You are on page 1of 121

Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

Ve Sonra Hi Kalmad
Eric Frank Russell
Metis Yaynlar (2013)

Derecelendirme:
Etiketler: Bilim Kurgu, Roman

Sonra bin sekiz yz kalmt. Sonra bin alt yz. Ve sonra hi kalmad...

"O sralarda, yani bundan ila be yz yl nce daha iyi baka


diyarlar olabileceini dnen her aile, her grup, her inan sahibi ya
da her klik yldz yollarna dt. Tedirginler, hrsllar, halinden honut
olmayanlar, garip kiiler, topluma uyum salamayanlar, kpr kpr
kurtlu kaarlar ve sadece merakl turucular: dzinelerle, yzlerle,
binlerle grl grl gittiler."

2
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

Metis Yaynlar
pek Sokak No. 9, 80060 Beyolu, stanbul
Bilimkurgu: 1
Metis Edebiyat Dizisi: 84
...Ve Sonra Hi Kalmad
Eric Frank Russell
zgn ad: ...And Then There Were None, 1951
Bu evirinin btn yayn haklar Metis Yaynlar'na aittir,
1995
Birinci Basm: Haziran 1995
Yayn Ynetmeni: Blent Somay
Kapak ve Grafik Tasarm: Semih Skmen
Dizgi: Metis Yaynclk Ltd.
Bask: Yaylack Matbaas
Cilt: rnek Mcellithanesi
ISBN 9753420501

3
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

4
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

...Ve Sonra
Hi Kalmad
Eric Frank Russell
eviri: Belma Aksun

Dzenleme: Zamangezgini
Bayhun ntrk

5
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell



ERC FRANK RUSSELL

1905'te ngiltere'de dodu, 1978'de ld. 1930'larn


ortalarnda British Interplanetary Society'de (ngiliz
Gezegenleraras Cemiyeti) almaya balamasyla birlikte
bilimkurguya yneldi, ilk yks olan "The Saga of Pelican
West" 1937'de, bilimkurgunun "Altn a" nn nde gelen
dergisi Astounding Science Fiction'da yaynland. Tm
eserlerinde militarizmi ve brokrasiyi ince bir hicivle ele alan
Russell, ngiliz olmasna karn belirgin bir Amerikan slubu
ile yazmtr. Daha ziyade ykleriyle tannan Russell'n eitli
yk derlemelerinin yan sra Sentinels from Space (Uzayl
Bekiler, 1953) ve Wasp (Eekars, 1957) gibi olduka n
kazanm romanlar da vardr. Russel'n "Late Night Final"
(Son Bask) adl yks1992'de Metis Yaynlar'ndan kan
Asker Kaa adl yk derlemesinde yer almt.

6
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

BLM I

Sava gemisinin ap iki yz krk metre, boyu ise bir buuk


kilometreden biraz fazlayd. Byle bir ktle byk bir yer
tutar ve indii yerde byk bir ukur aar. Bu gemi de
tarlann birini batan baa, tekini de yarsna kadar
kaplamt. Arlyla alt metre derinliinde kalc bir iz
brakmt.
Gemide ayr snfa ayrlabilecek iki bin kii vard. Uzun
boylu, ince, krk gzl olanlar mrettebatt. Krpk sal,
gdl ift gerdan olanlar askerlerdi. Ve nihayet ifadesiz yzl,
dazlak ve miyop olanlarsa brokrat makulesiydi.
lk snftan olanlar bu dnyaya, bir gezegene bir sonrakini
ele geirmeden nce aceleyle gz atveren birinin profesyonel
ama mesafeli ilgisiyle bakyordu. Askerler youn bir
kmseme ve sknt karmyla bakyorlard. Brokratlar ise
souk bir otoriteyle gzlyorlard. Yani herkes akl
erdiince...
Bunlar yeni dnyalara alktlar. Dzinelercesiyle
baetmiler, bunu sradan bir i haline getirmilerdi.
Yapmalar gereken, ok allm, kolay alma tekniinin
tekrarndan baka bir ey deildi; ama bu defaki farklyd:
Balar beladayd ama bunun farknda deillerdi.
Gemiden klar sk bir biimde kdem srasna balyd.
nce mparatorluk Bykelisi geliyordu. kinci olarak, sava
gemisinin kaptan. nc, kara kuvvetleri kumandan,
drdnc, kdemli kamu grevlisi.

7
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

Sonra da tabii, ayn srayla daha kk rtbeliler geliyordu:


Ekselanslarnn zel sekreteri, geminin ikinci kaptan, kuvvet
komutan vekili, sondan bir nce de divite u takan.
Kdemler giderek klyor, bir baka rtbe, sonra bir
bakas geliyordu. Ta ki sadece Ekselanslarnn berberi,
ayakkab boyacs ve ua, alt A.U. (Adi Uzayl) tabakasna
mensup mrettebat, erler ve kadrolu olup kendilerine ait bir
masaya sahip olacaklar gnn hayalini kuran birka geici
mrekkep hokkas doldurucusu kalana kadar... Bu sonuncu
ansszlar grubu geminin temizlenmesi ve sigara imekten
kanlmas iin emirle gemide kalyorlard.
Bu dnya, yabanc, dman ve ok iyi silahlanm olsayd,
Kutsal Kitap'taki sonuncunun birinci ve birincinin sonuncu
olacana dair vaat rnek alnabilir ve k sras tersine
dndrlebilirdi. Resmen yeni olsa da bu gezegen gayri resmi
olarak yeni deildi ve elbette yabanc deildi. ki yz k yl
ncesinin tozlu dosyalarnda ve Defteri Kebirlerde gizli bir
rakam olarak kayd vard. Ve hasad gecikmi olgun "meyva"
olarak snflandrlmt. Baka yerlerde daha da olgunlarnn
mevcut oluu nedeniyle bunun hasadnda hayli ge
kalnmt.
Kaytlara baklrsa, bu gezegen Byk Patlama'nn hemen
ardndan oluan ok eitli dnyalarn en d kenarndayd.
Her okul ocuu Byk Patlama'y bilirdi. Atom enerjili
roketlerin yerini Blieder enerjili roketler aldnda, insan
kitlelerinin iddetle kendi sistemlerinden frlayarak uzaya
yaylmalarna verilen gsterili addan baka bir ey deildi bu
ve gerekten de evreni emirlerine amade klmt.
O sralarda, yani bundan il be yz yl nce daha iyi
baka diyarlar olabileceini dnen her aile, her grup, her

8
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

inan sahibi ya da her klik yldz yollarna dt. Tedirginler,


hrsllar, halinden honut olmayanlar, garip kiiler, topluma
uyum salayamayanlar, kpr kpr kurtlu kaarlar ve sadece
merakl turucular: dzinelerle, yzlerle, binlerle grl grl
gittiler.
yle byle iki yz bini szn ettiimiz bu dnyaya geldi.
En sonuncular yz yl nce geldi. Her zaman olduu gibi,
gelenlerin yzde doksann ilk gelenlerin arkadalar, yaknlar
ya da tandklar, Eddie amcann yahut iyi kalpli ihtiyar
Joe'nun cesur giriimini rnek alanlar oluturuyordu.
Eer o gnden bugne alt yedi misli oaldlarsa imdi
milyonlarca olsalar gerekti. Balangtaki esas glerinin ok
stnde bym olmallard. Ne var ki, bu sre iinde
ortaya byk kent namna bir ey kmam gibi
grnyordu. Pek ok orta byklkte ya da ufak kasaba,
ok sayda da ky vard.
Ekselanslar ayaklarnn altndaki imene beeniyle bakt. Bir
yaprak kopard. Eilirken de homurdand. yle bir vcut
yaps vard ki, onun iin bu aba atletik bir zaferle
edeerdeydi; karn acd.
"Dnyada yetien trden bir imen. Dikkat ettiniz mi
Kaptan? Bir rastlant m bu, yoksa gelirken tohumunu
yanlarnda m getirmiler?"
"Byk olaslkla rastlant," dedi Kaptan Grayder. "imdiye
kadar imenli drt dnyaya rastladm. Bakalarnn olmamas
iin de hibir neden yok. "
"Sanrm yok."
Ekselanslar gzlerini uzaklara evirdi, bakt. Gzlerinde
sahip olmann gururu vard.

9
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Orada topra sren biri var galiba. Tombul iki tekerlekli


kk bir makine kullanyor. Bu kadar geri kalm olamazlar.
Hmm!" ift gerdanl enesini svazlad. "Buraya getirin onu.
Bir konualm bakalm, nereden balayacamza karar
verelim."
"Bastne," dedi Kaptan Grayder ve askerlerin ba olan
Albay Shelton'a dnd, ilerideki adam iaret edip,
"Ekselanslar u iftiyle konumak istiyorlar," dedi.
Shelton Binba Hame'e "Ekselanslar derhal iftiyi
emrediyorlar," dedi.
Hame Yzba Deacon'a emretti: "iftiyi buraya getirin!
Derhal!"
Deacon Baavu Bidworthy'ye "Gidin u iftiyi getirin,"
dedi. "Acele edin! Ekselanslar bekliyorlar!"
Baavu iri kym, krmz yzl bir adamd. Etrafna
baknd, daha kk rtbeli birini arad. Hepsinin de gemiyi
temizlediklerini ve sigara iirmediklerini hatrlad. Anlald,
kendisi seilmiti.
Drt tarlay geip sesini duyurabilecei bir mesafeye gelince
esas durua geti ve kla usul seslendi: "Heyy sen!"
Aceleyle elini sallad.
ifti durdu. Alnn kurulad. evresine baknd. Davran,
sava gemisinin dev cssesinin buralarda madeni be
kuruluk paralar misali bir serap olduu izlenimi veriyordu.
Bidworthy tekrar el sallad. Bunun kesin bir ar emri
havasnda olmasna zen gsterdi. ifti de sakin sakin ona
el sallad ve topra srmeye devam etti.
Baavu Bidworthy, sylenip bittiinde "Canm benim!"

10
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

demeye gelen bir deyim kulland ve elli adm yaklat. imdi


karsndakinin al gibi kal, yz kseleye benzeyen biri
olduunu grebiliyordu.
"Heyy!"
ifti topra srmeyi tekrar brakt. Bir aftn zerine
dayand, dilerini kartrd.
Son yz yl sresinde eski Dnya dilinin yerini bir baka
lehenin alm olabilecei dncesiyle dehete den
Bidworthy, "Beni anlyor musunuz?" diye sordu.
"Kim kimi anlayabiliyor ki?" diye sordu ifti ak seik bir
dille, iine dnd. Bidworthy bir an aknlat.
Kendini toplaynca alelacele "Ekselanslar Yeryz
Bykelisi derhal seninle konumak istiyorlar," dedi.
"yle mi," dedi ifti kukuyla onu szp. "Onun ekselans
olduu nereden belli?"
Adamn kendisiyle alay m ettiine, yoksa olaand biri mi
olduuna bir trl karar veremeyen Bidworthy "ok nemli
bir kimsedir o," dedi.
Bu tecrit edilmi gezegen kazclarn pek ou kendilerinin
olaand kiiler olduuna inanmaktan holanyorlard.
Gzlerini ksp ufka diken ifti "ok nemli," diye tekrarlad.
Yabanc bir kavram anlamaya alr gibiydi. Biraz sonra
sordu: "Bu kimse lnce senin memleketine ne olur?"
"Hibir ey," dedi Bidworthy.
"Her ey eskisi gibi srer gider mi?"

11
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Elbette."
"yleyse nemli biri olamaz o," dedi kesin bir tavrla ifti.
Sonra da makinesi uf-uf alt, tekerlekler dnd ve saban
yeniden topra kazmaya balad.
Bidworthy yumruklarn skt, trnaklarn avularna batrd.
Cierlerine oksijen doldurmak iin yarm dakika bekledi ve
sonra grledi: "Ekselanslar iin hi deilse bir mesaj
almadan geri dnemem!"
"Gerekten mi?" nanamyordu dorusu. "Sana kim engel
oluyor ki?" Sonra Bidworthy'nin yznn renkten renge
girdiini grnce acd ve "Pekl, ona de ki," diye ekledi;
biraz durup dnd. "Tanr seni korusun ve hoa kal!"
Baavu Bidworthy, yz kilo arlnda, yirmi yldr evreni
dolaan ve hibir eyden korkmayan gl kuvvetli bir
adamd. Tek klnn bile kprdamasna izin vermemekle
tannmt. Ama gemiye geri dndnde zangr zangr
titriyordu.
Ekselanslar buz gibi bir bakla ona bakt ve sordu: "Evet?"
Bidworthy'nin aln damarlar kabard. "Gelmiyor. Efendim
eer onu sahra blnde birka ay eitebilsem muma
evirir, uygun adm yrmeyi retirdim."
Ekselanslar "Bundan kukum yok Baavu," diye yattrd
onu. Albay Shelton'a dnerek fsltyla sylenmeye de devam
etti: "yi adam ama diplomatlkla hi ilgisi yok. Sesi ok hain
ve sert. En iyisi, siz kendiniz gidip getirin u iftiyi. Burada
sonsuza dek oturup nereden balayacamz kefedecek
halimiz yok."
"Emredersiniz Ekselanslar"

12
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

Albay Shelton tarlalardan geip iftinin yanna gitti.


Sevecenlikle glmsedi ve "Gnaydn adamm," dedi.
Srmeyi brakt ifti. nsann zaman zaman yaad o
mahut gnlerden biriymi gibi iini ekti. Suratna bakt.
Gzleri siyaha yakn koyu kahverengiydi. " adamn olduumu
nereden kardn?" diye sordu.
"Lafn gelii canm," dedi Shelton.
Ne olduunu imdi anlamt. Bidworthy huysuz birine
atmt. Karlkl hrlayan iki kpek gibiydiler. Shelton
devam etti: "Sadece nazik olmaya alyordum."
"Pekl," dedi ifti dnceli dnceli. "abalamaya deer
bir ey sanrm. "
Yz hafife pembeleen Shelton kararl bir biimde
srdrd konumasn: "Gemiye gelerek sizinle birlikte olma
zevkini bize bahetmeniz iin ricada bulunmak konusunda
emir aldm."
"Ziyaretimden zevk alacaklarna gerekten inanyorlar m?"
diye artc bir tatllkla sordu teki.
"Bundan eminim."
"Sen bir yalancsn!"
Kpkrmz kesilen Albay Shelton, "Kimsenin bana yalanc
demesine izin vermem," dedi.
"Verdin bile."
Shelton aldrmad ve steledi: "Gemiye geliyor musun,
yoksa gelmiyor musun?"
"Gelmiyorum."

13
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Neden?"
"Skib," dedi ifti.
"Ne demek o?'
"Skib," diye tekrarlad ifti.
Hafif bir hakaret kokusu vard bu szde.
Albay Shelton geri dnd. Bykeliye "Adam u akl
evvellerden biri," dedi. "Ondan renebildiim tek ey skib.
Her ne demekse!"
"Yerel argo," diye szn kesti Kaptan Grayder. ", drt
yz yldr bir sr argo kelime tredi. Grdm dnyalardan
bir ya da ikisinde bu ylesine yaygnlamt ki, insann
neredeyse yeni bir dil gibi renmesi gerekiyordu."
Bykeli Shelton'a "Sylediklerini anlad m?" diye sordu.
"Evet Ekselanslar. Onun konumas da olduka iyi. Ama
tarla srmeyi brakp gelmeyecek." Biraz dndkten sonra
bir neride bulundu: "Bana kalsa onu silah zoruyla getiririm."
"Bu da gerekli bilgileri vermesi iin onu tevik eder tabii,"
dedi Bykeli. Sesinde elle tutulur bir alay vard. Eliyle hafif
hafif midesine vurdu, ceketini dzeltti, cilal ayakkablarna
bakt. "Gidip kendim konuaym bari," dedi. "Baka are
yok."
Albay Shelton dehetle "Ekselanslar," dedi, "bunu
yapamazsnz!"
"Neden yapamaz mm?"
"annza yaramaz."
"Farkndaym," dedi Bykeli kuru bir sesle. "Baka bir

14
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

neriniz var m?"


"Bir keif kolu karp daha uygun birini bulabiliriz."
"Daha fazla bilgi sahibi olan birini stelik," diye ekledi
Kaptan Grayder. "Kaba bir kylden pek fazla bir bilgi
alamazdk zaten. renmek istediklerimizin drtte birini bile
bilmiyordur herhalde. "
"Pekl."
Ekselanslar kendi iini kendi grmekten vazgeti. "Bir keif
kolu oluturun ve sonu almaya bakn. "
"Bir keif kolu," dedi Shelton Albay Hame'e. "Derhal bir keif
kolu dzenleyin. "
"Bir keif kolu karn," diye emretti Hame Yzba
Deacon'a. "Derhal!"
"Hemen bir keif kolu hazrlayn Baavu," dedi Deacon.
Bidworthy gemiye gitti, bir merdivene kt, ban kapaktan
ieri sokup bard: "avu Gleed, takmnla birlikte buraya,
abuk!" Kukuyla havay koklad ve daha ileriye uzatt ban.
Sesini birka desibel ykseltti: "Kim sigara iiyor? Kara Torba
zerine yemin ederim ki, eer yakalarsam..."
Tarlalarda bir ey sakince uf-uf gidiyor, balon lastikler ar
aksak dnyordu.
Her biri sekizer kiilik iki sradan oluan keif kolu sert bir
emirle dnd ve dosdoru yrd. Postallar birlikte gm
gm yere vuruyor, niformalar ve tehizatlar takrdyor ve
portakal rengi gne niformalarnn metal aksam zerinde
avkyordu.
avu Gleed'in adamlarn fazla uzaa gtrmesine gerek

15
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

kalmad. Geminin burnundan doksan metre kadar


uzaklamlard ki, sa tarafta tarlada ar aksak yryen bir
adam grnd. Gemiyle zerre kadar ilgilenmeden, uzakta sol
tarafta hl topra srmekte olan iftiye doru gidiyordu.
"Takm, saa dn!" diye bard Gleed. Onlara doru
yryen adamn nnde geit resmi yaptrp yksek sesle
geri dnmeleri emrini verdi.
Takm admlarn hzlandrd, saflarn at ve tek bana
giden adamn iki yannda ar admlarla yryen iki sral bir
insan dizisi oluturdu. Adamsa birdenbire elde ettii bu
eskorta hi aldrmadan, her eyin bir hayalden ibaret
olduuna oktan inanm biri gibi burnunun dikine ar ar,
sebatla yrmeye devam etti.
Btn bu gruhu, bekleyen bykeliye yneltmek iin
"Sola dn!" diye grledi Gleed.
Emre derhal uyan iki sra sola dnd; bir, iki, hop!
Seyretmesi gzel, sert, dzgn bir dnt. Sadece bir tek
ey bozuyordu bu holuu: Ortadaki adamn kendi setii
yrngesini korumas ve sadaki srann drdncs ile
beincisi arasnda ar aksak yrmesi.
Bu, altst etti Gleed'i. zellikle de takmn, baka emir
olmad iin bykeliye doru ayaklarn yere gm gm
vurarak yrmeye devam etmesi. Ekselanslar, bir yanda
postallarn aptalca yere vurarak bir yne doru yryen
eskort, te yanda burnu havada sinsi sinsi baka yne
yryen onlarn mahpusundan oluan gayri askeri bir
sahneyle kar karya kalmt. Albay Shelton'n bu konuda
zaman geldiinde syleyecek ok eyi vard. Onun
unuttuklarn da Bidworthy hatrlard.

16
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Takm!" diye grledi Gleed, saldrgan bir biimde


parmayla kaa iaret ederek. Ve bir an aklndaki btn
emredici kurallar bir yana brakt. "Yakalayn u herifi!"
Saflar bozup geri dndler ve avareyi ilerleyemeyecek
ekilde evirdiler. Mecburen durdu adam.
Gleed yanna geldi ve nefes nefese "Bak!" dedi, "Yeryz
Bykelisi seninle konumak istiyor. Hepsi bu!"
teki hibir ey demedi. Sadece tatl mavi gzlerini dikip
bakt ona. Garip grnl bir serseriydi. Tra zaman hayli
gemiti. Suratndan epeevre fkran zencefil rengi sakal
tutamlaryla bir ayieine benziyordu.
"Ekselanslaryla konuacak msn?" diye steledi Gleed.
"Hayr," dedi teki ve iftiyi iaret edip, "Zeke ile
konuacam."
"nce Bykeliyle," diye karlk verdi Gleed kabaca. "O bir
kodaman."
"Bundan kukum yok," dedi ayiei.
"Seni akgz seni," dedi Gleed buruturduu yzn
onunkine yaklatrarak. Adamlarna bir iaret yapt ve
"Pekl," dedi. "Srkleyin unu! Gsterelim gnn."
Akgz yere oturdu. Salam bir ekilde yapt bunu ve
kendisine sonsuza dek dikilmi bir heykel grnts verdi.
Zencefil sakallar duruma zarafetten yana hibir katkda
bulunmuyordu. Ama avu Gleed daha nce de oturma
eylemi yapanlarla baetmiti. Tek fark, bu defakinin
soukkanl, temkinli biri olmasyd.
"Kaldrp gtrn unu," diye emretti Gleed.

17
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

Kaldrdlar adam ve ayaklar nde, sakallar arkada tadlar.


Hi kar koymadan, kendini tm arlyla geveke ellerine
brakt. Bu uursuz ekilde Yeryz Bykelisinin huzuruna
vard. Oraya ulanca onu ayaklarnn zerine diktiler.
Hemen Zeke'ye gitmeye kalkt.
"Tutun unu, Allah'n cezalar," diye uludu Gleed.
Askerler yakalayp smsk sarldlar adama. Ekselanslar
sakallya ustaca gizlenmi bir irenmeyle bakt. Hafife
ksrd ve "Buraya bu ekilde gelmek zorunda kaldnz iin
gerekten ok zgnm," dedi.
"yleyse, bunun olmasna izin vermeyerek kendinizi bu
manevi skntdan kurtarabilirdiniz," diye nerdi mahpus.
"Baka seenek yoktu. Bir ekilde iliki kurmamz gerekti"
"Sanmyorum," dedi Zencefil Sakal. "Bu randevunun ok
zel oluunun sebebi nedir?"
"Randevu mu?" Ekselanslar hayret iinde kalarn att:
"Bu da nereden kt?"
"Ben de bunu bilmek istiyorum ya."
"Bu husus aklma gelmemiti." Bykeli Albay Shelton'a
dnd: "Neyi kastettiini anladn m?"
"Bir tahminde bulunabilirim Ekselanslar. Sanrm onlarla
yz yldan daha uzun bir sre temasa gemememizin
ardndan bunu bugn yapmann zel bir ivedilii olmadn
sylyor."
Onaylasn diye ayieine bakt. O muhterem de u szlerle
onu destekledi: "Bir yarm akll iin eni konu iyi
konuuyorsun."

18
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

Shelton'n tepkisini hesaba katmadan da bu, yanbanda


kpkrmz kesilen Bidworthy iin dayanlmaz bir eydi. Derin
bir soluk ald, gzleri alev alev yand. Sesi, hizaya getiriciydi.
"Yksek rtbeli askerlere hitap ederken daha saygl ol!"
Mahpusun tatl mavi gzleri ocuka bir aknlkla ona
dnd. Ayaklarndan bana, sonra da bandan ayaklarna
dek ar ar inceledi onu. Gzlerini yeniden Bykeliye
evirdi: "Kim bu ahmak?"
Soruyu sabrsz bir el hareketiyle geitiren Bykeli "Bak,"
dedi, "amacmz sandn gibi, salt ktlk iin seni rahatsz
etmek deil. Seni gerekli sreden fazla tutmak niyetinde de
deiliz. Bizim btn..."
renliini vurgulamak istercesine sakallarn ekitirerek
szn kesti teki: "Gerekli sreyi kararlatracak olan sensin
tabii, deil mi?"
"Tam tersine, buna sen kendin karar verebilirsin," diye
yantlad Bykeli hayran olunacak bir biimde kendini
tutarak. "Btn yapacan bize unu sylemek..."
Mahpus szn kesti: "imdi karar verdim," dedi kendisini
tutmakta olan askerden kurtulmaya alarak. "Brakn gidip
Zeke'yle konuaym."
"Btn yapacan," diye steledi Bykeli, bizi merkezi
hkmetle temasa geirecek yerel yetkiliyi nerede
bulabileceimizi sylemek." Baklar hain, emrediciydi.
Devam etti: "rnein, en yakn polis karakolu nerede?"
"Skib!" dedi adam.
"Esas sen skib," diye karlk verdi Bykeli; sabr tamaya
balamt.

19
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Benim yapmaya altm da bu ite," dedi mahpus


esrarengiz bir ekilde. "Ama siz brakmyorsunuz ki..."
"Bir neride bulunabilir miyim Ekselanslar," diye araya girdi
Albay Shelton. "izin verirseniz..."
"neri mneri istemiyorum, size de izin vermiyorum," dedi
Bykeli birdenbire terslenerek. "Bu samalklar yeterince
dinledim. Sanrm budalalara ayrlm bir alana indik
tesadfen. En iyisi gerei kabul edip daha fazla vakit
geirmeden buradan gitmek."
"te imdi doru konutun," diye onaylad Zencefil Sakal.
"Ne kadar uzaa giderseniz o kadar iyi olur."
"Eer ku beyninin anlad buysa, bu gezegeni terketmeyi
dnmyorum," dedi Bykeli mstehzi bir tavrla. Bir mal
sahibi edasyla ayan imenlere vurdu. "Buras Yeryz
mparatorluunun bir parasdr. Bu ekilde tannacak,
haritas yaplacak ve rgtlenecektir."
"Derhal" diye sze kart hrete hitabetle erimek isteyen
kdemli kamu grevlisi.
Ekselanslar hiddetle arkasna bir bakt ve konumasna
devam etti: "Gemiyi, daha parlak zeklarn bulunduu bir
baka yreye gtreceiz." Muhafzlara iaret etti. "Brakn
gitsin. Bir tra ba bulmak iin acelesi olsa gerek."
Braktlar. Zencefil Sakal, mknatsla ekilen bir toplu ine
gibi aceleyle topra srmekte olan iftiye yneldi.
Tek kelime sylemeden o sinsi admlaryla yola koyuldu.
Onun gidiini seyrederken Gleed ile Bidworthy'nin yzlerinde
d krkl ve tiksinti okunuyordu.
Bykeli Kaptan Grayder'a talimat verdi: "Derhal geminin

20
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

yerini deitirtin! Uygun bir kasabann yanna inin, her


kylnn yabanclara bir ingene srs gibi bakt krlara
deil."
Azametle iskeleye yrd. Kaptan Grayder onu izledi. Sonra
Albay Shelton, ardndan da hatip. Daha sonra kdem srasna
gre tekiler. En sonra da Gleed ve adamlar.
skele ieri alnd. Kapak kapand. ri gvdesine ramen
gemi bir batan bir baa ksa bir sre titredi ve kulaklar sar
edici bir homurtu karmadan, ya da gzalc alevler
samadan ykseldi.
Gerekten de uf-uf eden sabanla, onun arkasndan
yryen adamlarn mrldanmalar dnda sessizlik vard. kisi
de ne oluyor acaba diye balarn evirip bakmak zahmetine
bile katlanmadlar.
"Bir kasa konyaa karlk kilo ekstra ttn de haddinden
fazla dorusu," diye itiraz ediyordu Zencefil Sakal.
"Benim konyam iin ok deil, " dedi Zeke. Bin Gand'dan
daha gl, bir Dnyal'nn dnden daha tatldr."

21
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

BLM II

Byk geminin yere ikinci konuu, on iki ila on be bin


nfuslu olduu tahmin edilen bir kasabann bir buuk
kilometre kuzeyine, geni bir dzle oldu. Kaptan Grayder
yere inmeden nce alak bir irtifadan oray incelemeyi tercih
ederdi. Ama dev bir uzay aracna da bir hava rmorkr gibi
manevra yaptrlamaz. Bir gezegenin yzeyine bylesine
yakn bir mesafede sadece iki ey yaplabilir: Gemi, vakit
kaybna frsat vermeden indirilip, kaldrlabilir.
Bu nedenle Grayder gemiyi bulabildii en iyi yere arpt. Yer
bulmak, yarm saniye iinde karar verilmesi gereken bir eydi
zira. Gemi kaya tabakas zerinde, daha sert bir yer
olduundan, sadece buuk metre derinliinde bir ukur
at. skele dar karld ve gemi ahalisi nceki srayla indi.
Ekselanslar kasabaya beklenti dolu bir bakla bakt.
Gzlerinde d krkl belirdi.
"Burada yolunda gitmeyen bir eyler var. Kasaba orada. Biz
burada, metal bir da gibi gemimizle ortalk yerdeyiz. En
azndan bin kiinin bizi grm olmas gerek; tekiler kapal
perdelerin ardnda toplant yapyor, ya da mahzenlerde
pipirik oynuyor olsalar bile... Heyecanlandlar m?"
"Pek yle grnmyor," dedi Albay Shelton, gz kapan
ekitirip tekrar lastik gibi geriye brakarak.
"Sana sormuyorum, sylyorum! Heyecanlanmadlar.
armadlar. Aslnda ilgilenmediler bile. Hatta insann burada

22
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

daha nce de bir gemi olduunu ve iinin iek hastalyla


dolu olduunu, ya da onlara tonla hileli eyler sattn
dnesi geliyor. Nesi var bunlarn?"
"Herhalde merakszlar," dedi Shelton.
"Ya da korkuyorlar. Belki de ahalinin tm yoksul
takmndan. Dnyalarn hatr saylr bir blm beceriksiz
sersem gruplarca ele geirildi. Bunlar acayipliklerini rahata
sergileyebilecekleri bir yer istiyorlard. Rahatsz edilmeden
geirdikleri yz yllk bir sreden sonra lgn fikirler
resmileti. O zaman bykbabanzn at arasnda yarasa
beslemek normal, yerinde bir ey kabul edildi. Bu ve kuaklar
boyu kendi aralarnda elemeler iftlemeler baz garip tipler
yaratm olabilir. Ama biz onlar tedavi ederiz."
"Evet Ekselanslar, elbette ederiz."
"Suratnda dndrp durduun u gznle, sen de pek
dengeli grnmyorsun," diye azarlad Bykeli.
Shelton yaramaz elini kararl bir tavrla Cebine sokarken
Bykeli gneydouyu iaret etti: "leride bir yol var.
Grnd kadaryla, geni ve iyi yaplm. Takm oraya
gnderin. Eer makul bir sre iinde gnll bir konumac
getiremezlerse, kasabaya bir tabur gndeririz."
"Bir takm," diye tekrarlad Albay Shelton Binba Hame'e.
"Takm toplayn," diye emretti Hame Yzba Deacon'a.
Bidworthy, Gleed ve adamlarn toplayp yolu iaret etti,
biraz bard, mar mar yola vurdu.
Balarnda Gleed olduu halde uygun adm yryp gittiler.
Varacaklar yer yarm mil uzaklktayd ve kasabaya yakn
yerde hafif kavisliydi. Sol taraftaki sra, kasabann en yakn

23
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

varolarn ak seik grebiliyordu. Oralara dnceli


dnceli bakyor, Gleed'in daha scak bir yerde,
cehennemde olmasn, Bidworthy'nin de onun altndaki atei
harlandrmasn istiyorlard.
Hedeflerine henz ulamlard ki, bir adam grnd. Az
biraz motosiklete benzeyen, homurdanarak hzla giden bir
icadn zerinde ehrin d mahallelerinden geliyordu. Ara bir
ift byk lastik top zerinde gidiyor ve kafes iine konmu
bir pervaneyle hareket ediyordu. Gleed adamlarn
enlemesine yola yayd.
Yaklamakta olan adamn arac aniden keskin, ie ileyen bir
ses kard. Bu onlara, Bidworthy'nin kirli postal grd
zaman kard sesi hatrlatt biraz.
"Sk durun," diye tembih etti Gleed. "Aray aann ve yol
verenin derisini yzerim."
Gene ayn tiz madeni tehdit. Hi kimse kmldamad. Ara
yavalad, arada bir kula mesafe kalana kadar yaklat ve
durdu. Pervanesi daha yava olarak dnmeye devam etti.
Kanatlar fark edilebiliyor ve srekli bir slk sesi karyordu.
"Derdiniz ne?" diye sordu src.
Otuzlarnn ortasnda, ince hatl bir adamd. Burnuna altn
bir halka takmt ve salar bir metre yirmi santim boyunda
at kuyruu yaplmt.
Bu ka inanmayan gzlerle bakan Gleed, demir da
baparmayla iaret edip "Dnya gemisi," deme becerisini
gsterebildi.
"Pekl, ne yapmam bekliyorsunuz?"
"birlii yap," dedi Gleed.

24
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

At kuyruu yznden hl aknd. Daha nce hi


grmemiti. Bunun hibir ekilde kadns olmadna karar
verdi. Tam tersine, resimli kitaplarda grd, yzlerce yl
nce Kuzey Amerika'da yaayan baz yerlilerinki gibi bu
kuyruk ona vahi bir hava vermiti.
"birlii," diye derin derin dnd src. "Gzel bir
szck. Ne demek olduunu biliyorsunuz tabii, deil mi?"
"Ahmak deilim."
"Aptallnn kesin derecesi tartma konusu deil imdi,"
diye vurgulad src.
Konuurken burnundaki halka biraz salland. "birliinden
sz ediyoruz. Sizin bizzat bunu pek ok kez yaptnz
varsayyorum. Yaptnz m?"
"Emin olabilirsiniz," diye gvence verdi Gleed. "Kendi
iyiliini isteyen herkes byle yapar."
"Konu dna kmayalm, olmaz m? Yksekten atmayalm,
konudan konuya atlamayalm." Pervanesini biraz hzlandrd,
sonra tekrar yavalatt. "Sana emir veriliyor, sen de itaat
ediyorsun?"
"Tabii. Yoksa ban derde girer."
"birlii dediin bu mu senin?" diye szn kesti teki.
Omuzlarn silkti. Teslim olmu bir edayla iini ekti. "Eh,
pekl. Tarihi gerekleri kontrol etmek ho oluyor dorusu.
Kitaplar yanl yazyor da olabilirdi." Pervanesi bir k
emberi halinde parlad ve ara ileri frlad: "Kusura
kalmayn!"
n lastik toplar iki adamn arasndan hzla geti, adamlar
yaralayp berelemeden iki yana devirdi. Ara byk bir

25
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

iniltiyle glle gibi yola koyuldu. Pervanenin rzgr srcnn


rg yaplm san yere paralel olarak arkaya savurdu.
Yere den iki adam kalkm stlerini balarm silkerken
Gleed fkeyle bard: "Beceriksiz budalalar! Size sk
durmanz emretmitim. Bizi ineyip gitmesine nasl izin
verdiniz?"
Bir tanesi ters ters bakt ve: "Pek fazla seeneimiz yoktu
avu," diye yant verdi.
"Karlk vermeyin! Silahlarnz hazr tutsaydnz bir balonu
patlatabilirdiniz. Bu onu durdururdu."
"Silahlarmz atee hazr tutmamz sylemediniz ki."
"Hem sizin silahnz nerede?" diye ekledi bir ses.
Gleed onlara dnd ve uludu: "Kim konutu?"
fkeli gzleri bo, duygusuz yzlerden oluan uzun bir sray
tarad. Suluyu bulmak imknszd.
"lk grev taksiminde burnunuzdan getireceim sizin.
Bakalm..."
"Baavu geliyor," diye uyard bir tanesi.
Bidworthy yz elli metre mesafedeydi ve asker
admlaryla yaklayordu. Tam zamannda geldi. Takma
souk, kmseyen bir bakla bakt. "N'oldu?"
Kazann ksa bir hesabn veren Gleed szlerini kaygl
bitirdi: "Petrol kuyusu sahibi bir ikaso Kzlderilisine
benziyordu."
"ikaso Kzlderilisi de nedir?" diye sordu Bidworthy.
"ocukluumda bir kez bir yerlerde onlar hakknda bir

26
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

eyler okumutum," diye aklad Gleed, ortaya bir krnt


bilgi atmaktan mutlu. "Uzun salar varm. Battaniyeye
sarlrlar ve altn kaplama arabalarla gezerlermi. "
"Bence lgnca," dedi Bidworthy. "Btn bu uan hal
masallarn yedi yanda terk ettim ben. On iki yana
basmadan nce balistikle, on drt yana geldiimde ise
askeri lojistikle urayordum." Grltyle burnunu ekti,
kskanlk okunan bir bakla tekine bakt: "Baz insanlar
gelimenin durmasndan muzdariptir."
"Ama ikaso'lar gerekten vard," diye srdrd Gleed
konumasn. "Onlar..."
"Periler de vard," diye tersledi Bidworthy. "Annem yle
derdi. Annem iyi bir kadnd. Bana yle pek fazla sama
sapan ey anlatmad." Yola tkrd. "Yann adam ol!"
Sonra da kalarn att ve takma "Pekl, silahlarnz
karn," dedi, "Silahlarnzn olduunu, nerede olduklarn ve
hangi elinizle tutmanz gerektiini bildiinizi varsayyorum.
Emirleri benden alacaksnz. Bundan sonra gelecek olanla
bizzat ben ilgileneceim."
Yolun kenarndaki iri bir tan zerine oturdu ve gzlerini
kasabaya dikti, bekledi. Gleed yannda durdu, biraz
kederliydi. Takm, silah elde yola dizili duruyordu. Hibir ey
olmadan yarm saat geti.
"Sigara iebilir miyiz, Baavu?" diye sordu adamlardan
biri.
"Hayr!"
Kasabay gzleyip, dudaklarn yalayp dnerek derin bir
sessizlie gmldler. Dnecek bir sr eyleri vard. Bir
kasaba insanlarn yaad her kasaba evrenin baka

27
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

yerlerinde bulunmayan gzel eylerle doluydu: Iklar,


arkadalk, zgrlk, kahkaha... Hayatn btn zellikleri...
nsan bunlar ok zlerdi.
Sonunda d mahallelerden byk bir araba grnd.
oseye kt, yuvarlanarak onlara doru geldi. Uzun, parlak,
aerodinamik bir eydi. Onardan iki sral yirmi top zerinde
hareket ediyordu. Bir nceki aracnkine benzer ama ondan
daha byk bir inilti kard. Ama grnrde hi pervane
yoktu. nsan doluydu ii.
Yolun kapal yerine iki yz metre kala aracn kaportasnn
altndaki hoparlrden acil bir ses ykseldi: "Yolu an! Yolu
an!"
"Tamam ite!" dedi Bidworthy byk bir honutlukla.
"Onlarn bir dolusunu ele geirdik ite. lerinden bir tanesi
muhakkak konuacaktr. Yoksa istifa ederim."
Oturduu tatan kalkt, hazr bekledi.
"Yolu an! Yolu an!"
"Eer basp gitmeye kalkarsa torbalarn patlatn," diye
emretti adamlarna.
Buna gerek kalmad. Araba hzn azaltt ve bekleyen insan
dizisine yz metre kala durdu. Src arabann yan
tarafndan ban kard. Arkasndan baka balar da kt.
Kendisini toparlayan ve kardee bir nezaketin etkisini
denemeye karar veren Bidworthy, srcnn yanna gitti ve
"Gnaydn," dedi.
"Senin zaman duygun arzalanm," dedi teki. Morarm
eneli, krk burunlu, karnabahar kulaklyd. ounlukla
bakalarna kar hiddet ve kin dolu birine benziyordu.

28
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Bir saat alacak paran yok mu?"


"Ne?"
"Sabah deil, ikindi."
"Demek yle," dedi Bidworthy kendisini glmsemeye
zorlayarak: "Hayrl ikindiler!"
"Bundan pek emin deilim," dedi src dnceli
dnceli. Direksiyonun zerine eildi ve skntyla dilerini
kartrd. "Mezara biraz daha yaklatran bir gn ite."
"Olabilir," diye kabullendi Bidworthy bu gulyabanice bak
asn pek nemsemeden. "Ama benim kayglanmam
gereken baka eyler var ve..."
"Gemite ya da bugn olmu hibir ey iin kayglanmann
pek yarar yok," diye akl verdi src. "Zira ok daha byk
skntlar gelecek bamza."
"Belki de," dedi Bidworthy; iinden, "yaamn daha kasvetli
yzn dnmenin ne zaman, ne de yeri" diye
dnyordu. "Ama ben kendi dertlerimle, kendi zamanmda
ve kendi bildiimce ba etmeyi tercih ederim."
"Hi kimsenin dertleri sadece kendi dertleri deildir," dedi
sert grnl konumac, "ne zaman, ne de onlarla
baetme biimi... yle deil mi?"
"Bilmiyorum, umursamyorum da," dedi Bidworthy.
Skneti giderek azalyor, tansiyonu ise ykseliyordu.
Gleed'in ve takmn olanlar seyrettiinin, dinlediinin ve
byk olaslkla ilerinden gldklerinin farkndayd. Esneyen
bir sr yolcu da vard stelik.
"Sanrm vakit kazanmak iin beni lafa tutuyorsun. Ama

29
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

unu bil ki, bir ie yaramayacak bu. Yeryz Bykelisi


bekliyor..."
"Biz de, "dedi src anlaml anlaml.
"Sizinle konumak istiyor," diye devam etti Bidworthy. "Ve
konuacak da!"
"Buna engel olacak son kii ben olurum. Bizim burada
konuma zgrlmz var. Brak ksn sylesin
syleyeceini. Biz de yolumuza gidelim. "
"Sen ona gideceksin," diye zerine basa basa syledi
Bidworthy ve arabadakileri gstererek, "ve senin hamulen!"
"Ben gitmem," dedi iman bir adam ban yan
pencerelerden birinden kararak.
Gzlerini rafadan yumurta gibi gsteren kaln caml bir
gzlk takmt. Dahas, pembe ve beyaz akide ekeri gibi
izgili yksek bir apkas vard.
"Ben gitmem," diye dikkat ekici bir kesinlikle tekrarlad bu
hayal.
"Ben de," diye onaylad src.
"Pekl," dedi Bidworthy tehdidini hayata geirip. "Bu ku
kafesini bir santim ileri ya da geri hareket ettir, kavanoz
gbekli lastiklerini ate edip yass eride eviririz. k dar!"
"Ben kmam. ok rahatm. Siz karn!"
Bidworthy kendisine en yakn olan alt adama iaret ederek
yanna ard: "Onu duydunuz. karn unu oradan!"
Arabann kapsn yrtar gibi at, tuttular. Kurbann bu ezici
stnle kar yararsz bir mcadeleye girieceini bekliyor

30
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

idiyseler de d krklna uradlar. Kar koymak iin hibir


giriimde bulunmad adam. Onu skca tutarak glkle
tadlar. Tatllkla teslim oldu. Vcudu yan dnd ve yars
kapdan dar kt.
Onu ancak bu kadar karabildiler.
"Haydi," diye sabrszca steledi Bidworthy. "Kim
olduumuzu gsterin ona! Demirba eya deil ya!"
Adamlardan bir tanesi adamn zerinden trmanp arabann
iini aratrd ve "Demirbam," dedi.
"Ne demek istiyorsun?"
"Direksiyon ubuuna zincirlenmi."
"Ne? Dur bakaym!"
Bakt ve yle olduunu grd. Bir zincir ve kk ama ar
ve karmak bir asma kilit srcnn bacan arabasna
balamt. "Anahtar nerede?"
"stm arayn," diye srtt src.
yle yaptlar. Ama bounayd. Anahtar manahtar yoktu.
"Kimde?"
"Skib!"
"Yerine gtrn," diye emretti Bidworthy; vahilemiti.
"Yolcular alrz. Ha biri havlam ha bakas, benim iin fark
etmez."
Geni admlarla kaplara doru yrd, iddetle ekip at:
"kn dar; abuk olun!"
Kimse kmldamad. Sessiz sakin incelediler onu. Yz

31
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

ifadeleri eit eitti ve hibiri de gururunu okayacak trden


deildi. Akide ekeri izgili apkas olan iman adam alayc
baklarla szd onu. Bidworthy iman adamdan
holanmadna ve yle sk bir askeri beden eitimi dersinin
onu biraz da olsa zayflatabileceine karar verdi.
Genelde yolculara ama zellikle iman adama hitap ederek
"Yryerek de karabilirsiniz, k st de," dedi. "Hangisini
tercih ederseniz. Karar verin!"
"Kafan kullanamyorsan bari gzlerini kullan," diye yorumda
bulundu iman adam. Yerinden kalkt; madeni bir ngrt
elik etti kendisine.
Bidworthy nerileni yapt. Bir gz atmak iin kapdan eildi,
bakt. Sonra arabann iine girdi, bir batan bir baa gitti, her
yolcuyu inceledi. Dar kp avu Gleed'le konutuunda
krmz yz iki ton daha koyulamt.
"Hepsi zincirlenmi. Her biri!"
Srcye dik dik bakt. "Bunca insan kelepelemenin
hikmeti ne?" dedi.
"Skib," dedi src almla.
"Anahtar kimde?"
"Skib!"
Derin bir nefes ald Bidworthy ve belli bir kimseye hitap
etmeden: "Sk sk insanlarn azgn delilik halinde oraya
buraya saldrdklarn ve dzinelerce insan nalladn
duyardm," dedi. "Hep neden acaba, diye dnrdm. Ama
imdi biliyorum." Parmaklarnn eklemlerini kemirdi, sonra da
Gleed'e, "Bu icad, src koltuuna tklm bu salakla
gemiye gtremeyiz," dedi. "Ya anahtarlar bulacaz, ya da

32
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

avadanlk bulup keserek salvereceiz onlar."


Yahut da bizi yolumuza uurlayacaksnz, siz de gidip bir
hap yutacaksnz!" diye neride bulundu src.
"Kapa eneni! Buraya bir milyon yl daha aklp kalacak
olsam gene de bir yolunu bulup..."
"Albay geliyor," diye mrldand Gleed, dirseiyle onu drtp.
Albay Shelton geldi. Ar ar ve resmi bir havayla arabann
evresini dolat, yapsn ve yolcularn inceledi. Pencereden
kendisine yan gzle bakan izgili apkaldan rkt. Sonra
can skkn grubun yanna geldi. "Bu kez ne var Baavu?"
"Bunlar da dierleri kadar deli, efendim. Bir sr laf ettiler
ve 'Skib' dediler. Ekselanslarna zerre kadar nem
vermediler. Dar kmak istemediler. Biz de karamadk.
Zira koltuklara zincirlenmiler."
"Zincirlenmiler mi?"
Shelton'n kalar havaya kalkt. "Neden?"
"Bilmiyorum efendim. mr boyu hapis cezasna arptrlm
mahpuslar gibi zincirlenmilerdi ve..."
Shelton gerisini dinlemeden yrd. Bir gz att ve geri
dnd. "Hakl olabilirsin Baavu, ama onlarn sulu
olduklarn sanmyorum."
"Deiller mi efendim?"
"Hayr."
Rengrenk balklarna ve zencefil sal bir adamn pabu
kadar benekli papyonu da dhil dier pek ok giyim kuam
garipliklerine anlaml anlaml bakt.

33
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Daha byk bir olaslkla, bir glmece maazasna


gtrlen bir soytar gruhu. Ben srcye sorarm."
Arabaya gidip "Nereye gittiinizi sylemenizde bir saknca
var m?" dedi.
"Evet," diye yantlad adam.
"ok gzel. Nereye gidiyorsunuz?"
"Baksanza," dedi src, "sizinle ayn dili mi konuuyoruz
biz?"
"Efendim?"
"Siz bana bir saknca var m, dediniz. Ben de evet dedim."
Eliyle bir hareket yapt: "Sakncas var."
"Yant vermeyi red mi ediyorsunuz?"
"Aama yapyorsun olum."
"Olum mu?" diye hiddetten titreyerek szn kesti
Bidworthy. "Bir albayla konutuunun farknda msn?"
"Onu bana brakn," diye steledi Shelton eliyle iaret edip
susturarak.
Srcye dndnde yznde souk bir ifade vard:
"Devam et! Alkonulduunuz iin zgnm."
"nemi yok," dedi src abartl bir nezaketle. "Altn da
kalmam, bir gn ben de karln veririm sana."
Bu esrarengiz szle bast gitti. Takm alp yol verdi. Motor
iniltisini en tiz perdeye kard, hzla ilerledi, uzaklarda
kld gitti.
Ardndan kpkrmz bir yzle bakan Bidworthy, "Kara Torba

34
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

zerine yemin ederim ki," dedi, "bu gezegende her yerde


olduundan daha ok sayda disipline muhta ie yaramaz
adam var."
"Sakin ol Baavu," dedi Shelton. "Ben de ayn eyleri
hissediyorum ama atardamarlarma dikkat ediyorum. Onlar
deniz yosunlar gibi baloncuklarla doldurmak hibir sorunu
zmlemez."
"Olabilir efendim ama... "
"Olduka tuhaf bir eyle karlatk burada," diye devam etti
Shelton. "Bunun tam olarak ne olduunu ve nasl baa
kabileceimizi bulmak zorundayz. u ana kadar takm
hibir ey baaramad. Zamann boa harcyor. Olas iktidarla
iliki kurmak iin baka ve daha etkili yntemler kefetmemiz
gerek. Adamlar gemiye geri gtr Baavu."
"Emredersiniz elendim," diye selam verdi Bidworthy, dnd,
topuklarn vurdu, azn maara gibi at:
"Takm! Srayaaa gir!"
Grmeler gece boyunca ve ertesi gn lene kadar srd.
Bu tartmal saatlerde, ufak tefek eitli trafik ak oldu;
ou ulam aracyd bunun. Ama ucube uzay gemisine
bakmak iin hibiri durmad, gemi mrettebatyla ahbaplk
etmek iin kimse yaklamad. Bu acayip dnyann sakinleri
zihinsel krln tuhaf bir ekline yakalanm gibi
grnyorlard: Gzlerine sokulmadan bir eyi gremiyor,
sonra da ona a bakyorlard.
leye doru geenlerden biri, iki dzine lastik top zerinde
szlanarak giden, rengrenk earpl gen kzlarla dolu bir
kamyondu. Kzlar, "Ayrlmadan nce bir kk pck
sevgilim," diye bir ark sylyorlard. skelenin yannda

35
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

aylak aylak vakit geiren yarm dzine asker hevesle


harekete geti, el sallad ve slk alp seslendiler. Bounayd
abalar. Zira ark kesilmedi, kamyon da duraklamadan
yoluna devam etti ve kimse el mel sallamad.
Ak dknlerinin bu bozgununa ek olarak Bidworthy de
ban kapaktan dar kard ve halad. "Maymun herifler,
eer enerjiniz pek fazlaysa size yapacak i bulabilirim. Hem
de harika pis iler!"
eri ekilmeden nce her birine tek tek hor gren bir
bakla bakt.
eride omuzu kalabalklar, geminin ba tarafndaki harita
odasnda at nal eklindeki masann evresine oturmu,
durumu tartyorlard. ou, nceki akam sylediklerini
daha bir altn izerek tekrarlamaktan memnundu. Ortaya
konacak yeni hibir ey yoktu zira.
Yeryz Bykelisi Kaptan Grayder'e "Bu gezegenin
yzyl nce, en son gle sonuncu srgn kafilesinin
geliinden beri hi ziyaret edilmediinden emin misin?" diye
sordu.
"Kesinlikle Ekselanslar. Bu tr bir ziyaret kaytlara
geirilirdi. "
"Eer bir Yeryz gemisi tarafndan yaplrsa. Ya tekiler?
Bu insanlarn zaman zaman gayri resmi olarak urayan bir ya
da daha fazla teknenin hcumuna uradklarn ve o
zamandan beri uzay gemilerine kukuyla baktklarn taa
iliklerimde hissediyorum. Belki de birileri onlara kt
davrand, istenmedikleri bir yere kaba kuvvet kullanarak
girmeye altlar. Yahut da bir korsanlar etesini pskrtmek
zorunda kaldlar. Veya vicdanszca hareket eden bir ticaret

36
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

filosu tarafndan dolandrldlar."


"Hemen hemen imknsz Ekselanslar," dedi Grayder. "Pek
ok saydaki dnyalara g ylesine seyrekti ki, bugn bile
hepsinde nfus ok az. Yz tanesinden sadece biri gelimi
halde ve ilkel modeller de dhil hibir eit uzay gemisi ina
edebilecek durumda deiller. Bazlarnn teknik donanmlar
var ama imknlar yok ve buna ok ihtiyalar var."
"Evet. Bunu her zaman tahmin etmiimdir."
"Btn Blieder enerjili tekneler Gne sisteminde ina
edilmitir, yeryz gemileri olarak kaytldrlar ve nerede
olduklar bilinir. Mevcut dier gemilere gelince; seksen
doksan adet antika roketli gemi var sadece, bunlar da Epsilon
sisteminin ok sk planlanm on drt gezegeni arasnda
tama iinde kullanlmak zere ok ucuza satn alndlar. Eski
model bir roketli gemi buraya yz ylda ulaamaz."
"Hayr, elbette ulaamaz."
"Bu menzilde gl gayri resmi gemiler de yoktur," diye
teyit etti Grayder. "Ayn nedenle uzay korsanlar da olamaz.
Blieder enerjilisi ylesine pahal ki, bir korsan adaynn
korsan olabilmesi iin nce trilyarder olmas gerekir."
Bykeli ar bir tonla "O zaman benim ilk kuramma geri
dneriz," dedi. "Yani bu dnyaya zg bir ey, buna ilaveten
i evlenmeler onlar kafadan atlak yapm."
Albay Shelton "Bu konuda sylenecek ok ey var," dedi.
"Benim grdm araba dolusu insan grmeliydiniz. Bir l
kaldrc vard; biri kahverengi biri sar tuhaf ayakkablar
giymiti. Ve berber kaplarndaki fenerlerin klfndan yaplm
batan baa izgili bir apkayla gsteri yapan, ay suratl bir
herif-i naerif vard. Tek eksii, baloncuklar flemeye

37
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

yarayan ii bo bir boruydu. Onu da byk olaslkla gittii


yerde vereceklerdi.'
"Nereye gidiyordu?"
"Bilmiyorum Ekselanslar. Sylemeyi reddettiler."
Yergi dolu bir bakla bakan Bykeli "Pekl," dedi.
"Bu, bilgi daarcmza ok deerli bir katkda bulundu.
imdi zihinlerimiz mehul birinin, bilinmeyen menziline
vardnda belirsiz bir amaca hizmet edecek abes bir nesneye
sahip olabilecei dncesiyle zenginleti."
Shelton kt kald. iman adam, hatta iman adamn
a dnyasn hi grmemi olmay istedi.
"Bir yerlerde, ipleri ellerinde tutan kiilerin grev yaptklar
bir hkmet merkezi, sivil bir makam, bir hkmet binas
olmal," dedi Bykeli. "Ynetime el koyup, sahip olduklar
tekilat her neyse onu bugnn artlarna uygun hale
getirmek iin yeniden dzenlemeden nce bu yeri bulmamz
gerek. Bir hkmet binas, kendi ynetim alannn
standartlarna gre byktr. Hibir zaman sradan,
farkedilmeyecek bir yer deildir. Ona vasatn stnde nem
salayan belli maddi zelliklere sahiptir. Havadan kolayca
grlebilir olmas gerektir; Bunun iin bir aratrma
yapmalyz. Aslnda bunu en bata yapmamz gerekirdi. Dier
gezegenlerin bakentleri zahmetsizce bulunmutu. Bundaki
uursuzluk nedir?"
Kaptan Grayder masaya bir ift fotoraf koyarak "Kendi
gzlerinizle grn Ekselanslar," dedi. "Gelirken tespit
ettiimiz iki yarkre var. Sra d bir kente benzeyen hibir
ey grlmyor. tekilerden daha arpc bykle, ya da
onu tekilerden ayran olaand zelliklere sahip bir kasaba

38
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

bile yok."
"Resimlere, zellikle de uzaktan ekilenlerine pek fazla
gvenim yoktur. plak gz daha fazlasn grr. Yreyi bir
kutuptan tekine tarayabilecek kapasiteye sahip drt
cankurtaran gemimiz var. Neden onlar kullanmayalm?"
"nk Ekselanslar, onlar bu amala yaplmamlardr."
"Sonu alndktan sonra bunun o kadar nemi var m?"
Grayder sabrla "Onlar uzaya frlatlmak ve krk bin mil
irtifaya erimek zere planlandlar ekselanslar," dedi.
"Sadece acil durumlarda kullanlacak adi, eski model roketli
gemiler. Onlarla saatte drt yz milden daha byk bir hza
kamaz ve etkin yer gzlemi yapamazsnz. Onlar bu sratin
altnda tutar ve ini hznda kullanmaya kalkarsanz, tpleri
boar, verimliliklerini drr, korkun bir yakt harcamasna
yol aar ve byk olaslkla amacnza ulamadan nce
meydana gelecek bir kazaya davetiye karrsnz."
"O halde Blieder enerjili gemilerde Blieder enerjili
cankurtaran sandallarna sahip olmann tam zaman."
"Sizinle ayn fikirdeyim Ekselanslar. Ama en kk Blieder
cihaznn Yeryzndeki arl yz tondan fazladr. Kk
sandallar iin ok byk bir arlk bu."
Grayder fotoraflar toplayarak bir ekmeceye sokuverdi:
"Bize gerekli olan eski model pervaneli bir uak. Bizim
yapamadmz bir eyi yapabilirler: yava uabilirler."
"Bir bisikletin zlemini ekiyor gibisin," dedi Bykeli alayc
bir edayla.
Pimi ama souk su katlm biri gibi hissediyordu kendini.
Grayder; "Bir bisikletimiz var," dedi. "Onuncu Mhendis

39
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

Harrison'n bir bisikleti var."


"Buraya getirdi mi?"
"Gittii her yere gtrr. Onunla birlikte yattna dair bir
sylenti bile var."
"Bisikletle gezen bir uzay adam!" Bykeli byk bir
grltyle burnunu ekti: "Herhalde bisikletin snrsz hz onu
ok heyecanlandryordur, bolukta ba ilerde hzla gitmenin
hazz..."
"Bilemiyorum Ekselanslar."
"Hmmm! u Harrison' bana getirin. ivi iviyi sker."
Grayder gz, krpt, iletiim konsoluna gitti, ar
sisteminden seslendi: "Onuncu Mhendis Harrison, derhal
harita odasndan isteniyor."
On dakika olmamt ki Harrison grnd. Blieder odasndan
buraya kadar olan eyrek mili hzla yrmt. nce, ip
gibiydi. Kara, maymuna benzeyen gzleri ve rzgr arkasna
alp pedal evirmeye uygun bir ift kula vard. Bykeli,
pembe bir zrafay inceleyen bir zoologun merakyla inceledi
onu.
"Baym, bir bisikletiniz olduunu rendim."
Harrison ihtiyatla cevap verdi: "Ynetmelikte bunu
engelleyen bir ey yok efendim. Bu yzden..."
"Ynetmeliin can cehenneme!" Bykeli sabrsz bir jest
yapt: "lgnca bir durumun ortasna saplanp kaldk ve
kurtulmak iin lgnca yntemlere bavuruyoruz. "
"Anlyorum efendim."

40
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Bu yzden benim iin bir ey yapman istiyorum. Bisikletine


bin kasabaya git, belediye reisi, erif, byk ynetici, ulu
sakar ya da ad her neyse onu bul ve kendisine getirmek
istedii btn sivil ileri gelenler ve tabii eleriyle birlikte
akam yemeine resmen davetli olduunu syle."
"Emredersiniz efendim."
"Kyafet gayri resmi," diye ekledi Bykeli.
Harrison kulann birini kaldrd, tekini indirdi ve
"Efendim?" dedi.
"Diledikleri gibi giyinebilirler."
"Anladm. Hemen imdi gidebilir miyim efendim?"
"Derhal. Elinden geldiince abuk dn ve cevab getir."
apalca selam verip gitti Harrison. Ekselanslar rahat bir
koltuk buldu ve yatar gibi oturdu. Dierlerinin baklarna
aldr bile etmedi.
"Bu kadar basit!"
Uzun bir puro kard, ucunu dikkatle srp kopard.
"Akllarna ulaamyorsak midelerine hitabedeniz."
Grayder'a bilmi bir bakla bakt:
"Kaptan, iki bol olsun. Sert cinsinden. Vens konya ya da
onun kadar sert baka bir ey. yice donatlm bir sofrada bir
saat brakn onlar, dilleri zlr bol bol konuurlar. Gece
boyu susturamayz." Purosunu yakt, dumann keyifle fledi.
"Diplomasinin denenmi ve gvenilir tekniidir bu; dolan
barsaklarn sinsi batan karcl. Her zaman ie yarar,
greceksiniz."

41
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

42
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

BLM III

Pedallara evkle basarak yola koyulan Onuncu Mhendis


Harrison, birinci caddeye ulat. Caddenin iki yannda,
nnde ve arkasnda temiz, bakml baheleri bulunan,
kk, mstakil evler vard. Tknaz, sevimli yzl bir kadn
caddenin ortalarnda bir yerde imleri krpyordu. Yanna gitti,
terbiyelice selam verdi: "Afedersiniz bayan, kasabann en
byk adamn aryorum. "
Kadn yar dnd, Harrison'a yle bir bakt ve bahe
makasyla gney tarafn iaret etti, "Jeff Baines olmal. nce
saa, sonra sola dnn. Kk bir mezeci dkkn olacak."
"Teekkr ederim."
Yola koyuldu. Yeniden balayan krp-krp seslerini duydu
arkasndan. nce saa dnd. Kede park etmi uzun,
alak, lastik toplu kamyonun yanndan dolat. Sonra sola
dnd. ocuk onu gsterip ac ac haykrarak arka
tekerleinin dnd uyarsnda bulundular. Mezeci
dkknn buldu. Frene bast. Jeff'e bakmak iin ieri
girmeden nce bisikletine teminat verircesine hafife bir
vurdu.
Grlecek ok ey vard. Jeff'in gerdan drt kat, yaka
numaras elli beti ve gbei yarm metre nnde gidiyordu.
Sradan bir lml, dalg elbisesini karmadan
pantolonunun paalarndan birine girebilirdi. En az yz krk
kilo arlndayd ve hi kukusuz kasabann en iri adamyd.

43
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Bir ey mi istediniz?" dedi Jeff uzaktan, ar ar hareket


ederek.
"Tam deil."
Onuncu Mhendis Harrison, azn sulandran yiyeceklerin
sergileniine bakt ve akama kadar satlmayanlarn kedilere
verilmeyeceine karar verdi. "Belirli birini aryorum."
"yle mi? Ben genellikle bu tr insanlardan uzak dururum,
ama zevk meselesi." Bir an durup dnrken kaln dudan
srd, sonra "Dane Caddesi'ndeki Sid Wilcock'a git," dedi,
"Bildiim en belirgin adamdr."
"Bunu demek istememitim," dedi Harrison. "zel birini
aradm sylemek istemitim."
"yleyse neden yle sylemedin?"
Jeff Baines, bir sre bu yeni sorun zerinde dnd,
sonunda u neride bulundu: "Tod Green bu tanma uygun.
Onu bu yolun sonundaki ayakkabcda bulursunuz. Herkes
iin zel biridir o: Titiz, kl krk yaran biri."
"Beni yanl anladnz," diye aklad Harrison. "Yemee
davet edebilmek iin nde gelen birini aryorum ben."
Gvdesi oturduu tabureden otuz santim dar taan Jeff
Baines ona tuhaf tuhaf bakt ve "arpk bir ey var bunda,"
dedi. "Bir kere yaamnn hatr saylr bir blmn nde
gelen birini bulmak iin harcayacaksn. zellikle de her yere
nce gelmesi konusunda srar edersen... Hem her yere nden
geliyor diye ona bir mec yklemenin ne anlam var?"
"Ne?"
"Aslnda eskisini silecek yeni bir mec koymak saduyu

44
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

gereidir, deil mi?"


"yle mi?" dedi Harrison. Az ak kalakald. Akl ise, bir
mec'in nasl konulaca eklindeki acayip sorunla urap
duruyordu.
"Demek bilmiyorsun," dedi Jeff Baines. Tombul enesini
okad, iini ekti. Harrison'n belini iaret etti:
"Bu srtndaki niforma m?"
"Evet."
"Saf, hakiki, boyanm yn niforma m?"
"Elbette."
"Ah," dedi Jeff, "byle yalnz, kendi bana geliin yanltt
beni. Eer bir rnek giyinmi bir grup halinde olsaydnz
niforma olduunu hemen anlardm. niformann anlam da
bu, hepsi bir rnek demek, deil mi? "
Bu konuda hi dnmemi olan Harrison "Sanrm," dedi.
"Demek o gemidensin. Ta bata fark etmeliydim bunu.
Bugn jeton ge dyor. Ama bir kiiyi, sadece tek bir
kiiyi, byle pedall bir icada binmi dolap duran birini
grmeyi beklemiyordum, dorusu. Dar kacaklar, deil
mi?"
"Evet," dedi Harrison. Kendisi laflarken hi kimsenin
bisikletini armadndan emin olmak iin evreye bir gz
att. "Dar kacaklar."
"Pekl, grelim bakalm. Siz neden geldiniz?"
"Ben de bunu anlatmaya alyorum ya. Buraya
gnderilmemin..."

45
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Gnderilmek mi?" dedi Jeff gzlerini biraz aarak. "Yani


gerekten seni gndermelerine izin mi verdin?"
Harrison'n hayretten az ak kald: "Tabii. Neden
olmasn?"
"Haa, imdi anladm," dedi Jeff Baines. Yzndeki aknlk
ifadesi birden kayboldu. "Alelacayip konuma tarznla
arttn beni. Birine bir mec yklediini sylemek istiyorsun,
deil mi?"
Harrison umutsuzlukla "Mec nedir?" diye sordu.
"Bilmiyor," dedi Jeff Baines, gzlerini yakarr gibi ge
evirerek. "Bunu bile bilmiyor!" Bir "Ya sabr!" ekti ve, "A
msn yoksa?" dedi.
"yle gibi."
"Peki. Sana mec'in ne olduunu anlatabilirim ama daha iyi
bir ey yapacam: Gstereceim."
Tabureden kalkt, badi badi yryerek arkadaki kapya gitti.
"Bir niformay eitmeye almak zahmetine neden girdiimi
bilmiyorum. Aslnda skldm. Gel peimden."
Harrison kuzu kuzu tezghn arkasna gitti. Bisikletinin
orada olduundan emin olmak iin duraklayp bir gz att,
sonra da tekinin peinden koridoru geip avluya kt.
Jeff Baines bir sandk ynn gsterdi: "Konserve
yiyecekler." Bitiik dkkn iaret etti: "Sandklar a,
iindekileri oraya istif et. Bolar dar y. Bunu yapsan da,
yapmasan da halinden honut olmaya bak. zgrlk bu ite!
Deil mi?" Hantal hantal yryerek dkkna dnd.
Kendi bana kalan Harrison kulaklarn kad ve dnceye

46
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

dald. Bir yerde bir akann gizlenmi olduunu hissediyordu.


Harrison adl bir aday enayilik diplomas almak iin
kandrlmt. Ama eer oyun, dzenleyicisinin yararnaysa
renmeye deebilirdi. Zira o zaman beceri, nesilden nesile
iletilebilirdi. Kaz gelecek yerden tavuk esirgen memeliydi.
O yzden kasalar kendisinden istendii gibi boaltt. Yirmi
dakikalk sk bir almadan sonra dkkana dnd.
Baines, "imdi benim iin bir ey yaptn," dedi. "Bu bana bir
mec ykledin demektir. Yaptn ey iin sana teekkr
edecek deilim. Buna hi gerek yok. Benim btn yapacam
mec'den kurtulmak."
"Mec nedir?"
"Mecburiyet. Ksas yeterliyken neden uzununu kullanalm?
Bir mecburiyet mec'dir. Onu yle dei toku edeceim: Bir
kap temdeki Seth Warburton'dan yarm dzine alacam
mec var. Benimkinin birini sana vereceim ve seni bir n
yemek yemen iin ona gndererek bana olan borcunun
birinden onu kurtaracam."
Bir kt eride abucak bir ey karalad ve "Bunu ona ver,"
dedi.
Harrison kda bakt. Acemi bir yazyla unlar yazlyd: "Bu
serseriyi doyur. Jeff Baines."
Hafife arm bir halde dar kt. Bisikletinin yannda
durdu ve kda tekrar bir gz att. Serseri yazyordu. Bu sz
yznden fkeden lgna dnecek epey insan olduunu
dnd. Dikkati ilerdeki ikinci dkkna yneldi. Yiyecekle
tka basa dolu bir vitrini ve stndeki ince uzun tabelada iki
szck vard: Seth'in Tknmaevi.

47
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

organlarnn tevikiyle bir karara vard ve kd sanki


lm ilmym gibi tutarak Seth'in dkknna girdi. eride
uzun bir tezgh, biraz buhar ve tabak anak sesleri vard. Gri
gzl esmer bir kadnn oturduu mermer bir masay seti.
Bir iskemleye otururken "Rahatsz olur musunuz?' diye
kibarca sordu.
"Neden? " Sanki grlmemi nadir bir harikaym gibi
kulaklarn inceledi kadn. "Bebeklerden mi, kpeklerden mi,
yal akrabalardan m, yoksa yamurda dar kmaktan m?"
"Burada oturmamdan rahatsz olur musunuz?"
"Buna katlansam da, katlanmasam da halimden honut
olabilirim ben. zgrlk budur ite, deil mi?"
"Tabii," dedi Harrison, "elbette."
skemlesinde kprdad. Bir hareket yaparsa satran misali
derhal bir piyon kaybedeceini hissediyordu. Syleyecek
baka bir ey bulabilmek iin evresine baknd. Ve tam bu
srada ince yzl, beyaz ceketli bir adam nne kzarm
tavuk ve bilmedii eit sebzeyle dolu bir tabak koydu.
Manzara irkiltti onu. Kzarm tavuu en son grdnden
bu yana ka yl, toz eklinde olmayan sebze yemesinin
zerinden ka ay getiini hatrlayamad.
Yiyeceklere bylenmi gibi bakn yanl anlayan garson
"Ee," dedi "beenmedin mi?"
"Beendim," dedi Harrison kt parasn ona verip; "emin
olun beendim."
Garson nota bir gz att ve tezghn ucunda duran,
buhardan hayal meyal grnen birine seslendi:

48
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Jeff'inkilerden birini daha sildin."


Kd kk paralar halinde yrtarken uzaklat.
nndeki dolu taba iaret eden esmer "Hzl bir
paslamayd," diye yorum yapt. "O sana bir doyurma mec'i
ykledi, sen hemen iade ettin, hesab kapadn. Ben
benimkinden kurtulmak iin bulaklar ykayacam, ya da
Seth'in bir bakasna olan mec'ini sileceim."
"Bir sr tenekeyi istifledim," dedi Harrison.
atal, ba ald. Az sulanyordu. Gemide hi atal bak
yoktu. Toz ve haplar iin gerekli de deildi zaten. "Burada hi
seenek sunmuyorlar, deil mi? Ne bulursan onu yiyorsun. "
"Eer Seth'ten alacaklysan deil," diye bilgi verdi kadn. "O
takdirde, bunu en iyi biimde yerine getirmek zorunda.
Kaderine raz olup sonra yaknmaktansa onu zorlamalsn."
"Ben yaknmyorum."
"Bu senin hakkn. zgrlk bu ite, deil mi?" Biraz
dndkten sonra devam etti: "Seth'ten bir mec nde
olmak yle pek sk bama gelmez. Ama geldiinde de
ananasl dondurma isterim diye avaz avaz barrm, koa
koa gelir. O benden bir ndeyse, koan ben olurum."
Gri gzleri ani bir kukuyla ksld ve ekledi: "Sanki btn
bunlar senin iin yepyeni eylermi gibi dinliyorsun. Yabanc
msn?"
Ban sallad. Az tka basa tavuk doluydu. Az sonra
konuabildi: "u uzay gemisindenim."
"e bak!" Eni konu souklat kadn. "Bir Antigand! Hi
aklma gelmezdi. Hayret, tpk insan gibisin."

49
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Bu benzerlikten epey zamandr gurur duyuyorum."


Gbeiyle birlikte zeks da ykseliyordu. inedi, yuttu,
evresine baknd. Beyaz ceketli adam geldi. "ecek ne var?"
diye sordu Harrison.
"Dit, duble dit, imak, kahve."
"Kahve. Byk fincanda, stsz olsun."
"imak daha iyidir," diye nerdi esmer, garson uzaklarken.
"Ama sana niye syleyecekmiim?"
Yarm litrelik kulplu bir bardakla geldi kahve. Tak diye
masaya koyarken garson "Seth'in bir mec sildiini grmek
sizin tercihiniz," dedi. "Sonra ne yersiniz? Elmal pasta,
yimpik tatls, tarfelsufur rendesi, itkavunu var."
"Ananasl dondurma."
"Hh!" Garson Harrison'a bakarak gzlerini krptrd,
esmere sulayc bir bakla bakt, gitti getirdi.
Harrison taban esmere doru itti. "Tehlikeyi gze al ve
keyfine bak!"
"O senin."
"stesem de yiyemem."
Tavuktan koca bir lokma daha att azna, kahvesini
yudumlad, btn dnyayla bark olduunu hissetti.
atalyla davetkr bir hareket yapt. "Buradakileri ancak
yiyebilirim. Haydi ye, can boazdan gelir, zayfln can
cehenneme!"
"Hayr." Kesin bir tavrla ananas ona geri itti: "Eer onu
yersem, bir mec yklenmi olurum."

50
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"N'olur yani?"
"Yabanclarn bana mec yklemelerine izin vermem."
"Dorusu da bu. Sana bu yakr," diye onaylad Harrison.
"Yabanclarn ou zaman yaban yaban fikirleri vardr."
"Sen bu ileri bilirsin. Yalnz fikirlerin nesi yaban onu pek
anlayamyorum. "
"Kpeksi!"
"Ne?"
"Sinik. Eski bir Dnya dilinde 'kpeksi' demekmi," diye
evirdi Harrison, "insann yalnz kendi kar iin altna
inanan kimse." Ananas yeniden onun nne itti. "Eer
demen gereken bir mec yklyorsam srtna, bunu hemen
imdi uygun bir biimde yerine getirebilirsin. Btn istediim
biraz bilgi. Sadece unu syle bana: Bu yrenin byk ban
nerede bulabilirim?"
"Bu ok kolay. Onuncu Cadde'nin ortasndaki Alec Peters'in
dkknna git." Bunu syler sylemez ananasa giriti.
"Teekkrler. Ben de herkesin salak ya da elence
mptelas olduunu dnmeye balyordum."
Yemeini bitirdi. Arkasna dayanp yayld alabildiine.
Almad yiyecekler beyninin biraz daha kvraka almasn
salad. Zira bir dakika sonra koyu bir kuku bulutu yzn
glgeledi ve "Bu Peters'in bykba iftlii mi var?" diye
sordu.
"Elbette." Keyifle mrldanarak boalan taban kenara
koydu esmer.
Harrison hafife inledi ve "Ben belediye bakannn

51
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

peindeyim," dedi.
"O da ne?"
"Bir numara. Byk patron. erif, Baba ya da siz ne ad
veriyorsanz."
"Ben ok zeki deilim," dedi esmer, gerekten aknlk
iindeydi.
"Bu kasabay yneten adam, idare eden, yol gsteren
vatanda."
"Biraz daha aklar msn?" Yardmc olmak iin byk aba
harcyordu: "Bu vatanda kime ya da neye yol gsterecek?"
"Sana, Seth'e ve herkese," diyerek eliyle btn kasabay
iine alan geni bir hareket yapt Harrison.
Kadn kalarn atarak:
"Bize ne yolu gsterecek?" diye sordu.
"Gideceiniz yeri."
Yenilgiyi kabullenip vazgeti kadn ve beyaz ceketli garsona
iaret edip yardmna gelmesini istedi. "Matt, biz bir yere mi
gidiyoruz?"
"Ben nereden bileyim?"
"yleyse Seth'e sor."
Garson gitti, sonra geri geldi ve "Seth saat altda eve
gideceini sylyor ve bundan ona ne?' diyor," dedi.
"Ona yol gsterecek biri var m?" diye sordu kadn.
"Deli olma," dedi Matt. "Evinin yolunu bilir o; gz ak,
temkinli adamdr."

52
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

Harrison szn kesti. "Baksanza, bu konunun neden bunca


karmaklatrldn anlamyorum. Bana sadece bir memuru,
herhangi bir memuru nerede bulabileceimi syleyin. Bu ister
polis amiri olsun, ister maliyeci, morg mdr, hatta isterse
sulh yargc olsun..."
"Memur nedir?" diye sordu Matt, aknl apak
grlyordu.
"Sulh yargc nedir?" diye ekledi esmer kadn.
Harrison'un akl kart, ba dnd. Dncelerini yeniden
toparlayp bir baka yolu denemesi biraz zaman ald. "Bu
dkknda yangn ktn varsayn," dedi Matt'e.
"Ne yapardnz?"
"stne krkle gider devam etmesini salardm," dedi Matt
bkp usanm bir tavrla; geinmeye gnl yoktu. Yarm
aklllarla kaybedecek vakti olmayanlara zg bir edayla
tezgha geri dnd.
"Sndrrd," dedi esmer kadn. "Baka ne yapmasn
beklersin ki?"
"Tut ki, sndremedi?"
"Kendisine yardm etmeleri iin tekileri arrd."
"Ederler miydi?"
"Tabii," diye temin etti kadn, onu acyan baklarla
szerken. "Ne ar mec'ler yklemi olurlard ama, deil mi?"
"Evet, galiba." Keye skm hissediyordu kendini ama
son atmlk topunu da att: "Ya yangn, gelip geenlerin
sndrmeyecekleri kadar bykse ve hzla yaylyorsa," dedi.

53
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Seth yangn ekibini arrd."


Yenilgi geride kalmt. Onun yerini bir zafer sevinci ald.
"Hah, demek bir yangn ekibi var! te resmi bir ey derken
bunu sylemek istiyorum. te arayp durduum ey buydu.
abuk, syle bana istasyonu nerede bulabilirim?"
"Onikinci Cadde'nin alt ucunda. Bulamaman mmkn deil."
"Teekkrler."
Harrison telala ayaa kalkt: "Grrz." Sratle dar
kt, bisikletine bindi, gsterili bir biimde kaldrmdan
uzaklat.
tfaiye istasyonu, drt teleskoplu merdiven, bir pskrtme
kulesi ve hepsi de mutat tombul lastik top dizileri zerinde
hareket eden motorlu, ok ynl iki pompann bulunduu
byk bir yerdi. Harrison ierde kocaman bir golf pantolon
giyen ufak tefek bir adamla burun buruna geldi.
"Birini mi aryorsunuz?" diye sordu ufak tefek adam.
"tfaiye mdrn," dedi Harrison.
"O da kim?"
Artk bu tr eyler iin hazrlkl olan Harrison bir ocukla
konuuyormu gibi konutu onunla: "Bakn baym, bunlar
yangn sndrme donanmlar. Bunlarn bir patronu olmal.
leri dzene koyan, formlar dolduran, dmelere basan,
terfileri tavsiye, miskinleri kap dar eden, btn vgleri
kendi alp kusurlar bakalarna atan ve genellikle buraya
hkim olan biri. Ekibin en nemli kiisidir ve herkes onu
tanr." aret parmayla tekinin gsne dokundu: "Ve
benim konuacam adam da o; bu yapacam son ey olsa

54
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

bile. "
"Kimse kimseden daha nemli deildir. Nasl olabilir ki?
Galiba delisin sen. "
"stediini dnmekte serbestsin, ama sana unu
sylyorum..."
Cmleyi yarda kesen tiz bir zil sesi duyuldu. Sanki bir by
rnym gibi yirmi adam ortaya kt, bir merdiven ve ok
ynl pompa aracyla grltyle yola koyuldular.
Bask, leen biimindeki miferler ekibin tek ortak giyim
unsuruydu. Bunlarn dnda terzilik sanatnn yz
karasydlar. Golf pantolonlu adam cretkr bir srayla
pompaya ulat, hzla dnp gkkua renginde enli bir
kua olan iman bir itfaiyeciyle kanarya sars plili bir etek
giymi sska birinin arasnda durdu. Minik kampana eklinde
kpeleri olan ge kalm bir itfaiyeci ise pompann ardndan
can havliyle kotu, arka kapan tutmaya alt ama
yetiemedi. Aracn gzden kayboluunu ackl baklarla
seyretti. Miferini bir elinde evirerek, ayaklarn srye
srye geri dnd.
"Benim kr talihim ite," dedi kendisini seyreden Harrison'a.
"Yln en tatl ars. Byk bir bira fabrikas. Oraya ne kadar
abuk ularlarsa o kadar byk mec'ler ykleyecekler."
Dnceli dnceli dudaklarn yalad, bir bez hortum
kangalnn zerine oturdu. "Eh, n'apalm! Belki de hakkmda
bylesi daha hayrl."
"Hayatn nasl kazandn sylesene bana," diye steledi
Harrison.
"Sorunun clkn karmak diye buna derler ite. Kendin de

55
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

gryorsun ya, itfaiye ekibindeyim."


"Biliyorum. Benim demek istediim, maan kim veriyor?"
"Maam m?"
"Btn bunlar iin sana kim para veriyor?"
"Ne acayip konuuyorsun sen! Para nedir?"
Harrison beynindeki kan dolamn hzlandrmak iin
kafasn kad. Para nedir? Vay be! Baka bir yandan denedi.
"Karnn yeni bir mantoya gereksinimi var diyelim. Nasl alr
bunu?"
"tfaiye mec'leri ykleyen bir maazaya gider elbette. Onlar
iin bunlarn bir ya da iki tanesini yerine getirir. "
"Eer hibir giyim maazasnda yangn kmamsa..."
"Sen de pek cahilsin birader. Sen bu dnyann neresinden
geliyorsun?" Onu bir an incelerken kpeleri salland, sonra
devam etti: "Hemen hemen btn maazalarn yangn
mec'leri vardr. Eer biraz dirayetleri varsa, sigorta yoluyla
her ay pek ok mec tahsis ederler. Her halkrda ileriye
bakarlar, anlyor musun? Bir bakma bize mec yklerler. Bu
yzden hemen yardmlarna koar kendi yeni mec'lerimizi
onlara bindirmeden nce onlarn bize yklemi olduklar bir
yn mec'i eritip bitiririz. Bu bizim ar yorulmamz ve
agzllk etmemizi nler. Maazalarn pasifleri iin bir tr
kstlama yani. Makl, deil mi?"
"Olabilir ama..."
"imdi anladm," diye szn kesti itfaiyeci, gzlerini
ksarak. "Sen u uzay gemisindensin. Antigand'sn sen."
"Ben bir Dnyal'ym," dedi Harrison yerinde bir vekarla.

56
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Dahas, bu gezegeni asl mesken tutan, imar edenler de


Dnyallar'd."
"Bana tarih retmeye mi alyorsun?" deyip kaba kaba
gld adam. "Yanlyorsun. Yzde be orannda Marsl nesil
vard."
"Marsllar da Dnya sakinlerinin soyundandrlar," diye
karlk verdi Harrison.
"Ee, n'olmu? Bu kahrolas ey ok ok uzun zaman
nceydi. Duymam olabilirsin ama her ey deiiyor. Bu
dnyada ne Dnyal var, ne de Marsl, tabii davetsiz gelen
sizler harisiniz. Burada hepimiz Gand'z. Her eye burnunu
sokan sizler de Antigand."
"Bildiim kadaryla biz Anti hibir ey deiliz. Bu fikre nasl
kapldn?"
"Skib!" dedi itfaiyeci ve birden daha fazla konumamaya
karar verdi. Miferini bir yana att, yere tkrd.
"Ha?"
"Beni duydun. Haydi, bas pedallarna tekerlen git!"
Harrison uramaktan vazgeti, syleneni yapt. Skntyla
pedal evirerek gemiye dnd.
Ekselanslar otoriter bir bakla bakt Harrison'a. "Sonunda
geri dndnz baym. Ka kii geliyor ve ne zaman?"
"Hi kimse efendim," dedi Harrison, takatsiz, gsz
hissediyordu kendini.
"Hi kimse mi?"
Muazzam kalar kalkt: "Davetimi reddettiklerini mi

57
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

sylemek istiyorsun?"
"Hayr efendim."
Bykeli bir an bekledi, sonra "kar baklay azndan
baym," dedi. "Iknp puflamalarla sanki hemen imdi
tekerlekli bir paten dourmu gibi salak salak durup durma
orada yle. Davetimi reddetmediklerini syledin. Ama hi
kimse gelmiyor. Ne iime yarar?"
"Kimseyi davet etmedim."
"Demek etmedin!"
Dnp Grayder, Shelton ve dierlerine "Davet etmemi!"
dedi. Dikkatini tekrar Harrison'a evirdi. "Sanrm, bunu
hepten unuttun? zgrlk ve insann makineye stnlyle
mestolmu bir halde saatte on sekiz milden aaya
dmeyen bir sratle kasabada fr dndn, kasaba sakinleri
arasnda dehet yarattn, onlarn trafik yasalarn hie sayp
insanlarn hayatn tehlikeye soktun, zilini alma zahmetine
bile girmeden..."
"Zilim yok efendim," dedi Harrison bu abartl listeye
ierleyerek. "Arka tekerlein hareketiyle alan bir ddk
var."
"Buyrun!" dedi Bykeli tm umudunu yitiren biri gibi.
Oturdu, alnna birka kez vurdu; "Birinin baloncuk flemeye
yarayan ii bo bir borusu olacak." Trajik bir edayla
parmayla iaret edip: "Ve onun bir dd var," dedi.
"Tasarmn kendim yaptm efendim," dedi Harrison son
derece bilgilendirici bir biimde.
"Eminim, yapmsndr. Tahmin edebiliyorum bunu. Senden

58
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

bunu beklerdim." yle bir dikleti. "Bakn baym, sadece


sizinle benim aramda ve ok gizli kalmak kaydyla bana unu
syleyin," deyip ne doru eildi ve sorusunu yle bir
fsltyla sordu ki, yedi kez yankland odada: "Neden kimseyi
davet etmediniz?"
"Edecek kimseyi bulamadm Efendim. Elimden geleni yaptm
ama neden sz ettiimi anlamadlar, ya da anlamaz
grndler."
"Hmm!" Ekselanslar en yakn lumbardan dar bakt,
bileindeki saate bir gz att: "Hava kararmaya balad bile.
ok gemeden gece olacak. Baka eyler yapmak iin vakit
ok ge." Skntyla homurdand: "Bir gn daha boa geti. ki
gndr buradayz ve hl samalklarla urayoruz."
Harrison'a taklan gzleri haset doluydu. "Pekl baym,
naslsa vaktimizi boa geiriyoruz, bari sizin yknzn
tamamn dinleyelim. Ne olduunu tm ayrntlaryla anlatn
bize. Bylece, onlardan bir anlam karabiliriz belki."
Harrison olanlar anlatt ve yle bitirdi szlerini: "Bana yle
geliyor ki efendim, beyinleri dou-bat dorultusunda ki bu
insanlarla beyni kuzey-gney dorultusundaki ben haftalar
boyunca tartmaya almaya devam edebilirim. Onlarla
maher gnne kadar konuabilir, hatta gerekten dost olup
sohbetten zevk bile alabilirsiniz ama iki taraf da tekinin ne
hakknda ene aldn bilmez."
"yle grnyor," yorumunu yapt.
Bykeli kupkuru bir sesle. Kaptan Grayder'e dnd ve
sordu: "Sen pek ok yer dolatn, bir dolu yeni dnya grdn.
Bu gevezeliklerden ne sonu karyorsun, tabii
karabiliyorsan?"

59
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Bir anlambilim sorunu," dedi Grayder. Koullar yznden


bu konuda alma yapmak zorunda kalmt. "ok uzun sre
ulalamayan hemen her dnyada karlalr bununla. Ama
genellikle tam anlamyla pekiecek kadar gelimemitir." Bir
ey anmsayarak duraklad. "Basileus'da ilk rastladmz herif
bize gayet nazik ve kusursuz bir ngilizce olduuna inand
bir dille 'Yalnayak keyfini kar!' demiti,"
"Yaa? Ne demek bu?"
"eri gel, terliklerini giy ve keyfine bak. Bir baka deyile,
ho geldin! zellikle bu tr eyler beklediinizde, anlamak
zor deildi ekselanslar." Grayder Harrison'a dnceli bir
bakla bakt ve devam etti: "Burada daha byk bir gelime
olmua benziyor. Dil akcln korumu, daha derindeki
deiimlerle uzlaacak yeterince yzeysel benzerlii sakl
tutmu ama anlamlar deitirilmi, kavramlar atlm,
yerlerine yenileri konmu, dnce formlarnn bak alar
yenilenmi. Tabii yerel olarak gelitirilmi argonun kanlmaz
etkisi de olmu."
"Skib gibi," diye ekledi Ekselanslar. "Yeryz kkeni
bilinmeyen alelacayip bir szck. Onu syleyi tarzlarn
sevmiyorum. Kesinlikle aalayc bir edas var. Belli ki, u
dillerinden drmedikleri mec'lerle bir ilikisi var.
"Mecburiyetim" filan gibi bir anlam olmal ama imas
huylandryor beni."
Hibir ilikisi yok efendim," diye itiraz etti Harrison. Bir sre
tereddt etti. Devam etmesini beklediklerini grnce
cesaretle srdrd konumasn: "Geri dnnce beni
Baines'in dkknna gnderen kadn grdm. Onu bulup
bulamadm sordu. Buldum, teekkr ederim, dedim. Biraz
ene aldk. Ona skib'in ne demek olduunu sordum.

60
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

Bana argo bir lafn ilk harfleri olduunu syledi." Burada


durdu.
"Devam et," dedi Bykeli. "Blieder odasnn havalandrma
bacasndan gelen baz ateli yorumlar duyduktan sonra her
eyi hazmedebilirim. Ne demeye geliyormu?"
"Skib," dedi Harrison gzlerini krptrarak, "'Sen kendi iine
bak!' demek."
"Yaa!" Ekselanslar kpkrmz oldu: "Demek bana bunu
diyorlarm ha?"
"Korkarm yle efendim."
"Anlalan renmeleri gereken pek ok ey var." Diplomatik
olmayan ani bir fkeyle boynu kabard, masaya var gcyle
vurdu; yksek sesle "Ve renecekler!" dedi.
"Evet efendim," dedi Harrison. Giderek daha da tedirgin
olmutu ve bir an nce bu durumdan kurtulmak istiyordu.
"imdi gidip bisikletime bakabilir miyim?"
"Defol, gzm grmesin!" diye bard Bykeli. Bir ift
anlamsz jest yapt, kpkrmz bir yzle Kaptan Grayder'a
dnd: "Bisiklet! Bu gemide birilerinde sapan da var mdr
acaba?"
"Sanmam Ekselans, ama emrederseniz sorutururum."
"Ahmaklama," diye emretti Ekselanslar, "mankafalar
kadromuz tka basa dolu zaten."

61
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

BLM IV

Sabahn erken saatlerine ertelenen bir sonraki toplant


nispeten ksa ve sessizdi. Ekselanslar oturdu; tedirgin,
fkeliydi. Dikleebildii kadar dikleti, masann evresine
kalarn atarak bakt: "Elde ettiklerimize tekrar bir gz
atalm. Bu gezegenin inat katrlarnn kendilerine Gand adn
verdiklerini, Dnyal kkenleriyle pek ilgilenmediklerini ve
bizleri Antigand olarak nitelemekte srar ettiklerini biliyoruz.
ocukluklarndan itibaren, ortaya ktmz her defasnda
onlarn savunduklar her eye kesinlikle kar olduumuz
eklindeki retiyle yetitiriliyorlar."
"Ve biz onlarn neyi savunduklar hakknda en ufak bir
bilgiye bile sahip deiliz," diye olduka gereksiz bir biimde
lafa girdi Albay Shelton. Ama bu, onun da hazr bulunanlar
arasnda olduunu ve dikkatle dinlediini gstermeye yarad.
"Bu konudaki bilgisizliimizin kesinlikle farkndaym," diye
onaylad Bykeli. "Esas amalar hakkndaki suskunluklarn
ittifak halinde srdryorlar. Bir ekilde bunu bozmak
durumundayz." Boazn temizledi ve devam etti: "Para
kullanlmayan tuhaf bir ekonomik sistemleri var. Bana gre,
salt byk retim fazlal yznden ileyen bir sistem bu.
Ar nfus art ciddi aklara yol at zaman bir gn bile
dayanamayacaktr. Bu ekonomik dzen, kooperatif
tekniklere, zel giriime, anaokulu usul dllendirme
sistemine ve basit, incelmemi bir 'isterim' anlayna
dayanyor gibi. Bu, Epsilon sisteminin drt d gezegenindeki
sama sapan yiyecek bankasndan daha da lgnca. "

62
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Ama iliyor," dedi Grayder anlaml anlaml.


"Evet, bir ekilde. u yelken kulakl mhendisin bisikleti de
alyor, kendisi de! Motorlu bir ara onu tonla ter
dkmekten kurtarrd." Bu benzetmesini beenen Bykeli
birka saniye bunun zerinde dnd. "Ekonominin yerel
plan eer ona bir plan demek mmknse hemen hemen
kesinlikle burann ilk sakinleri tarafndan gelitirilmi kimi
hdke tuhaflklarn rastgele geliiminin bir son rn. Sz
gelii, motorlamak iin ge kalnm. Bunu biliyorlar ama
istemiyorlar. Zira zamann yz yl gerisindeler. ou geri
kalm insanlar gibi deiimden, ilerlemeden, verimlilikten
korkuyorlar. Dahas, ilerinden bazlarnn her eyin olduu
gibi kalmasndan kar var." Nefretini ifade etmek iin
grltyle burnunu ekti. "Rahatsz edilmek istemedikleri iin
bize kar hasmane davranyorlar."
Otoriter baklar masann evresindekileri szd. lerinden
birinin, baka herhangi bir nedenin bunun kadar iyi
olabileceini sylemeye cesaret etmesini bekledi. Ama bu
tuzaa dmeyecek kadar disiplinliydiler. Hi kimse yorum
yapmad. Bu yzden devam etti szlerine: "Bu arada, ie el
koyduktan sonra uzun ve yorucu bir grevimiz olacak. Dnya
kart nyarglarn ortadan kaldran ve yaam gerekleri
konusunda onlarn a yakalamalarn salayan bir bak
asyla tm eitim sistemlerini gzden geirmemiz
gerekecek. Bunu, buradaki kadar geni kapsaml olmamakla
birlikte baka birka gezegende daha yapmak zorunda
kaldk."
"stesinden geliriz," dedi biri.
Ona hi aldrmadan szlerini bitirdi Bykeli: "Neyse,
btn bunlar ileride olacak. imdi zmemiz gereken bir

63
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

sorun var. Burada nmzde duruyor: ktidarn dizginleri


nerede ve kimin elinde? Aama yapabilmek iin nce bunu
zmeliyiz. Bunu nasl yapacaz?" Koltuunda arkasna
yasland ve ekledi: "Kafanz iletin ve bana parlak neriler
getirin."
Kaptan Grayder ayaa kalkt. Elinde byk, deri ciltli bir
kitap vard. "liki kurmak ve elzem bilgileri edinmek iin yeni
planlar yapmak zere zekmz altrmak ihtiyacnda
olduumuzu sanmyorum Ekselans. Bundan sonra yapmamz
gereken zaten belli olmu gibi grnyor."
"Nasl yani?"
"Mrettebatm arasnda eskilerden bir hayli var. Hepsi de
uzay avukat." Kitaba parmaklaryla vurdu. "Resmi Uzay
Mevzuat'n benim kadar iyi biliyorlar. Kimi zaman ok fazla
bildiklerini dnyorum."
"Eee, peki..."
Grayder kitab at. "127 sayl Ynetmelik diyor ki; dman
bir dnyada mrettebat uzaya geri dnene kadar sava hali
koullarnda hizmet verir. Dman olmayan bir dnyada,
bar hali koullarnda hizmet verirler."
"Ne bu koullar?"
"131 A sayl Ynetmelik diyor ki, mrettebat geminin
elzem hizmetlerinin yerine getirilmesi iin gereken en az
saydaki bir blm hari tutulmak zere ykn
boaltlmasndan hemen sonra ya da yetmi iki Yeryz saati
sonra derhal karaya kma hakkna sahiptir. Bu srelerden
hangisi daha ksa ise ona itibar edilir." Gzlerini kaldrd. le
saatinde adamlarn hepsi karaya kmaya hazr ve nazr
olacaklardr. kamazlarsa kargaa kacaktr."

64
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Kargaa m kacak?" dedi Bykeli bykaltndan glerek.


"Ya ben bu dman bir dnyadr dersem? Hevesleri
kursaklarnda kalr, deil mi?"
Sakin sakin kitabna bavuran Grayder u karl verdi:
"148 sayl Ynetmelik dman bir dnyay yle tanmlyor:
mparatorluk vatandalarna sistemli bir biimde kuvvet
kullanarak kar gelen her gezegen." Sayfay evirdi: "Bu
ynetmeliklere gre kuvvet kullanm u ekilde tanmlanyor:
Amacna ulasn ulamasn, bedensel zarar vermeye ynelik
her tr eylem."
"Ben ayn fikirde deilim." Bykeli kalarn iyice att. "Bir
dnya kuvvete bavurmadan da psikolojik adan dman
olabilir. te bir rneini burada gryoruz. Dost bir dnya
deil bu."
"Uzay Mevzuat'nda kastedilen anlamda dost dnya hi
yok," diye aklad Grayder. "Her gezegen u iki snftan
birine girmekte: Dman ya da dman olmayan." Kitabn
sert deri kapana vurdu: "Hepsi kitapta var."
"Salt bir kitabn ya da mrettebatn bizi ynetmesine izin
verirsek budalann dik alas oluruz. Lumbardan frlat at o
kitab. tme makinesine at gitsin. Dilediin bir yntemle
kurtul ondan ve unut gitsin. "
"zr dilerim Ekselanslar, ama bunu yapamam," dedi
Grayder ve kitabn ba sayfasn at. "1A, 1B ve 1C sayl
temel ynetmelikler unlar ieriyor: Uzayda olsun, karada
olsun bir geminin personeli dorudan doruya kaptann ya da
kaptan adaynn emrindedir. Sz geenler tamamen Uzay
Mevzuat'na gre hareket ederler ve sadece Dnya da
muhkim Uzay Komitesi ne kar sorumludurlar. Ayn ey,

65
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

uuta olsun yerde olsun, bir uzay ulam gemisinde bulunan


tm askerler, resmi grevliler ve sivil yolcular iin de
geerlidir ve rtbe ya da yetkiye baklmakszn bunlarn hepsi
kaptana ya da kaptan adayna tabidir. Aday yle
tanmlanyor: Bir st rtbedeki kiinin grevini yapamaz
durumda olmas ya da bulunmamas halinde onun grevlerini
stlenen gemi subay."
"Uzun lafn ksas, evin efendisi sensin ve eer biz bundan
honut deilsek gemiden inmemiz gerek," dedi Bykeli.
Bundan hi de memnun olmamt.
"Size saygm sonsuz olmakla birlikte durumun byle
olduunu kabul etmek zorundaym. Elimden bir ey gelmez.
Mevzuat mevzuattr. Ve adamlar bunu bilirler!"
Grayder kitab att ve iterek kendinden uzaklatrd. "Bire on
bahse girerim ki, adamlar pantolonlarn tleyip salarn
briyantinleyerek filan leyi bekleyecekler. Sonra da uygun
bir biimde bana bavuracaklar. tiraz edemeyeceim buna.
kinci kaptandan izin listelerini benim onayma sunmasn
isteyecekler." Derin bir i ekti. "Yapacam en kt ey,
listedeki baz isimleri tartma konusu yapmak ve birka kiiyi
geri evirmek. Ama tmne birden itiraz edemem."
"Onlara vur patlasn al oynasn elenme zgrl tanmak
da ie yarayabilir," dedi Albay Shelton. Kendisi de bu
elenceye katlmaya epey tene gibiydi. "Byle bir patrt,
gemi limanda olduunda milleti ayaa kaldrr.
Dzinelerce insanla temasa geebiliriz. Bizim istediimiz de
bu deil mi?"
"Bu gezegenin liderlerini buna zorlamak istiyoruz," diye
vurgulad Bykeli. "Onlarn bir grup a tayfann

66
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

barlarnn cazibesine kaplp da yzlerini pudralayp, en


gzel apkalarn giyerek koa koa geleceklerine ihtimal
veremiyorum." Tombul yz seyirdi: "Bu saman yn
iindeki ineleri bulmalyz. Bu i de yle patrtc kk
rtbeli tayfa gruhuyla yaplmaz."
Grayder sze kart: "Sizinle ayn fikirde olma
eilimindeyim Ekselanslar ama ansmz bir deneyelim. Eer
adamlar dar kmak istiyorlarsa, koullar onlar engelleme
yetkisinden yoksun brakyor beni. Sadece bir tek ey bana
bu yetkiyi verebilir."
"Nedir o?"
"Uzay Mevzuat erevesinde bu dnyay dman olarak
nitelememi salayacak bir delil."
"Pekl, bunu yle ya da byle ayarlayamaz myz?" Cevap
verilmesini beklemeden devam etti Bykeli: "Her
toplulukta slah olmaz bir belal vardr. Sizinkini bulun, ona
bir duble Vens konya verin ve acilen karaya kma izni
verildiini, ama bundan memnun olacandan pek emin
olmadnz, zira bu Gandlar'n bizi birer lamc olarak
grdklerini syleyin. Sonra atn onu dar. Morarm bir gz
ve teki herifin durumu hakknda palavra dolu bir ykyle
geri geldiinde de bu dnyay dman ilan edin." Anlaml bir
el iareti yapt. "te bu kadar. Bedensel iddet. Her ey
kitaba uygun."
"148 A sayl Ynetmelik g kullanlarak yaplan direniin
sistemli olmas gerektiini, bireysel kavgalarn dmanlk
kant oluturamayacan vurguluyor."
Bykeli fkeli bir yzle kdemli kamu grevlisine dnd:
"Dnya ya geri dndnzde, eer gnn birinde

67
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

dnerseniz tabii, ilgili blme, kitap yazan brokratlar


yznden uzay hizmetlerinin nasl altst olduunu,
aksadn, yar fel olduunu ve genellikle de engellendiini
syleyebilirsiniz."
tekinin, Bykeliyi yalanlamadan verebilecei kendi
mizacna uygun vg dolu bir cevab dnmesine frsat
kalmadan kap vuruldu. kinci Kaptan Morgan girdi ieri,
gsterili bir selam verdi, Kaptan Grayder'a bir kt uzatt.
"Birinci izin listesi efendim. Onaylyor musunuz?"
lenin ilk saatlerinde drt yz yirmi adam kasabann
yolunu tuttu. Kasabaya, parlak klara hasret insanlarn
allm tavryla, yani sabrszlkla, umutla ikili, l, altl ya
da onlu gruplar halinde gittiler.
Gleed, Harrison'un yanndan ayrlmad. ki garip st
rtbeliydi onlar. Gleed izinli olan tek avutu, Harrison ise tek
onuncu mhendis. Ayn zamanda sudan km iki balktlar
da. Zira ikisi de sivil giyinmilerdi ve Gleed niformasn
zlerken, Harrison da bisikleti olmadndan kendisini plak
hissediyordu. Bu nemsiz zellikler, en azndan bir gnlk
arkadalklarn hakl gstermeye yetecek kadar ortak yan
salyordu onlara.
"Bu, ball brek canm," diye byk bir heyecanla fikrini
syledi Gleed. "Hayatmda pek ok kez izin gezisine ktm
ama bu ball brek. Dier gezilerin tmnde ocuklar hep
ayn sorunla karlarlard: Para olarak ne kullanlacak? Tpk
bir Noel Baba ktas gibi takas edilebilecek eyleri yklenip
yle kmak zorundaydlar dar. Neredeyse her zaman da
gtrlenlerin onda dokuzu hibir ie yaramazd ve gerisin
geriye tanrd."
"Persephone'da uzun bacakl bir Milik, bisikletime karlk

68
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

bana yirmi karatlk, mavimtrak en alasndan bir elmas


nerdi."
"Vay anasna! Almadn m?"
"Ne ie yarard? Yeni bir bisiklet edinmek iin on alt k yl
geri gitmem gerekecekti."
"Bir sre bisikletsiz idare edebilirdin."
"Esas elmassz idare edebilirim. Bir elmasn stne binip
dolaamam ki."
"Her bisikleti bir spor Ay sandal fiyatna satamazsn da."
"Satabilirim elbette. Dedim sana, o Milik yumurta iriliinde
ta nerdi bana."
"Utanlacak ey. Kusursuz idiyse, o meret iin iki yz ila iki
yz elli bin kredi elde edebilirdin."
Bir araca bu kadar byk bir para verilmi olmas dncesi
avu Gleed'in aznn suyunu aktt.
"Kredi, tonlarca kredi... te bunu seviyorum. Ve bu geziyi
ball yapan da bu ite. Dier zamanlar her dar ktmzda
Grayder, olumlu bir izlenim brakmamz, uzayadamlarna
yarar bir davran iinde olmamz filan hakknda bize bir
nutuk ekerdi nce. Bu kez kredilerden sz ediyor."
"Bykeli onu buna yneltti."
"Gene de houma gitti," dedi Gleed. "Gemiye erkek ya da
kadn hosohbet, konumaya istekli yetikin bir Gand getiren
herkese on kredi, bir ie konyak ve ifte izin."
"Kolayca kazanlacak bir ey deil."
"Kasabann sivil yneticisinin isim ve adresini elde edene

69
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

yz kredi. Dnyann bakentinin ad ve tam yeri iin bin


kredi." Mutlu bir biimde slk alp ekledi: "Biri para iinde
yzecek ama bu Bidworthy olmayacak. apkadan o kmad.
Biliyorum. Zira apkay ben tutuyordum."
Konumasn kesti. Geni admlarla yryerek geen uzun
boylu, kvrak bir sarna bakmak iin dnd. Harrison
kolundan ekti. "Sana szn ettiim Baines'in yeri buras
ite, ieri girelim."
"Olur." Gleed, gzleri hl caddede, isteksiz isteksiz takip
etti onu.
"yi gnler, " dedi Harrison neeli bir edayla.
"yi deil," diye itiraz etti Jeff Baines. "ler kt. Yar final
ma var ve kasabann yars yok. Ben dkkn kapadktan
sonra a olduklar akllarna gelecek. Byk olaslkla yarn
dkkna hcum edecekler ve ben de onlara yeterince hzl
servis yapamayacam."
"ler iyi gittiinde bile para almadna gre imdi nasl
kt olur?" diye sordu Gleed, Harrison'un kendisine verdii
bilgiyi duruma makul bir ekilde uygulayarak.
Jeff'in iri tekerlek gzleri yava yava ona evrildi, sonra da
Harrison'a dnd. "Senin takadan bir anaforcu daha demek.
Neden sz ediyor bu?"
"Para," dedi Harrison. "Ticareti kolaylatrmak iin
kullandmz ey. Tpk farkl deerlerde mec belgeleri gibi
yazl eyler."
"Bu bana ok ey ifade ediyor," dedi Jeff Baines.
"Gvenilmeyen her mec'i yazl bir belgeye dntrmek
zorunda olan bir kalabal anlatyor. Birbirlerine bile

70
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

gvenmiyorlar zira." Badi badi sallanarak yksek iskemlesine


gitti, oturdu. Zahmetle ve hrltyla soluk alyordu. "Bu da
okullarmzda daima retilen eyi, bir Antigand'n dul
annesini bile dolandracan doruluyor."
"Okullarnz hata ediyor," diye temin etti Harrison.
"Olabilir."
Jeff bu konuyu tartma gerei duymad: "Ama baka trl
olduunu anlayana kadar ihtiyat elden brakmayacaz."
Onlara bakt: "Her ne halse, siz ikiniz ne istiyordunuz?"
"Bir neri," diye karlk verdi Gleed hemen. "Elenmeye
ktk. Yemek ve elenmek iin gidilecek en iyi yerler
nereler?"
"Ne kadar vaktiniz var?"
"Yarn akama kadar."
"Bir ie yaramaz," deyip zntyle ban sallad Jeff. "Size
yetecek kadar mec hakedebilmeniz yarn akam bulur. Hem
ahalinin ou bir Antigand'm onlara mec yklemesine izin
vermez. Pinpirkli eylerdir, biliyor musunuz?"
"Bak," dedi Harrison, "doru drst bir yemeklik hak
edemez miyiz?"
"Valla bilmem," dedi Jeff, enesini birka kez svazlayp
dnerek. "ok ey yapabilirsiniz ama bu kez size yardm
edemem. Sizden isteyeceim bir ey yok. Bu yzden de,
benim daha nce koymu olduum hibir mec'i
kullanamazsnz."
"Bir neride bulunabilir misiniz?"
"Burann sakinlerinden olsaydnz durum farkl olurdu.

71
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

stediiniz her eyi hemen imdi alabilir, buna karlk da


yklendiiniz mec'leri ileride herhangi bir zaman, frsat
knca yerine getirirdiniz. Ama bugn gelip yarn gidecek
Antigandlar'a kimsenin kredi aacana ihtimal vermiyorum."
"Yarn gidecek laflarna fazla itibar etmeyin," diye salk verdi
Gleed. "Bir mparatorluk Bykelisi gnderildiine gre, bu,
dnyallar burada kalc demektir."
"Kim diyor bunu?"
"mparatorluk byle der. Siz de onun bir parassnz, deil
mi?"
"Yoo," dedi Jeff. "Biz hibir eyin paras deiliz, olmak da
istemeyiz. Dahas, hi kimse bizi hibir eyin paras
yapamaz."
Gleed tezgha eildi ve byk bir domuz eti konserve
tenekesine bo gzlerle bakt. "niformasz olduuma ve
teftite olmadma gre senin duygularna katlabilirim.
Gene de bunu sylememem gerek.
Ben baka dnyann brokratlar tarafndan bedenimin ve
ruhumun ynetilmesine aldr etmem ahsen. Ama bizi
bertaraf edebilmek iin zor gnler yaayacaksnz. Bu i
byledir ite."
"Bizim imknlarmzla byle olmayacak," dedi Jeff.
Kendinden eni konu emin grnyordu.
"Pek fazla imknnz yok," dedi Gleed alayc bir edayla;
sesinde ak bir kmsemeden ok dosta bir eletiri tonu
vard.
Harrison'a dnerek sordu:

72
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"yle deil mi?"


"yle grnyor," dedi Harrison.
"Grne aldanmayn," diye akl verdi Jeff. "Tahmin
edebileceinizden daha ok eye sahibiz."
"Ne gibi mesela?"
"nsan zeksnn bugne kadar dnebildii en gl silaha
sahibiz biz bir kere. Biz Gandlar'z, anlyor musunuz? Bu
yzden bizim gemiler, silhlar ve benzeri oyuncaklara
ihtiyacmz yok. Daha iyi bir eye sahibiz biz. Etkili. Ona kar
hibir savunma sz konusu olamaz. "
"Onu grmek isterdim," diye meydan okudu Gleed.
Yeni ve olaanst gte bir silah hakkndaki bilgi, valinin
adresinden daha deerli olmalyd. Bunun nemi, Grayder'in
gzn kamatrarak alacan be bin krediye kadar
karabilirdi. Bir tutam istihza ile ekledi:
"Ama elbette sizden srlar aklamanz bekleyemem."
ok artc bir biimde, "Sr mr yok," dedi Jeff. "Ne zaman
isterseniz bedava renebilirsiniz. stediiniz takdirde her
Gand verebilir bu bilgiyi size. Neden olduunu bilmek ister
misiniz?"
"Tabii."
"Zira tek yanl iler. Biz onu size kar kullanabiliriz ama siz
bize kar kullanamazsnz."
"Olmaz yle ey. Bir kez ele geirince ve nasl kullanlacan
bilince bir insann kullanamayaca hibir silah icadedilemez."
"Emin misin?"

73
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Tabii ki," dedi Gleed, "hi tereddt etmeden. Ben yirmi


yldr uzay hizmet blndeyim. Yay kiriinden Hidrojen
bombalarna kadar tm silahlar hakknda her eyi
renmeden bunca uzun sre bu grevi yapamazsn. Benimle
dalga gemeye alyorsun ama bouna. Tek yanl silah
imknszdr."
Harrison Baines'e t verdi:
"Onunla tartma. Gzyle grmeden asla inanmaz."
"Anlyorum."
Jeff Baines'in yz ar ar bir srtla gevedi: "Syledim
size, istemeniz kaydyla bizim harika silhmz elde
edebilirsiniz. Neden istemiyorsunuz?"
"Pekla, istiyorum," dedi Gleed pek de hevesli olmayan bir
edayla. nceden bir kk mec bile konma zorunluu
getirilmeden istek zerine gsterilecek bir silahn pek de o
kadar gl olabilmesi mmkn deildi zaten. Be bin
kredilik hayali nce bee, sonra da hie indi. "Ver, bir
deneyelim bakalm."
skemlesinin zerinde ar ar dnd Jeff, duvara uzand,
kk, parlak bir levhay engelinden kard, tezghn
zerinden uzatt. "Sende kalabilir," dedi. "ok da iine yarar
ya!"
Gleed parmaklarnn arasnda defalarca evirerek inceledi
levhay. Fildiine benzeyen maddeden yaplm, dar
dikdrtgen eklinde bir eydi. Bir yan parlak ve botu. teki
yznde derince oyulmu iki harf vard: O.
Yznde bir soru iaretiyle bakt ve "Sen buna silah m
diyorsun?" diye sordu.

74
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Elbette."
"O halde almyorum."
Levhay Harrison'a verdi:
"Sen?"
"Hayr."
Harrison bir gz att elindekine ve Baines'e, "Bu O'nun
anlam ne?" dedi.
"Argo szcklerin ilk harfleri," dedi Baines. "Yaygn
kullanmla dzeltildi, dnya apnda bir zdeyi oldu kt.
Eer hl farketmediyseniz, etrafnza dikkatle bakn, her
yerde greceksiniz."
"Orada burada grdm grmesine ama hi nem vermedim
dorusu. Dnmedim bile zerinde. imdi hatrlyorum,
Seth'in dkkn ve itfaiye istasyonu da dhil birka yerde
grdm."
"Bir trl boaltamadmz o otobsn iki yannda da
vard," diye ekledi Gleed. "Bana hibir ey ifade etmedi."
"ok ey ifade eder," dedi Jeff. " "zgrlk - Olmaz!"
"Bu beni ldrr ite," dedi Gleed. "ldm, ta kesildim bile.
uraca dtm ldm!" Harrison'n levhay cebine
koyuunu dnceli dnceli seyretti. "Az biraz abra
kadabra. Ne silah ama!"
"Cehalet mutluluktur," yorumunda bulundu Baines,
inanlmaz bir kendine gvenle. "zellikle de, ne olduunu
bilmeden oynadnz ey bir bombann emniyet kilidi olduu
zaman."

75
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Pekl," diye meydan okudu Gleed, stne stne giderek.


"Nasl altn syle bize."
"Olmaz."
Tekrar srtt. Baines bir eyden son derece memnun
grnyordu.
"Gerekten ok yardmc oldun," dedi Gleed.
Yzst brakldn, zellikle de o bir anlk kredi umudunun
yerle bir olduunu hissetti.
"Tek yanl ileyen bir silahla vndn, stnde iki harf
bulunan ince uzun bir ey frlattn nmze, sonra da dil
sizleri oynuyorsun. Sus pus olmay herkes bilir. Szlerini
kantlamaya ne dersin?"
"Olmaz," dedi Baines.
Srt alabildiine yayld. Kendilerini seyreden Harrison'a
anlaml anlaml gz krpmak ltfunda bulundu.
Bu Harrison'n zihninde parlak bir kvlcm aktrd. enesi
dt, levhay cebinden karp sanki ilk kez gryormu gibi
uzun uzun bakt.
Onu izleyen Baines:
"Onu bana geri ver," dedi.
Levhay tekrar cebine koyarken:
"Olmaz," dedi Harrison ok kesin bir tavrla.
Baines kkrdad: "Bazlar tekilerden daha abuk kavryor."
Bu sze ierleyen Gleed elini Harrison'a uzatt: "una bir
kez daha gz atalm," dedi.

76
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Olmaz," dedi Harrison gzlerinin ta iine bakarak.


"Hey, byle olmaz ama..." diye itiraz eden Gleed'in sesi
birden kesildi. Orada ylece bir an durdu. Beyni alrken
gzleri hafif camlam gibiydi. Sonra da: "Felaket!" dedi.
"Kesinlikle," diye onaylad Baines. "Felaketin dik alas hem
de. Jeton biraz ge dt ama sende."
Bir sel gibi aklna gelen serseri fikirlerin basknna urayan
Gleed burnundan soluyarak Harrison'a, "Gel gidelim
buradan," dedi. "Dnmem gerek. Sessiz sakin bir yerde
dnmeliyim."
Banklar, imenleri, iekleri ve kk bir grup ocuun
evresinde oynad kk bir emesi olan minicik bir park
vard. Yerkre dndan gelmi egzotik ieklerin oluturduu
rengrenk bir halnn karsnda bir yer seip oturdular ve bir
sre dnceye daldlar.
Epey sonra Gleed u yorumu yapt: "Tek bana bir adam
iin ehittik mertebesine ulamak olurdu ama btn bir
dnya iin..." Sesi uzaklanp gitti, sonra geri geldi: "Bunu
kullanabildiim kadar kullanacam ve sonularnn tadn
yudum yudum karacam."
Harrison bir ey demedi.
"rnein," diye srdrd Gleed konumasn, "gemiye
dndmzde u Bidworthy denen horlayan gergedan bana
bir emir verdi diyelim. Suratna buz gibi bir bakla bakp
Olmaz' diyeceim. Ya der lr ya da kodese tkar beni."
"Bu da senin iine gelir."
"Dur biraz, daha bitirmedim. Ben kodesteyim, ama ilerin
de yaplmas gerek. Onun iin Bidworthy bir bakasna emir

77
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

verecek. Kurban da benim arkadam olduundan, buz gibi


baklarla bakacak ve "Olmaz!" diyecek. O da kodese gidecek
ve ben bir arkada sahibi olacam. Bidworthy tekrar
deneyecek. Ve tekrar. Hapishanedeki saymz artacak.
Sadece yirmi kii alabilir ama. Bu yzden mhendislerin
yemekhanesine el koyacaklar."
"Bizim yemekhaneyi bu ie kartrma," dedi Harrison.
Mhendisleri cezalandrmay iyice aklna koyan Gleed srar
etti: "Yemekhaneyi alacaklar. ok gemeden oras da tavana
kadar 'Olmaz' clarla dolacak. Bidworthy elinden geldii kadar
sratle onlar ieri atmaya devam edecek, tabii eer bu arada
bir dzine damar atlamadysa. Bu yzden Blieder
yatakhanesini de alacaklar. "
"Neden mrettebatmla urayorsun?"
"Ve onlar tavana kadar istifleyecekler," dedi Gleed, bu
dnceden zalimce bir zevk alarak. "Ta ki en sonunda
Bidworthy kovalar, fralar alp dizlerinin stnde kendi
gvertesini ovalayp parlatana kadar. Grayder, Shelton ve
dierleri kodes gardiyan grevini yapacaklar. O esnada
Azametli Bykeli de geminin mutfanda bir grup dalm
evet efendimci krtasiyecinin yardmyla senin ve benim iin
harl harl yemek piirecektir." izdii sahneye saygsz bir
bak daha att ve bitirdi:
"Kutsal Duman!"
Renkli bir top yuvarlanp yanna geldi. Eildi, ald. Hemen
yedi yalarnda bir olan ocuu koup geldi, ciddi bir bakla
bakt ve "Topumu verin ltfen," dedi.
"Olmaz," dedi Gleed, topu smsk tutarken.

78
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

ocukta hibir itiraz, fke, gzya grlmedi. Sadece d


krklna uradn belli etti, uzaklamak zere arkasn
dnverdi.
"Al evlat!" deyip topu att Gleed.
"Teekkrler."
Topu ald ve kotu gitti. Harrison "mparatorlukta yaayan
herkes, Promete'den Drdnc Kaldor'a kadar herkes bin
sekiz yz k yl boyunca vergi beyannamesini yrtp atsa ve
Olmaz!' dese acaba ne olurdu?"
"Hapishane iin ikinci, gardiyan salamak iin de bir nc
evrene ihtiyacmz olurdu. "
"Bir karmaa olurdu," diye srdrd Harrison konumasn.
lerideki emeyi ve evresinde oynayan ocuklar iaret
etti: "Ama burada karmaa filan grnmyor. Ben
grmyorum. Demek ki, bu ak ret iini abartmamlar. Onu
mantkl bir biimde karlkl kabul edilmi baz esaslar
erevesinde uyguluyorlar. Bu esaslarn ne olduuna ise akl
erdirebilmi deilim."
"Ben de."
Yalca bir adam yanlarna geldi, tereddt iinde bakt onlara
ve oradan geen bir gence bavurmay yeledi: "Martinstown
otobs nereden kalkyor acaba?"
"Sekizinci Cadde'nin br bandan," dedi delikanl. "Her
saat ba. Yola kmadan nce kelepelerinizi takacaksnz."
"Kelepe mi?" diye sordu yal adam beyaz kalarn
kaldrarak. "Ne iin?"
"Yol uzay gemisinin yanndan geiyor. Antigandlar sizi

79
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

indirmeye kalkabilirler."
"Ah, evet, doru."
Ar aksak yrrken tekrar Gleed ile Harrison'a bakt ve
yanlarndan geerken: "u Antigandlar, ne canskclar," dedi.
"Kesinlikle," diye kabullendi Gleed. "Biz onlara inin deyip
duruyorduk, onlar da srekli Olmaz!' diyorlard."
Yal bey tkezledi, toparland, tuhaf tuhaf bakt ona ve
yoluna devam etti.
"Bir iki kii ivelerimizi yadrgad gibi. Bununla birlikte
Seth'de yemek yediimde hi kimse ivemin farkna
varmamt," dedi Harrison.
Gleed ani bir ilgiyle canland. "Bir kez yemek yediin yerde
tekrar yiyebilirsin. Haydi gel bir deneyelim. Ne kaybederiz
ki?"
"Sabrmz," dedi Harrison ve ayaa kalkt. "Seth'i
deneyelim. Eer o yz vermezse bir bakasn deneriz. Ve
eer hi kimse yz vermezse alktan lmeden nce abucak
svrz."
"Onlarn asl yapmamz istedikleri ey de bu ite," diye
vurgulad Gleed. Kalarn att: "steklerini cesedimi
ineyerek elde ederler ancak."
"Doru," diye onaylad Harrison, "cesedini ineyerek."

80
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

BLM V

Kolunda pekirle Matt yanlarna geldi. "Antigandlar'a servis


yapmyorum."
"Geen defa yaptn bana," dedi Harrison.
"Olabilir. Senin o gemiden olduunu bilmiyordum. Ama
imdi biliyorum!" Pekiri masann kar kesine atverdi:
"Hibir Antigand'a servis yapmyorum."
"Yemek yiyebileceimiz baka bir yer var m?"
"Eer biri kendisine bir mec bindirmenize izin vermezse
hayr. Eer akllar varsa yapmazlar bunu, ama gene de
benim yaptm hatay yapabilmeleri ihtimali de var."
Keden bir at daha yapt ve "Ayn hatay iki kez yapmam
ben," dedi.
"imdi bir baka hata yapmaktasn," dedi Gleed kat ve
otoriter bir sesle. Harrison' dirseiyle drtt: "Bak imdi!"
Yan ceplerinden birinden kard elinde minik bir
akaralmaz vard. Onu Matt'in karnna evirdi ve devam etti
szlerine: "Eer gemidekiler bela karmak niyetinde olsalar,
bu meret yznden bam derde girerdi genelde. Ama byle
bir niyetleri yok. Siz iki ayakl katrlara fena halde
bozuluyorlar." Silah oynatt: "Git bize iki tabak dolusu yemek
getir!"
"Olmaz!" dedi Matt enesini dikti, silaha metelik bile
vermedi.

81
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

Gleed silahn emniyetini at, duyulur bir tk sesi kt.


"Ata hazr imdi. Aksrsam ate alr. Haydi, kmlda!"
"Olmaz!" diye direndi Matt.
Gleed bezgin bezgin silah gerisin geriye cebine koydu:
"Sadece aka yaptm. Dolu bile deil."
"Dolu da olsa hi farketmezdi," dedi Matt. "Ben hibir
Antigand'a servis yapmyorum, ite o kadar!"
"Tut ki ileden ktm ve seni ikiye bitim?"
"O zaman size nasl servis yapacaktm ya? l biri kimsenin
iine yaramaz. Siz Antigandlar'n biraz mantkl olmay
renmelerinin tam zaman."
Bu veda darbesini indirdi, sonra da ekti gitti.
"Haksz da deil hani," dedi Harrison, sknts aka
grlyordu yznden, "Bir lyle ne yapabilirsin ki? Hibir
ey. Bir kere ld m, onun zerinde gcn kalmaz artk."
"O kadarn bilmem. ki dikkafalnn bir seksen uzanvermesi
tekileri kkrtabilir. Canlanp heveslenebilirler."
"Onlar Dnya koullar erevesinde dnyorsun," dedi
Harrison. "Bu bir hata. Aslen nereden gelmi olurlarsa
olsunlar onlar Dnyal deiller. Onlar Gand." Bir an dnd:
"Gandlar'n ne sayldklarn bilemem ama sanrm bir tr
fanatik onlar. Yerkre byk patlama srasnda milyonlarca
dikkafal ihra etti evrene. Hygeia'daki o lgn ahaliye
baksana bir!"
"Bir kez gittim oraya ve bakmamak iin kendimi zor
tuttum," diye itiraf etti Gleed, anlarn tazeleyerek. "Sonra da

82
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

bakmadan edemedim. ok deil ama devede kulak misali.


Elbise giydiimiz iin mstehcen olduumuzda srar ettiler.
Bu yzden sonunda onlar karmak zorunda kaldk. Oradan
ayrlrken stmde ne vard, biliyor musun?"
"Vakur bir duru," dedi Harrison.
"Bir o, bir de uzay adamlar iin bakr ve gmten yaplm,
resmi bir knye," diye bilgi verdi Gleed. "avu olduumu
gstermek iin de sol koluma yalboyayla izgi. Her
zerremle avu olduum belliydi, olmaz olayd ama belliydi!"
"Biliyorum. Orada bir hafta kaldm."
"Gemide bir tuamiral vard," diye devam etti Gleed.
"Trnn iyi bir rnei olarak ok ypranm bir pantolon
asksna benziyordu. Anasndan doduu klkta hi kimseyi
etkileyip korkutamyordu. Hygeia'llar onun bu sngs
dkln, kendilerinin bizim yalanc demokrasimizden
farkl, gerek demokrasiye sahip olduklarnn kant olarak
gsterdiler." Dilini damana vurdu: "Yanldklarndan o kadar
da emin deilim. "
"mparatorluun kurulmas acayip bir iddia kard ortaya,"
dedi Harrison dnceli dnceli. "Dnya her zaman hakl,
bin alt yz krk iki gezegense her zaman haksz, hatal."
"Bu yaptn blclk deil mi imdi senin?"
Harrison bir ey demedi. Gleed ona bakt ve dikkatinin
baka yana evrilmi olduunu farketti. Baklarn izleyince
henz ieri girmi bulunan esmer bir kadn grd.
"Ho kadn," diye onaylad Gleed. "ok gen de deil, ok
yal da. ok iman da deil, ok zayf da. Tam kvamnda."
"Onu tanyorum," dedi Harrison ve dikkatini ekmek iin

83
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

elini sallad.
Esmer kadn dkkn hafif admlarla katedip masalarna
oturdu. Harrison tantrd:
"Arkadam, avu Gleed."
"Arthur," diye dzeltti Gleed, kadna gz krparak.
"Benimki Elissa," dedi. "avu nedir?"
"Ayak takmnn bir st gibi bir ey," dedi Gleed. "i
yapacak olanlara emirleri iletiyorum. "
Gzleri kocaman ald kadnn: "nsanlarn gerekten
kendilerine emir verilmesine msaade ettiklerini mi sylemek
istiyorsun?"
"Tabii. Neden olmasn?"
"Bana lgnca geliyor." Baklarn Harrison'a evirdi: "Senin
adn sonsuza dek renemeyeceim galiba, deil mi?"
Harrison bu ihmali aceleyle telafi ederek adn syledi ve
ekledi: "Ama ben James adn sevmiyorum, Jim'i yelerim."
"yleyse Jim olsun."
Kadn dkkna bir gz gezdirdi, tezghn arkasna, teki
masalara bakt: "Matt masanza geldi mi?"
"Evet. Ama bize servis yapmay reddetti."
Omuzlarn silkerek "Onun hakk bu," dedi kadn. "Herkesin
reddetme hakk var. zgrlk bu ite, deil mi?"
"Biz ona isyan deriz," dedi Gleed.
"ocukluk etme," diye paylad kadn. Ayaa kalkt;
giderken, "Siz bekleyin," dedi, "ben gidip Seth'i greyim."

84
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

Kadn sylenenleri duyamayacak kadar uzaklanca Gleed


"Anlamyorum," dedi. "Mezeci dkknndaki o iko herife
baklrsa, onlarn yntemi, bize souk davranarak kstrp
karmak. Ama bu kadn dosta davranyor. O... O..." Durdu,
uygun szc arad; sonra da buldu: "O bir gayri Gand."
"yle deil," diye itiraz etti Harrison. " 'Olmaz!' demek
onlarn hakk. O da bunu yapyor."
"Sahi be! Bunu dnmemitim. Diledikleri gibi kullanabilir,
keyfini karabilirler."
"Tabii," dedi Harrison, sonra sesini alaltt, "ite geliyor!"
Kadn yerine oturdu, san dzeltti ve "Seth bize ahsen
servis yapacak," dedi.
"Bir baka hain," dedi Gleed glmseyerek.
"Bir artla," diye devam etti kadn. "Gitmeden nce siz ikiniz
bekleyip konuacaksnz onunla."
"ok ucuzmu," dedi Harrison. Sonra bir ey geldi aklna ve
sordu: "Bu senin mz iin mec yklendiin anlamna m
geliyor?"
"Sadece kendim iin bir tane."
"Nasl olacak bu?"
"Seth'in kendine zg fikirleri vardr. O da Antigandlar'dan
tekiler kadar holanmyor."
"yleyse?"
"Ama misyoner igds var onda. Btn Antigandlar'a
hayaletmi gibi davranlmas fikrine tmyle katlmyor.
Bunun sadece ikna edilemeyecek kadar inat ve aptal

85
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

olanlara uygulanmas gerektiini dnyor."


Gleed'e glmseyip iini rpertti. "Seth, her zeki Anti
gand'n potansiyel bir Gand olduuna inanyor."
"Gand nedir peki?" diye sordu Harrison.
"Bu dnyada yaayan biri tabii."
"Yani bu ismi nereden bulmu karmlar?"
"Gandhi'den," dedi kadn.
Harrison akn akn kalarn att: "O da neyin nesi?"
"Eski bir Dnyal. Silah icadeden adam."
"Adn hi duymadm."
"Bu beni artmad," dedi kadn.
"yle mi?" Hafif bir fkeyle devam etti Harrison: "Ama unu
sylememe izin ver, biz Dnyallar'n bugn aldmz eitim
de sizinki kadar..."
"Sakin ol Jim," dedi kadn ve ismini Jiiim eklinde
alabildiince yumuak, sakinletirici bir tonla syledi. "Benim
btn sylemek istediim u: Bire on bahse girerim, ad sizin
tarih kitaplarnzdan karlmtr. Size istenmeyen fikirler
alayabilirdi zira, anlyor musun? renme ans
bulamadn bir eyi bilmen beklenemez elbette senden."
"Eer Dnya tarihinin sansrl olduunu sylemek
istiyorsan, buna inanmam."
"nanmay reddetmek senin hakkn. zgrlk bu ite, deil
mi?"
"Bir yere kadar. Bir insann grevleri vardr. Bunlar

86
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

reddetme hakkna sahip deildir. "


"Deil midir?"
Hafif kavisli kalarn hayal krklna uram bir edayla
kaldrd: "Bu grevleri kim tayin ediyor; kendisi mi, baka biri
mi?"
"ou zaman, stleri."
"Hi kimse bir bakasndan stn deildir. Hi kimsenin
bakasnn grevlerini tayin etmeye hakk yoktur." Durdu,
dnceli dnceli ona bakt. "Eer Dnya'da byle aptalca
bir gc kullanan biri varsa, bu yalnzca budalalar ona izin
verdii iindir. Onlar zgrlkten korkuyorlar. Kendilerine
emredilmesini yeliyorlar. Emir almak holarna gidiyor. Ne
adamlar!"
"Seni dinlemek zorunda deilim," diye itiraz ederek sze
girdi Gleed; kay gibi sert yz kzarmt. "Sevimli olduun
kadar mnasebetsizsin de."
"Kendi dncelerinden mi korkuyorsun?" diye inatla direndi
kadn iltifatna hi aldr etmeden.
Gleed'in yz daha da kzard. "Asla! Ama ben..." Sesi
kesildi. Zira Seth dolu tabak getirmi, masaya koymutu.
"Sonra grrz," dedi Seth. Orta boylu, ince hatlyd ve
keskin, fldr fldr oynayan gzleri vard; "Size
syleyeceklerim var."
Yemein bitmesinden az sonra Seth onlara katld. Bir
iskemle ald, yznde biriken nemi sildi, onlara bakt:
"Siz ikiniz iin ne kadarn biliyorsunuz?"
"Tartacak kadar biliyorlar," diye sze girdi Elissa.

87
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Grevlerle bozmular kafay; kim tayin ediyor, kim yerine


getiriyor, filan."
"Haklyz da," dedi Harrison. "Siz kendiniz de grevlerden
kaamazsnz."
"Yani?" diye sordu Seth.
"Bu dnya, dei toku edilen mecburiyetlerden oluan
garip bir sisteme dayanyor. Grevinin ne olduunu bilmezse,
bir insan bir mec'i nasl yerine getirir?"
"Grevin bununla hibir ilgisi yok," dedi Seth. "Eer i bir
grev sorunu haline getirilirse, herkes kendi grevini bilir.
Bunu ona bir bakasnn hatrlatmas ar bir kendini
bilmezliktir, birinin bir bakasna emir vermesi ise
dnlemez bile."
"Bazlarnn rahat yaamann kolayn bulmu olmalar
gerek," diye sze girdi Gleed. "Grebildiim kadaryla onlar
durduracak bir ey de yok. " Szlerine devam etmeden nce
ksa bir sre Seth'i inceledi: "Vicdansz bir vatandala nasl
baa kyorsunuz?"
"Ondan kolay ne var?"
"Aylak Jack'in yksn anlatsana onlara," diye nerdi
Elissa.
"Bir ocuk masal," diye aklad Seth. "Buradaki btn
ocuklar ezbere bilir onu. Klasik bir masaldr o, tpk...
Tpk..." Yzn buruturdu: "lk gelenlerin getirdikleri Dnya
masallarndan bir harf bile kalmam aklmda."
"Krmz apkal Kz," diye yardm etti Harrison.
"Evet," dedi Seth minnetle kabul ederek. "Onun gibi bir ey

88
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

ite." Dudaklarn yalad ve balad: "Bu Aylak Jack


Dnya'dan bebekken geldi, bizim yeni dnyamzda byd,
bizim ekonomik sistemimizi inceledi ve kendisinin ok zeki
olduunu dnd. Ve yazbozcu olmaya karar verdi."
"Yazbozcu nedir?" diye sordu Gleed.
"Mec alarak yaayan ve onlar yerine getirmek ya da kendisi
mec yklemek iin hibir ey yapmayan kii. Bulduu her
eyi alan ama karlnda hibir ey vermeyen kii. "
"Anladm. Onun gibi bir iki kiiye ben de bir zamanlar
rastlamtm."
"On alt yana kadar Jack byle gtrd ii. ocuktu,
biliyorsun. Btn ocuklar bir lde yazbozculua eilim
duyarlar. Bunu biliriz, ho da grrz. On alt yandan sonra
ba derde girdi hemen."
"Nasl?" diye merakla sordu Harrison. lgisini
gizleyemiyordu.
"Kasabada dolanp kucak dolusu mec toplad. Sadece
istemek suretiyle yiyecekler, giysiler ald; alabilecei hereyi
ald. Byk bir kasaba deil buras. Bu gezegende byk
kasaba yok zaten. Hepsi de herkesin birbirini tanyabilecei
kadar kk yerler. Ve de herkes bol bol gevezelik eder
buralarda. drt aya kalmadan btn kasaba Jack'in
mseccel bir yazbozcu olduunu rendi. "
"Devam et," dedi Harrison gittike sabrszlanarak.
"Sonunda deniz bitti," dedi Seth. "Jack nereye gitse insanlar
ona "Olmaz!" demeye baladlar. zgrlk bu ite, deil mi?
Yiyecek, giyecek, elence, arkada, hibir ey bulamaz oldu.
ok gemeden korkun ackt. Bir gece birinin kilerine girdi,

89
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

bir haftadr yiyebildii ilk drt ba mamur yemei yedi."


"Ne yaptlar?"
"Hibir ey. Hibir ey."
"Bu ona eni konu cesaret vermitir, deil mi?"
"Nasl verebilir?" diye sordu Seth ince bir glmseyile.
"Ona hibir yarar olmad. Ertesi gn karn yeniden ackt.
Ayn numaray tekrarlamas gerekti. Ve ertesi gn, bir
sonraki gn. nsanlar fkelenmeye, kaplarn kilitlemeye
mallarna gz kulak olmaya baladlar. Giderek daha da
zorlat durum. Sonunda ylesine dayanlmaz bir hal ald ki,
kasabay terkedip bir baka kasabay denemek ok daha
kolay oldu. Bylece Aylak Jack ekti gitti."
"Ayn eyi tekrarlamak iin," dedi Harrison.
"Ayn nedenlerden ayn sonulara ulamak iin," diye
karlk verdi Seth. "nc, drdnc, beinci, yirminci
kasabaya gitti. Kafaszlaacak kadar inatyd."
"Sadece yer deitirme pahasna her eyi elde etmeye
devam ediyordu," diye yorum yapt Harrison.
"Hayr, etmiyordu. Dediim gibi bizim kasabalar kk
birimlerdir. Ve insanlar sk sk birinden tekine gider gelirler.
ki numaral kasabada Jack, bir numaral kasabadan gelmi
biri tarafndan grlmek, konuulmak riskiyle kar
karyayd. Giderek durum daha da ktleti. Yirmincide,
daha nceki on dokuz kasabadan gelmi geveze ziyaretilerle
karlama ihtimalini gze almak zorundayd." Seth ne
doru eildi ve vurgulad: "Yirmi sekizinci kasabaya asla ayak
basmad."
"Basmad m?"

90
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Yirmi be numarada iki hafta geirdi, yirmi altda sekiz gn,


yirmi yedide bir gn. Bu hemen hemen sondu. "
"Sonra ne yapt?"
"Krlara gitti, bitki kkleri ve yabani ilek yiyerek yaamaya
alt. Sonra da ortadan kayboldu. Bir gn oradan geenler
bir aata sallanr buldular onu. Bir deri bir kemik kalm
vcudu paavralar iindeydi. Yalnzlk ve kendini ihmal
ldrd onu. te, yazbozcu Aylak Jack buydu. Yirmi yanda
bile yoktu ldnde."
"Biz," dedi Gleed, "Dnya'da insanlar srf tembel olduklar
iin asmayz."
"Biz de," dedi Seth. "Gidip kendilerini asmalar iin serbest
brakrz onlar." Ters ters bakt ve konumay srdrd:
"Ama bu sizi kayglandrmasn. Ben mrm boyunca
bylesine kt bir sona srklenen kimseyi grmedim en
azndan; duymadm da. nsanlar kendi mec'lerini herhangi bir
grev duygusundan deil bir ekonomi sorunu olarak kabul
edip karlm dyorlar. Hi kimse kimseye emir vermez,
kimse kimseyi oraya buraya kaktrmaz. Ama bu gezegenin
yaam koullarna uygun olarak konulmu bir tr zorunluluk
vardr. nsanlar drst hareket ederler, ya da ac ekerler.
Hi kimse ac ekmekten zevk almaz, bir budala bile."
"Evet, sanrm haklsn," dedi Harrison, duyduklarn akl
terazisine vurarak.
"Yerden ge kadar haklym," diye temin etti Seth. "Ama
benim sizinle konumak istediim daha nemli bir ey var:
Hayattaki gerek arzunuz, tutkunuz nedir?"
Gleed hi tereddt etmeden "Bir arala uzay yollarnda fink
atmak," dedi.

91
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Benimki de," diye katld Harrison.


"Ben de bunu tahmin etmitim. Seiminiz bu olmasa uzay
hizmetinde bulunmazdnz. Ama orada sonsuza dek
kalamazsnz. Btn iyi eylerin bir sonu vardr. O zaman ne
olacak?"
Harrison tedirgin tedirgin kprdad: "Onu dnmyorum
bile."
"Gnn birinde dnmeniz gerekecek," diye dikkatini ekti
Seth. "Ne kadar vaktiniz var?"
"Drt buuk Dnya yl."
Seth'in baklar Gleed'e dnd:
" Dnya yl."
"Pek uzun deil," diye yorumlad Seth. "Pek fazla vaktiniz
kaldn sanmyordum zaten. Bu derinlie inen bir uzay
gemisinin mrettebatnn ounlukla srelerinin sonuna
yaklaan kdemlilerden olumas emin bir yoldur. Tecrbeli
eller idaresi zor iler iin seilir. Geminiz yeniden Dnyaya
indiinde mrettebatn pek ou yolun sonuna gelmi
olacaktr, yle deil mi?"
"Benim iin yle," diye kabullendi Gleed, bu dnceden pek
de memnun olmadan.
"Zaman... Yan ilerledike daha abuk geer. Gene de
grevden ayrldnda nispeten gen olacaksn." Belli belirsiz,
alayc bir glmseyi belirdi yznde: "Sanrm o zaman zel
bir uzay aracn olacak ve keyfince uzayda dolamaya devam
edeceksin. "
"Olanaksz," dedi Gleed. "En zengin adamn edinebilecei

92
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

ey bir Ay Sandaldr. Samanyoluna Blieder hzyla gitmeye


altktan sonra, bir gezegenle uydusu arasnda gidip gelmek
hi de zevkli deil. En kk uzay teknesi, en zenginlerin bile
alm gcnn stndedir. Sadece hkmetlerin gc
yetebilir."
" Hkmetler den kastnz insan topluluklar mdr?"
"Bir bakma."
"Pekl, yleyse uzayda gezinme gnleriniz sona erdiinde
ne yapacaksnz?"
"Ben bu Yelkenkulak gibi deilim," dedi Gleed
baparmayla Harrison' iaret ederek. "Ben bir askerim,
teknisyen deilim. Bu yzden benim seimim, ksr
niteliklerim yznden snrldr." enesini ovuturdu. Dalgn
grnyordu: "Ben bir iftlikte doup bydm. iftilik
hakknda epey ey biliyorum. Bu nedenle kk bir iftlik
sahibi olup yerlemek isterdim."
"Becerebileceine inanyor musun?" diye sordu Seth onu
dikkatle szerek.
"Falder ya da Hygeia'da yahut Norton'un Pembe Cenneti'nde
veya bir baka gelimemi gezegende. Ama Dnya'da deil.
Birikimlerim yetmez. Dnya'daki fiyatlarn yarsna bile
eriemem."
"Yani yeterince mec istifleyemediini mi sylemek
istiyorsun?"
"Evet," dedi Gleed skntl bir edayla. "Bir metre boyunda
bembeyaz sakalm olana kadar biriktirsem gene yetmez."
"Demek uzun sre sadakatle hizmet etmenin Dnya'daki
dl bu: Yreindeki arzudan vazge, ya da defol git!"

93
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Kapa eneni!"
"Olmaz!" dedi Seth. Daha ok eilip yaklat ona:
"ki yz bin Gand'n bu dnyaya neden geldiini sanyorsun?
Doukhobor'lar Hygeia'ya, Quaker'lar Centauri B'ye ve btn
tekiler kendi setikleri yerlere? Zira Dnya'nn iyi
vatandala verdii dl bu: ie koyul ya da defol git
eklindeki kesin emir. Biz de defolup gittik."
"ok da iyi olmu," diye sze girdi Elissa. "Tarih
kitaplarmza baklrsa, Dnya korkun ekilde
kalabalklamt. Biz ekip gittik ve rahatlattk."
"Bu konumuz dnda," diye azarlad onu Seth ve Gleed'le
konumaya devam etti: "Bir iftlik istiyorsun. ok istemene
ramen Dnya da sahip olamazsn. Dnya "Hayr! Defol!"
diyor. Bu yzden bir baka yerde olmas gerek."
Enine boyuna dnmek iin biraz durdu, sonra, "Burada
olabilir," dedi, "istemen yeter!" Parman aklatt: "ite
byle!"
"Beni kandramazsn," dedi Gleed, kandrlmaya tene bir
yz ifadesiyle. "Nerede bu bolluk?"
"Bu gezegende her toprak paras, onu elinde tutana ve
kullanana aittir. Kullanmay srdrd srece hi kimse
onun hakkn tartamaz. Btn yapacan, evreyi aratrp
kullanlmayan uygun bir toprak bulmak ve onu kullanmaya
balamak. Byle topraklar da pek oktur. Kullanmaya
baladn andan itibaren oras enindir. Onu kullanmaktan
vazgeip gittiin andan itibaren de oras almak isteyen
herhangi bir kimsenin olur."
Gleed duyduklarna inanamaz bir haldeydi: "Ey yaan

94
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

gktalar!"
"Dahas, eer evrene yeterince uzun bir sre bakp
aratrrsan ve gerekten anslysan," diye devam etti Seth,
"lm, hastalk, baka bir yere gitme istei ya da baka
erdemli nedenler yznden terkedilmi bir iftlii ilk isteyen
kii de olabilirsin. Bu durumda, iftlik evi, st sam barakas,
ahrlar ve dier donanmlaryla nceden ksmen hazrlanm
bir topraa sahip olabilirsin. Ve o toprak senin, her eyiyle
senin olur."
"nceki sahiplerine borcum ne olacak?" diye sordu Gleed.
"Hibir ey. Bir mec bile olmayacak. Neden borlu olasn ki?
Eer lp gmlmediyse, ayn derecede bedava baka bir
ey iin oray brakp gitmitir zaten. Hem gelirken, hem
giderken iki yanl yarar salayamaz."
"Bana anlamsz geliyor. Bir yerde bir engel vardr. Bir yerde
dnya kadar nakit para dkmem, ya da bir sr mec
yklenmem gerekecek."
"Elbette. Bir iftlik kuruyorsun. Yerli halktan birtakm
insanlar bir ev yapmana yardm edecek. Sana ar mec'ler
bindirecekler. Marangoz, nmzdeki iki yl boyunca ailesi
iin iftliin rnnden isteyecek. Sen de vereceksin, bylece
o mec'ini yerine getirmi olacaksn. Ona fazladan iki yl daha
vermeye devam edecek, bu suretle de mec yklemi
olacaksn. itlerin onarlmasn ilk kez istediinde, ya da
baka gerekli bir iin yaplmas gerektiinde gelip bunlar
yaparak ona yklediin o mec'leri yerine getirmi, demi
olacak. Bu suretle sana ham madde, tohum ve makine
salayan, ya da senin getir gtr ilerini yapanlar da dhil
btn herkesle bu minval zre ilikilerini srdreceksin."

95
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Hepsi de st ve patates istemeyecekler ya," dedi Gleed.


"Patatesten neyi kastettiini anlamadm. Hi duymadm yle
bir ey."
"stedii btn iftlik rnn baka bir yerden salayan
biriyle nasl deeceim?"
"Kolay," dedi Seth. "Bir tenekeci sana eitli yayklar
yapacaktr. O yiyecek istemez. O tm gereksinimini baka bir
kaynaktan salyordur. Kars ve kz ok imandrlar ve
rejimdedirler. Senin iftliinden gelecek bir sepetin dncesi
bile onlar dehete drr."
"Ee?"
"Ama bu tenekecinin terzisi ya da ayakkab tamircisinin ona
ykledii ve onun yerine getirme ans bulamad mec'leri
vardr. Bu yzden onlar sana gnderir, imknn olur olmaz,
terziye ya da ayakkab tamircisine mec'lerin yerine
getirilmesi iin gereksinim duyduklar eyleri verirsin. Bylece
tenekecinin mec'leri de seninkilerle birlikte denir gider." Her
zamanki yarm glmseyiiyle glmsedi ve ekledi: "Ve
herkes mutlu olur."
Gleed kalarn atarak derin derin dnd. "Beni batan
karyorsun. Bunu yapmaman gerekir. Bir uzay adamn
sadakatinden vazgeirmeye almak ar cezalk bir sutur.
syana teviktir. Dnya isyana kar ok sert davranr."
"ok umurumda," dedi Seth hor gren bir edayla burnunu
ekip. "Burada Gand hukuku geerlidir."
"Btn yapacan," dedi Elissa tatl bir kandrclkla, "kendi
kendine gemiye geri dnmen gerektiini, bunun grevin
olduunu, ne geminin, ne de Dnya'nn sensiz yapabileceini

96
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

sylemek."
Bir sa buklesini geriye att: "Sonra da zgr bir birey ol ve
Olmaz!' de."
"Diri diri derimi yzerler benim. Bidworthy de bu ileme
bizzat nezaret eder."
"Sanmyorum," dedi Seth. "Bu Bidworthyki, onun neeli bir
adamdan baka bir ey olduunu dnemiyorum seninle ve
mrettebatnn kalan ksmyla ayn kavakta duruyor.
nndeki yol ikiye ayrlyor. Ya birine, ya da tekine gidecek,
bir nc seenek yok. Er ya da ge sla hasretiyle yanp
tutuacak, dudaklarn yiyerek geri dnecek ya da bir
kamyonla dolap senin stn datacak. Zira yreinin ta
derininde olan, hep yapmak istedii ey de bu ite."
"Onu benim kadar tanmazsn," diye homurdand Gleed. "Bir
pire iin yorgan yakar o."
"Garip," dedi Harrison. "Bugne kadar, ben de senin iin
ayn eyi dnyordum."
"Grev banda deilim," dedi Gleed, sanki bu her eyi
aklarm gibi. "Geveyip rahatlayabilir, benliimin i saatleri
dnda avarelik etmesine izin verebilirim." Ayaa kalkt,
enesini dikletirdi. "Ama greve geri dnyorum. Hemen
imdi!"
"Yarm gn batmna dek grev ba yapmak zorunda
deilsin," diye kar kt Harrison.
"Belki deilim. Ama gene de dnyorum."
Elissa azn at. Seth'in dirseiyle drtmesi zerine kapad.
ylece suskun oturdu. Gleed'in kararl bir tavrla kp
gitmesini seyrettiler.

97
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"yiye iaret," yorumunu yapt Seth, garip bir biimde


kendinden emin. "En zayf yerine bir darbe yedi."
Hafife kkrdad, Harrison'a dnd: "Senin en derin arzun
nedir?"
"Yemek iin teekkrler. Gzel bir yemekti; buna ihtiyacm
varm." Harrison ayaa kalkt, belirgin bir biimde
skntlyd. Kapya dnd. "Gidip yetieyim ona. Eer gemiye
geri dnyorsa, sanrm benim de dnmem gerekir."
Seth tekrar Elissa'y dirseiyle drtt. Harrison dar kp
kapy arkasndan dikkatle kapatrken hibir ey demediler.
"Koyunlar," dedi Elissa, sebepsiz bir d krklyla. "Biri
gitti mi teki de peinden gidiyor. Tpk koyunlar gibi."
"yle deil," dedi Seth. "Onlar ayn dncedeler, ayn
heyecanlarla hareket eden insanlar, tpk koyunlukla hi ilgisi
olmayan bizim atalarmz gibi. "
skemlenin stnde dnd ve Matt'e iaret ederek "Bize iki
imak getir," dedi. Sonra Elissa'ya, "Bence bu gemi buralarda
ok uzun sre kalamayacak," dedi.

98
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

BLM VI

Sava gemisinin hoparlrnden emredici bir ses ykseldi:


"Fanshaw, Folsom, Garson, Gleed, Gregory, Haines,
Harrison..." Ve alfabenin kalan harfleri srayla devam etti.
Adamlar birer ikier geitler, kprler, koridorlar boyunca
ba taraftaki harita odasna aktlar. Odann nnde minik
kmeler halinde toplanp alak sesle konuarak, koridor
boyunca acayip konuma krntlarnn yanklanmasna yol
atlar.
"Bize Skib'den baka bir ey sylemiyorlar. Bir sre sonra
bkp usanyorsun."
"Bizim yaptmz gibi dalarak dolamalydnz. D
mahallelerdeki o gsteri yerinde, bir Dnyal'nn neye
benzediini bilmiyorlard. Ben hemen girdim ieri ve
oturdum."
"Meakin'i duydunuz mu? Akan bir aty onard, karlnda
bir ie duble dit'i yeledi ve snger gibi hepsini iti bitirdi.
Onu bulduumuzda pestil gibi yatyordu. Tayp getirmek
zorunda kaldk."
"Baz herifler ok ansl oluyor. Bizse nereye gittiysek
sepetlendik. nsan ok bozuluyor dorusu."
"Dediim gibi ayrlmalydnz."
"ocuklarn bir yars hl bir yerlerde yatyor olmallar.
Henz dnmediler."

99
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Grayder ldracak. Zamannda haberi olsayd sabahki ikinci


grubu gndermezdi."
Arada bir kinci Kaptan Morgan ban harita odasnn
kapsndan karyor ve hoparlrden bir ad aryordu. ou
zaman cevap kmyordu.
"Harrison!" diye bard.
Yznde akn bir ifadeyle ieri girdi Harrison. Kaptan
Grayder oradayd. Bir masaya oturmu nndeki listeyi
inceliyordu huysuz huysuz. Albay Shelton dimdik ve kaskat
duruyordu yannda. Onun biraz arkasnda da Binba Hame
duruyordu. Her ikisinin yznde de, musluku damlayan yeri
ararken ykselen pis kokuya katlananlarn skntl ifadesi
vard.
Ekselanslar masann nnde ar admlarla ileri geri
yryor, boynunu ksm homurdanyordu:
"Sadece be gn oldu ama bozulma balad bile."
Harrison ieri girdiinde dnd ve ate pskrd: "Demek
sizsiniz baym, izinden ne zaman dndnz?"
"Bitiminden bir akam nce efendim."
"Demek vaktinden nce, yle mi? lgin dorusu. Lastiiniz
filan m patlad?"
"Hayr efendim. Bisikletimi gtrmedim."
"yi bari," diye onaylad Bykeli. "Eer gtrseydin imdi
bin mil uzakta, abalayp duruyor olurdun."
"Neden efendim?"
"Neden? Neden diye soruyor bana! Benim kesinlikle bilmek

100
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

istediim de bu ite: Neden?" Biraz kprdkten sonra


sordu: "Kasabaya tek bana m gittin, yoksa biriyle birlikte
mi?"
"avu Gleed'le gittim efendim."
"arn onu," diye emretti Bykeli Morgan'a bakp.
Morgan itaatkr bir biimde kapy ap seslendi:
"Gleed! Gleed!"
Hi cevap yoktu.
Tekrar denedi ama bouna. Tekrar hoparlre bavurdular.
avu Gleed orada hazr bulunanlar arasnda olmay
reddetmiti.
"Dnd deftere kaydedilmi mi?"
Grayder listesini kontrol etti.
"Erken gelmi. Vaktinden yirmi drt saat nce. Belki de bu
sabahki ikinci izinli grubuyla gizlice savumu, deftere
kaydetmemitir. Bu ifte sutur. "
"Eer gemide deilse dardadr. Su ya da deil."
"Evet ekselanslar."
Kaptan Grayder'de biraz bezginlik grlyordu.
"GLEED!" diye avaz avaz bard Morgan kapnn nnde.
Bir an sonra da ban ieri soktu ve "Ekselanslar," dedi,
"adamlardan biri avu Gleed'in gemide olmadn, zira ksa
bir sre nce onu kasabada grdn sylyor."
"eri gnder onu!" Bykeli Harrison'a sabrsz bir el
hareketi yapt: "Olduun yerde kal ve u akn kulaklarn

101
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

sallama. Seninle iimiz bitmedi daha. "


Uzun boylu, sska bir teknisyen ieri girdi, etrafa bir gz
gezdirdi, omuzu kalabalklar yznden biraz rkmt.
"avu Gleed hakknda ne biliyorsun?" diye sordu Bykeli.
teki dudaklarn yalad, kaybolan adamdan sz ettii iin
zlme benziyordu. "yle. Hametmeap..."
"Bana efendim, de!"
"Evet efendim."
Daha bir sindi, tedirgin bakt evresine:
"Ben bu sabah erkenden ikinci partiyle dar ktm. Midem
yaramazlk yapt iin iki saat nce geri dndm. Yolda
avu Gleed'i grdm, konutum."
"Nerede? Ne zaman?"
"Kasabada efendim. O byk uzun yol arabalarndan birinde
oturuyordu. Biraz acayip geldi bana."
"Sadede gel adam! Ne dedi sana, eer bir ey sylediyse
tabii?"
"Pek fazla deil efendim. Bir ey yznden pek neeli
grnyordu. Yz dnm tarlayla uramak zorunda olan bir
gen duldan sz etti. Birisi ondan sz etmi, o da bir gidip
bakaym demi."
Tereddt etti, iki adm geri gitti, ekledi: "Dedi ki, ya onu
zincire vurulmu olarak grrmm, ya da hi
gremezmiim."
"Sizin adamlarnzdan biri," dedi Bykeli Albay Shelton'a.
"Bir asker, szde sk disiplinli. Uzun sre hizmeti olan,

102
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

eridi ve kaybedecek bir emeklilii olan biri." Dikkati yeniden


haberi verene dnd: "Tam nereye gittiini syledi mi?"
"Hayr efendim. Sordum ama srtt ve sadece 'Skib!' dedi.
Ben de gemiye dndm."
"Pekl. Gidebilirsin."
Ekselanslar onun gidiini seyretti, sonra da Harrison'a: "Sen
de birinci grupta mydn?" diye sordu.
"Evet efendim."
"Bak sana bir ey syleyeyim baym. Drt yz yirmi kii
gitti, sadece iki yz dnd. Bunlardan krk sarholuun
farkl aamalarndayd. On tanesi kodeste srekli koro halinde
'Olmaz!' diye avaz avaz baryor. Aylncaya kadar
baracaklarndan hi kuku yok."
Sanki bunun sorumlusu bizzat o muhteremmi gibi
Harrison' dikkatle szd ve devam etti: "Bunda mantk d
bir ey var. Sarholar anlayabilirim. Karaya ayak bastklar
ilk gn kendilerini datan birka kii her zaman olur. Ama
geri dnmek tenezzlnde bulunan iki yz kiiden yars tpk
senin gibi vaktinden nce dnd. Gerekeleri aynyd: Kasaba
dosta davranmamt, onlara hayaletmiler gibi muamele
etmi, bezdirmiti."
Harrison hi yorum yapmad.
"Bu yzden birbirine taban tabana zt iki tepkiyle kar
karyayz," diye yaknd Bykeli. "Bir grup adam
kasabann iren derecede baya olduunu, bu nedenle
gemiye geri dnmeyi yelediklerini sylyorlar. Dier bir
grupsa son derece misafirperverlik grdklerini sylyorlar
ve ya duble dit dedikleri bir eyle tka basa dolduruyorlar

103
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

karnlarn, ya da ayk kalyor ve grevlerini terkediyorlar. Bir


aklama istiyorum. Bir yerlerde bunun bir aklamas olmal.
Sen bu kasabaya iki kez gittin. Bize ne syleyebilirsin?"
Harrison dikkatlice cevap verdi: "Her ey bir Dnyal olarak
damgalanp damgalanmadnza bal. Ayn zamanda bu,
karlatnz Gandlar'n sizi kandrmak isteyenlerden mi,
yoksa bandan savmak isteyenlerden mi olduuna da bal."
Bir an dnd, sonra bitirdi szlerini: "niformalar da ele
veriyor insan."
"Yani niformaya kar ar duyarllar m demek istiyorsun?"
"Aa yukar, efendim."
"Nedeni hakknda bir fikrin var m?"
"Emin deilim, efendim. Henz onlar hakknda yeterli bilgi
sahibi deilim. Sadece bir tahmin. Sanyorum niformalar
atalarnn kat Dnya'daki rejimle zdeletirmeleri
retilmi onlara."
"Hibir eyden kamadlar," diye alay etti Bykeli.
"Dnyallar'n icatlarnn nimetlerini, tekniklerini ve imalat
becerilerini gaspettiler ve daha rahat hareket edebilecekleri
baka yerlere gittiler." Harrison'a ters ters bakt: "Onlarn
hibiri niforma giymiyor mu?"
"niforma diyebileceim bir ey grmedim. Bireyselliklerini
gstermek iin at kuyruundan, pembe izmelere varncaya
dek holarna giden her eyi giymekten zevk alyormu gibi
grnyorlar. Aynlktan gerekten nefret ediyorlar. Bunun
itaate zorlayc, alaltc olduunu dnyorlar."
"Onlara Gandlar diyorsun. Bu ad nereden bulup
karmlar?"

104
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

Harrison anlatt. Bunu yaparken Elissa"nn bu aklamay


yapn dnd. Hayalinde onu grebiliyordu imdi. Ve
Seth'in dkknn, masalar, tezghn ardndan ykselen
buhar ve arka taraftan gelen az sulandrc kokular. imdi
o sahneyi hayal ettiinde, geminin hibir zaman sahip
olmad, anlalmas zor ama elzem bir ey somutlaarak
ortaya kyordu.
"Ve bu kimse," diye bitirdi cmlesini, "Silah adn verdikleri
eyi icat etmi."
"Hmm! Ve onun Dnyal olduunu iddia ediyorlar? Neye
benziyor? Bir resmini ya da heykelini grdn m?"
"Heykel dikmiyorlar efendim. Hi kimsenin bir bakasndan
stn olmadm sylyorlar."
"Laf!" dedi Bykeli tokat atar gibi bir edayla ve igdsel
bir biimde bu gr reddederek. "Bu harika silahn tarihin
hangi dneminde kullanldm sormak aklna geldi mi?"
"Hayr efendim," diye itiraf etti Harrison. "nemli olacan
dnmedim."
"Dnemezdin. Bazlarnz, uykusunda gezen bir Callistrian
kaplumbaasn bile yakalayamayacak kadar geri zekl. Uzay
adam olarak yeteneklerini eletirmiyorum ama haber
toplama grevlisi olarak bir hisin."
"zr dilerim efendim, " dedi Harrison.
zr dilemek mi? Pis herif! dedi zihninin derinliklerinde bir
ses. O sadece, debelense bile bir mec'i yerine getiremeyecek
azametli bir iko. Senden daha iyi deil. Hygei'da caka satan
plak olanlar i gbei yznden senin kadar iyi olmadn
bile iddia edebilirler. Gene de sen onun i gbeine

105
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

bakmaya ve "Efendim", "zr dilerim" demeye devam


ediyorsun. Senin bisikletine binmeye kalksa on metre
gitmeden der. Git suratna tkr ve "Olmaz" de.
Korkmuyorsun, yle deil mi?
Yksek sesle ve kesin bir tavrla "Hayr " dedi Harrison.
Kaptan Grayder ona bakt ve, "Soru daha sorulmadan cevap
vermeye baladysan bir doktora grnmende yarar var.
Yoksa gemide telepati yeteneine sahip biri mi var?" diye
sordu.
"Dnyordum," diye aklamada bulundu Harrison.

106
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

BLM VII

"Bunu onaylyorum," dedi Ekselanslar. Duvardaki raftan iki


kaln cilt ald, hzl hzl sayfalarn evirmeye balad. "Frsat
bulduka bol bol dn, bir alkanlk halini alacaktr bu.
Zamanla giderek daha kolay olacaktr. Hatta bir gn bunu
zahmetsizce yapar hale bile gelebilirsin."
Kitaplar yerine koydu, baka iki tane ekti ald ve dirseinin
dibinde duran Binba Hame'e dnp "Askeri bir mzede
payandayla duran bir kalnt gibi camlam gzlerle durma
orada," dedi. "Bu da gibi bilgiyle baedebilmem iin bana
yardm et. Gandhi'yi istiyorum. yz ila bin Dnya yl
arasnda bir yerlerde. "
Hame canland, kitaplar uzatmaya balad. Albay Shelton
da yle yapt. Kaptan Grayder masasnda oturdu ve
kaybettii mrettebatnn ardndan yas tutmaya devam etti.
"Hah, ite burada! Drtyetmi yl nce."
Ekselanslar basl satrlarda gezdirdi tombul parman.
"Gandhi, bazen Bapu veya Baba olarak da geer; Hindistan
vatanda. Siyaseti filozof. Sivil itaatsizlik adi verilen masum
bir yntemle otoriteye kar kt. Son kalntlar Byk
Patlama'yla ortadan kalkt, ama temas kurulamayan baz
gezegenlerde hl devam ediyor olabilir."
Grayder kuru bir sesle yorum yapt: "Belli ki ediyor."
"Sivil itaatsizlik," diye tekrarlad Bykeli gzlerini

107
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

devirerek. Karman orman olmu bir eyi incelemeye alan


birinin havas iindeydi. "Toplumsal bir rgtlenmenin temeli
bu olamaz. Yrmez ki."
"Yryor," diye iddia etti Harrison, "efendim" demeyi
unutarak.
"Beni yalanlyor musunuz baym?"
"Bir gerei ortaya koyuyorum."
"Ekselanslar," diye balad Grayder, "bence..."
"Bunu bana brak." Yz kzaran Bykeli elini sallayarak
onu susturdu. fkeli baklar Harrison'a dikili kald.
"Sosyoekonomik sorunlar konusunda bir uzman olmaktan ok
uzaksn. Bunu kafana bir iyice yerletir baym. Senin apnda
kim olsa yzeysel grne aldanabilir."
"Yryor," diye srar etti Harrison.
Bu inadnn nereden geldiine kendisi de ayordu.
"Senin sama bisikletin de yryor. Bir bisiklet zeks var
sende. "
Birden Harrison'n iinde bir ey atrdad ve kendi sesine
benzeyen bir ses "Yok canm!" dedi. Bu olaanst olaydan
ok aran Harrison kulaklarn oynatt.
"Bu neydi baym?"
Artk okun yaydan ktn dnerek "Yok canm!" diye
tekrarlad.
Kpkrmz olan Bykeli'den nce davranan Kaptan
Grayder ayaa kalkt ve yetkisini kulland: "Baka izin
listelerine eer varsa baklmakszn yeni bir emre kadar

108
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

gemide hapissin. imdi defol!"


Dar kt. Kafas frl frl dnyordu ama ruhu garip bir
biimde honuttu halinden. Darda kinci Kaptan Morgan
fkeyle bakt yzne.
"Senin gibi adamlar orada yle bir hafta reklenip kalrlarsa
benim bu isim listesini tamamlamam ne kadar srer
sanyorsun?" fkeyle homurdand, ellerini aznn evresinde
boru gibi yapp seslendi:
"mit! mit!" (Hope! Hope!)
Hi cevap kmad.
"mit yok," dedi akac biri.
"Bu garip ite," diye dudak bkt Morgan. "Bakn nasl
tepeden trnaa tir tir titriyorum." Tekrar ellerini aznda
boru gibi yapt ve sonraki ismi seslendi:
"Hyland! Hyland!"
Cevap yoktu.
Uzun, yorucu, skc drt gn daha geti. Sava gemisi,
at ve hl iinde durduu ukurda toplam dokuz gn
geirmi oldu bylece.
Gemide sorun vard. Srekli ertelenen nc ve drdnc
izin grubundakiler sabrsz ve sinirliydiler.
"Morgan bu sabah ona nc isim listesini tekrar gtrd.
Sonu ayn. Grayder bu dnyann dmanca olarak
nitelenemeyeceini ve serbeste hareket etme hakkna sahip
olduumuzu kabul etti."
"Neden u kahrolas kitaba uymuyor? Uzay Komisyonu, onu

109
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

gzard ettii iin asabilir kendisini." "Ayn mazeret. zinleri


kaldrmadn, sadece ertelediini sylyor.
eytanca bir bahane, deil mi? Kaybolan adamlar geri gelir
gelmez izinleri derhal ileme koyacan sylyor."
"Hibir zaman olmayabilir bu. Allahn cezas, benim
zamanm gaspetmek iin onlar bahane olarak kullanyor."
Gl ve meru bir ikyetti bu. Ne kadar geni olursa
olsun, srekli titreyen bir iede haftalar, aylar, yllarca
kapal kalmak, nispeten ksa bir sre iin bile olsa, sonunda
salverilmeyi gerektirir, insanlarn temiz havaya, iyi topraa,
geni, net izgilerle belirlenmi ufka, ismi cismi belli
yiyecee, diilie, yeni yzlere gereksinimi vardr.
"Tam evreyi gezip tozmann, keyfetmenin yolunu
yntemini rendiimiz zaman vatana dnmek zere gemiyi
yola karacaktr, iin srr, sivil giysiler giyip Gandlar gibi
davranmakta. Birinci izin grubundaki ocuklar bile tekrar
denemeye hazrlar."
"Grayder bunu gze alamaz. Zaten ok adam kaybetti. Bir
grubun daha izne kmas mevcudu yarya indirir ve gemiyi
kaldrp geri gtrecek sayda mrettebat bile bulamaz.
Bu houna gider mi?"
"Yas da tutmam."
"Brokratlar eitebilir. Zamannda o adamlar da baz drst
iler yapmlardr belki."
" yl ister. Seni eitmek o kadar srmt, deil mi?"
Harrison elinde kk bir zarfla geldi, ilerinden onu
grr grmez sylenmeye balad:

110
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Hametmeaplarna emkirip, tpk bizim gibi gemide kapal


kalma cezasna arptrlana bakn!"
"Benim houma giden de bu ite," dedi Harrison. "Bir
nedenle kapatlmak, sebepsiz yere kapatlmaktan daha
iyidir."
"ok uzun srmeyecek, greceksin! Sonsuza dek szlanp
duracak deiliz burada. ok yakn zamanda bir eyler
yapacaz."
"Ne gibi?"
"Bir eyler dnyoruz," diye karlk verdi teki, bu kadar
abuk stne varlmasndan honutsuz. Zarf farketti. "Nedir
o elindeki? Gnlk posta m?"
"Tam stne bastn," dedi Harrison.
"ine bak. Merakl deilimdir ben. Ban daha ok derde
girdi sandm. Siz mhendisler genellikle bu kt zmbrtlarn
nce alrsnz."
"Mektup bu yahu," dedi Harrison.
"Hadi canm, evrenin bu kesinde hi kimse mektup
almaz."
"Ben alrm."
"Nasl aldn?"
"Bir saat nce kasabadan Worrall getirdi. Benim arkadam
ona yemek yedirmi, yklendii mec'i yerine getirmek iin de
mektubu ulatrmasn istemiler ondan." ri kulan ekti:
"Nfuz; sizin ihtiyacnz olan ey bu ite!"
Bir tanesi skntl bir yzle sordu:

111
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

"Worrall'n gemiden uzakta ne ii varm? Ayrcal m var


onun?"
"Bir bakma. Evli, ocuklu."
"Ee n'olmu yani?"
"Bykeli, baz kimselere tekilerden daha fazla
gvenilebilecei grnde. Kaybedecek ok eyleri
olduundan ortadan kaybolma olaslklar az. Bu yzden
birka kii seildi ve kaybolan adamlar hakknda bilgi
toplamak zere kasabaya gnderildi."
"Bir ey bulabilmiler mi bari?"
"ok deil. Worrall boa zaman harcamak diyor. urada
burada adamlarmzdan birkana rastlam, onlar geri
dnmeye ikna etmeye alm ama hepsi de 'Olmaz!'
demiler. Btn Gandlar 'Skib!' diyorlar. te bu kadar."
"Bunda bir ey olmal," dedi ilerinden bir tanesi dnceli
dnceli. "Gidip kendim grmek isterdim."
"Grayder'in de korktuu bu ite."
"Eer ksa srede makul davranr hale gelmezse sayemizde
kayglanacak ok ey bulacak. Sabrmz tkenmek zere."
"Asice laflar bunlar," diye knad Harrison, ban sallayp;
zgn grnyordu. "Beni artyorsun."
Koridor boyunca yrd, kabinine geldi. Zarfa bir gz att.
indeki yaz bir kadna ait olabilirdi. yle olmasn mit etti.
Zarf yrtp at ve bakt. Umduu gibi deildi.
Gleed'in imzasn tayan tezkerede unlar yazlyd: "Nerede
olduum, ne yaptm nemli deil. Bu mektup yanl ellere
geebilir. Sana btn syleyeceim, daha fazla bilgi edinmek

112
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

iin uygun bir sre beklemen kaydyla harika bir ey


ayarlayacamdr. tesi sana bal."
"Haa?" Harrison ranzasnda geriye doru yasland, mektubu
a daha yakn tuttu:
"Bo bir dkkn ileten ufak tefek iko bir adam buldum.
Orada ylece oturup bekliyor. Sonra, igal etmek suretiyle
oraya sahip olduunu rendim. ki toplu makaralar "u
pervaneli bisikletlerden" yapan bir fabrika adna iletiyor
orasn. Onlar dkkn yerel sat ve servis istasyonu olarak
iletecek birini istiyorlar. Kk iko adama, randevu iin
drt bavuru olmu ama hibiri mhendislik becerisine sahip
deil. Sonunda buray alacak kimse, kasabaya ilevsel bir
mec "her ne demekse" ykleyecek. Neyse, istediin takdirde
buras senin. Aptallk etme. Su harika, atla gitsin."
"Ey yaan gktalar!" dedi Harrison. Gzleri mektubun alt
ksmna iliti.
"Not: Seth sana adresi verecek. Notun Notu: Bu kasaba
senin esmerin memleketi ve o da buraya dnmeyi
dnyor. Kzkardeinin yannda yaamak istiyor; ben de.
Bu kz karde bir lokum."
Tedirgin tedirgin kmldad, ikinci kez batan aa okudu
mektubu. Kalkt, kk kamarasn admlad. mparatorluk
snrlar iinde bin iki yz adet meskn dnya vard. Onlarn
onda birini grmt. Hibir uzay adam hepsini grecek
kadar uzun yaayamazd. Hizmet, evren gruplar arasnda
paylatrlmt, her biri kendi mntkasyla ilgilenirdi.
ou abartl bir sr sylenti bir yana braklrsa, dier
mntkalarda hangi cennetler ya da yalanc cennetler
bulunduunu bilmiyordu. Her halkrda, bir bakasnn

113
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

nerisine dayanarak topraa yerleik bir yaam iin yabanc


bir dnyay semek, kr krne bir kumar olurdu. Herkesin
dnceleri ya da zevkleri ayn deildi. Birine zehir olan, bir
bankasna panzehirdi.
Emeklilik iin "yeni ve canl bir hayata balamann tatsz ad"
seenekler unlard: Ya hayatn son derece pahal olduu
Dnya, ya da o sektrde daha iyi bir baka gezegen. Epsilon
grubundaki on drt gezegen mesela; tabii eer yerekimine
dayanabilir ve yorgun bir fil gibi srklenmeyi gze
alabilirseniz. Norton'n Pembe Cenneti de olabilir, tabii huzur
iinde yaamak iin Septimus Norton'n kendini Raca
sanmasna boyun eip byklk hevesine tahamml
edebilirseniz.
Samanyolu'nun st snrnda sarn Amazonlar tarafndan
ynetilen bir anaerkil topluluk vard; bir bycler dnyas;
bir Banaz Hristiyanlar gezegeni; insan efendilerin
ynetiminde yarbilinli sebzelerin kendi kendilerini
yetitirdii bir kre. Hepsi de krk k yl uzaklktayd ama
Blieder hzyla kolayca ulalabilirdi.
Kiisel deneyimleriyle bildikleri yzden fazlayd ve bu,
mevcudun sadece onda biriydi. Hepsi de hayat ve hayatn
z olan arkadalk sunuyorlard. Ama bu Gand dnyas,
tekilerde eksik olan bir eye sahipti: Bu an burada olma
zelliine. Kararlarna temel alaca bilgileri salad mevcut
evrenin bir parasyd o. tekiler deildi. Orada olmamalar,
uzaklarda olmalar yznden etkilerini yitiriyorlard.
Kimseye grnmeden Blieder kabinindeki dolaplara gitti,
bisikletini temizleyip yalamak iin bir saat harcad. Geri
dndnde alacakaranlk kyordu. Cebinden ince bir
levha kard, duvara ast. Ranzasna yatt ve onu seyre dald.

114
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

Hoparlrden bir t sesi duyuldu, spiker boazn temizledi


ve seslendi: "Btn personel yarn sabah sekizde genel
talimat iin hazr olsun!"
"Olmaz!" dedi Harrison. Gzlerini kapad. Sabah saat yediyi
yirmi geiyordu ama kimse bunun erken olduunu
dnmyordu.
Uzayda dolaanlar arasnda erkenge duygusu pek
gelimemitir. Bu duyguyu tekrar kazanabilmeleri iin, bir ay
karada yaamalar, gnein douunu ve batn izlemeleri
gerektir.
Harita odas botu ama kontrol kabininde byk bir faaliyet
vard. Grayder, Shelton, Hame, klavuzlar Adamson, Werth
ve Yates, ve elbette Ekselanslar da oradayd.
Gemicilerin zerinde uzun uzun altklar yldz haritasna
kalarn atarak bakan Ekselanslar, "Bugnn geleceini hi
aklma getirmemitim," diye homurdand. "ki hafta bile
olmadan yenilgiyi kabullenip gidiyoruz."
"Size saygm sonsuz Ekselanslar, ama bana yle gelmiyor,"
dedi Kaptan Grayder. "Kii ancak dmanlar tarafndan
yenilgiye uratlr. Bu insanlar dman deiller. Elimizi
kolumuzu balayan da bu ite. Onlar dman olarak
tanmlanamazlar."
Olabilir. Gene de ben buna yenilgi derim. Baka ne ad
verebilirsiniz buna?"
"Mnasebetsiz ilikilerle altettiler bizi. Bu konuda
yapabileceimiz pek fazla bir ey yok. Bir insan yeenlerini
salt kendisiyle konumadklar iin dvemez ya."
"Geminin kumandan olarak bu sizin grnz. ssnze

115
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

geri dnp rapor etmenizi gerektiren bir durumla kar


karyasnz siz. Allm, basmakalp bir ey bu. Btn
blm basmakalpln dar grllyle snrlandrlm."
Bykeli, sanki tiksindirici buluyormu gibi tekrar yldz
haritasna bakt. "Benim durumum farkl. Eer ayrlrsam bu
diplomatik bir yenilgi, Dnya'nn vekarna ve itibarna bir
hakaret olur. Gitmem gerektii konusunda da pek emin
deilim. Geri, kalrsam onlara daha fazla hakaret etme
frsat vermi olurum ama belki de yerimden kmldamasam
daha iyi olur."
"Neyin en iyi olduu konusunda size neride bulunmaya
cret edemem," dedi Grayder. "Btn bildiim, burada
gerekli grlebilecek her tr idari amala ve savunma
amalaryla asker ve tehizat tadmzdr. Ama onlar bu
Gandlar'a kar saldr iin kullanamam, zira hibir bahanem
yok; zaten her halkrda, tm gcm on iki milyonluk bu
insan kitlesini ezmeye yetmez. Bunun iin bir donanma
gerekir. Gcmzn son damlasna kadar savarz ve zaferin
dl kimseye yaramayacak bir gezegen olabilir."
"Bunu hatrlatma bana. Endielendim, sonunda yorgun
dtm."
Grayder omuzlarn silkti. Uzayda hareket olduu srece o
bir hareket adamyd. Gezegenlerle ilgili samalklarla
uraacak hali yoktu: imdi karar an yaklarken kendine
daha fazla hkim oluyordu. Saylar azalm olan
elemanlaryla geri dnecei and bu. Onun iin Gand,
yaplm ve yaplacak yzlerce ziyaretten biriydi yalnzca.
"Ekselans, eer burada kalmakla bizimle gelmek arasnda
karar vermekte ciddi bir kuku iindeyseniz, olabildiince
abuk bir karara varmanz beni minnettar edecektir.

116
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

Morgan'n bana tlattna gre, eer saat ona kadar nc


izinliler listesini onaylamazsam adamlar duruma el koyacak,
ekip gideceklermi."
"Bu onlarn balarn fena halde belaya sokar, deil mi?"
"Biraz ama ok deil. Benim kullandm kaamak yntemi
bana kar kullanmak niyetindeler. zinleri kaldrmadm iin
gemiden ayrlmalar ayaklanma saylmaz. Ben izinleri sadece
erteledim. Uzay Komisyonu huzurunda kurallar kastl olarak
gz ard ettiimi iddia edebilirler. Eer yeler otoritelerini
pekitirmek isteyen bir ruh hali iindelerse kurtulabilirler
bile."
"Komisyon'un birka uzun uua kmas gerek," fikrini ileri
srd Ekselanslar. "Masada oturarak asla renemeyecekleri
baz eyleri kefederler." Kaptana sahte bir umutla bakt:
"Geri dnerken acaba gemideki brokrat kargosunu kazara
uzaya drme ihtimalimiz var m? Byle bir talihsizlik,
insanln deilse de uzay hayatnn hayrna olabilir."
"Gandlar'a zg bir fikir gibi geldi bana," diye yorum yapt
Grayder.
"Bunu akl edemez onlar. Onlarn teknii hayr demek,
hayr, bin kez hayr. Hepsi bu ite. Ama burada olanlara
baklrsa, bu yeterli." Durumunu dnp tanan Bykeli
bir karara vard: "Sizinle geliyorum. Ho olmayan bir ey bu
aslnda, zira teslimiyet kokuyor. Kalmak bir meydan okuyu
olurdu ama bu aamada hibir yararl amaca hizmet
etmeyecei gereini kabul etmek zorundaym."
"ok iyi Ekselans."
Grayder bir lomboza gitti ve oradan kasabaya bakt. "Drt
yz adammdan oldum. Bazlar srekli kalmak iin terk etti

117
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

gitti. Geri kalanlar, eer yeterince uzun sre beklersem geri


gelecekler. Beklenmedik bir ans yakaladlar, bakalarnn
srtndan geiniyorlar ve gemiyi izinsiz terk ettiler. Byk
olaslkla da izin srelerini, kuzu postuna brnm
kurtluklar baki kalmak artyla, elence devam ettii srece
uzatacaklardr. Bu tr sorunlara btn uzun yolculuklarda
rastladm. Ksa yolculuklarda durum bu kadar kt deildir."
Biraz duraklad. Geriye dnen savurganlardan hi iz
bulunmayan plak araziye kskn kskn bakt.
"Ama onlar bekleyemeyiz. Bu gezegende olmaz."
"Hayr. Bence de olmaz."
"Eer biraz daha oyalanrsak yz ya da iki yz kiiyi daha
yitireceiz. Gemiyi kaldrmaya yetecek kadar usta tayfa
kalmayacak. Tek yol, onlardan nce davranp uua hazr
olma emrini vermek. O andan itibaren hepsi uu kurallarna
tabi hale gelirler." arpk bir glmseyi belirdi dudaklarnda:
"Bu, uzay avukatlarna zerinde dnecekleri bir ey
salayacaktr."
"Dilediin zaman," diye onaylad Bykeli. skele
tarafndaki dier subaylarn yanna gitti, uzaktaki yolu
inceledi; Gand arabasnn yol boyunca durmakszn gidiini
seyretti. Kalarn att. Ak seik grnen bir dan orada
olmadn varsaymakta inat eden zihin yaps onu hl
tedirgin ediyordu. Dikkati yan tarafa, kuyrua doru yneldi.
Dikleti ve "u adamlar darda ne yapyorlar?" dedi.
O tarafa abucak bir gz atan Grayder megafonu kavrad ve
seslendi: "Btn personel derhal kalk iin hazr olsun!" El
abukluuyla iki anahtar evirdi ve hatlar deitirdi: "Kim o?
Baavu Bidworthy mi? Bak, Baavu, ortadaki kapan
tesinde yarm dzine adam var. Derhal ieri sokun onlar.

118
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

Her ey hazr olur olmaz kalkyoruz."


Batan ka kadar iskeleler ok nceden kvrlp katlanarak
yerlerine yerletirilmilerdi. Baz akl evvel vardiya avular
geminin ortasndaki dner merdiveni altrarak baka
kalar engellediler. Bylece Bidworthy'yi de birok gnaha
girme heveslisiyle birlikte kapana kstrm oldular.
Orada aklp kaldn farkeden Bidworthy, kapan
kenarnda durdu ve dardakilere yiyecekmi gibi bakt.
Byklar sadece diken diken olmakla kalmad, tir tir titredi de.
Sulularn bei birinci izin grubundand. Bir tanesi askerdi.
te tepesinin tasn attran buydu: Bir asker. Altncs,
cilalanm, prl prl bisikletiyle btnleen Harrison'd.
Hepsine, zellikle de askere ate pskren Bidworthy bak
gibi bir sesle: "Geri dnn! tiraz yok! Yamukluk yok!
Kalkyoruz!" dedi.
Bir tanesi en yaknndakini dirseiyle drtt: "Duydun mu?
Gemiye geri dn! Eer dokuz metre srayamyorsan kollarn
kaldrp rparak u."
"Kstahlk etme!" diye grledi Bidworthy. "Emir aldm ben."
"Emir alyor," diye vurgulad asker. "Bu yata..."
"Anlayamyorum," diyerek zgn zgn ban sallad teki.
Bidworthy kapan dzgn kenarnda tutacak bir ey
bulmak iin bouna arand. ekmek iin bir sivrilik, bir
tokmak, bir knt gerekti.
"Sizi uyaryorum beyler, eer beni ok fazla..."
"Nefesini boa harcama Biddy," diye szn kesti asker. "u
andan itibaren ben bir Gand'm." Bunu syledi ve arkasn

119
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

dnp yola doru hzl hzl yrd. Drd de onu izledi.


Bisikletine binen Harrison bir ayan pedala koydu. Arka
lastii grltl bir viiiii kararak iniverdi.
"Geri dnn!" diye uludu Bidworthy uzaklaan beliye.
Abartl hareketler yapt, merdiveni otomatik engelinden
karmaya alt. Gemide ince bir siren sesinin feryad
duyuldu. Bu, heyecann birka enerji birimi daha artrd.
"Duyuyor musunuz?" Damarlarn zonk zonk attran bir
fkeyle Harrison'n arka supab sktrp, el pompasn
kullann izledi. "Kalkmak zereyiz. Son kez sylyorum..."
Siren, bu kez sratle pepee gelen tiz sesler halinde
duyuldu. Kapak kapanrken Bidworthy geriye srad. Kilit
kapand. Harrison tekrar aracna bindi, bir ayan pedala
koydu ama seyre devam etti.
Metal canavar burnundan kuyruuna dek titredi, sonra ar
ar ve tam bir sessizlik iinde ykseldi. Bylesine byk bir
geminin ykseliinde heybetli bir ihtiam vard. Sratini
yava yava artrd, giderek hzland, hzland, bir oyuncak,
sonra bir nokta kadar kald ve sonunda kaybolup gitti.
Harrison sadece bir an iin bir tutam kuku, bir zerrecik
pimanlk duydu. abucak geip gitti bu. Yola bakt.
Kendi zgr seimlerini yapm be Gand iaret edip bir
arabay durdurdular, bindiler. Geminin ortadan kalkyla
hzlanan bir ibirliiydi bu. Uyank insanlard dorusu.
Arabann be kiiyle birlikte iri lastik toplarn zerinde
uzaklatn grd. Bir pervane ters ynde hzla geti,
vzldayarak kaybolup gitti.
Gleed "Senin esmer" diye nitelemiti onu. Nereden

120
Ve Sonra Hi Kalmad Eric Frank Russell

kaplmt bu dnceye? ri kulaklarna hi deinmedii iin


onun syledii baz szleri iltifat m saymt yoksa?
evresine son bir kez bakt. Sol tarafnda, yerde, bir buuk
kilometre uzunluunda ve buuk metre derinliinde
byk, kavisli bir ukur vard. Bir sre nce iki bin Dnyal
oradayd.
Sonra bin sekiz yz kalmt.
Sonra bin alt yz.
Be eksik.
"Bir kii kald: Ben!" dedi kendi kendine.
Tevekklle omuzlarn silkti, pedallara bast ve kasabaya
yolland.
Ve sonra hi kalmad.


- SON -

121

You might also like