You are on page 1of 161

ADA DNYA YAZARLARI

1. basm: 1985
2. basm: 1988

Bu kitap 1988 ylnda, stanbulda Teknografik Basmevinde- dizilip basld.


(Tel: 527 41 65)
MIRILDANDIIM
YKLER
Julio Cortzar
zelbil

Trkesi
TOMRS UYAR

CAN YAYINLARI LTD. T.


Babli Cad. Shhiye Apt. No: 19, Kat: 2 Caalolu, stanbul
Telefon: 528 61 13
NDEKLER

Parklarn Sreklilii/7 Sunu/11


I.
Kedi Uyumu/15 Glendaya yle Tutkunuz
ki/21 rmcekli yk/31
II.
Graffiti/45
Clone/51 Dn Yolu Tangosu/75
111.
Gazete Kesikleri!95 Defterden Bir
Metin/114 Mrldandm
ykler/135 Mebius
Dngs[148
Roman birka gn nce okumaya balamt. Araya
nemli i grmeleri girince ara vermi, konana dnerken,
yolda trende yine eline almt; olay rgsne, roman kiilerine
gitgide sardrmann keyfine brakt kendini. O ikindi, bir
vekletname metni yazdktan, konan khyasyla mlk
ortakl konusunu tarttktan sonra parka, mee aalarna
bakan alma masasnn dinginliinde yine kitaba dnd. En
sevdii koltua, arkas kapya dnk duran koltuuna
gmlerek birinin bu keyfi bozabilecei olasl akima gelse
cam ok sklrd, tabii aklna gelse sol elini koltua brakt,
yeil kadifeyi okarken romann son blmlerini okumaya
koyuldu. Kiilerin adlarm, kafasnda canlandrd zelliklerini
hi zorlamadan anmsad; roman olanca parltsyla annda onu
avucunun iine ald. Her satrda, evresinden biraz daha
kopmann sapkm- s tadm duyuyordu, bann, yksek
arkalkl koltua yaslanmdaki rahatl, elini uzatsa sigara
paketi urada, geni pencerelerin te yannda da ikindi rzgr,
parkn meelerinde dolamp duru-

1. yknn ad Parklarn ekim Senaryosu olarak da okunabilir. Tipik


bir Cortzar yks olduundan, kitaba eklenmitir. (. N.)
yor. Her szckte, romann kahramanlan erkekle kadnn
para hrs yznden girdikleri kmaza kendini biraz daha
kaptrarak ve sonunda, imgelerin artk yerli yerine
oturduu, renk ve hareket kazand an gelip attnda,
da kulbesindeki son buluma sahnesi. nce kadn girdi
ieri, rkek admlarla; imdi de sevgilisi giriyor, yzn
bir dal syrm. Kadn, kan pcklerle dindirmeye
alyordu sevgiyle, ama erkek onun ellerini itti; kuru
yapraklarla sapa patikalar dnyasnn sr-ver- mezliine
snp, bu gizli tutkunun trenlerinden bir dala gemek
iin gelmemiti buraya. Gsndeki haner, tenine
dedike kzyordu, orada zgrl zonkluyordu alttan
alta. Kara tutkuyla ykl, soluk solua bir diyalog
sayfalar boyunca, ylanl bir rmak gibi kvrlp akt, sanki
her ey zamann balangcnda kararlatrlmt. n
gvdesinde dolanan, sanki onu salvermemek, ka-
ranndan caydrmak isteyen okamalara kadar her ey ta
batan; eller, ortadan kaldnlmas gereken br gvdenin
d izgilerini de iziyordu irentiyle. Hibir ey
unutulmamt, alibiler1, beklenmedik aksilikler,
tuzaklar. Bu saatten sonra her andan nasl yararlanlaca
kl klna hesaplanmt. Ayrntlar serinkanllkla, ikinci
bir kere gzden geirilirken, zaman zaman ara
veriyorlard, birinin eli brnn yanam okuyordu.
Hava kararmak zereydi.
Artk gzgze gelmeden, olanca dikkatlerini
nlerindeki grevde younlatrarak ayrldlar kulbenin
kapsnda. Kadn, kuzeye giden yolu izleyecekti. Erkek,
kar yne giden patikaya vardm-

1. Su ilendii srada sann baka bir yerde, bakalaryla


olduunu kantlamas.
da bir an dnp kadnn, salar zk, uarcasna kouunu izledi.
O da kotu, aalara ve hendeklere gizlenerek kotu,
alacakaranln sar sisinde konan giri kapsna uzanan aal
yolu bulana kadar. Kpeklerin havlamamalar gerekiyordu,,
havlamadlar. Khya bu saatte orada olmayacakt,, orada deildi.
Erkek sundurmaya giden basama kt, eve girdi. Kadnn
szleri, kulaklarndaki uultuyu yararak eriti: nce mavi bir oda,
sonra sofa, sonra da halyla kapl merdiven. st kata knca iki
kap var. Birinci odada kimse yok, ikinci odada da yok. te oturma
odasnn kaps, haneri kavryor, ite geni pencerelerden vuran
k, yeil kadife deli koltuun yksek arkal, koltukta roman
okuyan adamm ba.

Cortzar
SUNU

Sevdii yazarlar evirmekte direnen bir yazar- evirmenseniz


iiniz bitik demektir. Onca emek verip anadilinize aktardnz yapt,
gnn modasna, edebiyat ynsemelerine pek fazla uymuyorsa arada
kaynayp gidecek, sizin elinizden bir ey gelmeyecektir. Kendiniz yazar
olduunuz iin evirdiiniz yapt tantmanzn trl sakncalar vardr;
ister istemez kendi kiiliinizi ne kanp, kendi edebiyat Anlaynz
savunarak yazan ikinci plna iteceksi- nizdir. Aynca iyi becerdiinizi
sandnz bir iin reklamn yapmak gibi en azndan tatsz bir duruma
deceksinizdir. Hele hele eviriden sz edemeyecekseniz, yani
Aferin, iyi olmu, falan diyemeyecekseniz yaznz daha bir
yapaylaacaktr.
Peki ne yapmal? Eletirmenlerin ou, hakl olarak, hele
zaman darln ve kitap bolluunu dnrsek ok hakl olarak yerli
yaptlara ncelik tanyorlar. Yani eli kolu bal m kalmal?
Hayr, her tr sulamay gze alp ie girimeli:
Julio Cortzarla tanmam bir kitap iln araclyla oldu. Pablo
Neruda yle diyordu kitab tantrken: Cortzarm hibir yaptn
okumam olmak, mr boyu eftali yememi olmak gibi bir eydir.
Gel de merak etme! Sonra Aydn Emeten Cortzar m hzl bir
devrimci aydn (sfat olumlu anlamda kullanmam sizi artmasn)
olduunu, Time - Life imparatorluunun iyzn sergileyen zehir
zemberek
bir yazy ayn imparatorluun yaym organlarnda,
yaynlatmay baardn rendim. Aydn Eme,
unutmayacam bir incelik gstererek Cortzarn bir
yksn evirip armaan etti bana.
yknn deiiklii arpt beni. Cortzar, br Latin
Amerikal yazarlara benzemiyordu. Arjantinin turistik
zellikleri hi ilgilendirmiyordu onu. ada bir Edgar Poe
saylabilirdi, biraz da Borgesin emmi-olu gibi biri. Szme
bir entellekteldi ve hi dn vermiyordu. O gnlerde bir
fotorafn aradm, sonralar hemen her yerde ayn fotorafn
yaymlandn grecektim. Bir genlik fotorafyd. Geen yl
len Cortzar, 1914 doumlu olduuna gre bu fotorafnn
bir anlam olsa gerek, diye dndm. Hep gen kalmay m
istiyor yoksa fotoraf ektirmeyi mi sevmiyor? Her ikisi de
olabilir.
imdi biraz da Marqueze brakalm sz: Mthi iri
kemikli bir adamd (...) Gzleri, toy bir k- znhiler gibi
birbirinden uzak, yreinin scaklyla l l bahmasalar,
eytann gzleri denebilecek kadar ekik ve ak renkliydiler.
Yazarmz, ats ile ellerinin gzelliini hi kukusuz
Kzderili kan tayan annesinden alm, gzlerini Arjantinli
babasndan. AvrupalIlara kolaylkla peke ekilecek Latin
Amerika bezeklerinden (masallar, sylenceler, kr inanlar ve
byler) nefret, etme bilinciniyse, kendinden. Yetkin bir
yazarn yer- siz-yurtsuz olduunun, ille de belli bir ulusal
kltrn szcln stlenmesi gerekmediinin en grkemli
kantlarndan biri Cortzar. yklerinde sk bir zdenetim
gze arpyor. Snrl bir meknda, snrl bir srede (yazar,
mekna ve zamana tutkun) geiyor hepsi. Birinci kii azmdan
anlatlan yklerde, ustalkla kimlik deitirmeye zenmiyor,
hepsini anlatan kendisi naslsa, o andaki ura, memurluk,
fotoraflk, hastane hademelii de olsa. zellikle kadn yazar
Noemiyken, ok ilgin bir dene-
meye giriiyor (Gazete Kesikleri). yky anlatan yazarn kadn
olduunu yknn ortasnda anlyorsunuz ve geriye doru
okuduunuzda anlatcnn cinsiyeti konusunda hibir ipucu
verilmediini, vermenin zaten gerekmediini kavryorsunuz.
Kzlderili, Arjantinli, Brksel doumlu, Paris yaaml bir caz
dknnn, yklerini evirdiim 1984 ylma kadar . delikanl
kalabilmi, duyargalar dnyaya ve gelimeye sonuna kadar ak bir
yazarn cinsel ayrm dnmesi sz konusu olabilir mi? (Defterden
Bir Metin in yk kiilerinden biri, Franszca eviride il,
ngilizcede she olmu. Ben bir ipucundan hareket ederek ngilizce
yorumu setim, bir erkek, ak renk antasndan mendil karp
smkrmezdi hngr hngr alarken) Cortzarn bir baka zellii
de her ykde yeni bir rgy denemesi, kendine meydan okumas:
Kendim iin yazmay seviyorum ben, bitirdiimde haz
anndan sonra bir erkein yana kay gibi oluyor, hani uyku
bastrr, ertesi gn bambaka eyler tklatr pencerenizi, yazmak bu
bence, kepenkleri amak, dardakileri ieri salmak, defterler
defterler dolusu.
Marquez yle diyor:
Bir saatten fazla bir sre seyretmitim onun yazn.
Dnmek iin hi ara vermeden, yarm bardak maden suyundan
baka hibir ey imeden yazd (oysa yklerin hemen hepsinde
byk bir hazla deiik ikiler ien kiiler var, yani Cortzar bana yut-
turamaz! T.U.) Sonra hava kararnca dnyann bu en uzun boylu, en
sska rencisi, dolmakalemini cebine koydu, defterini koltuunun
altna sktrp kalkt. Ondan sonraki yllarda ne zaman
grtysek, onda deien tek eyin yzndeki sk, kara sakal
olduunu hatrlarm.
eviride yer yer Trke szdizimini zorlayan tmcelere
rastlayacaksnz. Birbirini her zaman pek tut-

f
mayan ngilizce ve Franszca evirilerde de bir or- taklaalk
vard nk: o dilin snrlarnn zorlanmas. Cortzar,
kendisini kulaa ho gelen, akc bir Trkeyle evirmemi
hi istemezdi sanrm. Dnyorum da kendisi iin bir
tantma yazs yazlmasn da hi istemezdi gibime geliyor.
Ama elim mecbur^

Nedenini yine Marquezden dinleyelim: insann kendine
rnek ald kiiler, sayg, hayranlk, ballk duygulan
uyandrr, tabii bir de kskanlk.
rnek almak iin olduka ge, iyi ki. Ama ks-
kanlk!
Yaammda ilk kere bir ykcy kskandm
belirttikten sonra gnl borlarm demek kalyor geriye:
Pablo Nerudaya, Aydn Emee, Marquezin yazsn
eviren Fatih zgvene ve Clonenin yapsn, anlamam
iin mzik ve edebiyat bilgisiyle yardmma koan Evin
lyasoluna.
Marquez hakl.- O, belki de hi istemeden, herkes
tarafndan sevilmeyi baarabilen tek Arjantinliydi.
Tomris Uyar-
1. V

KED UYUMU

Juan Soriano iin

Alana ile Osiris gzlerini bana diktiklerinde en ufak bir


kaytarmaca, en ufak bir ikiyzllk sulamasnda bulunmak
elimden gelmiyor. Gzlerini yzme dikiyorlar. Alana mavi ,
Osiris yeil nyla. Birbirlerine de byle bakyorlar. Osiris bam
st tabandan kaldrp keyifle hrldarken, Alana tam o srada
onun kara srtm okarken, kadn ile kedinin benim ulaamadm,
okamalarmn eriemeyecei dzlemlerde birbirlerini tanmalar.
Bir sredir Osiris stndeki efendilik haklarmdan hepten
vazgetim, imdilerde asla kapanmayacak bir uurumun iki
yakasnda dostuz; ama Alana benim karm, bizim aramzdaki
uzaklk baka, kendisinin farketmez grnd ama bana bak-
tnda, tpk Osiris gibi gzlerini diktiinde, glmsediinde, ya
da hibir ey esirgemeden iini atnda mutluluumu engelleyen
bir ey; seviirken de byle her davranyla, alabildiine verir
kendini, o anda btn bedeni gzlerini andrr: tam bir brak,
kesintisiz bir al-veri.
Ne garip-Osirisin dnyasmdan elimi eteimi
gelememe karn Alanaya duyduum ak bir eylerin,
sonuna kadar bir birlikteliin, gizlisiz saklsz bir ortak
yaamn sona erdiini bir trl kabullenemiyor. O mavi
gzlerin gerisinde daha baka eyler var, szcklerin,
iniltilerin ve suskularn derinliklerinde baka bir lke
douyor, baka bir Alana soluk alyor. Ona bundan hi
sz etmedim, bunca gnn, bunca ylm sekip getii bu
mutluluk yzeyini paralamayacak kadar ok seviyorum
onu. Kendimce anlamaya aba gsteriyorum inatla,
kefetmeye; dikizlemeden gzlyorum onu; ikir-
ciklenmeden izini sryorum; zedelenmi, grkemli bir
yontuya m, bitmemi bir metin, yaamn penceresine
gemi bir gk paras yazt.
Bir zamanlar beni Alanaya gtrecek tek gerek
yolun mzik olduunu sanrdm; evdeki Bar- tok, Duke
Ellington, Gal Costa plaklarm dinleyiini gzlerken
usulca gerekleen bir saydamlama sreciyle onun iine
gmlrdm, mzik bir baka trl soyard onu; gittike
daha ok Alanala- trrd, nk Alana, batanberi
gzlerimin iine gizlisiz-saklsz bakan kadn olamazd ki
yalnzca. Alanaya kar, Alanann tesinde, daha ok
sevmek iin aryordum onu ve balangta mzik her ne
kadar teki Alanalara k tuttuysa da gn geldi bir
Rembrandt resmi karsnda bsbtn deitiini grdm,
sanki gkteki bir bulut kmesi, kr grnmnn
klarm ve glgelerini anszn yerinden oynatmt. Bana
yle geldi ki resim, bir daha asla yinelenmeyen anlk
bakalam, bu bakalam lebilecek biricik seyirci
izlesin diye, onu "kendinin tesine gtryordu,
Alanann bir an Alanada belirii. stemeden aramza
girenler,
Keitt Jarrett, Beethoven ve Anibal Troilo ona yaklamama
yardm etmilerdi, ne var ki bir tabloya ya da bir baskya
bakarken, Alana bildiini sand kiiliinden de fazlasn
atyordu stnden. Bir anlna dsel bir dnyaya girerek
farknda olmadan kalbndan kmak istiyordu, resimleri bir bir
gezerken, yorum yaparak ya da suskun kalarak, sinsice, tetikte,
azck gerisinden yryen ya da koluna giren kiinin gznde her
keresinde yeniden kartrlan bir deste iskambil kd o kz, as,
maa, sinek-Alana.
Osirisle nasl baedilir? Stn verirsin, brakrsn honut,
mrldayan kara bir yumak olsun, ama ben Alanay dn yaptm
gibi bir galeriye gtrebilirdim, aynalarla, gizli kameralarla dolu
bir tiyatroya gidebilirdik yine, tuvallerdeki belirgin imgeler,
blucini ve krmz bluzuyla nee saan, girite sigarasm sndrp
resimleri bir bir gezen, cannn ektii bak uzaklnda duran,
arasra yorum ya da kyaslama iin bana dnen br imgeyle
kar karya. Aslnda resimleri grmeye gitmediimi sezmemiti,
azck beriye ya da yana kayarak bakmamn onun yle bakyla
hi ilgisi olmadn. Byk olaslkla, bir resimden tekine
ynelirken att usul, dalgn admlarn kendisini nasl
deitirdiinin de farknda deildi, hem o kadarna ki sonunda
onu kollarmda skmamak, herkesin gz nnde onunla ikili bir
delilie kalkmamak iin gzlerimi yumup sava veriyordum.
Tad ve keif yolundaki kendine zg doall, geveklii,
rahatl, durular, oyalanlan, benim zamanmdan apayr bir
zamann yaztyd, susuzluumun gergin zlemine yadrg den
bir zamann.
O gne kadar her ey, belirsiz bir uursuzlu-
un' gstergesiydi, mziin Alanas, Rembrandta
bakan Alana. Gelgelelim artk beklentim, katlanlmaz
bir biimde dorulanyordu; buraya adm attmz
andan beri Alana, bir bukalemunun kan dkc
saflyla kendini resimlere kaptrmt,, bedeninin
devinimlerini, bann eiliini, ellerini dudaklarna
gtrn, damarlarndan geen ve sonunda onu
bambaka gsteren o isel ses dizgesini yakalamaya
alan casusun farknda dedi,. o noktada teki
Alana, durmakszn Alanalayor- du, ktlar ylp
deste tamamlanyordu. Onun yansra, duvarlar
boyunca ar ar yryerek kendini her resme veriini
gzlyordum, gzlerim ondan resme, resimden bana
uzanan genin imeini oaltyordu, yine ona
dnyor, deiimi yakalyordu, sonra yepyeni bir
eniye brnecek imdi bir anlna onu sarmalayan
haleyi, onun aslna k tutan, onu rlplakla
vardran uyumu. Bu geime srecinin ne boyutlarda
yinelenecei kestirilemezdi; acaba ka yeni Alana
doygunluu birlikte tadacamz bir bileime
gtrecekti beni; o farknda olmakszn, bir iki
sylememi istemeden nce bir sigara daha yakacak;
bense uzun araymn sonu verdiinin, bundan byle
akmn grnr de grnmezi de kapsadnn
bilincinde,. Alananm duru bakm, kapal kaplarn,
yasak geitlerin ikirciinden uzak, barma basacaktm.
Tek bana bir sandal, n planda kara kayalar
resminin tam karsnda uzun bir sre kprdamadan
duruunu gzledim; ellerinin belli belirsiz kmlts,
havada yzyormu, denize alyor- mu izlenimini
veriyordu. Ufuklardan ka. Sivri bir parmakln
snrdaki aalara girii engelledii teki resme gelince
birka adm gerileyip oda.
aramasna pek armadm artk. Anlk bir itiydi, asla
benimsenmeyen bir snrn yadsm. Kular, deniz canavarlar,
suskunlua alan ya da lmn suretini ieri salan pencereler
her yeni resim Alana'y teye srklyor, yznn az nceki ren-
gini alyor, iindeki zgrlk, uu, engin uzamlar
dalgalanmalarn ekip yzeye karyordu, onun geceyi ve hilii
yadsmasn onaylyordu, ona zg gne endiesini, anka
rkn de. Geriden yrdm, bakma katlanamayacam bili-
yordum, benim yzmde sarslmaz gvenin aknlm
grdnde yznde belirecek kuku ykl arty, nk ben
de dahildim bir zaman bunlara, benim Alana Tasarmd o,
hayatm, benim Alanam. Kurduum d, zamanla, kentin pintili-
inde ve imdiki zamannda sarpa sarmt, ama imdi, neden
sonra Alana, bundan byle Alana ile ben. Kollarmda rlplak
tutsaydm, onu sevmenin, her eye kesinlik kazandracak bir akn
yordamm bulacaktm, aramzda her ey sze dklecekti ve akn
bitimsiz gecesinden (nicelerini ya- amtk) yaamn ilk tam
aaracakt.
Galerinin sonundaydk; k kapsna yrdm, yzm
hl gizleyerek, havann ve sokak klarnn beni Alanamn
tand eski-bene dndreceini umarak, yakararak. teki
izleyiciler araya girdii iin gremediim bir resmin nnde
duraksaym, uzun sre pencereyle-kedi resmine bakp kmltsz
kaln izledim. Son bir deiimle evresinden kesenkes kopuk,
tek bana bir yontu oldu, kukular iinde yanna koan, tuvalde
yiten gzlerini bulmaya alan benden bile kopuktu. Kedinin
Osirise ok benzediini grdm, pencerenin pervaz yznden,
bizim gremedii-
miz bir eye bakyordu, uzaklara. Kedi, dalgnlnda
kmltszd yine de Alanann donmuluuna gre
kmldyor saylabilirdi. gen paralanm gibi geldi
bana her nedense; bam evirdiinde gen silinmiti
artk, Alana resme girmi, bir daha kmamt, kedinin
yanndayd hl, pencereden telere bakyordu, hi
kimsenin grmedii, yalnzca Alana ile Osiris'in
gzlerini bana her dikilerinde grdkleri neyse, ona
bakyordu.
' O gnlerde kavramak gt gerekten. Sinemaya ya da
tiyatroya gidersiniz ve geceniz srerken ayn treni biraz nce
baka bililerinin de yaadm hi dnmezsiniz, yerin, saatin
saptanmas, giyinmek, telefonlar, on birinci ya da beinci sradan
bir yer, karanlk, mzik, kimsenin olmayan ama herkesin
hikimseletii yerde herkesin mal olan o alan, koltuklara
kurulmu erkeklerle kadnlar, bir gecikme zr belki, birinin
kulana alman ya da duymazdan gelinen fltl bir yorum,
sonra hemen hep sessizlik, sahneye, perdeye doludizgin akan,
perdenin bu yanndan kaan baklar. O gnlerde saymzn bu
kadar kabark olduunu ilnlar, manetleri, posterleri ve tan-
tm yazlarm hesaba katsak da Glenda tutkunlarnn bu kadar
ok olduunu kavramak gerekten gt.
drt ylmz almt, yine de ekirdein Irazusta ya da
Diana Rivero tarafmdan oluturulduunu sylemek geree uzak
dmez, aslnda onlar da bir film izledikten sonra, arkadalarla
iki ierken bylesi bir dayanmay hemen oluturacak hangi
szcklerin sylendiini, hangilerinin sze dklmeden kaldm
iyice bilmiyorlard. Sonralar biz ekirdek diyecektik, genlerse
kulp. Kulbe benzemiyordu pek, biz Glenda Garsona tutkunduk
o kadar, bu zelliimiz de bizi onu
yalnzca sevenlerden ayrmaya yetiyordu. Tabii biz- ler
onlarn lleriyle de seviyorduk Glenday, bu arada
Anouku, Marilyni, Annieyi, Silvanay, hadi
Marcelloyu, Yvesi, Vittorioyu, Dirk de katalm,
seviyorduk da tek tutkun olduumuz Glen- dayd, ve
ekirdek bylece, bu yzden olutu, aramzda bir srd,
konumalarmzda Glendaya tutkunluklarn azar azar
aa vuranlara gvenle iimizi ayorduk.
ster Diana kurmu olsun, ister Irazusta, ekirdek
usulca geniliyordu. Kar Ateimn gsterime girdii ytf,
ta atlasa alt-yedi kiiydik; nceliin Kullammlarnm
galasndan sonra ekirdek genileyiverdi, onun rktc
bir hzla bydn hissediyorduk, zppece
yklinmelerin, gelip geici duygusallklarn aramza
szma tehdidiyle kar kar- yaydk artk. Kurucular,
razusta, Diana ve iimizden -be kii, kabuumuza
ekilmeye karar verdik, bir yoklamadan geirmeden,
viskiyle bilgilik gsterisine boulmu bir smava
sokmadan, kimseyi aramza almayacaktk. (Nerdesin
Buenos Aires, Londra, Mexicodaki o geceyars
smavlan) Has- sas Dengelerm. galasnda, hzn veren
bir utkuyla Glenda tutkunlarnn enikonu oaldm
kabullenmek zorunda kaldk. Sinemalardaki raslansal
karlamalar, karken gzgze gelmeler, kadnlarn ili
dalgnlklar, erkeklerin acl suskunluu, herhangi bir
gstergeden, bir paroladan ok daha inandrcyd bizce.
Sorgularmza kafa tutan makinistler, bizi hep kent
merkezindeki o kahveye gtryorlard, yava yava
masalar birletiriliyordu, bou bouna ekimemek iin
ayn kokteylden sylemek, sonra da en son Glenda
filminin en son sahnesindeki en son Glenda imgesinin
titretii gz-
bebeklerimize bakmak gibi zarif bir gelenek gelitirmitik.
Belki yirmi kiiydik, belki otuz, tam bilmiyorduk, nk
Glenda bazan aylarca ayn salonda kalyordu, bazan da ayn
gnlerde iki- sinemada birden oluyordu, hem o sralar
AylgnlannaM katil kz rolyle sahneye k,' o unutulmaz
olay da hesaba katlmalyd, baars, koyduumuz btn engelleri
ayor, asla benimsemediimiz gelip geici bir coku nbeti
yaratyordu. Bu arada biz- ler tanmtk; Glendadan sz etmek
iin evlere gidenler oktu aramzda. Irazusta, batanberi bizden
aka istemedii o serinkanl yetkeyi kullanyor gibiydi, Diana
Rivero da usulca kabul ve red satrancn yrtyor, aramza szmaya
kalkan budalalara ve ukalalara kar paylatmz katksz
zdenlii gvenceye alyordu. zgr armla balayan zincir, bir
klan yapma dnmek zereydi, ilk dnemlerdeki rasgele
sorgulama yntemleri bir yana braklmt, artk somut sorular
soruluyordu, nceliin Kullanmlarndaki tkezleme sahnesi, ya
Kar Ateinm sonundaki had-bildi- ri, ya Hassas DengelerdeM
ikinci erotik sahne? Glendaya ylesine tutkunduk ki sonradan
grmelere, gzkara sevicilere, bilgi estetlere katlanmamz
olanakszd. Kentte bir Glenda filmi oyna- tlyorsa, kahveye Cuma
gnleri gideceimiz, semtimizdeki sinemalarda eski filmleri
gsteriliyorsa, hepimize sre tanmak amacyla bulumay bir hafta
erteleyeceimiz de kurallamt (nasl, asla renemeyeceiz);
btn grevler kat bir ynergeyle sralanmt sanki, onlara boyun
ememek, ya razusta'nm kmser glmseyiini ya da Diana
Riveronun ihanet sulamas yaparken ve ceza
bierken beliren ince-hain bakn ekmek demekti.
O sralar, toplantlarmzn oda Glenda ve
Glendanm her birimizin yreindeki tl varlyd,
henz atlak seslerden, kayglardan habersizdik. Ama
zaman getike iimizden bazlar, nceleri sululuk
duyarak da olsa ufak tefek eletiriler getirmeyi gze
aldlar, acemi bir sahnenin getirdii ksknl,
dknklm, arada birok apsz, ok basmakalp bir
dzeye inildiini. Kam- nm przsz billuruna glge
dren sahnenin, Asla Bilemezsinm asla
benimsenemeyecek son sahnesinin suunu Glendaya
ykleyemeyeceimizi biliyorduk. teki ynetmenlerin
filmlerini de aratryorduk, bu ykler, senaryolar kimin
elinden kyordu, onlar balamyorduk, Glendaya
beslediimiz tutkunun sanat ak kapsamn atm
kavramaya balamtk, bizce bakalarnn kusurlar ona
asla bulamyordu. Grevden, nce Diana sz etti;
dolambal szlerle, her zamanki gibi duygularn aka
sylemeden; ona hakl olduunu sylediimizde yznde
bir duble viskinin ak>~ keyfini grdk, evet, sinemalar,
kahvemiz, onca tutkun olduumuz Glenda varken byle
eli-kolu bal kalamazdk.
Gelgelelim o anda bile ak seik sylenmiyordu
dnlenler, szcklere gerek duymuyorduk. nemli
olan iimizdeki Glendanm mutluluuydu ve bu mutluluk
ancak kusursuzlukla salanabilirdi. Birdenbire
aksaklklar, eksikler bize katlanlmaz gelmeye balad;
Asla Bilemezsinm sonunu sineye ekemezdik, Kar
Afeindeki iren poker sahnesini de (geri Glenda o
sahnede yoktu ama pislik ona da bulayordu bir biimde
hele
Nancy Phillipsin o bak yok mu), haylaz ogulun. tvbe edip
eve dnne nasl evet denirdi: Her zamanki gibi grevimizin
tam bir tanmm yapmak Irazustaya dt, o gece, demin
omuzlarmza yklenen, bilinle benimsediimiz bir sorumlulu-
un altnda ezilerek dndk evlerimize ama grnrde bir umut
da vard, przsz bir gelecein, yanlgsz-ihanetsiz bir
Glendann verecei mutluluk.
ekirdek, igdyle kabuuna ekilmiti, bizi bekleyen
grev, rasgele bir ounlukla yrtlemezdi. Irazusta, Recife de
Lobosta, bir ky evinde bir laboratuar kurulduunu, her ey
hazr olunca haber verdi bize. teki filmlere gre aksaklklar
daha az olduundan ie Hassas Dengelerle giritik, filmin
kopyalarm piyasadan toplamakla ykml arkadalar arasnda
haka bir grev dalm yaptk. Hibirimizin akima para
sorununu amak gelmedi; Irazusta bir zamanlar Pichincha daki
kalay madenlerinde Howard Huggesla ortakm, ve tkr tkr
ileyen basit bir mekanizmayla artk her ey elimizin altndayd,
jetler, balantlar, rvet ilikileri. Yazhanemiz bile yoktu; yap-
lacak ileri ve ilerin srasn Hagar Lossun bilgisayar
programlyordu. Diana Riveronun konuyu bize andan iki ay
sonra laboratuarmz Hassas Dengelerdeki silik ku sahnesini
deitirip, yerine Glenday amaz temposuna, dramatik
oyunculuk gcne tam anlamyla kavuturan baka bir sahne
koymaya hazrd. Film o gnlerde bile epey eskiydi, o yzden de
uluslararas yeni gsterimlerinde yenilikler kimsenin dikkatim
ekmedi; bellek trl dmenler evirerek btn takaslar, btn
deikenleri gizli sarnlarna sindirtir, deiiklii belki
Glenda da farkedemeyecekti ama o da hepimiz gibi
eperden arnm, zlenene tamtamna oturan bir annn
kusursuzluunda, mucizeyi grecekti.
Grevimiz, aralksz sryordu; laboratuarn
aksamadan ilediinden emin olduktan sonra, Kar Atei
ile Prizmanm kurtuluu iin paalar svadk; br filmler
de Hagar Loss personeli ve laboratuar alanlarnn
ngrd hzla aksamadan devreye girdiler. Hassas
Dengelerle bamz dertteydi, petrol emirliklerindeki
izleyiciler filmin baz kopyalarm zel zevkleri iin satn
almlard, onlar almak (baka bir szck aramaya gerek
yok), hele sahipleri farketmeden almak, olaanst
birtakm dmenler ve ilemler gerektiriyordu. Laboratuar,
balangta hi ummadmz bir kusursuzluk dzeyinde
alyordu, geri iin banda kayglarmz Irazustaya
sylemeye dilimiz varmamt, iin tuhaf, batanberi bu
konuda en gay- gl olanmz Dianaym; ama Irazusta
bize Asla Bilemezsini seyrettirdiinde, filmin asil sonunu
grdmzde, yani eskisi gibi Romanonun evine
dneceine arabasn kayalara sren, grkemli ve
kanlmaz dyle sellere gmlerek bizleri de
mahveden Glenday grdmzde, bu dnyada
kusursuzluk diye bir eyin varlna inandk, kusursuzluk
u anda Glendannd, bizim admza sonsuza kadar
Glendadayd.
imizin en g yan, nelerin deitirileceini
kararlatrmakt, hangi sahneler makaslanacak, kurguda
ve tempodaki yeni dzenlemeler falan; Glenday
hepimizin tek tek, baka baka alardan almlamas
aramzda sert tartmalara yol ayordu, srtmeler,
ancak uzun zmlemelerden son-
ra bazan da ekirdek ynetiminin arlm koyma- syla
yatyordu. Tartmadan yenik kanlarmz, yeni uyarlamay
dlerindekine tpatp uymad gerekesiyle buruk baklarla
izliyorlard yine de sonuta ortaya karlan yaptm hi kimsede
gerek bir dkrkl yarattn sanmam. Glen- daya ylesine
tutkunduk ki sonu her zaman y- zakyla almyordu, zaman
zaman umulan da ayordu. Bir iki kere gzmz korkmad
denemez. Londra'nn ku uurtmaz Timesmm okurlarndan biri,
yazd mektupta Kar Ateindeki sahnenin, anmsad
kadaryla eski sray izlemediini, buna ok atm bildiriyordu.
La Opiniondaki bir yaz da Prizmado.n bir sahnenin
makaslanmasn knyor, olay brokrasinin igzarlna bal-
yordu. Bu tr olaylarn dalbudak sarmamas iin nlemi hemen
alyorduk; pek de g olmuyordu dorusu, insanlar havaidir,
abuk unutur, abuk benimser, ya da yeninin ardndan koarlar,
sinema dnyas da bizler gibi Glendanm tutkunlarn
saymazsak gelip geicidir, tarihe malolmu bir imdiki zaman
gibidir.
ekirdein kendi iindeki tartmalar, hizipilik ya da
darya alma sakncas ieren tartmalar, temelde ok daha
tehlikeliydi. Her ne kadar bu grevden tr daha sk
kenetlendiimizi sezsek be baz geceler atlak sesler
ykseliyordu aramzdan, trl siyasal grlere bulam -
zmler nerenler oluyordu, iimizin tam ortasndaki ahlaki
sorunlar gndeme getiriyorlard: yoksa aynalarla kapl bir
mastrbasyon kulesine mi kapanmtk biz, bir fildiine ya da bir
pirin tanesine barok bir lgnlk oyma hevesinde miydik?
Onlara kulak asmamak kolay deildi, nk ekir-
dek, batanberi bir kalbin, bir uan ileme dzeniyle
ilemiti: kusursuz uyumunu srekli koruyarak. Evet,
bizi kaaklkla sulayan, daha baskn bir gerekten,
yaadmz gnlerde bizden daha sk bir kenetlenme,
savunma bekleyen gndelik gerekten esirgediimiz
abay bu yolda boubou- na harcadmz sorgulayan
eletirileri dinlemek kolay olmuyordu. yi ki strtl
bir kfrd bu, atlak sesleri hemen bastrmak
gerekmiyordu, ne de olsa snrl bir kar-kmayd,
nk onlar da bizler gibi Glenda tutkunlarydlar, hem
de ylesine tutkundular ki ahlak ya da tarih konusun-
daki anlamazlklarmza karn her eyin tesinde bizi
her zaman birletirecek duygu baskm kyordu,
hepimiz Glenday kusursuzlatrmanm biz- leri ve
dnyay kusursuzlatrmak anlamna geldiine
inanyorduk. Hele o eletirmenlerden birinin, bo
kukular dnemini atlattktan sonra aramzda, yeniden
dengeyi salamas balbama bir dld; yan-tutan
yaptlarn da tarihte yerleri olduunu, bask makinesinin
icad kadar mthi bir olayn bile aslnda bir tek kadnn
adm yinelemek ve sonsuzlatrmak gibi en bireysel, en
kiisel bir zlemden doduunu kendi azyla syledi
bize.
Bylelikle Glenda imgesinin perdeye en ufak bir
kusur tamadan yansyacana inandmz gn geldi,
artk dnya ekranlar onu tpatp kendi istedii gibi
yanstacakt emindik belki de bundan tr,
gazetelerden Glendann sinemaya ve tiyatroya veda
mesajm okuduumuzda pek armadk. Glendanm
bilmeden de olsa biim abamza yapt bu
inanlmaz katk ne raslantyd ne de mucize, yreinin
derinlerinde bir ey, aklanmam akmza sayg
gstermiti yalnzca, ben-
liginin iinden bize verebilecei tek yant gelmiti, son bir gnl
cmertliiyle bizleri kucaklayan bir akt, sradan kiilerin yok-
olu, esirgeme sayabilecekleri bir katlt. Yedinci gnn
mutluluunu yayorduk, hani dnya yaratldktan sonraki gnn,
bundan byle Glendann her filmini iimizi kemiren o yanll-
yanlgl yarn korkusundan uzak izleyebilirdik; meleklerin,
kularn hafifliiyle toplanabilirdik, hem de sonsuzluu andran
deimez bir varoluta.
Ne var ki Glendayla ayn g paylaan bir air
zamannda, sonsuzluun, zamann rnlerine tutkun olduunu
sylemiti, haberi bir yl sonra bize iletmek Dianaya dt.
Glenda, alelade, sradan bir insan kimliiyle sinemaya
dndn aklyordu, beylik nedenlerle, bir profesyonel bo
kald m bunalma dyormu tam ona gre bir rol varm
senaryoda, film hemen ekilecekmi. imizden hibiri
kahvedeki son geceyi unutmu olamaz. Hele sinemalara dnen
nceliin Kullammla- nm izledikten sonra, Irazustann
hepimizin iinde geenleri dile getirmesi bile gereksizdi, haksz-
la uramamn, isyamn buruk tadn duyuyorduk. Ama
Glenda'ya ylesine tutkunduk ki duyduumuz dkrkl ona
ilimiyordu bile, onun suu deildi, o bir oyuncuydu ve
Glendayd; bizi asl dehete dren, bozuk mekanizmayd,
bileimizin gcyle nice abadan sonra kazandmz cennete
gizli bir gedikle szan rakamlar, dller, Oskarlar gereiydi.
Diana, Irazustamn kolunu tutup, Evet, artk yaplacak tek ey
bu, dediinde, hepimizin iinden geenleri dile getiriyordu, bize
tek tek sormas gerekmezdi. Daha nce hi bu kadar rkme- miti
ekirdek, hele bu kadar az szckle hareke-
te getii hi olmamt.
Elimiz kolumuz zlm, yollarmza gittik,
iimizden yalnzca birinin kestirebildii, erde bir gn
olacak eyleri imdiden yaayarak. Kahvede bir daha
bulumayacamzdan, bundan byle her birimizin
ortak krallmzn esiz kusursuzluunu iinde
tayacandan emindik. Irazustanm ne yapacam
biliyorduk, onun gibi biri iin iten deildi. Her
zamanki gibi, Hassas Dengeler ya da Kam- y
izledikten sonra naslsa bir gece yine buluacamzn
verdii tatl gvenceyle vedalamadk. Daha ok, srt
evirmeye benziyordu ayrlmz, geciktim, gitmek
zorundaym gibi; hepimiz ayn ayr yollarmza gittik,
her ey sindirilene kadar olanlar unutmak isteiyle
kavruluyorduk, ama yle olmayacan da biliyorduk,
bir sabah gazeteyi aacaksn, yine o aptal,
profesyonelce gevelemeleri okuyacaksn. Ama biz bu
samalklar kimseyle tartmayacaktk, sinemalarda,
yolda birbirimizi incelikle grmezden gelmeye zen
gsterecektik; ekirdek, inancna ancak byle sadk
kalabilirdi, tamamlad grevi ancak byle sessizce
g- zetebilirdi. Biz Glendaya ylesine tutkunduk k
ona son bir dokunulmazlk, bir kusursuzluk sunacaktk.
Ycelttiimiz eriilmez doruklardan dmesini
engelleyecektik, tutkunlan, saylan hi azalmadan ona
tapmay srdrebileceklerdi; hatan sa inmez ne de
olsa.
RMCEKL YK

Oteldeki zel blmemize leden sonra ikide; vardk ve ite


yarm saat sonra, otel yetkilisi, telefonda szletiimiz gibi
anahtarlarla geliyor, buzdolabn fie takyor, ofbenin ve
havalandrcnn nasl altrlacan gsteriyor. On gn kalmak
zere anlamtk, deme pein. antalarmz ap plaj eyalarn
karyoruz; odamza artk gnbatmnda yerleiriz, tepenin
eteklerinde l l yanan Karayip denizi yle ekici ki. Tepeden
aa iniyoruz, allkta bizi kyya daha abuk ulatracak
kestirme bir yol bile buluyoruz; tepedeki zel blmelerle deniz
arasnda topu topu doksan metre var.


Dn gece giysilerimizi asarken, Saint-Pierre- den aldmz
yiyecekleri rafa dizerken, blmenin bitiik kanadnda kalanlarn
seslerini rahata duyabiliyorduk. Alak sesle konuuyorlar,
renkli,, kahkahal Martinik sesleri deil. Arasra birka szck
seiliyor: Amerikal ngilizcesi, turistler kukusuz. lk izlenim
tatsz, her blmenin (iek yataklar, muz ve hindistan cevizi
aalan arasna drt zel blme serpitirilmi) ift kanatl olduu-
nu grdkten sonra hl el dememi bir sessizlie
kavuacamz nasl umduk ki. Galiba Hotel de- Diamanttan
telefon edip en ince ayrntlara kadar
bilgi aldktan sonra ilk adm attmzda burada her
eyin hem bo hem de garip bir biimde dolu olduunu
dndmzden. Ak hava barn alalm szgelimi,
otuz metre aada, ssz ama birka ie, birka bardak
var, tabureler de. Bir-iki zel blmenin aralk
pancurlarmdan ieri gz attnzda banyolardaki
havlular, koku ya da ampuan ielerim
grebiliyordunuz. Gen ynetici, bombo bir blmeyi
at bize, kaypak sorumuza ayn kaypaklkta bir yant
verdi: asl ynetici gitmiti, kendisi otel sahibinin
arkada olduu iin zel blmelerin yneticiliini
stlenmiti. Bylesi daha iyiydi, tek aradmz sessizlik
ve kumsal olduuna gre; ama bakalar da ayn eyi
dnmler besbelli, blmenin teki kanadndan iki
Amerikal kadnn mrltlar geliyor. Duvarlar kt gibi
ama blmemiz ok rahat, hibir eksii yok. Deliksiz bir
uyku ektik, alamadmz bir ey. En ok da uykuya
gereksinim duyuyorduk zaten.

Dostluklar: evc, srnak bir dii kediyle biraz


daha yrtc ama en az onun kadar a bir kara kedi.
Burann kular nerdeyse ellerimize konuyorlar, yeil
kertenkeleler sinek peinde masalara trmanyor, Ta
uzaktan kei melemeleri kuatyor evremizi, inekle
bir buza tepenin doruundaki otlaa salnm, grgl
bir biimde bryorlar. Ayrca vadinin ucundaki
derme atma kulbelerden kpek sesleri de geliyor; iki
kedi gece bu konsere katlacaklar garanti.
Avrupa llerine gre ssz bir kumsal saylr.
Birka olan yzyor, oynuyorlar, kumlarn stnde
kara, tarn gvdeler gidip geliyor. tede bir
aile ya burann kylleri, ya Alman, hzn verecek kadar beyaz,
sarn havlularn, gne yalarn, torbalarm dzenlemeye
alyor. Saatlerce denizde, kumlarda oyalanyoruz, yalanma,
sigara ime trenini olabdiince uzatmaktan baka bir ey
gelmiyor elimizden. Anlarn yzeye vuruunu duymadk daha,
yanlzlkta, bungunlukta serpilen gemiin dkmn yapma
gereksinimini. Tam tersine: birka hafta nceye ilikin ne varsa
attk kafamzdan, Delfteki bulumalar, Erikin iftliindeki geceyi.
O gece geri gelir gelmez sigara dumanm datr gibi sallyoruz
elimizi, havay temizleyen ufak bir el silkeleyile.
ki kz yamataki patikadan iniyor, kumsalda uzak bir yer
seiyorlar, hindistan cevizlerinin glgesini. Komularmz onlar
diye dnyoruz, ya sekreter ya da ilkokul retmeni, Detroitli,
Neb- raskal olabilirler. Denize birlikte girilerim, us-
*
ta kulalarla allarn, ar ar, scak saydam suyun tadm kara
kara kumsala dnlerini izliyoruz, ancak betimlendiinde konu
haline gelen bir gzellik, kartpostallarn tkenmez hammaddesi.
Ufukta iki yelkenli duruyor, Saint-Pierreden kalkan motorun
ardnda bir kadn su kaya yapyor, her dnden sonra neeyle
ayaa frlyor, hem de ne sk.

Alacakaranlkta, le ekerlemesinden sonra kumsala dndk


yine, gn, kocaman beyaz bulutlardan ekilmekte nmzdeki
Noelin beklentilerimizi klklma yerine getireceini geiriyoruz
iimizden: yalnzlk, kimsenin bilmedii bir yerde olmann verdii
gven, kabilecek tersliklerin bize
eriemeyecei bir yerde, yln bitimindeki o sa- masapan
toplantlardan ok uzaklarda, koullandrlm anlardan da,
konserve amak, eker kam suyu ve misket limonuyla
beyaz rom kokteyli hazrlamak gibi keyifli bir zgrlkte.
Akam yemeini, bambu bir blmeyle bitiikteki simetrik
taraadan ayrlan taraamzda yiyoruz, saat olduka ilerledi,
bitiikte usulca mrldanan sesleri duyuyoruz yine. Karlkl,
bir komuluk mucizesi yaratyoruz, nerdeyse abartl bir
biimde sayg gsteriyoruz birbirimize. Kumsalda
grdmz kzlar, gerekten bitiik blmede kalanlarsa,
onlar da belki bugn kumsalda grdkleri iki kiinin bizim
blmede kalan komular olup olmadn dnyorlardr.
Uygarln nimetleri su gtrmez diyoruz ikiler arasnda; ne
barp aran var, ne transistorlu radyo, ne piyasa arks.
Keke on gn burada kalsalar da yerlerine ocuklu bir aile
gelmese. Isa yeniden dodu; uyuyabiliyoruz ya.

Gnele uyanyoruz, guava suyu, fincanlar dolusu


kahve. Gece uzun srd, tropikal sfatn yaktracamz
sanakiarla, birdenbire utanverip dinen aceleci sellerle.
Kpekler drt yanmzda uludular, oysa ay yoktu;
kurbaalarla kular, kent- lilemi kulan ayrdedemedii,
ama belki u anda ilk sigaralarmz yaknca anmsadmz
dleri aklayabilecek sesler. Aegri somnia. Bu da nerden
kt? Charles Nodierden ya da Nervalden, br uralarn
hemen hemen silip gtrd ki- taplkl gemiimize zaman
zaman byle kar koyamayz ite. Srfelerin, kaypak
gzdalannm, hi istenmeyen ama gelip ataca nceden
kestirilebi-
len hortlak anlarn alarn rd ya da bize r- drtt
dlerden sz ediyoruz birbirimize. Delft ten sonra hibir ey
artamaz bizi (ama taze anlan dememeye karar verdik, naslsa
nmzde bol bol vakit var hep. Ne tuhaf. Michael, Erikin
iftliindeki kuyuyu dnmek de sarsmyor, o konular kapand
artk; gelgelelim bizi yaralamadan sze dklebileceklerini bilsek
de o olaylan ve ncekileri hi amyoruz. Ne de olsa zevk duyduk,
keyif duyduk, iftlikte geirdiimiz gece, u anda dediimiz
bedele deerdi, te yandan, olup bitenlerin hl ok yaknmzda
olduunu duyuyoruz, ayrmtlann. Michael aymda rlplak,
kanlmaz dlerin tesinde paamz kurtarmak umuduyla
yaptklanmz, yleyse bu tr bir ketleme yine de daha kullanl:
baka sesler, baka odalar1: edebiyat ve uak, amma yaman
uyuturucular).
Sabahn dokuzunda deniz, geceden kalan son sabuklamalan da
gtryor, deniz, tuz ve kum, teni smscak sanyor. Kzlarn
patikadan indiklerini grdmzde bir an karlkl tetikteyiz,
bakyoruz. Bir yorum yapmtk, tek bir yorum, gecenin ge bir
saatiydi, uykuya dalmazdan az nce: bir ara, bitiik kanattan gelen
sesler fslt olmaktan km, aka anlalabilen birka tmceye
dnmt, anlamlarn kavramasak da. Zaten ksack bir sre
sonra kesilen, yine tekdze, saygl bir mrltya dnen bu
szcklerin anlam deildi ki bizi eken, ilerinden birinin bir erkek
sesi oluuydu.
ekerleme saatinde, bitiik taraadaki ksk

1. Truman Capote'un nl roman. (ev.)


sesli konumalar yine duyuyoruz. Nedense kumsaldaki
iki kz bitiikteki seslerle eletiriyoruz ama yanlarnda
bir erkek olduuna ilikin hibir ipucu yok, bu yzden dn
gecenin ams geriye doru siliniyor, bizi uyaran teki
seslere, kpeklere, birdenbire patlayan rzgra, yamura,
atdaki hrtlara karyor. Kentler, bdik seslerden, za-
rif frtnalarndan uzak dnce an duyarl olurlar.
Hem bitiikteki blmede olup bitenden bize ne?
Burada bulunuumuzun nedeni, br eyden kamamz,
teki insanlardan. Alkanlklardan, koullanm
tepkelerden kurtulmak kolay deil elbet; kendimizden bile
gizleyerek, duvardan usulca geen, sakin, uyuturucu diye
nitelediimiz syleiye kulak kabartyoruz, gnlk ilerin
aksamaz hrltsna. Szckleri kestirmek olanaksz,
sesleri de, perdeleri ylesine benzeiyor ki ksack bir sre
tek kiik bir konumann blk prk paralar
sanabilir. Onlar da bizi tpk byle duymu olmallar,
ama onlar kulak -kabartmyorlar tabii; kabartsalard,
susmak zorunda kalrlard, bizim nedenlerimize benzer
nedenlerle gelmi olurlard buraya, taraada kertenkeleye
sinsice yanaan kara kedi gibi pusuda, tetikte. Ama biz
onlan ilgilendirmiyoruz ki, onlar adna ne iyi. ki ses
srayla ykseliyor, susuyor, yemden konumaya balyor.
Arada erkek sesi yok, olsayd, ne kadar alak sesle
konuursa konusun farkederdik.
Tropiklerde hep byle, gece erkenden iniyor,
odamzdaki k clzm, umurumuzda deil; hemen
hemen hi yemek piirmiyoruz saylr, tek scak nesne
kahve. Birbirimize syleyecek szmz yok, belki o
yzden kzlann mnltlanna kulak ka-
bartarak oyalanmaya alyoruz, tepeye hibir arabann
kmadn, teki blmelerin hl bo olduunu bilmemize
karn erkek sesine kulak kabartyoruz, aa vurmasak da.
Sallanr iskemlelerde kayklyor, karanlkta sigara iiyoruz, orta-
lkta hi sivrisinek yok, sessizliin oyuklarndan geliyor mrltlar
kesiliyor, geri dnyor. Kzlar bizi bu durumda gzlerinin nne
getirselerdi pek holarna gitmezdi; onlar dikizlediimizden
deil, yine de bize karanlkta gizlenmi iki rmcek olarak
bakarlard kukusuz. Aslnda blmenin br kanadnda birilerinin
oturmasna bozulmadk. Geri sessizlik aryorduk balangta
ama imdi bitiikte kimse olmasa gece nasl geerdi diye dn-
mekten kendimizi alamyoruz, hele iftliin ve Michaelin hl
ok yaknmzda olduu yadsnmaz bir gerekken. ster istemez
gzgze gelip konumak, iskambile ya da zara sarlmak. Bylesi
daha iyi, iskemlede sallanp kedimsi mnltan dinlemek, uyku
saati gelene kadar.

Uyku saati gelene kadar, ne var ki burada geceler


umduumuzu vermiyor bize, sonsuza kadar ya da bir sre
diyelim, olmayacaklar olabilir gstermemeli pencerelerin
hemen dnda balayan hrgrden bizi koruyacak o cephe-d
blgeyi sunmuyor. Bizim durumumuzda da canalc nokta
tedbirsizlik deildi; batanberi bir sonraki adm ya da admlan
hesaplamadan asla varmamtk hedefe. Arasra, kendimizi
kapana kstrma oyunu oynadmz gibi bir duyguya
kapldmz olurdu, tpk imdi her yerin kar kar bilindii u
adackta yaptmz gibi; gelgelelim ok daha
karmak bir satrancn bir blm bu, piyonun yle bir
ne srl, ok dala nemli oyunlar rtyor. Nesnel
olarak ele alndnda, alnt mektup yks dpedz
sama. Nesnel olarak; gerek, alttan alta akyor, yllardr
New Yorktaki yangn merdivenlerinde marijuana,
Central Parkm gbeinde eroin reten Puerto Ricolular,
bunu polislerin oundan, daha iyi kavramamlar myd.
Na- slsa bir adm temizdeki frsatlarn, gemilerin ve
uaklarn kumandas bizde: Venezuela ile Trinidad bir ta
atm uzakta, alt yedi seenekten yalnzca ikisi;
pasaportlarmz, her havaalanndan engelsiz kayp geecek
trden. Sonra u saf tepecik, kk burjuva turistlere
sunulan u zel blme: hangi anda kullanlacam
batanberi bildiimiz gzelim hileli zarlar. Delft uzakta,
ok uzakta, Erikin iftlii belleimizde canlln
yitirmeye balyor, kuyu ve aymda kap giden
Michaelm ams nasl siliniyorsa yle, aymda
bembeyaz Michael, plak.
9*0 '
Kpekler aralksz uludular yine, anszn vadideki
kulbelerden birinden ykselen fkeli bir kadn sesi, en tiz
noktada kesti ulumalar, komu blmenin sessizliinde,
turist kzlarn uykusunda akn bir korku mrlts doland,
yorgun dmler, ayrca yorgunluk bir yana, evrelerinde
olup bitenle ilgilenmezler ki zaten. Biz kulak kesildik,
uykumuz kamt. Hem uyumann ne yarar var: biraz
sonra aty dvecek yamur ya da kedilerin yrtc
sevime lklar varken, karabasanlarn al ezgileri,
derken tan, neden sonra kafalarn yastklara dmesi,
gne palmiyelerin tepesini bu-
lana kadar hibir ey kurcalayamaz onlar, sonra yaamaya dnmek
zorundasnz.
Denize iyice alp dndkten sonra kumsalda, zel
blmelerin sszl, braklml dt aklmza yine. Lokanta
blm, bardaklar, ieleriyle Mary Celestein esrarn
artryor (herkes bilir olay, ilgiyle okumutur ince ince, ama -
zlmeyen gizin bir saplant haline gelmesi yok mu, denizcilerin
yelkenleri fora yol alan ve iinde tek canl olmayan gemiye
klar, ocaklardaki kller bile tam soumam daha, kamaralarda
ne bir isyan ne bir salgn belirtisi. Toplu bir intihar m? Birbirimizi
hafif alayc baklarla szdk, bizim olaylar deerlendiri
yntemimize aklk getirecek bir bak as deil bu. Bir zamanlar
o ay benimseseydik imdi burada olmazdk.)
Kzlar kumsala ge iniyorlar, yzmeden nce uzun bir sre
gneleniyorlar. Kumsalda da alak sesle konutuklarm
farkediyoruz ama birbirimize sylemiyoruz, daha yalanda olsak bu
sk-fk konuma kulamza eriirdi, bakalarnn yaamna izinsiz
girmekten doan zarif korku. Keke bir ara yanmza gelseler kibrit
isteseler, saati sorsa- lar... Ama aramzdaki bambu blme kumsala
kadar uzuyor sanki, bizi tedirgin etmeyeceklerini biliyoruz.
le ekerlemesi uzun sryor, kumsala bir daha inmeyi
ekmiyor canmz, kzlarn da, nce odadan, sonra taraadan geliyor
sesleri. Yalnzlar tabii. Ama neden tabii? Bu gece yle olmayabilir
pekl, bu konuda tek sz etmeden bekliyoruz, bo bo oyalanarak,
sallanr iskemlelere kurularak, sigaralar, ikiler ierek, taraada bir
tek k brakarak; oturma odasnn pancurlan, ak havadaki
glgeleri ve beklemenin suskunluunu bozmayan ince k
dilimleri damtyor. Belli bir tek ey beklemiyoruz tabii.
Ama neden tabii? Neden tek iimiz beklemekken yalan
sylyoruz kendimize, Delftte ve bir sr baka yerde
olduu gibi beklemekken? Kii, hibir ey beklemeyebilir
ya da ince bir duvarn te yanndan gelecek bir mrlty
bekleyebilir, seslerde bir deimeyi. Daha sonra yatan
gcrts duyulacaktr, kpeklerle, deli rzgrda sallanan
yapraklarn hrtsyla dolu sessizlik balayacaktr. Bu
gece yamur yamayacak.

Gidiyorlar; sabah saat sekizde onlar almaya bir taksi


geliyor, kara derili src glyor, akalar yapyor,
bavullar antalar, geni kenarl hasr apkalar, tenis
raketlerini arabaya tarken. Tara- adan patikay
grebiyorsunuz, beyaz taksiyi de; onlar aalar
yznden gremiyorlar bizi, zaten bizim bulunduumuz
yne bakmyorlar.
Kumsal, yzmeden nce top oynayan balk
ocuklaryla dolu ama bugn her zamankinden de bo
grnyor bize, naslsa onlar yzmeye gelmeyecekler.
Dnerken, farkna varmadan, en azndan nceden karar
vermeden dolambal bir yol seiyoruz, bitiik blmenin
nnden geiyoruz, imdiye kadar hep kanmtk. Artk
bizim blme dnda ne varsa, ssz, braklm. Kapy
azck itiyoruz, gcrdamadan alyor, kzlar anahtar
kapnn stnde brakmlar, sonradan oday temizlemeye
gelecek ya da gelmeyecek yneticiyle yle anlamlardr
mutlaka. Eyalarn, lokantadaki bardaklar ve tabaklar gibi
gelen-geenin dgcne sunulmu olmas bizi
artmyor artk; krm araflar,.
slak havlular, bo ieler, bcek ldrcler, Coca-Cola ieleri,
ngilizce dergiler, sabunlar gryoruz. Her ey yle yalnz, ylesine
braklm ki. te urada, araflan san iekli yatakta uyudular.
Birlikte. Ve uykuya dalmadan nce konutular boyuna. Uyumadan
nce ne ok laflarlard.
ekerleme saatinde bir mayklk kyor, uzadka uzuyor,
gne biraz daha ekilmeden kumsala inmek iimizden gelmiyor
nk. Kahve yaparken, bulak ykarken birbirimizi eskisi gibi
duvara kulak kabartrken yakalyoruz. Glebilir- dik tabii ama
glmedik. Artk olmaz, nicedir peinde kotuumuz, bize son
derece gerekli o yalnzla kavutuktan sonra glmyoruz artk.
Akam yemei hazrlklan uzun sryor, en basit ileri bile
zellikle etrefilletiriyoruz, yeter ki bir kesinti olmasn ve gece biz
yemekten kalkmadan tepeyi sarsm. Arasra birbirimizi duvara
bakarken yakalyoruz, u anda bir uakta ya da bir kamarada srp
giden alak sesli bir syleiyi beklerken. Otel yneticisi gelmedi,
blmenin bo, kapsnn ak olduunu, kolonya ve gen-ten kok-
tuunu biliyoruz. Birdenbire scak bastryor, artmasnn nedeni
sessizlik de olabilir, sindirim de sknt da, sallanr iskemlelerden
hi kalkmyoruz ki, karanlkta ar ar sallanp sigara iiyoruz,
bekliyoruz. Birbirimizin yzne vurmuyoruz geri ama
beklediimizi biliyoruz. Gecenin sesleri yavaa ykseliyor,
nesnelerin ve yldzlarn nabzna uyarak; dn geceki kularla
kurbaalar ayn anda arklarna balamak zere yerlerini almlar
sanki. Kpekler korosu da (kpeklerden bir ufuk, iiri
anmsamamak mmkn m), allktan kedilerin sevime sesleri
yrtyor havay. Tek eksik, komu
blmedeki seslerin mrlts, sessizlik bu aslnda,
sessizliin ta kendisi. Geri kalan ne varsa, birey- ler
beklercesine duvara dikilmi kulaklara deip geiyor. Asla
duyamayacamz mrltlar bastrmaktan korkar gibi
konumuyoruz. Saat ilerledi, yine de uykumuz yok,
odann ss durmadan artyor, taraamn kaplarn amak
aklmza bile gelmiyor. Zincirleme sigara yakyoruz,
olmayaca ummaktan baka bir abamz yok, balangta
varsaydmz gibi kzlarn bizi karanlkta pusuya yatm
rmcekler olarak dnmeleri rgalamyor bile; burada
deiller ki kendi d rnlerimizi onlara aktaralm,
karanlkta olup biten u eyin, u katlanlmaz biimde olup
bitmeyen eyin aynalarna dntrelim onlar.
Kendimize yalan syleyemediimizden tr sallanr
iskemlelerin her gcrts bir syleiyi yarda kesiyor, ayn
zamanda diri tutuyor. Her eyin bouna olduunu
kavryoruz, kamz, yolculuk, batan balamak iin
elverili bir smak bulma umudu (nk bizim yapmzda
pimanla yer yok, ne yaptysak yaptk, lerden paay
kurtarmsak yine batan balayacaz). Birdenbire ge-
miin deneyimli askeri kadrosu bizi yaya brakm gibi bir
duygu, Kavafisin rinde tanrlarn Anto- niusu
terketmesi gibi. Zaman zaman adaya adm atmamz
salayan ince strateji, yeni programlar, baka
limanlardaki, baka kentlerdeki. etkin telefon konumalar
bir an aklmza gelirse, anm zincirinin sonsuz
kemekeinde top savururken nasl sk sk dizeler
aktaryorsak onlar da ayn kaytszlkla anmsyoruz. En
kts de nedeni b- miyoruz, bu deiiklik geldiimiz
anda bags- terdi, basit bir engel gzyle grdmz
duvarn
te yanndan mrltlar geleliberi. O beklenmedik sesin fsltlara
karmas sradan bir yaz gizemini, bitiikteki odann Mary
Celestei andran esrarn kurcalamak iin yeterli deildi,
ekerlemelerin ve yrylerin ereziydi o. zel bir nem
vermemitik, szn bile etmedik; ama imdi duvara ilgisiz
kalmamn her davranmz, kouturulanm- z, geveyip
oturmalarmz ona gre ayarlamaktan vazgemenin olanakszln
kavryoruz.
Belki de o yzden gece ge saatlerde uyur gibi yaparken
bitiik kanattan gelen ksa, kuru ksrk bizi pek irkiltmiyor, erkek
sesi olduu su gtrmez. Tam bir ksrk de deil, istemeden ve-
rilen bir iaret, kzlarn mrltlar kadar saygl, etkileyici ama bir
iaret u anda, u anda, onca kulaa yabanc gevezelikten sonra bir
an dpedz. Hi konumadan kalkyoruz, oday yine sessizlik
kaplad, yalnz ta uzaklarda bir kpek durmadan havlyor. Saatle
llemeyecek bir sre bekliyoruz, blmedeki konuk da t
karmyor, belki o da beklemede ya da araflardaki san ieklerin
arasnda uykuya dald. nemi yok, artk istencin ilemedii bir
anlamaya vanld, herhangi bir biime ya da reeteye smayan bir
son sz konusu; ir ara hi konumadan, danmadan, gzgze
gelmeye almadan sokuluyoruz birbirimize, Michael,
Michaelm Erikin iftliine dnn dndmz biyoruz
naslsa, ortada hibir somut neden yokken, stelik onun gznde
iftlik evi tpk bizim blmenin bitiik kanad kadar sszken, tpk
kzlarn konuu gibi geri gelii, tpk Michael ve niceleri gibi geri
gelenler, sinekler gibi, beklendiklerini bilmeden, bu kere bambaka
bir bulumaya kotuklarm bilmeden.
Yatarken, her zamanki gece giysilerimiz vard
stmzde; u anda onlan beyaz, yapkan benekler
halinde yere brakyoruz, rlplak, kapya, doru
yryoruz, sonra baheye, tek sorun, blmenin iki
kanadn ayran alln evresinden dolanmak; kap
kapal ama kilitli olmadn biliyoruz, tek yapacamz,
mandaln kaldrmak. Birlikte girdiimiz odada k
yanmyor; uzun sredir ilk kere yryebilmek iin
birbirimize yaslanyoruz.
Antonio Tpiese

yle ok ey oyun olarak balyor ve belki yine oyun


olarak bitiyor ki, sanrn senin iziminin yanbanda onunkini
bulmak pek houna gitti, bir raslantya, bir esintiye baladn
bunu nce, ancak bir daha baktnda anlayabildin bile-isteye
yapldn, o zaman uzun uzun baktn izime, hatta sonra bir
daha geldin bakmaya, bildik nlemleri alarak: sokan en ssz
am, kelerde devriye arabas yok, duvar yazlarna kaytszca
yanaarak, asla tam karlarnda durmadan, kar kaldrmdan
aprazlama bir bak atarak, bir dkkn vitrinine dalp gitmi
gibi, sonra hemen uzaklaarak.
Senin oyunun da skntdan domutu, kentteki gidiata
kar kma amacm tamyordu, ne gece sokaa kma
yasana, ne duvarlara afi asmaya ya da yaz yazmaya konan
hain yasaklamalara, hibirine. Sen renkli tebeirlerle izmekten
keyif duyuyordun o kadar (graffiti) szcn sevmezdin: o
sanat eletirmeni tnsn) bir de arasra gelip izilenlere
bakmaktan, hele iler yolundaysa,
belediye kamyonunun geliini, iilerin karalamalar
silerken savurduklar desteksiz kfrleri izlemekten
holanyordun. izimlerin siyasal bir ierik tamamas
umurlarnda deildi, yasak, her eyi kapsyordu, ocuun
biri bir ev ya da bir kpek izme yrekliliini gsterse,
onun izdikleri de svgler ve gzdalar arasnda
silinecekti. Kentte yaayanlar, korkunun kimden yana
olduunu pek kestiremiyorlard artk; senin kiisel
korkunun stesinden gelmen, karalamalar iin en uygun
zaman ve yeri ou kere yanlmadan saptaman, buna
balyd belki.
Hibir keresinde tehlikeyi gze alman gerekmedi,
nk yerinde bir seme yapmay biliyordun ve temizlik
kamyonlar gelene kadar, o sre iinde, tertemiz bir
boluu andran bir ey alyordu nnde, umuda bile yer
tanyan bir boluk. Uzaktan kendi izimine bakarken,
yoldan geenlerin de ona kaamak bir bak attklarn
gryordun, kimse tam nnde durmuyordu tabii ama
bakmadan geen yoktu, bazan iki renkle soyut bir
dzenleme, bir kuun yandan grn ya da birbirine
sk sk sanlm iki beden.
Bir keresinde kara tebeirle yle yazmtn duvara:
Benim de iim yanyor. ki saat bile kalmad yerinde, ayn
gn polisler yazm yok ettiler. Sonralar yalnzca
izimlerle srdrdn.
Seninkinin yambamda bir bakasnn izimi
belirdiinde, nerdeyse korkuya kaplmtn, anszn
tehlike iki kata kmt, demek senin gibi biri,
tutuklanmann, belki de daha beter bir felaketin
eiindeyken, birazck elenmekten kendini alamamt
ve o kii sanki daha nemsizmi gibi kadnd. Bunu
kendine kantlayamadn ama apak
kantlardan ok farkl, daha aklayc bir ey vard: zel bir izgi,
scak renklere dknlk, bir buu. Kimbilir, belki de sokaklarda
tek bana yrdnden, bir denge yaratmak iin yapmtn bu.
yaktrmay; o kadn beeniyordun, onun adna korkuyordun,
naslsa arkas gelmez diye umutlanyordun ama bir keresinde,
senin iziminin yanba- na izdiklerini grdnde az kalsn
paay kurtaramayacaktn, iinden bir kahkaha atmak geldi,,
polisleri kr ya da budala yerine koyup orada dikilmek.
Baka bir dnem balamt, anszn daha kurnaz, daha
gzel ve daha tehlikeli bir dnem. i asarak beklenmedik anlarda
sokaa vuruyordun,, ona baskn vermeyi kuruyordun. izimler
iin bir geite, o hzla duvarlarm doldurabilecein sokaklar
seiyordun; tan aarrken, alacakaranlkta, gecenin nde yine
oraya dnyordun. Katlanlmaz bir eliki dnemiydi, senin
karalamann yan- bamda onun yeni bir karalamasn bulma
cilvesi,, stelik sokak bombo, ya da tersi, hibir ey bulamamak
ve sokan bomboluunu iliklerinde duymak. Bir gece onun tek
bana duran bir izimini grdn; krmz-mavi tebeirle bir garaj
kapsna izmiti, kurtlarn kemirdii tahtadan ve ivilerden
yararlanmt. Her zamankinden daha ok oydu izgileriyle,
renkleriyle ayn zamanda bir sesleni, bir soru gibi geldi sana,
bir tr an gibi. Gn aarrken dndn, devriyelerin sessiz
temizlik harekt hzm yitirdiinde ve kapnn geri kalan
blmne yelkenleri, dalgakranlaryla bir deniz grnm
izdin ipak; yakndan bakmayan biri, rasgele bir izgi oyunu
sanabilirdi ama o nasl bakacan bilecekti naslsa. O gece, iki
polisin
elinden dar kurtuldun, odanda bardak bardak cin ierek
onunla konutun, aklna her geleni syledin ona, sesle
yaplm baka bir izim gibi, yelkenleriyle baka bir
liman, onu esmer, suskun bir kadn olarak getirdin
gzlerinin nne, ona dudak ve meme yaktrdn,
birazck k oldun.
O anda onun da senin yantn arayaca, u anda
senin gibi iziminin bana dnecei geldi akima, pazar
yerindeki olaylardan sonra tehlike daha ok artt halde
garajn oraya gitmeyi, sokan evresinden dolanmay,
kedeki kahvede saysz bira imeyi gze aldn.
Samayd dorusu, nk senin izimini grdkten
sonra orada durmazd ki, sokakta gidip gelen u sryle
kadndan herhangi biri olabilirdi. kinci gn tan
aarrken boz bir duvar setin, mee yapram andran
lekelerle evrilmi bir gen izdin; kedeki kahveden
duvar grebiliyordun (garajn kapsn temizlemilerdi,
fkeden kudurmu bir devriye ekibi sk sk baskn
veriyordu), alacakaranlk inerken hevesin krld biraz.
Yine de deiik alar seerek, ayn yerde durmadan,
boyuna dolaarak, dkknlardan ufak tefek alveriler
yaparak fazla ilgi ekmemeye altn. Canavar
ddklerini duyduunda, sinyal lambalar gzlerini
taradnda, ortalk iyice kararmt. Duvarn nne
akn bir kalabalk birikmiti, btn saduyu
kurallarm hie sayarak kotun oraya, iyi ki devriye
arabasn grnce keyi dnp frene basan bir ofr
imdadna yetiti, arabas seni gzlerden gizliyordu,
atmay grdn, eldivenli ellerin ekitirdii siyah
salar, tekmeleri, lklar, onu arabaya atp
gtrmelerinden nce, bir anlna mavi pantolonunu.
ok sonralar (sapr sapr titremek ne kor-
kuntu, olayn senin boz duvara izdiklerin yznden kmas ne
korkuntu) kalabala kararak mavi karalty yakalayabildin,
polisin onu gtrmeden nce sildii o knk-dkk izimdeki
grnyle, dudaklarnda ad gibi duran turuncunun izleri, yine
de senin genini bir baka karalamayla, bir ember ya da
sarmalla, dopdolu, yetkin bir biime yantlamaya alt apak
ortadayd, evet gibi, hep gibi, u anda gibi.
Zaten biliyordun saylr, kararghta olacaklar gznn
nne getirecek bol bol zamann vard; bu tr bgiler, kentte ufak
ufak szard dar, halk, tutuklananlarn yazgsmdan haberliydi
geri ama ilerinden biriyle grmek olana doduunda,
grmemeyi seiyordu, tpk kimsenin krmaya yeltenmedii
suskunlukta boulan ounluk gibi. ok iyi biliyordun, o gece
itiin cinin, kendini sarholua gmmeden nce aresizlikten
ellerini srman, alaman, renkli tebeirleri ezmeni salamaktan
te bir yaran yoktu.
Evet ama gnler geti, artk baka bir yaam biimi
dnemiyordun. Yine ii asmaya, sokaklarda dolamaya
baladn, ikinizin izimlerle doldurduunuz duvarlara, kaplara
kaamak bir bak atmak amacyla. Her ey tertemiz, her ey
apak; hibir ey yok, snftan tebeir alp onu kullanma keyfine
kar duramayan bir olann susuzluuyla izilmi tek iek bile
yok. Sen de kendini tutamadn, bir ay sonra, tan aanrken garajn
sokana gittin. Devriyeler yoktu grnrde, duvarlar tertemizdi,
cebinden tebeirini kardnda, kedinin biri bir kap eiinden
kukuyla szd seni ve sen, onun izimini brakp gittii bo
alandaki tah- talan yeil bir lkla, tamln ve sevginin kzl
aleviyle doldurdun, evresine de senin azn, onun
az, umudun az anlamnda bir deirmi izdin.
Keden gelen ayak sesleriyle irkilince, t karmadan
koup stste ylm bo kasalara sndn;
yalpalayan bir sarho bir trk mrldanarak yaklat,
kediye tekme savurmaya alrken de izimin dibine
ykld. Yavaa uzaklatn oradan, artk gvendeydin,
ve gnein ilk klaryla uzun s- redii* bilmediin bir
uykuya daldn.
Sabah olduunda uzaktan baktm: daha silme-
milerdi. len yine dndn: olamazd ama oradayd
hl. Kentin d mahallelerinde kan karklklar
devriyelei gnlk grevlerinden alkoymutu;
alacakaranlkta bir daha dndnde, o gn boyunca bir
sr insann izimini grdn anladn. Dnmek iin
sabahn n bekledin, sokak botu, karanlkt.
Uzaktan teki izimi setin, ancak sen seebilirdin, yle
kkt ki, seninkinin hemen stnde, azck
solundayd. Hem susuzluk hem korku ykl bir
duyguyla kotun; turuncu deirmiyi grdn: imi,
dan uram bir yz, patlam bir gz, yumruklarla
datlm bir az izlenimini veren o mor lekeleri.
Biliyorum, biyo- rum ama baka ne izebilirdim ki
sana? u anda hangi bildiri anlam tayabilirdi? Bir
biimde sana veda etmek, ayn zamanda srdrmeni
rica etmek zorundaydm. Hibir aynann bulunmad
smama dnmeden nce sana bir ey brakmak
zorundaydm, bundan byle yalnzca gizlenecek bir
kovuk var, kesin karanlkta son gelip atmadan nce, bir
sr ey anmsayarak ve arasra, gnlk yaamnn nasl
olduunu kestirmeye altm gnlerdeki gibi senin
baka izimler yaptm, baka izimler iin geceleri
sokaa frladm dleyerek.
Her ey Gesualdonun evresinde dnyor gibi: bunu
yapmaya hakk var myd yoksa aslnda kendisinden almas
gereken bir c m almt karsndan. Prova arasmda, otelin
barnda dinlenirken Paolo, Lucho ve Roberto ile bunu tartyor,
tekiler ya kanasta oynuyor ya odalarna ekiliyorlar. O dnem
dnldnde hakl, diye diretiyor Roberto, bugn de pek
deimedi, kars onu aldatt, o da karsn ldrd, buyurun size
bir tango daha Paolita. Senin u mao samalklarn, diyor Paola,
tango falan tamam ama gnmzde kadnlar da tango yazyor
artk, ayn telden almyorlar hem. Daha derinine inmek gerek
diye sze giriyor utan-. ga Lucho, insanlarn birbirlerini neden
aldattklarm, neden ldrdklerini kavramak o kadar kolay i
deil. Belki Silide yledir, diyor Roberto, siz- ler szme
insanlarsnz ama biz La Rioj allar, saplarz sustaly, geer gider.
Glyorlar, Paola bir cin-tonik sylyor, evet, iin asln
renmek istiyorsak daha derinlere inmek gerek. Carlo Gesual-
do karsn bir baka erkekle yatakta yakalam,

* Clone (Klon)i. Biyol, cinsellik-d reme biimleri araclyla bir


bireyden tretilen organizmalar grubu. (. N.)
onlan ldrm ya da ldrtm saat yanm ha-
berlerinde okunan polis raporuna gre geri kalan
aratrmak gerek (gerek, geri kalan ksmda gizli tabii)
ama aradan drt yz yl getikten sonra renmek hi
de kolay de. Gesualdo stne zengin bir
bibliyografya var, diye anmsatyor Lucho, bu kadar
ilgiliyseniz, Martta Romaya dndmzde gider
aratrrsnz. yi fikir, diyor Paola, bir de Romaya
dnp dnmeyeceimizi bir bilsek.
Roberto ses karmadan ona bakyor. Lucho ban
nne eiyor, garsonu arp herkese birer iki daha
sylyor. Sandroyu mu kastediyorsun? Paolanm yine
Gesualdoya ya da tavanda vzldayan bir sinee dalp
gittiini grnce soruyor Roberto. Tam o da de, diyor
Paola, ama her eyin eskisi gibi tkr tkr yrmedii
ortada. Geer ca- nm, diyor Lucho, heves ite, bir
tutturma. Sandro fazla ileri gitmez. Evet, diyor Roberto,
ama bu arada olan bize oluyor, provalar ok kt
gidiyor, ayrca az prova yapyoruz, eninde sonunda
farkedi- lecek. Doru, diyor Lucho, tutuk sylyoruz,
yanl yapacaz diye dmz kopuyor. Caracasta
yaptk bile, diyor Paola. yi ki dinleyiciler Gesual-
doyu pek iyi bmiyorlar, Marionun falsosunu cretli
bir ses k diye yorumladlar. Bugnlerde ayn ey
Monteverdide falan olursa rezaleti dnsene sen, diye
mrldanyor Roberto, orada onu ezbere bilirler allah
kahretsin.

Topluluktaki tek dengeli iftin hl Franca- Mario


ifti olmas olaandyd dorusu. Biralarn ierken
bir yandan da bir partisyonu tartan
Sandro ile Mario'ya uzaktan bakarken, byle dnd Paola,
gelip geici ilikiler, ksa sreli tatl flrtler, batanberi yaygn
olmamt toplulukta; Karen ile Luchonun birlikte geirdikleri
bir-iki hafta sonu (ya da Karen ile Iilynin, canm Karen' in ne
mene olduunu biliyoruz da Lily, onunki ya iyiliinden ya da
merakndan, acaba nasl oluyor, Sandroyu yzst brakp,
neyse ki sonunda Karen ile Lily de hizaya geldiler). Evet evet,
tek dengeli iftin, bu sfat hakeden tek iftin Franca ile Mario
olduklar su gtrmez, nian yz falan takarak, ne
gerekiyorsa tamam. Kendisine gelince, bir keresinde Bergamoda
bir otel odasnda, perdeler, danteller arasnda, ne demekse, kuu
eklindeki bir yatakta Robertoyla dizginleri kapp koy- vermiti,
sonu gelmeyecek ksa bir mola, imdi eskisi gibi ok iyi dostlar,
iki konser arasmda, hatta iki madrigal arasnda diyelim, bu tr
eyler ite, Karen ile Lucho, Karen ile Lily, Sandro ile Lily.
Hepsi candan dostlar, aslna baklrsa nedeni baka, turnenin
bitiminde, Buenos Aireste ya da Montevideo'da asl iftler
biraraya geliyor naslsa, karlar, kocalar, yuvalar, kpekler yol
gzlyor, bir dahaki turneye kadar, bir denizcinin yaam, hepsi
ada insanlar. Ta ki. nk artk bir ey deiti. Ne diyeceimi
bilmiyorum, diye dnd Paola, blk prk eyler geliyor
aklma. Hepimiz ok gerginiz, allah kahretsin. Derken
birdenbire, bir partisyon stne tartlan Mario ile Sandroyu
baka bir gzle tartarken, ona sanki alttan alta baka bir
tartmay yrtyorlar gibi geliyor. Ama yok canm, onu
konumuyorlar, oras apak. Neresinden baksan tek uyumlu ift
Mario ile Franca, kesinlikle. Yine de Mario ile Sandronun bunu
ko-
numadklar ortada. Belki de alttan alta, hep alttan alta.

Ipanema'ya plaja gidiyorlar, o gece, topluluk


Rioda konser verecek ya, frsat deerlendirmek gerek.
Franca, Lucho ile hahaa yrmeyi seviyor, ikisinin
dnyaya baklar ayn, sanki gzlerinin parmaklaryla
bir kenara spryorlar dnyay, ok eleniyorlar
birlikte. Roberto son anda yambalannda bitiveriyor ne
yazk, nk o her eyi ciddiye alyor, izleyici olmay
seiyor, onu glgede Timesmm. banda brakacak,
kumda top oynayacaklar, yzecekler, konuacaklar.
Roberto uyudu uyuyacak, tam o srada Sandro geliyor
gznn nne Sandronun toplulukla ilikilerini
belli belirsiz kesii, o suskun inatlyla herkesi zora
kousu. imdi Franca krmzl-beyazl topu atacak,
Lucho srayp tutacak, her keresinde lgnlar gibi
kahkaha atacaklar, ilgiyi Timesda younlatrmak
gleiyor, bir ynetmen Sandro gibi ilikilerini
kesmise toplulukla, eski topluluk ruhunu korumak g
oluyor gerekten, su Fran- cada da deil stelik, tab
deil, ya da topun, kap az tede, bir plaj emsiyesinin
altnda bira ienlerin bardaklarna arpmasnn suu ne
kadar Francaya yklenebilirse o kadar, ite koup zr
diliyor. Timesm katlayp kaldrrken Roberto, Paola ve
Lucho ile barda konutuklarn anmsayacak; Mario bir
adm atmaya karar vermezse, Sandroya Francann
kendisinden bakasna yz vermeyeceini bildirmezse,
her ey berbat olacak, Sandro yalnzca provalar kt
ynetmekle kalm-
yor, ark syleyii de ktledi, bir zamanlar topluluu amaz
bir younlukla birletiren, eletirmenlerin hep stnde durduklar
o ses birliini, ton renkliliini salayan youn dikkatini yitiriyor
gitgide. Top suya dt, ikisi kouyorlar, Lucho nden, sonra
Franca atyor dalgalara. Evet, Mario durumun farknda olsa
gerek (hl sezmemi olamaz), Mario bu sorunu zmlemeye
karar vermezse topluluun ii bitik. Gelgelelim nereden ba-
lamal, nerede zme vardrmal, daha ortada bir ey yokken,
yaii kimse aka var diyemezken?

Kukulanmaya balyorlar, biliyorum ama elimden ne gelir


ki, hastalk gibi bir ey bu, iimdeki acyla kark sevincin
ipucunu vermeden bakamyorum ona, her ey alabora oluyor,
kum tepeleri gibi kayyor ayamn altmdan. Keke baka biri,
Karen ya da Roberto yerimi alsa da ben geri ekilip toplulua
karsam, teki sesler iinde kendi halinde bir tenor olsam, belki
o zaman, belki ancak o zaman. Sahnede de byle, u anda
grdn gibi, diyor Paola, Gesualdonun anamz belleyen en
canalc bir blmnn ortasnda, sen aman anam bellenmesin
diye klkrk yararken bakyorsun seninki dlere dalm, ayaklan
yerden kesilmi sanki. Allah kahretsin. Kzm kzm, diyor
Lucho, saygdeer kadnlar anam bellendi demezler. Ama bu
deiiklie nasl bir kulp takmal, kabul edeceklerinden pek emin
deilken Karene ya da Roberto'ya nasl aarm konuyu, onlar o
kadar uzun bir sre ynettim ki birdenbire her ey pat diye
deimez, teknik bir yana. Dn gece baya
gt, ilerinden biri perde arasnda patlayacak sandm,
artk canlarna tak dedi besbelli. Temelde, kfr
etmekte haklsn, diyor Lucho. Temelde evet, yine de
samalk bu, diyor Paola, Sandro hepimizden daha iyi
bir mziki, o olmasayd vardmz noktaya
varamazdk. Yani bir zaman varm olduumuz
noktaya, diye mrldanyor Lucho.

Artk baz geceler bitmek bilmiyor, uzuyor, eski


enlik nerede hani nce Kafif bir bocalamayla
balayan, sonra, her ezgiyle dorua varan o coku, o
kapp koyveri nerede gittike zenaa- tinin
gereklerini uslu uslu yerine getiren ticaret erbabna
dndk, eldivenleri elimize geirirken titriyoruz, diyor
Roberto bozuk bir sesle, ringe karken, kyasya bir
dayak yiyeceini biliyorsun nceden. Ne sevimli
benzetmeler yapyor, diyor Lucho Paolaya. Hakl,
amma da boktan, diyor Paola, bir zamanlar ark
sylemek sevimek gibi bir eydi benim iin, imdi
kulun kartmaya benziyor. Benzetmelere bozulanlara
bak, diye glyor Roberto, ama kz hakl, bambaka
insanlardk bir zaman, bakn geen gn bir bilim-kurgu
yapt okurken tam karln buldum: bir cloneduk
biz. Ne ne? (Paola). Anlyorum seni diye iini ekiyor
Lucho, doru ok doru, sekizimizin bedeninde de ark
sylemek, yaamak, hatta dnmek tek bir nabzd.
silahrler gibi, deil mi diyor Paola, hepimiz birimiz,
birimiz hepimiz iin. Tamam kzm, diyor Roberto, ama
gnmzde buna clone deniyor, daha gzel geliyor
kulaa. Ayrca bir tek yaratk gibi ark syler, bir tek
yaratk gibi yaardk, diye mnldamyor Lucho, byle
provalara,
konserlere srklenir gibi gitmek, bitmek bme- yen programlar
olmazd asla. Bitimsiz bir korku,, diyor Paola, ne zaman birimizin
yine uvallayaca- n sezsem; cankurtaran simidi gibi Sandroya
sarlyorum, koca budala da orada durmu, Franca run gzlerinin
iine bakyor, iin daha da beteri, Franca ne zaman frsat bulsa
Marioya bakyor. Dorusu da o, diyor Lucho, Francann
bakmas gereken kii Mario. Tabu doru yapyor ama durum yine
de boktanlayor gitgide. Bu yavalk daha beter, diyor Roberto,
ar ekimle bir deniz kazas gibi.

Hemen hemen bir tutturma haline geldi Ge- sualdo. Hepsi


onu seviyorlar da ondan, onun bazan sylenemezleen
madrigallerini sylemek metin incelemesi de gerektiren uzun bir
aba gerektirdiinden; Venedik Prensi bir zaman dehasyla nasl
yaptysa, iirleri ezgiyle kaynatrmann en iyi yordamn bulmak
iin. Her ses, her vurgu, mad- rigalin z gereinin ykselecei
deiken merkeze ulamalyd, kyaslama yapmak, katil prens,
soylu mziki Gesualdoyu tammak, biraz da Gesualdo olmak
uruna dinledikleri plaklardaki mekanik uyarlamalarn hibiri
onlarn yorumuyla kyasla- namamaiyd.
te o zaman tartmalar balyordu, hemen hep Roberto ile
Paola arasnda. Lucho daha lml ama saptamalar drt drtlk,
kadn erkek hepsinin Gesualdoyu almlayiar farkl, sonra
baka birinin uyarlamasma bal kalmasnn gl de var,
zlenenden klpayyla ayr olsa bile. Roberto haklyd, clone
dalyordu, her geen gn kiisel
farkllklar, direnleriyle yeni bireyler kyordu ortaya;
neden sonra Sandro her zamanki gibi bu sorunun da
stesinden geldi. Karen ile Mario arasra dnda
kimsenin onun Gesualdo'suna diyecei yoktu, zaten Karen
ile Mario tedenberi provalar srasnda deiiklikler
nerir, kusurlar bulup karrlar. Karen, Sandroya ate
pskryor (baarszla uram eski bir ak ilikisi y-
znden, Paolann yorumu bu) Marioysa hep parlak
karlatrmalara, rneklere, tartlmaz kararlara
dknlnden. Bir uzlamaya ya da geici bir
anlamaya varncaya kadar saatlerce sryordu atmalar,
trmanarak ton deitirircesine. Repertuara kattklar her
Gesualdo madrigali yeni bir atma, bir yzleme
demekti, belki de rlplak uyuyan klara bakarken
hanerini syran prensin o gecesinin yinelenmesiydi.

Lily ile Roberto, iki viskiden sonra aydm-ge-


vezeliine dalan Sandro e Luchoyu dinliyorlar,
Brittenden, Webemden konuuluyor, sonunda yine
Venedikliden, gnmzde artk O voi, troppo feliciye
arlk vermek gerek (Sandro) ya da brakmal, ezgi,
Gesualdo'nun olanca gizemiyle aksn (Lueho). Evet, yoo
hayr, bak yle usta, ilgi ekici karlkl vurularla bir
pingpong ma, ineleyici yantlar. Provada grrsnz
(Sandro), bakarsn iyi bir snav olmaz (Lucho), nedenini
syler misin, Luchonun da canna tak dedi, Roberto ile
Lilynin dillerinin ucuna gelenleri sylemek zere azn
aacak, tam o srada Roberto nun araya girmesi,
Luchoyu tatllkla susturmas iyi ki, birer iki daha ielim
mi. Lily, benden evet, brleri, sahi, bol buzlu olsun.
Artk bir saplant oldu, bir cantus firmus*, topluluun
yaam onun evresinde dnyor. Bunu ilk hisseden Sandro,
eskiden bu merkez mzik* ti, evresinde sekiz yaam, sekiz
deste Montaverdi gneinin, Josquin des Pres gneinin,
Gesualdo gneinin sekiz kk gezegeni dnenirdi. Derken
Francamn nlayan bir gk parasma ykselii, yeil gzleriyle
her ipucunu, en belirsiz ritmik iaretleri kapmaya hazr oluu ve
farkna varmadan cloneun birliim sars, deitirii, hi
istemeden dat. Roberto ile Lily byle dnyorlar, Lucho
ile Sandro durulmular galiba, O voi, troppo felici sorununa
dnmler yine, akamn nc viskisinden sonra'hi
aksamadan gelen zek parlaklyla zm aryorlar.

Neden ldrd karm? Canm, bdiiniz ey, diyor


Roberto, Lilyye, onu gizlice bulutuklar yerde nn kollarnda
yakalad, bir Rivero tangosu gibi tpk, sonra da ya elleriyle
ldrd onlar, ya da cellatlarna baklatt, sonra ldrd
kadnn aabeylerinin cnden korkup atolara sakland yllar yl,
madrigallerin ince a o atolarda dokundu. Roberto ile Lily,
ykye dramatik, erotik yorumlar getirip eleniyorlar, nk yan-
balanndaki ukal O voi, troppo felici tartmasndan gna geldi.
Sandro, Lucho'nun ne demek istediini anlam gibi, yle
grnyor, yani provalar byle giderse her ey gitgide
mekanikleecek, partisyona ve metne aklacak, ortaya aksz, ks-,
kanlksz bir Venedikli kacak, hanersiz, csz

* cantus firmus: duraan ezgi. (.N.)


bir Carlo Gesualdo, sradan madrigalciler arasnda grevli
herhangi bir besteci.

Bir de seninle denesek, diyecek Sandro ertesi


sabah. Bundan byle bizi sen ynetsen daha iyi olur
Lucho, gerekten.
Zrvalama, diyecek Roberto.
Hakl, diyecek Lily.
Evet evet bir de seninle deneyelim, bakalm nasl
gidecek, tekiler de kabul ederlerse, topluluu bundan
byle sen ynetirsin.
Utantan kpkrmz kesilen ve kzard iin
kendinden nefret eden Lucho, Olmaz, diyecek.
Bizi ef deiiklii paklamaz, diyecek Roberto,
Lily de, Haklsn.
Belki de paklar, diyecek Sandro, hepimiz
asndan iyi olurdu.
Benden paso, diyecek Lucho. Kendimi ef olarak
dnemiyorum, nas bir harika bekliyorsun benden?
Herkes gibi gr getirebilirim ama yetersizliimi de
bilirim.
Bu ilili mr ocuk, diyecek Roberto.
Haklsn, diyecek Lily.
Karan verecek olan szlersiniz, diyecek Sandro.
Ben biraz yatyorum.
lham, asl uyurken gelir, diyecek Roberto. Lily de,
Haklsn.


Onu konserden sonra arad, iler kt gitti diye deil,
ama o gerginlik var ya, sryor, grnmeyen bir
tehlikenin, bir yanln gzda gibi, Ka-
ren ile Paolamn isteksiz kan sesleri, Lilynin solgunluu,
Francamn gzlerini habire kar, erkek arkclarn, olanca
dikkatlerini toplama abalarna karn, dalgn davranlar;
kendisi de sesini beenmiyor, soukkanllkla ynetiyor
topluluu ama program ilerledike korkuya kaplyor, ateli Hon-
duraslI dinleyiciler bile gideremiyor dilindeki pas,
o yzden arad Luchoyu, konserden sonra, otelin barnda
Karen, Mario, Roberto ve Lilyleydi, fazla konumadan
iiyorlard, tatsz tuzsuz akalar, Karen ile Mario hemen
kalktlar, Lucho, Lily ile Ro- bertoyu yalnz brakmak
istemiyordu sanki, istemeye istemeye kald, srp giden
suskunlukta son kadehini, yolluku iyice uzatarak. Geen
geceki gibi ak szl olsak daha ne isterdik, diye konuya dalyor
Sandro, seni aramamn nedeni, o gece sylediklerimi
ammsatmak bir daha. Off, dedi Roberto, benim sana vereceim
yant ayn. Roberto ile Lily, bir kere daha savunuya geiyorlar,
bir sr olaslk varken neden Luchonun stnde duruyorsun
olum. Siz nas isterseniz yle olsun, benim iin farketmez, dedi
Sandro viskisini bir yudumda dipleyerek, kendi aranzda
konuun, karan bana bildirin. Ben oyumu Luchoya veriyorum.
Ben Marioya, dedi Lucho. Artk oylama m sz konusu allah
kahretsin (Roberto fkeden kudurmu hal- I

de, Lily tabii yine serinkanl). Tamam, daha zamanmz var,


bundan sonraki konser Buenos Aireste, iki hafta sonra. La
Riojaya bir kou gidip ihtiyar anam grmek zorundaym
(Roberto bu, Lily, ben de kendime bir anta alsam iyi olacak,
diyor). Bunu sylemek iin aradm beni demek, dedi Lucho, peki
ama bir aklama yapmak zorundasn, hepimiz olay kendimizce
deerlendiriyoruz, sen de ta-
b, artk bu deerlendirmeleri topluca nmze serip
gzden geirmemiz art. Aman bu gece olmasn da,
dedi Roberto (Lily de katld tab, ayakta duracak halim
yok, Sandro bembeyaz kesilmi, bo gzlerle bo
bardana bakyor.)

Karen, Roberto ve tekilerle konuyu blk brk


tarttktan onlara akl dantktan sonra, bu sefer
gerekten zldk, diye dnd Paola. nmzdeki
konser, son konserimiz olacak, stelik Buenos Aireste,
daha da kt ya, ailelerin destei de var orada, o
dnyada yaadm, bilmez miyim, umduumdan daha
beter bir ey patlak verirse, eker gider Annemle,
kzkardeimle otururum bir sre, yeni bir i olana
doana kadar.
Herkesin kendince bir hesab var, diye dnd
Lucho, kendi grn pek belli etmeden hepsiyle
konumu, dncelerini almt. Her eyi kendi
hesaplarna gre ayarlayacaklar, Robertonun dedii
gibi arada bir clone ruhu yoksa yle olacak, igdm,
bana Buenos Airesi vartasz atlat anlayacamz
sylyor. Artk yetti artt.

Cherchez la femme* La femme? Roberto, somut


kesin bir ey bulunacaksa kocay aramann daha geerli
olduu kansnda, naslsa Franca her zamanki gibi kaak
oynayacak, kavanozdaki balk gibi kayacak, iri susuz
yeil gzleriyle, hem her ey olup bittiine gre suu
ona ykleyemeyiz, yle grnyor, en iyisi Marioyu
bulmak. Mario,

* Kany arayacaksn. (. N.)


purosunun dumanna gizlenmi, glmser gibi, tabii canm, eski
bir dostun en doal hakk sormak,, yleymi evet, alt ay nce
Brkselde balam,. Franca hemen ardndan ald bana. Peki
sen ne dedin? La Riojal Roberto bu, ek ba-bitir ii. Bana ne,
Mario sakin, tropikal ttne, iri ye gzlere dkn. Elimden bir
ey gelmez ki ahbap, herif bir kere araya girmise girmitir. Peki
ya Franca, demek geliyor Robertonun iinden ama demiyor.

te yandan Paola, tamam, gerek aa vurulduu an Paola


dilini tutacak. O da Marionun peinde (Buenos Airese geen
gece geldiler, konser bir hafta sonra, ksa bir dinlenmeden sonra
ilk prova tekdzeydi, kimsede coku yok, Jannequin ile
Gesualdonun yorumlar hemen hemen ayn, feci.) Bir eyler yap
Mario, ne yaplr bilmiyorum ama yap bir ey. Yaplabilecek tek
ey, bir ey yapmamak, dedi Mario, Lucho ynetmeyi kabul
etmezse, Sandronun yerine kimi geirebiliriz bilmem. Seni
geiririz allah kahretsin. Evet ama olmaz, yleyse zellikle byle
davranyorsun diye dnmek zorundayz, burnunun dibinde
olanlar grmezlikten gelmekle kalmyorsun, bizi de g
durumda brakyorsun. Barman gerekmez, dedi Mario, seni
duyuyorum, inan.

Tpatp size anlattm gibi oldu, haykrdm herifin yzne,


koca... Suss kzm, diyor Roberto, boynuzlu pis bir szcktr,
bizim oralarda azna aldn an dve girimek zorundasn
demektir.
Onu demek istemedim, Paola piman, kimse yatp
yatmadklarn bilmiyor, hem yatmalaryla konserin tam
ortasnda yatyormu gibi bakmalar arasnda ne fark
var ki, sorun bu deil. Hakszlk, diyor Roberto,
gzlerini ndan ayramayan, iten ie yklan, n
evresinde pervane gibi dnen alak, salak Sandro
aslnda, kimse Francay knaya- maz, kzcaz
karsmda grd m srnak bir glmseme beliriyor
yznde kzsa karlk veriyor, o kadar. Ya Mario, diye
steliyor Paola, o nasl katlanabiliyor bu duruma?
Herhalde Francaya gveniyor, diyor Roberto, ona
srsklam k, srnaklklara, hzn numaralarna
gerek duymuyor. Belki de yledir, diyor Paola, ama ilk
neri Sand- rodan gelmiken neden hl bizi ynetmeyi
reddediyor?

nk c almak bir sanatsa, bu sanatn deiik


trleri, yetkinlie ulama adna gereken btn
korunaklar arayp bulacaklardr. Ne tuhaf, diye
dnyor Mario, kendi madrigallerinden ykselen ses
evrenini kurabilen, duyabilen birinin cn "byle
kabasaba yoldan, basit bir caniden beklenecei gibi
almas, kusursuz bir a rmek, avn aa drmek, azar
azar kanatmak, haftalar ya da aylar sren bir ikenceyi
madrigalletirmek yetisi elindeyken, Poiche lavida
sete den bir blm stnde alan, ses temrini yapan
Paolaya gidiyor gz, dosta glmsyor. Paolanm
neden yine Ge- sualdoya dndn biliyor, Gesualdo
konusu aldnda neden hepsinin kendisine
baktklarn, gzlerini karp konuyu deitirdiklerini
de. Sete nin stne o kadar basma Paolacm, diyor,
szc ne kadar hafif syersen duyduun susuza luk o kadar
artar. O dnemi akimdan karma hi, onca eyi sessizce de
getirme, hatta uygulama yntemlerini.

Otelden ikisinin birlikte ktklarn grdler, Mario,


Francann koluna girmiti, Lucho ile Roberto bardan, onlarn
yava yava kolkola yrylerini izlediler. Mario bir ey
sylemek iin ban evirdiinde, Francann onun beline
dolanan elini. Bir taksiye atladar, kent trafiinin usul ylan
yuttu onlar.
Anlamyorum dorusu ahbap, dedi Roberto, Luchoya.
Yemin ederim, hi anlamyorum.
Ben sanki anlyorum da olum.
Hi bu sabahki kadar ak-seik olmamt, her ey
aydmland birdenbire, gzmzle grdk nk, Sandronun
gizleme abas, daha nce ner- deydin a salak, Francamnsa tam
tersine onun gzlerine bakp, ark sylemesi, yalnz onun iin,
ilk bugn.
Benim gzm de Karen at, haklsn, bugn Franca
bakyordu Sandroya, artk baklaryla kasp kavuran oydu, o
gzlerin yapamayaca ey yoktur!
Durum apak ortada gryorsun, dedi Roberto, bir
yanda, topluluk kurulalberi yaadmz en kt knt var,
hem de konsere alt saat kala, ne konser ha, kimseye
yutturamayz burada biliyorsun, te yandan br iin olup bittii
gn gibi ortada, kannda ya da prostatmda duyuyorsun, hep
'bama gelmitir.
Prostat dnda Karen ile Paola da ayn ey-
leri sylediler hemen hemen, dedi Lucho. Cinsellik
konusunda ben sizler kadar uyamk deilim herhalde, ama
bu sefer ben bile anladm.
Derken bakyorsun Mario, karsyla alverie
kmaya, onunla birlikte bira imeye can atyor,, yine
kusursuz ift havasnda.
Artk anlam olmas gerek.
Yine de karsnn orospuca el eden bakma kar
kmyor.
Brak allasen Roberto.
Sus ulan ilili, en azndan brak da iimi dkeyim.
Aferin, dedi Lucho, konserden nce, tam
zamann buldun.
Konser ha, dedi Roberto, Acaba olacak m
ki?
Baktlar, her zamanki gibi omuzlarn silkip
sigaralarn yaktlar.

Belki kimsenin grd falan yok ama lobiden


geerken ilerini bir tedirginlik kaplam olmal, Lily bir
ey sylemek istercesine bakacak Sandroya,
duraksayacak bir vitrinin nnde, Sandro da belli belirsiz
yan dnecek, bfeden bir paket Camel isteyecek, Lilynin
bakn ensesinde duyacak, paray deyip asansrlere
doru yrmeye balayacak, o arada Lily vitrini
seyretmekten vazgeerek eski gnlerde olduu gibi onun
yanndan geecek, ans u anda canlanan, ac veren eski,
geliigzel bir raslama gibi. Sandro, merhaba diyecek,
sigara paketini aarken gzlerini yere indirecek.
Asansrn kapsndan onun barn giri-
inde olduunu, dnp kendisine baktn grecek. Sigaray
dikkatle yakp odasna kacak, konser iin giyinmesi gerek, Lily
bara gidip bir konyak syleyecek, nnde on be madrigal varken
ardar- da iki Camel imekten daha kt deildir ya.

Buenos Aireste hep byle olur, dostlar sarar evreyi,


yalmzca dinleyiciler arasnda deildirler, soyunma odalarna,
kulise de gelir bulurlar, karlamalar, sarlmalar, omuza
vurmalar, sonunda eve dndn karde, ne kadar gzelsin Paolita,
seni nianlmn annesiyle tantraym, hey Roberto dikkat et
gbek brakyorsun, merhaba Sandro, MeksikalI eletirmenlerin
yazlarn okuyordum da dopdolu bir salon diyorlar, dopdolu.
Mario, Francay soran eski bir dostla konuuyor, nendeyse gelir,
buralardadr, dinleyiciler tedirgin, on dakika kald. Sandro
serinkanl, bir el sallayyla hepsini biraraya topluyor, Lucho,
imza defterlerini getiren iki ilili kadndan paay dar kurtaryor,
Lily seirtiyor soluk solua, ok tatl insanlar ama hepsiyle
konuamazsn ki, Lucho, Robertonun ya- nbamda, evreye
yle bir gz atp soruyor ona, bir saniye gemeden Karen ile
Paola da bir azdan, Franca nerede, topluluk sahnede yerini ald
bile Franca yok ortalkta, Roberto, Marioya, Mario, nerden
bileyim, saat yedide kentte ayrldm ondan. Paola, Franca nerede,
Lily ile Karen de, Sandro, Marioya bakyor, gelecekti dedim ya
size, yetiecekti, be dakika kald, Sandro, Mario nun yanma
gidiyor, Roberto da yanayor yanlarna, senin bir bildiin var
Mario, syledim ya sana bilmiyorum, yz solgun, bolua
bakyor, sahne
grevlilerinden biri Sandro ve Luchoyla konuuyor,
kulise kouyor, orada da deilmi efendim, geldiini
grmemiler, Paola yzn rtyor, kusacakm gibi iki
bklm, Karen onun kolunu tutuyor, Lucho da, ltfen
Paola, kendine gel, iki dakika var, Roberto, Marioya
bakyor, Mario sakin, yz solgun, belki de yatak
odasndan kan Carlo Gesualdo kadar sakin, solgun,
programda be madrigali var, sabrsz alklar, perde
almad daha, orada da yok efendim, her yere baktk,
tiyatroya gelmemi. Roberto, Sandro ile Marionun
arasna girerek, sen yaptn, syle nerede Franca, bas- bas
bararak, akn mrltlar ykseliyor, mdr sapr sapr
titriyor, sahneye kyor, bayanlar baylar, ltfen anlay
gsterin, Paolamn delice l, Lucho onu tutmaya
abalyor, Karen dnyor, yava yava oradan
uzaklayor, Sandro, kukla gibi Robertonun kollarna
ylyor, Roberto ta kesilmi, Marioya dikmi
gzlerini, yz nasl bembeyaz, yerinden kprdamyor,
birdenbire Robertonun durumu kavray, tabii burada
Buenos Aireste olacakt, tabii ki Mario buray, konser
verilmeyecek bu akam, bir daha konser yok, son
madrigallerini hilie sylyorlar, Francasz sy-
lyorlar, sabrlar tap yerlerinden kalkmaya balayan,
seslerini artk duymayan seyircilere sylyorlar.
Bir Kral ve Bir Prensin c Temas stne Notlar

Bir an gelir, sanki biri bamda durmu bana yazdnyormu


gibi yazmaya balarm; o-yzden tekdzelie saplanma
olaslna kar bir tr deiken olarak, kat kurallar uygularm
kendime. Bu ykde tuzak, henz yazlmam bir anlaty
Johann Sebastian Bachn Mzik Armaan adl yaptnn
kalbna dkmekti.
Kanon ve fg formlarndaki bu eitlemeler dizisinin ana
temasmn Bacha byk Fredericke verildiini bilmeyen yok,
bestecinin nce Kraln huzurunda bu tema stne bir fg
doalamas olduka tatsz, przl bir tema aslnda yap-
tktan sonra Mzik Armaanm yazdm da biliyoruz, bu
yaptta ayn ana tema, belli aralarla ok deiik, ok karmak
biimlerle yinelenmitir. Bach, yalnzca flt, keman ve klavikord
iin l sonat demekle yetinmi, baka bir aklama yap-
mamtr; o gnden bu yana da blmlerin dzeni, yapt
seslendirenlerin isteine bal olarak de- iegelmitir. Ben bu
ykde, Bachm ada Mil- licent Silverm sekiz sazlk
dzenlemesinden yararlandm, bu uyarlamada, her blmn ince
ince nasl ilendiini btn ayrntlaryla izleyebiliyorsunuz,
Londra Klavsen Topluluunun seslendirdii
plakta da bu dzenleme kullanlm (Saga, XIE> 5237).
Bir kere bu uyarlamay setim ya (daha dorusu
Bayan Silver semi, ayn izi srecek bir yk yazmak
dncesi onu dinlerken dodu nk) ii zamana
braktm; yazarken hibir eyi aceleye getiremezsiniz,
unutkanlklar, dalgnlklar, dler, raslant, gelecein
halsn gizlice dokurlar. Plak kapann bir fotokopisiyle
kumsala yollandm, kapaktaki yazda Frederick Youens,
Mzik Armaammn elerini zmlyordu; yazy okur-
ken tasarladm yk ok entellektel grnd birden.
Oyunun kurallar gzm korkutuyordu: sekiz sazn,
sekiz yk kiisine dnmesi, birbirini tamamlayan,
dorulayan ya da birbirine kar kan sekiz ayr mzik
taslana dntrlmesi gerekiyordu, ayrca o sekiz
kiinin duygularyla, davranlaryla, aralarndaki
ilikilerle elemesi artt. Londra Klavsen Topluluunun
uygulamasn olduu gibi edebiyata geirmek ok sama
geldi bana, bir kemancnn ya da fltnn zel yaa-
mnda da sahnede ald temalara sk sk bal kalmas
kadar samayd en azmdan; ama yknn daha batan bir
gvde, bir topluluk kavramyla varolmas da artt bir
biimde, ksa yk trnn kapsam, anlatlan olaydan
nce aralarnda hibir iliki, hibir ba olmayan sekiz
kiinin birdenbire bylesine kaynamasna izin veremezdi.
Rasgele bir konuma, Carlo Gesualdoyu, karm ldren
bu madrigal dahisini anmsamama yol at; birdenbire her
ey yerli yerine oturdu, benim gzmde sekiz saz, bir
topluluun tamamlayc paralan oluverdiler; daha ilk
tmceden, aralarndaki topluluk ruhunun nasl kurulaca
belliydi,
.hepsi tederiberi birbirlerini tanyor, seviyor ya da
birbirlerinden nefret ediyor olacaklard; stelik, doal olarak
Gesualdonun madrigallerini syleyeceklerdi, bir gnl borcu.
Bu balamda, dramatik bir eylem tasarlamak pek g deildi;
iin meydan okuyan yan yazarn her eyden stn tuttuu
byk keyfi kastediyorum eylem dizisini Mzik
Armaammn blmlerine bir bir oturtmakt.
Gereken edebiyat malzemesi elimin altodayd artk;
derinlerde yatan a, gerektii anda su yzne kacakt, her
zaman olduu gibi. nce Milli- -cent Silverdaki saz
dalmndan yola ktm, yani ses-perdeleri o sazlara olduka
uyan sekiz sesten. Sonu uydu:

Flt: Sandro, tenor Keman: Lucho,


tenor Obua: Franca, soprano Korno:
Karen, mezzo-soprano Viyola: Paola,
kontralto Viyolonsel: Roberto, bariton
Fagot: Mario, bas Klavsen: Lily,
soprano

yknn kiileri Latin Amerikalydlar, Buenos Aireste


oturuyorlard, eitli lkelere uzanan bir konser turnesinden sonra
Buenos Airese dnp son konserlerini vereceklerdi. Onlar st-
ka- pal bir bunalmn eiinde getiriyordum gzlerimin nne
(aslmda benim iin daha da st-kapa- lyd bu bunalm), ak
seik olan tek ey, madri- galciler topluluunun birlik ruhunda
alan gedikti. lk sayfalarda el yordamyla ilerlemitim son-
radan da deitirmedim, ou kere ayn belirsiz-
likle balayan yklerime nasl el srmezsem* byle bir
deitirme, yazma yapabileceim en byk ihanetmi
gibi gelir bana gelgelelim yava yava anladm ki
hangi sazlarn yani hangi kiilerin yknn sonuna
kadar hangi blmlerde yer alacaklarn tek tek ve
ayrntl olarak saptamadka yky MziTc
Armaanna, uyarlamama olanak yok. Sonra, yazarken
yakam iyi ki hl brakmam olan arma yetim
sayesinde birden durumu kavradm: son blmde btn
kiilerin birarada olmalar zorunluydu, biri dnda
hepsinin. O kii de, yazdm ilk sayfalardan balayarak
toplulukta, baka bir yk kiisinin deyimiyle clo- ne'da
bagsteren ve gitgide byyen gediin st- kapal
nedeni olacakt. Ayn anda Francanm zorunlu yokluu
ile Carlo Gesualdonun imgelemimi alttan alta
ynlendiren yks, kurduum am sineiyle rmcei
oluverdiler. Artk rahata ilerleyebilirdim, eksikler
giderilmiti, bir kere daha.

Yazya dklne gelince: yknn her b-


lmnde Millicent Silverm Mzik Armaan uyar-
lamasndaki sralamaya bal kaldm; her blm,, hem
kendi iindeki geliimiyle, mzikte karl
saylabilecek forma olabildiince benzemektedir
(kanon, l sonat, kanonsal fg vb.) yine her blm,
yukardaki listede belirtilen sazlarn yerine kullanlan
seslerle yani kiilerle snrldr. Szn burasnda Mrs.
Silverm setii sazlarla Frederick Youensin
zmledii sralamay bildirmek yararl olabilir
(merakllar iin yararl, ama btn merakllar ou kere
yararldrlar da). yle:
sesli ricerkar: Keman, viyola ve viyolonsel
Srekli kanon: Flt, viyola ve fagot i f t sesli kanon:
Keman, obua ve viyolonsel evrilmi kanon: Flt, keman ve
viyola Hzlanarak evrilmi kanon: Keman, viyola ve
viyolonsel
Ton deiimli kanon: Flt, korno, fagot, keman, viyola ve
viyolonsel
l sonat: Flt, keman, ve srekli bas (viyolonsel ile
klavikord)
1 Largo
2 Allegro
3 Andante
4 Allegro
Srekli kanon: Flt, keman ve srekli bas Yenge
kanonu: Keman ve viyola rtk kanon:
a) Fagot ve viyolonsel
b) Viyola ve fagot
c) Viyola ve viyolonsel
d) Viyola ve fagot
Drt sesli kanon: Keman, obua, viyolonsel v& fagot
Kanonsal fg: Flt ve klavikord Alt sesli ricerkar: Flt,
korno, fagot, keman, viyola ve viyolonsel, srekli klavikord
eliinde.
(Alt sesli olmas ngrlen biti tmcesine, klavikordun
srekli tutulan sesi, yedinci bir yorumcu kimliiyle eklenmitir.)

Bu not, imdiden yknn kendisi kadar uzadna gre


bence biraz daha uzatlabilir. Vokal topluluklar konusunda kara
cahil saylrm, konu-
;mm uzmanlar yky okurken hi kukusuz birok
eyle grgr geme frsatn bulacaklardr. Aslnda mzik
ve mzikiler stne hemen btn bilgim, titizlikle
incelediim ve yararlandm plak kapaklarndan geliyor.
Gesualdaya yaplan gndermeler iin de geerli bu,
nicedir madrigalleriyle ili dlym. Karsn ldrd
kesin bir gerek; gerisi, yani metnime uygun debilecek
br olaslklar, Mariodan sorulmal.
Le hasard meurtrier se dresse au coin de la premiere rue
Au retour, lheure-couteau attend.
Marcel Belanger Nu et Noir*

Kii, olanlar yava yava sze dkmekle ie giriiyor, nce


Flora erevesinde, alan bir kap ya da bir olamn haykr,
ancak her boluk bir bir doldurulduktan, a kusursuzca
rldkten sonradr ki, yeni bir sramaya hazrlanan zek, olan-
lar allayp pullama gereksinimine kaplyor. Yine de zihnimizde
rdmz an zaman zaman yaama belki de klklma
uyarlanabileceim ileri sremez miyiz, tek tutamamz korku
olsa bile, bu uyarlanmaya bir nebzecik inanmasaydk, dtaki
alarla yzyzeyken ayn abay yrtemezdik. Flora o zamanlar
biraraya geldiimizde, olanlar azar azar aktaryordu bana, artk
Bayan Matilde'nin yannda almyordu (ayrca her ie koturan
bir hizmeti olarak onu hl bu tr sayg sfatlaryla anmay
srdrmesi gerekmezdi ya). Benim yanm-

* Kahredici raslant ilk sokan kesinde


dikiliyor Dnte bekleyen, haner-saati.
plak ve Siyah
da gemiine dalmas houma gidiyordu, rkek iri gzleriyle
ve sonralar renkli toz-alma tylerinden de, grg
kurallarndan da daha ok iine yarayacak kck
memeleriyle bakente gelen La Rioja- l bir kyl kz. Ben
kendim iin yazmay seviyorum, bitirdiimde, haz anndan
sonra bir erkein yana kay gibi oluyor, hani uyku bastrr,
ertesi gn bambaka eyler tklatr pencerenizi, yazmak bu
bence, kepenkleri amak, dardakileri ieri salmak, defterler
defterler dolusu; bir hastanede alyorum, yazdklarm
bililerinin okumas beni ilgilendirmiyor, ne Flora'nn, ne bir
bakasnn; bir defteri doldurunca seviniyorum, sanki
yazdm yaymlamm gibi, ama yaynlamay dnme-
mitim oras baka, derken pencere tklatlyor, cankurtarana
yaprcasna gelsin yeni bir defter. Florann, ilerde, d
molalarnda gzden geireceimi, bazlarn defterime
geireceimi akima bile getirmeden bana yaam stne bir
sr ey anlatmas bu yzden. Emilio ile Matilde de deftere
getiler, yalnzca Florann gzyalarmda, blk prk
anlarnda kalamazlard tabii. Emilio ile Matildeden her sz
ediinde, sonunda alamaya balarlard. Birka gnlna bu
konuyu kapattm, sonra gzel bir sabah, onu usulca elinden
tutarak ayn ykye getirdim. Flora da daha nce anlattk-
larm hepten unutmu gibi hevesle atld, batan ald her eyi,
azm bile amadm, nk bellei, nceleri hi szn
etmedii baz ayrntlar bulup karyordu, baka
paracklara oturan yeni paracklar, onca dank,
varsaylm eyin bira- raya gelii, uykusuz gecelerin, ay
saatlerinin yaz- bozlar. Gn geldi, Florann bana
anlattklaryla birlikte toparladmz paralan birbirinden
ayr-
dedemez oldum, nk ikimiz de kendi amzdan bu iin bir an
nce bitmesini istiyorduk, son boluun son paraya, son rengine
kavumas artt, bir bacak, bir szck ya da bir merdiven
ipucuyla sona erecek bir tmceye.
Geleneklere kesenkes bal olduumdan nce olaylarn
akm kavramak isterim, stelik yazdm zaman, yazdklarm
gryorum da. Gerekten gryorum, u anda Emilio Diazn
Mexicodan gelip Ezeiza Havaalanna iniini gryorum, Cal- le
Cangalloda bir otele gidiini, iki- gn, semt semt, kahve
kahve dolaarak eski dostlaryla geiriini, baz karlamalardan
ekinerek yine de fazla kanmadan, o srada kendisini knamas
iin bir neden yoktu daha. Herhalde Villa del Parque yresini
inceliyor, Melincue ve General Artinas boyunca yryor, ucuz
bir otel ya da pansiyon aryor, tellanmakszm odaya yerleiyor,
aym odasnda iiyor, geceleri de bir ikievine ya da sinemaya
gidiyordu. Hortlaa benzer yam yoktu, yalnz az kiiyle ve z
konuuyordu, trtll lastik pabularla ses kartmadan yryordu,
kara bir rzgrl, kahverengi bir pantolonu vard, gzlerinde de,
pansiyon sahibi kadnn, ola ki sinsilik diye adlandraca bir
bak, hemen tymek zere ortal kolluyor; hortlak deildi ama
uzaktan bakldnda yle grnyordu, yalnzlk ikinci bir ses-
sizlik gibi evresini kuatmt, boynundaki beyaz mendil gibi,
incecik dudaklarnn hep az tesinde duran izmaritin duman
gibi.
Matilde ilkin yani u ikinci kere ilkin st kattaki yatak
odasnn penceresinden grd onu. Flora alverie km,
ekerleme saatinde mzmzlanmasn diye Carlitosu da
gtrmt. Ocak
aynn yapkan sca doruktayd, Matilde, pencerenin
nnde azck soluk almaya alyor, trnaklarn
Germanm sevdii renge boyuyordu, ama German,
Catamarcada yolculuktayd, o baka; arabay da almt
giderken, Matilde, arabasz kente inmeyi ya da
Belgranoya gitmeyi gze alamyordu, cam skknd,
Germanm yokluuna imdiden almt ama arabay
aryordu. German, irketler birletirildiinde ona ayr,
zel bir araba alacana sz vermiti, Matildenin bu
ilere akl ermezdi, anlalan daha birletirilmemiti
irketler. Gece, Perla ile sinemaya gideceklerdi, bir
araba kiralayp akam yemeini kentte yiyeceklerdi,
sonra garaj faturay Germana yollard naslsa.
Carlitosun bacaklarn isilik sarmt, onu doktora
gtrmesi gerekiyordu, gelgelelim doktorun adn
anmca ocuun huysuzluu bsbtn artyordu,
Carlitosun tutara tutmayagrsn, babasnn
yokluundan yararlanarak annesine kk sktryor,
German yolculua kt m bu ocuk ne antajlar
yapyor akl almaz, iyi ki Flora, sevgi gstererek,
dondurma falan alarak, Perla ile sinemadan sonra don-
durma da yiyeceklerdi. O srada grd onu, bir aacn
yannda duruyordu, o saatte sokaklar botu, tepesindeki
yapraklarn ifte glgesi yzne vurmutu; aacn
gvdesinden az tede duruyordu, dudaklarndan ince bir
duman eridi ykseliyordu. Matilde hemen ieri kat,
koltua toslayarak, pembe trnak cilas kokan ellerini
haykrmamak iin azna bastrarak, odann arka
duvarna snd.
Milo bu, diye dnd, buna denmek dene-
bilirse, gemi zamann ve imgelerin bir anda ku-
suluuydu daha ok. Evet Milo. Kendini toparla-
yp baka bir pencereden dar baktnda, kar. kaldrmda,
kede kimsecikler yoktu, uzaktan siyah bir kpekle oynaan iki
ocuk geliyorlard. Beni grd, diye dnd Matilde. Gerekten
o ise,, mutlaka grmtr, nk beni grmek iin burada, baka
bir kede, baka bir aaca yaslanmam o kede, o aaca
yaslanm. Elbette grmt, orada olduuna gre evin yerini
biliyordu. Tanndn anlar anlamaz ortalktan yokolmas, Ma-
tildenin camdan kan, azn rtn grmesi daha da
beterdi, artk ke, kuku gtrmeyen, bir bolukla dolmutu,
orada ne varsa kesindi,, gzda vericiydi, yapraklarnda oynayan
rzgrla tek bana bir aa.
Gnbatmnda yine grd onu. Carlitos,. elektrikli treniyle
oynuyor, Flora aada baguala mrldanyordu, birileri varken
ev, Matildeyi koruyordu sanki, kukuya srklyordu, aman
canm Milo daha uzundu, daha iri yaryd, diyordu kendine, le
ekerlemesinin uyuukluundan olacak,, o kreltici kta... Sk sk
televizyonun bandan kalkyor, olabildiince uzaktan, pencereden
dary gzlyordu, her keresinde baka bir pencereden ama hep
st kattan, sokaa alan giri katnda olsa, bsbtn korkard. Bir
daha baktnda Milo ayn yerdeydi yine, bu kere aacm br ya-
nnda. Gece inmek zereydi, Milonun karalts,, kaldrmdan
konuarak, glerek geenlerin arasnda rahata seilebiliyordu;
uyuukluundan syrlan Villa del Parqe, kahvelere, sinemalara
gitmeler, semtin gece yaam balad-balyor. Hi kukusuz o, hi
deimemi, duruu, sigaray azna gtr, beyaz mendilinin
ulan, evet Mi- lo'ydu, be yl nce Mexicodan kamadan nce
l-
drd Milo, Lomos de Zamoradaki bir stdyoda
rvetle ve su ortaklarnn yardmyla birtakm belgeler
dzenleyerek ldrd Milo, o stdyoda para belki
biraz da dostluk adna her eyi gze alacak bir
ocukluk arkada vard, evet German uruna bir kalp
krizi geirterek ldrd Milo, German baka bir
zm benimsemezdi ki, German ve meslei, i
arkadalar, anababas, Germanm kuraca yuva, villas,
Carlitos, Flora ve araba, Manzaneresteki yazlk ev,
German ve ynla para, gvence, sonra Matildenin
hemen hemen hi stnde dnmeksizin, yalnz
mutsuzluktan ve beklemekten bitkin derek, Germanla
Recana- tisin orada ikinci bulumasndan sonra kararm
verii, nce hayr diyen, olacak i deil, yapamayz, ok
para gerekir diyen adama kouu, doru Xomas de
Zomaraya, peki peki, iki hafta iinde olur, tamam,
Emilio Diaz geirdii bir kalp krizi sonucu Mexicoda
ld, ayrca geree aykr dmyordu, Milo ile son
aylarda Coyoacanda iki l gibi yaamlard, ta ki
Matilde uaa atlayp Buenos Airesteki yaamna, Milo
ile birlikte Mexicoya gidilerinden, suskunluklar, ie
yaramayan budalaca uzlamalar kemekeinde kar
cephelere dmelerinden nce Miloya ait olan eylere
kavuana kadar, perde yeni bir sahneye almaya hazr,
uzun hanerler gecesine.
Milo aaca yaslanm, telszca evin pencerelerine
bakarken, dudaklarndaki sigarann atei usulca
yanyordu. Nerden renmi olabilir ki? diye dnd
Matilde, evet orada bir ey var ama ne olsa evin dnda,
kestirimlerin eriemeyecei bir yerde gibisinden sama
bir dnceye skca yaparak. Tabii eninde sonunda
renmitir, Bue-
nos Aireste l saylmas, Mexicodaki lmnn uzantsyd;
bunu renmek nas alaltc gelmitir, yzn yalazlayan ilk
fke frtnasn kamlamt, onu bir dn yolculuuna ekmiti,
nceden tasarlamad birtakm karmak soruturmalardan
geirerek, belki Cholo ya da Marina, belki Recanatislerin annesi,
eski uraklar, dostlarla gidilen kahveler, nseziler, derken haberin
kesinlik kazan, Matilde, German Moralesle evlendi, iyi ama
nasl olur ahbap, anlatsana bir, sana kilisede dn yapld
diyorum, Moralesleri tanrsn, dokuma tezghlar, ynla para,
saygnlk olum, saygnlk, onun dediine baklrsa biz seni ey,
olamaz be kardeim. Tabii olamazd, zaten o yzden kesinlik
kazanmt ya, perdelerin arkasndan kendisini gzleyen
Matildeydi, zaman hepsini kapsayan bir imdide kalakalm,
Mexico, Buenos Aires, ekerleme saatinin sca, durmadan
dudaklarna giden sigara, bir an yine ayn hilik, ayn bo k-
eba. Flora sesleniyor, Carlitos ykanmak istemiyormu,
Ferlaya bir telefon, keyifsizim, bu gece bulumasak Perla,
midemden mi ne, sen yalnz git ya da Negray ayarla, sancm var,
yatsam iyi olacak, yarn ararm seni, bu arada, hayr olamaz, ola-
maz, bilselerdi imdiye kadar Germana haber vermezler miydi,
demek onlardan renmemi evin adresini, onlar araclyla
renmi olamaz, yoksa Recanatislerin annesi hemen arard
German, rezaleti ilk kendi azndan duysun isterdi, Matildeyi
batanberi Germanm kars olarak grmemiti, ona
yaktramamt, dnsene ne korkun, iki kocal bir kadnm.
Sana gvenilecek biri olmadm batan sylemitim, ne var ki
hi kimse German' aramamt, ya da yazhaneden
aramlard ama German u anda uzaklarda yol-
culuktayd. Recanatislerin annesi, Germana haberi kendi
vermek istiyordur, aman kendisi ya da tanlar bir ey
karmasn. Milo, yine de German m evinin adresini
birinden renmi, villay rasgele bulmas szkonusu
deil, aaca yaslanp sigarasn imesi de. u anda orada
yok ama ne nemi var bunun, kaplara ifte srg
vurmann ne yarar var, Flora azck ard bu nleme,
artk tek elle tutulur ey, uyku hap iesi, gemek
bilmeyen saatlerden sonra kafa yormamasn, szmasn
salayacak dlerle blnen bir uyku, o dlerde Milo
hi... gelgelelim sabah yzne bir el dediinde l
basyor Matilde, meer Carlitos srpriz yapm, bozuldu
ocuk, alamaya balad. Flora onu gezmeye gtrecek,
kapy kilitle Flora. Yataktan kalkp onu karsnda bir
daha grdnde kalakalyor Matilde, gzleri pencerede,
kprdamyor, ieri kap mutfaktan bir daha baktnda
hibir ey yok grnrde, yava yava bu eve kilitlen-
diini, bunun byle srmeyeceini, naslsa Carlitos'u
doktora gtrmek ya da Perlayla bulumak zorunda
kalacan seziyor, her gn aryor Perla, sabrszlanyor,
duruma bir anlam veremiyor. Turuncu, boucu ikindide
Milo aaca yaslanm, o scakta yine siyah rzgrlyla,
sigarasnn duman szlp havada eriyor. Ya da yalnzca
o aa var grnrde yine de hep Milo, hep Milo ancak
haplardan sonra, televizyonun son program bitince
varl birazck silinen Milo, hep.
nc gn Perla kageldi, ayd, rekti,
Carlitostu falan, Floranm bir punduna getirip Perlaya
almas, byle sremez, Bayan Matilde'' nin insan iine
kmas gerek, gnlerini kilit altn-
da geiriyor, anlamyorum Bayan Perla, geri bana dmez
ama sylyorum ite, alma odasnda konuuyorlar,
Perla'mn ona glmseyii, sen en dorusunu yaptn kzm.
Matilde ile Carlitosu ne kadar sevdiini biliyorum, bence onu
bunaltan Germanm uzakta oluu, Floranm tek sz etmeden
bam eii, hanmn insan iine kmas gerek, bana dmez,
yalnz size ayorum iimi. ay, gnlk dedikodular,
Perladan kukulanmas, szko- - nusu deil, peki o zaman evi
nasl bulabildi Milo, Recanatislerin annesi bilseydi, bunca
zaman dilini tutamazd, olamaz, German bekleyip sa
korkusu ya da benzer bir zrle kulam bkmek keyfi pa-
hasna susmazd; kilise treniyle gelin olmak istedi, kafesledi
seni, aynen byle derdi ihtiyar cad, Germanm o anda
bulutlardan yuvarlan, olamaz, olamaz. Ama olabilirdi
pekl, gelgelelim u anda d grp grmediinden pek emin
deildi Matilde, tek yapaca pencereye komak ama Perla bu-
radayken olmaz, bir fincan ay daha, yarn sinemaya
gideceiz, sz veriyorum, arabanla gel al beni. Bugnlerde ne
oldu bana bilmiyorum, arabayla gel, sinemaya gidelim,
pencere urackta, koltuun hemen yambamda ama Perla
buradayken olmaz, bir an nce gitse Perla, sonra yine Milo
kebam- da, otobs bekler gibi, telsz, duvara yaslanm,
siyah rzgrl, boynunda mendili, sonra bir dahaki Miloya
kadar hilik.
Beinci gn, onun Floray izlediini farketti, Flora
bakkala gidiyordu, ve her ey o anda gelecek zamana dnd,
sedire yzst kapatlm romann son sayfalar gibi, nceden
yazlm, okumaya gerek yok, her ey okunutan nce olup
bitmi zaten. kisinin gle-konua birlikte eve dnlerini gz-
ledi, Flora ekingen, azck tedirgin, kede durup
ioakal diyor, abucak karya geiyor. Perla almaya
geldi arabasyla, Milo kede yoktu, gece ge saatte
dndklerinde de yoktu, ama sabahleyin onu arya giden
Flora'nn yolunu beklerken grd; kotu Floraya, el
sktlar, gltler, sepeti kzn elinden ald, dnte
meyve ve sebze dolu sepeti o tad kapya kadar, Matilde,
onlar gremiyordu artk, balkonun knts kaldrm
rtyordu, yine de Florann ieri girmesi uzun srd
besbelli, kapnn nnde durmu konuuyorlardr. Ertesi
gn Flora, Carlitosu da gtrd alverie, Matilde -
nn kardan gelirken gltklerini grd. Milo,
Carlitosun ban okad, dndklerinde Carlitos un
elinde krkten yaplma bir aslan vard, Flora nn erkek
arkada armaan etti dedi. Demek bir erkek arkadan var
Flora, ikisi oturma odasnda yalnzlar. Bilmem ki
hanmefendi, ok nazik bir insan, birdenbire karma kt,
benimle pazara geldi, Carlitosa yle iyi davranyor ki,
sizce bir sakncas var m, sahi var m hanmefendi? Yok
tabii, senin bilecein i, ama gzn amas gerek, onun
gibi gencecik bir kz, Flora gzlerim indiriyor, tabii
hanmefendi, benim yammsra yryor, konuuyoruz, o
kadar, Almagroda bir lokantas varm, ad Simon.
Derken Carlitos, elinde renkli bir dergi, Simon ald bana
Anne, hani Florann erkek arkada.
German, Saltadan telefon etti, on gne kadar
gelecekmi, sevgiler, her ey yolunda. Szle gre
bigami; sa kalan ein dulluunda gerekletirilen
evlenme akti. Ayrca: iki kadnla evli erkein, ya da iki
erkekle evli kadnn durumu. Ayrca: kilise yasalarna gre
yorumu: fuhula bekretini yi-
tiren ya da ilk evlilik aktinin hkmsz olduunu beyan eden bir
kadnla evlenme durumu. Ayrca: bigamist, ilk ei lmeden
ikinci bir evlilie kalkan kii. Nedenini bilmeden amt
szl Matilde, sanki bir ey deiebilirmi gibi, hibir eyin
deitirilemeyeceini biliyordu oysa, sokaa kamazd, Milo ile
konuamazd, pencerede durup ona el edemezdi, Floraya
Simonun Simon olmadn syleyemezdi, Cariitosun elinden
oyuncak aslann, dergiyi alamazd, Perlaya iini dkemezdi, an-
cak orada dikilir, onu grrd, sedire atlan romann Bitti
szcne kadar yazlp tamamlandn bilerek, romam okusa
da okumasa da hibir eyi deitiremeyeceini1 bilerek, hatta
roman yak- sa ya da Germanm kitaplnda bir yere gizlese ne
deiir? On gn var, sonra, sonra ne, German iinin bama ve
arkadalarna dnnce, Recanatis lerin annesi, Cholo, ya da
Miloya evin adresim veren bir dost, seninle konumam gerek
German, ok ciddi ahbap, sonra olaylar birbiri ardndan skn
edecek, ite daha imdiden Flora, yanaklar al a!, hanmefendi
Simonm mutfakta benimle kahve imesine izin verir miydiniz,
ok az kalacak? Tabii izin verir, ortalk gpegndzken, hele ok
az kalacaksa nasl izin vermeyebilir, Floranm onu arlamaya,
mutfakta bir fincan kahve sunmaya elbette hakk var, Carlitosun
aa inip Simonla oynamaya hakk var, elbette neresinden
baksan, ona kurmal bir rdek getirmi Simon, yryor. Neden
sonra kaps tklatlyor, st kattaki odasna kapanm yine,
Carlitos rdei gstermeye gelmi, Simon bana River takmm
tuttuunu syledi, ne aksi deil mi Anne, ben San Lorenzo3m
tutuyorum, bak bana ne verdi, bak nasl yryor, bak-
sana Anne, sahici rdek gibi. Simon armaan etti,
Floranm erkek arkada canm, neden aa inip
tanmyorsun onunla?
Artk hibir ie yaramayan, uzun uzadya ta-
sarlanm nlemler almadan pencerelerden dar
bakabiliyordu, Milo aacm yannda dikelmiyordu, her
ikindi saat bete gelip mutfakta Florayla yarm saat
kalyordu, Carlitos yanlarnda hep, ara- sra o gitmeden
yukar kyordu Carlitos, Matilde nedenini biliyordu,
ikisinin aada babaa kaldklar birka dakika iinde,
kanlmaz olayn hazrlklar yaplyordu, sedire atlm
romanm sayfalarnda oktan yer alanlarn mutfakta ya
da herhangi birinin evinde kotanl, herkes olabilir, Re-
canatislerin annesi, Cholo; bir hafta gemiti, German,
Cordobadan arayp dnecei tarihi bildirdi, Carlitosa
badem tatls getirecek, Matildeye bir srprizi var, be
gn evde tatil yapacakm, birlikte gezecek, lokantalara
gidecek, Manzanareste ata bineceklermi. O gece
Perlay arad Matilde, srf konumasn duymak, bir saat
sreyle onun sesine tutunmak iin, az sonra bir ey -
duyamaz oldu, nk Perla konumann yapayln
farketmeye balamt. Matildeye bireyler oluyordu,
Gracie- lanm psikiatnna gitmelisin, garip davranyorsun
Matilde, inan bana. Telefonu kapattktan sonra
pencereye gidecek gc kalmamt, zaten abas
bounayd o gece, biliyordu, Miloyu karanlk kede
grmeyecekti. Flora, Carlitosun yemeini yedirirken
aaya indi, Floranm yan gzle kendisine destek
kmasna, Carlitosu birlikte yatrmalarn tlatmasna
kulak asmadan uzun uzun olunun orbadan
yakmlarm dinledi, Carlitos boyuna kar koyuyor,
yatmak istemiyor, oturma oda-
snda rdeiyle oynayp televizyon izlemekte diretiyordu. Zemin
kat, batan baa ayr bir blge gibiydi; Carlitosun oturma
odasnm bitiiinde yatmas iin Germanm neden stelediini
batanberi anlayamamt, st kattan uzakta o oda, ama German
sabahlar en ufak bir grltye katlanamaz, Flora erkenden
Carlitosu okula yollayabilir, bylelikle Carlitos da dilediince
barp anr, ark syler, yatak odasnn kapsnda olunu
pt, yapaca belli bir i yokken yine mutfaa dnd, Floranm
oda kapma bir gz att, tokma yoklad, kapy azck aralad,
Floramn yatan, rock topluluklarnn, arkc Mercedes
Sosann fotoraflaryla kapl ekmeceli dolab grd, o srada
tkrtlar duyar gibi oldu, Flora, Carlitosun odasndan kyordu
herhalde, kapy usulca rtt, buzdolabn inceledi. Mantarlar
sevdiiniz gibi piirdim Bayan Matilde, yemeinizi yarm saate
kadar getiririm odanza, dar kmayacaksnz deil mi; kabak
tatls da yaptm, kvamnda oldu, bizim kyde yaptklar gibi
Bayan Matilde.
Merdiven aralnda lo bir k yanyordu, neyse ki topu
topu birka basamak, hem de geni, nn doru drst
grmeden kt basamaklardan, yatak odasnn aralk kapsndan
szan k, eiin cilalanm tahtalarna vuruyordu. Gnlerdir,
yemeim pencerenin yambamdaki sehpada yiyordu, alt kattaki
yemek odas yle souk ki German yokken, ite hepsini bir
tepsiye sdrm. Flora en hamarat halinde, evin beyi yokken
Bayan Matilde nin yemei odasnda yemesinden honut, bir sre
onun yannda kalyor, laflyorlar, Matilde, Floray sofraya buyur
etmek isterdi ama Carlitos hemen Germana yetitirirdi, sonra da
Germandan mesa
fe ve sayg stne bir sylev dinle iin yoksa, naslsa
Flora da Carlitosun her ie burnunu sokup
rendiklerini Germana aktarma huyunu biliyor,
ekiniyor. Zaten u anda Flora ile ne konuabir ki,
elinden gelen tek ey, kitaplarn arkasna saklad iki
iesini karmak, yarm bardak viskiyi bir yudumda
diplemek, ksre tksra bir kadeh daha doldurmak,
dardaki geceye, hibir olaya tank olmayacak hilie
alan pencereye olabildiince yanamak, bundan byle
aaca yaslanan karalt da yok, anlam zlemeyen bir
iaret gibi kvrlan sigara duman da, besbelli.
Flora aada tatly tepsiye koyarken, Matil- de
mantarlar pencereden frlatt, Flora'nm her zaman bir
kzak-kaym ya da babo bir tay ko- turuunu
andran bildik sekiiyle merdivenlerden ktm duydu,
hep yle kard, mantarlar nefisti dedi ona, kabak
tatlsnn rengini vd, byk bir fincan kahve istedi,
oturma odasndan bir paket sigara daha getirsindi ltfen.
Bu gece ok scak olacak hava Bayan Matilde, uyurken
pencereleri ak brakmak zorunda kalacaz, yatmadan
nce odanza bcek ilac skarm, Carlitos'u yatrdm,
hemen uykuya dald, nasl mzmzlandm grdnz,
babasm zlyor camm, bu ikindi Simon masallar anlatt
ona. Bir ey istiyorsanz Bayan Matilde, syleyin, bu
gece erken yatmak istiyorum da, sizce sakncas yoksa.
Flora daha nce byle bir istekte bulunmamt ama
olsun, sakncas yok tabii, ilerini bitirdikten sonra
odasna ekilip radyo dinleyecekmi, rg recekmi,
bir an onun gzlerinin iine bakt; Flora glmsedi^
keyfi yerinde, kahve tepsisini uzatt, bcek ilacm
getirmek iin aaya indi, en iyisi ifonyerin st-
ne brakaym bunu Bayan Matilde, yatmadan nce kendiniz
skarsnz, nk ne derlerse desinler kokusu kt, en iyisi
yatarken. Kapy rtt; tay, tez admlarla merdivenlerden indi,
son bulaklarn tabak-anak grlts; ve gece, Matildenin iki
iesini almak zere kitapla gittii, ieyle birlikte koltuuna
gmld saniyede balad.
Lambamn solgun odann te ucundaki yataa glkle
eriiyordu, sehpalardan biri belli belirsiz seiliyordu kta, bir de
romann yzst kapatld sedir, ne var ki roman yerinde
deildi, gnlerce sedirde kaldktan sonra, Flora onu kitapln
bo rafna kaldrmay akl etmi demek. kinci viskisini ierken
uzak bir anm saat onu vurduunu duydu, daha nce bu am hi
duymamtm diye dnd, her vuruu tek tek sayarak telefona
bakt, Perla, ama olmaz, bu saatte olmaz, ok bozulur, ya da
evinde deildir zaten. Ya da Alcria, Alcriay arasa, korktuunu
sylese, sama tamam ama Mario arabay almadysa, ne bileyim.
Sokak kapsnn aldm duymad, ne nemi vard ki bunun,
sokak kapsnn ald ya da eninde sonunda naslsa alaca,
elinden hibir ey gelmeyecei, yatak odasnn ndan
yararlanp aaya inemeyecei, oturma odasna bakamayaca,
Floray armak iin zile basamayaca, hepsi gn gibi
ortadayken, bcek-ldrcs orada, hap almak ya da susuzluu
gidermek iin gerekli su da hazr, bekleyen yatak da. Pencereye
gitti, bo k- ebam grd; belki de daha nce davransa Mi-
lonun eve doru yrdn, bu kaldrma geip balkonun
knts altnda yittiini grebilirdi, daha kt ya, ona neler
haykrabilirdi artk eve geldiine gre, Flora kapy ap onu
buyur ettiine
.gre artk nasl durdurabilirdi ki Miloyu, bu anda Flora,
Milodan da tehlikeli, her eyi rendiinde hanmndan
c alarak, onu bataa srkleyerek kendi cn alacak
Milodan, Germandan da, karsnn adm bir rezalete
kartrarak. En ufak bir k umudu yoktu, yine de bu
gerei haykran o deildi. Milonun srf Floraya geldii,
kaderin bir cilvesi sonucu Floray br konunun dnda
tuttuu, Miloya gre o kebamn eski Buenos
Airesteki herhangi bir ke olduu, bu evin Germanm
evi olduunu bilmedii, bir zaman Mexicoda ldn
de bilmedii, yani Floranm bedeni araclyla
Matildeye varmay amalamad gibi hepten tutamaksz,
sama bir umut kalmt geriye. Sarholuktan
yalpalayarak yataa yrd, bedenine yapan giysiyi
karp att, rlplak yan dnd yatakta, uyku hap
iesini arad, elini uzatabilecei son bir pembe ya da yeil
liman. Haplar karmak aba istiyordu. Matilde el yor-
damyla baucundaki sehpaya boaltt haplar, gzleri
romann durduu kitaplkta, ite Flora u bo rafa
koymu, sayfalan ak, yzst kapatm, ylece duruyor
gzlerinin nnde, Cholonun Germana verdii Malaya
haneri de, krmz kadife altlyla kristal kre de.
Aada sokak kapsnn aldndan emindi, Milo eve
girmiti, Flo- rann odasna, konuuyordu onunla belki
imdiden onu soymaya balamt bile, nk odada bu-
lunmasnn tek nedeni bu olabilirdi Floraya gre, soymak
iin alnmtr odaya, kendisi de soyunacak, onu perek
tabii, brak, brak da seni okayaym biraz, Flora nce
diretecek, bu gece olmaz Simon, korkuyorum, brak, ama
Simonun acelesi yok, ardan alarak onu yataa
aprazlama yatr-
may baarm, kzn salarm pyor, kokluyor, bir yandan da
buluzunun altmdan memelerini elliyor, bacam onun
oyluklarna skca bastrarak, oyun oynar gibi pabularm
ayandan ekerek, kulana fsldayarak, gittike azna daha
ok yaklaan pcklerle, seni istiyorum sevgim, brak da
soyaym seni, bir bakaym dur, ne kadar gzelsin, bu arada
lambay teye iterek, kz glgeler ve okamalarla sarmalayarak.
Florann ilk iniltisi, kendini bir ak, yukardan duyarlar korkusu,
Bayan Matilde duyar ya da Carlitos, yok canm, sesini ykseltme
sakm, ilime bana, yere geliigzel salan giysiler, araan diller,
iniltiler, Simon nolur canm yakma, ilk bu Simon, biliyorum,
kprdama, sus artk, haykrma sakm sevgilim, sakn barma.
Flora bir lk att atmasma ama Simon o an
kolladndan, onun dilini dilerinin arasna kstrm,
parmaklarn salarna gmmt, Si- monun aznn iine
haykrd Flora, o, yzn okarken usulca alad, ellerine son bir
Anneciim, Anneciim dedikten sonra soluu kesildi, hzl bir
solumaya, tatl, yumuack bir i ekie dnen bir inilti,
sevgilim dercesine, canm benim, kaynam bedenlerin, gecenin
yakc soluunun dinginlik mevsimi. Daha sonra, yastklara
srtlarn dayayp ardarda iki sigara itikten sonra, bacak-
aralannda gnahla lekelenmi havlular, birtakm szckler,
Floranm d gibi sayklad gelecek tasarlar, Simonun
kendisini dinledii umudu, Floraya glmseyii, memelerini
p, kanmda parmaklannm usul rmceini dolatm, sonra
kendini brakp sz, uyu biraz, ben banyoya gidiyorum imdi
dnerim, a gerek yok, ben gece-
gezen bir kediyimdir, banyonun yerini biliyorum, hayr,
eliyor Flora, duyabilirler, samalamasana Simon, sana
kedi gibiyimdir demedim mi, kapnn yerini de
biliyorum, hadi kestir biraz, hemen dnerim ben, hah
yle, uslu ol bakalm, ses karma.
Kapy, eve bir sessizlik daha katarcasma kapatt
Simon, rlplak geti mutfaktan, oturma odasndan,
merdivenlere yrd, ilk basama ayayla yoklad.
Tahta iyi cins, German Moralesin evine diyecek yok
dorusu. nc basamakta, alt kattaki yatak odasndan
szan k dilimini grd; son drt basama da kp
kapmn tokmana uzand, bir itite at kapy.
ifonyerin angrtsyla Carlitos, tavan uykusundan
uyand, yataa oturup avaz avaz alamaya balad,
geceleri ok alard, Flora kalkp onu yattrr,
Germanm tepesi atmadan su iirirdi. Flora, Carlitosu
yattrma- lyd mutlaka, Simon odaya dnmemiti
daha, Bayan Matilde tellanmadan, arafa sarnarak
kotu, ocuk yatan ayakucuna oturmu, bolua ba-
kyor, korku lklar atyordu, onu kucana ald,
kulana yapma, sus, diye fsldad, buradaym ite, gidip
ikolata getirecekti ona, odann n da yanar
brakacakt, derken anlamm karamad o garip l
duydu, kucanda Carlitosla oturma odasna kotu,
merdiven, yukar kattan vuran kla aydnlanmt,
merdivenin basma geldiinde onlar grd, gzlerine
inanamadan, kenetlenmi iki bedenden oluan som bir
ktlenin yavaa yere vuruu, merdivenlerden kay,
kenetlenmeyi bozmadan, dolak bir dm halinde yu-
varlanarak oturma odasnn halsnda kmltsz kal,
srtst devrilen Simonun gsndeki han-
eri grd, Matilde otopsi raporu sonradan belirtecekti iki
saat iinde lmesine yetecek dozda uyku hap almt ben
cankurtaranla geldiimde, Floray kendine getirmek iin bir ine
yapmal, Carlitosa bir yattrc, hemire, ltfen akrabalar ya da
dostlar gelene kadar evden ayrlmayn.
GAZETE KESKLER

lle de belirtmem gerekmez sanrm yine de- ykdeki k


gazete kesii gerektir, kincisiyse kurmaca.

Yontucu dostum Riquet Sokanda oturur,, bence hi


parlak bir fikir deil, ama Pariste yayorsanz, hele Arjantinli ve
yontucuysanz ki genellikle g bir yaam srdrmenin iki
yoludur fazla bir seme hakknz yoktur. Birbirimizi ok
yakndan tanmayz, yirmi yl nceye uzanan ksa sreli
raslamalar dnda; dostum beni arayp son yaptnn
fotoraflarndan derlenecek bir albmden sz ettiinde, kitaba
uygun bir metin yazmam istediinde bu gibi durumlarda
sylenebilecek en iyi eyi syledim, bana baz yontularn gs-
tersindi, sonra grrdk bakalm, daha doru bir deyile, o
zaman dnrdk.
Bir gece evine gittim, nce kahve, sonra hobe, tabii
ikimiz de birinin bir bakasna yaptn gsterdiinde duyulan o
kanlmaz tedirginlii yayorduk, derken korkulan an gelip
atar, ya enlik ateleri yaklacaktr ya da st rtl szck-
lerle tahtann ya olduu,. sdan ok duman sald ister
istemez itiraf edilecektir. O geceden nce, telefonda,
yaptndan sz etmiti bana, ana izlek olarak insann
kurt/adam kimliiyle yaayageldi- i btn siyasal ve
coraf enlemlerde sren iddeti ileyen bir yontular
dizisiymi. ki Arjantinli olarak iddetle epey ili dlydk,
anlarn bulants hemen, bir kere daha yzeye vurdu,
telgraflar, mektuplar, ani susularla iletilen gnlk btn
korku birikimi. Biz ene alarken dostum bir yandan
masay boaltyordu, beni seyre en elverili koltua oturttu,
yontulan bir bir getirmeye, zenle ayarlanm bir n
altna dizmeye balad, uzun uzun incelememe zaman
tamyarak, yontular kta deiik ynlere evirerek; artk
tek sz etmiyorduk, sz sras yontulardayd ve o sz bi-
simdi daha. Belli bir sralama dzeninde on kadar yontu,
hepsi kck, lif lif, parmaklann ve spat- lamn sabrla
svad amur ve alyla, tellerden ve ielerden boy
atmlar, yontucunun ustal sayesinde svanm yzeyin
altndaki konserve kutularn gvdeler, balar, kollar, eller
olarak gryo- , rum. Gecenin ge saatleriydi, sokaktan
kulamza erien tek ses ya ar yk kamyonlarnn
homurtusu ya da bir cankurtaran ddyd.
Yaptta houma giden, yontucunun kurallara ya da
aklamalara yzvermemesiydi, her yontunun kendine
zg bir gizemi vard, bazan iletilmek istenen iddetin
niteliini kavrayabilmek uzun bir inceleme
gerektiriyordu; ayn zamanda bu yontular hem naiv hem
de usta-ii gelmiti bana, neresinden baksanz, ne bir
dehet duygusu grlyordu, ne de abartlm bir
duygusallk. iddetin kstmlmlk ve yapayalnzlk
rkyle yer dei-
tirdii en son kalp olan ikence bile o anda anmsadm nice
posterin, nice metnin, nice filmin mide bulandran
ucuzluundan kanlarak yanstlmt, oysa anmsadklarm,
en az ikence kadar mide bulandrcyd, imgeleri akl tutup
kimbilir hangi karanlk hazza sunmaya bir o kadar hazrd.
Yontucunun benden istedii metni yazacak olursam, dedim
kendi kendime, istediin metni yazarsam dedim ona, bu
yontulara benzeyen bir metin olacak, bu alanda rneklerini
bol bol grdmz kolaycla kaplmayacam.
O senin bilecein i Neomi, dedi. Kolay deil,
anlyorum, anlarmz ylesine kan ykl ki bazan bu kana
bir snr koymaya, selinde boulmamak iin kana bir kanal
oymaya kalktmzda sululuk duyuyoruz.
Tam bana gre bir imi. u kesie baksana, altmda
imzas olan kadn tanyorum, dostlarn .aktardklarndan
daha fazla bilgi de edindim. Olay yl nce gemi, dn
gece de geebilirdi ya, hatta u anda Buenos Aireste ya da
Montevidoda ge- iyordur belki. Demin evden kmadan
nce atm, bir arkadamdan gelen mektuptayd bu kesik,
bana yollam. Sen okuyadur, ben bir fincan kahve daha
dolduraym, aslnda bana gsterdiin yontulardan sonra
okumana gerek yok ama sanki ,sen de okursan iim
rahatlayacak.
Okuduu kesikte unlar yazyordu:

Aada imzas bulunan ve No: 26, Ato- yac, 10. Blge,


Colonia Cuauhtemoc, Mexico
5, D. P.de oturan ben Laura Beatriz Bonaparte
Bruschtein, bu tanklk belgesini kamuo-
yuna sunuyorum:
1. Aida Leonora Bruschtein Bonaparte, 21
Mays, 1951, Buenos Aires, Arjantin do- uml,
meslei, okuma-yazma kursunda retmenlik.
Olay: Kendisi 24 Eyll 1975 sabah saat onda
Arjantin ordusu (601. Tabur) askerlerince, grev
yapt blgeden, federal bakent yaknlarndaki
Monte Chingolo gecekondu yresinden
karlmtr.
Szkonusu blge, bir gn nce, aralarnda
mahalle sakinlerinin de bulunduu yz kiinin
lmyle sonulanan bir atmaya sahne olmutu.
Kzm, kardktan sonra 601. Tabur klasna
gtrlmtr.
Orada, birlikte gtrld kadnlarla birlikte
ar ikence grmtr. Bu ikenceden sa kanlar
Noele raslayan aym gnn gecesi kuruna
dizilmilerdir. Kzm da kuruna dizilenlerdendir.
atmada lenlerin ve olay yerinden karlan
sivillerin kzm da dahil olmak zere
gmlmesi be gn geciktirilmitir. lerinde
kzmn da bulunduu cesetler, klann
ekskavatrleriyle nce Lanus karakoluna, oradan
da Avellaneda mezarlna gtrlp toplu bir
mezara atlmtr.

Masada kalan son yontudan gzlerimi ayrm-


yordum, gazete kesiini sessizce okuyan yontucuya
bakmak istemiyordum. Duvar saatinin tiktak- n ilk
kere duyuyordum, sofadan geliyordu, u anda duyulan
tek sesti; o yumuak ses, bir gece-met-
ronomu gibi eriti kulaklarma, dostumla benim bir anlamda
kstrlp kaldmz u oyukta zaman diri tutma abasmdayd,
Paristeki bir apartman katnda, Buenos Airesteki yoksul bir
gecekonduda geen sreyi, takvim denen eyi yok ederek bizi u
karmzdakiyle yzyze brakyordu, btn mezar yaztlar
tkenmiken btn dehet szckleri fersiz ve kirliyken una
nasl bir ad yaktracaksak.
kenceden sa kanlar, Noele raslayan ayn gnn
gecesi kuruna dizmilerdir diye yksek sesle okudu yontucu.
Herhalde onlara tatl rekle elma arab vermilerdir, unuttun
mu Auschwitz'de gaz odasna sokmadan nce ocuklara eker
datmlard.
Yzmden irkilmi olmal ki zr diler gibi sallad elini, ben
de gzlerimi yere indirdim, bir sigara aradm.

Kzmn ldrld haberi bana resmen La Plata


kentindeki 8 numaral mahkemece bildirildi, 8 Ocak 1976
gn. Oradan, Lanus Karakoluna gtrldm ve saat
sren bir sorgudan sonra kzmn mezarnn yerini rendim.
Kzma ait bana gsterebilecekleri tek ey, gvdesinden
kesildikten sonra bir kavanoza konulmu elleriydi,
kavanozun numaras 24t. Gvdesinden geri kalan bana
teslim edemeyeceklerini bildirdiler, askeri bir sr olduu
gerekesiyle. Ertesi gn Avellaneda Mezarlna giderek 28
numaral sn aradm. Geri mfetti, geriye ne kalmsa,
o kadarn bulursunuz, bize teslim edilen cesetle-
re insan gvdesi demeye bin ahit isterdi de-
miti. Mezar, topra yeni kazlm, altya alt
metrelik bir alandayd, mezarln arkasna
dyordu. Oray nasl bulacam biliyordum.
Kzmla birlikte yzden fazla kiinin ldrlm
olduunu anlaynca dehete kapldm.
2. Bu ihanet, bu akla smaz hunharlk
karsnda Ocak 1976da, 730 Calle Lavalle,
beinci kat, dokuzuncu blgede oturan ben, Laura
Beatriz Bonaparte Bruschtein, Arjantin ordusunu
cinayet ilemekle suluyorum. Dava, ad geen La
Plata, 3 numaral sivil mahkemesinde almtr.

Bundan hibir ey kmaz biliyorsun, dedi


yontucu kolunu havaya savurarak. Hibir ey Neomi,
ben aylardr u allahm bels yontularla urayorum,
sen kitap yazyorsun, bu kadn zulme kar kyor,
kongrelere, yuvarlak masa toplantlarna katlyoruz,
protestolar yaymlyoruz, ama tam bireylerin
deitiine inanacakken, iki dakika gazeteye gz
gezdirmen gerei kavramana yetiyor ite, o zaman da

Susar msn, ben de ayn eyleri dnyorum u


an, dedim, ona bu kadar aldma fkelenerek. Ama
olanlar sineye ekmem onlara bir dayanma telgraf
gndermek gibi falan olurdu, hem sen de biliyorsun,
yarn sabah kalknca hemen kollar svayp yeni bir
yontuya balayacaksn, benim yaz makinemin banda
olduumu dneceksin, her ne kadar sayca ok azsak
da, enikonu ok olduumuza inanacaksn, gler denge-
sindeki bozukluk, susmak iin asla bir neden de-
ildir, olmad, olamaz da diyeceksin. Tamam vaaz bitti. Bitirdin
mi? Gitmem gerek.
Ban hayr anlamnda sallad, kahve ibriini gsterdi.

Yasal bavurumdan doan sonular sralyorum:

3. 3. Mart 1976da, kzmm nianls Adrian


Saidon, Arjantinli, yirmi drt yamda, memur, Buenos
Aireste sokakta polislerce ldrld, haberi babasna
polisler ilettiler.
Cesedi, asker bir sr olduu gerekesiyle, babas Dr.
Abraham Saidona verilmedi.
4. Santiago Bruschtein, Arjantin, 25 Aralk 1918
doumlu, belgede ad geen ldrlm kzmm babas,
biyokimya profesr, Moronda bir laboratuar var.
Olay: 11 Haziran 1976 gn lest saat 12.00de
sivil giyinmi bir grup asker, kocamn 730 Calle Lavalle,
Apt. 9daki ikametghna geldiler. Kocam, geirdii kalp
krizi yznden yatakta yatyordu, lmn eiin- deydi,
doktorlar en ok ay yaayabileceini sylemilerdi.
Askerler, ona benim ve ocuklarm hakknda sorular
sordular, ancak senin gibi alak bir Yahudi, Arjantin
ordusunu cinayetle sulayabilir dediler. Sonra onu
yatandan zorla kaldrp dverek bir arabaya attlar,
ilacm yannda gtrmesine izin vermediler.
Grg tanklan, bu tutuklamada ordu ile polisin
yirmi ara kullandm belirttiler. Kocamdan bir daha
haber alamadk. Resm ola-
mayan kaynaklardan edindiimiz bilgilere gre,
ikenceye alnd anda kalbi durmu.

Ben de kalkm burada, binlerce kilometre uzakta,


fotoraflarda hangi kdn kullanlacan, yok kitap ka
formaym, kapak nasl olacakm, yayncmla bunlar
tartyorum.
Samalama dostum, ben de u aralar ilk ayban
gren bir kzm psi-ko-lo-jik sorunlarm ileyen bir yk
yazyorum, daha ne? Kendine ikence etmeye kalkma,
teki, gerek ikence yeterli sanyorum.
Biliyorum Neomi, allah kahretsin. Ama hep byle
oluyor, btn olanlarn baka bir yerde, baka bir zamanda
getiini dnmeye zorlanyoruz, biz orada deildik,
olmayacaz da, oysa belki onlar...
(Gen kzken okuduum bir metin gelmiti aklma,
Augustin Thierrydendi galiba, adm u anda
anmsayamadm bir aziz, Clovis ile uyruklarna
Hristiyanl kabul ettirmiti, tam sann cezalandrmn,
armha geriliini anlatrken, kral tahtndan frlyor, asasn
sallayarak yle haykryordu: Keke Franklarmla o an
orada olabilseydim! gereklemeyen d mucizesi,
gazete kesiine dalm yontucunun duyduu ayn ksr
fke.)

5. Patricia Villa, 1952 Buenos Aires, Arjantin


doumlu, gazeteci, nter-Presste alyor,
grmcemin kardei.
Olay: 1976 Eyllnde, kendisi gibi gazeteci
olan nianlsyla birlikte tutukland. Bu-
enos Aires federal polisi kararghna gtrldler. Bir hafta
sonra, bilgi almak iin ilgili makamlara bavuran annesine,
maalesef bir yanllk yapld, bildirildi. kisinin de cesedi
ailelerine teslim edilmedi.
6. Irene Monica Bruschtein Bonaparte de Ginsberg,
yirmi iki yanda, sanat, yirmi drt yamda inaat ustas
Mario Ginsbergle evli.
Olay: 11 Mart 1977 gn, sabahn altsnda
askerlerden ve polisten oluan bir birlik, iftin oturduu
apartmana geldi, gen kar-kocay gtrerek ocuklar iki
buuk yandaki Victoria ile bir buuk yandaki Hugo
Roberto*yu kapnn nne terketter. Olaydan hemen sonra
bir ihzar emri kartlmasn istedik, ben Mexico Citydeki
konsolosluumuza, Marionun babasysa federal
bakentteki yetkili makamlara bavurduk.
Kzm Irenenin ve Marionun balarna neler
geldiim renmeye altm, dkmn yaptm bu
dehet verici olaylar Birlemi Milletler, Silahl Gizli Ordu,
Uluslararas Af rgt, Avrupa Parlamentosu, Kzl Ha
v.b. katnda protesto ettim.
Yine de u ana kadar onlarn nerede tutuklu
bulunduklarm renemedim. imden bir ses bana
yaadklarn sylyor.

Ailemin bana gelen bunca zulmden sonra bir daha


Arjantine dnemeyeceim, bu durumu ve zorladm hukuk
yollarnn kapal olduunu gznnde tutarak insan hak-
larn savunan btn kurululara ve zel kiilere
sesleniyorum, kzm irene ile kocas Marionun
bana iade edilmeleri iin gerekli ilemlere balayn,
bylelikle kendi yaamnz ve zgrlnz de
gvence altma alacaksa nz.

mza: Laura Beatriz Bonaparte Brusch-


tein.
(El Pazsin Kasm 1978 saysmdan, Aralk
1978de Denunciada, bir daha yaymland.)

Yontucu, kesii bana uzatt, konumadk, ikimiz de


uykusuzluktan dklyorduk, kitab konusunda onunla
ibirlii yapmay kabul etmeme sevinmiti galiba,
anlalan son ana kadar gvenmemi, ne de olsa ben ii
bamdan akn biriyim, bencilim belki, her neyse, kendi
ura alanma sonuna kadar gmlm bir kadn
yazarm. Yaknlarda bir taksi dura var m diye sordum
ona, sonra da dar ktm, ssz, souk, bana sorulsa
Paris'e gre fazla geni olan caddeye.
Birdenbire kan esintide yakam kaldrdm,,
sszlkta sivri kelerimin sesini duyabiliyordum,
bitkinliin ve saplantlarn bazan durmakszn geri dnen
bir ezgi, bazan bir iir dizesi yerletirdii bir tempoya
uymutum ama bu temponun bana getirdii, kzn
gvdesinden kesilmi, yirmi- drt numaral bir kavanoza
konulmu elleriydi yalnzca, gvdesinden kesilmi
elleriydi, zorlanarak geni bir soluk aldm, ykselen
bulanty bastrarak kendimi toparladm, yarnki ilerimi
d-
nmeye koyuldum; kar sokak, naslsa Place de Chapellee
alyordu, orada taksi bulabilirdim. Hangi kaldrmda
yrdmn bir nemi yoktu, srf getiim iin gemitim kar
kaldrma, neden getiimi kendime soracak gcm bile kalma-
dndan.
Bu kapkaranlk mahallede birbirlerinden glkle
ayrdedilen sundurmal, yksek ve dar yaplarn arasmda
gzden hemen hemen yitmi bir sundurmann basamaklarnda
oturuyordu kk kz. Dorusu, gecenin bu saatinde, sszlkta,
basamaklarda bir kz ocuunun oturuyor olmas yine de
ocuun durumu kadar etkilemedi beni, beyaz bir lekeydi,
dizleri kenetliydi, elleriyle yzn rtm, bir kpek de
olabilirdi bu leke, evin giriinde unutulmu bir p yrn da.
evreye bakndm; bir kamyon ksa farlaryla kalkmak
zereydi, kar kadrmda bir adam kambur kambur yryordu,
kafas, paltosunun yakasna gmlm, elleri ceplerinde.
Durdum, yakndan bir daha baktm,, kzn salar seyrekti, etei
beyazd, kaza pembeydi, ellerim yznden ektiinde
gzlerini, yanaklarn grdm, gzyalar, dudaklarna inen
ltl izgi, o karanlkta bile seiliyordu.
Ne oldu sana? Burada iin ne?
Derin bir soluk aldm, gzyalarn, salyasn yuttuunu
duydum, kk bir hkrk, bir surat as, o srada bana
dnmt, yz dopdoluy- du, kk kzarm burnu, seyiren
dudaklaryla. Sorulan bir daha sordum, o arada neler dedim
kimbilir, varlm yaknmda duyabilmek iin - meldim,
sokuldum ona.
Annem dedi kk kz soluk solua. Babam anneme
bireyler yapyor.
Belki baka syleyecekleri de vard ama yalnzca
kollarn uzatt, bana sk sk sarlm, boynuma kapanp
umutsuzca alaym iime ektim; altm slatmt, ac
ac sidik kokuyordu. Onu kucama alp ayaa kalkmaya
davrandm, birdenbire itti beni, gzlerini evin giriindeki
karanla dikti. Parmayla bir ey gsteriyordu, sonra
hemen nme geti, arkasndan yrdm, burnumun di-
bindeki ta kemeri glkle ayrdederek, bu yar-
karanlm tesinde uzanan baheyi de. Usulca ak
havaya kt kk kz, bulunduumuz yer bir iek
bahesi deildi, ekili alanlar alak itlerle birbirinden
ayrlm bir sebze bahesiydi; o lo kta gdk sakz
aalan, bitkilere destek ubuklar, kulan uzak tutmak
iin balanm paavralar grlyordu; bahenin
ortalannda tavam inko ve tenekeden yaplma bask bir
kulbe vard, kk pnceresinden danya yeilimsi bir
k szyordu. Mahalledeki evlerin hibirinde k yanm-
yordu, kara duvarlar, be kat trmandktan sonra i
kapayc, bulutlu ge kanyordu.
Kk kz, hi duraksamadan, kulbenin giriinde, iki
sebze tavasnn arasnda kalan dar gei- te kotu, bir ara
dnp peinden gelip gelmediimi kollad, sonra
kulbeye girdi. Evet bu noktada durmalydm, ileri
gitmemeliydim daha fazla, kendimi kzn kt bir d
grdne, imdi yatana dndne inandrmalydm,
biliyorum, saduyum gecenin bu saatinde yabanc bir eve
girmenin ne kadar anlamsz, hatta tehlikeli olduunu
hayk- nyordu avaz avaz, belki de aralk kapdan girip
kk kzn beni eski mobilyalar ve bahe aletleriyle
tkabasa dolu bir sahanlkta beklediini grdm zaman
bile bunlan dnyordum hl.
lerideki kapmn altndan k szyordu, kk kz kapy
gsterdi, bir srayta dar geidi aarak kapy belli belirsiz
aralad. erden szan ve kap aldka daha da yaylan san
kta yz iyice aydnlanmt, tam o srada bir yank kokusu
geldi burnuma. Bouk bir lk duydum, bu lk belli aralarla
kesilip yine ykseliyordu; elim kapnn tokmana gitti, kapy
ittim, karmda harap bir oda duruyordu ite kmk tabureler,
masann stnde bira, arap ieleri, bardaklar, sofraya serilmi
pis, eski gazeteler, daha tede, azma kirli bir havlu tkanm,
elleri-ayaklar karyolann demirine balanm plak bir kadn.
Bir sraya ilimi, srt bana dnk, kk kzn babas, annesine
bireyler yapyordu; sigarasn ar ar dudaklarna gtryor,
sigarann yank ucu annenin memesine deinceye kadar duman
keyifle burnundan salyordu, yz yalnz gzleri akta kalacak
biimde balanm annenin havluyla boulmu lklar
srdke bastrld yerde kalyordu sigara. Daha durumu, neye
tank olduumu kavramama kalmadan babann sigaray yine du-
daklanna gtrp nefis Fransz ttnn iine ekmesi,
sigaranm l ateini canlandrmas iin yeterli sre gemiti
bile, gbekten enseye kadar her yeri yanklarla kapl bedeni,
baldrlardan cinsel organa, oradan memelere kadar uzanan mor
ve kzl lekeleri grebildim bu sre iinde, u anda sigara
derinin stnde yarasz-beresiz bir nokta aradktan sonra ince
bir zenle yine memede karar klmt. Titremelerin iddetiyle
gcrdayan karyoladaki gvdenin lklan, kaslmalar, baka
birtakm eylerle, bile-isteye yapmadm, sonradan kendime
asla aklamasn yapamayacam
edimlerle iie geti, srt bana dnk oturan erkekle
aramda krk bir tabure duruyordu, taburenin havaya
kalktn, babann kafasna yanlamasna indiini
grdm; babayla tabure hemen hemen ayn anda
yuvarlandlar. Ben de dmemek iin geriye sramak
zorunda kaldm. Tabureyi kaldrp kafasna indirirken
btn gcm kullanmtm, artk gsz, eli aya
tutmayan bir zavallydm. evreme baknp yardm
aradm, bulamadm biliyorum, arkama baktmda
kk kzn gitmi olduunu ve yere serilmi,
buruturulmu bir paavray andran gvdeyi grdm
biliyorum. O andan sonra olanlar bir filmde izlemi, bir
kitapta okumu olabilirdim sanki, orada deilmi gibi
oradaydm, hem de yle atik, yle kararlydm ki ksack
bir srede zaman iliyorduysa masada duran ba
kaptm, kadnn balarm zdm, havluyu yznden
ektim, onun yataktan ses karmadan kalkn, u anda
tek nemli, hatta lmcl ey t karmamakm gibi
yryn, kaslmalarla kendine gelmeye alan,
yerdeki baygnl fazla uzun srmeyecek gvdeye
bakn, sonra tek sz etmeden gzlerini bana eviriini
izledim, melip yerdeki gvdeyi kollarndan
kavrayn, ben ayaklar tutuyordum. Bir hamlede
kaldrp yataa yatrdk adam, deminki kaylar
kullanarak skca baladk, dmleri zp hzla yeni
dmler atarak, bir eyin bir yerlerde ses-tesi bir tit-
reim yayd izlenimi veren o sessizlikte baladk onu,
azn tkaladk. Daha sonra ne oldu bilmiyorum, u
anda kadn gzlerimin nnde, rlplak koup giysileri
karyor, dmeleri zp pantolonu syryor, yere
brakyor, ayaklarn dibine, iri iri alm gzleri benim
gzlerimde, iki ift el,
can havliyle atlyor, ekitiriyor, soyuyor, yelek, gmlek don ne
varsa, u anda anmsamak ve yazmak zorunda olduumu
bildiim iin herhalde, yaadm aresizlik ve acmasz
belleim, betimlenmeden yaanm, asla gzle grlmemi
baka bir olay artryor, Jack Londonm bir yksndeki bir
blm, hai kuzeyden gelen bir avc hi deilse temiz bir
lme kavumay dlyordur da, o srada ufak bir bilin
tad sezilen serven arkada, kanl bir enkaz halinde
yamban- da haykrp kvranmaktadr, kabile kadnlan onun
yaamn kaslmalar ve lklarla amanszca uzatrlar,
ldrmeden usulca ldrrler onu, her keresinde bir ncekine
benzemeyen, ykde asla betimlenmemi yepyeni bir ince-
bulula, o anda o odadaki biz iki kadn gibi, hi betimlenmeden,
grevimizi yerine getirerek, stmze deni yaparak.
Gzlerimin nnde geen bu olaya neden ve ne hakla
kartm, neden katldm sormak gereksiz. Londonm bir
zaman d gcyle grp anmsad ama i kda dkmeye
gelince betimlemeye elinin gitmedii o olaylan nasl grdn
ve anmsadm hi kukusuz unutmamt gzlerim, olay
gzlerimin nnde geiyordu. Tek bildiim, kk kzn benim
giriimden sonra odada, yanmzda olmay, imdi de annenin
babaya bir- eyler yapt, ama anne miydi acaba, yine gecenin
esintileri miydi yoksa, kzn ellerinin kesilii, yir- mi-drt
numarasn tayan bir kavanoza konulu- u, resmi olmayan
kaynaklardan rendiimize gre ikence balar balamaz
lm, kadmn azna tkanm havlu, yanan sigaralar-ve iki
buuk yandaki Victoria ile birbuuk yandaki Hugo
Bobertonun kapnn nnde kallan. Nasl bile-
bilirdim ne kadar srdn, nasl kabullenebi- lirdim
benim de, hakldan yana olduunu sanan benim de,
kesilmi ellerin, toplu mezarlarn karsndaki cephede yer
aldm, nasl o Noel gecesi ikence gren ve kuruna
dizilen kadnlarn kar safnda benim de yer aldm; tek
anmsadm arkam dnp sebze bahesinden geerken
ite toslamam, dizimi syrtm, buz gibi ssz sokaa
km, La Chapellee gidiim, hemen bir taksiye atlayarak
bardaklar dolusu votkaya, ertesi gn leye kadar sren bir
szmaya kavumaya can atm, uyandmda yatakta
aprazlama yatyordum,, dizim kanyordu, ieden iilen
sek votkann belki de tanrsal ba o baansyla.
Btn ikindi altm, dikkatimi iimde by- lesine
toplamam hem kanlmaz, hem rktcyd bence;
akama doru yontucuya telefon ettim, benden bu kadar
abuk haber beklemiyordu bes- - belli, ard, ona
bamdan geenleri anlattm, birka tmceyle iimdekileri
kustum, ok saygl davrand, ama arasra ksrdn,
araya bir soru sktrmaya altn farkettim.
Gryorsun ya, dedim ona, szm yerine?
getirmekte pek gecikmedim.
Ne demek istiyorsun, dedi, ey metnini kas-
tediyorsan
Evet, metni. Sana demin aktardm, metin bu. Temize
eker ekmez gnderirim, artk bende kalmasn
istemiyorum.
*
Uyku ilalar, ikiler, plaklar, snacam herhangi bir
ey, beni engelleyebilecek herhangi' bir ey olsun da, o
bulanklkta geirdiim iki gnden sonra dan ktm,
yiyecek bir eyler al-
maya, buzdolab botu, Cuddles da yatan ayak ucunda
dikilmi, miyavlayp duruyordu. Posta kutumda bir
mektup buldum, zarfn stnde yontucunun kaln
elyazs vard. Mektubu arya giderken okumaya
baladm ve hemen anladm: zarf aarken iindeki
kesiin bir parasn da yrtm, atmtm. Yontucu,
albmne yazdm metni allmadk buluyordu ama
benim kalemimden kt her bakmdan belliydi, bu tr
albmlerde ras- lanan metinlere benzememesi hi
umurunda deildi, benim umurumda olmad gibi.
Mektuba sonradan bir ekleme yapmt: Senin
kiiinde byk bir oyuncu yitirmiiz ama neyse ki
kusursuz bir yazar kurtarmz. Geen gn bana
aktardn olaylarn senin bamdan getiini sanmtm,
derken France-Soira gz gezdirirken senin kendi ya-
adm ileri srdn olaand olaya kaynaklk eden
haberi okudum, kesip yollamama umarm kzmazsn.
Elbette ki bir yazar, gerek olaylardan, hatta cinayet
haberlerinden esinlense bile sanat araclyla gerei
baka bir boyuta ykselteceini, en azndan ona baka
bir deer katacam ileri srebilir. Her neyse sevgili
Neomi, yazacan metne beni hazrlamak iin telefonda
oyunculuk yeteneini sergilemen gerekmiyor, ok iyi
dostuz biz. Bu konuyu kapatalm artk, seninle
yaptmz ibirliinin beni nasl sevindirdiim
biliyorsun, ayrca...
Gazete kesiine baktm, bir paras yrtkt, mektubun
zarfyla zarfa yapm kesik kimbilir nerdeydi. Haber,
France Soir uslbuna gre kaleme alnmt:
Marsilyann kenar mahallelerinden birinde inamlmaz
bir aile facias, korkun cinayet aa karld, eski su
tesisats yatana
balanm, az tkal olarak bulundu, ceset v.b.,
komular bu tr iddet olaylarnn sk sk getiini
sylyorlar, kk kz bulunamad, komular kat
grndeler, polis, maktuln metresini aryor, bu hunhar
cinayet kesik burada son buluyordu, anlalan
yontucu da zarf Jack London gibi, ya da benim belleim
gibi fazlaca tkrkle- miti; gelgelelim kulbenin
fotoraf ok ak seikti, sebze bahesindeki o
kulbeydi itleriyle, inko kaplamasyla, evresini
kuatan kr, yksek duvarlarla, komular bu tr olaylarn
sk sk getii, kk kzm kat grndeler, haberin
her ayrnts bir amar gibi iniyor yzme.
Bir taksiye atlayp Riquet Sokana gittim,
davranmn ne kadar sama olduunun bilincin-
deydim ama samalk da ancak byle yapabilir- di.
Gnmda baktmda, belleimde canlanan sokakla
hibir ilintisi yoktu, her evi tek tek incelememe, o gece
yaptm gibi kar kaldrma gememe karm o geceki
geidi andran bir geit bulamadm, k asla kmayacak
bir maske gibi vuruyordu nesnelere, evet sundurmalar
vard ama o sundurma deildi, i baheye yle bir gei
yoktu, nk o bahe aslmda Marsilyann bir kenar ma-
hallesiydi, o kadar basit. Ama kk kz oradayd,
evlerden birinin merdivenine oturmutu, bez bir bebekle
oynuyordu. Seslendiimi duyar duymaz kat, zemin kata
girdi, gel diye haykrmama kalmadan kapc frlad dar.
Bana kamu grevlisi olup olmadm sordu, sokakta
bulduu kz almaya gelmitim, bundan emindi, o sabah
baz beyler gelmi, kzm kimliini saptamaya almlar,
bir kamu grevlisi gelip onu alacak demilerdi. Bildiim
halde kzn soyadn sordum ayrlmadan,
sonra bir kahveye girip yontucunun mektubunun arkasna
metnin sonunu yazdm, kapsnn altndan attm,
yontularna elik edecek metnin tamamlanmas iin biti
tmcesini bilmek hakkyd ne olsa.
DEFTERDEN BR METN

Yolcu yoklamas yapma nerisi belirtmek gerek


tam biz belirlenmezlikten ve zmsel artklardan sz
ederken geldi. Jorge Garzia Bouza daha nce Buenos
Airesteki Anglo hattnn adm dorudan anmadan Montreal
metrosuna yle bir deinmiti. Bana aka sylemedi geri
ama galiba metro sisteminin yrtt baz teknik aratr-
malarda grevliydi zaten yolcu yoklamas da metro
yetkililerince kararlatrlmt. Aklmn ermedii bir sr
zel ilemlerden sonra (Garcia Bouza, en kestirme ve en basit
gibi sfatlarla tanmlyordu bu ilemleri) bir hafta sresince
her gn metroya binen yolcu saysnn eksiksiz bir dkm
yapld. Ama dostum o hattaki eitli istasyonlardaki yolcu
akm, hatt bir utan br uca katedenlerin, ara duraklarda
inip binenlerin yz- desini de merak ettiinden, ngrlen
yoklama, Primera Juntadan ta Plaza de Mayo-ya kadar btn
giri-klarda elden geldiince sk bir denetimle
gerekletirildi. O gnlerde, krkl yllar kastediyorum,
Anglo hatt sonradan kurulan metro ebekesiyle
birletirilmemiti daha, yoklamada byk bir glk kmad.
Seilen hafta Pazartesi gn, asal bir toplam elde edildi;
Sal gn say aa yukar aynyd; aramba gn ayn
ynteme uyulmasna karn umulmadk bir sonu kt
ortaya: yeraltna inen-
lerin says 113,987 iken, yeniden gnna kanlar
tamtamna 113,983 kiiydi. Saduyu, hesaplama srasnda
drt rakamlk bir hata yapldn sylyordu, denetiler,
yanln kaynam bulmak iin yoklama noktalarndaki
tutanaklar yeniden gzden geirdiler. Bakomiser
Montesano yoklamaya katlan personelin (o anda Garcia
Bouzanm habersiz olduu, benim sonradan edindiim
bilgilerin nda konuuyorum) saysn arttrmay bile
gze ald. killi bir adam olduundan, metroyu boydan
boya taratt, iilerle tren personeli de kta kimliklerini
gstermek zorundaydlar. Btn bunlar, Bakomiser
Montesanonun u anda en ok ikimizi ilgilendiren bu
olaydan daha batan ikirciklendiini gsteriyor. Bir
igzarlk edip aklayaym yeri gelmiken, balangta
varsaydmz yanl bir trl saptanamad ve bizi izlerini
bulamadmz (dolaysyla yok saydmz) drt yolcuyla
kar karya brakt.
Perembe gn iler yolunda gitti; 107.328 Buenos
Airesli yeraltmdaki duraklara uradktan sonra efendice
yerstne karak yolculuklarm tamamladlar; Cuma
gn (nceki gnlerde yaplan denetlemeler, yoklamann
kusursuz bir biimde gerekletirildiini gsteriyordu)
yerstne kanlarn says, metro kaytlarna
geenlerinkin- den bir fazlayd. Cumartesi gn, saylar
birbirini tuttu, grevin baaryla sona erdirildii d-
nld. Mide bulandran rakamlar kamuoyuna aklanmad
ve Bakomiser Montesano ile Once istasyonundaki
teknisyenleri saymazsak, iin iyzn topu topu birka
kii renebildi. birka kii de (bakomiseri dta
tutmakta kararlym) yanln sorumluluunu hesap
makinelerine ve maki-
nelerin bamdakilere ykleyerek ilerini rahatlatma
mantyla olay unuttular.
Szn ettiim olay, 1946da ya da 1947 ba-
larndayd. Sonraki aylarda Anglo hattm kullanmak iin
bir sr olanak geti elime; metroda zaman zaman, yolun
uzunluundan olacak, Garcia Bouza ile konumalarmz
gelirdi aklma, evrem- dekileri, yerlerinde oturan ya da
kaylara asl- laryla, kasap engelinden sarkan butlar
andran yolcular gzlerken aklm nedense iyice karrd.
ki kere, ikisi de Jose Marie Moreno istasyonunda baz
yolcularn, (birincisinde bir erkein, kincisinde iki
ihtiyar kadnn) tekiler gibi sradan yolcular olmadklar
dikkatimi ekti her naslsa. Bir Perembe akam, maa
gidip Jacinto Llanes in sayyla galip geliini izledikten
sonra Medrano peronunda dururken, ortadaki srada
uyuklayan gen kz bana hi de banliy trenini
bekliyormu gibi gelmedi. Benim bindiim metroya
bindi geri ama Rio de Janeiroya varr varmaz indi
trenden, sonra kafas bir eye taklm gibi, son derece
bitkinmi, bungunmu gibi peronda kalakald.
Artk bu konuda reneceim hibir ey yok, o
yzden aklyorum bildiklerimi; bir soygundan sonra
mahallenizde daha nce kukulandnz birtakm kiiler
nasl gzlerinizin nnden tek tek geerse yle. Bu tr
skc anlan dolduran bu varsaymlar daha batan fantezi
olma zelliini aan bir kuku tortusu brakmt bende, o
yzden, Gar- cia Bouza yoklama onulanndaki
gariplikten geliigzel sz ettiinde, tank olduum bu
iki olay hemen birleiverdi kafamda, hemen hemen
rkn bir gariplikle karlaacam sezdim. Olayn d-
nda kalanlardan iin asln renen ilk ben ola-
aktm belki.
alkantl bir dnem geldi att. Kukularm
dorulama isteimin her gn biraz daha artmas. Montesana
ile El Pescaditoda yediimiz akam yemeinde ona ve
grlerine daha bir yaknlamam, sonra metroya adm
adm, rkerek iniim; artk herhangi bir tat, sradan bir
ulam arac deildi benim gzmde, bambaka bir anlam
tayordu, kaynan kefedemediim apayr, ar ar bir
soluma. kentle birlik atmayan bir nabzd.
Yeraltna inmeden nce (herkes gibi metroyu
yelemek gibi nemsiz bir semeyi kastetmiyorum) uzun
bir dnme ve zmleme dnemi geirdim. Tam ay
boyunca rptrlma kantlardan ve yanltc raslantlardan
kanmak amacyla hep 86 numaral tramvaya bindim. Luis
M. Baudiz- zonenin kayda deer kuram beni hep
yerstnde tuttu. Ona Garcia Bouzamn verdii bilgileri a-
kayla kark aktardmda, bu olgunun ancak byk
kitlelerde, ynlarda gzlemlenen bir tr atom-anmasyla
aklanabileceini sylemiti. Hi kimse Pazar gnk
ampiyonluk mandan sonra River Plate stadndan ka
kiinin ktm saymamt, hi kimse satlan bilet saysyla
stad- dan kanlarn saysn karlatrmamt. Tozu
dumana katan be bin balk bir bufalo srsnn bir vadiye
giriindeki saysyla vadiden k says birbirini tutuyor
muydu acaba? Calle Floridada kalabalklarn stste
ylmas sonucunda insanlarn ceket yenleri, eldivenleri
zamanla amyordu biliyorduk, kalabalk trenlerde her
dnemete, her ani duruta sarslan, arpan yolcular, yani
113.987 kii (tekliin, bireyin yok edilmesi ve s- r-
yaratmn bu anmadan paym almas sonu-
cu) demek yirmi drt saatte drt birimlik bir fire
veriyordu. kinci aykr rnee, yani Cuma gnk
saymdaki tek yolcu fazlasna gelince, Baudiz- zone bu
konuda Montesano ile ayn grteydi, olay bir hesap
yanlna balyordu o kadar. Bu kitab aklamalardan
sonra bir daha yapayalnz olduumu hissettim. Benim
elimin altnda hibir kuram yoktu, bir metro giriine
yaklarken midemde usulca balayan bir kaslma vard,
o kadar. Geree adm adm yaklaan dolambal yolda
tek bama yrmeyi setim ister istemez. Anglo hat-
tndan vazgetim, hep tramvaya bindim, rasgele metroya
binmenin tesinde tam anlamyla yeraltna inecek gc
toplayana kadar.

Onlardan en ufak bir yardm grmediimi be-


lirtmeliyim. Tam tersine; zaten yardm ummak, beklemek
samayd. Onlar oradalar, yazl tarihlerinin bu paragrafla
baladm bile bilmiyorlar. Onlar ele vermek
istemiyorum dorusu, dnyalarnda geirdiim birka
hafta boyunca kulama alnan tek tk adlar da ne
olur ne olmaz anmayacam; bir kere bu ie girdiysem,
imdi u raporu yazyorsam balangta hakl nedenlerim
vard kukusuz, ulamla tedenberi ba dertte olan
Buenos Aireslilere hizmet vermek istiyordum. imdi
bunun da nemi kalmad ya, nk korkular iindeyim,
artk yeraltma inmek de gelmiyor iimden, te yandan
herkesin gz kapal bindii metro iki adm tenizdeyken
sktepi, araksak bir tramvayda, gemek bilmeyen bir
yolculua katlanmak zorunda kalmay da hazmedemiyor
insan. Neden yalan sylemeli, onlar bir biimde ortadan
kaldrmak mmkn olsayd tabii grltsz pa-
trtsz, kimselere duyurmadan stmden ar bir yk
kalkard. Yalnzca onlarn arasndayken ya sammn
dpedz tehlikede olmasndan tr deil, onca gecemi
alan aratrmalarm srasnda da ineli bir fdaydm
sanki (orada ne olursa geceleyin olur, iki istasyon
arasnda mazgallardan vuran, yeraltmn merdivenlerine
yaylan gne ndan daha yapay, daha yapmackl
bir ey yoktur); her naslsa beni mimlemiler, metroda
neden bu kadar zaman harcadm biliyorlar artk,
benim onlar istasyonlardaki kalabalklar arasnda
hemen mimlemem gibi. Yzleri yle solgun ki, zorla
kouturuyorlar; hepsi ok solgun, ok hznl, h-
znl olmayanlar yok denebilir.

Daha da tuhaf, o tr bir yaama biimi hi mi hi


umurumda deilken bastanberi onlarn yaaylarm
kefetmeye aba gsteriim. Yan hatlarda ya da
terkedilmi geitlerde aratrma yapma dncesine
batan karydm, naslsa hepsi gzlerimin
nndeydiler, vardlar, ayrca varlklar istasyonlarda
aktarma yapanlarn gelgiti iinde hi de
yadrganmyordu. Dorudur, Loria ile Plaza Once
arasnda demirci ocaklar, yan hat raylar, eya y-
nlar, kara pencereli garip kk kulbelerden oluan
bir Hades grrsnz, vara yakn, bizi dnemelerde
nerdeyse amanszca sarsan tren, karanla aykr den
pnl prl istasyona girmeden, az nce birka saniye bu
Nibelheim yle bir grrz. Ama o kadarck bir sre
bile, bu mezbelelikte birlikte yaayan ii ve ustaba
saysn gzlerimin nne getirmeme ve bu yreleri
imdilik
kafamdan silmeye karar vermeme yetti, olsa olsa daha
ilerde iime yararlard; naslsa, en azndan ilk gnlerde
buralarda bana grnmekten kanacaklard. Bir iki gzlem
yolculuundan sonra hattn istasyonlar, peronlar,
durmadan gelip giden trenler dnda onlarn bir zamanki
yaamlarna dnmelerini salayacak ne baka bir mekn
bulabildim ne de gereken elverili koullan. Byle- ce yan
hatlar, makaslar, ambarlar eleye eleye ilerledim
aratrmamda ve bu elemeler sonucunda, terkedilmilik
duygusunun yrei sk sk yoklad o alacakaranlk lkede
elimde kalan son olasla, kesin, rktc geree vardm.
Betimlediim bu varolu tarz (kimileri nerdiimi ileri
srebilirler) gereksinimlerin en acmasz, en vaz-
geilmeziyle koullanma benziyordu; eitli olaslklar bir
bir ayklandka tek zm de usulca gnma kyordu.
Evet ortadayd apak, yerleri yurtlan yok onlarn, metroda
yayorlar, metro trenlerinde, durmadan hareket halinde.
Akyuvarlar andran bir yaama ve dolam dzeni yz-
leri nasl da solgun! sayesinde kendilerini bunca zaman
gzlerden gizleyen o anonim olma zelliini ayakta
tutabiliyorlar.
Sonuca vardktan sonra gerisi orap sk gibi geldi.
afan skt saatlerle gecenin ok ge saatleri dnda
Anglo hatt asla bo deildir, Buenos Airesliler gece
kulardr nk, metronun kaplar kapanmazdan az nce
bile giren kan eksik olmaz. O saatlerde, ite dersiniz
kendinize, artk i olsun diye son seferini tamamlayan,
yolcusuz bir metro grebilirim dersiniz, ama ben asla gre-
medim. Daha dorusu bir iki kere rasladm byle bir trene,
beni saymazsanz bombo denebilirdi.
teki birka yolcu onlardand nk, kat, deimez bir
ynergeye uyarak geceyi geirmek zereydiler. Anglo
hattnn kapal olduu sabaha doru, iki ile be arasnda
barndklar bir yer vard mutlaka ama bu sman yerini
saptayamadm. Demek, ya yan hattaki trenlerden birinde
kalyorlar (bu durumda, makinistin de onlardan olmas ge-
rekir) ya da gece vardiyasndaki temizlik iilerinin
arasna karyorlar. Sonuncu olaslk akldan epey uzak,
klk sorunu, hele gz ainal hesaba katldnda,
bundan tr ben, Once istasyonunu rhtma balayan
herkesin bilmedii bir tnelden yararlandklar sonucuna
varyorum. Sahi, Jose Maria Moreno istasyonunda,
kapsnda ER GRMEK YASAKTIR yazan odada
neden top top tuvalet kd var, bir sr vr zvnn
sdrlabilecei o kocaman sandn ii ne? Rahatlkla
inenen bu uyduruk yasak, kukunun o odada youn-
lamasna yol ayor, her ne kadar saduyuya yatkn
gelmese de kesin bir ey var, o da biraz nce betimlediim
varolu tarzm bir yolunu bulup srdrdkleri, tabii
trenlerden ve peronlardan uzaklamadan; bu abann
temelinde bir estetik kaygs yattndan eminim, belki
k noktam sala-- yan da bu inan. Onlar durmadan
terminalden terminale srkleyen alkantdan geriye
hibir salam veri-art kalmyor gibi.
Estetik kaygs demitim, oysa belki yararclk
gzetiliyordur yalnzca. Uygulanan planm basit olmas
gerek, o kadar basit olmal ki her biri, yeraltnda gemeye
mahkm yaamn her annda beklenen tepkiyi
dnmeden, yanlsz verebilsin. Bir rnek gerekiyorsa,
uzun gzlemlerimden sonra farkettim, hepsi kadn ya da
erkek ilgiyi s-
tne ekmemek iin ayn vagonda bir kereden fazla
yolculuk etmemesi gerektiini biliyor; te yandan Plaza
de Mayo terminalinde yerlerinden kpr- damasalar da
oluyor, o skklkta bir yer kapmak ' isteyenler, naslsa
Floridada binerler trene, ter- minalde bekleyenler de
bylece yaya kalrlar. Pri- mera Juntada durum baka,
orada yapacaklar tek ey trenden inmek, birka metre
yol yryp kar peronda bekleyen yolcularn arasna
karmaktr. Durum ne olursa olsun stnlk onlarda,
yolcularn byk ounluu hatt boydan boya ka-
tetmez nk, abuk grlecek bir ileri varsa yarm saat
sonra, bir broda ya da fabrikada alyorlarsa sekiz saat
sonra trene bineceklerinden, yeraltnda kalan, durmadan
vagon ve tren deiti' ren bir kalabal tanmalar
beklenemez. Son artmacay gnma karmakta
epey glk ektim, tekilerden daha karmakt, ayn
trenlerde karlatklar tren personeli ve yolcular
tarafndan (her be seferde iki kii hesabyla, saate ve
kalabala gre oranlar deiiyor elbet) tannmalarn en-
gellemeye ynelik amaz bir pland bu. Sz geli- mi, o
gece Medrano istasyonunda bekleyen kzn, bir nceki
trenden indiini, bizle Rio de Janeiroya kadar gittikten
sonra inip arkadan gelen trene bindiini biliyordum artk;
o da hepsi gibi haftalk izelgeye klklma uyuyordu.

Alkanlk sonucu yerlerinde kestirmeyi ren-


miler, en fazla on be dakika. Bizler gibi ancak arasra
yukar Anglo hattnda yolculuk edenler bile yolu
nerdeyse ezbere bilir, o ksack hattaki - be makastan,
Congrosodan Senz Penaya doru
mu yoksa Loria ynnde mi gittiimizi hemen anlarz.
Onlarsa tam zamannda uyanp trenden inme, baka
vagona, baka bir metroya geme alkanln
kazanmlar. Saygn bir uyuyular var, gvdeleri dik,
balan hafife ne dyor. Gn boyunca verilen on beer
dakikalk yirmi uyku molas dinlenmelerine yetiyor
demek, stelik Anglo hattnn kapal olduu srede,
nerede geirdiklerini bir trl kefedemediim saati de
kr hanelerine yazyorum. En az bir metroya
elkoyduklarn kavradm gn, hattm kapand saatlerde
bir yan hatta smdklan varsaymm dorulanm oldu bir
bakma, hep birlikte ayn trende yolculuk ede- biliyorlarsa,
bir klan yaamnn sevimli yanlarn da paylayorlard
kukusuz, istasyon aralannda topluca, hzla attrlan
yiyecekler, bir terminalden brne kadar kesintisiz bir
uyku, dahas dostlarla (neden akrabalar demiyelim?)
sylemenin keyfi. Gelgelelim zamanla, sahibolduklar
trende bira- rada olmaktan kandklarn grdm (bir
trense tabii, nk saylar her geen gn oalyor); ya-
banclarca tannmann lmcl sonular getirebileceini
iyi biliyorlar, kimi ukallarn ileri srd gibi, insan
belleinin bir seferde yz, tek tek yzlerden daha
kolay kaydettiini de.
, Metroda bir yeralt damma kurulu toplama olana
var, Bir Numarann, yani listenin bandaki adn, kk
bir defterin sayfalanna yazd, her Pazar gn blm
bakanlarna datt haftalk izelgenin elden ele
geirilmesi iin toplant art; aynca toplant srasnda
haftalk taynlarn da alyorlar, Bir Numara'nm adam
(kukusuz trenin makinisti) hepsinin sorunlanna kulak
veriyor, giyim, dar iletilecek bildiriler, salk durumu
gibi
konularda grlerini dinliyor. Yolculuk izelgesi yle
ok sayda tren ve vagon deitirimi ngryor ki hafta
iinde bir daha biraraya gelemiyorlar, bir hafta sreyle
birbirlerinden ayr kalyorlar. Bana sorarsanz
kiiliimi onlara yanstmak, onlar gibi ac ekmek ya da
keyiflenmek yolundaki abalarmdan sonra kavradm
kadaryla biz buradakiler Pazarn dinginliini nasl
bekliyorsak onlar, oradakiler de tpk yle bir bekleyi
iindeler. Bir Numaranm gn olarak Pazar semesi t-
relere saygdan kaynaklanmyor, onlarda byle bir sayg
olsa aardm zaten; Bir Numara, metroda Pazar gnleri
baka bir yolcu tr olduunun bilincinde yanlzca,
dolaysyla o gnk trenlerin Pazartesiye ya da Cumaya
oranla daha anonim olduunun.
Mozaiin paralarm zenle yerli yerine oturttuktan
sonra bu operasyonun ilk admn yani trene ilk nas
binildiini kefettim. Yoklama sonu-' larnm da
gsterdii gibi, szkonusu drt kii yeraltna Sal gn
indiler. O ikindi, Senz Pena peronunda durup bir sre
makinistlerin yzlerini incelediler. Bir Numara iareti
verdiinde trene bindiler. Tren Plaza de Mayodan kana
kadar yol stndeki istasyondan yararlanmalar ve ne
yapp edip biletinin bulunduu blmeye adm at-
mamalar gerekiyordu. in en g blm, yalnz
kalabilecekleri an saptamakt. Buenos Aires Ulam
irketinin ilk vagonu kadnlarla ocuklara ayrmakla
gsterdii valye ruhu, Buenos Aires- lilerin batanberi
o vagonu aka aalama zppeliiyle birleince,
bulunmaz frsat douyordu. Peruda vagondaki iki kadn,
Casa Lamotadak (nl Carlottamn terzisi) indirimden
sz ediyor-
lard, bir olan ocuk da Rojo Y Negroyu (Stend- halin
romann deil, boyal bir dergiyi) skmeye alyordu.
Bileti trenin ortalarna geldiinde, Bir Numara, kadnlar
kompartmanna girdi ve makinistin kapsn tklatt.
Makinist ararak at kapy ama kukulanmad, tren
Piedras'a varmak zereydi. Limadan, Senz Penadan,
Congresodan olay kmadan getiler. Pascoda kalkta
bir rtar oldu ama bileti trenin br uundayd, pek il-
gilenmedi. Krk sekiz saat sonra stne biraz bol gelen
sivil giysileriyle bir makinist, Medranoda inen yolcular
arasna kart ve bylelikle Bakomiser Montesanoyu
Cuma gnnn tatsz olayyla, yani tek yolcu fazlasyla
kar karya brakt. O srada Bir Numara, ele geirdii
treni sryordu, br kii de sralar geldiinde onun
yerini almak zere hazrlanyorlard. Zamanla elkoyduk-
lar br trenlerdeki biletilere de ayn yntemi
uyguladklarn sylemek gerekmez tabii.
Birden fazla trenleri olduu gn, iinde ne de olsa
gvenle hareket edebilecekleri gezgin bir alana sahiptiler.
Bir Numarann Anglo hatf makinistini nasl, gzn
korkutarak m, rvetle mi ele geirdiini herhalde
renemeyeceim, yeni makinistin i arkadalaryla
karlatnda kimliini nasl gizleyebildiim, aylm
nasl aldn, formlar nasl doldurduunu da. Ben d
izgilerden dolanarak ilerleyebiliyorum ancak, bitkisel
yaamn dolaysz, ileyiini, davranlar rten gizem
perdesini azar azar aralayarak. Yalmzca istasyon bfe-
lerinde satlan yiyeceklerle beslendiklerini kabullenmem
uzun srd, tabii kiiye keyif hakk tanmayan bu varolu
biimine son derece kat kurallarn egemen olduunu
kavrayana kadar. ubuk i-
kolata, badem ezmesi, hindistan cevizli ekerler, besleyici
nugalar, karamelalar alyorlar. Abur cubura dkn
insanlarn kaytszlyla attryorlar bunlar, gelgelelim
kendi trenlerinden birindeyseler, iftler birbirlerine o
kocaman kremal pastalardan ikram etmeyi gze
alabiliyorlar, hi kanmadan, kk lokmalar alarak gerek
anlamda yemek yemenin tadn karyorlar. Olaan yemek
sorununu zememiler bir trl; kimbilir ka kere alk
ekmilerdir, ekerin tad nasl itici gelmi, tuzun ansysa
nasl harl bir dalgayla vurmutur damaklarna, sonra tuzun
anmsatt ulalmaz rosto, maydanoz ve kereviz yapra
kokan orba nasl burunlarnda ttmtr! (O sralar Once
istasyonunda bir mingac almt, sucuk ve etli sandvi
kokular perona kadar geliyordu. Ama oraya adm
atamadlar. Morenoya giden trenin kalkt kar peronda,
yani turnikelerin te yanndayd.)
Yaamlarnda bir baka dert de giyim. Pantolonlar,
etekler, i etekler abuk eskiyor. Geri onlar ceketleriyle
gmleklerini pek eskitmezler ama bir sre sonra, en azmdan
gvenlik kaygsyla stlerini deimeleri gerek. Bir sabah,
ilerinden birini izlerken, yani alkanlklarm yakndan
tanmaya alrken yerstyle nasl balant kurduklarm
da rendim. yle oluyor: nceden belirlenmi bir
istasyonda, belirlenmi gn ve saatte tek balarna metrodan
iniyorlar. Yerstnden gelen bir grevli, onlara yeni giysiler
getiriyor (sonralar getirilenin tepeden trnaa eksiksiz bir
donanm olduunu anladm, her keresinde temiz i
amarlar, arasra tl bir takm ya da bir giysi), ikisi ilk
gelen metronun ayn vagonuna bini-
yorlar. Orada be laf edebiliyorlar, giysi bohas
sahibine devrediliyor, bir sonraki durakta giysiler
deitiriliyor ne acdr, hep le gibi helalarda ertesi
istasyonda ayn grevliyi kendilerini bekler buluyorlar, bu
kere hep birlikte bir istasyon daha yol alyorlar, sonunda
grevli, kirli amar bohasyla yine yerstne kyor.
Bir raslantyla, bu konuda renebecekleri- min
tmn rendiime inandktan sonra, belli aralarla
srdrlen bu giysi dei tokumun yan- sra acil
durumlarda kullanlacak birka giysi parasn titizlikle
gizledikleri ykl de kefettim, belki de aralarna
katlacak yeni yelerin ilk gereksinimlerini karlamaya
yaryor, yeni katlanlarn saylarm tam olarak
syleyemem ama kabark bir rakam olsa gerek. Bir
dostum sokakta beni Cabil- to arsnda bouqinistelik
yaparak geimini salayan bir ihtiyarla tantrmt.
Srn eski saylarndan birini aryordum; hi
beklemediim halde, sahaf kanlmaz geree gtrd
beni, birlikte, Peru istasyonunun soluna den, grnte
hi de metroya benzemeyen ilek bir geite saptk. Yn-
la kitabyla dergisini orada depoluyormu meer.. Suru.
bulamadm ama baka bir odaya alan aralk bir kap
ilgimi ekti; srt bana dnk, ensesi onlara zg gne
grmemi beyazlkta biri duruyordu ierde; ayaklarnn
dibinde bir sr ceket, birka mendil, bir de krmz atk
arpt gzme. Sahaf onun da kendisi gibi ufak bir esnaf
ya da bayi olduunu dnyordu; kar kmadm,
Trilce in nefis bir basksn satn aldm. Giyimleri
konusunda mthi baz gerekler gnma kmt.
Ceplerinde her zaman harcayabileceklerinden ok para
olduundan ve o paray harcamak is-
tediklerinden (sanrm, tutukevlerindekiler de aa yukar
byle davranyorlardr) masum delimenliklerini i
burkan bir hevesle gideriyorlar. O gnlerde sarn bir
olann peindeydim, hep ayn kahverengi takm
giyiyordu, yanlz boyunban deitiriyordu, gnde tam
kere tuvalete giderek. Bir ikindi, Lima peronundaki
derme atma tezghlardan birinden bir boyunba almak
iin indi trenden, boyunbalarm uzun uzun inceledi, bir
trl karar veremedi; onun iin mthi bir servendi bu,
bir Cumartesi kaama. Ceplerinde, teki
boyunbalannm ikinliini seebiliyordum, ite o anda
rkye hi uzak saylmayacak bir duygu kaplad iimi.
Kadnlar, mendiller, armaanlar, anahtarlklar
alyorlar, uyduruk dkknlarn ve keselerinin kal-
drabilecei ne kadar vr zvr varsa. Bazan da Limada
ya da Peruda inip perondaki maazalarda sergilenen ev
eyalarm inceliyorlar, yaz masalarna, karyolalara uzun
uzun bakyorlar, mobilyalara baklarnda alakgnll,
bastrlm, bir istek seziliyor, bir gazete ya da bir Marbel
dergisi aldlar m, satlk eya ilanlarna, parfm, biblo,
eldiven reklamlarna bakarken kendilerinden geiyorlar.
Trene gezintiye km ocuklu anneler bindiinde,
beklenen kaytszl, serinkanll gstermeyi unu-
tuyorlar nerdeyse. Szgelimi ilerinden iki kii, onlar
birka gn arayla grdm, ocuklarn yannda
durabilmek, onlara deebilmek iin oturduklar yerlerden
kalktlar; ocuklarn ban okasalard, onlara eker falan
verselerdi armazdm dorusu, oysa ne Buenos Aires
metrosunda ne de dnyann herhangi bir metrosunda ho
grlr bu davranlar.
Uzun bir sre. Bir Numaramn teki kiiyi
yeraltna indirmek iin neden bir yoklama gnn
setiini dndm. Henz kendisini tanmamam da
yntemlerini yakndan bildiimden, yapt bu semeyi
bilgisizliine yormak, birbirini tutmayan saylar
kamuoyuna aklanrsa doacak kargaadan yararlanma
isteine balamak yanlt bence. Onun dingin akl
yrtme tarzna en uygun den, o gnlerde btn
Anglo hatt personelinin dorudan ya da dolayl
olarak yoklamadan baka bir ey dnmediklerini
hesaba katmakt. Trene elkoymak iten bile deildi;
makinistin yerine geen kii yerstne yeniden
ktnda bile ba derde girmeyecekti. Neyse ki ay
sonra asl makinistle Bakomiser Montesano, Parque
Lezamada bir raslant sonucu karlatlar da komiserin
bu syleiden sezdii, aka dile getirmedii ipular
bizi gerein eiine getirdi.
O dnemde dnler diyelim treni ve kesin
sylemesem de sandm kadaryla Primera Juntadaki
kontrol kulbesini ele geirmilerdi bile. Bir intihar
olay, son kukularm da silip sprd. O ikindi,
kadnlardan birini izlemi, Jose Maria Moreno
istasyonundaki telefon kulbesine girdiini grmtm.
Peron hemen hemen botu, iten bitkin dnen biri gibi
bam kulbenin yan duvarna dayadm. Onlardan
birini telefon kulbesinde ilk gryordum, o yzden
kzn tedirginliini, rkekliini, evreyi kolaan ettikten
sonra kulbeye girmesini pek yadrgamadm.
Konuulanlar doru drst duyamyordum, nce bir
alama, sonra antasn a, smkr, sonra da, Ya
kanarya, ona bakyorsun deil mi? Her sabah yemini
veriyorsun, bir lokma da vanilya veriyorsun,
deil mi? Bu aleladelii beklemiyordum dorusu,, kzn
sesi herhangi bir ifreyle bir mesaj iletmi- yorlu,
gzyalaryla ykanyordu yalmzca, gzyalarna
bouluyordu. Beni grmeden trene atladm,
zamanlamanm, nasl yapldm, giysilerin nasl
deitirildiini incelemeyi srdrerek ring seferini
tamamladm. Yine Jose Maria Morenoya dnd-
mzde, kz kendini trenden att, nce ha karm
(grenlerin dediklerine baklrsa); onu krmz
pabularndan, ak renk antasmdan tamdm. Korkun
bir kalabalk birikmi, polisin gelmesini bekliyordu,
makinistle biletinin (ikisi de onlar- dand nasl solgundu
yzleri!) evresinde bir sr insan; ve deminki olayn bir
Numaramn planlarnn salamlm annda, orada
snayacan anladm, ne de olsa yeraltndan birinin
yerine gemek bakadr, polis sorgusunda dayanmak
baka. Bir hafta sreyle yenilik olmad, olay, her gn
eine' raslanan sradan bir intihar kadar bir iz bile ya-
ratmad; o zaman yeraltna inmekten korkmaya baladm.
Hl bir sr eyi bilmediimin bilincindeyim, belki
de en nemli ayrntlar, ama korkum bana baskn
kyor. Bu gnlerde elimden tek gelen, Lima
metrosunun (benim evin yaknndaki istasyonun) giri
merdivenlerine gitmek, orada o harl kokuyu, sokaa
kadar ykselen Anglo kokusunu duyuyorum, trenlerin
getiini. Bir kahveye dalp ne kadar budala olduumu
dnyorum. Gizin stndeki perdeyi kaldrmaya birka
adm kalmken nasl vazgeebilirim diye soruyorum
kendime. Bildiim onca eyi aklarsam topluma bir
yararm dokunabilir. Son haftalarda sekiz trene elkoy-
dular, biliyorum, saylan da korkun bir hzla ar-
tyor. Aralarna yeni katanlan hemen ayrdetmek kolay
deil, ten renginin almas uzun sryor hem artk ok
sk nlemler alyorlar kukusuz; grnte, Bir
Numarann planlarnda aksama yok, kesin sayy bir
trl saptayamadm ortada. Yeraltna inip izlerini
srme cesaretini gsterdiim gnlerde iimden bir ses,
artk metrolarn ounun onlarla dolup tatm, sradan
yolcularn ulamda her gn glklerle karlatklarn
sylyordu bana; o yzden de gazetelerde yeni hatlar
almas, tren saysnn, cil nlemlerin arttrlmas
yolundaki yaynlarla pek armyorum.

o
Montesano ile grtk, ona baz bilgiler verdim,
bazlarm da kendisinin bulup karmasn bekledim.
Ya beni kmsyordu, bildii yolda ilerlemek iine
geliyordu ya da, hadi stlerini bir yana brakalm, kendi
d gcn bile aan bir olay anlamazlktan geliyordu.
Onunla bir daha grmenin yarar yoktu, paranoya
snrna giren fantezilerimle yaamm gletirmekle
sulayacakt beni byk bir olaslkla, hele srtm
svazlayp uurlarken syledikleri: Yorgunsun sen, bir
yolculua ksana.
Oysa benim Anglo hattmda bir yolculua kmam
gerekiyor. Montesano'nun, Bir Numaraya ve teki
kiiye kar en ufak bir nlem almamasna amadm
diyemem, kkleri asfalta ve topraa gmlen, gittike
dalbudak salan bu aac daha batan, tepesinden
budamak elindeyken. nce o al kokusu saryor
ortal, trenin fren sesi duyuluyor, sonra da yolcular,
hep sktepi vagonlar-
da yolculuk edenlere zg o sersem hayvan baklaryla
merdivenlere akn ediyorlar. Oraya gitmeliyim diyorum,
onlar bir kenara ekip hepsine teker teker bildiklerimi
aktarmalym; tam o srada bir tren daha geliyor, yine
korku kaplyor iimi. Bir Numaranm adamlarndan
birinin giysi bohasyla merdivenlerden indiini ya da
ktn grr grmez bir kahveye atyorum kapa, uzun
bir sre dar kmay gzm yemiyor. ki kadeh cin iip
cesaretimi toplar toplamaz yeraltna ineceim, ka kii
olduklarn, kesin saylarn saptayacam. imdilerde
btn metro trenlerine, bir sr istasyonun ynetimine,
onarm atelyelerinden bir blne elkoymulardr
garanti. Dn, Limadaki ekercide tezghta duran
hanmdan son gnlerde anszn artan satlar konusunda
belki bilgi koparabilirim demitim. Kendimi zorlayp
midemi buran kaslmalar bir lde yattrarak indim
aa, habire metroya binmeyeceimi sylyordum
kendime, birka soru sorup yerstne, gvenlie
kacaktm yine. Turnikeye jeton atp karya, ekerciye
getim; bir stl ikolata alacakken tezghtar hanmn
gzlerini stmde hissettim. Gzel bir kadnd ama yz
ne kadar solgundu, nasl solgun. Deli gibi merdivene
kotum, tkezleyerek ktm basamaklar. Bir daha oraya
inemem, artk biliyorum; beni tanyorlar, eninde sonunda
mimlediler ite.

Metronun ilk basamana bir kere daha adm


atmaya karar vermeden nce kahvede on be dakika
kadar kaldm, basamaklardan inip kanlarn arasnda
durarak, beni gzucuyla szen, herkesin
hareket halinde olduu bir alanda neden bir trl harekete
geemediimi sorgulayanlar grmezden gelerek. Onlarn
genel yntemlerini baaryla zmledikten sonra,
kimliklerim ve neyi amaladklarm gmma karacak
son adm atmamam, bence akla sar gibi deil. Gs
kafesimi cendereye alan korkuya teslim olmayacam.
Kimbilir belki kesin kararm veririm, belki de en
dorusu, u korkuluklardan sarkp planlan ve Bir Numara
lar hakknda ne biliyorsam (varsn Montesano so-
ruturmasn altst ettiim iin bozulsun), Buenos
Aireslileri nelerin beklediim avaz avaz haykrmaktr. u
ana kadar kahvedeydim, yazyordum, yerstnde herkese
ak byle bir yerdeyken aada ekercide yitirdiim
huzura kavutum yine. Evet, ne yapp edip yine aaya
ineceimi, kendimi basamaklardan adm adm inmeye
zorlayacam hissediyorum, en iyisi nce raporumu
bitirip ube mdrne ya da polis efine postalyaym, bir
kopyasn da Montesanoya, sonra hesab derim, bir
yolunu bulup inerim naslsa, ne pahasna olursa olsun,
nasl yapacam kestiremesem de, artk kimliimi
bildiklerine gre, neden sonra kim oidu- umu
rendiklerine gre adm adm oraya inme cesaretini
nereden bulacam bilmesem de, ama artk nemi yok,
naslsa inmeden nce raporumun tasla hazr olacak,
Sayn ube Mdr, ya da Sayn Polis efi diyeceim,
yeraltnda biri var biliyor musunuz, boyuna dolap duran,
perondan perona giden biri, kimsenin grmedii bir n
kolluyor, yalnzca benim bildiim ve kulak kesildiim o
anda, yan karanlk bir telefon kulbesine kapanyor,
antasn ayor. Birka damla gzya dkyor nce,
sonra da sayn mdrm yle di-
yor aynen: Ya kanarya, ona bakyorsun deil mi? Her
sabah yemini veriyorsun, bir para da vanilya, deil
mi?
Tek bama yatarken, yatam her zamankinden
daha geni, daha souk bulduum geceler, kendime
ykler mrldanrm, ama Niagara yanmadayken de, o
da bir yk anlatrcasma mnl- danrken de vazgemem
yklerimden. Ka kereler Niagaray uyandrp ne
anlattm sormak gemitir iimden (zaten topu topu
bir kere mrldand, o kadar da bir yk iin yeterli
deil), ama her zaman iten yle yorgun dnyor ki tam
uykuya daldnda, o ho kokulu, mrl mrl kabuuna
ekildiinde, onu uyandrmak hakszlk, irkinlik gibi
geliyor bana, brakyorum uyusun ve nbete kald
gecelerde anszn kocamanlaan yatakta tek bama
uyurken yaptm gibi kendime ykler
mrldanyorum.
Mrldandm yklerin konulan belli deil,
yalnz barolde hep ben vanm, kendini garip, sa-
masapan ya da tam tersine ok sarsc, abartlm
durumlarda gznn nne getiren Buenos Aires- li bir
Walter Mitty'yim, bylelikle ykleri izleyenler de
anlatcnn slubundaki melodram havasm, bayal
ya da ince glmeceyi paylaabiliyorlar. Walter
Mittynin bir de Jekyll-ve-Hyde yan olduundan,
Anglosakson yazn bilinaltnda yer etmi kukusuz,
ykler hemen her zaman kitab bir biimde douyor
onun iine, eit lde dsel bir basma hazr gibi.
Uyumadan nce mmldandm
ykleri kaleme almay sabah uyandmda dn-
myorum bile, hem kiinin gizli lksleri, usul sa-
vurganlklar olmal, bakalar duyarsa bunlan sonuna
kadar smrrler. Kr inanlarn da pay var. Kendime
srekli mrldandm yklerden birini yazya dkersem
bir daha asla arkas gelmez diye dnmmdr hep,
nedenini pek kestiremiyorum ama gnah ya da
cezalandrma kavramlaryla bir ilintisi olsa gerek; yoo,
Niagara yammda olsun olmasn, kendimi uykuyu
beklerken, mrl' danacak bir yk bulamaz halde,
aptalca koyun saymak, daha da kts, hi aklda
tutulmas gerekmeyen sradan gnlk ilerimi
anmsamaya almak zorunda gzmn nne getirmek
hi iime gelmez.
Hepsi o anki duygulanma bal, ben ya da biz
sndrmeden nce belli bir yk tasarlamay hi
dnmedim, ama gzkapaklanmm getirdii ikinci
gzelim karanla girdiim an yk karmdadr, hemen
hemen hep esinlendirici bir giri, bombo bir sokakta
uzaktan gelen bir araba, Marcelo Maciamn terfi ettiini
rendii andaki yz (hi umulmayan bir olay, hele
beceriksizlii dnlrse) ya da be alt kere yinelenen
bir szck, ne bileyim bir ses, o srada yknn ilk
imgesi belirir. Bazan ayorum, brokrasi kokan bir
blmden sonra ertesi gece yk erotik ya da akac bir
yk oluyor; kukusuz ilek bir dgcm var her ne
kadar yanlz uykuya dalmadan nce ilese de, yine de
beklenmedik eitliliiyle bu zengin daarcm her
keresinde artyor beni. Sz gelimi Dilia neden o
ykye, zellikle ona girdi, o tr bir ykye en
girmeyecek kadnken? Neden Dilia?
Ama uzun bir sredenberi neden Dilia, neden Trans-
Siberyen, neden Muhammed Ali, neden yle bir yerde
diye sorgulamaktan vazgetim mrldandm ykleri.
u anda Diliay ykden ayr anmsyorum, eskiden
olduu gibi imdi de yknn dnda kalan nedenler
yzndendir, artk o yk olmayan bir ey yznden,
belki de bundan tr kendime mrldandm yklere
uygulamay istemediimi, elimin bir trl gitmedii eyi
yapmak zorundaym imdi. ykde (yatakta yal- '
nzdm, Niagara sabah sekize kadar dnmeyecekti
hastaneden) bir da sahnesi vard, bir de araba- * y
dikkatli srmenizi uyaran, gzkorkutan bir yol,, her
dnemete raslanabilecek gzyanltc tuzaklar silen
farlar, srat kprsn andran bu yolda geceyans
yapayalnz, koca bir kamyonla becelle- mem
gerekiyordu. Kamyon srcl oldum olas
imrenecek bir meslek grnmtr bana. zgrln en
yaln biimlerinden biridir bence,, kamyonla bir yerden
bir yere gitmek, ayn zamanda evinizdir kamyon,
kvrlacamz bir ilte, geceyi geireceiniz aal bir yol,
nda kitap okuyabileceiniz bir gaz lambas,
konserveler, biralar, t kmayan sessizlikle caz
dinleyebileceinim transistrl bir radyo, aynca dnyann
sizi iplemedii, neden o yolu deil de bu yolu setiinizi
kimsenin bilmedii duygusu, kentlerin sunaca ola*
naklar, yolculuk servenleri, benim hep Walter Mitty gibi
tereyandan kl ekercesine atlattm polis aramalar,
kazalar da dahil.
Bazan neden bir kamyon srcs de bir pilot ya da
bir transatlantik kaptan deil diye dnmmdr.
Kiiliimin gn boyunca gitgide daha ok gizlemek
zorunda kaldm basit, toprak-
51 yanma kamyon srclnn daha uygun d-
tnn bilincindeyim tabii. Kamyon srcl,
kamyon srcleriyle konumak, kamyon srclerinin
bulunduu yerlerde olmak demektir, o yzden de ne
zaman zgrlk stne bir yk mrl- danacaksam,
ou kere yk pampada ya da imdi szn ettiim
dsel bir kr grnmnde, And dalarnda ya da
Kayalk Dalarda yol alan bir kamyonda geer, her
neyse, o geceki berbat yolu trmanrken kayaln
dibinde Dilianm farlarn yla hilikten ekilip
koparlm gvdesini, bebek yzn setim, mor
duvarlarn nnde daha da narin, daha da umutsuz
duruyordu karalts, yardm istercesine bana el sallad,
srtnda antas, ne Skadar zamandr yryordu,
kimbilir.

Kamyon srcs yks, ska mrldandm


yklerden, onun iin de Dilia gibi el eden kadnlar
yaratmak iten deil ama ben onlarn ykde yeral
nedenini biliyorum; gece, kamyon, sszlk gibi
kusursuz ayrntlarla bezenen bu ykler ounluk
ksack bir mutluluk anyla dorua varan bir fanteziyi
rtyorlar. Bazan kadn olmuyordu ykde, yuvarlanan
bir n altmdan ramak kala kayordum, artk nasl
olduunu Tanr bilir, ya da yoku aa inerken frenler
tutmuyordu, kendimi iie geen binlerce grntnn
burgacmda buluyordum sonunda, yky daha fazla
srdrecek halim kalmaynca gzlerimi aarak lmcl
bir beldan son anda paay kurtarmann rahatlyla
Niagaranm lk beline sarlp uyumaya alyordum.
yk, yol kysna bir kadn kondurmusa, kadn hep
yabanc biriydi, belki bir filmde ya
da bir dergide grp gnn hayhuyu iinde derinlere
attm, karlanca tanmadm bir kzl sal gzeli
ya da bir yerli kzf bulup karrd yk. Diliay
grmem, bu yzden bsbtn artcyd, dpedz
rezaletti, onun o yolda ne ii vard, ayrca ne yapyorsa,
o yapyor, o yan yakaran, yan eli ayaa dolatran
bakyla yky de kmaza sokuyordu. Dilia ile
Alfonso, Niagara ile benim krk ylda bir grtmz
dostlanmzdrlar, onlar baka dnyann insanlar, bizi
biraraya getiren tek ba, niversite gnlerinden kalma
iten bir dostluk, ortak beeniler, onlarn evinde ya da
bizde arasra yediimiz akam yemekleri; onlan uzak-
tan izleriz, bir bebekleri ve bolca paralar olan bir ift.
Hay aksi eytan, imdi yk bildii yolda ilerlerken
Diliann ie kanmas, dlenen herhangi bir kz olsa
tamam da, Dilianm asla yapmayaca gibi olaya
kanmas ne demeye geliyordu, nk ykde ak-
seik bir tek ey varsa, o da bu keresinde mutlaka bir
kza raslayacam ve bu rasla- ma sonucunda dzle
varldnda, yolculuun uzun gerginliinden sonra bir
mola verildiinde, yaanacak sryle eyden bazlarm
yaayacam- d; daha ilk imgeden belliydi her ey,
dan eteindeki bir aevinde teki kamyon
srcleriyle yenen akam yemei, artk beylik bir
yk ama ufak deikenleriyle, bilinmeyen kadnlaryla
her zaman hoa gidiyor, ne var ki imdiki bilinmeyen
kadn bakayd. Dilia'mn yolun o dnemecinde
durmasnn hibir anlam yoktu ki.
Belki Niagara yanmda olsayd, uykusunda m-
nldamp hafife horlasayd, Diliay uydurmaktan
vazgeerdim, gzlerimi bir ata onu da, kamyonu da,
yky de siler Niagaraya, Ne tuhaf, der-
dim, bir kadnla yatyordum az kalsn, hem de
Diliayla, derdim ki Niagara da gzlerini asn, beni
yanamdan psn, samalama desin ya da Freudu
gndeme getirsin, doruyu azmdan duymak iin
Diliay bir ara isteyip istemediimi sor- sun, yahu
aklmn ucundan gemedi, sonra yine gelsin Freud, ona
da razym. Gelgelelim ykde ylesine yalnzdm ki, tek
bama, geceyars dalar aan bir kamyon srcs, onu
yolda brakmak elimden gelmedi; yavaa frene bastm,
kapy atm, Dilia da teekkrler gibi belli belirsiz bir
eyler mrldanarak bindi, yorgunluktan, uykudan bitkin
koltua yld, antasn ayaklarnn dibine brakt.
Kendime mrldandm yklerde, oyunun
kurallarna ilk andan balayarak uyulur. Dilia, Di- liayd
geri ama ben Diliamn gznde yalmzca bir kamyon
srcsydm, geceyars buralarda ne aradn sormak
ya da ona adyla seslenmek aklmdan gemezdi.
yknn olaand yan, kzn Diliann d grnn
devralmasyd, dmdz san salaryla, mavi gzleriyle,
ilk bakta bir tayn bacaklarn andran, gvdesine oranla
ok uzun bacaklanyla; bunun dnda, yk onu her-
hangi bir kz, ad olmayan, daha nce tannmayan bir kz
gibi iliyordu, yazgnn kararlatrd kusursuz bir
raslama. Biraz konutuk, ona bir sigara uzattm, kendim
de bir sigara daha yaktm, tkaba- sa yklenmi bir
kamyon bir yokutan nasl inerse yle indik yamatan, bu
arada Dilia daha bir kayklmt, dada saatler sren
yryn, kimbi- lir belki de duyduu korkuyu silip
gtren bir rahatlkla maym, sigara tttryordu.
Hemen szacam dnyordum, aada uza-
nan dzle varncaya kadar onu gzlerimin nnde
byle canlandrmak houma gidiyordu. Belki de onu
kamyonun arkasma buyur etmek, gerek bir yataa
uzanmasn salamak dosta bir davran olur diye
dndm bir ara, ne var ki daha nceki yklerin gidii
beni bu tr bir incelikten alkoyuyordu, nk onlardaki
kzlarn hepsi o yar bu- ruk, yar umutsuz bakla yzme
bakar, kendilerince niyetimi kestirdiklerini dnerek
hemen kapnn kolunu ararlard, ka yolunu. Oysa yk-
lerde de, bir kamyon srcsnn varsaydmz
gereinde olduu gibi, olaylar aslnda yle geliemezdi
asla, nce iki ift laf etmeniz, sigara yakmanz, dostluk
kurmanz, ormanda ya da bir konaklama merkezinde
verilen molann zorlama suskunluundan syrlmanz
gerekirdi, olaya hazrlanmak adna, artk burukluk ya da
fkeden iz yoktur, yalnzca konumalardan, sigaralardan,
iki dneme arasnda ieden iilen ilk biradan doan
paylama duygusunun srmesi vardr.
Braktm yleyse, uyusun varsn, yk yle ge-
liiyordu demek, mrldandm yklerin en sevdiim
yan bu her eyin, her edimin ince ince betimlenmesi,
gittike artan bir tadn ok ar ekimi, bedene,
szcklere, suskunluklara doru usulca trman. Acaba
Dilia o gece neden diye dnyordum hl ama
birdenbire dnmeyi kestim, artk o kadar olaan
geliyordu ki bana Dilia yanbamda uykuya dald
dalacak, arasra uzattm sigaray alyor, dada geceyans
ne ii olduu konusunda mrl mrl bir aklama yapyor
yk, esnemelerle blk prk tmcelerle bouldu
sonunda. Dilia'nm geceyans o yolun en ssz noktasnda
durmasnn hibir aklamas olamazd
ki. Bir ara sustu, glmseyerek bana bakt, Alfon- sonun
tezghtar kz gl dedii glle, ben de ona kamyon
srcs kimliimle adm verdim,, her ykde Oscar
olarak geer, o da adm Dilia dedi, ve her zamanki gibi
adn ok sama bulduunu, suun piyasa romanlar
okuyan halasnda olduunu ekledi, beni tanmamasn
aklm almyordu dorusu, ben ykdeki Oscardm ve o
beni tanmyordu.
Sonra sra yklerin bana anlattklarna geldi ama
ben ykler gibi anlatamam, yalmzca bulank birtakm
ayrntlar, para para, yamltabilecek ipular, bir mola
yerinde, aalarn arama park edilen kamyonun arka
blmndeki katlamr masay aydnlatan gaz lambas,
sahandaki yumurtalarn czrts, sonra peynir, tatl, bana
bir ey syleyecekmi gibi bakan, sonra vazgeen Dilia,
artk hibir eyi aklamas gerekmiyor, kamyondan inip
aalarn arasna svmas yeter, benim kahveyi scak
tutarak, bir kadeh grappa getirerek ii kolaylat- nm,
Dilianm ikiyle konumalar arasnda kapanan gzleri,
lambay rasgele iltenin yanndaki sehpaya gtrm,
bir battaniye daha, ya gece ayaz karsa, n kaplar
kilitleyeceimi syleyiim, ne olur ne olmaz, bu ssz
yreler tekin deildir, onun gzlerini indirii, herhalde n
koltukta uyumaya kalkmazsn, ok sama olur deyii,
szlerinin bende uyandrd belli belirsiz aknl
grmemesi iin yzm te yana eviriim, olayn
gelimesi,, aa be yukar hep ayn olsa da, bazan
kk Kzlderili kz yerde yatacam diye tutturuyordu,
ya da kamyona binmek iin el eden ingene kzn
belinden kavrayp yataa atmam gerekiyordu, istedii
kadar barp arsn, ama Dilia yle mi, Dilia
usul admlarla masadan kalkp yataa doru yryor, bir
eli daha imdiden kot pantolonunun zr- zrnda, srtm
dnk olduu halde onun ykde neler yaptn
grebiliyordum, ona zaman tanmak iin n koltua
geecektim, evet, diyecektim kendi kendime, her ey bir
kere daha yaanacak, demek, kesintisiz, ho kokulu bir
sahne, dan dnemecinde farlarn nda kprtsz
duran karaltdan, imdi yn battaniyelerin altna
gmlm Diliaya ar ekimle gei, sonra bildik kesi,
n sndrl, geriye kalan tek ey, gecenin pen-
cereden erien kz, yalanlarda akyan kuun ara. ara
duyulan sesi.
Bu keresinde yk ok uzun srd, nk ne ben ne
de Dilia bitmesini istiyorduk, uzatmak istediim ykler
olmutur ama kk Japon kz da,, souk, burnu byk
Norveli turist de brakmad- \ 1ar bir trl, geri ykde
son sz ben sylerim ama haz nemini yitirmeye
baladktan sonra bir yky srdrme gcn, hatta
isteini bulamyorum kendimde, byle anlarda son bir
yorgunluk, pcyle, gereksiz saylabilecek bir iniltinin
kalntlaryla uykuya dalacak yerde, yknn diri kalmas
adna, birtakm yeni seenekler, beklenmedik olaylar
uydurmanz gerekir. Gelgelelim Dilia yknn sona
ermesini istemiyordu. Yataa yanna girdiimde,
umduumun tam aksine, elleri gvdemde gezinmeye
balad; ilk sarlmamzdan sonra yknn daha yeni
baladn ve ykdeki gecenin yky mrldandm
gece kadar uzayacan sezdim. Yalnz u anda geriye
kalan ne, yky aktaran szckler; kibrit, iniltiler,
sigaralar, kahkahalar, yalvarlar ve buyurular, tan
aarrken iilen kahve, derin sularla, gece pusuyla,
kavuma-
lar ve braklarla dolu bir d, pencereden giren, boylu
boyunca stme yaylm Diay omuzundan yalayan ve
smsk gsme bastrdm bedenin bir yandan ufak
lklar ve okamalarla bir daha aldn duyarken
gzlerimi alan ilk utanga gn dilimi.
yk burada bitiyor, yolumuza kan ilk kasabadaki
kanlmaz beylik vedalamalar falan yok, yknn
bitiminde uykuya daldmda, stmde yalnzca son bir
mrltdan sonra uykuya dalan Di- lianm gvdesinin
arl vard, uyandmda Niagara kahvaltda ne yersin
diye soruyordu, o akam birileriyle szmz varm. Tam
ona alacakken, bir ey alkoydu beni, kimbilir, belki de
Diliamn beni geceye dndren, her eyi berbat edecek
szleri sylememe izin vermeyen eliydi o ey. Evet,
olduka iyi uyumutum; tab saat altda alanm kesinde
buluup Marinilere gidecektik.
O sralar Alfonso bize Diliamn annesinin has-
talandndan, Diliann ona bakmak iin Neco- chese
gittiinden sz etmiti, Alfonso bebee bakmak
zorundayd, ba da iyice dertteydi bebekle. Dilia
dndnde onlara gider miydik bir akam. Hasta
kadncaz birka gn sonra ld, Dilia da iki ay sreyle
kimseyle grmek istemedi, iki ay sonra akam
yemeine giderken konyak gtrdk onlara, bebee de
bir ngrak, her ey yoluna girmiti artk. Dilia portakall
rdei hazrlamt, Alfonso da kanasta oynayacamz
sehpay. Yemek her zamanki gibi keyifli geti, ne de olsa
Alfonso ile Dilia yaamay bilen kiilerdirler, nce en ac
konuyu aarak, Diliann annesinin lmn anp olay
geitirerek girdiler sze, sonra sanki bir perde usulca
kapanarak bizi yaadmz ana getirdi,
her zaman oynadmz oyunlara, onlarla hep hoa geen
akamlarn kilit noktalarna, ortak akalarmza. Ge bir
saatti, konyakt, Dilia, San Juana gitmekten sz etti,
annesinin son gnlerini, ileri yokua sren akrabalar
unutmak istiyordu. Bana bunlar Alfonsoya sylyormu
gibi geldi ama Alfonso besbelli daha nceden biliyordu
karsnn anlatt yky, kadehlerimize yine konyak
doldururken tatl tatl glmsyordu nk, da yolunun
tam ortasnda arabann bozuluu, gece kularnn
uursuzluu, ssz gecede yolun kysndaki bitimsiz
bekleyi, ocukluk gnlerinden frlayan hortlaklarn
yzeye vuruu, derken bir kamyonun farlar, ya src de
korkuyorsa, ya da grmezden gelip basar giderse, sonra
talara vuran farlarn kreltici ve o nefis fren sesi,
kamyonun ii scak, sonra sradan konumalara snp
kendini ok daha iyi hissedii.
Bir sarsmt geirdi de, dedi Alfonso. Bunlar
daha nce de anlattn sevgim ama her anlatnda seni
gecenin kt yrekli canavarndan kurtaran, tulumlu
kahraman Aziz George hakknda daha ayrntl bilgiler
ediniyorum.
Unutmak kolay deil, dedi Dilia, belleime sk
sk vuruyor, nedenini bilmiyorum.
Belki o, yani Dilia bilmiyordu ama ben biliyordum,
konya neden bir yudumda diplediimi, Afonsonun bu
allmadk hzma aarak kalarn atmasna karn
neden hemen ikinci bir kadeh doldurmak zorunda
olduumu. Alfonsonun akalar ucuzun d ucuzuydu,
Diliaya yky nerede bitireceini kararlatrmasn
sylyordu, ilk blm ezbere biliyordu ama ikinci bir
blm olduundan kukusu yoktu, nk koyaklarla,
gecede
yol alan kamyonlarla, ksaca hayatn kaldramad
ynla eyle doluydu bu yk.
Banyoya gittim, bir sre oyalandm orada, ay-
nadaki yzme, yky mrldanrken iimde uyanan,
imdi urackta, bu gece de bedenimi usulca ele
geirmeye balayan o canavara dehetle bakmamaya
alarak, Dilia ve Alfonsoyla birlikte geen nice
yldan sonra, iki dost' ift olarak gittiimiz toplantlar,
sinemalar, yanak perek ayrlmalar srasnda aklmn
ucundan gemeyen o eye. Ama imdi bakayd,
olaydan sonraki Diliayd, bu kere tutku, yknn bu
yzndeydi, Dilianm sofadan gelen sesi, Dilia ile
Niagarann tam kskan bir koca gibi davranan
Alfonsoyla dalga geileri. Saat ilerlemiti, yine de
biraz daha konyak itik son kahvelerimizle birlikte, st
katta bebek alamaya balamt, Dilia kotu, onu
kucanda aa getirdi, kk domuz srlsklamd, en
iyisi kundam banyoda deitireyim dedi Dilia.
Alfonso keyiften drt ke, bir yarm saat daha
kazand, Niagara e, Vilasm Borg karsnda kazanma
ans olup olmadm tartacak, bir konyak daha
iecek. Kzm, iki ilemez bize bu saatten sonra.
Beni katmasnlar, ben banyoya gittim, bebein
altn deitiren, dolapta bez arayan Dilianm yanna.
Ona, Dilia dediimde, bak Dilia ben yknn sonunu
biliyorum dediimde, imdi inanlmayacak bir ey gibi
geliyor ama gerekten biliyorum dediimde o ne
syleyeceimi biliyor gibiydi, bana arkasn
dndnde yalnzca kancal ineleri amak, kunda
zmek iin eilmediini sezdim, anszn stnden
atmak zorunda olduu bir ykn arlyla ezilmiti
sanki, yzn dndnde y-
kn bir bln atmt bile, gzlerimin iine bakarak
evet, dedi, doru sama, nemsiz ama doru, o
kamyon srcsyle yattm, istersen Alfon- soya
syle, her naslsa yattmdan emin, inanmyor ama
emin.
Tpatp byle oldu, ne ben ona bir ey syle-
yebilirdim ne de o bana, tek soru sormayan, te yandan
yknn bu yzne getiinde kendisinin
kavrayamad eyleri aklayan kiiye neden al-
dm kavrayabilirdi. Gzlerimin, parmaklar gibi,
azndan aalara kaydm, boynuna yaptm,
siyah buluzunun altndaki memelerini arandn
farkettim, o gece boyunca, o yk boyunca nerelerde
gezinmise ellerim, oralarda geziniyordum yine.
Sendeler gibi oldu Dilia, eildi ama hafiflemi,
suskunluktan syrlmt imdi; arabuk kunda
zd, ortal saran sidik ve dk kokusu arasnda
Ddliamn bebei pplayan sesini duyuyordum. Bir
tomar pamuk alm, bebein havaya dikilen
bacaklarnn arama yerletiriini izledim, elleri
bebein altm temizliyordu, bana uzanmyordu,
kendime mrldandm yklerde ka kereler iime
yarayan o kamyon karanlnda uzand gibi, bana
deil.
MEBUS DNGS

/. M. ile R. A.nn anlarna

Anlatmak olanaksz. Nesnelerin belli bir kalpta,


kendi keleriyle varolduu, her eyin somut,
deimez adyla anld blgeden ayrlmak
zereydi. Gittike svms, sessiz, eriilmez
derinliklerdeki o yreye, sabah sisleri gibi tepede
asl duran bulank serin pus rtsne
gmlyordu.

Clarice Lispector Yabanl


Yree Az Kala

Kimbilir, belki bir kere denese olacakt, sonralar


elinden geleni nasl yaptysa, o durgun, serin sabah
havasnda, ereltiotu glgeleriyle kapl patikalarda pedala
basarken nasl ak bir gr alanndaysa, geii nasl
hissedildiyse, Dordogneda ssz bir yol, gazetelerin ve
radyonun bir sre dillerine dolayp kara aldklar, ksa
sre sonra unuttuklar bir yre, Janetin sarn bir leke
gibi, ufak bir tangrtyla (matarasn gidona iyice tutturma-
mt) yard sonsuz boluun bitkisel sessizlii, gvdesinin
bld, deiiklie uratt havaya doru savrulan salar,
pruvada bir deniz aslan, arlm hafife, srayla pedallara
verii, memelerini avulayan rzgra barn am, tnel-
yei
"bir yar saydamlk iinde iki yandan akan aalarla
ereltiotlanyla kucak kucaa, mantar, aa kabuu, yosun
kokusu, tatil gnleri.

Baka ormanlar, ama ayn orman da olsa Rbertin


gznde bambaka, iftliklerden kovulan, kuru yapraklarda
yzkoyun uyuduktan sonra stba kirlenen Robert, sedir
aalarndan szan k yzn okuyor, acaba buralarda m
kalsa, yoksa anayollara dnmeden ya da bilmedii ormanda
yolunu yitirmeden nce vadiye mi inse, hi deilse orada bir
a- nah st bulabilir, ufak bir i, yoksa orman hep ayn
orman, alk, dudaklarm buruturan o fke hep.

Janet darack kavaa geldiinde duralad, sa a m


sapmal, sola m, yoksa dmdz m, her yer ayn
yeillikte, ayn serinlikte, kocaman, toprak bir elin
parmaklarm andryor. Kald renci yurdundan sabah
karanlnda kmt, yatakhane ar nefes kokusuyla, sk
ykanmayan ten kokusuyla, herkesin karabasanlarndan
artan tortuyla doluydu, geceyanlarna kadar msr patlatp
arklar syleyen, ge saatte, kendilerini soyunmadan
ranzalara atan bir genler kalabal, kzlar birara- da,
erkekler uzakta, ayr bir blmede, bu sama sapan
kurallara bozulsalar da ineleyici akalar bouna, gzleri
uykudan kapand-kapanacak. Ormann giriindeki krlk
alanda matarasndaki st imiti, dn geceki
arkadalarm bir daha asla grmeyecekti, onun da
kendince uygulad kat kurallar var, hazr cebinde para,
nnde zaman bulunurken Fransay boydan boya
dolamak, resimler ekmek, turuncu defteri doldurmak,
on dokuz
yandaki ngiliz kz kiiliine oturmu artk, bir sr
defteri var, bir sr kilometreyi geride brakm, ak
havaya dkn ayrca, gzleri uslu mavi, salar sar, uzun
boylu, atlet yapl, bir yuvada retmenlik yapyor, u
anda, ne gzel deil mi, anayurdu ok uzaklarda,
ocuklar da u anda o lkenin kylarna, tatil
kasabalarna dalmlardr. Belki sola sapmak daha
uygun, glgeler arasnda hafif eimli bir yama
grnyor. Pedala hafife basarak kendini bayrdan aa
brakt. Scak bastryordu gitgide, sele altna yapyordu,
sonralar, bu ilk nemle balayan snlsklamla da-
yanamayarak bisikletten inecek, knn yarna giren
donunu ekitirecek, serin rzgr bedeninde duymak iin
kollarn havaya aacakt. Saat daha ondu, orman gizlerini
aklyordu, usul ve derinden; kardaki yola gelmeden bir
mee aacnn altna otursa ya, sandvilerini yer, cep
radyosunu dinler, ya da yolculuk gncesine yine bir giri
blm iziktirmeye alr; ne zaman gnceyi eline alsa
ya anmsad dizeler giriyor araya ya da kalemin nce
yazd, sonra utanp karalamaya alt mutlu,
ounluk mutsuz dnceler.
Patikadan kolaylkla seilmiyordu. Demek frsat
deerlendirememi, bu ssz, braklm kulbenin yirmi
metre tesinde uyumutu Robert, am kerestelerindeki
deliklerden bakp da ats hemen hemen rlm bir
samanlk grnce geceyi slak toprak stnde geirdiine
yand. Uykusu kamt, ne kt; kmldamadan durdu,
kulbeyi gzden geirdi, o yzden de bisikletli kzn
patikadan kp yolun kysnda durmasna pek armad,
aalarn arasnda ykselen derme atma kulbeden irkilen
u, hzd naslsa, kendisi deil. Daha Janet onu grmeden her
eyi biliyordu Robert, onun hakknda, kendi hakknda, ikisi
hakknda bilinecek ne varsa, stelik pusuda bekleyen bir ge-
lecei andran bir kprtszlktan yola karak, szcklere
smayan bir dalga vuruuyla. Kz bam o yana eviriyordu,
ite, bisiklet yana kaykld, kz tek ayan yere bast, onun gz -
lerine bakt. kisi de aym anda gzlerini krptrdlar.

Bu gibi durumlarda ancak bir tek ey yaplabilirdi, her


ne kadar ska yaplmasa da yarar bolanamayacak bir ey:
merhaba demek, fazla tela kaplmadan yoluna gitmek.
Janet merhaba dedi, bisikleti azck yan evirdi; tam pedala
basacakt ki Robert yoluna dikildi, kara trnakl eliyle
bisikletin gidonuna yapt. Her ey hem ak seikti hem de
ok karmak, bisikletin devrilii, ilk panik ve diren l,
havada boubouna savrulan, tutunacak bir yer arayan
ayaklar, bedenini smsk saran kollardaki g, kulbenin
krk dkk kerestelerim ama abas bir kou da dene-
bilir bir genlik, yrtclk kokusu, bir deri ve ter kokusu
aym zamanda, gnlk bir sakal, boynunu kavuran bir
az.

Onu incitmek aklndan gememiti Robert in, zorunlu


olarak hep slahevlerinde geen ocukluunda bile rzkndan
fazlasn kimseden istememiti, bu yzden kimseyi incitmemiti,
o kadard ite, yirmi be yldr byle, hepsi birden, ar ar
yor kafasna, tpk adnn, Robert'in harflerini ar ar
yaz gibi, soya- > dini yazmas daha da uzun sryor, ama i
bir ie ste, bir bahede otlara kurumaya seril
mi bir pantolona gelince atmaca kesilebilir , her ey hem ar
hem annda olabilir, bu karara vardktan sonra her eyin uzun
srmesi dorultusunda bir istek, aman kz bou bouna
boumaya kalkmasn, onu incitmek istemiyor ki, yalnz
kamann ya da kurtarlmann olanakszln anlasn, boyun
esin, boyun emesin isterse, kendini braksn yeter, bak o nasl
brakyor kendini, kz samanlara deviriyor, nolur barma diye
haykryor kula- ma, samalama, bir yandan dmeleri, kop-
alar aryor, yokluyor, ama direnli kaslmalardan, yabanc bir
dildeki szck salvosundan ve haykrmalardan, eninde sonunda
birinin duyaca haykrmalardan baka bir ey kmyor
karsna.

Tamtamna byle olmamt, hayvann saldrsyla


gelen rk ve tiksinti de vard. Janet kamaya abalamt
ama kurtulmas artk olanakszd ve duyduu dehet,
yalnzca o sakall hayvandan kaynaklanmyordu, o hayvan
deildi ki kulana fsldadklaryla, bedenini hrpalamadan
yere bastryla insand, sakalnn dalad yzne kon-
durduu pler de pt gerekten, asl tiksinti, kll bir
hayvan olmayan bir erkee teslim olmaktan douyordu, ta
batanberi pusuda yatan bir tiksinti, okulda ilk ayba
olduu gnden bu yana, Mrs. Murphynin Cornwall
lehesiyle snftaki kzlan uyanmdan, yatl okulda her
zaman fiskosla tartlan seks cinayetlerinden, Mrs.
Murphynin salk verdii iinde dn mar ve pirin
atma treni olsun-olmasm kitaplardaki toz pembe baka
taban tabana zt romanlardan, Fanny Hill&e- ki zifaf gecesini
kz kza yorumlamalardan bu ya-
na, halayndan dnen en iyi arkadann uzun uzun,
sustuktan sonra gzyalarna bouluu, koluna ya-
piisi, feciydi Janet feci, geri ilerde, bir ikindi birlikte
yrye ktklarnda gemii yle bir anarken ilk
ocuunu dourmann sevinciyle, o kadar abartmakla
yanlmm Janet, bir gn sen de greceksin, ama artk
ok ge, bir saplant haline geldi, feciydi Janet, feci, bir
doum gn daha, ite bisiklet, yalnz bana yolculua
kma kara, belki bir gn, belki yava yava, on dokuz
yanda, daha, Fransaya, Dordognea ikinci yolculuu,.
Austos aynda.

Eninde sonunda biri duyacakt lklar,. kzn


anlamadn bile bile bard yzne, kz gzlerini kard,
baka br dilde bireyler sylemeye, yalvarmaya alt,
bacaklarn kurtarmaya, ayaa kalkmaya rpnyordu, bir an
Ro- berte, yalnzca barmalar, yalvarmalar, svglerden te,
kz kendi dilinde ona bir ey sylemeye alyormu gibi geldi,
gz kararm, buluzun dmelerini at, alttaki zrzm arad,
btn bedeniyle ullanarak samanlara bastrd kz sk sk,
nolur barma artk diyerek, byle barp duramazsn, biri
gelir, nolur brak barmay artk, brak da, ltfen barma.

Ama karsndaki dediklerini anlamyorsa nasl


braksn kendini, onun dilindeki szckleri ancak blk
prk mnldanabiliyorsa, hele bu tek tk szckler
onun yakanlanna, plerine bou- luyorsa, anlamyor
ki asl sorun bu deil, kendisine yapmaya alt,
birazdan yapaca ktlk, dehet verici de olsa sorun o
de, nasl anlatmal ona, daha nce hi bana
gelmediini, Fanny Hilli, hi
deilse biraz beklemesi gerektiini, antasnda bir krem
var, byle olmamal, olamaz, arkadann gzlerinde
grd bak varken, katlanmaz bir eyden duyulan o
tiksinti olmasm, feciydi Janet, feci. Eteinin indirildiini
hissetti, donunu syran eli, son bir ac l atp kaskat
kesilerek ona iinden geenleri anlatmaya, onu son anda
durdurmaya abalad, dursun ki baka trl olsun,
byle deil, ama bedenine smsk yapmt, hissetti,
bacaklarnn arasna girdiini, krmzya ve atee
dnerek artan keskin acy, acdan ok dehetle
haykrd, sanki hepsi bu kadar olamazd, daha
ikencenin bandayd, onun ellerinin yznde ge-
zindiini, aznda durakladn, aalara kaydn
duydu, artk kar koyamayan, rpmamayan bedenine
bir saplan daha, ne lk var ne gzya artk.

rpnlarn sonunda Robert, kendini onun bedenine


saplanm bulunca, o umutsuzca direnci krmak, ta dibi
bulmak iin ka kere zorlad, yard etin iine hi dirensiz
gmldn, o etle sarmalandn duyunca, bir kam gibi
indi haz dalgas, teekkre benzer bireyler mrldanarak
zld, sonsuza kadar srecek sevdal bir kucaklamaya
brakt kendini. Bam Janetm omuzunun oyuundan kal-
drarak gzlerine bakmak, ona duyduklarn anlatmak geldi
iinden, barmaktan vazgetii iin teekkr etmek; bu yrtc
direncin, kzn rzna acmaszca gemesine yol aan rpn-
larn baka bir nedeni olabileceini hi dnmemiti geri
ama u teslim olua, u ani suskunlua da bir anlam veremedi.
Janet ona bakyordu, bir baca azck yana kaymt. Ro-
bert geriledi, kzdan syrld, onun gzlerinin iine bakt. Evet,
Janet kendisini grmyordu.

Ne gzya vard ne soluma, birdenbire kesilmiti


sesi soluu, kafatasnn sarnlarndan ykselen bir
dalgayla rtlmt gzleri, artk bir bedeni de yoktu
ya, en son duyduu, arasra sapla- na acyd, bir
ln ortasnda birdenbire kesilmiti soluu, bir daha
dnmemecesine havaya karmt, ve onun yerini alan
kanana gzlerin krmz tl, yapkan bir sessizlik,
varolmad halde sregiden bir ey, baka bir biimde,
her eyin kalakald yerde baka, yadrg bir ey, akim
ve anmsayn bu yzeyinde.

Kz grmyordu onu, yuvalarndan uram gzleri,


yzn delip geiyordu. Ondan zld, yanma diz kt, bir
eyler mrdanadur- sun, bir yandan elleri, kendisinden
bamszmasna pantolonunu ekiyor, metal dmeyi aryor,
gmleini sokuturuyordu, o srada kzn arplm azm
grd, enesinden aa szan pembe salya eridini, gsnde
kavuturduu yumruklan, parmaklar kprtsz, yar- aralih
oyluklarndan szan kanla, parlyor. Ayaa frlayp bir lk
attnda, o ln Ja- net'ten geldiini sand bir an amu
ayakta dikilip, yapma bir bebek gibi sendelerken, yukardan
baknca, kzm boazndaki morluklar da gryordu, Janetin
boynuna nasl olduysa acmaszca aslmt demek, onu ipleri
kopmu, karsnda kendisini alayla szen u kuklaya
evirmiti.

Belki bakayd, batanberi bakayd ama orada deildi


asla, bir tr yar saydam nesneye d-
nm, hibir eyin belli bir kalba oturmad cams bir
ortam, orada eski Janet birtakm dn- eler ya da
eyalar araclyla yerine oturmuyor, Janetken, rzgr
ayn zamanda, ya da rzgrlaan bir Janet, svlaan,
uzamlaan, ne olursa olsui her keresinde dupduru,
sessizlik bambakayd orada, yavat, tam tersineydi, ya
da ikisi birdendi,, zaman aydnlanmt ve ite Janet,
kulpsuz bir eya, blur-yolda ilerlerken, pleksiglas
ktlesindeki bir kabarck, yolunu deitirecek,
kararlatracak en ufak belek krntsndan yoksun,
snrsz, aydnlanm bir akvaryumda yan saydam bir
baln dngsnde.

Bisiklet bir oduncunun olu tarafndan patikann


kysnda bulunmu, tarak, kulbenin kerestelerinden ieri
baktnda srtst yatan cesedi grdn bildirmitir.
Polis, katilin kzn antasna ve czdanna el srmediini
dorulamtr.

Bir kmltszlk iinde ncesiz-sonrasz srkleni,


artk hibir elin uzanmad, dokunua sar bir camn
ardnda, kapsayanla kapsanan birbirinden
ayrdedilemiyor, suyun iinde baka bir suyun ak, oysa
u deiimden nce itici bir gt bu, Janetin kiiliini
yanslayan, deiiklikleri kavramasna izin vermeksizin
onu bir yerden bir yere srkleyen yrtc bir telat,
kavrad tek deiiklik yatay ya da dikey bir uzam
dilimindeki o badndrc telat, z-ivmesiyle
zangrdayan bir uzam diliminde. Bazan belirsizlik
aralanr, yine elin erimedii ama handiyse somut, kesin
bir kalba dklrd, Janetin suyun derinindeki su ya da
rzgrn rzgr olmad, kendini bir alana kapa-
tlm, snrlarla kuatlm lissettii an gelirdi, geometrik
bir kpn kpyd sanla, kprtsz bir kpn kozasnda.
Yar saydamln, kasrgann te yanndaki bu kpe her
naslsa sreklilii andran bir ey yerleirdi yava yava,
bir nce ya da sonra duygusu deil asla, zamann kunt,
gzle grlr bir imdiki zamana, o kozaya indirgenmi
balangc, zamanndaki koza. Elinde olsayd, o kpte
kalmay yelerdi Janet, nedenini bilmese de, belki de ard
arkas kesmeyen deiiklikler arasnda deiiklik
barndrmayan tek durum bu olduundan, orada belli
verili snrlarla kuatlm, deimez bir kpn, bir
imdinin, hemen hemen elle tutulur bir varoluun
habercisi bir imdinin gvencesinde olduundan, o imdi
belki zaman gibi bir eyi ieriyor, belki de atlacak her
admn nceden bilindii kmltsz bir uzam. Gelgelelim
kp konumu, bambaka ykseklik korkularna gebeydi,
ncesinde de sonrasnda da o srada da baka bir ortamda
oluyordun, cam kayalardan, blurlar okyanusundan
kayarak inen bir oluyordun yine, ynsz bir ak,
aykr rzgrlarn burgacnda, bir ormann yeil rtsn
boydan boya aarken, yapraktan yapraa bir eytan
rmceinin yardmyla geercesine; artk artk
balang- sz bir imdi, bu noktada kat ve kesin bir imdi
belki kp koza yakndadr, durdu-duracaktr, imdinin
ve oradann kaplar da kapanmak zeredir.

Dava, 1956 yl sonlarnda Poitiersde ald. Roberti


Maitre Holland savundu ; jri yeleri ocuk yata ksz
kalmas, yaamnn slahevlerinde gemesi, isizlik gibi
hafifletici nedenleri gznne almadlar. Katil, verilen lm
ce-
zasn dinlerken ok sakindi, aralarnda ok sayda ngiliz
turistin bulunduu izleyiciler, karar alkladlar.

Yava yava (zamann dnda gese de yava yava


m? Szn gelii tabii) baka baka konumlar kyordu
ortaya, belki imdiden kmt, oysa imdiden szc, bir
nceyi artryor ve nce olmadna gre; imdi
(hangi imdi olacaksa) baskn olan, rzgr-olma
durumuydu yine imdi, her imdinin ac verdii
srngenlik durumu, srngenlik rzgrlamamn tam
kart, kmazda son bulacak srekli bir srnmeyle
belirleniyor; elinden gelseydi, Janet, o anda havada sal-
lanan bir yaprakta gezinen trtl getirirdi gzlerinin
nne, grmeksizin, dokunmakszn, engellen- meksizin
bir yapran alt ve st yzeyini boyuna kat eden trtl, tam
uca gelmiken kendini yapran altnda bulmak,
durmakszn bir yzden br yze gemek anlamna
gelen bitimsiz Mebius dngs, hem de yavaln ve
acnn lye vurulma- d bir ortamda bu ok yava ve
acl srngenlik, orada srngenlik-durumu yavalk ve
ac ekmek demekti zaten. Ya da teki olmak (sonulan
kyas- lanamazsa neye gre teki?) humma kesilmek, bo-
rular, kapal devreler gibi nesnelerden trmanmak ba
dne dne, matematik ilemleri ya da notalar gibi
koullardan atlamak, bir noktadan brne, bir notadan
brne srayarak, bilgisayar devrelerine girip kmak,
ilem, nota ya da devre kimliiyle kendi akn bulmak,
ate olmak bu ite, belli bir kalp ve ses olmakszn, her
an deiime urayan imlerin ve notalarn burlarnda
delicesine dolanmakt humma. Ama nasl olduysa, o da
ac
ekiyordu: humma. imdi kp olmayla dalga olma arasnda
belirgin bir fark vard, kp-durumunda atee ve
srngenlie yer yoktu, ne kp-durumu hummayd, ne de
humma kp ya da dalga olma durumu. O anda ite
birdenbire bir daha imdi Janet ilk kere (ilkliin ipucunu
veren bir imdi) srf kpte olmak adna kozalamadan
syrld, sonra da (nk imdinin farkna varmak, sonra
duygusunu getiriyordu yedeinde), dalga-durumun- daki
Janet, srf dalga durumunda olmak adna dal- galamaktan
ayrld. Btn bunlarda bir geicilik vard, bu ilk diyordun,
bu ikinci, birbirini izleyen' dalga-olma, humma-olma
durumlar, ardndan yine bir rzgr-olma ya da yeilliklere
gmlme ya da yine kp-kozaya girme durumlar,
hangisinde olursa olsun, her keresinde durumun daha bir
iindeydi Janet, bir zaman ire, asl astan olmayan bir Janet,
yalnzca kpten hummaya geen ya da yine trtlla dnen
Janet, nk durumlar gitgide kesinleiyor, oturuyordu,
zaman, hatta uzam karsndaki snrlar yitiriyordu, olsa
olsa birinden tekine bir gei szkonusuydu, kpe zg
erinten hummann matematik dngsne ya da ekvator
ormannn bitki rtsne ya da sonu gelmeyen billurlara,
camslkta donmu burgalarn kskacna, ifte yzeyli ya
da ok dzlemli nesneler stnde actf bir srngenlie.
Temyiz karan onaylaynca Robert, idam edilecei gn
beklemek zere Santeye nakledildi. Ancak cumhurbakannn
atfyla giyotinden kurtulabilirdi. Mahkm, gnlerini gardi-
yanlarla domino oynayarak, zincirleme sigara ierek, derin
uykulara dalarak geirdi. Srekli dler iindeydi, hcresinin
gz deliinden ba-
kan gardiyanlar, ranzasnda drt dndn, bir kolunu
hayaya kaldrdn, titremeler geirdiini gryorlard,

te bu evrelerden birinde, bir annn ilk krntlar


doacakt, ya da yapraklardan kayarken ya da belki tam
kplk durumunun bitiminde, hummaya ramak kala,
eski-Janetlii konusunda bir ey reniverdi, bir an, hi
yeri deilken zorluyor, yer etmeye alyordu, bir
keresinde bu am Janet olduunu bilmesiydi, ormandaki
Janet', bisikleti, Constance Myers', bir tepsideki
ikolatalar anm, samasyd. Her ey kp kozaya
meye, kesin izgilerini bulmaya, karmakark bir
biimde tanmlanmaya balamt, Janet ve orman, Janet
ve bisiklet, sonra imgelerin mesiyle bir kii-ol- ma
duygusu aa kyordu gitgide, azar azar, ilk tedirginlik,
rk tahtalardan yaplm bir kulbe, srtst yatan-
gvdesini titremelerle yere bastran bir arlk, sonra ac
ekme korkusu, azm, yzn dalayan tenin srtn,
korkun bir ey yaklayordu gitgide, bir ey anlatlmaya
can atyordu, byle olmasn, byle olmamas gerekir
diyordu, ve olanakszn kysna vardnda bellek
duruyor, almyordu, sarmallar izerek hzlanan bir
kou, bitiminde bulant, ona kp kozadan ekip karana
kadar, dalgaya, hummaya ya da tam tersi, srnmekten
baka bir ey yapamayaca srngenlik durumunun
soluk daraltc yavalna brakana kadar, artk yalnz
srngenlik, dalgada ya da camda olmak gibi, bir dahaki
deiime kadar bir daha. Kp kozaya dndnde ve zar
zor setii bildik an yine gelip attnda kulbe,
ikolata, an kulelerinin, renci arkadalarnn imgeleri,

t
keke kp konumunda karar klmak iin elinden geleni
yapsa, engellemelerin ve snrlarn kozasnda dnse,
kendini tanyana kadar dnse. Bazan .son andaki
duyumlarn yakalad oluyordu, azn dalayan sakal,
giysilerini karan ellere direnii, sonra yine anszn
gmbrtl bir akl, yapraklar, bulutlar, damlalar,
kasrgalar, kontak yapan devreler. Kp kozadayken her
eyin dehete ve tiksintiye dnd o snn aamyordu
bir trl ama istencine bir kavusa, istenci, yeni,
duygulu bir Janetin, olanlan bir daha anmsamak
istemeyen bir Janetin iee durduu noktada karar
klacakt. Gvdesini samanlara bastran arla var-
gcyle direnirken, inatla hayr derken, byle ol-
mamal, lklar, o le kokan samanlar derken birden
yine o akkanla, her eyin ak halinde yaratld
izlenimini veren o duruma geiyordu, alp kendini
sarmalayan kozasnda dnenen duman, dalgalarda
yolculuk; u ana kadar ka kere yaad imbikten
geme srecinden kalan tortu, yosun, mantar,
denizanas. Bir deiiklik saylmazsa: Janetin dsz
bir uykudan uyanmaya benzettii o deiiklik, bir
sabah Kentte uyanm, yeniden Janet olmu, hem de
Janetin kalbndaym, cams- lkta uuan salarn,
kollarn ve srtn belli belirsiz antrd bir gvdesi-
olma-bilinci, katksz bir saydamlkta, nk Janet
gvdesini gremi- yordu, neden sonra kavumutu ona
ama gremi- yordu, o grmeksizin dalgalarda ya da
dumanda yzen bir gvdenin bilinciydi yalnz,
gvdesini grmeden ilerledi Janet, kolun uzatt,
anszn yzmek geti iinden, bacaklanm gerdi,
evresini kuatan o kaygan ktleden kendini ilk kere
ayrdede- rek, suda yzd, dumanda yzd,
gvdesinde oldu,
her kulata artk edilgin bir kouda, bitimsiz bir geite
komamann tadm kararak. Yzd yzd, kendini
yzerken grmeye, ustalkla atan kulacn, elleriyle
ayaklarnn kararlatraca bir yne snmadan yzd.
Hibir deiiklie uramadan yeniden kozaya
gmldnde, o kulbe vard yine, bir daha anmsamak
ve ac ekmek vard, yine kaldrlmaz ykn snrna
vardnda iini yrtan o ac vard, yzn kzartan
utanla, ama ayn anda kendini teki yzeyde buldu, artk
lp biebildii ve o yzden de tiksindii bir yavalkla
srnrken, ate ya da kasrga geride kalmt, yeniden
dalgalarda yzmek, Janet-gvdesinin tadm karmak
vard ve belirlenmezliin sonu gelip attnda her ey
koza-kpte phtlatnda, onu sonun br balangcnda
bekleyen duygu dehet deil tutkuydu, hem de kozaya
zg imgelerle, szcklerle, dalgalarda yzen bedeninin
tadyla bekleyen tutku. Bunu kavradnda, br yarsyla
yeniden birleip btnletiinde nedense Janet olan kendi
Roberti istedi, o kulbeyi istedi yine, onu elinden tutup
u anda orada stlendii benlie yneltmi olan Robert'i
istedi, samanlktaki lgnl kavrad ve Roberti istedi
tutkuyla ve ta tepelerde sv billurlarda, bulut katlarnda
yzmenin keyfiyle seslendi ona, srtst uzanp onun
yzne bakt, kulbenin pis samanlarndaki acemi hazz,
gerek hazla bir daha tketsin istedi.
Savunma avukatnn, mvekkiline af yolunun
kapandn bildirmesi g oldu; Maurice Rolland, hcreden
kar kmaz kustu, ierde Robert, yatan kysna ilimi
bolua bakyordu.
Saf duyumdan kavraya, dalgalarn akkan-
lndan duraan kp durumuna doru giderken, yeniden
birleen paralaryla Janetimsi bir ey olurken, tutkusu
kendine bir k aryordu, nceden atlm admlardan
te bir adm. sten, Ja- net'a geri dnyordu, imdiye
kadar nndeki ilk veriler bellek ve duyumdu ama onlar
dzenleyecek bir eksenden yoksundu, imdi tutkuyla
birlikte isten de dnyordu ite, ta iinde, deri, kas
balar ve i organlarndan bir yay izildi sanki ve Janet
olanaksza yanstt, bedenini bir kuatp bir salveren
badndrc evrelere giri-k hakk istedi, bu isten,
svlarda, l l gk burlarnda, ok ar bir
srklenite yol aralayan tutkuydu, Robert nedense bir
tr sondu, u anda kp-duru- munda izgileri beliren, ad
olan, dokunulabilir bir erkekti, ister ncesinde, ister
sonrasnda ama u anda dalgalarda, billurlarda keyifle
yz ac lklara boulmadan nce onu okayan, z
kiiliine toslatan bir hummayd. Kendini gremese de
varln duyabiliyordu; ak seik dnemese de
tutkusu dpedz tutkuydu ve Robertdi o, Janet is-
tencinin zorlad eriilmez bir durumun Robert iydi.
Janet-tutkusuyla, Janet- istencinin u anda bir kere daha
kozaya egemen klmak istedii Robert- olma; kozann
elle tutuluruuna aryor Janet onu, ilksel zihin
temrinlerine olanak tanyan kstl snrlarn iine, anlarn
blk prk zincirine, ukulata tad, pedallara basan
ayaklarnn arl, direnme lklar ve kaskat
kesildii srasnda rzna geilii, ne var ki imdi tutku
yuvalanm o noktaya, haz gzyalar iinde, neden sonra
teslim olma, Robert! minnetle iine alma istenciyle.
Mahkm o kadar sakin ve efendiydi ki ara- sra onu
yalnz brakmakta saknca grmyorlard, hcrenin gz
deliinden ieriyi gzetliyor, ona sigara veriyor, domino
neriyorlard. Daha batan yapsnda varolan bir tr
geveklik, sakinlik sayesinde zamann nasl getiini
hissetmiyordu Robert. Tra etmelerine kar koymuyor, iki
gardiyann kolunda dua gidiyordu, bir kere hava
durumunu sormutu, Dordogne da yamur yayor
muydu...

Tam dalgalarda ya da billurlardayken, ok daha


iddetli bir vurula, topuunu umutsuzca savurunca o
souk, kapal uzama gmld, sanki deniz onu glgeler
ve Gitanes dumanyla dolu bir maaraya pskrmt.
Yatanda otururken Robert havaya bakyordu bo bo,
sigaras parmaklarnn arasndayd. Janet hi armad
buna, artmn izleyecei bir yol yoktu ki burada, ne
varlk ne yokluk; saydam bir blme, hcrenin
kozasndaki elmas bir kp, her trl giriimden
alkoyuyordu onu, elektrik nda oturan Roberte de
yaklatrmyordu. Gvdesiyle izdii yay, sonsuza
kadar gerildi, kp-elmasa ileyebilecek kirii de yoktu
yay da, saydamlk, geirimsiz bir maddenin sessizli-
iydi, Robert bir kere bile gzlerini kaldrp o yana,
hcrenin yalnzca kvrlan sigara dumanyla dopdolu
havaszlna bakmad. Janet-l, Ja- net-istenci
oraya eriebilmi ite, kkten bir ayrmlamayla para
para; Janet-tutkusu, yansaydam kpkler saan,
deiime urayan bir kapland, demir parmaklkl
kk pencereye uzatyordu beyaz dumandan
penelerini, elinden bir ey gelmeyince kvranyor,
kayor, gzden yitiyordu. Son bir itiyle, her an
yeniden, kum tanelerinden ya da
atom formllerinden bir bitki rtsnde srnme- ye,
yalpalamaya balayabileceinin bilincindeysen, Janet-
tutkusu, Robert'in imgesini zledi, onun yzne,
salarna dokunmak, onu yanna armak iin elini
uzatt. Robert kapya bakyordu, gardiyanlarn bo
brakt gz deliini inceliyordu. Birden frlad, iltenin
altndan bir ey kard, il- mekimsi bir dm atlm bir
battaniye. Bir srayta pencereye vard, ilmei boynuna
geirdi. Janet haykrd, ona seslendi ama lnn
sessizlii elmas kpe arpar arpmaz unufak oldu. So-
ruturma sonucunda mahkmun btn arlm
boynundaki ilmee vererek kendini ast belirlendi. O
sallantda bilincini yitirmi olmalyd, soluk- suzlukla
peneleememiti; gardiyanlarn son saymndan
sonrayd, daha drt dakika bile gememiti. Boyun
krlmasnn dayanlmaz uultusuyla kp- durumuna
gemenin somlamas var o kadar, baka hibir ey yok,
yalnz Janetin atelemesiyle kesintiye uruyordu
durum, onun saysz imbiklerin sarmallarnda ykselii,
kat kat toprakla rtl bir ukura atlay, o bolukta
ilerlemek, direnli nesnelerin didiklemelerine gs
germek demekti, sonra hafif deniz yeilimsi katmanlara
yap yap bir trman, dalgalara bir gei; ilk kulalar,
u anda adn bulan bir mutluluu andryordu, tersine
dnen bir pervane, umuda dnen bir umutsuzluk, artk
bir durumdan brne geen admlarn pek nemi yoktu,
ne yeilliklerde ne de grkemli bir kar-ses
dzenlemesinde yer almak nemliydi, imdi Janet-
tutkusuydu admlar kkrtan, metalsi bir srayn te
yanma bir kpr yay izerek koan. Belli bir durumda,
herhangi bir durumu ya da btn durumlar bir anda
yaayan
Robert. Herhangi bir anda ate-Janet ya da dal-
galardaki-Janet, dalgalardaki-Robert de olabilirdi,
zamann ilemedii bir ortamda humma ya da kp-
konumu da olabilirdi, nk btn imdiler onu
hummaya ya da dalgaya artacakt naslsa, Robert!
kendine azar azar verecek, imbikten geirecek,
sryecek, zaman zaman sonrann snrlarna giren bir e
zamanlla kilitleyeceklerdi, Robert-ol- mayan uruna,
btn br durumlarla tek tek savaan, onsuz bir
duruma gmlmeye can atan Ja- net-tutkusu, yeter ki bir
kere daha Robertsiz yaasn hummada, kozasnda eli-
kolu bal kalsn Robertsiz, ilk kulalarn Janetletii
svya dalsm, btnlendiini, Janet olduunu kavrasn,
ama eninde sonunda Robertdi, billur dalgalardaki sca-
ck sallant sona erdikten sonra bir el Janet'e uzanacakt
kukusuz ve bu Robertin eli olacakt.
SON

You might also like