You are on page 1of 226

ORTAAG'DAN

YENA'A
FELSEFE

SANAT

ENGIN AKYUREK
ENGN AKYREK
ORTAA'DAN YENtA'A
FELSEFE ve SANAT
K abalc Y aynevi
YAZAR HAKKINDA

Engin Akyrek, 1957 ylnda stanbul'da dodu. Kadky Maarif Koleji'ni


bitirdikten sonra, 1982 ylnda O.D.T.. Siyaset Bilimleri ve Kamu Ynetimi
blmnden mezun oldu. 1989 ylnda I.. Edebiyat Fakltesi, Arkeoloji ve
Sanat Tarihi Blm'nde Yksek Lisans eitimine balayan Akyrek, 1991
ylnda Yksek Lisans derecesi ald ve ayn yl bu blmde Doktora al
m asna balad. 1993 ylnda burslu olarak gittii ABD'de, The Johns Hop-
kins niversitesi'nde Prof. Herbert L. Kesslerile bir yl alt. Halen Edebi
yat Fakltesi, Arkeoloji ve Sanat Tarihi Blm'nn Bizans Sanat Anabilim
Dal nda Aratrma Grevlisi olarak alan yazarn, Em in Panofsky'nin
'Gotik Mimarlk ve Skolastik Felsefe* adl kitabnn Trke evirisi 1991 y
lnda yaynlanmtr.
ENGN AKYREK

ORTAA'DAN YENA'A
FELSEFE ve SANAT

kK A BA LCI
KAI3ALCI YAYINEV 39
Sanat Dizisi 2

ORTAADAN YENA'A
FELSEFE ve SANAT
Engin Akyrek
Bu kitabn tm yayu haklan
Kabalc Yaynevi'ne aittir.

Birinci Basm:
0 Kabalc Yaynevi, 1994
ISBN 975 - 7942 - 08 - 1

Yayn Ynetmeni: Vedat orlu


Dizgi: Beyhan Ajans
Kapak Resmi: Kutsal l Meryem ve St. John'ta, Masaccio
Kapak Tasarm: Vedat orlu
Reprodksiyon: OBSCURA: Banu Kutun & Alp Esin
Dzelti: Sreyyya Evren
Bask: Yavlack Matbaas
Cilt: Tem uin Mcellilhanesi

KABALCI YAYINEV
Bamusahip Sokak Tala Han No. 16/5
Caaloglu 34410 STANBUL
Tel: (0212) 526 85 86 - 522 63 05 Fax: (0212) 526 84 95
Sevgili hocam
Prof. Dr. Ayla dekan 'a
NSZ 11
RESM LSTES 13
GR 17
1. ORTAA KLTRNN OLGUN EVRESNDE FELSEFE
VE SANAT
1.1. Ortaa Kltrnn Geliimi 25
1.2. Skolastik Felsefe 29
1.2.1. Tanm ve E vreleri........................................................ 29
1.2.2. Erken Skolastik............................................................ 30
1.2.3. Yksek Skolastik 32
1.2.3-1. Arap Felsefesiyle Tanma 32
1.2.3.2. Skolastik Yntemin Doruu 33
1.2.4. Skolastik Felsefenin zellikleri 34
1.2.4.1. Dinsel Nitelik 35
1.2.4.2. Dzenleme, Sistemletirme 36
1.2.4.3- Tme D nyagr................................. 36
1.2.4.4. Aklclk ve Soyutluk 37
1.2.4.5- Dogmatizm 38
1.2.4.6. Doadan Kopukluk ve Bilim Kartl 39
1.2.4.7 nsann "Kii'leememi O lm as.............. 41
1.2.4.8. Ak Seik A nlatm ...................... 43
1.2.4.9. Farkllklarn Uyumlulatrlmas 45
1.2.5- Skolastik Felsefe ile an Sanatnn likisi 46
1.3- Gotik Sanat 51
1.3-1. Gotik Sanatn Douu ve Tarihsel geliim i 51
1 .3 1 1 . Gotik Sanatn Douu 51
1.31.2. Gotik Biemin Tarihsel Evreleri 53
1-3 13- Gotik Sanat le Skolastik Felsefeyi liki-
N
lendire abalar 56
Gotik Sanatn zellikleri 59
1-3-2.1. Genel 59
1.3 2.2. Eski Biim ve Tekniklerle Yeni Anlatm.. 63
1.32.3. Gotik Katedral: Taa Oyulmu
Bir "Summa" 64
1.3.2.4. Sanatta Kollektivist Ruh 67
1-3-2.5- Sanatta Ak Seik Anlatm 70
1.3.2.6. Sanatn Kayna: a a ya da Akl 75
1.3-2.7. Gotik zmlere Ulalmasnda Skolastik
Yntem 81
2. ORTAA KLTRNN ZL: ONDRDNC YZ
YIL
2.1. Eskinin zl, Yeninin Douu 87
2.2. O ndrdnc Yzylda Felsefe 91
2.2.1. Skolastik Egemenliin Sarslm as............................. 91
2.2.2. O ndrdnc Yzyl Felsefesinde Nominalizm ve
Mistisizm 92
2.2.2.1. Nominalizm (Adclk) 92
2.2.2.2. Mistisizm (Gizemcilik) 94
2.2.3- O ndrdnc Yzyl Felsefesinin Baz Sonular 94
2.2.3.1. Skolastik'in G cn Yitirmesi 94
2.2.3-2. Akl le nancn Yollarnn Ayrlmas 95
2.2.3-3. Skolastik "Mutlak Doru" Dncesinin
Son Bulmas 96
2.2.3-4. Bireyin nem Kazanmas 97
2 3- Ge Gotik Sanat 99
2-3-1- Sanatta nemli Deiimler 99
2.3.2. Mimarlkta Klasiklemi Gotik Niteliklerinin
zlmesi 100
2.3-3. Resimde znelcilik; Uzayn Perspektif Yorumu 103
2 .5 a . Fiziksel Nesneler Dnyasna lgi 106
2.3.5- nsann Dnyasna lgi 108
2.3-6. Sanatnn zgllem esinde lk Adular 110
3. RNESANS'TA FELSEFEVE SANAT
3 1 . Rnesans: Yeniag'n E ii..................................................... 115
3 2. Rnesans Felsefesi 117
3-2.1. Rnesans Felsefesine GenelBir Bak 117
3-2.2. Felsefede Antik a'a Yneli 118
3 2.3. nsana Yneli; Hmanizm 120
3-2.4. Bireycilik (lndividualizm) ve Kiinin n Plana
kmas 122
3-2.5. Doaya Yneli 123
3.2.6. Dinden Uzaklama 126
3.2.7. Araylar ve Keifler a 127
3-2.8. Yeni-Platonculuk 129
3-3- Rnesans Sanat 131
3 3.1. Sanatta Antik a'a Yneli 132
3 3.1.1. Mimarlk 133
3 3.1.2. Resim 138
3.3 13. Heykel 141
3 3 2. nsan:Her eyin lt 143
3.3 2.1. Mimarln lt:nsan 143
3.3.2.2. insann Fiziksel Olarak Tannmas 145
3.3-2.3- Portreler 146
3.3-2.4. Uomo Universale 148
3-3-2.5. Sanatnn Bireysellii 148
3 3.3. Doaya Duyulan lgi 150
SONU...................................................................................................... 155
SELM BBLYOGRAFYA 163
DZN 167
RESMLER
NS Z

1990-1991 yllarnda tstanbul niversitesi Edebiyat Faklte


si, Arkeoloji ve Sanat Tarihi Blm'nde Prof. Dr. Ayla de-
kan ynetiminde yksek lisans tezi olarak hazrladm bu a
lmay, Kabalc Yaynevi'nin Genel Yayn Ynetmeni, dostum
Vedat orlu'nun da cesaretlendirmesiyle, baz deiiklikler ya
parak bir kitap haline getirdim.
Bir sanat tarihi almas olm asnn yannda bu alma,
belirli bir tarihsel dnm dnem inin sanatn ve felsefesini
bibirleriyle ilikileri ierisinde, birlikte ele alan disiplinler ara
s bir yaklam giriimidir. Kukusuz, sanat tarihi bir bilimsel
disiplindir ve hem yntemi, hem de vard sonular asn
dan olabildiince kesin, belirgin ve objektif olmaldr. Ancak,
sanat tarihinin "objesi"nin de san at rnleri olduunu gzar-
d etm em ek gerekir: Sanatnn kendi znelliini, yorumlann
katt, imgeler ve anlamlar ykledii, estetik bir boyut ka
zandrd ve kendi felsefesi ile yourduu san at rn...
Dahas, sanat olgusu, iinde yer ald kltrel yapyla ok
yakn bir iliki, bir al-vei iindedir, ite bu nitelikleri ta
yan sanat rnlerinden yola kan sanat tarihi de, kendi ob
jesi olan bu yaptlann salt materyal tanmlanmas ile yetin
m eyecek, ele ald sanat rnlerinin ierdii estetik de
er. anlam, dnsel ierik, yorum gibi k esin li i olm ayan
z n e l kavram v e deerleri d e kanlmaz olarak almasna
katacaktr.
Bu alma sanaln, baka bir kltr alan olan felsefe ile
ne denli yakn bir iliki iinde olduunu belirli bir tarilsel d
nemin erevesi iinde gsterm eye alan, kesin sonulara
varmak yerine sanat-felsefe ilikisi asndan dala derinlem e
sine yaplacak incelemeler iin perspektif aralamay am ala
yan bir almadr.
ok deerli yardm ve katklanndan t r Prof. Dr. Ayla
dekan'a, Do. Dr. Tarcan Ylmaz'a, Do. Dr. Betl otuks-
ken'e ve bu almay yaynlayan Vedat orlu'ya teekkr
ederim.

Engin Akyrek
stanbul, 1994
Resim 1- Bir Gotik katedralden kesit
Resim 2- Bir Gotik katedral plan.
Resim 3- St. Denis katedrali, koroyeri ve nef.
Resim 4- Amiens katedrali, orta nef, 1236.
Resim 5- Reims katedrali, bat cephesi, 1225-1299
Resim 6- St. Urbain katedrali, Troyes.
Resim 7- Jacob'un Merdiveni, minyatr, 1256. S. Louis Mezmurlar
Kitab, Paris, Bibliothque National.
Resim 8- Beauvais katedrali, 1247.
Resim 9- Sainte-Chapelle, Paris, 1243-1248.
Resim 10- Durham katedrali uan payandalar, 1843'te yaynlanm
bir gravr. R. W. Billings, Architectural Illustrations of tle
Cathedral of Durham, Londra, 1843.
Resin 11- Adem'le Havva'nn yaratl. St. chtienne katedrali bat
portalinden detay, Auxerre. 13- yzyl ikinci yars.
Resim 12- Ayn ileri rlyefi, Amiens katedrali bat cephesinden d e
tay, 1220-1230.
Resim 13- Chartres katedrali, bat potali.
Resim 14- St. Albanus kral Offa ve mim arn gsterir minyatr,
1260, Dublin, Trinity Collge.
Resim 15- Notre-Dame katedrali, Paris.
Resim 16- Notre-Dame katedrali, bat cephesi.
Resim 17- Chartres katedrali, koroyerinin uan payandalar, 1194.
Resim 18- Amiens katedrali. koroyeri tonoz rts.
Resim 19- St. Denis katedrali, nef payesi kesiti, 1231 -
Resim 20- Fransa kral Philip l'in St. Malin-des-Chanps Manastr'na
Balar, minyatr, 1079-1096 aras, Londra, British Mu
sum.
Resim 21- Fransa kral Philip l'in S. Martin-des-Champs Manastr'na
Balar, minyatr, 1250, Paris, Bibliothque Nationale.
Resim 22- Meryem ve ocuk Isa, Paris, Notre-Dame katedrali St. An
ne portai inden detay.
Resim 23- Bir aslan eskizi, Villard de H onnecourt'in albm nden,
1240. Paris, Bibliothque Nationale.
Resim 24- S. Louis'nin yaamndan 6 episod, minyatr, 1380.
Resim 25- Reims katedrali, bat portalinden detay.
Resim 26- Notre-Dame katedrali, plan.
Resim 27- St. Semin katedrali (Toulouse), plan.
Resim 28- Amiens katedrali, plan.
Resim 29- Reims katedrali, ona nef penceresi.
Resim 30- Ely katedrali, Lady apeli tonoz kaburgalar.
Resim 31- Seville katedrali, nef tonozu.
Resim 32- glise des Jacobins (Toulouse), absis tonozu.
Resim 33- Rouen katedrali, kuzey portali.
Resim 34- Orvieto katedrali, bat cephesi.
Resim 35- Meryem'e lm nn H aber Verilmesi, Duccio, Maesta
suna.
Resim 36- sa'ya At, Giotto, Arena apeli, Padua.
Resim 37- Isa'nn G m l, Bonm ont M ezmurlar Kitab, 1250-
1300, Besanon Belediye Kitapl.
Resim 38- Sta-Maria della Angeli (Floransa), Brunelleschi.
Resim 39- San Pietro iin tasarm, Bramante.
Resim 40- St. Andra kilisesi (Mantua). cephe. Albeni.
Resim 41- Tem pietto (Roma), Bramante.
Resim 42- Kutsal l Meryem ve St. John'la, Masaccio, Sta-Maria
Novella, Floransa.
Res 43- A zizjam es'in dama Gurl^, Mantegna, Ovelari ap>e-
li, Padua.
Resin 44- Aziz Sebastian'n ehi Edilii. Mantegna.
Resim 45- Kutsal Anahtarlarn Teslimi. Perugino, istine apeli.
Resim 46- Baln Bulunuu, di Cosimo.
Resim 47- Solda; Dn Aziz heykelinden detay, Di Banco, Or San
Michele kilisesi. Sada; bir Roma bst, i. s. 3. yzyl.
Resim 48- Colleoni'nn atl heykeli, Verocchio, Venedik.
Resim 49- Marcus Aureliusu n atl heykeli, i. s. 180, Roma.
Resim 50- O n plak Adamn Savam, Pollaiuolo.
Resim 51- Anatomi izimleri, Leonardo da Vinci.
Resim 52- Papa Leo X Kardinallerle, Raffaello.
Resim 53- Maymun eskizi, Pisanello.
Resim 54- Bitki eskizlen, Leonardo da Vinci.
GlRl

Toplumbilim, Kltr "toplum lann belirli bir dnem deki


maddi ve manevi yaratlarnn "btn" olarak tanmlamakta
dr. Bir toplum un belirli bir dnem de rettii hukuk sistemi,
teknolojisi, siyasal ve toplum sal kurum lan, felsefesi, retim
biimi, sanat, moral deerlen, yaam tarz... ve daha pek ok
yarats, az ok tutarl ve benzeir (homojen) bir btn olarak
o toplumun kltrn oluturur.
nsanln eitli dnem lerde u ya da bu corafyada olu
turduktan uygarlklar da, genel anlamyla kltrlerinin niteli
ine gre adlandrlrlar. Tarihiler, gerekte kesintisiz bir s
re olan insanlk tarihini belirli dnem lere ya da alara ay-
n p adlandnrken, toplum lann kltrlerini temel almaktadrlar.
Kendi iinde belirli bir tutarll olan, benzer zellikleriyle bir
btn oluturan ve bu nitelikleriyle kendisini n cek i ve s o n
raki dnem lerden ayran kltrler, bir ag ya da dnem ola
rak adlandnlmtr. Olaya tersinden bakacak olursak da, b e
lirli bir ad ile adlandnlm alar veya tarihsel dnem lerde,
gerekte birbirlerinden olduka farkl olan felsefe, sanat, hu
kuk, ekonomi, kurumlar, din, teknoloji lim v.b. kltr alan
lar arasnda, en azndan o a "kendi iinde tutarl bir b
tn" yapacak kadar b en ze irlik ve paralellik olmas doal
dr diyebiliriz. Bu, hem bu farkl kltr alanlannn birbirlerini
etkilemesinin; hem d e zg n ve biricik (unique) bir zaman,
m ekan ve tarihsel mirasn toplum lann nne at belli "ola
naklar" ve dayatt belli "snrllklar" bulunm asnn bir sonu
cudur.
Kltr dnyasnn iki ayn, ama bibiriyle yakndan ilintili
olan fe lse fe ve san at alanlar arasnda da, ayn tarihsel d
nem iersinde paralellik ve benzerlikler gzlemlenebilir. ste
lik, greceli olarak birbirlerine daha yakn olan sanat ve felse
fe alanlarndaki bu iliki, dier kltr alanlarna kyasla ok
daha dolayszdr, belirgindir. Tarih boyunca toplum larn sa-
natlan ile felsefeleri arasndaki bu yakn iliki, h ep olmutur.
Eski M sr sanatndaki piramitler ve mastabalar, bunlann iin
deki mezar odalanna konulan eyalar, bu odalara yaplan ka
bartma resimler, o dnem in dncesine gre lm den sonra
sonsuza dek orada yaayacak olan ruhun gereksinim lerinin
karlanmasna yneliktir. Ortaa sanat, ayn dnem in felse
fesi gibi, doaya kar ilgisiz kalrken, Rnesansta hem felse
fenin hem de sanan doaya, insana ve antik kltre bir
lik te yneldiklerini gryoruz. Sanat ile felsefe arasndaki ili
kiyi, m od ern tarihimizde de izleyebiliriz. rnein, 19. yzy
ln soplarnda H um e ve Mach'n, nesneleri duyum lanm zla
algladklanm zdan ibaret sayan am p lrist felsefeleri ile Mo-
n e t ve izleyicilerinin zlenim ci resmi arasnda bir iliki1 gz
lenebilir.
Hi kuku yok ki kltr dnyasnn bu iki alannn, felsefe
ve sanatn, kltr tarihi boyunca yaadklar ortak serveni
izlemek, geliimlerindeki paralellikleri, birbirleri zerindeki
etkilerini ve zlerindeki benzerlikleri ortaya koym ak olduka
gzel bir ura olurdu. Ancak bu, bylesi bir almann snr-
lann ok aacandan, aratrm ann kapsamn belli ltler
erevesinde daraltmak, snrlamak gerekli olmutur.
Bu almada felsefe ve sanan karlkl ilikisi, birinci
olarak ierik bakm ndan snrlandnlmr: Bu iki alann, ta-

1 smail Tunal, F e ls e fe n in I n d a M o d e m R esim , stanbul: 1989, Remzi Kitabevi,


s. 19 v.d.
rihsel geliimlerindeki paralellik ile nitelik olarak birbirleriyle
ben zerlik leri ve ortak ynleri saptanp ortaya konulmaya a
llmtr. Kanlmaz olarak yer yer ikisinin arasndaki "etkile
im" ilikisine giriliyorsa da (rnein Ortaa incelenirken fel
sefenin sanat nasl etkiledii zerinde durulm utur), temel
olarak bu alma, szkonusu olan karlkl iliki ve etkilerin
n iteli i ve n ed en le ri zerine deildir-, yalnzca, bu ilikiyi
geliimlerindeki paralellik ve aralarndaki b en zerlik ler a
sndan incelemek ve bunun rn ek lerin i gstermek abas ve
savndadr.
kinci olarak, bu almann tarihsel kapsam, Ortaa'n
olgun evresi olan 12. ve 13- yzyllardan, Yenia'n girii di
yebileceimiz 16. yzyla kadar olan sreyi ierecek biimde
snrlandnlmtr. Yaklak 400 yllk bir tarih dilimi, bilimsel
bir aratrma konusu olarak ok uzun grlebilir. Ancak bu
dnem , insanlk tarihinin ok nem li ve birbirinden tem el
d en ok farkl olan iki kltr dnem i arasnda, yani Ortaa
ile Yenia arasnda bir gei srecini kapsam aktadr. ok
uzun bir zamana yaylmasna karn insanlk tarihinin en b
yk ve kktenci kltrel dnm lerinden biri olmas nede
niyle bu dnem , kltr dnyasnn iki nemli alan olan felse
fe ve sanat alanlarnn k en d i deiimlerindeki paralelliklerin
izlenebilmesi asndan esiz bir rnek oluturmaktadr. Bu
dnem iersinde insan dncesi, metafizik bir dnyadan bu
dnyaya, yeryzne ynelmitir; doay kendisine yabanc
gren insan, doa ile btnlemitir; dinin banazl altnda
krelen insan zekas, kendini dinden kurtarm, bilimin son
suz evrenini kefe kmtr; kabuuna kapanan ve Tanr'nn
azameti karsnda ezilen, silikleen insan, bu kabuunu kr
m, giderek her eyin ls olarak Tanr'nn yerini almtr.
Ancak birbirinden bylesine farkl olan bir kltrden dierine
geildii dnem de iki ayn kltr alanmn birlikte deiimle
rindeki paralellik ve bu iki alan arasndaki niteliksel benzer
likler olabildiince a k s e ik olarak grlebilir ve gsterile
bilir.
nc olarak, almann corafi kapsam da yalnzca Av
rupa'y iine alacak biimde snrlandrlmtr. nk, en z
gn biimi ile Ortaa ve Yenia. Avrupa'da yaanmtr.
Yalnzca Avrupa'da "tipik" bir Ortaa' yine "tipik" bir Yeni
a izlemitir. Rnesans'n yolu at Yenia'n deerleri
ki gnm z dnyasnn kltrel temellerini de esas olarak
bu deerler oluturmaktadr tm dnyaya Avrupa'dan ya
ylarak e v r e n se l bir etkiye ulamtr. Dolaysyla Avrupa,
zellikle de 13 -15. yzyllan kapsayan yz yllk sre ier
sinde yaad byk deiimle, bu almann am alan a
sndan uygun ve biricik bir rnek oluturm aktadr. Avrupa
iinde de arlkl olarak, incelenen dnem lerin en "tipik"
zelliklerini barndran ve szedilen dnem lerin zg n sa
nat ve felsefesinin doduu lkeler vurgulanmtr. Bu lke
ler, Ortaa iin arlkl olarak Fransa, Rnesans iin ise tal
ya'dr.
Toparlayacak olursak, bu alma Avrupa'da Ortaa'dan
Yenia'a geilirken, kltr dnyasnn iki nemli alan olan
fe lse fe ve sanat alanlan arasndaki tarih sel g eliim p aralel
liklerini ve bu iki ayn alann ayn kltr iersindeki b en zer
liklerini aramak amacndadr.
Sanat olgusunun, iinde yer ald kltrel btnden yal
tlarak incelenm esi ve o n un a n la m sa l boyutunun dikkate
alnm adan yalnzca tek n ik adan ele alnmas, sanat tarihini
kuru bir "sanat eserleri envanter listesi"ne dntrr. Bun
dan saknm ak iin, sanat yaratld ortam la ilikisi iinde,
zellikle de onun anlam sal boyutunu kavramamza katks
olacak felsefe ile ilik ilen d irerek incelem ek nem tam ak
tadr.
Felsefe ve sanat tarihi gibi farkl iki disiplinin, birbirleriyle
ilikileri iinde, b irarada irdelenm esinin byl ekicilii,
kukusuz beraberinde baz glkleri ve riskleri de getirmek
tedir.
ncelikle, ele alnan tarihsel dnem in uzunluu nedeniy
le. bu dnem in sanat ve felsefesinin btn y n le r iy le ele
alnamamas (hem bu kapsam iinde olanaksz olduu, hem
de batan amalanmad iin), bu dnem lerin gerek felsefe,
gerekse sanat alanlarnda belli b olu k lar ve eksiklikler grl
mesine neden olabilir.
Bu tr bir alm ada olabilecek dier bir risk esi ise.
gerekte bir btn olan kltrn, yalnzca bir ya da iki par
asnn ceteris paribus ele alnmasdr. nk bir dnem in
hem sanat hem de felsefesi saysz faktrden etkilenerek olu
ur. Ne felsefe sanat etkileyen tek edir, ne de sanat felse
feyi. Bu nedenle de konu "felsefenin sanat zerindeki etkileri"
ya da "felsefe-sanat etkileimi" olarak deil, ok daha geni
boyudan ve kapsam olan "paralellikler ve benzerlikler" ola
rak ele alnmtr.
Kukusuz ki byle bir almann nndeki en byk zor
luk, bu konudaki literatrn ok snrl olmasdr. Gerek Orta
a sanat, 14. yzyl sanat ya da Rnesans sanatna ilikin,
gerekse szkonusu dnem lerin felsefelerine ilikin ok fazla
kaynak bulunm asna karn, felsefe ve sanat gibi iki ayr ko
nuyu blrarada inceleyen kaynaklann says olduka azdr.
Aratrmaclara ve kuramclara belli kolaylklar salamasna
karn, tarihsel olgu ve srelerin zam an asndan snrland-
nlmas, kuku yok ki olduka yapay bir nitelik tamakta ve
tarihsel gereklikle tam anlamyla akm amaktadr. nk
hibir tarihsel olgu belki siyasi tarihi bir lde bunun d
nda tutmak olasdr kesin tarihler konularak dilimlere ayr
lamaz; bunlar, birbirinin iine gemi srelerdir. Bu, zellikle
de felsefe rlan ve sanat biemleri iin dorudur. Hangi d
nce akm ya da hangi sanat biem inin tam olarak ne za
m an baladn, ne zaman sona erdiini kesin bir biimde
syleyebiliriz? Belirli bir tarih referans noktas olarak alnsa bi
le. o deiime ya da yenilie yol aan birikimi gzard ed e
meyiz. Bir kltrden dierine gei dnem lerinde, e s k i ve
y en in in bir sre i ie, bir arada var olduunu; yeninin, eski
nin iinde yava yava olutuunu ve giderek ar bastn,
srece damgasn vurduunu grebiliriz.
Ancak, bu tr bir aratrma zorunlu kld iin, incelenen
dnem yzyl balar olarak blm e ayrlmtr. Bu pratik
zorunluluk, yine d e tarihin kesintisiz bir sre olduu ve a-
lann snrlarnn kesin olarak izilemeyecei, bu dnem lerin
i ie gemi olduklan gereini unutturmamaldr. Bu al
m ada konu ana blm iersinde, her blm de szkonusu
edilen dnem in felsefesi ve sanatnn karlatrmal tarihsel
bir yntem le ele alnmasyla, ncelenmektedir. Birinci blm,
12. ve 13. yzyllar kapsayan, O rtaa'n olgun evresidir.
kinci blm, O rtaa ve Rnesans arasnda bir kpr olan
14. yzyl kapsamaktadr. nc blm se, Yenia'n eii
olan Rnesans'tr ve 15.-16. yzyllan iermektedir. Herbir b
lm n iinde, o dnem in felsefesi ve sanat ayn ayn ele al
narak, ta rih sel sre iersinde karlatrm al olarak nce
lenmektedir: nce, szkonusu edilen dnem in felsefesi bal
ca zellikleri ve sanatla ilikili olabilecek nitelikleriyle anlatl
makta, daha sonra ayn dnem in sanatnn zellikleri, felsefe
alan ile paralellikler kurularak ele alnm aktadr. Byle bir
yntem , ele alnan ayr dnem arasndaki tarihsel akta
balantnn kopmas izlenimi verm esine karn, bir dnem in
felsefesinin zelliklerinin, araya baka bir dnem girmeden,
sca scana a y n dnem in sanatnn zellikleriyle karla
trlmasna olanak verecei dncesiyle benimsenmitir.
1. ORTAA k l t r n n o l g u n e v r e s in d e
FELSEFE VE SANAT
1.1. ORTAA KLTRNN GELM

Antik a'n sona erm esinden Rnesans'a kadar olan yak


lak bin yllk dnem i tarihiler Ortaa olarak adlandrmak
tadrlar. Kendi iinde az ok tutarl olmas ve kendisini n ce
k i ve so n ra k i dnem lerden ayran baz zelliklere sahip ol
mas, bu ok uzun tarihsel dnem in ortak bir ad altnda ince
lenm esini gerekelendirse de, O rtaa'n snrlarnn kesin
olarak izilebilmesi olduka gtr.
Bu konuda farkl grler ileri srlm esine karn, genel
likle Antik ag'dan Ortaa'a geiin 5. ve 6. yzyllarda,
zellikle de 6. yzyln ilk yansnda gerekletii kabul edil
mektedir. 6. yzyln ilk yansnda yer alan ve Ortaa'a gei
te nemli "kilometre talan" olarak alnabilecek baz gelime
ler ylece sralanabilir:
Platon'un A kadem ia'snn kapatlmas (529);
Nocia'l Benediktus'un (480-543) belirledii kurallar er
evesinde m anasrlann dzenlenm esi ve ilk B en ed ikten ma-
nastrlann kurulmaya balamas;
m parator Justinianus'un (527-565) tm mparatorluun
tek bir din, yani Hristiyanlk alunda toplanmas ve pagan kl
trn giderek ortadan kaldnlmas yolunda nemli admlar at
mas;
Bizans kltrnn etkilerinin Avrupa'da duyulmaya ba
lanmas.2
2 B. otuksken ve S. Babr, O rta a 'd a F elsefe. stanbul: 1969, Ara Yaynclk.
O rtaa kltrnn o lg u n la m a sreci olarak alnabile
cek 6. yzyl - 11. yzyl arasndaki dnem in kltr yapsn,
kendi kendine yeterli ve kapal bir ekonomisi olan, birbirin
den yaltlm, derebeylerinin ynetimindeki k y birimlerinin
kltr belirlemekteydi.
Felsefe tarihinde. sa'nn doum undan sonraki ilk 4-5 yz
yl, patristik fe lse fe olarak adlandnlr. Bu dnem de kilise
babalar (patres ecclesiae) Hristiyan retisinin ilk birikimleri
ni salayan kiiler olmulardr. Pagan kltrle i ie olan bu
dnem , Ortaa felsefesi iin bir hazrlk, bir temel atma d
nemidir.
6. yzylda baladm varsaydmz O rtaag'n kltr,
ancak 11. yzyl sonlannda olgunluuna erimitir. M aurice
d e W u lf un da belirttii gibi, "11, yzyln sonuna kadar Orta
a kltr halen bir oluum halindedir.5 9., 10. ve 11. yzyl
lar, Avrupa'nn yeni rklar olan eltikler, Anglo Saksonlar,
Cermenler, Normanlar ve Franklar'n4 kendi kltrleri ile, da
ha nceleri Avrupa'da egem en olan Roma'nn antik kltr
nn, giderek birbiri iinde eriyerek kaynatklan, yeni bir kl
tr oluturduklan dnem dir. Avrupa'da farkl rklarn, farkl
kltrlerin ortak bir "Avrupa Kltr" oluturmak zere, d e
yim yerindeyse, bir d k m potasnda eriyip kaynat bir
kaos dnem idir bu yzyllar. Bu potann iinde;
Antik dnyann kltrel miras;
Avrupa'daki yeni rklarn beraberlerinde getirdikleri ken
di kltrleri ve bu rklarn antik kltre kar gsterdikleri
tepkisel tutum;
Avrupa'y hzla saran ve giderek bu farkl kltrlerin
b irletirici esi haline gelen Hristiyan dini kaynamaktay
d.
3 Maurice d e Wulf, P h ilo s o p h y a n d C iv iliz a tio n n th e M id d le A ges, N ew York:
1953. D ow er Publications, Inc., s. 12.
4 G enel olarak Kuzey A vrupa'dan gelen bu rk ve kavimler Roma m paratorluunun
yklmasnda da nemli b ir rol oynamlard.
ORTAA KLTRNN GELM 27

Bunlar. Ortaa Avrupa kltrnn olumasnda! ana


faktrdr.
11. yzyl sonlarnda bu kaynama durulmu, olgun Or
a kltr belirginlemiir. 12. ve 13. yzyllar Ortaa'n
tam da kalbidir ve bu yzyllarda ana nitelikleri ve biimi z
gnlne ulaan Ortaa uygarl, insanlk tarihinde esiz
bir dnem i karakterize etm ektedir. zellikle 13. yzyl, bu
geliimin zirvesidir. Bu iki yzylda Ortaa uygarlnn en
arpc zellikleri ortaya km, her alanda Ortaa uygarl
nn en parlak rnleri verilmitir.5 11. yzyl sonlannda ol
gunluunun ilk basam aklanna ulaan Ortaa kltr, hem en
iki yzyl sonra, 13. yzyln sonlarna doru da z lm e s
recine girmitir.
Toplum , 12. ve 13. yzyllarda Y eniaa kadar gidecek
nemli baz dnm leri de yaamaya balamtr. 12. yzyl
da, yalnzca insann toprakla ilikilerine dayanan ve hareket
siz bir toplum un yrerini, ticaret ve endstriye dayanan dina
mik bir toplum almaktadr. Ticaret ve endstri, yaplan gerei
"kentsel"di ve kentlerin yeniden canlanmas sonucunu dour
du. Kukusuz 12. yzyldan nce de Avrupa'da bir ynetim
merkezi ve kale olarak kentler var; ama bunlar ne toplumsal
ve kltrel anlamda, ne ekonom ik ne de yasal anlamda kent
saylabilirdi. Ticari ve snai etkinlik bunlara tamam en yaban
cyd. Yaamlan krsal yaamdan, kltrleri tanm kltrnden
pek farkl deildi. K endilerine zg kurum lan ve yasalar
yoktu. Ancak 12. yzylla beraber kentler toplumsal, ekono
mik ve kltrel m erkezler olarak giderek nem kazanmaya
balamtr. Kendi kendine yeterli ve da kapal birim ler
(kyler), yerlerini karlkl bamllk ve daha ileri bir ibl
m nn olduu kentlere brakmtr. Krsal "ato"lardaki politik
g de giderek kentlere kaymtr. Bu dnem , yeni dom akta
olan k en tsoylu snflarn ekonom ik, toplumsal ve kltrel bi
im ve deerleri ile. halen toplum da egemen olan feodal ya
pnn iinde giderek gelitii bir dnemdir. Bu dnem : bir ya
nyla Ortaa'n olgun evresini olutuurken. dier yanyla da
Ortaa kltrnn, yeni bir kltre doru, iin iin dnt
bir dnemdir.
Bu iki yzyllk dnem , felsefe alannda "olgun Ortaa
felsefesi" olarak tanm layabileceimiz Skolastik felsefenin;
sanat alannda ise yine benzer bir biimde "olgun Ortaa sa
nat" olarak tanmlayabileceimiz G otik sanatn doup geli
tii, doruklanna ulat dnem olmutur.
1.2 SKOLASTK felsefe

1.2.1. T anm v e Evreleri:

Skolastik, Latince "scola", yani okul szcnden tretil


mitir ve "okul felsefesi" veya "okulda retilen felsefe" anla
mna gelm ektedir. Bu felsefe, O rtaa'da balca eitim ku
rum lan olan manastrlar ve katedral okullannda, daha sonra
da (13. yzylda) niversitelerde ilenip gelitirildii iin bu
isimle anlmtr.
Bu felsefe, 800 yl boyunca oluturulan Hristiyan dog
masnn temellendirilmesi ve sistematik bir biimde derle
nip toplanmas ynndeki abalann bir rndr. Skolas
tik felsefenin ieriini tam am en Hristiyan doktrini olutur
m aktadr ve bu ierik balca Aristoteles'in manuna daya
narak ok titiz bir biimde sistematize edilmitir. Skolastik fel
sefe iin, ortaa felsefesinin ulaut nihai sonutur diyebili
riz.
Felsefe tarihileri, Skolastik felsefeyi genellikle u evre
ye ayrmaktadrlar: Erken Skolastik (9.-10. yzyllardan 12.
yzyln so n u n a kadar); Yksek Skolastik (13. yzyl); ge
Skolastik (14. yzyl balanndan 15. ve hatta 16. yzyllara ka
dar).6
Kukusuz bu yzyllarda bata m istisizm ve n om inalizm
olmak zere, Skolastik d (hatta kart) felsefe akmlan da
6 Felsefe rlarnn tarihlendirilmesi konusunda; b la .; Maeit Gkberk, F elsefe T a ri
h i, Ankara: 1974, Bilgi Yaynevi.
varlklarn srdrm ekdeydiler.' Ancak Skolastik'in. dnem in
dnce alannda o denli ezici bir egemenlii vard ki, an
entelektel ortamnn biimlenmesinde tek b an a belirleyici
bir rol oynad ve bylece de an gerek tinsel, gerekse m ad
di kltrne damgasn vurdu.

1.2.2. Erken Skolastik:


9.-12. yzyllar kapsayan Skolastik'in ilk evresi, esas ola
rak bu dnem e kadar "biriktirilen" Hristiyan doktrininin
derlenip toparland, sistemli bir hale getirildii, ynte
minin oluturulduu dnemdir. zellikle 12. yzyl, bu dokt
rinin akl ile aklanm asnn yntem lerinin gelitirildii bir
dnem olmutur. Zaten, var olan Hristiyan doktrinini bir
sistem erevesinde temellendirmek dnda, dn alann
da y e n i bir ey sylem eyen Skolastik'i Skolastik yapan
zellii de bu yntemidir. Bu nedenle, birok felsefe tarih
isi Skolastik felsefeyi 9. veya 10. yzyllarda balatsalar
da, Skolastik "gerek anlamn" 12. yzylda buluyor deni
lebilir. Sal akl yrtm e ve mantk ile dinsel dogm ay te
m ellendiren ve Skolastik'in yntem ini oluturan Ansel-
m u s'u (1033-1109) ve zellikle de Abelard (1079-1142)
Skolastik felsefenin kuruluunda dnm noktas olarak ala
biliriz. Bu yzyl, yava yava sren bir birikim in som ut
rnlerini vererek kendisini "yeni bir ey" olarak ifade et
tii dnem olmutur. ok kabaca bir snflama ile, 12. yz
yl Skolastik'in ilk evresi olarak ele almak yerinde olacak
tr.
Erken Skolastik, esas olarak AugistinclU e dayanmaktay
d ve tek konusu Tanr ve onun ruh araclyla dnya ile
olan ilikiliydi. Bu dnem de felsefenin yapm ak istedii de

7 Nominalizm adn I I . yzylda ilk kez Roscelinus kullanmtr. (B unun iin bkz.; Or
han H anerlioglu, F e b e f e A n sik lo p e d isi, stanbul: 1979, Remzi Kitabcvi. s. 24).
Mistisizm ise varln Antik ag'dan beri srdrm ekteydi.
akl ile dnerek, otoritelerin uzlamakta olduklann tantla
yp dogmann sistematik olarak temellendirilmesi idi. Bu d
nem de Hristiyan dogmas sistematik bir hale getirilmi, inan
a n akl ile tantlanabilmesi iin yntem ler gelitirilmi ve Sko-
lastik'in yntemi oluturulmutur.
Bu dnem in balca filozoflar, Lanfranc (l. 1089), An-
selm u s (l. 1109), G ilbert d e la Porre (l. 1154) ve Abe
lard (l. 1142) dr.
Skolastik felsefe ile, "li De France" diye bilinen Paris ve
evresinde doup gelimi ve 13. yzyln ortalarna kadar da
esas olarak bu kk blgede varln srdrm, daha son
ra tm Avrupa'ya buradan yaylmtr. 12., 13. ve belli ller
de d e 14. yzyllar boyunca Avrupa'da kltrel liderlii Fran
sa'nn yapt konusunda birok tarihi uzlamaktadr. M. de
Wulf yle demektedir:

"Avrupa'nn her yanndan felsefe eitimi grm ek iin


insanlar Paris'e aku: talya'dan Bonaventure, Tho
mas Aquinas, Tantaise'li Peter, Roma'l Gilles, Viter-
bo'lu Jam es; A lm anya'dan Albertus M agnus, Stras-
burg'lu Ulric, Freiburg'lu Thierry; H ollanda'dan Bru-
ges'li Gauthier, Brabout'lu Siger, Ghent'li Henry, Fon-
taines'li Godfrey; D anim arka'dan Boethius Dacian; In
giltere'den Stephan Langton, Michael Scot, Alexan
der Hales, Roger Bacon, Duns Scotus, Ockham'li
William, Middleton'li Richard; Ispanya'dan spanyol
Peter, T oledo Kardinali Ximenes, Raym ond Lully
v.d."8

Kukusuz bu isimler Skolastik felsefenin en nde gelen


dnrleridirler.
1.2.3. Y ksek Skolastik:

1.2.3.1. Arap F elsefesiyle Tanm a


12. yzyln sonunda Bat dnyas Arap felsefesinin
nemli yaptlaryla tanmtr. Bu yaptlardan, zellikle Aris
toteles'i geni kadrosuyla tanma olana elde edilmi ve bu
da Skolastik dncenin ykseli dnem ini besleyen balca
kaynak olmutur.
Aslnda slam felsefesi de Bat felsefesi gibi balca Platon
ve Aristoteles'e dayanmaktadr. Ancak Kilise, bandan beri
Antik Filozoflara ve yaptlarna kar ok seici davranm, sa
dece "uygun" grdklerini alm, dierleri ise unutulup gitmi
tir. rnein, Bat'da O rtaa felsefesi Aristoteles'in yalnz
mantn ele alm, bununla yetinmitir. Ayn dnem de slam
dnrleri. Antik a' daha iyi deerlendirm iler, Aristote
les'i btnyle ele almlardr. slam dnyasnn elinde bulu
nan birok Antik yapt, Arap ve Yahudi yorum culann katkla-
nyla birlikte Latinceye evrilmi ve yaklak bir yzyl sren
bu eviri almalan ile Bat'da Aristoteles'in ikinci "yeniden
dou"u yaanmtr. Birincisi sadece mantk alannda iken,
bu ikinci ontoloji ve metafizik alann da kapsamaktayd.9.
Aristoteles'i Araplara tantan en nemli dnr tb n i Sina
(Latince adlandrlyla Avicenna) (980-1037) dr. Arap felse
fesinin Bat dnyas iin en nem li dnr ise tb n i Rd
(Averroes) (1126-1198)dr. Ibni Rd'n tm yaptlar, Aristo
teles'in yaptlannn yorumlar ile geni tutulmu aklamalan-
dr.
Bat'da Arap felsefesinin etkilerine ilk Chartres okulunda
rastlanr. Aristoteles'in yeni eserleri, giderek niversitelerde ve
iki byk tarikat olan Dominiken ve Fransisken tarikatlarnda
ilenmitir.
9 Betl otuksken, "Ortaa ve Rnesans zerine Kimi Temel Bilgiler", Gergedan
13 (Mart 1988). s. 35-45.
1.2.3.2. Skolastik Y n tem in D oruu
13. yzyl, Skolastik felsefenin en st noktasna ulat,
yetkinletii dnem dir. Y ksek Skolastik olarak adlandnlan
bu dnem felsefesinin balca erei, iinde tm varlklann yer
alaca, Hristiyan gr ve anlayna uygun bir dnya ve d o
a tablosunu dncede kurmaktr. Dnem in nem li d
nrlerinden A lbertus M agnus (1193-1280), tepe noktasnda
Tann'nn yer ald ve tm ev ren i kapsayan bir sistem, bir
evren modeli oluturmaya almtr.
Bu dnem in tipik kitaplar, gerek ierikleri, gerekse sunu
biimleri ile nceki dnem in (erken Skolastik) yaznnn tipik
rnei olan zd ey iler kitaplarndan (Libri Sem andanm )
olduka farkl olan Sum m alardr.10 Summalar ierik olarak,
"gerein tamamn" kapsam ak savnda olduklanndan, ok
geni kapsaml, byk boyutlu idiler. 13. yzyl sonlannn
nemli dnrlerinden Roger Bacon, biraz da alaya slubu
nun hakkn vererek, A lexan d er Hales'in 1231 ylnda yazd
ve yksek Skolask yaznn en tipik rneklerinden biri
olan S u m m a Theologia'y tanmlarken "Ancak bir atn taya
bilecei byklkte"11 dem ektedir. Sunu biimi olarak da
Summa'lar bir btnlk ieren, olduka sistemli bir biimde
dzenlenm i kitaplard.
Aristoteles'in tm eserlerinin Arap felsefesi aralyla Ba-
t'da yeniden tannmas, Aristoteles'i "zerinde tartlmaz bir
otorite" olarak kabul eden Skolastik'in geliiminde byk rol
oynam, zellikle de zaten Aristoteles'in mantna daya
nan Skolastik yntemin son noktasna kadar gelitirilmesi
ne yol amtr. 13- yy. filozoflan birer "mantk virtuozu"dur-
lar.

10 Summa szc, 12. yzyln sonlarna kadar "zet, ksa su n u anlam nda kullanl
maktayd. 13 . yzylda d in retisinin esaslann bir araya toplayan geni kapsam l
ve sistematik sunulara bu ad verildi.
11 Erwin Panofskv, G o tik M im a rlk v e S k o la stik F elsefe, (Trkesi: E. Akyrek), s
tanbul: 1991, Ara Yaynclk, s. ?.
13. yzylda Skolastik dnce tm toplumda egem en bir
dnce biimi olmu, ok geni bir etki alanna ulam, tm
dier dnce rlarn glgede brakmtr.12
Yksek Skolastik'in en nemli dnrleri F ransisken ve
D o m in ik en tarikatlannda13 yetimilerdir. Fransisken tarikat-
nn en nemli filozoflarndan biri B onaventure (mistisizmin
temsilcisi olarak Skolastikiler tarafndan glgeye itilmitir),
Dom iniken tarikatnn ise en nem li 13- yzyl flozoflan Al
bertus M agnus ve T hom as Aquinas'ur.

1.2.4. Skolastik F elsefen in zellikleri:


Bu almann konusu belirli bir tarihsel sre iersinde
felsefe ile sanat arasndaki paralellikler ve benzerliklerin sap
tanmas olduundan, incelenen dnem in felsefesi olan Sko
lastik felsefenin zellikleri de, esas olarak sanatla bants
asndan ele alnm, bu adan deer tayan zellikleri ze
rinde durulmutur.
Kukusuz ki sanat zerinde, etkili olan, tek tek flozoflann
sylediklerinden ok, belli bir dnem in dnr ve aydnlan-
m n oluturduu an d n sel atmosferidir. Gerek sanat
nn, gerekse izleyici veya siparii olarak sanatseverin, bi-
12 d e Wulf, a.g.y., s. 82.
13 O nnc yzyln balarnda kurulan bu iki tarikaun d a kurutu am alan, aslnda
o dnem de s a p k n (heretik) olarak adlandnlan dnce ve din eilimleri ile sava
mak, Hristiyan yaay ve erdem ini yeniden diriltmektir. D om iniken tarikatnn ku
rucusu olan Ispanyal D o m e n lc u s (1170-1221) ile Fransisken tarikatnn kurucusu
Italyan (Assisi'li) F ra n c is c u s (1182-1226) d a r anlamyla filozof saylmazlar, zellikle
d e Franciscus, yaay tarz ile Hristiyan dnyagr iin iyi bir rn e k oluturm a
ya almtr daha ok. Ancak, O rtaa Hristiyan felsefesinin b u n d an sonraki bal
ca temsilcileri bu iki tarikattan yetimiler, bu tarikatlar d a birer felsefi ekol haline
gelmilerdir. D om iniken tarikat, d aha o k Skolastik dnceden (deyim yerindeyse
'resmi ideoloji'den) yana tavr alm ve P ap ad an yana olm utur. Fransiskenler ise,
Kilise tarafndan kabul edilmi bir tarikat olm alanna karn, sa'nn yoksul yaamn
m ek almlardr. Mistik, d n y a zenginliine srt evirir b ir tutum iinde olm alan,
Kilise'nin, dnyevi gcn tartma konusu yaptndan, ister istemez Kilise'ye kar,
im paratordan yana bir konum da olmulardr. 14. yzyldaki ok nem li deiimler
de bu tarikaun mistik ve nominalist dnceleri nemli rol oynamur.
linli olarak ya da farknda olmakszn etkilendikleri bu "at-
osfer"dir. Panofsky'nin belirttii gibi, "Gotik yaplarn kuru
cular, byk bir olaslkla Gilbert de la Porree ya da Thomas
Aquinas'nn eserlerini orijinallerinden okumamlard"1* Ama
an dnsel ve entelektel ortamna su gtrm ez bu orta
mn iinde yer alan sanatlarn kafalarnda da yer etmi, iz
brakmtr.
zellikle 12. ve 13. yzyllarn kltrn biim lendiren
Skolastik, dnem in sanat zerinde d e hem ierie ilikin
zellikleri, hem de ynteme ilikin zellikleri ile etkili olmu
tur. ierik olarak, var olan Hristiyan dogm asnn dnda "ye
ni" bir ey sylem eyen Skolastik, dnem in kltrn ve d o
al olarak sanaun da bu "dinsel ierik" ile snrlamtr. Orta
a kltrnn ana rengi onun dinsel bir kltr olmasdr.
Ama, Skolastik'in "yeni"lii, ayrdedici zellii, onun "ne sy
led i in d e, yani ieriinde deil, bunu "nasl sylediinde,
yani y n tem in d ed ir. Bu dnem in btnyle kltr ve dola
ysyla sanat zerinde belirgin bir etkisi olan da esas olarak
bu yntemidir. Bu nedenle, Skolastik felsefenin zellikleri d
nemin sanat ile ilikileri asndan incelenirken, esas olarak
onun ne syledii deil zaten bu, btnyle Hristiyan
doktrininin ne sylediini anlatmak anlamna gelirdi ki, by-
lesi bir almann hem amacn hem de kapsamm ok aar
nasl syledii, yani onun ayrdedici zellii olan y n te m i
ele alnmaktadr.

1.2.4.1. D in sel N itelik


Skolastik felsefe ierik olarak tam am en dinsel niteliklidir,
bir Hristiyan felsefesidir. O, evrene, doaya ve insana ilikin
"yeni" bir bilgi ya da dnce retm emi, zaten bunu da
amalamamr; konusu, btnyle Hristiyan dogmasdr, da-
la batan itibaren var olan d in s e l d o ru lard r. Skolastik, bu
dnyaya ilikin olarak inceledii konulan da yine Hristiyan
dini asndan ele almtr. Kuku yok ki. toplum da tartma
gtrm ez bir egemenlii olan K ilisenin "resmi felsefesi" olan
Skolastik'ten de daha baka bir yntem beklenilemezdi.

1.2.4.2. D zenlem e, Sistem letirm e


Var olan Hristiyan dogmas dnda yeni bir ey syleme
yen Skolastik'in tm yaratcl, yntem inde var olan dogm a
y, "sistemletirmesinde", ok kesin bir dzene koymasnda-
dr. Skolastik felsefenin btn amac da 11. yzyla dein "bi
riktirilmi" olan Hristiyan retisini snflandrmak, sistemli bir
hale getirmektir. 12. ve 13. yzyl entelektel yaamnn en
byk sonulanndan birisi, insan bilgisinin "snflandnlmas"
ve "sistemletirilmesi"dir.15 "Dzen, her zaman bize akln m
dahalesini gsterir" der Thomas Aquinas.16
D zenlem e, snflandnp sistem letirm e an insannn
dnsel yapsnda ok nem li bir yer etmi, iz brakmtr.
O rtaa insan evresindeki hereye byle bir anlayla yak
lamakta, her eyin kendi aklnn kavrayabilecei bir sistem
inde olmasn istemekteydi.

1.2.4.3. Tmc D nyagr


Skolastik'in tm abas, b t n evreni, btn dorular
kapsayacak bir sistem oluturmakt; yle ki, hibir ey bu sis
temin dnda kalmasn.
Skolastik dnceye gre doa ve evren duraandr, her
ey "nihai" biimine, "kendi mkemmelliine" ulam ve yerli
yerini bulmutur. Btn sorun, artk deim eyen, yerli yerini
bulup oturm u olan bu evreni tek bir sistem iersinde akla-
makur. Summa'lar da an bu entelektel istemini karlama-
15 d e Wulf, a.g.y., s. 85.
16 Ayn, s. 193-
ya ynelik olarak hazrlanmt. Bunlar, btn konular kapsa
mak. akla gelebilecek lier soruya yant verebilecek biim de
her eyi, tm bilgileri iinde toplayacak kadar geni olmak sa
yndaydlar. Bu bilgileri topluyor, snflandryor, sistemli bir
biimde sunuyorlard.
Bu tr bir entelektel aba, toplum un eitli olgularnda
da gzlenebilirdi. rnein, 13. yzyl, politik olarak da lke
lerini ve insanlarn birletirm eye alan krallarn devridir.
Fransa'da Philip Augustus ve Louis IX, ngiltere'de Edward I,
Almanya'da Frederick II, Ispanya'da Ferdinand III ve Alphon-
so X, feodal yerelcilik ve ademi merkeziyetiliin yerine mo-
narik merkezilemeyi savunan krallard.17
Bu dnem de, zellikle Thomas Aquinas'da bir evren sel
H ristiyan d ev leti topyas vardr. Byle bir organizasyon,
giderek tm insanl ats altnda toplayacaktr. Aquinas'ya
gre "birlik", "ounluk"tan daha mkem m eldir ve dnyann
oulluu Tann'nn yaratt eylerin aalanmas saylacan
dan reddedilmelidir.18 Btnlk salanmas, an dncesi
ne sinmiti.

I.2.4.4. A klclk v e Soyutluk


Skolastik felsefe a k la (rationalist) bir felsefedir. Ancak
Skolastik aklclk, gnm zn aklalk anlayndan olduka
farkl bir anlam tamaktadr. Skolastikiler insan aklna son
suz bir gven duyuyorlar; ama bu gven akln aratnc, ku
kucu ve yaratc yanna deil, onun olgular evrenini kavrama
ve bunu dzenleyip sistemletirme yetisine duyulan bir g
vendir.
Akln bu yetilerine duyulan gven genel olarak Ortaa'n
bu son yzyllanna iyimser bir nitelik vermitir. Byle bir g
ven olmasayd insanolu, her tr bilgiyi toplayp snflandrd-
17 Ayn, s. 100-101.
18 Ayn.
. sistem atik bir biim de sunduu o grkemli Sum m alan
yazma iine hi girimezdi; enerjisini btn bilgiyi bir dze
ne koyma iine ayrmazd; dinsel dogmay "akl ile kavranabil
sin" diye akla kavuturmak gereini duymazd.
Skolastik felsefe, baka hibir felsefenin olmad kadar
entelektalistir; yani fiziksel dnyann ve yaamn btn
deerini "bilme" "anlama" eylem lerine yklenerek yaamn
a m acn bilgiyi bulmak olarak grmtr. Bu bilgi doadan
edinilen bir bilgi deildir, akl ile karsanan bir bilgidir. Bir
sanat eserinin alglanmas da aslnda akln bir ilevidir ve bi
zim bilme yeteneimizle ilgilidir; dolaysyla da bu yetenei
mize ve aklmzn kavrama gcne seslenm elidir. Skolastik
kafa yaps her eyin akl ile kavranabilir olmasn, bize, akl
mzla kavranabilecek bir biimde sunulmasn istemitir.
Salt akla dayanan ve bilgilerimizin tm edinim biiminin
akl olduunu ne sren, doaya ve deneye bu konuda her
hangi bir rol yklemeyen Skolastik, bu zelliklerinden tr
de so y u t bir dncedir. Thom as Aquinas, D e Anima'da
"Dnce retebilen bir varln kendisi, m addenin zerine
kar ve kendini m addenin zincirlerinden kurtarr" dem ekte
dir.19 Aquinas'ya gre en nemli bilgi "zihinsel" olan, m adde
den en ok aynlan ve kayna m adde deil akln kendisi olan
bilgidir. H er ey, bir deerler hiyerarisi iinde m addeden
uzaklatka, ondan "kurtulduka" deer kazanr. Skolastik
yntem in kuruculanndan olan Abelard da nesneler dnyas
ile hi ilgilenmemi, tamam en soyut olan "dncelerin dilsel
kurululan" ve "dilsel mantklan" ile ilgilenmitir.20

1.2.4.$. D ogm atizm


Skolastik dnce dogmatiktir: Bir konuyu incelemek d e
mek, Aristoteles'in o konuda ne yazdn okum ak demektir.

19 Ayn, s. 187.
20 otuksken ve Babr, a.g.y., s. 185.
s k o l a s t ik felsefe 39

Daha derin bir inceleme ise, Thomas Aquinas'nn Aristoteles


zerine yazdklann okumaktr. Bilimsel bir incelemeyse, iki
sinin yazlarn tekrarlayan bir nc kitab okumaktr. Hi
bir kiisel gr, tartma, kuku ve kurcalamaya yer yoktur.21
Kutsal kitaplar ve dini otoritelerde her sorunun yant bulu
nabilir. insan, yalnzca bunlar renm ek ve inanm akla ye
tinmelidir. Byle olunca da "geerli ve mutlak tek bir doru"
vardr ve insan akl bu tek doruyu kavrayabilir. Bu dnce
bilginin her tr sbjektifletirilm esine, greceliletirilmesine
kar savar.

1.2.4.6. D oadan K opukluk v e Bilim Kartl


Skolastik dncenin doa ile ilgisi yoktur, daha bandan
itibaren "var olana" bakmaz. O, "varlk nedir" diye sorar, "var
olan nedir" diye deil.
O rtaa iin doa, deerler hiyerarisinin en altnda yer
alrd; hibir biim de zerinde uramaya, onu incelemeye
dem ezdi. Doa, bizim iin bir "bilgi edinme" kayna ola
mazd. Thomas Aquinas'ya gre en nem li bilim, m addeden
en ok ayrlan bilimdir.22 Ne doay gzlemlemeye, ne d e de
ney yapm aya gerek vardr. nsan aklnn, dorulan dolaysz
olarak k en d isin d en tretebilmek iin bir yetisi vardr ve bilgi
edinm ek iin bylesine "yce" bir yol dururken deneye ba
vurmak aa dzeyde bir uratr. Aynca, insann gerek duy
duu her tr bilgi zaten dinsel kaynaklarda ve "gemiin b
yk dnrlerinde" vardr. Evreni renm ek isteyenin kar
sna "hazr" bir doa ve evren modeli konulmaktayd.
Ortaa'n bu hazr doa tablosu, Aristoteles'in fizii, Pto-
lem aios'un (2. yzyl) astronomisi ve Kutsal Kitap'tan alnan
baz taanlardan kurulmutu. Aristoteles fiziinin temeli, kal-
21 Skolastik felsefenin dogm atik nitelii konusunda, bkz; Hanerlioglu, a.g.y., zellikle
s. 109.
22 otuksken ve Babr, a.g.y., s. 254.
c. yetkin ve sonsuz olan gkyz cisimleri ile gelip geici,
sonlu ve mkemmellikten uzak olan yeryz cisimleri arasn
da z c e bir aynlk olduu dncesine dayanr. Her nesne,
ait olduu yere varncaya kadar hareketlidir ve buraya vard
nda "nihai" durum una ulam olur, artk durur. Bu nokta o
cismin "doal yeri"dir. stn olan cisimlerin doal yeri g k
yzd r, dolaysyla gkyzne doru hareket ederler, doal
yerlerine, gkyzne ulamaya alrlar. Doal yerleri yery
z olan maddeler ise ardr ve yere doru hareket ederler.
Yunanl astronom i bilgini Ptolem alos'un gelitirmi olduu
Aristoteles'in "evren" tablosu da yledir: Yeryz, evrenin
m erkezidir. Ay, gne ve gezegenler Yeryz'nn etrafnda
d n en sayd am k relere (sphairos) akl durm aktadrlar.
Duraan yldzlarn akl olduu son saydam kre, evrenin
de sonudur. Hristiyanla gre de btn evren Yeryz iin
yaratlmtr ve Yeryz bu evrenin merkezidir. Bu d eim ez
ve doru lu u tartlam az doa ve evren tablosu varken,
doay incelemek iin bir neden de kalmyordu. Ortaa'da
bu hazr modeli sorgulayanlar ise, kendilerini Kilise'nin hm
na uram aktan kurtaramyorlard. Bu dncenin doal sonu
cu, bilime ve deneye duyulan byk dmanlkt. Kilisenin en
byk dm an b ilim ve deneydi. Ortaa'da bilim dem ek
sadece teo lo ji demekti. Felsefe ise tam am en dinin hizmetin-
deydi.
Ortaa tarihi, doa bilimlerine kar duyulan dmanln
rnekleri ile doludur., 1163 ylnda Papa Alexandre III, fizik
eitimini btn kilise m ensuplanna (ki o zamanlar okuyup
yazma olanan bulabilenler ancak bunlard) Tours Ruhani
Meclisi'nin karanyla yasaklam, bir sre sonra da ayn biim
de tp eitimini yasaklamt.23 Kendisi bir Fransisken rahip
olan ve deneysel bilime ilgi duyan R oger B acon (1210-1294)

23 Adnan Advar, TarU Boyunca ttlm ve Din, stanbul: 1944, Remzi Kitabcvi, s. 116.
s k o l a st ik f elsefe 41

bir gn O xford'da bir deney yapmaya kalknca, btn Ox


ford hocalan ve rencileriyle ayaa kalkm, papazlar, kei
ler ve renciler Oxford sokaklarnda cbbelerini sallaya sal
laya "gebersin sihirbaz" diye barp dolamlard. Daha son
ra da Bacon 15 yl hapiste kalmt. Bacon'un mahkumiyeti
onun Hristiyanla kar olmasndan deildi. Tersine, her ya
zsnda kilisenin daha da glendirilmesinin gereini savun
mutu. O sadece felsefenin (o gnn bilimi) "tamam" olduu
na ve renilecek yeni bir ey kalmadna inanmad, d e
neyle renilecek baz bilgiler olduunu dnd iin
m ahkum edilmiti.24

1.2.4.7. n san n nK ii"leem em l O lm as


O rtaa insan, yalnzca bir rkn, bir halkn, bir cema
atn ya da bir ailenin bir yesi olarak, bir "genel katego
ri" olarak kendi varlnn farknda ve bilincindeydi. Bu ge
nel kategorilerin dnda insan, bamsz bir birey olarak yok
tu.
O rtaa filozofu da kendisini bir dnya grnn yarat
cs saymaz; o, zerinde alt sistemin bir iisidir, kiilii
iinin arkasnda silinir.25 Gerei bulmak, para para yapla
cak ok byk bir yapya benzer, yapm uzun sre alr ve di
er insanlarla ibirlii iinde gerekletirilebilir ancak. Gerek
ve geree gtren bilgi, onu bulan kiinin m lk deildir,
tersine, kuaktan kuaa sregelen byk ve ortak bir aba
nn rndr. Herkes buna bireyler eklemitir ve bu katkla-
nn hibiri tek bana belirleyici bir nem tamazlar. Roger
Bacon'a gre, "sonradan gelenler hep kendi ncllerinin ile
rine bireyler eklemilerdir; onu byk lde dzeltip dei
tirmilerdir.26 Thomas Aquinas da felsefenin kurulu ve gelii

24 Ayn, s. 122-123.
25 G kberk, a.g.y., s. 165-
26 de Wulf, a.g.y., s. 139.
minin kiisel olmayan (im personal) yanndan szeder. Aristo
teles'in Metafizik1ine atfen der ki:

"Tek bir insann kendi dehas ve almasyla ortaya


koyduu, gerein gelitirilmesine ekledii, bilginin
btnyle kyaslandnda, ok kk bir eydir. Ama
bu seilen, dzenlenen ve biraraya getirilen tek tek
paralardan m uhteem bir ey oluur."27

Bu "kollektivist" anlayn boyutlarm belki de en ak


biimde, fikir rnlerinin ve yazl eserlerin de kollektif rn
ler olarak grlmesi, fikir sahibi ve yazarn kiiliinin nem -
senm em esinin ve ikinci plana itilmesinin kanksandm gs
teren rneklerde grebiliriz: Kitaplar kopya edenlerin m e
tinde yaptklan deitirme ve eklemeler, eserin orijinallii
nin bozulm as olarak alglanmazd. Tersine bu, gerein ifa
desini glendirici bir ey olarak grlrd. Yazarn amac
da gerei en ak biimde anlatmak deil miydi? Benzer
biimde fik ir eserleri m lkiyeti dncesi de Ortaa top-
lumuna ok yabancyd. Yazann kiiliinin hibir nem i ol
maynca, o n u n dncelerinin aln m as diye bir ey de
szkonusu olamazd. Bugn "fikir hrszl" olarak adland
rabileceimiz bir olay, Ortaa'da bir hrszlk deil, yalnz
ca ortak bir hzineden yararlanmak olarak grlrd. r
nein 12. yzylda Clairvaux'lu Alcher adl bir rahip, psi
koloji zerine kk bir kitap yazm, bunu kopya eden
bir hattat, kitap daha ok ilgi eksin diye kitab Augus-
tinus'a maletmi, yazar olarak onun adn yazmtr. 1229'da
da, Paris Piskoposu olan Auvergne'li William, "De Immortali-
tate Animae" adl kitabnda, Toledo Badiyakozu olan Do-
menicus Gundissalinus'un aym konudaki bir almasn

27 Ayn.
kelimesi kelimesine yazarn adn hi anmakszn kullanm
tr.2
Bunlar Ortaa iin son derece olaan davranlardr. Tan-
n'nn azameti karsnda itilmi olan insann kiilii. 12. ve
13- yzyllarda giriilen ilerin kapsamlarnn genilii ve kol-
lektif aba gerektirmesi karsnda iyice nemsizlemekteydi.
Eserlerinde kendi adlarn n plana karmayan Skolastik d
nr ve yazarlar, bu yaptlanna kendi i dnyalan ve duygu-
lanndan da hibirey eklem em eye kiiliklerini belirtecek hi
bir ipucu vermemeye zen gstermilerdir.

1 .2 .4 .8 . Ak Seik An l a t m
Hristiyan inancn sistem atik bir biim de dzenleyerek
onun akl ile kavranlr hale getirilmesini amalayan Skolastik
felsefe, b u amacn gerekletirebilmek iin kendine zg bir
yntem gelitirmitir. Skolastik'in bu yntemi, zamanla kendi
iinde bamsz bir am a haline gelmitir. Bu "dnme bii
mi", an inam zerinde derin izler brakm, Skolastik'in bi
imlendirdii kafalar bilerek ya da bilinsizce bu dn tar
zm benimsemi, kullanmtr.
Skolastik yntemin en nemli ve an insanlanmn ka
fasnda en ok yer edinmi olan zellii, akla kavu
turmak, aka gsterm ek, ak seik anlatmak (manifestati
on) ilkesidir. "Kutsal doktrin, insan akln in an an kantlan
m asnda deil, bu doktrinde ortaya konulan hereyin ak
la kavuturulmasnda kullanr* der Thomas Aquinas.29 Ak
la kavuturm ak ilkesi, in an an ieriinin akl ile kavran-
labilir bir "biim"e sokulm as anlam na gelm ektedir Orta-
a'da. Bunu salamak iin de Skolastik filozoflar analitik bir
yntem kullanmlar, doktrini bir btn olarak ele almlar
ve;
28 Ayn.
29 Panofskv, a.g.y., s. 26-27.
bu btn paralara blmler, en ufak "birim'Merine
ayrmlar.
benzer paralan gruplar ve alt-guplar halinde dzenle
yerek snflandrmlar,
bu gruplar ve alt-grupla edeerlik hiyerarisi iinde
birbirleiyle eklemlemilerdir.
Akl yrtme srecinin adm adm izlenebilmesini salayan
bu yntem, ana hatlanyla gnm zdeki bilimsel eserlerde gc
rlen yntemdir. Herhangi bir bilimsel almann iin deki
le r ksmn aarsak, konunun btnnn nasl paralara b
lndn, benzer paralarn gruplandnldn ve bu gnpla-
nn bir edeerlik hiyerarisine gre nasl blmler, alt-blm-
ler biim inde eklem lendiini grebiliriz. Bu g r se l em a ile
biz, yazarn konuyu nasl ele aldn, sorunu zmek iin na
sl akl yrttn kolayca "grebilir", izleyebiliriz. G n
m zde de kullanlan bu yntem, bize Skolastikilerin bir kal
tdr kukusuz; Skolastik ncesi yazlan eserler bu ekilde d
zenlenm ez, sadece "I. Kitap, II. Kitap" diye "kitaplara" bl
nrd. zellikle d e 13. yzylda dnrler, Skolastiin bu
yntemini en ileri noktalanna vardrm, Panofsky'nin deyiiy
le "kendi dncelerinin dzenini ve mantn elle tutulacak
kadar ak bir biime sokmulardr."30 Akl yrtme sreleri
ni grselletirmiler, hatta grsel bir mantk ve bu uurda ya
pay bir simetri izleme tutkulan ki zam an zaman, sadece,
grsel simetriyi bozm am ak iin sunua gereksiz blm lerin
eklendii ya da konunun doal aknn deitirildii olur
du Skolastik'in alay konusu da edilen em atizm lni dour
mutur.31
K ukusuz Ortaa dnrlerinin bu abalannn amac,
dogm ann ieriinin akl ile kavranabilm esinin kolaylarl-
masyd. Ancak Skolastikilerin bu ak seik a n l a t m ilke-

30 Ayn. s. 29
31 Ayn. s. 29
si. 12. ve 13- yzyllarda byk yaygnlk kazanm, en sra
dan insanlarn bile kalasnda yer etmi, onlarn dnm e ve
alglama sre ve biimlerini etkilemi. Panofsky'nin deyi
miyle bir tr z ih in se l a lk an lk (nental habit) haline gel
mitir.32

1.2.4.9. Farkllklarn Uyum lulatrlm as


Skolastik yntemin bir dier nemli ilkesi, farkllklann (ve
hatta elikilerin) nnde sonunda bir biimde uzlatnlmas,
giderilmesidir. Bu, mantk yoluyla veya elien taraflanri d e
falarca yorumlanmas yoluyla "zoraki" bir uyum salanm as
dr.
Skolastik, Hristiyan inancnn temel kaynaklan olarak Kut
sal Kitap, Kilise ve baz filozoflar a priori doru olarak kabul
eder. Ancak Skolastik dnrler, bu "geerlilikleri tartla
maz" otoritelerin bazen birbirleri ile elitiklerini, farkl eyler
sylediklerini grm em ezlik de edemezlerdi. yle ki, bazen
Kutsal Kitap bile kendi iinde elikilere debilmekteydi. Bu
durum da filozoflar, kuku yok ki elien taraflardan birini
reddetm ek gibi bir seenee sahip deildiler. Skolastik filo
zof kimi reddedebilirdi ki? Kutsal Kitab m, Kilise'yi mi yoksa
Aristoteles'i mi? Onlarn, ustaca kullandktan m antk can-
bazlklar ve "yorumlamalar" yardmyla birbiriyle elien
otoritelerden hibirini reddetm eden onlan uzlatrmak, veya
en azndan "uzlayor gsterm ek" dnda bir seenekleri
yoktu. Bu "zoraki uyumlulatrma"nn yntemi ise, en yet
kin biimiyle Abelard'n Sic et N on (Evet ve Hayr) adl
eserinde ortaya konulmaktayd. Abelard, bu kitabnda oto
ritelerin zerinde uzlaam adklan ya da birbirleriyle elitik
leri tam 157 konuyu ele alm, bir tr tez-antitez-sentez
yntemi kullanarak bu otoriteleri sonunda uzlatrmtr.

32 Ayn. s. 23 v.d.
Aristoteles'in gl mantna dayanan bu yntem , giderek
Skolastik dnrlerin balca aralanndan biri haline gelmi
ti.

"Her konu (rnein Summa Theologia'daki hebir pa


ragrafn ierii) tartlmaya bir dizi otoritenin sralan
mas ile balanlan bir soru (quaestro) olarak formle
edilmeli (bunu tez olarak adlandrabiliriz), ve bir die
riyle (antitez) karlatrlarak zme (sen tez) doru
ilerlemeliydi."33

1.2.5. Skolastik F elsefe ile an Sanatnn likisi:

"Saysz dnrn ortak dncelerince olumu belir


li bir felsefi atmosfer vardr; bu, an ruhundan yans
yan eitli etkilere aktr. Bir yandan da kendi etkisini,
znde bal olduu kltr zerinde, an ekonom ik,
politik, sosyal, moral, dinsel ve sanatsal olgular zerin
de hissettirir."34

Skolastik felsefenin balca zellikleri de, an dnsel


atmosferine dam gasn vurm u, bylece de an kltrn
ve sanatn etkilemitir. 12. ve 13- yzyllarda felsefe ile sanat
arasndaki iliki salt bir paralelliin ya da benzeir olmann
tesinde, bir etk ilen m e ilikisi olmutur diyebiliriz. Hatta, Pa-
nofsky bu etkilenm e ilikisini, belki de biraz abartarak, 12. ve
13. yzyllar felsefesi ile sanat arasnda bir "neden-sonu
ilikisi olarak tanmlamaktadr.35 Kukusuz bu yzyllarn sa-
na eine ender rastlanacak bir biimde, dnem in felsefesin
den etkilenmitir. Bunun nedenleri, an zgn koullarnda
grlebilir:
33 Ayn. s. 44
34 de Wulf, a.g.y., s. 3-
35 Panofsky, a.g.y., s. 23-
Birincisi, 12. ve 13- yzyllar, zellikle felsefe-sanat ilikisi
nin olduka yakn olduu bir dnem dir. Bunun nedenleri
nin banda, hem felsefenin hem de sanatn retildii, filo
zof ve sanatlann yetitikleri kaynan ayn olmas gelir.
Bu yzyllarda Kilise ve tarikatlar, hem felsefenin, hem bili
min hem de sanatn merkezi ve kayna durum undadrlar.
13. yzylda kurulan ilk niversiteler de aslnda katedral okul-
lannn bir devam biiminde gelimitir:

"Paris niversitesi bir yasa ile kurulmu deildir. Notre-


Dame katedral okulunun giderek geliip bymesi ile
kendi kendine olumutur. Burada eitim grenler, gi
derek kendi ilgi alanlarna gre gruplap faklteleri
oluturdular."36

Bu ilk niversitelerin ana faklteleri de teoloji ve felsefe,


zgr sanatlar ve tp faklteleriydi. Yeni kurulan niversitele
re p ro fes r salayan en byk kaynak ise yine Kilise ile Do
miniken ve Fransisken tarikatlaryd.
13. yzyln bir kent rgtlenmesi olan bu iki tarikat, a
entelektel elitini ilerinde banndnrlard. Bu eliti oluturanlar
ise dnrler, din adamlar, brokratlar ve ou dinsel k
kenli sanatlard. Bu iki tarikat, yelerinin eitimine de b
yk nem verirlerdi. Hemen her alanda kyasya bir rekabet
iinde olan Fransisken ve Dominikenler, birok byk filozof
ve sanat yetitirmiler, birok sanat eserinin yaplmasna
nayak olmulardr.
Sanatlar bu tarikatlarn gzde adamlaryd ve bu tarikat
larda felsefe ve teoloji eitimi de grrlerdi. nk sanat ese
rini yapmak, tpk onu alglamak gibi, b ilm e k te n geerdi. Sa
natn z de herhangi bir virtzlk ya da el becerisi deil,

36 de Wulf, a.g.y., s. 66.


akln bir r n olarak grlmekteydi. O taa'da din adam
ile sanat arasnda ok belirgin bir izgi izmek olanakszd.
Ortaa minyatrlerinin byk bir ksmn yapanlar, manastr
lardaki rahipler (ya da rahip-sanatlar)di. L'mberto Eco'nun
O rtaa tarihi asndan da geerli bir kaynak saylabilecek
roman "Gln Ad"nda, rahip NVilliam'n, lm nedenini so
ruturm ak zere olayn getii manastra gittii gen rahip Ot-
ranto'lu Adelmo, byk bir minyatr ustas olarak n yapm,
m anastr kitaplnn elyazmalarn resimlerle sslemi bir din
adam-sanat karakteri canlandrmaktadr. Baz byk kated
rallerin tasanm clannn da rahip olduklarn gryoruz.37
Bu iki tarikat arasndaki yanma, var olduklan srece de
vam etmi, sanat alannda da kendini gstermitir. rnein,
kendisi bir Dom iniken olan Fra A ngelico, Son Yarglanma
sahnesini anlatan resim lerinde, Fransiskenleri cehennem e
doru yuvarlanrken, Dominikenleri ise cennete alnrken be
timlemitir.38
Artizanlann rgtlenmi olduklan Loncalar da Kilise ve bu
iki tarikatla yakn ilikiler iinde olan yan-dinsel m eslek r
gtlenmeleriydi.
kinci olarak, nemli sanatsal projeler genellikle ya Kilise,
ya da tarikatlar tarafndan yaptmlrd. Bu kurum lann yetkilileri
de yaptrlan sanat eserinin tasannm hazrlar (veya en azn
dan onaylar), sanatlara gerekli talimatlar verir, yapm sra
snda sanatlarn almalarn denetlerlerdi. Genellikle rahip
ya da teolog olan bu kiiler hi kuku yok ki kafalan Sko
lastik retiyle biimlenmiti ve zaten kendileri bu retiyi
yayan, reten insanlard sanatlan ynlendirir ve denet
lerdi. Suger'nin St. Deni katedralinin koroyerini "bizzat" plan-

y rn e in . G otik mimarln ncs olarak anlan Paris yaknlarndaki St. Deni Kj-
sesi'nin yeniden ina edilirken tasarlanmas, bu kilisenin rahibi Suger tarafndan ger
ekletirilmitir. Ayn biimde, erken Gotik C hanres katedralini tasarlayan mimar d a
b u katedralin rahibidir. Aynca bkz.; dipnot 48.
38 d e Wulf. a.g.y., s. 76.
lamas ve sanatlarn almalarn ok yakndan denetlem i
olmas bunun iyi bir rneidir.
te yandan, ann bir aydn olarak sanat, ok eitli
yollardan Skolastik felsefeden etkilenm ekteydi. Her eyden
nce, 12. ve 13. yzyllarda Skolastik'in her dzeydeki eitim
zerinde tartma gtrm ez bir "tekeli" szkonusuydu. Eitim
gren her insan Skolastik dnceyi alyor, eitim dzeyi
ykseldike de bu dnceyle daha fazla tanyordu. oun
lukla dinsel bir eitim grm olan sanat da, hem bu eitimi
sresince, hem de yaam boyunca iinde bulunduu toplum
sal gruplar nedeniyle Skolastik dnce ile karlamakta, onu
zmsemekteydi. Kafas Skolastik eitimle biim lenen sanat
da, dnrken artk bu yntem le dnm ekte, bu ayla
bakmaktayd.
Bunlarn dnda, toplum zerinde ok yaygn bir etkiye
sahip olan Skolastik dnce, toplum un sanat eserinden bek
lentilerini de etkilemesi dnlebilir. Toplum un yeleri, sa
nat eserlerini Skolastik deerlerle doldurulmu kafalar ile d e
erlendiriyordu. rnein, bir Gotik katedrale giren herhangi
bir Ortaa insan, bildii dinsel ykleri portaldeki kabart
malarda, kendisinin kavrayabilecei ak-seiklikte grmeyi,
deyim yerindeyse onlar "okuyabilmeyi" isterdi. O rtaa'da sa
natnn iinin, iinde yaad toplum tarafndan beenilm esi
nin, kabul grm esinin nkoulu, sanatnn, top lu m u n bu
beklentilerini karlamas, toplum un deerleriyle uyum iinde
olmasdr. zellikle, mimarlk sz konusu ise, K uban'n da
belirttii gibi, aglannn genel dnce akmlarna kar kan
yaplara ok az rastlanmaktadr.39
Kukusuz an bu zgn koullan, dnem in felsefesi ve
sanat arasnda olduka yakn bir iliki bulunduu ve felsefe
nin, belki de tarihin baka bir dnem inde grlem eyecek bir

39 Doan Kuban, M im a rlk Kav r a m la n , stanbul: 1990, Yem Yaynlan, s. 25.


biimde sanat "etkiledii" dncesini doru la maktadr. An
cak bu etkilemenin, felsefenin sanatn oluumundaki tek fak
trm. tek kaynakm izlenimi verebilecek biimde bir "ne-
den-sonu ilikisi" olarak adlandrlmas, hem Ortaa sanat
nn biim lenm esinde belli llerde pay sahibi olan feodal
sosyo-ekonom ik yap, kentlerin ve kentsoylu ota snflann
dogmas, Kilise'nin politik nitelii, lonca sistem inin nitelii,
teknoloji vb. birok etkenin gzard edilmesi tehlikesini ier
mekte, hem de Gotik sanat dnem in felsefesinin bir "sonucu"
olarak grlmesi sakncasn iermektedir.
1.3. GOTtK SANAT

1.3.1. Gotik Sanatn D ouu v e T arihsel G eliim i:

I .3 .I .I . Gotik Sanatn D ouu


Sanat tarihileri, Paris yaknlanndaki St. D e n i manastn-
nn kk kilisesinin koroyerinin, bu m anastrn barahibi
olan Suger tarafndan 1137-1144 yllar arasnda yeniden ele
alnarak ina edilmesini, Gotik biem in "douu" iin bir d
nm noktas olarak alrlar.
Balangta, Gotik biemin doduu ve ilk geliimini ta
m amlad corafi blge olduka kktr: Ile-de-France
olarak bilinen Paris ve evresi! Gotik biem bu kk blge
de, daha ok yerel bir gelime gibi balam, buradan, gide
rek Fransa'nn geri kalan ksmna ve sonra da Avrupa'nn
nemli bir kesim ine yaylmtr. Bu nedenle de bu "yeni bi
em" tm Avrupa'da o p u s francigenu m , yani "Fransz ii"
olarak anlmtr. Ama. neredeyse 100 yla yakn bir geliim
srecini esas olarak Fransa'da, zellikle de Ile-de-France'da
tamamlamtr.40
Gotik mimarlkta kullanlan ve biemin zelliklerini belir
leyen tek tek elem anlarn hibirisi, gerekte yeni bir bulu
deildir: Sivri kem er, kaburgal apraz tonoz, payanda ve
uan payandalar, btnn ve koroyerinin planlan, portal d

40 Baknz; yu k an d a blm 1.2.2.


zenlemesi. nef duvarnn dzenlenii, hatta gl pencere... Go
tik sanat Gotik sanat yapan bu elemanlarn ve elerin hepsi,
ileride rnekleri de grlecei gibi, daha nceki Romanesk
mimarlkta dank olarak kullanlmu.
yleyse Gotik biem neden St. Deni ile balatlmaktadr?
nk, tm bu eler ilk kez Suger'nin St. Denis'sinde tek
b ir ya p d a v e beraber kullanlmtr. Kukusuz ki Pevs-
ner'in dedii gibi bir biem, elem anlarn ymas deil,
sonucun btnldr",41 Ancak bu yap, kendinden nce
dank olarak var olan birok mimari eleman yeni bir an la
tm biim i iin ve b ilin li olarak bir araya getirmi, bu ele-
m anlan y e n i bir n h la kullanmtr. "Yeni olan, bu motiflerin
bam baka bir estetik amaca ynelmi bileimidir",42 Gotik de
bu nedenle yeni bir biemdir.
Tabii ki bu elem anlar Gotik mimara yapm ak isted i in i
gerekletirebilmesi ve estetik am acna ulaabilmesi iin tm
tek n ik olanaklar da salyordu: Tonoz kaburgalannn ta
tonozun daha ince rlebilm esine olanak salamas yapnn
rtsn hafifletiyor; srekli tayc gerektiren beik tonoz
yerine kullanlan apraz tonoz, arl drt noktaya odaklad
ndan tm rt tek tayclarla (paye) tanabiliyor, bylece
duvarlar tayc ilevlerini yitiriyorlar; tayc rol kalmayan
duvarlann yerini, triforyumun stnden itibaren vitraylarn al
mas i mekann daha aydnlk olmasn salyor; sivri kem er
ler hem hafiflemi rty olabildiince ykseklere tayabili
yorlar, hem de her tr m ekan biriminin (drtgen ya da alt
gen) tonozla rtlebilmesini ve yapnn standart birimlere b-
lnebilmesini salyorlar; rt yknn olabildiince yukarla
ra uzanan bir tr kem er (uan payanda) ile alnarak rt
nn iyice ykseltilebilmesi, hem de tek tayclarn "zariflii-

41 N ikolaus Pevsner, A v ru p a M im a ris in in A n a h a d a r, (Trkesi: S. Batur), stan


bul: 1990, I.T.. Mimarlk Fakltesi Yaynlan, s. 38.
42 Ayn, s. 39.
ni konyacak kadar ince kalabilmesi olanakl oluyor... (Gotik
slktr ve baz mimarlk terimleri iin bkz. Resim 1 ve Re
sim 2).
Ancak, mimar her ne kadar bu teknik olanaklardan olabil
diince yararlanmsa da. bu mimari elem anlann bir araya ge
tirilerek kullanlmasnn ardndaki ana itki, yeni bir anlatm bi
imine ulaabilmek, bunu salayacak grsel bir etki yaratabil
mekti. Gerekten de Gotik mimar, tonoz kaburgalannn, uan
payandalann ya da payelerin "gze hitap edecek biimde" ol
masna zen gstermitir.
Bu elemanlarn bir araya getirilerek yeni bir anlatm biimi
olarak kullanlmas, bilinli olarak yaplm bir seim dir ve
kendi iinde olduka tutarldr, rastlantsal deildir.

1.3.1.2. Gotik B iem in T arihsel Evreleri


1144 ylnda Suger'nin St. Denis katedrali (Resim 3) ile
balayan Gotik biem, genellikle ve ok kabaca dnem lendi-
recek olursak, 12. yzyl sresince erk en Gotik diye adland
rlr. Bu yeni biem, Ile-de-France'da hem en kabul grmtr.
1145 ylnda, Suger'nin de arkada olan Chartres'n barahibi,
kendi katedralini bu yeni stilde yeniden ina ettirme iine gi
rimitir. Ancak bu erken Gotik Chartres katedrali daha sonra
bir yangnla yklmtr.43 1163 ylnda da Paris'te Notre-Dame
katedralinin inasna balanm, bu yap da 1200 ylnda biti
rilmitir. Notre-Dame de Paris, Suger'nin St. Denis'sinin ilkele
rini dolaysz bir biim de yanstr. Gotik ilkelerin benim sene
rek uygulam ada hzla rafine edildii ve Romanesk etkilerin
aykland 12. yzylda, S t D enis, e sk i Chartres ve Paris'te
ki N otre-D am e katedrallerinin dnda, balca Laon, (balan
mas 1170), N o y o n (12. yzyln sonlan), Sens (nefi 1135'te
ina edilmitir) ve M antes (12. yzyln sonlar) ina edilmi
tir.
43 H. W. Janson, H is to ry o f Art, New York: 1969, Prentice Hall, s. 234.
Mimarla benzer bi biimde, ama onun kadar kesin
zellikler ve tarihlerde deil erken Gotik heykel de. St. De
ni ile 12. yzyl sonlar arasndaki dnem de, dikkati eken
bir tutarllkta ve benzeirlikte, Romanesk dnem in heykelin
den ayrd edilebilen bir geliim gstermitir.
Gotik mimarlk. Chartres katedralinin 1194-1220 tarihleri
arasnda yeniden inasyla birlikte y k sek ya da klasik evre
sine girer. Ana hatlaryla 13. yzyl boyunca srd kabul
edilen yksek Gotik, en nemli rnlerini ncelikle Fransa'da
vermitir. Chartres katedralinde dey hareketlilik daha ok
belirginletirilmi, nef tonozlar 6 paral deil 4 paral yapl
m, stunsu tayclara stunceler eklenerek dem etstun
oluturulmu, nef kemerleri daha dar ve yksek yaplmtr.
tik olarak Chartres katedrali ile anlatmn bulan y ksek
Gotik, Amiens katedrali (1220'de balanmtr) ile en st nok
tasna, biemin "klasikliine" ulamtr. A m ien s katedralinde
ana ama, ykseklik ve dey hareketlilik olmu (Resim 4),
konstrksiyon son snrlarna kadar rafine edilip gereksiz g
rlen elerden anndnlm, nef arkadna oturan duvarlan ta
mamen pencere haline getirilmitir.
Gotik mimarln yksek evresinde, genel olarak y k
se lm e n in amalandn syleyebiliriz. Bunu, en ak biim
de 12. yzylda yaplm olan katedrallerin orta neflerinin
genilikleri ile ykseklikleri arasndaki oran, 13. yzylda
yaplm olanlarla kyaslayarak grebiliriz: Sens'ta bu oran
1: 1,4 (yani nef ykseklii geniliinin 1,4 kat), Noyon'da
1:2, Chartres'da 1:2,6, Amiens?da 1:3, Beauvais'da ise
l:3,4'tr.*
R eim s katedralinin (1225-1299) bat cephesi de, yksek
Gotik fasatlann en iyi rneklerindendir. Potaller da doru
km, timpanum yerine gl pencereler konulmu, gl p en

44 Pevsner, a.g.y.. s. 46
cere dnda tm elem anlar daha ince ve uzun olmu, gl
de sivri k em erli bir pencerenin iine yerletirilmitir. Her
ey yukar doru olan hareketlilie hizmet etm ektedir. (Re
sim 5).
Yksek ya da klasik Gotik olarak adlandnlan 13. yzyl
Gotik mimarl en nemli rnlerini yine Fransa'da vermitir:
Chartres, Rouen, Reims, Soissons (nef 1202'de), Amiens, Bea-
uvais, Bourges ve St. Urbain katedralleri. Fransa dnda da,
Ingiltere'de Salisbury (1220-1270), Wells (nefi 1220'de) gibi
nemli katedraller; talya'da Fossanova (1208), Santa Croce
(1295), Floransa (1296); Almanya'da Morburg'da St. Elisabeth-
kirche (1236'da balanmtr) verilebilecek balca rnekler
dir.
13- yzyl vitrayn da altn adr. Daha sonra giderek
azalan mimarlk faaliyetleriyle birlikte vitray da nem ini yitire
cektir. Buna karn, Ortaa boyunca krsal manastrlarda ra
hipler tarafndan yaplagelen m in yat r sanat byk bir ge
lime gstermi, artk k en tlerd ek i atlyelerde profesyonel
sanatlar tarafndan yaplmaya balanmtr.45 Panofsky, 13-
yzyl sonlanna doru, elyazmalarn resimleyen bu atlyele
rin (enlum ineurs) Paris'te btnyle bir caddeyi igal ettikleri
ni yazmaktadr.46
Klasik evresinde Gotik biem mantksal sonularna ula
m, bu olgun rnlerinde "Gotik ideaPe en fazla yaknlam
tr. Ancak, biemin k lasik leen nitelikleri, Fransa dna taan
geliimde pek izlenmemi, ngiltere, zellikle de talya, Ispan
ya ve Almanya'da yerel zelliklerle karmtr. 13. yzyln
sonlanna doru da, Gotik biemin "kahramanlk a"nn so
na erm ekte olduunun ipulann grrz. Troyes'deki St. Ur-
b aln (1261-1275) (Resim 6) bunun en iyi rneklerinden biri
dir. Burada, daha ok aynntlann rafine edilmesine nem ve-
45 Jan son, a.g.y., s. 266-26".
46 Panofsky, a.g.y., s. 1.
rilmitii': Plan basitletirilmi, trifbyum kaldnlm, mkemmel
bir cam kafes yaplm, uan payandalar inceltilmitir. Portal-
de ok ince ve karmak bir ta iilii dikkati ekmektedir.
Bu gelimeler ge Gotik'in ya da Flamboyant'n habercisidir.
Gotik heykel de, 13- yzyl sonlarna doru Almanya, s
panya, ngiltere, talya, Hollanda gibi lkelere yaylm, ama
Fransa'daki biemsel arln yitirmi, geleneklere kanm-
tr.

1.3.1-3- Gotik Sanat ile Skolastik Felsefeyi


tlik ilen d in n e abalar
O lgun Ortaa kltrnn sanat olan Gotik, gerek d o
duu ve yayld corafya, gerekse tarihsel geliimindeki d
nm noktalan asndan incelendiinde, ayn dnem in felse
fesi olan Skolastik ile ok yakn bir paralellik gstermektedir.
Hem Skolastik felsefe, hem de Gotik mimarlk ll-de-France'ta
12. yzylda domulardr. Her ikisi de krsal deil, k en tsel
kltrn rnleridir, kentlerde doup kentlerde gelimilerdir.
12. yzyldan itibaren kentlerin ekonom ik, toplumsal ve kl
trel merkezler haline gelmesinin doal bir sonucu olarak, ar
tistik enerji de kentlerin byk katedrallerinde toplanm tr,4
ll-de-France'ta doan Gotik mimarlk da, Skolastik felsefe gi
bi, yaklak 100 yl boyunca, dier bir deyile "yksek" evrele
rine ulancaya kadar, esa s olarak bu kk blge iinde ge
limi, sonra tm Fransa'ya, ve giderek d e tm Avrupa'ya b u
radan yaylmtr.
12. yzyl hem Skolastik felsefenin, hem de Gotik sanat
erk en evresidir. 13- yzylda ise hem Skolastik felsefe hem
de Gotik sanat "yksek" ya da "klasik" evre olarak a d la n d r
maktadr. 13. yzylda felsefede A lxan der Hales, Albertus
M agnus, Thom as A quinas gibi dnrler, mimarlk alann

47 Janson, a.g.y., s. 233.


da ise Jean le Loup, Jean d'Orbais, Robert de Luzarches,
Jean d e C helles, H ugues Libergier ve Pierre de M ontere-
au gibi mimarlar yaamtr.
13. yzyln sonu ile birlikte yksek Gotik de. yksek Sk
lastik gibi "klasiklemi" zelliklerini kaybetmeye, zlm eye
balam, Fransa dna yaylarak blgesel farkllklardan ve
geleneklerden etkilenmi, bu etkileri yanstan bir biem ler e
itliliine aynlmtr.
Tarihsel geliimdeki bu yakn paralellik, Skolastiki din
adamlarnn "sanata dorudan kanm alann" gsterir kantlar
ca da48 desteklenince, birok sanat tarihisi kltr evreninin
bu iki farkl alann birbirleriyle ilikilendirmeye ynelmitir.
Denilebilir ki, hibir dnem in sanat ile felsefesi, 12 ve 13.
yzyllannki kadar birbirleriyle ilikilendirilmeye allmam
tr. Bu abalan rneklem ek gerekirse, aadakiler yeterli ola
caktr: Gottfried Sem per "Gotik sanat, Skolastik felsefenin ta
a dntrlmesidir" diyecek kadar yakn bir iliki kurm akta
dr ikisi arasnda.49 M aurice d e W ulf ise, Skolastik felsefede
ki geliimin doruunu, sanatta Gotik mimarln geliim inin
doruunun izlediini belirterek50 gerekten d e Skolastik
felsefe 13- yzyl katedraline benzer..."51 dem ektedir. Benzer
bir biimde W ilhelm W orrlnger de "Skolastisizm dinsel (fel
sefi) alanda ne ise, Gotik de sanat alannda odur"52 d em ek
ledir.

-18 St. Denis m anastrnn barahibi Suger, tm projeyi balangcndan itib aren o denli
kk aynntlanna kadar ele almtr ki, biz bu g n o n u n neye ulam ak istedii ko
nusunda, vanlan nihai sonutan d aha ok ey biliriz (bkz.; Janson, a.g.y., s. 230).
O snabrck piskoposu B enno ile Bamberg'li rahip O tto da, szcn tam anlam yla
m im ardrlar (bkz.; O tto von Simson, T h e G o th ic C a th e d r a l, O r ig in s o f G o th ic
A r c h ite c tu re a n d t h e M ed ie v a l C o n c e p t o f O r d e r, New York: 1964, H arper
Tarchbooks, s. 96).
49 Bkz.; Arnold H auser, T h e S o cial H is to ry o f A rt, T h e M id d le A ges a n d t h e R e n a
is s a n c e (Vol. I), N ew York: 1951, Vintage Books, s. 240.
50 d e Wulf, a.g.y., s. 64.
51 Ayn, s. 110.
52 W ilhelm W oninger, F o r m In G o th ic , London: 1964, Alec Tiranti Ltd., s. 169.
Bu konuda N ikolaus P ev sn er ise yle dem ektedir "Gotik
katedral. 13- yzyln Ba dncesini, yani klasik skolastisiz-
min baarlarn tmyle yanstr."53 19. yzyln byk edebi
yats V ictor H ugo da, katedrallerden szederken "Ortaa
larda insanln hibir byk dncesi yoktur ki. taa oyul
mu olmasn"54 demekledir.
Ancak, Skolastik felsefe ile Gotik mimarln ilikilerini
saptam ak konusunda en kapsaml ve som ut alma, Erwin
P a n o fsk y tarafndan yaplmtr. "Gothic Architecture and
Scholasticism" adl kitabnda55 Panofsky, Ortaa kltrnn
iki nemli paras olan Skolastik felsefe ile Gotik mimarln
benzerliklerinin incelenmesine, bu iki alann tarihsel geliim
lerinin gsterdii paralellik ile balar:

Bir an iin btn yapsal benzerlikleri bir ke


nara braksak bile, Gotik mimarlk ile Skolastik felse
fe arasnda, zaman ve m ekan asndan elle tutulur
ve rastlantsal olamayacak bir akma vardr; ylesi
ne gzard edilem eyecek bir akma ki, Ortaa
felsefesi tarihileri, daha sonraki deerlendirm eler
den etkilenmeksizin, kendi malzemelerini kesinlikle
sanat tarihileri ile ayn dnem lere yerletirmiler
dir."56

Yine ayn yaptnda Panofsky, bu lik in in niteliini de u


szlerle belirtmektedir:

53 Pevsner, a.g.y., s. 49.


54 Aktaran: Emile Male, T h e G o th ic Im a g e , R elig io ts A rt n F r a n c e o f t h e 1 3 th .
C e n tu ry , (ngilizce: D. Nussey), N ew York: 1958, H arper Torchbooks, s. 390.
55 Panofsky'nin 1951de A B .D .'de St. Vincent Koleji'nde B. Wimmeriin ansna d z e n
lenen bir konferansta yapt konum alar, 1957'de bir kitap olarak yaynlanmtr. E.
A kyrek tarafndan Trke'ye evrilen kitap, 1991 ylnda Ara Yaynclk tarafndan
"Gotik Mimarlk ve Skolastik Felsefe" adyla yaynlanmtr.
"Bu artc derecedeki ezamanl gelim enin you n
evresi boyunca, yani 1130-40 yllan ile 1270 arasnda
ki dnem de, bana yle geliyor ki Gotik sanat ile
Skolastik felsefe arasnda salt bir paralellikten daha
somut, bilge danmanlarca kanlmaz olarak ressam
lar. heykeltralar ya da mimarlar zerinde kullanlan b i
rey sel etkilerden ok daha genel bir ba gzlem leye
biliriz. Salt bir paralelliin dnda, benim dndm
bu iliki gerek bir n ed en -so n u likisidir; ama, bi
reysel bir etkinin tersine, bu neden-sonu ilikisi dolay
sz bir etki olm aktan ok yaylma yoluyla olm akta
dr."57

1.3.2. G otik Sanatn zellikleri:

1.3.2.1. G enel
Gotik biem den sz edilince, genellikle akla ilk gelen sa:
nat dal m im arlk olmaktadr. Bunun nedeni, Gotik biem in
zelliklerinin en fazla belirginletii alann mimarlk olmasdr.
"Biemin en karakteristik zellikleri, en kolaylkla mimarlkta
tannabilir."58 Dier sanat dallar, ya dolaysz olarak mimarla
baldr (heykel ve vitray gibi), ya da mimari ile kyasland
nda ikincil bir nem e sahiptirler. Gotik heykel, n eredeyse
tamamen mimarla bal bir biimde, onun bir paras olarak
gelimitir. Gotik katedrallerin inaatnda mimar, yapda kulla
nlan tm dier sanatlan da denetlerdi.5 Byk heykel ve ka
bartma program lan mimari erevenin bir parasyd v e mi
marn sorum luluu altndayd, ilk yetime dnem ini ta usta-
lan ve heykeltralar arasnda, nce ta keserek, sonra onlar

57 Ayn, s. 23-
58 Janson, a.g.y., s. 229-
59 Spiro Kostof, 'Tbe Architect in t be M iddle Ages. Bast a n d West", T h e A r c h ite c t, Spi
ro Kostof, ed. N ew York; 1977, O xford University Press, s. 92.
biim lendirip yontarak geiren ve bir bakma ta iiliinden
ykselen mimar, inaat srecini her aama ve dzeyde ok iyi
bilirdi.
Resim ise. varln esas olarak elyazmas kitaplann sslen
m esinde ve yeni mimarlk anlaynn bir sonucu olarak ol
duka gelien v itray lard a srdrm tr. Fresko iin gerekli
olan geni duvar yzeylerinin bulunm ay, doal olarak
geni pencerelerin sslenm esini getirmi, vitray ok nemli
bir sanat dal haline gelmitir. Ancak byk lde mimar
la bal olan bu sanat dal da esas olarak mimarn deneti-
mindeydi. Elyazmas kitaplan ssleyen minyatrlere gelince,
Ortaa resim sanatnn bu zengin rnekleri de, bir biim
de m imarlktan etkilenmilerdir. Geri 13. yzyl elyazmas
kitap ssleyicisi sanatlar salt bir "kopya eden" deil, z
gn bir yaratcdr. Ama bunlar, zellikle de 13. yzylda, vit
raylarn stil ve kom pozisyonlarndan yknerek bunlan ken
di aralanna uygulamlardr. Kitap sayfalan, Gotik kated
rallerin birer replikleri deildi ama, kk lekli bir rne
iydi. Figrler, ounlukla bir Gotik mimarlk erevenin iin
de, rnein bir Gotik pencere ile erevelenm itir.60 Bunun
ok gzel rneklerini, Paris Bibliothque Nationale'de bu
lunan St. Louis Mezmurlar kitabndaki (1256) resimlerde
(rnein Jacob'un Merdiveni) grebiliriz. Bu resim lerde fi
grler, genellikle bir "Gotik mimari" ereve iindedir. (Re
sim 7).
Bu nedenle, Gotik szc neredeyse Gotik katedrallerin
imajyla zdelemitir. Bu alm ada da Gotik sanat olarak
arlkl bir biimde mimarlk, biemin en an zelliklerini ta
yor olmas nedeniyle de Fransz Gotik mimarl esas aln
maktadr.

60 G otik m inyatrlerin m im ariden etkilenm esi k o n u su n d a bkz., C. G nudia ve J. D u


pont, G o th ic P a in tin g , (ngilizcesi: S. Gilbert), A. Shira. ed., Switzerland (tarihsiz).
zellikle s. 35.
'Kukusuz. Gotik biemin tm ar zelliklerin* topla
yan tek bir rnek bulm am z mmkn deildir, ideal
G otik'e hibir yapda tam anlamyla ulalamamtr.
Ama bu deal aslnda tm yaplan uygulamalarn ula
may amaladklan hedefti ve biz bu ideali buradan -
karsayabiliriz."61

Genel olarak Gotik mimarlarn ulamay hedefledikleri ideal


ler nelerdi?
Gotik mimar, yapnn hem iinde hem de dnda ncelik
le d ey bir dinamizmi amalamtr. Bu, esas olarak yukar
doru bir harekettir. Aslnda bu idealin uygulanm as, yapnn
iinde nemli bir glkle karlamtr: Bu, Hristiyan tapn
ma biiminin gereklerine b azilik al plann uygun olmas ve
tm yapnn odak noktas olan sunaa doru b ir akn ge
rekliliinden kaynaklanm aktayd. I m ekanda yukar doru
hareket, kltn bu isteklerine karn gerekletirilm i, baz
glklerle karlalsa da "... i m ekanda tm d ik k a t gklere
doru ykselen nefte toplanm, dier her ey b u am aca ba
lanmtr. Nefin bu hareketi, tm yapnn ana tem as olabil
mitir.".62 Olabildiince ykseltilmi olan tonoz, sivri kem er
ler, tonoz kaburgalarna kadar uzatlan p ilasterler ve dey
eklemleme, bu etkiyi salayan aralar olm utur (R esim 4). D
m ekann oluum unda dey hareketlilik ideali, y ap n n ana
ktlesinin yine yatay eksende uzanyor olm asna karn, uy
gulamada pek zorlukla karlalmadan, p ayandalarn tm ya
py derin bir biim de dey olarak blmesi, u an p ay an d alar
ve arlk kulelerinin dinamik bir biim de y u k an y a trm anm a
s, cephede yer alan kuleler ve ince uzun p e n c e re le r ile yuka-
n doru gl bir dinam izm uygulanabilm itir. (R esim 8 ve
Resim 5).

61 Wilhelm W orringer, F o rm ln G othic; London: 1964, Alec Tiranti L td -. * 168-


62 Ayn, s. 156.
Olabildiince so y u t bir tasarm ve tm gereksiz arlkla-
nndan arndrlm bir strkr. Gotik mimarn ulamay ama
lad dier bir nemli niteliktir. Gotik, statik bir ilevi kalma
yan duvarlar reddeder ve btn strktr statik rol stlenen
elemanlarla kurar. Kaburgal apraz tonoz, arln drt adet
ke payesi zerinde younlatrlmasn ve bylece duvar-
lann tayc rollerinin kalmamasn salad. Statik bir ile
vi kalmayan duvarlar yapdan "ayklanabilirdi." Ayrca, sivri
kem er de tonoz >iknn olabildiince d ey bir yk hali
ne gelm esine ve bylece de payelerin inceltilebilmesine ola
nak salad. Tm gereksiz ve "irrasyonel" ynlardan kur
tulmu olarak Gotik mimar, yapnn strktrn en son snr-
lanna kadar rafine etmi ve tm yapy tatan yaplm ince
bir kafes (ya da iskelet) olarak kurup, snrlayc elem an
olarak da "saydam" cam kullanma olana bulm utur. (Re
sim 9).
Geni duvar yzeylerinde renkli camlarla yaplan vitray,
artk "duvara alm k delii" deil, "k geiren (saydam )
duvar"dr ve buradan i m ekana dolan lo k, m addenin s-
zlam az (im penelrable) doasn deitirmekte, yapy hafif
letirmekte, sanatnn uyandrmaya alt artistik etkide (ki
bu Gotik'in getirdii y e n i bir dncedir) birincil rollerden
birini stlenm ektedir. Bylece i m ekana tam am en mistik bir
hava verilmektedir.
Gotik mimarn amalad bir baka dnce ise, levin
b iim ile an latlm as dncesidir. Gotik mimarlar, yaplar
nn akl ile kavranabilmesini istediler (Skolastik'in dinsel dog
mann akl ile kavranabilir bir biimde olmasn istemesi gibi)
ve kullandklan mimari elem anlann grdkleri ilevi "grsel
letirmek" iin bilinli bir aba harcadlar. Tonoz kaburgalar,
payrandalar, uan payandalar, birleik payeler, pilasterler, cep
he dzenlem eleri... hep bu ideale hizmet edecek bir biim
de, yapda stlendikleri ilevi bize "gsterirler."
I.3.2.2. Eski B iim v e T ekniklerle Y eni A nlatm
Gotik mimarlkta kullanlan tek tek elem anlar ve teknikle
rin hibiri, gerekte bir Gotik buluu deildir. Gotik yapnn
ana nitelii, Hristiyan bazilikas olmasdr. Ha planl bazilika
yaplar, mimarlkta Hristiyan dininin bir etkisidir. Gotik mi
marlk, Hristiyan kltrnn de gerektirdii bu plan "veri"
olarak alm, baz deiikliklerle kullanmtr.
Bu ana plan dnda, Gotik n itelik ler olarak bilinen koro-
yeri plan, sivri kemer, kaburgal apraz tonoz, ift kuleli por-
tal dzenlem esi, uan payandalar ve gl pencereler d e Gotik-
ncesi mimarlktan alnm, ama yeni bir anlayla batan d
zen lem itir. Bu eler, stelik Fransa'nn m erkezinde, St.
D enis'nin evresinde bile daha nceden belli bir tutarllkla
gelitirilmiti.
rneklem ek gerekirse, St. Denis'nin tasarlanmasndan ne
redeyse 20 yl nce, 1120'de yapmna balanan Autun kated
ralinin nef arka tnda sivri kem er kullanlmtr. Kaburgal ap
raz tonoz ise, her ikisi de Romanesk yaplar olan Durham'n
1093'te balanan nefinde ve 1115te balanan Caen'daki St.
Etienne'de grlebilir. Gotik yaplann d grnlerinin ka
rakteristii olan payanda, uan payanda sistemine ise, nefi
1110-1171 arasnda yaplm olan ve Romanesk bir yap ola
rak gruplandnlan T o u m a i katedralinde ve Durham'n yan
nef ats altnda gizlenmi uan payandalannda (Resim 10)
rastlanr. Nef tonozunu tayan ayaklann "birleik paye" veya
"demet stun" olarak rgtlenm esine de, yine Gotik'ten nce,
rnein Durham ve St. Etienne'de ^astlanabilir. z gerei
Gotik ideal ile elien g l p en cer e de, byk bir olaslkla,
Beauvais'daki St. Etienne'in kuzey transeptindeki rnekten et
kilenilerek St. Denis'ye konulm utu.63 Gotik katedrallerin
cephe dzenlem esinde nemli bir yer tutan ift kule de, Ca-
en'daki St. Etienne'in (1068) bat cephesinde kullanlmtr.
Suge'nin, St. Denis'nin koroyerinde kulland plan da Roma
nesk koroyeri planlann anmsatr: Bir evre koridoru ile ev
relenm i arkatl ve nsal apeller. Bu tip bir plan rnein
1080'de yapmna balanan Toulouse'daki St.-Semin'de gre
biliriz.
St. Deni ile balatlan Gotik biem, kendinden nce var
olan bu mimarlk biim ve elerini, tekniklerini "veri" olarak
alm, onlan y e p y e n i bir etk i yaratacak biim de batan d
zenlemitir. Bu, Skolastik felsefenin Hristiyan dogmasn "ve
ri" olarak alp, ona yeni bir dnce eklem eden, yepyeni bir
biimde dzenleyerek sunmasna benzetilebilir (bkz. I.2.4.2.).
Her ikisi de, hazr olarak bulunan elerin "veri" olarak kabul
edilm esi ve bu verinin yeni bir "sunulu" biimi olarak d
zenlenmesidir. Kukusuz bu, kullanlan mimarlk elem anlar
ve teknikler szkonusu olduunda geerlidir. Yoksa Gotik
mimarlk, konstrksiyon asndan bakldnda, y e p y e n i bir
dncedir ve konstrktif etkileri gnm ze dein uzanm ak
tadr.

1.3.2.3. Gotik Katedral: Taa O yulm u


bir "Sununa"
Skolastik kafa yapsnn t m c (tm evreni kapsamay
amalayan ve 13. yzyl Summalann yaratan) nitelii, an
sanatna da yansm, boyutlannn muhteemlii ve zenginlii
ile m odern mimarlan dahi artan Gotik katedrallerin bir an
sik lo p ed i gibi ann her trl bilgisini iermesini ve insan
lara "anlatmasn" istemitir. Yapy dinsel tarihin, doal ve
moral dnyann bir aynas yapm ak isteyen mimar, bu konu
da ta iisi ve heykeltralann, vitray ustalannn almalarn
dan yararlanmtr. Ortaa sanats iin grlebilir dnya,
Tann'nn dncesinin grlebilir bir yansmasdr. Bu n e
denle de Tann'nn btn yarattklar, O 'nun katedralinde ken
dine bir yer bulmaldr. Bu da ok sayda heykel, kabartma ve
vitray demektir. rnein Chartres katedralinde 10.000'in ze
rinde kabartma ya da vitray figr yer almaktadr.64
Bu eilim, aslnda 13. yzyln genel bir entelektel eili
miydi. 13. yzyl, kutsal olan ya da olm ayan btn bilgileri
tek at altnda toplam ak tutkusundayd. ann hem bilimi
hem de teolojisi olan felsefe alannda bu "at", nl Summa-
lard. Daha nce de belirtildii gibi, bu dev boyutlu kitaplarda
Tanr'nn varlndan, melekler, insan ruhu ve insann duyula
r, yaratl anatomi, tarih, astronomi, astroloji, zaman ve b
lmleri, ate, su, hava, toprak, hayvanlar, corafya, tarmsal
bilgiler... akla gelebilecek her konu yer almaktayd. Ayn en
telektel tutkuyu paylaan kafalann tasarlad ve yapt Go
tik katedraller de, Pevsner'in deyiiyle;

dorudan doruya ann esprisinin mimari bir an


t olm asnn tesinde, bir baka sum m a, bir baka
Speculumdur, taa oyulmu bir ansiklopedidir."65

Katedrallerin, zellikle portalleri ve pencere vitraylan, ya


Hristiyan tarihini anlatan yklerle, ya dnyasal, gnlk ileri
anlatan bilgilerle, ya da doada var olan bitki ve hayvanlarla
doludur: Eski ve yeni ahit ykleri (Resim 11) aa alamak,
koyun krkmak, harman gibi aylk iler (Resim 12). Bu, "Kut
sal olan, olmayan btn bilgilerin bir dkm dr.66 Portaller-
de, neredeyse btn bir insanlk tarihi (kukusuz dinsel tarih)
anlatlm aktadr: Yaratl, cennetten kovulu, peygam berler
zaman, sa ve yeni ahit. Paris Notre-Dame, Amiens ve Chart
res katedrallerinin portallerinde, peygamberlerin bir geit res
mi vardr. (Resim 13). Katedrale girecek olan kii, tarihin de-

64 Mle, a.g.y., s. 390.


65 Pevsner, a.g.y., s. 50.
66 Ayn, s. 51.
imliklerinden geerek yeni ahite ular, ve i m ekana yle gi
rer. Kukusuz bu tr bir dzenlem ede eitsel rol de nem ta
maktayd. Halkn okuma-yazma bilmedii ve hibir kitle ile
tiim arac bulunm ayan (elyazmalarn sradan insanlar edine
m ezdi) bir toplum da, bu g rsel an latm aralan, Hristiyan
dogm asnn geni kitlelere retilebilmesinde ok nemli bir
ilev stlenirdi. De Wulf bu konuda yle demektedir:

"Bylece, katedral, grlebilir bir kateizm olarak hiz


met sunabilir. 13. yzyl insan burada basit ana hatla-
nyla, inanm ak ve bilmek istedii her eyi bulabilirdi.
En yksek, e n aa iin ulalabilir olmutu.1'67

Ortaa katedrallerindeki kabartma ve vitraylar, kukusuz


genel olarak dinsel konular ve din tarihini, belli lde de
gnlk ileri ve Tannnn yarattklarn ierirlerdi. Ancak 13-
yzylda bir istisna olarak Chartres katedralinde hem antik
bir konunun, hem de laik tarihten bir konunun yer aldn
gryoruz. Chartres'daki kabartmada, C icero temsili retoriin,
A risto teles mantn, Pythagoras aritmetiin, Ptolem alos
ise astronom inin altna yontulmulardr. Kukusuz bunlar
Skolastik'in onaylad ve kulland filozoflard. Bunun dn
da, yine Chartres katedralindeki nl C harlem agne pencere
sinde yer alan 21 vitray panel, Kal'n savalarn, Kuds' zi
yaretini v.b. eylemlerini (dinsel olm ayan tarihi olaylan)
anlatr.68
Gotik katedral d e kulland imgelerle, ada olan Sko
lastik Summalar gibi Hristiyan retisinin teolojik, moral, d o
al ve tarihsel elerinin tamamn kapsamay amalamtr.
En byk yaratsn bu katedrallerde gsteren 12. ve 13-
yzyllann sanat, "ansiklopedik bir nitelikte"dir.

67 d e Wulf, a.g.y., s. 105.


68 Mle, a.g.y., s. 333, 346-351.
1.3.2.4. Sanatta K ollektivist Ruh
Ortaa filozofunun kollektivist tutum una (bkz. 1.2.4.7J
cok benzer bir tutum. Ortaa sanatsnda69 da grlm ekte
dir. Gotik sistem de, tpk an b ilim i (ya da felsefesi,) gibi
herkesin malyd; her sanat ona katklarda bulunup kendine
gre onu yorum larken, o gerekte hi kimseye ait deildi.
Bugn bile, birok Gotik yapnn mimar ve o yaplarda al
an yzlerce sanat ya hi tannmamakta, ya da isimleri bir
ans eseri olarak bilinmekte, sonraki kuaklara bakalar ta
rafndan aktanlm olduu iin ulaabilmektedir. Bu sanatlar
yaptlarna adlarn yazmaz, kiiliklerini belirlmezlerdi. Onlar,
byk katedralleri, tpk Msr'n dev piramitlerini yapanlarn
ruhuyla, "sonsuzluk" iin yapyorlard. Bu antlar yzyllarca
yaayacakt, kuaktan kuaa geecekti. Onlar, kiisel nle
rinden daha nemli, daha yce bir ura yolunda ii olarak
almaya raz olmu kiilerdi.
Kukusuz bu tutum, biraz da an en byk san atsal
perform ans olan katedrallerin gerekten de "toplumsal pro
jeler" olmalarndan, gerekletirilebilmesi iin tm bir k en tin
insanlarnn, sanat olan, olmayan, genci, yals, zengini, fa
kiri, rahibi, tiiccan, iisiyle herkesin em eklerini ve her tr
olanaklarn bu ie seferber etmesi gerektiinden kaynaklan
maktadr. rnein, Chartres katedralinin yaplndaki bylesi
bir "seferberlik havasn, St.-Pierre-sur-Dives rahibi H alm on
ile, Rouen bapiskoposu Hugh'un birbirlerine yazdklar mek
tuplardan renebiliyoruz.70

69 Bugn kullandmz an lm ile "sanat kavram m odem aglann bir rndr. O r


taa sanatlar iin aslnda "zenaat" ya da "usta szcklerini kullanm ak daha uy
gundur. Ancak bu alm ada Ortaag'l mimar, vitray ve ta ustalar, minyatrcler
vb. eitli gruplan ortak olarak "sanat" diye tanmlamak netnin anlalmasn ko
laylatraca dncesiyle yeglenmitir.
T0 Bu m ektuplar iin bkz.; Elizabeth G. Holt (ed .) A D o c u m e n ta ry H is to ry o f A rt.
T h e M iddle A ge a n d th e R e n a is sa n c e (Vol. 1), New York: 195", Anchor Books, s.
49-51.
Suge, yaptrd St. Deni ile ilgili olarak yazdklarnda, ne
mimarna ne de katedralde alan leykeltralar. cam sanat
lar. ta ustalar ve marangozlara ilikin herhangi bir bilgi ver
mez. Oysa Suger. ortaya koyduu eserin neminin farknday
d .'1 Bu. O taa'da mimarlara nem verilmedii anlamna
gelmez. Tersine, mimar zellikle de Ortaa sonlarnda, eine
az rastlanr bir ne ve saygnla sahiptir. rnein, 1260 d o
laylarnda, byk olaslkla M attew Paris tarafndan resimle
nen bir elyazmasnda, yaptrd katedrali ziyaret eden St. Al-
banus kral Offa'y, elinde gnyesi ve pergeliyle yapnn mi
mar izlemektedir ve mimar, zellikle de alan iilerle k
yaslandnda, hi de "az nemli" bir kii olarak izilmemi,
neredeyse krala ed e er boyutlarda betim lenm itir (Resim
14). Ancak, mimarn ismi belirtilmemitir. Hristiyan tanrs da,
baz Ortaa elyazmalannda, elinde pergel ile evreni yaratan
bir ba m im ar olarak betimlenmitir. Isa, "kilisenin mimar"
(architectus ecclesiae), St. John ise onun ustabasdr (sapiens
architectus).72 Reims katedralinin dem esine kaklm (ya
pm tarihi belli deil), ancak 1779'da tahrip edilmi olan bir
labirentin drt kesinde yer alan altgenlere 13- ve 14. yz
yllarn drt nl m imannn adlan yazldr: Jean d'Orbais, Je-
an Le Loup, Gaucher d e Reims ve Bem ard de Soissons,73 Bu
nun dnda, mimar H ugues Libergier, 1263 ylnda lm n
den sonra Reims katedralinde yaptnlan mezar tanda akade
mik bir cbbe giymi olarak ve bir elinde yapt katedralin
modelini tutarken betim lenerek, kendisine o gne dein g
rlmemi bir onur verilmitir.71 Ancak, Ortaa mimarlan hi
bir eserlerine k en di adlann yazmamlar, mimarlar lm sz
letiren, daha ok onlar ldkten sonra onlann isimlerini ka-

71 Pevscer, a.g.y., s. 41.


72 Kostof, a.g.y., s. 60.
73 Ayn, s. 79.
74 Panofskv, a.g.y., s. 25.
ledrallere yazanlar olmutur. 12. ve 13. yzyllarn mimarlar
ve dier sanatlar da. adalan olan filozoflar gibi alak g
nlldrler. Onlar iin piskopostan piskoposa tlenmek, ya
da bugn bizim iyi bir terziyi, m arangozu takdir etmemiz, y
celtmemiz gibi bir n yeterliydi belki d e .'5
Katedrallerin portalleinin dzenlenm esinde, yzlerce hey
kel ve kabartm ann yontulmasnda alan bir heykeltralar
ordusundan, ya da vitraylar yapan sanatlardan hibirisi,
yapt iine adn yazmamtr. Benzer bir biimde, 12. ve 13.
yzyllarn elyazmalarn resimlendiren minyatr sanatlannn
adlan da bilinmez. Bu ilerin ou m anastrlarda yaplrd ve
din kkenli olan bu m inyatr ustalar felsefelerine uygun
bir biimde alakgnll davranarak isimlerini belirtmemi
lerdi.76
Ortaa sanatsnn bu anlay, onlann rgtlenmeleriyle
de uyum ludur. Genellikle bir ynyle katedrale baml ola
rak rgtlenm i olan Loncalarda, yan dinsel ve kollektivist
bir ruh egem endi, sanatlarn almalar bir tr ibadet gibi
grlrd. Birey, bu rgt iersinde nemli deildi. Katedral
lerin inasyla ilgili olan ta ustalan, heykeltralar, vitray usta
lar, marangozlar ve demirciler, ekirdeini m im ann olutur
duu bir ek ip olarak, bir katedralin inaatnda alr, o i bi
tince de ayn ekip yeni bir ie giderdi. Bylesi bir ekipte tek
tek sanatlann kiiliklerinden ok, ekibin ortak kiilii, kol-
lektivitesi nemliydi. 13- yzylda balca Chartres, Reims, Pa
ris, Strasburg, Kln ve Viyana gibi kentlerde bu tr katedral
loncalar bulunmaktayd. Bu lonca sistemi, ancak 13- yzyln
sonlannda zlmeye balar, sanatlarn tek tek bamszla
maya, yeni yeni oluan serbest pazar iin almaya baladk-
lan grlr (Hauser, 1951, s. 245-253) Sanatnn eserine adn

"5 E. H. G ombrich. S a n a tn y k s , (Trkesi: B. Cmert). stanbul: 1986, Remzi Ki-


tabevi, s. 154.
76 de Wulf, a.g.y., s. 145-148.
yazmamas ise. 14. yzyla, daha dorusu G iotto'ya kadar g e
n el bir eilim olarak srer.

1.3.2.5. Sanatta Ak Seik A nlatm


Skolastik felsefenin, Hristiyan inancnn akl ile kavrana
bilmesini salamaya ynelik olan ak seik an latm ilkesi.
Gotik anlatm biiminin de en nemli ilkelerinden birisidir.
Bu ilke, resim ve heykelde ykleyici ieriin kolayca kavra
nabilmesini salayan sistem atik d zen lem e ve em atik an
latm da; mimarlkta ise, akln yapya tam am en "nfuz" ed e
rek onu kavrayabilmesini salamaya ynelik olarak, saydam
lk ve ilev in b iim ile anlatm nda kendini gsterir. Bu,
O rtaa insannn anlaydr. Ortaa insan iin bir sanat
eserinin ve onun gzelliinin alglanmas, insan aklnn bir i
levidir. Sanat eseri, gzelliini oluturan i dzenini arpc
bir biim de aklam al, bize anlatmal, gstermelidir; bizim
b ilm e yetimize seslenmelidir.77
M imarlkta ak-seik anlatm ilkesi kendisini, akln, yap
nn tamamna szabilmesini, onu kavrayabilmesini (hem yap
nn btnnde, hem de ayrntlarda) salayacak bir biimde,
saydam ve kendisini da vuran (expressive) bir anlatmn se
ilmi olmasnda gsterir. Bu bilinli bir seimdir, nk, Pa-
nofsky'nin ok gzel bir biimde ifade ettii gibi, tama
men Skolastik alkanlklarla donatlm" olan bir 13. yzyl in
sannn "bir mimari sunu tarzna bak, tpk yaznsal bir su
nu tarzna bak gibi, akla kavuturma asndan olacak-
tn*."78
Romanesk bir yapda, tpk Skolastik ncesi felsefenin akl
ile inanc birbirinden kesin bir biimde ayrm olmas gibi, i
m ekan dandan geirimsiz bir duvar ile ayrlmtr; akln, d
ardan i mekana szabilmesi, onu tam olarak alglayabilmesi
77 A yn, s. 187 vd.
78 Panofsky, a.g.y., s. 40.
olanakszdr. Mimarlk mant ve yapnn strktr, i m eka
nn blmlenmesi, yklerin dalm ve tanmas Romanesk-
bir yapda da vurulmaz. Gotik bir katedral ise, dardan ya
da ieriden bakldnda "saydam"dr; bize i mekan, yapnn
strktrn ve ykdalmn ak-seik bir biimde gsterir,
akln yapnn iine szabilmesine olanak salar. Yapnn plan
n, orta ve yan nefleri, tonoz yknn yere nasl aktarldn
grebiliriz (Resim 15 ve Resim 19). Bir Gotik cephe de bize
nef kesitini (orta ve yan neflerin genilik ve yksekliklerini)
gsterebilir. (Resim 16).

"Skolastik akl pk dncenin dil yoluyla ak seik


anlatlmasn istedii gibi mimarlkta ilevin, gerekli
olsun ya da olmasn, biim araclyla aklanmas ko
nusunda srarl davranmtr."79

levin biim yoluyla aklanmas, yapnn d n d a n


celikle uan payanda sisteminde grlr. Uan payandala-
n n grd ilev, tonoz ykn yapnn dnda duran
payandalara aktarmaktr. Bu adan uan payandalar tek
nik bir zorunluluktur. Ama onlar bu ilevlerini, gze hitap
edecek biimde zellikle "gstermek" abasndadrlar. Chart-
res katedralinin koroyeri evresindek uan payandalan (Re
sim 17), levin estetik bir boyut da katlarak grselle-
tirilmesidir. Uan payandalarn stlendikleri ilevi aka
gstermeleri, Gotik mimarn vermek istedii estetik etkinin
bir parasdr. Romanesk yaplarda da yer yer kullanlm
olan uan payandalann aka grlmedii, hatta bazen
gizlendii grlr. Durham'n yan nef ats altnda "gizle
nen" uan payandalar (bkz. Resim 10) bunun bir rnei
dir. Gotik biem, yapnn dnda tm payanda-uan payan
da sistemini belki de biraz abartarak grselletirmi,
tm yapy bir k afese benzetmitir. Yapnn iinde ise ile
vin biim ile aklanarak grselletirilmesi konusunda en iyi
rnei, tonoz rtnn tanmasnda nem li bir ilevi olan
k ab u rg alard a grrz. Bu kaburgalar, hi kuku yok ki, to
nozun inceltilerek hafifletilmi olmasnda, rt arlnn drt
noktada odaklandrlm asnda ve btnyle tonozun tanma
snda nem li bir ilev grmekteydiler; ama, Panofsky'nin
belirttii gibi, bu kaburgalar yklendikleri ilevi ilan eder
ken, salt etkin bir anlatm dili ile yetinm eyerek, ok daha
aynntl, ak ve ssl bir dil kullanmlardr.80 Kaburgalar,
tonozun ykn alarak, duvar ve paye pilasterleri ile kesinti
siz bir biim de yere kadar indirirler. Bylece de "ne i gr
dklerini" ak bir dille "ilan ederler" (bkz.; Resim 9 ve Resim
18).
Akln yapya tam anlamyla nfuz ederek onu kavraya
bilmesi iin, sadece yapnn sayd am olmas ve mimari ele-
m anlann stlendikleri ilevi g rselletirm eleri ile yetinil
memi, ak-seik anlatm daha da glendirm ek iin yap
nn tm birimleri de belli bir sistem erevesinde birbiri
ne eklemlenmitir. Skolastik alkanlklarla donatlm bir ki
i,

eer yapnn elem anlanna ayrmas, kendisine mi


mari oluum un tm srecini yeniden yaayabilme ola
nan salam yorsa tatmin olm ayacaktr; tpk Sum-
m a'nn bilimlerine ayrlmasndan, kendisine dnce
nin oluum srecini yeniden yaatmasn bekledii gi
bi. Ona gre pilasterler, kaburgalar, payandalar, pence
re ebekeleri, ss kuleleri ve bitkisel bezem elerin ta
mam, mimarln kendi kendisini analizi ve kendisini
aklamasdr; tpk Skolastik yaznda kullanlan gele-
neksel blmle-all blm ler ayrmasnn, akl yrt
me srecinin kendi kendisini analizi ve aklamas ol
mas gibi."81

Tpk bir Summann en kk birimleri olan articulile-


re blnp sonra bunlarn belirli bir mantksal edeerlik
hiyerarisine gre, blmler, alt blm ler ve daha alt b
lmler oluturacak biim de birbirlerine eklem lenm esi gibi,
bir Gotik katedral de en kk b en zeir birimlerine ka
dar blnm , sonra da bunlar belirli bir sistem iersinde
birbirleriyle eklemlenmitir. Bylece, yapnn tam am nda bir
karsanabiilr ilik i kurulmutur: Nasl ki bilimsel bir
kitabn "iindekiler" ksmndaki blm ler alt blm ler ek
lemlenmesinden, o kitabn herhangi bir biriminin kitabn b
tn ile ve kendi aralannda "karsanabilir" bir ilikisi kunlu-
yorsa.
Bu birimlere ayrma ve eklemlemeyi, yapnn plannda
grebiliriz: Yapnn tamam nef, transept ve dou ucu ola
rak blnm tr (ana blmler). Bunlann herbiri kendi i
lerinde "alt blm "lere blnm lerdir: Orta nef ve yan
nefler; evre koridoru, absis koroyeri v.b. gibi. Bu blm
lemenin en kk birimleri ise, dikdrtgen olan herbir m e
kan birimini (planda) drde blen diyagonal tonoz kabur-
galannn ayrd gen birimlerdir (bkz. Resim 2 ve Resim
26).

"Bylece mimari btn, Summalann en kk birimleri


olan artlcullyi anmsatan, en kk birimlerin eklem
lenm esinden olutu. Bu birimlerin herbiri, planda
gen olm alan ve herbir genin kenann komu ge
nin bir kenar ile paylamas asndan, birbirinin b en
zeridir."82
81 Ayn.
82 Ayn, s. 35.
Bu tr bir sistem, sadece planda (ya da yapnn btnn
de) deil, tek tek hebir elem anda ve ayrntda da uygulan
mtr. rnein, pencere ebekeleri ana. ikincil ve ncl
dey kaytlara: kemerler ana ve tli kem er ii profillere; ta
yclar da ana ve tli stunce ya da pilasterlere blnm ler
dir. zellikle tayc ayaklarda bu b l n eb ilirlilik olduka
tipiktir: yle ki, Gotik mimar tek bir payenin kesitinden, b
tn tayc sistem in organizasyonunun kavranabilm esini ve
karsanabilmesini istemitir. rnein, St. Deni katedrali nef
payesi kesitini alacak olursak (Resim 19), bu kesitten nef ke
merlerini, bu kemerlerin ana ve ikincil i profillerini, nef ve
yan neflerin tonoz kaburgalarna uzanan birincil ve ikincil pi-
lasterleri "karsayabiliriz", tm sistemi aklayabiliriz.
R esim v e h ey k eld e ak-seik anlatm ilkesi, her eyden
nce ykleyici ieriin g rsel bir em a ile anlatlabilmesini
amalamaktadr. Sanatnn kaygs budur. Katedrallerin iko-
nografik program lan da genellikle bu sanatlara en ince ay
rntlarna dein Skolastik din adamlarnca anlatlm aktayd
(zaten ounlukla bu sanatlarn kendileri din adamlanyd).
Bir Gotik portal kom pozisyonu incelendiinde, onun kat
ve olduka standartlatnlm bir emaya tabi tutulduunu g
rrz. Bir Romanesk portal dzenlem esi ile (rnein Autun
katedralinin) bir Gotik portal dzenlemesini (rnein Paris'te
ki Notre-Dame ya da Chartres katedrallerinin); ya da 11. yz
ylda yaplm bir Romanesk resim ile (Resim 20) bunun Go
tik biem de yaplm bir k o p y asn (Resim 21) kyaslayacak
olursak, yeni bir dzen, yeni bir dizilim anlay ile kar kar
ya kalrz. Romanesk biem in youn ve dzensiz kalabal,
ematik bir dzene sokulmu, ak seik bir anlatm ve simet
ri egem en olmutur, gotik dzenlem ede, elem anlar titizce bir
birinden ayrlm, son derece disiplinli bir mantk erevesin
de yanyana dizilmilerdir. Figrlerin kalabalklna karn, an
latlan yk son derece aktr, sokaktaki adam tarafndan al
glanacak kadar basit bir em a haline getirilmitir. Bunu ger
ekletiren anlay, kukusuz Skolastik "Summa"larda bilginin
sunuluunu dzene sokan anlayla (bkz.: blm 1.2.4.2 ve
1.2.4.8.) ayndr.

1.3*2.6. Sanatn Kayna: D oa ya da Akl

"Sanat, kendi bana anlalamaz; insan ve d dnya


arasndaki genel uyum srecinin bir eleman olarak ele
alnmaldr. Bu ilikinin nitelii, sanatn da niteliini b e
lirler. Eer insan ile d dnya arasnda bir p otan siyel
fark varsa, eer bu ikisi farkl dzeylerdeyse, aralarn
da almas g bir eyim oluacak, bunun sanatta yans
mas da soyutlam aya bir eilim biim inde olacaktr.
Eer, tersine, insan ve d dnyas arasnda bir uyum
suzluk yoksa, her ikisi de ayn dzeylerdeyse ki b u
rada insan kendini doann bir paras olarak grr,
kendini ondan ayn hissetm ez naturalist bir sanata
eilim olacaktr."83

Ortaa felsefesinin incelendii blm lerde, Skolastik fel


sefenin "soyut, aklc ve maddeyi akn" nitelikleri zerinde
durulm utu. Doaya hite yakn olm ayan Ortaa dncesi
nin (bkz. blm 1.2.4.6.) bu temel niteliklerinin, Gotik sanatn
da balca niteliklerini oluturduunu syleyebiliriz: Gotik sa
nat da doaya yknmeyi amalamaz, akldan tretilmi ol
mak anlam nda aklc, yani soyuttur ve maddeyi, yaam a
kndr.
Gotik m im arlk ta am alanan birincil faktr, soyut, akla
hitap eden bir strktrn, her trl ilevsellik ve teknik zo
runluluktan bamsz olarak, bal b an a bir am a olarak

83 T. E. Hulmed a n aktaran; W. W oningcr, bkz.; a .g. y., s. xi.


tasarlanmasdr. Kukusuz bu strktr; ayn zamanda mimarn
karlat teknik sorunlarn zm iin de uygun dm ek
leydi. Skolastik dncenin salt rasyonel ve soyul mant.
Gotik mimarlkta strktre karlk gelen eydir. S tr k t r,
Gotik yapnn soyut m antdr, mimarn dn, tasarlay
biimidir.
Gotik mimar bize, ncelikle soyut, aklmza seslenen bir
"sistem" sunmay ister. Bu soyut sistemin iskeleti ise, her tr
l teknik gereksinim kayglarn "aarak", hatta teknii de
zorlayarak, bal bana soyut bir ama halini alan strk-
trdr. Gotik strktr, soyut bir mimarlk mantnn, bir
dnce sisteminin taa uygulanmasdr. Gotik mimar, daha
nceden bilinen ve kullanlan mimarlk tekniklerini, eleman-
lann ve malzemeyi bu am acna ulamak iin kullanmtr.
Tonoz kaburgalan, sivri kemerler, birleik payeler. payran-
da ve uan payanda sistemi, bir kafes gibi, kendi kendi
ne ayakta durabilen soyut bir strktr oluturacak biim
de bir araya getirilmitir. Gotik konstrksiyonun direkt bir
objesi, pratik bir amac yoktur, her trl pratik am acn
ok te sin e tanmtr; tpk Skolastik Summalarda biimin
ve kitabn metodolojik sisteminin, bir ara olm aktan kp
balbana bir ama haline gelmi olmas gibi (bkz.; 1.2.4.8.)
Gotik mimarlkta organik hibir ey yoktur. Hibirey d o
ay anmsatmaz, her ey "akln yaratt soyut bir sisteme"
hizmet eder. Organik bir yuvarlakl olan ve arlk tad
m, bylelikle de d oalln, doal ilevini bize duyum sa
tan klasik stun, hibir doal (ya da organik) arm
yapm ayan payelerle deitirilmitir. Tonoz kaburgalan ile
birlikte dnlrse, pilaster ve stunce demetleriyle olutu
rulan birleik payelerin bize anmsattktan, arlk tamak
gibi doal bir ilev deil, aadan yukan doru fkran
bir enerjinin kayna olma izlenimidir.84 Tonoz ve onu ta-
84 W orringer, a.g.y., s. 106.
yan bu sistemin temel kaygs, gerek bir hafiflik etkisi uyan-
drabilm ekir: yani burada. Pevsner'in deyiiyle estetik bir
kayg maddesel kaygya ar basmaktadr.83
Malzeme de bu am aca uygun bir anlayla kullanlmtr:
Gotik mimar, tan sadece pratik ve teknik yararlar salayan
bir materyal olarak kullanlmas geleneinden kendini kur
tarm. anlatmn tan d o al zelliklerine gre tasarlama
m. tersine ta, tan bu zelliklerinden bamsz olarak d
nd soyut tasarmna uydurm utur. O. ta taa ramen
kullanm, onu ar, krlgan bir m adde olmaktan, yani d o
allndan kartm, soyut tasanm na uydurm utur. Yer
ekimi gerei tan aa doru olan doal hareketini tersi
ne dndrm , hafifleyen ta tm yerekimi yasalarna mey
dan okurcasna, yukar doru fkran bir enerji ile dolm u
tur. Bir Gotik katedral, ieriden bakldnda, uarcasna bir
hafiflikte gklere dou ykselmektedir. Bu doal ya da m ad
di olmayan, soyut bir anlatmdr. Worringer'in belirttii gi
bi;

"Tm yap, materyalin arlndan, her trl d n


yasal snrlam alardan kurtulm u bir halde yukar
doru ykselir. Tm sistem bu ykselie hizmet
eder."86

Skolastik dncede soyut dnce s reci nasl bal ba


na ve otonom bir am a idiyse (bkz.; blm 1.2.4.2. ve blm
1.2.4.4.), Gotik resim de de izgi otonom, sadece kendi ifade
si ile var olan, soyut ve bal bana bir am a olmutur. Go-
tik'te izgi, sadece doal formlarn snrlayan bir hat deildir;
bal bana bir amatr.87 Gotik dnem de resim, ya elyazmas

85 Pevsner. a.g.y., s. 40.


86 W om nger, a.g.y., s. 157.
87 Ayn, s. 172.
kitaplarn sslenm esinde ya da vitraylarda mimarln bir par
as olarak kullanlmtr. 12. ve 13- yzyllarda gerek resim,
gerekse heykel, esas olarak ikonografik bir nitelikteydi, bal
ca amalan dinsel bir konuyu yklemekti. Dolaysyla figr
ler. esas olarak birer "semboL'dr, doay yanstmay amala-
mamtr.

"13- Yzyl ikonografisi duygulara deil aklmza ses


lenm eyi amalamtr. D oktriner ve teolojiktir, yani
mantksal ve aklcdr; ama onda dokunakl veya naif
hibirey yoktur. Byk dinsel kom pozisyonlar 'kalbe'
deil akla konuur."88

Bu nedenle d e portai dzenlem elerinde doaya uygun ve


duygusal bir anlatm yerine figrlerin dizilimindeki mantk ve
em atik an latm n planda tutulmutur. Sanatnn baars
nn lt de, onun doay taklit edebilmesi deil, dinsel bir
yky insanlara kolayca kavratabilecek bir simgesel anlat
ma ulaabilmesiydi.
Chartres katedralinin bat cephesinde yer alan 12. Yzyl
ortalanna ait heykel figrleri, bir stun gibidirler; Yzlerinde
doal, canl hibir ifade yoktur. Ayn cansz ve hibir duYgu-
sal Yk bulunmaY'an ifadeyi, Notre-Dame katedralinin Saint-
Anne portali tim panum unda Yer alan "Bakire ve ocuk sa"
kabartmasnda da grz. (Resim 22). Bu rneklerde sanat
nn m odel olarak doay semedii, hibir duYgusal mesaj
iletmeyi am alamad kolayca anlalr. M eyem'le kucan
daki ocuk arasnda hibir sevgi ba grlmez. ocuk, Mer
yem'in kucana adeta "tutturulmutur." nk, "Ortaa kafa
s iin her eY bir simgedir, ie Yarar anlam, d grnn
gerisinde yatan anlamdr."89

88 Mle, a.g.y., s. 192.


89 Pevsner, a.g.y., s. 51
Hem filozof ve bilim adam, hem de sanat iin ne doa
nemlidir ne de zg n olmak. H onnecout'un nl deflerin
de yer alan izimlerin bile birou kopyadr. Aslnda. V illard
H onnecourt1un90 defterinde yer alan bir aslan izimi (Resim
23) an sanatnn doaya ve soyutlam aya kar tutum unu
ok iyi gsteren bir rnektir: Yazldna gre H onnecourt bu
aslan figrn doadan bakarak izmitir. Ancak dikkatlice
bakldnda, bu izimin temelinin, aslnda soyut bir em a ol
duunu grebiliriz; H onnecourt, nce geometrik bir emay
yerletirmitir kadna: Birisi aslann bam, tekisi ise gvde
sini oluturan iki d a ire d ir bu em ann temeli. Sonra bu em a
y, gerekten de doadan grd ayrntlan ekleyerek "ete-
kemige" brndrmtr. Kukusuz hem Villard Honnecourt,
hem de dnem in dier sanatlar iin doadan alm ak,
bugn bizim anladmzdan ok farkl bir anlam tamaktay
d: nceden hazr olan geometrik bir emann iinin doadan
gzlem lenen (ya da bilinen) detaylarla doldurm ak anlamn-
dayd.91
Ortaa elyazmalarn ssleyen minyatrlerin hibirisi de
gerek bir m ekan d a gemez. Bu resimlerde doaya uygun
hem en hem en hibir ey yoktur. Hacim etkisi olmayan figr
ler, bir zemin zerine adeta "kattan kesilmi" olup st ste
"yaptn]mlardr." Resimdeki arka plan da ne gkyzdr,
ne d e bir doa paras: Ya altn sars gibi tek bir renkle bo
yanmtr (rnein, Castile'li Blanche'n Mezmurlar Kitabn
da yer alan minyatrler gibi), ya da "duvar kad" etkisi ve
ren, tekdze geometrik motiflerin tekran ile doldurulm utur

90 13- yzylda Kuzey Fransa'da yaam ta ustas ve mimar. Yaad dnem ierisin
d e hem en hem en tm nemli mimarlk yaplarn gezmi, bunlarn izimierini yap
mtr. Hem mimarlkla ilgili izimierini hem d e doadan yapug izimlerin yer ald
nl defterinin yaklak yans g nm ze ulaabilmi ve 1859'da R. Willis tarafn
dan ngilizce olarak yaymlanmtr. (Bkz.; Holt, a.g.y.)
91 Janson, a.g.y., s. 266
(rnein. Lisle Baronu Robert'in Mezmurlar kitabndaki min
yatrler gibi) (Resim 24).

Hi kuku yok ki Ortaa ikonografisinin en byk zelli


i sim g ec i bir anlatm olmasdr. Ortaa sanats doadaki
varlklan tek tek ele alp btnden, yani doadan soyutlar, bu
nesneleri doal nesneler olarak deil belli dncelerin akta-
nlm asnda kullanlacak "simgeler" olarak grr. Sonra da bu
simgelerle "konuur." rnein; iie daireler gkyzn, ya
tay ve dalgal paraleller suyu, surlar bir kenti, bir m elein
bekledii surlar kutsal Kuds' simgeler. Tann ile sa hep p
lak ayakl, Meryem ve havariler ayakkabl betimlenmelidir...
Sanat, tm bu simgeleri bilmeli, onlar kullanarak "yazma-
l"dr. Bu anlay sanaty doadan iyice uzaklatrmaktadr.
Ortaa Hristiyan sanatnn bir "doktrinin arac olarak" didak
tik niteliinin nem tamas, yani dinsel retiyi en alt taba
kadaki halka anlatmay balca ilev olarak benimsemi olma
s, onun dinsel konular betim lerken basit simgeler kullanm a
ya ve bu betim lem elerinde doal l ve oranlann da yk-
deki spiritel nem lerine gre dzenlem eye (hiyerari) y
neltmitir. Ancak bu sanatn "genel karakteri"dir. Simgeci eko
ln ilk savunucularndan A bbe Auber'in 1847'de Tours'daki
bir kongrede syledii gibi stun balnda yer alan en
kk bir yaprak detay bile bir sem boldr, bir dnceyi
yanstr" grnn de biraz abartl olduunu kabul etm ek
gerekir.92 zellikle 13. yzylda katedrallerin ilerinde kulla
nlan youn bitki ve hayvan motiflerinin h erb ir ayrn tsn a
bir anlam yklemeye almak, belki de bouna bir ura ola
caktr. Bunlann birou da, yontu ve cam sanatlan tarafn
dan salt d e k o r a tif amalarla ya da "Tann'nn evinde onun
btn yaratklar bulunmaldr" dncesiyle seilip yerletiril
mi motiflerdir.93
13. yzyl heykelinin, 12. yzyl ile kyaslandnda doa
daha fazla yaknlat sylenebilir. Bunu, Chartres kated
ralinin 12. yzylda yaplm olan bat portalindeki heykel
leri (Resim 13) ayn katedralin 13. yzylda yaplm olan
gney transepti portalindeki heykelleri ile ya da Reims ka
tedralinin bat portalindeki heykellerle (Resim 25) kyaslad
mzda grebiliriz. Ancak, bu 13. yzyl figrlerinde de d o
ast halen doal olana egem endir. Soyutluk ve sembolik
anlatm, yine de doann betim lenm esine ar basmaktadr.
Ama artk bu, Huysmans'n dedii gibi "hiyoroglif karak
terli" bir sembolizm de deildir, bu sem boller can l doa
nn elbisesini giymilerdir. Bu eilimi "naturalizm" olarak, ya
da "doaya yneli" olarak adlandrm ak iin henz ok er-
kendir.

1.3.2.7. Gotik zm lere U lalm asnda Skolastik


Y ntem

"Gotik biemin klasik aamasna ulaabilmesi iin (Su-


ger'nin St. D enis'sinden Pierre de M ontereau'ya) yz
yldan ksa bir sre yetmitir. Biz, bu hzl ve esiz bir
biim de younlam geliim izgisini, tutarl ve dm
d z bir ilerleme olarak greceimizi umanz. Ancak bu
geliim, tutarl olmasna karn, dm dz bir izgi halin
de deildi. Tersine, evrimi balangcndan so n z m
le m e le r in e kadar incelediim izde, geliimin hem en
hem en bir 'sramal yry' tarznda olduu izlenimi
ni ediniriz; iki adm ileri, bir adm geri.... Sanki mimar
lar bilinli olarak kendi yollanna engeller koymu
lardr. "Sh

Panofsky'nin bu dncesine neden, Gotik mimarlarn da


tpk Skolastik dnrlerin birbirleriyle elien dinsel otorite
leri hibirini reddetm eden ama biraz da zorlama bir yntemle
birbirleriyle uzlatrmalarna benzer bir tutumla, Gotik ideal
ile otoritesi tartmasz kabul edilen "gemiin byk antla-
n"n uzlatrmaya alm olmalandr.
Bir Skolastik dnr iin Aristoteles ne ise, 12. ve 13.
yzyllarn mimarlar iin de "gemiin byk yaplan" o idi.
Bu yaplarda kullanlarak genel kabul grm mimarlk biim
leri ve motifler, Gotik ideal ile elise de, mimarlarca kolaylk
la reddedilememi, bu iki farkl (hatta elien) biim, Skolas
tik filozoflann birbirleriyle elien dinsel otoriteleri uzlatr
mak iin kullandklar yntem e (tez-antitez-sentez) ok ben
zer bir yntemle zlatnlm"tr.
Bu yntem le ulalan "nihai zm", her eyden nce
Gotik katedralin plannda grebiliriz: Erken Gotik mimarln
en nem li yaplarndan Paris'teki N otre-D am e katedrali
(ll6 3 'te balanmtr) plan (Resim 26) neredeyse tam am en
yok edilm i transepti ile tam anlamyla u zu n lam asn a bir
plandr ve "mekan btnln" amalayan Gotik ideal iin
olduka uygundur. Bu, Gotikin ileri srd bir tezdi. Ancak,
mimarlar zerinde byk otoritesi olan "gemiin byk yap-
lan"ndan, rnein D urham katedralinin plan, ya da Toulou-
se'daki SL-Sernin katedralinin plan (Resim 27) neften, ha
plan oluturacak kadar fazla knt yapm olan transept kol
lan ile "baka bir ey" sylemekteydiler; bu bir antitezdi.
Gotik mimar, tpk ada olan Skolastik filozoflar gibi,
birbiriyle aka elien, ama hibirini dieri iin reddedem e-
yecei iki ayr "otorite" ile kar karyadr ve ada dn
rn izlediine benzer bir yolla bu sorunu zmekte, "otorite
leri" uzlatrmaktadr. Sonu; viksek Gotik katedrallerin ula
t "nihai" plan olan blml bir nef. ayn biimde b
lml olan ama "belirgin" bir biimde neften dan taan kol
lar ile. be blm l n kooyeri ile de birleen bir transept.
1220'de balanan A m iens katedralinin plannda (Resim 28)
bu olgun Gotik sentezi grebiliriz.
Plan dnda, birok mimari biimin yksek gotik zm
lere ulamasnda bu zikzakl geliim izgisini izleyebiliriz. Pa-
nosfky, Gotik M im arlk v e Skolastik F elsefe adl eserinde,
tipik Gotik "problem"i ele alarak, byle bir tez-antltez-
sen tez yntemiyle son zmlere ulaldn gstermektedir.
Bunlann en ilginci, bat cephelerinde yer alan g l p en cere
sorunudur. Panofsky'e gre Suger, belki de Beauvais'daki St.
Etienne'in kuzey transeptinde yer alan rnekten esinlenerek,
z n de Gotik ideale olduka aykn olan koskocaman bir dai
reyi (gl) St. Deni katedralinde kullanmtr. Bu, daha nce
bat cephelerinde kullanlmakta olan normal pencerenin s
t n e konulm utur. Daha sonra bu motif bytlerek Laon,
Notre-Dame de Paris ve Amiens katedrallerinin bat cephele
rinde kullanlmtr.
Kukusuz ki gl pencere Gotik katedrallerde baz estetik
ve teknik sorunlar dourmaktayd: Bir kere, daire eklinde bir
motif Gotik'in gkyzne doru sivrilerek uzayan genel g
rntsne aykryd. eriden bakldnda da, tonoz rtye
olduka yakn bir yerde bulunan koskocaman bir daire, sivri
kemerli tonozla eliiyordu. Boyutlan fazla bytldnde
gl pencere bu gibi estetik sorunlar dourmaktayd. ok k
k tutulduunda ise stnde, altnda ve iki yannda Gotik
anlaya pek uygun olmayan duvar yzeyleri kalmaktayd.
Ancak, Gotik ideale daha uygun olan sivri k em erli p en
cere ile bu ideale ters den dairesel bir pencere elikisi,
Reirs katedralinin 1211 'de tasarlanan bat cephesinde, ger
eklen de ok akllca bir yntemle uzlatrlmtr: Gl pence
re. sivri kemerli dev bir pencerenin iin e yerletirilmitir. (Re
sim 29). Reims ekolnn zirvesi olan ancak bugn var olma
yan St. N icaise katedralinde mimar H ugues Libergier, bu
"sentez" zm tam yetkinletirmitir. Byle bir zm, z
gerei "Gotik olmayan" gl pencerenin kullanlmasndan kay
naklanan sorunlan da zmt.
Gotik mimarln bu Hegelci evriminin Skolastik dnr
lerin ayn anlaytaki tez-antitez-sentez em asna ne denli
borlu olduu konusu Panofsky'nin sz geen kitabnda ser
giledii her iki alann (felsefe ve mimarlk) sorunlann z
biimleri ve evrimleri arasndaki benzerlik olduka arpcdr.
ORTAA KLTRNN ZL:
O ND RD N C YZYIL
13. yzyln sonlarndan itibaren Ortaa kltrnn ve bu
kltnn paralan olan Ortaa felsefesi ve Ortaa sanatnn,
hzla zlmeye, "safln, klasiklemi olan zelliklerini yiti
rerek deimeye balad grlr. 14. yzylda her iki klt
rn elerini O rtaa ve R nesans birarada bulm ak
m mkndr; ama yzyln balannda ar basan Ortaa kl
tr, yerini giderek yeni bir kltre brakmaktadr.
14. yzyl, eski dnyay temsil eden feodalite ile kentsoylu
snflarn yeni dnyas arasnda tam bir d en g e dnemidir.
Ama bu denge burjuvazinin dnyas lehinde hzla deim ek
tedir. Toplum artk bir orta snf toplumudur. Pazardaki para
ekonomisi her alanda egem en olmaktadr. Artk "br dnya"
deil, "bu dnya" nem kazanmaktadr. Yeni snflar, ekono
mi alannda olduu gibi, sanat ve dnce alannda da feodal
aristokrasiye kyasla daha "dnyasal", daha "akla", deiim
den yana ve yaratcdr; gerekidir ve kendisinin de gereksi
nim duyduu zgrlklerden yanadr. 14. yzylda, dnce
alannda Skolastik'in tekeli krlr, 12.-13. yzyllar boyunca
gelime ve kendini anlatabilm e olanan bulam am olan,
"gklere" deil "bu dnyann gereine" ynelik dnce
akmlan boy vermeye balar. Bunlarn en nemlisi n o m in a
lizmdir. Sanatlar da giderek serbest piyasa iin retm eye
balamakta ve kat kurallanyla kendilerini snrlayan lonca sis
tem inden kopmaktadrlar. Sanatn, konulan halen arlkl ola-
rak dinsel olsa da. biim olarak ayaklarn yava yava "yere"
basmakta olduunu grmekteyiz.
Kukusuz bu byk toplumsal dnm bi-iki yzylla s
nrlandrlamaz. Bu deiimin tohum lan 14. yzyldan nce,
12. yzyln iinde kentleme ile atlmt, rnleri ise 14. yz
yldan ok sonra, 16.-17. yzyllarda "tam anlamyla" toplana
bilmiti. 14. yzyl bu byk toplumsal dnm srecinin
"denge noktas" olarak dnebiliriz: Balannda eski kltrn
egem en olduu, sonra giderek yeni kltrn ar bast ve
yzyln sonlarna dam gasn vurduu, ama her iki kltrn
de beraber ve iie bulunduu bir yzyl!
Bu byk toplumsal ve kltrel dnm e bal olarak,
14. yzylda felsefe ve sanat alanlannda da nemli deiimler
olmu, 13. yzylda her ikisi de "klasik" evrelerini yaayan
Skolastik felsefe ve Gotik sanat, ge evrelerine girmi, her iki
si de "klasiklemi" niteliklerini kaybederek deim eye bala
mtr.
14. yzyl Avrupa kltr dnyasndaki bir dier nemli ge
lime ise, yzyln ortalanndan itibaren k ltrel n c l n
yava yava Fransa'dan talya'ya gemekte olmasdr. Bu ge
limede balca rol, 1337 ylnda ngiltere ile Fransa arasnda
balayan Yz Yl Savalar oynamtr. Bu sava, Fransa'daki
geliime her alanda byk darbe indirmitir: Franszlar Avru
pa ticaretindeki etkinliklerini kaybettiler, tarmsal retimleri
byk zarar grd, kentleri yanp ykld, tm kaynaklan sa
va iin seferber edildi... Bunun dnda, 1348'deki byk ve
ba salgn da ok fazla insan kaybna, dolaysyla da tanmsal
retimde de neden oldu. 13. yzyln zengin Fransas, 14.
yzyln ortalarndan itibaren hzla yoksullat. 14. yzyln
ikinci yans srekli ayaklanmalar ve i kanklklarla geti. Sa
va ve kargaa, lkenin entelektel yaamm da olumsuz etki
ledi kukusuz; renciler niversitelere devam edem ez oldu
lar.95
Bu savan ykmndan kendisini kurtaran talya, ngiltere
ve Fransa'da doan ticaret boluunu doldurdu, Avrupa'ya
ynelik Dou ticaretini ele geirdi. Akdeniz'deki konum u da
son derece elveriliydi. zellikle Kuzey talya'nn ehir dev
letleri (Milano, Floransa, Venedik gibi) byk bir hzla zen
ginletiler. 14. yzylda Italyan kentlerindeki bu servet biriki
mi, 15. yzyln byk kltrel geliimi iin uygun altyapy
hazrlad, sanatta ve felsefede nc roln talya'ya gemesine
yol at.

95 Bu yzyldaki Fransa'nn koullan ve kltrel ncln giderek yitirmesi k o n u


su n d a bkz.; Joan Evans, Life n M ed lev al F ra n c e , London: 1969, Phaidon Press.
2.2.1. Skolastik E gem enliin Sarslm as:

14. yzyl skolastii, Ortaa Skolastik Felsefesinin son ev


resi ya da Ge Skolastik dnem olarak anlr. Bu yzyl, Sko
lastik felsefenin giderek zld , ayr bir yzyldr.
Skolastik'in nceki blm lerde belirtilen "klasik" zellikleri,
giderek deyim yerindeyse su lan d rlm , safln yitir
mi ve artk "baka birey" olmaya ynelmitir. Buna paralel
olarak da Skolastik'in 12. ve 13. yzyllarda grlen dnsel
ve kltrel eg em en li i ve eitim zerindeki tekeli de giderek
krlmtr. Skolastik ncesi felsefi eilimler dirilmi, 12. ve 13.
yzyllar boyunca geliem eyen, am a O rtaa boyunca da
varlklarn h ep srdrebilm i olan n o m in a lizm ve m isti
sizm glenmi, sonuta felsefe. Rnesans'n zengin dnsel
rlarn yaratacak olan bir eitlilie doru gitmitir. Aslnda
bu dnem , Rnesans'n felsefi rlarnn yeerdii bir d
nemdir.
14. .yzyl felsefesini etkileyen en nemli gelimelerden bi
ri, Dom iniken ve Fransisken tarikatlar arasnda sregelen
m cadelede, Fransiskenlerin giderek ar basm asdr. Kat
Skolastik'in ve resm i grn temsilcisi olarak 12. ve 13.
yzyllarda siyasal ve kltrel egemenliini srdren Domini
ken tarikat, 14. yzylda gerilemitir. Yzyln en nemli filo-
zoflan olan Roger B acon (l. 1294), D uns Scotus (l. 1308),
O ckham 'l W illiam (l. 1349) Fransisken taikana baldr
lar. Bu tarikat, Skolastik kart olan nominalist ve mistik d
ncelerin balca savunucusu olarak, batan beri teoloji ile
felsefe ve doa bilimlerinin birbirinden ayrlmalarn, inan
dnyasnn gerek dnyadan aynlmasn istiyordu. Bu iki d
nce akmnn vardklar sonu buydu.
14. yzyl felsefesindeki bu "mtevazi" deiim, gerek
ten Yenia'n balannn iki byk kltr olaynn nc
sdr: Hristiyan dininde R eform h areketi ve doa bilimle
rinin teolojiden ayrlarak kendi bamsz yollann bulmalan.

2.2.2. O ndrdnc Y zyl F elsefesin d e N om in alizm v e


M istisizm:

2.2.2.1. N om in alizm (A dclk)


Bir dnsel r olarak Nominalizm adna ilk kez 11.
yzylda rastlyoruz. Ortaa boyunca Skolastik felsefe tarafn
dan hep bastnlm olan nominalizm, 13. yzyln sonlanndan
itibaren parlamaya balamtr.
Ortaa boyunca Skolastikiler ile nom inalistler arasnda
sren tartma, tmel kavramlar ile bunlarn tek tek nesneler
le ilikileri zerineydi. Skolastikiler, akl ya da anlama yo
luyla zihnimizde oluan t m el kavramlara ncelik verirler
ve bunlar "tek gerek" olarak grrlerken, nominalistler, t
mel kavramlarn "objektif gereklikleri" olmadn, gerek
olann sadece n e sn e le r d n yas olduunu, tmel kavramla
rn ise bu n esn e le r e bizlerin vermi olduu adlardan ibaret
olduunu ne srm ekteydiler. Nominalistlere gre gerek,
zihnimizde oluturduum uz Tann, ku, ta gibi tmel kavram
lar deil, tek tek her bir kedi, ku, ta, aa, ev ve benzeri gi
bi n e sn eler ve bu nesnelerin dnyasdr ancak.
Tmel kavramlann m (niversales) yoksa tek tek nesne
lerin mi (particulares) nce geldii, hangisinin dierinden
tremi olduu, dolaysyla hangisinin gerek olduu soru
suna verilen yant, Ortaa boyunca felsefe tarihini belirle
di. felsefede Rnesans'a doru deiimin bir gstergesi ol
du.
Erken Skolastik'te bu soruya verilen yant, tmel kavramla-
nn nesnelerden n c e bal bana var olduklar ve objektif
(duyular st) bir realiteleri olduuydu. Yani tek tek nesneler
bu tmel kavram lardan tremitiler. Bu dncenin ncs
Anselmus'tu.
Yksek Skolastik'te, tmel kavramlarn nesnelerin iin
de, onlann zleriyle ilgili formlar olduklan dnlmt. T
mel kavramlar yine gerekti, ama varlklan tek tek nesneler
le birlikteydi, nesneyi akn deildi. Bu dnceyi de Abe
lard, A quinas ve Albertus M agnus savunmulard.
14. yzylda ise tmel kavramlarn tekillerden, yani tek tek
nesnelerden so n ra olduklan, sadece nesnelerin gerek ol
duklan, tmel kavramlann ise bizim sonradan bu tek tek nes
nelere verdiim iz yapay a d la rd a n baka bir ey olmad
dncesi, yani Nominalizm (Adclk) nem kazand. Bu d
ncenin en nem li savunucusu ise O ckham 'l Willi-
am'd.
Nominalizmin ok byk etkileri olmutur: "Tmeller ger
ek saylmaynca, tmellere dayanan Hristiyanlk da temelin
den sarslm oluyordu."96 Aynca tek tek nesneler esas alnn
ca, sonsuz sayda nesnelerin (individuals) oluturduu fizik
s e l evren ve tek tek bireyler nem kazanm, Ortaa'n do
ay ve tek tek nesneleri ikinci plana atan dncesi sarsl
mtr. Bu da beraberinde Ortaa boyunca "en aada" say
lan nesneler dnyasna ve doaya kar bir ilg i uyanmasna,
buna bal olarak da deney ve gzlem in giderek nem ka
zanmasna neden olmutur.
2.2.2.2. M istisizm (G izem cilik)
Mistisizm de. nominalizm gibi Ortaa boyunca Skolas-
tik'in basks altnda geliemeyen. ama 14. yzylda hzla geli
ebilme olanan bulm u olan bir dnce akmdr. Misti
sizm. Tan'nn ne akl ile. ne de duyalannuzla kavranamaya-
can, ona ancak sezgiyle ve onu severek ulalabileceini
ne srer. Bu adan mistisizm, nominalizmle taban tabana zt
grnm ektedir. Ancak bu iki dnce akm, Skolastik kart
bir noktada biraaya gelmektedirler.
Mistisizm Skolastik kart bir dncedir, nk Skolas-
tik'in tersine Tann'nn akl ile kavranamayacan, ancak in-
t
sann k en di sezgileri ile bilinip sevileceini syler. Byle
diyerek de in a n c sadece Tanr ile kul arasnda bir olgu
haline getirir. Madem ki Tann'ya ancak kiinin sezgisi ile
ulalabilir, o halde ne Kilise gibi bir kuruma, ne de ruhban
snfa gerek vardr. Kuku yok ki bu dncenin glen
mesi, daha sonraki dinsel reformlann yolunu aan nemli et
kenlerden biri olm utu. B unun dnda mistisizm, Tann'y
k endi iin d e bulabilen bireyin de nem kazanmas so
nucunu dourm utur. Birey, en son amac yine Tann ile
birlemek, onun iinde erim ek olan bir parasdr Tan-
n'nn.
nsana bylesi bir yeni bak, Ortaa'a kyasla bireyin
nemini, onun i dnyasna duyulan ilgiyi arttrmtr. Bireye
nem verilmesi asndan da hem nominalizm, hem de misti
sizmin birletikleri grlmektedir.

2.2.3- O ndrdnc Y zyl F elsefesin in Baz Sonulan:

2.2.3.1. Skolastik'in Gcn Yitirm esi


14. yzylda da varln srdrm esine karn Skolastik, 12.
ve 13. yzyllarda "klasikleen" niteliklerini yitirmi, gevemi
ve "safl" bozulmutur. yle ki, klasik Skolastik'in Summa'la-
bile. Panofsky'nin deyiiyle " tekrar daha az sistematik ve
daha iddiasz sunu biimiyle deitirilmitir."9
Nominalist ve mistik grleri iinde barndran Fransisken
tarikatnn toplumsal yaamn her alannda, Skolastiki Domi-
niken tarikatna stnlk salamaya balamas ve dier d
nsel akmlarn gelime ortam bulabilmesi. Skolastik'in d
nce ve btnyle kltr zerindeki iki yzyllk tekelinin
de son bulmasna yol at.

2.2.3.2. Akl le n an cn Y ollarnn Ayrlmas


Skolastik, akl ile inanc uzlatrmak, aralarnda kalc bir
ban salamak amacyla ie balamt. Ama bunu hibir za
man tam anlamyla baaramad, zaten bunun pek olana da
yoktu. Yzyllar sren uralannn sonunda, 14. yzylda bu
iki alann akl ve inancn yollar bir daha birlem em ek
zere birbirinden aynlmaya balad. Bu gelime, Ortaa'dan
Yenia'a geiin de en nemli olgulanndan birisidir.
Bu yol aynmnda kukusuz en nemli rol Nominalist fel
sefe oynamtr. Toplumda giderek yaygnlk kazanan ve a
n en saygn filozoflarn yetitiren bu dncenin ne sr
d gibi, gerek olan ancak ve ancak nesneler dnyas ise,
her tr g erek bilginin kayna da gzlem ve deney olacak
tr. Gzlem ve deneye dayanm ayan nerm eler ise, ancak
in an n erm eleri olarak bir deer tarlar ve hibir biimde
ne g erek olabilirler, ne ak lc olabilirler ne de deney ya da
pratik yoluyla snanabilirler. Bu inan nermelerinin doru
luu ya da yanll ileri srlemez, bunlara yalnzca in a n
lr. Bu yaklam bir tarafa akl ile kavranabilen, doadan edi
nilen, doruluu ya da yanll snanabilen bilgiyi; br tara
fa ise kayna doa olmayan, akl ile kavranlmas olas olma
yan, doruluu ya da yanll snanamayan inana koyar ve
bylece bu iki zt alan (bilim ve inan) birbirinden aynr. Ar
tk bilim ve felsefe teknolojinin hizmetinde deildirler, ken
di bamsz yollarn bulmaya almaktadrlar. te bu ay
nndr ki, Yenia'n m odem doa bilimlerinin yolunu am
tr.
13. yzyl sonlannda yaam olmasna karn Rog
B acon (lm 1294) ann olduka ilersinde bir dnr
olarak, doa ve bilim konusuna yaklam ile tipik bir 14. yz
yl, hatta Rnesans filozofu saylabilir. Bacon'a gre doa
bilgisinin ama ve anlam "... doa zerinde insann ege
menlik kurmasdr."98 Rnesans'n zgn ve en byk yarat
larndan biri olan m odern doa bilimleri bu anlaytan ka
caktr.

2.2.3.3. Skolastik "Mutlak Doru" D n cesin in


Son B ulm as
Skolastik dnce, objektif (herkes iin geerli olmas an
lamnda) bir m utlak doru olduuna ve bu tek doruya da
ancak akl ile ulalabileceine inanmaktayd. Ancak 14. yz
yl felsefeleri, zellikle de Nominalizm bu "tek ve genel geer
doru" dncesini ykt.
Nominalistlere gre her tr bilginin kayna bireyin i ve
d deneyim leridir. D eneyim lerim izin dnda bir "mutlak
doru" yoktur. Bu da doal olarak dorunun g receli olma
s sonucuna ular. Panofsky*ye gre "Bu yeni akmlarn (ya
ni nominalizm ve mistisizmin) ortak paydas subjektivizm-
dir."99
Subjektivizm, Ortaa insanna, Ortaa ruhuna tam am en
yabanc bir kavramdr. nk Skolastik, insan aklna tam bir
gven duyar ve onun btn gerei olduu gibi kavrayabilme
yetisine inanrd. Kukusuz, akln tannsal anlama ya da
96 G kberk, a.g.y., s. 184.
99 Panofsky, a.g.y., s. 20.
mantksal karsama yoluyla edindii bilgiler mutlak doruy
du: nk ne Tanr kelam tartma gtrr, ne de mantk
(Aristoteles'in mant) ile karsanan bilgiler (ya da so
nular) birbirinden farkl ve sobjektif olabilirdi. Ancak bilgi
kaynann bal bana ak l olm aktan kp, bunun doa ve
doadan yaplan gzlem ve deney olduu sav nem kaza
nnca, duyular ve insan znellii de bilgi edinm e srecine gir
mi oldu. Bu da "yanlma", "farkl gr alar" ve "birden
fazla doru" ya da "kiiye gre doru" dncelerini ortaya
kard. Nesnelerin de artk "nasl olmas gerektii" ya da "nasl
olduunu bildiimiz biimleri" yerine belirli bir konum a gre
n asl gr n d k leri nem kazand.

2.2.3.4. B ireyin nem K azanm as


Hem Nominalistler, hem de mistikler, ayn ayn noktalardan
hareketle bireye ulamlardr. Nominalist dncenin gerek
kurucusu sayabileceimiz (nk Roscelinus 11. yzylda sa
dece Nominalist adn kullanm, ama felsefesini temellendir-
memiti) O ckham 'l William'a gre tm gerek "individel"
olan tek tek nesnelerden, bireylerden olumutur ve ancak bi
reyin gereklii vardr. D u n s Scotus'ta da insan istenci nem
li bir yer tutmaktadr, insan zgrdr ve Tanr'nn inayeti da
hil, her eyi kendi abasyla, istenciyle elde eder. Ortaa'n
edilgen ve kaderine boyun emi insan iin olduka yeni d
ncelerdi bunlar.
Tann'y kendi ilerinde arayan mistiklere gre de insan bu
abasnda tekbanadr. nan, tam am en kiinin bir sorunu
dur; Tann'y bulm ak iin Kilise ya da tarikat gibi rgtlen
m eler anlaml deildir mistik iin. Tann karsnda tek tek
bireyler vardr ve herbiri k en d i inde Tann'y arayacaklar
dr. Bu, ok kiisel bir urar. Kendi iinde dorulan ara
yan insan sonunda Tanr'ya ular ve onunla btnleir.
Dem ek ki insan, znde Tanr'nn bir parasdr (ki tekrar
ona d n ecektir) bu ned enle de h erb lr insan deerlidir,
nemlidir.
"Artk insann yeri ve konumu. Tann'ya gre deil, kendi
sine gre saptanabilirdi."100

100 B. otuksken, (D ipnot 9 gibO


2.3.1. Sanatta nem li D eiim ler:
14. yzyl, felsefede olduu gibi, sanatta da olduka
nemli deiimlerin olduu, Rnesans'n hazrland bir yz
yl olmutur. Ortaa sanat iinde, m odern sanatn ilk nve
leri grlmeye balamur.
Etkilerini 15. yzyln sonlarna dein az da olsa srdre
bilmi olan g e Gotik m im arlk, 14. yzyl balannda, klasik
Gotik ilkelerin "safln" yitirmesi, deyim yerindeyse "suland-
nlmas" ile ortaya kmaktadr. Bu, hem Gotik mimarln 13.
yzyldan itibaren yayld geni corafyada yerel zelliklerle
birlemesi, hem de klasiklemi ilkelerin dnda yeni anlatm
araylannn sonucu olarak balamtr.
R esim ve h e y k e ld e ise m odem sanatn kaplarn arala
yan gelimelere tank olunur: 14. yzyl sanats artk n e s n e
le r d nyas ile ilgilenmeye balamtr. Resim, ayaklann yere
basmaktadr. Yava yava "doann saylamayacak kadar ok
zenginlii ve eitlilii" kefedilmektedir. Skolastik'in tek b ir
m utlak doru ve nesnel gereklik koullanmasndan kendini
kurtaran sanat, kendi zn elliinin tadn kartmakta, yine
dinsel konulan tanmlamakta olduu resimlerine "kendi se
tii" gz dzeyinden ve kendi bulunduu noktadan bak
makta, perspektifin ilk denem elerini yapmaktadr. Giderek
zgrleen sanat, kendi kiiliinin farkna varmakta, gele
nekselleerek kemiklemi olan biem kalplarndan ken-
dini kurtarmakta, sanatna k e n d i damgasn vurmaya bala
maktadr. Sanat, insann i dnyasna girme ve bunu sana
tnda yanstma abalarna da bu yzylda girmeye balam
tr.
Tm bu deiimler Rnesans'n ayak sesleridir.

2.3.2. M imarlkta K lasiklem i Gotik N iteliklerin


zlmesi:
Yksek Skolastik felsefenin 14. yzyl balanndan itibaren
giderek zlm esine ve temel niteliklerini yitirmesine b en
zer bir gelimeyi, ge Gotik mimarlkta da grebiliriz: Yksek
Gotik mimarlnn mantkllk, ilevin biim ile aklanmas,
ak-seik anlatm vb. ilkeleri deitirilmi, "sulandnlm"tr.
Klasik Gotik, yayld corafi alann genilem esi ile yerel
zellikleri zmsemi; anayurdu olan Fransa'da da yeni ara
ylara girmi, ok zengin bir biim eitliliine ulamr.
14. yzyln ge Gotik mimarl, tpk 14. yzyl felsefesi
nin Skolastik'in kalplarn krmas gibi, yksek Gotik mi
marln klasiklemi ilkelerini deitirmitir. Bu bize, 13. yz
yln ok sistemli bir biimde rgtlenmi olan Sum m ala-
nnn, 14. yzylda daha "gevek", daha az sistematik ya
zn biimleriyle deitirilm esini anm satm aktadr (bkz.
2.2.3.1.)
14. yzyl mimarl, antsal bir anlatm dan ok, aynntlar-
da in c elm ili e nem vermitir. Mimarlar, eski katedrallerin
ak-seik ve grkemli izgileriyle yetinmemi, becerilerini da
ha ok sslem ede ve sslem enin karmaklnda gsterm ek
yoluna gitmilerdir.101 13- yzyl mimarl mantkl bir sistem
di: her elem ann ilevi belliydi ve bunlar birbirinden ak bir
biimde aynlmlard. Ge Gotik mimarlk bu ilkeyi deitir
mitir. rnein, bir ge Gotik tonoza bakacak olursak, tono-
zun kaburgalarnn yardmc eler ve fazladan eklenen di
yagonal kaburgalarla, hibir mantksal balant ya da bir
ilevin anlatlmasna ynelik herhangi bir aba grlmeksi-
zin. tonozun bir a gibi anlatlmasna ynelik herhangi bir
aba grlmeksizin, tonozun bir a gibi sarldn gr
rz. Yksek Gotik'in "ilevin biim ile grselletirilmesi" ve
"akln kavrayabilmesine ynelik olan bir mantkllk" ilke
lerini aka deitiren bu kaburga a, m ekan birimleri
arasndaki sn rlan d a rtecek kadar sk bir ssleme ebe
kesi oluturm utur ve tm tonoz tek para olarak grlm ek
tedir. 14. yzyln ilk yansnda Ely Katedrali Lady apelin
de (Resim 30) ve Gloucester'in tonozunda grdm z bu
gelime, daha sonra 15. yzylda S eville katedralinde (Re
sim 31), 16. yzyln ilk yarsnda da Cambridge'te King's
College, ya da W estm inster'de Henry VII apellerinde
grlen ilgin rneklerdeki gibi u noktalara vardrlm
tr.
Yine 13. yzyl katedrallerinde rnekleri grlen, payele
rin biimi ile rt sistemi arasndaki manuksal iliki de kalma
m, ya da nemli grlmemitir 14. yzylda. Paye kesitleri,
tonozu tayan genellikle yelpaze ve palmiye biimindeki
kaburga almlarna ilikin hibir ipucu verm ez bize. rne
in, 14. yzyln sonlanna doru Toulouse'da yaplan Eglise
des Jacobins'in apsid tonozu kaburgalar ile bu tonozu tayan
ayan kesiti arasnda hibir mantksal bant yoktur (Resim
32). Bu payeyi, St. Denis'nin nef payelerinin, tm styapy
kavrayabilmemize olanak salayan kesiti ile (bkz.; Resim 19)
ya da Amiens katedralinin tonoz kaburgas tayc ayak pilas-
terleri ilikisi ile (bkz.; Resim 18) kyaslarsak aradaki farkllk
aka grlebilir. Eglise des Jacobins'in payeleri ve buradaki
paye-kaburga alm ilikisi kuku yok ki klasik Gotik'in usta
lar Libergier ya da Pierre de M ontereau tarafndan olduka
yadrganrd.
D cephede de esas olan pitoresk bir etki yaratmakt. Bu
nedenle, ncelikle pencere ebekeleri ve ok ince ta iilii
vurgulanm, nem kazanmtr. Belirli hibir ilevi olmayan,
suktrle ilgili olmayan ta ssleme ile yap, adeta boulm u
tur. Artk Chartes ve Aiens katedrallerinin klasiklemi bi-
em sadeliini ve 13. yzyl katedrallerinin b lem birliini,
ne R ouen katedralinin 1310'da tamamlanm olan kuzey por-
talinde (Portail de Librairies) (Resim 33), ne 15. yzyln ilk
yansnda yaplan Sevllle katedralinin giriindeki oya gibi ince
ta sslemelerinde, ne 14. yzyln balannda yaplan ve yerel
zelliklerden etkilendii aka grlebilen O rvleto (Resim
34) veya S ienn a katedrallerinin cephelerinde, ne de 1357'de
tam am lanan G loucester gibi ngiliz d ey stilinde veya Mi-
lan katedralinde grebiliriz. Ge Gotik mimarlkta grd
mz, derli toplu bir biem oluturam ayacak kadar farkl ve
zengin bir biim eitlilii, pitoresk bir etki ve ayrntlann rafi
ne edilmesine verilen nemdir.
D m ekanda gzetilen pitoresk etki, ge Gotik mimarl
nda i m ekanda da gzetilmi, fantastik tonoz dekorasyon
larnn yansra, bitkisel bezem e de arlk kazanmtr. zel
likle Oxfordshire'da Dorchester gibi rneklerde, N. Pevsner'in
deyiiyle "...bitkisel sslemedeki anlk ve strktrn bu b o
tanik sahteliin gerisine gizlenmesi, son kertesine kadar abar
tlmtr."102 Bu tutum, 13. yzyl Gotik'inin tersine, btn mi
mari elem anlann ve m ekanlann iie gemesine, birbirinden
ayrdedilm em esine yol amtr. Artk m imarlk kendisini
"ak-seik bir biimde" ifade etmemektedir.
Almanya'da ise, 13. yzyl sonlar ve zellikle de 14. yz
ylda ok yaygnlaan Hallenklrche'lerin i m ekanlar, ok
sade olan dlannn tersine, an bir bitkisel ssleme ile bir or
man andrmakta, ve bu nedenle de Almancada "waldweben",
yani "ormans" olarak adlandrm aktadrlar.
102 Pevsner, a.g.y., s. 62.
2.3.3. R esim de znelcilik; U zayn Perspektif Yorumu:
14. yzyln balarndan itibaren hzla gelierek Skolastik'in
dnsel alandaki tekelini kran nom inalizm ve mistisizm
akmlarnn ortak paydas znelcilikti. Her iki dnce akm
da Skolastik'in nesnel, bireylerden bamsz olarak var olan
ve deitirilmesi olas olmayan m utlak doru kavramn d
lam, zneye (subje) bal bir doru olutunnutur.
Dnemin sananda bu zn elcili in en tipik ifadesi, Duc-
cio ve G iotto ile beliren ve 14. yzyln ortalarndan itibaren
hzla kabul grerek yaygnlaan uzayn perspektif yorum lan
masnda ortaya kyor. Resimsel m ekann derinlik kazandr
larak gerek bir m ekan yanlsamas yaratacak biimde betim
lenmesi anlamna gelen p ersp ek tif, hem sanatnn doay
olduu gibi yanstma abasnn, hem d e kendinin ve izleyici
nin bak asn verme kaygsnn bir sonucudur. Perspektif
bize yalnzca n e grldn deil, ama ayn zamanda z
n e n in k on u m u n a g r e n a sl grd n de verir. Ock-
ham'n deyiiyle perspektif, subjenin (zne) objeyi (nesne)
dolaysz seziinin kaydedilmesidir.103 Bu da demektir ki pers
pektif esas olarak z n e ile ilgilidir, znenin sezgisi, konumu,
bak ile ilgilidir; yani "znellik"tir perspektif.
Duccio'nun 1308-1311 tarihleri arasnda yapt M aesta su
na resimlerinde, bu yeni resimsel m ekan anlayn grrz.
zellikle de "Meryem'e lm nn H aber Verilmesi" sahne
sinde (Resim 35) daha nce resim tarihinde olmayan bir eyle
karlanz: iki figr mimari bir m ekan tarafndan evrelenmi
ler, "gerek bir hacim" iinde yer alrlar. Oysa Ortaa resmin
de, mimari mekan hep figrlerin arkasnda bir "sahne dekoru"
gibi durmaktadr. (Karlatr: Resim 7 ve Resim 35). Bu bir l
de doal karlanmaldr, nk Ortaa ressamlar iin
nemli olan sembolik anlatmd; figrler ve nesneler gerek
nesneler deil, belli anlamlarla ykl sembollerdi yalnzca.
Dolaysyla bunlarn gerek bir m ekanda yer almalar da pek
gerekm iyordu. Bu nesnelerin kendileri (m addeleri) deil,
yklendikleri anlam nemliydi ve maddesi nem tamayan
figrlerin gerek ve maddi bir m ekanda bulunm as da nem
tamazd doal olarak. 14. yzylda nom inalizm in nesneler
dnyasna (maddi dnya) kar uyandrd ilgi ile paralel ola
rak, resimde nesnelerin iinde yer aldktan doa paras da
dikkate alnmaya baland. Bu yzyln resminde nesneler b
yk lde yine sem bolik anlam ykl olarak ve Ortaa'n
yk leyici anlayna uygun olarak ele alnp kom poze edili
yorsa da, nesneler artk g erek nesnelerdir ve boyutlu
g erek b ir m ek an d a yer almaktadrlar. rnein, S im one
Martini'nin 1333'te yapt "Meryem'e Mjde" resminde vazo
iinde zambak, gvercinler, melek v.b. gibi sem bolik rol st
lenmi nesneler kullanlmtr; ama Ortaa anlayndan farkl
olarak, zambak vazosu sadece bir sem bol deil, gerek bir
vazodur ve bolukta deil gerek bir odann iinde yere otur
tulmutur. Burada ndeki ve arkadaki figrler arasnda hava
boluu vardr.
Kukusuz ki 14. yzyl resminin en nemli sanats Giot-
to 'd u r (1267-1337). Duccio'da resimsel m ekan ve derinlik ya
nlsamasn yaratan esas olarak mimari evre iken, Giotto'da
bu etkiyi yaratan mimari evre ile birlikte figrler ve onlann
dizilimidir. G iotto'nun "l sa'ya At" freskosunu (Resim
36), ayn konuyu ileyen bir 13. yzyl resmi ile (Resim 37)
kyasladmzda, Giotto'nun devriminin bykln kolayca
grebiliriz. 13. yzyl resminde btn figrlerin bir dzlem de
dizilmesine karn, Giotto'da figrler gerek bir m ekanda yer
alr. n plandaki figrlerle arka plandakiler arasnda bir bo
luk, bir m ekan vardr. Diyagonal duvar, arka planda uuan
m eleklerin daha kk izilmesi, figrlerde ksaltm teknii
nin kullanlmas, nesnelerin ve figrlerin boyutluluk izleni
mi verecek biim de oylumlan (bunu en ak bir biim de
Padua'daki Arena apelinde bulunan Fldes freskosunda gre
biliriz) ve nihayet figrlerin hareket halinde ve evreleriyle
bantl olarak betim lenm esi bu gerek m ek an etkisini ve
derinlik yanlsamasn bize duyumsatr.104
G iotto'nun resminde, izleyicinin bak as da nemlidir:
Anlatlan olay, sahnenin n plannda yer alr ve ounlukla
bizim (izleyenin) gz hizamzdadr, ya da bizim gz hizamz
referans noktas alnarak izilmitir. zleyici, tm znellii ile
olayn iinden biri gibi izler olay.
ncln talyan sanatlarn yapt bu yeni resimsel
mekan anlay, yine ayn yzylda kuzeyde de etkisini gster
di. Bu yzylda, zellikle Fransa'nn talya ile ok yakn sanat
sal ilikileri var. rnein, daha 1298'de Fransz ressam Auxer-
re'li Etienne, Philip le Bel tarafndan Roma'ya gnderilm i
tir.105 Ya da Simone Martini gibi Italyan sanatlar, almak
zere kuzeye gitmekteydiler.106 Fransa'da da Ortaa resmi
nin 14. yzylda aldn grebiliriz. rnein Jean Bruges,
Pol de Um bourg gibi sanatlar, resimlerinde boyutlu ger
ek bir m ekan oluturm ulardr. P ol d e Limbourg'un 14.
yzyl sonlarnda yapt bir minyatrde, Ortaa geleneine
uygun ykleyici ve sembolik bir anlatm (ayn mekan ieri
sinde drt ayn sahne, yk sralarna gre yanyana dizilmi
lerdir) gerek bir mekan iine yerletirmitir. Ayn biimde J e
an Pucelle'in 1325-1328 tarihleri arasnda resimledii bir ki
taptaki "Mjde" sahnesi de, neredeyse Duccio'nun yapt Ma-
esta sunandaki "Meryem'e lm nn H aber Verilmesi" (Re
sim 35) sahnesinin aynsdr.
104 Figrlerin hareketi ve dinamizmi, hacim asndan nem li sonular dourur, r n e
in, Lazarus'un Dirilii freskosunda, b ir ann dinamizmi dondurulm utur. Bylece,
davran ve baklarla elde edilen b ir mimari araclyla m ekan kurgulanabilm ekte-
dir. Bu k onud a bkz.; Bedrettin Cmert, G io tto 'n u n S anat, Ankara: 1977, Hacette
pe niversitesi Yaynlan.
105 Henri Focillon, T h e A rt o f t h e W est n t h e M id d le A ges. V ol. II., G o th ic A rt.,
London: 1963, Phaidon Publishers, s. 127.
106 Janson, a.g.y., s. 280.
Heykelde de benzer gelimeler grlr: Giotto'nun ada
olan heykeltra G lo v a n n i P isan o 'n u n 1302-1310 tarihleri
arasnda Pisa katedrali iin yapt kabartma, figrlerin dizili
mi ile bize derinlik duygusunu vermekte ve bu yapt ile bir
Gotik heykeltra olan babas Niccolo Pisano'nun 13. yzylda
yapt ve figrlerin bir d zlem d e stste ylm olduu ka
bartm adan kkl bir biimde ayrlmaktadr.

2.3.4. Fiziksel N esn eler D nyasna lgi:


Nominalist dncenin sonsuz sayda nesnelerin yer ald
fiziksel nesneler dnyasn "gerek" dnya olarak grm esine
paralel olarak, sanatta da doann snrsz nesnelerine ilgi d u
yulmaya balandn gzlemleyebiliriz. 14. yzyl resmi, sem
bolik anlamn dna taarak, doa betim lem elerine ve nes
nelerin aynntlanyla belirtilmesine de nem vermeye bala
mtr.
G iotto'nun resimsel mekan gerek bir uzaysal hacim ola
rak gstermesi, aslnda naturalizme atlan ilk adm saylr. Re
sim dzlem inde oluturulan kbik mekan, gerek yaam dan
alnarak resim erevesi iine yerletirilen bir doa parasdr
aslnda. yky anlatan figrler gerek bir mekana, b o
yutlu bir doa paras veya bir mimari mekann iine yerleti
rilince, artk resmedilen ey yalnzca bu figrler deil, bu
boyutlu mekann iinde yer alan h er e y olur. Esas figrleri
ereveleyen boyutlu m ekan iinde yer alan dier n e sn e
ler de resmin iinde yer almadktan sonra, byle bir resimsel
m ekan oluturmann gerei zaten yoktu; figrler bir dzlem
zerinde de dizilebilirdi o zaman. Dier bir deyile, oluturu
lan resimsel mekann gerek bir m ekan olmas, bu m ekann
iinde gerek te yer alan tm nesnelerin de resmin iinde yer
almasn gerektiriyordu. Gerek bir m ekanda, hibireyin ol
mad bir boluk olamazd. Toprak, kaya, aa, su, da, bi
na, insan gibi bir nesnenin olmad yerde de "hava" vard.
Bu. en azndan dnce olarak n atu ra llz m d ir. Anlatlan olay
b u d n y ad a geince, bu dnyann nesn eleri de resimde yer
lerini alacaklard, figrler "bolukta" deil, gerek bir doa
parasnda, bir odann iinde ya da topran z e rin d e ola
caklard. G iotto'nun resmin arka plann, hibir nesnenin bu
lunmad fonu, nl m av i rengi ile boyam asnn nedeni de
bu olsa gerek. Gerek bir doa parasnda arka plan gky
znden baka ne olabilirdi ki? Resim 36 ile Resim 37'yi bir
kyaslayalm: Resim 37'de figrler bir dzlem de yer alrlar,
resmin iine "bu dnya"dan hibirey girmemitir, figrlerin
arasndaki boluk ve resmin arka plan (fon) tam anlamyla
bir b o lu k tu r ve san renge boyanm tr. Figrlerin hacmi
yoktur, izgilerden ibarettir. Oysa ayn konuyu ileyen Gi
otto'nun resminde (Resim 37) figrler gerek bir doa par
asnn zerinde y e r e basarlar. evreleri gerek nesnelerle
doludur; bir duvar, aalar, toprak... Gkte uuan melekler
bile "bu dnya"dan bireydir. O nlarn arasndaki boluk da
doadr, gkyz olarak m aviye boyanmr. Figrler, hey-
kelsi ktleleriyle, uzayda yer kaplayan gerek figrlerdir. Re
sim erevesi iinde doadan olmayan hibirey yoktur.
Giotto, doal dnyay betim lem enin zevkine ilk kez Assl-
sl'd e varm, ancak P adua'da doaya yaklam yepyeni bir
nitelik kazanmtr. Assisi freskolannda grlen ar basitle
tirme, Padua'da yerini birok ayrntnn zerinde zellikle du
rulmasna brakmtr. rnein; Anna'ya Mjde freskosunda,
odann iindeki tm eya ve nesneler srarla vurgulanm, hi
bir aynnt atlanmamtr.
Fransisken tarikatnn kurucusu olan Aziz (Franciscus)
Francesco'nun kenti olan Assisi'de yetien ve mesleki kariyeri
ne St. Francesco kiliselerinin (Aa ve Yukan St. Francesco
kiliseleri) freskolan ile balayan Giotto, kukusuz ki doa ile
dost olan, kularla konuan, hibir canl varla "yabanc" ol
mayan Aziz'in retisinden ve bu tarikatn nl dnrlerin
den etkilenmiti. Giotto'nun figrleri de, tpk Aziz Fances-
co'nun ak, basit, her trl yapay balardan kurtulup doal
ve ilkel zgrln kazanan insan gibi yaln, ll ve z
grdr. Azizler ve sa, dinsel snrllklanndan arnarak gerek
birer "insan" olmulardr.
S lm on e Martini, mekan konusunda Giotto ve Duccio ka
dar dikkatli deilse de, olaanst keskin bir gzlemci ve d e
taycdr. Tiplemeleri, bunlarn giysileri ok eitlidir. Figrler
deiik pozlarda yakalanmlardr. Resimde saysz aynnt yer
almaktadr.
A m b rogio Lorenzettl'nin 1338-1340 tarihleri arasnda
yapt "yi Hkmet" freskosunda da Siena ve evresinin
gerek bir manzarasn buluruz. Bu, antik Roma'dan bu yana
ilk gerek m an zarad r. Siena kenti, sokaklar, buralarda do
laan insanlar, atllar, kentin evresindeki kr, tarlalarnda a
lan kyller, tm aynntlanyla gsterilmitir resimde.
Doann ayn dikkat ve aynntyla betimlenmesine kuzeyde
de rastlanr. Pol de Limbourg'un resmi doast olan bir olay
(lk Gnah ve Cennet'ten Kovulu) gerek bir doa paras
nn iinde anlatmaktadr.
Kukusuz ki bu gelimeleri henz naturalizm olarak ad-
landramayz, ama bu, m odem naturalizme ilk altr.

2.3.5. n san n t D nyasna lgi:


14. yzyln nemli bir dnsel akm olan mistisizm, in
san ruhuna ve psikolojisine, insann i dnyasna olan ilgiyi
uyandrmtr. Resim ve heykelde, dramatik bir anlatm iinde
betim lenen insanlann dsal zelliklerinin yansra, i dnyala-
n ve duygulan da anlatlmaya balanmtr. Aslnda naturaliz-
min bir sonucu olarak da deerlendirilebilecek olan bu geli
me, portre sanatnn yolunu amtr.
Bu konu ile ilgili olarak da tekrar byk usta Giotto'ya
bakm ak gerekir. Giotto, teknik aralara egem en olan usta bir
sanat olmann yansra. insan ruhunun derinliklerini de irde
leyen bir sanatdr. Kuku yok ki Giotto, kutsal ykleri re
simlerken, o yklerin iinde yer alan kiilerin "gerek ya
amda" nasl davranacan, "gerek" insanlarn bu tr olaylara
nasl tepkiler gsterebileceini uzun uzadya incelemi, bu
konuda gzlemler yapm, dnmtr. lk eserlerinden olan
Assisi freskolannda bile duygular allmadk bir yenilikle dile
getirilmekte, kiilerin i dnyalar yanstlmaktadr. rnein
shak'n Esav' reddedii sahnesinde kendisine oynanan oyun
dan tr shak'n fkesi, reddedilmi olmaktan tr Esav'n
znts, ve olacaklarn endiesi iindeki Rebeca'nn heye
canl ifadesi freskoda yansmaktadr.

"Figrlerin, iinde bulunduktan durum ve koullara uy


gun olarak, i dnyalarnn, 'gl tepkilerle, yz ve
davranlarnda ifadesini buluu, Giotto'nun bu balan
g dnem inde, en belirgin zelliklerden biridir.107

l sa'ya At freskosunda da (Resim 36) ayn duygu


ykl, dramatik anlatm buluruz. Bu dinsel olay Giotto "yer
yzne" indirmi, onu insan boyutar iinde sunup saydam-
latrmtr. Bu ac olay, bizim ok dmzda, gklerde bir
yerde, bize yabanc olan insanst baz kiilerin bandan
gemiyor, tersine bize yakn, hatta bizim d e iinde bulundu
umuz insanlann bandan gemektedir. Umarsz bir suskun
luk iersindeki annenin, sa'nn ayak ucundaki Mary Magda-
len'in ve l sa'y epeevre saran insan km esinin acsn
biz de paylarz. Bu dramatik gerilimin doruunu Meryem ile
Isa'nn birbirine yaklaan balan oluturur. Srt bize dnk
olan, yzlerini gremediim iz figrler bize ac bir yas iletir
adeta; nk bu duygu resmin tamamna sinmitir.
Akla hitabeden Ortaa resmi ve heykeli. 14. yzylda ar
tk kalbe, duygulara da hitap etmeye balamtr. Mistisizmin
dolaysz etkisinin bir sonucu olarak (bkz.; blm 2.2.2.2.). da
ha ok "bireysel tapnmada kullanlmak zere yaplan kk
boyutlu yeni Meryem ve sa tasvirleri bunun iyi birer rnekle
ridir. Hristiyan sanatnn genel, bilinen konularna daha b
yk bir duygusal etki ykleme istei ile 13- yzyl sonlarndan
itibaren doan bu yeni dinsel imgeler, zellikle Almanya'da
byk yaygnlk kazanm olm alarndan tr Almanca adla
ryla A ndachtsbild olarak anlmlardr. Bunlarn en yaygn
biimleri pietalard. Bunlar, aklyla deil gnlyle inanan in-
sanlan duygusal olarak etkilemeyi amalamaktaydlar ve son
derece dramatik, duygu ykl bir anlatmlar vard.
14. yzylda bu birikimlerin ilk portreleri de dourduunu
gmlekteyiz. Geri bunlar gerek anlam da portreler deildiler
ama, en azndan ilk giriimlerdi ve gerek portrenin yolunu
atlar. Bu dnem de, rnein S im on e Martini, arkada olan
byk hmanist Petrarca'nn sevgilisi olan Laura'nn bir port
resini yapmtr,108 Ama ne yazk ki bu portre gnm ze ula
amamtr. Prag katedralinde 1379-1386 tarihleri arasnda ya
plm olan ve kiliseye yardm edenleri gsteren portreler
(bst) vardr. Bu bstleri yapan heykeltra Peter Perler, bir
de kendi bstn yaparak dierlerinin arasna koymutur. Bu,
belki de ilk zportredir.

2.3.6. Sanatnn zgrlem esinde tik A dm lan


14. yzyl, toplumda kentsoylu snfn giderek glendii
ve piyasa ekonomisinin de yava yava her tr ekonom ik ili
kiye egem en olmaya balad bir yzyl olmutur. Bu yzyl
ayn zamanda, mimarlk alannda da, Ortaa'n ok byk
apl toplumsal projelerine artk pek giriilmedii bir dnem -
dir. Bu koullar, sanaty da giderek piyasa koullarna
gre davranmaya itmitir: Kk apl atlyeler, bu atlye
lerde "kendi adna" i yapan sanatlar, belirli ilerin, bilinir
leriyle rekabet halindeki sanatlardan birine seilerek veril
mesi. v.b. gelimeler dnem iin tipik gelimelerdir. Artk
piyasa iin i reten sanatlar, doaldr ki Ortaa'n ok
byk boyutlu yaplarn kollektif bir em ek ve ruhla yapan
sanatlara kyasla daha zgr olacaklar, kiiliklerini ortaya
kartabilecekler ve ilerine, daha dorusu eserlerine bu ki
iliklerinin dam gasn vuracaklardr. Rekabet eden, onlarn
eserlerindeki "kiisel yan"dr, sanatnn zgnldr n
k.
14. yzylda, 12. ve 13. yzyllarn sanatsal yaratsnn it
gc olan antsal mimarln rolnn giderek azald grlr.
Bunda kukusuz ki balca etken Yz Yl Savalannn ngilte
re, zellikle d e Fransa'nn toplumsal ve ekonom ik yaamn
olum suz etkilemesidir. 12. ve 13. yzyllarn dev toplum sal
projeleri olan katedral inaattan, ancak ok byk, disiplinli
ve egdm l alan bir "sanatlar ordusu" tarafndan ger-
ekle^rilebilirdi. Mimar, ta ustas, heykeltra, ressam, maran
goz, cam ustas ve daha birok sanatdan oluan ve genellik
le St. Deni katedralini yaptran rahip Suger gibi bir din ada
mnn egdm ve denetim i altnda alan bu ekip, bir ii
alr, o i bitene kadar yllarca onun zerinde alrd. Bu "ar
kovan"nda herbir sanatnn rol, iin sadece kk ve belirli
bir parasn yapmakt ve sanatdan beklenen yalnzca bunu
daha n cek i ustalarn yapt gibi yapmasyd. 14. yzylda
bu tr byk projelerin azalmas sonucunda sanatlar kendi
balarna yapabilecekleri kk boyutlu ilere gre rgtlen
diler. Kendi kk atlyesinde, pazarda satabilecei trden
ve zg rce setii kk ileri (Fildii veya metal heykelcik
ler, resimler, ikonalar vb. gibi) yaparak daha byk iler iin
adn duyurm aya alan (ya da rekabet eden dem ek daha
doru olur) sanat, kendi slubunu da zgrce gelitirmek
teydi.
Sanatta "genel eilim" ya da "kalplam bien kuallan"
yava yava almaktadr. Yoksa bir Giotto devrimi olamazd.
Bu eilime bir rnek de Paris'teki minyatr atlyeleriydi. Bu
atlyelerin ustalar, genel bir tutum benimsemeyi giderek bir
kenara brakp, herbiri kendi biemini oluturmaya balamt.
14. yzyl m inyatr sanatnda renk, form ve alan dzenlem esi
asndan tam bir deneyler dnem i olmutur. Bu sanatlardan
birisi olan Jean P u cell "Heures de Notre-Dame" kitabm ne
redeyse siyah-beyaz bir renk skalasnda resim leyerek yep
yeni bir uygulam a balatm tr .109 Kukusuz ki bu "kk
atlye sahipleri", dier sanatlarla kyaslandnda, greceli
olarak daha zgrce deneylere giriebilme olanana sahipti
ler.
Eserlerine ne imzalann atan ne de kendi kiiliklerini yan
stan Ortaa sanatsndan farkl olarak, artk sanatlann b u
nu gururla yaptklarn grm ekteyiz 14. yzylda. Bu zaten
piyasa koullannda alan sanatlar iin bir zorunluluk ha
line gelmiti, nk rekabet bunu gerektirmekteydi, Glotto
bu adan da nc bir rol stlenmekte, sanatya b a k konu
sunda yeni bir dnem balatmaktadr. O ilk defa zgnl,
yenilii ve kiilii ile n yapt. Gombrich'in deyiiyle syle
necek olursak, "Sanatn tarihi, Giotto'dan balayarak, ilkin
talya'da, sonra da teki lkelerde byk sanatlann tarihi ol
mutur."110 Giotto'nun n en uzak lkelere kadar yaylmt
ve "Floransa halk onunla vn duyuyor, yaamyla ilgileni
yordu. Bu olduka yeni bir olguydu."111 D ante de nl yapt
D hdna Commedla'da Giotto'yu anmaktadr.112

109 Focillon, a.g.y.( s. 131


110 G ombrich, a.g.v., s. 154.
111 Ayn, s. 153-
112 Ayn, s. 161.
3. RNESANS'TA FELSEFE VE SANAT
3.1. RNESANS: YENlA'IN E

ok genel anlamyla Rnesans olarak adlandnlan 15. ve.


16. yzyllar, Avrupa kltrnn iki byk a arasndaki bir
kprdr: Ortaa'dan yenia'a ulaan bir kpr. Gerekte
uygarlk tarihinin, kendi iersinde benzeir ve tutarl olmas
nedeniyle belirli bir "ad" ile anlan her d n em i, kendinden
nceki ve sonraki "dnemler" arasnda bir gei sreci olarak
anlabilir. M. Levy'nin belirttii gibi, "Bir lde btn alar
bir gei dnem idir; tpk her insan yaamnn olduu gibi.
Ama herbir yaam gibi, o da kendine zg bir karaktere sa
hiptir."113
Doaldr ki tarihin bu yapay blnm esi de gereklikle tam
olarak rtmez: Ortaa, gerekte 13. yzyln sonlarndan
itibaren zlm eye, deim eye balamtr; ama Ortaa'n
pek ok karakteristik zelliinin de Rnesans dnem ine dam
gasn vurduunu grrz. "Rnesans, yeni bir an balan
gcndaki kk bir aamadr" derken H uizinga (1988), Rne
sans'n bal bana bir ama olmaktan ok, yepyeni bir d
nemin iin iin hazrlan olduunu belirtm ekteydi.11"
Kukusuz ki Rnesans, Avrupa kltr evresinin bir olay
dr ve bu corafyann ok zgn tarihsel koullannn bir r

113 Michael Levy, E a rly R e n a issa n c e : Style a n d C lv lizato n , Norwich: 1967, Pengu-
in Books, s. 13.
114 John Huizinga, "Rnesans Sorunu", (Trkesi: Z. K poglu), G e rg e d a n 13 (Man
1988), s. 28-34.
ndr. Rnesans Av rupa'nn btnnde birden balamamtr:
O nce talya'da balam ve Bat Roma'nn varisi olan Latin-
C erm en lkelerinde hemen benimsenmi, daha sonra da tm
Avrupa'ya yaylmtr.
15. yzylda Avrupa'da tccar snfnn kr gdleri ile k
krtlan ve Dou ticaret yollarnn Mslmanlarn eline gem e
siyle de kanlmaz bir hale gelen corafi k eifler, bir yan
dan Avrupa insannn ufuklarn geniletirken, bir yandan da
Avrupa'da hzl bir zenginlik birikimine yol a. Rnesans, ge
nel anlamyla bir "byk keifler a"dr: insan, evren i, ze
rinde yaad g ezeg en i ve bir birey olarak k en d isin i kefet
mektedir. Bu dnem le bilimsel bulular canlanm, kilise g
cn yitirmeye balam, insanlk hzla yeni bir dnyaya y
nelmitir; Y eniaa adm atlmtr.
3.2.1. R nesans F elsefesin e G enel Bir Bak:

14. yzyl boyunca Ortaa'n zgr olmayan ve belli


nrlar iine sktnlm "tmc" dnya g zlr; felsefe
nin iine hapsedildii Skolastik kabuk atladka, eitli fel
sefi rlar serpilip gelimeye balar. Rnesans felsefesi, din
atlmlarla dolu bir deiim felsefesidir, Ortaa deerleri ile
Yenia deerlerinin bir hesaplamasdr. Bu nedenle de "es
ki" ile "yeni"yi iinde banndrr. Ancak ar basm akta olan
"yeni"dir ve "eski"yi hzla tasfiye etmekledir. Rnesans felse
fesi, 14. yzyl balarndan itibaren zlen Ortaa kiilt-
ln son kalntlarnn aykland bir felsefi dnem olmu-
ar.
Rnesans felsefesi denildiinde, Otaa'da olduu gibi bir
(Skolastik) felsefenin egem en olduu bir dnsel ortam an
lamamak gerekir; o, birok farkl felsefe rnn zgrce
gelitii bir "dnsel ortam", bir "entelektel atmosfer"dir.
Bu atmosfer, tek tek felsefi rlarn ortak paydasdr. Bu at
mosferin oluum una; H m anizm , Y eni Platonculuk, Aris-
to teiesilik , A tom lzm , p h ecilik gibi felsefe rlarnn
yansra, R eform gibi eyleme dnm toplumsal dnce
ler, yeni gelimekte olan m odern doa bilimleri, devlete ve
hukuka yeni bak alarn yanstan dnsel akmlar, birlikte
katkda bulunmulardr.
Balangta Rnesans felsefesi nne yeni sorunlar koy
mam. Antik an sorunlarn yeni batan ele alp bunlara
yantlar aramtr. ana zg sorunlara daha sonra el atm
tr.
Rnesans felsefede bir kaynama ayd. Eski dncele
rin yklp yeni dncelerin doduu, srekli araylarla dolu
bu kaynama a, ancak 17. yzylda durulur. 17. yzyl R
nesans'n getirmi olduu yeni grleri, bulular ve ilkeleri,
ksacas Rnesans'n tm kazam m lann derleyip dzenlemi,
tutarl bir kltrel yap iersine yerletirmitir.
Rnesans felsefesinin belli bal zelliklerini ayr balklar
altnda incelemek baz glkleri de beraberinde getirm ekte
dir, nk bu zellikler birbirlerinden ayrlamayacak kadar
iie gemiler, birbirlerine balanm ve bir "dnsel atm os
fe rin bilekenleri olmulardr. Ancak yine de, sanat alannda
ki paralel gelimeleri daha kolaylkla belirleyebilcek gibi pra
tik bir nedenle, bu zellikleri balca balklar altnda topla
mak gerekir.

3.2.2. F elsefede Antik aa Y neli:

"Rnesans felsefesi ie Antik a'n brakt yerden


balamtr. Antik dnyann ortaya koyup bir yere
kadar iledii sorunlarn ou, Otaa'n bal d n
ya anlay iinde olduklar dunm da kalmlar, ya
da, en azndan Hristiyanlatnlarak mantki sonulan-
na varamamlard. Rnesans, bu sorunlann ilen
mesini aksatan, durduran engelleri ortadan kaldra
cak, onlara tadklar olanaklar sonuna kadar ge
litirecek yolu aacaktr. yleyse Rnesans felsefe
si, balangta yeni sorunlar bulup ortaya koy
mam, sorunlarn Antik a'da bulmutur. Ancak An
tik kltr ile iyice tantktan sonradr ki, Rnesans
dncesi kendinin olan yaratlar ortaya koymaya
balamtr,"115

Dala 14. yzyl sona erm eden, Antik literatre kar b


yk bir ilgi uyanr. Antik yaptlar evrilir, yorumlanr, gerek
ve tam kadrolaryla ortaya konulm aya allr. Rnesans d
ncesinin mjdecisi olan F ran cesco Petrarca (1304-1374)
ile G iovann i B occaccio (1313-1365), Antik literatr b
yk bir alkla incelemiler, tantp yaygnlatrmaya alm
lardr.
15. yzylda klasie duyulan ilgi ve coku, tm toplum u
saran bir top lum sal ruh halini ald. Birok kii iin Antikite
bir m od a idi: Birok insan ocuklarna Yunan ve Latin adlan
takt. Agamemnon, Tydeus, Achilles, Minerva gibi isimler, tal
ya'da aziz isimlerinden daha byk bir yaygnlk kazand. Bir
ok isim de Latinletirildi: rnein, Giovanni ad Jovianus ol
du, Pietro ad Pierius, Antonio ad Antonius, Luca Grosso ise
Lucius Crassus olarak deitiriliyordu.116 Bu, klasik kltre
duyulan hayranln toplumda ne derece yaygnlk kazand
n aka gsteren bir rnektir.
15. yzylda Yunan ve Roma klasikleri de byk bir hzla
evrilir ve birok ktphane oluturulur. Bunlardan bazlar,
Medici, Urbino ve Vatikan ktphaneleridir. Yunan filozoflan-
nn yaptlar ve Boccaccio'nun H o m ero s evirileri herkesin
elindedir.117 Petrarca da Latin iirinin btn biimlerini taklit
etmitir.118
Antik ag'a duyulan bu ilgi ve hayranlk, Rnesans b o u n
ca srmtr. yle ki, antik paganizm bile tekrar canlanm
tr. rnein, ok parlak bir 16. yzyl dnr olan Machia-

115 G kberk., a.g.y., s. 194.


116 Jacob Burckhardt, T h e C v lllz a tio n o f t h e R e n a ls s a n c e n Ita ly , London: 1944.
Phaidon Press, s. 149-150.
117 Ayn, s. 114.
118 Ayn, s. 112.
velli, bir pagandr ve ona ge Anlik dinler insann doasna
en uygun olan dinlerdir.
Rnesans'n Anlik kltre bu denli hayranlk duyarak onu
idealize etm esinde kukusuz ki Ortaa Skolastisizmine kar
duyulan tepkinin de nemli bir pay vardr. Ama yine de R
nesans felsefesi hibir zaman klasik ilka dncesinin salt
bir tekrar deildir; o, gr ve tutumu bsbtn yeni olan bir
yaam, bir bak as getirmitir ve bu yeni dnyagrn
oluturmada da Antik kltr kendi amalarna ok uygun bir
kaynak olarak grm ve ondan bu ekilde yararlanmtr.

3.2.3. nsana Y neli; H m anizm :


Hmanizm deyimi, ilkin ve dar anlamyla, Antik literatr
zerinde, daha ok filolojik nitelikteki almalara verilen bir
add. Antik edebiyatn o gnn diline evrilmesine "Hma
nizm", bu eviri iini yapanlara da "Hmanistler" denilm ektey
di. Ancak daha sonralar Hmanizm g en i anlamn buldu;
deer ls olarak nsan alma anlamn da iermeye bala
d. Bylece de m odern insann yeni yaam anlayn ve duy
gusunu dile getiren bir dnce akm haline geldi. Daha
doru bir anlatmla, bir yaam anlaynn kendisine yneldii
"ide" haline geldi, insan arayan, insann zn ve bu dnya
daki yerini araran almalann tamamna verilen bir ad ol
du.
Ortaa boyunca ilahi sistemin bir paras olan insan, R
nesans'la birlikte bu durum undan kurtulmu, kendi bana
kalm, ne olduunu sorgulamaya balamtr. Rnesans felse
fesi, arad insan da aslnda Antik a'da bulmutur. Bu a
n insan Ortaa insanndan ok farklyd: nsan olm ann
eitli olanaklarn kendisinde toplam, zgr bir b irey ola
rak tek bana ayakta durabilmi, kendini ok ynl gelitire
bilmi, doayla uyum iinde bu dnyadaki zaferi iin yaa
mt bu insan. Rnesans szcn "yeniden dou" anlam,
belki de en fazla "insann yeniden douu" konusunda yerli
yerine oturmakladr.
"Gerek insan" arayan Rnesans dncesinin ncl.
Italyan air ve dnr Petrarca'dr. Bir ge-O taa d
nr olarak Rnesans' mjdelerken, dncesinin arka-plan-
n kanlmaz olarak Hristiyan dnyagr oluturuyordu
Petrarca'nn. Ama o. sk skya bu dnyaya balyd. Petrar-
ca'nn dncesinin arlk m erkezini "kendi beni" oluturu
yordu. Kendi benliini, kiiliini yaayp duyumsam olan ilk
m odem insan diyebiliriz onun iin. Petrarca'ya gre insann
en byk devi, kendi kendisini gelitirmesidir.
lk Hmanistlerin balatm olduu "insann z"ne yne
lik, insan inceleyen, arayan dnceler, 15 ve 16. yzyllar
boyunca da gelitirilerek srdrlm tr ve her ynyle n
sa n konusu Rnesans kltrnn btn alanlannn leitm oti-
vi olmutur. nsan doasnn ne olduu sounu zerinde uzun
uzun durm u olan N lccolo M acchlavelli (1469-1527), gn
nn pratik-politik devlerini zmek iin yeni insan anlaym
bir k noktas olarak almtr. Maccliavelli'nin insan son
derece dinamik bir "doa gc"dr, canl bir enerji kmesidir.
Bu insan Ortaa'n alakgnll, kaderine raz, kendisine
"verilmi" olan roln dna km ayan insanndan olduka
farkldr.
Rnesans sonlarnn byk d n r Montaigne'nin
(1533-1592) dncesinin m erkezinde de in sa n vardr. O,
"kendi beni"ni arar ncelikle; bunu yaparken de kendi beni
iinde insan bulmak ister. nl D en em eler'in d e yle d e
mektedir: "Her eyden nce ben kendimi aratryorum; b e
nim fiziim de, metafiziim de bu."119
Ortaa felsefesinde evrenin m erkezinde olan Tann, Rne
sans dncesinde bu yerini insana brakm, artk her eyin
lt insan olmutur. ki yzyl boyunca insan, hem fiziksel
hem de tinsel bir varlk olarak, Rnesans'n gl projektrle
rinin altnda didik didik incelenmitir.

3.2.4. Bireycilik (ndlvidualizm ) v e K iinin n Plana


kmas:
Ortaa felsefesi ile ilgili blm de de belirtildii gibi, Orta
a insannn belirmi bir k iilii yoktur; o, arlk merkezini
dinde bulan, Tanr'nn etrafnda dnen bir kltr sistemi iin
de belli bir grevi olan bir "organ" gibidir. Kiilii, iinde bu
lunduu sistemin ve Tanr'nn azameti karsnda silinir gider.
Rnesans dncesi, insan evrensel bir organizmann renksiz
bir yesi olmaktan kurtarr, onu, kiiliini arayan, benliinin
"zgn" renklerini btn canll ile ortaya koymak isteyen
bir b irey haline getirir. Artk birey, baard ie cesaretle sa
hip kyor, kendi damgasn vuruyordu. Bu nedenle "Rne
sans bir indlvidualizm adr, individualitelerin doduu bir
dnem dir."120 Rnesans insan, kendi kiiliinin renklerini
arayan, onlar gelitirip n plana kartan bir insandr. Rne
sans insan, kiiliinin "esizlii"ne inanr ve b undan gurur
duyard. Bu, onu Ortaa insanndan ayran en temel noktay
d. nsan kiiliinin n plana kartlmas anlamna gelebilecek
"individualism", Rnesans kltrel atmosferinin en belirgin
zelliklerinden biri haline gelmitir.
Bireyi, iinde yaad tarih dilimi iinde isel ve dsal ka
rakteristiiyle, olduka kesin ve gereki bir biim de ilk kez
ele alan da yine Rnesans Italyas'dr. Aslnda Ortaada da
nemli kiilerin yaam ykleri (vitae) yazlmtr. rne
in, Padenbom 'lu M eim verk, Hildesheim'l G odehardgibi
nemli kilise papazlarnn; ya da Frederick n , P h ilip th e Fa-
Ir, SL Louis gibi imparator ve krallarn yazl yaam ykleri
vardr. Ama bunlar, yaam anlatlan kiinin "individual" yan
n anlatm aktan ok. dier bir deyile onun tam bir "portresi"
olmaktan ok, o kiinin yaptklarnn bir kronolojisi ve kuru
vglerle yetinen yazlard. lk kez 14. yzyln sonlarnda
talya'da gerek anlamna yakn b iy o g rafiler grlr. Bunla-
nn bir ksm Venedik dolarnn biyografileridir. Ama, bunlar
da "yaayan" insanlardan ok daha nceden yaam olan in
sanlar anlatt iin, kiilikle ilgili betim lem eler iermesine
karn, esas olarak baka yazl kaynaklara dayanmaktaydlar.
Gerek anlamyla ilk orijin al biyografi, Boccaccio'nun
(y. 1350)D ante biyografisidir.121 Sonra, 15. yzyl balarnda
F ilip p o V illan! nl Floransallarn biyografilerini hazrlar.
Bu kiiler air, hukuku, sanat, doktor, bilim adam, asker
ya da devlet adamdrlar. Biyografiler ksadr, ama k iisel
zellikleri anlatm aktadr. Daha sonra G iorgio Vasari'nin
(1511-1574) hazrlad nl biyografi var: Le Vite d ei pi ec-
ce le n ti pittori, scultari e architettl (en mkemmel ressam,
heykeltra ve mimarlann yaanlan).
Bu "yazl portre'nin geliimi (ki "plastik" portrenin gelii
miyle paralellikler gsterm ektedir) Rnesans'ta kiilie, onu
oluturan "bireye zg niteliklere" verilmeye balanan byk
nem in bir gstergesidir.

3.2.5. D oaya Yneli:


Ortaa felsefesi, doadan kopuk, soyut, akla ve onun -
karsamalan ile an lam ay a dayanan bir felsefeydi. "Var olan"
incelemeye hibir zaman ynelmemi, bunun yerine "varlk
nedeni"ni incelemeye girimiti. Bu da T ann'da aranmalyd.
Maddi olan doa kmsenmi, incelenmeye deer grlme
miti. Yaratld gnden beri hi deim em i olan doay,
Skolastik tam olarak tanmlamt ve bu tanmlama sonsuza
dein de deimeyecekti. Bu nedenle de doadan renecek
hibirey kalmamt atk.
Rnesans'la birlikle doaya bak tamamen deimi, doa
kefedilmeyi bekleyen srlarla dolu bir alan olarak alglanm,
Rnesans felsefesi de bilgiye susamln balca bu alanda
giderm eye almtr. Felsefe "gkyz"nden "yeryzii"ne in
mitir. Rnesans dncesinin doaya yaklam iki ynldr:
pratik amalar asndan, insann doaya egem en olmas ve
onu kendi mutluluu iin kullanabilmesinin yolu, zellikle de
onu iyi tanm aktan gemektedir dncesine dayanr. Estetik
adan ise "gzel"in ancak doada bulunduu dncesinden
yola klmaktadr. Bu, doaya tam am en yeni bir yaklamdr
ve doa bilimlerinin geliimini salayacak m odem bilimin te
mellerini atm, te yandan sanat alannda da doaya ynelie
yol amtr.
Doa'ya kar bu yeni yaklamn ncln yapan Ital-
yanlar, d dnyann "gzel" bir ey olduunu da ilk gren ve
duyan "modern" insanlard. nsan ruhu zerinde doann de
rin etkisinin kantlarna ilk Dante'de rastlanz. Birka msras
ile bize, ak denizlerin n, sabahn serin rzgrn, or
m anlarn ve yeil tepelerin gzelliini hissettirir. Antik
a'dan bu yana bu ii yapan belki de ilk kiidir Dante. Ayn
doa sevgisini Petrarca'da da bulabiliriz. Bu iki erken Rne
sans airi, kendi kimliklerinde dnrl ve sanatl bir
letirmi kiilerdi.
Bir Rnesans filozofu olan P aracelcus (1493-15 il) iin
felsefe, doa bilgisinden baka bir ey deildir; felsefe doa
nn bilinmesidir. Doa canldr ve bu nedenle de onun zne,
kitaplardaki l bilgilerle ve soyut karsamalarla deil, ancak
dorudan doruya onunla "birlikle" olarak, onunla uyum iin
de yaayarak ve doann k en d isin i inceleyerek ulalabilir.
Doada var olan dank eyleri kendisinde bir btn halinde
birletirmi olan nsan, bu eyleri bilebilir ve onlara egemen
olabilir der laracelcus. G lordano Bruno (15-i8-1600.)'ya gre
de felsefenin amac sadece doay lilmek, doay incelemek
olmaldr. Felsefenin ilahiyat konularyla uramas hounadr,
nk "en yksek varlk" bilinemez, ona yalnzca nanlr.
Rnesans'ta doa sevgisi ve doaya dyulani ilgi, byk
bir toplumsal yaygnlk kazanmtr. Bunun en iyi rneklerin
den birisi. talya'da giderek yaygnlaan bitki v e hayvan k o
leksiyonculuuydu. 15. yzylda zengin ltalyanlar, bahele
rinde yeryzndeki bitki eitlerinden binlercesini biaraya
getirerek ilk botanik bahelerini oluturmulard. rnein
Medici'lerin V illa Careggl saraynn bahesi, dnyann drt
bir yanndan getirtilen bitkilerle, ok zengin bir botanik bah-
esiydi. Biroklar da canl hayvan (leopar, aslan, ay gibi b
yk hayvanlarn yansra, kertenkele, balk, ku gibi kk
hayvanlar) veya kurutulmu bcek, kelebek koleksiyonu yap
maktaydlar. Bu tr doa koleksiyonculuu dnem in asilleri
ve zengin kentsoylulan arasnda bir m od a olarak olduka
yaygnlamt.122 Ortaa insanlar iin hibir anlam olmayan
bu "doa koleksiyonculuu" bize dnem in toplununum doa
ya ne denli byk bir ilgi duyduunu ve bu ilginin bir "top
lumsal ruh lali"ne dntn gsterir.
Rnesans insan doaya byk bir sevgi ile ynelmitir.
Gerek, doadadr ve insan bu gerei doadan renebilir
ancak. nk insan doann iindedir onun bir parasdr.
nsan, doaya egem en olmak iin onun srlarn renmelidir,
nk doaya egem en olmas kendi mutluluu ve refah iin
gereklidir. Kukusuz ki doaya bu yaklam, m odern bilimle
rin de anlaydr. Doa, insana "yararl" olmasnn dnda,
"gzel"dir de. Rnesans, gzellii lekiar doay temel alarak
ta mininmi ve doada bulunan uyum, .simetri ve oanLm bu
ta nmlamasnda dayanak noktalan apmsiu
3.2.6. D in d en Uzaklama:
14. yzyl nominalizmi ile balayan felsefe ile dinin alan
rnn birbirlerinden ayrlmas sreci. 15. ve 16. yzyllarda b
yk bir ivme kazanm, felsefe kendi bamszln kavraya
rak dinden tam am en ayrlmtr. Din ile felsefenin alanlarnn
birbirinden ayrlmas, insan dncesini dinin basksndan
kurtarm, zgrletirmitir. Bu ise Hristiyan dini ve zellikle
de Katolik Kilisesi'nin sorgulanm asn, giderek yeni bir din
anlayn ve Hristiyanlkta baz re fo rm la n n yaplmasn gn
dem e getirmitir: 1517 ylnda M artin L uther, W ittenberg Ki
lisesi'nin kapsna ast nl 95 tezinde, Katolik Kilisesi'ni
eletirerek, kilisenin yozlamasna neden olan dnya ileri ve
politikadan artk elini ekmesi gerektiini ve sadece insan ile
Tanr arasnda bir arac rol grmesi gerektiini syler.
G erekte Rnesans dncesinin ana nitelii, gzlerini
"br dnya"dan "bu dnya"ya evirmi olmas, ayaklann y e
re basmasdr. Rnesans, Ortaa'n dinsel kltr yerine, her
bakm dan bu dnyann olan, bu dnyaya bal bir kltrn
oluturulduu dnem dir. Dinden tam am en bamsz, "laik"
dnya gnn temelleri Rnesans'la atlmtr. Ancak R
nesans dncesi, gzlerini her ne kadar "br dnya"dan
"bu dnya"ya eviriyorsa da, gerek anlam da laik deildir he
nz. O nun Hristiyanla tepkisinin bu denli byk olmasn
da, anti-Skolastik ve anti-klerikal tutum unun da nem li pay
vardr. Gerek anlamyla laisizm ise ancak 18. yzyldaki "ay
dnlanma" ile gelir.
Dinin insan aklna koyduu ipotein kaldrlmas sava
mnda ilk baarlar 14. yzyl n o m ln allstleri elde etmi, ama
bu savam gerekte tm Rnesans boyunca srmtr. Kilise,
giderek yitirmesine karn, gcn uzunca bir sre daha sr
drm tr. Daha 1600 ylnda Rnesans filozoflarndan G.
Bruno, Copernicus'un retisine ok yakn bir evren emasn
benimsedii iin Roma'da Campo di Fiori m eydannda yakla-
rak ldrlmtr. Ayn m eydana Bruno'nun heykeli ancak
1894 ylnda dikilebilmitir.
Rnesans, yzyllar sren kilisenin ve dinin toplumlar ze
rindeki etkinliinin knlmasnm kaplann amtr. Bu mca
delenin rnlerini toplamak ise uzun bir zaman gerektirmitir.
Ama bu dnya dncesi, artk Rnesans insannda vazgei
lemez bir biimde yer edinmitir. Macchiavelli, Hristiyan dini
ni eletirirken, onun bu dnyann deerini klttn, oy
sa Antik dinlerin insana en byk deer olarak bu dnyadaki
yaam tlediini ve insan yaama baladn syler.123

3.2.7. Araylar v e K eifler a:


Ortaa dnr, doaya ve insana ilikin bilginin, dei
m ez ve yalanlanam az bir kesinlikle kendisine hazr olarak
verilmi olduuna inanrd. Ona den grev, bu bilgiyi oldu
u gibi kabul edip, yalnzca onun temellerini salamlatr-
mak. Rnesans dnr ise kendisini, lke olarak yeni bir
ey getiren bir dnem in temsilcisi saymaktayd; hi yorulm a
dan yeniyi aramak, yaratm ak durum unda grrd kendini.
Skolastik kalplardan kurtulan dncenin oluturduu birok
felsefi akmn ortak ynlerinden birisi de her alanda aray
iinde olmalaryd. nsana, doaya, evrene ilikin her eyi b
tn ynleriyle bilmeyi amalayan bir aray!
Bu genel zellii, Rnesans' genel anlamyla bir araylar
ve bulular a yapar. Dnrler "insan" aramlar ve onu
bulabilmek iin Antik a'n kaynaklarna ynelmilerdir. B
yk corafi keiflerle insan gezegenini tanmaya balamtr.
Bata talya, spanya ve Portekiz olmak zere, Avrupa'nn bir
ok lkesinde, dnyann bilinmeyen yerlerini kefetmeye y
nelik macerac bir ruh uyanm ve Amerika ktasnn kefi, ye
ni deniz yollannn bulunmas gibi nemli corafi keifler ger-
ekleiilmitir. Kukusuz ki bu corafi keiflerde ana ilki Do-
u'nu efsanevi zenginlikleriydi: ama bu ie o dnem de cesa
ret edilmesi, toplum un tamamna yaylm olan bir "kefetme"
ruh halinin de bu itkiyi desteklediini gstermektedir.
Rnesans, bilimde de nemli baz admlarn atld bir d
nemdir. "Tartmasz doru"lar sorgulanm, gerek, doann
iinde d e n e y ve gzlem le aranmtr. Copernlcus'un (1-173-
1543) Yer'i evrenin merkezi olmaktan kartan gne merkez
li (leliosantrik) evren teorisi, insanln nnde yepyeni ufuk
lar amtr. Matbaa, pusula, barut gibi nemli icatlar yaplm
tr. zellikle de 1440 ylnda m atbaann bulunm as, bilimin
hzla yaygnlamasna, kilisenin etkinliinin azalmasna yol a
mtr. Ancak kilisenin tepkisi de hem en gelmitir: 1501 yln
da Papa Alexandre IV, ruhsat (privilge) olm adan baslan ki
taplara kar matbaalara sk bir denetim uygulamtr. Fran
sa'da da Henri II, ruhsatsz kitap basan matbaaclara lm ce
zasn getirmiti.

"Bilimin asl canlan, 16. yzyl sonlarnda balayan,


bir yandan deneye, br yandan matematie dayanan
m odem bilim dnemidir. Rnesans'n bilim asndan
nemi, daha ok bu bilimsel canlan iin iki yzyl
boyunca uygun zemini hazrlam olmasdr."124

Kukusuz, m odern bilimin douunda 12. ve 13. yzyllarn


Skolastik felsefenin katks da yadsnamaz. Skolastik'in en b
yk baars olan tm bilgilerin snflandnlmas, dzene so
kulmas ve insan aklnn kavrayabilecei bir biimde sis-
temletirilmesi yntemi. Rnesans'ta gzlem ve deneyle el
de edili n verilerin dzenlenerek kullanlabilmesini salam
J. Burckhardt. Rnesans'n en byk perform ans olarak
iki "keiP'i gr: Birincisi, d dnyann, yani doann kefi:
kincisi insann kendisinin kefi.125 Rnesans'n btn baar
larnn ortak yan ise ler alanda br dnyadan b dnyaya
ynelmi olmasdr.

3.2.8. Yenl-Platonculuk:
Rnesans felsefi akmlarnn oluturduu genel atmosferin
belirleyici zelliklerinin dnda, bu akm lardan b ir isi olan
Yeni-Platonculuk zerinde ksaca durm akta yarar var, nk
bu dnsel km 15. ve 16. yzyllarda talya'da sanat zerin
de olduka dolaysz etkilerde bulunm u bir akmdr. Balan
gta Aristotelesi Skolastik'e bir tepki olarak Platon'a gsteri
len ilgi, 15. yzylda Floransa'da bir Platon A kadem isi kurul
masyla sistemli bir alma haline gelmitir.
O dnem de Floransa ehir devletinin banda C osim o
Medicl (1383-1464) bulunm aktadr. Platon felsefesine byk
bir sevgi duyan bu devlet adam, 1459'da Platon Akademisi'ni
kurmutur. Bu Akademi, daha ok Platon'un felsefesini seven
ve aratran insanlarn topland bir dernek gibi alrd.126
Cosimo'dan sonra gelen Medici'ler de bu Akademi'yi koruyup
gelitirmilerdir. Ayn ailenin sanat ve sanatlar da ne denli
destekledii ve "himaye ettii" gznnde tutulursa, estetik
sorunlar ve gzellik kavram konusunda da olduka nemli
dnceleri dile getirmi olan Platon'un birok Rnesans sa
natsn etkilemi olmas doaldr. Kukusuz Platon Akadei-
si'ne gidenler arasnda nl sanatlar da vard.
Platon, olgunluk dnem inde P yth agoraslm da etki
sinde kalarak, gzellii yle tanmlamtr: Gzel, salt geo
metrik formlardr, yoksa bu formlann evirmi olduu ierik
deil. Bu fonnlar da, ya dikdngen (tabii ki bata kare olmak
125 B urckhardt. a.g.v.. s. 184.
126 G o m b rich , a.g .y., s. 199-
zere) ya da daire olduuna gre, form gzellii say ve saya
larn o ra n ts n d a n doan matematik bir gzellikten baka
birey deildir ve "dzen"i ifade etm ektedir. Bu dzen de
uyum (harm ony)dur. O halde, btn gzelliklerin biricik be
lirleyicisi, say ve saylar arasndaki orant, uyumdur.
Platon'un organ ik h a rm o n i anlay, hareketsiz bir yet
kinliktir. eler, birbirleriyle uyumlu bir biimde birlemiler
dir.127

127 smail Tunal, E s te tik , stanbul: 1989, Remzi Kitabevi, s. 217.


15. yzyla girilirken Floransa, bankerleri ve yn tacirleri
ile Avrupa'nn en zengin kentlerinden biriydi. Bu refahn en
telektel ve estetik talepleri arttrmas kanlmazd. Nitekim,
Rnesans ilk olarak bu kentte filizlenecekti.
15. yzyln ilk 30 yl boyunca Floransa'y ynetenler, en
telektel nitelii olan kiiler ve akadem isyenlerdi.128 Bunlar,
sana desteklemi, sanatlara kentlerinin kaplarn amlar
d. Floransa bu tutumuyla kuzey talya ehir devletleri arasn
da kltr ve sanat alannda bir rekabet balamasna neden ol
mutu. Bu yarma havas iinde 15. yzyl kalyasnda adeta
bir "sanat patlamas" gerekleti.
Genel olarak Rnesans dncesinin Antik a'a, insana
ve doaya yneliini, sanat alannda da izleyebilmekteyiz. Bu
yneliler, 15. ve 16. yzyllarn sanatnn belirleyici zellikle
rini oluturmutur. Ancak, Rnesans sanatn nceki dnem
lerden ayran, onun tek tek zelliklerini aan bir yan vardr:
O, nsan ve insann bu dnyadaki utkusunu temel almtr.
Bu da Ortaa sanatndan kkl bir koputur.

"Ortaa sanat, alakgnllln ideallerinden esin


lenm ekteydi: ac ekm ek, znt, tevekkl, armha
gerili ve sa'nn ektii aclar. Hatta 15. yzyldaki d-

128 K enneth Clark, C iv llizato n , London: 1974, B.B.C., s. 60.


ss dnem inde bile. sa. Meryem ve Aziz tiplemeleri,
tasvirlerde kendilerine elik eden fakir ve mlevazi
halktan kiilerin grntlerine yaknlatrld. Ama R
n esan s, anlatlacak baka bir ideal buldu: nsan! Kendi
kendine yeterli, kendi mcadelesini veren, gzellii ve
gcyle parldayan ve bilinmeyen yksekliklere kendi
kuvvetinin etkisiyle ykselen insan. Sanat, onun d n
y a sa l m cadelelerini deil de. Tanr tarafndan yarg
lanmasn ve balanmasn, kurtarlarak cennete konu-
luunu. her eyden nce de onun dinsel kaderini anlat
maktan vazgeerek onun zafer anlann kaydetmeye ve
onun insan kiiliinin izlerini maddi nesnelerde brak
mak isteine hizmet etm eye balamtr. Rnesans sa
natnn gizli ilkesi gururdur; onun aka ilan ettii
amac d n yasal n d r; ve onun moral retisi de
danse macabre (ller iin dans) dr".1-*'

3.3.1. Sanatta Antik ag'a Y neli:


talyan topraklarnda zaten b o lci bulunan Antik kltr
kalntlarnn, bu kltre kar uyanan genel entelektel ilgi
nin etkisiyle giriilen byk kazlar sonucunda daha da art
mas. talyan sanatlar iin geni olanaklar amaktayd.
zellikle heykelde. B elvedere A pollonu ve Laokoon hey
kel gnbunun bulunmas, byk bir cokuyla karlanmt.
Sanatlar, dnem in entelektel ilgisinin odakland antik
kltrn kalntlarn, byk bir alkla incelemeye girililer.
Birok sanat, zellikle Roma'ya giderek antik yap kalntla-
nn inceledi, bunlardan lmler ve izimler yapt.
A n co n a Ciraco (lm 1457) bata talya olmak zere.
Roma Im paratorluu'nun neredeyse tm topraklann gezmi,
saysz mimarlk izimlei yapmt. Tm bu skntlara neden
katland sorulduunda, "uyuyan devi uyandrmak iin" yan
tm verirdi.b"
Kukusuz ki Antik sanatn maddi kalntlar Ortaa sre
since de insanlarn gzleri nndeydi. Ama. yzn Tann'ya
ve gklerdeki "lnir dnya"ya evirmi olan Ortaa insan,
sanats, olabildiince "bu dnya"nn gzelliini, maddiliini,
yaama sevincini tayan bu kltre kar kaytsz kalmtr.
Ta ki yeniden "bu clnya"ya glm seyen bir kltr egem en
oluncaya kadar da srm tr bu kaytszlk.

3.3.1.1. Mimarlk
1415te Floransa'l bir akademisyen olan Poggio Braccioli-
ni'nin svire yaknlarndaki St. Gall m anastnnn ktphane
sinde Vitruvius'un Mimarlk zerine On Kitap adl kitabnn
bir el yazmas kopyasn bulmas, byk bir heyecan yarat
mt. Kendi trnde o gne ulaabilen tek antik metin olan
bu elyazmas, Karolenj dnem den kalan ok iyi bir kopyayd.
Hibir zaman tamam en unutulmam olan Vitruvius'un Orta
a boyunca birka kez kopya edilmi olan bu kitabnn, an
tik metinlerin byk bir ilgiyle topland bu dnem de bulun
mas, kitabn ve Vitruvius'un nem ini arttrmtr. Antik mi
marln m addi kalntlar ve Vitruvius, Rnesans mimarlar
zerinde ok byk bir etkiye sahiptiler. Bu otantik el kita
bnda, yaplar ve onlann dekore edilm esine ilikin pratik bil
gilerin yansa, mimarn ilevinin ok kesin bir tanmlamas
da yer almaktayd.131
Rnesans mimaran hibir zaman antik tapnaklan aynen
kopya etmediler; ama mimarlk tasarmlarnda, ali' antlea bir
mimarlk sylemi kullandlar. ok yakndan inceledikleri An-
130 B u rck h ard . a.g.y., s. 111.
131 L eo p o ld D. E nlinger, 'The Emergence o f the Italian Architect During the Fifteenth
Century" T h e A rc h ite c t, S piro K ostof, e d .. N ew Y ork: 19"77. O x fo rd U niversity
P ress, s. 93.
tik Roma mimarlndan, temel olarak alanda etkilenmi ve
kendi yaplarnda bunlar uygulamlard:
Bunlardan birincisi, mimarln lleri ve oranlan ile il
gilidir. Rnesans mimarlnn ilkelerini ilk ortaya koyan Flo-
ransa'l F ilippo B ru n ellesch i (1377-1446). 1402'de Roma'ya
giderek antik yaplar incelemi, bu yaplarn tm llerini
kartm, grnlerini izmitir. Bu izimleri srasnda da bi
lim sel perspektifin ilkelerini kurmutur.
Brunelleschi'nin mimarlk anlay, klasik yaplar gihi ine-
lastiktir; yani oranlan, lleri ok az bir marj iinde dei
tirilebilir.132 Antik mimarlar yapy insan vcudu ile kyasla
nabilecek bir organik yapya benzetirlerdi: deal insan vcu
dunun belli lleri ve oranlar olmas gerektii gibi, bir yap
nn da g zel olabilmesi iin belirli l ve oranlarda olmas
gerekm ekteydi. Yapy uyumlu ve dengeli gsteren, yapnn
tm nemli llerinde "doru" oranlan bulabilmekti. Bu
"doru" oranlar da, ancak tam saylarla ifade edilen oranlar
dr; yani tam saylann katlandr. Brunelleschi bu dnceyi
ilk kez Floransa'da St. Lorenzo (1421-69) kilisesinde uygu
lama olana bulmutur. Tm tasarm kare birimlerden olu
maktadr ve yan nef ile apelleri oluturan kare birimler, orta
nefn birimlerinin 1/4' oranndadr. 1436'da tasarlad Sta.
Spiri to kilisesinde de tam saylann katlan olan oranlar kul
lanmtr: Orta nefin ykseklii, geniliinin tam iki katdr;
zemin katn ve k katnn ykseklikleri birbirine eittir; yan
neflerin kare planl olan mekan birimlerinin ykseklikleri ge
niliklerinin iki katdr, v.b.
Brunelleschi, antik nimarlann bu "doru" oranlan bulma
yeteneine sahip olduklarna inanr ve antik yaplarn kalnt
larn inceleyerek ve ince ince lmler yaparak bu "srn" b u
labileceini dnrd.
Brunelleschi'nin ller ve oranlara ilikin almalan,
L eone Battista A lb erti'd e (1404-1472) tam ifadesini bulur.
Albeti'nin mimarlkta gzellik formlasyonu, birok konuda
onunla eliiyor olsa d a133 byk lde Roma'l mimar Mar
cu s Vitruvius'un (I.. 1. yzyl) D e A rchitectura adl kita
bndan esinlenmitir. Aslnda Alberti, antik mimarln en iyi
biimde, Vitruvius gibi antik yazarlardan ok, o dnem in ka-
lntlannn incelenmesinden renilebilecei dncesindeydi.
Antik mimarlk kalntlann, gnne uygulayabilecei bilgileri
edinm ek iin uzun sre incelemi, izimler yapm, ller al
mtr. O nun izimleri gnm ze pek ulamamtr ama, ald
notlardan bu izimlerin karakterini renebilmekteyiz. d e
iik tip izim yapmtr: Birinci olarak biim leri not etmi
(izmi)tir. rnein eitli stunlan, bunlann balk ve kaide
lerini, ssleme elemanlarm v.b. detay olarak izmitir. kinci
olarak bulduu btn lleri izimlerin zerine not etmitir.
Bu ller hem yapnn btnne, hem de tek tek aynntlara
ilikindir. nc olarak da kefetm eye alt yapm tek
niklerini grafik olarak izmitir.134
Klasik estetik anlayn kkenini, Antik Yunan felsefesin
de, gzelliin geom etrik formlarn "doru" orannda arand
Pythagoras'n ve onun etkisindeki Platon'un estetik anlay-
lannda bulabiliriz. Alberti'ye gre, mzikte armoniyi (seslerin
uyum u) belirleyen aritmetik oranlar, ayn zam anda mimarlk
taki uyum u da belirlemektedir, nk bu oranlar znde kut
saldr ve evrende srekli olarak tekrarlanrlar. Alberti'nin bu
dncesi Rnesans'ta Y eni-Platoncu dncenin etkisini de
tamaktadr kukusuz: Btn gzelliklerin biricik belirleyici
si saylar ve onlarn arasndaki orant ve uyumdur. Bu Pytha
goras estetik anlay, Yeni-Platonculukla Rnesans'a tan
mt.
133 Ettlinger, a.g .y., s. 102
134 Ayn, s. 102
tk in ci olarak. Rnesans. Antik Roma mimarlnn m erke
zi p lan tasarmn Brunelleschi ile tekrar gndem e getinnitir.
Sta. Maria degli A ngeli (143-1-37) byle bir tasarmdr (Resim
38). ancak tamamlanamamtr. Di Bartolom meo'nun 1444'te
! 'i Ortaa kilisesi olan S. Annunzlata'nn dou tarafna yap
maya balad ek, yuvarlak planl ve sekiz apelli (ni) bir
yapdr. Bu, Roma'da M inerva M edlca diye bilinen antik ta
pnan dorudan doruya bir kopyasdr.135
Albeni, 1450 ylnda yazd M im arln/O n Kitab nda,
ideal, bir tapm ak (kilise yerine zellikle an|/k armlar ya
pan tapm ak szcn kullanr) plannn ya daire, ya da dai
reden karsanm bir biim (kare, altgen, sekizgen v.b.) ol
mas gerektiini ne srer. nk daire, hem en yetkin bi
imdir, hem de en doal. Bu nedenle de kutsal akln dolaysz
bir grndr. 1485'te G lullano da Sangallo'nun (1445-
1515) yapt Sta. Maria d elle Carceri kilisesi, Albe ti'nin bu
grlerine uygun olarak tasarlanmtr: Kubbe dnda b
tn yap tam bir kp biimindedir. Kpn drt kesi ke
silerek. kp iine sacak biimde bir kare-ha plan yaplm
tr.
Bir ge Rnesans sanats olan Venedikli Andra Palla-
'V. ( 1508-1580) I Quattro Libri deli' Architettura (Mimarlk
zerine Dt Kitap) adl kitabnda yle demektedir:

"Dini yaplar yuvarlak, drtgen (kare), altgen, sekizgen


ya cia ok kenarl poligon olabilir... Ancak en gzeli,
en almls d a ire ile karedir. O nun iin Viiruvius bu iki
biim zerinde durmu, zellikle daireye lier zaman
nde yer vermitir. Kiliselerimizi daire biiminde tasar-
lanalyz. Daire birliin simgesidir. Tanr'nn inayetini
temsil eder."136
135 Pevsner. a.g.y., s. 86.
IV - A j) u ll jh K u rdu . "Italyan Rnesans M i m a r i s i G e rg e d a n 13 (.Mart 1988). s. 162
163.
Palladio'nun son tmceleri. belli ki vazgeemedii antik
merkezi plan tasarmlar konusunda Hristiyanlar ikna etme
abasn (nk geleneksellemi Hristiyan tapnma biimine
li de uygun bir tasarm deildir) yanstm akladr: ...daire,
Tann'm n birliini temsil eder! Oysa bir pagan olan Vitnvi-
us'un daire plana byle bir anlam yklemi olmas dnle
mezdi.
D on ato Bramante'nin ( 14 i )-151 i) San P letro tasannu,
tamamen daire ve karelerden olumu, simetrik (yle ki drt
cephesi de ayn, apsis belirtilmemi) ve tam bir merkezi plan
dr. Drt apsisli bir Yunan Ha olan plan, dtan tam bir ka
redir. Oltadaki ana kubbe, ke apellerinin drt kk kub
besi ile evrelenmitir. Tam kelere de drt kule yerletiril
mitir. (Resim 39). Leonardo'nun da San Pietro iin benzer bir
tasannu vardr, ancak bu Bramante'nin tasarm gibi tam si
metrik deildir. Bramante'nin San Pietro iin tasarm, Brunel-
leschi'den Leonardo'ya tm 15. yzyl mimarlannn gelitirdii
Rnesans idealinin zetlenmesidir.137
nc olarak da, Rnesans mimarl, antik Roma'nn
yuvarlak kemer, stun, balk biemleri, gen alnlk, zafer
tak gibi mimarlk elemanlarn kulannutr. Brunelleschi, antik
mialn en belirgin eleri olan yuvarlak kemer, stun ve
anik balklar len Floransa'daki kszler Hastanesinde,
hem de S. Lorenzo ve Sta. Croce'da kullanmtr.
Albeni. 1446-51 tarihleri arasnda yapt Palazzo Rucce-
lal'nin cephesinde, Colosseum'un katl cephe grntsn
izerek, dz bir cephede klasik eleri kullanmtr: Sarayn
lcrbir katnda srasyla Dor, yon ve K orinth biemli pilas-
lerlcri kullanarak, hem cepheyi eklemleyip tekdzelikten kur
tarm, hem de antik eler kullanma frsatn yaratmtr. Bu
saray. A. Kuran'n belirttii gibi, eski Roma'nn nsula denilen
toplu konutlarndan esinlenilmitir.138 Alberti, Rimini'de 1450'-
de yapt San F rancesco kilisesinin cephesini tam bir Roma
zafer tak biiminde yapmtr. 1470'te Mantua'da yapt St.
Andrea'nn cephesi de bir Roma zafer takn anmsaur. Bu gi
rii antik tapnaklarda kullanlan bir dier elem an olan gen
a ln lk la talandrmtr (resim 40). gen alnlk, Sta. Maria
d elle Carceri'de de kullanlmtr.
1502'de Bram ante'nin yapt T em p letto, yksek. Rne
sans'n ilk yaplanndandr. basamakl bir kaide zerinde
Dorik stunlu revak, dpedz klasik bir saakl tamaktadr
ve ortada cellay andnr bir o d a a k bulunm aktadr (Resim 41).

3-3.1.2. Resim
"Quattrocento ortasnda nce Italyan resmine klasik motif
lerin girii, esas olarak ya heykel, ya mimari, ya da ikisinin
birden araclyla olmutur."139 Bu doaldr, nk talyan
mimarl ve heykeli, antik rneklere, resimle kyaslandnda,
ok d ah a fazla sahipti. talyan resmi, zellikle M asacdo
(1401-1428) ile klasik biimleri ve eleri benimsemi, antiki
teye ynelmitir. Masaccio'nun antikiteden yap aktarmlar
da, arkada olan Brunelleschi'nin nemli pay olduu d
nlm ektedir.140
Rnesans resminde antik aa yneli, esas olarak iki bi
imde kendisini gstermitir: Birincisi, resmin iinde antik mi
marlk kalntlarnn ya da resimsel m ekan olarak antik bir
m ekann kullanlmas, ya da resmin iinde antik heykel ve
antik insan figrlerinin kullanlmas olarak; kincisi ise, doru
dan doruya antik ve pagan k o n u lan n betimlenmesi biimin
de.

138 K uran, a.g.y.


139 E rw in P an o fsk y , "Rinassinento deli' anticbitd: Onbeinci Yzyl", T T rkesi: .
M adra), G e rg e d a n 13, (M an 1988), s. 84-90.
140 Ayn.
Resimde antik mimarlk veya heykel elerinin kullanlma
s. esas olarak konunun iinde getii mekann klasik bir yap
olmasyla salanrd. ounlukla dinsel bir konu anlatlrken,
olay titizce betimlenmi klasik bir m ekann iinde gem ekte
dir. Bir lde M asaccio'nun 1425'te yapt K utsal l
M eryem v e Aziz Joh n'la freskosunda (Resim 42) bunu gre
biliriz: Tm kom pozisyon bir Roma zafer taknn iinde yer
almaktadr. Bu freskoda yuvarlak stunlar, Korint ve yon
balklar, yumurta frizi ve dentil ile tamamen klasik bir saak,
son derece dikkatlice vurgulanmtr. Tonoz, ylesine m
kemmel bir perspektifle izilmitir ki, sanki Brunelleschi'nin
Roma'da yapt mimarlk izimlerinden birisiyle kar karya-
yz.
Fra Angelco'nun (1387-1455) M eryem 'e M jde fresko
sunda da (1450), olayn iinde getii mekan, yuvarlak stun-
lu, Korint balkl, yuvarlak kemerli ve kbik birim lerden olu
an klasik bir yapdr.
D o m en ico Ghirlandaio'nun (1449-1494) Floransa'da Sta.
Maria Novella'daki M eryem 'in D ou u freskosunda (1491)
doum olay gerek bir Roma saraynn iinde gemektedir.
Bu m ekan ylesine gerektir ki, sanki antik Roma saraylannn
i grntsn anlatan b elgesel bir izimle kar karyayz-
dr.
Raffaello Sanzio'nun (1483-1520) Atina O kulu resminde
de (1511) antik filozoflan, tam anlamyla klasik bir m ekan
iinde grrz. nsanlar, giysileri, duru ve pozlan, iinde bu
lunulan m ekan ve. anlatlan konu tam am en antik niteliklidir.
Antik m ekanlarn resimde kullanlmasnn yansra, yapay
olarak tasarlanm ve kom pozisyonun herhangi bir kesine
veya arka plana yerletirilmi olan stun, kemer, antik heykel
ve yap kalntlar gibi tek tek antik eler ya da arka planda
yer alan yap tasanm lan ve dsel tapnaklar da kullanlmtr.
Bunlar, hem manzara resimlerinin bir kesinde, hem de din
sel kom pozisyonlarda yer alrlard. rnein. Mesaccio'nn
1426'da yaplg ve L o n d ra M eryem l olarak bilinen resminde.
Meryem'in oturduu lallm kaidesi, oymal bir 3 unan laliti r
nek alnarak yaplmtr. ki katl olan styapsnda ise ayr
klasik biemin (Korint. yon ve kark) kltlm rnekle
rini grebiliriz.
Andrea M antegnann (1431-1506) yapt A zlzja m es'ln
dama G trl (1455) Ireskosunda da (Resim 43), olayn
getii yer grkemli bir Roma zafer taknn nndedir ve
hem tak, hem de Romal askerlerin kuamlar, bir arkeo
lo g titizliiyle incelenmi ve en kk ayrntlarna kadar
betimlenmilir. Roma zafer taklarnn hem mimarlkta, hem de
resim de bu kadar bol kullanlmas. Rnesans aydnlarnn
hayran olduu antik Roma'nn zaferinin sembolletiilmesiydi
kukusuz. Burada kullanlan bir baka antik e ise figrle
rin antik Yunan ve Roma heykellerinde olduu gibi kont-
rap osto durulardr. nsan figrleri de, tpk bir antik s
tun bal ya da antik mimarlk kalntlar ve antik i m ekan
lar gibi, resimde antik bir e olarak kullanlmlardr. Bun
lar biim, duru ve giysi olarak antik heykelleri andrmaktay
dlar.
M antegna'nn 1455-60 arasnda yapt St. Sebastian Pa
n elin d e (Resim 44), saa-sola serpitirilmi antik heykel par
alan grlr. Sebastian, antik bir stuna balanmtr.
Pletro Peruglno'nun (1446-1523) istine apeline yapt
(1482) Kutsal A nahtarlarn T eslim i Ireskosunda (Resim -5)
arka planda yer alan tapnak. Alberti'nin kitabnda tanmlad
deal tap naa gre tasarlanmtr. Bu tapnan iki yannda
birer Roma zafer tak vardr. Pengino, sanki burada resmi, n
planda yer alan olay anlatm ak iin deil de. arka plandaki
mimarlk yaptlarn gstermek iin yapmn.
Rnesans resminde antik aa yneliin bi baka biimi
de, resmin k o n u su n u n dorudan doguya bir antik y. da pa
gan konu olmasdr. talya'da BoticelU'ye kadar genellikle
Hristiyan konularn iin d e antik elerin kullanldn gr
mekteyiz. Bu. V ens'n D ou u ( 1 80) tablosunda deiir.
Burada Boticelli tamamen klasik mitolojiden bir konuyu see
rek kullanmtr: Bir pagan tanra olan Vens'n (Afodit)
dou sylencesi anlatlmaktadr. Vens'n pozu da, Praxlte-
les'in l.. 330 ylnda yapm olduu K nidos Afroditi ile ne
redeyse ayndr.
1494'te Rahip Girdamo Savonarola (ki gerekte dinde re
form yaplmasnn ateli bir savunucusuydu) canlanmaya yz
tutan paganizme kar sava am ve pekok taraftar topla
mtr. Sandro B oticelli (1446-1510) de ona katlm ve pa
gan ierikli birok tablosunu yakmtr.1'11
Bir dier pagan konu rnei, P iero d Cosimo'nun
(1462-1521) Baln Bulunuu (1498) tablosunda grlr. (Re
sim 46) Tamamen pagan bir konu olan satirlerin bal bulu
unu anlatan bu resimde, hibir Hristiyan arm yoktur.
Raffaello'nun P eri Galatea freskosu (1513) da tam am en
pagan bir konuyu ilemektedir. Bu rnekler daha da oalt
labilir.
15. yzyl talyan resminin artk dnyaya yknm esinin
gzel rneklerinden birisi de, dnem in asillerinin arasnda
m oda olan p ro fil portrelerdir. Bunlar. Roma sikkelerinde
ki mparator portrelerinden esinlenilerek yaptrlmlardr; hi
bir dinsel yan yoktur, bu dnyadaki n iin yaplmlardr.
Bunlar Roma sikkelerine o denli benzerdi ki, duru bile onla
ra yknlerek, tam p ro fil ve ba saa bakar bir pozdadr.

3.3.1.3. H eykel
15. yzyl talyan heykelinde Antik a'n etkilerini, resime
kyasla ok daha dolaysz bir biimde grebiliriz. Rnesans
heykeli hem insan anatomisinin betimlenmesinde, hem kont-
H 1 Janson, a.g.y., s. 3h5.
raposto durularda, lem de ant heykeller ve bstlerde, nere
deyse antik Roma'nn dorudan doruya devamdr izlenimini
verir.
N anni di Banco'nun (1386-1421) Floransa'da Or San Mic-
hele kilisesinin bir niinde yer alan Drt Aziz heykeli (1414)
gerek giyimleri, gerekse durular ve bst zellikleriyle, aziz
lerden ok drt Romal vatanda anmsatr. Bu figrlerden bi
rinin ba ile 3- yzyl ilk yarsndan kalan bir Roma bstn
kyaslarsak, aradaki arpc benzerlik hem en grlr (Resim
47). Ayn sanatnn U an M elek kabartmas (1420) da, l..
2. yzyl balannda yaplm olan Semadrek Nkesini anm
satmaktadr.
Donatello'nun (1386-1466) O r San Michele'deki St. Marc
heykeli (1413) antikiteden sonra, bamsz olarak ayakta d u
ran ve tam kontraposto duruunda olan ilk rnektir. David
heykeli de (1432) grkem li plakl ve pozu ile bize bir
azizden ok Apollon'u ya da bir baka antik tanry anmsa
tr. Ortaa resim ve heykelinde, pagan anmlar yapm asn
dan korkulduu iin, Adem ve Havva ile baz Isa betim leme
leri (ounlukla armhta) dnda, plak insan vcudundan
kanlmt. David ise, banda miferi ve ayanda izmesi
dnda, tamamen plaktr.
Donatello'nun Padua'daki del Santo meydannda duran atl
G attam elata b ro n z heykeli (1445-50) ile V errocchinun
(1435-1488) Venedik'teki atl C olleon i (1483-88) (Resim 48)
tamamen Roma ant heykellerinin bir esinidir. Bu iki atl hey
keli, Roma'da del Campidoglio meydannda duran ve 180 y
lnda yaplm olan atl Marcus A urelius an (Resim 49) ile
kyaslarsak, aralanndaki artc benzerlii grebiliriz. Kuku
suz ki bu heykelleri yaptran her kii de ortak bir amac
paylamaktaydlar: nlerinin bu dnyada srmesi.
Rosselino'nun 1445-50 tarihleri arasnda yapt Leonardo
Bnni'nin lahiti, sanki bir Roma im paratorunun lahitidir. Mic-
h ela n g e lo Buonarroti'nin (1475-1565) Giuliano de'Medici
iin yapt lahitte (1524-34) yer alan ve gndz temsil eden
yatar vaziyetteki erkek heykeli, bir pagan nehir tannsna ben
zemektedir.

3.3.2. nsan: H er eyin lt:


Rnesans'la birlikte, felsefe gibi sanat da nsan ile ilgilen
meye balam, insan m erkez alan bir kltrn en nemli
alanlarndan biri olarak, h er y n y le insan incelemi, kul
lanmtr.

3.3.2.I. M im a r l n l t : n s a n
Rnesans mimarlna kiiliini veren, onun insanlatrl-
mas, yapm n tamamnda ltn insan olmasdr. Bu yaplar
Tanr in yaplan Gotik yaplarn tersine, nsan iin tasar
lanmlard. Bunu, en ak biimiyle m erk ezi planda grebi
liriz. P evsner, merkezi plan ile insann temel alnmas arasn
daki ilikiyi yle aklyor:

"Merkezi plan tasavvuru bu dnyann olan bir eydir,


br dnya ile ilikisi yoktur. Ortaa kilisesinin ana
fonksiyonu kiiyi altlara doru sevketm ek olmutur.
Tm yle merkezi olan bir yapda, byle bir devinim
olanakszdr. Merkezi bir yap, ancak bir tek noktadan
kavranld zaman etkenlik kazanmaktadr. Kii o nok
tada durmal ve orada durarak kendisinin hereyin l
s haline geldiini duymaldr. Demek ki, kilisenin
dinsel olan anlam, insancl bir anlam a dnm tr.
Kilisenin iindeki insan, artk doa st bir amaca var
m ak iin bask altnda deildir, tersine etrafn evrele
yen gzellii yaamakta ve bu gzelliin merkezi oldu
u iin kvan duymaktadr."142
142 P ev sn er, a.g .y ., s. 86.
Merkezi plan dnda, boyutlar asndan bakldnda da
Rnesans yaplarnn hem l ler ve oran lar olarak, hem
de b iim ler olarak "insaniletiini" grebiliriz: Sadece daire
ve kare kullanlarak ve 1/2 gibi "basit oan"larla elde edilen
llerle tasarlanan yaplar, insana daha yakn gelen b o
yutlarda ve uyumdadr. rnein, orta nefin ykseklii, ge
niliine kyasla hibir zaman insan e zen boyutlara ula
maz.
Rnesans mimarl insan kk grmez, tersine onu y
celtir. Bunu, hem boyutlar ve llerinin uyumlu oranlan,
hem d e biim lerinin insan organizmasna daha uygun olmas
ile ulat insancl atmosferi ile salar. Bir blm den teki
ne geerken, yap ok byk bile olsa, insan byklk ve l
szln altnda ezilmez. Yuvarlak kemerli arkatlar da
ha rahattr, insana ak ve feal gelirler. Yuvarlak ve insann-
kine b en zer oranlara sahip olan stunlar, yuvarlak kemer,
kubbe, kp m ekan birimler, tm llerde basit oranlar in
sanda kendi organizmasna daha yakn armlar yaratmak
tadr.

"Klasik bir tapnakta ve dolaysyla bir Rnesans


kilisesinde, stunlarn kaideleri, gvdeleri ve balklar,
aa be yukar, normal bir insann vaklar. gvde
si ve ba arasndaki ilikiye uygun olarak oranlanm-
tr. te mimari oranlarla insani oranlar arasnda byk
bir paralelliin olmaydr ki, Rnesans kuramclarnn
Otaa mimarisini 'hi orantya sahip olmamak'la su-
lamalanna yol amtr. O taa mimarisi Hristiyan tes
limiyetini vazederken, klasik mimari ve Rnesans mi
marisi insan onuunu ilan eder.1'143

1-13 Erw in P an o fsk y . "Kendini Tanmlamak m, Kendini Tanmamak m?" (T rkesi:


M adra), G e rg e d a n 13 (M art 1988), s. 22-25.
Alberti, mimarlk zerine yazd kitabnda, kom ple bir
kent tasarmn tartr. Bu tasarmda tek lt, insanlarn en
iyi yaayabilecei, tm gereksinimlerinin karlanabilecei bir
kent. yle ki, bir yapnn tek katnda bulunabilecek en fazla
merdiven basama says bile tartlmtr. O na gre mimann
amac (ve mimarln da tabii ki) "insann gereksinimlerine e
refle ve baanl bir biimde hizmet etmektir."14"

3.3.2.2. n san n Fiziksel Olarak T annm as


Gerek insana verilen nem in artmasnn ve insann evre
nin m erkezine yerletirilmesinin, gerekse doaya ve antik
kltre duyulan ilginin bir sonucu olarak, insann fiziksel ya
n da Rnesans'ta bytelerin altna konulm utur. 15. yzyl
talya'snda insann d zelliklerinin ne denli byk bir ilgi
nin konusu olduuna, yazarlarn dahi insan ne kadar kesin
bir biimde betim lediklerine ve bu insanlarn d grnleri
nin tamlna am am ak gtr. rnein Boccaccio, Am eto
adl yaptnda, szcklerle bir kumral ile bir esm er insan y
lesine "izmitir" ki, sanki kendisinden yz yl sonra yaam
bir ressamn frasndan kmaktadr bunlar.145
15. ve 16. yzyllarn resim ve heykelinde, altnda ok ti
ve am pirik bir an atom i almasnn yatt belli olan plak
insan vcutlar, ou kez A n ton io d el Pollaiuolo'nun On
plak A dam n Savam (1470) gravrnde (Resim 50); Lu-
ca Signorelll'nin Orvieto katedrali S. Brizio apelindeki La-
n etlen en lerin C eh en n em e Atlm as freskosunda (1500); ya
da M ichelangelo'nun heykellerinde olduu gibi, bir "anatomi
gsterisi"ne dnr. Gerekten de, sanatlar bu sonulara
ulaabilm ek iin kadavralar zerinde almlar, insann
"maddesi"ni didik didik incelemilerdir. Bu konuda Leonar-
do da V inci'nin (1452-1519) almalan ok tipiktir. Sanat,

144 Levy, a.g.y., s. 116.


145 B u rck h ard t, a.g.y., s. 208.
otuza yakn kadavra zerinde "bizzat" alarak insan anato
misine ilikin bilgileri toplayp bunlar nl defterine aktar
mtr. Bunlar, ou kez artistik olmaktan ok bilimsel bir m e
rakn rnleridir. Leonardo, ana rahm indeki ocuun dahi
anatom ik izimini yapmtr. A. Koyr, Leonardo'nun anato
mik almalannn, "insan bedeninin mekanik i yapsn orta
ya karmaya ynelmi olduunu" vurgulam aktadr.146 Resim
51, Leonardo'nun not defterlerinden bir sayfay gsterm ekte
dir.

3 3 .2 .3 . Portreler
Rnesans, insan btn ynleriyle didik didik incelerken,
onun sadece d grnyle ilgilenmemitir. Bu erevede
Rnesans'la birlikte doup gelien p ortre sanat, insann hem
fiziksel zelliklerine, hem de i dnyasna tutulan bir ayna ol
mutur.
lk kez antik Roma'da lenin ruhuna ve br dnyaya y
nelik mistik semboller olm aktan karak dnyasal bir rol st
lenmi olan portre, len nl kiilerin am lannn gelecek ku
aklara braklmas, kahram anlann ve nemli kiilerin yaam
larnda yceltilmesi gibi amalar tayordu. Ancak, Roma'nn
bu bst gelenei,*bunun altnda yatan dnyasal dnce ile
birlikte, O rtaa'da kayboldu. O rtaa boyunca n san ve
onun kiilii siliktir.
Portre geleneinin yeniden douu, 15. yzyl talya'snda,
bir anlam da Roma'nn brakt yerden balar, ancak orada
kalmaz; Rnesans, bir "yz topografyas" gibi portresi yaplan
kiiye benzeyen Roma bstlerini, gerek portre sanatna ta
mtr. Bunda da ana halka, fiziksel benzerlik dnda, hatta
onun tesinde, portresi yaplan kiinin ruh halinin ve kiilii
nin yanstlmasdr.

146 A le x a n d re K oyr, Y e n i a B ilim in in D o u u , (T rk e si: K. D in er), stan b u l:


1989, A ra Y aynclk, s. 105.
15. yzyln ilk portreleri saylabilecek, rnein di Ban-
co'nun Drt Aziz heykel grubu (1414), Verocchio'nun Colle-
oni heykeli (1483). ya da Donatello'nun Gattamelata heykeli
(son ikisinin, di Banco'nun a n o n im Aziz'lerinden bir adn
ileri giderek gerek, yaayan kiileri canlandrm olmasna
karn) portreden ok portreye bir hazrlktr ve Roma'nn
bst geleneini 16. yzyln portre sanatna balayan ilk hal
kalardr. Bunlarn da tpk Roma bstleri gibi d n yasal bir
anlamlan vardr; belirli bir kiiyi yceltmeyi, onurlandrmay,
lmszletirmeyi amalarlar. Bu geliim, 15. yzyl balann-
da Villanl'nin nl Floransallarn biyografileri ile ayn d
nem e rastlamaktadr. Bu, insana ve insann kiiliine verilen
nemin bir anlatmdr.
15. yzyln ilk yarsnda Masaccio ile resim de de portre
diyebileceimiz ilk rnekleri grrz. Bunlar, genellikle adak
portreleridir. Floransa Sta. Maria Novella kilisesi sunak fres-
kosunda yer alan Kutsal l (bkz. Resim 42) resminde, sa
ve sol alt kelerde bu adak resmi yaptran (donor) Lenzi
ailesinin iki yesi diz km, tapnr vaziyette gsterilmiler
dir.
Aile portreleri de 15. yzylda talya'da domu, sonra b
tn Avrupa'ya yaylarak uzun bir sre varln srdrm bir
grup-port e trdr. Bunlar, gnm zdeki "aile fotorafla-
r"nn yerini tutmaktaydlar. Mantegna'nn yapt Gonzaga
A ilesi bunun gzel bir rneidir.
16. yzylda Rnesans portre sanat RafFaello ve Tiziano
V ecellio (1488-1576) ile talya'da doruk noktasna ulamr.
Raffaello'nun nl Papa Leo X K ardinallerle (1518) tablo
sunda (Resim 52), Papa'nn yumuak ama otoriter kiilii; kar
dinallerin rkek, saygl, ama iten pazarlkl karakterleri baa
rl bir biim de verilmitir. Tiziano'nun, rnein, Eldivenli
Adam portresinde de dalgn bakl, melankolik bir ruh halini
grrz. Portrenin sahibine fiziksel benzerlii alm , sanat
nne sorun olarak kiiliin, psikolojik durum un yanstlabil-
mesini koymutur artk.

3.3.2.4. U om o U nlversale
Vasari, Rnesans insann e aynr ve en son kategoriye
Leonado ile Miclelangelo arasnda bir noktaya "uomo uni-
versale"yi, yani evren sel insan yerletirir. Bireyin en geli
kin evresini ve insann dnyasal zaferinin ulat doruklar
simgeleyen bu ideal insan hezarfendir: Sanatn snrlara dek
zorlamr. Matematikten gkbilime uzanan olabildiince ge
ni bir ilgi alannda kafa yorar, doay avucunun ii gibi re
nir.147
15. yzyl, her eyden nce "ok ynl insan" adr. n
sanlar her alana ilgi duymular, kendilerini her alanda gelitir
meye almlardr. Ancak bazlar bu "genel egilim"i de aa
rak gerek birer dahi olarak sivrilmilerdir. Bu u om o unive-
salelerin en bilinen rnei Leonardo da Vinci'dir. ok iyi bir
ressam olmasnn yannda mimar, mhendis, mzisyen, doa
bilimcisi, mekanikidir. Yzlerce mekanik buluu vardr: nl
defterindeki izimlerin arasndaki gnm zdeki helikopter,
denizalt, parat, tank gibi aralarn prototipleri, mimarlk ta
sarmlan. binlerce bitki tr, anatom ik almalar bulunmakta
dr. Leone Battista Albe ti de byle bir b ilim adam-sanat-
dr. Gerekte Rnesans'n tm sanatlan birden fazla alanda
rnler vermi, en azndan almalar yrtmlerdir.

3.3.2.5. Sanatnn B ireysellii


Ortaa sanatsnn tersine, rnesans'ta sanatlann kendi
bireyselliklerini n planda tuttuklan, sanatlanna yansttklar
ve eserlerine "kiisel bir yaral" olarak sahip ktklarn gr
rz. Ortaa loncalarnda sanat tamamen lonca kurallar er-

1^7 Enis Batur, "Yeniden Dou Eskiden Dou Rnesans Tanmlar ve Yorumlan",
G e r g e d a n 13 (Man: 1988), s. 19-21.
enesinde, nceden kabl gnn ustalarn "izlenmesi"ndeki
beceri ile llmekteydi. Lonca sisteminin giderek zlmesi
ve sanatlarn zgrleerek piyasa iin i yapmaya balam a
lar. sanatlarn yaratlarndaki zg rl n ve kiisel yann
nem kazanmas sonucunu getirdi. Rnesans'ta sanat, artk
bamsz bir k iili in ifadesidir. Sanat, sanat koruyucusu-
nun ya da siparii verenin bir iisi deildir artk. O. zgr
iradesi ile yaratm aktadr ve iini serbest piyasa koullarnda
(dier sanatlarla rekabet iinde) beendirm ek zorundadr.
nl sanatlar, istemedikleri, beenm edikleri siparileri ve
projeleri kabu etm em e zgrln kazanmlard. zellikle
de, talya'da 15. yzylda birok kentin en nl ustalarn hiz
metini elde etm e yarna girmi olmas, artk koullan ne
sren tarafn "peinden koulan" sanat olmasna yol at.
15. yzylda, rnein mimar ile ii yaptran arasnda, b u
gnk m teahhitlik anlamasna benzer bir iliki vard. Mi
mar, belirli bir sipari karlnda bir bedel talep eder, anla
ma salanrsa o ii stlenir ve taraflardan biri anlalan paray
zamannda vermekle, dieri ise stlendii ii anlalan koul
larda tamamlamakla ykmldr. Bu, bamsz ve eit bir
anlamasdr. Byle bir kontrat ilikisini, C osim o 11 Vecc-
hlo'nun biyografisini yazan V esp asian o anlatmaktadr: Cor-
regi'deki villa inaat iin Cosimo ile mimar, tm koullarda
anlaarak iin 15.000 dkaya tamamlanmas konusunda bir
kontrat imzalarlar, ancak i yanlannca anlalr ki 15.000 d
kaya bu iin tamamlanabilmesi olanakszdr ve sonuta mimar
zarar edecektir. Mimarn bir itirazda bulunam am asna karn,
Cosimo mimara szleme d para vererek zararn karlaya
can syler.148 Vespasiano'nun, Cosimo'nun ne kadar iyi bir
insan olduunu anlatmak iin verdii bir m ek, bize 15. yz
ylda sanat ile i verenin ilikisini rneklem esi asndan il
gin bir belge niteliindedir.
148 Ectlinger, a.g .y ., s. 155.
Kendi kiiliinin nemini kavrayan ve Rnesans sanatla
rnda grlen zgveni ilk kez dile getiren, belki de Floransa-
l ressam, heykelta, mimar ve yazar L orenzo Ghlbertl'dir
(1378-1455). Otobiyografisinde Ghiberti. Floransa kentinin
gzelletirilmesine katklar konusuna deinirken, bizim
lkem izde (Floransa) benim tarafmdan tasarlanmam ya da
yaplmam ok az ey vardr"149 diyecek kadar alakgnll
l bir kenara brakmtr. O nun bu tutumu, hakl bir tutum
olmasnn yansra, Ortaa sanatsnn alakgnll tutum u
na taban tabana zttr.

3.3.3. Doaya D uyulan lgi:


Genel anlam ile dnyasallk, m odern alar O taa'dan
ayran en nemli ynelitir. Rnesans'la birlikte, felsefe gibi
sanat da ayaklarn y ere basm, ilgisini "br dnya"dan "bu
dnya"ya yneltmitir. Bunun doal sonucu da sanatta natu-
ralizmdir.
15. yzyl balannda hem talyan, hem de Flaman resmin
de yeni bir anlayn ortaya ktn gryoruz: Bu, Leonar-
do'nun deyiiyle "taklit edilen nesneye en ok benzeyen res
min en gzel resim olduu" yolundaki inana dayanan yeni
bir anlayt. Bu iki yeniliki ve hem zaman olay, yani Flaman
ustalar Jan van Eyck ve Roger van der W eyden'in n ouvella
ratique'i (yeni deney) ile talyan Brunelleschi, Donatello ve
Masaccio'nun buon a m aniera m oderna's (gzel m odem bi-
em) Ortaa sanatndan olduka kkl bir koputur. Kuze
yin ars novas ile talyan Rnesans', resimde geree benzet
m enin genel ve temel bir nerm e olarak kabul edilm esi ve
m ekann boyutlu bir sreklilik olarak yorumlanmas ilke
sinde birlemekteydiler.150

149 A ktaran; Levy, a.g.y., s. 24.


150 E rw in P anofeky, (D ip n o t 139 gibi).
Gerekte bu eilimler talyan resm inde 14. yzylda Giot-
to ile balamaktadr. Boccaccio, Giotto iin "doay resimle
rinde o kadar gereki betimliyordu ki, izleyiciler ou kez
onun resimleriyle gerein kendisini birbirine kartryordu"
dem ektedir.151 Kukusuz bu bir abartmayd. G iotto'nun 14.
yzyl naturalizmini aan, birbirinden bamsz olarak ve ken
diliinden gelien 15. yzyl Flaman ve Floransa resmini gr
seydi kimbilir ne diyecekti Boccaccio!
Bu iki ekoln ortak yn, grlr dnyay fethetmekti.
Bunun iin de gerekli koul, doann ok iyi incelenmesi ve
tannmasyd. 15. yzyl sanatlan, bu amala, doadan i
zimler yapp bunlan sanatlannda kullanm ak iin n o t d ef
terleri tamaya baladlar. Bu, Rnesans'ta genel bir yaygn
lk kazanmt. Pisanello'nun izim defterinden m aymun es
kizlerini ieren (1430) bir yaprak (Resim 53), ya da Leonar-
do' nun bitki eskizleri (Resim 54) ile anatomi izimleri (bkz.
Resim 51), Drer'in bitki izimleri, bunun ok gzel r
nekleridir. Bunlar, bir bakma sanatnn "grsel notlan"yd-
lar.
Leonardo'ya gre sanat, sadece perspektifin ve doru i
zimin kurallarn bilmekle yetinmemeli, doann yasalarn da
ok iyi bilmelidir. Bu da ancak doay incelemekle edinilirdi.
Kendisi, bugn Vasari'nin anlattyla tandmz M edusa Ba
'n yapm adan nce, gerek bcek ve srngenleri toplayp
uzun uzun incelemitir.152
Alberti, 1435'te hazrlad D e Pictura (Resim zerine)
adl kitabnn taslaklann, gzden geirmesi iin ilk kez Bru-
nelleschi'ye gnderdiinde, ona yle dem ektedir: "Resmini
yapm ak istediimiz eyi daim a doadan almalyz ve daima
doadaki en gzel eyleri semeliyiz."153

151 J a n s o n , a.g .y .. s. 285.


152 Levy, a.g.y., 5. 179.
153 H olt, a.g .y ., s. 217.
Vasarl, M antegna ve onun dnem inden sz ederken
"insan dehas voun bir biimde doann gereklerini aratr
mak ve onu taklit etm ekle meguld" dem ektedir.151 Ancak.
Italyan Rnesans'nda sanat, Flaman resm inden farkl olarak,
doaya tutulan bir ayna olmay am akta, belki antik gelene
in de etkisiyle, bir doal-ideal karmna ulamaktadr. Al-
berti'ye gre sanat, doaya sem ecl bir biim de yaklamal
doadan sadece "gzel" olan almaldr.155 Oysa Kuzey, doa
ya seerek yaklamaz; onu gzellik ve irkinlikleriyle olduu
gibi yanstr.
Leonardo'ya gre form, doada olduu gibi betimlenmeli,
ancak gzn ktan kaynaklanan etkilenim lerini dikkate al
mamaldr: Yani, bir krn el ile yoklayarak bir ktleyi en in
ce ayrntsna dein tanmlamas gibi. Duyularmzn yanltc
etkisini resim den uzak tutmal sanat. Evet, doa betim len-
meliydi resim de kukusuz, ama "ideal doa." Ik yansmas
ile biz bir yapra gmi bir parlaklkta grebiliriz, ama bu
yalnzca bir gz yanlmasdr. O yaprak gerekte yeildir ve
yeil olarak resime girmelidir. Glgeler ise, o renge glgenin
koyulduu orannda siyah kalarak verilmelidir. Oysa doada
glge siyah deildir! Rnesans'n doaya bu idealist yaklam
19. yzyl izlenimcilerine kadar gl etkisini srdrmtr.
Rnesans, m anzara resimlerinin de bir yeniden douu
olmutur. 15. yzyl talyan ressamlan, m anzaralan sanki bir
doa gsterisi gibi sunarlar. G iovann i B ellin i'nin (1431 -
1516) 1485 ylnda yapt Aziz Franclscus'un Vecdi tablo
sundaki m uhteem manzara, ok ince aynntlan ile adeta bir
doa etddr. B en o zzo Gozzoll'nin (1420-1479) Floran-
sa'da Medici-Riccardi saray apelindeki Kral K h in lerin
B etleh em 'e G irii adl duvar resmi de, neredeyse bir b ota
n ik b ahesini gzler nne sermektedir. Gerek bir "doa

154 Levy, a.g.y., s. 41.


155 Ayn, s. 16i.
portresi" sunmas asndan. Alplerin kuzeyinden bir sanat
nn. Konrad W ltz'in (1400-1446) bir resmi de olduka ilgin
tir: M ucizevi Balk Avn canlandran resimde sanat, havari
lerin balk tuttuklar Tebeiye gln, herhangi bir simge ile
deil. Cenevre G l'nn g erek bir manzarasn yaparak b e
timlemitir. Bu manzara, bugn de neredeyse ayndr.
Kuku yok ki an aratrc, kefedici ruhunun rnleri
olarak Flaman'da yal boyann, talya'da b ilim sel p ersp ek
tifin bulunmas, sanatta doacln iini olduka kolaylatr
mt.
SONU

Ortaa ile Yenia, birbirinden ok farkl iki tarihsel d


nemdir; insann evrene ve kendisine bak asndan birbirine
zt iki kltr, iki ayn dnyadr. Roma tm paratorluu'nun yk
lndan 13- yzyl sonlarna kadar (hatta birok adan
15. yzyl sonlarna kadar) srd kabul edilen Orta-
a'n toplum sal ve ekonom ik dzeni feodalitedir. Avru
pa'da gl m erkezi devletlerin olmad bu dnem de, top
lumsal ve ekonom ik dzenin temeli, bir derebeyinin (lord)
korumas ve ynetim i altndaki ky birimleridir. Topraklar
derebeyine aittir ve topraa bal olan, kylerinden ayrla-
mayan insanlar, korunm alar karlnda bu topraklarda
lordlan iin alr, retirlerdi. Bu krsal birimler ekonom ik
olarak kendi kendine yeterlidir; zaten snrl olan gereksi
nimlerini kendi iinde karlar. Toplumsal olarak da da ka
paldr, yaltlm topluluklardr. Bu topluluklarn deerler
sistemi de btnyle H ristiyan dini tarafndan oluturul
mutur. En gl ve yaygn toplumsal kurum Kilise'dir. Bu
dnyada hibir beklenti ve umarlar kalmam insanlar, tama
m en br dnyaya ynelmiler, sa'nn gerek kurtuluu br
dnyada vaadeden retisine drt elle sarlmlar, bu dnya
daki gnlerini de boyunem e ve tevekklle geitirmeye bak
mlardr.
Ortaa kltrnn olgunlat, ayn zamanda da deii
minin ilk belirtilerinin gzlendii 12. ve 13. yzyllarda, bu
tablonun yava yava deitiini gryoruz. 11. yzyln son
larndan itibaren, btn Avrupa'da ok yaygn ve uzun erimli
sonular olan byk bir devrim balad: K entlerin douu.
nceki d n em d e idari ve dinsel m erkezler, ya da tahkim
edilmi yerler olan kentler, meta retiminin ve ticaretin geli
m esine kout olarak, yava yava gelimeye balamlar, 12.
yzylda "toplumsal ve kltrel merkezler" haline gelmilerdir.
Kentler, geni blgelerin ticari merkezi olmu, para ekonom i
si nem kazanm ve tccar, zenaat gibi yeni kentsoylu s
nflar dom utur. Yeni ekonom ik ilikilerin yaratt snflar,
artk kendi kt gereksinimlerini karlamakla yetinen, kadere
boyun emi, br dnya ile yaayan insanlar deildi; tersine
bunlar, aklc, hesap adam, bu dnya iin didinen dinam ik
ve pratik insanlard. Yenia'a doru hzl bir dnm bala
mtr artk.
15. yzylda tccar snfnn kr gdleri, Avrupa'n
dnyay "kefetmesi"ne yrol amtr. Avrupa'da, zellikle
de Italyan kentlerinde byk zenginlikler birikmi, bu d n
yaya ynelik kayglan br dnyaya ar basan kentsoy
lu snflar, tm toplumsal ilikilere, buna bal olarak da
kltre damgasn vurmutur. Ekonom ik gc elinde topla
yan tccar aileler, politik olarak da glenmi ve Italyan e
hir devletlerinde olduu gibi, kentleri ynetmilerdir. Kilise
nin gelirleri ve gc azalmtr. Bilim byk bir hzla geli
mi, birok bulu yaplmtr. nsanlk Yenia'n eiine gel
mitir.
Grld gibi 12.-15. yzyllar arasndaki dnem, insan
ln her alanda gzlerini "br dnya"dan "bu dnya"ya
evirm esinin tarihidir. Bu ekonom ik ve toplumsal deiim e
paralel olarak kltr alannda da benzer bir geliim gzle
nebilmektedir. Her eyden nce insan deimektedir: Or-
taa'n iine kapamk, geici olan bu dnyann ilelerine sa
brla katlanarak Tann'sna ve gerek olan br dnyaya ka
vuaca gn bekleyen, alak gnll, hibir hrs olma
yan, kanaatkar ve boyun emi insan deimekte, yeni insan
btnyle bu dnyaya ynelmektedir: iinde yer ald ev
reni ve kendisini sorgulayan, kefeden, bu dnyada yaamak
isteyen, zgr, kendi kiiliinin nem inin ve becerilerinin
bilincinde, kadere boyon emeyen, ok ynl insan! Ortaa
kltr ile Yenia kltr arasndaki temel farkllk da, bi
rincisi "br dnya"ya ynelikken, kincisinin ayaklann ye
re, "bu dnya"ya basmasdr. Bu deiim btn kltr alan-
lannda, bu arada felsefe ve sanatta da grlr. Sanat ve fel
sefe alanlarnda da, Ortaa'dan Yenia'a gei srecinde
gzlemlenebilen en nemli deiim, h er k isin in d e b en
zer biimde br dnyadan bu dnyaya ynelmesidir. Bu
ortak deiim sreci iinde aka grlm ektedir ki, felsefe ve
sanat, bulunduklar kltr ortam iinde birbirlerine benzer
zellikler gelitirmekte, bu iki alann tarihsel sre iindeki
deiimi de, genel kltrel deiim erevesinde, paralel bir
geliim gstennektedir.
Bu erevede, eitli grnmleri ve zellikleri ile incele
nen szkonusu dnem lerin felsefesi ve sana, en genel lt
lere indirgenerek ana zellik altnda toplanabilirse, bunlan
"dine kar tutum", "insana yaklam" ve "doaya yaklam"
olarak alabilir ve dnem lerin felsefeleri ve sanatlarn bu l
tler erevesinde karlatrabilir, benzerlik ve paralellikleri
daha net grebilme ve toparlayabilirle olanan elde edebili
riz:
1. D in sel tutum asndan bakacak olursak, Ortaa fe
sefesi ierik olarak tam am en dinsel niteliklidir, ana ynelimi
bu dnya deil, b r dnyadr. Bu dnem in felsefesi olan
Skolastik bir Hristiyan felsefesidir. Kilise'nin "resmi ideolojisi"
niteliinde olan bu felsefe, o gne dein oluturulm u olan
Hristiyan dogm asna, doaya ve insana ilikin yeni bir bilgi
eklem ez, tm enerjisini bu dinsel retiyi sistem letirm ede
kullanr. Bu yzyllarda felsefe dem ek teolojidir, daha doru
su Hristiyan retisidir. Felsefenin ortaya koyduu btn so
runlar da dinseldir.
14. y zy l felsefesin de, Skolastik d akmlarn da g
lendiini, Skolastik sistemin "kat" niteliklerini giderek yitirdi
ini. zldn grrz. zellikle nominalizm olarak ad
landrlan ve Hristiyan dogmas yerine "maddi olan bu dn
ya" ile ilgilenen; "esas olan dinin tmel kavramlar deil, tek
tek nesnelerdir" diyen felsefe akm, felsefenin "tek" konusu
nun din olmasn reddetmi, felsefe ile teolojiyi birbirinden
ayrmtr. Felsefe, ayaklarn yeryzne tam olarak basma-
sa da dokundurm utur.
Ortaa deerleri ile Yenia deerlerinin bir hesaplamas
olan R n esan s F elsefesi ise, kendi alann dinden tamamen
ayrm, nne insana ilikin ve dnyasal sorunlan koymu
tur. Rnesans felsefesi bu sorunlann ounu Antik felsefenin
brakt (ya da Hristiyanln etkisiyle kesintiye uram
olan) yerden alarak gelitirmitir. Rnesans felsefesinin ana
nitelii, gzn br dnyadan bu dnyaya evirmesi, ayak-
lann skca yere basmasdr. Rnesans'n bu tutumu, Yenia
kltrn Ortaa kltrnden ayran en belirgin zellii ol
mutur.
Ortaa'da san at alannn en parlak rnleri de dinsel ni
teliklidir: Hem ierik olarak dinseldir, hem de dine hizmet et
mektedir. Gotik sanatn en byk performansn gstermi ol
duu ve artk zdeletii katedraller, gerek ilevleri, gerekse
atmosferleri ve lleri ile bu dnyaya deil, tanrsal olan
baka bir dnyaya, gkyzne aittirler. Heykel de, daha ok
dinsel ykleri anlatan kabartmalar olarak, katedrallerde kul
lanlm, daha az da olsa gnlk konular anlatldnda bile
bu, dinsel bir atmosferde, Tanr'nn byklnn bir kant
olarak sunulm utur. Resim ise, yine ya katedrallerin vitrayla
rnda anlatlan dinsel yklerde, ya da elyazmas kitaplarn
(kutsal kitap, mezmurlar kitab, vb.) sslemesinde kullanlm
tr.
14. yzylda sanatn, ierik olarak yine dinsel arlkl ol
makla birlikte, biim olarak bu dnyaya yneldiini, "yere
basmaya" baladn gryoruz. zellikle Giotto'da, dinsel
bir konu, perspektifin de yardmyla "gerek bir mekanda" be
timlenmektedir. Bu, dinsel bir konunun sembollerle anlatld
Ortaa resminden ok farkldr.
R n esan s sanat, daha nceki dnem lerde sanatn nere
deyse tek konusu olarak dinsel konulan almasn aar; he
ierik hem d e biim ve sunulu bakm ndan dinsel olmaya ,
dnyasal bir sanat oluturur. Antik ve pagan konular, doa ve
insan, sanatn konular arasna girer. Dinsel konular da "bu
dnya"nn atmosferi iinde gemektedir: Isa, bu dnyadan bir
insandr. Mimarlkta da dnyasal ller ve biimler, insan
gereksinimleri, "gkyz" iin yaplan Gotik katedrallerin ye
rini almtr.
2. D oaya yak lam asndan bakacak olursak, Orta
felsefesinin doadan tam am en kopuk, soyut ve aklc bir fel
sefe olduunu grrz, insan bilgisinin tek kayna olarak
akl grr. Kukusuz bu akl sorgulayan, aratran deil, an-
lamay kavrayabilen, dinsel dogmay renebilen ve karsa
ma yoluyla bilgi retebilen bir akldr. Skolastik, nesneler
dnyasna hi ilgi duymamtr. O nun iin doa, deerler hi
yerarisinin en altndadr. Kutsal kitabn baz/ tasanmlar, Aris
toteles fizii ve Ptolem aios'un astronom isinden oluan bir
"hazr evren modeli" ile yetinmi, deim ez ve yetkin olan
bu modeli sorgulamasz kabul etmi, yle olunca da doa
nn incelenm esinden insann edinebilecei hibirey kalm a
mtr.
14. y zy ld a fe lse fe, nominalizmin nem kazanmasyla
birlikte doaya eilmeye balamtr. Nominalist felsefeye g
re bilgilerimizin kayna, gerek olan nesneler dnyas, yani
doadr. Bu dnem de inan ile bilimin yollar ayrlmaya ba
lam. bilim byiik bir alkla doay incelemeye ynelmitir.
R n esan s felsefesiyle birlikle doaya yeni bir yaklam
nem kazanmtr. Bu. m odern bilimin yaklamdr: nsan,
kendi yarar iin doaya egem en olmaldr. Bunun iin de n
celikle doann ok iyi tannmas gerekm ektedir. Doa, insan
iin yararldr, gzeldir, insan da doann bir parasdr.
Ortaa'da sanat da ana nitelikleri bakm ndan doadan
kopuktur. Gotik mimarlk, bu dnya ve doayla ilikili olm a
yarak, tam am en akla seslenen soyut bir strktr ama edin
mitir. Bu soyut tasarm, pratik ve dnyasal amalarn ve ge
reksinimlerin tesindedir. 12. ve 13. yzy 'lan resim ve hey
keli de. esas olarak ikonografik bir anlatma ynelmi oldu
undan, onda figrlerin sem bolik anlatm, doaya yknme-
sinin nndedir. Sanat doaya benzetm eyi deil, soyut,
sembolik bir "anlatm emas" oluturmay amalard.
14. y zy l san atn d a, felsefedeki gelimelere paralel ola
rak, resimde doann yer almay baladn grrz. Resimsel
mekan, gerekte boyutlu gerek bir "doa paras"dr ve
bu m ekann iinde yer alan nesneler de, yine byk lde
Ortaa'n ykleyici anlayna uygun ve sembolik anlatmla
ykl olarak ele alnmsa da. doal nesnelerdir.
3. n san a yak lam asndan bakldnda da, Orta
felsefesin in insan deil Tan'y tem el ald grlr. O rta
a'da insan, Tanr'nn azameti karsnda ezilmi, siliklemi-
tir: ikinci plandadr. O, bir birey, bir kii olarak yoktur; aile,
ky gibi bir gene! kategorinin bir yesi olarak vardr. Alak
gnll ve kaderine raz bir kuldur. nsan, ne fiziksel olarak
ne de tinsel olarak Skolastik felsefenin konusu olmamtr.
14. y zy l felsefesi, mistisizmin de nem kazanmasnn
katksyla, yava yava gzlerini bu alakgnll, ama Tan-
n'nn, "bir paras" olan insana, onun i dnyasna evirmeye
balamtr.
R n e s a n s felsefesin in ise balca konusu insandr. Orta-
a'daki Tanr'nn yerini. Rnesans'ta neredeyse insan alm
tr. Felsefe tam am en insann bu dnyadaki yerini, onun z
n arayan bir disiplin haline geldi. Doa bilimleri insann
"madde"sini incelerken, felsefe de onun anlamn, konum unu,
roln ve ruhunu inceler. nsan artk bir bireydir ve kendi ki
iliinin "esizliine inanr. Baarlarn sahiplenir, onlarla
vnr. Kaderci deildir, zgrdr, kendisine gveni vardr.
O rta a sa n a tn d a insan "insan" olarak yoktur. O nun be
deni, dinsel kom pozisyonlann, bir yknn anlatlmasna yar
d m a olan "sembolik" bir esidir. Sanat, kendisine konu ola
rak bal bana insan sememitir. Mimarlkta ller insan-
sal lleri ok aar; tasanm, onun gereksinim lerine gre ya
plmamtr. Tersine, Gotik yap heybetiyle insan ezer, iyice
kltr. Sanatlar iin, an en byk sanatsal performans
olan katedraller, kollektif rnlerdi. Ortaa sanats da, d
nr gibi, eserine "imzasn" atmaz, kiiliini, duygulann
eserlerinde n plana karmazd.
14. y z y l sa n a tn d a insan figrnn ve ruhunun ele
alnmaya baladm gryoruz. Bu dnem in resim ve heyke
linde naif, duygusal bir anlatmn giderek kendine yer buldu
unu grebiliriz. Sanat da yava yava kendi "esiz" kiilii
nin farkna varmakta, eserini sahiplenm ekte, imzasn atm ak
tadr. Bunu Giotto'da grmekteyiz.
R n e s a n s san atn n temel konusu ve lt insandr. 15.
yzyl mimarlnn belki de en nemli zellii, l olarak
insan almasdr. Bu, hem genel tasanm da (merkezi plan kul
lanlmas) ve tek tek elem anlarda (yuvarlak stun), hem de
genel oranlar ve llerde byledir. Rnesans yaplan, insan
Ortaa katedralleri gibi ezmez, tersine onu "merkez" yaparak
yceltir. Rnesans sanatlan insan anatomisini de ok iyi in
celem ilerdir. Dnem in resim ve heykelinde ou kez bir
"anatomi gsterisi" ile kar karyayzdr. Rnesans'n nemli
bir yenilii de, insan hem fiziksel hem de ruhsal olarak be
timleyen ve insana verilen "dnyasal" nem in bir gstergesi
olan portrelerdir. Rnesans sanats ise, adeta tanrsal bir d
zeye yceltilmitir.
Bu tarihsel sre ierisindeki geliimleri izlediinde, sanat
ve felsefenin birbirleriyle y a k n liki iinde olan kltr alan
lar olduklar; ayn kltr ortam iersinde ikisi arasnda ze
lik in b en zerlik ler bulunduu; bu iki alann p aralel b ir
g eliim izgisi izleyerek, kltr dnyasndaki genel deiim
dorultusunda birlikte ve b en zer bir biimde deitikleri g
rlmektedir. Bu deiimin, Ortaa'dan Yeniag'a gei sre
cine zg yan ise, esas olarak hem felsefenin hem de sanatn
ilgilerini b r d n y ad an bu dnyaya yneltmeleri, ayaklan-
n "yere" basmalandr.
ADIVAR, Adnan. T arih B o y u n ca ilim ve D in, stanbul: 1944. Remzi
Kitabe vi.
BATUR, Enis. "Yeniden Dou: Eski'den Dou. Rnesans Tanmlan
ve Yorumlan", G erged an 13 (Mart 1988), s. 19-21.
BURCKHARDT, Jacob. T h e C iv ilizatio n o f th e R e n a issa n c e in
Italy. (ngilizcesi: S. G. Middleman) (I. ngilizce basm 1878).
London: 1944, Phaidon Press.
CASSIRER, Ernst. "Birey ve Evren", (Trkesi: . Madra) G erged an
13 (Man 1988), s. 26-27.
CLARK, Kenneth. Civilization, London: 1974. B.B.C.
, "Leonardo'nun Defterleri", (Trkesi: Z. Aracagle), G er
g e d a n 13 (Mart 1988), s. 112-116.
CMERT, Bedrettin. G io tto 'n u n Sanat, Ankara: 1977. H acettepe
niversitesi Yaynlar.
OTUKSKEN, Betl. "Ortaa ve Rnesans zerine Kimi Temel
Bilgiler", G erged an 13 (Mart 1988), s. 35-45.
__________ , S. Babr O r ta a d a Felsefe, stanbul: 1989. Ara Yayn
clk.
DAVRAN, Zeynep. "Rnesans Olay veH m a n izm a , 16. Y zyd d an
18. Y zyla ad a K lt r n O luum u, stanbul: 1986. Metis
Yaynlar, s. 42-40.
DE WULF, Maurice. P h ilo so p h y a n d C iv ilization in th e M iddle
Ages, New York: 1953. Dover Publications, Inc.
DENKEL, Arda. "Rnesans Solannda Dnce ve Bilim", 16. Y z
y ld a n 18. Y zy la a d a K lt r n O luum u, stanbul:
1986. Metis Yaynlar, s. 50-58.
DUBY, Georges. O rtaa n sa n la r ve K ltr. (Trkesi: M. A. K-
lbay) Ankara: 1990, mge Kitabevi.
ECO, Umberto. G n l k Y aam d an S an ata, (Trkesi: K. Atkav), s
tanbul: 1991. Adam Yaynlar.
__________, G ln Ad, (Trkesi: . Karadeniz), stanbul: 1986, Can
Yaynevi.
El I LINGER, Leopold D. "Tlje Emergence o f the Italian Architect Du
ring the Fifteenth Century". T h e A rchitect, Spiro Kostof, ed.
New York: 1977. Oxford University Press.
EVANS, Joan. L ife In M edieval F ran ce, Third Edition. London:
1969. Phaidon Press, (1. Basm 1925).
FOCILLON, Henri. T he Art o f th e W est In th e M iddle A ges; VoL
II, G o th ic A rt, (ngilizcesi: D. King), London: 1963, Phaidon
Publishers, Inc.
GIBBS-SMITH, Charles. T h e In v e n tio n s o f L e o n a rd o d a Vlncl,
London: 1985, Phaidon Publishers, Inc. (1. basm 1978).
GNUDI, C - Dupont, J. G othic P a in tin g (ngilizcesi: S. Gilbert) A.
Skira (ed.) Switzerland: (tarihsiz).
GOMBR1CH, E.H. S an atn yks, (Trkesi: B. Cmert), 3. Bask,
stanbul: 1986, Remzi Kitabevi, (14. geniletilmi ngilizce bas
m: 1984).
GKBERK, Macit. F elsefe T arihi, Ankara: 1974. Bilgi Yaynevi, (1.
basm 196i).
HANERLOLU, Orhan. F e lse fe A n sik lo p e d isi, stanbul: 1979,
Remzi Kitabevi.
-------------- , F elsefe S zl, Geniletilmi altmc bask. stanbul:
1982, Remzi Kitabevi, (1. basm 1970).
HAUSER, Arnold. T h e S o c ia l H isto ry o f Art, V. 1 - 2, New York:
1951, Vintage Books.
, "Rnesans'n tesinde Michelangelo", (Trkesi: T. z-
trk), G erged an 13 (Mart 1988), s. 91-94.
HOLT, Elizabeth G. (ed.). A D o cu m en tary H isto ry o f Art. VoL I.
T he M iddle A ges a n d th e R e n a issan c e , New York: 1957, Anc
hor Books.
HUIZINGA, John. "Rnesans Sorunu", (Trkesi: Z. Kpolu),
G erged an 13 (Mart 1988), s. 28-34
JANSON, H.W H isto ry o f A rt, 14. enlarged ed. New York: 1969,
Prentice Hall.
KESSLER, H erben L. "Ou the State o f Medieval Art History", T he Art
Bulletin (June 1988), Vol. LXX, Nr. 2 s. 166-187.
KOSTOF, Spiro. "The Architect in the Middle Ages, East a n d West",
T h e A rchitect, S. Kostof ed. New York: 1977, Oxford Univer
sity Press.
KOYRE, Alexandre. Y en ia B ilim in in D ou u , (Trkesi: K. Din-
er), stanbul: 1989, Ara Yaynclk.
KUBAN, D oan M im arlk K a v ram lar, T arih se l P e rsp e k tif inde
M im arln K u ra m sa l S zl n e G iri, Gelitirilmi 3. Bask,
stanbul: 1990, Yem Yayn, (1. basm 1974).
KURAN, Aptullah. "talyan Rnesans Mimarisi", G e rg e d a n 13 (Mart
1988), s. 162-163.
--------------- , "Rnesans Sanat ve Mimarisi: 16. Yzyl", 16. Yzyd-
d a n 18. Y zyla a d a K lt r n O luum u, stanbul: 1986,
Metis Yaynlar, s. 91-98.
LEVY, Michael. E arly R e n a issa n c e : Style a n d C ivilization , Nor
wich: 1967, Penguin Books.
MALE, Emile. T h e G othic Im age, R eligious A rt in F ran ce o f th e
T h irteen th Century, (ngilizcesi: D. Nussey), 1. Engilish ed.
New' York: 1958, Harper Torchbooks. (1. basm 1913).
PANOFSKY, Erwin. Gotik, M im arlk ve S k o la stik F elsefe, Trke
si: E. Akyrek stanbul: 1991 Ara Yaynclk (1. ngilizce basm
1957).
, Rinascimento del!' antichit: On Beinci Yzyl", (Trk
esi: . Madra), G erged an 13 (Mart 1988), s. 84-90.
"Kendini Tanmlamak m, Kendini Tanmamak m?", (Trke
si: . Madra), G erged an 13 (Mart 1988), s. 22-25.
PEVSNER, Nikolaus. A vru p a M im arisin in A nahatlar, (Trkesi: S.
Batur), stanbul: 1970, l.T.. Mimarlk Fakltesi Yaynlar.
PIRENNE, Henri. O rtaa K en tleri. K k e n le ri ve T icaretin C an
lan m as, (Trkesi: adan Karadeniz), stanbul: 1990, letiim
Yaynlar.
POUND, Ezra. "Rnesans: Btn Eletiri, Klasii Tanmlama Yo-
tunda Bir abadr", (Trkesi: . Madra), G erged an 13 (Mart
1988), s. 62-66.
SIMSON, Otto von. T he G othic C ath ed ral, O rigin s o f G othic A rc
h itecture an d the M edieval C on cep t o f Order, 2. Revised ed.
New York: 1964, Harper Torchbooks.
SOYKAN, . Naci (ed.). F else fe ve S a n a t Sem pozyum u, stanbul:
1990, Ara Yaynclk.
TANLL, Server. U ygarlk T arih i, a d a D nyaya Giri, 4. basm.
stanbul: 1981, Say Yaynlar.
TUNALI, smail. G rek Estetik'!, 3- basm. stanbul: 1983, Remzi Kita
be vi.
__________ , Estetik, 3- basm. stanbul: 1989, Remzi Kitabevi, (1. ba
sm 1978).
__________, F elsefen in In d a M odern Resim , 3. basm. stanbul:
1983, Remzi Yaynevi, (1. basm 1981).
VITRUVIUS. M im arlk zerin e O n K itap, (Trkesi: S. Gven), s
tanbul: 1990, evki Vanl Mimarlk Vakf Yaynlar.
WARNER, Malcolm. P ortrait Painting, Oxford: 1979, (yaynevi yok).
WORRINGER, Wilhelm. F o rm In G othic, 2. English ed. London:
1964, Alec Tiranti Ltd. (1. basm 1957).
WILKINSON, Catherine. "Tl)e New Professionalism in the Renaissan
ce", T he Architect, S. Kostof ed. New York: 1977, Oxford Uni
versity Press.
WYNNE, G. - A. Jones. P o rtrait P ain te rs, London: 1950, Phoenix
House.
YENEHiRLOLU, ahin. F elsefe v e Sanat, Ankara: (tarihsiz), Al
km Yaynlan.
YILDIRIM, Cemal, B ilim T arih i, stanbul: 1983, Remzi Kitabevi.
DZN

Abelard, 30, 31, 38, 45, 93. Babr, S., 25, 38, 39.
Advar, A., 40. Bacon, R., 31, 40, 41, 91, 96.
Akyilrek, E., 33, 58. Bahire ve ocuk Isa, 78.
Alberti, L. Bauista, 135, 136, 137. B a lm B ulunuu, 141.
145, 148, 151. Banco, N. di, 142, 147.
Albertus Magnus, bkz.: Magnus, A. Batur, E., 52, 148.
Alcher (Clairvaux'lu), 42. B eauvais katedrali, 54, 55-
Alexandre III, 40. Bel, P. le, 105.
Alexandre IV, 128. Bellini, G., 152.
Alphonso X, 37. Belvedere Apottonu, 132.
A m ie n s katedrali, 54, 55, 65, 83 Benediktus (Norcia'l), 25.
101, 102. Benno (piskopos), 57.
Angelico, Fra, 48, 139- Boccaccio, G., 119, 123, 145, 151.
A tina'ya Mjde, 107. Bonaventure, 31, 34.
Anselmus, 30, 31, 93. Boticelli, 141.
A rena apeli, 105. Bourges katedrali, 55.
Aristoteles, 32, 33, 38, 39, 42, 45, 46, Bracciolini, P., 133.
66, 82, 159. Bramante, D., 137, 138.
Assisi, 107. Bruges, J., 105.
A tin a Okulu, 139, 141. Brunelleschi, F., 134, 135, 136, 137
Auber, A., 80 138, 139, 150.
Augustinus, 42. Bruno, G., 125, 126, 127.
Augustus, 37. Burckhardt, J., 119, 123, 129, 145.
A u tu n katedrali, 63, 74.
A z iz Franciscus'un Vecdi, 152. Castile'li B lancbe'm M ezm u ria r Ki
A z i z Ja m es'in id a m a G trl. tab, 79.
140. Charlem agne penceresi, 66.
Chartres katedrali, 53, 54, 55, 65, 66, Focillon, H., 105, 112.
67. 74, 81, 102. Fossanova katedrali, 55.
Chelles, J. de, 5 . Franciscus CAssisi'li Francesco), 34,
Cicero, 66. 107.
Ciraco (Ancona'l), 132. Frederick II, 37.
Clark. K/, 131. Frederick III, 122.
Colleoni, 142, 147.
Copernicus, 126, 128. Gattamelaa, 142.
Cosimo, P. di, 141. Gauthier (Bruges'li), 31.
Cmert, B., 69, 105, 109. G hibeni, L., 150.
Ghirlandio, D., 139.
otuksken, B., 25, 32, 38, 39, 98. G il bert, S., 60.
Gilles (Roma'l), 31.
Dacian, B., 31. G iono, 70, 103, 104, 105, 106, 107,
Dane, 112, 114. 108, 109, 112, 151, 159.
D ante (biyografi), 123. Gloucester katedrali, 101, 102.
David, 142. G odehard (Hildesheim'l), 122.
D e A nim a, 38. Godfrey (Fontaines'l), 31.
De Architectura, 135, Gom brich, E. H., 69, 100, 112, 129.
Denemeler, 121. Gonzaga Ailesi, 147.
De Pictura, 151. Gozzoli, B., 152.
Diner, K., 146. G kberk, M., 29, 41, 97, 119, 121,
D ivina Commedia, 112. 127.
Dom en icus, 34. G ln Ad, 48.
Dom enicus Gundissalinus, 42.
Donatello, 142, 150. Haimon (rahip), 67.
Dorchester katedrali, 102. Hales, A., 31, 33, 56.
Drt A ziz, 142. H atlenkirche (kilise), 102.
Duccio, 103, 105, 108. Hanerliolu, O., 30, 39, 93.
D urham katedrali, 63, 71, 82. Hauser, A., 57, 69.
Drer, A., 151. Henry (G hem 10, 31.
Henri II, 128.
Edward, I., 3. H enry VII apeli, 101.
glise des Jacobins katedrali, 101. Heures d e Notre-Dame, 112.
Eldivenli A dam , 147. Holt, E. G., 67, 79, 151.
Ely katedrali, 101. Homeros, 119.
tienne (Auxerre'l), 105- H onnecoun, V., 79.
Etdinger, L. D., 133. 135, 149. Hugh (bapiskopos), 67.
Evans, J., 89, 132. Hugo, V., 58.
Eyck, J. van, 150. Huizinga, .1., 115-
Hulme, T. E., 75.
Ferdinand III, 37. Hume, D., 18.
Fides (fresko), 105. Huysmans, 81.
/ Q uattro Libri d e li A rcbitettura, Loup, J. Le, 57, 68.
136. Lully, R., 31.
Luther. M., 126.
Ibni Sina (Avicena), 32. Luzarches, R. de, 57.
bni Rd (Averroes). 32.
Mach, 18.
Jacob'un Merdiveni, 60. Machiavelli, 119-120. 121, 127.
Janson, H. W., 53, 55. 59. 79, 105, Madra, 138, 144.
134, 141, 151. Maesta suna, 103.
Justinianus (imp.), 25. Magnus, A., 33, 34, 56, 93.
Mal, E., 58, 65, 66, 78, 80.
K nidos A fm diti, 141. Mantegna, A., 140, 147, 152.
Kostof, S., 59, 68, 133- M antes katedrali, 53.
Koyr, A., 146. M arcus Aurelius ant, 142.
K ral K abinlerin B etlebem 'e Girii, Manini, S., 104, 105, 108, 110.
152. Masaccio, 138, 139, 147, 150.
Kuban, D., 49. Medica, C., 129.
Kuran, A., 136, 137, 138. M edici ktphanesi, 119.
Kutsal fl, 147. M edusa Ba, 151.
K utsal l Meryem ve A z i z John'la, Meinwerk (Padebornlu), 122.
139. Meryem'e Mjde, 104, 139.
Kutsal A nahtarlarn Teslimi, 140. M eryem 'e l m n n H aber Veril
mesi, 103, 105.
Lady apeli, 101. Meryem'in Douu, 139.
Lanetlenenlerin C ehennem e A tlm a Michelangelo, 142-143, 145, 148.
s, 145. M ilan katedrali, 102.
Lanfranc, 31. M imarln On Kitab, 136.
Langton, S., 31. M im arlk zerine On Kitap, 133.
Laokoon, 132. M inerva M edica tapma, 136.
la o n katedrali, 53. Montaigne, 121.
Laura (Petrarca'nn sevgilisi), 110. Montereau, P. de, 57, 81, 101.
Lazarus'un Dirilii, 105. M ucizevi Balk Av, 153.
Lenzi Ailesi, 147.
Le Vite dei p iti eccelenti pittori, scul- Notre-Dame katedrali, 47, 53, 65, 74,
tari e arcbitetti, 123. 78, 82.
Levy, M., 115, 145, 150, 151, 152. Noyon katedrali, 53, 54.
Libergier, H., 57, 68, 84, 101. Nussey, d., 58.
Limbourg, P. de, 105, 108.
Lisle B aronu Robert'in M e zm u rla t Offa, 68.
Kitab, 80. On plak A dam n Savam, 145.
Londra Meryemi, 140. d'Orbais, J., 68.
Lorenzei, A., 108. Otto (Bamberg'li rahip), 57.
Louis IX, 37. O r San Micbele, 142.
Ovielo katedrali. 102, ls5. Saint-A nne (portal), 78.
Saisbury katedrali, 55.
l Isay a At, 104, 109. San Francesco kilisesi, 107, 138.
Padua, 107. Sangallo. G. da, 136.
P alazzo Ruccelai, 137. San Pietro, 137.
Palladio, A., 136, 137. Santa Croce katedrali, 55, 137.
Panofsky, E., 33, 35, 43, 45, 46, 55, Savonarola, G., 141.
58, 63, 68, 70, 72, 82, 83, 84, 95, 96, S. Brizio apeli, 145.
103, 138, 144, 150. Scot, M., 31.
Papa Leo X Kardinallerle, 147. Scotus, D., 31, 91, 97.
Paracelsus, 124. Sem adirek Nikesi, 142.
Pais, M., 68. Semper, G., 57.
Peri Galatea, 141. Sens katedrali, 53, 54.
Perler, P., 110. Seville katedrali, 101, 102.
Perugino, P., 140. Shira, A., 60.
Peter (Ispanyol), 31. Sic et Non, 45
Peter (TantaiselD, 31. Sienna katedrali, 102.
Petrarca, F., 110, 119, 121, 124. Siger (Brabout'lu), 31.
Pevsner, N., 52, 54, 58, 65, 68, 77, Signorelli, L., 145.
78, 102, 136, 143. Simson, O. von, 57.
Philip the Fair, 122. Soissons, B. de, 68.
Phytagoras, 66, 135. Soissons katedrali, 55.
Pisanello, 151. Sta. M aria degli A ngeli kilisesi, 136.
Pisano, G., 106. Sta. M aria delle Carceri kilisesi, 136.
Pisano, N., 106. Sta. M aria Novella kilisesi, 139, 147.
Platn, 25, 32, 129, 130, 135. Sta. Spirito kilisesi, 134.
Platon Akademisi, 129. St. A ndrea kilisesi, 138.
Pollaiuolo, A. del, 145. St. Elisabeth kilisesi, 55.
Porre, G. de la, 31, 35. St. D enis katedrali, 48, 51, 52, 53
Prag katedrali, 110. 54, 63, 64, 68, 74, 81, 101, 111.
Praxiteles, 141. St. tienne katedrali, 63, 64, 83.
Ptolemaios, 39, 40, 66, 159. St. John, 68.
Pucell, J., 105, 112. St. Lorenzo kilisesi, 134, 137.
St. Louis, 122.
RafFaello, 139, 147. St. Marc, 142.
Reims, G. de, 68, 81. St. Nicaese katedrali, 84.
Reims katedrali, 54, 68, 84. St.-Pierre-sur-Dives katedrali, 67.
Richard (Middleton'h), 31. St.-Sem in katedrali, 64, 82.
Roscelinus, 30, 97. St. Urbain katedrali, 55.
Rosselino, 142. Suger,, 48, 51, 52, 53, 68, 81, 83:
Rouen katedrali, 55, 67, 102. 111.

S. A n n u n zia ta kilisesi, 136.


D tZ tN

Tempietto, 138.
Thierry (Freiburg'lu). 31-
Thomas Aquianas. 31. 3^, 35, 36, 3~,
39, 41, 43, 56.
T oum ai katedrali. 63.
Tunal, 1., 18, 130.

Uan Melek, 142.


Ulrich (Strasburg'lu), 31-
Urbino ktphanesi, 119-

Vasari, G., 123, 148, 151, 152.


Vatikan ktphanesi, 119.
Vecchio, C., 1, 149.
Vecellio, T., 147.
Vens'n Douu, 141.
Verrocchio, 142, 147.
Vespasiano, 149.
Villa Careggi Sarayt, 125.
Villani, F., 123, 147.
Vinci, L. da, 137, 145, 148, 151, 152.
VUruvius, M., 133, 135.

Wells katedrali, 55.


W eyden, R. van der, 150.
William (Auvergne'li), 42.
William (Ockham 'li), 31, 92, 93, 97,
103.
Willis, R., 79.
Wimmer, B., 58.
Witz, K., 153.
Worringer, W., 57, 61, 75, 76, 77.
Wulf, M. de, 26, 27, 31, 34, 36, 41,
46, 47, 57, 66, 69.

Ximenes (kardinal), 31.

Yldrm, C., 128.


RESMLER
K/

PNAKOLU

UAN
PAYANDA

PAYANDA
f.

.11 b 1D
11 o o 11 .a
10 o c 10 >-=7
9 o o-feip

1. NEF 7. TRANSEPT KARES


2. TRANSEPT B. KORUYER
3. DOGU UCU 9. APSD
i*. PORTALLER 10. EVRE KORDORU
5. RTA NEF 11. IINSAL APELLER
S. YAN NEFLER
Resim 2: Bir Gotik katedral plan
Resim 6: St. Urbain katedrali, Troyes.
Resim 7: Jacob'un Merdiveni, minyatr, 1256. St. Louis Mezmurlar Kitab
Paris, Billiotheque National.
Resim 10: Durham katedralinin uan payandalar, 1843'te yaynlanm Dir
gravr. R. W. Billings, Architectural Illustrations of the Cathedral of
Durham, Londra, 1843-
Resim 11: Adem 'le Havva'nn yaratl. St. Etienne katedrali bat, portalinde
detay, Auxerre. 13. vizyl ikinci yans.
Resim 12: Ayn ileri rlyefi, Amiens katedrali bat cephesinden detay, 1220-1230.
St. Albanus kral Offa ve mimarm gsterir minyatr, 1260, Dublin,
Trinity College.
Resim 15: Notre-Dame katedrali, Paris.
Resim 19: St. Denis katedrali, nef payesi kesiti, 1231.
Resim 20: Fransa Kral Philip Iin St.-Martin-des-Champs M anastn'na Bala
r, minyatr, 1079-1096 aras. Londra, British Museum.
Jbutfrrlm nPqttt fjta jnriin'-
_3tr6ibmnrnrfui(trniptT8u}iP-
JUtfMrniftofttrmamtftioniisoMr
imr rtont^nnnnr omu' pluliffl
fl op'lof pinr-'K ftn nm rnruir-

Resim 21: Fransa Kral Philip I'in St.-Martin-des-Champs Manastr'na Bala-


n, minyatr, 1250. Paris, Bibliothque Nationale.
Resim 22: Meryem ve ocuk sa, Paris, Notre-Dame katedrali St. Anne porta-
linden detay.
Resim 23: Bir aslan eskizi, Villard de H onnecourt'n albm nden, 1240. Paris,
Bibliothque Nationale.
Resim 24: St. Louis'nin yaamndan 6 Episod, minyatr, 1380
Resim 26: Notre-Dame katedrali, plan.

Resim 27: St. Sernin katedrali (Toulouse,), plan.

Resim 28: Amiens katedrali, plan.


Resim 32: glise des Jacobins (Toulouse), absis tonozu.
Resim 35: Meryem'e lmnn Haber Verilmesi, Duccio, Maesta
Peim 36: sa'ya At, Giotto, Arena apeli, Padua.
Resim 37: sa'nn Gml, Bonmont Mezmurlar Kitab, 1250-1300, Besan-
on Belediye Kitapl.
Resim 39: San Pietro iin tasarm, Bramante.
Resim 42: Kutsal l Meryem ve St, John'la, Masaccio, Sta-Maria iNovella
Floransa.
Er~~

m
Resim 43: Aziz Jam es'in dama Gtrl, Mantegna, Ovetari apeli, Padua.
Resim 45: Anahtarlarn Teslimi. Perugino, istine apeli.
Resim 46: Baln Bulunuu, d Cosimo.
Resim 47: Solda; Drt Aziz heykelinden detay, Di Banco, Or San Michele
kilisesi. Sada; bir Roma bst, i. s. 3. yzyl.
Resim 49: Marcus Aurelius'un atl heykeli, i. s. 180, Roma
r, if.' > \r/ivisw m
~ -
/. v fv /v h .'M i f i 1 -V .nr k y v f ' / * j vfc**-.r. v f 'w '' W / " ' ''J 'f '*

- m u u " f trfi"*** '/' ) '*,v i |v W * m W V* A H m rfln 'l J ) ; * / J


. lU V * I . ) W > V * ' H 'f r . ' i ' i ' -V
I o-^ y . 'f - .j -j - i y .*7 * > * [ " ' V " ' W ' *
v^hIk ^1 A \.,if
y - > ' W f f i 'V . * j j *-/r^ f], i r , Ant

m Ufir
*tr.*<.<J\JJiL
..
i S1/ 1
.-...I .
^'h/Jv
- l o 'M I '

'W 'l
* U n /y f '- ilr n , j i ril-H-af/ijUtn
y. . W W " # (*
,1 f VffiO * tlv/lMI'f V -JC
/,* // iilllD l* 'l . / f t/r.
> * ) .IfJM V til'l /!, f /t <-1
.L- v iiufit 't 'ftfH, -t*)r*
l-y/rf/i'^Ol/ ^ ' w7)ww f \ \ o J I'.v r t,-)!/
- >rw.w*?
/// -rt ir ^ rf
n o ] *y ti ' r t 4 /! to < r } o i-/ ru rro )7 t^
rr */t *VVT{
/' ^ r.//lv4
waV' v/nf^v
w/
/rstnJlAi/J]'* Vtf/>wp */r < > ' )
/' 1 IM W V
V W W f/ .* lo flm u ff'Al U/f
i Jv/- , o r tH w ' m t; --------- a)
V/T/'iry A f r f y
tnAi .Y
'"** n t r i ]or>' 0 b , * 7 fl* Af
o/rtv /j
/ ifiAprt/imi-/ ttrfls. ^ tn'\Hf*r'H ' )V4/-/ uttajrt .)
f u 'i v ) l l / i i f r n 'i a l i , ' f*)A
*nM >r> -
fr< r, i* * ' ( ) 'V V i / l /
f A lH lfih / * t f * S
*f/fnr1 'YfvfffVj V | tj,f iAn i
-< / !Y - * o ^ / nA "j
o<r/r|rfv/y'''i''
'j'jH /i . n ] n > r * ? ' n ^
/!)/ '//'</-V''/ ^Vrf '^W H *n) "*"
W a o / t ') / H f *
W l V a f l / I *)tr>jU "f y
'>r>t<f)'# /,n 1
v 'tfI h /,//) * )
finit *11-.1 uflovf
/*>? m m o d
A Afif t A <A*f/Atfr>A
n : '*
7n ^ ) l / )/!
rt?V / / V * AmftAnr ) W W -.Itrllnorf

farf .(/.
Mf>f 'J* - u * + Trr /i |U u . 3>. ./> n ur
Mlifi-yrfri|W/ -,Jl-y - U _ ,' ,
H-tArf

{ -/J a ' n i p s t r ( - ' < i 'r t / t

t n '7 ) U O 'j ~>4 A li UH.rf)-4rt 'i n s i


u u J<l,' Jr A '/u ^ f- j
tirj 't f ik n r * i 'Vf
>) A tU 'r^ -4 * /iA * fn r A H fi',) <rtf
IW / - ' ''f r ) , * i r t l ' j , r u u j ~> a -1'! u t n i h *<Y >Ai
/tf
A " ' n ) * il W m ) ] W f f .,V
A in A 'r jn r i'i) 7 * H fifitfJ o y jr ,
M * * ' f A rt,/.,
A -J fu / - .r / t i r f 'M * / ? ! '/ h 'Tjoy^ ~ <mu.fi<., ,}^0,y a \ H * 'h ; ) h

t A lts f V/**fWJrtjr)'/ './f


'V '//'4,'tJl'j 'nflln i* n,.rum! nitp fttiltr
*,lnrf,r?l iri At H 'tA
'"lAy'j*)-aTJinr*f/rtrt . ' f

4fit -H
jtl m s fi]', lj* r< * r )
V v tfr-ilfr)*'! -t ti fj(n
J "fiirt
>1
W~/-> 1
' * -./nff t. r i * * ] y
t>nj\~yr ) >v. 7
H I * , / f/U H rt . ( v / l/ . y *
Resim 53: Maymun eskizi, Pisanello.
Resim 54: Bitki eskizleri, Leonardo da Vinci.
Felsefe ve Sanat kltr dnyasnn iki ayr, ama
birbiriyle yakndan ilintili alanlardr. Bu iki alan
arasnda, ayn tarihsel dnem ierisinde, her za
man bir paralellik ve benzerlik bulunur. stelik g
receli olarak birbirlerine daha yakn olan sanat ve
felsefe alanlarndaki bu iliki, dier kltr alanlar
na kyasla ok daha dolayszdr, belirgindir.

Engin Akyrek'in bu almas, Ortaa'n olgun


evresinden Rnesans'n kendini belirgin olarak
sunuuna kadarki zaman dilimi ierisinde yaratlan
felsefe ve sanatn nasl bir paralellik ve benzerlik
gsterdiini inceliyor.

Ortaa'dan Yenia'a Felsefe ve Sanat, sanata,


sanat tarihine ve felsefeye ilgi duyan herkes iin
bir bavuru kitab.

9789757942085

ISBN 9 7 5 - 7 9 4 2 - 0 8 - 1
\
\\

You might also like