Professional Documents
Culture Documents
Betl otuksken
FELSEFEY ANLAMAK
FELSEFE LE ANLAMAK
Felsefe Dizisi
ICAB ALCI YAYINEV
BETL OTUKSKEN
FELSEFEY ANLAMAK FELSEFE LE ANLAMAK
K abala Yaynevi
BETUL OTUKSOKEN
FELSEFEY ANLAMAK
FELSEFE LE ANLAMAK
k
K ABALCl
KABALC1 YAYINEV 53
F elsefe Dizisi 14
Birinci Basm:
K abalc Yaynevi, stanbul 1995
ISBN 975 - 7942 - 13 - 8
KABALCI YAYINEV
H im aye-i Etfal Sok, 8-B
C aalolu 34410 STANBUL
Tel: (0212) 526 85 86 522 63 05 Fax: (0212) 526 84 95
NDEKLER
I. FELSEFEYt ANLAMAK
"Bir Varolan Olarak Felsefi Sylem" 13
"Felsefi Sylem Nedir? zerine" 19
"Felsefede Bilimsel Sylem mi Yoksa Felsefi Sylem mi?" 31
"Aklc Felsefe ile Aydnlanma Felsefesi zerine 43
"Trkiye'de Bir Felsefe Sorunu Olarak Felsefe Tarihi" 53
"Trkiye'de Felsefe retimi zerine" 73
"Trkiye'de Felsefi Sylemin imdiki Durumu" 87
"Felsefi S ylem Nedir? Balamnda Arslan Kaynarda'n
Betl otuksken ile Yapt Sylei" 97
Betl otuksken
Geyikli, Temmuz 1994
I. FELSEFEY ANLAMAK
nsan ve insanla ancak varolan eyler, grngler; insan
kuatan ddnyann tm eleri, varolan alann olutururlar.
Btn varolanlar, kendi bana baka deyile, dnen insan
dan bamsz olarak varolanlar ve ancak insann dnm esi
ve bu dnm esini yaama geirmesiyle varolanlar diye iki
bee ayrlabilir. Bu farkl yapdaki varolanlar gsterm ek
zere ok eitli dilsel anlatmlar kullanlabilir. nsan varola
na, ok eitli ilevleri olan dnm e edimiyle anlam verir; bu
anlam veri oun kavram oluturma, kavram kurm a biimin
de kendini gsterir. nsann oluturduu kavramn taycs
ddnyadaki bir varolan olabilecei gibi, kimi zaman byle
bir nesne boyutundan sz edilemez; oluturulan kavram her
hangi bir duyu verisi ile varolduunu bize duyum satan bir ya
pya ilikin olmayabilir. nsan her trl varolanla ddnya-
da, dnm ede, dilde ok geni kuatml dnm e edimi
araclyla iliki kurar. Dnm ede oluturulan, kurulan kav
ramlar araclyla her trl varolan yine dnm enin konusu
olur. Bu balamda dnm e ve dil aynlam az bir btnsellik
gsterirler; birbirlerini srekli olarak belirlerler.
Burada "varolan" ok geni kuatml bir deyi olarak ele
alnmakta ve varolan kavramna verilen anlamlar bu genilii
oluturmaktadr. "Varolan"; ddnyada varolan tek tek fizik
nesneler , dnm ede varolan zellikle kavramlar , dil
de varolan her trl dilsel deyi olarak farkl yaplan ie
rir. Ayrca, dnm e ve dil de bir varolan olarak kendini gs
terir. nsan dnm esinin rn olan her ey, her trl bilgi
de byle bir tasarma gre bir varolan olarak belirir. Bilim, sa
nat, felsefe birer varolandr.
yleyse hemen asl soru sorulabilir: Bir varolan olarak fel
sefe nedir? Felsefe asl dilde nesneletiine gre soru, "bir va
rolan olarak felsefi sylem nedir?11 diye yeniden ortaya kona
bilir.
Filozof, genellikle varolandan ddnyada, dnm ede,
dilde neyi anlyorsa, felsefesini de ona gre kuracaktr. Fi
lozof "Felsefe nedir?", "Felsefe kavram nedir?", "Felsefi sylem
nedir?" diye ak seik olarak sormasa bile, ibanda bu soru
ya, bir varolan olarak felsefenin ne olduu sorusuna bir yant
arama abasna girecektir.
ok eitli ince aynm lara karn, nesnelerin varolanla-
n n eitli dzlem lerde de olsa gerek ten varolduu gr
n savunan filozoflar, felsefeyi de bu varolma dzlem lerin
den birine ya da hepsine zglerken; nesnelerin varoldu
u grn benim sem eyenler nesne yoktur salt duyu veri
leri vardr; bu temel gr her trl znelciliin giderek tek
benciliin de k noktasdr felsefeyi de duyu verilerine
dayal olarak oluturulan baka trl sylemlere bilimsel
sylem lere balayacaklardr. ncekiler iin tzsel olan,
kendi bana olan sz konusuyken; sonrakiler iin eitli g
rnm leriyle zneye ilikin ynler sz konusudur. Empiriz-
min ve mantk empirizmin ontolojisi bu trdendir. Hemen
her tlyle gerekilik, yer yer aklclk ise varolann kendi
bana, zneden bamsz olarak gerek ten varolduunu sa
vunan bir gr olarak belirir. Her eyden nce zihin zm
lemeleri yaparak felsefelerini tayan ntem elleri kurmaya,
oluturmaya alan filozoflar ise bir yandan dnen benin
etkinliini, etkin oluunu, te yandan da varolann kendi ba-
naln gsterm eye alrlar. Bu tr felsefi yaklamn en
parlak rneini Kant verir; burada, insann bilgi elde etm e gi-
cnde yer alan a priori ynler ile genellikle varolan arasnda
ki ilikiler ele alnr. Ancak, eitli dnsel seenekleri, du
yumsadklar kayglar dorultusunda kendilerince, zgl sy
lemlerinde dile getiren filozoflar "ite tam da u grten ya
na" trnden deerlendirmelerin konusu yapmak ok zor gibi
gnyor. Filozoflar deerlendirm e yolu tuzaklarla doludur.
Platon tam da hangi grten yana? Aristoteles'i nereye yer
letirmek olanakl? Anselmus, Aquinas, Ockham, Descartes,
Locke, Flume, Husserl, Russell, W ittgenstein, Carnap, Sartre,
H eidegger tam da nerede yer alr? Felsefi sylemin tmn
yle bir gzden geirmek, byle bir sorunun ya da benzer
sorularn yantn verm enin ne denli g olduunu apak
gsterecektir. Belki de bu sorulan hi sormamak gerekli felse
fede.
yleyse ne yapmal? Temel k noktas ve bu temel k
noktasnn ardndan da sorulacak soru u olabilir mi? Varolan
ya ddnyada ya dnm ede ya da dilde veya bunlann hep
sinde yer aldna, yer alabileceine gre, filozoflar da felsefe
lerini ya ddnyadaki varolandan, ya dnm edeki varolan
dan ya da dildeki varolandan veya bunlann hepsinden birden
yola karak kurabileceklerdir. Baka bir deyile, filozoflarn
sylemlerinin asl tayc temeli bu alanlardan biri olacaktr;
ontolojilerini bu alanlardan birini temel alarak kurabilecekler
dir.
Felsefi sylemin btn bu grngeden deerlendirilirse
ne gibi bir sonu ortaya kar? Ddnyada varolan dnce
lerinin asl k noktas, taycs olarak gren filozoflar, bu
temel yn ile, onun belirledii ilikileri ddnyada varolan
asl k noktas; bu, dnm e ve dili de belirliyor felsefi
sylemlerinin konusu yapacaklardr. Antika ve Ortaa filo
zoflar byk lde, bu trden sylem ler sergilerler. Yeni
ada ise genellikle dnm eden yola klarak, bu temel g
rngeden ddnyada varolana ve dile bakjlr. Gnm zn
birok filozofu ise felsefi sylemi bir dil zmlemesi olarak
grr. (Baka bir deyile, kimi filozoflar djdnyada varolana
ilikin zmlemeleri temele alrlar, kimileri zihinsel zm le
meleri temele alrlar, kimileri ise dil zmlemelerini tm fel
sefi sylemlerinin temel taycs yaparlar.) Ama zihin ve dil
zmlemeleri Antikada, Ortaada; dil zmlemeleri de
Y eniada hi mi yoktu? Aristoteles, Boethius, Abelardus,
Ockham, Locke, Leibniz dile de nem vermiyorlar myd? Dil
ci ve Mantk gelenein temsilcileri deil miydi bunlann bir
blm stelik?
Dilde nesneleen bir varolan olarak felsefenin zgl ayrm
onun farkl dzlem lerde yer alan varolanlar arasndaki ilikile
ri ele almasnda kendini gsterir. Ddnyada varolan ile d
nm e ve dil; ayrca ddnyada varolan, dnm ede varolan
ve dilde varolan arasndaki ilikilerin betimlenii felsefenin
konusunu oluturur. Baka hibir dnsel etkinliin bili
min, sanatn byle bir ilevi yoktur. Felsefi sylem, her tr
l varolan, her trl kavramsal yapy, her trl dilsel kurulu
u aralarndaki ilikilere verdii arlklar bakm ndan inceler.
Bu yolla felsefe disiplinleri de belirir. Varlk felsefesi, zihin-
dnme-mantk felsefesi, dil felsefesi, bilgi felsefesi, genellik
le bilim felsefesi, sanat felsefesi, tarih felsefesi ve dier disip
linler ortaya kar. yleyse, felsefe; varolan, dnm e ve dil
ilikilerini ok eitli insan etkinlikleri balamnda ele alyor
demektir. Byle bir deerlendirm eye gre, felsefenin genel-
temel disiplinleri ise varlk, zilin-dnme-mantk ve dil fel
sefesidir. Her filozofun bu alanlara ilikin bir tasarm vardr;
baka deyile bir ontolojisi bir dnm e-m antk felsefesi ve
belli bir lingistik felsefesi; ayrca da temelinde bunlara ilikin
grlerin yer ald bir epistemolojisi bilgi felsefesi var
dr.
Her filozof, sylemini tem ellendirm e srecinde ve felsefi
kayglannda bu alanlardan birine arlk verebilir: Ddnya-
daki varolana, dnm eye ya da dile. Verilen arlklar, filo
zofun zellikle epistemolojisini kurma, oluturm a srecinde
kendini belli eder.
Byk bir oullukla ortaya kan felsefi sylemleri, tek
tek felsefi sylemleri anlam ann yolu, varolan-dnm e-dil
ilikilerinin hangi balam da olursa olsun belirgince ortaya
konm asndan geer. Byle bir aba felsefenin neliine en uy
gun olandr; bir varolan olarak felsefi sylem bu ilikiler ana
dayanmaktadr. yleyse bu ilikiler ann hep yeniden kuru
luundaki asl farkl olan, zgl aynm temellendiren ynleri
saptamak, ak seik bir biimde ortaya koymak gerekm ekte
dir. Ayrca her felsefi sylem kendisini asl vareden ynyle,
kendisiyle anlalr klnmaldr. Ayr bir sylem olarak beliren
felsefe tarihleri bu anlama edimini gletiren hatta anlama
olanan zaman zaman ortadan kaldran nemli engellerden
biri olabilir. "Felsef sylemin kendisi" odak noktas olmaldr.
Felsefe bir sylemdir; ama ne zerine, ne eitten bir sy
lemdir? Felsefi sylemin ne trden bir sylem olduunu dile
getirmek, baka deyile felsefi sylemin nelii zerinde bir
sylem de bulunm ak, onun her eyden nce neye ilikin bir
sylem olduunu belirginletirmektir. Felsefe varolana ilikin
bir sylemdir. Felsefe varolana 'kendince' bakar ve bu bak
n da 'kendince' dile getirir. Ama bu ona zg bak 'kendin
ce olan' ne demektir? Felsefe, insan anlnn konu edinm e
gcnn snrszl dorultusunda bilin alanna geirilenlere
nasl bakar? Bilin alanna geirilende, konu edinilende felse
fe bakn 'neye' yneltir? Sylemini biimsel olarak nasl ku
rar felsefe? Kesin, snrlar tam olarak belirli, artk baka trl
s dnlem eyen tek bir dile getirme biimi var mdr felse
fenin? Bu sorular u temel soruya indirgemek de olanakl
dr:
Felsefe neyi konu edinir?
Felsefe konu edindiine nasl bakar?
Felsefe konu edindiine bakn nasl dile getirir?
Bu sorularn yantlannn kendilerine indirgendii temel
nermeler de unlardr:
Felsefe (insann bilgi konusu haline getirdii) hereyi
kendisine konu edinebilir. Bu ayn zamanda felsefe bilgi verir
dem ektir. Bilgi verm ek zere kendine zg bir bilgidir
bu yneldii eydeki nesnedeki nelii kendisine konu
edinir.
Felsefe konu edindiine insan asndan bakar.
nsan asndan baklan konular, ok eitli biimlerde
dile getirilebilirler: Mantksal-zmleyici yolla olduu gibi,
denem e biiminde de,betimleyici bir yntem le de dile getiri
lebilirler; baka deyile, felsefe, sylemini biimsel adan
bakldnda tek bir biime bal olarak kurmaz, olutur
maz.
Yaman rs, "F elsefed e B ilim sel S ylem ", Felsefe Tartmalan 8. K ita p , s. 77-94.
** Cemal Yldrm, B ilim Ue d e o lo ji, s. 43-50, Betl otuksoken "'F elsefi S y le m N e
d ir? ' zerine", Bkz s. 23-34.
Y aman rs, "F e lsefed e Ne, N e d e n , N asl?" Trkiye I. Felsefe-Manuk-BUim Tarihi
Sempozyumu, Ankara, 19-21 Kasm 1986. (Sem pozyum Bildirisi, A nkara 1991. s. 324-
340).
Yaman rs'e gre filozoflar, felsefe zerine felsefe yapm a
nn pek de gerekli olmadn ileri srerken hi de hakl de-
il-ler: "(...) filozoflar, genel olarak bilim, tek tek bilimler, tp
gibi uygulamal bir alan, sanat dallan vb. nde gelen insan et
kinlikleri zerinde konumak, onlan kendi alanndan irdele
mek, tem ellendirm ek konusunda byk abalar gsterirken
kendi alanlannda buna sanki pek gerek duymamaktadrlar."
(F. N.) Gerekten de Yaman rsn vurgulad gibi bu gerek
duymaym pek de hakl gerekeleri olam az gibi grnyor.
Ancak durum , gerekten de byle mi? Baka bir deyile, filo
zoflar felsefenin nelii zerine dnm yorlar m? Yoksa o n
larn yapp ettii dolayl ya da dolaysz felsefeye ilikin
tasarm lann dile getirmek deil mi? Her filozofun felsefesi,
felsefenin neliine ilikin bir yant deil mi temelde? Her filo
zof, oluturduu sylemle, "ben ite felsefeden bunu anlyo-
nm" dem ek istemiyor mu? Ksaca u denem ez mi: filozof ak
seik olarak felsefe zerine felsefe yapmay, onu temellendir-
meyi am alamasa bile felsefeden neyi anladn, felsefeye
ilikin bilincini, bilinli tutumunu ibanda bir etkinlik olarak
gstermektedir. Platon'dan Carnap'a dein hangi filozof 'felse
fe nedir?' sonsuna gizli ya da ak yant vermiyor ki? Hangi
felsefi tutum sz konusu olursa olsun, ister bilime dayal sy
lemler, ister bilim d tutumlara dayal sylem ler benim sen
sin, tm filozoflar 'felsefe nedir?'e yant vermektedirler yapp
ettikleriyle.
Nitekim Yaman rs de kendini yakn hissettii B. Russell',
H. Reichenbach' ve ayrca J. Wisdom' bu abaya ilikin birer
rnek olarak gsteriyor. yleyse felsefenin neliine ilikin bi
lin, felsefi etkinlikte ilk adm dr ve belirleyicidir. Kendini, sa
dece baka grleri aktarmakla ykml grenler ne yazk
ki bu nem in farkna varamamaktadrlar; bylelerinin zgn
felsefe yapma umudunu tamaya da haklar yoktur doal ola
rak.
Benimsedii felsefi tavr gerei zellikle Reiclenbacl'n
etkisinden dolay felsefeyi zellikle bilimle karlatrp, bi
limsel almalar gden yntembilimin sonlannn burada da
yol gsterici olabileceini ileri sren Yaman rs, bu balam
da u grleri ortaya koyuyor: "(...) yntembilimin temel
sorusu olan 'ne?1, 'neden?1 'nasl?' sorularna felsefenin kendisi
iin de yant aramaya almak birok filozof iin gereksiz bir
aba olabilir. (Biraz nce bunun hi d e gereksiz bir aba ol
mad bir lde gsterilmeye alld. -B .) Ancak filozof
larn da kendilerine etkinlikleriyle ilgili olarak 'ben ne yapyo
rum?', 'bunu neden yapyorum?1, 'nasl yapyorum?' sorusunu
sorm alan kanlmaz olsa gerektir?" (F. N j (Bu arada unu da
eklem ek gerekli gibi grnyor: sorularn tam da bu biimde
sorulmas felsefe iin bir zorunluluk deildir; ok eitli soru
biimleri ortaya konabilir bu erevede; yeter ki felsefeye ili
kin bilin sergilenme olanan bulsun. -B. .)
Yaz boyunca Yaman rs, bu ana soruyu irdelemekte
ve burada lt de, karlatrma dzlem inde h ep bilim ol
maktadr. Gerekten de felsefeyle bilimi karlatrma genel
likle seilen bir yoldur bu tr abalarda; hatta kimi zaman bi
limle karlatrma kanlmaz olmaktadr. Yaman rs bu kar
latrmada u noktalar lt almaktadr: Felsefeyle bilimin
amac ortaktr. Ama hangi balamda? "Felsefede, ne, neden,
nasl?" dile getiriinde yer alan 'neden' yani ana sorunsaln
ikinci aamas son biimiyle yle dile getirilebilir. Felsefe et
kinlii varln neye borludur? Yazar ilkin bu sorunun yant-
n verm eye ahyor; yazarn tercihine gre felsefenin neye
ilikin olduunu belirlem eden, konusunun ne olduunu orta
ya koym adan nce, felsefe etkinlii varln neye borludur;
ksaca 'neden felsefe?' sorusunun yant verilmelidir.
Yazarn da saptad gibi kimi belirlenimler, u dorultu
dadr: Filozoflar dnyay anlamaya, aklamaya ve deitirm e
ye almlardr; dolaysyla felsefe de dnyay anlam a ve
aklama abasdr. Ama tam da bu noktada dikkatli olmak
gerekiyor: "Bu ama, bilim etkinliinin temel amacyla rt-
mektedir." (F N.) Felsefe bilim mi? Felsefenin ddnya
nesneler dnyas ile ba dorudan m deil mi? Bilimin
dnya ile ba tartmasz dorudan gibi grnyor ite asl
aratrlmas gereken noktalardan biri de bu . Ama felsefenin
dnya ile olan ba Yaman rs'e gre dorudan deil, dolay
syla da burada yelenen udur: tam da bilim olm ayan ama
yntem bakm ndan yine de elden geldiince bilim gibi olan,
bilime dayal bir felsefe, bilimsel felsefe; sylemi bilimsel olan
felsefe; nk btn bu dnceleri tayan temel sav udur
bilgi anlay bakm ndan : bilgi, bilimsel bilgidir; bu bilgi
gvenilir, dorulanabilir, pekitirilebilir bir bilgidir. Byle bir
tutumda, felsefeyi besleyen kaynak olarak sadece ve sadece
bilim alnyor; byle bir deerlendirite kukusuz mantk
pozitivizmin pay byk. Felsefenin i grecei alan bilimsel
syleme ynelik olacaktr giderek ve felsefe, tek, biricik sy
lem olan ve bu sylemde aa kan bilimin zmlenii ola
caktr. Baka bir deyile am alanan u olacaktr: Felsefeyi
m antksal z m lem e ile e tutmak.
Byle bir yaklamda en belirleyici olan da, felsefenin d-
dnya ile kurduu ban dolayl olduu sav: "Felsefede (...)
gnmzde, dnya ile dorudan iliki kurmak, daha doru
su onunla ilgili bilgi retmek, onu dorudan ya da kuram
lar yoluyla aklamak abas artk sz konusu olmamaktadr.
"(F. N.) Hi kukusuz byle bir savdan yola knca, bu sav
temellendirmek zere unlar da ileri srm ek olanakl hatta
kanlmaz gibi grnmektedir: "i) O zaman onun (felsefenin)
ynteminde nesnel ya da empirik elerden sz edemeyiz, ii)
Ancak buradaki zihinsel elerin bilimin yntem ininkilerin-
den olutuunu ya da onlar bilimsel yntemin empirik ele
rinin ayklanmasndan sonra geriye kalanlarn oluturduunu
ilen srmek de ok yanl olacaktr, iii) Ancak felsefenin yn-
leminin zellikle, bilimin yntemiyle karlatrldnda empi-
rik elerinin bulunm adn belirtm ek, kukusuz filozofun
duyu verilerine bavurmad ya da onlar kullanmad gibi
anlamsz bir sonuca yol amaldr." (F. N.) Burada da grl
d gibi, Yaman rs, saduyuyu elden brakmadn sezdi
riyor kukularn dile getirerek; ama mantk pozitivizmin
anasavn da feda etm ekten yana grnmyor; ite onu iin
den klmaz skntlara sokan bu anasav .
Yaplan alntda aklanmas gereken birok nokta vardr;
ayrca burada ddnyada varolan ile dnm e ve dil arasn
daki ilikilere ilikin rtk olarak u savlar ileri srlmektedir:
1- Sadece bilim ddnya zerine konuur. Bilim doru
dan dnyay aklar.
2- Felsefe ddnyay aklamaz. Yazara gre dolaysyla
kimi bilgisel etkinliklerde dnya ile olan ba dorudan kuru
lur, kimi etkinlikler iin ise byle bir durum sz konusu d e
ildir. Hatta u da ileri srlebilir: empirik olarak en youn
ilikiyi kuran bilimdir, yleyse asl bilgi de bilimsel bilgidir sa
vn yazar benimsiyor.
Yazara gre; bilimde, ddnyada varolan ile dnm e ve
dil arasndaki iliki by k l d e dorudandr geri ya
zar, bilimde de bu ban kimi zaman kuramlar araclyla ku
rulduuna iaret ediyor; nk saduyuyu elden brakm
yor; felsefe diye ortaya kan yaplarda ise empirik elerin
pay belki de en azdr ona gre felsefede de empirik olann
belli bir lde pay olmas gerektiini belirtm ek zorunda;
nk saduyu onu buna zorluyor. (Hem en unu sylemek
gerekiyor samnm: iyi bir filozof ok iyi bir gzlemcidir; gzle
diklerini, gzlenenleri kuram yla besleyen bir gzlemcidir;
gerek bilim adam da, gerek sanat da byledir. -B. .-).
Oysa ister bilim, ister felsefe, ister sanat sz konusu olsun,
ddnyada olanlarla kurulan ba dnm e araclyla, kav
ramlarla olm aktadr ve her trl bilgisel etkinlikte de bilgi
deyince salt bilimsel bilgiyi anlamyorum bu ba dolayldr.
Ama ounlukla, bilimin kuramsal ileyii ile pratik yn bir
birine kartrld iin ve bilimin sonular yaama ok daha
ksa vadede geirildii iin, kurduu ban som utluu daha
da belirginlemekte; bu ba sanki dorudanm gibi grn
mektedir.
Dnen, bilinli olarak dnen ya da dnm enin i
leyii zerine d n en insan varolana h ep bir kuram
kavramlar btn araclyla baktn fark eder; doru
dan bak hibir ekilde sz konusu deildir. Kant' anmsat
maya gerek var m: "Kavramsz alg krdr, a lgsz kav
ram da botur."
Ayrca (i) ile (iii) de dile gelenler elimiyor mu? Empirik
elerin nerede, ne kadar bulunduunu deerlendirm e bak
m ndan l nerede? Felsefenin neliini belirlem ekte bilimle
bu ynden yaplabilecek bir karlatrma tutarsz gibi grn
yor. Ayrca yine (i) de dile gelen 'n esn el eler'den neyi an
ladn yazar daha ak seik olarak ortaya koymal.
"Felsefede ne, neden, nasl?" balkl yaz balam nda ve
F elsefe Tartmalar'nn 8. Kilap'nda yer alan yaz ereve
sinde felsefenin bilimsel sylem e dayal olduu vurgulanyor
ve felsefenin salt mantksal zm lem e olduu gsteriliyor.
yleyse 'felsefede neden' sorusu yerine bu anlay ereve
sinde, felsefeye d e belli bir ilev, bir mantksal zmleme
ilevi yklendiine gre, felsefe mantksal bir zmleme ola
rak grldne gre, yazann deyiiyle bir stetkinlik oldu
una gre "ama neden mantksal zmleme" diye sormak
gerekm ektedir. Neden XX. yzyln banda felsefeden salt
mantksal zmlemeyi anlad kimi filozoflar? N eden Ortaa
n sonlarndan itibaren ve belirgin bir biimde d e Bacon'dan,
Descartes'tan bu yana kesin bir bilim gibi felsefeyi grmeye
abaladlar filozoflar? Neden Husserl kesin bir bilim olarak
felsefeyi yeniden yaplandrmaya alt? Neden Cam ap btn
bilimin evrensel dili olarak fizik dilini gsterm eye alt ve
felsefeyi de bu dilin kuruluunu saptam aya zgledi; neden
felsefeyi salt mantn sorunlanna indirgedi; neden felsefenin
geleneksel, klasik, metafizik, epistemolojik ve etik sorunlar
nn hepsini reddetti? Felsefeye yklenen yeni ilevlerin bu
ykleni nedenini anlam ak gerekir ileri srlenleri eletir
meden benim sem e ya da yok sayma yerine .
Acaba Viyana evresi filozoflar, nesnellii salamay m
amalyorlard? Ortak bir dil araclyla okanlamlln sa-
kmcalann bertaraf ederek daha iyi anlamay m amalyor
lard? Bunun sonucu olarak da her trl temelsiz kurgulardan-
ve kurgulam alardan uzak, iinde ok daha iyi yaanabilecek
bir dnya kurmay m amalyorlard? Btn bunlar aa
karmaya abalam a sadece flozoflann psikolojik konum lan-
n,durumlann anlama diye hafifsenir mi yoksa? Aynca un
lar da denebilir mi? Mantksal zmleme de bir ama deil
bir aratr: dnenleri temelsiz kurgulam alardan kurtararak,
dnyay deitirecek olan bir aratr. Bylece m anuksal
zmleme sayesinde, dnyay anlamann, yorumlamann, ak
lamann ve giderek de deitirmenin koullan ortaya konmu
olacaktr, felsefe bilimden ayr olarak, btn bu ileyi sreci
nin koullann ieren bir etkinlik olacaktr.
Daha dorudan bir bak ise felsefe iin unlan syleyebi
lir: Felsefe em pirik olan kavramann yntem ini, ddnyada
varolan ile dnm e ve dil arasndaki ilikileri aratran ve bu
balamda bu alanlarn hepsinin neliini belirgin klmaya al
an bir etkinliktir. Byle bir yaklam, felsefenin ne denli
yol gsterici kavramlarla, kuramlarla bezeli som u t, g z
lem e dayal bir aba olduunu da daha batan ilke olarak
benimsemektedir.
Ayrca salt kurgu olduu ileri srlen dorulanabilirlii
m m kn olmad iin reddedilen felsefi tutum lar iin de
biraz daha insafl olmak gerei bir kez daha ortaya kmakta
dr. Salt bilime dayanm yor diye ya da daha ileri gidilerek,
mantksal zmlemenin ltlerinin dnda kalyor diye, va
rolana ilikin kimi som ut ierikleri, olan tam da zyle, zgl
aynmyla vermeye alan felsefi abalar grmezlikten gelme
mek gerekir.
1 Nicolai Hartm ann, A lm anya'da Y eni Ontoloji" ev. U. Nutku Felsefe- Arku .\
6 a.g.v s. I
Takiyettn Mengolu F elsefey e Gri Remzi Kitabevi, stanbul. 4. bhsk, ss. 299-31)
3 Nermi uygur F elsefen in ars Remzi Kitabevi, Uanbul 198*4. 3- bask, ss. 153-10^-
9 H arun Rzatepe F elsefe tartm alar 1 Kitap Panoram a, stanbul 1987, ss. 9 " ' - 106.
Bu yaz u sorular erevesinde incelenecektir: Bu yazlara
gre: Felsefe tarihi nedir? Felsefe-felsefe tarihi ilikisi nasldr?
Filozof, felsefe tarihisi ilikisi nasldr? Felsefe tarihinin, dier
bilgi dallarnn tarihleriyle karlatrlmas nasl bir sonu verir
ve bu karlatrma felsefe tarihi iin bir deer tar m? Felsefe
tarihi nasl yazlmaldr?
Burada asl som felsefe-felsefe tarihi ilikisine aittir; btn
teki som lar bu temel so m dan dolaydr. Ancak bu sorunun
yantlanmas iin bir yandan "felsefe nedir?"in yantnn veril
mesi gerekir hem de te yandan stelik bu balam da asl
zerinde dum lm as gereken odur "felsefe tarihi nedir?" so
rusunun yant verilmelidir. Her eyden nce yukarda ad ge
en metinleri gznnde bulundurarak, bu som ya nasl yant
lar verildii gsterilmelidir.
15 a.g.y. s 301.
16 a.g.y. s 303
1 a.g.y. s. 305.
Bu neden byle, ite Takyettin Mengolu bunun ne
denlerini de "Felsefe Tarihinin Doru Yolda Yrmesine En
gel Olan Motivler" baln tayan altblm de inceliyor. Bu
rada F elsefeye G iri1in hemen btnnde gze arpan dizge
kar tavr grmek olanakl. Ayrca bu altblmde, felsefe ta
rihi nasldr deil, nasl olmaldr sorusu yantlanyor. Ona g
re felsefe tarihlerinin birou filozoflar, dizgeleri lt alan
bir snflandrma erevesinde deerlendiriyorlar. Oysa bilinli
bir felsefe tarihisi u sorular sormaldr: "Felsefe tarihinden
biz ne bekliyoruz ve ne beklemeliyiz? Acaba felsefe tarihi, bir
filozofun syledii ve yazd btn dncelerin yan yana
bir sralanmas m olacaktr? Yoksa felsefe sistemlerinin ile
dikleri problem lerde hakikat olan, hakikat olm ayandan ayr-
dedilip problem tarihi mi yaplmaldr?"1Hte Takiyeitin Men
golu bu son soruda yer alan yaklam benim seyecek ve
felsefe tarihi deyiinden problemler, som ular tarihini anlaya
caktr. Felsefe tarihi iin byle bir alma program nerir
ken, onun felsefe ve felsefe tarihinin bilimlerin tarihiyle
olan ilgilerini rnek almas gerekliini savu nacak tr. "Hakiki
anlam daki felsefe tarihi, felsefenin yzyllardan beri ortaya
koyduu bilginin bir tarihi olmaldr; tpk kimyann ya da fizi
in tarihi gibi. Fakat kimya ve fizikteki durum ok aktr.
nk kimya ve fizikte bilginin izledii yol kesintisiz srp
giden bir yoldur. Halbuki felsefede bilginin izledii yol, byle
deildir. Felsefeci, her kezinde kendini bu yolu yrnebilir
bir hale getirmelidir; yani felsefeci her kezinde byle bir yolu
kendisi yapmaldr. Bunun iin, tpk kimyac gibi, felsefeci de
kendi andaki problem lerin dzeyinden hareket ederek
gemi yzyllara inmeli ve oradan da tekrar kendi ana
dnmelidir. te burada felsefeci, bir sem e, bir ayklama yap
mak zorundadr; yani felsefeci bir bilgi niteliinde olan d-
nceleri byle bir nitelik-ten yoksun olanlardan aydetmeli;
hata ve hakikati birbirinden ayrmaldr."19 yleyse yaplacak
i, btn snflandrma kategorilerinden vazgemek olacaktr.
nk Takiyettin Mengolu'ya gre "Zamanmz, artk sis
tem felsefesini, kurgulan yadrgamaya balam; felsefe, daha
ok btn problem ve fenom enlere ak bir bilgi olarak g
rlmeye balanmtr; tpk kimyada ve fizikte olduu gibi, fa
kat bununla felsefe, fizik ve kimyann ne yntemini taklit et
melidir; ne de onlar tarafndan kendisine herhangi bir ey
dikte ettirmelidir. Ancak bu bilimlerin tarihi, felsefe iin bir
m ek, bir model olmaldr."20
Fakat burada hem en unlar denebilir: nelikleri bakmndan
birbirinden farkl olan bilim ve felsefe, tarihleriyle olan iliki
leri bakmndan nasl benzer olabilirler? Onlarn nelik bak
mndan farkl olular, tarihleriyle olan ilgilerine de yansm a
yacak mdr? Fesefe tarihi herhangi bir bilimin tarihi gibi ola
bilir mi? Felsefe bilim deil ki, felsefe tarihi de herhangi bir
bilimin tarihi gibi olabilsin. Hi kukusuz bu sorularn yantla
r baka bir almann asl gndemini oluturacaktr.
Takiyettin M engolu'nun zellikle dizge kart gr
benimsemi olmas ve felsefe tarihini bir problemler tarihi ola
rak deerlendiriyor olmas bakmndan, F. Nietzsche'nin ve N.
Hartmann'n yaklamn benimsedii sylenebilir Takiyettin
Mengolu, F. Nietzsche'yi kastederek unlar der: "Ona gre
de felsefe tarihi bir filozofun esas dncelerini, gr ve bil
gi niteliindeki dncelerini ele alaca yerde, filozofun b
tn sylediklerini ele alyor, bylece filozofun kiilii ortadan
kalkyor. Halbuki Nietzsche'ye gre her felsefe tarihi hi ol
mazsa bu kiilii de ortaya karmaldr."21 Hartmann'n felse
fe tarihi tasarm konusunda da u grleri ileri sryor Taki-
19 a.g.y. s. 307.
20 a.g.y. s. 30?
21 a.g.y. s. 310.
yettin Mengolu: "amzn bir filozofu olan N. Hartmann
da sistemciliin kurgularyla ciddi bir ekilde savamtr. Sis
tem felsefelerinin yklmasyla, sistemlerin bir tarihi olan felse
fe tarihi hakkndaki gr de deimitir. Bylece yeni bir fel
sefe tarihi grne olan gereksinmeye de yine ilk kez o ia
ret etmi ve nasl olmas gerektiini gstermitir.22
Btn bu alntlardan da anlald gibi, felsefi sylemini
zellikle bilimlerin sylemiyle beslem ekten yana olan Taki-
yettin Mengolu. felsefe tarihinin de bilimlerin tarihi olmas
gerektiini savunuyor. Ayrca felsefe tarihi yazmay daha ok
filozoflara zg bir aba olarak gryorsa da, ak seik ola
rak onda, felsefe tarihisi filozof zdelii kendini gsterm i
yor; yine buna kout olarak onda, felsefe-felsefe tarihi zde
lii ak seik olarak sz konusu deil. Takiyettin Mengiio-
lu'nun felsefenin neliine ilikin yaklam, felsefe tarihinin
neliine ilikin yaklamn belirliyor lakiyetlin M engo-
lu'nun bu konudaki gn ileri bir dizge olmayan felsefeye ko
ut olarak, diz-gcle tarihi olmayan bir felsefe tarihi tasarm
eklinde zellenebilir
30 a.g.y. ss.
31 a.g.y. s. 17fl.
32 a.g.y s. 179
33 a.g.y s. 168.
3* a.g.v s. 169
bilgilerdir; eskiden bilgi diye geen, ama ank bu ada yara
mayan birtakm belirlenimlerdir. Felsefede ise, dnk felsefe
bilgilerinin alacak bir 'aktalitesi' vardr, baka deyimle bu
bilgiler, geerliklerini, gncelliklerini srdrrler.."35 Felsefe
tarihisine den i de bu bilgileri en doru bir biimde aktar
mak olacaktr. Ama en zor olan da bu gibi grnyor. Felse
fe tarihine ilikin doru kategorisi nasl bir kategoridir; zel
likle bu noktann zerinde durm ak gerekiyor.
Nermi Uygur'a gre baarl bir felsefe tarihisi onun deyi
iyle "iinden anlayan bir fe lse fe tarih isi gem itek i kav
ram aklam alarn in c e le m e k le grevlid ir. Bu amala,
felsefe tarihisinin her eyden nce inceledii kavram akla
malarnda derinlie doru gitmesi gerekecektir. Yoksa, tarih
ilii 'ykclkten' teye geem ez. Ortada olan aktarmak,
yinelemek, ya da zetlemek tarihinin asl devi deildir."36
Nermi Uygur'a gre aanl bir felsefe tarihisi, felsefe an
lay olan bir filozoftur felsefe ile felsefe tarihini birbirinden
ayrma da soyutlama abasndan baka bir ey deildir, asln
da onlar bir btndr.
35 a.g.y. s. 169-
3 a.g.y. s. 171.
Bilimi ve felsefeyi, bu iki lr etkinlii Hann Rzatepe "kla
siklem e. "rasyoalite erevesi, "sreklilik ve birikimlilik"
kavramlar dolaymnda ele alyor; bu kavramlara verdii an
lamlar dorultusunda felsefe ve bilimi deerlendirm eye al
yor. Yaznn en son paragrafnda da bu dunm u yle belirti
yor: "Bilimlerde klasikleme olgusu yok, sreklilik ve birikim
lilik vardr; insan incelemelerinde, bu arada felsefe'de, srekli
lik ve birikimlilik yerine klasikleme olgusu vardr, klasikle
me olgusu ise bir alann hali-lazr ile tarihinin aynlam az bi
imde meczolmalarna yol aar."3
Yaznn btnnde Hann Rzatepe yukarda zetlenen so
nucu temellendirm eye alyor. Ona gre, "bilim kuramlar
hep belli bir usal doyuruculuk, rasyonalite erevesi uyarnca
deerlendirilir ve bu erevenin getirdii ltlere en iyi uyan
kuramlar bilim asndan doru kabul edilebilir saylrlar; en
iyilerden daha az iyi olanlar ise, bilim balamnda, gzden
karlrlar, ancak bilim tarihilerinin ilgisini eken kitaplk de
polarna terk ed ilirler"'8 Demek ki Harun Kzatepe'ye gre
bilim adam ile bilim tarihisinin yneldii kuramlar geerlik
leri bakmndan tamamen farkl ieriktedirler; artk geerli ol
mayan bir bilim kuram sadece ve sadece, bilim tarihisi iin
ilgin olabilir yoksa bilim adam iin deil. Oysa felsefede d u
rum byle deildir." (...) bilimler belli bir an ve uygarln
egem en rasyonalite erevesinin, epistem ik deer yarglar
erevesinin belirledii snrlar iinde ortaya kabilen, ancak
byle erevelere baml olarak sdrlebilen etkenlikler,
ura ve rn alanlardr. (. .) Oysa felsefe alanndaki rnler
byle belirleyici, snrlayc rasyonalite erevelerine bal d e
illerdir; felsefe'nin bakaca amalarndan biri rasyonalite er
evelerinin temel varsaymlarnn ak seik belirlenmeleri ve
37 Harun Rzatepe, "Tarihleri ile B antlar A sn dan F elsefe le B ilim ler A rasn
dak iF ark stne Felsefe T a n m a la r 1. Kitap s. 106.
38 a.g.y. s. 98.
bu erevelerin daha geni usallk kurallar asndan karla
trlmalar ve eletirilmeleridir-, bundan dolay felsefe alannda
rnlerin birikimini ve elenebiliiliini salayan, hatta deer
lendirmelerin ortak olabilmesini salayan, balayc asyonali-
te erevelerine yer yoktur; felsefe rnlerinin rasyonalite er
evelerine, epistemik deer erevelerine, dardan ve yuka
rdan bakabilmeleri gerekir, bu erevelere eletirisel ve kar-
laurmal adan yaklaabilmeleri gerekir, bundan dolay by
le erevelerin snrlar iinde kalmalar balca ilev-lerini ya
pamamalarna yol aar."39 Hann Rzatepe'ye gre felsefenin
rasyonalite erevelerine gereksinimi olmad gibi, rnein
bilim ad verilen insan etkinliinin rasyonalite erevelerini
inceleme gibi bir ilevi de vardr, bilim felsefelerinde olduu
gibi, daha zel bir deyile mantk pozitivizmde olduu gibi.
Harun Rzatepe'nin kendi deyiiyle felsefede de bir sal-
lk' sz konusu fakat bu nasl bir usallk? "Felsefe rnlerinin
balca am alarndan biri usal doyum salamaktr; ne var ki
hangi tr rnlerin, hangi zelliklerinden tr, usal adan
doyurucu saylacaklar, dnce rnlerinin usal doyum culuk
asndan nasl sralanacaklar konusunda ortak yarglara var
mak bugn iin m m kn deildir; ilerde m m kn olacan
gsteren hibir belirti de yoktur. (...) her felsefeci felsefe
rnleri ne srerken ya yeni bir usal doyum culuk lt
nerir, ya da etrafta, devrin dnce evrelerinde, revata
olan bir lt benimser, bir lde de ona dzeltm eler ne-
ri.(...) felsefecinin hep uymas gereken doyum culuk, deer
lendirme ilkeleri ile kendisinin hesaplam as gerektiidir."40
Oysa bilim adamnn byle bir kaygs yoktur.
Bilim rnlerini deerlendirecek ortak ltlerin aranr ol
mas ve dolaysyla da H am a Rzatepe'nin deyiiyle sreklilik
ve birikimlilik zelliklerinden bilime zg olmasna karlk
39 a.g.y s. 100.
10 a.g.y. s. 103-103.
ve birikimlilik zelliklerinden bilime zg olm asna karlk
felsefede byle bir dtm m sz konusu deildir. Dolaysyla
"eskiyen bilim kuram belli bir ada kabul edilmi bilimsel
bilgi rgsnn bsbtn dnda kalr (...). Buna karlk fel
sefe rnleri edipler ve besteciler gibi eskirler; zamanla gn
cel olmaktan karlar tabii, ama bir kere o m ertebeye eriebi-
len bir dn-rn ondan sonra hep bir felsefe rn olarak
kalr ve kendisinden sonra gelen felsefe rnlerini hi olm az
sa epey uzun bir sre, etkilemeye devam eder."41 yi felsefe
rnleri Harun Rzatepe'ye gre klasikleerek eskirler: "(...)
klasiklemi rnleri incelemede gdlen esas ama hesapla
tktan sorun yum aklarna ne zm nerdiklerini renm ek
deil, nasl bir zm nerdiklerini renm ek, sorun yum ak
lan ile hesaplamada, zm nerilerini gelitirip savunmada,
hangi usal deerlere bavurduklarn farkedip bu deerleri be
nimsemek, baka sorun yumaklan ile hesaplarken bavuru
labilecek bir usal deneyim kazanmaktr." *2
yleyse felsefenin gemiinden ya da gemiteki felsefe
den baka bir ey olmayan felsefe tarihi her an gncel fel
sefesinin de kayna olmak durum undadr. Harun Rzatepe,
felsefe tarihi ile felsefeyi birbirinden aynlmaz bir btn olarak
gsterm ektedir denebilir. Ona gre bilimin tarihi ank rasyo-
nalite erevelerine uymay'an kuramlann tarihi olurken, felse
fenin tarihi klasikleen grlerin tarihi olur; baka deyile,
eitli sorunlarla, sorularla gncel olarak urarken, her za
man kendisine bavurulacak bir alan olacaktr felsefe tarihi.
41 a.g.y, s. 104.
42 a.g.y. s. 105.
sonra unlar sylenebilir: Felsefe-felsefe tarihi ilikilerini irde
leven her yazar da felsefeden neyi anlyorlarsa ite tan da
o dorultuda felsefe-felsefe tarihi ilikilerine bakmlardr. Fel
sefenin neliine ilikin aklama dorultular, felsefe tarihinin
neliini sergilemede de yol gsterici olmutur.
En bata da dile getirildii gibi felsefe, bir ynyle varo
lanlar arasndaki ilikileri inceleyen bir bilgi daldr ve sonuta
kendisi de bir varolandr: ilkin dnm ede ve ardndan da
dilde belirir. te bir varolan olarak felsefeye yaklamada ger
ekten de felsefe tarihi s in e qua n o n mudur? stelik felsefe
tarihi bilim tarihi gibi mi olmaldr? Felsefe ile felsefe tarihi
birbirinden kopanlam az m; onlar sanld gibi ayrlamaz bir
btn m olutururlar? Felsefe ile felsefe tarihini ayrmaya,
ayn ayn ele almaya almak bir soyutlama yapmak mdr? Bu
som lan aynca tartmak gerekmektedir; fakat ksaca unu sy
lem ek olanakl: Felsefe tarihini felsefi balam da sorunlatr-
mak, baka deyile onun neliini; ardndan da ilevini ortaya
koymak, felsefi syleme ilikin abalann ne denli bilinli ol
duuna da tanklk edecektir ve felsefenin neliini anlama a
balan iin gereklidir.
Felsefe, insann zihinsel etkinliklerinin en farkl belki de
en ilgin olandr denebilir. Bu farkllk onun hereyi konu
edinm esinde ya da edinebilm esinde kendini gsteriyor. Her
trl varolan ddnyada, dnm ede, dilde ve bu varo
lanlar arasndaki ilikiler felsefenin konusu olabildii gibi, fel
sefenin kendisinin ne olduu, nelii de yine felsefenin en
nemli problem lerinden birini oluturuyor. Felsefe, bir yan
dan eitli dzlemlerde varolanlarn neliini belirginletirmeye
alrken bir yandan da, yine bu eitli dzlem lerdeki varo
lanlar arasndaki ilikileri konu olarak ele alyor.
Bu ilikiler hem en her filozofta farkl biim lerde kurulu
yor; her filozof varolana farkl boyutta bakabiliyor. Ancak bu,
alabildiine ok eirlilie karn, dn biimlerindeki kimi
ortak ynleri saptayabilmek de olanakldr. Filozof bu ala
nn ilikilerini kendince zmlemeye alrken, kendine
k noktas olarak ya ddnyadaki varolan alacaktr ve her
hangi bir doa bilimi haline gelmeyen felsefi bir sylem olu
turacaktr; ya dnm eden yola kacak, felsefenin temelini
dnm e ve dnm ede varolanlar oluturacak ve bunu ger
ekletirirken almas bir ruhbilim haline gelmeyecektir; ya
da bir nc temel yol olarak, dilden hareket etmeyi felsefe
nin asl yolu olarak grecektir; bunu da felsefeyi bir dilbilim
haline getirm eden yapacaktr.
Felsefenin dier bilgisel etkinliklerden ok farkl oluu;
ottun sorun ve sorunlannn oun bilinlice belirlenmemesi,
felsefenin hep baka bilgisel etkinliklerce kuatlmasna, ba
ka trden bilgisel etkinliklerle kartrlmasna yol amtr.
Her yzyln ya da her an bilgi ideali, felsefenin bamsz
bir bilgi dal, bamsz bir bilme etkinlii olm aktan uzakla
masna yol amtr. Bunun en belirgin rnei Ortaada ya
anmtr; ancak daha sonraki alarda da felsefeye temel bir
disiplin arama abalar srp gitmi, dier disiplinlerin hep bu
temel disiplinin gdm nde olmas gerei sk sk ileri srl
mtr. Mantk, ahbilim , tanrbilim, matematik, tarih, bilim,
felsefi sylemin o n su z o lu n m az koulu olarak grlmtr.
Bu durum un aklamas yle yaplabilir: Felsefeye yukarda
belirlenen alandan birinden girilebilmesi olgusu bir yan
dan bu durum a yol amakta; te yandan da birtakm felsefi
soru ve sorunlarn oluturulmasnda yol ac olan dier bilgi
sel etkinlikler, bir sre sonra felsefenin bamszln ortaya
kaldrmaya ynelmektedir.
Kukusuz felsefe, baka bilgisel kaynak ya da kaynaklar
dan da beslenm ekte ve yer yer de etkilenmektedir. Bu kay
naklar da genellikle iki grupta toplamak olanakldr: bilimsel
olan, bilimsel olmayan kaynaklardr bunlar ksaca. kinci gru
ba bilim dnda kalan dier btn bilgisel etkinlikler girmek
tedir. Ddnyadaki tek tek varlklarn ya da eitli snflandr
malar sonucu, ayn bee giren tek tek varolanlarn neliini
ortaya koymaya alan bir filozof, rnein, biyolojinin, fiziin
verilerinden, sonularndan yararlanabilir; doa bilimlerinin
vard sonular esin kayna olarak alabilir. te yandan sa
dece insanlararas ilikilerden doan olaylar, olgular incele
yen bilgi dallar, bilimler de filozof iin dncelerini olutur
mada yardmc olabilir; ama bunlarn hibiri hibir zaman fel
sefenin tm iin temel bir disiplin olarak grlmemelidir.
Ksaca, bir retim konusu olan, olabilen felsefenin her-
eyden nce ne olduu konusunda ve dier bilgisel etkinlik
lerle arasnda nasl bir iliki olduu konusunda bir bilin ol
mal ki neyin felsefe olduu, neyin felsefe olmad anlalsn
ve bylece de felsefenin kendisi bakalarna aktarlabilsin.
Felsefe yapmann ve felsefe retiminin onsuz olunmaz kou
ludur felsefenin neliine ilikin bu bilin; felsefe bilincinden
baka bir ey deildir bu Felsefe dier bilgilerle beslenebilir;
ama yine de felsefe ne dorudan doruya bilimdir, ne sanattr
ne de dindir; te yandan da felsefe tarihi, ne bilim tarihi, ne
sanat tarihi, ne de din tarihidir. Felsefenin "felsefemsi olan
dan" ayrt edilmesi gerekir: "(...) felsefe yaplacaksa, bunun
halis olannn, su katlmam olannn"1 yaplmas gerekir. Da
ha batan hem en u sylenebilir, lkemizde genellikle, felsefi
sylemi oluturm ada ve bu sylemi iletmede ve zel olarak
da felsefe retiminde en byk sorun, felsefe ile felsefemsi
olann, hatta hi felsefe olm ayann felsefe ile kartrlmas,
felsefenin neliinin, felsefe olm ayanda grlmesidir. Felsefe
retim inde bu konunun zerinde ok dikkatli bir biimde
durulmas gerekiyor. Felsefe retiminin ne durum da olduu,
oysa nasl olmas gerektii konusunda yaplan almalarda
bu durum sk sk dile getirilmitir: "(...) Felsefe altbal altn
da, sk sk mitoloji, kozmogoni, kozmoloji, kltr, din ve teo
lojiye kartnlm bir 'Felsefe' karmza kyor."2 Felsefe bir
retim konusu olarak belirdiinde, bu alan karurmasmn
felsefeye en byk zarar verdii aka grlyor.
Daha nce de dile getirildii gibi, halis bir felsefe reti
mi yaplabilmesi iin hereyden nce, felsefenin asl ile
yiinin belirginletirilmesi gerekmektedir. Ancak byle bir d e
erlendirme, felsefe ile felsefe olm ayan bilgi dallar arasnda
herhangi bir etkileimin olmadn ileri srme olarak yorum
lanmamaldr. erik bakmndan felsefe, dier bilgi dallann-
1 Arda D enkel, "Gelecee Doru Trk Felsefesi", Argos No: 1, Eyll 1988, s.
73.
2 loanna Kuuradi, O rtaretim K u ru m la n n d a So sy a l B ilim ler r e tim Sorunla
r, Trk Eitim Demei V. retim Toplants 13-14-15 Mays 1987 Trk Eitim Der
nei. retim Dizisi No. 5, s 212.
dan beslenir, beslenebilir; dier bilgi dallar da kendi-Iei-
ne ilikin kuramsal temelleri felsefeden, onun varolana bak
ndan devirebilirler. Ayrca kimi mantk, matematik so ru n
larndan da yeni felsefe yapma yollar doabilir. Ama b
tn bu abalar, bizzat, ibanda felsefe yapmada onaya
kabilir. Kuramsal dzlem de duyum sanan kayglar, zorluklar
felsefe yapm ann yeni yollarn dnenin nne aar, aa
bilir. Bu balam da belki de filozoflarn en-tem el kayglarn
dan biri olarak grnen nesnel olma kaygs, nesnelliin han
gi dzlem de temellendirilebileceini ortaya koyma abasna
girimeyi filozoftan ister. te bu temellendirmeyi gerekle
tirirken de filozofun nnde yol bulunm aktadr ya d-
dnyadaki varolan alan, ya dnme ya da dil alan bu kay
gsn ortadan kaldrmada ona yardmc olacaktr Baka hibir
bilgi dal bu tr kayglar iermiyor; felsefenin farkll ite bu
noktada da kendini gsteriyor.
Zamann gemi boyutunda retilmi olan felsefelere bu
adan bakldnda, her bir filozofun sylemi de yeniden an
lam kazanyor ve onlarn dile getirdiklerinin tem elinde ne tr
den asli kayglarn olduu da anlalyor.
yleyse bu niteliklerle ortaya kan felsefe nasl retile
cektir? Felsefenin retimi konusunda izlenen yntem ler b a
kmndan en yaygn olan, daha nceki zaman kesitlerinde,
zamann 'gemi' adn alan boyutunda ortaya konm u olan
sylemleri renci konum undaki kimselere aktarmaktr. An
cak, bu aktar felsefeye ilikin bilinle birlikte olmazsa, bo-
sz olmaktan ileri gitmez. Felsefi sylemlerin hangi kayglarla
bu kayglar halis felsefe kayglardr retildii, hangi som
balamlarnn yant olduu konusunda bir bilin aydnlanm a
sna gidilmezse, felsefe, renene byk bir yk olacak; anla
lmaz bir sz yn olarak kalmaya mahkm olacaktr Ancak
hangi soru ve sorunlarn felsefi sylemi oluturduu temel
noktasndan yola klrsa, hem filozofun sylemini anlama
um udu doacak ve hem de halis felsefe somlarnn kalnl
ndan tr, kendisine sylemin aktarld kii ya da kiiler
burada renciler ayn sorular sorduklar ya da benzer
trden kayglan duyumsadklar zaman, ibanda felsefe yap
ma, olanan elde etmi olacaklardr. Ama bunun gerekli ko
ulu, renciye filozoflarn sylemini iletme durum unda olan
kiinin, felsefe bilincinin olm asdr hcreyden nce. Henz
kendisi felsefi bilin edinmemi, felsefeyi dier bilgi alanlary
la kartran, felsefeyi yer yer kltr tarihi, ardarda gelen kimi
dncelerin tarihi, ya da bilim tarihi ile e tutan kiilerin b a
arabilecei bir ey deildir bu. Felsefeye en ok zarar veren
lerin, alanlar kanran kiiler olduu ortadadr.
lkemizde, felsefenin nasl retilebilecei konusu zerin
de epeyce durulduu yaplaft kapsaml almalardan anlal
maktadr. yleyse, felsefenin retimi konusuna, bu tarihselli
si gznnde bulundurarak eilme zorunluluu vardr. Felse
fe alannda retici durum unda olan hem en herkesin, bu k o
nuda birtakm dnceler rettii grlmektedir. Yaplan a
lmalar iinde en kapsaml olanlar da hi kukusuz Nermi
Uygurun Trk F elsefesin in B oyutlar1 ile Trkiye Felsefe
Kurunu nun almalar4 , Trk Eitim Dernei'nin5 almas
ve Aziz allar'n F elsefen in N eresin deyiz6 adl yaptdr.
(Trkiye Felsefe Kurumu bu konuda eitli toplantlar yapm a
y sonraki yllarda da srdrm tr. Bu konuda ayr bir al
ma yapm ak olanakldr.) Ayrca hem en her felsefecimizin, fi
lozofomuzun. bu konuya, felsefenin nasl retilmesi gerekti-
3 Nermi Dvgur, 100 Soruda Trk F e lse fe sin in B oyutlar G erek Yaynevi stanbul,
197 -1 .
4 Felsefe Kurumu Seminerleri: 1: G n m z n Sorunlar: 24-25 Ekim 1974: Felsefe
Kurumu Seminerleri; 2. T rkiyed e F elsefe E ilim i 6 " Mart 19-5- Trk Tarih Kuru
mu Basmevi, Ankara 19"?7
5 O rtaretim K uram larnda So sy a l B ilim ler |%t(ni v e S o n u lla r, Trk Eilim
D ernei V. O etim Toplants 13 14-15 Mays 198* Trk Eitim D ernei, retim
Dizisi No. 5.
6 Aziz allar. F elsefen in N eresin d ey iz, Cem Yaynevi, stanbul 1989
i konusuna deindikleri, yazlar kalem e aldklar; nemli
nerilerde bulunduklar gzlenmektedir. Gerekten de bu a
lmalar titizlikle incelendiinde, konunun ne denli ayrntl
ele alnd kolayca anlalabilir; ksaca bu konuda olduka
zengin bir literatrn olutuu sylenebilir.
Yetmili yllardan soma, retim kunmlarnda birok yn
den kkl (!) deiikliklerin olutuu grlm ektedir ve bu
deiiklikler de hi kukusuz, hakl olarak, asl amalar
sezen, gzleyen kiilerce eletirilmilerdir. Felsefe de bu
deiikliklerden payna deni almtr; hem de fazlasyla.
'Resmi tutum 1, bu konudaki 'duyarlln' gren gzler,
dnen, anlayan ve eletiren kafalar iin ok ak seik bir
biim de ortaya koymutur. Felsefe neliine uygun olarak
deil; tam tersine dier alanlarla kartrlarak, ne olduu hi
anlalmayan bir aksesuar bile olamamtr bir bilgi y
n olarak grlm ve gsterilmitir; zellikle otaretim ku
rulularndaki renci iin de bir 'yk' olup kmtr fel
sefe.
retimin, neye ilikin olursa olsun bir amac vardr; ste
lik byle bir am a varolmak zorundadr. retim, ilkin kura
myla, seslendii kiiyle, iinde gerekletii kurumla, ara
gereciyle bir btndr ve dolaysyla bu btnn paralar
arasnda organik bir ba olmak zonndad . rgtl retimin
eleri, okul, retm en, renci, retim konusuna uygun
olarak ara-gere, retimin yntem ve amacn belirleyen il
keler, programlardr.
Felsefe retimi lkem izde iki aam ada yer almaktadr;
Ortaretim kurumlarmda klasik liselerde ok kstl ola
rak ve ayrca yksek retim de niversitelerde lisans-
yiksek lisans ve doktora dzeyinde olmak zere. Bu iki
aamay da kapsamak, zere felsefe retiminin eleri yle
belirlenebilir: konunun kendisi (felsefe), retici (etmen-
retim yesi), renci (lise rencisi-niversite rencisi),
retim kurumu (klasik lise-faklte-Felsefe Blm-), retim
kurum unun yardmc kuruluu olarak, konu gerei ktpha
ne, retimi ynlendiren ilkeler (lise iin mfredat pogam-
faklte dzeyi iin ereve program), kurum d etkiler (.ge
nellikle politik-ideolojik baklar; toplum un felsefeye bak;
dier kurumsal yaplarn felsefeye baknn oluturduu etki
ler). te btn bu eler, felsefe retimini yer yer oluturan,
yer yer belirleyen, etkileyen elerdir ve hepsinin tek tek ele
alnmas gerekmektedir; bu ele al da olan ve olmas gereken
balamnda olmaldr.
Felsefe retiminin baarl olmasnn gerekli ve yeterli ko
ullar nelerdir diye sorulabilir; baarl bir felsefe retimi na
sl olmaldr? Daha nce de dile getirildii gibi, retici duru
munda olan kiinin, neleri niin sylediinin, dile getirdiinin
farknda olmas gerekir Ancak bu da retim in gerekli ama
yeterli koulu deildir ayn zamanda. Bu arada u noktann
zellikle dile getirilmesi gerekiyor: felsefe retiminin amac
na ulamas iin, zihinlerin bu retimin zgl yanlarn kav
rayacak biim de batan hazrlanmas gerekiyor; zellikle ana
dili retimi, edebiyat, bilim retimi ile zihinler felsefe re
timi iin hazrlanmaldr. zellikle, renci, okuduunu anla
mak zere daha ilkretim srasnda iyi bir biim de yetitiril
melidir. Ama u sralarda olup bitene baklrsa, byle bir
amaca ulam ann ne denli zor olduu anlalabilir. Ak
olan durum u ayrca; anlamaya ynelik olarak yaplacak a
lmalar bir yandan felsefe iin zemin oluturacak, te yandan
da felsefe retimi, rencilerin dier derslerdeki anlama a
balarm pekitirecektir.
Anlama edim inin salkl bir biim de gerekletirilm esi
iin, daha okul ncesi yllardan balayarak ocukta gzleme
gcnn, gzlemleme gcnn oluturulmas gerekmektedir;
bu da, byle bir yetiyi oluturup giderek gelitirebilecek bir
eitimle salanabilir.
oun, felsefenin soyut yapda olduu ilei srlr. Oysa,
dala incelikli bir bak, lemen hemen tm bilgisel etkinlikler
de olduu gibi, felsefede de gzlem yapabilme gcnn ne
denli nemli olduunu farkedebilir Gzlem lem e edim inde
insann dnm e gcnn, gzlemi gzlem yapan en nemli
etken olduu genellikle gzden karlr ve dnm e gc
nn bu balamda edilgin olduu kans yaygnlk tar. Oysa,
gnlk yaam boyutundan balayarak, daha kk yalarda
gzlem yapma gc gelitirilirse, olup biteni anlam a, olup bi
tenler arasnda balantlar kurma, baka deyile balantl d
nm e gc geliir ve buna bal olarak deerlendirm e ve
eletirme yetilerinin de oluabilecei grlebilir.
Gzlem yapabilm e giderek anlamaya ynelir; balantl
dnebilme, olup bitenler arasnda Ijalanilar kurma yoluyla
olup bitenler kavranabilir, anlalabilir Varolana felsefe a
sndan bakn temel nitelii de bdr; varolanlar arasnda
balantlar kurabilen kii giderek som da sorm aya balar. Va
rolanlarn kavramsal ynlerinin ilkin bakalarnca, baka filo-
zoflarca nasl ortaya konduunu gsterecek biim de renci
yetitirilmelidir. Bunun en sal'kl yolu da rencinin doru
dan doruya filozofla tantrlmasdr.
renciye felsefenin neliine, genellikle ileyi biimine
ilikin bir bilin kazandrdktan sonra, felsefenin yzyllar bo
yu sren serveni kimi som ve sorun odaklarn belirginleti
rerek renciye sunulabilir. Btnyle felsefi sylemin
bir anlam kazanabilmesi iin, ayn som ya da sorunla ilgili ya
nt arama abalar, yant denem eleri bir karmaa biim inde
deil, felsefi kayglar anlaml klc temel som lar, kavramlar
gnna karacak biimde renciye verilmelidir. Byle bir
retimin gereklem esi iin hereyden nce, retici duru
mundaki kiinin srekli olarak alann aratran bir kimse ol
mas. ilkin kendisinin 'dnyor' olmas gerekm ektedir. An
cak tek bir kitaba bal olma zorunluluu zellikle ota-
retim kurumlarnda reteni daha batan zayf drm ekte
dir zellikle de b kitap felsefeden ok baka tr bilgiler
den oluan karmakark bir yn ise retenin ii ok daha
zor olmaktadr. Bu nedenle, retici, temel birtakm bilgi
leri renciye aktardktan sonra dorudan filozofa bavurmak
durum unda olmaldr. Belli soru ve sorunlarn ilendii rnek
m etinler zenli bir biim de seilm eli, renciyle birlikte
okunmal; temeldeki soru ve sorun alar, zerinde durulan
kavramlar belirginletirilmeli ve btn bunlar bizzat renciyi
etkin klarak gerekletirilmelidir. Ancak renci de byle
bir abaya girmeyi istemelidir, zellikle yksek retim dze
yinde.
Bu arada, ele alnan konuyla, konularla ilgili yaynlarn
bulunabilecei ve gerek ten ileyen bir kitapla gereksinim
olduu kendiliinden ortaya kmaktadr. Ancak bu ynden
de retim kurum lanna bakldnda, durum un hi de iyi ol
mad hem en anlalmaktadr. Genellikle ortaretim kurum-
lannda kitaplk yoktur, ya vardr da elem an yoktur, ya da
eleman vardr fakat bu sadece grntedir ve zel bir k
tphanecilik eitimi almamtr, bilinli deildir bu konuda;
hatta kitaplklarn elem anlar oun, okullarn baka trden
yaz izi ii iin kullanlmaktadrlar. Dolaysyla, kitaplk g
revlisi arada bir asl alma alanna urayan bir kii duru
mundadr. Bu durumda, kitaplk da kitaplann sadece yer ald
bir d ep o grnm ndedir. Hatta kitaplk, okulun bir
mekna ihtiyac olduunda oun, ilk azda gzden karla
cak bir yerdir; elem an kstlamas yaplaca zaman da ilk
gzden karlacak eleman kitaplk grevlisidir.
Yksek retim kum ullarnda da benzer bir biimde s o
runlar srmektedir. Hatta baz kitaplklar niversite, faklte,
blm kitaplklar renciye kitap dahi vermemektedir, geri
getirilm eyecei gerekesiyle. Oysa, bilgilerimizin ounu,
dorudan nesnelerle balant kurarak deil, oH ar hakknda
bakalarnn yapt betim lem elere dayanarak elde etm ekte
yiz. B. Rssell bu nemli noktay F elsefe Sorunlar adl ya
ptnda ayrntlaryla ele alr. Bu durum da kitaplklara ne denli
i dt aktr. Jale Baysal bir yazsnda Peter Karsted'in u
grne yer vererek ktphanenin niversitenin oluum un
da ne denli nemli olduunu vurguluyor: "niversite ktp
haneyi deil, ktphane niversiteyi yaratr."8 Aynca kitaplk
larn ilevsel olabilmesi iin kitap okumay, aratrmay byk
bir gereksinim olarak duyumsayan insanlarn sayca artmas
gerekm ektedir. Felsefe sz konusu olduunda ise, ciddi bir
okum a alkanl edinm enin ne denli nem li olduu iyice
anlalr. Okuma alkanl olmayan kiilerin felsefenin tadna
varmalan olanakszdr.
Felsefe retim inin genellikle renci asndan bir yk
olm aktan kanlmas iin, felsefenin ezbere birtakm bilgileri
tekrarlamak olmad anlaynn kkl bir biimde yerleme
si gerekir. Dnme ediminin sonsuzluu, snrszl, bu edi
min elden geldiince ilevsel klnmasnn gereklilii hi unu
tulmamas gereken bir nokta olmal ve retimin btn e
leri srekli olarak bunun bilincinde olmaldr. zgr dnm e
ortamlar yaratcl gelitirir ve bu ortamlarda yetien yarat
c bireyler de zgrlk ortamn deta besler ve yaatr.
Halis bir felsefe retimi byle bir amaca ulamada ok
yardmc olabilir. zellikle yksek renim yapma olanana
kavum u kiiler felsefe retimi sayesinde, kendi uzmanlk
alanlarna felsefece bakabilme, sorunlar derinden kavrayabil-
me olanan elde edebilirler. Bunun iin de btn yksek
renim rencilerine birinci ylda "Felsefeye Giri" ad al
tnda iki ya da kredi/saatlik bir ders konmaldr. Byle bir
9 A bdurrahm an Gzel "ml, Ciddi Bir tir" Milli Eitim Dergisi, Aralk 1990, s. 4 2 .
Felsefe; ddnyada, dnm ede ya da dilde bulunan var
olanlar kendine konu olarak alr; bu onun zgl niteliidir.
Varolanlar arasndaki ilikileri ve balantlar bilmek ve ayn
zamanda ddnya, dnm e ve dil arasndaki ilikileri ren
m ek her felsefenin ve her filozofun birincil devidir. Bunlar
felsefi sylemin asl konulandr.
Kukusuz, felsefe varolanlar pozitif bilimler gibi incele
mez, tam tersine felsefe onlan zel bir biimde ele alr; baka
bir deyile, felsefe varolanlann anlamn yani varolanlarla ilgili
kavramlarn anlamlarn ortaya koymaya alr ve bu balam
da da bir kavram zmlemesi olarak belirir.
Sonmlar zel bir biimde araran felsefe dier insani et
kinliklerden de yararlanr; rnein, bilim, sanat, din gibi. Ken
disinden, kendi tarihinden yararlanr ve genellikle kendini bir
denem e olarak sunar.
te yandan her filozof, felsefi sorunlan bu alandan ya
ni ddnyadan, dnm e ve dilden birine balanarak zm
leyebilir. yleyse felsefe, etkinliini ya ddnya ya-dnm e
ya da dil araclyla gerekletirmeye balar. Onun k nok
tas bu alandan biri olmak zorundadr.
Filozof dncelerini doal bir dilde ortaya koyar ve sade
ce bu doal dilde felsefeci sylemini kurar. Ksaca, temelleriy
le, konularyla, gr ve dilsel yapsyla, felsefe zgl bir
sylem olarak varolur. Bu serimlemenin amac felsefeyi bir
sylem olarak sunmaktr. Doal dil, iinde felsefi sylemin
kendini gerekletirdii bir ortamdr.
Felsefenin bu eit betimleniine uyan birok felsefi syle
min Trk dilinde de retildii iyice grlmektedir. Bu ba
lamda. Trk dili nerdeyse sonsuz bir eitlilikte felsefi sylem
kurma olanaklanndan li de yoksun deildir.
Trk dilinde retilmi felsefe incelenirse, felsefenin btn
dallaryla ve alanlaryla ilgili konularda, soru ve sorunlarda,
tartmalarda, felsefi kayglanlarda nem li ilerlemelerin ger
ekletii grlr. Trkedeki sylem araclyla felsefenin
tm dallannda olumlu sonular elde edilmitir; rnein felse
fenin nelii baka bir deyile felsefenin z konusunda, bilgi
kuramnda,dil felsefesinde, zellikle felsefi antropolojide, etik
te ve ayn zamanda felsefe tarihinde. Ben burada sadece an
lan alanlardan szedeceim , meslektalarm ise dier alanlar
dan sz edecekler.
"Felsefe nedir?" sorusuna yanl vermeye abalayan birok
aratrma ve inceleme Trk dilinde oluturulan felsefi sylem
lerde olduka geni bir literatr oluturm aktadr. Filozoflar
felsefenin yapsn ya da zn, baka bir deyile neliini
aklam aktadrlar ve bylece de felsefeden anladklar ey
dorultusunda da felsefi sorunlan incelemektedirler; bir dier
deyile bu inceleme iini felsefeyle ilgili asl dnlerini iz
leyerek gerekletirmektedirler. Kimileri felsefelerini kurmak
iin sadece bilimin sonularna dayanm aktadr (Takiyettin
Mengolu, Vehbi Hackadiolu, Arda Denkel. Teoman Du
ral); kimileri sanatn ya da dier insani etkinliklerin sylemin
den yararlanm aktadr (Bedia Akarsu, Nermi Uygur, Ioanna
Kuuradi) ve hepsi kavramsal zm lem eler yapm aktadr.
te yandan, kimi filozoflar felsefi sylemlerinin bilimsel bir
sylem olmasn isterler ve felsefeyi bir bilim gibi kurmaya a
balarlar (Nusret Hzr, Yaman rs). Felsefenin yapsyla ura
an kimi filozoflar ise asl anlam nda felsefi sylemin zgl
koullarn ya da temel elerini aratrmaya koyulurlar (Ner-
mi Uygur, Betl otuksken).
Ad geen filozoflarn ou, felsefeden neyi anladklarn
eitli yaptlarnda aklamlardr. Fakat kimileri bu konuda
ayrca eser vermilerdir. rnein, Takiyettin M engolu
(1908-1984) F elsefeye Giri1i (1. bask 1958; 4. bask Remzi
Kitabevi 1988); Nermi Uygur F elsefen in ans'n (1. bask
196i, 3. bask Remzi Kitabevi 1984); Nusret Hzr RlUmln I
n d a Felsefe'yi (Eser filozofun lm nden sonra rencisi
Fsun Akatl tarafndan 1985'de yaynland-Adam Yaynlar)
kalem e almtr! Ben de geen yl F elsefi S ylem Nedir?
(Ara Yaynclk 1991) balkl bir alma yaynladm. Yukarda
akladm gibi, bu yaptta felsefeyi ya ddnyada ya dn
m ede ya da dilde bulunan varolanlar arasndaki ilikileri orta
ya koyan bir sylem olarak belirlem eye altm. Yine orada
genel olarak felsefi syleme ilikin tm nitelikleri, felsefe
tarihinden baka bir ey olmayan felsefi sylemin gemi b o
yutuna yerletirerek ak seik bir biim de gstermeyi d en e
dim.
Hi kuku yok ki her filozofun yazlarnda felsefenin neli-
ini sorgulad herkese bilinen bir eydir; fakat size szn
ettiim bu Trk yazarlar, bu konuyu yaptlarnda apak ekil
de ortaya koyuyorlar; bu konuyu aratrp zgn dnceler
sergiliyorlar.
"Bilgi nedir" sorusu dilimizde retilen felsefede nemli bir
yer tutar. Aslnda "bilgi felsefesi" ya da "bilgi kuram" balkl
yaptlarn az olmasna karn, filozoflarmz bu alanla ilgili so
rulara hem kitaplarnda hem de niversitelerde verdikleri ders
ve konferanslarda nem veriyorlar. Genel olarak bu konuda
oluturulan metinler ya felsefenin gemi boyutuyla ya da bil
gi felsefesinde yer alan sorular balamndaki tartmalarla ilin
tili aklamalardr. rnein, Takiyettin M engolu'nun onto-
lojik ve antropolojik gr, Nermi Uygur'un fenomenolojik
gr. Ayrca, niversitelerin felsefe blm lerinde bu konu
da gerekletirilen dersler, seminerler, aratrmalar ve doktora
tezleri, bilgi felsefesinin filozoflanmz ve yazarlarmz iin ok
nemli olduunu gstermektedir. Felsefe yapmaya ya da tm
aratrmalarnda ynlerini belirlemeye, inceledikleri filozofun-
bilgi kavray ve anlayyla balamaktadrlar. Bilgi felsefesi
gerekten de, ddnya, dnm e ve dilin en temel karla
ma noktasdr.
Burada size bilgi felsefesiyle zel olarak uraan iki filo
zoftan sz etm ek istiyorum: Vehbi H ackadirolu ve Arda
Denkel. lki bu konuda iki kitap yaymlad: B ilginin Doas
ve Kaynaklar zerine (May Yaynlar 1981); Bilgi Felsefesi
(Metis Yaynlar 1985). Vehbi Hackadirolu ikinci yaptnda,
hibir akadem ik yntem den yararlanmadn ve hibir felsefi
retiye bavurmakszn sadece kendi kendine elde ettii ka-
zanmlarndan yararlandn ileri siirer (Bilgi F elsefesi, s. 8):
"Gznnde tuttuum ilkelerin tm de,deneyden nce hi
bir kavramsal bilgimizin bulunam ayaca ve btn deneysel
bilgilerimizin de, nedensellik-srekli birliktelik balantsndan
doduu varsaymlanna dayanan mantksal karmlarla snr
ldr." (a.g.y. s. 8). Bu kitapta yer alan konular unlardr: ne
densellik, alg, bellek, tm evanm , tmeller, nsel (a priori),
anlam.
G rld gibi, yazar dil felsefesinde de nem li bir yer
tutan anlam konusu zerinde de durur ve anlama ilikin ken
di tanmn da ortaya koyar: "Anlamn, kabaca, tmcedeki, ko
nuann birey bildirmesini, dinleyenin de o eyi renmesini
salayan 'g' olduu dnlebilir." (a.g.y. s. 17). Szckle
rin sadece bir tmce balamnda anlam vardr; anlam ancak
zihnin kavramlar araclyla iletilir; bundan dolay anlam n
dorudan imleme/ imlerim kuram kabul edilemez; nk bu
kuram, bir yandan bu noktay dikkate almaz, te yandan da
eyler ile szckler arasndaki ilikileri aklayamaz (a.g.y. s.
17). Bylece, Vehbi Flackadiolu, Arda Denkel'in savunduu
dorudan imleme/imletim kuramna itiraz eder.
Bilgi felsefesi konusunda dikkati eken ve Arda Denkel'in
yaymlad bir baka kitaptan size sz etmek istiyorum; kita
bn bal: B ilgin in T em cileri (Metis Yaynlan 1984). Yazar,
hereyden nce, filozoflarla ilgili zgn dncelerini aklar
ve kendi dncelerini, onlarnkini de hesaba katarak otaya
koyar. Arda Denkel amalarn yle belirliyor; "Bu kitaptaki
amacm, tutarl deneycilii srdrerek, zdeki bir evren g
rn bununla birlikte temellendirmek olacak. Bir baka d e
yile, bilimin tem elindeki felsefi varsaymlarla uyum salaya
cak bir gr gelitirmeye alacaz. Bu adan Locke'un,
deneycilii zdekilikle badatrma yol ve yntem inin dna
kacaz. zdeksel bir dnyann varolduunu deneycilikle
tutarl olarak ne srm ekten te, ayn zamanda kapsaml ve
tutarl bir zdekilik elde etmeyi amalyoruz. Varolduu sy
lenen her eye zdeksel bir aklama getirmeye alacaz.
Bu dorultuda anl zdeksel varlk olarak aklayacaz. Kii
kavramn da ele alarak ayn dorultuda temellendireceiz."
(Bilginin T em elleri, s. 23)
Daha yukanda da sylediim gibi, bilgiyle ilgili incelem e
lerde, Trkiye'de arkaplannda felsefe tarihi bulunan bir yol
izlenir. almalarn, yaptlarn, derslerin ya da sem inerlerin
dzenleniinde, okul kuran ya da Ockham, Descartes, Locke,
Leibniz, Flume, Kant, Russell gibi felsefi retiler oluturan fi
lozoflara zel bir nem verilir.
Uzun zamandan beri felsefe krslerimiz dilsel/dilbilim
sel felsefe ya da dil felsefesi alannn kimi sorunlaryla da
uramaktadr; son yllarda bu konular dil felsefesi derslerin
de ayr olarak incelenm eye baland. stanbul niversitesi
sz konusu olduunda bu almalar ellili yllara kadar
kmaktadr. ada filozoflarmz, dilin yetkin bir biim de
kltrn arac hatta yaratc ilkesi olduu olgusundan hare
ket ederek, dil ile kltr arasndaki ilikilere daha ok eili
yorlar. rnein, Bedia Akarsu nun doktora tezi bu alanla ilgi
lidir: "Wilhelm von H um bold'ta Dil-Kltr Bants" Bedia
Akarsu kendisiyle yaplan bir konum ada yle diyor: "Ben
felsefenin bir dil zmlemesinden baka bir ey olmad g
rne katlmadm gibi, asl ilgimi de dil-kltr ilikileri ek
tii iin dil felsefesine ynelmi bulunuyorum . Humboldt
da bu tr almalarn odak noktas oluyor yeniden." (Ars-
ian Kaynarda, F elsefecilerle Syleiler, Elif Yaynlar 1986
s. 186).
stanbul niversitesinde retim yelii yapm olan Macit
G kberk, Nermi Uygur, Bedia Akarsu gibi birinci ve ikinci
kuaktan Filozoflar ve onlarn rencileri dil olgusu karsnda
gen Cumhuriyetin duyarlna destek verdiler; dil ve kltr
alannda gereklemi olan devrimi dnelim. niversite
retim yeleri bylece bir yandan geni bir biimde Trk dili
nin felsefe dili olarak gelim esine katkda bulundular; te
yandan da dili kendinde felsefi bir sorun olarak ele aldlar.
rnein, Nermi Uygur yazlarnn hem en hem en btnnde,
batan sona, insan anlamak zere otaya konmu abalarnda
dil alanna byk bir nem vermitir. O nun felsefeye dilden
giren bir filozof olduunu syleyebilirim . Kltr Kavra-
m 'n d a (Remzi Kitabevi 1984) yle diyor. "Dil nedir? Feno-
menolojik bak amz uyarnca, bu soru, ne gz derinlerde
kavram zm lem elerini ne d e kesinlik isteyen tanmlar
amalar. Kaynan, insann gnlk yaamda karlat ken
dince nemli bir soruya aydnlk salamak arayndan baka
bir yerde aramak bounadr. Dil nedir? Konuan bir varlm
ben. lkece, iinde kendimi dil olm adan bulduum hibir za
m an kesiti anm sam yorum . Batan beri birlikteyiz onunla.
Geri zaman zaman susm aktaym . yle olabilir ki herhangi
bir neden yznden (szgelimi hastalk yznden) konu
maktan yoksun kalabilirim, gelgelelim ilkece dilsiz olsaydm,
baka trl dendikte, dile ilikin tm etkinlikleri yerine getire-
meseydim, bunlara yatknlk ve anlaytan uzak, bunlar ger
ekletirm e gcnden yoksun olsaydm , kimse bana 'insan'
diyemeyecekti. Bu apak gereklere dayanarak insan varl
m ortaya koyan temel bir doruya varrm: Dil, insan olarak
yazgm benim; dil varolma koulum benim." (s. 13)
Bu balam da, ey, dnm e ve dil arasndaki ilikileri
aklamak zere imleme/imletim kuramlar konusunda incele
m eler ve aratrmalar yaplmaktadr. Arda Denkel bu konuda
Y n letlm (1989) balkl bir kitap yaynlad ve balatt al
malar, im lem e/im letim in ister kavramsal ister ilevsel ol
sun durum unu belirlem ek konusunda bir tartma ortam
yaratt. Bu konudaki birok tartma F elsefe Tartm alar
Dergisinde yer ald.
Szn ettiim aratrma ve almalar daha yakndan in
celediim izde, yazarlarmzn eitli dillerde yaymlanm ya
banc kaynaklar da izlediklerini ve deerlendirdiklerini gr
mekteyiz. nemli almalarn bir ksm Tiirkeye de evril
mitir. Ayrca, dilbilimleriyle dorudan doruya uraan dilbi
limciler de dil filozoflar iin deerli m alzem e oluturacak
olan almalar yapmaktadr.
Anlam konusunda da birok aratrma yaplmaktadr. Bu
rada Arda D enkel'in A nlam n K k en leri (Metis Yaynlan
1984) adl kitab zerinde durm ak istiyorum; yazar kendi an
lam kuramn Locke'un anlam kuramyla karlatm ve yap
ln sonunda bir deerlendirme yapar. Ona gre, Locke anlam
dnm ede kurar, baka deyile dnm e, Locke'ta, sylem
ile ddnya arasndaki ilikiyi kurmay salar. Oysa Arda
Denkel anlamn, sylem ya da dilsel ileti ile ddnya arasn
da dorudan doruya kurulduunu ileri srer.
Bu incelemelerin dnda, Trk dilinde anlam n oluumu
zerinde de kukusuz felsefe asndan durulm aktadr.
Felsefe blm lerinde dil felsefesi dersleri verilmekte, ayn za
manda, bu alandaki ada literatrn gelimesi yakndan iz
lenmektedir.
nsanla ilgili bir gr olmak dncesi filozoflarmz iin
ok nemlidir. ncelemelerinin k noktas olarak insan alan
birok filozof vardr. Bu filozoflann felsefi sylemlerini antro
polojik bir zemine genel olarak dayandrdklarn sylemek is
tiyorum. Ayrca, insan felsefesi ya da felsefi antropoloji kavra
y eitlilii iinde felsefenin bir dal olarak kendini gsterir
Filozoflanmzn kimileri sadece insan felsefesiyle urar ya da
bu konuya yaptla nnda yer verirler.
Kukusuz, bu kavrayn lkemizdeki en sekin temsilcisi
Takiyettin Mengolu olmutur. Yazlarnda zel olarak da
nsan F elsefesi adl yaptnda (1971) insan varlk koullary
la ve som ut btnl iinde anlamaya ve deerlendirm eye
alr, insann varlk yapsnn temel yanlann, som ut feno
menlerin her birini zm ler Mengolu, bilimsel verilere
de nem vererek, felsefesini antropolojik ve ontolojik bir kav
rayn altnda kurar. nsan incelerken teki antropolojik
kuramlar da eletirir; bu kuramlarn insani varl tm olarak
anlamaktan uzak olduklarn aka ortaya koymaya alr.
Son yaptlannda Nemi Uygur da insani varl, dil, kl
tr, eitim, bunalm , teknik gibi kavramlar araclyla anla
may amalar. rnein B unalm dan Yaama Kltr (Ara
Yaynclk, 1989) adl yaptnda insan bunalmn rn ola
rak, bir bunalm varl olarak deerlendirir. Bunalm insan
oluturan temel bi edir, baka deyile bunalm insann
zdr. Bu kitapta insan tm anlam yollarnn kavanda b u
lunan bir varlk olarak tasarlanr (s. 231). Bunalm ortamnda
yaamak amacyla iasan, bir bunalm varl olarak kltr ya
ratr.
Baka bir kitabnda, ada Ortamda Teknik'te (Ara Ya
ynclk, 1989) yazar bu defa teknii yaratan ve teknikle birlik
te yaamak zorunda olan bir varlk olarak insandan sz eder
Tm felsefi syleminde Nermi Uygur'un iasan. somut bir fe-
nomenolojinin nda anlamaya alt sylenebilir. Ayrca,
Kltr Kuram nda insanla ilgili (zellikle okkltrllk ve
efil kavramlar araclyla) dncelerini aklayan baka yaz
lar da yer alr.
Bundan baka, loanna Kuuadi insan kimi yazlarnda
kltr, eitim ve zgrlk kavramlaryla anlamaya alr. Ona
gre: "Felsefi antropoloji bugn felsefenin dallarndan biridir,
ama yle bir dal ki, onun konusu olan birok soruyu akla
kavuturmadka ve insana ilikin ok kaba taslak da olsa, fel-
sefi-bilgisel bir gre sahip olm adka, yeni 'problemler' ya
kalayamayz, yeni bir soru getiremeyiz; btn yaptmz eski
sorular evirip evirip bir eyler sylem ekten 'metafizik' ya da
'bilimsel' bireyler sylem ekten teye gitmez" (Arslan Kaynar-
da, F elsefecilerle S yleiler, 1986 s. 232)
Etikle ilgili incelemeler lkem izde oluturulan felsefi sy
lemde byk bir yer tutar. Gerekten, etikle ilgili birok al
ma vardr; rnein,doktora tezleri, kimi filozoflarn ahlakla il
gili grleri zerine incelemeler v.b. Bu konuda, zellikle Io-
anna Kuuradi'nin Etik balkl kitabndan sz etm ek istiyo
rum. Bu yaptn birinci ve ikinci blm 1977'de, tm ise
1988'de yaynland. Yazar F elsefecilerle Syleiler'de yle
bir aklam a yapyor: "Benim orada yazdklarm bir ahlak
(moral) deil, bir grtr: Bir etik gr" (s. 236). Yine ona
gre, "her eylem bir etik ilikide yaplr ve onun ilk, yani en
tem eldeki oluturucusu bir deerlendirm edir" (a.g.y. 238).
yle devam eder: "'Doru' ve 'deerli' eylemde bulunabilme
byk lde bilgiye dayanr: Bir eylemin yapld bir defalk
'koullann' doru bilgisine, 'deer'e ve 'deerlere' ilikin bilgi
ye, hatta eylem de bulunurken kiinin yaptna ilikin bilgisi
ne." (a.g.y. s. 239).
Bu son yllarda etik ile ilgili olarak dikkati eken bir baka
yapt da Vehbi H ackadirolu'nun z g rl k A hlk (Cem
Yaynlar 1990) adl yaptdr. Yazar burada sadece gzleme
dayal bir etik gr sunmay amalar. Saduyuya dayal bir
gzlem sreci iinde sadece grlen insani koullar bu etik
tasanm n temeli olacaklardr. Varolu, insani varlk sz konu
su olduunda, bir zgrlk aray biimini alr. nsan iyi
anlam ak iin zgrl iyi anlam ak gerekir. zgrle
gelince, zgrlk bilgiye baldr; bilgisiz zgrlk yoktur
Etii insanlann birarada yaamas olgusuna, insanlarn zgr
lk araylarna ve yine insanlann bilgi bakm ndan srekli bir
gelime iinde bulunm alanna balayan Vehbi Hackadirolu,
etik ile bilgi arasndaki ilikiye nem veren Eski Yunan Filo
zoflarnn tutumlarna kendini daha yakn hissedecektir. Ona
gre, acl filozoflar Eski Yunan'da bu denli gl bir biim
de vurgulanm olan etik-bilgi ilikisine yeterince eilmemi
lerdir.
Bundan baka yazar idealist grlere ve zellikle Kant'n
grlerine kar kar Bylece toplumsal yaamda zveriye
dayanan bir etii benim ser ve dev tasarmna dayal etii
reddeder.
imdi az da olsa felsefe tarihi ile ilgili alm alardan sz
etm ek istiyorum. Filozoflarmz bir yandan antikadn gn
mze felsefi tasarm ve akmlar incelemektedirler; te yandan
da felsefe tarihleri kalem e almaktadrlar. zgn almalarn
yannda, yabanc dillerden felsefe tarihiyle ilgili eviriler de
yaplmaktadr.
Burada size sunduum bu alma kukusuz sadece bir
zettir ve bu sunuun amac Trk dilinde gereklemi olan
felsefeyi size tantmaktr. Filozoflarmzn dnya felsefesine
katklarn deerlendirm ek, baka bir almann konusudur.
Meslektalarm size ayrca lkemizdeki bilim felsefesinden de
sz edecekler. Btn bu aklamalarmzn, Trk dilinde reti
len felsefi sylem hakknda size belli bir fikir vereceini uma
rm.
FELSEF SYLEM NEDR? BALAMINDA
ARSLAN KAYNARDA'IN BETL OTUKSKEN LE
YAPTII SYLE"
NOTLAR:
1) Nermi Uygur, Yaama F elsefesi, ada Yaynlan 1981, s. 5-
2) Nemi Uygur, Kltr Kuram , Remzi Kitabevi 1984.
3) Nermi Uygur, Kltr Kuram, ss. 11-31.
4) Nermi Uygur, F elsefen in ars, Remzi Kitabevi 1984 , 3- bs.
5) Nermi Uygur, Kltr Kuram , s. 11.
6) Nermi Uygur, a.g.y., s. 12.
7) a.g.y., s. 13-14.
8) Nermi Uygur, Kuram -Eylem Balam, zm leyici Bir F else
fe D enem esL t.. Edebiyat Fakltesi Yay. 1975-
9) a.g.y., s. 143.
10) a.g.y., s. 144.
11) a.g.y., s. 144.
12) a.g.y., s. 145-
13) a.g.y., s. 146.
14) a.g.y., s. 146.
15) a.g.y., s. 147
16) Nermi Uygur, Kltr Kuram, s. 17.
17) a.g.y., s. 15-
18) a.g.y., s. 17.
19) a.g.y., s. 19.
Devlet, zgrlk, demokrasi terim ve kavramlar gibi kl
tr terim ve kavram nn da ddnyada tek, nesnel, snrlar
olduka belirli bir imlemi yoktur. Ancak kltr, tm insan
dnyasn kucaklayan, insann dnyaya, doaya, kendi ba
na varolana katksn dile getirmede ilevsel olan bir terim
dir. Kltr her trl insan yapp etmesinin, baarsnn ykle
mi durum undadr; dolaysyla da tmel bir kavramdr. Kltr
nesneler alanna, dnsel alana ve dilsel alana ilikin bir ya
p, kavram olarak bilim ve felsefe tarafndan ele alnmakta
dr.
Kltr eitli insanbilim tasanmlarnda anahtar terim /kav
ram olarak ncelenmektedir; zellikle kltrel insanbilim ya
da kltr antropolojisinde insan anlamann, kavramann te
meli olarak grlm ektedir. Hangi adlar altnda olursa olsun
insan yapp ettikleriyle deerlendirilmekte ve btn bu yapp
etmelerin ortak paydas olarak da 'kltr' zerinde durulm ak
tadr.
Kltrle ilgili bilimsel aratrmalarda ounlukla kltrn
tad temel zellikler zerinde durulur ve hep yeni yeni
kltr tanmlar verilmeye allr. Tanmsal dile getirilerde
belirlenen bu zellikler nelerdir? rnein Bozkurt Gven'e
gre kltr, renilebilir bir eydir, tarihsel ve sreklidir, top
lumsaldr, ideal ve idealletirilmi kurallar sistemidir, ihtiyala-
lan karlayc ve doyum salayc bir yapdr, deikendir, b
tnletiricidir ve kltr ayn zamanda bir soyutlam adr.1 Bura
da belirlenen btn znitelikler her bir kltrde bulunan or
tak niteliklerdir. Kltrn tad znitelikler ok eitli kltr
tanmnn da olum asna yol amtr, hatla yolam aktadr.
Kltrle uraan bilim adamlarnn bildirdiine gre kltrle
ilgili tanmlarn says 200' amaktadr.
Kltr szcnn, deyiminin ok eitli balamlarda kul
lanld da bilinmektedir; kltr okanlaml bir terimdir. r
nein Nermi Uygur, "tek kii dzeyinde kltr", "ulus dze
yinde kltr" ayrmn yaparken, Ioanna Kuuradi de "tekil
anlamda kltr", "oul anlam da kltr" belirlem esinde dile
gelen ikili bir ayrm yapm aktadr. Bir anlam da '"kltr'den
kastedilenin', 'kiilere insan olarak olanaklann gelitirebilme
yi (: bu olanaklarn ilenmesini, kltive edilebilmesini) sala
yan etkinliklerin tm 1sanat, felsefe yapma ve bu yaplan
lardan yararlanma olduu sylenebilir. Bu, yzyllardan be
ri Bat dncesinde yer etmi cultura a n im i (ruhun i
lenmesi, ruhun kltr) Fikridir, ya da tekil anlam da kltr
dr.
Bu etkinlikleresanatsal, felsefi, dnsel bilgisel et
kinliklere verilen yer ve nem se, oul anlam da kltr
den kltre fark gstermekle kalmyor; ayn kltrn tarihin
de bile ayn etkinlie farkl nem verilebiliyor."2 Gerekten
de burada oluan, ortaya kan gelimeler kltrn en karma
k ynn oluturuyor; burada kendini gsteren etkilenme-
ler-etkilem eler son derece titiz zm lem eleri gerektiriyor,
toptanc grler burada konuyu karartmaktan teye ge
miyor. Kiisel tercihler, psikolojik yaklamlar, gereksinimler,
kiilerin ou zaman tam da bilinemeyen, nceden kestiri-
1 Bozkurt Gven, in s a n v e Kltr, Remzi Kiabevi, 1974, 2 bs. s. 103-108.
2 Ioanna K uuradi, U luda k o n u m a la r, zgrlk, A hlak, K h r K avram lar,
Trkiye Felsefe Kurumu, Ankara 1988, s. 40.
lem eyen yatkmlk-lari; tutum lar, birey-roplum, birey-evre
ilikilerinin nitelii ve b tn bu karmak balam lann bilgi
bakm ndan zm lenm esinde byk zorluklarn belirmesi,
konunun ne denli ayrntl olduunu bir lde de olsa gste
riyor.
te yandan da oul anlam da kltrden anlalmas gere
ken nedir? "(...) snrlar eitli alardan izilebilen bir insan
grubunun yaayn ve bu yaayn grnmlerini (szgelii
sanatlarda, bilimlerde, felsefede, dilde ve bu gibi alanlarda o
anda 'm odern' saylan grleri; toplumsal kurumlan ve ile
yilerini) belirleyerek; o grupta uzun ya da greli olarak ksa
bir sre geerli olan egem en olan) insan gm e tarzn ve
deerlilik anlayn anlayabiliriz ve oul anlamda kltr kav
ramn bu ekilde belirleyebiliriz."3
Gerek tekil anlamyla gerekse de oul anlamyla kltrde
tarihsellik balam son derece nemlidir. te bu oul anlam
daki, btn bir gruptaki ya da topluluktaki kltr, bireye, r
gtl yaplar, kurumlar, gevek ya da sk dokulu m odeller
araclyla, oun bilinli olarak geirilir; ama klln ger
ek tayclan bireylerdir, kltr yaama geiren tek tek kii
lerdir. Kltrle ilgili srelerde oluan herey, kltrn retil
mesi ya da tketilmesi srelerinde asl etkin olanlar bireyler
dir. Onlar kltr, kltrel eleri, toplumsal-tarihsel balam
da, oul yaplann iinde tanrlar, lx:nim,serler ya da benim se
m enin de tesine geip kltre yeni.eler katarlar. Yeni
eler katm ada asl gdc olan da, kltr biimlerinin za
man zaman yetersiz oluudur. Kltr yaratan, aktaran ve t
keten de bireylerdir, teklerdir. "Ya ne olursa olsun her iasan
bir kltr-ocuudur: Dnk kltrn ocuu. Ama ya ne
olursa olsun her insan bir kltr anahabasdr da: yarnki
kltrn anababas. Kanlmaz bir gerektir bu. Kltrler ara
snda ne denli ayrlklar olsa da bu byledir. Hi'le yaanmaz;
yaamak, birey'e dayanarak yaamaktr; buysa o eyi hem
benimsemeyi, hem de deitirip yeniden yaratmay gerektirir.
yleyse insan bir yandan kltrn eline doar, te yandan
kltr dourur.|H Hatta Nermi Uygur'da oul anlam da kl
tr, 'okkltrllk' kavramyla iyice geniletilmitir. Hem bel
li bir topluluun kltr artk okkltrl bir yapdr, btn
dr, hem de tekil anlamnda kltrn ana nitelii artk ok-
kltrll iermektedir. Bu okkltrlil tayan da yine
bireydir; soyut kltr btnleri, kltrel yaplar ancak bireyin
yaamnda somutlarlar Ayn grubun yeleri olarak bireyler
ou zaman ortak kltr biimlerini benimserler. Uyum ve
anlama ad verilen ortamlarda, iletiimin elden geldiince ge
litii grup ilikilerinde, ortak kltr elerinden alnan pay
daha byktr; byle bir ortam da oun benzer yaplarn
egem en olduu saptanr. "Tek kii dzeyinde kltr: edinilen,
zneye bal, bireysel bir yapdr. Ulus dzeyindeyse: tarihsel-
Iiin damgasn tayan, kuaktan kuaa aktanlan, insalar-
aras, nesnel ortaklaa bir halk, bir devlet varl olarak gr
nr."5
oul anlamnda ya da ulus dzeyinde kltr "bir grupta
belirli bir sre canl olan, neredeyse bilinsiz, ama o grubun
yaamnn btn ifadelerine 'inmi' a n la y la rd r Tek kii
balam nda ya da toplum balam nda olsun kltii tanmla
mada ne gibi zellikler gzetilebili? Kltu kltr yapan z-
nitelikler nelerdir? Kltr nasl tanmlanabilir? "Kubak bir
yaklamla, 'kltr': insann otaya koyduu, iinde insann
varolduu tm gereklik demektir. yleyse 'kltr' deyimiyle
insan dnyasn tayan, yani insan varln grdm z her-
D I
DNYA DL
'
Eylem in | n M || kaydedllm esi
Gem i -im di
2aman -Yaplar Y a p t o n n / 9ereKtlfllnin Koullan -G elecee
boyutu | doru gidi
Her trl mlerin yeniden deerlendirilmesi
gsterge/im Tarih bilgisinin dili
-Betim leyicl
Yorumlayc > Bir dil
Tarih felsefesinin ve dolaysyla filozofun ilgisi ne doru
dan 'e; ne 'ye ne de 'e ilikindir. O nun ilgisi bu
alan arasndaki ilikilere yneliktir.
"Tarih bilgisi iin ya da bilgi olarak tarih iin tarih felsefe
sinin anlam, yarar nedir?" sorusu nem li bir soru olarak kar
mzda duruyor Nasl ki doa bilimlerinin kuramsal yan d o
a felsefesi hatta fizik felsefesinden, biyoloji felsefesinden
baka bir ey deilse; "bilinli bir tarihi", "tarih bilgini" iin
de tarihe ilikin kavray erevesinde "bilinlice" i grmesi,
onun ayn zamanda tarih felsefesiyle de urayor olmasndan
baka bir ey deildir.
Tarihin asl ilem alann oluturan eylemler, olaylar, ya
plar, gstergeler, imler alan, onlar anlaml klacak kav
ramsal yaklamlarla belli bir deer kazanabilecektir ancak.
Bu kavramsal, dnsel yaklamlar olm adan onlarn bir an
lam kazanm alar m m kn deildir. Tm tarih felsefelerinin
ortak bileeni onlarn hepsinin tem elde bu alan arasnda
ki ilikileri yeniden kuayor- olmasnda kendini gsterm ekte
dir.
Genellikle, kltr yaamnda, u ya da bu bilgisel etkinli
in n e kmasyla, o bilgisel etkinlik belirleyici olmaktadr;
aynca filozofun felsefeden ne anlad da bir baka belirleyici
dir. Nasl ki genel olarak felsefede, her sylem in ilineksel
farkllna karn, onlar felsefi sylem haline getiren zellik
ler saptanabiliyorsa, zel olarak tarih felsefesinde de ortak
payday saptam ak mmkndr; bu da tarihsel olay, tarihsel
kavray ve tarih dili arasndaki ilikilerin asl sorun yaplmas
dr. Btn tarih filozoflar, ister kurgusal yaplar ortaya koy
sunlar, ister bilgi olarak tarihin felsefesini tarih felsefesi ile
bilim/bilgi olarak tarihin felsefesi arasndaki fark sakl tuta
rak yaptklar savyla ortaya ksnlar, onlarn sorular/so-
runlan bu alanlar arasndaki ilikilere ilikindir; onlarn eleti
rilmesine ilikindir. Raymond Aron'un dedii gibi "bilgin olgu
lar yeniden kurar, filozof ise onlar deerlendirir, birincisi ta
rihsel dnyay ina eder, kincisi ise onu eletirir."12
Nasl ki felsefe tarihi gzlendiinde, hemen hem en Orta
an sonlarna dein varlk (nesne) arlkl bir felsefe sz
konusuysa ve acl (m odern) yaklamla birlikte, zne (d
nm e) arlkl bir felsefe ve gnm zde de dil arlkl bir
felsefe sz konusu ise, tarih felsefesinde de paralel bir duru
mu gzlemek olanakl gibi grnm ektedir: tarih kavraylar
ilkin insanlarn eylemlerini (Antika), sonra Tanr'nn eylem
lerini (Ortaa) asl odak noktas olarak alrken, acl d
n biimine kout olarak, belli bir kavram ya da kavram
bei edinerek, zne asndan tarih balam nda ddnya,
dnm e, dil ilikilerini yeniden kurm ak ve eletirm ek sz
konusu olmutur. G nm zde ise imler alan ile birlikte di
nin, antropolojik elerin son derece byk bir rol oynad
grlm ektedir. Tarihe ilikin yaklamlar bu erevede belli
bir nitelik kazanm aktadrlar. nk tarihte dil, son derece
nemli bir kayt aracdr.
Fernand Braudel. "Bana gre tarih, mmkn tm tarihlerin
toplam dr dnn, bugnn, yarnn doktrinlerinin ve ba
klarnn bir koleksiyonu"15 diyor; ben benzer deyileri, ge
nel olarak felsefe iin ve zel olarak da tarih felsefesi iin yi
nelem ek istiyorum: tarih felsefesi de tm tarih felsefelerinin
toplamdr.
Tarihi, tarihiliini byk lde belirleyenin tarih felse
fesi olduunu bilmelidir; tarih felsefesi, tarihinin bilincidir bir
bakma. F. Braudel b u n u n gerekliliini zl bir biim de dile
getiriyor: "lk olarak ortaya kan (...) ereve izme sorunlar,
dier bakalarn davet etm ektedir: snrlamak, tanm lam ak,
zmlemek, yeniden ina etm ek ve durum a gre bir tarih
felsefesini semek,- hatta benim sem ektir."1'1 Bunun farknda
olmayan tarihi bir "aktancdan" baka bir ey olmayacaktr.
NOTLAR:
1. Robin George Collingwood, Tarih Tasarm , eviren: Kurtulu
Diner, Ara Yaynclk, stanbul 1990, s. 22.
2. Betl Cotuksken, Felsefi S y lem Nedir? Ara Yaynclk, stan
bul 1991, s. 13. 2. bs. Kabalc Yaynevi, stanbul 1994.
3. a.g.y., ss. 69 70.
4. a.g.y., s. 28.
5. Lambert Marie de Rijk, La P h ilo so p h ie au M oyen Age, E. J.
Brill, Leiden 1985, s. 33-64.
6. a.g.y., s. 28.
7. a.g.y., s. 35-
8. Robin George Collingwood, Tarih Tasarm , s. 215.
9. nay Szer, "Tarih ve Bilinalt" (T a rih te A k d evirisinin iin
de), Ara Yaynclk, stanbul 1991, s. 201-270.
10. a.g.y., s. 216-217.
11. a.g.y., s. 217.
12. Raymond Aron, In trodu ction la p h ilo so p h ie d e l'histoire.
Essai sur les lim ites de l'objectivit historique. 3 m e dition
Librairie Gallimard 1938, s. 286.
13- Fernand Braudel, Tarih zerine Yazlar (ad altnda yaplan e
viriden) eviren: Mehmet Ali Klbay, tmge Kitabevi, Ankara, s.
64.
14. Fernand Braudel, A kdeniz v e A kdeniz D nyas "nsz" evi
ren: Mehmet Ali Klbay, Eren Yaynclk, stanbul 1989, s. XVI.
"FELSEFE-METAFZK LKLER:
YEN BAKI AILARI"
NOTLAR:
1. Arda D enkel, "Baz Terimler zerine Notlar". Felsefe Yazlan
3. Kitap, stanbul 1982, s. 105-111.
Arda Denkel, Felsefe Yazlar 4. Kitap.
Arda D enkel, "T nlctn' Terim i zerine Notlar", Felsefe Tar
tmalar 5. Kitap, stanbul 1989, s. 43-46.
Harun Rzatepe, "mleme Yollar, Felsefe Tartmalar 5. Kitap,
stanbul 1989, s. 47-64.
Tunca Eel, "Dorudan Ynlctlm Kuram", Felsefe Tanmalar
6. Kitap, stanbul 1989, s. 108-115-
Harun Rzatepe, "mleme Konusunda ki Farkl Yaklam",
Felsefe Tanmalar 8. Kitap, stanbul 1990, s. 72-76.
Vehbi Hackadirolu, "mleme mi, Yneltme m?", Felsefe Tar
tmalar 9- Kitap, stanbul 1900, s. 126-133-
Harun Rzatepe, "mlemeyle lgili Gr", Felsefe Tartma
lar 10. Kitap, stanbul 1991, s. 113-116.
Vehbi Hackadirolu, "Yine mleme ve Yneltlm zerine",
Felsefe Tanmalar 10. Kitap, stanbul 1991, s. 117-119-
2 "Eskiden olduu gibi imdi de, uygun bir karln (zorunlu ya
da tek karln bu olduunu sylemiyorum) 'ynletim ' olduu
kansndaym. Gerekelerim unlar: Burada bir ynlendirm e sz
konusudur, ama yaplan bir 'yneltme' deildir. nk yneltme
hem don olandr, hem de ynlendirmeyi baarm olmay ie
rir. 'Yn' ad kknden 'olma' ifade eden 'el' eki yerine daha ok
'nesne ile ilgili bir ey yapm ak' anlamn tayan 'le' eki ve onun
la birleik olarak 'ettiren' eki 'it'i kullanarak 'ynletm ek' mastar
elde edilecektir. Bu tretilen szck hem istenilen biim de gei
lidir, hem de 'reference'daki dolayll dile getirebilmektedir. Bu
na dayanarak 'to refer'e karlk 'ynletmek', 'reference'a karlk,
'ynletim', 'referent'a karlk 'ynletilen' szcklerini nerdim."
Arda Denkel, Felsefe Tartmalar 5- Kitap, stanbul 1989, s. 45-
46.
3- Arda Denkel, Y nletim , Boazii niversitesi Yaynlar, stanbul
1981, s. 60.
4. a.g.y., s. 61.
5. Arda Denkel, "Sunu", Felsefe Tartmalar 5. Kitap, stanbul
1989, s. 3.
6. O ru Aruoba, Felsefe Yazlar 4. Kitap, stanbul, s. 170-171.
7. a.g.y., s. 171.
8. a.g.y., s. 171.
9. a.g.y., s. 172.
10. Harun Rzatepe, "m lem e Yollar", Felsefe Tartmalar 5. Kitap,
stanbul 1989, s. 47
11. a.g.y., s. 50.
12. Harun Rzatepe, "m lem e K on u su n d a ki Farkl Yaklam ",
Felsefe Tartmalan 8. Kitap, stanbul 1990, s. 74.
13- a.g.y., s. 74.
14. a.g.y., s. 74.
15. Vehbi Hackadirolu, "mleme m Y n eltm e m?", Felsefe Tar
tmalar 9- Kitap, stanbul 1990, s. 126.
16. a.g.y., s. 126.
17. a.g.y., s. 127.
18. a.g.y., s. 128.
19- a.g.y., s. 128.
20. a.g.y., s. 131.
"ARSTOTOLESTE DJNME-V ARLIK LKS
ve
NESNELLK1'
NOTLAR:
1. Ioanna Kuuradi, an Olaylar Arasnda "Aristoteles v e Onto-
Iojlk Yaklam" Ankara 1981, s. 173.
2. a.g.y., s. 173-
3 Aristoteles, M etafizik, ev. Do. Dr. Ahmet Arslan, zmir 1985,
1073 a -15.
ARSTOTOLESTE DNME-VARLIK LKS 225
NOTLAR:
1. N. Uygur. Bunalm dan Yaam a Kltr. Ara Yaynclk, stan
bul 1989, s. 365-366.
2. a.g.y., s. 279-
3. N. Uygur, F elsefen in ars, 3- bs. Remzi Kitabevi, stanbul
1984, s. 28-29-
4. a.g.y., s. 29.
5. N. Uygur B unalm dan Yaam a Kltr, s. 365.
6. a.g.y., s. 369-
7. a.g.y., s. 391-392.
8. N. Uygur, D il Y n n d en Fizik F elsefesi, Renizi Kitabevi, stan
bul 1985 s. 183-184.
9. N. Uygur, B unalm dan Y aam a Kltr, s. 94.
10. a.g.y-, s. 231.
11. a.g.y., s. 230.
12. a.g.y., s. 95.
13- a.g.y., s. 360.
14. a.g.y., s. 351.
"HANS RE1CHENBAC1 ['IN FELSEF SYLEMNE
ELETREL BR YAKLAIM"
B ilim sel F elsefen in D ouu adyla Cemal Yldrm tarafndan Trkeye cvramiir
Alntlar bu eviridendir. Remzi Kitabevi, stanbul 1981.
Reichenbach, gerek yapca gerek tarihsel yanyla ve tarih
sel adan ele alnyla, daha nceki dnem lerin felsefi sy
lemlerine kar eletirici ve bakaldrc bir tavr iindedir.
Bacon'n izdii idealler erevesinde bir bakma gelien
ve imdiki durum una gelen bilimin etki alan iindeki felsefe
den yanadr Reichenbach Felsefe ona gre hem bilimseldir
hem de bir bilim felsefesidir.
Yaptnn tmn, byle bir felsefe tasanm na adayan Re-
ichenbacl' ok eitli alardan, dorultulardan eletirm ek
olanakldr. Ancak burada, bu dorultulardan sadece ne
yer verilecektir. Birinci dorultu, dorudan filozofun, felse
fenin nelii konusundaki ana savna/savlarna ilikindir. kin
cisi, felsefeye neyin kaynaklk edecei, hangi bilgisel etkinli
in felsefeyi besleyebileceine ilikindir. ncs ise, felse
fenin tarihsel perspektifle olan ilikisi zerinedir. Filozofun
bu ana dorultudaki grleri ele alnacak ve eletirilecek
tir.
Felsefenin, bilimsel aratrmalann deta bir yan rn ol
mas gerektii anasavn benimseyen Reichenbach daha nce
ki felsefeyi hep bu adan eletirir ve onu bilimsel felsefeye,
giderek bilim felsefesine indirger. Bu balam da felsefeye sa
dece ve sadece bilim kaynaklk edebilir ve son olarak da fel
sefenin btn felsefe tarihinden syrlmas, bilimin tarihine
yaklamas gerekir.
Oysa, felsefe, sadece bilimsel aratrm alann bir yan rn
olama-z. Felsefe, konusu, konusuna bak ve bu bak dile
gerii bakm ndan tm dier insani etkinliklerden farkl nite
liklerle ortaya kmaktadr Dolaysyla felsefeye sadece bilim
kaynaklk edemez; bilim d etkinlikler d e felsefeyi besleye
bilir. Ayrca, felsefe tarihi bir bakma, felsefenin ta kendisidir;
felsefenin gereini verir ve her zaman zorunlu olmasa da so
runlara derinlik kazandrmak zere felsefe tarihine ilikin bir
bilin edinm ekte yarar vardr.
Felsefeyi sadece bilimsel felsefe ile e tutmak onu hem
darlatracak hem de bamszln ortadan kaldracaktr. Fel
sefe, ilkin, eitli dzlemlerde varolanlarn niteliklerini kav
ramsal boyuttaki anlamlarn (nk anlam sadece bu boyutta
sz konusudur) belirlemeye ilikin bir abadr, ayrca felse
fe yine eitli dzlemlerde varolanlar arasndaki ilikileri ince
leyen bir etkinliktir. Bu iki ynl felsefe tasarmnn kuatcl-
daha batan kendini aka gstermektedir. eitli dzlem
ler derken de sz konusu olan, ddnyadaki, dnm edeki
ve dildeki varolanlar alan ve bunlarn birbirleiyle ne trden
ilikiler iine girdikleridir. Felsefe bu alan ilikileri ynn
den konu edinir; yoksa her bir varolan alann dorudan do
ruya incelemez. Byle bir inceleme abas iine girdii takdir
de, felsefe artk herhangi bir bilim haline gelmi olur. Felsefe
nin bamszl iin ona yeni bir ilev yklemek gerekm ekte
dir. Bu ilev de, eitli dzlem lerdeki varolanlar arasndaki
ilikileri incelemekle, ortaya koymakla, hereyden nce
zmlemekle bir tutulabilir. Bu tr bir felsefe tasanmyla, felse
fe hem zenginliine yarar bir betimleme elde edecek hem
de bamszl bir kez daha gzler nne serilmi olacaktr.
Reichenbach'n felsefe tasarm biraz nce belirtilenler er
evesinde ele alndnda, onun felsefeyi, salt bilimsel felsefe
ye indirgedii ve aynca felsefenin bamszln ortadan kal
drd sylenebilir. Reichenbach iin artk felsefe, bilimlerin
gzetiminde, denetim inde, belirleyiciliinde yaama hakkna
sahip olan bir felsefedir. Reichenbach, 'yeni' olan bilimsel fel
sefenin dndaki 'eski' felsefeye kimi zaman speklatif, kimi
zaman geleneksel, klasik, rasyonalist; kimi zaman da sistemci
diyor.
Speklatif felsefe, R eichenbach'a gre, iirle, yk ile,
analojiyle ykl bir felsefedir2 oysa felsefe, mantkl, rasyo
nel (rasyonalist deil) ve genelleyici olmak zorundadr, sp e
klatif felsefede gerek aklama ile szde, sahte aklama yer
yer birbirine karmakta ve felsefe byk zarar grmektedir.
Yine Reichenbach'a gre speklatif felsefenin dili, gevek ve
disiplinsiz bir dildir. Ona gre "speklatif felsefenin tarihi,
sorduklan sorulara doru yant verme olanaklar olmayan ki
ilerin dt yanllarn y k sdr.''
Speklatif felsefenin dier nitelikleri ise idealist ve rasyo
nalist oluunda somutlar Ayrca kesinlik aray speklatif
felsefeyi ona gre, birtakm km azlara sokm utur.4 Ancak
kesinlik aray ile disiplinsiz ve gevek bir dile sahip oluu,
speklatif felsefe iinde nasl barndrm akta anlamak pek ola
nakl deil gibi grnyor
Bilimsel felsefenin karsnda yer alan felsefe ayn zaman
da bir sistemler felsefesidir. Reichenbach'a gre, Hegel, Sclo-
penhauer, Spencer ve Hergson sistem felsefesinin en belirgin
rnekleridir ve artk bu filozoflarn sylemleri 'felsefi' diye ni-
telenemez. "Geleneksel felsefeye bal kimselerin gznde bi
limsel kavram ve yntemlere ilikin mantksal zmlemeler
felsefe deildir; onlar hl felsefeyi, speklatif nitelikte sistem
kurmakla zde grmektedirler. Bu gibilere, felsefede sistem
kurmann artk nemini yitirdiini, ada felsefenin bilim fel
sefesi olduunu anlatmak son derece gtr."5
Bu tutumuyla Reichenbach, gemi zaman boyutunda b
yk lde yer alan felsefi sylemlerin hem en hepsini reddet
me durum unda kalyor. Byle bir yaklam daha nce de dile
getirildii gibi hem felsefeyi konu bakmndan, hem de konu
sunu ileyi ve dile getiri bakmndan darlatryor, onun ger
eine aykr dyor. stelik de bamszln ortadan kald
ryor. yle bir felsefe tasarm edinm ek gerekiyor ki bu tasa
rm nda felsefi sylemin hibir tr feda edilmesin. Byle
bir tasarm da ancak, felsefeyi varolanlar arasndaki ilikileri
irdeleyen bir etkinlik olarak deerlendirm ede kendini gstere
bilir ve dneni, kat grlerden, dlayc grlerden
uzaklatrr. Bu adan felsefeye bakldnda, Platon'un, Aris
toteles'in, Aquinas'n, Ockham 'n, D escartes'n, H une'un,
Kantn, Sartren ve dier btn filozoflarn varolana ilikin
olarak gelitirdikleri tasanm /tasanm lar dorultusunda sylem
lerini kurduklann ve bu tasanm balam nda ddnyada var
olan. dnm e ve dilde varolanlar arasndaki ilikileri ele al
dktan grlmektedir. Bir bakma Reichenbach'n da bilim fel
sefesi balamnda byle bir etkinlii sergiledii ileri srlebi
lir.
Felsefe deyince salt bilimsel felsefeyi anlamak, insan sa
dece bilim reten bir varlk olarak deerlendirm ek demektir;
tek anlaml bir dnya kurmaktr. Felsefe bu denli dar bir ala
na skurlamaz. "Salt kurgu olduu ileri srlen dorulana-
bilirlii m m kn olmad iin reddedilen felsefi tutum lar
iin de biraz insafl olmak gerei bir kez daha ortaya km ak
tadr. Salt bilime dayanmyor diye ya da daha ileri gidilerek,
mantksal zmlemenin ltlerinin dnda kalyor diye, va
rolana ilikin kimi somut ierikleri, olam tam da zyle, zgl
ayrmyla vermeye alan felsefi abalar grmezlikten gelm e
mek gerekir."6
Felsefeyi, bilimlerin gndem inde olan kavranlan irdele
meye zgleyen Reichenbach, felsefeye bilimden baka hibir
sylemin kaynaklk edemeyeceini savunuyor. Felsefeye kay
naklk eden bilimdir ve bunun tersi de sz konusu deildir.
"Felsefe sistemleri, en olumlu bir yorumla olutuklar dnem
lerin bilimsel bilgi aamasn yanstrlar; ama bilimlerin geli
mesine katkda bulunduklar kolayca ileri srlemez." Temel
de bilgisel etkinliklerin her tr birbirini o denli girift bir bi
imde etkilem ektedir ki, bu etkileniin tek ynl olduunu
(sadece bilimin felsefeyi etkileyip tersinin olamayacan) ileri
srm ek an bir gr olarak kendini sunuyor. Bilim felsefele
rinin oluturduu bak alan hi kukusuz salt bilimi de et
kilemitir. Bacon'm grleri bu konunun en ilgin rneini
oluturm aktadr. Bilimsel ve teknik gelime felsefe sorunlan-
nn zm nde ok katkldr Reicfenbach'a gre. "Ondok-
zurfcu yzyl biliminin tarihi filozofa son derece geni pers
pektifler salayc niteliktedir. ok .sayda teknik bulu yann
da nem li mantksal zm lem elerin yer aldn grm ekte
yiz; yeni bilimin at alanda yeni bir felsefe ykselir. Bu ye
ni felsefe bilimsel araurmalarn bir tr yan-rn olarak olu
ur. Kendi alannda bilimin (cknik problemlerini zmeye a
lan matematiki, Fiziki ya da biyolog, ok gem eden, birta
km daha genel, felsefe somlarna yant vermeden ilerleyeme-
yeceini grr. Felsefe sistemlerinin etkisi dnda bu sorulara
yaln bir gzle bakabilm e olanan elinde tutan bilim adam,
bu bakmdan meslekten filozoflara gre daha avantajldr. Her
soruyu kendi iinde ele alp yantlamaya alabilirdi. Yantla-
nn belli bir felsefe sistemi iinde toplayp dzenlem e zorun
da deildi. Ulat sonularn, felsefe tarihinde resmi kimlik
kazanm herhangi bir genel retinin mantksal sonular
olarak gsterilip gsterilem eyecei de um urunda deildi.
Byle olunca, problem in mantna uyarak arayp bulduu
yantlar, ou kez, felsefe tarihinde ad gemeyen trden ya
ntlard."8
Oysa felsefe ne salt bilimsel syleme yknen bilim felse
fesidir ne de felsefeye sadece ve sadece bilimin kaynaklk
edebilecei ileri srlebilir. Bu yaklamla, bir varolan olarak
karmza kan felsefenin, felsefe gereinin byk bir bl
m ortadan kalkmaktadr. Daha batan felsefeyi salt bilimsel
syleme zgleyen yaklam, felsefeye hangi bilgisel ieriin
yardmc olabilecei som asalnda da tutarlln srdrerek,
yine bu kaynakl, kaynak olabilmeyi bilime zglemektedir.
Bilimsel olsun olmasn, felsefenin tm gereini kucaklamay
amalayan bak as ise, felsefeye kaynaklk etm e bakm n
dan sadece bilimi gzniinde bulundurmaz. Evet felsefeye bi
lim de kaynaklk edebilir, bilim felsefeyi besleyebilir ama fel
sefeyi besleyen biricik kaynak deildir bilim; bilimin yannda
dier tm insani etkinlikler felsefeye g katabilir; esin kayna
olabilir; tm eleriyle sanat felsefeyi besleyen, besleyebi
len bir kaynaktr.
Ayrca felsefi sylemi oluturm ada tek bir kaynaa bu
denli bal olma, felsefenin bamszln ortadan kaldrr. Re-
ichenbach'n tam da karsnda olduu yaklam, bir bakma
felsefenin gereine, onun zniteliine uygundur.
Her iki eletiri dorultusunu da dikkate alarak ve felsefe
nin bir bakm a her eyi konu edinebilirliinden dolay bilimi
de kavramlar ve ileyii ynnden konu edinebilecei, bu
balam da bir bilim felsefesini de ierebilecei sylenebilir;
ama bu onun salt bilim felsefesi haline gelmesi iin bir neden
deildir; stelik de syleminin tmyle bilimsel olmas gerek
mez. te yandan felsefe tarihi srekli olarak felsefeyi tek bir
alana indirgem enin, zglem enin rnekleriyle doludur. Belki
de bu bakm dan en arpc rnei Ortaan kimi felsefi sy
lemleri oluturm aktadr: Dinbilimsel felsefe. Bu noktada din
felsefesi ile dinbilimsel felsefe ayrm zerinde durulmaldr.
Birinde, felsefenin kendi yaklam dorultusunda bir konu
olarak dini ele almas ile kendisini dince beslenen bir etkinlik
alan olarak sunm as kkten ayr durumlardr. Felsefe-bilim
ilikilerinde de bu byledir; felsefe, bilimi inceleme alan ola
rak seebilir; ama bunu felsefece yapmas gerekir, bilimsel
sylem biim inde yapt anda bilimden hibir fark kalmaya
caktr ve giderek de ortadan kalkacaktr. Neyse ki yeni d
nme modelleri, felsefenin gereini daha nesnel bir biimde
kavramay amalayan yaplar, bu tehlikeyi ortadan kaldrm
tr. Ayrca da felsefe zaten kendi yolunda yrm ektedir;
nemli olan bu yrye karmadan onu en uygun biimde
betimleyecek bir aba iine girmedir.
Felsefenin gereini kavramaya alanlarn nne 'eski
felsefe' ve 'yeni felsefe' modellerini koyan ve aslnda 'eski fel
sefe' dedii felsefi sylemi yok sayan Reichenbach burada
tarihsel bir eskilik, eskide kalm, gemite kalm bir zaman
boyutunda yer alyor olmas da pek nem li deildir-, imdi de
'eski bir felsefe' oluturulabilir m antka ona gre yine bu
nitelikli felsefeden hi bir filozofun yararlanamayaca kan
sndadr. Nasl ki felsefe bilime indirgeniyorsa, felsefe tarihi
de bilim tarihine indirgenecektir. "almalarn yeni felsefede
srdrenler geriye bakm azlar; onlarn tarihten renecekleri
fazla bir ey yoktur Bu ynden Platon ile Kant' andrr onlar;
gemiin bu ustalar gibi onlar da yalnzca zerinde altklar
sorunlarla ilgilenmektedir, gemile deil. Felsefe tarihini k
m sem ek niyetinde deilim; ama unutm am ak gerekir ki, fel
sefe tarihi felsefe deil, tarihtir. (...) felsefe tarihi bir dorular
koleksiyonu olarak sunulmaldr. Geleneksel felsefede doru
dan ok yanl vardr; b nedenle ancak eletirisel yarg gc
ne sahip bir kafa yetkin bir tarihi olabilir. Gemi felsefelerin
yceltilmesi, eitli sistemlerin kendi ilerinde btnl olan
birer bilgelik rnekleri olarak ilenmesi, ada kuan felse
fe gcn ypratmtr. rencinin felsefede grsel bir yakla
m iine dmesine, felsefede bilgi deil ancak kanlar olabi
lecei grne kaplmasna yol amtr, felsefe tarihine gs
terilen sayg."9
Felsefe tarihi gerekten de felsefenin en nemli sorunla-
nnda birini oluturm aktadr. Kendi gemiini sorun olarak
gren hibir baka bilgisel etkinlik yoktur felsefe dnda. Fel
sefe tarihi denince de ksaca gemi zaman boyutunda olutu
rulmu tm felsefi sylem lerle, bu sylem ler zerine olutu
rulmu yeni sylemler anlalmaldr. Birinci anlamnda felsefe
tarihi, filozofun en byk yardmclanndan biridir ama kuku
suz tek yardmcs deildir; tpk dier kaynaklar gibi, felsefeyi
besleyen bir kaynaktr ama biricik kaynak deildir. Gerekti
inde hem en her filozof, sorunlarn ilerken felsefenin gere
i anlam ndaki felsefe tarihinden yararlanabilir. Platon ve
Kant'n syleminde acaba hi mi felsefe tarihinin, bir anlam da
felsefenin kendisinin izleri yoktur? Hi kukusuz burada sz
konusu edilen felsefe tarihi felsefi sorunlar tarihidir ve bu so
runlara ilikin speklatif olsun olmasn her yanyla ve ynyle
felsefenin gereidir, bir varolan olarak felsefedir. Filozof,
kayglar, yaklam, felsefeden anladklar, felsefe tasarm
dorultusunda felsefe tarihine ilerlik kazandrabilir. Ancak
felsefe tarihi filozofun nnde bir imkn olarak vardr; onun
felsefi sylem oluturmasnn 'onsuz olunmaz' bir koulu de
ildir. Yani (R eichenbach'n anlad anlam da deil) felsefi
sylemlerin olumasnda felsefe tarihi de dier insani etkinlik
ler gibi, bilim ve bilim d tm etkinlikler gibi felsefeye kay
naklk edebilir.
Sonu olarak Reichenbach kuruluu, ierii, sorunlan ba
kmndan felsefeyi bilimsel sylem e indirgemekle onun hare
ket alann olduka darlatrmm Snrlarn belirledii ve k
saca 'yeni' diye niteledii bu felsefi tavrla, felsefenin gerei
nin byk bir blm n bu gerein dna atm ak zorunda
kalmtr. Oysa felsefe alanlararas (varolan-dnm e-dil) bir
etkinlik olarak grlrse, tm zenginliini yaatabilecek bir
betimleme biim ine de kavum u olur. Varolan yapca tek
olabilir hangi boyutta olursa olun; ancak yapca bir teklik
iinde ortaya kan bu varolana ilikin sonsuz felsefi sylem
retilebilir; retilen bilimsel nitelikli felsefi sylem d e bunlar
dan biridir ancak; biricik sylem deildir. Anlam verme, teme
lini dnm e alannda, kavramlar oluturma alannda buldu
una gre, felsefe de varolana 'kendince' anlam verm ekten
baka bir ey olmadna gre, her zaman ok eitli biimler
de ve yaklamlarda ortaya kacaktr. Aynca 'gerek' (burada
felsefenin gerei) kim senin nbelirlem elerinin gdm ne
girmiyor; bildii yolda gidiyor; kendince ilerliyor.
NOTLAR:
1. H. Reichenbach. B ilim sel F elsefen in Douu, s. 16.
2. a.g.y., s. 16.
3. a.g.y., s. 84.
4. a.g.y., s. 34.
5. a.g.y., s. 88.
6. B. otuk sken, "Felsefede B ilim sel S ylem m i Yoksa F elsefi
S ylem m?" Bkz. bu kitap s. 31.
7 R ilim sel F elsefen in D ouu s. 84.
8. Ritimse] F elsefen in D ouu s. 85.
9- a.g.y., s. 215
"LETM DNYASINDA BREYSEL ZNENN YOKOLUU"
NOTLAR
1. Gilles Deleuze-Flix Guattari, Felsefe Nedir? Yap Kredi Yayn
lar, ev. Turhan lgaz. stanbul 1993 s. 48 (Qu'est-ce q ue la
p hilosoph ic? Les Editions de Minuit, Paris 1991 s. 48)
2. Etienne Gilson. God a n d P h ilo so p h y . Yale University Press,
New Haven 1941, s. 60.
3- Etienne Gilson, God a n d P h ilosop h y. Yale Universildy Press,
New Haven 1941, s. 59-
4. Saint Augustin, C on fession s. Pierre Horay, Paris 1947, s. 181.
5. "L. Landgrebe, nem li bir yazsnda (P h a en o m en o lo g ie und
M etaphysik VI, "Phaenomenologische Bewusstseinsanalyse und
Metaphysik s. 140 v.) "sen"in "ben"den nceliine Augu.sti-
nus'un bir buluu gzyle bakmaktadr. Landgrebe'ye gre: Au-
gu.stinus'la, 1:11111 olarak anlalan "se"i, insan olarak benim
kendim den (ince gelen benim kinden daha salam olan, hatta be
nimkii temelledien bir evidenzi vardr. Augustins'un bu de
ri buluu. Bat Felsefesi geleneinde sonradan kaybolmutur.
Bunun nedeni. Descartes'in tekben-Felsefesidir. Landgrebe'ye
gre, ite, Augustins'un esasl buluunu felsefeye yeniden ka
/andran Husserl olmutur. Landgrebe Husserl'in, Augustins'un
"sen-evidenzini yeniden buluunu- Bat Felsefesinin, en i z
ne, yeniden kavumas" diye adlandrmaktadr" (Nermi Uygur,
Edm und H usserl'de B akasn n Ben'i Sorunu, stanbul ni
versitesi Edebiyat Fakltesi Yaynlar, stanbul, 1972, s. 133)
6. Saint Augustin, C onfessions, s. 345
7 Thomas Aquinas, I Contra G entiles, 22, (St. Thomas Aqukias
Philosophical Texts. Selected and translated vvith notes by Tho
mas Gilby. Oxford University Press. London, New York, Toron
to, 1951 s. 69) iinde.
8. a.g.y., (Disputtions, II de Verltate, 4, ad 7), s. 73-
9- a.g.y., (Opusc. VII, de Substantils Separalis ad Fratrem Regi-
n a ld u m so clu m c a riss n u m , 12') s. 99-
10. Saint Thom as. Sum m a T h eo lo g ica , I, q. 88, a. 3, ad I, 2.)
(L'tre e t l'esprit. Textes choisis et traduits par Joseph Rassam
iinde Presses Universitakes de France, Paris 1964, s. 28)
11. Gilles Del eu ze Flix Guattari, F elsefe Nedir? s. 18.
12. Descartes, Les m ditations m tap h ysiq u es, Texte, traduction,
objections et rponses prsents par Floranse Khodoss, Presses
Universitakes de France, Paris 196.3, s. 27.
13- a.g.y., s. 37-38.
14. a.g.y., s. 41.
15. Bkz. Betl otuksoken Ortaa Yazlar "Anselmus'un Ontolo-
jik Tanr Kantlamas ve Yenia Felsefesindeki (Descartes) Yeri"
Kabalc Yaynlar, stanbul 1993, s. 103-112.
16. Edmund Husserl C artcsian isch e M editation en u n d Pariser
Vortrge iinde "Sommaire des leons du Professeur E. Husserl.
Introduction la phnom nologie transcendantale Martinus Nij-
hoff Haag 1950, s. 194.
P Betl otuksoken Ortaa Yazlar; "Novum Organum, Doa
nn Yorumlanmas ve nsann Egemenlii zerine zdeyiler.
Francis Bacon" s. 54
18. Bedia Akarsu, ada F elsefe A k m lan , Milli Eitim Bakanl
Yaynlar, stanbul 19?9 iinde Mailin Heidegger, "Gnlk nsan
ve 'Onlar' Alan" eviren Akn Ertan s, 235
19 Bkz. loanna Kuuradi. an Olaylar Arasnda "Silinmi Yz
ler Karsnda" iir-Tiyatro Yaynlar, .Ankara (t.y.)'s. 11 19.
20. Evandro Agazzi. "Bilim ve Teknolojide Etik Sorunlar" eviren:
Ser gi yi, D n ya P rob lem leri K arsnda F elsefe iinde, Tr
kiye Felsefe Kurumu Seminerleri: S Yayna Hazrlayan: loanna
Kuuradi, 7 10 Temmuz 1986 Ankara, s. 25-26.
21. en er Tanilli "Bir Kltrn Can ekimesi mi?" C um huriyet Ga
zetesi, 1 Ekim 1993. s. 4 .
"ZM, AKLIN MODERN KULLANIMINDA MI
NAN DZGELERNDE M?"
Arda Denkel,
Kalam Yaynclk, stanbul 1987, 318 s.
Ioanna Kuuradi
Meteksan, Ankara 1988, 194 s.
Felsefe var olana bir 'anlam' verme abasdr. Bir zne ola
rak ve 'znel dnyann', 'znel gerekliin' asl taycs ola
rak her varolana yeni bir 'anlam olana' kazandran insan da
felsefenin odanda yer almaktadr. Hatta felsefe insansal ger
eklikle ylesine byk bir iliki iindedir ki, onun tmyle,
'kendini bilm e'ye ilikin yant denem elerinden olutuu da
ileri srlebilir. Felsefe sonsuz sylem olanaklaryla dorudan
insana yneliyor: Her eyin ancak kendisiyle anlam kazand
insana. O lup bitene bilinli olarak bakmay baarabilenler bu
durum u fark edebilirler; dolaysyla felsefe de bir 'anlam' ka
zanabilir dorudan insan varl iin.
lk akadem ik almasndan bu yana, insan, kltr, top
lum, dil, tarih, bilim, felsefe, sanat (edebiyat) balklar altnda
toplanabilecek sorunlarla urayor NermiUygur. Tm yaptla
rnda kendine zg bir felsefi sylem oluturan ve dorudan
insanla ilgili sorunlarla gndemini oluturan (bir ara iinden
getii mantksal-zmleyici yaklamnda bile bu tutum un
dan vazgememitiKuram Eylem Balam gibi ) d
nr, yepyeni bir almasyla karmzda.
Belki birok sylem trnn kavanda yer alan ama ba
na gre, felsefi sylemin ar bast bir yapt olan B unalm -
dan Yaam a Kltr birok insansal-toplumsal sorun yann
da arlkl olarak 'kendini tanma'y gndem ine alyor. D
nr, 'kendini tan' buyruunu tm varlyla duyuyor ve bu
buyrua kulak verirken olup biteni 'bunalm'la 'bunalm' ya
antsyla alglyor: nsan insan klan bunalm; insan bunalm
la var. Bu insann asl belirleyicisi de, onun "tm anlam yolla
rnn en orta yerinde" (s. 231) olmasdr. Yapt byle bir insan
'bunalm 'da kavryor. Bunalm tek bana bir ey, 'nesne' d e
il; onu "insan yaamna arada bir taklan bir eklenti diye d e
erlendirm ek yanl (...). Hep insanlar var; insan, insan oldu
u iin d e bunalm var. (...) zlmez, kopm az bir ba onla-
nnki." (s. 239-240) Mantk diliyle sylenecek olursa, 'bunalm'
insann ayrlmaz bir ilinei, baka deyile zelliidir. nsan
insan klan bir yap bunalm; sanki bunalm insann doas,
naturas, nelii, z.
Filozof, dnyann kendisiyle 'anlam' kazand insana kar
her zaman duyarl olmaldr. Filozofun her zaman iin bir in
san tasarm vardr ve bu tasarm ylesine byk bir nem ta
r ki filozofun tm dier grlerinin de belirleyicisi durum u
na gelebilir. nsan, Nermi Uygur'a gre 'znel dnyann' yap
cs, yaratcsdr; 'nesnel dnya' ise 'znel dnyann' kck
bir parasdr: "(...) znel dnyamzla var, bu znel dnyayla
anlaml nesnel dnya" (s. 94) Bireyin gereklii, znel ger
eklii ile bir; ama nasl bir znel gereklik bu? Bu znel ger
eklii znel gereklik yapan ne? BUNALIM. Bunalma ilikin
felsefece yaklam ne olabilir? Hi kukusuz onu o yapann,
'bunalm bunalm klann1 ne olduunu aratrmakla olabilir
bu. ylesine byk bir nem tayor ki bu sorunun yant
hibir biim de gzard edilemez; nk 'insan insan yapan
ey bunalm' Bunalmn onsuz olunmaz koullan ise 'beklen
medik olu', 'birdenbirelik', 'birdenbire deiiklik'tir. (s. 226-
228) "(...) insan-toplum yaamn, her trl gelenek grenek
leriyle altst eden byk olaylar"dr (s. 233) artk bunalm.
Byle bir yaklam benim seyen dnr, bunalm zce udur
ya da budur deyip onu dar bir ereveye yerletir(e)mez ar
tk. u ya da bu bunalm (buradaki hastalk), bunalm bu n a
lm yapan eyin kavranmasnda, gnna karlmasnda bir
srama tahtas gibidir. Varolusa! elerin nemini belirli kl
mann bir arac durum undadr. Augustinus, Abelardus, Kier
kegaard, Camus ve d aha niceleri byle dile getirm em iler
miydi kendilerini (felsefelerini-dnsel tavrlann-var olana
baklann)?
Filozoflar yaama ya da birok anlam ayrmlarn hesaba
katarak akla arlk verenler diye ayrmak olanakl. Nermi Uy
gur'un yaklam yaamdan yana; ancak bu onun akl bir yana
ittiine hi de tanklk etmiyor; ona gre yaamn arl, d e
eri var her yerde "akl da gdc ama snrl" Bunalm, ya
am da (salt akl varl bunalm az ki) bizim znel yaammz
da, nesnel dnyada deil: "nsan-toplum-tarih-kltr evreni
nin her kesiminde, her yresinde, her aamasnda, birinden
brne uzun, aralklar gemeden, kendine yol aan gerek
liin addr bunalm. Hem tek tek kiilere zg yaama evre
lerini, hem geni topluluklar youran karmak iliki ve et
kenleri kuatr bunalm." (s. 220) Nerede insan ve toplum var
sa orada bunalm da var. 'Bunalm' ile birlikte kltr douyor,
kltr artk: 'bunalm kltr', (bunalm dan kltr), 'bunalm
dan yaama kltr' nsan olmann, deerler yaratmann o n
suz olunm az koulu bunalm . Bunalm gl klyor bireyi
(bireyleri, toplumlar) yaatyor; onu var ediyor; onu sorumlu
klyor; onu o yapyor; zgr klyor; ardndan gelen: yine
bunalm.
B unalm dan Yaam a Kltr hem bir 'bunalm kitab',
hem 'bitm eyen bunalm lar kitab', hem de bunalmn serve
nini dile-getiren bunalm zerine (insan zerine, yaam zeri
ne) bir kitap. Bu yapt, kendimize ilikin; bizi biz yapana ili
kin; biz kendimiz vanz orada; kendimizi tanyabiliriz bu ki
tapla; kendimizi gl, sorumlu, zgr klabilmenin yolu bu
nalmlar fark etmekten geiyor nk.
Bunalm deime ilikisi de bu arada hep dndrm ekte.
Bunalm zsel bir yap olduuna ge tm deiimlere karn
(bunalm lardan tr) deimeden kalan var; ite bu kalan da
bunalm deil mi? Sonsuzca deiken klklara karn srp
giden hep bunalm, bunalmlarla rl yaam. Bunalm gl,
bunalm deitiriyor; bu deiimler kimi zaman bakalarnn,
baka toplumlarn cehennem i de olabiliyor. Ama asl bunal
mn farkna varanlar sayca arttka, cehennem yaratmak iste
yenlerin gc de azalacaktr; bunu da akldan karmamak
gerekiyor.
O kurun almlamas, 'yazarn istedii1 ile her zaman rtr
m? Okur kendi asndan m etne bakar; nk yazya gemi,
artk bir bildiriim olayn gerekletirmeye hak kazanm me
tin nesnellemitir; yaratcsndan kopm utur bir bakma. Ken
di asndan metne bakan okur da orada aradn bulur. Hele
bylesine geni, zengin ierikli bir bayaptla kar karya ise
ne byk tatlar devirir oradan! Hatta yle olur ki yapn di
liyle zdeleiverir insan, dild olan kendi gerei dile gel
mitir orada: Kendiniz ite tam da oradasnzdr. Artk bundan
byle aracya (kitab tantmaya, eletirmeye abalayanlara) ne
gerek; kitab okuyun ve artk orada kendinizi yaayn, kendi
nizi tanyn; biz insanlar iin bundan daha nemli bir ey yok
ki!
D ilin Gc n, Gnele'yi, Yaam a Felsefesi'ni btnl-
yor; onlarn sylemini pekitiriyor Bunalm dan Yaama Kl
tr. Bu yapt, kendini tanmay amalayan, bunun sorum lu
luunu duyum sayan herkese bir arm aandr Nermi Uy
gur'dan.
Taylan Altu
Payel Yaynevi, stanbul 1989, 183 s.
Nermi Uygur,
Ara Yaynclk, stanbul 1989-
Frege, G , 205-9, 211 Kant, I., 6, 36, 41, 45, 47-50, 66,
91, 117, 119, 144-5, 149, 170,
G each, 206 189, 190, 192-6, 199, 200, 242,
Gilby, T., 264 246, 249, 274-5, 284-5, 291-3,
G ilson, E., 263, 269, 278 304-5, 335-8, 340-1, 353
Goff, J.le, 99 Karsted, P., 82
G k b erk , M., 54, 92, 102, 309 K aynarda, A., 5, 9, 55, 92, 95, 97-
G ker, A., 297 102, 104-6, 315-6, 351
G rant, E., 297 Klbay, M. A., 187
G uattari, F., 263-4 K ierkegaard, S., 333
G rsoy, K., 352 K luckhohn, C., 151, 171
G ven, B., 165 Kripke, S. A., 307
G zel, A., 86 K roeber, A. L., 151, 171
K uuradi, I., 75, 88, 95, 117, 133,
H ackadirolu, V., 6, 9, 88, 90-1, 147, 166, 168, 216, 224, 265,
95-6, 201, 203, 210-1, 213-4, 317-8, 325, 327
281, 283, 286, 288, 290-1, 295,
306, 339-341 La B oetie, E d e, 299-301
L andgrebe, L., 263-4 122, 137, 199, 216, 220, 242,
Lange, F. A.-, 220, 225, 313 245, 249, 254, 284, 297, 306,
Laplace, 288 311, 322
Lavoisier, 288 P lotinos, 199
Leclerq, J., 25 P lutarkhos, 299
Leibniz, 16, 91, 101, 144, 193-4, P orphyrios, 115, 136, 241
199, 284 P rotagoras, 123
Lvi-Strauss, C., 27
Locke, J., 15-6, 91, 93, 210-1, 273, Q u in e, W. V., 307
306
Lucretius, 97 Rabelais, 299
Radcliff-Brown, A. R., 151, 171
M alinow ski, B., 151, 171, 173 R eichenbach, H., 6, 32-3, 55,
M arrov, H. I., 29 241-8, 250-1, 316, 352-3
Mane, K., 199 R izatepe, H., 56, 67-70, 203, 208-
M engo lu , T om ris, 133 210, 213-4, 306
M engo lu , T., 55-7, 59-62, 88-9, Rickert, H., 170
94, 106, 170-1, 201 Rijk, L. M. d e, 179-181, 187
M ercier, A., 319 Ritter, 133, 317
M erleau-P onty, M., 26 R othacker, E., 343-6
M nem osy n e, 128 R ousseau, 98, 121, 132, 300
M ontaigne, 127, 133, 299, 300 Russell, B., 15, 32, 40, 82, 91, 194,
205
N ap o leo n , 288
N daw , A., 319 Sartre, J. P., 15, 27, 246
N ew ton, 191-2 Scheler, M., 124, 133, 316
N ietzsche, F., 61, 130-1, 133, 317 S ch o p en h au er, A., 245
N utku, U., 54, 103 S inanoglu, S., 319
Sokrates, 101, 123, 127, 254
O c k h a m , W 15-6, 23, 91, 115, Soricelli, E., 319
210, 246 Soysal, M., 319
O ru k a, H. O ., 148, 318-9 Sozer, O ., 103, 169, 183, 187
Spencer, 245
rnek, Y., 317 Spinoza, 144, 284
rs, Y., 31-3, 38-9, 41, 88 S pranger, E., 170
zlem , D., 48, 274, 343, 345-6 Straw son, 189, 193-6, 201
Pascal, 127
P erek, F. Z., 98 T andogan, Z., 148
Platon, 15, 29, 32, 98, 101, 115, Tanilli, S., 265
Taylor, E., 151, 171
Tim aios, 297
T ouraine, A., 277
Tufan, H., 278
Tunal, ., 133
X en o p h o n , 299
IS B N 975 - 7 9 4 2 - 13 - 8