You are on page 1of 17

slam ve akir KOCABA

bilim
Giri


slam uygarln bilime katks
19. yzyldan gnmze kadar
gerek Mslmanlar gerekse gay-
rimslim yazarlar tarafndan tar-
tlagelen bir konudur. Msl-
manlarn bu tartmalarda genellikle gzlenen eliik durumlar onlarn, in-
sanlk tarihinin belli bir dneminden sonra bilim alannda, ve buna bal ola-
rak hayatn dier alanlarndaki etkinliklerini giderek kaybetmi olmalarndan
kaynaklanmaktadr.
19. yzyldan gnmze slam ve Bilim tartmalarna gz attmzda
genel olarak birka deiik yaklam gryoruz. Bunlardan birincisi geen
yzylda balayp yakn zamanlara kadar devam eden dnemde Avrupa bilim
ve felsefe tarihilerinin, Mslmanlarn Klasik Yunan eserlerinin yorumlayc-
s olmann tesinde bilim ve felsefe alannda uygarla kayda deer bir katk-
lar olmad ynndeki yaklamlardr. Bu yaklam Russell gibi nde gelen
Batl felsefecilerin eserlerinde bile grmekteyiz.1
kinci yaklam, Avrupa'l bilim ve felsefe tarihilerinin karsnda slam uy-
garln savunma ihtiyacnda olan baz Mslmanlarn gelitirdii bir yakla-
mdr. Buna gre bilim ve felsefe zaten insan hayat ve mutluluu iin ge-
rekli olmayan, onu gletiren, hatta ona zarar veren olgulardr. Bu yakla-
ma gre Mslmanlarn bilim ve teknoloji alannda geri kalm olmalar z-
lnecek bir durum da deildir.
nc yaklam gene baz Mslman tarihiler tarafndan gelitirilen, ve
Mslmanlarn klasik dnemde bilim alannda nc saylabilecek almalar
yaptklarn, ancak daha sonraki yzyllarda Hal Seferleri ve Mool istilalar
gibi ykc d etkenlerle bilim alannda geri kaldklarn ne sren yaklamdr.
Drdnc yaklam, 20. yzylda Sarton2 ve Huff3 gibi baz batl bilim
tarihilerinin, Mslmanlarn Ortaa'da bilime nemli katklar yaptn ka-
bul eden, ve daha sonraki yzyllarda bu alandaki gerilemeleri sosyal, klt- 67
rel, iktisadi ve hukuki nedenlerle aklamaya alan yaklamdr. DVAN
1996/1

1 Bertrand Russell, History of Western Philosophy, 1974.


2 George Sarton (1927-48). Intoduction to History of Science, 3 cilt 5 ksm, Balti-
more, Williams and Wilkins, 1927-48.
3 Toby E. Huff, The Rise of Early Modern Science, Cambridge University Press, 1993
akir KOCABA

Beinci yaklam, Mslmanlarn bilime katklarnn slam'la ilgisi olmad-


n ve Mslman bilim adamlarnn 8-12. yzyllarda yapm olduklar ba-
arl almalar slam d, laik bir anlay iinde gerekletirmi olduklarn,
ve dolaysyla gelecekte de bilim alannda ancak bu ekilde baarl olabile-
ceklerini ne sren yaklamdr.4 Bu yaklam savunanlar ayrca, Bat'da
zellikle Rnesans ve sonrasnda ortaya kan din (Hristiyanlk) ve bilim
ayrmn, ve bu zorunlu ayrm ile birlikte ortaya kan tartmalar gerek-
liin dini (=dnu'l-hakk) olan slam dini zerine yanstarak geersiz bir s-
lam ve bilim ayrm yapmak eilimindedir.
Bizim yaklammz ise bu be snfta toplanan yaklamlardan bazlaryla
ortak noktalar tamakla beraber, temelden farkl ve konuya yeni bir zm-
leme de getiren bir yaklam olacaktr. Bunu aada ayrntl bir ekilde ak-
lamaya alacaz. Fakat nce yukarda zetle sraladmz yaklamlar bi-
raz daha yakndan inceleyelim.
Birinci yaklamdaki grler bu gn bilim tarihiyle biraz uram olan
insanlar arasnda geerliliini kaybetmi grlerdir. Ancak hala kesin tarafl
ve gerekleri grmek istemeyen kiilerce savunulabilmektedir. Bu grn
neden yanl olduunu aada rneklerle gstereceiz. kinci yaklam ise,
belki iyi niyetli fakat zararl bir saflkla, baz Mslman yazarlar tarafndan
hala savunulmaktadr, ki bunlar savunduklar eyin slam'da bilgi (=ilm)
kavram ile elitiinin farknda olmayan kiilerdir. nc yaklam, bilim-
sel motivasyonla sosyal, hukuk, siyas ve iktisad artlar arasndaki balar
yanl deerlendirmekten kaynaklanan sistematik bir hatay iermektedir. Biz
bu yazmzda drdnc yaklamn eksik brakt noktadan hareketle mese-
lenin temeline, yani slam tarihinin klasik dnemi saylan 7-11. yzyllarda
renme, aratrma ve sonunda bir bilimsel aratrma gelenei oluturma
dneminden sonra neler olduuna eileceiz. Ancak buna gemeden nce
beinci yaklamn neden yanl bir balangtan kaynaklandn belirtme-
miz gerekiyor.
Klasik dnemde Mslmanlarn bilime katksnda slam'n rol olmad,
bunun laik bir anlay iinde ortaya kt iddiasnn gerekleri ne derece
yansttn incelerken u hususlar gz nnde bulundurmamz gerekiyor:
Ortaa Avrupasnn, Kilisenin dnya ve gereklik hakkndaki grlerinden
uzaklatklar oranda bilimsel aratrmaya yneldikleri bilinmektedir. Halbu-
ki, slam'dan nce bilimle hemen hi alakas olmayan Arap ve Trk toplu-
luklarnn bilim ve felsefe alanndaki almalarnn slam' kabul ettikten
sonra ortaya ktn gryoruz. O halde, bu dnemde Mslmanlarn bi-
lim ve felsefe alannda byle bir atlm slam'n getirdii bir dnce yaps
68 iinde gerekletirmi olabileceini dnmemiz neden yerinde olmasn?
DVAN
Bu dnemdeki Mslmanlara bilim ve felsefe konusunda, kendi alarn-
1996/1
daki dier toplumlarla karlatrdklarnda byle gl bir motivasyon ka-
zandran eyin slam olduunu syleyebilmemiz iin, slam dininin onlarda
ne gibi bir kavramsal deiiklik meydana getirmi olduunu anlamamz ge-
4. Pervez Hoodbhoy, slam ve Bilim, Cep Kitaplar, stanbul 1992.
slam ve Bilim

rekiyor. Bu insanlarn slamdan nce tabiat ve gereklik hakkndaki kavram-


lar nelerdi ve bu kavramlar nasl bir dnme urad? Benzer bir soruyu
Ortaan Hristiyan Avrupa's iin de sorabiliriz. Avrupa'da Ortaa so-
nunda, zellikle 12. yzyldan sonra nasl bir kavramsal dnm meydana
geldi? 16. yzyldan itibaren Avrupa'da gze arpan bilimsel gelimenin te-
melinde nasl bir kavramsal dnm yatmaktadr? Ve bu dnm nasl
olumutur?
Baz Avrupal medeniyet tarihileri bu sorulara cevap vermeden, Bat'nn
bilimsel dnceyi Eski Yunanllardan aldn tekrarlam ve bylece s-
lam'n Avrupa'da Rnesans ve Reform ile bunlar izleyen bilimsel atlm
zerindeki etkilerini unutturmaya almlardr. Bu dnemde Bat'nn bi-
limsel dnce ve felsefe geleneini Eski Yunanllardan ald iddias kar-
snda u sorunun sorulmas gerekirdi: Eer bu iddia doru ise, Avrupallar
Eski Yunanllarn5 eserlerini bin yldan fazla bir sre ellerinde tuttuklar hal-
de Rnesans neden ok daha nce balatamadlar? Neden Bat uygarl bi-
limsel gelime iin 1200 yl daha beklemek zorunda kald? Bu sorularn ce-
vab u olabilir: Batllar bu sre iinde ya Eski Yunanl dnrlerin eserle-
rini anlayamadlar ve bunlar bni Rd gibi Mslman dnrlerin eserle-
rini okuduktan sonra anlamaya baladlar, veya bu eserler byle bir bilimsel
gelimeyi balatabilecek kavramsal yapya sahip deildi. Bu iki ihtimalin de
iyice aratrlmaya deer hususlar olduunu syleyebiliriz.
slam dnce tarihi incelendiinde bilim ve felsefe alannda 12. yzyla
kadar Mslmanlarn, klasik bilimlerin her alannda (matematik, fizik, astro-
nomi, kimya, biyoloji ve tp) ve felsefede geni apta ve ok ynl bir ara-
trma abas iinde olduunu gryoruz. Mslmanlar bu sre iinde bir
yandan Eski Yunan ve Hintli dnrlerin eserlerini dikkatle incelerken, di-
er yandan da bunlardan tamamen farkl yaklam ve metodlar gelitirmi-
lerdir. Bu hususu aada rneklerle aklayacaz.
Bu farkl yaklam ve metodlarn gelitirilmesi belli bir zihinsel yaratclk
yeteneini gerektirmektedir. Bilimsel yaratcln motivasyonla ve bunun da
kavramsal yap ile ilgisi son yllarda zerinde altmz bir konudur.6 s-
lam dininin Klasik Devir'de Mslmanlar zerinde ne gibi bir kavramsal d-
nm meydana getirmi olabileceini aratrmak zere slam'da ve zellik-
le Kuran'daki baz temel kavramlar ve bunlarn oluturduu kavramsal ya-
pya bir gz atalm.

5 Bilim tarihileri genel olarak Yunan medeniyetini, yon ve Helen medeniyeti olarak iki
ayr dnemde ele alrlar. Birincisinin balang noktas Milet olmak zere teki mer- 69
kezleri Atina ve Sirakza, ikincisinin merkezi olarak da skenderiye gsterilmektedir. DVAN
Her iki dnemde de Eski Msr medeniyetinin etkisi grlmektedir. 1996/1
6 Bu konudaki almalarmz hem yapay zeka, hem de Kuran'daki kavramlarn dile
yansmas ile ilgili olarak felsef alanda devam ettiriyoruz. Yapay zeka alannda konu
ile ilgili yaynlarmzdan biri udur: Elements of Scientific Creativity, AAAI
Spring Symposium Series, 23-25 Mart1993, Stanford niversitesi, A.B.D. Bildi-
riler, s. 39-46.
akir KOCABA

slam'da lm Kavram
slam'da ilm (=bilgi) kavram konusunda slam tarihi boyunca gerek
Mslman ve gerekse Mslman-olamayan yazarlar tarafndan ok eyler
sylenmitir.7 Bunlar ayrntlar ile incelemek imdiki almamzn dnda
kalmaktadr. Ayrca byle bir aratrma iin zellikle Kuran'da ilm kavram
ve ilgili dier kavramlar zerinde dikkatli bir alma yapm olmak gerek-
mektedir. Kuran'da ilm kavram zerine 1986 ylna yaptmz almadan
elde ettiimiz bilgileri yle zetleyebiliriz:
1) Her eyden nce, Kuran'daki ilm (=bilgi) kavram yine Kitap'taki hakk
(=gereklik) kavramna dayanmaktadr. Gerekliin btn olmas, bilgiyi de
blnmez bir btnlk arzeden bir kavram olarak karmza karmaktadr.
Bu adan bu gk Mslmanlarn ilm kavram ile Kuran'daki kavram
arasnda kesin bir ayrlk grlmektedir.
2) Kuran'daki ilm (= bilgi) kavram btn ilimleri kapsamaktadr ki bu-
na hangi soyutluk dzeyinde olursa olsun gereklii yanstan btn bilimler
de dahildir.
3) Kuran'da ilm kelimesi, gereklikle balantl olduundan doru bilgi-
yanl bilgi nitelemesine yer vermemekte, buna karlk bilgisi var veya
bilgisi yok anlamnda kullanlabilmektedir (Baknz ayetler: Enm
6/108, 119)
4) Kuran'daki ilm kelimesinin kullanm belli bir anda insanlarn bilgisi-
nin snrlarndan bahsetmeye imkan vermektedir. lgili ayetlerde insanlarn
baz gerekleri bir ilm ile kavrayabilecek yetenekte olduklar halde bunlar
kavrayamadklarndan bahsedilmektedir. (Neml 27/84).
5) Kuran'da Allah'n her eyi bir bilgi ile evrelemi veya kuatm (=ve-
sia) olduu belirtilmektedir, ki bu, bilginin btn bir uzaya dalm oldu-
u anlamna gelebilir. (Enm 6/80)
6) Kuran'da ayrca Allah katndan bir ilm ifadesi de gemektedir ve
bunun, btn uzaya dalm olan bilgiden ayr bir bilgi olduu anlalmak-
tadr. (Kehf 18/65)
7) Allah'n her eye gcnn yeter olduu insanlar tarafndan bilinebilir.
(Talk 65/12)
8) Bilmek (=alime) fiili hem tek tek insanlar hem de bilen bir ulus ifa-
desi iinde insan topluluklar iin kullanlabilmektedir (Bakara 2/230;
Enm 6/97; Arf 7/32).
9) Bilenlerle bilmeyenler bir deildir. Zmer 39/9)
70 zet olarak aldmz bu kavramsal yap, Kuran'da daha geni bir kav-
DVAN ramsal yapnn bir parasn oluturmaktadr. Mslmanlar iin bilginin ne-
1996/1 mi ve gereklilii, insan olmann bir gerei olarak karmza kmaktadr.

7 Franz Rosenthal, Knowledge Triumphant, E. J. Brill, Leiden 1970.


slam ve Bilim

lmin nemi ve Gereklilii: nsann Evrendeki


Galaksilerin ve hatta gne sisteminin astronomik boyutlar gz nne
alndnda halen kk bir gezegen zerinde snrl bir uzay-zaman alan
iinde yaayan insan yz milyarlarca galaksiyi iine alan geni bir uzay iin-
de bu kadar nemli klan ey nedir? slam'n getirdii kavram sistemi iinde
bu soruya verilebilecek cevap u olabilir: nsan nemli klan, Allah'n ona
yarattklar iinde stn baz zellikler vermi olmasdr. Bu zelliklerin ba-
nda insann stn renme ve dnce yeteneini belirtmemiz gerekiyor.
nanan insan asndan ilmin en nemli sorularndan biri udur: Allah
gkleri ve yeri nasl ynetmektedir? Buna bal bir dier soru da udur:
nsan zihni acaba Allah'n gkleri ve yeri nasl ynettiini kavrayabilir mi?
Okuyuculara belki srpriz gibi gelecek ama, bu her iki sorunun da cevab ol-
duu gibi, ikinci sorunun da cevab evettir. Bu sorularn cevaplar
Kuran'da yle verilmektedir:
Onlar gklerin ve yerin ynetimi zerinde ve Allah'n yaratt eyler
zerinde dnmediler mi? (=evelem yenzur f melekuti's-semvti ve'l-
ard). (Arf 7/185)
Allah O'dur ki, yedi g ve yerden de onun mislini yaratt. Emr bunlar
arasndan indirilir ki, Allah'n her eye gc yeter olduunu ve Allah'n ke-
sin olarak her eyi bir ilm ile kuatm olduunu bilesiniz. (Talk 65/12)
Grld gibi yukardaki ilk ayette insanlar, gklerin ve yerin ynetimi,
yani bunlarda meydana gelen olaylarn hangi kanun ve prensiplere bal ola-
rak gerekletii zerinde sistematik dnmeye sevkedilmektedir. Bu ayet-
teki yenzur f ifadesi hem gzlem hem dnme anlamlarn iermekte-
dir, ki klasik devir slam dncesinde nazariye, yani teori kelimesi bu-
radan tretilmitir. Buna gre nazara f ifadesi sistematik veya teorik d-
nce olarak anlalabilir.
kinci ayette ise gklerin ve yerin ynetiminde temel kavram olarak or-
taya kan emr kavramnn ilm kavram ile nasl yakndan ilgili olduu-
nu gryoruz. Bu ayetteki bilesiniz ifadesi, ile Allah'n, emri ile gklerde
ve yerdeki olaylar nasl bilgisi ve denetimi altnda tuttuunun insanlar tara-
fndan bilinebilecei vurgulanmaktadr.
Dikkat edilirse yukarda geen: Allah gkleri ve yeri nasl ynetmekte-
dir? sorusu daha dar bir anlamda fizik bilimleriyle uraan bilim adamlar-
nn da sorusudur:8 Doada dzenli olarak meydana gelen olaylar nasl ger-
eklemektedir? Doada grlen bu dzenlilik nasl ne zaman ve nasl ba-
lamtr? Bu konuya aada tekrar dneceiz.
71
te slam uygarlnn klasik dneminde Mslmanlar, bu motivasyonlar-
DVAN
la kendilerini ve iinde yaadklar uzay anlamaya ynelmilerdir. Matema-
1996/1
tik, mantk, fizik, kimya, astronomi, botanik gibi bilimlerle ve felsefeyle u-
ramalarnn temelindeki motivasyon budur. slam'da ilme, renmeye ve

8 Bu fizikilerden biri de Paul Davies'tir. Baknz : Paul Davies (193). The Mind of God.
Londra Touchstone Books.
akir KOCABA

dnmeye verilen nem, aslnda insana verilen nemin bir gstergesidir.


Hz. Peygamber Kuran vastasyla Mslmanlara ilmin nemini, renmeyi
ve dnmeyi retmitir. Mslmanlar da M. 8-12. yzyllarda yazm ol-
duklar eserlerle Avrupa'da Hristiyan ve Yahudilere iinde yaadklar dn-
ya hakknda nasl dnleceini retmilerdir. Ne var ki, Mslmanlar 12.
yzyldan sonra bilim konusundaki motivasyonlarn kaybetmiler, bunun
sonucu olarak da, daha sonraki yzyllarda bilim alannda etkinlikleri gide-
rek ortadan kalkmtr. renme ve aratrma gelenei asndan Msl-
manlarn bu gn iinde bulunduklar durum klasik dnem slam uygarl
ile tam bir tezak tekil etmektedir. lm kavram nemini kaybetmi, bunun
yerine baka baz kavramlar ncelik kazanmlardr.

slamda Bilgi ve Bilim Motivasyonu


Klasik dnem slam uygarlnda ilim kavramnn nemi konusunda mehur
arkiyat Franz Rosenthal unlar sylemektedir: Bilgi kavramnn insan ve
toplum hayatnda Klasik Devir slam uygarlndaki kadar merkez bir nem
tad -imdiki Bat uygarl da dahil- baka bir uygarlk olmamtr.9
Denilebilir ki, doru dnme, doru bilgiler, doru bir kavram sistemi,
ve doru gzlem ve karm metodlar zerine geliir. Doru dnme bu-
lulara ve yeni ve gvenilir bilgilere ulamay salad iin aratrmada mo-
tivasyonu olumlu ynde etkiler. Doru bilgiler ise doru bir kavram sistemi
zerine kurulur. Bu nedenle, bilginin gelimesinde bunun zerine kuruldu-
u kavramsal yapnn etkisi byktr.
slam'n douu ile renmeye ynelik davranlarn gelimesi, hatta bu-
nun bir aratrma ve renme kampanyas haline dnmesi, tarihte ok k-
sa saylacak bir sre iinde bilim faaliyetlerinin gelimesine yol amtr. -
renme kampanyas daha Medine dneminde bile, Mslmanlarn ele geir-
dikleri sava esirlerini kendi ocuklarna okuma-yazma retmelerine kar-
lk serbest brakma gibi, daha nceleri hayal bile edilemeyecek boyutlara
ulamt.10 Bu dnemde Mslmanlar renmeyi, ilm sahibi olmay ba-
lca insanlk grevi (=ibadet) olarak alglamaktaydlar.
Bu tr bir kavramsal dnm ve buna paralel olarak gelien renme
kampanyas bilimsel gelime ynnde yz yl gibi ksa bir zaman sresi iin-
de rnlerini vermeye balad. Daha Emevler zamannda Emev prenslerin-
den Hlid bin Yezid (665-704), mam Cafer-i Sdk (700-765), Horasan'l
Cabir bin Hayyn (y. 721-805), Zunnn-i Msr (l. 860), Raz (860-
925), bni Sn (980-1037) ve Mecrit'nin (?-1007) modern kimyann te-
72 meli saylabilecek deneysel almalar yaptn gryoruz. Daha sonra fizik-
DVAN
1996/1
9 Franz Rosenthal (1970). "Knowledge Triumphant". E.J. Brill, Leiden.
10 Muhammad Hamidullah, slam Peygamberi, ev. M. Said Mutlu, rfan Yaynevi, s-
tanbul 1966, s. 141. (Yazar bu bilgileri klasik slam kaynaklarndan, bni Sad, S-
heyl ve bni Hanbel'den aktarmaktadr.) Ayn dnemde mslmanlarn Medine'de
bir de okul atklar bilinmektedir.
slam ve Bilim

te Kind (y. 796-872) ve yine fizikte optik alanndaki aratrmalar ile bilinen
bni Heysem (y. 965-1051); Matematikte Harezm (y 780-850) ve Sbit
bin Kurr (y. 834-901); zoolojide Chiz (y. 776-869); astronomide bni
Heysem (y. 965-1051), Beyrn (y 973-1051), Zerkal (1029-1087) ve b-
ni tr (l. 1375); tpta Rz (y. 864-925) ve bni Sn (y. 980-1037); ve
tp, fizik ve felsefede bni Rd (1126-1198) gibi Mslman bilginleri bu
dnemin nde gelen isimleri arasnda sayabiliriz.11 Bu dnemde Msl-
manlarn kimya, fizik ve matematik alanndaki nemli katklarna ksaca bir
gz atalm.
Kimya biliminin gelimesine Mslmanlarn katks birka bakmdan
nemlidir. Birincisi, ilk defa Cbir bin Hayyn'n eserlerinde grld gi-
bi, Mslmanlar kimyasal cisimlerin, bir dizi temel zelliin belli oranlarda
birleiminden meydana geldiini, ve eski Yunanllarn bu konudaki dn-
celerinin aksine, bu temel zelliklerin ayrtrlarak belli oranlarda tekrar bir-
letirilebileceini ve bylelikle yeni cisimler meydana getirilebileceini d-
nmlerdir.12 Bu ise kimyaya hem analitik, hem de sentetik bir aratrma
metodu getirmektedir. kincisi, cisimlerde bu zelliklerin belli bir denge
(=mzn) ierisinde bulunduunu ne srm olmalardr.13 ncs, ve
belki de en nemlisi, yaptklar deneylerin anlatmlarnda modern bir kimya
deneyinin btn unsurlarn grmek mmkndr. Mesela Mecrit'nin civa-
nn oksitlenmesi zerine yapt deneyde, klasik bir kimyasal reaksiyonda ol-
mas gereken hemen her ey bulunmaktadr,14 ki bunlar u ekilde sralaya-
biliriz: a) reaksiyona giren maddeler, b) miktarlar, c) reaksiyon artlar, d)
reaksiyon sonunda elde edilen maddeler, ve e) miktarlar. Bunun kimya bi-
liminin gelimesinde ok nemli bir aama olduunu kabul etmek gerekiyor.
Fizik alannda bni Heysem'in parabolik ve kresel aynalar, mercekler ve
n krlmas konusundaki aratrmalar daha sonralar klasik fizikte optiin
temellerini oluturmutur. bni Heysem n az youn ortamdan ok yo-
un ortama geerken krlmasn incelemi ve n krlma kanununu bul-
mutur.15 Bu ise Arimet'ten sonra fizikte bulunan ilk kanundur.

11 Bu konularda u kaynaklara bavurulabilir:


G. Sarton, Introduction to History of Science, Williams ad Wilkins, Baltimore
1927-48.
S. H. Nasr, Islamic Science, nsan Yaynlar, stanbul 1989.
. Den, Mslman lim ncleri Ansiklopedisi I-II, stanbul Yeni Asya Yayn-
lar, stanbul 1992.
M. Bayradar, slam'da Bilim ve Teknoloji Tarihi, Trkiye Diyanet Vakf Yaynlar.
Ankara 1987.
T. E. Huff, The Rise of Early Modern Science, Cambridge University Press,
Cambridge 1993. 73
. Akn ve M. Desay, Be Byk Cebir Bilgini, MEB Yaynlar, Ankara 1993. DVAN
12 H. M. Leicester, The Historical Background of Chemistry, Dover, New York 1996/1
1971, s. 66.
13 A.g.e., sayfa 66.
14 A.g.e., sayfa 71.
15 H. G. Topdemir, bnl Heysem'in Optik Aratrmalar, Bilim, Felsefe, Tarih, Sy.
1, 1991, s. 187-190.
akir KOCABA

Mslmanlarn dolayl olarak klasik fiziin gelimesine en byk katks


matematikte cebiri bulmu olmalar ile gereklemitir diyebiliriz. Har-
ezm'nin (780-850) matematik problemlerin zmnde sabit saylar yeri-
ne deikenleri kullanmas matematik tarihinin en nemli soyutlamalarndan
biri saylmaktadr. Matematikte ilk soyutlama, saylarn ve sfrn bulunmas
olarak kabul edilmektedir. kinci soyutlama, Tales (M.. 640-546) ve k-
lid (M.. 4. yzyl) gibi yon ve Helen dnemi matematikileri tarafndan
geometrinin aksiyom sistemi haline getirilmesidir. Harzem'nin cebiri ica-
dndan sonra, 16. yzylda Newton ve Leibniz tarafndan fonksiyon kavra-
mnn gelitirilmesi ise matematikte sekiz yzyllk bir aradan sonra gerek-
letirilen drdnc byk soyutlama olarak karmza kmaktadr. Cebirle
Mslmanlar, Eski Yunanllarn aksine, aritmetik problemlerini geometrik
yollarla deil, cebrik denklemlerle nasl zlebileceini gstermi oluyor-
lard. Cebirden baka trigonometri ve analitik geometriyi de Mslmanlarn
gelitirdii bilinmektedir. Cebir ve analitik geometri olmadan yksek mate-
matiin ve klasik mekaniin gelimesi, ve dolaysyla sanayi devrimi asla
mmkn olamazd.
Astronomide ise Mslmanlarn Galileo ve Kopernik gibi Batl fizikiler-
den ok daha nce gne merkezli sistemi ve dnyann yuvarlakln dn-
m ve bu konularda lmeler yapm olduklarn biliyoruz (Huff:1993).
Mslmanlarn modern bilimin gelimesine en byk katks, deney gzlem
ve lmeye dayanan bir aratrma metodolojisi gelitirmeleri olmutur.
Mslmanlar Batlamyus'un (Ptolemy) yer merkezli astronomik modeline
kar yeni ve daha doru bir model gelitirmek amacyla bni Heysem'le bi-
lim tarihinde ilk aratrma programn balatmlard (Huff:1993, s. 47-90).
Bu aratrma program Nasreddin Ts, bni tr ve Zerkal gibi Mslman
astronomlar tarafndan srdrlerek sonunda gne merkezli modele ede-
er bir model gelitirilmiti. (Bunlardan Ts'nin izimleri Kopernik'in ki-
taplarna referans gstermeden girmitir (Huff:1993, s. 55-58). Mslman-
lar matematii ilk defa bu aratrma programnda kullanmlardr. zetle,
Ortaa'da Mslmanlar, dnya tarihinde ilk defa deney, gzlem ve lme
ile mantksal ve matematiksel dnceyi birletiren bir aratrma gelenei
oluturmulardr.
Mslmanlarn bilim alannda 8-11. yzylda yaptklar almalar 16.
yzyldan gnmze kadar Avrupa'daki bilimsel gelimelerle karlatrd-
mz zaman bunlarn sonular itibariyle elbette snk kaldn gryoruz.
Ancak onlarn bu yzyllarda bilim alanndaki baarlar dnyann teki uy-
garlklarnn (in, Hind ve Avrupa) ayn yzyllarda bilim alannda neler
74 yaptklaryla karlatrlarak deerlendirilmelidir. slam ve Bilim tartma-
DVAN
larnda genellikle yaplan metodoloji hatas, bu karlatrmal deerlendirme
1996/1
prensibinin gz nnde bulundurulmamasndan kaynaklanmaktadr. Ayrca,
Avrupallarn Mslmanlar tarafndan deney, gzlem ve lmeye dayanan,
kullanma hazr bir aratrma metodolojisini devraldklarn da gz nnde
bulundurmamz gerekiyor.
slam ve Bilim

Burada hemen u soru karmza kmaktadr. zellikle 8-11. yzyllarda


Mslmanlar Fizik, Kimya, Astronomi gibi klasik bilimlerin temelini olutu-
racak sistematik almalar yapm olduklar halde neden 11. yzyldan son-
ra bu almalarn ayn tempoda devam ettiremediler? slam tarihinde neler
oldu da bilimsel felsefi almalar giderek Mslmanlarn ilgi alan dna k-
t? Ne gibi psikolojik, sosyal, iktisad, hukuk ve siyas etkenler Mslmanla-
r bu alanda almaktan uzaklatrd? te slam ve Bilim konusunda asl
sorulmas gereken sorular bunlardr.
Mslmanlarn bilim alannda bu kadar parlak bir balang yaptktan son-
ra neden bu alanda duraklamaya ve hatta gerilemeye gittikleri Katip ele-
bi'den gnmze birok Mslman tarihi ve yazar tarafndan aklanmaya
allmtr. ne srlen bu aklamalar genellikle 12. yzyldaki Hal Se-
ferleri ve 13. yzyldaki Mool istilasnn getirdii tahribat (ktphanelerin
yaklp yklmas, ilim adamlarnn ldrlmesi, vs.), gibi siyas nedenlere, ve-
ya coraf keifler yoluyla pek Yolu'nun nemini kaybederek zenginliin s-
lam devletlerinden Avrupa'ya kaymas gibi ekonomik sebeplere dayandrl-
maktadr. Bu tr aklamalarda belli bir gerek pay olduunu kabul edebi-
liriz.
Karlatrmal bilim tarihinin nde gelen isimlerinden Huff Mslmanla-
rn, Ortaa'da bilim alannda parlak bir balang yaptktan ve ksa zaman-
da bu alanda dnyada in, Hindistan ve Bat ile karlatrldnda tartma-
sz stnle ulatktan sonra 12. yzyldan itibaren bilimde gerilemelerinin
sebeplerini birbirine bal birka adan incelemektedir. Bunlardan biri, bi-
lim adamnn toplumdaki rol, ikincisi bilim adamnn tabiat hakkndaki te-
mel inanlar, ncs ise bilimin gelimesini salayacak sosyal ve hukuk
kurumlamalardr.
Bilim adamnn toplumdaki roln incelerken Huff, Ortaa slam toplu-
munda etki srasna gre aydnlar guruptaki toplamaktadr: fukah (hu-
kukular), kelamclar ve felsefeciler. Modern bilimin gelimesine nclk
eden felsefecilere rnek olarak Kind, Frb, Rz, bni Sn, Beyrn ve b-
ni Rd' saymaktadr. Bunlar arasnda, kelamclarn hedefi haline gelen fel-
sefecilerin toplum iindeki etkilerini tamamen kaybettiklerini belirtmektedir.
Bu dnemde kelamclar felsefecileri toplumdan tecrit etmede Gazali ve b-
ni Teymiye'nin felsefeciler hakkndaki grlerini kullanmlardr. Huff, fu-
kahann da kelamclar zaman zaman ok sert eletirilere tabi tuttuklarn
ifade etmektedir. Huff'a gre, Ortaa slam toplumunda bilim faaliyetleri-
ni srdren kiilerin bu almalarn toplum iinde geerli klacak tanmlan-
m, belli bir sosyal rolleri yoktu. Bilim ve felsefeyle uraan kiiler ou za- 75
man toplumda kabul edilmi ek bir greve sahiptiler. Mesela bni Rd bir
DVAN
hukuku olarak, bni atr bir muvakkit olarak grev yapmaktaydlar. 1996/1
Bilim adamnn tabiat hakkndaki temel inanlar asndan ise Huff un-
lar sylemektedir: Bilim aratrma, Thomas Kuhn'un deyimiyle, balang-
ta kabul mutlaka gerekli bir dizi prensibe dayanr. Bu prensiplerden baz-
lar unlardr: 1) Tabiattaki olaylarn nasl meydana geldii rasyonel ve ob-
akir KOCABA

jektif bir aratrma ile anlalabilir. 2) Byle bir aratrmada deneysel bir me-
todoloji kullanlmaldr. 3) Tabiatn ileyiini aratran aratrc metodik ve
ihtiyatl bir yaklam iinde olmaldr. 4) Aratrc, aratrma konusunda oto-
ritelerin grlerine deil, verilerin rasyonel sonularna itibar etmelidir. 5)
Bilim adam sistematik bir phe ile olaylar incelemeli ve gerektiinde hk-
mn geciktirebilmelidir. Ortaa slam dnyasnda Kelamclarn savundu-
u grler tabiattaki dzenlilii en azndan belirsiz hale getirdii iin, yu-
karda prensipleri ifade edilen bir bilimsel aratrmay anlamsz hale getiri-
yordu.
Son olarak, Huff'a gre Ortaa slam dnyasnda bilim adamlarnn fa-
aliyetlerini destekleyecek sosyal ve hukuk kurumlar gelimedi. Medreseler
balangta baz bilim alanlarnda (mesela tpta) faaliyet gsteriyorlard, an-
cak daha sonra bunlarda fkh, tefsir, mantk ve kelam gibi formel bilimler
dnda eitim yaplamaz hale geldi. Medreselerin eitim sistemi de faklte
organizasyonundan ok ferdi sisteme dayanyordu. Avrupa'da 12. yzyldan
sonra niversitelerin kendi hukukunu yapp, kendi eitim programlarn be-
lirleme ve uygulayabilme zerkliine karlk, medreselerin eitim program-
lar genel olarak bunlarn bal olduu vakf tarafndan belirleniyordu. Va-
kflar da slam d saylan bilimlere itibar etmedii iin, bir mddet son-
ra bilim almalar sosyal ve hukuk destekten mahrum ferd almalara kal-
d.
Grld gibi Huff, Mslmanlarn parlak bir balangtan sonra bilim-
sel almalarn devam ettirmemelerini, arlkl olarak onlarn sosyal kurum-
lama ve hukuk zerklik alanndaki baarszlklarna dayandrmaktadr. Biz
ise sosyal ve hukuk sebeplerin de gerisinde, 11. yzylda Mslmanlarn te-
mel kavram sisteminde meydana gelen bozulmalarn bu gelimeye engel ol-
duunu sylyoruz.
slam bilim tarihinde meydana gelen bu kadar nemli bir deiimin yal-
nzca siyas, sosyal ve ekonomik sebeplerle aklanmas tedenberi bizi pek
tatmin etmiyordu. Bu kadar byk bir dnmn daha temel sebepleri ol-
mas gerektiini dnyor, fakat bunlarn neler olabileceini bilmiyorduk.
Yllar sonra 1986 ylnda Londra'da doktora almas yaptmz srada bir
tartmada bugnk Mslmanlarn akl ve ilm gibi Kuran'da geen
baz kavramlar yerinde kullanp kullanmad sorusu gndeme geldi. Bu
erevede Kuran'da akl kavram zerine yaptmz bir gramer alma-
snda bu kelimenin bugnk Mslmanlar tarandan Kuran'dakinden ol-
duka farkl bir biimde kullanldn tesbit ettik. Daha sonra Emr Kelime
Grubu adn verdiimiz bir dizi kavram zerinde yaptmz almalar s-
76
rasnda, Kuran'da fiziksel olaylarn aklamasna temel tekil edecek, ve fa-
DVAN
kat gnmz Mslmanlarnn dnmeden getii bir dizi kavram bulun-
1996/1
duunu ve bunlarn 8. yzyldan 12. yzyla kadarki dnemde, yani Kin-
d'den bni Rd'e kadar birok slam dnrnn eserlerinde deiik e-
killerde de olsa nemli yer aldn tesbit ettik. Bu almalar slam dnce
tarihi iinde olumu cidd bir kavramsal bozulmann iaretlerini veriyordu.
slam ve Bilim

Eer Mslmanlar Kuran'da ifadesini bulan ve balangta kazanm olduk-


lar kavram sistemini terketmemi olsalard bilim alanndaki motivasyonlar-
n kaybetmeyecekler ve bu alandaki almalarn devam ettirmelerini sala-
yacak sosyal kurumlama ve hukuk dzenlemeleri de gerekletirebilecek-
lerdi. Aadaki blmde bu kavramsal bozulma ayrntl olarak ele alnmak-
tadr.

11. Yzylda Kavramsal Bozulma: lm Kavramnn Blnmesi


slam dnce tarihi iinde en dikkate deer ilk kavramsal bozulma ilm
kavram zerinde gereklemitir diyebiliriz. Yukarda szn ettiimiz
almada ilm kavram zerine yaptmz aratrmada, gerek Kuran'da
gerekse 6 Hadis kitabnda din ilmi (=ilmu'd-dn) diye bir isim tamlama-
sna rastlayamamtk. Buradan da, slam tarihinde din ilmi-dnya ilmi
eklinde bir kavramsal blnmenin, Hadislerin topland 9. yzyldan son-
ra ortaya km olduu anlalyordu. Kuran'da hakk (=gereklik) keli-
mesi ile olan alakas dolaysyla ayetlerde bir btnlk iinde geen ilm
kavramnn iki kavrama dnmesi etkin olarak 11. yzylda gereklemitir
diyebiliriz.
Bu noktada din ilmi-dnya ilmi nitelemesinin ilimlerin snflandrlmas
zorunluluuyla ortaya km olabilecei ileri srlebilir. Biz bu blnme-
nin ilimlerin snflandrlmas ile ilgili bir ihtiyatan ok, 11. yzyl Kelamc-
lar tarafndan belli amalarla oluturulduunu dnyoruz. Bu amalar,
Mslmanlar yanl dnce ve inanlardan koruma gibi niyetler ihtiva et-
mi olsa bile, byle bir kavramsal deiiklii -balang noktasndaki yanl-
lklarn ve korkun sonularn gznnde bulundurmadan- yapm olma-
larn kendileri asndan affedilebilecek bir durum olarak gremiyoruz.
lmin din ilmi"-dnya ilmi eklinde ikiye blnmesi beraberinde,
dnya ilmi saylan fizik, kimya, astronomi, matematik ve mantk gibi bi-
limlerin gerekliliinin tartlmasna yol amtr. nceleri bu bilimlerin
din ile olumlu-olumsuz bir ilgisi olmad ne srlm,16 daha sonra ise
bunlarn gereksiz olduu anlay yava yava Mslmanlarn zihnine yerle-
meye balamtr. Bu bilimlerle uraan Mslmanlar da, nceleri halk ve
hkmdarlar tarafndan destek grrken, artk toplumdan destek grmeme-
ye, hatta tecrit edilmeye balanmtr.
rnek olarak, 12. yzylda Endls'te ba kad (=eyhlislam) grevi ya-
pan ve ayn zamanda Halife'nin doktoru olan bni Rd'n bilim-felsefe ko-
nusundaki eserleri dolays ile, siyas otoritede g sahibi olmaya balam
olan Kelamclar tarafndan idam talebiyle cezalandrlmak istenmesi, kitapla- 77
rnn yaklmas, ve ancak daha nceki hizmetlerinden dolay Halife tarafn- DVAN
dan idam edilmekten kurtarlarak g bela Kuzey Afrika'ya gnderilmesini 1996/1

16 Gazal el-Munkiz mined-dall isimli kitabnda felsef bilimlerden saylan mantk ve


matematiin din ile olumlu olumsuz bir ilgisi olmadn ifade etmektedir. Onun iyi
niyetle sylemi olduunu kabul ettiimiz bu sznn kolaylkla yanl anlaamala-
ra yol aabildiini belirtmeliyiz.
akir KOCABA

gsterebiliriz. slam tarihinde bilim adamlarna Engizisyon boyutlarnda


tepki pek grlmemitir, ama dnya ilmi saylan bilim ve felsefenin Ke-
lamclar tarafndan kmsenmesinin ve ikarnn bu alanda Mslmanlarn
motivasyonunu hem kavramsal hem de siyas adan inkarnn ok olumsuz
ynde etkilemi olduunu kabul etmemiz gerekiyor.
Bu kavramsal blnmenin sonucu olarak ortaya kan tartmalarda mese-
lenin en ilgin yan da udur: Kuran'da bir btn olan ilm kavramnn
Kelamclar tarafndan din ilmi-dnya ilmi eklinde ikiye ayrlmas, ve da-
ha sonra bunun Mslmanlar arasnda genel bir kabul grmesi, slam dn-
yasnda ilk defa 11. yzylda laikliin dnce plannda bir doktrin olarak
kabul edilmesi anlamna geliyordu. Aradan dokuz yzyl getikten sonra
Mslmanlarn laiklii hukuk bir prensip olarak kabul etme durumuyla kar-
karya kaldklarnda gsterdikleri tepkinin ne dereceye kadar tutarl oldu-
u, 11. yzylda kendilerinin kabul ettikleri kavramsal blnmeyle yanyana
getirilerek deerlendirilmelidir.
slam dncesinde 11. yzylda meydana gelen kavramsal bozulma sade-
ce ilm kavramn deil yaratma ile ilgili kavramlar da etkilemitir.
Kuran'daki emr kavramna dayal kozmik dzen anlayn terkederek, s-
rekli ve anlk yaratlma yokolma hipotezine dayal bir fiziksel uzay anlayn
benimseyen Kelamclar ayrca Kuran'da yaratma ile ilgili bir dizi kavram da
bir tek kelimeye, haleka kelimesine indirgemilerdir. Bylece Kuran'da
planlamak, varetmek, oluturmak, yapmak, ekillendirmek, yerden bitirmek,
yaplandrmak, kurmak gibi anlamlarna gelen bir dzine kavram (haleka, ce-
ale, besse, nebeta, fetara, benea, savvera, sevv gibi kavramlar) bir tek kavra-
ma, yaratma (=haleka) kavramna indirgemiler ve bu ekilde zengin bir kav-
ram sistemini ok basit ve elikili bir kavram sistemine dntrmlerdir.
Bu kavramsal indirgemeciliin sonucu olarak, cisimlerin kendilerine has
zellikleri olduunu inkar etmek zorunda kalmlar ve dolaysyla Fizik,
Kimya, Astronomi gibi bilimlerin gelimesinde temel olan nedensellik pren-
sibini de inkar ederek bilimsel aklamalar imkansz hale getiren bir kavram-
sal yap iine girmilerdir. Halbuki cisimlerin kendilerine has zellikleri ol-
duu Kuran'da emr (=ynerge) kelimesiyle ilgili ayetlerden ak bir ekil-
de anlalmaktadr.
Kuran'da emr kelimesi ve trevlerinin getii 250 dolaynda ayet bu-
lunmaktadr. Bu ayetlerin bir ksm Allah'n gkleri ve yeri emri ile nasl y-
nettiini ifade etmektedir. Gerekten de gk cisimlerinin hareketlerinden
bahseden ayetlerde bunlarn gklerin yaratl srasnda kendilerine vahye-
dilmi (=yklenmi) olan emrlere (=ynergelere) gre hareket ettikleri
78 akca belirtilmektedir.
DVAN
Sonra onu (g) yedi sem olarak gerekletirdi (=kad) ve her bir se-
1996/1
maya (onlarn) emrini vahyetti. (Fussilet 41/12)
Gne, ay ve yldzlar O'nun (Allah'n) emri ile denge durumlarn ko-
rurlar (=musahhart). (Arf 7/54; brahhim 14/33; Nahl 16/12; Hac
22/65)
slam ve Bilim

Bu ayetlerde hem tekil hem oul anlamda geen emr kelimesinin grame-
rinden, emrin uzay iinde dalm, birbiri ile etkileen bir dizi ynerge,
adeta bir kozmik yazlm eklinde anlalabilecei bir kavramsal ereve or-
taya kmaktadr. Bu erevede, fiziksel olaylarn uzay iindeki ynergelerin
etkileimi, birleimi ve dalm ile belli bir dzen iinde gereklemekte ol-
duu anlalmaktadr. Ancak bu kozmik dzen hi deitirilemez deildir.
zn kelimesiyle ilgili ayetlerden anlalaca zere, Allah herhangi bir
uzay-zaman alanna mdahale edebilir ve onun zelliklerini yeni emrlerle
(=ynergelerle) deitirebilir. te bu ekilde O, bir uzay-zaman alan iinde
mevcut emrlerin etkileimi ile gerekleemeyecek olan baz olaylar gnder-
dii emrlerle gerekletirebilmektedir. Ayn ekilde, O, mevcut emrlerle ger-
eklemesi gereken olaylar da gnderdii yeni ynergelerle engelleyebil-
mektedir. Gerekten de, emr ve izn kelimelerinin getii ayetlerden,
Allah'n periyodik olarak gnderdii yeni emrlerle (=ynergelerle) baz olay-
lara mdahale ettii aka anlalmaktadr. Bizim mucize adn verdiimiz
olaylar ksmen bu ereve iinde anlalabilir. (Ksmen diyoruz, nk
mevcut emr erevesi iinde hangi olaylarn gerekleip hangilerinin gerek-
leemeyeceini henz tam olarak bilemiyoruz.)
Gene Kuran'da sahhara kelimesi ilgili ayetlerde Allah'n, gklerde ve
yerde ne varsa insann kullanmna/kontrolona verdii belirtilmektedir:
Allah'n gklerde ve yerde ne varsa sizin kullanmnza verdiini (=sahha-
ra lekum) grmyor musunuz? (Lokman 31/20)
Kuran'da emr kelimesi, izn, sahhhara, sultn, kadr ve ka-
d kelimeleri ok dikkate deer bir kavramsal rg oluturmaktadr. Bu ko-
nudaki aratrmamzn sonularn yaknda yaynlamay mit ettiimiz s-
lam'da Bilginin Temelleri isimli kitabmzda ayrntl olarak aklayacaz.
11. yzylda Kelamclar ve Gazali (1058-1111) tarafndan cisimlerin ken-
dilerine has zellikleri olduunun ve fiziksel olaylar arasnda sebep-sonu
ilikisi (=nedensellik) olduunun inkar 12. yzylda, gene bir slam d-
nr olan bni Rd (1126-1198) tarafndan ayrntl bir ekilde eletirilmi-
tir17 bni Rd ayrca, Kelamclarn din-bilim ayrmnn yanll zerinde
de durmu ve bu konuda Faslu'-makl isimli bir kitap yazarak din ve bilim
arasndaki ayrlmazl sadece bir slam dnr olarak deil, ayn zaman-
da bir slam hukukusu olarak mantksal bir rg iinde kantlamaya al-
mtr.18 Onun bu konuda mslmanlar cidd bir ekilde uyarm olmasna
ramen eserleri kendinden sonra gelen Mslmanlar tarafndan hala anla-
lamam ve deerlendirilememitir.
Daha sonraki yzyllarda kavramsal bozulmann devam etmesi, 12. yzy- 79
la kadar gelitirilmi olan aratrma geleneinin terkedilmesine yol amtr. DVAN
(Nedenselliin ve cisimlerin kendine has zellikleri olduunun inkar edildi- 1996/1

17 bni Rd, Tahafut al Tahafut, ngilizceye ev. Simon van Den Bergh, Luzac,
Londra 1978
18 bni Rd, Kitab Fasl al Maqal, (On the Harmony Between Religion and Philo-
sophy), ngilizceye ev. G. F. Hourani, Luzac, Londra 1976
akir KOCABA

i bir ortamda klasik fizik ve kimya aratrmalarnn yaplamayaca aktr.)


Gazal ve bni Rd arasnda, genel olarak bilim-felsefe, ve zel olarak da
nedensellik konularndaki gr ayrlklar 15. yzylda Fatih Sultan Meh-
med tarafndan bir zme balanmak istenmi, ve konu, bu gerekeyle za-
mann bilginlerinden oluan iki heyetin tartmasna almtr. Bu husus ta-
rihi Osman Turan tarandan yle ifade edilmektedir:
Devrin byk ilim ve fikir adamlarn etrafnda toplayan Fatih Sultan
Mehmed din ile felsefe arasnda devam eden mnakaalar ilm bir esasa ba-
lamak ve bu mevzuda Gazal ile bni Rd arasndaki ihtilaf halletmek isti-
yordu. Bu maksatla hikmet sahasnda da eser yazan Hocazde'nin reisliin-
de bir heyet tekil etmi ve bu suretle mezkr iki filozofa ait iki Tehaft
kitabnn yansra bir ncsn yazdrmtr. Bununla beraber bilhassa o
devir iin bu etin mesele yine de halledilememi, felsefe ile din arasndaki
niza devam etmitir.19
Sonuta Gazal'nin ve Kelamclarn grlerini savunan ekibin aklamala-
r kabul edilmi ve bylece Kelamclarn grleri resmen Osmanl Medrese-
sinin bilgi ve eitim politikas haline gelmitir. Medresenin daha sonraki yz-
yllarda bilim ve felsefe alannda Avrupa ile neden boy lemedii, onun
bilim ve felsefe anlay ile ve daha nce Mslmanlar tarafndan gelitirilmi
olan aratrma gelenei ve metodolojisini terketmi olmas ile aklanabilir.
Fizik bilimlerdeki baarszlna karlk Osmanllarn ynetimde ve siyas
dnce ve uygulamalarda son derece baarl olmalarn, Osmanl ynetici-
lerine Medrese dnda eitim veren Enderun geleneine balamak mm-
kndr. Ayrca Osmanllarn, 14. yzylda bni Teymiye gibi baz kelamcla-
rn gelitirdii siyas teorileri reddederek, bir dereceye kadar slam'n oriji-
nal siyas kavramlarna bal kaldklarn belirtmemiz gerekiyor. Bu konu da
aratrlmas gereken nemli bir husus olarak karmza durmaktadr.
Osmanllarn bilim ve felsefede Avrupa'dan geri kalmakta olduklar olduk-
a erken farkedilmeye balanmtr. Mesela Katip elebi (1609-1657) Os-
manl ynetimini bu konuda ak bir ekilde uyarmtr. Ancak ne yazk ki,
bu tr uyarlar yeteri kadar etkili olamamtr. Bunun da 11. yzyldan itiba-
ren Mslmanlarn dncesine hakim olan snrlayc kavramsal yapnn b-
tn topluma yaylm olmasndan kaynaklandn dnyoruz.

Osmanllarda Yenilenme abalar ve 20. Yzylda Mslmanlar


Osmanllar bilim ve felsefe alannda, ve dolaysyla teknolojide, ve bunun
sonucu olarak da ekonomiden savunmaya kadar devletin tm yapsndaki
80 geri kalml 19. yzylda cidd bir ekilde hissetmeye balamlardr. An-
DVAN cak, Osmanl ynetici ve aydnlar (Katip elebi, Koi Bey ve Ahmet Cev-
1996/1
det Paa gibi birka istisna dnda) geriye gidii, Islahat, Tanzimat, ve Me-
rutiyet hamleleriyle sadece sosyal ve siyas tedbirlerle durdurmaya alm-
lardr. Sosyal dinamiklerin sadece ekonomik ve siyasi tedbirlerle baml ol-
madn, asl problemin ok daha temelde, kavramsal dzeyde olduunu ve

19 Osman Turan, Trk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi, c. I-II, s. 542.


slam ve Bilim

bunun da bilim-felsefe alandaki motivasyonu derinden ve son derece olum-


suz etkilediini farkedememilerdir.
Nihayet Sultan 2. Abdlhamid'in geen yzyln sonunda balatt ve za-
man zaman da baz Mslmanlarn iddetli tepkisiyle karlaan eitim ham-
lesi de bu nedenlerle yetersiz kalmtr. Sonunda Osmanl Devleti I. Dnya
Savayla birlikte bilim ve teknoloji stnlne sahip Avrupa devletlerine
yenilerek tarih sahnesinden ekilmitir.
Kavramsal problemlere siyas ve sosyal tedbirlerle zm arama eiliminin
Cumhuriyet dneminde de devam ettiini gryoruz. Cumhuriyetin ba-
lang dnemindeki (1923-1933) ynetim biiminin deitirilmesi gibi siya-
s, klk-kyafet ve alfabenin deitirilmesi gibi kltrel, anayasa ve kanunla-
rn deitirilmesi gibi sosyal tedbirler, ikinci dnemde (1950-60) sanayile-
me, nc dnemde (1970-75) ar sanayi hamlesi, ve nihayet yakn d-
nemdeki (1980-90) liberalleme ve pazar ekonomisi politikalar ayn do-
rultudaki abalarn devam olarak grlmektedir.
Osmanllardan devralnan kavramsal yap, yzeysel ve zorlayc sosyal, hu-
kuk ve kltrel tedbirlerle deitirilemedii gibi daha da bozularak iinden
klamaz hale getirildii iin imdiye kadarki gelime politikalar Cumhuri-
yet dneminde de baarl olamamtr. Bu dnemde oluturulan pozitivist
ve slam' bazan resmen bazan da fiil olarak dlayc kltrel politikalarn,
zoraki din-bilim ayrln ortadan kaldracak yerde daha da gerginletire-
rek bilim konusunda toplumsal motivasyonu daha da olumsuz ynde etki-
ledii sylenebilir.
Bilim konusunda retilen eitli sloganlara ramen Cumhuriyet dnemin-
de salkl bir bilimsel gelime salanamamasnn sebepleri iyice aratrlma-
ldr. Cumhuriyetin kurulduu gnden bu yana Trkiye'nin neden hl bir
Bilim ve Teknoloji Bakanl kuramad, ve neden hl bir Bilim ve Tekno-
loji Politikas oluturamad da dnen insanlarmz tarafndan cidd bir
biimde aratrlmas gereken konulardr.
Cumhuriyet hkmetlerinin niversitelere ve bilim adamlarna bak ge-
nel bir gvensizlik arzetmektedir. Bunun sebeplerinin her eyden nce bilim
adamlar tarafndan aratrlmas gerekmektedir, nk onlarn bu lke iin-
deki resm konumlar, karikatristlerin, gazetecilerin, ve hatta futbol taraf-
tarlarnn durumundan daha aada saylmaktadr. Bilim adamlar da, -Or-
taada Mslmanlarn Avrupallara hediye ettii hakikat a (lover of
truth) kavramndan haberleri olmad iin mi bilinmez- baz ortak deerler
zerinde birleip en azndan toplum iindeki genel durumlarn dzeltecek
dayanmalar yerine birbirlerini dlamay tercih etmektedirler. Bilim adam 81
olmak adeta kendilerine de hibir ey ifade etmemektedir. DVAN
1996/1
Son yllarda baz Mslman yazarlarn Bilimin slamletirilmesi bal al-
tnda yanl bir aba iine girdiini gryoruz. Bu yazarlar, bu gne kadar ya-
plm bilimsel almalarn ve gelitirilmi bilimsel teorilerin slam adan
(yani kendi bozuk kavram sistemlerine ve anlaylarna gre) szgeten geiril-
akir KOCABA

mesini ve bylece bunlarn slamiletirilmesini savunuyorlar. Biz olaylara


yanl bir ereveden bakan bu kimselerin, meseleleri ele al biimlerinin cid-
diyetten uzak olduunu ve bunlarn, Mslmanlarn kar karya bulunduu
ciddi kavramsal problemlere zm getiremeyeceklerini grebiliyoruz.
Bu ereve dnda kalan S. H. Nasr'n slam ve bilim konusundaki al-
malarnda, (kendisinin bilim tarihi konusundaki almalarna sayg duy-
duumuzu burada belirterek) Mslmanlar arasnda bilimsel motivasyon
iin mistik temeller arama eilimini gryoruz. Bize gre bilimin slamle-
tirilmesi program da, bilimsel almalarn mistik temellere dayandrlmas
program da iinde tadklar yanllar yznden baarszla mahkumdur.
nk Mslmanlarn bilim alannda (ve buna bal olarak birok alanda)
geri kalmalarnn esas sebebi bilimsel aratrma geleneini, ve daha temelde
aratrma ve renme konusundaki motivasyonlarn kaybetmi olmalardr.
Bu motivasyonu yeniden kazanmalar ancak halen iinde bulunduklar
bozuk kavram sistemini terkedip Kuran'daki kavram sistemine yeniden
sahip kmalaryla mmkn olacaktr. Ancak bu ekilde olaylar daha net ve
ayrntl bir ekilde grmeye balayabilecekler ve o zaman da sloganlar ve
yzeysel deiim politikalarnn aldatclndan kurtulabileceklerdir.
Pervez Hoodbhoy'un20 yorumlarna gelince: Bu yazarn gnmz
Mslmanlarnn yanl bilim anlay konusundaki eletirilerini ciddiye al-
mamz gerekmektedir. Ancak ne srd yorumlardaki cidd hatalar da
ele almamz ve dncelerinin nasl temelde yanl bir dizi nermeye dayan-
dn ortaya koymamz gerekiyor.
Pervez Hoodbhoy'un cidd hatalarndan biri bilimin laik bir etkinlik ol-
duunu ne srmesidir.21 Bunun de temelinda slam tarihinde 8-11. yz-
yllardaki bilimsel motivasyonun nereden geldii konusundaki yanl deer-
lendirmeleri bulunmaktadr. Bu dnemdeki Mslmanlar yaptklar al-
malar laik bir motivasyonla deil, slam'n onlara kazandrm olduu belli
bir gereklik ve bilgi anlay ve buna bal bir kavramsal yap, ve gene buna
bal bir insan olma anlay iinde gerekletirmilerdir. Eer Hoodb-
hoy'un dedii doru olsa idi, Kuran'n tebliinden nce veya ayn devirde
laik bir anlaya sahip (?) birok insan topluluunun Mslmanlardan ok
daha gze arpan bir bilimsel etkinlik iinde olmas gerekirdi. Halbuki bu
yzyllarda Mslmanlar -bu alanda dier insanlara hibir engelleme getir-
memi olduklar halde- rakipsiz denecek kadar stn bir konum iindeydiler.
Hoodbhoy, slam lkelerinin bu gn halk dzeyinden hkmet dzeyine
kadar bir bilim krizi iinde bulunduklarn ve bunun onlar hayatn birok
alannda tam bir yknt iinde braktn doru bir ekilde tesbit ettikten
82 sonra, slam lkelerindeki bu bunalmn znn incelendiinde politik bir
DVAN nitelikte olduu tehisini koymaktadr.22 Dikkat edilirse bu tehis daha n-
1996/1 ce 19. yzyl Osmanl ve Cumhuriyet devri aydn ve yneticileri tarafndan
da konulmu ve bu dorultuda retilen tedbirler de bu gne kadar baarl
20 Pervez Hoodbhoy, slam ve Bilim Cep Kitaplar, stanbul 1992.
21 A.g.e., s. 17.
22 A.g.e., s.21.
slam ve Bilim

bir sonu vermemitir. Biz ise bu bunalmn temelinde, -politik veya


ekonomik sebeplerden ok daha temelde, kavramsal nitelikte bir problem
olduunu grebilmekteyiz.
Sonuta, gnmz Mslmanlarnn bilim konusundaki perian duru-
munu tesbit eden Hoodbhoy, zm din-bilim ayrmnn kabul edil-
erek laik bir yaklam Mslmanlarn gelecekteki bilimsel atlmlar iin tek
kar yol olarak grmektedir. Yukarda, byle bir zmn Trkiye'de
Cumhuriyetin kuruluundan bu yana pek de baarl bir sonu vermediini
belirtmitik. Sebeplerine gelince: Birincisi byle bir yaklam brakalm
bilimsel aratrmay, genel olarak Mslmanlarn aratrma ve renme
konusundaki motivasyonlarn dahi engelleyecektir. kincisi ve daha da
nemlisi, byle bir kavramsal blnme, Kuran'daki btnleyici ilim kav-
ram ve buna bal bir dizi kavramn oluturduu yapyla elimektedir.
Mslmanlarn byle elikili bir kavramsal yaplanma iinde bilimsel etkin-
likler konusunda stn bir motivasyona ulaabileceini dnmek ne dere-
ceye kadar yerinde olur?

Gelecee Dn
Biz, Mslmanlarn bilim konusundaki etkinliklerinin geleceini ne Per-
vez Hoodbhoy'un, ne de onun eletirdii Mslman yazarlarn nerdii
zmlerde gryoruz. nk, bunlarn hibiri problemin temelindeki
kavramsal bozulmay ve onun motivasyonu nasl engellediini grememi-
lerdir, ve zm de ya yzeysel etkenlerin deitirilmesinde veya bozuk
kavramsal yapya yeni eklemelerin yaplmasnda grmektedirler. nsanlar
renmeye ve aratrmaya sevkeden ey motivasyondur. Motivasyon ise an-
cak onu besleyen bir kavramsal yap iinde artarak geliir. Doru bir kavram-
sal yapnn besledii motivasyonu o kavram sistemini bozmak suretiyle en-
gellemek ve sndrmek mmkndr. Peki, bozulmu bir kavram sistemini
nasl dzeltebiliriz? Bu iin kolay bir yolu var mdr? Ne yazk ki, bozuk bir
kavram sistemini yenilemek kolay bir i deildir; nk insanlarn kulland
dil, onlarn gereklik anlay ve hayat tarzlar tarafndan ekillenir.
Bu yazmzda bu yenilenmenin nasl gerekletirilebileceini sy-
lemeyeceiz. Bunu, hazrlamakta olduumuz bir kitapta ayrntl bir ekilde
aklamaktayz. Ancak burada, Mslmanlarn byle bir kavramsal yenilen-
meyi gerekletirmeden slam uygarlnn gelecei konusunda mit verici
srekli hibir gelimeyi salayamayacan syleyebiliriz. Mslmanlar, 11.
yzyldan itibaren terketmeye baladklar zengin kavram sistemine yeniden
sahip kmadklar ve onu gelitiremedikleri srece bilim, ve dolaysyla uy-
garln herhangi bir alannda varlk gsteremeyeceklerdir. Buna bal olarak 83
unu da syleyebiliyoruz: Eer Mslmanlar 11. yzyldan itibaren terket- DVAN
mi olduklar kavram sistemine yeniden dn, yani gelecee dn" 1996/1
gerekletirebilirlerse o zaman insanlk tarihi yeniden ve iinde bulun-
duumuz bilim ve teknolojik gelime artlar inide bile, Mslmanlar
tarafndan gerekletirilecek artc bir bilimsel ve toknolojik gelimeye
sahne olacaktr.

You might also like