You are on page 1of 252

A.

KAL)IR UEN

Bilim Felsefesine Giri


Sentez Felsefe Kitaplar: 18
Referanslar Dizisi: 8

Bilim Felsefesine Giri


A.Kadir en
Sentez Yaynclk 2012

Bu kitabn yayn haklar Sentez Yaynclk Ltd. ti.'ne aittir.


Yaynevinin yazl izni olmakszn, ksmen veya tamamen alnt yaplamaz,
hibir ekilde kopya edilemez, oaltlamaz, yaynlanamaz ..

ISBN 978-605 -5790-37-0

2 . Basm Sentez Yaynclk


Ankara Eyll 2013

Kapak ve Dzen
Sentez

Bask
TARCAN MATBAACILIK YAYINCILIK SANAY T C. LTD. T .
Zbeyde Hanm Mah.Samyeli Sokak No: 1 5 S KTLER-ANKARA
Tel: 0 3 1 2 384 34 3 5 Faks: 0 3 1 2 384 34 3 7
Sertifika No: 2 5744

SENTEZ.... .... . .

YAYIN V E DAGITIM EGITIM ve


GRET M KURUM LARI T C.ve SAN. A..
Cumhuriyet Cad. Eski Tahl i No:5 BURSA
Tel: (O 224) 2 2 5 1 1 80 (pbx) Faks: (O 2 24) 2 2 5 0 2 00
b ilgi@sen tezdagiti m.com. tr
Sertifika No: 14399

SENTEZYAYINCILIK

A. KAD i R UEN
kadir@uludag.edu.tr
www20.uludag.edu.tr/-kadir
Prof. Dr. A. Kadir EN, 1 9 6 1 ylnda Erzurum'da dodu. lk, orta ve lise
tahsilini zmit'te tamamlad. 1985 ylnda Ankara niversitesi, Dil ve
Tarih-Corafya Fakltesi'nin Felsefe Blm'n bitirdikten sonra Yksek
Lisans ve Doktora almalarn Amerika Birleik Devletleri'nde tamamla
d. Doktora almasn Alnan felsefeci Martin Heidegger'in varlk kuram
zerinde yapt. 1993 ylnda Trkiye'ye dnd. 199S'de yardmc doent,
1997'de doent ve 2003'te profesr oldu. Yazarn Mantk, Martin Heideg
ger: Varlk ve Zaman, Felsefeye Giri, Bilgi Felsefesi, Klasik Mantk, Orta a

ve Rnesans'ta Felsefe, Varlk Felsefesi ve insan Haklar adl kitaplar var-


dr. Yurt iinde ok sayda sunduu bildiri ve yazd makalelerin yan sra
Rusya, ABD'de Heidegger zerine iki bildirisi; Rusya, Fransa ve ABD'de
yaynlanm birer makalesi bulunmaktadr. 1999 yaz dnemi TBA burs
lusu olarak ABD'nin Duquesne niversitesi'nde Teknoloji Felsefesi zeri
ne aratrma yapt. Bulgaristan ve Slovakya'da Erasmus program ere
vesinde dersler verdi. " Kltrleraras Diyalog ve Eitim" balkl Avrupa
Birlii projesini 2008-2009 tarihleri arasnda yrtcln yaparak
tamamlad. 2 0 1 2 yl yaz dneminde Y K burslusu olarak University of
Kentucky'de aratrma yapt. Halen Uluda niversitesi, Fen-Edebiyat
Fakltesi, Felsefe Blm'nde retim yesi olarak almaktadr. Evli ve
bir ocuk babasdr.

IINDEl(ILER

O 11.():l
.. 11

<illtl .................................................................................................... . 13

1. BOLUM
FELSEFE NEDiR? . .... .. ... ....................... . ...................... . . 17

. . ... .. . .. ...... ... ..

1 . Felsefenin Anlam .................................................................................... 1 7


2. Bilginin Tanm ........................................................................................ . 1 8
..
3. Bilgi T ur1 er. .............. ................................................................................. . 1 9
a. Gndelik Bilgi 20

b. Dinsel Bilgi .................................................................................................. . 20


c. Teknik Bilgi ................................................................................................. . 21

d. Sanatsal Bilgi ..................... ......................................................................... . 22


e. Bilimsel Bilgi ............................................................................................... . 23
1) Form el Bilim ler ................................................................................... . 23
2) Docija Bi lim leri ...................................................................................... . 24
3) n.c;a n Bi lim leri ..................................................................................... . 25
f. Felsefi Bilgi ....................................................................................................
. .
25
4. Felsefe Bilgis inin Ozellikleri 26

5. Felsefenin Konular ................................................................................ 28


2. BOLUM

BiLGi FELSEFESiNE GiRi 31


3. BOLUM
37

BiLGi FELSEFESiNiN KAVRAMLARI

1 . B ilgi: Bilen ve Bilinen ............................................................................. 3 7


2. Doruluk ve Gereklik ........................................................................... 38
3. Doruluk ve Anlamllk ......................................................................... 3 9
4. B ilgi ve B ilginin Gerekelendirilmesi ............................................. 4 1
5. Doruluk, Tutarllk ve Geerlilik ..................................................... 42
6. Apriori ve Apost eriori Bilgi .................................................................. 45
7. Analitik ve Sentetik Bilgi ...................................................................... 4 7
8. Bilme eitleri ..........................................................................................
. 49 .

9. Apodiktik - Assertorik - Problematik Bilgi/Onerme 52

1 O. Temel Bilgi - karmsal Bilgi ......................................................... 53


4. BOLUM
BiLGi FELSEFESiNiN PROBLEMLERi 55

........................................

1 . Doru Bilginin Olana Problemi ...................................................... 56


a. Dogmatikler ................................................................................................. 56
b. Kukucular ................................................................................................... 57

1) Kukuculua Yol Aan Genel ilkeler . ... .. . ... . . . . .. . .. .. ... 57 . . . . . . . . . .. .. . .. . . . .

2) Kukuculuk eitleri . . . .. . . . . . . . . . ....... . . . . . . .


. . . . . . . ... . . . .. . . . 59.. . ... ... . . .... . . . . . ..... . . . .

2. Doru Bilginin Kayna Problemi ..................................................... 66


a. Bilginin Kayna Deneydir .................................................................... 6 7
b. Bilginin Kayna Akldr ......................................................................... 67
c. Bilginin Kayna Hem Deney Hem de Akldr ............................... 68
d. Bilginin Kayna Sezgidir....................................................................... 69
3. Doru Bilginin lt Problemi ........................................................ 69
a. Doru Bilginin lt Uygunluktur .................................................. 71
b. Doru Bilginin lt Tutarllktr .................................................... 73
c. Doru Bilginin lt Tmel Uzlamdr . . .. . ........... . ...... ......... 77 . . . . .. . .

d. Doru Bilginin lt Apaklktr .................................................... 78


e. Doru B ilginin lt Verdii Yarardr ........................................... 79
4. Doru Bilginin Snr Veya Kapsam Problemi ........................... 80

a. ikin ldealizm .............................................................................................. 80


b. Transendental (Akn) ldealizm ......................................................... 8 1


c. Realizm ................................................... ........................................................ 82
d. Pozitivizm ..................................................................................................... 83
e. Neo-Pozitivizm ........................................................................................... 83
f. Aklclk ........................................................................................................... 84
g. Deneycilik ..................................................................................................... 85
h. Sezgicilik ....................................................................................................... 86
i. Pragmatizm ................................................................................................... 86
5. BOLUM

BiLiM FELSEFESiNE GiRi 87


............................................................

6. BOLUM
BiLiM NEDiR? 97

....................................................................................

1 . Bilim 97
..............................................................................................................

2. Bilimin Ozellikleri ................................................................................... 99


3. Olgu ............................................................................................................ 1 02
4. Bilimsel Bilgi ve Bilim Aratrmalarna Farkl Yaklamlar 1 04
5. Bilimsel Dnme ................................................................................ 1 0 6
6. Bilim ve Ortakduyu (Saduyu) likisi ........................................ 1 07
7. Bilim nsan ve Bilimin Varsaymlar ........................................... 1 08
8. Bilim nsannn Tarihsel Geliimi ve Kimlii ........................... 1 1 0

7. BOLUM
BLMN OLUUM SRELER 113 ...................................................

1. Bilimi Oluturan Temel Admlar 113 ...... . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .........................

a. Bil imsel Yntem . .. . ..... . . .. . 113


.. ................................................... .. ... . . . ......... ..

1) Olgusal sre (betimleme) . . ...... .... . .. ...... ... . . . . 114 .. . . . . . . . .. . . .. . . ... . .. . ... .... .

2) Kuramsal sre (ak/ama) .. . . 118 . . .. ... . . ...... ... .. . ...... .... .... .. .... .. .. . ..... .. .

b. Bilimsel Kuram . .... .... ... 124


............. ............................. .. .. ...... .......... ..............

c. Bilimsel Yasa ........... .. . 125


................................. ....... . ... .. ...... ...........................

2. Bilimlerin Snflanmas . 126 ............. . . . . . . . . . . ......... ...... ...... ............ .............

a. Biimsel (Formel) Bilimler . . .. .. 127 .. .................................................... . .. . .

b. eriksel (Olgusal) Bilimler . .. .. . . 128 ........................................... ..... ..... . .. .

8. BLM
BLME FARKLI YAKLAIMLAR 129 .................................................

1 . Bilimin Tanm Uzerine Farkl Grler . 129


...................... ........... ...

a. Klasik Bilim Anlay .. ... .. .. ...... . ............... .. .. . . 130 . ... .. . .. .. . . . .. . ..... ... .... ...... .. ...

b. ada Bilim Anlay . ........... . .. . 131 ... ...... .. . ... ............................................

2. Bilimin Oluumu ve levi zerine Farkl Grler 132 .. .. . . . . . . . . . .

a. Bir rn, Sonu veya Bitmi Bir Faaliyet Olarak Bilim:


Birikimsel Bilimci Yaklam .. ........... . . . . . 133 ............................... . .. .. .. . . .. ...

b. Bir Etkinlik veya Faaliyet Olarak Bilim: Devrimci Bilim


Anlay ........ ... . . . . . .. . . ... . . .
. . 136
....................................................... .. .. . . .. . . . ..........

9. BLM
DOGRULAMACI BiLiM KURAMI 139
- . .

................................................

1 . Giri ................. ............................... ................................................ . . . . . . . . . . . . 139


2. Dorulama . . . . . .. . .. .. ........... . . . . . . . . . . . . . . .......... . . ... ................ .....
. . . .... 141
...............

3. Dorulamann Tarihsel Arka Plan ........................ . .. . .... 142


...............

4. Doru Dnme Yntemleri ve Baz Kavramlar . ....... . . 144 .. . . . . . . . .

a. Tmdengelim . .. . . . ..... ........... . ............................................ . .. .. .. . . . 144 . . . ..... .. . ...

b. Tmevarm ........................ . ... .... . ..


.. . . . ................. ............................ . 145 .........

c. Doru nerme, yanl nerme, tutarllk, tutarszlk, geerlilik


ve geersizlik .............. .. ... .... .. ....
.. . .. . ................................................. .. 147 .. ....

d. Doruluk ve Anlamllk . .. .. ..... . . . . . . .............................................. . . 149 .. ......

4. Klasik pozitivizm ...................... . . . . . . . . . . . . .............. . . .. .. .. ...... ....................150


6. Klasik Olguculuktan Mantksal Olguculua Gei: Ernst Mach
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . ... . . . . . .. . 1 5 1
7. Mantksal Pozitivizm ve Viyana evresi ........................ ............. 152
a. Rudolf Carnap ve dorulamac bilim kuram .. ........................... 154
b. Olguculuk ............. . . .. . . ... ............................................ .. .... .. .. .. . . . .. .. .. 158
. . . ..... . ...

c. Anlamllk ilkesi ................... . ... .... .. . .


....... . . . .... .. ....................... . ................ 158
d. Dorulanabilirlik ilkesi . ... . .......... .... . . . . .. . ..... .................................. ....... 160
e. Uygunluk doruluk kuram . 160 .. .............................................................

f. Tmevarm yoluyla doruluun salamlatrlmas ve test


edilmesi . ........................... 161
...........................................................................

8. Mantk pozitivizme yaplan eletiriler .. .. . . . .. . . . . 163 . ... ... .. .. .... ..... . ...

10. BLM
YANLILAMACI BLM KURAMI VE KARL POPPER ........... 165
1. Dorulamac Kuramn Eleti risi . ....................... .. . ..... . .................... 166
2. Kari Popper ve Yanllamac Bilim Kuram . ................ ........ . ..... 169
3. Sosyal Bilimler Anlay . . . . .. ..... . . ....................... .... .. .... . .. ................ . ... 172

11. BOLUM
BiLiMDE SUREKLILIK VE DEVRiM ANLAYII 177

......................

1. Bir Etkinlik ve Olu Olarak Bilim Anlay . .. . . . .. . . 177 ... . ...... . . ...........

2. Thomas Kuhn ve Devrimci Bilim Kuram .. . . 178 ....... ... ............... .....

a. Uylamclk-uzlamclk-onaylama anlay 178 .............................

b. Kari Popper eletirisi . . .. . . . .


................... 180
..... . ... . ... .............. . ..... ....... . . . ......

c. Paradigma . . . . ..
........................................ . . 182 ..... . .... ........... . . ................ . ....... ...

d. Anomali . . . .
...................................... .. 184
.............. ..... .............. ....... . .................

2. Bilimin Oluum Sreleri .................................................................. 185


a. Bilim ncesi dnem . . 185
................................ .............................. ............. ..

b. Olaan/normal bilim dnemi . . 185


............ ....... ..... . ................................

c. Bunalnlar . .
................................. . . 187
.................... ........................... .............

d. Devrim 187
....................................................................................... .................

e. Olaan dnem . . ... ........................... 188


..........................................................

12. BOLUM
POST MODERN BLM ANLAYII .............................................. 193
1. Modern Bilim ve Pozitivizm Eletirisi ... ........ . . . .. . . . . 193
....... . .. . .. .... . ...

2. Aydnlanma Dnemi: nsan, Toplum ve Bilim . . .... . 194


.................

3. Bilim, nsan ve evre Anlay ............ ...................... . . ........ 198


.............

a. nsan merkezli insan, bilim ve evren anlay . . . .. 199


..................... ..

b. Doa merkezli insan, bilim ve evren anlay . ..... 20 1


......................

4. Bilim ve Toplum Anlay . .... . . . . . ............................. .. .. .. ... .. 201


................

5. Bilim ve Tarih Anlay .. .. . . . ..... ...... . ..... .... ............. . ... .. . .... . 202
..................

6. Bilim ve ktidar likisi .. . .. . .... .................. ...... ...... .. ...................... 203 .......

7. Anti-Bilim Anlay ve Post Modern Bilimin Temel Kabulleri


.................. . . . . .. . . ..... ... .............. . . . . . . .. ............. .. . ... . . .. . .. . . . . . . . . . ................... ... . . ... .. . . . 2 o 5
13. BLM
BLMN DEGER VE YAAMLA LKS ................................ 207
1. Bilimin Deeri rettii Teknoloj iyle Aa kar. .... . ... .. . . . .. . 207
. .
2. Bilimin Ahlaksal Deeri ..................................................................... 208
3. Bilimin Entelektel Deeri ...... .. ...... . . .. . .. . .. ... .. . . . . 209. . ... .. .... . . ..... .. ..... .... .

14. BLM
BiLiM TARiHi AISINDAN BiLiMLERiN GELiiMi 211

.............

1 . M sr ve Mezopotamya' da Bilim ........ . ...... .. . . .. ..... ... ....... 2 1 1 . . .. .. ... .. .... . .

2. Eski Yunan'da Bilim .......... ... . ............ .. ....... . . . . . .. .. .


. . . . .. ..... 2 1 2
.. . ... . .... . . .......

3. O rta a' da Bilim ..................................................................... ............ 2 1 3 .

4. Rnesans'la Balayan Modern Bilim ............................................ 2 14


15. BLM
... . . . .... .

DOGA FELSEFESi, EKOLOJi VE EVRE ETIGI 2 17 ........................

1 . lk a Doa Felsefesi ......................................... ..................... . .... . 2 1 8 . . . . .

2. Modern Felsefede Doa Felsefesi ............................................... . 220 ..

3. evre Etii .. ........................................... ............................................... 222


.. .

4. evre Felsefesinde Balca Akmlar... . ..... .... .. . . .. . . ... . ... . 229 . . . . . . .. ... . . . . ..

5. Doaya Sayg ....................................... .................................................. 2 3 5


.

KAYNAKA 238
.......................................................................................

DiZiN 245

..................................................................................................

nsoz

Bu kitap, uzun yllar yaptm almalarn ve verdiim bilim


felsefesi derslerinin bir rndr. Derslerde anlattm baz
bilim felsefesi problemleri ve dnrlerini de katarak burada
bilim felsefesini daha sistematik bir btnlk iinde ele almaya
altm.
Felsefeye yeni balayanlar ve ilgi duyanlar gz nnde tu
tarak, ''Felsefe Nedir?'' konusunu ilk blm ve ''Bilgi Felsefesi''
konusunu da ikinci blmde sunmak suretiyle bilim felsefesine
bir n hazrlk yaptm. Bilim felsefesine giri amac tayan bu
almada bilim ve kavramlar, konular, kuramlar ve problem
leri hem sistematik, hem de tarihsel bir ynten1le ve ayrca
bilim felsefecilerinin de grleriyle okuyucuya sunulmaktadr.
Bu adan alma bilim felsefesine deiik bir bak olana
salamaktadr.
Felsefenin temel problemlerinden biri olan ''Bilim Nedir?''
sorusunu cevaplamay denediim bu kitabn kendi alannda
Trke literatrde bir eksiklii gidereceini u m uyorum. Bu ve
dier almalarmn ortaya kmas iin bana zaman tanyan
eime ve oluma bir kez daha sevgiyle teekkrlerimi sunarm.

A. Kadir en
Bursa, Ekim 2012

Bilim felsefesinin amac aratrma alan olan bilimi, bir bilim


insan bakyla deil de bilim felsefesinin kendine zg bak
ve yntemiyle ele almaktr. Bilim felsefesi bilimin ne olduunu,
kavramlarn, ilevini, yntemini, doruluk deerini ve yapsn
aratrmaktr. Bu aratrmay bazen mantk pozitivistler gibi
mantksal ve dilsel zmlemelerle bazen bilim tarihi asndan
bazen de bir sosyal etkinlik olarak yapmaktadr. Bilim felsefesi,
bilimi ontolojil<, epistemolojik ve metodolojik adan ele alp
inceler. Bilim felsefesi ontolojik adan bilimin kavram ve prob
lemlerinin gerekliini, epistemolojik adan amacna ilikin
ortaya koyduu bilgilerin doruluunu ve metodolojik adan
ise bilirnin yntemini ve yapsn sorgular.1 rnein, bilim insa
n; 'ktle', 'ivme', 'yer ekimi', 'hz', 'zaman' vb. kavramlar kul
lanrken bilim felsefecisi bu kavramlarn gereklikte bir karl
var m diye sorar ve irdeler.
Pavitt'e gre, felsefe 'deneysel yntemle deil de mantksal
akl yrtmelerle varlklarn doasn aratran' bir etkinliktir.
Bu tanmlamaya uygun olarak bilim felsefesini de yle tanm
lar: 'Deneysel yntemle deil de mantksal akl yrtmelerle
bilimin doasn aratran bir disiplindir' .2
Felsefe, bilim felsefesini iine ald gibi, bilgiyi, varl, etii,

1
Grnberg, Teo ve Grnberg David, Bilim Felsefesi, Anadolu niversitesi,
Eskiehir 2 0 1 1 s. 3.
2 Pavitt, Charles, The Philosophy of Science and Communication Theory,
Nova Science publ., New York, 200 1 . s. 7.
14 BiLiM FELSEFFSINE GiRi

estetii, siyaseti, eitimi ve birok eyi kendisine konu yapabi


lir. Felsefe daha geni kapsaml bir etkinlikken, bilim felsefesi
daha dar kapsaml bir etkinliktir. Bilim felsefesinin konusu
sadece 'bilim' ve bilimle ilgili olan 'unsur'lardr. Bu nedenle
bilim felsefesi, felsefenin bir alt disiplinidir. Bilim felsefesi,
mantk, bilgi kuram, varlk felsefesi ve etikle iliki iinde bilimi
sorgular. Bu almada bu ilikiler balamnda bilim felsefesine
giri yapmay denedim.
lk blmde, genel anlamda felsefenin nelii zerinde du
ruldu. nk bilim felsefesine giri yapabilmek iin ncellikle
felsefi dncenin ne olduunun anlalmas gerekmektedir.
Felsefenin bir dnme etkinlii olarak ne tr zelliklere sahip
olduu ve nasl yapld aklandktan sonra bilgi trleri a
sndan felsefi bilgi ile dier bilgi trleri arasndaki fark ortaya
konuldu. Bylece hem felsefi hem de bili msel bilginin genel
anlamda ne olduu ve dier bilgi trlerinden ayrlan temel
zelliklerinin neler olduu aklanm oldu. Ayrca ilk blmde
bilimlerin snflamas ve felsefi bilginin zellikleri ele alnd. Bu
blmn son ksmnda da felsefenin konu alanlar ksaca tan
tld.
kinci ve nc blm, bilgi felsefesini ele almaktadr. Bilgi
felsefesi ya da epistemoloji anlalmadan bilimi anlamak ve
sorgulamak olanakl deildir; nk bilim olgular hakkndaki
doru bilgi ynndan baka bir ey deildir. O halde, epistemo
lojinin hem kavra mlarn hem de sorunlarn anlamak ve kav
ramak, bilime geii kolaylatracaktr. Biz de bu blmleri ve
bundan sonraki drdnc blm bu amala burada ele alp,
akladk.
Hazrlayc blmlerden sonra asl konumuza beinci b
lmde giri yaparak, bilim felsefesinin tanmn, amacn, dier
alanlarla olan ilikisini, yapl biimlerini ve temel sorunlarn
genel olarak tanmladk.
Altnc blm, dorudan 'bilim' kavramn ele alp birok
adan irdelemektedir: Bilim, bilimsel bilgi, olgu, bilimsel d
nme, bilim ile ortakduyu ilikisi, bilimin temel varsaymlar
ve bilim insannn tarihsel sreteki deiimleri akland.
Yedinci blm, bilimin oluu m srelerinin ele alnd b
lmdr. Bilimin hangi aamalardan geerek yapld adm
adm aklanarak bilimsel srecin nelii i rdelenmitir. Bilimsel
GiRi 15

yntem ayrntl biimde ele alnarak her bir srecin aklan


mas ile bilimin nelii i rdelenmitir. Ayrca burada bilimlerin
snflamas yaplarak, bilimlerin aratrd varlk/konu alanla
rna gre nasl snfland zerinde durulmutur.
Sekizinci blmde, klasik ve ada bilim yaklamlar teme
linde bilime olan farkl yaklamlar akland. Ayrca daha son
raki blmlere hazrlk olarak bilimi, yaplm bir etkinlik ve
yaplmakta olan bir etkinlik gren iki farkl bak as tantld.
Bylece birikimci-ilerlemeci bilim ve tarihselci-devrimci bilim
anlaylarna gei yapma olana oldu.
Dokuzuncu ve onuncu blm, bilimi birikimci-ilerlemeci ba
k erevesinde ele alan Carnap'n dorulamac ve Popper'n
yanllamac bilim anlaylarn iermektedir.
Onbirinci blm, bilime tarihselci bak asyla farkl yakla
m getiren Thomas Kuhn'a ayrld. Bilimi srekli ve devrimsel
deiimlerle oluan bir etkinlik olarak aklayan Kuhn, bilim
felsefesinde yeni bir sayfa amtr. B u blmde Kuhn'un g
rleri ele alnp tantld.
Onikinci Blm, genel hatlaryla 1 9 70'lerden sonra ortaya
atlan bilim eletirilerini topluca ieren post-modern yaklama
ve bilim anlayna ayrld. Bilim eletirisi ve kartl ereve
sinde bilime; zelde rasyonalizme ve pozitivizme yaplan tm
eletiriler bu blmde ilendi. Post-modern yaklamn temel
kabulleri ve kar klar o rtaya konularak bilimin ve teknolo
jinin sorgulanmas yapld.
Onnc blm, bilimin deerini ve yaamla ilikisini ele
almaktadr.
Ondrdnc blm ise bilimin tarihsel sreteki dnemle
rini eitli bilim tarihi dnemleri erevesinde aklamaktadr.
Son blm olan onbeinci blm, bu almay dier bilim
felsefesi eserlerinden ayrcalkl yapan blmdr. Burada doa
felsefesi, ekoloji, evre etii ve doaya sayg etii ele alnarak
akland. Bu blm bu raya koymamn amac, bilim, etik ve
doa ilikisini sorgulamaktr.
Bu almada eksik olan ksm ise sosyal bilimler felsefesi
dir. Sosyal bilimler felsefesine yer veremedim ama bundan
sonraki ilk baskda bu eksiklii de gidermeye alacam.

1. B O L U M

1 Felsefenin Anlam
.

Felsefe kelimesi Arapa olup Yunanca philosophia szcnden


gelmektedir. Philo sevgi anlamna gelirken, sophia bilgi veya
bilgelik anlamna gelmektedir. Philosophia, bilgiyi veya bilgelii
sevmek, aratrmak ve peinden komak anlamna gelmektedir.
lk olarak Pythagoras (M.. 580-500) tarafndan philosophia
terimi kullanlmtr. B ilginin sevilmesi ve istenmesi olarak
felsefeyle uraanlara da filozof ya da bilge insan ad verildi.
Delphi Tapna'nn kahini tarafndan en bilge insan olarak
nitelenen Sokrates (M.. 469-399)'e gre, ''felsefe dostlar ara
snda zgr bir aratrma biimi veya zgr insanlarn her ko
nu hakknda yaptklar her trden aratrma biimidir.''1 B u

terimler ve tanmlar, tam anlamyla Platon (Islam dnyasnda


Eflatun olarak tannr, M.. 427-34 7) ve Aristoteles (M.. 3 84-
32 2)'in hem kiiliklerinde hem de felsefelerinde deer kazanr.
Filozoflar insan yaamyla ilgili her eyi akllar yardmyla d
nerek, felsefeyi her eyi aratran bir bilgi alan yapmlardr.
B ilginin ve b ilgeliin ne olduu, felsefenin nasl tanmlana
ca konusunda ok deiik grler mevcuttur.2

Felsefe, dnmeyi reten sanattr.

1 Deleuze G. ve G uattari F., Felsefe Nedir?, ev.: Turhan Ilgaz, YKY, stan
bul, 1993, s. 34.
Bkz., Kenny, Anthony, A Brief History of Western Philosophy, Blackwell
Publishers, Oxford, 1 998.
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

18


Felsefi sorgulama, fikirler dnyasna bir ardr.

Felsefe, insann akln kullanarak, var olan hakknda soru
sorup, yant arama etkinliidir.

Felsefe ruh gzelliini ve mutluluu amalar; ksaca felse
fe yaama sanatn retir.

Felsefe mutluluk iin bir dnme ve yaama aracdr.

Felsefe, evren, dnya, insan ve toplum hakknda soru so
rup, varl ve yaam anlamlandrma abasdr.

''Felsefe, 'iletiimse/ ussallk' ya da 'evrensel demokratik
konuma'dr. ''3

''Felsefe, kavram yaratma ve [dnme] dzleminin a
tlmasdr. ''4

Yaplan tanmlardan anlalaca gibi, felsefe gerei ve do


ruluu aratrma ve bilme etkinliidir. O halde, ncelikle yapl
mas gereken bu bilme etkinliini anlamaktr. Sonu olarak
felsefenin ne olup olmadn tam olarak kavramak iin, ka tr
bilgi bulunduu nu belirlemek gerekir.

2. Bilginin Tanm

i nsan, iinde bulunduu ve yaad dnyada eitli nesnelerle


(varlklarla) karlar, onlar alglar ve bilmeye alr. Bilinli
ve akll varlk olarak insan sahip olduu farkl bilgi trleriyle,
karlat nesneleri bilmek ister. nsan bilme etkinliinde
bilen; yani zne, karlat nesneler ise bilinen; yani objedir. O
halde, bilme etkinlii, zne (bilen) ve nesne (bilinen) arasnda
oluan sretir. Byle bir etkinliin sonucunda kan rne de
bilgi ad verilir. s
Bilgi, zne ve nesne arasnda kurulan badan olutuuna
gre, bu balar ancak zne tarafndan kuru labilir. nk nes
neye ynelen ve onu alglayan, anlayan ve aklayan znedir. Bu
balar, bilgi aktlar ve bu bilgi aktlarn kuran da etkin znedir.
Nesne (bilinen), znenin yneldii pasif konumdaki bir olgu,

3 Deleuze G. ve Guattari F., a.g.e. ., s. 3 4.


4 A.g.e.., s. 44.
s M engolu, Takiyettin, Felsefeye Giri, Remzi Kitabevi, stanbul 1 9 9 2,
ss. 4 7-48.
FELSEFE NEDiR 19

olay veya varlktr. Etkin zne, bilinli ve akll varlk olarak ya


kendisinin dndaki bir varl bilmek ya da kendisini bilgi
nesnesi yaparak kavramak ister. Nesnelere ynelen zne, onlar
zerine dnerek, bir zihinsel etkinlik gerekletirir. Bu etkin
lik sonucu kavramlara ve kavramlardan kalkarak nerme ve

karmlara varr. i te, varlan son nokta bilgiyi verir.


Bilgi akt, zneden objeye ynelen bilin etkinliidir. Bilin
etkinlii olarak bilgi aktlar alglama, anlama (kavrama) ve
aklama trnde olabilir.6

Ornein, ''Yanmda duran bu masa, kahverengidir." eklin-


deki bir nermenin bilgisi, alglama akt ile elde edilmi bir bilgi
trdr. Alglama akt ile elde edilen bilgiler, somut nesneler
zerine yaptmz duyu deneyleri sonucu elde edilir.
Bilgi, yalnzca duyu verileri ile temellenen alg aktyla snr
lanamaz. Anlama akt ile, zne gerekte olan varl kavrayabi
lir veya anlayabilir. Anlama akt, doruyu btnyle kavramay
ierdiinden, sezgisel ya da zihinsel ierikli olabilir.7 rnein;
''u resimdeki gerei kavradm." ifadesiyle resimde verilen bir
gereklii tm alardan anladm sylemek istemekteyim.
Aklama akt, znenin nesne hakknda olan bilgileri, neden
leri, gerekeleri veya kantlar ile adm adm vermesini salar.
Aklama mantksal bir bilgi tr olup, bir ey hakknda ilk
bilgiden kalkarak adm adm son bilgiye doru giden bir sra

ierir.8 Ornein, yamurun nasl yadn aklamak gibi.

3. Bilgi Trleri

i nsan, kendi dndaki varlklar ve kendini tanmaya ve bilme-


ye alan tek varlk tr olarak, bilgi nesneleriyle farkl tarz
larda ilikiye girer ve farkl bilgiler elde eder. lk ocukluk gn
lerinden beri bilme ve tanma merak iinde olduunu psikoloji
ve pedagoji; ilk toplumlardan itibaren eitli trde bilgi rettik
lerini tarih, sosyoloji ve antropoloji bilimleri o rtaya koymutur.
Bilinli ve akll varlk olarak insann en byk zellii, nes
nelerle ok eitli trden ilikilere girerek, tek tr bilgi deil de

6
Mengolu, Takiyettin, a.g.e. ., ss. 54-70.
7
Mengolu, Takiyettin, a.g. e.., ss. 59-63.
B Mengolu, Takiyettin, a.g.e. ,. s. 70.
20 BiLiM FEl.SEFESINE GiRi

farkl bilgiler reten olmasdr. nsanln gemiine bakt


mzda, nesneleri dinsel veya gndelik bilgi ile kavramaya a
lmtr. Gnmz insan ise ounlukla nesnelere, bilimsel
adan yaklamaktadr. Grld gibi, znenin nesneye y
nelmesinde kulland yntem veya iliki tr, b ilginin ne tr
bilgi olduunu da belirlemektedir.
Bilgi, tad zellie ve elde edili yntemlerine gre farkl
trlere ayrlr: a. Gndelik Bilgi, b. Dinsel Bilgi, c. Teknik B ilgi, d.
Sanatsal Bilgi, e. B ilimsel B ilgi, f. Felsefi Bilgi.

a. Gndelik Bilgi

i nsan, doal ve toplun1sal olmak zere iki dnyada yaar; duyu


ve alglaryla her iki dnyadaki varlklar hakknda bilgi edinir.
Eer bu bilgiler belli bir neden-sonu ilikisi ve ynteme daya
nlmadan, dorudan kiinin alglarna ve sezgilerine dayanla
rak elde edilmise, bu tr bilgilere gndelik bilgi denir. Gnde
lik bilgi, insann gnlk yaamnda kulland pratik bilgilerdir.
''Hava bulutlanmaya balad, sanrm biraz sonra yamur
yaacak." eklindeki bir bilgi, gndelik bilgidir. Byle bir bilgi
her ne kadar neden-sonu ilikisinden karlm gibi grnse
de kiinin znel alg ve yarglarna dayanmasnn yan sra ger
ek anlamda neden-sonu ilikisiyle ve bilimsel bir yntemle
elde edilmedii iin genel-geer bir bilgi deildir. O halde, gn
delik bilgi znel genellemeler sonucu elde edilmi bilgi olduu
iin bilimsel ierikli bir neden-sonu ilikisini ve genel-geer
olma zelliini tamaz.
Gndelik bilginin kendi lleri iinde her ne kadar bir ge
erlilii, doruluu ve hayat kolaylatran bir yan varsa da, tek
tek olay ve olgularn znel alg ve sezgileri olmas nedeniyle,
bilimsel bilgi deildir. Gndelik bilgi, akl ve deney temelli ak
lamalar yapmakszn varlan genellemelerdir. Sonu olarak,
deneme-yanlma sonucu bulunan gndelik bilgi, nesnel, gz
lemsel, deneysel, neden-sonu ilikili ve genel-geer deildir.

b. Dinsel Bilgi
zne ve nesne arasndaki ba, yce bir varlk (Tan r) tarafn
dan belirlenen bir inan sistemine dayanarak elde ediliyorsa,
bu tr bilgiye dinsel bilgi denir. Dinsel bilgi, belli bir din temeli
FELSEFE NEDiR 21
.

zerinde evreni, insan ve toplumu aklayan deimez ve kesin


bilgidir. Dini bilgi, inanca dayand ve kayna Tanr olduu
iin, mutlak ve balaycdr.
Dinin amac, insann anlamakta glk ektii zellikle ma
nevi yaantlar ve yaratan hakknda inanca dayal b ilgi verme
nin yan sra insann bu bilgiler dorultusunda yaamn sr
drmesini salamaktr. Din, insanlarn ne yapp ne yapamaya
can kutsal kitap ve peygamberin sz ve tutumlaryla aklar.

i nsanlarn bunlar kabul edip etmemeleri serbest braklmasna


ramen, yaamlarn ve eylemlerini dine uygun ekilde yapma
lar iin zorlayc veya balayc nlemler de getirilmitir. Sonu
olarak, dini bilgi, dier bilgi trlerinden farkl olarak inan ba
ndan kaynaklanan mutlak, deimez, zorlayc ve kesin bilgidir.

c. Teknik Bilgi
nsanlar fiziksel adan bir ok hayvandan daha gsz olaak
yaratlmtr. Fakat insanlar dier hayvanlardan ayran en
nemli zellii, akll olmasdr. Akll va rlk olarak insan, kar
lat varlklar ve olaylar yalnzca tanma ve bilmenin tesin
de onlar kendi istekleri dorultusunda kullanmak iin dei
tirme gcne de sahiptir. Ksaca alet yapan varlk olarak insa11,
kendini dier varlklara kar stn ve gl yapar. Alet ve ge
re yapma bilgisine teknik bilgi denir.
Yunanca ''techne'' szcnden gelen teknik, beceri ve sanat
anlamna gelir. Yunanllara gre teknik, doal olann insann
becerisi ve sanat sayesinde yaamda kullanl ve yararl bir
alet ya da araca dntrlme ilemidir. B u anlamyla teknik,
doada olmayan fakat insann kendi akl sayesinde doadan
ald malzemeyi kendi hayatn kolaylatracak alete evirme
sidir. Grld gibi teknik, teorik bir bilgi olmaktan ok bir
eyin pratik kullanma dntrlme bilgisidir.
Teknik bilgi, znenin nesneyi pratik amalar iin deitirme
ve ondan alet yapma bilgisidir. Teknik bilgi, pratik bi lgi olup,

insana yarar ve kolaylk salayan bir ileve de sahiptir. insanl-


n tarihine baktmzda, ilkin alet yapma teknik bilgisi geli
mitir. lk insanlar doa ile giritikleri hayat mcadelesinde
nce yaamlarn kolaylatracak avclk ve barnma iin alet ve
gereleri yapmlardr. rnein, ucu sert ve keskin olan bir
22 BiLiM FEl.SEFESINE GiRi

mzrak ya da ok gibi. Daha sonraki dnemlerde insanlar makine


teknik bilgisine erierek, el gc yerine makine gc kullanma
ya baladlar. rnein, buharla ya da rzgarla alan makineler
gibi. Gnmzde insanolu, artk makine bilgisini aarak oto
masyon teknik bilgisini kullanmaya balamtr. nsan, seri
retimde makinelerin birlikteliine geerek, kendisini denetle
yen ve planlayan otomatik makineler yapmtr.
Teknik bilgi ile bilimsel bilgi ilk gnden itibaren birbirlerini
desteklemelerine ya da birlikte varlklarn srdrmelerine
ramen, farkl bilgi trleridir. Eski Yunan'da teknik bilgi, bilim-

sel bilgiden nce gelmekteydi. nce alet ve gere yaplr; sonra


da bunlara uygun olarak bilimsel bilgi geliirdi. Fakat bu nce
lik-sonralk ilikisi gnmzde deimitir. Gnmz insan
teknii ya da teknolojiyi, bilimsel bilginin bir rn olarak ka
bul etmektedir. Ksaca bilimsel bilgi, teorik bilgi olmas nede
niyle teknik bilgiden; yani pratik retimden nce gelmektedir.
Teknik, bilimin sonucu ya da pratie uygulan olarak tanm
lanmaktadr.

d. Sanatsal Bilgi
Teknik bilgi gibi, sanat bilgisi de beceri, yaratma ve retim et
kinlii olarak o rtaya kar. Fakat sanat bilgisi yarar amacndan
ziyade, gzellik duygusuna hizmet eder. Sanat bilgisi, gzellik
lerin ortaya konulmas srasnda kan bilgidir. Sanat (zne),
nesneye ynelerek onda grd bir eyi elindeki malzemede
ifade etmeye alr. Sanat bu ifadesini mzikte, resimde, hey
kelde, edebiyatta, seramikte ve tiyatroda aa karabilir.
Sanatnn znel becerisiyle yapt eser, holanma, beeni,
gzellik ve haz alma duygusunu ortaya karmak iindir. B u
anlamyla sanat bilgisi, subjektif (znel) bilgi trdr; nk
ayn nesneyle ilikiye giren iki sanat farkl sanat bilgileri ve
eserleri o rtaya koyabilirler. Sanat bilgisi; hayal gcnn, sezgi
nin, yaratmann ve becerinin bir rndr.
Sanat bir tr yaratma sonucu yaplan retim ise, doayla her
zaman kartlk iindedir. Sanat kulland malzemeyi (rne
in bir mermer parasn) doadan almasna ramen, ounluk
la doada olmayan bir nitelii veya gzellii ona vererek, yeni
bir eser yaratr. Ksaca sanat, doadaki nesneleri kullanmas-
FELSEFE NEDiR 23

na karlk, doada olmayan bir gzellii eserine koyar.

e. Bilimsel Bilgi
nsan aklnn belli bir konuya ynelerek elde ettii yntemli,
sistemli, dzenli, tutarl ve geerli, kantlanabilir ve denenebilir
nesnel (objektif) bilgisine, bilimsel bilgi denir.
Tanmdan anlalaca gibi, bilimsel bilgi u temel zellikleri
err:


nsann akln kullanmas,

Bir alan konu yapmas,

Yntem (deney ve gzlem) kullanmas,

Sistemli ve dzenli olmas,

Tutarl ve geerli olmas,

Kantlanabilir ve denetlenebilir olmas,

Nesnel; yani tarafsz bilgi olmas.

Bilimsel bilgi yntemleri, konular ve amalar bakmndan


e ayrlr: 1) Formel Bilimler 2) Doa Bilimleri 3) nsan Bilimle
ri9

Bilimler 1

1 Formel (Biimsel) '---


- D_o_a _B_ili_m_le_r_i I '-
l ---__n s_ a_n _B_ li _i m_le_r_i__,I

1) Form el Bilimler
Konusunu doadan almayan; yani duyu deneyinden gelmeyen,
buna karlk duyular st ideal bir varlk alann ele alan bilim
dallarna formel bilimler denir. Duyular alannn tesinde kalan
dnce alann ya da tasarlanan varlk alann inceledii iin
formel bilimlere ideal bilimler de denir. Matematik ve mantk
bu tr bilimlerdir. Her iki bilimin inceledii varlk alan dn
ceye veya tasarma aittir. rnein, matematiin bir gesi olan
rakam ''bir''i doada bulmak olanakszdr. Yine mantn bir
nermesini doada deil, dncede veya zihinde bulmaktayz.

9 Baknz: Bilimlerin snflamas konusu ayrca 5. blmde ele alnarak


farkl bir biimde snflanmtr.
24 BiLiM FELSEFESiNE GiRi

Grld gibi, formel bilimler konusu bakmndan hem doa


bilimlerinden hem de insan bilimlerinden farkldr.
Formel bilimlerin inceledii alandaki varlklar, doa ve in
san bilimlerinin varlk alannn aksine, zaman ve mekanda yer
almazlar. rnein; ''2 + 2 4'' gibi bir matematik ifadesi zaman
=

ve mekana bal deildir. Mantn geerli karmlar da zaman


ve mekana bal olmadan daima geerlidirler. nk hem ma
tematik hem de mantk tmdengelimsel karmlar kullanrlar.
Formel bilimlerin yntemi, bir dnme yntemi olan tmden
gelimdir. Buna karlk doa ve insan bilimleri ounlukla de
ney, gzlem ve tmevarm yntemlerini kullanrlar.
Formel bilimler, sembolleri kullanarak kendilerini ifade et
tikleri iin ayn zamanda bir ideal; yani yapay bir anlatm bii
mine de sahiptirler. B u nedenle dier bilimlere gre en nesnel
bilgi trleridir. Gnmzde hem doa bilimleri hem de insan
bilimleri, formel bilimlerin ifade biimleri olan sembolleri kul
lanmak suretiyle daha nesnel olmay amalamaktadrlar.

2) Doa Bilimleri
Formel bilimlerin tersine, reel dnyada var olan varlklarn
bilgisini inceleyen bilim dalna doa bilimleri denir. Konu alan
reel varlk alan olan doa bilimleri, kendi iinde fizik bilimleri,
yer bilimleri ve yaam bilimleri olarak e ayrlr.
Fizik bilimleri, doa bilimleri iindeki varlklar birok a
dan ele alarak, onlar hakknda olgusal, tmel ve doru bilgiler
verirler. Fizik; maddeyi, hareketi ve enerj iyi, kimya; maddenin
yapsn, bileenlerini, zeliklerin i ve deiimlerini, astronomi;
gezegenleri, yldzlar ksaca uzay inceler. Yer bilimleri; jeoloji,
meteoroloji, oinografi (deniz bilimleri), mineraloji ve paleon
tolojiyi (fosil bilimi) ierirken, yaam bilimleri; biyoloji ve tp
biliminden oluur.
Doa bilimlerinin temel zellii, olgusal ve deneysel olu la
rdr. B u zellii bu bilimlerin reel varlk alan hakknda bilgi
vermelerinden kaynaklanr. Olgu veya olgular aras ilikiyi ne
den-sonu bants ilkesine gre aklamaya alrlar. Neden
sellik ilkesi doa bilimlerinin genel, kesin, tmel ve doru yasa
lara erimesinin en nemli temelidir. Doa bilimleri, doada
egemen olan yasalara varmay kendine ama edinmitir. nk
doadaki varlklar, bir dzen iinde ayn yasalara gre hareket
FELSEFE NEDiR 25

etmektedir. Bu yasalar bulunur ve aklanrsa doadaki varlk


larn ne olduunu anlayabiliriz. B u ama dorultusunda, doa
bilimcileri olgular zerine deney ve gzlem yaparlar. Buldukla
r yarglar tmevarm yntemiyle genelleyip, yasalar elde
ederler.

3) n,<;an Bilimleri
nsan deiik boyutlaryla inceleyen bilgi trne, insan bilim
leri ad verilir. nsan bilimleri; antropoloji, sosyoloj i, psikoloji,
siyaset bilimi, dilbilimi ve tarih gibi insan kendisine konu ya
pan bilimlerden oluur.
Tm insan bilimleri, insan gemii, imdisi veya gelecei
bakmndan ele alabildii gibi, onu kltr yapan, toplum olutu
ran, tarih yapan, siyaset yapan ve dil oluturan varlk olarak ele
alp, inceler. Ksaca bu bilimler, insann yapp ettikleriyle ve ne
yapacaklaryla ilgilenirler.
nsan bilimlerinin konusu insan olduu iin, doa bilimle
rinde olduu gibi kesin yasalara varamazlar; nk insan doa
daki cansz varlklarda bulunan sabit ve genel yasalara bal

hareket etmez. insan, cansz doadan farkl olarak, zgr irade-


ye sahiptir. Nedensellik ve genel-geer yasalar, insan bilimle
rinde tam bir karlk bulamaz. Bu nedenle, insan bilimlerinin
amac genel-geer yasalara varmak yerine, insann yapp ettik
lerini anlamaktr. nsan bilimleri, aklama yntemi yerie an
lama yntemini kullanrlar.

f. Felsefi Bilgi
u ana kadar aklanan tm bilgi trleri varl paralyor, onu
belli bir adan ele alyor ve bulduu bilgileri doru olarak ka
bul ediyor. Felsefi bilgi, dier bilgi trlerinin aksine, evreni,
varl, insan ve toplumu paralara veya konularna ayrma
dan, bir btn olarak anlamaya alr. Felsefi bilgi, merak eden
ve soru soran varlk olarak insann, evren, dnya, kendi ve top
lum hakknda akl ile ortaya koyduu tmel dncelerdir.
Felsefe bilgisi, dnen znenin, nesneyi merak etmesi ve
ona ynelerek, onu sorgulamas ve anlamasyla o rtaya kan
tutarl, n yargsz, aklla temellendirilmi dncelerden olu
an bilgi trdr.
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

26

Soru tr Felsefi Bilgi Bilimsel Bilgi Dinsel Bilgi Sanat Bilgisi

Amac Var olan Var olan Var olan Var olan


nedir? aklamak aklamak aklamak aklamak
Kayna Akl+ deney Deney, gz- Vahiy, dini Yaratc sezgi
nedir? +felsefi sezgi lem sezg

Yntemi Tmdenge- Tmevarm Tmdenge- Oyknme,


. .

nedir? lim, diyalek- lim oyun ve


tik, analiz ve yaratma
sentez
Olgusu Her tr var Olgusal lahi Varlk Her tr var
nedir? olan varlk (maddi) varlk olan varlk
Doru- znel, man- Nesnel, ispat, znel, znel, anla-
lanmas tksal, tutarl- gerekelen- nan ma ve kav-

nasldr? lk ve uygun- dirme ve rama uzerne


. .

luk gsterme
Kime insan insan lahi Varlk, insan

aittir? Tanr
Sylemi Kavramsal, Kavramsal, Kavramsal, Kavramsal,
ve dili soyut ve soyut, simge- soyut ve soyut, simge,
nedir? tmel sel ve nicelik- tmel renk, ses,
sel madde, vb.

4. Felsefe Bilgisinin zellikleri


Felsefi b ilgi, aratrma ve i ncelemeye dayanarak eletirel bir
dnmenin sonucunda ortaya kar. nk felsefi tavr sahibi
birisi her eyi olduu gibi kabul etmez; felsefi bilgi olaylar kar
snda merak duyan insann olaylara olduundan farkl yak
lamasn salar. Merak, olaanda olaan d olana kardr.
Merak grnende grnmeyeni grmektir. Ksaca merak, sra
dan ve olaan olan bir eyde olaan d olan aratrmaktr.
nsan, dnyadaki varlklar farkl grd zaman, onlar bilmek
ve anlamak ister.
Olaylar anlamak isteyen zne, olaylarn bilgisini akl temelli
bir dizge veya sistem iinde yorumladnda felsefi bilgi ret
mi olur. O halde, felsefi bilgi, mantk ilkeleri erevesinde y
rtlen akl yrtmeler sonucu elde edilmi dizgeli veya sis-
FELSEFE NEDiR 27

temli bilgilerdir. Felsefi bilgi soyut, kavramsal, ussal ve kuram


sal bilgi olmas nedeniyle evrenseldir. nk problemlerinin
genel olmas nedeniyle bilgide de evrensellii veya tmellii
aramaktadr.
Felsefi bilgi birikimsel olarak ilerleyen bilgidir. Her ne kadar
felsefe kar klarla beslense de filozoflar bir nceki filozofun
dncelerine bir eyler katarak veya eletirerek daha farkl
bilgilere varrlar. Filozoflar ayn problemleri farkl adan yant
larla yeniden yorumlarken, ncekilerin sonularndan da yarar
lanrlar. Fakat felsefe bilgisinin ilerlemesi, bilimsel bilgi gibi
deildir. Felsefi bilgi, daha nceki bilgilerden ayr dnlemez.
Felsefe tarihi bir btnd r ve gz ard edilemez.
Felsefi bilgi, birletirici ve btnleyicidir. Filozof, tm bilgi
ler zerinde bir st dnme yaparak btncl bir aklama
yapar. Felsefi bilgi, insan, varl ve yaam bir btnlk iinde
ele alr ve eitli kuramlar oluturur.
Felsefi bilgi bilimsel bilgi gibi deneyle veya gzlemle kant
lanamaz. Bu bakmdan doruluu aka saptanabilecek bir
bilgi tr de deildir; nk felsefi b ilgi sreklilii ve yeni yo
rumlar ierir. Felsefe sorularnn yantlar bitmi ve tkenmi
deildir. Felsefi bilgi, zlmemi sorular zerine yeniden d
nmektir.
Felsefi bilgi, filozoflarn (znenin) kiisel dnme yetenek
lerine bal olmalarndan dolay zneldir. Fakat filozof kendi
znelliinde evrensel yantlar yakalamay amalar.o

Bilimsel Bilginin zellikleri Felsefi Bilginin zellikleri

Rasyonel ve mantksal Rasyonel ve mantksal


Olgu, nesne ya da maddi bir var Her trl var olan ya da konuyu
olan konu yap p aratrr ve aklar. kendisine aratrma alan yapar.
Bilimsel yntem kullan r (deney, Tmdengelim, analoji, diyalektik,
gzlem ve t mevarm). zmleme ve birletirme yntem-
lerini kullan r.
Sistemli ve dizgeli bilgi sunar. Sistem l i ve dizgeli bilgi su nar.

o en, A. Kadir, Felsefeye Giri, Sentez, Bursa, 201 2, s.: 59.


28 BiLiM FELSEFESiNE GiRi

Tutarl, doru, yasal, evrensel ve Tutarl bilgi ortaya koyar.


geerli bilgi verir.
Birikimsel olarak ya evrimsel ya da Birikimsel ilerler (Eski ve yeni bilgi-
devrimsel ilerler (Sadece dorularn ler bir arada birikir).
yer ald bir birikim sz konusudur).
Kantlanabilir ve tekrar edilebilir Akl yrtmelerle kantlanabilir ya
bilgi ve sonular ileri srer. da ikna edilebilir bilgiler ileri srer.
Olguya dayal ol mas nedeniyle Filozofun znel dncelerine
nesnel bilgi ileri srer. dayanan evrensel bilgi ileri srer.
Objektif ve tarafsz bilgi ne srer. Bir dnya grne dayand gibi
kendisi de bir bak as ortaya
koyabilir.

Bilgiyi, niceliksel dille ifade eder. Bilgi, soyut, kavramsal, tmel ve


genel olarak gnlk dilin terimleriy-
le ifade edilir.

5. Felsefenin Konular
Felsefe; evreni, dnyay, insan ve toplumu kendisine konu
yapmas nedeniyle tm var olanlar sorgulayabilen tek evrensel
bilgi trdr. Bu nedenle felsefe, geni bir alan, eitli sorularla
aratran bir zellie sahiptir.
Felsefenin inceledii konularn banda varlk, bilgi, ahlak,
bilim, sanat, s iyaset ve din gelir. lk konu geleneksel felsefe
nin de (Platon' dan 20. yzyln bana kadar) temel konularyd.
Bu konular daha sonraki nitelerde tek tek ele alnaca iin
burada ok ksa tanmlar yaplacaktr.
a. Varlk Felsefesi: Ontoloji olarak da adlandrlan varlk
felsefesi genelde varl kendisine konu yaparak, var olmann
doasn, kaynan ve snrlarn aratrr. Var olann yapsnn
ne olduu sorusu zerinde durarak, var olma trlerini sorgular.
M etafizikle yakn bir iliki iinde olan varlk felsefesi uzun sre
metafizik olarak anlalmsa da, varlk felsefesi metafizikten
yararland gibi, bilgi felsefesinden de yara rlanr. Deimez ve
kalc varln ne olduunu aratrrken, varln ilk nedenini
gstermeye alr.
b. Bilgi Kuram (Epistemoloji): Bilginin doasn, dorulu
unu ve kesinliini inceler. Baz noktalarda psikoloji bilgi konu-
FELSEFE NEDiR 29

suna girse de, epistemoloji bilgiyi zne-nesne arasndaki iliki


balamnda ele alr. ''Bir da idesi ile dan kendisi ayn mdr?''
gibi sorular kendine problem yapan bilgi felsefesi, bilginin
kaynan, snrlar n, imkann, doruluunu ve bilginin elde
edili ekillerini aratrr. Zihinde bulunan bir eyin idesiyle
bilgi veren nesnenin kendisi ayn kapsamda mdr? Gerek ve
aktel da, birok zellii ile zihindeki bilgi idesinden daha
fazladr. Zihindeki ide bir anlk sreken, da yz yllardr ye
rinde eitli deiiklikleriyle durmaktadr. Nasl olur da bilgi,
nesnesini tam olarak yanstr? Bilgi ve nesnesi arasnda nasl
bir iliki vardr? B ilgi kuram, bilen znenin bilinen nesne kar
sndaki durumuna gre de eitli alardan ele alnabilir. By
lece deiik bilgi kuramlar ortaya kabilir.
c. Bilim Felsefesi: Bilimin doasn tanmlamaya alr. B u
tanmlama abasnda bilgi kuramsal ve mantksal sonularn n
deyisini yapmaya alr. Bilim felsefesinin zel amac, bilimle
rin deiik alanlarda uygulanmas sonucu doan sonular ve
bunlarn snrlarn aklamaktr. Bylece yeni oluacak bilim
anlaylarna ve metafizik temellerine bir n hazrlk yapmak
suretiyle bilimlere ivme kazandrr. Bilim felsefesi zellikle
bilimsel metotlarn deerlendirilmesi ve anlalmasyla ilgile
nerek, gvenilir gzlemler, snflamalar, genellemeler ve doru
lamalar iin temel olanaklar hazrlar. Daha aka belirtmek
gerekirse, bilim felsefesi deneyin doasyla, deneme-yanlma
durumlarndaki olaslkla, greli deimezlerle, zorunlu deney
lerle ve bilimsel sonularla ilgilenir.
d. Ahlak Felsefesi (Etik): yi ve kt olan, ahlakl ve ahlak
sz olan inceleyen felsefe disiplinine ahlak felsefesi veya etik
denir. Ahlak felsefesi, insan davranlarndaki ahlaki deerleri
aratrr. Dier yandan saduyu, dini ve gndelik bilgiler de,
ahlak emirleri tanmlar ve insann davranlarn ynledirirler..
Tanr unu yap dedi, unu ise yapma dedi gibi. Fakat hibir
bilim ya da disiplin emretmeyi ya da tlemeyi iermez. Bu
anlamdaki ahlak tanmlar yanltr. nk bilim aratrr, ince
ler ve sorgular. Disiplin olarak etik (ya da ahlak felsefesi) ince
ler ve doru eylemin ne zaman kim tarafndan belirlendiini
aratrr. "Yapmamz gereken 11edir?'' ''devimiz nedir?'' ''So
rumluluk nedir?'' ''Vicdan, adalet, mutluluk ve bilgelik nedir?''
gibi sorular aratrr.
30

BILIM FELSEFESINE GIRI


e. Sanat Felsefesi (Estetik): Genelde iki soru zerinde du


rur: 1. Gzellik nedir? 2. Sanat nedir? B u iki soru birbirine ka
rtrlmasna ramen, aslnda birbirinden ayr iki sorudur.
nk baz gzellikler doann gzelliidir; yani sanatn deil
dir. Gzeli her alanda ele alp inceleyen felsefe dalna estetik
denir. Yalnzca sanat ve sanattaki gzeli inceleyen felsefeye de
sanat felsefesi denir. Baz sanatlar da irkindir, gzel deildir.
Bir resim birine gzel, dierine irkin gelebilir. Gzellik nere
dedir? Bakann veya izleyenin gzlerinde midir? Yoksa tuvalde
midir? Ya da baka bir yerde midir? Bu sorular soran estetiki
ayn zamanda u sorulara da yant vermek zoru ndadr. Gzelli
in temel zellikleri nelerdir? Gzellik, mzikte, dansta, resim
de, iirde, heykelde, mimarlkta, oyunda, geleneklerde, halk
danslarnda, folklorda, gnein batmnda ya da douu nda,
kadnda ve benzerlerinde bulunabilir. Tm bunlarda ortak olan
bir ey vardr. Gzel ve sanat nedir? Bunlardan baka, estetiki
sanatn zorunlu kalitesinin ne olduunu bilmek ve anlamak
ister. Sonuta, estetiki sanatla gzellie temel olan yarglar
aratrr. B u yarglarn temel standartlarn bulmaya ve herkes
iin ortak olan sanat ve gzellik tanmlamalar yapmaya alr.
f. Siyaset Felsefesi: Siyasal yaam, devleti, ynetim biim
lerini ele alan ve sorgulayan felsefedir. Balca sorular unlar-

dr: ''iktidar, gcn nereden alr?'', ''Yasalln veya merulu-


un z nedir?'', ''Devlet-birey ilikisi neye dayanmaldr veya
nasl olmaldr?'', ''Bireyin temel haklar nedir?'', ''Dzen nedir?'',
''Devlet tipleri nedir?'' vb. gibi.
g. Din Felsefesi: Felsefenin bir dal olarak dini inceler. Din
felsefesi, bir din deildir, dini anlamaya alan bir disiplindir.
Burada filozof din sorularyla megul olur ve onlar aklamaya
ve anlamaya alr. Birok dinden bahsetmek olanakldr:
slamiyet, Yahudilik, H ristiyanlk, Budizm, Konfysizm, Tao
izm, Shintoizm. Eer tm bunlar birer din ise acaba aralarnda
o rtak olan bir ey var mdr? Dinin z bunlarda bulunabilir

mi? Dinin z nedir? iyi yaam nedir? Buna benzer sorularla


dinler anlalmaya allr.11

A.g.e.., ss. 3 2-57.


2. B O L U M

Felsefenin temel disiplinlerinden biri olan epistemoloji ya da


bilgi kuram esas olarak insan bilgisinin doasn, kaynaklarn,
ltlerini snrlarn, kavramlarn ve bilginin olanakl olup
olmadn irdeler. Ksaca ''Bilgi nedir?'' sorusunu temele alan
bilgi felsefesine, epistemoloji ad da verilmektedir. Epistemoloj i,
Yunanca episteme (bilgi) ve logos (bilim, aklama, kuram) ke
limelerinin birlemesinden oluur ve bilgi kuram anlamna
gelir.1
Episteme; san, inan ve kan bilgisinden farkl olarak, doru
bilgi, bilimsel bilgi veya sistematik bilgi demektir. Platon'a gre,
episteme bilgisi en aydnlk bilgidir ve ilk ilkelerden hareketle
kantlanabilir ve zorunlu olan verir. Deneysel ve duyusal bilgi
den farkl olarak, kavrayla, yani akln dorudan bir kavrayla
asl gereklik zerine verdii apriori, zorunlu, genel-geer, t
mel, deimez bilgisidir.
Logos; doru sz, konuma, dnce, us, anlam, aklama,
yntem, neden, ilke ve bilim anlamlarna gelir. Felsefe tarihinde
ilk defa Herakleitos, logos' u felsefesinin temel ilkesi yaparak
evreni, yani varl bu ilke ile aklamtr. Herakleitos'la bala
yan ve stoaclara kadar olan srete her ne kadar logos farkl
ieriklerle tanmlansa da, genelde logos, evrendeki ussal dzen

M oser, Paul K., M ulder, O. H. ve Trout, ). O. The Theory of Knowledge, A


Thematik lntroduction, Oxford, Oxford University Press, 1 998, ss. 3-4.
32 BiLiM FELSEFESiNE GiRi

ve bu ussal dzenin yaratcs olan evrensel akl olarak anlal


mtr. amz da ise, incelenen bilgi alanlarnn sistemliliini,
dizgeliini ve dzenliliini veren bilim anlamna gelmektedir.
B ilgi felsefesi, yani epistemoloji; insan bilgisinin yapsn,
imkann, kaynan, ltlerini, snrlarn ve neliini inceler. O
halde, bilgi felsefesi veya epistemoloji, genel olarak bilginin ne
olduunu, nasl ve ne yoldan elde edildiini konu edinir. Bilgi
felsefesi, bilginin ortaya k srecinde bilen zne ile bilinen
nesne arasnda nasl bir bant olduunu aratrr.
Felsefecilerin bilgi konusu zerine ynelmeleri ok eski ta
rihlere kadar gider. Felsefe, ilk sistematik anlamn Akdeniz ve

Ege kylarnda oluan Eski Yunan uygarlnda bulur. i lk filo-


zoflar, insan aklnn maddi nedenleri bileceinden kuku duy
madlar. Miletli Thales (M.. 624-546) doa felsefesine ynele
rek, maddenin ve varln ilk ana maddesini aratrd. lk filo
zoflara gre, insan zihninden bamsz bir varlk vardr ve insan
akl bu varl bilebilir. Daha sonra Sokrates, Platon ve Aristote
les gibi filozoflar insana ve insann bilgi yetisine yneldiler.
Orta a felsefesinde, b ilgi sz konusu olduunda ontolojik
ve metafizik bir epistemoloj i anlay ortaya kmtr. Tanr'nn
bilgisi ile insann bilgisi arasndaki fark anlayndan yola kan
Orta a dnrleri, Tanr'nn tam bilgiye insann ise tikel ve
tekil bilgiye sahip olduunu kabul etmilerdir. Doru bilgi ise
ancak uygunluk doruluk koulu sayesinde bilginin Tanr'nn
bilgisine uygunluu ile olanakl idi. B u nedenle Orta a d
nrleri hakikat bilgisini Tanr'da aramlardr. Doa olaylar ve
olgular zerine bilgi ancak gerektii kadar elde edilmitir.
B ilgi kuramnn temel problemleri ok eskilere dayanmas
na ramen bu problemlerin sistemli incelenmesi ve yantlan
mas modern (Yenia) felsefenin balangcna kadar yaplma
mt. nsanlar bilgi konusunda dogmatik davranmlardr. D
nceden bamsz bir gerekliin ve bu gerekliin bir b ilgisi
olduunu sorgulamadan kabul etmilerdi.
Modern felsefeyle birlikte bilgi kuram (epistemoloji) felse
fenin temel konusu olmutur; nk Descartes modern felsefe
yi en ak ve seik l1ilginin zerine kurma abas iine girmiti.
Descartes'n ( 1 5 96- 1 650) bu istei btn modern felsefecileri
bilgi kuram zerine younlatrarak, insan bilgisinin olanakla
rn, neyi bilip neyi bilemeyeceini ve nasl doru bilgi elde
BiLGi FELSEFESi 33

edildiini aratrmaya ynlendirmitir. Artk bilginin yaps,


doas, olana, snrlar, ltleri, eitleri sorgulanmtr.2
''Pek ok yorumcunun zerinde uzlat bir nokta,
1 7. yzylda Descartes ile balayan ve bilginin kay
naklar konusunda deneyimcilerle usular arasnda
gelien felsefi tartmalarn ve bu dnemde retilen
kuramlarn epistemolojinin altn an oluturduu
dur ... Burada ''altn a'' deyimi, bilginin olanakll,
kaynaklar ve doas konularnn ad geen dnemde
felsefi dncenin merkezine yerlemi olduu anla
mna gelmektedir."3
Bu srete John Locke (1 632-1 7 04), David Hume ( 1 7 1 1 -
1 776) ve l mmanuel Kant ( 1 724- 1 804), bizim dmzda var
olduu kabul edilen varl b ilmeden nce, insann byle bir
varl bilip bilemeyeceini ele almlardr. Bylece modern
felsefeyle birlikte insann bilme olana ve kapasitesi felsefenin
temel konusu olmutur.4
Bilgi felsefesinde ilk olarak incelenmesi gereken problem,
''Acaba bilgi, daha dorusu doru bilgi ola nakl mdr?'' Yani

doru bilgi elde etmek imkan dahilinde midir? i nsan zihni, ister
bizden bamsz, ister bize baml olsun gerek denilen varlk
hakknda bilgi sahibi olabilir mi? Bu sorunun ncelikle sorul-

mas ve yantlanmas gerekir. ikinci olarak ''Doru bilginin kay-


na nedir?'' sorusu problem olarak ele alnmaldr. Doru bilgi
tek bir kaynaa m yoksa birok kaynaa m baldr? Acaba bu
kaynak nedir? nc problem ise ''Doru bilginin lt ne
dir?'' konusudur. H angi kriterler sonucu bir bilgi doru olmak
tadr? Bilgiyi doru klan ey nedir? Bilgi felsefesinin son prob
lemi de ''Nereye kadar bilebiliriz?'' konusudur. Bilginin snr ve
kapsamn sorgulayarak neyi bilip neyi bilemeyeceimizi belir
lemek olanakldr.
B ilginin neliini aratran epistemoloji, mantk ve psikoloji-

2 Moser, Paul K. a.g.e ., s. 7.


. .

3 Ba, Murat, " Epistemoloji", Ahmet Cevizci (editr), Felsefe Ansiklopedisi,

cilt 5, Babil Yaynclk, stanbul 2007, ss. 567-58 1 .) ve


http://www. phil.boun.edu.tr/bac_episte.htm
4 Bkz., Lewis S. and Kleiman L., Phi/osophy: An lntroduction Through Lite
rature, Paragon House, New York, 1992.
34 BiLiM FELSEFESiNE GiRi

den ayr bir alandr. Bilgi felsefesi, insan bilgisinin yapsn,


imkann, kaynan, ltlerini, snrlarn ve neliini inceler
ken; mantk, doru dnme formlar olan geerli usavurmalar
aratrr.
nsan akl hem doay hem de kendini bilme gcne sahip
tir. Doada olay ve olgular, belli yasa ve ilkelere gre oluur.
Akl, doadaki olay ve olgularn olmasn salayan yasa ve ilke-

leri, bilimsel yntem ve deneyle bilebilir. insann yapt bu


faaliyete doa bilimleri denir. Dier yandan insan, kendi akln
ve bu akln almasn da bilmek ve renmek ister. Akln a
lma dzenini aratran b ilgi dallarndan biri de mantktr.
Dnceler aras ilikiyi, dzeni, yasalar, ilkeleri, doru ve
dzgn dnme formlarn inceleyen bilim dal mantktr. O
halde, mantk, doru ve dzgn dnme formlarn inceleyen
bilim daldr.
Doru ve dzgn dnmek, akl yrtmedir. Akl yrt
mek, yargda bulunarak ve usa vurarak karm yapmaktr.
Mantksal karmlar veya akl yrtmeler, en az iki dnce
arasndaki bir ilikiyi ortaya koyarak, birini dierinin kantla
yan yaparak yeni bir yarg ne srmektir. Yargya nerme, akl
yrtmeye de karm denilir. Yarglar, hkm ve haber veren
cmleler olduundan doru ya da yanl olabilirler. Doruluk
ve yanllk, nermenin gerekle uygunluuna baldr.
Akl yrtmek ya da karm yapmak, en az iki nerme ara
sndaki iliki sonucu birinden dierini karma; yani bir veya
birka nermeden yeni bir nerme karmaktr. Temele konu
lan nermelere ncl, karlan yeni nermeye de sonu denir.
Akl yrtme veya karm, ncl veya ncllerden sonu
karma ilemidir. Doru ncl veya ncllerden zorunlu olarak
doru sonu karma ise geerli akl yrtmedir. Bylece, man
tk doru ncllerden doru sonu karma formlarn incele
yen bilim daldr. Bu tanmyla mantk, geerli akl yrtme
yollarn eitli alardan inceler.
Doru bilgiyi ele almalar bakmndan mantk ve bilgi felse
fesi birbirine yakn grnmelerine ramen, bilgi kuram bilgi
nin kendisiyle ilgilenirken, mantk bilgiler aras doru, tutarl
ve geerli ilikiler zerinde durur. Mantn kurucusu olan Aris
toteles, mant bir alet bilimi olarak tanmlamtr. Yazd
Organon adl eserinde doru, tutarl ve geerli dnmenin
BiLGi FELSEFESi 35

form ve ilkelerini o rtaya koyarak, karm biimi olan kyas ele


almtr. Mantk nermelerin bizatihi doruluuyla deil,
nermeler aras ilikiyi ve bu ilikiden kan sonucun yine n
cllerle olan doru balantsn aratrr.5 Ksaca mantk, geerli
dnme formlarn aratrmas bakmndan biimsel bir ileve
sahipken; bilgi felsefesi, bilgiyi felsefe kavramlaryla ele alarak
insan zihninin bilgi elde etme yollar ve yapsyla ilgilenir. Bilgi
felsefesi, zihnin bilgi yapsn aratrr. Bu bakmdan mantk
dorusu ile bilgi felsefesinin dorusu farkldr. Mantk, doru ile
nermeler aras zihinsel ilikinin olanaklln anlarken, bilgi
felsefesi doru ile nermenin bilgi nesnesiyle olan rtmesini
anlamaktadr. Mantk, akln ilkeleri dorultusunda usavurma
ilemi gerekletirir. Buna karn bilgi felsefesi, zihnin bilgi elde
etme olanaklarn eitli yaklamlarla aklamaya alr.
Psikoloji de bilgi felsefesi gibi zihnin alma artlarn ve
renme koullarn incelerken, bilgiyi veya renmeyi beynin
fizyolojik yapsyla aklamaya alr. Zihnin bilgi elde etme
imkann, kaynan, snrlarn maddi yapdaki beynin bir faali
yeti olarak kabul eden psikoloji, bilgi felsefesinin ussalln
fizyolojik gelerle aklar. Psikolojiden farkl olarak, b ilgi felse
fesi ileri srd eitli bilgi kuramlaryla, bilginin fizyolojik
veya fiziksel bir ilem olmadn ileri srerek insan aklnn bir
rn olduunu kabul eder. Bilgi felsefesi, mantktan ve psiko
lojiden farkl yap ve yntemlere de sahiptir. Bilgi felsefesi,
felsefenin bir alt disiplini olmas bakmndan psikolojiden ayr
lr. 6

5
en, A. Kadir, Klasik Mantk, Sentez Yaynclk, Bursa, 201 2 , s. 3 7 .
6
en, A. Kadir, Felsefeye Giri, Sentez Yaynclk, Bursa, 2012, s. 88.
.. ..

3. B O L U M

1 . Bilgi: Bilen ve Bilinen


Bilgi felsefesinin temel kavram bilgidir. ''Bilgi'' ne demektir?
Bilgi kavramyla neyi anlatmak ve anlamak istiyoruz? ncelikle
bilgi denilen ey, insana aittir. B ilgi, insan bilgisidir. O halde,
bilgi felsefesinin konusu olan bilgi insann kendi bilgisidir. By
le bir bilgi de genellikle aklsal ve zihinsel bir etkinlik olarak
anlalmtr. Niin insann bilgisi ele alnmtr da baka varlk
larn bilgisi bilgi felsefesinin konusu dnda tutulmutur? n
k bizler nce kendimizin bilgi yetilerini, imkanlarn ve koul
larn incelemeliyiz. Akl sahibi varlk olarak tanmlanan insan,
zihnin veya akln gcyle bilgi nesnesinin verilerini kavramsal
hale getirerek bilgi elde eder.

insana ait olan bilgi nasl o rtaya kmaktadr? Bilgi insann


bir zellii olduuna gre, ancak insanlar bilebilir. O halde, bilgi
sahibi olan varla ''bilen'' demek doru olur. Bilen olduuna
gre diyalektik dnle bir de bilenin antitezi olan ''bilinen''
olmas gerekir. Bilen, bilinen eye ynelir ve bilgi ortaya kar.
Bilgi felsefesinin en temel kavramlar unlardr:
1 . Bilen (zne, sje)
2. Bilinen (nesne, obje, ey)
3. Bilgi.
Felsefe l iteratrnde bilene ''zne'' veya ''sje'' de denilmek
tedir. Bilinene ise ''obje'' veya ''nesne'' denilmektedir. Bilen var-
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

38

lk olarak zne, bir eye ynelerek o eyi kendi bilgi nesnesi


yaparak onun ya bir ksm ya da tamam hakknda bilgi sahibi
olur. O halde, bilgi bir srecin sonunda oluan rne verilen ad
dr. zne ve bilgi nesnesi veya bilen ve bilinen arasndaki iliki
srecinde o rtaya kan olguya bilgi denir. Bilen, bilinen, bilgi
geleri ve bu sreci inceleyen felsefeye de bilgi felsefesi ad
verilmektedir. u halde bilgi felsefesi, genelde bilginin ne oldu
unu, nasl ve hangi yollarla elde edildiini kendine konu yapar.
zne ve bilgi nesnesi arasndaki ban nasl kurulduunu ele alr.
Bilen zne, bilinen nesneyi nasl bilir? Bilinen nesne bilen
znenin zihninden bamsz mdr? Zihinden bamsz bir var
lk var mdr? Bilen zne, kendini bilgi nesnesi yapabilir mi?
Bilen zne olarak insan bir ey bilebilir mi? Yoksa bildiini
sanmakta mdr? Eer bir eyi biliyorsa, bildii eyi hangi kay
nakla ve hangi yollarla bilmektedir? Bildiinin doruluunu

veren lt veya ltler nelerdir. Ozne nereye kadar bilebilir?


Bilginin snrlar ve kapsam ne kadardr? Bu sorular oalt
mak olanakldr. Grld gibi bilgi felsefesi, temelde bilgi
konusunu ele alsa da ok geni bir sorgulama ve aratrma ala
nna sahiptir.

2. Doruluk ve Gereklik
Bilgi felsefesinin bir dier kavram ifti de doruluk ve gerek
liktir. Bilgi felsefesi, doru bilgiyi aratrmaktadr. Acaba doru
luk ve gereklik ayn eyler midir? Yoksa biri dierini iermekte
midir? Yoksa ikisi de farkl iki kavram mdr?
''Doruluk nedir? Bu soruya verilen klasik yant, bir dn
cenin doruluunun, onun gereklikle uyumasndan olutuu
nu ortaya koyar." Bu tanm, dncenin gereklikle uyutuu
nu sylemektedir. O halde, doruluk dnceye ait bir durum
dur. Her ne kadar dnceye ait olsa da dnen znenin varl
n belirten bir durum deildir; fakat gereklikle iliki iinde
dir. Demek ki doruluk ve gereklik bir iliki iinde bulunmak
tadrlar; ama ayn ey deildirler. Doruluk, dncedeki bir
ey zerine sylenmi bir yargya veya nermeye aittir. Bir

Ajdukiewicz, K. Felsefeye Giri: Temel Kavra11lar ve Kuranla ev.:


Ahmet Cevizci, Gndoan Yay., Ankara 1 989, s. 1 7 .
BILGI FEl.SEFESININ KAVRAMLARI 39

yargnn veya nermenin doruluk deeri vardr. Klasik felsefe


ve mantkta doruluk deeri olarak doru ve yanl deerler
anlalmaktadr. Bu nedenle bir yargnn doruluundan sz
etmek, o yargnn yanl ya da doru olabileceini sylemektir.
Doruluun yargda, dncede, nermede ve zihinde oldu
unu belirledikten sonra ''Gereklik nedir ve nerededir?'' soru
suna bir yant arayabiliriz. ''Gereklik nedir? sorusunu yantla
yabilmek iin ncelikle 'gereklik neye ilikindir?' ya da 'ger
ekliin taycs nedir?' sorularnn yantlanmas gerekir."2
Gereklik, dnceden bamsz olarak var olan bir durum,
olgu veya nesnedir. Gereklik, doruluu salayan varln bir
zelliidir. Doruluk, dncenin bir zellii iken, gereklik
dnceden bamsz olarak var olan bir eyin zelliidir. r
nein; ''Altn sardr." nermesinin bir doruluk deeri varken
bir gerekliinin var olduu sylenemez; nk ''Altn sardr."
nermesi ''altn'' diye adlandrdmz elementin sar olmas
halinde doru, olmamas halinde ise yanl deeri almaktadr.
Buna karlk ''altn'' kendi bana bir varlk olarak ne doru ne
yanltr; fakat o gerek bir varlktr. ''Altn''n gereklii varken,
''Altn sardr." nermesinin doruluu vardr.3
Doruluk bir deerdir; znenin gereklik hakknda ileri sr
d yargnn yanl ya da doru olma deeridir. Gereklik ise
bir tr var olma durumudur. Bir eyin varlk olma zelliinden
dolay, o eye gerek diyoruz. rnein, ''Kaf Da'' denilince
herkes bir eyi dnr; fakat dnlen bu dan gereklii
sz konusu olunca hi kimse Kaf Da'nn gerek olarak var
olduunu ispat edemez. Gerek, yalnzca dncede var olan
deildir; ayn zamanda dnceden bamsz olarak da var olan
nesnel bir durumdur. Doruluk, nermede, yargda ve zihinde
bulunurken, gereklik, var olan dnyann nesnesi veya olgusudur.

3. Doruluk ve Anlamllk
Bilgi felsefesinin dier bir kavram ifti de bir cmlenin anlaml
l ve doruluudur; bir cmlenin doru veya yanl deerleri

z Tepe, Harun, Platon' dan Habermas'a Felsefede Doruluk ya da Hakikat,


Ankara, Ark Yaynevi, 1 99 5, s. 4.
3 en, A. Kadir, Felsefeye Giri, Sentez Yaynclk Bursa, 2012, s. 9 1 .
40 BiLiM FELSEFESiNE GiRi

alabilmesi iin nce o cmlenin anlaml olmas gerekir. Eer bir


cmle anlaml deilse, o cmlenin doruluundan veya yanl
lndan sz edilemez; nk ancak anlaml cmleler bir yarg
da bulunur. Anlam olmayan bir cmlenin gsterecei veya
ynelecei bir nesne veya olgu da yoktur.
Bir cmleyi anlaml yapan nedir? Bu sorunun yant farkl
felsefi grlere gre deimektedir. Anlam konusu alanda
ele alnmtr:
1 . Bir kelime veya szcn belirttii veya iaret ettii ey.
Bir kelime veya szck anlaml veya anlamsz olabilir.

Ornein, ''masa'' kelimesi bir eyi belirttii iin anlaml-


dr; buna karlk birisinin uydurduu ''maa'' kelimesi
anlamszdr; nk belirttii bir ey yoktur.
2. Bir nermenin veya yargnn veyahut dncenin an
latmak istedii bir ey anlaml veya anlamsz olur. Bilgi
felsefesinin alan iine giren bu ikinci anlamdaki anlam
llk ve doruluk ilikisidir. Cmlenin anlaml olmas da
ha nce belirtildii gibi cmlenin doru veya yanl ol
masn da salar.
3. Bir dilsel ifadenin anlam, iletiim o rtamnda tad an
lamdr. nerme kurmadan da anlaml cmleler o rtaya
konularak iletiim gerekleebilir. Gnlk dildeki ileti
im o rtam, her zaman nerme veya yarglarla olmaz;
genellikle farkl dil bilgisi geleri kullanlarak anlama
salanr.

Fakat her ekilde de o rtak olan nokta udur: Bir cmlenin


ve ifadenin terimleri dilbilgisi kurallarna gre dizilmemise bu
cmle veya ifade anlamsz olur. Dil bilgisi ve sz dizim kuralla
rna gre dizilmi terimlerden olumu bir cmle anlamldr ve
ancak byle cmleler doruluk deerine sahiptir. Dil bilgisi ve
sz dizimi kurallarna gre dizilmi cmlelerle insanlar anla-

ma ve iletiim salar. i letiim iki birey arasnda karlkl ayn


anlama gelen cmlelerle olanakldr. letiim, anlatlan ile anla-

lan ayn anlam tadnda gerekleir. O rnein; bir saat usta-


s randan ''Yldz tornaviday ver." diye bir istekte bulundu
unda, usta ve rak ''yldz tornavidann'' ne olduunu ve an
lamn bilmektedirler. Ayn nesneye ayn anlam ve ad verdik
leri iin iletiim gerekleerek karlkl birbirini anlamaktalar.
BiLGi FELSEFESiNiN KAVRAMLARI 41

4. Bilgi ve Bilginin Gerekelendirilmesi


Klasik bilgi tanmnn dayand lt srasyla doru olma,
inan ve gerekelendirmedir. Gerekelendirme veya hakllan
drmann yaplabilmesi iin ilk iki koulun yerine gelmesi gere
kir. Baka bir syleyile, nce P gibi bir bilgi doru olacak ve
P'nin doruluuna inanlmas da art olacaktr. Bilginin bu l
zmlemesi Platon'un Theaetetus'undan beri bilinmektedir.4
''Felsefe literatrnde yaygn olarak kulanlan ta
nma gre, bir znenin belli bir nermeyi bilmesi iin
temel koul salanmaldr: zne bilginin konusu
olan nermeye inanyor olmaldr. B ilginin konusu
olan nerme doru olmaldr. znenin, bilginin konu
su olan nermeye inanmas iin iyi gerekeler olmal-
'' 5
d r.
B ilgi, bilen ve bilinen arasndaki bilisel srecin rndr.
Bu srete elde edilen bilgilerin doru bilgi olduunun gereke
lendirilerek gsterilmesi zorunludur; aksi taktirde bu bilginin
doruluundan sz edemeyiz. Bilginin doruluu nce o bilgiyi
veren cmlenin anlaml olmasna sonra da anlaml nermenin
d dnyadaki gereklikle ilikisini gsterecek hakllandrmay
yapmaya baldr. Hakllandrma veya gerekelendirme, ger
eklik zerine olan bilgiyi ifade eden nerme veya cmlenin
dayanaklarn ortaya koyma ilemidir.
20. yzyl felsefe akmlarndan analitik felsefe, anlamllk ile
dorulanabilirlik ilikisini grlerinin temeline koymulardr.
Analitik kurama gre, nermeyi gerekelendiren veya hakl
klan lt, nermenin dorulanabilir olmasna baldr. Bir
cmlenin anlamllyla, o cmlenin dorulanabilirlii arasnda
bir paralellik vardr. Bir nermenin en azndan ilke olarak do
rulanabilir olmas, o nermenin anlaml olmasna baldr. An
laml cmlenin karl olan olgusal dnya vardr ve byle bir
dnyada o cmlenin doruluu test edilebilir. Bu gre gre,

4 Moser, Paul K., M ulder, D. H. ve Trout, ) D. a.g.e. ., s. 14.


.

s Ba, Murat, "Epistemoloji", Ahmet Cevizci (editr), Felsefe Ansiklopedisi,


cilt 5, lstanbul: Babil Yaynclk, 2007, ss. 567-58 1.) ve

http: / /www.phil.boun.edu.tr/bac_episte.htm
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

42

dorulanabilir nermeler doru ya da yanl deer alrlar, fakat


anlamsz cmlelere bu tr deerler verilemez; nk onlarn
olgusal dnyada doru ya da yanl bir karl yoktur.
Analitik felsefe, nermelerin gerekelendirilmesini dilin
mantksal zmlerine indirgeyerek yapmaya almtr. B u
nedenle, bugn gerekelendirme nermelere ilikin bir doru
luk durumudur. Varla ya da var olana ilikin bir dorulama
dan ok, doruluk, anlamllk ve gerekelendirme bilgi kuram
erevesinde ele alnmaktadr. Analitik felsefe, varlksal unsur
lar tamamen bilgi kuramnn dna karmaktadr. Sonu ola
rak, bilgi felsefesinin temel unsuru (doruluk, inan ve ge
rekelendirme), zmleyici ya da deneyci-mantk bak a
syla ele alnmaktadr.6
Edmund Gettier'in 1963'de Analysis dergisinde yaynlanan
''Hakllatrlm Doru nan Bilgi midir?'' balkl makalesi, bir
znenin bilginin gerek koulunu da salamas durumunda
bile tmcesel/nermesel bilgiye sahip olmayabileceini gs
termeye alr. Bilginin temel unsuru baz durumlarda tesa
dfen gereklemi olsa da, znenin bilginin doruluuna bili
sel eriimi bulunmamaktadr. temel koulun bilgi iin gerekli
olduu ileri srlmesine ramen bu koullarn yeterli olmadk
lar Gettier'in makalesinde verdii kart rneklerle gsteril
mektedir.

5. Doruluk, Tutarlllz ve Geerlililz


kavram genellikle birbirlerinin yerine kullanlarak, kart
rlmaktadr. Fakat her birinin anlam dierinden farkldr.
Gnlk dilde doru ve yanl deyimleri arasnda
kesin bir ayrm izemediimizden, bu terimler ger
ek, geerli, geersiz, tutarsz ve tutarl kavramlar ye
rine de kullanlmaktadr. Fakat her terim ya da kav
ram dierinden farkldr. Bu farkll da en iyi mantk
ortaya koymaktadr. Bu kavramlarn kartrlmas
sonucu, geersiz karmlara yanl karm denilerek

byk bir yanllk yaplmaktadr. Ornein, yanl akl

6 Tepe, Harun, a.g.e. ., s. 7.


BiLGi FELSEFESiNiN KAVRAMLARI 43

yrtmelerden geersiz sonular karttmz syle


diimiz gibi, geersiz akl yrtmelerden de yanl
sonular karttmz sylemekteyiz. Bu kavramlar
ve ifadeleri aka tanmlamalyz.7
Eer bir cmle yarg bildiriyorsa, bu cmleye mantkta
nerme denir. Bir nerme yaps gerei bir doruluk deerine
sahiptir; nerme ya doru ya da yanltr. Yarg bildiren ner
meler doru ya da yanl olur. nerme, bir durumu veya olay
olduu gibi bildiriyorsa nermeye doru, bildirmiyorsa ner
meye yanl denir.
Tutarllk ise nermenin en az bir sefer doru deer almas
veya dier nermelerle olan ilikisi sonucu ortaya kar. Birden
fazla nermenin bir araya gelmesi sonucu oluan btnln
tutarll veya tutarszlndan sz edilir. Eer bu nermeler
aras iliki bir btnlk oluturuyorsa, tutarl; oluturmuyorsa
tutarsz denir. Eer oluan ilikinin tutarll her durum ve her
zaman iin gerekleirse, bu duruma da geerlilik denir. Doru
nermelerin oluturduu tutarl ilikilerin evrensel olmas, bu
ilikinin geerli olduu anlamna gel ir.
rnein, ''Tm cisimler yer kaplar." nermesinin bir doru
luk deeri vard r. ''Tm cisimler yer kaplar." ve ''Yer kaplayan
eyler yaylma sahiptir." nermeleri birbirleriyle tutarldr;
nk bir sistemde elimeden veya birbirini yanllamadan
yer alabilmektedirler. ''Tm cisimler yer kaplar. Tm yer kap
layan eyler yaylma sahiptir. O halde, tm cisimler yaylma
sahiptir." nermelerinden olumu bir dncenin geerlilii
veya geersizlii sz konusu olmaktadr. Tek bir nermenin
doruluk deeri, birden ok basit nermenin tutarll ve bir
den fazla nermeden olumu bir karmn ise geerlilii vardr.
Doru ve yanl yorumu nermeye ait bir zellik olup, anla
tlan durum ve olayla ilikilidir. B u na karlk bir karm (akl
yrtme) geerli veya geersiz olur. O halde, geerlilik ve ge
ersizlik nermeler aras iliki sonucu ortaya kan akl yrt
melerle ilgili bir mantk deyimidir. Bir karmn sonucu ncl
lerden zorunlu olarak her yorumda kyorsa, bu akl yrtme
ye geerli, kmyorsa geersiz akl yrtme denir.
Geerlilik ve tutarllk ou kez birbirinin yerine kullanla-

7
en, A. Kadir, Mantk, Sentez Yaynclk, Bursa, 20 12, s. 20.
44 BiLiM FELSEFESiNE GIRI

rak, kartrlr. Aslnda ikisi de birbirinden farkl anlamlara


gelen mantk ve bilgi kuram terimleridir. Bu konuyu aklamak
iin bir tmdengelim akl yrtmesinde iki noktay gz nnde
tutmak gerekir:
1. ncller doru ise, sonu ncllerden zorunlu olarak
kyor mu?
2. Gerekten ncller doru mu?

B irinci k ncllerin ve sonucun doruluu arasndaki bir


ilikiyi gsterirken, ikinci k ncllerin ierii bakmndan
gerekten doru olup olmadn gstermektedir. Her ikisi de
birbirinden farkl eyler anlatmaktadr. Eer ( 1 ) nolu soruya
evet diyorsak karm geerli demektir. Her ikisine birden evet
diyorsak karm hem tutarl hem de geerlidir. nk geerli
karm, doru nermelerden oluan ncllere sahip tutarl akl
yrtmedir.s
B u konuyu Aristoteles'in verdii iki rnekle ele alp, tekrar
aklayalm:

(1) Sophokles bir filozoftur veya Sokrates bir oyun yazardr.


Sophokles bir filozof deildir.
O halde, Sokrates bir oyun yazardr.

(2) Sophokles bir filozoftur veya Sokrates bir filozoftur.


Sophokles bir filozof deildir.
O halde, Sokrates bir filozoftur.

Saduyumuza gre, her iki durumda da ncller doru ise


sonu da dorudur anlam kmaktadr. Bu nedenle, karmlar
geerli gzkmektedir. B irinci rnekte birinci ncl yanl ve
sonu yanltr; ikinci rnekte ise, ncller ve sonu dorudur.
Geerlilik ve tutarllk yorumu her iki rnekte de farkldr. Bir
karm geersiz ise, sonucun gerekten doru ya da yanl ol
madn bilemeyiz. karmn tutarl olmasnda, ncller doru
ise sonucun yanl olmadn biliriz; fakat ncllerin doru
olduunu bilemeyiz. Eer karm geerli ise, sonu nermesi
kesinlikle dorudur; nk karmn geerli olmas ncllerin

8 Bluberg, A. E., Logic: A First Course, Alfred A. Knopt ine., New York,
1 9 70, ss. 8- 10.
BILGI FELSEFESiNiN KAVRAMLARI 45

doru olmasn garanti etmektedir.9 Bir karm veya nerme en


az bir yorumda doru sonu veriyorsa tutarldr; her yorumda
doru sonu veriyorsa geerlidir. En az bir yorumda tutarsz olan
bir nerme veya karm, ayn zamanda da geersizdir.
Doruluk, tutarllk ve geerlilik tanmlarna dikkatli baka
cak olursak, doruluun bilgi felsefesiyle olan yakn ilikisine
karn, tutarllk ve geerlilik mantkla iliki iindedir. Tutarllk
ve geerlilik mantksal dnme biiminin sonulardr.

6 . Apriori ve Aposteriori Bilgi


Bilgi kuramclar, farkl bilgi trleri iin farkl kavram ve terim
ler kullanrlar. B ilgi, deneye bal olmadan, sadece akldan geli
yorsa bu t r bilgiye ''apriori'', yani deneyden nce anlamna
gelen ''nsel bilgi'' denir. Apriori bilginin tersine bilgi deneyden
geliyorsa, yani bir bilgi deneye baml olarak o rtaya kyorsa
ona ''aposteriori bilgi'' denir. ''Aposteriori'', ''son ra'' ve ''sonsal'';
''apriori'', ''nce'', ''nde'' ve ''nsel'' demektir.
Apriori ve aposteriori bilgi arasndaki fark, deneyden ''nce''
ve ''sonra'' olma ilikisine baldr. Bir bilginin aposteriori ola
rak bilinmesi demek, o bilginin deneyin bir paras veya ger
ekte var olan bir eyin duyumlarla alglanmas sonucu bilin
mesi demektir. Byle bir bilgi deneye baml olarak ve deney
den geldii iin ''sonsal'', yani zaman olarak deneyden sonra
gelen bilgi anlamna gelen ''aposteriori'' terimiyle ifade edilir.
Aposteriori bilginin doruluu veya yanll, prensip olarak
deneye, duyu verilerine baldr. Deney ve duyu verileri, birey
den bireye gre deitiinden bu yolla gelen bilgiler tam anla
myla gvenilir olamazlar. Bu nedenle aposteriori bilgiler, ge
nel-geer, zorunlu ve kesin bilgiler olarak kabul edilmezler;
onlar olasl bilgilerdir. Aposteriori bilgi, edimsel varln duyu
deneyleriyle alglanmasyla elde edildii iin de, tm olas dn
yalarda olabilecek ayn trden duyu deneylerini iermez. n
k aposteriori bilgi, belli koul ve durumlarda belirli zaman ve
mekan iinde elde edilmitir. B u nedenle evrenselliinden sz
etmek olanakl deildir. O halde, aposteriori bilgilerin dorulu
u duyu deneylerine, evremizdeki varlklara, zamana ve

9 Blumberg, A. E., a.g. e , s. 1 8.


. .
46 BiLiM FELSEFESiNE GiRi

mekana baldr. o
Apriori bilgi, deneyden nce gelen bilgi olduu iin, dorulu
u veya yanll duyu deneylerine, zamana ve mekana bal
deildir. ''Buna gre, bir eyi apriori bilmek, onu d dnyada
tecrbe etmeden bilmektir."1 1 Byle bir bilgi, mantksal anlam
da deneyden nce var olan ve ret edildiinde insan aklnn e
likiye dt bilgidir. B u nedenle, tersi dnlemedii iin,
kendisinden gelen bir zorunlulua ve kesinlie sahiptir. Tm
koullar, durumlar, zamanlar ve mekanlar iinde evrensel bir
dorulua sahiptir. Ksaca, apriori bilgi tm olanakl ve gerek
dnyalarda doru, zorunlu, kesin ve evrensel bilgidir.
Apriori bilgi, deneyden gelmediine gre, kaynan deney
den nce var olan bir eye borludur. te byle bir kaynak
akldr. Akl, mantk ve matematik bilgileri deneyden karma
dan kendisinde bulunduran kaynaktr. O halde, apriori bilgiler,
akldan gelen kesin, zorunlu doru bilgilerdir. Akl bilgileri olan
mantk ve matematiin dorular, ya tanmlar gerei ya da
girdikleri iliki gerei dorudu rlar. Bu tr dorular birbirleri
nin yerine geebilirler, nk tanmsal ya da ilikisel olarak
birbirlerine zde ya da e anlamldrlar.
Aklc bilgi kuramclar iin, apriori bilgi deneyden karma
dmz ama doutan getirdiimiz bilgilerdir. rnein, Descar
tes'a gre, tr bilgimiz vardr: Doutan gelen bilgiler, de
neyden elde ettiimiz bilgiler ve imgeleme yoluyla elde ettii
miz kurma bilgiler. Apriori bilgilere karlk, aposteriori bilgiler
deney yoluyla tikel nesnelerden soyutlanan kavramlarn bilgi
leridir. Locke, Berkeley ve Hume gibi deneyci bilgi kuramclar
na gre, doutan insan zihni botur; yani apriori bilgiye sahip
deiliz, fakat tm bilgiler duyu deneyleri sonucunda zihnimize
gelen ide veya izlenimler sonucu oluan soyut kavramlardan
olumaktadr.
Apriori ve aposteriori bilgilerin tam bir ayrmn ve tanmn
yapmak iin bir rnek zerinde zmleme yapmak daha iyi
olacaktr. ''Btn 'DUR' iaretleri krmzdr." ve ''Btn 'DUR'
iaretlerinin anlam 'dur' demektir." nermelerini incelersek,
birinci nermenin deneye bal olarak bilindii hemen anlala-

1 0 Cevizci, Ahmet, Paradigma Felsefe Szl, Paradigma Yaynlar, stan


bul, 2000, s. 67.
1 1 Cevizci, Ahmet, a.g.e.., s. 67.
BiLGi FEl.SEFESININ KAVRAMLARI 47

caktr; nk 'DUR' iareti krmznn dnda bir renkte olabi


lirdi ve her ne renk olursa olsun insanlar bu rengin ne anlama
geldiini sonradan renmektedirler. Krmzda durmak gerek
tiini yaya ve src deneyimleri sonucu renir. Bu deneyim
leri bilgisel, yani bir src kursunda veya bir okulda kuramsal
olabilecei gibi gerek hayatta yapaca bir tecrbe sonucu da
olabilir. kinci tr nerme olan ''Btn 'DUR' iaretlerinin an
lam dur demektir." bilgisi apriori bilgidir. nk ''dur'', tanm
gerei yayalarn ve srclerin durmas gerektiini sylemek
tedir. ''Dur'' teriminin kendi anlam ve tanmnn zorunlu bir
sonucu olarak durmak gerektii bilinmektedir. Bu tr bilme
iin deneye gerek yoktur. Aklmz ''dur''un durmak olduunu,
eer durmazsak elikiye deceimizi anlatmaktadr. O halde,
apriori bilgi nsel olarak aklmzda varken, aposteriori bilgi
deney sonucunda kan sonsal bilgidir. 1 2

7 . Analitil<: ve Sentetik Bilgi


''Doruluu ya da yanll, ierdii terimlerin tanmlarndan
hareketle ve yalnzca mantksal yasalar araclyla kantlanan ...
yklemi yeni bilgi vermeyen, yklemde dnlen, anlatlmak
istenen, sylenen eyin znesinde zaten var olduu, znesinin
tanmndan kt zorunlu olarak doru ya da yanl olan ... bilgi
tr''I3 ne analitik bilgi ya da nerme denir.
Analitik nermenin znesi yklemine; yklemi de znesine
zde ya da e deerdir. Bu nedenle, yklem zneyi tekrar eder
ve ona yeni bir bilgi yklemez. Analitik nerme, tanm gerei
mantksal olarak zorunlu dorudur. Yukarda verdiimiz rne
e geri dnersek, ''Btn 'DUR' iaretlerinin anlam 'dur' de
mektir." nermesinde 'dur' teriminin tanm gerei ierdii b ilgi
zorunlu olarak dorudur. Fakat burada yeni bir bilgi deil, z
nenin kapsamn gemeyen bir zdelik belirlemesi yaplmak
tadr. Analitik nermeler veya bilgiler, kaplamsal tanm yapar
lar. ''Mantk asndan en mkemmel olan tanm olmalarna
ramen yeni bilgi vermezler. rnein 'A, A'dr.' biiminde yap
lan totolojik tanm zdelik belirlemesinden baka bir ey de-

12 Moser, Paul K., M ulder, D. H. ve Trout, ) . D. a.g.e.., s. 18.


13 Cevizci, Ahmet, Paradigma Felsefe Szl, s. 48.
48 BiLiM FELSEFESiNE GiRi

ildir."14
Analitik bilgiler, yalnzca tanm ve mantk yasalar gerei
dorudur. Ayn zamanda totolojik bilgilerdir; nk totolojik
bilgiler, zdelik ilkesine dayandklar iin mantk ilkeleri er
evesinde her zaman kesin, zorunlu ve dorudur. rnein;
''Tm bekarlar, evli olmayanlardr." nermesinde zne ve yk
lem birbirine zdetir. ''Bekar'' ve ''evli olmayan'' tanmlar ge
rei ayn eye karlk gelmektedirler. Baka bir syleyile ''evli
olmamak'', ''bekar'' teriminin tanmlanmasndan baka bir ey
deildir.
Sentetik bilgi, ''yklemi znesinde ierilmeyen, deillemesi
mantksal bir elikiye yol amayan yarg ya da nerme, bize
d dnya hakknda yeni bir malumat veren''1s bilgidir. ''Tm
'DUR' iaretleri, krmzdr." nermesinde ileri srlen bilgi
sentetiktir; nk ''dur''un tanm gerei mantksal olarak kr
mz rengi kmaz ya da ''dur'' terimi ''krmz'' ile zde deildir.
O halde, bu nermede znede olmayan, fakat yklem tarafn
dan zneye katlan veya yklenen yeni bir zellik bulunmakta
dr. Bu nedenle, sentetik nermeler, yeni bilgi veren, bilgileri
mizi oaltan nermelerdir.
Sentetik bilgiler, analitik bilgiler gibi terimlerin tanm ya da
mantk ilkeleri gerei totolojik, apriori, zorunlu ve kesin doru
lar deillerdir. Sentetik bilgiler, yeni bilgi verdikleri iin olum
sal, olgusal, aposteriori ve betimleyicidirler. Sentetik nermele
rin doruluu veya yanll, iindeki terimlerin tanmlar ya
da mantk ilkeleri gerei deil de, deney yoluyla yaplan kant
lamalar sonucu belirlenir. Bir sentetik bilgi, d dnyay doru
betimledii srece dorudur.
Analitik ve sentetik bilgilerin, apriori veya aposteriori olup
olmadklar hakknda bilgi kuramclar arasnda tartmalar
vardr. Tm apriori bilgilerin, analitik olduunu sylemek zor
ken, tm analitik nermelerin apriori olduunu sylemek ko
laydr; nk her analitik nerme deneye gerek kalmadan ta
nm ya da mantk gerei doru olmaktadr. Eer duyu deneyle
rimiz bir sentetik kavram doru olarak kavryorsa, o sentetik
bilgimizin aposteriori olduunu syleyebiliriz.16 Sonu olarak,

1 4 en, A. Kadir, Mantk, s. 68.


s Cevizci, Ahmet, Paradigma Felsefe Szl, s. 768.

16
Moser, Paul K., M ulder, D. H. ve Trout, j. D. a.g.e. ., s. 1 9 .
BILGJ FElSEFESININ KAVRAMLARI 49

sentetik apriori bilgilerin olanakl olup olmad konusunda


eitli grler halen daha tartlmaktadr.

8 . Bilme eitleri 1 7
Bilgi, znenin bilgi nesnesi hakknda ileri srd ya da ifade
ettii yarglarda ortaya kmaktadr. zne, yani bilen, bilgi et
kinlii sonucunda bir eyi ''bildiini'' sylemektedir. ''Bilme''
acaba her yarg ya da ifade cmlesinde ayn anlamda ve ierikte
m i kullanlmaktadr? Gnlk bilme etkinliklerimizde oka
dikkat etmediimiz ya da ayrmlarna varmadmz bilme s
reci ve trleri, zellikle de epistemolojide ele alnp ayrntl
incelenmektedir. Farkl bilme trleri, birbirinden ayrlp ne tr
bir bilme ieriine sahip olduu aratrlmaktadr.
Var olduumu, bir bedene sahip olduumu, bir elimde be
parmak olduunu, nmde bir kitap olduunu, kitabn iindeki
yazlar okumay, b isiklet kullanmay, araba srmeyi, Ar Da
'nn Trkiye'nin en yksek da olduunu, Van Gl'nn yine
Trkiye'nin en byk gl olduunu, 2 +2 4 olduunu, Pla=

ton'un Eski a Yunan filozofu olduunu, Ahmet'i tandm,


Taksim'in nerede olduunu biliyorum. Tm bilme durumlarn
daki bilmelerim ayn trden midir? Bilmelerimin arasnda fark
var mdr? Bilmelerimi nasl elde ettim? Btn bu ifadelerle
yaptm bilme trlerinin birbirine benzer ve birbirinden farkl
yanlar bulunmaktadr. Epistemolojide ''biliyorum'' ile ifade
edilen bilme etkinlikleri, be farkl anlamda kullanlmaktadr.
Ksaca be tr bilme ayrm yaplabilir:

Tanklk Bilgisi: Bir bilgi nesnesini, yani bir eyi, znenin


tanma ya da karlama yoluyla bilmesine denir. ''Kadir Bey'in
nerede oturduunu biliyorum." ifadesinde zne, yani bilen kii,
Kadir Bey'in oturduu eve daha nce gitmi olduunu ya da
nnden getiini ve b u nedenle de nerede olduunu bildiini
sylemektedir. Tanklk ya da muhatap olunarak elde edilen
bilgide, bilinen nesne ile daha nce yz yze gelindiinin, bilgi
nesnesinin bulunduu yere gidildiinin, baka bir sylemle,

7 Bkz. Ayrntl bilgi iin Bademir, Hasan Ycel, ada Epistemolojide


Bilginin Tanm Sorunu, HititKitap Yaynevi, Ankara 201 1 . ss. 1 5 - 3 2 .
50 BiLiM FELSEFESiNE GiRi

daha nce bilgi nesnesi ile karlap onun hakknda bilgi edi
nildiinin bilgisi belirtilmektedir. Bu nedenle zne daha sonraki
bir durumda, bu bilgiye sahip olmasndan dolay byle bir bil
giyi bildiini ileri srmektedir. Tanklk bilgisi, kiilerle ilgili
olduu kadar yerler, tarihi kiiler, sesler, renkler, tadlar,
mekanlar, ehirler, blgeler ve birok ey hakknda da olabilir.

Ornein; bir meyve suyu itiimizde onun tadndan ne tr bir


meyve suyu olduunu bilebiliriz nk bu tatla daha nce ta
nm, yani ierek tatm olmamz, bu meyve suyunun eftali
olduunu bilmemizi salamaktadr.
Tanklk b ilgisi, alg ve hafzaya dayal bir bilgi trdr.
Daha nceki alglarmz ve onlarn hafzamzdaki saklanma
durumuna gre tanklk bilgisinin doruluk deeri ortaya
kar. Tanklk bilgisi yz yze karlamayla elde edilen bilgi
olduundan bu bilmeye tanma ya da karlama bilgisi de
denir. Fakat b u bilmede sadece grme duyumuz deil tm du
yularn ilevi vardr. rnein, bir sanatnn syledii arky
duyarak, arky syleyen sanatnn kim olduunu iitme du
yuma dayanarak bilebilirim.
Baz bilgiler, dorudan bilen znenin karlamasyla ya da
yz yze gelmesiyle elde edilmedii halde tanklk bilgisi ola-

rak nitelenebilir. Ornein, ben daha nce Paris'teki Eyfel Kule-


si'ni grmediim halde, resimlerden ya da sinemadaki dene
yimden yola karak bilebilirim.

Nasl'n Bilgisi: Bir eyin nasl yaplacann bilgisi anlam


na gelen bu bilgi, znenin bir eyi kullanma, yapma ve becer
mesini ifade etmektedir. ''Araba srmeyi biliyor.", ''bisiklete
binmeyi biliyor.", ''ayakkab boyamasn ya da tamir etmesini
biliyor.", ''yemek yapmasn biliyor." ve benzeri bilmeler, nasl
yaplacann b ilgisini iermektedir. Bir eyi yaparak yani nasl
yaptmz gsterme ile bildiimizi de gstermi olmaktayz.
Platon bu bilgi trne ''ustalk bilgisi'' demektedir. Bu tr bilgi,
bilisel srelerle elde edilen bilgi olabilecei gibi bedensel

yatknl ve kabiliyeti de ifade etmektedir. O rnein, bir yabanc


dil konuma bilgisi bilisel sreteki yatknl ifade ederken,
makasla bir eyi kesmeyi bilmek bedensel bir yatknla kar
lk gelmektedir.
BiLGi FElSEFESININ KAVRAMLARI 51

Tasvirci/Betimleyici Bilgi: zne, bir eyi sadece o eye ait


bir zellik ya da duru m ile ifade ediyorsa, bu tr ifadelere be
timleyici ya da tasvir edici ifade ya da bilgi denir. rnein; ''
renci temsilcisinin en ok oyu alacak kii olacan biliyorum."

biimindeki bir ifade, betimleyici bilgi vermektedir. Orenci


temsilcisi olmann ancak ve ancak en ok oy almakla olanakl
olduu bilgisi, oylamann bir zelliini betimleme yani tasvir
etmekle elde edilen bir bilgidir. Betimleyici bilgi, bir olgunun,
duru mun, kiinin, nesnenin zelliini dile getirmekle ortaya
kmaktadr. Byle bilgiler, genelde bilgi nesnesinin ona ait
zelliinden yola klarak elde edilir.

mgelem/Hayal Bilgisi: zne, bir ey yani bilgi nesnesi


hakkndaki beklentisini, hayalini, olmasn istedii bir durumu

ifade ettiinde elde edilen bilgiye hayal bilgisi denilir. Ornein;


''Kaf Da'nda yaayan gzel kular olduunu biliyorum." ifade
si, znenin olanakl olmasn istedii bir var olma durumundaki
bir tasarmn dile getirmektedir. Burada bilinen bilginin doru
luu, znenin imgeleme dncesine, olanana ve koullarna
bal olarak ileri srld iin gerek dnyann olgular ve
dorular ile edeer deildir. Hayal bilgisinin doruluu, zne
nin kendi imgelem d1yasndaki hayal nesnesi ve zellikleri ile
tutarllna baldr.

nermesel/Tmcesel Bilgi: ''S, P'yi biliyor." biiminde ifa


de edilen yarg cmlesine nermese! ya da tmcesel bilgi ad
verilmektedir. nermese! bilgi, olgular hakknda ne srlen
yarg cmleleridir. Her yarg cmlesi doruluk ya da yanllk
deeri ierir. Mantkta bu tr ifadelere ''nerme'' ad verilmek
tedir. Bu tr bilmeler, nerme trndeki cmle/tmce bii-

minde dile getirilir. O rnein; ''Gne merkezli evren anlay,


N ewton fiziinin temel dorusudur." gibi bir nermese! bilgi,
ncelikle olgulara ilikin bir bilgiyi iermekle kalmayp ayn
zamanda Newton'un fizik bilimine de bir gnderme yapmakta-
. .

dr. Oncelikle bu bilme trnde, olgusal yani fiziksel varlk ala-


nnda ''Gne''in evrenin merkezinde olduu ve buna ilaveten
''Yerkre''nin Gne'in etrafnda dndnn bilgisi ifade edil
mektedir. Bu nedenle bu tr nermese! bilgiye, ''olgusal bilgi'' de
denilmektedir.
52 BiLiM FELSEFESiNE GiRi

nermesel bilgi, ncelikle realizme dayanr. zne, kendi


zihninden bamsz bir olgu dnyasnn varln ve bu dnya-

nn bilinebileceini kabul eder. Onermesel bilgide zne, zihin


dnda var olan bir olgu hakknda doru ya da yanl bir yarg
ne srmektedir.

9 . Apodiktik - Assertorik - Problematik


Bilgi/nerme
Bilgileri yani yarg bildiren nermeleri kipliine gre ilk defa
ayran Aristoteles'tir. Orta a'da Bat ve slam mantklar da
nermeleri kiplik bakmndan ele alm ve incelemilerdir. Kip
lik, yani anlatm tr olarak nermeler e ayrlr:

a. Gerek veya yaln (assertorik) bilgi: A, B'dir.


b. Zorunlu (apodiktik) bilgi: A zorunlu olarak B'dir.
c. Olanakl veya mmkn (problematik) bilgi: A 'nn B olmas
mmkndr.

nermenin Ad ifadesi rnek


Yaln nerme . .. 'd.r. Ate scaktr.
(assertorik)
Zorunlu nerme Zorunludur. Atein scak olmas zorunludur.
(apodiktik)
Olanakl nerme Olanakldr. Atein scak olmas olanakldr.
(problematik)

Orneklerde de grld gibi bir yarg trde sylenebilir.


Baka bir sylemle, nermelerin tr syleni ve var olma

tarz vardr. Bir nerme basit ve yaln bir biimde vardr. O rne-
in; ''Ate scaktr.". Ayn nerme olanakl tarzda ya da kipinde
de sylenebilir veya var olabilir: ''Atein scak olmas olanakl
dr." Yine bu nerme zorunlu bir kipte de sylenebilir: ''Atein
scak olmas zorunludur." Bu rneklerden anlalaca gibi kip
lii bakmndan nermeleri dile getirmek biimsel veya formel
deil ierikseldir; nk var olma art konunun ieriine ve
var olma durumuna baldr. Baz mantklar da ''imkanszlk''
BiLGi FEL5EFESININ KAVRAMLARI

53

kipini yukarda bahsedilen kiplere eklerler. rnein; ''Atein


souk olmas imkanszdr." nermesi imkansz kipinde sylen
mi bir nermedir. mkanszlk kipi ile sylenen nermeler ayn
zamanda zorunluluu da ierdiklerinden baz mantklar tara
fndan bu kip problematik olarak kabul edilir.
Kiplik nermeleri yap bakmndan tek bir nerme ya da
yarg gibi gzkmesine ramen aslnda i ie gemi iki ner
meden olumaktadrlar. rnein; ''Tanr'nn bilmesi zorunlu
dur." nermesi aslnda ''Tanr bilir." ve ''Tanr zorunlu olarak
bilir." nermelerinden olumaktadr.s

1 O . Temel Bilgi - lzarmsal Bilgi


Bilen zne, bir nesne hakkndaki bilgilerini dolaymsz olarak
yani dorudan elde ediyorsa ve bu bilgi zneye ak ve seik
olarak geliyorsa, bu tr bilgilere temel bilgiler denilir. Temel
bilgiler, apriori bilgilerdir. Bu nedenle kesin, zorunlu, ak, seik
dorulardr. Kendimizle ilgili bilgiler, dorudan yaptmz de
neyimlerin bilgileri ve temele koyduumuz aksiyomlarn tm
temel bilgileri oluturmaktadr.

O rnein; O rta a filozoflarndan Aziz Agustinus Soliloquies


adl eserinde, u soruyu sorar: " N e tr eyler vardr ki biz onla
r ruhumuzla dorudan ve duyulara bavurmadan bilebiliriz?"
Kesin ve doru bilgiyi ruhumuzun pheye kaplmadan bilip
bilemeyeceini soran Aziz Augustinus, modern an znelci
felsefesini Orta a'da ortaya koyarak, kesin bilgilerin olabile
ceini gstermitir. Bu temel bilgiler unlardr:
Esse (Var olduumu biliyorum)
Vivere (Yaadm biliyorum)
Cogitare (Dndm biliyorum)
lntellegere (Zihne sahip olduumu biliyorum)
Beate Vita adl eserinde Augustinus yle sorar: "phe et
mediimiz eyler nelerdir? Varlmzdan ve yaadmzdan
phe etmiyoruz. Biz esse 'den yani varlmzdan ve vivere 'den
yani yaadmzdan phe etmiyoruz." Burada Aziz Augusti
nus, Descartes gibi, phe yntemi ile birok soru sorar.

a en, A. Kadir, Klasik Mantk, Sentez Yaynclk, Bursa, 2012. s. 102.


54

BiLiM FELSEFESiNE GiRi

Ben var olduumu biliyor muyum? Evet, biliyorum.


Ben basit miyim yoksa bileik miyim? Hayr bilmiyorum.
Hareket ettiimi biliyor muyum? Hayr, bilmiyorum.
Dndm biliyor muyum? Evet, biliyorum.

Bylece Augustinus, fiziksel olandan phe edebileceimiz


iin ancak kesin olandan balanabileceini ne srer. Kesin
olan, ancak kendi varlmdr. O ndan phe edemiyorum; n
k edersem, kendi varlm o rtadan kaldrmam gerekir. B u ise
yanltr ve samadr. Var olmamdan emin olmam ise yaad
mn kantdr. O halde, yaadmdan da phe edemem.19
Dier bir filozof da Descartes'tr. Descartes'n amac kendi
sinden hi kuku duymayaca en ak ve seik; yani apak
bilgiye ulamakt. Bilgi kuramn bulaca en az bir tane kesin,
apak ve seik nermenin zerine kurmak isteyen Descartes,
kuku duyamayaca temel bilgiye varmak iin birok eyden
phe duyarak dnmeye balar. Tm bu kuku duyma sre
cinde Descartes, temel bir bilgi aramaktadr. B u temel bilgi
bulunduu an, kukular da bitecektir.
karmsal bilgi ise, temel bilgilerden yola karak akl y
rtmelerle elde ettiimiz bilgilerdir. B u nedenle bu tr bilgilere
ayn zamanda temel olmayan bilgiler de denilmektedir. kar
ma dayal bilgi, ncl olarak kabul edilen doru bilgilerden
dier bilgileri karn yoluyla, yani uslanma yolu ile baka bilgi
ler elde etme srecidir. Bylece bilgilerimiz daha ok geniler,
oalr ve farkl alanlara uzanr. Temel bilgiler, gerekelendir
me ya da dorulamaya gereksinim duymazken, karmsal bilgi
her zaman gerekelendirme ve dorulamaya gereksinim duyar,
nk karmsal bilgiler, baka bilgilerin birbirleriyle ilikilen
dirilmesi sonucu elde edilmilerdir. Tme varm ve tmden
gelimsel akl yrtmeler ile karmsal bilgileri elde etmekteyiz.
Bu nedenle bu tr akl yrtmelerin kendi i salaml, gve
nirlii ve kesinlii ayn zamanda karmsal bilginin doruluu
nu da belirlemektedir.

19 en, A. Kadir, Orta a ve Rnesans'ta Felsefe, Ezgi Kitabevi, Bursa,


20 10. ss. 56-57.
.. ..

4 . BOL U M

Felsefe retiminin dier bir yntem i de problemleri o rtaya


koyarak ve sorgulayarak felsefe retimi yapmaktr. B u ynte
mi kullanarak bilgi felsefesinin problemleri de ele alnabilir; bu
problemler ortaya konularak bilgi felsefesinin kapsamn ve
konusunu aklamak olanakldr. N e yazk ki byle bir problem
sorgulamas modern felsefenin balangcna kadar yaplmam-

t. insanlar bilgi konusunda dogmatik davranmlardr. Dn-


ceden bamsz bir gerekliin varln ve bu gerekliin bir
bilgisi olduunu sorgulamadan kabul etmilerdir. Modern felse
feyle birlikte epistemoloji felsefenin temel konusu olmutur;
nk Descartes modern felsefeyi en ak ve seik bilginin ze
rine kurma abas iine girmiti. Descartes'n bu istei btn
modern felsefecileri bilgi kuram zerine younlatrarak, insan
bilgisinin olanaklarn, neyi bilip neyi bilemeyeceini ve nasl
doru bilgi elde edildiini aratrmaya ynlendirmitir. Artk
bilginin yaps, doas, olana, snrlar, ltleri, eitleri sor
gulanmtr. Bilgi felsefesinde ilk olarak incelenmesi gereken
problem, ''Acaba bilgi, daha dorusu doru bilgi olanakl m
dr?''; yani doru bilgi elde etmek imkan dahilinde midir? nsan
zihni, ister bizden bamsz ister bize baml olsun gerek de
nilen varlk hakknda b ilgi sahibi olabilir mi? B u sorunun nce-

Jikle sorulmas ve yantlanmas gerekir. i kinci olarak, ''Doru


bilginin kayna nedir?'' sorusu problem olarak ele alnmaldr.
Doru bilgi tek bir kaynaa m yoksa birok kaynaa m bal-
56

BiLiM FElSEFESINE GiRi

dr? Acaba bu kaynak nedir? nc problem ise ''Doru bilgi


nin lt nedir?'' konusudur. Hangi kriterler sonucu bir bilgi
doru olmaktadr? B ilgiyi doru klan ey nedir? B ilgi felsefesi
nin son problemi de ''Nereye kadar bilebiliriz?'' konusudur.
Bilginin snr ve kapsamn sorgulayarak neyi bilip neyi bileme
yeceimizi belirlemek olanakldr.

1 . Doru Bilginin Olana Problemi


B ilgi felsefesini olanakl klan veya bilgi felsefesini ortadan kal
dran bu problem bence en temel sorundur; nk bu soruya
verilecek yant, bir sonraki probleme geip geemeyeceimizi
belirlemektedir. ''Doru bilgi olanakl mdr?'' sorusuna iki yak
lamla yant verilmektedir:
1 . nsan ilkece gereklik hakkndaki doruluu bilebilir.

2. i nsan ilkece h ibir ey bilemez.

a. Dogmatikler
Felsefe tarihinde ok sayda filozofa gre, doru bilgi olana kl
dr. ''Evet, doru bilgi olanakldr." diyen felsefi tavr savunan
lar, insann kendisinden bamsz olarak var olan gerekliin
bilgisini bilebileceini ne srerler. Bilginin olanakl olduunu
ne srenler de kendi ilerinde bu doru bilginin kayna ko
nusunda ok farkl grler ortaya koyarlar; fakat bilginin
imkan dahilinde olduunu kabul etmeleri nedeniyle onlarn
tmne dogmatik bilgi kuramclar ad verilmektedir. Dogma
tiklere gre, doru, herkes iin geerli olan bir bilgi trdr.
Doru bilginin neden veya nasl olanakl olduunu aklama
ihtiyac duymazlar ve bilginin olmadndan asla phe etmez
ler. Dogmatikler bu doru bilginin nereden geldii konusunda
(duyu, akl, deney, sezgi, gzlem, vahiy, olgu, yarar vb.) farkllk
lar tarlar. B u nedenle bu konu; yani doru bilgi olanakldr
diyenler, bilginin kayna konusuyla birlikte daha sonra ele
alnacaktr.

Moser, Paul K., M ulder, D. H. ve Trout, J. D. a.g.e. ., s. 5.


57

BILGI FELSEFESININ PROBLEMLERI

b. Kukucular
Baz filozoflara gre, doru bilgi olanakl deildir. Bu gr sa
vunanlar, insann kendinden bamsz olarak var olan gerekli
in bilgisini elde edemeyeceini, ksaca insann d dnyann
bilgisini bilemeyeceini ne srerler; nk gerekliin bilgisi
ni elde etmek iin insann bilgi yetenei ve kapasitesi yeterli
deildir. Bilen ile bilinen arasnda bir uyuum ya da paralellik
yoktur. Doru bilgi, herkes iin geerli ve ayn olamaz. N esnel
veya objektif bilgi yoktur. Bilginin olanandan kuku duymala
rndan dolay bu gr savunanlara kukucular veya septikler
denir.
Kukucular kesin ve doru bilginin olanakl olmadna; ak
sine her zaman bilginin pheli olduuna ve akln daima ztlk
ve eliki iinde olacana inanrlar. Bu tanmdan da anlald
gibi kukucular da kendi ilerinde farkl grlere sahiptir. Bir
ksm her tr bilgiyi tamamen olanaksz brakrken, bir ksm
yalnzca kesin doru b ilgiyi olanaksz yaparak, eksik ve yetersiz
bilgi sahibi olduumuzu ileri srerler.
Bat felsefe tarihinde iki tr kukuculuk dikkatleri ekmek
tedir: Ar ve lml kukuculuk. Birincisi her trl bilgiyi ve
doruluu reddederken; ikincisi baz bilgi trlerini reddeder.
Ilml kukucular, baz bilgi trlerinin varln reddettikleri

iin, onlar hakkndaki bilgileri de doru kabul etmezler. Orne-


in; ateist dnrler iin ''Tan r yok'' olduundan Tanr zeri
ne bilgimiz de yoktur. Fakat onlar iin, ev aletleri veya i aletle
ri gibi dier bilgi trleri vardr. Baka dnrler iin de, ato
mun yapsnn bilgisi gibi kuramsal bilimsel bilgiler olanakl
deildir. Grld gibi, lml kukucular tm bilgileri yads
mak yerine, baz bilgi trlerini yadsmaktadrlar.2

1) Kukuculua Yol Aan Genel lkeler


Kukucular kesin ve doru bilginin ola nakszlna gtren
birok neden vardr. Bu nedenleri felsefe tarihi iinde kendini
kukucu filozof olarak tanmladmz filozoflarn dnme
admlarna bakarak aa karabiliriz.

z Moser, Paul K., a.g. e .,. s. 8.


58

BiLiM FELSEFESiNE GiRi

a) Gnlk Deneyimler ve Duyumlar


Birok kukucu dnr, gnlk deneyim ve yaantlarmzdan
kalkarak bilginin pheli olduunu ileri srmlerdir; nk
gnlk deney bilgimiz duyu verileri zerinde temellenmitir ve
duyu verileri de bizi sk sk aldatmakta veya yanltmaktadr. lk
bilgi kaynamz olan duyular sk sk hataya dmemizi sal
yorsa, kesin ve doru bilgiyi hibir zaman bilemeyiz. rnein;
su dolu bir bardan iindeki kak krk grlmektedir. Aslnda
krk olmad halde krk gibi grlmesi, duyu deneyimizin bir
yanlsamasdr.

b) Bilimsel Bilginin Tarihsel Deiimi


Kukucularn dier bir argman ise bilim tarihindeki doru
bilgilerin deimeleridir. nsanlarn yzyllarca doru bildikleri

bilgiler bile bir gn yanl olabilmektedir. Ornein; yzyllarca


Aristoteles fiziiyle desteklenmi Batlamys astronomisi evre
nin merkezinde hareketsiz gezegen olan dnyann olduunu,
doru ve kesin bilgi olarak insanlara sunmutur. Modern a' -
daki bilimsel gelimeler bu bilginin yanl olduunu gsterdi.
Acaba ilerdeki yzyllarda yeni bilimsel gelimeler sonucu u
anda doru ve kesin grdmz Newton fizii ve Kepler ast
ronomisi de deiebilir mi? B u ndan kuku duymamz kim nasl
engelleyebilir?

c) Toplumsal veya Bireysel Grecelik


Kukucular tarihsel adan bilginin doruluunun deiimi yan
sra ayn zaman diliminde de bilginin farkl toplum ve bireyler
de farkllk tadklarn ileri srerler. Bir ey hakkndaki bilgi,
iki farkl toplumda ayn olabildii gibi farkl da olabilir. Grece
liin hem ayn zaman diliminde ve hem de farkl zaman dili
minde olduunu ileri sren kukucular, evrensel hibir bilgi
trn kabul etmezler.

d) Var Olann Deiimi


Herakleitos'un ''Her ey akar." nermesinden yola kan birok
kukucu, grlerini varln deiim ve hareket iinde olmas
na dayandrmlardr. Eer var olan her ey hareket ve olu
iindeyse, nasl olur da bu deien varlklarn deimez, kesin
ve doru bilgisini bilebiliriz? Bu gr, ou kukucunun kabul
59

BiLGi FELSEFESiNiN PROBLEMLER!

ettii bir anlaytr. Oluun b ilgisi, bilginin deitiini ve dei


en bilginin de doru ve mutlak olmadn gstermektedir.

e) Akln Bilgi in Farkl Yntemleri Kullanmas


Akln bilgi iin farkl yntemleri kullanmas sonucu da kukucu
gr ortaya kabilir. Her ne kadar akln yolu bir denilse de,
akl gerein bilgisini tek bir yol veya yntemle deil, birok yol
ve yntemle aklamaya alr. Acaba hangi yol dorudur?
Yntemlerin bize doru bilgi verip vermediini nasl bilebiliriz?
B u sorular oaltlabilir; fakat bunlarn tm kukuculuu hakl
klmaktadr.
Kukuculua gtren dnme biimlerini belirttikten son
ra artk ka tr kukucu gr olduunu aklayabiliriz.

2) Kukuculuk eitleri

. Kukuculuk
Tavr
Ar
olarak
kukuculuk
kukuculuk

Yntem Deney-d
olarak bilgiye ait
kukuculluk kukuculuk

a) Bir Tavr Olarak Kukuculuk


Felsefi tavr ya da davran, phe duymak, dogmatik olmamak,
ak grl ve hogrl olmak olarak tanmlanmaktad r.
Kukuculuk dogmatizmin tam kart olarak pheye, eletiriye
ve hogrye yer veren bir felsefi tavrdr. Bu tavr, en iyi tem
sil eden Sokrates'tir. Sokrates var olan dinsel, ahlaki, siyasi ve
bilimsel grleri eletirerek, Atinal genleri sorgulayc d
nmeye davet etmitir. Sokrates, genlere eitli sorular sora
rak onlar sorgulamaya, eletirmeye ve sonuta dnmeye
ynlendirmeyi amalamtr. Eletirici ve sorgulayc dnme
ancak var olan zerine phe duyulmasyla balar. Sokrates'in
kukuculuu felsefi tavr gereidir; n k o, sofistlerin greceli
kukuculuunu eletiren kendine has bir kukucu tavra sahip-
60

BILIM FELSEFESINE GIRI

tir. Bu tavr ayn zamanda Sokratik alay da iermektedir. Sok


rates'in ''B ildiim tek bir ey var, o da hibir ey bilmediim
dir." cmlesindeki gizli alay veya eletiri, onun nasl kukuculu
u felsefenin bir paras yaptn gstermektir. Felsefeci bir
tavr olarak zaten kukucu olmak zorundadr; b u felsefenin
tanm ve z gereidir.
Felsefenin ruhunda phe vardr: Her felsefeci bir ncekinin
eletirisini yaparak kendi grlerini ortaya koyar. Bir ncekini
eletirmek demek, onun hakknda phe veya kuku duymak
demektir. phesiz veya kukusuz felsefi dnme olamaz.
Felsefi dnme, bir tavr olarak kukuculuktan beslenerek
oluur. Felsefenin olduu her yerde phe de vardr. Fakat p
henin ls, kukuculuun derecesini belirler.

b) Bir Yntem Olarak Kukuculuk


Kukuyu gvenilir bilgiye ulamak iin bir ara ve yntem ya
pan grtr. Bir yntem olarak kukuculuk, her eyden kuku
ve phe duyarak, doru, kesin ve gvenilir bilgi arayyla
dnmeye balar. Fakat kukuculuk bir ama deil, ara ola
rak algland iin, kukudan kurtulacak bilgi elde edilir edil
mez, kukuculuun da ilevi bitmi olur. Son ama olarak g
rlmeyen kukuculuk, dnme srecinde belli birtakm olgu
lara; yani dorulara ulamak iin kullanlan bir dnme yn
teminin tesine geemez. Yntem olarak kukuculuu benim
seyen iki nl filozoftan bahsedebiliriz: slam dnyasnn yeti
tirdii byk din felsefecisi Gazali ve Bat dnyasnn yetitirdi
i ve modern felsefenin kurucusu Descartes, kukuculuu bir
yntem olarak kendi sistemlerinde kullanmlardr.

Gazali
Gazali bilgi felsefesini kesin bilginin elde edilmesi zerine ku
rar. Kesin bilgi var mdr? phe edilmeyen bilgi var mdr?
Gerek bilgi var mdr? Descartes ncesi pheyi yntem olarak
kullanan Gazali, kesin bilgiye varmaya alr. Duyu bilgisi aca
ba kesin bilgiyi; yan i apak nermeleri verebilir mi? Veremez;
nk duyu bilgisinin akl tarafndan yanl olduu kantlanabi
lir veya her zaman gvenilir olmad ortaya kartlabilir. O
halde, duyu bilgisi kesin ve gvenilir bilgi olamaz. kinci olarak
Gazali, akl bilgisini ele alr. Acaba akl bilgisi kesin ve gvenilir
61

BiLGi FEI.SEFESININ PROBLEMLER!

bilgi midir? Eer akl, duyu bilgisini kesin ve gvenilir klmyor


sa, acaba akl b ilgisinin kesin ve gvenilir olmasn salayan
baka bir ey var mdr? Acaba akl bilgisinden de kuku duya
bilir miyiz? Acaba akl bilgisi gvenilirliini ve kesinliini ken
dinden stn baka bir varlktan veya bilgiden mi alyor? Akl
dan daha yksek bir otorite var mdr?
Eer akl bilgisinden de phe edebiliyorsak, gerekten akl
bilgisi gvenilir ve kesin olmayabilir mi? Uyku halinde veya
uya nklk halinde akl bilgisi kesin midir? Uyankken akl bilgi
sinin kesin olduunu nasl bilebiliriz? Acaba lm, bir tr uy
kudan uyanmak mdr? Gazali phelerinden ok rahatsz olur.
phelerinden akl yoluyla kurtulamaz. Akl, pheleri sona
erdiremedii gibi kesin bilgiyi de veremez. Gazali phelerin
den kurtulmann yolunu arar ve b u yolun Tanr'nn insan kal
bine balad doal bir kla olacan kabul eder. Doal k
veya nur, Tanr'nn insann kalbine dourduu bir ktr. Bu
kla insan hakikatin bilgisine ulaabilir. Hakikat bilgisi kesin
ve gvenilirdir. N ur, akl veya kantla deil, kalbin ona alma
syla ortaya kar. Kesin bilgiyi Descartes'taki gibi bilimsel bil
gide deil, Asl Hakikat olan Tanr sevgisinde ve inancnda bul
mutur.

Descartes
Kukuyu veya pheyi bir yntem olarak alan ve felsefi dn
me srecinde kullanan dier filozof ise Descartes'tr. Onun
amac kendisinden hi kuku duymayaca en ak ve seik;
yani apak bilgiye ulamakt. Bilgi kuramn bulaca en az bir
tane kesin, apak ve seik nermenin zerine kurmak isteyen
Descartes, kuku duyamayaca temel bilgiye varmak iin bir
ok eyden phe duyarak dnmeye balar. Dnme sre
cini yle oluturur:
1. Duyu deneyleri ile ilgili her tr bilgiden kuku duyar.
2. Daha nceki bilgilerden ve deneyimlerden kuku duyar.
3. u andaki yaantsnn bir d, rya veya uyku hali olma
olaslndan kuku duyar.
4. Eer u andaki yaants d, rya veya uyku hali olmasa
da, tm insanlar aldatan ''gl ve kt bir cin'' olamaz
m? diye kuku duyar.
62

BiLiM FELSEFESiNE GiRi

Tm bu kuku duyma srecinde Descartes, temel bir bilgi


aramaktadr. B u temel bilgi bulu nduu an, kukular da bitecek
tir; nk a rtk en az bir bilgi sahibi olmutur ve dier bilgileri
bulunan temel bilgi zerinde akln idaresi iin verdii kurallar
erevesinde ykselebilir.
Descartes her eyden kuku duyarken, kendisinden ve ke
sinliinden kuku duyamayaca bir eyin olduunu sezer. Ke
sinliinden emin olduu ey, kuku duymakta olduu dnme
srecidir. O halde, Descartes, kuku duyan kendisinin, kuku
duyma annda, kuku duymasndan kuku duymaz; nk ku
ku duyma bir tr dnmedir. O halde, kuku duyduunu d
nmekte olduunu artk biliyordur. Bylece Descartes nl
nermesine varmtr: ''Dnyorum; o halde, varm." D
nen; yani kuku duyan olarak ben, dnmekte olduumun
farkndaym; o halde, dnyorsam ayn zamanda var olmak
taym ve bu durumdan kuku duyamam.
Hem Gazali hem de Descartes kukuyu dnmelerinin bir
yntemi olarak ele almlardr. Yntem olduu iin kuku ar
grlere varmam; kukunun bittii anda bilgi hem de kesin
ve salam bilgi elde edilmitir. Vardklar b ilgi tr farkl olsa
da, her ikisi de yntem olarak kukuculuu benimseyerek, fel
sefelerini oluturmulardr.

c) Deney-D Bilgiye Ait Kukuculuk


Descartes'n usu kukuculuuyla balayan modern felsefe,

I ngiliz deneycileriyle ve bunlarn senteziyle 1 8. yzylda farkl


kukucu felsefelere yol at. Deney-d bilgiyle ilgili kukuculu
u iki aamada ele alabiliriz:

Deneycilerin Ku kuculuu
ngiliz deneycilerinden Locke ile balayan deneyci bilgi kura
mna gre, bilgilerimizin kayna deneylerimizdir. Deneyin
haricindeki her tr bilgiden kuku duyabiliriz; nk onlarn
nereden geldiini ve ne tr bir basit idesi olduunu bilemiyo
ruz. Locke'un deney-d bilgilere kar duyduu kukuyu daha
da ileri gtren David Hume, bilginin kaynan deneyden gelen
izlenim ve idelerle aklamtr. Hume'a gre, d dnya zerine
olan tm bilimsel bilgilerimizin izlenim ve ideleri, nedensellik
ilkesinden o rtaya kmaktadr. O halde, d dnyann bilimsel

BllGI FELSEFESiNiN PROBLEMLER! 63

bilgisi neden-sonu balantsna dayanarak elde edildii iin,


her eyden nce bu ilkenin aklanmas gerekir. nk Hume
nedensellik ilkesinin bilinemeyeceini ve temellendirile
meyeceini ileri srerek, ayn zamanda bilimsel bilgiye kar
bir kuku duymutur.
Nedensellik ilkesine gre, her eyin bir nedeni vardr ve bu
neden belirli artlarda olutuundan daima ayn sonular or
taya kartr. ''Ayn nedenler her zaman ayn sonular verir."
ilkesini biz nereden ve nasl biliyoruz? Hume, nedensellik iliki
sinin bilinme koullarn inceler; nk bu ilkeyi bilmeden veya
aklamadan bu ilkeye dayanarak elde edilen tm bilimsel b ilgi
lerden kuku duymamz ok doaldr. Acaba nedensellik ilkesi
ni nsel olarak m biliyoruz?, diye sorar Hume. Bu dnceyi
hemen reddeder; nk neden-sonu ilikisi deneyden nce
denenemedii iin bilinemez. Hume ikinci olarak, ''Acaba ne
densellik ilkesi deney sonucu bilinen bir ilke midir?'' diye sorar;
fakat bu ilkeye karlk gelen izlenim ya da idenin olmadn
syler. O halde, nedensellik ilkesini nasl biliyoruz? Hume bu
soruyu, alkanlk sonucu bildiimizi syleyerek yantlar. Ne
densellik ne nsel ne de deneyden gelen bir ilkedir; hatta o bir
ilke deil, bir alkanlk veya bir inantr. Locke ve H ume'un
kukuculuu deneyden gelmeyen bilgilere kardr.

Ele tirel Ku kuculuk


I ngiliz deneycilerinin deney-d bilgilere kar olan kukuculu-
u sonucu 18. yzylda insan zihninden bamsz bir d dnya
gerekliinin var olduu ve bu gerekliin duyular yoluyla tam
olarak bilineb ilecei gr arlk kazand. Buna karlk 1 7.
yzyl usular asl bilginin akl bilgisi olduunu ileri srmek
teydiler. Acaba gereklik tam olarak deneyle mi yoksa usla m
bilinmekteydi? Yoksa gereklik bilinmeyen bir ey miydi?
B u sorularn yantn Kant'n eletirel kukucu bilgi gr
nde bulabiliriz. Kant, bilgi elde etmeden nce, insan zihninin
bir analizini yapma gerei duyar. Kant' byle bir analize gt
ren neden onun daha nceki insan zihniyle ilgili felsefi gr
lerden kuku duymasdr. Acaba deney bilgisinden nce insann
b ilgi elde etme kapasitesi nedir? Kant'n eletirel yaklam
sonucu aratrlan ey insan zihninin neleri bilip, neleri bileme
yeceidir. Kant'a gre, her ne kadar bilgilerimizin ilk kayna

64 BILIM FELSEFESINE GIRI

deneyler olsa da deneyler bilgi iin yeterli deildir. nk bilgi


deneyle balar ama deneyle sona ermez. Bylece insan zihnin
bilgi yeteneini analiz ederek, zihnin yapsn ortaya koyar:
1 . Duyarllk
2. mgelem
3. Anlama
Her birinin ayr grevleri vardr. Duyarllk, d dnyadan
zaman ve mekan nsel formlaryla grleri (alglar) alr; i mge
lem bu grleri birletirir; anlama ise kendisinde nsel olarak
var olan kategorilerle duyarllktan gelen ve imgelemde ba
lanm deney grlerini bilgi haline evirir. O halde, bilgi iin,
deney kadar anlamann kategorileri de gereklidir.
Kant'n eletirel kukuculuu bize deneylerim izin tesinde
var olan gerekliin bilinemeyeceini de gstermitir; nk
insan zihni ancak kendisine duyarlk yoluyla gelen deney gr
leri zerinde bilgisel etkinlikte bulunabilir. O halde, bizim d
mzda var olan gerek nesneleri, grlerimizin kapasitesi l
snde biliyoruz. Grlerimizin dnda kalan asl gerekleri
bilmiyoruz. Grleimizin dnda kalan gereklie kendinde
ey diyen Kant, kendinde-eylerin deneye ak olmad iin
bilgi nesnesi olmadn, deneye ak olan eylerin grnler
olduunu sylemektedir. Kant'n eletirel kukuculuu, ken
dinde-ey ve grn (fenomen) ayrmn ortaya koyarak insan
zihninin bilme snrlarn ortaya kartmtr.3

d) Ar Kukuculuk
Bilginin olana konusunda grecelii savunarak mutlak bilgi
nin olmadn ileri sren ar kukucular tarih arenasnda iki
farkl dnemde gmekteyiz. Birinci olarak Sokrates ve Pla
ton'un adalar olan sofistleri; ikinci olarak da M.. 3 60-270
yllar arasnda yaam ilka felsefecilerinden Pyrrhon ve
rencilerini ele alabiliriz. Her iki grte olanlar, salam bir
bilginin olmadn ileri srerler; nk bilgi toplu mdan toplu
ma, bireyden bireye, adan aa deimenin yan sra, zaten
deimekte ve olu iindeki var olan bilgi yeti ve kaynaklar
mzn snrl olmas nedeniyle tam olarak bilemeyiz.

3 Bkz., Broad, C. D., Kant: An lntroduction, Cambridge University Press,


New York, 1 9 78.

BiLGi FELSEFFSININ PROBLEMLER! 65

Sofistlerin Ku kuculuu
M.. 5 ve 4. yzylda deien toplumsal-siyasal durum ve lk
a doa felsefesinin girdii kmaz sonucu, insan felsefesini
balatan gezgin felsefe retmenlerinden oluan sofistler, ku
kuculuu benimseyerek, kesin ve mutlak bilginin olmadn
ileri srmlerdir. nk algnn greli olduunu kabul ederek,
znelcilii savunmulardr. Bilgiyi znellik ve algnn greceli
iyle temellendiren sofistler, mutlak ve kesin dorunun olma
dn syleyerek, insann doruluun lt olduunu dile
getirmilerdir.
En nemli kukucu sofistlerden Protagoras (M.. 485-420),
'' nsan her eyin lsdr." diyerek algda grecelii, znellii,
doruluun alglayan insana gre olduunu ileri srerek eyleri
de alglanmaya indirgemitir. Protagoras, ayn konuda kart iki
nerme ne srlebileceini ve iki nermenin de doru oldu
unu savunabileceini syler. Bylece ''insann her eyin, var
olan eylerin var olduklarnn, var olmayan eylerin var olma
dklarnn ls olduunu'' gstermitir. Bilginin, doruluun
ve deerlerin insanlara gre deitiini syleyen Protagoras,
Tanr konusunda da kukuculuunu srdrerek, Tanr'yla ilgili
her tr bilgi ve var olma hallerini yadsmtr; nk insann
bilgi yetisinin eksiklii ve yaamnn ksal bu bilgileri elde
etmesi iin yeterli deildir.
Dier bir sofist Gorgias (M.. 433-375), grecelii ar bir
biimde gelitirerek, grlerini hiilie vardrmtr. Gor
gias'a gre, hibir ey var deildir; bir ey var olsa da, biline
mez; bilinse bile, bakalarna anlatlamaz. Bu tr akl yrtme
ler bize gsteriyor ki, hem Protagoras hem de Gorgias, nesnel
bilgiyi olanaksz yaparak, znel bilgiyi kabul ederek, doruluu
greli ve deiken yapmlardr.

Septikler
Sofistlerin salam, kesin ve doru bilgide nesnellii ortadan
kaldrmalar ve bilgiyi insann znel duyu ve alglarna indir
gemelerini kendilerine rnek alan Pyrrhon ve takipileri ku
kuculuu bir felsefi akm haline getiren septik dnrlerdir.
Sistemli bir felsefe akm olarak kukuculuk felsefe tarihi iin-

66 BiLiM FELSEFESiNE GiRi

deki yerine Pyrrhon'la kavumutur.4 Bu akmn en nemli


temsilcileri Pyrrhon (M.O. 3 65-275), Timon (M.O. 3 2 5 - 2 3 5),

Arkesilaos (M.. 3 16-240), Karneades (M.. 2 19- 1 20), Aenesi


demos (M.S. 1. yy) ve Sextus Empiricus'tur (M.S. i l i. yy).
Pyrrhon'a gre, genel olarak bilgi olanakl deildir; nk
varlklarn kendilerini biz hibir zaman bilemeyiz; ancak bize
grndkleri ekilleriyle onlar bilebiliriz. Varlklarn asl ger
eklii ve bilgisi insan iin bilinemez bir konudur. Bildiimiz
eyler duyumlarn bize verdikleridir. . . Duyumlar ise znel olup
kiiden kiiye gre deimektedir. Oznel bilginin tesindeki
nesnel bilgi insan iin kapaldr. Bu nedenle insan bilme arzu
sundan vazgemelidir ve bir ey hakknda yargda bulunmama
ldr. znel duyumlar doruluk lt olamayacana gre,
doru yarg da sz konusu deildir. Yargda bulunmak yerine,
yargy askya; yani paranteze almak gerekir. Yargy paranteze
almak, insan gereksiz korku ve kayglarndan uzaklatrarak,
ruhsal arnmaya yol aar.

2. Doru Bilginin Kayna Problemi


Bilgi felsefesinin birinci problemi olarak ''Doru bilgi olanakl
mdr?'' sorusu ele alnarak, iki grten ''Bilgi olanakl deil
dir." diyen gr ayrntl olarak akland. imdi daha nce
belirttiimiz gibi, ''Evet, doru bilgi olanakldr." diyen dogma
tik grn bilgiyi nasl olanakl kldn ele alacaz. Dogmatik
bilgi kuramclar, bilginin kesinlikle olanakl olduunu ileri
srmeleri bakmndan o rtak bir ilkeyi savunmalarna karn,
''Bu doru bilginin kayna nedir?'' konusunda farkl grlere
sahiptirler.
Doru bilginin kaynayla ilgili felsefi dnceler:
a. Bilginin kayna deneydir.
b. Bilginin kayna akldr.
c. Bilginin kayna hem akl hem deneydir.
d. Bilginin kayna sezgidir.

4 Moser, Paul K., Mulder, D. H. ve Trout, J. D. a.g.e.., s. 9.


67

BiLGi FELSEFESiNiN PROBLEMLER!

a. Bilginin Kayna Deneydir


Bilginin kaynann deney olduunu savunanlarn ortak gr,
insan zihninin doutan bo bir levha olduudur (tabula rasa).
nsan doduunda zihni bilgi ykl olarak deil de, bo fakat
yazlmaya olanakl bir anlama yetisiyle donatlmtr. Yazlma
m bu levha, deneylerimizden gelen basit izlenimler ve basit
izlenimlerin oluturduu idelerle yava yava dolmaya balar.
Deneyi kaynak olarak gren bilgi kuramclarn ortak olarak
kabul ettii bir olgu da, deneylerin duyumlarla gerekletiidir.
Basit izlenimler, duyularmzn verileri sonucu elde edilir. Du
yularmz ilk izlenimlerimizdir. lk duyular olan izlenimler bel
lek ve imgelemin ilevleri sonucu birleirler. Bileik izlenimler,
zihnin anlama yetisiyle soyutlanarak ide ve tasarm haline geti
rilerek bilgi olurlar.
''Bilginin kayna deneydir." diyen gre gre, matematik
gibi bilgiler de deneyin rnleridir. Deneyin tekil verilerinden
kalkarak, tmevarmsal genellemeler sonucu matematik bilgi
ler elde edildiini iddia ederler. Tm bilgilerin deneyden gel
mesi, bilgileri sonsal; yani aposteriori yapmaktadr. Doutanc
ln ifadesi olarak apriori (nsel) bilgiyi reddeden deneyci
anlay, tm bilgilerin sonradan kazanldn syleyerek, bilgi
lerimizin aposteriori zelliini vurgular. Yine deneyci gr,
analitik bilginin deil de, sentetik bilginin nemi zerinde du
rarak, bu bilgilerin genellikle deneyden ktn ifade eder.
Bilginin kaynann deney olduunu ileri srmek, ayn za
manda akln ilkelerini de deneye indirgemektir. Eer tm bilgi
lerimiz deneyden geliyorsa, akln ilkeleri olarak bilinen zde
lik, elimezlik ve ncnn olanakszl ilkesi de deneyleri
miz sonucu rendiimiz bilgilerden baka bir ey olamaz;
nk doutan gelen hibir bilgi zihnimizde yoktur. ''Bilginin
kayna deneydir." diyen gre felsefe tarihinde deneycilik
( empirizm) de denilmektedir.

b. Bilginin Kayna Akldr


Deneylerimizin temelinde olan duyularn ne kadar gvenilir
olduu sorusunu soran aklclar, duyularn bazen yanltc ol
duklarn ortaya koyarlar. Duyu ve deney bilgisine kukucu bir
tavrla yaklamalar, aklclarn salam, deimez ve kesin bilgi

68 BiLiM FELSEFESiNE GiRi

aramalarndandr. Acaba doru bilginin kayna duyu ve algla


rmz olabilir mi? Bu soruyu kukucu grleri anlatrken eit
li filozoflarda ayrntl olarak aklamtk. Daha nce de belirt
tiimiz gibi, duyular kesin, doru ve evrensel bilginin kayna
olamaz; nk duyular deien eylerin bilgisidir. Tm nesne
ler hareket iindedir. Hareket ve olu bize kalc ve deimez
bilgiyi veremez. O halde, deimez bilgi ancak deimez, hare
ketsiz ve sabit olan varln bilgisidir. Fakat byle bir varlk
duyu ve deneyin kapsamnda bilinemez.
Duyular ve deneylerimiz zaman ve duru ma gre de deie
bilmektedir. Ayrca her bir kiinin duyu ve deneyimleri kendine
zgdr ve bireyseldir. Duyu ve deney ortak bilgiyi nasl vere
cektir? Bilgi, genel-geer, deimez, her yerde ve her durumda
ayn olmaldr. Byle bilgilerin kayna akldr. O halde, akl
dorularn ve hakikatlerin kaynadr. Akl dorular, deneyin
olgu dorularna gre daha deerlidir; nk onlar deneyden
nce var olan bilgilerdir. Akl bilgileri apriori olarak doutan
getirdiimiz deimez dorulardr.
Apriori bilgiyi kabul edenler, insan zihninin doutan bo
olmadn ileri srerler. nsanlar doduklarnda baz bilgilerle
donatlmlardr; zamanla bunlar anmsarlar. Bu gre gre,
akln ilkeleri doutan gelen apriori ilkelerdir ve herkeste ortak
olarak bulunurlar. Aklc bilgi kuramna gre, analitik nerme
ler, matematik bilgiler, akln ilkeleri, evrene ait baz bilgiler,
Tanr'ya ait baz bilgiler doutan aklmzda hali hazrda vardr
lar. Aklclar, tmdengelim akl yrtmeyi kullanarak, dier
bilgileri de tmel nermelerden kartrlar.

c. Bilginin Kayna Hem Deney Hem de Akldr


B ilginin kaynan radikal biimde deneyde veya aklda gren
lere kar olarak, her iki kayna da bilginin temeline koyan
grtr. Bu gre gre, bilgi iin hem deney hem de akl ge
reklidir. Yalnzca birinin olmas, bilginin olumas iin yeterli
deildir. B u grn en iyi temsilcisi Kant'tr.
Bilgi deneyle balar; fakat deneyle bitmez. Deneyle gelen
aposteriori alg, akln apriori kavram ve kategoriyle ilenerek
bilgi olur. H e m analitik hem de sentetik nermelerin varln
kabul ederek, sentetik apriori nermelerin olanakl olduu be-

BiLGi FELSEFESiNiN PROBLEMLER! 69

nimsenir. Bir tr uzlamcl ieren bu anlay, hem d dn


yadan gelen bir eylere hem de zihinden gelen bir eylere yer
vererek, bilginin kaynan monist bir grle deil de, ikici
kayna kabul eden bir grle aklar. Kant'n mehur ner
mesi bu gr en iyi ekilde aklar: ''Grsz kavramlar bo,
kavramsz grler krdr."

d. Bilginin Kayna Sezgidir


B ilginin kaynan aklla, deneyle ve uzlamc (hem akl hem
deney) bir tavrla aklamann yan sra, akl d bir kaynakla
da aklamak mmkndr. Akln; doru, kesin ve salam bilgiyi
veya hakikati veremediini savunan bu gre gre gerek,
doru, salam ve tam bilgiyi a ncak aracsz ve dorudan bilme
yi ieren sezgi verir. O halde, doru bilginin kayna ne akl ne
deney, fakat onlardan daha stn bir g olan sezgidir.
Sezgicilere gre, insan akl snrldr; nk insan akl zaman
ve mekan iinde deneye dayanarak bilgi elde eder. B yle bir
kaynak bize hakikatin bilgisini veremez. Hakikatin bilgisi ancak
anlk bir sezgiyle olanakldr. Akl ve deney bilgisi kendini dille
ifade eder; byle bir ifade yetersizdir; nk dilsel ifade kav
ram ve terimlerle olanakldr; kavram ve terimlerin kapsam
kadar dnceler anlatlr. Akl ve deney bilgisi dolayldr ve
aracsz olamaz. Sezgi ise terim ve kavrama ihtiya duymaz.
Sezgi, bir btn bir bakla, dorudan kavrama ve sezip ke
fetmedir. Sezgi, kiiye ait bir kavraytr. Sezgi, bireyin znel
yaantsnda hissettiidir. Bakalarna anlatlmaz. Bakalar
ancak kendi sezgi yetileriyle hakikati kavrayabilirler. Sezgi,
kelimelerle tasvir edilemez; ancak yaanr. B ilginin kayna
sezgidir diyenlerden Gazali ve Bergson en ok tannan iki filo
zoftur. Her ikisi de aklcla kar kmlardr.

3. Doru Bilginin lt Problemi


Doru bilginin olanakl olduunu ve kaynan akladktan
sonra, ''Acaba bu doru bilgiyi doru klan kriter veya lt
nedir?'' problemini ele alabiliriz. Bilgi hangi artlar ve koullar
altnda doru olmaktadr? Bilgiyi deerli klacak ey onun doru
luu olduuna gre, doru olmas iin gereken kriterler nelerdir?
70

BiLiM FELSEFESiNE GiRi

Bir eyin, yani P gibi bir nermenin ne olduunu bilmek iin,


nce onun, yani P'nin olduuna inanmalyz. Baka bir deyimle
P gibi bir bilginin imkan ve olanak dahilinde olduunu kabul
etmeliyiz. Bu konu bilginin imkan konusunda geni bir biimde
incelenmiti. Klasik bilgi kuramnn ikinci art, P nermesinin
doru olma kouludur. Baz bilgi kuramclar, ''P'yi bilmek ancak
ve ancak P'nin doru olmas durumunda mmkndr." bii
minde itiraz ederek kar ksalar da, P nermesini bilmek iin
bilginin olduuna inanma ve onun doru olduunu kabul etme,
temel bilme artlar olarak ounluk tarafndan kabul edilmek
tedir. Bazlar doruluu birinci koul olarak grrken, bazlar
bunu ikinci koul olarak grmektedirler. nc koul ise, var
olduuna inandmz ve doru olduunu sylediimiz P'nin
temellendirilmesidir. O halde, klasik bilgi kuramna gre, bir
nermenin doru bilgi olmas iin u koulun birlikte ger
eklemesi gerekir. Bir nerme olan P'nin doru bilgi olmas
ancak bilen znenin birinci olarak P'ye inanmasna, yani byle
bir bilginin var olduunu kabul etmesine, ikinci olarak P'nin
doru olduunu bilmesine ve sonuncu olarak P'nin doru oldu
unu temellendirmesine baldr.
Bir nermeyi, yani bir bilgiyi doru yapan nedir? Baka bir
deyimle, doruluk nedir? Bu nemli soru felsefe tarihinde ok
ele alnmasna ramen henz hakknda son sz sylenmemitir.
Birok bilgi kuramc bu felsefi problemi byk bir saygnlk
iinde ele almalarna karn, tam bir zmlemesini yapama
mtr. Genellikle bu problem, bir dilsel ifadenin veya cmlenin
veya nermenin doruluuyla ilikilendirilip nermenin doru
luunun nasl olduu problemine dnmtr. Bylece doru
luk problemi, dildeki ''Anlaml bir ifade nasl olur da dnyadaki
varlklara karlk gelir?'' ve ''Dnyadaki eyleri nasl olur da
zihnimizde temsil edebiliriz?'' genel problemleri haline gelir.
Ksaca doruluk hakknda soru sorduumuz zaman, aslnda bir
ifadenin ya da nermenin doru olma koullarn sormaktayz.5
Bilgi felsefesinin nemli problemlerinden biri olan doru
bilginin ltleri sorunsal farkl ltlerle aklanmtr:
a. Doru bilginin lt uygunluktur.
b. Doru bilginin lt tutarllktr.

s Moser, Paul K., a.g.e ., s. 66.


.
71

BiLGi FELSEFESiNiN PROBLEMLER!

c. Doru bilginin lt tmel uzlamdr.


d. Doru bilginin lt apaklktr.
e. Doru bilginin lt verdii yarardr.

a. Doru Bilginin lt Uygunluktur


Doruluu bire bir iliki iinde, karlkl olma durumu olarak
tanmlayan felsefi retiye gre, sylenen ile hakknda syleni
len ey arasnda bir uygunluk ilikisi olduu varsaylr. B u ili
kinin ad veya nasl olduu bir tartma konusudur: Varsaylan
iliki bir tr uyguluk mu, zdelik mi, eitlik mi, uyuma m,
uzlam m, yoksa tam uygunluk mudur?6
likinin ad ve tr zerinde tartmalar olmasna ramen,
ilikinin olumasn salayan iki taraf vardr; varlk-dnce,
ruh-varlk, bilen-bilinen, zne-nesne, sje-obje, dil-dnya, bilgi
gereklik, yarg-eyler, nerme-olgu, fikir-var olan, bilgi-varlk,
zihin-d dnya vb. Tm bu ikili ilikilerden hangisinin uygun
olduu filozoftan filozofa veya bir uygunluk kuramndan die
rine gre deimektedir. Fakat hepsinde o rtak olan lt udur:
Doruluk, bir bilginin, yani bir nermenin doruluu hakknda
konuulan varla dayanarak gsterilir. Bir nerme (yarg, kan,
fikir, ifade, dnce) ancak ve ancak hakknda iddiada bulun
duu varln durumuna uygun oluyorsa dorudur. Bu tr do
ruluk tanm yapan kuramlara, uygunluk doruluk kuramlar
ad verilir.
Uygunluk doruluk kuram, felsefe tarihinde en ok kabul
gren en eski kuramlardan biridir. lk a felsefesine kadar geri
giden bu kuramn gerek anlamda Aristoteles tarafndan tanm
land varsaylr. Platon ve Aristoteles tarafndan kabul edilen
uygunluk doruluk kuramna gre, bir nerme bir varln ya
da bir eyin bir zelliini ifade ediyorsa dorudur; eer etmi
yorsa ya da olmayan bir zelliini ifade ediyorsa yanltr. Bir
baka deyimle, nerme gerekliin bir durumunu ya evetler ya
da deiller; evetleme ya da deilleme, gereklikle rtrse
doru, rtmezse yanl olur. Aristoteles Metafizik adl eserin
de uygunluk doruluk kuramn yle tanmlar: ''Olmayann
olduunu sylemek ya da olann olmadn sylemek yanl,
olann olduunu ya da olmayann olmadn sylemek doru-

6 Tepe, Harun, a.g.e ., s. 8 2 .


.
72

BiLiM FELSEFESiNE GiRi

dur."7
Skolastik felsefe uygunluk doruluk kuramn yle formle
etmitir: ''Veritas est adaequatio rei et intellectus. '' Ksaca, ''Do
ruluk, intellekt (zihin, ruh, dnce) ve eylerin (olgu veya nes
nelerin) uygunluudur." Bu kurama gre, gerekliin doru
resmedilmesi halinde doru bilgi elde ederiz. Yanl resmetme
ise yanl bilgiyi verir.8 Skolastik felsefenin Aristotelesi d
nr Thomas Aquinas uygunluk doruluk kuramn kabul etmi
ve bu kuramn yayglamasn salamtr.
Uygunluk doruluk kuram asl varln ve meruluunu,
dier doruluk kuramlar gibi 20. yzylda gelitirmitir. zel
likle mantk pozitivistlerin bilgi kuramlarnda kendini o rtaya
koyan uygunluk doruluk kuram, tm eletiri ve tartmalara
ramen felsefedeki nemini devam ettirmitir.
Doru bilgiyi doru klan uygunluk acaba neyin uygunluu
dur? Dncenin ve gerekliin uygunluudur. Dnce bir
nermeyi veya bir yargy ifade etmektedir. O halde, bir yarg
veya nerme, gereklikle uyuuyorsa ya da ifade ettii bilgi,
gereklie tekabl ediyorsa, o bilgi dorudur. rnein; ''B u
snfta 20 renci vardr." nermesi ancak ve ancak bu snftaki

rencilerin saysnn 20 olma durumunda dorudur. Onerme


ile gerek; yani snftaki rencilerin says ve bu snf zerinde
sylenmi yarg birbirlerine uygunsa; yani ikisi de ayn eyi
ifade ediyorsa doru, etmiyorsa yanltr.
Uygunluk doruluk kuram en ok kabul edilen doruluk
kuram olmasna ramen, yine de eletirilmi ve eksikleri orta
ya konulmutur. lk eletiri noktas ''Dnme ile gereklik ayn
cinsten iki varlk mdr?'' ki birbirleri ne tekabl etsin, rtsn
veya uygun olsun? ki farkl ey nasl birbirine uygun olur?
kinci eletiri noktas ise, biz bu uyumay tam olarak bileme
yiz; nk uyumay salayan eyin ne olduunu bilmiyoruz.
Acaba uyumay bir yce varlk m salyor? Yoksa kendiliin
den olan bir ey midir? Bu sorulara ancak inan yoluyla yant
verebiliriz; bu ise bilgimizin doruluunu gstermez.
Dnceyle gerekliin uygunluu ne anlama gelmektedir?
Dncenin, gerei bilmesi nasl olanakldr? Dncenin ger-

7 Aristoteles, Metafizik, 101 l b 26.


B Poli, Roberto ( ed. ) , "On Truth", Consciousness, Knowledge, and Truth,
Kluwer Academic Publ., Boston, 1 99 3 . s. 143.
73

BiLGi FELSEFESiNiN PROBLEMLER!

ei doru resmetmesi, gerein tam resmini veremez; ancak


dncenin ve duyu verilerinin kapsam ve snrlar lsnde
resim alglanr. Gerekliin arka planndaki resimler hibir
zaman fotorafn karesi iine girmez. Uygunluk ancak zihnin
bilme yetileri erevesinde gerekleir. Uygunluk, dncenin
kendi bilme yetilerine uygunluudur; geree uygunluu deil
dir. B u konu Kant'n fenomen-numen ayrm gz nne getiril
diinde daha da ak olur. Kant'a gre, bilen zne, ancak anln
kategorileri ve olanakl deneyin alglar eliinde fenomenleri
bilebilir; olanakl deney alglar dnda kalan numenleri bile
mez. Bilen znenin bildii bilginin doruluu ise kendi bilme
yetilerinin sonucu oluturduu yarglarn, fenomenlere uygun
luu ile salanr.

b. Doru Bilginin lt Tutarllktr


Bir yarg ya da dncenin doruluu, o yarg veya dncenin
gereklikle olan ilikisi veya uygunluuyla deil, bir btn ola
rak verilen evren hakkndaki inanlarmzn genel yapsyla
belirlenebilir. Bu nedenle, yarg veya dnceler, var olan ev
rendeki nermelerle olan ilikisi sonucu doru ve yanl olursa,
yani verili evrenin nermeleriyle tutarl olursa doru olur. Bu
anlaya ya da doruluk kuramna, tutarllk doruluk kuram
denir.
Tutarllk doruluk kuramna gre, dncenin gereklikle
uygunluundan ok dncelerin kendi aralarndaki tutarll
doruluun ltdr.'1 Bir nermenin doruluu sistemde
daha nce kabul edilmi doru nermelerle elimemesine
dayanmaktadr. nermeler kendi iindeki uyumu, yeni bir
nerme ile de gstermelidir. Eer yeni nerme var olan ner
melerle eliiyorsa yanltr. Tutarllk doruluk ltne gre,
nermenin tek bana doruluu nemli deildir; bir btn
iinde dierleriyle elimemesi gerekir.
Su dolu kaba bir ubuk sokulduunda, ubuk krk gzkr.
Deney ubuun krk olduunu gstermektedir; fakat daha
nceki bilgilerimiz bunun doru olmadn sylemektedir. Bu
bilgilere ek olarak duyu organlarmzdan dokunma algsyla

9 Johnson, Lawerence, E. Focusing On Truth, New York, Routledge, 1 992,


s. s .
74

BiLiM FEl.SEFESINE GiRi

yaplacak bir test de bunun yanl olduunu syleyecektir. Eli


mizle dokunarak yaptmz test ve dnme yetimiz bize u
buun krk olmadn sylemektedir. Bu iki test daha nceki
bilgilerimizle tutarldr. O halde, gzmzn doru olarak gs
terdii bir bilgi, dier bilgilerimizle eliiyorsa; yani uyumu
yorsa o bilgi doru olamaz. B u rnek bize unu sylyor: Bilgi,
var olanlar tarafndan yadsnmyor, dorulanyorsa, dorudur;
aksi taktirde yanltr.
Genelde bu kuram, sistem kuran idealist, aklc ve metafi
ziki filozoflar kabul edero; nk sistemci filozoflar iin, sis
temdeki tm nermelerin bir arada elimeden tutarl olmalar
bir zorunluluktur. Tutarllk kuram, Leibniz, Spinoza, Hegel ve
Bradley gibi metafizikilerin oluturduklar aklc sistemlerin i
tutarllnn bir sonucudur. dealist ve aklc metafizikiler iin,
yarglarn olgularla uyumas doruluun gerek anlamn
vermez; nk yarglara karlk gelecek, gerek diye gstere
ceimiz olgular yoktur. Her olgu ait olduu balamda, yani sis
temin bir alm ya da grnm olarak gereklilik kazanr. Bu
nedenle, olgular, yani tm var olanlar bir sistem iinde var
olurlar; sistem iinde var olan her ey baka eyleri ierir ya da
baka eyler her eyi ierir. Bunun sonucu olarak, bir ey ger
ekliini ve doruluunu ancak ve ancak var olduu sistemde
gerekletirir. Bir dncenin veya yargnn doruluu, iinde
bulunduu evrendeki tm dnce veya yarglarla bir arada
bulunmasna gre, yani girdii her trl ilikiyi ve her nesneyi
dikkate alarak tutarl olduu srece olanakldr. Metafiziki
filozoflara gre, bir nermenin doru olmas ancak ve ancak
gerekliin evrensel almlaryla tutarl olmasna baldr;
nk gereklik, kendini tutarl bir sistemde ekillendirir.
Metafiziki dnrlerin yan sra Neurath ve Hempel gibi
mantk pozitivistler de saf matematik ve kuramsal fizikten
etkilenerek tutarllk kuramn savunmulardr. Onlara gre, bir
nermenin doru ya da yanl olduunu sylemek, sistemdeki
dier nermelerle tutarl ya da tutarsz olduunu sylemektir.
Baka bir syleyile, sistemin tm elemanlar birbiriyle tutarl
iliki iindeyse hem sistemin, hem de nermelerin doru oldu
u anlatlmaktadr. Bu kuramn ne srd her nerme, asln-

o johnson, Lawerence, a.g.e.., s. 1 6 .


BiLGi FELSEFESiNiN PROBLEMLERi 75

da sistemdeki her bir nermeyle bir iliki iindedir; yani sistem


her bir nermeyi kapsad gibi, kendisi de bir btnlk iinde
dorudur. Mantk pozitivistler, ''Matematik ve kuramsal fizik
te bir nermeyi test etmek ayn zamanda bu sistemleri ve
nermelerin tutarlln test etmektir." demektedirler. Bu an
layn ada uygarln bilim adamlar tarafndan kabul edil
diini ileri sren mantk pozitivistler, tutarll, doru ner
melerden oluan sistemin i tutarllnda ararlar:
Hem metafizikilere, hem de mantk pozitivistlere gre,
doruluun lt olarak tutarlln salanmas u temel ilke
lere ve varsaymlara baldr:
1. sel iliki: Matematikte olduu gibi, sistemin mantksal
paralarnn zellii hem nermenin anlaml ve doru
olmasna, hem de sistemin anlaml ve doru olmasna
baldr. Bu durum da ancak nermenin ve sistemin i-

sel ilikisiyle olanakldr. Ornein; ''2 + 2 4'' nermesi-


=

nin anlamll ve doruluu, matematikte geen dier


nermelerin anlamll ve doruluuyla olan isel iliki
sine baldr. Baka bir deyile, bu kuramn iindeki i
sel iliki bu nermenin anlamlln ve doruluunu
salamaktadr. Metafizikilere gre, bu ilke ne srlen
gerekliin her bir almnn birbiriyle ve sistemle olan
i ilikisinde gerekleir.
2. Dorululuk dereceleri: Bir nermenin doruluunun
ancak sistemle olan ilikisine bal olarak tanmlanma
sna karn, bireysel nermeler ksmen doru ksmen
yanl olabilirler; nk bireysel nermeler ancak sis
tem doruysa dorudur. B u nedenle, sistemdeki ner
melerin doruluk dereceleri, nermenin sisteme olan
uzaklna veya yaknlna baldr.
3. Doruluun lt apriori kavram ve akl yrtme
lere baldr: Bu kuram savunanlar daha nce kabul
edilmi nermelere ve bu nermelerden yaplan apriori
akl yrtmelere gre, dier nermelerin doruluunu
karrlar. rnein; tarihte incelenen bir olayn dorulu
u, o dnemin dier nermelerle olan ilikisine baldr.
O halde, tutarllk gemie bal olarak belirlenir. De-

Johnson, Laweence, a.g.e.., s. 34.


76 BiLiM FELSEFESiNE GiRi

neyciler bu yaklama itiraz edebilirler. Ornein; ''Kar-


daki evin bahesinde bir kpek vardr." nermesinin
doruluu ancak duyu deneyleriyle olanakldr. Bu itira
za tutarllk doruluk kuramclar u ekilde cevap verir
ler: Eer daha nceden, yani nsel olarak ''ev'', ''bahe'',
''kpek'' gibi kavramlarn anlamn bilmeseydik, byle
bir nermeyi duyu deneyleriyle dorulayamazdk. O
halde, temelde apriori kavram ve akl yrtmeler vardr.

Metafiziki dnrlerin savunduklar apriori kavram ve


varsaymlar, her zaman bir mantksal iliki iinde ele alnp
doruland iin eletiriye de aktr. nk apriori kavram ve
varsaymlar nesnelerin zellikleri hakknda yeni bilgi vermez
ler. Onlar analitik nermelerdir ve verili bir sistem iinde akl
yrtmelerle sonu karmay salar. Buna ilaveten, bu tr
dnme ve kabuller, tutarllk ilikisi salasa da olgusal anlam
ve doruluk veremezler.
Tutarllk doruluk kuram, para karsnda btn ve olgu
karsnda sistemi ne kararak para ve olgularn bilgisinin
yerine, btnn ve sistemin bilgisinin doru olduunu savun
mutur. Bu savunmada doruluu salayan lt olgusal bilgi
ya da yap deil, mantksal bilgi ve yapdr. M antk ve akl, olgu
lar nceleyen ve onlar belirleyendir. Byle olunca sistem ya da
btn, paralar, yani olgular hem meydana getiren, hem de
onlardan fazla olan eydir. Fakat byle bir kuram ne srenle
rin byk gl, sistemde doru ve tutarl olan, fakat gerek
likle hibir ilikisi olmayan kurgusal sylemleri ya da varlklar
da doru veya gereklik olarak kabul etme olasldr.
Uygunluk doruluk kuramn eletirdiimiz gibi, tutarllk
doruluk kuramn da eletirmek olanakldr.
1 . lk olarak, ''Kendi iinde tutarl olmak bir eyi doru k
lar m?'' diye sorabiliriz. Kendi iinde ok mkemmel
dnce sistemleri vardr ki, doru deildir. rnein, bir
masalda tm bilgiler b irbirleriyle elimeden bir uyum
iinde olsun; fakat her masalda olduu gibi, bu masal da
gerek st olay ve zamanlar aras kopukluk veya gei
lerin olduu bir masal olsun. Byle bir masal kendi iin
de tutarl ama gereklik ve deneyle tutarszdr. imdi biz
bu masaldaki bilgilere doru diyebilir miyiz? ''Tutarl
BiLGi FElSEFFSININ PROBLEMLERi 77

bilgi ile edimsel olgu arasnda farkllk vardr." 1 2 Baka


bir syleyile, gerek olan ve tutarl olan farkl iki du
rumdur. Demek ki yalnzca sistem iinde tutarl olmak,
doruluk iin yeterli lt deildir.
2. B u eletiriler zerine tutarllk doruluk kuramn savu
nanlar, isel tutarllk ile deneyi uzlatrmaya alm
lardr. Fakat bu sefer de yle bir eletiri yaplabilir:
''Ayn konu zerine iki sistem varsa ve bu sistemin tm
nermeleri hem kendi iinde hem de deneyle tutarl ise
hangi sistem doru kabul edilecektir?'' veya ''Bir konuda
iki doru olabilir mi?'' diye sormak mmkndr. Elbette
en kolay, en basit, en az ilem yapan sistem en doru
olarak kabul edilmelidir.
3. Dier bir eletiri de eer isel tutarllk ve deneyin uyu
mas sz konusu temel ilke ise gelecekteki deneyler bu
na dahil edilmeli midir? nk gelecek deneyler hi bit
meyen bir zaman dilimindedir. Bu anlamda nihai dei
mez doru yoktur sonucu kar. Yalnzca savlar vardr.

c. Doru Bilginin lt Tmel Uzlamdr


Doruluun d nesnel dnyada olup olmadna bakmadan ya
da d nesnel dnyann, doruluu insanlara bilim, mantk ve
matematik yardmyla dikte ettiini kabul etmek yerine, doru
luun insanlarn seimleri ve uzlamlar sonucu olduunu sy
leyen kurama, uzlamclk ad verilmektedir. Bilimsel, mantk
sal ve matematiksel hakikatlerin bile, insanlar aras oluan bir
uzlam sonucu kabul edildiini ileri sren bu kurama gre, her
trl doruluk tmel uzlam sonucu elde edili r.
Tmel uzlam ltne gre, herkesin veya ounluun ka
bul ettii bilgiler dorudur. Burada ama bir inan, bir yarg, bir
nerme ya da bir bilgi hakknda herkesin onunla ilgili doru
kabuldr. nerme zerinde genel bir o rtak yarg varsa, doru
veya yanl deer verme olana vardr. rnein, bir an bir ey
grdm sanrsam ve grdm eyin var olup olmadn
dan; yani grme eylemimin doru olduundan phe ediyor
sam, yanmda bulunanlara ayn eyi onlarn da grp grmedi
ini sorarm. Eer onlar da beni doruluyorsa, grdm do-

12 J ohnson, Lawerence, a.g.e.., s. 24.


78 BiLiM FELSEFESiNE GiRi

rudur. Bu tr genelin onayn almak doruluun lt olmaktadr.


Tmel uzlam doruluk kuramna gre, doa bilimlerinde
ortaya konulan yasalarn evrensel, mutlak ve deimez olduu
nu sylemek imkanszdr. D nesnel dnyay aklamak iin
ne srlen tm hipotezler ve yasalar, aslnda doay daha iyi
anlamak ve kavramak iin oluturulan ortak ifade ya da uzla
m ekilleridir. Doa bilimlerinin ne srd yasalar, gerek
liin kend isine deil, bizim gereklii nasl grp algladmz
zerine oluturduumuz ortak grlerdir. Bu nedenle, doa
yasalar da deiebilen ve yerine daha doru aklamalar yapan
yasalarn konulabilecei yasalardr.
Tmel uzlam doruluk lt demokrasinin ne srd
doruluktur. ounluun bir eye doru demesi, acaba gerek
ten o eyi doru yapar m? Elbette yapmaz. ounluk yanlamaz
m? Tarihsel olaylar ounluun yanlabilecei ni kantlamtr.
kinci olarak, herkesin uzlamas eletirilebi lir. Herkes nasl
uzlar veya uylar? Acaba tarihin herhangi bir dneminde tm
insanlar tam uzlam gsterebilmiler midir? Tmel uzlama
insann olduu yerde olanakl deildir. O halde, byle bir do
ruluk ltnn, kesin, salam, evrensel doruyu verme olasl
ok zayftr.

d . Doru Bilgi1i1 lt Apal<lktr


Tmel uzlama yaplan eletiri zerine baz filozoflar; yle
bilgiler bulalm ki nce kendim iin apak olsun, sonra da be
nim gibi olanlar bu apakl dnerek kavras nlar diye d
nmlerdir. Doruluun lt, apaklk, akl k ve seiklik
tir. Hangi bilgiler apaktr? Apak olmak ne demektir? Apak
lk nasl herkes iin olanakldr? Doruluun lt olarak apa
kl kabul edenler bu sorular yantlamak zorundadrlar.
Bir bilginin, bir yarg nn veya bir nermenin apak olmas
onun hem ak ve seik, hem de kuku duyulmayan olmas de
mektir. Kuku duyulmayan ve gvenilir bilgi neden ak ve
seiktir? nk o herkes iin kuku duyulmayan bilgidir. Bir
bilginin en kk bir kukuya yer vermeyecek biimde ak
olmas, o bilgiyi apak yapar. Byle bilgiler, ancak sezgisel kav
rama veya karsamayla elde edilir. rnein; Descartes, kuku
yntemini kullanarak, ''Dnyorum; o halde varm." nerme
sine varmtr. Bu nermeden artk kuku duyamaz; nk o,
BiLGi FELSEFESiNiN PROBLEMLERi 79

ona apak olarak verilmitir. Apaklk zorunluluk iermektedir.


Apaklk, hem ak hem de seik olandr. Bir bilgi ya da d
nce, bir btnlk iinde ve hibir tutarszlk iermeden kav
ranlrsa aktr; baka bir bilgi ya da dnce ile kartrlma
d durumda ise seiktir. Bir bilgi ak olabilir, fakat seik ol
mayabilir. Buna karlk her seik olan ayn zamanda aktr da .

O rnein; diimizin ard kendimize aktr, fakat hangi dii-


mizin ardn bilmiyorsak seik deildir. N e zaman hangi
diimizin ardn renirsek, o zaman di ars hem ak
hem de seik olur. Fakat her doru bilgi apaklk lt ile elde
edilmez. B u nedenle apaklk doruluk kuram az sklkta kul
landmz bir lttr.

e. Doru Bilginin Olt Verdii Yarardr


Bir yargnn doruluu verdii yararla zdeletirilir. B u lt
kabul edenlere pragmatist denir. Pragmatistlere gre, bir bilgi
yararl olduu srece deerlidir ve dorudur. Fakat yararn ne
olduu konusunda kendi ilerinde farkllklar olsa da, ortak
noktalar yarar deerinde birlemeleridir. Bir kuram, pratikte
ie yarad lde dorudur; aksi taktirde bir doruluk deeri
tamaz. ou nlukla Amerika B irleik Devletleri'nde kabul edi
len bu doruluk ltne gre, bir kuram karlatmz sorun
lar zme baarsna gre doru veya yanltr. Pratik ilev
doruluu belirlemektedir.
Yararc doruluk kuram kendilerini deneyle de destekler-
. .

!er. O nlara gre, yararl olan deneyle kantlanabilir. Ornein,


AIDS iin bulunacak bir ilacn denenmesiyle ortaya kacak
olumlu sonu onun doru ila olduunu gsterir. Bilim doru
larnn pratik alandaki yararlar, onlarn doru olduunu gs
termektedir. Yararc anlay doruluu bulmak iin bir ara
olarak kullanlmaldr. Bilgi, bilen ve bilinenden ayr deildir.
Bilen, bilinenle i ie olarak vardr; nk bilgi btnn bir
parasdr ve ondan ayr olmaz. Para, btn baaryla temsil
ederse dorudur. zm reten, yarar salayan ve bir ileve
sahip olan her ey dorudur; nk onun bir deeri vardr.
''Doru, idelerimizin insani olmayan gereklikle
deil, deneylerimizin kavramsal paralarnn duyusal
paralaryla olan bir ilikisidir. B u fikirler, olduklar
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

80

gibi var olan alglanan tikellerle bizi yararl eylemlere


ynlendirdikleri iin dorudur."13
Doruluun lt verdii yarara bal ise yararn derecesi
veya miktar doruyu az ya da ok doru yapacaktr. B ugn
yararl olan yarn yararl olmayacaksa, yarn farkl doruyu mu
kabul etmeliyiz? Bu konularda yararc doruluk kuram olan
pragmatizm eletirilebilir. Yarar kime gredir? Bireyin mi?
Toplumun mu? Bir ulusun mu? Yararc kuram, ayn zamanda
grecelii de kendi iinde barndrmaktadr. Yarar ve ilev de
itike doru da deimektedir. O halde, ''Asla deneylerimizin
tesindeki mutlak gereklie ulaamayz."14 nk bu kurama
gre, mutlak doru yoktur.

4 . Doru Bilginin Snr Veya


Kapsam Problemi
Bilgi felsefesinin son problemi de ''Nereye kadar biliyoruz?''
konusudur. N eyi bilip, neyi bilmediimizi bilgi felsefesi ele alp,
aklamtr. B ilginin snrlar ve kapsam belirlendii srece,
bilgi konusuna aklk gelebilir. Acaba insan her eyi bilebilir
mi? B ildiimiz alanlar nelerdir? M utlak bilgiye ulaabilir miyiz?
Acaba deney bilgisiyle mi snrlyz? Yoksa akl, mutlak, dei
mez ve sonsuz hakikati bilebilir mi?
Bilen varln bilinen varlk hakknda elde ettii zihinsel far
kndala bilgi denir. B ilenin, bilinen varl tam olarak bilip
bilmedii bilginin kapsamn belirlemektedir. Bilginin snr
veya kapsamn belirleyen be temel gr vardr:

a. kin dealizm
Bilen zne yal nzca kendi bilgi ieriklerini bilir; zne kendi
snrlarnn tesine geerek gerei bilemez. Bilen, bilme etkin
liinde kendisinin tesine geerek, gereklii akn ve soyut

bilgi haline getiremez. Ozne ancak kendi ikin biliini gerek-


letirir. Byle bir gr ikin idealizm savunur. En nemli

13 johnson, Lawerence, a.g.e. ., s. 67.


1 4 johnson, Lawerence, a.g.e.., s. 67.
BiLGi FELSEFESiNiN PROBLEMLER! 81

temsilcisi George Berkeley (1685-1753)'dir.


B u gre gre, bildiimiz her ey ''ide'' adn verdiimiz
kendi zihinsel ieriklerimizdir. Bilgi, insann zihninden bam
sz olarak bir gerekliin deil de, insann kendi zihin durumla
r, ierikleri ve zihinsel sreleridir. Berkeley ve ikin idealist
lere gre, d dnyann var oluu bizden bamsz olarak sz
konusu olamaz. Tm maddi varlklar, znenin zihin ideleridir.
B ilginin snrlar zihnimizdeki idelere baldr; nk hibir
zaman zihnimizdeki idelerin, nesnelerin gerek n iteliklerine
benzeyip benzemediini bilemeyiz. Doru, kesin ve tam olarak
b ildiimiz her ey bizim aracsz ve dolaysz algladmz kendi
idelerimizdir. Bilginin tek kayna alglarmz olup, bu alglar da
yalnzca zihnimizde var olan idelerden ibarettir. Bunlarn d
nda herhangi bir maddi varln var oluundan sz edemeyiz.
Alglarmz ve idelerimize neden olan bir varln var olduunu
ve b u varln da Tanr olduunu ne sren znel idealizm,

bilgiyi, znenin zihinsel ierikleriyle snrlar. Ozne, kendi zihni-


nin tesinde var olduu ne srlen hibir varl bilemez;
nk zne, kendi zihinsel idelerinin dnda h ibir eyi aracsz
ve dolaysz olarak bilemez.

b. Transende1tal (Akn) dealizm


Bilen zne, kendisinden bamsz olarak var olan nesnelerin
bilgisini ancak kendinde var olan yap erevesinde bilebilir
diyen gre transendental idealizm denir. En nemli temsilcisi
Kant'tr. B u gre gre, bilgi deney alannn tesinde kalan bir
gerekliin b ilgisinin bilimsel ve doru bilgi olamayacan ne
srer. B ilgimiz, deneylerimiz ve zihnimizin yapsyla snrldr.
O halde, anlmzn nsel kategorileri ve olanakl deney gr
leri kadar bilebiliriz. Bunun tesindeki asl gereklii bilemeyiz.
Kan t'n deyimiyle biz fenomenleri; yani nesnelerin bize grn
dkleri ekillerini, biliriz. Bunlarn dnda kalan numen (ken
dinde-ey) alannn bilgisine sahip deiliz; nk numen alan
deneyle verilmi bir bilgi tr oluturmaz.
Transendental idealizme gre, bilen zne, deneyin olanakl
kld koullara ve zihnin apriori kavramlarna ve kategorileri
ne bal olarak b ilgi elde eder. B ilginin snrlar bu ilke er
evesinde olmaktadr. Bu erevenin dndaki bilgilerimiz
BiLiM FElSEFESINE GiRi

82

sentetik apriori olamaz. Hem yeni b ilgi verecek hem de zorunlu,


genel ve geer olacak bilgiler ancak anln yaps nn snrlar
iinde bizim dmzda var olan nesnelerin bize grnd
ksm olan fenomenlere ait bilgilerdir. Bilginin snrlar, deney
ve bilgideki apriori kategori ve kavramlara baldr.
Kant ve transendental idealistler, bilgimizin snrlarn ara
trarak, metafizik bilgi ile bilimsel bilgi farkn ortaya koymu
lardr. Saf Akln Eletirisi'nde Kant, insann neyi bilip, neyi bile
meyeceini sorar. Nereye kadar bilgi olanakldr? B ilginin snr
larn aratran Kant, bilgiyi, deneyle balatr, fakat deneyle
bitirmez. Deneyle balayan alglar anln nsel yapsnda bu
lunan form ve kategorilerle birletirerek, bilgi elde eder. O
halde, bizim zihnimizden bamsz olan varlklarn bilgisini
ancak bizde nsel olarak var olan formlarla (zaman ve mekan
formlaryla) alglarz. Bu alglar yine zihnimizde nsel olarak
var olan kategoriler yardmyla bilgi haline dntrlr. B ilgi
lerimiz bizim dmzdaki varlklarn gerek bilgisi olup olma
dklarn iermez; bilgilerimiz anlmzn yaps erevesinde
oluan grnlerle snrldr; nk deney ltyle elde
edilmi bilgiler bile aslnda gerek diye adlandrdmz dnya
nn zihinden veya anlmzdan ayr bilgisi deil, yalnzca anl
mzn veya zihnimizin oluturduu bilgidir. Zihnimizden ba
msz olarak var olan kendinde eyleri (numenleri) zihnimiz
bilme yetisine sahip deildir. Zihnimiz srekli olarak kendi
yaps erevesinde bilme etkinlii gerekletirir.

c. Realizm
Bilen zne, kendisinden bamsz olarak var olan nesnelerin
gerek bilgisine sahip olabilir diyen gre de realizm, bilgi
felsefesi asndan ise epistemolojik realizm denir. Realistler,
ikin idealist ve transendental ideal istlerden farkl olarak, zih
nimizin dnda gerekten var olan bir dnyay ve bu dnyann
da gerekten bilinebileceini ne srer. Bilginin snrlar yalnz
zihinle snrlanamaz; bilgi snrsz bir alana sahiptir; nk
bizim dmzdaki dnyann snrlar ne kadarsa bilgimiz de o
kadardr. D evrenin snrlar arttka bilgimizin snrlar ve
kapsam da genilemektedir.
Bilen zne, bilineni kendi zihinsel ieriklerinin nesnesi veya
idesi yapamaz. N esneyi ideletirmek veya znelletirmek doru

BiLGi FELSEFESiNiN PROBLEMLERi


83

bilgiyi vermez. Ozne, kendisi gibi olmayan ve ondan bamsz


bir varla ynelerek, onu bilmeye alr. kin idealizmin ak
sine, ikin realizm zneyi edilgen ve alc olarak kabul etmeyip,
zneyi etkin bilen yaparak, kendi zihin ieriklerinin dndaki
nesneleri de bilebileceini savunarak, b ilginin snrlarn daha
geni kapsaml olarak grr. Bilgi, yal nzca znenin zihin ierik
lerini deil, ayn zamanda zihinden bamsz nesnelerin bilgisi
ni de kapsamaktadr.
N esnelerin algs ve deneyi yalnzca znenin algs ve deneyi

deildir. Ozne ile nesnenin algs arasndaki iliki tek boyutlu


deildir. Ozne, kendi zihin algsnn tesine geerek, nesnenin


gerek bilgisine veya algsna ulaabilir. B u gre gre, bilgi
nesnesi, insan zihninden bamsz olarak var olabilir. Bilgi yal
nzca znenin ierikleriyle snrl deil, nesneye doru kapsam
ve snrlar olan bir faaliyettir de. Bilme olay, bu kendi bana
var olan gereklie gre ikincildir. Fakat gerekliin tanmna
gre, realizm ya kavram realizmine ya da epistemolojik realiz
me (duyusal/alglanabilir gereklie) ular.s

d. Pozitivizn1
Realist ve transendental idealist grlerden faydalanan pozi
tivizme gre, bilginin snrlar, duyusal olann tesindeki bir
dnyay kapsayamaz; nk bilgilerimiz, deney verileri ve bu
verilerin akl yrtme yollaryla kartlan yeni bilgilerle snr
ldr. Duyusal olann tesinin metafizik olduunu ileri sren
pozitivistler, bilimlerin dnda baka hibir bilgiyi kabul et
mezler. B ilgimizin snrlarn bilimler belirler. B ilimsellik, bilgi
nin snrlardr. Bilimsel bilginin dndaki bilgilerin doruluu
ve deeri her zaman tartlabilir. Duyu, alg, deney ve bilim
verilerine indirgenen bilginin snrlar da bu ltler dorultu
sunda izilmitir.

e. Neo-Pozitivizm
Pozitivist grn eletirilmesiyle 20. yzylda ortaya kan
neo-pozitivizm bilgiyi dorulanabilir nermelerle snrlar. n -

s zlem, Doan (ev.), Gnmzde Felsefe Disiplinleri, Ara Yay nlar, s


tanbul 1 9 9 0, s. 1 1 4.
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

84

san, kendi zihninden bamsz bir dnyann bilgisine ancak


dorulanabilirlik lt erevesinde sahip olabili r. Bizler d
dnyay deney ve gzlem sonucu oluan alglarmzn sonucu
biliriz. Dorulanabilir nermelerin dndaki bilgiler, metafizi
in ka psam iindedirler ve bu tr bilgilerin gereklikte bir
karl olmad iin anlam da yoktur. nermelerin anlaml
olmas ve dorulanabilir olmas bilgimizi belirleyen koullardr.
Bu nedenle, neo-pozitivist gr, mantk ve bilime dayanarak,
ideal bir dil oluturma abasn da tar; nk gnlk dille elde
edilen bilgiler ya ok anlamldr ya da dorulanabilir deildir.
Bu amala, felsefeyi bilgi kuramna indirgeyen neo-pozitivist
gr, bilgi kuramnda da indirgemeci tutumunu devam ettire
rek, yalnzca mantk ve matematiin ideal dil yapsndan ku
rulmu ve dorulanabilir bilgilerini kabul eder.
Doru bilginin snrlar ve kapsam problemi bilginin kayna
problemiyle birlikte de ele alnp, aklanabilir. Bilginin kay
nan belirleyen kriterler, ayn zamanda bilginin snrlarn da
belirlemektedirler. B u adan bilginin snrlarn farkl snflama
ile aklayabiliriz.

f. Aklclk
Aklclk (rasyonalizm, usuluk) retisinin, felsefedeki kulla
nm gnlk kullanmdan ok farkldr. Gnlk yaamda, aklc
l; n yarg, duygu ve inanlardan bamsz olarak somut ol
gulara dayanan ve akla uygun yaklam olarak tanmlamakta
yz. Felsefede rasyonalizm veya aklclk, gnlk anlamnn tam
tersine, dorular ve gerekleri somut olgulara ve gzlemlere
dayanmak yerine, onlarn aklda nceden var olan baz ilke ve
bilgilerin yardmyla bilinebileceini ne sren reti anlamna
gelir. Ksaca aklclara gre, aklmz baz ilke ve bilgilerle dona
tlmtr.
Bilgimizin kaynan aklda grenlerin savunduu bu gre
gre, bilgimizin kapsam; yani neyi bilip, neyi bilemeyeceimi
zin lt aklmzdr. Aklclar, bilgimizin snrlarnn deneyin
tesine geebileceini syleyerek, metafizik bilgiyi olanakl
yaparlar. Doutan gelen nsel bilgileri de kabul eden aklclar,
bilgilerimizin snrn deneycilerden daha geni tutarlar.
Deneylerimizin temelinde olan duyularn ne kadar gvenilir
olduu sorusunu soran aklclar, duyularn bazen yanltc ol-
BiLGi FELSEFESiNiN PROBLEMLERi 85

duklarn ortaya koyarlar. Duyu ve deney bilgisine kukucu bir


tavrla yaklamalar, aklclarn salam, deimez ve kesin bilgi
aramalarndandr. Acaba doru bilginin kayna duyu ve algla
rmz olabilir mi? Aklclara gre, duyular kesin, doru ve ev
rensel bilginin kayna olamaz; nk duyular deien eylerin
bilgisidir. Tm nesneler hareket iindedir. Hareket ve olu bize
kalc ve deimez bilgiyi veremez. O halde, deimez bilgi an
cak deimez, hareketsiz ve sabit olan varln bilgisidir. Fakat
byle bir varlk duyu ve deneyin kapsamnda bilinemez. Bilgi,
genel-geer, deimez, her yerde ve her durumda ayn olmal
dr. Byle bilgilerin kayna akldr. O halde, akl dorularn ve
hakikatlerin kaynadr. Akl dorular deneyin olgu dorular
na gre daha deerlidir; nk onlar deneyden nce var olan
bilgilerdir. Akl bilgileri apriori olarak doutan getirdiimiz
deimez dorulardr.
Apriori bilgiyi kabul ederek, insan zihninin doutan bo
olmadn ileri srerler. nsanlar doduklarnda baz bilgilerle
donatlmlardr; zamanla bunlar anmsarlar. B u gre gre,
akln ilkeleri doutan gelen apriori ilkelerdir ve herkeste ortak
olarak bulunurlar. Aklc bilgi kuramna gre, analitik nerme
ler, matematik bilgiler, akln ilkeleri, evrene ait baz bilgiler,
Tanr'ya ait baz bilgiler doutan aklmzda hali hazrda vardr
lar. Aklclar, tmdengelimsel akl yrtmeyi kullanarak, dier
bilgileri de tmel nermelerden karrlar.

g. Deneycilik
Bilgilerimizin snrn deneylerimiz belirler. Deneycilik olarak
adlandrlan bu kuram, tm bilgilerimizin kaynan duyu de
neylerine indirgedii gibi, snrlarn da duyu deneyleriyle be
lirler. Deneylerimizin dndaki bilgilerin, gerek varln bilgisi
olmadn ileri sren bu gr, metafizie kar kt gibi
nsel bilgileri de reddeder.
Aklcln tersine, deneycilik; yani empirizm bilginin kayna
ve elde edilii konusunda duyu ve deneyi temele alr. Bilginin
kaynann duyum ve deney olduunu savunanlarn o rtak g
r, insan zihninin doutan bo levha olduudur (tabula ra
sa). nsan doduunda bilgi ykl olarak deil de bo fakat
yazlmaya olanakl bir anlama yetisiyle donatlmtr. Yazlma-
BiLiM FELSEFESiNE GiRi
. . . . .

86

m bu levha, deneylerimizden gelen basit izlenim ve basit izle


nimlerin oluturduu idelerle yava yava dolmaya balar.
''Bilginin kayna deneydir." diyen gre gre, matematik
gibi bilgiler de deneyin rnleridir. Deneyin tekil verilerinden
kalkarak, tmevarmsal genellemeler sonucu matematik bilgi
lerinin elde edildiini iddia ederler. Tm bilgilerin deneyden
gelmesi, bilgileri sonsal yani aposteriori yapmaktadr. Dou
tancln ifadesi olan apriori (nsel) bilgiyi reddeden deneyci
anlay, tm bilgilerin sonradan kazanldn syleyerek, bilgi
lerimizin aposteriori zelliini vurgularlar. Yine deneyci gr,
analitik bilginin deil de sentetik bilginin nemi zerinde dura
rak, bu bilgilerin genellikle deneyden ktn ifade eder.
Bilginin kaynann deney olduunu ileri srmek, ayn za
manda akln ilkelerini de deneye indirgemektir. Eer tm bilgi
lerimiz deneyden geliyorsa, akln ilkeleri olarak bilinen zde
lik, elimezlik ve nc halin olanakszl ilkesi de deneyle
rimiz sonucu rendiimiz bilgilerden baka bir ey olamaz;
nk doutan gelen hibir b ilgi zihnimizde yoktur.

h. Sezgicilik
Bilgilerimizin snrlarn sezgilerimiz belirler. Aklclar gibi bil
ginin snrlarn geni alana yayan sezgiciler de metafizii ve
nsel bilgileri kabul ederler. Akldan daha geni snrlar izen
sezgiciler, bilgimizin snrla rn znel sezgilere veya akn varl
n sezgisel bilgisine kadar vardrrlar.

i. Pragmatizm
Bilgimizin snrlarn verdii yarar belirler: Doru bilginin kay
nan verdii yararla belirleyen pragmatistlere gre, bilgimizin
snrlarn da b ilginin ilevi ve sonular belirler. Doru bilgi ie
yarad lde aranan ve istenen bir etkinliktir. e yaramas
sonucu iyi ve doru deer alan bilgilerimiz, problemlerimizi
zmemizi salayabilir. Yararclara gre, bilgi bilen ve bilinen
ayrm zerinde aklanmamaldr; nk bilen, nesneden veya
dnyadan ayr bir durum deildir; dnyann bir paras olarak
doal bir etkinliktir. Bilgilerimiz ne kadar ok problemi akla
maya yaryorsa o kadar dorudur. O halde, bilgimizin snrlar,
aklad ve ie yarad orandadr.

5. B O L U M

Bilim felsefesi nedir? Felsefenin bir alt disiplini olarak bilim fel
sefesi, bilimin doasn, kapsamn, snrlarn, yntemini, bilim
sel bilginin yapsn ve zelliklerini, bilimsel kuram ile gereklik
arasndaki ilikiyi felsefi bir tavrla aratrr. B u tanmndan an
lald gibi, bilim felsefesi, bilimle ilgili sorulabilecek her tr
soruyu sorar ve bunlara yant arar. ''Bilim felsefesi, gzlem
ve/veya deneye dayal bilimleri inceleyen felsefe daldr."1 Bi
limsel bilgiyi konu almas nedeniyle ok uzun bir gemie sa
hiptir; fakat sistemli olarak bilim felsefesi, modern felsefe, zel
likle ngiliz felsefecisi Francis Bacon'la ( 1 5 6 1 -1 626) ilk admla
rn atar.
Bilim felsefesinin amac, aratrma alan olan bilimi, bir bi
lim insan bakyla deil de bilim felsefesinin kendine zg
bak ve yntemiyle ele almaktr. Bilim felsefesi bilimin ne ol
duunu, kavramlarn, ilevini, yntemini, doruluk deerini ve
yapsn aratrmaktr. Bilim felsefesi; bu aratrmay bazen
mantk pozitivistler gibi mantk ve dilsel zmlemelerle,
bazen bilim tarihi asndan, bazen de sosyal bir etkinlik olarak
bilimi alp aratrmtr. Bilim felsefesi, bilimi ontolojik, ep iste
molojik ve metodolojik adan ele alp inceler. Bilim felsefesi
ontoloj ik adan bilimin kavram ve problemlerinin gerekliini,

Grnberg, Teo ve Grnberg David, Bilim Felsefesi, Anadolu Universitesi,


Eskiehir 2 0 1 1, s. 3.
88 BiLiM FELSEFESiNE GiRi

epistemolojik adan amacna ilikin ortaya koyduu bilgilerin


doruluunu ve metodoloj ik adan ise bilimin yntemini ve
yapsn sorgular.2 rnein, bilim insan; ktle, ivme, yer eki
mi, hz vb. kavra mlar kullanrken bilim felsefecisi bu kavram
larn gereklikte bir karl var m diye sorar ve inceler. Pavitt
felsefeyi ''deneysel yntemle deil de mantksal akl yrtme
lerle varlklarn doasn aratrma'' olarak tanmlar. Bu tanm
lamaya uygun olarak da bilim felsefesini, ''deneysel yntemle
deil de mantksal akl yrtmelerle bilimin doasn aratrma
olarak tanmlar.3
Bilim felsefesi, bilim tarihi deildir. lk bilimsel etkinlik ve a
lmalarn balad Eski in ve Hint uygarlklar, daha sonra
Msr ve Mezopotamya uygarlklarnda devam eden bilim etkin
likleri sadece gnlk yaamn gereksinmelerini karlamakla
kalmad ayn zamanda evrendeki hareketin ve deiimin gz
lenmesi srecini de kapsad. Gk cisimlerinin hareketlerini
sadece gzlemekle kalmadlar, gelitirdikleri lm teknikleriy
le de hesapladlar. Antik Yunan uygarlyla birlikte sistematik
bilgi sreci balad ve bilgiler aksiyomatik dizge iinde snfla
narak bilimleri oluturdu. Eukleides (klid), ekil ve dzlemler
zerine olan bilgileri aksiyomatik bir dizge iine sokarak geo
metri biliminin sistematik anlamda kurucusu oldu. Antik Yu
nanda bilimlerdeki bu gelimeler aslnda felsefenin iinde yer
ald. O rta a, Antik Yunan anlayn devam ettirdi. Rnesansla
balayan sre, bilimlerin yava yava felsefeden ayrlmasn ve
kendi balarna bir disiplin olmasn salad. Modern dnemle
birlikte nce fizik, sonra kimya ve biyoloji, felsefeden koparak
birer disiplin oldular. 19. yy ise sosyal bilimlerin ortaya k
yzyldr. Bilimlerin tarihsel sreteki geliimini ele alan bilim
tarihi ile bilimi dorudan kendisine konu edinen bilim felsefesi
ayn ey deildir. Bilim felsefesi, bilim tarihindeki bilgileri kul
lanr ve hatta bilim felsefesinin baz kuramlar bilim tarihi ze
rinde ykselir. Buna ramen ikisi birbirinden farkl iki disiplin
dir.
Bilim felsefesi, felsefenin tm deildir. Felsefe genel olarak
var olan her eyi kendisine konu yaparken, bilim felsefesinin

2 Grnberg, a.g.e., s. 3.
3 Pavitt, a.g.e., s. 7.
BiLiM FELSEFESiNE GiRi 89

tek bir konusu vardr; o da bilimin bizatihi kendisidir. Felsefe,


tarihsel srecin ilk balarndan itibaren evren, doa, insan ve
toplum hakknda soru sorup, bilgi elde etme abas iindedir.
Bilim de, ayn konular zerinde bilgi elde etme amacndadr;
fakat ikisi ayn ey deildir. nk elde ettikleri bilgi tr olsun
veya bu bilgileri elde etme yntemleri olsun birbirinden birok
konuda farkllk gsterir.
Felsefe, bilim felsefesini iine ald gibi, bilgiyi, varl, etii,
estetii, siyaseti, eitimi ve birok eyi kendisine konu yapabi
lir. Felsefe daha geni kapsaml bir etkinlikken, bilim felsefesi
daha dar kapsaml bir etkinliktir. Felsefe tarihi iinde felsefeyi
bilimsel felsefe yapmak isteyenler kmtr. Bunlar bilimin
geerli ve doru sonular karsnda, felsefeyi ilevsiz bir ko
numdan kurtarmak iin felsefeyi de bilimin zelliklerini tayan
bir etkinlik erevesine getirmek istemilerdir. B ilimsel felsefe
olarak felsefe, Descartes'la balayan modern an bir ryas
olmutur.
Acaba bilimsel felsefe, felsefenin kendisi olabilir mi? Bilimsel
felsefeyi, bilimin yntemini kullanarak felsefeyi bilimsel bir
hale getirmek diye tanmlayabiliriz. Modern an matematie
ve bilime verdii ar nem ve gven sonucu, felsefeyi de bi
limselletirme abasn ilk defa kartezyen filozoflarda grmek
teyiz. Eer felsefe bili msel bir sistem olursa daha doru, kesin
ve geerli nermeler btnl olur. Descartes, evrensel ma
tematii kendine l yaparak, geometri ve aritmetik arasnda
ki banty grerek, analitik geometrinin ilk temellerini att.
Felsefeye de evrensel matematii uygulamak istediyse de, bunu
ancak takipisi Spinoza analitik geometrinin yntemini kulla
narak yazd Etik kitabnda gerekletirdi.
19. yzylda tarihi materyalizmin kurucularndan Marx ve
Engels, felsefeyi bilimsel yapma almalarn hzlandrdlar. 20.
yzylda bu dnceyi analitik felsefeyi benimseyen Alman
filozof Hans Reichenbach devam ettirdi. Her iki deneme de
felsefeyi, metafizik elerden arndrarak, bilimsel bir etkinlik
yapma abasdr. Bunlardan farkl olarak, Edmund H u sserl de
felsefeyi kesin bir bilim yapmak iin ''fenomenoloji'' diye adlan
drd bir yntem nermitir. Tm bu denemeler felsefeyi bi
lim yapmad gibi, felsefenin alann daraltarak, felsefeyi belli
bir alana indirgemitir. Sonuta, tm denemeler baarsz ol-
90 BiLiM FEl.SEFESINE GiRi

mutur; nk felsefe, bilime dayanmak zorundadr, fakat bi


limle e deer olmak zorunda deildir. Bu nedenlerle, bilimsel
felsefe bir felsefi akm veya ideoloji veya -izm olabilir, fakat
felsefenin bizatihi kendisi olamaz. Bilimsel felsefe ayn zaman
da bilim felsefesinin kendisine de e deer olamaz.
Bilim insan, bir filozof mudur? Bilim insan bir filozof deil
dir; nk bilim insan, yapt ii sorgulamaz. Bilim insan belli
bir konuyu, belli bir yntemle aratrarak, en kapsaml ve do
ru bilimsel bilgiye varmay amalar. Buna ilaveten, aratrd
varln gerekten var olup olmadn, kulland yntemin do
asn, bulduu bilginin yapsn kendisine sorun yapmaz. Ger
ek bir bilim insan, aratraca varln var olup olmamasn
dan phe etmeden, onu var kabul ederek, belli bir bilimsel
yntemle onun hakknda bilgi elde eder. Ne zaman yapt ii,
kulland yntemi, bulduu bilgiyi ve aratrd varl sorgu
lamaya balarsa, o zaman artk bilim insan kimliinden ka
rak, felsefeci zelde bilim felsefecisi olmaya balar. Ksaca bilim
felsefecisi, bilimler zerine dnen, aratran ve yorum ya
pandr.
Felsefenin ilk balangcnda felsefeci ve bilim insan oun
lukla ayn kiiydi. rnein, Thales hem felsefeci hem de astro
nomi gzlemleri yaparak, gne tutulmasn nceden tahmin
eden bir bilim insanyd. Aristoteles, ok nl felsefeciliinin
yan sra balklar ve birok bitkiyi inceleyerek, iyi bir biyoloji
snflamas yapan bir bilim insanyd. Demokritos, bir filozof
olarak ne srd atoma dayal evren kuramyla gnmz
biliminin temellerini alar nce tahmin etmiti. B u rnekleri
modern adan da verebiliriz: Newton, yapt bilimsel aratr
malarn Doa Felsefesinin Matematik lkeleri adl kitabyla ak
lamtr. Hatta 19. yzyla kadar bilim ve felsefe birbiri iinde
ele alnrd ve bilim insan ile felsefeci ayn kiiydi. 19. yzylda
ortaya kan pozitivizm akm bilimlerin felsefeden ayrlmasn
salad. Gnmzde bilim ve felsefe ayr gzkmekteyse de, i l .
blmde ayrntl olarak anlattmz gibi bilim ve felsefe ilikisi
birok boyutta devam etmektedir. Felsefe bilimlerin temel ilke
lerini ve yntemlerini sorgulad gibi, bilimlerden kan sonu
lar da sorgular. Felsefe ya bilimin en temelinde ya da bilimin
bittii yerde yine vardr. Felsefe bilimsiz, bilim de felsefesiz
olamaz. Her ikisi birbirlerine her zaman ihtiya duyarlar.
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

91

Bilim felsefesi, bir tr bilgi felsefesi midir? Hayr. nk bilim


felsefesi genel olarak bilgi ile ilgilenmez. Buna karn, bilgi fel
sefesi bir nceki blmde yaptmz aklamalar dorul tusun
da bilginin imkan, kayna, doruluu ve snrlar alanlarnda
aratrma yapar. B ilgi felsefesi, bilginin doasn ve yapsn
incelerken, bilim felsefesi yalnzca bilimsel bilgiyle ilgilenir.
Bilimsel bilginin doas ve yapsnn yan sra bilimsel gzlem,
betimleme, aklama, deney, hipotez, kuram ve yntemin ne
olduunu aklar.
Bilim felsefesinin amac, bilim felsefilerinin bilime ve bilim
sel bilgiye baklarna gre farkllklar gsterebilir. Burada bi
lim felsefesinin amalarndan bazlarn ortaya koymaya ala-
cagz:

Bilim felsefesi, bili msel aratrma pratiklerinden daha


ok bilimsel kuramlarn ne olduu zerine younlar.
nk bilim felsefesi aslnda bilimsel kuram retme ve
gelitirme giriimi olduu varsaylr.
Bilim felsefesinin amac, konu alan olan olgularn ne ol
duunu aklamak, ynlendirmek ve ynetmektir.
Bilim realistlerine gre ise bilim felsefesinin amac, do
ay doru aklayacak bilimsel kuramlar retmektir.
Bilim felsefesinin amac, konu alan olan olguyu rasyo
nel ve kantlara dayal aklamalar ortaya koyarak ak
lamaktr.
Bilim felsefesi son zamanlara kadar amalarndan biri
de, tm bilimlerin tek bir aklamasn ortaya koyarak
bilimlerin birliini gstermekti.
Gnmzde baz bilim felsefecileri bilim felsefesinin
amacnn bilimi deerlendirme ve aklamadan daha zi
yade bilimi merulatrma olduunu ileri srmektedir
ler.
Bilim felsefesinin amac, bilim insanlarnn ne yaptkla
ryla deil, ne yapmalar gerektiini aratrmaktr.
Bilim felsefesi bilim insanlarnn ne yapmalar gerekti
inden daha ziyade ne tr ilikiler iinde ne yaptklarn
aratrmaldr.4

4 Tanesini, Alessandra, Feminist Epistemolojiye Giri, ev. Demiriz, Glcan


ve dierleri, Sentez Yaynclk, Bursa, 2 0 1 2. Ss. 3 9-42.
92 BiLiM FELSEFESiNE GiRi

John Losee'ye gre drt tr bilim felsefesi yapma biimi


vardr:
1. Bilim felsefesi, belli bir dnemde kabul gren bilimsel
kuramlardan ve bulgulardan hareketle, bu kuramlardan
tretilebilecek dnya grlerini dile getirip onlar sergi
leme amacn tar. Bilim felsefesi, nemli bilimsel ku
ramlarla tutarllk gsteren ve bu kuramlardan tretile
bilecek dnya grlerini aklar. rnein; Darwin ya da
Comte'cu bir anlayla bilimin ne olduunu ortaya koy
ma ve bu anlaylardaki bilim kuramn aklama aba
sdr.
2. Bilim felsefesi, bilim insanlarnn varsaymlarnn, kav
ramlarnn, dncelerinin ve eilimlerinin aratrld
ve ifade edildii bir disiplindir. Bilim felsefecisi bylesi
varsaymlar gn na karma amacyla bilimsel a
lmalara yaklaabilir.
3. Bilim felsefesi, b ilimlerle ilgili kavram ve kuramlar ana
liz etme ve aklama abasdr.
4. Bilim felsefesi, bilim yapmakla deil, bilimin nasl ya
plmas gerektii zerine aklamalar yapma abasdr.
Baka bir deyile, bilim felsefesi evrende veya doada
karlatmz olgular aklamaya alan bilimin ken
disini aklama giriimidir. s

Bilim felsefesi genel olarak aadaki sorulara ya nt arayan


bir felsefe disiplinidir:
Bilimsel aratrmay dier aratrma trlerinden ayran
zellikler nelerdir? B u soru, bilimle bilim-olmayann
farkn ve ayrmn o rtaya koymaya alan bilim felsefe-

cilerinin temel kaygsn olutu rmaktadr. Ozellikle pozi-


tivist gelenee bal olan bilim felsefecileri bu soruya
verdikleri yant ile bilim ile metafizik arasndaki fark
o rtaya koymaktadrlar.
Bilim insanlar doay aratrrken hangi yollar ve yn
temleri izlemelidirler? ''Bilimsel yntem nedir?'' sorusu

s Losee, j ohn, Bilim Felsefesine Tarihsel Giri, ev.: Elif Bke, Dost Kitabe
vi, Ankara 2 008, ss. 1 0 - 1 1 .
BiLiM FELSEFESiNE GiRi 93

erevesinde retilen ya da retilecek bilgiyi ve ynte


mini anlamaya ve aklamaya alan bilim felsefecileri
ayn zamanda kullanlan yntemin epistemolojik, top
lumsal ve etik deerini sorgulamaktadrlar.
Bilimsel aklamann doru olmas iin ne tr gereke ve
koullarn salanmas gerekmektedir? Epistemolojik
adan destekleme, kantlama, tantlama, ispatlama, de
ney ile gerekelendirme ve olguya giderek gstermenin
nasl bir yap ierdii aratrlmaktadr.
Bilimsel yasa ve ilkelerin bilisel yaps ve ltleri ne
lerdir? Bilme yapmzn gvenilirlii, salamll ve bil
me yaps ile yasalarn kendiliindenlii aratrlmakta
dr.6

Tm bu sorular bilim ile bilim felsefesi arasndaki farkn da


ne olduunu bize vermektedir. Bilim, olgularn aklanmasdr.
Buna karlk bilim felsefesi, olgular aklamada kullanlan
yntemin analizi ve bilimsel aklamann mantyla ilgilenir.
Ksaca, bilim felsefesi, ''bilim'' zerine yaplan bir st dnme
ve aklama etkinliidir.
Sonu olarak bilim felsefesi u konular aratrr ve bilim
hakknda aadaki sorular sorar:
: Bilim felsefesi, belli bir dnemde kabul gren bilimsel ku
ramlardan ve bulgulardan hareketle, bu kuramlardan treti
lebilecek dnya grlerini dile getirip onlar sergileme
amacn tar. rnein, Einstein'n grecelik kuramnn ka
bul edilmesi halinde, bunun felsefi kategorileri mizde ve
dnyay anlamlandrmamzda nasl bir etkisinin olacann
betimlenmesi bilim felsefecisinin iidir.
: Baka bir adan bakldnda, bilim felsefesinin grevi bilim

insanlarnn almalar srasnda aka dile getirmedikleri,


hatta belki kendilerinin de bilincine pek varmadklar varsa
ymlarn ortaya karlmasdr. rnein, bilim insanlar ev
rende geerli olduunu dndkleri fiziksel yasalar ista
tistiksel, mekanistik veya ereksel (hedefe-ynelik) olarak
alabilirler. Bu ynelimler bilim insanlarnn bilinli seimleri
olmaktan ziyade, ounlukla onlarn farknda olmadan yap-

6 Losee, a.g.e., s. 1 1 .
94 BiLiM FEI.SEFESINE GiRi

tklar varsaymlarn iinde sakl olabili r. Bilim felsefecisi


bylesi varsaymlar gn na karma amacyla bilimsel
almalara yaklaabilir.
: Bilim felsefecisi bilim insanlarnn sklkla kulland ancak

ok fazla derinlemesine sorgulamad baz nemli kavram


lar netletirme ve aklama hedefine ynelebilir. ''Parack''
gibi kavramlar fizikilerin her zaman kulland fakat anlam
larn tam olarak ifade etmekte zaman zaman zorlandklar
kavramlardr. Felsefecinin kritik bir ilevi, bu trden kav
ramlar daha ak hale getirmektir.
: Son olarak bilim felsefesinin ok nemli bir ilevi, evrende

veya doada karlatmz olgular aklamaya alan bi


limin kendisini aklama, yani ikinci seviyede bir aklama
veya betimleme sunma abasna girmesidir.

B u balamda bilim felsefecisinin sorduu sorulardan bazla


r yledir:
Bilimsel ilevi dier tr ilevlerden ayran tam olarak
nedir?
Bilimsel aklamalarn baarl olmasnn koullar ne
lerdir?
Bilimsel ilerleme kavram tam olarak ne anlama gelmek
tedir?
Bir olay, olgu ve srecin dierinin nedeni olduu nasl
bilinebilir?
Nedensellik, determinizm ve belirlenimcilik ayn eyler
midir?
Doa yasalar var mdr, varsa nasl bilinebilir?
Toplum/sosyal yasalar ile doa yasalar ayn mdr?
Toplum ve doa yasalar arasnda ne tr farkllklar var
dr?
Bilimsel bir kuramn hangi zelliklere sahip olmas ge
rekir?
Ayn konuda farkl kuramlar arasnda hangisinin tercih
edileceine nasl karar verilecektir?
Bilimsel bilgiyi dier bilgi trlerinden ayran zellikler
nelerdir?
Doa bilimleri ile sosyal bilimlerin bilimsel bilgi retme
yntemleri ayn mdr?
BiLiM FELSEFESiNE GiRi 95

Farkl bilim dallar iin farkl bilimsellik ltlerinden


bahsedilebilir mi?
Aklama nedir? Bilimsel aklama trlerinden hangi
ynyle farkllar?
Bilim insanlarnn kullandklar dil nasl zmlenmeli
dir?
Her bilim insan kulland terimlerle neyi kastetmekte
dir?
Gzlem, deney, ispat, tmevarm, tmdengelim, betim
leme, aklama, kuram, yasa ve n deyi gibi terimlerin
bilimle ilgisi ve bilimsel bilgi srecindeki rolleri neler
dir?
Tarih, matematik, psikoloji, felsefe, mantk birer bilim
midir? N iin?
Bilim ile deer, bilim ile sanat, bilim ile ahlak, bilim ile
din, bilim ile kltr nasl ilikilendirilebilir?
Bir bilgi olarak bilim, insanln hangi ihtiyalarn kar
lamaya yetmektedir?
B ilimsel bilgi ile yetinmek yeterli midir?7

7 Demir, mer, Bilim Felsefesi, Sentez Yaynclk, Bursa, 2 0 1 2 , ss. 1 8 - 1 9 .


6. B O L U M

1 . Bilim
Bilim, bir bilgi sistemidir, fakat rastgele bir bilgi sistemi de de
ildir. Bilimin amac, aratrma konusu yapt varlklar/olgular
hakknda salam bilgi, yani doru bilgi vermektir. B u adan
bilimin aratrd bilgiye bilimsel bilgi denir. Bilimsel bilgi,
zellikleri bakmndan saduyu bilgisinden, dini, mitolojik ve
felsefi bilgiden farkldr. Bilimsel bilgi de dahil olmak zere
hepsi, evreni, toplumu, insan, ksaca her eyi anlama ve bilme
abas iindedir. Amalar ayn iken, elde ettikleri bilginin yap
s ve zellikleri bakmndan hepsi birbirinden fa rkldr.
B ilim, bilgidir; fakat bu bilgi duraan (statik) deil, dinamik
tir. Buna ilaveten, rgn; yani dzenli ve sistemli bilgidir. B u
nedenle gnlk bilgiden farkldr. Bilimsel bilgi, gnlk bilgi
olmad gibi, saduyu bilgisi de deildir. Duraan olmamas
bakmndan dini bilgiden de farkldr. Geree dayanmas ba
kmndan mitoloj ik bilgiden d e farkldr. Bilimsel bilginin, fel
sefi bilgiden farkl olduunu birok defalar belirtmitik.
Bilimsel bilgi nesnelere, olgulara ve varlklara ait bilgidir. O
halde, bilim; evren, doa, insan ve toplum ksaca var olan her
ey zerinde sistemli, yntemli, doru ve geerli bilgi reten bir
kuramsal sistemdir.
Bilimin tanmn yapmakla onu akladmz sanmak yanl
olur. Bu tanm daha anlalr yapmak gerekir. Bilim, bilgidir.
Bilgi nedir? Bilgi ncelikle bir nerme ekline evrilmi bir
yargdr. Bilimin nermesi ayn zamanda doru olduunu gs-
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

98

teren gerekelere ve kantlara sahiptir. B u iki koula ek olarak,


nermenin doru olduuna dair bir inanca da sahip olmalyz.
Bu zellie sahip bir ey, bilgi saylr. Platon'dan beri kabul
edilen bu zellik her ne kadar gnmzde tartlsa da genel
anlamda kabul grmektedir. Fakat bu zelliklere sahip her bil
gi, bilimsel bilgi midir? O halde, bilimin bilgisi nasl olmaldr?
Bilim insan aratrd olgu hakknda bilimsel nerme ne
srer. ne srlen nermeye karlk gelen bir olgu durumu
gerekten varsa, nerme doru ve sonuta bilimsel bilgi olur.
Eer kar l olgular tarafndan desteklenmiyorsa nerme
yanl olur. Baz bilimsel bilgiler sadece basit/yaln gzlemlerle
dorulanabilirken bazlar daha karmak sreleri gerektirebi
lir.
Bilim, bilgidir; fakat yntemli bilgidir. Bilimin yntemi nedir
ve dier bilgi yntemlerinden fark nedir? Bilimin yntemine,
bilimsel yntem ad verilir. Bilimsel yntem daha sonra akla
yacamz gibi, birok admdan olumaktadr. Bu admlar ksa
ca sayarsak: betimleme, aklama, gzlem, deney, hipotez (var
saym) ve yasadr. Bilim, bilimsel yntemle elde edilmi gerek
ler (olgular) hakknda dorulanabilir bilgidir.
Einstein'a gre bilim, ''Her trl dzenden yoksun duyu ve
rileri ile mantksal olarak dzenli dnme arasnda uygunluk
salama abasdr." Russell'a gre ise bilim, ''Gzlem ve gzle
me dayal uslama (akl yrtme) yoluyla nce dnyaya ilikin
olgular, sonra bu olgular birbirine balayan yasalar bulma
abasdr."2
B u tanmlardan anlald gibi, dzenli olmayan duyu veri
lerinden gelen olgu alglarn nce mantksal dzenlilie indir
gemek ve onlardan yaplacak bantlarla sistemli ilikileri ie
ren bilimsel yasalar bulmak, bilimin amacdr. Bilim, olgularn
bilgisiyle mantksal dzeni birletirerek elde edilen bilgi siste
midir.
Fransz pozitivist dnr Auguste Comte'a gre bilim, ''ne

Einstein, Al bert, "The Fundaments of Theoritical Physics", Science 9 1,


1 940. (Cemal Yldrm'n Bilim Felsefesi kitabnn 18. sayfasndan aln
mtr.)
Russell, Bertrand, Religion and Science, s. 9. (Cemal Yldrm'n Bilim
Felsefesi kitabnn 18. sayfasndan alnmtr.)
BiLi M NEDiR? 99

olacana karar vermek iin var olan incelemektir."3 Comte,


rasyonel dnme eliinde tmevarmc mant bilimin temel
esi olarak grp, bilimin, insann doa zerindeki eyleminin
gerek aklc temelini salamaya ynelik bir bilme abas oldu
unu ileri srer. Olgularn ne olduunu bilim araclyla ng
rebilme gc, insan daha gl yapar. Comte, olgucu bilim
a nlayn gelitirirken metafizii dta brakmaya da zen gs
termitir.
Bilim tarihisi Ernst Nagel'e gre ise bilim, ''sistemli ve sa
lam biimde desteklenmi aklamalardr''4 yani bir konu hak
knda bilgi ortaya koymaktr. Burada nemli olan iki ey, bili
min nasl bir sistem olduu ve ne tr dayanaklara bal temel
lendirilmi aklama yaptdr. O halde bilim, salam destee
sahip aklamalar vermektedir ve bu aklamalar dier bilgi
trlerine gre daha doru, deerli ve yararldr.

2 . Bilimin zellil<leri
Yukarda yaptmz tanm ve aklamalardan kartabileceimiz
bir zellik, bilimin olgusal olduudur. B ilim, gerei arama ve
aratrma abas olduuna gre, olgusaldr; yani bizim dmz
daki nesnel gereklie dayanr. nce olgu bilgisi elde edildikten
sonra, bu olgular yneten yasalarn bilgisine varlmak istenir.

i te bu noktada bilimin ikinci zellii ortaya kar: Bilim man-


tksal yani ussal bir etkinliktir. Olgunun direkt bilgisi, bilimi
vermez. Olgular aras ilikiyi mantksal ve ussal akl yrtme ile
bulup o rtaya kartmak gerekir. B u nedenle, olgu bilgisi kuram
sal veya teorik bilgi dzeyine geerse, bilimsel bilgi olur. Ku
ramsal bilgilerden olumu bilgilerin dzenlenmesiyle bilim
oluur. Byle dzenlenmi bilimin sonular arasnda eliki de
olamaz; nk onlar akln veya mantn ilkeleri temelinde bir
araya getirilmi bilgilerdir.
Bilimin olgusal ve u ssal zellii, bilimi bir btn olarak aa
kartr. Bilim bir tr birliktir. nk farkl olgularn bir araya

3 Lecourt, Dominique, Bilim Felsefesi, ev.: Ik Ergden, Dost Kitabevi,


Ankara 2 006, s. 28.
4 Lambert, Kare! ve Brittan, Goldon G., Bilim Felsefesine Giri, ev. Ed.:

Hseyin Gazi Topdemir, ev.: Ertan Taman, Nobel, Ankara20 1 1 . s. 9.


1 00 BiLiM FELSEFESiNE GiRi

getirilmesiyle dzenli ve sistemli bilgi elde edilir. Byle bilgiler


de bilimi oluturur. O halde, bilim, bir tr birlii ieren btn
dr. Bilim ayn zamanda genelleyicidir. Tek tek olgularla deil,
olgu trlerini snflayarak, bu olgu trlerinin arkasndaki genel
ilkeyi bulmaya alr. O halde, bilim genelleyicidir; yani tmel
dir. Tmel yasa ve ilkelere varmak, bilimin amacdr.
Bilim, kendisine zg olan bilimsel yntemle bilgi ortaya
koyar. Bilim, yntemli bilgidir. B ilimsel yntem, bilim insannn
olgular aklamak ve onlar hakknda bilimsel bilgi retmek iin
kulland ilemlerin ve srelerin tmdr. B u sreler olgu
sal ve kuramsal olmak zere iki aamaldr.5
B ilim, seicidir. B ilim, evrende sonsuz saydaki olgular iin
de kendi amacna uygun olanlar snflar, betimler ve aklar.
Yapt seimler sonucu, olgular hakknda nce varsaymlar,
sonra da kuramlar ve yasalar ne srer. Seici olduu kadar
bilim eletireldir de; nk bilim artarak ilerleyen bir zellie
sahiptir.
Bilimsel varsaym ve kuram ne kadar doru gibi grnse bi
le, bilim insanlarnn kart grleri her zaman olanak iinde
dir. Bilim kendi iinde de eletirel olmak zorundadr. Her za
man yanlma pay olduu dnlmelidir; nk her kuram
olgular tarafndan desteklendii srece geerlidir. David Hu
me'un nedensellik eletirisi gz nnde tutularak, ''Bir gn
olgularn kuram destekleyeceini ne veya kim garanti edebi
lir?'' diye sorabiliriz. Koullar deiince kuram ve yasalarn
deieceini bilim bir n varsaym olarak kabul eder.
Eletirel olmas, bilimi kmlatif olarak artan bilgi birikimi
yapar. Bilim, srekli artar. Belki dzgn dorusal, belki deil,
fakat tarihsel sre iinde bilimin artarak gelitiini gzlemek
teyiz.
Bilim, bize evrenin nasl bir yapda olduunu gvenilir bir
biimde aktarr, betimler ya da aklar; ikinci olarak uygarln
ilerlemesinin hzlanmasnn balca hazrlayc nedenidir, son
olarak da herkesin kullanmna ak ve birikimsel bilgi sunar.
Bilimin bu zellii unlardr: Nesnellik, yararllk ve birikim
l ilik.6 Bir sonraki blmde bilimin zelliklerini ele aldmzdan

s Baknz: Bilimsel yntem bir sonraki blmde ayrntl olarak ele aln
maktadr.
6 Aknc, Semiha, "Bilimde Deneyin Yeri", Teo Grnberg 'e Armaan, derle-

BiLiM NEDiR? 101

dolay burada daha fazla aklama yapmaya gerek yoktur.


Klasik (Pozitivist) bilim anlay, iinde yaadmz dnya
nn, dier bir deyile olgularn bizim zihnimizden/ dnce
mizden, kanaatlerimizden, beklentilerimizden ve tercihleri
mizden tamamen farkl ve bamsz olduunu ileri srer. Bilim,
olgular naslsa yle betimler. Zihnimiz ya da bilin, dnyay
oluturmaz ya da kurmaz. Bu nedenle bilim, dnyay ve olgular
kefeder, betimler ve aklar. Tm bu zellikler sonucunda,
bilim nesnellik, anlam deimezlii ve deneye ballk ilkeleri
ile yaplr. te bu zelliklerden dolay kamuoyu yani insanlar
bilimi deerli grp, bilim insanna sayg gstermektedir.7

Ussal

Bilim, nesneldir; yani objektiftir. Bilim, insann dnce ve


inanlarndan bamsz olarak var olan olgularn bilgisidir.
Olgular bizden bamsz olmas bakmndan nesnel gerekliktir.
Bilim insan tm inan, nyarg, fikir ve isteklerinden bamsz
olarak d nesnel gereklii olduu gibi bilmeye ve anlamaya
alr. Byle bilgi, insana gre deimez. Bireysel ve znel de
ildir. Toplumdan topluma, adan aa, devletten devlete gre
de deimez. Bilim nesnel bilgi ierir. Herkes iin bilim ayndr.

yen Kutlusoy, Zekiye, mge Kitabevi, Ankara 2013. s. 278.


1 Aknc, Semiha, ''Bilimde Deneyin Yeri", Teo Grnberg'e Armaan, derle
yen Kutlusoy, Zekiye, mge Kitabevi, Ankara 2013. S. 281.
BiLiM FEl.SEFESINE GiRi

102

B u nedenle bilim herkes tarafndan snanabilir, denenebilir ve


test edilebilir bilgiler yndr. B u zelliklerinden dolay bilim,
zneler aras iletiime de aktr. Birisi, dierine bilimi aktara
bilir, anlatabilir veya retebilir.
Bilim insan, niceliksel bir dil kullanarak olgular zerine
nermeler ortaya koyar. Aristotelesi bilim anlay niteliksel
yani szeldi. Modern bilimle balayan sre, bilimi yapay ve
ideal dil kullanmaya zorlad nk gnlk dilin ok anlamll,
ieriksellii ve ontolojik yaps olgularn doru ifadesi iin uy
gun deildi. Bacon, Kopernik, Kepler, Galilei ve N ewton'la geli
en modern bilim, dil felsefesine katk yapan felsefecilerin yar
dmyla da gittike simgesel, sembolik ve matematiin dilini
kullanmaya balad. Galilei, 'doann dili matematikseldir' diye
rek olgular ancak matematikle ifade ettiimizde onlar hakkn
da doru, gvenilir, salam ve tek anlaml bilgi retebiliriz de
mek istedi. Sembolik bir dil, bilim insanlarnn bir araya gelerek
zerinde uzlatklar/onay verdikleri ideal ve yapay bir dildir.
Bylece bilimin herkes tarafndan ayn anlalmas ve tekrar
edilebilir olmas salanm oldu.

3. Olgu
Bilim, olgular zerine aratrma yaparak onlar hakknda doru
aklamalar ve nermeler ne srer. Genel olarak bilimi tanm
larken hep 'olgu' kavramn ok sklkta kullanmaktayz. Olgu
kavramn dile getirmeden bilimi anlamak ve anlatmak olanak
sz saylabilir. Olgu nedir?
1 . Olgu kavramn, ok genel anlamda, evrende her tr var
olan, var olmu ve var olacak olan olay, durum, konu,
aratrma alan, nesne ve varlklar karlayacak anlam
da kullanmaktayz.
2. Dar anlamda ise yalnzca alglanm olan yani deney ve
gzleme verilmi olan nesneye veya olguya karlk ola
rak kullanmaktayz.

Geni ve dar anlamlarda kullanlan olgu kavram, her zaman


aratrdmz alan, nesneyi ya da var olan durumu karla
makta yetersiz kalabilir. ok geni anlamda kullanlan olgu,
BiLiM NEDiR? 103

gzlem ve deneye verili konumda belirlenemeyebilir. Buna


karlk dar anlamda olgu kavramn ok dar snrlara ekerek
evrenimizi tam olarak aklayamamamza neden olabilir.

Ornein; evrim kuram gereince canl varlklarn ok uzun


sre iinde evrime tabi olduklarn deney ve gzleme indirge
yip alglayamadmza gre, bu kuram bilimin dnda m tut
malyz. Ik hznda gidebilecek bir uzay arac yaparsak ve gz
lem olanaklarmz dnda hareket ederse ne olacak? Ksaca
gzlem ve deneylerimizin dnda kala n ama var olan durumlar
varsa, bunlara olgu diyecek miyiz? Yoksa bunlar bilimin dna
m kartacaz?
Baz durumlar ise dorudan gzlem ve deney ile deil de
hesaplamalar ya da karmsal dnme ile elde ediyorsak, bu
durumlar olgu olarak nasl adlandracaz? Birbirinden ok
farkl durum, nesne ya da olular tek bir kavramla adlandr
mamz ne kadar doru olmaktadr? Tarihsel olgu ile fiziksel
olgu birbirinden ok farkl olduu gibi her fiziksel olgu da bir
biriyle ne eit ne de zde durumdadr. Baz olgular dzenli,
bazlar dzensiz; bazlar tek bazlar ok; bazlar zihinsel ba
zlar fiziksel ve sosyal ieriktedir. Farkl nicelik ve nitelikte
olan her duruma olgu demeli miyiz?B
Tm bu tartmalar olgu kavram zerine yaplmasna ra
men mantk pozitivist ve analitik felsefe gelenei, olguyu dar
anlamda ele alp, indirgemeci bir tavrla bilimin snrlar iinde
tutmulardr.
M ario Bunce, olgu kavramn yle tanmlar: Geree ait ol
duu bilinen ya da varsaylan ey. Olgu kavramyla bir ok ey
anlatlr. Bunlar, bir duru m, olagelme, sre/ilem, fenomen ve
sistem/dizge. Durum, belli bir anda tek bir eyin verili halidir.
O lagelme belli bir zaman iinde bir durumdan dier duruma
gei ve deime halidir. Sre/ilem, olagelenlerin sralanma
s, saylmas, zamandaki artlarda gelen dzenlilik, sral sayla
rn belirlenmiliinde oluan dzenliliin saylmasna denir.
Fenomen, insan znesine grnen ilem ya da olagelendir. Di
er bir deyile alglanan, duyumsanan Kant deyile grlenen
olgudur. Fenomen, her zaman d dnyada bulunan ve bilen

Yldrm, Cemal, Bilim Felsefesi, 1 2. Bask, Remzi Yaynlar, lstanbul


2 008, s. 76.
104 BILIM FELSEFESiNE GIRI

zne tarafndan grlenendir. Son anlamyla olgu, fiziksel sis


temin iinde yani somut olandr. Olgu kavramn ey ya da nes
ne olarak karlamak ok genel ierik vermek demektir. B u
nedenle hem fiziksel/somut hem de kuramsal dizge olarak olgu
var olan bir durumu ifade eder. B u snflamay bir tablo ile gs
terelim:

Kavramlar
dealar Formller
Teoriler

Obje

Olgu -+ Somut nesneler


(Somut objeler) -+ Olagelmeler
::::----.:: Sr ele r
Fenomenler9

4 . Bilimsel Bilgi ve Bilim Aratrmalarna


F arl<l Yaklamlar
B ilimsel bilgi konusunda farkl disiplinler kendi kabulleri,
ilkeleri ve bak alar asndan farkl yaklamlar ortaya ko
yarlar. Aratrma nesnesi olan ''bilimsel bilgi'' aratrma ve ir
deleme yapan alann zellikleri asndan ele alnr ve yorum
lanr. Bu yaklamlar unlardr:

Bilimsel Bilgi ve bilim


aratrmalar

-
.... -
- ---

Felsefi yaklam Sosyolojik yaklam Kltrel yaklam o

9 Bunge, Mario, Philosophy of Science: From Eplanation to justification,


Volume il, Transaction Publishers, New Brunswick (USA) and Landon,
1 998, ss. 1 7 1 - 1 74.
o Tanesini, Alessandra, Feminist Epistemolojiye Giri, ev. Demiriz, Glcan

ve dierleri, Sentez Yaynclk, Bursa, 2 0 1 2 . Ss. 36-37.


Bi LiM N ED l l\? 105

Felsefi adan bilimsel bilgi aratrmalar yapanlar daha ok


bilimsel kuramlar ve bilimin pratiklerini ele alp deerlendirme
ve yorumlamasn felsefi bir bakla yaparlar. Felsefi yaklamn
amac bilimsel bilginin yapsn, doruluunu, dilini ve mantk
sal yapsn ortaya koymak suretiyle bilimin ne olduunu sor
gulamaktr. Bu ama dorultusunda bilime ok farkl yorumlar
ve aklamalar getiren bilim felsefesi kuramlar ne srlm
tr.
B ilimsel bilgiye toplumsal bir olgu olarak bakan sosyolojik
yaklamn temel amac ise, bilim ve bilimsel bilginin tarihsel
bir sre iinde toplumda ortaya kan bir olgu olduunu ve bu
olguyu toplumdan yani sosyal yaamdan koparmadan ele alp
yorumlamaktr.
Son yaklam olan kltrel bak ise, bilimsel bilginin ancak
iinde bulunduu ve gelitii klt rn bir rn olabilir. Bu
nedenle gnmzdeki bilimsel bilgi ve bilimi belirleyen kltr,
Bat kltrdr. O halde bilimsel bilgi aratrmalar ancak Bat
kltrnn incelenmesi ve aratrlmas sonucu anlalabilir.
Sonuta bilimsel bilginin bir tr kltrel eletiriyle aratrabilir
olduu ne srlmektedir.
B u yaklam zaman zaman birbirlerine rakip bak ala
rna sahip olsalar da b irbirlerini besleyecek ve destekleyecek

o rtak zm ve bak alar da getirebilirler. Onemli olan bi-


limsel bilgi ve bilime hangi inanla ya da kabulle yaklalmakta
olduunu belirlemektir. Bilimsel bilgi ve bilime iki farkl inan
ya da kabulle yaklalmaktadr:

Bilim anlaylar
- -

selci bilim Dsalc bilim


anlay anlay

1. selci Bilim Anlay: Bilimsel bilgi ve bilimin zerklii


ve bamszln temele alan bu yaklam, bilginin ve bi
limin isel zelliklerini aratrr. rnein, Kant'a gre,
aklc bir sorgulama ile bilimsel yntemi irdeleyerek bi
limsel bilgi ve bilimi aratrabiliriz.
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

106

2. Dsalc Bilim Anlay: Sosyologlar ve kltr bilimcilerin


iinde yer ald bu grup ise, bilime etki eden dsal ge
leri n plana kartarak bilimsel bilgi ve bilimi aratrr
lar. Bilimsel bilgi ve bilimin geliimini ve oluumunu,
sadece bilimle uraan insan ve gruplarn kar ilikileri
deil, ayn zamanda kiisel rekabet, sermaye ve iktidarn
kar ilikileriyle aklanabileceini ne srerler.1 1

5. Bilimsel Dnme
Bilimsel dnmenin, gnlk ve bilimsel olmayan dnmeden
farkl olarak kendine zg bir yaps vardr. B ilimsel dnme,
belli bir kafa disiplini gerektirir.12 Bilim insan belli bir dn
me yaps erevesinde, var olan aklamaya alr. Bu nedenle
bilim insan, dnme yntemlerini ve bilgiye ulama teknikle
rini kullanr. Ksaca bilim ancak belli bir zih niyet anlay ile
olanakl oltr. Belli bir bak as, bilim tarihi srecindeki uzun
deneyimler sonucu gelitirilmi bilimsel yntem ve dnmeye
dayanr. Bilim insan, inan ve metafizik olandan deil, gerek
ten var olduunu kabul ettii nesneler hakknda gzleme, de
neye dayal tekrarlanabilir ve kantlanabilir aklamalar yapar.
Bilimsel dnme ya da zihniyet renilerek kazanlan bir d
nme biimidir. Bu ancak bilimsel bilgi eitim i veren okullar
da, bilimsel yntemi ve dnmeyi renme ile elde edilir. So
nu olarak bilimsel dnme belli bir kafa yaps gerektirir
derken bu kafa yaps ancak bilimsel bilgiye ulama admlarn
renmekle gerekleir.
Bilimsel dnme, olgularn birbirleriyle olan ilikilerini
rasyonel ve mantksal erevede aklama abasdr. Bili msel
bilgi, herkesin anlayabilecei bir dille aklanmaldr. Bu dil,
niceliksel ifade ve simgeler ierir, nk bilimin dili, tek anlaml
ve ak olmaldr. Byle bir yapy ancak yapay bir dil verebilir.
B u nedenle bilim, bilim insanlarnn ortak uzlamla onayladk
lar simgesel kavramlardan oluan bir dili kullanarak bilimsel
dnmenin ifade edilmesine olanak verir.
B ilimsel dnme, doru, dzgn ve geerli akl yrtmeler-

Tanesn, a.g.e, s. 37 .

Yld rm, a.g.e., s. 1 6.


BiLiM NEDiR? 107

le yaplr. Mantksal dnmenin geerli akl yrtme karm


larn kullanan bilim insan, bilimsel dnme gerekletirir ve
doru bilgiye ular. Doru, dzgn ve geerli akl yrtme
zerine ykselen bilimsel dnme, kendi iinde tutarl olmay
da salar. Dnceler arasndaki tutarllk ilikisi, doru sonuca
ulamay amalar. O halde bilimsel dnme; tutarllk, doru
luk ve geerlilik ieren bir mantksal yapya sahiptir.

B ilimsel dnme belli bir dnya grne dayanr.13 Once-


likle bilim insan, bilimsel bilgi ortaya koyma srecinde dnya
nn varln sorgulamadan, bu dnyann varln nceden
varsayarak onu ve ileyiini aklamaya alr. Bu nedenle bi
limsel dnme srecinde bilim insan dnyann (olgularn)
var olduunu ve bu olgularn rasyonel dnme ile bilinebile
ceini varsayar. Buradan bilim insannn iki temel varsaymla
bilimsel dnme srecine baladn syleyebiliriz. Bilimsel
dnmenin varsaymlar :

i. Dnya rasyonel aklamaya msaittir.


ii. Dnya, olgusal olarak var olanlardan olumaktadr.

Bilimsel d nme, anlama, bulma ve dorulama yntemi


dir.1 4 Bilim insan, bilimsel dnme ile olgular ve olgular aas
ilikileri aklama abas iine girer. Bilimsel dnme sonucu
o rtaya konulan bilgi, olguyu aklamaya ve aklanan bilginin
doruluunu gstermeye alr. B u nedenle bilimsel dnme;
dnyay aklamay, anlamay ve kavramay ieren bir yntem
dir. Bilimsel dnme, bizi bulu ve keif srecine gtrr.
Bylece, dnya bilinir hale dnr.

6 . Bilim ve Ortal<:duyu ( Saduyu ) lilcisi


Bilim, aratrd olgu zerine salam, doru, kantlanabilir ve
gzlem ve deneyle tekrarlanabilir bilgi ortaya koyarken sadu
yu (ortakduyu) genelde tarihsel, kltrel, dinsel ve gnlk de
neyimlerimizin sonucu oluan inan ve zihniyetlerdir. Bu ne
denle saduyu/ortakduyu ile elde edilen bilgi, tarihsel srete

:Yldrm, a.g.e., s. 1 6 .
1 4 Yldrm, a.g.e., s. 1 6.
108 BiLiM FELSEFESiNE GiRi

gelien birok d etmenin etkisiyle olumaktadr. Zaman ve


topluma gre farkl ortakduyu anlaylar ortaya kmtr. Bu
durum gsteriyor ki ortakduyu ile elde edilen bilginin zellikle
ri ile bilimsel bilginin zellikleri birbirinden farkldr.
B ilimsel bilgi; sistemli, dizgeli, doru, nesnel, niceliksel, ev
rensel ierikte iken, saduyu bilgisi, geliigzel, rastlantsal,
dank, gnlk dilin ok anlamllyla yoruma ak, doruluk
deeri ispatlamaya ya da gerekelendirmeye dayanmayan bilgidir.

7 . Bilim insan ve Bilimin Varsaymlar


Bilim insannn ve bilimin amac, daha nce de belirttiimiz
gibi, aratrd konu/olgu hakknda salam bilgi ortaya koy
makt. O halde bilim insan ve bilimin ilk varsaym, (1) arat
raca bir konu/olgunun var olduudur. Bilim insan, kendin
den bamsz bir olgu alannn var olduunu nceden kabul
ederek aratrmasna balar. Bu yaklama felsefede realizm
denir. Bilim insan realisttir. Felsefeye gre realizm, insann
kendi zihni ve dncesinden bamsz bir d nesnel gerekli
in yani dnyann var olduudur. Olgular; znenin, yani bilen
insann varlndan bamsz olarak var olduunu ileri sren
realist yaklamlar bir adm daha ileri gtren bilim insan ve
bilim, ikinci kabuln de ortaya koyar. (2) Bizim dmzda var
olan olgular, biz yani zne tarafndan ulalabilir, bilinebilir ve
aklanabilir varlklardr. Bu varsaymn temelinde Aristotelesi
bir anlay bulunmaktadr. Aristoteles'e gre; varln yaps ile
znenin dnme ve mantk yaps birbirine uygun ve ayn
zellikleri tamaktadrlar. B u nedenle zne, varl bilebilir ve
onun hakknda yargda bulunabilir. Bu anlaya epistemik rea
lizm denilmektedir. Epistemik realizme gre, olgular, bilen z
nenin ulaabilecei ve bilebilecei bir yapdadr, nk bilen
zne ile ayn zelliklere sah iptir. O halde, bilim iin dnya var
dr ve bilinebilir biimde karmzda durmaktadr. Yaplmas
gereken ona ulamaya alacak yntem ve teknikleri ren
mektir ya da gelitirmektir.
Bilim insan ve bilimin son varsaym ise insan iin bilimsel
alma ve ura iinde olmak deerlidir. Bilim insannn bilgi
arama abasna girmesi, onun insanlk iin bir deer ortaya
BiLiM NEDiR? 109

koyma abasn gstermektedir. O halde, (3) bilim, yaplmaya


deer bir itir yani abadr, nk entelektel bir deere sahip
tir. Aristoteles'e gre, '' nsan, doas gerei bilmek ister." Eer
bu bilme istei gerei doru biimde aratrma ve aklamaya
ynelik olursa insan erdemli yapar. Sokrates'e gre ise bu ara
y yaama anlam katar ya da yaamn anlamn verir. Antik
Yunan dneminde bu ura alan yani bilme sreci felsefe idi.
Felsefe ile uramak en yksek entelektel deere sahipti. G
nmzde bu uran ad bilim oldu. Sonu olarak bilim insan
ve bilim, olgulara ilikin bilgi aratrmas yapmann deerli
olduu varsaym ile ie balar.

Bilimin varsaymlar

Realizm Epistemik realizm Entelektel deer

Cemal Yldrm bilim insannn temel inan ve varsaylarn


u ekilde formle eder:
Kendi dmzda bir olgular dnyasnn varl
Bu dnyann bizim iin ulalabilir olduu
Bu dnyay bilme ve anlamann deerli bir ura oldu
u s
Bilimin aratrd olgularn zaman ve mekan iinde yer al
d varsaym, ayn zamanda zaman ve mekan iinde yer alma
yan olgularn zerine yaplacak bir aratrmann bilimin konu
su ve amac olmad inancn da varsaymaktadr. D nesnel
gerekliin ve/veya olgularn gzlem ve deneye verilmesi
Kant deyile a ncak zaman ve mekan formlarnn varlyla
olanakldr. Bylece zaman ve mekan formlarnn dnda kalan
her tr var olma biimi bilimin dna itilmektedir. Bilim ile
bilim olmayann snr ilk varsaymla en bata belirlenmi ol
maktadr. Metafizik, mitoloji ve din gibi alanlar ile bilim arasn
daki snr izilmi olmaktadr.

s Yldrm a.g.e., s. 22.


BiLiM FELSEFESiNE Gll{I

110

8 . Bilim Insannn Tarihsel


Geliimi ve Kimlii
Bilim insan kimdir ve nasl bir kiilie sahiptir? Bu soru zel
likle amzda bilim etii asndan ok tartlan bir konu ol
maya balamtr. Bilimlerin ba dndrc geliimi ve tekno
lojik aralarn yaammz dorudan etkilemesi ayn zamanda
bilimsel bilgiyi bulan ve onu kullananlarn da etik adan sorgu
lanmasn gerektirmitir. Burada bilim insan kimliinin tarih
iindeki srete nasl deitiini ve bu deiimin ayn zamanda
bilimdeki anlayla nasl paralel gittiini aklamaya alaca
m. Tarihsel srete tr bilim insan kimlii ve bununla
birlikte tr bilim anlay olutuunu ileri srebiliriz.

Bilim insan tr
- -

Amatr bilim Akademisyen Proje bilim


nsan bilim insan nsan

Antik Yunan uygarl ile balayan sistematik ve aksiyoma


tik dnme sonucu oluan bilim anlaynn temelinde, insann
bilme istei ve merak yatmaktadr. Bu dnemin bilimsel al
masna katk yapan doa filozoflar, doann ana maddesini
(arke) merak edip, aratrmaya baladlar. Bu sre amatr
bilim insan tipinin gelimesine yol at. zellikle Aristoteles,

Arch imedes (Arimed), Eukleides (Oklid), Hipokrates gibi bilim


insanlar merak duygusuyla var olan aklamaya ve anlatmaya
baladlar. Bu bilgi edinme sreci Antik Yunan dnrleri iin
insan olmann gerei idi nk insan akll varlk olarak doas
gerei merak eden ve bilen varlkt. Sofistleri dta tutarak bilgi
elde etmeye alan dnrler, bu bilgilerini kar, yarar ve
para karl satmak yerine Sokrates rneinde olduu gibi
dier insanlarla paylamay bir insanlk sorumluluu olarak
kabul ettiler. Amatr ruha sahip ilk bilim insan tipi, her trl
bilgiyi kendi meraklar ve insan iin aratrdlar. Bu aratrma
nn entelektel bir deeri vard. Ayn dnce O rta a dne-
BiLiM NEDiR?

111

minde bilgi peinde aratrma yapan bilim insanlarnda da


mevcuttu ama bir farkla: Her ey Tanr adna tm insanlk iin
yaplmaktayd. Geometri'nin aksiyomatik hale gelip kurulmas
n salayan Eukleides, biyoloji ve botanikte nemli gzlemlerle
canllar inceleyen Aristoteles, suyun kaldrma gcn kefe-

den Archimedes, nl hekim Hipokrates, Orta a Islam dnya-


snn nl hekimlerinden bn Sina ve El-Razi, matematiki El
Harezmi ve Nasruddin Tusi, Astronom Ali Kuu, Bat dnya
sndan Kopernik (Copernicus), Kepler, Galilei ve Newton al
malarn amatr ruhla, insann merakn gidermek, bilmek ar
zusunu karlamak ve tm insanlara faydal olmak iin yapm
lardr.
Bat dnyasnda 1 8 . ve 1 9 . yy'la birlikte, gelien niversite
ler gittike bilim merkezi haline gelmeye baladlar. zellikle
rnesansla balayan bilim-din ayrl ve bilgide otorite olma
mcadelesi, bilimsel bilginin retim merkezi olarak niversite
lerin stnlyle sonulanmtr. Orta a'da yneticiler, soy
lular ve zenginler tarafndan desteklenen bilim insanlar, mo
dern dnemle birlikte niversitelerde bir meslek icra ederek
bilim yapmaya baladlar. Bylece tarihsel srete bilim insa
nnn kimlii, anlay ve yeri deimi oldu. Kendi kk ara
trma odalar yerini, niversite laboratuvarlarna brakt. Bilim
insan bir sre sonra stat kazanarak toplum karsnda saygn-

lk elde etti. Universite profesrleri, bilimi temsil etmeye ve


toplumu ynlendirmeye baladlar. August Comte'un pozitivist
yaklam, akademisyen tipi bilim insanlarnn bilim ideolojisi
oldu. Sonuta akademik bilim insan, doru ve salam bilginin
referans haline geldi. Her trl dier bilgiler kmsenerek,
bilim olmayan olarak nitelendirildi.
20. yzyln ikinci yarsyla balayan sre bilim insannn
tipini ve yerini tekrar deitirmeye balad. Kapitalizmin geli
mesiyle sermaye sahipleri bilimin uygularna alanndaki baar
larna ortak olmaya balad. Byk sermaye sahipleri yeni tek
nolojiler gelitirme ve onlarn rnlerini satma amal aratr
ma merkezleri ve retim yerleri kurdular. Bu aratrma mer
kezlerinde, kendilerine yeni teknoloji retebilecek tasar ve
ngrs olan bilim insanlarn grevlendirdiler. Bylece proje
yazabilen ve uygulayabilen insanlar, bilim yapma olana bul-

maya balad. Unc tr bilim insan, ''proje bilim insan'' ola-


BiLiM FEl.SEFESINE GiRi

112

rak adlandrld. Projesi olan bilim insanlar maddi olanaklar


elde edebilirken, dierleri retim yapan bilim insan olarak
yaamlarn srdrmeye devam etmektedir. amzn bilim
insan aratrma yapan proje bilim insan ve retim yapan
bilim insan olarak ikiye ayrld. Bu sreci nce gremeyen
akademisyen bilim insan da deien koullara ayak uydurarak
proje sunma, alma ve yapma peinde komaya balad.
Bilim insan tiplerinin ortaya kmasnda deien koullar
ve buna bal sorular etkili olmaktadr. Bunlar:
1 . Bilim kimin ya da kimlerin tarafndan desteklenmekte-
dir?
2. Bilim nerede yaplmaktadr?
3. Bilim insan bilgi iin niin uramaktadr?
4. Toplum, bilimden ne beklemektedir?
5. Teknoloji, gnlk, toplumsal, ulusal ve uyga rlk yaam
n nasl deitirmektedir?
6. Bilimin reticileri ile uygulayclar nasl bir iliki iin
dedir?
7. Bilim, iktidar, g odaklar, sermaye, siyaset vs. durum
lar nasl bir ilikiye sahiptir?

Tarihsel, kltrel, siyasi ve toplumsal deiimlere bilim in


san da ayak uydurmaktadr. Bylece olgular bilme srecine
devam edebilmektedir. Burada sorulmas gereken dier bir
soru da retilen bilimsel bilgi ile onlar uygulayanlar hangi etik
ilkelere gre hareket etmekteler? Bu soru, bilim etiinin ve
s iyasi etiin domasn ve zerine kuramlar oluturma srecini
balatmtr.

7 . BOL U M

1 . Bilimi Oluturan Temel Admlar


Bilimin amacnn evreni anlamak olduu daha nce belirtilmi
ti. Bilimin amacn gerekletirmek iin kulland ynteme
bilimsel yntem ad verilir. Bilim insan, bilimsel yntemle ev
reni anlama abas iindedir. Bilim insan nce olgular betim
lemeye sonra da olgu ve olgulararas ilikileri aklamaya al
r. Betimleme ve aklamadan oluan bilimsel yntem, hem
deneysel hem de dnsel iki sreten oluur. Bu nedenle bili
min ne olduunu anlamak iin ilk adm olarak bilimsel yntemi
aklamak gerekir.

a. Bilimsel Yntem
Bilimsel yntem ile evreni anlyor; yani evren hakknda bilim
sel bilgi elde ediyoruz. B ilimsel yntemle bilimsel bilgi elde et
mek iki aamal bir sretir: a. Olgusal sre b. Kuramsal sre.
O lgusal (fiziksel) sre dorudan aratrlan konu alannda
ki olgu ve nesneleri tasvir etme iine giriirken, kuramsal (d
nsel) sre st dzey dnme ile verileri bir araya getirip
nasl bir yapya ya da devinime tabi olduklarn aklamay ie
rir. Aklama aamasnda genel kavramlar oluturulup, olgu
hakkndaki bilgi kavramsal biime dntrlr. Bylece olgu
dan kurama gidilir ama kuramdan da olguya gidilerek salama
s yaplr.
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

114

Bilimin oluum
sreleri


[ Bilimsel yntem [ [ Bilimsel kuram [ Bilimsel yasa [

[ Olgusal s re [ [ Kuramsal sre [



Gzlem Hipotez
Deney Kuram
lme Yasa
n deyi

1 ) OlgucaJ c'l re (betimleme)


Bilimsel yntemin ilk aamasnda evren hakknda; yani olgular
hakknda betimleme ilemi yaparz. B ilimde olgu kavram farkl
anlalsa da, genelde olgu dorudan veya dolayl olarak algla
nabilen nesnel gerekliktir. Betimleme dorudan doruya olgu
lar gzlemleyerek ve snflayarak belli gruplar altnda topla
maktr. Betimleme, olgular ve olgular aras ilikileri tasvir et
mektir. Betimleme gzlem, deney ve lmeyi kendisine ara
yaparak, olgular tasvir eder.

a) Gzlem
Gzlem genellikle bir olgu toplama ilemi deil, olgu bulma
ilemi olarak betimlenir.1 Gzlem, rastgele gze arpan ya da
doal olarak grnen deildir. Aksine bilim insannn olgu bu
larak yapt gzlem ilemidir. Bilim insan, aratrd fiziksel
olgu zerine gzlem yapar ve elde ettiini bir gzlem nermesi
ile ifade eder. Bilimsel aratrma konusu olan varlk alannda;
yani olgu alannda geen olaylar, aratrlan probleme gre,
nce belli grup veya snf altnda toplanr. Gzleme dayanarak
bir gzlem nermesi oluturulur. Gzlem nermesinin doru
luu ya da yanll, uygunluk doruluk kuram gerei gzlem
nesnesine/olgusuna gidilerek yaplr. Burada gzleyen pasiftir,
yani gzlem nesnesine etki etmez, onu deitirmeye ya da ze-

1 Yldrm a.g.e., s. 77.


BiLiMiN OLUUM SURELERI

115

rinde herhangi bir ilem yapmaya kalkmaz. Onu d gzlemci


gibi gzler ve hakknda veriler toplayarak gzlem nermesi
oluturur. Pasif olmasna karn yapt gzlemde bilinlidir;
nk toplayaca verileri belli bir ama ve problem iin gzler.
Olgu ve olaylara mdahale etmez. O nlar belli amalar iin bir
snf altnda gzlemler. Doay kendi amalar dorultusunda
izler. zlerken de ona dorudan etkisi veya mdahalesi yoktur;
fakat gzlemin daha gvenilir olmas ve zneler aras farklln
o rtadan kalkmas iin, eitli gzlem aralar da kullanabilir.
rnein, gksel cisimleri teleskopla gzleyerek, onlar hakkn
daki verileri daha salam ve gvenilir olarak toplayabiliriz.
Gzlemin iki esi bulunur: ( 1 ) Gzlemleyen (2) Gzlemle
nen. Gzlemleyen; gzlemci ve gzlem aralarndan oluur.
Gzlemlenen ise bir nesne ya da olgunun (1) belli bir zamanda,
(2) belli bir mekanda, (3) gzlem verileri ve (4) gzlem sonu
larndan meydana gelir.2
rnein; bir gk cisminin belli bir t zamannda belli bir u ye
rinde olacan ileri sren bir astronom bu savn teleskopla
yapaca gzlemle gzlerse gzlemin tm gelerini yerine geti
rerek gzlem nermesinin doru ya da yanl olduunu gste
rebilir. Astronom belirlenen zaman annda belirlenen uzay
alanna teleskopunu evirip, ileri srlen gk cisminin orada
olup olmadn gzlemleyerek, gzlem verisine ve gzlem so
nucuna varabilir.
Gzlem sonucu elde edilen gzlem bilgisi, gzlem yapan ki
inin gemi yaamnda edindii ve imdiki zamanda devam
ettirdii, bilgi, inan, kiilik zellikleri, varsaymlar sonucu ileri
srlr. Ayn olguya birden farkl kii bakar ama ayn sonuca
varmayabilirler. rnein, uzun yllar boyunca elma yere d
mt ama Newton den elma ile yer ekimi olayn ilikilen
dirdi. O halde gzlem srecinde bilim insan ( 1 ) seim yapar ve
(2) yorumlar. Bilim insan aratrd konu alannda neyi gz
lemesi gerektiini belirler, yani seer ve elde ettii gzlem veri
leri ile sonuca gidecek yorumunu yapar. Yaplan yorumun yani
gzlem sonucunun bilimsel olmas iin de (1) gzlemin gveni
lir ve (2) geerlilik koularn salamas gerekir.3

2 G rnberg, a.g.e., s. 27.


3 Yldrm a.g.e., s. 79.
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

116

Gzlemin gvenilir olmas kiiye bal olmadan yaplmas ve


her yapldnda ayn sonular verecek tutarlla sahip olmas
demektir. Gvenilir gzlem, en az hata pay ile yaplan gzlem
dir nk her gzlem duyu ve algya dayand iin belli hata
pay iermektedir. Gzlemin geerlilii ise aratrmann ama
lanan sonuca uygun olmasdr, dier bir deyile beklenen sonu
cu bulma ve gsterme ile gzlem geerlilie kavuur.4

b) Deney
Bilimsel yntemin ilk aamas olan betimlemenin ikinci adm
deneydir. ''Deney, koullar deneycinin mdahalesi sonucunda
belirlenmi olan bir gzlem olarak tanmlanabilir."5 ''Deney ...
gzleme gre daha kesin, daha dzenli, ama ve snrlar daha
belirgin bir ilemdir ... Gzlemde doann akna mdahale
olmad halde , deney . . . belli koullar altnda yapay olarak''6
yaplr. Gzlemden farkl olarak, deneyde deney yapan bilim
insan ya da bilim insanlar topluluu aktiftir ve belli amalar
iin nceden belirledii olgular laboratuar veya doal olmayan
bir o rtamda bir araya getirerek, olgularda gzlemek istediini
gerekletirir. Deney yapan bilim insan, nce koullu bir soru
ne srer sonra da bu soruyu kendi oluturduu olgu sreleri
ile gzlemler. Bu nedenle gzlem doal ortamda olurken, deney
yapay o rtamda yaplr. Bir problemin zm iin, n grlen
veriler bilim insannn istei dorultusunda yapay bir ekilde
yeniden denenir.

O rnein; bilim insan ''bir maddenin t zaman sresince 1 2 0


derece stlnca ekli u ekilde deiebilir'' gibi bir koullu
nerme ne srerse, yaplmas gereken bu durumun gerekle
ebilecei o rtam hazrlamak ve olay gzlemleyerek doru
olup olmadn belirlemektir. Deneyci, deney malzemesi olan
maddeyi, t zamannda 1 2 0 derece str ve maddenin ald
ekli gzlemler. Deney srasnda, deneyci ( 1 ) bamsz deiken
ve (2) baml deiken kullanarak yapt deneyi deerlendi
rir. Deneyci, kendi belirledii koullar ile bir durumun ortaya
kmasn ya da kmamasn aratrr. Bylece baml dei
kene bal olarak ortaya kan durumla bamsz deikendeki

4 Yldrm a.g.e., s. 79-80.


s G rnberg, a.g.e., s. 29.
6 Yldrm a.g.e., s. 80.
BiLiMiN OLUUM SURELERI

117

durumu karlatrarak deiimin nasl olduunu aklamaya


alr.

c) lme
Bilimsel yntemin olgusal aamasnn son adm lme, gzlem
ve deneyin sonularna (hem niteliksel hem de niceliksel so
nulara) saysal deer verme ve tekrar olguya dnlerek do
rulamasn salama ilemidir. ''Dar anlamyla lme bir ya da
daha fazla nesnede var olan ya da var olduu sanlan bir niteli
in miktarn saysal olarak betimleme iidir."7 Carnap'a gre
lme, baz kurallara gre nesnelere, olgulara ya da b unlarn
gzlemlerine rakam verme ilemidir.8 Bu dorulamaya lme
ad verilir. lme, gzleme ya da deneye aratrma nesnesi olan
olgu ya da olgularn nitelik ve niceliklerine, saysal deer verme
ilemidir. lme ile elde edilen nitelik ya da nicelik nce saysal
deerlerle ifade edilir sonra saysal deerlerin, gzlem ve de-

ney ile herkes tarafndan geerli bulunmas salanr. Ollen


deerlerle dorulanan gzlem ve deneyler artk nesnel, olgusal

ve kesin olurlar. Olme ilemi, belirlenmi leklerle yaplr.


lek eitleri olarak; uzunluk deerini lmede (1) 'oran le
i', scaklk deerini 'aralk lei', sertlik ve parlaklk gibi de
erleri 'srasal lek', sral reel saylarla yaplan deerlendir
meler iin 'adlandrc lek' (rnein vatandalk numaras
gibi) kullanlr.9

Bilimsel Yntemin Yaps

Bulu Balam Dorulama Balam


Hipotez Test edilebilir
Kuram sonular

Gzlem-deney Gzlem-deney o

7 Yldrm a.g.e., s. 83.


8 Yldrm a.g.e., s. 83.
9 Grnberg, a.g.e., ss. 39-44.

o Yldrm, a.g.e., s. 58.


118 BILIM FELSEFESiNE GIRI


2} Kuramsal sre (ahlama)


B ilimsel yntemle elde edilen bilimsel bilgi, olgusal ierikle
balar, fakat olgusal ierikle sona ermez. Olgusal olann man
tksal ve ussal olanla dzenlenip aklanmas gerekir. B u ne
denle kuramsal sreci oluturan aklama aamas, betimleme
zerinde ykselen daha st bir ilemdir; nk aklama, bir
nesnenin/olgunun olu biimini deil oluun gereklemesini
salayan ve daha temelde olan nedeni kavramsal olarak ifade
etme biimidir. Bu nedenle aklama; ussal, dizgesel, kuramsal
ve sistematiktir. Betimlemede yalnzca olgusal sre tasvir
edilirken, aklamada olgunun olu sreci deil, niin yle ol
duu gsterilir. Betimleme yapmak iin olgu srecinin iinde
kalmak yeterli iken, aklama yapmak; yani olgularn nedenle
rini aa kartabilmek iin olgularn dna karak, baka
olgularla balantlarn incelemek gerekmektedir.

Ornein, baz cisimlerin suda yzdklerini bazlarnn ise


battklarn, betimleme yani gzlem ve deney yntemiyle anla
yabiliriz. Tahtann yzdn, demirin battn gzlemleyebi
liriz. Fakat bunun neden byle olduunu, betimleme dzeyinde
kaldmz srece bilemeyiz. Bilmek iin aklama dzeyi olan
kuramsal aamay gerekletirmek gerekir. Aklama aama
snda cisimlerin zgl arlklaryla onlarn suda yzme durum
larn ieren bir varsaym kabul edilip dorulanrsa cisimlerin
suda neden yzdkleri aklanabilir. O halde, aklama iin
gzlemin dna karak, olgularn dier zelliklerini ve dier
olgularla olan ilikilerini bilmek gerekir.
Bilimsel aklama, aratrlan olgu/konu/nesneyi oluturan
baka olgularn betimlenmesiyle elde edilen genelleme ile yap
lan karmdr. Baka deyile bilimsel aklama sreci ve ka
rm; (1) aklanan ve (2) aklayan olmak zere iki unsura sa
hiptir.
(1) Aklayan, aklanann neden yle olduunu yani arat
rlan olgunun olu nedenini betimleyen genellemedir.

Ornein stteki rnekte ''Neden baz cisimler suda bat-


maz da yzer?''in genel ilkesidir. Aklayan, bir kar
mn nclleridir.
(2) Aklanan ise aratrlann olu s reci yani olgunun

Yldrm, a.g.e., s. 96.


BiLiMiN OLUUM SURELERI

119

kendisidir. Aklanan, aklayann yardmyla bulunan


doru sonutur.
B ilimsel aklamay geerli klan lt, aklayan nermele
rin doruluuna ve genel olmasna baldr. Baka bir deyile,
aklayan ncllerden en az birinin genel bir yasa niteliinde
olmas ve aklayanlarn ayrca olgusal ierie de sahip olmas,
sonucun doruluunu daha salam yapacaktr. Bilimsel akla
mann geerlilii, hem karmn mantksal yapsna hem de
olgusal ierie baldr.
Bilimsel yntem; betimleme ve aklama srelerini kapsa
yan bir tr bilgi elde etme etkinliidir. B ilimsel aklama baz
admlarda gerekleir:

a) Hipotez (varsaym)
Betimleme (olgusal) aamasnda, belirlenmi olgular ve olgular
arasnda birbirleriyle olan ilikiler, aklama aamasnn ilk
ksmnda kavramsal bir ekilde genellenerek i fade edilir; nk
kavramsal genellemelerle ifade edilmi olmak olgusal olmaya
gre daha anlalr ve aktr. Bu nedenle, kavramsal genelleme
ler yapan bilimsel yntem, olgularn genel nedenlerini akla
maya alr. te olgularn nedenlerini kavramsal aklamak
iin nce baz hipotezler (varsaymlar) kurulur. ''Hibir bilimsel
problem hemen deneye gidilerek zlmez. Bundan dolay,
bilimsel deneye gitmeden nce hipotez diye adlandrdmz
varsaymlarla bilimsel aklamalar aratrmamz en iyisi ola
caktr."12 Hipotezler; olgular veya olgular aras ilikileri akla
mak iin kurulan aklama tasla yani varsaymdr. H ipotezler
doru veya yanl olabili r; nk onlar olgularn nedenlerini
aklamak iin kabul edilen varsaymlardr. Hipotezlerden ya
salara, yasalar dizgesinden bilimsel ku ramlara gidilir. B u ne
denle bilimsel aklamann kuramsal sreteki ilk adm hipo
tezlerdir.
H ipotez, henz denenmemi ama ilkece denenebilir akla
ma modelleridir. B u aklama modelleri ile kurgusal aklama
arasnda fark vardr ve birbiriyle eletirilemez. Her ikisi de
dnsel etkinlik olmasna ramen hipotezlerin dayand ol-

z Bunge, Mario, Bunge, Mario, Phi/osophy of Science: From Problem to


Theory, Volume 1, Transaction Publishers, New Brunswick (USA) and
Landon, 1998, s. 2 5 3 .
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

1 20

gular d dnyada mevcutken, kurgularn byle bir karl


yoktur. Hipotezler tek bir olguya ya da deneye de karlk gel
mezler. H ipotez, tek bir veri, olgu ya da deney olmaktan ziyade
insanlar aras bilisel etkinliin merkezini oluturur. Gnlk
yaammzn her annda hipotezler oluturulur ve onlara daya
narak yaammz, eylemlerimizi ve etkinliklerimizi yaparz.
rnein; okula giderken, otobs terminaline ya da durana
giderken, onlarn orada var olduunu, ak olduunu ve alt
n varsayarak gideriz. Ksaca gnlk yaamdaki her etkinlik,
varsaymlara dayanlarak gerekletirilir. Bundan dolay hipo
tezler, rasyonel etkinliin ilk admn olutururlar.13
M ario Bunge'ye gre bir aratrmada hipotezin yeri aa
daki ak tablosundaki gibi, p roblemin ilk aklama srecinde
ortaya kan rasyonel aklama b iimindeki varsaymlardr.

Hipotez tasla
Temel bilgi ---+ Problem Yeni problem 14
Veriler yn

Bilimsel aratrmada hipotezin birok ilevi ve grevi var


dr:
. Deneyi geneller: Bir aratrmada elde edilen gzlem ve
deney verileri hipotez oluturularak genellenir.
2. karm yapmay salar: Elde edilen genellemelerle olu
an dnme biiminin ncllerini oluturur.

3. Aratrmaya ynlendirir: ne srlen varsaymlar, bir-


biriyle karlatrlr, birletirilir ve ayrtrlr. Yeni
problemlerin ortaya kmasna ve zm nerileri ya da
gzlem-deney yaplmasn salar.
4. Yorumlama yapmamz salar: H ipotezler henz doru-
lanmam ya da denenmemi aklama modelleri olduk
lar iin yorumlama yapmamz salar.
S . Sonra olacak aklamalara yol aarlar: Hipotezler, daha
sonra geliecek yeni hipotez ve aklama modellerinin
gelimesine n ayak olurlar.s

1 3 Bunge, Mario, a.g.e., ss. 256-258.


14 Bunge, Mario, a.g.e., s. 3 1 9.
s Bunge, Mari o, a.g.e., ss. 3 19 - 3 2 2 .
BL MN OLUUM S RELER 1 21

b) Kuram
H ipotez veya hipotezler henz dorulanmam kavramsal ge
nellemelerdir. Bu hipotezler gzlem ve deney araclyla sna
nr veya test edilir. Snamada veya testte baarl olan hipotez
ler, aratrlan olgunun nedenini veren doru aklama olarak
kabul edilir. Gzlem ve deneyle dorulanm hipotez artk hipo
tez deildir; o, artk bir bili msel bilgi ve onlarn genellenmesiyle
yasa halini alrlar. O halde, kuram, yasalarn da iinde olduu ve
tanm, kurallar ve aksiyomlar topluluu biiminde bt nlk
tayan b ilimsel aklamalardr. Bilimsel kuram, hipotezler k
mesidir fakat her kuram kendi temel kavram, terim, aksiyom,
postula ve kurallarn iermek zorundadr. Bilimsel kuram,
aksiyomatik bir yapdr. Aksiyomatik yap ise temel kabuller
den en st dzeydeki varsaymlara doru giden bir sistemdir.
Bir bilimsel kuramn olumas sonucu u tr temel gerek
sinmeler ve amalar elde edilir:
1 . B ilimsel kuram, birbiriyle balantsz olan d u ru m ya da
ilgilerin, mantksal ilikilerinin kurulmasyla sistematik
letirilmesi yaplr. Bylece bilimsel kuram, olgusal ge
nellemeleri, daha yksek deere sahip hipotezlerden
kartarak aklamasn yapar.
2. Olgusal gzlemleri ifade eden hipotez sistemi aracly
la olgular aklanr.
3. Kuramda bulunan bilgilerden ve nermelerden yeni bil
giler kartlarak bilgi alan geniletilir.
4. B ilimsel kuramdaki dier hipotezler kontrol edilerek,
h ipotez testleri yaplarak, gerekelendirmeler genileti
lerek aklanr.
5. B ilimsel kuramlar, yeni yaplacak aratrmalara yol aa
cak bir rehberlik grevi grr. Bylece kabul edilen bi
limsel kuram, ya problemler tekrar ele alnr ve formle
edilir ya yeni kuramlar iin veri toplamaya ya da tama
men yeni aratrmalara gidecek yolu aar.
6. Bilimsel kuram, gereklik ynnn haritasn kartr.
Bylece gerek olgu durumlarn modelleyen bir temsil
kuram nerir.16

16 Bunge, Mario, a.g.e., ss. 436-437.


BiLiM FEl.SEFESINE GiRi

1 22

B ilimsel kuram yoksa bilim de olamaz nk bilimsel ku


ramlar, ideal modeller olarak olgularn rasyonel yapda temsil
edilmesini salarlar. Fakat her eye ramen mkemmel bir
bilimsel kuram yoktur ve sonra da olamayacaktr. Her kuram,
belli saydaki olgu, gzlem ve verinin ifadesi olduu gibi veriler
de her zaman hata pay iermektedirler. Her bilimsel kuram,
gerek sistemlerin idealletirilmi halidir. dealletirme ile bi
limsel kuram, olgular anlalr bir basitlikte aklar. Bu neden
le, bilim insan daha iyi bilimsel kuram oluturmak iin aba
harcamaktadr. 1 7

c) Yasa
Dorulanm hipotezlerden olumu kuramlar, artk birer bi
limsel buluturlar. Bilimsel bulular ortaya koymak iin yap
lan ileme dorulama denir. Baka bir sylemle, olgular ak
lamak iin ne srlen varsaymlar veya hipotezleri gzlem ve
deneyle test etme veya snama ilemine dorulama denir. Do
rulanm hipotezlere, kuram veya bilimsel bulu diyoruz. Her
bilimsel bulu, tek tek olgular deil, olgular snfn aklad
iin onlar birer yasa haline gelirler. O halde, olgularn nedenle
rini genel ve kavramsal olarak aklayan her doru kuram bir
bilimsel yasadr. ''B ilimsel yasa, nesnel biimde belirlendii
tespit edilen dorulanm hipotezdir." 1 0
B ilimsel yasa elde edildiinde , bilim insan asl amac olan
olgu srecinin arkasnda olan nedeni gstermi ya da aklam
olacaktr. Bilimsel aklamada daha nce dediimiz gibi akla
yan en az bir nerme yasa nitelii tamak zoru ndadr. Yld
rm'a gre aklama yapan yasa kuramsal ya da gzlemsel olur.
Yasa, evrensel ya da istatiksel kapsamda olabilir. B u durumda
drt tr yasa vardr: 1 9
1 . Evrensel- gzlemsel yasal aklama
2. Evrensel-kuramsal yasal aklama
3. statiksel-gzlemsel yasal aklama
4. statiksel- kuramsal yasal aklama

17 Bunge, Mario, a.g.e., s. 442.


18 Bunge, Mario, a.g.e., s. 347.
19 Yldrm, a.g.e., ss. 1 04- 1 0 5 .
BLM N OLUUM S RELER 123

Kapsam Ynnden

Evrensel istatiksel

Btn metaller Her yl doan ocuk


Gzlemsel stlnca genleir. larn yars erkektir.

Dilsel
ynden

Bir d gcn etki


Kuramsal Radyoaktif bir mad
ledii bir cismin
dedeki atomlarn
hz o gle doru
%SO's 1700 y lda
orantl ve ayn
zntye urar.
ynde deiir.

d) n deyi
O lgular arasndaki ilikilerden veya bu ilikileri dile getiren
genellemelerden (yasalardan) yararlanarak, henz olmam bir
olguyu nceden kestirmektir. O halde, n deyi, dorulanm
bilimsel yasalara ve kuramlara dayanarak, henz olmam olgu
larn nasl olacan nceden tahmin etme ilemidir. rnein,
astronomi ve fizik yasalarndan yararlanarak, gelecekteki ilk
gne veya ay tutulmasn nceden kestirme ilemi bir n deyi
de bulunmaktr.
Bilimsel aklama ile n deyi arasnda sk bir iliki vardr.
Baz bilim felsefecileri bu ikisini birbirine zde yaparken, baz
lar ise bu zdelii kabul etmemektedirler. Fakat genel olarak,
her bilimsel aklama potansiyel olarak n deyiyi kendi iinde
barndrmaktadr. Her bilimsel yasa, daha sonraki olaylar iin
n deyide bulunma olanan kendi iinde tamaktadr. Buna
karlk her n deyi, bir bilimsel aklamay iinde barndrma
yabilir; rnein, ba aryan birisi n deyide bulunarak aspirin
alr ve ba ars geebilir veya gemeyebilir. Fakat aspirin al
ma, o kiinin niin bann ardn aklayan bir n deyi de
ildir. Aklama n deyinin olmasn salarken, bunun tersi her
zaman iin doru deildir.
Aklama ve n deyi arasndaki ilikide, aklamann ku
ramsal, n deyinin ise uygulamal olduunu grrz. Yuka
rdaki rneimize dnersek, astronomi ve fizik yasalar kuram
sal aklamalarken, gelecekteki gne tutulmasn veya ay tu-
124 BiLiM FELSEFESiNE GiRi

tulmasn nceden kestirmek uygulama alannda bilimsel ya


salarn sonulardr. B ilimsel aklamann kuramsal alanda, n
<leyinin ise uygulama alannda olmas bilimin deerine de ia
ret etmektedir.

b. Bilimsel Kuram
B ilimsel aklama aamalar arasnda akladmz bilimsel
kuram daha ayrntl olarak ele almak istiyoruz; nk bilimin
olumasnda en temel elerden biridir. Bilimsel kuram, her
eyden nce gzlem, deney, varsaym, hipotezden farkldr ve
onlarla zde tutulamaz. Her bilimsel kuram az ya da ok olgu
lara dayanmak zorundadr, fakat sadece olgularda deildir.
Gzlem ve deney dolayl veya dolaysz olarak olgularla ilikili
dir. Bilimsel kuram ise olgular aklamak iin akl tarafndan
ne sr lm doru aklamadr. Mantk ve matematiin dn
daki tm bilimsel kuramlar olgulara dayanan mantksal, ussal
veya aklsal aklamalardr.
Hipotez, olgular aklamak iin henz dorulanmam var
saymlardr. Bilimsel kuram ise hipotezler arasndan test edile
rek doruluu snanm olandr. Bilimsel kuram her ne kadar
dorulanm olsa da, henz taml kesinlemi bir bilimsel
yasa da deildir.
Bilimsel kuram, bir dnya gr de deildir. Dnya gr
her bakmdan evrenin tmn belli adan aklama tarzdr ve
kiiye zeldir. Buna karlk, bilimsel kuram, belli olgular veya
olgular aras ilikiyi doru aklayan dnsel etkinliktir. Dn
ya gr n esnel deil, zneldir. Bilimsel kuram ise znel deil,
herkes iin ayn olandr.
Bilimsel kuramn mantksal yaps aksiyomatik sistemin
zelliklerini iermelidir. Bu nedenle, bir bilimsel kuramn do
ru olmas iin ncelikle o kuramn ilkel ve tretilmi terimleri
nin tanmlanmas gerekir, sonra da biimsel zellii kendin
de bulundurmaldr:
1. Kuramn nermeleri tam olmaldr.
2. Kuramn nermeleri birbirleriyle tutarl olmaldr.
3. Kuramn nermeleri birbirinden bamsz olmaldr.
B u zellikleri tayan bir bilimsel kuram mantksal; yani bi
imsel olarak da dorudur. Biimsel doruluu salamak, her
BL MN OLUUM S RELER 1 25

eyden nce bilimsel kuram iin temel kouldur.

c. Bilimsel Yasa
Bilimsel kuramlarn genellenmesi sonucu bilimsel yasalar elde
edilir. Dorulanm bilimsel kuramlar, ayn olgular ve olgular
aras iliki iin genellendiinde de doru sonular veriyorsa, o
artk bir kuram deil, bir bilimsel yasadr. Bilimsel yasa u
zellie sahip olmaldr:
1. Genellenmi olmaldr.
2. Olgu sal ierikli olmaldr.
3. Dorulanm olmaldr.
O halde, bilimsel yasa, ''imdiye kadar tm gzlem veya de
ney sonular tarafndan dorulanm, olgusal ierikli genelle
melerdir."20 Fakat her genelleme bir bilimsel yasa deildir;
nk baz genellemeler vardr ki, olgusal olarak dorulanm
deildir. Metafiziin genellemeleri belki doru olabilir, fakat
olgusal doru olmadklar iin, bilimsel yasa olamazlar.
B ilimsel yasalara, bazen doa yasalar da denilmektedir. Do
a yasalar bizden bamsz var olan d nesnel gereklie ait
yasalarken; bilimsel yasalar, bizim, yani bilen znenin d nes
nel gereklikten kartt doru ve genel kuramlardr. Aradaki
temel fark, doa yasas doann kendisine aitken, bilimsel yasa
insann doaya bakarak kendi usundan kartt yasalardr.
B ilimsel yasa ile toplumsal yasa arasnda da fark vardr. Top
lum yasalar toplumun ileyiine ait yasalardr. Toplum yasala
rnn bilimsel olma zorunluluu yoktur. Toplum yasalar genel
de yararll ve ilevsellii temele alrken, bilimsel yasa olgusal
doruluu temele alr.
Bilimsel yasalarn bazlar evrenselken, bazlar istatistiksel
olabilirler. Baz yasalar tmeli kapsarken; yani tm ayn eyler
iin doru olurken, baz yasalar yzdelik oranlar bakmndan
doru olurlar. Yasalar dier bir snflama ile u ekilde ayrabi
liriz: Kuramsal yasalar ve gzlemsel yasalar. Matematiin ve
mantn yasalar kuramsalken, doa bilimlerinin yasalar olgu
sal; yani gzlemsel yasalardr.
B ilimsel yasalarn iki ilevi vardr: 1. ''ok sayda ve ilk ba
kta dank grnen olgular dzenli bir ilikiye balamak ve

20 Yldrm, a.g.e., s. 1 04.


BiLiM FEl.SEFESINE GiRi

126

tek bir nerme ile ifade etmektir."21 rnein, dalndan den


bir elma, yrngesinde dnen bir uydu veya gezegen ve giden
bir araba ayn ilke veya kavram altnda aklanabilir. 2. Bilimsel
yasalar, ne olgular betimleyen ne de aklayan genellemeler
deil, bir tr karm kurallardr.22 Byle bir bilimsel yasann
ilevi, ancak genellemelerin dnyay anlamamza yardm eden
temel ilke ve kavramlar olarak kabul edilmesiyle aklanr. Bu
rada bilimsel yasalar doru olduu iin deil, dzenleyici ilev
lerinden dolay etkili veya yararl kabul edilir.

2 . Bilimlerin Snflanmas
Bilimlerin fakl snflamasn yapmak olanakldr. Tarihsel sre
iinde Aristoteles'le balayarak gnmze kadar birok bilim
snflamas yaplmtr. Bilimler yaplar, konular, yntemleri,
ierikleri gibi bakmlardan snflanabilirler. Burada ok genel
bir snflamaya gidilecektir. Bu snflamann tek doru snflama
olduunu iddia etmiyoruz. Yalnzca bilimleri anlalr yapmas
bakmndan byle bir snflamay yapyoruz: 1. Biimsel Bilimler
2. erikse/ (Olgusal) Bilimler:23

21 Yldrm, a.g.e., s. 1 1 1 .
2 2 Yldrm, a.g.e., s. 1 1 2.
2 3 Bunge, Mario, Philosophy of Science: From Problem to Theory, Volume 1,

Transaction Publishers, New B runswick (USA) and London, 1 998, s. 27.


BLMN OLUUM S RELER 1 27

Mantk

Biimsel (Formal)

Matematik

Fizik
Bilimler Kimya
Doa Bilimleri Biyoloji
Bireysel
Psikoloji

Olgusal (eriksel)
Sosyal
Psikoloji
nsan (Tin) ____...
_,
Sosyoloji
_

Bilimleri
Ekonomi
Siyaset
Bilimi
Maddi
Tarih
Dnce
Tarihi

a. Biimsel (Formel) Bilimler


M antk ve matematii ieren biimsel bilimler; olgular veya
ieriklere dayanmadan, yalnzca nceden doru olarak tanm
lanan varsaymlardan hareket edilerek yaplan tmdengelimsel
karmlar ve sonular ierir. Mantk ve matematik, biimsel
dir. Kendilerini, sadece ve sadece u ssal olandan kartrlar.
Ussal olmalar nedeniyle, akln ilkelerini temele alarak, en belir
lenmi tanmlardan, en iyi belirlenmi ilikileri o rtaya koyarlar.
Bundan dolay da zorunlu doru nermeleri ve nermeler aras

doru ve geerli ilikileri incelerler. Ornein, mantkta doru


olduu varsaylan bir veya birka ncln doru ilikilendiril
mesiyle doru sonu kartlr. Ayn ekilde geometride de
genin tanm gerei kenarl ve i alarnn toplam 1 80 dere
ce olmak zorundadr.
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

128

b. eriksel (Olgusal) Bilimler


Bu bilimler olgusal dorularn bir araya getirilmesiyle olumu
bilimlerdir. Doa olgularyla uraan bilimlere doa bilimleri
ad verilirken, insanla ilgilenen tm bilimlere de tin bilimleri
ad verilir. Olgusal bilimler, bilimselliklerini olgular ve olgular
aras ilikileri ve nedenleri doru aklamaktan alr. Tmdenge
limi kullandklar gibi tmevarm da doru nermelere varmak
iin kullanrlar. Gzlem ve deneyi kendi llerinde farkl dere
celerde kullanrlar. Olgulardan kalkarak btn hakknda genel
lemeler yaparlar. Bazen kesin sonulara, bazen de istatiksel
olaslkl doru sonulara varrlar.

8 . BOL U M

Her eyden nce bilimin kendisi p roblemdir. Bilim nedir? Yu


karda aklamaya altmz bilim kavram farkl bak ala
rnda ya eksik bulunabilir; ya tam bulunabilir ya da tamamen
reddedilebilir. B u farkllk bilim kavramnn kendisinde mevcut
olduu gibi, bilimin ortaya knda da mevcutttr. Bilim nasl
gelimektedir? Bu konuda temel olarak iki farkl gr vardr:
Bilim bir rndr veya bir etkinliktir. Bilimin zellikleri konu
sunda da farkl anlaylar vardr. Ayrca bilimselliin kriteri
konusu da tartlmaktadr. Bu problemleri oaltmak mm
kndr. Biz burada temel baz problemleri bilim felsefesi a
sndan ele alacaz.

1 . Bilimin Tanm zerine F arl<l Grler


Bilimin bizatihi kendisinin ne olduu veya bilimi bilim yapan
zelliin ne olduu konusunda henz son sz sylenmi deil
dir. Her ne kadar bilimin farkl tanmlar yaplrsa da, bu tanm
lar eksik veya yanl bulmak mmkndr. Bilimin ne olduu
konusu tanmlanamamaktadr; nk bilim srekli artan, dei
en ve gelien bir etkinliktir. Duraan bir ey olnad iin ta
nmlamak zordur. Fakat yine de bilim felsefesinin ksa tarihine
baktmzda bilim zerine klasik ve modern olmak zere iki
grn olduunu grmekteyiz:
130 Bll"IM FELSEFESiNE GiRi

a. Klasik Bilim Anlay


Modern an etkisiyle bilime verilen deerin artmasyla birlik
te ortaya ka n bir bilim ideolojisi olan pozitivizm (klasik pozi
tivizm), uzun sre bilimin yerini alarak kendi ilkelerini bilime
ykleyerek, bilimin ne olduunu veya olmas gerektiini belir
ledi. Klasik pozitivizmin klasik bilim anlayna gre, bizden
bamsz bir nesnel gereklik vardr. Bu nesnel gereklik (olgu
lar), pozitivist yaklamla bilimsel olarak betimlenebilir ve ak
lanabilir. August Comte'un belirttii gibi, pozitivizmin bilimsel
yaklam metafizik ve teolojik evrelerden farkl olarak, rasyo
nel bir etkinliktir. Rasyonel etkinlik olarak bilim, dzgn do
rusal olarak artan bir sretir. Dzgn ilerleyen bu rasyonel
etkinlik, nesnel gerekliin ifadesi olduu iin bilim insannn
inan ve fikirlerinden bamsz olarak tarafsz ve objektiftir.
Bilim insannn znel dncelerinden bamsz olduu kadar
olgularn ilikilerini vermesi bakmndan insandan bamsz
olan bir i ileyie de sahiptir. Olgularn nedenlerini genelleye
rek vermesi bilimi evrensel, tmel ve genel yapar. Klasik bilim
yorumuna gre, bilim herkes tarafndan ayn sonulara varla
bilecek bir faaliyet olduu iin, her zaman snamaya ve dene
meye aktr. Bu nedenle de eletirel bir ileve sahiptir.
Klasik bilim anlay, olgularn gzlem ve deney aamasyla
balayan veri toplama srecinin tmevarm yntemiyle akla
yc ilkelere vardn ileri srer. 1 . Aama: Gzlem ve deney
sonucu olgularla dorudan ya da dolayl olarak karlaan bilim
insan aratrd nesne hakknda ncelikle olgusal dzeyde
veri toplar ve bu verileri daha sonra oluturaca aklayc ilke
ve yasalar iin temel dayanak olarak kabul eder. Verilerin says
ve olgular ifade etme derecesi ne kadar yksek ise o kadar
yapt iin dorudan nesneye/olguya dayandn varsayar.
Elde ettii verileri bir araya getirerek, yani onlara dayanarak
tmevarm ile genel olana varmaya alr. Bylece 2. aama
olan tmevarm sreci ile elde ettii tek teklerden genel olana
varr. Genelletirdii verilerden yola karak olgunun ne olduu
zerine aklayc hipotez, kuram ve yasa gelitirmeye alr.
Bylece 3. aama olan aklayc ilkelere varmtr. Aklayc
ilkenin genel-geer olduunun ileri srlmesi ile 4. aama olan
BiLiME FARKLI YAKLAIMLAR 131

tmdengelime geilmi olur. Fakat bilimsel bilginin (aklayc


ilke ya da yasann) dorulanmas ve gerekelendirilmesi bilim
iin zorunludur. Bu gerekelendirme yeniden olgu dnyasnda
ki gzlem ve deneylere giden sreci gerektirir. Bu nedenle kla
sik bilim her duru mda olgudan balar ve yine olguya dner.

(2) Tmevarm

( 1 ) Gzlemler (3) Aklayc lkeler

(4) Tmdengelim

b. ada Bilin Anlay


Klasik bilimcilerin bilimi ar rasyonel faaliyet yapp, tabula
trmalar 20. yzyln ikinci yarsyla birlikte eletirilmeye ba
lanmtr. Bilimi tek kurtarc g olarak gren klasik bilim an
lay, yzylmzda zlmemi problemlerin zlmlerden
ok olmas nedeniyle terk edilmeye balanmtr. Bilim, prob
lemleri zmenin yannda birok problemi de getirmitir. a
da bilim yorumuna gre, bilime ok deer vermek, onu nit
haline getirmektir. O da, dier bilgi trleri gibi, bir bilgi tr
dr.
Bilim sanld gibi tamamen rasyonel veya mantksal faali
yet deildir. nk bilim adamlar tarafndan aklanamayan
anomiler bilimde artarak devam etmektedir. Eskiden de vard
lar, fakat bilim adamlar bu a nomileri kuramlarn dna kar
tarak grmezlikten geldiler. Bilim srekli artan dzgn doru
olarak da ilerlemez. Bilimsel gelimelerde sapmalar, srama
lar, duraanlamalar her zaman olanak iindedir; nk bilim
tarihi bunun byle olduunu gstermektedir.
Klasik bilim anlaynn ileri srd gibi, pozitivizm bilimin
tek yntemi olmad gibi, tek yntem aramak da yanltr. Bi
limsel bilgi iin snr koymak bilimi engellemektir. B u nedenle
bilimi bilim yapan bir takm yntem ve kuramlar deil, bilim
insanlarnn oluturduu topluluktur.
BiLiM FEl.SEFES!NE GiRi

132

Klasik Bilim Anlay ada Bilim Anlay


Realist Realist
Pozitivist Pozitivist eletirisi ve farkl bak
alar olanakl
Olgucu ve indirgemeci ndirgemecilii reddeder
Rasyonel Anti-rasyonel sreler olanakl
(sezgi, ans, tesadf, rastlant)
Dzgn dorusal ilerler niler ve klar; ilerleme kadar
duraklama ve gerileme olabilir.
Gzlem, deney ve t mevarm Tek yntem yok, ok yntem ve
alternatif yntem
Nesnel gereklik bilinir Nesnel gereklik tartlabilir bir
baktr
Tarafsz ve objektif bilgi Bilinen zne ve toplumsal baktan
ayr deildir
Evrensel, tmel ve yasal bilgi Greli, deiken ve hakikate yakla-
an bilgi
Kantlanr ve denenebilir bilgi Doruluk, istatiksel orana gre
belirlenir
Eletirel Eletirel
Birikimsel ve evrimsel ilerleme Devrimsel deiir
Bilim insan nemlidir Bilim insanlar topluluu nemlidir
nsanlk iin yap lr G, iktidar ve sermayeye hizmet
eder
Bilimin sabit bir yaps vardr Bilimin sabit rasyonalite ya da
yaps yoktur

2. Bilimin Oluumu
ve levi zerine Farkl Grler
Bilimi ve bilimsel kuramlarn oluumu ve ilevi zerine iki tr
bilim felsefesi vardr. Her ikisi de bilimin yapsn, dilini, yn
temini, bilimsel kuramn, yasalarn ele alr ve irdeler. Bilimin
zelliklerini ortaya koyarak, bilim zerine felsefe yapar.
BILIME FARKLI YAKLAIMLAR 1 33

Bilim

1 Sonu/ rn olarak bilim 1 1 Etkinlik olarak bil imi

a. Bir rn, Sonu veya Bitmi Bir Faaliyet Olarak


Bilim: Birikimsel Bilimci Yaklam
B u gr, bilimi ve bilimsel kuram, bilim insannn yaratc
etkinlii sonucunda ortaya kan bir rn veya bitmi bir sonu
olarak ele alr. Bilim bir kez oluturulduktan ve dorulandktan
sonra, felsefeci bu rnn dilini, yapsn, yntemini, yasalarn,
kuramlarn, nermelerini, ileyiini ve deerini analiz edebilir.
B u analiz ileminde kuramn fiziksel nesnel gereklikle ilikisi
ortaya konularak, bir zmlenmesi yaplr. Ksaca bilim felse
fecisi, karsnda duran rn birok adan ele alr ve en kk
ayrntlarna kadar serimlemesini yapar.
Bilimin nermelerini, nermelerin mantksal ve dilsel yap
sn, yntemini ve geliimini irdeleyen bu bilim yaklamnn
temel zellikleri unlardr:
( 1 ) Birikimsel gelien
(2) Evrimsel olarak ilerleyen
(3) Rasyonel bir yapya sahip
(4) Dzgn dorusal bir ilerlemeye sahip
(5) Olgusal ierikler
(6) Tmevarma dayal
(7) ndirgemeci
(8) Dilsel ve mantksal zmlemeler

Bilimi bitmi bir etkinlik olarak kabul eden gr, 20. yz


yln balarnda klasik pozitivizmin etkisiyle gelien neo
pozitivist dnrler savunmulardr. Daha sonra Viyana ev
resi diye bilinen analitik veya mantk pozitivist felsefecilerin
savunduklar bir r n olarak bilimin incelenmesi, Rudolf Car
nap'n dorulanabilirlik kuram ve Kari Raimund Popper'n
yanllanabilirlik kuramyla en u noktalara tanmtr. Bu
gr savunanlar bir bilimsellik lt -dorulanabilirlik veya
yanllanabilirlik- gelitirerek, bu lte uyanlar b il imsel, uy
mayanlar metafiziksel olarak ayklamlardr.
134 BiLiM FElSEFESINE GiRi

Bu gre gre, bilimin ilevi, bizim dmzda var olan olgu


sal dnya ile bizdeki mantksal yap arasnda zdeliin verdii
olanakla, olgular olduklar gibi betimlemek ve aklamaktr. O
halde, bir nerme; yani bilimsel bilgi olma iddiasndaki bir
cmle, dorudan doruya olgular dilsel olarak ifade etmise
anlamldr; nk o cmle, bizim dmzda var olan olgularn
dilsel, kuramsal veya mantksal ifadesidir. Anlaml bir cmle
veya nerme, olgusal dorulanabilir bir biimdir. Eer olgusal
dorulanma biimine uymuyorsa anlamszdr.
Bir r n olarak bilimin geliimini ve ilevini aklayan bu
gre gre, bilimin tm anlaml nermeleri ayn zamanda
dorulanabilir nermelerdir. B u nedenle bilimsel nermeler
daha temel nermelere indirgenmelidir; nk temel nerme
ler dorudan gzlem ve deneyle dorulanabilir nermelerdir.
Byle nermelerle kurulmu bir bilimsel kuram, yaln gzlem
lere dayanarak dorulanm bir kuram olur. te bilim felsefeci
sinin amac, byle kuramlar ortaya kartacak yeni dzenleme
ler yapmaktr. Byle bir dzenleme sembolik mantn yard
myla ortaya kacak bantlar zerinde temellenir. Mantksal
bantlarn yardmyla ne srlen yeni varsaymlar eer de
ney ve gzlem tarafndan dorulanrsa kuram geerli, yanlla
nrsa geersiz ve rtlm olur.
Mantk pozitivistlere gre, bir kuram iki yolla dorulanabi
lir veya denetlenebilir:
i. Dorudan dorulama: Bir kuramn bir nermesi veya ku
ramn kendisi, deney ve gzlem yoluyla direkt bir karlk bu
lup destekleniyorsa, bu dorudan dorulamadr.
ii. Dolayl dorulama: Her zaman direkt deney ve gzlem bir
nermeyi dorulamak iin yeterli olmayabilir. Yardmc alet ve
gere kullanarak yaplan dorulama, dolayl dorulamadr.
rnein, bir telde elektriin olup olmadn direkt olarak veya
plak gzle bilemeyebiliriz. Telin ucuna taklacak bir amper
metre ile elektrik olup olmad test edilebilir.
Bu yaklama gre, bilim rasyonel bir etkinlik olarak tme
varm yntemini kullanr. Tek tek olgularn tmevarm yoluyla
genellemesi yaplarak, bilimsel kuram ortaya kartlr. Tme
varmn kalk noktas olgular; yani tek tek deneylerimiz oldu
u iin, deney ve gzlemden gelmeyen nermeler bilimin dna
itilir. Bylece bilimi bir rn olarak gren bu yaklama gre,
I3ILIME fARKLI YAKLAIMLAR 135

doruluu olmayan nermeler anlamszdr ve anlamsz ner


meler bilim nermeleri deildir. Bu nedenle, metafizik nerme
leri ile bilim nermeleri arasnda kesin bir fark vardr. nk
metafiziin nermeleri deney ve gzleme dayanmazlar; yani
olgusal deillerdir.
R. Carnap'n gelitirdii dorulanabilirlik ilkesi anlamllk
kuram ile desteklenmekteydi. Fakat K. R. Popper tarafndan bu
bilimsellik lt ok ciddi bir biimde eletirilerek rtld.
Popper'a gre, dorulanabilirlik lt tmevarma dayanmak
tadr. Doada her hangi bir olay veya olguyu tmevarm ile
dorulamak olanakl deildir. rnein, ''Tm kuular beyazdr."
nermesini tmevarm yoluyla gzlem ve deneyle dorulamak
imkanszdr. Carnap'n ne srd lt biz doadaki veri
lerden kalkp olgusal olarak dorulayamyorsak, nasl olur da
bilimsel bilgi olduunu iddia ettiimiz nermelere; yani genel
lemelere varmaktayz? Popper'a gre, tmevarm ve dorula
nabilirlik lt iinde yaplan her tr genelleme aslnda doa
daki dzene olan inanlarmzdan kaynaklanmaktadr.
Popper, bilimin ynteminin tmevarm deil de, tmdenge
lim olmas ve bilimselliin ltnn de dorulama deil, yan
llama olmas gerektiini ne srer. Yanllanabilirlik ltne
gre, genel bir nerme, tek bir kart rnekle yanllanabilir.
Tm kuularn beyaz olduunu gstermek imkanszken, tek bir
kuunun baka bir renk olduunu gstermek daha kolaydr. Bir
genel nerme, tek bir yanl kartla rtlebilir. Bilimin l
t dorulama deil, yanllamadr.
Popper'a gre, bilinsel kuram yanllanabilirlik tezi ile ileri
srlmelidir. Yanllanncaya kadar dorudur. Ne zaman yanl
lanrsa, o zaman kuram terk edilir, yeni bir kuram kabul edilir.
Bir kuram gzlemlere ters dt veya uyumad zaman
terk edilmelidir. Bu nedenle, tmevarm doada tam bir genel
lemeye varamayaca iin, hibir ku ram hibir zaman tam do
rulanm deildir. Bir kuram ne kadar test edilirse edilsin, asla

kesin sonulu olarak dorulanm kuram olamaz. O rnein Aris-


toteles'in fizii 1 000 yl kadar doru kabul edilmesine ramen
yine de rtlmtr. Ayn durum Newton'un fizik kuram iin
de geerlidir.
Popper'a gre, bilimin lt, nermelerin ya nllanabilir
olmasdr, fakat szde-bilimin nermelerini olgusal olarak red-
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

136

detmek imkanszdr; nk bunlar yanllamaya elverili deil


dir. Bu nedenle deneysel bir bilim iin olgusal test etme ve yan
llama vazgeilmez iki temel unsurdur.

b. Bir Etkinlik veya Faaliyet Olarak Bilim:


Devrin1ci Bilim Anlay
B ilim, olgular tanmlayan rasyonel bir faaliyet deildir diyen
Thomas Kuhn'a gre, bilim bir etkinlik srecidir; bu sreci yn
lendiren, olgular ve mantk deil, bilim insanlarnn oluturdu
u topluluk ve onlarn almalardr. Bilim ancak bu sreci
incelemekle anlalabilir. Sreteki tm eler zellikle de bi
lim-d eler i rdelenmelidir. Bu srecin eleri arasnda bilim
insanlarnn psikolojisi ve sosyolojisi ok nemlidir. Kuhn, bi
limsel sreci oluturan admlar bir sra ile aklar. Bu sre
srekli kendini yenileyerek, tekrar eder, durur. Bilim statik bir
sonu deil, devaml devrimlerle ilerleyen bir etkinliktir.
B u grn dier bir temsilcisi I mre Lakatos, bilimin ardar
da konulan kuramlar dizisi halinde ve srekli deierek geliti
ini ne srer. Ona gre, gelien kuram dizisi, yozlaan kuram
dizisinin yerini alr. O, Kuhn'un devrimsel deiimlerin yaps
konusunu ele alarak kendi bilim anlayn gelitirdi. Devrimle
rin mantksal yapsn kuramlarn yeniden nasl ina edildiini
aklayarak yantlamaya alt. Lakatos, 'aratrma programla
r'' kavramn ileri srerek bilimdeki srekliliin ve deiimin
aratrma programlar arasnda deiimle olduunu ileri srd.
Her aratrma program birer kurallar dizgesi olarak (1) kat
bir ekirdek yapsna, (2) yardmc hipotezlere sahiptir. Bilim,
bilimsel aratrma programlarnn rekabetiyle geliir. Popper'n
tek bir kart rnein tm kuram yanllayc anlayna kar
n, Lakatos'a gre bilim tarihinde tek bir kart biiminde 'te
mel deney' yoktur, fakat gerein belli bir ksmn aklayan
bilimsel aratrma programlar vardr.2
Dier bir snflamada bilim felsefesinde bilimin amac, ilevi,
oluumu ve geliimi zerine u ekilde olmaktadr:

Losee, a.g.e., ss. 2 5 1 - 2 5 2 .


Lecout, a.g.e., s. 88.
BiLiME FARKLI YAKLAIMLAR 137

1. Arasal bilim program


2. Tarihsel rasyonalizm
3. Bilimsel realizm
4. Sosyal inaaclk

Tm bu programlarn amac, bilimin oluumu, ilevi, gelii


mi ve yapsn aklamaktr. Fakat verdikleri yantlar, yntem
leri, deerleri ve kavramlara ykledikleri ieriklerin asndan
farkllklar tarlar. ''Arasalclar bilimin amacnn olgular n
grmemizi ve ynlendirmemizi mmkn klan teorilerin re
tilmesi olduuna inanrken, bilimsel realistler doru teoriler
olduunu dnrler."3 Arasalc bili programclar, bilimin
amac olgular hakknda ngrlerde bulunarak olgular kontrol
etmek ve ynlendirmektir. Daha ok Baconc bir yaklamla
bilim doaya egemen olmak iin kullanlan bir ara olarak ka
bul edilir. Arasalc bilim anlay, bilimin insanlar daha iyi ve
mutlu yaamak iin yapld ve bu nedenle de gereklii kendi
amacmza gre ngrp kontrol altna almak nemlidir. Bilim
sel realistler, bizim zihnimizin dnda var olan dnyay yani
olgular gereklikte olduu gibi her naslsa yle aklamak ve
betimlemektir. Klasik pozitivizmin zerine kurulan ve 20. yy.
bilim felsefecileri iinde taraftar bulan bilimsel realistler, olgu
larn olduu gibi betimlenebileceklerini ne srerler.
Tarihsel rasyonalistler ise, bilim zaman ve tarihten bamsz
kendine zg ilkelerle kuram gelitirmeyi amaladn varsa
yarlar. Bu nedenle aklc bir zeminde her trl d etmen ve
eden uzak kalmak suretiyle bamsz kuram gelitirmeyi
amalayan tarihsel rasyonalistler, bilimin kendine zg bir
rasyonalitesi, yaps ve yntemi olduunu kabul ederler. Sosyal
inaclara gre, bilim kendi i etmenlerinden deil, d faktr
lerden etkilenerek ina edilen yani kurulan/oluturulan ve
retilen bir etkinliktir. naclar iin bilim kefettiini ya da
bulduunu ileri srd her tr bilimsel bilgi ya da kuram ya
da gereklii bir ekilde ina eder. Onlara gre bilimin zel bir
amac yoktur, aksine bilim gereksinmelerimizi daha ok oranda
karlamak iin yaplan ve yarar veren bir bilgi etkinliidir.

3 Tanesini, Alessandra, Feminist Epistemolojiye Giri, ev. Demiriz, Glcan


ve dierleri, Sentez Yaynclk, Bursa, 2 0 1 2 . S. 38.
138 BiLiM FELSEFESiNE GiRi

nac bilim felsefecileri, bilimin asl gereklii doru olarak


veremeyeceini ama doruyu ina ederek her zaman yeniden
kuracan ve kuruluta doruya yaklalabileceini ileri sr
mektedirler. Bilimin bir ok kavram ve modeli, aratrma ala
nn anlaml ve kullanl yapan kurma dzeneklerdir.4

4 Tanesini, a.g.e., ss. 42-43.


9 . BOLUM

1 . Giri
Modern dnemle balayan felsefe ve bilimin geliimi zellikle
19. ve 20. yzyln ilk eyreinde ok hzl bir geliim gsterdi.
Descartes'la balayan ikici varlk anlay, felsefecileri cogi
to'nun (dnen dncenin) bilme ieriklerine ve yapsna
ynlendirirken, bilim insanlar ise maddeyi bilmeye altlar.
Felsefedeki gelimeler idealizm, materyalizm, pozitivizm ve
fenomenoloj i gibi kuramlarn ortaya kmasna neden oldu.
Dier ya ndan bilim, Descartes'in yaylma sahip ama dnme
yen varln ok eitli ama ve ilgi dorultusunda aratrmaya
devam etti. zellikle fizik ve astronomi alannda devrimsel
nitelikteki bilgilerin etkisiyle bilimin dier dallar da gelimeye
balad. Kimya ve biyolojideki gelimeler ve daha sonra tm
bilimsel bilgilerin insan ve toplum yaamna etkisi ok ksa
zamanda yeni bir uygarln olumasna neden oldu.
20. yzyla girildiinde bilimlerin ortaya koyduu bilgilerin
salaml, nesnellii, test edilebilir olmas ve evrensellii nere
deyse sadece bilim insanlar arasnda deil, tm insanlar ara
snda ortak bir inanca yol at.1 Artk insanlar bilime ve dolay
syla bilim insanna kar olumlu bir tavr, bak ve inan ta
maya baladlar. Fakat bilimin zellikleri ve bu geliimi felsefe-

1
Baknz: Daha nceki blmlerde bilim ve bi limsel bilgii zelliklerini
aklamtk.
140 BiLiM FELSEFESiNE GiRi

ciler tarafndan 1 8 . yzylla birlikte hemen sorgulanmaya ba


lad. J. Jacques Rousseau, David Hume ve Immanuel Kant gibi
felsefeciler bilimin temelindeki kabulleri ya da ilkeleri sorgula
dlar.
Bilimin bu ykselii ve insanlar tarafndan gvenilir bilgi
verdii inanc karsnda, felsefenin ise gittike gzden dt
gzlenmektedir. Eer bilim her eye yant bulma amacnda ise
ve bulmaya da alyorsa (bulduu bilgiler de nesnel, evrensel,
test edilebilir ve olguya dayal ise) ''Felsefeye ne gerek var?''
diye sorulmaya baland. Felsefe, teknoloji retmedii gibi in
sanlarn gnlk yaamdaki sorunlarn da hemen zecek bir
yapda deildir. nsanlar, gelien endstri toplumunda gittike
yararc bir anlayla ancak ie yarayan bilgilerin deerli olduk
lar inancna sahip olmaya baladlar.
Felsefenin amac, ilevi ve grevinin yeniden tanmlanma ve
belirlenme gerei duyuldu. zellikle pozitivist evrenin iinde
yer alan hem bilim insanlar hem de felsefeciler, bilimler kar
snda felsefenin roln belirlemeye altlar.
Descartes'la balayan arzu, felsefenin de bilim gibi evrensel
bilgi retmesi idi. Descartes, felsefenin matematiin evrenselli
i ve doruluu balamnda yaplabileceini ne srd. Spinoza
da bu dnce dorultusunda yazd felsefe kitabnda geomet
rik yntemi uygulad. David H ume, kukucu bir bakla hem
tmevarm hem de nedensellik problemini sorgulad. Kant,
kendisini domatik uykudan H ume'un eletirisinin uyandrd
n syleyerek, metafizik ve bilimin snrlarn ortaya koyaca
anlama yetimizin analizini yapt. H usserl ise ''Kesin Bilim Ola
rak Felsefe'' adl almasyla bu arzuyu 20. yzyl felsefesine
tad.
Acaba, felsefe nasl bilimsel olabilirdi? Bu soru zellikle
1 9 20'lerle balayan analitik felsefe ad ile balatlan hareketin
temel sorusuydu. Hans Reichenbach bu ad altnda bir alma
kaleme alarak yeni pozitivist akm olarak bilinen ve Viyana'da
oluan bir grup bilim insan ve felsefecinin dileini yazya dk
t.
Bilimsel felsefenin yntemi, amac ve ilevi nedir? 1935 y
lnda Paris'te dzenlenen ''Bilimsel Felsefe Kongresi''nde Car
nap ve Reichenbach, mantk olguculuun temel amacnn
Kant'n apriori'sinin paralanmas ve yerine deneysel/empirik
DoGRULAMACI B LM KURAMI 141

bir bilgi anlaynn getirilmesi olduunu ileri srdler. O halde


bilimsel felsefe, olgular hakknda doru bilgi veren bilimin
nermelerinin mantksal, dilsel ve yntemsel analizlerini yap
maldr. Ancak bylece felsefe yapma olana olanakl olur. Aksi
taktirde felsefe, metafizik olarak kalacak ya da devam edecek
tir.2
B ilimsel felsefe, metafiziin dta braklmasyla bilim zeri
ne yaplan bir sorgulamadr. Bu nedenle bilimin bilgisinin nasl
doru olduunun aratrlmas gerekmektedir. B ilimsel bilginin
doruluunu ne salamaktadr?

2. Dorulama
Felsefenin ve bilimin amac, var olanlar doru olarak akla
maktr. Birinci blmde ele aldmz gibi felsefe ve bilimin
bilgi ortaya koyma yntemleri ve elde ettikleri bilginin doru
luk deeri farklyd. Felsefi bilgi, znel, mantksal, tmel, genel,
kavramsal zelliklere sahipken, bilimin bilgisi nesnel, olgusal,
deney-gzleme dayal test edilebilir, tmevarm ile elde edilmi
evrensel, genel-geer ve yasal idi.
M antk pozitivist yaklam, felsefeye, bilim zerine ara
trma yapma grevi verdiine gre felsefe bilimin nermeleri
nin dil ve mantksal yapsn, bilimin kendi i mantn, kullan
d yntemi sorgulayarak bilimde bilimsel olabilecek her tr
unsuru dta brakmaya alacaktr. Bu amala yaplan bir fel
sefe, nce doruluun ne olduunu sorgulamak zoru ndadr.
Doruluk nedir?
Felsefe tarihinde birok doruluk kuram gelitirilmitir. Bu
kuramlar 2. Blmde ele alp akladk. Burada doruluun
belirlenmesinde etkili olan ya da bilginin doru olmasn sala
yan iki temel yaklam aklayacaz:
Aklclk: Rasyonalizm olarak bilinen bu yaklama gre,
doru bilgi, zihnin kendisinde var olan bilme yapsyla belirle
nir. Aklclk, akl duygusal alglardan bamsz olarak, bilgi
kayna olarak kabul eder. Akl, d dnya zerine bilgi olutu
rurken hem nsel bilgilere ( aprior) hem de nesneyi bilgi ver-

2 Bu konu daha sonra Viyana evresi balnda daha ayrntl ele alna
caktr.
142 BiLiM FELSEFESiNE GiRi

meye zorlayan belirli kalplara sahiptir. Baka deyile insan


aklnda var olan ve doutan getirdiimiz yap ve ilkeler ile d
nesnel gereklikleri alglar ve bilgi haline dntrrz. Ksaca
bilgide temel e akldr. Akl, doru bilgiyi elde etmede d
nesnel gereklie baml deildir. Doru bilgiler, akln kendisi
nin rettii bilgilerdir nk onlar mantksal ilikilerin sonucu
zorunlu doru bulunan bilgilerdir. Duyumlara bal o rtaya ko
nulan bilgiler her zaman olaslkl doruluk deeri ierirler. Bu
konuda Leibniz'in akl ve olgu dorular ayrm felsefe tarihin
deki en belirgin anlaytr. Leibniz'e gre akln apriori olarak
kendisinden rettii matematik nermelerin doruluu ile
nesnelerden duyu yoluyla ettiimiz olgu nern1esinin doru
luu farkldr.
Deneycilik: Empirizm olarak bilinen bu yaklama gre,
doru ancak ve ancak duyu ve alg yoluyla ulalan olgu hak
kndaki bir ifadede ortaya kabilir, nk akl doutan hibir
bilgi ya da ilke ile donatlm deildir. Apriori bilginin olmad
n ileri sren deneycilere gre, bilgi aposterior yani sonradan
elde edilen duyu mlarn bilgisidir. Doru bilginin kayna olarak
duyu ve deneyimleri temele alarak olgunun, gzlem ve deneye
indirgenebilir nitelikte olduu nu kabul ederler. Deneycilie
gre bilgi etkinliinde, zne her zaman edilgen bir tavr iinde
dir nk akl, nsel bir bilgi iermeyen bo bir kat/levha
gibidir. Bilgi ancak deneyimle elde edilir.

3. Dorulamann Tarihsel Arl<a Plan


Antik Yu nan a'ndan itibaren dorunun ne olduu ve nasl
tanmlanaca konusunda filozoflar eitli aklamalar ne
srmlerdir. B u grleri toparlayp doru bilgiyi episteme
olarak adlandran Platon'a gre, doru; genel, tmel, soyut,
kavramsal, kuramsal, evrensel, deimez ve kalc olmalyd. Bu
zelliklerinden dolay doru bilginin geldii nesne de ayn zel
liklere sahip olmak zorundayd. Bylece bilgi nesnesi deimez,
evrensel, kavramsal ve tmel olan bir yapda ancak idealar
dnyasnda yer alabilirdi. Platon, epistemolojiden kalkarak bir
ontoloji oluturmutu. Baka bir deyile epistemoloj ide arad
doru bilginin zellikleri onu varln zelliklerine gtrn1t.
DoGRULAMACI BLM KURAMI 143

Aristoteles doruyu, nerme ve nermeler aras ilikide


arar. Bir nermenin dorulanmas onun nesnesine uygunluu
ile belirlenmekteydi. Uygunluk doruluk kuram gerei, var
olann sahip olduu bir nitelii ya da durumu sylemek doru,
sylememekse yanl t. Ayrca nermeler aras doru ve tutarl
balantlarla yaplan akl yrtmeler de doru sonuca gitmemi
zi salamaktayd. O halde, Aristoteles, doruluu uygunlukta ve
geerli kyaslarda irdeleyerek, doruluk anlayna mantksal
bir alt zemin de hazrlam oldu.
Ortaa doruluu, yce ve ilahi varlkla ilikilendirerek
aklamaya alt. Uygunluk doruluk kuram temelinde doru
a ncak ve ancak Tanr'nn varlna ve bilgisine uygun olduu
srece temellendirilip kabul edilmekteydi. ''Veritas est adequa
to intel/ectus et res'' yani "hakikat ya da doruluk; intellekt ile
eyler arasndaki uygunluktur'', fakat bu uygunluk ancak yara
tlmam ve her eyi yaratan Tanr referansyla tespit edilmeli
ya da anlalmalyd.
Modern dnem filozoflar doruluu ya aklclk ya da de
neycilik asndan ele alp aklamlardr. Apriori bilginin ka
bulnden yola kan aklclar her ne kadar kendi ilerinde fark
llk gsterse de, akl dorularnn en doru ve deimez olduk
larn savundular. Empiristler ise deneye dayanmayan hibir
bilgiyi doru kabul etmeyerek aposteriori bilgileri analiz ettiler.
Alman filozof Kant ise, aklclar ve deneycilerin kartln
giderecek bir zmle doru bilginin deneyle baladn, yani
duyarlln apriori iki formu olan 'zaman' ve 'mekan' ile feno
menlerin algs, anlamann yine apriori kavramlaryla ilendii
ni ne srd. Bylece doruluu hem deneye hem de akla da
yanarak fenomenlerin bilgisi olarak oluturduumuzu syleye
rek, bilgi srecinde znenin nemini gsterdi. Bu nedenle bilgi
de bir Kopernik Devrimi yapt kabul edildi.
1 9 . yzyl Alman dealist Felsefesinin en byklerinden biri
olan Hegel'e gre doruluk, ancak ve ancak, bilginin bir sistem
iinde tutarl olmas yla olanakldr. H egel'in gelitirdii Evren
sel Tin yaklamna gre, diyalektik deiimi ve geliimi iinde
her bir bilgi, bu srele olan ilikisine gre doru deerini al
maktayd. Tutarllk doruluk kuram erevesinde doruluun
olanakl olmas tm sistemci filozoflarn temel ilkesidir. H egel
de en byk sistem felsefecilerinden biri olarak, doruluu
144 BiLiM FELSEFESiNE GiRi

tutarllk ilkesi ile temellendirmitir.


John Stuart M ili, dorulamann temeline babas James
Mill'den ald reti ile kant toplamay ve deerlendirmeyi
koyar. Kant toplama ve deerlendirme asl nda tmevarmsal
akl yrtme srecidir.3 Her n e kadar Mili, bilimsel aratrmay
tek bana tmevarmsal emalarla aklama konusunda eleti
rel baka sahip olsa da, sz konusu bilimsel doruluu yasalar
olunca, tmevarmsal emalar temel almakta srarc oldu.4
Bilimsel dorulama, M ill'e gre, olgular arasndaki nedensel
ilikileri aklamaktr. Bu nedenle Hume'un tmevarm ve ne
densellik eleti risini izleyen M ili, nedensel ilikileri iki olayn
srekli bir srayla birletirilmesi olarak ele ald. M ili, nedensel
sralama ile rastlantsal sralamay birbirinden ayr tutarak
bilimin nedensel sralamay aklamaya al tn ve bunun da
test edilme srecinde tmevarma dayandn ileri srd.

4 . Doru Dnme Yntemleri


ve Baz Kavramlar
a. T11dengelin
Doru tmel ncl(ler)den zorunlu olarak doru tmel veya
tikel sonu kartmaya denir. Tmdengelim akl yrtme, ge
nelden genele ya da genelden tekile (zele) doru giden bir

dnme biimidir. Ornein;


Btn insanlar lmldr.
Platon insandr.
O halde, Platon lmldr.
Tmdengelim akl yrtmeler zorunlu olarak geerli ka
rmlardr. Mantktaki tm geerli karmlar, tmdengelim akl
yrtmelerdir. Tmdengelim karmlar geerli ise, sonular
da yanl olamaz. ncl(ler) mantksal olarak sonucu iermekte
ve kapsamaktadr. Bu nedenle sonu nermesi, bir tr akl y
rtme ile elde edilir. Baka bir syleyile sonu, ncl(ler)den
kartl r. Tmdengelim akl yrtmenin temelleri ilk defa Aris-

3 Losee, a.g.e., s. 1 68.


4 Losee, a.g.e., s. 1 7 6.
DOCRULAMACI BLM KURAMI 145

toteles tarafndan formle edilmitir.


Doru ncl(ler) den yanl sonu karan akl yrtmelere
tmdengelim-olmayan (dedktif olmayan) akl yrtmeler de
nir. B u tr karmlar olasl ierirler. Sonu nermesi zorunlu
olarak ncl(ler)den doru olarak kmaz. rnein;

U n iversite birinci snf rencileri genellikle ma-


tematikte zorlanrlar.
Mehmet, niversite birinci snf rencisidir.
O halde, Mehmet matematikte zorlanmaktadr.
Doru ncllere sahip olmasna ramen yukardaki kar
mn sonu nermesi zorunlu olarak ncllerden kmamakta
dr. Ksaca sonu nermesinin doruluu zorunlu olarak ncl
lerden kaynaklanmamaktadr. nk b u karmda sonucun
yanll imkansz deildir. Dier bir sylemle, sonucun doru
olmas ncllerden zorunlu olarak kaynaklanmamaktadr.
Tmdengelim akl yrtmeler doru ncllerden zorunlu ola
rak doru sonular kartrken, tmdengelim-olmayan akl
yrtmeler bu tr bir zorunluluk iermemektedir.s
Dier iki akl yrtme biimi zorunlu olarak her zaman do
ru ve geerli olmad iin geerli akl yrtme biimi olarak
kabul edilmezler. Fakat yine de mantk tmevarm ve analojiyi
kendisine konu yapp incelemektedir. Tmdengelim akl y
rtmeler ncl(ler)de varolan bir eyleri sonuta aa kart
mas bakmndan eletirilmektedir. nk ncl(ler) de varo
lanlar sonuta tekrarlanmakta ve yeni bir bilgi vermemektedir.
Fakat tmdengelim, bir ispatlama veya kantlama biimi olmas
bakmndan mantkta, matematikte ve felsefede kullanlmakta
dr.

b . Tmevarm

Ozel veya tekil nermelerden genel veya tmel nermelere


doru yaplan akl yrtme eklidir. Bu tr akl yrtmeler
zorunlu olarak geerli deildir. Tmevarm karmlar olasl
doruluu veya geerlilii ierirler. rnein:

s Blumberg, Albert E. Logic: A First Course. New York: Alfred A. Knopt ine.,
1 9 76, pp. 8-10.
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

146

Gzledii m birinci elma yere dt.


Gzlediim ikinci elma yere dt.
Gzlediim nc elma yere dt.
Gzlediim n. elma yere dt.
O halde, btn elmalar yere der.
Btn elmalarn deneyle ve gzlemle yere dp dmedi
ini saptayamayacamza gre burada sonuca dier elmalarn
da yere decei varsaylan bir genellemeyle varlmtr. Sonu
zorunluluk tamamaktadr. Sonu varsaymc genellemedir.
Doruluu ve zorunluluu mantksal deil de, olaslkl varsa
ymla o rtaya konulmutu r.
a. Eksik tmevarm: Tmevarm karmlar bir tr tme
varmak iin yaplan saymadr. Fakat baz saymalar btn hi
bir zaman veremez. Bu tr akl yrtmelere eksik tmevarm
denir. Bu nedenle geerlilii zorunlu olmayan tmevarm akl
yrtmeleri doa bilimlerinin yntemi olmutu r. nk doa
bilimleri mantksal zorunluluu deil olasl doruyu iermek
tedirler. Bu nedenle tmevarm ''Kiilerin, zellikle bilim adam
larnn gzlem ve deneylere dayanarak yeni varsaymlar be
nimsemeleri s recidir."6
b. Tam tmevar m: Aristoteles tmeva rmn eksikliinin ve
yetersizliinin evrenlerin sonsuz saydaki elemanlar veya var
lklar kapsadndan geldiini ileri srmtr. Eer evrendeki
varlklar veya elemanlar snrl sayda ise bu evrendeki varlk
lar veya elemanlar hakknda tam tmevarm akl yrtmesiyle
doru ve zorunlu bilgi sahibi olmak olanakldr. rnein; yle
bir evrenimiz olsun ki bu evrenin on tane eleman olsun ve bu
on eleman da mavi renkli olsun. Burada tam bir saymla gzlem
yapmak olanakldr; tek tek elemanlar gzleyerek ''Bu evren
deki btn varlklar mavidir." yargsna varabiliriz. Tmeva
rmla yaplan tam saym sonucu, elde ettiimiz nerme zorunlu
olarak dorudur; nk evrendeki elemanlarn tm gzlen
mitir. O halde, evrenimiz snrl olduunda tam tmevarm akl
yrtmesiyle kesin, zorunlu ve doru sonulara varabiliriz.
Aristoteles ve onu takip eden Klasik Mantklar tam tme
varm mantn konusu olarak grmlerdir. nk mantk
geerli akl yrtme formlarn aratrr. Byle formlar da an-

6 Grnberg, Teo ve Onart, Adnan, Mantk Terimler Szl, Ankara, s. 1 38.


DoGRULAMACI BLM KURAMI 147

cak tam tmevarmla elde edilebilir.

c.Doru nerme, yanl nerme, tutarllk,


tutarszlk, geerlilik ve geersizlik
Gnlk dilde doru ve yanl deyimler arasnda kesin bir ayrm
izemediimizden, bu deyimler gerek, geerli, geersiz, tutar
sz ve tutarl kavramlar yerine de kullanlmaktadr. Fakat her
deyim ya da kavram dierinden farkldr. B u farkll da en iyi
mantk ortaya koymaktadr. B u kavramlarn kartrlmas so
nucu geersiz karmlara yanl karm denilerek byk bir
yanllk yaplmaktadr. rnein, yanl akl yrtmelerden
geersiz sonular karttmz sylediimiz gibi, geersiz akl
yrtmelerden de yanl sonular karttmz sylemekteyiz.
Bu kavramlar ve ifadeleri aka tanmlamalyz.
Eer bir cmle yarg bildiriyorsa bu cmleye mantkta
nerme denir. Yarg bildiren nermeler doru ya da yanl olur.

O nerme, bir durumu veya olay olduu gibi bildiriyorsa, ner-


meye doru, bildirmiyorsa nermeye yanl denir. Doru ve
yanl yoru mu nermeye ait bir zellik olup, anlatlan durum ve
olayla ilikilidir. Buna ka rlk bir ka rm (akl yrtme) geer
li veya geersiz olur. O halde, geerlilik ve geersizlik nerme
ler aras iliki sonucu ortaya kan akl yrtmelerle ilgili bir
mantk deyimidir. B i r karmn sonucu ncllerden zorunlu
olarak her yorumda kyorsa, bu akl yrtmeye geerli, k
myorsa geersiz akl yrtme denir. Mantk asndan doru
luk ve geerlilik arasnda hibir iliki yoktur. Doruluk nerme
lerin ieriiyle ilgili bir zellik olmasna karn, geerlilik akl
yrtmenin bir formuna ait bir zelliktir.
Tutarllk, mantkl bir btnn paralar veya eleri ara
sndaki kar lkl balantnn veya uyumun olma halidir. Baka
bir sylemle, elikilerin olmamas halinde nerme veya ner
melerin birbiriyle tutarllndan sz edilebilir. Bir karmda ya
da akl yrtmede ncllerin birbirleriyle elimeden uyum
iinde bulunmas, ncllerin tutarl olduunu gsterir. En az bir
dorulayc yorumu olan nermeye ya da nerme kmesine
tutarl nerme veya nerme kmesi denir.
Geerlilik ve tutarllk ou kez birbirinin yerine kullanla
rak, kartrlr. Aslnda ikisi de birbirinden farkl a nlamlara
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

148

gelen mantk deyimleridir. Bu konuyu aklamak iin bir tm


dengelim akl yrtmesinde iki noktay gz nnde tutmak
gerekir:
1. ncller doru ise, sonu ncllerden zorunlu olarak
kyor mu?
2. Gerekten ncller doru mu?

Birinci k ncllerin ve sonucun doruluu arasndaki bir


ilikiyi gsterirken, ikinci k ncllerin ierii bakmndan
gerekten doru olup olmadn gstermektedir. Her ikisi de
birbirinden farkl eyler anlatmaktadr. Eer (1) notu soruya
evet diyorsak karm geerli demektir. Her ikisine birden evet
diyorsak karm hem tutarl hem de geerlidir. nk geerli
karm, doru nermelerden oluan ncllere sahip tutarl akl
yrtmedir.7
Bu konuyu Aristoteles'in verdii iki rnekle ele alp, tekrar
aklayalm:
(1) Sophocles bir filozoftur
veya Sokrates bir oyun yazardr.
Sophocles bir filozof deildir.
O halde, Sokrates bir oyun yazardr.

(2) Sophocles bir filozoftur


veya Sokrates bir filozoftur.
Sophocles bir filozof deildir.
O halde, Sokrates bir filozoftur.
Saduyumuza gre, her iki durumda da ncller doru ise
sonu da dorudur anlam kmaktadr. Bu nedenle karmlar
geerli gzkmektedir. B irinci rnekte birinci ncl yanl ve
sonu da yanltr; ikinci rnekte ise, ncller ve sonu doru
dur. Geerlilik ve tutarllk yorumu her iki rnekte de farkldr.
Bir karm geersiz ise, sonucun gerekten doru ya da yanl
olmadn bilemeyiz. karmn tutarl olmasnda, ncller
doru ise sonucun yanl olmadn biliriz; fakat ncllerin
doru olduunu bilemeyiz. Eer karm geerli ise, sonu
nermesi kesinlikle dorudur; nk karmn geerli olmas

7
Grnberg, Teo ve Onat, Adnan, a.g.e., s. 1 7 .
DoGRULAMACI BLM KURAMI 149

ncllerin doru olmasn garanti etmektedir.s B ir karm veya


nerme en az bir yorumda doru sonu veriyorsa tutarldr;
her yorumda doru sonu veriyorsa geerlidir. En az bir yo
rumda tutarsz olan bir nerme veya karm, ayn zamanda da
geersizdir.

d. Doruluk ve Anlamllk
Epistemolojinin dier bir kavram ifti de bir cmlenin anlaml
l ve doruluudur; bir cmle doru veya yanl deerleri
alabilmesi iin nce o cmlenin anlaml olmas gerekir. Eer bir
cmle anlaml deilse, o cmlenin doruluundan veya yanl
lndan sz edilemez; nk ancak anlaml cmleler bir yarg
da bulunur. Anlam olmayan bir cmlenin gsterecei veya
ynelecei bir nesne veya olgu da yoktur.
Bir cmleyi anlaml yapan nedir? B u sorunun yant farkl
felsefi grlere gre deimektedir. Anlam konusu alanda
ele alnmtr:
1 . Bir kelime veya szcn belirttii veya iaret ettii ey
varsa, o kelimenin anlam vardr. Bir kelime veya szck an
laml veya anlamsz olabilir. rnein, ''masa'' kelimesi bir eyi
belirttii iin anlamldr; buna karlk birisinin uydurduu
''mata'' kelimesi anlamszdr; nk belirttii bir ey yoktur.
2 . Bir nermenin veya yargnn veyahut dncenin anlat
mak istedii bir ey anlaml veya anlamsz olur. Bilgi felsefesi
nin alan iine giren ey /konu bu ikinci anlamdaki anlamllk ve
doruluk ilikisidir. Cmlenin anlaml olmas daha nce belir
tildii gibi cmlenin doru veya yanl olmasn da salar.
3. Bir dilsel ifadenin anlam, iletiim ortamnda tad an
lamdr. nerme kurmadan da anlaml cmleler ortaya konula
rak iletiim gerekleebilir. Gnlk dildeki iletiim ortam, her
zaman nerme veya yarglarla olmaz; genellikle farkl dil bilgisi
eleri kullanlarak anlama salanr.
Fakat her ekilde de o rtak olan nokta udur: Bir cmlenin
ve ifadenin terimleri dilbilgisi kurallarna gre dizilmemise bu
cmle veya ifade anlamsz olur. Dilbilgisi ve sz dizim kuralla
rna gre dizilmi terimlerden olumu bir cmle anlamldr ve
a ncak byle cmleler doruluk deerine sahiptir. Dilbilgisi ve

8 Grnberg, Teo ve Onart, Adnan, a.g.e., s. 1 8.


BiLiM FELSEFESiNE GiRi

150

sz dizimi kurallarna gre dizilmi cmlelerle insanlar anla


ma ve iletiim salar. letiim iki birey arasnda karlkl ayn
anlama gelen cmlelerle olanakldr. letiim, anlatlan ile anla
lan ayn anlam tadnda gerekleir. rnein; bir saat usta
s, randan ''Yldz tornaviday ver." diye bir istekte bulundu
unda, usta ve rak ''yldz tornavida''nn ne olduunu ve an
lamn bilmektedirler. Ayn nesneye ayn anlam ve ad verdik
leri iin iletiim gerekleerek karlkl birbirini anlamaktalar.

4. Klasil( pozitivizm
Klasik pozitivizm, Fransz dnr Auguste Comte'la balayan
bir felsefi akmdr. Comte'a gre, insanlk tr tarihte eitli
dnemleri geirerek ilerlemektedir. Felsefenin daha zelde
bilim felsefesinin amac bu ilerlemenin ne tr evrelerden gee-

rek olduunu ve nereye doru olduunu aklamaktr. ''U


Hal/Evre Yasas'' olarak bilinen bu anlaya gre insanlk nce
tarihsel srete ''Teolojik Evre''yi geirdi. Her evre kendine
zg felsefe yapma ve varl aklama ve bilme yntemine
sahiptir. Teoloj ik evrede varlklar, olaanst varlkla ilikilen
dirilerek akland. kinci evre ''M etafizik Evre''dir. Bu evrenin
en nemli zellii varlklarn, soyut kavramlarla ilikilendirile
rek aklanmasdr. Her iki evrede de insan tini, evrenin ba ve
sonu, varlklar zerinde soyutlamalar yaparak ya Tanr ya da

ikin Doa ile ilikiler kurmutur. Unc evre ise insan tininin
gerekte ''entelektel devrim'' geirdii son evredir. Artk evre
nin ba ve sonu, varlklarn retim nedenleri ve isel doalar
deil; varlklar, nedenleriyle aklama, yasalarn kefedilmesi
almalar balamtr. Gzlem ve deneyden yola klarak ol
gular arasndaki ardk ve dzenli ilikiler yani yasalar bulma
amac vardr. B u evreye ''Bilimsel ya da pozitif evre'' ad verilir,
nk olgusal gzlem ve yasa aratrmalar yaplmaktadr.9
Comte'un klasik pozitivist grnn ikinci temel ilkesine
gre, insan tini nc evrede yani bilimsel evrede olgular
rasyonel ngr dzeyinde aklamaya almaktadr. Rasyonel
ngr dzeyiyle ileride ne olacan grmek ve bilmek iin var

9 Lecourt, a.g.e., ss. 2 3 -2 5 .


DoGRULAMACI BLM KURAMI 151

olan olguyu incelemek gerekir. ngr ve olguyu aklama iin


temel dnme biimi tmevarmdr. Bu anlay ortaya koyan
John Stuart Mill'e kran duyan Comte'a gre, bilim; insann
doa zerindeki eyleminin hakiki rasyonel temelini salamaya
ynelik bir aratrmadr. O halde bilim; olgucu bir anlayla
bilgi retme ve uygulama srecidir. Uygulama srecini Comte
mhendislere brakr.o
Bu grleriyle Auguste Comte, metafizii dta brakarak,
bilimin olgucu ve rasyonel tarafn ne kartmtr. Byle bir
bilim felsefesi anlay daha sonraki almalar ok derinden
etkilemitir. Comte'un grleri daha sonralar, olguculuk ya da
klasik pozitivizm olarak adlandrlacaktr.

6 . Klasil( Olguculuktan
Mantl(sal Olguculua Gei : Ernst Mach
Avusturyal fiziki Ernst Mach, klasik pozitivizm ile mantksal
pozitivizm arasnda zaman zaman basit bir ara halka gibi g
rlse de aslnda Mach, dneminin bilim anlayna getirdii
eletirilerle ok nemli bir ileve sahiptir. Mach, fiziin temeli
ne mekanii koyan ve her eyi mekanik ilkelerle aklayan bir
retinin yetersizliini dile getirerek ar fizikalizme tepki
gsterir. Mekanik eletirisiyle aslnda Mach fizik bilimindeki
indirgemecilie bir eletiri getirmekteydi. nk fizikiler
madde ile ktleyi ayn grdkleri ya da eletirdikleri iin bir
kmaza girmilerdi. Einstein, Mach'n mekanik eletirilerin
zelde de mutlak zaman ve mekan zerine olan grlerinin
kendisine gelen yolu atn ileri srer.
Mach'a gre bilimin ilk temel ilkesi ekonomi ilkesidir. Eko
nomi ilkesi ile bilim; olaylar mmkn olan en az dnce sarfi
yat ve en eksiksiz sunumla aklama giriimidir. 12 Bilimde ol
guculuu temele alan Mach u soruyu sorar: Bilimin doada var
olan eyleri birebir karlayp akladn varsayarz ama ger
ekten o eyler var mdr? rnein; atomlarla ilgili kuramlarla

lo Lecourt, a.g.e., ss. 28-29.


1 1 Lecourt, a.g.e., ss. 3 2 - 3 3 .
12
Losee, a.g.e., s. 185.
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

1 52

belli olaylar aklama giriimi yararl olabilir ama gerekten


atomlar doada var mdr? Mach, olgularn arkasnda ya da
tesinde gerekten var olduu ileri srlen ama deneyle gste
rilemeyen h ibir kavram/durumu kabul etmiyordu. Bu nedenle
mrnn sonuna kadar atomlarn varlna inanmad ve sadece
gzlem-deneyle verili olanlarla doruluun temellendirilmesi
gerektiini savundu.

7 . Mantksal Pozitivizm ve Viyana evresi


Mach'c olgucu anlay ve Bertrand Russell ve Alfred White
head'in gelitirdii mantk-matematik kuramn temele alan ve
1 9 20'lerle balayan srete ve daha sonra Viyana ehrinde
toplanan yeni pozitivist dnrler, felsefeye yeni bir ierik
getirilmesi gerektiini ne srdler. Kendilerini mantk pozi
tivist ya da olgucular olarak adlandran bu grup, u filozof ve
bilim insanlarndan olumaktayd: Felsefeci Moritz Schlick,
ekonomist ve sosyolog Otto Neurath, matematiki Hans Hahn,
felsefeci Rudolf Carnap, Hans Reichenbach, Alfred Jules Ayer,
Herbert Feigl, Cari Gustav Hempel ve Friedrich Waismann.
Mantksal pozitivizm, Viyana evresi olarak adlandrlmaktadr.
Her ne kadar olgucu anlay benimserlerse de mant n
plana karttklar iin mantk pozitivizm olarak felsefe litera
trne getiler. Aristoteles'in geleneksel mantn, Kant'n
transendantal mantn ve H egel'in speklatif mantn red
dederek, olgularn ifadesi olan nermeleri aklamada matema
tiksel mant benimsediler. Bylece Russell, Whitehead, Frege
ve Wittgenstein'n almalar mantk pozitivistlerin bavuru
kaynaklar oldular.
Mantk ile matematiin birbirini temellendirmesi dncesi
bu dnrleri harekete geirerek, felsefi nemelerle de mate
matiin nermeleri gibi hesaplamak gerektiini savundular.
B u nedenle felsefenin nermelerinin doru ve anlaml olmas
gerektiini ne srdler. Bylece felsefeyi olgusal nermeleri
aratrmakla snrladlar. Mantk pozitivistlerin felsefenin
temeline koyduklar varsaymlar unlardr:
1 . Gzlemlerimiz nesnel deil znel bilgilerimizdir.
2. Bilimin amac, herkesin paylat gzlemlere kuramsal
DoGRULAMACI BLM KURAMI 1 53

aklama getirmektir.
3. Gnlk dil, kuramsal aklama iin yetersizdir; bunun
iin zel/ideal bir dil ya da bilim dili gelitirilmitir.
4. Dildeki tm nermeler ya analitik ya da sentetik trden
nermelerdir.

5. ideal bir kuramda mantksal yapda olmayan iki tr te-


rim vardr: ''Gzlemsel'' ve ''kuramsal''. Gzlemsel terim
dorudan gzlenen fenomen /olguya, kuramsal terimler
ise gzlenebilir olana karlk gelir.13

Mantk pozitivistler, yeni bir dil ve mantkla felsefenin ya


plmas gerektii dncesinde hemfikir oldular. Artk felsefe,
metafizikten kurtulmal ve kendine olgucu ve mantksal bir
ierik vermeliydi. B u nedenle, mantk pozitivizmin ileri sr
d ideal kuramn temel ilkeleri ve varsaymlar unlardr:
1 . Gzlemsel terimler, duyular betimler.
2. Kuramsal terimler, gzlemsel terimleri ifade/temsil
eder.
3. Mantk terimleri, rnein eer/ise, ayn zamanda ma
tematiksel terimlerdir de.
4. Uygunluk kuram, gzlem terimleri ile kuram terimleri
ni birbirine balar.
5. Kuram cmleleri ya da yasalar, sentetik ve anlaml cm
lelerdir.14

Mantk pozitivist felsefe, felsefeye yeni bir grev verir. B u


grev; felsefenin olgusal gzlemlere ait nermelerinin yani
bilim nermelerinin mantksal ve dilsel analizlerini yapmak ve
bylece de metafizik trdeki her tr a nlamsz ve dorulanmas
olanaksz olan nermeleri hem bilimin dna itmek hem de
onlardan yola klarak bir felsefenin olanaksz olduunu gs
termektir. Bu yaklama en uygun eser Wittgenstein tarafndan
yazlan Tractatus adl kitaptr. Mantk pozitivist gelenein
Wittgenstein zerine kurulmasn salayan Schlink ve Friedrich
Waismann, kendi ilkelerini yle ifade ederler: ''Bir cmlenin
anlam, onun dorulanma yntemid ir." s

1 3 Pavitt, a.g.e., 55. 54-55.


1 4 Pavitt, a.g.e., 5 5 . 5 6 - 5 7 .
s Lecourt, a.g.e., 5. 45.
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

154

Viyana evresi dnrlerinin gelitirdii Mantksal poziti


vizmin temel ilkesi, gereklik zerine bir eyler syleyen sente
tik nermelerden oluan anlaml cmlelerdir. O lgular hakknda
ileri srlen cmleler nce anlaml olmaldr, daha sonra bu
cmlelerin doruluk deerleri gzlem-deney ile belirlenebilme
olanana sahip olabilirler. Anlamsz cmlelerin deney-gzlem
sel olgu karl olmad iin bunlar szde-nermeler olup, ne
doruluklar ne de yanllklar gsterilebilir, nk olgular
yani karlklarnda bir varlk yoktur.
Mantk pozitivistlerin amac bilim olanla olmayann farkn
gstermek ve metafizii bilimin dnda tutmaktr. Bu nedenle
metafizik, szde-olgular zerine szde-problemler ileri srmek
ve bu szde-problemlere szde-nerileri getirmektir. Metafizik
trndeki szde-nermelerin bilgimizi geniletmedii gibi do
rulanma olanaklar da yoktur. Bylece mantksal pozitivizm,
bilime snr izmeye alr.
Bilime snr izmek iin de bilim dilinin aratrlmas iine
girien mantk pozitivistler, bilim dilini anlamsz cmlelerden
ve kavramlardan ayklama grevini stlenirler. Ayrca bilimin
tek anlaml ve ortak onaya dayal bir dile sahip olmas iin a
lmalara balarlar. Bylece ideal bir yapay dil gelitirme istei
ile mantk ve matematikten yardm alrlar.

a. Rudolf Carnap ve dorulamac bilim kuram


Viyana evresi filozoflarnn en nemli temsilcisi hatta szcs
olan Rudolf Carnap ( 1 8 9 1 - 19 70), mantk pozitivizmin temel
ilke ve yaklamlarn 1 9 2 8 ylnda yazd Dnyann Mantksa/
Yapm adl almasnda o rtaya koyar. B u kitapta H ume'un
deneyimci felsefesi ve Frege, Russell, Whitehead ve Wittgens
tein'in gelitirdikleri dil, mantk, matematik ve olgucu anlay
larndan etkilenen Carnap, kendi kuramna 'fizikilik' ad verir
ve Russell'n etkisiyle de tm temel nermelerin 'mantk
atomculuk ilkesi' gerei birbirinden bamsz olduunu kabul
eder.16 Fizikilie gre, gzlemlenemez olan bilimsel de deil
dir. nk yalnzca bilimsel sylemin anlam vardr.

i. Felsefe ve bilim anlay: Carnap ve dier mantk pozi-

16 Lecourt, a.g.e., s. 46.


DoGRULAMACI BLM KURAMI 155

tivist filozoflar, felsefenin bilim karsnda yeniden kurulmas


gerektiini kabu l ederek, felsefeyi yeniden tanmlamaya giriti
ler. nk geleneksel felsefe szde-cmlelerle dolu metafizik
bir yapda idi. Byle bir felsefe, szde nermelerin anlamszl

zerine kurulmutu. O ncelikle anlamsz nermelerin olmad


bir ierikte felsefe oluturulmalyd. B u n edenle felsefenin ama
c, ilevi, rol ve yntemi yeniden belirlenmeliydi.
Carnap'a gre, felsefe bilimin karsnda deil yannda yer
almalyd ve onunla uyum iinde almalyd. B u nedenle yeni
felsefe tarz, bilimle ibirlii ile olanaklyd, nk anlaml ve
dorulanabilir nermeler sadece bilimsel nermelerdi. O halde
felsefe bu tr nermeleri kendine konu semeliydi
Felsefe, bilimin nermeleri ile szde nermeler arasndaki
fark aratrarak szde nermelerin anlamszl ve dorula
namayaca yaklamndan hareketle, onlarn bilimden ayk
lanmasna yardmc olmaldr. Bilimin yaps, yntemi, ilevi ve
oluum sreci, aratrlarak felsefe tarafndan aklanmas ge
rekmektedir. Bu adan Carnap'a gre, felsefe bilim zerine
yaplan bir aratrma ve mantksal zmleme etkinliidir. B u
mantksal zmleme, bilgi ya da bilim retme deil, retilmi
bilgi ve bilmeye ynelik bir sorgulamadr.
Bilim ise deney-gzlem ve tmevarm yoluyla olgular dn
yasn betimler ve olgular hakknda anlaml ve doru bilgiler
o rtaya koyar. Felsefe de bu nermelerin dilsel ve mantksal
yapsn analiz ederek, szde nermelerden farkn gsterdii
gibi bilimin nermelerini epistemolojik adan da temellendirir.
Carnap'a gre felsefe b ilgi retme etkinlii olmaktan ok re
tilmi b ilgi yn olan bilimi soruturma etkinliidir.7

ii. Metafizik eletirisi: Carnap ''Yasann Deeri: Aklama


ve n deyi'' 1 8 adl almasnda 19. yzyl Alman bilim insanla
rnn, rnein Gustav Kirchhoff ve Ernst Mach, artk bilimin
sorusunun 'niin' olmadn bilimin 'nasl' akladn syle-

17 ztrk, (}mit, "Bilime Snr izme Problemine ziim Araylarnda Car


nap ve Kuhn'un Bilim Felsefeleri" baslmam yksek lisans tezi, Uluda
niversitesi, Sosyal Bilimler Entstits, Bursa 2006, s. 60.
e Alnt yaplan yer, Carnap, Rudolf, "The Value of Laws: Explanation and
Prediction", Curd, Martin & Cover, ). A., (editors), Philosophy of Science:
The Central lssues, W. W. Norton & Company, i ne., Landon 1998. s. 678.
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

1 56

yerek, 'niin' sorusunun Alman idealist filozoflarda olduu gibi


metafizie giden yolu atn ileri srmektedir. Fichte, Schel
ling ve H egel gibi filozoflar, bize verilen olgu ve bilimsel ynte
min kapsam dnda ya da tesinde bir metafiziksel gerekliin
olduunu varsayarak felsefi kuramlarn kurdular. Fakat gn
mz bilim insanlar artk verilenin ve bilimsel yntemin tesin
de bir ey aramyorlar ya da byle bir 'niin' aratrmasna
gerek duymuyorlar. Gnmzde birka felsefecinin dnda
artk metafizik varlk alannda felsefi soruturma yapan kalma
d. Daha ok bilim insanlar ve filozoflar, deneysel yasalarn
erevesinde bilimsel aklamalarla urayorlar.19
Viyana evresi dnrleri, Alman idealizminin grleri
nin tam aksine olgular zerine aklamalar bilimsel baka
dayandrarak vermeye alyorlar, nk metafizik tr ner
meler bilimin snrlar dndaki akl yrtme ya da kabullere
dayanmaktadr. B u tr akl yrtmelerin ise dorulanabilir
temeli yoktur, nk anlaml cmleler olmad gibi olgusal
kar lklar da yoktur.
Bylece, Carnap ve Viyana evresi dnrler, metafizii
eletirerek, metafiziin szde nermeler reten bir yapya sa
hip olduunu ve byle bir sistemin de dnyann bilimsel ak
lamasn yapamayacan savunurlar.

iii. Bilimin ilevi: Metafizii bilimin dnda brakan Carnap


ve arkadalar, bilimin grevini, olgular hakknda bilimsel yn
teme dayanarak bilimsel aklamalar yapmak ve yasalara ula
mak olarak tanmlarlar. Bu adan bilim en alttaki olgulardan
balayarak en stteki evrensel ve soyut kuramlara giden 'katl
pasta' biimindedir.

ramsal yasa
neyse! genelleme r
Olgular20

19 Carnap, a.g.e., s. 678.


20 Lambert, a.g.e., s. 9 3 .
DOCRULAMACI BLM KURAMI 157

''Katl pasta'' yaklamnn en nemli temsilcileri Carnap ve


Hempel'dir. Onlara gre, bilim ok katl bir yap gibidirler ve en
altta dorudan deneyin nesnesi olan olgular, sonra basit deney
sel genellemeler ve onun stnde kuramsal yasalar vardr. En
ste ise soyut kavramlar bulunmaktadr. Bu nedenle alttan ste
doru gidildike somuttan soyuta gidilmektedir. Yukar doru
kldka kavramlarn soyutluu nedeniyle n deyileri destek
leme ve geni olgu beklerini aklama zellikleri artarken de
neyle karlatrabilme zellikleri azalr.21 Sonuta alt dzeyde
ki bir kuram, st dzeydeki bir kuramla aklanabilir ama tersi
doru deildir.
Carnap ve evresi, bilimde mantksal birliktelik ve yap ol
duuna inanrlar. Bilim, olgular b ilimsel yntem araclyla
aklayan, anlaml ve dorulanabilir cmlelerden oluan bir
b irliktir. ''Bilimin hem tarihi hem de gnmzdeki yaps, tm
dengelimsel olarak balantl nermelerin bir piramidi ya da
'katl pastas' ile gsterilebilir."22
Carnap'a gre, bilimsel yasaya varldktan sonra tmdenge
limsel mantkla bilinmeyen olgu durumlarn aklayabiliriz.
Buna karlk, bilimsel yasa istatiksel deer ieriyorsa o zaman
olaslk mant ile aklama yapmak gereklidir. O halde, bilimin
amac bilimsel yasalar araclyla gelecekte olabilecek olgu
durumlarn aklayacak n deyilerde bulunmaktr.23

iv. Mantk, gnlk ve yapay dil: Carnap; Frege, Russell,


Whitehead ve Wittgestein'dan ald etki ile felsefe ve bilime
yeni bir yaklam getirilmesi gerektiine inanr. Felsefe eer
bilimsel bilginin mantksal analizini yapmakla ykml ise,
ncelikle yapmas gereken sey, bilim dilinin analizi ve sorgula
mas olmaldr. ''Bilime snr ekmek, bilim diline snr ekmek
tir." yaklamn benimseyen Carnap'a gre gnlk dil ile bu
zmleme ve soruturma yaplamaz. O halde yeni bir dil kabul
edilmelidir. Bu dil kendisine daha nceki olgucu anlaya sahip
olan felsefeciler, mantklar, dilciler tarafndan hazrlan mtr.
Bylece matematik ve mantk dilini bilim dilini zmlemede

2 1 Aknc, Semiha, "Bilimde Deneyin Yeri", Teo Grnberg 'e Armaan, derle
yen Kutlusoy, Zekiye, imge Kitabevi, Ankara 2 0 1 3. S. 280.
22 Lambert, a.g.e., s. 9 3 .
23 Carnap, a.g.e., ss. 683-684.
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

158

ve sorgulamada kullanabileceini gren Carnap, bilimin ner


melerini yap, anlam ve fayda asndan ele alr ve zmleme
ye alr. Carnap daha ok dilin yaps zerinde zmlemelere
nem verir. l rzk' a gre, Carnap bilimsel bir kuramn dilini
ikiye ayrmaktadr: Gzlem dili ve kuramsal dil. Gzlem dili
("ar'', "krmz'', ''souk'' gibi) sadece gzlem terimlerinden,
kuramsal dil ise (''gen'', "elektron", "ktle" gibi) sadece kuram
sal terimlerden oluur.24 Bu yaklamyla Carnap geleneksel
felsefenin anlam soruturmasnn aksine, bilimsel nermenin
mantksal ve dilsel soruturmasn yaparak bilimin snrlarn
belirlemeye almaktadr.

b. Olguculuk
Carnap, klasik pozitivizmin olgucu anlayn kabul eder ve bu
anlay daha nce belirtiimiz gibi 'fizikilik' olarak adlandrr.
Olgucu ya da fiziki anlay, realizmi temel alarak bizim dili
mizde var olan gerekliin fiziksel ve olgusal dzeyde verildii
ni ya da olduunu ileri srer. Deneyci gelenee bal olarak bu
varlklar ancak duyu alglar ve onlarn zne tarafndan alg
lanmas ve kavramsallatrlmasyla bilinir.
Carnap ve Viyana evresi filozoflar, bilim ve bilim olmayan
arasndaki snrn temeline olgu durumunu koyarlar. Bili msel
olmayan ifadelere karlk bir olgu ve olgu durumu yokken, bi
lim nermeleri bir olgu veya olgu durumunun ifade edilmesidir.
B u adan onlara gre bilimin ilgi ve ynelim hedefi sadece olgu
dnyasnn betimlenmesi ve aklanmasdr. O lgu d bir ger
ekliin var olmas sz konusu olamaz. ''Bilgi dnyas olgu dn
yasyla ve bilgi sreci de mantksal karmla snrlanmtr."2s

c. Anlamllk ilkesi
Carnap ve Viyana evresi mantk pozitivist akmn en nemli
ilkesi 'anlamllk' ilkesidir, nk bilim ile bilim olmayan belir
lemenin ilk koulu bir nermenin anlaml olmasna baldr. Bir

24 lrzk, Grol, "Carnap'n sel-Dsal Sorular Ayrmnn Kapsam", Teo


Grnberg 'e Armaan, derleyen Kutlusoy, Zekiye, mge Kitabevi, Ankara
2 0 1 3 . Ss. 2 6 0 - 2 6 1 . S. 263.
2 s Demir, a.g.e., s. 39.
DoGRULAMACI BLM KURAMI 159

ifadenin yani nermenin anlaml olmas, o nermenin bilgi


ieriine sahip olmasna ya da olmamasna baldr. Bir ifade
nin bi lgi ierii, o ifadenin dorudan olgusal bir dille ifade
edilmesi veya sonularn olgusal dille ifade edilmesi anlamna
gelir. Anlamllk ilkesi mantk pozitivistlerin metafizii red
detmelerinin de ilk kouludur.
Bir ifadenin olguya dayal bilgi ierii tamas o ifadeyi an
laml klmaktadr. B u nedenle ifadenin nasl bir ierie sahip
olduu nemlidir. fadeleri analitik ve sentetik olarak daha
nce ikiye ayrmtk. Bu konuyu anlamllk asndan ele alp
aklayalm.

''Btn beyazlar, aktr." gibi bir nerme analitiktir. Oznesi ve


yklemi oluturan kavramlar edeer anlamlara sahiptir. Baka
bir sylemle, zdelik ilkesine dayanlarak kurulan bu nerme
de tanmlanan ve tanmlayan ayn ierie ve kapsama sahiptir.
Byle bir nerme iin olgu dnyasna gidip karlk aramak ya

da dorulamak gerekmez. Ozdelikleri gerei kendiliinden


dorudurlar. Fakat bu tr bilgi cmleleri olgusal bilgi ieriine
sahip olmadklar iin bize dnyay ya da olgular betimlemez
ya da aklamazlar.
Carnap ve Viyana evresi bilim felsefecilerine gre, bilim
nermeleri, olgusal bilgi ierii tayan sentetik nermelerdir,
nk sentetik yapda kurulmu bir nerme hem olgusal dn
yada test edilen hem de znesine baz nitelikler katan cmle-

!erdir. Ornein; ''Cisimler yer kaplar." Kant, bu cmlenin anali-


tik ierikli olduunu, nk yer kaplama ile cisim olmann ayn
eyi nitelediini syler. Fakat ''Cisimler ardr." nermesi z
delik ilkesine bal kalnarak kurulmu cmle olmayp d
dnyada karl olan ve cisme bir eyler ekleyen bir zellii
dile getirmektedir. Bu adan hem sentetik hem de bilgi ierii
ne sahiptir.
Carnap'a gre anlaml her ifade, sentetik yapda kurulmu
tur. Bylece dorulama olana erevesinde test edilebilir
yapdadr. Bilimin amac da sentetik yapda nerme ne sre
rek, anlaml ve dorulanabilir ierie sahip ifadelerle olgular
dnyasn aklamaktr. Doruluu kendisine dayanan analitik
nermelerin bilimde yeri yoktur nk onlarn anlamll ve
doruluu gzlem ve deney yoluyla olgu zerinde gsterilemez.
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

160

d. Dorulanabilirlik ilkesi
Anlaml olan her cmle olgusal karl olduu iin dorulana
bilme olanana sahiptir. Her ne kadar dorulama zerine ok
farkl yaklamlar olsa da mantk pozitivist gelenek, dorula
may gzlem ve deney alanna indirgeyerek alg dzeyinde ol
gularn ne srlen kuram ile test edilmesi diye tanmlar.
Bir anlaml nermenin dorulanmas, o nermenin olgusal
ierikle desteklenip desteklenmemesine baldr. Olgular gz
lem-deney yoluyla destekleyen anlaml cmle ya doru ya da
yanl olur. Tabi ki bilimin amac daha ok olgusal ierikle des
teklenen nermeleri bulup doa olaylarn aklamaktr.
''Carnap asndan doruluk sorunu, bir ifadenin anlamyla
ilgili sorun olup, bu ifadenin anlam da o ifadenin doruluk
koullarnn/ynteminin, yani o ifadenin hangi koullar altnda
doru veya yanl olduunun saptanmasndan gemektedir." 2 6
O halde bir nerme var olan ya da tasarlanm bir olgu bala
mnda dile getirilmesi halinde anlamldr ve anlaml olduu iin
de bilgi ieriine ve sonuta da test edilme olanana sahiptir.
1 . Dorulama verili olandan yola klarak yaln biimde
test edilebilir bir yapda ise bu tr dorulamaya, doru
dan dorulama ad verilmektedir. Dorudan deneyime
dayal dorulamayla olgu ifadelerinin dorulanmas ile
bilimde temel ya da atomik nermeler elde edilmi ol
maktadr.
2 . Dorudan deneyime indirgenemeyen ama eitli ara
gere yardn1yla ve matematiksel hesaplamalarla do
ruluu gsterilen olgu ifadelerinin dorulanmasna do
layl dorulama denir. Carnap'a gre, e=mc2 gibi bir
nermeyi dorudan dorulama ile test etmek ya da do
ruluunu gstermek imkanszdr. Fakat eitli ara
gere, hesaplamalar ve yardmc hipotez ya da doru
lanm ifadelerle dorulanmas yaplabili r.27

e. Uygunluk doruluk kuram


Carnap ve Viyana evresi dnrleri, ister dorudan ister

26 ztrk, a.g.e., s. 97.


2 7 ztrk, a.g.e., s. 1 02.
rx:X'.;RULAMACI BLM KURAMI 1 61

dolayl dorulama olsun, dorulamann bilgi ifadesi ile olgu


arasndaki uygunluk koulunun salanmasyla olduunu kabul
ederler. Bu anlaya felsefe tarihi iinde epistemoloji alannda
''uygunluk doruluk kuram'' ya da ''karlam doruluk kura
m'' ad verilmitir.rnein; ''B u masann stndeki kalem si
yahtr." gibi bir nermenin doru olup olmad, uygunluk do
ruluk kuram ile denetlendii zaman bilgi ifadesi ile olgu duru
munun birbiriyle rtp rtmediine baklr. Eer rt
yorsa doru, rtmyorsa yanltr. Fakat Carnap, bu rt
menin olmas ya da olmamas d u rumunu n, bu durumu ncele
yen baz kabullere bal olduunu sylemektedir. ncelikle
olguyu ifade ettiimiz terim ve kavramlar konusunda bir onay
lama olmas gerekmektedir. Ksaca ''masa'', ''kalem'' ve siyah''
terimlerinin hepimizde ayn karla sahip olmas gerekmek
ted ir. O halde n kabullerin; dilin, zamann ve mekann bilim
insanlar tarafndan onaylanmas gerekmektedir. Daha sonra
uygunluun ya dorudan ya da dolayl olarak gsterilmesi so
nucu bilgi ieren ifade doru ya da yanl olacaktr.

f. Tn1evarm yoluyla doruluun salamlatrlmas


ve test ediln1esi
Carnap ve mantk pozitivistler, doruluun test says ile pe
kitirilerek salamlatrlmas gerektiini ve bunun da tmeva
rm ile yapldn kabul etmilerdir. Baka bir deyile, dorulu
un kesinlii tmevarm yoluyla yaplan deney saysnn oklu-

una veya yeterliliine baldr. O rnein; ''Tm kuular beyaz-


dr." gibi bir nermenin dorulanmas, ancak ve ancak dnya
daki tm kuularn gzlemcilerin gzlemleri sonucuna gre
kabul edilebilir. Bilim ne kadar ok gzlem ve deneye dayana
rak bir ifadeyi ileri sryorsa o kadar salam bilgiye erimi
olmaktadr. Fakat Grol Izk, Carnap'n tmevarm hakkndaki
d ncelerini u ekilde eletirerek yorumlar:
Carnap'n tmevarm felsefesi hakkndaki baz
yaygn mitleri deifre etmekte yarar var. Bunlardan
birincisi, tmevarm mantnn kuram ya da hipotez
seimi iin bir algoritma oluturmak amac tad
inanc. Bu yaygn mite gre, tmevarm mant bize
rakip kuram ya da hipotezlerin belgelenme derecele-
1 62 BiLiM FELSEFESiNE GiRi

rini hesaplamamz salar; bir kez bu hesaplar yapl


diktan sonra, belgelenme derecesi daha yksek olan
hipotez ya da kuram semek daha rasyoneldir. Oysa
bu kesinlikle doru deil. Carnap tmevarm zerine
ilk kitab olan Olasln Mantksa/ Temel/eri'nde
nemli bir ayrm yapar. Ona gre, "tmevarm meto
dolojisi" ile "tmevarm mant" ayn ey deildir
Tmevarm mantnn amac, bir hipotezin bel
gelenme derecesini hesaplamaktr. Bunun iin kesin
kurallara ihtiya vardr ve Carnap'n almalarnn
ou bu kurallarn saptanmasna yneliktir. Tmeva
rm mant kuram ya da hipotez seimi hakknda
hibir ey sylemez, nk Carnap'a gre tumevarm
mantnda hipotezler "kabul edilmez" ya da "seil
mez"ler, onlarn sadece mantksal olaslk (baka bir
ifadeyle, belgelenme) dereceleri hesaplanr.
te yandan, Carnap' m "tmevarm metodolojisi"
dedii ey kesin kurallar deil; sadece, (bir hipotezi
snamak iin yaplmall gereken deneyin inas gibi)
belli amalar dorultusunda tmevarm mantnn
nasl uygulanaca hakknda genel tavsiyeler ierir. O
nedenle, Carnap'm kuram ya da hipotez seimi ama
cyla bir tmevarm mant, bir algoritma gelitirme
ye alt iddias btnyle temelsizdir.2 0
Carnap ve arkadalar, H ume ve Mill'den beri tartlan t
mevarm sorununun farknda olmalarna ramen, bilimsel bilgi
ortaya koyma srecinde anlamllk ve dorulanabilirlik ilkele
rinin ancak tmevarm ve uygunluk koulu ile anlam bulacan
kabul ederler. Bu nedenle bilim insan, olgular tmevarm,
gzlem-deney ve uygunluk koulu ile aratrr, betimler ve ifa
de eder.

2 0 rzk, Grol, a.g.e., ss. 260-261.


DoGRULAMACI BL M KURAMI 163

8 . Mantl<: pozitivizme yaplan eletiriler

Bilime gereinden fazla deer verilmitir: Viyana evresi fi


lozoflar, bilimi her trl doru ve olgusal bilginin kayna
olarak grrler. Felsefenin de bilim zerine yaplan bir so
ruturma etkinlii olarak tanmlanmas bilime verilen de
eri gstermektedir. B ilim, her trl bilgi arayndan farkl
olarak kurtarc ve kesinlik ieren bilgi kayna olarak ka
bul edilir. Acaba gerekten bilim bu zelliklere sahip midir?
Yoksa sadece bilime olan bir inantan m bu deeri ona
vermekteyiz?

Mantk pozitivistlere gre, bilim her trl sorunu ve bi


linmeyeni zebilecek bir yapya sahiptir: O nlara gre he
nz bilmediklerimizin olmas, bilimin gelimemi olmasna
baldr. Bilimler gelitike bilinmeyenler bilinecek ve
problemler artk problem olmaktan kacaktr. Fakat bu
dnce doru deildir. nk evren sonsuz ve snrszdr
ve bilmeye konu olacak olanlarn tmn bilim aklaya
maz. Ayrca bilimsel bilgiyi ve yntemi tek bilgi tr ve
yntemi grmek doru deildir.

Mantk pozitivistler olgunun betimlemesi ve aklamas


olarak bilimi tanmlamalarndan dolay, tm bilimleri ya
Mach gibi mekanie ya da Carnap'n yapt gibi fizie in
dirgerler. Fiziin tm bilimlerin en temelinde olduu ve
ondan kalkarak dier bilimlerin ele alnmas gerektii anla
y ok eletiriye uramtr. Her bir bilimin kendine zg
zellikleri ve varlk anlay olduundan az da olsa her bi
lim farkllklar gstermek durumundadr.Tm bilimlerin
bir tek bilime indirgenmesi mmk n deildir.

Mantk pozitivistlerin ileri srd gibi bilim, b irikimsel


bir ilerleme sreci izlemez. nk bilim eer birikimsel bir
sre izlemi olsayd bilimdeki ani deiiklikler olmazd.
Bilimsel deiim her zaman ayn sreci ya da hz takip et
mez. Hzlanabilir ya da yavalayabilir.

Ayrca bilim tam anlamyla rasyonel bir etkinlik de deildir.


Bilim insanlar yaptklar almalarda bazen ans ve tesa
dfn farkna vararak byk bilimsel bulular ortaya koya
bilirler. Bilime irrasyonel etkiler de karabilir ve sreci et-
BiLiM FELSEFFSINE GiRi

1 64

kileyebili r.

Bilimi oluturan bilim adamlar topluluunun varl bilim


sel deiimlere etki edebilir. M antk pozitivizm bilimi z
nel etkilerden bamsz olarak grmektedir fakat bilim in
sanlar topluluunun inanlar, tutumlar ve evreleriyle
olan ilikileri bilimsel sreleri etkilemektedir.

Mantk pozitivistlerin dedii gibi, bilim ve bilim insan


nesnel, tarafsz deildir. B ilimsel srelerde znellik, taraf
llk etki edebilir. nk her bilim insan tarihsel srete
belli bir adan bilime yani olguya bakmaktadr.

1 O . BOL U M

Kari Popper (1902- 1994) Avusturya asll olmasna ramen


kinci Dnya Sava'ndan sonra lkesini ve Almanya'y terk

etmek zorunda kalarak nce Yeni Zelanda daha sonra lngilte-


re'ye giderek retim yelii yapmtr. Bilimsel Keif Mant
( 1959), Tarihselciliin Sefaleti ( 1 9 5 7), Tahminler ve rtme/er:
Bilimsel Bilginin Bymesi {l 963) ve Nesnel Bilgi: Evrimci Bir
Yaklam en nemli eserleridir.
Viyana evresi filozoflarndan ve dncelerinden etkilen
mesine ramen kendini hibir zaman Viyana evresi iinde
grmemitir. H atta onlarn dncelerini en ok eletiren bilim
felsefecisi olmutur. Mantk olguculuu ldrme erefinin
kendisine ait olduunu ileri srmektedir.
Mantk olguculuun eletirisi zerine kurduu bilim anla
ynn Viyana evresi bilim anlayndan tamamen u zak oldu
unu sylemek de tartlabilir. nk Popper, ilk zamanlarda
Viyana evresindeki tartmalara katlr ve bu tartmalardaki
sorunlara zm getirmeye alr. rnein, tmevarm soru
nunu kendinin zdn ileri srer. Bylece bilimi rasyonali
tenin tamamlanm bir modeli olarak grr.
Popper'n bilimsel anlay; bilimin tm unsurlarn zorlu bir
s namadan geirmek ve sonunda daha elverili ya da doru

Lecourt, a.g.e., s. 82.


BILIM FEl.SEFESINE GIRI

166

olan seerek her kuram yanllamaya uygun hale getirip test


etmektir. Artk tmevarmla h ibir evrensel hakikate ya da
doruya varlmadna gre hibir kuramnda deneysel olarak
mutlak doruluu gsterilememektedir. Yap lmas gereken
dorulama deil yanllama srecinin bilimde geerli olduunu
kabul etmektir. Genel bir sylemle, bilimsel olmak demek, yan
llanabilme olanana sahip olmak demektir.

1 . Donlamac Kuramn Eletirisi


Popper, Viyana evresi dnrlerinin ne srd dorula
macl birok adan eletirir, nk ona gre dorulamac
bilim anlay bilimi bir tr dil ve mantk zmlemesi nda
ele almaktadr. B u zmlemede ara olan da felsefedir. Bu
anlay Orta a'da da denenmitir. Orta a dnrleri man
tk ve dil zmlemeleri yaparak skolastik dnemi ortaya
kartmlardr. Popper, mantk pozitivistlerin bilim zerine
yaptklar mantk ve dil zmlemeleriyle her ne kadar skolas
tie gitmemilerselerde, onlar bilimin ne olduunu, yapsn,
yntemini ve geliim srecini tam olarak ortaya koyamam
lardr, demektedir. nk dorulamac bilim kuramnn temel
ilkeleri doru olarak konumlanmam ve bilimsel bilgiyi ola
nakl ve meru yapamamlardr. Bu nedenle temel ilkeler gz
den geirilmelidir:
1. Anlamllk ilkesinin eletirisi: Mantk pozitivizme gre,
dorulama kuramnn ilk ilkesi, bir ifadenin bilimsel ifade ola
bilmesi daha dorusu doru olabilmesi iin nce anlaml olmas
gerekmekteydi. Anlamllk bir cmlenin deerlendirmesi iin
n kouldu. fadeleri anlaml veya anlaml deil olarak sorgu
lamakla ie balayan mantk pozitivistler, bu lt ayn za
manda bilimsel ve bilimsel olmayan ya da bilim ile bilim olma
yann da lt olarak kabul ederler. Popper bu anlay eleti
rir. Ona gre, anlamllk-anlamszlk, bilim olanla olmayan
ayrt etmek iin yetersizdir.
Anlamlln belirlenmesi ise dorulamac bilim anlayna
gre olgusal dzeyde bir karlk bulmasna bal idi. Popper,
anlamllk ilkesinin aslnda uygunluk kuram erevesinde ol
gular alannda desteklenip desteklenmediine gre deil, in-
YANLILAMACI BiLiM KURAMI 167

sanlar ya da kiiler aras onaylamaya dayandn ileri srmek


tedir. rnein; Einstein'n genel grecelik kuramn destekleyici
hibir gzlem ya da olgu olmamasna ramen kuram bilimsel
olarak kabul grmtr. B u da gsterir ki bilimsel olmann
temeli sadece ve sadece olgular tarafndan desteklenmesi de
mek deildir. Yine Einstein'n genel grecelik kuramnn olgusal
karl olmamas onu anlamsz da yapmamaktadr. Popper
ayn durumun Marx'n tarih kuram, Alfred Adler'in bireysel
psikoloj isi iin de geerli olduu nu syler.
2. Metafizik eletirisi: Mantk pozitivist yaklam anlamsz
lkla metafiziksel olmay edeer tuttu. Buna ilaveten, bilimsel
bir dnya oluturma srecinde, metafiziin nce bilimden son
ra da toplum yaamndan kartlmas gerektiini ileri srd.
Popper, anlamszlk ile metafiziin ilikilendirilmesini doru
bulmaz nk metafizik kendine zg nermeler ne srer ve
bu nermeler kendi ilerinde tutarl da olabilirler. '' Metafizik
olmak, anlamsz olmak deildir. nk mantksal pozitivistler,
byle yapmakla anlamll olgularla ilikilendiren yanl bir
varsaymdan hareket etmekteydiler."2 Popper'a gre ''metafizik
bak alar, empirik testlerin snanmasna tabi tutulacak b
yk hipotezlerin formlasyonlarna rehberlik eder."3
3. Tmevarm sorunu: Mantk pozitivist bilim kuramclar,
tekil ve tikel olgu durumlarndan yola karak genel bilgiye
varmay ve bunun da tmevarm ile olabileceini kabul etmekle
kalmadlar, bilim iin tek yntem olduunu da iddia ettiler.
Popper, tmevarmn tek bilimsel yntem olarak alnmasna
itiraz eder. H u me'dan beri gelen tmevarm zerine tartma
lar, bu yntemin tekillerden tmele giden bir genellemeye tam
olarak varlamayacan gstermiti. ''Popper'a gre, H ume
'tmevarmn mantksal olarak dorulanamayacan ortaya
karmakta' tamamen haklyd. Deneyimlediimiz duru mlardan
yola karak deneyimleyemediimiz durumlarn kesinliine ya
da olaslna dair tek bir argman bile elde edemeyiz."4 B u
nedenle tmevarmc mantkla bilimsel bilginin kesinliini ya
da olaslkln gstermek bir yanlgdr.
Popper, ''Tm kuular beyazdr." gibi bir nermenin tme-

z D e m i r, a.g.e.,56.s.
3 Lecourt, a.g.e., s. 8 3 .
4 Lecourt, a.g.e., s. 85.
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

168

varmla dorulanmasnn hem mantksal hem de olgusal olarak


imkan deil, i mkanszlk zerine kurulduunu syler. nk
hibir zaman dnyann her bir kesi tam olarak gzlenemeye
cei gibi byle bir gzlem hem ekonomik hem de zamansal
adan olanakszdr da. ok sayda kuunun beyaz olarak gz
lenmesi ya da gzlemleyebileceimiz tm kuu larn beyaz ol
mas, bu nermeyi dorulamaz nk her hangi bir yerde gz
lenmemi bir kuu olabilir.
4. Dorulamacln eletirisi: Popper, nce olgucu anlayn
anlamllk ve metafizik anlaylarnn yetersizliini o rtaya koy
duktan sonra, tmevarmn da doruluun kesinliini vermedi
ini gsterir. B u duru mda doruluu salayan koullar geersiz
olduuna gre doruluk nasl ve ne ile yaplacaktr?
5. Bilimin rasyonalitesinin eletirisi: Genel kabule gre, bili
min yaplma yolu yani rasyonalitesi zaman iinde deimez.
Her kim bu rasyonaliteyi renip uygularsa bilimsel bilgi re
tebilir. Dorulamac bilim anlay da bilimin belirli bir rasyo
nalitesi olduunu savunur. Klasik pozitivizmden ald temel
ilke ile doruluun en son aamada olgusal alanda yaplacak
gzlem ve deneyle olmas gerektiini savunur. O halde, indir
gemeci bir anlayla bilimin olgu, deney ve gzlemlerle doru
landn ya da dorulanmadn ileri srerler Bilimin rasyona
litesini, deneycilik, nesnelcilik, tmevarmsal mantk ve uygun
luk doruluk kuram oluturur. Bilim, birikimsel ve ilerlemeci
bir yapya da sahiptir.
Popper'a gre, olgucu anlayn bu temel kabulleri ile oluan
bilimin rasyonalitesi doru deildir. nk hibir gzlem ve
deney, kuramdan bamsz olarak yaplmaz. Baka bir sylemle
bilimin temel inde deneycilik zemini olduunu ileri srmek
hakszlktr. Her deney nce hipotez olarak bilim insan tarafn
dan zihinde oluturulur. Bilim insan hipotezlerini olgular dn
yasnda test eder. Gzlemler ve olgular, hipotezi dorularsa,
kuram dorulanm olur. Bu demektir ki ku ram ve hipotez
oluturmadan bilim insan dorudan olgu dnyasnda deney ve
gzleme balamamaktadr.
Daha nce sylediimiz gibi Popper, tikel durumlardan t
mel durumun tmevarmc mantkla kartlmasnn yanlg
olduunu kabul etmiti. Buna ilaveten dorulamann da yeterli
olmadn belirtmitik. O halde gerekten bilimin deimeyen
YANLILAMACI BiLiM KURAMI

169

bir rasyonalitesi var m? Popper olmadn nk bilimin dz


gn, dorusal, birikimli ilerlediini ne srmek ok doru de
ildir diyecektir. Bilim tarihi bilimin dorularn birikimiyle
deil, bilimdeki yanllarn elenmesiyle gelitiini gstermek
tedir.

2. Karl Popper ve Yanllamac Bilim Kuram


Kari Popper, olgucu bilim anlaynn eletirisini ve yetersizli
ini ortaya koyduktan sonra kendi bilim kuramnn temel ilke
lerini ve ltlerini aklar. Popper da bilime snr ekme l
tnn ne olmas gerektii zerinde durur. Bu adan mantksal
olgucularla ayn izgidedir. Fakat lt konusunda ve bilimin
rasyonalitesi, yntemi ve yaps konusunda tam kart tarafta
yer alr. Bu alardan Popper mantk olgucular arasnda yer
almaz.
Bilimi, szde-bilimden ayran temel bilimsellik lt, 'yan
llanabilirlik' ya da 'rtlebilirlik'tir. Ne demek bir ifadenin
yanllanabilir olmas? B ilimsel bir kuramn bilimsel olmas,
onu oluturan tutarl nermelerin deneysel ve olgusal alanda
yanllanabilecek bir tekil durumu iermesi demektir. Bu yak
lam aslnda tmevarmc bir deney-gzlem akn deil, var
saymsal tmdengelimsel bir srete kart rnein olgusal
alanda gsterilmesini gerektirir.
Popper'a gre, bilim insanlar cesaretlice bilimsel olma ola
na olan hipotezler ne srecekler ve bu hipotezlerin yanlla
np yanllanamayaca tekil durumun olup olmadn deney
gzlem ile snayacaklardr. Yanllanmaya olanakl olan ifade
ler, tahminler ve nermeler bilimseldir, nk sna nabilme
sreci ile olgusal olanla kar karya test edilebilirler. Tabi ki
bilimin amac yanl deil doruyu o rtaya koymaktr. Fakat
Popper'a gre mutlak doru yoktur ya da bilimsel b ilgi her
zaman doru ve snanamayan bir ierikte sunulursa, onun ol
gusal karl ya da gzlemsel sreci gerekleemez. B il im, test
edilemez duruma sokulmamaldr.
Popper'a gre, yanllanabilirlik ilkesi, aslnda 'snanabilirlik
ilkesi'ni iermektedir nk bir ifade snanmaya elverili ise
yanllanma olanana, bylece de bilimsel olma hakkna sahip-
BiLiM FEl.SEFESINE GiRi

170

tir. Snamaya msait olmayan hibir ifade bilimde yer almama


ldr nk onun ne doruluu ne de yanll snama ya da
test edilme ile gsterilememektedir.
Bir kuramn ngrd tahminlerin, snama aamasnda
kmas kuram desteklerken, kmamas ise kuramn yeniden
revize edilmesini salar. Popper'n amac, snama sonucu bir
ifadeyi yanllamak deil, asl olan bu srecin yani snamann
yaplabilir olmasdr. Kari Popper, Einstein'n genel grelik
kuramnn ngrd tahminlerin gerekleip gereklemedii
yani snama ile yanllanp yanllanmad bir durumu zellik
le irdeler. 1 9 1 9 ylnda Einstein'n teorisi gerei, gnein ekim
alan iine girecek nlarn ekimden etkilenerek eilecekleri
ngrs test edildi. Popper' etkileyen, kuramn ngrsnn
doru kmas deildi. ngr doru kmamas halinde, yanl-

lanm olacak olan kuram derhal reddedilecekti. Onemli olan


kuramn yanllanmaya ak biimde formle edilmesiydi. Bu
srete nemli olan ngrlen n eilmesinin gerekleme
sinden ok ngrnn snamaya uygun dile getirilmi olmasy
d.
Kari Popper'a gre, bilimin rasyonalitesi bir kuram nelerin
dorulayacan deil neyin yanllayaca zerine kurulmal
d r. nk nelerin dorulad tmevarm yoluyla yaplan bir
snama ilemidir. Bu ise hibir zaman doruluu garanti altna
alacak bir yntem deildir. Bir ifade ne kadar net ve kesin bilgi
ieriine sahipse o kadar bilimsellik deeri artar. Baka bir
sylemle bilgi ierii belirgin olan bir ifade ok ak biimde

deney-gzlem yoluyla snanabilme olanana da sahiptir. Orne-


in; ''Tm kuular beyazdr." nermesini tek tek doru rnekle
riyle dorulamak yerine yaplmas gereken tek bir siyah kuu
bularak ifadenin tmn yanllamaktr. Kart rnek ise tm
dengelimsel dnme ile ifadenin tmn yanllamaktadr.
Kari Popper'a gre yanllamac bilim anlay 3 temel ilkeyi
kendisine zemin olarak kabul eder:
1 . Yanllama mantnn anlam: Olgucu kuram, onaylama
yani dorulamay olanakl olduu kadar test etme says
ile doru orantl olarak kabul eder. Fakat ne kadar ok
test ile dorulamay gvenilir klmaya alsalar da hi
bir zaman evrensel ierikteki dorulua yetecek sayda
test yaplamaz. Dorulama her zaman eksik ve kukulu
YANLILAMACI BILIM KURAMI

171

olacaktr. Buna karlk tek bir onaylamayan ya da do


rulamayan rnek gsterildiinde, tmdengelimsel ola
rak genellemenin yanll o rtaya konulacaktr.
2. Bilimsel uygulamann yaps: Dorulama srecinde hipo
tezi dorulayan belli saydaki testlerden sonra hipotezi
daha da glendirecek dier test deneyleri yaplmaya
balanr. Burada hipotezi dorulamaktan ok, o hipote
zin hangi testlerden baaryla getii gsterilir. Bylece
hipotezi destekleyen testlerin says artmtr ama he
nz onu yanllayacak test yaplamamtr. O halde 'A
hipotezi B hipotezine gre daha ok desteklenmitir'
demek A'nn daha zorlu ve ok testi getiini sylemek
tir. Bu anlay Popper, bilimin amacnn doruyu ele ge
irmek deil de, doruya yaklamak olduunu niteleye
rek aklar. O halde testlerin saysnn artmas kesinlii
deil, kesinlie daha ok yaklatmz gstermektedir.
3. Snamann ya da test etmenin temelindeki nsezi: Bilim
insan ne srecei tahminleri snama aamasnda, ra
kiplerine gre daha ok destekleyen rnekleri ierecek
bir nseziyle olutu rmaldr. Bylece test aamasnda
tahminlerin sonular yanllanamad iin daha ok
desteklenmi olur. Ksaca ileri srlen h ipotez daha
kapsayc ve daha ok testle destekleniyor olacak ekil
de ifade edilmelidir. nk Popper'a gre bilim insan
cesur ifadeler ne srmeli ve yanllanamad srece
de bilimsel olarak kabul edilmelidir. Bu anlay modern
bilimin dinamii ve geliiminin temelidir.5 nk en iyi
kuram zamana bal olarak yanllanabilir veya rt
lebilir olan kuramdr.

Popper; Marx, Freud ve Adler'in ne srdkleri kuramlarn


hangi koullarda yanl olacn ve onlarn kuramlarndan ne
zaman vazgeeceklerini belirtmediklerine dikkat ekti. Doru
lanabilen bu kuramlarn yanllayclar belirsiz olduklar iin
bu kuramlar Popper'a gre bilimsel olmayan kuramlard. Pop
per, bir kuramn belli koullarda deneysel destek salamasn
deil, kuramn hangi koullar altnda yanl olduunu belirle-

s Lambert, a.g.e., ss. 5 3 -55.


BiLiM FELSEFESiNE GiRi
. . . . .

1 72

meyi esas ald. Onun iin bir kuram yanllanabilir ise, bilimsel
dir.

3. Sosyal Bilimler Anlay


Popper'a gre yntembilim kurallar hem doa bilimlerine hem
de toplum bilimlerine uygulanabilir. Popper btn bilimlerin
temelde ayn tr olaylarla ilgili olduu anlamnda, tek bir bi
limden hi sz etmemitir. Buna karlk grece soyut bir d
zeyde kalnmas kouluyla, tm bilimlerde ayn yntembilimin
uygulanabilirliine inanr. Ona gre, toplumsal olaylarn doal
olaylardan daha karmak olduu tezi her zaman geerli deil
dir
Popper'n tarih bilimi zerine de zel baz grleri vardr:
Ona gre, olaylarn ardarda gelii hakkndaki bilimsel aklama
lar, eilimler ve ngrler kanun/yasa deildir. Fakat temel
ilke, ynelimdir. Ynelim ise kanunun/yasann aksine genel
olarak bilimsel ngrlere dayanak olarak kullanlamaz. Pop
per'n gsterdii gerekeler unlardr:
1 . Beeri tarihin ak, beeri bilginin artndan iddetli bir
ekilde etkilenir.
2. Akli veya bilimsel yntemlerle, bilimsel bilgimizin gele
cekteki artn nceden haber veremeyiz.
3. Bu nedenle, beeri tarihin gelecekteki ak ynn nce
den haber veremeyiz.
4. Bunun sonucunda, kuramsal bir tarihin yani kuramsal fi
zie karlk gelen bir tarihi sosyal bilimin imkann reddetme
miz gerekir. Tarihsel ngr iin temel grevi yapacak herhan
gi bir bilimsel tarihsel gelime kuram olamaz.
5 . Tarihselci yntemlerin ana hedefi yanl kavranmtr; ve
bylece tarihselcilik kmektedir.
B u durumda, Popper'a gre, rnein kuramsal fizik gibi bir
kuramsal tarih disiplini olamaz. Tarih asndan sosyal gerek
lik tamamen farkldr. Tarihsel gelimenin ak, ne kadar m
kemmel olursa olsun, kuramsal inalarla asla ekillendirilemez.
nk eer bu tr yeni bir bilimsel sosyal takvim yaplm ol
sayd ve bakalar tarafndan da bilinir hale gelseydi bu durum
hi phesiz bu etkinin n deyilerini altst edecek eylemlere
YANLILAMACI BiLiM KURAMI

173

sebep olacakt. rnein, hisse senetlerinin fiyatlarnn gn


ykselip daha sonra deceinin ngrldn varsayalm.
Piyasayla ilgili herkes elindeki senetleri nc gn satacak ve
bylece fiyatlarn o gnden dmesine yol aarak, sz konusu
ngry yanllayacakt. Ksacas, kesin ve ayrntl bir sosyal
olaylar takvimi dncesi kendi kendisiyle elikilidir ve bu
sebeple kesin ve ayrntl bilimsel ngrler olanakszdr.
O halde tarih nasl yazlr ve anlalr? lkin tarihe belirli bir
bak asndan bakmaya karar verilir; sonra da tarihteki bu
gr asndan geerli olaylar betimlenir. Popper, bu bak
asna, tarih anlay adn verir ve bir tarih anlayna sahip
olmakszn tarih yazlamayacan ve anlalamayacan savu
nur. Tarih anlaylar snanamaz, bu nedenle de doru ya da
yanl oldu klar sylenemez.6

6 http://tr.wikipedia.org/wiki/Karl_Popper
174 BLM FELSEFESNE GR

Okuma Paras

Bilim Felsefesi: Kiisel bir Bildiri 7

Bu kiisel bildiride bugne kadar hi yapmadm bir


eyi yapacam. Size bilim felsefesindeki alma ve ge
limeleri zetlemek istiyorum. Bu alma 1 919 gznde
u sorularla balamt. ''Bir teori nasl olmal ki, bilimsel
saylsn ?'' Baka bir deyile, ''Bir teorinin bilimsel nitelik
veya statsn belirleyici bir lt var mdr?''
O srada beni uratran ey ne ''Bir teori ne zaman
dorudur?'', ne de ''bir teori ne zama1 kabul edilebili r ? ''
sorular deildi. Benim problemim bakayd : Bilimle sz
de-bilimi ayrt etmek istiyordum. Bilimin ok kez yanl
dn, szde-bilimin bazen doruyu tutturabildii1i gz
den karmakszn bu ayrm ortaya kartmak istiyor
dum.
Bu problemin heme1 herkese benimsenmi yantn
biliyordum kukusuz. O da uydu: Bilimi szde-bilimden
(ya da 'metafizikten') ayran ey, gzlem ya da deneye
dayanan ve temelde inductive olan empirik yntemdir:
Ne var ki, bu yant benim iin doyurucu olnaktan uzak
t. Benim aradm ayrm, tam tersine, gerek empirik
yntemle, gerek olmayan belirleyici olmalyd. Gzlem
ve deneye bavurduu halde, bilimsel llerin dnda
kalan bir ynteme gerek anlamda 'empirik' denemezdi.
Bolca empirik kantlara dayanan astroloji bu yntemin
arpc bir rnei idi.
Ancak beni probleme iten ey astrolojinin szde
bilimsellii deildi. O g1lerin ortamna, dncelerimi
etkileyen kimi gelimelere deinmeliyim. mparatorluun
knden sonra Avusturya'da bir devrim olmutu.
Devrimci dnce ve sloganlarla doluydu hava . Yeni ve
ok kere uar teoriler gnn konusuydu. Beni o zaman
en ok ilgilendiren Einstein'n rlativite teori siydi. lgi
lendiim dier teoriler arasnda Marx'n tarihsel madde-

7 Popper, Kari, Conjectures and Refutations, , alnt yaplan kaynak: Yld


rm, Cemal, Bilim Felsefesi, 1 2 . Bask, Remzi Yaynlar, stanbul 2 008, ss.
1 86-1 68.
YANLILAMACI BiLiM KURAMI 175

cilii, Freud'un psiko-analizi, Adler'i n ''Bireysel Psikolo


j i ''si en nemlileriydi.
Bu teorilere ilikin pek ok samalklar konuuluyor,
zellikle rlativite zerinde bugn bile sren birtakm
anlalmaz laflar ediliyordu. Talihime bakn ki, bu teoriyi
bana ilk tantanlar akl banda, ne dediini bilen kimse
lerdi. 1 9 1 9'da Eddington'un gne tutulmasyla ilgili
gzlemleri Einstein'n yer ekim teorisini dorulayc
sonular ile aklandnda arkadalarmla birlikte ken
dimi sonsuz bir heyecan iinde buldum. Entelektel ge
limende bugn bile etkisi sren byk bir eydi yaad
mz bu olay.

Oteki teoriye gelince, bunlar da ateli tartmalara


konuydu. Ustelik, Alfred Adler'le kiisel ilikim vard.


Viyana'nn ii kesimlerinde kurduu toplumsal rehber
lik kliniklerde octk ve gen eitimi almalarnda ona
yardm ediyordum.
Einstein'1 verdii rmek karsnda Marx'n, Freud'
un ve Adler'i1 teorileri giderek doyuruculuklarn yitirdi
ler; bilimsel ()la1 iddialar bana pheli gelmeye balad.
phelerim ilkin basit bir soru biiminde belirmiti: ''Bu
teorileri11 eksik yan neydi ? '' Bunlar Newton' un, zellik
le Einstein'n teorisinden farkl yapan neydi ?
Fark bu teorilerin doru olp olmamalaryla ilgili de
ildir; pek azmz Einstein'n yer ekimi teorisine doru
gzyle bakyorduk. Beni kukuya dren, o teorinin
yanl olma olasl deil, baka bir eydi. Bilim olarak
psikoloji ve sosyolojinin matematiksel fizikten daha az
kesin olmalar da beni rahatsz eden ey deildi. Proble
mim ne doruluk endiesinden, ne de llebilirlik kay
gsndan ileri geliyordu. Problem dpedz bu tr teorile
rin, tm bilimsel grnmlerine karn, bilimden ok il
kel efsane veya masallar anmsatmalar, astronomiden
ok astrolojiye benzemeleri idi.
Marx', Freud'u ve Adler'i beenenlerin, baz ortak
noktalar zerinde birletiklerini, teorilerin grnrlerde
ki aklayc glerinden son derece etkilendiklerini g
ryorum. B u teoriler kendi alanlarnda olup biten hemen
her eyi aklayabilir gte grnyordu. Her bir kiiye,
o zamana kadar kendisi iin kapal olan yepyeni bir dn-
BILIM FELSEFESiNE GIRI

176

ya ayordu sanki. Bir kez inannca, artk her ey tan1 bir


aklk kazanmakta, dinde olduu gibi yantsz soru kal
mamaktayd. Teoriyi benimsemeniz doru olduunu
grmemiz iin yeterliydi. D nya teoriyi dorulayan olay
larla doltydu . . . .

1 . stediimiz bir teoriyi dorulamaksa, dorulayc


kantlar bulmakta bir glk yoktur.
2. Bir kant, risk tayan bir n <leyinin sonucu ise,
dorulayc saymalyz.Baka bir deyile, teori nda
yorumlanmam haliyle, teoriye ters decei ni, daha
dorusu teoriyi yanllayacan beklediimiz b i r olgu an
cak dorulayc kant olabilir.
3 . Her 'iyi' bilimsel teori b i r yasaklamadr; baz eyle
rin olmasn yasaklar. Bir teoriyi, yasaklad lde iyi
saymalyz.
4 . Dnlebilen hibir olguyla reddedemeyeceimiz
bir teori b il i msel deildir. Reddedilemezlik, ok kez sa
nldnn tersine, bir teori iin bir erdem deil, bir ku
sur, bir yetmezliktir.
5 . Bir teoriyi gerekten test etme onu yanllamaya
almakla olanak kazanr. Test edilebilirlik yanllanabi
lirlik demektir. Ancak test edilebilirlik ynnden daha
elverili ile daha fazla yanllanabilir niteliktedir. Bunlar
riski byiik teorilerdir.
6 . Eldeki teoriye ynelik gerek yoklamann so11ucu
olmadka hibir kant dorulayc saymamalyz; b u ise
teorinin tm yanllama abalarmza karn dayanma g
c gstermesi demektir.
7. Gerekten test edilebilir kimi teorilerin yanl ol
duklar anlaldktan sonra da atlmadklarn gryoruz.
Bunlarn, durumuna gre ya baz ek varsaymlarla peki
tirilerek ya da yeniden yorumlanarak reddi nlenir. Bir
teoriyi, bilimsel niteliini yklemek veya hi deilse d
nmek yoluyla reddedilmekten kurtarmak her zaman
olasdr.
Tm bu dediklerimizi b i r c mlede yle dile getirebi
liriz: B i r teorinin bilimsellik lt onun yanllanabilir
lik, reddedilebilirlik ya da test edilebilirlik niteliidir.

1 1. B O L U M

1 . Bir Etkinlik ve Olu Olarak Bilim Anlay


Pozitivist ve yeni pozitivist bilim anlaynn tersine, bilimi
srekli ve devrimsel bir deiim/geliimle aklayan grler,
bilimde kat bir ekirdek ya da deimez bir yap ve metodoloji
olmadn savun urlar. Bilim tarihi zerine younlaan bu anla
ya gre, ''bilim tarihinin bir dizi kavramsal devrimlerden ge
tiini ...ve bu da klasik bilimin savunduu ... bilginin srekli bi
rikme hikayesi olduu iddiasyla uzlamas zor bir gereklik
tir'' 1
Bilimin devrimsel olarak srekli deitiini ileri sren bilim
a nlay, bilim tarihi srecinde o rtaya kan bilim kuramlarnn
b irbirinden ne kadar farkl ve uzlamaz olduunu bilim tari-

hindeki rneklerle gstermeye alrlar. Ornein; Galilei'nin


temel kavramlaryla Aristoteles'in temel kavramlar birbirin
den ok farkldr.
Thomas Kuhn, Bilimsel Devrimlerin Yaps adl eserinde bili
me tarihselci bir bakla, bilimin tarihsel sreteki devrimsel
geliiminde bilim insanlarnn oluturduu topluluun yapsna
dikkat eker. Klasik bilim anlaynn dedii gibi bilim, bilim
insanlarnn kiiliklerinden bamsz yaplan bir kavrayla
deil, bilim insanlar topluluunun kavraynn o rtak kavram,

1 Lambert, a.g.e., s. 1 0 0.
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

178

varsaym ve ynelimlerine bal olarak ortaya kmaktadr.


Klasik bilim anlay, bilimin ilerlemesini evrimsel aklar
ken, Thomas Kuhn'la balayan tarihselci ve srekli bir etkinlik
olarak bilim anlay, deiimin devrimsel olduunu, bu neden
le de bilimin bir tr sosyal etkinlik olduunu bilim tarihine
giderek gstermeye alr. Devrimi siyasi anlamdan daha ok
sosyal ierikli bir deiim olarak tanmlayan Kuhn, bilim ku
ramlarnn tarihin belli dnemlerinde tanmlanan baz kavram
lara verilen deere gre deitiini syler. nk bilim srekli
deien bir etkinlik olarak sosyal yapnn belirledii kavramla
rn zaman iinde yerine yeni kavramsal yapnn gemesiyle
oluur.2

2. Thomas Kuhn ve Devrimci Bilim Kuram


1 962 ylnda Thomas Kuhn tarafndan yazlan Bilimsel Devrim
lerin Yaps adl kitap, daha sonraki tm bilim felsefesi kuramla
rn etkiledii gibi kendisinden nceki bilim kuramlarn da
eletirmektedir. Bu kitap, klasik bilim aklamalarna kar bir
alternatifti.3 Bylece Kuhn, bilim anlayn yeniden ina etme
projesine giriti. Bu yeniden ina, yine var olan gerek bilim
tarihine dayanan bir ina idi. Bilim tarihine bal kalarak Kuhn,
yeni bir bilim kuram anlay ve de devrimsel bir yaps oldu
unu gstermeye alt.

a. Uylamclk-uzlamclk-onaylama anlay
Dilin kkeni konusunda ok farkl grler olmasna ramen en
ok kabul edilen kuramlardan biri, dilin zaman iinde insanla
rn belli ses ve anlamlar zerinde verdikleri onaylamalar sonu
cunda ortaya kan bir uzlam/uylam olduudur. Ayn man
tksal argman, bilimin dili, yaps ve nermeleri zerinde de
ne srlmektedir. Bilim denilen doru bilgi yn hakknda,
anlam, ierii ve kavramlar zerine nce bilim insanlarnn
kendi aralarnda ortak bir uzlamaya/onaya, sonra da dier
insanlar arasnda onaya bavurduklar ileri srlmektedir.

z Lambert, a.g.e., s. 1 0 1 .
3 Losee, a.g.e., s. 245.
BL MDE S REKLLK VE DEVRM ANLAYII 179

Onaylama/uzlam, i nsanlar aras iletiim ve etkinliklerde yine


insanlar tarafndan o rtaklaa kabul edilen terim ve kavramlarla
olmaktadr. Bilimin dili, kuram, bilgileri, yntemi de onaylama
lar sonucu meru olmaktadr.
Onaylamann temelindeki varsaymlar unlardr:
Epistemik realizm: Bilen zne, kendisinden bamsz
olarak var olan olgular dnyasnda kendisinde var olan
bilme yapsnn ilevi ile bilebilir. Bu nedenle tm insan
larda ayn bilme yaps olduu iin her ne kadar duyu
larda farkllk olsa da bilmede ortaklk, yani uzlama sz
konusu olabilir.
znenin bilme yaps: Aristoteles ve Kant'ta olduu gib i
insann bilme yapsnn kategorileri ve kavramlar, fe
nomenlerin bilinmesini salar, yani znenin bilme yap
s, bilginin oluumundaki en nemli belirleyicidir.
Uygunluk doruluk kuram: Uygunluk doruluk kuram,
onaylamann olabileceini kabul etmektedir. Doruluk,
bilgi nesnesi ile bilgi cmlesi arasndaki karlkl r
tme ve tekabliyete bal olarak belirlenir. B u tekab
liyet ve rtme, insanlar aras onaylama ile tasdik edi
lir.
Tmel uzlam doruluk kuram: Doruluk, ounluun
onay ile elde edilir anlay gerei bilim de onaylama ile
elde edilmi bilgilerin toplamdr.
Tutarllk Koulu: Her terim ve kavram, iinde getii ya
da dile getirildii balam ya da sistem iinde anlaml
olur. Onaylama, insanlar aras oluturulan sistem iinde
anlaml olan kavramlarla yaplmaktadr. Sistem iinde
dierleriyle tutarl olan bilgilere onay verilirken tutarsz
olanlar da kartlmaktadr.

Bu varsaymlar kabul eden baz bilim kuramclar, bilimin


ortak onay sonucu zneler aras iliki ile yapldn ve geliti
ini ileri srmektedirler. rnein Fransz matematiki Hen ri
Poincare, bilimsel yasalarn aslnda bilimin konu edindii olgu
lara ilikin onaylamadan baka bir anlam olmadn syler.4
B ilim insan her kavram yaad dnemin anlam balam ve

4 Demir, a.g.e., s. 86.


BiLiM FELSEFESiNE GiRi

180

sistemi iinde kullanr. Bilim insanlar, kullanlan kavramlarn


gerekten olguyu aklad ya da karladndan daha ok
daha iyi koullarda ve elverili ierikte olguyu aklayp ak
lamadnn onay zerinde birlik salarlar. Bunun sonucunda
bilim daha elverili aklamalara doru giden onaylamalardan
ibarettir.
Bilimin onaylama zerine temellendii anlay Kuhn'un bi
lim anlayna destek vermektedir nk her kuram onay ald
sistem iinde kabul grmektedir. Onaylarn deiimi ile bilimde
de deiimler olmaktadr. Bilimin srekli bir etkinlik olarak
deimesi onaylama ile ilgili bir aamann sonucudur. O halde
doru veya yanl bilim kuramndan ok daha elverili ve daha
ok onay alan kuram, bilim olarak kabul edilmektedir.
Bu nedenle kuram ve hipotezler bizatihi ne doru, ne de
yanltrlar. Her biri kendisine zg ltler dorultusunda
hakl yahut doru gzkebilir. Farkl kuramlar deneysel bilgiyi
depolamak iin kullanlan uylamlar olarak grmek olanakl
dr. Daha sonralar Kuhn, Poincare'nin deimeyen bilgi kmesi
olarak bilim a nlayn daha ileriye gtrecek devamllk ve
sreklilik deil paradigmalar aras geileri, bilimsel devrim
olarak niteleyecektir.s

b. Karl Popper eletirisi


1960 sonras Thomas Kuhn'la balayan yeni-pozitivistlerin ne
srd birikimsel-evrimsel ilerleyen indirgemeci-olgucu bilim
anlaynn eletirisi Paul Feyerabend, lmre Lakatos, Stephen
Toulmin, Russell Hanson, Larry Laudan, Michael Polanyi gibi
bilim felsefecileri tarafndan devam ettirilerek mantk poziti
vist bilim kuram terk edilir. Thomas Kuhn, mantk pozitivist
bilim kuramnn ve zelde de Kari Popper'n yanllamac bilim
anlaynn temel ilkelerini ve varsaymlarn ortaya koyduktan
sonra bunlar eletirir. Mantk pozitivist ve Popperc bilim
anlaynn temel varsaymlar unlardr:
1. Realizm/gerekilik: Bilen zneden bamsz bir gerek
lik dnyas vardr. B u dnya olgularn toplamdr. Bilim
de olgular hakknda doru bilgi nermesi kurmay, yani
olgular betimlemeyi ve aklamay amalar.

s Demir, a.g.e., s. 87.


BLMDE SREKLLK VE DEVR M ANLAYII 1 81

2. Bilim ve metafizik arasnda kesin ayrm vard r. Metafi


zik, olgulara dayanmayan ve hatta anlamsz olan cmle
lerden olumaktadr. Bilim ise anlaml, doru ya da yan
l olabilen yarg cmlelerinden olumaktadr. Bilim fel
sefecisi, bilimde bilimsel olmayan unsurlar bulup gs
termeyi amalar. Bylece bilim olan ile olmayan ayrm
iin dorulama ya da Popper'n nerdii yanllamac il
kesi gibi ilkeler bulmak gerekmektedir. ltler, bilimin
snrlarn belirler. Bilim, batl inan ya da buna benzer
olgusal olmayan yaklamlarla yaplmaz. Bilim ile meta
fiziin snrlar izilmelidir.
3. Bilim, olgular hakknda evrimsel, birikimsel, ya dorula
rn ylmas ya da yanllarn ayklanmas ile ilerler.
4. Bilimsel bilgi son aamada olgusal srele test edilir. Bi
lim, indirgemeci bir anlayla olgular zerine temellenir.
O halde, kuramsal bilgi ile olgu bilgisi arasnda fark var
dr. Olgu bilgisi, bilimin en nemli lt ve varma ama
cdr.
S. Bilimin deimez bir ekirdek yaps ve yntemi vardr.
Bu yap ve yntem bamsz, nesnel ve retilebilir nite
liktedir.

Her ne kadar Popper kendini mantk pozitivist saymasa da


ve onlar eletirse de, Thomas Kuhn Popperc bilim anlayn
da yetersiz bulur. nk Popper'n bilim anlay bilimi biri
kimsel-evrimci olarak ele alr ve aklar. Yine Popper, mantk
pozitivistlerin anlamllk, dorulama ve tmevarm anlaylar
n eletirmesine ramen kendisi de bilime lt getirme iine
giriir. Tm bu yaklamlaryla Popper da Kuhn'a gre bilimin
deimez bir yaps ve rasyonalitesi olduunu kabul etmekte
dir. Fakat Kuhn, bilimin yzyllar boyunca ayn yapda, metotta
ya da rasyonalitede gidemeyeceini nk bilimdeki deime
lerin birbirinden ok farkl paradigmalara gre olmakta oldu
unu sylemektedir. Paradigmalarn deiimi ile bilimdeki
deimeler devrimsel olduu gibi ileriye doru olma zorunlulu
unu da iermez.6

6 Demir, a.g.e., ss. 88-89.


BiLiM FELSEFESiNE GiRi

182

c. Paradigma
Kuhn, paradigma kavramn bilim felsefesi literatrne kazan
drarak bilimsel devrimlerin oluumunu paradigmalarn dei
imi olarak aklar. Kuhn, paradigma kavramn tek bir anlamda
kullanmad gibi ok sayda farkl anlamlar karlnda kul
lanmtr. Fakat genel anlamda paradigma;
Bak as
Bilimsel yntem
Aklama modeli
Dnemin d nya gr
M etafizik kurgu btn
Bilimsel aklama
Epistemolojik bak as
B ilimsel kuram
Standartlar
Kuramsal taslak
Bilimsel dnme
Grme as
rgtleyici ilke
Olguya ve kurama bakarken taklan gzlk
Kuramsal ereve
Gelenek

Kuhn, ''paradigma'' kavramn 20'den fazla anlamda kullan


makla birlikte bazen de elikili anlamlarda kulland iin ele
tirilmektedir. Eletiriler zerine paradigmay daha ok iki an-

lamda kullandn ifade eder: O rnekleme (examplary) ve r-


gtleyici ilke (discpilnary matrix).7
Paradigma, her eyden nce bilimsel devrimlerin olmasn
salayan bilimdeki temel dnce, yntem, bak, anlay, yak
lam, teknik, ara-gere, ilke, kural, problem, hipotez gibi her
eyi ieren kuramsal bir tas/aktr.8
Kuhn'a gre, ''paradigmalar olgular belirler ve paradigma
lar birbirleriyle kyaslanamayacak kadar farkl yap ve ltlere
sahiptir." Paradigmalar olgularn ne olduunu belirler ve ak-

7 Pavitt, a.g.e., s. 8 2 .
e Lambert, a.g.e., ss. 1 1 2 - 1 1 3 .
BLMDE S REKLLK VE DEVRM ANLAYII 183

!ar nk hibir olgu kuramdan bamsz deildir. Bu dnce


ile zaten mantk pozitivistlerin kuram olguya indirgeyerek
aklamalarn reddeder. Kuhn'a gre, deney ve gzlem kuram
dan bamsz deildir. Her bir bilim insan, deney-gzlem yapa
ca alana giderken belli bir bak as, ama ya da kuramla
oraya gider ve ie balar.
''Tm olgular kuram ykldr." gr ile Kuhn, olgunun
belli bir kuram, paradigma ya da yntemle tanmlandn sy
lemektedir. nk her olgu belli bir dil ile anlatlmaktadr. Dilin
ierii ve belirlenimi ise olguya deil, kabul edilen paradigmaya
gre olur. Bu nedenle her olgu, paradigma ykl olarak, yani
paradigmaya gre dnyay betimler.
Paradigmalar birbirleriyle kyaslanamayacak kadar farkl
zelliklere sahiptir. Fakat Kuhn, kyaslanamaz kavramyla ne
belirttiini tam olarak ortaya koymaz. ki paradigmay olgusal
ve kurgusal karlatrma ya da kyaslamay doru bulmaz n
k her yaplan kyaslama kendi dilsel anlam iinde deerlendi
rilecei iin yaplan ilem bir kyaslama deil, tek tarafl yorum
lamadan ibaret olacaktr. O halde kyaslanamazn kendisi kyas
lanamaz ya da tanmlanamaz olmaktadr. Aristoteles ve Galilei
ci fizikleri birbiriyle kyaslamaya kalktmzda hangi dil iin
den dierine bakyoruz ya da nereden nereyi kyaslyoruz prob
lemi karmza kar. Her dilin kendi iindeki olgusal ve kuram
sal karl dierini anlamak iin kullanlacandan bir kyas
lama sz konusu olmaz. Kuhn bu durumu yle ifade etmekte
dir: Gzlemlediimiz ey hibir zaman yalnzca mevcut ey
olmad gibi her zaman beklentilere ve gemie dayal tecr
belerimize ait ilevi vardr.9
Bir paradigmann temel drt kurucu unsuru olmaldr:
1 . Sembolik genellemeler: Bilimsel paradigmann sembolik
genellemeleri, bilimsel aratrma programnn kat e
kirdeini ve koruyucu kuan ifade eder. Bunlar, doa
yasalarna benzeyen ama bilim insanlarnn doa yasa
larn alamak iin kullandklar tanmlamalar gibidir.

O rnein klasik mekanie dayal kinetik gaz anlay bir


bilimsel paradigmadr. Bu paradigmann sembolik ge
nellemesi ise ideal gaz denklemleridir.

9 Lam bert, a.g.e., s. 1 0 3 .


BiLiM FELSEFESiNE GiRi

184

2. Metafizik ilkeler ve modeller: Bilimsel aratrmann ko


nusu olan varlklar belirten metafizik ilke ya da model
ler de paradigmann unsurudur. rnein, molekllerin
varl, molekllerin birbirine bilardo topu gibi dedii
metafizik bir modellemedir.
3. Bilimsel deer: Bir bilim dalnda bir ok kuramdan han
gisinin daha gelimi olduunu belirleyen lttr. Bi
limsel deerler; kesinlik, tutarllk, kapsamllk, basitlik
ve verimlilik gibi deer ltleriyle belirlenir.
4. Ortak rneklemeler: Paradigmann ierdii kurama da
yanarak elde edilmi rnek niteliindeki bilimsel prob
lem zmleridir. Bilim insanlar bilimsel yaam boyun
ca rnek zmler yaparken hep eldeki paradigmaya
bavururlar. rnein; N ewton fiziine dayanarak geze
genlerin sapmalarn hesaplamak.o

d. Anomali
Geerlikte olan paradigmaya uygun olmayan ve uygun hale
getirilmekte de glk ekilen veriler btndr. Anomali,
iktidardaki paradigmann zemedii, aklayamad ya da
dorulayamad rneklerdir. Normal bilim dneminde yaplan
bilimsel almalarda baz gzlem verileri iktidardaki paradig
ma ile uyumaz, uyumama durumunu zme yoluna giden
bilim insan ad hac (zel amal) hipotezler kullanarak anoma
liyi ortadan kaldrdn ya da zdn varsayar. Ad hac hi
potezlerin kabul ve her bir anomali iin yenilerin ne srl
mesi, kura m yani paradigmay dier baz durumlarda (daha
nce doru olan olgu durumlarn) yanllamaya veya olumsuz
lamaya gtrebilir. Bu durumda paradigma, ad hac hipotezlerin
yardmyla eldeki mevcut paradigmaya zarar vermeye balar.
Bu durumda bilim insan yeni ve daha basit paradigma aray-
na grer.

o Grnberg, a.g.e., ss. 1 48-149. Ve Demir, a.g.e., ss. 9 0 - 9 1 .


BLMDE S REKLLK VE DEVRM ANLAYII 185

2. Bilimin Oluum Sreleri


a. Bilim ncesi dnem
Bilim tarihini incelediimizde bir bilim ncesi dnemi grmek
teyiz. B u dnem tm bilimler iin bir tr n hazrlk dnemidir.
B u dnemdeki bilim insanlarnn belli bir bilimsel bak ve
anlay yoktur. Bu dnemde bilimsel olsun veya olmasn bilgi
iin ok eitli yntemler ve kuramlar kullanlr. Bu kuramlar
dan birisi zamanla belirgin hale gelerek, deer kazanr; nk
daha ok aklama yapmaktadr. Bu kurama veya onu oluturan
bak asna Kuhn paradigma der. Paradigma, belli bilim insan
topluluunun kabul ettii bir bak as olarak, bili msel kuram
larn ve yasalarn uygulamasn gerekletiren yntem veya
bilimsel grlerdir. Ksaca paradigma, bilim insannn d nes
nel gereklii aklamada kulland bak asdr; yan i kuram
dr. rnein Kopernik'in gne merkezli sistemi, astronomlarn
evrene bak alarn belirleyen paradigmadr; yani kuramdr.
Eer paradigma yeterli sayda bilim adam tarafndan kabul
edilirse, artk bu paradigma erevesinde toplanan bir bilim
insan topluluu meydana gelir.
Bilim topluluu, kabul ettikleri paradigma ile olgular ak
lamaya alan ve aratrmalarnda bu paradigmay kullanan
bilim insanlarndan oluur. Bylece daha nce ok eitli bak
as ve yntem kullanan bilim insanlar artk bir paradigma
etrafnda toplanarak, dzenli aratrmalar yapan bir bilim top
luluu olutururlar. Bylece ikinci dnem olan olaan bilim
dnemi balar.

b. Olaan/norn1al bilim dnemi


ou bilim insan tm zamanlarn olaan/normal bilim sre
cinde ka bul edilen kuramla alanlarndaki bilgileri geniletmek
le geirirler. B u sreci Kuhn, ''bulmaca zme'' olarak adland
r r. 1 1
Bir paradigma etrafnda toplanarak aratrma yapan bilim
insanlar olaan bilim dneminde bir bulmaca zme yarna
girerler. Kabul edilen paradigmayla hemen hemen her tr
alanda var olan problemleri zme denemesi iine giren bilim

Pavi tt, a.g.e., s. 83.


186 BiLiM FELSEFESiNE GiRi

insanlar, giderek daha ayrntl aklamalar yapmaya balarlar.


''Olaan bilimlerin arasnda normal aratrma pro
jeleri vardr ve onlarn zerinde btn bilim insanlar,
hatta byk bilim insanlar bile, yaamlarnn ou
srelerini geirirler, bazlar da tm yaamlarn feda
ederler. Aka onlarn bilimsel almalardaki ama
lar ne yeni bir bulu ne de devrin yapmaktr. Sadece
kabul edilen geleneksel bilim a nlaynn geerliliini
ya kuramsal ya da deneysel alanda zdkleri prob
lemlerle desteklemektir." 12

Paradigma; aratrmalar, zmleri ve bilim insanlarnn


etkinliklerini belirleyen tek bak asdr. Olaan bilim dne
mi nde, her bilim insan kendi aratrma alannda daha nce
zlmemi sorunlar zerek, bilim alannn paralarn oal
tr. ''Normal koullar atnda aratrmac bilim insan bulu ya da
keif yapan deil, bulmaca zendir ve bilim insan bulmacalar
zerine ne kadar younlarsa eldeki geleneksel bilim anlayyla
hem problemleri tanmlayacana hem de zeceine inanr. " 1 3 Bu
dnemde bilim kesintisiz olarak bir ilerleme srecindedir.
Kuhn'a gre olaan/normal bilim dnemi blme ayrlr:
i. Olgu toplama sreci: Bilimsel paradigmann konusu
iine giren olgu ve nesne trleri zerine veri toplama
iid ir. Eldeki paradigma erevesinde onun gsterdii
biimde veri elde etme srecidir. B ulmaca nn paralar
ve ksmlar tespit edilir.
il. Kuram snama sreci: Bu srete eldeki paradigmay

yeni rneklerle snama yaplr. Bulmaca n n paralar


paradigmaya gre test edilerek snanr.
111. Kuram gelitirme sreci: Toplanan veri ve zlen ve

snanan rneklerin yardmyla bilimsel b i rikim sala-


nr. Bu birikim deneysel olduu kadar kuramsal dzey
de de yaplr. Bu sre ile bilimsel paradigmann biri
kimsel geliimine katk yaplr.

12 Kuhn, Thomas, Scientific Revolution Chapet 7, alnt yaplan kaynak


Boyd, Richard; Gasper, Philip & Trout, ) . D., The Philosophy of Science, A
Bradtook Book The M i tt Press, Cambridge, 1 9 9 1 . s. 144.
1 3 Kuhn, Thomas, Scientifc Revolution, Chapet 7, a.g.e.,. s. 1 44.
BLMDE SREKLLK VE DEVRM ANLAYII 187

c. Bunalmlar
Kuhn'a gre, olaan bilim dneminde yaplan aratrmalar o
alr, fakat bu arada zlemeyen problemlerin varl yine de
devam etmektedir. Yava yava bir takm anomaliler, uyumaz
lklar ve zmszlkler ortaya kmaya ve daha belirgin olma
ya balar. (1) zlen anomaliler: Baz anomaliler eldeki para
digma ile bir mddet sonra aklanabilir. (2) zlemeyen
anomaliler: Fakat eldeki paradigma, aratrma alan iinde her
eyi zemez. Ancak belli sayda aklama yapabilir. ''Her ara
trma problemi, bilim insann kaynan bilmedii anomalilerle
kar karya getirir. Bilim insannn kuramlar ve gzlemleri
olduka farkldr ve pee pee yaplan baarl gzlemlerde asla
ayn sonular vermez."14 Anomaliler ve uyumazlklar ortaya
knca bilim insanlar ncellikle bunlar gz ard ederler. Gr
mezlikten gelerek, bir kenara brakrlar. Bu nedenle Kuhn'a
gre, bilimsel etkinlik rasyonel deildir.
Anomalilerin ve uyumsuzluklarn artmas, olaan paradig
ma ile zlenlerin azalmas ve yeni bilimsel bulularn olma
mas sonucu bilim insanlar topluluu bir bunalma girer. By
lece paradigmaya duyulan inan ve gven sarslr. Baz bilim
insanlar ad hac hipotezlerle anomalileri zmeye alrlar.
zmleme sreci uzadka eldeki paradigmaya hi uymayan
bilimd ynelimler oalr. Olaand alternatif araylar
eldeki paradigma zerinde deiimler yapma zorunluluu geti
rir. B u nalm iindeki bilim insanlar bilim ncesi dnemdeki
gibi ok eitli bak as ve yntem arayna girer. Bylece
bak as ve yntem atmas, bunalm daha da artrr.

d. Devrim
B u nalm dnemi iinde gen bilim insanlar kar ve yeni bir

bak as; yani paradigmalar ne srerler. nceleri byk bir


tepki alan gen bilim insanlar, sonralar taraftar bulmaya ba
larlar. Bylece gen bilim insanlarndan birinin ne srd
yeni paradigmann etrafnda yava yava yeni bilim insanlar
bir bilim topluluu kurmaya balar. Bylece iki bilim topluluu

14 Kuhn, Thomas, Scientific Revolution, Chapet 7, a.g.e.,. s. 1 4 5 .


BILIM FELSEFESINE GIRI

188

kar karya gelmi olur. ncelikle yeni paradigma, eski para


digmay kabul eden bilim topluluu tarafndan byk bir tepki
ile karlanr. Eski topluluun yal yeleri gen bilim insannn
nerdii yeni paradigma karsnda byk bir kar koyu
yapmalarna ramen, eski paradigmay kabul edenler arasn
dan baz gen bilim insanlar topluluktan ayrlarak, yeni para
digma etrafnda toplanrlar. N e zaman yeni paradigma eski
paradigmadan daha ok bilim topluluuna sahip olursa, devrim
gerekleir. Devrimin gereklemesi ve eski paradigmann yal
yelerinin lmesiyle yeniden olaan bilim dnemine girilir.
Bulmaca zme ilemi devam eder.
Her bilimsel devrim ykc ve yapc zellie sahiptir. Ykc
yn, eski kuramn/paradigmann temel ilkelerinin ya hepsinin
ya da bazlarnn reddedilmesine yol aarken, yapc yn ise
kabul edilen yeni paradigmann eski kurama gre daha gelimi
ve daha ok ey aklyor olmasdr.s
Bilimsel devrim zellie sahiptir:
1 . Bilimsel devrim yava yava deil, btnsel olarak orta
ya kar.
2 . B ilimsel devrim, anlam deimesine yol aar. Bilimde
daha nce de kullanlan kavramlara yeni tanmlama ile
yeni anlamlar yklenir. Anlam deimesi olur ve bilim
dili kendini yeniler.
3. Anlam deimesi ile yeni snflamalar ve kategoriler or
taya kar.16

e. Olaan dnem
Kuhn bilimsel devrimin gereklemesiyle tekrar olaan bilim
dnemine geildiini syleyerek, bilimin oluma srecinin bu
nalmlar, devrim, olaan bilim olmak zere devam ettiini ileri
s urer.

Kuhn bu grlerini bilim tarihinin desteklediini rnekler


le gsterir. Aristoteles fiziinden nce bilim ncesi dnem var
d. Aristoteles'in fizikte getirdii paradigma ile devrim gerek
le ti. Devrim sonras uzun bir dnem farkl alanlardaki bilim
insanlar Aristoteles'in paradigmasyla astronomide, kozmolo-

s Grnberg, a.g.e., s. 1 57.


1 6 Grnberg, a.g.e., s. 1 57.
B LMDE SREKLL K VE DEVR M ANLAYII 189

j ide, kimyada ve birok alanda bulmaca zdler. Fakat Rne


sans'la birlikte bunalmlar balad. N e zaman Newton fizikte
yeni bir paradigma ne srp, kabul grdyse devrim gerek
leti. Newton'un yeni paradigmasyla tm bilim insanlar eitli
b ilimlerde bulmaca zmeye devam ettiler. 20. yzylda kan
bunalmlar, Newton'un fiziindeki bak as yerine, Einstein'n
bak as; yani paradigmasnn gelmesiyle sona erdi. Gnmz
bilim insanlar Einstein'n nerdii paradigma ile bulmaca
zmektedirler.
Kuhn'a gre bilimin oluumu ve geliimi bir paradigmadan
dierine geile olmaktadr. Bu devrimsel bir etkin liktir. Dev
rimler, uzun zamanlarda oluan niceliksel birikimlerin sonu
cunda olan ani niteliksel deiimlerdir. Srekli ilerleyen bir
bilim etkinlii yoktur. Bilimde sapmalar ve s ramalar olanakl
dr. Bilimin ilevi, bilim i nsanlarnn oluturduu topluluun
almalar ve baarlarndan olumaktadr.
BILIM FEI.SEFESINE GIRI

190

OKUMA PARASI

Olaan Bilime Giden Yol 17

' Olaan bilim' deyimi, bu denemede, gemite kaza


nlm bir ya da daha fazla bilimsel baar zerine salam
olarak oturtulmu aratrma anlamnda kullanlmaktadr.
Sz konusu baarlar belli bir bilim evresinin, uygula
mann srekliliini salamak zere bir sre iin temel ka
bul ettii bilimsel ilerlemelerdir. Gnmzde b u baarlar
temel veya ileri dzeydeki bilimsel ders kitaplar tarafn
dan, ender olarak ilk ortaya ktklar biimde ama tm
zellikleriyle aktarlmaktadr. Bu ders kitaplar kab u l
edilmi olan kuramsal yapy yorumlar, hemen hemen
btn baarl uygulamalarn rnekler ve bu uygulamala
r rnek gzlem ve deneylerle karlatrrlar . . . . Bunu ya
pabilmelerini de iki can alc zellie sahip olmalarna
borludurlar; her bilim temsil ettii baar veya ilerleme,
rakip bilimsel etkinlik tarzlarna balanm olanlar ev
relerinden koparp kendilerine ekecek kadar yeni ve
benzersizdi. Ayn zamanda da, eitli birok sorunun
zmn, yeniden oluacak bir toplulu u11 ilerdeki aba
larna brakacak kadar ak uluydu; yani daha da yeni
gelimelere akt.
Bu iki zellii paylaan baarlar iin bundan sonra
''paradigma'' terimini kullanacam ki bu bizim ''olaan
bilim'' deyimiyle yakndan balantldr. Bunu kullan
naktaki amacm, kabul edilmi baz gerek bilimsel uy
gulama rneklerinin -yasa, kuram, uygulama ve bil imsel
aralarn hepsini kapsayan rneklerin- i tutarllna sa
hip tikel aratrma geleneklerinin kaynakland birer
model olduk larn gstermektir. Tarihinin ''Batlamys
(yahut Kopernik) Astronomisi'', ''Aristoteles (yahut
Newton) Dinamii'', ''nesnecik optii'' veya ''d()a opti
i'', v.s. balklar altnda beti11ledii de szn ettiim
bu geleneklerdir. Yukarda aklama amacyla saydmz

7 Kuhn, T. Bilimsel Devrimlerin Yaps ev.: Nilfer Kuya, stanbul 1982,


Alan Yaynclk, ss. 45-55.
BiLiMDE SUREKLILIK VE DEVRiM ANLAYII

191

rneklerden daha uzmanlam olanlar da dahil, para


digmalarn incelenmesi, renciyi ileride iinde uygula
ma yapaca bilim topluluunun yesi olmaya hazrlayan
en esasl unsurdur. Bu evrede birlikte alaca insanla
rn da kendi aratrma alanlarnn temelini ayn somut
modellerden rendikleri iin, renicinin gerekte ya
paca uygulamann esas hakknda ak b i r anlamazla
yol amas uzak bir olaslktr. Yaptklar aratrma ortak
bir paradigma zerine kurulu olan i nsanlar bilimsel uy
gulamada ayn kurallara ve llere baldr. Bu ballk
ve bunun sonucu ortaya kan fikir birlii, olaan bili
min; yani baka bir deyile, belli bir aratrma gelenei
nin domas ve sre gitmesini11 nkoullardr .

Paradigmalar, bilim topluluunun son derece nemli


olduuna karar verdii baz can alc sorunlar zmle
mekte rakiplerinden daha baarl olduklar iin sonraki
stn konumlarna ulaabilmilerd ir. Yalnz, daha baarl
olmak, ne bir tek sorunda tamamyla baar, ne de byk
sayda sorunda hatr sayl baar demektir. Paradigma
nn baars . . . balangta sadece seilmi ve henz ta
mamlanmam rneklerden elde edilmesi umulan asl ba
arnn bir habercisi niteliindedir. Olaan bilin de, bu
umudun geree dntrlmesinden ibarettir. Bunun
baarlabilmesi iin de, paradigma asndan zellikle
retici bulunan olgular hakkndaki bilginin geniletilmesi,
bu olgular ile paradigmann tahminleri arasndaki uyum
artrlmas ve bizzat paradigmann daha ileri dzeyde ay
rtrlmas gerekmektedir.
. . . .

1 2 . BO L U M

1 . Modern Bilim ve Pozitivizm Eletirisi


Post-n1odern dnce, her tr pozitivizm, modern dnce ve
zellikle de Aydnlanma dneminde gelien aydnlanmac bilim
ve toplum anlayna kar kar. Aydnlanma dneminin
nemli kavramlar olan "zclk", "temelcilik", "gerekil ik'',
"nesnellik", ''akl'', ''bilim'', ''evrensellik'', ''yasa'', "zne" ya da
"ben" gibi kavramlara kukucu yaklaan post-modern yaklam
henz kar eletirilerini gelitirmekte ama tamamlanmam
bir dnsel etkinliktir.
Francis Bacon'la balayan bilimsel dncedeki deiim,
Kepler, Kopern ik, Galilei ve Newton'la en st noktasna ulaa
rak modern bilimin domasna neden oldu. 18. ve 19. yzyl
lardaki gelimeleri 2 0 . yzylda teknolojideki byk atlmlar
izledi. Bilim ve teknoloj ideki deiim sadece insan ve toplum
yaamn deil, dnyadaki tm canl ve canszlar da etkiledi.
Post-modern hareket, modern olan her eyin ye1iden d
nlmesi ve deerlendirilmesi zerine kuruldu. Bylece modern
olan sorgulanmaya baland. B ilimin yan sra onun uygula11a
alannda karl olan teknoloji de bu sorgtlama ve eletiri
srecinden pay ald.
20. yzyln hemen banda krize giren Avrupa bilimi zeri
ne Edmund Husserl ve birok dnr, krizin nedenlerini sor
guladla. Modern dnmenin temelindeki matematiksel ve
BiLiM FELSEFESiNE Gi Ri
. . . . .

1 94

kuramsal zemin ele alnd ve tartmaya ald. 20. yzyln ilk


yars itibariyle bilim tarihine ve bilim felsefesine olan ilgi gide
rek artarak, bu alanlarn yeni birer disiplin olarak niversite
lerde yer almas saland. Bylece artk bilim sorgulanmadan
kabul edilen ve yaplan bir mit/inan duru mundan kartld ve
irdelendi. Lyotard, Foucault, Baudrillard, Derrida, Deleuze,
Rotry, Levinas, Lacan, Althusser ve Barthes felsefe alannda;
Feyerabend ve Lakatos bilim alannda modern dnemi ve ay
dnlanmay ok acmaszca eletirip, hem tahrip etmeyi hem de
dntrmeyi denediler.
Post-modern dnrler, bat aklnn ar rasyonalizmine,
realizmine ve pozitivizmine kar karak, dou dncesinden
esinlendikleri sezgici, duygucu ve rasyonel olmayan yetilerin
de dnme ve gereklii aklama ya da kavramada etkisi
olabilecei ni ileri srdler. Bat dncesinin dalizmi ve iki
deerli akl yrtme ve mantna ka rlk, oklu dnneyi ya
da alternatif baklarn olabileceini savundular.
Aydnlanma dneminin tek tip insan, toplum ve uygarlk
oluturma projesi, 20. yzyln ilk eyrei ile bilikte ortaya
kan eletirel kuramclar tarafndan tartlmaya baland.
Louis Althusser, Herbert Marcuse, Theodor W. Adorno, Max
Horkheimer, Walter Benjamin ve Habern1as gibi eletirel ku
ramcla, insann toplumsal eletiri yoluyla, basklardan kurtu
lup zgiirlemesine katkda bulunan her felsefi gr zellikle
Marksist bir ereve iinde tartnaya amlard r. Sz konusu
eletirel dnrler, ncelikle toplumsal kalarn, atma ve
elikilerin dncede nasl ifade edildii ve bask sistemlerin
de nasl retildiiyle ilgilenmilerdir.

2. Aydnla1ma Dnemi:

insan, Toplum ve Bilim


Akl a olarak da bilinen Aydnlanma a, 18. yy Avrupas'na
zg dnsel bir etkinliin addr. nsann nce birey sonra
yurtta olma srecini temsil eden Aydnlanma a, akln her
eyi deerlendirdii, eletirdii, ynlendirdii, belirledii ve
aklad entelektel harekettir. nsann ancak kendi akln
kullanmas sonucu doruyu, iyiyi ve gzeli bulabileceine ina-
POST MODERN BiLiM ANLAYII 1 95

nan aydnlamac dnrler, yetkin bireylerden oluan ve hu


kuk yasalar ile snrlar belirlenmi laik, zgr, eit ve adil bir
toplum/devlet dzeni olumas iin aln1lardr. Bunun iin,
insanlarn 1ce dinsel inanlarndan, batl nyarg larndan,
bilimsel olmayan bilgilerinden, eskimi geleneklerinden ve
inanlarndan bamsz olarak eletirel, aklc ve bilimsel d
nebilmelerini salamak iin doru (bili msel) bilgilerle aydnla-

tlmalar gerekmektedir. ite bu aydnlanmann ve aydnlatma-


nn ancak akln devreye girmesi ve bireyin kendi akln kullan
na cesaretini gstermesiyle gerekleecei savunulmaktadr.
Bat uygarlnn 1 8. yy'da vard Aydnlanma dnemi, as
lnda Orta a'da gelien tn1 dnce ve inanlardan kopuun
yaand Rnesans dnen1indeki dnsel ve toplumsal dei
imlerin zerinde ykselir. O halde sorgulanmas gereken nce
likle Rnesans 'ta ortaya kan deiimin ne olduu ve nasl bir
deiin1 gsterdiidir.
1 5 ve 1 6. yy'da Avrupa insan, Orta a'n dinsel ve gelenek
sel deerlerinin, kendilerini gelitimek ve daha iyi yaamak
iin yeterli olmadn anlad ve onlarn yerine yeni deerler

oluturma abas iine girdi. ite her ey insan iin olmalyd


dncesi ile balayan hmanizm anlay O rta a'n Tan
r/din merkezli evren, toplum ve insan aklamas yerine insan
merkezli bir evren, toplu m ve birey aklamasn dile getirmek
tedi. Bylece Tanr devleti yerine tekrar yeryz devleti; din
sel bir kozmoloji yerine fiziksel bir kozmoloji; insann kul ola
rak grld bir toplum/devlet dzeni yerine insann bi
rey/kii olarak kabul edildii bir toplum/devlet dzeni ne
srlmeye baland. Bu deiim/kopu yaln zca dn
sel/kuramsal bazda olmad, olgusal/pratik alanda da kendini
gsterdi. Dinde reformasyon hareketi ile Katolik mezhebin kat
ve deimez din yorumu, yerini Protestanln daha lml yo
rumlarna brakt.
Rnesans dneminde ulus devlet anlay ne karak din
temelli devlet anlaylarndan vazgeilmeye baland. Bu d
nceye paralel ola rak insanlar, kul ya da mmet idesiyle deil,
ulus devletin bir bireyi olarak grld. Bylece bi rey olarak
insan, kii olma hakkna sahip oldu. B irey konumuna yksel
mesiyle kii ynetici, soylu ya da din adam karsnda hak ve
zgrlklerini kullanarak zgr insan olma talebinde bulun-
BiLiM PELSEPESINE GiRi

1 96

maya balad.
nsan/kii olma isteinin, insann kendisine zg olanaklar
sayesinde gerekleeceine inanan Rnesans insan, nce do
aya hakim olmas gerektii dncesi ile yaad evren, dn
ya ve toplum hakknda bilgi retme abas iine girdi. Bylece
bilimsel bilgi iin klasik yntemlerin terk edilmesi ve yeni bir

yntemin kefedilmesi gerektiini kavrad. Nitekim nl lngiliz


dnr Francis Bacon'a gre in;ann amac ve mutluluu, do
aya egemen olmasyla ilikilidir. nk doaya egemen olmak
onun yasalarn bilmek demektir. B u ise insan doa karsnda
zgr yapar. Bu nedenle yaplmas gereken, doann bilgisini
edinerek onu kontrol altna almak ve onu insann daha iyi ve
mutlu yaamas iin deitirmektir. Peki bu nasl yaplacaktr?
Bacan ve onun gibi dnen nc aydnlamaclar iin tek yol
nyarglarndan, dinsel inanlarndan, skolastik akl yrtme
lerden kurtulmu ve bilimsel bilgiyi verecek deneysel ynten1i

benimsemi insan yetitirmektir. ite Rnesans'la balayan


yeni insan, yani zgr, bamsz ve akl/deneyi bilgi iin refe
rans alan insan oluturma projesi, meyvelerini Aydnlanma
a'nda verir.
nsan, toplum ve bilim ksaca uygarlk inas olarak Aydn
lanmann gereklemesi iin Aydnlanmac dnrlerin ortak
laa kabul ettikleri temel ilkeler unlardr:
Aklclk: B u ilke, insan aklnn her trl rehberlii yapacak
gte olduunu ve baka hibir kaynaa gerek olmadn dile
getirir. Aydnlanmaclara gre akl, hem doru dnmeyi hem
de doru eylemi verecek tek kaynaktr; yeter ki onun bu ileyi
ini engelleyecek d faktrler olmasn. nk akln doruya
ulamasn engelleyen en nemli unsurlar kilise (bozulmu dini
inanlar), devlet (toplumsal szlemeye ve hukuka dayanma
yan devlet), batl inanlar, bilgisizlik, yntemsizlik ve nyarg
lardr. Yaplmas gereken ise, akln aydnlanmasn salamaktr.
Bunun iin de akln aydnlanmasn engelleyecek her tr kar
unsuru gidererek bilimsel bir evre hazrlamaktr.
Bilimcilik: ''Aydn insan, gerei ve doruyu arayan ve onu
bulmak iin kendine bilimi rehber edinen bireydir'' ilkesi aydn
lanmann bir dier ilkesidir. Evrenin ve toplumun yasalarn
verecek tek bilgi kayna bilimdir dncesi, Aydnlanmann
deimez ilkesidir. nsanln ilerlemesini, bilimin ve teknoloji-
POST MODERN Bi LiM ANLA YIl

1 97

nin ilerlemesiyle e tutan Aydnlamaclara gre, insan bilimde


ne kadar ok ilerlerse o kadar ok g, mutluluk, huzur ve refah
sahibi olur.
Aydnlanm din: Aydnlanma dnrleri, akln ve bilimin
egemenliinde ve klavuzluunda teist din anlayna, kilisenin
baskc retisine kar karak, dinde de yenilemenin ve de
imenin yani aydnlanmann gerekli olduunu savundular.
M ucizeleri, batl inanlar ve elikileri iermeyen yeni din yo
rumlar ne srdler. zellikle deist din anlay, bir yaratann
yani Tanr'nn varln kabul etmekle birlikte insan, evreni
anlamakta ve ynetmekte kendi aklnn egemenliine brak
maktayd. Yine materyalist ya da ateist din yorumlar da bu
dnemin din anlaylar iinde yer almaktayd.
Metafiziin reddi ya da eletirisi: Aydnlanma dnrleri,
bilimsel bilginin temelinde olgu, gzlem ve deneyin olduunu
ileri srdkleri iin doal olarak metafizik retileri ya eletir
diler ya da reddettiler. Bylece evrende ya da toplumda zsel
ve ereksel nedenler a ramak yerine nesnel, olgusal, maddesel
nedenlerle olay ve olgular akland .

ilerlemecilik; Ayd1lanmaclar bilim ve teknolojideki iler-


lemenin yan sra tarihte de bir ilerleme olduunu savundular.
Onlara gre, insanlk tarihi dzgn dorusal olarak daha iyiye
doru yani yoksulluktan zenginlie; basitten karmakla; do
aya bamllktan zgrle, ksaca her alanda olumluya doru
gitmektedir.
insanclk: Aydnlanmac dnrler, ilerlemenin insan iin

olmas gerektii grnde hemfikirdir. nsan kendisi olma


abasn giderek daha ok gerekletirmektedir. Doal duru
munu terk eden insan, toplumsal varlk olarak zgrlemesini
ve daha mutlu olmasn salayacak geliimini srdrecek bir
hmanizm iine girmitir. Artk her ey daha ok bireyin m utlu
olmasn salayacak olanaklarn yaratl masna doru gitmekte
dir. Toplum ve devlet, insan yani birey iin vardr ve onun in
sanca yaamas iin gerekli olanaklar salamakla ykmldr.
Bireycilik: ''Akln kullanma cesaretini gster'' temel ilkesi
aslnda Aydnlanmann temel bir ilkesinin de birey yani kii
olma olduunu ifade etmektedir. Aydnlanmann dnen, sor
gulayan, bilen, aratran ve eletiren zgr bireylerin oluma
syla gerekleeceini ne sren aydnlanmaclar, Descartes'in
Bll"IM FELSEFESiNE GiRi

1 98

''Dnyorum o halde varm'' ilkesiyle znecilii savunmakta


drlar.
insan haklar ve zgrlk ilkesi: Aydnlanma ancak insan

hak ve zgrlklerinin tanmland, korunduu ve yasal g


venceye alnd toplumlarda gerekleecei iin, Aydnlanma
dnrleri bireyin haklarn, zellikle Locl<e'un temel ilkeleri
olan "yaam, zgrlk ve mlkiyet haklar''n o rtaya koyacak
ahlak ve politik sistemleri ne srmlerdir. Bylece insan hak
ve zgrlkleri aydnlanma dneminin bir sonucu olarak ge
limi ve insanla mal olmutur
Evrenselcilik: He eyi akl ve bilim lt ile deerlendi

ren Aydnlanmac dnrler, evrenin ve toplumun yasalarn


bulmakla da evrenselci bir anlay savunmaktalar. Bilimin,
bilgi iin tek kaynak olmas; doruyu, iyiyi ve gzeli akln belir
lemesi; insanln ve tarihin daha olumluya doru ilerlemesi
dncelerinin temelinde evrenselcilik ilkesi vardr. Bu ilkeye
gre mutlak ve evrensel olan, insan akl tarafndan bulunabilir
ve t m dier insanlara eitim yoluyla retilebilir. Ksaca in
sanlk evrensel olan ilkeler dorultusunda yeniden oluturula
bilir.
Aydnlanma a'nn akl ve bilim temelli nlekanik insan,
doa ve evren tasamnn tek tip insan ve toplum modelinin
gelimesine sebep olmas aydnlanmann gereksizliini ya da
terk edilmesini gerektirmez. Yapln1as gereken Ayd nlanma
a ile aydnlanma kavramn ayrt ederek her ikisinin de ta
nmn ve snrlarn iyice aklamaktr. Aydnlanma a, tarih
sel bir dneme karlk gelirken, aydnlanma bireyin kendi var
ln ve bakalarn anlamasdr. Bu nedenle bireysel ya da
toplumsal aydnlanma, Ayd nlanma a'nn baz ilkeleri ile
rtebilir, fakat aydnlanma yalnzca snrlar belirlenmi bir
model ya da tasar deildir. Aydnlanma, insan varlnn aydn
lanmas olduu iin ayn zamanda i nsan olma olanamzn da
temelidir.

3. Bilim, Insan ve evre Anlay


Post-modern yaklam, modern bilimin doay kefederek ona
egemen olma dncesini kabul etmeyerek, insan, toplum, do-
POST MODERN Bi LiM AN LAYI!

1 99

a ve evren drtlsn birbirinin kart ya da rakibi ya da bi


rini dierinin efendisi olarak grmez. Post-modern anlay,
pozitivizmin, aklcln, bilimciliin ve dalizmin karsnda
dou mistisizminden ald etki ile sezgi, duygu, his, farkl bak
ve yntemleri gz nne alan alternatif yaklamlara sahiptir.
Bu nedenle, modern dnemin doa ve bilim anlaynn teme
linde Descartes bilen zne olduunu ileri srer. zne merkez
ci tm aklama modellerine insan merkezli doa ve bilim anla
y ad verilir. nsan deil de doay merkeze alan a nlaylar
ancak 1 950'li yllardan sonra gelitirilen ve ekoloji temelli yak
lamlardr.

a. 1sa1 merl<ezli i1sa11 bili11 ve evre1 a1lay


Genellikle Descartes'la balatlan modern felsefe, zne merkezli
bir bilgi anlayyla her eyi insan merkezli aklamaya balad.
B u duum bilim insannn doay aklama srecinde de etkili
oldu. Her ne kadar bilim, olgular dnyasnda her ne varsa onu o
ekilde betimleme ilkesiyle nesnel olduunu iddia etse de, doa
insann kullanm iin aklanmaya, deitirilmeye, dnt-
. .

rlmeye ve yeniden yaplandrlmaya baland. Ozne ya da 'co-


gito' merkezli bilim ve doa anlaynn temel kabul ve iddialar
unlardr:
nsan btn deerlerin kaynadr. Modern dnem hma
n istik bir yaklamla her eyi insan merkezli yorumlamaktadr.
nsan, bilen zne ile sadece doay kefetmekle kalmayp, do
aya yeni deerler katabilen tek varlktr. Bu anlay ereve
sinde insan deer reten ve yaratan olarak kendi oluturduu
deer sistemlerine gre kendi yaamn belirledii gibi toplum
ve doadaki yaam da belirleme hakk ve gc vardr.
Doa ve evren insann kullanm iin vardr ya da yaratl
mtr. Hem modern anlay hem de tek Tanrl dinler, evrenin
insan iin olduu ya da yaratld varsaymn kabul ederek,
doay ve evreni kendi amalar dorultusunda sonsuzca kul
lanma hakkna sahip olduklarn kabul ederle.
nsann temel amac retmek ve tketmektir. Doa ve evren
insan iin varsa, onu tanmak ve daha sonra kendi yaammzn

Baknz: Son Blmde bu konu ayrntl olarak ele alnd iin burada
genel tanm ve ilkeler zei1de durulacakt-.
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

200

refah iin istediimiz gibi dntrp ara-gere yapma hak


kna da sahibiz. O halde, insann bu yaamdaki amac kendisi1e
sunulan dnyay kendisi iin yeniden retip, kullanmaktr. Bu
dnce ile tm isteklerimiz dorultusunda retim yoluna gi
rip, sonra da onlar tketebiliriz. Bu sreci gerekletiren en iyi
ara ise bilim ve teknolojidir. Bilim ve teknoloji, insan daha iyi
yaatmak iin retme ve tketmeye yardm etmek iin yaplma
ldr.
retim ve tketim snrsz olarak artrlmaldr. nsan re
tim kaynaklarn mmkn olduu kadar artrarak tm insanla
rn refah seviyesini oaltmaldr. Bunun iin de daha ok ara
trma ve bilimsel etkinlik yapmaldr.
Maddi ve doal kaynaklar snrszdr. insan merkezli doa

ve bilim anlay, bir kaynan bitme olaslna karlk her


zaman yeni kaynak alternatifleri oluturulma grn benim
ser. Bir enerji kayna biterse dierine ynelmelidir, 1k
kaynaklar snrszdr ve bizim iin vardrlar.
nsan, kendi evresini kendi oluturur. Evrim kuram gerei
her canl, evresine uyum salad srece yaamda kalp tr-

n srd rmektedir. I1san ha ri, tm canllar bir evre iinde


doarlar ve o raya uyum saladklar srece canl kalrlar. Fakat
insan dier canl varlklardan farkl olarak, evreyi ve doay
kendisine uygun olacak ekilde dntrme ve deitirme ye
teneine sahiptir. Bu nedenle bilim, teknoloji ve kltr sayesin
de kendi yaam alann kendisi olutu rur. O halde, insan evre
sini kendisine uymas iin zorlar.
Devlet ve iktidarlarn en nemli grevi, insanlarn doadan
en ok yararlanaca olanaklar salamaktr. Kapitalist toplum
dzeninin en nemli ilkesi, hkmetlerin ve yneticilerin, bi
reysel ve toplumsal giriimciliin nn aacak bir ynetim
tarz gstermesidir. Bu nedenle, her trl olanan kullanma
sunulmas iin yasal dzenein yaplmas ve insanlarn doa
dan en yksek dzeyde yararlanmasn salamak ynetim ve
iktidarn amac ol11aldr.
Bilim her trl sorunu zebilir. Modern bilimin insan mer
kezli yaklam, bilime kar olan sarslmaz inan nedeniyle
bilimin her trl problemi zeceini kabul eder. Problemleri
zerken kabilecek yeni sorunlar da o an olmazsa bile en ksa
sre iinde bilim tarafndan zlecektir dncesi, insan mer-
POST MODERN BiLiM ANl_A YII 201

kezli anlayn temel kabuldr.2

b. Doa merkezli insan, bilim ve evren anlay


Doa merkezli insan, bilim ve evren anlay yukarda aklad
mz insan merkezli anlayn kabullerini eletirerek, merkeze
insan deil de doay koyarak dnmemizi ve yaamamz

nerir. Ozellikle 20. yzylda yaanan iki byk Dnya Sava


ve retilen ykc teknoloji, insan merkezli dncenin geldii
tehlikeli durumu belirtmektedir. Bu nedenle, doa merkezci
bak; insan ile doay kart ya da rakip olarak deil de birlikte
uyum iinde olan geler olarak grr. nsan da doann bir
parasdr. nsan, doann dengesi ve sreklilii iin almal
dr ve bu paralar arasnda bozulmaya giden bir deiime ne
den olmamas hem kendisi hem de doa iin gereklidir. nsan,
doadaki sistemi kavrayp bu sistemin devamn salayacak
ekilde bilim yapmaldr. Sistemi ypratmak ayn zamanda ken
di yaamn da tehlike iine sokmak demektir.

4 . Bilim ve Toplum Anlay


Post-modern anlay, modern ve aydnlanma geleneinin tek
tip toplum oluturma anlayn reddeder; toplumlarn politika
clar ve yneticiler tarafndan bilimsel diye belirlenen baz yak
lamlara gre yaplandrlmasnn kapal bir toplum olutur
duunu ileri srer. B u nedenle kapal ve totaliter toplum tiple
rinin artk geersiz olduklarn kabul eden post-modern toplum
anlay, ak, liberal, zgr, snrlar bilim ve yasalarca belir
lenmemi, daha dorusu toplum mhendislii ile oluturulma
m bir toplumsal durumun olmas gerektiini ileri srerler.
Toplum mhendisliinin her trlsne kar kan post
modcrn toplum anlay, toplumsal dzen ve dengenin insanla
rn rza ya da szlemesiyle olumadn ne srer. nk
bilim adna dayatlan dorular, retim ilikileri, snf atmala
r, iktidar ilikileri, sermaye gibi birok unsur toplumun
inasnda rol oynarlar ya da egemen durumda olabilirler. Feye
rabend'n syledii gibi ''yaamda her ey olanakldr (gider)''

z Demir, a.g. e., ss. 1 55 - 1 5 6.


202 BiLiM FELSEFESiNE GiRi

ise toplumsal yaamda da her ey gider ya da olanakldr. Oz-


grlk ve ak toplumsal yaplarn olumas gerektii dn
cesi post-modern yaklamn temel kabuldr.

5. Bilim ve Tarih Anlay


Post-modern anlay, modern dnemin aydnlanmac ve poziti
vist tarih anlayn yetersiz bulduu gibi gerek tarihsel sreci
de tek tarafl okuma olarak nitelendirir. Pozitivist tarih anlay,
birikimsel ilerlemeci bir srele tarihin evrimsel olarak geliti
ini ileri srmektedir. Tarihi, pozitivist yaklamn ar rasyo
nalizmine dayanarak deerlendirmenin insan, toplumu ve
tarihi aklayamad gr ile post-modernler, aklcl ve
kat bilimsellii reddederler, nk doru iin tek yntemin ve
gerekliin varl1 kabul etmezler. Gerekliin ok farkl yz
leri ve yntemleri olabilir. Bu nedenle, oklu yaklamla tarihe
bakmak gerekir. Bu da tarihin greceli olduunu gsterir. Post
modern filozoflar, tarihte greceli yaklamn nemini savunur
lar. nk her dnem kendi asndan bir nceki dneme bakar
ve yorumlar. O halde, tarih bir yorum ya da okumadr. Her
okuma ise yeni yorum ya da yeni bir okumadr.
Modern dnemin metafiziksel tarih yorumlarnn byk an
latlar o rtaya koyduunu dnen post-modern anlay, idea
list, materyalist, pozitivist, liberalist, kapitalist ve evrimci tm
byk anlat ve hikayelerin artk geersiz olduu nu ileri srer.
nsanlarn, bu byk topyalarn peine dmemeleri gerekti
ini iddia eder. Tm byk anlatlar; metafizikseldir, topyac
dr ve gereki deildir.
Post-modern anlay, tek tip bilim yapma tarzn ne sren
modern anlay eletirir; nk bilime pozitivist bakmak sade
ce bir ok yaklamdan biridir. Pozitivizmin dnda da baklp
bilim yaplabilir. Alternatif bilim olanakldr. Sadece alternatif
bilim deil, alternatif yntemler de olanakldr. O halde Feyera
bend'n dedii gibi ''tek ynteme kar'' kmal, yntemleri
savunmalyz.
O rta a'da din, her eyi belirl iyordu. ''Tek Tanrl dinler,
hem insan hem de toplum yaamn belirlerken, gnmzde bu
ii bilim yapmaktadr." gr erevesinde post-modern d-
POST MODERN BiLiM ANLAYII

2lJ:

nrler, bilimi tek kurtarc ve mutluluu veren g olmaktan


kartmak gerektiini ileri srerler. O halde, bilim ve toplum
hatta tarih ilikisinin yeniden yorumlanmas gerektiini kabul
ederek, farkl yaklamlara ve grecelie deer vermenin gere
ini vurgularlar.

6 . Bilim ve l<tidar liltisi


Bilim gerekten masum bir ara m veya insanl mutlu ve
refahla ykseltebilecek mi yoksa tehlikeli bir silah m? Post
modern yaklamn bu sorulara yant, bilim kart ya da eleti
risi zerinedir. nk amzda bilim artk masumiyetini ve
araln yitirmitir, bir eylere hizmet etmektedir ya da birile
rine daha ok mutluluk ve refah getirirken bazlarn da yoksul
lua ve lme itmektedir.
Bilimin nesnellii, objektiflii, tarafszl ve yanszl , artk
amzda ska tartlr hale gelmitir. Bilim, gerekten nesnel
ve yansz bilgi mi vermektedir? Yoksa birtakm kii ya da grup
lara kar m salamaktadr? Post-modern yaklam bilimin
sermaye ve iktidarla ok yakn iliki iinde olduunu ve masu
miyetini, nesnelliini, tarafszln ve kesinliini kaybettiini
sylerken bunlarn zaten hi olmadn fakat bizlere olmu gibi
gsterildiini de kabul eder. Gnmzd e bilimi ynlendiren ve
etkileyen unsur ve gler unladr:
Bilimin arkasnda uluslararas byk sermaye vardr: G
nmzde bilim, kk amatr odalarda oluturulmu laboratu
varda yaplamayacak kadar gelimi durumdadr. Bu nedenle,
byk maddi destee gereksinim vardr. Bu maddi gereksin
meyi karlayanlar arasnda devlet kurumlar (devlet niversi
teleri, Tbitak, DPT vb. gibi) olduu gibi zellikle byk ulusla
raras ya da ulusal irketler de vardr. Bu irketler niin bilime
ve aratrmaya destek vermektedirler? Ya da ne beklentileri
va rdr? Kar amal alan bu sermaye irketlerinin bilimden
beklentileri olduu gibi kendi belirledikleri almalarn yapl
masn da istemektedir. Bylece bilim ve bilim insannn zerk
lii, zgrl, nesnellii, tarafszl, i rketlerin istek ve ama
lar dorultusunda belirlenmekte ve ekillenmektedir.
Bilimin arkasndaki yneticiler ve siyasetiler: Post-modern
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

2()4

anlay, amzda bilim insanlarnn ve topluluklarnn siyaset


ve iktidarla ok yakn bir iliki iinde olmalar nedeniyle taraf
szlklarn ve nesnelliklerini yitirdikleri, bu nedenle de iktidar
yanls bilimsel aklamalar yaptklarn dnmektedir. Bilim
sel almalara maddi kaynak almak ya da proje almak iin
bilim insanlar topluluu gittike politiklemekte olup, kendi
stat ve almalarn koruma ve gelitirme peinde siyaset
yapmaktadrlar. Birok bilimsel kurulu dorudan st yneti
me ve iktidara balanm olup, iktidarn ynelimindeki bilim
insanlar buralara ynetici olarak atanmaktadr.
Bilimin nasl kul/anlacan belirleyen iktidar, siyasetiler,

uluslar aras sermaye, proje merkezleri n plana kmtr: G


nmzde bilimin hem kendisi hem de onu yapan bilim insanlar
topluluu eitli gler tarafndan ynlendirilmektedirler. kti
dar ve bilim ilikisi ya da gc elinde bulunduran gruplar ile
bilim insanlar ilikisinde bilim dardan belirlenmekte olup,
birilerinin karlar iin yaplmaktadr.
Bilim insanlar bilimi geim kayna ve stat konumu olarak

grmekteler: Amatr ve akademisyen tipi bilim insan yerine


proje yaparak geimini salayan ve proje saysn artrdka
statsn artran bilim insanlar ortaya kmtr. ndeksli ya
yn, atf, proje gibi yaynlarn, niteliinden ok nicelii bilimsel
ykselmelerde n plana kmtr. Bilimdeki stat konumlar
arttka daha iyi bilim insan itibar gren profesrler, yerlerini
daha ok salamlatrma ve garanti altna alma iine girimi
lerdir.
Tketen ve yine tketen insan modeli: Yeni teknolojileri t

keten insan saysn oaltma almalar devam etmektedir.


Her an yeni bir model ve onu almaya ynlendirilen insan yaam
biimleri tevik ediliyor. Tketen insan, doaya, topluma ve
kendine yabanclamaya ve gittike yalnz yaamaya doru
itilmektedir. Doal yaam sreleri ve ortamlar yerini sosyal
(yapay net) a ortamlarna brakt. Tketilen ve atlan eski mo
del rnlerin depolanmas, yen iden retime sokulmas byk
sorunlar yaratmaya balad.
Tm insanl yok edecek projeler zerinde almalar o

ald: ok sayda insan ya da canly ldrecek atom bombas


ya da kimyasal silahlarn retimi ve kullanm, bilimsel ilerle
menin ya da bilimsel etiin sorgulanmasna yol at. Canl ze-
POST MC_)DERN BiLiM AN LAYII 205

rine almalar zellikle de gen kopyalama almalar, eitli


tartmalara neden olmaya balad. nsan geni kopyalama ve
buna bal olarak organ nakl inin daha kolay olmas, ahlaki de
erlerin hatta insan olmann ne demek olduu tartmalarn
yeniden balatt. Acaba genetik almalar yeni bir insan tr-

nn m peinde? ileride nasl bir insan tipi beklenmekte ya da


istenmektedir? Byk glerin beklentilerini, iiliini ve koru
yuculuunu yapacak karakterde insanlar m retilecek? B u tr
sorunlar, geleciin ve bilimin bizatihi amac zerine olan endi
eleri dile getirmektedir.

7 . Anti-Bilim Anlay ve Post Modern


Bilimin Temel Kabulleri
Her trl byk anlat ya da ideoloji rnein pozitivizm,
idealizm, liberalizm, eitlikilik, Marxizm, sanayileme vs. birer
masald. ''Byk anlat ve topyalara hay r!'' slogan ile bilim
kart bir tavr sergileyen post-modernist yaklam aslnda
bilimin indirgemeciliine kar kmaktadr, nk modern
dnem, bili mi, insan ve toplumu tek biimcilikle aklamaya
al t gibi tek tip olmas iin de zor kullanmtr.
'' Homojen toplum anlayna hayr!'' slogan ile sadece po
zitivistik bir kafa yapsyla bilimsel dnya iinde yaayan insan
ve toplum modeli yerine farkllklarn bir arada olduu kltr
leraras yaam modelini benimsemi toplumlarn olumas
istenmektedir. Bylece zgrlklerin ve hogrnn olduu
toplumlarda farkllklara ve dierine yer verilmi olacaktr.
''Byk toplum ve tarih ku ramlarna hayr!'' slogan ile
post-modern yaklam, toplum mhendisliini reddetmektedir.
'' Byk Ortadou Projesi'' gibi tarih yazm ya da yap m ve
Fukuyama'nn 'Tarih in Sonu' gibi tezleri eletirilip reddedil ir
ken yerine grecelik ve dieriyle birlikte yaama, okkltrl
lk, yerellik gibi dnceler benimsenmektedir.
''Yerel anla t, kltr ve dile evet!'' dncesi erevesinde
yeni bir d nya olumas hayal edilmektedir. Bu konuda tart
malar, almalar ve projeler gelitiilmekte ve uygulanmaya
allmaktadr.
''Metadil ya da tek st dile hayr!'' Post-modern anlay,
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

206

homojen insan ve toplum oluturan modern gelenein kar


snda farklln n plana kt bir insan ve toplum nerisi
getiriyor. Tek bir dil yerine (bu dil amzda ngilizcedir), yerel
dillerin korunmas ve gelitirilmesi gerekmektedir. nk ok
dil; zenginlii ve dnce eitliliini salayacaktr.
Sonu olarak bilim eletirisi zerine post-modern yakla
mn bilim kart ya da eletirisi tezlerini u ekilde sloganlat
rabiliriz:
! Byk kurtulu nerisi yapan ideolojilere hayr! zgr-

lk ve ak toplumlara evet!
! Homojen topluma hayr! Heterojen topluma evet!

! Teklie hayr! Farklla ve tekinin olabilirliine evet!


! ndirgemecilie, zcle ve evrenselcilie hayr! Gre


celie evet!
! Tek ynteme hayr, ok yntemlilie evet!

! Tek gereklik ve doruya hayr! Farklla ve ok hakikat


ve doru anlayna evet!


1 3 . BOLUM

Bilimi, evreni anlamak iin bilgi elde etme etkinlii olarak ta


nmlamtk. Bilim ile evreni, toplumu, insan ksaca bizimle
ilgili veya ilgili olmayan her eyi anlamaya ve bilmeye alrz.
Bu tanmdan anlald gibi bilimin birinci deeri, bizim d
nme etkinliinde bulunmamz salyor. Bilen ve anlayan
varlk olarak insan; bilim, felsefe ve sanat retmeden duramaz .

i nsan olmann gerei bilgi retir; nk bilgi edinme potansiye-


li ile bu dnyaya gelmektedir.
Bilimin tanmndan kaynaklanan deerinden baka bilimin
nemli deeri vardr:

1 Bilimin Deeri rettii


.

Telaoloj iyle Aa l<:ar


Bilim kendi bana saf kuramsal bilgi etkinliidir. Bu bilgi ne iyi
ne de ktdr. Ne zaman bilimin saf bilgisi, pratie uygulanrsa
ve hangi amala kullanlrsa o zaman iyi veya kt ortaya kar.
Bilimin pratie uygulanmasna teknoloji denir. Teknoloji, bi
limsel bilginin kullanm sonucu retilmi ara ve gerelerdir.
Teknoloji, insann yaamn kolaylatrmak iin retilir. nsann
salndan tutun, her alanna yardm eden teknoloji, insann
mutluluunu ve mrn artrmak iin yapld srece faydal
dr. Teknolojiyi faydal ve zararl diye ayrabiliriz. Fakat fayda
BiLiM FEI"SEFESINE GiRi

208

ve zarar teknoloj inin kendisinde deil, onu kullanann niyetin


de ortaya kar. Bir bak doktorun elinde hayat kurtarrken,
bir katilin elinde hayat alr. O halde, iyilik ve ktlk, fayda ve
zarar bilim ve teknolojinin bizatihi kendisinde deil, onu kulla
nan insana gre deimektedir.
Bilimin teknolojiye dnmesiyle oluan eler, insanln
daha ileri gitmesini salar. Bir ulus, elinde bulundurduu ve
rettii bilim ve teknoloji oranna gre, dnya devletleri ara
snda yer alr. Bugn Bat devletleri uygar ve gelimi olarak
kabul ediliyorsa, bunun en nemli nedeni rettikleri bilim ve
teknolojidir. O halde, modernlemenin, gelimenin, ileri gitme
nin ve saygn olmann en nemli koulu bilim ve bilimin uygu
lama alan olan teknolojidir.

2 . Bilimin Ahlal<sal Deeri


Bilim ve teknoloj i insanl ileri gtrebildii gibi, insanl yok
da edebilir. Bu onun hangi amala kimlerin elinde olduuna
baldr. Bu durun1da bilimin ikici deeri olan bilim ahlakn
aklamak gereki. Daha nce belirttiimiz gibi, bilim ve tekno
loji kendi balarna bir ahlaki veya manevi deere sahip deil
dir. Ahlaki ve manevi deer, insana ait bir olgudur. Bilimi ve
teknolojiyi kullanana gre, bilim ve teknoloji iyi veya kt,
ahlakl veya ahlaksz olabilir.
Tm bunlara karlk, bilimin z gerei bilim insan tarafsz
ve nesnel dn 111ek ve davranmak zorundadr. Atom bomba
sn reten bilim insan, yapt almay insanlar ldrmek
iin yapmam tr. Onlar, atomun paralanabileceini ve para
lannca da byk bir enerj i kitlesinin aa kacan gster
meyi amalamladr. Grld gibi, bilin insan yapt a
lmada hep taraf.s z ve nesneldir. retilen bilim ve teknoloji,
devlet ve siyasetilerin elinde ahlaki bir deer kazanr. Atom
bombasn atmay<1 karar veren Amerika Birleik Devletleri
Bakan, onu bir lJakla bar iin, dier bir bakla insanlar
ldrn1ek iin kullanmtr. Bilimin ahlaki deeri, bilimin ve
teknolojinin insann yararna kullanlmas gerektiini ne s
rerken, bilimsel zihniyette olnayanlar onu kendi karlar iin
kullan maktadrlar.
BLMN DEGET VE YAAMLA LKS 209

3. Bilimin Entelektel Deeri


Bilim, insanlara belli bir dnya gr oluturma, dnyaya
bilim asndan bakma ve anlama olana verebilir. Dnyaya
bilimsel zihniyetle bakmak, ancak tarafsz ve nesnel olmaya
baldr. Bilimin tarafszln ve nesnell ii ni kendine dnya
gr yapan insanlar, dnyay daha iyi yapabilirler. Uygarln
lt olan bilimselliin insanlar arasnda yerlemesi sonucu,
insanlar aratrmaya ve bilgiye daha ok deer vereceklerdir.

insanlar anlamsz ve bo bir inancn peinde deil de, bilginin


peinde koacaklardr. Yaadklar toplumu, devleti ve dnyay
daha mreffeh veya konforlu, daha gzel ve daha yaanabilecek
hale getireceklerdir. Dnyay bar iinde paylaarak, daha ok
bilgi retmeye alacaklardr.
Dier bilgi trleriyle desteklenen bilim ve teknolojinin dee
ri daha da artacaktr. Bilimsel bilginin dnda evreni felsefe,
sanat ve dinle de anlayabiliriz. Bu bilgilerle iliki iinde olan bir
bilim, kendini daha da geliti rebilir. Bylece ortak sonularn
kaca bi durum, ounluun istedii ve arzulad ey ola
caktr.
. . . .

1 4. BOLUM

Bilimin nasl ortaya ktn ve hangi aamalardan getiini


a nlamak iin yaplan almalara bilim tarihi denir. Bilim tarihi,
nesnel bilginin ortaya kn ve geliimini drt temel aamayla
aklar.
1 . M sr ve Mezopotamya' da bilim;
2. Eski Yunan'da bilim;
3. Orta a'da bilim;
4. Rnesans'la balayan Modern Bilim.

1 Msr ve Mezopotamya' da Bilim


.

lk uygarlklarn yerlei m merkezi olan Dicle, Frat ve N il nehir


lerinin kylar, ayn zamanda ilk bilimin ortaya kt yerlerdir.

M.O. 3000'lerde M ezopotamya blgesinde kurulan Smer uy-


garl, hayvanclk ve tarm alannda ok ileri gitmilerdi. Ma
denleri ilemesini bilen Smerliler, 60 tabanl bir say s istemi
gelitirdiler. M.. 2 SOO'lere gelindiinde arpm tablosunu bul
dular. Yazy da bulan Smerliler ayn dnemlerde yaayan
Msrllar gibi, geometride alan ve hacim hesaplar yapyor,
dairenin alann bulmak iin gerekli n (pi) saysn 3 . 1 2 5 olarak
biliyorlard.
Smerlilerin yklmasyla kurulan Babil uygarl, matema-
BiLi M FELSEFESiNE GiRi
. . .

212
. .

tik, geometri ve astronomide byk ilerlemeler kaydettiler.


Smerliler tam saylarn yan sra kesirli saylarn hesaplanma
sn da yaptlar. Cebirsel ilemlerden, karekk, kp kk, ikinci
ve nc dereceden denklemleri zdler. Matematiin ve
geometrinin problemlerini somut olarak ifade eden Babilliler,
daireyi 360 dereceye ve bir saati 60 dakikaya bldler.
Msr uygarl, matematik, geometri ve astronomi bilgileri
ne, tp bilgilerini de ekleyerek, bilimsel almalarn kapsamn
oaltt. Hasta muayenesi iin gerekli admlar bilen Msrl
hekimler, hastay uygulamal ila tedavisiyle iyiletirmeye al
tlar. Mumyalama tekniiyle, cansz bedenleri uzun yllar sak
lamay baardlar.
Fakat bu uygarlklardaki bilimsel almalar salt bilimsel
deildi. Bilimsel dnme dinsel dncenin etkisindeydi. He
kimler ayn zamanda bycl de kullanmaktaydlar. Bilim
insanlar, genellikle rahiplerdi ve pratik ihtiyalar iin bilimsel
etkinlikte bulunmaktayd lar.

2. Esl<i Yunan'da Bilin1


Eski Yunan'a gelindiinde dinsel etkiler giderek azalmakta ve

yerini aklsal aklamalara brakmaktadr. M.O. 600'lerde ba-


layan Yunan uygarl dinin etkisinden kp akln; yani felsefe
nin etkisine girmitir. Thales ve dier felsefeciler, doa felsefesi
yaparak bilimsel almalara katk yap mlardr. Bu dnen1de
bilim insan ile filozof ayn kiidir. Doa filozoflar, evrenin ana
maddesini akl yoltyla aratrmaya baladlar. Dnyay ve ev
reni eitli f'e lsef kuramlarla yorumlayan doa f'e lsef'e cileri,
daha sonra insan felsefesinin etkisiyle kendi ilgi alanlarndan
uzaklatlar. Pythagoras, her eyi say ile aklayarak, matema
tiin nemini vurgulad. Kendi adyla bilinen geometri teorisi
bu dnemdeki bilimsel almalar iin iyi bir rnektir. Empe
dokles ve Demokritos'un atomcu kuram, materyalizmin ilk
rnekleridir.
Sokrates'le balayan insan felsefesi, felsefinin ilgi alann
bilgi, ahlak, toplum, adalet, gzellik, devlet, erdem ve benzerleri
gibi kavramlara yneltti. Platon kurduu Akademiye girmek
isteyenler iin bir n koul getirdi: Ancak ve ancak matematik
BiLiM TARI HI AISINDAN BiLiMLERiN GELiiMi

213

bilenler Akademiye girebilirdi. Aristoteles, yapt mantk a


lmalaryla akl bilgilerini bir araya toplayarak, mantk bilimi
nin kurucusu oldu. Aristoteles, ayn zamanda iyi bir biyolog idi.
Balklar, hayvanlar ve bitkiler zerinde yapt gzlemlerle
botanik ve zoolojide uzun sre geerli olan snflamalar ortaya
koydu. Aristoteles'in fizik ve evren grleri uzun yllar bilimi
etkiledi.
Felsefe ve bilimin b u dnemdeki birliktelii yava yava ay
rlmaya da balad. M.. 200'1erde Eukleides, kurduu klid
geometrisiyle, geometriyi felsefeden ayrarak salt ve bamsz
bir bilim disiplini yapt. Hemen sonra Archymedes'in mekanii
b u ayrlmay destekleyen bir nitelikteydi.

3. Orta a' da Bilim


O rta a'da bilimin durumu Eski Yunan'dan farkl bir yap gs
terir. Orta a Avrupas H ristiyan dininin etkisiyle bilimsel
almalar terk ederek, dinsel dogmalarn aklla aklanmasyla
urat. Bilim kutsal kitabn izin verdii kadaryla yaplmaktay
d. O da ancak gnlk pratik ihtiyalar karlayacak kadard.
O rta a Avrupas'nda bilimin durmas hatta gerilemesine kar
n Douda slam dininin etkisiyle yeni bir bilim gnei yk
selmeye balad. slam dininin bilgiye verdii nem sonucu,
slam dnyas ndaki Mslman ve Mslman olmayan bilim

insanlar byk bir bilimsel etkinlie baladlar. O ncelikle Eski


Yunan'dan, Hint'ten, lran'dan ve dier uyga rlklardan yaplan


evirilerle var olan bilim slam dnyasna aktarld. B u aktar
malar ksa zamanda meyvelerini verdi. M. S. 9, 1 0 ve 1 1 . yzyl
larda almalar en st noktasna vard.
Harezmi, doudan ald etki ile on tabanl say sistemini
kurmutur. Daha sonra Avrupa'nn da kabul ettii bu sistem
Arabik Say Sistemi olarak gnmze kadar gelmitir. Yazd
bir cebir kitabnda Harezmi, ikinci ve nc dereceden denk
lemlerin zmn gstermitir. Abdlhamit bn Trk ise cebir
almalarnda ikinci dereceden denklemleri geometri yard
myla zmtr. El-Razi, tp alannda nemli almalar yapt.
bn Sina'nn tp alanndaki almalar uzun sre hem Dou'da
hem de Batda takip edildi. Biruni matematik ve trigonometri
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

214

almalar yaparak, slam dnyasndaki bilimsel almalar


devam ettiren dier bir bilim adamdr. El-Hazin yapt optik
almalaryla grmeyi ve n krlma yasalarn aklad.

Daha ok air olarak tannan Omer Hayyam 1 1 . yzylda astro-


nomi ve cebir alannda almalar yaparak, bilime katkda bu
lundu.

4. Rnesans'la Balayan Modern Bilim


Orta a'n etkisinden slam dnyasyla tanarak kurtulmay
baaran Avrupa, 14. ve 1 5. yzylla rla balayan Rnesans hare
ketini yapt. nce bn Rd etkisiyle spanya ve talya'da bala
yan dnme etkinlii daha sonra tm Avrupa'y etkisi altna
ald. Rnesans'n kelime anlam ''yeniden dou'' demektir. Eski
Yunan uygarlndaki aydnlanma dnemini yeniden yaatmak
isteyen Bat dnyas, felsefe ve bilimde ok nemli almalar
yapt. Evreni dinle deil de, aklla yeniden yorumlama abas
iine giren Rnesans dnrleri Roger ve Francis Bacon'n
etkisiyle deneyi temele alan doa bilimlerine yneldiler. Bilim
gittike felsefeden aylarak, bamsz olmaya balad. Bilimin
bu hzl ykselii ve bu ykseliin sonucunda elde edilen doa
ya hkmetme istei, tm modern bilim insanlarnn ryas oldu.
Aristoteles fiziiyle desteklenmi Batlamys'n yer merkezli
evren kuram, Kopernik ( 1 4 7 3 - 1 543) tarafndan rtlerek,
yerine gne merkezli bir even kuam getirildi. Kopernik
insan merkezli evreni kaldrarak, gne merkezli bir evren
anlay getirmesi sonucu modern an en nemli devrimini
gerekletirdi. Bu devrimle dinin syledii ''insan evrenin mer
kezindeki en erefli varlktr'' gr deiti. Kopernik'in dev
rimi Kepler'in ( 1 5 7 1 - 1 630) ve Galilei'nin ( 1 564- 1 642) alma
laryla desteklenerek, bilimselleti. Francis Bacon'un bilim ze
rine yapt bilim felsefesi ve Descartes'n yntem aray, bi
limsel almalarn nemini iyice artrd. lsaac Newton (1643-
1 72 7) Doa Felsefesinin Matematik lkeleri adl eseriyle klasik
fiziin temel yasalarn ortaya koydu. Newton'un hareket iin
nerdii yasas, evrensel ekim yasas ve evrensel ekim
yasas sonucu oluan evrensel dzen anlay, tm evreni ve
olgular aklamak iin yeterli kabul edildi. Bunlar klasik fiziin
BiLiM T ARIHI AISINDAN BiLiMLERiN GELiiMi

215

temel yasalar oldu. Huygens, Boyle ve Gassandi'nin almala


ryla bilim, artk modern dnemin tek bilgi kayna oldu.
1 7. yzylda balayan bilimsel gelimeler ayn hzla 18. ve
1 9 . yzylda da srerek gnmze kadar devam etmitir. 18.
yzyl bir aydnlanma a olarak, akln egemenlii altndadr.
Bilimin egemenliinin artmasyla 1 8 . yzylda balayp, 1 9 .
yzylda tamamlanan endstri devrimi gerekleti. Artk a
bilim adr. Bilimin bu hzl ykselii 19. yzyln sonlarna

doru krize girmeye balar. Artk Oklid geometrisine kar ge-


ometriler gelitirildi ve matematikte baz paradokslar ortaya
kt. Doa bilimlerinin karsna tin bilimleri kmaya balad.
2 0 . yzylda Freud'un psikolojideki yeni yorumuyla insann

evrendeki durumu tekrar deiti. i nsan artk kendi aklnn


egemenliinde deil, bilin-altnn egemenliindedir. Freud'un
devrimi ve Einstein'n, Newton fiziinin yasalar yerine nerdi
i grecelik kuramyla 20. yzylda bilimde tam bir deime
oldu. Einstein'n kuramn Max Planck'n kuantum kuram des
tekledi. Bylece Newton fizii terk edilerek, kuantum fiziinin
grecelik ve belirsizlik ilkeleriyle evren aklanmaya alld.
. ' -.

1 5 . BOLUM

B u blmn amac; insan ve doa ilikisini hem tarihsel hem de


sistematik adan ele alarak insann doa karsnda, yannda
ve b irlikte nasl var olmas gerektiini aklamaktr. B u ama
dorultusunda ncelikle tarihsel srete filozoflarn doay

nasl yorumladklar zerinde durulacaktr. ilk a'dan gn-


mze kadar doa felsefesi zerinde aklamalar yaplarak d
nrlerin doay anlama abalar verilecektir. kinci olarak
evre, etik ve evre etii tanmlanacaktr. Son ksmda ise a
mzn evre ve doaya bak temelinde ''ekoloj inin prensipleri,
derin ekoloj ide yaama ve doaya sayg etii'' ele alnacaktr.
Felsefe, insan dncesinin geliimi srecinde ortaya km
bir bilgi trdr. Felsefi yaklamlardan nce insanlar kendile-

rini, doay ve evreni birok ekilde aklamlardr. nceleri


mitolojik bir yaklamla varolan kavramaya alrlar. M itosla
rn verdii bilgilerle varolan kavrarken, kendi deneyimlerin
den deil de doa-st glerin deney ve bilgilerinden yararla
nyorlard. Buradaki bilgi insana ait deil, mitolojik varlklarn

bilgisiydi. insan edilgen olarak kendi kaderinin bu varlklar


tarafndan belirlendiine inanmaktayd.2 Akln sorgulayarak
elde ettii sistemli felsefe yaklak M.. 6. yzylda dou Akde-

Bu blm, 2 0 0 3 ylndan itibaren TBTAK tarafndan desteklenen


4004 Doa Eitimi ve Bilim Okullarnda verdiim derslerde kullanlan
dersin notlarndan olumutur.
z en, A. Kadir, Felsefeye Giri, Sentez yaynclk, Bursa, 2 0 1 2 . ss. 43-4.
BiLiM FE1.5EFESINE GiRi

218

niz ve Ege Denizi'ndeki adalarda balad. Bu blgede felsefenin


doabilmesi iin her trl olanak olumutu : Toplumsal dzen,
zgrlk, maddi ve kltrel zenginlik. Bundan sonra geriye
kalan ey, bireyin merak idi. Birey verilen ve retilenlerin
tmn yeterli grmeyip, varolanlarn nedenini aratrmaya
balad anda felsefenin de temeli atlm oldu.

1 ll<: a Doa Felsefesi


.

Doa felsefesi; M. O. 6. ve 5. yzyllarn salt doay konu yapan,


sonra da Yunan ve H ristiyan Avrupa'da, genel metafizik sis
temlerin doaya ilikin aklamalarndan kaynaklanan felsefe
dir. Doa felsefesi, yonya'da duyumcu/gzlemci, Yunan yar
madasnda aklc/dnsel bir zellik kazanmtr. M..
600'1erde Thales'le balayan ve yaklak iki yz yl sren bir
dnemi kapsayan doa felsefesinde ama, varln ana ilkesini
bularak, her trl varolan b u ilke ile aklamakt. Felsefeyi bir
doa aklamas olarak gren bu yaklama gre, varln ana
maddesi felsefi dnle belirlenebilir ve doa, evren ve insan
bu ana maddeyle aklanabilirdi.3
Yunanllarn Thales'den nce, her toplumda olduu gibi, top
lumun din, dnya, toprak ve doayla ilgili grlerini ortaya
koyan Homeros, Hesiodos gibi bilgeleri ve airleri var. Bilge
kiilerin zellii, toplumsal olaylar, insan ilikilerini, doa olay
larn bilen insanlar olmalardr.1 Thales evreni, Yunan dini ya
da mitolojisinin sunduunun dna kararak anlamaya ve
aklamaya almtr. Thales ''Her eyin ana maddesi 'su'dur."
aklamasyla ilk defa doa felsefesini balatmtr. Ayrca;

''M.O. 28 Mays 585 ylnda gne tutulmas olacaktr." tahmini


ile de hem gzlem hem de matematiksel verileri kullanan ilk
bilim insan rneini sergilemitir. Onu, Anaximandros,
Anaximenes ve dierleri izlemitir. Bu filozoflarn evreni ak
larken kullandklar ortak ey, doa, doann gzlemi ve onun
aklsal aklamalar idi. Bu sebeple onlarn yapt felsefeye
''doa felsefesi ya da varlk felsefesi'' denmitir. Bu ilk doa
filozoflar d dnyay gzlemlemi ve okluk olduunu gr-

' en, A. Kadir, a.,q.e., s. 76.


4
http ://www.geocities.com/felsefem/index_felse fe /felsefe_i ndex.htm
DOCA FELSEFES, EKOLOJ VE EVRE ETG 219

mler; bu okluun ancak ve ancak onun kendisinden kt


veya tredii bir birlie indirgenebildii zaman anlalr hale
gelebileceini ve dolaysyla aklanabileceini dnmlerdir.
Bundan dolay ilk doa filozoflar arkhe (ana madde) problemi
ile uramlar ve her eyi, arkhe'nin deiik grnmleri ola
rak aklamladr.
Sokrates ncesi ilk doa felsefesi kendi iinde drt dnem
ya da okula ayrlr. Srasyla maddi neden ya da arkhe problemi
zerinde duran M ilet Okulu, madde deil de form zerinde
duran Pythagoras Okul, deime problemi zerinde younla
an H erakleitos ve Elea Okulu ve son olarak birden ok arkhe
ne sren Plralistlerdir.
a) yonya Okulu: Thales (su), Anaximandros (apeiron) ve
Anaxsimenes (hava)
b) Pythagoraslar
c) Deiim problemi: Elea Okulu (Parmenides, Zen on,
Xenophanes) ve H erakleitos
d) Plralistler: Empedokles, Anaxagoras ve Atomcular5

Sokrates, insan yaamn temele alarak doa felsefesine kar-


kp felsefenin merkezine insan koyar. M.O. 5. ve 4. yzylla-


r kapsayan insan felsefesi Sokrates'in Atina sokaklarnda gen
lere insanla ilgili sorduu sorularla balamaktadr. Sokrates'in
rencisi olan Platon ve onun da rencisi Aristoteles'le devam
eden felsefeyi tanmlamadaki deiim sonucu artk felsefe bir
ana madde arayndaki dnme sreci olmaktan kmtr. Bu
filozofta insan, yaad toplum ve devlet hakknda sorular
soran bir felsefe anlay iindedirler. Felsefeye bak ve tanm
lama insan varlnn akll olmasna dayanyordu.6
Hellenistik dnemde, Epikros Demokritos'un atomcu me
kanist grn, Stoaclar, Herakleitos'un dinamik doa anlay
n canlandrp gelitirir. Buna karn, Yeni Platoncular, varlk
ve deiim alannda tmyle soyut dnceler ileri srerler.
O rta a'da, doann bilimsel adan incelenmesi byk lde
ihmal edilmitir. Bu dnemin felsefesi, Aristotelesiliin, Pla
tonculuun ve H ristiyan metafiziinin bir karmndan oluur.

s http: / /www.geociti es.com/felse fem/index_felsefe /felsefe_index.h tm


6 en, A. Kadir, a.g.e., s. 76.
BiLiM FELSEFFSINE GiRi

220

Felsefeyi teoloji asndan ele alan Orta a felsefecileri, felse


feyi tanr bilimin hizmetine yardm edecek bir ara olarak ele
almlardr. Felsefe, teoloji; yani asl varlk olan Tanr'nn varl
ve bilgisi iin yaplmaktadr. Felsefenin tek konusu Tanr'dr.
Tanr merkezli bir felsefe yaklamnda inan, vahiy ve sezgi
gerei veren bilgi trleridir. Akl ise doa olaylarn aklayan
dolayl bilgidir.

2 . Modern Felsefede Doa Felsefesi


Rnesans dneminde dnrler, doay Tanr'dan bam
sz bir biimde, kendi iinde kapal bir sistem olarak grerek
modern bilimin teorik ve ontolojik temellerini hazrlamlardr.
Francis Bacan, insan bilgisinin ve eyleminin doaya dayanmas
ve doa zerinde temellenmesi gerektiini belirtmitir. Bacan,
bu konuda unlar syler: ''Doann hizmetkar ve yorumcusu
olan insanolu, deney ve dnme yoluyla doa dzeninin sr
larn anlad lde, eylemde bulunabilir ve bilgi edinebilir.
Doaya egemen olmann koulu, ona boyun edirmektir." Ba
con'la balayan ''doaya egemen olma'' tutkusu sanayi devrimi
ile birlikte doay smrme tutkusuna dnt. Bu tutku tke
tim ekonomisini krkledi. Tketim diye diye doa da insann
kendisi de tkenme noktasna geldi.7 Modern ala birlikte, akl
kendi yaratm olmayan eylere kar bayrak aarak, onlar
denetleme ve bylece kendine baml klma srecine girdi.8
Felsefe yine insan merkezli bilgi, varlk ve ahlak zerinde ak
lamalar yapan ussal bir dn biimi olmutur.
Modern fizikte birincil ve ikincil nitelikler ayrmna bal
olarak felsefeye de beden ve ruh sorunu girer. Beden, fiziksel
bir dnyann bir paras olarak, doa biliminin inceleme alan
na girer. Ruh ise fiziksel dnyann dndadr.9 Descartes mad
deyi uzam, ekil ve harekete indirgeyerek maddeyi geometrik
letirdi. H atta maddi eylerin varolduklarn bile geometrik

7 Akarsu, Bedia, "nsan ve evre", Cogito, Say: 2, Yap Kredi Yaynlar,


stanbul 1 994, s. 3 1
e Tufan, Hlya, "Kolektif Bellek ve nsan/Doa likisi'', Cogito, Say: 2,
Yap Kredi Yaynlar, stanbul 19 94, s. 69
9
nder, Hasan, evre Felsefesi, Doruk Yaymlar, Ankara 19 96, s. 56
DOCA FELSEFES, EKOLOJ VE EVRE ETG 221

ispatlarn konusu olarak ele alp anlyordu, nk onlar ancak


byle ''ak'' ve ''seik'' olarak kavryordu. Maddeyi blmleri
nin hareketliiyle aklyor ve bylece Descartes maddeyi bir
''makine'' gibi tasarlyordu.10 Bylece modern felsefenin bilgisi,
matematiksel fiziin bilgisidir. Bu b ilgi nesnel/objektiftir, do
ada olan tam olarak yanstr. Nicelikseldir, herkes tarafndan
test edilebilir. Yeni epistemolojinin yaklam bireyci, zmle
yici ve indirgemecidir. M ekanist gr; aklc, bilimci ve tekno
merkezcidir.11
Romantizm, modern bilime hakim olan mekanist doa tasa
rmna, doay anlamadan yoksun cansz bir madde alemi ola
rak gren anlaya iddetle kar karak, doay iirle bezen
mi anlaml bir varlk alan olarak grm ve ondaki anlaml
bulduu unsurlar bulup kartma abasna girimidir. Roman
tiklerin doa felsefesine gre, doal fenomenler bizim, istedi
imizde anlayabileceimiz birtakm imgeler ieren bir dil mey
dana getirir. Bu dili anlamak, doann fenomenlerini anlamak,
gzlem ve deney yoluyla deil, fakat sezgiyle mmkn olur.
nk doann fenomenleri insana yabanc fenomenler olma
yp, yaamla da dorudan bir ilikisi olan fenomenler, zih
nin/tinin davu rumlardr. te bu anlamda doa felsefesi, bi
limin kavrayamad iin yabanc kald doann unsurlarn,
ynlerini aa karan kuramlar gelitirme faaliyetini ifade
eder.
Doa felsefesi, materyalizme gre, doal dnyann fenomen
lerine ilikin, bireysel bilim adamlarnn tekil aratrmalarn
dan daha temel ve kapsam bakmndan daha genel olan, felsefi
incelemeyi ifade eder. Doa, somut ve maddesel olarak zih
ni/tini nceler. Her tr madde diyalektik yasalara tabii olarak
deiim ve dnm iindedir.
Doa felsefesi terimi gnmzde, genel ve kuramsal bir
kapsam iinde, bir gereklik olarak doann temel yn ve bo
yutlarna ilikin aratrmadan oluur ve kendi iinde fizik ve
biyoloji felsefesi olarak ikiye ayrlr. Doal gerekliin en temel
ve nemli ynlerini ele alan bu disiplinden hareketle, bir btn
olarak gerekliin kendisi, insann dnya gr, antropolojisi

10 Uslu, brahim, evre Sorunlar, nsan Yaynlar, stanbul 1 995, s. 7 4


1 1 nder; a.g.e., ss. 54-55
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

222

ve ahlakyla ilgili sonular karld iin, doa felsefesi, yalnz


felsefi adan deil, fakat pratik bakmdan da byk nemi olan
bir disiplindir. Baka bir deyile, bir gereklik olarak doann
aktel boyutlaryla ilgili aratrmalardan meydana gelen felsefe
tr olarak doa felsefesi, fizik felsefesiyle biyoloji felsefesin
den meydana gelmektedir. Doa felsefesi bu balamda, insann
doal kuruluuyla evresine ilikin salam bir kavrayn onun
inan ve tavrlarn nemli lde koulland anlayyla, do
aya ilikin aratrmalardan baz sonular kartmaya alr.12

3. evre Etii
evrenin tehlike iinde olduu dncesiyle, doa ile insan
ilikisi zerine yaplan felsefi soruturmaya evre etii ad
verilmitir. B u ilikinin ne lde olanakl olabilecei sorusu
temel problemdir. nk geleneksel etik, insan ilikilerini ince
lemektedir. Etik kuramlar ''Nasl yaamalyz?'' sorusunu ce
vaplamaya alr. Bu anlamyla (geleneksel) etik, felsefenin bir
alt disiplini olarak, ne yaplmas ya da yaplmamas gerektiiyle
ilgili genel bir bilgi salar. ''Nasl yaamalyz?, Ne yapmalyz?,
Hangi davranlarmz doru ya da yanltr?, Ahlak\' anlamda
ykmllklerimiz neler olmaldr?'' v.b. sorular etiin konusu
nu olu tu rur. Geleneksel etik anlaynn zelliklerini Hans jo
nas drt noktada toplar:
nsan olmayan dnya ile insann ilikileri etik olarak
ntrdr.
Etik bakmndan nemli grlen ey, insann kendisiyle
ilikisi dahil, insann insanla dorudan ilikisine aittir.
Tm geleneksel etik insanmerkezcidir.
B u alandaki eylemi iin, ''insan''n nelii ve onun temel
koulu znde deimez grlr ve ''tekne''nin ekillen
dirmesinin bir nesnesi deildir.
Eylemde dikkate alnmas gereken iyi ve kt, eyleme
yakn bir yerdedir, ya praksisin kendisinde ya da onun
hemen yaknndadr ve uzak planlama sorunu yoktur.13

12 Cevizci, Ahmet, Felsefe Szl, Pradigma Yay nlar, stanbul 2003, ss.
123
13 nder; a.g.e., s. 69
DOCA FEl.SEFES, EKOLOJ VE EVRE ETG 223

evre etii bu sorulara ve ilkelere doal evremize iaret


ederek yant verir. Tm doal varlklar ve sistemlerin kendi
balarna bir deere sahip olduklar iin ahlaki saygy hak et
tikleri kabul edilir. evre etiinin insann doayla ya da d
dnya ile nasl ilikide bulunmas gerektiini incelediini sy
leyebiliriz. Tarihsel olarak, evre etiinin konusunu genellikle
vahi doa, doada yaayan hayvanlar, organizmalar, ekosis
temler ve biyolojik eitlilik oluturmasna ramen, zellikle
son yllarda insann iinde yaad yakn evresi ve onunla
olan ilikisi de, evre etiinin konusunu oluturur.
''evreci hareketlerin o rtaya k srecini aa
mal bir yaklamla ele almak gerekmektedir: Birinci
aamay bilimsel evrecilik hareketi oluturmaktadr.
B u dnemin en nemli ismi Ernst Heackle'dr. B iyolog
olan H eackle 1 8 7 6 ylnda Ekoloji bilimini kurmutur.
Ekoloj i bilimiyle birlikte doal denge ve onun uzants
olan doal varlklarn korunmas gerei de insanln
gndeminde nemli bir yer tutmaya balamtr. kin
ci aamada evreci hareketin 68 olaylaryla birlikte
toplumsal bir hareket olarak o rtaya k yer almak
tadr. Son aamada ise 1979'larda balayarak siyasal
bir oluuma dnen ve yeiller hareketinin ban
ektii evreci hareket bulunmaktadr."14
Bir felsefe disiplini olarak evre etiinin sylemi, ncelikle
yaanan evre sorunlarna kamuoyu dikkatini ekmektir. Bu
boyutuyla evre etii, bir eylem etii olup, uygulanan evre
politikalarnn da takipisidir. evre etikileri, insanolunun ve
doann srdrlebilir geleceini tehdit eden politikalarn ev
re duyarll bilincini glgelemesini engellemek isterler. Bu
balamda bilimdeki 'ilerleme' ile elde edilen bilginin teknoloji
de kullanlmasndan kaynaklanan sorunlar da, evre etiinin
temel konularndandr. evre sorunlarna artan ilginin doal
bir sonucu olarak, evre etiinde de zm nerileri farkllk
gstermektedir. Ancak, tm bu farkllamalara ramen, hepsi-

14 smail Ceritli, "evreci Hareketin Siyasallama Sreci", C.. Sosyal Bilim


ler Dergisi, Aralk 2 0 0 1 , Cilt : 25 No: 2; 2 1 3- 2 2 6 , s. 2 14
224 B i LiM FELSEFESiNE GiRi

nin o rtak ilgisinin, evre sorunlarnn en aza indirilmesi oldu


unu belirtmek olanakldr.
Felsefe tarihi asndan ise insann doayla ilikisi ok eski
bir problemdir: lkalardan itibaren insan hem akl sahibi hem
de ahlaki bir varlk olarak tanmlanmtr. nsann bu zellikle
ri, onun dier canllar karsnda zel bir konuma sahip oldu
unu gsterir. nsann bu zel konumu, Stoac felsefede olumlu
anlamda kullanlarak, insann kendisini doadan ayrmasna
deil, tam tersine onunla btnlemesine yarayan bir olanak
olarak ele alnmtr. Aristoteles ve Thomas Aquinas ise, ''doal
hukuk'' diye adlandrlan yaklamlarnda, varolan her eyin bir
potansiyele sahip olduu ve bu potansiyeli o rtaya karma,
kendini gerekletirme arzusu iinde olduunu sylerler. rne
in, bir ''elma ekirdei'' sahip olduu potansiyeli, bir aaca
dnerek o rtaya karr. Aristoteles, insann da byle bir po
tansiyele sahip olduunu, ancak insann bir de byme ve ken
dini yeniden retme potansiyelini de kapsayan entelektel,
zihinsel ve ahlaki potansiyelinin bulunduunu syler. Bu du
rumda, ahlak insan doasnn bir ifadesini, ahlaki tutumlar da
moral erdemlerin bir davurumunu gsterir. Ahlaki bir varlk
olan insan, yalnzca akll bir varlk deil, deerlere sahip, baka
deyile deerlerle rlm btn bir canl varlktr.
Doann insann karsna konulmas anlay, 1 6. ve 1 7.
yzylda, Bacon ve Descartes'n akl tek g grmesiyle balar.
Artk, akln klavuz edinen insan, doada mistik ya da dini deil
hesaplanabilir, ifade edilebilir mekanik bir dnyann efendisi
olarak dolar. Doann cmerte sunduu olanaklar, bilimsel
ilerlemenin ve teknolojinin deney sahas olup kmtr. Bu
durum evre etikilerini teknolojiyle olan ilikilerini en aza
indirgemeye yneltir. nk genel eilim, teknolojinin ykc
etkisinden kurtulmaktr. Ekolojik grler, Bacon ve Descar
tes'la balayan her eyin 'akl' yoluyla tasarland kuramsal
bilgiden ziyade, sezgisel bilgiye ve insann doayla duygusal
bana nem verirler.
evre etiinin kavramsal snrlarnn kesin olarak izileme
mesi ve bireysel kullanma ak olmas dolaysyla pek ok ev
re etii gr ortaya kmtr. Bylece bir anlam ve kavram
kullanm greceliiyle kar karya kalnmtr. Buna karn
hepsinin birletii ortak nokta, insan -doa ilikilerinin ahlaki
DoGA FELSEFES, EKOLOJ VE EVRE ETG 225

ynnn vurgulanmas ve insann doal evreye, dier varlkla


ra kar sorumluluk duygusu gelitirmesidir. nsanmerkezci
etiklerin doay dta brakmalar ve doay insann kullanm
na sunmalar, evreci etik kuramlarnn ortaya kndaki en
byk etkendir.
evre felsefesi literatrnde, evre sorunlarnn temelinde
grlen dnya gr, bazen evre sorunlarnn zmnde
teknolojiye umut balamas nedeniyle teknomerkezci, bazen
dier canllarn (doann, evrenin) insan iin olduunu kabul
etmesi dolaysyla insan merkezci, bazen de modern matema
tiksel fiziin dnya tasvirini kabul etmesi dolaysyla mekanist
olarak nitelenir. Mekanist gr iinde iki tr ahlak anlayn
dan sz edilebilir: Benmerkezci ve insan merkezci ahlak. Ben
merkezci ahlak, daha ok ngiliz deneyci geleneinde grlr.
Bireycidir.s
Genellikle Aydnlanma felsefesi ile ilikilendirilen ve eletiri
len gr yledir: Ruh ve madde iki ayr eydir (ikicilik). kici
gre gre, doada ruhun bulunduu varlk yalnzca insandr.
Ruhu sayesinde insan; dnen, amalar ve niyetleri olan, akl
l olan tek varlktr. Bu zellikleriyle insan, dier varlklardan
tamamen farkldr ve yeri onlarn stndedir (insan-doa ay
rm). nsan dnda kalan ruhsuz doa, birbirinden ayr ve ko
puk cansz atomlardan oluur ve mekanik ilkelere gre, ereksiz,
ne yaptn bilmeden ileyen kocaman bir makinedir. Doa,
i nsan iin yaratlmtr, insan iin vardr; insann, gereksinme
lerini gidermek iin 'kullanabilecei' ya da 'smrebilecei' bir
'kaynak', olmaktan te bir deere sahip deildir (insanmerkez
cilik). nsann yeryzndeki misyonu, doay 'kefetmek', ona
'egemen olmak'tr. Bilim ve ona dayanan teknoloji bu egemen
liin kurulmasnda balca aralardr (teknomerkezcilik). nsan,
bilimsel ve teknolojik gelime ile doay 'fethetme' ve onun
stnde egemenlik kurma yolunda ne kadar 'ileri' giderse, o
kadar iyidir (ilerleme fikri). nsan-doa ikiciliinin en u nokta
s ise, hayvanlar otomat olarak grmektir. Bylece Descartes;
insann cennetten kovuluuyla birlikte yitirdii doa stnde
iktidarn ve egemenliini yeniden kurmak ve yaymak iin aba
gstermeyi soylu bir ama olarak grr.

s nder; a.g.e., s. 57
226 BiLiM FEl.SEFESINE GiRi

evre felsefesinde yaygn gre alternatif olarak gelitiri


len grler, insan-doa ayrmna kar, karlkl bamll,
zsel deerden yoksun makine doa anlayna kar, zsel
deeri olan canl doay vurgular. Bunlar yaplrken, bilimler
den -zellikle ekoloji biliminden- Batda aznlkta kalm g
rlerden ve uzak dou dinlerinden veya felsefelerinden ilham
. .

alnr. te yandan ekolojinin doa betimlemesi varlk zinciri


dncesini yakndan artrr. kisi arasnda birok kesime
noktas vardr:
* eitliliin korunmas ekolojinin temel ilkelerinden biridir.

Bir ekosistemin iinde ne kadar eitli e varsa, sistem o ka


dar istikrarl ve salkldr.
* Zincirdeki her halka btn yapy srdrmek iin gerekli

dir; sistemdeki her bir halkann varl dierlerine baldr;


yani karlkl bamllk iindedirler.
* Zincirdeki her halka stn varlktan yaylan Evrensel ruh

sayesinde birbirlerine balanarak bir btn oluturur. Dnya


yle ya da byle tek bir yaamdr/canldr.
* Zincir dncesinde, ekosistem anlaynda olduu gibi,
btn hem organik hem de inorga nik varlklar ierir. 16
Doadaki her ey btn yapy srdrmek iin gereklidir.
Sistemdeki her bir eyin varl dierlerine baldr, yani kar
lkl bamllk iindedirler. Bylece geleneksel ya da egemen
dnya anlaynn bireylerin balantlarn ikinci plana iten
bireyciliine ve insan doadan ayran ikiciliine kar evreci
felsefeler, ekoloji biliminin, bir ekosistemdeki btn canllar,
kaderleri birbirine bal bir a ya da bir btn olarak resmet
mesinden hareketle, bireylerin karlkl bamlln, ilikile
rin iselliini ve insann doann bir paras olduunu vurgu
lar.17
Ekolojik baka gre, doa hem deimelerin olduu hem de
istikrarl bir yapya sahip sretir. Dnya, ekosistemlerden
oluur. Bir ekosistem bireylere ayrtrlabilir olmakla birlikte,
onu tanmlayan ey, bireylerden ok, srelerdir. Ekosistem bir
'yaam a' ya da ''yaam alan''dr. Yaam alannda bireylerin

durumu, bir alandaki her bir srecin durumuna benzer. Oeler

16 Under, a.g.e., s. 83.


7 nder, a.g.e., ss. 83 -84.


DOCA FEl.SEFES, EKOLOJ VE EVRE ETG 227

geri plana ekilir, ilikiler ve balantlar n plana kar. Tek tek


nesneler atomcu ya da mekanist grte olduu gibi ayr, kapal
birimler olarak deil, birbirine bal, birbirlerinin devam veya
uzants olarak grnrler. Tm birlikte bir a/alan oluturur
lar. Tek tek elerin a/alan dnda ve srelerden bamsz
bir varl yoktur. Her biri adaki balantlaryla birlikte ve
balantlar sayesinde vardr; onlar kendi balarna mevcut
deildir. Enerji ak durunca yok olurlar. Btn dnya bireyin
bedeni, egonun uzantsdr. Sistemin eleri, yani besin zinci
rindeki halkalar yle balanmlardr ki, birinin varolmas iin
dierlerinin varl gereklidir. Her halka, sistemin btn iin
yaamsal bir ileve sahiptir.s
N esnelerin bu birb irlerine balantl gr, bilimsel ve bi
limsel olmayan grlerle de desteklenir. Bilimsel grlerden
ise, doal ayklanmann mekanik ve amasz bir biimde iledi
ini ne srse de, byk varlk zinciri fikrini zamansallatran
ve btn canllar ortak bir atadan tremi 'hsmlar' olarak
resmeden Darwin'in evrim kuram, bu gre ite bu noktada
nemli bir bilimsel destek salar.19 Darwin'in evrim kuram var
olan bitki ve hayvan trlerini ya da be ya da daha az atadan
tretir. Hatta Darwin, bitki ve hayvan aras yeni canllarn var
l gz nne alndnda ''yeryznde yaam ve yaayan
btn organik varlklarn bir tek-ilk balang biimden tre
mi olabileceini de kabul etmeliyiz'' der. ''Yaam aac'' ereti
lemesi, insan dahil, btn canllarn tek bir ortak atadan tre
mi olduklarn dolaysyla hepsinin akraba olduunu ifade
eder.zo Sonu olarak ekosistem ksaca, belli bir alanda yaayan
ve birbirleriyle srekli etkileim iinde olan canllarla bunlarn
canszlarla olan ilikilerinin t mn gz nnde tutarak insan
doa ilikisini deerlendirir.
nsann doaya kar ykc eylemlerini snrlamak iin izle
nen stratejilerin bazlar insan merkezci ve tanrc bir ereve
de kalrken, dierleri doaya bir tr deer, bilin, zeka veya
kutsallk atfederek ona dokunulmazlk veya saygn bir konum

1 0 Baknz; nder; 2 005, s. 600 ve nder, evre Felsefesi, Doruk Yay mclk,
Ankara 1 996.
19 Baknz; nder; 2005, s. 600 ve nder, evre Felsefesi, Doruk Yaymclk,
Ankara 1996.
20 nder, evre Felsefesi, Doruk Yaymc lk, Ankara 1 996, s. 9 3 .
BiLiM FEl.SEFESINE GiRi

228

kazandrma yolunu takip eder. evre sorunlar iin insanmer


kezci olmayan yeni bir etik gelitirmeye gerek olmadna, in
sanmerkezci bak asnn evre sorunlarnn zm iin ye
terli olduuna inananlar, insanlarn evreyi istedii gibi kulla
nabilme hakk olduunu savunurlar, fakat bir yandan da imdi
ki veya hem imdiki hem gelecek kuaklarn uzun vadeli kar
larnn evreyi ya da ekolojik dengeleri korumay gerektirdiini
ileri srerler (aydnlanm insan merkezcilik). Buna karn,
tan rc bak asn benimseyenler, ''Allah adam ald, baksn ve
onu korusun diye Aden bahesine koydu'' (Tekvin, 2 : 1 5 ) aye
tinden hareketle, Tanr'nn insann doaya mdahalesine ve
doay kullanmasna snrlar getirdiini, ona doay koruma
sorumluluunu yklediini ileri srerler.z
Thomas Aquinas, varlk zincirinde en akll varlklarn en
stte, akldan en yoksun varlklarn da en aada olduunu
ileri srer. Ona gre bir varlk ''Akl''a sahip olduu lde m
kemmeldir. Zincirin en st halkasnda Tanr, onun altnda me
lekler, meleklerin altnda insanlar, insanlarn altnda dier var
lklar vardr. Ancak akll varlklar kendi eylemlerini kontrol
edebilirler ve bu nedenle kendi balarna amatrlar. Thomas'a
gre, Kitab Mukaddes'in insanlarn dilsiz hayvanlara eziyet ve
zulm yapmasn yasaklar gibi grnen pasajlar varsa, bu ya
insanlarn kafasndaki baka insanlara zulm yapma dnce
lerini ortadan kaldrmak ve hayvanlara zulm yaparak dier
insanlara kar da zalim hale gelmemeleri iindir ya da hayva
nn sakatlanmas geici olarak insann da yaralanmasna gtr
d iindir.zz
Son olarak, bir btn olarak doaya znellik atfetmek sure
tiyle, doa yeniden bylendirilir. Canl veya cansz btn var
lklarn insanlara zarar ya da yardm edebilen ruhsal glere
sahip olduu inancndan animizm; Tanr'nn doada ikin oldu
unu ileri sren, bu nedenle doaya sayg duyulmasn telkin
eden panteizm; yaayan, nefes alan, duyarl yaratklara ac ve
zarar vermeme, onlar ldrmeme ahimsa grleri, doay
yeniden bylendirme abasn ama edinirler.z3

21 nder; 2005, s. 602


22 nder, evre Felsefesi, Doruk Yaymclk, Ankara 1 996, s. 65.
23 nder; 2 0 0 5, s. 602
DoGA FELSEFES, EKOLOJ VE EVRE ETG 229

4. evre Felsefesinde Balca mlar


Derin Ekoloji: Modern toplumlar doay kontrol ederek insa
nolunu maddi yoksunluktan kurtarmay umarak, insanlarn da
doann bir paras olduu gereini gz ard ederler. Bu ne
denle, doay kontrol etme giriimleri, ayn zamanda zg rl
n kstlayacak ve ''kendini-gerekletirmesi''ni engelleyecek
ekilde, insan davranlarnn da kontrol altna alnmas giri
imlerine yol aar. Genel olarak, derin ekolojistler tm canllar
iin kendini-gerekletirme kural ile ynlendirilen, insan
merkezli insanlktan eko-merkezlie doru gitmeyi talep eder
ler. 24
''Derin Ekoloji'' ise kendisini ''doa merkezli'' bir dn
olarak ''insan merkezli'' evreciliin tam tersi olarak tanmlar.2s
''Vahi doa''y merkez alan bu dn, temelde idealist olup
doa ile mistik bir ''birlik'' olarak btnleme yolunu Bu
dizm'de, Taoizm'de ve zellikle dier dou dini dncelerde
bulur.26 nsann doadan tekilemesini ''ilk gnah'' olarak g
rp buna lanet etmekle kalmaz, evrimsel sreteki farkllklar
grmezden gelip canl cansz her eyi ''e deer'' sayarak bu
yabanclamann o rtadan kaldrlacan savunur. Genel olarak
''mistik ekoloji'' denebilecek ''derin ekoloji'' hareket(leri) tm
yaam biimlerini, bakteriler ve virsler de dahil olmak zere,
''isel deerler'' asndan birbiriyle eitleyen ''biyomerkezcilik''
denilen ortak bir gr paylarlar.27
Arne Naess, 1 973'de yaynlad ''The Shallow and the Deep:
Long Range Ecology Movement: A Summary'' adl makalesinde
evre hareketini derin ekoloji olarak, temellerde deiiklik
yapmay nermeyen reformcu evreci hareketten farkl olarak,

2 4 http://uk.geocities.com/ anarsistbakis /maka leler/ ecomm una rd_ma n i fe

sto.htm
2 s Tamko, Gnseli, ''Derin Ekolojinin Genel izgileri", Birikim Say: 5 7-58,

ss: 87-9 1, Ocak-ubat 1994


26 Elkins, Stephan, ''Mistik Ekolojik Politika ", ev: Sevda Alanku Kural, Te

los, K 1 989-90, Say: 82


Ayn makale Birikim Say: 57-58'de yaynlanmtr.
2 7 dem, adi, "Toplumsal Ekoloji Nedir? Ne Deildir?" Alnt yaplan kay

nak; http:/ / www . metu.edu.tr/- www c evre/Yazilar/Toplum_Eko-Nedir


_ 29/o2 0ocak.doc
BiLiM FELSEFESiNE GIRI

230

dnya grnde, insan deerlerinde ve amalarnda ve politi


kalarda, yaam tarzmzda kkl deiiklikler yaplmas gerek
tiini savunan hareket olarak tanmlar. Arne N aess ile George
Session'n 1 984'de birlikte saptad ''derin ekoloji hareketinin
platform ilkeleri'', derin ekoloj i taraftarlarnn byk ounlu
unun rtk ya da belirtik olarak kabul ettikleri genel ilkeler
dir.
Norveli felsefeci Arne Naess'n ileri srd derin ekoloji
kavram 8 temel ilke zerine kurulmutur:
1 . Yeryzndeki her eyin deerli olduunu kabul edip in
sanmerkezci dnceden uzaklamaya davet etmek.
2. Ekosistemin tmyle deerli olduunu kabul edip, trle
rin devamn srdrmek.
3. nsanlarn yaamalar iin gerekli ihtiyalarn evreyi yok
etmeden sade bir biimde doadan almas gerekeni almaya
davet etmek.
4. Ekosistemdeki tm yaamn dengeli olmas .
5 . insanlarn evrelerine olan etkilerinin ar olduu ilkesi-

ne kar kabilecek ok az kii olmasna ramen, pek ok kii


nin bu mdahaleyi vicdanlar rahatsz olmadan yaptklar inan
c.
6. Yaplacak deimele, ekonomik ve ideolojik kurumlar
mutlaka etkileyecektir.
7. Yaamn nitelii her eyden nemlidir.

8. insanlarn derin ekoloji ilkelerini kabul etmeleriyle ok


byk deiikliklerin yaanacak olmas. Buna gerekesi de;
mekanistik dnya gr ile gelien endstri toplumunun ge
reklerine gre yaam felsefesinin maddeci ve faydac olmasnn
yan sra insan birbirinin kurdu olarak gren rekabet anlay
dr.28
Bu ilkelere farkl dnsel ve dinsel geleneklerden hareket
edilerek de varlabilir. Herkes bu geleneklerden birinin veya
birkann temel ilkelerine yaslanarak kendi ekozofilerini, yani
evreye ilikin kendi 'uyum ve denge' felsefelerini gelitirebilir.
Naess kendi ekozofisini N orve'teki kendi Tvergastein adl da
kulbesinin adndan hareketle 'Ekozofi-T' diye adlandrr.
Naess, ekozofisini olutururken, zellikle Spinoza ve Gand-

ze Gkday, 1997, s. 1 7 7.
DoGA FELSEFES, EKOLOJ VE EVRE ETG 231

h i'den yararlandn aklar.29


Naess iin en temel ilke, 'kendini gerekletirme'dir. Ona g
re, biyosferdeki tm canllarn kendilerini gerekletirmeye eit
lde haklar olduu ak bir deer aksiyomudur. Bylece her
canl trn kendi doal tarzna gre yaama ve potansiyellerini
gelitirme, mkemmelletirme itkisine sahiptir. Ksaca 'yaa ve
brak yaasn!' ilkesi temel ilkedir. nsan iin kendini gerekle
tirme; tinsel gelime ve isel zn amlanmas, gizil glerin
kullanlmas, glenme, mkemmelleme gibi anlamlara gel ir.
Kendini gerekletirme, yaam tarzlarnn ve yeteneklerinin
varolan eitliliini kullanmay gerektirdiinden, her varln
kendini gerekletirmesi, eitlilii en oa karmay gerekti
rir. Potansiyellerin azami gerekletirilmesi azami eitlilii,
eitliliin artrlmas karmakln artrlmas n, yani baka
yaam formlarnn da kendi kendini gerekletirnelerini gerek
tirir. Smr ve bamllk ise, potansiyellerin gereklemesini
azaltr. Kendini gerekletirme ilkesinden herkes iin kendini
gerekletirme, yani 'biyosferik eitlik' ilkesi kar.30
Kendi'nin da alp genilemesi, srekli artarak btn ev-

renle zdeim kurma veya zdeleme yoluyla olur. Ozdeleim


snrlar ne kadar geni olursa, kendini gerekletirme o kadar

tam olur. Ozdeleilebilecek en son snr evren olduundan,


tam kendini gerekletirme btn evreni -evreyi- kendi'nin
bir uzants olarak alglamay ve korumay gerektirir.31
Naess, derin ekolojinin grlerini yzeysel ekoloj i ilkeleriy
le aadaki tabloda grld gibi karlatrmaktadr:

YUZEYSEL EKOLOJi DERiN EKOLOJi

Doadaki eitlilik bizim iin Doadaki eitlilik kendisi iin deer


deerli bir kaynaktr. ta r .
insan iin olmayan deerden sz Deeri insan deeri olarak anlamak,

edilmez. rk bir nyargdr.


Bitki trleri insanlarn yararna Bitki t rleri koru n mald r, nk
tarm ve tpta kullan ld iin onlarn deeri zlerindedir.
deerlidir.

z9 Under, 2005, s. 604


Under, 2005, s. 604


30

Under, 2005, s. 604


31
232 BiLiM FEl.SEFESINE GiRi

Ki rlenme eer ekonomik by- Kirlenmenin durduru l mas, ekonomik


meyi etkil iyorsa d urdurulmaldr. gelimeden nce gelir.
Gelien toplumlardaki nfus Dnya nfus unun art ekosistemi
art, ekolojik dengeyi tehlikeye tehdit etmektedir ama gelimi lke-
sokmaktadr. lerin davranlar daha tehlikelidir.
Kaynak, insan iin yararl her ey Kaynak, tm yaam iin kaynaktr.
demektir.
nsanlar yaam standartlarnda i nsanlar, ar gelimi uluslarn yaam
geni apl bir gerilemeye raz standartlarnn d mesine deil, genel
olmazlar. yaam niteliinin dmesine raz
olmazlar.
Doa acmaszdr ve byle olmas nsan da acmaszdr, ama byle ol-
gereklidir. mas gerekmez.

Bu balamda derin ekoloji anlay; kapitalizmin ngrd


srdrlebilir kalknma anlayna gre, olaylara daha gereki
ve doal olarak yaklamaktadr.32 Derin ekolojistler doann
kendisi iin ve kendinde bir deer tadn ileri srerler, kal
knmay ve ilerlemeyi ikinci plana atarlar ve insan merkezcilie
tamamyla kar karlar. Gnseli Tamko ''derin ekoloji evreci
reformculuun tam tersidir'' der. ''Yani insan odak alan bir
dn deil, doay odak alan (biyosantrik) bir grtr.''33
Gnseli Tamko evreci hareketin 1 9 . yzylda gelimeye ba
lad dnemden itibaren pragmatik amal olduunu ve en
dstrileme ve kentlemenin temelindeki sosyal ve felsefi var
saymlar pek kurcalamadn syler. evreciliin geliiminde
ki kaynak korumac yaklam ve ekonomik deerlere verilen
nemi eletirir.34

Sosyal/Toplumsal Ekoloji; insann doaya hkmetmesi ve


smrmesi gerektii eklindeki varsaymn insann insana
hkmetmesi ve onu smrmesinden kaynaklandn savunur.
Yani tersten ele alacak olursak; ''insann doay emek potasnda

32 Gkday, 1 997, s. 1 7 7
33 Tamko, G., "Derin Ekolojinin Temel izgileri''. "Derin Ekoloji" iinde,

Derleyen: Gnseli Tamko, Ege Yaynclk, zmir 1 994, ss. 9 3-1 05


34 ahin, Umit, "Ekolojizmi evrecilikten Ayrmak: Bir Yeniden Dnme

Denemesi". A l n t yaplan yer:


http://www.geocities.com/ucekoloji/umitsahin.htm.
DOCA FEl.SEFES, EKOLOJ VE EVRE ETG 233

eriterek zgrleecei'' varsaymnn tersine insann, ancak


doayla ahenkli bir ekilde oluturaca etiksel ve ekolojik bir
mdahale ile doay zenginletirerek zgrleebileceini savu
nur.3s imdiki ekolojik sorunlarn hemen tmnn ''iyice kk
lemi sosyal problemlerden kaynakland'' nclnden yola
kan, sosyal ekolojinin kurucusu Bookchin'e gre, insan-doa
ayrm, doann hiyerarik alglanmas, doa zerinde egemen
lik kurma abas hiyerarik iliki biimlerinin olutuu toplum
larda o rtaya kmtr. Bu hiyerarik ilikiler o rtadan kaldrl
madka, ne kadar alrsak alalm, doa ile ilikilerin ritel
lerle, sihirli szlerle, eko-teolojilerle, grnte 'doal' yaam
tarzlarnn benimsenmesiyle uyum iine girmesi mmkn de
ildir. Ona gre, evre hareketi toplumsal bir hareket olup,
evre soru nlar da sosyal sorunlardr.36
Bookchin doay evrimsel bir adan ele alr. O na gre, doa
yalnzca bir yap deil, ayn zamanda yeni, karmak ve indir
genemez yaplarn ortaya kt bir sretir. Doal evrimde,
gittike daha karmak ilikiler ve eitlilik yaratma ynnde
bir erek vardr. Bu sre sonunda, insansz ve insan dndaki
doadan farkl znellie sahip ve bu yzden niteliksel olarak
farkl, ka rmak bir yap olan insan toplumu ve kltr ortaya
kmtr. Bookchin, derin ekoloji taraftarlar arasnda grlen
insanlardan nefret etme tutu muna kar kar. O, derin ekolo
jistlerin bir talihsizlik olarak grdkleri insann o rtaya kn,
olumsuz bir ey olarak grmez.37
''Yalnzca insanlar'' diyor Bookchin, ''dier yaam biimleri
ne deer bien, ei olmayan bir etik s istemler yaratma kapasi
tesine sahip olduklarna gre kendilerine ait zel bir deerleri
olduu aktr. Davranlarnn ve onlarn yaratt ekolojik
etkinin tamamen farknda olabildiklerine gre biyosferde nadir
bulunan varlklardr; nk baka hi bir yaam biimi evrim
taraf ndan kendine bahedilen bu olaanst bilinlilie sahip
deildir."3B Dolaysyla insan yaam bir kuun veya aynn ya-

35 dem, adi, "Toplumsa/ Ekoloji Nedir? Ne Deildir?" Alnt yaplan kay


nak; http:/ / www. metu.edu.tr/- www c evre/Yazilar/Toplum_Eko-Nedir
_29/o2 0ocak.doc.
36 nder, 2005, ss. 604-605

3 7 nder, 2005, ss. 604-605

3 8 Murray Bookchin, "zgrln Ekolojisi", Ayrnt Yaynlar, 1 994, ev.:


BiLiM FELSEFESiNE GiRi

234

am ile eit dzeye getirilemez. Tpk bir kuun veya aynn


yaam bir aacn varl ile ve bir aacn varl bir tan varl
ile e tutulamayaca gibi.39
''Ekoloji hareketi, btn ynleriyle egemenlik sorununu ku
caklamadka, zamanmzn ekolojik bunalmnn kkenindeki
nedenleri ortadan kaldrma ynnde hibir katkda bulunama
yacaktr. Ekoloji hareketi, radikal bir biimde kapsaml bir dev
rim fikrine olan ihtiyac gz nne almakszn, sadece kirlenme
ve korunma ile ilgili reformlarda, yani sadece evrecilikte tak
lp kald takdirde mevcut doa ve insan smrsne dayal
sistemin emniyet sbap olmaktan teye gitmeyecektir."40

Ekofeminizm: Genel olarak feminist almalarn ayrt edici


zellii, eitli alanlardaki erkek nyarglarna kar duyarll,
kadn zerindeki tahakkm anlama ve sergileme ve bunlar
o rtadan kaldrma abasdr. 'Eko-feminizm' terimini 1 974'de,
kadnn bask altna alnmas ile doann bask altna alnmas
arasnda ak balantlar gren ve feminist ha reketin evreci
hareket ile birletirilmesini savunan Fransz feminist Franoise
d'Eaubonne literatre sokmutur. Eko-feminist almalar da,
hem kadn hem de doa zerinde kurulan tahakkm sergile
meyi, aralarndaki ilikiyi anlamay ve ortadan kaldrmay
amalar. Eko-feminizmi, dier evre felsefelerinden ayran nok
ta, onun evreye ilikin zmlemelerinde kadn sorunu ile
evre sorununu ilikilendirmesi, evre sorunlarnn analizinde
kadn bak asn kullanmasdr.4
Eko-feministlere gre, erkein kadn zerindeki egemenlii
ile insann doa zerindeki egemenlii arasnda bir balant
vardr. Onlara gre, doann tahribinden sorumlu olan insan
merkezcilik deil, erkekmerkezciliktir.
Feminist zmlemelerde genellikle kullanlan kavramsal
emaya gre, erkek egemen Bat dncesinde kendimize ve

Alev Trker, ss 2 2 -77.


39 dem, adi, "Toplumsal Ekoloji Nedir? Ne Deildir?" Alnt yaplan kay
nak; http:/ /www.metu.edu.tr/ wwwcevre/Yazilar /Toplum_Eko - Nedir
29/o20ocak.doc.
40 Bookchin, M., Ekolojik Bir Topluma Doru, ev.: Abdullah Ylmaz, Ayrnt
Yaynlar, stanbul 1 996, s. 48
4 1 nder, 2005, s. 605
DOCA FEl.SEFES, EKOLOJ VE EVRE ETG 235

doaya bakmza ekil veren birbiriyle balantl ve birbirini


glendiren -rnein, zihin/beden, akl/duygu, erkek/kadn,
insan/doa, kltr/doa, zel/kamusal, akn/ikin gibi- iki
likler vardr. kiliin birinci terimleri eril olanla, ikinci terimleri
diil olanla eleir; birinci terimler hiyerarik olarak dierinden
stn ve zsel olarak daha deerli grlr; ikinci terimler bi
rinci terimin hizmetinde, onun ihtiyalarn tatmin etmek iin
varolan bir ara olarak deerlendirilir. nsan doadan; erkek
kadndan; akl duygudan yukar bir yere konur. Byle bir kav
ramsal ereve, kadnn ve doann tabi klnmasn merulat
rr. Dolaysyla, kadnn ve doann kaderi ayndr. Bu nedenle,
insann doayla ilikisini yeniden kavramsallatrmak iin, bu
hiyerarilerin ve ikiliklerin yok edilmesi gerekir.42
Bu ikiliklerin tarihte ne zaman balad konusunda bir an
lama olsa da, ikiliin kadnlar aleyhine old uu konusunda an
lamazlk vardr. Rosemary Radford Ruether'e gre, Bat uygar-

lnn tarihinde, lbranilerden bu yana doa ile kadn zdele-


tirilmi; erkekler aa yukar e zamanl olarak hem doay
hem de kadnlar tahakkm altna almlardr. Merchant'a gre
de, kadn ile doa modern doa biliminin ortaya kndan ok
nceleri zdeletirilmitir. Ancak, mekanik doa biliminin
o rtaya kndan nce doa organik bir biimde anlaldn
dan, bu da kadna saygn bir konum salad iin, her zaman
olumsuz olmamtr.43

5. Doaya Sayg
Alman Filozof 1 . Kant'a gre sayg; yalnz ahlak yasasna kar
duyulan bir duygu olduundan ve ahlak yasasnn znesi de
insan olduundan, yalnz kiilere ynelir, hibir zaman eylere
ynelmez. Sayg, insana saygdr.44 Kant'ta sayg duygusu, ahlak
yasasndan nce gelen bir duygu deildir; aksine ahlak yasas
nn eilimleri engellemesiyle o rtaya kan bir duygu olduun
dan, tutkusal olarak nitelendirilen dier btn duygulardan

42 nder, 2005, s. 605


43 nder, 2005, s. 605
44 Urek, Ogn, Kant'ta Sayg Kavram, (Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi)

Hacettepe Universitesi, Sosyal Bilimler Enstits, 1 997, s. 4 4



236 BILIM FELSEFESiNE GIRI

ayrdr. Dolaysyla ahlak yasasna sayg duygusu, deneysel


kaynakl olmayan, dnsel bir nedenin uyandrd bir duygu
olduundan, apriori olarak bilinebilecek ve zorunluluu doru
dan kavranacak olan tek duygudur.4s
nk sayg, temelini saf aklda bulan apriori bir duygu ol
duundan her zaman ikindir; oysa tutkusal duygular akndr,
dolaysyla da her zaman eylere ynelirler. Bir kii, en sradan
insanda bile bir drstlk olduunu fark ederse, istese de iste
mese de o drst kiiye sayg duymaktan kendini alamaz. n
k iyi olan her ey insanda her zaman eksiklik gsterir ve o
drst kiinin eylemini kii kendi eylemiyle karlatrdnda,
kendini beenmilii yerle bir eden bir yasann yasaya uygun
eyleminin baarlabileceini eylemde grm olur. Zira ''bir
kiiye duyulan btn sayg, aslnda, bize rneini verdii yasa
ya (drstlk yasasna vb.) saygdr''.46
En sradan insann bile kendinde, insana sayg duygusunu
olanak olarak tadn ileri sren Kant, bu paralelde, saygya
ilikin olarak yle bir genellemeye varr: ''Doal yapmzn
yceliini, ayn zamanda davranmzn bu yapya uygunluu
bakmndan gsterdii eksiklii fark ettirmekle, bylece de
kendini beenmilii yerle bir etmekle, gzlerimizin nne
seren bu sayg uyandran kiilik idesi, en sradan insan iin bile
doaldr ve kolayca fark edilir''.47
Kant'n saygy insana ait bir ahlak duygusu olarak tanmla
masna karn Kuuradi'ye gre sayg, insann deeri asndan
ele alnmaldr. nk insan deerli bir varlktr. ''Deer'', bir
eyin bir eit zelliidir, yani o eye ait olan zelliktir. nsan
deerli yapan, onun doutan getirdii bir olanak olarak deer
retebilme olanadr. Deer srf insanla, dolaysyla insan ba
arlaryla ilgilidir. Kendiliinde doal bir eyin deeri yoktur.
Bir ey, insan yaant olanaklarna bir eyler katyorsa deerli
dir. Bu nedenle, insan, insan olmasndan dolay deer ortaya
koyma olanana sahip olduu iin deerlidir.4B

45 Kant, Pratik Akln Eletiri.i, ev.: . Kuuradi, . Gkberk, F. Akatl, TFK


Yaynlar, Ankara 1 994, s. 8 2 .
4 6 Kant, Ahlak Metafiziinin Temellendirilmesi, ev.; i. Kuuradi, Hacettepe

ni. Yaynlar, Ankara 1982, s. 17.


47 Kant, Pratik Akln Eletirisi, s 96.

4B Tepe, Harun, "'evre Etii': 'Toprak Etii' mi yoksa 'nsan Etii' mi?'',
DOCA FEl.SEFES, EKOLOJ VE EVRE ETG 237

Ekoloji, btn dnyann, insann bedeninin bir paras oldu


unu ve insann kendisine sayg gsterdii gibi, ona da sayg
gstermesi gerektiini retmektedir. Bu nedenle, insann ken
disine, dier insanlara ve doaya bir ama olarak bakmas insa
nn sorumluluk bilincini gelitirir. nsan ve doa birer ara
deil artk amatr. nsan; gelecee sayg ilkesiyle; yaanabilir
bir dnya, doa ve insan iin eylemde bulunmaldr. Bylece
doaya sayg, insann kendisine saygsyla balar. Kant'n akll
bir varlk olarak tanmlad insan, doaya sayg etii gr
kapsamnda doann bir paras olarak grlr. Bu yaklam,
insan ve doann birl ikteliini temele alarak birlikte uyum iin
de var olmann yolarn arar. Doaya sayg etii kapsamnda;
insan, doa ile birlikte var olduuna gre doa ile birlikte ya
amasn da renmelidir.

Felsefelogos, 1999/1, Bulut Yaynlar, stanbul, s. 5 2 .


Adjukiewicz, K., Felsefeye Gir i, ev.: Ahmet Cevizci, Gndoan Yayn
lar, Ankara 1989.
Akarsu, Bed ia, ada Felsefe Akmlar, n klap Kitabevi, stanbul 1 998.
Akarsu, Bedia, " nsan ve evre", Cog ito, Say: 2, Yap Kredi Yay nlar,
stanbul 1 994.
Aknc, Semiha, "Bilimde Deneyin Yeri", Teo Gr nberg 'e Armaan,
derleyen Kutlusoy, Zekiye, mge Kitabevi, Ankara 2 0 1 3 .
Althusser, L., Bilim ve Felsefe Adamlarnn Kendiliinden Felsefesi, ev.:
. Sezgin, Birey ve Toplum Yaynlar, Ankara 1984.
Aristoteles, Metafizik, ev.: Ahmet Arslan, Ege ni. Yaynlar, zmir
1985.
Arslan, Ahmet, Felsefeye Gir i, Vadi Yaynlar, Ankara 1996.
Aster, Ernst von, Bilgi Teorisi ve Mantk, ev.: Macit Gkberk, Sosyal
Yaynlar, stanbul 1994.
Ayer, ). Alfred, Dil, Dor uluk ve Mantk, ev.: Vehbi H ackadirolu,
Metis Yaynlar, stanbul 1 984.
Ayer, ). Alfred, Wittgenstein, The U niversity of Chicago Press, Chicago
1 986.
Ayer, A. )., Editor, Logical Positivism, New York: Free Press, 1966.
Ba, Murat, "Epistemoloj i", Ahmet Cevizci (Editr), Felsefe Ansiklopedi-

si, Cilt: 5, lstanbul, Babil Yaynclk, 2007, s.5 67-581. ve


http ://www. phil.boun.edu .tr/bac_episte.htm
Bahm, Archie )., Epistemology: The Theory of Know/edge, Albuquerque,
World Books, 1995.
Bademir, Hasan Ycel, ada Epistemolojide Bilginin Tanm Sor unu,
Hitit Kitap Yaynevi, Ankara 2 0 1 1 .
Bademir, H asan Ycel (Editr), Epistem oloji Temel Metinler, H itit
Kitap Yaynevi, Ankara 2 0 1 1 .
Batuhan, Hseyin, Bilim ve ar latan/k, YKY, stanbul 1993.
KAYNAKA 239

Berkeley, George, nsa n Bilgisinin lkeleri zerine, ev.: H alil Turan,


Ankara, Bilim ve Sanat Yay nlar, 1 996.
Blu mberg, A. E. Logic: A First Course, Alfred A. Knopt ine., New York,
1 9 70. Bookchi n M., "zgrln Ekoloj isi", ev.: Alev Trker, Ay
rnt Yaynlar, 1 994.
Bookchin, M., Ekolojik Bir Topluma Doru , ev.: Abdullah Ylmaz, Ay
rnt Yaynlar, stanbul 1996.
Bolay, Sleyman Hayri, Felsefi Doktr inler ve Terimler Szl, Aka
Yaynlar, Ankara 1996.
Boyd, Richard; Gasper, Philip & Trout, J. D., The Philosophy of Science,
A Bradtook Book The M itt Press, Cambridge 1 9 9 1 .
Blumberg, Albert E., Logic: A First Course. N ew York: Alfred A. Knopt
ine., 1 9 76.
Bunge, Mario, Phil osophy of Science: From Problem to Theory, Volume
1, Transaction Publishers, New Brunswick (USA) and London,
1 998.
Bunge, Mario, Philosophy of Science: From Eplanation to justification,
Volume il, Transaction Publish ers, N ew Brunswick (USA) and
London, 1998.
Bum in, N icholas ve Tsui-Janes E.P. (Editors) The Blalk wel/ Companion
to Phil osophy, Oxford, Blackwell Publ., 1 998.
Cahoone, Lawrence (Ed.) From Modernism to Postmodernism, An Ant
hology, Oxford, Blackwell Publ., 1996.
Ceritli, smail, " evreci Hareketin Siyasallama Sreci", C. . Sosyal
Bilimler Dergisi, Aralk 2001, Cilt : 2 5 N o : 2.

Cevizci, Ahmet, Paradigma Felsefe Szl, Paradigma Yaynlar, Is-


tanbul 2000.
Cevizci, Ahmet, "Platon'un Devlet'teki Blnm izgi Analojisi", An
kara niversitesi, Arat rma Dergisi, 1 994.
Cevizci, Ahmet, Felsefe Szl, Pradigma Yaynlar, stanbul 2003.
Chalmers, A., Bilim Dedikleri ey, ev.: H. Arslan, Vadi Yay nlar, Anka
ra 1990.

Cottngham, John, Aklclk, ev.: Blent Gzkan, Sarmal Yaynevi, Is-


tanbul 1995.
otuksken, Betl, Felsefi Sylem Nedir ?, Kabalc Yay nlar, stanbul
1 994.
otuksken, Betl, Felsefeyi Anlamak, Felsefeyle Anlamak, Kabalc
Yaynlar, stanbul 1 994.
otuksken, Betl, Kavramlara Felsefe ile Bakmak, nsancl Yaynlar,
stanbul 1 998.
Curd, Martin & Cover, j. A., (editors), Phi/osophy of Science: The Central
/ssues, W. W. Norton & Company, i ne., London 1 998.
Cuvillier, Armand, Felsefe Yazlarndan Se ilmi Met inler, ( 4 cilt) ev.:
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

240

M. M. Yakubolu, Bilim ve Sanat, Ankara 1996.


en, A. Kadir, Felsefeye Giri, Sentez Yaynclk, Bursa 2 0 1 2.
en, A. Kadir, Felsefeye Giri, Asa Kitabevi, Bursa 2 0 0 1
en, A. Kadir, Bilgi Felsefesi, Sentez Yaynclk, Bursa 2 0 1 2.
en, A. Kadir, Mantk, Sentez Yaynclk, B ursa 2 0 1 2.
en, A. Kadir, Or ta a ve Rnesans'ta Felsefe, Ezgi Yaynlar, Bursa
2 0 1 0.
en, A. Kadir, ''Two Traditions of Modern Epistemology", Uluda
niversitesi, Fen-Edebiyat Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt: 1, Say: 1 ,
Bursa 1999.

Deleuze, G. ve G uattari, F. Felsefe Nedir ? ev.: Turhan I lgaz, YKY, I stan-


bul 1996.
Demir, mer, Bilim Felsefesi, Sentez Yaynclk, Bursa 2 0 1 2.
Denkel, Arda, Anlam ve Nedensellik, Kabalc Yay., stanbul 1 996.
Descartes, R. Metot zerine Konumalar, ev.: M. Karasan, M EY, Anka-
ra 1947.
Descartes, R. Felsefenin lkeleri, ev.: Mesut Akn, Say Yaynlar, stan
bul 1992.
Descartes, R. Akln Yntemi in Kurallar, ev.: Mntekim kmen,
Sosyal Yaynlar, stanbul 1 986.
Descartes, Spinoza, Leibniz, The Rationa/ists, Anchor Books, N ew York,
1 9 74.
Edwards, Paul (Ed.), The Encyc/opedia of Philosophy, N ew York, Mac
millan Publ., 1 9 72.
Elkins, Stephan , ''Mistik Ekolojik Politika '', ev: Sevda Alanku Kural,
Te/os, K 1 989-90.
Feyerabend, P., Ynteme Hayr, ev.: A. nam, Ara Yaynclk, stanbul
1 989.
Feyerabend, P., zg r Bir Toplumda Bil im , ev.: A. Kordam, Ayrnt
Yaynlar, stanbul 1 9 9 1 .
Fichte ). G. The Science of Know/edge, translated by Peter Heath and ).
Laches, Cambridge University Press, Cambridge, 1982.
Gettier, Edmund L. "Is justified True Belief Knowledge?'', Analysis,
Say: 23/2, 1 963.
Goldman, Alvin 1. "A Causal Theory of Knowing", The fournal of Phil o
sophy, Say: 64/1 2, 1 9 6 7. Gkday, smail, evrenin Gelecei Yak/a
mlar ve Politika/ar, Trkiye evre Vakf Yayn, Ankara 1 996.
Grayling, A. G. ''Epistemology", The Blackwell Companion ta Philosophy,
Edited by. N. Bunnin ve E. P. Tsui-James, Oxford, B lackwell Publ.,
1998.
Grnberg, Teo ve Grnberg David, Bilim Felsefesi, Anadolu niversite
si, Eskiehir 2 0 1 1
Gr nberg, Teo, Onart, Adnan, David Grnberg ve Halil Turan, Mantk
KAYNAKA 241

Terimler Szl, Metu Press, Ankara, 2003.


Gnseli Tamko, "Derin Ekolojinin Genel izgile ri'', Birikim, Say: 57-
58, Ocak-ubat 1 994.
Hackadirolu, Vehbi, Bilgi Felsefesi, Metis Yaynlar, stanbul 1 985.
Hackadirolu, Vehbi, Bilginin Doas ve Kaynaklar zerine, stanbul
1981.
H ume, David, nsann Anlama Yetisi zerine Bir Sorutu rma, ev.: Oru

Aruoba, Hacettepe U niversitesi Yaynlar, Ankara 1975.


1 . Thalberg, "in Defense of justifed True Belief', The jou rna l of Philo
sophy, Say: 66/22, 1 969.
lrzk, Grol, "Carnap'n sel-D sal Sorular Ayr mnn Kapsam", Teo
Grnberg 'e Armaan, derleyen Kutlusoy, Zekiye, mge Kitabevi,
Ankara 2 0 1 3 .
dem, adi, "Toplumsal Ekoloji N edir? N e Deildir?" Alnt yaplan
kaynak; http://www.metu.edu.tr/- wwwcevre/Yazilar/
james, W. Pragmaclk, ev.: M. Akn, Ankara 1 948.
johnson, Lawerence, E. Focusing On Truth, N ew York, Routledge,
1 992.
Kabaday, Talip, Duhem 'den Laudan 'a ada Bilim Felsefeci/eri, Bilge
su Yaynclk, Ankara.
Kant, 1 . Critiqu e of Pu re Reason, translated by Narman Kemp Smith, St
Martin's Press, N ew York, 1965.
Kant, 1 . Pro/egomena, ev.: oanna Kuuradi, Yusuf rnek, TFK. Yayn
lar, Ankara 1995.
Kant, 1 . SafAkln Elet irisi, ev.: oanna Kuuradi, lk Gkberk, Fsun
Akatl, TFK Yaynlar, Ankara 1 994.
Kant, 1., Pratik Akln Eletirisi, ev.: . Kuuradi, . Gkberk, F. Akatl,
TFK Yaynlar, Ankara 19 94
Kant, 1 ., Ahlak Metafiziinin Temellendirilmesi, ev.; . Kuuradi, Hacet
tepe ni. Yaynlar, Ankara 1982
Kenny, Anthony, A Brief History of Western Phi/osophy, Blackwell Publ.,
Oxford 1 998.
Kktrk, Gkhan, "Ekonomi-evre-Ynetim l ikisi Balamnda Bir 2 1 .
Yzyl Fenomeni: Srdrlebilir Kalknma", Ekonomi ve Toplum,
Cilt: 4, Say: 2.
Kripke, S. A. Wittgenstein On Rules and Private Language, Harward
University Press, Baston, 1982.
Kuuradi, ., Cohen, R. ( ed.), The Concept of Knowledge: The Anka ra
Seminar, Kluwer Academic Publ., Bostan, 1 995.
Kuhn, T., Bilimsel Devrimlerin Yaps, ev.: N. Kuya, Alan Yaynclk,
stanbul 1982.
Kuhn, T., The Stru ctu re of Scientific Revolutions, 4. Ed., The U n iversity
of Chicago Press, Chicago 2 0 1 2.
BILIM FEl.SEFESINE GIRI

242

Kutlusoy, Zekiye, ''Bir Paradoks ve Dnd rdkleri'', Felsefe Dnyas,


Say: 1 5 Bahar 1995.
Ktk, Seluk, Bilim Felsefesi zerine, Alm Kitap, stanbul 2005.
Lakatos, 1 . ve Musarave, A. Bilginin Geliimi, ev.: H. Arslan, Paradigma,
stanbul 1992.
Laka tos, mre & Musgrave, Alan, Problems in the Phi/osophy of Science,
North holland Publ., Comp., Amsterdam, 1965.
Lambert, Kare! ve Brittan, Goldon G., Bilim Felsefesine Giri, ev. Ed.:
Hseyin Gazi Topdemir, ev.: Ertan Taman, Nobel, Ankara 2 0 1 1 .
Lecou rt, Dominique, Bilim Felsefesi, ev.: Ik Ergden, Dost Kitabevi,
Ankara 2006.
Lewis S and Kleiman L. Phi/osophy: An lntroduction Th rough Litera tu
re, Paragon House, New York, 1 992.
Locke, )ohn, nsan Anl zerine Bir Deneme, ev.: Vehbi Hackadiro
lu, Say Yaynclk, stanbul 1992.
Locke, Berkeley, Hume, The Empirists, Anchor Books, N ew York, 1 9 74.
Losee, )ohn, Bilim Felsefesine Tarihsel Giri, ev.: Elif Bke, Dost Kita
bevi, Ankara 2008.
Lyotard, ). , Postmodern Durum, ev.: A. idem, Ara Yay nclk, stan
bul 1990.
Magee, B., Yeni Dn Adamlar, M.E.B. Yaynlar, stanbul 1 9 79.
Magee, B., Kari Popper'n Bilim Felsefesi ve Siyaset Kuram, stanbul
1982.

Mehdiyev, N ebi (Hazrlayan), ada Epistemolojiye Giri, i nsan Yayn-


lar, sta nbul 20 1 1
Mengolu, Takiyettin, Felsefeye Giri, Remzi Kitabevi, stanbul 1992.
McGinn, Calin, Wittgenstein on Meaning, Basil Blackwell, Oxford, 1987.
M ili, ). S. Faydaclk, ev.: N . Cokunlar, Ankara 1965.
Moser, P. K. ve dierleri, The Theory of Knowledge, Oxford, Oxford
University Press, 1 998.
Nagrl, Earnest (Ed. & l ntr.J, ]. S. Mil/'s Phlosophy of Scientific Method,
Hafner Publ. Comp., New York, 1 9 50.
zlem, Doan, Felsefe ve Doa Bilimleri, nklap Kitapevi, stanbul
1996.
zlem, Doan (ev.), Gnmzde Felsefe Disiplinleri, Ara Yaynlar,
stanbul 1990,
zlem, Doan, Bilim Felsefesi [Ders Notlar), nklap Kitapevi, stanbul
2003.
ztrk, Mehmet Fatih Sultan, ''Quine, Doallatrlm Epistemoloji ve
Epistemolojinin Normatif Yn '', Felsefe Dnyas, 2007 / 1 , Say: 4.
ztrk, mit, ''Bilime Snr izme Problemine z m Araylarnda
Carnap ve Kuhn 'un Bilim Felsefeleri'' baslmam Yksek lisans tezi,
Uluda niversitesi, Sosyal Bilimler Enstits, Bursa 2006.
KAYNAKA 243

Quine, W. V., ''Two Dogmas of Empiricism '' in From a Logical Point of


View, 2nd ed., N ew York: Harper Torchbooks, 1 9 6 1 .
Pavitt, Charles, The Philosophy of Science and Communication Theory,
Nova Science publ., New York, 2 0 0 1 .
Platon, Diyaloglar I ve il, Remzi Kitabevi, stanbul 1993.
Platon, Devlet, Remzi Kitabevi, stanbul 1992.
Poli, Roberto (ed.), Consciousness, Knowledge, and Truth, Kluwer Aca
demic Publ., Boston, 1993.
Popper, K. R., A k Toplum ve Dmanlar 1-11, ev.: M. Tuncay, H. Rza
tepe, Ankara 1967.
Popper, K. R., Conjectu res and Refutations: The Growth of Scientiflc
Knowledge. N ew York: Basic Books ine, 1965.
Popper, K. R., Objective Knowledge, Oxford, Clarendon Press, 1975 .

Popper, K. R., Tarihselciliin Sefaleti, ev.: S. Orman, i nsan Yaynlar,


stanbul 1985.
Reichenbach, j. H. Bilimsel Felsefenin Douu, ev.: C. Yldrm, stanbul
1981.
Robert Nozick, Philosophical Explanat ions, The Belknap Press, Camb
ridge, 1 9 8 1 .
Roderick M . Chisholm, Theory of Knowledge, Prentice-Hall, New jersey,
1989.
Russell, Bertrand, Din ve Bilim, ev.: Akit Gktrk, Say Kitap Paz.,
stanbul 1983.
Russell, Bertrand, D Dnya zerine Bilgim iz, ev.: Vehbi Hackadiro
lu, Kabalc Yaynevi, stanbul 1996.
Sosa, Ernest. ''Two Conceptions of Knowledge", The ]ournal of Philo
sophy, say: 67 /3, 1 970.
Szer, nay, Felsefenin ABC'si, Simavi Yaynlar, stanbul 1992.
Stanley, H. M. ve Hunt, T. C., Felsefeye ar, ev.: Hasan nder, mge
Kitabevi, Ankara 1996.
ahin, mit, "Ekolojizmi evrecilikten Ayrmak: Bir Yeniden Dnme
Denemesi" alnt yaplan yer: http://www.geocities.com
/uce koloj i/ umitsahin.htm.
Tanesini, Alessandra, Feminist Epistemolojiye Giri, ev. Demiriz, Gl
can ve dierleri, Sentez Yaynclk, Bursa, 2 0 1 2 .
Tamko, Gnseli, "Derin Ekolojinin Temel izgileri''. ''Derin Ekoloji''
iinde, Derleyen: Gnseli Tamko, Ege Yaynclk, zmir 19 94.
Tamko, Gnseli, ''Derin Ekolojinin Genel izgileri'', Birikim Say: 57-
58, 0cak-ubat 1994
Tepe, Harun, Platon'dan Habermas'a Felsefede Doru luk ya da Hakikat,
Ark Yaynlar, Ankara 1995.
Tepe, Haru n, ''evre Etii: Toprak Etii m i yoksa nsan Et ii mi?'' Felse
felogos, Say: 1, Bulut Yaynlar, stanbul 1999.
BiLiM FELSEFESiNE GiRi

244

Timothy McGrew, Lydia McGrew, lnternalism and Epistemo/ogy: The


Architecture of Reason, Routledge Press, London 2007.
Timuin, Afar, Felsefe Szl, nsancl Yayn lar, stanbul 1 997.
Trigg, Roger, Rationality and Science: Can Science Explain Everything?,
Mssachascusetts, Cambridge 1 993.
Tufan, Hlya, ''Kolektif Bellek ve nsan/Doa likisi'', Cogito, Say: 2,
Yap Kredi Yaynlar, stanbul 1 994.
Ural, afak, Pozitivist Felsefe: Bilimde ve Felsefede Doru lama, Remzi
Kitabevi, stanbul 1 986.
Uslu, brahim, evre Sorunlar, nsan Yaynlar, stanbul 1 995.
Uygur, Nermi, Felsefenin ars, Remzi Kitapevi, stanbul 1 984.
nder, Hasan, evre Felsefesi, Doruk Yaynlar, Ankara 1 996.
nder, Hasan, ''evre Felsefes i'', Felsefe Ansiklopedisi, Editr: Ahmet
..
Cevizci, Cilt: 3, Babil Yaynlar, Ankara 2005 .
Urek, Ogn, Kant 'ta Sayg Kavram, (Yaynlanmam Yksek Lisans
Tezi) Hacettepe n iversitesi, Sosyal Bilimler E nstits, 1997.
Welschedel, Wilhelm, Felsefenin Arka Merdiveni, ev.: Sedat Umran, z
Yaynclk, stanbul 1 997.
West, David, Kta Avrupas Felsefesine Gir i, ev.: Ahmet Cevizci, Para
digma Yaynlar, stanbul 1 998.
Wittgenstein Ludwig, Tractatus Logico-Phi/osophicus, ev.: mer Naci
Soykan, alnt yaplan eser: Felsefe ve Dil, Kabalc Yaynlar, stan
bul 1 995.
Yldrm, Cemal, Bilim Felsefesi, 1 2. Bask, Remzi Yaynlar, stanbul
2 008.
Yldrm, Cemal, Bilim Tarihi, Remzi Yaynlar, stanbul 1 992.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Karl_Popper
http://www. geocities.com/felsefem/index_felsefe/felsefe_index.htm
http : //uk.geocities.com/ a narsistbakis/makaleler/ ecommunard_mani
festo.htm

Ayer, 152, 238


A
aklama akt, 19 B
ad hac, 184, 187 Bacon, 87, 102, 193, 196, 2 14, 220,
Adorno, 194 2 24
Agustinus, 53 Barthes, 194
alglama akt, 19 Baudrillard, 194
Ali Kuu, 1 1 1 bilgi aktlar, 18, 19
Althusser, 194, 238 bilim dili, 153, 188
analitik, 41, 47, 48, 67, 68, 76, 85, bilime snr ekmek, 154, 169
86, 89, 103, 133, 140, 153, 159 Bilimsel aklama, 95, 118, 1 19, 123,
Anaximandros, 218, 219 124, 182
Anaximenes, 218 bilimsel bilgi, 14, 20, 22, 23, 27, 31,
animizm, 228 82, 94, 95, 97, 98, 99, 100, 106,
anlama akt, 19 107, 112, 113, 118, 121, 134,
anlamllk ilkesi, 166 135, 162, 168, 169, 196
Anomali, 184 Bilimsel kuram, 114, 1 2 1, 122, 124,
apaklk, 78, 79 182
apeiron, 219 Bilimsel yasa, 93, 1 14, 122, 125
apodiktik, 52 bilimsel yntem, 34, 98, 106, 113,
Aposteriori, 45 119, 157, 167
apriori, 31, 45, 46, 47, 48, 67, 68, 75, Bookchin, 233, 234, 239
76, 81, 85, 86, 142 bulmaca zme, 185
Aquinas, 72, 224, 228 Bunge, 104, 1 19, 120, 121, 122, 126,
Archimedes, 110 239
Aristoteles, 17, 32, 34, 44, 52, 58,
c
71, 72, 90, 108, 1 10, 126, 135,
143, 145, 146, 148, 177, 179, Carnap, s, 117, 133, 135, 140, 152,
183, 188, 190, 2 13, 2 14, 219, 154, 155, 156, 157, 158, 159,
224, 238 160, 161, 162, 163, 242
ar kukuculuk, 64

Aydnlanma, 193, 194, 195, 196, evre etii, 15, 2 17, 222, 223, 224
197, 198, 225 karmsal bilgi, 54
BiLiM FELSEFESiNE GIRI

246

D G
Darwin, 92, 227 Galilei, o2, , 77, 93, 24
deney, 20, 23, 24, 25, 26, 27, 46, 47, Gazali, 60, 6, 62, 69
48, 56, 58, 62, 63, 64, 67, 68, 69, Gettier, 42, 240
73, 80, 8, 82, 83, 84, 85, 86, 9, Gorgias, 65
93, 95, 98, o2, o3, 4, 6, gzlem, 23, 24, 25, 26, 27, 56, 84,
7, 8, 20, 2, 24, 2s, 87, 9, 98, o3, o7, o9, 4,
3o, 32, 34, 36, 4, s4, s, 6, 7, 8, 20, 2,
ss, s9, 6o, 6, 62, 68, 22, 24, 2S, 3o, 34, 35,
69, 7o, 83, 27, 220, 2 2 , 224 42, 46, so, s2, s3, s4,
derin ekoloji, 229, 230, 232, 233 ss, s9, 6o, 6, 62, 67,
Derrida, 94 68, 69, 7o, 74, 83, 84,
Descartes, 32, 33, 46, 53, 54, 55, 60, 9o, 97, 2 8, 22
6, 62, 78, 89, 39, 4o, 97, 99, Gnlk dil, s3
2 4, 220, 224, 225, 240
H
devrim, so, 74, 80, 88, 234
Doa felsefesi, 28, 22 Habermas, 39, 94, 243
doa merkezli, 229 Hegel, 74, 43, s2, s6
doal kaynak, 200 Hempel, 74, s2
dorudan doru lama, 60 Herakleitos, 3, 58, 2 9
Dorulanabilirl i k, 60 Hipokrates, o
dolayl dorula ma, 60, 6 Hipotez, 4, 7, 9, 20, 2,
24
E Horkheimer, 94
Einstein, 93, 98, s, 67, 70, 74, Hume, 33, 46, 62, 63, oo, 40, 44,
7s, 89, 2 s s4, 62, 67, 24, 242
Ekofeminiz m, 234

1
ekoloji, s, 99, 226, 229, 230, 23,
232 bn Sina, , 23
ikin idealizm, 80
eletirel kukuculuk, 63, 64
Epistemik realizm, 04, o9, 79 ideal d il, 84, o2
idealizm, 8, 39, 205
E pistemoloji, 28, 3, 33, 4, 238,
242 iktidar, 2, 32, 2o, 204
insan merkezli, 9S, 99, 200, 2o,
Eukleides, 88, o, 23
evrim, o3, 227, 233 24, 220, 229

K
F
fenomen, 64, 73, o3, s3 Kant, 33, 63, 64, 68, 69, 73, 8, 82,
Feyerabend, 80, 94, 20, 202, 240 40, 43, s9, 79, 235, 236,
Fichte, s6, 240 237, 24, 244
Foucault, 94 Kendini gerekletirme, 23
Kepler, 58, o2, , 93, 24
Frege, s2, s4, s7
Freud, 7, 7s, 2 s klasik bilim, 30, 3, 78
Klasik pozitivizm, so
Kopernik, o2, , 43, 8S, 90,

DiZiN 247

193, 2 14 Olgusal sre, 1 13, 1 1 4


Kuhn, 15, 136, 155, 177, 178, 180, onaylama, 161, 170, 178, 179, 180
1 8 1, 182, 183, 185, 186, 187, ortakduyu, 14, 107
188, 189, 190, 241, 242

o
Kuramsal sre, 113, 1 14, 1 1 8
lme, 1 1 7
L n deyi, 123
Lacan, 194 ngr, 150, 172
Lakatos, 136, 180, 194, 242 rgtleyici ilke, 182
Laudan, 180, 241
p
Levinas, 194
paradigma, 182, 183, 184, 185, 186,
Locke, 33, 46, 62, 63, 198, 242
187, 188, 190, 191
Losee, 92, 93, 136, 144, 1 5 1, 178,
Parmenides, 2 19
242
Lyotard, 194, 242 Philo, 17
Philosophia, 17
M Platon, 17, 28, 31, 32, 39, 41, 49, 50,
Mach, 1 5 1, 152, 155, 163 64, 71, 98, 142, 144, 212, 2 19,
Mantk pozitivizm, 164 239, 243
Marcuse, 194 Pola nyi, 180
Marx, 89, 167, 171, 174, 175 Popper, 15, 133, 135, 136, 165, 166,
Metafizik, 71, 72, 109, 150, 154, 167, 168, 169, 170, 171, 172,
155, 167, 1 8 1, 182, 184, 238 173, 174, 180, 181, 242, 243, 244
Mili, 144, 151, 162, 242 pozitivizm, 83, 90, 130, 1 3 1, 139,
Modern felsefe, 32, 55 151, 152, 154, 193, 205
Pragmatizm, 86
N
proje bilim insan, 1 1 1
Naess, Arne, 229, 230, 2 3 1 Protagoras, 65
Nagel, 99 Pyrrhon, 64, 65, 66
Nedensellik i l kesi, 24 Pythagoras, 17, 212
Neurath, 74, 152
Newton, 51, 58, 90, 102, 1 1 1, 1 15, R
135, 175, 184, 189, 190, 193, Razi, 1 1 1, 2 1 3
2 14, 2 1 5 realizm, 82, 83, 108
numen, 73, 8 1 Rotry, 194
Rousseau, 140
o
Russell, 98, 152, 154, 157, 180, 243
olaan bilim, 185, 187, 188, 190
olgu, 14, 18, 39, 40, 52, 56, 67, 68, s
71, 72, 74, 76, 77, 85, 94, 98, 99, Sanat b i lgisi, 22
100, 102, 103, 107, 108, 1 1 3, Sche l l i ng, 156
1 14, 1 16, 1 17, 1 18, 120, 121, Schlick, 152
122, 1 3 1, 142, 149, 154, 156, sentetik, 48, 67, 68, 82, 86, 153,
157, 158, 159, 160, 161, 167, 154, 159
168, 176, 1 8 1, 183, 184, 186, 197 sermaye, 1 1 1, 1 12, 201, 203, 204
248

BiLiM FElSEFESINE GiRi

Skolastik felsefe, 72 155, 161, 162, 165, 167, 170, 181


Sokrates, 17, 32, 44, 59, 64, 109,
u
1 10, 148, 212, 219
sosyal ekoloji, 233 uygunluk doruluk kuram, 72, 1 14,
szde nermeler, 155, 156 161, 168
szde-bilim, 135, 169, 174 uylam, 178
Spinoza, 74, 89, 140, 230, 240 v
sbjektif, 22
Viyana evresi, 141, 152, 154, 156,
T 158, 159, 160, 163, 165, 166
Tanklk Bilgisi, 49 w
techne, 21 Waismann, 152, 153
Teknik bilgi, 2 1, 22
Whitehead, 152, 154, 157
teknoloji, 11 1, 140, 193, 200, 201, Wittgenstein, 152, 153, 154, 238,
207, 208, 225 241, 242, 244
Thales, 32, 90, 212, 218, 219
Theaetetus, 41 y
Toulm in, 180 Yanllama, 170
Transendental idealizm, 81 Yanllanabilirlik, 135
Tutarllk doruluk kuram, 76, 143 yaam alan, 226
tmdengelim, 44, 68, 95, 135, 145, yzeysel ekoloji, 231
148
z
tmevarm, 24, 25, 27, 95, 130, 132,
134, 135, 140, 141, 144, 146, Zenon, 219

You might also like