Professional Documents
Culture Documents
Suf Tecrbenin Epistemolojisi: ada Bir Yaklam adl kitap, giri ksm ha-
ri, blmden olumaktadr. Birinci blm, alg tecrbesinin mahiyeti; ikinci b-
lm, suf tecrbenin mahiyeti; nc blm ise, suf tecrbenin epistemik temel-
lendirilmesi baln tamaktadr.
Kitabn giri ksmnda, yazar okuru zihinsel olarak kitaba hazrlamaya al-
mtr. Bu balamda, insann farkl pek ok tecrbe yaad ve bu tecrbelerin her
birine hiyerarik bir dzen iinde farkl epistemik deer yklendiine temas edilmi-
tir. Baz tecrbeler, sz konusu hiyerarik dzenin st ksmlarnda yer alrken, baz-
lar da, dzenin daha alt ksmlarnda yer alr. Bunun bir sonucu olarak, dzenin st
ksmnda yer alan tecrbeler epistemik anlamda daha ilevsel ve gvenilir kabul
edilirken, dzenin alt ksmnda yer alanlar epistemik olarak daha az ilevsel ve daha
az gvenilir kabul edilir. Nitekim, ada epistemolojide, salt deney ve gzleme
dayanan duyu tecrbesi belirleyici bir role sahip olmutur. nan ve kanaatlerin
gerekelendirilme ve hakl karlmas, duyu tecrbesi erevesinde yaplmaya al-
lmtr. Bu durum, bilimsel tecrbenin imtiyazl ve hakim konuma gelmesine; din
tecrbenin epistemik olarak daha dk ve nemsiz bir dzeye yerletirilmesine yol
amtr. Din tecrbe ve dolaysyla suf tecrbe, nesnel ve genel geer olmayan,
bakalarna aktarlamayan bireysel bir tecrbe olduu iin, onlarn herhangi bir bilgi
deeri tamad iddia edilmitir.
Realist alg teorilerinin en temel zellii udur: Alg tecrbesi yoluyla balant
kurup hakknda bilgi sahibi olduumuz ey ya da nesneler d dnyada bulunan
gerek nesne veya varlklardr. Buna gre, alg tecrbesi, zihin ile d dnyada bu-
lunan eyler arasnda kurulan epistemik bir kprdr. Bu teorilerin dier bir zellii,
Kitap, Sempozyum Deerlendirmeleri 247
gerekleen ve daha fazla tahlili mmkn olmayan biricik bir iliki olarak kabul edi-
lir.
bir eyin farknda olunmas ya da idrak edilmesidir. Sz konusu farknda olu tecr-
besinin asl zellii bir sunuluu ihtiva ediyor olmasdr. Yazara gre, bu zellik bir
alg tecrbesinin olmazsa olmaz artdr. Alg herhangi bir eyin bir bilince sunulma-
s ve onun farkna varlmasnn addr. Sujenin tecrbesinde bulunma, ona sunulma
ve verilme bilin dnyasyla ilgili epistemik karakterli bir durumdur. Bu epistemik
sunulu ya da bulunu esnasnda, suje byk lde pasiftir.
Obje asndan epistemik bir sunulu olan alglama, suje asndan bir farkna
varma tecrbesidir. Sz konusu alglama, epistemoloji literatrnde, yz yze gele-
rek tanma, sezgisel kavray ya da dorudan kavray terimleriyle anlatlmaya al-
lan bilin veya zihin durumudur. Alg fenomeninde sunulu ya da bulunu ve far-
knda olu ayn fenomenin iki yzn ifade eder. Eer bir eyin sunuluu varsa
farkna varma olayndan bahsedebiliriz. Bir sunulma ya da bulunma yoksa farkna
varma da yoktur. Rahatlkla syleyebiliriz ki, burada alg, alglayan ve alglanan
olarak adlandrabileceimiz epistemik fenomen sz konusudur. Bunlar, birinin
varl dierlerinin varln gerektiren l korelasyon ilikisi iindedirler. Burada
unu da zikretmeden geemeyiz: Alglama denilen epistemik fenomen, temelde
ontik bir dikotomiye dayanr ve sre iindeki dier epistemik dikotomiler sz konu-
su ontik dikotomiye baldr. Alg tecrbesinin temel unsurlar olan obje ile suje
arasndaki ayrlk, hem ontik hem de epistemik bir ayrlktr.
Alg fenomeninin asl niteliklerinden biri olan objenin sunuluu, objenin obje
oluunun ilk adm veya basamadr. Sunulu yoluyla, obje kendinde ey olmaktan
kar ve bir obje olur. Baka bir ifadeyle, sunulu fenomeni kendinde eylerden
mteekkil olan salt ontik dzlem ile objelerden oluan epistemiko-ontik dzlem
arasndaki temas noktasn ifade eder. Bu bakmdan, sunulu fenomeni, epistemik
bir fenomen olan algnn en temel unsurudur ve tahlil yoluyla daha temel bir unsura
indirgenemez.
Alg hem suje hem de objenin aktif rol oynad bir fenomendir. Alglama iin
her ikisinin belli oranda alglama edimine katkda bulunmas gerekir. Realist alg
teorileri alg tecrbesinde objeye arlk verirken, idealist alg teorileri sujeye arlk
verir. Alg tecrbesi ne sujenin rolnn sfrland tamamen objektif bir fenomen,
ne de sujenin mutlak hakimiyetini icra ettii salt bir kavramsallatrma ya da kurgu-
lama edimine indirgenebilir. Bu durumda, o belli bir yere kadar subjetktiflik ieren
objektif bir tecrbedir.
250 Kitap, Sempozyum Deerlendirmeleri
Suf tecrbenin mahiyeti baln tayan ikinci blmde, bir din tecrbe
olarak suf tecrbenin belli bal zellikleri zerinde durulmutur. Genel olarak, din
tecrbe, bireyin kutsal ile karlama esnasnda yaad tecrbenin addr. Din
tecrbe, sonsuzluk okyanusundan sonlu lemin kylarna zaman zaman gelen de-
vs inkiaf ve ilham dalgalarndan birinin cazibesine kaplp, o dalga ile birlikte
onun ezel, ebed ve sonsuz kaynana doru srklenip gitmedir. Bu tecrbenin
kendine zg birtakm zellikleri vardr. a- Anlatlamazlk: Genel olarak din tec-
rbe ve zel olarak da suf tecrbede, yaanan tecrbenin ierik ve keyfiyeti tam
manasyla kelime ve kavramlara dklemez, ve btnyle bakalarna aktarlamaz.
O ancak dorudan doruya tecrbe etme yoluyla anlalp renilir. Zira, din tec-
rbe bir anlama veya kavrama durumundan ziyade bir hissetme durumudur. Din
tecrbeyi estetik tecrbeye benzetenler de olmutur. Din tecrbe temel nitelii
itibariyle nazar olarak deil, ancak yaanarak renilebilen bir tecrbedir. Bu tec-
rbeyi, kelime ve kavramalara dklp anlatlamayan veya anlalamayan bir tec-
rbe olarak anlamak doru olmayacaktr. Anlatlamaz yaanr ve tatmayan bilmez
eklindeki ifadeler yaanlan tecrbenin tam olarak anlatlamayaca, ve burada
ifade bakmndan eksikliin bulunaca anlamna gelir. Kelime ve kavramlar onu
bsbtn ifade edip anlatmaya yetmeyecei iin, yaamayan/tatmayan bilemez.
Nihayetinde, onun mahiyet ve keyfiyetini tam olarak anlayabilmek iin yaamak
gerekir. b- Bilgisel (noetic) nitelikli olu: Din tecrbe, dolaysyla suf tecrbe,
kendisine konu olan obje ve bu objenin ait olduu varlk alan hakknda bir takm
bilgilerin elde edilmesini salayan tecrbedir. W. James`in ifadesiyle, din tecrbe
hakikatin teorik akl yrtme yoluyla ulalp llemeyen derinliklerine nfuz etme-
yi salayan son derece anlam ve nem tayan bilisel nitelikli bir aydnlanma ve
anm durumudur. Tecrbe ve tecrbenin konusu kelime ve kavramlara yeterince
dklemese de, tecrbeyi yaayan insan tecrbenin bildirdii eyleri bildiinden
kesinlikle emindir. Bu durumu, sz konusu insann hayatndaki deiiklik aka
ortaya koyar. c- Pasiflik: Pasiflikten kast arlkl olarak zihinsel pasifliktir. Kii
iradesini kullanarak alp abalamak suretiyle din/suf tecrbeyi yayor deildir.
Bu tecrbeyi yaayan kiiler, tecrbe esnasnda kendilerine bir eylerin verildiini
veya sunulduunu, yani, ltfedildiini hisseder. Burada, haric bir kudret tarafndan
kuatlma ve cz iradenin askya alnmas sz konusudur. unu unutmamak gerekir
ki, bu tecrbenin yaanmas iin belli egzersiz ve almalarn yaplmas gerekir. Bu
durum hazrlk aamasnda belli oranda bir aktifliin sz konusu olduunu gsterir.
Asl mhim nokta, din tecrbenin istenildii zaman yaanabilen salt irad bir eylem
olmayp, istem d yaanan bir tecrbe olmasdr. d- Geicilik: Din tecrbe, bir-
ka dakikalk, ksa sreli yaanan bir tecrbedir. Bu sre iinde, kii zaman ve me-
kanla kaytl varlk alanyla snrl olmayan akn bir tecrbe yaar ve tekrar kaytl
sradan tecrbe dnyasna geri dner. Her ne kadar din tecrbe bilfiil yaanma
sresi bakmndan snrl da olsa, etkisi bakmndan uzun srelidir.
Din tecrbenin zel bir tr olan suf tecrbe, herhangi bir dindar
mslmann yaad tecrbe deildir. Sradan bir mslmann yaad din tecr-
Kitap, Sempozyum Deerlendirmeleri 251
benin aksine, suf tecrbe asl dzeyde yaanan youn bir tecrbedir. Suf, tecr-
bedeki younluk nedeniyle kendinden geer, dnya ile balarn koparr ve bam-
baka bir leme geer. Bu tecrbenin yaps u iki aamada ele alnr: 1- Hazrlk
aamas; 2- bilfiil yaanma aamasdr. Hazrlk aamasnda, slik kendisini inan,
amel, ahlk, dnce vs. gibi eitli alardan sz konusu tecrbeyi yaamaya ha-
zrlar. Aday taklit dzeyinden tahkik dzeyine gemeye alr. eitli egzersizlerle
kalp ve ruh tasfiye ve tezkiye edilir. Bu sre ilah n marifet parltlarn alp
yanstabilecek istidat ve kabiliyete ulaana kadar devam eder ve alclarn ilah veri-
ciye balanmasyla sona erer. Suf tecrbenin bilfiil yaanmas aamasnda ise,
madd ve manev olarak hazrlanan suf metafizik (melekt) lem ile balantnn
kurulduu tecrbeyi yaar. Burada, gayb leminin kaplar alr ve suf Cenab-
Hakk`n fiil, sfat ve ztnn tecellilerini mhede eder. Bu tecrbe mnev varlk
alanna ait olan kalp gz (basret) ile mn (melekut veya gayb) lemi arasnda
kurulan bir kprdr. Melekut lemi terimi ile levh-i mahfuz ve melekler lemi;
levh-i mahfuz terimi ile de balangcndan sonuna kadar btn lemle ilgili her
trl bilginin kaytl olduu lem kastedilir. Kalp, lemin hakikat ve suretiyle ilgili
tm bilgileri dorudan levh-i mahfuzdan alabilecek kabiliyet ve istidada sahiptir.
nsann nefsan ve ehvan arzulara ve duyularla elde edilen hayallere taklmas
bunu engeller. Zhd, takva ve zikir ile bu engeller ortadan kaldrlr. Bylece farkl
boyutlarda gerekleen tecelliler farkl epistemik dzeylerde tecrbe edilir. Bu yol-
culukta, nce ilah fiiller, sonra sfatlarn tecellileri ve en sonunda, zt tecelliler
mahede edilir. Sz konusu mahedeler farkl makamlarda gerekleir. Suf lite-
ratrnde, yaanan tecrbelerle ilgili ok sayda kayda rastlamak mmkndr. Bu
kaytlarda, normal insan tecrbesini snrlayan zaman ve mekan kaytlarnn alma-
syla yaanan tecrbelerle karlarz.
esnasnda, irade d bir sunulu ile karlarken, dnme, hayal etme ve tasavvur
etme gibi epistemik edimlerde bir sunulutan ziyade bir kurgulama sz konusudur.
Suf sunulu nnda pasif iken, farkna varma aamasnda aktif konuma geer. Ayr-
ca, suf tecrbedeki sunulu olgusu dorudan gerekleir. Sradan alg tecrbesinde
olduu gibi burada da obje ya da olgu dorudan doruya sufnin tecrbesine sunu-
lur. Suf tecrbedeki sunulu olgusunun dier bir temel nitelii de fenomenal, yani,
bizzat yaanan tecrb bir sunulu olmasdr. Suf tecrbedeki bu fenomenal yn,
son derece vurgulu bir ekilde dile getirilmitir. Bu vurgunun bir sonucu olarak, sz
konusu tecrbeyi renmenin yolunun bizzat yaamadan getii belirtilmitir. Bu
fenomenallik zelliinden dolay, o bakalarna btnyle aktarlamaz. Suf tecrbe
kavramsallatrlmas olduka g olan bir tecrbedir, ve duyu tecrbesine nispetle
yorumsalla daha aktr.
mek keyfi bir uygulama ve ifte standart olur. Bir tecrbe kendi verileri ile destek-
lenip temellendirilmelidir.
Sonuta, suf tecrbe hem subjektif hem de objektif ynleri olan, bilgisel ie-
rie sahip ve en az duyu tecrbesi kadar epistemik meruluu bulunan bir tecrbe
trdr.
Szkonusu kitap, zellikle, din felsefesi, bilgi felsefesi ve tasavvuf alanyla il-
gilenenlerin; genel olarak, ilahiyat aratrmac ve rencilerinin ve belli bir dzeyde
entelektel meraka sahip olan geni okur kitlelerinin faydalanaca bir almadr.
Bunlara ilaveten, eserinde kulland dil ve slup bakmndan kitabn yazarn kutla-
mak gerektii kanaatindeyim.