Professional Documents
Culture Documents
EGE NVERSTES
DOKTORA TEZ
ZMR-2009
Ege niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Mdrlne sunduum CARL
SCHMTT VE LEO STRAUSSTA POLTK OLAN KAVRAMI adl doktora tezinin
tarafmdan bilimsel, ahlak ve normlara uygun bir ekilde hazrlandn, tezimde
yararlandm kaynaklar bibliyografyada ve dipnotlarda gsterdiimi onurumla
dorularm.
NDEKLER
NDEKLER 1
NSZ 4
KISALTMALAR 6
GR 8
1
II. KISIM: LEO STRAUSS 122
2
2.1 Politik Olan: Salt Yaam ya da yi Yaam? 300
2.2 Uyumazlk ve plak Yaamn Politizasyonu Olarak Politika 306
2.3 Ebedi stisnada Yaamak ve Faizm 313
3. Politik Egzistansiyalizm: Olay, Karar ve Norm 317
4. Politik Olann Paradoksu 321
4.1 Sosyal Olan 321
4.2 Politik Olan Sosyal Olan Varsayar 323
4.3 Politik Bir Sosyal Alan Mmkn mdr? 327
4.4 Politik Olan eriksiz Olamaz. 329
SONU 362
BBLYOGRAFYA 374
3
NSZ
Okumak ve ayn zamanda yazmak, sayfalar zerinde tehlikeli bir entelektel
maceraya atlmaktr. Okumak, ina ettiimiz duvarlar ykmak, yuvay terk edip yeni bir
yuva ina etmektir. Bu yzden, entelekteller, yuvasn dalgalar stne kuran ve orada
kulukaya yatan Halkiyon kuuna benzerler. Her dalga da yklmaya mahkm bir yuva!
Ama ne yapalm, yuvamz kitaplardr; kitaplar entelektelin ar kovandr. Amor Fati!
Strauss, Schmitt ve bu almada ad geen btn dnrler, iinde oturabileceim bir
yuva ina etmekle geen alt yl boyunca, bana elik ettiler. Gcm yettiince kendimi
onlara atm ve onlar da kendimi onlara atm lde bana aldlar. Balarken bir
uultuyu andran sesleri, yava yava bir senfoniye; hi bitmeyecek bir senfoniye
dnt. Kukusuz, bu, kimi zaman dayanlmaz lde sancl ve ileli bir iti.
Programnda politika felsefesinin yer almad bir blmden gelen ve bu yzden,
balangta, politika felsefesinin, felsefenin herhangi bir disiplininden te bir anlam
ifade etmedii biri iin, bu, daha da ileli bir iilikti.
4
Bu tezin ortaya kma srecinde stlendiim insani borlar, entelektel
borlarmdan ok daha fazladr. Her zaman yanmda olan can dostlarm Ara. Gr. Dr.
Handan Yldzhan, ahenaz Yaa, Yasemin-Ozan Kavutu; politik tartmalarmzn
tansiyonunu drmenin yalnzca dostlukla mmkn olduunu birlikte rendiimiz
tescilli dostlarm Seval-Bahadr Baer dostlua olan inancm tazelediler. Bu tazelenme
olmasayd, kukusuz, bu tez sreci olduundan daha da skntl geerdi. Ummuhan
Kaya ve Kbra Demirtaa, lojistik destekleri iin mteekkirim. Annem ve babam
Nahide-Erbil Gnsoy, eim Hakan Kaya, hayatm kolaylatrmak ve yazmak iin
gerekli zaman salamak adna kendi hayatlarndan aldlar. Gerginliklerimi byk bir
sabrla hogrdler. Onlara olan borcum teekkrn tesindedir.
5
KISALTMALAR
CARL SCHMTT
PR Political Romantism
PT Political Theology
SK Siyasal Kavram
ND Ntrletirme ve Depolitikletirmeler a
6
LEO STRAUSS
OT On Tyranny
TM Thoughts on Machiavelli
7
GR
Gzlerimi kaldryor ve ufka bakyorum. Atei ve alevleri
gryorum; harap olmu tarlalar, talan edilmi ehirleri
gryorum. Canavarlar! Dehet verici bir grlt duyuyorum.
Nasl bir kargaa bu! Ne ok haykr var! Yaklayorum; bir
katliam sahnesiyle karlayorum: Katledilmi on binler, st
ste ylm cesetler; atlarn nallar altnda can ekienler
lmn imgesini ve zdrabn artryor. te sizin barl
kurumlarnzn meyveleri! Yreimin derinliklerinden
merhamet ve hiddet ykseliyor. Evet, kalpsiz filozof! Gel ve
bize, bir muharebe meydan stne yazdn kitabn oku bari
imdi.1
Jean-Jacques Rousseau
1
Akt.,Keane, John, iddetin Uzun Yzyl, ev.B.Peker, Dost Yay, Ankara, 1998.
2
Adornodan her iki alnt iin bkz.,Agamben, Giorgio, Remnants of Auschwitz, trans. D.H.Roazen, Zone
Books, NY, 1999, s.80.
3
Reemstsma, Jan Philipp, Vaheti Kavramak, Ayrnt Yay, stanbul, 1998, s.54.
8
Ktlk, iddet ve vahet, hi kukusuz, yirminci yzyln icad deildir. Bir
toplumu fiziki olarak yok etmeye ynelik sivil kitle katliamlar daha nce de vard. On
altnc yzyln son eyreinde, Michel de Montaigne, Fransadaki din savalarnn snr
tanmazl karsnda dehete dm ve bunun vahetin ulaabilecei en st nokta
olduuna inanmt.4 1752de J.J. Rousseau, halen daha, demirden boyunduruklar
altnda inleyen lanetlenmi halklardan, bir avu zalimin elinde unufak edilmi
insanlktan ve her tarafta gllerin, Yasann dehetli kudretiyle zayflara kar
silahlanm olduundan sz edebiliyordu.5 yleyse, Adornoyu Auschwitzi insanlk
tarihini anlama biimimizi kkten deitiren bir ok deneyimi olarak grmeye, Arendti
iddet zerinenin ilk sayfasnda Lenine referansla, yirminci yzyln iddetin yzyl
olarak tarihe geeceini sylemeye iten eyde, gemi kazasndan sa kurtulmu mlteci
aydnlarn nihilizminden daha fazlas olmaldr.6
Oysaki modern politik teori ve pratik, iddeti, meruluu herkese kabul edilen
merkez bir otoritenin, devletin denetimine brakarak bireylerin zel alanndan dlam,
4
Bkz.,Reemstsma, Jan Philipp, Vaheti Kavramak, ss.55-56.
5
Bkz.,a.g.e.,ss.26-27.
6
Bkz.,Arendt, Hannah, iddet zerine, letiim Yaynlar, stanbul, 1997, s. 9.
9
alan ve kurallar belli bir kategori haline getirerek yalnzca sava alanyla snrlamt.
Fakat vuku bulan kitlesel katliamlarn tamam, iddet tekeline sahip meru bir
devletin rasyonel aralar yoluyla yrtt legal ilemlerdir. Modern dnyada barbarlk
medeni kurumlar eliyle retilir. yleyse, medenilemi Batnn barbar, ilkel ve
medenilememi toplumlara havale ettii vahetin sistemli ve legal formu, bu yzyla
zg olmas anlamnda kesinlikle yenidir.
7
Bkz.,Reemstsma, Jan Philipp, Vaheti Kavramak, ss. 37-38.
10
tutumlardan biri iinde deerlendirilebileceini tespit edebiliriz. Genel olarak
bakldnda liberaller, hem Nazizmde hem de daha iyi niyetli sosyalistlerin snfsz,
eit ve adil bir toplum yaratma projelerinde, insan zgrln felce uratan ve
nihayetinde bireyi ortadan kaldran totaliter ykcln izini bulurlar. Gl ve merkez
devlet, insan zgrl asndan bir tehdittir. Buna karlk sosyalistler, ekonomik
kaynaklar elinde tutan devleti kapitalist burjuva dzeninin garantr olmakla itham
ederler. zetle, hem sosyalist hem liberal cepheden, ada dncenin en tipik
eilimlerden biri, devletin negatif bir kurum olarak kritiidir.
8
Bkz.,McAllister, Ted, Revolt Against Modernity, University Press of Kansas, 1995, ss.261-270.
Bu alma boyunca, parantez iinde zikredilen, Trkeye evrilmi kitap isimleri italik olarak
verilmitir. Kitap, Trkeye, Siyasal Kavram adyla evrilmitir. (ev.Ece Gztepe, Metis Yay, st,
2006)
9
Jngerden akt, elebi, Aykut, Sunu.., SK, s.9.
10
Bkz.,Bredekamp, Horst, From Walter Benjamin to Carl Schmitt, via Thomas Hobbes,
trans.M.T.Hause-J.Bond, Critical Inquiry, vol 25, no 2, 1999, s.248.
11
kurban Walter Benjaminin (Schmitte olan entelektel borcunu teslim ettii
mektubunda) zel hayranlna mazhar olmu tek kiidir.11 Yazd referans mektubuyla
Almanyadan Fransaya kamasn salad Leo Strauss iin nemli filozoftur. Evet,
Schmitt, Alman entelektelleri ve politikaclar iin bir khindir ve pek oklar iin
esrarengiz sfatn almay hak eden bir dnrdr. Esrarengizdir, nk onda, hem
zehir hem panzehir tedirgin edici bir biimde yan yanadr.
Bu alma, politik olan, insann temel ontolojik durumu olarak kabul eden ve
modern Bat Avrupann kar karya kald ykmn politik olan kavramnn
semantik deiiminin sonucu olduu hususunda ittifak eden iki dnr anlama,
anlatma ve karlatrma denemesidir. Ele aldmz dnrler beeri varln
dnyasnda, politik olann baka her eyden daha merkez, daha hayati, daha stratejik,
daha temel bir ey olduuna inanrlar. Bu yzden, politik olan nedir? sorusu
almamz motive eden ve ynlendiren temel sorudur. Biz bu almada, Schmittin ve
Straussun klavuzluunda, politik olan kavramnn anlamn yeniden kefetmeyi
deneyeceiz. Aktr ki, yalnzca unutulan ya da bastrlan bir ey yeniden kefedilebilir.
O halde, politik bilinaltmzn karanlk kelerine terk ederek unuttuumuz, unutmaya
11
Bredekamp, Horst, From Walter Benjamin to Carl Schmitt, via Thomas Hobbes, s.250.
12
altmz bir eyi niin hatrlamaya ya da yeniden kefetmeye alacaz? Hem biz
onun anlamn ne zaman unutmutuk? Ve imdi niin politik olan?
12
Akt.,Keane, John, iddetin Uzun Yzyl, s.18.
13
halk kolektivitesine deil, bir egemen kiiye iaret eder. Politik olan, toplumlarn
yaamnda kurucu bir belirsizlik an olduu iin, Schmittte o, egemenlik ve karar
kavramlaryla birlikte ele alnmay gerektirir. Strauss, sa ynelimli Almanyann bizi
tolere etmemi olmasndan, san ilkelerinin reddedilmesi gerektii sonucu karlamaz
diyerek, bu dnme abasn dikkate alr. Fakat temel motivasyonu Schmittten ok
farkldr. Strauss iin yalnzca san ilkeleri faist, otoriteryan, emperyal temelinde,
vakur bir tarzda, tiksindirici canavara kar kmak mmkndr.13
14
verdikleri cevabn bizzat kendi yaam pratiklerinde gizli olduunu dndmz iin,
biyografileri ile balayacaz.
15
mmkn olduunca ok eserine yer vererek ve bylece dnce dnyasna olabildiince
nfuz ederek amaya alacaz. Bylece, ayn zamanda, Schmittin ve Straussun
Trkede henz bulunmayan eserlerini dilimize am olacaz. III. Ksmda ise,
Schmitt ve Straussu tarttrmaya alacak, tartmalarn neticesini tesbit etmeye gayret
edeceiz.
16
I.KISIM: CARL SCHMTT
I. BLM: CARL SCHMTT: BR HUKUKU, BR ALMAN
Carl Schmitt, olduka yoksul ve dindar bir ailenin ocuu olarak, 11 Haziran
1888de, Kuzey-Ren Westfalya (Nordrhein-Westfalen) snrlar iinde yer alan
Plettenberg kasabasnda doar.1 Ailesinin istei dorultusunda ilk formel eitimini
Katolik bir okulda alr. Sonrasnda, daha sekler bir eitim veren bir Gymnasiuma
devam eder.2 Gymnasiumdaki eitimini tamamlamasnn ardndan, 1907de hukuk
okumak zere Berlin Friedrich-Wilhelm niversitesine gider. ki dnem sonra
Berlinden ayrlr ve hukuk renimine nce Mnih sonra Strasbourgda devam eder. O
yllarda Yeni-Kantln etkisinde olan gen Schmittin Strasbourg niversitesini
semesi tesadf deildir. Heidelberg ve Freiburg gibi, Strasbourg niversitesi de,
pozitivizm kart ve Yeni-Kant dncenin merkezidir.3
Schmitt 1910da Strassburg niversitesinden mezun olur. Bir sre stajyer avukat
olarak alr. 1913te, yakn dostu Yahudi Fritz Eisler ile birlikte, mstear bir isimle,
Schattenrisse [Siluetler] adl bir kitap karr. Kitapta Alman Bildung idealini mizahi bir
dille alaya alrlar.4 Bu arada ber Schuld und Schuldarten [Su ve Su Trleri stne]
balkl doktora tezini tamamlar. Bu sre ierisinde, Walter Jellinek gibi dnemin
saygn hukukularnn vglerine mazhar olan iki kitap ve drt makale daha yazar.
Bunlardan 1914 tarihli Der Wert des Staates und die Bedeutung des Individuums
[Devletin Deeri ve Bireyin nemi] doentlik tezidir.5
1
Bkz.,Balakrishnan, Gopal, The Enemy: An Intellectual Portrait of Carl Schmitt, Verso, NY, 2000, s.12.
2
Bkz.,Bendersky, Joseph, Carl Schmitt: Theorist for the Reich, Princeton University Press, 1983, s. 6
3
Bkz.,a.g.e.,s. 9.
4
Bkz.,a.g.e.,s.46.
5
Bkz.,a.g.e,s.35.
17
kavramndan hareketle tanmlar.6 Bunun nedeni yalnzca sava deildir. Weimar
Cumhuriyeti dneminde, devletlerarasndaki sava yerini partiler arasndaki devrimci
savaa brakmtr.7
6
Bkz.,Bendersky, Joseph, Carl Schmitt: Theorist for the Reich, ss.16,19.
7
Bkz.,Schmitt, Carl, TP, s.44.
Bu alma boyunca, parantez iinde zikredilen, Trkeye evrilmemi kitap isimleri italiksiz olarak
verilmitir.
8
Bkz.,Bendersky, Joseph, Carl Schmitt: Theorist for the Reich, ss.24-25.
9
Trkeye Siyasi lahiyat (ev. Emre Zeybekolu, Dost Kitabevi, Ankara, 2002) olarak evrildi.
10
Die Diktatur ile Politische Theologie arasnda, yalnzca bir yl vardr. Ama bu sre iinde, Schmittin
dncesi, adeta yeni bir evreye girmitir. Politische Theologie, Schmittin dnce dnyasnda bir baka
krlma noktasdr. McCormick iin, entelektel dzlemde meydana gelen bu krlmann ad bellidir:
muhafazakrlktan faizme kay. Bkz.,McCormick, John, Carl Schmitts Critique of Liberalism: Against
Politics as Technology, Cambridge University Press, 1997, ss.136,156; Bendersky, Joseph, Carl Schmitt:
Theorist for the Reich, s.35;Gross, Oren, The Normless and Exceptionless Exception: Carl Schmitts
Theory of Emergency Powers and the Norm-Exception Dichotomy, Cardozo Law Review, vol.21,
2000,s.1840.
18
Hitler, 1930da syledii gibi, tmyle yasal yollardan iktidara doru ilerler.11
Legalitaet und Legitimitaet (1932) [Yasallk ve Meruiyet], bu srece tanklk eden
Schmittin uyarlaryla doludur. Burada, deerden bamsz-ntr bir hukuk
dncesinin, kendi varln ortadan kaldran bir anayasa dncesiyle ayn ey demek
olduunu ne srer.12
Schmitt II. Dnya Sava sonuna kadar parti yesi olarak kalm olmasna
ramen, 1934 gibi erken bir tarihten itibaren parti iinde Nasyonal Sosyalist harekete
ballnn samimiyetini sorgulayan muhalif sesler ykselmeye balar.15 Yahudilerle
gemiteki ilikileri ve ilk ei gibi ikinci einin de Srp olmas kiisel dzeyde bir
frsat olarak deerlendirilmesine yol aar. Dier yandan, tek otorite olarak devleti
11
Bkz.,Bendersky, Joseph, Carl Schmitt: Theorist for the Reich,s.146.
12
Bkz.,Bendersky, Joseph, Carl Schmitt: Theorist for the Reich,s.147.
13
22 Nisan 1933te, Martin Heidegger, Schmitte, kendisini Nasyonal Sosyalist hareket ile ibirlii
yapmaya davet eden bir mektup yollar.Bkz.,Bendersky, Joseph, Carl Schmitt: Theorist for the Reich,
s.203.
14
Kukusuz btn bunlarn karlnda, Der Begriff des Politischenin 1933 edisyonunda Karl Marx ve
Georg Lukacsa yapt referanslar karmak, Nazi ideolojisine uygun bir jargonla yazmak gibi
entelektel tavizler vermek durumunda kalmtr.Bkz.,a.g.e.,ss. 204,207.
15
Bkz.,a.g.e.,ss.51, 224.
19
parti politikalarnn stne yerletiren Hegelcilii, bu muhalefete entelektel bir gereke
salar.16
16
Nazi ideolojisi kan ba esasna dayanr ve halk (Volk) bir rk cemaati (Volksgemeinschaft) olarak
tanmlar. Bu adan nemli olan devlet deil, rka referansla tanmlanan ulusal birliktir. Yani, devletin
sivil toplumdan ayr ve ondan stn bir varl olamaz. Oysa Schmitt, entelektel hayatnn en bandan
bu yana, devleti, hem bireyin hem toplumun stnde, onlardan bamsz bir g olarak grr. stelik
Schmitt iin Nazilerin idolletirdii halk, karar mercii deildir.Bkz.,Bendersky, Joseph, Carl Schmitt:
Theorist for the Reich, ss.221-222. 223,242,244.
17
Alain de Benoist, Renato Cristi ve Benderskynin ban ektii bir grup yorumcu, Schmittte sivil
toplumun zgrln ortadan kaldran ve onu devlet iine masseden totoliteryan bir anlaya
rastlamann imknsz olduu konusunda hemfikirdir. Bkz.,Cristi, Renato, Carl Schmitt and Authoritarian
Liberalism, University of Wales Press, 1998, s.5; Benoist, Alain de, Schmitt in France, ev.
K.Ackerman, Telos,winter, Issue 126, 2003, ss.142-143.
18
Bkz.,Bendersky, Joseph, Carl Schmitt: Theorist for the Reich, s.262.
20
2. Plralizm, Anari ve Nihilizm
2.1 Krizler, Dnceler ve Entelekteller
19
Schmitt, Carl, SEPS, s.300. 1920lerde yazlan kitap ve denemelerin balklarna bakldnda, bu
kriz retoriinin ne lde hkim olduu kolaylkla anlalabilir. Bunlar arasnda, Meknikteki Mevcut
Krizden, Teorik Fizikteki Mevcut Krizden, Matematiin Temellerindeki Yeni Krizden ve
nihayetinde Alman Fiziinde Mevcut Krizden sz eden yazlar bile vardr. Bkz.,Bambach, Charles R,
Heidegger, Dilthey and the Crisis of Historicism, Cornell University Press, NY, 1995, s. 41.
20
Bkz.,Ringer, Fritz, The Decline of the German Mandarins, Wesleyan University Press, 1990,s.254.
21
Bkz.,Schmitt, Carl, SEPS,ss.300-301.
21
Schmitte gre, bu sre, tm geleneksel meruiyet formlarn yerinden eden
fakat dzenin restore edilmesi ile Alman zihninin karanlk kelerine ekilen 1848
Alman Devrimine dek izlenebilir.22 Alman akademisyenlerinin artan talepleri sonucu,
on dokuzuncu yzylda ilkin eitim alannda balayan Prusya reformlar, 1848 Alman
Devrimi ile birlikte, liberal demokratik deerlerin toplumun tm katmanlarna hzla
yaylmasyla sonulanr. Bu demokratikleme talepleri, kendi ethikinin yaratcs ve
taycs Hegelci akn devletten otonom bir ethikin znesi ve taycs olmayan
fakat tersine ethik normlarla snrl Kant ikin devlete doru dnmle
sonulanr.23 Ona gre, devlete itaati reddeden ve politik zgrlk olmakszn hakikat
araynn mmkn olmadn dile getiren entelekteller, devleti mtemadiyen kritik
ederek bir meruiyet krizine yol amlardr. Buradan hareketle Schmitt, Alman ve keza
Avrupal entelektelleri krizin temel sorumlusu olarak tespit eder.
22
Bkz.,Schmitt, Carl, PDC, ss.100,102.
23
Schmitt, Carl, SEPS, s.301.
24
Bkz.,Schmitt, Carl, PEJ,s.4.
25
Bkz., a.g.e., s. 9.
26
Bkz., de Vries, Hent, Religion and Violence:Philosophical Perspectives from Kant to Derrida, John
Hopkins University Press, Baltimore, 2002, s.245.
22
olmasna dayanr.27 Teoloji ve kiliseye kar giritii mcadelede hukuk, bu
rasyonalizmin ilk ncs olmutur. Bu balamda, Schmitte gre, o, kendi varln,
devlet ann banda bir kamu hukukusunun sonu gelmez tartmalarn taraf
teologlara dnerek syledii u szde bulur: Silete thelogi ! [Teoloji Sussun!].28
Teolojiden ayr bir hukuk bilimi talebi, sosyal ve politik yaam rasyonel bir
temelde dzenleme arzusundan kaynaklanr.29 Fakat bilimsellik ve ngrlebilirlik
arzusu, giderek, teoloji ile hukuk bilimi arasndaki sistematik ve yapsal benzerliin
unutulmasna yol aar. Bu benzerliin ilk felsefi ifadesi, Leibnizde bulunur.
Schmitte gre, teoloji ile hukuk arasnda yalnzca tarihsel deil, sistematik ve
yapsal bir benzerlik vardr. Teoloji, insann sosyal-politik yaamn vahyin emirlerine
gre dzenlemeyi ifade ederken, modern hukuk bunu akl temelinde yapmay nerir. Bu
erevede, modern devlet teorisinin btn nemli kavramlar seklarize olmu teolojik
kavramlardr.31
27
Bkz.,Yksel, Mehmet, Modernleme Balamnda Hukuk ve Etik likisine Sosyolojik Bir Bak, SBF
Dergisi, ocak-mart 57-1, Ankara niversitesi Yay, 2002, s.190.
28
Bkz., Schmitt, Carl, SK, s.35.
29
Bkz.,Herrero, Montserrat, Der Nomos der Erde and the Legitimacy for a New World Order,
Constructing World Orders.Fifth Paneuropean International Relations Conference, Lahey, ss 1-17, 2004,
s. 9.
30
Bkz.,Schmitt, Carl, PT, ss.37-38.
31
Bkz.,a.g.e.,s.36.
32
Bkz.,Schmitt, Carl, PEJ, ss.2-3.
33
Bkz.,a.g.e.,s.5.
23
hukuk, pazar ekonomisine ve karlara gre biteviye yeniden ekillenen salt bir teknie,
bir planlama aracna dnerek motorize ve meknize oldu.34 Bilimsellik talebi,
hukukun somut bir dzen deil, elastik bir ara olmas ile sonuland ve hukukun
somut dzenler iindeki pek ok tezahrnden yalnzca biri olan yasama, hukukun
yerini ald.35 Kontrol, ngrlebilirlii ve hesaplanabilirlii amalayan meknik
yasama, yaamn tm alanlar stnde formel bir tahakkm kurarak, filozoflar ile
hukukularn ayn kaderi paylamalarna sebep oldu. Devletleme ann banda Silete
theologi!de kendisini gsteren zgven, teknoloji anda yerini Silete, iurisconsulti!
[Hukukular Sussun !]ye brakt.
34
Bkz., Schmitt, Carl, PEJ,s.6.
35
Bkz.,a.g.e.,s. 7.
36
Schmittten akt, Marramao, Giacomo, The Exile of the Nomos: For a Critical Profile of Carl Schmitt,
Cardozo Law Review, vol 21, 2000, s. 1584.
37
Bkz.,Rasch, William, Conflict as a Vocation: Carl Schmitt and the Possibility of Politics,
Theory,Culture and Society, vol 17 (6), Sage Pub, London, 2000, s.3; McCormick, John, Carl Schmitts
Critique of Liberalism, ss. 74-75.
24
modern anayasal devlete anti-liberal alternatifi Carl Schmitt kadar
ak, zl ve ar lde sert biimde formle eden baka hi kimse
yoktur.38
Ortak iyinin veya tek bir iyi yaam formunun reddi, farkl yaam tarzlarnn
veya amalar ve deerler plralizminin kabul anlamna gelir. Schmitt de plralizmi
toplumsal yaamn temel olgusu olarak kabul eder.43 Dolaysyla, onun iin plralizm,
modern bir olgu olmann tesinde insani politik yaamn zne iaret eden temel
gerekliktir. Platona kar Aristotelesi bir plralist olarak okumas ve onaylamas da
bunu gsterir.44 Schmitte gre, plralizm, hem dta halklara ya da devletlere blnm
olan politik dnyada hem de ite eitli gruplara blnm sosyal alanda hkm srer.
Burada mesele, plralizmi doru konumlandrmaktr.45
38
Akt., Scheuerman, William E, Carl Schmitts Critique of Liberal Constitutionalism, The Review of
Politics, vol 58, ssue 2, spr 1996, s.300.
39
Bkz.,Schmitt, Carl, LRL, ss.285-296.
40
Bkz.,Larmore, Charles, The Morals of Modernity, Cambridge University Press, 1996, ss.54,152-154.
41
Bkz.,a.g.e., ss. 12,19-21.
42
Bkz., a.g.e.,s.122.
43
Bkz.,Schmitt, Carl, SEPS, ss.308,310.
44
Ona gre, Platon, sosyal yaamn plralist yapsn farkl iyi yaam anlaylarn ya da araylarn
reddederek ve polisi mutlak bir birlik olarak tahayyl ederek ortadan kaldrmay amalar. Ancak,
Schmitte gre, Platoncu mutlak monist ve dier tm sosyal gruplar ortadan kaldran politik birlik talebi,
plralizmin sosyal yaamn empirik gereklii olduunun reddi anlamna gelir.Bkz.,a.g.e.,ss.304-306
45
Bkz.,a.g.e.,s.308.
25
Schmitt, plralizmi tinsel yaamn temel yasas olarak grmekle birlikte,
onun, devletin deil, sosyal alann empirik gereklii olduunu syleyerek dikkatimizi
modern plralizmin liberal karakterine eker. Liberal parlamenter ynetim sosyal alann
anarizmini politik alanda yeniden reterek devletin plralist bir parti devletine
dnmesine yol aar.46 Plralist devlet anlayn savunanlara gre, insanlar toplumsal
yaam iinde pek ok grubun yesi olurlar ve buna bal olarak farkl grev ve sadakat
yaplar iinde yer alrlar. Devlet de, aile, din topluluk, meslek rgt, kulp, politik bir
parti gibi bireyin yesi olduu sosyal gruplardan biridir.47 Bu demektir ki devlet, dier
sosyal gruplar karsnda herhangi bir ethik stnlk iddiasnda bulunamaz. Hal byle
olduuna gre, devletin birey karsnda bir ayrcal ve stnl olamayaca gibi,
devlet bireyden dier ballklarn aan bir tarzda stn bir sadakat bekleyemez.
Toplumda her sosyal grup deer bakmndan eit olduundan bir grevler
hiyerarisinden ve koulsuz biimde kesin stnlk/stlk ve aalk/astlk
ilkesinden sz etmek mmkn deildir.48
Schmitte gre, plralist devlet anlay bireysel zgrlk talebinden neet eder.
Bireylerin insan olmak sfatyla devredilemez hak ve zgrlklere sahip bulunduu
fikri, kamusalln en yetkin formu olan ve kendi bnyesinde halkn kurucu gcn
cisimletiren devletin iktidarszlamasyla; anayasann ieriksiz, bo bir forma
dnerek devlet gcnden korunmann bir arac haline gelmesiyle son bulur.49 Bireysel
hak ve zgrlkleri teminat altna alma gdsyle ileyen bu iktidarszlatrma, devleti
paralara ayrma eklinde zuhur eder. Bu ayrma veya devlet gcn snrlandrma
Locke ve Montesquieu tarafndan kuvvetler ayrm ilkesi adyla
kavramsallatrlmtr.50
Schmitt, sosyal alann plralist yaps ierisinde, yalnzca devletin sabit bir
referans noktas olarak kalmay baardn syleyerek, birey karsnda devlete ncelik
tanyan bir dnce izgisini takip eder. En yksek ve yce birlik olarak devlet,
46
Bkz.,Schmitt, Carl, CPD, ss. 5-6.
47
Bkz.,Schmitt, Carl, SEPS, s.301.
48
Bkz.,a.g.e.,s.302.
49
Bkz.,a.g.e.,s.311; Schmitt, Carl, LRL, s.297.
50
Bkz.,Schmitt, Carl, LRL, ss.295-296.
26
bireyler ile sosyal gruplar arasndaki atmada nihai karar noktasdr. Yalnzca onun
egemen karar yoluyla, dzen veya normal durum varolur.51
51
Bkz.,Schmitt, Carl, SEPS,ss.305-308.
52
Bkz.,a.g.e.,s.306.
53
Bkz.,Schmitt, Carl, CPD, ss. 2-3.
54
Bkz.,Schmitt, Carl, SEPS, s.304.
55
Bkz.,a.g.e.,s.306.
56
Bkz.,Schmitt, Carl, PR, s.99; SP, s.294.
57
Bkz.,Schmitt, Carl, PT, ss.1,7,21.
27
anarizminden ayrmann hem mmkn hem zorunlu olduuna dikkat ekmeliyiz.
Schmitte gre, temel sorun, tinsel yaamn plralizmi deil, nihilizm ve nihilistik
merkezlemedir; anarik kaos nihilistik merkezlemeden daha iyidir. 58
Tm deerleri ayn hizaya ekerek eitleyen liberal anlay, bireyi bir ethikler
plralizmi ile kar karya brakr.61 Kendisi dnda hibir otorite tanmayan kksz
ve basz modern birey, birey olmaktan baka hibir ey olmayarak, kendi znel
ilikiler dnyas iine hapsolur. Artk herkes kendi kendisinin airi, kendi kendisinin
filozofu, kendi kendisinin kral ve kiiliinin katedralinde kendi kendisinin ba
mimardr. Bireylere paralanm bir toplumda artk herkes kendi kendisinin
58
Schmittten akt.,Palaver, Wolfgang, Carl Schmitt on Nomos and Space, Telos, ssue 106, win 1996,
s.6.
59
Schmittten akt.,Ulmen, Gary, Carl Schmitt and Donoso Cortes, Telos, ssue 25, fall 2002, s.74 dip
17.
60
Bkz.,Dyzenhaus, David, Introduction, Law as Politics:Carl Schmitts Critique of Liberalism, ed.D.
Dyzenhaus, Duke University Press, USA, 1998,s.14.
61
Bkz.,Schmitt, Carl, SEPS,s.301.
28
rahibidir.62 Toplumun yaamndaki merkez roln kaybeden din, yalnzca bireyin
vicdannda ya da romantik bireyin imgelem dnyasnda kendisine yer bulabilir.
62
Schmitt, Carl, PR, s.20.
63
Weberin rasyonalizasyon ve modern toplumda deerler ad altnda savaan Tanrlarn mcadelesi
tezi iin bkz, Weber, Max, Science as a Vocation, From Max Weber, trans: H.H Gerth-C.W Mills,
Routledge, London, 1948, ss.149,152-153,155.
64
Bkz., McCormick, John, Carl Schmitts Critique of Liberalism, s. 99.
65
Bkz.,Sunic, Tomislav, Marx, Moses and the Pagans in the Secular City, Clio, vol 24, Fort Wayne Ind,
Wint 1995, s.2.(html)
29
oluudur. Modern birey, yaamlarmza egemen olmak iin birbirleriyle mcadele eden
Tanrlar arasnda bir seim yapmak durumundadr.66 Fakat modern akln arasal
mahiyeti sebebiyle, bireyi farkl davran ve yaam tarzlar konusunda tercih yapmaya
zorlayan Tanrlar, ideolojiler veya deerler arasnda yaplacak hibir seim kendisini
nihai olarak merulatramaz.67
66
Bkz., Weber, Max, Science as a Vocation, From Max Weber, s.149.
67
Bkz.,Rasch, William, Conflict as a Vocation: Carl Schmitt and the Possibility of Politics,s.6.
68
Bkz.,McCormick, John, Carl Schmitts Critique of Liberalism, s. 34, 40-46, 68-69.
69
Bkz.,Fletcher, Paul, The Political Theology of the empire to come, Cambridge Review of
International Affairs, 17:1, 2004, s.54.
70
Bkz., Spektorowski, Alberto, Maistre, Donoso Cortes and the Legacy of Catholic Authoritarianism,
Journal of the History of Ideas, vol 63 no 2, University of Pennsylvania Press, 2002, ss.292-295.
71
Bkz.,Schmitt, Carl, SEPS, s.304.
72
Schmittten akt Palaver, W, Carl Schmitt on Nomos and Space, s.15 dip 69.
30
2.4 Kriz ve Kritik
Orijinal Greke anlamnda kriz (Greke krisis) nosyonu, krinein fiilinden gelen
bir isimdir. Greke krisis, eleme, ayrma, yarglama, seme ve nihayetinde karar
vermeyi ifade eder. Bu etimolojik bantlar iinde, karar krisisin son noktasn
oluturur.75 Terim, Thukydidesin Peloponnesian War [Peloponnesos Sava]nda
Atinann bana gelen veba salgnn tanmlarken bir salgn ya da bir hummay
ifade eder tarzda kullanlmtr. Burada krisis, veba rneinde olduu gibi, ya iyileme
ya da lm ile son bulacak bir hastalk durumunda bir dnm (turning) noktas
anlamna gelir.76
Kriz szcnn ayrma ve eleme sonucunda bir kararda, bir yargda doruuna
ulaan orijinal anlam, Almancada eleme, ayrma anlamna gelen Scheidung ile karar
anlamna gelen Entscheidungun dilsel bantsnda daha ak ve net bir ekilde
grlebilir. yleyse, kriz, bir karar veya bir yargda nihayet bulan kritik bir dnm
noktas olarak anlalmaldr. Bu kritik dnm noktas, yeni bir balang, bir sfr
73
Bkz.,Schmitt, Carl, ND, s.110.
74
Bkz.,McCormick, John E, Carl Schmitts Critique of Liberalism, s.101.
75
Bkz.,Bambach, Charles R, Heidegger, Dilthey and the Crisis of Historicism, s.191.
76
Bkz.,a.g.e.,s.49.
31
noktas (Stundenull) tekil etme kapasitesine sahiptir. Bu balang, kapasite ancak
modernitenin krizi en u kritik noktasna tandnda gerekleebilir.77 Bu ynde
atlmas gereken ilk adm, Alman entelektellerinin statkonun gvenli kollarn terk
etme cesaretini gstermeleridir.78
Schmitt, modern Bat tarihini entelektel krizlerle ilerleyen dinamik bir sre
olarak grr ve bu srete entelektel elitlerin hayati rol oynadn dnr.79 Avrupal
entelektellerin atmadan uzak, ntr alan araylar, yzyllardr tarihi harekette tutan
temel g olmutur. Ancak, bu dinamik sre, tekniin gcne iman eden entelektller
yznden kesilme noktasna gelmitir. Oysa kriz ya da atma an, ayn zamanda,
byk politikann zirvelerinin veya yksek politikann somut bir aklk iinde
kendisini gsterdii anlardr.80 Ve bu, politik birliin yeni tzsel bir temelde varlk
kazanmas iin bir frsat, bir ans olabilir.81 Fakat bu, ancak, mevcut durumun ya da
hatta an entelektel kavran temelinde mmkndr. Zira bu kavray, eski an
oktan sona erip yeni bir an baladnn mjdecisidir.
77
Bkz.,Bambach, Charles R, Heidegger, Dilthey and the Crisis of Historicism, s.191.
78
Schmitt, Carl, ND, ss.112-113.
79
Bkz.,McCormick, John, Carl Schmitts Critique of Liberalism, s.99.
80
Bkz.,Schmitt, Carl, CP, s.67; Balarishnan, Gopal, The Enemy, s.105.
81
Bkz.,Schmitt, Carl, CP, ss.38-39; SK, ss. 58-59.
82
Schmitt, Carl, CPD, s. 63.
83
Entelektelin kritik etme fonksiyonu ile kriz arasndaki derin iliki iin bkz.,Eco, Umberto, Kriz
zerine, Kavramlar ve Balamlar Arasnda, ev.Levent Ylmaz, haz.Cem Aka, YKY, 2002, ss.175-
178.
32
II. BLM: CARL SCHMTTN MODERNTE KRT
Schmitt iin devletin reddi, daha genel dzeyde ifade edildiinde, otoritenin
reddidir. Otoritenin reddi, ilkin, Tanrnn otoritesinin reddi ile balar. Bu erevede,
ntralizasyon ve depolitizasyon sreci, ayn zamanda, Schmittin ifadesiyle
deteolojizasyon srecidir. Deteolojizasyon, modern Bat Avrupann teolojik
modelinin, drt yzyllk bir sre ierisinde, teist bir Tanr anlayndan deizme,
panteizme ve nihayetinde ateizme doru deiimine iaret eder. Schmitt, tarihteki tm
krlma anlarn ve byk tarihsel-politik olaylar teolojik alanda meydana gelen
deiimlerin bir yansmas olarak ele alr. Donoso Cortes gibi Schmitt iin de her
byk politik sorun daima byk teolojik bir sorun ihtiva eder.1 Bu erevede, her
an Tanr anlaynn belirledii ve ona karlk gelen zgl bir politik dzeni vardr.
ematize ederek sylemek gerekirse,
Ateizm
1
Cortesten akt.,Palaver, Wolfgang, A Girardian Reading of Schmitts Political Theology, Telos, ssue
93, fall 1992, ss. 5,7.
33
Schmittten nce Donoso Cortes, Tanr idesi ile politik toplum dzeni idesi
arasnda bir analoji kurarak tarihi, Hristiyan ve Devrimci olmak zere iki evreden
oluan bir sre olarak betimler. Hristiyan evrenin teolojisi, kabul zerine bina
edilmitir: Tanr vardr, Tanr kiidir, Tanr egemendir. Bu teolojik anlayn politik
alandaki yansmas, Kral vardr, Kral hkmeder ve Kral ynetir eklinde olmutur.
Fakat Devrim Hristiyan evrenin temel kabullerine kar yeni kabuller ortaya koyar.
Buna gre, ilkin deizmle birlikte, hkmeden ama ynetmeyen bir Tanr anlay varlk
kazanr. Daha sonra, panteizmle birlikte, varolan ama bir kii olmayan veya her ey olan
Tanr anlayna geilir. Nihayetinde ateizmle birlikte, Tanr bsbtn reddedilir.
2
Bkz.,Spektorowski, Alberto, Maistre, Donoso Cortes and, s.293.
3
Bkz.,Schmitt, Carl, PT, ss.59-60.
4
Bkz.,Spektorowski, Alberto, Maistre, Donoso Cortes and , s.293.
5
Bkz.,Schmitt, Carl, PR, ss.75-78.
34
1. Reformasyon: Sekler Protestanlk versus Politik Katolisizm
6
Bkz.,Schmitt, Carl, PT, s. 2.
7
Bkz.,Ulmen, Gary, Introduction, RCPF , s. xix.
35
edilmeyen bir i yalnzl ile ba baa brakr.8 Tanr mutlak biimde akn olduu
iin, ne by, ne ahitten doan ahlaki ykmllklerin gzetilmesi, ne de insani eylem
kurtulu iin uygun yollardr9. Webere gre, Tanrnn mutlak aknl anlay ile
birlikte her tr aracln, her tr duygusal enin olumsuzlanmas, yaratlm dnyann
kkten deersizletirilmesine yol aar.10 Tanr radikal teki olduundan, doa,
yalnzca, kurtuluun maddi aralarn temin ettii lde deerlidir.11
8
Bkz.,Weber, Max, The Protestant Ethic and the Spirit of Capitalism, Routledge, NY, 2004, ss.61-63;
Schroeder, Ralph, Max Weber ve Kltr Sosyolojisi, ev.M.Kk, Bilim ve Sanat, Ankara, 1996, ss.154-
155.
9
Bkz.,Weber, Max, The Protestant Ethic and the Spirit of Capitalism,ss.60-61;Owen, David,Maturity and
Modernity:Nietzsche, Weber, Foucault and the ambivalence of reason, Routledge, NY, 1994, ss.108-109.
10
Bkz.,Schroder, Ralph, Max Weber ve Kltr Sosyolojisi, s.145.
11
Bkz.,a.g.e.,s.149.
12
Bkz., Schmitt, Carl, RCPF, s.10.
13
Bkz.,a.g.e.,s.10.
14
A.g.e.,ss.14-15.
36
deildir.15 Schmitte gre, Kilisenin rasyonellii, ekonomik rasyonalizmin karsnda
yer alr ve kendini kurumlar iinde ortaya koyan bu rasyonalite znde hukukidir.16
Genellikle, Hristiyanln znde bir hukuk olmayp teoloji olduu ve ilah yasa
yerine kutsal retiyi temel ald ne srlr. Schmitt bu tezi, Katolisizm ile
Protestanlk arasnda keskin bir ayrm yapmak suretiyle dzeltir.
15
Bkz.,Schmitt, Carl, RCPF,ss.11-12.
16
Bkz.,a.g.e.,ss.12,14.
17
A.g.e.,s.29.
18
A.g.e.,ss.51-52.
19
Bkz.,a.g.e.,s.16.
37
ederler O civitas humanay temsil eder. O her an sann armha
geriliiyle ve enkarnasyonla tarihsel balanty temsil eder. O sann
bizatihi kiiliini temsil eder: Tanr tarihsel gereklikte insan olur.
Ekonomik dnme anda onun stnl burada yatar. 20
20
Schmitt, Carl, RCPF, ss.18-19 (italikler benim)
21
A.g.e.,s.21.
22
Bkz.,a.g.e.,s.14.
23
Bkz.,McCormick, John, Carl Schmitts Critique of Liberalism, s. 161.
38
Temsil etmek, grnr klmak ve grnmez bir varl (entity)
kamusal olarak mevcut bir varlk yoluyla mevcut klmak demektir.
Kavramn diyalektii, grnmez olann namevcut olduu fakat
ezamanl olarak mevcut olduu olgusunda yatar. Bu, herhangi bir
kendilik iin sz konusu olamaz. l, pek az deere sahip ya da
hepten deersiz bir ey, nemsiz bir ey temsil edilemez. Kimi eyler,
byle bir varolua, yani kamusal olmaya ykselie kuvvetle muktedir
olmadan yoksundurlar. Byklk, soyluluk, grkem, eref, deerlilik
ve onur gibi szckler, temsil edilmeye kuvvetle muktedir olmann
zgl doasn yakalamaya yakndrlar.24
24
Schmittten akt., McCormick, John, Carl Schmitts Critique of Liberalism, ss.161-162.(talikler benim)
25
Bkz.,Schmitt, Carl, RCPF, ss. 62-63.
26
Bkz.,Bates, David, Political Theology and the Nazi State: Carl Schmitts Concept of the Institution,
Modern Intelectual History, 3,3, Cambridge University Press, 2006, ss.423-424.
27
Bkz.,Erzden, Ozan, Ulus-Devlet, Dost Kitabevi, Ankara, 1997, s. 48.
39
tefsir edilir. Komnitenin yeleri onurlarn Tanrdan tretirler ve bu
yzden komnite tarafndan yklamazlar. Fakat yalnzca komnite
araclyla Tanrya dnebilirler. Bylece grnr Kilise doar. 28
Bu, dini, bireysel ahlakn kayna, modern bireyin aklyla ya da vicdanyla karar
verecei bir i g olarak grmeyi engeller ve cemaat yapsyla birlikte insana egemen
olan bir d g haline getirir. O halde, kurumsal bir formda hukuki bir rasyonaliteyi
cisimletiren ve sann temsilcisi olarak soylu bir deeri temsil eden Katolik Kilisesi,
dini, salt bir inan olarak bireyin znel tecrbesine indirgemeyi imknsz klar.
1.3 Szn D
Katolik Kilisesinin evrensel bir kurum olarak sahip olduu kamusallk, dini
bireyin zel dnyasna hapseden modern dnme yapsna kart durur. Schmitte gre,
modern a, kamusalln ve temsilin yitimi ile karakterize olur. Schmitt bu durumu
dinin zellemesine balar. Tarihsel olarak ele alndnda ilk bireysel hak, din
zgrl olmutur. Bu zgrl, daha sonra, inan ve vicdan zgrl, basn
zgrl vs takip eder. Dinin zel bir mesele olarak kabul edilmesi, ekonomik olann
politik olan karsnda ayrcalk kazanmas, temsilin ve kamusalln darda
braklarak zel mlkiyetin kutsanmas ile sonulanr.29 Bu yzden, Schmitte gre,
ekonomik olann politika stnde, zel olann kamusal stnde zafer kazand modern
liberal toplum Pritan tccar bireyin yaratmdr.30
28
Schmitt, Carl, RCPF, s.51.
29
A.g.e., s.28.
30
Bkz.,a.g.e.,ss.19-20.
31
Bkz.,Hollerich, Michael, Carl Schmitt, The Blackwell Companion to Political Theology, eds.P.Scott-
W.T.Cavanaugh, Blackwell Publishing, 2004, ss.110-111.
40
anlalr hale gelir; Kilisenin Tanrdan gelen otoritesi onu gl klarken, devletin gc
onu otorite klar. kinci olarak, Schmitt, bize, politik alan ile din alannn yasa/hukuk
kavram zerinden birbirine balandn gsterir ki bu, dini politikann dna srd
iddiasndaki btn modern teorilere ciddi bir meydan okumadr. nc olarak,
Schmittin ifadesiyle ekonomik-teknik rasyonalizmin ezici gc karsnda politik
alann yan sra din alanda da bir daralma sz konusudur. Bu, elbette, din duygularn
yokolduu anlamna gelmez. Tersine, vuku bulan ey, yalnzca atma deil, bir anlam
evreni yaratarak insanlarn bir arada yaamasn mmkn klan ve bundan tr
kamusal olan dinin kapsayc politik karakterini yitirmesidir. Kamusalln ve temsilin
yitimini bu anlamda dnmek gerekir. Zaten Schmittin Protestanla ynelik ar
eletirisinin temelinde, Kalyvasn da iaret ettii gibi, Protestanln temsili dlayan
din syleminin, modern dnyay, ya kapitalizmin ekonomik rasyonalitesi ya da
modernitenin demir kafesinden romantik ka seeneklerine hapsetmesi vardr.32
Modernite, modern bir kamusal alann doumuna hayat verir. Fakat nceki
alardan farkl olarak bu kamu, her birimizin farkl - modern ve modern olmayan-
dnyalarda yaadmz hatrlatmaktan teye gitmez ve ou zaman bizi nereye ait
olduumuzu unutmaktan kaynaklanan sarsc bir ba dnmesiyle ba baa brakr.
Modern kamusal alan, ruhlar olmayan, dnceleri ve dleri bile kendilerine ait
olmayan, her snftan, her renkten insan iine alan bir kitlenin yalnzca geip gittii
yerlerdir.33 lerleme, zgrlk ve ekonomik kar lehine somut toplumsal balar ve
temsil kapasitesi yitirilmitir: burjuva toplumuartk temsile muktedir deildir.34
Temsile konu olan eyler, Tanr, halk, ulus gibi soylu olduuna inanlan ve bir kamu
tesis etme kudretinde olan deerlerdir. Kamusallk yitirildiinde, soyut deerleri
cisimletirecek politik yaplar ve nihayetinde mtereken paylalan ortak dnya da
yitirilir. Ayn ekilde, akn bir deerin temsilinin yitimi, bu temsilin iinde geerlilik
kazand kamusal topluluun, yani halkn yitimi anlamna gelir.
32
Bkz.,Kalyvas, Andreas, Democracy and the Politics of the Extraordinary: Max Weber, Carl Schmitt
and Hannah Arendt,Cambridge University Press, 2008, ss.146-147.
33
Bkz.,Berman, Marshall, Kat Olan Her ey Buharlayor, ev.B.Peker, .Altu, letiim, st, 1999.
34
Schmitt, Carl, RCPF, s.20.
41
birlikte tesis edilmitir; kamu yoksa halk da yoktur, halk yoksa kamu
da yoktur. Bilhassa mevcudiyeti yoluyla halk kamuyu retir. Yalnzca
fiilen bir araya gelmi olan mevcut halk, bir kamu tesis eden bir
halktr.35
35
Schmittten akt., McCormick, John, Carl Schmitts Critique of Liberalism, s.166.
36
Bkz.,Kennedy, Ellen, Hostis Not Inimicus, Law as Politics, ss.101-104.
37
Bkz.,Schmitt, Carl, RCPF, ss.23-24.
42
etmeyi olanaksz klmas nedeniyle, Schmitt iin sz eit politik zneler arasndaki bir
ilikiyi deil, Papa ve cemaati arasnda olduu trde hiyerarik bir iliki formunu
gerektirir. Bu, politik alan tesis eden szn doru ya da yanl bulunan, tartlan ya da
itiraz edilen bir sz olmayp kendisine itaat edilen akn bir sz olduu anlamna gelir.
Burada temel sorun, ilkin bu szn bir despota, bir tirana ait olup olmad ve
ikincileyin modern artlar altnda egemen szn mmkn olup olmaddr. Bu
meseleyi daha sonra tartacaz. imdi, ntralizasyon ve depolitizasyon sreci iindeki
bir baka evreye bakalm.
38
Bkz.,Schmitt, Carl, AND, ss.2,5.
39
Bkz.,Meier, Heinrich, The Lesson of Carl Schmitt: Four chapter on the distinction between political
theology and political philosophy, trans. Marcus Brainerd, The University of Chicago Press,1998, ss. 4-5.
40
Bkz.,Schmitt, Carl, PR, s. 52.
41
Bkz.,Schmitt, Carl, AND, s.4.
43
gereklii Tanr tahtndan indirilir. Zira doann yasal dzenini aratrmaya
vakfedilmi bir bilim, ancak, mucize yaratmayan ve hatta doann tmyle dnda
duran deist bir Tanr anlay temelinde mmkn olabilir.42
Tanrnn varoluu ise yalnzca akln sonsuz geriye gidiini durdurmak iindir.
Schmitti perspektiften doa meknistik bir tarzda kavrandnda, orada Tanrya ya yer
yoktur ya da Tanr sadece kozmik makineyi itekleyen motordur. Kraln devleti
ynetmesi gibi dnyay yneten Tanr ynetmekten kesilir. Dnya ise muazzam bir
dinamoya dnr.44 Doann insann kefedebilecei istikrarl, rasyonel ve
matematiksel-meknik yasalara gre ileyen bir dzenin bulunduu ve bu dzene
Tanrnn dahi mdahale etmedii dncesi, hem kozmosu hem de toplumu kendine
yeten birlikler olarak grmeyi mmkn klar. Evrendeki istikrarn, barn ve dzenin
kayna olan matematiksel, nedensel dzen ile toplumdaki rasyonel, anayasal dzen
arasnda bir ahenk vardr.45 Bu bakmdan, deizm, Toulminin de ifade ettii zere,
kesinlikle devrimci bir fikirdir.46
42
Bkz.,Outram, Dorinda, The Enlightenment, Cambridge University Press, NY, 1995, ss. 47-48.
43
Bkz.,a.g.e.,s.49.
44
Bkz.,Schmitt, Carl, RCPF, ss. 8,12.
45
Bkz.,Toulmin, Stephen, Cosmopolis:Modernitenin Gizli Gndemi, ev. H.Arslan, Paradigma Yay, 2002,
s.194.
46
Bkz.,a.g.e.,s.195.
44
noktasn salar. Descartes epistemolojik benden hareketle felsefe, d dnyann
rasyonel bir dzeninin bulunduu yolundaki bilimsel inanca entelektel bir kesinlik
kazandrmaya girierek Tanrsz dnyann teorisyenliini stlenir. Schmitte gre, byle
yapmakla modern filozoflar, kendilerinden sonra gelecek alar iin tayin edici nemi
bulunan metafizik bir karar verirler.47 Descartesn beni merkeze alan ontolojisinde,
tm dnya ve Tanrnn kendisi bile, Kartezyan egonun isel dnce ieriine
indirgenir ve d dnyann gereklii zihne tabi olur.
47
Bkz.,Meier, Heinrich, The Lesson of Carl Schmitt, ss.106, 117.
48
Bkz.,Schmitt, Carl, PR, s.52.
49
Bkz.,a.g.e.,s.54.
50
Hobbesun devletinin korkudan doduunu hatrlarsak, Schmittin Engelsden zikrettii bu cmlede
derin bir hakikatin ifadesini grmesinin nedenini anlayabiliriz. Schmitt, Carl, PT, s.51.
51
Schmittten akt, Meier, Heinrich, The Lesson of Carl Schmitt, s. 97.
45
vazgetiini ve onun yerine dinin dogmalarndan muaf rasyonel, sbjektif bir moralite
koyduunu belirtir.52
Dnyay epistemolojik bir kesinlikle bilinir klarak Tanry gereksiz bir hipotez
haline getirme ynndeki tm bu abalar, tayin edici neme sahip sonulara yol aar.
Nitekim Schmittin politik(a) teolojisi, bir an metafizik imgesi ile an politik
organizasyon tipinin ayn yapda olduunu belirterek, modern epistemolojinin temel
kabullerinin politik ve hukuki alandaki yansmalarna odaklanr.53 Bu erevede,
tmyle insani bir dnya ina etmek adna eski metafiziin en yksek gereklii
Tanrnn tahtndan edilmesi kutsallk fikrinin anmasna yol aar. Her eyi ak,
saydam ve rasyonel klma abas, bilimin dinin belirledii snrlarn tesine gemesi ve
bunun sonucunda kutsalln anmas, insana yalnzca epistemolojik deil, politik
anlamda da otonomi kazandrr.
52
Bkz., Schmitt, Carl, AND,s.2.
53
Schmitt, Carl, PT, s.46.
54
A.g.e.,s.36.
55
Bkz.,Schmitt, Carl, PR, s.60.
46
On yedinci ve on sekizinci yzyllarn Tanr anlay, Tanrnn
dnya karsnda aknl dncesine dayanr, tpk dnemin devlet
felsefesinin, egemenin devlet karsnda aknl nosyonuna
dayanmas gibi.56
56
Schmitt, Carl, PT, s.49.
57
Bkz.,Schmitt, Carl, L, ss.19-20.
58
Rousseaudan akt.,Schmitt, Carl, PT, s. 46.
59
Schulze, Hagen, Avrupada Ulus ve Devlet, ev.T. Binder, Literatr Yay, 2005, ss.78-79.
60
Bkz.,Schmitt, Carl, PR, s.59.
61
Bkz.,Greenfeld, Liah, Nationalism: Five Road to Modernity, Harward University Press, Cambridge,
2001,ss.173-176.
47
Daha sonra, Rousseaunun devrimci demiurgosu olarak halkn karsna Hegel,
muhafazakr demiurgos olarak tarihi koyar. Onun sisteminde, ancak bir devlette
rasyonel varlklar haline gelen halk (Volkgeist) ile kendisini diyalektik olarak gelitiren
tarih ya da dnya ruhu (Weltgeist) birleir.62 Hegelden nce, de Bonald, de Maistre ve
Burke gibi devrim-kart Katolik filozoflar, Fransz Devrimin tm dnya halklarna
Mesihvari zgrlk Kardelik ve Adalet getirme evrensel misyonunun ykc
doasna iaret etmilerdir. Tm insanlarn kardelii ve zgrl, ulusal snrlarn
yklmas ve insanlar bir arada tutan sosyal-politik balarn zlmesi ile
eanlamldr.63 Bu yzden, topyekn bir ykma srklenmeden nce, genel iradenin
snrsz gcnn snrlanmas ve belirlenim kazanmas gerekmektedir. Bu minvalde,
Hegelde tarih, dierinin devrimletirdii eyi restore eden muhafazakr Tanr olur.64
tarih olarak zaman yaratc bir g olur. imdi halk, objektif gereklik
olur; Volkgeist reten tarihsel gelime insan st yaratc olur.65
62
Bkz.,Schmitt, Carl, PR, s. 64.
63
Bkz.,a.g.e.,s.61.
64
Bkz.,a.g.e.,s.62.
65
Bkz.,a.g.e.,s.63.
66
Bkz.,a.g.e.,s.64.
48
srar eder.67 Bu demektir ki, Hegelde anlama politik bir dnya tesis etmez. Marxn
kendisinden nceki btn filozoflar iin syledii gibi, filozof Hegel de, dnyay
deitirmekle deil, anlamakla ya da yorumlamakla yetinir. Tam da bu sebeple,
Schmitte gre, Hegelin sistemi, ne ahlaki bir karar anlamna gelen diktatrl ne
de ahlaki kararn ya/ya-dasn ierir. Tersine, Hegelde dnya tarihi dnya
mahkemesidir. Fakat eer dnya tarihi dnya mahkemesi ise, bu onun son mercii ve
ayrc, kati bir yarg iermeyen bir sre olduu anlamna gelir.68 Bu durumda, on
sekizinci yzyl Aydnlanma dncesinin yapt gibi, felsefe ile klcn ittifakn
yeniden kurmak iin Hegelden Marxa gemek gerekir.69
Hegelin tersine Marx, diyalektiin mantksal deil, tarihsel bir sre olduunu
gstermitir.70 Bylece filozof Hegelin tersine Marx, gerek ve kanl mcadeleye
zg yeni bir dnceye, kendisini diyalektik olarak ykan yeni bir rasyonalizme
hayat vermi olur.71 Bu yeni rasyonalizm, tarihin itici gcnn kavram ya da dnce
deil, dostun dmanla kanl mcadelesi olduunu retir. Schmitt asndan
komnizmi tehlikeli klan ey, tam da Hobbesun autoritas, non veritas facit legem
(yasay yapan hakikat deil, otoritedir) szyle ima ettii temel hakikatin tm kitlelere
ifasnda yatar. Bu, tarihi yapanlarn tarihi dncede kuran Hegelci temaac
rasyonalist filozoflar deil, Kalliklesin, Machiavellinin, Hobbesun ve Marxn ne
srd gibi, de facto politik gce sahip olanlar olduudur.
Bunun yan sra Marx, burjuva ile proleterya arasndaki mcadelenin dost ile
dman arasndaki mcadelenin yalnzca tarihsel ve geici bir formu olduunun
farkndadr. Bu demektir ki burjuva liberal dzeni devrim ile pekl ortadan
kaldrlabilir.72 Marxta tarihe ilikin bu bilginin kendisi tarihin seyrini deitirecek bir
gtr. Bu bilgi insan tarihe sokar ve tarihi deitirecek tarihsel eylem imknnn
67
Bkz.,Meier, Heinrich, The Lesson of Carl Schmitt, s.15. Aslnda Marx gibi Hegelin felsefesi de insan
zamann iine yerletirerek kendi tarihsellii iinde anlamaya alr. Fakat Hegelde tarih, kendini bilince
gsteren Mutlakn bilgisine doru geliim servenidir. Bilincin zbilince dnm serveni, rasyonel
bireyin balangtaki bilinsizlik durumundan zgrleme ve dnm srecidir. Yani, gerekte btn
tarih, filozofun felsefi bir sylem iinde kendi deneyimini aktard bir hikyedir ve bilincin kendisinin
farkna varmasyla tarih de son bulur. Bkz.,Bumin, Tlin, Hegel, YKY, stanbul, 1998,ss.85-91.
68
Bkz.,Schmitt, Carl, CPD, s.56.
69
Bkz.,a.g.e.,s.52.
70
Bkz.,Fine, Robert, Political Investigations:Hegel, Marx, Arendt, Routledge, NY, 2001,s.82.
71
Bkz., McCormick, John, Carl Schmitts Critique of Liberalism,s.190.
72
Bkz.,Fine, Robert, Political Investigations, s.82.
49
hakiki koulu olur.73 Hegelin tersine Marx dncenin ya da teorinin kurucu bir g ve
kurtulu potansiyeline sahip pratik bir aktivite olduunu gsterir.74
73
Bkz.,McCormick, John, Carl Schmitts Critique of Liberalism, s.52.
74
Bkz.,Hewitt, Marsha Aileen, Critical Theory, The Blackwell Companion to Political Theology,s.459.
75
Bkz.,Schmitt, Carl, PR, ss.17-18.
76
Bkz.,a.g.e.,ss.7-8.
77
Bkz., a.g.e.,s.99.
78
Bkz.,a.g.e.,s.17.
79
Bkz.,a.g.e.,s.19.
50
kendisinde ikin deildir. Sava ya da devrim gibi byk tarihsel neme sahip olaylar
ya da hatta bir insan, kendi bana, kendi zelliklerinden tr bir anlama ve gereklie
sahip deildir. Dnya stndeki her ey ve her insan, romantik burjuva bireyi iin,
estetik bir ilginin nesnesi olarak varolur.80 Romantik zne, tm zsel kartlklar, yani
iyi-kt, dost-dman ve sa-Deccal kartln estetik kartlklara indirger;
entelektel, din, devlete ve kiliseye ait her eyi estetik alana havale ederek toplumun
topyekn estetizasyonunu amalar.81 Bunun sonucunda, tm standartlar, tm hiyerarik
yaplar romantik beeninin ve hazzn hkmranlna boyun eer. Romantik zne ile
birlikte, Kilise yerini tiyatroya brakr, din bir drama ya da opera materyali muamelesi
grr ve Tanrnn evi bir mze olarak grlr.82
80
Bkz., Schmitt, Carl, PR, s.96.
81
Bkz.,a.g.e.,s.16.
82
A.g.e.,s.18.
83
Bkz.,a.g.e.,s.129.
84
Bkz.,a.g.e.,ss.71-72.
85
Bkz.,a.g.e.,ss.139-140.
86
Bkz.,a.g.e.,ss.56,124-125.
51
pasifist ve a-politiktir; dnyay politik eylem ve karar yoluyla deil, kelimeler,
entelektel sohbet ve imgelem yoluyla dntrmeyi amalar.87
Romantiin zgrlk adna politik gereklii ve karar askya alan tavrnn nihai
sonucu, romantik anaridir. Bu anari iinde, ne kozmos ne devlet ne halk ne de tarih
gerekliini koruyabilir. Bunun sonucunda, artk, bireyin stnde tzsel somut bir
dzenden sz etmek imknsz hale gelir.88 Bu yzden, Schmitte gre, okkazyonalizm
problemi yalnzca metafizik bir problem deildir; ayn zamanda, ethik bir
problemdir.89
87
Bkz., Schmitt, Carl, PR, ss.83-84, 125,159.
88
Bkz.,a.g.e.,ss.75-78.
89
Bkz., a.g.e.,s.94.
90
Bkz.,Christi, Renato, Carl Schmitt and Authoritarian Liberalism, University of Wales Press, Cardiff,
1998, s.63; Oakes, Guy, Translatoss Introduction,PR, s.xxxv dip 26.
91
Bkz.,Schmitt, Carl, CPD, s.60.
92
Schmitt, Carl, PR, s.160.
93
Bkz.,Schmitt, Carl, PR,s.130.
94
Bkz.,Christi, Renato, Carl Schmitt and Authoritarian Liberalism, s.61.
52
deildir.95 Ayrca, politik romantizm ile Katolik kar-devrimci muhafazakr politika
arasndaki fark anlalmadka, yeni politik bir alternatif ortaya koymak imknszdr.
95
Bkz.,Schmitt, Carl, PR, s.50.
96
Bkz.,Schmitt, Carl, PT, s. 53; PR, s.66. Belirtmeliyiz ki, Schmitt, Katolik Kar-Devrimci dnrlere
hayranln gizlemez. Nitekim o, insan doasna ilikin Katolik perspektifi, karar ve egemenlik
anlaylarn byk lde paylar. Ancak Schmitt, Katolik Kar-Devrimci dnrlerin ancien
regimein restorasyonunun mmkn olduu dncesini reddeder.
97
Bkz., Schmitt, Carl, PR,s.116.
98
Bkz.,Spektorowski, Alberto, Maistre, Donoso Cortes and , ss.286,
99
Bkz.,Schmitt, Carl, PR, s.116; PT, s. 65.
53
III. BLM: CARL SCHMTTTE POLTK OLAN KAVRAMI
1963te Der Begriff des Politischenin, ilk makale formu da dahil, drdnc ve
son basm yaplr. 1963 basmnn, 1932 basmnn ayns olduu sylenmekle birlikte,
Schmitt metne deerlendirme yazs ekler. Bu son basmda Schmittin farkl
zamanlarda yazlm eklemeleri metne monte etme yoluna gittii ve bylece metne yeni
bir ierik kazandrmaya alt da sylenmektedir.5
1
Bkz.,elebi, Aykut, Sunu.., SK,s.11. Makaleyi, Verfassungslehre iinde yaymlamamasnn nedeni,
liberalizmin anayasay her eyin stne karan yaklamnn tersine, Schmittin politik olann anayasadan
nce geldiini dnmesidir. Bkz.,Cristi, Renato, Carl Schmitt and Authoritarian Liberalism, s.169.
2
Der Begriff des Politischenin hem ngilizce hem Trke evirisi, kitabn 1932 basmn temel alr.
Burada her iki metinden de faydalanacaz.
3
Bkz.,elebi, Aykut, Sunu.., SK, s.11.
4
Bkz.,Meier, Heinrich, Carl Schmitt and Leo Strauss: The Hidden Dialogue, tr.J. Harvey Lomax, The
University of Chicago Press, 1995, s.6 dip 5.
5
Bkz.,elebi, Aykut, Sunu.., SK, s.12.
54
1927 tarihli ilk metinde, Schmitt, politik olan d politikaya indirger veya
uluslararas politika ile snrlar. O, 1789 Fransz Devrimi ve 1917 Ekim Devrimini i
politikada olduu gibi d politikada da dost ile dman arasnda ayrm yapma
kapasitesizlii ve isteksizliinin semptomu olarak grmekle birlikte, yine de, onun
iin i politika ancak d politikaya gre hareket edebilir. Bu balamda, 33 sayfalk ilk
metinde 77 kez sava szc kullanlmasna ramen sivil sava szcne yer
verilmez. 1932 basmda ise, Schmitt kendisini yeni politik artlar ile kar karya bulur.
Yeni politik durum, liberal dnce sistematiinin zafer kazanmasyla karakterize
olur. Bu, devletin devlet olma iradesinin ortadan kalkmaya baladnn iaretidir.
Liberalizmin devlet ile birey ilikisi noktasnda benimsedii ntralite ilkesi, bireysel
veya kiisel alana ait tm unsurlar politik alana dhil eder ve politikay sosyal alann
terimleri iinde kavramsallatrr.6 Dolaysyla, 1927den farkl olarak, 1932 tarihli
metinde politik olan, devlet iindeki i sava imknn da ierecek ekilde bir anlam
genilemesine urar.7
Egemen devletler ann sona erdii bir dnemde, devlet artk politik olan
stndeki tekelini kaybetmitir ve bu anlamda politik olan politika (politics) ile edeer
hale gelmitir. Bunun sonucunda devlet ile politik olan arasnda ak ve net ayrmlar
yapma imkn ortadan kalkmtr.9 te bar salam, dta da dier egemenlerin
karsna mutlak egemen olarak kan politik birlik modeli olarak devlet a artk sona
erdii iin, politik olann ne olduunu anlamak ve onu politikadan (politics) ayrt etmek
- zor olmakla birlikte - her zamankinden daha zaruri hale gelmitir. O halde, bizde, ilkin
politik olan ile politika arasndaki ayrm ile balayalm.
6
Bkz.,Schmitt, Carl, UDC, s.86.
7
Bkz.,Meier, Heinrich, Carl Schmitt and Leo Strauss, s.21.
8
Shmitt, Carl, CP, s.32.
9
Schmitt, Carl, SK, ss.30-31.
55
1.1 Politik Olan ile Politika Ayrm
CP, [Politik Olan Kavram] arpc olmakla birlikte Schmittin de kabul ettii
gibi, soyut ve mulk bir tez ile alr: Devlet kavram politik olan kavramn
varsayar.10 Schmittin deyimiyle tahrik edici ve hatta aforizmatik bir tarzda dile
getirilmi bu tez, kapal bir teritoryal birlik iinde organize olmu bir halkn politik
stats olarak devletin politik olan kavramn n gerektirdiini ve politik olan kavram
olmakszn devlet kavramnn anlalr olamayacan ne srer. Byle olmakla birlikte,
aslnda devleti politik olana balayan bu al cmlesinin hedefinde, Schmittin tersine
politik olan devlete balayan Max Weber vardr.11
CPda devleti bir halkn zgl varl(entity)13 olarak tanmlayan Schmitt, ilk
sayfalardan itibaren, Weberin politik olan devlete referansla tanmlayan bu anlayn
kritik eder. Politik olan bu tarzda devlete referansla tanmlama abas ksr bir dngye
gtrmekten baka bir ie yaramaz. nk ancak devletin politika stnde tekele sahip
olduu dnemler sz konusu olduunda, devlet ile politika eitlemesi anlalabilirdir.14
Oysa devlet ile toplumun birbirine nfuz ettii ve toplumun devlete kart bir g olarak
10
Schmitt, Carl, CP, s.19.
11
Weberin Schmittin dnceleri stndeki entelektel miras ve etkisi konusunda yorumcular arasnda
bir uzlama vardr. Hem Bryan Turner hem William Hennis, Politics as a vocation, Schmittin CPde
ortaya koyduu tezleri anlamann anahtar olarak kabul ederler. Bkz.,Turner, Bryan, The problem of
cultural relativism for the sociology of human rights: Weber, Schmitt and Strauss, Journal of Human
Rights, vol 1, no.4, Dec 2002, Carfax Publishing, s. 600.
12
Weber, Max, Politics as a vocation, s. 78.
13
Schmitt, Carl, CP, s. 19.
14
Bkz.,a.g.e.,s. 20.
56
sahneye kt andan itibaren, bu eitleme yanl ve hatal olur.15 nk bu durumda,
devlete ilikin olmayan her eyin, yani toplumsal eylerin ve dinsel, kltrel, ya da
sosyal sorunlarn apolitik olduu sonucu kar.16 Bu erevede, hukukun politikann
yerini alarak motorize olduu, kurumlar aras egemenlik savann ve partiler arasndaki
kar atmalarnn normal hale geldii bir durumda devlet ile politik olan eitlemesi
anlalabilir olmaktan kar. imdi politik olan bir problemler kompleksidir. O halde,
politik olann ne olduunu anlamak iin devletin rutin politikalarnn dna kmak
gerekir.
15
Bkz.,Schmitt, Carl, CP, s. 22.
16
Bkz.,Schmitt, Carl, SK, s.41 dip 3.
17
Schmittten akt, Schwab, George, Introduction, CP, ss.12-13.
18
Bkz.,Curtis, David Ames, Translators foreword, Legitimacy and Politics, Jean Marc Coicaud,
Cambridge University Press, 2002, s.xiii.
57
iinde yaplr.19 O halde politika, esas olarak bir halkn zgl varl olarak devletin
rutin, somut ve tarihsel varoluudur.
Politika bir isim, politik olan ise bir sfattr. Sfatlar masum deildir. Fikirler
sfatlarda gizlidir: Kel Mehmet Mehmetten daha fazla ey syler. Her isim bir vasfa
dayanr, bir hal ierir. Bu erevede, her politika (politics) kendi toplumuna ikin dost-
dman gruplamasna gre farkl isimler alr. Dost-dman gruplamas olarak politik
olan farkl toplumlarda farkl biimlerde ortaya kabilir: sermaye ile proleterya,
sekinler ile halk arasndaki gruplama gibi. Aslnda bu noktada Schmittin Platona ve
Aristotelese yakn durduunu syleyebiliriz. Platon Yasalarn IV. Kitabnda, polisin
veya rejimin, adlarn egemen snfn gcnden aldklarn syler. Yani, polis, egemen
snfa gre teokrasi, monari (krallk), aristokrasi, oligari ya da demokrasi adn alr.20
Ayn ekilde Aristoteles, Politikann III. Kitabnda anayasay (politeia), polisi veya bir
toplumun yaama biimini belirleyen eyin, politik gcn dalm olduuna iaret
eder.21 Dolaysyla, rejim, egemen snfn kim olduuna bal olarak deiir.
Buradan da anlalaca zere, politik olan, egemen snfa bal olarak form alan
devletin dnyevi ve rutin politikalaryla snrlanamaz. O, bir toplumun somut-tarihsel
varoluunun tesindedir ve byle olmakla da tm toplumlarn kanlmaz, zsel
metafizik temelidir. Politik olan, rutin politikaya akndr ve bu anlamda o, tm
politikann primordiyal temelidir. Politik olann primer oluu, onun devlete referansla
deil, dost-dman ayrmna referansla tanmlanmasndan da ak hale gelir. Devlet,
modern bir rgtlenme formudur, oysa dost ile dman arasndaki ayrm tam da insann
varolusal/ontolojik durumudur. Bu yzden, eer politik olann doas doru anlalmaz
ise, akla gelen tm bireysel ve kolektif statlere kyasla en nemli stat olan devlet ve
halkn doas doru bir biimde anlalamaz.22
19
Bkz.,Schmitt, Carl, SK, s.31.
20
Bkz.,Platon, Yasalar, ev.C.entuna-S.Babr, Kabalc Yay, st, 1994, 713a.
21
Bkz.,Aristoteles, Politics, The Basic Works of Aristotle, ed. Richard McKeon,trans.Benjamin Jowett,
Random House, NY, 1941,1276a-b,1279b.
22
Bkz.,Schmitt, Carl, SK, s.39.
58
1.2 Dmanlk
Schmitt, politik olan iktidar kavramn ve daha zelde devlet iktidar kavramn
esas alarak aklama giriimlerinin yanlln ortaya koyduktan sonra, politik olan
tanmlamaya giriir. Schmitt, politik olann tketici bir tanmn vermez; bir kartlk
esasndan hareketle politik olana ilikin bir kriter sunar: dost ile dman arasndaki
ayrm. Ona gre,
Bir tutuma ya da olaya politik olma zellii atfettiimizde, hem politik olan ile
olmayan arasnda ve hem de politik olan ile moral olan, iktisadi olan, hukuki olan ya da
estetik olan arasnda ayrm yapar grnrz. Moral olan kendisinden hareketle
kavrayabileceimiz ayrmn veya kartln iyi ile kt, ekonomik olann kr ile zarar,
estetik olann gzel ile irkin, hukuki olann yasal ile yasal olmayan arasndaki kartlk
olduu varsayldnda24, tmyle politik olana zg ve bize politik olann ne
olduunun ak ve seik bir kriterini verebilecek bir ayrm yapmak mmkn mdr? Bu
soru balamnda Schmitt, dost ile dman arasndaki ayrm, asli politik bir kategori,
kavramsal bir kriter olarak ortaya koyar. Yani o, moral olann zgl kriterinin iyi ile
kt ya da estetik olann gzel ile irkin olmas gibi, politik olann asli kriterinin de
dost-dman kartl olduunu ifade eder.
Schmittin politik olann kriteri olarak sunduu dost-dman ayrm, zel alana
ait bir ayrm deildir. Politik alanda dman, kiisel olarak nefret ettiimiz veya bizden
kiisel olarak nefret eden biri (inimicus) deildir. Ayn ekilde, o, entelektel tartmada
taraflardan biri olmad gibi ekonomik alanda da rakip deildir. Dman kavramnda
belirleyici olan, onun kamusal dman olmasdr. Schmitt kamusal dman (polemios)
ile zel dman (echthros) arasndaki kartl daha ak hale getirebilmek iin Platona
bavurur. Platon Devletin V.Kitabnda savan iki tr arasnda ayrm yapar. lk tr
23
Schmitt, Carl, CP, s.26.
24
Bkz.,a.g.e.,ss.25-26.
59
sava, soydalar arasndaki atmadr. kincisi ise, yabanclarla olan savatr.25
Schmitte gre, Platon iin gerek sava Hellenler ile Barbarlar arasndaki savatr.
Hellenlerin birbirleriyle atmas gerek bir sava deildir, ihtilaf, anlamazlk, isyan
(stasis) olarak deerlendirilmelidir. Hellenler arasndaki bir sava veya sivil sava,
kendi kendini paralamak anlamna gelir; baka bir devlet kurmak ya da yeni bir halk
yaratmak anlamna gelmez.26 Schmitt devlet iinde huzuru salama mecburiyetinin, kriz
anlarnda devleti, i dman tespit etmeye sevk ettiini syler. Bu bakmdan Grek site-
devletlerindeki polemios ve Roma kamu hukukunda hostis ilan, tm devlet formlarnda
mevcuttur. Politik birlie dhil olan dman ilan etmek, onu hukuk d klmak ve
bylelikle hukukun salad gvenceden mahrum brakmak, politik topluluun dna
srmek gibi eitli tedbirler yoluyla iler. Ancak bu dman ilan, sivil savan kapda
olduunun ve devletin zlmeye baladnn iaretidir.
Kamusal dman ile zel dman arasndaki ayrm, lingistik adan Latincede
de muhafaza edilmitir. Latincede hostis kamusal dman karlarken inimicus zel
dman ifade etmekte kullanlr. Cicero, hostisi bir ad vererek kendisine kar
savatmz yabanc olarak tanmlar.28 Platon ve Cicero ile tmyle uzlaarak
Schmitt, dmann kendisiyle attmz veya ihtilafa dtmz kii ve hatta
dostumuz deil, savatmz teki, yabanc olduuna iaret eder.
25
Bkz.,Platon, Devlet, ev.Sabahattin Eybolu-M.Ali Cimcoz, Remzi Kitabevi, st, 470b-c.
26
Bkz.,Schmitt, Carl, CP, ss.28 dip 9, 29.
27
A.g.e.,s.47.
28
Bkz.,Kennedy, Ellen, Hostis Not Inimicus, s.108 dip 44.
29
Bkz.,Schmitt, Carl, CP, s.27; Kennedy, Ellen, Hostis Not Inimicus, s.103. Meier, Schmittin
varolusal olarak farkl ve yabanc diye niteledii dman kavram ile Spinozaya gizli, ironik bir
gndermede bulunduuna iaret eder. Spinoza Ethicada, her varlkta farkl bir biimde tezahr etmekle
birlikte, her bir varln kendi varl iinde kalma abasnn veya Latince adyla conatusun her varln
edimsel z olduunu syler. Kendini-koruma ve yaama istenci temel insani igddr. Bkz.,Meier,
60
Dmann yabanc oluu, kimliinin nceden tayin edilemeyecei anlamna
gelir. Pascal Pasquinonun iaret ettii gibi, dmanla karlama an,
yleyse, politik olann kriteri olan dost-dman ayrm bir ilikiye atfta
bulunur; fikirler arasndaki bir ilikiye deil, ontolojik alandaki bir ilikiye, bilinli
dnme ve eylemde bulunma faaliyetimizi nceleyen bir ilikiye atfta bulunur. Bu
iliki insanlar, politik aktrler, failler arasndaki bir ilikidir. Praksiste kurulan bir
ilikidir. Bu yzden, dost-dman ayrm politik olann kriteri olsa da, onun ieriini
kuran ey praksisin kendisidir. Dost ile dman vareden ey, praksisteki
konulanmlklardr. Bu sebeple, dost ile dman antitezi ya da kriteri, dier alanlara
zg kriterlerden tretilmemesi ve onlara indirgenemez olmas sebebiyle grece
bamszdr. yle ki, dost ile dman ayrm e zamanl olarak moral, estetik,
ekonomik ya da dier ayrmlara bavurulmakszn teorik ve pratik olarak varolur.32 Bu
yzden, dost ile dman ayrm,
Heinrich, Carl Schmitt and Leo Strauss, s.7 dip 5; Spinoza, Ethics, trans.Jonathan F.Bennett, ss.54-55.
www.earlymoderntexts.com; Spinozada conatusun anlam konusunda bkz.,Hnler, Solmaz, Zelyut,
Spinoza, Paradigma Yay, 2003, ss.62-64.
30
Pasquinodan akt, McCormick, John, Fear, Technology and the State: Carl Schmitt, Leo Strauss and
the Revival of Hobbes in Weimar and National Socialist Germany, Political Theory, vol 22 no 4, 1994,
s.623.
31
Schmitt, Carl, CP, s.27.
32
A.g.e.,s.26. Bu durumda, Schmitte insanlarn ne iin dost ne iin dman olduklarn ve ne adna
savatklarn sormak gerekir. Bu meseleyi daha sonra tartacaz.
61
metafor ya da sembol olarak deil, kendi somut, varolusal anlamnda
anlalmaldr; ekonomik, moral ve dier konsepsiyonlarla, hele hele
zel duygu ve eilimlerin psikolojik ifadesi olarak zel-bireyci bir
duyguyla kartrlmamal ve zayflatlmamaldr. Onlar ne normatif
ne de pr tinsel antitezlerdir.33
Aktr ki dmann kamusal nitelii, politik olan bireyler aras bir sava
durumu olarak grmeyi engeller. Bu bakmdan Schmitt ile Hobbes arasnda nemli bir
tezatlk vardr. Hobbes, Leviathanda, insanln doal durumunu insanlarn hepsini
birden korku altnda tutacak genel bir gcn yokluu ile tanmlar. Bu yzden doa
durumu, Hobbesun tabiriyle, herkesin herkese kar sava durumudur.34 Hobbesta
herkesin herkese kar sava, egemen gcn yokluu ve insann znde asosyal bir
varlk olmas sebebiyle, bireyler arasndaki sava durumudur. Schmittin politik olan
kavram, Hobbestaki doa durumu kavramna benzer bir rol stlenmekle birlikte, esas
olarak bireyler arasndaki deil, gruplar ya da uluslararasndaki bir sava durumudur.
Ayrca, Hobbesta doa durumu egemen gcn, yani Leviathann tesisiyle ortadan
kalkar. Hobbesun tersine Schmitt, politik olan doa durumu ile snrlamaz; o, doa
durumundan sivil topluma geile alm ve geride braklm deildir, o salt bir imkn,
kuvve, potansiyel (dnamis) olarak sivil topluma ikindir.35 Ondan ka yoktur ve tam
da bu yzden politika kaderdir.36
1.3 Dostluk
CPda Schmitt, dman kavramn daha geni bir balam iinde ele almasna
ramen, dostluk kavramna ilikin herhangi bir tartmaya yer vermez. Bu durum, kimi
yorumcularn, Schmittin politik teorisinde dman kategorisinin dostluk karsnda
belirleyici ve temel ncelie sahip olduunu ne srmelerine yol aar. Szgelimi David
Dyzenhausa gre, Schmittin politik teorisi tekinden kr nefret duyulmasna yol
33
Schmitt, Carl, CP, s.28.
34
Bkz.,Hobbes, Thomas, Leviathan, ev.S.Lim, YKY,1995,s. 94.
35
Bkz., McCormick,John, Fear, Technology and the State, ss.621,624.
36
Schmitt, Carl, CP, s. 78.
62
aar.37 Richard Woline gre ise, Schmittin politik teorisi sava ve dmanl
neredeyse kutsar ve yksek politik amalara yer vermez.38
37
Bkz.,Bendersky, Joseph, New Evidence, Old Contradictions: Carl Schmitt and Jewish Question,
Telos, issue 132, Telos Press, fall 2005,s.66.
38
Bkz.,Wolin, Richard, Carl Schmitt, The Conservative Revolutionary Habitus and the Aesthetics of
Horror, Political Theory, vol 20, no 3, Sage Publications, 1992, ss.441,443.
39
Schmitt, Carl, SK, ss.34-35.
40
Bkz.,Norris, Andrew, Carl Schmitt on friends, enemies and the political, Telos, ssue 112, summer
1998, ss.1-2. (html)
41
Bkz.,Schmitt, Carl, TP, s.76.
42
Schmitt, Carl, SK, s.125.
63
Ayn kkten, ortak bir atadan gelen ve bir devlet ats altnda organize olan bir
halk, kendi varln srdrme temel gds nedeniyle birbirinin dostudur. Gerek dost-
dman gruplamas, varolusal olarak devlete ve dolaysyla bireye ynelik bir tehdit
olduuna gre, dostluk, ilkin ve ncelikle, Valkn deyimiyle varolusal bir
bekiliktir.43 Bu tarzda anlaldnda dostluk, ilkin ve ncelikle, yaamn korunmas
gdsyle bir seim yapmaktan ve karar vermekten oluur.44 Hobbes gibi Schmitt iin
de gruplar ya da halklar devlet kurmaya sevk eden ey, gvenlik ve yaam koruma
gdsdr. Devleti, dier tm insani organizasyonlardan ayran ve onu en yce politik
birlik klan ey, oboedientia et protectio, itaat ile koruma arasndaki ebedi ilikidir. Bu
yzden, en yksek politik varlk veya birlik olarak devlet, bir klann yesi olmakla
birbirinin dostu olan insanlar iin temeldir.
Devlet, dost ile dman arasnda ayrm yapma gc bakmndan nihai politik
birliktir. Schmittin ifadesiyle, devlet, kendi btnl iinde kendisi iin dost ile
dman arasnda karar veren organize politik bir varlk (entity)tr. Dost ile dman
arasnda ayrm yapma yetenei bakmndan devletin proleter, kapitalist ya da
aristokratik bir forma sahip olmasnn nemi yoktur.46 Her devlet devlet olmak sfatyla
dost ile dman arasnda ayrm yapmakla varlk kazanr.
Tzsel adan politik bir varlk olarak devlet olmak, jus belliye, yani
somut bir durumda dman hakknda gerek karar verme imknna ve
bu varlktan doan gle dmana kar savama becerisine sahip
olmaktr. Politik adan birlemi bir halk, bu politik varlktan doan
bir karar temelinde kendi varoluu, bamszl ve zgrl iin
savamaya hazr olduu srece, bu politik sorun, mcadelenin hangi
teknik aralarla yrtlecei, askeri organizasyonun doas ve sava
kazanma umudunun ne kadar olduu sorusu stnde ncelie
sahiptir. Bamszlnn ve zgrlnn nelerden mteekkil
olduuna karar verme yetkisi de yine halkndr. 47
43
Bkz.,Valk, Frank Vander, Decisions, Decisions: Carl Schmitt and Political Will, Rockefeller College
Review, vo 1 no.2, s.38.
44
Bkz.,a.g.e.,s.39.
45
Schmitt, Carl, CP, s.52.
46
Bkz.,a.g.e.,s.37.
47
A.g.e.,ss.45-46. Son cmle, metnin ngilizce evirisinde bulunmuyor. Bu yzden onu Trke eviriden
aldm. Bkz.,Schmitt, Carl, SK, ss. 64-65.
64
Schmitt iin, politik olann en u ve youn antagonizma olduunu ifade
etmitik. nk politik olan, her bir insann kendi varl iinde kalma abasna ynelik
en u tehdit olan silahl sava ihtimali iinde grne kar. Dmana ikin bir
potansiyel olarak sava, bir halk topluluu ile bir baka halk topluluu karlatnda
vuku bulur. Dolaysyla, burada sz konusu olan ey, bireyin salt fiziki varoluundan
ok bir halkn kendi yaam tarz veya varolma biimidir. Bu anlamda dmana
ikin tehdit, bir halkn varolma biimine yneliktir ve burada politik bir topluluun
yesi olmayan zgr birey yanlsamasna yer yoktur. Birey her zaman bir yerde, somut,
insani ilikiler stne kurulu, gelenei, inanlar olan bir halkn ya da grubun yesi
olarak varolur. Dolaysyla, bir halkn yaama biimine ynelik bir tehdit ayn
zamanda ve zorunlu olarak bireyin fiziki varoluuna ynelik bir tehdittir.48
Devlet dta dman hakknda karar vermek suretiyle, ite huzur, gvenlik ve
dzen yaratr.49 Buradan da anlalaca gibi, devlet insan hayat iin en u tehdidin,
yani savan ntralizasyonu veya depolitizasyonu ile varlk kazanr ve bu bakmdan
dier tm organizasyonlardan stndr. Tam da bundan tr devlet
Devletin korumas altnda bir araya gelen halk, bir kriz durumunda, devletin
varln ve dolaysyla kendi varln korumak iin saf tutmak durumundadr. Eer
bir halk politik alanda kendi varln srdrme enerjisine artk sahip
deil ise, bu durum, politik olann dnyadan kaybolaca anlamna
gelmez. Yalnzca zayf bir halk yok olacaktr.51
Ulusun varln korumak, devletin yeleri veya dostlar arasnda ortak bir iyi
tesis eder. Zira, birey kendi varoluunu devlete borludur. yleyse devlet, yalnzca dost
ile dman arasnda ayrm yapan politik bir birlik deildir; o, sava yapma, kendi
yelerinden lmeye hazr olmalarn isteme ve tereddtsz bir ekilde dmanlar
48
Bkz.,Norris, Andrew, Carl Schmitt on friends, enemies and the political, s.2.
49
Bkz., Schmitt, Carl, CP, s.46.
50
A.g.e., s.39.
51
A.g.e.,s.53.
65
ldrme hakkna sahip yegne gtr.52 Bu anlamda, politik topluluk, insanlarn fiziki
varoluu stnde aile ya da baka herhangi bir birlik ile kyaslanamayacak lde
byk bir gce sahiptir.53
Grdmz gibi, Schmitt iin dostluk, ilkin ve ncelikle, dmana, yani bir
baka halka kar Lebensformun [yaama biimi] korunmas amacn gden varolusal
kartlkta ortaya kar. Dostluun bu ilk, varolusal anlam devlet iinde farkl
dostluklarn tesisine engel tekil etmez. Zaten Schmitte gre, devlet olmak bakmndan
devletin grevi, i politik ve sosyal alanda bu tarz dostluklarn geliimine olanak
salayacak huzurlu bir ortam tesis etmektir.
Aktr ki, politik olan karara balayan modern devletin amac, iyi yaamn
tesisi deil, salt yaamn korunmasdr. Elbette, salt yaam olmakszn iyi yaam
mmkn deildir. Bu yzden, Schmitte gre,
52
Bkz., Schmitt, Carl, CP, ss.45-47.
53
Bkz.,a.g.e.,s.47. Yani, Weber gibi, Schmitt iin de, modern devlet meru iddet tekeline sahip tek
gtr. Geri Schmitt devleti iddet ve tahakkm deil, nihai karar tekeli olarak deerlendirir ama
sava yapma karar, pekl, devleti meru iddet tekeli klar.
54
A.g.e.,s.46.
55
Burada, u soruyu sorabiliriz: Eer politik olan total ise ve tm kartlklar politik olma potansiyeline
sahip ise, politik olmayan bir sosyal alan nasl mmkndr? Bu meseleyi daha sonra ele alp tartacaz.
56
Schmitt, Carl, CP, s.45.
57
Schmitt, Carl, SEPS, s.308.
66
Her eyden nce, merkez bir gcn yokluunda, dmann kim olduuna
ilikin ne bir standart ne de bir karar mercii vardr. Dolaysyla, devlet yok ise, politik
birlik de yoktur. Politik birlik yok ise, herkesin herkese zel dmanlk ilan vardr.
zgrln olmad ve belirsizliin hkm srd bu durumda, her bir birey kendi
doal yaama hakk gerei sbjektif bir tarzda dman ilan eder. Schmitt iin modern
devlet, kendi snrlar iinde, her bir varln kendi varl iinde kalma abasn,
varolma tarzn veya yaama biimini garanti eden yegne gtr. O halde, Schmittin
Spinozaya ironik gnderimini hatrlayarak, modern devletin tarihsel anlamnn,
kendisine tabi olanlarn yaamn koruma ve srdrme gc veya abas olduunu
syleyebiliriz.58 Bu anlamda, devlet, mazruf deil, zarftr; kl deil, kndr.
2. Sava
58
Bu konuda bkz.,Meier, Heinrich, The Lesson of Carl Schmitt, ss.126-127.
59
Schmitt, Carl, CP, s.35.
60
Bkz.,a.g.e.,ss.19,26-27,33,48-49; Meier, Heinrich, Carl Schmitt and Leo Strauss, ss.15-16.
61
Schmitt, Carl, CP, s.26.
67
kartlnn bilfiil sava durumunda ortaya kt anlamna gelmez. Tersine, Schmitt,
bu noktada da Hobbesu izler. Hobbes, Leviathanda, devletin veya insanlarn tamamn
korku altnda tutan merkez bir gcn olmad durumda, herkesin herkese kar bir
sava durumunun geerli olduunu syler. Ancak burada sz edilen sava durumu,
zorunlu olarak fiili bir savaa iaret etmez.
62
Hobbes, Thomas, Leviathan, s.94.
63
Schmitt, Carl, CP, s. 34.
64
Burada Meierin evirisini kullandm. Schwabn evirisinde agonun kanl mcadelesi ifadesi yer
almyor. Bkz., Schmitt, Carl, CP, s. 28; Meier, H, The Lesson of Carl Schmitt, s. 39.
65
Schmittten akt.,Meier, Heinrich, The Lesson of Carl Schmitt, s.39.
68
zamandr medeniyetin karanlk yz, bastrlmas gereken yan olarak grlen sava ya
da atma kavramn politik dncenin merkezine tamasyla birlikte, tm bu sorular,
bir kez daha kapmz alar.
Sava ne iin yaplr? Bu, politik olann agonal olandan farkn ele verecek
sorudur. Agonal mcadelede bireyin bir baka birey karsnda kendi glerini hayata
geirebilecei ve lerek bir kahraman olabilecei rekabeti bir yar, dorudan bir
arpma sz konusudur. Hlbuki politik olannn temelini oluturan savan, illaki fiilen
yrtlen bir sava, dmann ise tahayyl gereksiz klacak denli mevcut bir dman
olmas gerekmez.68 Elbette uluslar ya da halklar arasndaki sava, agonal mcadeleyi
dlamaz. Tersine, bir sava durumunda askerler dman ile kar karya gelirler ve
lmne bir mcadeleye giriirler. Ancak, bir asker kahraman olmak, kendi glerini
sergilemek, onur ve eref kazanmak iin savat anda politik olandan agonal olana
gemi olur. Bu bakmdan, Schmitte gre, rekabetin baat unsur olarak grnd
agonal mcadele, bir durumdan ziyade bir aksiyon tahayyl uyandrr. Aksiyon
66
Schmitt, Carl, CP, s.33.
67
Bkz.,Meier, H, The Lesson of Carl Schmitt, s.38.
68
Schmittin air arkada Theodor Dublere ait u iki dize, dmann ve savan doasn arpc bir
biimde dile getirir: Dman bir figr olarak kendi sorumuzdur/Ve o bizi avlayacak ve ayn amala biz
de onu. Akt Meier, H, a.g.e., s.44.
69
olarak sava ile durum (status) olarak sava arasnda temel bir fark vardr. Schmitt
bu iki sava tr arasndaki ayrm yle aklar:
69
Schmitt, Carl, SK, s.123.
70
Schmitt, agonal ilkenin Ernst Jnger tarafndan temsil edildiini syler. Bkz., Meier, H, The Lesson of
Carl Schmitt, s.40.
71
Bkz.,Fried, Gregory, Heideggers Polemos: From Being to Politics, Yale University Press, New Haven,
2000, s.22.
72
Bkz.,Meier, H, The Lesson of Carl Schmitt, s.39.
70
dzen ve gerek bar iin verilen mcadele olarak anlalabilir.73 Meierin deyimiyle,
Schmitt iin sava kendi iinde raison detre sahip olmayan, kendisinin tesine iaret
eden bir ilkedir. O, yalnzca, her eyin kral ve babas deildir; daha yksek bir dzenin
tesisine hizmet eder.74 Herakleitos, 80.fragmanda, savan kimini Tanr kimini insan,
kimini kle kimini zgr kldn syler. Schmitte gre, sava, bunu yaparken,
doay (phusis) ifa eder ve ayn zamanda onu tesis eder. Schmittin ifadesiyle, bu,
savan adaletidir; yani doa yasasdr.75
73
Bkz.,Meier, H, The Lesson of Carl Schmitt, s..40.
74
Bkz.,a.g.e.,s.39.
75
Schmittten akt, a.g.e.,s. 41 dip 38.
76
Bkz.,a.g.e.,ss.23-24.
77
Bkz.,Fried, Gregory, Heideggers Polemos: From Being to Politics, s.25.
78
Bkz.,Meier, H, The Lesson of Carl Schmitt, s.41 dip 38.
71
halde, insann dnyasnda sava bar kadar, eytan Tanr kadar ve gnah erdem kadar
gerek bir olgudur.79
79
Savan dzen vericilii konusunda, Schmitt ile entelektel dman anarist P.Joseph Proudhon
arasndaki benzerlik dikkat ekicidir. Bkz.,Proudhon, Pierre J, Sava ve Bar, Cogito, say 3, st,
1995,ss.89-96.
80
Schmitt, Carl, CP, s.33.
81
A.g.e.,s.34 dip 14.
82
Bkz.,a.g.e.,s.34.
72
Savan kesinlikle kamusal dman kararna ve ilanna dayanmas, zaten bu
karar vermek iin varolan devleti sava yrtmeye yetkili tek g klar. Dolaysyla,
devlet dnda hibir kurum, din cemaat ya da Kilise, yelerinden lmelerini ve
ldrmelerini isteyemez. Kilise ya da din cemaatler bunu, ancak kendi yelerinin
kurtuluu iin isteyebilir. Aksi takdirde, Kilisenin kendisi derhal politik bir birime
dnr. Bu bakmdan, Kilisenin gemite yapt kutsal savalar ve Hal seferleri,
dier savalar gibi bir dman karar ve ilanna dayanan politik savalardr. Buradan,
hibir programn, idealin ve normun sava, yani bir insann bir baka insan
ldrmesini hakl klamayaca sonucu kar.83
yleyse adalet sava kavramnn bir paras deildir. Bir devletin kendi
yelerinden lmelerini isteme talebi, istisnai bir durumda, kendi varln ortadan
kaldracak bir tehdit ile karlatnda, yani lkenin ve devletin bekasn amaladnda
meru bir talep olabilir.85 Bu bakmdan, Hobbesta olduu gibi Schmittte de devlet,
bireyin yaama hakkndan gelen doal snrlara sahiptir.86 Ancak, zaten bireylerin kendi
yaamlarn korumak iin devlet ats altnda rgtlendikleri dikkate alnrsa, bireyden
lmesini istemenin meru olup olmad bir problem tekil eder. Bu noktada, Schmitt,
Hobbesun bana bela olan bu sorunu kendisi iin bir problem olarak grmez. Zira,
Schmittin dncesinde devlet, bireyi nceler ve ondan stndr. Schmitt iin devlet
yok ise, ister yaamay ister iyi yaamay istesin, birey de yoktur.
83
Bkz.,Schmitt, Carl, CP,s.48.
84
Bkz.,a.g.e.,s.49.
85
Bkz.,Norris, Andrew, Carl Schmitt on friends, enemies and the political, ss.2-3.
86
Bkz.,Meier, H, Carl Schmitt and Leo Strauss, ss.33-34.
73
Bunun dnda, insanlk gibi apolitik liberal kavramlar savan amac olamaz.
Zira, politik olan, karakteri itibariyle, bir devletler plralizmini dourur. Bu, dost ile
dman arasnda ayrm yapan bir politik varln, dost ile dman arasnda ayrm yapan
bir baka politik varlkla bir arada varolduu anlamna gelir. Dolaysyla
87
Schmitt, Carl, CP, s.53.
88
A.g.e.,s.54.
89
Bkz.,a.g.e.,ss.53-54.
90
Bkz.,a.g.e.,s.51.
91
A.g.e., s.36.
74
kavramlarna kaytsz kalan bu eitlik ve tm insanlar deerce ayn hizaya eken bu
tavr, en korkun ykm potansiyelini iinde tayan bir kar kavrama yol aar:
insanlk d (inhuman).92
92
Bkz.,Schmitt, Carl, PDC, s.114.
93
Schmitt, Carl, NE, s.104.
94
Bkz.,Schmitt, Carl, SK, s.129.
95
Bkz.,Schmitt, Carl, TP, s.77.
96
Bkz.,a.g.e.,ss.74-77.
75
insanlk dnda kalan ldrmenin kendisi adil bir eyleme dnr. Yani, dmann
hukuk-d ve insanlk dman olarak ilan edilmesi, sava da en u noktada insanlk-
d hale getirir.97
97
Bkz.,Schmitt, Carl, TP, s.54.
98
Bkz.,Schmitt, Carl, NE, s.134; Vander, Fabio, Kant and Schmitt on Preemptive War, Telos, trans:
Eugenie Kunst, no 125, fall 2002, ss.156-158.
99
Bkz., Schmitt, Carl, SK, s.32.
100
Bkz.,Koskenniemi, Martti, International Law as Political Theology: How to Read Nomos der Erde?,
Constellations, vol 11 no 4, Blackwell, 2004, ss.494-495.
101
Bu konuda bkz., Elden, Stuart, Missing the point: globalization, deterritorialization and the space of
the world, Trans Inst Br Geogr NS 30, Royal Geographic Society, 2005, ss.10-11.
102
Schmitt, Carl, NE, s.157.
76
103
olur. Schmitte gre, egemen devlet kavramn temel alan bu legal sava retisi,
Alberico Gentilinin devlet egemenlii, uluslararas hukuk ve sava konusunda
teologlar sessizlie davet etmesiyle balar.104
Bir Ortaa Kurumu olan klan intikamn ve 16.ve 17.n mezhep savalarn
egemen karar yoluyla ortadan kaldrmay baaran devlet, sava snrlayp dman
greliletirmek suretiyle insanlk adna hakiki ilerlemeyi salamtr. Modern devlet,
sava, egemen devletlerarasndaki bir sava olarak tesis etmi ve bylece sava
rasyonalize etmeyi, insaniletirmeyi ve tmyle legalize etmeyi baarmtr. Savan
legalizasyonu, kartn sulu haline getirilmesinin reddi, yani dmanln greli
klnmas, mutlak dmanln varoluunun yadsnmas anlamna gelir.105 Bylece
sava ile bar, sava ile sava olmayan, dmanlar ile ortak sulular arasnda
belirgin ayrmlar yapmak mmkn hale gelmitir.
Klasik Avrupa hukukunda, sava ile politika arasndaki iliki aktr. Schmittin
de iaret ettii gibi, Clausewitzde bile sava politikann amac deil, arac idi. Ancak,
yirminci yzylda, savan politikann arac ve hizmetkr olma rol ortadan kalkar ve
tersine politika savaa hizmet eden bir rol stlenir.107 Kadim gelenein polise ya da res
publica christianann somut dzenine veyahut devlete ait grdkleri adalet yerine
103
Bkz.,Schmitt, Carl, NE, s.121.
104
Bkz.,a.g.e.,s.159. Bu noktada Schmittin modern uluslararas hukukun babas kabul edilen H.Grotiusu
deil, Gentiliyi zikretmesi ilgintir, ama elbette nedensiz deildir. Grotius egemen devletlerarasndaki
sava doal hukukun kavramsal erevesi iinde tartr ve sava adalet kavram ile birlikte dnmeye
devam eder.
105
Bkz., Schmitt, Carl, TP, s.75; NE, s.100.
106
Schmitt, Carl, SK, s.31.
107
Bkz.,Schmitt, Carl, TP, s.56.
77
sonsuz, snrsz bir adalet aray, sava ile politikann tuhaf kombinasyonunda nihayet
bulur. Schmitt iin politikann normal zaman, yinelemeler, tekrarlar ierir. Politik
dostluk, politikann bu normal zaman iinde varla gelir ve burada hukuk ynetimi,
ekonomi idaresi, hkmet vs gibi normal i politik uygulamalar sz konusudur. Sava
ise, politikann normal zamannn dnda, snrl bir zaman dilimi iinde yaplr. Bu
bakmdan o, bir istisnai durum olarak, politikann zamannn normal aknn dnda
kalr. Ancak, sonsuz adalet talebi, jus publicum europaeumun dzeni iinde egemen
devletlerarasnda delloya benzeyen sava ve savaa zg snrl zaman ortadan
kaldrr. Sava, bundan byle, politikann hem arac hem de tek amac olan terr alt
etmeye ynelir.
Sonsuz adalet araynn, terr yok etmek dnda hibir amac olmad gibi
jeopolitik olarak tespit edilebilir bir dman da yoktur. Bu yzden, her ey ve herkes,
potansiyel olarak tehlikeli ve dman grnr. Dman ktln tecessm
olduundan, yalnzca yenilmesi deil, ayn zamanda son noktasna kadar yok edilmesi
gereken bir ucube olarak grlr. Sonsuz adalet adna her trl ara meru saylr ve
bu anlamda teknoloji, Schmittin ifadesiyle, yalnzca konfora deil, dman yok
edecek tehlikeli silah ve aralarn retimine hizmet eder; ntr kalamaz. Sava artk
diplomasinin ve politikann hizmetinde deildir. Tersine, modern politik yaamn tm
enerjileri savan hizmetindedir.108 O halde modern dnyada hem sava hem politika,
zorunlu olarak, total ve tekniktir. Bu durumda, normal politikann da tek amac, savan
devamn salamaktr.109 Schmitte gre, bugn insanln sonsuz adaleti adna, savaa
kar yrtlen sava
108
Spektorowski, Alberto, Maistre, Donoso Cortes and the Legacy of Catholic Authoritarianism, s.300.
109
Bkz.,Balakrishnan, Gopal, The Enemy, s.56.
110
Schmitt, Carl, CP, s.36.
78
3. Politik Olann Teolojik-Antropolojik Temeli
Dost ile dman ilikisinin prototipi, Tanr ile eytan arasndaki ilikidir. Ancak
bu iliki, taraflarn eit onur ve saygnla sahip olduu bir mcadele iinde ortaya
kmaz. Tersine, Tanr ile eytan arasndaki mcadele, Tanrnn zaferinin nceden belli
olduu bir karar mcadelesidir. Tanr, balangtan itibaren, dostluu ve dmanl
eylerin ilah dzeni ierisine yerletirmitir. Tanrnn zaferi ve eytann yok
edilmesiyle nihayet bulacak olan bu mcadele, insann kaamayaca metafizik bir
zorunlulua iaret eder. Dost, dostluun ve dmanln Tanrnn kavranlamaz iradesi
gerei bir zorunluluk olduuna inanan ve bunu bilendir. Dman ise bu metafizii
paylamayan ve dost ile dman arasnda ayrm yapmay reddedendir.112 Schmitt iin
tm politika bu metafizik ze dayanr.
111
Akt.,Schmitt, Carl, CP, s.68; Ayrca bkz.,Meier, Heinrich, Carl Schmitt and Leo Strauss, ss.47,61-62.
112
Bkz.,Meier, Heinrich, The Lesson of Carl Schmitt, s.70 dip 6-71.
79
kavramnn optimizmini ortadan kaldrr.113 Dnya kt, insan tehlikeli ve dinamik
bir varlk olduu iin, politika ve Devlet, Kilise ve rahip vardr. Bu erevede, ayrma
ve birleme, dostluk ve dmanlk, Tanrnn emridir ve Meiere gre, bu emir,
Schmittin politik(a) teolojisinin stnde ykseldii temeli oluturur.114 O halde, politik
olan kendi meruiyetini teolojik olanda bulur.
Politik olann reddi, Tanrnn reddidir. Tanr yoksa talep edilen moral karar
da yoktur. Yalnzca retim ve tketim vardr. Bu, Schmittin teolojik gr noktasndan,
yeryznn ehresini deitiren ve bu bakmdan Mesihi taklit eden Deccalin
egemenliinin iaretidir. O, tam da insani yaamn metafizik bir kartlkta dile gelen
zn reddeder. Dost ile dman arasndaki kartln ortadan kalkt bir dnyada,
artk, Mesih ile Deccal, iyi ile kt, doru ile yanl arasnda karar vermek gereksiz hale
gelir.116 nsanlk, kresel bir dnya devletinde en u noktasna ulaacak olan politikasz,
devletsiz, pr bar iindeki bu sahte cennette haz ve konfor iinde yaarken eyler
kendi kendilerini ynetecektir. Dolaysyla
iyi bir dnyada, iyi insanlar arasnda sadece bar, gvenlik ve uyum
hkim olacaktr. Burada rahipler ve teologlar, politikaclar ve devlet
adamlar kadar gereksiz olacaklardr.117
113
Bkz.,Schmitt, Carl, CP, s.65.
114
Bkz., Meier, Heinrich, The Lesson of Carl Schmitt, s.13.
115
Schmitt, Carl, PT, s. 65.
116
Bkz.,Meier, H, Carl Schmitt and Leo Strauss, ss.47-49.
117
Schmitt, Carl, CP, s.65.
80
Politik dnce ve politik igd kendilerini teorik ve pratik olarak
dost ile dman arasnda ayrm yapma becerisinde gsterirler.
Politikann yksek zirveleri e zamanl olarak, dmann, somut
aklk iinde dman olarak tannd anlardr.118
118
Schmitt, Carl, CP, s.67.
119
Bkz.,Meier, Heinrich, Carl Schmitt and Leo Strauss, s.55.
81
IV. BLM: YERYZNN NOMOSU, MODERN DEVLET VE
LBERALZM
1
Bkz.,Dyzenhaus, David, Introduction, ss.8-10.
2
Hobbestan akt Schmitt, Carl, PT, s. 52.
3
Bkz.,a.g.e.,ss.2-3.
82
ethosu olmakszn otorite yoktur sz ile tek bana gcn meruiyet yaratamayacana
ilikin farkndaln ortaya koymutur. Ancak, dncesinin ierdii gl
desizyonizm, kendisinin iaret ettii gibi, gce kamusallk ve dolaysyla meruiyet
kazandran somut dzenin gzden karlmasna neden olur.
II. Dnya Sava srasnda Berlinde yazlan fakat ilk kez 1950de baslan NEde
Schmitt, mitolojik kaynaklar ile Hristiyan teolojisinden alnma motifleri yan yana
koyarak, 16.yzyldan 19.yzyln sonuna kadar Avrupa egemen devletler sisteminin
4
Bkz.,Bates, David, Political Theology and the Naz State, s.423.
5
Bkz.,Palaver, W, Carl Schmitt on Nomos and Space.
83
temel yapsn ele alr. Bu yap, Otuz Yl Savalarn sona erdirerek ite devlet
otoritesini dta devlet otonomisini salayan 1648 Vestfalya Bar ile tesis edilen jus
publicum Europaeuma (Avrupa Kamu Hukuku) dayanr.
Jus publicum Europaeumu mmkn klan unsur, Avrupa uluslar ile dnyann
geri kalan arasndaki de facto ayrmdr. Avrupal olmayan ve bundan dolay igale ya
da fethe ak yabanc topraklarn alnmas, Avrupal devletlerarasnda ksmi ama
kesinlikle somut bir bar ve dzen tesis etmitir. Avrupa devletleri arasndaki savalar
byk lde paranteze alnmtr. Egemenliin yabanc topraklara ihracyla salanan
bu dzen, savan devletler ile snrlanmas ve legallemesi, barn da devletlerarasnda
antlamalar ile salanan kamusal bir edim olarak anlalmasnda tezahr etmitir.
Bylece, sava ve bar yalnzca devletin kamusal mlkiyetine referansla yaplmaya
balanm, zel mlkiyetin ve sivil toplumun bunun dnda braklmas salanmtr.7
6
Schmittin dncesinde yer ile mekn arasnda bir ayrma gitmek ve mekn modern bir kavram olarak
tanmlamak ok mmkn grnmez. Bu yzden, NEde ve baka yerlerde space szcn yer/mekn
olarak evirmeyi imdilik uygun buldum.
7
Bkz.,Ulmen, Gary L, Introduction, NE, ss.11-12.
84
gerek ve kanlmazd. Paradigmatik deiim, liberalizm, yeryz stnde sava ve
iddeti ortadan kaldrmann yolunu total ve global retimde bulduunda gereklemi
oldu. Bundan byle, insan almakszn verebilir idi.8 Almadan veren yalnzca Tanr
olduuna gre, liberalizmin Yeni nsan Yeni Tanrdr. Bu Yeni Tanr almann
iddetini, sava ve dolaysyla dmanl snrsz retim yoluyla ortadan
kaldrabileceini ne srd iin, toprak-alma artk uluslararas hukukta su saylr.
Schmitte gre, yabanc topraklarn alnmasnn reddi, Avrupa devletleri arasndaki
ilikileri belirleyen dostluk izgilerinin kaybolmasyla sonulanr.9 Avrupa uluslararas
hukukunun evrensellemesi, ngiltere ve Amerikann dnya egemenlii arzusu
Avrupay istikrarsz, savatan ayrt edilmesi zor bir dneme sokar.10 Sonu, dinsel ve
kltrel anlamda Hristiyanlk etrafnda bir homojenlik tesis etmi olan Avrupa
uluslararas hukukunun farkl bir homojenlik temelinde yeniden yaplanmasdr.
8
Schmitte gre, hi bir insan almakszn veremez, blemez ve datamaz. Yalnzca dnyay hilikten
yaratan bir Tanr almakszn verebilir ve databilir. Schmitt, Carl, NE, ss.345,347.
9
Bkz.,Ulmen, Gary L, Introduction, NE, ss.12-14;Gattini, Andrea, Sense and Quasisense of Schmitts
Groraum Theory in International Law, Leiden Journal of International Law, 15, Kluwer Law
International, 2002, ss.59-60.
10
Bkz., Ulmen, Gary L, Introduction, NE, ss.12-13. I.Dnya Sava sonunda Versailles Antlamas ile
tesis edilen bar, bunun en somut rneidir. Bu antlama, egemenlik, zgrlk, kendi kaderini tayin
etme ve bamszlk gibi kavramlarn anlamn kaybetmesine yol aar. nk Versailles ile tesis
edilen bar, 16.yzyldan bu yana kendi lkesinde bamsz olan bir devletin egemenliini, kontrol
baka lkelere vermek suretiyle ortadan kaldrr. Kontrol edilen ve dolaysyla egemen gc baka
lkelere baml olan bir devletin egemenliinden ve bamszlndan sz etmek imknszdr. Bir
devletin kendi egemenlii asndan tehlikeli ya da gerekli bulduu ey, kontrol elinde bulunduran g
tarafndan uluslararas hukukun ilgas eklinde yorumlanabilir. Nitekim, Avrupa d alanlara genileyen
uluslararas hukuk, tam egemen bir devlet olarak Almanyann kendi bamsz statsn restore etme
abasn da su saymtr.Bkz.,Balakrishnan, Gopal, The Enemy, ss.79-82.
11
Bkz.,Ulmen, Gary L, Introduction, NE, s.14.
12
Bkz.,a.g.e.,s.15.
85
simlasyonlar olmayan ve yalnzca propaganda amac tamayan
fakat basit bir hakikatin gstergesi olan hukuki kavram ve
formllerin, stoktaki ifade ve sloganlarn btn bir envanterini
gerektirir: bir anlamda tm insani aktivite entelektel bir karaktere
sahiptir ve tarihsel adan anlaml bakaca trlerin yan sra
emperyalist politika da znde gayr-entelektel deildir.13
nsan haklar, evrensel hukuk ve evrensel bar gibi politik deil moral
kavramlarn politikaya egemen olmas, yani politikann ahlaki normlara tabi klnmas
sonucunda zaten gszlemi olan devletler, politikann ana aktrleri olma
konumlarn kaybederler. Bunun sonucunda, ekonomik olan politika stnde hkimiyet
kurarken, gsz devletin yerini de uluslararas irketler, kar gruplar, byk sermaye
sahibi kiiler alr ve politikann yeni aktrleri olurlar.16 Kresel ve akkan sermaye,
egemenlii meknszlatrr ve hatta devleti gereksiz bir bakiye haline getirir.
Politikann meknn tanmlamak artk imknszdr.
13
Schmitt, Carl, NE, s.163.
14
Bkz.,a.g.e.,s.340.
15
Bkz.,a.g.e.,ss.339-340.
16
Bkz.,Gattini, Andrea, Sense and Quasisense of Schmitts Groraum Theory in International Law,s.53.
86
tm alanlara yayar. ktidarn kresel bir boyut kazanmas politika, egemenlik, devlet,
yasama gibi meknla/toprakla ilikileri dolaymyla anlam kazanan kavramlar
ilevsizletirir. Schmitte gre emperyalizm, znde, yalnzca askeri, ekonomik ya da
maddi zenginlik ile llemez. O, hereyden ok politik ve hukuki kavramlarn ieriini
dnya leinde tayin etme gc ve becerisidir. Schmitt iin bir ulus,
Bu yzden, aktr ki, Schmitt iin nomos szcn hatrlamak ve orijine yakn
durmak, mevcut somut durumun entelektele ykledii politik bir grevdir. Schmitt
amacnn filolojik ya da felsefi bir aratrma olmadn, tersine nomosun orijinal
anlamn sosyal problemlerle ilikilendirmek ve bylelikle hukuki ve anayasal
mlahazalara katkda bulunmak olduunu syler.18
17
Schmittten akt Ulmen, Gary L, Introduction, NE, ss.18-19.
18
Bkz.,Ulmen, Gary L, The Concept of Nomos: Introduction to Schmitts
Appropriation/Distribution/Production , Telos, ssue 95, Telos Press, New York, spring 1993, s. 1
19
Schmitt, Carl, NE, s.43.
87
ve o, kendisinin tesindeki dzenin kamusal iareti olarak yasay
alkoyar.20
20
Schmitt, Carl, NE, s.42. (italikler benim)
21
Bkz.,a.g.e.,ss.50-52.
22
A.g.e.,s.42.
88
Kapal daire, insanlarn ekillendirdii it, insani-daire (the men-ring)
klte dayal, legal ve politik birlikte yaamann orijinal formudur.23
23
Schmitt, Carl, NE, s.74.
24
Bkz.,elebi, Aykut, Risk ve Olumsallk:Sosyal Teori-Sosyal Felsefe likisini Anlamaya Ynelik ki
Anahtar Kavram, Ankara niversitesi SBF Dergisi, 56, 2001, s.29.
25
Palaver, W, Carl Schmitt on Nomos and Space, s. 2.
26
Schmitt, Carl, NE, s.45.
27
Bkz.,a.g.e.,s.48.
28
Bkz.,a.g.e.,s.329.
89
pozitif hukuk deildir; orijinal meknsal dzeni kuran, tm llerin ls,
orijindeki ldr.
Herklden bildim ki
lml ve lmsz
29
Schmitt, Carl, NE, s.70.
30
Bkz.,Palaver, W, Carl Schmitt on Nomos and Space, s. 4.
31
Bu noktada, Schmitt ilk olarak Herakleitosun nomosu kentin surlaryla zdeletiren ve nomosun
meknsal boyutunu ima eden 44. fragman ile farkl insani nomoiun tek bir Tanrsal nomostan
beslendiini vurgulayan 114. fragmanna referansta bulunur.
32
Schmitt, Carl, NE, s.70.
33
A.g.e.,s. 74.
34
Platon, Gorgias, Diyaloglar, ev.M.C.Anday, Remzi Kitabevi,1993,484a.
90
Herkese egemen olan nomos
En byk iddeti bile hakl klan
En gl mercidir.35
Schmitte gre, nomos basileus kavramnda yaln kanundan daha yksek bir
ilke vardr. Ancak, Agambenin de iaret ettii gibi, Pindaros Bia ile Dikeyi, iddet ile
adaleti skandal bir biimde bir araya getirir ve bu bakmdan aslnda nomos birbirinin
kart olan iki eyin paradoksal birlikteliini baarma gcdr.36 Zaten o, iddeti
hakl klma veya adalet iin iddet uygulama gcne sahip olduu iin egemendir.37
Hukukun pr pozitif boyutunun ardnda yatan bu evrensel orijin veya hukuktaki
belirsizlik dura, Schmittin egemen karara desizyonist vurgusunu daha da anlalr
hale getirir. Buna gre, her pozitif devlet hukukunun orijininde varolusal bir alma
karar, bir kahramanlk edimi vardr.38 Bu demektir ki, hukukun temelinde hukuku
koyan bir irade vardr. Bir hukuk teologu olarak Schmitt, hukuka akn bu boyutun
hukuki mlahazann ve hukuki-politik dzenin erevesi iine dhil edilemeyeceine
iaret eder.39
Schmitte gre, nomosun ilk anlam olan toprak-alma, gcn gizemli temelini
ortaya koyar. Schmitte gre, her politik dzen ya monoteist ya da politeist bir temelde
varlk kazanr. Yani, gcn orijininde, ya Tanr ya da Tanrlar vardr. Monark ya da
egemen, bu gc pr karar yoluyla, bir kahramanlk edimi sonucunda Tanr(lar)dan alr.
Bu demektir ki, yeryznn blnmesinde ve topran alnmasnda ontolojik olarak
temellendirilmi nesnel bir kriter ya da ilke yoktur. Tersine tm kriterler, orijindeki bu
kriterin kendisinden trer. Ancak, toprak-alma yoluyla g varlk kazanmakla birlikte,
egemenin iktidarn meru klan ey, tek bana toprak-alma deildir. Gcn kullanm
35
Bu fragmann evirisi iin bkz., Agamben, Giorgio, Kutsal nsan, Egemen ktidar ve plak Hayat,
ev.smail Trkmen, Ayrnt, 2001,s. 46.
36
A.g.e.,s. 46.
37
A.g.e.,s.50.
38
Bkz.,Mahlmann, Matthias, Law and force: 20TH Century Radical Legal Philosophy, Post-Modernism
and the Foundations of Law, Res Publica, 9, Kluwer Academic, 2003, ss.24-26.
39
Bkz.,Ulmen, Gary L, Schmitt, A Companion to Continental Philosophy, ss.469-470.
91
yalnzca demosun rzas yoluyla mmkndr.40 Topran alnmasyla tesis edilen g,
kamusallk ve grnrlk elde ettiinde meruiyetini kazanm olur. Bu, bizi, nomosun
toprak-alma olarak ilk anlamndan blme/datma olarak ikinci anlamna gtrr.
Schmitt, nomosun ilk anlamnn hukuk biliminde uzun zamandr unutulmu olmasna
ramen, bu ikinci anlamyla nomosun hibir hukuku tarafndan unutulmadna,
unutulamayacana dikkat eker. nk, Schmitte gre, Thomas Aquinas ve Thomas
Hobbes gibi byk filozoflarn da farknda olduu zere, her hukuki dzen bir divisio
primaeva [ilksel blme]ya dayanr. Leviathanda Hobbes yle syler:
40
Bu adan bakldnda, polis, g ile iknann birliidir. Schmitte gre, bu anlayn en mkemmel
ifadesi Platonun Yasalardr. Bkz.,Schmitt, Carl, NE, s.337.
41
Hobbes, Thomas, Leviathan, s. 179.
42
Schmitt, Carl, NE, s.327.
43
Ama, bu blmn hakikaten adil olabilmesi iin egemenin keyfi iradesinden baka bir temele
dayanmas gerekmez mi? Aksi takdirde, nomos egemenin emir ve buyruundan ayrt edilemez. Bu
noktada Schmittin ska eletirdii hukuki pozitivistlere yaklat grlyor. Bu meseleyi daha sonra ele
alacaz.
44
Hobbes, Thomas, Leviathan, s. 179.
92
1.3 Besleme/retim Olarak Nomos
45
Bkz.,Schmitt, Carl, NE, s.345.
46
Bkz.,a.g.e.,s.72.
47
Bkz.,a.g.e.,s.339.
48
Bkz.,a.g.e.,s.340.
93
Oikos ile nomos arasndaki iliki, yeryznn insann ayak bast karann
telerine dek genilemesiyle problematik bir hal almaya balar. Nomosun haneye ait ve
bir eitsizlik ilikisi iinde varlk kazanan nc ve son anlam, haneden polise doru
geniler. Bu, polisin byk bir hane olarak dnlmesi anlamna gelir. yleyse,
bundan byle beslenme sorunu, ayn zamanda, politik bir sorundur. Ekonominin
politikadan ayr tutulmas adalet sorununu gndeme getirir ve devlet adam bu sorunu
grmezden gelemez.
49
Bkz.,Schmitt, Carl, NE, ss.331,346.
50
Bkz.,a.g.e.,s.334.
51
A.g.e.,s.334.
94
Hane iindeki kral olarak baba, ekonomiyi basiret, dikkatli planlama, idare ve
drstlk gibi ahlaki nitelikleri gzeterek ynetir ve bylelikle din ve moral
otoriteyi, hukuki potestas ve nizami ekonomik haklar birletirirdi. Polisi byk bir
hane olarak dnen ama insan deil, hukuk ynetmelidir dsturuna saplanan
liberaller, babasz bir paternal totalizme yol aar. Artk yalnzca datm ve retimin
salt nomosu vardr.52 Politik topluluun artk tek hedefi vardr; sosyal refah.
Politikann da tek amac vardr; beslemek ve retmek.53 Bugn gelinen noktada
teknolojik gelimilik ve salt retim, insani ilerlemenin yegne lt ve modern
politik yaamn tek hedefi olmutur. Yalnzca teknoloji almadan retmeyi mmkn
klar. Sr olmak isteyen ama srye bir ba veya oban istemeyen Yeni nsan,
almadan vermenin yolunu sonsuz retimde bulur.
Artk, bir halk yeryznn yzeyi stnde grnr klan nomosu, ekonomik
yaam global boyutta srdrmeyi garanti eden evrensel hukuk lehine salt yasa veya
pozitif hukuk olarak anlalr. Bylece, modern idari hukuk yeryzn ve insanl
meknsz planlamann salt ham materyali haline getirmi olur. Byle olmakla da
emperyalizmin bu modern formu, egemen olann yaam tarznn dayatlmasndan baka
bir ey deildir. Buna, dnya birlii veya kreselleme denir.54
52
Bkz.,Schmitt, Carl, NE,s.340.
53
Bkz.,a.g.e.,ss.331,337, 339,340.
54
Bkz.,a.g.e.,ss.334-335.
55
Maistreden akt Spektorowski, Alberto, Maistre, Donoso Cortes and , s.296.
56
Bkz.,Schmitt, Carl, NE, s.349.
57
Akt.,Oleary, Stephen D, Apocalyptic Argument and the Anticipation of Catastrophe: The Prediction
of Risk and the Risks of Prediction, Argumentation, no 11, Kluwer Academics, 1997, s.293.
95
Schmitti perspektiften insanlk adna savamak ya da evrensel hukuk adna
ynetmek, kendini gizleyen anonim bir gcn (Deccal) sylemleridir. Bu g, toprak-
almay veya kolonyalizmi insanlk ve insanln bar adna reddederken, ekonomik ve
hukuki emperyalizm yoluyla kresel ve niter bir dnya tesis etmeye giriir. Schmitt
iin bir dnya Cumhuriyeti ya da dnya devleti tek bir yaam tarznn dierleri
stnde tahakkm anlamna gelir ve kresel bir dnya tam anlamyla Deccalin
kralldr.58 Schmitt, evrensel insan haklar, evrensel insanlk idesi, evrensel bar ya da
dnya yurttal idealine gereklemesi mmkn olmayan bir hayal olduunu
dnd iin kar kmaz. Rasyonel kurallara dayal evrensel bir toplum, ancak, iyi
ile kt, doru ile yanl, adil ile adil olmayan arasndaki ayrmdan vazgeildiinde
varlk kazanr. Uzlama ve bar aray, dostu dmandan ayrmann imknsz olduu
evrensel bir toplum talebine denk gelir.59 Bu sebeple, Schmitt, modern doa biliminin
yapt zere, nomosun zamansallkla ilikilendirilmemesi gereinin altn izer.
Nomos, zaman ile deil, mekn ile ilikilidir; mekn Cennet, zaman Cehennemdir.60
58
Bkz.,Palaver, W, Carl Schmitt on Nomos and Space, s.7.
59
Bkz.,Meier, Heinrich, Carl Schmitt and Leo Strauss, ss. 40-46.
60
Schmittten akt, Cano, Jernimo Molina, Carl Schmitt and The tellurical Thought, The Fifth Pan-
European International Relations conference, Lahey, 2004,s.2. www.sgir.org/conference2004/papers
61
Bkz.,Schmitt, Carl, NE, s.51.
96
dzenleyen ey, feodal hukuktur veya karasal dzen anlamnda toprak hukukudur.62
Respublica Christianann somut dzenine temel ynelimini kazandran ve onun
toprak-almalarna hukuki bir stat veren ey, fetihler ya da igal yoluyla kazanlan
topraklarn Hristiyan olmamasdr.63 Nitekim Papalk dzeni, Hristiyan Prense pagan
topraklar fethetme misyonu vermitir. Kesinlikle bu Hristiyan misyon, pagan
topraklar alma, blme ve paylamaya hukuki bir stat kazandrmtr. Dahas,
Hristiyan prensler arasndaki savalar, Hristiyan olmayan ve bu bakmdan igal ve
fethe ak bir d alann varl sebebiyle paranteze alnmt. Hristiyan Prensler
arasndaki savalar, olsa olsa, bir i sava, bir hak talebi olarak deerlendirilirdi ve bu
bakmdan bir ve ayn total dzenin erevesi iinde yaplrd.64
62
Bkz.,Schmitt, Carl, NE, ss.52-55.
63
Bkz.,a.g.e.,s.58.
64
A.g.e.,s.59.
65
Bkz.,a.g.e.,s.56.
66
Bkz.,a.g.e.,s.58.
67
Bkz.,a.g.e.,ss.58-62; Gottfried, Paul Edward, Carl Schmitt:Politics and Theory, Greenwood Press,
USA,1990, ss.33-34.
97
salamtr. Schmitte gre, din ile politika, ruhani otorite ile dnyevi iktidar, Papalk ile
mparatorluk arasndaki bu zsel birlii tesis eden ey, katekhon inandr.68 Schmitte
gre, iktidar/g sahibi olarak imparatorun konumu katekhon iinden ayrlmazd ve
Hristiyan respublica Christiana imparatorluunun stn gc katekhona duyulan
inanca balyd.69 Bununla birlikte, imparator, yalnzca iktidarn fiilen kullanm
anlamnda potestas sahibi idi; iktidarn prensibi veya z olarak auctoritas (otorite) ise
Papaya aitti. Gcn tek bir elde toplanmasna engel tekil eden imparatorluk (imperium)
ile ruhban snf (sacerdotium) arasndaki bu birlik, Yahudilerin katekhon kavramn
reddetmeleriyle bozulmutur. Bu reddin sonucunda, ruhban snfnn otoritesi giderek
salt tinsel meselelerle snrlandrlmaya balanm, tinsel ieriinden soyulan dnyevi
g temel ynelimini kaybetmeye balamtr.70 Hristiyan prens ve halklara ait
topraklar ile Hristiyan olmayan lkeler arasndaki ayrm muhafaza edildii,
Hristiyanlatrma misyonu ve Hal seferleri bakmndan Papann otoritesi nihai
referans noktas olarak kalmay srdrd iin, yine de, Ortaa Avrupa uluslararas
hukukunun kuatc dzeni yaamaya devam etmitir. 71
98
Reformasyon nedeniyle Katoliklik ile Protestanlk arasnda derin bir kamplama ve
byk bir atma ortaya kar.74 Respublica Christianann somut ve balayc dzeni
zld iin, tam da bu atma ortamnda, quis iudicabit? [kim karar verir?], quis
interpretabitur [kim yorumlar?]? ve quis interrogabit?[kim sorgular?] acilen
cevaplanmay bekleyen sorular olarak karmza kar.75
Yeryznn ilk nomosu, bir dizi corafi olay nedeniyle deitii, bunun
sonucunda Hristiyan dnya imgesi kt ve din balayc, somut bir dzen tesis etme
gcn yitirdii, tersine anari ve kaosun kayna olduu iin yeryznn hem
epistemolojik hem politik anlamda yeni batan kurgulanmas gerekir. Denizlerin
almas ve yeryznn etrafnn dolalmas, snrl ve sonlu olduu dnlen dnyay
snrsz ve sonsuz bir biimde dnmeyi mmkn klm, olgu olarak kavranabilir ve
mekn olarak llebilir yeryz anlaynn domasna yol amtr. Bu erevede,
geometri artk yalnzca zihinsel bir egzersiz olmayp dnyay anlamann ve aklamann
pratik bilimi olur. Deiim ve hareket zellikleri dolaysyla gerek bir varolua sahip
olan fakat tam da ayn zellikler sebebiyle matematiin konusu olamayaca dnlen
fiziki dnya, geometrinin terimleri iinde dnlmeye balanr.76 Schmitte gre,
yeryznn geometrik bir tarzda blnmesi, yaylm kavramnn fiziki alana
genilemesi ve snr kavramnn douu, snrlar tayin edilmi, d ile i meseleler
arasnda keskin bir kartlk tarafndan belirlenen, teritoryal bir birlik olarak modern
devleti dnmeyi mmkn klar.77 Bu meknsal devrim, toprak btnlne yaylan ve
onu yaplandran bir otorite aygt ve egemen g olarak modern devlete hayat verir.
Modern devlet egemenliinin douuyla birlikte, artk meru tek hkimiyet (dominion)
formu, toprak stndeki hkimiyettir.78
99
birliin tek olaan grnm biimidir.79 Schmitte gre, yeni dzen kavram olarak
devlet, yeni kefedilen topran paylam konusunda balayan kavgalar ve ayn
zamanda Katoliklik ile Protestanlk arasndaki byk din atmay kendisini egemen
siyasi karar olarak ortaya koyarak aar. Bu bakmdan, o, ayn zamanda, uluslararas
hukukun yeni znesidir.
sosyolojik bir maksim olan devlet akl teorisi, kesinlikle, doru ile yanl
kartlnn stnde duran politik gcn hkimiyeti ve genilemesi
gereinden domutur.83
Devlet akl kavram din, politika ve ahlak arasnda bir farkllamann vuku
bulduunun iaretidir. Politika, ethikin daha geni uygulama alan bulduu bir etkinlik
alan deildir. Buna uygun olarak, politik rasyonalite moral deerlendirmelerden muaf
tutulur. Politik iktidar, ancak devlet akl kavramna referansla aklanabilen kendine
zg karlarn taycsdr. Politik birlik, pr dnyevi terimler ierisinde, dnyevi
ilikiler erevesinde ele alnr. Bundan byle politik g/iktidar, meruiyetini
Tanrdan ya da Tanrsal bir ilkeden almaz. Pr dnyevi bir zeminde salanan politik
79
Bkz.,Schmitt, Carl, D, ss.245-246.
80
Bkz.,a.g.e.,s.247.
81
Bkz.,McCormick, John, Carl Schmitts Critique of Liberalism, s.131; Akal, Cemal Bali, ktidarn
Yz, Dost Yay, Ank, 2005, s.16.
82
Bkz.,Akal, Cemal Bali, ktidarn Yz,s.50;Balakrishnan, Gopal, The Enemy, s.33.
83
Schmittten akt.,McCormick, John, Carl Schmitts Critique of Liberalism, s.131.(italik benim)
100
dzen, politik gcn meruiyet kayna ve politik gcn genilemesi de politikann tek
amacdr.84
Ancak, Kiliseyi dnyevi alandan kovan ve hem feodal glere hem de Kiliseye
kar politik birlii tesis etmeye girien Machiavellici hkmdar, bir ynetim tekniine
sahip olmakla birlikte, henz blnmezlik ve sreklilik niteliklerine haiz bir devlet
aygtna ve egemenlik kavramna sahip deildir. Bu sebeple, Machiavellici hkmdar,
eitsiz bir g ilikisi ieren kendi politik iktidarn kurmak ve srdrmek iin, talihe
(fortuna) ve kendi yeteneklerine (virtue) gvenmek durumundadr. Politik iktidar, her
defasnda, her hkmdar ile birlikte yeni batan kurulmak zorundadr.85
84
Bkz.,McCormick, John, Carl Schmitts Critique of Liberalism,ss.131-132; Akal, Cemal Bali, ktidarn
Yz, s.51.
85
Bkz.,Akal,Cemal Bali, ktidarn Yz,s.65.
86
Bodinden akt, Schmitt, Carl, PT, s.8.
87
Bkz.,Akal, Cemal Bali, ktidarn Yz,ss.65-66.
88
Bkz.,Erzden, Ozan, Ulus-Devlet, ss.47-54.
101
Bylece, Machiavellide hkmdarn bedensel varlna bal olan politik iktidar, Bodin
ile birlikte fakat esas olarak Hobbesta, devlet egemenlii kavram araclyla sreklilik
kazanr.89
Bir hukuku olarak Bodin, Fransann din ve politik kaos ierisinde bulunduu
bir dnemde, devlet egemenliinin ilk tanmn veren kiidir. Onun egemenlik tanm,
Fransz kralnn Kutsal Roma mparatorluuna, Katolik Kilisesine ve soylulara kar
verdii mcadele balamnda ekillenmitir.90 Bu erevede, Bodin, egemenlik
sorununun bir atma durumunda kamu ya da devlet karn, kamusal gvenlii ve
dzeni neyin oluturacana kimin karar verecei sorunu olduunu grmtr.
Egemenlik sorunu, pozitif hukukta ngrlemeyen ve bu sebeple tarif edilemeyen fakat
devletin varln tehlikeye sokacak istisnai durum (Ausnahmezustand) hakknda karar
verme gcdr. Bu minvalde, Schmitte gre, Bodinin baars, karar (Entscheidung)
kavramn egemenlik kavram iine yerletirmesidir.91
Schmitte gre, Bodin, egemenlik kavram ile ilgili temel sorunun, en yksek
g olarak egemenin hukuki dzenle olan balantsnda ya da egemenliin znesinin
yasalarla ne lde bal olduu sorusunda dmlendiine iaret etmitir.93
Egemenlik, normal dzenden bir sapma olarak deerlendirilen istisnai durum hakknda
karar verme gc olduundan, devlet iindeki en stn g olarak egemen veya
monark, legibus solutustur; yani yasalarla bal deildir. Aslnda, Bodin bir yandan
Prensi doal hukuk ile balarken dier yandan da onu yasann stnde grr. Bu, ilk
bakta, bir eliki olarak grlebilir. Ancak, Schmitte gre, egemen, acil bir durumda,
yrrlkteki hukuku ilga etme yetkisine sahiptir ve bu yetki egemenliin
almetifarikasdr. Baka bir deyile, egemen doal hukuka tabi ve halkna kar
sorumlu olmasna karn, acil bir durumda, o, derhal legibus solutus olur. Bylelikle,
89
Bkz., Akal, Cemal Bali, ktidarn Yz, s.66.
90
Bkz.,Eulau, Heinz H.F, The Depersonalization of the Concept of Sovereignty, The Journal of Politics,
vol.4, no.1, 1942, s.5.
91
Bkz.,Schmitt, Carl, PT, ss.6-8; D, s.246.
92
Schmitt, Carl, PT, s.8.
93
Bkz.,a.g.e.,s.8.
102
Bodin, prens ile tebaa arasndaki ilikiyi istisnai durumun gerektirdii bir ya/ya-da
ilikisine indirger.94
94
Bkz.,Schmitt, Carl, PT, s.9
95
Bkz.,Akal, Cemal Bali, ktidarn Yz,s.74.
96
Bkz.,Eulau, Heinz H.F, The Depersonalization of the Concept of Sovereignty, s.5.
97
Bkz.,Maritain, Jacques, The Concept of Sovereignty, The American Political Science Review, vol.44,
no.2, 1950, s. 344.
98
Bkz.,Akal, Cemal Bali, ktidarn Yz,s.75.
99
Bkz.,a.g.e.,s.15.
103
merulatrlr. Bu erevede, on yedinci yzyla kadar kraln iktidarna meruiyetini
veren otorite, ya Kilise ya da dorudan doruya Tanrnn kendisi olmutur.100
100
Bkz., Akal, Cemal Bali, ktidarn Yz, s.16.
101
Bellden akt Neuhaus, Richard John, Political Theologies, First Things:A Monthly Journal of
Religion and Public Life, The Institute on Religion and Public Life, NY, december 2004, s.73.
102
Schmitt, Carl, SK, s.149.
104
hakikatin, en deerli olannn bile, kendi kendini gerekletiremeyeceinin, kendisine
hayat verecek uygulanabilir emirlere gereksinim duyduunun farknda olan Hobbes,
Leviathan dzen sorununa zm olarak nerdi.103
Burada, dzeni tesis ve muhafaza etmek iin dinin politikann arac haline
getirilmesinden daha fazlas vardr. Din temelli meruiyet anlay yerini meruiyetini
kendi iinde dzen salama kudretinden alan, yalnzca kendisine referansla anlalabilen
yeni bir politik anlaya brakr. Devlet nceden varolan doal ya da ilah bir dzenin
koruyucusu deildir; o, bu dzeni bizzat yaratandr. Bu yzden, o, yeni Tanrdr ve ve
barn yaratcs (creator pacis) olduu iin merudur.106
lahi kudreti ile sivil sava sona erdiren Leviathan veya modern devlet
merudur. nk o, Weberin kelimeleriyle ifade edersek, meru iddet tekeline
sahiptir. Onun egemen meru iddeti, toplumu paralayan dier tm meru olmayan
iddet kaynaklarn ortadan kaldrarak adaleti tesis eder. Onun iddeti, akn bir dzenin
103
Bkz.,Schmitt, Carl, L, ss.21, 31-32.
104
Bkz.,Fletcher, Paul, The political theology of the empire to come, s.52.
105
Bkz.,Akal, Cemal Bali, ktidarn Yz, ss.90, 92, 102-105.
106
Bkz.,Schmitt, Carl, S, s.92.
107
Schmitt, Carl, L, ss.32-33.
105
temsilcisi olmasndan tr meru deildir; bilakis kamusal alanda bu tarz tm
araylara son vermesinden tr merudur. Bu yzden, Tanrvari egemen
karakterini snrsz gcnden karmasna ramen, stn devlet gc, meruiyetini
Tanrdan deil, halktan alr.108 Bylece, Machiavelli ve Bodinden farkl olarak
Hobbes, szleme kavramn egemenlik kavramnn ayrt edici niteliklerinden biri
haline getirir. Sosyal szleme teorisi, egemeni akn tm balardan kurtarr ve
meruiyeti tmyle modern yollardan tesis etmeyi mmkn klar.
108
Schmitt, Carl, L,s.33
109
Bkz.,Schmitt, Carl, PR, ss.1-60.
110
Bkz.,Schmitt, Carl, PT, s. 36.
111
Bkz.,Schmitt, Carl, L, s.19.
112
Bkz.elebi, Aykut, Kurald Durumlarda Karar Vermek, Defter, say 42, Metis, st, k 2001, s.117.
106
makinenin ileyiine duyduu bu gvenle Hobbes, egemen devlet gcnn bar adna
kamusal din kltleri dzenleyebileceini ama bireyin i inancna dokunamayacan
ne srer. Schmitt, bireylere devlet karsnda dnce ve ifade zgrl talep etme
hakk tanyan i zgrlk anlayyla Hobbesun, kendi politik sisteminde kudretli
Leviathan ieriden ykan ve lml Tanry yok eden lm tohumuna izin verdiini
dnr.113
ile d, zel ile kamusal ayrm, hak ile moralite arasndaki ayrm vcuda
getirir. Hak, pr insani bir erevede anlalan ve tm akn balarndan koparlan
hukuka ait bir kategoriye ya da pozitif emre dnr. Moral alann kendisinden
beslendii din ise, artk kamusal deildir; evrensel dnce zgrl adna zel alana
ekilir. Bylece, bir halkn ruhu kendisini gizli yolda bulur. Ancak kamusal
olduunda hem dsal hem de isel olarak balayc olan moralite otonom hale
geldiinde ve bunun sonucunda iktidarn akn meruiyet temeli yitirildiinde, yani
hukuki ve politik olan teolojik-moral olandan ayrldnda Leviathan, insanlarn iinde
ikamet edebilecei bir somut dzen yaratmaktan kesilir. Bunun sonucunda, on
sekizinci yzylda, magnus homo, devletin Tanrvari egemen kiisi olarak Leviathan
ieriden yklmtr.116
113
Bkz.,Schmitt, Carl, L, s.57.
114
Bkz.,Schmitt, Carl, PT, s.32.
115
Bkz.,Schmitt, Carl, L, s.58.
116
Bkz.,a.g.e.,ss.61-65.
107
3. Schmittin Liberalizm Kritii
117
Bu konuda bkz.,Bates, David, Political Theology and the Naz State, s.421.
118
Bkz.,Schmitt, Carl, CPD, ss.2-3,8.
119
A.g.e., s.5.
120
Bkz.,a.g.e.,s.21.
108
parlamenterizmi kmseyen radikal muhalefetin parlamenter
dokunulmazlk ve ayrcalklar istismar etmesi, onursuz ilerin
gndelik pratik haline gelmi olmas, parlamentoya devam orannn
dk olmasnisb temsil ve liste sisteminin semen ile milletvekili
arasndaki ba kopartmas, hizipiliin parlamentoda hkmet
etmenin vazgeilmez bir arac olmas ve temsil prensibiolarak
adlandrlan prensibin anlamszlamasnemli kararlarn hizip
liderlerinin gizli toplantlarnda ve hatta parlamento d komitelerde
alnmas suretiyle her trl sorumluluun devredilip ortadan
kaldrlmas ve bu ekilde btn parlamenter sistemin, partilerin ve
ekonomik kar sahiplerinin hkimiyetini gizleyen kt bir vitrin
olmas.121
109
alann yok olmas ile birlikte parlamento da mzakere ve kamusallk niteliini
yitirmitir. Bu durumda, ada parlamenterizm, salt sosyal bir teknik, hkmet etme
yntemi ve politik sistem olarak varolmaya devam eder. kar merkezli toplum,
tartarak, mzakere ederek ve rasyonel yasalar yoluyla ynetmeyi imknsz klar. Bu
durumda, diskrsif rasyonalitenin kurumlar iinde muhafaza edileceini dnmek de
mmkn deildir. nk rasyonel mzakereye inancn yok olduu yerde, insanlarn
yine de, parlamenter ynetimi meru greceklerini dnmek samadr. Dolaysyla,
parlamenter ynetimin ak bir hakikat ile ilgili bir kurumdan pratik-teknik bir araca
dnmesi, politikay hor grlen bir snfn hor grlen meslei haline getirmekle
kalmaz, bizzat parlamenter ynetimin meruiyetini ortadan kaldrr.124
Demokratik ilke, yani homojenlik ile liberal ilke, yani heterojenlik arasndaki bu
kartlk ilineksel deil, tzsel bir kartlktr. Demokrasi ile liberalizmin liberal
demokrasi ad altnda yanl biraradal ise tarihsel bir geliimin sonucudur. Modern
demokrasi, ancien regimee kar bir hareket olarak ortaya ktndan liberalizm ve
124
Bkz.,Schmitt, Carl, CPD,ss.3,8; Balakrishnan, The Enemy, s.68.
125
Bkz.,Schmitt, Carl, CPD, s.8.
126
A.g.e.,s.11.
110
sosyalizm ile ittifak halinde geliim gstermitir. Ancak, on dokuzuncu yzyl
liberalizminin amac, bireyi ve sivil toplumu devletin keyfi eylemlerinden korumaktr.
Bu sebeple, liberalizmin amac homojenlik deil, zgrlktr. Oysa modern demokratik
hareketlerin de gsterdii gibi, demokraside ama bir kolektivite olarak dnlen halk
ile devletinin zdeliini salamaktr.127 Bu bakmdan, Rousseaunun genel irade
teorisi, modern demokraside meruiyetin doas hakknda temel bir hakikati ortaya
koyar.
127
Bkz.,Balakrishnan, Gopal, The Enemy,s.70.
128
Bkz.,Schmitt, Carl, CPD, s.13.
129
Bkz.,a.g.e.,s.14.
130
Schmittten akt., Balakrishnan, Gopal, The Enemy, s.71.
131
Bkz.,Schmitt, Carl, CPD, s.10.
111
hmanitaryan bir ethiktir.132 Bu balamda, Schmitte gre, bugn demokrasi
demossuz, halksz demokrasidir.
Schmitte gre, liberal demokrasi iki ana sebeple mmkn deildir. lkin,
yabanc kavramn tanmam ve tm insanlarn eitliini gerekletirmi bir
demokrasi imdiye kadar hibir zaman varolmamtr.134 Zaten
132
Schmitt, Carl, CPD, s.13.
133
Schmitt, Carl, LRL, s.298.
134
Schmitt, Carl, CPD, s.11.
135
A.g.e., s.9.
136
Bkz.,a.g.e.,s.9.
137
A.g.e.,s.10.
112
homojenlik stne kurulu bir demokrasi yerine liberal bir insanlk demokrasisi fikri
terimler iinde bir elikidir.
kinci olarak, liberal bir insanlk demokrasisi fikri politik dnyann plralist
yapsna aykrdr. Yeryz, ulusal adan homojen, tzsel eitlik ve homojenlik
temelinde kendi iinde demokrasiyi gelitirmeye alan devletlere blnmtr. Bu
devletlerden hi biri, salt insan olarak bir insana eit haklara sahip bir yurtta olarak
muamele etmez. Dolaysyla Schmitt iin insanlar, politik olmayan bir insanlk
kategorisi iinde ele alnabilecek soyut bireyler deildirler.
O halde, insan haklar ifadesi, ancak, herhangi bir devletin yurtta olmayan,
dolaysyla ulusal aidiyeti bulunmayan ve yasa ile kendilerine herhangi bir hakkn
tannmad kiiler iin geerli olabilir. Schmitt, her bireyin insan olmasndan
kaynaklanan deerinin hie saylmasn bir adaletsizlik olarak grr. Ama, ona gre,
insan haklar kavram altnda, mlteciler gibi bir devletin yurtta olmayanlar ya da
bir devlet iinde eitsiz konumda bulunanlarn deer ve onurunu iade etme abalar da
sorumsuz bir aptallktr ve en kt kaos ve korkun adaletsizliklere yol aar.
Homojenlii devre d brakan mutlak insani eitlik, ancak politik eitsizlik veya
adaletsizlik pahasna gerekleebilir.139
138
Schmitt, Carl, CPD, s.11.
139
Bkz.,a.g.e.,s.12.
113
meru klnmaya alld ideolojik birer silahtrlar. Pascaln kelimeleri ile sylemek
gerekir ise
Niteliksel total devlet, toplumun stnde ve dost ile dman arasnda ayrm
yapmaya muktedirlik anlamnda politik olan stnde bir tekele sahiptir. Oysa, devlet ile
toplum arasndaki snrlarn ortadan kalkmasyla varlk kazanan niceliksel total devlet,
devletleen toplumun insani yaamn tm alanlarna nfuz etmesi ve bylece doa
durumunun yeniden grne kmas anlamna gelir.143 Schmitt iin bir devletin devlet
olmas ancak ve ancak sivil toplumdan ayr ve onun stnde durmasna baldr.144 Bu,
devletin politik olan stnde gl bir tekel kurmas ve bunun sonucunda toplumsal
alann depolitize edilmesiyle mmkndr.
140
Pascaldan akt.,Schmitt, Carl, NE, s. 95 dip 16.
141
Bkz.,a.g.e.,s.66.
142
Schmitt, Carl, PT, s.65.
143
Bkz.,Schwab, George, Introduction, CP, s.x.
144
Bkz.,McCormick, John, Fear, Technology and the State, s.640.
114
3.2 Hukuki Pozitivizm ve Meruiyet Sorunu
Devleti devlet klan merkez unsurun ortadan kalkmasyla ortaya kan itaat
sorunu, dzen, otorite ve dolaysyla meruiyet sorunudur. Hibir biimde, legalite
sorunu deildir. Bu yzden, Schmitte gre bugnn Avrupasnn moral durumundaki
isel tutarszlk, legal bir ilke, bir meruiyet ilkesi bulma yeteneksizliinden
kaynaklanr.145 Oysaki politik dzenin sreklilii ve istikrar, meruiyet ilkesine inanca
baldr. Bu durum, politik dzen sorununu, yani liberal hukuk ynetimi anlaynn
srarla reddettii ve znde hukuki deil, teolojik/metafiziksel olan bir sorunu yeniden
politik dncenin merkezine tar.146 Schmittin politik dncenin merkezine tad
bu sorun, politik ve hukuki dzenin nihai temeli nedir? veya politik gcn/iktidarn
meruiyet kayna nedir? eklinde formle edilebilir.147
Ancak, burada, yasallk ile meruiyet, norm ile istisna ya da hukuk ile politika
arasndaki gerilim bal altnda zetleyebileceimiz bir sorun vardr. Temelde sorun,
kaostan kozmosa, doa durumundan devlete geii mmkn klan egemenin kendi
yaratt dzenin dnda kalmasnda yatar. Schmitte gre, on yedinci ve on sekizinci
yzyllarn prensler tarafndan ynetilen mutlak devleti, on dokuzuncu yzylda yerini
145
Bkz.,Schmitt, Carl, SP, s.293
146
Bkz.,Dyzenhaus, David, Introduction, ss.6-8; Bkz., Arato, Andrew, Good-bye to Dictatorships?,
Social Research, 67 no 4, 2000, s.931.
147
Bkz., Dyzenhaus, David, Introduction,ss.5-8.
148
Bkz.,Bezci, Bnyamin, Carl Schmittin Politik Felsefesi, Paradigma Yay, st, 2006, s.91.
115
burjuva anayasal devlete brakr. Burada anayasal devlet ifadesi ile kastedilen ey,
bizzat devletin eylemlerinin hukuka dayand ve hukukla snrl olduudur. Modern
devlet, rasyonel yasalara uygun tarzda iler ve onun eylemleri insanlarn yapt
anayasaya dayanan hukuk sistemi ile snrldr. Dolaysyla, tarihsel olarak somut bir
dzen olan devlet, balangtan itibaren, kendi i mant gerei, rasyonel, hukuki
normlar yoluyla ilediinden, modern devlet ve legalite, zsel olarak birbirlerine
aittirler.149
149
Schmitt, Carl, L, s.66.
150
Bkz.,Herrero, Montserrat, Der Nomos Der Erde and the Legitimacy for a New World Order, s.1.
151
Bkz.,Schmitt, Carl, L, s.68.
152
Bkz.,a.g.e.,s.67.
116
ve bireyciliine ramen Hobbes, bir personalist ve desizyonist olarak kalmtr. O,
Leviathan egemen kii olarak, merulatrc otoriteyi ifade eden yaratc ve yasa
koyucu olarak tasarlamtr.153 Ancak, Schmitte gre, Hobbesun andan bu yana,
bilimsel dnme, tm politik tasavvurlara sirayet etmitir. Giderek artan bilimselleme
ve ntralizasyon sonucunda, modern bilimin fenomenler alannn yasal dzenini
kefetmeye ynelmesi gibi, insani politik dnyann da hesaplanabilir, ngrlebilir ve
balayc yasalar yoluyla tmyle rasyonalize edilebilecei anlay genel kabul
grmtr.154 Teolojik-metafiziksel alanda, mucize kavramnn yokluu ve rasyonel,
doal dzene duyulan inan nasl ki Tanry gereksiz bir hipotez haline getirmi ise,
istisnai durumun yokluu ve rasyonel, hukuki bir sisteme duyulan inan da egemeni
gereksiz hale getirir. stelik, Rousseau ile birlikte, devletin ya da egemen iradenin
yaratt ulus devletin nne geer ve genel irade ile egemenin iradesi zde hale gelir.
Halkn egemenlii ile sonulanan bu gelime sonucunda, daha evvel egemenlik kavram
iine gml olan desizyonist ve kiisel tm unsurlar ortadan kalkar.155 Bu noktada,
Schmittin eletirilerinin hedefinde egemeni hukuki sistemin dna atan ve hatta onu
btnyle ortadan kaldrmay amalayan hukuki pozitivizmin en nl temsilcisi Hans
Kelsen vardr.156
Kelsen, hukuku hem politikadan hem ahlaktan bamsz bir normlar sistemi,
pr bilim olarak ele alr. Hukukun geerliliinden bahsedebilmenin koulu, onun
deerler ya da duygular gibi sbjektif unsurlardan ve ayn zamanda politik arenaya
egemen olan ideolojik mcadelelerden, kar atmalarndan arnm bir normlar
dizgesi olmasna baldr.157 Burada ama hukuki muhakemeyi politik alann deien
koullarndan bamsz klmak, hukuki sorunlar ve egemenlik, karar, devlet gibi
kavramlar formel bir ereve iinde ele alabilmektir.158
153
Bkz.,Schmitt, Carl, PT, ss.47-48.
154
Schmitt, Carl, NE, s.72; L, s.68; PT, s.48.
155
Bkz.,Schmitt, Carl, PT, s.48.
156
A.g.e., s.21.
157
Bkz, Morgenthau, Hans, Positivism, Functionalism and International Law, ss.261-262; Orlow,
Dietrich, Review: Popular Sovereignity and the Crisis of German Constitutional Law: The Theory and
Practice of Weimar Constitutionalism, s.996.
158
Bkz.,Schmitt, Carl, PT, s.16.
117
Kelsenin politika ile hukuk alan arasnda yaplan bir ayrm temelinde varlk
kazanan pr hukuk teorisi, hukuki dzeni bir normlar sistemi olarak sunar. Buna gre,
devlet ne hukuki dzenin stnde ne de onun dndadr. Tersine o, en yksek ve nihai
referans noktas, nihai norm olmak yle dursun, hukuki dzenle zdetir. Byle
tanmlandnda devlet, ne hukuki dzenin yaratcs ne de kaynadr.159 Devlet veya
hukuki dzen iindeki hiyerarik dzen, yetkilerin bir noktadan en alt basamaa kadar
yaylmasna dayanr. En st g ve yetki, ne bir kiide ne de sosyo-psikolojik bir g
kompleksinde toplanr. Tersine, en st g ve yetki, normlar sisteminin birlii iinde
egemen dzene aittir. Bylece, politik dzenin meruiyeti sorunu, hukuki bir erevede
kalnarak zmlenmeye allr.
Bu tmdengelimsel modele gre, bir normun geerlilii yine bir baka norma
dayanr. En stteki nihai normdan en alttaki norma giden bir kurallar sisteminden oluan
bir birlik olarak tasavvur edilen devlet, bylece, hukuki bakmdan anayasasyla zde
hale gelir. Bu minvalde, hukuki dzenle ayn ey demek olan liberal devlet
(Gesetzgebungsstaat), nihai bir atf noktasna ve nihai temel bir norma atflar
sistemidir. Buna gre, egemenliin temelinde, norm ya da yasann gayri ahsilii yatar
ve bu bakmdan devlet, hukuki dzenin kendisinden baka bir ey deildir.160
159
Schmitt, Carl, PT, s.19.
160
A.g.e.,ss.18-19.
161
Bkz.,Delacroix, Sylvie, Schmitts Critique of Kelsenian Normativism, Ratio Juris, vol 18, no 1,
Blackwell, 2005, s.33.
118
sorununu veya devlet gcnn meruiyeti sorununu, metafizik bir sorun olarak niteler
ve hukuki mlahazalarnn dnda brakr.
162
Schmitt, Carl, EJHF, s.10.
163
Bkz.,Howse, Robert, From Legitimacy to Dictatorship-and Back Again, Law as Politics, s.62.
164
Bkz.,Gross, Oren, The Normless and Exceptionless Exception: Carl Schmitts Theory of Emergency
Powers and the Norm-Exception Dichotomy, s.1842.
119
hukuku bizzat kendisine dayanarak kendi varoluunu ortadan kaldrma tehlikesi tar.165
Bu minvalde, Schmitte gre, istisna
Schmittin teorisinde norm ile karar, hukuki olann birbirine indirgenemez iki
ayr unsuru olarak sunulmakla birlikte, daha yakndan bakldnda, Schmittin
paradoksal bir biimde, norm ile karar, istisnai durum ile hukuk dzenini birbirine
eklemlemeye alt gzlenebilir. Bunun nedeni, Julien Freundun da iaret ettii gibi,
onun hukukun hem norm, hem karar hem de dzen olarak kavramsallatrlmas
gereine inanmasdr.167 Schmitte gre, norm, karar ve dzen, hukukun varolma
kipine iaret eder ve bu boyutun birlikte dnlmesi gerekir. Buna gre, politik
dzenin normal ileyi modu demek olan norm olarak hukuk, kendi kendisini
temellendiremez; kendi kendisini meru klamaz, kendi kendini kuvveden fiile
karamaz. O, bir karar edimi sonucunda geerlilik kazanr. Bu yzden, karar hem
hukuku nceler hem de hukuktan bamszdr.168
Hukuki dzeni yaratan egemen, normatif bir dzen tesis etmek ya da varolan
dzeni muhafaza etmek iin, hukukun dna kar. Ancak, Schmittin norm ile karar
birbirine eklemleme ynndeki karmak stratejisi, istisnann tam olarak bir yasaszlk
hali olmad bilgisi ile daha da kompleks bir hal alr. stisnai durum, bir hukuki boluk
hali olsa da, bsbtn yasaszlk hali deildir. Bu balamda, egemenin tmyle hukuk
sisteminin dnda durduu sylenemez. nk, istisnai olan hakkndaki egemen karar,
istisnai durum ile hukuki dzen arasndaki temel balant noktasdr. Egemen, zaten
165
Bkz.,Deveci, Cem, Faizmin Yorumsanmas ya da Carl Schmittin Saf Siyaset Kuram,
Liberalizm,Devlet,Hegemonya, der.F.Keyman, Everest Yay, 2002, ss.36,50-51.
166
Schmitt, Carl, PT, s.15.
167
Bkz.,Freund, Julien, Schmitts Political Thought, Telos, no 102, 1995, s.1. (html)
168
Bkz.,Deveci, Cem, Faizmin Yorumsanmas ya da Carl Schmittin Saf Siyaset Kuram, s. 54.
120
hukuki dzene ait olduu iin, anayasann tmyle askya alnmasna gerek olup
olmadna karar vermek zorunda olan kiidir.169
Son olarak, hem hukuki dzenin dnda duran hem de bu dzene ait olan
egemenin karar, hukuki adan formsuz olmakla birlikte, katksz ve yaln bir g
sorunu deildir. Schmitt, ii bo bir kurallar manzumesi olarak grd Gesetz
(yasa)e kar konumlandrd Nomos kavram ve trdelii esas alan bir demokrasi
anlayyla aknla kapy ak tutmaya alr. Bunun, Hobbes ile Schmitt arasndaki
en gl balant noktalarndan biri olduu sylenebilir.
Politikay dine tabi klan Kilise ile sivil bir dzeni imlemekle birlikte dini
politikaya tabi klan devlet ayn dorultuya iaret ederler. Devlet, ilah olana dayal din
otoritenin ortadan kalkt bir dnemde kendisini egemen otorite olarak tesis etmi ve
bu yolla otorite boluuyla oluan kaosu kozmosa dntrmtr. Bylece, o,
Ortaan politik dzeninde dinin yerine getirdii fonksiyonu dnyevi bir temelde
gerekletirmitir.
169
Bkz.,Schmitt, Carl, PT, s.7.
170
Akt Palaver, Wolfgang, Hobbes and the Katechon: The Secularizaton of Sacrificial Christianity,
Contagion: Journal of Violence, Mimesis and Culture, spr 1995,ss.67-68.
121
II. KISIM: LEO STRAUSS
I. BLM: SYONZMDEN FELSEFEYE
1
Bkz.,Sheppard, Eugene R, Leo Strauss and the Politics of Exile, s.10.
2
Bkz.,Moyn, Samuel, From experience to law: Leo Strauss and the Weimar crisis of the philosophy of
religion, History of European Ideas, no 33, Elsevier Ltd, 2007, s.176.
3
Bkz.,Sheppard, Eugene R, Leo Strauss and the Politics of Exile, s.13.
4
yle ki Alman halknn ounluu gibi, Alman Yahudilerinin byk bir ksm da, I.Dnya Sava
srasnda, youn ve cokulu vatansever duygularla Almanyaya destek vermilerdir.Bkz.,Strauss, Leo,
Preface, SCR, s. 14.
122
doar. Bu yeni jenerasyona gre, Yahudileri Almanlarn hukuki eiti haline getirmenin
bedeli, yasa nnde onlar ayn klmaktr.5
Bu gen jenerasyonun bir yesi olan Strauss, erken bir yatan itibaren, liberal
demokrasinin Yahudi sorununa uygun bir zm salayamadnn farkna varr.
Liberal demokrasi, ne Yahudilerin Almanyada kendilerini evde hissetmelerini
salayabilir ne de ayr bir Yahudi devletinin kurulmasna ynelik ulusal zmler
sunabilirdi. nk Straussa gre, liberal demokrasi, iki ayrm stne bina edilmiti; din
ile devlet ayrm ve ilk ayrma bal olarak zel alan-kamusal alan ayrm. lk ayrm,
devletin tm yurttalara eit mesafede durmasn ngrr ve tm dinlere ntr olan devlet
ve sekler hukuk, Yahudilere ayrcalk tanmaz. kinci ayrm ise, inan ve dnce
zgrln bireyin zel alanna hapseder. Birey, kamusal alana tamad srece,
kendi zel alannda ister Yahudi isterse anti-semitik olabilir. Straussa gre, bu,
paradoksal bir biimde, modern dnyada Yahudi olmann Yahudi olmamak ile mmkn
olduu anlamna gelir.6
Bu gen jenerasyon iin sorun, hibir biimde, hukuki eitlik olmad iin
zm de, hukuk nnde Yahudiler ile dier Almanlar eit klmak deildir. Sorun,
modern dnyada ulus ve devlet olma sorunudur. Yahudilerin yabanc topraklardaki
varoluuna ynelik en iyi zm de, Yahudiler iin bir devletin kurulmas ve bylece
Yahudi evsizliinin son bulmasdr.7 Bu gr, politik ifadesini, Siyonizmde bulur.
Politik Siyonizm, Yahudi sorununu pr insani bir sorun olarak tanmladndan,
gerekli yegne ey, ulus olma iradesi ve gcdr.8 Ulus olma iradesi, entegrasyon ya da
asimilasyon yoluyla deil, Yahudi olma bilincinin ve gururunun yeniden
5
Bkz.,La Vopa, Anthony J, Jews and Germans: Old Quarrels, New Departure, Journal of the History of
Ideas, vol.54, no 4, 1993, s.681; Bkz.,Rabinbach, Anson, In the Shadow of Catastrophe: German
Intellectuals between Apocalypse and Enlightenment, University of California Press, 1997, s.27;
Habermas, Jrgen, The German Idealism of the Jewish Philosophers, Religion and Rationality: Essays
on Reason, God and Modernity, ed.Eduardo Mendieta, State University of New York, Stuny Brook,
2002, s.27.
6
Bkz.,Strauss, Leo, Preface, SCR, ss.6-7; Morgan, Michael L, The Curse of Historicity: The Role of
History in Leo Strausss Jewish Thought, The Journal of Religion, vol 61 no 4, 1981, ss.348-349.
7
Bkz.,Morgan, Michael L, The Curse of Historicity, s.349; Smith, Steven B, Gershom Scholem and
Leo Strauss: Notes toward a German-Jewish Dialogue, Modern Judaism, vol 13, no 3, Oxford
University Press, 1993, s.224.
8
Bkz.,Smith, Steven, How Jewish Was Leo Strauss?, Occasional Papers on Jewish Civilization, Jewish
Thought and Philosophy, Georgetown University, NY, summer 2005, s.11.
123
canlandrlmasyla mmkndr. Bu noktada, politik Siyonizmin kltrel Siyonizm
tarafndan ikmal edilmesi gerei aktr. Zira Straussun ifadesiyle, kkleri Yahudi
mirasnda bulunan bir Yahudi kltr olmadan Yahudi devleti bo bir kabuk
olacaktr.9 I.Dnya Savann ikinci ylnda henz 17 yanda olan gen Strauss,
modern koullar altnda Ortodoksiye veya geleneksel Yahudi inancna dnn
imknsz olduunu dnr. Bu durumda, Yahudilerin nnde, asimilasyon ya da
Siyonizm olmak zere iki temel alternatif vardr. Kendi ifadesiyle geici bir zihni
karklk iindeyken Siyonist Blau-Weiss rgtne katlan Strauss, ksa bir sre sonra,
Blau-Weissin Alman Yahudiliinin ne anlama geldii konusunda en ufak bir fikri
olmadnn, entelektel ve tarihsel birikiminin de Almanyadaki Yahudilerin politik
geleceini deerlendirme noktasnda ziyadesiyle yetersiz olduunun farkna varr.
rgtten ayrlr ve felsefe okumaya hz verir.
9
Strauss, Leo, Preface, SCR, s.5.
10
Cohen, Marburg yeni-Kant okulun kurucusudur. Straussa gre o, Alman Yahudiliinin en byk
temsilcisidir; ruhunun atei ve gcyle 1871-1925 dneminin dier btn Alman felsefe profesrlerini
ezip geen tek isimdir. Coheni nemli klan ey, yalnzca Alman niversite sistemi iindeki konumu
deildir. Straussun ifadesiyle o, hem tutkulu bir filozof hem de [kendini] Yahudilie adam bir
Yahudidir. Tam da bu sebeple, Cohen, [kendini] Yahudilie adam felsefi ynelimli Yahudiler iin
cazibe merkezi olabilmitir. Bkz.,Strauss, Leo, Kurt Riezler, WIPP, s.242; Strauss, Leo, Jerusalem
and Athens, SPPP, s.167; Strauss, Leo, Introductory Essay for Hermann Cohen, Religion of Reason out
of the Sources of Judaism, SPPP, s.233; Green, Kenneth Hart, Leo Strauss, Routledge History of
World Philosophies:History of Jewish Philosophy, ed.O.Leaman, vol 2, Routledge, 1997, s. 824.
11
Esasnda Strauss, erken bir tarihten itibaren, liberal Yahudi Cohenin Yahudiliin akln dini
olduunu gstermek suretiyle Yahudi inanc ile Alman kltr arasnda gerekletirdii sentezin, Yahudi
problemine bir zm salayamadn dnr. Bununla birlikte, Cohen, onu, Ortaa Yahudi
felsefesine ve zellikle Maimonidese, yani gerek rasyonalizme ynelterek entelektel geliimi
stnde ok nemli bir katkda bulunmutur. Belki de bu yzden, tm teorik farkllklarna ramen, bir
minnet ifadesi olarak Strauss, Cohen hakknda yazd makalesinin sonunu u cmleyle bitirir: Hermann
124
yorumlarndan ziyadesiyle etkilenmi olan Strauss, Cohenin en parlak rencisi Ernst
Cassirer ile almaya karar verir. Fakat Cassirerin Hamburg niversitesinden bir
davet almas zerine Strauss da onu takip eder.12
Cohenin yaam ve yazm olmas, bizim iin bir nimettir. Strauss, Leo, Introductory Essay for
Hermann Cohen, s.247; Batnitzky, Leora, Leo Strauss and Emmanuel Levinas: Philosophy and the
Politics of Revelation, Cambridge University Press, NY, 2002, ss.92,94-95.
12
Bkz.,Sheppard, Eugene R, Leo Strauss and the Politics of Exile, ss.15,21; Zank, Michael,
Introduction, Leo Strauss:the Early Writings, State University of New York Press, 2002,s.6.
13
Bkz.,Sheppard, Eugene R, Leo Strauss and the Politics of Exile, s.22.
14
Bkz.,Moyn, Samuel, From experience to law: Leo Strauss and the Weimar crisis of the philosophy of
religion, s.183.
15
Bkz.,a.g.e.,s.183.
16
Bkz.,Leo Strauss, Preface to Hobbes Politische Wissenschaft, Jewish Philosophy and the Crisis of
Modernity: Essays and Lectures in Modern Jewish Thought, ed. K. Hart Green, SUNY Press,1997, s.453.
17
Strauss, Leo, An Introduction to Heideggerian Existentialism, RCPP, s.28.
125
Straussa gre, Heidegger dnda felsefi gelenei bu denli radikal biimde
sorgulayan baka hi kimse yoktur.18 O, I. Dnya Savann ardndan ynelim
duygularn ve ilerleme idesine inanlarn kaybetmi gen entelekteller jenerasyonuna,
yeni bir tr felsefe vaat eder. Strauss, Heideggerin radikal modernite kritiinin yan sra
bu kritii gerekletirme tarzndan, yani Destruktion tekniinden ok etkilenir.
Destruktion, entelektel-tarihsel gelenein ya da felsefe tarihinin yerle bir edilmesi
veya sklmesidir. Fakat bu ykm, negatif bir tarzda anlalmamaldr veya o sadece
ykm deildir. Heideggerci anlamda Destruktion, Bambachn ifadesiyle, engelleri
ykarak ortadan kaldrma ve yklan eyin kendisini ifa edebilecei bir yer ama pozitif
anlamna sahiptir.19 Strauss bu Destruktion pratii sonucunda, Heideggerin klasik
felsefeye, Platon ve Aristoteles felsefesine gerek bir dne yol atn dnr.20
18
Bkz.,Strauss, Leo, An Unspoken Prologue to a Public Lecture at St.Johns College in Honor of Jacob
Klein, Jewish Philosophy and the Crisis of Modernity, s.450.
19
Bambach, Charles, Heidegger, Dilthey and the Crisis of Historicism, s.197 dip 35.
20
Bkz.,Sheppard, Eugene R, Leo Strauss and the Politics of Exile, s.38.
21
Bkz.,Zank, Michael, Introduction, Leo Strauss: the Early Writings, ss.10, 41 dip 45.
22
Bkz.,Biale, David, Leo Strauss: The Philosopher as Weimar Jew, Leo Strausss Thought: Toward a
Critical Engagement, ed.A.Udoff, Lynne Rienner Publishers, 1991, s.36; Moyn, Samuel, From
126
Strauss, 1925te, daha formel bir kurum olan Akademie fr Wissenschaft des
Judentums [Yahudi Bilimleri Akademisi]dan bir burs kazanr.23 Burada, 1930da
Spinozann din kritii zerine kaleme ald ve Franz Rosenzweign ansna ithaf ettii
ilk kitabn yaymlar. Akademiede geirdii sre, Straussun entelektel duruunda bir
krlma yaratr. Rosenzweig ve o dnemde Akademienin direktrlk koltuunda oturan
Yeni-Kant Julius Gutmann, din tecrbeyi, Tanrnn Kant tarafndan salt bir postlaya
indirgenmesiyle kaybedilen eyi yeniden kefetmenin yolu olarak takdim eder. Daha
nceleri, din tecrbe analizlerinden etkilenmi olan Strauss, giderek, bunun kmaz bir
sokaa gtrdn dnmeye balar. lkin, sz edilen din tecrbe, ne inananlarn
inanmayanlar inanmaya ikna etmesini salayabilir, ne de inanmayanlar inananlar
inanmamaya ikna edebilir. Din tecrbe salt znel bir zeminde ilerlediinden,
inanmayanlar iin bir kant tekil etmez.24
experience to law: Leo Strauss and the Weimar crisis of the philosophy of religion, s.185; Batnitzky,
Leora, Leo Strauss and Emmanuel Levinas, ss.62-65.
23
Akademi, 1917 ylnda, Hermann Cohen ve Franz Rosenzweig tarafndan kurulmutur.
24
Strausstan akt.,Moyn, Samuel, From experience to law: Leo Strauss and the Weimar crisis of the
philosophy of religion, s.191.
25
Bkz.,a.g.e.,s.191.
26
Bkz.,a.g.e.,s.192.
127
Fransaya g eder.27 Hobbes incelemesine ngilterede devam etmenin daha uygun
olaca inancnda olduu iin, 1934 yl banda Paristen Londraya geer. 1936da,
The Political Philosophy of Hobbes [Thomas Hobbesun Politika Felsefesi] yaynlanr.
Daha nce, Straussun baat ilgisi, Yahudi Sorununa ynelikti. Cevabn bulmay mit
ettii temel sorun, [Yahudi] halk nasl yaamaldr? sorusuydu. 1932 ylndan
itibaren, sorunun yalnzca Yahudi halk ile snrlanamayacann ve teolojik-politik
kmazn modern insan da iine alacak genilikte olduunun farkna varr. Bylece
onun iin sorun, nasl yaamalyz? sorununa evrilir. Ayrca, daha nce, tarihsel akl
yrtme sonucunda Yahudi halknn iinde bulunduu zor duruma doru cevaplar veya
zmler bulunabileceini dnrken, imdi, temel problemin bizzat nerilen
cevaplarn kendisinde yattn dnr.
Bu arada, Amerikaya yapt birka ziyaretten sonra, 1937 knda, henz yeni
kurulmu olan New School for Social Researchde hocalk yapabilecei bir pozisyon
elde eder. 1938den 1949a kadar burada retmeye devam eder.28 New Schoolda
profesrle ykselen Strauss, 1949da Chicago niversitesi Politika Bilimi Blmne
geer ve 1949-1967 aras dnemde Chicago niversitesinde hocalk yapar.29 1968-
1969 aras dnemde Claremont Mens Collegede, 1970ten 18 Ekim 1973teki
lmne kadar ise Annapolisteki St. John Collegede grev yapar.30
ada felsefi dnce ierisinde Leo Strauss ad, yalnzca kadim politika
felsefesinin yeniden kefiyle deil, ayn zamanda, artk unutulmu bir yazma tarznn
yeniden kefiyle birlikte anlr. O, tm entelektel yaamn, kadim ve modern
filozoflarn metinlerinin geleneksel olmayan tarzda okunmasna ve incelenmesine adar.
Zira, Strauss, eitimi, iinde saygn kaynaklarla temasa geilecei ve bu kaynaklarn
27
Bkz.,Sheppard, Eugene R, Leo Strauss and the Politics of Exile,s.58.
28
Bkz.,a.g.e.,s.80.
29
Bkz.,Cropsey, Joseph, Leo Strauss at the University of Chicago, Leo Strauss, the Straussians and the
American Regime, eds.Kenneth L. Deutsch, John A.Murley, Rawman&Littlefield, 1999, s. 39.
30
Bkz.,Anastaplo, George, Leo Strauss at the University of Chicago, s.3; Berns, L, Brann, E, Leo
Strauss at St.Johns College (Annapolis), Leo Strauss, the Straussians and the American Regime, s.31.
128
tinsel muhtevalarnn absorbe edilecei ve bylece tinsel bir yceliin renciye tevdi
edilecei bir sre olarak grr.31
Edebi sorun ile felsefi sorun arasnda bir balant vardr. Edebi sorun,
takdim sorunu bir iletiim tryle ilgilidir. letiim, birlikte yaamay
ifade eder; en yksek formunda iletiim, birlikte yaamadr. O halde,
edebi sorunun incelenmesi, toplum incelemesinin nemli bir
parasdr. stelik, hakikat aray, her noktada deilse de, zorunlu
olarak, iletiim yoluyla vuku bulan ortak bir araytr. O halde, edebi
sorunun incelenmesi, felsefenin ne olduunun incelenmesinin nemli
bir parasdr. Uygun bir biimde anlaldnda edebi sorun, toplum
ile felsefe arasndaki iliki sorunudur.32
Straussa gre, felsefe ile toplum arasndaki gerilimli iliki nedeniyle, gemiin
byk filozoflar, yazlarn, biri politik adan gvenli ve kullanl, dieri gerek
olmak zere iki tr mesaj iletecek ekilde yazmlardr.33 Strauss yazmann bu iki
dzeyi arasndaki farkll ezoterik ve egzoterik yazma arasndaki ayrm olarak ifade
eder. Ezoterik ve egzoterik yazma arasndaki ayrm, bizi, Straussun felsefenin
sosyolojisi adn verdii eyin tam kalbine gtrr. Felsefenin sosyolojisi, filozoflar
ile filozof-olmayanlar arasnda keskin bir ayrm bulunduunu ne srer ve filozoflar
ayr bir snf olarak kabul eder.34 Felsefenin sosyolojisinin gerisinde, dnce ile
toplum arasnda nasl bir iliki olduu sorusu yatar. Bu soru, hem politik toplum iinde
felsefenin statsn gndeme tar hem de politikann felsefi ele alnna imada
bulunur. Byle bakldnda, felsefenin sosyolojisi, politika felsefesi ile zdetir. Zira,
31
Bkz.,Gebhardt, Jrgen, Leo Strauss: The Quest for Truth in Times of Perplexity, Hannah Arendt and
Leo Strauss: German Emigres and American Political Thought after World War II, eds.P.G.Kielmansegg,
H.Mewes, E.G.Schmidt, Cambridge University Press, 1995, ss.87-91.
32
Strauss, L, CM, s. 52.
33
Bkz.,McAllister, Ted V, Revolt Against Modernity, s.27.
34
Bkz.,Strauss, Leo, PAW, ss.7-8.
129
Straussa gre, politika felsefesi, yalnzca, politikann felsefi adan ele alnma tarzn
imlemez; ayn zamanda, felsefenin politik ele alnn ve statsn imler.35
Strauss, egzoterik ve ezoterik yazma arasndaki ayrm, bir retinin kamusal ile
gizli sunumu arasndaki ayrm eklinde dnmemizi salk verir. Egzoterik olan,
ezoterik olann veya gizli, zel ve mahrem olann kamusal rtsdr. Ezoterik yazma
pratiini uygulayan yazarlar, kendi metinlerinin ierdii hakikati, ayn zamanda
egzoterik bir biimde yazarak gizlerler; ve bylece aslnda gizlerken ifa ederler. Ayn
anda iki yazma pratiini birden uygulayarak bu yazarlar, bir yandan felsefi hakikati
felsefi-olmayan ounluktan gizlerken, dier yandan onu akll gen okuruna ifa
eder.36
35
Bkz.,Smith, Steven B, Reading Leo Strauss: Politics, Philosopy,Judaism, University of Chicago Press,
2006,s.12.
36
Bkz.,Strauss, L, PAW, s.25.
37
Bkz.,a.g.e.,s.34.
38
Strauss, L, OT, s.26.
130
ald unsuru yok etme abasdr ve bu yzden, o, toplumu tehlikeye
atar.39
Straussa gre, kadim filozoflar, her zaman, kanlara dayanan politik dzen ile
felsefenin zamansz hakikatleri arasnda eternal bir atma olduunun farknda
olmulardr. zgl deerler ve zgl mitler eklinde kendilerini gsteren kanlarn,
toplumlarn zsel paralar olduu olgusunun kabul, filozofu, sosyal sorumluluk
ruhu ile donatr. Byle bakldnda, ezoterik yazma, yalnzca, filozofun, kendisini
toplumdan koruyan zrh olarak grlemez; o, ayn zamanda, bizzat filozofun, toplumu,
39
Strauss, L, On a Forgetten Kind of Writing, WIPP, s.221. Bu metin, Burhanettin Tatarn derledii ve
evirdii Siyasi Hermentik iinde Unutulan bir Yazma Tarz zerine bal ile yaynlanmtr. (Ett
Yay, 2000).
40
Strauss, L, PAW, s.25.
41
Bu ayrm iin bkz.,Frazer, Michael, L, Esotericism: Ancient and Modern, Political Theory, vol 34, no
1, Sage Publications, 2006, s.36.
131
felsefenin politik dzenin temelini ortadan kaldracak hakikatlerinden korumasnn
aracdr.42
42
Bkz.,Strauss, Leo, On a Forgetten Kind of Writing, s.222; OT, s.26.
43
Rosen, Stanley, Leo Strauss and the Quarrel Between the Ancients and the Moderns, Leo Strausss
Thought, s.165.
44
Bkz.,Frazer, Michael, L, Esotericism: Ancient and Modern, s.39.
132
II. BLM: LEO STRAUSS VE MODERNTENN KRZ
Ancak, Strauss iin Batnn krizi, modern Bat medeniyetinin ilkeleriyle ilgili
olmas itibariyle, znde pratik deil, teorik bir krizdir.5 Ona gre, hem Doulu
komnizme hem de Batl liberal demokrasilere ortak tm insanlar eit olarak
1
Bkz.,Janssens, David, Questions and Caves: Philosophy, Politics and History in Leo Strausss Early
Work, Journal of Jewish Thought and Philosophy, vol.10, Overseas Publishers, 2000, s.113.
2
Strauss, Leo, CM, s.241.
3
Strauss, modern koullar altnda polisin muadili olabilecek tek kavramn lke (country) kavram
olduunu syler. Strauss, L, CM, s.30.
4
Strauss, Leo, Politika Felsefesi Nedir?, PFN, s.33.
5
Bkz.,Behnegar, Nasser, The Intellectual Legacy of Leo Strauss, Annual Reviews Political Science, vol
1, 1999,ss.98-99.
133
kucaklayan bir toplum ya da zgr ve eit erkek ve kadnlardan oluan evrensel
zgr ve eit uluslar ligi ideali veya evrensel toplum d, bir tiranlkta nihayet
bulmutur. Evrensel bir refah toplumu yaratma dnn bir kbusa dntn tecrbe
eden Bat, kendi en yksek amalarn, akln geerli klma gcne inancn yitirmitir.
Doal hak dncesinin reddi, modernitenin zsel bir bileeni olan ilerleme
idesine duyulan inancn yitirilmesi anlamna gelir. Bu noktada, Strauss, kadim ilerleme
idesi ile modern ilerleme idesi arasndaki farklla kar dikkatli olmamz konusunda,
bizi, uyarr. lerleme inanc, hibir biimde modernlere zg olmamakla birlikte, ondan
anlalan ey, kadimler ile modernler arasna keskin bir izgi eker.
6
Strauss, L, CM , s.3.
7
Bkz.,Gunnell, John G, The Myth of the Tradition, The American Political Science Review, vol 72, no
1, s.124.
8
Strauss, Leo, NRH, s. 9.
9
Strauss, Leo, The Three Waves of Modernity, AIPP, s.81.
134
ilerlemenin sosyal ilerlemeyi garantileyecei inancdr. O halde, modernitenin krizi,
insan dncesinin dz bir izgi boyunca bir aamadan dierine ilerledii ve modern
bilim, felsefe ve teknoloji yoluyla salanan bu ilerlemenin sosyal yaamda refaha ve
bara gtrecei inancnda yaanan bir krizdir.10
Doal hak dncesinin reddi, iyi ve adil bir toplumsal dzen arayndan
vazgeilmesi anlamna gelir. Strauss iin en iyi politik dzen sorusunun elik ettii bu
arayn ad, politika felsefesidir. Felsefenin politik yaama, felsefi-olmayan yaama,
insani yaama en yakn dal olarak politika felsefesi, politik eylerin doas
hakkndaki kannn yerine politik eylerin doasnn bilgisini geirme giriimidir.12
Ancak
10
Bkz., Strauss, Leo, Progress or Return, RCPR, ss.236-238.
11
A.g.e.,s.239.
12
Strauss, Leo, Politika Felsefesi Nedir?, PFN, s.35.
13
A.g.e.,s.42.
14
Strauss, Leo, CM, s.2.
135
O halde modernitenin krizi, ncelikle, modern politika felsefesinin
krizidir. Bu tuhaf grnebilir: bir kltrn krizi, niin ncelikle, pek
ok ura arasnda bir akademik uran krizi olsun? Ancak, politika
felsefesi, zsel olarak akademik bir ura deildir: byk politika
filozoflarnn byk bir ksm niversite profesr deildi. Her
eyden nce, genel olarak kabul edildii zere, modern kltr, akln
gcne inandndan, tam anlamyla, rasyonalisttir; kukusuz, byle
bir kltr, kendi en yksek amalarn akln geerli klma gcne
inancn kaybederse, o kriz iindedir.15
15
Strauss, Leo, The Three Waves of Modernity, AIPP, s.82.
16
Akt, Janssens, David, Questions and Caves:.., s. 124.
17
Strausstan akt., Zank, Michael, Introduction, Leo Strauss:the Early Writings, s.30.
18
A.g.e.,s.30.
136
gelenein kendisinden ok gelenee kar polemik geleneinden
tr iine dtmz ikinci, doal olmayan
maaradanPlatonun tasvir ettii doal maaraya ykselmeyi
mmkn klar.19
Felsefeyi tarih-d bir etkinlik olarak tesis eden ey, cevaplar deil, sorulardr.
Hi kukusuz, bir zme meyletmeksizin bu problemler hakknda dnmek
imknszdr. Ama felsefe, temel problemlere ynelik alternatif zmlerden herhangi
birine yneldii veya bir zm nerdii takdirde, bir aray olmaya son verir ve
dogmatizme dnr. Zaten, politika felsefesinin krizi, onun kendisini en iyi ya da adil
politik dzen sorusuna ynelik bir aray deil, tam da sorunun cevab olarak
sunmasndan, dnyay deitirme iddiasndaki bir ideolojiye dnm olmasndan
kaynaklanr. Oysa
19
Strausstan akt., Batnitzky, Leora, Leo Strauss and Emmanuel Levinas, s.99.
20
Bkz.,Morgan, Michael L, The Curse of Historicity: The Role of History in Leo Strausss Jewish
Thought, s.360.
21
Bkz.,Strauss, L, Politika Felsefesi Nedir?, PFN, s.73;Robertson, Neil, Leo Strausss Platonism,
Animus, no.4, 1999, s.6.
22
Strauss, L, NRH, s.32.
23
Strauss, L, Restatement on Xenophons Hiero, s.116.
137
Strauss, bize, mevcut olana ilikin sorgulamann, tam da mevcut olann iyi ve
doru bir yaam nasl mmkndr? sorusunu kefetmenin nnde bir engel olarak
durduunu gsterir. Nitekim Straussun ada felsefe kritii, pozitivizmi ve
tarihselcilii tam da Sokratik soruyu kefetmenin nndeki engeller olarak tespit eder.24
imdi, farkl epistemolojik temellerden ve ncllerden yola ksalar da, ayn kabulde
birletikleri lde su ortakl yapan yzyln iki byk entelektel gcne daha
yakndan bakalm.
24
Bkz.,Strauss, L, Politika Felsefesi Nedir?,PFN, ss.43-45.
25
Bkz.,a.g.e.,ss.43-44.
26
Strauss, L, NRH, ss. 66,74.
138
edebilir. Fakat bilim, insan hayatnn yaanmaya deer olup olmad, insanlarn
yasalara uymalarnn gerekip gerekmedii gibi deer sorunlarna hibir zaman
bilimsel bir cevap veremez. Bilim, nihai ve en yce deerler konusunda, insani
eyleme rehberlik eden amalar ve idealler konusunda, yani deer sorunlar konusunda
tmyle sessizdir.27 Bu erevede, sosyal bilimler, sosyal fenomenlerin ethik adan
ntr analiziyle, sosyal olgular ile nedenleri arasndaki ilikinin incelenmesiyle
snrldr.28
Straussa gre, Weberin soyal bilimin ethik adan ntr olduunu srarla
vurgulamasnn nedeni, olan ile olmas gereken arasnda temel bir kartlk bulunduuna
inanmas deil, olmas gerekenin veya deerlerin gerek bilgisine ulamann
imknszlna inanmasdr.29 Fakat bu inancn ardnda, felsefenin ya da bilimin vahyi
veya dini rtemeyeceine ilikin daha derin ve ktmser bir inan yatar. Bu sebeple,
Weber, felsefenin ya da sosyal bilimin, ancak olgular ile deerler arasnda yaplacak bir
ayrm temelinde varlklarn srdrebileceklerini dnr. Deerlerin bilgisi imknsz
olduuna gre, felsefe ya da sosyal bilim, kendisini olgularn toplanmas ve bilimsel
analizi ile snrladnda, hayatta kalabilir.30
27
Bkz.,Weber, Max, Science as a vocation, From Max Weber, ss. 134, 140-145.
28
Bkz.,Strauss, L, NRH,s. 38.
29
Bkz.,a.g.e.,s. 41.
30
Bkz.,Behnegar, Nasser, Leo Strausss Confrontation with Max Weber: A Search for a Genuine Social
Science, The Review of Politics, vol 59, 1997,s.1(html)
31
Bkz.,Strauss, L, NRH, s. 66.
32
Bkz.,a.g.e., s.72.
139
...... ruhsuz ya da vizyonsuz uzmanlarn ve kalpsiz haz dknlerinin
yaam tarz Amos ya da Sokratesin salk verdii yaam tarz kadar
savunulabilirdir. 33
Strauss iin aslnda Weberin konumu, insani rehberlik ile ilah rehberlik
arasnda seim yapmann imknszl inancna dayanr. O, tm ideallerin ya da insann
kendisini adad davalarn, din inanta kk saldnn farkndadr. Fakat ayn zamanda,
modern dnyada dinin kamusal tezahrlerinin yitirilmesiyle birlikte, tm ideallerin ve
davalarn yok olduunun da farkndadr.36 Bu yzden, insann nnde iki alternatif
vardr: ya tmyle yeni peygamberler ya da eski dnce ve ideallerin gl bir
yeniden douu ya da ruhsuz uzmanlarn, kalpsiz haz dknlerinin meknik dnyas.
nsan, bu iki alternatiften birini semek zorundadr. Fakat insan iyinin bilgisine
sahip olmakszn, bu iki alternatiften hangisinin kendisi iin iyi olduuna karar
veremez: insan ksz, rehbersiz, bilgisiz yaayamaz.37 O halde, temel sorun udur:
insan iyinin bilgisini kendi doal gleri araclyla elde edebilir mi yoksa ilah vahyin
bilgisine mi dayanmak zorundadr? Akl ile inan, vahiy ile felsefe ya da bilim
arasndaki atma, Weberin
33
Strauss, L, NRH, s.42.
34
A.g.e.,s.48.
35
A.g.e., s.42.
36
Bkz.,a.g.e.,ss.73-74.
37
A.g.e.,s.74.
140
bilim ya da felsefe idesinin mukadder bir gszlkten mustarip
olduunu ne srmesine yol aar. O otonom kavray davasna sadk
kalmaya almtr; fakat o, bilim ya da felsefenin nefret ettii akln
kurban edilmesinin bilim ya da felsefenin tam da iinde olduunu
hissettii an umutsuzlua kaplr.38
38
Strauss, L, NRH, ss.75-76.
39
Bkz.,a.g.e.,s.78;Behnegar, Nasser, Leo Strausss Confrontation with Max Weber: A Search for a
Genuine Social Science, s.7.
40
Strauss, L, Introduction, HPP, s.1.
41
Bkz.,Strauss, L, An Epilogue, AIPP, s.153.
42
Strausstan akt, Gunnell, John G, The Myth of the Tradition,s. 123.
141
43
mmkn mdr? kinci olarak, Straussa gre, deer bimeksizin sosyal-politik
fenomenleri incelemek ve anlamak mmkn deildir. Sosyal bilimci, incelenmeye
deer olgular ile incelenmeye deer olmayanlar arasnda zmni bir ayrm ile ie balar.
Pozitivist ruhlu sosyal bilimci, kendi iini hakikat aray olarak deil, herhangi bir
sosyal amaca gtrecek aralarn upuygun bilgisi ile snrlad noktada bile, toplumsal
yaamda sosyal bilimin gereklilii ve nemi konusunda, kanlmaz olarak,
deerlendirici bir ifadede bulunmu olur.44 Son olarak, bilimsel sosyal bilimci, ethik
adan ntr olduunu ne srdnde, niyeti, tm deerlerin eit lde
seilebileceini ya da reddedilebileceini ne srmek deildir. Sadece, insann kendi
deerlerinin iyi olup olmad konusunda dnmesinin gerekmediini ve kendi
toplumunun deerlerine olduu kadar dier toplumlarn deerlerine de sayg duyduunu
ifade etmek ister. O, kendisini demokrasiye adad iin, bir nihilist olmaktan ok
uzaktr; o, yalnzca, dncesizlik ve vlgerlik ile sulanabilir.45
43
Bkz.,Strauss, L, Politika Felsefesi Nedir?, s.49.
44
Bkz.,Strauss, L, NRH, ss.44-45.
45
Strauss, L, Politika Felsefesi Nedir?, s.47.
46
Bkz.,Strauss, L, An Epilogue, AIPP, s.130.
47
A.g.e., s.143.
48
Bkz.,a.g.e.,s.151.
49
Strauss, L, Politika Felsefesi Nedir?, s.39.
142
tersine klasik emada kan veya nyarg, bizim iin ilk olan eydir. nyarglarmz
veya kanlarmz, ilkin, kendileri araclyla dnyaya aldmz, maarann asli
dekorunu oluturan unsurlardr. Yalnzca, ikinci olarak, onlar, maarann dndaki
aydnla ulaabilmek iin amamz gereken eylerdir.50
1.2 Tarihselcilik
50
Bkz.,Green, Kenneth H, In the Grip of the Theological-Political Predicament:, s.47.
51
Bkz.,Strauss, Leo, Politika Felsefesi Nedir?, s.54; Zuckert, Catherine H, Postmodern Platos:
Nietzsche, Heidegger, Gadamer, Strauss, Derrida, The University of Chicago Press, 1996, s.129.
143
rasyonel olarak kavranlabilir bir sre deildir. Dolaysyla, pozitivistlerin yapt gibi,
gemie bakarak, teolojik ve metafizik evreyi ap bilimsel evreye ulatmz ve ileride
olduumuzu sylemek mmkn ve makul deildir. Buradan hareketle, tarihselcilik, tm
insani dncenin tarihsel olduu ve dolaysyla insani eyleme klavuzluk eden ilkelerin
evrensel deil, zamana ve mekna bal olmalar anlamnda deiebilir olduunu ne
srer.52 Buna gre, insann eitlik, zgrlk gibi doal haklarndan szetmek yalnzca
bir ideal olabilir ve her toplumun idealleri bir dieri kadar hakl klnabilir. Toplumlarn
kendilerine zg ideallerini ya da bir yaam tarznn kendisine dayand ilkeleri
yarglayabileceimiz st bir mahkeme, standart yoktur.53 Diyebiliriz ki, pozitivizm,
insan iin en iyi ve adil dzen sorununu teknik bir soruna indirgeyerek politika
felsefesini gereksiz sayarken, tarihselcilik, genelde felsefenin insan iin kanlmaz olan
temel sorular kefettii iddiasn ve zelde politika felsefesinin doru ve adil toplumsal
dzen arayn tarih-d addederek sorgulamann ve arayn deerini yoksayar.
52
Bkz.,Strauss, L, NRH, s.1-2.
53
Bkz.,a.g.e.,s.28,30-31.
54
zlem, Doan, Tarih Felsefesi, Anahtar Kitaplar, st, 1996, s.160.
55
Strauss, L, NRH, s. 28.
56
Bkz.,a.g.e.,s.10.
144
olduuyla ilgili kanaatlerimiz eternal dzene ilikin upuygun olmayan grlerdir.
Yani, onlar, geerliliklerini ikin hakikate deil, sosyal irade, karar ya da
konvansiyona borludur. Fakat, son tahlilde, onlar iin, doa, konvansiyondan veya
uzlamdan daha yksek bir onura sahiptir. Bu yzden, Straussa gre,
konvansiyonalizm, klasik felsefenin zgl bir formudur. Gayet tabii, Platonun
politika felsefesi ile konvansiyonalizm arasnda farkllklar vardr. Ancak, buna ramen,
her ikisi de, doa ile konvansiyon arasndaki ayrmn temel olduu hususunda
uzlarlar.57
57
Bkz., Strauss, L, NRH , s.11.
58
Bkz.,a.g.e.,ss.13-14.
59
Bkz.,Kennington, Richard H, Strausss Natural Right and History, The Review of Metaphysics,35, 1,
1981, s.233.
60
Bkz.,Strauss, L, NRH, s.12.
145
tarihselcilik, nihilizmde son bulur.61 yleyse, modern dnyann iki byk gc Bilim
ve Tarih cephesinden politika felsefesinin reddi, yalnzca doru ve adil toplumsal
dzen araynn reddi anlamna gelmez; ayn zamanda, yamyamla kar medeniyetin
yannda yer alma konusunda acz iinde olmaya yol aar.
2. Modernitenin Dalgas
Strauss, modern doa biliminin douunu, Bat dnce tarihi iinde belirleyici
bir an olarak tespit etmekle birlikte, modernitenin krizinin kaynann bilimsel devrim
olduu dncesini bir kuruntu sayar. Deerlerden bamsz modern bilimin
kendisi, bilimsel bilginin en yksek bilgi formu olduu aksiyomunu bilimsel yollarla,
bilimsel olarak merulatramaz. Modern doa biliminin taraftarln yapanlar bile,
Aydnlanmann Ortodoksi karsnda elde ettii zaferin yeni bir idealin douu
balamnda anlalmas gerektiini kabul ederler. Bu adan Strauss, on yedinci yzyln
bilimsel devriminin kadim tm geleneklerden kopuun temeli olduu ve modernite ad
verilen sekler bir srece hayat verdii yolundaki bildik emay tersine evirir. Straussa
gre, modernitenin krizinin temelinde bilgi problemi yoktur; inan problemi vardr.
Modern bilimin inancn yerine bilgiyi ikame ettii tezi bir yanlsamadr; modernite
inancn yerine bir baka inanc ikame etmitir.62
61
Bkz., Strauss, L, NRH,ss.16-18.
62
Bkz.,Zuckert, Catherine H, Postmodern Platos, ss.300-301 dip 15.
146
miras alrlar. Musevi vahyiyle birlikte felsefe dnyasna giren bu tarihsel engel, vahyin
koulsuz otoritesidir.63 Modern filozoflar felsefe yapmann nndeki bu tarihsel engeli
amak iin vahyi bir nyarg addederler ve dini nyarglara kar topyekn bir mcadele
balatrlar. Oysa klasik emada, kan veya nyarg, bizim iin ilk olan eydir.
nyarglarmz veya kanlarmz, ilkin, kendileri araclyla dnyaya aldmz,
maarann asli dekorunu oluturan unsurlardr. Yalnzca, ikinci olarak, onlar, maarann
dndaki aydnla ulaabilmek iin amamz gereken eylerdir.64 Vahye kar byk
bir mcadeleye girien modernler, bu klasik emay reddederek, nyargy insan
doasnn bir tezahr deil, bertaraf edilmesi mmkn tarihsel bir kategori olarak
ina ederler.
63
Bkz.,Janssens, David, Questions and Caves: , s. 121, dip 18; Sacerdoti, Gilberto, Kurban ve
Egemenlik, ss.178-179.
64
Bkz.,Green, Kenneth H, In the Grip of the Theological-Political Predicament:, s.47.
65
Bkz.,a.g.e., s.48.
147
Hakikaten de Straussa gre, klasik felsefe ile Kutsal Kitap gelenei arasnda,
politik olan ile moralite arasnda tzsel bir ba kurmalar bakmndan bir ortaklk vardr.
Kadimler, varln mkemmel bir btn olduu, btn oluturan her bir parann belli
bir amaca (telos) sahip olduu ve kozmosun hiyerarik dzeni iinde her bir parann
ayr bir yerinin olduunu savlayan teleolojik bir kozmik dzen anlayna sahiptiler. Her
biri kendine zg bir doaya sahip olan tm canl varlklar gibi, insan da, bu btnn,
kosmik dzenin nda, teleolojik bir tarzda kavranmtr. nsan, kosmosun hiyerarik
dzeni iinde, akl sahibi olmak bakmndan hem hayvanlardan hem bitkilerden daha
yksekte yer alr. Benzer ekilde, Kutsal Kitap gelenei, insani eyleri ilahi eylerin
dzeni iindeki yerine gre konumlandrr ve insani olan ilahi olana, daha aa olan
yksek olana tabi klar.
Modernlerin bak asndan, hem klasik dnce hem de Kutsal Kitap gelenei,
insann politik yaamn, politik olan topyac bir karaktere sahip olduunu
dndkleri kat taleplere gre dzenlemilerdir. Modernlere gre, onlar varln
doasn, final ve formel nedenlerin nda anlayan ve insan doal yeri ve amacndan
hareketle tanmlayan topyaclardr. nk, hem klasik dnce hem de Kutsal Kitap
gelenei, insan, insan-alt olandan ziyade insan-st olann altnda grr. Bu
bakmdan, hem Kutsal Kitap hem de felsefi gelenek, en iyi yaam nedir? eklindeki
zamansz sorunun taraf olmak bakmndan ortaktrlar.67 Ancak, Straussa gre, modern
ncesi rasyonaliteye dnn olanakszlna iman eden modernler, bu inancn bizatihi
kendisinin bir nyarg olduunu grememiler; ve bu nyargnn gerisinde, tarihsel
srecin rasyonel bir tarzda ilediine ve daha iyi olana doru ilerleyerek evrildiine dair
dogmatik varsaymlarnn yattn fark etmemilerdir.68
66
Strauss, L, The Three Waves of Modernity, AIPP, s.86.
67
Bkz.,Batnitzky, Leora, Leo Strauss and Emmanuel Levinas, s.66.
68
Bkz.,Green, Kenneth H, In the Grip of the Theological-Political Predicament: , s.49.
148
Buraya dek sylediklerimizden hareketle, diyebiliriz ki, Strauss iin kendinde
krizler yoktur; byk krizler byk entelektel inalardr. Bunun nedenini anlamak iin
entelektel ile politika filozofu arasndaki fark anlamak gerekir. Entelektel insandan,
insann dnyasndan, insann dnyasnn doruluundan yanllndan, adaletinden
adaletsizliinden, eitlikten, zgrlkten, iyiden ve ktden sz eden kiidir.69 Aktr
ki, insann eylemleri, yapp-etmeleri sonucu baka trl olmalar mmkn eylerle
ilgilenmeleri bakmndan entelektel ile politika filozofu arasnda bir fark yoktur.
Straussun perspektifinden, onlar arasndaki fark, filozofun nesneleri, politik olgular
yalnzca temaa eden, nedenlerini anlayan kii olmas iken, entelektelin anlamakla
yetinmeyip dnyay doru bildii, doru olduuna inand ve ou kez itidal ruhundan
uzak bir tarzda dntrmeyi istemesinden kaynaklanr. Entelektelin tersine filozof
sadece hakikati arayan ve bu yzden ebediyen soru iaretinde yaamaya yazgl biridir.
69
Entelektelin tanm konusunda bkz.,Arslan, Ahmet, Aydnlar, Entelekteller ve Mminler, Cogito,
say 31, YKY, 2002,ss. 202-205.
149
2.1 Modernitenin Birinci Dalgas
Modern politika felsefesi, kadim politika filozoflar tarafndan bir idea olarak
kavranan ve ancak sonsuz felsefi arayn objesi olan iyiyi pozitif bir gereklik haline
getirme projesi olarak varlk kazanr.70 Bu sre, Machiavelli ile balar. Machiavelli,
klasik dnceyi ve vahyedilmi dini, bu pozitif projenin nnde duran iki engel olarak
tespit eder. Ona gre, kadim politika filozoflar insanlarn bilfiil nasl yaadklaryla
ilgilenmemiler ve bir olmas gerekenden hareketle gereklemesi olanaksz hayali
cumhuriyetler ve krallklarn peinden komulardr.71 Benzer ekilde, vahyedilmi din
ise, insann sosyo-politik yaamn dzenlemek iin ilah rehberlike ihtiya olduunu
ne srer.72
70
Bkz.,Labelle, Gilles, Can The Problem of The Theologico-Political Be Resolved? Leo Strauss and
Claude Lefort, Thesis Eleven, no 87, Sage Publications, 2006, ss.67-68.
71
Bkz.,Strauss, L, Niccolo Machiavelli, HPP, ss.274-275.
72
Bkz.,Batnitzky, Leora, Leo Strauss and Emmanuel Levinas, s.66.
73
Kallikles, Sokratesin ktlk etmektense ktlk grmek, cezalandrlmamaktansa cezalandrlmak
daha iyidir eklindeki moral ilkesinin politik alanda yerinin olmadn savunur. Bkz.,Villa, Dana, Max
Weber: Integrity, Disenchantment and the Illusions of Politics, s. 547; Platon, Gorgias, Diyaloglar,
ev. M. C. Anday, Remzi Kitabevi, stanbul, 1993, 482c-484; Machiavelli,Niccolo,Prince,.ed. Quentin
Skinner-Russell Price, Cambridge University Press, 1988. XV. s. 55.
150
azyla syledikleri ok edici eyleri kendi adyla syleyecek kadar cretkr ilk
filozoftur.74
74
Strauss, L, TM, s.10.
75
Bkz.,Strauss, L, Niccolo Machiavelli, HPP, s.277.
76
Strauss, L, Politika Felsefesi Nedir?,PFN, s.77.
77
Bkz.,Strauss, L, The Three Waves of Modernity, AIPP, s.87.
78
Bkz.,Strauss, L, Politika Felsefesi Nedir?, PFN, ss.78-79.
151
ortak iyi, tm toplumlarn bilfiil peinden kotuu hedeflerdir. Bu hedefler, d
glerden zgrlk, istikrar veya yasa ynetimi, refah, an-eref veya nfuzdur.
yleyse, Machiavelli iin erdem, yurttalk erdeminden, yurtseverlik veya kolektif
bencillie adantan baka bir ey deildir.79
79
Bkz., Strauss, L, Politika Felsefesi Nedir?, PFN,s.78.
80
Bkz.,Strauss, L, The Three Waves of Modernity, AIPP, s.87.
81
Strauss, L, Politika Felsefesi Nedir?, PFN, s.84.
82
Bkz.,Strauss, L, TM,ss.11-14.
83
Bkz.,Gunnell, John G, The Myth of the Tradition, s.129.
84
Strauss, L, TM, s.296.
152
ile birlikte, felsefenin politizasyonu balar. Bylece, bilim ya da felsefe, politik bir
amaca ulamann rasyonel metotlar olurlar.85
Hobbes, klasik gelenek gibi, politika felsefesinin hem mmkn hem de zorunlu
olduu nclnden hareket eder. Ancak, o, kendisinden nceki politika felsefesini
bilimden ok rya olduu gerekesiyle eletirir ve kendisini politika felsefesinin
kurucusu ilan eder. Ona gre, geleneksel politika felsefesi, insan, doa gerei, politik
ve sosyal bir hayvan olarak grmekle temel bir yanla mdahil olmu ve bu yanl
dolaysyla baarsz olmutur.87 Adil sosyal dzen problemi, insan ve devlete ilikin
bir nuova scienza temelinde yeniden ele alnmaldr. Bu bakmdan, geleneksel politika
filozoflarnn yapt gibi, Hobbesun politika felsefesi de, insan iin doru yaam
sorusu ya da doru bir toplumsal dzen sorusundan yola kar. Ancak, o, bu soruya,
yeni bir insan ve toplum bilimi tesis ederek cevap verir.88
85
Bkz.,McAllister, Ted V, Revolt Against Modernity,ss.104-109.
86
Bkz.,Strauss, L, Politika Felsefesi Nedir?, s.85.
87
Bkz.,Strauss, L, NRH,ss.166-169.
88
Bkz.,Strauss, L, PPH, s.1.
153
ortadan kaldrr. Bu durumda, yaplacak en iyi ey, yalnzca kendi yaratmmz olan
eyleri bilebileceimizi ne srmek ve bilgi kaygsnda ikin ama ile yetinmektir.89
Eer btn kavranamaz bir nitelikte ise, zihin ile dnya arasnda bir uyum yoksa ve
doann insandan baka ve ondan daha yksek bir efendisi yoksa, bu durumda, bilgi
artk bir ama deil, insana tmyle yabanc olduu dnlen doay anlaml ve
anlalr klmann, insann efendisi olabilecei, hkmedebilecei bir eye
dntrmenin arac olur. Ancak Tanrsz bir evrende insan, efendi olabilir. Bu yzden,
insan hayatn krederek deil, kendi zgrlnn, zgr bir varlk olarak
kendisinin, kendisini zgrletirme kapasitesinin ciddi ve ezici bilinci iinde geirmek
zorundadr.90
89
Strauss, L, NRH, s.176.
90
Strauss, L, PPH, s.125.
91
Strauss, L, NRH, s.175.
92
Bkz.,a.g.e.,ss.177-178.
93
Bkz.,Strauss, L, PPH ,s.14.
94
Bkz.,a.g.e.,ss. 1-5.
154
birlikte, kesinlikle moderndir. Hatta o modern zihnin en derin katmandr.95
Machiavellinin tersine,
Straussa gre, Hobbes, adaleti Machiavelliden daha fazla ciddiye alr ve hatta
Hobbesun adalet davasn savunduu sylenebilir. O, doa durumu retisiyle, sivil
toplumun orijininde suun bulunduunu ve adaletin toplumun eseri olduu dncesini
reddeder. Machiavellinin tersine, o, adaletin toplumun eseri olmadn ve doal
hukukun varolduunu savunur.97 Hobbes, doal hak dncesini muhafaza etmekle
birlikte, insann haklarn btn iindeki yerinden doan grevlerinden karsamay
reddeder ve hakkn temelinin insann kendisine yneldii amata deil, insann
orijininde bulunabileceini dnr. nsan akl sahibi bir varlk olmaktan ok temel
gdleri ve arzular tarafndan ynlendirilen bir varlk olarak tanmlandndan, doal
hak insandaki en gl ve evrensel tutkudan, tm insanlarn zamannn ounu
gerekten belirleyen temel ihtiyalar ve drtlerden kasanmaldr.98 Hobbes yaam
koruma arzusunu primer iyi olarak tanmladndan, onun yeni moralitesi, yasann ve
devletin, tm hakkn ve moralitenin kkenine, balangcna bir tutku olarak iddetli
lm korkusunu ya da ldrlme korkusunu yerletirir.99 lm korkusunu ve yaama
arzusunu en gl tutku, evrensel, doal hak olarak kabul etmek suretiyle Hobbes, her
bir kimseyi kendi iyisinin bilgisine sahip klar.100 Bu anlamda, Straussa gre, Hobbes,
ilk avam filozoftur.101
95
Strauss, L, Strauss, L, PPH, s.5.
96
A.g.e.,s.15.
97
Strauss, L, Politika Felsefesi Nedir?, s.86.
98
Bkz., Strauss, L, NRH, ss.179-180.
99
Strauss, L, PPH, s.15.
100
Bkz.,Labelle, Gilles, Can The Problem of The Theologico-Political Be Resolved? Leo Strauss and
Claude Lefort, ss.67-68.
101
Strauss, L, NRH, s.166.
155
hareketle en salam politik yapnn insani korkular stne ina edilmesi gerektiini
dnmlerdir; yaamann doal tatll deil, lmn terr hayata tutunmamz
salar.102 Bu erevede, bir ynyle Hobbes insann doa gerei kt olduunu ve
ynetilmeye ihtiya duyduunu syler. Bylece doann mutlaklndan, insan
doasnn btnyle ilgili epistemolojik kesinsizlikten doan korku yerini rasyonel bir
ynelimle, kudretli fakat kesinlikle bilinebilir Leviathandan duyulan korkuya
brakr.103 Bununla birlikte, o, ilk gnaha inanmad iin insani ktlk, esasnda,
hayvani ktlk kadar masum bir ktlktr. Modern doa biliminin baarlarnn
etkisiyle Hobbes, insann kendi karnn ne olduunu bilen rasyonel varlklar haline
gelebileceine inanr. nsani tutkular ynlendirecek kurumsal emalar yoluyla insan
doas dntrlebilir.104 Machiavellide tm erdemlerin tek bir erdeme, politik
yurtseverlik erdemine indirgenmesi gibi, Hobbes da erdemleri sosyal bir erdem olan
barseverlie indirger. Zira, kendi varln korumak bar gerektirir. Cesaret,
lllk ve hatta bilgelik gibi geri kalan tm erdemler birer erdem olmaktan
kartlrken, adalet erdemi ise szlemelere uyma ile zdeleir.105
Kadimler, doa gerei politik bir hayvan olan insann kendine zg doasn
ancak polis ierisinde, dierleriyle birlikte gerekletirebileceini ve bu bakmdan sivil
toplumun bireyden nce geldiini retmilerdir. Bu retiye kar Hobbes, bireyi sivil
toplumdan bamsz biimde dnr ve tm haklar bireysel haklardan tretme yoluna
gider. Bu, Straussa gre, Hobbesu liberalizmin kurucusu klar.106 Buna gre, insandaki
en temel arzu, kendini-koruma gds olduundan veya negatif biimde ifade edersek,
cebri lm korkusu olduundan, insann politik yaam, kendini-koruma arzusuna
hizmet etmek durumundadr.107 Temel ahlaki olgu dev deil hak olduu iin,
devletin grevi insan iin erdemli bir hayat yaratmak deildir. Devletin temel
fonksiyonu, her bir kiinin doal hakkn korumaktr. Zaten herkesin adil olduu ve
kendi varln korumak iin gerekli aralar adil bir biimde semek konusunda
102
Strauss, L, NRH, s.250; Zuckert, Catherine H, Postmodern Platos, ss.184-185.
103
Bkz.,McCormick, John, Fear, Technology and State:,s. 626.
104
Bkz.,Strauss, L, PPH, ss.109-110.
105
Bkz., Strauss, L, NRH, s.187; Strauss, L, Politika Felsefesi Nedir?, s.87; Hnler, Solmaz Zelyut, Drt
Adal, Paradigma, 2003, s.36.
106
Bkz., Strauss, L, NRH, ss.182-183.
107
A.g.e.,s.181.
156
kendisinin yargc olduu doa durumundan sivil duruma geiin tek amac, budur.
Machiavellide prensi ynlendiren tutku an-eref kazanma arzusu iken, Hobbesta
egemenliin z, gtr. Egemenlik lp bime (deliberation) ya da akl yrtme
deil, emir ya da iradedir; yasalar doruluklar ya da akla uygunluklar sayesinde
deil, yalnzca otorite sayesinde yasadrlar.108 Bu bakmdan, Straussa gre,
Hobbesun btn felsefesi ilk g felsefesidir.109
O da ie bir doa durumu varsaym ile balar. Hobbestan farkl olarak Locke,
doa durumunu bir bar, iyi-irade, karlkl yardm ve koruma durumu olarak tarif
eder. Doa durumunun herkesin herkese kar sava ya da anari ile deil barla
karakterize olmas iin, ya doa durumunda evrensel olarak geerli, herkes tarafndan
bilinen ve boyun eilen insan-yapm yasalardan daha yksek bir yasann varolmas ya
da doa durumunun bolluk durumu olmas gerekir. Straussa gre, Lockeun politik
retisi, rasyonel bir varlk olarak insan tarafndan doal k yoluyla bilinebilen ve bu
bakmdan akln yasas ile zde olan doal bir yasa fikrini muhafaza eder grnr.
Hatta doa yasas insann iindeki Tanrnn sesi olduundan, ona ayn zamanda,
Tanr yasas, ilah yasa, moral yasa ve eternal yasa da denebilir.113
108
Strauss, L, NRH, s.186.
109
A.g.e.,s.194.
110
Bkz.,Strauss, L, Politika Felsefesi Nedir?, s.87.
111
Strauss, L, NRH, s.169.
112
Strauss, L, On Natural Law, SPPP, ss.144-145.
113
Bkz., Strauss, L, NRH, ss.202-203.
157
Ancak Straussa gre, Locke, doa yasasnn Tanr tarafndan verildiini
sylemekle birlikte, onun vicdanla ya da alkanlk yoluyla bilinebilecei dncesini
reddeder. Dier tm yasalar gibi doa yasas da, Tanr ya da vicdan yoluyla deil,
insanlar tarafndan insani dnyay dzenleyecek bir yasa statsne ykseltilir ve ancak
bu yolla etkin hale gelir.114 Bu sebeple, o, doa durumunda doru ile yanln ne
olduunu belirleyen ve doa gerei heryerde ve her zaman gl ve geerli olan,
insan-yapm yasalardan daha yksek yasa olarak geleneksel doa yasas anlayn
reddeder.115 Bu bakmdan, Locke Tanrnn varoluunu varsaymayan bir doa yasas
anlay ortaya koyar.116 Bu durumda, doa durumunu bar durumu yapan ey, Tanrya,
onun ilah dzenine duyulan inan deil, yaamn srmesi iin gerekli eylerin kavga
etmeyi gerektirmeyecek bollukta bulunuyor olmasdr.
114
Bkz.,Strauss, L, NRH, ss.222-225.
115
Bkz.,Strauss, L, On Natural Law, SPPP, ss.137,145.
116
Bkz.,Strauss, L,Lockes Doctrine of Natural Law, WIPP, s.202.
117
Strauss, L, NRH, s.227.
118
A.g.e.,s.228.
119
Bkz.,a.g.e.,ss.231-233.
158
yaratlm olur ve sivil toplumun kendi yaratm olan mlkiyet kurumunu korumaktan
baka bir amac yoktur.120 Bylece,
120
Bkz.,Strauss, L, NRH,s.235.
121
A.g.e.,s.247.
122
Bkz.,a.g.e.,ss.235-236.
123
Bkz.,a.g.e.,s.246; Strauss, L, On Natural Law, SPPP, s.145.
124
Strauss, L, NRH, s.248.
159
projesinin gerekleebilmesi iin, hedefleri bakmndan topik bulunan kadim politika
felsefesinin kritik edilmesi yetmez; vahyin koulsuz otoritesinin de kritik edilmesi
gerekir. Zira, vahyin koulsuz otoritesinden doan din nyarglar felsefe yapma
zgrl nnde bir engel oluturur. Dahas, on yedinci yzyln toplumsal balam
iinde din, atmann kayna olarak bar ve dzeni tehdit eder bir konumdadr.
Machiavelli, kendi bana dini deilse de, politik erdemler adna Hristiyan idealleri
reddetmi, daha sonra Uriel da Costa, Isaac de la Peyrere ve Thomas Hobbes, Avrupay
blen din atmalar ortadan kaldrmak amacyla dini kritik etmilerdir.125
125
Bkz.,Strauss, L, SCR, ss.48-49, 51-52.
126
Bkz.,Strauss, L, Jerusalem and Athens, SPPP, s.150.
127
Bkz.,Strauss, L, Cohens Analysis of Spinozas Bible Science, Leo Strauss: the Early Writings,
ss.141-142; Morgan, Michael L, The Curse of Historicity: The Role of History in Leo Strausss Jewish
Thought, s.347.
128
Sharpe, Matthew, Che Vuo? Politico-Philosophical Remarks on Leo Strauss Spinoza, The Bble
And Critical Theory, Volume 3, Number 3, 2007,s.415.
129
Bkz.,Strauss, L, Preface, SCR, s.15.
160
Bir baka adan ise Spinoza, kesinlikle moderndir. Spinoza, tm eylerin tek bir
kaynaktan, Tanrdan trediini sylerken Yeni-Platonculuu akla getirir. Fakat, Yeni-
Platoncularn aksine, o, bu treme srecini bir d veya bozulma olarak deil,
ykseli veya katlarn ama olarak kavrar. Spinoza iin ama, orijinden daha
yksektir. Daha ak bir dille ifade etmek gerekirse, en yksek bilgi formu, tm
eylerin kendisinden tredii tek tzn veya Tanrnn bilgisi deil, tikel eylerin veya
olaylarn bilgisidir. nk, Spinozaya gre, Tanrnn bilgisievrensel veya soyut
iken, Tanrdan treyen tekil eylerin bilgisisomuttur.130 Bu balamda Spinozac
anlamda temaa, artk bir yi deasnn aydnlatt idealarn seyri olarak anlalamaz.
nsani mkemmellik entelektel Tanr sevgisinden olumasna ve insann en yksek
amac Tanrnn bilgisine erimek olmasna ramen, Tanr kendisinden zorunlu olarak
treyen tekil eylerde ve olaylarda tezahr ettiinden, temaaya dayal yaam doann
yasal dzenini bilmekten baka bir ey deildir. Spinoza iin temaaya dayal yaam,
ne iyi ne kt olan, ne itaat talep eden ne de cezalandran, ncesiz-sonrasz, hibir gizem
iermeyen Deus sive Naturann znden zorunlu olarak kan hakikatlerin
kavranmasndan ve nihayetinde amor deiden baka bir ey deildir.131 Zira, Spinozann
Tanrs, z, vahiyden ya da mucizelerden deil, sabit ve deimez doa dzeninden
hareketle bilinebilir, insan zihni tarafndan nfuz edilebilir bir Tanrdr.132 Bu
erevede deerlendirildiinde, Straussa gre Spinoza, kesinlikle,
130
Strauss, L, Preface, SCR, s.16.
131
Bkz.,Strauss, L, Preface; SCR, ss.18,121,128,153-154.
132
A.g.e.,s.206.
133
Strauss, L, Preface, SCR, s.15.
161
varlklar iin mutlak hibir norm yoktur; yalnzcaabalar, conatus vardr.134 Hobbes
gibi Spinoza da, kendi varln korumay insann z olarak grr. Ancak Hobbes
kendini koruma doal hakkn insana zg bir hak olarak grmesine karlk, Spinoza
bu primer hakk tm varln z olarak kavrar. Spinozaya gre, yalnzca her insani
birey deil, fakat her tekil ey, sahip olduu g lsnde doal hakka sahiptir.135 Bu
yzden, Spinoza, zgl biimde insani hak problemini gzden karr.136 Straussa
gre, Hobbesun politika felsefesinde yine de moral bir temel bulmak mmkndr.
Oysaki hak ile gc eitlemek suretiyle Spinozann politika felsefesi, bu moral
temelden yoksun kalr ve adalet kavramnn iptaline yol aar.137 Bu durumda, Spinoza
iin adil bir dzen mmkn mdr?
Straussa gre, Spinoza iin bir btn olarak doann yasalar bakmndan
herkesin herkese sava akla kart deildir. nsani dnyada akla kar grnen her ey
evrenin harmonisi iinde zlr. Ancak insani balamda herkesin herkese sava,
doal hak meru deildir.138 Aksi takdirde, insann iinde dierleriyle birlikte
yaayabilecei bir dnya kurmas mmkn olmaz. Bu durumda, mkemmellie
ynelmek, yani Deus sive Naturann znden zorunlu olarak kan hakikatleri
kavramak insann doal deil, rasyonel amacdr;139 insann bir insan idesi
ekillendirmesinin sonucudurinsan zihninin bir ii ya da insani bir proje olarak
vardr.140 Zira, doann yasal dzenini bilmek ve insani alan yneten gleri tanmak,
vahyedilmi dine en az derecede ihtiya duyan rasyonel bir dzeni mmkn klar. Byle
bakldnda, hem demokrat hem liberal ilk filozof olan Spinozann din farkllklar
aan, evrensel ve rasyonel amalar etrafnda birlemi liberal bir toplum tercihi anlalr
hale gelir. Spinoza iin liberal toplumsal dzen, felsefe yapma zgrlne izin veren
en rasyonel dzendir.141
134
Strauss, L, SCR, s.238.
135
A.g.e.,s.232.
136
Strauss, L, PPH, ss.28-29.
137
A.g.e.,s. 28.
138
Strauss, L, SCR, ss.232-233.
139
Strauss, L, The Three Waves of Modernity, AIPP, s.83.
140
Bkz.,Strauss, L, Preface, SCR, ss.16, 26.
141
Bkz., Strauss, L, SCR, s.21;McAllister, Ted V, Revolt Against Modernity, s.183.
162
Bylesi bir dzen, dnyann ve yaamn anlalamaz bir Tanr varsaym
olmakszn mkemmelen anlalabilir olduunu kantlamay gerektirir. Bunun iin,
insan, kendisini, hem teorik hem de pratik bakmdan dnyann ve kendi yaamnn
efendisi klmak zorundadr.142 Bu bakmdan modern rasyonalizm, kendisini felsefi ya
da bilimsel bir formda ortaya koymasna ve hatta daha doru bir ifadeyle, kendisini
felsefi ya da bilimsel bir klk altnda gizlemesine ramen, zsel olarak, moral bir
dmanlktan neet eder. Bu moral dmanlk, iradesi anlalamaz, sual olunamaz,
kadir-i mutlak Tanrya kar bir isyan eklinde tezahr eder.143
142
Strausstan akt, Behnegar, Nasser, The Intellectual Legacy of Leo Strauss, s.114.
143
Bkz.,Strauss, L, Progress or Return?, RCPR, ss.267-269.
144
Strauss, L, Preface, SCR, s.29.
145
Bkz., Strauss, L, Preface; SCR, ss. 28-30, 136, 142.
146
Bkz.,Strauss, L, NRH, s.75;Green, Kenneth H, In the Grip of the Theological-Political
Predicament: ,s.45.
147
Strauss, L, Preface, SCR, s.29.
163
Straussa gre, modern doa biliminin yntemleriyle bile, takdir-i ilahnin
gizemli karakterinin ortaya karlamayacan ve bilimsel yollarla Ortodoksinin
rtlemeyeceinin farknda olan modern filozoflar, yeni bir silah bulurlar.148 Bu silah,
felsefenin kendisinden baka bir ey deildir. Vahye kar mcadelesinde modern
rasyonalist felsefe, kadim politika filozoflarnn tersine, felsefi hakikat araynn tm
insanlar iin iyi olduu nclne dayanr.149 nk felsefe dinden bamsz evrensel ve
rasyonel bir moralite tesis ederek aydnlanm yurttalardan oluan bir politik dzen
yaratma gcne sahiptir.150 Yeryznde evrensel bir barn mmkn olabilmesi iin
aydnlanm filozoflarn varl yeterli deildir; tm yurttalarn aydnlanm olmalar,
yani vahyedilmi din karsnda ateist bireyler olmalar gerekir.151 Felsefeye politik
dzeni ve toplumu kurtarma ynnde Mesihi bir rol ykleyerek modernler, bir yandan
vahyin gzden kaybolmasna, dier yandan felsefenin bir din haline gelmesine yol
amlardr.152 Straussa gre, bu, tam anlamyla, felsefenin politizasyonu demektir.
Straussa gre, modern bilim ve felsefe, dini, ncelikle kar gzetmeyen teorik
nedenlerden tr deil, moral nedenlerden tr kritik eder. Byle bakldnda
Spinozann metafizii, yalnzca, evreni aklama iddiasnda olan bir teori deildir; o,
salt teoriden daha fazla bir eydir.154 Nitekim, Straussa gre, Machiavelli ile balayp
Spinozada zirvesine ulaan modernitenin ilk dalgas, liberalizmde son bulur.
148
Bkz.,Behnegar, Nasser, The Intellectual Legacy of Leo Strauss, ss.113-114.
149
Bkz.,a.g.e.,s.95.
150
Bkz.,Batnitzky, Leora, Leo Strauss and Emmanuel Levinas, s.23.
151
Bkz.,Robertson, Neil G, The Closing of the Early Modern Mind: Leo Strauss and Early Modern
Political Thought,s.9. Ancak, modern yurttalar filozoflardan ayran ey, filozoflarn skeptisizmlerinin
bilgelik sevgisinden domu olmas ve hakikat arayna ynelik olmasdr. Oysa modern yurttalar,
yalnzca aydnlanm olduklar fakat filozof olmadklar iin, nihayetinde, dogmatik br skeptisizme
saplanrlar. Bu durumda felsefe de, artk, hakikat aray olmaktan kesilir.
152
Bkz.,Batnitzky, Leora, Leo Strauss and Emmanuel Levinas,ss.24,68.
153
Strauss, L, NRH, s.34.
154
Bkz.,Green, Kenneth Hart, Jew and Philosopher:The Return to Maimonides in the Jewish Thought of
Leo Strauss, State University of New York Press, 1993, s.73.
164
2.2 Modernitenin kinci Dalgas
155
Bkz.,Strauss, L, The Three Waves of Modernity, AIPP, s.91.
156
Bkz.,Strauss, L, NRH, ss.252-253.
157
Bkz.,McAllister, Ted V, Revolt Against Modernity, s.32.
158
Strauss, L, Politika Felsefesi Nedir?, s.91.
165
gerekmeyen tutkularda olmaldr.159 Kendisinden nceki modern filozoflar gibi,
Rousseau iin de doal hukukun ilkesi, kendini-koruma ve bunun iin hangi aralarn
gerekli olduuna karar verme hakkdr. Hobbes gibi o da, doa durumunda insann
asosyal bir varlk olduunu ve bu sebeple toplumsalln bulunmadn ne srer.
Ancak, Rousseauya gre, kendisinden nce toplumun temellerini inceleyen filozoflar,
doa durumuna dek geri gitmeyi gerekli grmler ama hi biri o noktaya dek
gidememitir.160
159
Strauss, L, NRH, s.266.
160
A.g.e.,ss.267,268,272.
161
Strauss, L, Politika Felsefesi Nedir?, s.92.
162
Strauss, L, NRH, s.272.
166
olduudur. Bylece, Rousseau ile birlikte rasyonel hayvan olarak geleneksel insan
tanm yerini insan insan alt bir varlk olarak resmeden yeni bir tanma brakr.163
163
Bkz.,Strauss, L, NRH , ss.270-271.
164
Bkz.,a.g.e.,s.274.
165
Bkz.,Strauss, L, Politika Felsefesi Nedir?, s.93.
166
Strauss, L, The Three Waves of Modernity, AIPP, s.91.
167
Strauss, L, Politika Felsefesi Nedir?, s.93.
167
Rousseaunun genel irade retisi, esas olarak, hukuki bir retidir. Yani, genel
iradeye uygunluk, hukuki bir erevede deerlendirildiinden yasalara uygunluk
anlamna gelmektedir. Straussa gre, yasalar, ahlaki olandan zorunlu olarak daha
gevek olduundan, Kant moral doktrini ile Rousseaunun emasn daha ileriye tar.
Kantn ahlak felsefesi, bir kimsenin eylemlerinin ilkelerini ya da maksimlerini
evrenselletirebilmeyi bir ahlaklk testi olarak ortaya koyar. Salt rasyonalite formu,
yani evrensellik ahlakl eylemleri ahlaksz eylemlerden ayrmann ls olur.
Dolaysyla, zgrlk yasalar olarak moral yasalar artk doa yasalar olarak
anlalmazlar. Tarihsel evrim sonucu ortaya kan akl doann yerini alr.168
168
bir btnn paras olduu ve genel irade dnda hibir zel iradeye boyun emedii
iin daha zgr olan yurtta-bireyin doal haklarn pozitif yasa hkmne dntrr.
Bylelikle, tm haklar sosyal haklar olur. Baka bir deyile, genel irade doal
hukukun yerini alr. 170
170
Bkz.,Strauss, L, NRH, ss.285-286.
171
Strauss, L, Politika Felsefesi Nedir?, s.96.
172
Strauss, L, NRH, s.285.
173
Strauss, L, Politika Felsefesi Nedir?, s.96.
174
Bkz.,Strauss, L, Politika Felsefesi Nedir?, s.96; Strauss, L, The Three Waves of Modernity, AIPP,
ss.92-93.
169
arasnda Tarih tarafndan gerekletirilecek badatrmann mmkn olduunu veya
zaten byle bir badatrmann gerekletirilmi olduunu ne srer. Tarihin adil bir
dzenin hayata geirilmesinde stlendii zsel rol gerei, modernitenin ikinci
dalgasnda karmza kan politika felsefeleri tarih felsefesinden ayrlmaz. Straussa
gre, en gl tarih filozofu Hegeldir. Hegel, tarihsel sreci rasyonel ve ilerleyen bir
sre olarak kavrar. Ona gre, geri dndrlemez bir biimde ilerleyen bu sre,
rasyonel bir devlette zirvesine ular. Tarihin zirvesi ve son noktas olan bu rasyonel
devlet iinde, birey ile devlet, tikel ile tmel, olan ile olmas gereken
uzlaacaktr.175 Ona gre, istesin ya da istemesin tm insani niyetlerden bamsz olarak
Tarih, genel irade olarak bilinen genel iradenin varlyla karakterize olan toplumu,
rasyonel ya da adil toplumu, yani ideal olan zorunluluk gerei
gerekletirecektir.176
175
Strauss, L, The Three Waves of Modernity, AIPP, s.95.
176
A.g.e.,s.91.
177
Bkz., McAllister, Ted V, Revolt Against Modernity, s.136.
178
Strauss, L, The Three Waves of Modernity, AIPP, s.92.
179
Bkz.,Gunnell, John G, The Myth of the Tradition, s.130.
170
Modernitenin ikinci dalgas tikel iradeler ile genel irade, zgrlk ile eitlik,
doa ile toplum, temel varolu duygusu ile akl ve ahlak kar karya koyarak ikinci bir
krize yola aar. nsan doas denilen eyin insann tarihsel geliiminden baka bir ey
olmad dncesi, yani tarihselcilik, rasyonaliteye inanan bir dnrler grubu
asndan sknt yaratmaz. Hegel ve Marxn temsil ettii on dokuzuncu yzyln byk
tarih felsefeleri, tarihin kendi ynelimini iinde tayan ve biteviye ilerleyen bir sre
olduuna inanrlar. Hegele gre, tarihte bir i rasyonalite ve anlam vardr; dolaysyla,
en iyi rejim ya da adil ve doru politik dzen tarihin rasyonel yneliminin ve diyalektik
geliiminin sonucu olarak zorunlulukla varlk kazanacaktr.180 Tarihin seyri iinde akl,
her bir kimsenin istedii eyi deil ama yapt eyi kullanarak iyiyi
gerekletireceinden, tarihte iyiyi aramak gereksizdir. yi, artk felsefi arayn objesi
deildir; tarihin zorunlulukla yapt eydir. Bunun sonucunda, hibir akn l
iermeyen, tersine kendi dzen ilkesini kendi iinde tayan tarih en yksek iyi olur.181
180
Bkz.,Gunnell, John G, The Myth of the Tradition,s.130.
181
Bkz.,Labelle, Gilles, Can The Problem of The Theologico-Political Be Resolved? Leo Strauss and
Claude Lefort,ss.68-70.
182
Bkz., Strauss, L, The Three Waves of Modernity, AIPP, s.95.
183
Bkz.,Gunnell, John G, The Myth of the Tradition,s.130.
184
Bkz.,Turner, Bryan, The problem of cultural relativism for the sociology of human rights: Weber,
Schmitt and Strauss, s.588.
171
O, Straussun ifadesiyle, en tinsel g istencidir.185 nsanlk durumuna ilikin bu
temel olgu, Nietzscheyi, tm kavramlarn akkan bir yapya sahip olduunu ve
metafizik ya da ilah hakikatlerin g istencinin birer yansmas olduunu ne srmeye
sevk eder. Straussun ifadesiyle, doru fakat lmcl bir hakikat olarak oluun
egemenlii veya tm mutlaklarn reddi, Tanrnn lm ilannda zirveye ular.
Nietzsche iin tek Tanr vardr; oluun kendisi.186
Straussa gre, Nietzsche Platoncu soylu yalan nosyonunu restore etmez. Tersine
Nietzsche, Tanrnn lmyle birlikte kendi iinde dnyanntmyle kaotik ve
anlamsz olduunu hi bir ezoterik gizlemeye gerek duymakszn ifa eder.188
Nietzschenin Tanr ld sz, bir yandan, iyi, doru ve adaletle ilgili tm akn
standartlarn yitirildiine iaret eder. Tanr kelamnn yitiminden sonra insan, akl
sayesinde dnyann efendisi olmutu. Modernitenin nc dalgasnda, tm bilgi
iddialarn, ahlaki yarglar karara balayan, kritik eden ve tm deerlerin kayna olan
185
Strauss, L, Note on the Plan of Nietzsches Beyond Good and Evil, SPPP, s. 176.
186
Bkz.,a.g.e.,s.177;Lampert, Laurence, Nietzsches Challenge to Philosophy in the Thought of Leo
Strauss, The Review of Metaphysics, no.58, 2005, ss.585-589.
187
Strauss, L, NRH, s.26; Lampert, Laurence, Leo Strauss and Nietzsche, University of Chicago Press,
1996, s.7.
188
Bkz.,Strauss, L, Note on the Plan of Nietzsches Beyond Good and Evil, SPPP, s.178.
172
akln bizatihi kendisi, insann bu son yarg arac da elinden alnr. Bu durumda, mutlak
kt ve mutlak iyiden sz etmek nasl mmkn olabilir?
189
Bkz., Strauss, L, Note on the Plan of Nietzsches Beyond Good and Evil, SPPP, s.177.
190
A.g.e.,s.179.
191
Bkz.,a.g.e.,ss.180-181.
173
yaratma edimiyle anlamszln ve ansn ynetimine son verir.192 Bununla birlikte,
gelecein filozoflarnn ortaya kabilmesi, insann Tanrnn kendi yaratm olduu
ve kendi geleceinin ve tarih(in)in efendisi olduu inancna baldr. Yani, zgr
kafal insanlarn, gelecein filozoflarnn nclerinin tesis edecei yeni bir morale,
hatta yalnzca morale baldr.193
Straussa gre, Tanrnn ldn ilan eden Nietzsche esasnda, temeli bir
irade edimi, bir inan edimi olan ve byle olmakla her felsefe iin mukadder olan199 bir
gerei dile getirir sadece. Tanrnn lm, ne akln talebidir ne de akl yoluyla
kantlanabilir. Bununla birlikte, Straussa gre, Nietzschenin modernitenin krizini en
yksek noktasna vardran modern rasyonalizm kritii, yeni bir balangc mmkn
192
Strauss, L, Note on the Plan of Nietzsches Beyond Good and Evil, SPPP, s.189; McAllister, Ted V,
Revolt Against Modernity, ss.146-147.
193
Bkz.,Strauss, L, Note on the Plan of Nietzsches Beyond Good and Evil, SPPP, ss.184,187-188;
Zuckert, Catherine H, Postmodern Platos, s.187.
194
Bkz., Strauss, Leo, An Introduction to Heideggerian Existentialism, RCPP, s.40.
195
Strauss, L, Preface, SCR, s.12.
196
Strauss, L, Jerusalem and Athens, SPPP, s.149.
197
Strauss, L, Note on the Plan of Nietzsches Beyond Good and Evil, SPPP, s.176.
198
Strauss, L, An Introduction to Heideggerian Existentialism, RCPP, s.41.
199
Akt, Zuckert, Cathrine, Postmodern Platos, s. 108.
174
klar. Nietzsche, modernitenin krizini nihilizm olarak tehis etmi fakat ayn zamanda
nihilizmin, kendisinin tesine iaret ettiine dikkat ekmitir. Buradan hareketle o, hem
din hem de felsefi modern nyarglara kar sava aarak modern felsefi gelenei
kklerinden koparm ve bylelikle nihilizmin tesine giden yolu amtr.200
200
Bkz., Janssens, David, Questions and Caves:,ss.114-115, 122-123; Ayrca bkz., Zuckert, Cathrine,
Postmodern Platos, s.1.
201
Bkz.,Lampert, Laurence, Leo Strauss and Nietzsche, ss.5-6.
202
Akt, Janssens, David, Questions and Caves:, s. 124.
203
Bkz., Zuckert, Cathrine, Postmodern Platos,ss.31, 105.
204
Akt, Janssens, David, Questions and Caves:,s. 122.
205
Bkz.,Strauss, L, NRH, s.26.
206
Bkz.,McAllister, Ted V, Revolt Against Modernity, ss.28, 72.
175
devleti projesi, insani zgrle deil, insani her eyin ykmna sebep olacaktr.207 Bu
yzden, Heideggere gre, modern insan iinde bulunduu durumdan ancak bir Tanr
kurtarabilir. Straussa gre, modern teknolojik Bat medeniyetinin iinde bulunduu
kriz, Heideggerin filozoflardan ok, hayalperestlerden beklenebilecek fantastik
umutlara kaplmasna neden olur. Bu durum, Tanrlarn geri dnne ve yeni bir
dnya dininin douuna kap aar.208 Heideggerin dncesinde, politika felsefesine
yer yoktur; sz konusu yer Tanrlarla doludur.209 Strauss, Heideggerin felsefesinin
amoral niteliinin onu iyi toplum sorusunu kmsemeye sevk ettiini dnr.
Heidegger, tpk Nietzsche gibi, bir filozofun sahip olmas gereken en nemli
erdemlerden biri olan itidale sahip deildir. Nietzsche gibi Heidegger de, filozofu bir
peygamber ve yasa koyucu olarak dnr.210 Bu sebeple, onun amoral felsefesi,
gerekte, apolitik olmaktan ok uzaktr. Tersine, onun amoral felsefesi ona
Straussa gre, Nietzsche gibi Heidegger de, felsefeye din bir anlam ve ynelim
verir ya da felsefeyi dine tabi klar. Dier modern filozoflar pratii teoriye tabi klm
iken, modernitenin nc dalgas teoriyi pratie tabi klar. 1950de Eric Voegeline
yazd bir mektupta Strauss, hem felsefi hem politik olarak savunulamaz bulduu bu
durumu tm modern karanln kk olarak tespit eder.
207
Bkz.,Strauss, L, Philosophy as Rigorous Science, SPPP, s.33; Zuckert, Catherine H, Postmodern
Platos, s.172.
208
Bkz.,Zuckert, Catherine H, Postmodern Platos, s.173.
209
Strauss, L, Strauss, L, Philosophy as Rigorous Science, SPPP, s.30.
210
Bkz.,Zuckert, Catherine H, Postmodern Platos, ss.3,150.
211
Strauss, L, Politika Felsefesi Nedir?, s.56.
212
Akt., Zuckert, Catherine H, Postmodern Platos, s.151.
176
Bat artk bir seim yapmak durumundadr. Zira, Platon ya da varoluuluk sorunu
bugn ontolojik bir sorundur.213 Ancak, Platon ya da varoluuluk, doa ya da tarih,
kadimler ya da modernler arasndaki sorun, yalnzca ontolojik ya da metafizik bir sorun
deildir. O, ayn zamanda, ethik-politik bir sorundur.214 Machiavelli ile balayp Locke
ve Hobbes zerinden Rousseau, Kant ve Hegele uzanan ve nihayetinde Nietzsche ve
Heideggerde doruuna ulaan gerekleebilir adil sosyal dzen projesi, srasyla
liberalizm, komnizm ve faizme, yani modernitenin dalgasna yol amtr. Bu
yzden
213
Akt., McAllister, Ted V, Revolt Against Modernity, s.152.
214
Bkz.,Batnitzky, Leora, Leo Strauss and Emmanuel Levinas, s.9.
215
Strauss, L, Politika Felsefesi Nedir?, s.56.
177
III. BLM: KLASK POLTKA FELSEFESNE DN
1
Bkz.,Labelle, Gilles, Can The Problem of The Theologico-Political Be Resolved? Leo Strauss and
Claude Lefort,ss.64-71.
178
maaradr.2 Ik, yalnzca, gemiin byk filozoflarndan gelebilecei iin klasik
antikitenin politik dncesine dn akademik bir tercih deil, ertelenmesi mmkn
olmayan, acilen ifa edilmeyi bekleyen bir grevdir. Strauss, modern Batnn iinde
bulunduu durumdan kurtulmasnn ancak modern liberalizmin ufkunun tesine
gemekle ve kadim bilgelii yeniden kefetmekle mmkn olduuna inanr.3
2
McAllister, Ted V, Revolt Against Modernity, s.196.
3
Bkz.,Strauss, L, CM, s.1.
4
Bkz.,a.g.e.,s.13; The Problem of Socrates, RCPR, s.127.
5
Bkz.,Strauss, L, CM, ss.13-15.
179
ve felsefe ile toplum arasndaki ilikiyi yeniden dnmeye arr. yleyse,
balayalm.
Felsefe veya bilim ncesi yaam, daha evvel vurguladmz gibi, orijinal veya
doal maarada dier insanlarla birlikte yaayan insann dnyasdr. Buras iyi ya da
adil olan eyin ne olduuna dair kanlarn6, politik komnite iindeki eitli gruplarn
iktidar mcadelelerinin7 ve farkl yaam tarzlarnn atma alandr. atma doaldr,
nk insanlar Tanr, dnya ve insanla, yani tm eylerle, btnle ilgili farkl
grlere sahiptirler.8 Bunun sonucunda farkl insan tipleri (zengin, soylu, fakir gibi)
hangi grubun ynetmesi gerektii, hangi politik dzenin en iyi dzen olduu ya da
hangi tipte insann nihai sze sahip olmas gerektii sorularna farkl cevaplar verirler.
Btnn bilgisinin yokluuna ramen insanlarn btn ile ilgili kan karakteri tayan
dnceleri btnn bilgisini aray olarak felsefeden nce gelir.9
Politik yaamn atmac yaps, bilinli bir biimde en iyi rejim aray olan
politika felsefesine iaret eder.14 Bu aray kendisini, hem site hem de her bir birey iin
Nasl yaayacaz? sorusunda ortaya koyar ve bu soru hem site hem de birey iin
6
Strauss, L, On Classical Political Philosophy, AIPP, s.62
7
A.g.e., s.73.
8
Platon Euthyphroda, politik komniteyi dostlar ile dmanlar halinde ikiye blen uzlamazl doru ile
yanl, hakl ile haksz, iyi ile kt konusundaki gr ayrlna dayandrr. Platon, Euthyphron,
ev.P.N.Boratav, Maarif Basmevi, st, 1958,(7d)
9
Bkz.,McAllister, Ted V, Revolt Against Modernity,s.212.
10
Strauss, L, Notes, s.113.
11
Strauss, L, NRH, s.84.
12
Strauss, L, On Classical Political Philosophy, AIPP, ss.72-73; Politika Felsefesi Nedir?, ss.48-
50,60- 63.
13
Bkz.,McAllister, Ted V, Revolt Against Modernity, s.220.
14
Strauss, L, Thucydides: The Meaning of Political History, RCPR, s.98.
180
ciddi pratik bir problemdir.15 Bylece, insan iin en iyi yaam tarznn ne olduu
sorunu en temel ve acil teolojik-politik sorun olarak kendini gsterir. nsan sosyal bir
hayvan olduuna gre, en iyi yaam tarz ya da nasl yaayacaz sorusu, kimin ya da
neyin rehberlik edecei ya da ynetecei sorusundan bamsz bir ekilde ele alnamaz.
Byle ele alndnda bu soru, insanlar iin en yksek otoritenin ne olduu sorusuna
cevap vermeyi gerekli klar: ilah rehberlik ya da insani rehberlik.
15
Strauss, L, Thucydides: The Meaning of Political History, RCPR, s.99.
16
Strauss, L, NRH, s. 74.
17
Bkz.,Strauss, L, PAW, s.107, dip 33.
18
Strauss, L, Progress or Return?, AIPP, s.292.
19
Strauss, L, NRH, ss. 83-86.
20
Bkz.,Adler, Eve, Translators Introduction: The Argument of Philosophy and Law, Philosophy and
Law, Suny Press, 1995, s.11.
21
Strauss, L, CM, s. 241.
22
Akt.,Batnitzky, Leora, Leo Strauss and Emmanuel Levinas, s. 58.
181
Noetik bir etkinlik olma zelliiyle mitten ayrlan felsefe, salt bir disiplin deil,
zorunlu olarak bir yaam tarzdr.24 Hakikat arayna adanm bir yaam tarz olarak
felsefe, erotik bir etkinliktir.25 Filozoflar hakikat arayna sevkeden ey tutkulu bir
arzudur. Straussa gre, Platon felsefeyi delilie benzetmekte hakldr. Hakikat
akyla, eternal dzenin veya tm eylerin nedenlerinin bilgisini elde etme
tutkusuyla yanp tutuan filozof, dncede bir tr mania [esinlenmi lgnlk] ile
yaar.26 Bu yzden, kadimler tarafndan anlald ekliyle felsefe, politika-d, din-
d ve ahlak-d bir etkinliktir.27 Gayet tabii, bu, filozofun politik, din ve ahlaki olana
kaytsz olduu anlamna gelmez. Bu, yalnzca, politika-d, din-d ve ahlak-d bir
etkinlik olarak felsefenin, Nietzschenin ne srd gibi, iyinin ve ktnn tesinde
olduu anlamna gelir.28 Bu yzden itidal bir dnce erdemi deildir; dnce mutedil
olamaz.29 Peki ama politika-d, din-d ve ahlak-d karakteri nedeniyle felsefe,
kendi etkinliini mmkn klan yegne insani balam, yani toplumun varln
tehlikeye atarak bizzat kendi varln ortadan kaldrmaz m? Bu, felsefeyi politika
felsefesi olmaya ynelten, hatta mecbur eden sorundur. imdi, adm adm filozof
Sokratesten politika filozofu Sokratese doru ilerleyelim.
23
Strauss, L, Progress or Return?, AIPP, s.272.
24
A.g.e.,ss.273, 297.
25
Bu noktada, Platonu takip ederek Strauss, felsefeyi erosun en yksek tr olarak
tanmlar.Bkz.,a.g.e.,s.297;Sharpe, Matthew, The Philosophers Courtly Love?Leo Strauss, Eros and The
Law, Law and Critique, vol 17, no 3, 2006, ss.359,364.
26
Bkz.,Sharpe, Matthew, a.g.e.,s.365 dip 36;Deutsch, Kenneth L, Nicgorski, Walter, Introduction, Leo
Strauss: Political Philosopher and Jewish Thinker, eds. K.L.Deutsch, W.Nicgorski, Rowman and
Littlefield, 1994, ss.6-7.
27
Bkz.,Strauss, L, NRH, s.89.
28
Bkz.,Gunnell, John G, Strauss before Straussianism: Reason, Revelation and, Nature, Leo Strauss:
Political Philosopher and Jewish Thinker,s.125.
29
Strauss, L, Politika Felsefesi Nedir?, s.63.
182
yandan, herkesin kendisini temaa yaamna adad bir dnyada ktln ortadan
kalkacana inanr.30 O, tm insanlarn felsefeye, yani temaaya adanm bir yaam
srmeye yetenekli ve muktedir olmadn bilmez.31 O, kendini-bilmediinden tr
basiretten yoksundur. Moral bir yanla yol aan bu entelektel hatann kaynanda,
Sokratesin, doann bir paras olmakla birlikte, insan doasn doadan ayr bir
biimde deerlendirmemesi yatar.32 Bunun sonucunda, o, politik olan eyler ile politik
olmayan eyler arasnda ayrm yapmam ve felsefe ile polis, felsefe ile iir arasndaki
ilikinin gerilimli karakterini doru tahlil edememitir. Bu balamda, Aristophanesin
Sokratesi radikal lde politika-ddr.33
30
Bkz.,Strauss, L, The Problem of Socrates, RCPR, ss.121,124-125.
31
Bkz.,a.g.e.,s.125.
32
Bkz.,Zuckert, Catherine H, Postmodern Platos, s.135.
33
Strauss, L,The Problem of Socrates, s.126.
34
Bkz.,Drury, Shadia, The Political Ideas of Leo Strauss, s.75.
35
Bkz.,McAllister, Ted, Revolt Against Modernity, s.216.
36
Bkz.,Strauss,L, On Classical Political Philosophy, ss.77-78. Bu metin, Burhanettin Tatarn derledii
ve evirdii Siyasi Hermentik iinde Klasik Siyaset Felsefesi zerine bal ile yaynlanmtr.
183
S.Rosenin ifadesiyle, felsefenin kamusal grndr ya da felsefenin felsefi
olmayan politik alanda kendini sunma tarzdr.37 Straussa gre, her iki anlamnda da
politika felsefesi felsefi yaam vgsnde zirveye ular. Ancak, ilk anlamnda
politika felsefesi, felsefeyi politik komnitenin mahkemesi huzurunda ve dolaysyla
politik tartma dzeyinde hakl klmay ifade eder.38
Politika felsefesi veya politika bilimi, politik eylerin kendi bana bir
snf oluturduu, politik eyler ile politik olmayan eyler arasnda
zsel bir farkllk bulunduu nclne dayanr. Ya da, daha spesifik
olarak ifade etmek gerekirse, ortak iyi ile zel ya da ksmi iyi
arasnda zsel bir farkllk vardr. Sokrates, politik olan talebine,
polis, yani politik toplum tarafndan ykseltilen talebe hakkn veren
ilk filozoftur. Bu demektir ki, o, ayn zamanda, bu talebin snrlarnn
farkndadr. Bu yzden, o, iki yaam tarz arasnda, politik yaam ile
37
Rosen, Stanley, Hermeneutics as Politics, s.109.
38
Bkz.,Prufer, Thomas, Juxtapositions: Aristotle, Aquinas, Strauss, Leo Strausss Thought, s.115.
39
Ancak, bu, Sokratesin btn ile ilgilenmedii anlamna gelmez. Tersine Sokrates, her bir varln ne
olduunu dnmekten hibir zaman vazgememitir. Ama imdi o, insani eyleri anlamay btn
anlamann anahtar olarak dnr. Bkz.,Strauss, L, The Problem of Socrates, s.132.
40
Bkz.,a.g.e.,s.142.
41
Bkz.,Zuckert, Catherine, The Postmodern Platos, s.138.
42
Bkz.,Strauss, L, CM, ss. 21, 60-62.
184
politik yaam aan ve en yksek olan bir yaam arasnda ayrm
yapmtr.43
43
Strauss, L, The Problem of Socrates, RCPR, s.132.
44
Bkz.,a.g.e.,ss.142-143.
45
A.g.e.,s.133.
46
A.g.e.,s.143.
47
A.g.e.,s.144.
48
A.g.e.,s.147.
185
2. Platon ve Politik Olan
Strauss, tm klasik politika filozoflarn homojen bir gelenein paras olarak ele
almay meru klan eyin, hepsine ortak bir soru olduunu syler: insan iin en iyi
yaam veya en rejim sorunu. Onlar, bu soruya cevap vermedike, iyinin ve ktnn,
dorunun ve yanln anlam konusundaki temel ihtilaftan doan atmalarn son
49
Bkz.,Strauss, L, Jerusalem and Athens, SPPP, s.168; CM, 59.
50
Strauss, L, The Problem of Socrates, RCPR, s.125.
51
A.g.e.,s.169.
186
bulmayacan dnmlerdir. Bununla birlikte, Straussa gre, en iyi rejimin ne
olduunun bilgisinin (episteme) onun nasl gerekletirilecei (tekhne) sorunundan
ayrlmaz olduu Platonda bile, politik idealizmin zerresine rastlanamaz. Tersine,
Straussa gre, Devlet politik idealizmin imdiye dek yaplm en kapsaml ve derin
analizidir.52 Strauss, Devletde Platonun ideal bir dzeni, en iyi polisi betimlediini
inkr etmez. Fakat ona gre, Platonun Devletde yapt asl ey, insann doasna
uygun en iyi politik dzenin ne olduu sorusuna, ancak felsefe yoluyla cevap
verilebileceini gstermektir.53 Bu yzden, Devletde felsefe iyi site tesis etmenin salt
bir arac, politik argmann bir paras olarak ortaya kar.54
Platonu politik anlamda bir idealist olmaktan alkoyan ey, iyinin yalnzca
sonsuz bir arayn, felsefi temaann ana temas olduunun bilincinde olmasdr.
Klasikler iin, en iyi dzen veya doru yaam tarz sorunu, bir sorudur. Bu demektir ki,
o, bir arayn konusudur ve bu sebeple, bu soruya ynelik tm cevaplar veya tm
zmler sorgulanabilirdir.55 Straussa gre, kadimler ile modernler arasndaki en
temel kartlk noktas, bu bilincin kaybnda yatar. Modern filozoflarn tersine kadim
politika filozoflar, zgr aratrma ve sorgulamaya adanm bir yaam tarz olarak
felsefe ile varl Tanrlar hakkndaki en temel sorular konusunda mterek bir
uzlamaya bal olan politik toplum arasnda ortadan kaldrlamaz bir gerilim olduuna
inanrlar.56 Straussun deyimiyle, onlar, politik idealizmin insani tutkularn en ykcs
olduunu dndkleri iin, kamusal szde derin itidal ruhuyla yazarlar.
52
Strauss, L, CM, s.127.
53
Bkz.,Strauss, L, Plato, HPP, ss.51-52. Farabiye dayanarak Strauss, Sokratesin daimonu onu
politikaya girmekten alkoyduu iin Yasalarda adyla zikredilmediini ne srer. Bkz.,Strauss, L,How
Farabi Read Platos Laws, WIPP, s.153; Strauss, L, CM, s.29; Zuckert, Catherine, Postmodern Platos,
s.158.
54
Bkz., Strauss, L, The Problem of Socrates,s.175; CM, s.122.
55
Bkz.,Strauss, L, Progress or Return?, AIPP, s.297.
56
Bkz.,Strauss, L, CM, ss.112,127; Hall, Dale, The Republic and the Limits of Politics, Political
Theory, vol 5, no 3, Sage Publications, 1977, ss.293-294; Labelle, Gilles, Can The Problem of The
Theologico-Political Be Resolved? Leo Strauss and Claude Lefort, s.67; Zuckert, Cathrine, Postmodern
Platos, s.124.
57
Strauss, L, NRH, s.134.
187
tersine onlar maaray topyekn aydnlatmann ve herkesi filozof klarak rasyonel bir
toplum yaratmann imknsz olmann tesinde insan doasna aykr olduunu
dnrler. nk ktlk doaldr ve insanlk, ilkin ve ncelikle, daha yksek felsefi
aray bakmndan deil, sosyal ve politik ihtiyalar bakmndan ele alnmaldr.
Straussa gre, felsefenin kendi snrlarna ilikin bilgisi, politik yaama ynelik
ilgisini ya da politik sorumluluunu zayflatmaz, tersine glendirir.65 O, bu bilgi
sayesinde, neyin adil olup olmad konusundaki kart iddialarn atmasyla
karakterize olan politik topluma radikal bir partizan gibi yaklamaz. Onun politik eyler
zerine dnmesi, yurtta ve devlet adamnn perspektifiyle snrl deildir. O, tam da
58
Bkz.,Adler, Eve, Translators Introduction: The Argument of Philosophy and Law, Philosophy and
Law, s.8.
59
Bkz.,Sharpe, Matthew, The Philosophers Courtly Love?Leo Strauss, Eros and The Law, Law and
Critique, s.360.
60
Strauss, L, PAW, s.126.
61
A.g.e.,s.122.
62
Bkz.,Batnitzky, Leora, Leo Strauss and Emmanuel Levinas, ss.26,63.
63
Bkz.,Pangle, Thomas L, Leo Strausss Perspective on Modern Politics,s.198.
64
Bkz.,Strauss, L, NRH, s.323; Rosen, Stanley, Leo Strauss and the Quarrel Between the Ancients and
the Moderns, Leo Strausss Thought, s.158.
65
Strauss, L, The Problem of Socrates, s.162.
188
filozof olduu iin, aydnlanm yurtta ve devlet adamyla ayn dorultuda fakat
onlardan daha uzaa bakabilir. Zaten bu yzden klasik politika felsefesi
Ortak iyiye tam adan olarak adalet mmkn olmad iin bir kimseye
kendisi iin iyi olan verme (bireysel adalet) ile ortak iyi, bireydeki adalet ile sitenin
adaleti, filozof ile site birbiriyle atr. Birey ile site arasnda paralellik kuran Platonun
Sokratesi, bireyde adaleti ruhun her bir parasnn, sitede adaleti ise toplumdaki
66
Strauss, L, Politika Felsefesi nedir?, s.58. (italik benim)
67
Bkz.,Strauss, L, CM, s.64; Devlet, 327a-328b.
68
Bkz., Strauss, L, The Problem of Socrates, s.157.
69
Bkz.,a.g.e.,s.164; CM, ss.114-115,128,138.
70
Strauss, L, CM, s.127.
189
snfn kendi iini yapmas olarak tanmlar. Fakat bu paralellik imknszdr. Bir insanda
adalet, akln ynetimini ve arzularn denetlenmesini gerektirir. Byle bakldnda,
filozof adil tek insandr ve onun adaletinin siteye ihtiyac yoktur. O, zaten siteden
bamsz biimde adalet ideasn temaa eder. Buna karlk, sitedeki her bir snf kendi
iini yaptnda site bilge, cesur, ll ve mkemmelen iyi olur. Onun ayrca adalete
ihtiyac yoktur. Oysa birey bilge, cesur ve ll olduu iin otomatikman iyi olmaz.
Bu erdemden ayr olarak onun iyi olmas dierleriyle birlikte mterek bir yaam
alann paylamasna, bir sorumluluk ve itidal bilinciyle hareket etmesine baldr.71
Ancak, tam da bu noktada, iyinin yalnzca felsefi arayn konusu olduu iin en
iyi rejimin imknsz olduunun kabul ile politik yaamn amacnn insani
mkemmelleme, politikann ise terbiye etme sreci olarak tanmlanmasndan doan bir
eliki ile kar karya kalrz. Yani, artc bir biimde, Strauss bize, bir yandan,
filozofun sitedeki taklidini deil, adalet ideasnn kendisini temaaya yneldii iin
felsefi olarak en adil insan olduunu syler. Ama, dier yandan, filozofun dierleriyle
birlikte paylat mterek yaam alann akn bir ilkeden hareketle dzenlemeye
balad anda, sitenin politik adaletinin dna kacan kaydeder.
Straussa gre, bu paradoksun nedeni, adaletin bir idea olmas, buna karlk site
ideasnn bulunmamasdr. Yani, adalet varlk alanna ait iken site olu alanna aittir.72
Ruh ve bedenden meydana gelen insan, hem varlk hem yokluk alannn bir parasdr.
Filozof, site gibi kendine yeterli olmad iin dierleriyle mterek bir yaam alann
paylar. O, zihnin ve bedenin ihtiyalar arasnda farklar bulunduunu bildii iin
insan doasnn nomosa ihtiya duyduunu ve felsefenin politik ya da sivik bir
varolua sahip olmadn kabul eder.73 Fakat ayn zamanda o, felsefi arayn dsal
koullarn salamak iin nitelikli yurttalar ya da onlarn nitelikli oullarn politik
yaamdan felsefi yaama yneltmek durumundadr. Bu yzden, klasik politika
filozofu, hem bir yandan en iyi politik dzen nedir?sorusuna cevap arar, hem de
sivil atmay sona erdirmek ve yurttalar arasnda ikna yoluyla uzlama yaratmak
71
Strauss, L, CM,ss.108-110.
72
Bkz., a.g.e.,s.93.
73
Strauss, L, The Problem of Socrates, RCPR, ss.115,118.
190
iin, daha st sorular, politik arenada hibir zaman yneltilmemi sorular yneltir.74
O, hem bir yandan en iyi dzen veya rejim sorusunu politik yaam kendisi nda
yarglayabileceimiz bir standart olarak kabul eder. Hem de en iyi rejim veya ideal
rejimin znn, amelden ayr olarak szde varolmak olduunu bilir. Kadimler iin en
iyi rejim, bir topyadr.75 topya, Grekler iin hem iyi yer hem de yeri olmamak
anlamna gelir.76 Bu anlamda en iyi rejim, gereklemesi arzu edilen bir ideal olmann
tesinde, bize, politik yaamn zsel snrlarn gsteren ve insani eylerin dzeninin
ufkunu epeevre kuatan eydir.77
74
Bkz.,Strauss, L, On Classical Political Philosophy, AIPP, ss.60-63.
75
Bkz.,Strauss, L, NRH, ss. 91-92, 139.
76
Greke yok/namevcut anlamna gelen ou ile yer/lke anlamna gelen topos szcklerinden
meydana gelen topya szcnn eseslisi, ilgin bir biimde, mkemmel olan anlamna gelen eu ile
kurulan Eutopia szcdr.
77
Bkz.,Pangle, Thomas L, Leo Strausss Perspective on Modern Politics, Perspectives on Political
Science,vol 33, no 4, 2004, s.197.
78
Strauss, L, CM, s.82.
79
Bkz.,a.g.e.,ss.124-125.
80
Bkz.,a.g.e.,s.159.Platonun Sokratesin yolu ile Thrasymakhosun yolunu birletirdii tezi, Farabiye
aittir. Strauss bu tezi ok nemli bulur ve genelde onun geleneksel olmayan Platon yorumu, en deerli
Platon yorumcusu olarak grd Farabiyi otorite kabul eder. Bu konuda bkz., Strauss, L, The Problem
of Socrates, s.159; How Farabi Read Platos Laws, WIPP, s.153. Straussun bu makalesi, Burhanettin
Tatar tarafndan Farabinin Eflatunun Kanunlarn Okuyu Tarz adyla Trkeye evrilmitir.
191
kincisi, toplumda varolan sosyal hiyerarinin ilah kkenli olduunu sylemek ve onu
doal hiyerariyle zdeletirmektir.81 Fakat, ynetmek konusunda isteksiz filozoflar
soylu yalanlar sylemeye ve bu yolla ynetmeye nasl ikna edilebilir?
Straussa gre, Yasalar, insan iin mmkn en iyi siteyi betimler.84 Byle bir
site, Kronos anda olduu gibi, Tanrlar ya da daimonlar tarafndan ynetilmez. lahi
ynetimin en yakn taklidi yasalarn ynetimi olduu iin, mmkn en iyi site, bilgenin
ayn zamanda yasa koyucu olduu ve yasalarla ynettii sitedir. Ancak, yasa ynetimi,
ceza tehdidi ve onaylamalarla ya da emirlerle insanlar ynetmektir. O, insanlar arasnda
hibir ayrm gzetmez. Bu demektir ki, yasalar genel olular sebebiyle, hem eitimsiz
kitleye hem de zgr ve erdemli olmaya hazr bir aznla yneliktir. Bu sebeple, bilge
yasa koyucunun yasaya gre ynetimi, hem ceza korkusunu hem de iknay iinde
barndrr.85 Byle anlaldnda, en yksek yasama sanat en yksek pratik bilgelik ya
dainsann kendi iyisiyle ilgili olan basiretten ayr olarak politik toplumun ortak
iyisiyle ilgili basiret formudur.86
Bunun iin, bilge yasa koyucunun farkl trde yurttalara e zamanl olarak
farkl eyler syleme sanatna sahip olmas gerekir. Tam da bu noktada, felsefe ile iir
81
Bkz.,Strauss, L, The Problem of Socrates, s.158.
82
Bkz.,a.g.e.,s.181.
83
Bkz.,Strauss, L, Plato, HPP, ss.51-52; Zuckert, Catherine, Postmodern Platos, s.158.
84
Strauss, L, The Problem of Socrates, s.162.
85
Bkz.,Strauss, L, Plato, HPP, s.57.
86
Bkz.,Strauss, L, CM, s.24.
192
arasndaki ibirlii gndeme gelir. nk, bilge yasa koyucu, tek bana akla dayanan
yasann itaat dourmayacan ve felsefeye en gl alternatifin iir olduunu bilir.87
Felsefe okluu ikna edemeyecei iin iire ihtiya duyar. Kadim Greklerde Tanrlarn
yollarn vahyeden ve bylelikle insanlara ilah bilgelii ifa edenler airlerdir. Onlar
mit yapclardr ve mitler okluun retmenleridir; onlar, Tanrlardan sz ederek
insanlar tutkularn kontrol etmek konusunda eitebilirler.88 Bu sebeple, Straussa gre,
Platon, bilge yasa koyucudan airleri politik kontrole tabi klmasn ve airleri adil
olmann mutluluk ve haz, adaletsizliin ise mutsuzluk ve ac kayna olduunu
sylemeye ikna etmesini ister. Bu, tam da Devletin ikinci kitabnda Adeimantosun
teoloji dedii eydir.89 Fakat Devlet, yasa koyucuya iiri kontrol altna almasn salk
verirken, Yasalarda filozofun kendisi, air-yasa koyucu olarak karmza kar.90
87
Bkz.,Strauss, L,Plato, s.57;The Problem of Socrates, s.171.
88
Bkz.,Strauss, L, The Problem of Socrates, ss.171-172,174.
89
Bkz.,Strauss, L, Plato, s.54; CM, s.98.
90
Bkz.,Zuckert, Catherine, Postmodern Platos, s.156.
91
Strauss L,Plato, HPP, s.61; ayn zamanda bkz.,Zuckert, Catherine, Postmodern Platos,ss.159-164.
92
Strauss, L, CM, s.19.
193
koulsuz biimde ayrlabilirdir.93 Hi kukusuz Aristoteles ile Platon arasnda, teorik
yaamn, temaaya dayal yaamn, felsefi yaamn stnl konusunda bir fark
yoktur.94 Ancak, Aristoteles, Platon gibi, felsefe ile politika arasnda, felsefenin
gerekleri ile politik yaamn gerekleri arasnda bir oranszlk olduunu ve bunun
bilgelii snrladn dnmez.95Aristoteleste filozof snrsz biimde temaa etme
zgrlne sahiptir, oysa Platon filozofu polise balar.96 Filozof, maaraya dnmek
zorundadr. Bu yzden, Platonda felsefe, zorunlu olarak, politiktir. Tam da bu sebeple
Sokrates ya da Platon deil fakat Aristoteles politika biliminin kurucusudur.97
Fakat eer doal hak politik hakkn bir parasysa, o toplumdan topluma,
rejimden rejime deiebilir demektir.102 Strauss, Aristotelesin genel kurallardan ziyade
somut durumlar ve somut kararlarla ilgilendiini belirtir. Ona gre, belli bir lkede belli
bir zamanda belli bir problemi zen bir yasa genel adalet kurallarndan daha iyidir.
nsani dnya atmac bir karaktere sahip olduundan, doal hak artlar gzeten adil
bir karardan oluur. Bu demektir ki, Aristoteles iin temel politik sorun, en iyi rejimin
93
Strauss, L, CM, s.21.
94
Bkz.,a.g.e.,s.119.
95
Bkz.,Drury, Shadia, The Political Ideas of Leo Strauss, s.103.
96
Janssens, David, Questions and Caves:, s.129.
97
Strauss, L, CM, s.21.
98
A.g.e.,s.240.
99
Bkz.,Strauss, L, NRH, s.156.
100
A.g.e.,s.156.
101
Bkz.,a.g.e.,s.157.
102
Bkz.,a.g.e.,ss.156-157.
194
ne olduu deildir. Hi kukusuz bunu sylerken, Strauss, Aristotelesin politik yaamn
dnda bir doal hak fikrini reddettiini sylemek istemez. Evrensel olarak geerli
eylem kurallar yoktur ama evrensel olarak geerli amalar hiyerarisi vardr.103 Bu
amalar hiyerarisinde en yksek teorik ama, hi kukusuz en yksek eylerin bilgisini
elde etmektir. Ancak, Platondan farkl olarak, Aristoteles iin insann nasl yaayaca
sorusu politik olan amay gerektirmez. Onun cevab bizzat politik alana ikindir. Bu
yzden, Straussa gre, Aristoteles iin, ilkin ve ncelikle, adalet, ortak iyidir. 104
Straussa gre, Aristoteles, bir toplumun yaamnda normal durum ile istisnai
durumun iki farkl adalet ilkesine yol atn dnr. Bir toplumun varoluunun
tehlikede olduu istisnai durumlarda toplumun hayatta kalmas iin gerekli eyler ile
datc adaletin ilemesi iin gerekli eyler birbiriyle atabilir. Straussa gre,
yalnzca bu durumlarda Aristoteles, kamu gvenliini en yksek yasa olarak kabul
eder.105
195
dolaysyla felsefeye baladn biliyoruz. Bu yzden, onun iin, en iyi rejim, bilgenin
ynetimini gerektirir ki bu imknszdr. Straussa gre, Aristoteles, en iyi rejim
sorununa ikinci en iyi cevab verir. Buna gre, ikinci en iyi rejim, centilmenin
ynetimidir. O, bilge bir yasa koyucu gibi, koullarn bilgisini hesaba katarak, yasalara
gre ynetir. O, bunu yapabilir. nk o, bilge insann politik refleksiyonu ya da
taklididir.
Straussa gre, Aristoteles, teorik bilgelii pratik bilgelikten daha yksek kabul
etmekle birlikte, insani eyler alannda basirete en yksek yeri verir. Basiret,
eylemlerimizin yneldii amalar gerekletirmek iin gerekli aralarn bilgisini salar
ve basiretin ynettii moral alan, yalnzca moral adan iyi olan insana aktr. Ona
gre, basiret tarafndan ynetilen alan, basiret ilkeleri teorik bilimden bamsz
biimde bilindii iin kapaldr. Bundan dolay Aristotelesi politika bilimi yurttan
ve devlet adamnn perspektifini muhafaza eder ve tam da bu yzden o, politik
eylerin ortak duyuya dayal anlaynn tam bilinli formudur.112
109
Strauss, L, NRH, s.142.
110
Strauss, L, CM, s.27.
111
A.g.e.,s.25.
112
Bkz.,a.g.e.,s.25.
196
Strauss adil, cesur ve ll olan ama bilgelik erdeminden yoksun grnen
Aristotelesin iyi insannn veya centilmeninin yaam tarznn, yine de, felsefi
yaam tarzna iaret ettiini belirtir. Strauss, bunun gerekesini yle aklar.
113
Strauss, L, CM, s.28.
114
Strauss, L, NRH, s.139.
115
A.g.e.,ss.139-140.
116
A.g.e.,s.140.
117
Bkz., Strauss, L, CM, ss.36-37.
118
Straussa gre, politik tarihin ardnda bilgelik varsa.o, kuvvetle muhtemeldir ki Thukydidesin
sayfalarnda ya da sayfalar arasnda bulunur. Strauss, L, Thucydides: The Meaning of Political
History, ss. 75-76.
197
zamanla ve meknla snrl tarihsel bir olgu deil, evrensel hakikatlerin kaynadr; o,
tm zamanlarn bir mlkdr.119 Bu bakmdan, Thukydides ile Platon arasnda arpc
bir benzerlik vardr. nk, her ikisi iin de evrensel olan, zorunlu olarak bir tekil
yoluyla mevcudiyet kazanr. Thukydides gibi Platon da evrensel olan kendi
zamannn tekilleri iinde, yani Sokratesin tekil hayat iinde kefeder.120
Strauss, Thukydidesi Platona zorunlu bir ilave olarak grr. Ona gre,
Thukydides ile Platon birbirlerini btnleyebilirler.121 nk Thukydides, klasik
politika filozoflarndan daha fazla olarak, bizim iin ilk olan eyle ilgilenmitir.
Felsefe, felsefe olabilmek iin sitenin doal dnyasn maara olarak grmek ve hzla
onun dna ykselmek zorundadr. Fakat, Straussa gre, politik anlama veya politika
bilimisiteyi bir dnya olarak, bu dnya iindeki en yksek ey olarak grmek
zorundadr. O halde, hakiki politik anlama insan tmyle politik yaama gml
olarak grmek durumundadr.122 Bu bakmdan, Thukydides, politik yaam, onun
dna kmadan, tm grlts-patrts iinde grmeyi ve anlamay baarr.123
119
Strauss, L, Thucydides: The Meaning of Political History, s.76.
120
Strauss, L, CM, s. 143.
121
A.g.e., s.140.
122
A.g.e., s.240.
123
Bkz.,a.g.e.,s.139.
124
A.g.e.,s.147.
125
Bkz.,Strauss, L, Thucydides: The Meaning of Political History, s.81.
126
Strauss, L, CM, s.139.
127
Strauss, L, Thucydides: The Meaning of Political History, s.83.
128
A.g.e.,s.84.
198
hareket veya kaos yoluyla ulalamaz. O, ataleti, hareketsizlii, dinginlii gerektirir.
Ayn zamanda balangta Greklik de yoktur. Balangta gszlk, yoksulluk,
barbarlk, grlt, karklk ve korku vardr ve tm insanlar barbardlar. O halde
gcn ve zenginliin, Grekliin ve barbarln, nezaketin, dzenin, sanatlarn ve
bilimlerin (ve imdi kltr dediimiz eyin) ve nihayetinde dizginlenmi hakikat
araynn ortaya kmasnn koulu, atalettir veya bartr.129 Ama ayn zamanda,
paradoksal bir biimde, Thukydides bize en byk hareketin, yani en byk savan
atalet yoluyla g ve zenginliin zirvesinde ortaya ktn syler.130 En byk hareket,
yani sava en byk atalet, yani bar yoluyla varlk kazanr ama en byk hareket
yalnzca g ve zenginlii deil, Greklii de gszletirir, tehlikeye atar, yani
ykar.131 Adeta Thukydides bize tm insan yaamnn sava ile bar, hareket ile atalet,
Greklik ile Barbarlk kutuplar arasnda gidip geldiini gstermeye alr. Sava ile
bar, hareket ile atalet insan yaamnn btnn kapsar.132
Thukydidese gre, insan hayatnn iki kutbunun olmas gibi, Grekliin de iki
kutbu vardr: Sparta ve Atina. Spartann karakteristik zellii, llldr. Bu
zelliin temelinde ilah yasalara ballk ve ilah yasalar ihlal etmeme olarak anlalan
Spartann dindarl vardr. stikrarl ve ll bir rejim olarak Sparta, Platon ve
Aristoteles gibi Thukydidesin de hayranlna mazhar olur.133 Ancak Strauss bize,
Thukydidesin Sparta hayranlnn, lllk ve ilah yasa vgsnn retisinin
tamam deil, yalnzca bir paras olduunu syler.134 Zira, hakiki anlamda salkl veya
dindar bir sitenin yazl yasalara ihtiyac yoktur ve o yurttalarndan kendilerini siteye
adamalarn deil, onu amalarn talep eder. Yani, hakiki anlamda dindar olabilmek iin
site kendisini amak zorundadr.135 Bylesi salkl veya dindar bir site, adil olmakla
birlikte, onda erdem de mkemmeliyet de yoktur.136 nk zahmet olmadan, aba
olmadan ya da insann kendi iindeki ktlk bastrlmakszn erdem imknszdr. Bu
demektir ki salkl ehirde erdem imknsz olduundan salkl ehir imknszdr.
129
Bkz.,Strauss, L, Thucydides: The Meaning of Political History, s.83.
130
A.g.e.,s.82.
131
A.g.e.,s.84.
132
A.g.e.,s.83.
133
Bkz.,Strauss, L, CM, s.146.
134
Bkz.,a.g.e.,s.161.
135
A.g.e.,s.153.
136
Bkz, a.g.e.,ss.93-95.
199
Salkl ehir, ancak ve ancak, insan masum kalabilirse mmkn olabilir fakat
masumiyetin z kolaylkla kaybedilen bir ey olmasdr.137
Spartann tam tersine Atinallar cesur bir yenilik ruhuyla hareket ederler ve
refah iinde olduklarnda bile ll olmay beceremezler.138 Straussa gre, Spartay
karakterize eden lllk bara benzer iken Atinay karakterize eden gzpeklik
ve mertlik savaa aittir.139 Yani, lllk, dindarlk, yasalara ballk, atalara sayg
bara gtrr; cesaret, zenginlik ve g ise savaa gtrr. Thukydidesin Sparta ile
Atina arasndaki savan nedenlerine ilikin gzlemi bunu dorular. Thukydidese gre,
Atinann gc, onu snrlarn geniletmeye, gcn daha da arttrmaya zorlarken,
Sparta Yunanistann byk blmne hkim olan Atinann emperyal gcnn kendi
snrlarna dek genilemesinden korkmu ve bunun sonucunda anlamay bozmaya ve
hakk ihlal etmeye mecbur kalmtr.140
Atinann lsz cesareti, daha fazla g ve zenginlik elde etme, byk bir
imparatorluk olma arzusundan doar. Bunun gerekleebilmesi iin, sitenin kendi
yurttalarnn daha fazlasna sahip olma, an-eref kazanma arzularn tevik etmesi
gerekir.141 Ancak, paradoksal bir biimde, bu duygu, siteyi daha fazlasna sahip olmaya
sevk ederken, ayn zamanda, onun kendisini yok etmesine neden olur.142 nsann kendi
sitesine tam adan, kendini kurban etme isteklilii, site adna zel her eyi unutmas
tpk Machiavelli, Weber ve Schmittin de dorulad gibi, ondan kendi ruhunun
kurtuluundan ziyade kendi sitesinin byklyle ilgilenmesini talep eder. Fakat bu
eros zorunlu olarak trajiktir. Platonun dedii gibi, site par excellence trajedidir.143
Bylece, yzmz Atinann lsz cesaretinden Spartann dindarlktan doan
lllne eviririz.
137
Bkz.,Strauss, L, CM,s.95.
138
Bkz.,a.g.e.,ss.152-153,231; Strauss, L, Thucydides: The Meaning of Political History,s.86.
139
Strauss, L, Thucydides: The Meaning of Political History,s.86.
140
Bkz, Strauss, L, CM, ss.182-183; Kleinhaus, Emil A, Piety, Universality, and History: Leo Strauss
on Thucydides, Humanitas, vol.XIV, no.1, 2001, s.76.
141
Strauss, L, CM, ss.195-196.
142
Bkz.,Kleinhaus, Emil A, Piety, Universality, and History: Leo Strauss on Thucydides,s.78.
143
Strauss, L, CM, s.226.
200
inanrlar.144 Spartallarn dindarl, geleneklerine olan ballklar, ilah yasaya
duyduklar sayg onlar sivil savatan alkoyan yegne g olmasna ramen, ayn
zamanda, yeniliklere ak, tecrbeli, kritik durumlarda karar verebilen, yeni tarzlar ve
stratejiler reten dmanlar karsnda savunmasz brakr ve hatta gln duruma
drr. Bu yzden, Spartann dindarl, Spartann komedisidir. Tek bana g nasl
ki siteyi koruyamaz ve dahas yeni dmanlar kazandrrsa, tek bana dindarlk da siteyi
dmanlardan koruyamaz. 145
Straussa gre Thukydides bize insani en iyi ile politik olarak en iyi arasnda bir
oranszlk olduunu retir. nsani en iyi, bilgeliktir ve bu bakmdan Atina Spartadan
stndr: Atina bilgeliin evidir.147 Politik en iyi, lllk ve ilah yasaya saygdr
ve bu bakmdan Sparta Atinadan stndr. Politik alan yneten ey, adalet deildir;
zorunluluktur. Bu yzden, Thukydides, medeniyetin ya da Grekliin ortaya knda,
adaletten hi sz etmez. nk zorunluluk sitelerin daima adil biimde eylemesine izin
vermez.148 Ancak Thukydides sadece zorunluluun siteler arasndaki ilikiyi
ynettiini de sylemez. nk, mesela Poleponnesos Sava tek alternatif deildi,
farkl seimler yaplabilirdi.
Bu nokta, Platon ile Thukydides arasnda bir uzlama alan aar. Platonun
politika felsefesi insani seimi Thukydidesin politika tarihi ise kaderi vurgular
grnse de, son tahlilde, Platon farkl rejimlerle ilgili insani seimin ok dar snrlar
144
Bkz.,Kleinhaus, Emil A, Piety, Universality, and History: Leo Strauss on Thucydides,ss.77-78.
145
Bkz.,a.g.e.,ss.81-82.
146
Strauss, L, Thucydides: The Meaning of Political History,s.90.
147
A.g.e.,s.91.
148
A.g.e.,s.89.
201
iinde geerli olduunu ve kaderin stn olduunu kabul eder. Ayn ekilde,
Thukydides de farkl rejimler konusunda insanlarn seim yapma kapasitelerini
reddetmez. Ancak Platon ile Thukydides arasndaki bu benzerliin, ortakln veya daha
dorusu uzlamann gerisinde ok temel bir uzlamazlk vardr. Platon insana kalan bu
ok dar ve kk seim alannn politik yaam anlamakta kesin ve belirleyici neme
sahip olduunu dnr. Oysa Thukydides bunun Platona grnd lde kesin ve
belirleyici olduunu dnmez.149 Strauss bu farkll nasl anlamamz gerektii
konusunda olduka aktr.
149
Bkz.,Strauss, L, Thucydides: The Meaning of Political History, s.98.
202
ekilde, Platon gibi Thukydides de yalnzca dnrn politik yaam tam olarak
anlayabileceine inanr. Ancak Platonun tersine Thukydides filozofun veya politik
yaam tam olarak kavram olann politik yaama klavuzluk edemeyeceine inanr.
nk
150
Strauss, L, Thucydides: The Meaning of Political History,s.99.
151
Bkz.,a.g.e.,ss.99-100.
152
A.g.e.,s.100.
203
IV. BLM: AKIL LE VAHY: ATNA, KUDS VE ROMA
1. Teolojik-Politik Problem
1
Bkz.,Pangle, Thomas, Introduction, SPPP, s. 20.
2
Bkz.,Strauss, L, Progress or Return?, RCPR, s. 246.
3
Bkz.,Strauss, L, Thucydides: The Meaning of Political History, RCPR, s.72
4
Bkz.,Strauss, L, Jerusalem and Athens, SPPP, s.147; Progress or Return?, ss.245,260; Strauss,
L,The Mutual Influence of Theology and Philosophy, Faith and Political Philosophy: The
Correspondence between Leo Strauss and Eric Voegelin 1934-1964, trans-ed.P.Emberley, B.Cooper,
University of Missouri, 2004, s.217.
5
Strauss, L, Thucydides: The Meaning of Political History,ss.72-73.
204
Atina ile Kuds kartl, en iyi politik dzen veya rejimin ne olduu sorusuna
verilecek iki alternatifin bulunduuna iaret eder. Dolaysyla politik olan nedir?
sorusu, yalnzca politik deil, teolojik-politik bir soru(n)dur. Bu iki alternatiften her biri,
farkl bir yaam tarzn cisimletirir: Sokratesin temsil ettii filozofun yaam ile ilah
yasaya itaate adanm bir yaam. Bat medeniyetinin iki kkne, birbirine kart iki
bileenine iaret eden bu kartlklar veya alternatifler, son tahlilde, bu dnyann
hikmeti ya da Tanrnn sual olunamaz hikmeti arasndaki bir ya/ya daya, keyfi
veya kr bir karara dayanr. Straussa gre, bu bizi tam da balangtan itibaren taraf
almaya zorlar.
Bilgelik hem Grek felsefesine hem Kutsal Kitaba ortak bir terimdir. Ancak
taraflardan her biri hakiki bilgelie kendisinin sahip olduu iddiasndadr. Kutsal
Kitabn bilgelii, daha ziyade, pratik bilgeliktir; doru davranma, yaplmas isteneni
doru bir ekilde yapmayla ilgilidir. Matthew Arnoldun kelimeleriyle dile getirirsek,
doru eylemeye ynelik Yahudi tutkusu, doru grme ve dnmeye ynelik Grek
tutkusundan ayrdr.7 Doru yol, hakkaniyetli yol ile ilgili bu pratik bilgi, kendisini
insana aan Tanrdan gelir. Kutsal Kitap iin bilgi, insan aan ve ondan daha stn olan
bir varl ve onun vahyini bilmekle ilikilidir. Bu demektir ki, Kutsal Kitabn bilgelii,
Tanrnn emirlerine itaatten doar.8
Felsefi bilgeliin ilah yasadan duyulan phe ile baladn daha evvel
belirtmitik. Felsefe, ilk eylerin, ilkelerin ya da balanglarn bilgisini elde etmeye
ynelir. Bu ynelim veya aray, duyu algs, akl yrtme ve anlama ya da idrak
diye evirebileceimiz noesis yoluyla devam eder. Straussa gre, felsefe, hibir zaman
6
Strauss, L, Jerusalem and Athens, SPPP, s.149.
7
Akt.,Strauss,L, Review of J.L.Talmon The Nature of Jewish HistoryIts Universal Significance,
SPPP, s.232.
8
Bkz.,Luz, Ehud, How to Read the Bible According to Leo Strauss, Modern Judaism, vol 25, no 3,
Oxford University Press, 2005, ss.275-276; Sorensen, Kim, Revelation and Reason in Leo Strauss, The
Review of Politics, vol 65, ssue 3, University of Notre Dame, USA, Summer 2003, s.393.
205
insann duyusal ve aklsal glerinden ayrlmaz ve bu bakmdan ilah bilgeliin tam
karsnda yer alr.9
Ancak, Straussa gre, bu uzlamazlk dost ile dman arasnda bir uzlama
noktas tekil eden ortak bir zemini varsayar.10 Bu ortak zemin, ilah yasadr (theos
nomos).11 Straussun perspektifinden hem Kutsal Kitap hem Grek felsefesi, moralitenin
nemi ve yetersizlii konusunda uzlarlar ama onu tamamlayacak eyin ne olduu
hususunda uzlaamazlar. Grek felsefesi iin moraliteyi tamamlayan ey, anlama veya
temaadr. Buna karlk, Kutsal Kitap, moraliteyi tamamlayacak eyin, moral
taleplerin grkemini zorunlu olarak glendirentevazu, sululuk duygusu, pimanlk
ve ilah merhamete imanda bulunduunu ne srer.12
Hem Grek felsefesi hem Kutsal Kitap, adaleti esas olarak yasaya itaat olarak
tanmlar.13 Her ikisi de insann itaat etmesi gereken yasay, yalnzca sivil ya da pozitif
yasa ile snrlamaz; o, ayn zamanda, moral ve din yasadr. Kutsal Kitap iin insana
rehberlik edecek moral ve din yasa, Torah ve Kurandr. Platon ise Yasalarda Tanry
her eyin ls klarak polisin politik-ahlaki dzenini ilah yasaya balar. O halde,
Straussa gre, hem Kutsal Kitap hem Grek felsefesi, yasay ve adaleti ilah yasa ve
ilah adalet olarak dnr ve her ikisi birden yasaya riayet edeni tevazusundan tr
verler.14
9
Bkz.,Strauss, L,The Mutual Influence of Theology and Philosophy, s.219.
10
Bkz.,Strauss, L, Progress or Return?, RCPR, s.246.
11
Bkz.,a.g.e.,s.248.
12
Bkz.,a.g.e.,ss.246, 250.
13
Bkz.,a.g.e.,s.247.
14
Bkz.,a.g.e.,s.247.
15
Bkz.,a.g.e.,s.248.
206
rasyonel olduunu syler.16 Dinin rasyonel kantla deil, inanla ilgili olduunu, akla
deil kalbe hitap ettiini dnme eilimimiz gz nnde bulundurulduunda,
Straussun bak asnn radikal karakteri daha iyi anlalabilir.
16
Bkz., Strauss, L, Jerusalem and Athens, SPPP, s.152; Sorensen, Kim, Revelation and Reason in Leo
Strauss, s.389.
17
Bkz., Strauss, L, Jerusalem and Athens, ss.150-151.
18
Bkz, Strauss, L, Progress or Return?, RCPR, ss.253-254.
19
Bkz.,Luz, Ehud, How to Read the Bible According to Leo Strauss, s.277.
20
Strauss, L, Jerusalem and Athens, SPPP, ss.152-153.
21
Strausstan akt., Luz, Ehud, How to Read the Bible According to Leo Strauss, s.277.
207
Straussa gre, gn deerce yerden daha aa tutulmas, felsefenin reddini
ima eder. Zira, felsefe gn temaa edilmesinden doar.22 Hi kukusuz, Kutsal
Kitapta, terimin orijinal anlamnda felsefe ile karlamayz. Ancak, Straussa gre,
Kutsal Kitap, ilah bilgelie kar olarak felsefi alternatifin kesinlikle farkndadr. Kutsal
Kitapta gn tesinin Tanrya ait olduunu ve yalnzca yeryznn insana verilmi
olduunu okuruz.23 Bu demektir ki, Kutsal Kitabn merkez retisi, felsefenin
reddidir.24
22
Bu noktada Strauss, bize, astrolojinin pagan dnyada kadim bilgeliin ayrlmaz bir paras olduunu ve
pagan mitolojiden felsefeye doru bir geliim izgisinin varolduunu hatrlatr. Ona gre, Tanrlar dhil
tm varlklarn tabi olduu dnlen eternal varlk idesi, felsefe ile pagan mitoloji arasnda ortak bir
zemin oluturur. Bu srete felsefe gayr ahsi yazgnn yerinedoa [ideasn] ve anlalabilir
zorunluluu koyar.Bkz.,Luz, Ehud, How to Read the Bible According to Leo Strauss,ss.277-278.
23
Strauss, Midraa gre, brahimin Harranllar astrolojilerinden vazgemeye ardn syler.
Bkz.,Luz, Ehud, How to Read the Bible According to Leo Strauss, s.277.
24
Bkz.,Orr, Susan, Strauss, Reason and Revelation: Unraveling the Essential Question, Leo Strauss and
Judaism, s.36.
25
Bkz.,Luz, Ehud, How to Read the Bible According to Leo Strauss, s.278.
26
Bkz.,Strauss, L, Jerusalem and Athens, SPPP, s.155.
208
olmakszn insan Tanrnn emirlerini anlayamaz. Buradan hareketle, Strauss, Tanrnn
hizmetine adanm olmay insani bilgi problemine Kutsal Kitabn zm olarak
grr ve bu adanma olmakszn o bir isyandr.27 Fakat
Bu soru bizi, insani iyilik ve ktlk ile ilgili bir baka hikyeye, Kabil ile Habil
olayna gtrr. Hikyenin bir tarafnda, emreden ve itaat talep eden Tanr dier
tarafnda ise itaat etmeleri gereken dm yaratklar Kabil ve Habil vardr. Tanr
yaratklarna haklar deil, nceden belirlenmi grevler temelinde bir eylem zgrl
vermitir.31 Fakat Kabil Tanrya isyan eder; Yargdaki ksmilik, onun hem kardeine
hem Tanrya kzgnlk duymasna neden olur. nk Tanr Habilin hediyelerini kabul
etmesine karlk Kabilin sunduklarn reddetmitir. Ad, Asuri dilinde nefes
anlamna gelen Habil bir obandr. Kabil ise bir iftidir, topraktan ancak kendi emei
27
Strauss, L, Progress or Return?, AIPP, s.289.
28
A.g.e.,s.289.
29
Bkz.,Progress or Return?, RCPR, s.257; Strauss, L, Jerusalem and Athens, s.155.
30
Bkz.,Strauss, L, Jerusalem and Athens, s.157.
31
Bkz.,Inbinder, Gary, Cain, Abel, Obligation and Right, Humanitas, vol.XVII, no.1-2, 2004, s. 188.
209
lsnde rn alabilir. Kzgn Kabil kardeini ldrr.32 Tanr Habilin nerede
olduunu bildii halde sorar: Kardein Habil nerede?. ayet Tanr Habile ne
olduunu biliyorsa, niin Kabile bu soruyu sorar? Tanrnn sorduu ey, aslnda,
Kabilin z-bilincidir. Baka bir deyile, hem kendisinin hem ldrd kardeinin
Tanrsal dzen iinde nerede durduuna ilikin z-bilincidir.
Kabil, tpk daha nce Havvann yapt gibi, insann bilgelii adna
Tanrnn bilgeliine gvenmeyi reddetmitir. O, Tanrnn gznde iyi olan bir eyi
yapmay ya da ilah emre itaat etmeyi istememitir. O, byk bir kibir iinde, dnyann
adaletsizliinin ilah Yargnn da Yargcn da varln geersiz kldn sylemitir.33
Straussa gre, herhangi bir toplumun vki olmad bir zamanda herhangi bir
topluluun yesi olmadan yaayan ve yalnzca Tanr tarafndan izlenen Kabilin
cinayeti, evrensel bir moraliteden sz edebilmek iin ilah yasann zorunluluunu
gsterir. Kabilin cinayetinin insanla dersi, kapal bir toplum iinde yaamadka
evrensel moralitenin ancak ilah yasaya uygunlukla mmkn olabileceidir. Bir
toplumun yesi olmayan bir insan, ancak, Tanrnn sz ahlakl klabilir.34
32
Bkz.,Inbinder, Gary, Cain, Abel, Obligation and Right,ss. 190-193.
33
Bkz.,a.g.e.,s.195; McAllister, Ted, Revolt Against Modernity, ss. 1-7.
34
Bkz.,Batnitzky, Leora, Leo Strauss and Emmanuel Levinas, s.26.
35
Strauss, L, Jerusalem and Athens, SPPP, s.158.
210
olduunu ima eder.36 Yani adeta, o, bilme arzusuyla batan karlm insanln ehir
kurmakla, orijinal basitliine yabanc bir karmakarklk iinde yaamakla
cezalandrldn sylemek ister. Bir filozoftan duymay hibir zaman
beklemeyeceimiz tarzda Strauss bize, insan orijinal basitliinden uzaklatran bilgi
arzusunun veya felsefenin lanetlenmi bir etkinlik olarak grne ktn syler:
Felsefe bir gnah olarak varolur ve Tanr bu gnah insan maarann veya
sitenin karanlk, karmak, kalabalk, kavgac ve uultulu dnyasna, tek kelimeyle
politik olana kapatarak cezalandrr. Filozof, quid sit deus? (Tanr nedir?) sorusunu
sorarak bu dnyann ve srnn dna kt, temel problemlere verilmi geleneksel
cevaplarla tatmin olmad, kendini dingin bir araya kaptrd anda laneti katlanarak
onu takip eder. nk, filozofu bu soruyu sormaya iten maara, ayn anda onu bu
soruya ak bir cevap vermekten men eder.
36
Bkz.,Strauss, L, Jerusalem and Athens, SPPP,s.157; Progress or Return?, AIPP, s.288; Luz, Ehud,
How to Read the Bible According to Leo Strauss, s.279.
37
Strauss, L,PAW, s.112.
38
Strauss, L, Jerusalem and Athens, SPPP, s.159.
39
A.g.e.,s.159.
40
A.g.e.,s.160.
211
engellemek iin verilmi ilah bir ltuftur. Bundan byle, evrensel ktlk evrensel
ykmla cezalandrlmayacaktr.
Btn bu sylenenler, Straussa gre, Kutsal Kitap ile Grek felsefesi arasndaki
uzlamazln temel nedenini aa vurur: Tanr idealar arasndaki fark.42 Straussa
gre, Kutsal Kitabn Tanrs kiisel, seven ve cezalandran, ltuf sahibi, iradesi
kavranamaz, ngrlemez, tmyle zgr, gizemli bir Tanrdr.43 O, kendisini
insanlara emirleri ve vaatleri yoluyla ifa eder; onun peygamberleri yoluyla ifa ettii
kelam iyinin ve ktnn bilgisinin kaynadr.44 O, Aristotelesin Tanrs gibi dnen
bir Tanrdr ama bundan daha fazla olarak irade eden bir Tanrdr da.45 Kutsal Kitabn
Tanrsnn iradesi, insani kavrayn tesindedir. Bundan dolay, insan onu akl yoluyla
kavrayamaz; o ancak, vahiy yoluyla bilinir ve insan onun emirlerine itaat etmek
durumundadr. Bu yzden, Straussa gre, akl ile vahiy, felsefe ile iman birbirine
indirgenemez, birbiriyle atan iki farkl yaam tarzdr.
Bununla birlikte, Straussa gre, Atina ile Kudsn, akl ile imann, felsefe ile
vahyin atmasnn bir logosu vardr. Ona gre, yalnzca vahiy doal insan kendi
sitesinin bekisine ya da kendi kardeinin bekisine dntrebilir.46 Buna karlk,
en yce konulardaki insani bilgisizliinin farknda olan Sokrates, insani bilgeliin
kusurlu bilgelik veya bilgelik aray, yani felsefe demek olduunu bilir. Ama ayn
zamanda insanlarn btne ilikin bir bilgi olmakszn yaayamayacaklarn kabul
eder.47 nsann btne ilikin kavraynn iki formu vardr: felsefe ve din. Her ikisi de,
farkl yollardan btnn gizemini kabul ederler ve insan hayatnn ancak btne ak
41
Strauss, L, Jerusalem and Athens, SPPP, s.160.
42
A.g.e.,s.166.
43
A.g.e.,s.162.
44
Bkz.,a.g.e.,ss.162-163.
45
Bkz.,a.g.e.,s.165.
46
Strauss, L, PAW, s.140.
47
Bkz.,Progress or Return?, RCPR, ss.258-259.
212
olmakla zenginleebileceini ne srerler.48 Ancak, felsefe doru yaam tarznn en
nemli eylere ynelik aray olduunu syledii noktada vahyin karsnda yer alr. Bu
yzden, Straussa gre, bir insan hem filozof hem teolog olamaz ya da felsefe ile
teolojinin sentezi mmkn deildir. Ona gre, filozof teolojinin teolog ise felsefenin
meydan okumasna ak olmak durumundadr.49 Zira, Strauss, bize, filozofun hibir
zaman vahyi rtemeyeceini ve teologun da hibir zaman felsefeyi
rtemeyeceini syler.50 O halde,
48
Bkz.,Luz, Ehud, How to Read the Bible According to Leo Strauss, s.280.
49
Bkz.,Strauss, L,Progress or Return?, AIPP, s.290.
50
Bkz.,Strauss, L,The Mutual Influence of Theology and Philosophy, s.232.
51
A.g.e.,s.233.
52
Bkz.,Strauss, L, Progress or Return?, AIPP,ss. 295-296;Rosen, Stanley, Leo Strauss and the Quarrel
Between the Ancients and the Moderns, Leo Strausss Thought, s.161.
53
Strauss, L,Progress or Return?, RCPR, s.260.
213
Goethenin u ifadesi pek sk hatrlanmaz: geri kalan her eyin
kendisine tabi olduu tm dnya ve insanlk tarihinin gerek, tek ve
en derin temas, inanszlk ile inan atmasdr.54
Ona gre, bu iki kart unsuru bir sentez iinde eritme ynndeki her aba,
kanlmaz olarak, iki bileenden birinin dierine kurban edilmesi ile son bulur: ya
felsefe teolojinin ya da teoloji felsefenin hizmetisi olur.55
Straussa gre, Ortaa Hristiyan dncesinde vahiy ile felsefenin bir senteze
ulamasna ynelik abalar, hem felsefenin hem vahyin orijinal anlamn tahrif etmitir.
54
Persecution and The Art of Writing (s.107 dip 35)de, Strauss, bu ifadeyi orijinal dilinde (Almanca)
zikreder. Ben burada Lampertin ngilizce evirisinden aktardm. Bkz., Lampert, Laurence, Nietzsches
Challenge to Philosophy in the Thought of Leo Strauss, s.590.
55
Bkz.,Strauss, L, NRH, ss.72-73.
56
Strausstan akt, Batnitzky, Leora, Leo Strauss and Emmanuel Levinas, 122.
57
Strausstan akt., a.g.e.,s.237 dip 20.
58
Bkz.,a.g.e.,ss.68-71.
214
Bu sentez, Ortaa Hristiyan skolastisizmi vahyi bilginin konusu kldnda
gerekleir. Vahiy, artk yasamann konusu deildir; bir bilgi konusudur.59 Bu sre
Thomas Aquinas ile balar. Strauss, en byk Hristiyan filozof olarak Thomas
Aquinasa byk bir sayg duymakla birlikte, onun akl ile vahyi telif etme abasnn
klasik rasyonalizmden kopua giden yolun banda durduunu dnr.60
Straussa gre, klasik doal hak doktrini kaynan insani bilgelikte bulur.62
Klasikler insann doal amacnn iki katl olduunu retirler: moral mkemmelleme
ve entelektel mkemmelleme. Straussa gre, klasikler iin, entelektel
mkemmelleme moral mkemmellemeden daha yksekte yer alr. Hatta onlar
entelektel mkemmellemenin veya bilgeliin moral erdemi gerektirmediine
inanrlar.63 Elbette filozof, kendi etkinliini srdrmek adna, amacna ulamann bir
arac olarak ahlakl eylemlerde bulunur. Ama toplum tarafndan vlen ahlakl
59
Bkz.,Batnitzky, Leora, Leo Strauss and Emmanuel Levinas,s.123.
60
Bkz.,Merrill, Clark A, Leo Strausss Indictment of Christian Philosophy, The Review of Politics, v.62,
no.1, 2000, s.79.
61
Strauss, L, NRH, s.163.
62
Bkz.,Drury, Shadia B, The Political Ideas of Leo Strauss, s.103.
63
Bkz.,Strauss, L, NRH, s.164.
215
eylemlerde bulunmak entelektel mkemmellemenin zsel bir unsuru deildir.64 Zaten,
bu, ahlakn ve politikann tesinde bir etkinlik olarak felsefe tanmna aykr olurdu.
Buna karlk klasikler, doal hakkn pek az insana ak olduunu dndkleri iin,
moral erdemlerin toplumsal yaamn zsel bileeni olduunu dnrler. Klasikler iin
mmkn en iyi site bile kendine zg gelenekleri olan, kendi Tanrlarna ibadet eden ve
kendi yasalarna gre yaamak isteyen kapal bir topluluktur. Bu kapal topluluk veya
polis, bireyi erdemlere eiten en temel kurumdur. Bu yzden, Straussa gre, klasikler
iin insan kendi mkemmellemesine toplum dnda ulaamaz.65
Straussun Aquinas okumasna gre, birey zgl bir politik topluluun yesi
olarak grlmedii, tersine, ilah ltufla ynetilen evrensel bir komnitenin ya da
cosmopolisin yesi olarak deerlendirildii iin doal hak, politik hakkn bir paras
64
Bkz.,Strauss, L, CM, s.27.
65
Bkz.,Strauss, L, NRH, ss.130-132;Merrill, Clark A, Leo Strausss Indictment of Christian Philosophy,
s.88.
66
Bkz.,Strauss, L, NRH, s.163; Merrill, Clark A, Leo Strausss Indictment of Christian Philosophy,
s.81; Schall, James V, A Latitude for Statemanship? Strauss on St.Thomas, Review of Politics, vol 53,
no.1, University of Notre Dame, 1991,s.132.
67
Bkz.,Drury, Shadia B, The Political Ideas of Leo Strauss, ss.103-104.
216
olarak dnlmez; tersine, o politik hakk aan bir haktr. nsann rasyonel bir evrensel
dzenin paras olmas doal, buna karlk zgl bir politik topluluun paras olmas
doal deildir; ve doal olan stat bakmndan daha yksekte yer alr.68 Bu yzden,
Hristiyan bir gr noktasndan, insan iin en iyi sitenin kapal bir toplum veya rejim
olmasna gerek yoktur. Straussa gre, Hristiyanlk, politik olan aan bir hakikati,
Platonun soylu yalanlar ile st rtlmesi gerektiini dnd bir hakikati ifa eder:
tm insanlarn kardelii. Tm insanlarn kardelii retisi, toplumlarn snrlarn
ortadan kaldrr.69 Oysaki politik toplum, u ya da bu tarzda, insan ile insan arasna
keyfi bir izgi eker.70 Rasyonel iknann tm insanlar ynetme kapasitesi snrl
olduu iin, bu keyfi izgiler, politik yaam iin zorunludur.
Bu noktada, Aquinas ile klasik gelenek arasndaki kartlk arpc bir biimde
grne kar. Zira, klasik politika filozoflar, moral adan evrensel olarak balayc
rasyonel yasalarn varln reddederler. Daha nce de ifade ettiimiz gibi, onlar,
evrensel bir amalar hiyerarisinin bulunduunu dnmekle birlikte, insann moral
davrannn evrensel kurallarnn bulunduunu dnmezler.71 Straussa gre, bu
anlayn en yetkin kadim temsilcisi Aristoteles, doal hakkn deiebilir olduunu ve
hatta deiebilir olmas gerektiini retmitir: doal hak ktln yaratclyla ba
edebilmek iin deiebilir olmak durumundadr.72 Straussa gre, ktlkle ba
etmenin yolu, moral-politiktir.73
68
Bkz.,Bkz.,Drury, Shadia B, The Political Ideas of Leo Strauss, s.104.
69
Bkz.,Merrill, Clark A, Leo Strausss Indictment of Christian Philosophy, ss.88-89.
70
Strauss, L, The Problem of Socrates, RCPP, ss.158-159.
71
Bkz.,Strauss, L, NRH, s.162.
72
A.g.e.,s.161.
73
Bkz., Schall, James V, A Latitude for Statemanship? Strauss on St.Thomas, s.134.
74
Bkz.,Drury, Shadia B, The Political Ideas of Leo Strauss, s.105.
217
ihtiya olduunu retir. Ne zgr felsefi aratrma ne de politik aktivite insann amac
olabilir.
75
Strauss, L, NRH, s.164.
76
Bkz.,Merrill, Clark A, Leo Strausss Indictment of Christian Philosophy, ss.89-91,99.
77
Strausstan akt.,a.g.e.,ss.91-92.
218
Straussa gre, nihai tiran, dier tm tiranlar gibi, kitleleri maniple ederek
kendi evrensel toplum dnn gereklemesini salar. Nihai tiranl daha nceki
tiranlk formlarndan ayran zellii, nihai tirann kendisini bir filozof olarak
sunmasdr.
Buraya dek sylenenlerden de anlalaca zere, Strauss iin politik olan veya
politik alan amann tek meru zemini, felsefedir. nk felsefe, en yksek eylerin
bilgisini araytr. Byle olmasna ramen, bu arayn kendisi ezoterik bir forma
brnmek zorundadr. Aksi takdirde, felsefe sahte felsefeye veya ideolojiye dnr ve
akl bizzat kendisini ykar. Straussa gre, liberalizm de siteyi amay nerir ama bu
ama en yksek mutlulua ynelmi deildir. Snrsz bireysel mutluluk ya da haz
aray, birlikte yaamann imknn ortadan kaldrr. O halde, yalnzca, ezoterik bir
formda gerek mutluluk aray bizi sitenin dnyasnn dna karabilir ve bu pek az
kimsenin gerekletirebilecei doal haktr.79
Esasnda, Hristiyan felsefesi gibi, Yahudi ve slam felsefesi de, akl ile vahyi
badatrma veya uzlatrma abas ile karakterize olurlar. Bununla birlikte, Straussa
gre, Hristiyan filozoflarn telif abalar ile slam ve Yahudi filozoflarn abalar
arasnda derin bir farkllk vardr. Bu farkllk, Hristiyanln znde insann sosyo-
politik yaamn tm boyutlaryla dzenlemeyi amalayan bir hukuk deil, teoloji
78
Strausstan akt., Merrill, Clark A, Leo Strausss Indictment of Christian Philosophy, ss.92-93.
79
Bkz., Schall, James V, A Latitude for Statemanship? Strauss on St.Thomas, s.144.
219
olmasndan doar. Hristiyan filozoflar iin vahyin anlam onun bir dogmalar dizisi
olmasdr. Onlar vahyi bir inan meselesi olarak anlarlar.80 Bunun temel nedeni,
Hristiyanlar iin vahyedilen eyin, yani Tanrnn kelamnn sa Mesih olmasdr.
Hristiyan kutsal metinler ncilde sa Mesihin yaam ve retisinin yazl
kaytlarndan tretilir. Bu durum, Hristiyanl ilah yasa yerine kutsal retiyi temel
alan bir din yapar. Bu sebeple, Straussa gre, Hristiyanlk, Yeni Yasa (kainos
nomos) olarak anlalamaz; o, Yeni Ahit ya da yeni buyruktur.81
Buna karlk, Strauss, vahyin hem Yahudiler hem de Mslmanlar iin Yasa
(Torah, eriat) karakteri tadn syler. Hristiyanlktan farkl olarak, slam ve Yahudi
filozoflar iin vahiy, tam da bir sosyal dzen, yalnzca eylemleri deil ayn zamanda
dnceleri ve kanaatleri dzenleyen tmyle-kuatc bir dzendir.82 Hakikaten de,
hem slam hem Yahudilik, insann gndelik yaamn ne yiyeceinden ne giyeceine
kadar, tm ayrntsyla dzenler. Bu yzden Strauss, vahiy yerine Yasa szcn
kullanmay tercih eder. Ona gre, vahiy ok genel bir terimdir ve hem Yahudi hem
slam vahyi Yasa formunda ortaya kar.83
80
Bkz.,Strauss, L, How to Begin to Study Medieval Philosophy, RCPR, s.221.
81
Bkz. Strauss, L, PAW, s.11; Brague, Remi, Athens, Jerusalem, Mecca: Leo Strausss Muslim
Understanding of Grek Philosophy, Poetics Today, 19:2, Porter Institute, summer, 1998, s.253.
82
Strauss, L, PAW, s.9.
83
Bkz., Fradkin, Hillel, A Word Fitly Spoken: The Interpretation of Maimonides and the Legacy of Leo
Strauss, Leo Strauss and Judaism, s.64.
84
Akt.,Brague, Remi, Athens, Jerusalem, Mecca:, s.252.
220
yasann akl tarafndan kabul edilebilir nitelikte olmas deildir.85 nsanlar, vahyin
emirlerine, onlar rasyonel olduklar iin deil, Tanrnn emirleri olduu iin uyarlar.
Ayrca, Yahudilikte ve slamda vahyin yasa formunu ald ve kuatc bir dzen
oluturduu tezi, nomos (yasa) ile topos (yer/lke) arasndaki zsel iliki balamnda
dnlmelidir. slam ve Yahudilikte rasyonaliteyi kuran ey, nomosun toposa bal
klnmasdr. Bu balanma dolaysyla nomos yerden bamsz, evrensel, salt buyruk
olarak anlalamaz; o, somut ve tmyle-kuatc dzendir.
85
Bkz.,Strauss, L, PAW , s.11.
86
Bkz.,a.g.e., ss.10-11.
87
Bkz., McAllister, Ted V, Revolt Against Modernity, s.198.
88
Strauss, L, How to Begin to Study Medieval Philosophy, RCPR, s.221.
221
Guidenn balanglar arasnda yaplacak bir karlatrmada apak bir ekilde
grlebilir. Aquinasn Summasnn ilk maddesi, felsefenin yan sra kutsal retinin
gerekip gerekmedii sorusunu ele alr. Bylelikle, felsefenin huzurunda kutsal doktrini
hakl klar. Buna karlk Maimonidesin Guidenn ilk blm Tekvin 1:27 stne
ayrntl bir yorum formunda grnr.89 Fakat aslnda ada bni Rd gibi
Maimonides de
Felsefe ile din arasndaki ilikiyi dnmedeki bu farkllk, ayn zamanda, slam
ve Yahudi filozoflarn dncelerinin beslendii kaynan farkl olmasna yol aar:
Hristiyan felsefesinde Aristotelesin Politikas, Cicero ve Roma hukuku merkez bir
yer igal ederken, slam ve Yahudi Ortaa felsefesinde Platonun Devleti ve Yasalar
merkez yer igal eder.91 Bunun nedeni, dinin, ilkin ve ncelikle, felsefi deil, politik bir
olgu olarak kabul edilmesidir. Dinin politik bir olgu olmas, onu insann znel
tecrbesinden doan bireysel yaant formu olarak gremeyeceimiz anlamna gelir. O,
politik topluluun zgl kimliini oluturan eydir. Byle anlalan din, din felsefesinin
deil, politika felsefesinin konusudur. Straussa gre, Yahudi ve slam filozoflar iin
sz konusu politika felsefesi, Platonun Devlet ve Yasalarnda bulunur.92
89
Bkz.,Strauss, L, How to Begin to Study Medieval Philosophy, RCPR, s.222.
90
Strauss, L, PAW, s.20.
91
Bkz.,a.g.e.,s.9.
92
Bkz.,Strauss, L, How to Begin to Study Medieval Philosophy, s.223.
93
Bkz.,Hnler, Solmaz Zelyut, Bir Giri Giriimi:Leo Strauss, s.9.
222
ilah olann, ilah yasann kabul, somut ve balayc yaam dzeni idesinin, yani
insani eylem ve dnce stnde balayc bir otoritenin kabul anlamna gelir.94
94
Bkz.,Janssens, David, , Questions and Caves:, s.134.
95
Strauss, L, How Farabi Read Platos Laws, s.149.
96
Bkz.,Strauss, L, How to Begin to Study Medieval Philosophy, s.224.
97
Bkz.,Zuckert, Catherine, Postmodern Platos, ss.110-111; Pangle, Thomas, Introduction, SPPP, s.20.
223
Koyucu, Prens, Yasa Koyucu ve mam tek bir idedir.98 Drurynin ifadesiyle sylemek
gerekirse, filozof Tanrsz peygamberdir.99 Bylece Straussa gre,
98
Farabiden akt., Fradkin, Hillel, A Word Fitly Spoken: The Interpretation of Maimonides and the
Legacy of Leo Strauss, s.67.
99
Drury, Shadia, The Political Ideas of Leo Strauss, s.31.
100
Strauss, L, PAW, s.17. (talik benim)
101
Straussa gre, Farabi, moral yaam kendi bana iyi olarak grmez; onu, yalnzca arasal olarak,
felsefi yaamn dsal koullarn salayan bir ara olduu iin iyi kabul eder. Bkz.,Zuckert, Catherine,
Postmodern Platos, ss.111,113;Colmo, Christopher, Theory and Practice:Alfarabis Plato Revisited,
The American Political Science Review, vol.86, no.4, 1992, s.967.
102
Bkz.,Strauss, L, How Farabi Read Platos Laws, s.144.
103
Strausstan akt., Dannhauser, Werner J, Athens and Jerusalem or Jerusalem and Athens?, Leo
Strauss and Judaism, s.161.
104
Bkz., Sheppard, Eugene R, Leo Strauss and the Politics of Exile, ss.71-72.
224
rasyonalizmine ayrt edici niteliini veren ey, ilah yasa savunusudur.105 Maimonides
ilah yasann otoritesini hem felsefi hem moral-politik zeminde hakl klar. Bunun
nedeni Maimonidesin, yasann i ve d olmak zere iki anlamnn bulunduunu
dnmesidir.
D anlamyla yasa, vlger oklua hitap ederken, isel anlamnda yasa yalnzca
filozoflara aktr.106 Bu demektir ki, vahye veya ilah yasaya bavuru, hem rasyonel
hem de zorunludur; yalnzca, medenilemi politik yaamn gerei olduu iin deil,
insan doasnn tam anlamyla, yani hem bedenen hem ruhen mkemmellemesi iin
gereklidir.107 Baka bir ekilde ifade edersek, vahiy yalnzca d davran dzenleyen
ve filozof olmayan oklua verilmi insani yasa ya da moralite deildir; o, ayn
zamanda, insann gerek mkemmellemesi demek olan bilginin mkemmellemesini
btnyle iinde barndran ilah yasadr. Dolaysyla, Maimonideste ilah yasa, bir
yandan, Tanrnn bilgisine sahip olmayan, anlamakszn inanan okluu erdeme ve
sosyal mkemmellemeye ynelterek en yksek amac Tanrnn bilgisi olan felsefeye
yer aar. Dier yandan, felsefi aratrmann amac olan Tanrnn varoluunu, birliini,
cisimsizliini, bilgisini, gcn ve eternal oluunu, yani temel hakikatleri retir.
Bylece, tek hakikatin kabul tm insanlar, bilge ile aklsz birletirir.108 O halde,
akl ile vahiy, insani yasa ile ilah yasa arasnda bir atma olmad gibi ilah yasa ile
felsefenin amac bir ve ayndr.109 Bu sebeple, Straussun okumasna gre, Maimonides
iin felsefe, vahyedilmi retinin hakiki anlamn rasyonel olarak bilebilmek iin
gerekli, hatta emredilmi bir etkinliktir.110 Felsefeyi bir emir telakki etmekle
Maimonides, felsefeyi vahyin huzurunda hakl klar.111
105
Bkz.,Green, Kenneth H, Leo Strauss, Routledge History of World Philosophies, s.839.
106
Bkz.,Strauss, L, SCR, s.172;Brague, Remi, Leo Strauss and Maimonides, Leo Strausss Thought,
s.95.
107
Bkz.,Green, Kenneth H, Leo Strauss, Routledge History of World Philosophies, s.40.
108
Strauss, L, SCR, s.171.
109
Bkz., a.g.e.,ss.165-167.
110
Bkz.,Green, Kenneth H, Leo Strauss, Routledge History of World Philosophies, s.840.
111
Bkz.,McAllister, Ted V, Revolt Against Modernity, s.201.
112
Bu bakmdan, Strauss, Cohenin Maimonidesin gerekte Aristotelesi deil, Platoncu bir filozof
olduu grn benimser. Ancak, o, Cohenin Platon ile Aristoteles arasndaki kartl fazlasyla
225
srdrd anlamna gelir. Maimonides, vlger okluk asndan ilah yasann
yorumlanmaya ihtiya duyduunu dnr ve Farabiyi takip ederek Platonun filozof-
kralnn yasa koyucu peygamber olduu sonucuna ular. Peygamber, insani yasa
dolaymyla okluun moral anlamda mkemmellemesini salar. Bylece, o, okluun
moral retmeni olur.113 Ancak, Maimonides, peygamberi yalnzca yasa koyucu olarak
grmez; o, ayn zamanda, bir filozoftur.
abarttn ve Aristotelese hakszlk ettiini dnr. Bu konuda bkz., Zuckert, Catherine, Postmodern
Platos, s.112; Janssens, David, Questions and Caves:, s.129.
113
Bkz.,Strauss, L, SCR, s.166; McAllister, Ted V, Revolt Against Modernity, s.202.
114
Akt.,Arkes,Hadley, Athens and Jerusalem:The Legacy of Leo Strauss,Leo Strauss and Judaism, s.17.
115
Bkz.,Green, Kenneth H, Jew and Philosopher, ss.135-137.
226
III. KISIM: CARL SCHMTT VE LEO STRAUSS
1
Bkz.,Goldblatt, Mark, Dangerous Thinkers, Reason, vol.34, no.5,2002, s.3, (html).
2
Bkz., Meier, Heinrich, The Lesson of Carl Schmitt, s.97.
227
muhayyilemizi ve giderek tm dnyay yerle bir ederdi. Yalnzca savan olduu,
yalnzca ktlerin kazand bir dnya iyiler kadar ktlerin de sonu olurdu. ok daha
nemlisi, gc iar edinenler arasnda diyalog mmkn deildir. Bu durumda, hakikaten
de, atmay merkeze alan ve dost-dman ayrmn politikann kriteri olarak sunan
Schmitt ile kadim politika felsefesinin ada bir temsilcisi olduunu dndmz
Strauss arasnda, terimin gerek anlamnda bir diyalogtan sz edilebilir mi?
3
Bkz.,Ostovich, Steven, Carl Schmitt, Political Theology, and Eschatology, KronoScope 7, 2007, s.65.
228
Almanyasnn douu ve k ile iliki iinde grlmekteydi.4 Nazizmi douran
Alman kltrn anlamak moderniteyi anlamak bakmndan paradigmatik bir neme
sahipti ve bu noktada Schmitt, hi kukusuz, nemli bir entelektel ahsiyet olarak
ortaya kar. Eric Voegelinin syledii gibi, onun [Schmittin] kimlii pheli olabilir.
Fakat, o, yalnzca, Almanyada deil, uluslararas alanda kendi jenerasyonunun
muhtemelen en byk politika bilimcisidir.5
4
Akt.,Hotam, Yotam, Gnosis and Modernity-a Postwar German Intellectual Debate on Secularisation,
Religion and Overcoming the Past, Totalitarian Movements and Political Religions, vol 8, no.3-4,
2007, s.594.
5
Voegelin, Eric, The Collected Works of Eric Voegelin: Selected Correspondence 1950-1984, E.Sandoz,
G.Weiss, W.Petropulos, University of Missouri Press, 1989, s.184.
229
Dolaysyla, Schmitti bir politika bizi, yalnzca kendi plak varoluumuz iinde
yakalar ve bizi taraf olmaya zorlar.6
Schmittin politik olan anlaynn, tpk liberal bir burjuva gibi, politik
dmanla krl ekonomik ilikiler ya da zel trden dostluklar kurmaya izin verdii
sylenilerek, itiraz edilebilir. Gerekten de Schmitt, dmann moral adan kt ya da
estetik adan irkin olmasnn gerekmediini, dmanla ticari iler yapmann karl bile
olabileceini syler. Ancak, burada kesinlikle belirleyici olan husus, dmann kiisel
olarak nefret ettiimiz ya da sevdiimiz biri olmamasdr. Dman, kendisiyle atma
potansiyelimizin her zaman varolduu yabancdr. Politik dman, bizimkine kart
bir politik birlie dhil olandr. Yani, bizden olmayandr. Dostluk-dmanlk ilikisini
belirleyen, en yksek politik birlik olarak grlen devlettir. Devlet ise varln,
yurttalarnn dost-dman gruplamasn srdrmesine borludur.
Schmittin bizi getirip brakt yer tuhaf bir ksr dngdr ve bu dngde
bireyin, devletin dostluk-dmanlk ilanna itiraz sz konusu bile deildir. nk
Schmitt iin yalnzca devlet insan hayat iin en u tehdidi, yani sava ortadan kaldrr.
Bu bak as, Schmittin hukuku kimliine de uygun der. Nitekim Jabob
Taubesnin ifade ettii gibi,
6
Bkz.,Voegelin, Eric, The Collected Works of Eric Voegelin: Selected Correspondence 1950-1984,s.393.
7
Akt.,Ostovich, Steven, Carl Schmitt, Political Theology, and Eschatology, s.65.
8
Schmitt, Carl, PT, s.13.
9
Schmitt, Carl, CP, s.30; Schmitt, Carl, SK, s.51.
230
sylediinde tam da bu hususa temas etmi olur.10 Schmitt, devlete ylesine ieriden
bakar ki, hukuki pozitivistlere kar karken ne srd kendi ilkesini, yani, devletin
salt legal bir form deil, bir idenin politik formu olduu gereini gzden karr.11
10
Akt.,Chignola, Sandra, The Experience of Limitation: Political Form and Science of Law in the Early
Writings of Eric Voegelin, Politics, Order and History: Essays on the Work of Eric Voegelin, eds.S.A.
McKnight, G.Hughes, G. L. Price, Continuum International Publishing Group, 2001, s.77.
11
Bkz.,a.g.e.,ss.75-77.
12
Schmitt, Carl, CP,s.27.
13
Bkz.,Bahnisch, Mark, Derrida, Schmitt and the essence of the political, the Australasian Political
Studies Association (Australian National University, Canberra)n Political Theory Stream Jubilee
konferansnda sunulan makaleye u adresten ulalabilir.arts.anu.edu.au/sss/apsa/Papers/bahnisch.pdf.s.6.
14
Bkz.,Lwith, Karl, The Occasional Decisionism of Carl Schmitt, Martin Heidegger and European
Nihilism, ed.R.Wolin, trans.G.Steiner,Columbia University Press, NY, 1995, ss.148-151.
231
grnmeye balar. Zira, Schmitt iin Strauss yalnzca okkazyonel politik dman
deildir; ayn zamanda teolojik vizyonu gerei onurlu ama mukadder dmandr.
Her ne kadar partiye katlmadan nce Yahudi dostlarnn olduunu bilsek de, Schmittin
Nazizm ile olan ilikisini frsatlk tezi ile aklayamayz. Tersine, bize gre, onun
Yahudi-kartl klasik Katolik anti-semitizmin rndr ve politik retisini byk
lde belirler. Ayrca ok eletirdii pozitivistler gibi, hakikati egemenin szne
indirgeyen Schmitt iin bu diyalog, elbette ki kendi duruunun dna kmas demektir.
Ama ilgintir, Meier gibi savunmac bir refleksle Schmitte yaklaanlar iin, Schmittin
Strauss gibi nl ve saygn bir filozofla kurduu iliki, onu aklamann bir yolu olur.
Meier Schmittin Straussla diyalogunu, onun son sznn faizm olmadnn bir
iareti olarak okumay tercih eder.15
Schmittin son sz faizm olmayabilir mi? Meierinki pekl makul bir yorum
olarak grlebilir. Zira, her adan, Schmitt ile Strauss arasndaki diyalog, politik olann
dsallnda vuku bulur; ama aslnda Schmitt iin politik olann tesinin olmadn,
bu politik deil demenin kendisinin bile politik olduunu hatrlarsak, evet, gerekten
de, Schmitt asndan bu imknsz bir diyalogtur. Ama Strauss asndan bu, ayn lde
imknsz deildir. Zira, Strauss iin politik olan herey demek deildir. Aristoteles,
bize, politika biliminin en yksek pratik bilim olduunu syler, ama hibir zaman en
yksek teorik bilim olduunu sylememitir. Felsefe, politik olan amann yoludur.
stelik Strauss, ne srdnn tersine, kendi ahsnda hem bir Yahudi hem bir filozof
olmay baarr. Schmittin tersine srgndeki bir Yahudi olarak Straussun dzen ve
istikrardan sz etmesi imknszd. Felsefenin evrensel sorular ve hakikatleri gibi hibir
yerdeydi; yuvaszd. Bu yzden, Straussun ahsnda Yahudi olmak filozof olmay
dlamaz. Tersine modern dnyada yersiz yurtsuz Yahudi, trajik bir bilgelik figr
olarak karmza kar. ayet filozof olmak idealarn doyumsuz seyri iin maarann
15
Bkz.,Howse, Robert, From legitimacy to Dictatorship and Back Again, Law as Politics, s.56. Ancak,
burada unu belirtmeden gemeyelim: Schmittin sava sonras yazd notlar okuduktan sonra, Meierin
kendisi bile artk onun anti-semitik saldrlarn frsatlk olarak grmenin ok zor olduunu
dnmeye baladn itiraf eder.
232
karanlk dnyasn brakmay, tek kelimeyle vatansz kalmay gerektiriyorsa, bilgeliin
en iyi rnei, kukusuz bir Yahudidir.16
Yahudi, yalnzca yersiz-yurtsuz olduu iin bilge deildir; ayn zamanda filozof ile
sosyal dzen arasndaki ilikinin paradoksal doasndan tr bilgedir. Strauss,
Almanyada Yahudi toplumunun yesi olarak yaar. Onun bir Nazi olan Schmittle
diyalogu, kukusuz, kendi toplumunun ahlaki-politik deer yarglarna gre bir
ihanettir. Yahudi inancna dnmenin yolunu Yahudinin kendi cemaatine, yani Yahudi
yaam tarzna dnmesinde gren Strauss, Schmitte yneldii lde kendi cemaatinin
dna der. 1960larda Chicago niversitesinde ders veren bir baka Yahudi Hannah
Arendt, muhafazakr grleri ve Nasyonal Sosyalizme ilikin deerlendirmeleri
yznden kavgal olduu Straussun durumunun yaratt ironiyi yle tarif eder:
Straussun takdir ettii grleri savunan bir politik parti onun gibi bir Yahudiye yer
bile vermez.17
233
Rockefeller bursu ile nce Fransaya, daha sonra da ngiltereye g etmeye zorlar.
Straussun, hakknda referans mektubu yazarak Rockefeller bursu almasn salayan
kii, Schmittten bakas deildir. Schmitt, Straussun kendi kitab hakknda yazd
denemeden ok etkilenmitir. H. Meierin bildirdiine gre, Schmitt asistan
G.Kraussa, Straussun Notlarna atfta bulunarak, unlar syler: Onu [Notlar]
muhakkak okumalsn. O, iimi okudu ve beni, baka hi kimsenin yapamad tarzda,
rntgenledi.18 Bir mektubunda Schmitt, daha da ileri giderek, unlar syler.
18
Akt.,Meier, Heinrich, Carl Schmitt and Leo Strauss: the Hidden Dialogue, s. xvii.
19
A.g.e.,s.8 dip 7.
20
Strauss Schmitte srasyla, 13 Mart 1932, 4 Eyll 1932 ve 10 Haziran 1933 tarihli mektup gnderir.
Mektuplar iin bkz.,Meier, Heinrich, Carl Schmitt and Leo Strauss: the Hidden Dialogue,ss.123-128.
21
Bkz.,a.g.e.,ss.129-130.
234
nk o, szn politik gcnn snrl olduunu bilir. Fakat ayn zamanda o, yine
Sokrates gibi, szn bizzat kendisinin bir praksis olduunu da bilir. Sokrates, bizzat
kendi yaamyla, insani yaamn doas gerei diyalojik bir yapya sahip olduunu
kantlar. ou zaman ters yz edilmi bir formda ortaya ksa da, insan insan olabilmek
iin diyaloga girmek durumundadr; yalnzca insan olmann bir zorunluluu olduu iin
deil, ayn zamanda btn kendisini yalnzca paralarda gsterdii iin diyalog, en
insani etkinliimizdir. nsan, diyalog veya sz araclyla varla gelir. nsani olan ve
insani olan aan her ey szn rahminde mayalanr.
Bununla birlikte, felsefi szn amac insanlara bir doktrin empoze etmek
deildir; o, tam da, insann kendi insani snrlarnn farknda olma ars olarak varolur.
Strauss, bize, Sokratesin gten yana olan Thrasymakhos ile olan diyalogunun bile
hibir zaman dmanln ncelemedii bir dostla yaplan diyalog olduunu syler.22
Benzer biimde, Arendt, Sokratesin filozofun politik fonksiyonunun, yasa koyucuya
ihtiya duymayan bir dostluk anlayna dayanan ortak bir dnya tesis etmek olduuna
inandn syler.23 Dostluk, dostlarn mtereken paylatklar bir ey hakknda
konumalarndan oluur.24 Byle bakldnda, Nazi gemiine ve politik teorisinin
radikal imalarna ramen Schmitt ile Strauss arasndaki diyalog, politik olann dost-
dman ya da gl-gsz diyalektiini aan bir boyuta iaret eder. Zaten, Straussa
gre, filozoflar ile filozof olmayanlar gerek anlamda ortak bir mzakere
gerekletiremezler.25 yleyse, bir Yahudi ile bir Alman Katolii arasnda politikann
dar dnyasn aan bir dzlemde bir diyalogtan sz etmek merudur, nk politik
olan nedir? sorusu, hem politik teolog Carl Schmitt hem de politika filozofu Leo
Strauss arasnda bir diyalog zemini oluturur. almamzn birinci ve ikinci ksmnda,
hem Schmittin hem Straussun, bu soruyu yalnzca politik deil, ayn zamanda teolojik
bir soru olarak anladklarn gstermeye altk. yleyse, Strauss ile Schmittin
karlama zemini, teolojik-politik bir sorundur; nasl yaayacaz?
22
Strauss, L, CM, s.74.
23
Arendt, Hannah, Philosophy and Politics, Social Research, vol.71, no.3, fall 2004, ss.436-437.
24
A.g.e.,s.435.
25
Strauss, L, Liberal Education and Responsibility, AIPP, s.329.
235
Politik olan nedir? sorusu balamnda; bsbtn iki kart cevapla m yoksa iki
ayr dzlemde verilen iki ayn cevapla m kar karya bulunduumuza, imdiden karar
vermek zor. Buna, belki de en iyi, bu almann sonunda karar vereceiz. Ama en
azndan unu syleyebiliriz; Straussun Schmitt ile politik olann doas hakkndaki
diyalogunun nihai amac, Schmittle uzlamaktan ok Sokratik bir tarzda onu kendi
cevabnn snrlar stne dnmeye davet etmektir. Arendtten dn alarak sylersek,
yalnzca kendisiyle konuma tecrbesine sahip biri, bir dost olma, bir baka beni
kazanma kapasitesine sahiptir.26 Eer, Straussun syledii gibi, adalet kendini
grebilme kapasitesi ise, her zaman bakalarnn gzlerine ihtiya duyacaz demektir.
Bu bakmdan Strauss, ayn zamanda, Schmittin adil olmak iin ihtiya duyduu drst
ve itidal sahibi bir gzdr. imdi, sylediimiz eyi daha ak hale getirmek iin,
Strauss ile Schmitti, politika felsefesi ile politika teolojisini kimi zaman yan yana, kimi
zaman kar karya getirerek politik olan nedir? sorusuna verdikleri cevab
karlatrarak ilerleyelim.
Yahudi ve Filozof; Straussun bir insann ayn anda hem bir Yahudi hem bir
filozof olamayaca tezine meydan okuyan bir balk setiimizin farkndayz.
Straussun da pekl bildii gibi, bu tez yalnzca teorik olarak doru olabilir. Akl ile
vahiy, bilgi ile inan, Atina ile Kuds, filozof ile Yahudi birbirine yalnzca teorik olarak
karttr. nk, yalnzca felsefenin vatan ve devleti yoktur, bir insan olarak filozof
vatansz yaayamaz. Vatan, devlet ya da polis; insann kolektif varln kuran tzsel
deerler ve sembolik anlamlar dnyasdr. Belli trden dnya grlerinin, ethik
tavrlarn, inan sistemlerinin, sosyal pozisyonlarn politik otorite kazanmak iin politik
mcadeleye giritii, birbiriyle yart ya da att bu dnya felsefi akla deil,
doksaya, yani inanca dayanr. nsann sosyo-politik dnyas felsefi akl ya da bilgi
26
Arendt, Hannah, Philosophy and Politics, s.438.
236
temelinde tesis edilmediine gre, filozof da bu dnyann kurucusu deil, yalnzca bir
parasdr. Unutmayalm ki btn paradan her zaman daha byktr ve onu kuatr.
Aslnda, Straussun kendisi de, felsefe ile din arasnda harmoni bulunduu
olgusuna deil, bu ikisini badatrma abalarna itiraz eder.29 ki ayr ey arasnda bir
harmoniden sz etmek bir eliki deildir. Tersine, harmoni tam da kart iki eyin
birlikteliinden doar. Hayatn kendisine bakalm; kadn ve erkek, siyah ve beyaz, nee
ve hzn, gece ve gndz vs. Hayat, tm kartlarn birleerek akt bir nehire benzer.
O, tam da bu kartlar sayesinde vardr. Harmoni buradadr; dengenin kendisindedir.
Kartlar birletirme abas, ancak birini dierine kurban etmek pahasna
gerekleebilir. yleyse, felsefe ile din arasndaki ilikiyi diyalektik bir iliki olarak
dnmek daha dorudur.
Buradan hareketle, Straussun Yahudi ve politika filozofu olmak zere ifte bir
kimlie sahip olduunu, bu iki kimliin atma iinde olmayp uyum iinde olduunu
27
Strauss, dindar olmayan iyi bir Yahudi dnr olmann vazgeilmez zelliini, sadakat/ballk,
entelektel drstlk ve hakikat ak olarak sralar. Dindar olmayan iyi bir Yahudi dnr, insann
kendi kklerinden kopamayacann, felsefi etkinliinin amac olan mkemmelleme abasnn ancak
iine doduu ve kiiliinin geliimine katkda bulunan toplumda mmkn olabileceinin farkndadr.
Bkz.,Luz, Ehud, How to Read the Bible According to Leo Strauss, ss.265-267
28
Bkz.,Orr, Susan, Strauss, Reason and Revelation: Unraveling the Essential Question, ss.30-31,38,40;
Batnitzky, Leora, Leo Strauss and Emmanuel Levinas, s.217.
29
Bkz.,Strauss, L, Philosophy and Revelation, Leo Strauss and the Theologico-Political Problem s.171.
237
ve nasl yaayacaz? sorusuna, filozof ve Yahudi olarak bir ve ayn cevab verdiini
dnyoruz. Bu erevede, bir Yahudi ve klasik bir politika filozofu olarak Strauss,
politik yaamn amacnn erdem veya moral mkemmelleme olduunu ve bu amacn
ilkin felsefi akl deil, yasa olarak anlalan dini gerektirdiini dnr. Bu minvalde o,
politik olann felsefeyle deil, din, yasa ya da gelenekle ilikili olduunu ne srer ve
gelenein medeniletirici bir boyuta sahip olma imknn olumlar. nsan
medeniletiren, topluma kimliini ve birliini veren ey, tzsel anlamlar ve kolektif
deerler btn olarak tanmlayabileceimiz kltrdr. Genellikle din, insann kendi
tarihi iinde kendisinin yaratt ve gemiten gelecee aktard deerler, inanlar,
gelenekler btn olarak anlalan kltrn bir unsuru olarak kabul edilir. Aktr ki, bu
anlamda, Yahudilik, Yahudi kltrnn bir paras deildir. Tersine, Yahudilik, insani
kltr kuran politik bir gtr. Elbette, Straussun da ifade ettii gibi, Yahudi mirasna
veya kltrne dayanmayan bir Yahudi devletinin ii bo bir kabuktan fark yoktur.
Nihayetinde her politik g sembolik bir anlamlar dnyasn varsayar. Ama Yahudilik
sz konusu olduunda, zorunlu olarak, politik sylem dzeyine geeriz. nk
Yahudilik, kltrn politik bir formda srdrlmesini ve korunmasn emreder. Bu
erevede, din ya da daha zelde Yahudilik, insann yalnzca sosyal ilikilerini
dzenleyen bir moral deildir. Yahudiliin zsel anlam, onun balangtan itibaren
politik kimliin kurucusu olmasdr. Bunun en iyi kant, Yahudi tarihinin bizzat
kendisidir.
30
Tekvin 12:1-3;Jenson, Robert W, Eschatology, The Blackwell Companion to Political Theology,
s.407.
238
yasakoyucunun rol hususunda gl bir ittifak vardr. yleyse, aslnda, Yahudi olmak
filozof olmay dlamaz. Strauss bir Grek-Yahudidir. Elbette, bir filozof olarak
Straussun tercihi aktr. O, Kuds akln, felsefi aratrmann konusu klarak
Atinann saflarnda yer alr. Ama nihayetinde Yahudilik logos olarak ortaya kt
iin zorunlu olarak Grektir.31 Grek felsefesinin mesaj Yahudiliin mesajyla uyuur.
Derridann ifadesiyle, Yahudigrek grekyahudidir. Ular buluur.32
31
Bkz.,Megill, Alan, Arln Peygamberleri, ev. T.Birkan, Bilim ve Sanat, Ankara, 1998, s. 453.
32
Derridann bu ifadeyi, James Joyceun Ulyssesinden aktardn belirtelim. Bkz.,a.g.e.,s.453.
33
Bkz.,Platon, Yasalar, 713c-e.
34
Bkz.,a.g.e.,713a.
35
Akt., Agamben, Giorgio, Kutsal nsan, s. 49.
36
Bkz., Platon, Yasalar, 713e-714a.
37
Bkz., Hobbes, Thomas, Leviathan,ss.64-65.
239
balayc bir form kazanmas gereklidir. Bunun iin, hem Strauss hem de Schmitt,
daima bir yasa koyucuya ihtiya olduunu dnr.
Aktr ki, insani eyler ile ilah eyler arasndaki snr, fazlasyla
geikendir. Straussun teolojik-politik problem, Schmittin ise politik(a)
teoloji(si)kavramyla bu geikenliin zorunluluunu dile getirdiklerini dnyoruz.
Eer insann insan ynetmesi doal deilse ve eer Tanr(lar) bile aracsz ekilde
ynetemiyorsa, temel politik sorun kimin ynetecei sorunudur ve bu politik sorun,
teolojik kavramlar iin iine sokulmakszn cevaplanamaz.38
38
Ulusuluun teolojik kavramlara referansta bulunmakszn politik otoriteyi merulatrmann modern
yolu olduu ileri srlebilir. Dorudur, modernite, teolojik kavramlar politik alann dna srerek politik
yapy halk egemenlii kavram altnda yeniden ina eder. Bu bakmdan, modern devlet formasyonu,
meruiyet kaynann ya da statkonun el deitirmesine iaret eder. Bununla birlikte, kutsallar alann
terkederken, kutsallar alanndan kp kutsaln olmad bir alana girmeyiz; belirli trde kutsallarn ikamet
ettii bir yaama tarzndan farkl trde kutsallarn ikamet ettii bir kutsallar alanna geeriz. Schmittin
politik dnce tarihine ilikin yorumu, bize, egemenlik, g, otorite gibi sekler politik kavramlarmzn
bile orijininde kanlmaz olarak teolojik olduunu gsterir.
240
zsel birer paras olur. Politik alanda politik aktrler tzsel deerlerin temsilcileri,
savunucular ya da ideologlar olarak varolurlar. Bu, bize, iki eyi gsterir. lkin, politik
alan, metafizik gerilimler ve antitezler ile ynlendirilmektedir. kinci olarak, politik
kimliklerimiz, Marksizmde olduu gibi, ekonomik kaynaklar ve retim aralar stne
verilen snf mcadelesi yoluyla retilmez; fakat, politik kimliimiz, liberalizmde
olduu gibi, pazarn arasal, ekonomik kar ve tatmin dnda hibir deer iermeyen
rasyonalitesine gnderimle de anlalamaz. Eer politik mcadele ekonomik-maddi
kar temelinde deil, kavramlar, deerler ya da sembollerin anlam hususunda
yrtlen bir mcadele ise, politik kimliklerin formasyonunda ve politik eylemin
biimlenmesinde tzsel deerlerin ve sembolik anlamlarn kuruculuu daha fazla
demektir.
Anlam sorunu, yalnzca moral bir sorun deildir; ncelikle politik bir sorundur.
Eer politik yaam, zorunlu olarak, yneten-ynetilen ilikisine dayanyor ise; eer
dnyay ve sosyo-politik gereklii alglama biimimizi belirleyen ey, kavramlar,
deerler ve semboller ise, politik mcadele, Kalyvasn tanmlamasyla sembolik
mcadeledir. Burada ama, Pierre Bourdieunun ifade ettii gibi, meru dnya
vizyonu retmek ve empoze etmektir.39 Gereklii yeniden tanmlamak suretiyle
sosyal dnyann sembolik yaplarn dntrmek, politik toplumu yeni ilkeler
temelinde yeniden kurmak demektir. Dolaysyla, sembolik mcadele, politik
topluluun formunu belirleyecek yeni tinsel otorite ve meru politik g olma
mcadelesidir.
39
Akt.,Kalyvas, Andreas, Democracy and the Politics of the Extraordinary: Max Weber, Carl Schmitt and
Hannah Arendt, s.24.
40
Bkz.,Rabinbach, Anson, In The Shadow of Catastrophe, s.42.
241
olurlar. Politika felsefesinin mmkn olup olmad meselesine, imdi, durduumuz bu
yerden bakmak gerekir.
Politik eylerin doasnn bilgisi ile politik eylerin doasna ilikin doksa
arasnda bir kartlk vardr. Doksa ile episteme arasndaki bu kartln, Straussu
terminolojide pek ok dile getirilme biimi vardr; felsefe ile din, akl ile vahiy, bilgi ile
inan, Atina ile Kuds.41 Biliyoruz ki, doksa epistemeden, inan bilgiden, din felsefeden
nce gelir. Ve yine biliyoruz ki, doksa, politik yaamn zsel unsurudur. Bu durumda,
hl, doksann yerine epistemeyi geirme giriimi olarak politika felsefesinden sz
etmek mmkn mdr? Zira, Straussun da pekl bildii gibi, ilkin filozofun hakikatin
yannda saf tutacak olmasndan ve ikinci olarak, politik yaamla ilgili zsel
snrlamalardan tr, episteme doksann yerini alamaz. Bu mmkn olduu zaman
bile, o artk episteme deil, doksalar arasnda bir doksadr.
41
Burada, Straussun dini, salt bir doksa olarak grdn sylemediimize dikkat ekmeliyiz. Bununla
birlikte, Straussun felsefi bilgeliin duyu algs, akl yrtme (reasoning), anlama ya da idrak diye
evirebileceimiz noesis yoluyla iledii ve ilahi bilgeliin tersine hibir zaman insann duyusal ve aklsal
glerinden ayrlmad tezi dikkate alndnda, vahyin bilisel statsnn tartmal hale geleceini
syleyebiliriz. Bu konuda daha ayrntl bir tartma iin bkz.,Rhodes, James M, Philosophy, revelation
and Political Theory: Leo Strauss and Eric Voegelin, The Journal of Politics, vol 49, no 4, 1987.
242
olabilecei gibi; yalnzca kamusallk kazandnda sosyal dzenin mtereken
paylalan temeli olabilir.
Burada, Strauss iin politik olan sorun, ilkin, kimin insann kolektif varln
tesis eden ve nasl yaayacann snrlarn izen bir adalet sylemini sosyal dzenin
sembolik temeli haline getirecei ve bylelikle demosu grnr klacadr. kinci ve
daha temel anlamda, politik olan sorun ise, bizzat demosa zgl kimliini veren ve
onu grnr klan rejimin ne olduudur. Kimin ynetecei sorunu, bir toplumda hangi
tr insanlarn otorite olaca sorunundan ayrlmaz. Bir toplumun yaama biimini
belirleyen ey, politik gcn dalmdr. Egemen erk mlk sahipleri olduunda rejim
oligari, varlkszlarn olunca demokrasi olur. Adalet salt yasa veya yasa ile tesis edilen
bir ey olmayp bir dzen ilkesi olduu ve rejim deitiinde adalet lleri de
deiecei iin, kimin ynetecei veya rejim sorunu, ayn zamanda, politik adalet
sorunudur. Hangi trde toplum ya da rejim dierinden daha adildir? Bu, Strauss iin
politik olan sorusunun, yalnzca bir ynetim sorunu deil, ayn zamanda ethik bir
sorun olduunu gsterir.
42
Burada ideoloji kavramn olumsuz bir tarzda kullanyor grnmekle birlikte, ideolojinin insan
yaamnn zorunlu bir unsuru olduunu dnyoruz. Burada, ideoloji kavramn Straussu bir tarzda
anlamak daha yerinde olur. Strauss, bir ideoloji tanm gelitirmemi olmakla birlikte, her toplumun
243
artk bir ideden deil, politikann hizmetine koulmu, dolaysyla doas gerei
arptlmaya ak, eylemin nceden tasarlanm amacn gerekletirmeye ynelik bir
sreten sz ediyoruzdur.
Politik sorunun ynetme sorunu olmasnn bir dier nedeni, felsefenin toplumun
varln gerektirmesidir. Toplumsal alan doksai alandr. Bizzat Sokratesin felsefi
etkinlii, bize, felsefi szn, ona kar kmak ya da onunla uzlamak iin bile olsa,
doksay ya da gelenei43 (nomos) gerektirdiini gsterir. Gelenek, yalnzca, kendisi
araclyla insani dnyaya aldmz, yani sosyalletiimiz bir ortam ve arac deildir.
O, ayn zamanda, kendisine isyan ederek farkl otorite biimleri ile tanmamz
salayan gemiin mirasdr.44 O, norm ve deerleriyle dnyamz biimlendiren
gemiin otoritesi ve tarihin bilgeliidir. Modern bilin, gelenei, ideolojik, baskc ve
kendisinden bir an evvel zgrleilmesi gereken statik bir ey, bir nyarg olarak
yorumlar. Buna gre, gelenek ilerlemenin ve zgrlemenin nndeki en byk
engeldir. Tersine, Straussun vahiy, yasa ya da din yorumunu takip ederek syleyecek
olursak, gereklikle anlaml bir iliki kurabilmemizin ilk yolu ve ortam gelenektir;
iinde nefes alp verecei, kendisini tanmlayaca bir vokabler ve deerler kayna olarak ideolojiyi
doal ve zorunlu bulur. Onun itiraz byle anlalan ideoloji kavramna deil, teoriyi meknik bir biimde
pratie uygulamaya alan filozoflarn ideolog olma rolnedir. Aslnda, ideoloji kavram, anlam ve
kullanm bakmndan tek bir tanm iine sktrlamayacak genilikte bir kavramdr. O, kimileri iin bir
yanlsama, mensuplar asndan bakldnda ise kendi dnyalarn anlamlandran, dahas onlara kurtulu
vaat eden bir sylem biimidir. Tarihsel geliimine bakldnda, ideoloji kavram, yanl bilin ya da
gerekliin arptlm imgesi olarak pejoratif bir tarzda anlalmadan nce, normatif bir tarzda ileyen
ideler ve fikirler bilimidir. Bu fikirler biliminin ii, doru, yani akln onaylayaca trde fikirlerin zihinde
nasl olutuuna dair bilimsel bir aklama yoluyla aydnlanm, rasyonel bir toplumun inasna katk
salamakt. Bu anlamda ideoloji, balangta, insanlarn davranlarna yn verenin fikirler olduunu,
fikirlerin oluumunun belli bir takm yasalarnn bulunduunu ve bu yasalar kefettiimizde gerekliin
iyiletirilebilecei dncesini zetliyordu. deoloji kavram ve kavramn tarihsel geliimine ilikin daha
ayrntl bilgi iin bkz.,Baumann, Zygmunt, Siyaset Aray, ev. Tuncay Birkan, Metis Yay, 1999,ss.119-
140; Eagleton, Terry, deoloji, ev.M.zcan, Ayrnt Yay, 1991, ss.12-58
43
Burada, doksa ile gelenei birbirine zde eyler olarak grmediimize dikkat ekmeliyiz. Trkede
doksa, genellikle, kan, san veya kanaat terimlerinden biriyle ifade edilir. Platonda o, epistemeye
kart olarak duyusal eylerin bilgisidir. Strauss, her ne kadar politika felsefesini doksay yerinden etme
giriimi olarak tanmlasa da, bu yalnzca epistemolojik adan doru olabilir. Gerekte, politik bir gr
noktasndan, insan dnyay yalnzca doksa yoluyla alglar. Kltr dediimiz ey, kolektif olarak
yaratlm bir doksadr veya stnde uzlalm doksai btndr. Bu bakmdan, Straussta doksann
hakiki anlam, fenomenolojinin doal tavr dedii eye yakndr. Doksa, iine gml olduumuz ve
doarken hazr bulduumuz Lebensweltimizdir. Belli trden normlar ve toplumsal pratikler kmesi olarak
gelenek ise, kltrn bir parasdr. Elbette, her gelenek farkl trden doksai ihtiva eder, ama her doksai
beinin bir gelenek oluturduu sylenemez.
44
Felsefe dinin ya da gelenein otoritesine meydan okur ama onun kendisi de, pekl, bir otorite
formudur. Felsefe otoritenin reddi deildir, yalnzca bir baka otoriteden taraftr; felsefi arayn ve akln
otoritesi. Byle bakldnda felsefe, anarizmin tam karsnda yer alr.
244
gelenek hem insann sosyal ilikilerini dzenleyerek ona klavuzluk etme ve onu
medeniletirme hem de onu felsefeye yneltme gcn iinde barndrr.45
Gelenek felsefi sze araclk eder. Platoncu diyaloglar bunun en iyi delilidir.
Diyalogda retilen ngrler bir sre olarak diyalogun kendisinden ayrlamaz. Zira
hakikat dediimiz ey, tarihin tesinden gelmez; o, bir gelenee katlm ve sonrasnda
ondan kopma ile vuku bulur. Gadamere kulak verelim. Ona gre, bu, herhangi bir
fenomeni anlamaya ynelik her trden insani teebbsn zorunlu artdr. Aktr ki,
katlmadnz, paras olmadnz bir eyi eletiremez, onu amaya alamazsnz. Bu
bakmdan, gelenek, kesinlikle, zgrletirici bir potansiyele sahiptir.46
Son olarak, politik sorunun bir ynetme sorunu olmasnn sebebi, adalet
talebidir. ster tek bana ama ister daha yksek bir iyinin arac olarak dnlsn,
adalet en temel politik sorundur ve dier insanlarla birlikteliimizin tartmasz ortak
45
Gelenek ile dinin zde saylp saylamayaca bir tartma konusudur. Burada bu tartmaya girmek
niyetinde deiliz. Fakat, en azndan, bu tartmalara bakarak unu sylemek mmkn grnyor: din
gelenein en nemli paras ve hatta tutkaldr. Gelenek, Straussu bir terminoloji ile dile getirmek
gerekerse, atasal olandr. Atasal olan, gemiten bugne intikal eden ve muhtemelen gelecee intikal
edecek olandr. Bu tanmlama, gelenei babadan oula miras kalan, intikal eden ey olarak tanmlayan
dnce ile uyuur. Ayrca, belirtmeye bile gerek yok ki, Strauss iin atasal olan veya gelenek, otoritesini
ilah yasadan veya dinden alr. Gelenek konusunda bkz.,Shils, Edward, Gelenek, nsan Bilimlerine
Prolegomena, ev-Der: H. Arslan, Paradigma Yay, stanbul, 2002, ss. 145-179.
46
Gelenek karsndaki tutumlar bakmndan Strauss ile Gadamer arasnda bir benzerlik tespit etmek ilgi
ekici olabilir. Gadamer, anlama etkinliinin her zaman bir n-anlamay, yani yorumcunun iinde
yaad ve nyarglarn biimlendiren belli bir gelenei gerektirdiini syler. Bu tanmdan da
anlalaca gibi, gelenein zsel bileeni yalnzca diyaloga dayal bir anlama deildir. Anlamann
gerekleecei dilsel ortam toplumdur ve toplumlar, doas gerei, nyarglar, ideolojiler ve doksai ierir.
Habermas gelenein ideolojik boyutunu ihmal ettii gerekesiyle Gadameri eletirir. Strauss
hermeneutik bir teori gelitirmemekle birlikte, onun felsefeyi hermeneutik bir giriim olarak
dndn sylemekte bir saknca yoktur. Habermasn Gadamer eletirisi balamnda
dnldnde, Strauss, toplumu kuran ve onun varln srdrmesini salayan politik dilin ideolojik
boyutunu kabul eder. Straussta politik dil, hemen her zaman, bir toplumda dinin de facto egemen yorumu
olarak tanmlayabileceimiz Ortodoksinin izini tar. Felsefe, hi kukusuz, Ortodoksiye, otoriteye
isyandr. Ama, her isyan, ayn zamanda, mevcut gereklii farkl tarzda yorumlama zgrldr. Bu
balamda, felsefe hermeneutik bir aktivitedir ve gelenei yorumlamak sz konusu gelenee kar
sorgulayc tutumun bizzat kendisidir. lgintir, bu, Gadamerin kendisini dogmatizmle, gelenee kr
krne itaat etmekle sulayan Habermasa verdii cevabn zdr. Bununla birlikte, Straussun felsefi
hermeneutiki, Sokratesin sergiledii trde, diyaloga dayal hermeneutik bir praksis mi yoksa bir
monoloji mi olacaktr? Strauss iin felsefenin bir yaama biimi ve eitimin, en yksek anlamda felsefe
olduu dikkate alndnda, Sokrates iin olduu gibi, Strauss iin de, felsefenin uygun tek formu
diyalogtur; dostlar arasndaki diyalog. Gadamerle ilgili olarak bkz.,Gadamer, Hans Georg, Tarih Bilinci
Sorunu, Toplum Bilimlerinde Yorumcu Yaklam, der.P.Rabinow, W.Sullivan, ev.Taha Parla, Hrriyet
Vakf Yay, st, 1990, ss.82,84; Wachterhauser, Brice R., Anlamada Tarih ve Dil, nsan Bilimlerine
Prolegomena,ss.243-245; Hermeneutik ve Hmaniter Disiplinler (der-ev,H.Arslan, Paradigma Yay, st,
2002)in nc blm, Gadamer-Habermas tartmasna tahsis edilmi.
245
zeminidir. Bir Latin atasznn dedii gibi, dnyann yklmamas iin brak adalet
yerini bulsun (Fiat justitia, ne pereat mundus). Bir toplumda adalet, ancak o toplumu
oluturan tm paralarn uyumu halinde mmkndr. Toplum btn, snflar ise
toplumun paralardr. Filozof toplumun btn deil, yalnzca bir parasdr.
Toplumun bir dier paras, vlger okluk veya halk kitlesidir. Felsefe kitleyi
ynetemez. Dolaysyla, toplumu oluturan tm paralarn uyum iinde olmas
isteniyorsa ve adalet denilen ey zaten tam da bu uyumun kendisi ise, temel politik
sorun, kimin ynetecei ya da hem vlger okluun hem de felsefi aznln varlna
izin veren olabilecek en adil rejimin ne olduu sorunudur.
Strauss iin btn, noetik heterojenlik ile karakterize olur ve ancak kendisini
oluturan paralarda grne kar. Paralar heterojen bir nitelik arzettiine gre,
politik eyler ile politik olmayan eyler, vlger okluk ile felsefi aznlk arasnda zsel
bir farkllk vardr. Platon ve Aristotelesten bildiimiz zere, akl, insann en insani
yetisi olmakla birlikte, insan ruhu yalnzca akldan olumaz. nsanlarn byk bir
ksmnda, akldan ok arzular ve tutkular egemendir. te tam da bu sebeple, akln
otoritesinin yan sra politik-din otorite zorunludur. Felsefe, toplumlarn yaamnda
ilkin zehir ve yalnzca ikincil olarak bir panzehir olduunun bilincidir. Bu yzden, bir
politika filozofu olarak Straussun, tpk Platon gibi, otoritenin iki farkl insan grubu
(vlger okluk ile felsefi aznlk) nedeniyle iki farkl yoldan tesis edilebileceini
dnd kanaatindeyiz: Korku ve kna. Aydnlanm felsefi aznlk, ister Tanr ister
ruhun mkemmellemesi adna olsun, politik alan tahrip etmenin bir ktlk veya
adaletsizlik olduunu bildii srece, kendi daimonunun peinden gitmekte zgrdr.
Ama, aydnlanmam vlger okluun ancak korkuyla yasaya riayet etmesi salanabilir.
Platona gre, ceza korkusu, ayn zamanda ve zorunlu olarak Tanrsal yasay
ineyenlerin peindeki cezalandran adalet korkusu olmadka, insanlar yasalara
istemeyerek boyun eecekler ve yasa tiranca buyruk olmaktan baka bir ey
olmayacaktr. Daha da kts, her eyi bildii sans ile karar verme creti gsteren
zgr insanlarn demokrasisi iinde insanlar, yneticilere boyun emeyip yasalara
kar bile geleceklerdir.47 yleyse, her eyin ls insan deil Tanrdr.48
47
Bkz.,Platon, Yasalar, 700e-701a.
246
Platon iin olduu gibi Strauss iin de din, polisin veya bir lkenin politik-ahlaki
dzeni ile kopmaz biimde birbirine baldr. Felsefe ile din arasndaki iliki bir ya/ya-
da ilikisi olarak dnlmemelidir; o, hem/hem de ilikisidir. Felsefe ve din insann
farkl gereksinimlerine cevap veren iki ayr varolma modudur. Dolaysyla, iki hasm
arasndaki dmanlk, paradoksal olarak, dosta bir dmanlktr.
Adalet sylemi, elbette ki, yalnzca kitleye ynelik deildir. O, ayn zamanda,
toplumun dier parasn, felsefi aznl kapsamak durumundadr. imdi, biliyoruz ki,
btne veya tm eylere numen deil, fenomenler, grnler veya doksa alanndan
ulalabilir. Straussa gre, eylerin yzeyine ikin ve yalnzca eylerin yzeyindeki
problem, eylerin kalbidir.49 Yzey, derinliktir ve eyler bize kendilerini tam da
yzeyde gsterirler.50 Temaaya adanm felsefi bir yaam ideali, doksadan hakikate
ykselmek demektir. Strauss iin en yksek yaamn felsefi yaam olduu ve politik
yaamn, onurunu politik yaam aan bir eyden ald dikkate alndnda, filozof iin
en adil olan ey, ynetmek deil, ynetmemektir. Burada, ynetmekten kastmz, elbette
ki, filozofun temaa alann terk ederek aktif politikacya dnmesi ve dorudan politik
dnyann bir paras olmasdr. Yoksa Straussun felsefeyi dolayl yoldan bile olsa
politik alan etkilemekten men ettiini dnmyoruz.51
48
Bkz.,Platon, Yasalar, 716c.
49
Strauss, L, TM, s.13;Rosen, Stanley, Hermeneutics as Politics, s.116.
50
Bu noktada, hakikati doksa veya grn alanna yerletiren Arendt gibi Straussun da Heideggerin
gizinden kma (aletheia) olarak yorumlad hakikat anlayndan etkilendiini sylemek mmkndr.
Esasnda, hem Arendt hem Strauss iin ana model Sokratestir. Straussun tersine Arendt hakikat ile
doksa arasndaki kartl ortadan kaldran, iletiimsellii, plraliteyi ve muhtelif gr noktalarn
vurgulayan bir teori imknn kucaklar. Bu konuda ve ayn zamanda Heideggerin aletheia olarak hakikat
anlaynn Arendtin politik teorisi stndeki etkisi konusunda aydnlatc bir makale iin bkz.,Assy,
Bethania, Hannah Arendts Doxa Glorifying Judgment and Exemplarity A Potentially Public Space,
Veritas, vol.50, no.1, 2005.
51
Felsefe, diyalogtur. Diyalog, ya Sokrateste ve bizzat Straussun retmenlik pratiinde olduu gibi,
filozof ile filozof olmayan ama felsefeye ak dostlar ve renciler arasnda ya da Aristoteleste olduu
gibi, filozof ile centilmen arasnda vuku bulur. Diyalog, felsefenin znde pedagojik bir etkinlik
olduunu kantlamann yan sra felsefeye, yani en yksek ve en iyi yaam biimine zg tek pratiktir.
nk, bu pratiin esas amac bizzat felsefenin kendisini pratik etmektir. lk durumda, diyalogun amac,
felsefi yaama geleneinin sonraki kuaklara aktarlmas ve bylece felsefenin yaamaya devam
edebilmesidir. Baka bir ifadeyle, filozof olmayan ama felsefeye ak genleri filozof olma yolculuuna
kmaya ikna etmektir. Bu gerekletiinde, yalnzca felsefe yolculuuna kan genler deil, toplum da
deiecektir. Her ne kadar felsefe amoral bir etkinlik olsa da, bilgelik itidalden ayrlmazdr. Felsefe
byk filozoflar arasndaki sohbeti dinlemektir ve bu sohbet felsefe yapan genci filozof deilse bile,
itidal sahibi, erdemin ve mutluluun daima eksik kalacan bilen, iyiliin ve ktln insani eylerin
dzeni iindeki yerini kavram bir centilmene dntrebilir. Felsefenin, kimi kriz dnemlerinde, kritik
247
Straussu politik alan mutlak hakikatler veya evrensel ilkeler temelinde tesis
etmeyi savunan bir dogmatik olarak grmediimiz, yukarda sylenenlerden ak olsa
gerektir. Tersine, felsefi szn hakiki anlamn ve snrn samimiyetle ortaya
koymasnn, Straussun en nemli miras olduunu dnyoruz. Bu erevede,
Sokratik veya politika filozofu olarak Strauss, skeptik Strausstur. Hakikaten de,
Strauss, btnn bilgisinin ulalmaz bir karakterde olduunu syleyerek tm
dogmatik bilgi iddialarn reddeder. Ancak, felsefenin zorunlu olarak skeptik bir
karakter tamas, onun zorunlu olarak nihilist olduu anlamna gelmez.52 Straussun
felsefi skeptisizmi, btnn, doann veya Tanrnn, felsefi kavrayn tesinde
kalan bir hakikate sahip olma imknn alkoyar. Btnn bu ele gemez nitelii
sebebiyle felsefi sorular ebedi, ama cevaplarmz geicidir.
Tpk Arendt gibi, Strauss da, felsefe ile politika arasnda bir atma olduunu
ve felsefenin insani eyler alann veya politik alan tahrip etme potansiyelinin
bulunduunu dnr. Felsefi yaam mmkn tek yaam biimi deildir.
Dnce/temaa yaam versus eylem yaam, felsefe versus politika kutuplar arasnda
tercihi ilkinden yana olmakla birlikte, Strauss, politik alan akn ilkelere gre
dzenlemeyi reddeder. Dana Villa, vurguladmz bu hususu harikulade biimde yle
zetler:
etmek suretiyle toplumsal yaam iyi ynde dntrerek kurtarc bir ilev stlenmesi, toplumlar
asndan kukusuz devrimci ama felsefi adan yine de yalnzca ikincil bir etkidir.
52
Peter Levine, Nietzsche and the Modern Crisis of Humanitiesde, tam da bunu yapar. Straussun
skeptisizminin zgl karakterini gzden kard iin, onu ezoterik bir tarihselci, bir Nietzscheci ve
nihayetinde bir nihilist olarak sunar. (Suny Press, 1995, ss.152-167)Nihilizm, tm ahlaki deerlerin, bilgi
iddialarnn ve dorularn olumsuzlanmasdr. Bu tanm dikkate alndnda, ezoterik bir okumayla bile,
Straussun yazlarnda nihilizmin zerresine rastlamak zordur.
53
Villa, Dana, The Philosopher versus the Citizen: Arendt, Strauss, and Socrates, s.157. Hakikaten de,
Villann iaret ettii gibi, doksadan hakikate ykselmekten sz etmek ile hakikatin doksa iinde gizli
olduunu dnmek farkl eylerdir ve Sokratik diyalogun doas konusundaki bu ayrlktan tr Strauss
ile Arendt arasnda ok temel bir kartlk vardr. Villa, Dana, The Philosopher versus the Citizen:
Arendt, Strauss, and Socrates, Political Theory, vol.26, no.2, 1998, s.157; Arendt, Hannah, Philosophy
and Politics, ss.433-434. Ancak, gerekte Strauss, btnn kendisini oluturan paralarda grne
kt olgusunu yadsmaz; yadsd ey, doksann btnn tamam olduu dncesidir. Ona gre,
kanlar hakikatin yalnzca paralar olabilir. Bkz.,Strauss, L, NRH, s.124. Bu hususta, Straussa en yakn
isim, muhtemelen Eric Voegelindir. Zira, idealizmi ve materyalizmi paray btn saydklar iin
248
Straussun, Arendt gibi, yzeyi, grn veya doksay ontolojik bir deerle
donatmad ve doksay yalnzca filozofun ham maddesi olduu iin nemsedii
dorudur; fakat, Villann da teslim ettii gibi, Sokratik Strauss doksay ykmaz.54
nk, o, yine Villann vurgulad gibi, Sokratesi, ilkin ve ncelikle, felsefenin hem
kendi varln korumak hem de toplumun huzuru iin, farkl insan tiplerini dikkate
almak zorunda olduunu reten bir retmen olarak grr. Bundan dolay, Strauss,
Villann ne srdnn tersine, tpk Sokrates, Arendt ve Schmitt gibi, politik olann
ilk olduunu kabul eder. Bu yzden, Straussun bize sunduu ilk ey, politik yaam
(bios politikos) ile teorik yaam (bios theoretikos) arasnda bir seim deildir;
olumsallk ile zorunluluk, teori ile pratik, politika ya da insani dnya ile felsefe
arasndaki ilikinin diyalektik karakterinin kabuldr.55
eletiren Voegelin, Varlkn btnselliini belirli bir para ya da boyutu derecesine indirgemeyi
reddeder. Germino, Dante, Eric Voegelin-nsan Yaamnn Arasnda, ada Siyaset Felsefecileri,
ev.M.Diner, stanbul, 1981, s.110.
54
Bkz.,Villa, Dana, The Philosopher versus the Citizen: Arendt, Strauss, and Socrates, s.158.
55
Villa, Straussun bize, son tahlilde, felsefe ya da politika dikatomisinden baka birey brakmadn
dnr. Bu, yalnzca bir adan dorudur. Evet, Strauss, felsefi yaam idealinin savunucusudur ama, ayn
zamanda o, bunun, yalnzca bir ideal olduunu da kabul eder. Straussun en nemli rencilerinden Harry
V.Jaffa, Shadia Druryye cevaben yazd bir makalesinde, Straussun sophia ile phronesis, teori ile
pratik arasndaki ilikiyi bir kartlk ilikisi olarak deil, diyalektik bir iliki olarak grdn
belirttiinde, tam da bu hususu dile getirmi olur. Bkz.,Villa, Dana, The Philosopher versus the Citizen:
Arendt, Strauss, and Socrates, ss.165; Jaffa, Harry V, Strauss, Philosophy, and Politics, Political
Theory, vol.15, no.3, August 1987, ss.323-324.
249
atmann bir sentezde son bulmasn mit edebiliriz ve hatta sentezin yalnzca
praksiste mmkn olduunu dnebiliriz.
56
Strauss, L, Politika Felsefesi Nedir?, s.36.
57
A.g.e., s.37
250
teolojinin ats altnda dnenler ise, bunu, ya politik yaam dzenleyen ilkelerin
zaten vahiyden karlan ilkeler olduu nclnden hareketle, politik olana ilikin
gerekli yegne aratrma alannn politik(a) teoloji(si)olduunu dndkleri; ya da
politik teolojiyi politika felsefesinden daha kapsaml bir bilim olarak tasarladklar iin,
ne srerler.58
58
Bkz.,Kurtolu, Zerrin, slam Dncesinin Siyasal Ufku, letiim Yay, st, 2007, ss.54-57.
59
Strauss, Leo, Politika Felsefesi Nedir?, PFN, s.34; Bkz.,Strauss, Leo, Restatement on Xenophons
Hiero, WIPP, s.116; Rosen, Stanley, Hermeneutics as Politics, s.119; Batnitzky, Leora, Leo Strauss and
Emmanuel Levinas, ss.118,131.
60
Bkz., Kurtolu, Zerrin, slam Dncesinin Siyasal Ufku,ss.51-52.
251
filozof, politikay kendisine konu edinir. Tam da bu sebeple, politika filozofuna elik
eden temel soru, insan gerek mutlulua gtrecek rejimin ne olduu sorusudur.
252
aklanabilir. Politik teologun perspektifinden kendi adna bilgi sasz bilgidir;
hakikat zihinsel haz dnda bireye hizmet etmez. Kendi adna bilgi ile vahyin
hizmetindeki bilgi ayrm, bir bakma, entelektel mkemmelleme ile moral
mkemmelleme arasndaki ayrma benzer. Entelektel mkemmelleme, felsefe ya da
felsefi bilgi, bize, bir ahlak sunmayaca gibi zgl bir politik dzen tesis etme amac
da tamaz. Oysaki
62
Meier, The Lesson of Carl Schmitt, s.20.
63
Bkz.,a.g.e., s.xiv.
64
Bkz.,a.g.e,s.16.
65
Tam da bu yzden Sokrates, bir retmendir; diyalog yoluyla sorgulamadan benimsediimiz deerleri,
dnmeden verdiimiz yarglar, bize retildii gibi kabul ettiimiz ve taraftar olduumuz ilke ve
konumlar fesheden bir retmen. Bkz.,Strauss, L, CM, ss.59,105-106.
253
Bu durumda, doru olan nedir? ya da adil bir sosyal dzen nedir? sorusu,
ancak insani bilgelik zemininde cevaplandrlabilir. Straussun Yahudi ve Ortaa slam
dnrlerine ynelik okumasndan hatrlayacamz gibi, vahiy bir yasa olarak ortaya
km olsa da, kendisini yorumlayp kitlelere yasa olarak sunacak yasa koyuculara
ihtiya duyar. Farabiden hatrlayacamz zere, ilah terimi bile, gerekte, fazlasyla
insanidir.66 Bu, bize, yeryznn kendinde ikin normatif bir dzeni olsa bile, bu
dzenin tesisinin, daima, insan iradesinin ii olduunu gsterir. Bu durumda, politik
teoloji, pratik deil, yalnzca teorik olarak imknsz bir konumdur. Tersine, insani
politik dzen, doas gerei, kadim ya da modern, sekler ya da deil, her zaman bir
politik(a) teoloji(si) ihtiva eder.
Arendt, iktidar, kuvvet ve iddetin yan sra ikndan kesin olarak ayrd
otoriteyi saygdan neet eden gnll itaat olarak kabul eder. Kiiye ya da makama
duyulan saygnn kaybolmas durumunda otorite de gzden yiter. Basknn yan sra
ikna iermeyen bir otorite, ancak, kiilerin ya da toplumlarn sayg duyduklar ve bu
66
Bkz.,Strauss, L, How Farabi Read Platos Laws, s.149.
67
Arendt, Hannah, Gemile Gelecek Arasnda, ev.B.S.ener, letiim Yay,1996, s.132.
68
Arendt, Hannah, iddet zerine, s.51.
254
yzden sorgusuz sualsiz, kendiliinden ve gnll olarak itaat ettikleri kurumlar
olabilir. nsanlar bu kurumlarn emirlerine uymak iin ayrca ikna etmeye ya da onlar
zerinde bask kurmaya gerek yoktur. Straussu takip ederek syleyecek olursak, bir
toplumda bu tanma uyan ilk otorite biimi doksa ya da gelenektir.
Genel olarak bakldnda, fikirler tarihi iinde din tecrbenin akn ve ikin
yorumu arasnda bir atma vardr. Bu atma, bir ya/ya-da keskinliinde mutlak bir
karar gerektirir. lahi olan ya tmyle tekidir ve bundan dolay onun hakknda hibir
ey syleyemeyiz. Yani, ilah olana ilikin znel bir tecrbeden sz edemeyiz. Ya da o,
btnyle teki deildir. Onu tecrbe edebiliriz ama bu sefer de onu kutsal olarak
255
adlandramayz. Modern a, Kantn rnekledii tarzda, ya ilah olan, kutsal veya
btn reglatif bir ideye, bir kavrama indirger; ya da modern rasyonalizasyonun
arln dzeltme ihtiyac iindeki ada din tecrbe doktrinlerinin ne srd
tarzda, din tecrbenin ilah olanla znel karlamada temellendiini ne srer.
Rasyonalizm ile irrasyonalizm, objektivizm ile sbjektivizm dikatomisinden kmann
yolu, btn rasyonel bir vokabler iinde tanmlayan ama sbjektivizm batana
saplanmayan Yahudi teoloji geleneine (Maimonidese) dntr.69
256
nomosu da yoktur. Ya da Yahudi Straussa kulak verelim; politik bamszlk ayn
zamanda tinsel bamszlktr.70
Politik(a) teoloji(si) kavramn literatre sokan ilk kii Schmitt deilse bile,
Meiere gre onu pozitif bir kavrama dntren ve disiplinler aras bir etkinlik alan
kazanmasn salayan kiidir.71 Meierden rendiimize gre, Schmitt kavram Rus
anarist Bakuninden alr.72 Anarizm, insann iyi olduu ve dolaysyla dnyevi
herhangi bir gcn korumasna, gcne ve ynetimine ihtiya duymadn ne srer.
Bu sebeple, o, tm politik otorite trlerini ve devleti reddeder. Bakuninin ateizmi,
Tanrnn ve vahyin varln da reddeder. nk, ona gre, insani bir kurgu olan
Tanrnn varlna iman, insann kleliinin gerek sebebidir, tm ktln gerek
70
Strauss, L, SCR, s.3.
71
Bkz.,Meier, Heinrich, Leo Strauss and the Theologico-Political Problem, s.77.
72
Politik teoloji kavram, ilkin, Stoallar tarafndan kullanlmtr. Stoik Panaetius, teolojiyi tre
ayrr (theologia tripertita): Mitik, Doal ya da Fiziki ve Sivil teoloji ya da Politika teolojisi. lk tr
teoloji, iir sanatnda, dramalarda ve mitologyalarda sergilenir. kinci tr teoloji, filozoflarn Tanr ya da
Tanrlarn hakiki doalarn bilme araylar iinde ortaya kar. M. I. yzylda Roma politikasnda etkin
bir ahsiyet olan stoik M.Terentius Varro, bunlar arasnda en yksek olann sivil teoloji ya da politika
teolojisi (theologia politike) olduunu syler. nk, o, din kltlerin ve inanlarn politikaclar
tarafndan politik dzene uygun hale getirilmesinden oluur. Bkz.,Moltmann, Jrgen, Political
Theology, Theology Today, vol.28, no.1, 1971,s.9.
257
kkdr.73 Aktr ki, Bakunin, Schmittin kabul ettii her eyin olumsuzlamasdr;
anti-teolojik olann teologu ve anti-diktatrln diktatrdr.74
73
Bkz.,Schmitt, Carl, RCPF, s.36.
74
Bkz.,Meier, Heinrich, The Lesson of Carl Schmitt, ss.7-9.
75
Bkz., Meier, Heinrich, Leo Strauss and the Theologico-Political Problem, ss.77-80.
76
Bu noktada, Schmittin Nietzscheye olan entelektel borcunun, yorumcular arasnda, hararetli bir
tartmann konusunu oluturduunu belirtmeliyiz. Szgelimi, McCormick, Schmittin dncesini
teknoloji kritiine indirgedii iin onu Nietzschenin mirass sayar. Biz, Schmittin Nietzscheye olan
entelektel borcunun bir baka balamda ortaya ktn dnyoruz. Bu sebeple, Schmitt ile Nietzsche
arasndaki iliki hususunda Kalyvas, Cristiyi ve Ojakangas takip edeceiz. Bu konuda
bkz.,McCormick, John P, Carl Schmitts Critique of Liberalizm; Kalyvas, Andreas, Review
Essay:Whos afraid of Carl Schmitt, ss.91-94,100,115 dip 15; Cristi, Renato, Carl Schmitt and
Authoritarian Liberalism, ss.4-6; Ojakangas, Mika, Philosophies of "Concrete" Life:From Carl Schmitt
to Jean-Luc Nancy, Telos, no 132,fall 2005, Telos Press, ss.26.33.
77
Aykut elebi, Meierin Schmittin politik(a) teoloji(si) kavramn Stoa ya da Varrodan deil,
Bakuninden almas nedeniyle iflah olmaz bir irrasyonel muhafazakr anarist olduunu iddia ettiini
syler. Bunun tersine, biz, Meierin Schmittin dncesinin merkezinde vahye olan inancnn
258
herhangi bir teolojik dogmayla ilgili deildir, fakat uzmanca-teorik ve
kavramsal-tarihsel bir problemle; teolojik ve hukuki
argmantasyonun ve idrakin kavramlarnn yapsal zdelii ile
ilgilidir; o yaygn bir metafizii takip etmez, fakat Bat
rasyonalizminin hem en yksek derecede gelimi hem de
mkemmelen biimlenmi tarihsel rneklerine, yani eksiksiz hukuki
rasyonalitesiyle birlikte Katolik Kilisesi ve ius publicum Europaeum
[Avrupa kamu hukuku] devletine ilikin sistematik dnme iinde
gelimi spesifik kavramlarn yardmyla bir yeniden meguliyetin
klasik rneiyle ilgilenir.78
Fakat, politika teolojisinin teolojik bir dogmayla ilgili olmad tezi yanltr ya
da Schmittin kendi teolojisini gizleme isteinin bir ifadesidir. almamz boyunca
gstermeye altmz zere, Schmittin politik(a) teolojisi teolojik bir dogmay, ilk
gnah dogmasn temele alr. Hristiyanln pesimist antropolojisi, ilk gnahtan tr
politik gcn iyi ve zorunlu olduunu retir. Schmittin egemenlik doktrinini politik(a)
bulunduunu vurgulayan, muhtemelen, ilk kii olduunu dnyoruz. Meier, ne The Lesson of Carl
Schmittte ne Carl Schmitt and Leo Strauss: The Hidden Dialogueda ne de hatta Leo Strauss and the
Theologico-Political Problem iinde yer alan What is Political Theology?de, Schmitti bir anarist
olarak resmeder. Tersine, Meierin kelimeleriyle sylersek, balangtan itibarenpolitik(a) teoloji(si)
inancn hakikatine inanr. (What is Political Theology?, s.85) Meierin Schmitti ele ald yazlar,
yukardakine benzer pek ok cmle ve pasajla doludur. Ayrca, hem bir muhafazakr hem de bir anarist
olmak nasl mmkndr? Bakuninin rnekledii anarizm, her trden otoritenin (Tanr, Devlet, Kilise,
vs) reddiyle karakterize olur. Meier, gerek The Lesson of Carl Schmittte gerek ise What is Political
Theology?de, Schmitt ile Bakunin arasna keskin bir hat eker. Bakunin iin Tanrya inan yalnzca
kleliin kant ve tm ktlklerin, tm idari ve politik otoritenin hakiki kkdr. (The Lesson of Carl
Schmitt, s.8 dip 19) Bkz.,elebi, Aykut, Kurald Durumlarda Karar Vermek, s.130.
78
Akt, Ulmen, Gary, Introduction, RCPF, s.xiv.
79
Bkz.,de Vries, Hent, Religion and Violence, ss.217-218.
259
teoloji(si) bal altnda takdim etmesi, bu antropolojiyi takip ettiinin en ak
delilidir.80 Zaten bu yzden teolojik olan politik olann sine qua nonudur.
yle de dnebiliriz; eer politik(a) teoloji(si) genel bir egemenlik teorisi ise,
politikay teolojik bir plann sahnesi klan teolojik politika bu egemenliin nasl ve
hangi ilkeler zemininde tesis edileceinin spesifik bilgisini ierir. Nihayetinde tek bir
teoloji yoktur, dolaysyla tek bir politik(a) teoloji(si) de olamaz. Bu demektir ki,
Schmittin politik teorisi ancak onun zgl teolojisi balamnda anlalabilir. Hakikaten
de, Schmittin gl tarihselciliinin, yasayla snrlanamayan egemen figrnn ve
dost-dman kartlnda temellenen politik olan anlaynn gerisinde zgl
teolojisinin olduu dncesindeyiz.
80
Bkz.,Bates, David, Political Theology and the Naz State, ss.416-417.
81
Bkz., Meier, Heinrich, The Lesson of Carl Schmitt, s.xii.
82
Bkz.,Ojakangas, Mika, A Terrifying world without an exterior: Carl Schmitt and the metaphysics of
international (dis)order, The International Political Thought of Carl Schmitt, eds.L.Odysseos, F.Petito,
Routledge, 2007, s.208.
260
Schmittin teolojisinin ieriini ve politik olan anlay bakmndan tad
nemi daha sonra tartacaz. Ama, bunu yapmadan nce, burada bir tesbitte bulunmak
istiyoruz. Politika ile teolojinin e zamanl varoluu sebebiyle, kavramlarn semantik
eitliliine ya da oulluuna imkn veren ikin olgusalln kabul ile sabit, mutlak
bir referans noktasnn ya da tarih-d akn bir yapnn kabul arasndaki znde
gerilimli diyalektik iliki, Carl Schmittin dncesinin en temel karakteristiidir.83
Nitekim metinlerinde kendisini gsteren bu diyalektik sebebiyle, Schmitt, San
diyalektikisi olarak adlandrlr.84
Ayn anda hem tarihe hem vahye bu vurgu bir paradoks deil midir? Zira, ilki,
kendi tarihsel balammz iine mevzilenmeyi, ikincisi ise tam da onun dna kmay
gerektirir. Ayrca, bu durum, Heinrich Meierin de ifade ettii gibi, Schmittin politik
teolojisini bir ikilem ile kar karya brakr. Bu ikilem, vahye inanca dayanan bir
politik teorinin tarihle snrlanm olmasdr. O, bir yandan tm kavramlarn tarihsel
olduunu syler ve tarihi tek otorite olarak kabul eder; dier yandan, tarihi aan bir
83
Bu balamda, bize gre, Dyzenhaus tz ile tzszlk arasndaki zm g bir ikilemden, atmay
temele alan bir politika anlay ile dzen ve gvenlik aray arasndaki derin gerilimden szettiinde,
ayn hususu dile getirmi olur. Dyzenhaus, David, Legality and Legitimacy:Carl Schmitt, Hans Kelsen,
Hermann Heller, Clarendon Press, Oxford, 1997, ss. 96-97.
84
Bkz.,Zhang, Xudong, Political Philosophy and Comparison: Bourgeois Identity and the narrative of the
Universal, Boundary, 2:32, Duke University Press, 2005, s.83. dip 5.
85
Bkz.,Schmitt, Carl, SK, s.29.
86
Schmitt, Carl, SEPS, s.309.
261
hakikat olarak vahyi bu dnyada egemen klmaya alan bir politik teolojiyi tarihsel
eylem olarak anlar.87
Akn olan ile ikin olan, ilah olan ile dnyevi olan, teolojinin te dnyas ile
politikann bu dnyas arasnda diyalektik bir iliki ngren bir tarih tecrbesinin
mmkn olabilmesi iin, eylemlerin ve hatta politik rejimlerin ardk bir biimde
birbirini izledii dngsel zaman anlaynn88 yklp, izgisel bir zaman anlaynn
ortaya kn beklemek gerekir. Tarihi ba ve sonu belli, kendi iinde tutarl ve
anlaml bir birlik, bir sre ve bir eylem alan olarak gren eskatolojik bilin, ilkin,
srail kavminin Tanrs Yahovann akl sr ermez evrensel Tanrya dnmesi ile ortaya
kar.89 Bundan byle, mmin iin, gemi ve gelecek hakknda dnmek, gelecei ve
gemii birlikte dnmek, bir imkn deil, zorunluluk olur. Zira, ilkin srailin Tanrs,
her yerdedir; o, alla ard Musaya peygamberi olmasn emreden, insan
yarattna piman olup Tufan ile yok eden tarihsel akn tek yazardr. Tarihin efendisi
ve yazar olan bu dinamik Tanr iin, tarih, tanrsal eylemin alan olarak varolur. O,
insani dnyaya mdahale eder ve bu bakmdan kendini somut olaylarn iinde grnr
klar. Dolaysyla, mmin iin, Tanry dnmek onun eylem alan olarak tarihi
gzlemekle mmkndr. kinci olarak, onun nceden bildirdii zamann sonunda,
insan, dl ya da ceza beklemektedir. Amele gre belirlenecek olan bu dl ya da ceza
87
Bkz.,Meier, Heinrich, The Lesson of Carl Schmitt, ss.122-123.
88
Bkz.,zlem, Doan, Tarih Felsefesi, ss.17-20.
89
Bkz.,Owen, David, Maturity and Modernity, s.105.
262
beklentisi, tarihi belli bir erekle donatr. nsan iin bu erek, kurtulutur ve ona
ulaabilmek iin her an hem gemii hem gelecei dnmek zorundadr.90
90
Bkz.,Armstrong, Karen, Tanrnn Tarihi, ev. H.Koyukan, K.Emirolu, O.zel, Ayra Yay, 1999,
ss.66,86-87,106,112,132.
91
Bkz.,Versluis, Arthur, Carl Schmitt, the Inquisition and Totalitarianism, s.44.
92
Bkz.,a.g.e.,s. 45.
93
Bkz.,Barreau, Herv, Living-Time and Lived Time: Rereading St.Augustine, KronoScope 4:1,
trans.M.Nelson, Koninklijke Brill NV, Leiden, 2004, ss.39-42.
94
Bkz.,Meier, Heinrich, The Lesson of Carl Schmitt, ss.11-13, 17-18,21,48-49,133-135,149,165,169-170
95
Collingwooddan akt.,Aysevener, Kubilay, Collingwoodun Tarih Felsefesi, s.59.
96
Schmittten akt, Meier, Heinrich, The Lesson of Carl Schmitt, s. 123.
97
Bkz.,Schmitt, Carl, L, s.21; Meier, Heinrich, The Lesson of Carl Schmitt, ss.124-126.
263
kendisidir. Ona gre, teleolojik Hristiyan tarih tasarm sekler tarih felsefelerine yol
am ve bu felsefeler de Hristiyan takdiri ilah idesini dnyaya transfer etmilerdir.98
Szgelimi, Hegel ve Marxn kurtuluu seklarize eden tarih felsefeleri, dnya tarihini
dnya mahkemesi yapar. Hegel, yine de, tarih iinde kendini aan bir hakikat (Geist)
kavramn alkoyarken, Marx ideoloji kavramyla zgrlk ya da adalet gibi deerlerin
snfsal karlarn tezahr olduunu syleyerek tarihi politik eylemin bir aracna
dntrr.99 Bu demektir ki tarihsel sreten bamsz bir hakikat kriteri yoktur.100
98
Bkz.,Barash, Jeffrey Andrew, The Sense of History: On the Political Implications of Karl Lwiths
Concept of Secularization, History and Theory, vol.37, no.1, Wesleyan University Press, 1998,ss.71-73.
99
Bkz.,a.g.e.,s.77.
100
Bkz.,Lwith, Karl, The Occasional Decisionism of Carl Schmitt, s.156.
101
Bkz.,Barash, Jeffrey Andrew, The Sense of History: , s.78.
102
Lwith, Karl, The Occasional Decisionism of Carl Schmitt, s.169. Dnyann kendinde ikin bir
dzeninin bulunmadn ve bu sebeple her tr dzenin insan iradesinin ii olduunu sylemek ile tm
dzenlerin, ilkelerin ve llerin anlamsz olduunu sylemek, farkl eyler sylemek anlamna gelir. Bu
iki farkl sylem biiminin farkl politik tutumlar dourduunu dnyoruz. lki, Schmittte olduu trde
gl bir iradecilie ve desizyonizme hayat verirken, ikincisi anarizme gtrr.
264
her ikisi de Tanrnn arsna bir karlk olmakla birlikte, polisin tarihsel hakikati
ile devletin tarihsel hakikati farkldr.103
103
Bkz., Meier, Heinrich, The Lesson of Carl Schmitt, ss.126-127.
104
Schmittten akt, Dutton, Brett, Leo Strausss Recovery of the Political: The City and Man as a
Reply to Carl Schmitts The Concept of the Political, ss. 65-66, 79-83.
105
Bkz.,a.g.e.,ss. 65-66.
106
Bkz.,Bates, David, Political Theology and the Naz State:, ss.423-424.
265
bakmndan bir Romalym107 diyerek, bu olguyu teyit eder. Arendte gre, tikel bir
olayn kurucu bir ilke ve bu erevede politik bir kurumun temeli haline getirilmesi,
Romann politik mirasdr. Roma, politik yaamda otorite unsurunun gereklilii fikrini
Yunan felsefesinden miras almtr. Bununla birlikte, Roma, otorite modelini, gemite
gereklemi ve tm nesiller iin balayc olan temel politik bir deneyimde bulur;
kurma edimi. Arendte gre, yeni bir siyasi teekkl kurma ii, Romallar iin kendi
tarihlerinin tekrarlanamaz, merkez, tayin edici, benzersiz bir olayn meydana
getirmitir.108 Roma mparatorluunun yklmasndan sonra Roma Katolik Kilisesi,
sann lmn ve yeniden diriliini yeni bir kuruluun mihenk ta ilan ederek ve bu
temelde muazzam kalcla sahip yeni bir insani kurum ina ederek, Hristiyan
inancnn politika ve kurumsallk kart eilimlerinin stesinden gelebilmitir. Bylece
Aktr ki, tikel bir tecrbe olarak sann yeniden dirilii, Schmittin yalnzca
tarihselciliinin kayna deildir. Evrensel yasa yerine istisnai olan dikkate alma
kapasitesine sahip tikel tecrbe ve amoral Tanr konsepsiyonunun, Schmittin
egemenlik teorisinde politik yansmasn bulduunu dnyoruz. Bunu daha sonra
tartacaz. Fakat en azndan, burada, unu syleyebiliriz. Sosyal ilikileri ve politik
organizasyonun formunu belirleyen somut dzen anlamnda yasann yokluu,
Schmittte politik toplumun, Yahudilikte ya da slamda olduu gibi, Tanr ile
peygamber arasndaki bir ahidin sonucu olarak kurulmayacan ima eder. Belirtmeliyiz
ki, bu noktada, Schmitt ile Strauss arasnda temel bir kartlk vardr. Zira, hem Yahudi
hem de slam dncesinde yasakoyucu, yasann yorumcusudur ve nakledicisidir. Ama,
tek bana, yasann yaratcs deildir. Onun iradesini snrlayan ilahi bir dzen vardr.
107
Schmittten akt, Palaver, W, Carl Schmitt on Nomos and Space, Telos, ssue 106, winter 1996, s. 13
dip 52.
108
Arendt, Hannah, Gemile Gelecek Arasnda, ss.165-167. Burada, Romallar iin pietas erdeminin,
dindarlk veya dine saygy aan bir erdem olduunu, gemiin deerlerine ball ifade eden bir anlama
sahip bulunduunu vurgulayalm. Romallar iin dindar olmak gemie sk skya bal olmaktr.
Arendt, otorite kavramnn ilk defa bu balamda ortaya ktna dikkat eker. Ona gre, Auctoritas
kelimesi augere fiilinden gelir ve bu fiilin anlam oaltmak/arttrmaktr. Otorite sahibi olanlar, bu
kurulu ann mtemadiyen oaltrlar.
109
A.g.e.,s.173.
266
Buna karlk, Schmittte politik toplum, yasayla snrl olmayan, tersine kendisi yasa ve
temel ilevi kurmak olan mitik bir kahramann veya egemenin gereklie ilikin kendi
tikel tecrbesi temelinde varla gelecektir. nc blmde greceimiz zere,
Schmittte mitik kahraman veya egemen, sa gibi apolitik olmayacak, sann ruhuna
sahip bir Roma Kayzeri olacaktr.
Grdk ki, Schmitt iin vahyin kendisini zaman iinde ayor olmas, onu,
zorunlu olarak politik klar.110 Bununla birlikte, Schmittin tarih ve buna bal olarak
politika anlayn radikalize eden ey, eskatolojik deil, apokaliptik bir nitelie sahip
oluudur. Nitekim Yahudi filozof-haham Jacob Taubes,111 Schmitte olan entelektel
borcunu ve hayranln teslim ederek, onu kar-devrimci bir apokaliptik
(Apocalyptiker) olarak niteler. Taubes, hem kendisi hem de apokaliptik bir dnr
olarak Schmitte kaynaklk eden eyin, zaman ve tarihi bir tecil (Frist) veya bir sre
olarak anlayan orijinal Hristiyan zaman ve tarih tecrbesi olduuna iaret eder.112
110
Nitekim revelationn manas ifa, anlama, amadr.
111
G.Scholemin rencisi ve yakn dostu olan Jacob Taubes, 1967de Alexandre Kojevei bir konferans
iin Almanyaya davet eder. Konferansn sonunda Kojeve, Almanyada hakknda konumaya deer
biricik kii dedii Schmitti ziyaret etmek iin izin ister. Schmittin kt hretinden haberdar olan,
dahas kendisini ba Yahudi diye adlandran Taubes, bunu duyduunda, kendi ifadesiyle, dehete
der. 1970de resmen tanrlar. O gnden sonra, Taubes, Walter Benjamin gibi, Schmittin
hayranlarndan biri olur. yle ki, Schmittin Plettenbergdeki evinde bir araya gelerek, Pavlusun
Romallara Mektubundan kimi pasajlar okuyup yorumlarlar. Hatta, Taubesnin ifade ettiine gre,
Schmitt ona, Pavlustaki anti-semitik unsurlar gstermeye alr.Bkz.,Bredekamp, Horst, From
Walter Benjamin to Carl Schmitt, via Thomas Hobbes, s.248; Demirhan, Ahmet, nsan Haklarnn
Dekonstrksiyonu:Evrensel versus Cihanuml, s. 4. (27-29 Mays 2006 tarihinde stanbulda
gerekletirilen uluslararas nsan Haklarnda Yeni Araylar sempozyumunda sunulan bildiri)
112
Bkz.,Gold, J.R, Jacob Taubes: Apocalypse From Below, Telos, spring 2006, ssue 134, Telos Press,
s.141. Taubesnin rencisi Amos Funkestein, apokaliptik ile eskatolojik arasnda bir ayrm yapar.
Apokaliptikler, parousia (sann ikinci gelii)nn her an olabileceini dnrler. Buna karlk,
eskatoloji bunun tarihin sonunda gerekleeceini ne srer. Bkz.,Moyn, Samuel, Amos Funkestein on
the Theological Origins of Historicisim, s.646.
267
durumun, vahyin nda yeniden yorumlanmasn gerektirir. Her aa uygulanabilecek
bu hermeneutik aktivite, mevcut tarihsel durumu yeni bir ufuk altnda grmenin yolunu
aar.113
113
Bkz.,Kavacs, J-Rowland, C, Revelation:Through the Centuries, Blackwell Publishing, 2004, ss.1-2.
114
Bkz.,a.g.e.,s.5
115
Bkz.,a.g.e.,s.5.
116
Bkz.,Bambach, Charles R, Heidegger, Dilthey and the Crisis of Historicism, ss.8-9,239-241.
117
Bkz.,Ramo, Hans, An Aristotelian Human TimeSpace Manifold From chronochora to kairotopos,
Tme & Socety, vol 8 (2), Sage Pub, 1999,s.312.
268
ifade eder. kinci olarak, o, karar talep eden bir gerilim zamandr. Son olarak, bir
amac gerekletirme frsatdr.118 Btn anlamlar ierisinde, kairos, eylem ve pratik
bilgelik/basiret (phronesis) ile yakndan balantldr. Zira, bir eyi, doru yerde, doru
zamanda gerekletirmek basiret (phronesis) gerektirir.
Khronos ile kairos arasndaki bu ayrm, Eski Ahitte her eyin zaman
(khronos) ile her iin vakti (kairos) arasnda yaplan ayrmda devam eder.119 Burada
da khronos, objektif, llebilir, takvime bal zaman olarak anlalrken, kairos
kronoloji ya da tarih olarak zamann kart, tecrbeye bal zaman olarak anlalr. Yeni
Ahitte ise Greke kairos, Kyamet gn ve sann ikinci gelii (parousia) iin ska
kullanlr.120 Hristiyanlar iin uyank ve ayk durarak bekledikleri sann ikinci kez
dnyaya gelii, dnyevi-kronolojik takvim zaman (khronos) ile llebilir deildir.
nk parousiann zaman, gelecee ait bir ne zaman? sorusu ile ngrlemez;
tersine, burada, asli soru, Hristiyan mminin bu gelii nasl? karlayacadr.121 Ne
zaman? sorusu yerine Nasl? sorusu, Hristiyan gelecee ak klar ve zaman kairos
olarak tecrbe etmesini salar.
118
Bkz., Ramo, Hans, An Aristotelian Human TimeSpace Manifold From chronochora to kairotopos,
ss. 312-313.
119
Her eyin zaman ve gkler altnda her iin vakti var; (Vaiz 3:1)
120
Bkz.,Ramo, Hans, An Aristotelian Human TimeSpace Manifold From chronochora to kairotopos,
s.324 dip 5.
121
Bkz.,Bambach, Charles R, Heidegger, Dilthey and the Crisis of Historicism, ss.212,214.
122
Bkz.,Cremer, Douglas J, Protestant Theology in Early Weimar Germany: Barth, Tillich and
Bultmann, Journal of the History of Ideas, vol 56, no 2, April, John Hopkins University, New Jersey,
1995, s.299.
269
parousia olarak, bir eye doru devinim olarak varlk kazanr ve zaman (kairos)
hakknda karar vermeyi gerekli klar.123
Schmitt iin, tarih hala sren varln, tarihte pek az insann zamann iaretlerini
okuma hermeneutik becerisine, buradan hareketle tarihsel paralellikler kurma isteine
123
Parousia, -doru, yannda anlamna gelen Greke para n eki ile ousiann birlemesinden
olumu bir isimdir. Greke ousia, orijininde mevcudiyet, hazr bulunu anlamna gelir. Varln
parousia temelinde anlalmas, onun tam da zamansallk ve mevcudiyet olarak anlalmas demektir.
Ancak burada mevcudiyet, salt ousia deildir; o, parousiadr, yani pr zamansallkla karakterize olan
birlikte-olmadr. Bkz.,Bambach, Charles R, Heidegger, Dilthey and the Crisis of Historicism, ss.233-
236.
124
Bkz.,Gold, J.R, Jacob Taubes: Apocalypse From Below, ss.143-144.
125
Bkz.,a.g.e.,ss.146-147; Bkz.,de Vries, Hent, Religion and Violence, ss.238-239.
126
Bkz.,Gold, J.R, Jacob Taubes: Apocalypse From Below, s.147. Jacob Taubes, Schmitt hakknda
yazd kitapta yle syler:
nsan, her ne sylerse sylesin ya da her ne yaparsa yapsn, bunu, zaman
iinde yapar Er ge, gnlerin sonunda, u ya da bu zamanda her ey biter.
nsan, mtemadiyen tartamaz; u ya da bu anda birisi eylemde bulunacaktr.
Yani, zaman problemi moral bir problemdir ve desizyonizm, eylerin sonsuza
gitmeyeceini ifade eder. u ya da bu zamanda, parlamentoda bu sre .ister
kral gizli konseyi ile toplansn ister parlamento toplansn, bunu zaman iinde
yapacaktr ve u ya da bu anda eylemek zorundadrlar. Her kim bunu reddederse,
o, ahlaktan yoksundur. (unmoral) nk o, sonlu olan ve sonlu olduu iin
ayrmak/ayrlmak/bireysellemek (separate), yani karar vermek zorunda olan
insanlk durumunu anlayamaz. Akt, Vries, Hent, Religion and Violence, ss.238-
239.
270
ve devrimci aktivizmine borludur. Bu yzden, sa deil, katekhon Schmitt iin otantik
Hristiyanln temel formudur.
Bu bakmdan, kimin dost kimin dman olduunun tespiti, kimin sa iin kimin
Deccal iin savatnn, kimin katekhon kimin anomos olduunun tespitidir. Fakat
katekhonun varolduu dnda, kim ya da ne olduu bilinemez. Ayn ekilde, yalnzca
bir kez gelecek olan Deccal de insani yollarla tespit edilemez.132 Kimin Deccal kimin
127
Schmitt, Carl, NE, s.60.
128
Taubesnin de iaret ettii gibi, Schmitt iin Deccal bir metafor deildir; tm tarihi kendisinden
hareketle okuduu entelektel bir ilkedir. Schmittin tarihte tespit ettii katekhonlar, Kutsal Roma ve
Alman mparatorluu, mparator II. Rudolph, mparator Franz Joseph, Katolik Kilisesi, Hegel, Savigny
ve Hitlerdir. Bkz.,Ojakangas, Mika, Carl Schmitts Real Enemy: The Citizen of the Non-exclusive
Democratic Community?, s.417;Vries, Hent, Religion and Violence, s.246.
129
Schmittten akt, Meier, Heinrich, The Lesson of Carl Schmitt, s.163.
130
Bkz.,Ojakangas, Mika, Carl Schmitts Real Enemy: The Citizen of the Non-exclusive Democratic
Community?, s.417.
131
Akt, Meier, Heinrich, The Lesson of Carl Schmitt, s.161.
132
Bkz.,a.g.e.,s.163.
271
katekhon olduunun tespit edilememesi, Hristiyanlar Eski-Kt Dmann
133
kurnazlklarna kar uyank olmaya zorlar.
133
Bkz.,Meier, Heinrich, The Lesson of Carl Schmitt,s.164, dip 114.
134
Bkz., a.g.e.,s.162.
135
Bkz.,Ojakangas, Mika, Carl Schmitts Real Enemy: The Citizen of the Non-exclusive Democratic
Community?, s. 418.
136
Bkz.,Palaver, Wolfgang, A Girardian Reading of Schmitts Political Theology, s. 9 (html)
137
Bkz., Palaver, W, Carl Schmitt on Nomos and Space, s.6. (html)
272
baka Tanrya kar koyabilir.138 Versluis gibi Steven Ostovich de, Schmittin dm
maddi dnya ile tinin dnyas arasnda ontolojik bir dalizm gelitirdiini ve bu sebeple
gnostisizme yaklatn ne srer.139 Benzer biimde Horst Bredekamp Schmittin dost
ile dman arasndaki ayrmla gnostisizmin bir tr olan Manieist bir politik anlay
gelitirdiini dnr.140
Voegeline gre, gnostisizmi karakterize eden ey, tarihin ikin seyrine anlam
verme abasdr. Bu aba aknln ikinlemesi ile sonulanr. Ona gre,
gnostisizm, insandaki tahakkm tutkusunu bir tinsellik ve idealizm halesiyle kuatr
ve bunu dnyann znde zaten kt olduunu syleyerek merulatrmaya alr.143
Onun perspektifinden modernite aknln ikinlemesi srecidir ve bu bakmdan,
Lwithin ne srdnn tersine, modernitede seklarize olan Hristiyanlk deil,
gnostik sapknlktr.144 Voegeline gre, tede olan bu dnyaya transfer etmeye
alt iin modern politika da znde gnostiktir.145
138
Versluis, Arthur, Carl Schmitt, Inquisition and Totalitarianism, s.43.
139
Bkz.,Ostovich, Steven, Carl Schmitt, Political Theology, and Eschatology, s.65
140
Bkz.,Bredekamp, Horst, From Walter Benjamin to Carl Schmitt, via Thomas Hobbes, s.247.
Manieizm, evrenin ve insann iyilik ile ktlk, aydnlk ile karanlk eklinde sembolize edilebilen iki
kart gcn sava alan olduunu iddia eden din bir harekettir.
141
Bkz.,Webb, Equene, Voegelins Gnosticism Reconsidered, Political Science Reviewer, vol 34,
2005, ss.51-52.
142
Hotam, Yotam, Gnosis and Modernity-a Postwar German Intellectual Debate on Secularisation,
Religion and Overcoming the Past, s.596.
143
Bkz.,Rossbach, Stefan, Gnosisin Eric Voegelins Philosophy, Political Science Reviewer, 34,2005,
s.82.
144
Hotam, Yotam, Gnosis and Modernity-a Postwar German Intellectual Debate on Secularisation,
Religion and Overcoming the Past, s.598.
145
Akt.,Rossbach, Stefan, Gnosisin Eric Voegelins Philosophy,s.82.
273
Voegeline gre, gnostisizmin kkeninde gerekliin deformasyonu ya da
yabanclama vardr. Bu yabanclama, bir yandan, Voegelinin gnostik speklasyon
dedii bir pratikle dnyann dzensizliinin ezoterik trde bir bilgi (gnosis) yoluyla
alabilecei, dier yandan Voegelinin eskatonu ikinletirme adn verdii, bu
speklasyonu aktel hale getirecek bir dzen ya da politika yaratma dncesini
dourur.146
Bize gre, Schmittin modern bir gnostik olduunu sylemek zordur. Schmitti
bir gnostik olarak kabul eden A. Versluis, S. Ostovich ve H. Bredekamp, Schmittin
dost-dman ayrmna kaynaklk eden eyin, dm maddi dnya ile tinin dnyas
arasndaki gnostik dalizm olmayp, Hristiyan ilk gnah doktrini olduunu gzden
karrlar. Schmittin bizzat kendisi, dost-dman ayrm ile dnyann ve insann
ktl temel teolojik dogmas arasnda bir analoji olduunu kabul eder. Schmitti bir
gnostik addetmenin phe gtrrlnn bir dier kant ise, karanlk ile aydnlk, iyi
ile kt arasndaki mcadelenin eit iki Tanr arasnda deil, Tanr ile onun yaratt
eytan arasnda getiini dnmesidir; ki bu gnostik deil, Hristiyan bir edir.
146
Bkz.,Raeder, Linda C, Voegelin on Gnosticism, Modernity, and the Balance of Consciousness,
Political Science Reviewer, vol 36, 2007,ss.352-353.
147
Bkz.,Voegelin, Eric, The Collected Works of Eric Voegelin: Selected Correspondence 1950-1984,
s.692. lgin bir biimde, sava sonras Alman dncesinde, moderniteyi gnostik bir sre ve gnostisizmi
teolojik dman olarak grme ynnde gl bir eilim vardr. Yalnzca Hans Jonas ve Eric Voegelin
deil, Protestan teologlar Adolf von Harnack ve Richard Reitzenstein, Hans Blumenberg, Gershom
Scholem gibi filozoflar gnostik dnceyi merkeze alan teoriler gelitirmilerdir. Yotam Hatamn
makalesi, sava sonras Alman dncesinin gnostisizme bak hakknda, derli toplu, btnlkl ve
aydnlatc bilgiler sunar. Bkz.,Hotam, Yotam, Gnosis and Modernity-a Postwar German Intellectual
Debate on Secularisation, Religion and Overcoming the Past.
274
abasnn akn olan ikinletirdiini bile syleyebiliriz. Ama, mesele udur ki, bu
durum, Schmitt iin vahyin tarihsel oluunun zorunlu bir sonucudur. Dolaysyla, onun
ne teolojisinde ne de politik teorisinde, aknlk mutlak anlamda akn bir kategori
deildir. Teistik Tanr ya da vahiy, devlet, devrimci g olarak halk ve tarih; hepsi de
dzenin tzsel temelleri olmalar anlamnda aknlk sembolleridir. Aktr ki, onlar,
ikinliin tesinde deildirler; tersine ikinliin iindedirler.148 Bu bakmdan, bize gre,
Schmittin konumunu muhtemelen en iyi izah eden kavram, ikin aknlk (immanenz
der transzendenz/immanent transcendence) kavramdr.
Burada, temel problem udur: Politik alana giren her kavramn atma
alanndaki agonistik bir gce dnt gz nnde bulundurulduunda, politik teolog,
somut gerekliin oulluunun ok stnde olduunu syledii Tanr gibi tzsel
kavramlar politik arenaya soktuu anda, onlar politik eylemin bir aracna dntrm
olmaz m? Politik teolojiyi akn bir ama ya da kavram ad altnda g tutkusunu
maskeleyen ideolojik bir giriim olmaktan ne alkoyabilir? Teolojiden alnma
kavramlarn politik gereklii dntrmek amacyla arasal kullanm vahyin hakiki
anlamnn gzden karlmas ve teolojinin ideolojiye dnme tehlikesini iinde tar.
Yzyllar nce Augustinus bunu grm ve insann hakiki varlnn dnyevi yeryz
ehrine deil, Tanr ehrine ait olduunu syleyerek teolojiyi politikann hizmetisi
klan politik teolojileri eletirmiti. Ama, eer politika salt bir g/iktidar mcadelesi
olmayacaksa, akn kavramlara bavuru yalnzca kanlmaz deil, tmyle insana zg
bir dnya kurmann gereidir. Schmittin teolojisini reddedebiliriz ve reddetmeliyiz.
Eer, sekler ya da deil, politik bak alarmz teolojik vokablerimizin bir yansmas
ise teolojik vokablerimizi deitirebiliriz. Adaletten ve bartan szeden bir teolojik
dil, pekl, kullanabiliriz. Bu mmkndr, nk, gereklie ilikin tek bir teolojik
vizyonla snrl deiliz. Bu, eletirel, zgrletirici ve sosyal adaleti tesis etmeyi
amalayan farkl politik teolojilerin mmkn olduu anlamna gelir.
Aktr ki, Deccal ve katekhon gibi politik imalar ykc teolojik figrlerin
politik alana tatbiki, Schmittin reddettii eye, dmann eytaniletirilmesine ve
politikann arasallamasna yol aacaktr. Bu yzden, Schmittinki fazlasyla tehlikeli
148
Bkz.,Ojakangas, Mika, A Terrifying world without an exterior: Carl Schmitt and the metaphysics of
international (dis)order, s.210.
275
bir teolojidir. Bir tehdit veya Deccal beklentisi kendini-aldatma, gereklii olduundan
farkl ve abartl bir tarzda grme tehlikesi ierir. Ar teyakkuz durumu, sapla saman,
dost ile dman ayrmaktan ok kartrma tehlikesi ierir. Aslnda bu tehlike, katekhon
kavramna ikindir. nk, Protestan teolog Wilhelm Stahlinin ne srd gibi,
gerekte ne Anti-Christ ne de katekhon herhangi bir empirik, tarihsel, politik ya da din
figrle zdeletirilebilir.149 Oysaki Schmitt, talihsiz biimde, Hitleri katekhonla
zdeletirerek bu gerei gzard eder. Dolaysyla, Voegelinci bir perspektiften
eskhatonu ikinletirme diyebileceimiz bu tavr, aslnda, teorik bir yanla
dayanr.150
149
Akt., Meier, Heinrich, The Lesson of Carl Schmitt,s.164 dip 114.
150
Bkz.,www.nationmaster.com/encyclopedia/Eric-Voegelin.
276
II. BLM: POLTK OLANI YENDEN DNMEK
Her metin farkl tarihsel koullar altnda kaleme alnr; her metnin yazar farkl
trde bir mizaca sahiptir ve her metnin yazarnn farkl hassasiyetleri vardr. Yazarnn
mizacn ve hassasiyetlerini bilmek, okuduumuz metni anlamamz asndan zorunlu
deildir. Pekl, yazar, okuyucularnn byk bir ksmn bilinli olarak aldatm
olabilir. Straussa gre, bir yazarn gerek kanaati, zorunlu olarak, uzun sayfalar
boyunca dile getirdikleriyle zde deildir.1 Ama, buradan hareketle, yazarn hakiki
sznn kitaplar boyunca syledii eyler deil, kitaplarna ramen sylemedii eyler
olduunu dnmek de samadr. nk kitaplar anlalmak iin yazlr. O halde,
makul olan, bir metni, onun okuyucunun farkl beklenti, ilgi ve ihtiyalarna gre
eitlenen farkl anlam katmanlarna sahip bulunduunun bilinciyle okumaktr.
1
Strauss, L, PAW,s.30; Steven B, Reading Leo Strauss: Politics, Philosopy,Judaism, s.8. Keza
bkz.,McAllister, Ted V, Revolt Against Modernity, s.25.
277
Evet, Notesda Strauss, szn fazlasyla saknr. Meierin aracl pek ok
yerde sz aar. Ama, aslnda Meierin Schmitt-Strauss diyalogunu ele alma tarz,
onlarn politik olann anlam ve modern koullar altnda bir halk iin politik olmann
mahiyeti konusundaki fikir birliklerini ve elbette kartlklarn ifa etmekten ok gizler.
Meier, Strauss ile Schmitt arasndaki diyalogu, fazlasyla lafzi bir tarzda anlad
politika felsefesi ile politika teolojisi arasndaki bir diyalog olarak grr. Politika
felsefesi ile politika teolojisi, Strauss ile Schmitt arasndaki ilikiyi kartlk esasndan
hareketle anlamak gerekir. nk, Meiere gre, onlar nasl yaayacam? sorusuna
kart cevaplar verirler.
Kukusuz, nasl yaayacam? sorusu, felsefi yaam ile politik yaam, Strauss
ile Schmitt arasndaki kartl tesis eden sorudur. Strauss, filozofun politik dnyay
deitirme gcnn snrl olduuna ve aslnda bunun tam da olmas gereken bir durum
olduuna inand iin felsefi yaam idealine bal kalr. Buna karlk Schmitt,
dnyann eytani birleimini ve Mesihi ykmn engellemenin tek yolunun politik
mcadele olduuna inanr. Ancak, eer Straussun ve Schmittin politik olan anlama
biimleri arasndaki benzerlii ve farkll kavramak istiyorsak, nasl yaayacam?
sorusunu politik bir soru, birlikte doru yaam tarz sorusu olarak yeniden formle
etmeliyiz. Nasl yaayacam? sorusu, muhatab filozof olduunda, insani etkinlikler
arasnda bir hiyerari varsayar ve esas olarak bir tr olarak insann znn hangi tr
etkinlikte kendini gerekletireceine cevap verir. Buna karlk, birlikte doru yaam
tarz sorusu, teori ile pratiin, bilge ile okluun, felsefe ile sitenin ya da gelenein
birlikte yaama modalitesine ynelik bir sorudur. Sorunun bu yeniden formlasyonu,
filozofun kozmosu temaa etkinliini keser ve ortak bir iyinin deneyimlenebilecei bir
rejimi, bir yaam biimini aramann kolektif sorumluluunu vurgular.
Elbette, politik olan, polise ait olandr ama polisin ideas yoktur. O, olu
alanna aittir. Toplumlar deime kapasitesine sahiptir ve bu sebeple politik olmann
formu polisten polise farkllar. Oysa her bir polisin temeli olan adalet, bir ideadr.
Filozof, onu poliste deneyimlemek ya da daha doru bir ifadeyle, temaa etmek
zorundadr. Hi kukusuz, bu temaa polisi kuran deil, ama anlayan bir etkinliktir. Bu
anlamann nemi yadsnamaz. nk, bu anlama ortak rasyonalitenin gerekliliini teyit
278
eder ve diyalogu mmkn klar. Nihayetinde polisi kuran anlam grmek, ortak duyuya
katlmaktr. Bu erevede, nasl yaayacam? sorusunun insan iin birlikte doru
yaam tarz nedir? sorusu eklinde yeniden formle edilmesi, Strauss ve Schmittin
hangi husususlarda birletiklerinin yan sra Straussun Schmitte hangi zeminde itiraz
ettiini daha net bir biimde grmemizi salayacaktr.
2
Bkz.,Arendt, Hannah, nsanlk Durumu, ev. B.Sina ener, letiim Yaynlar, stanbul, 2000, s.33.
279
olan Lebenswelte, yaama dnyasna dntr. Tek kelimeyle, fenomenoloji,
Platonun szn ettii orijinal maaraya dntr.3
Aktr ki biz insanlar, insani eylerin dzeni iinde, her zaman, ya dost ya da
dman olarak varoluruz. Bu, tam da Straussun doal bilin dedii eydir. Politik
yaam ne tahrif edilmemi iletiim ne de ufuklarn kaynamas terimleriyle
aklanabilir. nk, Pippinin ifadesiyle, yanl anlama, tecrbemizinderin bir
niteliidir.5 Aristotelesin insan olmakln yalnzca ses karan deil, adil olan ve
olmayan, iyi ve kt hakknda konuan bir varlk olmasna balad insan, politik
alann prizmatik yzeyinde meydana gelen krlmalar ve eksilmeleri yok edecek ideal
bir dil, hl ina edebilmi deildir; muhtemelen hibir zaman da ina edemeyecektir.
nk yalnzca cennette kelimeler yoktur, yani atma yoktur. Bu yzden, ncelikle
oul karakteri dolaysyla doa gerei politik olan insann dnyas,
metinselletirilemez; kompleks bir duygular, dnceler ve ilikisellikler a soyut ve
3
Felsefenin ya da bilimin, felsefe ya da bilim-ncesi insani tecrbeden, yaama dnyasndan balamak
durumunda olduu dncesi, yzylmzda, ilkin Husserl ve sonrasnda Heidegger tarafndan dile
getirilmitir. Bununla birlikte, Straussun kadim gelenee ilikin yorumu, bize, bu dncenin Platon ve
Aristoteleste zmnen varolduunu gsterir.
4
Bkz.,Moran, Dermot, Introduction to Phenomenology, Routledge, NY, 2000, ss.228-229.
5
Bkz.,Pippin,Robert,The Unavailability of the Ordinary: Strauss on the Philosophical Fate of
Modernity, Political Theory, vol.31, no.3, Sage Publications, 2003,s.343.
280
deimez bir metin iine sabitlenemez. Tersine tm bilimler ve felsefe, bu ortak
ufuktan, yaanm tecrbeden balamak durumundadr.
281
veya doal cehalet dzeyinde yaanan moral-politik bir kriz olmad, tersine moral
ve politik olann anlamlarnda meydana gelen felsefi deiim bakmndan takip edilmesi
gereken bir kriz olduu phesinin dorulandn grr.7 Bunun bir ngrnn
dorulanmasndan te bir anlam vardr. Schmitt, hani neredeyse Straussun entelektel
izgisinde bir krlma yaratr. Spinoza zerine yazd kitabn nsznde, Strauss,
Schmittin CPnn kendisini pre-modern dnceye dnn imkansz olduu gl
nyargsndan kurtardn ve kendisinde bir oryantasyon deiimi yarattn itiraf
eder. Ona gre, CP zerine yazd Notes, bu oryantasyon deiiminin ilk
ifadesidir.8
7
Bkz.,Zuckert, Cathrine, Postmodern Platos, s. 107.
8
Bkz.,Strauss, L, SCR, s.31; Zank, Michael, Introduction, Leo Strauss: The Early Writings, s.12.
282
Felsefe, yolda olmaktr. Ancak, bugn, hi kimsenin bu yolculua balamay bile
istemeyecek olma ihtimali ufukta grnyor. Dostluu ve dmanl ortadan
kaldrdmzda, maarann karanlk dnyasn teknoloji yoluyla konforlu ve gvenli
hale getirdiimizde niin hl felsefeye ihtiya duyalm? stne stlk maarann
karanlk ama konforlu ortamndan n aydnlk ama can actan ortamna gei, pek
ok potansiyel filozofu yolundan geri dndrecek sertlikte iken niin felsefe? Artk bu
trden sorular sormuyoruz. nk artk, felsefenin yokluunu tecrbe etmiyoruz;
felsefenin tecrbe dnyamzn bir paras olmamasndan dolay sknt duymuyoruz.
Modern nihilizm, tam da bu tecrbe yokluundan doar.9 Bu yzden, Strauss iin
Schmittin politik olan nedir? sorusunu yeniden felsefenin gndemine tamas,
insani eylerin dzenine bir dn ima eder ve politik olana dn orijinal
anlamnda felsefeye dne yol aabilir.
Schmittin politik olan kavram, toplumun kurulma anna veya kurucu belirsizlik
anna gnderimde bulunur. Politik olan kurucu olaydr (grundlegende Ereignis).10
Politik olann olay nitelii, onun ngrlemez bir boyut ierdii anlamna gelir. O halde
politik olan tz deil, bo formdur. Bundan tr Schmitt, politik olann z sorusuyla
ilgili deildir. nk, politik olann z yoktur.11 Politik olan zgr praksistir. Bu
demektir ki, politik olann ne olduu ancak fenomenal alanda kalnarak tesis edilebilir.
Straussun yansra Derridann da vurgulad gibi, Schmitt politik olann zn bir tr
fenomenolojik indirgeme yoluyla tam da performatif praksis alannda yakalar.12 Zaten
bu yzden politik olan ieriksiz bir ayrmdr. Nitekim Schmittt somut olay kendi
somutluu iinde kavramay mmkn klan metodunu fenomenolojik olarak adlandrr.
9
Bkz.,Pippin, Robert, The Unavailability of the Ordinary: Strauss on the Philosophical Fate of
Modernity, ss.342-344.
10
Bkz.,Ojakangas, Mika, Philosophies of "Concrete" Life:From Carl Schmitt to Jean-Luc Nancy, s.30.
11
Bkz.,Strauss, L, Notes on Carl Schmitt, s.94.
12
Bkz.,Bahnisch, Mark, Derrida, Schmitt and the essence of the political, the Australasian Political
Studies Association (Australian National University, Canberra)n Political Theory Stream Jubilee
konferansnda sunulan makaleye u adresten ulalabilir.arts.anu.edu.au/sss/apsa/Papers/bahnisch.pdf.
ss.13-14.
283
deil, konudan hareketle dnrm. Siz bunu fenomenolojik diye
adlandrabilirsiniz ama ben bu tr genel metodolojik hazrlk
sorularna angaje olmaktan holanmyorum.13
Politik olann znn olmamas, politik olmann tek bir formunun olmad
anlamna gelir. Buna ramen, Schmitti politik olan kavramn soruturmaya sevk eden
ey, devlet kavramnn politik olan kavramn varsaymasdr. Hakikaten de, CP, politik-
hukuki dzenin nihai zeminine ynelik radikal bir soruturma vaadiyle alr: devlet
kavram politik olan kavramn varsayar. Politik olann ne olduu sorusu, en azndan
on altnc yzyldan bu yana devlete ilikin bir sorudur. Baka bir deyile, on altnc
yzyldan bu yana politik olmann tek formu devlet olmaktr. Bugn gelinen noktada
devlet, politik olan stndeki tekelini kaybetmi ve fazlasyla sorgulanr bir kavram
haline gelmitir. Bu minvalde, Schmitt, tarih iinde ve tarih boyunca kendisini farkl
formlar iinde ortaya koyan politik olana deil, onun grnmlerinden yalnzca birisi
olan devlet kavramna dner.
13
Schmittten akt.,Mller, Jan, Carl Schmitts method: between ideology, demonology and myth, s.63.
(italik benim)
14
Bkz.,Strauss, L, Notes on Carl Schmitt, s.91.
15
A.g.e.,.s.91.
284
1.3 Politik Olann Negasyonu ve Liberalizm
Baka bir ekilde sylersek, Schmitt liberalizmi kritik etmek adna politik
olandan sz eder. Zira, Schmitt iin politik olann negasyonu, bireyin haklar karsnda
iktidar otoritesinin snrlarn vurgulayan ve ne pahasna olursa olsun uzlama ve bar
arayn en yksek politik deerler olarak gren liberalizmde zirvesine ular. Bu
yzden, Schmitt, kendisine, tm varl politik olann negasyonuna bal olan
liberalizmin baarsz olduunu kantlama misyonu ykler. Schmittin amac, drt
yzyllk bir abaya ramen politik olann yok edilemediini, yalnzca liberalizmin anti-
16
Bkz.,Strauss, L, Notes on Carl Schmitt, s.94.
17
Bkz.,a.g.e.,ss.94-95.
285
politik sylemi altnda gizlendiini gstermek ve dolaysyla liberalizmin baarszln
kantlamaktr.
18
Bkz.,Strauss, L, Notes on Carl Schmitt, s.92.
19
Bkz.,a.g.e.,s.93.
20
A.g.e.,s.93.
21
Bkz.,Kalyvas, Andreas, Democracy and the Politics of the Extraordinary: Max Weber, Carl Schmitt
and Hannah Arendt, s.124.
286
1.4 Politik Olan ve Ktlk: Hobbes ya da Schmitt
Thukydidesten hatrlayalm; insani yaam sava ile bar, hareket ile atalet
olmak zere iki kutba sahiptir. Machiavelli ve Hobbestan hatrlayalm; barn
temelinde sava, dostlardan mteekkil politik birliin temelinde dman, hukuki-
politik dzenin temelinde kurucu irade vardr. Schmitt, politik olann insan yaamnn
temel karakteristii ve insann kendisinden kaamayaca kaderi olduunu sylerken,
yalnzca, politik olann varln tespit etmez; ayn zamanda, onu, olumlar. Hatta yle
ki, Schmitti bir perspektiften, insan politik olmaya son verdii an insan olmaya da son
vermi olur.24 Straussa gre Schmitt, Hobbesta sivil duruma geile ve egemen gcn,
yani Leviathann tesisiyle ortadan kalkan doa durumunu politik olan kavram altnda
restore eder, hatta onu bir onur payesi ile donatr.25
Schmitt iin, her hakiki politik dnce insann kt, yani tehlikeli ve dinamik
bir varlk olduu tezinden yola kar. Daha da ileri giderek, Schmitt insann kt veya
tehlikeli ve dinamik bir varlk olduunun kabulnn teolojik ilk gnah dogmasnn
22
Strauss, L, Notes on Carl Schmitt, Carl Schmitt and Leo Strauss, s.105.
23
A.g.e.,s.99.
24
Bkz.,a.g.e.,ss.104-105.
25
Bkz.,a.g.e.,s.99.
287
kabul olduunu belirtir. Hatta yle ki Schmitt, teolojik ilk gnah dogmasn tm hakiki
politik teorilerin geerlilik kriteri olarak takdim eder. Politik teologun bak asna
gre, ayet insanlar melek olsayd, devlete ya da kiliseye ihtiya olmazd; eyler kendi
kendilerini ynetirlerdi. Bu sebeple bu metafizik z, politik olann insann kanlmaz
ontolojik durumu olduunu gsterir.
Ancak, Straussa gre, Schmittin liberal kltr anlayn kritik ederken otorite
olarak Hobbesun adn zikretmesi, hatta politik olann kanlmazln teyit ettirmek
iin Hobbesa ynelmesi, onun Hobbesu yanl anladnn delilidir. Hobbesta doa
durumunu ya da politik olan ortaya karan ktlk, insani bayalk, hayvani g ya
da insani gszlk terimleri ile tarif edilebilir. Buradan da anlalaca gibi, Hobbes ilk
gnah, yani ktln teolojik-moral kaynan reddeder. O halde, Hobbes iin insani
ktlk, esasnda, hayvani ktlk kadar masum ve amoral bir ktlktr. Bu
durumda, insan, tpk hayvanlarda olduu gibi, evcilleebilir, eitilebilir. Ancak,
ktlk masum ktlk olarak anlaldnda, iyi ile kt arasndaki ayrm, ok
gemeden anlamn yitirir. Ktlk dediimiz ey, en kt durumda, insann
hayvanlktan renilebilir insanla doru ilerleyiindeki geici ara evredir.
Daha genel olarak bakldnda, modern felsefe vahye ya da dine kar bir isyan
eklinde ortaya kt iin, ktl ilk gnahn sonucu olarak dnmez. Ktlk, ya
insani bayalk, ya hayvani g, ya insani impotentia ya da naturae potentia olarak
dnlr. Hobbes ve insandaki ktl dorulayan dier modern filozoflar, insandaki
masum ktl onun gdlerinde, yani hayvani, biyolojik doasnda
temellendirirler. nsan, dier hayvanlar gibi, alk, agzllk, korku, kskanlk gibi
gdlerinden sorumlu olmayan bir hayvandr.26 Dier hayvanlarn dnyasna
baktmzda, onlarn birbirleriyle mcadelelerinden pek ok ey rendiklerini grrz.
Ayn ekilde, herkesin herkese savandan insan, eer gdlerini kontrol etmezse,
lebileceini renir. nsan, yaralanma yoluyla zeki olan ve eitilebilen bir
hayvandr.27
26
Strauss, L, Notes on Carl Schmitt, s.109.
27
A.g.e.,s.110.
288
Adeta Hobbes yle konuur gibidir: evet doa durumu bir sava durumudur
ama bu sava insann lmn en byk ktlk olduunu idrak etmesiyle son bulur.
Hem insan dediimiz varlk, nihayetinde, acdan kap hazza ynelen, acya kt hazza
iyi diyen, hayvandan biraz daha karmak bir meknizma deil midir zaten! Evet insan
doa gerei ktdr ama bu ktlk yok edilemez deildir. nsann en doal hakk
yaamaktr. nsann yaayabilmesi iin, kendi doasna kar savamas gerekir; insan
doaya kar kaba ve kurnazca bir sava yrtmelidir, doaya itaat yoluyla doann
zaptedilmesi gereklidir.28 Doa durumu, insan doasndaki kt ya da tehlikeli
eilimleri disipline etme olarak anlalan kltr veya medenileme yoluyla alabilir.
Elbette kltr dediimiz ey, doann kltrdr. Ama doann kltr, hi de yle
doal eilimi gelitirme ve doann kendisinin verdii dzenlere itaat etme olarak
anlalamaz.
Straussa gre, Hobbestaki bireyci eilimler, onu, doa gerei kt olduu iin
ynetilmesi gerektiini syledii insann oto-kontrole muktedir hale gelebileceini ne
srmeye sevk eder. yleyse, politik olann kanlmazlndan ve kader oluundan
sz eden Schmittin tersine Hobbes, politik olann veya doa durumunun pekl
kanlabilir bir ey olduunu retir. Hal byle ise, Hobbesun Schmittin CPnin ilk
basmnda syledii gibi, imdiye kadarki en byk ve muhtemelen tek hakiki
sistematik politik dnr olmasna imkn yoktur. Tersine, Straussun hakl olarak
belirttii gibi, Schmittin kendi politik olan anlay temelinde Hobbes, antipolitik
dnr sfatn almay hak eder. Hobbes, bireysel doal hak temelinde liberal
medenileme idealinin yazardr ve liberalizmin kurucusudur.29 Bu sebeple,
Straussa gre, Hobbesu ilkeler temelinde varolan insan, tam da Schmittin Hegele
referansla tanmlad ekliyle, apolitik, riskten-muaf zel alann brakmak istemeyen
burjuvadr.30
28
Bkz.,Strauss, L, Notes on Carl Schmitt,ss. 97-98.
29
Bkz.,a.g.e.,s.100.
30
Bkz.,Meier, Heinrich, Carl Schmitt and Leo Strauss: the Hidden Dialogue,s.38.
289
Hobbes, zgrleme idealinin gerekletirilebilmesi iin, yalnzca bozulmu kurumlarn
ya da ynetici snflarn ktlne kar mcadele etmenin yetmeyeceinin, insann
doal ktlne kar savamak zorunda olduumuzun farkndayd. Onun liberalizm
vizyonu, insann liberal olmayan doasna ya da politik olana kar mtemadiyen
savamann kanlmazl stne bina edilmitir.
Hobbes, insann liberal olmayan doasn kabul etmekle birlikte, modern doa
biliminin baarlarnn da etkisiyle, onun iyiletirilebileceini, insann bakalarn
dnen rasyonel bir varlk haline gelebileceini dnmtr. Hobbes bugn politik
kurumlarn primer kkenini unutan modern liberallerin atasdr. Hobbes liberalizmin
kurucusu olduuna gre, ktl teolojik bir zeminde ele alan ve politik olan burada
temellendiren politik bir teolog olarak Schmittin politik olann kanlmazln
gstermek iin Hobbesa referans meru deildir. Tersine, Straussa gre, radikal bir
liberalizm kritii, ancak Hobbesun upuygun anlalmas temelinde mmkndr.32
unu belirtmeliyiz ki, CPnin sonraki edisyonlarnda Schmitt, Straussun eletirilerini
dikkate alr ve Hobbestan yalnzca, byk ve hakiki sistematik politik dnr diye
sz ederek ona cevap verir.33 Bu, Schmittin konumunda radikal bir deiimin mi
gstergesidir? Schmitt radikal bir liberalizm kartl gelitirebilmi midir?
Politik olan, hem iinde her kavramn ancak polemik bir anlama sahip olduu
insani politik alandan hareketle tanmlamak hem de onu insan doasyla ilgili ontolojik
bir ilke olarak konumlamak nasl mmkndr? Politik olan tarihe kaytlandnda,
evrensel ve kuatc bir ilke olma zelliini kaybeder ve dier tm kavramlar gibi
31
Strauss, L, Notes on Carl Schmitt, s.101.
32
A.g.e.,s.119.
33
Bkz.,Meier, Heinrich, Carl Schmitt and Leo Strauss: the Hidden Dialogue,s.36.
290
tartmal bir anlam kazanr. Bu durumda, politik olan, insann ontolojik durumu
olarak tanmlamak ve onun devletin rutin politikalarn aan, tm toplumlarn
kanlmaz metafizik temeli olduunu sylemek bir eliki yaratmaz m?34
Eer tm kavramlarmz somut durum ile snrl ve polemik bir anlama sahip
ise, Schmittin dost ile dman arasndaki ayrma referansla tanmlad politik olann
kanlmaz bir kader olmasna imkn yoktur. Tarihselci bir gr noktasndan insanln
dost ile dman eklinde gruplamasnn ve salt bir imkn olarak savan artk
varolmad bir dnyann tahayyl edilemez olduunu sylemek de makul deildir.
Pasifize ve depolitize edilmi bir yeryz ideali, atmadan ve dost-dman
ayrmndan muaf global bir dnya devleti projesi bir topya deildir. Schmitt, politik
olann kader oluundan ve kanlmazlndan sz etmesine ramen, liberal bir dnya,
pekl, mmkndr.
Esasnda, Schmitt, bunun farkndadr. O, bir yandan, politik olann yok edilemez
olduuna inanr; ki eer yleyse liberalizmin ya da baka herhangi bir dnce
sisteminin Schmitt iin dikkate deer bir dman olmamas gerekir. Oysaki Schmitt,
bugn, politik olann tehdit altnda olduunu ne srer. Eer politik olan insan
yaamnn temel karakteristii ise, liberalizmin onu elimine etmesine imkn yoktur.
Dier yandan Schmitt, politik olan yeni bir politika anlay temelinde ortadan
kaldrd iddiasndaki liberal evrenselcilii yerinden edecek bir baka sistemin
34
Bkz.,Kahn, Victoria, Hamlet or Hecuba: Carl Schmitts Decision, Representation 83, University of
California Press, sum 2003, ss.74-76.
35
Bkz.,Bahnisch, Mark, Derrida, Schmitt and the essence of the political, ss.13-14.
36
Akt.,a.g.e.,s.13.
291
olmadn syler.37 Bu demektir ki, politik olann varl koulludur ve politik olann
kanlmazl tezi sadece bir inantr. Eer politik olann zorunluluunun ardndaki
nihai varsaym insann tehlikeli bir varlk olduu inanc ise, insann tehlikeliliinin
ortadan kaldrlabileceini ne sren kart bir gr de eit lde dorudur. Straussa
gre, Schmitt bunun farknda olduu iin, apolitik bir yeryz ve insanlk durumunun
olup olmayaca sorusuna bilmiyorum diye cevap verir.
37
Bkz.,Howse, Robert, From Legitimacy to Dictatorship, Law as Politics, s.66.
38
Strauss, L, Notes on Carl Schmitt,s.102.
39
Bkz.,a.g.e.,s.104.
40
Bkz.,a.g.e.,ss.116-117.
292
indirgemeyi reddeder. yleyse, Schmittin politik olan olumlamas farkl bir zemine
dayanyor olmaldr.
41
Strauss, L, Notes on Carl Schmitt,s.109.
42
A.g.e.,s.111.(italik benim)
43
A.g.e.,s.113.
44
A.g.e.,s.112.
293
insanlar doru, adil ya da iyi olan nedir? sorusunun taraf olmaktan kesildiklerinde
mmkndr.
45
Strauss, L, Notes on Carl Schmitt, s.115.
46
A.g.e.,s.118.
47
A.g.e.,ss.112-113.
294
1.6 Desizyonizm: Tersine Dnm Liberalizm
Evet, Schmitt dost ile dman arasnda ayrm yapmann e zamanl olarak
moral, estetik, ekonomik ya da dier ayrmlara bavurulmakszn teorik ve pratik
olarak varolabileceini ne srmesine, her trden moral motivasyonu mcadele
tanmndan karr ve kararn nasl verildiinden ya da kararn ieriinden bamsz
olarak, kararn salt varoluunu nemser grnmesine ramen, politik olan aslnda moral
olann dorulanmasdr. Schmitt, politika ile ahlak arasnda ayrm yapmasna, ethik
snrlamalarn politikada yerinin olmadn sylemesine ve pr politika taraftar gibi
grnmesine karlk, bu moral-kart (immoral) bir tavrn sonucu deildir. Straussa
gre, Schmittin, morali politikann dnda tutan ve hatta moralin politika stndeki
nceliine itiraz eden bak asnn ardnda, pr politika veya plak g savunusu
deil, zgl bir moral yatar.
48
Strauss, L, Notes on Carl Schmitt, s.116.
295
geemez. Son tahlilde, nedir? sorusu politik deil, felsefi bir sorudur ve Schmittin
gremedii ey, bu soruya verilecek hakiki cevabn politik olan amay gerektirdiidir.
49
Strauss, L, Notes on Carl Schmitt, s.116.
50
Bkz.,Strauss, L, The Living Issues of German Postwar Philosophy, Leo Strauss and the Theologico-
Political Problem, ss. 127-128.
296
tarzda, politikay irade ve egemenlik kavramlar altnda dnmeyi dourur. nsan
akl sahibi bir varlk olmaktan ok temel gdleri ve arzular tarafndan ynlendirilen
bir varlk olarak tanmlandndan, atmann bsbtn ortadan kaldrlmas deilse
bile dzenlenmesi iin, g ve pratik bilgelik sahibi bir egemene ihtiya vardr. Zira
dzenin tesisi, kar atmasnn karara balanmasn art koar.
Straussun gsterdii gibi, kurucu iradeye itaati esas alan bir egemenlik teorisi
gelitirmenin yan sra Hobbes, ayn zamanda, politik-hukuki dzenin tesisinin ilk doal
hak, yani yaama hakk temelinde mmkn olduunu da dnmtr. Baka ekilde
sylersek, doa durumundaki cebri lm korkusu ve yaam koruma arzusu, dzenin
devamn mmkn klar. Zira, akl, insana, sonsuz g arzusunun veya araynn
herkesin herkese savandan baka bir yere gtrmeyeceini ve bunun kendini-koruma
ilkesi ile elitiini gsterir. Kendini koruma veya yaam koruma ilkesi, primer iyidir.
lm ya da daha doru bir ifadeyle iddetli lm ise, en yksek ve en stn ktlktr.
iddetli lm korkusu ya da ldrlme korkusu kkeni bakmndan pre-rasyonel olsa da
etkisi bakmndan rasyoneldir. Akl insana toplumsuz yaarken bireyi tehdit eden
ktlerin tek banayken elde edecei iyiler kadar byk olduunu gsterir. Evet, zetle,
yaamak iin insan, kendisini tehlikeli klan zellikleri ntr hale getirebilir, tutkularn
evcilletirebilir, yasaya itaat etmeyi renebilir.
297
varlndan baka kaybedecek bir eyi olmayan ve bu yzden klcn glgesi altnda
yaamak durumunda olan Hobbesu birey, mlkiyet sahibi liberal burjuvaya
dntnde, hibir zora gerek kalmakszn, yalnzca akl temelinde, dzeni
korumann kendi varln, yani mlkiyetini korumaya edeer olduunu renir.
298
noktada, Straussa gre, Schmitt, Almanyada en grnr otorite tr olan devleti,
insan iin doru yaam sorusuna cevap olarak nerir.51
Straussun yukardaki tespiti, bize, iki eyi gsterir. lkin, Hobbes gibi Schmitt
de, politikay atma esasndan hareketle dnr ve Weimara zg liberal
demokrasinin yaratt kar atmas sorununu devlet otoritesinin ve gcnn tesisi ya
da egemen irade yoluyla zmeyi nerir. kinci olarak, yine Hobbes gibi onun nerisi
de, aslnda insan iin doru yaam sorusunu dikkate alr ve bu nedenle moral bir
temele sahiptir. Ancak, o, rasyonel deliberasyon, kamusal mzakere, diyalog ve
kamusal konsensus ilkelerini liberalizmin hmanitaryan-pasifist moraline zg ilkeler
olarak grd ve bu yzden mahkm ettii iin, her insani komnitenin temel moral
sorunlar konusunda bir uzlama dzeyine ihtiya duyduunu gzden karr. Birlikte
yaamann veya ortak yaamn pratik temeli karlkl anlamadr. Bu trden bir
uzlama ya gelenek ya da akl tarafndan salanr. Almanyada gelenek ykld ve akl
da birlikte yaamann temelini tesis edemedii iin, devlet tek otorite formu olarak
grnr.52
Burada unu belirtmeliyiz ki, Strauss, modern dnyada politik olmann egemen
formunun devlet olmaktan getiini dier tm halklardan ok daha fazla bilen iyi bir
Yahudidir. nsanlar ancak bir devletin mensubu olduklarnda yurtta kabul edilirler.
Devleti olmayan insanlar, mlteciler rneinde olduu gibi ya insan haklar dolaymyla
ya da Almanyada yaayan Yahudiler rneinde olduu gibi hukuki eit olarak politik
alana kabilirler. Almanyada kimi zaman gizli kimi zaman ak bir nefrete maruz
kalan Yahudiler, hukuki eitliin sosyal eitlii garanti etmediini, dolaysyla liberal
zmlerin baarszln tecrbe etmilerdir. Bu yzden Strauss, Siyonizmin eksik bir
zm olduunu dnmesine ramen, srail Devletinin kurulmasn kabul etsinler ya
da kabul etmesinler her yerdeki Yahudiler iin Tanrnn ltfu olarak deerlendirir.
Strauss, politik olann zgr praksis olduunu ve esas olarak birlikte insani bir
yaam kurma etkinlii olduunu da, dier tm halklardan ok daha fazla bilir. O, rejim
deitiinde birlikte yaamann yalnzca formunun deil, ieriinin de, yurttaln ve
51
Bkz.,Strauss, L, The Living Issues of German Postwar Philosophy, s.127.
52
Bkz.,a.g.e.,s.127.
299
adaletin llerinin de deitiini yalnzca Aristotelesten deil, bizzat hayatn
kendisinden, tecrbeden renmitir. Tm bu sylenenlere ramen, Strauss iin devlet
hibir zaman mutlak otorite olamaz. nk, karar tekeli olarak devleti otorite klan,
atma ya da sava ihtimalidir. Bir potansiyel olarak atmann Demoklesin Klc
gibi dzeni tehdit eder bir pozisyonda durmas, politik olann moral bir ierik
tamamas ve salt dzeni kurma etkinliine indirgenmesi sonucunu dourur. Bundan
tr, Straussa gre, mutlak otorite insanst, Tanrnn otoritesi olmak
53
durumundadr. Yalnzca Tanrnn otoritesi birlik yaratr. Baka ekilde sylersek,
Strauss iin gerek politik birlik, yalnzca, Yasa altnda birlemi tzsel bir inan
komnitesi olabilir. Modern felsefenin vahyi akln mahkemesi huzurunda yargladn
ve mahkm ettiini biliyoruz. Ama, Straussa gre, savatan sonra, modern bilimin
Kutsal Kitabn retisini rtt inanc gcn kaybetmitir. yleyse tam da imdi,
politik yaam, politik yaama angaje fiili katlmclarn, Platonun maarasnn doal
sakinlerinin gzyle grmeye balayabilir ve politik olan durduumuz bu yerden
hareketle yeniden tanmlayabiliriz.
Hem Aristoteles hem btn kadim gelenek iin, her devlet veya politik topluluk
bir iyiyi amalar. nsanlar bir arada yaamaya sevk eden bu iyi, ilkin, yaamn
korunmas veya ortak gvenlik araydr.54 Ancak politik bir hayvan olmak sfatyla
insan devlet kurmaya ve devletler halinde bir arada yaamaya gtren ey, ibirlii ve
gvenlik arayndan, salt yaama arzusundan daha fazla bir eydir.55 Bir polise ait
olmak, aile kurmaktan, kleler edinmekten, kyler ina etmekten daha fazla bireydir.
Bu fazlalk, salt yaam ile iyi yaam arasndaki ayrmda dile getirilir. Polisten
nceki tm birlik formlar insann biyolojik doasn srdrmeye ynelik iken, tek
53
Strauss, L, The Living Issues of German Postwar Philosophy, s.128.
54
Bkz.,Aristoteles, Politics, 1252a.
55
Bkz.,a.g.e.,1253a.
300
bana polis insan iin iyi yaam garanti eder.56 Aristoteles ve btn kadim politika
felsefesi gelenei iin polis, yaayan bir hayvan olarak insana insani fazlaln
kazandrr. Politikay, iyi yaam (to eu zen) ile salt yaam veya plak varolu (to zen)
arasndaki ayrmda tesis eden kadimler, bylece insanl plak yaamn almas
projesi olarak takdim ederler. plak varolu, iyi yaamn zorunlu fakat iyi yaam adna
kesinlikle almas gereken bir unsurudur.
Ortak, paylalan bu iyi, polis iinde adalet olarak grne kar. Bu demektir
ki, politik dostluk, moral erdemleri gerektirir.59 nk adalet, hem Aristoteles hem de
btn bir kadim politik dnce gelenei iin, salt yasa veya yasa ile tesis edilen bir ey
olmayp bir dzen ilkesi olduu iin, politik toplum erdemli yurttalarn dostluu
zerine kuruludur.60 Dostluk, somut insani ilikiler ierisinde varolduu veya onun
zaten tam da birlikte yaama formu olduu dikkate alndnda, tm insanlar iine alan
byklkte bir polis imknsz olduu iin evrensel, tm insanlar iine alan bir adalet
sylemi kadimler asndan kavranabilir deildir.61 Bu sebeple, benzerin benzeriyle
dostluu, zorunlu olarak, benzemez olan, yabanc olan veya dmanl gerektirir.
nk hi kimse ayn anda tm insanlarla politik anlamda dost olamaz.
56
Bkz.,Aristoteles, Politics,1278b 15-30,1280a31-1280b10.
57
Bkz.,Aristoteles, Eudemosa Etik, ev.Saffet Babr, Dost Kitabevi, Ank, 1999, 1244b-25.
58
Aristoteles, Nikomakhosa Etik, ev.Saffet Babr, Kebike Yay, Ank, 2005,1160a 9-14.
59
Bkz.,Valk, Francis Vander, Political Friendship and the Second Self in Aristotles Nicomachean
Ethics, Innovations: A Journal of Politics, vol 5, University of Calgary, Canada, 2004-2005, ss. 52-55.
60
Aristoteles, Politics, 1253a37-39.
61
Bkz.,Aristoteles, Nikomakhosa Etik, 1170b 25-1171a10.
301
politik olan doaldr. (Ortak) iyinin varlna kaytsz insan ya da yalnzca kendi iyisinin
peinde koan kt insan polise entegre edilemedii iin, politik olan doaldr. Politik
olmak dostlara ve dmanlara sahip olmaktr. Dostu ve dman olmayan insan bir
politik birliin, lkenin ya da polisin yesi olmayan kendine-yeterli insandr. Fakat
yeryznde bu tanma uyan hibir insan bulunamaz. nk, Aristotelese gre,
yleyse, temel sorun atma olgusunun varl deil, atmann kayna olarak
dnlen eyde meydana gelen deiimdir. Strauss, temel dnm insanlarn
mcadele etmeleri olgusunda deil, onlarn ne hakknda mcadele ettiklerinden
62
Ben burada Ernest Barkern evirisini tercih ettim. Akt.,Norris, Andrew, Giorgio Agamben and the
Politics of the Living Dead, Diacritics, vol.30,no.4, 2000, s.40. Ayrca Aristoteles, Politics,1253a1-7.
302
meydana gelir diyerek, bu tespiti dorular.63 atmann kayna, Hobbesun ne
srd tarzda, insann amoral gdlerinde, doal arzuda temellendirildiinde, nerilen
zmler ya klcn otoritesi (devlet) ya da temel ihtiyalarn karlanmas ve maddi
refahn arttrlmas (liberalizm) eklinde tezahr eder. nsanda egemen olan akl deil,
tutku ya da irade olduu iin, anlamazla dlen konularda uzlama, yani diyalog
nerilen zmler arasnda bir seenek olutur(a)maz.
303
polise dhil olmakla insan, insanln kazanr. nk yalnzca bir polis iinde yaayan
insan, erdemlere eitilebilir; ve dierlerinin yardm olmakszn hibir insan kendi
doasna zg mkemmellii gerekletiremez. Bu yzden, polis insann hem zorunlu
hem doal ikmetgahdr. Dolaysyla, kadimler iin politik olan, bir sfatn hayvan
ismine eklenmesiyle ortaya kan bir fazlalktr.
O halde, Strauss iin ktlk polis yoluyla alabilir bir eydir. Ama, bu,
yalnzca Grek bilgeliinin insanla dersi deildir. Straussun Kutsal Kitaptaki Tufan
miti ile ilgili yorumunu hatrlayalm: Tanrnn Babil kulesini ykarak insanl farkl
diller konuan ve bu yzden birbirini anlamayan gruplara, milletlere veya uluslara
ayrmas, gerekte, daha byk bir ykm engellemek iin sunduu ilah bir ltuftur.
Unutmayalm ki, polis veya maara, yalnzca, filozof iin bir cezadr, insanln tamam
iin deil. yleyse, Schmittten farkl olarak, Strauss iin politik olan, yalnzca ktlk,
dostluk ve dmanlkla ilgili deildir; o, ayn zamanda, dzen ya da kurucu
ilkedir.65 Ktlk, atma ve sava onun yalnzca bir vehesidir. Dier vehesinde
iyilik, adalet, uzlama ve bar aray vardr. Baka ekilde sylersek, politik olan
yalnzca toplumu kuran dinamik deildir; o, daha ziyade, birlikte iyi yaamann
yalnzca maddi deil, ayn zamanda moral artlarn yaratma kapasitesidir.
Salt yaamdan iyi yaama, plak varolutan politik yaama geii mmkn klan
arac, dildir. Dil, insann hayvani veya plak varoluunu aarak insanln kazanmasn
salar. Heideggerin ifadesiyle, dil varln meskenidir. Tm kadim gelenek ve
Strauss iin insan olmak demek bir polisin yesi olmak demektir. Yalnzca bir polisin
yesi olarak dilin rahminde dierleri ile birlikte yaayan insan, hayvanlara zg haz ve
ac duygusunun tesinde, iyi-kt, doru-yanl, adil-adil olmayan trnden ayrmlar
yapmak suretiyle temel insani rasyonaliteyi edinebilir. Her ne kadar toplum snrsz
felsefi araya bir snr koysa da, ayn zamanda politik olan ama, yani mkemmelliyet
aray zgrlne yer verir. Toplum, hem zgrlk hem snrlama, ikisi arasnda bir
denge olarak varolur.66 Bu bakmdan toplum hem zorunlu hem merudur.
65
Dutton, Brett, Leo Strausss Recovery of the Political: The City and Man as a Reply to Carl Schmitts
The Concept of the Political, s.138.
66
Bkz.,Howse, Robert, From Legitimacy to Dictatorship,ss.74-75.
304
Strauss ve Arendt, farkl ynelimlere ve farkl politik olan anlaylarna sahip
olmakla birlikte, politikann salt yaam amalamadn ne srme noktasnda
mutabktrlar. Strauss, politikadan beklentilerimiz konusunda Arendt ve Schmitt ile
karlatrlamayacak lde mitsiz olsa da, insann doal sosyalleebilirliine itimat
eder. nsann sosyalleebilir olmas, anarist teorilerin ne srd gibi, insann doal
olarak iyi oluu ve dolaysyla her trden otoritenin reddi anlamna gelmez. nsan
sosyalleebilir, nk insan kendine zg doasn, gerekletirmeye muktedir olduu
mkemmelliyetleri ancak site ierisinde, dierleriyle birlikte gerekletirebilir.
305
temeli. Schmitt, yirminci yzylda, politik olann temelsiz temelini yeniden ilan eden
kiidir. Evet, politik olmak bir polisin yesi olmaktr ama Schmittin kadimlerle
ortakl burada son bulur. Zira, kadim gelenein ve Straussun dndnn tersine,
aslnda tm modern politika dost ile dman arasnda ayrm yapmaktan ibarettir. Niin
mi? nce Ranciereden takip edelim.
Rancieree gre, verili dzen (polis) bir yanla, bir amaza, tam da politikay
mmkn klan bir skandala dayanr. Bu amaz ya da yanl, bir saym yanldr;
yabanclar, kleleri, iileri ya da Straussun kelimeleriyle sylersek vlger okluu,
halk (demos) ad altnda toplumun btnne zde klma yanldr. Aristoteles, en az
sayda olanlarn zenginlikleri, en iyi olanlarn erdemleri dolaysyla toplulua
gireceklerini kabul eder. Ne zenginlie ne de erdeme sahip olan halkn ise tek mlkiyeti,
zgrlktr. Oysa zgrlk, tm snflara ortak bir zelliktir. Bu durumda halkn yapt
ey, aslnda, hi de kendine zg olmayan, kendine ait olmayan bir mlkiyeti politik
topluluun tek ilkesiyle zdeletirmektir. Bu bakmdan yanl, polisin, srf konuan
varlklar olduklar ya da orada domu olmak (ethnos) gibi basit bir nedenle, hibir
eyde hibir pay olmayanlar paras (yoksullar ynnn) ile pozitif bir eylere sahip
olan taraflar (zenginler ve soylularla/aydnlarla) ayn anda bnyesinde
barndrmasndan doar.67
Bu yanl, bilgili olduu iin ynetmeye muktedir olduu dnlen bir aznlk
ile bilgiden yoksun olduu iin ynetilmeye layk bulunan cahil okluk arasnda
hiyerarik bir polis rgtlenmesini beraberinde getirir. Kadimler, insan hayvandan
ayran eyin, iyi-kt deneyimini ortak bir dil iinde nakledebilme yetisinde, yani
logosta bulunduunu dndler. Buna karlk, Ranciere gre, politikay douran ey,
tam da bu logosa dhil edilebilir olmayan dhil etme yanldr. Politika, polisin
kurulu srecinde yaplan ilk paylam temelinde, toplum adna, toplumun sorunlar
hakknda konuma statsne sahip bulunmayan okluun, ikinci bir paylam eylemi
sonucunda sz hakk kazanma imkndr. Politika, polisin rasyonel sze haiz olanlar ile
67
Bkz.,Ranciere, Jacques, Uyumazlk: Politika ve Felsefe, ev.Hakk Hnler, Aralk Yay, zmir, 2005,
ss.23-28.
306
yalnzca ses karanlar arasnda tesis ettii hiyerarik yapy bozma zgrldr. Bu
yzden, Rancieree gre, politikahibir eyin ad deildir veya hiliin, yokluun
addr.68 Yalnzca bu hilie e bir zgrlk olmas hasebiyle politika, evrensel
eitsizliin neden olduu evrensel hakszl telafi etme yoludur. Bu anlamda,
demokrasi, salt bir ynetim biimi deildir; o, politikann sine qua nonudur ya da hatta
politikann tam da kendisidir.69
Ranciere politik olan bir sfr noktasnda dnmeye cesaret eden ve yukarda
ortaya koyduumuz anlamda, politikann temelsiz temelini ifa eden ilk modernin
Hobbes olduunu syler.70 Bu balamda, Schmitti yirminci yzyln Hobbesu olarak
nitelendiren grler olduka manidardr. Gerek politikann ahlaki referansa ihtiya
duyduunu syleyen Kant iin bile politikann temeli, temelsizliidir. Bilim ile ahlak,
zorunluluk ile zgr irade alanlar arasnda belirgin bir ayrm yapan Kant, politik
varoluu, burada-imdi insani varoluun temel modu olarak anlar. Politika, kendi
karn ve tutkularn doyurma arzusunda olan insann doal eilimidir. Fakat onun
doal ve zorunlu olmas, politikann doa bilimi olduu anlamna gelmez. Kant, bilimin
i grecei alann kat bir determinasyon ve zorunluluk ile karakterize olan fenomenler
68
Bkz.,Ranciere, Jacques, Uyumazlk: Politika ve Felsefe, s.58.
69
Bkz.,a.g.e.,ss.136-140.
70
Bkz.,a.g.e.,s.37.
307
alan olduunu ve bu sebeple bilimin zgrletirici olamayacan syler. Bizzat
insanlk tarihi bize, politikann, determinasyon ve zorunluluun deil, bir tr
zgrln iledii bir alan olduunu gstermitir. Aksi takdirde, zgrlk ve
sorumluluktan sz edemezdik. Ayn tarih, politikada moral amalarn geerli olduunu
veya belli bir eree doru gidiin sz konusu olduunu da gstermemitir. Moral
zgrlk, ahlaki failin akln kendisi iin koyduu moral yasaya itaat etmesinden oluur.
Buna karlk, politik zgrlk, bireylerin kendi doal eilimlerini gerekletirerek
dnyevi mutluluk, adalet ve huzur araylaryla ilgidir. O halde, politika bir doal eilim
olmas anlamnda zorunludur fakat bilimden ayrdr. Bir eree ynelmemesi anlamnda
ieriksiz ve bu yzden moralden ayrdr. Bilgi ve ahlaktan ayr olarak politikann yegne
zemini, temelsiz temel olarak doal varolutur.71
71
Bkz.,Rosen, Stanley, Hermeneutics as Politics, ss.19-21,25.
72
Agamben, Giorgio, Kutsal nsan, Egemen ktidar ve plak Hayat, s.17.
73
Bkz.,a.g.e.,s.18.
308
alannn politik dzen iinde atma kayna olmasna yol aar. Bu ekilde, istisnai
olann norm haline gelmesi sonucunda, plak hayat dlama ya da ileme, darda
brakma ya da dzene entegre etme etkinlii politikann kendisiyle zdelemeye
balar.74
74
Bkz.,Agamben, Giorgio, Kutsal nsan, Egemen ktidar ve plak Hayat, ss.18-19.
75
Bkz.,a.g.e.,ss.19-20.
76
Agamben, kutsal insan (homo sacer) kavramn, eski Romada uygulanan bir ldrme geleneinden
alr. Hem insani hem ilahi hukukun dnda duran, ldrlmesi ceza gerektirmeyen ve kurban edilmesi
yasak olan kutsal insan, bir belirsizlik mntkasnda ikmet eder. Bkz.,a.g.e.,ss.97-117.
309
Bu kavray, sfat olarak politikin yerini isim olarak oul politiklere (politics)
brakt bir srece kaynaklk eder. Schmittin aknln yitirilmesi ve ikinleme
terimleriyle tarif ettii ntralizasyon ve depolitizasyon sreci, politik olann zgl bir
ierikten giderek yoksunlaarak tanmlamann imknsz olduu bir uzama srklenmesi
ile karakterize olur. Nitekim Weber bir organizasyonu politik klan eyin ne olduunu
anlamak iin yneldii amalara deil, kulland aralara baklmasn salk verdiinde,
aslnda politik olann ieriksiz, arasal, dinamik ve akkan karakterini bir kez daha
onaylam olur. Politik olan tanmlanamaz, nk ona zg hibir alan, yneldii hibir
zgl ama yoktur. Bununla birlikte, politikaya indirgenmi bir formda karmza kan
politik olan kulland aralar bakmndan tanmlayabiliriz: meru iddet.
imdi, eer politik olan, ancak bir yere ve o yer zerinde oturan halka
gnderimle anlalabilir ise, Schmittin somut yer, yasa ve dzenin birlii olarak
77
Daha doru ifade belki de udur; Schmitt politeia ve polise ak hi bir gnderimde bulunmaz. Ama
aslnda Schmitt CP kitabyla ilgili olarak Christian Meiere yazd bir mektubunda yle syler:
lk cmle (devlet kavram politik olan kavramn varsayar) ykldr (yani, Greke szckle!).
Bu balamda Hannah Arendtin bir cmlesi nemlidir..dilde gemi ebediyen muhafaza
edilir, dilden dolay iyi bir ey iin gemiten kurtulma abalarnn tm daima boa kacaktr.
Politika szcn kullandmz srece, Grek polisi politik varoluumuzun temelinde, baka
bir deyile, denizin yatanda olacaktr. Akt, Mller, Jan, Carl Schmitts Method: between
ideology, demonology and myth, s. 70.
78
Akt.,Elden, Stuart, The Place of Polis: Political Blindness in Judith Butlers Antigones Claim,
Theory&Event 8, no.1, 2005, http://muse.jhu.edu/journals/theory_and_event/v008/8.1elden.html, s.25.
79
Akt.,a.g.e.,s.26.
80
Bkz.,Elden, Stuart, Rethinking the Polis: Implications of Heideggers questioning the political,
Political Geography, 19, 2000, s.413.
310
nomosa dn polise dntr veya tersinden sylersek polise dn nomosa
dntr. nk nomos ancak bir yerde grne kar. Bu bakmdan, H. Lefebvrenin
dnd gibi, mekn yalnzca politik deil, ayn zamanda moral bir kategoridir.81
Kadim Grek polisi, snrlar geometrik olarak deil, orada yaayan insanlarn yaam
tarz ile belirlenmi, bundan tr benzerin benzeriyle dostluuna dayanan ve zorunlu
olarak benzemez olan, yabanc olan veya dman darda brakan somut bir dzendir.
Polisi ayakta tutan ey, evrensel bir adalet sylemi deil, topluluun ortak iyisi
zerindeki konsensustur. Politik dnme, bir polis iinde polise zg kamusal iler
hakknda birlikte dnmedir. Bu yzden, bir polise dhil olmak, bir nomosa sahip
olmaktr.
311
plak yaam ile politik yaam, insann insani doas ile hayvani doas, vlger okluk
ile felsefi aznlk, birey ile toplum, tikel ile tmel arasnda hibir zaman mutlak bir
uzlama szkonusu olamaz. Schmitt ile kadim gelenek ve Strauss arasndaki bir baka
uzlama noktas budur. Toplumdaki egemen snf rejimin adn koyar ve onun bir
paras ol(a)mayanlar tekiletirilerek dman kategorisi iine konur. Bu yzden,
Rancierein syledii gibi,
Ancak, kadimler iin salt yaam politik yaama dhil etme abas istisnai bir
durumdur ve politikann meru amac insani mkemmellemeye yer amaktr. nsani
mkemmellemenin iki formu vardr; moral mkemmelleme ve entelektel
mkemmelleme veya felsefe. Evet, Schmitt iin olduu gibi, kadimler iin de istisnai
durumda normatif referans noktas genel hukuki ya da moral kurallar deildir ama tm
hukuki dzenin ilgas da deildir; bilge yasa koyucunun ruhudur veya karakteridir.83
Buna karlk modernite, Machiavelli ile balayan bir sre ierisinde, aslnda
tam da Schmittin nerdii tarzda, varl dmann varlna bal olan bir politik olan
tanm gelitirir. Doal ya da ilahi hibir dzenin olmad koullar altnda somut bir
dzen tesis etmenin tek yolu, akldan ok tutku ya da irade sahibi bir varlk olarak
tanmlanan ve bu sebeple kaosun kayna olduu dnlen bireyi kolektif bir bedenin
yesi klmaktr. Karlkl szleme, nihayetinde yapay bir szleme olduu ve bundan
tr toplumun varln garantilemeyeceine inanld iin, egemenlik modern
politikann almetifarikasdr. Bu erevede, modern a, on altnc yzyln sonundan
on dokuzuncu yzyla kadar, politik olan devlet politikas olarak dnmtr. Devlet,
ideolojik sylemler ve polis marifetiyle politik olann tekelini elinde bulundurmutur.
Straussun bak asndan bu u anlama gelir: on altnc yzyldan balayarak, modern
toplumlar mtereken paylalan bir yaam formuna, ortak iyiye ya da adalete referansla
dost ile dman arasnda ayrm yapmaktan vazgemilerdir. Bizzat bylesi bir arayn
kendisi atmann kayna olarak dnld iin, insanlar insan iin iyi yaam
82
Bkz.,Ranciere, Jacques, Uyumazlk: Politika ve Felsefe,s.35.
83
Bkz.,Howse, Robert, From legitimacy to Dictatorship, s.79.
312
sorununu kendi akllarndan baka bir gce havale ederek zmeye almtr. nsansal
dnya insann biyolojik doasna referansla anlalmtr. Byle olunca, politik olan
ierikten yoksun, salt atma ve iddet kategorileri iinde dnlmtr.
84
Bkz.,Strauss, Leo, Letter Two, Carl Schmitt and Leo Strauss, s.125.
85
Bkz.,Strauss, Leo, Politika Felsefesi Nedir?, PFN, ss.65-66.
313
temelinde, bir rejimler eitliliinin varolduunu dolaymsz biimde
grrz. Onlar arasndaki atma yalnzca insanlarn zihinlerindeki
bir atmadr. Bu yzden en iyi rejimin ne olduu sorunu doar.86
En iyi rejim sorunu, yalnzca felsefi bir sorundur ve yalnzca filozof soru
iaretinde yaayabilir. nsanlarn veya halklarn veyahut toplumlarn, bu soruya cevap
verinceye kadar kendi varolularn askya aldklarn dnmek, sama olurdu.
Toplumlar bu soruya ak bir cevap vermeksizin birlikte yaarlar. Halklar birbirinden
ayran ey, Schmittin de bildii gibi, ulusal snrlar olmazdan nce, karar, norm ve
dzenin birlii olarak nomos idi; yani, egemen ya da yasa koyucu, hukuk ve gelenek.
86
Strauss, Leo, On Platos Symposium, ed, Seth Benardete, The University of Chicago Press, USA, 2001,
ss. 8-9.
314
Homojenlii ve heterojen olann elimine edilmesini insanlarn mutlak eitlii adna
reddeden liberal demokrasiler, daha nceki tm alardan daha fazla, insann politik
varoluunun akli dzenin veya hukuki dzenin elik zrh iine kapatlamayaca
gereiyle kar karyadr. Plralizmin hkim olduu modern toplumlarda kurucu
belirsizlik olarak politik olan, mterek bir yaam formu tesis etmez. Tersine plak
varoluun veya sfr noktasnda insann merkezlii, politik alann biteviye yeniden
kurulup sklen bir yap-boza dntnn delilidir. Walter Benjaminin tespitiyle, bu
durum, istisnai olann norm haline geldiinin bir ifadesidir.
Ortak sz, ortak tarihsel kader, gelenekler ve anlar, ortak politik amalar ve
umutlar ile birbirine bal kltrel bir birlik olarak halkn namevcut durumu, politik
olan kolektif bir deneyim olmaktan karr. Dmann ya da tehdit algsnn sreklilii
norm tesis etmeyi imknsz klar. Toplumu kuran unsur dostluk deil, szleme
olduuna gre her konsensus geicidir ve zorunlu olarak bir dlamadr. Bu, yeni
atmalarn kapda olduuna iaret eder. Bu yzden biz modernler ebedi istisnada
yayoruz. imdi artk hi bir kimlik retmeyen politik olan anlamnda politika, gerek
bile olamayan istisnai durumu dlama ve dman bertaraf etme etkinliidir. Belli
trden bir toplumsal dzen ve buna bal olarak toplumsal olarak kabul edilmi bir
amalar hiyerarisi olmadndan politika, politikann ve hukukun snrn tayin etme
gc ve becerisidir. yle grnyor ki tahakkm, politik ilikilerimizin kanlmaz
zdr. Hukuk gce sahip olann, egemen olann, iddetini tekelletirenin hukukudur ve
meruiyetini kendisinde temellendirir. Tam da bu yzden, mevcut hukuk bir baka
gcn hukukunun meydan okumasna daima ak olacaktr.
87
Benjamin, Walter, Tarih Kavram zerine, Son Bakta Ak,ev.N.Grbilek, Metis Yay, st, 1995,
s.43. Yukarda evirmen istisnai olan olaanst hal olarak karlasa da, aslnda, istisnai durum
olaanst hal deildir. Olaanst hal de, kargaa, sava ya da ayaklanma gibi istisnai bir durumda
istisnai olarak bavurulan bir nlemdir. Olaanst halin ilanyla birlikte, kuvvetler ayrm ilkesinin ilga
edildii dorudur. Zira, olaanst halde yasama ve yrtme erki askeri kumandanda toplanr. Ancak, o,
yine de, Montesquieunun kuvvetler ayrm ilkesine dayanr. Dolaysyla, o, anayasaya dsal deil, bizzat
anayasa tarafndan belirlenen bir erevede sivil otoriteye verilmi olan yetkilerin askeri otoriteye
gemesidir.Bkz.,Agamben, Giorgio, stisna Hali, ev. Kemal Atakay, Otonom Yay, st, 2006, ss.12-14;
Kelly,Duncan, The State of the Political:Conceptions of Politics and the State in the Thought of Max
Weber, Carl Schmitt and Franz Neumann, Oxford University Press, NY, 2003, ss.177-178.
315
Schmitt, egemenlik kavram altnda hibir makinann kendi ileyi prensibini
kendisinin belirleyemeyeceini ve bu yzden kararn politik yaamn zsel unsuru
olduunu sylediinde, yalnzca, atmann rasyonel deliberasyon, kamusal mzakere,
diyalog ve kamusal konsensus yoluyla zlemeyeceini sylemi olmaz. Normun
geici olduu yerde, elbette, kriz sreklidir ve Schmittin syledii gibi, kaosa
88
uygulanabilecek hibir norm yoktur. Fakat, ok daha nemlisi, tam da ezilenlerin
geleneinin gsterdii gibi, istisnai olana karar verecek olan, artk, yalnzca egemendir.
Gerek yaamn gc her zaman tekrar nedeniyle katlam bir meknizmann
kabuunu kracana ve dolaysyla mevzu hukuka ngrlemeyen pek ok durumla
karlalacana gre, egemenlik de istisna deil, bir norm olacak demektir. Kimin
plak yaamnn politik yaama dhil edileceine ve kimin dhil edilmeyeceine, kimin
dzenin paras olup kimin olmadna, tek bana, o karar verecektir. Aktr ki,
politikann normal zamannn durduu, politik olann eskatolojik zamannn balad
yerde rasyonel deliberasyon, kamusal mzakere, diyalog ve kamusal konsensus yoktur;
tek bana Tanrvari egemen karar vardr. Gelenein ve onunla birlikte tm moral
standartlarn ve snrlamalarn ykld anda artk toplum yoktur, yalnzca ideolojik
maniplasyona ve mobilizasyona ak bir halk kitlesi vardr. Egemenin mutlak karar
gc olarak ortaya kt bu anda, hkim ounluu aznla kar ykc politik bir
gce dnmekten ne alkoyabilir?
88
Bkz., Schmitt, Carl, PT, s.32.
316
3. Politik Egzistansiyalizm: Olay, Karar ve Norm
89
Lwith, Karl, The Occasional Decisionism of Carl Schmitt, Martin Heidegger and European
Nihilism, s.141.
90
Bkz.,Aravamudan, Srinivas, Carl Schmitts The Nomos of the Earth: Four Corollaries, The South
Atlantic Quarterly 104:2, Spring 2005, s.227.
317
iyi anlalabilecei kanaatindeyiz.91 Genel olarak sylendiinde politik egzistansiyalizm
(Existenzphilosophie), tm insani dncenin varolusal kkszln gizleyerek
yaamn tm alanlarn kavramsal bir ereve iine sktran ve akliletiren;
kavramsallatrlamayan, rasyonel bir emaya dhil edilemeyen her eyi ise irrasyonel
addededen rasyonalizme kar insani varoluun radikal olgusalln ne srer.
Somut olayn yaratt boluk, zgrlk iin bir dtr. Schmittin dncesi
iinde, sava ve dman kavramlar tam da, ikinlemenin panzehiri olmalar anlamnda
dtrlar. Byle olduklar iin de, akln ikinletirici karakteri karsnda anlam yaratma
kapasitesine sahiptirler. Somut olay olarak politik olan hem hilikten gelen kurucu
olaydr fakat hem de varolan dzeni askya alan, bozan ve kartran bir istisnadr. O,
hem tm rasyonalist kategorizasyonlarn dndadr fakat hem de dzene anlamn veren
91
Bkz.,Wolin, Richard, Carl Schmitt, political existentialism, and the total state, Theory and Society,
vol 19, no.4, 1990.
92
Bkz.,Ojakangas, Mika, Philosophies of "Concrete" Life:From Carl Schmitt to Jean-Luc Nancy, s.29.
93
Bkz.,a.g.e.,s.26.
94
Bkz.,a.g.e.,s.39.
95
Schmittten akt.,a.g.e.,s. 38.
318
temel rasyonalitedir. Baka bir ifadeyle, onun irrasyonalitesi, anlam ve dzenin
rasyonalitesidir. Laclaunun ifadesiyle, toplumun ulaabilecei en yksek rasyonalite
biimi dzenlenmi bir deliliin rasyonalitesidir.96
Somut olay olarak politik olann zgl rasyonalitesi, en derin anlamda insani
rasyonalitedir.97 Somut olay olarak politik olan, tz deil, bo formdur; dolaysyla o,
nceden belirlenmi bir kriterden hareketle dnlemez. Aktr ki, Schmittin politik
egzistansiyalizmi hukuki dzenin hukuk-d karakterini ifa eder ve hukuki dzenin
btnyle rasyonel terimlere referansla anlalamayacan gsterir. Zaten bugn
politika teolojisinin bu denli ilgi grmesinin en temel sebebi, liberal demokratik
teorilerin ikinci mantna karlk, Schmittin hukuki-politik dzenin temelsiz temelini
dillendirmesidir. Paulina O.Espejo, bu durumu, harikulade bir biimde, yle zetler:
96
Laclau, Ernesto, Yapbozum, Pragmatizm ve Hegemonya, Yapbozum ve Pragmatizm, der.C.Mouffe,
ev.T.Birkan, Sarmal Yaynevi, stanbul, 1998, s.97.
97
Bkz.,Ojakangas, Mika, Philosophies of "Concrete" Life:From Carl Schmitt to Jean-Luc Nancy,
ss.31,33-34.
98
Espejo, Paulina O, Does Political Theology entail Decisionism?, American Political Science
Associationn yllk toplantsnda sunulan bu bildiriye http://ssrn.com/abstract=1090647 adresinden
ulalabilir.
319
eilimindedirler. Schmittin politik teolojisi, sklkla dillendirilen seklarizasyon
iddialarna karlk modern devlet teorisinin tm nemli kavramlarnn seklarize olmu
teolojik kavramlar olduunu sylediinde, yalnzca teolojinin hukuk ve politikay
ekillendiren, onlara yn veren bir model olmaya devam ettiini ne srm olmaz. O,
ilkin, bizi, modern politik teorilerin empirik olgulara dayanma iddialarna karlk, bir
belirsizlik/karar verilemezlik momentinin insani rasyonaliteye ikin olduu ve bu
yzden her politik-hukuki dzenin zorunlu olarak bir metafizik ierdii gereiyle kar
karya brakr.
99
Bkz.,Ojakangas, Mika, A Terrifying world without an exterior: Carl Schmitt and the metaphysics of
international (dis)order, s.210.
320
4. Politik Olann Paradoksu
Sosyal olan, atmay merkeze alan bir tarzda dnmek zorunda myz?
Sosyal olan dncesinin ana temalarndan biri klan ada teorisyenlerden Arendte
gre, kendi zel evlerimizin koruyucu drt duvarn terkedip kamusal dnyaya adm
attmz her seferinde ilk girdiimiz politik eitlik alan deil, sosyal alandr.102
Arendt iin sosyal alan, politik alann, eylemin ve zgrln negatif kutbudur ve esas
100
Hem Hobbes hem de Schmitt iin devlet, toplumu nceler ve dahas toplum ancak devletin dzen
vericilii sayesinde varlk kazanr. Bkz., McCormick, John, Fear, Technology and State, s. 628.
101
Laclau ve Zace gre, Machiavelli ve Hobbes, bunun mmkn olduunu, yani tek bana gcn
meruiyet yaratacan dnmt. Laclau, Ernesto, Zac, Lilian, Aral Kapatmak. Siyasetin znesi,
Siyasal Kimliklerin Oluumu, der.E.Laclau, Sarmal Yaynevi, st, 1995, s.31. Ama, bir sonraki blmde
tartacamz zere, Laclau ve Zac gibi, bunun mmkn olduunu dnmyoruz.
102
Akt.,Bull, Malcolm, The Social and the Political, The South Atlantic Quarterly, 104:4, Duke
University Press, 2005, s.691 dip 11.
321
olarak insann biyolojik varoluunu srdrme ileviyle karakterize olan emek/alma
ve i/yapma etkinliine ayrlmtr. yleyse, diyebiliriz ki, sosyal olan ile politik olan
arasndaki ayrm, kaynan insani yetiler arasndaki farkllktan alr.103
322
eder. Ancak, bu, Kervegann da iaret ettii gibi, tek-yanl bir Hegel okumasdr.
Hegelci sivil toplum egemen tarafndan pasifize edilmesi gereken doa durumu
olmad gibi devletin grevi de, szleme teorilerinin ne srd gibi, salt sivil
toplumun korunmas deildir. Kukusuz, Hegelde sivil toplum tikellikle karakterize
olur ve esas olarak bireysel kar, atma ve rekabete dayanan ekonomik ilikiler
alann imler. Buna ramen, sivil toplumda evrenselliin yokluundan ziyade
evrenselliin farkl varolma kipinden szedebiliriz. Zira, Hegelin somut zgrln
aktellemesi ve daha yksek evrensellik olarak tanmlad devlet sivil toplumdan
doar.108
Elbette, sosyal alan statik deildir; zgl bir dinamizmi vardr. Zaten, bu
dinamizm olmasayd, politik olandan sz edemezdik. Ancak, Schmittin sosyal alan
tasavvuru bu dinamizmi yalnzca negatif bir tarzda anlar. nk, o sosyal olan
kimliksiz, ideolojik maniplasyona ak, kar atmasnn egemen olduu irrasyonel
bir yap olarak grr. Tam da bu yzden, Kalyvasin iddia ettiinin tersine, Schmittte
politik olan politikaya ikindir.109 Oysa iktidar mcadelesi, tzsel ethik deerler
temelinde toplumsal birlik tesis etme mcadelesidir. Nitekim, Kalyvasn da belirttii
gibi, Schmitt, Weberin politik olan g politikasna indirgeyen yaklamn reddeder
ve politik olann devlet iktidarn ele geirme mcadelesi (yani politika) olmayp tzsel
deerler ve ilkeler arasndaki bir mcadele olduunu dnr.110 Fakat sosyal olann
maddi olanla ve ekonomik kar atmasyla zdeletii bu emada, tzsel ethik
deerler alan olarak politik olan kendi dinamizmini nereden alacaktr?
108
Bkz.,Cristi, Renato, Carl Schmitt and Authoritarian Liberalism, ss.98-105.
109
Bkz.,Kalyvas, Andreas, Democracy and the Politics of the Extraordinary: Max Weber, Carl Schmitt
and Hannah Arendt, s.134.
110
Bkz.,a.g.e.,s.149.
323
bavurulmakszn teorik ve pratik olarak varolur.111 Bu demektir ki politik olan kurucu
ya da dzeni tesis eden ayrmdr.
Bu iki belirleme, toplumun varln dost ile dman arasnda ayrm yapmaktan
sz edebilmenin koulu olarak ortaya koyar. Eer politik olan beeri varln birleim
ve zlnn younluuna bal ise ve eer dost-dman ayrm zel deil, kamusal
111
Schmitt, Carl, CP,s.26.
112
A.g.e.,ss.45-46.
113
A.g.e., s.26.
324
bir ayrm ise, politik olan sosyal olan varsayar ve hatta politik olann varl sosyale
baldr demektir. Yalnzca sosyal alanda vuku bulabilecek birleme ve zlme veya
ayrma younlatnda politik olan grnr hale gelir. Birleme ve ayrmann
younluk dzeyi hissedilmeyecek lde azaldnda politik olann younluu da
azalacaktr.
114
.Bkz.,Agamben, Giorgio, stisna Hali, s.15.
325
klnmasyla tesis edilebileceini teslim eder.115 Meru grnmeyen ya da toplum
tarafndan desteklenmeyen bir dmanlk ilan hkmszdr. Schmittin kendisinin de
teslim ettii zere, bamszlnn ve zgrlnn nelerden mteekkil olduuna
karar verme yetkisihalkndr.116 Ama, yine de, Schmitt iin Tanrnn dnyay
mutlak bir karar yoluyla hilikten yaratmas gibi, egemen de pr karar yoluyla politik
dzeni yaratr. Ancak, nihayetinde egemen Tanr deildir; Tanr, biz ona ister inanalm
ister inanmayalm, vardr. Oysa, egemenin varl halknn onun admlarn takip
etmesine ve onaylamasna baldr. Bu yzden, sosyal olan politik olann varlk
kouludur.
Schmitt sosyal alan apolitik ya da iktidar yoluyla depolitize edilmesi gereken bir
yap olarak grr; sosyal alan, koruma ve politik kararlarn glgesi altndadr.
Schmitti tmyle devlete tabi olmas gereken bir sosyal alan tasavvur etmeye sevk
eden ey, politik olann topluma ikin olduunu dnmesidir. Bu yzden, o, Straussun
ve Kalyvasn iaret ettii gibi, rasyonel deliberasyon, kamusal mzakere, diyalog ve
kamusal konsensus ilkelerini kendi teorisine eklemleyemez.117 Ancak, Habermasn
ifade ettii gibi, Schmittin alaya ald, argmanlar yoluyla ynlendirilen kamusal
mzakere ortam, politik otoritenin her demokratik hakllandrm iin zseldir.118
Sosyal olan politik olann karsna yerletiren ve Schmittin yalnzca liberalizme zg
kld ilkeleri kendi politik olan kavramnn zsel birer paras klan Arendt bile,
toplumu yasasz doa durumu olarak grmez. Arendte gre, devletin dnda bir
organize okluk vardr fakat o doal durumda da deildir. Bu noktada, Kalyvasn
tespitiyle, Arendt, Hobbesun politik ve politik ncesi insan tasavvuru yerine Lockeu
bir sosyal alan tanm gelitirir; doal durum ile politik devlet arasnda konumlanm
arac orijinal komnite.119
115
Bkz.,Schmitt, Carl, NE, s.337
116
Schmitt, Carl, SK, ss. 64-65.
117
Kalyvas, Andreas, Democracy and the Politics of the Extraordinary: Max Weber, Carl Schmitt and
Hannah Arendt, s.124.
118
Akt.,a.g.e.,s.125.
119
Bkz.,a.g.e.,s.230.
326
4.3 Politik Bir Sosyal Alan Mmkn mdr?
Sorunu baka ekilde yeniden formle edelim: Eer Schmittin vurgulad gibi,
politikaya ikin antagonistik boyut hibir zaman ortadan kaldrlamayacak bir ey ise
toplum nasl mmkndr? Eer politik olan insann ontolojik durumu ise, ayet tm
insanlar tehlikeli ve dinamik varlklar ise, politik olann anti-sosyal doasna ramen
doa durumunun bireyleraras deil, gruplararas bir durum olduunu sylemek bir
eliki deil midir? Politik olan nasl beeri varln birleim ve zlnn
younluuna bal olabilir?
327
biimde politik olann anti-sosyal doasna ramen insanlar halklar olarak birarada
yaayabilirler.
Elbette, srekli istikrar politikay gereksiz klar ama srekli istikrarszlk da ayn
lde politikay imknsz klar. Bu zmni varsaymdan hareketle Mouffe,
antagonizmanin agonizme dnt radikal bir demokrasi modeli nerir. Agonizm,
demokratik deerlerle rten bireysellik biimlerinin birbiriyle rekabetine dayanr. Bu
bakmdan agonistik politika politik alann oulcu yapsn reddetmez ama politik
topluluu dman deil, ayn zamanda birbirinin hasm olan dostlardan mteekkil
geni bir cemaat olarak dnmeyi yeler. Baka bir deyile, rasyonel argmanlara
bavuru deil, mtereken yaratlan demokratik ethos demokratik politikay mmkn
klar. Burada atmann bertaraf edilmesi deil, oulcu bir demokrasi adna
kurumlarn dnda bir yerde yeniden konumlandrlmas sz konusudur.123
120
Bkz.,Bull, Malcolm, The Social and the Political, s.683
121
Mouffe, Chantal, Yapbozum, Pragmatizm ve Demokrasinin Siyaseti, s.21.
122
A.g.e.,s.23.
123
Bkz.,a.g.e.,ss.16-17.
328
meruiyetin artk varolmad artlarda tek zmn demokrasi iinde bir diktatrlk
olduuna ikna olur. Krallarn olmad bir ada akl banda hi kimse halkn iradesi
dnda bir yolla kral olmaya cesaret edemez. Fakat, akla ve tartmaya dayanmayan,
kendini hakl karmayan pr karar, yani hilikten yaratlm mutlak karar nasl olup da
ayn zamanda demokratik bir meruiyete sahip olacaktr?
Grnen o ki, Schmitt, politik olann nasl hem dzeni tesis eden mutlak
balang noktas, hem de enerjisini ancak dzen tesis edildikten sonra varlk kazanan
dier alanlardan (ekonomi, hukuk gibi) alan, varl beeri varln birleim ve
zlnn younluuna bal olan bir deneyim olabileceini aklayamaz. Politik
olann moral ayrmlar ncelediini ve bu anlamda ieriksiz olduunu sylemek, dost-
dman ayrmnn sosyal alan kuran bir ayrm olduunu sylemektir. Fakat eer
balangta moral ya da din ayrmlar yoksa somut bir olay olarak politik olan nasl
vuku bulabilir? Schmitt, hem politik olann moral, estetik, ekonomik ya da dier
ayrmlara bavurulmakszn teorik ve pratik olarak varolabileceini hem de politik
olann enerjisini eitli insani giriimlerden, din, ekonomik, moral ve dier
antitezlerden tretebileceini syler. Eer ilki doruysa politik dil ieriksiz demektir.
Peki ama, ieriksiz ve hibir ze sahip olmayan bir ayrm nasl dier ayrmlara
bavurmakszn varolabilir ve nasl insann hibir zaman kanamayaca bir kader
olabilir? Eer politik olan znde praksis ise ve eer iyi-kt, doru-yanl gibi
ayrmlardan muaf bir pratik alan dnlemez ise, politik olan her zaman enerjisini u
ya da bu antitezden almak durumundadr. Derridann iaret ettii gibi, ieriksiz bir
politik olan kendisine karlk gelen bir politika dnlemeyecei iin bir
imknszlktr.124 Hakikaten de, Schmitt politik olann nerede, hangi klk altnda
sahneye kt sorununu nemsemez. Oysa politik olann zenginler ile fakirler
arasndaki veya ekonomik kaynaklar stnde verilen mcadelede ortaya kmas ile
adaletin veya toplumun ortak iyisi konusundaki uzlamazlkta ortaya kmas farkl
rejimler dourur.
124
Bkz.,Bahnisch, Mark, Derrida, Schmitt and the essence of the political, ss.13-14.
329
Schmittin politik olan tanmnda kamusal alan tesis eden ey, kamusal dman
figrdr. Bireyler politik olamaz, nk tek tek bireylerin kamusal dmanlar olamaz.
Bu yzden birey, politik olan iin bir tehdittir. Fakat buna ramen devlet kendi
yelerinden lmelerini isteme hakkna sahip tek gtr. stelik Schmitt, Grotiusa
referansla, hibir programn, idealin, normun ve menfaatin sava, yani bir insann bir
baka insan ldrmesini hakl klamayacan, savan ancak ve ancak kendini
zellikle gerek bir dmanla gerek bir arpma durumunda gsteren varolusal bir
anlam olduunda srar eder. Bu durumda, Karl Lwithin hakl olarak ifade ettii gibi,
politik olan lme doru zgrlkten baka bir ey deildir.125 Zira, sava alannda
kar karya gelen apolitik bireylerin, moral adan hakl klnamayan ya da hibir
normatif temeli olmayan, tersine dmann pr olgusallkla belirlendii bir savaa
girmelerinin tek bir anlam olabilir: ontolojik ezelilik (primordiality).126 Baka
deyile, kendi varlm ile yabanc olann varl arasndaki ayrm.
125
Bkz.,Lwith, Karl, The Occasional Decisionism of Carl Schmitt, Martin Heidegger and European
Nihilism, s.147.
126
Bkz., a.g.e.,s.148.
127
Bkz.,Brunkhorst Hauke, The Right to War: Hegemonial Geopolitics or Civic Constitutionalism?,
Constellations, vol 11, no 4, Blackwell Publishing, 2004, s.516.
330
III. BLM: EGEMENLK, HEGEMONYA VE DEMOKRAS
Grdk ki, hem Schmitt hem de Strauss iin politik olan kurucu bir kapasite,
yeni formlar yaratma zgrldr. Politik olan, sradan gndelik ak deitiren,
dzeni sarsan, tarihin seyrini bozan ve bylece yeni imknlar aan mucizevi bir gtr.
O, yeni rejimler, yeni politik kurumlar yaratma zgrldr. yleyse, o, norm deil,
karar, hukuk deil, hukuk-d, adalet deil, iddet, dzen deil, dzensizlik, kozmos,
deil kaos, ikin deil, akn olandr. O, balangtr, kurucu belirsizlik andr; politikay
kurma etkinliidir. Nihayetinde, her politik dzen, kurucu bir kaos ve istikrarszlk
annda varla gelir. Zaten, Derridann ifade ettii gibi,
Ancak, Straussun tersine Schmitt, politik olann, ayn zamanda, karar deil,
norm, hukuk-d deil, hukuk, iddet deil, adalet, dzensizlik deil, dzen, kaos deil,
kozmos olduunu gzden karr. Ya da daha dorusu, Kalyvasn da ifade ettii gibi,
liberaller hukukun normatif boyutunu, Schmitt ise hukukun egemenlik boyutunu
abartr.2 Aslnda hukukun karar boyutuna bu ar vurgunun gerisinde, modern bir
deneyim vardr. 1789 Fransz Devriminin halk egemenlii ad altnda yeni bir
egemenlik kategorisi yaratmas ve daha sonra 1848 Devrimiyle birlikte proleteryann
douu, istisnai olann istisna olmaktan ktna iaret eder. Komnist proleterya
diktatrl, istisnai durum ile normal durum arasndaki geleneksel ilikiyi btnyle
ters yz etmitir. Proleteryann varlnn belirledii yeni sosyal koullar altnda,
devrimci bir gr noktasndan, btn burjuva dzeni bir diktatrle iaret eder.3
1
Derrida, Jacques, Yapbozum ve Pragmatizm zerine Dnceler, Yapbozum ve Pragmatizm, der.
C.Mouffe, ev.T.Birkan, Sarmal Yaynevi, stanbul, 1998, s.135.
2
Kalyvas, Andreas, Democracy and the Politics of the Extraordinary: Max Weber, Carl Schmitt and
Hannah Arendt, s.86.
3
Schmittten akt McCormick, John, Carl Schmitts Critique of Liberalism, s.128.
331
Schmitt iin devrimler, tam da doa durumunun veya devlet ncesi sivil sava
durumunun dndr. Schmitti bir terminoloji iinde ifade edersek, devrimler istisnai
olaylardr. stinai olan, tam da hukuki bir sistem iinde rasyonalize edilemeyendir. O,
yasada belirtilmeyen, ngrlmeyen ve dolaysyla bir norm olarak henz hukuki olann
kapsam iine dhil edilememi olandr. Byle bakldnda, istisnai olan, Agambenin
deyiiyle, hukukun kendisi araclyla yaama gnderme yapt ve kendini askya
alarak yaam bnyesine katt zgn aratr.4 stisnai olann yaratt belirsizlik,
politik olan dnebilmemizin yegne kouludur ve yeni balanglar mmkn klar.
Bu erevede, devrimler, Arendtin ifadesiyle bizi balang problemiyle dorudan ve
kanlmaz olarak yzyze getiren biricik politik olaylardr.5 Fakat istisnai olann norm
haline gelmesi, ayn zamanda, temel politik sorunun dzen sorunu olmas sonucunu
dourur. Bu minvalde, Schmitti Machiavelli ve zellikle Hobbesun ada
sayabiliriz. Nitekim, Schmittin kendisinin de kabul ettii gibi, Hobbesu Behemoth
veya sivil savaa kar Leviathan ne srmeye sevk eden sosyo-politik koullar ile
Schmitti egemen diktatrl savunmaya sevk eden sosyo-politik koullar birbiri ile
rtr.6
4
Agamben, Giorgio, stisna Hali, s.10.
5
Arendtten akt.,Kalyvas, Andreas, Democracy and the Politics of the Extraordinary: Max Weber, Carl
Schmitt and Hannah Arendt, s.202.
6
Bkz.,McCormick, John, Fear, Technology and the State, ss.621,636-637.
332
Straussun da iaret ettii gibi, nihayetinde Hobbes, insann rasyonel z-kar
adna eitilebileceini, akln insani tutkular evcilletirip gvenli bir politik dnya
yaratabileceini dnmt. Zira, Hobbes, her ne kadar bir egemenlik teorisi ortaya
koymu olsa da, insandaki ktln mutlak ktlk olmadn; dolaysyla, insanda
akl ile her bir insan birbiri iin dman klan doal itahn, tutkunun veya iradenin
uzlaabileceine inanmt.7 Bundan tr, Schmittin de teslim ettii gibi, Hobbes,
hukukun egemenlik boyutunun giderek ortadan kalkacan ngrmt. Hobbesun
tersine, Schmitt iin istisnai bir durum tekil eden doa durumu veya dost ile dman
arasnda ayrm yapma olarak ortaya kan politik olan, sivil topluma ikin bir imkn
olduundan, egemenlik sorunu, varln hukuki dzen iinde de srdren bir karar
sorunudur. Zira, grm olduumuz gibi, Schmitt iin ktlk, teolojik bir anlama sahip
olduu ve bu sebeple, bsbtn ortadan kaldrlamayaca iin, insanda akl ile irade
arasnda bir uyumdan sz etmek mmkn deildir.
Schmittte egemenliin radikal boyutu, yalnzca, tek bana egemene ait klnan
kararn politik toplumu kuran temel eylem biimi olmas deildir. Egemen kararn, ayn
7
Strauss, Leo, Notes, s.114.
8
Schmittten akt.,Ulmen, Gary, Carl Schmitt and Donoso Cortes, s.73 dip 14.
9
Bkz.,Ulmen, Gary, Carl Schmitt and Donoso Cortes, s. s.73 dip 14. Bu bakmdan, de Vriese gre,
Schmitt ve Walter Benjaminin grleri, iki u teorik ve pratik imknn ifadesi olarak
deerlendirilmelidir. Bkz.,de Vries, Hent, Religion and Violence, s.212.
10
Bkz.,Balakrishnan, Gopal, The Enemy, s.36.
333
zamanda, istisnai durum ilanyla hukuki dzeni askya alabilme yetkisidir. Esasnda,
egemen kararn politik toplumu kuran temel eylem biimi olmasnn nedeni, kamusal
alann kaybdr. Arendtin de iaret ettii gibi, Grekler ve Romallar iin politikann
iinde i grecei kamusal alan ya doa gerei ya da gelenek yoluyla verilidir.11
Modernitenin hem doann hem gelenein kaybyla malul olduu gznnde
bulundurulduunda, temel politik problem mtereken paylalr kamusal bir alan ina
etmektir. Bu yzden, temel politik eylem biimi kurma (foundation) etkinliidir.
Karar yalnzca politik toplumu kuran temel eylem biimi deildir; ayn zamanda
anayasal dzenin balatcsdr. Yani, o, ayn zamanda, yasa yapan politik iradedir.
Arendt, Greklerin yasa koymay ve bylece iinde eylemlerin gerekleecei bir
kamusal alan yaratmay politik bir etkinlik olarak grmediklerine dikkat eker. Grekler
iin yasalar, kenti evreleyen duvarlar gibi eylemin sonular deil, yapp etmenin
rnleriydi. Yani, yasa koyma politika ncesi bir etkinlikti. Arendte gre, Platon ve
Aristoteles, eylemin (praksis) krlganl, snrszl ve belirsizlii nedeniyle yasa
koyuculuu ve polisin inasn en yksek mertebeye kardlar.12
Aktr ki, hem Strauss hem de Schmitt, yasa koymay en yksek politik etkinlik
olarak kabul ederler. Fakat, Strauss iin yasa (nomos) bilginin en yksek zeminine
iaret ederken ve diyalog, kamusal mzakere, konsensus gibi kamusal pratikleri ihtiva
ederken, Schmittte stn bir iktidara (hchste Macht) iaret eder. Schmitt iin
nomos, yasann aracl olmadan hukuksal bir gcn [Rechtskraft] saf yansmasdr.13
Bu erevede, aada gstermeye alacamz zere, Kalyvasn ne srdnn
tersine, Schmittin politik teorisinden gerek anlamda demokratik bir meruiyet teorisi
kmayacan dnyoruz. Zira, Schmittin demokrasiyi liberal unsurlarndan
arndrma abasndan geriye, egemeni sessizce onaylayan, mzakere etmeyen bir halk
kalr. Diktatrlk iinde bir demokrasi ne kadar demokrasi ise, bu da o kadar
demokrasidir. Schmittin egemene ya da diktatre ait kld karar ile deliberasyon nasl
uzlatrlabilir?
11
Bkz.,Arendt, Hannah, nsanlk Durumu, ss.284-285.
12
A.g.e.,s.285.
13
Schmittten akt., Agamben, Giorgio, Kutsal nsan, s. 48.
334
2. Mutlak Balang Olarak Egemenlik
Schmitt iin, her hukuki dzen bir norma deil, bir karara dayanr ve bu anlamda
hukuki dzenin ardnda hukuka tabi klnamayan veya hukuki bir deerlendirmenin
konusu olmayan bir karar iradesi vardr. Zira, hibir norm, hibir dzen kendi bana
varla gelemez. Ona varlk kazandracak bir iradeye ihtiya duyar. Bu erevede,
Kalyvas takip ederek syleyecek olursak, Schmittte egemenlik yeni balanglar
yapma, yeni bir dzen kurma gc ve otoritesidir.14 Schmitt iin yalnzca egemen,
istisnai olann ne olduuna karar vererek yeni bir dzene hayat verebilir. Arendtin
politik bir toplulukla ilikilendirdii radikal balang yapma kapasitesini, Schmitt tek
bana egemene ait klar.
14
Bkz.,Kalyvas, Andreas, Popular Sovereignty, Democracy, and the Constituent Power, Constellations,
vol.12, no.2, Blackwell, 2005,s.224.
15
Schmittten akt., Kalyvas, Andreas, From the Act to Decision: Hannah Arendt and the Question of
Decisionism, Political Theory, 32:4, 2004, s.323.
16
Bkz., Balakrishnan, Gopal, The Enemy, s.96.
17
Akt., Kalyvas, Andreas, From the Act to Decision, s.330.
18
Bu konuda bkz.,Jacobitti, Suzanne, Hannah Arendt and the Will, Political Theory, vol 16, no 1, 1988,
ss.55-58.
335
nsanlk Durumunda egemenlik nosyonunu kadim Grekin oikosu ile snrlayan
Arendt, daha sonra, modern egemenlik kavramnn douuna hayat veren irade
kavramnn kklerini, Yahudi-Hristiyan teolojisine kaytlar. Arendte gre, mutlak ex
nihilo yaratma ve keyfi karar verme gc olarak modern egemenlik Grek oikosuyla
deil, Hristiyanlkla ilikilidir. Keyfi ve hibir dzene, belirlenime referansta
bulunmayan mutlak balang olarak irade nosyonu, Hristiyanln ilk dnemlerinden
Kilise ve Papaya, sonra mutlak krala ular ve nihayetinde ulusal egemenlik formunu
alr.19
19
Kalyvas, Andreas, Democracy and the Politics of the Extraordinary: Max Weber, Carl Schmitt and
Hannah Arendt, ss.211,214-215.
336
coku ve korkun felaketler yaamn younluuna aittirler ve tarihi
harekete geirirler.20
20
Schmitt, Carl, CPD, s.71.
21
Akt.,Kalyvas, Andreas, Democracy and the Politics of the Extraordinary: Max Weber, Carl Schmitt and
Hannah Arendt, s.219.
22
Bkz., Schmitt, Carl, PT, s.32.
23
Bkz.,Gross, Oren, The Normless and Exceptionless Exception: Carl Schmitts Theory of Emergency
Powers and the Norm-Exception Dichotomy, s.1827.
24
Bkz.,Bredekamp, Horst, From Walter Benjamin to Carl Schmitt, via Thomas Hobbes, s.260.
337
belirlenimler snrszdr. Yani, kavram u ya da bu belirlenimlerden herhangi birini
alabilir. Ancak, kavramn somut bir belirlenim kazanmas ve balangtaki ieriksiz,
snrsz zgrlnn snrlanmas bir karar edimiyle vuku bulur. Bylece, bir karar
edimiyle kavram, tikellik ya da bireysellik kazanr. Kavramn edimsellemesiyle
kazand somut belirlenim, pozitif hukuku varla getirir. Bu noktada, belirtmeliyiz ki,
kavramn alaca belirlenime ne akl araclyla ne de kavramn tatbikinden sonra karar
verilebilir. Hukukun otoritesi mutlak lde zgr bir irade ediminde yatar.25
ster bir heyet isterse tek bir kii olsun, bir devletin egemen gc
toplum yasalarna tabi deildir. nk, yasa koyma ve kaldrma
kudretine sahip olduundan, ne zaman isterse, onu rahatsz eden
yasalar kaldrp yenilerini koyarak kendini bu tabiyetten kurtarabilir;
yani, egemen g aslnda o yasalar varken de zgrd. stedii zaman
zgr olan bir kii zgrdr demektir. Kiinin kendi kendine baml
olmas da mantkl deildir; nk balayabilen bir kii, ayn
zamanda salverebilir demektir. Dolaysyla, sadece kendine baml
olan bir kii aslnda baml deildir.26
25
Bkz., Vries, Hent de, Religion and Violence, s.219, dip 12.
26
Hobbes, Leviathan, s.190.
338
irade, dier tikel iradeleri biimlendiren ve bylece rasyonel bir birlik yaratan kurucu
kapasitedir.
3. Egemenlik ve Diktatrlk
Schmitt, ou zaman, politik bir dzen kurma iini bir halk kolektivitesine deil,
egemene ait klmasndan tr otoriteryan bir devleti ve bir elitist olarak kabul edilir.
Hatta, pek ok yazar, Schmitti keyfi, temelsiz ve irrasyonel irade ya da karar lehine
soyut ve formel normlar devre d brakarak legal nihilizme gark olmakla, sava ve
iddeti kutsamakla, totoliteryan bir egemenlik nosyonunun taraf olmakla eletirir.27
Szgelimi Habermas, Schmittin egemenlik kavramn dier btn gleri bastran bir
gcn olgusall ile eitler ve onu tm kurallar ve kurumsal snrlar ykan
voluntarist, mutlak bir g olarak yorumlar.28
27
Bu grlerin, yetersiz olmakla birlikte, btnyle haksz olmadklarn belirtmemiz gerek. Schmitte
ynelik bu eletirilerle ilgili olarak, srasyla, bkz.,Scheuerman, William, Between the Norm and the
Exception: The Frankfurt School and the Rule of Law, MIT Press, 1994; Wolin,Richard, Carl Schmitt,
The Conservative Revolutionary Habitus and the Aesthetics of Horror, ss.438-444; Carl Schmitt,
political existentialism, and the total state,s.409.
28
Kalyvas, Andreas, Democracy and the Politics of the Extraordinary: Max Weber, Carl Schmitt and
Hannah Arendt, s.92.
29
Bkz.,a.g.e.,s.134.
339
kantlar. Politik olan hukuki dzene ikin olduundan, dost ile dman arasndaki ayrm
ancak egemen bir karar yoluyla yaplabilir. Dost ile dman arasnda ayrm yapma
gereinin ortaya kt an, normal dzen iinde bir krize iaret eder ve bir kriz
durumunda devlet tarafsz bir hukuk yoluyla deil, ancak egemen bir karar yoluyla
korunabilir. Kalyvas, teolojik varsaymlarn ve politik amalarn darda brakarak,
Schmittten demokratik bir teori karmay amalar. Bu yzden, onun dncesini
yeniden ina eder. Ancak, istisnai olan ve karar kavramn darda brakan her okuma,
Schmittin dncesini yeniden ina etmek yerine tahrif eder.
30
Kalyvas, metninin ilerleyen sayfalarnda, paradoksal bir biimde, politik znenin hem egemen hem de
diktatr olabileceini kabul eder. Kalyvas, Andreas, Democracy and the Politics of the Extraordinary:
Max Weber, Carl Schmitt and Hannah Arendt, s.91.
340
diktatrlk arasndaki ayrm, hukuki dzen bakmndan bir ncelik-sonralk ilikisi
olarak dnmek daha doru olur.
31
Bkz.,McCormick, John, Carl Schmitts Critique of Liberalism, s.124.
32
Bkz.,Arato, Andrew, Good-bye to Dictatorships?,ss.925-926;Balakrishnan, Gopal, The Enemy, ss.30-
32.
33
Bkz.,Rousseau, J.J, Toplum Szlemesi, ev.A.Erenulu, teki Yaynevi, 1999, ss. 188-189.
34
Bkz.,a.g.e.,s.188.
35
Bkz.,Kelly,Duncan, The State of the Political, ss.178-179; Gross, Oren, The Normless and
Exceptionless Exception, ss.1836-1837.
341
oluturmasdr. Yasalar, normal dzeni varsayar ve dolaysyla istisnai durumla baa
kma yeterliliinde deildirler.36 Rousseau bu durumu yle izah eder:
Komiseryal diktatrlk anayasal bir kurum olduu iin yasann stnde deildir,
yasay iptal edemez ve deitiremez. Buna karlk, egemenlik, yeni bir dzen
yaratmakla ilikilidir. Egemenlik, Kalyvastan dn alarak syleyecek olursak, norm-
koymadr. Onu nceleyen bir dzen olmad iin, dzeni tesis eden karar hilikten
gelir; mutlak iradedir ve olumsaldr. Olumsaldr, nk kararn rasyonalitesinin
36
Bkz.,Arato, Andrew, Good-bye to Dictatorships?, s.926. Bkz., Rousseau, J.J, Toplum Szlemesi,
s.190.
37
Bkz.,Rousseau, J.J, Toplum Szlemesi, s.188.
38
Bkz.,Arato, Andrew, Good-bye to Dictatorships?,s.926.
39
Bkz.,Kalyvas, Andreas, Democracy and the Politics of the Extraordinary: Max Weber, Carl Schmitt
and Hannah Arendt,s.91.
40
Bkz.,Arato, Andrew, Good-bye to Dictatorships?, 927; Gross, Oren, The Normless and
Exceptionless Exception, s.1835.
342
egemenin kendisinden baka hibir temeli yoktur. Bu yzden, Ernesto Laclaunun
harikulade bir biimde dile getirdii gibi,
Egemen kararn almetifarikas yeni bir dzen, yeni yasalar ve kurallar tesis
etmektir. Zaten egemen nceki hukuki dzenin ortadan kalkt bir durumda varlk
kazanr. Hukukun formel olarak varolduu fakat uygulanmad istisnai durumda,
hukuki boluk hali egemenin karar yoluyla alr. stisnai durum, hukuki dzenin
dnda nlemler almay gerektirdiinden, nihai karar tekeline sahip g olarak egemen,
tm normatif snrlamalardan muaftr. Zaten bu dsalln olmad durumda
egemenliin znesi olma vasfn kaybeder. Karar nceleyen hibir normatif dzen
olmad iin egemen ayn zamanda norm yaratcdr. Egemen, Schmittin ifadesiyle,
politik varoluun tipi ve formu, yani kendi btnl iinde bir politik birliin
varoluunu belirlemek konusunda somut, total bir karar alma g ve otoritesidir.42
Karar bir halkn politik varoluuna ilikindir, yani temel mesele olmak ya da
olmamak noktasnda dmlenir. Tam da bu yzden bir anayasa varolusal bir karardr
ve bir norma deil, somut egemen iradeye dayanr. Yalnzca egemen irade politik olana
tzsel ieriini verir. Evet, zetle, kurucu kararn znesi, Tanr olmad halde Tanrvari
bir gce/iktidara (Macht/power/potestas) sahip olandr. Bu yzden,
41
Laclau, Ernesto, Yapbozum, Pragmatizm ve Hegemonya, Yapbozum ve Pragmatizm, s.92.
42
Akt.,Kalyvas, Andreas, Hegemonic sovereignty: Carl Schmitt, Antonio Gramsci and the constituent
prince, Journal of Political Ideologies, 5(3), 2000, ss.349-350.
43
Laclau, Ernesto, Yapbozum, Pragmatizm ve Hegemonya, Yapbozum ve Pragmatizm, s.93.
44
A.g.e.,s.95.
343
Burada ok nemli bir ima gizlidir: Tanr gibi egemen de eylemi akla tabi olan
deil, her trl akliliin kayna olan bir varlktr. Zaten bu yzden, bir halkn nasl
yaayacan beyan eden anayasasn ve rejimin yasalarn, o belirler. Ama, kurma
ediminin kendisi akla dayanmaz. Ya da yle syleyelim: sava yapmak, savata lmeyi
gze almak, bir ulus yaratmak akln ii deildir. O, kahramanla zg baka trden
motivasyonlara (an-eref kazanmak) sahiptir. Burada, Straussun Machiavellisini
anmsamak gerekir. Schmittin kar karya bulunduu sorun Machiavelli ile ayndr:
Toplum kurulmazdan nce insani dzeni nceleyen, onu kuatp snrlarn belirleyen
doal ya da ilah bir dzen yoksa ve eer insann insanilemesinin tek yolu
toplumsallama ise, nasl olup da karar normatif hilikten ve somut dzensizlikten
kan stn bir irade insanlar sosyallemeye zorlayabilir? Eer insanlar kt ve bencil
varlklar ise, hangi tutku ve hangi neden bir insan veya egemeni dier insanlar iyi
olmaya, kamu yararn gzeten kiiler olmaya sevkedecektir? Eer balangta kaos,
adaletsizlik, ahlakszlk varsa ve dzen, adalet ve ahlak toplumsallamann sonucu ise,
dzeni kuran egemenin kararnn adil olduunu nasl ve neye gre belirleyeceiz?
344
4. Karizmatik Politika ve Temsil
Weber iin, insan politikann kirli dnyasna sokan ey, ya politika sayesinde ya
da politika iin yayor olmasdr.47 Kukusuz Weberin odanda, politikay kendine
geim kayna yapan, dolaysyla politika sayesinde yaayan kii deil, politika iin
yaayan ve tarih arkna ellerini koyan insanlar vardr. Weberin Machiavelliye
referansla syledii gibi, politika kendi ruhlarnn kurtuluundan ziyade kendi
sitelerinin bykl ile ilgilenenlerin iidir.48 Ona gre, nihai ve en yce deerlerin
kamu yaamndan geri ekildii modern ada, nihai deerlere sadakt yalnzca
kendini bir davaya tutkuyla adayan bir politik lider ya da kelimenin tam anlamyla bir
kahraman araclyla korunabilir.
Weberin tespit ettii ekliyle, karizmatik politik liderin temel zellii vardr:
tutku, sorumluluk duygusu ve denge. Tutku, bilim adamnn olduu gibi politikacnn da
sine qua nonudur. Ancak bilim adamndan farkl olarak, politikacnn politik eyleminin
ardndaki tutku, tmyle kiiseldir. Bir davaya tutkuyla sarlan politikac Tanrnn
45
Bkz.,Leyte, Arturo, A Note on the Nomos of the Earth, The South Atlantic Quarterly 104:2, Duke
University Press, Spring 2005, s.285.
46
Bkz.,Kalyvas, Andreas, Review Essay: Whos afraid of Carl Schmitt, Philosophy and Social
Criticism, vol 25, no 5, Sage Publications, 1999, ss.91-92.
47
Weber, Max, Politics as a vocation, s. 84.
48
Bkz.,a.g.e., s. 126.
345
ya da demonun emrine girer ve dnyay hi de bilimsel olmayan kendi kiisel
idealleri, deerleri ve inanlar uyarnca ekillendirmeyi, deitirmeyi amalar.49
Karizmatik politik lider, ortak bir rasyonel alanda deil, kiisel irrasyonel bir
alanda ikamet eder. Bu nedenle, Schmitti perspektiften politik liderin lmcl gnah,
bizzat kendisine kar mesafe koymay baaramayarak, kendisini yaamn kontrol eden
irrasyonel glerin eline brakmasdr. Byle yapmakla, o, sosyal alanda atan
glerin efendisi deil, hizmetisi olur. kinci olarak, Weber, demokratik meruiyeti salt
liderlik seimi meknizmasna indirgerken, politik liderin irrasyonel karizmasn salt
legallie kar yegne anlaml meruiyet kayna olarak sunar. Yani o, tm meruiyeti,
legal meruiyet ile karizmatik meruiyet, rasyonalitenin demir kafesi ile irrasyonel
politika arasnda yaplmas zorunlu bir tercihten tretir. Dolaysyla, Weberin
teorisinde demokratik meruiyete yer yoktur.52
346
kapasitesi olarak dndmzde, Schmittte egemenin, pekl, karizmatik bir boyuta
sahip olmas mmkndr ve hatta zorunludur. yle ki: Schmitt iin yeni bir dzeni
ortaya karma potansiyeli olarak istisna bir mucizev bir olaydr. Canovana gre,
Hristiyan geleneinde mucize, yalnzca bireyler tarafndan gerekletirilir.53 Bu
yzden, Schmittte politik bir dzen kurma edimi bir kahramana ya da yasa-koyucuya
aittir. Ancak, Schmittte kurmann bireysellii, yalnzca Hristiyan geleneine
kaytlanamaz. O, NEde kadim Grek kaynaklarna dnerek, yeni bir balang yapma,
doa durumundan sivil duruma geme gcne sahip kiinin, ancak bir kahraman, bir
Herkl olabileceini ne srer.
Schmitt, egemeni mutlak balang noktas olarak kabul etmekle birlikte, yeni
rejimin anayasasn ve yasalarn belirleyen egemen bir tr inanla donanm
durumdadr ve gerekte daha yksek bir dzenin temsilcisidir. Schmitt de farkndadr
53
Bkz.,Kalyvas, Andreas, Democracy and the Politics of the Extraordinary: Max Weber, Carl Schmitt
and Hannah Arendt, s.210 dip 83.
54
Schmitt, Carl, NE, s.342 dip 19.
55
Bkz.,Kalyvas, Andreas, Democracy and the Politics of the Extraordinary: Max Weber, Carl Schmitt
and Hannah Arendt, ss.20-36.
56
Akt.,a.g.e.,s.37.
347
ki, emir kipi yalnzca Tanrya aittir. Yalnzca Tanrya ait etkinliklerin
merulatrlmaya ihtiyac yoktur. Meruiyet problemi, egemenin Tanrnn taklidi
olmaktan Tanrnn temsilcisi olmaya gemesini zorunlu klar. Tek bana irade dzeni
srdrmeye yetmez. Schmitt, bu problemin, kesinlikle, farkndadr.
Evet, hukukun kayna, dzeni tesis eden en stn g olarak egemen, Tanrnn
hakikatinin temsilcisidir. Bu bakmdan, Taubesyi takip ederek, Schmittin, egemeni
Tanrnn yeryzndeki temsilcisi olarak kabul eden temsil gelenei iinde yer
aldn dnmek mmkndr.58 Bununla birlikte, egemenin temsil zelliini,
gerekliin tek yorumcusu olarak bireylerin iradelerini ekillendiren entelektel ve
politik otorite olma rol ile aklamak, yneten ile ynetilen arasndaki ilikinin
hegemonik bir iliki olduunu grmemizi salar. Bu adan, Schmitti egemen, tpk
Thomas Hobbesun egemeni gibi, hakikatin ne olduuna tek bana karar veren,
hakikati hukuka dntren gtr. Hukuk ya da adalet idesi, evrensel normlar
hakknda rasyonel deliberasyonla tesis edilemez. Schmittin Hobbesa olan hayranl
mthitir: Ben Hobbes deilim ama Hobbes gibi kadim bir basiretin tek av kpeiyim
(retriever).59
Burada, Hobbes ve Schmitt ile Platon arasndaki yaknl vurgulamak ilgi ekici
olabilir. Platon Devletin II. Kitabnda, doas bakmndan kpee benzettii ve devleti
koruyup kollamakla grevli bekilerin, askerlerin veya savalarn dman
sezebilmek iin keskin duygulu; sezer sezmez kovalayabilmek iin evik; yakalaynca
boumak iin de gl olmas gerektiini syler.60 Ancak, g, cesaret ve cokulu bir
ruhun, yine de yeterli olmayacan ve hatta devleti ykma gtrebileceini syler. Zira,
cokun karaktere sahip ruhlar ehliletirilmedii takdirde, birbirlerine ve yurttalara
vahice davranacaklar ve yurttalarn bakalarndan nce kendileri yok
57
Akt.,Palaver, W, Carl Schmitt on Nomos and Space, s. 15 dip 69.
58
Bkz.,Taubes, Jacob, The Political Theology of Paul, ev.D.Hollander, Stanford University Press, 2004,
ss.138-139.
59
Schmittten akt.,McCormick, John, Fear, Technology and the State:, s. 652 dip 63.
60
Bkz.,Platon, Devlet, ev.Sabahattin Eybolu-M.Ali Cimcoz, Remzi Kitabevi, st, 375a.
348
edeceklerdir.61 O halde, iyi bir savann hem yiit hem ll, hem cokun hem
yumuak karakterde olmas gerekir. Platon, hem cokun hem yumuak huylu mizac,
tandn veya dostunu grdnde sevinen, dmann grdnde ise hrlayan
kpekte bulur. Dost ile dman arasnda doas gerei ve renme kabiliyeti sayesinde
ayrm yapabilen kpek veya sava ile filozof arasnda bir ortaklk, hatta zdelik
vardr: yurdu koruyacak adam, yaratl bakmndan filozof, azgn, evik ve gl
olacak.62
Evet, egemenlik, hukukun askya alnd istisnai bir durumda, bir kriz
durumunda veya bir atma annda ortaya kar. Bu anlar, ayn zamanda, byk
61
Platon, Devlet, 375b-375c.
62
Bkz.,a.g.e.,376c.
63
Strauss, Nietzschenin kendisinin de aslnda bir Platoncu olduuna iaret eder. Fakat Nietzschede
ilahi doann yerini soylu doa alr. yle ki: Nietzsche, bilgisine yalnzca filozoflarn ulaabilecei
yeryznn kendinde ikin normatif bir dzeninin bulunmadn, dzenin mitik bir kurgu ve insani
yaratm olduunu syler. Dolaysyla, Nietzschede egemenin veya st-insann iradesini snrlayan ne
doal ne ilahi hibir g yoktur. Oysa, Platon ve keza Strauss, bilgisine nihai olarak eriemesek de,
bylesi bir dzenin varln olumlarlar.
64
Bkz., Platon, Devlet, 712a.
65
Bkz.,Platon, Yasalar, 710d.
66
A.g.e.,709e-710a.
349
politikann zirvelerinin veya yksek politikann somut bir aklk iinde kendisini
gsterdii anlardr. Bu kriz anlar politik birliin yeni tzsel bir temelde varlk
kazanmas iin bir frsat, bir ans olabilir. Ancak, lllk entelektel bir erdem
deildir; bu yzden, o, insann ancak praksis iinde tecrbe edebilecei bir erdemdir.
Benzer biimde, politik adalet, doas gerei, insansal eylem alann ve dierlerinin
varln gerektirir. Oysa Schmitt, Tanr imgesinde yaratlm insani yasa koyucuyu
normatif ve hukuki bir boluk iine yerletirir. Karar tam da nomosun zld bir
anda gerekleir ve bu sebeple kararn normatif hibir temeli yoktur. Monolojik, totalize
edici ve kritik etme kapasitesinden yoksun oluu nedeniyle Schmitti egemen, tehlikeli
bir otorite auras iinde olumsal insani dnyaya bir dizi normatif ideal empoze edebilir.
5. Hegemonik Egemenlik
67
Akt.,Kalyvas, Andreas, Democracy and the Politics of the Extraordinary: Max Weber, Carl Schmitt
and Hannah Arendt, s.225.
68
Akt.,a.g.e.,s.217.
350
O halde, burada unu sormalyz: Schmittte kurucu gcn znesi, g/iktidar/kudret
(potestas) sahibi olan, imdi, kimdir? ktidarn (potestas) potansiyel toplumsal g
(potentia) ile nasl bir ilikisi vardr?
Potestas ile potentia arasndaki ayrm, kurucu iktidar (pouvoir constituant) ile
kurulmu iktidar (pouvoir constitue) arasndaki ayrma referansla anlalabilir. Schmitt,
Emmanuel Sieyesnin kurucu iktidar ile kurulmu iktidar arasnda yapt ayrma bal
kalr. Sieyese gre, anayasann hayat verdii yasama, yrtme ve yarg gibi iktidarlar
ile bizzat anayasay varla getiren iktidar arasnda ayrm yapmak gerekir. Buna gre,
yasama, yrtme ve yarg gibi blnm ve kurulmu olan iktidarlar, yalnzca, devletin
iinde varlk kazanrlar. Buna karlk, devletin ve kurulmu iktidarlarn tam da kayna
olan kurucu iktidar, devletin dnda yer alr.69 O, devleti kuran, politik iktidarn nasl
kullanlacann koullarn ve temel erevesini belirleyen iktidardr. Sieyes iin bir
anayasa her eyden nce bir kurucu iktidara dayanr ve her ey, istisnasz olarak,
genel iradeden kar; her ey halktan yani ulustan gelir.70
Onun sonsuz, ele avuca smaz, temelsiz gcnden herhangi bir anda
paralanp dalabilen yeni formlar kar, fakat onun kendisi hibir
zaman snrlanamaz. 71
69
Bkz.,Gzler, Kemal, Kurucu ktidar, Ekin Kitabevi, Bursa, 1998, s.13.
70
Sieyesden akt.,a.g.e.,s.21.
71
Schmittten akt.,Balakrishnan, Gopal, The Enemy, s.37.
351
iradesi, her anayasa ve dzenden nce vardr ve anayasann meruiyeti halkn iradesine
dayanr. Dolaysyla, halkn ve onun politik birlii olmas hasebiyle devletin temelinde
anayasa yoktur; tersine, her anayasann, rejimin ve dzenin temelinde bir halkn kurucu
iradesi vardr. O halde, halkn iradesi, yazl her anayasann, her normun dnda durur.
Aksini yapmaya almak, tpk pozitivist hukukun yapt gibi, politik-hukuki dzenin
dnda duran, dsal ve bu anlamda akn olan ie almak ve ikinletirmek demektir.
Zaten bu imknsz bir abadr. Zira meruiyetini halktan veya genel iradeden alan bir
anayasa bile, halk meru referans noktas veya anayasann dnda kalmaya devam
ettii iin, mutlak olamaz.72
72
Bkz.,Balakrishnan, Gopal, The Enemy, s.37.
73
Schmittten akt.,a.g.e.,s.36.
74
Bkz.,Cristi, Renato, Carl Schmitt and Authoritarian Liberalism, s.192; Kalyvas, Andreas, Hegemonic
sovereignty: Carl Schmitt, Antonio Gramsci and the constituent prince, s.364.
352
yoluyla gerekletirebilir. Yani, burada, kurucu edimin demokratiklemesi sz
konusudur.
Aktr ki, hakikat olduu iddia edilen bir ey bile, ayet demokratik kabul
grmyorsa, hkmszdr. Modernlerden ok nce kadimlerin bilgeliinin bize
rettii eydir bu. Ayn bilgelii Machiavellide de grmek mmkndr. Machiavelli
yeni bir devlet kurarken neler yaplmas gerektiini gstermek iin, Roma imparatoru
Septimius Severusu rnek gsterir. En vahi arslan ve en kurnaz tilki olma
meziyetlerine sahip kurucu model Severus, son tahlilde, bir tirandr; Platonun en iyi
devleti balatmaya muktedir grd bir tiran. Princede kral ile tiran arasnda herhangi
bir ayrma rastlamayz. nk kral ile tiran arasndaki ayrm ancak dzen kurulduktan
sonra mmkn ve anlaml olabilir. Straussun Machiavellisini anmsatr biimde, iddet
ieren kurma edimi ile bar, itaati ve iyilii art koan dzeni muhafaza etme edimi
farkl trde politik zneleri (mitik kahraman-halk), farkl trde politik etkinlikleri
(kurma-hukuk) gerektirir. Dolaysyla, Schmittin demokratik egemenlii kabul edii,
mitik bir kahramana zg kld kurma edimini mzakereci bir karar alma sreci olarak
dnd anlamna gelmez. Tm hukuki dzenin temeli kurma annda ne doal hukuk
ne kendinden ak hakikatler ne de gelenek vardr. atmann olduu yerde ne
mzakere ne de mzakere edebilecek rasyonel failler vardr.
Aktr ki, bu noktada, bir kez daha, politik olann paradoksu ile kar karyayz.
Schmitt, hegemonyay farkl gruplar ya da kolektif zneler arasnda kurucu gcn kim
olacana ilikin iktidar mcadelesi olarak grr. Bu grn ardnda politik olann
gruplar arasndaki bir durum olduu, dolaysyla karar alma iradesine sahip somut,
kolektif bir politik birliin bulunduu varsaym vardr. Ancak, mcadelenin ya da
75
Bkz.,Balakrishnan, Gopal, The Enemy,ss.36-37; Arato, Andrew, Good-bye to Dictatorships?,s. 928.
353
atmann vuku bulduu an, tekrar edersek, politik-hukuki dzenin zld istisnai
durumdur. Bu durumda, ya halk politik karar alma iradesine, birlikte eyleme gcne
sahiptir ya da doa durumunda halk diye bir ey yoktur ve akn bir gce tabi olan
formsuz bir kitledir. Eer halk politik adan varolma iradesine ve birlikte eyleme
kapasitesine sahip ise, kurma edimi kollektif bir pratiktir ki bu durumda hilikten doan
mutlak bir kararla dzeni tesis eden ve norm koyan mitik bir kahraman koyutlamaya
gerek yoktur. Yok eer doa durumunda kolektif zne olarak halk diye bir ey yok ise,
nasl olup da bu kimliksiz yn ya da belirleyici potansiyellik kendi varoluunu
srdrme iradesi gsterebilir?
76
Akt., Kalyvas, Andreas, Democracy and the Politics of the Extraordinary: Max Weber, Carl Schmitt
and Hannah Arendt, s.99.
354
Gramscinin ifade ettii gibi, tarihsel bir eylem yalnzca kolektif insanlar
tarafndan gerekletirilebilir.77 Tam da bu sebeple, Schmitti egemenliin,
Kalyvastan dn alarak sylersek, hegemonik egemenlike dnmek zorunda
kaldn dnyoruz. Schmitt iin
77
Akt., Kalyvas, Andreas, Hegemonic sovereignty: Carl Schmitt, Antonio Gramsci and the constituent
prince, s.365.
78
Bkz.Schmitt, Carl, RCPF, s.17.
79
Bkz.,Kalyvas, Andreas, Hegemonic sovereignty: Carl Schmitt, Antonio Gramsci and the constituent
prince,s.353.
80
Akt.,a.g.e.,s.360.
355
birlik olarak varolmaya son verdiini dnr, aksi takdirde egemen diktatrlk
anlalr olmazd.
Ulus olma iradesine sahip olmayan bir halkn hukuki statsn kaybettii
dorudur. Ancak, hukuki dzenin zld ya da hukuki belirsizliin ve normatif
boluun tm arlyla kendini gsterdii durumda, halk, hukuki kategorilerin
tesinde yaamaya devam eder. Sz gelimi, Alman devleti iinde yaayan Yahudiler,
devletsiz bir halk olarak hukuki bir statye sahip olmamakla birlikte, kltrel bir
birliktiler. Hukuki adan zgl bir anayasaya sahip deillerdi ama kesinlikle din-
kltrel bir kimlie sahiptiler. Dolaysyla, atmann egemen olduu bir doa durumu
tasavvuru otoriteryan bir kurgudur. nsan her zaman bir topluma, bir kltre, bir
gelenee doar. Bu insan sosyal bir varlktr demekten te bir eydir. nsan politik bir
hayvandr. nsan politik kimliini gelenein, kltrn, toplumun olmad bir sfr
noktasnda, bir sava durumunda kazanmaz. Toplumun d olmad, insan doa gerei
kltrel-sosyal bir birliin yesi olduu iin politiktir.
6. Dominasyon, G ve iddet
81
Akt.,Warren, Mark, Max Webers Nietzschean conception of power, History of Human Sciences, vol.
5, no.3, 1992, s.21.
82
Akt.,a.g.e., s.21.
356
Warren, dominasyonu, meru otoritenin iradi olarak seildii fakat aslnda
ynetilenlerin onu kendi karlaryla atan bir g olarak grdkleri bir iliki biimi
olarak grmememiz gerektiini ne srer. Zira, bu bak as, bireylerin otonom,
rasyonel, kendi karlarnn ne olduunun her zaman ayn kesinlikle farknda olan failler
olduunu varsayar. Nietzsche, Weber ve keza Schmitt iin modern kltrn z by
bozumu, nihilizm ve arasal rasyonalitedir. Bu perspektiften, dominasyon ilikisi, Kilise
ile onun takipileri arasnda olduu tarzda, dl, ceza, gnah, kurtulu gibi zgl bir
vokabler kullanarak dnyaya ve insann varoluuna ilikin anlaml ve btncl bir
anlat yoluyla bireylerin iradelerinin ekillendirildii, ynlendirildii ve anlam
arayndaki bireylerin iradi olarak paras olduklar bir iliki biimidir.83
Weber dominasyon ilikisi iinde olanlarn pasif bir tabiyet ilikisinin taraf
olmadklarn, onlarn dominasyonu meru klan ynetici bir miti kabul ettiklerini ve
bylece sz konusu mit yoluyla kendi kimliklerini tanmladklarn ne srer.84
Kavramlarn tersine mitlerin, cesaret ve kendini-adama zerine kurulu bir kahramanlk
(heroik) ahlak yaratarak ya da otoriteye yeni bir temel kazandrarak dorudan eyleme
yneltme gleri vardr. Schmitt iin yalnzca, yaamn sezgiselliinden doan mitler,
yeni bir ahlak, otorite ve disiplin yaratmaya muktedirler.
Kavramlarn stratejik birer ara, kitleleri maniple etmeye yarayan birer mit
olarak kullanm, Schmitti, ideler konusunda verilen mcadele anlamnda bir ideologa
dntrr. Schmitt, Strauss ve Kojevele birlikte yksek kavrama gcne sahip
yorumcular arasnda grd Hugo Balln da ifade ettii gibi, hakiki bir ideologdur.
83
Bkz.,Warren, Mark, Max Webers Nietzschean conception of power, ss.26-32.
84
Bkz.,a.g.e.,s.32.
85
Schmitt, Carl, CPD,s. 68
357
inan etrafnda toplar: ideler yaama hkmederinancnn cokusu
ve sreklilii ideologun byklnn nedenidir.86
Schmittin modern politika ve meknik bir aygta dnen modern devletle ilgili
en nemli tesbitlerinden biri, bu noktada ortaya kar. Modern liberal brokratik
devletin temel problemi tam da kitleleri organize edecek ve onlar birletirecek bir
mitten yoksun bulunmasdr. Bu durum, politik birlik ve dzeni tehdit eden en ciddi
problemlerden birisidir.88 Zira, modern devletin giderek brokratikleerek devasa bir
makineye dnmesi sonucunda, sosyal hareketler kendi mitlerini retmeye balarlar.
Bunun sonucunda modern burjuva devletinin meknik adan younlam iktidarnn
yerini cokulu kitlelerin devrimci iddeti alr.89 Modern devlet, mit retme tekelini
kaybeder ve Gnter Meuterin ifadesiyle, kendini keyfi biimde deiebilir
demiurgelerin Dionysosu polimitolojisine brakr.90
86
Balldan akt.,Mler, Jan-Werner, Carl Schmitts Method: between ideology, demonology and myth,
s.64.
87
Gramschiden akt.,Balakrishnan, Gopal, The Enemy, s.74.
88
Bkz., a.g.e., s.59.
89
Bkz.,Schmitt, Carl, CPD, s.72.
90
Bkz.,Mller, Jan-Werner, Myth, law and order: Schmitt and Benjamin read reflections on violence,
ss.466-467.
91
Schmitt, Carl, CPD, s. 68.
358
orijindeki kaos ve iddet arasal bir nitelik tar ve hukukun tesisi ile birlikte iddet ile
adalet arasndaki birlik tesis edilir.92
7. Egemenliin Paradoksu
92
Bkz.,Mller, Jan-Werner, Myth, Law and Order: Schmitt and Benjamin read reflections on violence,
s. 470.
93
Hukuk ile g ve iddet arasndaki iliki, ada dncenin ana temalarndan biridir. Pascaldan akt.,
Thurschwell, Adam, Specters and Scholars: Derrida and the Tragedy of Political Thought, German Law
Journal, vol.6, no.01,2005, s.94.
359
Fakat tersini sylemek de ayn lde gereksizdir. Zira, iyi toplumlarn egemene ve
yasalara ihtiyac yoktur.94
94
Buradaki sorun, Rousseaudaki soruna benzer: iyi toplumlar iyi yasalardan m kar yoksa iyi yasalar
iyi toplumlarn m eseridir? Eer iyi toplumlar gerekten iyi iseler yasa yapmaya ihtiya
duymayacaklardr. Yok eer iyi toplumlarn nedeni iyi yasalar ise, yasaya ihtiya duyduklarna gre, ilkin
gerekten de iyi deillerdir. kinci olarak, iyi yasalarn kayna nedir? yle zetlersek; rasyonel ya da
erdemli insanlarn yasaya ihtiyalar yoktur. Onlar yasaya kendileri iyi olduklar iin riayet ederler. Ama
eer iyi yasalara ihtiya duyuyorlarsa bu yasalarn kayna nerededir? Dardan bir yasa koyucuyu ie
komak sorunu zmez. nk rejim iinde gerekli her durumda srekli kurma edimi ile kar karya
kalrz ki bu halkn otonomisini, demokratik politikay ortadan kaldrr. Bkz.,Honig, Bonnie, Between
Decision and Deliberation: Political Paradox in Democratic Theory, American Political Science Review,
vol 101, no.1, 2007, ss.2-3.
360
egemenlii olanakl klmaktan ziyade imknsz klar. Zira, Agambenci bir perspektiften
modernite insann politik varolu imknndan yoksun plak yaam iine hapsolmasyla
veya pr zo haline gelmesiyle karakterize olur. nsann pr zo haline gelmesi modern
anlamda egemenlii yaratt lde egemenlii imknsz klar.
Hakikaten de, bugn istisna kural haline geldii iin istisnai duruma bavuru bir
ynetim teknii olmutur. Bu durumda, hem egemenlikten sz etmek artk anlaml
deildir hem de istisnai bir nlemin kural haline gelmesi demokrasinin tasfiyesine yol
aar. Agambenin hakl olarak belirttii gibi, ama demokratik bir anayasann
korunmas olduu halde bile istisnai nlemlere bavuru, nihayetinde, anayasann
kendisini ortadan kaldrma tehlikesi tar.96
95
Bkz.,elebi, Aykut, Kurald Durumlarda Karar Vermek, ss.135-139; Bredekamp, Horst, From
Walter Benjamin to Carl Schmitt, via Thomas Hobbes, ss.260-264.
96
Bkz., Agamben, Giorgio, stisna Hali, ss.15-17.
361
Sonu
Yirminci yzyln politika felsefesindeki en byk keiflerden biri, hi phesiz
Schmitte aittir; politik olann kefi. Bu, politikann temellerine ilikin ontolojik bir
keiftir ve dnce tarihindeki baka birok nemli keif kadar basit ve yalndr: politik
olan devleti ve hukuku nceler. nsann ontolojik-politik varoluuna ilikin bu tez, bizi,
Greklere kadar geri gtrr: insan zoon politikondur. Dolaysyla, aslnda bu, bir
yeniden keiftir. Elinizdeki alma boyunca, Schmittin ve Straussun rehberliinde, bu
kefin Greklere dek uzanan izini srmeyi amaladm ve imdi durduum yerden
baktmda, balangtaki amacm byk lde gerekletirdiimi gryorum.
Okumalarm ilerledike sorunun teori ile pratik, tmel ile tikel, felsefe ile din,
din ile politika, felsefe ile tarih, aknlk ile ikinlik, birey ile toplum olmak zere pek
ok boyutunun veya farkl katmanlarnn olduunu grdm. Hem Strausstan hem
Schmittten, politik olann, insann insani bir dnya kurabilmesi iin gemesi gereken
zorunlu eik olduunu rendim. stnde ikmet ettiimiz yeryz deil ise de, iinde
yaadmz dnya, kesinlikle, bizim yaratmmzdr. Politik olan, insann zgr
362
praksisi yoluyla, iinde dier insanlarla birlikte yaayabilecei muhtelif birliktelik
formlar (polis, devlet gibi) yaratma etkinliidir.
1
Bkz.,Mouffe, Chantal, Demokratik Paradoks, ev.A.Cevdet Akn, Epos Yay, 2000, ss.45-65.
363
dncenin nne ideolojik mcadele iinde varlk kazanan bir politika kurgusu koyar.
Byle bakldnda, Jacob Taubesnin Schmitte ziyareti srasnda syledii bir cmle,
Schmitt ile entelektel sol arasndaki ilikiyi anlamakta aklayc olabilir: Dman
probleminizin tecessm etmi halidir.
364
sorusuna ayn cevab vermelerini beklemek makuldur. Bununla birlikte, Schmitt,
politik olann yaratt zgrl her an ortaya kmaya hazr, ykc bir potansiyel
olarak grd iin bir egemenlik teorisi gelitirir. Bu tez boyunca gstermeye
altmz zere, Schmittin egemenlik teorisinin gerisinde politik(a) teolojisi vardr.
Hristiyanlkta sa bir Yasa vazetmedii iin, ya Protestanlkta olduu gibi, din salt
kalplerde varlk bulan bir inantr ya da Katolisizmde olduu gibi, yasaszln ykcl
kurumlar (Kilise, Devlet, Egemenlik) yoluyla bertaraf edilir. Yasann yokluu, onun
yasakoyucu bir irade tarafndan, adeta hilikten yaratlmasn art koar. Buna karlk,
bir Yahudi ve bir politika filozofu olarak Strauss, insan doas konusunda daha
iyimserdir. O, ilkin kltrn baat formu olarak grd din ya da gelenek, yani Yasa
ve ikinci olarak felsefi eitim yoluyla, zgrln olanakl kld kurmann
sonsuzluunun alabileceini dnr. Schmittin politik(a) teolojisi tarihi apokaliptik
semboller nda yorumlamasndan tr, politikay salt insani ktl engellemenin
bir arac olarak grrken Straussun politika felsefesi, politik yaam insann kendi
doasn, kendi doasna zg mkemmelliyetleri gerekletirmesinin zorunlu ortam
olarak kabul eder.
365
Schmittin liberalizmin bireyciliinin politikay dnmeyi imknsz hale getirdii
eletirisi, son derece dorudur. Zira, birey, dnlebilir bir politik birim deildir. Ama,
sorun udur ki, Schmitt oulluk, zgrlk ya da politik olann temelden yoksunluu
olgusunu, egemenliin meruluunun kendinden ak nedeni olarak tesis eder. Oysa
gerekte bu temelsizlik/temelden yoksunluk hep vard. Bu bakmdan, kadimler ile
modernler arasnda bir fark yoktur. Bununla birlikte, modernite, gizlenmi olann gizini
aa vurdu ve temelin temelsizliini, olumsal olann krlganln grnr hale getirdi.
Dahas, kadimler din ya da gelenein mmkn kld polisi bu temelsizlii amann
bir yolu olarak grmelerine karlk, modernler polisten bask ve sosyal kontrol aracn
anladlar.
2
Burada, Schmittin nomos kavramn, ilk kez, 1933te verdii ve Hitlerin iradesinin Alman Halknn
nomosu olduunu ne srd bir konferansta kullandn hatrlayalm. Bu tezin referans ise, bir
kiinin iradesini izlemenin de bir nomos olduunu syleyen Herakleitostur. Herakleitosun 33.fragman
Yasa, Birin kararna uymaktr der. Anlalan o ki, burada geen Bir (henos) ve karar (boule) kavramn
Schmitt, bir kiinin iradesine iaret edecek tarzda yorumlar. Bkz.,Herakleitos, Fragmanlar, ev.
C.akmak, Kabalc,2005, s.95; Palaver, W, Carl Schmitt on Nomos and Space, s. 9 dip5. Agambenin
bildirdiine gre, hkmdar yaayan yasadr tezi, ilk olarak sahte Archytas tarafndan dile getirilmitir.
Kimilerine gre Platonun ada kimilerine gre rencisi saylan Archytas, basileus kavram altnda
gcn ve meruiyetini kendisinden alan bir hkmdardan sz eder. O yasayla snrlanamaz. Bu konuda
daha ayrntl bilgi iin bkz.,Agamben, Giorgio, stisna Hali, s.85. Aristoteles de Politikann III.
Kitabnda, erdem ve yetenek bakmndan dier tm yurttalardan stn kimselerden sz eder. Bu tarz
insanlar, insanlar arasnda yaayan tanrlar olarak grlebilir. Yasalar bu tarz insanlar iin geerli
deildir, nk yasalar doum ve yetenek bakmndan eit olan insanlar balar.
366
Schmitt, egemeni ve desizyonizmi belirsizlie/olumsalla zm olarak nerir ama bu
zmn gerekte bir zmszlk olduunu fark edemez. Zira, karar olumsall,
krlganl ya da Derridann ifadesiyle karar-verilemezlii ortadan kaldrmaz.
Olumsallk ve karar-verilemezlik karar anna ikindir.3 Bu tezde sylenenler
balamnda, Schmitt, kendi zgl teolojisi nedeniyle bu amaz bertaraf edemez ve bu
durum onu ok eletirdii politik romantiklere yaklatrr.
Bir baka perspektiften Schmitt, dzeni kurann, dzenin orijininde durann ayn
zamanda ona egemen olduu, hkmettii bir politik yaam tasavvuru ortaya koyar.
Oluu balatann, onun telosuna hkmedebilecei iin ayn zamanda srece egemen
olduu fikri, Aristotelesin ilkin balang ve ikinci olarak egemenlik/kumandanlk
anlamna gelen archenin iki anlamn birletirmesiyle mmkn olmutur.4 Arendte
gre, yalnzca balatann (arche) ynetmeye (archein) yetkili olduu dncesi
Platonda da vardr.5 Aktr ki, Schmitt politikay, bu gelenein dnsel ufku iinde
kavramay srdrr.
3
Derrida, Jacques, Yapbozum ve Pragmatizm zerine Dnceler, Yapbozum ve Pragmatizm,s.139.
4
Bkz.,Laclau, Ernesto, Zac, Lilian, Aral Kapatmak. Siyasetin znesi, s.40.
5
Bkz.,Arendt, Hannah, nsanlk Durumu, s.325.
367
amacn gerekletiremediinin de bir gstergesidir. Bu yzden, kaos dnemleri, ayn
zamanda, dier tm dzenlerden farkl olarak, politik dzenin ilevinin ve politik dzen
tesis etme iinin gerektirdiklerinin en ak biimde grne kt anlardr. Schmitt
gibi Strauss da, bu kritik anlarda ortaya kabilecek dzenin karakterinin olumsallnn,
herhangi bir dzen olmaklnn farkndadr. Bundan dolay, Strauss iin de bu kurucu
belirsizlik annda, olumsalln dlanmas ve hukuki dzenin tesisi iin bilge yasa
koyucuya ihtiya vardr. Zaten, kaos dnemleri insanlarn dzeni tesis edecek bir
kurtarcya, bir st-insana, karizmatik bir otoriteye en fazla ihtiya duyduklar
dnemlerdir.
368
etmeyi neren ve politik alan ierii egemen karara bal grnen politik-teolojik
ilkelere gre biimlendirme gayretinde olan bir entelektel ve teorisyendir. Strauss ise,
bize, ahlaki bir fail olmann, hatta insan olmann bu belirsizlik veya olumsallk olgusuna
ramen deil, bizzat bu belirsizlik veya olumsallk durumu sayesinde mmkn
olduunu gsterir. Belirsizlii karar yoluyla ortadan kaldrmak, bir dierine ahlaki
sorumluluumuzu reddetmektir. Bu tezde sylenenler asndan, Strauss iin, politik
olmann nihai anlam budur. Politik olmann hakiki anlam, Tanrnn Kabile sorusunda
gizlidir: Kardein Habil nerede?. nsani sorumluluun ve bu anlamda politik
olmann reddi ise, Kabilin cevabnda gizlidir: bilmiyorum; kardeimin bekisi miyim
ben?.
Son tahlilde, Strauss, insani praksisin insani bir dnya ina etme kapasitesini
redddetmeyen ama insani olan insani olana referansla deil, insani olmayana (tanrsal
olana, ezeli-ebedi olana) referansla tanmlamak isteyen bir filozoftur. Belirtmeliyiz ki,
ulalan bu sonu ve genel olarak bu almada ortaya konulan Strauss portresi ortodoks
Strauss yorumlaryla atr. Genellikle, Straussun eserleri, Amerikada Yeni-
Muhafazakr (Neo-Conservative) dncenin temel kaynaklar arasnda zikredilir. Hatta
Bush ynetiminin dorudan doruya Straussun ve kimi zaman hocas6 kimi zaman
dostu addedilen Schmittin politik dncelerini hayata geirdii kans, belli evreler
tarafndan neredeyse bir hakikat kabul edilir. Bu tezi ileri srenler, kant olarak,
Straussun Platoncu soylu yalan nosyonunu restore etmesini sayarlar.7 Yazlp
izilene bakarsak, insann, ada tiranlarn kendi politikalarn merulatrmak iin
Straussu beklediklerine ve eer o soylu yalan nosyonunu canlandrm olmasayd ne
Irakta ne de baka yerde demokrasi ya da insan haklar ad altnda kendini gizleyen bu
zulmn vuku bulmayacana inanmas gerekir. Oysa, insanlk tarihinden biliyoruz ki,
hibir ynetimin kendi politikalarn merulatrmak iin ya da zgl bir politik tutum
gelitirmek iin filozoflar referans almaya ihtiyalar yoktur.
6
Szgelimi, David Ames Curtis, Straussu Schmittin rencisi zanneder. ( Translators foreword,
Legitimacy and Politics, s.xiii)
7
Bu konuda bkz.,Mason, John G, Leo Strauss and the Noble Lie: The Neo-Cons at War, www.
logosjournal.com/mason.htm
369
Bunun yan sra, Drury gibi daha entelektel bir bak asna sahip olmas
beklenen kimselerin yorumlarna bakacak olursak, Straussun demokrasi dostu olduu
beyannn kendisi bile, bir yalandr. Druryye gre, aslnda Strauss, kitlelere zgrl
gereksiz bulan bir Platoncu ve Nietzschecidir; hocas Schmitt gibi, politikann dost-
dman ayrmna dayandn dnr. nk o, insanlarn kt olduuna inanr.8
Bazlar ylesine ileri gider ki, Strauss, Yeni-Muhafazakrlarn faist vaftiz babas
ilan edilir.9
8
Bkz.,Mason, John G, Leo Strauss and the Noble Lie: The Neo-Cons at War.
9
Bu konuda bkz.,www.larouchepub.com/other/2003/3011profile_strauss.html
10
Bkz.,Smith, Steven, Reading Leo Strauss, s.2.
11
Bkz.,a.g.e., s.3.
12
Muhafazakrlarn Straussa ynelik eletirileri iin bkz.,Havers, Grant, Leo Strauss, Willmoore
Kendall and the Meaning of Conservatism, Humanitas, vol.18, no.1-2, 2005, ss.9-12.
370
iindeki yeri hakknda, hi deilse bir iki ey sylemenin, Straussa borcum olduunu
hissediyorum.
Biliyoruz ki, politik olana ilikin insani tecrbe, ayn zamanda politik olmayann
ya da felsefenin yegne tecrbe zeminidir. Her politika, her adalet sylemi ve aslnda
insani her ey zorunlu olarak eksiktir. nsani yaamn snrlarna gzlerimizi kapatmak,
bizi, en byk politik erdemsizlie ya da gnaha sevkeder; lszlk ve onun doal
sonucu olan hogrszlk. Pratik dzeyde Siyonizmi desteklese de, Straussu politik
bir projesi olmayan ve yalnzca bu anlamda apolitik bir klasik politika filozofu olarak
grmenin daha doru olduuna inanyoruz. Buradan bakldnda, Schmitt ile Strauss
arasndaki diyalog yle formle edilebilir: Sahneyi dzenlemek, hatta oyuna mdahil
olmak isteyen bir hukuku-politik aktr-teolog ile oyunu seyretmekle yetinen ya da
oyuncular (elbette tmn birden deil, zaten bu olanakszdr) seyirci klmann
yaplacak en adil ey olduunu dnen bir filozofun diyalogu.
Elbette, Straussun da kabul ettii gibi, yaam kararlar gerekli klar. Ancak,
Goethenin kelimeleriyle dile getirirsek, eyleyen insan daima vicdandan muaftr;
13
Bkz.,Strauss, L, Liberal Education and Responsibility, AIPP, s.323.
371
vicdanl yegne insan gzlemcidir.14 nk, tam da Arendtin syledii gibi, eylemin
ikin snrszl eylemciyi kendi eyleminin sonularn ngrmekten men eder. Politik
eylem felsefi analize dayanmaz; o kendi lsn kendi iinde tar. Tam da bu yzden
hikyeler eylemlerin kanlmaz sonular olmasna ramen, hikyeyi alglayan ve
ina eden aktr deil, hikye anlatcsdr.15 Hi kukusuz, Minervann baykuu,
ebediyen, alacakaranlkta rpmaya mahkmdur kanatlarn; ama kahraman da, daima,
hikyesini anlatacak bir gze mahkmdur. Ayrca, bir eyin iyi ya da kt, doru ya da
yanl, hakl ya da haksz olduuna karar verebilmek iin, yani yarglayabilmek iin
eylemek deil, izlemek gerekir.
Bu izleme edimini, pasif bir etkinlik olarak dnmek zorunda deiliz. zlemek
yargda bulunmaktr, hkm vermektir, kritik etmektir. Grdk ki, kritik etmek, kriz
karmaktr. Bizzat Sokratesin felsefi etkinlii, bize, felsefenin toplumlarn yaamnda
yalnzca ykc deil, dntrc bir gce sahip olduunu gsterir. yleyse felsefe
yalnzca zehir deildir; ayn zamanda panzehirdir. Bu erevede, felsefe yalnzca politik
olan amann, politik olann tesine ykselmenin deil, politik olan dntrmenin de
imknn sunar. Dorudur, adil bir toplumun yaratlmasnda felsefi teorilere bel
balamamalyz. Ama, ayn zamanda Strauss bize, politik tekilliimizin iinde yitip
gitmemek iin akn sorular sormak zorunda olduumuzu retir. nk belli bir
metafizie dayanmayan bir zgrleme sylemi mmkn deildir.
Son olarak, bu tezi yazarken, Schmitti cazibe merkez klan eyin ne olduu
sorusu bandan sonuna kadar bana elik etti. tiraf etmeliyim ki, bu tezin pek ok
yerinde, Schmittin ekim alannn dnda kalamadm anlar oldu. Bu sorgulama
srasnda Schmitti cazibe merkez klan eyin, realizmi olduunu kefettim. Sava
hakl klmak iin demokrasi, insan haklar ya da zgrlk sylemine bavuran
devletlerin, insanlar zgrletirmenin deil, yalnzca kendi emperyalist karlarnn
peinde kotuklarna defalarca tanklk edenler iin, Schmittin argmanlarnn ikna
edicilii tartlmaz. San ve solun Schmittten kard derslerden biri, tarihin en
14
Akt.,Strauss, L, Notes on Philosophy and Revelation, Leo Strauss and the Theologico-Political
Problem, s.172.
15
Arendtten akt.,Heather, Gerard P-Stolz, Matthew, Hannah Arendt and the Problem of Critical
Theory, The Journal of Politics, vol 41, no.1, 1979, s.2
372
korkun savan yalnzca bar adna, en korkun basknn yalnzca zgrlk adna, en
korkun insan-dln insanlk adna yapldnn saysz rnei ile dolu olduudur.
Nrnbergde Nazileri yarglayan Amerika bugn, kendi emperyalist amalarn insan
haklar kisvesi altnda gizleyen igalci bir gtr.
Bununla birlikte, Schmittin realizmi ne kadar cezbedici ise, olguyu tasdik eden
duruu, o derece kabul edilemez grnyor. Gcn ve iddetin olmad bir dnya
sylemi ya da vaadi, hakikaten de, Schmittin de iaret ettii gibi, ancak politik
varoluun yadsnmasyla mmkn olabilir. Ama, szgelimi, Schmittin savan gerek
bir dmana kar yalnzca devletin varln korumakla snrlandrlmas gerektii
dncesi, ne kadar makul grnse de, bir dizi problemi beraberinde getirir; ki yakn
zamanda buna bir kez daha ahit olduk. Eer egemen devletlerin stnde neyin ve kimin
adil olduuna, neyin ve kimin adil olmadna karar veren devletlerst bir hukuk yoksa
bir devletin zgrlnn tehdit altnda olduunun ls nedir? Schmitt bize
devletlerin eit egemenliinin tek kriter olduunu syler. Ona gre, sava iki eit g
arasnda yaplr ve kazanan kendi hukukunu tesis eder. Kendini koruma doal hakk
sebebiyle bir baka devlete ya da halka kar savaan bir devletin eylemlerini ve sava
gerekelerini adil, adil deil, insanlk d, insanlk suu gibi moral terimlere
bavurarak yarglamak, tam bir iki yzllktr.
inde yaadmz ada durumun tam da Schmittin tasvir ettii iki yzllkle
mall olduu aikrdr. Bu artlar altnda, devletlerarasndaki ebedi doa durumunu
ortadan kaldracak normatif bir dilin tesis edilebileceine inanmak, safdillik olur. Daha
da nemlisi, bu, belirsizlie/olumsalla istikrar kazandrma abas olarak politikann
varln ortadan kaldrmak anlamna gelir. Zaten, oluun hkm srd topraklarda
insan mutlak olan hasad edemez. O zaman bize den nedir? Kanmca, romantik ya da
normativist nitelemelerini gze alp, bar zlemini yanstan topyalarn ve eletirinin
dntrc gcne inanmaktan; adaletin yalnzca moral bir kavram olmaktan kp
hukuki bir zemin kazand, devletler stnde balaycl olan bir uluslararas hukuk
dnmekten baka aremiz yok gibi grnyor. Muazzam g tekeline sahip
devletlerin hukuksuzluu yznden dnyann drt bir yannda ac eken insanlar
karsnda zaten baka ne dileyebiliriz?
373
BBLYOGRAFYA
374
ARKUSH, Allan, Leo Strauss and Jewish Modernity, Leo Strauss and
Judaism, ed.David Novak, Rowman&Littlefield
Publishers, USA, 1996.
Athens and Jerusalem: Rosenzweig, Heidegger, and The
Search for an Origin, History and Theory 44, Blackwell
Publishing,,may 2005.
ARMSTRONG, Karen, Tanrnn Tarihi, ev. H.Koyukan, K.Emirolu, O.zel,
Ayra Yay, 1999.
ARSLAN, Ahmet, Aydnlar, Entelekteller ve Mminler, Cogito, say 31,
YKY, 2002, (201-214).
ASSY, Bethania, Hannah Arendts Doxa Glorifying Judgment and
Exemplarity A Potentially Public Space, Veritas,
vol.50, no.1, 2005, (5-21)
AYSEVENER, Kubilay, Collingwoodun Tarih Felsefesi, mge Kitabevi, 2001.
BAHNSCH, Mark, Derrida, Schmitt and the essence of the political,
arts.anu.edu.au/sss/apsa/Papers/bahnisch.pdf.
BALAKRISHNAN, Gopal, The Enemy: An Intellectual Portrait of Carl Schmitt,
Verso, NY, 2000.
BAMBACH, Charles R, Heidegger, Dilthey and the Crisis of Historicism, Cornell
University Press, NY, 1995.
BARREAU, Herv, Living-Time and Lived Time: Rereading St.Augustine,
KronoScope 4:1, trans.M.Nelson, Koninklijke Brill NV,
Leiden, 2004, (39-68)
BATES, David, Political Theology and the Naz State: Carl Schmitts
Concept of the Institution, Modern Intelectual History,
3,3, Cambridge University Press, 2006, (415-442)
BATNITZKY, Leora, Leo Strauss and Emmanuel Levinas:Philosophy and the
Politics of Revelation, Cambridge University Press, NY,
2002.
BAUMANN, Zygmunt, Siyaset Aray, ev. Tuncay Birkan, Metis Yay, 1999.
BEHNEGAR, Nasser, Leo Strausss Confrontation with Max Weber: A Search
for a Genuine Social Science, The Review of Politics, vol
59, 1997, (97-125)
The Intellectual Legacy of Leo Strauss, Annual Reviews
Political Science, vol 1, 1999, (95-116)
BENDERSKY, Joseph W, Carl Schmitt: Theorist for the Reich, Princeton University
Press, 1983.
375
New Evidence, Old Contradictions: Carl Schmitt and
Jewish Question, Telos, issue 132, Telos Press, fall 2005,
(64-82)
BENJAMN, Walter, Tarih Kavram zerine, Son Bakta
Ak,ev.N.Grbilek, Metis Yay, st, 1995.
BENOIST, Alain de, Schmitt in France, ev. Kathy Ackerman, Telos, winter,
Issue 126, 2003, (133-152)
BEZC, Bnyamin, Carl Schmittin Politik Felsefesi, Paradigma Yay, st, 2006.
BIALE, David, Leo Strauss: The Philosopher as Weimar Jew, Leo
Strausss Thought: Toward a Critical Engagement,
ed.A.Udoff, Lynne Rienner Publishers, 1991, (31-40)
BRAGUE, Remi, Athens, Jerusalem, Mecca: Leo Strausss Muslim
Understanding of Grek Philosophy, Poetics Today, 19:2,
Porter Institute, summer, 1998, (235-259)
Leo Strauss and Maimonides, Leo Strausss Thought,
ed.A.Udoff, Lynne Rienner Publishers, 1991.
BREDEKAMP, Horst, From Walter Benjamin to Carl Schmitt, via Thomas
Hobbes, trans.M.T.Hause-J.Bond, Critical Inquiry, vol
25, no 2, 1999, (247-266)
BROWN, O Norman, Philosophy and Prophecy: Spinozas Hermeneutics,
Political Theory, vol. 14, no 2, Sage Publications, may
1986, (195-213)
BROWNING, Gary K, Hegel and the History of Political Philosophy, Palgrave
Publishers, New York, 1999.
BRUNKHORST, Hauke, The Right to War: Hegemonial Geopolitics or Civic
Constitutionalism?, Constellations, vol 11, no 4,
Blackwell Publishing, 2004, (512-526)
BULL, Malcolm, The Social and the Political, The South Atlantic
Quarterly, 104:4, Duke University Press, 2005, (675-692)
BUMN, Tlin, Hegel, YKY, stanbul, 1998
CANO, Jernimo Molina,Carl Schmitt and The tellurical Thought, The Fifth Pan-
European International Relations conference, Lahey,
2004.
CHGNOLA, Sandra, The Experience of Limitation: Political Form and
Science of Law in the Early Writings of Eric Voegelin,
Politics, Order and History: Essays on the Work of Eric
Voegelin, eds.S.A. McKnight, G.Hughes, G. L. Price,
Continuum International Publishing Group, 2001.
COLLINGWOOD, Robin G, Bir zyaam yks, ev. A.Nihal Akbulut, YKY,
stanbul, 1996.
376
COLMO, Christopher, Theory and Practice:Alfarabis Plato Revisited, The
American Political Science Review, vol.86, no.4, 1992,
(966-976)
CREMER, Douglas J, Protestant Theology in Early Weimar Germany: Barth,
Tillich and Bultmann, Journal of the History of Ideas,
vol 56, no 2, April, John Hopkins University, New Jersey,
1995, (289-307)
CRISTI, Renato, Carl Schmitt and Authoritarian Liberalism, University of
Wales Press, 1998.
CROPSEY, Joseph, Leo Strauss at the University of Chicago, Leo Strauss,
the Straussians and the American Regime, eds.Kenneth L.
Deutsch, John A.Murley, Rawman&Littlefield, 1999.
CURTIS, David Ames, Translators foreword, Legitimacy and Politics, Jean
Marc Coicaud, Cambridge University Press, 2002.
ELEB, Aykut, Sunu.., Siyasal Kavram ev. E.Gztepe, Metis Yay,
st, 2006.
Risk ve Olumsallk:Sosyal Teori-Sosyal Felsefe likisini
Anlamaya Ynelik ki Anahtar Kavram, Ankara
niversitesi SBF Dergisi, 56, 2001, (23-52)
Kurald Durumlarda Karar Vermek, Defter, say 42,
Metis, st, k 2001.
DELACROIX, Sylvie, Schmitts Critique of Kelsenian Normativism, Ratio
Juris, vol 18, no 1, Blackwell Publishing, 2005, (30-45)
DEMRHAN, Ahmet, nsan Haklarnn Dekonstrksiyou:Evrensel versus
Cihanuml, nsan Haklarnda Yeni Araylar
Sempozyumu, 2006.
DERRDA, Jacques, Yapbozum ve Pragmatizm zerine Dnceler,
Yapbozum ve Pragmatizm, der. C.Mouffe, ev.T.Birkan,
Sarmal Yaynevi, stanbul, 1998.
DEUTSCH, Kenneth L, Introduction, Leo Strauss: Political Philosopher and
NICGORSKI, Walter, Jewish Thinker, eds. K.L.Deutsch, W.Nicgorski, Rowman
and Littlefield, 1994.
DEVEC, Cem, Faizmin Yorumsanmas ya da Carl Schmittin Saf
Siyaset Kuram, Liberalizm, Devlet, Hegemonya,
der.F.Keyman, Everest Yay, 2002, st, (32-53)
377
DYZENHAUS, David, Introduction, Law as Politics:Carl Schmitts Critique of
Liberalism, ed.David Dyzenhaus, Duke University Press,
USA, 1998.
Legality and Legitimacy: Carl Schmitt, Hans Kelsen,
Hermann Heller, Clarendon Press, Oxford, 1997.
EAGLETON, Terry, deoloji, ev.M.zcan, Ayrnt Yay, 1991.
ECO, Umberto, Kriz zerine, Kavramlar ve Balamlar Arasnda,
ev.Levent Ylmaz, haz.Cem Aka, YKY, 2002.
ELDEN, Stuart, Missing the point: globalization, deterritorialization and
the space of the world, Trans Inst Br Geogr NS 30,
Royal Geographic Society, 2005, (8-19)
The Place of Geometry: Heideggers Mathematical
Excursus on Aristotle, The Heythrop Journal, vol 42, no
3, 2002 (311-328).
The Place of Polis: Political Blindness in Judith Butlers
Antigones Claim, Theory&Event 8, no.1, 2005,
http://muse.jhu.edu/journals/theory_and_event/v008/8.1el
den.html.
Rethinking the Polis: Implications of Heideggers
questioning the political, Political Geography, 19,
2000,(407-422).
ERZDEN, Ozan, Ulus-Devlet, Dost Kitabevi, Ankara, 1997.
ESPEJO, Paulina O, Does Political Theology entail Decisionism?,
http://ssrn.com/abstract=1090647.
EULAU, Heinz H.F, The Depersonalization of the Concept of Sovereignty,
The Journal of Politics, vol.4, no.1, 1942, (3-19)
FINE, Robert, Political Investigations:Hegel, Marx, Arendt, Routledge,
NY, 2001.
FLETCHER, Paul, The Political Theology of the Empire to Come,
Cambridge Review of International Affairs, 17:1, 2004,
(49-61)
FRAZER, Michael, L, Esotericism: Ancient and Modern, Political Theory, vol
34, no 1, Sage Publications, 2006, (33-61)
FREUND, Julien, Schmitts Political Thought, Telos, no 102, 1995, (11-
42)
FRIED, Gregory, Heideggers Polemos: From Being to Politics, Yale
University Press, New Haven, 2000.
GADAMER, Hans Georg, Tarih Bilinci Sorunu, Toplum Bilimlerinde Yorumcu
Yaklam, der.P.Rabinow, W.Sullivan, ev.Taha Parla,
Hrriyet Vakf Yay, st, 1990.
378
GATTINI, Andrea, Sense and Quasisense of Schmitts Groraum Theory in
International Law, Leiden Journal of International Law,
15, Kluwer Law International, 2002, (53-68)
GEBHARDT, Jrgen, Leo Strauss: The Quest for Truth in Times of
Perplexity, Hannah Arendt and Leo Strauss: German
Emigres and American Political Thought after World War
II, eds.P.G.Kielmansegg, H.Mewes, E.G.Schmidt,
Cambridge University Press, 1995.
GERMNO, Dante, Eric Voegelin-nsan Yaamnn Arasnda, ada
Siyaset Felsefecileri, ev.M.Diner, stanbul, 1981.
GOLD, J.R, Jacob Taubes: Apocalypse From Below, Telos, ssue
134, Telos Press, spring 2006, (140-156)
GOLDBLATT, Mark, Dangerous Thinkers, Reason, vol.34, no.5, 2002, (63-
68)
GOTTFRIED, Paul Edward, Carl Schmitt: Politics and Theory, Greenwood Press,
USA, 1990.
GZLER, Kemal, Kurucu ktidar, Ekin Kitabevi, Bursa, 1998.
GREEN, Kenneth Hart, Jew and Philosopher: The Return to Maimonides in the
Jewish Thought of Leo Strauss, State University of New
York Press, 1993.
Leo Strauss, Routledge History of World Philosophies :
History of Jewish Philosophy, ed.O.Leaman, vol 2,
Routledge, 1997, (820-853)
In the Grip of the Theological-Political
Predicament:The Turn to Maimonides in the Jewish
Thought of Leo Strauss, Leo Strausss Thought,
ed.A.Udoff, Lynne Rienner Publishers, 1991, (41-74)
GREENFELD, Liah, Nationalism: Five Road to Modernity, Harward University
Press, Cambridge, 2001.
GROSS, Oren, The Normless and Exceptionless Exception: Carl
Schmitts Theory of Emergency Powers and the Norm-
Exception Dichotomy, Cardozo Law Review, vol.21,
2000, (1825-1868)
GUNNELL, John G, The Myth of the Tradition, The American Political
Science Review, vol 72, no 1, 1978, (122-134)
HABERMAS, Jrgen, The German Idealism of the Jewish Philosophers,
Religion and Rationality: Essays on Reason, God and
Modernity, ed.Eduardo Mendieta, State University of
New York, Stuny Brook, 2002.
379
HALL, Dale, The Republic and the Limits of Politics, Political
Theory, vol 5, no 3, Sage Publications, 1977, (293-313)
HAVERS, Grant, Leo Strauss, Willmoore Kendall and the Meaning of
Conservatism, Humanitas, vol.18, no.1-2, 2005, (5-25).
HEATHER, Gerard P,
STOLZ, Matthew, Hannah Arendt and the Problem of Critical Theory, The
Journal of Politics, vol 41, no.1, 1979, s.2 (2-22)
HERAKLEITOS, Fragmanlar, ev. C.akmak, Kabalc,2005.
HERRERO, Montserrat, Der Nomos Der Erde and the Legitimacy for a New
World Order, Constructing World Orders.Fifth
Paneuropean International Relations Conference, Lahey,
ss 1-17, 2004.
HEWTT, Marsha Aileen, Critical Theory, The Blackwell Companion to Political
Theology, eds. P.Scott-W.T.Cavanaugh, Blackwell
Publishing, 2004.
HOBBES, Thomas, Leviathan, ev.S.Lim, YKY,1995.
HOLLERCH, Michael, Carl Schmitt, The Blackwell Companion to Political
Theology, eds.P.Scott-W.T.Cavanaugh, Blackwell
Publishing, 2004.
HONG, Bonnie, Between Decision and Deliberation: Political Paradox in
Democratic Theory, American Political Science Review,
vol 101, no.1, 2007, (1-17)
HOTAM, Yotam, Gnosis and Modernity-a Postwar German Intellectual
Debate on Secularisation, Religion and Overcoming the
Past, Totalitarian Movements and Political Religions,
vol 8, no.3-4, 2007, (591-608)
HOWSE, Robert, From Legitimacy to Dictatorship-and Back Again, Law
as Politics:Carl Schmitts Critique of Liberalism,
ed.David Dyzenhaus, Duke University Press, USA, 1998.
HNLER, Solmaz, Zelyut, Spinoza, Paradigma Yay, 2003.
Bir Giri Giriimi, Politika Felsefesi Nedir?,gir- ev-
notlar: Solmaz Zelyut Hnler, Paradigma Yay, stanbul,
2000.
Drt Adal, Paradigma, 2003.
INBINDER, Gary Cain, Abel, Obligation and Right, Humanitas, vol.XVII,
no.1-2, 2004,(188-201)
JACOBTT, Suzanne, Hannah Arendt and the Will, Political Theory, vol 16,
no 1, 1988, (53-76).
380
JAFFA, Harry V, Strauss, Philosophy, and Politics, Political Theory,
vol.15, no.3, August 1987, (316-325).
JANSSENS, David, The problem of the Enlightenment: Strauss, Jacobi and
The Pantheism Controversy, The Review of Metaphysics,
no 56, 2003, (605-631)
Questions and Caves: Philosophy, Politics and History in
Leo Strausss Early Work, Journal of Jewish Thought
and Philosophy, vol.10, Overseas Publishers, 2000, (111-
144)
JENSON, Robert W, Eschatology, The Blackwell Companion to Political
Theology, eds. P.Scott-W.T.Cavanaugh, Blackwell
Publishing, 2004, (407-420)
KAHN, Victoria, Hamlet or Hecuba: Carl Schmitts Decision,
Representation 83, University of California Press, sum
2003, (67-96)
KALYVAS, Andreas, Review Essay: Whos afraid of Carl Schmitt,
Philosophy and Social Criticism, vol 25, no 5, Sage
Publications, 1999, (87-125)
Democracy and the Politics of the Extraordinary: Max
Weber, Carl Schmitt and Hannah Arendt, Cambridge
University Press, 2008.
Popular Sovereignty, Democracy, and the Constituent
Power, Constellations, vol.12, no.2, Blackwell,
2005,(223-244).
From the Act to Decision: Hannah Arendt and the
Question of Decisionism, Political Theory, 32:4, 2004,
(320-346)
KAVACS, J, ROWLAND, C, Revelation:Through the Centuries, Blackwell Publishing,
2004.
KEANE, John, iddetin Uzun Yzyl, ev.B.Peker, Dost Yay, Ankara,
1998.
KELLY, Duncan, The State of the Political: Conceptions of Politics and the
State in the Thought of Max Weber, Carl Schmitt and
Franz Neumann, Oxford University Press, NY, 2003.
KENNEDY, Ellen, Hostis Not Inimicus, Law as Politics: Carl Schmitts
Critique of Liberalism, ed.David Dyzenhaus, Duke
University Press, USA, 1998.
KENNINGTON, Richard H, Strausss Natural Right and History, The Review of
Metaphysics 35, 1, 1981,(57-86).
381
KLEINHAUS, Emil A, Piety, Universality, and History: Leo Strauss on
Thukydides, Humanitas, vol.XIV, no.1, 2001, (68-95)
KOSKENNIEMI, Martti, International Law as Political Theology: How to Read
Nomos der Erde?, Constellations, vol 11 no 4,
Blackwell, 2004, (492-511).
KURTOLU, Zerrin, slam Dncesinin Siyasal Ufku, letiim Yay, st, 2007.
LABELLE, Gilles, Can The Problem of The Theologico-Political Be
Resolved? Leo Strauss and Claude Lefort, Thesis Eleven,
no 87, Sage Publications, 2006, (63-81)
LACLAU, Ernesto, Yapbozum, Pragmatizm ve Hegemonya, Yapbozum ve
Pragmatizm, der.C.Mouffe, ev.T.Birkan, Sarmal
Yaynevi, stanbul, 1998.
Aral Kapatmak. Siyasetin znesi, Siyasal Kimliklerin
Oluumu, der.E.Laclau, Sarmal Yaynevi, st, 1995.
(Lilian Zac ile birlikte)
LAMPERT, Laurence, Nietzsches Challenge to Philosophy in the Thought of
Leo Strauss, The Review of Metaphysics, no.58, 2005,
(585-619)
Leo Strauss and Nietzsche, University of Chicago Press,
1996.
LARMORE, Charles, The Morals of Modernity, Cambridge University Press,
1996.
LA VOPA, Anthony J, Jews and Germans: Old Quarrels, New Departure,
Journal of the History of Ideas, vol.54, no 4, 1993, (675-
695)
LEE, Stephen J, Avrupa Tarihinden Kesitler 1789-1980, ev. S.Aktur,
Dost Yaynlar, 2002.
LEVNE, Peter Nietzsche and the Modern Crisis of Humanities, Suny
Press, 1995.
LEYTE, Artoro, A Note on the Nomos of the Earth , The South Atlantic
Quarterly, 104:2, Duke University Press, spr 2005, (285-
293).
LWTH, Karl, The Occasional Decisionism of Carl Schmitt, Martin
Heidegger and European Nihilism, ed.R.Wolin,
trans.G.Steiner,Columbia University Press, NY, 1995.
LUZ, Ehud, How to Read the Bible According to Leo Strauss,
Modern Judaism, vol 25, no 3, Oxford University Press,
2005, (264-284)
MACHIAVELLI, Niccolo, Prince, eds. Q.Skinner-R.Price, Cambridge University
Press, 1988.
382
MAHLMANN, Matthias, Law and force: 20TH Century Radical Legal Philosophy,
Post-Modernism and the Foundations of Law, Res
Publica, 9, Kluwer Academic, 2003, (19-37)
MARITAIN, Jacques, The Concept of Sovereignty, The American Political
Science Review, vol.44, no.2, 1950, (343-357)
MARRAMAO, Giacomo, The Exile of the Nomos: For a CRitical Profile of Carl
Schmitt, Cardozo Law Review, vol.21,2000, (1567-1587)
MASON, John G, Leo Strauss and the Noble Lie: The Neo-Cons at War,
www. logosjournal.com/mason.htm.
McALLSTER, Ted, Revolt Against Modernity, University Press of Kansas,
USA, 1995.
McCORMCK, John, Carl Schmitts Critique of Liberalism: Against Politics as
Technology, Cambridge University Press, USA,1997.
Fear, Technology and the State: Carl Schmitt, Leo
Strauss and the Revival of Hobbes in Weimar and
National Socialist Germany, Political Theory, vol 22 no
4, 1994, (619-652)
Transcending Webers Categories of Modernity? The
Early Lukacs and Schmitt on the Rationalization Thesis,
New German Critique, vol 75, 1998, (133-177)
Introduction to Schmitts The Age of Neutralizations
and Depoliticizations, Telos, summer 93, ssue 96, (119-
130).
MEGLL, Alan, Arln Peygamberleri, ev. T.Birkan, Bilim ve Sanat,
Ankara, 1998.
MEHRING, Reinhard, Liberalism as a Metaphysical System: The
Methodological Structure of Carl Schmitts Critique of
Political Rationalism, Law as Politics, ed. D.Dyzenhaus,
Duke Universty Press, 1998.
MEER, Heinrich, Carl Schmitt and Leo Strauss: The Hidden Dialogue, tr.J.
Harvey Lomax, The University of Chicago Press, 1995.
The Lesson of Carl Schmitt: Four chapter on the
distinction between political theology and political
philosophy, trans. Marcus Brainerd, The University of
Chicago Press,1998.
Leo Strauss and the Theologico-Political Problem, trans.
Marcus Brainard, Cambridge University Press, 2006.
MENDIETA, Eduardo, War the School of Space: The Space of War and the War
for Space, Ethics, Place and Environment, vol 9 no 2,
Routledge, 2006, (207-229)
383
MERRILL, Clark A, Leo Strausss Indictment of Christain Philosophy, The
Review of Politics, v.62, no.1, 2000, (77-105)
MOLTMANN, Jrgen, Political Theology, Theology Today, vol.28, no.1, 1971,
(6-23).
MORAN, Dermot, Introduction to Phenomenology, Routledge, NY, 2000.
MORGAN, Michael L, The Curse of Historicity: The Role of History in Leo
Strausss Jewish Thought, The Journal of Religion, vol
61 no 4, 1981, (345-363)
MORGENTHAU, Hans, Positivism, Functionalism and International Law, The
American Journal of International Law, vol.34, no.2,
1940, (260-284).
MOUFFE, Chantal, Yapbozum, Pragmatizm ve Demokrasinin Siyaseti,
Yapbozum ve Pragmatizm, der.C.Mouffe, ev.T.Birkan,
Sarmal Yaynevi, stanbul, 1998.
Demokratik Paradoks, ev.A.Cevdet Akn, Epos Yay,
2000.
MOYN, Samuel, From experience to law: Leo Strauss and the Weimar
crisis of the philosophy of religion, History of European
Ideas, no 33, Elsevier Ltd, 2007, (174-194)
Amos Funkestein on the Theological Origins of
Historicism, Journal of the History of Ideas, vol 64, no
4, 2003, (639-657)
MULLER, Jan Werner, Carl Schmitts Method: between ideology, demonology
and myth, Journal of Political deologies, 4 (1), 1999,
(61-85)
Myth, Law and Order: Schmitt and Benjamin read
reflections on violence, History of European Ideas 29,
Elsevier Ltd, 2003, (459-473)
NEDERMAN, Cary J, Sovereignty, War and the Corporation: Hegel on the
Medieval Foundations of the Modern State, The Journal
of Politics, Vol. 49, No. 2. May, 1987, (500-520)
NEUHAUS, Richard John, Political Theologies, First Things:A Monthly Journal of
Religion and Public Life, The Institute on Religion and
Public Life, NY, december 2004.
NEUMANN, Volker, Introduction, Weimar: A Jurisprudence of Crisis,
eds.A.J.Jacobson, B. Schlink, B.Coopers, University of
California Press, 2000.
NORRIS, Andrew, Carl Schmitt on friends, enemies and the political,
Telos, ssue 112, summer 1998, (68-88)
384
Giorgio Agamben and the Politics of the Living Dead,
Diacritics, vol.30,no.4, 2000, (38-58).
OLEARY, Stephen D, Apocalyptic Argument and the Anticipation of
Catastrophe: The Prediction of Risk and the Risks of
Prediction, Argumentation, no 11, Kluwer Academics,
1997, (293-313)
OAKES, Guy, Translatoss Introduction, Political Romanticism,
trans.G.Oakes, The MIT Press, 1986.
OJAKANGAS, Mika, Carl Schmitts Real Enemy: The Citizen of the Non-
exclusive Democratic Community?, The European
Legacy, vol 8, no.4, Carfax Publishing, 2003, (411-424)
A Terrifying world without an exterior: Carl Schmitt and
the metaphysics of international (dis)order, The
International Political Thought of Carl Schmitt,
eds.L.Odysseos, F.Petito, Routledge, 2007, (205-221)
Philosophies of "Concrete" Life: From Carl Schmitt to
Jean-Luc Nancy, Telos, no 132, Telos Press, fall 2005,
(25-45).
ORLOV, Dietrich, Review: Popular Sovereignity and the Crisis of German
Constitutional Law: The Theory and Practice of Weimar
Constitutionalism, The Journal of Modern History,
vol.71, no.4, dec 1999, (995-998)
OSTOVCH, Steven, Carl Schmitt, Political Theology, and Eschatology,
KronoScope 7, 2007,(49-66)
OUTRAM, Dorinda, The Enlightenment, Cambridge University Press, NY,
1995.
OWEN, David, Maturity and Modernity: Nietzsche, Weber, Foucault and
the ambivalence of reason, Routledge, NY, 1994.
ZLEM, Doan, Tarih Felsefesi, Anahtar Kitaplar, st, 1996.
PALAVER, Wolfgang, A Girardian Reading of Schmitts Political Theology,
Telos, ssue 93, 1992, (43-68)
Carl Schmitt on Nomos and Space, Telos, ssue 106,
winter 1996, (105-127)
Hobbes and the Katechon: The Secularizaton of
Sacrificial Christianity, Contagion: Journal of Violence,
Mimesis and Culture, spr 1995, (57-73)
PANGLE, Lorraine Smith, Aristotle and the Philosophy of Friendship, Cambridge
University Press, 2003.
385
PANGLE, Thomas, Leo Strausss Perspective on Modern Politics,
Perspectives on Political Science, vol 3, no 4, 2004, (197-
203)
PNSKER, Leon, Auto-emancipation, trans.D.S.Blondheim, Federation of
American Zionists, 1916, www.jewishvirtuallibrary.org.
PPPN, Robert, The Unavailability of the Ordinary: Strauss on the
Philosophical Fate of Modernity, Political Theory,
vol.31, no.3, Sage Publications, 2003, (335-358)
PLATON, Yasalar, ev.C.entuna-S.Babr, Kabalc Yay, st, 1994.
Euthyphron, ev.P.N.Boratav, Maarif Basmevi, st, 1958.
Devlet, ev.Sabahattin Eybolu-M.Ali Cimcoz, Remzi
Kitabevi, st,1992.
Gorgias, Diyaloglar, ev. M.C.Anday, Remzi Kitabevi,
stanbul, 1993.
PRUFER, Thomas, Juxtapositions: Aristotle, Aquinas, Strauss, Leo
Strausss Thought, ed.A.Udoff, Lynne Rienner
Publishers, 1991, (115-121)
RABINBACH, Anson, In the Shadow of Catastrophe: German Intellectuals
between Apocalypse and Enlightenment, University of
California Press, 1997.
RAEDER, Linda C, Voegelin on Gnosticism, Modernity, and the Balance of
Consciousness, Political Science Reviewer, vol 36,
2007,(344-370)
RAMO, Hans, An Aristotelian Human TimeSpace Manifold From
chronochora to kairotopos, Tme & Socety, vol 8 (2),
Sage Pub, 1999, (309-328)
RANCERE, Jacques, Uyumazlk: Politika ve Felsefe, ev.H. Hnler, Aralk
Yay, zmir, 2005.
RASCH, William, Conflict as a Vocation: Carl Schmitt and the Possibility
of Politics, Theory,Culture and Society, vol 17 (6), Sage
Pub, London, 2000, (1-32).
REEMSTSMA, Jan Philipp, Vaheti Kavramak, Ayrnt Yay, stanbul, 1998.
RHODES, James M, Philosopyh, revelation and Political Theory: Leo Strauss
and Eric Voegelin, The Journal of Politics, vol 49, no 4,
1987, (1036-1060).
RINGER, Fritz., The Decline of the German Mandarins, Wesleyan
University Press, 1990.
Weberin Metodolojisi, ev: M.Kk, Dou-Bat Yay,
Ankara, 2003.
386
ROBERTSON, Neil G, The Closing of the Early Modern Mind: Leo Strauss and
Early Modern Political Thought, Animus, vol 3, 1998,
(211-226)
ROSEN, Stanley, Leo Strauss and the Quarrel Between the Ancients and
the Moderns, Leo Strausss Thought, ed.A.Udoff, Lynne
Rienner Publishers, 1991, (155-167)
Hermeneutics as Politics, Oxford University Press, New
York, 1987.
ROSSBACH, Stefan, Gnosisin Eric Voegelins Philosophy, Political
Science Reviewer, 34, 2005, (77-121).
ROUSSEAU, J.J, Toplum Szlemesi, ev.A.Erenulu, teki Yaynevi,
1999.
SABINE, George, Review: The Decline of Liberalism as an deology with
Particular Reference to German Politico-Legal Thought,
The Philosophical Review, vol.53, no.5, sep 1944.
SACERDOTI, Gilberto, Kurban ve Egemenlik, ev. Zuhal Ylmaz, Dost Kitabevi
Yay, 2007.
SCHAFF, Philip, Volume I: The History of Creeds of Christendom,
Harper&Brothers, USA, 1919.
SCHALL, James V, A Latitude for Statemanship? Strauss on St.Thomas,
Review of Politics, vol 53, no.1, University of Notre
Dame, 1991, (126-145)
Transcendence and Political Philosohy, The Review of
Politics, no 55, 2001,(247-265)
SCHEUERMAN, William E, Carl Schmitts Critique of Liberal Constitutionalism,
The Review of Politics, vol 58, ssue 2, spr 1996, (299-
322)
SCHMTT, Carl, The Concept of the Political, trans: George Schwab,
Rutgers University Press, New Jersey, 1976.
Roman Catholicism and Political Form, trans: G. L.
Ulmen, Greenwood Publishing Group, 1996.
Political Romanticism, trans.G.Oakes, The MIT Press,
1986.
The Crisis of Parliamentary Democracy,
trans.E.Kennedy, The MIT Press, 1985.
The Leviathan in the State Theory of Thomas Hobbes,
trans. G.Schwab-E.Hilfstein, Greenwood Press,
USA,1996.
The Nomos of the Earth in the International Law of the
Jus Publicum Europaeum, trans.G.L. Ulmen,Telos Press,
2003.
387
The Political Theology: four chapters on the concept of
Sovereignity, trans: George Schwab, MIT Press,
Cambridge, 1985.
Siyasal Kavram, ev.E.Gztepe, Metis Yay, st, 2006.
388
SHARPE, Matthew, Che Vuo? Politico-Philosophical Remarks on Leo
Strauss Spinoza, The Bble And Critical Theory,
Volume 3, Number 3, 2007, (411-414)
The Philosophers Courtly Love?Leo Strauss, Eros and
The Law, Law and Critique, vol 17, no 3, 2006, (357-
388)
SHEPPARD, Eugene R, Leo Strauss and the Politics of Exile, Brandeis University
Press, USA, 2006.
SHLS, Edward, Gelenek, nsan Bilimlerine Prolegomena, ev-Der: H.
Arslan, Paradigma Yay, stanbul, 2002.
SMITH, Steven B, Reading Leo Strauss: Politics, Philosopy, Judaism,
University of Chicago Press, 2006.
Gershom Scholem and Leo Strauss: Notes toward a
German-Jewish Dialogue, Modern Judaism, vol 13, no 3,
Oxford University Press, 1993, (209-230)
How Jewish Was Leo Strauss?, Occasional Papers on
Jewish Civilization, Jewish Thought and Philosophy,
Georgetown University, NY, summer 2005, (8-15)
SORENSEN, Kim, Revelation and Reason in Leo Strauss, The Review of
Politics, vol 65, ssue 3, University of Notre Dame, USA,
Summer 2003, (383-408)
SPEKTOROWSKI, Alberto, Maistre, Donoso Cortes and the Legacy of Catholic
Authoritarianism, Journal of the History of Ideas, vol 63
no 2, University of Pennsylvania Press, 2002, (283-302)
STRAUSS, Leo, An Introduction to Political Philosopy:Ten Essays by Leo
Strauss, ed.H.Gildin, Wayne State University Press, 1989.
Studies in Platonic Political Philosophy, The University of
Chicago Press, 1983.
Persecution and the Art of Writing, The University of
Chicago Press, 1988.
Spinozas Critique of Religion, Shocken Books, New
York, 1965.
The City and Man, Rand McNally&Company, Chicago,
1964.
Natural Right and History, University of Chicago Press,
1963.
Rebirth of Classical Political Rationalism, The University
of Chicago Press, Chicago, 1989.
389
The Political Philosophy of Hobbes, trans. E.M.Sinclair,
University of Chicago Press, 1952.
Thoughts on Machiavelli, The University of Chicago
Press, 1958.
On Platos Symposium, ed, Seth Benardete, The
University of Chicago Press, USA, 2001.
Notes on Carl Schmitt, The Concept of the Political,
Carl Schmitt and Leo Strauss: The Hidden Dialogue,
trans.H.Lomax, The University of Chicago Press, 1995,
(91-119)
Machiavelli, History of Political Philosophy,
eds.L.Strauss-J.Cropsey, Rand McNally&Company,
Chicago, 1972, (271-292)
Plato, History of Political Philosophy, eds.L.Strauss-
J.Cropsey, Rand McNally&Company, Chicago, 1972, (7-
63)
Politika Felsefesi Nedir?, Politika Felsefesi Nedir?, gir-
ev-notlar: Solmaz Zelyut Hnler, Paradigma Yay,
stanbul, 2000, (31-99)
The Mutual Influence of Theology and Philosophy,
Faith and Political Philosophy: The Correspondence
between Leo Strauss and Eric Voegelin 1934-1964, trans-
ed.P.Emberley, B.Cooper, University of Missouri, 2004,
(217-235).
The Living Issues of German Postwar Philosophy;
Notes on Philosophy and Revelation, Leo Strauss and
the Theologico-Political Problem, trans. Marcus Brainard,
Cambridge University Press, 2006, (115-140)
Preface to Hobbes Politische Wissenschaft; An
Unspoken Prologue to a Public Lecture at St.Johns
College in Honor of Jacob Klein, Jewish Philosophy and
the Crisis of Modernity, Jewish Philosophy and the Crisis
of Modernity: Essays and Lectures in Modern Jewish
Thought, ed. Kenneth Hart Green, SUNY Press,1997.
SUNIC, Tomislav, Marx, Moses and the Pagans in the Secular City, Clio,
vol 24, Fort Wayne Ind, Wint 1995, (51-62).
TAUBES, Jacob, The Political Theology of Paul, ev.D.Hollander,
Stanford University Press, 2004.
THURSCHWELL, Adam, Specters and Scholars: Derrida and the Tragedy of
Political Thought, German Law Journal, vol.6,
no.01,2005, (87-99).
390
TOULMIN, Stephen, Cosmopolis: Modernitenin Gizli Gndemi, ev. H.Arslan,
Paradigma Yay, 2002.
TURNER, Bryan, The problem of cultural relativism for the sociology of
human rights: Weber, Schmitt and Strauss, Journal of
Human Rights, vol 1, no.4, Dec 2002, (587-605).
ULMEN, G.L, Carl Schmitt and Donoso Cortes, Telos, ssue 25, fall
2002, (69-79).
Schmitt, A Companion to Continental Philosophy,
eds.S.Critchley-W.R.Schroeder, Blackwell, 1998, (469-
475)
The Concept of Nomos: Introduction to Schmitts
Appropriation/Distribution/Production , Telos, ssue
95, Telos Press, New York, spring 1993, (39-51)
VALK, Francis Vander, Political Friendship and the Second Self in Aristotles
Nicomachean Ethics, Innovations: A Journal of Politics,
vol 5, University of Calgary, Canada, 2004-2005, (49-62)
Decisions, Decisions: Carl Schmitt and Political Will,
Rockefeller College Review, vo 1 no.2, 2002, (38-52)
VANDER, Fabio, Kant and Schmitt on Preemptive War, Telos, trans:
Eugenie Kunst, no 125, fall 2002, (152-166)
VERSLUIS, Arthur, Carl Schmitt, the Inquisition and Totalitarianism,
Esoterica, vol VII, Michigan State University, USA,
2005, (40-51)
VILLA, Dana, Max Weber: Integrity, Disenchantment and the
Illusions of Politics, Constellations, vol 6, no.4,
Blackwell Publishers, 1999, (540-560)
The Philosopher versus the Citizen: Arendt, Strauss, and
Socrates, Political Theory, vol.26, no.2, 1998,(147-172).
VOEGELN, Eric, The Collected Works of Eric Voegelin: Selected
Correspondence 1950-1984, E.Sandoz, G.Weiss,
W.Petropulos, University of Missouri Press, 1989.
VRIES, Hent de, Religion and Violence: Philosophical Perspectives from
Kant to Derrida, John Hopkins University Press,
Baltimore, 2002.
WACHTERHAUSER, Brice,Anlamada Tarih ve Dil, nsan Bilimlerine Prolegomena,
der-ev,H.Arslan, Paradigma Yay, st, 2002.
WARE, Robert Bruce, Freedom as Justice: Hegels Interpretation of Platons
Republic, Metaphilosophy, vol 31 no 3, LLL&Blackwell
Publishers, 2000.
391
WARREN, Mark, Max Webers Nietzschean conception of power,
History of Human Sciences, vol. 5, no.3, 1992, (19-37).
WEBB, Equene, Voegelins Gnosticism Reconsidered, Political
Science Reviewer, vol 34, 2005, (48-76).
WEBER, Max, Science as a vocation; Politics as a vocation;
Religious Rejections of the World and Their Directions;
From Max Weber, trans: H.H Gerth-C.W Mills,
Routledge, London, 1948.
The Protestant Ethic and the Spirit of Capitalism,
trans.T.Parsons, Routledge, 2004.
WOLN, Richard, Carl Schmitt: The Conservative Revolutionary Habitus
and the Aesthetics of Horror, Political Theory, vol 20, no
3, Sage Publications, 1992, (424-447)
Carl Schmitt, political existentialism, and the total state,
Theory and Society, vol 19, no.4, 1990, (389-416).
YAFFE, Martin D, Review: On Leo Strausss Philosophy and Law: A
Review Essay, Modern Judaism, vol 9, no 2, 1989, (213-
225)
YKSEL, Mehmet, Modernleme Balamnda Hukuk ve Etik likisine
Sosyolojik Bir Bak, SBF Dergisi, ocak-mart 57-1,
Ankara niversitesi Yay, 2002.
ZANK, Michael, Introduction, Leo Strauss: the Early Writings, (1921-
1932), trans-ed Michael Zank, State University of New
York Press, USA, 2002.
ZHANG, Xudong, Political Philosophy and Comparison: Bourgeois Identity
and the narrative of the Universal, Boundary, 2:32, Duke
University Press, 2005, (81-107).
ZUCKERT, Catherine H, Postmodern Platos: Nietzsche, Heidegger, Gadamer,
Strauss, Derrida, The University of Chicago Press, 1996.
392
ZGEM
Eitim:
Yksek Lisans: Richard Rorty ve Felsefe ve Doann Aynas (2001)
Danman: Prof.Dr.Ahmet Cevizci.
Lisans: Uluda niversitesi Edebiyat Fakltesi Felsefe ABD (1994-1998)
Yaynlar :
eviri : Rorty , Richard, Felsefe ve Doann Aynas, Paradigma Yaynlar, st,
2006.
393
ZET
394
ABSTRACT
395
YKSEKRENM KURULU DKMANTASYON MERKEZ TEZ VER
GR FORMU
YAZARIN Merkezimizde Doldurulacaktr
Soyad: Ad: Kaya, Funda Gnsoy Kayt No:
TEZN ADI:
Trke : CARL SCHMTT VE LEO STRAUSSTA POLTK OLAN
KAVRAMI
Yabanc Dil : THE CONCEPT OF THE POLITICAL IN CARL SCHMTT
AND LEO STRAUSS
TEZN TR: Yksek Lisans Doktora Doentlik Tpta Uzmanlk
Sanatta Yeterlilik
[ ] [X] [ ] [ ] [ ]
396
TEZN YAZILDII DL : Trke TEZN SAYFA SAYISI : 392
397