Professional Documents
Culture Documents
kitabev:
Toplumsaln Skm
A nn Gam e
Ann Game
DOST
kitabeyi
ISBN 975-7501-Z6-3
I
Sosyolojinin Yapbozumu? 17
1. Sosyolojik Kurmacalar 19
2. Sosyolojik Ayna 41
Dimsellik 43
Aratrma 50
zne ve iktidar S7
n
Maddeci B ir GstergebilgisineDoru 63
3. zne 65
Foucault: zne ve iktidar 67
Freud: zne KumacaLm 76
Bergson: Merkezlemi zne 92
Irigaray: Metalar Benliin Aynas mdr? 94
4. ktidar 101
H egel: ktidar ve Arzu 102
SartreveLacan 111
Feminist Sorular 116
Cixous ve Irigaray: Bir Baka Arzu 120
5. Zaman 135
Bergson: okkatltltk ve Sre 138
Bellek 143
Sre ve Felsefe 146
Freud: Bellek ve Zaman 152
okkatldk: stenti ve stendt Bellek 159
m
Toplumsal Yazmak 163
Sonu 255
Kaynaka 263
Dizin 279
Resimlerin Listesi
Haritann haritada ve bin bir gecenin Bmbir Gece Masallar kitabnda ierilmi
olmas bizi niin bu denli rahatsz ediyor? Don Quijote'nin bir Don Quijote
okuyucusu, Hamletin bir Hamlet izleyicisi olmas bizi niin rahatsz ediyor? Bir
neden buldum sanrm: Bu tersine evrilmeler, kurmaca bir eserin karakterleri
birer okuyucu ya da izleyici olabildiine gre, bizlerin de, yani okuyucular ve iz
leyicilerin de kurmaca olabileceini ima eder. Cariyle 1833 ylnda, evrenin tari
hinin, tm insanlann yazp okuduktan, anlamaya altklar ve kendilerinin de
iinde yazldklar sonsuz bir kutsal kitap olduunu sylemiti.
(Borges, 1970: 231)
1) Mkemmel bir Jam eson eletirisi iin bkz. Weber (1987: 49-52).
toplumsaln ve/ya tarihin verili olma durumunun datlmasn, toplum
saln ve/ya tarihin gnderge (referent) statsnden karlmasn ya da
Frowun (1983: 229) ho ifadesiyle, ada Marksistlerin maddeciliin
yanl bir uygulanndan tr yapp kaldklar merdiven trabza
n n n braklmasn gerektirir. Bu yaklam bir nesneyi sabitleme ya da
gsterileni (signified) bulma giriimlerinden kanr ve bylelikle sosyoloji
nin sorusunu - toplumsal nedir? sorusunu- yerinden eder (Runciman,
1983: 19-20).
Toplumsal bir kez metinsel retim erevesinde dnlnce bu soru
u biime brnr: Bu tikel toplumsal metin nasl anlam ifade eder?
Bu durumda analiz, bir anlam ya da gsterilen talep eden ne sorularn
dan ziyade anlamn naslyla ilgilenecektir. Toplumsal, edebi olandan
farkl bir kaytta (szgelimi, maddi kaytta) yer almaz ya da metnin bala
mn oluturmaz. Hem toplumsal hem de edebi, zgl anlam retme
ilkelerine sahip pratiklerdir. Dahas, metin analizini temsil olarak deil,
kendi bana bir yazma pratii ya da sylemsel pratik olarak anlamak
gerekir. Bu anlay tekabliyet olarak bilgi anlayndan, bu rnekte sosyo
loji ve toplumsal arasndaki tekabliyet olarak bilgi anlayndan kkten
ayrlr. Ve en nemlisi, bu anlay eletirel dikkati gerekin ya da top-
lumsaln retildii bir sylemsel pratik olarak sosyolojiye yneltir: S o s
yolojik kurmacalara dikkat eker.
Toplumsaln yazldn ve sosyolojinin bir yazma pratii olduunu
belirten bu dnceler sosyoloji disiplininin sylemsel kurallarn taciz
eder. Bu dnceler sosyolojik ztanmn erevesi iinde hazmedilemez.
Marksist sosyolojinin maddeciliine kart olarak gstergebilgisinin idea
list olduu yollu genel geer sulama bundan kaynaklanr. Bu, gerein
gvenlik trabzanna -tarih, retim tarz, snfl toplum vb .- gnderme
yaplarak gelitirilen bir argmandr. Nitekim, bylesi kavramlarn sy
lemsel retimine deinilmez. Anlamn retilmesiyle uraan dnsel
geleneklerin ortaya attklar dnmsel sorunlar, bu geleneklerin sosyo
lojik olmamalar gerekesiyle kolayca bir keye atlr. Szgelimi, Giddens
(1987: 73), bir al tmcesinde yapsalclk ve post-yapsalclm l
dnce gelenekleri olduunu ilan ederken hi vicdan azab duymaz.
Giddens bu iddiay, yapsalc varsaymlarn kendi sosyoloji teorisiyle ve
bu disiplinin ne olduuna ilikin kendi yapt aklamayla badamadn
bildiren bir argmana dayandrr. Durumun byle olmasna karlk, burada
bilhassa zerinde duracamz nokta, Giddensn bu teorilere duygudalk
la eilerek farkl bir sosyoloji imknna ak kap brakmaktansa, kapanma
ve snrlar tanmlama stratejilerine bavurmasdr. Peki, paylalamayan
nedir, tacizkr gelen nedir, sosyologlar Fransz teorisine eildikleri zaman
onlar bu teoriyi reddetmeye zorlayan nedir?2 Bu kitaba motivasyonunu
kazandran soru bu. Burada, bilgi sreleri dahil olmak zere kltrel
srelerin metinsel retimler olarak anlalm asn neren dncede
neyin rahatsz edici olduuna ilikin baz nermeler ortaya atacam. Bu
bir anlamda Borgesin sorusunu sormaktr: Haritann haritada ierilme-
sinde rahatszlk veren nedir?
Borgesde bir ipucu arayaduralm, yukardaki alntya verilecek hayali
bir sosyolojik yant yledir: Tarihin bir metin olduunu bildiren nerm e
nin reddedilmesi gerekir, nk bizim metinler tarafndan yazldmz
imas kabul edilemez. Tarih metnini tm insanlar yazp okur dncesi
hesaptan dlecektir. Tm insanlar yazp okur dncesinin sosyolog
lar arasnda gzde bir terim olan eylemlilikle (agency) badamaz bir d
nce gibi alglanmayaca tahmin edilebilir. A m a Giddens (1987: 94-5)
tam da bu gerekeyle post-yapsalc yaz ve metin anlaylarna kar
kar: Buna gre, sz konusu anlaylar yaptklar aklamalarda insan
eylemliliine yeterince yer vermezler. Giddensn (1987: 89) itiraf ettii
gibi, burada sorun znenin nasl kavramsallatrlddr. Giddens, bilin
ve bilind arasnda bir yarlma olduu dncesini reddederek zneyi
bilin tarafndan nitelenmi bir ey olarak kavramay tercih eder. Kltr
yazp okuduumuz dncesi insan eylemliliine ilikin sosyolojik anla
yla uyumaz. Bu anlaylar zne ve anlam hakknda tamamen farkl
varsaymlara yaslanr. Bu kitabn amalarndan biri, kltrel srelerin
anlalmas asndan bilind kavramnn tad nemi savunmaktr.
znellik, toplumsallk ve tikele (particular) ilikin sorularn nem tad
n savunacam aslnda -bunlarn hepsi de, bir ekilde paradoksal olarak,
bilince arlk verilerek uzak durulan sorulardr. Ama burada, bu eylemlilik
sorununu biraz dememe izin verin. Eylemlilik sorunu sosyolojide niin
bu kadar ne kyor ve bizlerin yazldmz belirten dncede bu kadar
itiraz edilebilir olan nedir?
Sosyologlar eylemlilikten sz ettikleri zaman sklkla bask altnda
tutulan gruplara -ii snf, kadnlar v b .- gnderme yaparlar. A m a bura
da ileri srmek istediim ey, sz konusu edilen sorunun onlarn eylemlilii
Felsefi sylemin betilerini (figre) -id ea, tz, zne, akn znellik ve mutlak
bilgiyi- yeniden am a zorunluluu, bunlarn kadns olandan, kadnsdan
neleri dn aldklarn deip grmekle, bunlarn kadnsya borlu olduklar
eyleri iade etmelerini", gerisin geri teslim etmelerini salamakla ilintilidir
(1985a: 74).
Baka bir anlatmla, mesele kadnn zne ya da nesne olaca yeni bir teori
gelitirmek deil, teorik dzenein kendisini keye sktrmak, ziyadesiyle
tekanlam l olan hakikat ve anlam retme iddialarn askda brakmaktr
(Irigaray, 1985a: 78).
I)rmsellik
Genel olarak sylenirse, bu, bir mutla ya da bir zemini salayan, metnin
dndaki bir kesinlii veren te-teorik (meta-theoretical) dzeyin mm
kn olduuna kar kan bir argmandr (Lawson, 1985: 14, 20). Bir
te-dzeye (meta-level) bavurmak, dnmsellikten kanabilmek iin,
sonsuza dek uzayp giden harita ierisinde harita silsilesini yadsyabilmek
iin yaplm bir hamledir. Szgelimi, bilgi sosyolojisi bilginin toplumsal
belirleniine ilikin bir teori sunduunu iddia ederken kendisini bundan
m uaf tutar. Gelgelelim, mesela M annheimn kendi teorisini darda tut
masna karlk, sosyologlarn zgnderiyi (self-reference) ie dahil etmeleri
daha genel bir durumdur. Ve sosyoloji dnmsel bir disiplin olduunu
iddia eder.
Sosyolojiye giri kitaplar ve disiplinin amalar listeleri amaz bir
ekilde eletirel ve dnmsel szcklerini ierirler. Byle bir liste
u gibi eyleri de ierir: Sosyoloji modern toplumun, sanayi toplumunun
ya da kapitalist toplumun incelenmesidir. Birbirinin yerine konabilen
bu kavram lann bir tartma konusu olmas, bunlann ayn ey olmadklar
gereini gsterebilir bize. Gelgelelim, sosyologlar genelde bunun sadece,
Aratrma
4) Benim kendi aratrm a pratiklerimin eletirel bir analizi iin bkz. G am e (1989).
A ratrm a zerine gelitirdiim eletirel yorumlar benim kendi aratrm a deneyimlerime
yaslanyor.
5) McRobbienin almalar (1980; 1982) bu sorunu, kltrel incelemelerde erkeklerin
aratrm a konusu seim leriyle ve erkeksi altkltrlerle kurulan zdeliklerde ierilen
fantezilerle ilikili olarak gndeme getirir.
da m lakattr. M lakat sayesinde deneyimi en yetkili azdan iitirsiniz;
gerek olan budur. Gzlem ve kanlmc gzlem de bu metotta ierilse
bile, bunlara antropolojik etnografilerdeki statleri tannmaz. Sosyolog
larn konumay byle imtiyazl klmas, bu edimin bizim kltrmze
olan yaknlyla balantlandrlabilir pekl. M lakattaki konuma effaf
bir deneyim kanal olarak grlr.
Yaantya dayal sosyoloji, politik olarak insanlarn konumasna, bask
altnda tutulmaktan sz etmesine izin verme dncesince biimlendiril
di: Biz sosyologlar onlarn sesine kanal olabiliriz. Mlakatlar, szgelimi
ii snf kltrnn ya da direniin kant olarak kullanlr. bandaki
deneyimlere dayanan sosyoloji trnde, iilerin kapitalist ilikileri ger
ekten baskc bulduklarn tantlamak iin mlakatlardan uzun uzadya
alntlar yaplr (Beynon, 1975). Deneyim iki anlamda sosyolojik otorite
salamtr: Bask altnda tutulann gerek deneyimi ve aratrmacnn
bunu iitme deneyimi. Ve bu noktada, -h em tekabliyet hem de politik
temsil anlam nda- temsilin mmkn olduuna ilikin bir varsaym bu
lunmaktadr. Bu aratrma trnn cazip yann ve gerekesini oluturan
ey ite bu dolayszlktr: Konumann dolayszl ve baka bir zne olarak
nesnenin mevcudiyeti. Gelgelelim, dolayszlk varsaym ayn zamanda
bu aratrma trnn yanlsamasdr. Dolaym bu aratrma trnde dier
baka trlerde olduu -szgelimi, film ve medya incelemelerinde olduu
denli aikr olmasa da vardr Dolaym olarak mlakat, aratrma metninin
oluturucusudur; zneler arasndaki ilikiler dilde ve dil araclyla kuru
lur. Aratrmay yazma srecinin her noktasnda farkl anlamlar retilir;
metinler arasnda bire bir tekabliyet yoktur. Szgelimi, bantlar zlerek
kada dklen metin salt mlakat yanstmaz; herhangi bir nihai ara
trma metni, deneyimin temsili ya da tercmesi deildir. Ksacas, burada
mesele, geree varmak iin dolayndan yaltp atm a meselesi deildir.
Bu da, sonuta aratrmann nihai bir noktaya varaca dncesinden
vazgemek demektir.
Bu noktada, feminist toplum bilimi aratrmasndaki otorite klma
konusunda birka ksa yorum gelitirmek gerekiyor. Kadnlan temsil etmeye
muktedir olma iddialar, ahlaki-politik bir konuma ve aratrma znesi
ile nesnesi arasndaki ilikinin tikel mahiyetine dayandrlmtr. Arat-
nlanlarn nesneletirilmesinden endie eden feminist toplum bilimcileri,
aratrmac-aratrlan ikiliinin reddedilmesi gerektiini ne srerler;
feminist aratrma kadnlar zerine, kadnlar tarafndan ve kadnlar
iin yaplan aratrmadr (Stanley ve Wise, 1983: 17). Bu dncenin
farkl eitleri var, ama zne-nesne ikiliinin reddedilmesini mmkn
klan yaygn varsaym, kadnlarn deneyimlerinin paylalan bir deneyim
tipi olduudur. Feminist aratrmada mlakatnn konumu tannr, ama
daha iyi, daha az ksmi ya da daha az erkeksi bilgiyi mmkn klan tam da
aratrmacnn znelliidir (Oakley, 1981: 30-61). Otoriteyi salayan,
bir kadn olm ann ve feminist bir bilince sahip olmann bileimidir
(Stanley ve Wise, 1983:33). Bu iddia yalnzca birleik bir kadn kategori
si varsaymakla kalmayp, ayn zamanda kadn olmann ne demek olduu
nu bilen bir bilinci imtiyazl klar. Fem inist bir bilince sahip olmak,
henz bu bilince sahip olmamakla birlikte bir gn bizden biri olabilecek
olann temsil edilmesi otoritesini kazandm. Bu nokta feminist aratrma
nn kadnlar iin olduu, izlerkitlenin onlar olduu iddiasyla aikr bir
ekilde vurgulanr (Oakley, 1981: 48-9). Feminist bilgi srelerindeki
arzunun br bilgi srelerindeki arzulardan farkl yaplandn varsay
mak niin gerekiyor? Bunu baka bir ekilde syleyecek olursak, zne-
nesne kartl kolayca iptal edilebilir mi? Onlarn konumasna izin
vermek eklinde olsa bile, tam da kadnlar temsil etme dncesi, kadn
larn nesne olarak kurulmalarna vanr. O nlarn zne olduklarn iddia
etmek, otorite konumu meselesini ve bir teki yoluyla feminist bir ben-
Iikin oluturulmas meselesini saptrmaktan baka bir ey deildir.
Bu otorite konumu belli feminist ilkelerle -totalletirici hakikatin
reddedilmesi ve farkllk ile farkl feminizmler zerinde srar edilmesiyle-
pek de uyumlu grnmyor. Buna benzer sorunlar, kadnlar arasndaki
ve iindeki farkllklar ciddiye alan daha gelikin feminist yazlarda belir
gindir. Szgelimi, de Lauretis, feminist film teorisyenlerinin ve film ya-
pmclannm zbilin pratikleri araclyla bir feminizm znesini nasl
retebilecekleriyle ilgilenmektedir. Fier ne kadar hitap biimleriyle ba
lantl olarak farkllklar ve okkatll (multiplicity) vurgulamaya zen
gsteriyorsa da, meseleyi hl, retilebilecek bir feminist bilin meselesi
olarak kavram aktadr (de Lauretis, 1987: 127-46). Bu sorunlarla baa
kmann kestirme bir yolu olduunu sylemiyorum. Buradaki asl sorun,
bilgideki benlik-teki ilikisinin kolay kolay snp gitmeyecek olmasdr;
keza otorite ilevi de kolayca ortadan kaldnlamaz. Foucaultnun savundu
u gibi, buradaki kritik grev, benlik-teki ilikisinin herhangi bir sylem
ierisinde nasl ilediinin analiz edilmesidir (Foucault, 1984: 101-20).
Feminist aratrm a metinlerinde zeletirinin ve feminist bilgilerdeki
iktidar etkilerinin, yani feminist sylemde kadnlarn retilmesinin
yaratt etkilerin tannmasnn nemi buradan kaynaklanyor.
Yazar/otorite konumu (authorship) hakkndaki eletirel sorular, post
modern antropologlarla ilikili olarak ortaya atld (Strathem , 1987;
Kirby, 1989a; 1989b). Bu antropologlar etnografideki sylemlerin zgl-
letirilmesiyle ve sylemin iktidaryla ilgilenmektedir. Birileri adna ko
numa dncesi reddedildiinden, mesele, metinde yer alan sesler ya da
diyalojik ve oksesli (polyphonic) yazm tarzlar meselesine dnr: Ses
lerin, konumlanm szcelemlerin (utterance) karlkl oyunundan oluan
kltrel bir yaratm gelitirme meselesidir bu (Clifford, 1986: 12). A m a
buradaki kritik soru u: Seslerin oulluuna yer verme iddias nedeniyle
etnografn tekil sesi ok kolay yadsnm olmuyor mu (Strathern, 1987:
264) ? Dil ve dolaymlara gsterilen hassasiyete ramen, yeni etnografik
yazmn diyalojik bir durumu temsil edebileceine ve bylelikle daha
otantik olabileceine, daha iyi bir tercme yapabileceine ilikin imalar
seziliyor. Bu trden almalarda etnografinin dolayszlnn gzleri kr
ettii, dolaysyla karlamann dolaymlarnn nemsizletirildii ya
da en "azndan yaln birer dolaym addedildii aka grlyor. Bu durum,
dolaymdan nce var olan bireyler olduu imasn barndrmaktadr.
Benlik-teki ilikisinin gc yeterince dikkate alnmamaktadr (Kirby,
1989a). Strathem in (1987: 269) belirttii gibi: Her eye ramen, bizim
sorunlarmz tekilere atfetmeye son verdiimize ilikin hibir kant
yok ortada. Bu dnce daha vurucu bir ifadeyle de konabilir ortaya:
Bilgi sreleri benlik-teki ilikileri etrafnda ya da (bilgideki tek arzu bu
olmasa bile) bir egemenlik kurma arzusu etrafnda yaplanr ve bu iliki
lerden azade olduumuzu dnmek bir yanlsama olabilir. Aratrlan
zneleri yazarlar olarak iin iine katmak sorunlar zmyor: Aratrma
zneleri nasl birer yazar haline geliyor; bu konuma, bu yazma hangi
kurumsal ve tarihsel kstlanmalar altnda (Clifford, 1986: 13) cereyan
ediyor?
Bu antropologlar, Foucaultnun sylemlerin var olma tarzlarna,
[sylemlerin] toplumsal ilikiler uyarnca eklemlenme tarzlarna duy
duu ilgiye yakn duran sorunlara eilmektedirler. A m a mesele u: Etnog-
rafik karlamadaki sylemsel iliki, gerekte konuan kim, konuan o
mu yoksa baka birisi mi, hangi otoriteye ya da orijinallie dayanarak
konuuyor? (Foucault, 1984: 119) sorusunu yeniden icat ettiimizde
sonulanm oluyor mu? Her eye ramen, sosyolojiye yakn bir disiplinde
aratrma konusunda yaplm olan en eletirel alma tr budur. Bu
alma tr, toplumsalln dolayszly!a bantl bir aratrma bii
mine eilirken, benlik-teki ilikisinin dolaymlarna ve aratrma pratik
lerinde tekinin oluturulmasna ilikin meseleleri odak noktas haline
getirmektedir. Bu antropoloji tr aratrmann yazma olduu dncesini
benimsemesi sayesinde, temsil fikrine ve rapor etm e olarak aratrma
anlayna itiraz etmi olur. Ve bylelikle aratrma metinlerinin nasl ak
ulu ve dnmsel bir tarzda yazlabilecei meselesini gndeme getirir.
zne ve ktidar
Aslnda deneyimle biliyoruz ki, baka bir toplumun, baka bir dnme tarann,
baka bir kltrn, baka bir dnya tasavvurunun programn batan baa
retmek zere gnmz gerekliinin sisteminden kam a iddias, en tehlike
li geleneklerin geri dnm esine yol amtr yalnzca (Foucault: 1984: 46).
Bir iktidar ilikisi ancak, gerekten bir iktidar ilikisi olacak sa her biri
vazgeilmez olan iki e tem elinde eklemlenebilir: O tekinin (iktidann
uyguland kimse) tam anlamyla tannm as ve edim de bulunan bir kii
olarak sonuna kadar elde tutulmas gerekir.
6) rnein bkz. Calvino (1988): Turistlerin bir kltr gerek anlam da yeme arzu
duymalarna dair bir yk; turistlerin gezi zevkleri, insanlarn kurban edildii, yamyamln
olduu yerleri ziyaret etmeyi de ierir. Bnyeye katm a ve yem eden uzaklalarak grsel
dzeyde bnyeye katmaya varlmas konusunda bkz. Laplanche (1985: 20). tekini bnyeye
dahil etme dncesi, Hegelin zbilincin geliimi ve doadan kltre gei yksnde de
merkezi bir yer igal eder (bu konuyu 4. blmde ele alacam).
(1968: 218) syledii gibi, mitin bu deikesi br deikelerden daha az
ya da daha fazla gerek deildir, brlerinin yalnzca birer kopya olduklar
bir orijinal yoktur. Bu yk daima i bandadr.
Kkenlere ilikin ykleri Bat kltrnn mitik deikeleri olarak
aldmz takdirde, Freudun ykleri -O idipus kompleksinin zme ka
vuturulmas bunlann arasnda en nemli olandr- kendisinin kltr
nasl anlad konusunda ve bu yklere bizzat maruz kalma biimleri
hakknda neler anlatmaktadr? Aslnda, Freudun aklam alannda bu
kltr, baba yasasyla, erkek ve kz ocuklarn kastrasyon yasas tarafndan
ynetilen farkl cinsel geliim patikalarndan gemeleriyle, anne ile erkek
ocuk arasndaki ensest yasayla ve kadnlann erkekler arasnda m ba
dele edilmesiyle nitelenen fallokratik ve patriyarkal bir kltrdr. Freud,
bilhassa medeniyetin gerektirdii cinsel bastrmann tahrip edici etkileri
hakknda gelitirdii olaanst eletirel yorumlara (1985a [1930]: 294-
5) ramen, Oidipus kompleksinin zme kavuturulmasn onaylamtr.
Bu adan, feministlerin dikkat ektikleri gibi, Freudun analizleri kayda
deer bastrmalar iermektedir.
A m a feministler de O idipusu en gl zne kurmacas, Bat kltr
nn norm atif yks olarak grrler ve cinsiyetli zneye ilikin analizle
rinde, Freudun -znenin kltrel olarak bu ykde ve bu yk yoluyla
nasl kaydedildiine ilikin- aklamalarndan hareket ederler. Bu, Foucault
ve feministler arasndaki farkllklarla, zellikle de okkatlln farkl
yollardan kullanlmasyla ilgili belirgin bir tartma konusudur. Feminist
argman fallokratik dzenin Ktalletirici ve tekil bir boyutu olduunu
ileri srer ve aslna baklrsa feministlerin fallokratik dzen terimini
kullanlar bunu nceden varsayar. Bu gre gre, Foucaultnun okkatl-
lk anlay, znenin tekil konum lannda ortaya kan okkatlln
bastrlmas sorununu gz ard eder. Irigaray gibi feministler, fallokratik
dzende eanl olarak hem bir tekilliin hem de okkatllnn sz konusu
olduunu iddia ederler: Tekillik okkatlln bir olum suzlann-dolay
syla bir bastrm ay- gerektirir. Eer Freudun hem yazlarnda hem de
pratiinde bu anlatnn yeniden yazlmasna dahil olduu doruysa, o
vakit Freudun analizleri -bilhassa vaka incelem eleri- ayn zamanda,
hem bu anlatnn dayankllna hem de sklmesine tanklk etmektedir.
Irigaray ve Cixousnun srarla vurguladklar gibi, burada mesele Freudun
hatal olduunu kantlama meselesi deil, Freud'un analizlerinde Oidipus
mitinin baarszla urama biimlerinin ayrdna varm a meselesidir.
Bu da Freudun metinlerindeki bastrmalar gn na karmay, yani
Freuda Freudu bir analizin uygulanmasn ierir. Irigaray ve Cixous,
kadnsl eril terimler erevesinde eril standarta gnderme yaparak
tanmlayan Freudun dii cinselliinin zglln bastrdn savun
maktadrlar. Nitekim, Irigaraya (1985a: 73) gre, kadns, kltre payan-
dalk etme grevini yerine getiren bastrlandr. Bu nokta, Irigarayn,
bilindnn belki de kadns olabileceini iddia etmesine yol aar.
Freudu Lacan araclyla okuyan feministler, zellikle anlam ve dil
ile cinsiyetli znenin oluumu arasndaki balantlarla ilgilendiler. Bu
yorumda Oidipus yks, bir dil ve zne yks olarak okunur. Kastrasyon
yasasnn blme ve farkllatrma etkisi vardr, dilin mevcudiyet-namev-
cudiyet ilkesini kkrtp ortaya kanr ve erkek ocuklar ile kz ocuklarn
dille olan farkl ilikilerine damgasn vurur. Ksacas, kltrel ya da simge -
sel dzen cinsel olarak farkllam ve hiyerariklemitir: Dil yalnzca
farkllamayla deil, ayn zamanda cinsel farkllamayla iler (Mitchell
ve Rose, 1982). Bu noktada alt izilen temel sorun iki kutuplu kartlktr
ve buna ilaveten, farklln da aynlk erevesinde olumsuz tarzda tanm
lanmas sorunlatrlmaktadr. Kadns, bir eksiklik olarak, erkek-olmayan
olarak tanmlanr. Bu tanmlama tarz da, eril znenin mevcudiyet iddias
n srdrmesinin bir aracdr.7 Psikanalitik teorinin dilin bu ileyilerini
gn na karmasna ramen, yapbozumcu feministler, hiyerarikle
tirilmi iki kutuplu kartln yapsn paralayabilmek iin manivela
noktalan bulmaya almaktadrlar (Jacobus, 1986: 20-1).
Freudun erken dnem yazlarnn dayand Kadnslk denemesi
(1973b [1933]) ve Dora vakas incelemesi (1977b [1903]), kayda deer
bir feminist eletirel yeniden okumalar dizisine yol at (Irigaray, Jacobus,
Kofman, Gallop, Spivak, Cixous bunlara dahildir). Bu zeminde yol almak
tan ziyade, bu metinlere sorulan feminist sorulara biraz deinerek Freudda
bulunan manivela noktalanna iaret edeceim. Freudun yazlarnda gr
len eril-diil yaps, yapbozumuna nasl tabi tutulabilir? Szgelimi, kadn-
sl Oidipus kompleksi erevesinde tanmlama giriimi Freudun kadn-
sln edinilmesinde hatr saylr glkler bulunduunu ve nadiren
7) Burada, bilhassa O idipusla balantl olarak, erkek olm ayan kadn ve hayvan
Sfenks figr akla geliyor. Sfenks, erkeklerin kentinin -yasalannn- dnda konumlanmtr
am a erkeklere kaosu ve lm getirir. Yaratk [Sfenks] ein i O idipusta bulm utur;
O idipusun bilem ecenin yantn bilmesiyle birlikte Sfen k sin gc dum ura uramtr
(Sofokles, 1974: 24). Eril dzende diilik lm artrsa ve lmle baa kmak diilin
ldrlmesini ya da olumsuzlanmasn gerektirse bile, Sfenksin lmne nayak olann
Oidipus olmasndan tr bu ykde yine de bir ironi var. Her eye ramen kaosu getiren
ve -o n a bilmeceyi zerek baarstzla urayacan nceden anlatm o lan - kzkardei
A n tigonenin desteine m uhta kalan O idipustur (Borges, 1974: 134-5). Ayrca bkz.
Cixous (1981: 49) ve bu yknn yeniden yazlmas konusunda bkz. de Lauretis (1984: 1567).
baaryla sonulandn savunmasna yol amtr. Freudun teorisinin
kadnslk konusunda belli bir imknszl tantladn syleyebiliriz;
ya da feministlerin dedii gibi, Freudu erevede kadnslk sahtedir
(Doane, 1982). Bu nokta erkeksiliin maskesini karmann yolunu a
m akta mdr; kadnslk sahteyse eer, bunun erkeksilik asndan yarata
ca sonular nelerdir? Jacobusun (1986: 21) syledii gibi, kadnslk
bir eril gstergeye gnderme yaplarak tanmlanmasndan tr sahteyse
eer, bu durumda yaplan tanmn kendisi de bir sahtelie, sahtekrlka
dnmez mi? Eer sahtelik nosyonu biryerlerde bir sahiciliin olduunu
akla getiriyorsa, bunun bir mevcudiyet nosyonuna kar yaplm stratejik
bir hamle olarak grldn vurgulamamz gerekir.
Jacobusun gelitirdii yorum, bizzat Freudun teorisinin sahtekrlk
olduunu ima eder. Freudun bir kk kzn geliip normal bir kadn
(1973b [1933]: 150) olmasnda ortaya kan glk olarak tanmlad
ey, Oidipus yapsn kz ocuklarn geliimine dayatm asndan m ileri
gelmektedir, yoksa Freudun -kadnlar sz konusu olduunda- Oidipus
kompleksi sorunsalnn terapi ii asm dan yetersizliini kabul ettiini
mi gstermektedir? Freud (1973b: 163), kz ocuklan Oidipus kompleksi
ne sokann kastrasyon kompleksi olduunu -erkek ocuklarda durum
bunun tam tersidirve kz ocuklar bu kompleksi zme kavuturmaya
zorlayacak hibir eyin olmadn dnmektedir. Kadnsl tanm la
maya ynelik giriimlerine ramen, Freud (1973b: 165) sonunda kadnsl-
n istikrarsz olduu sonucuna varm ak zorunda kalr.
Buradaki glk, Oidipus kompleksinin erkek ocuklara ilikin bir
yk olmasdr; ensest tabusu anne-erkek ocuk ilikilerine zgdr;
kastrasyon kompleksi kendisini kz ocuklara, erkek ocuklara dayatt
gibi dayatmaz. Birok feministin iaret ettii gibi, kastrasyon kompleksi,
yitirecek hibir eyleri olmad iin kadnlar asndan bir tehdit olarak
i grmez: Kadnlarn znellii, yitirme korkusu araclyla olumaz. u
halde, bu saptam adan hareketle, bir anlamda kadnlann yasaya tabi olm a
dklar sylenebilir mi? Bu soruyu sormak, O idipus kompleksinin bir
yasa olarak ilediinden, hiyerarikletirilmi kartln etkilerinden,
hatta kadnlarn babann yasasna su ortakl ettiklerinden kuku duy
mak anlamna gelmez.8 Bu soruyu ortaya atm ak, daha ziyade, bu komplek
sin sz konusu kartl sarsmay mmkn klacak bir ara olarak i
grp grmeyeceini sormak anlam na gelir. Bu iki kutuplu kartlk,
9) Freud, Uygarlk, Din ve Toplumda yer alan bir dipnotta, medeniyetin geliimiy
birlikte baat duyu olarak koku nu n bastrldn ve onu n yerini grm enin aldn
iddia etm iti (1985a [ 1930]: 295 ve devam ). Kokunun nemi konusunda ayrca bkz.
Benjaminin (1969: 214) Proust Im gesi"nde istend bellein en alt tabakas olarak
kokunun nemi.
bir yanl tanma (misrecognition) ura olduunu syler (aynca bkz. Gallop,
1985: 82-90; Clment, 1983: 84-96). Bunu tersine evirebiliriz: Yanl
tanma ura tanmadr. Ayna, zdelik fantezisini, zne ve nesne arasnda
tckabliyetin mmkn olduu fantezisini kurar. A m a tam da ayna tutma
sreci, bu imkn bir fantezi haline getirir: Srete iki deil, terim
ierilmektedir; benlik imgesi, (hayali) bir tekinin bakna bamldr
(ayrca bkz. Benveniste, 1971: 220-2). mgeye ayna ve teki araclyla
gnderme yaplmas, znenin orada tek bana durmadn gsterir.
Bu blmn balangcnda psikanalitik teorinin, tikel olan asndan
metodolojik bir nem tadn sylemitim. Freudun vaka incelemeleri,
tikele ilikin rnek birer analizdir. Bu analizler bireylerin tikel tarihleri
hakknda Freudun anlatt yklerdir; Freud Oidipus kompleksinin ev
rensel olduunu dnm olsa bile, her eye ramen bu kompleksin her
tekrarnda bir tikellik olduu grne varmtr. Freudun tm analitik
projesi bu varsayma dayanr ve aslnda psikanalitik teorinin geliimi
zgl analizlerden balar. Oidipus miti kimi zaman Freudun almalann-
da bir m odel ilevi gryormu gibi grnse bile, Freudun bu mitin
nemini yapt zgl analizler yoluyla kavrad anmsanmal. Dahas,
Oidipus miti sonraki analizleri ne denli biimlendirmi olursa olsun,
ilkin Freudun zel rneklerin birer tekrar olduuna ikna olmas gereki
yordu. Bu da, Freudun analiz edilen karsnda ak ulu bir tutumu muha
faza etmesini salad.
Hem Foucault hem de Freud, ok farkl yollardan olsa bile bireyi bir
analiz nesnesi olarak aldlar. Gelgelelim, her ikisinin yaklam da her
tr bireycilie ters der, ister birey olsun ister baka herhangi bir ey,
teoriden ziyade analize davetiye kartan ey, herhangi bir nesnenin
tikelliinin tannmasdr. Tikele duyulan ilgi, deiimi nasl kavradmz
konusunda da baz imalar barndnr. Oidipus gibi anlatlar zneye dayatl
yor ya da zneyi yazyor olsa da, yaplan srf bu deildir. Kodlarn ve elerin
her tikel bileiminde bir yeniden yazma imkn barnr. Foucaultnun
aklam asnda, zne, karmak ve m uhtem elen elikili bir sylemsel
pratikler a ierisinde konumlanr. Reddetme imkm, znenin konumlan
masnn bu zgllnde ya da Foucaultnun deyiiyle okkatllnda
yatar. Freudun aklamasnda, medeniyet, arm zincirleri yoluyla yeni
den faal hale gelen arzu fantezilerinin baarlmasn talep eder. Bunun her
rnei tikeldir; arm kurallara baldr, am a oluturulabilecek kombi
nasyon imknlan ok genitir. Dolaysyla sarsma imknlan da ok genitir.
Blmn bu ksmndaki sorunlar Freudun (1977b [1905]) D ora
vakas incelemesiyle ilikili olarak sonulandrmak istiyorum. Bu, Freudun
incelemeleri arasnda muhtemelen en ok okunan vaka incelemesidir
(feministler asndan muhtemelen deil, kesinlikle; rnein bkz. ICA,
1984; Bem heim er ve Kahane, 1985). Bu, fallusmerkezcil kltr ierisinde
kadnn konumlanmasna dair bilhassa arpc bir rnektir: Dora, erkekler
arasndaki -babas Bay K. ve Freud arasndaki- mbadelenin nesnesidir;
Freudun aklamasnda ortaya kan ey, tam bir aile kabusudur. Burada
bir imknszlk vardr. Dora, nesne ve zdeleme tercihleri asndan
hangi klara sahipti? Bir yanda mbadele ilikileri ierisinde olan erkek
ler, br yanda da mbadele nesneleri olan kadnlar ya da anne vard
ve bu kadnlar ya da anne, hi diye tanmlanyordu. Bir konuma
konum una sahip olmayan D orann bedeni isterik semptomlarda konu
tu. Freudun uygulad terapiyi Dorann reddetmesinin, Freudu bir sevgi
nesnesi olarak kabul etmemesinin ve feministlerin D oray bir reddetme
rnei olarak grmesinin nedeni budur (Cixous, 1986: 99, 147-55).
D ora, D oraya ilikin bir yk olduu kadar Freuda ilikin bir yk
olarak da okunmaktadr. Bu vaka incelemesini bilhassa ilgin klan ey
lerden biri, yky kaleme alna dair aklamasyla birlikte Freudun
hem metindeki hem de analizdeki konumudur. Bu balam da feministler,
Freudun gzden kardklarna ve bastrmalarna dikkat ekmilerdir.
Metin bir anlamda bu trden bir okumaya davetiye karmaktadr: Freud
gzden kard eylerin bazlarna kendisi iaret etmektedir, ipulan
sunulmaktadr ve metinde Freuda Freudu sorular sormay salayan ge
dikler vardr. Bunun en bariz rnei br metindir, dipnotlarn anlatt
ykdr. Freud (1975 [1905]: 152, 162), Dorann homosekselliini
ve Bayan K .ya olan eilimini gecikmeli olarak kefediine sayfann altnda
kalan bu satrlarda deinir. Bunu, Dorann babann ikamelerinde urad
dkrklyla aklar. Buna gre, gerileksel* bir erillik kompleksi Oidipus
kompleksi yoluyla aktarlmaktadr.
Feministlerin bununla balantl olarak sorduklar sorulardan biri
udur: Kadnn erilden bamsz olarak arzu duymasnn imkn var mdr
ve kadnn anneyle ilikisi daha farkl bir ekilde nasl tasvir edilebilir?
Dorann syleminde anne, dikkat ekici bir ekilde namevcuttur,
szgelimi ondan hibir ey almyorum cmlesini sk sk tekrarlar.10 u
halde, aktanm n gecikmeli olarak sonradan yaplmas sz konusudur. Bu
* Regression: Kiiliin gelimesinin nceki evrelerine geri dn. zne, libidinal ve ego
geliiminin nceki bir evresine gerileyerek endieden kanm aya alr ve bir savunm a
srecine girer, (.n.)
10) Bkz. Jacobusun (1986: 137-93) [Rafaellonun] Sistina Madonnas"n yorumlayara
anneyi yeniden betimleyii.
da, Freudun eilmedii bir soruyu, Freudun D oraya kar-aktarm yapp
yapmad sorusunu ve diil bir konuma yerlemeye arzu duymu olmas
olasln gndeme getirir (Freud, 1977b [1905]: 157-60). Beden ve cin
sellik hakknda dolayszca konutuunu, bir bilim adam olarak konutu
unu ifade etm ek iin, j appelle un chat un chat'" der Freud (1977 [1905]:
82). Freudun bastrmalan kadns cinsellik sz konusu olduunda belirgin
bir ekilde aa kar; onun asndan Dora kesinlikle bir muammayd.
Bu durum, bu yky yazma, anlatsallatrma arzusuna dikkat eker.
Dora, kendisine ait ykye Freudun bir son bulmasn istemedi; Freud
Doray iten ayrlacan bildiren bir mrebbiye gibi gryordu, ama
tersine, Dora kp gitti, Freudu bir mrebbiye konumuna koyarak onu
iten att.
Freud niin, kimi alardan baarsz olduunu itiraf ettii bir vakay
yazmay tercih etti? M arcus (1 9 8 5 :8 8 ), yky anlatm a arzusunu kkr
tann tam da Freud'un terapideki baarszl ve Doramn reddi olduunu
savundu. Burada mesele, Weberin totalletirme arzusuna, bir btn, ek
siksiz bir tasvir elde etme arzusuna ilikin grlerine ve Freudun eserleri
nin hem bu arzuyu gsterme hem de bunun gerekletirilmesinin im kn
szln ortaya koyma biimine ilikin savunusuna gelip dayanyor. Freud,
blk prk olduunda srar ettii bir eyi btn klmak istedi; bu vaka
incelemesine Bir Analiz Fragman baln koymutu. Freudun kendi
grevini tutunumlu bir yk salam ak diye betimlediini gz nnde
tutarsak, bu bir ikiyzllktr. A m a bu ikiyzllk, blk prklk ile
btn yaratma arzusu, tutunumlu bir benlik yks anlatma arzusu arasn
daki atmay gn na karr. Freuda gre (1977b [1905]: 45-7)
hastalarn sorunu, tutarsz ykler anlatmalardr; burada Freudun rol,
kavranabilir, tutarl ve kesintisiz, btnlkl bir yk retmektir. B aa
rl analizlerin sonucunda hastalar bu yky kendi ykleri olarak grr
ler, semptomlar konumaya dntrlr (Marcus, 1985: 71-2). Ksacas,
hastalar yky anlatm ak zorundadrlar. Dora baanl deildi; Dora
Freudun yksn kabul etmedi. Bu durum belki de Freudu, analizinin
p aralln a bir tepki olarak , tu tu n u m lu bir an lat olu tu rm aya
zorlamtr. Dora, Freudun ellerinden kayp gitti: Burada sz konusu
olan Freud'un ztutunumluluudur (selfcoherence).
M arcus (1985: 64, 70), anlat yapsnn karmakl ve izgisel olm a
mas asndan Dorann m odem ist romanla ve Borgesle karlatnlabilir
olduunu iddia eder. M etin kendi zerinde dnme geer, yknn bir
Ben kediye kedi derim, dobra dobra konumak anlamna gelen Franszca deyi, (.n.)
yksn sunar. Bir bakma kurmaca olduunu itiraf ederken, ayn zaman
da gerek olduunu iddia eder. Metin bu bakmdan bir kltrel analiz
mode!idir: Olgu-kurmaca kartl krlr ve yazar-aratrmac konumu
yadsnmaz. Bunun bir sonucu olarak, metindeki bastrmalar grp ayrt
etm ek nispeten kolaylar. Okuyucu u soruyu sormaya davet edilir: Bu
metinde Freud nerede duruyor? Freud, bize kendisi hakknda dobra
dobra konutuunu, kendi roln sorguladn syler; bylelikle neyin
dobra dobra anlatlmadn sormaya davet edilmi oluruz. Freud btn
lk kurma arzusunu kabul eder, ama baka analizlerin nn aacak tarzda
yazar. Ve aslna baklrsa, bu metin, kltrel retim yaratma -yknn,
kadnsl farkl bir ekilde kaydedecek yeniden yazmlanna olanak tan
m a- etkisine sahiptir. (Szgelimi, Sigmund Freud's Dora: A Case of Mis ta-
kert Identity [Freudun Doras: Bir Hatal Kimlik Vakas] filmi, ynetmen
McCall, Pajaczkowska, Tyndall, Weinstock [1979] ve Cixousnun Dorann
Portresi adl oyunu [1979].) Cixous gibi feministler asndan Dora, red-
din ve Freudun ellerinden kayp gidenin, bilindnn bedensel konu
mas olduu iin bilhassa nemlidir. Dorann isterisi ne ekilde yorumla
nrsa yorumlansn (ister direni, ister bastrma ya da her ikisi birden), bu
vaka bedeni yazma dncesinin, kadnsnn bastrlmasna dayal bil
giyi sarsan farklln bedensel kaydedilii dncesinin bir tr modeli
olmutur. Cisimleen bilind, psikanalitik sylem dahil olmak zere
sylemin dzeninden kaar. N e ki, bu tip feminist formlletirmelerin
yolunu aan da Freudun bu yky anlatdr.
11) Bu konuda Sartre ve Lacana ynelik mkemmel bir eletiri iin bkz. Bryson (1988).
kabul edilmesinden kaynaklandn savunur. Uzamsalln nitel ayrmlar
barndrmadnn dnlmesi, benliin ve onun niteliklerinin d dn
yaya yanstlmas fikrini mmkn klan eydir. Oysa Bergsona gre tersine,
maddi dnyay karakterize eden ey nitel farkllklardr.
Duyularn eitimi yoluyla, zerinde eylemde bulunulan ve bunun kar
lnda edimde bulunan kendi bedenimiz nosyonunu ediniriz. A m a
duyulann geirdii bu geliim sreci, edimde bulunan bedenlerden oluan
bir sistem ierisinde cereyan eder: evresini saran beden-imgelere yant
olarak bedenimin icra edebilecei birok eylem tr varsa eer, ayn durum
br bedenler iin de geerli olmal. Beden, duyular araclyla bedenlerin
eylemlerini yorumlar ve bylelikle br bedenler zerinde eylemler icra
edebilir (Bergson, 1950b: 46). Bergson, grmeyi imtiyazl klmaz; duyula
rn karmaklyla ve duyular ile eylemler arasndaki bantlarla ilgilen
mektedir. Duyularmzn verilerinin tam da eylerin nitelikleri olmas
hayati nem tar. Bergson bunu iddia etmekle, isel ve dsal arasnda
nitel bir farkllk olduu anlayn ve bilinte (bilincin kendisinden
nitel olarak farkl olan) m addi dnyay bilmekten ibaret bir bilgi anlay
n altst eder. N itel farkllk tarafndan karakterize edilen duyularmz
maddi dnyaya aittir.
Foucault gibi Bergson da birbirleriyle bantl olarak edimde bulunan
bedenleri vurgular: M addeci, bantsal ve seyyar bir zne anlaydr
bu. Foucaultnun iktidar sistemi anlaynda deiim imkn daim a vardr;
Bergsonun nitel farkllk kavram, dnmn potansiyelini kavrama
asndan bir katk daha yapar, cisimlemi sre anlayn ortaya atar.
Bu blmn izlei bilgideki iktidar ve arzu sorunu olacak. Bilgi eer bir
ayna tutma ilikisinden ibaretse, byle bir ilikide arzunun yaps nedir
ve bu arzu iktidarla nasl balantya geer? Arzu, benlik ve teki arasndaki
zneleraras ilikilere gnderme yapar; bilgi srelerini harekete geiren
ey de bu ilikilerdir. Bir anlamda, bilgi ve anlam arzudur, iktidar ile arzu
arasnda balantlar kurmak, iktidar-bilgi mekanizmalarnn, bilgideki ikti
dar ilikilerinin yapsnn ve bilgiyi yapbozumuna tabi tutacak stratejilerle
neler getirildiinin anlalmasna katkda bulunur. Bunlar-Foucaultnun
deyiiyle- kar-iktidar stratejileri olarak anlalabilirse eer, ayn zamanda,
farkl bir arzu yapsnn oluturucusudurlar ve bu arzu yaps tarafndan
oluturulurlar. Temsil etme arzusunun yapsnn olumsuz olmasna kar
lk, dntrme arzusunun yaps olumludur: Farkl anlam yaratma tatzlan
ve farkl znelerin retimi asndan aslolan arzudur. Bilgi ve anlam
arzu erevesinde dnmek, dorudan doruya bir arzu znesi olarak,
speklatif bir bilinten ziyade bedensel bir zne olarak bilgi znesine
dikkat eker. Bilgi-iktidar ilikisine kar kma sreci, tam da arzu znesi
nin dntrlmesine denk der.
Bu blmde ilk nce, Hegelin -efendi-kle yksnde yer alan - bilgi
deki iktidar ve arzu aklamasna eileceim. Gnmz Fransz felsefesi
Hegelci felsefe geleneinden yola kar ve yapbozumun temel nesnesi
bu gelenektir. Feministler dahil olmak zere Fransz felsefecilerin yazla
rnda srekli ortaya kan bir izlek, bilgideki iktidar ile arzuya ve benlik-
teki ilikilerine dair Hegelci senaryonun, Bat kltrnde, felsefi pratik
te hkm srmekle kalmayp ayn zamanda gndelik hayat pratiklerinde
de kabul grd dncesidir. Bu der (1987: x ), gnmz Fransz felsefesi
ne gnderme yaparak unu syler: H egelin arzu znesi, Hegeldeki bul-
macalan kesin olarak zdklerini iddia edenler iin bile cazip bir kurmaca
olmay srdrmektedir.
D aha sonra, Hegelci gelenee ynelik eletirel yeniden okumalar
(zellikle Irigaray ve Cixousnun okumalann) ve Hegelci sylemin gcy
le hesaplam ak zere gelitirilen feminist stratejileri ele alacam. Bu
eletirel almalarda Hegel yalnzca iktidar hakknda sylediklerinden
tr deil, ayn zamanda iktidarn Hegel sylemindeki ileyilerinden
tr de okunur. Hegel'in efendiye, zbilincin kesinliine ve ona gre bu
kesinlik asndan zaruri olan iktidar ilikilerine dair yks, ayn zaman
da Hegelin felsefesinin de yksdr. Fransz feministlerinin eletirel
hedefi, Hegelci felsefedeki egemenlik kurma arzusudur. Hegelci efendi
kavramnn iki anlam vardr; hem iktidar (ngilizce tercmede efendi
lik) hem de bilme ( kavrama) anlam na gelir. Feministler, farkl bir
arzu ya da benlik ile teki arasnda farkl bir iliki nerirlerken, ayn
zamanda farkl anlam ilkeleri, eler arasnda kurulacak farkl iliki biim
leri nermi olurlar. Bedenler arasndaki (ve ierisindeki) ilikiler ve
bylesi ilikiler asndan farkl duyularn nemi, bu anlam kavraynn
can alc noktasdr.
2) Bu konunun net bir serimlenii iin bkz. Lloyd (1983); aynca bkz. Gadamer (1971: 54-74).
rekli gndemdedir. Bu birlik, ayn madalyonun iki yz olan zbilin ve
hayat antitezlerine blnr. zbilin, hayat olan farkllklarn birliinden
oluur, am a hayat bu birliin kendisidir (168). Nitekim, hayat asndan
Ben, bu farkllklardan biriyim, snp gitmekte olan bir uram; ama
Ben, bu snp gitmekte olan uraklar aar, zbilin farkllklarn birlii
dir. Bunlar Benin iki uradr, zbilin hayat ve zbilin olarak blnr.
Nitekim, Hegelde zne, eanl olarak hem bir birlik hem de bir blnm e
dir. H akikat ya da bu elikiyi zme giriimi, birlikteki farkllklarn, hi
de farkllk olmayan farkllklarn olumsuzlanmasmdan ibarettir.
zbilin kendisini hayatla kar karya gelmi bulur: Benliin kesinlik
edinebilmesi iin bu tekiliin alt edilmesi gerekir (172). Bu alt etme bir
olumsuzlamadr: Kendisini zbilince bamsz bir hayat olarak sunan
bu tekiliin iptal edilmesidir (174). Arzunun doyurulmas budur; ama
arzunun doyumu zorunlu olarak kendi kendisini bozguna uratr. teki
ve arzu olmakszn zbilin olamaz: Gerekte tam da bu ilikiden [nes
neyle olumsuz ilikiden] tr, [zne] hem nesneyi hem de arzuyu yeniden
yaratr (175). Bylelikle zbilin, arzunun znn kendisinden baka
bir ey olduunu ve tekinin arzulanmak zere orada olabilmesi iin
olumsuzlamay kendi iinde sonulandrmas gerektiini, bir zolum-
suzlama (self-negation) yapmas gerektiini kavrar (175). zbilin doyuma
ancak baka bir zbilinte ular (175). teki olarak duyulur dnyann olum
suzlanmas hakikat iin yeterli deildir, nk bu olumsuzlama tekiliin
mutlak bir olumsuzlann da ierecektir; benlie ayna tutacak bir teki
kalmayacaktr ortada. O nedenle, zbilincin nesnesi, kendi olumsuzlan-
nda bamsz olmaldr, yaayan bir zbilin olmaldr (176). zbilincin
kendine ayna tutabilmesi iin bu zorunludur; zbilin zdnme ancak
baka bir zbilincin sunmaya muktedir olduu tanma sayesinde eriebilir.
A m a bu kesinliin hakikati gerekte ifte bir yansmadr, zbilincin
katmerlenmesidir (176). Bir zbilin baka bir zbilin iin var olur
(177) ve bu yolla zbilincin kendi tekiliinde kendisiyle birlii zbilin
iin ak seik hale gelir. Arzu, kendi kendiyle zde zdr (177).
Duyulur dnyay alt etmek ve kendi kendini olumsuzlamakla uraan
iki zbilincin bu katmerleniinden ve bunun sonucunda cereyan eden
karlkl tanm adan bir mcadele doar. Bu mcadele efendi-kle m ca
delesidir. Hegel, zbilincin Bamszl ve Bamll: Efendilik ve
Klelik balkl blmde katmerlenme ve tanmaya dair bir aklama
sunarak ie balar. ki zbilincin ifte hareketi sz konusudur, her biri
tekinin kendi ne yapyorsa onu yaptn grr, her ikisi iin de eylem
hem tekine hem de kendisine yneliktir (183). Bu eylem, kendisi hak-
k nda kesinlie ulaabilmek iin kendisindeki tekiliin ve teki bamsz
varln iptal edilmesidir (180). Ve bunu yaparken kendisini iptal etmi
olur, nk bu teki kendisidir (180). Hegel bundan, ayn zamanda,
mutlak bir kendine geri dn olan kendi mulak tekiliinin mulak
iptali olarak sz eder (181): Mulak, nk tekilii alt ederken kendi
benliine geri dner, kendisine eittir, ama ayn anda benlii de iptal
eder. Gelgelelim, teki de kendi kendini olumsuzlayan bir srete kendisi
ni kendine gerisin geri verir ve bylelikle tekinin zgrlemesini salar
(181). Her biri hem kendi kendisiyle hem de tekiyle kar karya gelir,
kendisinin tannmas iin tekine bamldr; am a ayn zamanda kendisi
ne geri dnebilmek iin tekilii olumsuzlamak zorundadr. Karklkl
olarak birbirlerini tanrlarken kendi kendilerini tanrlar (184). Bu hem
dolaym hem de dolayszl ierir: Her biri kendisi iindir ve teki dolay
sz varlktr, ama bu ancak dolaym yoluyla byledir (184). roni de
budur elbet, birlik (185) tannmaya bamldr, bamszlk bamll
gerektirir.
Bu durumda, her bir enin tekinden, tekinin ihtiya duyduu eyi
istedii ve ihtiyacn elikili olduu noktada ikin bir istikrarszlk var:
Bu eliki, tekiliin olumsuzlanmas ve teki tarafndan tannma arasn
da ortaya kar. Mcadeleye, sonra da bir iktidar ilikisine yol aar. Karlk
l tanmann niin zorunlu olarak bu eitsizlii retmesi gerektii sorusu,
Hegele ynelik eletirilerin ortaya att ana sorudur. A m a bu eitsizliin
dolaym ve bamllkla bantsnn ne olduunu anlamak zere bu eleti
rel sorular imdilik askda brakmak gerekiyor. Ozkesinliin hakikati
tekinin kesinliine bamldr ve bu bamllk bir lm kalm m cadele
si yaratr (186-7). Bu zneleraras ilikiyi harekete geirenin lm olduu
nu, lm korkusuyla karlamak olduunu anmsamak gerekiyor. Ayn
anda ikisi birden tekinin lmesini ister ve hayat aabilmek iin kendi
hayatn ortaya koyar (187). Kendi iin var olma hakikatinin kesinliini
ortaya koymann tek aracdr bu: Hayata balanm olmadklarn gster
mek (187). lm kalm mcadelesi bu ykdeki dramatik uraklardan
biridir. Bunun olas sonular neler olabilir? Bu mcadeleden geerken
her iki bilin de lmle yzleir ve bylelikle ar zbilin olarak hayatn
zaruri olduunu, blnm birliin iki yakasn bu deneyimle renir
(189). Bu bakmdan her ikisi de bamszdr ve ozkesinliin hakikatine
ulama olanana sahip olduklar bir konumda dururlar. Gelgelelim, lm
le, yani hayat iermeyen bir birlik ve muhafaza etmeksizin iptal eden bir
olumsuzlamayla bitmedii srece mcadelenin sonucu eitsizliktir. Asln
da her ikisi de zgr kalabilir, ama bu yalnzca birer ey olarak kalmalar
ve bundan byle birbirleriyle bir iliki ierisinde olmamalar kouluyla
geerlidir (188). lm hibir ilginlii olmayan bir sonutur, yk lmle
birlikte sona erecektir. Eitsizlik, lmle yz yze kalan bilinlerden bi
rinin, hayatn daha nemli olduuna karar verdii noktada bagsterir.
D aha sonra bu bilin, blnm birliin hayat yakasna balanr.
Eitsiz sonu arzuyu canl tutm ak iin zorunludur. Teslim olan bilin
korkmu, lm korkusuyla yz yze kalmtr, tm varl korkuya teslim
olmutur (194). Bu aklamada, Hegelin hakikat arayn kavraynda
tutku ve bedenselliin igal ettii yeri ve lm ile arzu arasndaki yakn
balanty bir lde grmek mmkn. Sonuta ortaya kan, iki kart
bilin biimidir -biri bamsz, br baml iki bilin biimi. Birincisi,
bamsz olan efendidir, kincisi kle (189). Bu tabiyet ilikisinde,
H egele gre bilgi arzusunun iktidara nasl da kopmaz bir ekilde bal
olduunu gryoruz. Bilgi zorunlu bir ekilde, arzunun olumsuz yapsnn
bir sonucu olarak iktidan ierir. Bilgi, tekiliin olumsuzlanmasm gerek
tiren kendi kendiyle zdelikten ya da aynlktan oluur, am a tekiliin
m utlak olumsuzlan benliin olumsuzlanmasm retir; simetrik bir ay
nlk ilikisi de arzu ve harekete son verir, bylece bilgi arayna da son
vermi olur. O nedenle, arzunun hareketini muhafaza edebilmek iin,
bilinler arasndaki ilikiler sistemine eitsizlik ve iktidarn ilave edilmesi
gerekir. Hegelin yksnn mantnda, bilgiyi iktidardan bamsz ola
rak muhafaza etm ek mmkn olmayacaktr. Bu nokta, tm bilgi srele
rinde ierilen benlik-teki ilikilerini ve bunlarn ierisinde kaydedilmi
olduklan iktidar ve arzu yapsn gn na kanr. Foucaultnun iktidar
ve bilgi arasndaki balant zerinde srarla durmas bu konulara ilikin
ada tartmalar zerinde etkili olsa bile, bilginin motivasyonu asn
dan arzunun hayati nem tad dncesini ve iktidar ile bilgi arasnda
balant kuran kpr olarak arzu dncesini H egele borluyuz.
imdi ykye geri dnelim. Hayati dnm noktas henz ortaya kmad.
lm kalm mcadelesiyle meseleler halledilmi olmuyor, iktidar ilikisi
nin srdrlmesi gerekiyor. Ve bu ilikide paradokslar var; bilgi przsz
yol alan bir sre deil. Bu paradokslar ncelikle, dolayszlk ile dolaymn
ilikisi ve dolaym etrafnda toplanyor; bunlarn da, daha genel bir er
evede bilgi ve anlam anlaylan asmdan nemli sonular var. Dolaysz
lk/dolaym kartlnn zme kavuturulmas giriiminin Tinin Grn-
gbilimini boydan boya katettiine dikkat ekmeliyim. H egele gre Tin
dolaymlanmtr. Bu nokta, Hegelin zbilinten daha aa konumlarda
yer alan bilin durumlarnn duyulur dnyadan farkllamam olduunu
belirten grnde st kapal bir ekilde bulunmaktadr. Bu dolayszln
ersine, bilgi, dolaym zerine kuruludur: u halde, varlk, mutlak olarak
dolaymlanmtr (37).
Hegel yknn efendi yakasndan ie balar ve klenin konumunu
efendinin perspektifinden hareketle sunar. Efendinin bilinci baka bir
bilincin, eylerin bamszlyla snrlanm bir bilincin dolaymndan
geer. Maddi dnyann eyleri, doa, arzunun nesnesidir. Efendi kendisi
ni hem eylerle hem de br bilinle ilikiye sokar: Mcadeleyi kazanm
olan efendi her ikisi zerinde de iktidar kurmutur ve tekini kendisine
abi halde tutar (190). A m a bu iliki ayn zamanda bir bamllk ilikisi
dir, nk efendinin eylerle ilikisi klenin dolaymndan geer. Kleyle
ilikisi de eylerin dolaymndan gemektedir. Efendi eanl olarak dola
ym ve dolayszlktr, kleyle de eylerle de brnn dolaym sayesinde
dolayszca ilikilidir (190). Efendinin eylerle ilikisi klenin dolaymn-
dan getii iin, efendinin dolaysz ilikisi eylere ynelik saf bir olumsuz-
lama olan bir iliki haline gelir; eye sahip olurken eyi ortadan kaldrr
(190). Bu, muhafaza etmeksizin olumsuzlamaktr, ya da Marksistlerin
syleyecekleri gibi, retken olmayan tketimdir. O ysa kle asndan
mesele ok farkldr ve daha sonra greceimiz gibi, paradoksun anahtan
da bu noktada ortaya kmaktadr. Benliin kesinlii tannmay ve benlie
teki tarafndan ayna tutulmasn gerektirir. Gelgelelim, bu tanma tek
yanl ve eitsizdir (191). Efendinin karsnda grd ey bamsz bir
bilin deildir, bamszlna ancak eylikte (190) sahip olan, baml
ve dolaysyla efendiye arzu ettii tanmay sunmaya muktedir olmayan
bir bilintir. Efendinin aynas bir kle bilincidir; ksacas, ayna falan
deildir. Bundan tr efendi, kendisinin hakikati olarak kendi iin var
olduundan emin deildir (192). Bylece bir ironi kar ortaya: Bamsz
zbilin stats lmle yzlemeyi zorunlu klar, am a bundan doan ey
bir eitsizlik ilikisidir ve bu eitsizlik ilikisi, tam da benliin kesinliinin
koulu olan ayna tutma ilikisinin imknszlna neden olur. Bilginin
koullar elikilidir. Efendinin zaferi ayn zamanda yenilgisidir.
Hegel daha sonra br yakaya, klenin perspektifine dner: imdi
bizatihi klenin kendi iin ve kendinde olmasnn ne ifade ettiini ele
almak zorundayz (194). Henz bunun farknda olmasa bile st rtk
olarak bu bilin ar-kendi-iin-varlktr. lm karsnda varlnn
her bir teli titremitir (194); bu bilin ar evrensel hareketi, istikrarl
olan her eyin mutlak eriyip gidiini yaantlamtr (194). Bu nedenle,
kle, potansiyel olarak bamsz bir zbilintir. Efendi gibi kle de eylere
olumsuz yaklar, eylerden bamsz kalr; ama efendiden farkl olarak,
eyleri ortadan kaldrmaz. Bu bakmdan klenin eylerle ilikisi efendinin.
eylerle ilikisinden ok farkldr. Kle, yerine getirdii hizmetle zlme
yi dourur aslnda ve bylelikle kendisini en ince ayrntsna kadar doal
varolua balanm aktan kurtarr (194). Klenin yapt, eyler zerinde
almaktr, bu alma ayn zamanda eyleri muhafaza da eder. Kle, al
mas sayesinde hakikate ne olduunun bilincine varr ve hayata gml
olmaktan kar. Efendinin zaferi, onun eylerle urama ihtiyac duymas
n nlyorsa eer, ilikide bir tersine evrilmenin ortaya kmasna yol
aan da klenin eyler zerinde yrtt almadr. Efendilik hizmeti
lik haline gelir. Efendi asmdan daha kts, tannma asndan anlama
nn meakkatli yakasnn efendiye dmesidir. nk kle, efendiye bakt
zaman bamsz bir bilin grr; bu durumda ayna grmesi gereken ii
grmektedir: Buna bal olarak, bamsz bilincin hakikati klenin kle
bilincidir (193). Klenin grd bamszlk, zmnen kendisidir.
Kle hakikatte ne olduunu bilmeye balarken, efendi asndan yal
nzca nesnenin olumsuzlanmasndaki anlk arzu tatmini sz konusudur;
bu tatminde bir sreklilik ya da nesnellik yoktur. Kle, benlii nesnede
dsallatrmak yoluyla, bir sreklilik ve nesnellie kavuur. eyleri biim
lendirirken eylerin tekiliini alt eder -eyler, dsallam haliyle kle
nin kendisidir. Ve bu dsallk kle tarafndan hakikat olarak grlr
(196). iinin bilinci [nesnenin] bamsz varlnda kendi bamszln
grmeye balar (195). u halde, burada, iledii varsaylan bir ayna tutma
ilikisi, bilginin znesi ve nesnesi arasnda dolaysz bir tekabliyet ilikisi
vardr. Bu, zmevcudiyet arzusunun tatmini olarak kacaktr ortaya.
Bu ykde pek de ikna edici olmayan bir nokta, alma araclyla
salanan istikrar dncesidir. Tersine evrilmenin toparlanp gelimesin
den sonra, yani meselenin nce efendi yakasndan, sonra kle yakasndan
anlatlmasndan sonra bu dncenin ortaya kmas d krkl yaratr;
stelik Hegelin slubuna da ters der. alm a araclyla eriilen istik
rar nosyonunu kabul edebilir miyiz gerekten? teki ve arzuyla kurulan
ilikiden, tam da Tinin hareketinden ortaya ne kyor sonuta? zne ve
nesne arasndaki ayna tutma ilikisinde, hayati nem tayan bu nc
terim, yani teki, tuhaf bir ekilde ortadan kaybolmutur.
Foucaultnun iktidar aklamasnda olduu gibi, bunu, doas gerei
istikrarsz bir yapdaki bir istikrar ura olarak dnmek daha iyi olabilir.
Hegel yky bir olayn brn izledii bir anlat biiminde anlatsa da,
gerek anlamda kronolojik bir ardklk ngrlmemitir. Ve bilgi aray
sregiden bir sretir. Hegelci bir formlletirimle Foucault bunu ak
seik ortaya koyar: ktidar ilikisi, zgr, edimde bulunan -ya da Hegelin
deyiiyle- bamsz zneler arasnda lmne giriilen srekli bir mcade-
Icdir. ktidar sabitlendiinde ve artk bundan byle bir tersine evrilme
imkn kalmadnda, sz konusu olan ey, bir iktidar ilikisi deil, iddet
ilikisidir (Foucault, 1982: 220-4) Hegelin, herhangi bir arzu tatmininin
bir durgunlukla ve daha aa bilin biimlerine kaymayla sonuland
varsaymn aklda tutarak, hareket ve istikrarszln sregittiini varsay
mak makul olacaktr. Bilginin elde edilmesi konusunda ortaya kan belli
bir imknszlk, bir hareket retir -b u hareket zme balanma ve dal
mayla nitelense bile. Bilgi ve zkesinliin hakikati asndan benliin
bir tekiyle dolaymlanmas zaruridir. Hegelin bilgi yks ite bu bakm
dan kendi kendini sker: Kendi kendiyle zdelik ya da mevcudiyet, dola
yanlara baml ve bu nedenle de imknszdr.
Her ikisinin de iktidar ve bilgi arasnda dolaysz bir balant kurmasn
dan tr Hegel ve Foucault karlatrlabilir. Her ikisine gre de, hem
iktidar uygulayanlar hem de zerinde iktidar uygulananlar iktidarn kapa
nna skmtr. Ve iktidar bedenler araclyla i grr. Bu nokta Hegelde
klenin korkudan titreyen bedeninde ve daha mulak bir ekilde de,
alan bedende ortaya kar. M ulak, nk, dsallatrma yoluyla kle
kendisini bedensel biimlere bal olm aktan kurtarr ve bilgi edinir. G el
geldim , kle, tabi klnma uranda duyulur dnya ierisindedir. Bedeni
harekete geiren duygular sz konusu olduunda Hegel ile Foucaultnun
yollar ayrlr. Hegele gre, dehetin olumsuzluu ve korku duygusu bilgi
srelerinin oluturucusudur; korku ve arzu birbirine iten baldr.
Foucault, iktidar-bilgi kiplerinden biri olarak deheti dlamaz, am a sk
sk gzden karlan bir meseleyi, haz ve iktidar arasndaki balantlar
ve iktidarn olumlu biimlerini vurgular. Hegelde iktidar, alan zneyi
reten konumdadr; ama bu, znde olumsuz bir iktidar biimidir. Bunun
la birlikte, Hegelin aklamasnda, Foucaultdaki bir soruna dikkati eken
bireyler de var: Tersine evrilmenin sonulan. Efendi-kle yksnde
tersine evrilmenin, iktidar ilikilerinin yapsnn deitirilmesi asn
dan hibir ey yapmad aka grlr. Foucaultnun genel kaygs Hegel-
ci Ayn-Oteki ilikisini karkla uratmaktr; ama Foucault bu ilikiyi
reddederken, ayn zamanda, olumsuzlamann iktidann ve tersine evril
mede Aynnn geriye dn imkn tamasn azmsam olur.
Sartre ve Locan
4) Ayrca, FortlDalnm dilin douunu aklayan en iyi masal olduunu iddia ede
Barthesa (1985: 249) baknz. Lacan, ocuun sylemsel ortamdan hareketle /o n ve day
kullann vurgular; Barthes daha ziyade gsterge olarak taklit etme zerinde odaklar, bu
yorum anlamn cisimlemesini vurgulamasndan tr nemlidir. Dahas, Barthes, hem Fon!
D a!da hem de psikanalitik ilikide dinlemenin tad neme dikkat eker: Sesteki, kulakta
ki beden. Dinleme, "iktidar ve arzu sahnesi zerine kurulu tiyatrodur (Barthes, 1985: 260).
zerinde egemenlik kurmak olumsuzlamay gerektirir. u halde Lacana
gre, H egelin efendi-kle yks ve Freudun Fort!Da! yks, bu
kltrde ortaya kan, znelerarasla, arzu ve bilgiye ilikin yklerdir
ve bu yklerde lm betisi yer alr:
Feminist Sorular
5) lm arzusu olarak arzu zerine bkz. Bataille (1986: 11-25). Bataille Erotizm'de
Hegeli u snrlarna dek gtrr. Felsefe, zerinde durduu alma ve tabu zemininden
kayarak ihlale -lm ve erotizm e- getii takdirde felsefe olm aktan kar. Zeminin bu
ekilde kaymas dilin, felsefi dilin ihlaline varacaktr (Bataille, 1986: 273-6).
6) Hegel ve Antigone zerine bkz. Irigaray (1985b: 214-26).
Feministlerin yapbozumcu stratejileri, bilgide kendi kendiyle zdelik
hilesiyle sonulanan bu bastrmalarn nasl ilediinin gsterilmesinden
oluur. Buradan hareketle, Hegelin bilgi ve kendi kendiyle zdelik aray
na ilikin yksne sorulacak soru udur: Bu metinde kadns olan
nerededir? Arzunun yaps erkeksi midir ve kadns olan bastnlyorsa
eer, bu bastrma aslsz hakikat ve zdelik iddialarna nasl bir katkda
bulunmaktadr?
En yaygn feminist gr, efendi-kle yksnn erkeksi-kadns iliki
lerinin bir modePi olarak grlebileceini syler. Hegelin efendi-kle
yksne aka bir gnderme yaplmasa bile, bu iktidar ilikisinin yaps
cinsel ilikilerin yaps olarak alnr genelde. Tersine evrilmenin u ya
da bu deikesine dayal feminist politikada bu iliki varsaylr. Liberal
feminist deike kadnlar imdi erkeklerin bulunduu konuma yerleti
rir; radikal feminist deike patriyarkal iktidarn yerine kadnlarn iktida
rn geirir. Anlatlan, yapsal olarak ayn ykdr. Hegelden rendiimiz
eyse, tersine evirmenin yapda hibir deiiklik yaratmayacadr.
D aha incelikli ve karmak bir argman, Hegelin yksn yeniden
ileyen Benjaminde (1984) bulunabilir. Benjam in efendi-kle yksn
erkeksi-kadns yksne tekabl eden bir yk olarak almakta, am a
Hegeli, ada Bat kltrndeki erotik tahakkm fantezisinin analizini
yapmak iin ufuk ac bir balang noktas olarak kullanmaktadr. Hegel,
de Beauvoir, Bataille ve psikanalizin nesne ilikilerini biletiren Benjamin,
erkeksi ve kadnsnn blnmesine, birlik ierisinde iki kutbun olum as
na ve erotik tahakkm ilikileri yoluyla bu blnmenin zme kavutu
rulmas giriimine ilikin bir aklam a sunar. Benjam ine gre ideal
olan, blnmenin iki yakasnn her bir zne ierisinde bir gerilim ilikisi
halinde var olmasdr. Bu ideal durum eitsizlie yol amakszn arzuyu
oluturacak ve bamszlk ile tannma arasndaki elikinin zme ka
vuturulmasn salayacaktr. Benjaminin stratejisi basit bir tersine evir
me stratejisi olmasa da, kartlklara ynelik yaklam bir blnm birlik
zm nermekten ibarettir. Bu bakmdan Hegelci yap karkla itil
memi, yalnzca eitsizlik ile zne-nesne bu yapdan uzaklatrlmtr ve
tekinin kabul edilmesi anlayna yer verilmitir. Bu noktada erkeksi ve
kadns zelliklerini biletiren iki zne kalr elimizde; am a bu iki znenin
kartla dayal tanm, zerklie kar bamllk vb. dokunulmakszn
durmaktadr.
D e Beauvoir, efendi-kle ilikisinin erkeksi-kadns ilikisi olarak
okunmasnn en nemli rneidir. Sartren ortaya koyduu deikeye
eilen de Beauvoir unu savunur: Erkek, efendi konumundadr, aknlkta
bakan konumundadr; kadn, kle konumundadr, ikinlikte baklan
konumundadr. Sartren yksnde zne konumu uruna giriilen bir
mcadele vardr; oysa de Beauvoirya gre, cinsiyetler arasnda mcadele
yoktur, kadnlar aknlk idealinden vazgemiler ve kendi nesneletiril-
melerine su orta olmulardr, ikinci Cinse ynelik ana eletiri, bu
eserde aknlk-ikinlik kartlnn sorgulanmakszn kabul edildiine
dikkat eker (Lloyd, 1983: 8-9; 1984: 96-102). De Beauvoir insani bir
ama olarak aknl, dolaysyla kadnlann da urunda aba gstermeleri
gereken bir am a olarak aknl sorgulamaz. Sartren aknlk tanmn
daki erkeksilii (yani ikinliin, kadnsnn kart, olumsuzlanmas ola
rak tanmlandn) yakalayamaz. De Beauvoir, hiyerarikletirilmi bir
dizi ikilii kabul etmesi yznden, erkeksiyi, aknl gnderi noktas
olarak almaktadr. Bununla birlikte, de Beauvoirnm almasnda, gn
mz Fransz feminizminin n betisi olan baz elikiler vardr: De Beauvoir
kadnn bedeninin almas gerektiini dnse de, kadnn cinsel hazzn-
dan olumlu bir tarzda sz eder ve aknlkta bile erkekler ile kadnlar
arasnda bu adan daim a farkllklar olacan iddia eder (de Beauvoir,
1972: 740).
Efendi-kle yksnn cinsel boyutu sorusuna eilmenin bir yolu,
Hegelde bu yknn cinsel adan ntr bir yk olmadn dndre
cek ak seik bir ipucu olup olmadn sormaktr. Bu soruya verilen
basit bir feminist yant, kadnlarn zbilince ulamadklarn, dolaysyla
bu ykdeki mcadelenin erkekler arasnda cereyan ettiini dile getirir.
Am a, sz konusu olann iki eril bilin olduu konusunda daha gl
argmanlar getirmeyi salayacak bir zemin de vardr. Lloyd (1983: 3-5)
bunu, Tinin Grngbilimi'nde H egelin erkeksi-kadns ilikilerini tart
t blmlere gnderme yaparak savunmutu (446-63). Hegel, kadnlarn
ailedeki mevkilerinin ve erkekler asndan tikel olan evrensel saymalar
nn bir dourgusu olarak erkekler ve kadnlar arasnda bir atma olduu
nu savunur: Kadn, topluluun hayatnda ebediyen sren bir ironidir
(475). Erkeklerin yerletikleri alan, yani kamu alan, devlet, tahkim edil
mi zbilince uygun olan alandr (Lloyd, 1983: 5); oysa kadn, hayata
gml kalr. Lloyd bu mcadelenin ve efendi-kle mcadelesinin, Tinin
anlanmas yksnn iki deikesi olarak okunmas gerektiini ve bun
lar birbirleriyle bantl olarak okunduklar takdirde, efendi-kle ilikisi
nin toplumsal cinsiyet asndan ntr olmadnn, aslnda erkeksi bilince
dair bir yk olduunun belirgin hale geleceini savunur. Tahkim edilmi
bilinle ilintili olmayan bir alana havale edilmelerinden tr kadnlar
bu dramann dndadrlar (Lloyd, 1983: 5).
Gelgelelim, bu soruna, Tinin Grngbiliminin br blmlerine ba
vurmakszn, bu belirli metin zerinde durarak eilmek mmkn. Arzunun
znesi ve arzu yaps konusunda Lacanda ak seik hale gelen ey He-
gelde st kapal olarak bulunur: Arzunun znesinin ve arzu yapsnn
erkeksi zellikleri. Arzu olumsuzdur, eksiklik etrafnda yaplanmtr ve
tekiliin alt edilmesini gerektirir. Arzu farkl olana ynetse bile, bu da
aslnda aynlk gsteren bir farkllktr; arzu, benlie, kendi kendiyle aynya
geri dn iin duyulan arzudur. Farkllk, aynyla kartlk ilikisi ierisinde
tanmlanr: zdelik/kimlik, tekiliin ve farklln olumsuzlanmasn
gerektirir. Dolaysyla, tekiliin yeri, arzunun yneltildii, ama zkesinlik
uruna alt edilmesi gereken yer kadnslk gibi grnr. Efendi-kle m ca
delesinde her iki zbilin de bamszdr, bir erkeksi znenin sfatlarn
tar. u halde bu noktada, erkeksinin kart olarak tanmland bir
kadns vardr, bastrlm bir terim vardr. Lloyd (1983: 9) bu gr
daha genel bir erevede Hegel, Sartre ve de Beauvoir bants asndan
da savunur: Akmlk ya da zbilin, kadnsln almasdr, ikinliin,
hayata gml olmann almasdr. ykdeki hakikat ura -n esn e
zerinde alm a- bilhassa anlamldr. Arzunun nesnesi zerinde, madde
zerinde, doa zerinde allr; zneye ayna tutacak ekilde allr.
Burada ayna yanlsamasyla, bilgi znesi ve nesnesi arasnda dolaysz bir
tekabliyet ilikisi olduu yanlsamasyla karlanz. Bastnlan ey zne
nin ayna tarafndan dolaymlanmasdr, nesnedir, yani kadnsdr.
Hegelin yksnde klenin hem erkeksi hem de kadns uraklar
var. Efendi karsnda baml bir bilin grr. Kle baz alardan bamsz
olsa da, ayn zamanda hayata gmldr, stelik bamszl nesnenin
bamszlyla ilintilidir. Bu, kadns bir urak olarak anlalabilir. Her
iki zbilincin de, dsal tekilii olduu kadar benlikteki tekilii de alt
etmesi gerekir. Hem efendi hem de kle, kadns olan olumsuzlamaya
alr. Kle bu bakmdan erkeksi bir konumdadr. Dahas, kle konumu
aktif bir konumdur. Efendi asndan tersine evrilmenin etkileri konu
sunda da unu syleyebiliriz: Bu tersine evrilme kadns bir konuma yol
amaz, daha ziyade erillik fantezisinin -birleik bir bilen znenin mm
kn olduu fantezisinin- yksdr. Efendi-kle mcadelesindeki eitsiz
lik m eselesine ve bunun cinsel eitsizlik olarak okunmasnn ayartcl
na gelince: Bu, biraz nce szn ettiim uraklarn diil olm asm a kout
olarak cinsel eitsizlie dair bir ykdr. Bunu sylemek u anlam a gelir:
Karlkl tanmlayc bir iliki ierisinde erkekler arasnda cereyan eden
bir iktidar mcadelesi, erkeksi-kadns arasndaki asimetrik iktidar iliki
sine ve farklln, tekiliin olumsuzlanmasna baldr. Bizim kltr
mzde efendi-klenin olaan yeri erkekler arasndaki mcadeledir, Hegelin
yksdr. Kadnlar zne konumunda deildir. O nedenle, Fransz femi
nistler kadns bireylerin elden kayp gittiini ileri srmlerdir.
H egelde efendi-kle ilikisinin erkeksi-kadns ilikisinin tam bir
tasviri olmad aikr. Bu ykde cinsel bir mulaklk var. u halde,
feminist projede, bu ykdeki erkeksi ve kadnsya daha yakndan bakmay
gerektirecek hatal yerletirilmi bireyler olabilir. Hegelin yks ege
menlik kurma arzusunun erkeksi bir arzu olduunu dndrr, ama ayn
zam anda iktidar ilikilerinin cinselletirilmesinde gndeme gelen bir
karmakla da iaret eder. Bu zelliini yknn gl yanlarndan biri
olarak kabul edemez miyiz?
* Burada sex' [cinsiyet] ve text [metin] (aynca sect [mezhep]) szckleri birletirilerek,
kitap boyunca aklan agelen bedeni yazma, bedenle yazma fikri ve bedenin cinsiyet
kazandrlm nitelii vurgulanyor. Trkede bu sanyorum ancak cinsel-metinlerimiz
olarak ifade edilebilir, am a ben terimi olduu gibi brakmay yeledim, (.n.)
dile getirilmitir; kadnn arzusu ve "ierisinde yaayamad bedeni
iin bir yer bulmaya ynelik bir abadr (Cixous, 1986: 67-9).
Cixous kadnn olumsuzlanmas ve br iktidar ilikileri arasndaki
balantlar Tarihin hilesi araclyla, efendi-kle senaryosu araclyla
kurar. Ayn iktidar ileyileri kiiselin zneleraraslnda ve rklar,
snflar arasndaki ilikilerde de i bandadr. Cixous, efendi-kle diyalek
tiinin ironisi hakknda, yabanc bedenin yitip gitmemesi, gcnn
fethedilerek efendiye kazandrlmas gerekir der (Cixous, 1986: 70).
Toplum Hegelci sistemi, lmne mcadele mekanizmasn yeniden re
tir; fena halde yaln bir ilemdir bu (Cixous, 1986: 71). T m ekonomik-
politik iktidarn uygulannda ileyen ey budur: Kleler olmakszn efen
diler de yoktur; Voglar olmakszn Franszlar, Yahudiler olmakszn Nazi-
ler vb. yoktur. teki ayn tarafndan, egemen olan tarafndan tanmla
nr ve onunla hiyerarik bir ilikiye sokularak rgtlenir. C ixousnun
farkl bastrmalar arasndaki balantlara ilikin formlleri M arksist femi
nistlerin ortaya attklarndan ok farkldr. M arksist feministler arasnda
srdrlen tartma daim a bir indirgemecilik eilimi tad: Snf m top
lumsal cinsiyet mi nce gelir, hangisi belirleyicidir -m eseleleri buydu.
Cixous tm basklar cinsel tahakkme indirgememekte, daha ziyade
yapsal bir benzeikliin (homology) tarifini yapmaktadr: ktidar yapsnda
erkeksi-kadns biimine brnm, baat terimi imtiyazl klmak zere
terimlerden birinin tabi klnmasna ve olumsuzlanmasna dayanan bir
tekrarlama vardr. retim, iktidar ve anlamlandrma ilikilerinin erkeksi-
kadns yaps olarak dnlmesine bir itiraz yoktur C ixousnun; ama
libidinal ekonomiyi politik ekonomiyle balantlandrrken yanl sorul
mu kkenler sorusunu reddeder (Cixous, 1986: 81).
Cixous, tekinin, hakikaten tekiyse eer, ne olduunu sorar. Bu
teki tanmlanamaz, hakknda teoriler gelitirilemez; yerleik deildir;
elden kayp gidendir, baka bir yerdir. Cixousnun dedii gibi: Sylene
cek hibir ey yok (Cixous, 1986: 71). Bu, tanmlayc sorularn, bilhassa
u sorunun reddidir: Kadn nedir? KadnT bir nesne olarak, ayrntlar
na inerek aratrmak, onu eskisi gibi ayn klmak zere teki olarak
oluturmaktr. Sylenecek hibir ey yok cmlesi, temsile yerletirile-
meyeni antrr, sylemin iktidarlarn reddeder. Bu baka yer, diyalek
tiin tekrarndan kaan bir yerdir. Cixousya gre (1986: 72) bu yer yazma
dadr: Onun, kendisini yazd yer, onun dledii yer, onun yeni dnyalar
icat ettii yer.
Oysa Cixous kltrn yklerini ve mitlerini yeniden yazarken zde
leecek hibir kadn bulamaz, arzusunun ynelebilecei hibir yer yoktur;
egemenlik kurma uruna giriilmi mcadeleler her yerde, snflar arasn
da ve bireysel lekte tm iddetiyle srp gitmektedir. A m a bu sistem
kusursuz mudur? Hayr, sistemden kaan bireyler de vardr; Cixousnun
arzu anlay bu mcadelenin oktan baka bireylere aldn dn
drr. Cixous (1986: 78) arzusunu yle davurur: Sevebileceim bir
kadn olmak istiyorum. Cixous farkl trden bir arzu aramaktadr, teki
ve farklln riskini omuzlayabilecek, bir tekiliin varoluunca tehdit
edildii duygusundan ziyade her bir tekinin brn tanmasn sala
yacak bir arzu aramaktadr. lmle dankl dve girmemi, bilinme
yene uzanan bir arzu (Cixous, 1986: 78). Bir baka yer tahayyl etmenin
mmkn olduu iddias, m evcut dzenden kap syrlabilene, balant
kurmada sz konusu olan kuraln istisnalarna dayanr. Cixousnun Yar
ma H arek tlarn d a verdii balca m ek bisekselliktir; bir birlik fan
tezisi anlamnda deil, kendilerindeki tekiyi ve tekini kabul eden var
lklar olm alan ve arzunun etkilerinin oaltlmas anlamnda biseksellik
(Cixous, 1986:84-85). Bu konudaki belli bal rneklerinden biri Genetnin
yazlardr (Cixous, 1986: 84); cinsel mulaklklan kendi ilerinde barn
drdklar kadnlarn ortaya kmasna izin veren mitik simalara iaret
eder (Cixous, 1986: 78). Cixous (1 986:122), ne erkek ne de kadn olan,
binlerce kii olan Shakespearee gnderme yapar; Shakespearein tm
karakterlerini yaamtr Cixous. Yarma Harektlar, farkl bir arzuyu
cisimletiren karakterler olarak Antonyus ve Kleopatraya bir methiyeyle
biter: Bir D aha -Encore [Tekrar]- A sla Yeterli Deil (Cixous, 1986:
130). Antonyus ve Kleopatrann arzusu lm aan bir arzudur: H l
yaamaktadrlar (Cixous, 1986: 130). Biraz abartl belki am a farkl bir
ekilde okunan aina bir yk olm asndan tr harika.7
Cixous, Hegel ve Freudu birlikte eletirel bir tarzda yeniden okur;
bu, st kapal olarak, Lacanm Hegel ve Freudu okuma biimine ynelik
bir eletiridir. C ixousya gre Hegel de Freud da yklerini hepten uydur
malar zerine kurmu deillerdir ne yazk ki. Bizler hl Erkein Yasas
olan Aynbenin Imparatorluunda yaamaktayz (Cixous, 1986: 78-9).
Arzunun beylik mant, kendisine yeniden geri dnebilmek iin dar
ya kan zne, bizim gndelik sradanlmzda i bandadr (Cixous,
Bellek
Sre ve Felsefe
O ve ben bir say oluturm uyoruz. Siz ya da biz diye ifade ettiim
kolektivite benin oulu deildir. Ben, sen -bun lar genel bir kavramn
tikelleri deildir. N e temellk, ne saynn birlii, ne de kavramlarn birlii
beni Y abancyla (l Etranger), kendi kendinden honutluu (le chez soi)
taciz eden Yabancyla balantlandrr. A m a Yabanc ayn zamanda zgr
bir teki demektir. O nun zerinde iktidanm yoktur (Levinas, 1979: 39).
zihinsel hayatta, bunun tam tersi bir gr, bir kez olumu olan hibir eyin
ortadan yok olamayaca grn benimseme eilimindeyiz -h er ey bir
biimde muhafaza edilir ve elverili koullar altnda bir kez daha gn
na karlabilir (Freud, 1985a [1930]: 256).
5) Bergson ve Proust hakknda ayrca bkz. Deleuze (1988: 122): Belli bal farkll
Prousta gre gemiin yaantlanabilir olmasna karlk, Bergsona gre ar gemiin yaam
blgesinde yer almamasdr.
Freud bunun yalnzca bir ipucu olduunu sylyor. Am a bu pasajn epeyce
vaatkr olduu ak. Freud bilindmn soyut zaman anlamnda zamansz
olduunu iddia ediyor. Bergsonun iyi dediine Freudun -bilime duyduu
inantan tr- olumsuz deer atfetmesine ramen, bu noktada Bergsonla
bir karlatrma yaplabilir. Soyut zaman, dsallatrlm, uzamsallat
rlm zamandr. Freudun pisiik aygtn, bilhassa bellek izleri bakmndan
uzamsal erevede dnlemeyecei kanaatinde olduunu grmtk.
lgin olan nokta soyut zaman ile bilin arasndaki balantdr: Bergsona
gre, temsil, uzamdaki bir kesip karmadr ve bu ilemin sre anlamnda
zamanla hibir ilintisi yoktur. Freudun anmsamann, bilince karmann
bireyleri gemie yerletirmek olduu iddias, bir uzamsallatrma olarak
da okunabilir: Bireyleri soyut ya da homojen bir zaman olan bir izgiye
yerletirmek. Freudun, soyut zamann bilincin ileyilerinin alglanma
tarzyla ilikili olduunu belirten iddias da, Bergsonun bilgi teorileri
hakkndaki aklamasyla karlatrlabilir. Ve Freudun bu soyut zaman
dncesinin koruyucu bir mekanizma olduu iddias, Bergsoncu terimler
le, duygulanmsal olann nitellik yerine nicelletirimi olarak ifade edilebilir.
Ayrca, Benjamin (1973: 117), ok karsndaki savunmann bir olaya
zaman ierisinde kesin bir yer tayin ettiini ileri srer. Freud (1984
[1925a]: 434) koruyucu kalkann faslalarla ilediini, isel canlanmalar
ve heyecanlar kesintiye urattn syler. Bu ifade, Bergsonun duyumlar
ile motor tepkileri harekete geirici devrenin alg ve tasavvur tarafndan
kesintiye uratldn belirten dncesine ok benziyor. Bergsonun
tasavvurun kesilip ayrlmasn bir sreksizlik olarak grmesine ok benzer
ekilde, Freud da bundan sreksizlik olarak sz eder: Dahas, alg-bilin
sisteminin kesintili ileyi m etodunun zaman kavramnn kkeninde
yattndan kukulanyordum (Freud, 1984 [1925a]: 434). Freud burada
soyut zamandan sz etmektedir ve bu nokta, homojen zamann birbirin
den ayr zdeliklerin sreksizlii tarafndan karakterize edildiini belir
ten Bergsonun grne dikkat ekecek lde yakn grnmektedir.
Bu durumda, Freud zamann bilind sreleri deitiremeyeceini, bun
larn zamansz olduklarn sylediinde, bu ifadeyi belki de, Bergsoncu
anlamda sreklilii ima eden bir ifade olarak kabul etmemiz gerekiyor:
Heterojen psiik hallerin srekli yaylm. Bellek izleri kesinlikle bu ekil
de iler. Freud bilindmn zamansz olduunu sylerken, bunu birbirin
den ayr uraklarn ya da elerin tanmlanabildii bir zaman anlaynn
karsna yerletirmektedir. zlerin ertelenme sreci, imdide bir mevcudi
yete varmann sz konusu olmamas anlam nda zamanszdr. Derrida
ve Bergsona gre bu zamanszlk zamandr.
okkalk: stenli ve stend Bellek
[ M nin denetledii
byk bir dosyalama sistemim var
belli bir dosyay istediim de...
o dosyay benim iin bulmas konusunda M ye gveniyorum
u notu anmsa dediimde
onu benim iin anmsamak zorunda
ben anmsayamam
dosya tutmaya almam ]
[ ynetim ileri
gnlk randevu defterimin denetlenmesi
mektuplarmn denetlenmesi
randevularn denetlenmesi ]
pek ok kk i
baka kk grevler de var
sorumlu olduum
ayklayp snflandrarak ilgilendiim
eitli kaytlar ve bunun gibi eyler
am a bunlarn dnda
asl sekreterlik ileri
ierik, amirin yapt betimlemeyle ayn gibi grnyor, ama biim, sek
reterin yapt iin betimlenme tarz epey farkl. Sekreter kk szc
n tekrarlar, iiyle ilgili her ey kltcdr - kk grevler. Amirin
sekreterinin grevlerine ilikin betimlemesi kendi konumunu iirmekle
sonulanyorduysa, burada sekreterin yapt betimleme de -grnte
sekreterlik ilerinin kklnden sz eden betimleme d e - amirin ko
num unun havasn sndrmektedir. Gnlk randevu defterleri: Am ir
bir ayrm yapmt - orada darda, burada ieride ; sekreter onun
defterinden kk bir gnlk cep defteri diye sz ediyor ( bizler, onla
rn kk cep gsterenlerinin ana hanmlar olan bizler [Cbcous, 1986:
89]). Sekreterin anlatm na gre, sekreter dlen kaytlar, notlar dak
tilo eder, mektuplar deil, m ektuptan daha az deerli eyleri daktilo
eder; bunlar amirinin kaytlan, dosyalar deildir, yalnzca kaytlardr,
dosyalardr. Amirin, sekreterinin ynetsel ustalklarna ilikin betim
lemesi, sadece onun dzenini ayarlyoruma indirgenir ki, bazan yorucu
ve bezdiricidir bu. Sekreter, amirin ima ettiini aka ifade eder: D
nmem, sadece yaparm, ama ilave eder ve tekrarlar: Yaplmas isten
dii gibi yaparm". A slnda sekretere yapmas emredilir ; sekreter olup
biteni grr. Sekreter amirin bedeninin parasdr ya da amirin zihni
karsnda bedendir: Biri bedene ne yapmas gerektiini syler. Amir,
sekreteri olmakszn alamaz, sekreter onun sinir sistemidir.
Sekreter, kendisinden yaplmas istenen birok grevi [kendisinin]
altnda grr. M addi gszlk konumu teslim edilir, am a amirin otori
tesi sekreter tarafndan merulatrlmaz: Am irin sekreterden kltc
iler yapmasn isteyii, amiri sekreterin nezdinde kltr. Sekreter
onu anlam aktan asla sz etmiyor (bir anlam am a, onu irrasyonel bulma
duygusu var burada), basite ona boyun eiyor. Bu, aradaki ilikiye dair
ok farkl bir alglaytr. Szgelimi, sekreter, onun birileriyle yiyecei
le yemeini ayarlarken gsterdii ufak abadan sz eder. Bu nokta
ak ak dile getirilm eyecektir am a i yemekleri sekreter asndan
nemli bir i deildir. ay ve kahve eliinde yaplan grmelerle birlik
te i yemeklerini ayarlam ak da sekretere kendi kapasitesinin altnda
kalan grevler olarak grnmektedir, ama sekreter bu grevlerin amirin
ii asndan epey merkezi bir yer igal ettiini sylemekte ve bylece
ima yoluyla amirin kendi kendisinin iine atfettii deeri sorgulam akta
dr. Esasen sekreter en nemli konunun onu mutlu klmak olduunu
syler ki, bu da am al iinin soyut bir rasyonellik tad-fikriyle pek
badamamaktadr. Yapmamay yeleyecei grevlerin ne olduunu sor
duum da ay kahve servisini gndeme getiren sekreterdi: Bunun
asli bir formalite olduunun farkndaym; sekreter olmann bir ksm da
bu gibi eylerle baa kabilmektir. Sekreter rutin ay kahve servisine
dair, aslnda byk lde rasyonellemi aynntl bir betimleme sunuyor.
ay kahve servisi, amirin elencesinin ya da i ilikileri ritelinin bir
parasdr, kam uda yer alan evdir: Kamu ve ev arasnda dolaym kuran
bir riteldir.
Amir sekreter iin grevler tasarlar: nemlilik fantezisi, irrasyonel-
lik. Am irin iinin nemini abartm aya kalkmyor sekreter (alt st
oturmu ay ien erkekler). Erkeksilik m askesi ncelikle teki erkekler
iindir, sekreteri iin deil kesinlikle.
[Soru: Bir sekreteri iyi bir sekreter yapan nedir sizce?
rgtleme yeteneiniz
amirinizi ekip evirmek zorundasnz
firmadaki br insanlarla iyi geinmek zorundasnz
firmann dndakilerle de
ziyaretilere kendinizi ho bir tarzda sunm ak zorundasnz
onlar rahatlatm ak ve kendilerini evlerindelermi gibi hissettirmek
zorundasnz
bir para evilerine benziyor aslnda ]
[ ite
birilerinin etrafnda pervane olmak
birilerine bakmak
bazen dnyorum da
-v e bunu ktye kullanmayacanz um uyorum -
bazen brodan ayrlp
eve oluma gittiimi dnyorum
can skc bireyler yapyor
dnyorum acaba hangisi daha kt diye
bro mu ev mi
Evet, aynnn uurumu. Bev ve Elly ifti, bir kez kendilerini artk bir
zdelik ierisinde donduramaz hale gelince, aynnn uurumunu kefet
mi olurlar aslnda; bastrlm aynnn geri dn onlar iine alp yutar.
Katmerlenme paralanr, aynann iki misline karma ilemi fiyaskoyla
sonulanr. Bu srecin faili Claredir, bir hasta ve bir cinsel mbadele
nesnesi olan Clare. (Burada adlarn alfabetik sralanna dikkat edilsin:
B-C-(D )-E, ortalarnda lm [death-D] yer alr.) Clare, dolaym kurmak
tan ziyade zdelik ve aynl sarsar; aynlmann alametidir. Bu bakmdan
Clare fallik kadn olarak okunabilir -a d e t grmyor, ocuk douramyor,
rahim boynu var. A m a buna ramen, Clare kesinlikle felaketten sorum
lu tutulacak bir canavar ya da ktcl teki olarak temsil edilmemektedir.
Kadnlarn canavar olarak, szgelimi birer m utant olarak anllan,
ok ak bir ekilde bu iki hekimin yanstmalardr hep. iftin sorunu
zdelik taslama sorunudur.
Beverly, Clarein bilgisi dmda onu paylamalan konusundaki kukula
rn dile getirdiinde Elliottn verdii yant udur: Binbir yzl bir
aktris o, kim olduunu bilemezsin. Burada sorun oluturan onlann m as
kesi olduundan, bu ifade de bir yanstma gibi tnlar. Elliottn talimatlar
uyarnca Beverly C larei dzmek zere dan kar; Clarein ameliyat
aletleriyle yataa baland elenceli bir klelik fantezisinden sonra geri
dndnde, Elliott, her eyi anlat der. Beverly olan biteni anlatmay
reddeder, onu (Clarei) kendine saklam ak ister. Elliott srar eder: A m a
ben de yaayana kadar sen hibir ey yaam olmayacaksn -ayrlmann
ilk ura, Elliottm payna, zdelii srdrmeye ynelik bir giriim.
Tersine evrilmenin yaklamakta olduunun emareleri oktan belirmitir,
Elliottn efendi konumunu tutuunun zayflam olmas, Beverlyye ba
mll. Ve Beverlynin kurduu dolaymn, yapt alm ann srnce
meye girmesi, kadnlarn kurduklar dolaymn sarslmasna paralel gider.
Elliottn konumasna Beverlynin sarho gelmesi, efendi-kle ban
tsnn istikrarnn bozulmu olduunun ilk gerek belirtisidir. Tam Elliott
kardeinin ok almasndan tr orada bulunam am asndan duyduu
znty dile getirdii esnada Beverly yle deil, yle deil diyerek bir
anda krsye srar ve mikrofonu alr: Bunlarn tm sahtekrlk - o
Beverly, ben de Elliottm. Konumalar o yapyor, kle gibi alan benim.
Bu, hileli bir dei toku mudur? Elliott iin almay srdrmeyeceinin
bir belirtisi midir? Aslnda, ayrlma giderek daha da ktletike, Beverly
alma becerisini kaybeder.
Onlar Clare ayrr. Clare ikili oyunun farkna varnca, onlarn bu
mbadele oyununa bir son verir. Bylece, bir nesne olm aktan karak bir
blme ve farkllatrma znesi haline gelir. Clare Beverly ile tekrar cinsel
iliki kurduktan sonra Elliott ondan kendisiyle de yatmasn ister nk
aksi takdirde Clare, kardelerin kurduklan mizanseni sarsm olacaktr.
Clare bu teklifi reddettiinde, Elliott C laree, onun bak konumundan,
aynadan bakarak sorar: Biz bu kadar farkl myz? Evet, gerekten o
kadar farklsnz diye yantlar Clare. Ayna imgesinin dsallna ramen,
Clare farkllatrr. Clare ile yataktayken bir rya grr Beverly: Elliott
onlarn dzmelerini seyrediyordur, Beverly onun seyretmesini istemi
yorum der, Clare sizi ayracam der. ki karde birbirine gbekten
baldr. Clare ba dileriyle kopanr ve onlan aynr. Beverly dehet iinde
uyanr: Aynlm aktan korktuu iin mi byle olmutur? Bu rya bir tersine
evrilme barndrr. Clare onlarla bir restoranda karlatnda Elliotta
unu syler: Bebek karde seyretmedii srece erkekliini uyandramazsn.
Ryadan sonra Beverly, C larein eliinde, Elliott ile paylat daireden
kar. im di artk C larein sunduu ilalara taklmaktadr ve katlanlmaz
bir yalnzlk ekmektedir. Clarein evi terketmesini istemiyordur ve Clare
bir film ekiminde almak zere kp gittiinde mahvolur. Bu arada
bir konferansa gitmi olan Elliott, otel odasna att ikiz fahielerle vakit
geirerek bu ayrlmayla baetmeye alr. Fahielerden biri ona Bev diye,
br Elly diye hitap etm ektedir - bylelikle sizi birbirinizden ayrt
edebilirim. te bu, bir iftin aynasdr: Elliott kendi iinde ift olacaktr.
Katmerlenme zdelie istikrar kazandramaz; zdelik bir kadn tara
fndan bozulmutur ve imdi kadnlarn bedenleri ellerinden syrlp git
mektedir. Bu durum bilhassa kadnlar zerinde alan ve Ellyyi terk
etmi olan Bev asndan byledir. Bev bir uyuturucu bamls haline
gelmitir. Clare hl uzaklardayken Bev Elliotta geri dner: Senden
saklanyordum. Yanl kiiden saklanyordum Elliott onu kurtarmaya,
uyuturucuyu brakmasn salamaya alr -baarszlkla sonulanacak
bir abadr bu. Beverlynin kadnlarn bedenleri zerinde almas gittik
e daha tuhaf bir hale brnr. zdeliin bozulmasna tekilii temellk
etmede baarsz olma tekabl eder. Bu da, daha fazla iddet ieren cinsel
ilikilere, aletlerin hatal kullanlmasna ve sonuta ok korkun aletlerin
kullanlmasna yol aar. rnein, Bev bir kadna harici kullanm iin
yaplm bir alet sokar-bu, renciyken ilk tasarladklar, dl kazanmala
rn salayan alettir. Fakltedeyken onlara bu aletin kadavralar zerinde
kullanlabilecei, canl kadnlar zerinde denenmesinin iyi olmayaca
sylenmitir. Kadn bilmek kadn olumsuzlamak mdr? Bu alet bir baka
adan da, film boyunca grlen isel-dsal aynmyla oynanmas asn
dan da anlamldr. ki kardein zdelii dsallkta oluturulur, am a bu
zdelik fiyaskoya uradka dsal ve isel arasndaki snrlar da dikkati
ekecek lde bulanklar. Filmi rahatsz edici klan ite bu isel-dsal
senaryosunun bozulmasdr. Biraz nce zikrettiimiz sahnede kadn ac
iinde hayknr; Bev ona aslnda ac hissetmediini anlatr, kadn kabul
eder ve Bev kadmn muhtemelen kpeklerle cinsel iliki kurmu olduunu
syler. Bu aleti kullann Elliotta anlatrken yle der Beverly: Kabahat
alette deil bedende, kadnn ii karm akank . Kadnn bedeninin i
ksm ayna imgesinin dsallyla dolaym kurmamaktadr.
Beverly bir sanatya birtakm delice aletler sipari eder. Bunlan kullan
maya koyulduunda, uyuturucu kirizine girerek hastann stne yuvarla
nr; kadn leyazar, kanlar fikrr ve hekimler birlii iki kardei klinik
hekimlikten meneden Irigaraya (1985a: 25) kulak verelim: Anneyle
kurulmu ok eski bir ilikiyi -rahim ii ilikidir bu, ama ayn zamanda da
tarih ncesine ait bir ilikidir- yeniden canlandrabilm ek iin kann
yeniden akmasn salama arzusu/ihtiyac. Beverlynin klelii aynlmay-
la birlikte son bulmutur; imdi artk hammadde olarak kadn bedenlerin
den uzak dmtr. Ayna tutm ann baarszla uramas kadnlara
yanstlr: Jaluzinin ardndan (ki jaluzi baka bir boyutta isel-dsal bln
mesini yeniden retmektedir) dar bakan Bev, neredeyse jaluziye trma
narak Ellyye unu syler: "lgin bireyler oluyor, kadnlar dtan baktn
da normal grnyorlar, ama i ksmlar tahrip olmu, hepsi de birer
m utant. (Sonraki bir sahnede Bev C larei son kez grmek iin dan
ktnda, bir sanat galerisinin vitrininde aletleri grr. Serginin konu
bal, M utant Kadnlara Am eliyat A letleridir.) Sorun kardelerin
aynl deildir; kabahat rahimdedir.
Kardelerin zdelii dsallkta kurulmu olsa da, bedenin i ksm
sorunu, ilikilerinin rahim ii boyutu her zaman gndemdedir. ocukken,
balklarn birbirlerine temas etmeksizin iftletiklerini rendikleri za
man, bir kzdan onlarla banyoda sevimesini isterler. Kz yle der: Siktir
olup gidin, seksin ne olduunu bile bilmiyorsunuz. Ve bunun karlnda
kardelerden u nida ykselir: O nlar bizden o kadar farkl ki; nk biz
suda yaamyoruz. Kadn zaten bir tekidir ve dolaym olarak sorunludur.
Ellynin Bevi uyuturucudan kurtarma giriimlerinden birinde, aralarna
bir kadn alarak dans ederler. Beceremezler, Bev sendeleyip der. Elly,
Clarei ilk muayene ettiinde bedenlerin i ksm iin de gzellik yarma
lar tertiplenmesi gerektiini syler: A yna tutm aktan kap syrlan ey
bedenin ii mi yoksa? Rahim ii bant tem as ve sesi ierir, grmeyi
deil (kadnlarn cinsel organlar ve ayn zamanda grme kayb Freud
tarafndan tekinsizin rnekleri olarak sunulur). Kadnlarn bedenleri
bir kez onlardan uzaklatrldktan sonra, rahim ii fantezisiyle nasl baa
klabilir? Ve zdelikleriyle? Geriye yalnzca kendi bedenleri kalr. Erkek
lerin kendi bedenlerinden uzak kalmalar dolaymlar araclyla salanr
(Irigaray, 1985a: 24): Dolaymlar ortadan kalktnda, geriye bedenin
dolayszl kalr. Cronenbergin filmlerinin ounda olduu gibi Dead
Ringersta da, bedenin etrafndaki nesneler irenleir. Bu irenleme
filmin daha balarnda, Beverly ve Elliott sipari ettikleri pizzalar yiyip
zarif kadehlerle arap ierlerken bagsterir; sonuta yiyecekler etrafa
salan bir sprntye dnr, bedenin snrlarn taciz eder ve kamusal-
mahrem ayrmn bozar. Bev, cips paketleriyle, yans yenmi yiyeceklerle
dolu klinikte etrafa rasgele ate eder (bunun zerine resepsiyon memuru
istifa eder). eyler bedenin iine ve dna akar, salr, beden akar: sel-
dsal ayrm bulanklar. Bevin bedeni, ayna evresinin total ortopedik
bedeni deil, para blk bir bedendir. Clare onu aradnda Bev yerde
yatyordur; bedeni, ayakta duran, dik bir beden deildir. Bev Clarein
karsna km adan nce tra olmaya alr, am a her nedense ayna ie
yaramaz: Elliottn grnts tersine evrilmitir, nk o anda Elliott
da ayn sreten gemektedir. iftin tekinsizlii.
Bevin bedeninin dnmne Elliottn bedeninin dnm ayna
tutar. Bu, Elliottn Bevi ya da daha kesin bir deyile, uursuz zdeliklerini
kurtarmaya giritii anda balar: Tekrar uyum kurmak zorundayz -zam an
ierisinde, soyut zaman ierisinde bir zdelik. Bylelikle Elly, B evin
benim yattrclar alm am am istiyorsan uyarclar alrsn demesi
zerine uyuturucu kullanmaya balar. Ve gerileme yoluyla aralarnda
tekrar uyum kurarlar. Korku an, kanlmaz sonucun gerekletii andr.
Elly, sana ne olursa bana da o oluyor der. Elliott, Beve siyam ikizlerinin
yksn anlattrr ya da ikisi birlikte para para anlatrlar yky. Bu
yky biliyorlardr. Birbirlerine gslerinden yapk olan ikizlerin biri
ldnde br de lr: iftin tekinsiz dnm, lmn habercisi.
Korku bu noktada zntye, hzne dnr: Zavall Elly, zavall Bev
Elly artk efendi konumunda deildir; grlmemek iin kara gzlkler
takar, bak korku vericidir, tanma bak deildir. Elly uyum kurmann,
efendinin ve klenin lm olacak olan uyumun yolunu gzler. Hegelde
efendinin lm zmnen klenin de lmdr; Lacarin bu ykye kazan
drd kvrmda, kle efendinin lmn ngrr ve bu adan kendisi
nin de leceinden emindir. A m a Dead Ringerstaki lm Hegeli ve Lacan
en u noktaya gtrr.
Beverly Clare'e geri dner ve bu arada yolunun zerindeki galeriden
kendi aletlerini alar. Elliottn kendisini aramasn bekler, arayan olm a
ynca onu bulmak iin dar kar. Dar kmak zereyken, birini yukan
kaldnp ayrd aletleri gstererek bunlann ne ie yaradn soran Claree
yle yant vermitir Beverly: Siyam ikizlerini ayrmaya yarar Clare,
geri gelmeyeceksin, Elliott senin geri gelmeni nleyecek der. Ayr-
beraber, bylelikle nceden betimlenmi olur.
Bev Ellyyi, btn bir k srecinin cereyan ettii klinikte bulur ve
onun kendisi olduunu, Bev olduunu grr. Uyum kurmulardr. Bu bir
aynlk olsa da, ayna evresinin zdelii deildir. Tersine, bu aynlk ayna
ilevinin baarszla uramasnn sonucudur: iftin dsall zkesinlii
garantilememitir, dolaymlar sarslm, sarsc olmutur. Hegelin deyiiy
le, kardelerin imdiki durumu bilincin daha aa bir evresi olarak, hayata
gml birer bilin olarak betimlenecektir. Ve Elliott ile Beverlynin
izdikleri yrnge birok adan bir gerileme ve balang noktasna geri
dntr, balang noktasn yeniden temellk edebilmek ve orada le
bilmek iin yaplan bir geri dntr. A m a sanrm olay bu kadar basit
deil. Kadnn bedeninin tekiliinin temellk edilmesi fiyaskoyla sonu
lanmtr: Geriye kalan, onlann birbiriyle bantl bedenleridir. Ve bu,
isel-dsal, dolaym-dolayszlk kartlklann yerinden karan bir be-
denleraras bantdr. Bedenin dolayszl sz konusu olduu srece bi
lincin daha aa evresi betimi dorudur -tab i eer, Hegelci ereveyi
kabul ediyorsak. H ayata gml olmay okum ann baka bir yolu, Berg-
sonun deyiiyle, bedenler zerinde edimde bulunan bedenlerden, beden
lerin maddesinden sz etmekten geer. Bilin ve maddenin, isel ve dsaln
birbirlerinden nitel olarak farkl olduklarn belirten anlaya kar kma
sndan tr Bergsonun felsefesinde bu kartlklar geerli deildir: Dnya
birbirleri zerinde edimde bulunan, hareket halinde birbirlerini dnt
ren beden-imgelerden oluur. Bergsonun oulluk metodolojisini kabul
edecek olursak, Dead Ringers hakknda u sylenebilir: O lup biten eanl
olarak hem bir gerilemedir (duraanlktr) hem de dntrc bir ifrattr,
arya kaan bir eydir. Bu filmin arpc yn, bilinle pek az alakal
olan gvdesellik ve harekettir.
Klinikte, i amarlanyla birbirlerini kovalayan, birbirleriyle oynaan
birer erkek ocukturlar yine, pek yryemeyen ya da konuamayan beden
lerdirler. Birbirlerinin suratna pasta attklar bir partidedirler: Anne
bize hi dondurma almad Bev: yi ki dodun; Elly: Bugn doum
gnmz deil; Bev: Hayr doum gnmz. lm gnleri olduu
iin, bir anlamda doum gnleridir de: lm de kkenlere geri dn.
Ama bu sonuca, ellerinden synlp kaan kadnlarn bedenlerinden ziyade
kendi bedenleriyle ularlar.
Son sahnede Elly muayene masasndadr. Her zaman ameliyatlan yap
m olan Bev, imdi eski efendisini ameliyat edecektir. Elly iyi paralan
[uyuturucular] unutm a der. lk kesii atm adan nce Bev unu syler:
Siyam ikizlerini ayrmak zereyiz ; Elly: Niin alyorsun?; Bev: Ay
rlmak korkun bir ey de olabilir; Elly: Daim a beraber olacaz. Bev,
siyam ikizlerinin birbirlerine yapk olduu yeri, Ellynin gsn, kadn
neredeyse ldreyazan, Clarein de kaldrp inceledii aletle keser. Kadn-
lann bedenleri zerinde allan yerde ve kadnlarn bedenlerini dola-
ymlamaya yarayan aletle imdi kendi bedenleri zerinde ameliyat yapmak
tadrlar. Kan akar, beden delinmitir. Bev kt dten uyandnda, filmin
al sahnesinde hamile bir kadnn bedeninin ak, tehir edilir halde
grnd al sahnesinde- olduu gibi, Ellynin bedeninin ak olduu
nu, iine ayna tutulmu olduunu grr. Bu elbette bedenin kadnslat-
rlmas olarak okunabilir, hatta bedenlerinin dnm sreci de byle
okunabilir aslnda. Canavar tekinin yeri olarak kadnsyla m kar kar-
yayz yine? Son sahneler, Hegelci aynlma-birleme kartlnn, ikizlerin
ayn anda lmesiyle grkemli bir zme ulamas olarak da okunabilir.
Bev ve Elly imdi, ayrlmann ve muhtemel bir doumun failleridirler.
Bu nokta Bataillen (1986: 21) H egelin arzudaki lm anlayn son
snrna vardrm asn anmsatr: lm de birlik ve sreklilik, ayrlma
korkusunun zme kavuturulmas sz konusudur -D ead Ringersta ise
hem birlik hem de aynlma var.
O radan ayrlmaya ve Claree telefon etmeye alm olan Bev klinie
geri dner, ar dozda ila alp Ellyyi ameliyat ettii yerde, onun yanna
-film in banda ve sonunda gsterilen rahimdeki ikiz grntsne benzer
ekilde cenin gibi kvrlp yatar. lm de blnm bir birlik. A m a
bunun kkende yer alan bir son olup olmad konusunda bir mulaklk
olduunu dnyorum. Bev ve Ellynin arzusu nostaljikmi gibi grnm
yor, lm korkusu yok; ve tekinsiz olan, Freud iin olduunun tersine,
annenin bedeni deil. Filmde Freudun hi houna gitmeyecek bireyler
var: Egonun geliimini karakterize eden isel-dsal ayrmnn, Lacann
-ironik bir eni katsa bile- savunduu ayrmn bozulmas. Oysa, Berg-
soriun yaylm (permeation) anlay asndan bir ayknlk yoktur bu film
de. Tekinsiz olan bastrlm aynln geri dndr, iftlenmekten kay
naklanan deliliktir. Kendilerini bir saymalar, bedenin dnmesine,
isel-dsal snrnn inenmesine, bedenin iddet kullanlarak kesilme
sine ve hakikati lmde bulma deliliine yol amtr. zdelik arzusuyla
balayan, ama ayna evresinde zmnen bulunan lmn epey tesine uzanan
trden bir lmle sonulanan bir yolculuk. iftlenmede lm igds
iliyorsa eer (bir kimlik sabitleme arzusu varsa eer), Dead Ringerstaki
lm iftlenmenin istikrarszlna, iftin kimlii salama alm adaki baa
rszlna iaret eder. Bu, sre ierisinde yer alan bir lmdr.
Dead Ringers'a ilikin bu analizimde, film dilindeki dolaym sorununa
eilmedim. Bu projenin kapsamnn tesinde yer alsa bile, filmin ak
sreye ilikin sorulara davetiye karmaktadr aka. Bununla birlikte,
aadaki analiz zgl bir anlam landrma sistemindeki -fotoraftak i-
dolaym ve zaman sorulanna eilmektedir.
Sre ve Fotoraf
* Her ne kadar aada puntum ve studium terimleri aklanyorsa da, okura yardmc
olabilmek iin, Barthesn bu terimler hakknda sylediklerini aktarmay gerekli gryorum:
Studium. En azndan ilk anda 'alma anlamna deilse de, bir eye uygulama, insan iin
bir tat, genel, hevesli, ama tabi ki zel keskinlii olmayan bir kendini verme anlamna
gelir ... biimlere, yzlere, hareketlere, meknlara ve eylemlere kltrel olarak katil-
n m ... ikinci e studiumu krar -ya da deler. Bu kez onu arayp bulan ben deilimdir. Bu
e sahneden ykselir, bir ok gibi dan firlar ve bana saplanr... Studiumu bozacak olan bu
ikinci eye puntum demeliyim; nk puntum ayn zamanda snk, benek, kesik, kk
deliktir zarn bir atldr. Bir fotorafin punctum'u beni delen -am a ayn zamanda beni
bereleyen, bana ac veren- o kazadr , Camera L ucida. Fotoraf zerine Dnceler, ev:
Reha Akakaya, stanbul, Altkrkbe, 1992, s.34-35. (.n.)
K Bahesi Fotoraf, Barthesn annesinin ocukluuna ait bir fotoraf
tr. Barthes, lmnden sonra annesinin fotoraflarna bakarken, annesi
nin hakikatini bu grntde bulmutur. Bu kez fotoraf ona anmsay
denli kesin bir duygu, bir istend bellek deneyimi vermitir (Barthes,
1984: 70). Barthes annesinin lmnden tr zdrap ve ac duyar; ayn
zamanda kendi lmn zme kavuturmaya giriir. Kitabnn, matem
ve arzuya ilikin olduu kadar, ak ve lme de ilikin olduunu belirtir
(Barthes, 1984: 27). Peki Barthesn mateminde ierilen arzu ne tr bir
arzudur? Camera Lucida nostaljik bir metin olarak okunabilir ve metindeki
arzu, lm karsndaki bir kesinlik arzusu olarak yorumlanabilir. A m a
byle bir okumann fazla basit olacan dnyorum; bir kesinlik arzusu
duyulsa da, buradaki kesinlik temsilin kesinlii deildir. M etnin hareketi
byle bir arzuyu sker. Barthesm istend bellee duyduu ilgi bunu
gsterir: Bu arzu, onu fotorafa eken bilindnn rahatsz ediciliiyle
ilintili bir arzudur. A m a ben ayn zamanda, metnin zamansallnn da
bir skme ilemine katkda bulunduunu ileri sryorum.
Barthes yazd metinlerde her zaman mevcuttur hele ki bu metin
de. Bu durum belki yazarTn lm nden duyduu korkuya atfedilebilir
(mutlaka yazarTn lmnn yadsnmasna atfetmek gerekmez bun u);
kurum olarak yazann deil, yazan zne olarak yazarn lmnden duyduu
korkudur bu. Barthes, Le Plaisir du textete [Metnin Tad] (1975: 48-9),
Bataillen ldrmamak iin yazyorum ifadesini korkmamak iin yaz
yorum eklinde yeniden yazmtr. Camera Lucidada yazma konusunda
bir mulaklk ve fotorafn yaatt duygulanma -ak a, zdraba- ynelik
bir hareket var. Barthes, kendi lmnde bir aknlk olmayacan syler:
O nun tikellii ancak yazma araclyla evrenselleebilir (Barthes, 1984:
72). A m a her zaman kurmaca olan yazma kendi kendini dorulayamaz,
fotorafn yleydisini veremez (Barthes, 1984: 85). Yazmann karsnda
fotoraf, dolaymlanmam bir mevcudiyetin kesinlii gibi grnr; am a
Barthesn gstergebilgisinin bu kadar yaln olmadn savunacam .
Birincisi, yleydide gvence salayan hibir ey yoktur (ama heyecanlan
dran ve hzn veren bireyler vardr); bilincin koruyucu ileyilerinin
bir etkisi deildir bu. kincisi, Barthesn yazsnda sahicilik ve dolayszlk
dolaym-dolayszlk kartlnn tesine geer, anlam n bedensellii
vurgulanr. Barthes Camera Lucidann sonunda fotorafn hakikatinin
deliliinden yana kullanr tercihini, yani temsilden ve dilden kaan
tercih eder. Bu, Bergsonun sre anlayyla karlatrlabilir.
Fotoraftaki delilik bastrlmtr. Barthes (1984: 13), Benjaminin
metalamaya ilikin aklamalann yineleyerek fotorafn bir sahiplenme
ve mlkiyet meselesi haline geldiini, nesneletirdiini syler. Bir grn
tnn sabitleniinde lm vardr. Fotorafnn nnde dururken, oktan
nesnelemi birisi olarak mcadele etmediini, oysa fotorafnn fotora
fn lm haline gelmemesi iin m cadele ettiini syler. Kendi lmne
ilikin imalar kitabn tamamna dalmtr. Calvino (1987:300-1), Bart-
hesn lm nden sonra bilhassa sz konusu pasajn ve Barthesm foto-
raflanma deneyimine ilikin szlerinin kendisine ok etkileyici geldiini
syler. Calvino (1987: 305) bu kitab okuyuunu ve yazann lmn
birbirinden ayramaz. Burada belki korkudan ziyade bir tevekkl vardr;
am a Camera Lucida Barthesm kendi lmne duyduu ilgiye indirgene
mez. Yine fotoraflanma deneyimine ilikin bu blmde, kamerann sevdi
i ynnn onun sesi olduunu, aniden iitilen t sesi olduunu syler.
Grmenin saatleri olan, aatan yaplm ilk kameralarn canl sesini
iitir. Fotorafnn organnn gz deil, parmaklar olm as Barthes
korkutur (Barthes, 1984:15). t sesinden sz etmesi, Benjaminin kame
rann t olan ok deneyimine modernliin deneyimi anlamnda oka-
ilikin aklamasn anmsatr. A m a Benjaminin yaad okda mulak
bir ey vardr; bu terimi istend bellee gnderme yapm ak iin de
kullanr. Baz alardan, okun ift anlam, Barthesm fotoraflarn farkl
anlam tarzlarna ilikin aklamasnda da st rtk olarak bulunur. Ben
jam in gibi Barthes da, kltrel olarak verili olan neyin karkla itecei
ne ilgi duymaktadr. Nesnelem eden sz ederken bile baka bireylere
dokundurur: Gzden ziyade ses ve iitmenin istend bellei. Delilikte
nesnelemenin getirdii lmn, bir zneyi nesneye dntren korku
dolu bakn rtlmesi sz konusudur.
Barthes, Le Plaisirdu textete (1975:57), Arzu ve lrrie kar okuma/
yazmann jouissance'm [haz] savunmutu. Fotoraf sz konusu olduunda
bu anlam da haz bile yeterli deildir artk, ona fotorafn noemasn -
zn- vermeyecektir. Fotorafn evrenselini ve fotoraf br grnt
lerden ayran zellii bulmak iin kendisinin daha derinine inmesi
gerekecektir (Barthes, 1984:60). Bu daha derin olan ey arzudur, annesinin
ocukluk grntsnn harekete geirdii lmle ilintili arzu. Barthes
bu fotoraftan hareketle tm Fotorafl tretmeye karar verir (1984:
73). M etodolojik iddialarnda kukulan gideren olaanst bireyler var
dr: Sevdii fotoraflarla, onun iin var olan fotoraflarla, aslna baklrsa
yalnzca onun iin var olan bir fotorafla ie balayacak ve evrensele
doru, fotorafn z ne doru yol alacaktr. A m a Barthes, bu iddiay
ortaya atarken, -bilim adna yadsnsa bile- tm aratrmalarda st rtk
olarak bulunan bir eyi gn na karr: N esn e seiminde ie kanan
znel. Bu nokta yapsalcln bir eletirisi olarak grlebilir: eler hangi
konum dan hareketle seilir ve aralarndaki bantlar hangi konumdan
baklarak tarif edilir? Lvi-Strauss'un buna verdii (Bergsoncu) yant
bizim d dnyadakiyle ayn olan yaplandrma ilkelerinden paymza
deni aldmz sylerse de, bu yantta znelliin isellii ile dsal nes
nellik arasnda nitel bir ayrm yaplmaz ve o nedenle bant dizilerinin
tanmlanmasnda tesadfe yer yoktur (Lvi-Strauss, 1985: 101-5; 1976:
67-8; vonSturm er, 1987: 110-11; Rosso 1973: 27).
Barthesn kendisi iin var olan fotoraflarla ie balam a karar baka
bir metodolojik ilkeyle balantldr: indirgeyici bir sistem karsndaki
umarsz direni (Barthes, 1984: 8) ; alrken bavurduu sylemlerden,
sosyoloji, gstergebilgisi ve psikanalizden, bilhassa da bir nesneyi bunlardan
herhangi birine indirgeyen analizlerden duyduu honutsuzluk. Barthes
nesnelerin zgll ve znelliin zorunlu olarak ie karma biimleri
konusunda srarldr. O nedenle, oluturduu metodoloji bir tikellik m e
todolojisidir. Barthes, znelliin tikellii konusunda Lvi-Straussu g
rten ayrlmaktadr.
Bu son yazsnda Barthes -y in e- batan karmaktadr. Bu metni oku
m ak keyif veriyor. Bu metnin hazzn, metnin akl, erotik ve lm
arasndaki hareket retiyor. Barthes fotorafn zne varmay, nasl yaan-
tlandn anlamay baaryor: Fotorafn ve bu metnin verdii duygula
nm hzndr, kederdir.
C amera Lucida'da iki ana blm vardr; K Bahesi Fotoraf'na 2.
blmde geer Barthes. 1. blm grnte kendi bana (initself) Foto
raf nedir? sorusuna sistematik bir yaklamdr (Barthes, 1984: 3). A m a
bu metin izgisel bir biimde okunamaz -2 . blmn nda okunmas
gerekir. Balangta bu kitapta beni byleyen ve rahatsz eden ey, 1.
blmde nerilmi olan dpedz sapkn gstergebilgisi anlayyd. Barthes,
gstergebilimsel bir slupla gerek kavramn alaya alyla ve gereki
olduu iddiasyla kastl bir kkrtclk koyar ortaya. Gerekilik iddiasy
la balantsnda, kodsuz bir grnt olarak fotorafa ilikin eski denem e
leriyle bu yazs arasnda bir sreksizlik olmadn syler (Fotorafta
leti, Grntnn Retorii, nc A nlam [Barthes, 1977: 15-
68]). Gelgelelim, fotorafik dolaymn mahiyetini, fotorafn gndergesi-
nin zgllnn ne olduunu kavramsallatrma biimi asndan bu
erken dnem denemelerinden ayrlmaktadr: Fotorafn Gndergesi,
br temsil sistemlerinin gndergesiyle ayn deildir (Barthes, 1984:
76). Barthes, fotorafngndergesinin inatln, fotorafa yapma-
sn gzlemleyerek ie balar. Fotorafn kendi gndergesini daima yannda
tamasndan tr fotorafik gsteren grlemez (Barthes, 1984: 4-7).
Bilimsel yaklam gelitirme giriimlerinde, sevdii fotoraflara dner
daima: Ben kendi adma, gndergeyi, arzulanan nesneyi, sevilen bedeni
grdm yalnzca (Barthes, 1984: 7). Bilhassa izleyicinin fotorafndan
sz ederken, temel olann n kimyasal eylemi olduunu syler (Bart-
hes, 1984: 10). Bu nokta K Bahesi Fotorafina bakma deneyimiyle de
kesinlenir; bu fotoraf bunaltr (Barthes, 1984: 76). Fotorafn analojik
olduunu sylemek, onu baka herhangi bir temsilden ayrmaz: Fotoraf
gerekliin bir kopyas deil, gemiteki gereklikten yaylmadr (Barthes,
1984: 88). Fotorafn noemns budur.
Barthes (1984: 76) fotorafik gndergenin zorunlu olarak, mercein
nnde duran gerek ey olduunu savunur. Grntnn Retoriinde
de buna ok yakn bir ey sylemitir: Fotorafn gereklii orada bulun-
mu olmaktr, o zaman byleydidir. A m a o yazda gerek gerekdln
(unreality) burada-imdinin gerekdl olduunu iddia etmitir. Fo
toraf imdide deil, gemitedir (Barthes, 1977: 44).
Camera Lucida'da nemli bir deiiklik grlr: Bu vard gemiteki
bir sabitleni deildir, kayda deer bir biimde imdidedir. Bu dnmler-
de fotoraf grntsel bir gstergeden (iconic) ziyade belirtiseldir (indexical):
3) Barthes, Camera Lucidanm bir matem metni olduunu ileri srer. Cixous (1981: 5
m atem in "kaybedilen nesnede kendi benliinizden bireylerin de kaybedilebileceinin
[erkeksi] bir reddi olduunu savunmutu. Matem, kaybetmemek iin kayba teslim olmak
demektir. Bu, Freudun "M atem ve Melankolide (1984 [1917]: 253) matemin grd ii,
kayp karsnda egonun desteklenmesi olarak aklamasna ynelik ak bir gndermedir.
Cixous (1981: 54) kadnn kendisini kayba teslim etmeyip, yaamay srdrebilmek iin
kaybn meydan okumasn gsledii"ni ileri srer. Barthes (1984: 90) zdrabnn m ateme
dntrlemeyeceini syler. Annesini ve kz ocuunu kaybetmesiyle birlikte kendinden
(kadn olarak kendinden?) de bireyler kaybettiini itiraf eder. Fotorafn paradoksu: Bu
varla balym, am a bu varl kesinlikle kaybettim. N e ki lme ynelen bir vazgei
vardr: Bu ilk lmn sonunda kendi lmm kaytldr; ikisi arasnda bekleyiten gayr
bir ey yok sylenecek fazla bir ey de yok" (Barthes, 1984: 93). Bekleyi: Fasla,
tekiyle olan banty, tekiyle kurulmu syleme geirilem eyecek banty kaydeden
zamann damgas.
Barthes.) Fotoraf ayn zamanda namevcudiyete - mevcudiyet olarak
namevcudiyet e (Barthes, 1984: 10 6 )- tanklk eder. Dolaym inkr et
mez, daha ziyade fotoraf dolaym-dolayszlk kartlndan kopararak
okur Barthes. Szgelimi, unu syler: Fotoraf ekilmi eyi benim bak
ma bir tr gbek ba balar: Her ne kadar hissedilmez olsa da, k,
bedensel bir kanaldr burada, paylatm bir deridir (Barthes, 1984:
81). Gbek ba (A riadnenin ipi) imgesele iaret ediyorsa eer, bunun
farkl bir ekilde okunmas da mmkndr. Fotorafn cazibesi, dola
ymdan kurtulma arzusundan deil, dolaym biiminden kaynaklanr.
Fotorafn bedensel bir dolaym olmas nemli: Bedensel, paylatm
bir deri. Bedenler, aralarnda ak seik snrlar olmakszn birbirlerine
temas ederler. Sevilen beden deerli bir metalin, gmn dolaymyla
lmszletirilir buna, simyann tm metalleri gibi bu m etalin de
canl olduu fikrini ilave edebiliriz (Barthes, 1984: 81). Beden srede
mi yaar? Fotorafik dolaym olarak a ve nlara arlk verilmesi,
zaman analizini bir adm ileriye gtrmenin yolunu gsterir. Zaman ya
da sre dolaymdr denebilir belki; ama bu dolaym, bedende yaanan bir
dolaym olm asndan tr, dolayszlk ve dolaym arasndaki kartl
bozan bir dolaym biimidir. Zaman, dolayszlktaki bedensel bir dolayan
dr. Ve bunun*tersi de, cisimlemi anlamn zamansal olmasdr.
Fotoraf deli ya da uysal olabilir. Barthes (1984: 119) delilii, ba
emez gereklik olan, duygulanm ve konuulamazlk olan delilii tercih
eder: Fotorafik esrime". Bu, istend bellein, temsile yerletirilemeye-
cek olan bellein duygulanmdr. stend bellek isteriktir - titreme
(scak sv ve knntlar damama dokunur dokunmaz tm bedenimi
bir titreme sard [Proust, 1966: 58]). Barthesn arzusu H egel-Lacann
olumsuz arzusu olmayp, fotorafn sresiyle balanal bir arzudur. Derri-
dann Camera Lucida hakknda syledii gibi (Derrida ve Plissart, 1989:
91), fotorafta gndergenin erevelendii noktada, tam amen teki ola
nn belirtisi her eye ramen gndermenin sonsuza kadar gnderi
yapmasn salar. Fotoraf tekine ncelik hakk verir, tam am en teki
olanla kurulacak bir ilikinin sonsuz belirsizliinin nn aar. u halde,
ertelemeyi (deferral) reten ey, fotorafik gndergenin belli bir gerek-
likidir.
Benjaminin Fotorafn Ksa Tarihesi balkl denemesi Camera
Lucidadan elli yl nce yazlmt. Barthesn yazsnda Benjaminin bu
denemesinin yanklar bulunmakla kalmyor, bu denem e ayn zamanda
kltr teorisindeki m evcut ilgilere uygun zellikler de banndnyor. Benja-
minin ustalkla syledii (1982: 7) gibi:
Fotoraf ne denli usta olursa olsun, modeline ne denli uygun bir poz verdirirse
verdirsin, izleyici, gerekliin resim deki karakteri dalarken bavurduu
burada ve u an d ann m inik te sa d f kvlcm n aram aya, gelecein
kendisini uzak gem iteki ann dolayszlna -geriye baktmzda yeniden
kefedebileceimiz lde ikna edici bir b iim de- yerletirdii u grnmez
noktay bulm aya ynelik k ar kon m az bir drt hisseder. K am eraya
konuan doa, gze hitap edenden farkl bir doadr asln da...
Benjamin, esas farklln, fotorafik uzamn bilincin iledii bir uzam deil,
daha ziyade bilindmda hissedilen bir uzam olmasndan kaynaklandn
syleyerek devam eder. Ve burada nl optik bilind terimini, ilk kez
fotorafn fark etmemizi salad optik bilind kavramn ortaya atar
(Benjamin, 1982:7). Fotorafa bakma deneyiminde fotorafnn erevele-
meinden kaan bireyler vardr: Benjaminin dedii gibi, gzle pek az ilintili
bir deneyimdir bu. Fotoraf sz konusu olduunda grmenin dnda kalan
duyularn -szgelimi, dokunma duyusunun- nemine ilikin imalar kar
ortaya. Yukandaki almt duygulanmsalla ve gelecekle bantl zel bir
gemii dnme biimine, uzak gemiteki ann dolayszlna deinir.
Barthesn fotorafn zamansalln sahicilik ura olarak kavramas, Benja-
mindeki - uzak gemiteki an dolaysz klarak resmi dalayan- tesadf
kvlcmfyla karlatnlabilir. David Octavius Hillin Elisabeth Johnstone,
Nevvhavenl Gzel Balk Kadnna yapt bir gndermede Benjamin
(1982: 7), bu fotorafta o tarihte yaam olan, imdi bile gerek olmay
srdrerek kendisini sanata bsbtn teslim etmeyen susturulamayacak
kadnn adm kstaha talep eden bireyler olduunu syler.
Benjamin fotoraf karsnda bir mulaklk sergiler ve bu da Barthesn
fotoraf iki biimde kavrayyla benzerlikler tar. Barthesn (1984:
117-19) uysal dedii fotoraf, tketime sunulmu grntdr, hem sanat
olarak fotoraftr hem de genelletirilmi, baya klnm fotoraftr -
fotorafik imgenin Bat kltrndeki tiranldr bu. Barthesn benzer
liklerden holanmamas bununla balantldr. Sarsm ak dorulamaktr:
Deli fotoraf bizi tam da Zamann bilgisine geri dndrr, eylerin gidia
tn tersine evirir. Benjamin, bir metalama ve fetiizm kltrnn gelii
mine katlmas ve katkda bulunmas bakmndan fotorafa eletirel yakla
r. A m a, Benjamine gre, fotorafta ykc anlamda okla balantl bir
eletiri getirme potansiyeli de vardr.4 Benjaminin fotorafn eletirel
4) Burada Benjam inin yapt karmak irdelemeleri ve ada kltr teorisinde onu
dnceleri etrafnda dnen tartm alar, zorunlu olarak younlatrp ksaltyorum. Bu
sorunlara ilikin, film ve fotorafa yaplan zel gnderm elerle sunulan m kem mel bir
aklama iin bkz. H ansen (1987).
ura olarak grd ey, bilhassa optik bilinddr. Barthes iin olduu
gibi Benjam in iin de fotorafta sahicilik potansiyeli vardr (Benjamin,
1982: 25). Sahicilii nostaljik anlamda anlamazlar, bir metalama ve nicel
leme dnyasndaki kurtanc deneyim olarak anlarlar: Kurtanc dene
yim, dnyadaki eylerin aynl duygusunu sarsar (Benjamin, 1982: 21).
Fotoraf bu aynlk duygusuna ok byk bir katkda bulunuyor ve
istenli bellei tevik ediyor olsa bile (Benjamin, 1973: 147), yeni olann
aynln bozan istend bellein uyandrlmas imknn da banndrr
hep. Freudun bellek konusundaki aklamasnn Benjam ine bu kadar
cazip gelmesinin nedeni budur: Bilin ilkesi ve istenli bellek temelinde
ileyen mekanik yeniden retimin kendi kendini skmesinin yollar var
dr. Fotoraf bunun bir rneidir.
Benjaminin ok kavramnn Barthesn puntumuyla birok ortak yn
var: Her iki kavram da, kltrel olarak verili olan atlatan bilindnn
zamansallna gnderme yapar. Hem Benjamin hem de Barthes, Bergsonun
okkatllk metodolojisine benzeyen bir ekilde, fotorafn farkl ynleri
arasnda ayrm yapar. Ve her ikisi de fotorafn nitel (sahici, duygulanm-
sal) ynn savunur. Bergsonun okkatllk metodolojisini uygulamak
gerekirse, fotorafn iki yn yle karakterize edilebilir. Birincisi, istenli
bellek, temsil ve studiumdur; kincisi, istend bellek, dnm ve pun-
tumdur. Birincisi zamanddr, kincisi zamansal. A m a bu durum genelde
tm anlam tarzlan iin de geerlidir. Fotorafn zamansalln zglleti
ren nedir? Ksmen, kanal (medium) tarafndan zaman ve bellek sorulanmn
kkrtlmas. Ve gndergenin gerekliinin, zaman tarafndan zel bir
biimde dolaymlanmas: yle ki, bedenler zerinde edimde bulunan
bedenler (duygulanmn, esrimenin yola gelmez gereklikleri) asla kar-
laamayacaklardr; tekabliyet imknszdr aslnda. Gnderge son derece
yakndr, ama bu yaknlkta sonsuza dek ertelenmitir.
Mevcudiyet metafiziine gsterilen eletirel, yapbozumcu ilgi, dene
yim zemininde belli bir boluk yaratt. Bir mevcudiyet eletirisi asndan
hayati neme sahip bir anlamlandrmann yaratt dolayanlarn vurgu
lanmas, genellikle hatal konumlandrlm bir deneyim reddine yol at.
Bu reddedite anlam deneyimin karsna yle bir biimde dikilir ki, tem-
sil-gerek ayrm yeniden retilmi olur. Barthes, Irigaray, Bergson ve
Benjamine bakldnda ise, deneyimin mevcudiyetle eitlenmesinin ge
rekmedii sonucu kmaktadr. Dolayanlar bedende dolayszla sahip
kurucu birer etken olarak dndmz anda, deneyim (bellek izleri ve
bedenselin damgasn tayan bilind olarak anlalan deneyim), m ev
cudiyet eletirisinin merkezine oturur. Dolayanlarn kurucu karakterini
tanmakszn dolaymlar zerinde odaklanmak, yine, dolaymlanmam
bir mevcudiyetin mmkn olduunu varsaymaknr: Hegelci ikileme skp
kalmaktr. Anlam landrma dolayszlktaki bir dolaymlama sreci olarak
anlald takdirde, Barthesn gereki olduunu iddia etmesi, gsterge-
bilgisi asndan sapkn grnmeyecektir. Gerek asla bir mevcudiyet
olamaz; ama anlamn bedendeki maddilii gerektir. Bu gerek, Barthesa
gre, isteridir.
Zaman indeki Yerler
Yrme: Yazma
New York tketilem eyecek bir yerdi, sonsuz bir ksa mesafeler labirentiydi;
ne kadar uzaa yrrse yrsn, komularn ve caddeleri ne kadar iyi tanr
hale gelirse gelsin, daim a 'kaybolmutuk hissine kaplyordu. Yalnzca kentte
deil, kendi benliinin iinde de kaybolduunu hissediyordu. H areket
ze aitti, bir aya brnn nne atm ak ve kendini bedeninin srkleyiine
brakmak (Auster, 1985: 8-9).
1) Bir alg dntrmn cisimletiren flneuT ve yazar olarak flneur hakknda iyi b
sunum iin bkz. Buck-M orss (1 9 8 6). Buck-M orss, B en jam in in flneur konusundaki
yaklamnn nostaljik bir yn olmadn savunur. Ayrca, anlarn ambar olarak flneur
konusunda bkz. Foucault (1984: 40).
kaldrdm savunur (1979:30). A m a nispeten kapal metinler bile yeni
den yazlabilir: Flneur byk maazaya doru yrd, iyerlerine koutu
ran kalabalk, gezinti imknn engellemedi. Flneur'n kenti bro iisinin
kentinden farkldr. Tek bir New York, Sidney ya da Londra olmadn
syleyebiliriz. Kentler hareketlerin farkll ve kodlarn bileimlerinin
tikellii asndan ouldurlar. Bergsonu izleyerek syleyecek olursak,
farkl zamansallklara tekabl eden orada bulunma ve hareket etm e
tarzlar vardr. (Burada ayn zamanda farkl ulam biimleri, bedenlerin
farkl hareket etme tarzlan sorununa ve bunlarn sreyi olanakl klp
klmadklar sorununa dikkati ekmeye alyorum.) Saatin -am all
n- rutininin bir aynl ve eanll dayatt noktada, sreyi banndran
gezinti farkll kaydeder: Kenti yeniden yazar. En iyi yryleri esna
snda, hibir yerde olmadn hissedebiliyordu New York, etrafnda
oluturduu hibir yerdi ve New Yorku yine terketmeye hi niyeti olmad
nn farkna vard (Auster, 1985: 9). Bedenin hareketinde kaybolmak:
iinde olunabilecek bir yerin, ama hibir yerde olmayan bir yerin retilmesi.
Barthesn gezintisi krda yaplr. Kr yryleri ve yazlarnn b
tnlkl bir soykt karlr. A m a tam belli tesirlerden sz etmek
zereyken, Barthesn -gezinti tartmas balam nda- metinleraraslk
hakknda syledikleri uyarr beni. M etin zorunlu olarak, alntlar, gn
dermeler, yanklar, kltrel dillerle dokunmutur (Barthes, 1977: 160).
Gelgelelim, kr yrylerine gnderme yaparken iki noktaya iaret etmek
istiyorum. Birincisi, knn en az kent denli kodlanm olduu aka grlr;
tek bir istisnas vardr bu durumun. Sz konusu istisna, krn doaya
sokularak, kltrn kart sfatyla kodlanmam olan haline getirilmesi
dir. kincisi ve daha nemlisi, kent ve kr birbirinden ayr tutulamaz, bir
kartlk olarak sabitlenemez: Kent ve kr kodlarnn, metinlerinin i ie
dokunmas sz konusudur. Kent genellikle modernlik deneyiminin arketi-
pi olarak tanmlanyorsa eer, bu tanm krla bantl olarak yaplmakta
dr. Bu tip tanm lann kr gelenekselle, modern ncesiyle ayn dzleme
yerletirmesine karlk, kent-kr kartln imdiki zaman ierisinde
dnmemiz gerektiini sylemek istiyorum: Kr, m evcut haliyle kr
olarak modernlik balamnda tanmlanabilir ancak. Dolaysyla, krda
yrye kmak zorunlu olarak nostaljik bir ey deildir. Kr yry
ile kent yryn yan yana getirirken maksadm, kart elerin birbir
lerinin izlerini tama biimlerini gn na karmaktr.
Yry-yazma asndan, hem almada hem de k e y ifte amallk
ile babo gezmenin harmanlannn karmaklyla ilgilenmekteyim.
Am al boyuttan vazgemek gibi bir zorunluluk yoktur burada, sz konusu
olan, daha ziyade, bu amalln amal-olmayanla nasl karlkl balan
tya getiini anlamaktr, ihlal ura, bu kartln bir yakasnn redde
dilmesi deil, kartlkla belli bir ekilde oynanmasdr belki de.
Yryen-yazan beden, duygunun, anlarn harekete geirdii bedendir.
Gezinti tek kiilikse eer, bu, hayal rn bir yalnzlk -zerk zne hayali-
deil, kaybolmu, bo znenin yalnzldr. Bu zne anlar kafasnda
depolamaya ihtiya duymaz nk bizzat bedenin hareketi, istend
olan anlar uyandrr. Proustun yryleri anlardr. Bergsona gre,
hareket halindeki beden bellein bedenidir ve yaratcln kaynadr
(lan vital). Rousseau, Yalnz Gezen Adamn Hayalleri'nde, anmsama ve
yaratma, yani dirimsel tin arasnda bir ayrm yaparak ikiyzllkle
hayatnn bu noktasnda yalnzca birincisine gcnn yettiini syler.
Oysa kitabn yazm, yryler, aksini dndrr:
te bu, tam mutluluk hissi, basit varolu hissidir der Rousseau. Bu pasajn
arpc yn, barndrd sre anlay ve bilinli anmsamayla hibir
ilgisi olmayan bedensel anmsama anlaydr. Burada da yine bir yerde,
bir konak yerinde bulunmaya (ki bu sredir) ilikin bir aklama vardr.
Rousseau ve Prousta gre, yry demek olan bellek, esrimedir; Barthesa
gre gezinti, jouissance demek olan bir okumadr. Borges, Zamana likin
Yeni bir rtm ede (1970: 261-2) buna benzer bir esrime deneyimini
zikreder ve bunu hibir ann kendi gemiinden koparlamayaca savn
getiren bir uslamlama erevesinde yapar:
Pek kusurlu bir biimde olsa da, rastgele yry denilen eyi yapmay becer
dim; geni caddelerden ya da sokaklardan uzak durm ak dnda herhangi
bir bilinli nyarg tamakszn tesadfn en karanlk davetlerini kabul ettim.
A ina olmayan bir ainalk Borgese yol gsterir ve bir duvarn renginde
efkati yaantlar. Bu istend bellekte bir ebediyet duygusuna kaplr
Borges.
Gelgelelim, Proust ve Rousseau, yryn, babo gezmenin mantk
sz hazz -gne nn yansmalan, kokular (Proust, 1966: 245), ince
uzun imlerin ayrntlar (Rousseau, 1979: 106-7)- ile yazma arasnda
bir eliki grrler. A m a her ikisi de bunu yazar. Ve her ikisi de bir esrime
an olarak sandalda srklenme rneini verir (Proust, 1966: 254, 250;
Rousseau, 1979:88,85-7). Rousseau dalgalarn sesinin ve suyun hareketi
nin lgnlk ve tutku duygusu uyandrarak duyulann ele geirdiini
syler (1979:86-7). Dalgalar ve suyun hareketi, kltr teorisinde bedeni
yazmann ve tekrardaki farklln metaforlar olarak boy gsterir.2Hayal-
ierin arpc yn duygulanmdr, tutkudur: Rousseaunun, duyulan tara
fndan, arzular tarafndan harekete geirildii iddiasdr (Rousseau, 1979:
105, 115). Batya zg bilgi anlaylarnda akl ve tutkunun birbirlerini
karlkl olarak dladklar dnlse de, Rousseaunun tutkulu bilgisi
bu aynm bozar. Bir arada ele alndklannda, buradaki eitli yry
metinleri, homojenlie, soyutlamaya, tekillie ters ynde yol alan bir
dnyada bulunma ve yazma tarz nermektedirler: Babo gezinme,
bo znenin bedeni yazmas, sylemin dzeninin rahatsz edilmesi, temsi
lin duraanl.
Ym U I h i
Take t*o, *
w W the
roiisroA:
otsssld
3Kmp w * and tura yetan
kicksansmanyoraturif*.**
VALKLEYSCLQIrS wmmcLoes
IVIH>:T m .'SWW
Walking through the streets of 1840 at II
A U T O M O B IL IA
Tasting sweets of lira p a s a
DOBSONS SW EETS
TraveBmg by Seans train at
S H IB D E N 7 J L I,
Cruising aiong the canal with
CALDER VALLEYCRUISiNG
Exploring the !8th century
PIIC1 HILL
Resim 3: G em i G n ler
English Heritage
P T A if
C o r o y
c c K i n . K v
SSffie
^W K 2 !S S SP
Ntjrth Varit Mm** *.
!s
A U ST R A L IA
PARTICULARS AT SHIPPING AND TRAVEL AGENCIES
Kumun iinde rngalar, dalgalann stnde doum kontrol haplar, kum sal
daki atk metalleri toplayanlar, hayvan pislii gibi yaylm eski fotoraf filmleri,
tuvalette cankiler: Bondi yadsnamaz lde kentlidir. A m a deniz denizdir
ve Bondi rselenmi kabuu ierisinden zaman zaman bir inci gibi parlar. Bir
kent sahili olmas onun cazibesidir, onu vazgeilmez klan zelliktir (Steward,
1984:28).
Bondi A vustralyay simgeler. A ltn kum larla kapl uzun Bondi Kum sal
dnyann en nl kum sallarndan biridir. Binlerce insan yaz aylarnda oraya
akn eder, gnee ve denize tapm ann dem okrasisin de birleir. n k
Bondide snf ayrmlar yoktur. Prens Charles bile yzer orada (Drew vd.,
1984: A rka kapak yazs).
Doa bizi ayn hizaya sokar (bizler hesaplanabiliriz), deniz bir eitleyicidir.
John Pilger, B B C de yapt konumada (Radyo 4, Ekim 1989), demokrasi
mizin, kurucu babalara deil, Bondide elbiselerimizi syrp atmamza
dayandrlabileceini iddia etmiti. Bondide snf ayrmlar yok cm le
si, eitlikiliin temelini hepimiz aIyoruzdan hepimiz ayn elence
den pay alyoruz a kaydrr (ki bu da eitlikilie ilikin baat sylemle
epeyce elimektedir; ama bununla birlikte, aada greceimiz gibi,
elence Bondinin metalatrlmas asndan hayati bir nem tar).
Bondide zgrlk ve demokrasi keyifle balantl olmakla kalmaz, ayn
zamanda almann dl ya da almann tamamlaycs olmayan bir
elenceyle de balantldr. Deniz zgrdr.
im d i u anda, tam da zengin deilk en y ap m ak ta oldu u nu z eyleri
yapacaksnz diye zengin olmaya alm ann ne anlam var ki? stediiniz
ey Pasifik sahili tarafndan bedava retilm ekteyken ne diye D aha Fazla
retim ilkesine takp cannz skasnz ki? Bu ilke, A m erikan verimlilik
uzmanlann tmarhaneye dren bir felsefedir (Drew vd., 1984: 39).
Yunus Peygamber gibi biz de, hayatn denizlerinin sald frtnalarla alkalan
yoruz, grnte lme ve dnsz bir gmlmeye mahkmuz, am a daha
sonra feribotun kaplan kapanp aldka kr bir yeniden canlanmaya ulayo
ruz, yeniden a ve Tanrnn efkatine snyoruz. Mitin belleimizde yzp
durmas bundan m?
Kumu kazp iine girmek, stnde uzanmak, yzst yatmak, titreyen bedeni
kumun scaklyla stmak. Bir ocuun honutsuzluklann ylesine mucizevi
bir ekilde y attran okyanu s k um saln n gizem i nedir? kum salda
ocuklara ne yapm alan gerektiini sylemeye ihtiya yok. Zaten biliyorlar.
B O N D I
-4:'
gmme arzusu, suyun iinde olma arzusu, -duyumsayta, temasta, akta-
cisimlemi ve muhtemelen zerine konuulamaz olan anlam olarak anla
labilir. Grsel imgeler byle bir arzu uyandrsalar bile yeterli deildirler.
Belki tam da daha fazlasn talep ederek iliyorlardr: Grme duyusunun
dndaki duyularla bantl bir arzu. (Bu etkiyi yaratan, ulus mitlerin
den ve imgelerinden ziyade doa mitleri ve imgeleridir: Hareketsizliin
kart olarak hareketlilik [bkz. Morris, 1988b: 37].) Bu bakmdan, benlie
geri dn hamlesinde, doann teki olarak temellk edilmesinin tersine,
gndergenin ertelenmesi ve ncelik hakknn tekine verilmesi sz konu
sudur. Bu, beden ile deniz arasndaki, kumdaki (kumsaln kvrm),
insan kalabaln oluturan br bedenler arasndaki snrlarn bulank
lamasyla birlikte benlii kaybetmeye dnk bir arzudur: Bir bedensel
balanma arzusu. te, baka bir yer deildir belki de (kuzey burnunun
tesi; Bondiye gelen ve zerinde uan uaklar), bu yerin, imdi ve bu-
ramn baka bir yeridir. Bondinin grnteki ainal onu her naslsa
daha da zor kavranr hale getirir.
Calvinonun Ti con Zerosundaki [T Sfr] Kan, Denizden esinlene
rek, kkenlerle oynamay nermek istiyorum. Freudun lmde kkenlere,
bir duraanla geri dn gerekletirme arzusuna ilikin aklamasnn
ve anne bedeninin lmle ilintilendirilmesinin st kapal bir eletirisini
yapan Kan, Deniz, hayatn henz denizden kmad ve insan bedeni
nin ezeli dalga yla ykand ezeli bir yaantnn anmsanmasdr -b u
ezeli dalga, lmde aranan kkenlere dn, yani sahte bir geri dn
deildir (Calvino, 1976: 39). Calvinonun tm yazlan gibi bu da, farkl
anlam ve yazma tarzlar hakkndadr. Sahte bir kkenlere dn, bir
anlam arzusunu kaydeder, duraandr, hareketsizdir, aynnn tekrandr.
Anlama duyulan bu arzu, ezeli olana, zgr ve gerek yzmze ykle
nir (Calvino, 1976: 46). Anm sam a, otomobille yaplan bir yolculuk
esnasnda cereyan etmektedir. Deniz, bedenin iinde ve dndaki hare
kettir, oysa otomobilin ve yolculuun hareketi sahte hareketlerdir. O to
mobilin izdii izgi hareketsizdir, otomobil sanki duruyormucasna ha
reket eder, yalnzca aynnn tekrar vardr; yol iaretleri, karayolu eritleri;
ve otomobiller, sabit, hareketsiz nesneler gibi geip giderler (Calvino,
1976:. 44). Temsilin stten dayatlmas budur. Bizler denizde yaarken
renkler vard, d yzeyimiz farkl maddelerle balantlyd, temas halin
deydi; karanlk bir akntnn ekimiyle herhangi bir yn duygusu ta
makszn dalgalanyorduk (Calvino, 1976: 41). im di de yzyor olsak
bile, o zamanlar farkl bir tarzda yzyorduk: stencimin herhangi bir
mdahalesi olmakszn, bir dalga kucaklad, teye beriye srkledi beni;
narin, yumuak bir ak ve bir hafiflik. Duvarlar, sabit snrlar yoktu,
dars ve ierisi arasnda bir hareket akkanl vard (Calvino, 1976:
41). Dars imdi kupkuru, nitel bir ayrm olmakszn her ey her eyin
yerine geebilir; sahte bir geri dnte, kann ortaya koyma ahmakl-
nda -hz yapmakta, baka otomobillere yetim ekte- anlam aranm akta
dr. Deniz ya da kan olmayan bir anlamdr bu (Calvino, 1976:46). Bylece
kkenler anlamn cisimlemesi, yaknlk ve metonimi erevesinde yeni
den yazlr: Akkanln olduu yerde anlam sabitlemek imknszdr.
Bu yk, bilince deil, srklenen, kendini yazan bir bedene dairdir. Bu
durumda, m etalamann nicelletiriciliini ve Bondi temsillerinin yk
lenmesini reddeden bir kumsalda olm a tarz -bedenin srklenii, du
yularn nitel farkllklar, istend bellek- olanakl mdr? Ve bizim teki
olarak doayla bantmzda, ezeli olana ynelik arzudan gelen bireyler
var mdr: M utlak tekine ynelik bir arzu?
Bondi, kent ve doann bileimiyle br kumsallardan farkllar; ssz
bir kumsal deildir, kalabalktr. (Asl Bondi, yaz aylarnn Bondisidir:
Yerli sakinlerin itiraz edecekleri bir iddiadr bu.) Beden tek bana duran
bir beden deil, kent kalabalndaki beden eitliliinin arasnda devi
nen bir bedendir. (Gazete haberleri Bondinin kalabaln betimlemek
iin rakamlar verir hep; bylelikle, nicelletirme yoluyla heterojenlik
bastrlm ya da gz nne alnmam olur.) Bu, hz ve lgnca davranla
rn karakterize ettii bir kalabalk deildir; amallk eleri barndrsa
bile, bu eler babo gezmeye katmtr. Bunun bir istisnas kentte
her yl dzenlenen srf yarmalardr -kitlesel bir sarholukla sona eren
lgn bir amallk. br yandan, Eyll 1989un rzgr enliindeki kala
balk, srklenmenin keyfini karmaya davet eden bir kalabalkt. Faali
yetler, szgelimi Campbell Geit Resmi, kr, Kltr Merkezi ve kumsaln
damgasn tayan bir farkllama gsterirler elbet. (Rzgr enlii gnn
de snrlarn bolca almas sz konusuydu, m utat farkllama noktalan
ilemez hale gelmi gibiydi.) Kalabalk, farkl meknlardaki faaliyet kodla
r uyannca farkllayordu. Kumsalda sra sra bedenler uzanyordu; baz
gnler neredeyse adm atacak yer kalmyordu. Bu kadar az ortak noktas
olan bu kadar ok insan ancak kumsalda bir araya gelebilir (Stewart,
1984:48). Bir rntgencilik mahali olarak grlen ite bu Bondidir, bilhas
sa kumsaln gney ucu bakmak, bakmaya bakmak, baklmak iin gidilen
Bondi; ama ille tehditkr bir bak deildir bu.
Bondi ayn zamanda insanlarn yiyip itikleri yerdir, yle ki, bilhassa
bu zelliiyle buray nceden bilmeyen insanlara konuma konusu olur.
Cam pbell Geit Resmi bu faaliyetlerin odadr. Bunun, biraz sonra dei
neceim turizm endstrisini gelitirme planlar erevesinde anlaml
olduuna kuku yok. A m a olayn baka bir yz daha var. Yeme ve ime
ayn zamanda yerin, kumsaln duyusallnn ve fizikselliinin bir uzants
olarak anlalabilir. elerin, szgelimi gnein altnda uzanma, yzme,
yeme ve imenin birbirini izleme ya da bileim kurallar esnek gibi gr
nr. Oysa giysi sistemi erevesinde bile, soyunukluk hakknda edilen
tm laflara ramen, hatn saylr bir eitlilik vardr kumsalda; tamamen
giyinik gezen kii (belki ayakkab giymedii srece), fark edilmeksizin
geip gitmeyi riske atm olur. Bu bir ritel olsa bile, insanlarn kendi
keyiflerine gre davrandklar izlenimini edinmek mmkn. Sonuta,
fark edilebilir kodlar var, am a kodlarn bileiminde, bu yerin pratiklerinde
eitli tikellikler de var. Bu aylak gezintide neyin doa, neyin kltr oldu
unu kim syleyebilir?
Yemek yeme ve bir yerde bulunma arasndaki balantlar grmek
asndan vaatkr olduunu dndm baka bir Calvino yks var.
Calvinonun yazd son kitaplardan biri, her biri farkl bir duyu zerine
kaleme alnm bir dizi ksa ykden oluuyordu. Bunlardan biri, Jaguar-
Gne A ltnda balkl olan, tat alma duyusu hakkndadr: Bir ift, en
iyi acl yemei arayarak Meksikada yolculuk etmektedir; sevime ertele
nir. Grlmeye deer her eyin televizyonda grlebilecei bu gnlerde
yolculuk etmenin tek amac, baka bir kltr koklamaktr, yemektir;
aslna baklrsa, yemek, kltr bnyeye dahil etmektir: Dudaklarn
arasndan geirip yemek borusundan aaya gndermektir (Calvino,
1988:12). (Bu ykde, insan kurban etme ve yeme ritellerinin gerekle
tirildii mahallerde gezilir.) Turist sylemi ne ekilde ilerse ilesin, bu
yk, turizmde grmeyle ilintili olmayan, baka duyularla bantl olan
bir arzu olduunu dndrr. Bu arzunun dahil etmeye mi yoksa dahil
edilmeye mi ynelik olduu, ucu ak, yantlanmam bir sorudur. A m a
Bondide yeme ve denizde olmann bileimi, belki de, turist syleminden
kaan duyusal bir deneyime iaret etmektedir.
Bondiyi uygun bir turist mahalline evirme, keyfi, bo zaman metala-
trma giriimlerinin bir tarihi var. A m a ulusal kimlik simgesini bir metaya
dntrmeye ynelik bu giriim, hatr saylr bir muhalefetle karlat
ve bu muhalefet iinde yaam a konum unda olanlardan, o konumu
temsil etme iddiasnda olanlardan geldi. Bu tartmalar ballklar hak
kndadr, ulustan ziyade bir yere duyulan ballklar hakkndadr. Turizm
endstrisi ve hkmetler Bondiyi bir yer olarak pazarlamak isterlerken,
bu yer zerinde baka hak iddialan ortaya kt. Bir yeri pazara karmak
nitel aynm ve bellei silmek demektir. Bu tartmalarda kullanlan zel
kavramlar ne olursa olsun, sz konusu tartmalar bu tutumlar erevesin
de anlalabilir.
1920li yllardan beri, Bondiyi byk turistik cazibeye sahip bir mer
kez haline getirmeye ynelik planlar ve bu gibi gelimeler karsnda
verilen mcadeleler (bir mcadele tarihine eklenen mcadeleler) hep
var oldu. Bunlar arasndan, 1986-87 yllarnda cereyan eden, am a yk
nn sonu olarak grlemeyecek olan en son mcadelenin temel zellikle
rinden bazlarn, ayrntlara girmeksizin ele alacam. Bu rnekte yerli
ler adna konuan eitli kampanya gruplar kazand: Uluslararas turis
tik tesisler yaplmas ynndeki bir plan iptal edildi ve bunun gibi plan
lardan yana olan yerel ynetim 1987 seimlerim kaybetti. Bu tartmadaki
belli bal rakip sylemler yleydi: Denizar blgelerde de byle tann
dna gre, Bondi ulusal bir simgedir; dolaysyla, byle bir simge olarak
kalabilmesi iin, turizm asndan gelitirilmelidir ve bir ulusal simge
ticariletirilemez, o bize aittir: Milliyetilik ticari karn stndedir.
Yani, farkl Bondiler retebilmek iin ulusa bavurulur.
Bir evre planc ve yatrmcsnn sunduu Kltr Merkezini yeni
den canlandrm a nerisinde, Bondinin artk ulusal kimliimizin zayf
bir yansmas olduu ve onanlmaya ihtiya duyduu iddia ediliyordu.3
Planc ve yatrmc lan Hayson (Metlin Enternasyonal) bu onarm, ulus
lararas turistik tesislerin -butiklerin, restoranlarn, kahvelerin, mayo
maazalarnn- gelitirilmesi yoluyla gerekletirmeyi neriyordu. Strateji
gerei kapitalizm ve alma ahlakn keyifle balantlandran Hayson,
elencelerin tevik edilmesine ihtiya olduunu iddia ediyordu. nsanla
rn elendirilmesi gerekiyordu, yzmek yeterli deildi: Gne ve deniz,
cazip turistik tesislerle tam am lanacak . D oa yeterli deildir; turistler
doay bir ulusal kimlik olarak yaantlayamazlar, ama Kltr Merke-
zinin yeniden dom asyla birlikte kendi yurtlarna harika Bondiye
dair gl ve iyi anlar tayacaklardr. Bylece Hayson yeni kkenlerin,
Kltr Merkezinin yeniden douunun ve bunun bir uzants olarak
ulusal kimliin kayna olacakt. yle grnyor ki, doal bir ulusal kim
lik mahali, anmsanmaya deer bir ey olarak retilmek zorundayd. Para
doks burada da boy gsteriyor: Bellein kitlesel retimi (istenli bir bellek)
ve yaantnn kiiye zel bir ey olarak dnlmesi.
3) H ayson Plan yle anlatlyordu: Byme ... D eiim ... k ... Yenide
Dou! Bondinin Yeniden Hayata Dn , Haziran 1987. Haysondan yaplan alntlar, u
anda piyasada bulunmayan bu belgede yer almaktadr. O tarihte Haysonn ad, bu dngsel
yeniden doma srecindeki kiisel dablinin vurguland basnda sk sk geiyordu. Hayson,
irketinin yabanc sermayeye dayand eletirilerini savuturm ak iin Avustralyallna
-a n a babasnn yerliliine- dayanyordu.
Hayson, ulusal karakterimiz olan, aylaklk, keyif ve alveriin m
kemmel bir karmn yaratmay neriyordu. Gelgelelim, onun gnlnde
yatan Bondi (yine iin iinde olduu Darling Harbourdan farkl olarak),
uluslararas tketimin olmad bir yer olarak tasarlanmamt; Bondi-
lik uluslararas turizm koduyla biletirilecekti. Pazarlanacak olan ey bir
yer duygusuydu: Bondi enlikleri, Bondinin tarihi, Bondi'nin yerli
leri, bunlarn hepsi de elence paketine konulacakt. Yerli sakinlerin
turist baknn nesnesi olarak metalatrlmas dncesi, yalnzca bu
kalknmacya zg deildir; Bondide turizm endstrisini gelitirmeyi
hedefleyen tm planlarn merkezinde bu dnce yer almaktadr. Ve bu
dnce baz ilgin elikiler retmektedir: Genellikle alma etiinin
reddediliinin kaba bir ekilde sergilenmesi olarak grlen ey -h e d o
nizm, hibir ey yapmamak, kumsalda serilip yatm ak-, Bondiyi bir yer
olarak satm ak sz konusu olduunda cazip bir neri haline gelir.
Bu plana kar muhalefet, Bondiye ait olduklarn, yerel toplulukta
yaadklarn iddia edenlerden geldi. (Bu birlie ramen, yerliler arasn
da, kamu nnde hann saylr anlamazlklar dodu.) Muhalefet, bir ulusal
kimlik mahali olarak Bondinin zel ticari karlara ait olamayacan,
burann Avustralyaya ait olduunu savunuyordu. Yerel topluluk Bon-
didir, Bondi Avustralyadr, o bize aittir. Burada Bondinin bizinden
Avustralyann bizine bariz bir gei var. "Bondi M arkhamlara ya da
Haysoria deil, Sidney ve Avustralyaya aittir.4Ticaret ilkesine uyulacak
olduu takdirde, bir gn Bondi Kumsalnda paral gei gieleriyle kar
lamamamz iin bir neden yok (Eastem Herald, 30 Temmuz 1987). (Asl
na baklrsa, kumsala otomobille girenler iin bilet gieleri var zaten.)
Kimse doann sahibi deildir, kimse Bondinin sahibi deildir; bu arada,
Bondinin doal olarak ierdii ey, Kltr Merkezidir.
Haysonn bu muhalefete verdii yant yleydi: Bondi Sidneye aittir,
ama ayn zamanda dnyaya da aittir (uluslararas bir kalkndrma irketi).
Hayson, tartmadaki aidiyet tavnn sahiplenmeye alr: Turistik bir
tesis yerlilere hitap ediyorsa, byk olaslkla turistlere de cazip grnecek
tir. Yurtdndayken insanlar ilk i burann yerlileri nereye gider? sorusu
nu sorarlar (Eastem Herald, 25 Haziran 1987). Yani yer duygusu, orada
yaayanlar iin deil, oray grmeye, tketmeye gelenler iin oluturulacakn.
Turizm syleminin etkilerinden biri, insanlar belli bir yerden ayrp
koparmaktr; daha genel bir erevede baklrsa, bunun syleme, temsile
5) Woolf, Dalgalar'ds (1931) dalgalar ve atlar arasnda bir ilinti kurar. Ayrca bkz
Malouf (1983: 30-4).
Sonu
alg 9, 23, 29-31, 38, 89, 106, 118, 125, 132, Barthes, R. 20-21, 38-40, 51-52, 62, 132-133,
158,178, 183-185,194-198,213, 260. 135, 161, 195-206, 209, 211-215, 217,
antropoloji 52-54, 57, 80. 258,260-261,263.
aratrma 9, 13, 15-16, 25, 43, 50-57, 71, 80, bastrma 35, 77-78, 92, 117, 159, 256, 258.
1 2 3 ,1 3 6 ,1 8 2 ,1 8 4 ,1 9 8 , 224,227, 260. kadnsnn bastrlmas 33, 92.
arcsrem 126, 259. Bataille, G. 27, 117, 194, 197.
Auster, R 211-214. beden 11, 20, 29, 30-32, 59, 62, 66-70, 73,
ayna 27, 35,41-42, 44-46, 50, 61-62, 69,88- 75-76, 79, 88, 91, 93-94, 99, 101, 105,
89,94-95,97,101,104-106,109-115,119, 121, 128, 130, 132-133, 136-138, 140,
125,127-131,135-136,159-160,166,171, 142, 160, 166, 172, 187-188, 191-196,
174,184,186-192,194-195,234-235,252. 200-201, 204, 215, 217, 242, 247-248,
ayna evresi 88, 114, 130, 184-185, 187, 192, 254-255,258-259,263.
194. bedeni yazma 11, 13,92, 121, 125, 135-
ayrtrm 139, 140, 210. 136,161,216, 259.
bellek 10-12, 76, 93, 136-138, 144-147, 153,
bak 2 7 .5 3 ,5 9 ,6 9 -7 0 ,7 6 ,8 9 ,1 0 3 ,1 1 2 -1 1 5 , 156-157,200,206-207,215-217,259.
128, 130, 180, 189, 192, 198, 202, 204, bellek izi 138,146,154-156,158-160,209.
230,234, 248, 251-253,258. istend bellek 138, 156-157, 161-162,
Bam es, J. 13, 243-244. 195-198,200-201,205-207,215-217,
Barrett, M. 45. 234,248.
istenli bellek 161, 195, 200, 206, 216, de Lauretis 55, 67, 70, 74-75.
219, 2 3 1 ,2 3 4 ,2 5 1 . deerlendirme 80, 226, 241, 262-263.
Benjamin, J. 87, 117. deiim 10, 30, 37, 61, 66, 73, 89, 94, 187,
Benjamin, W 47-50, 68, 98, 138, 140, 147, 202, 257,259.
156-158, 161-162, 195, 197, 205, 206, Deleuze, G. 139, 147-148, 162.
212,216, 230, 260. deneyim 10,4 7 ,5 2 , 54-55, 7 9 ,1 4 7 ,1 5 4 ,1 7 3 ,
benlik teknikleri 68-69. 206, 2 0 9 ,2 2 1 ,2 2 3 ,2 2 9 , 231,255.
Benveniste, E. 89. deniz 11-13, 236, 241-243, 247-248, 250.
Bergson, H. 26, 28-32, 39, 50, 67, 72-73, 92- Derrida, J. 27-28, 32, 35-38, 49, 59, 78, 126-
94,128-129,133,137-162,165,185,187, 127,136-138,141,145-146,151,153-154,
193-198, 200, 206, 209-215, 219, 228, 159-160,162,205, 258-259,261.
230-231,257-258,260-261. dsal 27, 60, 67-68, 75, 93-95, 98, 110-111,
bilind 23,36-37,66-67,76-79,92,99,135, 114, 119, 128, 142, 150, 157-158, 162,
138,144-146,153,155-159,161-162,165, 184,190,198.
188,205, 209-210,258-259. dsal-isel 130.
birey 57-58, 66-67, 72, 76-77, 89, 203. diffrence 126-127, 138, 154, 259.
Birmingham Kltrel ncelemeler Merkezi direni 53-54, 76, 92, 198.
43, 51, 53, 58. disiplinlerarashk 20-21, 25.
biseksellik 86-87, 123, 160. diil 35, 70, 74, 80, 84-87, 91, 98, 120.
Borges, J. L. 19, 23, 40, 43-44, 49, 92, 135, diyalektik 26-28,104-105,113,122-123,140,
215. 150-151,166, 204,213.
Bourdieu, P 50. Doane, M. A. 84, 88.
Brontler 226. doa-kltr kartl 59, 235, 242.
Buck-Morss 98. dolaym 10, 33, 36, 54, 56-57, 79, 86, 96-99,
Butler, J. 102-104, 150. 103-104, 107, 109, 111, 113-114, 119,
127-128, 130, 136, 160, 165-166, 170-
Calvino, I. 197, 213, 247-249, 254. 174,177,182-184,187-194,196-197,199,
Cixous, H. 27, 31-32, 39, 76, 83-84, 87, 90, 200, 204, 207, 209, 221, 223-224, 237,
92,102-103,120-128,131-133,135,137, 244,255.
143, 152, 161, 166, 176, 186, 211, 255, Dora 90-92.
258. dnm 10, 12, 32, 40, 42, 50, 61-62, 66,
Clment, C. 87, 89, 121, 125. 7 7 -7 8 ,1 2 5 ,1 2 7 ,136-137,146,148,154,
Clifford, ]. 52, 56, 70. 159-160, 194-195, 207, 232, 254, 259-
Connell, R. W 57. 261.
Corrigan, E 31. duygulanm 12, 79, 141, 157, 199, 205.
Crapanzano, V 51, 53. duyular 11, 88, 93-94, 102, 144, 149, 159,
Creed, B. 187. 205,2 1 2 ,2 1 6 , 231,247-249.
Culler, J. 80-81. dnmsellik 24, 43-45, 52.
dzen 12, 29, 32, 33, 37, 62, 77, 82, 85, 116,
ift 7 2 ,8 5 ,1 2 5 ,1 3 2 , 166, 184,186-190,192, 138, 139, 155, 169, 240, 258,260.
194,219, 249. toplumsal dzen 32, 76, 95, 97, 99, 257.
izgisellik 49, 129, 143, 211.
okkatllk 12, 55, 74, 76, 82, 90, 92, 101, Eco, U. 75, 98.
103, 121, 126, 127, 129, 133, 137-140, criture fminine 121, 125.
151,153-154,159-162,165-166,183-185, edimsel 31, 78, 144-145, 147-148, 150, 157,
195,206,255,257-258,260-262. 257.
efendi-kle 26,6 9 ,7 3 , 74,102-103,107, H
de Beauvoir 74, 117, 118-119, 124, 204- IM , 116-120, 122, 124, 166, 170, 180,.
de Certeau 216-217, 227-228, 231-232, 253- 184,187-189, 244, 260.
254. efendilik 26, 102, 107, 110.
eril 33, 46, 66, 70, 74, 80, 83-87,95-98, 101, gstergebilgisi 10-11, 22, 30, 37, 40, 65-66,
118, 120, 170, 174,183. 77, 79, 136, 197-200, 209.
erkeksi 35, 55, 112, 117-120, 122, 124-125, gzetleme 69, 89.
132, 171, 174, 179-180, 182, 186, 260- Grosz, E. 67.
261. gcl 144-145, 147-148, 150, 157, 257.
erteleme 36, 52,126-127,129-132, 136, 145,
147, 154-155, 205, 231, 234, 257, 263. Hail, S. 53, 58.
esrem ve artsrem 126, 259. Haworth, 223, 227, 254, 255.
etnograf 52-54, 56. Hegel, G. W. F. 24, 26-27, 28, 31-32, 35-36,
eylem 29-31, 73, 93-94, 107, 153-154, 174, 69, 70, 72-74, 76, 95, 98, 102-114, 116-
226. 122, 124, 127, 130-132, 136, 138, 148-
eylemlilik 23-24, 31, 36, 57-58. 151, 160, 166, 170, 179-180, 184-185,
eylemlilik-yap 58, 60. 187,192-194,204-205,209,243-244,256,
258, 260, 262.
fallusmerkezci 33, 70, 87, 90, 132, 260-261. hiyerarikletirme 40, 74, 258.
fasla 50, 142, 146, 158, 162. cinsel hiyerarikletirme 34.
feminizm 12-13, 2 0 ,3 2 ,3 4 , 55, 118,257,260. Hollway, W. 75.
Fiske, J. 53.
/Idneur212-213. isel 66-68, 75, 93-94, 158, 190, 193, 252.
Fort! Da! 114, 173. isel-dsal 67, 131, 136, 184-185, 190-
Foucault, M. 30, 48-50, 53, 55-56, 58, 60- 191,193-194.
62, 65-76, 82, 89-90, 94, 102, 108, 111- iki kutuplu kartlk 11, 83, 85, 131, 160,
113,132-133,135,256, 258-261. 242,255, 259.
Freud, S. 35-36, 38, 65-67, 69, 75-92, 96, ikili kartlk 59.
103-105, 113-116, 122, 124, 138, 141, iktidar
145-146,148,150,152-162,165-166,170, iktidar ve arzu 24, 26, 101-102, 108,
180, 184-187, 191, 194, 203, 206, 210, 132,135, 153.
243,246-247,258,260-263. iktidar ve bilgi 26-27, 33-34, 75, 108,
Frisby, D. 15, 47-48, 50. 111,125,257.
Frow, J. 21-22, 30, 49. ilk len 79.
imgesel 88, 93, 98, 170, 204, 235, 254.
Gallop, J. 39, 80, 84-85, 87, 89. Irigaray, L. 26, 32-37, 39, 60, 67, 70, 80, 82-
Game, A. 57. 87, 94-99, 101-103, 120, 126-133, 136-
Gatens, M. 59. 137, 139, 141-143, 145, 149, 152, 160,
gemi 12, 49, 141, 144-147, 154, 150, 200, 161, 166, 171, 174, 179, 180, 183, 184,
202, 217, 219, 221-224, 228-232, 235, 185, 186, 187, 190, 191, 204, 209, 255,
244, 252, 254. 258.
gerek 10, 13, 19, 21-22, 24-25, 27, 31, 37, isteri 90, 92, 132-133, 156, 205, 209.
4 5 ,6 1 ,8 1 , 114, 199, 209, 2 2 2 ,2 4 1,254,
257,263. Jacobus, M. 32, 83-84, 86-88.
gerek-temsil 21, 25, 27-28, 30, 43, 51, Jameson, F. 21, 45.
209. jouissance 125, 133, 161, 198, 201, 215, 263.
gezinti/gezinme 211-216, 228, 232, 249, 252-
253,255. kadns 27, 33-35, 37, 66, 74, 83, 86-87, 91,
Giddens, A . 20, 22-25, 36, 39, 43, 45-46, 49, 97-98, 116-122, 124-125, 143, 160, 169,
52, 58. 174,179-180,186,203-204,211,260-261.
gnderi 36, 44, 114, 118, 126, 129, 186, 205, kamusal ve zel alan 167.
241,244. kapanma 20, 22, 39, 44, 104, 178, 263.
grme 69-70, 88, 112, 128, 159, 191, 195, kefaret 10, 62, 161, 230, 234.
247. kesiklilik 48, 141.
keyif 125, 198, 214, 222, 227, 229-230, 241- Moby Dick 243.
242,244, 246, 249-252. modernlik 45,48,98,161-162, 197,212-214,
Kirby, V. 15, 56. 217.
kken 11, 28, 37, 46, 47, 48, 61, 76, 77, 80- Morris, M. 53, 227, 232, 247.
8 2 ,8 6 ,1 0 4 ,1 1 5 ,1 2 2 ,1 4 5 ,1 5 9 ,1 8 5 -1 8 6 , mze 222-223, 227-229, 232, 235.
193-194,219,226,234-235,242-244,252.
kkensel 12, 76, 86-88, 93, 112, 145, 160, nedensel belirlenim 37, 49, 148.
224, 243, 254, 261. Nietzsche, E 50, 230.
Kristeva, J. 188. nitelik-nicelik 229.
Krupnick, M. 136. normalletirme 68, 70.
kurmaca 10, 13, 19-21, 38-39, 43, 76, 92, nostalji 12, 48, 185-186, 194, 196, 206, 210,
102-103, 121, 126, 197, 217, 227, 261- 214,217, 230-231,234, 252,254.
262.
"Kk H ans 170. Oakley, A. 55.
Oidipus 79, 80, 82-86, 89, 91, 244.
Lacan, J. 68, 77, 80, 83, 87-89, 93, 103, 112- olu 140, 143, 144, 146-147, 150, 259.
116, 119-120, 124, 128, 130, 132, 136, orijinal ve kopya 185, 254.
180,184-185, 187, 192,194, 205, 254. otobiyografi 53.
Laplanche, J. B. 78-79, 88, 156. otorite klma 44, 46, 52, 54.
Lawson, H. 38, 44-45. lm 16,71,107-110,113-116,130-131,152-
Lvi-Strauss, C. 36, 59, 81-82, 95, 97, 198. 153, 180, 184-188, 192-194, 196-198,
Levinas, E. 150-152, 162. 201-203,243.
Lloyd, G. 15, 118-119. yk 76, 81-82, 84, 90-91, 103, 108, 114,
Luke, A . 52. 117-119, 121, 124, 166, 179, 217, 232,
243, 248-249, 253.
Marcus, S . 91-92. yk anlatcl 216, 217, 232.
Marksizm 43, 45-46, 98. yk anlatma 103, 216, 227, 228, 262.
Marx, K. 28, 43, 75,95-98, 114. zeletiri 46, 51, 56, 256.
maske 84, 95-96, 177, 189. zmevcudiyet 33, 35-36, 78, 97, 101, 110,
McHoul, A . 52. 246.
mekanik yeniden retim 206, 231. zne
m ekan ik yeniden retim tek nikleri psikanalitik zne aklamalar 30, 60,
161-162. 67, 87.
Merleau-Ponty, M. 162. sosyolojik bilginin znesi 24.
meta 95,97-98, 161, 174, 213. sosyolojik zne anlaylar 29, 93.
metin 9-11, 13, 20-23, 25-26, 37, 38, 39, 45,
51, 54, 90, 92, 103, 119, 214, 126-127, Patton, P 15, 73.
166, 196, 199,211,213. politik 46-47, 53-54, 95, 122, 231, 256, 263.
metinsel retim 22-25, 51. politika 47, 6 1 ,6 2 , 240, 256-257.
metinleraraslk 38, 77, 214. feminist politika 117.
metonimi 129, 131, 136, 200, 211-212, 248. Pontalis, J. 78, 88, 156.
mevcudiyet 12, 32, 36, 49, 52, 84, 97, 111, Pringle, R. 16, 57.
114-115, 120, 128, 137, 140, 143-146, Proust, M. 11, 138, 147, 156-157, 200, 201,
149, 154-155, 160, 200, 204, 209, 234, 205,215-216.
246,260.
m evcudiyet-n am evcudiyet kartl rasyonellik 58, 71, 104, 169, 177, 182.
78, 126, 130. Rorty, R. 41.
mevcut 1 2 ,3 2 ,3 5 ,4 3 ,7 8 ,1 0 5 ,1 1 5 ,1 2 3 ,1 2 9 , Rose, J. 78, 83, 87.
137,145-146, 154, 205, 214, 223, 252. Rosso, I. 198.
Mitchell, J. 16, 78, 83, 87. Rousseau, J. J. 215-216.
Runciman, W G. 22, 44- Ktalletirme 36, 43, 46, 48, 72, 91, 149, 151.
turizm 221, 231, 248-249, 250-252.
sahicilik 197, 206, 221, 223-224, 252.
Sartre, J. P 69, 74, 112-113, 115, 118-119, ulus 16, 247, 254.
124,128, 204.
Saussure, F. de 37, 77, 126, 136, 259. stbelirlenim 153-154.
Sheridan, S. 32.
Silverman, K. 79. von Sturmer, J. 15, 53, 198.
simgesel dzen 83, 87, 95-97, 113, 117, 254,
258, 260. Weber, M. 43, 60, 69, 71.
Simmel, G. 47, 98. Weber, S. 21, 25, 36, 42, 45-46, 91, 126.
sistem 37-38, 68, 75, 77, 94, 123, 127, 138, White, H. 52, 70, 240.
156,169, 198. Wise, S. 55.
sonsuzluk 49, 138, 149, 151-152, 212, 263. Wolin, R. 49.
sosyolojik temsil 19, 41.
Spivak, G. C. 24, 84, 98. yanstma 41, 98, 114, 130, 169, 189.
Stanley, L. 55.
sreksizlik 158-159, 162, 199. yapsalclk 22, 198, 201.
sla hasreti 185-186. yazma/yaz/yazm 9-11, 13, 20-22, 32, 37-
39, 51-52, 54, 56-57, 76-77, 90-91, 103,
ok 49, 158, 162, 165, 197, 201, 206. 112, 120-121, 125-126, 132, 136, 167,
169, 197, 201, 210, 216-217, 247, 259,
Taussig, M. 52. 261,262.
Tekinsiz" 152, 185-186, 191-192, 194, 203, yerinden etme 125, 132, 166.
236, 243. yerinden etme stratejileri 122.
tikellik 66, 73-74, 7 7 ,8 9 ,1 1 6 , 152, 197-198, yolculuk 13,16,216, 2 1 9 ,1 6 8 ,178,186,194,
203-204,212,214, 249,261. 216-217, 219, 223, 226, 228-229, 231-
toplumsal cinsiyet 32, 47, 57, 59, 119, 122. 232,234-235,247,249.
TOPLUMSALIN SKM
Arn Game
Trkesi: Mehmet Kk
I SBN 975-75D1-26-3
sosyoloji
felsefe -feminist teori 9 757501 263007