You are on page 1of 16

insan toplum

the journal of humanity and society


Deerlendirme Makalesi

Takprzdede Akl, Siyaset ve Tarih


-Bir Eletiri Vesilesiyle-*

Asm Cneyd Kksal

Bir 16. yzyl Osmanl mellifinin ahlk ve siyaset dncesini mstakil bir kita-
bn konusu yapmay, bal bana nemli bir ilm hadise saymak gerekir. Mustakim
Arcnn nsan ve Toplum: Takprzdenin Ahlk ve Siyaset Dncesi isimli kitab,
yakn zamanda neredilmeye balayan Takprzde Klliyat sebebiyle yeni bir
ilginin konusu olan bu byk limin insan ve toplum anlayna eilmektedir. Bu
yazda, Arcnn mezkur kitabnda ahsma ynelttii bir eletirisini cevaplamann
yan sra, bu eletiriyi vesile klarak Takprzdenin siyaset anlayna dair birka
noktaya temas etmek istiyorum.

Akl Siyasetin Kategorik Olarak Reddine Dair


Arc Fkh ve Siyaset: Osmanllarda Siyset-i eriyye (2016) isimli kitabmn Ta-
kprzdeye tahsis ettiim blmyle (s. 267-281) ilgili bir eletiride bulunuyor.
Bu blmde alt balk olarak kullandm ifadeyi de alntlayarak yle diyor: Bu
iki kaynaktan [fkh hkmler ile felsef esaslar] birini dierine feda etmek ve hat-
ta eriatn yeterlilii temelinde akl siyasetin kategorik olarak reddi gibi bir yak-
lam, Takprzdenin siyaset problemlerindeki genel duruunu hibir ekilde
yanstmamaktadr. (Arc, 2016, s. 130)
Yazar ayrca buraya dt dipnotta da yle demektedir:

* Bu yazy okuyarak kanaat ve eletirilerini bildiren deerli meslekta ve dostlarm Do. Dr. Salime Leyla Grkan, Do. Dr. Ayhan itil, Dr.
Mustafa Demiray, Y. Do. Dr. Nail Okuyucu ve Y. Do. Dr. Selami Varlka mteekkirim.

Do. Dr., stanbul 29 Mays niversitesi. asimcuneyt@yahoo.com.

lmi Etdler Dernei


DOI: 10.12658/human.society.7.13.R0019
nsan & Toplum, 7(1), 2017, 233-247.
insanvetoplum.org
nsan & Toplum

Bu iddia Takprzdenin siyasetle ilgili grlerinin tmn dikkate almadan sul-


tann vazifeleri balamnda onu siyset-i eriyye kategorisine sdrmaya alan Asm
Cneyd Kksala aittir. (...) Yazar her ne kadar Takprzdenin dier eserlerinden
bahsetse de Mifths-sade zerinden Takprzdeye dair eksik ve hatal bir okuma
yapar. Zira Takprzdenin el-Melim f ilmil-kelm da dhil olmak zere ilgili metin-
lerine bakldnda siyaset alannda akln eriat karsnda geersiz olduu tezini kart-
mak imknszdr. (Arc, 2016, s. 130)

Arcnn eletirilerini u ekilde maddeletirmek mmkndr:


1) Takprzdenin siyasetle ilgili grlerinin tmn dikkate almadan onun
siyaset anlayn siyset-i eriyye kategorisine sdrmaya almam,
2) Aralarnda el-Melim f ilmil-kelm adl eserinin de bulunduu klliyat dikkate
almamam,
3) Mifths-sade zerinden Takprzdeye dair eksik ve hatal bir okuma yapa-
rak, bu metinden, aslnda Takprzdenin siyaset grn temsil etmeyen
siyaset alannda akln eriat karsnda geersiz olduu tezini karmam.
lk maddeyle ilgili olarak unu sylemem gerekir: Benim kitabm fkh ve siyaset
ilikisini kendisine konu etmekte, bu meyanda birok mellife ve onlarn ilgili me-
seledeki grlerine temas etmektedir. Kitapta Gazzl, Turtu, Hasr, bnl-Cev-
z, Karf, bn Kayyim, bn Haldun, Makriz, lus, Ebussuud Efendi, Cellzde
Mustafa elebi, Ktib elebi, brahim Mteferrika, Lutfi Paa, Muhyiddin Kfiyeci,
k elebi, Dede Cng, Bereketzde Cemaleddin Abdullah, Mehmed erif Efendi,
Merebzde Mehmed rif Efendi, ehzade Korkud, Takprzde, Knalzde Ali
elebi, Birgiv Mehmed Efendi gibi isimlerin fkh ve siyaset ilikisine dair grle-
ri bunlarn byk ounluu mstakil balk altnda- incelenmektedir. Ancak bu
isimlerden hibirinin siyasetle ilgili grleri btn uzanm ve tazammunlaryla,
siyasete dair syledikleri her eyi kapsayacak ekilde ele alnyor deildir. Zira ki-
tabm siyset-i eriyye zerine yaplm bir alma olduundan, sz konusu m-
elliflerin siyasete dair syledikleri her eyi kuatmay hedeflememekte ve kitabn
hibir yerinde de byle bir iddia yer almamaktadr. Dolaysyla, Takprzdenin
siyas grlerini siyset-i eriyye kategorisine sdrmaya altm eklinde bir
eletiri isabetli deildir. Benim kitapta yapmaya altm ey Takprzdenin
siyas grlerini siyset-i eriyye kategorisine sdrmak deildir; onun sadece
siyset-i eriyyeyi alkadar eden grlerini dikkate almaktan ibarettir.
kinci maddedeki eletiri de aslnda ilkiyle irtibatldr. Arc, benim aralarnda
el-Melimin de bulunduu Takprzde teliftn dikkate almadm iddia ediyor.
almamn iddia ve kapsam, Takprzdenin siyasetle ilgili btn eser ve gr-
lerini dikkate almam gerektirmedii iin bu eletiri de isabetli deildir. Tekrarla-

234
Asm Cneyd Kksal, Takprzdede Akl, Siyaset ve Tarih

mak gerekirse, Fkh ve Siyaset isimli kitabm, siyset-i eriyye alann inceleme ko-
nusu yapmaktadr. Arcnn hususen zikrettii el-Melim ise klasik tarzda yazlm
bir kelm eseridir. Bu tarz eserler siyaset bahsine mamet bal altnda belirli
problemler ekseninde yaklarlar. Esasnda bir kelm meselesi olmayan imamet/
hilfet bahsi, bilhassa ann bu bahsi itikad bir saha olarak grmesi sebebiyle
Snn kelam kitaplarnda yer bulmutur. Ehl-i snnetin hilafet anlayn ortaya
koymay hedefleyen ve daha ziyade aya kar polemik deeri tayan meselelerin
ele alnd bu balk altnda siyasetin akl ve/veya eriat ekseninde retilmesine,
kamu hukukunun kaynann ne olmas gerektiine, dolaysyla benim almamn
odakland fkh ile siyaset ilikisine dair bir bahis yer almamaktadr. Nitekim Ta-
kprzde de yukarda belirttiim meselelere bu eserinde yer vermemi, kelam ki-
taplarndaki ilgili muhtevay muhtasarca tekrarlam, hilfet meselesinde, mesela
Lutfi Paa gibi, farkl grler dile getirmemitir. Dolaysyla almamda bu eserin
dikkate alnmamas gayet tabiidir.1 Esasnda bu durumu Arcnn kendisi de, Ta-
kprzdenin siyaset grlerini incelemeye balarken zmnen ifade etmektedir:
...onun erhul-Ahlkil-Adudiyye, Mifthus-sade ve Risle f beyni esrril-hilfe-
til-insniyye ves-saltanatil-maneviyyedeki baz mlhazalarnn klasik literatr-
de es-siyset-eriyye ya da el-ahkms-sultniyye olarak bilinen fkh, yani
hukuk zemininde ortaya konduu grlr. (Arc, 2016, s. 91)2 Yine, Bakann
ynetimi ve siyasete dair hkmler balna dahil olan grleri ayn esere
dayal olarak ilediini belirtmektedir (Arc, 2016, s. 127). Benim yaptm da Ta-
kprzdenin siyset-i eriyyeye taalluk eden grlerini, Arcnn zikrettii
eseri dikkate alarak incelemekten baka bir ey deildir.
Bununla birlikte, bu eser iinde Takprzdenin fkh-siyaset ilikisine dair
grlerini dorudan ifade eden eseri Mifthus-sadedir. Dier iki eserde sultan
ile ynetilenler arasndaki mnasebetlere dair meseleler ve mellifin baz nemli
eletirileri bulunmakla birlikte, Fkh ve Siyasetin zellikle odakland fkh-siya-
set ilikisine dair temel yaklam, onun bu eserinde yer almaktadr. Bu sebeple
Takprzdenin Mifthus-sadede sylediklerine odaklanmak suretiyle nc
maddeye cevap verebilmeyi umuyorum.

1 Takprzdenin bu eseri henz baslmam olmakla birlikte u almada tahkik edilmitir: Ahmet
Sruri, Takprzdenin el-Melimi ve Kelm Grleri, yaymlanmam doktora tezi, stanbul, 2011.
Takprzdenin bu eserinde mamet bahsi 409-423. sayfalar arasnda yer alr.
2 Arcnn sylediini ben daha nce yle ifade etmitim: Takprzade Ahmed Efendinin siyset-i
eriyye ile alkal gr ve yaklamlar eitli eserleri ierisine dalm vaziyette, bilhassa Mifthus-
Sade isimli eserinin siyasetle ilgili ilimleri de ieren amel hikmet bal altnda, erhul-Ahlkil-
Adudiyyede ve Risle f Beyni Esrril-Hilfetil-nsniyye ves-Saltanatil-Maneviyye isimli risalesinde
yer almaktadr. (Fkh ve Siyaset, s. 270)

235
nsan & Toplum

Takprzde bu eserinde amel hikmete (pratik felsefe) dair at balkta n-


celikle insanolunun sosyal bir varlk olmas hasebiyle insanlarn toplumlar halin-
de yaamalar gerektiini syler. Toplumsal yaam ise bir nizam gerektirir. lh
hikmet bu sebeple insan toplumunun istisnasz her kesimi ve ferdi iin balayc
olacak, belirli kii ve gruplara zg olmayacak, kimseyi dairesinden harite brak-
mayacak, karlkl adalet ilkesine bal bir siyaset erevesinde yasa ve emirler
vaz etmeyi gerekli grmtr. nsanlarn, sz edilen bu kanunlar kendi cins-
lerine mensup bir baka insandan renmeleri de ayn ilh hikmetin gereidir.
(Kksal, 2016, s. 272). Yaratc byle bir yasay insanlar arasndan setii elileri
vastasyla bildirir. Bizim zamanmzda uyulmas gereken yasay getiren zat ise
Hz. Peygamberdir.
Takprzdenin yukarda zetlediim ifadelerinden sonra fkh ile siyaset ara-
sndaki ilikiye dair sylediklerini dorudan kendi szleriyle aktarmay, Arcnn
eletirisine cevap balamnda nemli bulduum iin uzun bir alnt yapacam. Ta-
kprzde yle demektedir:

Bilmi ol ki: Allah Telnn snneti u ekilde iler: Ne zaman ki lemi bunun gibi nur-
lardan, ilim ve esrar madenlerinden [Yce Yaratcdan ilh yasay alp insanlara bildiren
peygamberlerden] hl eylese, lemi yine de amasz ve babo ekilde brakmaz. Bilakis
Yaratc, beerin akllarn yle kurgulamtr ki, insanlar kendi trleri ierisinde devaml
bir nizam bulunmasn temin edebilecek kadar yollarn bulmaya muktedir olabilirler.
Yine Yce Allah insanlar dnyev maslahatlarnn ounluunun ve uhrev maslahatla-
rnn da bir ksmnn keml bulmasn salayacak yola irad eylemitir. mdi, peygamber-
lerin Allah Teldan alp getirdikleri [hkmler] hakk adalettir. Akll ve hikmet sahibi
insanlarn gzel grdkleri [fikir, tedbir ve hkmler] ise adalet benzeridir. Bu tarz h-
kmlere stlahta siyaset denir () . Byklerin kendisine riayet
ederek ihtiyarlad, kklerin kendilerini ierisinde bulup yetikinlie erdikleri siyaset
budur. Mmin veya kfir olsun herhangi bir hkmdarn ibanda kalmas veya yne-
tilen bir topluluun istikamet zere bulunmas, kim bir adalet bulunmad veyahut
ilerini adalete benzeyen hkmlerle dzenlemedikleri takdirde ok gtr.

u halde siyaset, hiretle ilgili maslahatlar temin etmeye yaramazsa da nizm- le-
min kendisiyle devamllk kazand unsurdur. Lkin siyasetle amel etmek, er-i erf
gelinceye kadardr [er-i erf geldikten sonra siyasetle amel etmek btl olup meru
deildir]. Allahn yardm geldikten sonra akln nehri btl oldu [eklinde mehur bir
vecize vardr]. eriata siyasetin de ilave edilmesi lazmdr diyenlere gelince, bu cahille-
rin ve avamn yanldr. Zira eriatn baka herhangi bir eye ihtiyac yoktur. Onlarn
bu szlerinin ierdii anlam udur: er-i erf siyaset sahasnda kfi miktarda hkm
getirmemitir. Biz de bu sebeple kendi grlerimizle bu boluu doldurmaya ihtiya
duyduk. [te byle syleyip byle dnenler] eran katledilmesi caiz olmayanlar
katleder, ilemesi helal olmayan eyleri iler, bu yaptklarna da siyaset derler. Bu, e-
riatla, onunla niz ve mcadele etmeye benzer bir muamele etme biimidir. Allah Tel

236
Asm Cneyd Kksal, Takprzdede Akl, Siyaset ve Tarih

bu trden insanlardan dnyada ve ahirette yz evirir. Allah onlar kahretsin ve rezil


eylesin! eriat nasl olur da siyasete ihtiya duyabilir ki; iki cihann ileri peygamberler-
le keml bulur, beeriyetin cmle ahvli ister ilm olsun ister amel, ister zevk olsun
ister kef ve uhd- hep peygamberler sayesinde salha erer. Bilhassa da beerin en
hayrlsnn sylediinden, Peygamberlerin Efendisinin iaret ettiinden daha kmil ve
daha faziletli [bir hkm veya dnce] olamaz. yle ki aklllarn akllar, hakmlerin
ve sekinlerin anlaylar bir araya gelip toplansa, onun [Hz. Peygamberin getirip tebli
ettii eylerin; er-i erfin] zerine bir zerrenin milyonda biri kadar bir para ilave
etmeye muktedir olamazlar. (Takprzade, 2002, I, 381-382; a.mlf., 1313, I, 433-435)

Grld zere Takprzdenin Mifthus-sadede ne syledii gayet aktr.


Mellif siyaset alannn olgusal olarak aklla tanzim edilemeyeceini sylemiyor,
bilakis dnyay akla dayal bir siyasetle tanzim etme kudretini Allahn akllara yer-
letirdiini ifade ediyor. Fakat bu tarz akl bir siyasetin eriatn yokluunda meru
olabileceini, ilh bir yasa geldii zaman bunun hkmsz/gayrimeru olduunu
da vurguluyor. Kamunun maslahatyla ilgili iler iin (buna kamu hukuku da diye-
biliriz) eriatn yeterli olmadn, bu gibi ahkm konusunda akl siyasete bavur-
mak gerektiini syleyenleri ise ar ekilde eletiriyor; byle dnenlerin eriata
eksiklik nispet ettiklerini ileri sryor. Takprzde, savunduu bu grlerinde
kesinlikle yalnz deildir. Kendisi bu hususta Osmanllardan asrlar nce balayan
bir tartmann iki tarafndan birini temsil etmektedir. Bu tartmann ait oldu-
u balam kendi almamda genie ele aldm. eriat-siyaset ilikisi konusunda
Takprzdenin yaklam, benim baka bir yerde pozitif erlik eklinde isim-
lendirdiim bir yaklam olup, siyas alann eriata uygunluunu eriatn ifade et-
tiine uygun olmakta bulur. Osmanl ncesinde bnl-Cevz ve tb, Osmanllar
dneminde ehzade Korkud, Knalzade Ali elebi ve Birgiv Mehmed Efendi te-
mel olarak bu yaklam paylamaktadrlar. Takprzde, akla dayal bir siyasete
ancak geerli ve ilh bir yasann bulunmamas durumunda cevaz verdiine gre,
onun yaklamn eriatn yeterlilii temelinde akl siyasetin kategorik olarak red-
di eklinde nitelendirmekte herhangi bir problem olmasa gerektir. Bu nitelemeyi
problemli gren Arcnn bu noktay aklamas, benim Mifths-sade zerinden
Takprzdeye dair eksik ve hatal bir okuma yaptm iddia ettiine gre, bu
eksik ve hatal okumay nasl yaptm gstermesi, yapt eletiriyi temellendir-
mesi beklenirdi. Tercmesini sunduum pasaj yanl yorumladm metin analizi
yaparak ortaya koymu olsayd, yahut da mesela Mifthus-sadede sylediklerinin
u veya bu sebeple konjonktrel veya vazgemi olduu grler, dier eserlerinde
(mesela erhul-Ahlkil-Adudiyyede) ifadesini bulan siyaset grlerinin ise asl ve
niha grleri olduunu ileri srse ve bunu da delillendirebilseydi, byle bir te-
mellendirmeyi yapm saylabilirdi. Veyahut yanl ve hatal okuma yaptm ileri
srmek yerine Takprzdenin Mifthus-sade ve dier iki eserinde dile getirdii

237
nsan & Toplum

siyas eletirilerini tarih balamna yeterince oturtamadm, tarihilerin kav-


ramsal emalarn kullanarak analiz yapmadm, onun niin byle eyler syledi-
i zerinde yeterince durmadm ileri srseydi, ksmen hakl saylabilirdi. Geri
byle bir eletiride bulunmas, Takprzdenin ahlk ve siyaset anlayna tahsis
ettii mstakil almasnda kendisi de byle bir tarihsel balama oturtma abasn-
da bulunmad iin, ok da yerinde olmazd.
Arcnn ahsma sz konusu eletiriyi ynelttii yerde erhul-Ahlkil-Adu-
diyyedeki bir pasaja yapt atftan anladm kadaryla, kendisi Takprzdenin
konuyla ilgili grnde temel alnmas gereken pasajn Mifthus-sadedeki deil,
erhul-Ahlkil-Adudiyyedeki pasaj olduunu dnyor. Takprzde ilgili yerde
yle demektedir:

Mellif [c] adaletin uygulanmasyla ilgili art zikrettikten sonra bunlar mmkn
klacak eyleri aklad ve dedi ki: Bunlar, yani zikredilen bu artn uygulanmas
eriata ve eriata uygun felsef ilkelere ( ) bal kalmakla mmkn
olur. Beden nasl mizacyla, miza nefisle, nefis de aklla ayakta duruyorsa, ayn ekilde
lkeler de hkmdar ile, hkmdar siyasetle ve siyaset de bilgelikle [hikmet] ayakta ka-
lr. Eer bilgelik ihmal edilirse eriat zayflar, otoritenin azameti kaybolur, onur ayaklar
altna alnr ve nimet zil olur. (Takprzde, 2014, s. 244).

Arc kitabnda bu iki pasaj arasnda bir eliki olup olmadna deinmiyor;
dolaysyla da bir uzlatrma abasna girmiyor. Fakat el-kavnnl-hikemiyye
ibaresine vurgu yapyor. Farkl trlerde eser yazan klasik bir mellifin bir konudaki
grlerini sistematik olarak ortaya koymak kolay bir i deildir, nitekim Arc da
buna kitabnn eitli yerlerinde iaret ediyor. Mesela Takprzdenin ahlk d-
ncesinin de, siyaset dncesinin de eklektik karakterli olduunu (Arc, 2016, s.
91), hkmdarn zengin olup olmamas hakknda iki farkl eserinde birbiriyle telif
edilmesi zor olan iki gre sahip olduunu (Arc, 2016, s. 126), siyasetin fark-
l sahalarnda sylenmi fikirleri belli metinlerde bir araya getirdiini, bu fikirleri
zaman zaman bir derleme hviyetinde aktardn ve ou zaman bunlar arasn-
da bir kaynak ilikisi kurmadn (Arc, 2016, s. 146) ileri sryor. Takprzde
gibi melliflerin, farkl trlere ait eserlerinin her birini, ait olduklar literatrdeki
yerleik teamllere, yazm biimlerine ve gerekliliklere uygun olarak kaleme aldk-
larn, bu durumun da zaman zaman bir eliki veya uyumsuzluk grnts arz
edebildiini kabul etmek gerekir. Byle durumlarda aratrmacdan beklenen, bu
farkl trden eserlerde serd edilen dncelerin hangilerinin esas alnmas gereken
dnceler, hangilerinin belirli bir yazm stiline uymak adna verilmi tavizler
olduunu tespit etmesi, yahut belirli metodolojik ilkelerden hareketle bir yorum

238
Asm Cneyd Kksal, Takprzdede Akl, Siyaset ve Tarih

faaliyetinde bulunmas, dncelerinin deiip deimediini belirlemesidir. Arc


byle bir abaya girmemekle birlikte, Mifthus-sadedeki pasaj zetledii yerde
(Arc, 2016, s. 95) Takprzdenin vurgusunu zayflatmaktadr. Onun, eriata
siyasi hkmlerin ilave edilemeyecei, siyasi alanda eriata eksiklik nispet edile-
meyecei anlamndaki szlerini, eriat ad da verilebilecek olan bu yasalar siyase-
tin genel ilkelerini belirler, yoksa siyasetin eriat belirlemesi ya da eriatn insan
tarafndan yaplan yasalara ihtiya duymas sz konusu bile olamaz eklinde ak-
tarmaktadr. Grld zere Takprzdenin zerinde durduu ey siyasetin
eriat belirlemesi ya da eriatn (bir btn olarak) insan tarafndan yaplan yasala-
ra ihtiya duymasnn sz konusu olmad deildir; byle ifade edildiinde cmle
zaten msellem gibi durmaktadr. Onun altn izdii husus siyasetin eriat kamu
alannda tamamlad iddiasnn yanl olduudur ki byle ifade edildiinde bu
hkm hi de msellem olmayp tartmann odanda yer almaktadr. Arc ayrca
mellifin siyasetle amel etmek, er-i erf gelinceye kadardr cmlesinin ieriine
bu zette yer vermedii gibi, er-i erf siyaset sahasnda kfi miktarda hkm ge-
tirmemitir. Biz de bu sebeple kendi grlerimizle bu boluu doldurmaya ihtiya
duyduk diyenlere ynelik sert eletirilerini de aktarmaz.
Mamafih bendeniz Takprzdenin bu iki ifadesi arasnda bir eliki olduunu
da dnmyorum. Mellif, erhul-Ahlkil-Adudiyyede siyaseti ekip evirenlerin
insanlk tecrbesini ihmal etmemeleri, adaleti salarken tecrb aklla ie yararl
ortaya konmu ve eriata da aykr olmayan ilkelere riayet etmeleri gerektiini sy-
lyor. Hikmet ihmal edilirse eriat zayflar diyen mellife katlmamak mmkn
deildir. Takprzdenin bir btn olarak akla, kabul grm felsef ilkelere, genel
olarak felsefeye kar olduunu sylemek, eserlerini bir btn olarak deerlendir-
diimizde mmkn deildir. O halde Mifthus-sadedeki ifadelerini burada nasl
deerlendirmeliyiz? Mellif orada, kamu hukukunun siyaset de denilen rf ve
geleneksel kurallarla doldurulmasna kar kyor. Kamu hukukunun tanzimi iin
er ilke ve kurallarn yeterli olduunu dnyor. eriatn zel hukuk sahasn-
da yeterli olmakla birlikte kamu alannda yetersiz olduunu, akla dayal kurallarla
tamamlanmas gerektiini syleyenleri eletiriyor. Verdii rneklere baktmzda,
siyaset adna ldrlmesi caiz olmayanlarn ldrlmesinden ve helal olmayan fi-
illerin ilenmesinden bahsediyor. Bunlarn ehzade Korkud ve Knalzde gibi m-
elliflerce de eletiri konusu edilen siyaseten katl, msadere, kul-cariye sistemi gibi
hususlar olduu sylenebilir.

239
nsan & Toplum

Nomos ile Canon


Bu iki farkl ifadenin birlikte mlahaza edilmesinde Greke bir kavram ifti nomos
ve canon- iimize yarayabilir diye dnyorum. Nomos yasadr (bir klasik devir
limi iin eriattr), canon ise belirli bir sonuca ulamak iin takip edilmesi gere-
ken yol ve yordam, metot, hatt- hareket, dstrul-amel (Rza Tevfik, 1338, II, 6),
belirli bir iin yerine getirilmesiyle ilgili kabul grm pratik kaidelerdir. Uyulmas
gereken genel geer normlar ile doa yasalar nomostur (ng. law ve Fr. loi), pro-
tokol kaideleri gibi pratik kaideler veya belirli bir yasann (mesela fertler ile snflar
arasnda adalete riayet etme gereklilii yasas gibi) uygulama tarzlar ise canon-
dur.3 Takprzdenin akla nomos alannda deil de canon alannda yer verdii-
ni sylemek mmkndr. erhul-Ahlkil-Adudiyyeden alntladm metinde m-
ellifin knun kelimesinin oulunu kullandna dikkat edilmelidir. Rza Tevfikin
dikkat ektii zere klasik Osmanl mellifleri knun ve nmus kelimelerini
kullanrken aralarndaki ayrma hassasiyet gstermilerdir.4 u halde Takprzde

3 Rza Tevfik, kkeni canona dayanan knun kelimesini Osmanllarn bir sredir yasa anlamnda
kullanmalarnn karkla sebep olduunu syler: Biz Osmanllarca bir mddetten beri kanunu loi
mudili olarak kullanp duruyoruz; kelimenin mrun ileyhi ister kavnn-i tabiyye (lois naturelles)
olsun, isterse kavnn-i mevza (lois positives) olsun! Halbuki Yunan- kadm lisannda loi kelimesine
mudil olarak nmus = [nomos] tabiri vard, ve kanun ile bunu bir tutmazlard. Hatta
bizim eski kitaplarmzda da heman daima nmus ki nomosdan muharreftir- knun yerinde rad
edilegelmitir. Btn Arap mellifn-i slifesi ve mteahhirni bile bu farka riayet etmilerdir. Ktib
elebi ve Knalzde ve daha baz emsli gibi mtefekkirn-i Osmniyenin srnda nevms-i ilhiyye
= lois divines ve nevms-i tabiyye = lois naturelles terkbleri ok geer. Nitekim cennetmekn
Ftih Sultan Mehmedin medreseler hakknda knun zre ul oluna! diye emretmi olmas eslf-
muharrirnimizin bu farka tamamyla riayetkr davrandklarn sarahaten gsterir; nki burada
knun kide demektir, ve kideden de padiahn maksad programdr, bugnki mnasyla knun
deildir. (Rza Tevfik, 1338, II, 4). Ayrca bkz. Peters (2004, s. 242-245).
4 Baki Tezcan da 16. yzyl ortalarnda knun kelimesinin anlam haritasnn modern Trkedekinden
farkl olduuna dikkat eker. Bu yzylda knun mutat uygulama, rf kaynakl yntem ve uygulamalar
anlamna geliyordu. Daha formel baz kullanmlarnda da msaade edilen, hukuka uygun anlamlarn
tayordu. Bu anlam haritas, bir kanunun hukuk dayanann rf olduunu gstermektedir ki
kanunnameler iin de bu durum geerlidir. (Tezcan, 2010, s. 49) Yani kanunnameler esas itibariyle
geleneksel uygulamalar ieren, rf ve treye dayal kurallar, protokol kidelerini bir araya getirmeleri
bakmndan knunun etimolojik anlamna sdk kalmlardr.
17. yzyln mehur dilci ve arkiyats Meninski (. 1698) Thesaurus adl muhalled lgatnda, knun
karlnda ilk olarak alg aleti olan kanun (psalterium, sambuca, decachordum), daha sonra Trke
olarak asl, det, rsmet, yin, hccet karlklarn ve bunlara tekabl eden Latince kelimeleri
sralar (canon, regula, mos, constitutio). Yasa anlamndaki lex karl bunlardan sonra gelir (Meninski,
2000 (1680), II, 3601). Szln Latince-Trke muhtasar saylabilecek Onomasticum/Index
Verborum cildindeki canon maddesinde kelimeye srasyla u karlklar verilmektedir: knun, kide,
zbta, tre, yin, dstrul-amel, brnme, resm, det, edeb erkn (Meninski, 2000 (1680), V, 143).
Ayn eserin nmus maddesine (Meninski, 2000 (1680), III, 5117) baktmzda ise, bu kelimenin
semantik deiiminin knundan ok daha nce gerekletiini, 17. yzylda nmusun byk lde
bugnk anlamyla kullanld tespitini yapabiliriz (eref, rz, vakar, gayret, d san...) Bunun byle
olmasnda, muhtemelen yasa anlamnda yaygn biimde erat kelimesinin kullanlmas, knunun
ihtiva ettii anlamlar karlayacak bir alternatifin ise bulunmamas etkili olmaldr. Lugatn Latince

240
Asm Cneyd Kksal, Takprzdede Akl, Siyaset ve Tarih

ayn kategoriye ait olmayan iki eyden bahsetmektedir. Nitekim ayn yerde adale-
tin yerine getirilmesiyle ilgili artn uygulanmasnda eriata ve eriatla uyumlu
felsef ilkelere ballktan sz ediyor ki metnin biraz ncesinde dile getirdii- bu
art unlardr: (1) Drt toplumsal snf arasndaki dengeyi gzetmek, (2) tebaann
istidatlarna uygun mertebelerde bulunmalarn salamak ve (3) insanlar arasnda
rzk, onur gibi eylerin datmnda dengeyi gzetmek (Aristotelesin datc ada-
leti). Takprzdenin adaleti salamay hedefleyen bu artlarn tatbik ediliinde
kabul grm akl ilkelere, pratik bilgelie riayet etmeyi tavsiye etmesi ile kamu
hukukunun akla dayal kurallarla tanzim edilmesini eletirmesini uzlatrmada bir
zorluk olduunu dnmyorum. Takprzde siyasetin tatbikinde akln nemini
vurguluyor olsa da akla siyaset alannda norm koyucu bir ilev vermemesi sebebiyle
ki benim almamdaki tartmann esas ekseni budur- onun siyaset dncesini
eriatn yeterlilii temelinde akl siyasetin kategorik olarak reddi eklinde nitele-
mek yerindedir.

Hukukun stnlne Kar Arasal Akl


Arc, Takprzdenin siyaset-kamu alannda akla da yer verdiini ortaya koymay
nemli buluyor. phesiz biz modern insanlar iin akla vurgu yapmann zel bir
nemi vardr. Belli bir alanda akla kapy kapatmak zihnimizde hemen birtakm
olumsuz kavramlar artrr. Fakat siyasetin er-i erf dnda meru bir kayna-
nn olmad dncesi, bir 16. yzyl lim-dnr ile 21. yzylda yaayanlar
iin ayn eyi ifade etmemektedir. Takprzdenin siyas sahann eriata gre tan-
zim edilmesini savunmas ile gnmz bireylerinin temel insan haklar, hukukun

ksmnda nomos maddesinin bulunmamasn da nmus kelimesinin asl anlamnn Osmanl


muhitinde 17. yzylda unutulmaya yz tuttuu eklinde yorumlayabiliriz (Ayrca bk. Tulum, 2011,
s. 1091, 1357-8).
Nms, bilhassa Osmanl ncesinde eriat anlamnda kullanlm, kelimenin oulu olan nevms
baz ilimler tasnifi kitaplarnda er ilimleri nitelemek iin kullanlmtr (msl. Beyzv, 1996, s. 96 vd.;
bnl-Ekfn, 1998, s. 53). Osmanl dnemi ilimler tasnifi kitaplarnda ise bu terimin yerine er
ilim ifadesi kullanlmtr. Nms kelimesini, felsef ahlk literatrne katk yapan melliflerden
bazlar, mesela Ams ile Knalzde, Aristotelesin Nikomakhosa Etikte nomos ile nomisma (para)
arasndaki etimolojik yaknl tartt balamla ilgili olarak kullanmlardr. 18. yzyl ortalarnda
kaleme alnan Kevkib-i Seba Risalesinde nms kelimesi yalnz bir defa ve slam ncesi iin,
ncilden nakledilen bir ibarede, Hz. sann dilinden Sizin nms ve kitabnz da yok mudur eklinde
gemektedir (Karaarslan, 2015, s. 136). Rza Tevfik, Arap yazarlarnn hl nmus kelimesini loi yerine
kullandklarn, Osmanllarn ise bir hayli zamandan beri kelimeyi prensip manasnda telakki edip daha
sonralar da onur, haysiyet (honneur) ile bir tuttuklarn syler: Osmanlcada namuslu adam demek,
bir prensibe riayet eden ve ondan amayan aff adam demektir. (Rza Tevfik, 1338, II, 6).
Bedl-vahy hadisinde geen nmus kelimesinin Yahudilerin yasalarn ihtiva eden Tevrat/Tora
anlamna geldii hakknda bk. Aydn, 2003. Meninski Nms- brn tabirinin Yahudi Yasas
anlamnda kullanldna iaret eder (Meninski, 2000 (1680), III, 5117).

241
nsan & Toplum

stnl, demokrasi gibi kavramlar nemsemelerinin saikleri arasnda fevkalade


byk bir yaknlk vardr. Siyasetin akla gre tanzim edilmesi demek, ou zaman,
hukukun (bir 16. yzyl limi iin bu eriat demektir) izdii snrlarn dna -
klp gcn dizginsiz bir biimde kullanlmas, hev ve hevese gre kararlar aln-
mas, yksek amalar dikkate alan nesnel akln deil, hesaplayc, arasal, znel
akln5 esas alnmas anlamna gelmektedir. Bu sylediklerimi Karf, bn Kayyim
veya Dede Cng gibi, siyasetin meruiyetini eriata aykr olmamakta bulan ule-
mann grlerini eletirmek veya bu iki temel yaklamdan birini dieri aleyhine
itibarszlatrmak iin deil, her iki grn de kendi balamnda nemli ve deerli
olduunu vurgulamak iin sylediimi ifade etmek isterim.

Takprzdede Ahlk ve Siyasetin Tarihsel Balamna Dair Birka Not


Buraya kadar Arcnn eletirilerine cevap verebildiimi dnyorum. Bundan
sonrasnda ise, Arcnn eletirilerini vesile klarak, Takprzdenin siyas g-
rlerinin tarih balam analizine dair birka noktaya deinmeye alacak, bunu
yaparken Takprzde ile Knalzdeyi birlikte dikkate alacam. Fkh ve Siyaset
kitabmda zellikle bu iki limin siyas eletirilerini tarih balam ierisinde deer-
lendirmeyi arzu etmekle beraber, almamn birok mellifi incelemeyi gerektiren
kapsam bata olmak zere birtakm sebeplerin bu arzumu ancak ksmen gerek-
letirmeme imkn verdiini belirtmeliyim. Bu vesileyle konuya dair sz konusu ki-
tapta deinemediim birka noktaya dikkat ekmek istiyorum.
16. yzyln byk ksm gl ve karizmatik hkmdarlarn idaresi altnda
gemitir. Takprzde Ahmed Efendi 1561 ylnda, yani Kanuni Sultan Sley-
mann hkmdarlnn son senelerinde vefat etti. lk defa mderris olduunda
da (1525) ayn padiah tahtta oturuyordu. u halde kendisinin siyasetle ilgili ele-
tirilerinde nih muhatab Sultan Sleymandr. Mifthus-sadenin hkmdarlk
dab ilmine dair bal altnda ve ayrca Risle f beyni esrril-hilfetil-insniyye
ves-saltanatil-maneviyye isimli risalesinde sultann vazifeleri meyannda zikrettii
hususlar, Kanuni devri uygulamalaryla mukayeseli ekilde daha ayrntl bir analiz
yaplmay beklemektedir.6 Bu byk ve etkili hkmdarn devrinde birok kanun-
lar karlm, (Snjeana Buzovun doktora tezinin vurgulad) hukukun stnl-
ne dayal bir idare tesis edilmeye allm olmakla birlikte, kabaca III. Murad
ile II. Mahmudun tahta klar arasndaki yaklak iki buuk asr boyunca devam
edecek olan denge-kontrol sistemine dayal ve ulemnn etkin olduu idr sistem

5 znel-nesnel akl ayrm iin bkz. Horkheimer (2002).


6 Takprzdenin bu iki eserinde zikrettii hususlar iin bkz. Kksal (2016, s. 274-279).

242
Asm Cneyd Kksal, Takprzdede Akl, Siyaset ve Tarih

henz oturmamt. Gl padiah ayn zamanda hukukun snrlarn zorlayabilen


padiah demektir. 16. yzylda hukuk (fkh) ile siyaset ilikisi konusunda tart-
malarn oalmasnn sebeplerinden biri de bu asrda siyasetin zaman zaman hu-
kuku zorlamasdr. Ulemann ynetimde bir denge unsuru olarak etkin bir ekilde
kendini kabul ettirmesi ve karizmatik padiahlar devrinin sona ermesiyle birlikte
konuyla ilgili tartmalarn azald grlr.
Devrin siys anlay ve uygulamalarn er adan eletiren Takprzde ve
Knalzdenin birer ulem biyografisi (e-akikun-Numniyye ile Tabaktl-Ha-
nefiyye) telif etmi olmalar anlamldr. Takprzdenin akiki sufi eyhlerinin
biyografilerini de hv olmakla beraber, arlkl olarak Osmanl devri limlerine
odaklanmaktadr ve klasik devir Osmanlsnda lim demek her eyden nce fakh
demektir. Bu iki sekin muhalifin birer ulem biyografisi telif etmeleri, kanaatim-
ce dier amalarnn7 yan sra, Osmanl toplumsal hayatnn temelinde siyasetin
ve temsilcilerinin deil, er-i erfin ve bunun temsilcisi olan ulemann bulun-
duuna vurgu yapmak amacn tamaktadr. Ali Anooshahr da bir makalesinde,
Takprzdenin akik adl eseriyle ulemay merkeze almak suretiyle alternatif
bir Osmanl tarihi kaleme aldn ileri srer. Yazara gre Takprzde devletin
Fatihten Kanunye kadar ykselen ve 16. yzyl ortalarnda ahikasna ulaan
mutlakiyetiliine (absolutism8) meydan okumu, saray ile fukaha arasndaki m-
nasebetleri olmas gerektii gibi tanmlamaya teebbs etmitir. Bunu yaparken
Osmanllarn ykseliini sultanlar merkeze alarak anlatan Tevrih-i l-i Osman
yazm trn dntrerek, her bir tabakann merkezine bir padiah yerletir-
mekle birlikte, hanedana ve sultanlarn eylemlerine odaklanmak yerine ulemaya
ve onlarn eylemlerine odaklanmtr. Bylelikle ona gre Takprzde bir yandan
15. yzyln ikinci yarsna ait baz (Akpaazade, Oru ve anonim) kroniklerde yer
alan ve gazi/dervi muhitine mensup baz kiilerce dile getirilen fukaha eletirisine,
dier yandan da sarayn tehlikeli hale gelen mdahaleciliine cevap vermek iste-
mitir. Sz geen kronik yazarlarna gre stanbulun fethinden sonra imparator-
luun yanl istikamete (merkezleme politikalar ve bunun gazi/dervi muhitini
marjinalize etmesi) ynelmesinin temel sebebi, Takprzdenin de dahil olduu
ulema snfdr. Devletin kkenindeki gaza ve tasavvufun oluturduu ahenkli du-

7 Guy Burak, 16. yzyln ikinci yarsndan itibaren telif edilmeye balanan Hanef tabakat kitaplarnn,
devrin ulemasn mezhebin kurucu ismine kadar giden bir silsileye raptetme ve mezhebe ait belirli
hukuk argman ve metinlerin mevsuk eceresini yeniden kurmak amacn tadna; akik tarz
Osmanl ulemasna tahsis edilen eserlerin ise devrin yksek ulemasnn kurumsal snrlarn izmelerine
ve tahsil usullerini ortaya koymalarna vesile olduuna dikkat eker (Burak, 2015, s. 12, 66 vd.).
8 Modern devlete giden yolda nemli bir aama olan mutlakiyetiliin Avrupadaki serveni hakknda
bkz. Peter H. Wilson, Absolutism in Central Europe, Routledge: USA&Canada, 2003.

243
nsan & Toplum

rum, dardan, bilhassa randan gelen fakihlerce, onlarn devlet idaresinde ihdas
ettirdikleri yeni uygulamalar yznden bozulmutur. (Anooshahr, 2010, s. 43-62
(zellikle s. 44, 48-49); Burak, 2015, s. 97).
Takprzdenin mutlakiyetilik kart duruu, Mifthus-sadede daha da be-
lirginleir. Onun bu eserde ifadesini bulan siyaset anlaynn tarih balamn bi-
raz olsun aydnlatmay denerken Baki Tezcann The Second Ottoman Empire (2010)
isimli eserinde ortaya koyduu kavramsal emay kullanacam. Tezcan bu eserinde
16. yzyln ikinci yarsnda, bilhassa III. Muradn tahta geiinin ve Sokollu Meh-
med Paann vefatnn akabinde (1580den itibaren) devletin yapsnn nemli l-
de deitiini ileri sryor. Bu deiim o kadar byktr ki, bunu deta farkl bir
siys birim olarak tasavvur etmek ve kinci Osmanl mparatorluu olarak nite-
lendirmek gerekir. Osmanl Devleti III. Murad ile II. Mahmud arasnda idar bakm-
dan erken modern devlet zellikleri gstermi, bu devirde yerleen idr yap, en
mkemmel biimi Sultan Sleyman dneminde tezahr eden patrimonyal impara-
torluun yerini alm, siyas g saraya mahsus kalmayp ulema, asker ve ynetici
snfa katlmak isteyen sermaye sahipleri arasnda dalm, eskisine nazaran daha
entegre ve btncl, hanedan zerinde de etkili bir hukuk sistemine, daha piyasa
odakl ve para ekonomisi merkezli bir iktisad yapya geilmitir. (Bu deiimlerin
bir blmne daha nce Rifaat Ali Abou-el-Haj Modern Devletin Doas (2000) isim-
li eserinde dikkat ekmi, nasihatname yazarlarnn eletirilerinin bu dnmden
duyulan rahatszln bir ifadesi olarak okunmas gerektiine vurgu yapmtr. Ab-
durrahman Atln yaknlarda neredilen kitab da Tezcann saydklarna benzer
gelimelerin onun belirttiinden daha nce, 15. yzyln ikinci yars ile 16. yzyl
boyunca mevcut olduunu ileri srmektedir. (Atl, 2017, s. 218)). Tezcana gre bu
dnemde devlet, yazl bir anayasas olmasa da snrl/mert bir hkmet biimi-
ni alm, proto-demokratizasyon srecine girmitir. Ulemann etkinliinin artmas
neticesinde daha nceleri byk lde rf hukukla dzenlenen (buna, yazl olsun
veya olmasn, knun da diyebiliriz) kamu hukuku sahasnda er hukukun etkin-
lii byk lde artm, mesela nceleri fetva almaya ihtiya duyulmayan ehzade
katlleri iin fetva almak zorunlu kabul edilir olmu, tahta kimin geeceinde de
ulemann sz gemeye balamtr. Tezcan, I. Ahmedden sonra tevars sistemi-
nin deiip ilk defa nceki padiahn kardeinin tahta geirilmesinde eyhlislam
Sadeddinzde Esad Efendinin rolne dikkat ekmektedir. Sz konusu deiimler
yzyln sonuna doru belirgin hale gelse de Sultan Sleyman dneminde nveleri
ortaya kmaya balamtr. Nitekim yazar, Sultan Sleymann, fakihlerin iledii
zel hukuk alanna baz mdahalelerde bulunmasna (mesela para vakflar) mu-
kabil, fakihlerin de daha nceleri kanun ile dzenlenen- kamu hukukunu tanzim
etmelerinin nn atna dikkat ekmektedir (Tezcan, 2010, s. 10, 43).

244
Asm Cneyd Kksal, Takprzdede Akl, Siyaset ve Tarih

Tezcan, 16. asrn ikinci yarsnda, ilk ikisi 20. yzylda bilimsel olarak daha
ok incelenmi olan nemli siyas sualin sorulduunu ifade etmektedir. lk soru
kamu hukuku ile sosyo-politik deiim arasndaki ilikiye dairdir: Hukuk liberal
olup, dardan yeni katlmlarla Osmanl siyas elitinin genilemesine onay vermek
suretiyle kendisini sosyal deiime uyarlamal mdr? Yahut da hukuk muhafazakr
ve sosyal deiime kapal olup, siyas ayrcalklar bunlara tevars yoluyla sahip
olanlarn ellerinde mi brakmaldr? kinci soru hukuk otoriteye ilikindir: Kamu
hukukunu oluturmada ilhi iradeyi yorumlayan fakih mi etkin ve yetkili olmaldr,
yoksa blgesel ve saltanatla ilgili rf ve gelenekleri toplayan imparatorluk kuru-
munun yneticisi mi? nc soru ise yledir: Herhangi bir idareci kendi arzu ve
iradesiyle hukuku deitirebilir mi, yoksa mevcut hukuka onu deitiremeyecei
bir tarzda baml mdr? Tezcan bu nc sorunun soru ierisinde akademik
olarak en az incelenen soru olmakla birlikte, siyas bakmdan en nemli soru oldu-
unu ileri srmektedir.
lk soruya verdikleri cevaba gre liberal ve muhafazakr olmak zere iki grup
ortaya kmaktadr. Muhafazakrlar kamu hukukunun siyas elit ierisine dardan
yeni insanlarn katlmna engel olacak ekilde kapal olmas gerektiini dnr-
ken, liberal yaklam bu katlmn salanmas iin eski kanunlarn sosyal deiime
uyacak ekilde deitirilmesi gerektiini savunmaktadr. Bu iki gruba mensup kii-
ler, ikinci soruya farkl biimlerde cevap verebilirler. Yani hem muhafazakrlar hem
de liberaller arasnda er hukukun kamu alannda etkin olmasn savunanlar da,
bu sahann knun ile doldurulmas gerektiini dnenler de bulunmaktadr. Yazar
Knalzdeyi muhafazakr ve er hukuk yanls kesime bir rnek olarak takdim et-
mektedir. nc soruya verdikleri cevaba gre de anayasac (constitutionalist)9
ve mutlakiyeti (absolutist) olmak zere iki siyas grup ortaya kmaktadr. Bu iki
grup da srasyla liberal ve muhafazakr kesimle rtmemektedir. Muhafazakr
veya liberal anayasaclar olduu gibi, mutlakiyetilerden bir ksm anayasac bir
ksm ise muhafazakr olabilmektedir. Ayn ekilde kamu hukukunun tanziminde
er hukuk yanllaryla rf hukuk/knun taraftarlar da mutlakiyeti-anayasac ay-
rmyla birebir rtmemekte, bu gruplarn hepsi birbirleriyle farkl kombinasyon-
lar oluturabilmektedir (Tezcan, 2010, s. 48-59).
Tezcann ortaya koyduu bu kavramsal ema, Osmanllarda siyset-i eriyye
alannda devletin baz uygulamalarn eletiren Takprzde, Knalzde, Birgiv
gibi limlerin tutumunu aklamakta bize yeni imknlar verebilir. Yazarn sorula-

9 Anayasac olmann modern anlamda bir anayasay benimsemekten ziyade, ynetimin belirli hukuk
ilkelerce snrlandrlmasna taraftar olmay ifade ettiine dikkat ekilmelidir.

245
nsan & Toplum

rndan bizim amzdan bilhassa son ikisi nemlidir. Bu iki soruya verdikleri ceva-
ba gre mezkur limlerin kamu hukukunda er-i erfin hkim olmasn isteyen
anayasaclar olduunu syleyebiliriz. Bu limler, yneticilerin knun alanna dahil
kabul ettikleri kamu hukukuna ait baz hususlarn, mesela kul sisteminin er hu-
kukla dzenlenmesi gerektiini savunmaktadrlar. Fakat Dede Cng gibi, hukuk
iinde siyasete daha geni bir yer amak isteyen bir limin konumunu belirlemek
biraz daha zordur. Onun da anayasac olduu, kamu hukukunu tanzimde onun da
er hukuku nceledii grlmektedir. Fakat er hukuku, genel geer kabul gr-
m hkm ve fetvalarn dnda kalan grleri de dikkate alarak knun ile uyum-
lu hale getirecek tarzda yorumlamaya alt, dier bir ifadeyle anayasacl, er
hukuk emsiyesi altnda, fakat muhalif ulemaya nazaran daha esnek ve sentezci bir
anlayla vaz etme teebbsnde bulunduu sylenebilir. Bu noktalar farkl cihet-
lerden aydnlatacak almalara ihtiyacmz olduu aikrdr.
Son olarak ulemann snfsal yapsyla ilgili bir noktaya da dikkat ekmek iste-
rim. Takprizdenin Kanun gibi gl bir sultana sert bir dille eletiri yapabil-
mesi, ulema snfnn kul kkenli olmayp hr ve otonom olmalaryla, medresede
yetien limlerin sahip olduklar ayrcalklar byk lde kendi aba ve liyakatle-
riyle elde etmeleriyle irtibatldr. Atln almas, Takprizdenin yaad ada
Anadolu ve Rumelide faaliyet gsteren ulemann kendi aralarndaki hiyerarik d-
zenin ve devlet ynetimiyle entegrasyonunun tamamlanm olduunu ortaya ko-
yar ve bu bakmdan bilhassa 16. yzyl ulemasn lim-brokrat diye isimlendirir.
(Atl, 2017, s. 5-8, 83 vd.)10 Fakat merkez ynetimle olan irtibatlarnn, vakflar
sayesinde finansal zgrlklerini belli lde salayan ulemann ifade zgrlkle-
rine halel getirmediini Takprizde, Knalzde ve Birgiv gibi limler ortaya koy-
maktadr. Takprizdenin bir dier ada olan Lutfi Paa ise farkl bir lim tipini
temsil etmektedir. ki sene veziriazamlk da yapan bu devirme/kul kkenli devlet
adam, kendisini medrese dndan yetitirip slm ilimlerde Arapa ve Trke ola-
rak birok eser vermitir. Yirmi yl sren mazuliyet hayatnda yazd eserlerde,
devrin birtakm uygulamalarna eitli eletirileri bulunmakla beraber, her frsatta
hanedana ve Sultan Sleymann ahsna balln ifade etmitir.
***

10 Atl 1453-1530 yllar arasn lim-brokrat hiyerarisinin oluum dnemi, 1530-1600 arasn ise
lim-brokrat hiyerarisinin btnleip muhkem hale geldii dnem olarak nitelendirir. Yazar bu son
devrede ulemann ynetim mekanizmasnn arzularna hizmet eden bir ara olmak bir tarafa, hukuku
oluturmak ve bu hukuku imparatorluk idaresinde tatbik etmekteki rolleri sayesinde bu mekanizmann
bir paras haline geldiklerini sylemektedir (Atl, 2017, s. 131-133).

246
Asm Cneyd Kksal, Takprzdede Akl, Siyaset ve Tarih

Sonu olarak sylemek istediim, Takprizde gibi bir limin ahlk ve siyaset
dncesini teorik bir ereve (bu bir felsefe sistemi, bir fkh doktrini veya bir ba-
ka teorik ereve olabilir) ierisinden aklamann yeterli olmayacadr. Devrinin
btn teorik bilgi alanlarna ilgi duyan ve bu alanlarda eserler de veren ok ynl
bir lim-dnr olarak Takprizde, tarihin belirli bir evresinde ve etrafnda olup
bitenlere karlk veren bir fail olarak yaam olduundan dolay, onun bilhassa
siyasetle ilgili grlerini lykyla kavrayabilmemiz iin tarihsel balam analizine
ve ilgili disiplinleri de iin iine katan bir aratrma yntemine ihtiyacmz vardr.
Eletirisi ile almamn baz noktalar zerinde tekrar dnme imkn verdii
iin, ayrca ifadelerinin ibaresiyle deilse bile iaretiyle Takprzadenin eriat-si-
yaset ilikisi hakkndaki grlerinin tarih balam eksikliini bana hatrlatt iin
Mustakim Arcya mteekkirim.

Kaynaka
Abou-el-Haj, R. (2000). Modern Devletin Doas. (O. zel ve C. ahin, ev.). stanbul: mge.
Anooshahr, A. (2010). Writing, Speech and History for an Ottoman Biographer. Journal of Near Eastern Studies, 69(1), 43-62.
Arc, M. (2016). nsan ve Toplum: Takprzdenin Ahlk ve Siyaset Dncesi. stanbul: Nobel.
Atl, A. (2017). Scholars and Sultans in the Early Modern Otoman Empire. Cambridge: Cambridge University.
Aydn, F. (2003). Nms/Nomos Cebril mi Tevrat m?. Dvan lm Aratrmalar, 15(2), 53-85.
Beyzv, N. (1996). F Mevztil-Ulm ve Terfiha. (Tasnful-Ulm beyne Nasreddin Ts ve Nsiruddin el-Beyzv iinde, 95-
108). Beyrut: Drn-Nehdatil-Arabiyye.
Burak, G. (2015). The Second Formation of Islamic Law. Cambridge: Cambridge University.
Buzov, S. (2005). The Lawgiver and His Lawmakers:The Role of Legal Discourse in the Change of Ottoman Imperial Culture, (ya-
ymlanmam doktora tezi). University of Chicago/Chicago-Illinois.
Horkheimer, M. (2002). Akl Tutulmas. (O. Koak, ev.) stanbul: Metis.
bnl-Ekfn. (1998). rdul-Ksd il Esnel-Maksd. Beyrut: Mektebet Lbnan.
Karaarslan, N.. (haz.) (2015). Kevkib-i Seba Risalesi. Ankara: TTK.
Kksal, A.C. (2016). Fkh ve Siyaset. stanbul: Klasik.
Meninski, F. (2000/(1680in tpkbasm)) Thesaurus linguarum orientalium Turcicae-Arabicae-Persicae. stanbul: Simurg.
Peters, F.A. (2004). Antik Yunan Felsefesi Terimleri Szl, stanbul: Paradigma.
Rza Tevfik (Blkba). (1338). Mufassal Kmus- Felsefe. stanbul: Matbaa-i mire.
Sruri, A. (2011). Takprzdenin el-Melimi ve Kelm Grleri. (yaymlanmam doktora tezi). Marmara niversitesi/
Sosyal Bilimler Enstits, stanbul.
Takprzade, Ahmed Efendi. (2002). Mifthus-Sade ve Misbahus-Siyade. Beyrut: DK.
Takprzade, Ahmed Efendi. (1313). Mevztl-Ulm (Kemaleddin Mehmed Efendi, ev.). stanbul: kdam Matbaas.
Takprzde, Ahmed Efendi. (2014). erhul-Ahlkil-Adudiyye: Ahlk- Adudiyye erhi (M. Arc, ev.). stanbul: Trkiye Yaz-
ma Eserler Kurumu.
Tezcan, B. (2010). The Second Ottoman Empire. New York: Cambridge University.
Tulum, M. (2011). 17. Yzyl Trkesi ve Sz Varl. Ankara: TDK.

247

You might also like