Professional Documents
Culture Documents
BTN ESERLER 2
Din ve deoloji
letiim Yaynlan 14 erif Mardin Btn Eserleri 2
ISBN-13: 978-975-470-048-0
1983 letiim Yaynclk A. .
1-20. BASKI 1983-2011, stanbul
21. BASKI 2012, stanbul
Din ve deoloji
.w,
iletiim
ERF MARDN 1927 ylnda stanbulda dodu. Galatasaray Lisesinde balad orta
renimini ABDde tamamlad. Stanford niversitesi Siyasal Bilimler Blm
mezuniyetinin ardmdan lisansst eitimini John Hopkins niversitesinde yapu.
1954te Siyasal Bilgiler Fakltesine asistan olarak giren erif Mardin, doktorasn
Yeni OsmanlIlarn Dnsel Yapdan" konulu teziyle Stanford Oniversitesinde
tamamlad. 1964te doentlie, 1969da profesrle ykseldi. 1973te getii
Boazii niversitesinde siyaset bilimi ve sosyoloji dersleri verdi. ABDde
Columbia ve California, ngilterede Oxford niversitesinde konuk retim yesi
olarak dersler verdi. Washington D.C.deki American University Uluslararas
likiler Blmnde retim yelii ve ayn niversite bnyesinde faaliyet gsteren
slm Ararmalar Merkezinin bakanln yapt. Sabanc niversitesinde retim
yeliinde bulundu ve 2010da emeritus profesr unvan ald. erif Mardinin
letiim Yaynlan tarafndan Btn Eserleri kapsamnda yaymlanan kitaplan
unlardr: Jn Trklerin Siyasi Fikirleri 1895-1908 (ASBF Yay., 1964) [19831, Din
ve deoloji (ASBF Yay., 1969) [1983], deoloji (ASBF Yay., 1976) [1983],
Trkiyede Toplum ve Siyaset (Makaleler derlemesi, 1990), Siyasal ve Sosyal Bilimler
(Makaleler derlemesi, 1990), Trkiyede Din ve Siyaset (Makaleler derlemesi, 1991),
Trk Modernlemesi (Makaleler derlemesi, 1991), Religion and Social Change in
Modem Turkey. The Case of Bediuzzaman Said Nursi (1989) IBedizzaman Said Nursi
Olay / Modem Trkiyede Din ve Toplumsal Deiim (1992)], The Genesis o f Young
Ottoman Thought (1962) [Yeni Osmanh Dncesinin Douu (1996)].
METODOLOJK NOT .. 7
2. BASIMA NSZ............................................................................ 11
BRNC BLM
DN VE DEOLOJ 13
KNC BLM
DN SOSYOLOJS VE DNSEL DAVRANI 39
NC BLM
DN SOSYOLOJS AISINDAN SLM 65
DRDNC BLM
OSMANLI tMPARATORLULrNDA YAPI VE KLTR 103
BENC BLM
CUMHURYET DEVRNDE VOLK SLM 141
ALTINCI BLM
AMPRK KANITLAR 155
YEDNC BLM
SONU................................................................................................165
SELM KAYNAKA 169
D Z N ................................................................................................ 179
METODOLOJK n o t
1 Raymond Aron, La Lutte des Classes (Paris, Gallimard, 1964), s. 214 v.d. ve
bkz. Socit Industrielle, Idologies, Philosophie", Preuves 1965, No: 167,
3-13; 1 6 8 ,12-24; 169, 23-41. Aynca bkz. Edward Shils, The End of Ideology
Encounter V (1955), No: 5, 52-58.
2 Daniel Bell, The End o f Ideology: On the Exhaustion o f Political Ideas in the Fifti
es (gzden geirilmi basm, New York, Collier Books, 1962), s. 393 v.d.
Sert ideoloji dediim zaman, sistematik bir ekilde ilen
mi, temel teorik eserlere dayanan, sekinlerin kltryle s
nrlandrlm, muhtevas kuvvetli bir yapy kastediyorum.
Yumuak ideoloji ile de, kitlelerin ok daha ekilsiz inan
ve bilisel (cognitive) sistemlerini kastediyorum.3
Bu noktada, ideolojilerin incelenmesi, bir ucunda sert
ideolojilerin, br ucunda vaziyet allarn topland s
rekli bir deikenin (continuous variable)4 analizi halini al
yor. Bu adan vaziyet allar hakknda bir aklama yapma
mz gerekiyor.
Vaziyet al (attitude) bir insann -dnyann dier grn
lerinden ayrdettii bir dnya gr karsnda- davranla
rndan karlm psikolojik sre rgdenmesidir.5
Hepimiz, insanlarn belirli hadiseler karsnda belir
li tutumlan olduunu biliriz. Bu tutumlarn bilimsel in
celenmesi, vaziyet allar alann tekil eder. Vaziyet al
larla yumuak ideolojilerin ilikisine gelince, aradaki ba
nt vaziyet allarn da ideolojiler gibi toplum olaylar
iin bir anlam ekseni salamalarndan ileri geliyor. r-
13 Bkz. David Easton, The Political System: An Inquiry into the State o f P oliti
cal Science (New York, Knopf, 1953) ve Traditional and Behavioral Resear
ch in American Political Science, Administrative Science Quarterly II (1957),
s. 110-115; D. B. Truman, The Impact on Political Science of the Revoluti
on in the Behavioral Sciences, Research Frontiers in Politics and Government
(Washington, Brookings Institution, 1955), s. 202-232; R. Young der., App
roaches to the Study o f politics (Evanston, III., Northwestern University Press,
195 8 ); Jam es C. Charlesworth der.; Contem porary P olitical A nalysis (New
York, Free Press ve Macmillan, 1967); Austin Ranney der., Essays on the Be
havioral Study o f Politics (Urbana, University of Illinois Press, 1962); W. J.
M. Mackenzie, Politics and Social Science (Penguin Books, 1967); H. V. Vi-
seman, Political Systems; Some Sociological Approaches (Londra, Routled-
ge and Kegan Paul, 1966); Stanley Hoffman, Tendances de la Science Poli-
tiique aux Etats Unis, Revue Franaise de Science Politique (Oct.-Dec. 1957),
s. 913-932.
14 Byk bir istisna Aristodur. Fakat Aristonun bile ampirik siyasal bilim hak-
kndaki fevkalde ince bulgulan sonunda teleolojik bir genel ereveye feda
edilmektedir. Bkz. Politics o f Aristotle (der. ev. Sir Ernest Barker, Oxford, Cla
rendon Press, 1952) vejoh n H. Randall Jr. Aristotle (New York, Columbia Uni
versity Press, 1960).
15 Platon ve bunu kendi kiisel gayeleri urunda nasl kulland konusunda bkz.
K. R. Popper, The Open Society and its Enemies (Londra, 4., gen. ba., Prince
ton, Princeton University Press, 1963). Bu kitabn Trkeye tercmesi iin
bkz. K. R. Popper, Ak Toplum ve D m anlan (Ankara, 1967-1968) II cilt.
N orm atiflik konusunun bir bibliyografyas iin bkz. Charles S. Hyneman,
The Study o f Politics: The Present State o f American Political Science (Urbana,
University of Illinois Press, 1959), s. 109 v.d.
yl- baz kimseleri, bu eilimin ahlki amalarn tesin
de normlarla uraan bir siyasal bilim okulu olduu yargs
na gtrmtr. Hallowell bunun ne kadar yanl olduunu
ve Staatsrecht'ilerin ntr bir devlet gerekleri arama aba
snn arkasnda nasl bir felsef boluk kapatma eiliminin
yattn gstermitir.16
Dier taraftan, siyasal bilimlerin bugn bile kabul edebile
cei bir yaklamla, devlet iindeki kuwetlerin muvazene
sinin smm aram olanlar, bu ilerini tam olarak baarma
mlar, siyasal kuwetlerin tahlilini bu kuvvetlerin en iyi
dengesini bulma amacndan ayramamlardr.17 Btn bun
lardan, siyasal bilimlerde normatif amalarla tahlil yapma
nn mutlak olarak gereksiz olduu sonucunu karmak is
temiyoruz. Pek tabi olarak siyasal bilimlerin konulan ara
sna normatif meselelerin incelenmesi de girmektedir. Mo
dem siyasal bilimler bu yaklam ortadan kaldrdn zaten
iddia etmemektedir. Yapmaya alt, normatif ile ampi
rik arasndaki farkll aa karmaktr. Amalarndan bi
ri, birinci tr aratrmalar ikinci tr almalarndan kesin
olarak ayrmaktr.18 Bu aynm yaplnca karmza bir de bir
16 John A. Hallowell, Main Currents in Modem Political Thought (New York, Hen
ry Holt, 1956 s. 338 v.d.) ve kr. G. H. Sabine, Political Science and the Juristic
Point of View American Political Science Review 22 (1928), s. 553-75; Mesele
yi son olarak ele alp muhtelif tip normatiflik arasnda bir ayrm yapan bir ya
zar iin bkz. Arnold Brecht, Political Theory: The Foundation o f Twentieth-Cen
tury Political Thought (Princeton, Princeton University Press, 1959).
17 Kuweder Ayrm yaklamndan koparak onu yeni bir vehe ile uygulayan
Woodrow Wilsonun sathta deskriptif grnen amacnn arkasnda nasl ah
lki deerleri temellendirme abasnn yattn Easton ok ak olarak gster
mitir. Bkz. David Easton, The Political System: An inquiry into the State o f Po
litical Science (New York, Knopf, 1953), s. 82. Bu ahlki ynelim Wilsonun
kendi nclerinin ne olduunu grememesiyle neticelenmitir. Kuvvetler ay
rmnn teori yerine gemesi iin bkz. Gabriel A. Almond, Political Theory
and Political Science, American Political Science Review 60 (December 1966)
s. 869-870, bilhassa s. 872.
18 Byle bir yaklama yaplan itirazlar iin bkz. Leo Strauss, What is Political Phi
losophy and Other Studies (New York, Free Press, 1959); alayc ve yerici bir tu
tum iin bkz. Bernard Crick, The American Science o f Politics: Its Origins and
takdim-tehir meselesi kmaktadr. Genel olarak, belirli bir
srecin muhtevasnn ne olduunu bilmeden o srece yn
vermeye almak ok mantki bir sralama gibi gzkme
mektedir. Normatif siyasal srecin ne ekilde ilediini ara
trmaya almadan siyasette iyiyi tayin etmeye almak
ise bunun en belirgin bir eklidir.
Siyasal bilimlerin normatifliinin ideolojilerin tahlili bak
mndan nemi, klsik siyasal bilimin, normatif bir btnn
iine yerletirilemeyen veya gerektirdii ereveye smayan
hadiseleri resen siyasetin dma atmasdr. Bu tutum, bizi,
Ortaalarda aslann tarifini kitaplara gre renmi birinin,
canl aslanla karlanca ona aslanlk hviyetini tanmamas
gibi bir tutumla kar karya brakmaktadr.
Siyasal Fikirler Tarihi alannn bu tutumu asndan, ideo
lojiler, uzun zaman, insanlarn akln elen kurald etken
ler olarak tanmlanmtr. Siyasal bilimciler, ideolojileri, da
ha ok Locke, Rousseau veya Marx gibi kimselerin fikirleri
nin melezlemi, yozlam ekilleri olarak yorumlam
lardr. Sabinein faizmi ele al tarz bunun klsik bir rne
ini tekil eder. Ona gre faizm, Hegelin ve Nietzschenin
fikirlerinin yozlatrlm bir eklidir. Sabine, bir taraftan
Mackinderden, bir taraftan Nietzscheden ve bir taraftan
Hegelden gelen akmlarn belli baz ynlerinin faistler tara
fndan niin seildiini, bu karmn ve yalnz bu karmn
bir toplum eklinin psikolojik muvazenesini nasl salad
n aratrmyor. Modern bir siyasal bilimcinin yaklam ise
meseleyi bu ekilde koymak olurdu.19
23 Bunu gren biri iin bkz. Aron, Les Etapes, s. 27-76. Aronun bu grlerinin
dayand eserlere giden bir taraf olup olmadn kontrol edemedim. Bkz. L.
Althusser, Montesquieu, la Politique et Histoire (Paris, Presses Universitaires
de France, 1959); J. Ehrard, Politique de Montesquieu (Paris, Armand Colin,
1965); Byle bir fikrin balangc iin bkz. Franz Neumann, Montesquieu
in The Democratic and the Authoritarian State (Free Press of Glencoe, 1957),
s. 96 v.d.
24 Davransal siyasal bilimler iin yukarda not 13te olan mehazlara ilve
ten bkz. Peter Blau, The Dynamics o f Bureaucracy: A Study of Interpersonal
Relatoins in Two Government Agencies (Gzden geirilmi basm, Chica
go, University of Chicago Press, 1963); Heinz Eulau, Samuel Eldersveld ve
Morris Janowitz, Political Behavior: A Reader in Theory and Research (Glen
coe, III. the Free Press, 1956); Fred I. Greenstein, Children and Politics (New
Haven, Yale University Press, 1956), Herbert H. Hyman, Political S ocializati
on: A Study in the Psychology o f Political Behaviour (Glencoe, III., Free Press,
1959).
de de kendini gstermeye balamtr. Ksaca modem siya
sal bilimlerin analitik aralar klsik siyasal bilimin analitik
aralarna nisbetle ok daha esnektir ve muhtelif devirler
de fikirlerini ifade etmi kimselerin hl geerli olan gr
lerini bir btn haline koyma yolundadr.25 deoloji olay
nn anlatmnda bu esneklik modem siyasal bilimlere nem
li faydalar salamtr. Hibir siyaset kuramcsnn fikr yap
tnn btnne olduu gibi samayan ideoloji olaylan, dav
ransal siyasal bilimlerin ok tarafl, esnek erevesi iinde
anlalmaya balamaktadr. Bunun bir dier yn, ideoloji
lerin, davransal adm verdiimiz siyasal bilim trnde, bu
yeni trn metodolojik zelliklerinin zorunlu sonucu olarak
yer alm olmasdr.
Davransal siyasal bilimlerin ana amac siyasal bilimleri
dier fizik! ve matematik bilimlerin genel kurallar iine sok
mak olmutur. Bu yaklama gre, fizik nasl madd varlklar
arasnda kural ilikileri aryorsa, siyasal bilimin de genellik
deeri olan kurallar aramas gerekir. Byle bir aba peinde
koarken aklm kaybetmemesi iin yaplacak olan en ip
tidai ayrm da olan olmas gerekenden ayrmaktr. By-
lece, davransal siyasal bilim, her eyden nce iki asr nce
Humeun bulduu basit bir prensibi kendisine rehber edin
mitir: Bir olandan bir olmas gereken karlamaz.26 Ba
ka bir ifade ile, siyasal bilim bilimsel olmak istiyorsa a) ama
c bakmndan daha nce bilimsel bir nitelikle ortaya km
olan bilimlere benzemeye almaldr.27 Burada, daha nce
25 Byle bir almaya ilk defa teebbs etmi olan Talcott Parsonsdur. Bkz. The
Structure o f Social Action (2. ba., Glencoe, III, 1949).
26 Humes Moral and Political Philosophy (Der., giri. Henry D. Aiken, New York,
Hafner, 1959), s. 43.
27 Siyasal bilimlerin bilimselliinin tartlmas iin bkz. David E. Apter, Theory
and the Study of Politics American Political Science Review 51 (1957), s. 747
v.d.; James W . Prothro, The Nonsense Fight Over Scientific Method: A Plea
for Peace, Journal o f Politics 18 (1956), s. 565 v.d.
km olan bilimlerin bilimselliklerinin hangi noktada top
landn aramaya gelmi bulunuyoruz. En geni anlamn
da bu bilimsellik niteliinin ana noktada topland sy
lenebilir:
1. Tabiat iinde belirli bir trden olan olaylarn dzenlili
inin ifade edilmesi.
2. Bu dzenliliklerin dier bir trden olaylarn dzenlilii
ile bir ilikisinin kurulmas.
3. Bu ilikilerin nce kurallar, daha sonra kurallarn topla
m olan teoriler eklinde ifade edilmesi.
Siyasal bilimlerin bu artlan ortaya karmakta ok ilerle
dii iddia edilemez. Fakat modem sosyal bilimlerin yakla
mn tayin eden altyap yukardaki arttr. Bu itibarla, si
yasal srecin iinde bir dzenlilik olarak beliren bir olaylar
kmesinin hibir zaman srecin dnda tutulmasna imkn
yoktur. deoloji bunlardan biri olduundan, siyasal bilimler
de son derece nemli bir yer tutar.
Davransal siyasal bilimlerin ideolojileri kapsamasnn
son, fakat belki de nemli, bir nedeni vardr: Siyasal bilim
bir toplum olayn inceler.
Toplum yaplar ise, dzenliliklerini, toplum bireyleri
nin iinde bulunduklar durumlar anlamalar28 sayesinde
muhafaza ederler. Anlamann insan topluluklarndaki y a
psal nemi son yirmi ylda muhtelif ekillerde ilenerek ar
tk sosyolojinin esaslar arasna girmitir. Bu gr yans
tan saysz ifadeler arasnda aadaki cmleler belki duru
mu en kesin bir ekilde anlatmaktadr.
29 Alfred Schutz, Concept and Theory Formation in the Social Sciences, Journal
o f Philosophy 51 (1954), s. 266.
30 Bu ifade iin bkz. Clifford Geertz, Ideology as a Cultural System, Ideology
and Discontent iinde, (der. David E. Apter, The Free Press of Glencoe, New
York, 1964), s. 61.
de ikinci smf siyaset teorileri olmaktan karak, toplum
mekanizmas iindeki nemleriyle orantl bir hviyet ve an
lamllk kazanmaktadrlar.
Bu ekillenmenin ortaya kt son yllarda drt tr ide
oloji incelemesi ortaya kmtr. Bunlardan biri, balan
gta yaptmz sert ideoloji tarifinin iine giren hdise
leri inceleyen eserlerdir. Burada aranan, olduka mteca
nis bir fikr ynelimin bir sosyal yap unsuru olarak ne gi
bi bir fonksiyon grddr. Friedrichin, bir rneini da
ha 1930larda verdii bu yaklam, bize faizm ve komniz
mi tahlil eden nemli aratrmalar salamtr.31
kinci bir yaklam (klsik Siyas Fikirler Tarihinde fikir
lerinin tm zerinde durulan) Adam Smith gibi kimselerin
fikirlerinin baz ynlerinin yeni bir sosyal yap iinde nasl
baz tortu (residual) fonksiyonlar ifa etmeye devam ettiini
gstermeye almtr.32
nc bir yaklam, ideolojiyi bir sosyal tesant fonksiyo
nu icra eden bir unsur olarak ele almtr.33 Burada zerinde
28
tenekleri, eitimleri en ince noktasna kadar incelenmitir.
Bunlardan deneklerin siyaset konusundaki inanlaryla ki
iliklerinin dier ynleri arasnda bir iliki kurulmaya a
llmtr. Lanein almalar, her eyden nce, siyasal bi
limler alannda imdiye kadar yneticiler katnda tespit
etmeye altmz ideolojilerin ynetilenler katnda da
mevcut olduunu ortaya karmaktadr. zerinde durduu
kiiler her ne kadar nisbeten basit kimseler iseler de dertle
ri, kayglar, tutumlar ve inanlar bir sosyal kimlik meyda
na getirmektedir. Bu basit seviyelerde bile, paralar bir b
tn meydana getiren bir i dengeye ulamaktadr.36
Aydnlar katnda meydana getirilen ideolojilerin yneti
lenler katndaki ideolojilerle kesitii bir alan vardr: O da,
ikisinin de esas itibariyle bir anlama fonksiyonu ifa etme
sidir. Her ikisi de, aprak, anlalmas zor bir dnyay d
zenleyen entelektel kalplardr. Bunun yannda Lane, sra
dan adamn genel dnya grnn kendi i muvazenesi
ni salama bakmndan nasl bir psikolojik fonksiyon ifa etti
ini anlatmaktadr. Lanein sokaktaki adamnn dnya gr
, bir siyas fikir tarihisinin pek beenecei bir yapya sahip
deildir. Sathta mantki tutarszlklarla doludur. Fakat bu tu
tarszlklarn incelenmesi, kendi aralannda tutarl olduklar
n ortaya karmakta, bir fonksiyon ifa etmekte olduklarn,
ayn hedefe yneldiklerini gstermektedir. Sokaktaki adamn
fikirleri mantki bir tutarlla sahip deilse de, yaad er
eve iine konduu zaman bir tutarllk kazanmaktadr.
deolojinin ortaya kard bu psikolojik uyum fonksiyon
larnn en nemlilerinden biri dinsel fonksiyondur. Lane, bu
fonksiyonu ideolojik btnn bir alt kategorisi olarak ele al
maktadr.
48 Rasyonalite tipleri iin bkz. Max Weber, ber einige kategforien der Verste
henden Soziologie, Max Weber, Soziologie, Weltgeschichtliche Analysen, s. 97
v.d., ve kr. Mannheimin substansiyel ve fonksiyonel rasyonalite tarzlar,
bkz. Karl Mannheim, Man and Society in an Age o f Reconstruction (New York,
1954), s. 52-53. Meselenin tm iin bkz. Don Martindale, The Nature and Ty
pes o f Sociological Theory (Londra, Routledge, 1961), s. 388.
mite Bruner,49 insann bilgi elde etmesinde sembolizme da
yanan taraflar anlatm, sembolletirme psikolojisinin ideo
lojilerle ilgisi zerinde duran herkesin kaynak yapmas gere
ken son derece ilgin bir eser vermitir. Ayn yazar, Opinion
and Personality'smde siyasal vaziyet allarn kiilikle ilikisi
ni aratrmtr.50 Erikson, kiiliin oluumu srasnda bilgi
nin ekillenmesini ele almtr. Benlik (self) kavramnn sos
yal psikolojide Mead51 tarafndan ilenii, bilgilerimizin yap
ya kavumasnn bir dier boyutunu vermitir. Leach,52 bilgi
nin belirli sembollere intikal ettikten sonra bir toplumun hi
yerarik dzenini korumaya nasl yaradn gstermitir.
Bellah ise53 siyasal deerlerin din tarafnda ekillendiril-
mesini ele almtr. Greenstein, otoriteye sahip olanlarn bu
otoritesinin kabul edili tarzlarnn ocuklarda baladn
bulmu, bunlann otoriteyi ne gibi aralarla sembolize ettik
lerini ve kiiliklerine nasl malettiklerini incelemitir.54
Bu liste, toplum hakkmdaki bilgimizin toplumsal kkleri
nin incelenmesine k tutan eserlerin bir balangc bile ola
maz. Fakat listenin bize gstermeyi baard nokta, Mark
sist bakn ele ald grup karlar asndan ne kadar
teye gemi olduumuzdur.
Zamanmzda sosyal bilimlerde kaydedilen bu ilerlemeler,
dini endie azaltc ve kiilii billrlatnc sembolik bir
2 Feuerbach ile Marx arasndaki ilikiyi bu konunun en iyi ilendii bir esere da
yandryorum. H. B. Acton, Illusion o f the Epoch: Marxism - Leninism as a Phi
losophical Creed, (Londra, Cohen and West, 1955), s. 116 v.d.
Feuerbachn tezinin esas, alglam a (perception) hak
knda bir bulgusuna dayanyordu. Feuerbacha gre bir e
yin varolduunu sylemek, yalnz o eyin tasavvur edilebi
leceini sylemek deildir. Byle bir iddia, buna ilveten,
var kabul edilen eylerin alglanabileceini (perceived) ve
ya duyulabileceini (sensed) sylemektedir. Feuerbachn
bundan kard sonu udur: Allahn varl onun algla
nabilecei bir ekil almazsa, ispat edilemez. Bylece Feuer
bacha gre dinbilimin kantlar aslnda kof ve etkisiz var
saymlardr. insanlarn kalbinde Allah inanc ise kendi s
nrlln ideal bir varlkla karlatrma eiliminden doan
bir projeksiyondur. Din, insann kendi dncesinin insan-
larst bir plana aktarldr. nsanlarn ruhun lmezlii
ne inanmalar ve ilh! adaletin tecellisine inanlar, gene in
sanlarn kendi adalete susamlklarnn soyut bir plana ak
tarlmasdr. Dnya tesi, bir nsan istein ekil deitir
mesinden ibarettir.3
Feuerbacha gre bu durum, dinle rya arasnda nemli
bir benzerlik ortaya karyor. Duygu ak gzlerle grd
mz bir ryadr, din uyanan bilincin ryasdr, rya din
lerin esrarnn anah tandr.4
nsan, dinsel fikirlerinin kendi i hayatnn bir projeksi
yonu olduunu anlad anda, artk kendi tabiatnn dnda
bir miyar aramayacak, kendi kiiliini idrak etmeye ala
caktr. Hristiyanln znn ikinci basksna yazd giri
te Feuerbach, bunu ok ak bir ekilde belirtiyordu: Hris
tiyanlk, aslnda yalnz insanln Usundan deil, bizzat ha
yatndan da uzun zamandan beri yokolmutur. Hristiyan
lk, artk yangn ve hayat sigortalarmzla demiryollanmz
ve buhar gemilerimizle, resim ve heykel galerilerimizle, as
ker ve endstri okullanmzla, tiyatro ve bilimsel mzeleri
8 Freud ve din iin bkz. Sigmund Freud, The Future o f an Illusion (Garden City,
New York, Doubleday, 1957).
9 Erikson, Childhood and Society, s. 242.
pologlar Marxtan daha Marxi bir grle dinin toplumsal
yaplan desteklemekte ne ekilde i grd konusunu ele
almlardr. Bu arada, Marxin bilinli olarak zerinde dur
mad fonksiyon kavram, toplumlarla dinler arasndaki
ilikileri incelemenin bir ana tr olmutur.10
Bunu ilk defa, Durkheim, toplumun tm varln d
zen ve yaplarnn dinde ifade edildii kavramyla anlat
yor. Din, toplumun minyatrletirilmi modelini veren bir
kurumdur. Din yinler (rites) ise, o toplum iinde ya
ayan insanlarn, zaman zaman kendi yaplarnn sosyal
anayasasn hatrlamalarn mmkn klan bir toplum
deerleri dorulamasidir.11
Durkheimn problemi ele almasndaki zellik, ondan n
ceki bilimadamlannm aksine, dini kendi dinsel inanlar a
sndan yorumlamam olmasyd. Ondan nce gelen ve din
zerinde alan limler, dinleri daima kendi dinlerinin daha
ilkellemi bir ekli olarak ele almlard. Mesel Max Ml
ler, ilkel dinlerin inanlann soyut ilhlardan ok eyalar ve
madd varlklar etrafnda toplamalann, bu madd varlklann
daha soyut bir varl temsil etmeleri eklinde yorumlam
t.12 Edward Tylor ve Sir James Frazer ayn gelenei devam
ettirmilerdir. Tylor, rnein, dinin ilkel toplumlarda eyala-
Kltr
Toplumsal bilimlerin en kaypak ve anlalmas en zor kav
ramlarndan biri kltrdr. Teknik anlamnda kullanlma
d zaman, beraberinde getirdii armlar Picasso, Mo
zart, Beethoven, tiyatro, edebiyat ve sanatla ilgilidir. Fa
kat teknik anlamnda kltrn, ok daha geni bir kapsa
m vardr.16 Kltrn bu teknik anlam, sosyal antropolog
larn 19. yzyldan beri gelitirdii bir kavramdr. Konu, in
san topluluklarnn kimlik ve zelliklerini anlatmak yolun
da nem kazanmtr.
Kltr kavramn anlatmak iin Clyde Kluckhohndan esin
lenerek ortaya kardm bir rnei kullanmak istiyorum.17
Her toplumun toplumsal zelliklerinin bir madd daya
na vardr. Mesel, sepet rmenin ok nemli olduu bir
toplumda sepet rebilmek iin kurutulmu saz saplarna ve
ya birok ince dala ihtiya vardr. Fakat dal veya saz kendi
bana bir sepet tekil etmez. Sepet ancak, dallarn veya saz
larn belli bir ekilde ilenmesi sonucunda ortaya kar. Bu
16 Kltr zerindeki ana kaynaklar iin bkz. A. L. Kroeber and Clyde Kluck-
hohn, Culture: A Critical Review o f Concepts and Definitions (New York, Vin
tage Books, t.y.); Ralph Linton, The Tree o f Culture (New York, Alfred Knopf,
1955); Man, Culture and Society (Der. Henry L. Shapiro, New York, Galaxy Bo
oks, 1960); Leslie White, The Evolution o f Culture (New York, McGraw Hill,
1959); George P. Murdock, Changing Emphases on Social Structure, Sout
hwestern Journal o f Anthropology II (1955), s. 361-70; A. L. Kroeber ve Talcott
Parsons The Concept of Culture and of Social System American Sociological-
Review 23 (1953) s. 582-583; Fred Eggan, Cultural Drift and Social Change,
Current Anthropology 4 (1963), s. 347-355.
17 Bkz. Culture and Behaviour, Collected Essays o f Clyde Kluckhohn (Free Press of
Glencoe, 1962), s. 22.
belli bir ekilde ileme dal trnden madd bir olay mdr,
yoksa renilen, sembollerle anlatlan bir ilem olmas bak
mndan madd deil midir? Antropologlar byle problemler
le karlatklar vakit madd - madd olmayan ayrm
nn anlamsz bir hale geldiini grmler ve tamamen fark
l bir kavramlatrmaya gitmilerdir. nemli olan, belirli bir
sepet rme veya evlenme veya hkmranlk veya harbetme
eklinin toplum iinde nasl herkes tarafndan bilinen, dier
kuaklara da geirilen bir model haline geldiidir. Bunu sa
layan yollarn tmne kltr denmektedir.
Kltr, toplum yaps ekillerinin kaybolmamasn sala
yan aralarn anlamllk ve ayn zamanda i anlamllk ve tu
tarllnn incelenmesidir.
Kltrle, beraberinde gelen madd ortam arasndaki
balan da yle anlatabiliriz:
Bir kimsenin evrede toplad dallar, belirli bir ekilde
olacana gre, recei sepetin, o dallarn verdii imkn
lar tarafndan snrlanan bir yn vardr. Bu itibarla kl
tr, hem toplumun sembol haline getirilmi modellerinin ve
hem de onlara set eken madd imknlann tmdr. Fa
kat sepetle kullanlan malzeme arasnda -insanlann son de
rece pratik zihn kabiliyetleri dolaysyla- bire bir eklinde
bir iliki yoktur. Bundan dolay malzeme trnn rlecek
sepetin eklini belirlediini syleyemeyiz. Madd ortam an
cak snrlar koyar. Fakat snrlar koyduu kadar, iinde bu
lunduumuz toplumun ekillenmesinin de aynlmaz bir par
asdr. Bylece, eyler, kltrn esas unsurlarndan bi
rincisini, eylerin ilikilerini kuran soyut sistem ise kinci
sini meydana getirir.
Bu ilikilerin ekillerini muhafaza etmelerini salayan
iki unsur vardr: Kltrel anlamlar ve onlar tayan sem
bol sistemi. Dil ve hill, bayrak gibi kltr bakmndan an
laml ekiller sembollerin banda gelir. Sembollerin anlam
zerinde toplum iinde bir anlama olduu iin, bunlar or
tak bir anlama salarlar.18 Bu anlama iki ekildedir. Sem
bol kii tarafndan anlalp, kii ona gre hareket ettii za
man, buna davran diyoruz. Semboller kendi aralarnda
ki ilikilere ortak bir ekil kazandrdklar zaman buna kl
tr diyoruz.
Din sembolizmin almasn Johnson ok iyi zetle
mitir:
21 Bunun iin bkz. H. S. Meekel, The Economy o f A Modem Tetot D akota Commu
nity (Yale University Publications in Anthropology, No: 6, New Haven, Yale
University Press, 1956); Erikson, Childhood.., s. 108 v.d.
bir fonksiyon da grmektedir. Toplum bu yapnn ihtiyac
n duyduu iin o oradadr.22 Bir yapnn nedenini arat
rrken en verimli yol, bu yapnn toplumun devam bakmn
dan ne gibi faydalar saladn aratrmaktr.
Gerek yap, gerek kltr, toplumu ayn ynde destekle
dikleri iin, fonksiyonalistler bakmndan ikisinin ayn g
revleri olamaz.
Her ne kadar okul Radcliffe-Brown ile bir bilince varm
sa da fonksiyonalizmden nce de fonksiyonalistler vard.
rnein, bu okulun dinle ilgili ba temsilcisi Durkheimdr.
Geertzin fonksiyonalistlere kar serzenii, bu fonksiyo
nel ilikileri ok sk olarak ele almalarndan ileri gelmekte
dir. Halbuki bizim daha nce de grdmz zere, Radc-
liffe-Brownla balayan bir akm, bazen toplum mekanizma
larnn gayelerine masruf olmadan alabildikleri noktas
zerine dikkati ekmi ve bylece Durkheimm tezinde ol
duka nemli bir deiiklik yapmt.
Radcliffe-Brownmki kadar esnek bir teori kabul etme
yen antropolog ve sosyologlar, Geertze gre yle bir hata
ya dmektedirler: Yap ve kltr arasnda bire bir iliki ta
savvur ettikleri iin ya yapy kltrn davransal bir ekli
ya da kltr yapnn bir yansmas olarak grmektedirler.
Oysa:
Kltr ve sosyal sistem kavramlarn ayrt edebilmenin en
verimli yollarndan biri, ilkini sosyal ilikileri etkileyen d
zenli bir anlam ve semboller sistemi olarak ele almak, ikinci
23 Bkz. Clifford Geertz, Ritual and Social Change: A. Javanese Example, Ameri
can Anthropologist 59 (1957), s. 32-53, Religion Culture and Society (der. Louis
Schneider New York, John Wiley, s. 121-141)de tekrar baslmtr. Burada atf
s. 137yedir.
relerine ok arz bir ekilde katlmtr. Kurtulu savay
la beraber gelen ulusuluun Bat ideolojilerine dayanan ilk
ekli de Kampotg'lara pek dokunmamtr. Fakat ulusu ha
reket g kazandka Kamponglar ulusu ideolojinin etki
ledii merkezler olmaya balamtr. Bu safhada ise ulusu
luk Kamponga dinsel semboller araclyla girmitir. dare
ci snf alt tabakalarla olan ilikilerini aprak bir siyasal te
ori zerinde kuracana, kltrde zaten mevcut olan tema
lar kullanmay semitir. Burada bir ikilik ortaya km
tr. Zira lke eskiden beri slm dinini en sofuca anlayan ba
z kimselerle, bu inanlar ok gevek bir ekilde en eski Ca
va inanlaryla karmak bir senkretizm halinde kabul eden
ler arasnda blnmt. Bunlardan birincisine Santri'ler,
kincisine Abanganlar deniyordu. Mesele imdi yle bir e
kil almt: Ulusuluk, Santri sembol, anlay ve grleriy
le mi anlatlacakt, yoksa bunlarn Abangan ekli mi kullan
lacakt? Her mezhep kendi sembollerini kullanmaya bala
ynca Santri - Abangan ayrm salt bir dinsel aynm olmaktan
km, siyasal bir aynm olmaya doru kaymtr. Zamanla,
Santri - Abangan ekseni Endonezya siyasetinin en patlay
c eksenlerinden biri haline gelmi ve parlamentoda siyasal
ikilik bu eksenden domutur. Bylece Kurandan bir sre
okumak bile yava yava siyasal bir hareket olarak tanmlan
m, kar partiye meydan okuma eklini almtr.
Btn bunlann iinde Santri ve Abanganlar arasnda m
terek baz noktalar da devam etmektedir. ki grup da inanla-
n bakmndan kysel evreye baldr. Her ikisi de dinsel t
renlerin kydeki gibi yaplmasna nem verir. Bilhassa cena
ze treni, Santri ile Abangan arasnda gelien uurumun bi
linmedii devrelere kadar giden bir gemie sahip, her iki ya
nn da ok nemli kabul ettii bir trendir. Kltrleri Santri
- Abangan'lan daha birbirlerinden bu kadar kesin izgilerle
aynlmadklan zamanlara doru ekmektedir.
Geertzin makalesinin konusu bu kltr elimesidir. Bir-
birleriyle dostluk ilikileri olan Sattri - Abangarilar, bir za
manlar nemini kabul etmekte birletikleri trenleri yapa
mamaktadrlar. Santri - Abangari kltr kalplarnn kltr
kalb olarak siyaset hayatna getirdii ikiliin nne kim
se geememitir.
Geertzin makalesinin bundan sonraki ksm ahit olduu
bir olay, Santri - Abangan ayrlnn nasl bir cenazenin kal
drlmasn imknsz kldn ayrntlaryla anlatmaktadr.
Santri - Abangan ikiliine benzer bir hdiseyi Trkiyede
de greceiz: Okumular - cahiller ikilii eklinde grlen
bu blnme, kltr kalplarnn zerklii dolaysyla Trki
yede yap unsurlarndan bamsz olarak, zerk bir boyut
eklinde etkisini gsterebilmitir.
Kurmaya altmz teorik yaptla ilgili bir konuyu da
ha cevaplandrm deiliz. Bu da kltrn zerklik kazan
masn salayan mekanizmann ne olduudur. Bu sorunun
cevab aile iinde ahsiyet teekklnn esneklii ilkesinde
toplanr. Bunu da Melford Spironun bir hayli etkili olmu
bir makalesinin anahatlarna dayanarak anlatabiliriz.
Spiro, zamanmzda yaplm birok aratrmalarn zeti
olan almasnda, aile iinde aktanlan toplum deerlerinin
nasl olup da tamamen belirlenmi olmadklar konusunu i
lemektedir. Problemi ortaya koyu ekli ise yledir:
Kltr kavramn kullanan herkesin karlat bir prob
lem mevcuttur: Kltr kendi bana yaayan bir btn nite
liini tayan blnmez bir varlk mdr, yoksa muhtelif top
lumsal srelerin e ekillerinin tek bir kavram altnda, ko
laylk salansn diye, birletirilmesinden mi ibarettir?
Bu meselede kltr birinci adan ele alanlara, yani
kltfn insanlarn davranlarndan ayr bir btn oldu
unu kabul edenlere, (kavramlarn hakiki varlklar karla
dna inanan Ortaa felsefecilerine atfen) realist (gerek
i) denmitir. Bunlann karsnda kltrn birok sreten
meydana gelen bir olay olduunu, kavramn ayr bir varl
olmadn, onun yalnz baz toplum olaylarm farketme-
ye yarayan bir kavramlatrma tr, hakikati grmemize yar
dm eden bir gzlk olduuna inananlara nominalist (adc)
denmitir. (Kavramlarn hakiki eyler olmayp yalnz isim
ler olduuna inanan Ortaa felsefecilerine atfen.)
Spironun dedii gibi realistlerin kltr kavram sanki in
san davranlarnn dnda, onlann zerinde duran ve onla
r u veya bu yne iten esrarengiz bir bulut intiban yarat
yor. Spironun ifadesiyle:
24 Melford Spiro, Culture and Personality: The Natural History of a False Dicho
tomy" Psychiatry 14 (Feb. 1951), s. 31-46, yeniden basks Ulmann, Sociocul
tural Foundations o f Personality, s. 186 v.d., buradaki atf s. 187yedir.
ve babas tarafndan, en kk yandan itibaren iyi hare
ketleri iin mkfatlandrlr, kt hareketleri iin ceza
landrlr. ocuk ancak iyi hareketler yaparak dikkat e
kebileceini, sevgi ve efkat greceini renir. Bydk
e, iyi hareketlerinin ayn zamanda ahlka uygun, do
ru, yaplmas gereken hareketler olduu kansna varr. K
saca ocuk, anas ve babasyla zdeletirme (identificati-
on) kanalyla bir sperego25 kurmaya balar, ailesinin do
ru bulduu deerleri yapar. Toplumun normu kiinin
deeri haline gelir. O da ocuklarna ayn bilgileri akta
racaktr.
Meselenin Spiro tarafndan aklanmas bize basit gibi ge
lebilir. Fakat nemli olan yn, Spironun deerleri toplu
ma yerletirmenin ayrntl psikolojik mekanizmasn anlat
m olmasdr. Bylece, deerlerin aktarl Freudun daha
nce ahsiyet katlarnn olumas hakkmdaki teorisiyle ke
netleniyor.
Freudun ahsiyet evrimi teorisi, bilindii gibi ahsiyet
katnn teekkln ngrr. Bunlardan birincisi id, e
killenmemi arzular kat, ahsiyetin alt katnda yatar, teme
lini tekil eder. ahsiyetin ikinci kat kiinin bir kii olduu
nun farkna varmasdr. Buna ego kat diyoruz. Nihayet, ki
inin evresinden ald telkinlerle toplum normlarm kabul
eder hale gelmesi, vicdann belirmesi, sper-egonun te
ekkl olarak tanmlanr.
Kltr muhtevasnn toplumun muhtelif katlar iin ay
n olup olmad meselesine ise Spiro u nerme ile yak
layor:
25 Super-ego kavram iin bkz. Talcott Parsons, Social Structure and the Deve
lopment of Personality: Freuds Contribution to the Integration of Psychology
and Sociology, Psychiatry 21 (1959), s. 321-430, N eilJ. Smelser ve William T.
Smelser, Personality and Social Systems (New York, John Wiley, 1963), s. 38-
54te yeniden baslmtr. Burada atf, s. 45edir.
1) Bir toplumdaki belirli bir kiinin tevars ettii kl
tr26 ayn toplumdaki belirli bir dier kiinin ald kltr
den farkldr.
2) Tevars edilen kltr, aktarlma safhasnda olduka
deiik bir ekil alabiliyor.
3) Kltrle kltr veraseti birbirleriyle ilintili fakat ayr
olaylara deinen kavramlardr. Ayr kullanlmalar gerekir.
Bu ilkeleri ayrntl olarak yle aklayabiliriz:
1) Kltr aratrmalarnn balang yllarnda incelenen
toplumlar ilkel olduu iin, belirli bir toplumda normdan
ayrlan hareketler zerinde pek fazla durulmamt. Za
manla, belirli bir kltre uygun olarak hareket eden ki
ilerin tamamen ayn hareketlerde bulunmadklar orta
ya kt. Kltre uymakta da bir istatistiki dalmla kar
karya bulunduumuz anlald. Kltrn ailelerden
geldiini hatrlarsak, bunu anlamak zor olmayacaktr. Zi
ra, bir kltrn iinde bulunan her aile o kltrn btn
niteliklerini kendisinde toplayamaz. Aile, kltrn ailece
seilmi baz zelliklerinin aktarlmasn salayan bir sz
ge gibi alr.
2) Aile tarafndan retilenlerin byk bir ksm ocuk ta
rafndan bir snger gibi alnmaz. ocuk bu sre esnasnda
byk bir direnme gsterir. Bu direnmesini belirleyen biyo
lojik ve genetik yapsdr. Hazm cihaz ok iyi almyorsa,
srf bu biyolojik nitelii sonucunda beslenmeye kar bir ta
vr alacaktr. Zek derecesi yksek ise kendisine retilen
lerden daha byk bir ksm intikal eder, kendisi de bunlar
zeksna gre ekillendirir. Bu itibarla btn aileler ocuk
larna ayn eyi retseler bile bu retilenler renme se
viyesine gre ekillenecek, retilenler semeye tbi tutu
lacaktr.
5 Rol kavram iin bkz. Role, Personality and Social Structure in the Organiza
tional Setting, Jo u rn a l o f A bn orm al an d S o cia l P sychology 5 8 (1 9 5 1 ), 1 7 2 -1 7 7 .
L ife in Society (Der. E. Lasswell, J o h n H. Burma, Sidney H. Aronson (C hica
go, Atlanta vs., Scott Foresm an, 1 9 6 5 ), s. 1 2 8 -1 5 6 ve roln ideoloji ile ilikisi
iin s. 132.
srecin bilhassa siyasal yapnn ortaya karlmasnda olaa
nst bir i grd zel bir toplum eklidir.
Biz daha nce, ekillenmi bir kltrn eklini nasl ancak
yava yava kaybettiini grmtk. Buradaki durumda kl
tr ve sembol sistemi daha da etkin olarak alyor, toplum
yapc yaratc bir nitelik kazanyor.
Baka bir ifade ile, slmiyet, esas itibariyle mevcut olan
bir ehirsel yapnn zerine kurulmu bir yapdr, fakat bu
ehirsel yap gelimemi olduundan dinin birletirici rol
burada her zamankinden kuvvetli olmutur. Gibb, bu zel
unsurdan, onun etkisini Yakndou toplumlar iin genel
letirerek yle bahsetmitir:
68
slm inancn bu yapsal-pekitirici rol dolaysyladr ki
slm dininden -az da olsa- aynlanlar slm devletinin d
nda kalrlar. Bunlar bylece bir anda hem zndk hem top
lum d ve hem de devlet d kiiler olurlar. slmn ken
dinden ayrlma eilimi gsteren kk dinsel gruplarn iha
neti zerinde bu kadar sert bir ekilde durmu olmas, her
dinsel grubun, potansiyel olarak yeni bir devlet kurma tehli
kesi getirmesindendir.7
Ksaca, slmiyet, birok elverili etmenlerin birlemi
olmas dolaysyla, dinsel zerklik ilikisinin en belirgin
bir ekilde belirdii bir toplumsal olaydr. Bunu, din sosyo
logu Joachim Wach, spesifik olarak dinsel gruplar kav
ram altnda toplamaktadr.8 Toplum iindeki farkllama
nn ok gelimedii durumlarda bu gruplar bir toplanma
ekseni olabiliyorlar. Max Weber bu tipteki gruplar iin hi-
erokratik grup (H ierokratischer Verband) kavramn kul
lanmtr.9
Max Webere gre, bir grubu meydana getiren birok ili
kiler iinde, en nemlilerden biri, hkmetme ( herrschaft )
ilikisidir. Bu ilikilere gre kurulan gruplar ise iki tipten
olabilir: siyasal veya hiyerokratik.
Siyasal grup dzenini belirli bir yerde zel bir kadronun
fizik g tehdidi ve uygulamasyla srdren gruptur. Hiye
rokratik grup ise, dzeni srdrmek iin dinsel faydalan da
tmak veya geri almak yoluyla ruhsal (psychic ) zora bavu
ran gruptur.
Belirli bir grup, grup oluunu bir dereceye kadar din
7 Bkz. W . M ontgomery W att, Islam an d th e Integration o f Socieety (Londra, Rout-
ledge and Kegal Paul, s. 1 7 2 ). W att burada istisnalar da gsteriyor ama genel
hatlanyla syledikleri teorimizi desteklemektedir.
8 Joachim W ach, S ocio lo g y o f R eligion (C hicago ve Londra, The University of
Chicago Press, Phoenix Books, 9. bask, 1 9 6 2 ), s. 109.
9 Bkz. M ax W eber, T he T h eory o f S ocial an d E conom ic O rganization (ev. A. M.
Henderson ve Talcott Parsons, Glencoe, 111. The Free Press and the Falcons
W ing Press, 1 9 4 7 ), s. 154.
sel bir grup olmasna borlu olursa, bunun toplumsal ya
pya aktarlan bir taraf olacaktr. Kuranm gnlk ihtiya
lar ele almas ve bunlar dzenlemeye almas, Islmiyet-
te muameltm genilii, yukarda bahsettiklerimizin yan
smasdr. Fakat toplumun rgtlendirilmesi bir kere di
ni merkez alan bir formlle ifade edilirse, toplum iindeki
dinsel etki srp gider. Bunun bir rneini yle verebiliriz:
Dinin slm toplumunda ifa ettii fonksiyonun en soyut
ve sembolik, baka bir ifade ile ideolojik ekli, mminin ken
dini Allaha tm teslimiyeti fikrinde belirir. Bu teslimiyetin
zel bir ekli insann eriate teslimiyetidir. Teekkl eden
cemaatin banda bir idareci deil, Allahn kendisi mevcut
tur. Islmiyeti kabul eden bir kabile bakan Peygambere
sen hkmdanmzsn dedii zaman Peygamber ona H
kmdar Allahtr, ben deil cevabn vermiti.10
Bu toplum rgtlenmesinin dinsel bir formle dayanmas
olaynn, rnein, siyaset iin olan sonulann, bir slmiyet
limi yle ifade etmitir:
10 David de Santillana, Law and Society, The Legacy o f Islam (Der. Sir. Thomas
Arnold Alfred Guillaume, Londra, Oxford University Press, 1 9 3 1 ,1 9 4 9 ), s. 287.
11 Santillana, L aw an d S o ciety , s. 286.
yannda bir brokratik snf balangcnn bulunduu randa
slmiyet ve idare sistemi Islmclann uubiye adn verdikle
ri direnle karlat. Bu direncin uzun vadede Islmiyetteki
izi, brokratik ilkenin kabul edilmesinde belirdi.12
Brokratik ilkenin toplumsal yap bakmndan sonula
rnn tam olarak belirmesi iin Osmanl lmparatorluunun
ortaya kn beklememiz gerekir. Bizim iin nemli olan,
Islmiyette farkllamam toplum yapsnn beraberinde ba
z zellikler getirmesidir. Bu zelliklerin ideoloji-kltr y-
nndekilerden biri olan Allahn toplum hayatna nezaret
edicilii zerinde durduk. Bunun yannda, Islmiyetin be
raberinde getirdii bir dier zellik, toplum iinde rgtlen
me ekillerinden bazlarn kabul etmeyiidir. Bunlar Durk-
heimn ikincil (secondaire) yap adn verdii kurululardr.
Daha ilerdeki bir blmde, bu toplum rgtlenmesi ekil
lerinin Osmanl Imparatorluunda yaratt ksrlk zerin
de durmak istiyorum. Bu vesile ile de Osmanl lmparatorlu
unun toplumsal yap eksikliklerinden birinin ikincil yap
lar olduunu gstermeye alacam. Fakat bu zellii Os-
manl toplumundan nceki slm toplumlannda da grd
mz iin, zerinde burada da durmak gerekir. kincil ya
pyla burada kastedilen, fertle devlet arasnda kalan baz ku
rululardr. Bunlar hkmdarn kard veya namna
karlan kanunlarn ykmllklerinden muaftr. Kendileri
ne verilen bu ayrcalklara gre bu ahslar ve gruplar ken
di otoritelerinin geerli olduu alanlarn snrlan dahilin
de devletin hukuk yetkilerini kullanabilirler.13 Roma Im-
paratorluundan gelen bu yetki devri uslne gre bu ay-
ncalklar nce kiliseye, sonra feodal beylere ve en son ser-
74
lan arasna saklanacana; cemaat iinde, birincil ilikilere
benzer dorudan duygusal ( affektif) balann mevcudiye
tinden destek bulur.20 Cemaatin yap unsurunu tekil eden
ikinci deiken din deikenidir. Din, burada ikincil yap
larda tzel kiiliin fonksiyonunu yerine getirir. Din, s
nlacak, kendisinden kuvvet alnacak, meru toplum eyle
minin yaplann tanmlayacak olan, hem koruyucu zrh ve
hem de haddr.
Dinin hem genel toplum klavuzu rol, hem bilgisel
fonksiyonu, Batdaki toplumlardan daha gelimitir. Batda
burjuvalann dind ( secular ) ideolojileri, karlarnn ko
runmasn salayan mythoslar, eninde sonunda dinsel fi
kirlerle atr. Aydnlanma devrinin felsefesi bunun tipik
bir rneidir. Mslman toplumunda rakip ideolojiler he
men hemen yoktur. Hemen hemen diyorum, zira devletin
korunmas ideolojisi bir dereceye kadar bamsz bir ideo
lojik kme olarak alr.21 Bu ideolojik kmenin toplumsal
yapsal dayana, yukarda Ssnlerin tesiriyle olutuunu
belirttiimiz brokrasi ve kartandr. Bir dier rakip ideo
loji, dinin iinde olduu izlenimini yanl olarak veren suf-
liktir. Bu akmlan aada ele alacam.
Dinin, bu ekilde, gerek slm toplumunun bir kurulu
22 Gardet, L a C it s. 207.
(* ) Bkz. Claude Cahen The Body Politic, Unity an d V ariety in M slim C iv iliz a r
on (Chicago, The University of Chicago Press, 1 9 5 5 ), s. 155.
lmn zelliklerini ok daha ak olarak anlatacaktr, lsl-
miyetin bu kaypakl, yapsal snr siliklii zerinde im
diye kadar kimse durmamtr. Msterikler bunu daha
ok, imann ve ideolojinin oynad kapsayc role iaret
ederek belirtmilerdir. Burada gene sosyologlar yardm
mza yetiiyor.
Uzun vadede konunun zmnn bundan otuz yl kadar
nce yazlan bir makalede bulunacan sanyorum. Eser, Pa
ul Kirchoffun soplar hakknda bir denemesidir. Kirchoff yer
yznde esas itibariyle iki sop tipi olduundan bahsetmek
tedir. Bunlardan biri zamanla farkllama ve snflamaya yol
aan trden, kincisi snflamaya yol amayan trden bir ya
pya sahiptir.23 ok muhtemeldir ki, Ortadounun bu yapsal
kaypaklnn sim, uzun vadede Kirchoffun gsterdii ynde
gidildii zaman bulunacaktr.24 Herhalde pratikte, slm top-
lumunda din, mmet yapsnn almalaryla girift olduu gi
bi, mmet de kiinin gml olduu esas yap olduu iin,
son derecede kapsayc fonksiyonlar yerine getirmektedir. Bu
giriftlik kiilerin sosyal kimliini tanmlamakta bile etkin ol
maktadr. slmiyet yalnz bir din olarak deil, bir sosyal kim
lik arac olarak da almaktadr.
Islm topluluklarnn kaypakl karsnda din, baka da
ha farkllam toplumlardaki ok eitli terbiyevi, yn veri
ci rollerin yerini tutmaktadr. Bat toplumlannda toplumsal
eylemi ekillendiren bu rollerin yerine Islm toplumunun
sunduu, slm dininin kapsayc talimatlardr. mmet iyi
yi emreder, kty yasaklar.25
Bylece, slm toplumlarda, Bat toplumlannda ok da
ha nemli bir fonksiyonu olan deerlerin yerine norm
23 Suzanne Keller, B ey o n d the Ruling Class: Strategic Elites in M odem Society
(New York, Random House, 1 9 6 3 ), s. 41.
24 Bir dier aratrma yn gsteren bir pasaj iin bkz. Claude Lvi-Strauss, An-
trop olog ie Structurale (Paris, Plon, 1 9 5 8 ), s. 90.
25 Gardet, L a Cit, s. 199.
lar gemektedir. Kiisel planda tercihler daha azdr. nsan
lar, Riessmanm ifadesiyle26 da doru dnktr. Ne yap
malar gerektiini, kendi vicdanlaryla yaptklar bir muhase
beden ok, toplum normlarnda ararlar. Bu psikolojinin Tr
kiye iin gnmzde geerli olduunu, son yllarda yaplan
iki ayr alma gstermitir. Bunlardan biri, Korede esir d
en Trk askerlerinin davrann eletiren raporlardr. Bu
raporlardan anlaldna gre, Trkler bir grup halini mu
hafaza ettikleri ve hiyerarik yaplarm sakladktan derece
de, esir kamplanndaki hayat dier milletlerden daha kolay
lkla kaldrmaktadrlar. Fakat hiyerarik yaps kaybolunca,
dier milletlerden daha dank olmakta, daha kolayca beyin
ykamasna tbi tutulabilmektedirler. Dier taraftan, idem
Katbanm Bursada yapt bir aratrmada, toplumsal
normlara balln Trk toplumunda dier toplumlara gre
ne kadar daha nemli olduunu gstermitir.
Kltr zelliklerinin topluma maledilmesi mekanizma
snn kiiliin ortaya kmas sreciyle bantl olduu
nu grmtk. Islmiyetin bahis konusu ettiimiz srele
rini byle bir inceleme ortamnn iine yerletirmek bize,
Islm kltr mekanizmasnn btnn ve bilhassa ide
olojik ynlerini daha iyi anlataca oranda yararl olacak
tr. Daha nce grdklerimiz, slm toplumlarda kiinin
kendisine bir kiilik imal etme srecinde din etkisinin Ba-
tdakine gre, ok daha fazla olduunu dndrmekte
dir. Az farkllam slm topluluklar gibi kaypak bir yap
ya sahip olan bir ortamda byyen ocuk, herhalde by
me buhranlarm tipik Batl ocuun zd ekilde z
meyecektir. Bunun Trkiye iin byle olduunu gsteren
ok belirgin iaretler vardr. 1959da 11 milletin 6-14 ya
26 Bkz. David Riessman, Nathan Glazer, Reval Denney, T he L on ely C row d (New
York, Doubleday Anchor Books, 1 9 5 3 ), Degerle N orm arasndaki farklar
iin bkz. Ullman, S ociocultu ral Foundations, s. 2 1 2 v.d.
lar arasndaki ocuklar zerinde yaplm bir aratrma
da sorulan, siz nesiniz? (What are you?) sorusuna Trk
ocuklar, verdikleri cevaplarda dinsel bir nitelik zikret
mekte Lbnandan sonra, batan ikinci geliyorlard.27 Bu
nun bir rastlant olmasna imkn yoktur ve ilk elde, Islm!
kltrn hangi yollarla ocuklar bu derece slmlatrd
n aramak gerekir. Bu konuda, ampirik almalar olma
d iin varsaymlar ileri srmemiz gerekecektir. Daha n
ce E. Eriksonun kimlik gelitirmede bize nemli bir mo
del temin ettiini grmtk. Varsaymlarmza bir ere
ve verebilmek iin meseleyi Erikson modeli asndan ele
almaya alacaz.
Hatrlayacamz zere, Erikson, insann hayatn ard ar
dna rastlanan ve zlmesi gereken bunalmlar olarak ta
nmlamt.
Eriksonun bahsettii bunalmlarn olumlu bir ekilde
zlmesi, kiinin, btn i sorunlarn zm olarak toplu
mun karsna kmasn salar. Bunlarn tm sekiz buna
lmdr. Bir ksm en kk yalarda ortaya kmakta, bazla
r da ergenlik anda veya daha sonra belirmektedir. nsa
nn bu sorunlar zmeye alma abas btn hayat bo
yunca devam eden bir sretir. Fakat bunlar en nemli bir
hayat meselesi tekil ettikleri yalarda zlmezlerse, haya
tn daha sonraki safhalarnda daha zor zlrler. Birinci so
run, ocuun, doumundan balayarak hayat gvenle kar
lamasdr. ocuk kendisine tamamen yabanc olan, han
gi taraftan ne zaman, nasl bir etki geleceini bilmedii bir
dnyaya doar. Bu ortamda, kendisine, dnyadaki olayla
rn belirli bir dzen iinde cereyan ettii ve nceden kestiri
lebilir bir btn olduunun anlatlmas, annesi ve babasyla
27 W allace E. Lam bert ve Otto Klineberg, C h ild ren s V iews o f F oreign P eoples: A
C ross-N ation al Study (New York, Appleton-Century Crofts, 1 9 6 7 ), s. 93. Lb
nandan baka slm devletler snn iinde kalm lkeler etde dahil edilme
mitir.
olan etkileimin bir sonucudur. efkat, gven, dzen; bun
lar ocuu dnyaya bakabilir hale getirir. Anne ve baba
lar yalnz yasak veya mkfatlarla ocua yn vermekle ye
tinmemelidirler, ayn zamanda ocuk iin anlaml bir faali
yet iinde olduklarn kaslarna ileyen bir kesinlikle ocu
a anlatabilmelidirler.28
kinci sorun, ocuun utan ve phe hislerinden uzak
tutulmasdr. Etrafndaki lemle bir etkileim kurmu olan
ocuk, baz hareketlerinin utanlacak eyler olduunu ok
sert bir ekilde alglarsa etrafndaki dnya ile bu alverii
ni kesecektir. Kendisine semeye balad ynleri ortadan
kaldracak, kendi yapt hareketlerin doruluk ve yanl
lklarndan baka bir ey dnmeyecektir. Etrafndaki dn
ya phe edilmesi gereken eylemlerle dolu bir dnya olarak
gzkecektir.
nc sorun, ocuun girikenliinin gelimesidir. Ken
di vcudunu kullanmasn renmi olan ocuk, bunun e
itli deneylerini yapacaktr. Bir taraftan krp dkecek, di
er taraftan kendi biyolojik bnyesinin muhtelif ynleri
ni aratracaktr. Cinsel deneylere giriecektir. Bu safhadaki
deneylerinin n kesilirse girikenlii bir sululuk duygu
suna dnecektir.
Drdnc sorun, ocuun yava yava etrafndaki mede
niyetin teknolojik ynlerini anlamaya balamas ve alma
yoluyla, renme yoluyla bunlan kendine maletmeye al
masdr.
Bu sorunlarn halledilmesi ile ergenlik ama gelmi bu
lunuyoruz. Bu ada zlmesi gereken en nemli problem
identite-kimlik problemidir. O zamana kadar ocuk say
lan kimselerin artk ocuk olmamas gerekmektedir. Bu
nun iin de byklerin lemine nasl bir kiilikle girece-
80
gini tayin etmesi gerekir. Okul ve oyun zaman gelmi, top
lum yaplaryla kendisini btnletirme zaman gelmitir.
Bir i, bir meslek seecek, toplumun katlar arasnda yo
lunu bulacakr. Bu devre, ayn zamanda erkekliin veya
kadnln nasl bir kiilik yapsyla topluma takdim edi
leceinin zlmesi gerektii zamandr. Bir kelime ile, ki
i, kiiliinin neden ibaret olduu noktasnda bir karar vere
cektir. Bunun baan ile zlmesi genellikle sandmzdan
ok daha zordur. Tehlikelerden biri, birka kimlik arasn
da kalan birinin, bunlardan hangisinin gerek kimlii oldu
u zerinde bir karara varamamasdr. Kimlik sorunlarnn
zlmesi zor olduu iin, genler genellikle kendilerine bir
kimlik salayan kolektif toplum hareketlerinde erimeyi de
nerler. Baka bir zmde, fazla dnmeyi icap ettirmeyen
doktrin ve ideolojilere sarlrlar.
Byn zmek zorunda kald bunalm kalyor:
Bunlardan birincisi, etrafndaki insanlarla ne gibi bala
rn kurulaca konusudur. Teekkl etmi olan egonun
bakasyla karlamas. Bu sorun zlmezse sonu yal
nzlk ( isolation) ve bakalarnn insann yalnzlna halel
getirecek, gvenliini tehlikeye sokacak dmanlar saylma
sdr. kinci bunalm, toplum iinde bir eser verebilme, ya
ratc bir insan olmaktr. Son bunalm insann btn bu bu
nalmlardan sonra kendisini toplumun yzeyinde tutacak
bir ego btnne sahip olup olmad, dnya ile alveriini
dzenleyecek i dzene kavuup kavumaddr.
Btn toplumlarda benzerleri bulunan bunalmlarn
zmleri her toplumda baka ekiller alr. Toplumsal yap ve
kltr bu zm arelerine ekil verir. Kiiye deiik imkn
lar salar.
slm yapnn bu bunalmlar bakmndan bir etki yapt
n kesin olarak syleyebiliriz. Konuyu bu adan ele alp,
Eriksonun modelini daha nce slm yaplar hakknda sy
lediklerimizle birletirerek aada birka varsaym ortaya
karmaya alacaz.
ocukluun birinci bunalm bakmndan slm toplum-
larla Bat Avrupa toplumu arasnda ok byk farkllk ol
mamas muhtemeldir. Her iki toplumda da otoriter baba ay
n genel artlan yaratmaktadr. Yalnz, erkek ocuun belki
burada gven bakmndan ayrcalkl bir durumda olduu
nu syleyebiliriz.
Utan ve phe duygularna gelince, burada nemli bir
farkn ortaya kmas muhtemeldir. slm toplumu, bi
raz nce grdmz zere, bir normlar toplumudur. Bu
normlar ise, ahsta (utanc) ok zel ekilde ortaya kanr.
Burada, utan insann kendi yaptklanndan utanmas de
il, toplumun beenmedii bir hareketi yapm olmas dola
ysyla toplumun gazabma urayaca korkusu eklinde be
lirir. Bunun slm bir grnts olan Takiyye (kendini
saknma) retisini yargm kantlamak iin ileri srmek is
tiyorum.
slm inanlardan biri, insan, bask ile kar karya kal
d zaman, kendi inanlarn saklayabilmek iin baskya
uymasnda bir saknca olmad kansdr. Bu zellii Nikki
Keddie yle ifade etmitir:
36 Bkz. Hisba, E. t
37 Bkz. K h az i E. I., (2. Bas.) II, 1 0 4 3 ve Ghazw , Ibid., II, 1055.
38 G. E. von Grunebaum, M od em Islam : T h e S earch f o r C ultural Identity, (Berke
ley ve Los Angeles, University of California Press, 1 9 6 2 ), s. 43.
olan ortodoksi deil, ortopraksidir (doru hareket) szn
den kastlar budur. Toplumun ortaya koyduu yap ile b
tnlemek, kendiliinden, ayn anda bir din baan kazan
mak anlamn almaktadr.
Baan ile ilgili nemli bir nokta, bunun genellikle kolektif
baar olarak kavramlatnld ve bu artlar altnda ortaya
ktdr. Kahramanlar bile, mmetten ayrlmadklar iin
kahraman olabiliyorlar. slmiyet tarihinde bunun byle ol
mu olduunu gsteren nemli iaretler de vardr. slmn
drdnc, beinci ve altnc asrlanndaki Rnesans39 ba
z bilimadamlannca bu kolektif alma ekillerinin o srada
ok iyi bir ekilde ilemi olmasna balanr. Bugn slm
toplumlarda fertilie kar taknlan tavr, ok derin katlar
da yaamaya devam etmektedir. Cemal Abdlnasrn slm
sosyalizminin kkleri burada aranmaldr.40
Ksaca din, slm toplumlarmda bir toplum normu d
zenleyicisi olarak iledii derecede kiiliin oluumunda da
nemli bir rol oynamakta, Batya nisbetle birok ilve katta
ek ideolojik fonksiyonlar grmektedir.
Gaz
Max Weber, slm dininin bir st tabaka iin talan imknla
r veren bir yap olduunu iddia etmitir. Islmiyetin ama-
lann bylece tanmlamak meseleyi belki de biraz fazla basit
letirmektir. Fakat herhalde cihad Islmiyetin bandan be
ri slm toplumunun nemli bir ynn tekil etmitir. sl
miyet uruna savamak, slm toplumlarda ok yksek sa
ylan deerler arasnda bata gelmektedir. Bunun bir yn,
45 bid., s. 48.
46 Bkz. Barthold-Kprl, slm M edeniyeti, s. 205.
Daha nce belirtildii gibi, slm toplumundan synlabil-
menin bir tek yolu vardr: O da alternatif bir slm toplum
kurmaktr. Suflik, bunun yollarndan biri olmutur. Bunu
Trklerin slm medeniyeti zerindeki etkilerinden nceki
ve sonraki ekilleri iin de syleyebiliriz:
Suflik alternatif bir slm lemi olarak resm slmn
negatifi olarak onunla yanyana ve iie yaamtr.47
slmn bir toplum yaps olarak zelliklerini beenme
yenlerin bir alternatif olarak suflii kullanmalar ilk defa
bir mill duygu meselesi dolaysyla ortaya kmtr. slm
Arapln stnl kabul eden sonradan Islma geme
milletler, Islmiyetin bu gediini bir protesto olarak kullan
mlardr.48 slm rana geldii zaman, idareciler bir dere
ceye kadar slmn Araplarn stnln salayan bir ya
p ( Construct) olarak almasn kabul etmiler fakat alt ta
bakalar slmn bu anlayna kar tepki gstermilerdir. Bu
tepkileri, iiliin an ekillerini veya Haricilii kabul etme
lerinde gzkmtr.
Tarikatlar
Bylece slmiyet yayldka onun muhtelif ekillerine ta
mamen uymayanlar bu uyumsuzluklarnn cevabn orto-
doks slm dnda kiinin ve gruplarn yorumuna ak olan
47 Trklerden nceki ekiller iin bkz. Gibb ve Bowen, Islam ic S ociety an d the
W est, cilt. I: Islamic Society in the E ig h teen th C entury, Bl. 11, s. 71 v.d. sonra
ki ekiller iin bkz. B ek ta sh iy y a , E n c y c lo p a ed ia o f slam , 1 ,(2 ) 1 1 6 1 -6 2 ; Gha-
zi E. I. II (2 ), 1 0 4 3 ; Djihad, E. I. II (2 ) 5 3 8 ; F. Babinger, Der Islam in Kle
inasien, Z eitsch rift d e r D eutschen M org en lan d isch en G esellsch a ft 7 6 (1 9 2 2 ),
1 2 6 -1 5 2 ; H. J . Kissling, The Role of the Dervish Orders in the O ttom an Em
pire, in Studies in Isla m ic C ultural H istory der. G. E. von Grunebaum, A m e
rican A n th rop olog ist M em oir No. 7 6 (1 9 5 4 ) ; K. Birge, T h e B ek ta sh i O rder o f
Dervishes (Londra, 1 9 3 7 ); Gibb ve Bowen, Isla m ic S ociety cilt I, ksm II, s.
1 7 9 -2 0 6 .
48 Bu blm de suflik ve tarikatlar hakkndaki bilgiler Gibbe dayanmaktadr.
Bkz. Islamic S ociety an d the West, I, II, s. 71 v.d.
gizemcilikte (mistisizm) ve onun rgtlenmi ekli olan
Suflikte bulmulardr. slmn kendi iinde karlat ilk
nemli bakaldrma, Karmatlerin isyan, bylece dinsel
bir grnle ortaya kmtr. Sufliin kendi iinde ku
rumlamas ise tarikatlarn kurulmasna yol amtr.
Orta Asya Trkleri Islmiyete getikleri sralarda Islmi-
yetin, kendi gebe yaplarna uymayan zelliklerini kolay
ca kabul etmediler. Bilhassa kadm-erkek ayrl, arap ya
sa gibi normlar kendilerince kolay benimsenmedi.49 Or
ta Asyadan amanlkla kark gelen inanlara en yakn
suflikti.50 Islmiyetle geleneksel Trk yaps arasnda
ki bu uyumsuzluk, Trkler ehirlere yerletikten sonra ku
rumlam bir ekil ald. Bir taraftan ehirdeki sekinler s
lm olduu gibi kabul ederken, ehir medeniyetinin d
nda kalan Trkmen airetleri ve bir dereceye kadar se
kinlerden olmayanlar slmn heterodoks, suf eklini ter
cih ettiler.
Osmanl mparatorluunun kurulu devirleri, slmn
heterodoks eklini kabul edenlerle snn slm her tarafta
hkmran klmak isteyenler arasndaki ekimelerin tarihi
dir bir bakma. Ahmet Refik, bize vermi olduu vesikalar
la bu ekimenin daha sonra da devam etmi olduunu gs
termitir.51
Daha nce slm leminde olduu gibi, Osmanl mpara-
torluunda da zamanla suflik kurumlat, imparatorluun
kuruluundan sonra geen yllar, slmn bu iki grnts
nn, snn Islmiyetin ve kurumlam sufliin bir mtare
ke yaptklar devirdir. Bylece Osmanl Imparatorluunda
her iki kurum, birbiri ile girift olarak, toplum zerinde etkili
49 Bkz. Barthold-Kprl, slm M edeniyeti..., s. 187, 192.
50 Bkz. Fuad Kprl, Influence du C h am an ism e turco-m ongol sur les orders m ys-
tiques m usulm ans (stanbul, 1 9 2 9 ).
51 Ahmet Refik, On A ltnc A srd a R a fzilik ve B ek ta ilik (stanbul, Ahmet Halit,
193 2 ).
olmutur. Bir taraftan resm dini yayanlar slmn Snn g
rntsn daha ince bir ekle getirirken, dier taraftan top
lumun muhtelif katlarndaki kurulularn tarikatlarla ili
kileri resm bir ekil almtr. Yenieriler, esnaf kurulular,
belirli tarikatlara baldr.
Dier taraftan tarikatlar resm kurulularla bir balan
t saladklar oranda bir sosyal seyyaliyet kanal fonksiyo
nu grmlerdir.
ki kurum arasnda ibirlii, ikisinin de meru devlet me
kanizmasnn bir paras olarak i grmesinde belirdi. Devle
tin din ve kltrn halk kltrne balayan bu a, Gibbe
gre imparatorluun en nemli yapsal pekitiricisi olmu
tur. Bylece bir zamanlar devlet dnda rgtlenmelerinden
korkulan esnaf teekklleri gibi teekkller de devlet yaps
nn iine girmitir. Burada dikkate deer nokta, dinsel bir ku
ruluun zerinde kontrol kurmak yolu ile devlet dnda ya
psal nitelik kazanmaya eilimli unsurlarn bylece kontrol
altna alnm olmalanyd.
imdiye kadar mezheplerin toplumsal yap yerine geen
zelliklerini, devlet d akmlarn ekillendirilmesi asn
dan ele almtk. Bunun yannda tarikatlarn en aa ek
fonksiyonu olmutur: Tarikatlar bir eitim merkezi olarak
resm ulemann verdikleri dnya grnden farkl bir g
rn salanmasn mmkn klmlardr. Basit halk taba
kalarnn meraya ve kapkullanna kar direnmelerini sa
lamlar ve toplumsal seyyaliyete set ekildii zaman, bunu
salayc bir rol oynamlardr.
Tarikatlarn, resm ulemann kuru, doru yoldan ayrlma
yan, kl krk yararak sonulara varan retilerinden ayrl
dklar, onlara cazip ekiller verdikleri bilinen bir zelliktir.
Edebiyat, sanat, gizemcilik, bedii ihtiyalarn byk bir ks
m tarikatlar tarafndan karlanmtr. Bilim, dnyann a
lmalarna kar ilgi, insan ileri hakknda merak, bu mer
kezlerde beslenmitir. Bu eilimlerin geliememesini, daha
ok Ulemay rusumun bu gibi faaliyetlere zaman zaman y
nelttikleri eletirilere ve kontrole alma faaliyetlerine bala
yabiliriz.
Bilhassa halk arasnda tarikat yapsyla birlikte dinsel kl
tre paralel olan heterodoks bir kltr gelimitir. Halk ara
snda Osmanl devlet snfnn Iranllam edebiyatnn ye
rine lhiler rabet bulmu, Yunus Emre ona en yakn yazar
tipi olmutur.52
Bu arada, Kprl halk edebiyatndaki heterodoks etki
lerin belirli bir dnya grn devam ettirecek bir ideolo
j i olarak nasl altm, Yesev! ile ilgili anlatlarnda gs
termitir:
94
limi getirecei phesine dayanmtr. Fakat aslnda brok
ratik st tabakalarn tutumu ve resm kltrle halk klt
r arasnda bir uurum yaratmalar, pek tabi ki bu eilimi
azaltacana arttrmtr. Bunun en ilgin taraf devlet adam
larnn kendilerinin de zaman zaman tarikatlara mensup ol
malardr.
Anadoluda revata olan evliyalara tapma, bylece sufilik-
le birleti ve sokaktaki adamn, Anadolunun, kltr haline
geldi. Bu inancn nemli zelliklerinden biri dnya nimetle
rinden uzak kalma ideolojisiydi.
Tarikatlarn olduka otoriter, kendini eyhin manev nfu
zuna teslim etme eklinde beliren retilerinin halka intikal
eden bu nisbeten iptida ekli, halk ile tarikat inan ve dinsel
davranlar arasnda tam bir mutabakat olmadn hatrlat
yor. Bizim buradaki amalarmz iin en nemli olan, tarikat
larn etkileriyle ekillenen fakat tam bir tarikat anlay yan
stmayan halk dinsel davranlarn tespit etmektir.
Celli isyanlar adn verdiimiz ve Osmanl mparator-
luunun 17. yzylda altn stne getirmi olan hareket
ler, Anadoluda resm ulemann dndaki bir zmrenin halk
arasnda prestij salamasnn ikinci bir halkasn tekil edi
yor. Balangta talebe-i ulm arasnda memnuniyetsizlik
ten doan ilk ayaklanmalar, kyly pek memnun edecek
tipte deildi, fakat o zamanlar bile bu ayaklanmalarn bask
c brokrasi aleyhinde ve bu itibarla basit halk tabakalarnn
duygularn dile getiren bir ekilde cereyan ettii anlalyor:
56 Bu som utluk iin bkz. Hilmi Ziya lken, Ktip elebi ve Fikir Hayatmz,
K tip elebi: H ayat ve E serleri H a k kn d a n celem eler, (Ankara, Trk Tarih Ku
rumu Basmevi, 1 9 5 7 ), s. 1 7 7 -1 9 3 , buradaki hususlar, s. 184.
57 Ibid.,
Halkn slm, ideolojik gzlkleri, kendilerinin gerileme
mizi ok zel bir ekilde yorumlamalarna yol amtr. Yu-
kardaki gr as bugn bile halk arasnda ve zellikle 6-7
Eyll olaylarnda rastlanan gerici tutum ve buna benzer
olaylar anlamamz bakmndan bir ipucu temin etmektedir.
ok muhtemeldir ki, halk inanlarnn suflie ve tarikatla
ra en yakn olan blmlerinde en ok bu tip olaylara rastla
nacaktr. Bu itibarla Kubilay olaynn Nakibendiler tarafn
dan yaplm olmas bir rastlant deildir.58
Genellikle son otuz ylda tarikatlarn resmen ortadan
kalkmasyla, Trkiyede ekillenmemi bir tarikatlk halk
kitlelerinin birok yerde inanlarnn temeli olarak bir fonk
siyon grmeye balamtr. Bu ekillenme hakknda Osman-
l mparatorluu hakknda bildiklerimize nisbetle elimizde
ok daha az bilgi vardr. Fakat modern Trkiyede halk kat
larnda dinin etkisini incelediimiz zaman, konuyu bu a
dan ele almamz gerektiine phe yoktur.
Dinin yukarda saym olduumuz btn fonksiyonlar
nn yannda ezelden beri slm toplumlarnda mevcut ol
mu olan ikili ayrmla ilgili bir yn mevcuttur. Tarikatla
rn, teekkl olarak Osmanl toplumunda birok bakmdan
bir snak olduunu grmtk. Bunun yannda, Islmiye-
tin sembol olarak, bu konuda bir fonksiyon grdn ko
layca anlayabiliriz. mmetin, bir davran kmesi olarak s
lmda ne kadar nemli bir fonksiyon grdn ele alm
tk. mmet fikrinin insanlar birletirici fonksiyonunun s
lmda bir de daha soyut bir yn mevcuttur: Allah,.btn
toplum ayrntlarnn zerinde, onlarn tesinde bir varlk
tr. insanlar, camiye gelip beraberce namaz kldklar vakit
zerlerinden emir, kul, fakir, zengin, kisvesini atarlar ve Al
lah karsna ayn katta karlar. Islmiyette din merasimle
5 8 Bkz. Gotthard Jschke, Der Islam in d er Neuen Trkei (Leiden, Brill, 1951), s. 59.
98
rin ounluunda bu zellik dorulanr. Bunlar, aslnda, in-
sanlararas farkllklar kapatc trenlerdir. Islm bilginleri
nin bize anlattklarndan snf, rk ve millet ayrlklarn ka
patmann, herkesi Allahn nnde eit klmann Islmiye-
tin en kapsayc bir inanc olduunu anlyoruz. Ayn duygu
nun bir dier yn, mmetin kaynam, farklar olmayan
bir kitle olduu ideolojisidir. Bu adan, Trklerin imtiyaz
sz snfsz kaynam bir toplum olduklar eklindeki Cum
huriyet inanlarn Islmn ideolojik niteliklerine balamak
mmkndr.
Son zamanlarda zmir ehrinin gelimesi zerinde yapt
mz bir aratrmada muhtelif aratrmaclarmzn sorula
rna verilen cevaplarda ok belirgin bir cevap tr ile kar
latk. Buna karde kavgasn kaldrma arzusu, birlik y
nelimi diyebiliriz. Deneklerimizin birou, politikaya kar
bir tavr aldklar zaman, politikay ayrc bir faktr
saydklar iin yeriyorlard. Bunu, Osmanl imparatorlu
unda nifaka kar alman tutumla birletirmek mmkn
dr. phesiz, Osmanllarn fitneye kar gsterdikleri nef
ret uzun zaman mparatorluun i bnyesini sarsm olan i
harplere ve ayaklanmalara balanabilir. Fakat, bunun te
sinde mmet yapsnn ideal ileyiine ve bununla bant
l olan blnmelerst bir ilhn mevcudiyetine balanabi
lecei aktr. Birletirici bir ideolojinin tartmaya ok iyi
bir gzle bakmamasn Cumhuriyetin tek parti devrinde da
hi bulabiliriz. Tek parti devrinde, partinin eylemini ak ola
rak tartmak isteyen kimselere kartrc dendii zaman,
bunun ok samim, toplumun bir btn olduu fikrine ve
blnmesinin haram olduu dncesine giden bir yn
vard. Bylece, ideolojilerin, gizlice, Hegelin zerinde dur
duu gibi, nasl onlardan uzaklamak isteyenlere bir tuzak
kurduklarn gryoruz.
Ayn etkiyi btn birletirici ve her eyi kapsayc sistem
lerde grmek mmkndr. Rusyadaki komnist rejimin
birletiricilii Berdyaevin de gstermi olduu zere, daha
nce ortodoksluun birlik zlemlerine balanabilir. Trki
ye Cumhuriyetinin Osmanh imparatorluu ile olan ilikisi
de bu trdendir.
Dinin beraberinde getirdii bir dier fark kapatcs Ms
lman pritanizmidir. Islm hikyelerinde ehir st taba
kasnn elencelerinin anlatlmasnda buruk bir his vardr.
Alt tabakalar bu yaama tarzna gpta ederler. Fakat israfn
ve elencenin kt bir ynelim olduu da en geerli inan
lardan biridir. Sefahata dalm olanlar er-ge cezalarn bula
caklardr. Bakent esnaf arasnda ve bakent dnda kk
ehirlerde oturanlar arasnda yaygn olan bu pritanizmin
zel ekillerinden biri, mahallelinin orada oturanlarn ahl
kna nezaret etmesidir. Bylece mmet yaps bir kat daha
pekitirilmektedir. Ayn inancn bir alt blm kadn erkek
ilikilerine mmetin nezaret etmesi zorunluluudur. Patro
na syan-, Kabak syan gibi nemli bakaldrma hareketle
rinde bu temalarn tekrar tekrar ortaya kmas, herhalde bir
rastlant deildir. Bunun belirtilerini bugn dahi Trkiyede
kolayca izlememiz mmkn olmaktadr. Daha birka ay n
ce Konyada ortaya kan bir arbedede ileri srlen ana ide
olojik temalardan biri bu inant.
Karizma
H.A.R. Gibb, sonradan bir Islm klsii haline gelen bir ma
kalesinde, halifeliin hakiki meruiyet dayanann, Maver-
dinin gstermi olduu artlardan ok daha basit olduunu
anlatmtr.59 Ona gre, Maverdinin halifeler iin ileri sr
d hasletler listesi bir grnten ibarettir.
3 Halil nalck, The Nature of Traditional Society, Turkey, der. Robert W ard
ve Dankwart Rustow, P olitical M odernization in Ja p a n an d Tu rkey (Princeton,
1 9 6 4 ), s. 44.
4 Reinhard Bendix, M ax W eber: An In tellectual P ortrait (New York, 1 9 6 0 ), s. 204.
Kr. Carl Joachim Friedrich, M an an d His G overm ent: An Em pirical T heory o f
Politics (New York McGraw Hill, 1 9 6 3 ), s. 180.
iktidann yakndan gzedenmesi anlamna gelir.5 O blgede
hkmet egemenliinin fazla bir nfuzu kalmamasna ra
men, 18. yzyln sonunda zmir ehrinde Baron de Tott bu
denetleme dzenini grmt. yle anlatyor:
Byk mlk sahibi baz kimselerin zenginlii, zmir ev
resinde her geen gn daha ilerleyen bir bamszlk siste
mi srdrmektedir. Bunlar, en bata para gcne dayan
maktadrlar ve bunun da gc dayanlmazdr. u da gze
arpmaktadr ki, bu aalardan birini ykmak iin birka yl
dr Bb- linin gsterdii abalar dierlerim korkutmaktan
ok Mstebitin zayfln gstermitir.6
Bununla birlikte, devletin iktisadi hayat zerindeki kon
trol, hkmdarn tebaasnn refahlanndan ahsen sorum
lu olduu yolundaki patrimonyal sistemin temel ncllerin
den kan daha derin kklere sahipti.7 ehirliler konusunda
bu sorumluluk btn slm dnyasnda hisbe ( hisba) devi
diye biliniyordu ve bu bakmdan nceki Trk uygulamalar
slm gelenei ile tam uyum halinde idi.8
Kyl refahna kar buna benzer bir ilgi vard. Ortaa
batsnn tersine, padiahla kyller arasnda hibir feodal
67 Ibid., s. 331.
68 M oche Maoz, Aspects of M odernization in Syria during the Early Tanzimat
Period 1 9 6 6 da Ortadouda Modernlemenin Balanglar konulu ikago
konferansna sunulan tebli. '
69 ehir ya kendi kendini ynetir ve orann ileri gelenleri de yneticileridir -
M ax W eberin deyimiyle tam bir Patrisyen ynetimi- ya da ehir, kral iktida
rnn uyruudur ama ehir halk ona snrlar koymak, etkisini yrtmek ister
ve bunu da baarr.
Islm tarihinde rastladmz, ikinci durumdur. ok ender istisnalar bir ya
na, varolan, patrisyenlerce ynetilen cumhuriyet deil de, bir ya da ok ehir
de kk salm ve evre blgeleri ehirli egemen snflarn ibirliiyle ve onlann
kar iin yneten hkmdarlktr. Albert Hourani, Ottoman Reform, s. 6.
tilmi stat sistemi diye nitelendirilebilir.70 Osmanl b
rokratlarnn ileri el altnda tutmakta gsterdikleri gayret,
gerekte byle yaylm yaplarla baetmenin zorluklar do
laysyla haklyd.
ehirli zmrelerin ya da snflarn ortaya kamamasnm
nedeninin hukuk! bir yn vardr. Bu dahi yaylmlk nite
liini belli etmektedir.
Temelde, tzel kiilik kavram vakf kurumuna mnha
srd. Devlet buna hakl bir pheyle bakyordu, zira me
murlar bunu kiisel servetlerini devletin msaderesinden
karmak iin kullanyorlard. Devlet genellikle tzel kii
lik tanmay yaymaya istekli deildi. Dikkatimizi eken bir
75 Osmanl Devletindeki durum iin bkz. nalck, Reit Rahmetli Arat it, s. 270,
ve Tott, Memoirs (Londra, 1785), I, s. 131.
hir kltrn benimsediler. Bylece yaratlan blnme,
sekinlerin elindeki teknolojiyle, uyruklarn kullandkla
r teknoloji arasndaki ayrlk dolaysyla daha da ilerledi.
Kul brokrasisi, srekli bir ordu, hazine, zengin bir ede
biyat, Tanr kelamn yorumlayan kitaplar -btn bun
lar Osmanl sekinlerine yeni yerlemi ya da yar yerleik
Trklerden ok stn olduklar ve onlar kolayca kullana
bilecekleri duygusunu verdi. Gerekten, medeniyet kav
ram (ehirli ya da uygarlk anlamnda) Osmanl egemen
snfnn kendisi zerinde besledii hayalin ve iddialar
nn merkeziydi. Buna karlk, Trk sz, airetten ol
mak anlamn tad iin ktleyici bir anlamda kullan
lyordu.76
Daha ilk zamanlardan, Trk devletlerinin kurucular, eski
slm devletlerini rgt olarak mek almak ya da gebe ha
yatn srdrmek arasnda seme yapmak zorunda brakl
mlardr. Her zaman merkezletirmenin ve airetleri par
alamann devletin gvenlii iin art olduunu grmler
di.77 Hsmln paralayc etkilerinin verdii korku -tahlil
ettiimiz topluluk dayanmas korkusu gibi- Osmanl dev
let adamlar arasnda uzun sre yaad. st snfn tedirgin
liini bu, ksmen olsun aklamaktadr.
Farsa ve Arapa gibi diller karsnda Osmanllar bu
na benzer bir seim yapmak zorundaydlar. Devleti kuran
son derecede zeki insanlarn bu ite Islmiyetle olan duygu
sal balarna m kapldklar sorulabilir. Grne gre ce
vap olumsuzdur. Osmanl Devletinin kurucular pratik d
ncelerle davranmlard. Fatih Sultan Mehmetin kurduu
kltrel ortak yaama (symbiosis) herhalde siyasal gerekle
76 Bkz. J. H. Kramersin Turk, Ottoman, History maddeleri ve Kprlzade Fu-
adm Ottoman Turkish Literature maddesi, Encyclopaedia o f Islam, 1. bas, 4
(2), s. 967 v.d. Bkz. aynca Gerth ve Mills, der., From Max Weber, s. 191.
77 Bkz. J. de Hammer, Histoire de Vempire Ottoman (J. Hellert evirisi, Paris, 1835-
4 3), XV111, s. 36-7.
re balyd. Onun ve onun baz haleflerinin, Trk kltr
n - aa kltrn- sembolik kaynaklarnn amalan iin
yeterli olmayacan ve gemi imparatorluklardan kltrel
kaynaklar edinmek zorunda kalacaklarn anlam olmala-
n mmkndr.
Fakat bu aklama, Osmanl dnyasnda makbul olan
la olmayan arasnda ayrm aklamak konusunda yeterin
ce derine inmemektedir. Daha somut bir aklama, Trk
soplarnn yapsal zelliklerinde aranabilir. Bunlardaki al
ak farkllama dzeyine baz ada aratrclar iaret et
mi bulunuyorlar.78 Bu zelliklerin yannda, yksek derece
de bir duygulanm (affectivity) ve mahallilik beklemek akla
uygun geldii gibi, eldeki bulgular da bunu ispat etmektedir.
ehir uygarlnn daha evrensel ve duyguca tarafsz yapla
rn kullanmaya kalkan herhangi bir hkmdar, ister iste
mez airet topluluuna yabanc derdi. Bu iyi niyetli h
kmdar, hsmlann tavsiyeleri -ve bununla birlikte yama
edilen mallann patrimonyal bllmesi- yerine, bir brok
rasinin kiisel olmayan ynetimini koyduu anda, sevimsiz
bir hale geliyordu. Robert A. Nisbet hsmlar toplumu ile as
ker toplum arasndaki kartln, ehirleri merkez olan b
rokrasilerle evre soplan arasndaki blnmeyi nasl arttr
dn gstermitir:
79 Robert A. Nisbet, Kinship and Political Power in First Century Rome, Wer
ner J. Cahman ve Alvin Boskoff, der., Sociology and History (New York, 1964),
s. 268.
80 Shaw, Journal o f M odem History, 37 (Eyll 1965), 301.
81 L. A. Fallers, Equality, Modernity and Democracy in the New States, Old So
cieties and New States (New York, 1963), s. 168.
ka kltrlerden tamamen kopuk, kolayca yeniden kurula
bilen bir birim.82
Bir Osmanlnn aa ya da yksek kltrden oluu en
nce douma balyd. Fakat baka toplumlara gre Osman
l I brokrasisinin talihli ya da liyakatli bir fniyi seip sekin
85 Bkz. Sabri lgener, 14. Asrdanberi Esnaf Ahlk ve ikyeti Mucip Baz Hal
ler", stanbul niversitesi ktisat Fakltesi Mecmuas (1949-50), 392 ve Niyazi
Berkes, der. ve ev. Turkish Nationalism and Western Civilization: Selected Es
says o f Ziya GOkalp (Londra, 1959), s. 107-8.
86 Roman ve Defoenun halk azna yaknl iin bkz. lan Watt, The Rise o f the
Novel (Londra, 1963), s. 103.
di.87 Mahall yaplarn erevesinde yeniden bir kmelenme
genelletii srada -ayanlarn stlerine aldklar yeni rol bu
nun bir iaretiydi- artk ok geti. Aa kltr burjuva Os-
manl kltrnn bir aamas olamad.88
19. yzylda devlet bazen anszn ve bazen yava yava,
yardmlarna muhta olduu zaman tanm olduu ma
hall yan ve eraftan yz evirdi.89 Mahall eraf, esnaf
ve kyller, hayat artlarndaki byk ayrlklara ramen,
bylece benzer bir kimlie brnebilirlerdi: ezilenlerin
kimlii. Buna ramen, hepsi de sekinlerin kltrn edi
nip bylece ynetenlerle zdelemeyi zlyorlard. Veb-
lenin szn deitirip denebilir ki, imparatorlukta se
kin kltr kendisi iin deil, fakat g kaynaklar zerin
de kontrol sembolize ettii iin ve belki iktidara yol aa
ca iin isteniyordu.
Osmanl modernleme hareketinin balangc olan Tan
zimat, iki kltr arasndaki uzakl azaltmay baaramad.
Tersine, tara eskisinden daha da ok durgunlat. slahat
larn yeni ele geirmi olduklar by dolaysyla bsb
tn unutuldu. Ynetenler ve ynetilenler arasndaki blm
lenme daha ak kltrel bir biim ald: bir yanda cill, Pa-
ris-ynelimli devlet adamlar, te yanda kaba tarallar var
d. Aradaki ayrlk Fransz kltr ile Islm kltr arasn
daki ayrlkt. lk Trk merutiyetileri olan Yeni Osman-
llar, bu deimeyi ve bunun, Avrupa det ve dnceleri
1 1927 ila 1951 yllanm kapsayan bir aratrmada serbest meslek sahipleriyle
memurlarn BMMdeki temsil glerinin tm nfustaki oranlarna nisbetle ok
daha ar bast anlalmaktadr. Bu fark % 1000 ile 2000 arasnda derimek
tedir. Buna karlk ticaret ve endstri tm nfustaki yeri orannda temsil edil
mitir. Bkz. Frederick Frey, The Trkish Political E/ite (Cambridge, Mass., MIT
Press, 1965), s. 82.
2 Bu Osmanl gr zaman zaman olduka ilgin ekiller almtr. Mesela, libe
ral olduklar iddiasyla ortaya kan Serbest Frka mensuplan tekellerin tenki
dinde CHPden daha solda, daha devletidirler. Bkz. Korkut Boratav, Trkiyede
Devletilik 1923-1950. (Siyasal Bilgiler Faklutesi Maliye Enstits, 1962), s. 18.
smet Paa, Serbest Frkaclarn yukarda belirtilen tenkitleri yaplmadan
hemen hemen iki yl nce TBMMde yapt bir konumada Devlet Hazinesi-
kiyenin toplum strktr bakmndan az ans tannmas,
aslnda onlara ans tanmamak isteinin ifadesi olmutur.
Trkiyenin bir borsa merkezinden idare edilmesi Cumhuri
yet idarecilerinin idealinin tam tersiydi. Zaman zaman Tr
kiyede bir kapital birikmesinin devlet karlarn engelleye
cei dnld zaman -varlk vergisi konusunda olduu
gibi- devlet pazar mekanizmas yoluyla kendisine kar
kanlar yoketmeye tereddt etmemitir. Stat, Cumhuriyet
Trkiyesinde deerlerin etrafnda dnd eksen olmutur.
Brokrasinin ve ordunun tek parti devrindeki imtiyazl du
rumlar bunun bir belirtisidir.
Cumhuriyet Trkiyesinde her eye ramen Herrschafta
baz snrlar konmutur. Bu limitleri koyan unsur -bir mil
l tccar zmresini yaratmak iin sarfedilen abalar bir ya
na-3 Atatrkn kurmak istedii meden toplumun iin
de, katlmann zorunlu olarak kazand nemdir. Modem
toplum, beraberinde getirdii byk apta istihsal, geni ha
berleme rgtleri, farkllama ve ihtisaslama dolays ile
toplum iindeki kimselerin toplum faaliyetlerine katlmas
na baldr.4 Bundan dolaydr ki -Trkiye bir tarafa- mo
dern diktatrlklerin bile toplumu yaplan ie katmaya ya
rayacak birer sistemleri vardr. Diktatrlerin bu konuda i
lerinin demokratik idarelerdekinden ok daha kolay olduu
sylenemez. Yaratlmak istenen modern Trkiyede, Cum
5 Kendini bu mcadelenin iinde gren bir i adamnn ikyetleri iin bkz. Ra-
sim Hayri Cngi, Bir h Adam Gzyle Memleketin Hali ve Dertlerimiz (stanbul,
brahim Horoz, 1948).
6 Avcolu, Trkiyenin Dzeni, Passim.
belirttii gibi,7 halkla alkalanan yazarlarmz bile halkla al
kalandklar zaman onun cehaletini gstermeye almlar
dr. Cumhuriyet bu khne kltrel kalplan cahil halk
tan skp atacak olan kurtarc olarak gsteriliyordu. Da
ha sonra, 1950 ve 1960larda, baz yazarlan hakiki anlamda
halka dnk bir edebiyat aramalannn nedeni bu aynlktr.
Medeniyet arama salt sekinler katnda yrtlen bir faa
liyet olmutur. Bizim buradaki aratrmamz bakmndan en
nemli zellik budur. Fakat daha nce grdmz zere
toplumun analitik katlan birbirleriyle zdelemi olduun
dan, Osmanl toplumundan tevars edilen dier zellikleri
de hatrlamamz gerekecektir.
Cumhuriyet Trkiyesinde din meselesini, bir taraftan
modernlemenin iddetli istei, dier taraftan Osmanl m
paratorluundan tevars edilen bu meselelerin ereve
si iine sokmak gerekir. Halk kltr ile sekinler klt
r arasnda bir uurum olmas, sekinlerin, dine nem ve
ren kimseler olsalar bile, halk islmn kurald saymala-
nyla sonulanmtr. Dier taraftan, Cumhuriyetin sekin
leri slmn yzeyde grlmesi mmkn olmayan nemli
fonksiyonlar grdn idrak etmemilerdir. Bunun sonu
cu kltrel optimizm olmutur. Cumhuriyet sekinleri s
lmn kiisel fonksiyonlara kolayca baka bir yapya dev-
redebileceklerini sanmlardr. Meselenin bu kadar kolay ol
madnn incelenmesini nce volk slm asndan ele al
mak istiyorum.
Trkiyede dini modernletirme eilimleri, ttihatlar
dan balayarak Trkiyede bir tek din olduu noktasndan
hareket etmitir. Dini ciddiye alan veya almayan kimseler,
halk inanlannn kendi iinde anlaml bir tr olduunu ka
bul etmemilerdir. Bunun iin yalnz hurafeden bahset-
8 Bkz. Gotthard J%osche, Der slam in der Neuen Trkei: Eine RechCsgeschichtlic-
he Untersuchung, (Letden, Brill, 1951), s. 16 v.d.
cek olan lahiyat Fakltesine balamaya almas kamuo
yunun (= mmetin) mukavemeti karsnda terkedilmiti.
Devlet, bundan sonra dini bilimsel abalarla ekillendirmek
ten vazgeti.9 Kemalizm ideolojisinin zaafna da belki en iyi
bu noktada parmak basmak mmkndr. Kemalizm, klt
rn kiilik yaratc katnda yeni bir anlam yaratmad ve ye
ni bir fonksiyon grmedii iin bir rakip ideoloji roln oy-
nayamamtr. Kemalizmin Trkiyede ailelerin ocuklarna
intikal ettirdikleri deerleri deitirmekteki etkisi ancak sat
h olmutur. Bu sathlik dahi bir dereceye kadar slm ge
miimizin zorunlu bir sonucudur. nsann sosyal kiiliinin
ve eyleminin her tarafna szan bir dncenin kapsaycl-
, bilhassa o kltr kalbnn iinde yetienlerce kolay idrak
edilmeyecektir. Bu ideolojik kalplar iinde eitilenler yeni
bir ideoloji imal ettikleri zaman da bu ideolojinin ayn kap-
sayclkta olmas gerekeceini dnmeyeceklerdir. Kema-
lizme aile katnda etken olmasn salayan bir blm ilve
etmek gerei bylece ancak yeni bir hukuk normun yerle
tirilmesi gerei olarak dnlecekti. Aile reformu hukuk
taki reforma mnhasr kalacakt.10
Kemalizmin bir dier zaaf dine rakip olabilecek ideolo
jilerin ortaya kmasna msaade etmemi olmasdr. Bu da
Cumhuriyetin ktisad kuvvetlere meruiyet salamada, n
celeri zerinde durduumuz tereddtten ileri gelmitir. Hu
susi teebbs ideolojisi kendi bana geliseydi ok nem
li fonksiyonlar grm olaca iin, aile ilikilerine zorun
lu olarak szacandan dinin eskiden grd fonksiyonla
rn yerini alabilir ve toplumun hi olmazsa bir katnda otur
mu bir ideoloji haline gelebilirdi. Bu oturmu ekliyle, bur
mmet Dnya Gr
Trkiyede 1940larn sonlarndan itibaren belirmi olan
dine dnme isteinde bu bakmdan temel bir anlamaz
lk yatmaktadr. Dine yeniden nem vermek isteyenler ka
dar dine dnmek isteyenleri incelemi olanlar da bu anla
mazln kapannn iine dmlerdir. Aslnda, Trkiyede
dine dnn bir tek deil, iki ekli vardr. Bunlardan biri,
Ortodoks, Snn, Ulema-y rusumun fikirlerini devam etti
renlerdir. Bunlar slm dininin icaplarna toplum iinde da
ha geni bir anlam tanmak istemilerdir. kinci dincilik, ge
ni halk tabakalarnn hurafelere, volk lslma dn is
temesidir. Bu ikiliin farkna varmayan veya laikler kadar
kmseyen, ilerici dindarlar, durumun karsnda laik
ler kadar armlardr. Zira, zaman zaman karlarna hi
tanmadklar bir slmn ekilleri kmtr.
Trkiye gibi, aydnlar halk kltrnn aratrlmas
na bu kadar yer ayrm olan bir lkede halk dininin res
m dinden ayr olarak anlaml bir btn olarak yaad
nn inkr edilmesi acaba bir tesadf eseri midir? Drkhe
im, 1890larda AvustralyalI yerlilerin bir inancna bakabil-
mise, Malinowski Trobriand adallarn inanlarn o top
lumun strktr btn iine yerletirebilmise, hele L
vi-Strauss bu tip yaplar son derece nemli bulmusa aca
ba Trk aydnlarnn bu izden yrmemeleri kendi zel
bir ideolojilerinin sonucu deil miydi? lkemizdeki aydn
larn byle ynleri ihmal etmeleri anca mmet strktr-
nn ideolojik bir yap olarak hl etkisini srdrmesi ola
rak izah edilebilir.Bu strktrn alma mekanizmas ise
mmet iinde bir tek hakikat olduudur: Herkesin zerin
de birletii hakikat.
mmet dnya grnn Cumhuriyet aydnlarna tevars
etmi olan ekli sosyal hakikatlerin basit hakikatler oldu
u fikridir. Bundan dolay kendi iinde bir anlam tamayan
hurafe kavram lkemizdeki birok aydnlar iin yeterli
bir izah tekil etmektedir. Fakat bu hurafelerin bir siste
mi olduu da karsna geilmez, basit bir gerektir. Bu ya
p, gcn, sembolik fonksiyonunu halk katlarnda srdr
mesinden almaktadr.
Daha nce zerinde durduumuz bir nokta sembollerin
halk tabakasnda bir nevi eylik kazandklardr.12 Sem
bollerin anlatm kuvvetinin reifie edildii kysel ve d
k halk tabakalar arasnda ok etkin olmalar modem Tr
kiyede bu katlarda bugn sembollere kar kesif bir zlem
eklinde grnmektedir. Sakal brakma, takke giyme, yeile
yeniden nem verme, eski yazya sanlma, sembol arama e
killeridir. ttihat gazetesinde 1968 ylnda kan ve Nurdan
Demirel adnda kk bir kzn slm sembollere hkimiye
tini ileyen bir makale serisi bu zlemi son derece ilgin bir
ekilde gstermektedir.
Bu sembol arayanlar arasnda, alma hayatlar itibariyle
Cumhuriyetin meru erevesini kullanmalar gerekli olan
esnaf da katmak gerekir. Sabah gazetesinde grlen Ms
lman kadn moda sayfas bu abann gzkt yerler
den biridir.
Lvi-Strauss daha nce yanndan deinerek verdiimiz
12 Bkz. Barthold-Kprl, slam Medeniyeti, s. 242.
sembolizmin toplumlar iin ve bu arada gelimemi toplum
lar iin ne gibi bir fonksiyon ifa ettii konusunda son yirmi
ylda ilgin bulgular ortaya karmtr. Bunlarn hepsi ze
rinde durmak mmkn deildir. Fakat bulgularn bir yn,
daha nce toplumun bilgisini ekillendirici sreci olarak ta
nmladmz taraf, son derece ilgintir. Lvi-Straussa gre
ilkel toplumlann bilgilerini organize etme abalan bricola
ge (er p birletirme) adn verdii bir srele oluyor. l
kel adam tabiatn olaylarnn modelini tabiat iinden kar
d dier ekillenmi eylere dayandmyor. rnein, ilkel
adam benim kym bir tavuskuudur gibi bizce anlam
sz bir cmle ile ortaya kt zaman kynn tavuskuu-
nun ekline benzer bir ekli olduunu veya kendi klanndaki
aile ilikilerinin tavuskularnm hayatnn belirli bir yn
ne benzediini belirtmek istiyor. Bu adan kaplumbaa eti
nin yendii bir toplumda bir yerlinin Lvi-Straussa syledi
i bu cmle son derece anlamldr: Kaplumbaa yemek iin
deil, dnmek iin yararldr. Baka bir anlamla bu yerli
iin kaplumbaa kinat modelini hatrlamasn mmkn k
lan ifreyi zerinde tamaktadr.
Trkiyede halihazrda halk katnda hl geerli olan Bat
tal Gazi menkbelerinin ayn kltrel ifre roln ifa ettik
leri sylenebilir. kzn boynuzu zerinde duran dnya
imaj da, bizim iin ne kadar gln olursa olsun, fonksiyo
nu belirli bir toplumu olduu gibi srdrme olan bir ideolo
ji temin etmektedir.
Toplumumuzda artk fonksiyonlar olmayan sembolle
rin zamanla ortadan kalkmas beklenebilir. Fakat bunlardan
hangilerinin kalkacan bilmek de zordur. rnein, dn
yann bir kzn iki boynuzu zerinde durduu sembo
l btn anlamszlna ramen kiiye ferahlk veren -f
rknn telkinleri gibi- fonksiyonlu bir kltrel ynelim
le birlikte kavramlatnlyorsa o zaman onu fonksiyonu de
vam ettirecektir. Yeni dzen kiinin ruhsal dengesini sala
yc yeni bir mekanizma salamadka, frk de, dnya
y boynuzunun zerinde tutan kz de halk inanlarndan
kalkmayacaktr.
Bugn Trkiyenin yaps farkllatka bu yap farklla
masndan doan gerekler yava yava yeni bir ideoloji olarak
ekillenmektedir. Fakat halk katnda imdilik birok fonksi
yonun kolaylkla slm tarafndan grldn gryoruz.
Dogmaya bal olmayan halk inanlar bylece belki oku
mularn inanlarndan daha salam bir sentez ve dnya g
r haline gelecektir.
Olay, gene Trkiyenin endstrilemesi ynnden de ele
alabiliriz.
Basit halk tabakalar kolaylkla fabrikann alma dze
nine ideolojilerinde yer verebilmektedirler. Sendika beeni
len bir kurumdur. Uzun vadede Battal Gazi sembolnn ya
va yava Battal Gazinin hasletlerine ilveten revata olan
bir sendika liderinin hasletlerini tayacak bir ahsiyet olma
s beklenebilir. O zaman sendika lideri imaj tpk Lvi-Stra-
ussun kaplumbaalar gibi dnceye yarar olacaktr. Ye
ni bir sembolik fonksiyon icra edecek, toplumun hakiki bir
fonksiyonuna iaret edecektir. Bununla beraber de fabrika
daki deerler bu yeni toplum inancnn bir ynn tekil et
meye balayacaktr.
Trkiye bir kitle toplumu grnn kazandka halk
katnda cereyan eden, Lvi-Straussun ifadesyla bricolage
abalar, (eldeki sembolik imknlarla bir dnya gr imal
etme almalar) sekin zmrenin kltrn de etkileme
ye balamtr.13
Modernlemek, kitle haberleme aralarnn gittike
nem kazand bir sretir. Aralarn yaylmas ise halk
152
iin yazmay etkin klmaktadr. Bundan yirmi be yl nce
Trkiyedeki okurlarn ancak ok kk bir aznl Battal
Gazi menkbelerinden holanan kimselerdi. Bugn bu gi
bi okuyucular gazeteleri satn alanlarn ounluunu te
kil etmektedir. Bylece, Trkiyede kitle toplumunun te
ekkl etmedii srada az grlen slm temalar, modern
kitle aralarnn okuyucularnn isteklerine hassas olma
lar sonunda baskya gemenin verdii meruiyeti kazan
maktadr. Buna benzer bir sre oru tutmann, son se
nelerde hi grlmedii ortamlarda tutmu olmasdr.
Kk kltrn byk kltr kemirmeye balama
s ve kendini yava yava byk kltrn kalplarnn
iine yerletirmesi yalnz Trkiyede deil, nemli dinsel
inanlara dayanan btn lkelerin modernlemesinde g
rlen bir gelimedir.14 Bu gei, mill btnln kurul
masnn din planndaki eklidir. Fakat Trkiyede kk
kltrn bir paras olan halk dini kurald sayld iin
bugn onun hakknda hurafe ithamlarndan baka hi
bir ey bilmiyoruz.
Modern Trkiyede volk lslm ele aldmz zaman
onun bir ynde deiik bir veheye girme imkn ile kar
latn da gryoruz: Cumhuriyetin kanunlar ve siya
sal partiler gibi ikincil topluluklarn grevlerini stne al
m olan yaplar slm uzun vadede mmet strktrnn
dna iteceklerdir. Bundan kastettiim, Cumhuriyetin her
eye ramen tzel kiilie verdii meruiyet ve ona tand
nemli bir yeni alternatifi yaratm olmasdr. Din, bu ya
plardan istifade ettii derecede, mmet strktrndeki ya
psna benzemeyen bir yap kazanacaktr. Din, artk devle
Oy verenlerin yzdesi
deologlar 3.5
Ideoloa yakn olanlar 12
Grup menfaati 45
Zamann zellii 22
Anlatamyor 17.5
"Trk" Mslman'
Cesaret %28.9 Mslmanlk %25.8
Misafirperverlik % 19.2 Cesaret %20.9
Doruluk %14.4 Doruluk %16.1
Mslmanlk % 12.0 Vatanseverlik % 11.2
N = 163
Grld zere Mslmanlk Mslmanla r arasn
da birinci kategori, Trkler arasnda ise drdnc kate
goridir.
Politikaclar tarttmz zaman onlarn dindar olup ol
mamalarna ne kadar nem verirsiniz? sorusuna u cevap
lar verilmitir:
"Trk'ler "Mslman'lar
Mhim ve ok mhim ------------------------------------------------------------
%72.2 %88.6
"Trk" "Mslman"
Din kardei olarak 36.1 89.2
Hemeri 1.2 0.0
Vatanda; 50.6 12.9
I; arkada 7.2 3.2
zmirli 2.4 1.6
N = 163
erif Mardin
B T N E S E R L E R
Din ve deoloji
182 SAYFA
deoloji
197 SAYFA
Trk Modernlemesi
MAKALELER 4 / 366 SAYFA
rkiye'de dnce tarihi, din ve siyaset sos
T yolojisine yapt nem li katklar nedeniyle
dnce hayatmzn nde gelen isim leri 1 ' -
r olan Seril Mardi-