
sadece sanatsal faaliyete zg bir ey, onun bir sonucu,
rn degildir; tersine o her sanatsal yaratmada bile yaam
deneyiminden hareketle edinilmi bir ey olarak kendisini
gsterir.
zetliyoruz. Sanat yaam ifade etmeye alr.
ta rihsel dnya n n tiim tekillemes. i. bili min onu bilmeve
abala m a sndan _ok ll G@ , if lrnzs saRats<il yaratmada
<poesi) _gnJa_aclr. S<!W't tipsel olan ya n st r. f3u yz=
den sanat insani-tinsel olan anlamann organonu olurken;
tmelci \ ., rn syn nalist ynn i ;yle bilim bizzat bu tmelci
ligi ve rasvonalizmi yznd bu jnsanj-tinsel olan elden
r. Bu yzden bilime de tekilci ve tipse! dnm e tar-
insan ve Tarih Dnyasnda Tekilleme ve Sanat 43

zn sokmak gerekmitir.' Ve muhakkak ki, farkl olanlarn,


derecelerin, yaknlk ve benzerliklerin ortaya konulma
snda ara, tipsel olan grmedir. Ebiimiiliklerin tasvi
rinde ise snf kavramlarna bavurulur. Fakat snf kavra:r
Iar tmelci ve zaman-dc (ausserzeitlich) bir kavram
oluturma yntemiyle teki l edilirler. Buna karslk ti
kavramlar, tekilci ve zaman-iici (inzeitlich) bir kavram
oluturma yontemyle elde edilirler. Bu yzden insani-ta
r!!!_sel dn;yafa zg bjr sey olarak tekillesme. ancak tip
kavramlar kavranahj) i r. Tmelci ve zaman-dc bir
yntemle yaplan bilimsel snflandrmann byle bir te
killemeyi kavramak zere bavuracag kavramlar, "bitki"
veya "hayvan" gibi temel cinsleri veya "hastalk", "su",
"tutku" gibi yklemli belirlemel eri ya da bunlarn yaam
ilikilerinde ve kaderlerde nasl yattgna ilikin yklemli
bagntlar gstermeye yneliktir; burada tekillik ve bagi
olarak tipselligin gsterilmesine imkan yoktur. Buna kar
lk ifade ve temsil edici sanat tekil ve tipsel atann pe
jndedir ve o kiilerde, hallerde, ilikilerde ve kaderlerde
tipsel olan ifade ve temsil etmeyi baardg lde in
sani-tarihsel yaamdaki tekillemenin kavranlmasnda mo
del olur. Tinselletirme ve bac:tl olarak tekillestirme. sa
natsal yaratmaya, denjmJeri ragnJatrma ve h dene
yimlere dsreJ valcf a n ofz lilRHJ il'l'll,n sagar yle ki
sanatsal yaratma yaama deneyimine sahip insan edebile
cegi kadar tatmin edebilsin. Sanatsal yaratm a okuyucunun
veya dinleyicinin dnyay anlamasna araclk eder. Bizim
birey olarak snrl olan yeniden anlama ve yeniden retme
kapasitemiz, yaam baglamnn kendine zg izgileri sa
natsal/tipse) yanstma iinde yksek veya daha gl bir
ekilde gsterilmemi olsayd, tekilliklerin bulmacams
labirentinden tek bana kma imkann hi de kolay ko
lay bulamazd.
N ihayet, bilim in, yaam gerekligini ve hatta ondaki
tekili emeyi bile, kartlk, snfl andrc/b lmleyici

Yavmc nn notu : D i l they, bil imde t e k i l c i ve tipse! d nmenin nelii zerine


bel irlemelere ve bu dnme tarznn bir kk tarihesine , izleyen yazda
yer vermektedir.
44 Herm eneutik ve Tin Bilimleri

tasvir etme ve aklama yntemine, en yksek rnegini


ifade ve temsil edici sanatta buldugumuz, belirli sayda
kiinin ligi ve yn elimleri araclgyla tm yaam gerek
llglnl ifade ve temsi/ etm e yntemi karlk gelir. rnegin
Raphael'in Atna Okulu ve bunun gibi Dispula adl eserle
rinde, o dnemin dnsel/tinsel kltrnn temsilcileri
nin oluturdugu grubun tm, belirli saydaki kiinin ve
onlarn ilgi ve ynelimlerinin n plana karlmasyla yan
stlm ve tasvir edilmitir. Shakespeare'in Bir Yaz Oecesi
Ryas'nda akn yol atg illzyon ve yanlglar, bir aka

kalb iinde, tipse! ilgi ve ynelimlerle temsil ve ifade


edilir. Seyirci bu ifade ve temsil tarzndan, t(\m da, aka
denen ey yaamn saknmnn derin anlamna ilikin ol
dugundan dolay pek keyiflenir. Yaam, kiileri karmakar
k bir halde, halla pamugu gibi saga sola savurmutur.
Bir sanatnn hali de doga olarak byledir. Jtununla bir
likte sanatnn byklg, yaamn sap saurdugu bu
kiilerin nemli ligi ve ynelimlerini, zelliklerini n
plana karabilmesinde, tlpselligi yakalayabilmeslndedlr.
Sanat, kendi sl1p ve tarz iinde, iinde figrlerin ha
rekete getigi ve birbirine baglandg bir atmosfer, bir
dnya oluturur. Bu sIOp ve tarz iinde, onun tm psiik
durumu ve psikesinden kklenen ve yaam gerekllglni
kavraynn dayanag olan gr noktas, ortaya koydugu
eserde en derin ekilde ifadesini bulur. Bir byk eserde
sanatnn kendi tarznda bir atmosfer ve bir dnya kur
mas, o sanatnn d yaamla dogrudan ve canl ilikisi
nin mevcut ve devam ediyor olmas sayesinde mmkndr.
Degerlerin daglm bu ilikide meydana gelir; hemen sy
leyebilirim ki, bu, yaamn figr ve srelere blnmesi
dir. Bu yzden burada da, sanat eserinde karlatgmz fi
gr ve sreler, en nihayet, en derin temel ve kavna.larn
ta_rlhsel formlar ierisinde bulmak zorundadrlar. Sanat
nn teknigindeki farkllklar ancak bu en derin temelden
sonra ortaya kabilir. Sanat yaamay anlamann or_ganonu
dur, nk o yaamadan beslenir ve onu ifade ve temsil
ebneye abalar.
insan ve Tarih Dnyasnda Tekilleme ve Sanat 45

isel yaamn figrlere ve srelere bln, bir ese


rin bu yolla meydana gelen eklemlenm e tarz , o eserin te
kil elemanlarna anlam ve nemlerini pay eden deger dag
lm ; kiileri, eylemleri ve kaderleri ke ndi iinde tar.
yle ki, her byk sanat eseri kendis i iin bir dnyad r.
Onun iindeki tekilleme eserin ikin merkez noktasn dan
hareketle gerekleir. Bununla birlikte bir byk edebi
y atnn ve airin ese rlerinin olut urdugu d izi k e n di
iinde bir gelime gsterdiginden, bu eserlerde ortaya
kan bireylerle bagntl olarak, bir i sel akrabalk mey
dana gelir. Bu bireyle r bir aileye aittirler . B u aileyi tipse/
ki/Jerin belirli bir dairesi oluturur ve bu kiiler ken di
aralarnda ayn yazarn veya airin hayalgc nn yarattg
eyler olarak, bir aile ii yakn/Jga sa h iptirler. Onla rdan
her biri yazar n veya airin kanndan bir eyler alm tr,
her biri belirli tarzda biim kazanm v e esere yerletiril
milerdir. Sanatsal yaratmadaki znellik e n byk air tara
fndan bile alamaz. Ranke'nin eyleri na slsalar yle g
rebilmek iin k e n disini ortadan kaldrm a arzusunun ger
eklemesi, air iin tarih yazmcsnda n ok daha im kan
szdr.
Sonuta, kiilerde, bagnti /arda ve ynelimlerde tipse/
olan, zorunlu olarak, sana tnn zn e/Jigiyle ilikl//dir ve
bu zn e/Jik her bir eserin btn nde ilevseldir. Bu kii
lerin ailevi yaknlklar ve eserin, btnnde airin znel
ligiyle koullanm olan sistematik baga m, buradan kar.
Bir rnek verelim: Eski ressamlar fizyon om inin kalc iz
gilerini, ayn fizyonomi iin kesin, z ya nstan ve aikar
old uguna inanlan ideal bir an [ momenn iinde topla maya
alrl ard . Yeni bir okul yaamn et kisini ykseltm ek

Dilthev'n notu: Ranke, sk sk alntlanan bu szlerin de yle der: " eyleri


naslsalar yle grebilmek iin ke ndi Ben'imi ortadan kaldrmak isterdim."
Bu szler Goethe'nin nesnellie ulama abasn da ifade ederler. Ne var ki
sk sk alntlanan bu nl szler dz anlamlaryla anla lmamaldrlar. On
lar daha derin v e ironik olarak unu ifade ederler: B iz. kendimizi, evrenselli
in imkan asndan 1'dkldnda, ancak ve sadece, kend i i dnyamz ekil
lendirdiimiz derecede anlarz; tarihi, t arihsel yaam glerinin iimizdeki
etkile ri derecesinde anlayabiliriz. K sacas kendi B en'imizi ortadan kaldra
mayz.
46 Hermeneutik ve Tin Bilimleri

iin ansal (momentan) bir etki saptamak isterse, o kiiyi


bu ann rastlantsallgna terkeder. Ve bu anda, verili bir
ann kazanlm/edinilmi psiik baglamn etkisi altndaki
izlenimlerinin kapsamna ilikin bir kavray da meydana
gelir. Bu kavray artk bir tamalgdr (Apperzeption) . Bu
tamalgda, o anda, izlenimlerin birbirleriyle bagntlarnn
bir noktada toplan sz konusudur. Ve ite bu nokta, re
simde kmalar ve vurgulamalarla gsterilir. Bylece bir
anlk bir grnmn resminde, nesnenin/grnmn ken
disi degil, hatta ressamn tamalgsnn tarzf ortaya kar.
Ve resmi ressamn tamalgsndan bagmsz ekilde grme
konusundaki her aba, baarszlga ugramctk zorundadr.
nk ressamn tamalgs kendi yaamyla bakalarnn ya
am arasndaki ilikiyle koullanmtr ve biz resmi ancak
bu tamalgya katlabildiglmiz oranda anlarz >' onu zaten
sadece bu yolla anlarz. Kendimi bile, bakalarnn yaan
t larn kendi iselligimde hissetmek suret iyle anlarm.
Ben buradan hareketle kendimin ve bakalarVln yaamla
rnda birbirine yakn izgiler bulurum. Bir tip, byle mey
dana gelir. Tekil olan zgldr; tip ise z_g_l tekillerde iin
plana kanlarn gerek bir portresidir; bir figratif resim
deki bir figr nasl tekil kalabilir ki zaten! iir de tipsel
olan nceleyen tekili aynen kopya edemez. Bir dram ya
zar gerek bir konumay tm rastlant, belirsizlik, ekil
sizlik ve elastkiyetiyle kopya etmeye kalkrsa okuru
bezdirir; stelik bu yolla yaratacag etki, da hilere zg
yogunlama, biim verme ve ykseltmenin yarattg etki
nin yanna bile yaklaamaz. Bylece ykseltilmi ve arn
drma ileminden gemi bir dramatik konuma, konumay
dinleyen seyircinin znelligiyle kavranr. Zaten drama da,
yaam iinde ortaklaa edinilmi kavram ve tasarmlar bag
lamndan etkilenen yazarn bir rn olarak, znelligin
damgasn yemitir. Ve bir dramada veya anlatc bir iirde
(epope) ifadeye getirilen her biim verilmi ey; i yaa
mn figr ve tipse! srelere tann, bunlarn btnn
deki belirli ilevleri, bazlarnn digerleri karsndaki s
nrlarn ve nihayet hepsi bir arada, yaratcnn kanndan
bir eyleri yanstr. Bylece o biim verilmi ey, daima
insan ve Tarih Dnyasnda Tekilleme ve Sanat 47

tipsel olan bir yne sahiptir ve aslnda sanatnn tipler


ailesine ve agna aittir.

111

Tekillemenin fade E d i l i i n i n
Avrupa Edebiyat ndaki B y k alar

a) Home ros ' t a Tekilleme

u ortaya kyor ki, tekillemenln ifade edilii, yanst


l, daima znel ve muhakkak kiisel, ulusaldr ve tarihsel
sre iinde koullanmtr. Ne var ki burada ancak tekil
lemenin ifade edilmesinde, yanstlmasnda tarihsel sre
ierisinde n plana kan ayrmlar zerinde durabilecegim
ve bu bile sadece Avrupa edebiyat ile snrl bir alan iin
sz konusu olabilecektir. A vrupa edebiyatnn tarihindeki
byk aglar, aym zamanda genel insan dogasnn tekil
iemesine ilikin iirsel/edebi ka vrayn kesitleridir.
lyonya'daki Grek kolonilerinin teolojik koullu gelii
minin snrlarnda Homeros' u n iiri durur. Biz onlarda. Sha
kespeare'in dramalarnda oldugu gibi, transandanz gcnn
paralanmasn buluruz. Eski dnyann bu en byk poetik
eserinin nasl meydana gelebilmi olduguna bakalm: Bu
poetik eserde, olaganst bir g, atalarn byklgne
duyulan inan ile tanrlara duyulan inancn birlikteligi,
yaam ve dnyann tarafsz bir ekilde kendi gerekligi ve
nesnelligiyle grlmesi; evet, bunlarn hepsi, birbirine
gemi bir halde ifadeye gelir. Antik insanlgn bu byk
airinden ilham ve dnce ynnden etkilenmi olan air
ler birliginin yelerinin ne kadar ok oldugunu dnelim.
Nedir Homerl>s'un iirinin zellikleri? Bir kez Homeros
kendi iirinde tam bir aristokrat tavra sahiptir. Onun iirini
zarif, ince, hr dnceli, dnya dostu bir hava kuatr.
Onun tanrlar devleti tipsel figrlerin i ilikilerini yans-
48 Herm eneutik ve Tin Bilimleri

tr. Bu tanr figrlerinde, g; vicdansz, pimanlk duy


maz, hibir d snrlamaya bagl olmayan yaam atlm ile
birlemitir. Bu figrler bu yaam atlm ile, vicdansz ve
pervasz doga glerine yakn dururlar. Homeros destan
nn insan kahramanlar bu tanrlara sadece dtan bagldr
Iar: Tpk Fransz tragedyasnda tanrlarn kahraman insan
lar yattrmas veya tahrik etmesinde oldugu gibi. nk
burada uras aka bellidir ki, bu kahramanlar kendi ey
lemlerinin yasasn kendi ilerinde tamak zorundadrlar
ve o nlardan her birin in gerek yaam, gne nfar al
tndaki yaamlarndan daha uzun srer. nk ruh, lmden
son ra, kendini, bir yarm yaam, ama yine de bir yaam
iinde, eliik bir adla 'ller lkesi'nde, yapayalnz ve
kaybolmu bulur. Bylece Homeros'un aristokratik dnya
snda kahramanlgn tipsel ynleri, kahramanlg ml14l1 kn
klan koullar; gllk, bagmszlk, yapayaln zftk ve
kendi banalk olarak ykselir.
;
Bunlar, edebiyat ve iirde, tekillerin tam, dolu v zarif
bir ekilde oluturulmu figrlerinin altlarna yerle, tiril
dlkleri ko ullardr. Onlar oraya yerletirmen i n sanatsal
arac, kon um adr. Germenlerde bylesine dilsiz/sessiz
olan kahramanlk, Greklerde, bu halkta, kendisini konuma
araclgyla kamuya aar. Ve Homeros bu kahramanlar dn
yasn ko numa araclgyla ylesine anlatmtr ki. daha
sonra hibir Grek tragedya yazar byle bir anlatm g
cne eriememitir.rnek olarak, Hektor'un cesedini ilk
kez gren Andromak'n szleri okun abilir. O, szlanp du
rurken, birdenbire lye yle seslenir:

imdi Hades'in evine. yerin en derinine


Doru gidiyorsun sen. Ben burada kalyorum.
Ac ve kederin kucana terkedilmi bir halde.
Evinde oturan bir dul kadn; masum bir olanckla beraber.

Andromak'n Hektor'un cesedinin lllion'a tandg s


rada syledigi son raki szleri, durulmu, sakin bir ruhtan
ykselen szlerdir ve nceki takn szlerle gzel bir
kontrast oluturur. Burada Hektor'un kahramanlk gcnn
daha duru, daha sakin bir tasviriyle karlarz. Andromak,
insan ve Tarih D nyasmda Tekilleme ve Sanat 49

yine H ektor'un cesedi nndedir. Ama bu kez ona sesle


nlrken. gemii ve geleceg birletiren bir duyguyu dile
getirmektedir:

phenin dile getirilemez acsn ektiriyorsun ana babaya;


Hektor, beni hibir sonlunun kaderi artk eleme boamaz!
nk sen bana lm deinde yataktan el uzatmadn.
Bir sz syledin bana, bilgelik dolu; onu sonsuzca, gece ve gndz dn
dm.

Yedinci iir konumann drama formuna dnm


iinde etki yapar. (Shakespeare de bize yaamn ortak ze
mini zerinde ikamet etme izni veren byle sakin bir du
rumdan yava yava ykselen tutkular tasvir etmekten
pek holanr.) Eliler Achlleus'u, "kalbini lirin tnlar ile
ferahlandrr" bir halde. sakin sakin otururken bulurlar;
Patroklos da karsnda suskun oturmaktadr; Achlleus eli
leri nazik ve sakin bir halde, vakarla kabul eder; daha
sonra konumann ak iinde Agamemnon'a kar ruhun
daki zaptolunmaz kin ve nefreti. onu bu kine ve nefrete tu
tuklayan ve gece gndz peini brakmayan olaylara ili
kin ryasn anlatmaya kendisini tamamen kaptrr. Mthi
sahne. bir kez daha onarlamaz bir krlma ve kopu bilin
ciyle sona erer. Eliler geri dnerler ve sonucu lakonik
bir ekilde bildirirler. Burada bizzat. o zamann yaamnn
kendisi bizimle konumaktadr. Buna Achlleus'da nfuz
ederiz. Bylece Homeros ncelikle. gerek olan aan ve
gerek kiileri tipik olarak temsil eden bireyler yaratm.
onlar tamamen yaamn doga hareketgtyle tehiz et
mitir. Ve onun tipleri. kendi agndakl tekll lemeden
kardg tiplerdir.
Artk u sylenebilir ki. Homeros'un iirinde airin te
killeme dogrultusunda iinde hareket ettg snrlar. biz
zat zamannn ve agnn snrlardr. Onun tm ufku aris
tokratik toplum tarafndan kuatlmtr. Tek bana bu. ona
gre biilmi bir kaderdir; onun kart ynnde Therstes
durur; tpk Shake51>eare'ln kahramanlar gibi. gereki,
metin. komik. aldrsz. al ayc. Kiiler arasndaki farklar
bu aristokratik toplumda dogaldr; soya. yaa. mizaca. atl-
50 Hermeneutlk ve Tin Bilimleri

ganlga, daha yksek meneye ve ecereye, g ve lktlda


rn ve kahramanlara zg kuvveti n derecesine gre. Tm
bu aristokrat karakterler, kendilerini dogrudan etkileyen
sert motiflerle harekete geerler. yle ki, i li . Richard, iV.
Henry ve Macbeth bata olmak zere, Shakespeare'in kah
ramanlaryla karlatrldgnda, Homeros'un kahramanlar
nn hepsi, normal koullarda bir skunet ve huzura sahip
tirler; bunlardan hibiri, onlara kendisine ulama tutkusu
alayan ve hep gz nnde bulundurduklar bir ama bag
Iamndan hareketle, enerji, g iradesi ile dopdolu, planl
bir ekilde ileriye dogru srklenmezler. Buradan bakld
gnda, buna en iyi rnek bizzat Achileus'tur. O, Phti a'da
skun iinde yaamay tahayyl eder ve sade koullar
dolaysyla ne itildlginl, lider konumuna srklendiginl
dnr. Ve Homeros'un kahramanlarnn hepsi, ortalama
insann mtevaz plan ve beklentileriyle donatVrlardr.
Bu kahramanlardan hibiri birey olarak kendilefrni diger
!erinden ayracak olan zelliklerle donatlm egildirler
ve onlar birey klacak olan ynleri, kendilerine ait bir
"
dilleri, sluplar, dnceleri, bu dncelerin yontup bl
t
imlendirdigi birer kiilikleri yoktur. Homeros da birey
yoktur.

b) Grek Tragedyasnda ve
K o m ed y as n d a T e k illeme

Tragedyann geliimi asndan bakldgnda, Homeros'la


gelen ilerleme, tanrlarn ve kahramanlarn tasvirinde psi
ik ynde, zellikle duygu ve tutkularn ilenii ynnde
gerekletirilen derinlemedir. Bu ilerleme, komedya iin,
modern komedinin de daha sonraki geliiminde gl bir
ekilde vazgeilmez hale gelen bir dizi karakteristik tipin
ortaya kmasnda belirleyici olmutur. Tragedya Grek ti
ninin byk hareketi iinde olumutur. Grek tini tanr
yklerinin, mitoslarn zerine, yksek ahlaksal degerlere
ve rasyonel kavramlara gre llen bir ideal dzen ilke
insan ve Tarih Dnyasmda Tekllleme ve Sanat 51

sini karmt. B u demektir ki, tanrlar d a kahramanlar da,


varolularn bir ideal dzen ilkesine borludurlar. Grek
tininde tanrlarn ideal varlk dzeninin zerinde veya d
nda, bagmsz ve otokton bir nelikleri yoktur. Trajik kar
tlk, tutku ve akl arasndaki kartlk, bu ideal dzen il
kesi sayesinde bagdatrld. Mitoslarn ahlaksal-rasyonel

bak asndan eletirisi, daha Stesichorus'un koro ark


snda dikkat eker. Aschylus ve Sophokles'in en nemli
dramalarnda byle bir ideal baglama dogru bir yneli
vardr. Hatta Platon'un idealar gretisi, kendi metafiz ik
formu iinde, bu ideal dzen ilkesinin bir betimlenlidir
ve bu ilke ile tanrlar birligi arasndaki savaa devlet ze
rine yazlaryla o da katlr. Homeros'da mitos hakimdir;
Aschylus ve Sophokles'de ise mitos tek bana degildir,
onun karsna logos karlmtr. yle ki, Aschylus ve
Sophokles'in tipleri, birlikli, tutarl kiilik yaplarna sa
hip olarak biim verilmi tiplerdir. Ve bu kiiler, Attika
tragedyasnda, logos-mitos kartlgn benimseyen anti
tezci bir tavrla kurgulanmlardr. Homeros'da anlatclk
ile saganan etki, Attika tragedyasnda retorikle saglanr
ve tiplerin izilmesinde dayanlan kartlk, konumann
antitezci formlar iinde dramatik btnn tm gelerine
kadar yaylr. Attika tragedyasnda tutkunun ifadesi; tas
virdeki abartl ihtiam, maskeleme ve mzikle destekle
nir. Baka bir deyile bunlar, tragedyaya solugunu veren
pathos'un i fade ediliini kuvvetlendirirler. Homeros'un
tersine, tragedya kahramanlarnda dinginlik, tevazu ve s
kunet yoktur; kahramanlar kendilerini bir eylere kaplm

Dilthev'n notu: Grek dramas, paganizmin ve Homerosu heroizmin eskiyip


khnemeye balad srada geliti ve onlara darbeyi indirdi. Kader, insann
tutkularn kaotizmi ierisinde oraya buraya rastlantsal savruluu deildir. O,
ideal dzen ilkesinin insan yaamndaki bir yansmasdr. Bylece Olimpos'ta
oturan tm renkli tanr figrlerinin de bal olduklar ey, ideal varlk dze
ninin ilkesi olmutur artk. nsann kaderini ekillendiren de artk tanrlarn
fkesi veya sevgisi deil, "ide"dir. Platon un yapt, Grek tinindeki bu dn
mn felsefi y()flden merulatrlmas olmutur. Oidipus'ta en yksek nok
tasna varan bireyin d, artk tanrlarn keyfiyle ortaya km bir durum
deil, tanrlar (mitos) ile ideal evren dzeninin ilkesi (logos) arasndaki sa
van bir sonucu oluyordu .
52 Herm eneutik ve Tin BJJJm leri

olarak bulurlar. Konumalarda kahramanlarn ruh hallerinin


ve bu hallerdeki degllmlerln ifadesine nadiren rastlanr.
Kahramanlarn kendi i dnyalarndan sz etmeleri ise,
daha da nadirdir. Kiiler, tam anlamyla retorik dzlemde
yani kart tezli konumlar ve konumalar ile belirlenmi
lerdir. Ancak Eurlpldes'le birlikte bu trajik tipler bireysel
bir yaam, bir bireysellik kazanrlar. zellikle gl, ikti
dar sahibi insan (Macht-Mensch), bylesine nemli bu tra
jik figr, doga hukuk zerine reflekslyonun hzlandg bu
dnemde bir bilin kazanr, kendi g iradesinin zerinde
kavramlardan olumu, rasyonel/dnsel bir atmosfer ie
risinde soluk almaya balar. Onun konumasnda duygu ve
tutku belirten szckler yannda kavramlar hatta dahc\ agr
basmaya balarlar. yle ki, insann lsel liglnln/tlnsel
llglnln daha nceki tm tasvir tarzlarnn zerine Platon'
un otoritesi damgasn vurmutur artk. Bu adan bakl
dgnda, Platon, Greklerin Homeros'tan sonraki en byk
sanatsdr. Onun Sokrates'I, tm lnsanlga mal olm iki
figrden biridir. fakat Grek edebiyat ve iirinin H(\me
ros'tan sonra en canl ve en eitli tiplerini, komedyada'
buluruz. yle ki, modern komedya, Mollere'e gelinceye
kadar, Grek komedyasndan ve tiplerinden etkilenmi,
hatta byk lde bunlardan kmtr.
Ve buradan, artk insan dogasndakl tekil kalan oke
ltlll lgln teorik yoldan ele alnmasna gi den bir yol da
almtr. Bize pek tahrif edilmi bir halde intikal etmi
olan Theophrastos'un Karakterler zerine Yazs da bu yol
daki abalar hzlandrmtr. Bu yaz, elimizde die doku
nur baka rnekler olmasa da, phe etmemek gerekir ki,
Otta Rlbbeck'ln edebiyat tarihi iin byk neme sahip
aratrmalarnda gstermi oldugu gibi, Greklerin zengin
dlyaloga dayal, retorik ve iirsel tasvirler iinde ilemi
olduklar komik veya kaba ve sradan insan karakterlerini,
tiplerini ileyip tantan yazlarn son rneklerindendir.
br yandan burada insan karakter ve tiplerinin bir dizili
ini vermek konusunda edebi olarak ortaya konulmu ilk
aratrma nmzdedir. Buradaki tipler dizisine bakld
gnda u grlr ki, haklarnda gnlk yaamn usta gz-
insan ve TariH Dnyasnda Tekilleme ve Sanat 53

e m cileri, Esklag a hlaklar ve komedya airlerinin bil


d irdikleri a raclgyla b i lgi s a h i b i o l d u g u m u z b u tipler,
ok ilgintir, zellikle gney halklarna zg mimik g
cyle n plana karlar. N e yazk ki Theophrastos'un bu
kk yazs, insani karakterler ve tipler psikolojisi iin
degersiz b u lunm utur ve ilk kez 1 5 2 7 'de ksmen basld
gndan bu yana, kendisine ahlaksal ve gnlk yaamn tas
viri k o n u s u n d a e d e b iyat iin zel b ir deger verilm itir.
Karakterler. rfler ve a h l a klar zerine teorik refleksiyon
l 6. ve 1 7. yzyl edeb iyatnda d evam etm i ve zellikle
M ontaigne ve La Bruyere giderek artan bir nem ve deger
kazanm lardr.
insan karakterleri zerine bir ikinci antik kaynak. etki
ler/h eyecanlar/duygu/ar gretisidir Bu, Stoac filozoflar
.

ve onlard a n etkilenmi olan Romal yazarlar araclgyla,


kara kter ve tip snflandrmasnda olaganst bir incelige
ulamtr. Bu greti airle ugram aktan ok retorikle i lgi
kurmutur. Ona daha sonra. 1 5 yzyldan l 7. yzyla kadar
b yk yzyln sanat ve edebiyatndaki felsefi yazarlk
da katlmtr ve bu, san atlar ve a irleri pek ok adan
ynlendirm itir. insan tip lerinin te mellend irilmesi ve tas
viri n deki bir n c antik kaynak, drt m iza gretisi
(scakkanl, h i d d etli/h rn, mela nkolik, flegmatik/soguk
kan l) olm utur ki, onun ilk kez Galenus'da gelitirildigine
rastlarz. O d a Rnesans psikolojisinin nemli bir gesini
oluturm u ve plastik sanat ve edebiyat iin daha da nem
li bir kaynak olm utur.
Bylece l 5, 1 6 . ve 1 7. yzyllarn edeb iyat ve pla stik
s a n at z e r i n e; (ze l l i k l e S e n e c a ' d a n d ra m a tiki lere
-tiyatro yazarlarna- n a kledildigi ekliyle) traj i k tipler
zerine; Plautus, Terentius ve ltalyan komedyasnn bu tip
lere canl bir ekilde katlmasyla zenginleen komik tip
ler ve m izalar zerine; nih ayet, karakter form lar ve tutku
snflar z erine; geni b ir literatr m eyd a n a gel d i . Tekil
leme problemi bu yzyllarn edebiyatsnn nn e, em
salsiz derecede 4>' gun koullar altnda kt . Bu nedenle
hatta 1 5 . yzyldan l 7. yzyla kadarki mod ern sanatn b
yk ag, ortak insan dogasnn temelleri zerinde tekil-
54 Herm eneutik ve Tin 13/1/m/eri

!emenin nasl gerekletlgl konusunda, Eskiagdan ok


daha derinlikli ve ok daha fazla yn ieren bir donanma
sahip olmutur.
iirde ve zellikle dramadaki iki ynl gelime, bu s
ralarda ortaya kt. Latin air ve edebiyatlar hereyden
nce tipse! eylemler zerinde durdular, Eskiagdan intikal
eden tiplere duyduklar sempati ile altlar. Byk bir
karakter yaratcs, Cervantes, onl arn anlatc edebiyat
iinde temayz etti; Mollre onlarn dramatik edebiyat
iinden kt . Bu adlar, Greklerden Romallara, onlardan
ltalyan ve f'ransz edebiyatna uzanan komik ve sraan ka
rakterlerin ve tiplerin son mkemmellemesini ve lncell
lnl simgelerler. Moliere tiyatrosu, karakter rollerinin mi
miklerle temsilinde olaganst bir baarya ulat. qyle ki,
Mollere'in oyunlar, modern sahnelerde grlm blan,
szcgn tam anlamyla en 'teatral" eylerdir. Dramatik
edebiyatn Germen halklarnda grlen dlger gelllrh yolu
zerinde, insann i yaam dramatik yoldan derlnll ne i
lendi. Bu geliim yolunun en byk temsilcisi muhakkak
ki Shakespeare'dir. Bu dneme zg olarak insan dogasnn
tekll lemesine alt sylenebilecek eylerin ogu, Shakes
peare tarafndan dile getirilmitir.

c) Sh akespear e ' i n Rnesans ve Reformasy o n ' u n


Kesime Noktasnda Gereklet i r d i i T e k i l leme

Shakespeare'ln de Grek tragedya yazarlarndan etkllendlgi

aktr. Bununla birlikte o, bu etkiler kadar agnn tinsel


hareketlerinin de ynlendlrdlgl bir istikamette yrr. Za
ten Onbeten Onyedinclye uzanan byk yzyl ieri
sinde, srekli olarak, teklllemenln degeri kadar, enejlnin,
g iradesinin ve tutkularn hakknn tannmasna tank
oluruz. Kiinin i dnyasndaki bagmsz dinsel sre ve
onun yaam sterinin ideal dinsel gereklemesi bu d
nemde hz kazand. Bilimsel dn tarznn zerkllgl ba
gmsz ruhlarda iyice yer etti. Bunlar bu yzyllar yapt.
insan ve Tarih Dnyasnda Tek/lleme ve Sanat 55

Bu yzyllar Katoliklik, Protestanlk ve Rnesans arasn


daki kartlklarn yzy llardr d a . S h a kespeare bu yzyl
larn yeni !delerinin yn verd lgl b i r tarihsel atmosfer
iinde soluk alyord u . O Rnesans'n ideleri kadar Protes
tanlgn !delerinin de etkisindeyd i . Ve onun o gl, ben
zersiz yaam ve d nya d eneyimi ve d uygusu buralardan
serpilip geliti . Rnesans tini ile Protestanlk tininin bu
lumas, Shakespeare'de ifadesini u noktalarda buluyordu:
iimizd eki enerjiyi sakl tutm a m a k, onu eyleme dn tr
m ek, yaam denen eyin de tinsel kara kterli bu dn
trm e ile ekillendlglnl bilm ek; varo l u u m u z u sela mete
ulatrm a k; Protestanlga zg dev bilincine uygun ola
rak, ahlaksal devlerin, toplumsal soru m luluklarn gerekle
rin i yeterince yerine getirm e k; sahip oldugumuz gleri
ve yete nekleri s erbeste kullanp onlar daha da gelitir
mek; gzelliklere s a h i p kmak; m utlulugu, kendi g ve
yete n eklerim i z i n yine kend i m i z taraf n d a n gelitirilme
sinde ve faaliyete geirilmesinde bulmak; vakar ve itidal
iinde yaayp adaletli olmak; ly hep elde tutmak. Ya
amn yeni kurallar bunlardr; b u kurallar hi de soyut d
nme rn eyler deglldlrler; tersine insan varoluun u n
yine insan eliyle biimlendirilm esinin aralard r.
ite Shakespeare, kendi agnn insani teklllemeslnin
zgllgn ve traj i k atmann kaynagn burada bula
caktr: Trajik atmann kaynag insann kendi iindedir.
insan, dev ve sorumluluklar ile kaotlk ve karanlk tutku
lar arasnda skp kalm tr. B u n la r arasndaki atma,
o n u n psikeslnln derinliklerinde bir uyu m suzluk olarak ya
anr. Shakespeare'ln trajik karakterleri, psiik olarak hem
ok gldrler hem sk sk patolojik haller yaarlar. By
lece gzlerimizin nnde, bu uyumsuzluk dolaysyla, bir
d e n b i re, kahra m a nlarn bu gl psiik yaplarndan ve
ayn psiik yapnn kaotlk d erinliklerinden, iinde yaan
lan koullar aracgyla ancak gizi alm bir ey mey
d a n a gelir. N e '\'ar ki b u ko u llar gerekten olup biten
lerle, S h akespeare'ln iinde yaad g tari hsel/tin sel or
ta mla hibir iliki i i n d e deglld lrler; kahramanlar san ki
ryadaymlar gibi nne katp srkleyen tutku, tamamen
56 Herm eneutlk ve Tin Bllimleri

ite, sadece psiik yaantlarn derinliklerinde etkilidir.


Ve bu tutku, bununla birlikte, bakalarnn varoluunu da
rahatsz eder, hatta onlar iin bir tehdit gesidir ve ger
ekten de bakalar bundan zarar grr. dev ve sorumlu
luk bilincine sahip karakter bundan vicdan azab eker ve
bizzat bu azab bir ceza olarak degerlendirlr. Oysa bu,
Shakespeare iin bir ceza degildir; tersine hatta gzel bir
kaderdir. Daha sonra Avrupa'nn geliiminin yksek bir ba
samagnda Schiller'in de ayn duyguyu ifade et rq i oldu
gunu grrz.
Bylece Shakespeare'de trajik-olan, dnyann agrlg ve
basks karsnda ortaya kan uyumsuzluk ve an\agoniz
mada yatmaz; tersine ite, psiik yapda, oradaki oransz
Ikta, denksizlik ve uyumsuzlukta yatar. Bu, etkileri muaz
zam bir farkna vartr. Artk trajik olanda ne tanrta rn ve
kaderin, ne logos-mitos atmasnn rol vardr; on;un kay
nag sadece ve sadece insan psikesidir. Bu farkna var,
insan hakkndaki bu yeni kavray tarz, Yeniagdct "zgl
kiilik" ve "bireylik" denen eyden kastedilenleri rje an
lamamz saglar. Ne var ki Shakespeare'in kiileri, yukarda
da deglnildigi zere, evre koullarndan, tarihsel ve tin
sel koullardan sanki hi etkilenmezler. evre koullar,
tarihsel/tinsel ortam, bu kiilerin hrn, ateli, heyecanl
ve tutkulu dogalarna hibir etki yapmaz veya bu dogalarn
kendi dogru tularndaki gidiatn asla engellemez. Sanki
bu kiiler salt bir enerji halinde kendi psiik yaplarnn
derinliklerinden fkrarak ortaya km gibidirler; dnya,
evre koullar, tarihsel/tinsel ortam, sanki sadece onlarn
hiddetli, hrn, takn psikelerlnin ortaya dklmesine
araclk eden pasif zeminlerden ibarettirler. Shakespeare,
tarihselligi ve tarihsel insan tanmaz; yaamn koullar,
tarihsel/tinsel ortam, onun iin, insan psikesindeki ezeli
atmann gsterilmesinde sadece aksesuardrlar. Bununla
birlikte, Shakespeare'in eserleri, aslnda kendi dneminin
tininin! yanstrlar. Doga bilimlerinin ve mekanizmin do
gu ve ykseli dnemidir bu dnem. Bu nedenle Julius
Cesar da Othello da, farkl aglarn ve kltrlerin insanlar
olsalar da, ayn psiik belirlenimleri yaarlar; aralarnda
insan ve Tarih Dnyasnda Tekilleme ve Sanat 57

yzyllar n o l m a s , degiik kltrlerin i n s anlar olmal ar,


hibir ey ifade etmez. Shakespeare'in kahramanlar ancak
bir yandan iklim ve cografi koullar, diger yandan toplum
sal stat, mevki ve bulund uklar toplumsal kademe bakm
larndan ve o da zerinde pek fazla durulm ayan bir eitli
lik gsterirler; psiik yap bakmndan degil. Shakespeare
'in e serlerinin dneminin tinini ya n s tm a s ndan kastedilen
de budur. Shakespeare, yaadg dnemin "doga' nn ve 'in
san dogas'nn bilim selfmekan ist bir tavrla ve tarihsellik
ten b i h a b er bir ekilde e l e alan tavrn edeb iyatta srd
rr. Biz Shakespeare'de Venedik'in veya kuzeyin krlarnn
h avasn soluruz; fakat o n u n kahramanlarnn eylemleri hi
d e tarihsel veya topl umsal koullardan h a reketle an lala
m a z . Shakespeare tari h sel/tinsel belirlenimden habersiz
dir. Dolaysyla o n u n e serleri herhangi bir tarihsel/tinsel
dneme hi d e ait ve ikin degild irler; tersine b u eserler
esasnda aidiyetten bagmsz ve b u anlamda transandantal
bir dzeni anlatp dururlar. Bu dzende sadece bireyin do
ga e n erjileri ne kar. Bylece insani ilikilerin hemen
t m d e insan p s ikes i n d eki kartlk ve koutluklard a n
k m o l u r . Byk ltalyan fresk ressamlarnn yaptklarna
bakld gnda, Shakespeare'in kahram anlarnn bu fresklerle
sanki daha nce resm edilmi oldugu duygusuna kaplma
mak mmkn d egildir. Bu fresklerde ge Rnesans ile do
galc/dogabilimci Yen iag balanglar n n tininin bulu
tugu grlr. Demek ki Shakespeare de easnda bir d
n e m e zg bir tari h s el/ti n s e l kavray tarz i eris i n d e
e serlerini ya ratm tr. B u d n e m e d a m g a s n vuran tari h
sel/tinsel kavray tarz ise, ironik bir ekilde, tarihsellik
ve tinselligin farkna varlamay veya h e p orada olan ta
rihse lligin/tl nselligin u n utu l u u d u r .
S h a kespeare'in tiplerinin h e p s i agd atr; a m a "her-za
man-yle-olma' anlamnda agdatr. Onda 'zamana-zglk'
denen eye rastlanmaz, onda rastladgmz ey, 'her-zaman
l l k"tr. O n u n tieri n i n o gu n d a sars l m a z bir kendine
gven duygusu kadar bakalar karsnda duyulan pheye
de rastlarz. Shakespeare bunlar 'ortak insan dogas'na ait
klar. N e var ki bu trl bir gven ve phenin fazla lngi-
58 Herm eneutik ve Tin Bilimleri

llzvarl oldugu da grlebilir. Baka trls de olamazd za


ten.
S h a kespeare "ortak insan d ogas"n kendi top l u m u n u n
insanlarna bakarak tasarm l a m aktan b aka ne yapabilirdi
ki? rnegln S hakespeare'ln erkek tipleri eksiksiz ve sert
b i r gce s a h i ptirler; b u n a kar l k sevdikleri kadn l a ra
kar son derecede h assas, mfik, ltufkar ve fedakard r
lar. Onun en nemli erkek tipi, iktidar sahibi adam dr. Poli
tik d nya Shakespeare'ln eserlerinin hemen hepslnqe ken
d i n i gsterir ve hatta pek ok e serin a na m otifleri politik
tir. nk politika, tutkulu insan dogasnn en iyi ekilde
resmed lleceg bir alandr. Esasnda, H omeros'un Ag mem d
non'undan beri, p e k ok airin ve e d e b iyatnn gzleri
h e p iktid a r s a h i b i veya iktidar peindeki erkek tiplerine
takl kalmtr. Onlarn amac i ktidar ele gelrme 4 veya
ellerindeki ikti d a r koru m a ktr; bunun iin e llerln dkl en
etkili ara, byk bir kavray gc ve bu gc ynlendi
ren iradedir. iktidarda olan veya onu ele geirmeye lan
gler arasndaki sert atma kadar, politik gruplar !inde
zveriye, karlkl gvene ve sadakata d a rastl anr. Rne
s an s'n iki m ke m m e l svari h eykeli n d e b u politik tip y
l e s i n e belirgindir ki, h eykellere bakldgnda iktidar sa
h i bi n d en yaylan, rknt ve korku uya nd ra n otorite he
men alglanr. Bu tipin en mkemmel rneg. sonradan iV.
Henrl a d yla kral olan Prens H ereford'dur. Daha sonra Ju
l l u s Cesar'da da, tpk baz Roma heykel ve bstlerlnde
hemen hemen insan st bir cesametle gsterilmi olan bir
eyin, iktidar ve gten kayn a klanan soylulugun tasviri
karmza kar.
Tira nlarn d ogas bu tipe akrabadr. Bu tipi aslnda Se
neca hazrlam, onu yaratmak Rnesans'a dmtr. Bu
ti p i n e n zgl gstergesi, o n d a a h laksal bir ilkenin ve
d uygu n u n d ta brakl m a s dr. Si nsilik. hilekarlk. sayg
szlk. lm gz alacak derecede gzpekllk. bu tiplerin
o rtak zellikleridir. M achlavelll'nin "Pre ns"i, bu politikac
tipinin p o rtres i n i ustaca izer. Ve M a c h i avelll, b u tipi.
ken d i ya amndan, kendi dnem inin prensleri n e, tranla
rna. p a p alarna, kardlna llerl n e, Rnesans'n yarglarna
insan ve Tarih Dnyasnda Tekille me ve Sanat 59

bakarak izer. M arlowe'un Tamerlan' (Tlm u rlenk) ve M alta


Yah u dl'sl, daha sonra S h a ke speare'in ili. Richard', Mac
beth'I ve Kral Lear'deki Edm u nd'u, bu tipe gre o l uturul
mulard r. Bu figrler sahne zerind e deh et salmaktadr
lar. B u n lara kar l k H a m l et'teki Iago ve Kral, a l l m
sulu, erir tiplere daha yakndrlar.
S h a kespeare'in tipleri n d e dev ve soru m l u l u k bilinci
ile tutku larn atmasna hep rastlandgn, hatta trajik et
kiyi de bu atm an n sagladgn belirtmitik. Shakespe
are, d ev ve soru m l u l u k b i l incinin d a h a agr bastg tip
leri, b yk bir semp ati ile izer. B u tipe karakterini veren
form, S h akespeare'in idealini de belll eder. Bu form, akl,
l ve adaletten trer. Anlalacag zere, akl, l ve
adalet, tarihsellik bilincinin yokl ugu n e d e n iyle, S h a kes
peare'de ezel nellkler, i n s a n n tutku l u dogasndan ve ta
rihselliginden bagmsz glermi gibi ilenir ve S h akes
peare'in kahraman ve saygdeger insanlar, kendi iradeleri
dogru tusunda akl, l ve adaleti yaam larnda ve evre
lerine kar gerekletirmeye alrlar. Bu tip, daha nce,
Roma stoizmine bagl edebiyat ve airler tarafndan za
ten en yksek mkemmelllge ulatrlmtr. Shakespeare,
bu tipe, b u n u n l a birl ikte, ke ndi klillglnden ve agndan
kay n a k l a n a n bir tavrla, itenlikli, n e e l i b i r c a n l l k
gesi katm tr. Bu karakter formu S hakespeare'nin kendi
zgl yaa mnn bir bakma ideali olarak, ilk kez V. Henri
'de karm za kar. Bu kral savata zafer kazanm tr, d
mana kar acmasz ve zalimce davranm, sonunda tutkulu
dogas tatmin olm u, gururu o kanmtr; bunu nla birlikte
o, ayn zamanda kra llgnn uyruklarnn esenllglnl ve mut
Iulugunu adil ller ieris inde saglam olmann gurur ve
m utlulugu n u da yaamtr. "Birey o larak sadece kendini
memnun etmekle yetinen bir kral ne ok sevinten mahrum
o l m a k zorundadr!", "Bir s e rf bar sever; ne var ki onun
ham beyni kra ln bir bar em siyes i oluturdugunu, ken
d is i n i n bizzat b arn gvencesi old ugunu, o n u n bir ift

iye en iyi ekilde y rarl olmak iin her gn ne kadar m
teyakkz yaadgn, pek az b ilir." Cenaze alay sahnesinde,
H e n rl, varlgnn p a rltsn tm d nyaya yayar gi b i yat-
60 fferm en eutik ve Tin Bilimleri

m aktadr. "Senin ru h u n Julius Cesar veya Kassiopeia'dan


daha parlak bir yldz olacaktr." O. kendi gcnn bilin
cine ve kendi iradesinin on uruna sahip bir ekilde ileriye
at l m ve l m tr. Bu karakter form u n u en iyi ekilde
yanstan tipler arasnda Julius Cesar'daki Brutus ve Ham let
teki Horatio da yer a l rlar.
Bylece Sh akespeare'in en son idealinde. Stoik Romal
ile her gn sokakta karla tg Protestan lngiliz birbirine
baglanrlar. Shakespeare'in kendi byk yeri de b urada be
lirir. O Rnesans ve Reform a syon'un gl pota r\siyalleri
nin birbiriyle atmasnn tam orta sna yerlem i olara k.
b uradan. yaam ve d nya grnn daha yks k bir for
m u n u gelitirir. B u n u a n c a k byk bir a ir yapabilird i .
yle b i r air ki. agnn gleri v e aclaryla savam ve
b ylece bir insan ve kader anlayna ulam , b t an lay
tan hareketle kendi agd a lar ve kader ortaklarf iin on
lar daha gl klacak bir yaam eklini eserleri n de ile-
m itir. "
S h akespeare'in yarattg son b y k erkek tip, ,entelek
tel yan a gr b a s a n bir tiptir. Marlowe. Doktor Fa u stus
'unda, bu tipin ilk rnegini u staca ortaya koymutu . Daha
s onraki versiyonuyla Goethe'nin Faust'una bakalm : Bilim
sel faaliyete dalp gitm i olan Fau st'tan, Almanya'ya zg
m etafizik sisler iinde, bir ira de ykselm ektedir: Dnce
gcyle iktidara, genlik zindeligine, ana, hrete ve e
refe ulamak. dogaya hakim olmak, ruhu pheden kurtara
cak bil giye sahip olmak ve insanlar zerinde otorite kur
mak. Shakespeare'd e ve M arlowe'da grdgmz bu figr
ler, izleyen yzyllardaki fi grlerin ilk rnekleridir. Tpk
d oga zerinde hakim iyet kurma iradesinin Francis Bacon'u
ynlendirmesinde ve bu hakim iyete ulamak konusunda
o n u n sadece bir b i limsel yntem gretisi gelitirm ekle
kalmayp karanlk, m i stik yolla ra da sapm olm asnda ol
d u gu gibi. Doktor Faust ve Francis Bacan, bu bakmdan
birbiriyle akra ba drlar. Shakespeare, kendi Prospero'sunu.
eski dostu Marlowe'un bu en d erin eserine ak bir an
trma iinde yaratmtr. B u tipte sakin. b ilge, en yksek
ahlaksal saflga ulamaya ve bu yolla ayn zamanda dogaya
insan ve Tarih Dnyasnda Tekilleme ve Sanat 61

da hakim ol maya alan kii tasvir edilmitir ki, bu kii,


sahip oldugu dnce enerj isiyle sr d o l u doga glerini
zorlar.
Zlhlnselllgln ve reflekslyo n u n agr b astg bu insanlar
top lu l uguna S h a ke s p ea re'ln yarattg e n d erin ka rakter,
Ham let de da hild ir. G erekten de H a m let'te zlhlnselllk ve
reflekslyon, her ne kadar vehim ve phelerin izinden gi
derlerse de, ok yogun ekilde karm zdadr. Hatta Hamlet
ti p i n in d a h a gel i m i bir versiyonu, d e rin dnceli ve
m elankolik Jaq ues'ta ("Nasl isterseniz" komedisin de) kar
mza kar.
S hakespeare, tekil heyecanlar patolojik boyutlarda tas
vir etmekten holanr. Onun iin zelllkle ak tutkusu pa
tolojiktir. Zaten ak tutkusunu kendi ruhunda byle bir pa
toloj i k ve ynlend irici g olarak hissetmi o l d ugu da
aktr; b u n un iin sonelerine yle bir bakmak yeterl idir.
Ve S h a kespeare bu d ogru tud a birok tip yaratmtr. Ak
tutkusu, S hakespeare'de eitli form lar ierisinde ilenir.
rnegin bu tutku, bir d uygusal adamn kar kon ulmaz he
yecan olarak Rom eo'da, bir iktidar sahibinin dizginsiz ha
yalgc ile bagnt ieri s i n d e Anto n l u s 'ta, as keri bir za
l i m l i k ve hatta vahetle birlemi o larak Oth ello'd a, atl
gan ve h r n S icilya kra l Leontes'te, hep d egllk ekil
lerde karmzdadr. iktidar sahibinin narslzmlnln lsz
l g, d ah a M a rlowe'un E d u a rd ' n d a tasvir e d ilm iti ve o
d a h a sonra Shakespeare'I i l . Rlchard'nda ve Lear'lnde ha
kim tutku olm utu . Dnyada ken dileri dndaki h erkesin
ve h ereyin kmsenmesi ve hatta inkar boyutlarna va
ran hakim h eyeca n olara k narsizm ve buna bagl anmaz
gu rur, tlpsel olarak Corlol a n u s'ta tasvir edilm itir; ayrca
Percy'de de bunu grrz. Venedlk Taciri'nin nl tefecisi
Ya hudi Shylock'taki para hrsn, evresindeki yabanc rk
lara mensup insanlara b esledtg kin krkler
Dlger tipler bu trajik veya byk tipler a rasna serpiti
rilmi haldedirler. Bu tiplerden bazlar, h afif ve uar Ve
nedik ha lkndan seilmilerdir. Bu halk iinden, zelllkle,
kara nlk figrler olarak Antonlo ve Shylock n plana kar
lar. Bu ara tipler birka komedyada ve H a m l et'tekl saray
62 Herm eneut/k ve Tin B/J/mler/

halknda yine karmzdadrlar. Bu figrler arasnda Sha


kespeare'in kendi agnda tandg ve bizzat kendinden
pek ok ey kattg, scakkanl karakterler ne karlar.
Onlar, rastlantlarda, anlarda, ikincil olaylarda, ani bir pa
rltyla kendilerini gsterirler. Shakespeare'in hayalgc
bu insanlarda olduka serbest ve neeli bir ekilde al
r; hatta yaam bunlardan bazlarnn evresinde bir
lene bile dnr. Mercutio ve Benedict bu insanlara g
zel rneklerdir. Shakespeare bu tiplerin karsna hayvan
sal tipleri koyar. insann iindeki hayvan bu tJplerde ok
iyi ilenmitir. Bu tipin en iyi rnegi Callban'dr. Bir kur
dun evcilletirilemez vahlllgt bir byk maym unun doy
mak bilmez tamahkarlg, mtehakkim konumd kl bir kedi
nin ldrmekten duydugu zevk, beklenmedik bir darbeyle
kt duruma dm bir kpegin duydugu korku ve kle
lere zg boyun egmlligl ; hepsi birden, CalibLn'da birle
irler. Bu tipin sonraki versiyonlar, Swifft'in 1 hayvanca
zevk ve sefaya dalm eitli tipleri ierisinde' bulunabi
lir. Akla hemen Cloten gelir; daha sonra da Ajac. 'Fakat bun
lar, Caliban'n tersine, babacan, iyi yrekli, cakkanl
hayvansallk ile dnce gcnn, nktedan zekaya zg
oyunbaz hafifligin birer bllelmidirler; ok iman, tom
bul mu tombul kiilerde ogunlukla grldg zere. Ve
bu zelllkler, hep yeni ve giderilemez ak elikiler sa
yesinde, Shakespeare'in en iyi karakter yaratmlarndan
biri, f'alstaff iin de temeldlrler. f'alstaff figr Shakespe
are'ln en yksek humorlstl k buluudur. O tpk yaamn
kendisi gibi etki yapar. Geri bu figr hi phe yok ki
nce Rabelais tarafndan yaratlmtr; fakat Shakespeare
onu kendi genliginin lgnlklaryla ve her gn dostla
ryla birlikte yaadg patrtl meyhane havasnn neesi
ile donatmtr.
Shakespeare'in kadn tipleri erkek tiplerinden daha ok
tur ve erkek tiplerle kastl bir keskin kartlk iindedir
ler. Hayvansal tipler kadn tipler arasnda da bulunur. iV.
Henrl'deki kt kadnlar toplulugunda, Romeo ve Jlyet'
tekl Cressida ve Anne'da oldugu gibi. Onun ideal kadnla
rnda, Jlyet'te, Desdemona'da, Ophelia'da, lmogen'de, MI-
insan ve Tar1h Dnyasmda Tek/lleme ve Sanat 63

ra nda'da ve C ordella'da d uyarl l k, fed a karlk, erkek g


cne kar pasif d ireni, ynlendiricidir; buna karlk ba
gmsz dnme, ilkeli h a reket etm e ve bunun gibi, yaa
m n kendi kendine kurma, otonomi yetisi, on larda ta ma
men geriye ekilm itir, nemsizdir. On lar, Jlyet'ten ba
layan bir eit h iyerari o l uturu rla r . J lyet, ig d le
riyle, bir gneyli ta z e l i gi n e s a h i ptir, bir gney b a har
iinde soluk alp verir; fakat tutkusu bir anda parlayverir,
h e reyi yere atar, ba strp ezer. Jlyet'te hereye yalnz
h ayalgc hkmeder, onda hibir ak dnce dogup ge
liem e z . Bu ynler, M ira nda, Herm ione ve Cordelia rnek
lerinde de grlr ve bunlardan igdsel yaamdan tama
men arnm ve bir saflk ve iffet semasnda yaayan tip
l ere kadar uzanr. Duru ve doga gzellikleri olan kadnlar
d a bu tiplere yakn dururlar; fakat bunlar yine de baka bir
tipi tem sil ederler. Bu kadnlarda erkegin yaamnd aki yer
lerinin saglamlgnn ve bu ya amdaki paylarnn neminin
ak bir bilinci hkm s rer. Sn rllk ve h u m orla bezen
m i byle bir tipin rnegini, Leydi Percy'de buluru z . Bu
nunla birlikte b u tipe giren kadnlarn ideal rnegi, Bru
tus'un kars, soylu Portia'da som utlar. Portia, Brutus'un
erkeklere zg Romal ideall erini, zell i kle d e irade ve
d nce yoluyla zafere ulama idealini benimsemi olarak
yaar. Hatta Sh akespeare zafere ko ullandrlm irade ve
d nce gcn bir kadn tipte, Venedik Taciri"nin Porzia'
snda d a yaatr. iktidar sahibi kadnlar, zellikle onun ta
rihsel oyunlarnda, p o l itik kahra m a n l a r ve m cri m l erle
yanyana yer alrlar. Onun psikolojik ynden en ilgin dii
figr, Kleo patra, bu dii ka plan, ehvetperestligini, ikti
dar h rs n ve dnekligini, bunlara kayn aklk eden tm g
dlerini, en yumuak formlar iinde saklamasn bilen bir
irade ve dnce gcne sahiptir.
Shakespeare'in karakterleri zerine bu to plu bak. aa
gdaki incelemelerd e kend ilerinden yararla nmak iin ye
terlidir. Tm bu tipl erin ailevi yaknl klar, o nlarn zama
n n insanlarna .. ydurulm a/uyarlanma tarz, on larn bir te
kill etirm e iinde kendine zglklerinin d ayandg isel
ilke. Bunlar incelemenin bu aamasnda hala aydnlatlmas
64 Herm eneutik ve Tin BJJJm leri

ve S h a k e s pe a re'ln degerl e n d l ri l m e s l b ak m n d a n k
noktasn oluturan ynlerdlr.

d ) Son Y zyllarn Edebiyat


ve i i r i n d e Tekil leme

insani tekJJ/emenln iir ve ed e b iyat yoluyla kavra n m a


s n d a nc d nem, l 7 . yzyln koullar altnda ortaya
kar. Bu b yk yzyln etkisi altnda yeni bir Jnsan kav
ray yaygnlar ve bu kavray l 8. yzylda yaamaya mal
olur. l 7. ve l 8 . yzyllarn kavrayna gre, evren fizik
d
yasalar i l e belirl e n m itir. B u yzyl l a r iin h lklar; rk,
iklim, cograf mekan, topragn sundugu ekonomik imkanlar
ve aga zg tarihsel koullar altnda yaamlarn srdrr-

ler. Buna bagl olarak birey de, karmak toplumsal koul-
lar a ltndadr. Birey bir ortam tarafndan biimlenir, o an
cak bir ekonomik ve sosya l yaam dzeninin ko\llar ie
risinde faal olabilir . l 7. ve l 8. yzyln insana vetopluma
b u bak tarz, insan blreyllglnln ve onun tekllle$meslnln
tamamen yeni bir kavra n l form u n u ortaya karr. Bu
form, daha sonra ifadesini, tamamen degllk bir teknik ie
risinde bulacaktr.
insann varolu ve oluumunu doga tarihinin bir paras
ve sreciym i gibi gren b u yeni bak ve buna bagl in
celeme tarz, ncelikle, bir insann tm geliim yksn
o insann bulund ugu orta m n iine yerletirmeyi d e neyen
bir sanat form u meydana karr. Bu poetlk form, ayn sra
larda ortaya kan bir blllmselllk formu, bir bilim anlay
ile ok ya kndan akrabadr. Bu poetlk form, nemli ve b
yk bir insann bir sosyal ortam iinde kendini nasl ge
l ltlrd lglnl, nasl nemli ve b yk h a l e geldlglnl anlata n
b iyo grafik tasvir form ud ur. Ancak b u form u n d evrik b i r
v e rs i y o n u o l a n y e n i v e i k i n c i s a n a t fo r m u , a
irin/edeb iyat n n k e n d i kara kteri ve ilgil eri d o grutu
s u n d a, o a iri/ed e biyaty evre l eyen orta m n yani to p
lum u n bizzat kendisinin ta sviridir. Bu poetlk form; d n-
insan ve Tar Dnyasmda TekJlle me ve Sanat 65

sel ynden bakldgnda bir sistematikten epeyce yoksun,


a irin/e d e b iyatnn ken d i d z en s i z, karmak "flkriyat"
ayn sralarda gelim eye balayan "bilimsel" toplum gre
tllerlnden de yararl a n l a ra k gelitirilmi o l d ug u n d a n, bu
" b i l i m se l" toplum gretllerlnln b i r benzelgl n itellglnde
d lr . Bu iki poetik form yannda bir nc form, tarihsel
koullarn tarihsel karakter ve kaderlerle bag ntsnn ge
nel tasviri nde karmza kar. B u form tarihsel dra m a ve
tarihsel romanda somutlar. Bu nc poetik form da "bi
limsel" toplum gretisinin bir benzeigid ir. Bu form ieri
s inde, Voltaire, H u m e ve Gibbon'dan balayarak, mod ern
tarih yazmclg oluur ve A l m a nya'da, bizim klasik ede
b iyat agmzda, o d n e m i n tins e l b a ga m n derhal ele
geirir. Bylece yeni b i r tekilleme, b u d e m ektir ki in
sana yeni bir ba k tarz ve i n s a n n ken d isini ve d nyay
b u yeni bak ile kavray ekil (tekilleme bundan baka
n e d ir ki!) Avrupa'y sara r ve bu tekilleme zellikle iir ve
edebiyatta byk bir zafer kazanr.
ilk iki poetik form, ncelikle bir edebi tr olarak ro
manda kendisini gsterm itir. 1 7 . ve 1 8 . yzyln bir rn
o l arak roman, koullu ve karm ak yaam en dolu, en u,
en ayrntl ve en incelikli bir ekilde, a m a ayn zamanda
fiziksel/fi zyoloj i k bagntlar ve fi zikse l/fizyolojik bagn
tlarn trevi olarak psiko lojik/top l u m s a l bagntlar ere
vesinde tasvir etme form udur. zellikle G oethe'nln "Kafa
d a rlklar"ndan balayarak, bu form iinde, altlarnda insan
t i p l eri n i n o l u tugu p s l ko-fi z i k s e l k o u l l a r, b a g nt l a r.
kendi b e l irlenim leri d o grultu s u n d a i z l enir. R o m a n, ayn
z a m a n d a, bir fikrin, bir egtsel/terbiyevi a m a cn gerek
letirilm esinin arac d a olur ve byle bir amacn gerek
letirilmesinin koullarn, bagntlarn ve basam aklarn
genlllglne tasvir etmeye imkan s a gar. Go ethe'nin w
helm M e ister"i ve Rousseau'nun "Emile"I, bu tr ro mann
e n iyi rnekleri n d e n d i r. G oethe, genel olarak, bu yeni
edebi agn yaratc a iridir. O b u n u n l a ayn zamanda bu
aga "faust"unda dramatik bir egitsel form bulm aya, gen i
ve yeterince esnk ve yum uak bir ekilde, bir insann ge
liim ini bu forma ta maya abalar. Goethe'deki i yaa m
66 Herm eneutlk ve Tin Bilimleri

hallerini kendi koullar altnda ifade etme yetenegi, en


u anlamda, onun lirik dehas olarak adlandrlabilir. Bu
yeti ona, tm bir yaam geliiminin i hallerini yumuak
ve serbest bir bagnt iinde birbirleri yanna yerletirme
ve bylece bu geliimi yanstma imkan verir. Onda bizzat
bu i haller birbirine baglanm oldugundan, onlarn
iinde, okuyucu ve dinleyicinin srklenip iine ekil
digi, sakin, hafif hafif farkna varlan bir bagam yatar. Ve
o, hibir ikinci airde olmadg zere, yaamn basamakla
rn tipsel olarak bizzat yaam oldugundan, tas"'ir ettikle
rinin isel hakikati bakmndan Wilhelm M eister ve F'aust-
'la hibir ey karlatrlamaz. i
Egitim roman veya pedagojik roman formu, daha sonra
Novalis'in " Ofterdingen"inde, Carlyle'n "Sartor Resar
tus"unda , Dickens'n "Copperfield"inde ve digen. bir ok
romanda daha ileri dzeydeki degerlendirilmesini;bulur.
Roman, toplumu konu aldgnda, hele toplumyn kiiyi
nasl belirledigini gstermeyi amaladgnda, qk daha
geni ve kuvvetli bir geliim gstermitir. Artk ,roman,
agn evrenselci egilimlerine pek uygun bir ekilde, in
sanda ve toplumdaki evrensel ve derinlerde yatan egilim
leri en geni boyutlarda ifade etmenin arac olarak grl
yordu. Balzac'n "insanlk Komedyas"nn, Dante'nin "ilahi
Komedyas"na nazire olarak, olaganst etkisi byle mey
dana geldi. Buna Zola'nn romanlar ailesi, muazzam boyut
laryla katld. zellikle Zola, bu dneme zg tekille
menin dogabilimsel bir dnme tarzndan treyen, fakat
sonra zgn modern yaam kavrayndan da tam olarak et
kilenilmi bir ekilde anlalnn en iyi rneklerini ver
mitir. Balzac'ta da Zola'da da, bir gretmen tavr hi eksik
degildlr. Almanya'da G ottfried Keller, benzer bir izgiye
sahip olmutur. O Seldwyla halk iinde, bir lsvire kenti
nin gnlk yaam ortamndan karakterleri, tutkular ve ka
derleri, ok sayda ykde bu izgiye sadk kalarak iledi.
Bu toplumcu ve toplumsal roman trnde yeni karakterler
yaratld. Bunlarda toplumsal ortamdan gelen zelliklerin
kombinasyonu ylesine koul klnmt ki, bu karakterle
rin imkan ancak bu ortam iinde bulunabilirdi.
insan ve Tarih Dnyasnda Tekilleme ve Sanat 67

Son yzyllardaki teklJlem enln tm zgl izgileri, ta


rihsel ve toplumsal romanda ak a ortadayd. Buna kar
lk benim u iddiam aknlk uyan dracaktr: Ben bu y z
yllardaki tekillemenin tarihsel dram ada ok daha derin li
gne grlebileceglni dnyorum . Burada da Schil le r'in
D o n Carlos'u ve Wallenste ln' heme n anlmaldr. Schi ile r.
nce, byk bir tarihsel bagam. onun gelerinin nede n
s e l zinclrlenii i i n d e ed ebi olarak tasvir eder. Rea list
ynden d ogru, tarihsel ynden deri n ve yaratc bir e
klide, o laylar tarihsel koullar alti na yerletirilir. Waliens
teln'da bir tarihsel karakter yaratlm ve kiilerin eylem
l eri ve ilerinde bulund uklar ortam . bu eylem ve ortam
b e l irleyen tari h s e l koullar ta rafn dan i l eriye d ogru bir
z orunlu a kn s e rtllgi ve kar konul amazlg iinde tasvir
edilmi ve bylece bireylerin ve toplu mun kaderi, bir e
it tarihsel zoru n l u l u k h a linde ifade sini bulm utur. S chil
I e r b urada Otuz Yl Savalar'nn by k Alman kiiler in in
kad erlerini, o n larm tarihsel bilmec esini ylesine ze r
ki, o n u izleyen tarih yazmcl gna, esasnda bu zm
sadece on aylamak kalr. O, Shakesp eare'in aslnda tarih sel
l ikten yoksun "tarih s e l tlp"Ierine kar lk, gerek bir ta
rihsel karakter yaratan ilk airdir. Ben byle bir karakte r
d en, bir tarihsel durumla koullanm ve sadece bu ko ul
lardan h areketle anlalabilir olan zelliklerin bir top lu
u gunu a n lyoru m . B u n u llk kez Schii ler yapabilm i tir;
nk o n d a tarihsel d nyaya kar dogutan, instin ktif.
gl b i r ligi m evcuttu . Zaten Schl ller'in kliliglnln b
yklg, tam da, sahip oldugu byk hayalgcyle, sadece
kiilerde degil, hatta daha ok bu kiile ri aan, onlar ev
releyen ortamlarn, tarihsel/toplums al koullarn, kiile rin
b u ortam ve koullar ierisinde ken dilerin i genel hed ef
lere adaylarnn, bu a d ayn yarattg tatm inin ve dtger
k i i l erle g ve i ktidar iliki lerinin ta svirindeki derin
lemede yata r. Zaten bu bykl k, yaptg derin tarih in
celemelerinde kantn bulur. Byle ce tarihsel drama da
o n u n elinde ok daha byk boyutlar da genilik kaza nr .
Schiller, kahramanla rnn konumunu b yk tarihsel pota n
siyellerden edim selletirlrken onlarn psiik duru m l ; rn n
68 Herm eneutik ve Tin BJlimleri

yol atg i atmalar da tm derlnllglyle gzler nne


serer ve tarihsel drama zellikle Wallensteln'da doruguna
ular. Schiller'ln Wallensteln' tam bir tarihsel karakter
dir. Wallenstein'n karakterinin ve kaderinin anlalmas
bakmndan gerekli olan olgular ve bagntlar, bunlarn
zellikle nasl tamamen rastlantsal ve en yksek lde
dogal olduklar, hep, bakalarnn onun hakkndaki konu
malar iinde bildi rilir. Shakespeare ile karlatrld
gnda, Schiller'ln tarih konusundaki dehas btn parlakl
gyla grnr. Shakespeare'de tarihsel kii ve motifler,
birka kez deginlldigi gibi, kendisi tarihsellik iermeyen
bir transandantal ortamda karmza karlar; buna karlk
Schlller'in tarihsel kiileri gerekten de tarihsel kiilerdir
ve en nemlisi tarihselllklerlyle nmze karlar. Ve s
telik Schlller bu kiileri bize Shakespeare gibi dolam
bal ve aforizmik ifadelerle deg, dz ve saydam bir cv e
sunar. ilk kez Schiller, en olgun rnegini Wallenstein:'da
grdgmz zere, gerek bir tarihsel karakteri karm:za
iir diliyle karan airdir. Wallenstein'n kendisinde va
denin somutlamasn buluruz; onun ruhu bizzat bir h&Jk
meden ruhtur, hkmdar ruhudur. iktidar ve g sahibi ol
mann bilinciyle yaamak ve bu bilinle bireyler mey
dana getirmek, onun iin tek bana mutuugun ta kendi
sidir. Onu, Schiller'in tm kral karakterlerinde oldugu gibi,
bir suskunluk, ie kapanklk ve skunet evreler. Bu yal
nzlk iinde, ne var ki Wallenstein, durmakszn, zaman
nn tm politik dnyasna ilikin planlar yapar kafasnda.
evresindekiler iinde en yaknnda bulunanlar iin bile,
o, ocuklugundan beri anlalmaz biridir. Kars, Kontes
Terzky ve Thekla, bu kral karakterinin korku salan cazibesi
altndadrlar. Bizzat onun batl astrolojik inancnda, onu
Juplter'e baglayan bu inanta, kralca bir eyler vardr. O
mutlak anlamda korkusuzdur. Burada tpk Shakespeare'in
iV. Henrl'slnde oldugu gibi, krallara zglenen deha ve bu
dehann hakk, vurgulu bir ekilde srekli belirtilir. Sc
hlller kral karakterine, Shakespeare'den ok daha derin
olarak nfuz eder.
insan ve Tarih. Dnyasmda Tekl/leme ve Sanat 69

Top l u m s a l ve tarihsel roman ve tiyatronun ve geliim


ro m a n n n o l u turdugu ta kmyldzn altnda, b u p oetlk
agda yayoruz b ugn hala ( 1 89 6 - . n .-) . insann her yn
d en koullanml g, o n u n ken d i s i n i evreleyen topluma
b a g m l lg, tarl h se g, onun b u ko u l l a r a l t n d a b i l e
kendisine zg yaratc bir gle y i n e kendisini n a s l ge
lltlrdlgl; evet, tm bunlar, bizim b ugn kendimizi ve top
lum umuzu anlam akta ve oluturm a kta bavurdugumuz kav
ray tarz l ard r. B u n lar, doga b i l i m lerinin, p o litik-ekono
m i n i n ve tarlhlllgln d a m galarn b a stg bu dnemde, bir
a irin gcnn ve bu gle o luturd ugu e serlerin tasarm
l a r n d a daya n l a n tinsel kayn a kl a r n n n eler o l d uklarn
gsterirler.
Buraya kadar zerinde durulan tekilleme rneklerinden
h a reketle, unlarn alt bir kez d a h a izilebilir:
Sanat, zellikle a ir, sahip oldugumuz psiik glerin
totallteslnden h a reketle gerekllge ynelir. B uras aktr.
Ne var ki, o, gerekllgl Jdeal/ze edeb/lecegl gibi, ayn
gerekllgl tam anlamyla ma ddilet/rebl//r veya hatta de
formasyona ugratab/lir. B un u d a tam bir tek yanllk ieri
sinde, u dnemde sembolizm, bu dnemde bir eit ide
alizm veya bir baka dnemde bir baka kavray tarz al
tnda yapar. Onun yaratclgnn gerekleme koullar ve
ortamdr bunlar. Bu nlar n dnda veya stnde herhangi
bir yaratma koulu ve orta m yoktur. Ve a rtk tekilleme
asndan bakldgnda u sylenebilir ki, her yaratma ta
ri h s e l d ir, tarihe ire ktir ve bir tek i l l e m e i i n d e ve bir
tekllletlrm e e d i m iyle m m k n d r. Y n e l i m s i z yaratma
yoktur ve her yaratma yaam glendirir ve geniletir, an
lay gcmz arttrr ve gerekllgln derinliklerine, artan
teklllemeler yol uyla, bu dem ektir ki d a h a faz l a sayda
ldakla bakmamz saglar.
B u n u n l a b irlikte bu son bel i rttikleri m iz m o dern d oga
b i l i m leri n i n daya n d klar kavray tarz i l e kartlk iin
d e d ir. D a h a Q oethe, m odern doga bilim inin tekllllgt ikin
c i l klan ve hatta redd e d en tavrnn e letirisini yapm ve
dnem inin dog anlayna kart bir doga anlay geli
tirmeye alm t . Tekilci yndeki b u k aslnda b yk
70 Herm eneutik ve Tin Bilimleri

bir tinsel hareketi de haz rlam tr. Ve bu dnemde tekil


leme problemi, zellikle orga nik dnyann incelenmesi
srasnda bu kez b izzat bilim insanlar tarafndan aka
ele a l n d . nk organik d nyann a n o rganik d nya nn
m ekanizmine ve determinizmine dayanlarak aklanmas
m m kn olmayan ynlerinin old ugu gr lmt . Bylece
blllm alannda yeni bak alar, kavramlar ve ynte m ler
gelitirildi. Ve b u inceleme asndan en nemli yn udur
ki, b u nlar daha s onra insan dnyasnda da kullanlmaya
b a l a d . Karlatrm ac doga b i l i m l eri Buffon ve C uvler'
den itibaren organik dnyada yeni kavramlar ve yntIer
gelitirirlerken; Herder, G oeth e ve S c h l l l er araclgyla,
b u karlatrm ac kavram ve yntemler tin bilim lerlnf de
tan d .

Yaymcnn notu : l 896'da yaymlanm olan bu makale, burada kesilmekte


dir.
Tekilleme ve
Karlatrmac Tin Bilimleri*

B i r b i l i m sel ynte m , ya inceleme a l a n zerinde tekil


olaylarn gzlemlenm esinden meydana kan ebllmlilik
leri aratrr ki, bu durumda daha sonra bizzat bulunan e
bllm lilikler zerinden gen e l aklamalar yaplm aya ba
l a n r ve tekil olaylarn kendileri, o n l arn zgllkleri ve
aralarnda ki ayrmlar grm ezlikten gelinir veya olsa olsa
b u zgllk ve ayrmlar ancak ve sadece eblimliliklerin
b a s it ve nemsiz gr n m l eri, izdm leri o larak ka bul
ed ilir. Fakat bir b i l i m s e l yntem, b u ayr m l a r ve zgl
lkl eri, bizzat teklllerde kalarak ve tekil d e n tekile gide
rek d e aratra b i l i r, ayrm l arn d erecelerini sa ptaya b ilir,
yakn l k ve benzerl ikleri genellemeyle d egil, tipse! yol
dan o rtaya koya bllir. Byle bir bilimsel yntem. ayrm ve
b e n zerlikler kadar, tek-olanla kme, bireyle gru p arasn
daki i l i kileri, b u n lardaki degimel eri a n la l r klan te
mel egilimlerl, hatta ebiimlilikler peind eki genelleti-

Yavmcnn notu : Dilthey'n lmnden sonra terekesi arasnda bul unan bu


yaz , bundan nceki yaz gibi tamamlanmamtr. Bu yaz, Dilthey'n sz
edilen nceki yazsnn son paragrafnda bizzat belirttii gibi, daha nceki bir
tarihe ( 1 895) ait olsa da, bu nceki yaznn bir devam niteliindedir.
Cevirenin notu: Bal ksaltlm olan yaznn zgn ad "Gang der vergle
ichenden Geisteswissenschaften bis zur methodischen Bearbeitung des Prob
lems der Individuation" dur (Tekilleme Probleminin Yntemli ekilde Ele
Alnna Kadar Karlttrmac Tin B i limlerinin zledii Yol), Gesammelte
Schriften, a.g.e., s.303-3 1 O.
72 Herm eneutik ve Tin Bilimleri

rlcl b i l i m s e l ynte m i n p e k yeri n e getlremeyeceg bir e


k i l d e, o rtaya a klkla koya b i l i r . Ayr m l a r, d ereceleri,
b e n zerlik ve y a k n l kl a r, ti p leri konu e d i n e n b u ikinci
yntem, bilimlere karla trm a c bir karakter verir. By
l ece ebllm llllkler yannda, onlard a n d a tabii ki yararla
narak, fakat esasen teklllem eye zg ayrm, derece, ben
zerl ik, yak nlk ve tipleri b e l irleyen ve yeryz n d eki ci
simlere, b itki rts ne, h a yvanlar alem ine, insanlara, bu
insanlarn dil lerine, a h la klarna, m itoslarna, h ukuklarna,
vd . bakp b unlar karlatrm a l olarak konu edinen b i
l i m ler geni bir snf ierisinde b irbirine bagarvrar. Kar
latrmac bilimler hatta o kadar uzaklara nfuz edebilir
f
ler ki, onlarn inceleme ala nlar, b ireyse l farkll klar, de
rece lere ve yakn l klara gre dzenlemeye, bireyler ara
s n d aki iliki l eri m mkn o l dugu kadar kendi tekillikleri
ile grmeye, daha sonra bu tekiller arasnda karlatrma-
'
lar yapmaya kadar geniler. -

B u karlatrm ac ince l e m e tarz, nce Grekler tarafn


dan tesis edilm itir ve bu tarz iinde onlar kend i zih niyet
ve tinlerine uygun olarak, karlatrm ac yntem 'e rl genel
ve yasal i likilerin, ebllm llllklerin s a ptanma iinde
kullanm lardr. insann karsna kan en yakn ebllm
llllkler, bitki ve h ayvan larn baz s n rl trlerinde, soyla
rn ayr m n d a, ulus ve rklarn ayrt e d i l m esinde o rtaya
km tr. G rek d ncesi ve tini, baatlkla, genelcl/ev
ren s elcl ve ebllmcl (ho m o m o rflst] o l m utur. yle ki,
Greklerde tzsel formlardan hareketle aklamalar yapma,
geom etrinin, kozm o grafyann ve astronom inin ortaya koy
d ugu ebllmll llklerl esas tutma, tasvirci ve karlatr
m a c d o ga b i l i m l erinin ve tin b i l i m lerinin de ynn
b e llrlem ltlr. N e v a r ki, b u d u ru m , G reklerde tekilci ve
tpsel dnme tarznn olmadg anlamna h i gelmez; her
ne kadar Grekler, daha ok, tekil ve tlpsel olan da genele
ve ebllmllllge gre kavram a k gerektglnl dnseler d e .
Arlstoteles tekilin a n c a k b i r genelin a ltna konularak kav
ran a b l l eceglnl sylerken, a s l n d a G rek zihniyeti n i ve ti
nini yanstm o luyord u . Yukarda sz edilen iki b ilim sel
yntem, Greklerd e ikincinin birincisine bagml klnd g
Tekilleme ve Karlatrm a c Tin B/limleri 73
.

bir tarzda kulla nlyord u . Byle o l m a s n a ragm en, byk


Grek d n rleri, tekili ve zgl o l a n , bizzat m antksal
"zgl ayrm"n (dlfferentia specifica) da b u l ucusu olma
l ar d o l aysyla, karlatrma yoluyla grm e k ve gster
m ekte de u staydlar. O n larn gerekligi bir h iyerarik d
zen o l a rak grm eleri n d e tekili ve zgl olan kavray e
killeri b elirleyici o l m u tur.
Greklere zg b u dnme tarz, ncel ikle biyoloj ide,
h e n z ham h i p otezlere sahip b u b i l i m i n geliimine pek
uygun dm tr. B ylece, hi kuku yok, modern agda
karlatrm ac ynte m l e elde edilen verilerin aklanma
snda bavurulan iki hipotez, m ekanist ve teleolojist yne
limli h i p otezler, daha o z a m a n kabaca gelitirilmi bulu
nuyordu . Bunlardan en nls olan evrim hipotezi, o zama
nn bilim yapma tekniginin e lverisizligi dolaysyla yete
rince gelitirilemedi ve o lgularca d e steklenemedi. Fakat
Anaksimandros, Empedokles ve Demokritos, zaten, bitki ve
h ayva n l arn ilk ortaya klar, o n larn erekli yap larnn
d erece d erece geliimi, anato m ileri ve ilevleri zerine
alyorlard . Onlar b u ko nuda form olarak evrim greti
sini temele koym ulardr ki, ayn greti Eskiagda Lukre
tius ' a ka d a r koru n m u tur. Ayn greti, tekillem eyi, hay
vanlar dnyasnda koullarn ve trlere ayrmann ok
b yk d erecedeki eitliliginden h a reketle aklyord u .
B u gretinin hayvanlarn denizden karaya klaryla bir
li kte trlerdeki ogaln patl a m a gsterd igini bel irtm i
olmas ilgintir. Ve zaten greti, buna dayanarak, evrim g
retis inin tem eline trlerdeki d u r m a d a n a rtan eitiligi
koyar. lkibin yl aan bir sre s o nra Darwin'in m ekanist
gretisine kar kan b a z teleoloj ist yeni gretilerin
vurguladklar gib i . B u evrim gretisi Lu kretiu s zerinden
7. ve 8 . yzyla tanm tr. O modern evrim teorilerinin
kuruluu asndan, b ugne kadar bilinenlerden ok daha
byk bir nem ve anlam kazanmtr. zellikle Lam ettrie
ve Diderot bu antik evrim kura m n d a n yola kmlar ve
onu l 7 . ve l 8. yzyln kavray tarzyla bagntya sokmay
denemilerdit. Fakat Eskiagda, y u ka r d a d a deginildigi
zere, b u h ipotezi d enetleyecek bilimsel ilemleri uygu-
74 Herm eneutik ve Tin Bilimleri

lamak henz mmkn deglldi. Bu nedenle karlatrmac


yntem eski dnyada, verilerden ok, hipotetik kartlk
lardan hareketle tretilmitir: Sonsuz bir evren, ayn ev
rendeki sonlu yaam ve bu yaam mmkn klan koullar,
baz canl cinsleri ve trleri. Bunlar, Aristoteles ve yan
dalarnn karlatrmac hayvan ve bitki blllmlnl yaratr
larken dayandklar ntasarmlardr. Cografi ufkun onlarn
zamannda genilemesi, onlara, Anaksimandros, Empedok
les ve Demokritos'a gre ok daha fazla deneysel veri sag
Iamt. Canllar dnyasnda sabit ve genel formlar bulun
duguna ilikin hipotez. maddi dnyaya ilikin ilginin he
nz organik yaam iin hibir aklayc neden sunamadg
o gnlerde. bu dnyann anlalmasnda ileri ir evrenin
rnyd; nk hipotez, karlatrmac yntemin kulla
nlmasyla ve durmakszn trlere ayrma ilkesine, bu de
mektir ki bir eit tekilleme ilkesine dayana wk olutu
rulmutu.
Ve bu yntemin tin bilimlerine tanmas da dha henz
Arlstoteles ve okulu tarafndan gerekletirilfT\)tl. Ruh,
blimgen (plastik) g olarak, kendini tm OT9finlk dn
yaya sokulmu ve alg. hayalgc, anmsama, haz ve ac,
itiyak ve iradi hareketler, tm hayvansal ve insani dn
yay kuatmtr. Bu noktadan hareketle ve Aristoteles'le
birlikte, 'karlatrmac psikoloji' kavram ortaya km
tr. Aristoteles, olaganst ve hayranlk uyandran bir
uzakgrllkle, byle bir psikolojinin tasarmna 'Ruh
stne' adl yazsnda ulamtr. zellikle ikinci kitapta,
duyusal alglar zerine bir karlatrmac greti geliti
rilmitir. Bu gretl daha sonra duyusal alglar stne kar
Iatrmac gretinin modern zamanlardaki byk kurucusu
Johannes Mller zerinde (ki, onun okulundan Helmholtz
ve Brcke kmlardr) gl bir etki yapmtr. Bunun
gibi nc kitabn bandaki ortak duyu, hayalgc ve
anmsama stne gzel gretl, hayvana ve insana zg tekil
formlar stnde zellikle durulmam olmas dolaysyla,
ne var ki tamamen evrenselci bir karaktere sahiptir. Bu ev
renselci tavr dogrutusunda Aristoteles, daha sonra doga
bllimsel yazlarnda birka uygulamasna da yer verdlgi bu
Tekilleme ve Karlatrmac Tin Blllmleri 75

karlatrmac psikol oj i iinde, psiik edimleri hayvan ve


insan dnyasnda bir h iyerariye, gitgide ykselen bir s
raya koy m u tur. Bu h iyerar i n i n dayand g i lke, psiik
ed imlerin degimenln imkann saglayan ey olarak zaman
sal bir ardklkla d egil, iyapdan kayna klanan bir sabit
ve yapsal z o r u n l u l u k l a gerekletgl dlr. Gerekten de
Aristoteles'in ortaya koyd ugu psiik tip ler, z a m ansal bir
geliim sras izlemezler, tersine onlar aagdan yukarya
giden ve zamandan bagmszm izlenim i brakan bir ina
ile oluturul urlar. yle ki Arlstoteles'de "geliim" kavram
z a m a n s al lg agrtrm az; tersine s a b it bir d egerler ska
Ias iinde altta veya stte o l m ay ifa d e eder. Buna zel
likle d ikkat etm e k gerekir. nk l 7. ve l 8 . yzyllarda
yazarlar, hi ender o lmayan bir ekilde, orga nik formlarn
zam ansal bir geliimi oldugunu kabul etm i olsalar da, "ge
liim" kavra mn Aristoteles'e borludurlar. Onlarn ya ptk
lar, esasen, kavrama zamansallk boyutunu ve bagl olarak
d egiimi katmak olm utur. Aristoteles'te en kapsaml duyu,
dokunma duyusudur. yle ki, d uygu ve kaotik beslenm e
abas, bu d uyuyla ezamanl olarak veril mitir. Arlstote
Ies, ayn karlatrm a ilkesini, ayn z a m a n d a devlet bili
mine de uygular. Nasl ki o orga nik d nya iinde evre ko
u l l a r n n fa rkl l g n , b i r c a n l n n i htiya larnn evre
koullaryla ilikisini izl erse; b u n u n gibi. d evletleri kar
l atrarak her bir politik b tnn iinde d egiik snfla
rn yaama ko ullarn, bunlar n ilevleri ve hukuklar ara
sndaki bagnty ortaya koymaya alr ki; b ura da ta ma
m e n karlatrm ac a natomi ve fi zyolojinin dayandg il
keye bavurur. Bu i lke zerinde kuru l m u olan karlatr
mac politika b i l i m i, M a ntk'tan (Organ on) sonra Aristote
Ies'in eserlerinin en rafine olan ve bugn iin de hala en
etki l i s i d i r .
Mod ern b i l i m e karakterini, nedenselcilik v e nedensel
b i lgi, h ereyi yasal b a gntlar ifa d e eden form l l e r
i i n d e d n m e tarz verir. Bu dnme tarz, m ekanik, fi
zik ve kimyay yaratmtr. O ayn zamanda dinde, hukukta.
devlette, eko 1 o m id e, her yerde ortaya kan ebiimli
geler, yasalar ve normlar aramtr. Bylece ayn dnme
76 Herm eneutlk ve Tin BJl/mlerl

tarz, tin bilim lerinin d oga sistemi ni, d ogal teoloj iyi, do
ga h u ku ku, soyut eko n o m i-politik siste m i n i, B olleau'nun
ve arka d alarnn p o et g n de e k i l l e n d irm itir. Fakat
b yles i n e ileri gid i l m i o l m a kl a b i rl i kte, bu b il i m lerin
u fkunda d a ayn problem, Grekleri n kendi karlatrm ac
bilim leri iinde karlam o l d u kl a r ayn problem, tekil
leme problemi, yine ortaya kmtr.
Evrensel aklamaclk, evrensel doga h u kuk, tm in
sani organizasyonlarn doga ilkeleri, bir evrensel dogal
a hl a k, iirin norm lar . Bunlar tin b i l i m lerinin b ir doga sis
tem inin ina edilmesinde dayanlacak eylerd ir. Tin blllm
Ierlne dayanak olacag dnlen b u d oga istemin nell
glnln aratrlp m eydana karlmas arttr. zellikle bu
rada karmza kan stolk ynelimler izlenmeye degerdlr.
Bu baglam iinde zellikle G l m b attista Vico u n ad siv
rilmektedir. O, l 668'de N apoll'de d ogdu, yaamn burada

geirdi ve l 7 4 4'de ld . u ras d i kkate degerdlr ki, ayn


dnemde hayvanlarn birbirleriyle ve insanl ar karlat
rlmas suretiyle bir genel anato m iye ve organlmalar hak
knda bir psikoloj i k aklamaya u lamaya da gayret edili
yordu . Napoll'de l 656'ya kadar profesr olarak yaam olan
Marco Aurelio Severl no. b u ynde alm aya balam t.
Biz sonraki kuakta bu karlatrm ac anatomi kavram n,
zell ikle ok sayda drt ayaklda, kularda ve balklarda
beynin tasvirine ve karlatrlmasna kend ini adam olan
Thomas Wlllis sayesinde aagdaki szlerde belirtilen ek
liyle b u luyoru z : "eitli, kendi a ra l arnda ve insanlarla
karlatr lm hayvanlardaki tekil ksmlarn benzerlik ve
farkllklarn b u ekilde ortaya koy m a k istiyorsam, u n u
yapmalym : Ben byle bir karlatrm ac anatomi aracl
gyla sadece her b i r organn ve organizmann ilevlerini
kefedebilecek olmakla kalmayacagm; hatta bizzat hayvan
r u h u n u n izleri n i ve belirtilerini. o n l a rn gidiat ve etkile
rini ve h atta gizli etki tarzlarn da kefe d e b llecegl m . "
C l a u d e Perrault, S a m u e l Colllns, f'rancls Redi, Marcello
Malplghl, Jan Swam merdam, Anton von Leeuwenhoek, ayn
tarz iinde altlar. Genel ilkelere d aya nlara k yaplan
evrensel karlatrmalarla sonuca ulama eglllml onlar bu
Tekilleme ve Kar/at1rmac Tin BJ/Jmlerl 77

ekilde kuatrken ve bu ynte m in zgl kullanmnda di


gerleri arasnda Francis Bacon'un Traktat de Sapientia Ve
terum 'undan H o llandallarn m itoloj i zerine filolojik a
lmala r ve o dnemin hukuksal ve kri m inoloj lk yazlar,
zellikle Hugo de Oroots'unkiler (Qroti us) onlardan etki
lenirken; l 7 25'de Vlco'nun gr ac kitab yaym l a n d :
' H alklarn Ortak D ogas zertne Bir Y e n i Bilim'.
Anatom istlerin o rga n i k d nya hakknda ke n d i lerine
koyduklar grevi and rrcasna, Vico d a kendine bir tin
sel evren m etafi zigini veya insan soyu nun bir metafizigini
o rtaya koyma grevi vermiti . B u metafizik, o halde, tarihi
tarih yapan, onu oluturan kkensel gleri kavrayabilme
liyd i . Ne var ki bu metafizik, fil ologlarn, o dnemin filo
l oj i d e n gelme hukukularnn ve tari h ilerinin kulland k
l a r aralar ve b avurd u klar ynte m lerle ya p l m a l yd .
Bylece b u metafizik, eskilerin karlatrmac yntemini;
eld eki geni malzemenin Clemens ve A u gustinus tarafn
d a n gelitirilmi olan 'evre nsel d nya tarihi' kavra m n n
b ilimsel yoldan ilen mesi yolundaki abalarla a m o l d u .
T m bunlar bir yetiyle, anlama yetisiyle gerekletirile
c e kt i . Biz, b ugn ilkel ruh h a l le rin d e n b i ri s ayd gmz
cengaverlik ve kahramanlk duygusunu, bunlarn ifade edi
li tarzlarndaki p oetik ve m etaforik yn leri, ancak onlar
iimizde yeniden yeertip yaamak s u retiyle kavrayabili
riz ki, bu kavra m a tarznn ad an/amad r. Ve byle bir an
lama, Vico'nun sahip oldugu trden byk bir mnzevi ruha
a it bir eyle, hereyle yaknlk, kara b et kurm a gc ve
enerj isiyle ulalabilir olan bir eydir. Vico, sahip old ugu
tm bu glerle birlikte ve kar latrm ac bir yntem le,
tm h a lklarda o rtak o l a n eyi, b u h a lklarn ilkel geliim
basam aklarnn her yerde birbirine kout olarak izlenm ele
rini saglayan evrensel yasay, b ul m aya ynelm iti . Tm
h a lklarda bir ta nrlar ag, bir kahramanlar ag ve bir in
sanlk ag, birbirini izleyip d u ruyord u . Ve bizim incelmi
d nyamzn insa nlar n a kya sla, 'Eski a glarn insan ve
i
p a gan uluslarn n ilk kurucular olaganst bir duyarl lga
ve devasa bir hayalgcne sahipti ler.'
78 Hermeneutik ve Tin Bilimleri

Vico'nun kahramanlk agnn adetlerini, trelerini ve


ilkel dnmenin mutaflzlk karakterini derinliglne tasviri
bunlara dayanr. Bylece o ilk kez Homeros ag ve Roma'
nn emekleme dnemi insannn daha sonraki aglarn in
sanndan psiik farkllgn grmtr ve Homeros zerine,
Roma'nn en eski tarihi, dinlerin, hukukun ve edebiyatn
ilkel aamalar zerine ul atg sonul ar, benzersiz bir
sezgi gcnn eliginde, buradan hareketle karmtr.
Fakat bu karlatrma yntemi, tmden bakldgnda, l 7 .
yzyln tm uluslarda ortak ynleri bulma konusundaki
byk egilimine uygun olarak, sadece halklarn geliimin
deki ortak zelliklere ynelmi olmakla, kendi snrlarn
bulmutur.
Karlatrmann; farklarn, derecelerin, tiplerin ve ya
knlklarn incelenmesinde kul lanm, ancak 1 8.yzyln
eseri olmutur. Bu yzyl, doga biliml erini ycelten, her
yere doga bilimlerinin gsterdlgi yollardan gitmek isteyen
bir yzyl olmutur. Fakat bu dogabilimcilik, '!imdi, Aris
toteles'ln agndan ok daha yksek bir dzeytf e etkiliydi.
Kan dolamndaki mekanlzmden yola klar<\k canl var
l kl arn ilevleri mekanlkletlrilmi, fiziksel e! (fl z l kalist)
ve klmyasalc (kemist) aklamalar devreye girmiti. By-
l ece hep orada duran byk soruya bilimsel bir yant ver
mek mmkn olacakt: Organik yaamn ok eitli formlar
nasl dzenlenebilir, snflandrlabilir ve akl anabilir?
Daha henz Hintli rahip-dnrlerin megul olduklar te
kill eme problemi, kendi tam, kkensel derin anlam
iinde, 1 8 . yzyldan itibaren yeni bir ekilde kavranm
ve bir bilimsel ele al tarzna geili klnm oluyordu.
Doga biliminin kendi sorunlarnn zm iin kefettigi
kavramlar ve yntemler, imdi, insani ve tarihsel dnya
daki tekillemeye de uygulanyordu. Cins, tr, tip, ge
lime, ortam, i, form, yap; bunlar ve diger kavramlar do
gabillmsel dnme tarzndan kmlard ve imdi tin bi
limlerinde kullanlyorlard. Tasvir, analiz ve karlatrma
yntemlerinin tekilleme problemi hakknda kullanm n
celikle biyolojide tamamlanmt ve bu yntemler artk
tinsel dnyaya da uygulanmalyd. 1 8 . yzylda karlatr-
Tekilleme ve Karla trmac Tin Bilimleri 79

mac doga bilim lerinin olaganst son ular elde etmesiyle


birlikte, tin bilimlerinde de karlatrm ac ynte m e ba
vurulmas art olmutu . Ruhsal ayrm larn d uyu organlarna,
beyne, t m sinir sistem ine ve kaslara, evreye, iklime ve
beslenmeye bagl oluu nce doga bilimlerinde i ncelen
mi ve bunlar hakkndaki grler d a h a sonra tin b ilim le
rine uygulanabilmiti. Tekillem eyi koullayan etkenlerin
deneysel ve karlatrmac yntemlerle incelenmesi, artk
bu yol zerinde tem ellenm iti. insani teki lleme yeryz
nn ve o n u n zerindeki organizmalarn geliimiyle ve ik
l i m fa rkl l kl a ryla b a gnt i i n d e o rtaya konul uyord u .
Linn. Buffon, Daubenton, C uvier, Lam arck, Goethe, Her
der, her iki H u m boldt, B o pp, Grimm, karlatrm ac m ito
l oj i uzm anlar ve d i l aratrm acl ar, tinsel bir h areketin
bir d iger hareketle nedensel bagntsn kuruyorlard . Ve
bir karlatrmac p s ikolojinin grevi ancak b u baglamn
ak bilinci iinde zlebilird i .
Organik dnyann v e bu dnyadaki tekillemenln arat
rlmas, d oga biliminin kendi yasa koyucu, nom otetik yo
lunda atm oldugu son admd. Hayvan ve insan yaamnn
form ve yasalarnn trdeliginin kantlanmas sayesinde, o
h atta ayn zamanda tin bilim lerinin snrlarna kadar tan
mt. Doga biliminin bu yasa koyucu, nomotetik yolu, baz
sapkn akmlara ragm en, yine de btnde ve byk lde
b i l i m lerin b i rb irl e r i n e b a g m l l g n d a n k o u l l a n yord u .
Tabii k i tekil bilimler birb irleri yannda v e b irbirlerinden
d estek alarak geliirler; nk onlarn gereklige ynelt
tikleri en tem e l sorular, daima, hepsinin de ortak nesnesi
olan eylere ilikind irler. ze llikle tin bilim leri, d oga b i
lim lerinin h e m e n yanbanda geli m i lerdir. Fakat tekil
bilim lerin kurulu dnem leri, bu d n em l eri izlemi olan
z a m a n etkileyen bir b a g m l l k ilikisi i i n d ed irler. Ve
muhakkak ki, her aamada daha fazla sayda bilim birbirle
rine eitli d erecelerde karlkl b a g m l d rlar. B u n l a r
d a h a sonra birbirleri ya nnda ve a y n z a m a n d a ikin b i r
karlkl etki i i n d e geliirler. M od ern m atematik, m eka
n i k ve astro n o m i, b i rb i rl e riyle iten b a gntl o l a ra k,
konstruktif di.flnme agnda, bu demektir ki l 7 . yzyldan
80 Herm eneutlk ve Tin BJJJm lerl

Newton, Leibniz ve Huygens'le birlikte bir evren mekani


glnin ortaya konulmasna kadar, byle gelimilerdir. Fi
zikte nce akustik araclgyla tekil edilen dalga tasarm
temelinde, Newton ve Huygens'le birlikte optigin temel
leri atld. Newton, Lambert ve Black, s teorisini ina et
tiler. Dufoy, Franklin, Watson, Nollet ve digerleri, tm ay
dn dnyay harekete geiren deneylerle, elektrik hak
knda bir dizi temel zellik ortaya koydular. En nihayet, n
hazrlk gerektiren bir ok almadan sonra, Lavoisier'le
birlikte l 7 7 4'den itibaren bilimsel kimya kuruldu.
Bunlar, zerinde betimleyici ve karlatrn'ac doga bi
limlerinin teekkln mmkn klan teme}lerdi. Onlar
arasnda jeoloji, mineraloji, botanik ve hayvatlar alemiyle
ilgilenen bilimler, ilerlemelerini, ancak ezamanl olarak
birbirleriyle olan karlkl bagntlarna ve aralarndaki
etkileime borluydular. Bylece byk tekiJteme prob
lemini organik ve insani-tarihsel dnya iinde karlatr
mac yntemlerle zmeyi deneyen ve son halkas artk bir
karlatrmac psikolojinin tekili olan geni kapsaml bir
sre meydana geldi.
Biyoloji, dnemler iinde, bitki ve hayvan dnyasn
daki tekillemeyi, sistematik olarak dzenlemeye ve ak
lamaya giriti.
Bu dnemlerden ilki Linne ile sonuca ulat. Cografi uf
kun genilemesiyle birlikte, bilinen yaam formlarnn sa
ys, Ortaaga, hatta keifler agna gre olaganst art
mt. Bir terminoloji dzenine dayal sagam bir adlan
drma ve bitkilerin reme organlarna gre blmlenmesi
ilkesine gre, deneysel olarak bilinen mevcut trleri be
lirleyen ve bir sistem iinde birletiren bir snflandrma;
bitkiler dnyasnda tekilleme zerine bir stbak mm
kn kld. Linne'nin sanatkarane bir ekilde ina edilmi
sisteminin kullanlmas tm Avrupa'da yaygnlatg srada,
yal Jussieu l 759'da Trianon bahesini bir dogal sisteme
gre dzenledi. Onun blmlemesini daha sonra yegenl
l 7 7 4'de yaymlad ve nihayet onun Qen era plantarum se
cundum ordin es natura/es disposita snn yaymclgn da
'

yapt ( 1 789).
Tekillem e ve Karla trmac Tin Bilimleri 81

ikinci dnem Buffon ve H a l ler'le b a l a m v e Lyell ve


D a rwln'ln ortaya kmalaryla sona erm itir. Bu dnemde
c a n l l gn h a kim okelt l l g l n l a klayc i baga m
b u l m a konusu ndaki byk pro b lem, karlatrm ac a na
tomi ve ona bagl fizyoloj i baznda ncelikle hayva n ya
am alannda zmlenmeye balad. Burada periyodik bir
morfoloj i k gzlem egemendi. Bu ikinci d nem, hayvan v
cutlarnn blm ve ilevlerini bir top l u ileyile baglan
t landran, bu toplu ileyii ayn v c u d u n iinde b u l u n
d ugu o rtamla m tekabil klan bir plan b ulundugu dnce
sinden h a reket eder. Bu kavraytan h a reketle, karla
trm a yoluyla a krab a lk i l ikil eri belirlenir; bylece n
celikle en ykse k grnm, en st lt insan olan ve
yle sayl a n o m u rga l h ayvan t i p i n e u la l r . A rtk bu
o m urgal hayvanlardan omurgaszlar ayrlabilird i, onlar s
n fl a n d r l a b i l i r ve b ir b i rleriyle kar l a tr l a b i l i rd i . C u
vler'nln o m u rga l l ar, y u m uakalar, eklembacakllar ve
n/k saanlar diye drt tip ayrma s b yle o l d u . Zaten
bu karlatrmac tavr, bu dneme kendi ina edici karak
terini verir; yle ki b i r yap p l a n d a h lllnde trler arasn
d aki akra b a l k i l ikilerinin ve farkl l klarn b u karla
trm ac aratrm as, dnmem izin bir b lrllge ulama a
bas ieri s i n d e trleri j e n e a l oj l k olarak tek bir byk
cinse daya n d rma lsteglnln tersine, tekillik ve fa rkll kla
rn blrllge ulama abasn boa karacak lde oldu
g u n u gste riyo rd u . C a n l l a r d n y a s n d a e b l l m l l l lkler
dogrutusunda bir tem el form bulma abas, tersine bir ge
liimle, tekllllk ve farkllklarn n e m i n i n farkna varlma
sna yol am t .
Karlatrm ac doga b i l i m leri ni n Yen l agda geird ik
leri bu dneml er, zelllkle s o n d nem, insan ve toplum
zerine karlatrmac yntemin daha sk kullanlmaya, bu
dem ektir ki ynte m i n tin b i l i m l e ri n e d e tanmaya bala
dg d nem lerdir. O halde, doga b l ll m sel alandan tlnblllm
sel alana bu ta nmann nasl vuku buld ugunu bilmek ge
rekir. Bunun gibi hangi kura llar iinde s aglam temellerln
verili oldu!u ve nihayet bu tan mann ayn zamanda hangi
zararl sonulara elik ettlgl ve p s i i k olann zelliklerin-
82 Herm eneutlk ve Tin BJJJm lerl

d e n vcut bulan bir baka inceleme tarzyla bunun ne e


kilde tam amlanmas gerektgtnl incelemek gerecektir.

Yaymcnn notu : Yaz burada kesilmektedir. zleyen " Hermeneutiin Do


uu" adl yaznn zellikle hermeneutiin tarihesini veren ksmlar , byk
lde, Dilthey'n yukarda son paragrafta iaret ettii "bir baka inceleme
arz"nn tasvirine ayrlmtr.
Hermeneutiin Douu

Daha nceki bir yazda, 1 aslnda, sanatsal ve zelllkle iir


sel yaratm tarafndan gerekletirilen insan dnyasndaki
tekllllgln ve tek l l l e m e n l n tasviri n i tart mtm . i m d i
t e k i l kiilerin ve genelllkl e tekil insan varo l u u n u n b
yk form larnn2 blllms el bilgisinin nasl elde ed lleceg
sorusuyla kar karyay z . Byle bir bilgi mmkn md r?
Ve bu bilgi neyi ifa d e eder? Onu elde etm e konusunda
hangi aralara sahibiz?
B u n lar, ok byk neme sahip soru l ardr. Eylemleri
m iz, her yerde, d lger insanlarn a nlalmasn koul olarak
gerektirir. insan mutlulugunun nemli bir ksm, dlger in
s a n l a r n psiik h a l l erine kat l m a ktan, b u p s iik h a l leri
kendimizde hissedip yaamaktan kaynaklanr;3 fl loloj l k ve

zgn metin: Die Entstehung der Hermeneutik ( 1 900), Wilhelm Diltheys Ge


sammelte Schriften, Cilt 5, Verlag B . G .. , Leipzig/Berlin 1 924, s. 3 1 7-339.
evirenin r Jtu: B u evirideki tm dipnotlar, metnin sonunda yer alan ak
lamal ad dizini ve keli parantezler ierisindeki szckler evirene aittir.
1 nsani-Tarihsel Dnyann Kendi Tekillemesi inde lk fadesi/Gsterilii
Olarak Sanat , W.Diltheys Gesammelte Schriften, Cilt 5, s.283-303, Leipzig
Berlin 1 924. Yaz, bu kitaptaki yazlardan ikincisi olarak, ksaltlm bir ba
lkla, nsan l'e Tarih Dnyasnda Tekillime ve Sanat balyla yer almtr.
2 Dilthey,"tekil insan varoluunun byk formlar" ile dil, din, ekonomi, bilim,
hukuk, siyaset, ahilik, hukuk, sanat, teknik, felsefe gibi kltr elerini ve
bunlarla oluan insani yaama formlarn kastetmektedir.
3 Dilthey'n "anlama"nn psiik kaynaklarna iaret etmek zere sk sk bavur
duu terim vardr: Einfhlen. Nachfhlen, Missfhlen. ngilizcede "em
pathy" (empati) ile karlanan Eirfhlen (Einfhlung) iin Trkede nce
84 Herm eneut/k ve Tin B/l/mler/

tarihsel b l l g l n l n ta m am, bu tekli a n l a m a n n o bj e ktiflik


d z eyine ykseltll e b l leceg varsay m na daya n r . B u n u
temel a l a n tarihsel blllnc. !!! O dern insana. lnsanlgn tm
gemiinin bilgisine sahip olabllme imkan saglar. Modern
insan, kendi zamannn tm snrlam alarnn tesinde. tari
h i n d erlnllklerlnde kaybo l m aya yz tutm u kltrler ze
rine ynelir ve bu kltrlere ynelm ekle onlarn sahip ol
d u klar gc kendinde h i s s e d e r. Bu k ltrlerin eklcill
gnden kayna klanan holanma. onun mutulugunun artma
sna neden olur. Ve sistematik tin b lllm lerl tekllin bu ob
j e ktif kavran ln d a n h areketle b a g nt lar ve k a p s a m l
l l lkller ortaya koym ak istedikl eri srece, ak a m a ya t
nnda anlama da bu blllmler iin temel yntem olarak kala
cak dem ektir. Bundan dolay bu b l ll m lerln kendi ayaklar
zerinde gven l e d u rm a la r, tarihte (tarih b i l i m i n d e) ol-
'
d ugu gibi, tekllln anlalmasnn genelgeerllge ykselip
ykselemeyeceg sorusunun olumlu yantlanmasha bagl
d r. yle ki tin blllm lerlne alan ka p nnde. ka r m za,

"zdeleyim" sonra "duygudal k" terimleri nerilmitir. ngilizsede "sym
pathy" (sempati) ile karlanan Nachfhlen (Nachfhlung) iin Trkede de
yaygn olarak "sempati" terimi ve bazen de "duygudalk" terimi kullanl
maktadr. Yani "duygudalk"n hem empati hem sempati karl kullan
labilmektedir. Ayn ekilde ngilizcede "antipathy" (antipati) ile karlanan
Missfh/en (Missfhlung) iin de Trkede yine "antipati" terimini kullan
yoruz. Bir terim karkln nlemek iin bu eviride Almanca terimlerin
Trkede de yaygn olarak kullanlan ve de Greke kaynakl olan ngi
lizce karlklarna yer verilmitir. B ununla birlikte, gnlk kullanmlarnda
birbirine kartrlabilen veya Greke kkenlerine uymayan anlamlan ifade
iin de kendilerine bavurulabilen bu terimlerin zellikle Dilthey'daki an
lamlarn belirtmek gerekir: Empati (Einfhlung): Kjinin. kendisini baska
snn yerine koyarak (transpo.isyon) onu d ve duygularn anlama
yetenei. Sempati (Nchfhlung): Bakalarnn du)'.gu ve dnc.e.lerin_lul)l
lay bir tavrla kendinde hissedip yaama. AntiRati (Missfhlung): B akal a
-
rnn duygu v e dncelerini olumsuzlayc bir t avrla kendinde hissedip ya
ama. Dilthey bu psiik edimden tin bilimleri metodolojisi asndan em
pati ye byk nem verir. Sempati ve antipati, yaammzn her annda, ba
kalaryla birlikteliklerimizin her eidinde, ilikilerimize elik ederler ve ili
kilerimizi etkilerler. Empati ise, olumlayc veya olumsuzlayc bir tavrn en
az oranda mdahale ettii daha yksek, sempati ve antipatiye gre daha
ntr, daha youn ve karmak bir edim olarak, "anlama" ynteminin psiik
dayanan oluturur. Sempati ve antipatiden farkl olarak empati, kavrama,
anlama, bilme amal bir edimdir.
Herm eneutgn Doguu 85

tm d o ga b i l g i s i n d e n (doga b i l i m l e r i n i n b i l g i s i n d en)
farkl olarak bu b ilim lere zg bir p roblem kar.4
phesiz tin bilimleri tm d oga bilim leri karsnda bir
n c e l ig_e __ s a h iptirler; onlarn k o n u s u bize duyusal yolla
d tan veri l i o l a n fe n o m e n l er. bir d etki nin b i l i nte
uyandrdg tepki degild ir; ters i n e dogru d a n d o gruya i
gerekligin bizzat kend isidir ve m uhakkak ki b u (i ger
eklik), iten yaanarak deneyimlenmi bir baglam olarak
vardr. N e var ki tin bilimlerinin i deneyimd e verili olan
gerekligi, b u gerekligln o bjektif olarak nasl kavranla
cag konusunda byk glklere yol aar. Burada bu g
lkler ve ayrca tin bilim lerinin n c e l igi zerinde d u rul
mayacakbr. 5 Ayrca kendi zgl d u ru m larmn farkna var
dgm i deneyim. ne var ki, tek bana al ndgnda, bende
kendi tekilllglmln b i l incinin d o g m a s iin yeterli d egil
dlr. Ben. her eyden nce kendi tekilliglml. ancak bakala
ryla karlatgm zaman d eneylmliyorum; yle ki b en.
kendi tekllllglml, ancak. ken d i varoluumda oluan dlger

4 Doa bilimleri deneysel yntemlerle tekillerden endksiyon yoluyla tmele,


genelgeer olana ulamaya abaladklar gibi, tekil olan bir tmelin altna
koymak (subalternation) yoluyla ve bylece dedksiyona bavurmak sure
tiyle, o tekili aklamaya gayret ederler. Dilthey, burada, tin bilimleri iin de
bir genelgeer bilgi imkanndan sz etmekle birlikte, anlama ediminin tekil
olana ynelik bir edim olarak kalmas dolaysyla, tin bilimlerinde byle bir
genelgeer bilginin doa bilimlerinin aklamac yntemiyle elde edilemeye
ceini, bu bilginin tin bilimlerinin zgl yntemleriyle ortaya konulabilece
ini ima etmektedir.
5 "Tin bilimlerinin doa blmleri karsndaki ncelii", Dilthey'n ge dne
minin en nemli savlarndandr. B ir ka cmle sonra grlecei zere. Dilt
hey, "zne"nin imkann, kiinin, kendi tekilliini, ancak bakalaryla kar
lamalar dolaymnda deneyimlemi olmasna balamaktadr. Yani ' Ben"
diyebilmek, ancak toplumsallk/tarihsellik ortamnda bulunmakla mmkn -
dr. te tin bilimleri, bizzat znenin oluma ortam olarak toplum ve tarihi
konu edindiklerinden, belli toplumsal/tarihsel koullar altnda "olumu(
olan znenin, bu olumuluuyla sonradan gerekletirdii bir bilgi faaliyeti
tarz olarak doa bilimlerine gre bir ncelie sahiptirler. Dilthey'n bu sav
dorultusun gelitirdii ge dnemine ait baz dnceleri, baz kaynak
larda "bilim Kuramnda devrim" olarak nitelendirilmitir. (Bk: Peter Kraus
ser, Kritik der endlichen Vernunft. Wi/helm Diltheys Revolution der a//ge
meinen Wissenschafts- und Handlugnstheorie -Sonlu Akln Eletirisi. Dilt
hey'n Bilim ve Eylem Kuramnda Yapt Devrim-, Frankfurt/M., 1 968.)
86 Herm eneutlk ve Tin Bilimleri

kiilerden farkl olma bilinci s ayesinde b ilirim . Kendi te


killigimin b ilincine varabilmem, d e m e k k i bakalarn-ge
rektirir. Ve G oethe tm deneyi m l e ri m i z arasnda bu en
n e m lisinin bizim iin p e k zor bir d eneyim oldugunu ve
gleri m izin derece, doga ve snrlar zerine kavraym
zn dalma pek yetersiz kaldgn sylemekte tamamen hak
ldr. Yabanc varolu (bizden bakalarnn varoluu), b ize,
ncelikle ancak d uyu verileri n d e, J estlerde, seslerde ve
eyl e m lerde, d tan verilidir. Biz ancak byle tekil lpret
lerle d uyumlanan eylerin (bizde) yeniden kurulmas yn
tem i (rekons trksiyon) sayesinde, bunlar (o varolutaki)
isel olana btn leri z . Her eyi, mad deyi, yapy, b b J
t nlenmenin en tekil karakteristigi n i, ken d i yaam d uru
mumuzdan hareket ederek (transpozisyon yoluyla) yeniden
kurmak zorundayz.6 D e m e k ki b a k a s n n b ilgisi ne!y
nelme srecinde herey, benim kendi yaammdan trarr:;fer
edilmek suretiyle, bir yeniden kurma araclgyla yaplmak
zoru n d a dr. N e var ki tekil olarak ekillenmi bir bill'n,
byle bir yeniden kurma ile, yabanc ve tamamen baka
bir y a p d a olan bir tekilligln o bj e ktif bir bilgisini n a s l
elde edebilir ve b u n a hangi ynte m le ulaabilir k i ? Bilgi
elde etm enin diger yntemleri arasna grnte bylesi
ne tuhaf bir ekilde giren bu yntem nasl bir yntemdir?
uyulara d tan verili o l a n ia retler a raclgcyla l;s_el
( gerekligin bllinmesinl _saglavan bu _ynt_e m e_. anlama __di
voruz. 7 B u gnlk dilde (de) k u l l a n l a n bir terim d ir. Ve
pek ihtiya d uydugumu z saglam bir psikoloji terminoloj isi,
ancak, sk skya pekitirilm i, ak ve kullanl bir e
kilde sn rlar izilmi bir terim i n tm yazarlar tarafndan
ayn ekilde sebatla kullanlm asyla yerleeb ilir. Dogann
a n l a l m a s , ln terpreta tlto na turae, m ecazi bir terimdir.

6 Dilthey burada Yenian zne-merkezli epistemolojisinin "byk yanlgs"n


ifade etmektedir. Descartes'la balayan, toplumsallndan ve tarihselliin
den yaltlm zne fikri, burada aka reddedilmektedir. 5 . dipnotta belir
tildii gibi, bakalar yoksa bir "ben bilinci" oluamaz.
7 Dilthey, bu en bilinen anlama tanmnn yan sra ok eitli anlama tanm
lar da yapmtu. Bu konuda bk: O.F. Bollnow, "fade ve Anlama", Herme
neutik (Yorumbilgisi) zerine Yazlar, derleyen/eviren: Doan zlem,
Ark Yaynlar, Ankara 1 995, s.83- 1 23.
Herm eneutigin Doguu 87

H atta zel h al l erimizin kavra nln da b i z pek uygunsuz


b i r ekilde anlama o l arak gsteririz. Pek tabii b i r ekilde
yle eyler syleri m : Anlamyorum, n a s l byle yapabil
dim; ken d i m i bile a rtk a n lam yoru m . Oysa b u nlarla b en,
varlgm n d uyusal dnya iindeki grn zerine bir
ifadede bulunuyor, sanki karm d a bir yabancnn duyusal
d nyas bana alm da onu ifa d e etmek veya bir baka
d uru m d a ken d i m e b i r yabanc gibi bakakalm bir hale
dtgm sylemek lstlyorumdur.8 Bunlara dayanarak, an
l a m ay, d uyusal olarak veri l i iaretlerd e n h a reketle. ifa
d e s i bizzat bu iaretlerden i b a ret b i r ey olarak psiik
olan tandgmz sre diye adlandryoruz .
Bu anlama, bir ocugun agulamasn anlamaktan Shakes
pe are'ln Hamlet'1nl veya Kant'n Salt Akln Eletir/si'nl an
lamaya kadar uzanr. Talarda, mermerde, mzikal biim ve
ril m i seslerde, jestlerde, szcklerde ve yazlarda, eylem
lerd e, ekonom ik dzen lerde ve an ayasalard a, ayn insan
tini bizimle kon u u r ve (b u n l a r) a m l a n m ay/yorumlan
m ay beklem ektedlrler9 Ve m uhakkak ki a nlama sreci, bu

8 "Anlayamama" konusunda 7. dipnottaki kaynaa bk. s . 94-96.


9 "Tinsellik" <Geistgkeit) ve "tinsel" (geistig) szcklri, insan d.ygu ve dn
clen o e[lleinden km, zaman-ierisinde toplumsal yama ma
lolmu ve dolaysxla ayn zamanda tarihsellik kazanm olan hereyi imler
J.e:.. Topjumstl ya"ama malolrnu ve tarihsellik kazanm olan yl e r, di l ,
ekonomi, din, ahlak, hukuk, sanat, siyaset, bilim. teknik.. de'll.e. felsefe, v.d.
fonnlarTi.erlSinde, ilnselliin_ kapsamnda yer alrlar. Bil indii zere, Trk
ede birka onyldr kullanlan "tinsellik" teriminden nce yzyllar boyunca
"maneviyat" terimi kul lanlmtr. Trkede "maneviyat" terimi "maddi
yat"a kart bir ey olarak "manaya ilikinlik"i ve "madde dlk" ve ayrca
"doast gler"i ifade etmesinin yannda, "moral gc", "yrek gc" gibi
anlamlarda da kullanlmtr. Fakat terim, terimin zellikle "doast g
ler" anlamnn ne karlmasyla, nce teolojik-metafiziksel, daha sonra sa
dece dinsel (slami) olanla snrl bir anlam kaymasna d uramtr. Trk
ede tin bilimleri metodolojisi ve henneneutik zerine ilk almal ar gerek
letirmi olan Kamuran B irand, eserle inde "maneviyat", "manevi" terim
lerini kullanmakla b l ikte, bu terimlerle esasen, yukarda verilen tanmla
ryla "tinsellik"i ve "tnsel"i [Geisrigkeit, geisrig] kastetmitir. Buna ramen
baz ilahiyatlarmz, "maneviyat" terimini zellikle teolojik-metafiziksel
dinsel olan belirtmekte kullanmaya devam ettikleri gibi, "manevi il imler
(bilimler)" terimini de, tarih ve toplumla ilgilenen tm bilimleri bir !Lir te
olojik-metafiziksel-dinsel kuatm iinde grp gstermelerini salayan ve
88 Herm eneutik ve Tin Bilimleri

b i l g i tr n n o rtak k o u l ve a r a laryla b e l i r l e n d i g i
kadaryla, her yerde o rt a k niteliklere sahiptir. O , b u temel
elemanlar iinde hep ayn ekildedir. rnegin Leonardo'yu
anlamak istersem, burada eylemlerin, tablolarn, resimlerin
ve yazl eserlerin topluca ve m u h a kkak ki trde, birlikli
bir sre iinde yorumlanmas etkili olacaktr.
Anlama es.ltll dereceler gsterir. 1 0 Anlamann d erece
leri ncelikle "llgi" y e b. onu n tndan k ull@
d !.flr .. ilgi snrl ise. anlam a da s n rldr. Baz tartma
l ar nasl d a kaytszca d i n leriz, tartmada bize sadece
pratikte nemli grnen bir noktad a nasl d a sabltlelriz;
konumacnn i d nyasna hemen hi ilgi d uymaks z n .
Buna karlk baka durumlarda t e k bir mimikte , bir sz
ckten, bir konumacnn i dnyasna nfuz etmeye aba
lar z . Fakat en titiz bir dikkat gsterilse bile, anlama, an
c a k, yaamm sabitlemi grnlerinin m e vc diyetln e
ynel ikse ve biz b u n lara her an geri dnebillyorak, usta
l kl k u l l a n l d g n d a d e n et l e n e b i l i r bir o bj e ktl f k d e re
cesine ulatrabilen bir ynteme d n ebilir. s drek/J ola
rak sabitlemi yaj m grnlerini ustalkl alj]amaya.
amlama veya yorumlama adn veriy_Eruz. 1 1 Bu cl nlamda,
konu lar h eykeller veya tablolar olan b ir amlama sanat

dolaysyla terimin esas anlamn arptan bir tutumla kullanmlardr. Bu


nedenle unun altn izmekte byk yarar vardr: Din, dier tinsellik form
lar (bilim, siyaset, hukuk, sanat, felsefe, v .d.) yannda yer alan bir tinsellik
formudur ve bir tinsellik formu olarak, kendisi, tin bilimlerinin inceleme ko
nularndan biridir. Bunun tersi, yani tm tinsellik formlarnn belli bir dinin
akideleri altnda anlamlandrlp yorumlanmas, felsefi hermeneutiin ve
ona bal tin bilimlerinin konum ve ilevlerinin arptlmas sonucunu dou
rur.
10 Anlamann tr ve dereceleri iin bk: F. Bollnow, " fade ve Anlama", He r
meneutik (Yorumbilgisi) Uzerine Yazlar, a.g.e. s.90- 1 03.
1 1 Anlama [ Versehen], amlama [Auslegung] ve yorumlama [ lnterpretation]
terimleri arasndaki ince ayrmlar sklkla gzden karlr. Bunda Dilthey 'n
bu terimleri hazan birbirleri yerine kullanm olmasnn da rol vardr.
B ununla birlikte Dilthey'n burada yapt tanm esas alnarak, bu terimler
den ikisinin, amlama ve yorumlamann, ayn anlama geldii belirtilmeli
dir. Aslnda amlama ve/vey; yorumlama da, bir anlama trdr, daha
dorusu anlamann bir derecesidir. Amlama ve/veya yorumlama st d
zeyde bir anlamadr (yksek anlama]. Bk: F. Bollnow, "fade ve Anlama",
a.g.e., s.95 - 1 1 0.
Herm eneutigin Doguu 89

da vardr ve h e n z friedrich August Wolf, bir arkeolojik


h e rm e n e utik ve a rkeo l oj i k e l etiri talep etmi b u l u n u
yord u . Welcker b u n a girimi ve Preller onun b u giriimini
gelitirmeye alm t. !Sununla b irlikte ayn Preller, ses
sizlige gm lm eserlerin bu ekilde am lanm asna, her
yerde, yazl e serlerd e n hareketle ya placak aklamann
yn verdlglnl vurgulamtr.
yle ki, yazl eserlerin tinsel ya a m ve tarihi anlama
mz bakmndan lye gelmez derecedeki byk nemi,
insann iselliginin kuatm l, kapsayc ve o bjektif o larak
a nlalr ifa d e kalb nn sadece dilde b u lunmasnda yatar.
Bu nedenledir ki, anlama sanat, 1 2 kendi merkez noktasn,
insan varoluunun yazya gemi terekesinln/kalltmm
amlanmas veya yorumlanmasnda bulur.
Bu terekenin/ka l tn a m l a n m a s ve bu amlama ile
ayrlmaz biimde bagl olan eletirel ele al tarz, buna
dayal olarak, filolojinin kalk noktasndan hareket etmi
tir. filoloji, z geregi, yazl tereke/kallt halin de elde
bulunanlarm bu ele alm tarz iinde kiisel bir sanat ve
virtozluktur ve antsal eserlerin veya tarihe gemi ey
lem lerin diger her trl amlanma s, ancak bu sanat ve

Dilthey'n "anlama (yorumlama/amlama) sanat"ndan sz ederken kul


land "Kunst" lanat terimi AlmancaJa gzel sanatlar [schne Knste,
bildende Knste] yannda zanaatlar bata olmak zere el iine [manel ! . el
becerisine ve teknie dayanan her trl faali}'eti adlandrmakta da kullao
tit. Zaten gzel sanatlar da Dilthey'a gre zanaat ve teknikten kmtr.
Dilhev'n h konudak i griiler indeo etkilenen Heidegger de sanat .tek ik
ve zanaatla ilikisi iinde ele alr. (Bk: M. Heidegger, Teknie likin Soru
turma, ev: Doan zlem, Paradigma Yaynlar, 1998, S.90-97.) Dilthey,
Schleiermacher'e kadar hermeneutiin bir anlama - (yorumlama/amlama)
sanat olarak tanhsel geliimini biraz ileride el acaktr. Dilthey, Schlei:
ermacher'le birlikte hermeneutiin yazl eserleri amlama sanatnn da
yand ilke ve kurallarn retisi ve bu dolaymda bir felsefe mertebesine
ykseldiini. kendisi ile birlikte ise ondan bir tin bilimleri epistemolojisi de
kartldn dnr. Bununla birlikte D.ilhey, hermeneutie, ister Schlei
ermacherci anlamda "felsefe'', ister kendisinin kastettii anlamda "episte
moloi[ olarak baklsn. her dunmda onun bir "bilim" olduunu da syler.
Burada "bilim" olarak evirdiimiz "Wissenschaft" terimi ("Kunst" teri
minde olduu gbi) Almancada geni bir anlam yelpazesine sahiptir. "Wis
senschaft", deneysel/pozitif bilimler (science) kadar, matematii, mant ve
hatta zaman zaman felsefeyi de ierecek bir kapsamla kullanlr.
90 Herm eneutik ve Tin Bilimleri

o n u n verim leriyle b agnt iinde geliebilir. Tarih iinde


eyleyen kiilerin bu eylemlerinin s e b e p l eri (onlar hare
kete geiren sebepler) h akk n d a yan l abiliriz; eyleyen ki
il erin kendi leri bile bu s e b e pler h a kknda yanltc bir
k yaya b ilirler. Fakat byk bir airin veya kaifin, bir
d i n d a h isinin veya halis bir filozofun e seri, d a lma ve yal
nzca onlar n psiik yaamlarnn dogru davurum u/yan
s tl olabilir; bu yalanlarla dolu insan toplumunda byle
bir eser dalma dogrudur ve o d lger herhangi bir ifadeden
farkl o larak sa bitle m i iaretler iinde kendisi bak m n-
'
dan yetkin ve o bjektif bir amlama iin elverilid ir; hatta
o gn bir agn d i ger a n tsa l s a n a t eserlerine ve
1
agdalarn tarihsel eylemlerine bile saar.
Bu amlama sanat, derece derece, dzenli olarak ve
agr agr. dogann deney yoluyla sorgulanmas sanatndan
d a h a fa zla gelim itir. O fi l o lo gla rn kiisel dehal 4- ve
virtozlu klar iinde ortaya km ve pekim itir.; By
lece d ogal o larak o da ilk planda, amlamann byk vlr
tozlaryla veya o n l a r n eserleriyle kurulan kllse b a g
araclgyla bakalarna aktarlm tr. Fakat ayn zamanda
her trl sanat kurallara dayal olarak hareket eder. Bu ku
rallar glklerin nasl alacagn gretirler. Bunlar, kii
sel sa natn verim ini aktarrlar. B u yzden bu amlama sa
natnn dayandg kurallarn gretimi pek erkenden ortaya
kp gelim itir. Ve bu kurallar arasndaki uyu msuzluktan,
yaamsal neme sahip eserlerin amlanmasnda ortaya
kan deglik ynelimler arasndaki savatan ve kurallar te
m ellen d irme gibi zorunlu b i r ihtiyatan. h erm ene utlk bi
l i m l ' 3 m eydana km tr. Bu bilim, yazl eserlerin a m
lanmas sanatnn gretisidir.
B u bilimin anlamann analizinden hareketle genelgeer
amlamann imkann bu ekilde belirlemesi suretiyle, en
nihayet, kendisiyle b u tartmann baladg tamamen ge
n el bir problem in zmnde ilerlem e s a glanr. i dene
yimin analizi yannda anlamann analizi ve her ikisi birden.
tin bilim leri iin genelgeer bilginin imkan ve snrlan-

l 3 Burada geen "bilim" teriminin anlam ve kapsam iin 1 2 numaral dipno


tuna bk.
Herm eneutlgln Doguu 91

n n kant n b u b i l i m leri n i i n d e verirler; b u n l arn bize


psiik olgularn kkensel o larak verili o l d ugu tarz aracl
gyla koul old uklar kadaryla/srece.
i m d i herm eneutik tarihindeki b u dzenli gid iata iaret
etm e k istiyoru m : Derin ve genelgeer bir anlamaya duyu
lan ihtiyatan dolay filoloj i k virtozlugun nasl m eydana
ktgndan sz ettikten s o n ra, b i l i m i n verili bir z a m a n
daki konumuyla daha yakndan belirlenmi olan bir ama
altnda kurallarn nasl bulundugundan, bu kurallarn nasl
snflan drldgndan, son olarak d a anlama analizi iinde
kural koyma bakmndan saglam k noktasnn nasl bu
lunmu oldugundan, sz edecegm.

airlerin eserlerinin ustalkl ekilde amlanmas sa nat


(A uslegungskunst. herm eneia, rmhn egal, G rek lkesinde,
gretlm ihtiyacndan d ogm utur. H om eros ve diger airle
rin yorumlanmasna ve e letirisine dayanan zarif, esprili
sahne oyunu, Grek aydnlanma agnda Greke konuulan
her yerde sevilip ragbet grmtr. Sofistlerde ve Retorik
Okulu'nda bu amlama sanat ile retorik arasnda bag ku
rulduktan sonra, daha saglam bir temel o rtaya kt. nk
bu a m l a m a sa natnn i i n e, retorige uygu l a n m bir
h a l d e, yazl eserlerin kom pozisyonu zerine daha genel
bir gretl sokulmu oluyord u . Organik d nyann, d evletle
rin ve yazl eserlerin byk snfl a n d rcs ve an al izcisi
Arlstoteles, kendi Retorlkind e, bir yazl e serin b tnn
p a r a l arna ayrmay, s l U p biim lerini ayrdetm eyi, rit
m in, periyotlarn, mecazl a rn (m etaforl arn) etkisini tan
m ay gretlyord u . lskend er'e a d a n m Retorikte, stelik,
konumada birbirini etkileyen elemanlar zerine ve ayrca
rnekler. entimemler, vecizeler (aforizmalar), ironi, mecaz

lar, a ntitezler ze n e kavra m sa l b elirl e m e l er zaten bulu
nuyord u . Ve Arlstotel e s'in Po etlka 's, ok b a riz bir e-
92 Hermeneutlk ve Tin Bilimleri

kilde, poesi'nln 1 4 znden veya amacn n belirlenmesin


den hareketle eserin i ve d formunu ve etkin elemanla
rn konu ediniyordu.
Amlama sanat ve bu sanatn kurallar, lskenderiye Fi
lolojisi iinde bir ikin ci adm att. Grek lkesinin yaznsal
miras kitaplklarda topland, metin eletirileri yapld ve
eletirel gstergeler hakknda gelitirilmi ustalkl bir
sisteme dayanarak gerekletirilen metinlere ynelik
eletirel almayla elde edilen son ular kayt altna
alnd. Sahte metinler aykland, mevcut trt metinlerin
konularna gre kataogu karld. M etin eletirisin in ,
yksek eletirinin v e degerlendirmenin dilsel an lama ze
rinde temellendirilmi san at olarak filoloji, b rek tininin
son ve zgl yaratmlarndan biri olarak, artk ortaya k
m bulunuyordu. Bu sanat iinde, ie Homeros'dan bala
mak zere, insana zg bir ey olarak konuay ve dili
incelemeye dogru en gl bir hareketlilik vard. Daha o
zaman bile lskenderiyeli byk filologlar, kendi dahiyane
tekn iklerin in baz kurallar ierdlginln blllndlndeydiler.
Daha Arlstarkhos, bilinli olarak, Homerlk dil ullanmn
kesin ve kapsaml bir ekilde saptamay, klamalar ve
metin belirlemelerini bu kurallara dayandrmay, ilkeli
olarak denemi bulunuyordu. Hipparkhos, yaznsal-tarihsel
bir aratrmann ne oldugunun tamamen bilincinde olarak,

14 Greke "poesis" terimi genel olarak "grne kma/karma", zel olarak


"yaratma" ve daha da snrlandrlm anlamyla "sanatsal yaratma" an
lamna gelir. "Poesi" ise genel olarak "grne km/kanlm olan ey",
zel olarak "yaratlm ey" ve "sanat eseri" demektir. B ununla birlikte "po
esi" terimi, sonradan, sadece edebi yaratmann rn olan eserleri, "edebi
eserler"i ifade eden bir anlam daralmasna da uramtr. rnein Aristote
les "poetika"y, kendi zamannn edebiyat trleri olarak tiyatro, yk ve iir
metinlerini inceleyen bir ura alan olarak tanmlamtr. Antik Grek
dnyasnda tiyatro, yk ve iir metinlerinin hepsi nazmla yazlrd ve
"poet" veya "poetos" ad "nazmla yazan kii" anlamna gelirdi. Tiyatro ve
ykde nesrin yaygnlamasyla daha sonralar "poet", yalnz iir yazanlar
iin, yani airler iin kullanlmtr. "Poesi" teriminin "edebi metin"le snr
landrlmas, "poetika"nn sonradan "edebiyat bilimi" olarak anlalmasn
da getirmitir. Gerekten de Aristoteles'in "poetika"s da gnmzn "ede
biyat bilimi" de, "edebi olma nitelii" [ poeticite, Dichtheit. Dichtung ] ta
yan eserleri incelerler.
Herm eneuttgn Doguu 93

konu yoru m l a m asn, Aratos fen o m e n i iin kaynaklar gs


termek ve iiri b u kaynaklarda n h a reketle yorumlamak su
retiyle temellend irm iti . Ve geleneksel olarak Hesiodos'a
m a l e d i l e n i irler arasnda s a h te le r i n i n oldugu anla l
dysa, H o m eros'un d estanlar n d a n o k say d a msra ayk
Iandysa, llyada'nn son bl m n n ve sondan bir nceki
blmnn b i r ksm ile Odyssea'nn s o n blmlerinin t
m yle d a h a erken bir dneme alt o l d u klar aga karl
d ysa; btn b u nlar, analoj i ilkesinin vlrtozca uygulan
m a s sayes i n d e o l d u . Bu ilkeyle, b i r iiri n d i l kullanm ,
tasarm evresi, i uyum u ve estetik d e geri sanki bir ka
nona gre saptanm gibi oluyord u ve iir ve destanlardan
bu kanona aykr den blmler ayklanyord u . Zenodotos
ve Arlstarkhos'da a h l a ksa l-estetik o l a n n s aptanmasnda
b yle bir kanonun kullanlmas srasnda, ok ak olarak,
ahlaksal-estetik olana ilikin Atethesen'ln aagd akl temel
l e n d irm e tarz n d a n y o l a klmt: O laylara ve kiilere
i l ikin o larak a n l atlanl a r n a h l a ksal-estetik adan ger
ege uygunluklarnn d enetlen m e s i . (Slogan h alindeki ifa
d e s i : 'uygunsuz olarak', - dia to aprepes-; Latincesi: 'si
quid heroum ve/ deorum gra vitatem minus decere videba
tur.') Arlstarkhos, Arlstoteles'le de m egul olm utu.
Amlamada dogru uygulama tarz zerine bir yntem bi
l i nci, B erga m a Filoloj i Okulu'na kart d en lskenderly e
Okulu'nda daha d a kuvvetlendi. Bu iki o kulun hermeneutlk
ynelimleri a rasndaki kartlk yles i n e bir kartlkt ki,
h atta d nya tarihi bakmndan bir nem tayord u ! nk
b u kartlk H rlstlyan teoloj isinde yeni bir konumda bir
kez daha kendisini gstermitir ve airler ve din yazarlar
zerine iki b yk tarihsel bak tarz bu yeni konumdan
km tr.
Stoac okuldan Mallos'lu Krates, Bergama Filoloji Okulu
'na a llegorlk yoru m l a m a ilkesini sokm u tu . Allegorlk yo
ru mlama ynte m inin uzun sre devam eden gc, nce
l ikle, o n u n dinsel b el geler ile yaygn dnya gr ara
sndaki ell lW I gidermesinden kaynaklanr. Bylece Ve
d a l a rn, H o m ero s'un, lncll'ln ve Kur'a n'n am layclar
iin amlama sanat, ayn lde kanlmaz bir sanat ola-
94 Hermeneutik ve Tin BJ/imleri

rak zorunlu hale geliyordu . nk bu yntemin temelinde


iirsel ve dinsel retkenllgln n e oldugu zerine d erin bir
kavray yatyordu . Hom eros Grek dnyas iin sadece bir
air degll bir peygam b erdi de. B yle olunca ondaki d erin
kavray ile yzeysel, d uyus a l tasarm l a r arasnd aki e
liki, ancak. sonuncusunun sadece iirsel (iire alt) b etim
leme arac olarak kavranlmas yoluyla aklanabiliyord u .
Oysa i m d i b u iliki B ergama O kulu'n d a tinsel lpn e uma
tlk) 1 bir anlamn temsil yoluyla kasten rtlmesi o larak
anlalmtr ki. b u ra d a n allegorik a m l a m a o rtaya k-
m tr.

1 1
'
.: -
Yanlm yorsam bu kartlk, artk her n e kada koullar de-
glml olsa da, lskenderiye ve An takya teoloj i okullar
arasndaki kavgada yeniden ortaya kmtr.-Bu okullarn
orta k ynleri, tab i i ki. Ye n i Ahit ile Eski Anit'I b irb irine
baglayan eyin. b unlarda hikmet ve keramet olarak bild iri
lenler ile bu hikmet ve kerametlerin gereklemesi ara
snda bir i b a g nt oldugu kabulnden h a reket etm eleri
dir. nk byle bir i bagnt. Yeni Ahit'te hikmetler iin
rneklerin (ti m s a llerin) kullanlm a syla. zaten talep ed il
m itir. H ristiyan Kilises i n i n b u tasar m d a n yola kma
syla. Kilise asndan m u halifleri karsnda kutsal yazla
rn amlanmasna ilikin karm ak bir d u rum ortaya k
m tr. Kilise, Yahud ilere kart o l a ra k. Logos-teoloj isini
Eski Ah ire sokmak iin allegorlk imlemeye ihtiya d uyu
yord u . Onostiklere kar Kilise. allegorik yntemin pek u
noktalara varan kullanmyla tehiz olmak zorundayd. Buna
karlk J u stin ve lreneos. P h l l o n ' u izleyerek, a ll egorlk

1 5 "Tinsel" ve "ruhsal " szcklerinin Trkede zaman zaman birbiri yerine


kullan ld grlmektedir. Bunlarn Trke, Osmanlca, Greke, Latince ve
Almanca karlklar aada verilmitir:
Tinsel - manevi (Osm.) - pneumatik (Gr.) - sprituel (Lat.) - geistig (Aln.)
Ruhsal - ruhi (Osm.) - psiik (Gr.) - animal (Lat.) - seelisch (Aln.)
Hermeneutgn Doguu 95

ynte m i n snrl a n d r l m a s ve kullanm iin kura llar or


taya koymay denediler. Tertu lllan us. Yahudiler ve Gnos
tiklere kar srdrlen ayn kavga d a Justln ve lreneos'un
ynte m lerini b e n i m serken. br yandan da daha iyi bir
amlama s a natnn verimli kurallarn gelitirdi; ne var ki
o bu kurallara d a h a sonra kendisi bile sonun a kada r sadk
k a l m a d . Grek Kilisesinde kartgn bir ilkeye d ayanla
ra k kavranlmas n oktasna gelindi. Antakya Okulu. Grek
Kilisesinin m eti nlerini s a dece gramatlk-tarihsel ilkelere
gre aklad. yle ki. Antakyal Theodoro s. Eski Ahit'tekl
Neideler Neidesi adl m nzum blm sadece bir dgn
arks olarak grd . Bunun gibi o. yine Eski Ahlt'ln Eyb
blmnde sadece bir tarihsel gelenegn iirsel ekillen
mesini grd . O mez murl a rn balklarn att ve Meslh'in
h i km etleri n i n byke bir ksmna dikkatleri ekerek.
bunlarn lsa ile dogrudan ilikisini reddetti. O, metinlerin
ift a n l a m l o l a b i leceglnl kabul etmiyord u; tersine sa
dece sreler arasnda d a h a yksek bir ba gnt kabul edi
yord u . Buna karlk d a h a sonra Philon. Clem en s ve Orlge
nes. m etin lerin kendilerindeki yksek tins el (p neumatik)
anlam. basit szel (lafzi) anlamndan ayrdl ar. 1 6
B u n un l a birlikte. sreglden bu kartlk ii nd e, am
l a m a sa natnda bilimsel bilince ykselie do gru, yani
hermeneutige d ogru ilerleme bakmndan bir adm atld .
Bu kavgad a n, h aklarnda bilgi sahibi oldugum uz i l k geli
mi hermeneutlk kuramlar m eydana kt. Daha Philon'dan
hemen so nra kanone (kanones; kurallar, kan un lar) ve no
m oi tel allegorias (nomoi tes allegorias. allegorinin kural
lar) ayrm ortaya kmtr ki. bu ayrma zaten Eski Ah it
'in a m l a n m a s n d a bavurulmu b u lunuyo rdu ve bu bi-

16 Isa (Christus) fakir halk


arasnda yaam, getirdii dinin ilkel erini de gnlk
yaamn basit olaylarna dayanan fkralarla ( parabola) halk n anlayable
cei ekilde aklamt. Kendisinden sonra H ristiyanla r, b u fkralarn ve
basit anlatmn ardnda mecazi (alegorik) bir anlam bulu nduu na inand
lar. H ristiyan amlamaclar (mfessirler) iin ama, kuts al metinlerdeki
basit szel aQJam ile yksek tinsel anlam birbirinden ayrmak ("Hifz" ve
"mana" ayrm) ve tabii yksek tinsel anlam ortaya karabilmekti.
zellikle Origenes, bu konudaki almalaryla (kendisinden sonra gelen
Augustinus ile birlikte) Hrisiyan teolojik hermeneutiinin kurucusu saylr.
96 Herm eneutik ve Tin Bilimleri

linli ayrm her iki Ahlt'ln amlanmasnda te m e l i olutu


ruyord u . Buna dayal olarak peri arxon (peri arkhon, Yne
tici zerine) adl eserinin d rdnc kitabnda Orglenes ve
de doc trina christlana (Hrlstyan l k gretlsl) a d l kita b
n n nc kitabnda A u g ustln u s . ba g ntl, tutarl b i r
h e r m e n e utlk k u r a m te m el l e n d lrdl ler. B u n la ra, Antakya
Okulu'n u n maa lesef kaybolmu iki yazs ile kar kld :
Dlodoros'un ts d lafora teorlas kal a l legorlas (tls dlaphora
kal allegorlas: Kuram ve Allegorl Arasnd aki Ayrmlar) ve
Theodoros'un de a/Jegeoria et hlstorla contrt Orlgenem
(Orlgenes'e Kartlk ii n d e Allegorl ve Tarih) adl eseri .

1 11

Am lama ve am lamaya kurallar koyma etklhllgl, Rne


sa ns'tan beri yeni bir aamaya girm itir. Bu ynl aama,
klasik Esklagd a n ve H rlstlyan Esklagndan, 'd i l, yaam
koullar ve u l u s a l l k bakmla rn d a n ayrlyord u . yle ki
burada amlama. bir zamanlar Roma'dakl uygulanmna kar
t bir ey haline gelm i, b i r ya banc (dlger) ti nsel yaama
gramatlk, konuya ynelik ve tari h s e l aratrm alar aracl
gyla ve transpozlsyon yoluyla nfu z etme o lm utu. Ve bu
yeni filoloj i, pollmatl ve e letiri, ogu kez sadece ikinci
elden bilgiler ve fra gmanlarla alabild i . yle ki o yeni
b i r ekilde yaratc ve konstrktlf olmak zoru ndayd . By
lelikle fi loloji, h ermene utlk ve e l e stlrl, daha yksek b i r
b a sam aga ktlar. S o n d rtyz yld r gitgide zenginleen
bir hermeneutlk yazn mevcuttur. Bu aamada iki degllk
a km olum utur: Klasik m etinler ve lncll m etinleri, zm
senmeye allan iki b yk gt. Klasik filoloj iye zg
kural koyma yntemi, bizzat ars crltlca (eletiri san at/
teknlgl) teri m i i l e ifa d e e d i l iyord u . Aralar n d a S c l o p
plus'un. Clerlcus'un eserleri ile Valerlus'un tamamlanmam
eserinin ne ktg trden eserl er, ilk blm l erinde b i r
hermeneutlk sanat gretlsl veriyorl a rd . Saysz m akal e v e
Herm eneutgn Doguu 97

nsz, de Jnterpretatlone (Amlama zerine) balgn ta


yord u . B u n u n la b i rlikte herm e n eutgn n i h ai lnaasn
lncll'ln amlanmas abalarna borluyuz. B u konudaki ya
zlarn en nemlisi ve belki de h erm e n e utgn nihai ina
as bakmndan e n derin temel lere ineni, f'laclus'un cla vls
(Anahtar) adl eseri olm utur ( 1 56 7) .
B u kitapta o ana kadar bulunmu olan amlama kurallar
ncelikle bir gretl alannda birb irlerine baglanmlar ve
bu birbirine baglan m u ha kkak ki genelgeer bir a n l a
maya ancak bu kurallara dayanan ustalkl bir yntem arac
lgyla u lalablleceg postu/at s ayesinde olm utur. f'Ia
clus, 16 .yzyln kavgalarndan sonra, kendisine dayanld
gnda hermeneutlge uygu l a m a d a yn verecek bir i lkesel
b a k noktas e d i n m e gerekllllginin bilincindeydi . f'lacius
iki cepheye kar savamt . Hem a n a b a ptlstler hem res
tore edilmi kato llslzm, Kltab- M u ka dd es'ln kara nlk bir
metin oldugunu ilan etm ilerd i . f'lacius anaba ptlsizme ve
katollslzme kar karken, zellikle amlama konusunda,
ogu yerde a n a b a ptlsizm ve katollsizmin ilkelerine geri
d n p o n lara dayanan C a lvln'ln eksegese's l n l 1 7 gretl
yord u . O zamanlar bir Luthercl iin en nemli grev, kato
llk gretinin rtlmesini, kato llsizmin o sralar yeniden
formle e d i l m i o l a n gelenege ilikin gretisinin eletiri
sinden hareketle yapmakt . Kutsal m etinlerin amlanmas
nn hangi yntemle yaplacagna ilikin yntem tartmala
rnda protestan metin amlama ilkesi karsnda gelenegln
(katollsizmin) hakl karlmas, a n c a k, ineli m etinlerinin
kend ilerinden h areketle yeterli ve genelgeer bir amla
mann elde edllemeyeceg tezine dayanabilird i . 1 545- 1 563
arasnda toplanan Trldentin Konsili, drdnc to plant d
neminden itibaren bu sorunlar ele almt . 1 564'de alnan
kararlarn zgn nsha lar yay n l a n d . Trldentin katollsiz
minin temsilcisi Be llarmln, f'Iaclus'un eserinin yay mlan
m a sndan bir sre sonra 58 'de yaymladg bir polemik
yazsnda, lncll'ln anla labi lirl l gl n l ok zekice ve sava
rc a s n a ..,avundu ve b u n unla gelenegin btnlgnn
saglanmas konusu ndaki zorun l u l u gu gstermeyi denedi.

1 7 Kutsal kitaplarn amlanmas


98 Herm eneutik ve Tin Bilimleri

Bu savalar baglamnda flacius, genelgeer a m la m ann


i m ka n n h ermeneutik yoldan kantl a m aya giriti . Ve bu
grev erevesinde o daha nce h ibir hermeneutigin or
taya koyamadg ara ve kurallar ortaya koymu oldu.
A m l ayc lnceledigi meti n d e zorluklara arptgnda,
b u z orluklar zmek konusunda bir yardmc ara, yce
bir tarz d a m evcuttu : Yaayan H ristiyan d i nselligi iinde
verili olan kutsal m etinler b a gl a m . Bunu d ogm atik d
nme tarzndan kendi dnme tarzmza evirdigimizde,
dinsel d eneyimin hermen eutik asndan degeri, bu d ene
yimin, kendisine dayanldgnda bir amlama ynte m inde
bu yntemin bir etkeni o larak, nesnel/olgusal baglar;n dan
hareketle amlama yapma ilkesinin (nesnel/konuya ne
lik a m l a m a il kesi) uygulanacag sadece tek bir rnek
olm asdr. B u dinsel amlama ilkesi yannda, anlamann
bir ilkesi daha vardr. B u sonuncusu grama tik/diibillflsel
amlama ilkesid ir. fakat flacius bunl arn yannda, nce-
'

l ikle psikolojik a mlama ilkesi veya teknik amlama il-


kesinin d e nemini b il ir. B u ilkeye gre bir eserdeki tek
bir yerin tm eserin niyet ve kompozisyon undan hareetle
yorumlanmas gerekir. Ve o ncelikle bu teknik amlama
iin yntemsel olarak, bir yazl e serin i baglam n, kom
pozisyonunu ve etkin gce sahip elem anlarn saptamak
ze re nce retorik b u lgular kullanr. O n a gre b urada
Aristotelesi retorigin M elanchton tarafndan degitirilmi
ekline yol almaldr. fla cius'un kendisi unun bilin cin
dedir ki, bir m etnin ak bir analizi iin yntem olarak bir
a lete bavurulma ld r. Bu a let, tekil paralarnn veya b
l m lerinin baglam, am a, uyum ve eitligi (zne-yklem
uygunl ugu) iinden eserin btnlgne u latrmaldr. O
ayn aletin hermeneutik degerini, genel bir yntem greti
sinin bak as a ltna tar: "H atta her yerde (tm yazl
eserlerde). bir b tnn tekil p a rala r b u b tn le ve b
tnn d iger paralaryla ilikisinden h a reketle bir anlam
kazanabilirler." O bir esere, i form una, slCbuna ve tekil
etki elema nlarna gre ynelir ve Paul'e (Pavlus) ve Jo
h a n n'a (Yuhanna) zg slubun ince karakteristiklerinin
taslagn karr. B u b yk bir ilerlem eyd i . phesiz reto-
Hermeneutigin Doguu 99

rlk kavray tarznn s n rlar i in d e . Mela nchton ve f'la


cius iin her metin. ancak. kendisinin anlalmasn mm
kn klan kurallara gre yazlr. Metin tpk bir mantksal
otomat gibidir. B u otom at, sliip. tasvir ve anlam sanatlar
ile bezenm itir.
f'laclus'un eserinin fo rm el d a rl g, B a um g arten 'in her
m ene utiginde alm tr. B u h ermeneutikte ayn zamanda
b i r ikinci b yk teoloj i k herm e neutik h areket geerlilik
kazanm tr. Baum garten'in Haile'deki bir ktphanede bu
lunan dokmanlar hakknda verdigi b ilgilerden sonra. Hol
landal amlayclarn yansra Eski A h it'i serbeste yo
rum layan lngiliz dnrleri ve amlayclar da etnoloji
d en h a reketle Alman gr tarzna katlm aya baladlar.
Semler ve Michaelis, Alman gr tarz iinde ve bu ev
renin a l m a l a rna d a y a n a ra k kend i l eri n i yetitird iler.
M ichaelis nce Eski Ahit'ln yoru m l a n m as n d a d il, tarih,
d o ga ve h ukuktan h a reketle b irlikli bir tarihsel kavraya
yneldi. Byk Christian Baur'un ncs Semler, Yeni Ahit
yasasndaki birligi paralad. Ona gre esas grev, her te
kil yapy kendi yerel karakteri iinde kavram akt . Bu d a
a n cak kutsal ya zlar, Y a h u d i H ristiyanl g ile H ristiyan
H rlstiya nlg arasnda balangtan b eri s ren sava lar
kendi tarihselllkleriyle kavra makla ve b u nlar daha zgr
bir d z en lemeyle yeni bir birlik i i n d e birb irlerine bag
l a m a kl a o l a b i l i rd i . Ve o kendi teoloj i k h erm e n eutiginin
haz rlg iin de, ok ak ayr m larla bu btnlkl bilimi
iki paraya ayrd : a) Dil kullanmnn yorumlanm as ve b)
tarihsel koullarn yoru mlanmas . Bununla amlama etkin
liginin dogmadan zgrlemesi tamamland; gramerci/dil
b i l i m ci-tari h s e l c i o k u l u n t e m e l l e ri a t l d . D a h a so nra
Ernesti'nin ar ve d ikkatli d n c esi, klasik m etinlerin
amlanmasnda herm eneutik asndan gzetilmesi ge
reken yeni ynleri gsterd i . Schleiermacher kendi herme
n eutigin i onun derslerine d aya narak gelitird i . Bu ilerle
m eler de phesiz saglam snrlar iinde tam amland. Her
h angi bir aga it bir metnin kom pozisyon u ve dnce r
gs, bu amlayclarn elinde, iplik iplik zld . Bu d a,
kompozisyonun ve dnce rgsnn ortaya konuldugu
1 00 Herm eneutlk ve Tin Blllmlerl

koullar n yerellik ve zamansallg, yani yere ve z a m a n a


b a g l koullar evres i gzetilerek yap l d . B u pragmatik
tarih yorumuna gre, dinsel ve ahlaksal ynden ayn yapda
olan insan dogas sadece dtan, yani yere ve zamana bagl
olmas bakmndan snrlanm tr. Bu insan dogas tarihsel
likten yoksundur. s
B u raya kadar klasik hermeneutik ile lncilcl h ermene
utik yanyana yr m lerdir. Bu ikisi bir genel hermene
utigln uygulamalar o larak anlalabilir m i ? Wolfu Meler,
b i r genel h ermeneutige d ogru byle bir adm, bir genet
amla m a sanahna ilikin 1 757 tarihli aratrm asnda att . O
kendi biliminin kapsamn gerekten de m mkn olduguj
kadar genel tuttu: Bu bilim yani genel hermeneutlk bilimi,
her amlamada gzetilmesi gereken kurallar ortaya koy
m alyd . fakat M eier'ln kitab u n u bir kez daha gsterlrc.
ki, mim ari adan hareketle ve sim etri gzetilerek yeni bi- ;'
limler kefedilemez . Bu yolla sadece hi kim senin bir ey :
grmedigl kr p encereler m eydana gelir. Etkili bir herme-
n e utlk ancak, fi loloj i k am lamay h a l i s fel s efi bir yete-

nekle b irletirm i o l a n bir kafada o l u a b i l i rd i . Bu kafa
Schlelermacher'dl.

18 Dilthey burada her trl teolojik hermeneutiin (ve tabii her trl din te
melli amlamacln, daha zel olarak Hristiyan ve slam tefsirciliinin)
dt ve dmesinin kanlmaz olduu amaz ima etmektedir. Teolo
jik/dinsel temelli her trl hermene.i.k. giriim. dei__mez olduuna
dil!sel akj deler_i_nin nda. ve hu akidelerin dejmezlii inancnn ka
n.! miz_bi soouc olarak. insan sabit bir doaya sahipmi gibi ele alr. B
durumda bu insan doasnn tarihsellii.irulen. sz . etmek..n mk.n. .deildir.
.

nk "tarihsellik" kavram, anlam bakmndan deiebilirlii, zamana


bailolmay. tarihn hep iinde bulunmakl fade eder. Protestan
neutiinin 20. yzyldaki temsilcileri, zellikle Heidegger'i etkilemi oldu
unu bildiimiz Bultmann, teolojik hermeneutiin ve dinsel tefsirciliin bu
konuda yzyllardr iinden kamad bu amazdan kurtulmak zere,
"vahyin tarihsellii" kavramndan hareket etmilerdir. Bu konuda bk:
O.Pggeler, "Heidegger, Bugn", Heidegger zerine ki Yaz iinde, ev:
Doan zlem, Paradigma Yaynlan, stanbul 1 999, 2.bask, s.40-45.
Hermeneutgn Doguu 101

iV

S c h l el e rm acher'ln a ltlar n d a altg ko u l l a r unlard:


Wlnckelmann'n sanat eserlerini yoru mlay tarz; Herder'in
d a h iye zg saydg bir ey olarak aglarn ve halklarn ti
n l n l n e m patl yoluyla hissedilmesi yntem i; Heyne, f'rie d
rlch August Wolf ve grencllerlnln yeni estetik gr nok
tas a ltnda alan filoloj ileri. (Bu grencller arasnda He
lndorf, dar bir Platon aratrm aclar toplulugu iinde Sch
leierm a c h er'le birlikte almt.) B u n larn hepsi, Sch lel
e r m a c her'de, A l m a n tra n s a n d antal felsefesinin 1 9 ynte
m lyle b irletiri l d i . Blllncte verili o l a n n a rkasnda, _bjr
1111 a lan fakat kendisi ekil almam ve blllnslz olan
b if__ya ratma ootans lvell vard . B u pota n s iyel. i i m izde,
d nyann tm formu n u aga karyord u . 5.!LlkL.ynn b ir
birine bagla nmasndan, tam da, Schlelerm acher'ln z g n
a m l a m a sa nat ve bir b i limsel h erm eneutgn nihai te
m e l l e n d lrllll kt .
Hermeneutlk, Schle.lermacher'e kadar. en lvl _haliyle. bir
gene!geer a mlama sa natna ulamak amacyla tek )ili
rallarn bir araya getirilm e s iyle in a e d i l m j bir kuralla r
b l n a s !Y d . Bu b ina, gram atlk/d l l b l l lm sel, tarihsel. este.
tik/retorik ve nesnel/olgusal am lcroa J9rzla.!!!ll n_m:
__

l a m a s reci iinde bi.l l kte-e.tkili o l d u kl a r l levleri_Qa


rn d ryord u . Ve h ermene utik, yzyllarn filolojik virtoz
l u g u n d a n km t ve artk bu i levlerin kendilerine da
yandg kurallarn d a bilgisi olm utu . Schle lerm acher bu
-
kurallann arkasna. anlamann a nalizine, anlam avla amala
nan b ilginin kendisine yneldi; llf: o genel.gecer amla
m a n n. onun yard mc aralarnn, snrlarnn ve kurall ar
nn imkann, anlamann zne i likin bu bilgiden tre tti .
fa kat o anlamay, sadece yazl eserler retme sreciy l e
kendisinin kurdugu canl i liki iinde. bir yeniden-kurma.
yenlden-konstrkte etme olarak analiz edeblllrd l . O. yaa
m ay etkileyen bir yazl e serin m eydana ktg yaratm a
s recini kendinde i! lssetmeyl, sezmeyi ve kavramay. u

1 9 " Alman transandantal felsefesi" ile Kant felsefesi ve Alman dealizm ind e
zellikle Fichte'nin felsefesi kastedilir.
1 02 Herm eneutik ve Tin Bilimleri

dlger srecin . b ilgisi iin yani b i r eserin btnn yazl


iaretlerden ve yaratcsnn niyet ve d nce tarzn dan
h areketle anlamak dedlgimlz dlger srecin b ilgisi iin ge
rekli koul sayd .
Fakat byle o rtaya konulmu olan problemi zmek iin
yeni b i r p s ikqloj ik-tarl h s e l kavraya i htiya vard . ite
biz b ura d a sz edilen i likiyi, G rek a m l a macl g ile
yazl rnlerin b elirli b i r tarznn greti s l olara k Grek re
torg arasnda meyda na km olan bagntdan hareRetle
izledik. N e var ki her i ki sreci n (yaratm a srecini ken
d in d e hissetme sreci ile yazl laretlerden ve yarat qnln
n lyet.Je dufentnden ha reketle _bir eseri anlama sre ci
nin) kavranl d a l m a m antksa l-retorik b i r flllay tarz
olarak kald . Bu kavray tarz n n kulland g kategorUer.
dalma. olay rgs. mantksal baglam. m a ntksal dze ve Q
bu m antksal yapya sahip rnn slup. szck oyu lar r(
ve tasvirle giyd lgi e l b i s e idiler. Fakat b un u nla blrll"te.
bir yazl e seri a n l a m a k iin tm yle yepyeni kavra rq lar
k u l l a n l m tr. Orada, bir eseri n a s l o l uturup bllmlen
d lrdlglnl b ilm eyen. a m a birlikli bir yarat ortaya koyan bir
otanslyel karm zdadr. B u potansiyel bir esere ilk saik
lerini verir ve o n u gelitirir. H ereye kar d uyarl o l m a
ve kendlllglnden b i i m verme o n d a b irbirinden ayrlmaz
lar. Tekillik ve tekilleme o rada e n u n oktaya ve tek tek
szckl ere kadar etkind ir. Onun en yksek nesnellemesi
yazl e serin d ve i form udur. Ve a rtk b u eserle yz
yze kalnd gnda d oyu m s u z bir i h tiya, insann kendi te
kllllglnl b i r bakasnn kavray a raclgyla b tnl e m e
ihtiyac ortaya kar. y l e k i a n l a m a ve amlama dalma
b izzat yaamdan etkilenirler ve ya a m etkilerler. Anlama
ve amlama. m kem melliklerine. yaam etkileyen eserle
rin u stalkl amlamasnda oldugu kadar bu eserlerin on
lar yarata n larn tlnleriyle bagntsnn a m l a n m a s n d a
ular. B u. Schlelermacher'ln dncesinde kabul grdg
zel form uyla. yeni kavrayt.
Schlelermacher'ln arkadalar ve bizzat kendisi tarafn
dan yeni psikoloj ik-tarihsel yntemleri filolojik yorumlama
s a nat iinde gelitirecek bir byk genel hermeneutik
Hermeneutgn Doguu 1 03

i l e ilgili projenin gere klemesi iin b i r b a ka kou l bu


ra d a yatyord u . Zaten Schiller, Wllhelm H u m b o ldt, Schle
gel Kardeler'dekl Alman tini. iirsel retimden h a reketle
tarihsel dnyann amlama yoluyla anlalmasna ynelmi
b u l u n uyord u . Bu ok gl bir h a reketti; Bckh, D lssen.
Welcker, Hegel, Ran ke, Savigny, b u h areketten ktlar.
f'rledrlch Schlege l filoloj i sanatnda Schlelerm acher'ln yol
gstericisi o l d u . B u n l a rn G re k ii ri, G o ethe, B occacclo
zerine parlak alm alarnda kullandklar kavramlar, "ese
rin i formu", "ya zarn geliim yks" ve yazl eserlerin
kendi ilerinde eklem lenerek olumu btnnn geliim
yks" idi . Ve yeniden yaplandr l a n bir filoloj i s anat
nn bu gibi tekil kalan etkinliklerinin arkasnda, onlar iin
bir eletiri b i l i m i, retken yaznsal p otansiyelin bir teori
sine dayanan bir ars critica plan yatyord u . Bu plan Schle
ierm a ch er'ln h e rm e neutigl ve eletirisi ile ok yakndan
i l g i l i yd i .
V e Sch legel'le b irlikte Platon'd a n eviri plan d a uygu
l a n m aya balad. Bu eviri etklnllglyle b irlikte. Bckh ve
Dlssen'ln Plndaros'a uygu l a m o l d u kl ar yeni amlama
teknl gl d e olutu . A mlamann hedefi Platon felsefesinin
ka rakteri ile Platon'un eserlerinin s a n atsal form u arasn
daki birlikti. Felsefe b urad a hatta yaamdr; o konum ayla
geliir. onun yaz yoluyla anlatm. sad ece. anmsanmas
iin b a vuru lan bir s a b ltletlrm ed lr. Felsefe d iya l o g ol
m a k zorundadr ve m u hakkak ki o canl dnsel bagntla
rn zde yeniden retim i n i gerektiren bir sanatsal forma
i htiya d uyar.20 Bu P l atoncu d n c e n i n s k b lrllglne
gre, her d iya l og ncekini izler, s onrakini hazrlar ve fel
s efen i n eitli ksmlarnn i p li kl erin i rer. Platon'un e n
d erin ynelimini ieren ana e serlerinin bir baglam. d iya
l o glarn b irbirleriyle bu bagntlar l z l e n d l gl n d e ortaya
kar. Schlelerm acher'e gre, Platon'un dogru anlalm as.
ancak, sanatsal yoldan oluturulmu olan bu baglamn kav
ranlmasyla m l m kn olabi lir. Platon'un e serlerinin krono
l ojik srasnn saptanmas, bu sra baglamn kendisiyle pek
ok ynden uygunluk gstermesine ragmen, daha az nem

20 Platon bu dncelerini zellikle Phaidros diyalogunda gelitirmitir.


1 04 Herm eneutik ve Tin B/l/mleri

tar. Bckh, n l eletiri s i n d e, Platon'un byk eserinin


n celikle fil o l oj i b i l i m i n e ak o l a b l leceglnl syleye
b l l m l tlr.2 1
B yle b i r fi l o l oj i k virt o z l u k ve d a hiyane b i r fe lsefi
g, i l k kez S c h l e lerm a c her'in d n c e s i n d e b irbirine
baglandlar. Ve m uhakkak ki bu felsefi 'g, tam d a herme
neutlk problemlerin genel formlasyonu ve zm bak
m ndan uygun aralar sunmu olan transandantal felsefeye
dayanarak formasyon kazanmh: yle ki amlanann genel
bilimi ve gretlsl, artk ortaya km oluyordu .
S c hlelerm acher, Ernesti'nln ln terpretes'ini okuduktan
sonra, l 804 sonbaharnda kendi amlama blll rrj nln ve g
retis inln i l k taslagn o l u turd u . O Hall e'dekl a m l a m a
zeri n e takrlrlerlnln ilk k u r s u n u b u taslakla amak iste
m iti. Biz bu dogrultuda canlanan hermeneutlge 'l ncak pek
tatmin edici olm ayan bir form iinde sahibiz. Olta etkinlik
kazandran, ncelikle, Schleierm ac h er'ln Halle'de bulun
d ugu srada grenclsl olan ve fel sefe a n s iklo pdlsl ze
rine verdlgl derslerde (hermen e utlgeJ n e m l i lr blm

ayran Bckh oldu.
Ben, Schlelermacher'in herm eneutiglnden, daha da ge
l itirilebilir gr n e n ilkeler kard m .
Yazl eserler zerine amlama, tam amen ve sadece, an
l a m a s recinin u stalkl b i r e k i l d e gel i tirilmi h a lidir.
Anlama sreci yaamn tm n e yaylan ve konuma ve ya
znn her tr karsnda annda ilemeye balayan bir s
retir. Bu d emektir ki, amlamaya kurallar koymann teme
linde anlama analizi yatar. B u n u n la birlikte bu ana liz, an
cak, yazl eserler retiminin analiziyle bagnt iinde ta
m a m la n a bilir. Amlamann ara ve sn rlarn belirleyen

21 Dilthey' nemli lde etkilemi olan nl Alman filolou A. Bckh. filol o -


jinin yalnzca edebi metinlerin (he/le 1 trPI :
ursa olsun tm
metnlern Uettre m olmas erektjjnj jddia etmis ve dev eseri Filolojik
Bilimler Ansik/opedisi'n bu dorultuda yazmtr. yle ki Dilthev. Bckh'n
esi altnda. hermeneutii!:i. her trlii metnin (h arada fIS ml"ti n l ni n ir
de) amlama kra!lrmn 8Flt51 ttli"- tanmtr. Bylece Djhbe
hermeneutie, "felsefenin felsefesi" vev " tii felsefe-" stats de ka

ID rm o .yordu. Daha sonra Gadamer hermeneutiin evrenselliinden


sz ederken, Dilthey'n bu konumlamasndan hareket etmitir.
Herm eneutigin Doguu 105

kura llarn birbirlerine bir btn o l uturacak ekilde bag


lanm as, ancak, anlama ve retim arasndaki ili ki zerinde
tem e l l e n d i ri l e b i l i r .
Oenelgeer amlamann imkan, anlamann d ogasndan
karlabilir. B u ra d a artk a m l a m acnn teki lligi ve met
nini a m l ayacag yazar n tekl ll lgi, birbirler i karsnda
hi d e iki karlatrlamaz olgu o la rak durm az lar : Her iki
sinin tekilllgl d e genel insan dogasn n 22 tem elleri ze
ri n d e e k l l lenirler ve z aten i n s a n topluluklarnn kendi
aralarnda konumas ve birbirini anlamas bu genel insan
dogas sayesinde mmkn ol ur. Burada Schl elermacher'in
form l eklindeki ifadelerine psikolojik ynd en daha fazla
aklk kazandrlabilir. Tm bireysel farklar, en nih ayet.

22 retisinin temelinde "tin"


kavramnn bulunduu Dilthey gi b i bir filozofun
sk sk "doa", "doal" , "genel insan doas" gibi szc kle re bavurmas .
Dilthey okurlar iin hep yadrgamayla karlanmtr. zellikle "genel in
san doas" gibi bir terimi ok sk kullanmas, Dil they adna t utarszlk ola
rak grlm ve halla Dilthey'a bir eit pozitivist olarak baklmas'n a yol
amtr. Peter Krausser'in Kritik der endlichen Vernnft. Wilhelm Dilt
heys Revoltion der allgemeinen Wissenschafts nd Han dlngstheor ie
(Sonlu Akln Eletirisi. Wilhelm Dilthey'n Genel B ilim v e Eylem Kura
mnda yapt Devrim) adl kitabndan (Frankfurt/M. 1968) bu yana, Dilt
hey'n bu szcklerle kastettii anlamlarn, pozitivistleri n ayn szcklerle
kastettikleri anlamlarla ilgisi olmad aka bilinmek tedir. Krausser bu
eserinde, Dilthey'n bu szckleri bilerek pozitivistlerin anladklar ekilde
kulland baz yerleri de ayrca gstermitir. Krausser, Dilthey'n her trl
kavram dzeninin ve tasarmn "dil iinde sabitletiin i" s rekli yineledi
ini, dolaysyla Bat'ya zg kavram dzenlerinin ve tasarm larn bu sabt
lemelerden hareketle kavranmas gerektiini hep vurgul ad n belirtmek
tedir. Bu nedenle "genel insan doas" terimi ile kastedilen. ancak ve sadece ,
Bat'nn kltr dilleri ierisinde "sabitlemi" bir kavram v e ya tasarm ola
bilir. Ayrca kavram, Dilthey'da bir gerekl ik kavram deil, bir imkan kav
ramdr. nsan bir imkanlar varldr; biz onu tarihte ger e kletirmi olduk
laryla ve kendi kltr evremize ait tasarmlar nda, greceli olarak ta
nrz. W.v. Humboldt'a dayanarak denebilir ki , "genel insan doas", baka
bir kltr dil inde veya kltr dilleri ailesinde fark ! 1 an la m lar ierebilir.
Krausser, tezini, Dilthey'dan sk sk alntl ad u cmle yle desteklemekte
dir: "Aristoteles tarafndan sabitlenen ve Ortaa tarafn dan devralnan v e
Yeniada e'1pirik ierik ykletilen kavram dzeni anla l mak isteniyorsa:
bu kavram dzenine Batya zg olan ve Bat dilleri ieris inde sabitleen bir
sistematizasyonun ngeldiinden yola kmak zorunlu dur." (W. Dilthey ,
Gesammelte Schriften, cilt V, S.53.)
1 06 Herm eneutik ve Tin BJ/imleri

kiilerin nitelik y n n d e n farkll klar d o l aysyla ortaya


km degild ir; tersine bu farklar, yalnzca, onlarn ruhsal
srelerinin derece farkl lg n e d eniyledir. fa kat amla
mac kendi tm yaam deneyimini bir tarihsel ortam iine
yans tp yerletirmek suretiyle ve bura d a n h areketle, he
m e n a n n d a, ruhsal srelerden b irini vurgu layabilir ve
kuvvetle n d ireb i lir, d igerleri n i geride b raka bilir ve b y
lece yabanc bir yaa m kendi iinde yeniden kurabilir.
i m d i b u srecin mantksal yn gz nne alnrsa, bu
sre iinde, bir baglam, yalnz, greceli olarak belirgin
tekil iaretlerden hareketle, m evcut gram atik/dllbllim sel,
m antksal ve tarihs e l b i l m e tarzlar n n srekli b M l kte
uyg u l a n m a s yla b i l i n i r . Bizim m a ntks a l term inoloj i miz
iinde ifade ed ild igi n d e, a n l a m a n n b u ma ntksal n, Y.
tmevar m , 23 genel dogrular n tikel h a l lere tan mas ve
karlatrma ynteminin birlikte uygulanmas ile m eydana
kar. Daha da ncelikli bir grev, burada anlan manksal
ilem leri ve onl a rn arasndaki b a gnt l a ra d ayanan zel Yo
formlarn saptanmas olabilir. ;
B urada tm amlama sanatnn merkezi glg ke9dini
gsterir. Bir e serin b tnnn q n laslmas tekil szcykle
rin ve b u n lar a rasndaki bagntlarn ve tersine tekilin tam
olara k anlalmas eserin btnnn a nlalmasn gerekti
rir:-B u dng, tek bir eser o eseri yaratann dnce tarz
ve geliimiyle b a gntya soku l d u ka tekrarl a n r ve ayn
dng hatta b u tekil eser ait oldugu yazn tryle bagn
tya sokuldugunda bir kez daha tekrarlanr. Schleiermacher
bu glg pratikte en gzel ekilde, Platon'un Devletinin
evirisine yazdg Qiri'i nde zm tr. Onun amlama
zerine verdigi derslerden kalan notlar, h e m en nmde,
ayn yntemin b aka rnekleri olara k d uruyorlar. (0, ie,
eserin hangi yazl eser trne gird igini ona yle kuba-

23 Dilthey'n burada adn and "tmevarm " , doa bil imlerinin bavurduu
tmevarmdan nemli bir farkllk gsterir. Dilthey burada tin bilimleri iin
bir yntem olarak "eklemlemeli/birikimsel tmevarm" denebilecek bir t
mevarm nermektedir. Bu konuda bk: Doan zlem, Metinlerle Herme
neutik (Yormbilgisi) Dersleri, cilt I, nkliip Kitabevi , 2.bask, stanbul
1996, S. 1 45- 1 90.
ffermeneutlgin Doguu 107

k bakarak saptamakla balar. Bu snflandrma yzeysel


ve hzl bir oku m a iinde karla trma yol uyla yaplr. O
tm bagla m el yordam yla dokunarak kavrar. Glklere
k tutar. Kompozisyona b a karak ve gvenilebilir tm
yerler zerinde dnp tanarak. esere yn veren niyet
zerinde duru r. zgl yoru m la m a a ncak bunlardan sonra
balar.) Kuramsal olarak burada tm amlamann snrlarna
varlmtr. Acmlama. grev.inLd aima ancak .belli bir dere:
ceye r tamamlar! yle ki tm anlama daima anc ali s
celi kalr ve asla tam o l a m a z . Jndividu um est innefabiie
( tekil anlatlamaz veya tekil dile getirilemez).
Amlama srecinin gram atik/dl lbilimsel, tarihsel, este
tik ve konusal/olgusal srelere ayrlmas, Schleiermacher
tarafndan b u l u n d ugu gibi yine o n u n tarafndan gelitiril
m itir. Bu ayrmlar, sadece, gramatlk/dllbilimsel, tarihsel,
""konsal/olgusai ve estetik bilme tarzlarnn amlama ba
ladgnda orada olmalar gerektgini ve amlamada her bir
tarzn d iger tarzlar etklleyeblldiglni gsterir. Fakat am
l a m a srecinin kend isi, ancak. bir tinsel yaratnn dilsel
iaretlerd e n hareketle elde edilen bilgisinde ierilen iki
yne ayr l a bilir. Gramatlk/d il b i l i m s e l a m l a m a metin
iinde bagntdan bagntya, cradan eserin btnndeki en
yksek bagntlara kadar gider. Psikolojik amlama, yara
tc isel sreteki yer degitirmeden hareket eder ve ile
riye dogru eserin d ve i form una yrr; fa kat bu form lar
d a n tekrar e serin blrligin in kavran lna, yaratcsnn d
nce tarz ve geliimi iinden gider.
B u nlarla, Schleiermacher'in, ustalkl amlama sa nat
nn kurallarn kendisinden h a re ketle gelitirmi oldugu
noktaya varlr. Onun d ve i form gretsi ve iinde ya
z l eser retiminin bir ge nel teorisi iin temel o l utura
cak ve yazn tari h i n i n o rga n o n u s ay l a b ilecek ilkeleri,
zellikle d erin dir.
Hermeneutik yntemin son am ac, yazar, onun kendi
sini anladgndan daha iyi anlamaktr. Bu ilke, bilinsiz ya
ratm zerine bir gretinin zorunlu ilkesid ir.
1 08 Herm eneutlk ve Tin Bilimleri

Toparlayal m . Anlama. yalnzca. karda dilsel e serler bu


I u n d ugu takdird e gene lgeerl i ge u la a b i l e n bir a m l a
m aya dnr. Hermeneutik iinde filolojik amlamann
nemi ve F.A. Wolf tarafndan hakl olarak yksek deger at
fed il m e m i o l a n b yle bir d i s i p l i n i n pratik yarar. o n u n
hermene utigin yntem v e kura ll ar bak m n d a n degeri bi
lindike ve yaam d eneyi m i l snde olabilir. Fakat ben
bu pratik yararn tesinde bizzat amlama ugras iin bir
ikinci ve temel grevi urada gryoru m : H etmeneutik.
rom a ntik keyfilik ve septik znelligln srekli mdahalele
rine kar, tarih alannda amlamann genelge\erllgini ku
'
ramsal olarak temellendirmelid ir; tarihin tm g venil irligi
b u n a bagldr. Tin bilim lerinin b ilgi kura m . m a ntg ve
yntem gretisl bagamnda alndgnda, bu amlama gre
}'r
tisl, felsefe ve tarih bilim leri a ra s n d a nemli b baglant
h a lkas. tin bilim lerinin te m e l l e n d iri l m e s i n d e :tem e l b i r
ge olur.

[Dilthey'n Terekesi Arasnda Bulunan


El Yazlarndan Yaymcnn Ekledikleri]

Anlama. bilmenin en geni a n l a m d a bir genelgeer bil


giye u l a lm aya allan sre o la rak kavra n d g yerde,
genel bilme kavram altnda yer alr.
( l . ilke) Biz anlamay. psiik yaamn duyusal olarak ve
rili iaretlerin den/belirtilerinden bu psiik yaamn bil
gisine ulama sreci olarak ad/andryoruz.
(2. l lke) Psiik yaamn duyusal yoldan ka vranlabilir
olan Jaretlerl/belirtilerl de ok eitli olabilir: bunlarn
anlalmas bu bilgi trnn/tarznn kabul edilmi koul-
Herm eneutigin Doguu 1 09

/aryla verili olan ortak iaretler araclgyla saglanmak zo


rundadr.
(3. llke) Yazya geip sabitlemi yaam iaretlerinin ve
dlatrma/arn ustalkl an/almasna: amlama, lnterpre
tasyon diyoruz.
A mla ma, kiisel kalan bir sanatn/ustagn bir eseri
dir ve onun en mkemmel ekilde uygu lanmas am layc
nn dehasn gerektirir. Ve a m l a m a m u h akkak ki ilgiye
bagld r; o yazarla kout bir yaamla, yazar zerine srekli
inceleme ya pm akla ykselir. Winckelma nn'n Platon (Justl)
zerine almas buna rnektir. Schleiermacher'in Platon
almalar, vd. byledir. Amlamada sezgisel yn, ancak
srekli al m ayla geliir.
Bu (nite likteki) amlama, yukar d a zikredilen zorlugu
ve konusunun bizzat insan soyu olmas nedeniyle, nemi
bakmndan, ayn insan soyu nun lye gelmez degerde
(bir) almasd r. Filoloj i ve tarih, ta m a m en, zaten bizzat
insan soyu zerine alrlar. Bilgelere zg bir almayla
insan soyu nun snrsz birikim i zerine bir tasarm ortaya
koym ak, hi kolay bir i deglldir. Ve m uhakkak ki bu an
lama gc insan soyu iinde dogay bilme ve ona hakim
olma gcne oranla ok daha b yk glklerle, adm
adm, kurallara bagl olarak ve ya va ya va geliir.24

24 Dilthey, doa bilimlerini yntemleri ve ulatklar bilginin deeri ynnden


tin bilimlerinin ok altnda grr (bk: 3 numaral dipnotu). Doabilimsel
bilgi, empirik olan mantksal kalplar ierisinde aklama sonucu elde edilir.
B urada bilgi elde etmek iin bir duyum-tasarm (duyumsallk-zihinsellik)
ilikisi kurmak yeterlidir. Oysa tinbilimsel bilgi, ancak, tin bilimcinin "in
sani olan herey"le ilgilenmesi sonucu elde edilebilir. Bu demektir ki, tin bi
limci, doa bil imcinin bavurduu duyum-tasarm ilikisi yannda, "an
lama"nn gerekleebilmesi iin gerekl i olan sezgi, empati, sempati, zihinde
yeniden-kurma gibi edimlere de bavurmak zorundadr. Zaten "anlama".
tm bu edimlerin bir birlikteliini de ifade eder. Dilthey zellikle "dahiye
zg anlama"nn tin bilimlerindeki nemine vurgu yapmaktan yorulmaz.
Buna karlk doa bilimlerinde "dahiye zg sezgi"ye bir oranda ihtiya du
yulsa bile, bu biltnlerde tinsel dnyaya derin bir bilgi birikimi ve yksek bir
duyarllk temelinde ynelen bir edim olarak "dahiye zg anlama"ya ihti
ya yoktur. (Bk: Doan zlem, Metinlerle Hermeneutik (Yorumbilgisi)
Dersleri, a.g.e., cilt il, S.350-432.)
1 10 Herm eneutik ve Tin Bilimleri

fakat tam da bu (anlayc) deha bu kadar ender bir ey


old ugu iin, amlamann kendisi de pek az saydaki do
gutan yete nekli insan tarafndan icra edilmek ve gretil
mek zorundadr; bu zorunludur.
(ilke 4a) Dahiyane amlama sanat kurallara bag/J olarak
geliir. Bu kurallar bu sanatm yntemlerin de ierilmitir
ve ha tta onlar bu yntemlerin bizza t ken dilerini ha trla tr
/ar. nk her insani sanat, sanatnn yaam birikiminin
herhangi bir form iinde kendisinden sonra gelenlere akta
rlmas mm kn oldugu srece. kendini kendi uygulamalar
iinde a rtr ve ykseltir. Anlam ay ustalkl kltin o rtam,
sadece, dilin saglam bir temel verdi gi/b a h ettigi ve b
yk, s rekli, degerli yaratlar, degiik aml amf< la rla tar
tm aya agr karan yarat l a rn o rtaya ko nuldugu yerde
m eydana gelir: (ilke 4b) Bu nedenle amlamanm dahi sa
na t/an (us ta/an) arasmdaki kart/Jga genelgeer kural
lara dayanarak zm aramak gerekir. phesiz f>zgn bir
amlama sanat iin en fazla uyarc olan ey, da I amla
ycyla veya onun eseriyle bag kurm a ktr. fakat aamn j
ksalg, b u lunm u ynte m l e rin ve bu ynte mler iinde

denenmi kurallarn saptanma syla, yolun ksalt l m a s n
gerektirir. Biz, yazya ge erek sabit hale gelmi yaam
ifadelerini anlamamn bu gretisine, hermeneutik diyoruz.
H e rmen eutigin z b u ekilde b e lirlenebilir ve h er
m eneutik ugra kesin bir kapsam iinde hakl klnabilir.
O b ugn bu gretinin temsilcileri tarafn dan arzu l a nan il
giyi ekecek dereceye ulatrlmam tr. Grnm budur;
fakat bana yle geliyor ki, bunun sebebi, bilimin b ugnk
durumundan kan ve ona yksek bir ilgi derecesi saglayan
p roblem lerin herm en eutigln ugra alan iinde ele aln
ma masnda yatmaktadr. B u bilim (hermene utik) ok zel
bir kadere sahip olmutur . Hermeneutik, daima, tekil tarih
sel varoluun anlalmasn bilimin acil sorunu klan b ir
b yk tarihsel h a re ketin basks a ltnda d ikkat ekmi,
gndeme gelip geerlik kazanm , fakat sonradan yeniden
kara nlklar ieri s i n d e kay b o l u p gitm itir. ilk kez H rlsti
yanlgn kutsal yazla rnn a m l a n m a s Protesta n l k y
nnden bir yaamsal sorun haline geldiginde, byle olmu-
Hermeneutigin Doguu 111

t u r . 2 5 Daha sonra yzyl mzda tarih bilincinin gelimesi


baglam nda, h ermeneutik, Schleierm acher ve Bckh tara
f ndan bir sre yen i d e n canla ndrld; ve b en, Bckh'n,
ta m a m en bu problemleri ele alm oldugu kendi Ansiklo
p e dis i n d e fi l o l oj iyi en yksek d e gere s a h i p bir ugra
saym oldugu bu zam an yaadm . Her ne kadar F. August
Wolf hermeneutigin filoloj i iin degeri zerine o l u m s u z
szler sarfetm ise de v e hatta bu b i l i m i n o zamandan beri
gerekten de sadece kstl sayda gelitiricileri ve tem
s ilcileri olmusa da; h erm eneutik o zama nki ekliyle bile
g e l i i m i n i s e rbeste srdrm tr. Fakat herm e n e utik
iinde o zamanlar da etkili olmu olan bir problem, yeni ve
kapsayc bir form iinde, b ugn n m ze yeniden k
maktadr.
(ilke 5) Zikredilen geni kapsamyla alm dgmda, an
lama, tin bilimleri iin temel yntem o/dugu kadar, bu
bilimlerin bavurdugu diger tm ilemler iin de temel
yntem dir. N asl ki d oga bilimlerinde tm yasa bilgisi an
cak d eneylerde ve ikin kura l la rd a verili oldugu h a liyle
lme ve sayma yol uyla d ogrula n a b l l iyorsa; tin bilimle
rinde d e her soyut il ke, ancak, e n n i hayet b u ilkenin ya
antda ve anlamada verili old ugu h a liyle ruhsal yaamla
il ikisi aracl gyla dogru l a n a bilir.
(ilke 6) A nlama tin bilim leri iin temelde ya tyorsa
eger; anlamanm tin bilimlerinin temeilen dirilm esi bak
mmdan bilgikuramsal, mantksal ve yntemsel analizi, bir
temel grevdir. B u n unla birlikte, b u grevin nemi, an
cak, anlamann dogasnn bir genelgeer bilimin yrrlge
ko nulmas h u s usunda ierdigi glklerin tamamen bilin
cine varlmas halinde ortaya kar.
Birin ci kmaz : H erkes kendi b ireysel bilincine ka
p a n m gib idir sa nki; tek tek her insann bilinci bireysel
dir ve bir insan bir eyi kavra d gnda aslnda kendi znel
liginden haber vermi olur. Daha sofist Gorgias, burada ya-

25 Hermeneutiin "zel kader"i hakknda bk: M. Riedel, "Wilhelm D ilthey'da


Teorik B i lm ve Pratik Yaama Kesinlii B ants " . Hermeneutik
( Yorumhi/gisi) :erine Yazlar, derleyen ve eviren: Doan zlem, Ark
Yaynlar, Ankara 1 995, S.5 1 -53.
12 Herm eneutik ve Tin Bilimleri

tan p ro b l e m i yle ifa d e etm i tir: Bir bilgi olsayd b i l e,


o n u bilen bu bildigini baka s n a a s l a bildiremezdi. p
hesiz Gorgias iin b u problemden dolay dnme denen
ey de sona erer. Bu problemi zmek gerekir. Hereyden
nce unu grmek gerekir ki, bir ya bancy (digerini) kav
ra m a i m kan, d erin b i lgikura m s a l p roblem lerden biridir.
Bir birey kendisine d uyusal o larak veri l i bir baka b i reyin
yaamna ait davurumlar, genelgeer-nesnel bir kavray
a ltna nasl tayabilir ki? Byle bir imkann m evcudiyeti
iin koul, kavrayann yaa m n d a ierilmemi olan bir e
yin b akalarna ait h ibir bireysel duavurum iinde de or
taya kamama sdr. Neyse ki tm bireylerde ayn ilevler
'
ve geler b u l u n u r ve bu d o n a n m eitli insanlarda sa-
d ec e gllk dereceleri bakmndan farkllar. l11sanla
rn tasarmlarnda ayn d d nya yansr. Baglant, len g
dirme, nleme -transpozisyon transformasyondur.
ikinci kmaz: Tekilden btne; b tnden tekrar tekile.
Ve m u h akkak ki bir eser, (yaratcs n n) b ireyli g)-n e ve
iinde yer ald g yazl eserler bagla m n a b tnlel')ir. Bu
nun gibi karlatrm ac yntem beni e n nihayet tctkil bir
esere gtrr; hatta tekil bir cmleyi daha derin anlamaya.
onu daha nce anladgmdan daha derin anlamaya. Bylece
tekil b tnden (hare ketle) n l a lr; b u n u n gibi btn de
teki l d e n .
nc kmaz: H e r tekil r u h s a l d urum b i z i m taraf
m z d a n ancak o n u n yol atg d s a l belirtilerden hare
ketle a nlalr. Ben, kini, bir kiiye z arar verici nitelikteki
z orbaca bir hareketi d sal olarak gzled ikten sonra anla
rm . Ruhsal durumla d sal belirtisi arasnda byle bir ba
gnt kurmak m mkn olmasayd, tutkular/heyecanlar be
nim iin tasarmlana bilir eyler olama zlard . B u dem ektir
ki a n l a m a/anlama iin, ortam (diger insanlarla birara da
o l m a) kanlmazdr. En yksek ekliyle ele alnd gnda,
anlama, bu zemin zerinde mmkn oldugu kadaryla, hatta
aklamadan ayrt edilemez. Ve aklama da anlamann ta
mamlanmasnn koulu olabilir.
Tm bu sorunlar iinde u grnm ortaya kyor: Bil
gikuramsal problem her yerde ayndr ve ud ur: Deneyden
Hermeneutigin Doguu 1 13

genelgeer bilgi karm ak. Fakat b urada (dogabilimse/


den eylerin aksine) tinb/J/msel den eylerin kendiler/n e
zg dogasnn ko ullarndan hareketle gene/geer b/1-
glye ulalr. Baglam olarak ya p, ruhsa l yaam iinde ya
ayann, kendisinden hareketle tekilin b lllndlgl yapdr.
B ylece tin b l l l m l erine alan kap n n d e bir b ilglku
ramsal ana problem olarak, anlamann analizi durur. Herme
neutik, bir b//g/kuramsal problemden yola kmakla ve son
amac bizza t bu problemin zm nde sakl olmakla; sa
dece tin b//Jmler/n/n kuruluu ve m eru klnmas hus usla
ryla deg/J, gnmz bilin cini harekete geiren tm byk
s orunlarla da iten JJ/k/l/dlr. yle ki, h ermene utgn
p ro b l e m leri ve i lkeleri yaanan anla s k s kya b ag ntl
d r.
Bu b llgikura m sa l sorunun zm h ermen eut/gln man
tksa/ temellerine ynelm eyi gerektirir.
Mantksal temeller d o ga l d r ki her yerde (tm b i l i m
l e rde) ayn d r . K e n d l l l g l n d e n a n l a l r ki (Wu ndt'a kar
olarak)) tin ve doga bilimlerinde ayn elemanter m antksal
ilemler bulunur: Endksiyon, analiz. konstrksiyon, kar
latrm a . Bununla birlikte burada sz konusu olan, b unlarn
tin bilim lerinin deney alan i i n d e h a ngi zel form lar al
d klar d r. Verileri duyusal s reler o l a n e n d ksiyon, bu
rad a (tin b i l i m l erin d e) oldugu gibi h e r yerde, bir bagnt
b ilgisi temeli zerinde uygulanr. B u, fiz i ksel-kimyasal bi
l i m lerde n lcellksel b agntlarn m atem a tiksel bilgisi, bi
yoloj i k b l l l m le rd e ya a m da ki a m a l lk, tin b i l im l erinde
psiik yaam n yapsdr. Bylece bu temel, bir mantksal
soyutlam a d egll, tersine real, yaam iinde veril i bir bag
l a m dr; fakat bu bagam bireyseldir, byle o ldugu iin de
zneldir. B u end kslyonun grevi ve formu b u yolla belir
lenlr.26 Benzer/yaklak bir geta lt, d ilsel ifadenin dogas
araclgyla, hatta onun (endksiyonun) m a ntksal ilemle
rini karlar. Bylece d ilsel alanda b u endksiyon kuram,
dil kuram yani gramer araclgyla zglleir. Endktlf be
l irleme, tin bilim lerind e (gram atik yoldan) bilinen/tannan

26 Tin bilimlerinde endksiyonun (tmevarmn) zel uygulan iin yukarda


23 numaral d ipr't ta bk.
14 Herm eneutlk v e Tin BJIJmlerl

bagl a m d a n, belirli snrlar iinde belirsiz (degtken) sz


ck anlamlanndan ve sentaktik form elemanlarndan hare
ketle yaplmas dolaysyla zgl bir dogadadr. Bu en
dkslyonun zgl dogas, bir btne (bagama) ulamak ye
rine karlatrma yntemi araclgyla tekli olann kendi
sinin anlalmasna ynelik olmasdr. Ve burada karla
trma yntem ine, teklll belirlemek ve b u teklll d tger e
klllerle lllklsl araclgyla objektif eklide kavramak iin
bavurulur. ,
i form kavramnn teklll gerekir. Bu, gerekllge rt
fuz etmek iin zorunludur. Bir tekli eserin i formunun ve
bu eserin baglamnn arkasnda dura n bir i yaam vardr.
i yaam ve form bagnts, yazl eser retim inin degik
alanlarnda degllk haller gsterir. airde yaratma potan$1-
yell ve yaant bagnts, fllozofta yaam ve d nya gr
bagnts, byk pratik insanlard a gereklik zerine prattk
ama koymalar, din byklerinde, vb. (Paul, Luther) olaral9.
Bylece flloloj l n ln tarihsel anlamann en yksek for
muyla nasl bir bagnhs oldugu da grlr.27 Amlama ve
tarihsel tasvir, yalnzca, konu zerine cokulu derinleme
nin iki ynd rler. Sonsuz grevdir bu.
Bylece ortak srelere ve bu srelerin belirli koul
lar a ltnda ald klar zel grnm lere alt tm bllgllerln
birlikte uygulanmas, sonuta yntem gretlslne gtrr.
Bu gretlnln konusu/nesnesi yntemin tarihsel teekkl
dr ve onun hermeneutlgtn tekli alanlar iindeki zgl
lemesldlr. Bir rnek: airin amla(n)mas zgl bir g
revd ir. u kuraldan kar: Yazar kendisini anladgndan
daha iyi anlamak, bir iirdeki ide problemini de zer. O
(soyut d nce olarak d egll, fakat) eserin organizasyo
nunda etklll olan ve kendisinden hareketle i form un anla
ldg blllnslz baglam a n lamnda, mevcut halded ir; bir
air ona ihtiya duymaz, hatta onun hakknda hibir ey
bllm ez; am layc onu ortaya karr ve bu herhalde h er-

27 Filoloji-henneneutik bants ve ayrca bir "filolojik henneneutik"in sorun


lar ve yeniden temellendirilmesi hakknda bk: U . Japp, "Henneneutik, Filo
loji ve Edebiyat", Hermeneutik (Yorumbilgisi) zerine Yazlar, a.g.e. 205
ve devam.
Hermeneutlgln Doguu 1 15

meneutgn en yksek zaferidir. Bylece gen e/geer bil


giye ulamak hususun da tek yntem sayJ/an nedensellik
ve onun yrrlkte olan agda uygulamm, yaratc am
laycmm degllk alanlara uygula dg yara tc yntemin
tekili ile alabilir. Tevik edici/kkrtc g tam da
burada yatm aktadr. Tin bilimlerinin tm yntemlerinde bu
uygulanablllr. Baglam, buna gre udur: Yaratc dehann
yntemi. Onun tarafndan bulunmu soyut kurallar, zne/
ilgi koul olarak gerektirirler. Bir genelgeer kural koy
mann tretim ! bllglkuramsal temellerden kar.
Hermeneutlk yntem ler en nihayet yaznsal, filolojik ve
tarihsel e letiri ile bagntldrlar. Ve h ermeneutlk yn
tem le rle b u eletiri tarzlarnn oluturd u gu btn, tekil
fenomenlerin a klanmasna hizmet eder. nk anlama
sonsuz bir grevdir.
Kavrama ve degerl e n d l rm e n l n ayrl a m azlg ilkesine
gre, herm eneutlk srele m etin eletirisi zorunlu olarak
birbirlerin e bagldrla r, birbirlerine ikindir/er. D eger
d uygusunun elik etmedlgl hibir anlama yoktur -bununla
birlikte d eger, karlatrma yoluyla yine d e nesnel ve
genelgeer olarak saptanr. Bu saptama zaten metnin cinsi
nin saptanmasna, metnin, lerdlgl normatiflik bakmndan
rnegn drama olarak saptanmasna ihtiya duyar. filolojik
e letiri zelllkle burad a n yola kar. Uygunluk btnde
saptanr ve elikili blmler ayrdedlllr. Lachmann ve
Rlb beck'ln Horatlus incelemelerinde oldugu gibi. Veya
d lger eserlerden hareketle sapta nm bir norm, bu norma
uymayan eserlerin ayrdedllmeslne yarar; Shakespeare
eletirisi, Platon eletirisinde yaplm old ugu gibi.
yleyse, m etin eletirisi filolojik eletiriye koul ola
rak d aya nr; nk filolojik eletiri abas, tam da, a nla
lmayan ve degerden yoksun olana rastlanldgnda ortaya
kar ve m etin eletirisi filoloj i k eletirinin estetik yn
olarak onda kendi yardmc aracna sahiptir. Tarihsel ele
tiri, estetik yn kendi h areket noktasndan degerlendlrlr
ve b u bakmdan eletiri branlarndan sadece birisidir.
B u nunla birlikte, b u rada oldugu gibi, her yerde gelime
1 16 Herm eneut/k ve Tin BiJ/mler/

vard r; orada yazn tari hinde, estetikte, vb., b urada tarih


yazclgnda, v b .

1 1

f'lloloj l, Bckh'n hakl olarak syledlgi gibi, ud ur: "insan


tini tarafndan reti l e nlerin b i l i n m esi" (Ansiklopedi, l 0).
O, paradoksal olarak unu da ekler: "bu demektir ki. bilin
m i olann bilinmesi". fakat bu paradoks, bilinmi ve re
tilmi olann ayn eyler old ugu yanl tasarmna dyanr.
G e rekte reti m d e tm tinsel gler birlikte etkilidir ve
bir iirde veya Paul'un bir mektubunda bilgiden daha faz-
las vardr. "
En geni anlamda kavra ndgnda, filoloji, tarihse olan
a n l a m aya alan etkinliklerin blrlikte liglnden ba a bir
ey d eglldlr. yle ki o, tekil i n bilgisine y nelmi .etkin
likler baglamdr. Atl n a llarn d evlet btesi de byle bir
teki l d i r, hatta o genel i l ikiler iinde tasvir edllebl r bir l
sistem olsa bile.
Tarih s e l l i k, teki l l i k, tek i l i n b i l g i s i , g e n e l i n b i l g i s i
gibi kavra mlarda yatan glkl er, fil o l oj i disiplininin ve
tarih d is i p l i n i n i n geliim srelerinden h a reketle gid eri
lebilir.
Herkes, kendi bana deger taya n b i r ey ol arak teki
l i n b ilgisi ile tin b i l i m l erinin s iste m atik bagla m n n d a n
k a n genelin bilgisi arasndaki kesin ayrmda m uta bktr.
B unlar arasm dakl smr tam anlamyla aktr. yle ki bu
rada bu iki b ilgi tr nn e l d e e d ili tarzlar a rasnda bir
kar l kl etkin i n o l u tugu a ktr ve fil o l oj in i n d e poli
tika, vb.nin s istematik yoldan elde edilmi nesnel/genel
b i lgisine ihtiya d uyacag, kendlliglnden anlalr (Wundt
'a kar).
f' l l o l oj l, y a z l e s e rler i i n d e veri l i o l a n n b i l gisine
ulamaya alan disiplin olarak kendini ina eder. Antlar
sz konusu oldugunda, Schleiermacher'ln sembolletlrlcl
etkinligin rnleri saym o l d u gu bu eyler de filoloj i n in
Herm eneutgn Doguu 7

nesnesi olur. Tarihilik, politik eyl e m lerin, savalarn, ge


nel durumlarn anlatlmasyla balam tr. fakat ierik y
nnden bu aynm/ama, pra tik disiplin olarak filoloji antik
devletleri de kendi incelem e a l a n n a a ldg srada ald.
br yandan ayn filoloj i yntemsel etkin liklerden ve ni
h ayet tari h s e l tasvird en ayr bir etkinlik" o larak ke ndini
gelitird i . fakat b u ayrm d a antik yaznn ve antik sanat
tarihinin inceleme alan iine alnm a syla, pra tik disiplin
tarafndan alm oldu. B urada filoloji ve tarih arasmda bir
smr dzenlemesi sz kon usudur. B u ancak, fakltatlf bi
limin pratik ilgisinin d evre d kalmas h a linde m m kn
dr. En iyisini Usener yap m t.
Tekilin bilgisinin elde e d lldlgl tm sreci bir sreler
bagam olarak kavramamz gerekttgindf!, dil kullanmnda
anlama ve aklam a terim lerinin kullanmnda bir ayrm
o l u p o l m a d g sorusu ortaya kar. Her anlama ediminde
nesnel bilgi olara k ileve sahip genelin b ilgisini kavram a
tarz yalnzca dedksiyon trnden b i r yntemle zle
m eyecegln den, bu ayrm sadece psiko l ojik adan d egll
d lger alardan d a mm kn deglldlr. Buna gre biz b u ay
rm la olsa olsa bir basamak dzeni iinde ilgileniyoruz
d e m ektir. Den eli ka vrama abasma bllln/J ve yntemli
olarak ba vuruldugu her yerde, teklll tm elin altma ta
ma, yani aklama, as/mda tekilin bilgisi iin bir ileve
sahip tir. H a tta b u ilev, a ncak, tekilden tmele eksiksiz
ulamann sz konusu olamayacagn bilincimizde tuttu
gumuz srece, gerek degerlnl bulur.
PsJlk deneyimlerin veya psikoloj i biliminin anlamaya
temel oluturabilecek bir genelllge sahip o l u p olmadgna
i l ikin tart m a l s oru, bu n o kt a d a z l r . Eger teki lin
bilgisini elde etme teknlgl aklamadan daha tem elde ise,
p s i ko l oj i b i l i m i d lger sistematik tin b i l i m lerinden d a h a
fa z l a tem e l bilim d ir. B u bagnty ben d a h a tarih b i l i m i
zerine almalarmda kantladm.
1 18 Herm eneut/k ve Tin Bilimler/

111

gretln l n a m l a m a yntem iyle b agnts, bizzat bu ba


gnt, b urad a tam amen, m a ntk veya estetgn bize gster
d ikleri ayn bagntdr. Yntem, gretl araclgyla form l
lere tanr ve bunlar, iinde ynte m in ortaya ktg ama
baglamna geri gtrlr. Byle bir gretl araclgyla tin
sel hareketin enerj i si her defasnda glenir; bu enerjinin
ifadesi bu h a rekettir. n k gret, yntemi, bilinli v
tozu ga ykseltir; bu virt ozluk gretiyl formller arac
gyla m m kn hale gele n sonular gelitirmeye gtrt;
o ayn yntemin tem e l l e ri n in b i l i n c i n d e olm akla, kendi
h a k k n d a k i kes l n l l g l n l a rtt rr ki, ynte m bu kesinlikl e
uygulan r.
fakat bir b aka etken, d a h a derine ular. Bu etkeni tef:
n m ak/b l l m ek iin, tekil h erm eneutlk s iste m ler zerinden
tarihsel baglama d ogru ilerlemek zorunday z . Her gret\
belli bir dnemde geerli yntem le, form ln gelltlrmi
oldugu yntemle snrldr. Bylece h erm eneutlk ve ele!
tiri, e stetik ve retorik, etik ve p o l itika iin, tarihsel d
nme b u konuda olgunlar olgunlam az, nihayet, eski te
mellend irici ama baglamn yeni bir tarihsel dnme ile
bt n l e m e grevi ortaya kar. Tari h s e l b i l i n tekil bir
dneme uygulanan yntemin stne ykselmek zorundadr
ve o b u n u, amlama ve eletirinin, iir ve retorgn ama
baglam iinde tm gelip gemi ynelim leri iinde top
l a m ak, b irbirlerini kar l kl tartm a k ve s n rland rm a k,
onun degerlnl onun bizzat bu ama bagla myla ilikisinden
h a reketle a klam ak, i i n d e o n u n insani d erinl lgiyle ye
tinmek, belirlemek ve en nihayet tm bu ta rihsel ynelim
leri bir ama baglam iinde onda ierilmi imkanlarn bir
d izisi olarak kavra mak suretiyle baarabilir. B u tarihsel a
lma iin, b u n u n la b irlikte, bu d i z i n in, gretlnln form l
l eriyle tari hsel y n e l i m lerin ksaltmal ar olarak hesapla
nablleceg h ususu byk nem tar. Bylece, yntem (bu
yntem araclgyla bir a m a baglam kendinde ierilmi
grevleri yerine getire b i lir) zerine d nmede bir i dl-
Hermeneutigln Doguu 1 19

yalektlk vardr ve b u i d iyalektik b u d n m ey i tarihsel


olarak snrlanm y n e l i m ler ve b u ynelim l ere uygun
form ller ierisinden geerek dalma ve her yerde tarihsel
d n m eye bagl olan b i r evrenselllge d ogru i lerler. Bu
rada oldugu gibi her yerde, tarihsel d n m enin bizzat
kendisi, insann toplum i erisindeki etkl n llglnl yer ve za
man snrlarnn zerine ykseltm ek s u retiyle yaratc bir
dnmedir.
Bu bak noktas altnda hermene utlk gretlnln tarihsel
grenl m l i l e a m l ayc ynte m i n gre n l m l b i rb irleri ne
baglanrlar; yle ki her ikisi de zaten h ermeneutgn s is
tematik grevi bakm ndan b irbiri n e bagldr.

[Aklamal Adlar Dizini]

A rlstoteles (M. . .384-.322) : Byk fi loz ofu n zellikle


Retorik ve Poet/ka adl e serleri fil o l oj i n i n g e l i i m i n d e
n e m l i rol oynamtr.
Arlstarkhos (M. . 2 1 5- 1 4.3) : lskenderlyell gra merci ve
filolog. Blza ntlon'Iu Arlstophanes'ln grenclsl ve lskende
rlye Klta plgnn ondan s onraki yneticisi. H eslodos, Alka
l os, Plnd aros ve zellikle H o m eros'un e serleri n i amla
m al olarak yaymlad.
A ugustln us, A urellus (.35 4-4 .3 0) : H rl stlyan teo l oj isi
n i n e n etk i l i a d l a rn d a n . Yeni Ahit (lncil) i l e Eski Ah it'I
(fevrat) bagdatrm ac bir tutumla yoru m lay, onu Hrlstl
yan teolojik herm eneutgnn de kurucularndan yapmtr.
B a umgarten, Alexander ( 1 7 1 4- 1 762) : Alman filozofu .
Yenlagda felsefi estetgn kurucus u .
Baur, Chrlstlan ( 1 792- 1 860) : A l m a n filozof ve teologu.
H egel ve Schlelermacher etkisinde lncll'I yeniden yorum
lad . Alman ldealkmlnln genel bak as ierisinde H
rlstlya nlgn ilk yzyllar n inceled i .
1 20 Herm eneutlk ve Tin Bilimleri

B e/larmln (B ellarmlno), R o b ert(o) ( 1 5 42- 1 62 1 )


ltalyan teologu . Protestanl ga kar Katollkligln nl savu
nucularndan.
Bckh, A ugust (1 785- 1 86 7) : Alman fllologu. filoloj iye
ta rihselci yntemi genlllglne s o km utur. Ona gre filoloji
d a r bir edebi eser aratrm acg, a nalizi ve yorumcuugu
d em e k deglldlr. filoloji, bir insan top l ulugunun, rnegln
bir u l u s u n btn sosyal ve siyasal yaam n, tekil zaman
kesitleri iinde, o kesite alt tm yazl e serlerin yorum
lanmas sayesinde ortaya karacak olan temel bir bilimdir.
'
C l e m en es, Tltus fl'la vlus ( 1 50-2 1 6) : i lk H rlstyan
filozoflarndan ve "Kilise Babal a r olarak anlan il Hris
tlyan teologla rnd a n d r. lskenderlyell C l e m ens oalak da
b i l inir. H rlstlyan hermen eutlglnln kurucularndan Orlge
nes'ln hocasdr.
Dlodoros, Antakyal (lm : 392) : Ta rsu s plsko Jto s u ve
K i l i s e yazar . Meti n l eri gra m e r a s n d a n oldugu adar
ta ri h s e l ynden de inceleyip yoru m l a m olan Arttakya
Okulu'nun kurucusudur.
fl'la clus, llllryc us ( 1 5 2 0 - 1 5 75) : l l l l rya a s l l Al m a n
teologu. Luther v e Mela nchton'un ya nnda Luthercg be
nimsedi ve byk bir inanla savu n d u . Melanchton'a kar
karak Katolik gretld e Protestanlk inancna ters den
noktalar b ulunmadgn kantlamaya alt .
Oorglas (M. . 483-3 75) : G re k fi l ozofu . En nl sofist
lerd e n . nl nermesi u nlardr: l . Hibir ey yoktur.
2. Bir ey var olsayd bile, onu bilemezdik. 3. Baz eyler
var olsayd ve b u n lar bileb ilseydik bi le, baka larma bll
d lrem ezdlk.
Heyn e, Morltz ( 1 8 3 7- 1 906) : A l m a n fll o l o g u . S z l k
a l m a l a ryla ve eski Sakson m etinlerinin e letirili b a
smlarn yapmasyla nldr.
Justl, fl'erdlnand (1 83 7- 1 90 7) : Alman fllologu . arkiyat
(orya nta llstlk) almalaryla, zellikle farsa ve Krte
zerine kapsaml incelem eleriyle nldr.
Kra tes, Mallos 'lu (M. . 2. yzyl) : G re k stoac filo zofu
ve gram ercls l . Kurd u gu Bergama Okulu, filoloj i d e isken
deriye Okulu'na rakip olm utu . Ho m eros ve Heslodos ze-
Hermeneutigin Doguu 121

rlne a llegorlk yorumlaryla nldr. Gramerde rnekleme


kuramn savu nan lskend erlyeli Aristarkh os'a kar, aykr
lk kuramn savu ndu.
Lachman, Kari (1 79.3- 1 85 1 ) : Alman fi lotogu. Friedrich
Augu st Wolfun grencisi. llyada d estan zerine alma
laryla n ldr. Lu cretlus, Pro pertius, Tl b u l l u s ve Catul
I u s'un e serlerini ve Yeni Ah it'ln (lncll) yeni basksn ya
ym lad. Nibelungen Destan'nn eletirili basmn yapt.
L u th er, Martin ( 1 4 8 .3 - 1 5 4 6) : A l m a n teologu ve re
form c u s u . "Kutsal Kitap'a ve ilk Killse'ye dn " savundu
ve Katollkligi, b u n lard a n uzakl atg iin p rotesto etm e
siyle, Protestanlgn kurucusu o l d u . Kutsal m etinlerin Ka
tollkllgin etkis inden bag m s z olarak yeniden yoru m lan
m asn talep etm e s i ve M e l a n chton'la birlikte bunun ilk
rneklerini verm esi bakmndan, Protestan hermeneutigi
nln de nderi olm utur.
Meler, Dusta v ( 1 850- 1 900) : Alm a n d i l bi l i m c l s i . H i nt
Avrupa dilleri zerine almalaryla nld r.
Melanchton; Phlllpp (1 4 9 7- 1 560) : Alman teolog ve re
form c u s u . Wltte n berg'de M a rtin Luther ' I e birl i kte alt .
Luther'ln l m n d e n s o nra Protesta n lgn b a lca l id eri
oldu.
Mlch a ells, de Va sanc ellos ( 1 8 5 1 - 1 925) : l s p anyol
a sll Alman filologu. lspanyol ve Portekiz dil ve edebiyat
lar zerine alm alaryla nldr.
Orlgen es, lskenderlyell ( 1 85- 1 54) : Grek teolog ve
h erm e n e utlk l s l . ilk "Kilise B a ba lar"nd a n . 2 03'de isken
d eriye Okulu'nun bana geti ve burada otuz yla yakn
bir sre hocalk yapt . Metin i ncelem e leri ve yorumlar ile
H rlstiyan hermeneutgne nemli katk lar olm utur.
Phllon, Byblos 'lu (M. S . 2.yzyl) : Grek tarihi ve
gram ercisl. G ramer ve zellikle bibliyografya zerine a
lma laryla tannm tr.
Preller, Ludwlg ( 1 809- 1 86 1) : A l m a n filologu. G rek ve
Roma m itolojisi zerine almalaryla tannr.
Ranke, Leo,p old von ( 1 795- 1 8 86) : Alman tari h i s i .
Cermen v e Latin halklar. O s m a n l ve lspanyol monarileri
zerine geni hacimli almalar kadar. b itlremedlgi Dn-
1 22 Herm eneutlk ve Tin BJIJmlerl

ya Tarihi ile de nldr. Alman Tarih Okulu'nun bir m ensu


bu o larak modern tarlhlllgln kurucularn d a n olup felsefi
grleriyle tarih felsefesi alannda da etkili olm utur.
Rlbbeck, Otto ( 1 82 7- 1 8 98) : A l m a n fllologu. Ed e b iyat
tarihi almalaryla nldr.
Sa vlgny, Prledrlch Kari (1 7 7 9- 1 8 6 1 ) : A l m a n h u ku k
usu ve hukuk tarihisi. Roma h u kuku zerine almalar
ile nld r. Hukuk felsefesinin kurucularndan oldugu ka
'
dar, Alman Tarih Okulu'nun da balca temsllcilerlnden dir.
Schl eg el A ugust Wllhelm
, (1 76 7- 1 845) : Alm a 'l ede
b iyat s , edebiyat tari hisi ve fl lologu . Fichte, Notalls
(Hard e n b e rg) ve Schelllng ile b i rlikte Rom antizm Okulu
iinde yer ald . Kardei Frledrlch ile n l A thenaum der-
gisinde ka psaml ortak almalar yaymland. ...
Schlegel, Prledrlch (1 7 72- 1 829) : Alman edeb lya;ts,
fll o l o g u . Kardei A u g u st W l l h e l m ile b i rl ikte R o m antik
Okul iind eki almalaryla ta n n d . Schleierm acher'it et
kisinde kald.
S chlelerm a ch er, Prledrlch ( 1 768 - 1 8:34) : Alman fi
lozof ve teologu. Hristiyan imam ( 1 8 2 1 ) adl eserinde z
nel ve hatta ta mamen kiiye zel bir " d i n d uygusu"nu te
m e l a l a n grleriyle ve H ri stiya n l k d a h il tm "kurum
lam dinler"! ve d o l ays yla dinin kuru m l amasn ele
tirm esiyle byk etki b ra kt . Fa kat a s l etkisi, h ermene
utg bir yorumlam a/a mlama sanat ve teknigi olmaktan
bir felsefe olmaya ykselten almalaryla oldu.
S e m ler, Chrlstoph ( 1 669- 1 740) : Alman ped agogu .
1 706 'd a Almanya'da ilk ilkokulu kurd u . Romantik grleri,
dneme hakim olan klasizm dolaysyla, ancak 9. yzylda
etkili o l a b i l d i .
Teodoros, An takyal (:35 0-428) : G r e k teologu . D i n sel
metinleri amlam asyla byk n yapt. Nesturiligin kuru
cusudur.
Valerlus, C a to (M. . 1 . yzyl) : Latin airi ve gramer
c i s l . Gramer ve retori k u stas o larak b i l i n ir. lskenderiye
Okulu'na bagld r.
Hermeneutigln Doguu 1 23

Welcker, l'rledrlch O o ttlleb ( 1 784- 1 868) : A l m a n


filolog ve arkeologu. Grek edebiyat v e zelllkle H omeros
zerine almalaryla nldr.
Wolf, l'rledrlch A ugust (1 759- 1 824) : A l m a n filologu.
llya da ve Odyssela'nn farkl dnem lerde yazlm epos
p a ralarnn biraraya getirilmesi ile meyd a n a getlrlldigini
kantlad.
Wolff, Chrlstlan (1 6 79- 1 754) : Alman m atem atikis i ve
filozofu . Ansiklo pedik ve snfla ndrc eserleriyle modern
Alman felsefesinin balatclarndan saylr.
Wundt, Wllh elm (1 832- 1 920) : Alman fizyolog, psikolog
ve filozofu . Almanya'da deneysel psikoloj inin kurucusudur.
P o z itivist grleriyle (Fe c h n e r'Ie b i rl i kte) Alm anya'da
geen yzyln sonunda etkili olmu tur.
Zen o do tos, l!fes 'll (M. . 3. yzyl) : Grek a iri ve
gra m ercl s l . lske n d e rlye Kita p l g'nn ynetlciliglnde bu
l u n d u . llyada ve O dys s e/a'nn e l etirili d z e n l e m e s i n i
yapmasyla nldr.
anlama, 3 1 , 37, 42, 44, 77, 84, 87,
88. 1 02. 108, 1 1 1
Dizin anlama gc. 1 09
anlama sreci, 1 05
Achileus, 49, 50 anlama yolu, 38
Antakya Okulu, 95
aklama yntemi, 44
Antakya teoloji okul, 94
aklamaclk, 76
Antonius, 6 1
amlama, 90, 93, 96, 1 00, 1 04,
Aristarkhos, 92, 93, 1 1 9
105 ' 1 07' 1 09
Aristophanes, 1 1 9
amlama etkinlii, 99
Aristoteles, 74, 75, 9 1 , 921 1 9
amlama sanat, 90, 92, l
Aristotelesi retorik, 9 8
O l , 1 06, 1 10
ars critica, 96, 1 03
amlama sreci, 1 07
Aschylus, 5 1
amlama yntemi , 1 1 8
astronomi , 7 9
biimsel amlama, 38
Atina Okulu, 44
amlamac, 1 06
Attika tragedyas , 5 1
estetik/retorik amlama,
Augustinus, 77, 96, 1 1 9
101
Avrupa Edebiyat, 47
fi lolojik amlama, 1 00,
Bacon, 22, 60, 76
1 08
Balzac, 66
genelgeer amlama, 98,
Baumgarten, 99, l 1 9
1 0 1 , 105
Baur, 99. 1 1 9
gramatik/di !bilimsel
Bellarmin, 1 20
amlama, 98, 1 07
Bergama Filoloji Okulu. 93, 94,
Grek amlamacl, 1 02
1 20
psikolojik amlama, 1 07
bilgi kuram, 2 1
tarihsel amlama, 1 0 1
bilgikuramc okul, 1 7
Agamemnon, 49, 58
bilgikuramsal temellen
allegori, 96
dirme, 20, 2 1
allegorik imleme, 94
bilgikuramsal tutum. 2 1
allegorik yorumlama
bilim, 1 6, 22, 24, 25 , 26, 27, 28,
ilkesi, 93
32, 39. 4 1 , 42, 43
allegorik yorumlama
bilimleri temellendirme '
yntemi, 93, 95
28
Alman deal izmi, l 1 9
bilimsel dnme, 3 3
Alman tini, 1 03
bil imsel snflandrma, 4 3
Alman transandantal
bilimseltoplum retisi,
felsefesi, 1 0 1
65
Anaksimandros, 73, 74
bilimsel yntem, 7 1 , 72
analitik dnme, 38
bilimsel/bilisel kavray
Andromak, 48
tarzlar, 4 1
1 26 Herm eneutlk ve Tin Bl/Jmlerl

bilimsellik formu, 64 Dispula, 44


bitki bilimi, 74 Dissen, 1 03
deney bilimi, 1 6 doabilimcilik, 78
doa bilimi, 27, 78, 79 doal hukuk, 1 2, 1 5 , 24, 76
doa bilimleri, 12, 24, 27, Dufoy, 80
34, 56, 69, 78, 85 , 1 1 1 empai , 37, 38
entelektel bilim, 27 Empedokles, 73, 74
kltr bilimleri , 9, 28 Emesti, 99, 1 04
pozitif bilimler, 24 Eski Ahit, 94, 95, 96, 99
soyut bilimler, 33 ebiimlilik, 7 1 , 72, 8 1
tarih bilimleri, 28, 1 08 Euripides, 52
temellendirici bilim, 22 Faus, 60, 66
toplum bilimleri, 28 filoloj i , 89, 92, 96, 1 Q9, 1 1 1 , 1 1 6,
Boccaccio, 1 03 1 20
Boileau, 76 filoloji sanat, l 03
Bopp, 79 Flacius, 97, 98, 99, do
botanik, 80 Franklin, 80
Bckh, 1 03, 1 04, 1 1 1 , 1 1 6, 1 20 Galenus, 53
Brutus, 60 drt miza rep i, 53
Brcke, 74 Gibbon, 65
B uckle, 1 4 Gnosikler, 95 1
Buffon, 70, 79, 8 1 Goethe, 40, 60, 65, 66,.69, 70, 79,
Burke, 1 2 86, 103
Calvin, 97 Doktor Fausus, 'tio, 66
Cariyle, 14 Gorgias, 1 1 2 , 1 20
Catullus, 1 2 1 Grekler, 48, 54, 72, 76
Cervantes, 54 Gretchen, 32
Clemens, 77, 95, 1 20 Grimm, 1 2, 79
Clericus, 97 Grotius, 77
Collins, 76 Guizot, 1 2
Comte, 1 4, 1 5 , 2 1 Haller, 8 1
Copperfeld, 66 Hegel, 1 03 , 1 1 9
Cordelia, 32, 63 Helmholtz, 74
Cuvier, 70, 79 Herder, 1 2, 1 7 , 70, 79
Darwin, 8 1 hermeneutik, 10, 39, 83, 9 1 , 95,
Daubenton, 79 97, 98, 101 , 1 04, 108, 1 10,
Demokritos, 73, 74 1 1 1, 1 13
determinizm, 70 hermeneutik kuramlar, 95
Dickens, 38, 66 hermeneutik sre, 1 1 5
Didero, 73 hermeneutik yntem, 1 08
Dilthey, 9, 1 0, 1 08 bilimsel hermeneutik, 1 0 1
Diodoros, 1 20 klasik hermeneutik, 1 00
1 28 Herm en eutik ve Tin Bilimleri

retorik, 5 1 , 52 tarihsel insan, 5 6


Retorik Okulu, 9 1 tarihsel/eletirel yol, 26
Ribbeck, 52, 1 1 5 , 1 22 tarihsel/tinsel dnya, 37
Romantik Okul, 1 2 tarihsel/tinsel ortam.
Rothacker, 9 tarihsellik, 56, 57, 1 1 6
Rousseau, 65 tekilleme, 3 1 , 43, 47 . 49,
Rnesans, 38, 53, 54, 55, 58. 59, 65, 67, 7 1 , 79, 102
60, 96 tekillesme ilkesi, 74
sanat, 3 1 , 32, 34, 35, 40, 4 1 , 42, tekillik, 40, 1 02, 1 1 6
90 Teodoros, 1 22
sanat eletirisi. 9 teoloj i , 22
sanat eseri, 32, 4 1 doal teoloj i , 76
sanat eserleri, 32 Terentius, 5 3
sanat formu , 64 Tertullianus, 9 5
Savigny, 103, 1 22 Theodoros, 95
Schelling, 2 1 Theophrastos, 52
Schiller, 35, 40, 56, 67, 68, 69. Theophrastos', 53
70, 1 03 Thersites, 49
Schlegel, 1 03 , 1 22 tin bilimi, 28
Schleiermacher, 99, 1 0 1 , 1 03 , tin bilimleri , 9 , i l , 1 4, l .
104, 1 06, 107, 1 09, 1 1 1 , 20, 22, 24, 27, 34, 39, 72. ,4,
1 1 9, 1 22 79, 85, 1 08, 1 1 1
Scioppius, 97 tinsel anlam, 953
Semler, 99, 1 22 tinsellik, 29, 57
Seneca, 53, 5 8 Tocqueville, 1 2
Severino, 76 Tukidides, 40
Shakespeare, 38, 42, 44, 47, 49, Usener, 1 1 7
54, 55, 56, 57, 58, 6 1 , 62, 67. Valerius, 1 22
69, 87, 1 1 5 Vedalar, 93
sofistler, 24, 9 1 Vico, 76, 77, 78
Sokratik Okul, 24 Voltaire, 65
Stesichorus, 5 1 Watson, 80
Stoac filozoflar, 5 3 , 93 Welcker, 89, 103, 1 23
Swammerdam, 76 Wilhelm Meister, 66
Swifft, 62 Willis, 76
tarih, 22 Winckelmann, 1 2, 40, 1 09
tarih felsefesi, 9, I S Wolf, 89, 1 0 1 , 1 08 , 1 2 1 , 1 23
tarih incelemeleri, 1 8 Wolff, 1 23
tarih yazmcl , 27, 3 3 Wundt, 1 1 6, 1 23
Tarihi Okul, 1 2, 1 3 , 1 4, 1 6, 1 7 Yahudi Hristiyanl, 99
tarihsel aratrmalar, 96 Yeni Ahit, 94, 1 2 1
tarihsel dnya, 1 4 Zenodotos, 93, 1 23

You might also like