You are on page 1of 227

ANTHONY STEVENS

KLTR KiTAPLJGI: 136

D
Anthony Stevens

BilhassaJung konusunda kaleme ald yaz ve yaptlarla dnya apnda tan


nan psikiyatr. Oxford niversitcsi'nde tp eitimi grn ve qitli lkelerde
konuk retim giircvlisi olarak ders vcrnitir.

Stevens, Anthony
Jung
ISBN 978-<J75-298-504-9 /Trkesi: Nursu rge
Ocak 2014, Ankara, 219 sayfa

Kltr Kitdpl: 116; Psikoloji: 13


JUNG

Anthony Stevens
ISBN 978-975-2 98-504-9

Jung
At/oy .Strtrs

O This translation of"Jung" originally puhlishcd in English in 1994 is


publishcd hy arrangcncnt with Oxt(rd University Prcss.

O ngili:ce ii:gi'n has ks 1994 ylnda kan bu eviri Oxford University


Prcss ile yaplan anlana uyarnc yaynlannakraJr.

Birinci bask, Ock 2014, Ankara

Tiirke.i, Nursu rge


Tekik lurlk, Mehmet Dirican

Erdal Akaln - l\st Kitabevi


.Srrtifikt N: 12 386
Paris Cd. No: 76/7, Kavakldere 06680 Ankara
Td: (0.312) 435 93 70 Faks: (0.312) 43 5 7 90 2
www.dostyayinevi.c<n bilgi(r dostyayincvi.con

Bu.k, Pelin Ofset Ltd. ti.


.Serifikt N: 16157
vedik Organi:e Sanayi Biilgesi, Matbaaclar Sitesi
588. S kak no: 28-30 Yeni mahalle /Ankara
Td: (0.312) 395 2580-81 Faks: (0.312) 395 2584
NDEKLER

nsii: 9

Tqckkr 11

1. Blm - Yaam ve Psikolojisi 13

il. Blm - Arketipler ve Kolektif Bilind 70

ili. Blm - Yaamn Evreleri 87

iV. Biilm - Psikolojik Tipler 118

V. Blm - Dler 139

VJ. Blm - Terapi 162


Vll. Riilm - Jung'un Bir Anti-Semitist 187
Olduu ddias

VIII. Biilm - Sonu 203

Ek Okuma 213
Cluck ve Sue Sclwartz'a
N SZ

J ung ve psikolojisine (Freud'un ar bilim snfna giren


/sikanalizinden ve deneysel psikoloji den ayr tutmak amacy
la kullanlr) dair geni kapsaml bir anlaty yalnzca 2 1 2
sayfadan oluan incecik bir kitaba sdrmak olduka zor
bir . Jung hem ok bilgili biri, hem de olduka retken bir
yazard: Psikolojiye, psikiyatriye ve tp bilgisine ek olarak,
mitoloji, din, felsefe, gnostisizm ve simya konularnda ge
ni bir bilgi daarcna sahipti; ngilizce, Franszca ve Yu
nancaya en az anadili Almanca kadar hakim olmakla bir
likte, bu dillere ait edebi eserlere de ainayd. Her ne kadar
bu devasa bilgeliiyle asla iivnmese de, yazd her ey bu
bilgeliinin birer kant gibidir. te yandan almalarn
dzenlemek konusunda pek iyi olmamas nedeniyle yirmi
kaln ciltten oluan C. G. ]ung'ur TrJlu Eserleri, konuya
uzak bir okurun giizn korkutan bir giirnm yaratr.
Jung ulalabilir olma konusunda ektii skntnn
("Hi kimse kitaplarm okumuyor" ve " nsanlarn ne
demek istediimi giirmelerini bir trl salayamyorum"
demiti) farkndayd, ancak bu farkndalk almalarn
gzden geirmesine ve Freud gibi bir dzene oturtmas
n salamaya yetmedi. te, tm bu nedenlerden tr,

9
Jung'u zgn notlarndan ve kitaplarndan anlamaya a
lmak ok fazla zaman ve emek ister; Jung'un zengin mi
rasndan kendine bir pay edinmek isteyen biri ise, her ne
kadar bu gerekli abadan kaamayacak da olsa, bu kk
kitapta sunulan ksa girile hedefini daha az etin klabilir.

10
TEEKKR

C. G. ]ung'un T</lu Eserlcri'nden alnt yapmama izin


verdikleri iin Routledge ve Princeton University Press'e;
Aniela Jaffe'nin kaydettii ve dzenledii, C. G. Jung'un
Alar, Dler ve Oceler'inden alnt yapmama izin ver
dii iin Random House, lnc.'a ve]ug zerine'de s. 49'da
yer alan emay kullanmama izin verdii iin Rmtledgc'a
tCckki. i ri.i bir bor bilirim.
Ayrca, sekreterim Norma Luscombe'a orijinal clyaz
masn sonsuz bir dikkat ve titizlikle bilgisayara geirdii
\'C Mary Worthington'a da almann son halini ortaya
karan cditoryal becerisi iin teekkr etmem gerek.

11
1. Cari Ciusrav J ung (l 87 5- l 96 l).

12
I. Blm

YAAMI VE PSKOLOJS

Jung paradokslarn insanyd. Bir yandan bireyci ve


eksantrik, bir yandan da evrensel insann vcut bulmu
haliydi. Yaam boyunca insann iindeki gizil gc anla
maya alt; ayn zamanda taviz vermekten uzak, kendi
ne iizg bir yaam biiminden de asla vazgemedi. Eer
bu insanlar zmek anlamna gelecektiyse, ki ou zaman
byle oluyordu, bunu pek fazla kafasna takmam olduu
aikfrdr. "Normal olmak," derdi, "baprsz insann biricik
idealidir."
Kendisini her ne kadar aklc bir biliminsan olarak
grse de, dikkatinin byk bir blmn teden beri
aklclktan uzak ya da ezoterik olarak yaftalanan konu
lara vermekten de geri kalmyordu; stelik bu tip konu
lara duyduu ilgi nedeniyle bilimin snrlar dna itilmek
de onu pek fazla kayglandrma benzemiyordu. Onun
.iirne giire, insan psikolojisi karsnda tmden aklc
bir tutum sergilemek salt yetersiz deil, tarihin de In
da, mantkszd da. Kendi gzlerinden giird gereklie

13
olan inancna sk skya tutunmalyd ve bu durum da onu
adalarnn derin iinyarglarla ve kayglarla karlad
dncelerin ve deneyimlerin iine ektiyse de, bu onun
hatas deildi. " Bana iiyle geliyor ki, kendi yolunu izen
biri, kt bu yolculukta kefettiklerini toplumla payla
ma devi de tar," diye yazmt.

Bu keiflerin doruluuna ya Ja yanllna karar ve


recek olanlar, eletirel yorumlaryla kimi adalarmz
deil, gelecek kuaklar olacaktr. Bugn baz eyler var ki
gereklikleri pheli ya da bu gerekliklerle yzlemeye
cesaretimiz yok; fakat yarn bu deiebilir. Dolaysyla ka
derinde kendi yolunu izmek olan her insan, bu srete
iine decei yalnzln ve onun getirdii tehlikelerin de
bilincinde olmal ve hem umutla, hem de dikkatle hare
ket e tmelidir. (TE VII, s. 20 l)

Akntya kar gelmenin alnyazs olduuna dair d


ncesi J ung'un ilginliini pekitiren bir karakteristik.
Dolaysyla, ] ung psikolojisi zerine herhangi bir kitap ya
zlacaksa, onun yaamn ve kiiliini de mutlaka dikkate
almak gerekiyor; dahas, J ung, insana dair algsnn teme
lini, tm dier psikologlardan daha fazla olmakla birlikte,
her eyden nce kendi kiiliini kavramaya dayandrmt.
Jung, uzun sren yaam boyunca dardaki dnyann
insanlar ve olaylarndan ok, i dnyasndaki dlerle ve
imgelerle ilgilenen, son derece iekapank biri oldu. o
cukluundan itibaren sahip olduu stn isel gzlem ye
tisi, bilincin snrlarnn tesinde ya da gerisinde gerekle
en deneyimleri -pek oumuzun neredeyse hi farknda

14
( lmad deneyimler- yakndan izleyebilmesini salad. Bu
yetenein kayna ise -en azndan bir blm- doumu ve
yetitirilme tarzndayd.

Kkleri

26 Temmuz 1 87 5 'de Bodensee'nin svire kylarnda,


Kesswil adl bir kyde doan Jung, kyn papaz Paul Ac
hilles Jung ve kzlk soyad Preiswerk olan Emilie J ung'un
tek oluydu. Vaftiz adn ald bykbahas Cari Gustav
J ng ( 1 794- 1 864) Basel niversitesi'ne rektr olmu ve s
\' ire Mason Locas'nda Byk stat mertebesine yksel

mi saygdeer hir doktordu. Goethe'nin gayri meru olu


olduuna dair sylentiler dolard. Her ne kadar byk
airle aralarndaki fiziksel benzerlik dikkat ekici de olsa,
hu, muhtemelen gereklikten uzak hir efsaneden ibaretti.
J ung'un annesi, cennette konuulan dilin branice ol
duuna inanan ve hu nedenle tm yaamn bu dili incele
meye adam, tuhaf olmakla birlikte olduka tannm hir
ilahiyat olan, Samucl Preiswerk'in ( 1 799- 1 87 1 ) en k
k kzyd. Samucl Preiswerk Siyonizmin ilk savunucula
rndan biriydi ve hayaller grr, iillerle konuurdu. Eni
lie de evlendii gne dek, babas vaazlarn kaleme alrken
eytan omzunun stnden eilip bakmasn diye arkasnda
oturmak zorundayd. Prciswerk ailesinin erkek fertlerinin
ou din adamlarndan oluuyor ve Samuel'in doastne
olan ilgisini paylayorlard. Tpt, ilahiyatt, spiritalizmdi
derken, oluan bu J ung- Preiswerk karmndan Carl'n zi
hinsel geliimi elbette etkilenmiti.

15
2. Laufcn'Jeki kilise ve papaz konutu.

Aile, J ung'un ocukluk yllarnda iki kez tanr: l


kinde alt aylk olduu srada Ren Nehri'nin elaleleri
yaknndaki Laufen'e; drt yana geldiinde de Basel'in
hemen dnda yer alan Klein-Hningen'e yerleirler. Ba
rndklar byk papaz konutlarnn hibiri bymekte
olan bir ocuk iin mutlu bir ortam salamaz. Jung, z
yaamyks Anlar, Dler ve Dnceler'de ev yaamn
"boucu" olarak nitelendirir: Her yere sinen lm, melan
koli ve huzursuzluun yannda anne ve babas arasndaki
o "belli belirsiz sorun"un altnda nasl ezildiini dile getirir.
Yatak odalarnn ayr olduunu ve kk Carl'n babasyla
uyuduunu anlatr bize. yana geldiinde annesi bir
sinir krizi geirir ve aylarca hastanede kalmas gerekir.
Geliiminin bu kritik evresinde yaad bu zorunlu ayr
lk, J ung'u tm yaam boyunca etkilemie benzer. John
Bowlby ve takipilerinin gelitirdii yaklama gre, kk
bir ocuun annesine en ok ihtiya duyduu dnemde

16
onu kaybetmesi, onu derin bir umutsuzlua iter; dolaysy
L Jung iin ortaya kan benzer sonular pek artc de
Qildir. te, bylesine bir ykm gerekletiinde, ocuklar
hir ekilde hayatlarna devam edebilseler de, kendilerini
savunmak amacyla duygusal bir kopukluk gelitirirler ve
haddinden fazla iednk, kendinden baka hi kimse
ye gvenmeyen bireylere dnrler. Bu tip ocuklarda
sklkla grlen bir dier zellik de evrelerine kar ilgi
ve efkat gsterebilme kapasitelerinden duyduklar derin

kukudur. Ayrca tuhaf davran biimleri gelitirme ve


duygusal anlamda souk birine dnme eilimindedirler
ki bu da bakalarna pek ekici gelmez. Annesinin yoklu
Qunda her ne kadar Carl'la ilgilenen bir teyzesi ve dads
llsa da, bu yokluk, hafzasnda "derin bir sknt" olarak
\"Cr eder: Sinirsel egzamaya ve korkun kabuslar grme

sine neden olur. "Ondan sonra," der, "ne zaman 'sevgi'


siizcn duysam hep bir gvensizlik duygusu hissettim.
'Kadn' szc uzunca bir sre bende gvenilmez olanla
qdeer bir anlam tad" (ADD 23) .
Jung'un babas hogrl ve iyi bir insand, fakat olu
mn gznde zayf ve duygusal adan gelimemi biri oldu
hep. Papazlnn daha ilk dnemlerinde inancn yitirmi
olmasna karn, baka bir geim kaps olmamas nedeniy
le kilisedeki grevini sebatla srdrd. nancnn zayfl
na ramen dindar bir grnm sergilemek adna gsterdii
youn aba, onu, srekli yaknan ve kuruntulu bir kimseye
dntrd; bu da kars ve olunun ona kar sevgi ve
sayg gstermesini gletiriyordu.
1 884'te kzkardei Gertrud doana dek tek ocuk olan
Cari, hem i dnyasndan uzaklamak zorunda kald,

17
hem de dier ocuklara kar yabanclk ektii iin okul
hayatnda da mutsuz biri oldu: izoide yakn yaps (e
kingen, souk, iednk) onu aranan biri yapmyordu ve
okul da kendini rahat hissedebilecei bir ortam olmaktan
ok uzakt. Bu hayatta yalnz olduu duygusunu daha da
arlatran baz travmatik olaylar da buna elik etti. Bir
keresinde retmenlerinden biri, byk bir gayretle ha
zrlad bir kompozisyondaki dncelerini bakasndan
almakla sulad onu. Masum olduunu dile getirdiinde
ise snf arkadalar bile retmenin tarafn tuttu. Bylesi
deneyimler onu "damgalanm" ve tam anlamyla yalnz
biri gibi hissettirdi. Bir baka ocukla itiirken yere de
rek bana ald darbeden sonra sk sk baylma nbetleri
geirmesi nedeniyle uzunca bir dnem okuldan uzak kald.
(Yerde yatt srada, ki gereinden fazla bir sreydi bu,
kendi kendine yle dnd: "Artk okula gitmek zorun
da deilsin.") Olabildiince kendi kendine vakit geirmeye
alt. "Dncelerimle ba baa kalyordum. Her eyden
ok bunu seviyordum. Tek bama oyunlar oynuyor, hl
yalara dalyor ya da yine bir bama ormanda dolayordum
ve yalnzca bana ait gizli bir dnyam vard" (ADD 58) .
Bu gizli dnya ona yalnzln unutturuyordu. ocuk
lua zg ve sklkla grlen fanteziler ve riteller onda
kendini ok daha youn bir biimde gsteriyordu ve bu da
geri kalan tm yaamn byk lde etkiledi. rnein,
yetikin yaamnda, Zrih'teki bir gl kysnda bulunan
Bollingen'de kendisi iin ina ettii bir kulede tek ba
na almaktan ald byk keyfin kayna, papaz konu
tunun at katnda bir kalem kutusu iinde saklad ve
tahtadan oyduu bir adamla gerekletirdii riteldi. Za-

18
l. Jung'un anne ve babas, 1 876.

19
man zaman onu ziyaret eder ve bu kuytu at katnn ko
runakllnn iinde ona kendi kitapln oluturmas iin
gizli bir dilde yazdklarn sunard. Bu da Carl'a "yeni bir
gvenlik" duygusu vererek babasnn rahatsz edici tavrla
rndan, annesinin depresif hallerinden ve okulda yaad
"yabanclama"dan uzaklaabilmesini salard. "Kimsenin
bulup yok edemeyecei bir srrm vard. Gvende hisse
diyordum ve kendi iimdeki atmalarn yaratt strap
kaybolmutu" (ADD 34) .
Bir dier ocukluk riteli ise daha sonra psikolojide
yanstmann nemine dair dncelerine nayak oldu.
Kendi uydurduu bu oyunu bahedeki byke bir tan
zerinde oturarak oynard. inden, "Bu tan stnde
oturuyorum ve o da benim altmda," derdi. Hemen arka
sndan ta cevap verir ve, "Bu yamacn stndeyim ve o
da benim stmde oturuyor," derdi. Sonra Cari da kendi
kendine, "Ben bu tan stnde oturan kii miyim, yoksa
ben onun stmde oturduu ta mym ?" diye sorard. Bu
da ona "meraklandran ve akln alan karanlk bir duygu"
verirdi; te yandan, bu tala kurduu gizli iletiimin ok
derin bir nemi olduunun bilincindeydi de (ADD 33) .
Ju ng'un simyann gizlerine duyduu, daha sonra gelien
ilgisinin kkensel izini bu oyuna dek takip edebiliriz - sim
yaclar laboratuvarlarnda, zerinde altklar maddelere
kendi ruhlarnn zn yanstrlar.
J ung'un ergenlik dneminde Klein-Hningen'deki pa
paz konutundan kp Basel'deki okuluna her gn yapt
yrylerinde dledii bir baka fantezisi ise, yaamnn
sonraki yllarnda yalnzlktan ald hazzn, simya alma
larnn ve ruhsal dnmn dinamikleri zerine yapt

20
;ratrmalarnn habercisi gibiydi. Her eyin ok daha gzel
, lduu ideal bir dnyann dyd bu. Okul diye bir ey
lmayacak ve kendi arzu ettii biimde yaayabilecekti. G

l iin iinden ykselen bir kayann zerine salamca oturan,


yksek ikalesiyle, gzetleme kulesiyle iinde ufak bir Or
La kasabas barndran ve yallardan oluan bir meclisin
Llare ettii bir kale hayal ederdi. Kendisini burann Sulh
1 L''.kimi olarak dleyen Cari, arada srada ortaya karak
"insanlara seslenir"di. Limanda da kendisine ait, bir dizi
fak topla silahlandrlm iki direkli bir yelkenlisi vard.
Bu fantezideki kilit e ikaledir: inde yalnzca Carl'a
;\t olan muhteem bir giz barnr. Kulenin iinde, siperler
clen balayp tonozlu mahzenlere kadar inen ve bir insan
kolu kalnlnda bakrdan bir stun vardr: En tepesinde
ncecik dallar ya da teller ge doru uzanr. Bunlar atmos
terdeki "ruhsal zt"leri eker ve havadaki hu maddeleri
;ltna dntrd laboratuvarnn bulunduu mahzene
kadar iletir. "Bu kesinlikle bir sihirbazlk numaras deildi;
hu, doann kadim ve hayati nem tayan bir gizinin kap
larnn nmde almasyd. Bu nasl olmutu bilmiyordum
\'C bu srr yalnzca yallar meclisinden deil, kendimden

hile saklamam gerektiini duyumsuyordum" (ADD 87) .


Dnyadan saklanabilmek iin bir snak yaratmak
i:oid yatknla sahip k iilerin karakteristiklerindendir.
Gen Carl'n kalesi gl bir savunmaya sahipti ve ana
karayla olan yegane balants, ortasndan geni bir kanal
geen ve bir asma kpryle balanan dar bir kstakt. Cari
daha sonra mstahkem mevzilerle evrelenmi kale mo
delleri yapmaya balad ve saatler boyunca Vauban'n ge
ilmesi neredeyse olanaksz mstahkemlerini inceledi.

21
Cari, bu isel snann emniyetinde kendini iki farkl
kiilikle tanmlad: Srasyla No. l ve No. 2 olarak. No. l 'in
bir annesi ve babas vard; okula giderdi ve olabildiince
yaamn srdrmeye alrd. re yandan, No. 2 ise ok
daha yalyd ve insanlarn dnyasndan uzak dururdu;
ancak doaya ve hayvanlara, dlere ve de Tanr'ya ok
yaknd. No. 2 'yi "tanmlanamaz bir karakter - doan, ya
ayan ve len, her eyi kapsayan btncl bir yaam alg
s" (ADD 92) olarak dnyordu. Bir psikiyatrist oldu
unda, iki farkl kiilik barndrmasnn salt kendine zg
olmadn ve tm insanlarda grlebildiini anlad. Yine
de, herkesin onun kadar bu durumun bilincinde olmad
nn da farkndayd; zellikle de No. 2'ydi bunu bilen.
"Yaammda No. 2'nin yeri her zaman ncelikli bir yere
sahipti ve oradan kp gelmek isteyen her eye yer ama
ya altm" (ADD 5 5 ) . ok sonra, bu iki kiilie verdii
adlar deitirerek, onlara Ego ve Benlik diyecek ve arala
rndaki atak ve kar ataklar kiisel geliimi ekillendiren
en temel dinamik olarak gsterecekti.
2 No'lu kiiliinin kendisine, babasnn mahrum ol
duu bir ayrcalk bahettiine inanyordu ; yani, tanrsal
akla dorudan ulaabilmek. Bunun ispat, grd vahiy
benzeri ryalardaki imgelerdeydi ve bunlarn kayna ken
disinden ok daha te bir ey olmalyd. rnein, henz
yandayken dnde grd fallik bir yeralt tanr
s ve umarszca direndii bir baka gl giirnt yeterli
bir kantt: Altn bir tahtta oturan yce Tanr'nn Basel
Katedrali'nin atsna dklamas (ona gre hu, ki hakl
olarak, Tanr'nn kiliseye pek fazla sayg duymadn sim
geliyordu) . Bu ryalarla aa kanlar, bahasnn ruhani

22
kafa karklna kar onu tahammlszletiriyor ve ara
larnda hararetli tartmalar yaanmasna neden oluyordu.
Cari onu ne zaman dini sorularla sktrsa, papaz hrn
layor ve savunmaya geiyordu : "Hep dnmek istersin
zaten," diye serzenite bulunmutu. " nsann dnmesi
deil, inanmas gerekir," diyordu. Olan iinden, "Hayr,
insan deneyimlemeli ve bilmeli! " diye geirirken, yksek
sesle, " yleyse bana o inanc ver," diyor ve bunun zerine
de babas omuz silkip tartmay sonlandryordu.
Carl'n kiliseye kabul treni, onu huna hazrlayan ba
hasyla aralarndaki sorunlar iyiden iyiye trmandrd. Ha
yatndaki hu en nemli dinsel tecrbe annda herhangi
bir ey hissetmediini fark etmek onu dehete drd.
"Youn bir acma" duygusu besledii babasyla aralarn
da, kapanmas imkansz bir uurum almt. "O anda
mesleinin ve yaamnn ona getirdii trajedinin ayrmna
varmtm . . . Kilise ve onun dini retileri arasnda nasl
umutsuzca kapana kslm olduunu grmtm ... Artk
Kilise'nin de, babamn da ve dier herkesin inancndan
tamamen kopmutum" (ADD 64- 5 ) .
Benzer bir durum da baka ocuklar muhtemelen ak
ranlaryla dertlemeyi seerdi, oysa hi arkada olmayan
Cari Jung, iindeki No. 2'ye snmay tercih etti. Ergenli
i boyunca Benlik, onun iin tanrsal bir boyut tekil etti
ve hu iindeki "teki"ye olan ballnn gc, dier tm
ilikilerinin glgede kalmasna yol at. nsanlarn arasna
karmak yerine, Tanr'yla yalnz olmas gerektiini du
yumsuyordu .
Neticede Kilise'ye kabul edilmek yerine, yalnzlna
gmld: "Dier insanlarn bambaka dertleri var gibiydi.

23
Emin olduum hibir eyi bakalaryla paylaamyordum.
Biriyle konuma ihtiyacn her zamankinden daha fazla
duyumsuyor, fakat danabileceim tek bir kii bile bula
myordum . . . Neden kimse benimle benzer eyler yaam
yordu? Bunu merak ediyordum . . . Neden bir tek bendim?"
(ADD 71)
Bir gn babas bir tandklarna olunun gelecei iin
nasl derin bir kayg duyduunu anlatrken buna kulak
misafiri olan Cari, o gnden sonra kendini iyiletirerek
baylma nbetlerini sonlandrd. Okula geri dnerek ken
dini derslerine verdi. Benzer zihin yapsna sahip pek ok
kii gibi iletiim becerileri zayft. O da edebiyata, felsefeye
ve din tarihine yneldi. Tpk Cioethe ve Meisrer Eckart
gibi Herakleitos da tm yaam boyunca gzdelerinden
oldu. Onu en ok heyecanlandran ise Schopenhauer'in
sten ve Tasarm Olarak Dnya 's yd ve Kant'n An Usun
Eletirisi'ylc bir araya geldiklerinde ylesine byk bir ay
dnlanma yaad ki, dnya ve yaam karsndaki duru
u zerinde tam bir devrim etkisi yarattklarn sylerdi.
Goethe'nin Faust'unda ise 2 No'lu kiiliinin efsanevi
dengini buldu ve bu, iindeki korunakl blgeye dair his
lerini salt pekitirmekle kalmad ve -biraz gecikerek de
olsa- ona " insanla ait olma duygusu" (ADD 93) verdi.

rencilik yllar

Jung I895'te Basel niversitesi'ne kaydoldu . Ondan


da beklenecei zere aratrarak deil, dlerinden etki
lenerek doa bilimleri ve tp okumaya karar verdi. Baba-

24
snn elli drt yandaki erken lm srasnda Jung yirmi
birindeydi ve bu olaya ek olarak rencilik yaam da onu n
zerinde zgrletirici bir etki yaratt. (Annesi ona donuk
bir edayla, "Senin iin doru bir zama nda ld," demiti.)
"Artk her eye kar byk bir alk hisseder olmutum.
stediimin ne olduunu biliyordum ve onun peine d
tm. Ayrca daha konukan, ulalabilir ve fark edilen bi
rine dntm" (ADD 93) .
Herakleitos'tan edindii dncelerden zellikle bir
tanesi onu n iin belirleyici olmutu: Tm varlklarn kar
tlarna ynelmelerini salayan doal bir eilim olduu
dncesiydi bu. Herakleitos bu eilime enantiodromia
(Yun., kelime anlam: tersine komak) diyordu. Jung' a
gre, bu, harekete bal tm dizgelerde ortak bir iizellikti
ve aile de bu duruma en iyi rnekti: ocuklar bydk
e ebeveynlerinde grdkleri baarszlklar dnleme
eilimi gstermeye balar. Bu eilim zellikle de J u ng'da
kendini gsteriyordu ve yaamnn pek ok ynne bakt
mzda, babasnda giird yetersizlikleri ama abasnda
olduunu grmek mmkn.
Paul J u ng ruhsal adan tutuk, zihinsel meraktan yok
sun, dogmalar olduu gibi kabul etmeye eilimli ve duy
gusal anlamda gelimemi, en temel sorunlarndan kaan
biriyken Cari, bunu n aksine, ruhsal adan cesurdu, youn
bir zihinsel aba iindeydi ve karsna kan her tr dog
maya meydan okuyordu. Yaam boyunca kiilik geliimini
anlamaya ynelik teknikleri gelitirmeye alt ve, zaman
zaman dlanmak ya da knanmak pahasna bile olsa, kar
sna kan tm nemli meseleleri evkle zmeye alan
biri oldu hep.

25
Bu ayn dnleme eilimi onu bir gnostie (Yun., gnos
tikos, bilen kii) dntrd - dorudan deneyimle ve
kiisel keifle ruhun gerekliini renmeye adanm bir
kimseydi. te, bu ruhani bilgiye ulama abas, dlerine,
fantezilerine ve grlerine byk bir nem atfetmesine
neden oldu. Daha sonra onlar anlamlandrabilmek adna
edebiyata, felsefeye, dine yneldi ve en sonunda da meslek
olarak psikiyatriyi seti .
Basel'de eitimine balamasndan ksa bir sre sonra
olduka belirleyici bir d grd. Dnde geceydi. Youn
bir sis ve gl bir rzgarn ortasnda zar zor ilerlemeye a
lyordu. Ellerinin arasnda her an snecekmi gibi olan,
titrek ve clz bir k vard. Arkasndan bir eyin geldii
hissiyle dnp bakt ve devasa boyutlarda siyah bir ek
lin onu izlediini grd. ok korkmutu ama rzgarn ve
karanln iinde titreen yand srece her eyin yo
lunda gideceini de biliyordu. "Uyandmda, grdm
eklin bir 'Brocken hayaleti' olduunu anlamtm. Hare
ket halindeki sisin zerine den glgem, elimde tadm
zayf n etkisiyle bir varla dnmt. Bu zayf n
bilincim olduunu da biliyordum; elimdeki tek kt. Ken
di aklm, sahip olduum yegane ve en deerli hazineydi "

(ADD 93) .
Bilgiye kar duyduu ve yaam boyunca srecek olan
adanml, eitimini olabilecek en ksa srede tamamla
masyla daha rencilik yllarnda kendini gsterdi. Sosyal
tecritinden kurtularak svire Zofingia renci Birlii'nin
Basel koluna katld. Bylelikle zgn ve salam dn
celeri vastasyla insanlar etkileyebilme yetisini kefetti.
renci Birlii'ne sunduu ilk metnin bal "Mspet

26
limlerin Snrlar stne"ydi ve burada biliminsanlarnn
kat materyalist tutumlarn eletiriyordu. Daha sonraki
bir konumasnda, ruhun, her ne kadar maddesel olmasa
da ve uzay ve zamann dnda var olsa da, hipnoz, uyur
gezerlik ve medyumistik iletiim gibi olaylar araclyla
deneysel aratrmaya elverili bir yaps olduunu ileri sr
d. Sunumlar geni bir dinleyici kitlesi ekti ve hararetli
tartmalara yol at.
Dncelerini test etmeyi kafasna koyan Jung, hala
bir renciyken Helene Preiswerk adnda ve ayn zamanda
kuzeni olan gen bir medyumun seanslarna katld ve e
itli notlar ald. ki yllk bir sre iinde toparlad, titizlikle
detaylandrlm gzlemleri, 1 902'de Basel niversitesi'ne
teslim ettii ve "Oklt Olarak Adlandrlan Olaylarn Psi
kolojisi ve Patolojisi zerine" adn verdii doktora tezinin
temelini oluturdu.
J ung bu konuya yaklamnda, Theodore Flournoy'nn
( 1 854- 1 920) trans durumuna getiinde nceki yaamn
dan ayrntlar veren Catherine Muller (takma ad Helen
Smith daha ok bilinir) adl bir medyum zerine yapt
incelemeden etkilenmitir. Flournoy, Muller'in azndan
dklenlerin "bilinaltnda retilen birtakm hikayeler"
olduklarn ve hu durumun bilind aklmzn mit yarat
sal gcnn bir kant olduunu dnr.
Ju ng, kuzeninin seanslarnn en ok iki ynnden etki
lenir. Birincisi "ruhlar"n ona ne kadar gerek geldikleri
dir: Jung'a yle demiti: "Onlar hemen nmde grebili
yorum. Onlara dokunabiliyor ve tpk seninle konutuum
gibi onlarla her ey hakknda rahatlkla konuabiliyorum.
Onlar kesinlikle gerek olmal" (TE 1, s. 43) . Dieri ise,

27
4. Helene Preiswerk.

28
Helene transa getiinde brnd olduka farkl, daha
arbal kiilikti. Onu "kontrol" altna alan ruh, adnn
"lvenes" olduunu sylyor ve Helene'in taral Bascl a
:nn aksine, olduka dzgn bir Almanca konuuyordu.
Jung bundan " lvenes"in aslnda Helene'nin bilindnda
gelien olgun ve yetikin kiilii olduu sonucunu kar
d. Seanslar ise bu geliimin srebilmesi iin kullanlan bir
yntemden ibaretti.
Bu aratrmann J ung iin nemi, ona kazandrd
doktoradan ok daha fazlayd. Yine bu aratrmaya bak
tmzda, daha sonra analitik psikoloji uygulamalarnda
merkezi nem tayan iki dncenin temellerini grmek
mmkndr: ( 1 ) Bilind psiede var olan kiilikler ya
da "kompleksler", translar, ryalar ve sanrlar esnasnda
"canlanabilir" ve (2) kiisel gcliim sreci esas olarak bi
lind bir dzlemde gerekleir.
Bu dncelerle birlikte ortaya ( 1) saaltc bir yntem
(aktif imgelem) ve (2) teleolojik bir kavram (btnleme/
bireyselleme) ortaya kt: Kiisel geliimin amacnn b
tnlk salama olduu dncesi, yani kiinin koullar el
verdii lde eksiksiz bir insan olabilmesi. Bu konulara
ileriki blmlerde tekrar deineceiz.
J ung tp eitiminin sonlarna yaklatnda Krafft
Ebing'in Psikiyuri Ders Kiwb na kendini ylesine kap
'

trd ki o andan sonra bir psikiyatrist olmaya karar verdi.


Kitabn salt nsz' bile zerinde o kadar byk bir etki
yaratmt ki kalbi hzlanm ve ayaa frlayarak derin bir
nefes almas gerekmiti. Onu asl heyecanlandran ise,
Krafft-Ebing'in psikozlar (izofreni ya da ar manik-dep
resyon gibi mantn kullanmn engelleyen belli bal akl

29
hastalklar) "kiilik hastalklar" olarak tanmlamas ve
psikiyatri zerine kitaplarn doalar gerei znel olmalar
gerektiine dair yaklamyd.
J ung bizlere yaad bir "aydnlanma an"yla psikiyatri
nin onun iin nasl tek olas disiplin haline geldiini anla
tr: "Bir tek burada iki farkl ilgi alanm birleiyor ve ortak
bir nehrin yatan oluturuyordu. Tam burada fiziksel ve
ruhsal olgular ortak bir deneysel alana sahipti ki bunu her
yerde aram fakat bir trl bulamamtm. Doann ve
ruhun birlik olduu gereini en sonunda burada bulmu
tum" (ADD 1 1 1 ) .

raklk yl lar

Jung retmenlerine ve dier renci arkadalarna psi


kiyatri alannda uzmanlamaya karar verdiini sylediin
de bunu hayretle karladlar ve yeteneklerini nasl ziyan
edeceinden yakndlar: Tp alannda psikiyatri en az sayg
gren uznanlkt ve Jung'un bir doktor olarak daha parlak
bir gelecei olduuna inanyorlard. "Eski yaram, dlanm
olma duygum ve bakalarna kar yabanclamam yeniden
szlamaya balamt" (ADD 1 1 1 ) . Gelgelelim, 1 900 ylnn
sonunda iyi bir dereceyle tp alanndan mezun olduktan
sonra, zamann nde gelen psikiyatristlerinden ve izofre
ni terimini ilk kez kullanan Eugen Bleuler'e ( 1 85 7 - 1 939)
asistanlk yapmak zere Zrih'teki Burghlzli Psikiyatri
Hastanesi'ne kabul edilme ans yakalad. Burghlzli, Z
rih niversitesi'nin Psikiyatri Klinii olarak saygn bir ko
numdayd ve J ung iin de burada asistanlk yapt yllar

30
31
6. Eugen Blculer.

32
csiz bir deere sahipti. Bleuler, J ung'un parlak zekasn
ok gemeden fark etti ve onu kendisini temsil eden biri
olarak tantt; onu ayakta tedavi blmnn ban< ge
tirdi ve Zrih niversitesi'nde psikiyatri ve psikoterapi
blmne retim yesi olarak atanmas iin bir grme
ayarlayarak kariyerinde ykselmesi adna elinden geleni
yapt. Bleuler'in en nemli katklarndan biri de, J ung'u
Galton'un szck arm testi zerinde altrmasyd.
Bu aratrmas sonrasnda Jung, psikoloji dnyasnda ha
tr saylr bir nle birlikte Sigmund Freud'un dostluunu
da kazand.
Her psikoloji rencisinin aina olduu szck ar
m testini ilk kez Sir Francis Gaitan ( 1 822- 1 9 1 1 ) tasar
lam ve Wilhelm Wundt da ( 1 832- 1 920) bunu gelitir
mitir. Yaplan ilem gayet basittir. Deneyi gerekletiren
kii denee titizlikle hazrlanm bir listede yer alan bir dizi
szc, denein aklna gelen ilk szckle karlk verebil
mesi iin her birinin ardndan ksa bir sre durarak yksek
sesle okur. Karlk olarak verilen szck denein azndan
kana dek geen sre saniye zerinden not edilir. Tm
szcklerin okunmasnn ardndan sre tekrar edilir ve
denekten bir nceki yantlarn aynsn vermesi beklenir.
J ung'dan nce bu test zerinde alan aratrmaclar
dan bir dieri de Theodor Ziehen'di; szckler denein
zihninde rahatsz edici ya da huzursuzluk veren bir dn
ceyle ilikilendirilirse tepki sresinde bir gecikme yaand
n tespit etmiti. ayet denek tm szcklere ge tepki
vermise, bazen bu szcklere btn olarak bakldnda
birbiriyle ilintili bir grup dnceyi tespit etmek mmkn
olabiliyordu - Ziehen buna "duygusal kl bir simgeler

33
kompleksi" demiti. zellikle de bu bulgu J ung'un ilgisini
ekti, nk Helene Preiswerk'in translar zerine yapt
incelemede, birbirinden kopmu bilind bileenlerden
oluan farkl kiilik paralarnn varlna dair bir iareti
daha ncesinde fark etmiti. Jung'un Burghlzli'den ayrl
dktan sonra l 902'de ksa bir sreliine Paris'te yannda
alt Fransz psikolog Pierre ] anet ( 1 859- 1 94 7) bu bile
enleri benzer bir biimde "sabit bilinalt dnceler" ola
rak tanmlyordu. J ung bunlar Ziehen'in "kompleksler"iyle
ve Freud'un Dlerin Yorumu ( 1 900) kitabn okuduktan
sonra da Freud'un nevrotik belirtilerin ve ryalarn ierik
lerinin sorumlusu olarak grd "bastrlm arzular" ve
"travmatik anlar"la eletirdi.
] ung yapt aratrmalarda en ok u soruya yant
arad: Bir akl hastasnn iinde aslnda neler oluyordu ?
Ondan nce ya da sonra gelen psikiyatristlerin ounun
aksine, izofren hastalarnn sylediklerini ve yaptklarn
youn bir dikkatle izledi ve bu sayede hezeyanlarnn, san
rlarnn ve el kol hareketlerinin salt "delilik" olarak nite
lendirilemeyeceklerini, pek ok psikolojik anlam tadk
larn gsterebildi. rnein, elli yl boyunca Burghlzli'de
kapal tutulan ve srekli ayakkab diker gibi el hareketleri
yapan yal bir kadnn, aslnda sevdii tarafndan terk
edildikten ksa bir sre sonra hastalandn ve sevgilisinin
de bir ayakkab tamircisi olduunu ortaya karmt.
Jung her ne kadar psikotik olaylarn hastann kannda
dolaan biyokimyasal bir toksinin varlyla ilikili olduu
nu kabul etse de, yine de, izofreninin "ie dnk libido"
gibi psikanalitik tanmlamalarla kavranmasnn mmkn
olabileceini iddia ediyordu - d dnyann gerekliinden

34
koparak ie dnen ve i dnyann fantezi, ryalar ve mit
yaratsal dnyasna snan libido. J ung, izofren kiinin as
lnda uyank bir dnyada d gren biri olduunu ileri sr
d. Gzlemlerini 1 907 'de Erken Bunamann Ps ikolojis i nde
'

(The Psychology of Dementia Prao:cox) yaynlayarak hatr


saylr nn aratrmac bir psikiyatrist olarak daha da
pekitirdi.

Freud'la dostluu

Deneysel bulularnn, Freud'un bastrma kuramna


nesnel bir destek niteliinde olduunu anlayan Jung, .Siiz
ck arm zerine Aratrmalar kitab 1 906'da basld
zaman bir kopyasn da ona gnderdi. Freud'un cokulu
yant J ung'u yreklendirdi ve Mart 1 907'de onunla bulu
mak zere Viyana'ya gitti. Bu ilk bulumalarnda ylesine
iyi anlatlar ki tam on saat aralksz sohbet ettiler. En
telektel adan birbirlerinden olduka etkilendiklerine
hi kuku yok. Aralarnda gelien dostluk, arlkl olarak
mektuplamalar zerinden ilerleyerek yaklak on alt yl
boyunca srd.
Tpk Bleuler gibi Freud da Jung'un enerjisinden, co
kusundan ve adanmlndan etkilenmiti. Ona kar de
rin hir ba gelitirmiti; onu "imdiye dek bana katlan en
yetenekli yardmc" diye tanmlyor ve bir gn psikanalitik
hareketin bana gelecek en uygun halefi olarak gryor
du. Tantklarnda henz ellisinde olan Freud tam bir
hastalk hastasyd ve yalnzca on iki yl daha mr kald
na dair batl bir endie tayordu. Dolaysyla " halef'ini

35
7. Sigmund Freud.

36
emniyete almak onun iin ncelikliydi ve bu rol iin J ung
mkemmel bir seim olacakt. Keskin bir zekaya sahip
olmann yannda, Avnpa'nn en saygn hastanelerinden
hirinde haarl bir psikiyatrist olarak giirev yapmaktayd
ve, belki de en nemlisi, ne bir Viyanal ne de bir Yahu
diydi. Freud, ocuk cinsellii zerine fikirleri nedeniyle de
maruz kald anti-Semitist tehlikenin aka farkndayd
ve bunun sonucunda psikanaliz toptan reddedilebilir ya
da bask altna alnabilirdi. Dolaysyla bayra svireli
bir Hristiyan olan Jung'a teslim ettii takdirde, balatt
hareketin nn bu itibarda birinin aabileceini dn
yordu.
stelik J ung psikanalitik kurama ve uygulamaya ok
nemli katklar da salayabilirdi. Szck arm testleri
bilind komplekslerinin gcne ve varlna dair salt sa
lam ve deneysel kantlar sunmakla kalmyor, ayn zaman
da, izofreni hastalaryla yapt almalarla da psikanali
tik kavramlar Freud'un ulaamayaca alanlara tayordu.
(Freud nroloji eitimi almt ve psikiyatri tecrhesi bir
akl hastanesinde ksa bir sreliine vekaleten almaktan
ibaretti) . Dahas, Jung'un mitoloji ve karlatrmal dinle
re duyduu youn ilgiyi Freud da paylayordu. Geri bu
olduka talihsiz sonulara geheydi; nk iki adamn hu
konulara yaklamlar arasnda dalar kadar fark vard.
Jung'a gelince, onun Freud'un dostluuna duyduu
arzu, profesyonel olduu kadar kiiseldi de. Kendisinden
yal ve daha tecrbeli bu adam akl hocas olarak gr
yordu - inanc zayf bir din adam olan kendi babasnn
aksine, entelektel adan cesur bir babay simgeleyen
sekin bir meslektat. Her ikisi de bu durumun farknday-

37
8. Uluslarara" Psikanaliz Birlii Konferans, 19 1 1. Ortada duran b
yk papyonlu kii Jung ve hemen nnde oturan iki kadndan sada
olan da Ema Jung. Toi Wolff ise Emma'nn sol iki yannda.

d. lk bulumalarnn hemen ardndan Jung yle yazm


t: "Bu dostluu iki eit insan gibi deil de, bir baba oul
gibi yaamama izin ver." Freud daha sonraki bir tarihte
bu mektuba verdii yantta Jung'a aynen u szlerle hitap
eder: "Olum ve varisim"; " vdiahtm". Aslnda J ung'un
bir babaya ihtiya duyduu lde, Freud da bir oul ar-

38
zuluyordu. Ancak Freud'un arzulad oul, otoritesn
koulsuzca kabul eden, retilerini ve ilkelerini sorgula
makszn srdrecek bir ouldu. J u ng'un arzulad baba
figr ise ergenlik dnemi korkularnn stesinden gelme
sine ve masklen gcn kefetmesine yardm edebilecek
biriydi. Jung, Freud'un iltifatlarndan memnun olmasna
ve onu halefi olarak grmesinden gurur duymasna karn,
Freud'un dncelerine tamamen katlmasnn mmkn
olmadn da biliyordu. Kald ki, babasnn yapm oldu
u gibi, bir dizi dogma karsnda zihinsel btnlnden
dn veremezdi. Yine de Freud'un istei dorultusunda
1 9 1 0'da kurulan Uluslararas Psikanaliz Birlii'nin ilk ba
kanln yapmaya ve ilk psikanaliz yll Jahrbucl'un ba
editr olmaya raz geldi.
Zamanla Jung ve Freud arasndaki ayrlklar gz ard
edilemeyecek kadar belirginleti. Freud'un temel varsa
ymlarndan ikisi onun iin kabul edilemezdi: ( 1 ) nsan
gdlerini belirleyen en nemli etmen cinselliktir ve (2)
bilind akl tamamen kiiseldir ve bireye zgdr. Jung
bunlar ve Freud'un dier baz grlerini indirgemeci ve
s buluyordu. J ung, ruhsal enerjinin (Freud'un tabiriyle
libido) tamamen cinselliin denetiminde olduunu d
nmek yerine, onu daha genel "yaamsal bir g" olarak
nitelendirmeyi tercih ediyor ve cinselliin ifade biimle
rinden yalnzca bir tanesi olduunu dnyordu. Dahas,
Freud'un ortaya koyduu ekliyle bastrlm arzularn ve
travmatik anlarn kiisel bilindnn altnda, J ung, daha
sonra kolektif bilind olarak adlandraca, ok daha
derin ve nemli bir katmn olduuna ve iinde de tm
insanln psiik mirasn barndran bir potentiann (Lat.

39
kudret) var olduuna inanyordu. Zihnin bu kadim esas
nn varlna dair ipularna ilk kez ocukluunda grd
dlerde karsna kan ve kendi varlnn tesinde bir
yerlerden gelen imgelerde rastlamt. Bunun varlna dair
kantlar da izofreni hastalarnn hezeyanlar ve sanrlar
zerine alrken ortaya kmt: Dnyann her yerinden
gelen mitlerde ve peri masallarnda rastlanan semboller ve
imgeler ieriyorlard. Dolaysyla tm insanln paylat
ve her bireyin kendine zg yaam tecrbesini zerine te
mellendirdii canl ve psiik bir z olmalyd mutlaka.
Ne zaman bu dncelerini Freud'a amaya kalksa,
Freud bunu toyluuna vuruyor ya da bir tr diren ola
rak gryordu. "Bana bu kadar yaklamken farkl yollara
sapmaya kalkma. Eer bunu yaparsan, gn gelir birbiri
mize deriz," diyerek ikaz eden Freud bir de unu ekle
miti: " Diren gsteren meslektalarma, benzer bir tutum
taknan hastalarma uyguladklarm yapma taraftarym."
Jung bu tepeden bakan tavr karsnda ok rahatsz ol
mutu. Elbette, bu iki adamn karakterlerini yan yana koy
duumuzda, eninde sonunda bir atma kaca belliydi.
Bunun en byk habercisi de J u ng'un 1 9 1 l 'de ilk bl
mn yaynlad Libidonun Dnmleri ve Sembolleri oldu
Qung yle yazar Freud'a: "Yumurtann tavuktan daha
akll olmas atele oynamaya benzer" ve "Yine de, yumur
tann iindeki, kabuunu krp kmak ister") ve en niha
yetinde 1 9 1 2'de yaymlad ikinci blmle ipler tamamen
kopar Qung, Freud'a yazd bir mektupta Zerdt'ten bir
alnt yapar: " retmeninin hakkn gerekten demek is
tiyorsan rencilii brakmalsn") . J ung bu almasnda
ve Eyll 1 9 1 2'de New York'ta yapt bir dizi konuma-

40
snda, Freud'un izdii snrlarn tesinde, libidonun ok
daha kapsaml bir kavram olduuna dair aykr grleri
ni dile getirdi ve insanla ait mitlerde grlen evrensel
sembollerde ya da "ilkel imgeler"de en "saf' biimde teza
hr edebileceini ileri srd. Jung, zellikle de kahraman
miti yorumuna dikkat ekti ve ayn temann kendisinde
de tekrar ettiini, bir ejderhayla olan mcadelesinin nasl
anneden kurtulmaya alan ergen egosunu simgeledii
ni ortaya koydu. Bunu takiben Oedipus kompleksini ve
ensest tabusunu Freud'un yorumlarndan olduka farkl
bir biimde zmledi. J ung'un grne gre, ocuun
anneye olan ballnn temelinde Freud'un dedii gibi
ensest bir tutku yoktu; anne, sevgi ve efkat kaynay
d - bu gr, yaklak krk yl sonra bir ngiliz analist ve
psikiyatrist olan John Bowlby'nin kaleminden kacak ku
ramsal bir devrimin de habercisiydi bir bakma. Dahas,
Jung ensest tabusunun ilksel olduunu sylyordu: ncl
bir nitelikteydi ve Freud'un srarla savunduu gibi erkek
ocuun annesine duyduu iddetli arzuya kar bahann
koyduu bir yasakla ortaya kmyordu. Oedipal arzular,
ensest yasann nedeni olmaktan te, aslnda sonucuydu.
Jung ayrca Oedipus kompleksinin Freud'un dedii gibi
evrensel bir olgu olmadn da iddia ediyordu .
Jung, libidoyu farkllamam psiik hir enerji olarak
yeniden tanmlarken, bata enerjinin dnm zerine
Robert Mayer'in ortaya koyduu bir kuram olmak zere,
psikolojinin tesine geerek fizik alannda kout bulgular
arad. J ung, psikolojik hadiselerin de tpk fiziksel olgular
gibi enerjinin ezahr' olduklarn ve bunun da sembolle
re dinamik ve dntrc bir g saladn ileri srd.

41
Bu yaklam V. Blm'de daha ayrntl biimde incele
yeceiz.
Bu grlerini yaynlamas, Freud'la aralarndaki an
lamazln had safhaya ulanrnsna ve en nihayetinde
l 9 1 3'te ilikilerinin resmen bitmesine neden oldu. J ung,
Birlik'teki bakanlk grevinden, Jahrbucl'un editrln
den ve Zrih niversitesi'ndeki eitmenlik grevinden
istifa etti ve psikanalitik hareketten de kendini geri ekti.
Bir kez daha, tamamen yalnzd.
Dostluklarn da yine kendilerine zg sluplaryla
noktaladlar. J ung'a gre yaamn esas amac, iimizde
ki gc kefetmek, kendi gereklik algmz takip etmek
ve bal bana bir btn olmay baarmakt. Bu da daha
sonra btnlqme adn verdii hadisenin temel hedefiydi.
ayet benliine ihanet etmek istemiyorsa, kendi yolunu
izmeliydi: Tm yaamn iki kiilik bir oyunda geri plan
da kalarak geiremezdi. Freud'a gelince, o, kuramlarnn
mutlak doruluundan asla kuku duymuyordu ve bu da
onun kart grler karsnda son derece tahammlsz
olmasna ve en sonunda fkelenmesine neden oluyordu.
Bir otokratn ve mazohistin tuhaf bir bileimiydi sanki:
Jung'a yapt itiraflardan birinde, duygusal hayatnda hem
yakn bir dosta, hem de amansz bir dmana ihtiya duy
duunu ve bu iki zellie genellikle ayn kiide rastladn
ifade etmiti. Ayn yap, ocukluunda yat olduu yeeni
John'la olan ilikisinde ve "muhteem tecrit" ( 1 894-9 aras
kendi kendisini analiz ettii ve psikanalizin temel i lkele
rini gelitirdii diinem) olarak adlandrd evre boyunca
kendisine destek olan Wilhelm Fliess'lc olan dostluunda
da mevcuttu. Freud'un Jung'la olan dostluu, atma-

42
9. Cari ve Emma Jung, 1903.

hr ve J ung'un hunu takiben psikanalizden uzaklanas,


Freud'un handan geen ac dolu olaylardan yalnzca hir
tanesiydi. Freud'un Breuer, Adler, Stekel, Meynert, Sil
herer, Tausk ve Wilhelm Reich'la olan ilikileri de ben
zer hir kaderin k urban oldu. Reich hir psikoz gelitirdi ve
yalnzca ksa hir sreliine iyilene gsterdi; Silherer ve
Tausk ise en sonunda intihar ettiler. J ung iin de sonular
azmsanamayacak kadar ar oldu; he yl gihi uzun sren
hir "kopukluk dnemi"ne girdi ve zaman zaman psikozun
qiine geldi. Bu dnemde ar hir huhran yaamasna kar
111, J ung'un deyimiyle "hilindyla yzlqme"si youn hir
yaratclk evresini de heraherinde getirdi. Bu ruh halini
ise hem zel hayatndaki alkantlar, hem de Freud'la olan
dostluunu yitirmek tetiklemiti.

43
Evlilik yaam

Jung, zengin bir fabrikatrn kz Emma Rauschen


bach'la ( 1 882- 1 955) 1 903'te evlendi. 1 904 ve 1 9 1 4 ara
snda be tane ocuklar oldu: Drt kz ve bir erkek. lk
yllarda Burghlzli'de bir dairede kalyorlard. Daha sonra,
1 908'de Ksnacht'ta bir gl kysnda olduka gzel bir ev
ina ederek buraya tandlar ve yaamlarnn geri kalann
bu evde geirdiler.
Emma Jung ekici ve zarif bir kadnd ve kocasnn
da verdii cesaretle daha sonra yetenekli bir analist, eit
men ve yazara dnecekti. Hayranlk uyandran bir e ve
anneydi ve Jung'un da tm yaam boyunca onu sevmi
olduuna kuku yok. Yine de, Freud'a yapt itiraflardan
birinde, doasnda "okelilie eilim" olduunu anlad
n syler ve kendisini yle savunur: "Kanmca iyi bir evli
liin ilk art, sadakatsizliin ho grlmesidir" (Freud/Jung
Mektuplamalar, 289; 30 Ocak 1 9 1 O) .
Jung bir erkein hayatnda temelde iki eit kadnn
nemine vurgu yapar: Bir tanesi evi ekip evirecek, o
cuklarn dourup bytecek bir kadn; dieri de femme
inspiratrice (esin perisi) , ruhsal bir yolda ve fantezilerini
paylaabilecei, en byk eserlerine ilham verecek biri. Bu
dnce yapsnn en olas nedeni kendi animasnda (bi
lindnn dii kiilii) yaad bir paralanmayd ve bu
paralanmann kayna da drt yanda annesinden ayr
dmesinden sonra gen bir hizmetinin ona bakt d
nemdi.
Bu gen kadn onda silinmez izler brakmt ve seksen
lerine geldiinde bile onu hala hatrlyordu :

44
1 0. Jung, ei ve ocuklarndan diirdiiylc hirliktc, 1 9 1 7 .

Siyah salar ve esmer teniyle annemden ok farklyd.


imdi bile salarn ayran izgiyi, boynunu, o koyu teni
ni ve kulaklarn gzmn nnde canlandrabiliyorum.
Tm bunlar bana bir o kadar yabanc, bir o kadar da ta
ndk geliyordu O dnemden sonra bu tip kadnlar ani
...

mamn bir paras haline geldiler. Bana hem ok yabanc


gelmesi, hem de mrm boyunca tanyormuum duygusu
vermesi, daha sonra benim gzmde kadnl simgeleyen
bir figrn en nemli karakteristii oldu (ADD 23) .

Bu geici dad, analm simgesi, femme inspiratrice'in


bedene brnm haliydi ve tek bana kt isel yolcu
luunda bir teselli olmutu ona. Bir e olarak Emma'dan

45
honut olmasna karn, ryalarn ve dncelerini pay
lamaktan ekinmeyecei bir baka kiinin daha dostluu
na ve sevgisine ihtiya duyuyordu. Yaamnda onu batan
karabilecek biiylesi bir figrle en az iki kere karlat
biliniyor. lki Sabina Spiclrein adl bir hasta klnda be
lirdi ona fakat bu iliki ksa srd (Freud'un yntemleriyle
baarl bir tedavi uygulad ilk hastasyd) . Dieri ise ya
pn boyu en yakn dostu ve alnrn arkada olacak An
tonia Wolfftu. J ung ayrca analiz konusunda almalar
yapmak iin ona gelen fakat daha sonra bir trl ondan
kopamayan pek ok kadn hayrann da etrafna toplamt
(Zrih'te kaba bir espri konusu olan bu hayranlara ]ung
frauen [Aln. bakireler] diymlard) . Anlalan annesinden
ok kk yata ayr dmesi, ona tek bir kadna gven
duymamay retmi ve pek ok kadnla birliktelik kurarsa
emniyette olacana inannut.
Hakl olarak, Emma bu ilikilerden rahatszd fa
kat zamanla ve biraz da mecburiyetten bunlara katlanr
oldu. Jung'un Toni Wolffla olan ilikisi 19 I O'da balad
ve Weimar'da dzenlenen Uluslararas Psikanaliz Birlii
Konferans'na Emma'yla birlikte onu da gtrmekte s
rarc olmas bir skandala yol at. Aralarnda geen sert
tartmalarda Emma bu evlilik d ilikinin sonlanmasn
istiyor, Jung da buna karlk Toni'siz bir yaam dne
meyeceinde diretiyordu . Boanmak gibi bir ey siiz konu
su olamayaca iin Emma b u duruma uyum salamal ve
Toni'yi onun yaamnn ayrlmaz bir paras olarak kabul
e tmeliydi. Emma'nn bu fedakarlnn esas nedeni, evli
liini korumaktan te, J ung'un ruh salndan duyduu
endieydi. Her ikisi iin de kesinlikle travmatik bir d-

46
1 1 . Cari ve Emma Jg, 1953.

47
nemdi ve bu yaananlar ! 9 1 3 'n sonlarna doru Jung'u
uzun bir sre etkisi altna alan ruhsal sknty daha da te
tikleyecekti.

Bilindyla yzleme

1 9 1 3 sonbahar boyunca tekrarlanan ve tm Kuzey


Avrupa'nn bir kan denizi iinde boulduunu grd
korkun bir dt bu evreyi balatan. Ardndan bir ba
ka dnde tm Avnpa'nn dondurucu bir hava dalga
sna girerek buzlar altnda kaldn ve yine bu ryasnda
sava arabasnda ilerleyen Germen kahraman Siegfried'i
ldrdn grd. "Bitmek bilmeyen bir fantezi seli iin
deydim ... ok gergindim ve sk sk zerime devasa kayalar
yuvarlanyormu gibi hissediyordum. Bir frtna bitiyor, bir
bakas balyordu sanki" (ADD 1 70- 1 ) .
Zaman zaman skntlar ylesine younlayordu ki de
liliin eiine geliyordu. Bahesinde kk bir ocuk gibi
oyunlar oynuyor, kafasnn iinde sesler duyuyor, yrrken
bir yandan hayali kiilerle konuuyor ve evinin, llerin
ruhlaryla dolup tatna inanyordu. Yine de, bana gelen
bu felaketin ve tuhaf olaylarn ortasnda bile kendisini tes
te tabi bir denek olarak gryordu: te, bir psikiyatrist sinir
krizi yayordu ve dolaysyla aratrmalar adna altn bir fr
satt bu. lk elden yaad bu tecrbeyi inceleyebilir ve daha
sonra hastalarna yardm edebilmek iin kullanabilirdi.

Bu dnce -bylesine tehlikeli bir ie girimem ken


dim iin olduu kadar hastalarm iin de hayrl olacakt-

48
pek ok kritik safhay atlatmamda yardmc oldu . . . Ger
ekletirdiim bu deneyin her admnda akl hastalarnda
grlen ve psikozun zn oluturan psiik esasla bizzat
karlamam bir psikiyatrist olarak elbette ironikti. te
buydu, bir akl hastasnn kafasn ciddi bir biimde bu
landran bilind imgelerin kayna. Fakat ayn zamanda
yaadmz bu akl anda ortadan kaybolan mit yarat
sal imgelemin de temeliydi (ADD 1 72 , 1 8 1 ) .

Siegfried'i ld rd dn ona anlatmak istedii uy


du: 1 No'lu kiiliinin zdqletii ve bu kahraman figr
ne y kledii bilinli idealleri artk onun iin uygun deildi
ve bunlar feda e tmek zorundayd. "nk ego'nun arzu
ladklarnn tesinde daha byk bir eyler var ve insan
bunlara boyun emek zorunda" (ADD 1 74) . Bylelikle,
J ung, 2 No'lu kiiliine dnd ve dizginleri onun muazzam
glerinin eline verdi.

Bu fantezileri yzeye karabilmek iin genellikle ok


derin bir uuruma yuvarlanyormu gibi hissetmeye al
tm. Hatta birka kez en dibe ulamaya altm. lkinde
derinlik sanki yzlerce metreydi; bir sonrakinde kendimi
kozmik bir boluun snrnda buldum. Tpk aya seyahat
etmek ya da uzay holuuna dnek gibiydi ve iimden
bir ses ller diyarnda olduumu sylyordu. Atmosfer
baka bir dnyaya aitmi gibiydi (ADD 1 74) .

ok sonralar, fantezileri bu metotla ::a brma


iini analizlerinde bir terapi yntemi olarak kullanacakt.
Aktif imgelem adn verdii bu buluunda medyum kuzeni

49
Helene Preiswerk' in nemli bir katks olmutu. Uurum
dan kendini aaya brakma hissi, trans annda karlkl
konuabilecek kadar belirgin biimde aa kan bilind
kiiliklerin yaratt hisle benzerdi. Asl yapm olduu
ise byk bir gize ulamasyd - tpk Odysseus, Herakles
ya da Orpheus gibi bilinci tamamen ak bir biimde ye
ralt dnyasna inebilmenin srryd bu. kt bu yolcu
luklarda dzenli olarak karlat iki figrden biri Salo
me adnda ok gzel bir kadnla yalapkn kanatl ve ak
sakall, Philemon adnda yal bir adamd. Jung'a gre bu
figrler iki arketipi temsil ediyordu : ebedi kadn ve yal
bilge adam.
Bu figrlerle yapt sohbetler sonucunda psiede ger
ekleenlerin bilinli bir biimde retilmedii yargsna
vard; kendilerine ait ayr bir yaamlar vard.

Philemon bende olmayan bir gc temsil ediyordu.


Fantezilerimde onunla yaptm konumalarda, bilinli
olarak dnmemi olduum eyler sylyordu bana. Ko
nuan kiinin ben deil, o olduu akt. Bana, sahip ol
duum dncelere sanki onlar kendim yaratmm gibi
yaklatm sylyordu. Oysa ona gre dnceler tpk
ormandaki hayvanlar ya da bir odadaki insanlar veya ha
vadaki kular gibiydi ve, "Eer bir odann iinde insanlar
grrsen, onlar senin yarattn ya da onlardan sorumlu
olduunu dnmezsin," demiti. Bana psiik nesnellii,
psienin gerekliini reten o oldu (ADD 1 76) .

"Psienin gereklii" derken Jung'un anlatmak istedii,


psienin doann ilksel bir olgunun olmas ve kendisinden

50
u:.,t,_,...-.)w.....,,, -.. -....J& q.-:.b:a.9' :Y.""'--+4.LI..
"1-Li"' '.. 'l>" -.\7-.i'J ' -f.. - tf<in<
_,. . ..""'fi F- - ,. ,;., ..,..j.... IUlt ""fd,J.. ..,.-"I"
U. lel Ji.1i r...- '" ..,.. --hb ,, .... ..... .;...nb.
fi" -:.. . .... , ,.. -""U.... ---- j,...;;..'
..-. ...r ... ...... - ,;,,. ..:,"i"""f'lf!Ma..f'-'9..Z...
.
l-11".w..-.:.. ... , -.. "'- .,,.P """ """""' :.,;. ""'9" "'
....,
,. ,. .. ...... fl.!L< !>'--< ... ..... ;.. ... ........
.. .:.:

,... ,....... ......,.. F"<f"' -1"'- !'< ,-.:-.> --./

1 2 . Philemon.

baka hibir unsura indirgenemeyecek ereksel bir hadise


olduuna dair dnceydi. "Psiik varlk hepimizin iinde
ilksel olarak hazr bulunan bir bilgi ve biricik varolu bii
midir. nk psiik bir imge olarak karmza kmayan
hibir ey bilinir olamaz" (TE XI, s. 769) . Helene iin "Ive
nes" ve J ung iin de Philemon, znde, ilerindeki olgun-

51
luu temsil ediyordu. "Baz zamanlar bana sanki gerekten
yaayan biri gibi geliyordu. Bahede onunla yryor ve
onu Hintlerin guru dedikleri biri gibi gryordum" (ADD
1 76) . Philemon'la aralarnda geen ve ykc nitelikte
psikotik bir hadiseden olduka uzak olan bu konumalar
sayesinde, Jung, yeni bir gvenli blge edindi. Bleuler ve
Freud gibi dier baba figrlerini yitirmesi ve onlar simge
leyen kahraman Siegfried'i yok etmesinin ardndan, kendi
isel otoritesini Philemon'da bulmutu. Dahas, Philemon,
Jung'un sonralar dnecei olaanst karizmatik kii
nin de ilk ak tezahryd - Ksnacht'n yal bilgesi.
Yaad tm bu deneyimler neticesinde gerek bir
psikozun iine dmesini engelleyen, belki de yaklam
olmutu: Bandan geen her ayrntnn byk bir titizlik
le tuttuu kaytlarn, ilk olarak alt siyah kapl defterden
oluan Kara Kitap'ta toplad . Daha sonra bu kaytlar Go
tik harflerle yazarak ve illstrasyonlarla donatarak krmz
deri ciltli byk boy bir deftere geirdi.
Bir gn, bu ile megul olduu srada yapt eyin bi
lim deil, "sanat" olduunu syleyen bir kadn sesi duydu.
ok rahatsz olmutu; iddetle kar kt: "Hayr, bu sanat
falan deil! Tam tersine, bu, doann kendisi. " Sanatsal
bir ura iinde olduunun sylenmesi zoruna gitmiti.
nk bu akla, deneyimlerinin sand gibi bilindndan
kopup gelmediklerini ve kastl olarak tasarlandklarn ge
tiriyordu. Yine de onu zebilecek gce sahip olduu belli
olan iindeki bu kadnn sylediklerini derinlemesine d
nd ve onun aslnda kendi ruhunun kiilie brnm
hali olduu sonucuna vard. " Daha sonra iimdeki bu dii
figrn bir erkein bilindnda tipik ya da arketipik bir

52
1 3 . Jung'un Mandalas, "Sonsuzlua Alan Pencere".

53
role sahip olduunu anladm ve ona 'anima' adn verdim"
(ADD 1 79) .
l 9 1 8'deki atekesin ardndan, kumandan olarak atan
d ve ngiliz sava esirlerinin tutulduu bir kampta geir
dii aylarn hemen ardndan yaad kriz son buldu. Bu
radaki grevi zahmetsizdi ve sabahlarn o andaki ruhsal
durumunu anlattn dnd bir dizi izim yaparak
geiriyordu. ok gemeden bu izimlerin antik mandala
lara ne kadar benzediini fark etti. Tm dnyada rastla
nan mandalalar, bir ve tek olmann ilk imgelerindendir.
Dairesel olmalarna karn ilerinde drtgen ve arp gibi
ekiller de grlr. Genellikle merkezde tanrsal bir varl
a iaret edilir. J ung bu izimleri Benliin ve kiiliin e
kirdei olarak dnm ve zaman zaman da bu izimler
iin "arketiplerin arketipi" ifadesini kullanmt. Yapt
mandala izimleriyle ruhsal dnmne somut bir biim
verebildiini fark eden J ung, " imden ok gl bir ses bu
izimlerin merkezi bir nemi olduunu sylyordu ve za
man iinde onlar vastasyla Benlik olgusuna diri bir tanm
getirebildim," (ADD 1 87) demiti.
En nihayetinde, zerinde ok daha derin bir etki ya
ratan bir rya grd. Bu ryada Liverpool'dayd ("yaam
pnar") ve ehrin mahalleleri tam ortadaki bir meydan
e trafnda toplanmt. Merkezde, ortasnda kk bir ada
olan bir glet vard. Prl prl bir gne aday aydnlatrken
ehrin geri kalan sisli bir yamur ve duman altnda pek az
bir k alyor ve zar zor seilebiliyordu. Adada tek bir aa
vard; kzla alan tomurcuklarla bezeli bir manolyayd bu.
Aa tam gnein al tndayd ama sanki kendisi de ayr bir
k kayna gibiydi.

54
Tm bunlar bandan geenleri ve vard noktay
zetleyen bir sembol niteliindeydi. " Freud'la yollarm
ayrdmda, bilinmeyen bir diyara dalmtm. Freud'un
tesinde, bildiim hibir ey yoktu. Yine de karanln
iine adm atabilmitim. Banza byle bir ey geldikten
sonra bu tr bir d grmek, insana byk bir ltfa mazhar
olduu duygusunu veriyordu" (ADD 1 90) .
Her ey sona erdiinde, "deney" olarak adlandrd
bu yllar, yaamnn en nemli blmyd ona gre: "Bu
yllar iinde yaamn en nemli meselelerini zmtm"
(ADD 1 9 1 ) . Yine bu dnem, geliiminin ileriki aamala
rnda belirleyici olmu ve kendi adyla anlan psikoterap
tik disiplinin de temelini atmasn salamt. " te, her ey
esas ondan sonra balamt; ardndan gelen ayrntlar ise
bir anda zerime boalan bilindna ait verilere yalnzca
katk salam ve onlara bir para aklk getirmiti. Son
suz bir abann ardndan /1rima materia (tz) tm akly
la karmda duruyordu" (ADD 1 9 1 ) .

Yarat hastal

Jung'un yaamnn bu kritik dnemi pek ok tartma


ya konu oldu. En akla yatkn yorum ise, Bilindnn Kefi
( 1 970) adl devasa almann sahibi Hemi Ellenberger'den
geldi. Ellenberger'e gre, J ung, Freud'un da bandan ge
en benzer bir dnemde maruz kald, bir qit "yarat
hastal"na tutulmutu (bu iirneklerde 38 ve 43 ya aras) .
Hastaln seyri genellikle youn bir zihinsel etkinliin
ardndan balar ve belirtileri nevroza ya da daha ar vaka-

55
!arda psikoza benzer. Hala iine dt durumu yaratan
sorunlarla bouur bir halde bulunan kii, dardan yar
dm alamayacana inanr, toplumdan uzaklar ve daha
da ok kendi iine gmlr. Rahatszlk be ya da alt yl
srebilir. Aniden gelen bir zindelik ve kiiliin dn
myle birlikte iyileme sreci kendiliinden balar. zne
ok nemli hakikatleri kavradna ve bunlar tm dn
yayla paylamas gerektiine inanr. J ung'un durumunda
ise bu hakikatler yleydi:

Karlatm imgeler bir tek beni deil, bakalarn


da ilgile nd iriyord u . Artk bir tek kendime ait deildim ve
buna da hakkm yoktu. te, o andan itibaren yaamm
ounlua ait o lmutu ... O gnden sonra kendimi psie
nin hizmetine adadm. Bundan hem keyif alyor, hem de
nefret ediyordum, ancak bu yine de benim en byk zen
ginliim olmutu (ADD 1 84) .

Jung'un yaad bu deneyim, baz sanatlarn, yazar


larn ve filozoflarn yannda amanlarn ve sofu mistiklerin
de yaadklarna benziyor. Van Gogh, Strindberg, Nietzs
che, Theodor Fechner (psikofiziin kurucusu) ve teozofist
Rudolph Steiner rneklerden bazlar. J ung yaadklarn
Odysseus'un Nekyia'syla ( ller Oiyar'na yapt yolcu
luk) karlatrr ve Helene Preiswerk ile Helen Smith'in
trans anlarnda olduu kadar Bayan M iller'n (Libido
nun Dnmleri ve Sembolleri kitabnn atsn bu vaka
oluturur) fantezilerinde de kendini gstermitir. Jung,
Bayan M iller vakasnda ilk olarak bir "dnyadan vazge
i" (libidonun geri ekilerek ie dnmesi) ve ardndan

56
gelen bir "dnyay kabulleni" (libidonun da dnmesi
ve d gereklie olgunlukla uyum gsterme) tespit eder.
Yeraltna ini ve oradan dn temasna Glgam Destan,
Vergilius'un Aeneas' ve Dante'nin lahi Komedya'snda da
rastlanr. Ancak, bu koutluklarn en ilginci, daha nce
de belirttiimiz gibi, Freud'un kendi kendisine analiz ya
parak atlatt ve sre iinde psikanalizin temel ilkelerini
kefettii -serbest armn ve rya analizinin uygulan
mas, nevrotik hastalklarn etiyolojisinde cinselliin rol,
ocuklukta libidinal geliim evreleri, libidonun fiksasyonu
ve geri ekilmesi, yasak arzularn bastrlmas vb.- ruhsal
kntyd.
Her iki adam da iyileme srelerinde olduka nem
li ve zgn kitaplar yaymladlar: 1 900'de Freud krk be
yandayken Dlerin Yorumu'nu ve J ung da 1 9 2 1 'de
krk altsnda Psikolojik Tipler'i ortaya kard. Dolaysyla
Freud'un dnceleri daha o Jung'la tanmamken ge
limi ve sabitlenmiti. te yandan, J ung'un grlerinin
ou ancak Freud'la yollarn ayrdktan ve bu kayp ne
deniyle ektii skntlar atlattktan sonra ekillenmiti.
Bu yaadklar alt yllk dostluk Jung adna nasl bir keif
ve hazrlk dnemi olduysa, Freud iin de bak asnn
darald ve mutlak doruluklarna inand dncelerini
eletirmeye kalkanlara kar mthi hogrsz davran
d bir zaman dilimi oldu.
Gregory Bateson Akln Ekolojisine Girerken'de (Sreps to
an Ecology of Mind, 1 973) Jung'un Nekyia'sn epistemolojik
hir kriz olarak tanmlamakta haksz deildi; J ung bu evre
boyunca Freud'un tm indirgemeci kuramlarn bir kenara
atm ve kendi temel yapsn oluturmutur. Yarat hasta-

57
lndan kyla gelen zindelikle, Jung, mitoloji, felsefe ve
dinler zerine yapt alnrnlara geri dnerek yaadkla
rna kout somut veriler bulmaya alt. Psikolojik Tipler
de ite bu araylarn bir meyvesidir. Bu kitapla birlikte
psienin yaps ve ilevi zerine dncelerini toparlama
ya balad ve Freud'la aralarndaki farkn (Adler'inkileri
de katar) kkenine eildi. Savna gre, insanlar geliim
srelerinde yaam nasl deneyimlediklerini belirleyen
alkanlklar oluturuyorlard. Kltrel tarihi daha geni
bir ereveden yeniden deerlendirdiinde, iki temel psi
kolojik ynelim olduu sonucuna vard: Bunlara icdnk
ve dadnk tutum adn verdi. ednklk, znenin d
dnyaya kar ilgisini yitirerek i dnyasna ekilmesi, d
adnklk ise znenin ilgisini nesnel gerekliin hakim
olduu d dnyaya yneltmesiyle aklanabilir. J ung, ken
di iednk yapsnn Freud'un dadnk yapsna kart
bir tutum sergilemesinin aralarndaki atmann temelini
oluturduuna inanyordu.
Bu aklamada elbette bir gereklik pay var; ancak, en
az bunun kadar nemli baka etkenler de var. ncelikle
her ikisi de ok farkl evrelerden geliyordu. Freud ehir
li bir Yahudiydi; zerine titreyen gen ve gzel bir anne
bytmt onu; ald yeniliki eitim onu doal olarak
bilime ynlendirmiti. Oysa J ung kyl bir Protestan
d; depresif ve kimi zaman da varlndan yoksun kald
annesiyle ba zayft; romantik bir idealizm ve teolojiyle
sarmalanmt. Neticede Freud'un pheci bir ampirist
olmasna ve Oedipus kompleksinin evrensel doruluu
na inanmasna amamak gerek; ayn ekilde Jung'un da
kendisini ruhsal yaama adamas ve Oedipus kompleksi-

58
nin evrensel bir geerlilii olmadna inanmas olaan bir
sonutur.
Aralarndaki bir dier nemli ayrm da Uydu: Freud'un
yaklam geriye dnkt; bu da onun eylerin kkenine
dair indirgemeci bir tutum sergilemesine neden oluyordu;
Jung'unki ise ileriye dnkt; ereksel olanla ilgileniyordu ve
daha esnek bir yaklama sahipti. Bu ayrmlar akl hastalk
larna yaklamlarnda olduu kadar, sanata dair dncele
rinde de kendini belli ediyordu. Jung, 1 920'de kaleme ald
bir makalesinde Freud'la aralarndaki farklar sralarken, bu
meselenin zn yle aklamt: "Felsefi eletiri, benimki
de dahil her tr psikolojinin aslnda znel bir itiraf olduunu
anlamama yardmc oldu" ve "Hatta elimde deneysel veriler
olduunda bile, aslnda hala kendimden bahsediyordum"
(TE IV, s. 7 74) . Ayn durum Freud iin de geerlidir.

Btnleme: Benliin kefi

J ung, geri kalan yaam boyunca kiisel geliim ve


dnmn dinamikleri zerine kafa yordu. nsan geli
iminin ocukluktan ve ergenlikten sonra orta yata ve
yallkta da devam ettiini ileri sren pek az saydaki 20.
yzyl psikoloundan biriydi. Yaam boyu sren bu geli
im srecine btnleme diyordu ve ayet insan, tpk onun
Nekyia'snda kefettii biimde, kendi bilindyla yzleir
ve onunla ibirlii yaparsa bu srecin sonunda en yksek
verimi alabilirdi.
Peki ama bilindyla yzlqmekle neyi kastediyordu ?
Jung kendi bilindn uyank (ve uykuda) olduu her an

59
ona elik eden canl ve esrarl bir varlk gibi deneyimli
yordu. Ona gre, yaamn anlamndaki gizi zmek, bu
te dnyaya ait gle iliki kurmaktan ve onu anlamak
tan geiyordu. zyaamyksnn u ilk cmlesi her eyi
aklyor: " Benim yaamm, bilindnn kendini kefet
mesinin yksdr." Bilindnn kendini kefetmesini
nasl salayabiliriz? Onu, kendini ifade edebilmesi iin ser
best brakarak ve sonrasnda da neler anlattna bakarak.
Demek ki, benliin kefedilebilmesi iin psienin kendine
ynelmesi ve rettikleriyle yzlqmesi gerekiyor. J ung bu
deneyi gerekletirebilmek iin kendisini iki ksm ayrd -
deneyimleyen, kaydeden ve mcadele veren bilinli zne
ve onu ele geiren, ondan sayg ve ilgi isteyen kiilikler

1 4. Bollinen'deki Kule, 1 9 56.

60
ve glerle kendisini gsteren bilind iiteki. Bunun iki
sonucu oldu: Farkndaln artmas ve somut bir varlk
olarak psienin gerekliini grmek.
Grnen o ki gre kuramlarn da en iyi anlatan yine
kendi yaam oldu. Orta yaa geldii zaman bir anda nasl
deitiini pek ok kii dorulamt. O souk ve zor gen
adam gitmi, yerine bilge ve cana yakn bir adam gelmiti.
Her ne kadar inzivaya ekilmekten keyif almaya devam
etse de, her eit insanla anlaabilme yetisi kazanmt ve
ona danmak ya da sadece ziyaret amacyla gelenler, hem
nezaketinden ve neesinden, hem de bilgelii ve zekasnn
kvraklndan etkileniyorlard. Tm dnyadan insanlar
Zrih'e eken, yallnda televizyona ktnda milyon
larn onu izlemesini salayan ve lmnden sonra da ona
duyulan ilginin gitgide artmasna neden olan ey, ite, hu
btnlemenin ulat noktayd.
Bilind zerinde almaktan ya da kendi "yzleme"
dneminde toparlad veriler zerinden aratrmasn sr
drmekten asla vazgemedi. l 922'de Zrih'in kuzeyindeki
ok gzel bir gln kysnda yer alan Bollingen'de bir arazi
satn ald ve oraya ufak hir kule ina etti; geri kalan yaa
mnn farkl zamanlarnda evresine eklentiler yaparak onu
mimari bir mandalaya dntrd. Talar zerine ykselen
bu kiisel oluumun kalbinde yer alan, sadece ona ait hir
oda vard ve burada kendisi ve psikolojisi zerine en nemli
aratrmalarn yapt. Yaamnn sonlarna doru yle yaz
mt: "Bollingen'de tam anlamyla hakiki yaammn iin
deyim ve kendimi en derinden hissettiim yerdeyim" (ADD
2 1 4) . ocukken hayalini kurduu, iinde gizli bir laboratu
var olan kalesi bylelikle gerek olmutu.

61
Orta ya bunalmnn ardndan, bandan geen bir
olayn da etkisiyle "simya"y kefetti. 1 92 7'de sinolog Ric
hard Wilhelm ona Altn iein Srr adl Taocu bir simya
almasnn Almanca evirisini gnderdi ve kendisinden
bunun zerine bir yorum yazmasn rica etti. Jung gitgide
artan bir heyecanla okuduka kendisininkilere benzer bir
deneyimle kar karya olduunu anlamt: Mandalada
merkezin tavaf ediliine ve Benliin fenomenolojisine dair
grlerinin en harika ve en beklenmedik delili ite kar
sndayd. " lk kez bu olayla yalnzlmdan syrlmtm,"
diye yazar (ADD 1 89) . Kendisi dnda ve ok uzak bir
kaynaktan kp gelen bu zengin psiik malzemeye kar
mthi bir yaknlk duyuyordu. Bu kefin hemen ardndan
pek az kalan mrn bir dizi simya almasna adad.
Grd iki d, onu kaderinde bekleyenlere hazrla
mt. Birinde evinin yannda, daha nce varln bilmedi
i ek bir yapda 1 7 . yzyldan kalma bir ktphane kefet
miti; dierinde de arkasndan kaplar kapandn ve ayn
yzyla hapsolduunu grmt. Sabrla simya metinlerini
biraraya getirerek gelmi gemi en byk koleksiyonu
oluturmaya balad ve simyaclarn gizli sembollerden
oluan, kendilerine zg bir dil yarattklarn grd. lk
zamanlar sembollerin neyi simgelediklerini pek az anla
yabiliyordu, fakat dilbilimsel zellikleri zerinde alarak
temel kalplar ve gndermeleri ieren detayl bir veri sz
l oluturdu ve "simya diliyle ifade edilenlerin anlam
en nihayetinde ortaya kt" (ADD 1 96) .
Jung simyann, yaratt psikoloj inin bir ncl oldu
unu anlamt. "Simyaclarn deneyimleri bir anlamda be
nim de deneyimlerimdi ve onlarn dnyas benim de dn-

62
yamd. Bu elbette ok nemli bir keifti: Kendi bilind
psikolojimin tarihsel eiyle kar karyaydm" (ADD 1 96) .
O ana dek simya, kimyann ilkel balangc olarak grl
m ve sonra bir kenara atlmt; ancak J ung simyaclarn
metali altna dntrme abalarnn aslnda sembolik bir
anlam olduuna ve psiik bir dnm srecini temsil et
tiine inanyordu. Dier bir deyile simya btnlemenin
metaforuydu.
Doa nasl hilikten nefret ederse, insan da kavraya
mad bir olayla karlat m hayal gc devreye girer ve
oluan boluu doldurmaya alr. Bilinmeyenle karla
tmzda, kendi psiik etkinliimizi ona yanstarak onu
anlamlandrmaya alrz. Psikolojik yanstma testleri,
mrekkep lekelerinde ya da belirsiz ekillerde deneklere
ne grdklerini sorar ve bu eilimi kullanrlar. Leonardo
da Vinci de duvardaki slak lekelere uzun bir sre bakarak
manzaralar canlandrabilmek gibi bir yntemi savunmu
tu. Bu tarz uygulamalar, psienin baka trl ulalmas
imkansz esaslarn incelemek amacyla kullanmay akla
ilk getiren J ung'du : Bu yntemler araclyla bilindn
da uyanan yeni anlamlar d gereklik zerinden yanst
larak ayrmsanabiliyorlard ve bu da sanat terapisinin en
deerli ilevlerinden birinin kaplarn amt. J ung grd
ki simyaclar da farknda olmadan benzer mekanizmalar
kullanmaktaydlar: Simya, yanstma yntemiyle ortaya
kan psikolojik hadiseler zerine temellenmi incelikli bir
disiplindi aslnda.
Jung'u zellikle byleyen, simya rnnn geirdii
dnm evrelerinin aklamalaryd; nk analiz evre
leriyle birebir paralel zellikler gsterdiklerini fark etmiti.

63
J ung ayrca simyac ve kadn yardmcs sornr mystica (.n.:
mistik kzkarde) arasndaki ilikinin, analiz tedavisi s
resince hasta ve analist arasnda gelien aktarm ve kar
aktarm ilikisinin ilk biimlerinden biri olduunu da sap
tamt. Simya sembollerinin modern biliminsanlarnn
bile dlerinde belirebilmclerini kefetmesi, bu sembolle
ri arketipik psiik etkenlerin belirlediine dair dnce
sinin geerliliini kantlamt ve J ung Psikoloji ve Simya
(TE XII) kitabnda Nobel dll fiziki Wolfgang Pauli'ye
( l 900-58) ait bu tarz bir dizi d kaydn yaymlad.
Bu aratrmalar analize olan inancn tazeledi; analizi
akl hastalklarnn tedavisinde kullanlan bir yntemden
ok, kiisel geliim salayan bir ara olarak grmeye bala
d ve tm enerjisini kendi bilindyla yzlemesi srasn
da mkemmelletirdii ve 1 7. yzyla ait oklt bir bilimin
esrarengiz ve bulank sularndan ekip kard metotla
rn -renci ya da hasta- bakalarna byk bir evkle
retmeye adad.

Yallk ve gel iim

Ju ng'un geliim psikolojisine yaklamn dierlerinden


ayran en temel etmen, yalandmzda bile iimizde sakl
gleri kefetme yolunda ilerleyebileceimize dair dn
cesiydi. Bunun J u ng iin geerli olduunu elbette grebili
yoruz. ayet dier pek ok Avrupal ada gibi 1. Dnya
Sava srasnda lm olsayd, bugn hakknda pek az ey
biliyor olurduk. Nitekim n yalandka katlanarak artt.
En ok etki yaratan kitaplarnn yaamnn bu son evresin-

64
de yaymlanmasnn yannda, psikoterapi, simya, 1 Ching
ve din dnda, ezamanllk ve uan daireler gibi ok e
itli konulara eilmesinden de anlalaca zere, zihinsel
ufku bu dnemde de genilemeye devam etti. J ung'a gre
yallk amansz bir k deildi, esas olan ilerlemeci bir
tutumla artma sreciydi. " nsan adna belirleyici olan soru
udur: Sonsuz olan bir eyle arasnda bir ba var m?" (ADD
300) . Bu igrs hem kendi yaamnn, hem de yaratt
psikolojinin kkyd. Sonsuz, mutlak ve lmsz olann
varl, ona gre her daim ok yakn, sarslmaz bir gereklik
ti ve en byleyici yan da sakl ("oklt") olmasyd. "Yaam
bana her zaman kklerinden beslenen bir bitkiyi hatrlatr,"
diye yazmt. "Topran stndeki ksm yalnzca bir yaz
mevsimi hayatta kalr ve sonra da solup gider; gelip geici
dir .. . Oysa bu sonsuz akn hemen altnda her zaman canl
kalan, varln srdren bir eyin olduunu da biliyordum.
Gzmzn nnde gp giden sadece aan tomurcuk
lar. Kk ise hep orada" (ADD 1 8) . "Bu temel kkn varl
da yaammzn en byk gizi. yleyse geip giden yllara
yenilmeksizin, onurla ve bir ama uruna yolumuza devam
edebilir ve son yaklatnda 'yaamla dolu' bir biimde l
meye hazr olabiliriz." nk yalln esas amac gten
dmek deil, bilgelie ulamaktr.
Jung'un yallk dnemindeki bu retken canll ikin
ci bir "yarat hastal"nn da habercisiydi ayn zamanda.
l 944'n balarnda, altm sekiz yandayken kalbinde ve
akcierlerinde neredeyse lmne neden olacak bir em
boli olumutu. Hastanede yatt srada, lme ok yak
lat o anlarda dnyaya uzaydan baktn grd bir
deneyim yaamt. Dnyadan kopmaya baladn his-

65
sederken doktorlar onu hayata dndrmlerdi fakat bu
onu pek memnun etmemiti. Gelgelelim, tamamen iyileti
ve hayatnn geriye kalan on yedi yln her eyden daha
fazla nem verdii yaptlarn yazmaya adad. Bu hastalk 1
No'lu kiiliinden 2 No'lu kiiliine geiine onu bir adm
daha yaklatrm gibi. Grd iki d ise bunu dorular
niteliktedir. lkinde derin bir meditasyona dalm, lotus
oturuunda bir yogi grr. J ung, yoginin yznn kendi
yz olduunu anlaynca heyecan iinde uyanr. " Demek
ki onun zihninde beliren kii benim," diye dnr. "O bir
d gryor ve bu d de benim. " ok daha sonra grd
ikinci dte kendisini eski tip bir projeksiyon makinesine
benzeyen garip ve uan bir cisimden gelen bir yansma
olarak grr. Bu dler ona bilindnn grg! kiilii
oluturduunu ve Benliin de insan bedenini boyutlu
gereklie girebilmek amacyla kullandn gsteriyordu.
Seksen iki yanda yle yazar:

Yaamma dnp baktmda, anlatmaya deer bul


duum hadiseler yalnzca bu geici yaamn iinde o asla
yok olmayann belirdii anlarda gerekleti ... Gezilerim,
insanlar, evrem ve olup biten dier her ey, bu isel hadi
selerin yannda snk kalyor. .. Oysa "teki" gereklikle
karlamalarmn ve bilindyla mcadelemin hafzam
da brakt izler ok daha derin. Bu teki alem ylesine
zengindi ki onun yannda dier her ey nemini yitiriyor
du (ADD 1 8) .

J ung yaamnn geri kalannda kartlarn gizemi, b


lnmeleri, birlemeleri ve aknlklar ve insan bilincinin

66
kozmik nemi gibi konulara arlk verdi. Dncelerini
anlalmas olduka g ve emek isteyen farkl kitapta
toplad: Aion ( 1 95 1 ) , Answer to ]ob (Eyp Kitab'na Yan
tm) ( 1 952) ve Mysterium Coniunctionis ( 1 95 5-6) . lerin
den en anlalr olan Eyp Kitab'na Yamtm'da, Tanr'nn
dnyada olup biten ktlklerin tm sorumluluunu san
ki onun hibir suu yokmuasna insann srtna ykle
diini aklamas, ilahiyatlarn tepkisini ekti. Jung'un
iddiasna gre, yaptklarnn bilincinde olmayan yce
Tanr'nm bu eksiklii ancak insan bilincinde giderilebilir
di ve bu durum da Tanr'nm insan neden kendi suretin
de yarattn aklyordu. "Kutsal ibadetin ya da insann
Tanr'ya ibadetinin de esas anlam burada yatar; bylelikle
karanlktan k doabilecek; Yaratc yarattnn ve insan
da kendisinin bilincine varabilecektir" (ADD 3 1 2) .
B u dncesi 1 925'te Dou Afrika'daki Athai dz
lklerine yapt gezide filizlenmiti. Beraberindekilerle
bir tepenin stnden ufka doru uzanan savanay ve ar
ar akan bir nehir gibi sralar halinde ilerleyen ve otlayan
ceylan, antilop, gnu, zebra ve yaban domuzu srlerini iz
lemiti.

Alc bir kuun melankolik l dnda t yoktu .


Bu, sonsuzluun balangcnn dinginliiydi; var olmama
durumundaki dnyann aslnda her zamanki hali; nk
o ana dek hi kimse burada durmam ve onun ite hu
dnya olduunu bilmemiti. Beraberimdekilerden artk
onlar gremez olana dek uzaklatm ve tamamen yalnz
olma duygusunun zevkini kardm. te, orackta duru
yordum; esas dnyann bu olduunun farkna varan ilk

67
insan olarak, ancak o anda bu dnyay yaratann da yine
ben olduumun henz ayrmnda deildim.
Orada dururken, bilincin kozmik anlam tm berrak
lyla belirmiti nmde. Simyaclar "Doann verdikleri
kusursuz deildir; sanattr onu mkemmelletiren," der
ler. nsan, yani ben, gze grnmeyen bu yarat annda
dnyaya ereksel bir varolu kazandrarak onun mkem
melliini tasdiklemitim .. . Artk onun ne olduunu bili
yordum, dahas, yarat iin insann varlnn vazgeilmez
olduunu, aslnda onun dnyann ikinci yaratcs oldu
unu ve ona bu ereksel varoluu bir tek onun verebilece
ini anlamtm, ki bu ereksel varolu olmakszn yaam,
grlmeksizin ve duyulmakszn sessizce beslenir, doar,
lr ve zifiri karanlk bir gecenin hiliinde bilinmeyen
sonuna doru milyonlarca yl srecek umarsz kousunu
srdryor olurdu (ADD 240- 1 ) .

Jung, eksiksiz bir bilince ulama gayesiyle klan ki


isel geliim yolculuunun sonsuzluk balamnda gerek
letiine inanyordu; bylelikle, psikolojisi kozmolojiye
de dnmt. Psie doann ereksel bir unsuru olmas
nedeniyle sui generis idi (Lat. emsalsiz) ve, tm evren iin
geerli kanunlara tabi olmakla birlikte, bu kanunlarn t
mn kendi iinde gerekletiriyordu: Bilincin mucizeleri
sayesinde insan psiesi, Ooa'ya, kendi yansmasn grebi
lecei bir ayna tutar.
Yallnda, yaklaan lme dair pek ok nsezisi ol
mutu ve bu konuda onu en ok etkileyen, bilindnn
bu sezgileri pek ciddiye almamasyd. Dorusu, onun iin
lm de kendi iinde bir tr ama tayordu ve olumlu bir

68
yn vard. Bu dnceleri dorultusunda, dnde, bir
lk seli altnda "teki Bollingen"i giird ve bir ses ona her
eyin tamamlandn ve onu karlamak zere hazr olun
duunu syledi. Yaamna dair Unlar sylemit: "Dodu
um andan itibaren beni ynlendiren, her eyi anlamaya
dair duyduum iddetli bir arzu oldu. Benim doamdaki
en gl e de buydu" (ADD 297) . Anlamaya ve bilmeye
duyduu ite bu gereksinim, seksen alt yanda, bir hafta
da geirdii iki krizin ardndan Ksnacht'ta huzur iinde
ld 6 Haziran 1 96 1 'e dek yaratcln her daim canl
tuttu.

69
il. Bl m

ARKET PLER VE KOLEKTF BLNDII

l 909'da Jung ve Freud, Worcester, Massachusetts'teki


Clark University'de konuma yapmak zere bir davet al
dlar. Yedi hafta boyunca her gn uzun sohbetler yapma
imkan buldular ve birbirlerinin dleri zerinde altlar.
Bu dlerden zellikle ikisi dostluklar zerinde nemli bir
rol oynad. lki Freud'a aitti ve J ung, Freud'un verdii pek
az bilgiyle bu d elden geldiince zmlemeye alt.
J ng daha fazlasn anlatmasn istediinde, Freud, ona
kukt dolu hir bak att ve bu isteini geri evirdi: "Oto
ritemi tehlikeye atamam," demiti. J ung daha sonra, tam
o anda Freud'un otoritesinin nasl yok olduunu syleye
cekti. "Bu siizler bir kam gibi inerek belleime kaznmt
ve belli ki dostluumuzun yaklaan sonunun habercisiydi.
Freud kiisel otoriteyi hakikatten daha deerli gryordu"
(ADD 1 54 ) .
Dier d ise J ung'undu. Diinde bir ev vard; nce
duvarlarnda ho tablolarn olduu ve olduka gzel d
enmi st katnda buldu kendini. Bunun kendi evi oldu-

70
unu sanarak, "Hi fena deilmi!" diye dnd. Sonra
aklna alt katlara bakp neler olduunu grmek geldi ve
aaya indi. Alt katta her ey ok daha eskiydi. Ewalar
Ortaa'a ait gibiydi ve daha karanlkt buras. "Evin her
yerini kefetsem iyi olacak," diye dnd. Dikkatle yerle
ri inceledi. Byk talarla denmiti ve bir tanesinde bir
halka olduunu fark etti. Halkay ektiinde ta kalkt ve
aaya doru inen dar bir merdiven ortaya kt. Aaya
indiinde kendini bir kayann iinde oyulmu, bask ta
vanl bir maarada buldu. Byk olaslkla ilkel bir kltre
ait bir sr kemik ve krk anak mlek paralar tozlarn
arasnda etrafa salmt. ok eski olduklar anlalan ve
neredeyse dalmak zere olan iki de kafatas vard arala
rnda. Sonra uyand.
Freud'un bu dle ilgili kafasn kurcalayan tek ey, n
iki kafatasnn kimlere ait olduuydu. Jung'tan bu kafatas
larnn kimin olduunu sylemesini istiyordu. nk ona
gre, J ung'un lmlerini arzulad iki kiiye ait olduklar
akt. J ung bunun meselenin zyle hibir ilgisi olmadn
dnyordu; gelgelelim, o dnem ilikileri sresince her
zaman yapt gibi kukularn kendine saklad. Jung'a gre
ev, psieyi; st kattaki oda, bilinli kiiliini; zemin kat, daha
sonra kiisel bilind adn verdii bilindnn ilk kademe
sini ve en alt kat da kolektif bilindn simgeliyordu. Bu
en alt katta, iindeki ilkel insan' kefetmiti. Onun dn
cesine gre, kafataslaryla birilerinin lmn arzulamak
arasnda hibir iliki yoktu. Onlar, ortak psiik mirasmz
ekillendirmemize yardmc olan atalarmza aitti.
Jung'un kolektif bilind zerine varsaymn dile ge
tirme cesaretini bulmas, Freud'la aralarndaki en belirgin

71
ayrm ve psikolojiye yapt en nemli katky da ortaya
kard. Freud, her ne kadar zaman zaman psiedeki "arke
tipik izler"e gndermede bulunmu olsa da, J ung'un cesur
ve devrim niteliindeki dncelerinin muazzam etkileri
karsnda direnmeyi inatla srdrd.
Ju ng'un ileri srd varsaym, neredeyse psikoloji
biliminin anahatlarn oluturan temel bir anlay niteli
indeydi. Hatta fizikte kuantum kuramnn nemiyle ra
hatlkla karlatrlabilirdi. Fizikiler nasl paracklar ve
dalgalar, biyologlar da nasl genleri inceliyorlarsa, J ung da
psikologlarn kolektif bilindn ve hangi ilevsel birim
lerden -bunlara daha sonra arketipler diyecekti- meydana
geldiini aratrmay i edinmeleri gerektiini ileri sr
d. Arketipler, hir araya geldiklerinde "insanln kadim
miras"n (TE V, s. 259) oluturan ve "hepimizde iizde
olan psiik yaplardr" (TE V, s. 224) .
Jung'a gre arketipler temelde tm insanlarn ortak
davran zelliklerini ve sradan deneyimlerini balatan,
denetleyen ve arac olan ikin nropsiik merkezlerdir.
Dolaysyla arketipler uygun durumlarda, snf, inan, rk,
corafya ya da tarihsel dnem fark etmeksizin insanlarda
benzer dncelerin, imgelerin, mitolojik motiflerin, duy
gularn ve dncelerin belirmesine neden olur. Tek bir
bireyin tm arketipik donanm kolektif bilindn olu
turur. Bu kolektif bilindnn yetkesi ve gc merkezi hir
ekirdekte toplanr; kiiliin btnlemesinden sorumlu
dur ve J ung da buna Benlik der.
Jung, Freud'un tek tek bireylerin geliiminde kiisel de
neyimin hayati bir nem tadna dair dncesini payb
yordu; ancak, bu geliimin herhangi bir yapdan yoksun

72
bir kiilikte gerekleebilecei fikrine katlmyordu. Hatta,
J ung'a gre, kiisel deneyimlerin grevi zaten ornda olan
ortaya karmak ve bylece Benliin iinde halihazrda var
olan arketipik gc etkinletirebilmekti. Nasl ki bedenle
rimiz salt yediklerimizden olumuyor, psielcrimizi de salt
deneyimlerimizin birer rn olarak gremeyiz.
J ung'un psie modelini anlatan bir emayla (ek. 1 5)
bunu daha iyi aklamak mmkn olacak. Bu modeli g
znzde katmanl bir soan gibi kresel bir biimde
canlandrmalsnz. Merkezde, etkisi tm sisteme nfuz
edebilen Benlik var. Emerkezli dairenin en ite olan,
arkctiplerden oluan kolektif bilind. En dtaki daire
de, gnqin evresinde dnen bir gezegen ya da dnya
nn evresinde dnen ay misali, bu sistemin yiirngesinde
ilerleyen egosuyla birlikte bilin yer alr. Bilin ve kolektif
bilind arasnda kalan blgede de, her biri bir arketipe
bal komplekslerden oluan kiisel bilind bulunur:
Kompleksler, kiilikletirilmi arketiplerdir; arketiplerin
kiisel psiede kendilerini gsterebilmelerine olanak sa
larlar.
Jung'un arketipleri belli bir dereceye kadar Platon'un
dealar'yla benzerlik gsterir. Platon'a gre, " dealar",
insan hayat balamadan ok nce tanrlarn :ihninde
var olan ar ve ussal formlard ve bu nedenle de sradan
dnyada olup bitenlerden ok daha te ve akn bir dz
lemdeydiler. Arketipler, bir eyin genel zelliklerini barn
drmalar nedeniyle kolektif tiler; fakat ayn zamanda belirli
tezahrlerinde ikindiler de. rnein, her insann parmak
izindeki hatlarn ve kvrmlarn genel ve hemencecik an
lalabilen bir yaps vardr, ancak bu izlerin her biri asln-

73
K = Komplcks
A = Arketip
Kolektif bilind Ego-Benlik Ekseni

1 5 . Jung'un psic modelinin emas.

da kendine zg ve esiz bir dzendedir; ite, bu nedenle


hrszlk yapmaya kalkacak biri yakalanp tutuklanmak
istemiyorsa, eldiven takmay unutmamaldr. Arketipler
bir anlamda evrensel ve bireysel, esiz ve genel olann bile
iminden meydana gelir; yle ki, tm insanla zgdrler
fakat yine de her insanda farkl bir biimde aa karlar.
J ung'un arketiplerinin Platon'un dealarndan ayr
t nokta, ereksel ve dinamik yaplarndan kaynaklanr.

74
Arketipler, evresel etkenlere bal yaamsal dng iler
ledike, bireyin kiiliinde ve davranlarnda kendilerini
gerekletirmek iin etkin bir aray iine girerler.

Arketiplerin gerekletirimi

Bir ocuun kiisel psiesinde kendini gerekletirmek


isteyen en nemli arketip anne arketipidir. Bir arketipin
gerekletiriminde Qung ayrca "akla getirme" ve "kme
leme"den de sz eder) 1 9. yzyln sonlarnda psikologlarn
belirledii arm ilkeleriyle uyumlu bir sre olduu d
nlebilir. Bu ilkelerden zellikle iki tanesi benzqmekte
dir: Benzerlik ve yaknlk ilkeleri. Bu balamda, davranla
r ve kiilik zellikleri ana arketipin yapsal iizelliklerine
yeteri kadar benzeyen ve ocuun bir "anne" gibi alglad
ve deneyimledii dii bir bakcnn yaknlnda var olan
ocuun psiesinde anne arketipi kendini gereklqtirir.
Aradaki bu ba gelitike, ocuun psiesindeki arketip,
etkinliini anne kompleksi biiminde srdrmeye balar.
te yandan benzerlik ve yaknlk ilkeleri uyarnca ocukta
kmelenen zellikler de annedeki ocuk arketipini yaratr.
Bu ikiliin her yesi, dierinde akla gelen arketipi olutu
ran algsal alan yaratr.
Jung'un yaad dnem boyunca psikologlar, ocuun
annenin bakm altndayken edilgen bir role sahip olduu
nu ve anneye olan balln da onu besleyen kii olmasn
dan kaynaklandn ileri srdler ("karc sevgi" kuram
da denir buna) . J ung ise, tam tersine, ocuklarn dnya ile
kurduklar her tr ilikide etkin bir katlmlar olduunu

75
ileri srd ve unu vurgulad: "Yeni domu bir bebein
psiesinin sanki bir tabula rasa gibi bombo olduunu var
saymak [ki adalarnn ou byle dnyordu ) byk
bir hata" (TE IX. s. 1 36) . Her birimiz, trmze ait ortak
deneyimlere sahip olmamz salayan ve doutan gelen
ikin bir psiik yap barndryoruz.

Dolaysyla insann tm doas hem fiziksel, hem de


ruhsal adan kadna baldr. Bnyesi daha en bandan
kadna dnktr; tpk su, k, hava, tuz, karbonhidrat,
vb. ile biimlenmi bir dnya iin yaratlm olmamz
gibi. Doduu bu dnyann formu sanal bir imge olarak
zaten iindedir. Ayn biimde, ebeveynler, e, ocuk
lar, doum ve lm de doutan gelen psiik kabiliyet
ler uyarnca sanal birer imge olarak iimizde bulunur.
Bu a }Jriori kategorilerin kolektif niteliklerinin olmas
doalarndan ileri gelir; bunlar ebeveynlerin, ein ve
ocuklarn genel imgeleridir ve bireysel yazglar olarak
dnlemezler. Bu imgelerin bilind olmalar nede
niyle elle tutulur bir ierikten yoksun olduklarn bil
mek gerek. Bu imgeler ancak ve ancak bilind yetileri
uyararak canlandran, gzleme dayal olgularla birlikte
elle tutulur hale gelebilir, etki edebilir ve nihai bilince
kavuturabilirler. Onlar bir anlamda atalarmzn dene
yinlerinin bir birikimi gibidir, fakat deneyimin kendisi
deildirler (TE YIL s. 300) .
Dolaysyla uzak ve yakn atalarmz iin esas olan tm
bu etmenler bizim iin de yle olacaktr; iinkii bize miras
kalan bu organik sistemin iine gmldrler (TE Vlll.
s. 7 1 7) .

76
Son yarm asrda grece yeni bir bilim olan etolojide de
(davransa! biyolojinin hayvanlar doal ortamlarnda in
celeyen dal) Jung'unkilere benzer dncelere rastlamak
mmkn. Her hayvann kendi trne zg bir davran
kalb vardr. Bu davran kalplar, sz konusu trn ev
rim yoluyla merkezi sinir sisteminde gelien yapya gre
ekillenir. Etologlar bu yapya doutan serbest brakma me
kanizmas ya da ksaca DSBM adn verirler. Her DSBM ,
evrede bulunan uygun bir uyaran -iaret uyaran- kar
snda harekete geer ve hayvan da durum karsnda evrim
yoluyla kaltmlaan bir davran kalb sergiler. rnein,
dii bir yaban rdei, erkek bir yaban rdeinin parlayan
yeil ban grdnde onun cazibesine kaplr; bir iaret
uyaran olan bu yeil ba, rdein merkezi sinir sistemin
de bulunan doutan mekanizma'y serbest brakr ki bu
da rdeklerde kur yapma zelliklerini barndran davran
kalplar'nn ortaya kmasna neden olur.
Bu, Jung'un insanlarda grlen arketiplerin ileyiine
dair anlayna olduka benziyor ki J ung'un kendisi de
byle bir karlatrma yapmt. Bir arketip "kaltm
sal bir idea" deil , daha ok "bir civcivin yumurtadan
kmas, bir kuun yuvasn yapmas, hir tr yaban ar
snn trtln sinir dmn sokmas ve ylanbalnn
Bermuda'ya yapt yolculu kta yolunu bulabilmesi gibi
kaltmsal bir ileyi biimine benzer. Dier bir deyile,
bir eit 'davran kalb'dr" diyen J ung karlatrmasn
u szlerle bitirir: "Arketipin bu tamamen biyolojik yn
de bilimsel psikolojinin esas meselelerinden biridir" (TE
XVIII, s. 1 228) . Etoloji ve J u ng psikolojisi tpk bir elma
nn iki yars gibidir: Etologlar arketipleri da dnk bir

77
anlayla, Jungular da DSBM'yi ie dn k bir yaklamla
incelenilerdir.

Arketipik kuram n geerl il ii

Birok farkl disiplin, arketipik sava benzer yaklamlar


koydu ortaya, ancak pek az Jung'a gndermede bulundu.
rnein, Claude Levi-Strauss ve yapsal antropolojinin
Fransz ekolnn en nemli meselesi, tm insanla ait
adetlerin ve kurumlarn k kayna olarak grdkleri
bilind altyaplar'd; dilbilim uzmanlar, her ne kadar dil
bilgisel adan deikenliklere rastlansa da, dilde temel ya
plarn -Noam Chomsky buna derin yaplar der- evrensel
olduklarn ileri srerler (yani, nropsiik dzeyin derinle
rinde evrensel (ya da 'arketipik'] ve dier tm dil dizgele
rinin altyapsn oluturan bir dilbilgisinin varl sz ko
nusudur) ; tamamen yeni bir disiplin olan sosyobiyoloji ise
insan da dahil tm sosyal canllarda grlen tipik davran
kalplarnn, organizmann evrimletii evreye uyum sa
layarak hayatta kalma ansn ykseltmek iin tasarlanm
genlerle aktarlan tepki stratejilerine bal olduuna dair bir
kuramdan domutur. Sosyobiyoloji buna ek olarak, bir t
rn tek tek yelerinin psiko-sosyal geliimlerinin epigenetik
ilkelere (epi gre, genesis geliim; geliim srecinin iz
= =

ledii ilkeler anlamnda) bal olduunu da ileri srer; yeni


yeni baz etolojik ynelimli psikiyatristler ise psikobiyolojik
tepki kalplar ve etrel sinirsel yaplar olarak adlandrdkla
r aratrmalar yapmaya baladlar; onlara gre bu olgular,
hastalarn evresel etkenlere verdikleri tepkilerde, uyum-

78
sal adan salkl ya da salksz bir kalp oluturmalarna
neden oluyordu. Tm bu yaklamlar, J ung'un onlarca yl
nce ortaya att ancak neredeyse evrensel bir kaytszlk
la karlanm arketipik savyla rtyor.
Bu, akla nemli bir soruyu da getiriyor. M adem J ung'un
arketipler zerine kuram bu kadar asli, nk grnen
o ki dier pek ok disiplinin uygulayclar bunu srekli
yeniden kefediyor, yleyse neden J ung bunu nerdii za
man hak ettii ilgiyi grmedi? Bunun aklamas sanrm
iki ynl: Jung'un kuramn aklad dnemin artlar ve
bunu aktarma biimi.
ncelikle, J ung'un zamannda niversitelerin psiko
loji blmlerinde alanlar davran ekoln etkisindey
diler; bu yaklamdakiler, doutan gelen ya da genetik
faktrleri yok sayarak, bireyi, geliimi neredeyse tamamen
evresel etmenlere bal bir tabula rasa olarak grme eili
mindeydiler. J ung'un kart grne gre ise, yeni doan
bir bebein iinde, zamanla evreyle olan etkileimiyle ta
mamlanacak el dememi bir tasarm vard ve hu grn
zamann hakim dnceleriyle elimesi muhalefetle kar
lanmasna yetti.
kincisi, J ung kuramn ne ak ve test edilebilir bir bi
imde ortaya koydu, ne de ikna edici kantlarla destekledi.
" lkel imgeler"in (arketip adn vermiti) aa kmasn
salayan kolektif bilind dncesini ilk kez ak tard
Libidonun Dnmleri ve Sembolleri kitab iiylesinc ar
ve ylesine ok mitolojik yorum ieriyordu ki en adanm
okur iin bile zmlenmesi neredeyse olanakszd. Da
has, "ilkel imgeler"in insanlk tarihinden kp geldiini
ileri srmesi, J ung'u tpk Freud gibi ilk kez Jean-Baptiste

79
Lamarck ( 1 744- 1829) tarafndan ortaya atlan sonradan
kazanlm zelliklerin aktarm (tek hir neslin yelerine ait
dncelerin ya da imgelerin genetik yolla daha sonraki
nesillere aktarlabilecei dncesi) gihi pek fazla itihar
grmeyen bir kuramn savunucusu gihi gstermiti.
te yandan, kolektif hilind sav tek bana deer
gryordu ve bu gr benimseyen birinin iin iine La
marck biyolojiyi mu tlaka katmas gerekmiyordu . Daha
nce de grdmz zere, gnmz etologlarnn, sos
yobiyologlarnn ve psikiyatristlerinin kuramsal ifadele
riyle de aslnda tamamen rtyor. J ung, salt Lamarck
olmakla damgalanmaktan kurtulmak adna en sonunda
arkeipeki kendisi (Kant'n das Ding an sich ine benzer)
- - '

terimini ortaya atarak, arkeipeki kendisi'nden doan ar


ketipik imgeler, dnceler ve davranlar arasnda kesin
hir ayrm yapma yoluna gitti. Bu da, dorudan deneyimin
kendisi deil, ama belirli arketipik ve kaltsal deneyimlere
olan yatknlk anlamna gelir. Nobel dll Fransz mole
kler biyolog Jacques Monod da benzer hir yargda bulun
mutu: " Her ey deneyimlerden gelir, ancak her neslin
tek tek bireylerinin yineledii edimsel deneyimler deildir
bunlar; daha ok, evrim srecinde trn tm atalarnda
biriken deneyimlerden gelirler."
te, bu nedenlerden tr J ung'un arketip anlay,
etolojik DSBM'den daha az bilimsel deildir. Nasl ki her
trn davransa! daarc, geliim srecinde uygun ia
ret uyaranyla karlatnda etkinleen doutan serbest
brakma mekanizmalar biiminde merkezi sinir sistemine
kodlanmsa, J ung da, insan yaamnn programnn ko
lektif bilindnda kodlandn ve bu kodlarn da yaam

80
dngs iinde karlalan isel ve dsal olaylara verilen
tepkilerle gereklik kazanan bir dizi arketipik belirleyici
olduunu dnyordu. Bu yarg ise ne Lamarck, ne de
bunun biyolojiye aykr bir yn var.

Arketipler ve kltrel aktarm kartl

Arketipik sav kartlar, dnyann farkl yerlerinden


km mitlerdeki kout temalarn kefi karsnda kaytsz
kalmay srdryorlard; bunu kaltmsal bir yatknlktan
ok, glere ve kltrel yaylma balyorlard. Jung ise,
nceki hayatlarnda bu bilgilerle asla karlamadklar hal
de, ayn temalarn nasl sradan ya da eitimsiz hastalarn
dlerinde, sanrlarnda ve hezeyanlarnda belirdiklerini
gstererek, bu yorumu rtmeye alt: "Bylesi bilgilere
ulamalar mmkn olmayan bireylerde karakteristik mi
tolojik motifler gzlemlenmitir" ifadesinde bulunan J ung
u vargya ulat: "Karmzda, tm geleneklerden bam
sz 'otokton' bir uyan olduu aikar, dolaysyla, bilind
psiede kesinlikle 'mit yaratsal' yapsal eler kesinlikle
var olmal" (TE IX. i, s. 259) . Jung'un sk sk verdii bir
rnek de u: izofren bir hastas ona, gzlerini ksarak
uzun bir sre gnee bakt takdirde, gnein fallusunu
grebildiini ve bu organn da rzgar yarattn sylemi
ti. Bu olaydan yllar sonra Jung'un eline, neredeyse ayn
durumu betimleyen Yunanca bir metin geti: "Tpk o tp
adn verdiimiz eye benziyor; u nazr rzgarn kayna
na. Eer gnein yuvarlak yzeyine bakarsan, aaya tp
gibi bir eyin sarktn grebilirsin . . " (TE YIII, s. 3 18 ) .
.

81
Hasta olduka eitimsiz biriydi ve okuyup anlayabilecek
hile olsa, hu metinle karlam olmas imkanszd; nk
eser, o hastaneye yattktan sonra yaymlanmt; dolaysy
la, o bunlar anlattnda ortada byle bir metin yoktu.
Bu her ne kadar J ung'un savn kantlamak adna kul
land en gzde rnek olsa da, bu durumdan, farkl zaman
larda ve yerlerde yaam farkl bireylerde ileyen arketip
lerin var olduu sonucunu karamayz. Oysa, daha nce
de zerinde durduumuz ok daha ikna edici rnekler var:
Kuaklar boyu yinelenen, annenin ve ocuun davran
larnda gzlemlenebilen arketipik kodlama. Jung'un ver
dii rnei aklayabilmek iin arketipik nesne (gne,
fallus ve rzgar) , bir arketipik ilke (eril retkenlie dair)
ve bir de bunlarn arasnda arketipik bir ilikinin (gne
in fallusu rzgar yaratyor) var olduunu nceden kabul
etmemiz gerekiyor. Bylesine bir ilikinin var olma olas
l her ne kadar dk olsa da imkansz deil, ki J ung'un
verdii rnek de bunu dorular gibi. Yine de, savn daha
inandrc bir rnekle destekleyebileceini dnyorum.
Aslnda kuramn psikolojik bir ilke olarak sunmas
daha yerinde olurdu: Tm insan topluluklarnda grlen
karakteristik bir olgu bulgulandnda, bu, onun kolektif bilin
dna ait bir arketip olduunu gsterir. Bu tr evrensel vaka
larn salt arketipik ya da salt kltrel yaylm neticesinde
ortaya ktklarn kantlamak mmkn deil; her ikisinin
de etkisi olduunu dnmek gerek. Ne var ki, arketipik
bir belirlenimle ortaya kan vakalarn daha kolay yaylp
daha kalc olduklarna dair gl bir kan var. Anneye
ballk, egemenlik abas, cinsel birleme ve ev kurmak
gibi davransal zellikler, tmellik, sreklilik ve evrimsel

82
dayankllk gibi temel biyolojik ihtiyac giderme grevi
tar. Bu zellikler arketipiktir ve tm insan toplulukla
rnda grlen karakteristik davran kalplaryla birlikte
karakteristik psikolojik deneyimlerin de ortaya kmasn
salarlar.

Psichoid Arketip ve unus mundus

Bu arketip temel bir ikilik barndrr: Hem psiik, hem


de nrolojik bir yaps vardr; hem "ruh "tur, hem de "mad
de". Jung da bunu tm psikofiziksel olaylarn en temel n
koulu olarak grr: "Arketipler bilincin sakl esaslardr
ya da, baka bir deyile, onlar kkleri dar anlamyla topra
a deil de tm yaamn derinlerine gml psiemizdir
ler" (TE X, s. 5 3 ) . J ung'a gre arketipik yaplar, tm canl
organizmalarn varln ve devamlln salayan bir te
mel tekil etmenin yannda, cansz varlklarn da davran
larn denetleyen bir sreklilie sahiptirler. Bu dorultu
da, arketip dediimizde, aklmza yalnzca psiik bir varlk
gelmemeli; daha ziyade "genel anlamyla maddeye uzanan
bir kpr" (TE VIII, s . 420) gibi dnmeliyiz onu. Jung,
arketipe kazandrd bu tamamen fiziksel ynden kimi za
man psichoid arketip olarak sz ediyordu ve bu dncesi
Wolfgang Pauli'nin olduka ilgisini ekmiti; Pauli, evre
nin oluumunda rol alan ilkeleri kavrama yetimiz zerinde
nemli bir katk olarak gryordu bunu.
Pauli'nin gsterdii bu youn ilgi, dier pek ok mis
tik gibi gzle grnen tm olaylarn altnda yatan bir esas
olarak grd mutlak gereklii araynda J ung'u yrek-

83
lendirdi ve azmini krkledi. Bu her eyin tek olduu bo
yutu tanmlayabilmek iin, J ung, ok eski bir terim olan
unus mundus'u ya da "tek dnya"y kulland - tm grg!
varlklarn sonsuz dayana. Arketipler onun iin unus
mundus'a ulamann aralaryd ve fiziksel dnyada mad
de ve enerj inin izlemesi gereken temel ilkeleri belirledik
leri gibi, psienin dnce ve imgelerini de ynetmek
ten sorumluydular. Pauli, J ung'un arketipleri bu ekilde
ele alarak fiziksel dnya (bilimin esas aratrma alan)
ile bunu aratran biliminsannn akl arasndaki " kayp
halka"y kefettiini iddia ediyordu. Dier bir deyile, al
glarmz ve dncelerimizi yneten arketiplerin kendi
leri de hem insan akln, hem de d dnyay aan ereksel
bir dzenin rnyd. Varlabilecek bu en son noktada
ise doa bilimleri, psikoloji ve ilahiyat tek bir btn halini
alyordu.

Ezamanllk

Jung bu dncelerini her zamanki gibi eletirilere ku


lak tkayarak, bata "anlaml tesadf' olgusu olmak zere
-ki buna ezamanllk adn vermiti- parapsikolojik alan
lara ekti: "Ayn ya da benzer bir anlam olan, fakat ne
densel adan balantsz iki ya da daha fazla olayn ayn
anda meydana gelmesi" (TE VIII, s. 849) - rnein, uzak
ta yaayan bir dostunuzun dnzde ldn grd
nz gece gerekten lm olmas. Bylesi iki olay arasnda
nedensel bir iliki olmas imkansz grnmesine karn, bu
akmay anlamlymasna deneyimleriz .

84
Jung'un deyimiyle bu "nedensiz balant ilkesi", 1 Ching
ya da Deiimler Kitab 'nda yanstlan, kadim in' deki ger
eklie dair tutumunun temelini oluturur; yani, gerek
leen her olay, ayn anda gerekleen dier olaylarla ili
kilidir. Batl dnya grmz bizlere zamann soyut bir
kavram olduunu retir, ancak, drst olmak gerekirse
asla yleymi gibi hissetmeyiz. Hatta tm o " nostalji en
dstrisi", zamann btnyle kendine zg bir karakteri
olduuna ve olgular effaflatka onlar renklendirdiine
dair psiik algmz zerinde ykselir. Jung'un iinden bir
ses, fiziksel ve zihinsel olaylarn tesadfi balantlarnn
anlaml olduuna dair tm dncelerimizin kknde ne
densiz bir arketipik dzen olduunu sylyordu.
Gerekten de hepimiz bazen ezamanl olaylar yaam
zdr ve bunlarn genel kan dorultusunda, hi dn
meksizin "sadece bir tesadf' diye geitirilmesi bizi bir
trl tatmin etmeye yetmez. Jung'un en nemli zellikle
rinden birisi de tm deneyimlerle ayn lde ilgilenmesiy
di: nsan yaamnn aklc ve balantl olgular karsnda
gsterdii ayn ciddi yaklam, akld ve balantsz oldu
u aikar olgular karsnda da gstermiti.

Yaratt etki

nsan deneyiminin daha ziyade ezoterik bir alanna


ait olduuna inanan biri olsanz da, Jung'un arketipik
kuram uygulamalarnn ok byk etkiler yaratt gere
ini inkar edemeyiz. ayet arketipler J ung'un da inand
gibi tm varln nkoulu olsalard, o takdirde, organik

85
ve inorganik maddenin oluumunda belirgin bir biimde
saptanabilmeleri gerektii gibi, sanat, bilim ve din alann
da ortaya konan ruhani eserlerde de aka grlmeleri
gerekirdi; bylelikle, tm bu hadiseleri kavray biimimizi
dntrebilecek bir bak as oluturabilirdik. in iine
psikoloji girdiinde ise, arketipler, zihin ve beden arasn
daki gizemli ilikiyi zmek isteyenlere teden beri zorluk
karan, dirimselcilik ve epifenomenalizmin zihinsel k
mazlarn amamz salayan hem davransa!, hem de psi
ik hadiselerin ortak kayna olarak grldler. Arketipik
savn u an bulunduu konum her ne olursa olsun, akln
bilimi ve davranlarn bilimi arasnda bir kpr oluturdu
u rahatlkla sylenebilir.

86
III. Bl m

YAAMI N EVRELER

Arketiplerin en dikkat ekici zellii, insann yaam


dngsn dzenlemeleridir. J ung, "Yaamn Evreleri" (TE
VIII, s. 749-95) adl denemesinde, insann nasl bir dizi
doal evreden oluan bir yaam srecinden getiini ak
lar. Her evre, hem kiiliimizde, hem de davranlarmzda
kendini gerekletirme peinde olan yeni birtakm arkctipik
ynlendirmeler zerinden yrr. Arkctiplcr, varoluunun
% 99'luk bir blmn avc- toplayc olarak geiren insan
trn, yine bu varolu biimine gre donatm ve bu da
ada kent toplumlarnda birtakm uyumsuzluklarn ba
gstermesine neden olmutur. imizdeki programn sa
lad esaslar aslnda yledir: Bize baklmasn salamak,
evreyi kefetmek, yabanc olanla tandk olan arasnda
ayrm yapabilmek, yaadmz toplumun dilini ya da lehe
sini renmek, onun deerlerini, kurallarn ve inanlarn
bellemek, akranlarmzla oyunlar oynamak, byme ann
ve ergenliin skntlarn atlatmak, yetikinlerin dnyasna
girebilmek, kur yapabilmek ve evlenebilmek ve ocuk ye
titirebilmek, avclk ve toplayclkla ekonomiye katkda

87
bulunmak, dinsel ayinlere ve trenlere katlmak, yallkla
artan olgunluun sorumluluklarn stlenmek ve en niha
yetinde lme hazrlanmak. Tm bu evreler antropolojik
aratrma yapln toplumlarn tmnde karmza kar ve
dolaysyla vurguladmz psikolojik ilkeyle de rtrler.
Daha nce de belirttiimiz zere, yaam boyu sren bu diz
geyi dzenleyen psiik merkeze Jung Benlik adn verdi.
Jung, Benlik ile birlikte insann psiik geliiminde ve sos
yal uyum salamasnda arketipik bilqcnlerin de ok nemli
bir rol olduunu dnyordu. Bu bileenlerin iinde, ego,
perso1lll , glge, anima ve animus yer alyordu. Jung bunlar,
geliim srecinde kompleks biiminde kendini gsteren ki
isel psienin iine ilenmi birer arketipik yap olarak d
nyordu. Her biri psiik birer organd ve uyumsal, homeos
tatik ve geliimsel biyolojik ilkeler gereince iliyorlard. Her
ne kadar bunlar kendimize zg biimlerde deneyimleyip
kullansak da, ilevleri herkes iin ayndr. "En nihayetinde,"
der Jung, "aslnda her bireyin yaam, trnn sonsuz ya
amyla edeerdir" (TE XI, s. 1 46) . Dier bir deyile, tpk
uzak atalarmzda olduu gibi gereklie uyum gstermemizi
salayan arketipik bir donanmla dnyaya geliriz. Tm do
natlar Benlikte toplanr ve dier psiik yaplar da bu ana
yapdan doar ve yaamn sonuna dek onun denetiminden
kmazlar. imdi bu yapy biraz irdeleyelim.

Benlik

Benlik, yaammz boyunca psiik varlmz destek


leyen dinamik yapnn hem mimar, hem de yap ustas -

88
dr. Byk harf kullanmnn nedeni, gndelik hayatta
kullanlan "benlik"le (genellikle ego ya da persona yerine
kullanlr) J ung'un egoyu aan ve trmzn kadim ye
teneklerini barndran "Benlik" kavram arasndaki ayrm
vurgulamaktr. Amac, btnl yakalamak ve tek bir
bireyin yaam iinde sakl insana ait varolusal tasarmn
tam anlamyla ayrdna varmaktr. Btnleme, Benliin
raison d'etre'idir (Fr. varlk sebebi, .n.) . Her ne kadar bi
yolojik erekleri de olsa, Benlik, sanat ve din alannda veri
len ruhani eserlerde ve ruhun isel yaamnda da kendini
gereklqtirme arayndadr. nk, bylelikle, onu derin
bir gizem, gizli bir kaynak ya da iimizdeki Tanr'nn bir
tezahrymesine deneyimleyebiliriz. te, bu nedenle
pek ok kltrde tanrsal bir kavramla edeerde olmu
ve mandala gibi evrensel tasarmlarda sembolik ifadesini
bulabilmitir. Tm bunlarn dorultusunda, Jung'un g
znde Benlik, salt sosyal evremize uyum gstermemize
yardm eden kiisel bir ara deil, ayn zamanda Tanr'yla,
evrenle ve ruhsal yaamla da btnlememizi salayan bir
olgu olup kar.

Ego

Ego kompleksi, ocukluk geliimi srasnda, tpk ayn


da dnya eriyik bir haldeyken ondan ayrarak olumas
gibi Benlikten kopan bir para gibidir. Jung'un takipileri
nin tanmyla aralarndaki baa ego-Benlik ekseni denir ve
kiiliin dengeli olup olmadn da ite bu eksen belirler.
Egonun kendisi bilincin merkezidir ve "ben" dediimiz za-

89
man ona iaret etmi oluruz. Kimlik duygumuzun sreklili
inden sorumludur; bu sayede seksen yanuza geldiimizde
de sekiz yandayken olduumuz kiiyle ayn olduumuzu
ayrmsayabiliriz. Jung hibir zaman "ego" ve "bilin" kav
ramlar arasnda belirli bir ayrm yapmamtr; kimi zaman
birbirlerinin yerine, kimi zaman da "ego-bilin" biiminde
birarada kullanmtr onlar. Bunun sonucunda, bilind
na ait istenmeyen ierikler karsnda bilinci savunmak
iin, egonu n daha ziyade bilindna ait ilevlerini -Anna
Freud'un klasik eseri Ego-Savunma Mekanizmalar ( 1 946)
(rnein bastrma, inkar, yanstma, ussallatrma ve tepki
oluumu bunlarn en bilinenleridir)- incelememitir.
Ego her ne kadar bize varlmzn merkezi gibi gelse
de, aslnda o, Benliin salt bir uygulaycsdr. "Elbette
bilincimizin kendi kendisini yarattn dnemeyiz; o,
dipsiz bir kuyunun derinliklerinden gelir. ocukluk dne
minde yava yava uyana geer ve yaam boyu da her
sabah bilind bir uykunun derinliklerinden uyanr. O,
her gn tekrar tekrar bilincin ilksel rahminden doan bir
bebek gibidir" (TE XI, s. 935) . J ung, ego-bilincin Benliin
canllnn devamllna bal olduuna defalarca vurgu
yapmtr. "Ego ve benlik arasndaki iliki hareket eden ve
ettiren ya da nesne ve zne gibidir; nk, benlikten f
kran belirleyici etmenler egoyu epeevre sarar ve dola
ysyla onu kendisine balar. Tpk bilind gibi benlik de
egoyu douran ilksel bir varolutur" (TE XI, s. 3 9 1 ) .
Jung'un "No. 1 " olarak adlandrd ocukluk dene
yimini egoyla ve "No. 2 "yi de Benlik ile eletirilebiliriz.
Bireyin, yaamnn ilk yarsna ait zorluklarn altndan ba
aryla kalkabilmesi iin -anne-babadan kopu, bir i ya da

90
meslek edinebilme, evlilik, ailesini geindirebilmek, vs.
gl ve etkin bir ego gelitirebilmesi esastr. Egl, Benlik
karsndaki daha dk konumunu ancak ve ancak ya
amn ikinci yarsnda kavrama olanana eriir - btn
leme srecinin en vazgeilmez evresidir bu. Ego ancak
bundan sonra Benlik ile ve Benlik de egoyla yzleebilir ve
aknsal ilev (buna daha sonra deineceiz) yoluyla kiilik
btnlenerek daha yksek bir bilince eriilebilir.

Persona

Nasl ki her binann bir cephesi var, her kiiliin de bir


personas (kelime anlamyla Antik Yunan'da oyuncularn
takt bir maske) vardr. Personamz, kendi kendimize ya
rattmz ve bakalarnn da bunu kabul edilebilir bulmasn
umduumuz bir formdur. Kimi zaman buna sosyal arketip ya
da uydumculuk arketipi de denir. Personada her daim yapay
bir yn bulunur; tpk en gzel eyalarn sergilendii bir vit
rin gibidir ya da egonun ie ald ve insanlarn hakkmzda
gzel eyler dnmelerini salamaya alan bir halkla ili
kiler uzman gibi de dnebiliriz onu. "Biraz abartl bir g
r olacak ama aslnda persona gerekte ne olmadmzdr;
kendimiz de dahil bakalarnn olduumuzu sandklar biri
denebilir ona" (TE IX. i, s. 2 2 1 ) .
Persona ocukluun ilk dnemlerinde anne-babann,
akranlarn ve retmenlerin isteklerini ve beklentilerini
karlayabilme gereksinimiyle gelimeye balar. ocuklar
belli davranlarn ve tutumlarn kabul edilebilir olduklar
n ve hatta onaylanarak tevik edildiini, oysa kimilerinin

91
ho karlanmadn ve bu nedenle ceza alabileceklerini
ya da daha az sevgi greceklerini abucak renirler. Bu
dorultuda, uygun zellikleri personada toplama ve uygun
olmayanlar saklama ya da bastrma eilimi ortaya kar.
Gittike olgunlaan kiiliin bu ho karlanmayan ynleri
genellikle kiisel bilindna itilir ve orada birikmeleri so
nucunda kiiliin bir baka yn ya da kompleksi oluur,
ki Jung buna glge adn vermiti.

Glge

Jung bu sahipsiz alt-kiilii "glge" olarak tanmlama


nn uygun deceini duyumsamt; ne de olsa "karanlk"
olduu aikar bir taraf vard ve sanki Freudyen bilind
nn lo mahzenlerine gizlenmi gibiydi. Ne kadar isten
meyen ilan edilmise de, srarc ve youn gcyle nereye
gidersek gidelim hemen arkamzdan gelen karanlk bir
dost, hatta tam anlamyla bir glge gibidir. ou zaman
onu grmezden gelmeyi becerebilsek de, varln bize
anmsatmak iin olduka huzursuz edici yntemler kulla
nr - zellikle de dlerimizi.
Dlerdeki glge, daha ok d gren kiinin cinsiye
tinde, kiitcl ve tehditkar biri olarak belirir ve baka bir
milletten, renkten ya da rktan olmas da ender deildir.
Onda ou zaman yabanc ve dmanca bir taraf vardr ve
bu da gvensizlik, fke ve korku gibi gl duygularn a
a kmasna neden olur. te, bu nedenlerden tr J ung
glgeyi bir kompleks -ortak etkilerin bir araya getirdii bir
grup zellik- olarak dnmenin doru olduuna inan-

92
yordu ; nk tm komplekslerde olduu gibi arketipik bir
z vard ki bu durumda Dman, Yrtc ve eytani Ya
banc arketiplerini karlyordu.
Dman, tm arketipler iinde en nemli olmasnn ya
nnda, en lmcldr de. Daha yaamn ilk ylnda etkisi
aa kar. Bebek, annesi ona yaklatnda nasl mutlu
oluyorsa, bir yabanc yaklatnda tedirgin olur ve geri e
kilmeye alr. kinci ylna geldiinde ise bu yabanclardan
saknma eilimi tam bir korkuya ve dmanla dnr.
Ballk da, yabanclardan korkmak da belli ki doutan
gelen bir eilim, nk, nerede doduklar ya da nasl b
ytldkleri fark etmeksizin, dnyadaki tm bebekler ayn
davranlar sergilerler. Hatta bu iki zellik, hem yabanclar
hem de tandklarn kokularndan anlayabilen doutan
kr ve sar ocuklarda bile grlr. Her iki davran kal
bna trn tm yelerinde rastlanmas, biyolojik bakmdan
da ne derece nemli olduklarnn en ak gstergesi: Dost
ve dman arasndaki ayrm mmkn olan en erken yata
yapabiliyor olmak kesinlikle bir lm kalm meselesidir.
Dman arketipi hayatmza insanlarla evrelenmi
sosyal bir ortamda bydmz srada girer ve kiisel psi
emizde glge kompleksi biiminde kendini gerekletirir.
Bu kompleksin iki ana kayna vardr: ( 1 ) kltrel telkin
ve (2) ailevi bastrma.
Kltrel kaynaklarn iinde karlar dorultusunda d
gruplarn, kiinin bulunduu i gruba (rnein ulus, kabile
ya da topluluk} dman olduunun retilmesinin yannda,
dinsel bir adan ktlk kavramnn (bizim kltrmz
de blis, eytan, Cehennem} aktarlmas yer alr. Glge,
kanlmaz biimde personaya ait niteliklerin kartlarn

93
barndrmaya balar; glge, adeta personann yzeysel yap
mackln dnleme abasndayken, persona da glgenin
anti-sosyal zelliklerini dengelemeye alr. Bu iki zt ki
iliin ayn kiide birarada var oluU yaamda olduu gibi
edebiyatta da karmza kar: Yakk!: ve zeki bir sosyete
apkn olan Dorian Gray, gizli karanlk yaamnn tm
ynlerini yanstmas nedeniyle kendi portresini hi kimse
nin gremeyecei bir yerde saklar; Dr. Jekyll ve Bay Hyde
aslnda ayn kiidir, saygdeer bir doktorla dev bir canavar
olmak arasnda gider gelir; te yandan televizyonda gayet
sevecen grnen ve sempatik bir glmsemesi olan biri, ev
yaamnda histerik ve irret birine dnebilir.
Glgemizi sakl tutmaya alarak her birimiz bir l
de Dorian Gray gibiyizdir. Bu tutum kendi irademizden
deil, Freud'un sper-ego, Jung'un da ahlak kompleksi ad
n verdii isel otoriteye boyun ememizden kaynaklanr.
Bowlby'nin almas nda deerlendirdiimiz takdirde
grnen o ki, bu isel beki kpeini yaratma drtm
zn kayna, ensest arzularmz nedeniyle babann intikam
duygusuyla bizi idi edecei korkusu deil, ama kabul
edilemez oluumuz nedeniyle annenin bizi terk etmesin
den duyduumuz korkudur ki Frcud da byle dnyor
du. Hatta tm sululuk duygularnn, tm cezalandrlma
arzusunun ve dnleyebilme ve uzla salama zleminin
altnda, Benliin "kt" bir yn yznden reddedilmenin
rktc ihtimali yatar denebilir. Ahlak kompleksinin te
melini ise, iine doduumuz kltrn deerlerini ren
memizi ve tamamz salayan arketipik bir buyruk olu
turur. ayet bylesi bir buyruk olmasayd, o zaman anari,
doal bir insanlk durumu olurdu: Birarada yaama beceri-

94
sinden ve karlkl gven duygusundan yoksun psikopat
lar olup kardk ve muhtemelen trmz yok olurdu.
Gelgelelim, edinilmi ahlak kompleksi Benlie ciddi k
stlamalar getirir; bu kstlananlar haliyle glgeye aktarlr
ve tehditkar bir unsur olarak deneyimlenirler - ayet de
neyimlenirlerse. Kendimizi bu tehlike karsnda savuna
bilmek ve i huzurumuzu koruyabilmek adna, bata bas
nma, inkar ve yanstma olmak zere qitli ego-savunma
mekanizmalar kullanrz. Glgeyi, kiisel bilindmzda
salt basklamakla kalmaz, ayn zamanda onun iimizdeki
varln da inkar eder ve onu bakalarna yanstrz. Bu
edim bilindmzda gerekleir: Bunu bizzat yaptmzn
ayrdnda olmayz. Bu yaptmz, kendi "kt" ynlerimizi
inkar etmemize ve suu bakalarna yklememize olanak
sunan bir ego-savunma edimidir. Bu da gnah keisi va
kalarnn her yerde grlebilmesini ve kendi grubumuz
dan olmayan insanlara kar tm nyargl tutumlarmz
aklyor. Psikiyatrik bir belirti olan paranoyada, kii, ken
di dmanca ve rahatsz edici duygularn sahiplenmeyip
bakalarna yanstr ve daha sonra bu kiilerin kendisine
dman olduklarn ve ona eziyet ettiklerini dnr ki bu
durumda da bir glge yanstma sz konusudur aslnda.
te, bu nedenle glge yanstma, toplumsal ve ulusla
raras bar da tehdit eder. nk, dman olarak gr
dklerimizi birer eytan ve parazite dntrerek onlardan
nefret etmemizi, onlara saldrmamz, hatta onlar ortadan
kaldrmamz meru bir hakm gibi gsterir bize. lkeden
yoksun liderler bu mekanizmay tm toplum zerinden y
rtr. rnein, Adolf Hitler, Yahudileri tekrar tekrar Un
rermcnschen (aa insan) olarak nitelendirmi ve incelikle

95
ilenmi propagandalar araclyla Almanlarn glgelerini
Yahudilere yanstmalarn salayarak soykrmn nn
amt. Ayn mekanizma tm "etnik temizlik" katliamla
rnda ve savalarda da kullanlmtr.
Jungu analizin en etin ksmlarndan biri, hi kuku
suz, analiz edilen kiinin kendi glgesiyle yzletii andr.
Ne de olsa glge kompleksi sululuk ve deersiz olma gibi
duygularla ve gerek doas aa kt ya da kefedildii
takdirde reddedilme endiesiyle doludur. Sre her ne ka
dar ac verici olursa olsun sebat gstermek gerekir; nk ,
Benliin gc ve isel enerjisi glgede mahsur kalmtr
ve bu da kiiliin btnleebilmesinin nndeki en nem
li engeldir. lerinde Benlik-blnmesi yaayan kiilerin
durgun ve bitkin hissetmeleri ve yaamn onlara anlamsz
gelmesi sklkla dile getirilen ikayetlerdir. Analiz yoluy
la glgeyi bilince ulatrmak ve ieriiyle uzlamak ba
langta direnle karlansa da, kiinin daha canl, daha
enerjik, daha yaratc ve daha btn hissetmesini salar.
Glgeyi sahiplenen kii onun sorumluluunu da alr; by
lelikle daha bilinli ve daha az drtsel bir ahlak yapsna
kavuur ve etik seimler yapabilmesi mmkn olur. Glge
bilinci edinebilmek salt kiisel geliim asndan nemli
deildir, toplumsal uyumun ve uluslararas anlayn geli
mesi asndan da temel tekil eder.

Cinsel lik ve cinsiyet

Jung, evresel etmenlerin kiisel geliimdeki payn gz


ard etmese de, bu etkilerin aslnda dnyaya geldiimiz

96
an iimizde mevcut olan "kiisel yatknlmz" aa
kardn ileri srd. J ung, persona, glge ya da psikolojik
tipin geliiminde etkin rol oynayan ayn olgunun cinsiyet
farkndal bakmndan da geerli olduunu savundu.
Cinsiyet ayrmnn btnyle kltrel olduuna, biyolojik
ve arketipik eilimlerle hibir ba olmadna dair aldatc
kan, toplumumuzda hala genel bir kabul grr; oysa insan
geliimini tabula rasa ya benzeten zayf bir kuramdr bu ve
'

pek ok antropolojik ve bilimsel bulguyla da elimektedir.


Bebein cinsiyeti hamileliin yaklak altnc hafta
sndan sonra belirginleir. Erkeklerde erbezleri oluur ve
erkeklik hormonu salglanmaya balar ve bu da embriyo
nun daha sonraki geliimi zerinde baat bir etki yaratr.
Diilerde ise yumurtalklar altnc aya dek olumaz ki er
keklerin bu evrede vcut arlklar ve kas gleri artk
gclimitir. te, antropolojik gzlemler yaplm ou top
lumda kadnlarn grevi ocuklara bakmak, erkeklerinki
ise avclk ve savamaktr; hepsinde de biyolojik temelli
eey ayrl ayn biimde gerekleir. amzda pek moda
olan kavramlarn bize dndrdklerinin aksine, bu tr
ayrmlarn kltrel "stereotipler"le pek bir ilgisi yoktur.
Erkekler ve diiler, yaamlarnn her dneminde farkllk
lardan ok ortak zellikler barndrsalar da, hi kuku yok
ki, baz ayrmlarn kkleri trmzn biyolojik zellikleri
ne dek uzanr. J ung bu konudaki dncesini olduka ak
bir biimde ifade etmiti. Eril ve diilin iki temel arketipik
ilke olduunu, Taocu felsefedeki yin ve yang'n i ielii
gibi, dengeli ve kozmik bir sistemde birbirlerini tamamla
yan eit paralar halinde birarada var olduklarn defalarca
vurgulad. Bu arketipik ilkeler, eril ve diil stereotiplerin

97
ilevlerini gerekletirmelerine ve cinsiyet farkndalnn
kazanlmasna temel salar. Cinsiyet, doann bize bitii
seksin psiik tanmlamas ve sosyal ifadesidir ve bir ocuk
on sekiz ay gibi erken bir yata kendi cinsiyetinin ayrmna
varabilir.
Anne, balangta Benlik "taycs" grevini grr;
yani, ocuun Benlii bilindt bir biimde anneye mistik
katlm Oung, bu tanm, bireysel varolularnn farknda
olamayacak kadar youn bir zdqlemeyi paylaanlarn
durumunu belirtmek amacyla kullanan antropolog Levi
Brhl'den almtr) uyarnca yanstlr. Bu hem kz, hem de
erkek ocuklar iin geerlidir ve cinsiyet farkndalnn
oluabilmesi iin anneyle bir olma duygusundan syrlmak
gerekir. Bir kz ocuu iin bu pek zor deildir: Onun
cinsiyet bilinci zaten annesiyle ortak bir kimlikten doar.
Oysa erkek ocuun dnmn gerekletirebilmesin
de ve farkndaln kazanmasnda belirleyici unsur, an
neyle arasndaki ayrmdr. Bu noktada bir baba figrnn
varl hayati nem tar: Erkek ocuun o ana dek an
nenin kimliine gre ekillenmi benlik kavram, babayla
zdelemesiyle dnmn gerekletirebilir. Kz ocuk
iin de babann varl ayn lde nemlidir; nk onun
varl, erkein temel "tekilii" karsnda kz ocuunun
diiliini perinler ve gelecekte erkeklerle olan ilikilerin
de diiliini nasl deneyimleyeceini byk lde etkiler.
M itolojide bilincin uyant, dnyay yaratan anne ve ba
bann ayrlmasyla sembolize edilir: Gksel Baba'nn Top
rak Ana'dan ayrlmas ve karanlktan doan tk. Balan
gta, gkyz topran stndeydi; bir gn bir kahraman
aralarna girerek gkyzn byk bir gle yukar frlatt

98
ve gkyz o gnden sonra orada kald. Bu byk dei
imi n gelii takip etti - bilincin ve "aydnlanma"nn
sembol .
Ebeveyn v e ocuk arasndaki ilikinin geleneksel bir
aile yaps iinde gelimesi, ocuk asndan baha sevgisi ve
anne sevgisi arasndaki ayrm daha iyi grmemizi salar:
Baba sevgisi koullu bir sevgidir (rnein, belli d ee rl e rin ,
standartlarn ve kurallarn izlenmesine baldr) ; oysa an
neninki byk lde koulsuz bir sevgidir (rnein, onun
iin ocuunun sadece var olmas yeterlidir) . Bu ayrm,
mitlerde, dinlerde ve masallarda betimlenen anne ve haha
arketipleri arasndaki fenomenolojik farklarla da uyumlu
dur. Anne arketipi evrensel ifadesini Doa Ana, Bereket
Tanras, Yaamn Kayna ve Besin Salayc'da bulur
ken; baba arketipi de Ynetici, Yal Bilge, Kral ve Yasa
Koyucu olarak kiiletirilir. Anne younlukla akn, cin
selliin ve ilikinin esas Eros'la eletirilir; baha ise akln,
yargnn ve deerlendirme yetisinin esas Logos'un vcut
bulmu halidir; onun sz kanundur. Jung yle yazm:

ocuun ilk karlat arketip anne arketipidir. An


cak, bilincinin gel ii miy le baba da gr alanna girer ve
pek ok bakmdan anneninkine kart bir baka arketip
harekete geer. in felsefesindeki yin anne arketipiyle,
yang da baba arketi piyle rtr. Baba arketipi, insana,
yasaya ve devlete, akla, doann ruhuna ve dinamizmine
bakmz ekillendirir (TE X, s. 65) .

Ebeveynlerimizle olan belirleyici ilikimizle cinsiyet


bilincine ulamamz ve kar cinsin zelliklerini ayrt ede-

99
bilmemiz, akranlarmzla oynadmz oyunlarla daha da
belirginleir. ocuklar oyun oynarken brndkleri rol
lerle, elbette kltrel adan deikenlik gsterseler de,
ebeveynlerini ve dier yetikinleri taklit ederler. Ancak,
ok eitli toplumlarda tespit edilmi bulgulara gre, bu
kltrel etkinin temelini arketipik bir tasarm oluturmak
tadr. Hemen hemen her yerde kz ocuklar, bakalarnn
yaknln aramalar ve bundan keyif almalaryla erkek
ocuklara oranla daha sevecen ve samimi olma eilimin
dedirler. te yandan erkek ocuklar ise gerekmedike
sosyal etkileime pek az girer ve daha ok koma, kovala
ma ve hareket edebilen byk oyuncaklarla oynama gibi
fiziksel etkinliklere ilgi gsterirler. Ayrca, akranlar ve ye
tikinlerle olan ilikilerinde daha kaba, saldrgan ve hrn
tutumlar sergilemeye yatkndrlar.

Anima ve ani mus

Tpk kiinin kendi cinsiyetine uygun arketipik ilkenin


da vurulmasyla deneyimlenen cinsiyet gibi, kar cinsle
olan ilikiler de arketipik bir temele dayanr. Kart cinsle
aramzda kurduumuz ba ise, insan yaamnn en temel
koullarna uyum gstermemizi salayan arketipik dizge
iinde en nemli etmendir. Jung, kadnlardaki bu kont
raseksel arketipe animus, erkeklerdekine de unima adn
verdi. Erkein iindeki dii yn ve kadnn iindeki eril
yn, her iki cinsin bilindnda bir anlamda syzygy (.n.:
kartlarn bileimi) oluturur ve bu da kadn ve erkek ili
kilerini byk lde etkiler.

1 00
Jung, ayrca, hem anima hem de animusun dlerde ve
hayal gcnde ego ve bilind arasnda bir kpr vazifesi
grdn, bylece d dnyann yannda i dnyamza da
uyum getirdiini gzlemledi. Esrarl ve gizemli hyk hir
kudret olarak deneyimlememiz nedeniyle onlar "ruhsal
imgeler" ve "ben olmayan" olarak tanmlad. Anima ya da
animus ne kadar bilind olursa, yanstma olasl da o
lde artyordu - yani "ak olma" deneyiminden sorum
lu psikodinamik sre. te, hu nedenle de Jung kontrasek
sel kompleksi "yanstma reten etken" olarak tanmlad.

"Her erkein iinde ebedi bir kadn imgesi yer alr;


fakat o, u ya da bu kadn deildir; o, mutlak diiliin im
gesidir. Bu, temelde bilind bir imgedir ve ilksel kkenli
kaltsal bir etmendir. .. " (TE XVII , s. 338) . "Kadn da eril
bir e dengeler ve bu nedenle de tabiri caizse onun bi
lindnda da eril bir iz bulunur . .. Bu dorultuda, kadnn
iinde yanstma reten etkene animus demeyi uygun gr
dm . . . Anima nasl ana Eros figryle rtyorsa, Ani
mus da babaya zg Logos'la rtr" (TE IX. ii, s. 28) .

Glgeye gelince, kontraseksel kompleksimiz, perso


namzda grlenlerle kart nitelikler barndrr, nk
bugnn eitliki ortamnda bile kzlardan kz, erkekler
den de erkek gibi davranmalar beklenir. Dolaysyla bir
erkek iindeki glgeyi ve dii zellikleri kabullenemedik
e, personasyla gittike daha fazla zdeleecektir. Hatta
Jung daha da ileri giderek yle der: "Personaya bakarak
animann karakterini rahatlkla anlayabiliriz"; nk,
"normalde da yanstlmas gereken fakat ak bir biimde

1 01
noksan olduklar grlen tutumlar, isel tutuma bakld
nda mu hakkak grlecektir. Bu temel bir kaidedir. .. "
(TE VI, s. 806) .

Kendi kendini dzenleyen bir sistem

J ung, hu sistemin temelini belirleyen homeostatik [z


dengesel] ilkeyi biyolojiden dn ald ve insan psikoloji
sine uygulad. Homeostazis, tm organik sistemlerin ev
resel koullar deise dahi dengelerini koruyabilmelerini
salayan bir yntemdir. Aslnda homeostatik dzenleme,
moleklden tutun insan topluluklarna kadar ve canllar
da olduu gibi cansz varlklarda da, ksacas varoluun
her dzeyinde grlebilir ve gezegenimizi de devasa bir
homeostatik sistem olarak dnehiliriz. Psienin kayna
1amn kendisi olduuna gre, Jung da evren iin geerli
kurallarn psie iin de geerli olmas gerektiini dnd.
Bu balamda psie de kendi kendini dzenleyen bir sistem
olmalyd; bir yandan kart eilimler arasnda durmakszn
bir denge salamaya abalarken, dier yandan da byme
ye ve gclineye alnrnlyd.

Psie, tpk bedenimizin de yapt gibi, kendi kendini


dzenleyen bir sistem vastasyla dengeye kavuUL Haddi
ni aan her sre derhal ve kesinlikle dnlenmeyi gerek
tirir. ayet byle olmasayd, ne normal bir metabolizma
ya, ne de normal bir psieye rastlamak mmkn olurdu.
Bu balamda, dnleme kuramn psiik davrann temel
kaidesi olarak dnebiliriz. Bir tarafta ok az olan, dier

1 02
tarafta ok fazlasna yol aar. Benzer bir biimde hilin ve
bilind arasndaki ilinti de dnleme zerinden yrr
(TE XVI, s. 330) .

J ungu psikodinamiklerde anahtar kavram, dnleme


ilkesidir. Buna bal olarak, yaam dngs iinde psienin
nasl uyum saladn ve gelitiini kavramamz bakmn
dan, Jung iin merkezi bir nem tar.

Yaam iin bir program

Jung'un geliim psikolojisine bu yaklam, yapd d


nemde genel kabul grm dncelerden o kadar farkly
d ki pek oklarnn gznde kural tanmaz biri olmutu .
Geleneksel davran yaklama gre, insan denen canl,
artlara uyum salayarak ve renerek birtakm davran
lar gelitirebilmek adna d uyaranlara karlk veren, tep
kisel bir sistemden baka bir ey deildi. Jung ise bu gre
karyd ve insanlarn incelikle ilenmi yaamsal bir prog
ramla doduklarna, bu programn insanln doal yaam
dngsyle olutuuna ve Benliin iinde sakl olduuna
inanyordu. yle yazmt:

Bir insann eylemlerinin arkasnda ne toplumun genel


kanlar, ne de ahlaki bir kod bulunur; onun eylemlerinin
arkasnda duran, o hala farknda olmad kiiliktir. Bir
insann daha nce ne idiyse imdi de o olmas gibi, u an
olduu kii de daha sonra olaca kiiyle ayndr. Bilincin

1 03
akl insann btnln kucaklamaz, nk bu btn
lkte bilince ait ieriin yalnzca hir ksm mevcuttur. .. Bu
btnlkte hilincin akl hyk hir emher iindeki daha
kk bir ember gibidir (TE XI, s . 3 90) .

Bir insann yaam dngsnde bir evreden bir dierine


gemesiyle, Benliin yeni ve artlara daha uygun ynleri
etkinleir ve kendini ifade etmek ister. Jung da yaamn
ikinci yarsnda etkinleen isel programn ilk yardakine
gre olduka farkl zellikler barndrdn dnyordu.
lk yarnn ncelikli kayglar biyolojik ve sosyalken, ikinci
yarnnkiler daha ok kltrel ve ruhsald . yle yazmt:
" nsann iki temel hedefi vardr. lki ocuk sahibi olmak
ve onlarn bakmn salamak gibi doal bir hedeftir; para
kazanmak ve sosyal bir statye kavumak da hu amaca
hizmet eder." Yalnzca bu hedeflere ulald takdirde ar
tk dier hedefe ynelinebilir - "kltrel hedef' (TE VII,
s. 1 1 4) .
Yaamn bir evresinden dierine gei an, herkes iin
potansiyel bir kriz andr da ve ilkel topluluklarla evrilen
gei ayinleri'nin amac bu geiin sanclarn hafifletebil
mekti. Bu ayinler -bata ergenlik ama gei ayinleri, bir
avcya, savaya ya da bir amana dnme ayinleri, evli
lik ayinleri, ocuklarn doumu ya da yaknlarn lmn
de yaplan ayinler- byk bir deer tard; nk byk
bir dn m sz konusuydu; bu ayinlerle toplumun onay
almyor ve ayinlerin gl sembolizmi de bu yeni yaam
sal evreye uygun arketipik unsurlar kolektif bilindmda
etkinletiriyordu: Bu arketipik potansiyel ise dnm
yaayan bireyin kiisel psiesine eklemleniyordu.

1 04
Arketipik beklentiler

Doutan gelen ve karln evreden salayan bir


dizi arketipik beklenti gerekletike olgunluk kazanlr; bu
beklentileri sralarsak: Yeterli beslenme, yrtclar ve d
manlar karsnda ayakta kalmay salayacak scak ve ko
runakl bir yer; anne, baba ve akranlardan oluan bir aile;
oyun ve keif iin yeterli alan; dil, mit, din, ritel, deerler,
ykler, kabullenilme ve en nihayetinde bir e salayan bir
topluluk ve son olarak ekonomik bir rol ya da mesleki stat.
Bu arketipik gereklilikler her ne kadar herkes iin ge
erli olsa da, yine de her kltr bunlar gerekletirirken
(ya da gerekletiremezken) kendine zg bir yordam izler
ve her bir birey de bu sreci yine kendine zg biimde
deneyimler. Bunun iindir ki ebeveynlerin edimsel zel
likleri bir ocuun geliiminde son derece nemli rol oy
nar; nk bu zellikler, ocuun kiisel psiesinde anne
ve baba komplekslerinin ieriini ve niteliini belirler ki
bu da daha sonra olgun kiiliin inasnda bir temel g
revi grr. Gelgelelim, bu kompleksler ebeveynlerin asla
basit bir "video klibi" gibi alglanmamal: Bunlar daha ok
anne-babann inagolar'dr [.n., idealize edilmi imaj ] ve
gerek hayattaki ebeveynler ile bilindndaki arketipik
ebeveynlerin etkileimi sonucu ortaya karlar. Buradaki
temel lt, gerek ebeveynlerin "yeteri kadar iyi" olup
ebeveyn arketiplerini karlayabilmeleridir: rnein, ge
rektiinde orada olmalar (yaknlk ilkesi uyarnca) ve o
cuun arketipik beklentilerini karlayabilmeleri (benzerlik
ilkesi uyarnca) gerekir. Ebeveynlerin "yeteri kadar iyi"
olamadklar durumlarda yaamn geri kalannda program

1 05
sekteye urayabilir ve arketipik sralanmda daha sonra
karlalacak kimi evrelerin kavranmasnda sorunlar ya
anabilir. Bu adan baktmzda, bahann yokluunu ya
da yetersizliini deneyimleyen erkek hir ocuk, yetenekle
ri dorultusunda sosyal ya da mesleki bir rol edinebilmesi
iin gereken eril potansiyelini gerekletirmekte glk
yaar; ya da kar cinsle yeterli hir e ve haha olabilecek
kadar uzun srecek bir iliki kurmakta sknt ekebilir.

Gei ayinleri

Erkeklerde ocukluk ve ergenlik dnemlerine ait arke


tipik devler, dnyann her yerinde karlalan kahraman
lk mitlerinde sembolize edilirler. Bu mitlerde kahramann
evini nasl terk ettii, nasl pek ok denemeden getii ve
en sonunda hir ejderhay ya da hir deniz canavarn nasl
yendii, "son snav"la dorua ulatrlarak anlatlr. Kah
ramann zaferi "ulalmas zor hir hazine"yle dllendirilir;
rnein, hir krallk tacyla ve ona gelin olacak hir pren
sesle. Gerek yaamda ise durum yle geliir: Bir erkek
ocuk yaam mcadelesine halayabilmek iin ncelikle
eviyle, anne-bahasyla ve kardeleriyle balarn koparma
l, hu geiin snavlarn (ki hemen hemen tm geleneksel
toplumlarda grlr) gemeli ve dnyada (krallk) kendi
ne ait hir yer edinehilmelidir. Tm hunlarn stesinden ge
lebilmesi ve hir e sahibi olabilmesi iin hala hilindnda
ilemeye devam eden anne kompleksini yenmesi gerekir
(ejderhayla mcadele) . Bu da doum an dnda ikinci bir
kez anneden ayrlmak anlamna gelir; psiik ghek kordo-

1 06
nuna atlan son bir kesiktir bu ( kahraman, ejderha ya da
canavar yenerken ou kez onun tarafndan yutulur ve
tpk bir sezaryen ameliyat gibi onun kamn yararak d
ar kar: Sonu olarak annesinin olu olarak "lr"ken,
prensese ve kralla layk bir adam olarak "yeniden do
ar") . Ergenlik dnemindeki eril gei ayinleri bu gerekli
dnmn ykn hafifletirler. Gei snavlarnda baa
rsz olmak ya da canavar yenememek, anneye olan ba
mlln srdn sembolize eder: Bu durumda prenses
(anima) asla canavarn penelerinden kurtarlamaz; anne
kompleksinin gzetimi altnda bilindnda mahsur kalr
ve etkisizleir.
Kz ocuklarnda kadnla gei grece daha rahattr,
nk diil cinsiyet bilinci annenin dnyasn brakp ba
hann dnyasyla zdelemek gibi erkek ocuklara zg
kkten bir deiim gerektirmez. Bunun sonucunda, ka
dnla gei sz konusu olduunda (kltrel adan nadir
ve korkun bir ritel olan kz ocuklarnn snnet edil
mesi hari) erkek ocuklarn yaadklarna oranla daha
az talepkar ve srncemeli bir sreten geerler: Temel
olarak gen hir kadnn dourganla erimesi bir trenle
tasdik edilir. Bu ayinler, bir erkein asla deneyimleyeme
yecei kutsal bir aleme girerek yaamn kendisini yaratabi
len bir kadn olduunun bilincine varmasn pekitiren bir
biimde dzenlenmi gibidir (erkekler bunu bilir ve buna
byk bir hrmet beslerler: "Anima," der Jung, "bizzat ya
amr arketipidir" (TE IX. i, s. 66) ; italikler Jung'un) .
Pek ok kltrde kadnlar iin balang ayinlerine
rastlanmaz ve bu yeni dii bilinci harekete geirme de
vi, geiini daha iince tamamlam bir baka erkee der.

1 07
yle ki, mitlerde ve masallardaki kadn kahraman, bir
prens kagelip onu pcyle uyandrana dek uykuda
kalr (bu srete erkek de kendi animasn uyandrm
olur) . O, allarn arasnda yatan Uyuyan Gzel'dir ya da
Wotan'n atqten emberi iinde uyuyan ve Siegfried'in
gelip onu kurtarmasn bekleyen Brnnhilde'dir.
Kltrmzde bu tr balang ayinlerine artk pek
yer verilmese de, cinsiyet fark etmeksizin hepimizin iin
de arketipik bir balang ihtiyac bulunmaya devam eder.
Bu karmn dayana ise, analiz edilen hastalarn zel
likle ergenlik, nianlanma, evlilik, doum, boanma ya da
ayrlk, bir ebeveynin ya da ein lm gibi yaamlarnn
kritik evrelerinde grd kleri dlerde ortaya kan youn
balang sembolizmidir. Yaamda yeni bir evreye geite
bu balang sembollerinin deneyimlenmesi sanki bir ge
reklilik gibidir. ayet toplum bunlar salamakta baarsz
olmusa, o zaman Benlik eksikliklerini onlar dlerde re
terek gidermeye alr.

Srecin Dinamikleri

Her gen insan iin bymek, tandk gemiin terk


edilmesi ve bilinmeyen bir gelecee adm atlan zorlu bir
yolculuktur ve herkes bir an gelir mutlaka gelecein tedir
gin eden belirsizlii karsnda ylgnlk duyabilir. Zorl uklar
bazen insan aabilir ve kii bu durumda ruhen kebilir,
vazgeebilir ya da besleyen ve koruyan ynyle anne arke
tipini deneyimledii, geliiminin daha nceki bir evresine
geri ekilebilir. te yandan, artlara gre bu tr bir reculer

1 08
/JOur mieux sauter (.n. daha uzaa atlayabilmek iin geri
ekilmek) g toplayabilmek ve ufukta bekleyen zorluklar
kaqsnda kararllk kazanmak bakmndan pekalf akllca
bir taktik olabilir.
Bu evre kendi iinde bir eliki de barndrr: Arketipik
program bir yandan anneden uzaklamamz buyururken,
bir yandan da onun temsil ettii sevgi ve gvenlie de sk
skya tutunmamz ister: "Anneden ayrlan her kii, yine
anneye dnme zlemi duyar. Bu zlem, elde edilmi tm
kazanmlar tehdit eden ypratc bir tutkuya kolaylkla
dnebilir" (TE V, s. 3 5 2 ) . te, gei ayinlerinin de s
tesinden gelmeye alt, bu tehdittir ve Jung da kendi
bilindyla yzlqmesi esnasnda psiik geliimin iki temel
dinamiini kefetmitir. Bir tarafta bizi darya ve gelecee
doru eken bir g, bir tarafta da iimize ve gemie e
ken bir g vardr i banda. Geliim asla basit ve izgisel
bir sre deildir: leriye dnk klar ve geriye dnk
inilerden meydana gelen bir sarmala benzer. Ancak, Jung
kendi deneyimlerinden yola karak unu grd: Geriye
gidi, geliim srecinin yararna ileyebilirdi ve psikiyatrik
bir hastalk da aslnda psienin kendi kendisini iyilqtirme
abasndan baka bir ey deildi.
Ergenlikten yetikinliin ilk aamalarna uzanan d
nem, insanlarn en ok " l No"lu kiiliklerini gelitirmeye
gdlendikleri ve tm enerjilerini i, evlilik, ev yaam ve
ocuklara verdikleri bir dnemdir. Hzl ve tek tarafl bir
geliim srecidir bu ve pek az kii isel yaamna eilme
ansna sahip olur. O nedenle, J ung, btnleme yolun
da psikolojik ballk gsterebilmek asndan bu dnemin
pek uygun olmadn belirtir. yle ki, btnleebilme

1 09
hakkn elde etmek iin toplumsal devlerin yerine geti
rilmesi gereken bir zamandr bu ve daha sonra yaamn
ikinci yarsnn devi de btnlemek olacaktr.

Ak ve Evlilik

Pek o k kiide kar cinsle iliki kurabilme yetisi er


genlik dneminde ve yetikinliin balarnda ekillenir
ve artlar uygun hale geldiinde de bir evlilik arzulanr.
Her ne kadar bir yanlg ihtimali sz konusu olsa da, "fk
olma" deneyimini yaayan kii iin karsndaki erkek ya
da kadn, onun animasnn ya da animusunun bedene b
rnm hali gibidir. Bu youn duygusal deneyim, zerk bir
kompleks tarafndan "ele geirilme"nin tipik bir rneidir.
Her arketip etkinleir etkinlemez, kendi yaamsal
amacn gerekletirme abasna girer. zellikle anima ve
animus iin geerlidir bu; nk, cinsel arzunun bitmek
bilmeyen srar nedeniyle bu arketiplerin btnle erme
abalar ok daha baskcdr. Bir ee yrekten balanmak,
salt bilind bir yanstmadan ok daha te bir eydir. Bu
ban ocuk yetitirmeye yetecek kadar uzun srebilmesi
iin, cinsel ilginin devam, bu ilkenin direnci ve her iki
tarafn da karsndakini, yanstlan zellikler dnda ger
ek bir kii olarak grmesi gerekir. Bir ein, animasnn ya
da animusunun fantezilerine gre davranmad iin su
lanmas, gnl yarasna, karlkl ithamlara ve boanmaya
kadar gidebilir.
Jung, kendi evlilik deneyimi sayesinde bunu ok iyi
grmt. 1 9 25'te yaymlanan "Psikolojik Bir liki Ola-

1 10
rak Evlilik" adl denemesinde, bir evliliin hakiki bir iliki
olabilmesi iin her iki taratin da bir dierinin animus ya da
anima yanstmalarnn tesine gz kapal geerek, birbirle
rinin psiik gerekliklerinin bilincine varabilmeleri gereklili
ini belirtir. Aksi halde, iliki, gelenekler ve yanlsamadan
ibaret bir "Ortaa evlilii"nden farkszlar ve salt bir mistik
katlm ("tek yrek ve tek ruh") olur. Bugnn koullarnda
evlilik daha bilinli yaanmaldr ve onu, kontraseksel fan
tezilerin ortadan kalkmasyla yaanan hayal krkl nede
niyle boanmayla bitmesi pahasna, basmakalp bir kurum
olmaktan karmak gerekir. nk, "Ac ekmeksizin bilin
cin doumu gerekleemez'' (TE XVII, s. 33 l ) .
Tm bunlardan sonra birliktelik hala devam edebili
yorsa, ite o zaman "btnleme evlilii" (Guggenbhl
Craig, Evlilik, Yayor mu yoksa ld m? Zrih: Spring
Publications, 1 9 7 7 ) dediimiz olgu gereklemi demektir;
bylelikle her iki kiilik de birbirlerini, evliliklerini ve ken
dilerini daha iyi anlayarak geliimlerini srdrmeye de
vam edebilirler. Jung yle demi: "Byle bir durumla en
ok karlalan evre, yaamn le vaktidir ve bu srete
mucizevi insan doamz, yaamn ilk yarsndan ikincisi
ne geiimizde itici bir g salar. nsan, salt igdleriyle
hareket eden bir aletken, yaad bu metamorfozla salt
bir alet olmaktan kar ve kendisi olur: Doann kltre,
igdnn ruha dnmdr bu" (TE XVII, s. 3 3 5 ) .
J ung'un ecinsel aka dair dnceleri d e yine anim us/
anima kavramlarna dayanyordu. Ecinsel kii byme
anda kar cinsten ebeveyniyle daha youn bir zdelik
iine girer ve kendi cinsiyetinden gelen potansiyel grece
bilind kalr ve gerekletirilemez. Bunun sonucunda

111
cinsel ekimin temelini oluturan kutupluluk, "bilinme
yen teki"yle birlqme arzusu, eksiklii duyulan bu ihtiya
lar karlad dnlen hemcinslerle kurulan ilikilerle
deneyimlenir.
Dolaysyla erkek ecinsellerin analize gelme nedenleri
sklkla kendilerine bir hedef belirlemekte zorlanmalardr;
dier bir deyile, gerekletiremedikleri eril potansiyelleri
nin bedene brnd, sevebilecekleri bir qtir bu hedef.
Analiz, bu arayn psikolojik nemini ortaya karmaya
yardmc olabilir ve bir baka erkekle kurulabilecek "b
tnleme ilikisi"nin nn aabilir; bu ilikide her ikisi de
birbirlerinin araylarna yardmc olabilir. Ecinsel kadn
larn analizlerinde de benzer bir yaklam gzetilir.
Ecinsel psikolojisine Jungu kuramn yaklamlar
]ung, ]ungular ve Ecinsellik (Robert H. Hopcke, Boston:
Shambhala, 1 989) kitabnda gayet gzel ifade edilir.

le vakti

Jung'un orta yala le vaktini karlatrmas, yaam


gnein gnlk hareketine benzetmesinden ileri gelir:

Sabah bilindnn karanlk denizlerinden yksel


meye balayan Gne, gklerde ykseliini srdrdke
nnde uzanan, engin ve aydnlk dnyaya bakar. Yk
seldike genileyen etki alanyla kendi varlnn nemi
ni kefeder; ulalabilecek en yksek noktaya ve her yeri
kaplayan inayetine tank olur ki esas amac da zaten bu
dur. Grdklerinden tatmin olan Gne, kefedilmemi

112
ve ok daha yce doruklarn ardna der - kefedilme
mitir, nk o bu urasnda esiz ve tek banadr, s
telik doruk noktas asla nceden kestirilemez. le vakti
geldiinde d balar. D, sabahla gelen tm ideal
lerin ve deerlerin tersine dnmesi anlamna gelir. Gne
kendiyle elimeye balar. Sanki nlarn dar deil de
artk kendi iine yaymas gerekirmi gibi. lk ve scaklk
azalmaya balar ve sonunda her ey sner...

Yaamn ortasnda enantiodromia meydana gelir ve bize


faniliimizi anmsatan ufak bir uyar yapar. Pek oumuz
iin bu, kendimizden kukulanmaya baladmz ve bizi
i hesaplama yapmaya iten bir kriz andr. "Bu hayatta
tam olarak ne elde ettim ?" "Bundan sonra ne yapacam ?"
"Yallktan, gszlkten ve lmden baka beni bekle
yen ne kald?" "arabn fermantasyonu tamamlanmtr;
durgun ve berraktr artk," yorumunu yapan Jung " . . . kii
hundan byle ileriye deil, geriye bakmaya balar. .. Yaa
mnn envanterini karr ve elde e ttiklerini sorgular," de
mitir (TE XVII, s. 33 l a ) . 35 ve 45 ya arasnda depresyon,
boanma ve intihar oranlarnda art grlr. Kadnlar ise
daha sonra bu sefer de menopozun olumsuz etkileriyle kar
! karya gelirler. Ne var ki, J ung kendi deneyimlerinden
yola karak orta ya bunalmnn travmatik olmakla be
raber bilin kazanmak ve daha da gelimek bakmndan
frsat nitelii tadn syler.
Kii, yaamn ilk yarsnda baarl olmak iin genellikle
tm enerjisini belirli bir hedefe odaklamaldr. Bunun sonu
cunda grece dar ve "tek tarafl" bir kiilik geliir ve bilin
dnda uyku halinde olan Benlik kendini gereklqtirmede

113
byk lde baarsz olur. Jung unun altn izer: "Kilik
bilinli bir unsur olarak alglanmamal. O da rahatlkla uyku
da ya da di4ler aleminde olabilir"(TE IX. i s. 508; italikler
Jung'un) . Orta ya krizi bu d gren, kefedilmemi Benli
in " uyan(ma olanak tanyabilir ve bylelikle yaamn geri
kalan onu gelitirmeye adanabilir. Btnleme srecinin
esas ksm, ancak bu farkndalk edinildikten sonra bala
yabilir; nk btnleme, kiinin kendi iinde gerekleen
geliim srecinin ayrmna varmasyla ilev kazanr.

Benliin btnlemesi

Principium individuationis'e [btnleme ilkesi) Aristote


les'ten gnmze dek uzanan pek ok filozof ilgi duymu
tur; oysa 20. yzylda bu inceleyen ve onun yerine "kendi
ni kavrama" ya da "kendini gerekletirme" gibi tanmlar
kullanan geliim psikologlarnn says bir elin parmaklarn
gemez. te yandan, Jung'un getirdii tanm ok daha faz
lasn ieriyordu: Btnlemenin salt insanlara zg olma
dn ve tm canllarda grlen biyolojik bir ilke olduunu
dnyordu. yle yazm: "Btnleme, bylesi bir biyo
lojik ilkenin ifadesidir -duruma gre basit ya da karmak
olabilir- ki buna bal olarak her canl yaratl nedenine
gre davranr" (TE XI, s. 1 44) . Arketiplere gelince, Jung
grd ki, inorganik maddenin de iinde btnleme ger
ekleebiliyordu - tpk bir kristalin kendi iinde var olan
zeltide sakl bir dzenden meydana gelmesi gibi.
te yandan, bir psikolog olarak J ung'u asl byleyen,
geliiminin doruklarna varabilmi insan psiesinin, btn-

114
!eme ilkesinin en byk edinimi olmasyd. Bu, tamama
eren Benliin yaratc bir edimiydi: Bilind ve zamansz
Benlikle O ung "hepimizin iinde var olan iki milyon ya
ndaki insan" anlatmak iin zaman zaman bunu kullanr)
zamana baml ada insann kiiliinin adm adm iler
leyerek birlemesi. Peki, bu esiz kaynama nasl gerekle
iyordu ? Yant u: ayet dlerimizi bir kenara not eder,
zerlerine dnr ve kafa yorarsak, sre ciddi lde
kolaylaacaktr.
J ung analizin nasl bir i olduunu yle tanmlar: "Ben
ve hastam birlikte, hepimizin iinde var olan o iki milyon
yandaki insanla iletiim kurmaya alrz. En son analiz
de yaanan skntnn en temel nedeni ise igdlerimizle
ve hepimizin iinde sakl kadim bilgelikle temasmz yi
tirmemizdir. Peki, bu yal bilgeye baka nasl ulaabiliriz?
Elbette ki dlerimizle" (Psikolojik Dnceler, 76) .
V. Blm'de de deineceimiz zere, Jung bilincin tek
tarafl snrlarn ortadan kaldrarak yaamn dayattkla
rna uyum salamay tevik etmeleri nedeniyle dlerin
psiik homeostasizde vazgeilmez bir rol olduunu ileri
srmt. Geceler ve yllar boyunca tekrar eden bu dn
leme abas btnleme srecine durmakszn katk salar
ve tek bir insann grd bir dizi d incelediiniz tak
dirde bunu fark etmek hi de zor olmayacaktr.
Dleri anmsamak, bir yere yazmak ve analiz e tmek
homeostatik ilevin etkisini artrr. te yandan, dler,
onlar anmsamasak bile ilerini yapmaya devam ederler.
Ne de olsa dlerimizin byk bir blmnden haberimiz
olmaz, yine de mhim bir amaca hizmet ediyor olmallar
nk hayvanlarn da pek ou d grr ve bu dnya-

115
da yaklak 1 35 milyon yldr d gren beyinler var. Eer
dler yaamn devamllnda hayati bir nem tayor
olmasalard, bu, doa adna byk bir zaman kayb olur
du. Grnen o ki, hem etoloji, hem de Jung psikolojisi bu
ilgin hadiseye dair ortak bir yaklama sahip; geri e to
loglarn ve elbette J ung takipilerinin pek az bu olgunun
bilincine varmtr. Etolojik yaklamda dler, trne ait
genomuna (genetik yapnn tm) ilenmi programla ha
reket eden bir hayvann gnlk deneyimlerini tmleme
devi grrler. Dler bir hayvann hayatta kalma beceri
sine destek olur ve yaam dngsnn temel kalplarnn
renilmesine olanak salar. Bu, doal ve organik bir dz
lemde ileyen bir btnleme srecidir.
J ung'u asl ilgilendiren btnleme tr ise hem ka
dnlarn hem de erkeklerin bilinli bir etkinlikle ulamaya
altklar ve ilerinde halihazrda var olan ortak insanl
yakalayabilen bir btnlkt. Elbette kimi kanlmaz kst
lamalar kiilik geliiminin nnde bir engel tekil eder; nasl
ki hibir anne, anne arketipinin tm zelliklerini tayamaz
sa, hibir birey de kolektif bilindnn tm potansiyelini
barndramaz. Yetitirilme artlar ne kadar iyi olursa olsun,
orta yaa gelen pek az kiinin Benlii "yeterli" bir dzeye
ulaabilir. Yine de, kii, zaten ne olduunu aa karabil
mek adna Apollon Tapna'nda yazl "kendini bil" nasi
hatn yerine getirebilir, Pindaros'un "olduun gibi grn"
vecizesini dikkate alabilir ve Platon ve Aristoteles'in "haki
ki benlik"in kefine dair dncelerini renebilir. Jungu
bak asndan bunun anlam, ailevi ve kltrel evrenin
yaratt blnmenin stesinden gelebilmektir; kii byle
likle "personann sahte maskeleri"nden (TE VII, s. 269)

116
syrlabilir; ego-savunmalarn terk edebilir ve kendi glge
sini bakalarna yanstmak yerine onu kavramaya ve kabul
lenmeye alarak kiisel psiesindeki kontraseksel kiilikle
uzlar ve Benliin nihai hedeflerini bilincine tayabilir. Bu
hedeflerin tmn gerekletirebilmek iin tek bir hayat
asla yeterli olmayacaktr, ancak asl mesele bu deildir. Jung
yle yazmt: "Hedefin nemi salt dncede yatar; esas
olan bizi hedefe gtren eser'dir ki yaamn amac da ite
tam olarak budur" (TE XVI, s. 400) .
Kiinin kendini bu esere adamas demek, yalanncaya
dek dolu dolu yaamas ve ardndan kendisini ruhsal y
kmllklerine vermesi anlamna gelir. " nsan trnn ya
am sresinin yetmilere ya da seksenlere kadar uzamasnn
mutlaka bir gerekesi olmal. Yaamn le vaktinin de zel
bir anlam olmal; salt sabahn getirdiklerine tutturulnrn
nemsiz bir eklenti olarak gremeyiz onu" (TE VIII, s. 787).
inde bulunduumuz kltr el verdiince elimizdeki
yllar eksiksiz bir insana dnmek iin kullanrken ki
isel hedeflerimizi gzetmenin yannda, toplumsal refaha
da katk salamamz gerekir. Kiisel btnle ulaabilmi
yal insanlar bilgelikle donatlmlardr ve aslnda yle de
olagelmilerdir; nk, yaamlar boyunca deneyimledik
lerinin zerine dnebilmek ve bunlar kaynatrabilmek
iin yeterli zamanlar olmutur. Bir gen ne kadar eitimli
olursa olsun, "kitaptan renmek" asla bilen ve yaam bi
rinin verdii esinin yerini tutamaz. Btnlemek, insann
kiisel varln insanln tek bir ifadesi olarak kavramas
ve kk psiik dnyasndaki o krlgan tasn iine yarat
sal z damtmas demektir. Bu mikro evrensel deneyimle
sonsuz evren kendi farkndalma ular.

117
IV. Bl m

PS KOLOJ K TPLER

Jung insan yaamnda hem evrensel, hem de bireysel


olanla ilgileniyordu. Psikoloji, tm insanlarn paylat
psiik yaplar ve ilevleri belirlemeli ve daha sonra tm
bunlarn nasl esiz biimde biraraya gelip tek bir kiilik
oluturduunu aklamalyd. 1 92 1 'de yaymlanan Psikolo
jik Tipler (TE Vl) , Jung'un bu iki problematie eildii ilk
giriimiydi.
Tm insanlarn hemen hemen ayn psikolojik donan
ma sahip olduklar varsaym ok yanl deildir: Herkes
hem ilerinde hem de dlarnda gerekleenleri alglaya
bilir; bunlara dair dnceler gelitirebilir ve yaadklar
karsnda verecekleri tepkileri belirleyebilir. nsanlarn
ayrld nokta ise her birinin sahip olduklar donanmlar
ku llanma biimleridir ve psikolojide geen " tip" de, zalg
da ve tepkilerde grlen bu tipik tutuma iaret eder.
Bir tipoloji tasarlama giriiminde bulunan her psikolog
u sorular karsnda ustaln konuturmak zorundadr:
( l ) donanmn temel bileenleri neler ve (2) gereklie

118
uyum salayabilmek iin gelitirdikleri kalpsal davran
lar belirleyen bu bileenlerin k ullanm kiiden kiiye ne
lde deikenlik gsteriyor? Jung'un bu sorulara yan
t yle: ( 1 ) donanm, duyu, dnce, duygu ve sezgi adn
verdii drt psikolojik ilev barndrr; mevcudiyetleri tm
insanlar iin nseldir ve (2) bireyleri farkl klan da bu drt
ilevden hangisini tercih ettikleridir.
nsanlar arasndaki bir baka ayrm da, kii daha ziyade
harici ve nesnel olaylara m, yoksa isel ve znel olaylara
m nem veriyor sorgusuyla yaplabilir (bu durumda ger
eklik karsndaki tutumlarnn karakteristik biimde da
dnk ya da iednk olmas fark etmez) .

Drt ilev

Psikolojik Tipler'de Jung bu drt ilevin farkl zelliklerini


olduka ayrntl biimde tanmbr; ayrca, lmnden iki
yl sonra yaymlanan nsan ve Sembolleri kitabnda hu bilgiler
gayet ksa ve z olarak toparlanmtr: "Bu drt ilevsel tip,
bilincin deneyim karsndaki ynelimini belirleyen olmaz
sa olmaz aralara karlk gelir. Duyu (duyusal alg) bize bir
eyin var olduunu syler; dnme, onun ne olduunu an
latr; duygu, makul olup olmadn ve sezgi de nereden gelip
nereye gittiini syler" ( nsan ve Sembolleri, 6 1 ) .
Jung, dnsel v e duygusal ilevleri rasyonel; duyusal
ve sezgisel olanlar da irrasyonel olarak tanmlad. Dn
menin etkili olabilmesi iin mantkl ve rasyonel olma ge
rekliliine pek kimsenin itiraz olmazken, duygulanmn
mantkl bir sre olduu phelidir. Jung bunu his ve he-

119
yecan'n duygulanmla kartrlmasna balar. Duygular
elbette hislerin domasna neden olabilir; ancak bu yal
nzca duygu bedende biyokimyasal ve nrolojik deiimlere
yol aabilecek kadar glyse mmkn olabilir; onun genel
amac, isel ya da dsal olaylar karsnda deer yarglar
oluturabilmek, dier bir deyile, keyifli ya da keyifsiz, gzel
ya da irkin, ho ya da naho, iyi ya da kt vs. olup ol
madklarna karar verebilmektir. Bu da gemi deneyimler
nda deer bien bir yanstmay gerektirir ki Jung'a gre
bu rasyonel bir sretir. Bu konudaki kafa karkln gide
rebilmek iin Jung'un duygusal ilevi deerlere bal yar
gsal bir sre olarak dndn aklda tutmak gerek:
Deerlendirme ilevi belki de daha uygun bir tanm olurdu.
Psikolojik bir ilev olarak duyu, duyularmzla elde et
tiimiz verileri bilincimizde ileyerek dnyaya dair bir alg
gelitirmemizi salayan bir aratr. Sezgi ise, herhangi bir
anda alglarmza ak olan bir durumda sakl ihtimaller
den karm yapmamz salar. Bu iki ilevi Jung gibi "ir
rasyonel" olarak tanmlamak ok doru olmaz; nk o
zaman Jung'un onlar patolojik ya da "delice" grd
izlenimi oluabilir. " rrasyonel" derken aslnda kastettii,
bunlarn akl yrtme sonucunda ortaya kmadklaryd.
"Nedensel olmayan" daha doru bir tanm olurdu.

ki tutum

Bu drt ilevin bireyin psikolojisinde kendini nasl gste


recei, yine bireyin taknd karakteristik tutum'a baldr.
Dadnk kiiler iin d dnyann olaylar ncelik tar-

1 20
ken, iednkler i dnyalanyla ilgilenme eilimindedirler.
Dadnk kii genellikle "girgin, dobra ve artlara uyum
salayan bir doaya sahiptir; balanmakta zorluk ekmez ve
ou zaman bilinmeyen durumlar karsnda kaygsz ve ka
ytsz bir zgvenle ileri atlr". ednk ise, "her eyi iine
atan, kararsz, dalgn, bitkin bir doaya sahiptir; kendine bir
hedef belirlemekten ekinir, her daim savunmadadr ve her
eyi kukuyla tetkik etmeyi tercih eder" (TE VII, s. 43) .

Bir bar kavgas

Jung'un bu farkl ilevler ve tutumlar zerine dnce


sini daha iyi anlayabilmemiz iin bir rnek k ullanalm. Bir
tanesi duyu, bir tanesi dnme, bir tanesi duygu ve bir ta
nesi de sezgi tiplerini temsil eden drt insan canlandralm
kafamzda ve u olaya ahit olduklarn dnelim:

Bardan iki adam yalpalayarak kar. Birbirlerine bar/


aryor ve svgler yadryorlar. Dvmeye balyorlar.
Bir tanesi yere dp kafasn kaldrma arpyor.

Bu olaya ahit olanlarn her biri kendi psikolojik tipine


gre bir tepki verecektir. Srasyla bakalm.
Duyusal tip olup biten her eyi tm aklyla anlata
caktr. ki adamn da boyuna posuna bakacak ve genel g
rnmlerini kafasna not edecektir: Biri iman, orta yal
ve kel; sol gznn stnde de bir yara izi var. Dieri daha
gen, ak renk sal, daha atletik ve by var. Her ikisi
de t-shirt, spor ayakkab ve kot gibi rahat eyler giymi.

121
Yere den iman olan ve kaldrmn kenarna alnnn sa
taraf arpt. Darbe sonucunda bir atlak olutu, vs.
Dnen tip, olaylar olu sralarna gre zmler ve
bundan bir sonu karr: ki adam da bardan yalpalaya
rak karlar, demek ki ikililer. Birbirlerine baryor ve
kfrediyorlar, demek ki aralarnda bir anlamazlk var. Ar
dndan dvmeye balyorlar, demek ki duygular fiziksel
iddete bavuracak kadar youn. Bir tanesi yere dyor,
demek ki o daha zayf ya da daha sarho. Den kii kafa
sn arpt, yleyse beyin sarsnts geirebilir ve tbbi m
dahaleye ihtiyac var, vs.
Duygusal tip olayn her aamasna deer yarglaryla
tepki verir: "Ne sefil bir grnt ! " "Ne mide bulandrc
insanlar! " " Belli ki bu bara magandalar geliyor; bir arkada
nla gidip sakin sakin iki ift laf edemezsin burada." "Yere
den yaraland galiba, ama hak etti! " vs.
Sezgisel tip yky "batan sona" grr: Bunlar rakip
takmlar destekleyen futbol holiganlar olmal. Bar sahi
bi kfrlerinden usanp kap dar etmi onlar ve iyice
hiddetlenmiler. Yere den adam kafasn kazara arpm
ki bu da bana gelen pek ok ansszlktan yalnzca biri.
Kafatas atlad ve beyninde ameliyat gerektirecek bir
pht oluacak. Haftalarca iine gidemeyecek ve zaten ile
eken kars iyice dara decek. Hayat futboldan ve iki
den ibaret olan ve kltrel altyaps zayf insanlarn bana
ite byle eyler gelir. Bu tr olaylar artarak gereklemeye
devam edecek, nk toplumu deitirmek ve eitim sis
temini dzeltmek iin hibir ey yapmyoruz, vs.
Benzer gzlemler, dnceler, deer yarglar ve sezgi
ler az nce tanmladmz kiiler dnda, bu sahneyi gren

1 22
her insanda oluacaktr; ancak, J ung'un asl gstermek is
tedii, herbirimizin bu drt farkl ilevden temcide yalnz
ca birini sergilemeye eilimli olmamz. Bir ilevin genel bir
alkanlk halini almas kiinin ilevsel tipini belirler. Buna
ek olarak kiinin bu sahne karsnda gsterecei tepkiyi
de karakteristik tutumu belirler: Dadnk biri byk bir
olaslkla duruma mdahale eder, ilk yardm salar, sal
drgan uzaklatrr, bir ambulans arr, vs. te yandan
iednk biri gzlem yapar, olan biteni iinden sorgular
ve bir bakasnn (dadnk biri) ya da ii bu tr olaylarla
ilgilenmek olan bir polisin gelip halletmesini bekler.

Sekiz psikoloji k tip

Bu iki tutum ve drt 4levsel ip in bileiminden sekiz


'

farkl psikolojik tip yaratmak kuramsal adan mmkndr:


Dadnk sezgisel tip, iednk sezgisel tip, dadnk d
nen tip, iednk dnen tip ve bu byle gider. Jung'un
gzlemlerine gre zellikle belirli bir ilevi kullanan biri
nadirdir: nsanlar daha ok, biri rasy<mel biri de irrasyonel
olmak zere, iki ilev gelitirirler; bunlardan biri ncelikli ve
esas ilevdir, dieri yardmc ilevdir. Dier iki ileve gelince,
onlar daha ok bilindndadrlar ve glgeyle badaktr
lar. Bir dieri vardr ki bilindnn daha da derinlerindedir;
ona da alt ilev denir. Bu dorultuda ayn kiide dnme
ve duygu, duyu ve sezgi birliine rastlamak pek olas deil
dir. Sonu olarak, dnme ve duygu gibi rasyonel ilevler
kartlardan oluan bir ift gibi dnlebilir; duyu ve sezgi
gibi irrasyonel olanlar iin de geerlidir bu. Dolaysyla, da-

1 23
Dnme

DIADNKLK BLN

Duyu

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - + - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Sezgi

EDNKLK GLGE

Duygu

16. Oadnk dnen-duyusal tipte grlen tutumlar ve levler.

dnk dnen-duyusal tipte, iednk duygu-sezgisel bir


glge olacaktr ki bunun tam tersi de olabilir. Bunu ematik
bir biimde gstermek mmkn (ek. 1 6) .
J ung Psikolojik Tipler'de bu sekiz kuramsal tiplemeye
dair doyurucu ve elenceli aklamalar getirir. Buraday
sa bu sekiz tipin en fazla genel hatlarn izebilir ve glge
kartlarna (ancak bahsi geen kiilie ainal olanlarn
grebilecei) dair ksa bir deinide bulunabiliriz.

Dadnk duyusal tipler

Bu tip insanlar daha ok eylerin aslnda nasl oldukla


n'na nem verirler ve nesnel gereklie ilgi duyarlar. Ayak
lar yere basar ve pratiklerdir; ayrntlara baylrlar ve so
yutlamalara, deerlere ve anlamlara harcayacak zamanlar

124
yoktur. Jung'a gre her daim "duyumsamak ve elden gel
diince bundan keyif almak isterler" (TE VI, s. 605). Teh
likeli sporlara merakldrlar ve an yaayan birer bon viveur
(Fr. iyi yaayan) olma eilimindedirler. Bu nedenle onlarla
birlikte olmak keyiflidir. Dsturlar, "ye, i ve elenmene
bak nk yaam ksa"dr. te yandan yzeysel ve "ruhsuz"
kimseler olarak da alglanabilirler. Bu tip kiilerin psikiyat
ristlere gelme nedenleri arlkl olarak bamllk, fetiizm
ve obsesif-kompulsif nevroz gibi rahatszlklardr.
Glge: Alt ilevi sezgidir ve iednk olmas nedeniyle
dsal olaylarla bir ilikisi olmaz ve isel olaylarla tetiklenir.
Etkinletiinde, genellikle kiiyi yanl ynlendiren olum
suz duygular domasna neden olur. Bunun sonucunda bu
tipteki insanlar bir anda paranoyaklaabilir ve ortada belli
bir neden yokken dmanca bir tutum taknabilirler. s
tnkr ve belirsiz sezgileri onlar herkesin hayretle kar
lamasna karn antroposofi gibi ezoterik tutkulara ya da
bir eit kadim mistisizme srkleyebilir.
rnekler: M hendisler, i adamlar, mteahhitler,
araba yarlar, jokeyler, yelken kanatlar, daclar;
Dickens'n Zor Zamanlar romannda kafasn "olgular"la
bozan Bay Gradgrind.

ednk duyusal tipler

Jung yle der: "Dadnk duyusal tipi nesnel etkile


rin younluu ynlendirirken, iednk tipi nesnel uya
ranla harekete geen znel duyusunun younluu yn
lendirir" (TE VI, s. 650) . Kendini bylesi bir tip olarak

1 25
gren Emma Jung, yine kendini ar hassas fotografik bir
plaka olarak tanmlyordu. Herhangi bir durumun en ufak
ayrntsn bile tespit edebiliyor ve yeri gelince anmsayabi
liyordu. Bu tr insanlarda grntler, renkler, okuduklar
pasajlar, sesler, konumalar, kokular, tatlar ve dokunsal
duyularn anlar oldu ka canldr.
Glge: Alt ilevleri dadnk sezgidir ve etkinleti
inde d olaylarla tetiklenir. Bylesi bir sezginin etkileri
olduka olumsuzdur; nk iednk duyusal tipler zaten
yetersiz olan sezgilerini kullandklarnda genellikle duru
mu yanl deerlendirmi olurlar: Srekli bir kusur ararlar
ve pire iin yorgan yakarlar. H uzursuzluklar ou zaman
bounadr, ancak arada srada hedefi tutturduklar da olur.
" Dadnk sezgi ... [normalde] gereklie sahip olaslklar
sz konusu olduunda 'iyi koku alrken' bu ilkel sezgi ise
arka planda yatan tehlikeli olaslklar tespit etmede mt
hi beceriklidir" (TE VI, s. 654) . Bunun sonucunda kii d
dnyada gelecekte yaanacaklara dair bir kahinmicsine
karanlk fanteziler retebilir. Bu tipler ruhsal bir knt
yaadklarnda paranoyaklaabilirler.
rnekler: Thomas Mann'n romanlarnda gze arpan,
ayrntyla betimlenmi insanlar ve mekanlar onun da bu
tipe ait olduu izlenimini veriyor; gereklie dair canl i
sel izlenimlerini yanstan nde gelen Fransz izlenimci res
samlar da muhtemelen iednk duyusal tiplerdi.

Dadnk dnen tipler

Bu tiplerin davranlarn dsal ltlerle ekillenen


aklc yaklamlar belirler. Sorun zmede, ileri ekip

1 26
evirmede, netice elde etmede ve talar ayklamada bi
rer ustadrlar. Kuram ve dnceler yerine neredeyse her
zaman mevcut koullar dikkate alrlar. Yaklak hesaplar
yapmaya baylrlar ve kendi sorunlar da dahil hemen he
men her duruma bu uygulamayla yaklarlar. Dncenin
yannda duyguyu kmsedikleri iin souk ve uzak gr
nebilirler.
Glge: ednk duygu. Bu, ham, uygunsuz ve aka
ifade edilemeyen duygularn ve deer yarglarnn ortaya
kmasna neden olur. Dadnk dnen kimseler kii
sel ilikilerinden emindirler ve evrelerindeki insanlarn
duygularn fark etmeme eilimindedirler. Duygu ilevle
rinin gelimemi olmas, kimi zaman aniden politik veya
dini grlerini deitirmelerine ya da kiisel balarn bir
den koparmalarna neden olabilir.
rnekler: Avukatlar, idareciler, ynetim danmanlar,
uygulamal bilimlerde grev alanlar, teknisyenler; yaam
boyunca Kilise'nin bana bela kesilmi parlak bir d
nr ve ateist olan Voltaire, lm deinde bir anda Ka
toliklie gemi ve kendisine kutsal ya srlmesini talep
etmiti.

ednk dnen tipler

Bu tiplerin eylemlerini de aklc bir yaklam belirler,


ancak onlar ynlendiren bu kez isel ltleridir. D
dnyada gerekleenlere kar pek az ilgileri vardr; onla
r daha ok kuramlar ve dnceler cezbeder. Jung'un bu
tipe getirdii aklamay okuduunuzda, aslnda kendisin-

127
den bahsettiini anlayabilirsiniz: "Bu tiplerin en ok nem
verdii ey, znel dncenin ve akln gz arkasnda te
kinsizce dolanan isel sembolik imgenin geliimi ve sergi
leniidir" (TE VI, s. 628) . Aslnda Jung'un kendi psiko
lojik tipler kuram, harekete geen iednk dnmeye
dair gerekten de iyi bir rnek: Etraflca dnlm, ak
seik kartlklar ve dengelerin tasarland ve bir tipoloji
de olmas gerektii gibi psikolojik verilerle desteklenen bir
sistem. Yalnzlk, dnceleriyle ba baa kalmay tercih
eden bu tiplerin can yoldadr ve zihinsel bakmdan kendi
kendilerine yetebilmeleri nedeniyle dncelerinin genel
kabul grp grmemesi onlar iin pek az nem tar.
Glge: Dadnk duygu. Bu ilev daha ok dsal bir
ama sz konusu olduunda harekete geer; oysa iednk
dnen iin kendi duygularn anlamak ve bunlar baka
laryla paylamak ok zordur. Duygu, ilkel ve byk oran
da da bilind olduu iin, donkiotvari ve beklenmedik
klarla kendini ifade eder: ednk dnen, kendisine
gre "doru" olan tepkileri vermeyen insanlar karsnda ani
duygusal patlamalar yaayabilir; kendisi iin yanl kiilere
balanabilir -tpk bir fahieye tutkuyla balanan Mavi Me
lek'teki retmen gibi- ve sonu hsranla bitebilir.
rnekler: Filozoflar, "entelekteller", matematikiler,
"ar" biliminsanlar; Bertrand Russell.

Dadnk duygu tipleri

Bu tiplerin duygular, deerleri ve yarglar geleneksel


dir ve yaadklar evrenin yapsyla uyumlu olma eilimin-

1 28
dedir. Dolaysyla cana yakndrlar ve onlarla iliki kurmak
kolaydr. Yalnz kalmaktan nefret ederler; i gzlem yap
mak onlar rktr ve bunaltr. Arkadalar arasnda ve i
ortamnda aranan kiilerdir ve skntl zamanlarda hemen
koup gelecekleri bilinir. Omuriliinizde bir disk kaym ya
da tm ve yataa bal kalmsanz, kedinizi beslemeye
gelecek ve alveriinizi yapacak kii muhtemelen dad
nk duygu tipi olacaktr.
Glge: ednk dnme. Jung: "Bu tipin bilindn
da en bata gelen dnme ilevi olduka kendine zg
dr; ocuka, ilkel ve olumsuz bir dnmedir bu" (TE
VI, s. 600) . yle ki, s, yzeysel ve alaycdr da. O anda
ki duygularn akla uydurmas ve makul gsterme ura,
dadnk dnen bir kimseyi ileden karan bir taktik
olacaktr. Bu dadnk duygu tipi ayet aklc bir sisteme
ilgi duyarsa, onu tam anlamyla kavrayamayaca iin fa
natikleebilir. Bu tipler ruhsal bir knt yaadklarnda,
histeri ve mani gelitirme eilimindedirler.
rnekler: Aktrler, TV "kiilikleri", halkla ilikiler uz
manlar; Goethe'nin Wagner'i (Faust eserindeki) ; Noel
Coward, Oscar Wildc, Lady Ottoline Morrell, Mac West,
Sir Thomas Beechan, Sarah Bernhardt.

ednk duygu tipleri

Bu tipteki insanlarn olduka ayrt edici birtakm de


erleri vardr ve genellikle bunlar kendilerine saklamay
tercih ederler. Aslnda sadece yaam alglarna gre ekil
lenmi genel tutumlar nedeniyle evrelerine gizli kapakl

1 29
biri izlenimi verirler. Nasihat etmeksizin ve nutuk atmak
szn salt varlklaryla bir gruba etik karakter gc katabi
lirler. J ung: "ou zaman sessiz, ulalmaz ve anlalmaz
lardr.. . Uyumlu halleri, gze arpmamalaryla huzurlu bir
skunet iinde olduklar izlenimini verirler ... Bakalarn
e tkilemeye, ynlendirmeye ya da deitirmeye almaz
lar ... Bir bakasnn hislerine tepki vermek iin aba sarf
etmezler. .. Bu tip, eletirel tarafszl ve bir para tepeden
bakan tavrna karn aslnda ycegnll biridir. .. " (TE
VI, s. 640) . Gerekten de bu tip, "durgun sular derin akar"
szn dorular.
Glge: Dadnk dnme. Dadnk duygu tiplerin
de olduu gibi, burada da dnme kat ve ilkel bir hal alr.
te yandan, dadnk olmas nedeniyle, nesnel olgularn
klesi olmutur ve bu tipler dnme ilevlerini harekete
geirdiklerinde ayrntlarda boulurlar ve byk resmi g
remezler. Ruhsal bir k genellikle depresyonla sonlanr.
rnekler: Bir zamanlar bir kadna "Seni seviyorum ama
bu seni hi mi hi ilgilendirmez!" diye yazan Rainer Maria
Rilke. Mona Lisa da sanki bu tipe ait biriymi gibi gr
nyor.

Dadnk sezgisel tipler

Bu tipteki insanlar d gereklikle baa kmak iin


sezgilerini kullanmay alkanlk haline getirmilerdir.
Sezgiseller, duyusal tiplerin aksine, eylerin aslnda "ne
olduklar"yla deil, ama onlarla ne yaplabileceiyle ilgili
dirler. J ung: "Duyu salt alg ya da grden ibaret deildir;

1 30
duyu, hir nesneden ya da hir olaydan ne gihi karmlar ya
plabileceini tespit eden yaratc ve etkin hir sre i:ler"
(TE VI, s. 6 1 0) . Dadnk sezgiseller, belli bir duruma
ait olaslklar abucak grebilir ve izleyecekleri geliimi
tahmin edebilirler. te yandan, yardmc ilev olarak d
nmeyi kullanma:larsa, baladklar hir ii hitirnekte \'e
doyurucu bir sonu almakta zorlanabilirler. Balca yete
nekleri yeniliki olmalardr; tekd zelik onlar skar. lgin
bulmalar nedeniyle yeni arkadalar, hobiler ve dnceler
edinmeye merakldrlar; oysa farkl hir olaslk giirdkleri
an hunlar da ayn abuklukla brakrlar.
Giill{e: ednk duyusal. J ung: "Sezgisel kiinin de
elbette duyular vardr, ancak onu ynlendiren esas ilev
bakadr; duyularn, salt alglarn oluturacak bir k
noktas olara k kullanr" (TE VI, s. 6 1 1 ) . Yine de, ou
zaman duyularnn bilincinde olmaz ve hu yzden de yo
rulduunu, dn ya da acktn fark edemeyebilir.
ednk duyular etkinletiinde, duyu organlarndan
gelen mesajlar yanl yorumlamas, onu bir hastalk has
tasna ya da beslenme ve egzersiz lgnna di'm trebilir.
rnekler: Gazeteciler, borsaclar, giriimciler, vadeli
alm satm yapanlar, diiviz speklatrleri ve novelle vge
(Fr. yeni dalga) ortaya kmadan onu sezebilen moda tasa
rmclar ve yaratc sanatlar.

ednk sezgisel tipler

" [ ediink sezgi) dsal olaslklardan ok, dsal nesne


nin barndrdklaryla ilgilenir" (TE VI, s. 656) . Bu tipteki

1 31
insanlar cisimletirme mekanizmasn kullanmaya yatkndr
lar (rnein, dncelere, imgelere ya da yakh1mlara sanki
birer nesneymiesine davranrlar) . " te, bu nedenle sezgi
seller iin eylerin esas deerini bilind imgeler belirler"
(TE VI, s. 65 7) . Kendisi de esas olarak iediink sezgisel bir
tip ohm J ung gibi (yardmc ilevi dnmenin yannda) , im
geden imgeye ve dnceden dnceye gemeleri, Jung'un
deyiiyle "bilindnn rahminden kp gelecek her trl
olasln peinden komalar" ve bu esnada bu olaslklarn
altnda yaran kiisel etkileri giiz ard etmeleri, kendilerini
ifade etmelerini olduka gletirir. "ayet byle bir tip var
olmasayd, Kutsal Topraklar'dan bir peygamber kmas da
sz konusu olamazd" (TE VI, s. 658) . Eer parlak igrle
rini etkili biimde dzenleme gayretini gsterirlerse, onlarn
izinden gidenler bunlar salamlatracaktr.
Glge: Dadiink duyu. Bu blge arlkl olarak bilin
d olduu iin, bu tiplerin d gereklikle temaslarn yitir
meleri an meselesidir ve ruhsal bir knt geirdiklerinde
izofrenikleirler. Jung'un da ocukluunda sahip olduu
gibi, pek ounda izoid kiilik zellikleri grlr. Detaylara
kar ilgisizlikleri ve uzay-zaman kavraylarnn zayf olmas,
randevularn unutmalarna ve yabanc yerlerde kolaylkla
kaybolmalarna neden olabilir. Gereklikle balarnn :ayf
olmasna bir de igrlerinin derinlii eklenince, kimilerin
ce "anlalmayan dahi" olarak nitelendirilebilirler. Cinselli
e yaklamlar kaba ve uygunsuzdur ve kendi bedenlerinde
ya da elerinin bedenlerinde neler olup bittiinin farknda
olmamalar onlar kt birer ak yapar.
rnekler: Kahinler, peygamberler, airler, psikologlar
(deneysel ve akademik olanlar hari), sanatlar, aman-

1 32
lar, mistikler ve eksantrikler; Nietzsche (zellikle Je Byle
Buyurdu Zerdt dnlJiindc) ; Swedenhorg.
te yandan, yukarda yaplan betimlemelerin ister
isteme: kabaca ele alndn ve J ung'un ayrntl yorum
larnn hakkn veremeyeceklerini okura hatrlatmak iste
rim. Bu tipolojiyi Jaha ayrntl incelemek isteyenler Tc/Jlu
Eserler'in VI. cilJinJc yer alan X. blme bakabilir.

Kkenleri

Karakteristik psikolojik zellikleri ortaya karma a


bas salt Jung'a zg deildi elbette. Karmak veriler kar
snda Jnmc ilevi her daim ortak paydalar bulma ei
liminde olagelmitir ve klasik dnemden gnmze dek
pek ok farkl tipoloji tasarlanmtr. in ilgin taraf, bu
tipoloj ilerin ounlukla drt temel snfa ayrlmalaryJ.
Zihinsel ynelim, sanki drtl ift kartlklar zerinden
gitme eilimindeyJi. Yn belirlemek iin kullanlan pusula
huna iyi bir iirnek. M 5. yzylda Yunan filozof Empe
dokles, drt elementin -toprak ve hava, ate ve su- Sev
gi ve Nefret ad verilen bir ift kartlktan oluan daha
kapsaml bir arketipin ynetiminde olduunu ileri sr
mt . Hemen hemen ayn dnemde, tpk Aristotelcs'in
drt temel kan tr ve Hippokratcs'in diirt qit salg sav
gibi, yine Jiirtl bir ift kartlktan oluan drt temel
nitelik belirlenmiti - scak ve souk, slak ve kuru. Bu
antik snflanJrma sistemleri moJcrn zamanlarda ifadesi
ni Rorschach'n Theory of Types (Tip K uram) ( 1 92 1 ) ve
Kretschmer'in Physiquc .md Charactcr (Fizik ve Karakter)

1 33
( 1 92 1 ) almalarnda huldu ki Jung da hemen hemen
ayn diinemde Psikolojik TijJler'i yaymlamt.
J ung'un hir tipoloji oluturma gdsnn altnda ya
tan esas neden ise hem kendisinin hem Je Adler'in neden
Freud 'la a ttn aklayahilmekti; kanmca, kiiliinin
tuhaf yiinlerini ve yaltlmln dnlemek adna att
hir admd hu ayn zamanda. nsanln geri kalanyla or
tak yiinlerini hulmas gerektii gihi, onu farkl klann ne
olduunu da ortaya karmalyd.
Bu nedenle, tarihe mal olmu byk tartmalar (iir
nein, Augustinus ve Pelagius, T ertullianus ve Origenes,
Luther \'e Zwingli) ve haz filozoflarn ve airlerin (rne
in, Niet:sche'nin Apollon ve Dionysos'u, Spitteler'in
Prnmetheus\ ve Epimetheus ve Goethe'nin diyastol ve
sistol ilkelerini karlatrmas) daha iince tasarladklar
balca s nfsal ayrmlar derinlemesine soruturma iine
giriti. J ung tm hu iirneklerde giize arpan ayrmlarn
dadiink ve iednk tutumlar arasnda grlen temel
farkll temsil ettikleri yargsna vard.
Buna ek olarak, pek ok farkl hireyi giizlemleyerek
oluturduu ampirik grleriyle aklamalarna dayanak
salad. Bu konuda olduka hassast; akademik psikologlar
onu topa tuttuklar zaman, Psikolojik Ti/ler' in yedinci has
ksnn iinsiiznde onlar sert hir hiimde yantlad: "Benim
tipoloj im yllarn tecrbesine dayanr ve elhette akademik
bir psikolog hiiylesi bir tecrbeye asla nail olamaz! . . . "
ki ayr tutum tiplemesinin en nemli kaynaklarndan
biri de Fransz psikolog Alfred Binet'nin 1 90 3'te yaymla
nan L' EttJe experimentale Je l'incelligence balkl almas
dr. Burada, "iglizlem" ve '\lgzlem" olarak tanmlad

1 34
iki zihinsel tutum arasndaki ayrm anlatr. giizlem ona
gre "i dnyamza ait dncelere ve duygulara dair bil
gimiz"; dgzlem ise "kendimize dair bildiklerimizin kar
ISna d dnyaya ait bilgilerimizi konumlandrmak"tr
(Ellenberger, Bilindnn Kefi, 702-3) . te yandan,
hu konulara dair yazlp izilmi ne varsa okumu olan
Jung'un Psikolojik Tipler'de, benzer terminoloji kullanm
lar bir yana, Binet'nin yapt ayrma deinmemi olma
s, olaand bir tutumdur. Jung'un iednk ve dad
nk tiplerle ilgili dncelerini gelitirdii srada bir eit
kry/Jtomnesia (gizli bellek) yaadn dnmek -Binet'nin
almalarn bilinli biimde hatrlamamasna karn, ki
isel bilindnda meyvelerini vermesi- sanrm onun bu
sessizliine dair yapabileceimiz en iyimser yorum.

Tipolojinin kul lanm

J ung'un tipolojisi de dier t m tipolojiler gibi elet iriye


aktr. rnein, insan psikolojisinin sonsuz eitlemele
rini alp dar kapsaml ve rastgele dzenlenmi snflandr
malar iine oturtma abas. Ne var ki, Jung'un, bu byk
btnleme ustasnn U balamda hakkn vermek gerek:
Jung "her birey farkldr" szyle hu sorunlarn ne kadar
bilincinde olduunu gstermiti. yle devam etmi:

Binlerce insan baz ynlerden snflandrmak mm


kn olsa bile, tm insanlar iin geerli olabilecek bir
tipleme tanm, ne kadar eksiksiz olursa olsun, mmkn
deildir. nsanlar hem hirhirlcrine benzerler, hem de esiz-

1 35
!erdir. Snflandrma bireysel psieyi aklamaya yetmez.
Yine de, psikolojik tiplere dair bir anlay gelitirnek,
genci hatlaryla insan psikolojisini daha iyi kavramamza
yardmc olabilir (TE VI, s. 895 ) .

"Saf' bir tipin varlndan sz edilemez. Bir insan tek


bir ilev ve tek bir tutumdan ibaret gremeyiz. Hepimiz
birer karmz. Baz insanlarda hangi ilevin ve hangi tutu
mun daha ar bastn anlamak mmknken, kimilerin
de byle bir karm yapmak neredeyse imkanszdr. Jung
hi ekinmeden u itiraf yapmtr: "ou zaman kiinin
hangi tipe ait olduunu kestirmek zordur; hele kendini
zinkini bulmak daha da zordur." Tutum eitlerine dair de
yle demitir: " Dadnk ve iediink olmak zere her
iki mekanizma hepimizin iinde mevcuttur; tipi belirleyen
de bunlardan hangisinin grece daha baskn olduudur.
Dolaysyla, resmi aydnla kavuturabilmek iin daha et
r::flca yaklamalyz; o takdirde iin aldatc yn bir neb
ze olsun azalacaktr" (TE VI, s. 4) .
Jung tipolojisinin en fazla kabul gren yn, iednk
ve dadnk tutum ayrmyd. Analizin hibir trne s
cak bakmam olan Londra niversitesi profesrlerinden
Hans Eysenck bile, byk bir iizenle yrtt nicel yn
temlerden yola karak, insan kiiliinde dadnk-ied
nk bir eksenin varln onaylyordu. Gelgclelim, J ung'un
drt ilevsel tipini ampirik bir temele oturtma giriimleri
pek baarl olmad.
Jung'un savna gre, genetik e tmenlerin bir insann
tipini belirlemedeki rol, en az evresel olanlar kadar
nemliydi ve dadnk ya da iednk tutumlarn biyo-

1 36
lojik uyumluluk yetileri edeerdi. Bu gezegendeki egemen
tr haline gelmemizi salayan, deien evresel koullara
uyum gsterebilmemiz yannda, dnme yetimizle bu de
iimlerle etkin biimde baa kabilme yntemleri bula
bilmemizdir. Homo supiens gibi karmak yapda bir trn
kimi yelerinin genetik olarak dadnk, kimilerinin de
iednk ynelimli olmalar ok daha uygun olacaktr.
Salkl bir geliim iin hem dadiink, hem de iedii
nk tutumlar gereklidir ve hepimiz bir lde bu iki yne
lim arasnda gidip geliriz. Ne de olsa, en dadnk insan
bile her gece uykusunda d grerek olduka youn bir
iediink evreye geer. Kii d grdnde tamamen i
dnyasna geer ve dler deneyimledii gerekliin bt
nn temsil eder.
J ung, psikolojik tipler kuramn gelitirirken, akademik
psikologlarn g: ard ettii ok iinemli bir eyi fark etti:
bir psikolog veri toplarken ve bunlar zmlerken hibir
zaman btnyle nesnel olamazd. Eer gzlem yapan kii
kendi "kiisel denklem"ini bilmiyor ve bunu almasna
yanstmyorsa, gzlemleri kanlmaz biimde iinyarglarn
etkisiyle sapma gsterecektir. Fizik alannda bile gzlem
yapan bir biliminsan, karsndaki olay etkiler; hele insan
psikolojisi ve analiz sz konusu olduunda bunun kanl
maz olduu bir gerek. Eer hangi tipe ait olduunuzu bi
lirseniz, kiisel nyarglarnzn durumu etkilemesini bir iil
de engelleyebilirsiniz ki bu da olumlu sonular dourur.
Sonu olarak, J ung'un tipolojisini tpk bir pusula kul
lanyormuasna ele almak gerek: kuramsal adan Benlik
tm tipolojik olaslklar bnyesinde barndrsa da, insann
yaamda izledii yolu belirleyen haritay ve koordinatlar

1 37
saptamak hi kukusuz faydal olacaktr. Jung, izlenen hu
yolun asla sabit olmadn kabul ediyordu; her an dei
ehilirdi. Bu yaklam nda dnldnde, insann
kendi psikolojik tipini renmesi onu kstlamaz, tam ak
sine, zgrlqtirir; nk, bylelikle, insann nnde bir
haka yntemle varlndan asla haberdar olamayaca
yepyeni gzergahlar belirebilir.

1 38
V . Bl m

DLER

Klasik Jungu analizde dlerin kullanm vazgeilmez


bir yere sahiptir. J ung'un dlere dair kuramsal yaklamn
da da Freud'un byk bir etkisi olmutu: ilkin uygulamal
terapiye bir model, sonraysa kar gelinecek, deitirilecek
ve geniletilecek bir model olmutu onun iin. Dolaysyla,
balang noktamz, Freud'un dlere yaklam olutur
mal.
Freud, uyku esnasnda, gndze ait engellerinden kurtu
lan yasak arzularn bilince ulamaya altna inanyordu.
Gelgelelim, bu arzularn "yasakl" doalar, egonun bunlar
dan rahatsz olduunu da gsteriyordu ve dolaysyla ego
mn dleri sonlandrabilme gc de vard aslnda. Freud'un
grne gre bunun gereklemesini engelleyen, dlerin
ileviydi: dler, egoyu koruyabilmek iin kabul edilemez
olan birtakm makul imgelere dntryor ve bylece
uyku durumunun devamn salyorlard. Freud, !erin
Yornmu'nda yle yazmt: "Dlerin hepsi de insana bir
anlamda rahatlk getirir. .. Grevleri uykuyu sonlandrmak

1 39
deil, uzatmaktr. Dler, uykunun MUHAFIZLARIDIR ve
asla onu rahats: etmezler" (s. 330; italikler Freud'un) .
Bu koruyucu ilevi yrten zihinsel uygulamaya "san
sr" ya da sper-ego denir. Bu uygulama, yasak arzuyu
(Freud'un deyimiyle iirtl) farkl bir kla sokar ve by
lece ego rahats: olmaz ve d giiren kii de uyanma:. Do
laysyla dn kendisi aslnda gizlenen arzunun giirniir
ierik idir. Sansre gelince, rtl ierii sakl tutabilmek
'

iin yer deitirme, younlama, sembollqtime ve imgelq


tirme gibi bir di:i yiintem kullanr ve bu savunma amal
dntrmler dte grnr olann tuhaf ve mantk Li
doalarn aklayabilir. Hatta Freud bu diingscl karm
larn daha da ileri gtrr ve salt dlerin doasndaki tu
hafln bile sansrn varln ve dlerin gerek anlamn
saklama ilevine sahip olduklarn kantladn ileri srer.
Freud'un dleri yorumlama amac, sansrn yaptn
tersine evirmekti. Bunun yolu da serbest arm ynte
minden geiyordu : kii dnde grd bir imgeyi alr ve
hibir kstlama olmakszn ona artrdklarn hulmaya
alrd. Freud yle demiti: "D almasnn yok ettii
balantlar yeniden tesis edebilmek iin bir yorum sreci
ne ihtiyacmz v::r" (a.g.e. , s. 422). Bu dorultuda: "Dle
rin yorumu, zihnin hilid etkinliklerini kavrayabilmenin en
kestirme yoludur" (a.g.e. , s. 769; italikler Freud'un) . Dier
bir deyile, d, bir ifredir ve zlmesi gerekir; sras ka
rm dizelerdir ve onu dzene koymak gerekir; bylece
yaratt imgelerin esas anlamlarna ulalabilir.
Freud bu formllqtirmeden tatmin olmutu; zamann
balangcndan beri insann kafasn kurcalayan bir bilme
ceyi, yani, dlerin gerek anlamn ortaya karma ynte-

1 40
mini bulmutu. Buna ylesine inanyordu ki 1 895 ylnda
Viyana yaknlarndaki Bellevue Saray'na tatil yapmaya
gittiinde, bir gn mermer bir taa "24 Temmuz l 895 'tc
b binaJa Dr. SigmunJ Freud Dlerin Srr'na ulat" diye
yazlaca hayaline kaplmt.
Jung, balangta Freud'un yaklamna katlyordu;
ancak, ok gemeden bu yaklamdaki kstlamalar grd
ve bir btn olarak psikanalize kaq duyduklarna benze
yen kuktlar da gittike artt. Freud, dlerdeki grnr
ierii oluturan bellek kalntlarnn iki kayna olduu
kansndayd: bir nceki ,:nn olaylar ve ocu klukta ya
ananlar. Jung buna katlyordu, ancak daha nce de be
lirttiimiz gibi ona ,:re daha fazlas vard; o, dlerin ok
daha derin bir nc kayna olduu kansndayd ki buna
kolektif bilind demiti ve bunun da trmzn evrimsel
tarihinden kp geldiini ileri sryordu. Dahas, Freud'a
gre dlerin retiminden sorumlu yasakl arzular, arlkl
nlarak cinsel bir kkene sahipti. Jung ise dlerin kapsam
nn ok daha .:eni olduunu ve insan varoluunun temel
smunlar gibi eler barndrdn dnyordu.
Freud'la yollarn ayrdktan ve bilindyla yzleme
sini tamamladktan sonra, Jun,:, dlere dair kendi yak
lamn gelitirebilme iizgrln bulabildi; ancak bu
konularda asla Freud gibi dogmatik bir tutum taknmad.
Hatta fazlasyla alakgnll davrandn bile syleyebili
riz: "Benim dlere dair bir kuramm yok," diye yazmt,
"dlerin nasl ortaya ktklarn bilmiyorum. Ve dleri
ele al biimime bir 'metod' demek doru olur mu, kuku
luyum" (TE XVI, s. 86) . Jung, bu iddiadan uzak ifadesine
karn Freud'un d kuramnn temel ilkelerini reddet-

1 41
mekten ve yerlerine kendi nermelerini getirmekten de
geri kalmad.
Yalnz u bir gerek ki, d aratrmalar nda
Freud'un pek ok varsaym rtlrken, J ung'un ner
meleri zamana kar direnmeyi srdryor. rnein, tm
memelilerin d grdklerini \'e bebeklerin hem anne
karnnda, hem de doumdan sonra zamanlarnn ounu
REM (hzl gz hareketi) uykusuna ayrdklarn tespit et
mesi; dlerin, bastrlm arzularn klk deitirmi bir ifa
desinden ibaret olduklarna ve temel ilevlerinin uykunun
devamlln salamak olduuna dair dnceleri Freud'u
rselemeye yeter. J ung'un da belirttii gibi, dlerin psie
nin doal bir rn olduunu, homeostatik ya da kendi
kendini dzenleyen bir ilev tadklarn ve kiisel geliim,
uyum ve hayatta kalma becerilerine hizmet eden biyolojik
bir buyruu uyguladklarn dnmek akla daha yatkn
geliyor.
Jung'un dlere dair kuramn u drt ana maddeyle
zetleyebiliriz:

1 . Dler, bilin ve iradeden bamsz bir biimde ileyen


doal ve kendiliinden gerekleen hadiselerdir.
2. Dler hem ereksel, hem de dnleyicidirler; devleri
kiiliin dengesini ve btnlemesini desteklemektir.
3. Dlerde grlen semboller birer giisterge deildir; on
lar gerek sembollerdir ve akn bir ilev barndrrlar.
4. Dlerin iyiletirici gcn ortaya karmak iin "ser
best arm"a dayal yorumlama yerine, zengilerinne
ve aktif imgelem yntemlerini kullanmak daha iyi sonu
verir.

1 42
imdi bu maddelere srasyla bakacaz.

Saf doa

Dler, bilind psiede irade J gerekleirler; ta


rafsz ve kendiliindendirlcr. Saf bir doalar vardr; ci
lalanmam, hakiki bir gereklii yanstrlar. Dolaysyla,
bilincimiz onu oluturan temellerden gereinden fazla
uzaklaarak bir kmaza sr klendiinde, ezeli insan do
amzn zne en uygun duruumuzu bize geri kazandra
bilecek yegane aralardr onlar (TE X, s. 3 1 7) .

"Onlar bizi kandrmaz, yalan sylemez, hibir eyi ar


ptmaz ya da asla maskelemezler. . . Onlar her daim egonun
bilmedii ya d a anlamad bir eyleri ifade etme abas
iindedirler" (TE XVII, s. 1 89) . D, "bilindnn hakiki
durumunu sembolik bir forml a yanstan ve kendiliinden
aa kan bir otoportreye benzer" (TE VIII, s. 505 ) . Hi
kukusuz, ardnda yatanlar gizlemek iin tasarlanm al
datc bir sath deildir bu:

Hemen hemen hibir evin n cephesi sahte ya da al


datc bir arptma amac gtmez; aksine, binann planna
gre yaplmtr ve genellikle binann i mimarisine dair
bir fikir verir. "Gr nr" olan dsel imge ise dn ta
kendisidir ve iinde, dn btnsel anlamn barndrr.
drarda eker tespit etmisem, onun eker giirnmyle
maskelenmi albmin olduunu dnmem . Frcud'un
"dlerin n cephesi" dedii ey, dn belirsiz karanln

1 43
ima eder ve kanmca bu tanm kendi kavraymzn yeter
sizliini yanstmaktan iite bir ey deil. Dlerin grnen
yzlerinin sahte olduunu dnmemizin tek nedeni, on
lar anlamyor oluumuz (TE XVI, s. 3 1 9) .

Jung, "dn yorumu onun kendisidir" gibi ifadeler


le Talmud'u alntlamaktan holanrd. yleyse, dleri
yorumlamaya ne gerek vard? Yorumlama ihtiyac rtl
olmalarndan kaynaklanmyordu; ama, dlerde grsel
bir "dil"le ifade edilenleri, egonun anlayabilecei bir hale
getirmek iin sze dkmekti.
" Dler btnyle znel bir biimde iler ve d, d
leyenin ayn anda hem dekor, hem oyuncu, hem suflr,
hem yapmc, hem yazar, hem izleyici, hem de eletirmen
olduu bir tiyatrodur" (TE VIII, s. 509) .

Dleri, salt bastrlm arzularn imgesel gerekleti


rimleri olarak grmek, artk geerliliini kesinlikle yitir
mitir. Dlerin kimileri arzular ve korkular temsil eder
elbette, ama peki ya dierleri? Dler mutlak hakikatleri,
felsefi ifadeleri, sanrlar, lgn fantezileri, anlar, planla
r, beklentileri, tuhaf deneyimleri, hatta telepatik grle
ri ve Tanr bilir daha baka neleri ierebilir (TE XVI, s.
3 1 7) .

dnleme ilevi

J ung'un dlerin d nleyici bir ilev sergileyerek ego


bilincin tek tarafl tutumlarn dengelediklerine dair d-

1 44
ncesi, onun psiik homeostaz kavramyla da rtyor.
Jung'dan s . 1 03- 1 04 alntladmz pasaj yineleyelim
ve devamn getirelim: " Denge k uramn psiik davra
nn temel kaidesi olarak dnebiliriz. Bir tarafta ok
az olan, dier tarafta ok fazlasna yol aar. Benzer bir
biimde, hilin ve bilind arasndaki ilinti de denge
zerinden yrr. Bir d yorumlamaya giritiimi:de u
soruyu sormak faydal olacaktr: Hangi bilinli tutumu
iid nlyor ? " (TE XVI, s. 330) .
Bu halamda, denebilir ki, dler "bilin dzeyindeki
bilgimize ok iinemli bir ey daha btar" ve "bir d hunu
baaramamsa, hunun nedeni doru biimde yorumlan
mam olmasdr" (TE XVI, s. 3 1 8) . Dler "psiik denge
yi salamak adna her zaman dier tarafa vurgu yaparlar"
(TE Yii, s. 1 70).
J ung'un dnleme kavramn Freud'un arzular ger
ekletirne kuramnn bir uzants olarak da dnebiliriz;
iiyle ki, her ikisi de dlerin, daha iince ulalmaz ve hi
lind olan bir eylere kap at konusunda hemfikirdi.
te yandan, Freud'a giire diiler, giilgenin klk deiti
rerek sansr atlatmasn ve bilince ulan<sn salayan
bir aldatmaca yaratma ilevi grrken; Jung, dlerin ok
deerli bir hilind potansiyeli kiiliin tamamnn iinii
ne sererek btnlemeye hi:met ettiklerini dnyor
du. Dlerin ieriklerini gelimemi igdsel kkenlere
balayan Freud'un nedensel ve indirgemeci yaklamnn
aksine, Jung, dsel ieriin kaynan kefedebilmek iin
yapc ve tcleolojik bir tutum benimsedi. Jung'a gre kii
sel geliim (ve terapinin olumlu sonu vermesi) asndan
bir dn gelecee ynelik sezdirimleri, daha nce yaa-

1 45
nanlarla ilikisinden ok daha belirleyiciydi. Bir semboln
gemiteki izlerini srdnzde, d gren kiiyi imdi
ve gelecekte onun verebileceklerinden mahrum brakm
olursunuz. Ve biiylesi imdirgemeci bir tutum, psiik siste
nlin yaratc ve amaca ynelik glerini sekteye uratmak
tan baka bir ie yaramaz. "Psikolojik olgular salt nedensel
bir yaklamla aklamak mmkn deildir; canllardr ve
yaamsal srele sreklilik tekil eden vazgeilmez bir ba
lar vardr. O nedenle, evrimlerini tamamladklarn d
nemeyiz; onlar hem evrilmeye, hem de yaratmaya devam
ederler" (TE VI, s. 7 1 7) .
Bu balamda, dlerin durmakszn kendini anlamaya
alan Benliin teleolojik buyruklarn yerine getirdikleri
ni syleyebiliriz. (Teleo, mkemmel ve eksiksiz anlamna
gelen teleos ve son anlamna gelen telos szcklerinin bi
leimidir; btnleme hedefine ulama abasn belirtir.)

Sembol izm

J ung ve Freud ayrlnn en gze arpan noktas, hi


hkusuz, yaradllar itibaryla sembolleri alglay biim
lerindeki farkllkt. Freud'a gre bir sembol, bilind bir
dnce, atma ya da arzunun mecazi ifadesi ve temsil
ettii dncenin hakiki anlamn etkinlikle rterek onun
yerine geen bir oluumdu: bir kl, penisi sembolize edi
yordu; kn ise vajinay ve klc knna sokmak da cinsel
birlemeyi sembolize ediyordu .
Jung'a gelince, o , Freudyen sembol bir sembol olarak
bile kabul etmiyordu; Freud'unki bir giis te rge ydi , nk
'

1 46
her zaman, bilinen ya da bilinebilir olan hir eye gnder
mede bulunuyor ve sabit bir anlam tayordu. Jung'un
sembollere bak bundan epey farklyd. Ona gre sembol
ler, daha nce bilinmeyen hir eyi anlatmaya alan canl
varlklard; onlar sezgisel dncelerdi ve yaratldklar
anda sembolleerek en doru ifadelerine kavumulard
(TE XV, s. 1 05 ) . O nedenle semboller, "sylediklerinden
ok daha fazlasdrlar" ve "dnce ve duygularmz her
daim zorlamaya devam edecekler" (TE XV, s. 1 1 9) .
Psieyi ele alta ve onun ilevleri siiz konusu olduun
da sembolizme dair bu iki farkl yaklam, Freud'un in
dirgemeci ve Jung'un ise telcolojik yiineliminin bir baka
ifadesidir. Jung'a gre semboller, kiiliin gelimesini sa
layan, atmalar zen ve kutupsal kaqtlk larn aknl
n salayan, doal birer geliim etmenidir. Bu dorultuda
J ung, sembollerin aknsal ilev'ler barndrdna ve hir psi
kolojik durumdan bir dierine geite yardmc olduklar
na inanyordu. Dolaysyla, semboller, iyiletirici ynleriyle
ve Benliin btnleniine katklaryla vazgeilmez bir yere
sahipti. Gerek olan u ki, insan bu dnyada stn klan,
sembol retebilen hir hayvan olmasdr.
Aknsal ilevi deerlendirdiimizde, Jung'un para
dokslara olan dknl ve karrlar 'n retken gcne
hayranlyla kar karya geliyoruz hemen. "Kartlar,
tm psiik yaamn silinmez ve vazgeilmez nkoul
lardr," diye yazmt (TE XIV, s. 206) . Temelde hibir
kartlk uzlaamaz: ancak, herhangi bir ift kartlk ara
sndaki atma, psieyi her ikisini de aabilecek bir n
c olaslk aramaya iten bir gerilim retir. Kii eer hu
k artlarn yaratt kanlmaz gerilime dayanmay re-

1 47
nebilirse, sorun ortadan kalkacak ve yerini daha st bir
boyuta gei alacaktr: iyi ve kiit, sevgi ve nefret, kuku
ve gven uzlaacak; ardndan bilin ve bilind, persona
ve glge, ego ve Benlik arasnda yeni bir bireim doa
caktr. Bu tr uzlalara ne mantmzla, ne de aklmzla
ulaabiliriz; bunun tek yolu sembollerin aknsal ilevi ' ni
kullanmaktan geer.
O nedenle, semboller zerine yaratc almalar yap
mak, baarl bir kiisel geliimin ve terapinin anahtardr.

Yorumlama

Jung, bir d ele aldnda yorumlamaya gemeden


nce "zenginletirme" yntemini uygulard - dn ha
vasn soluyarak, imgelerin ve sembollerin ayrntlarna
ek olarak onun ruh halini tespit etmek ve dsel deneyimi
zenginletirmek anlamna geliyordu bu. O zaman, bilin
zerinde yaratt etkinin alan daha da genileyebili
yordu.
Her sembol, hakknda siiylenebileceklerden ok daha
fazlasn kapsar; bu nedenle onu kkenlerine "indirgemek"
doru olmaz; bize sylemek istediklerini arketipik adan
incelemek gerekir. Dleri bir dizi aklc ifade haline d
ntrmek yerine, ieriindeki sembolleri tavaf (evresini
dolanmal) e tmeli ve bylelikle onlarn farkl cephelerini
bilincin de grebilmesini salamal. Kiisel armlar
elbette dikkate alnal, ancak salt byle yaparak dlerin
esas amalarnn nne set ekmi oluruz ve bize verebi
lecekleri kstlanr.

1 48
En iyi hatrladmz dler bile para paradr ya da ksa
sahnelerden ibarettir; yine de, pek ounun anlatt bir y
ks vardr ve perdede kiiye zel bir drama sergilenir. Jung,
bu dramalarda drt farkl perdeden oluan belirgin bir yap
nn ayrmna varmt: ( l ) serim/eme ki bu evrede rol alan
karakterlere ek olarak, oyunun getii mekan ve sklkla da
:aman gsterilir; (2) kurgunun geliimi ki burada iler karr
ve "kiinin bundan sonra ne olacan bilememesi nedeniyle
belirgin bir gerilim oluur"; (3) zirve ya da diinm noktas ki
bu aamada "sonucu belirleyen bir olay gereklqir ya da bir
eyler btnyle deiir" ve son olarak da (4) krlma an,
yani, dsel ileyiin yargs, zm ya da sonucu gelir.
Bir iirnek verirsek, bu hususlar daha iyi anlayabiliriz.

sv i re Avu st u rya snrnda, dalk hir hiilgedey


-

dim. Akama doruydu ve s t nde Avusturya npara


torluu'na ait niformasyla, yal hir gmrk memuru
grdm 1 1 . perde: serimleme ] . Omu:lar km gibiydi
ve bana aldr ermeden yanmdan geip gitti. Hali pek
melankolik ya da mutsu:mu gibi deildi aslnda; daha
uk bir eye can sklm gibiydi 1 2 . perde: gdiim ] . ev
rede bakalar da vard ve birisi hana yal adamn aslnda
orada olmadn, yllar nce iilen gmrk memurunun
hayaleti olduunu sylemiti 1 3 . perde: diiiim wkas] .
"O da bir trl tam olarak lemeyenlerden biri" [ 4. perde:
krlma a ] (ADD 1 58) .

D burada bitmiyor; benzer bir yk bu kez farkl bir


yerde kyor dleyenin karsna: kendini bir e h i rde bu
luyor.

1 49
imdi de Basel'deydin ama bir yandan da bir talyan
ehrine hcn:iyordu huras; Bergamo olahilir. Mevsimler
den yazd; gne tam tepedeydi ve her yeri youn hir k
seli kaplant [Serim/eme] . Byk bir kalahaln hana
doru aktn grdm. Dkkanlarn kapanmak zere ol
duklarn hiliyordum ve insanlar yemek yemek iin evle
rine dalyorlard [ Geliim] . Bu insan sel i n in tam ortasn
da tepeden trnaa zrh kuanm hir iivalye yryordu.
Bana doru hasamaklar kmaya halad. Banda, yalnz
ca gii:lerini akta hrakan bir mifer v e zerinde de zin
cirden hir zrh vard. Zrhn zerine, arkasnda ve iinn
Je kzl hir ha olan, dokuma ii heyaz hir tnik giymiti
1 Oiitm noktas [ . . Kendime neden hu hayaletin hana g
.

rndn sordum ve sonra sanki hiri hu sorumu yant


lad - oysa etrafta konuahilecek hi kimse yoktu: "Evet,
bu hayalet buralarn mdavimlerinden. valye her gn
saat on iki ve hir aras buradan geer ve hu epeydir biiyle
(yzyllardan beri biiyle olduunu anlamtm) ; herkes de
hunu hilir" [ Krlma an ] (ADD 1 60) .

Bu dn htnne baktmzda, gzmze ilk ar


pan ey, can skkn, silik gmrk memuruyla Ortaa'dan
kp gelmi valyenin olaand ve gerekst varl
arasndaki keskin tezatla birlikte, dn genel havasnn
ve imgeleminin insan kavrayveren muazzam nitelikleri.
Dn svire-Avusturya snrnda balamasnn iizcl bir
anlam olmal ; gmrk memurunun giysileri, grnm
ve tavrnn da yle. Neden orada olmamal ve lmeyi ne
den becerememi? oktan iilm olmas gereken valye
neden modem bir ehrin sokaklarnda gezinirken grl-

1 50
yor? lki nemini yitirmi, yal ve hitkin hiriyken, ikincisi
arketipik bir imgenin -parldayan zrhyla hir valye- yo
un canlln tayor. Peki, bunun anlam ne?
Jungu terapide hir de genellikle aamada yakla
lr. lkinde ama, dn sahihinin yaamnda dn ha
lamn saptayahilmek tir; bylelikle, salt kiisel hir nitelii
olup olmad anlalr. Ardndan, dn k ltrel halam
n belirlemek gerekir; nk, dleyen kiinin yaad za
man ve sosyal evre dleri muhakkak etkiler. Son olarak,
arketipik ierik saptanr; hylelikle d tm insanln
yaam balamnda bir ereveye oturtahiliriz. Ne de olsa,
en youn dzeydeki dler, trmzn kadim deneyimle
riyle aramzda bir halka grevi gfr.
uygulamaya gelince, hu aamalar birbirlerinden
ayrmak nadiren mmkn olabilir; nk, denevimleri
mizin kiisel, kltrel ve arketipik eleri ve hunlara ge
tirdiimiz yorumlar srekli etkileim halindedir. Yine de,
biz, Jung'n dndeki iieleri incelerken daha anlalr
olabilmek adna, kanlmaz kesimelerini giiz ard ederek
aadaki aamay kullanacaz.

Kiisel balam

Kiisel balamn ounu daha iince aa karmtk


zaten: Jung hu d, Freud'la olan dostluu sona erdikten
ksa bir sre sonra grmt. Daha kesin olmak gerekir
se, J ung tam o dnemde, Freud'un tepki giistermesinden
kaygland dncelerini yanstt Liblonm Oiinm
leri ve Sembolleri (TE V, Dnmn Sembolleri) adl kitab

1 51
zerinde alyordu. Jung, serbest arn1 yiintemnn
Freud gibi snrszca kullanlmasn benimsemiyordu; bu
nedenle, bu dne dair armlar ksa ve zd. Jung'a
gre arm yiintemi ancak dte grlen imgeler ze
rinde uygulandnda yorumlama ii kolaylayordu. Oysa,
Freudyen serbest arm, J ung'a gre d deneyimleyen
kiiyi dten uzaklatryor, her daim ocukluk dnemi
komplekslerine geri giitryor ve bu da almann esas
hedefini zedeliyordu.
Gmrk sii:cii J ung'a hemen "sansr" artrm
t; sr ise bilincin ve bilindnn ayrlmasn akla getiri
yordu ki bu ayn zamanda kendi dnceleri ve Freud'un
dnceleri arasndaki snr da artryordu.
J ung iivalyeyi yle yorumlam:

Nasl hissettiimi tahmin etmek zor deil: modern bir


ehrin ortasnda, le vakti kalaba l arasnda bir Ha
l askerinin aniden zerime doru geldiini dnnce.
Bana asl tuhai gelen ise, etrafra yryen pek ok insann
onu fark etmemi olmasyd. . . Sanki ben h ar i herkes iin
giirnmezdi . . . D giirdm esnada hile onun yirminci
yzyla ait olmadn biliyordum. O, simya nn ortaya k
t ve Kutsal Kfse'nin a r and bir dnemden geliyordu.
Bu Ki\se'ye dair iiykiileri ilk ke: on bq yamda okumu
tum ve o gnden beri de benim iin hep iinemli olmu
lard. imd en bir ses, bu iiyk l e ri n ardnda ok
daha b
yk bir gi:emin s ak l olduunu sylerdi hep. Dolaysyla,
dmde Kfse'nin peine den iivalyelerin dnyasna
girmem doa ld - bir yandan da hunun, Fre ud un kiyl e '

hibir ben:er yan olmayan, benim d nya m olduundan

1 52
emindim. Tm varlmla yaamn sradanln datahi
lecek, hfh1 bilinmeyen hir eyi aryordum (ADD 1 58-6 1 ) .

Kltrel balam

Anlamal hir snr izgisi iki devleti ayrr: dlerin


mantna giire dndmzdeyse, bunun zihinsel ya Ja
ulusa l hir snr olup o l mamas bir ey deitirmez. Bura
da asl dikkat etmemiz gereken, Freud'un Avusturya ve
Jung'un da svire kkenli o l mas ve Fre ud'un resmi hir
"imparatorluk" giirevlisi olarak snrda devriye gezmesidir.
Snr geilerinde kiisel eyalar denetlenir, bavul lar a l r
\'e kaak mal olup olmad kontrol edilir; pasaportlar in
celenerek kimlik bilgileri dorulanr ve tm hunla r da hir
gmrk memuru yapar. Peki, bu (bilin ve bilindn
ayran snr) gerekten de psikanalizin teme l meselesiy
le balantl m; ya Ja dn sahibinin aslnda ykc ve
kabul edilemez kimi dnceler barndrdndan ku
kulanan ve bu nedenle aksileen, sinir lenen ve zlen
usta analist Freud'la nasl bir ilgisi var! J ung'un bu d
zerine kafa ymarken bu balanty kurduundan emin
olabiliriz. Ancak, u soruyu sormadan da edememiti:
Freud'u neden bir gmrk memuru n u n hayaleti olarak
giirm t? "Gerekten de Freud'un ima et tii gibi onun
lmn arzu l uyor olabi l ir miydim?" Buna akl yatmyor
du ; nk byle bir eyi istemesi iin ortada hibir neden
yoktu . Daha ok, bilin dzeyinde Fre ud'a kar arya
kaan itaatkar t u tumunun iid nlenmesi ve dzeltilmesi
o l arak gryordu bunu. Bu d ona Freud'la olan iliki-

1 53
sinde daha eletirel olmasn ve daha salam durmasn
tlyord u.
Dn ikinci blmndeki Basel ve talya karkl
muhtemelen yine Bascl doumluJacob Burckhardt'n Rne
sans talyas ve Basel arasnda kurduu balantdan kaynak
lanyordu. Bu, akn ve animann; Dante ve Beatrice'nin;
Petrarca ve Laura'nn; sanatn ve yeniden doan insan ru
hunun talyas'yd. Gne tam tepedeyken dkkanlarndan
kp evlerine dalan insanlar, akla, Jung'un tanmlad
ve orta yaa atfettii enantiodromia'y getiriyordu: "Gnein
zirveye ulat an, batmaya da balad andr. Bu da, a
fakla birlikte gelen tm ideallerin ve deerlerin de batmaya
balamas anlamna gelir." Yaamn ilk yars "elde etmek
ve harcamak"la geer; oysa artk tm dkkanlar kapaldr
ve bu sre sona ermitir. Peki, gelecek neler getirebilir?
Yant, gelecein deil, ama gemiin derinliklerinden gelen
Hristiyan bir centilmen, cesur bir sava ve arketipik bir
ahsiyet olan zrhla kuanm srad valye figrnde sak
l. J ung'a gre simyann balangcn ve Kutsal Kase efsane
sinin douunu simgeleyen bu figr on ikinci yzyla aitti.

Arketipik balam

Bu dte en fazla nem tayan arketipik imgeler, mi


fer ( Kase) , valye/sava ve hatr. Bunlar da srasyla,
yal ve lmek zere olan kral, yaral ifac ve aman/by
c gibi arketipik kavramlar artryor.
Efsanaye gre, Kutsal Kase, hem sa'nn Son Akam
Yemei'nde kulland, hem de Aramatyal Yusufun ar-

1 54
mha gerilen Krtarc'nn akan kann saklad kap olarak
bilinir. O nedenle, Hristiyan tleminde en kymetli obje
olarak kabul grr. Oysa, mucizevi kap temas Hristiyan
lktan ok daha nceye dayanr. Kase ya da kap kimilerine
gre aslnda mucizevi ve yaam yaratan bir dnmn
gerekletii bir rahim ve diiliin sembolyd ki Freud
da kesinlikle bu yoruma katlrd. Kap ya da vas (Lat. kap,
.n.) kadim in'de balayan simya geleneinde merkezi bir
neme sahipti ve J ung'n da altn izdii zere 1 2. yzyl
da uhmt Avrupa'ya. Jung'un kendine yakn bulduu
Gnostikler de ilk tanrlardan birinin insanla bir krater,
bir kartrma kab armaan ettiine ve ruhsal dnme
i htiyac olanlarn da hu kaba daldrldna inanyorlard.
Grnen o ki, bu Gnostik gelenein Avrupa simyasna gi
rii, ilk ve en iinemli simyaclardan biri olan ve sonralar
Jung'n da olduka ilgisini eken Panopolisli Zosimos'un
etkisiyle olmutu. Ortaa mistikleri kah ruhun sembol
olarak gryor ve lahi Ltufla tekrar tekrar doldurulmas
gerektiine inanyorlard.
ngiltere ve Kral Arthur'un Yuvarlak Masa valye
leri'yle Kutsal Kase arasndaki balanty kuran ise nl
byc, aman ve Kelt mitolojisinde bir ozan olarak geen
Merlin'den bakas deildi. Merlin, masum bir bakireyle
bir iblisin yasak ilikisinden domutu ve dolaysyla sa
figrne kart bir denge oluturuyordu. Merlin byc
lnn ilk yllarnda iki ejderhann mcadelesine ba
kanlk etmiti. Bu diiviiiin sonunda igalci Kral Vertigier
tahttan indirildi ve yerine Merlin'in Kutsal Kase'nin srrn
verdii ve bir nc Masa oluturmasn syledii Kral
U ter geti. lk masa, Son Akam Yemei'ne aitti; kinci-

1 55
si, Aramatyal Yusufun Kase'yi koyduu masayd ve kare
eklindeydi; Kral Uter'in salamas gereken nc Masa
ise yuvarlak olmalyd. Karenin yuvarlaa dnmesi, man
dala tasarmlarnn en nemli esasdr ve Benliin tam ola
rak kavranmasn ve btnln yakalanmasn sembolize
eder. Bu balamda, Kutsal Kase aray, sub specie aetemi
utis (Lat. sonsuzluk balamnda, .n.) btnlemeye ula
ma abasn karlar.
J ung, yaam boyunca Kutsal Kase efsanesine ilgi duy
du. Genliinde Malory'yi, Froissart' okumutu ve en
sevdii mzik Wagner'den Parsifal'di . Eer kars byk
bir evkle bu aratrmay kendi zerine almak istemesey
di, Kutsal Kfse'yle de en az simyayla olduu kadar ilgi
lenebilirdi. Grd bu dle balantsna gelince, kap
dnda efsanenin en ilgi ekici yn, "yal hasta kral"
temas, yani Amfortas't. Yunan mitolojisindeki Khairon
gibi Amfortas'n da bedeninde iyilemeyen bir yara vard;
ilgin olan ise yarann yeriydi: Ya uyluunda ya da jenital
blgesindeydi. Amfortas'n yaras cinsel bir yarayd; yani
cinsel bir sorun yayordu . Arzusu tahtn Parsifal'e dev
retmekti; tpk Freud'un yerini Jung'a devretmek istemesi
gibi, ancak Parsifal ondan Kase'yi gstermesini isteyene
dek bu mmkn olmad.
Jung, Amfortas' Freud'la deil de, Freud'un psikolo
jik ncl olan kendi babasyla ilikilendirmiti aslnda:
"Babam hafzamda Amfortas'nki gibi bir yaradan musta
rip, asla iyileemeyen bir 'balk kral' -simyaclarn are
bulmaya alt Hristiyan ilesi- olarak yer etniti. Ben,
yani bu 'budala' Parsifal de, ocukluum boyunca bu has
tala tanklk etmi; tpk Parsifal gibi sezmekten teye

1 56
gidememi ve syleyecek bir sz bulamamtm" (ADD
205) .
Freud da aslnda tam bir "balk kral" vakasyd ve
Jung da ona bir eyler syleyebilme konusunda Parsifal'den
daha becerikli deildi; seks tanrsna hizmetlerinden tr
onu asla sorgulayamyordu. Dostluklarnn sresini uzatan
da bu suskunluk olmutu zaten.

Freud'un kiiliinin gl tesiri altnda olduum za


manlarda kendi yarglarm elden geldiince bir kena
ra itiyor ve kendimi onu eletirmekten alkoyuyordum.
Onunla birlikte alabilmenin bir nkouluydu bu.
Kendime, "Freud senden ok daha bilgili ve deneyim
li. u an iin sadece dinle ve ondan bir eyler ren
meye al," diyordum. Sonra, dmde onu Avusturya
mparatorluu'nun huysuz bir giirevlisi, bir hayalet olarak
ortalarda dolaan oktan lm bir gmrk memuru ola
rak grdm! (ADD 1 59)

Bu arada, han sembolizasyonuna daha detayl eil


memiz gerekiyor: Ha, mandaladaki temel noktalara kar
lk gelmenin yannda, Hristiyanlkta btnln sembo
l olarak grlr; ac ekme yoluyla kartlarn uzlamasn
ve insann Tanr'ya kefaretini demesini temsil eder ve

sa'nn btnlemesini anmsatr. Ha, bir insan olarak


kendi yazgmza boyun eiimizi ifade eder ve Hristiyanlar
gibi simyaclar da bunu dorular.

nsan doasnn temel uyumazlna boyun emek,


psienin de kendi iinde farkl gayeleri olduu gereini

1 57
kabul etmemizi gerektirir. Simya retisine gre gerilim
drt tarafldr ve drt kart elementi temsil eden bir ha
oluturur. Bu drtl birlik, tm kartlklarn asgari bir
temsilidir. "Ha" ekilen acya verilen biimdir; psiik
gereklii ifade eder ve ha tamak da simyacnn al
malarnda bulduu btnl ve tutkuyu sembolize et
mek iin olduka uygundur (TE XVI , s. 5 2 3 ) .

Yalnz Hal, savamaya giden Hristiyan bir askerdir.


Gerekletirmek zorunda olduu bir amac, bir yazgs
vardr. J ung'un bir Hristiyan olarak deil, ama bir insan
olarak neye dneceinin imgesidir bu. J ung yaamnn
sonlarna doru, " Bakalarndan daha ok ey bilen birinin
yalnz kalmas kanlmaz," diye yazmt.

imde bir eytan vard sanki ... Gcne kar koya


myordum . . . Bir eyi elde e ttim mi durmasn bilmiyor
dum. Acele etmeli ve grlerimin hzna yetimeliydim.
adalarm hu grlerimi kavrayamadklar iin, onlara
gre telala ileri atlan bir budala gibiydim. . . nsanlara
kar youn bir ilgi duymaya balamtm; ancak, iyz
lerini grdm an by kayboluyordu. Bu ekilde pek
ok dman edinmitim. Yaratc bir insann kendi ha
yat zerinde pek az gc olur. zgr deildir. indeki
eytann elinde bir tutsaktr o ... Bu esaret duygusu bana
hep byk bir strap verdi. Sk sk kendimi bir muhare
be meydanndaym gibi hissederdim ve kendi kendime
yle derdim: "te, imdi dtn sevgili can yoldam, fa
kat ayaa kalkmak ve devam etmek zorundasn." (ADD
3 28-9)

1 58
Jung'un dleri yorumlama biiminin, hatr saylr bir
bilgi birikimi yannda, sembolik anlamlandrma yetisi ge
rektiren ve daldan dala atlayan bir sre olduunu san
rm okur buraya kadar anlamtr. Esas mesaja ulaabilmek
iin yorumlamadan ok daha fazlasna ihtiya var. Ancak
bu vakada iin zeti aslnda u: " Freud'dan kurtul ve kendi
yoluna git. "
Bir tp rencisi olmadan nce arkeoloji eitimi alp
almamay dnen J ung'un bu alana duyduu ilgi asla
kaybolmad. Sk sk, bir de nasl ifreli bir metinmi gibi
yaklatn ve bu urasnda nasl tm arkeolojik ig
dlerini kullandn dile getirirdi. Kii, bir dn ieriini
deerlendirebilme konumuna gelebilmek iin ncelikle
dteki kiisel, kltrel ve arketipik temcileri kazarak or
taya karmalyd. Daha sonra, bu kaz alannn yle bir
etrafn dolatnda, dn mimarisinin de aa ktn
grebilecekti ve beraberinde bu yapnn mimarnn neyi
amaladn ve bu yaratc enerj inin ne yne aktn da.
Elemek, snflandrmak ve karlatrma yapmak olduka
hassas bir sre ve ok fazla sezgi gc gerektirir: Kaz es
nasnda de bir zarar vermeden atmosferini yakalamal ve
verdii mesaja kesinlikle el srlmemelidir.
Ju ng, ayn kiiye ait bir dizi d incelediinde, kii
nin yaamnda nem tqkil eden temalarn tekrarlan
ma eiliminde olduklarn bulgulamt. J ung, 1 938' de
Hindistan 'da olduu srada grd bir dte Kutsal Kase
temasna geri dnmt ve tpk Hal askerini grd
d gibi, bu d de onu kayalk bir burun zerine ina edil
mi kale fantezisini yaad ocukluuna gtryordu.
Dnde kendini Zrih'ten bir grup arkada ve tandy-

1 59
la birlikte ngiltere'nin gney kylarnda bilinmeyen bir
adada bulmutu. Uzun ve dar bir adayd bu; gney ucun
daki kayalk blgede de Ortaa'a ait bir kale ykseliyor
du. "Karmzda, giriinden ierideki geni ta merdivenle
rini grebildiimiz grkemli bir beffroi (Fr. an kulesi, .n.)
ykseliyordu; hatta bu merdivenlerin stunlu bir salona
ktn hile grebiliyorduk. Salon mumlarla belli belirsiz
aydnlatlmt. Bu kalenin Kutsal Kase'nin kalesi olduu
nu ve hu gece burada 'Kutsal Kase tiireni'nin gereklee
ceini anlamtm . . . " (ADD 262) .
valyenin, Kutsal Kase'nin ve Merlin'in olduu dn
ya Freud'un deil, onun dnyasyd - bakr stunuyla ve
simya laboratuvaryla kayalklara ina edilmi kalenin
dnyas. Modern dnyann sknts ve nevrozun kayna
da, bastrlm cinsellikten iite, "ruhun yitirilmesi" ve kut
sal olan alglamadaki yetersizlikti. Freud'un kutsal tek bir
temel igdde, yani cinsellikte aramas ise toplumun ek
tii skntlar aslnda daha da arlatryordu . Avrupa ru
hunun en soylu ifadelerinden olan valye ideali gz ard
ediliyordu. valyenin Kutsal devi, Hristiyanlk sonras
medeniyetimizin "orak lke"sinde yozlanut.
Ayn tema, kendisini Merovenj diineminden kalm1
lahitler arasnda bulduu bir dle yinelenmiti. Dn
devamnda sekizinci yzyla ait llerin arasndan geerek
on ikinci yzyla ait mezarlara ulamt. Burada bir naan
nnde durup ona bakmt: "Zincirden zrh kuanm bir
Hal askeriydi ve elleri gsnde birlqmiti. Sanki tah
tadan oyulmu gibi bir grn vard. Fakat aniden sol
elindeki bir parman hafife kprdadn grdm" (ADD
167).

1 60
J ung'un bilindnda hala canl olan valye ona, can
ekien Freud figrnden, bu huysuz gmrk memurun
dan uzaklamasn salayacak ve onu gemiten kurtarp
gelecee tayacak bir yol sunmutu. te yandan hem
gemi, hem de gelecek, btnl, arnmay ve Tanr'ya
denecek kefareti simgeleyen bir Hristiyan sembolyle
(Hal askerinin nnde ve arkasnda yer alan kzl ha)
imlenmiti. evresini saran insanlarn ilgisizliine ramen,
kendi "kk Ik" kaynann titrek aydnlndan ald
destekle ve onu anlayan birka kiiyle evrili kendi Yuvar
lak Masa'syla, tpk valyenin yapt gibi, yoluna devam
etmeliydi.

1 61
VI. Bl m

TERAP

Jungu analizin getirdii byk diinm eksiksizce


ifade edebilmemiz ya da uygulamasnn temellerini olu
turan ilkelerin genel hatlarnn tesine geebilmemiz iin
tek bir blmn yeterli olmas mmkn deil. Yine de,
bu tan altna elimizi koymamz gerekiyor; nk, onun
adna devam ettirilen analiz ekol, ] ung'un kltrmze
brakt en iinemli miras.
Jung'un getirdii yenilikler kendi ekolnn tesine ge
en bir etki alanna sahipti ve bu etkinin hem insani, hem
de mfik bir yiin olduuna hi kuku yok. lk dnemdeki
tasarlarnn esas kayna, daha nce de deindiimiz zere,
kendi "yaratc hastalk" olmutu; fakat hunlar ayn zaman
da bir divann ardnda sessizce ve mesafeyle oturarak, arada
ex catledm (Lat. yetkeyle, .n.) bir edayla baz beyanlarda ve

yorumlarda bulunarak ve tm bu srete hastann ektii


skntlardan ve aclardan kendini yaltarak ileyen Freud
yen analizin stereotipliine kar bir tepkiydi de. J ung, tam
tersine, analizin, iki insan arasnda eit ve karlkl bir etki-

1 62
!eimle srdrlen eytiimsel bir yntem olmas gerektiine
dair kktenci bir neri getirdi. Bu dncesini ilk kez ortaya
attnda devrimsel bir etki yaratm olsa da, zaman iinde
pek ok ekolden psikoterapist bu modelin etkisine girmiti
bile ve byk bir ksm da bu etkiyi yaratan kiinin aslnda
Jung olduunun farknda deildi.
Jung'un psikoterapi uygulamalarna yapt katklara
drt balk altnda bakarsak daha anlalr olacak: ( 1 ) akl
hastalna yaklam, (2) hastalarna kar tutumu, (3)
tedavide savunduu ilkeler ve yntemler, (4) terapistin
rolne dair grleri.

Hastalk

J ung, akl hastalna yaklanun bir ereveye otur


tabilmek iin, salt Freudyen analiz anlayna deil, ayn
zamanda geleneksel psikiyatride o gnlerde ve bir lilde
gnmzde de hkm sren dncelere de kar kt.
(}erek u ki, Jung'un deneyimleri ok daha engindi ve ba
k as bu alanda alan dier uygulayclara oranla ok
daha geniti. Freud ise savlarn yalnzca, ou histcridcn
(gnmzde pek grlmeyen ancak 1 9. yzyln sonlarn
da ok yaygn bir durum) mustarip kadnlardan oluan
Avusturyal kk ve st-orta snf bir hasta grubu zerin
de denemi ve dorulamt (kendine giire) . te yandan,
Jung'un en azndan balangta hem her kesimden, hem
de Krafft-Ebing'in Psikiyatri Ders Kitab'nda tanmlanan
her duru mdan hastas olmutu. Dahas, J ung tasarlad
dzenlemeleri salt kendisine ve hastalarna dayandrma-

1 63
m, ayn zamanda mitler zerine yapt kapsaml aratr
malarla, karlatrmal din incelemeleriyle ve antropolojik
hilgilerle de desteklemi; snf, rk ve inan fark gzetmek
sizin tm insanlar iin geerli olabilecek evrensel hakikati
hulahilmek adna stn hir gayret giistermiti. En nem
lisi, sonuna dek dogmatik biri olmamay baarmt. 1 95 1
ylnda, ngiliz meslekta E. A. Bennet ona British Medicul
]oumul iin kendisiyle ilgili bir makale yazdn syledi
inde Jung ona hemen u yant vermiti: "Yeter ki hibir
dogmam olmadn, hiilf ak grlii olduumu ve hibir
dncemin sahit olmadn aka belirt; onun dnda
ne istersen yazabilirsin. "
Henz Burghlzli'de Bleuler'in yardmcln yapt
dnemde hile akl hastalna kar ak fikirli ve insancl
yaklam belirgindi. J ung, daha nce de deindiimiz ze
re, o dnemin pek ok psikiyatristinin aksine, hastalarnn
ona anlattklarn, ne kadar lgnca ya da sanrsal olursa
olsunlar, buna aldrmadan can kulayla dinliyordu. ok
sonra yle yazacakt:

Pek ok psikiyatrik vakada, hastann daha nce dile


getirilmemi ve istisnasz hi kimsenin bilmedii bir y
ks vardr. Bana gre, terapinin gerek anlamda ba
layabilmesi iin, ncelikle bu btnyle kiisel iiyky
sorutu rmak gerekir. Has tay arlyla ezen bu i iy k ,
onun biricik srrdr. ayet hu yknn sr perdesini ara
layabilirsem, teda v iye giden yolu da aabilirim . .. Terapide
zlmesi gereken sorun salt be lirti le r deil, k iil iin b
tndr. Dolaysyla sorularmz kiiliin tmne yne l i k
olmaldr (ADD 1 1 8) .

1 64
J ung, psikozlu hastalarnn ona anlattklarna istinaden
yle der:

Paranoyaka d nce le rin ve sanrlarn hir anlamlar


olduunu k av ra m tm . Psikozun ardnda her zaman hir
kiilik, bir hayat hikayesi, kimi umutlar ve arzular yatyor
du. Eer hunlar anlayamyorsak, hata bizde. Daha son
ra anladm ki, kiiliin genel psikolojisi, psikozun iinde
saklyd ve burada bile, teden heri var olan, insana ait
elikiler kyordu karmza. Hastalar donuk, kaytsz ya
da ze k a zrl gibi grnseler de, zihinlerinde tahmini
mizden ok daha fazlas ve dahas hunlarn belirgin hir
anlamlar vard. Akl hastasnn zihninin derinliklerine
indiimizde yeni ve bilinmeyen hihir ey ke fetm iynrduk;
karmza kan kendi doamzn kkleriydi (ADD 1 2 7 ) .

Nevroz sz konusu olduunda ise b u yaklam daha bir


isabetlidir: "Nevrotiklerin psiik sreleri normal ded ii
miz kiilerden pek az farkldr - zaten hangimiz nevrotik
olmadn syleyebilir ki?" (TE VIII, s. 667)
Jung, Burghlzli'de psikiyatrik tehisin tm incelik
lerini renmi olmasna karn, izlenen yntemlerin uy
gulamada yeterli olmadklarn sezmiti: "Klinik tehisler
doktor asndan nemlidir, nk ona belli bir ynelim
kazandrrlar. Oysa, bu, hastalara pek fayda salamaz. Bu
rada can alc olan, yknn kendisidir. Bir tek onun vas
tasyla insann altyaps ve aclar meydana kabilir ve te
rapi de ancak o noktadan sonra balayabilir" (ADD 1 24) .
Genel psikiyatride bugne dek etkisini srdren eski
patolojik yaklam akl hastaln, her biri kesin ve ak

1 65
klinik hirer betimlemeden meydana gelen helirgin "olu
umlar" olarak tanmlar. J ung, bunun bir dereceye kadar
doru hir yaklam olduunu, ancak esas olmayan tm un
surlar iine ekerken en nemli unsurun gz ard edilmesi
gibi bir saknca dourduunu dnyordu: "Bu tr has
talklarn her biri btnyle kendine zg birer hadisedir"
(TE XVII, s. 203 ) .
Genel bir erevede deerlendirildiinde izofreni
nin (psikoz) ve histerinin (nevroz) iki temel tutum tipi
ne iizg ar ifadeler olduuna inanyordu - libidonun
d gere klikten kendini geri ekmesine neden olan ar
iednklk sonucunda, kii, salt fantezilerden ve arketi
pik imgelerden oluan ve sadece kendine ait bir dnyaya
kapanynrdu; ar dadnklk ise kiiyi isel btnlk
ten uzaklatrarak sosyal ilikileriyle ilgili abartl kayglar
duymasna yol ayordu. Dier bir deyile, izofren kendi
bilindnda, nevrotik ise kendi personasnda yayordu.
Dolaysyla, kapsaml bir kavramsal balam dorul
tusunda dnldnde, akl sal ve akl hastal,
bireyin kiisel gereksinimleri ve topluluun beklentileri
arasnda seyreden honeostatik denge ya da dengesizlik so
nucu ortaya kyor diyebiliriz. nsanlar nevrotikletiren,
ilerinde yaadklar blnmelerdir; bilin ve bilind i
levler homeostatik dengelerini artk yitirmilerdir. Bu "bi
lindyla ittifakn bozulmas" durumt: "insann kkleriyle
ya da igdleriyle ilikisini kaybetmesiyle qdeerdedir".
te yandan, "eer bu ilevin, ki ben buna aknsal ilev
diyorum, tekrar harekete gemesini salayabilirsek, uyum
suzluk ortadan kalkar ve bylelikle bilindnn yararl
yiinlcrine nail olabiliriz. te, o zaman insan, bilindnn

1 66
verdii cesaretle ve yardmla cmert doann zenginlikle
rine eriebilir" (TE XIV, s. 502 ) .
Jung'un asl meselesinin bireyin isel psiik yaam ol
duu bir gerek; ne var ki, toplumun beklentilerine de
uyum salanmas gerektiini gz ard etmemiti:

yleyse, psikolojik (klinik olan deil) bir bak asn


dan bakarsak eer, psikoncvrozu iki ana gruba ayrabili
riz: Biri, bireysel adan az gelimi olan kolektifler, dieri
de kolektif uyumlar krelmi bireyseller. Terapide izle
necek yol da bireyin ait olduu gruba giirc deiecektir;
nk, nevrotik bir bireyseli tedavi etmenin akas tek
yolu, iindeki kolektif insan ve buna bal olarak kolektif
uyum ihtiyacn ortaya karmaktan geer (TE XVI, s. 5) .

Jung, psikiyatrik belirtileri, doal psikofizyolojik tepki


lerin srarla arlamas olarak gryordu ve bu grne
katlan salt Freud deildi. Akl hastalna yaklamlarn
da etolojik bir anlay gden ada psikiyatristler de bu
dnceyi onaylyordu. rnein, California'daki Stanford
University Medical Centre'dan Dr. Brant Wenegrat, psi
kotik, nevrotik ya da psikopatik tm psikopatolojik belir
tilerin, doutan tepki stratejileri ' ne ait (arketiplere o byle
diyordu) ve istatikscl adan anormallik gsteren davu
rumlar olduklarn ve akl sal yerinde olsun olmasn
tm bireylerde grlebileceini dnyordu.
Jung bu dncesini ok nemli bir dzleme tad: Be
lirtiler btnleme srecinin bir rndr; hastalk, zerk ve
yaratc bir edimdir ve anormal artlar altnda bymeyi ve
gelimeyi buyuran psicnin bir eit ilevidir. Dolaysyla,

1 67
nevroz aslnda salkl bir organizmann, yaamn dayat
malar karsnda -her ne kadar "salksz" da olsa- uyum
salama giriimidir. "Herhangi bir engel nedeniyle kii -
bedensel bir zayflk ya da eksiklik, yetersiz eitim, kt
deneyimler, uygunsuz bir tutum vs.- yaamn zorluklar
karsnda kendi kabuuna ekilebilir ... " (TE XIII, p.47 2 ) .
Gemiinde geliim program iin gerekli olan arketipik
ihtiyalar zamannda karlanmam birey, uyumsal ol
gunlua ulamada zorlanabilir ve bu nedenle btnleme
sreci bozulabilir ya da aksayabilir.
Gelgelelim, Jung'un bu dncesinden, nevrozun k
kenini erken ocukluk dnemine balayan Freud'la hem
fikir olduu sonucunu karamayz. Tam aksine, Jung,
nevrozun mevcut artlarla baa kamamaktan kaynak
landn savunuyordu. Yeni bir okula balamak, anneyi
ya da babay kaybetmek, yeni bir ie girmek, orduya ya
zlmak, evlenmek, ilk bebeini dourmak vs. gibi yaam
dngsnn herhangi bir dneminde deneyimlenen dsal
bir olaya tepki olarak ortaya kabilirdi. Elbette daha nce
yaanm bir travma da nevrozu tetikleyebilirdi; ancak,
nevrozun esas kayna olamazd. Bu balamda, Jung'a gre,
nevroz, temel olarak, yaamn getirdii bir zorluk karsn
da kendini yetersiz hisseden bireyin kamasyd. Jung bu
dorultuda rencilerine yeni bir hastalar olduu zaman
kendilerine unu sormalarn tlemiti: " Hastann ka
maya alt zorluk ne ?"
Hasta, dirayetini yitirmesine neden olan ruhsal bir
kntye girdiinde bu zorluun da ortadan kalkmas en
der deildi; ancak, bu andan sonra hasta bu sefer de youn
bir tatminsizlik ve anlamszlk duygusuna kaplyordu.

1 68
Yaamda karlatklar sorunlar karnda yetersiz ya
da yanl zmler rettikleri iin nevrotikleen pek ok
kii grdm. Mevki, evlilik, saygnlk, baar ya da para
arzularlar, fakat bunlar elde etseler bile mutsuz ve nev
rotik olmaya devam ederler. Byle insanlarn ruhsal ufku
genellikle olduka dardr. Yaamlar yeterli bir ierie ve
anlama sahip deildir. Eer kiiliklerini daha engin klma
larna olanak salanrsa, byk olaslkla nevroz da orta
dan kalkacaktr. te, bu nedenle, geliime dair dnce
lerim benim iin her zaman ncelikli olmutur.

J u ng'un belirtilerin oluum srelerine yaratc bir edim


olarak bakmas, hem hastann hem de terapistin tedavi s
recine iyimser bakabilmesini salayan en deerli unsurdu.
nk, hastann belirtilerini bo yere ekilen skntlarn
bir ifadesi olarak grmek yerine, endielerinden kamaya
ve bir are bulmaya alan ruhun byyen strab olarak
kabul ediyor ve bylelikle ona bilinlenebilmesi ve gelie
bilmesi iin nemli bir frsat tanyordu. Jung'a gre, nev
roza getirilebilecek en kesin tanm uydu: Kendi anlamna
henz ulaamam bir ruhun ac ekmesi.

Hasta

Pek ok hastas J u ng'un itenliini, scakln ve ne


zaketini dorulamtr. Onu hi terk etmeyen espri an
lay, marur ve kendini beenmi biri gibi grnmesini
imkansz klyordu ve bir insan olarak yanlabilecei gere
ini de asla yadsmyordu. rnein, olduka endieli yeni

1 69
bir hastasn ilk kez kabul ettii srada ona yle demiti:
"Demek siz de ayvay yediniz! " Bireylere birer "hasta" gibi
deil, ama bir insan olarak davranlmas gerektiine ina
nyor ve her randevunun klinik olduu kadar, sosyal bir
yn de olduunu dnyordu. Bu yzden hibir zaman
bir divan, belirli teknikler ya da kk hileler kullanmyor,
gerekten bir problemleri olabileceini aklndan karma
dan herkese normal ve salkl biriymi gibi davranyordu.
iiyle demiti: "Eer kiinin nevrozu varsa, buna ayrca
eilmeli ama her insana normalmi gibi yaklamak ve yle
davranmak art" (Bennet, Jung'la Grmeler 3 2 ) .
Hastalarn en ok etkileyen ise analiz esnasnda tm
varlyla orada olmasyd: Ne grnmezdi ne de mesafe
li; aktarm ynlendirmiyor ama umursamaz bir tutum da
gstermiyordu ve salt grntleri aktaran bir perdeymi
gibi davranmyord; orada, kendini tamamen iine veren,
hastasn kmsemeyen ve kendisiyle eit gren gerek
bir insan vard. Kiisel stnlk ya da tm cevaplar bilen
biri olma hevesinden syrlabilmi yaps, "sadece yaral bir
ifac iyiletirebilir" inancna dayanan kendi savunmasz
ln iine sindirmi olmasyla da uyuuyordu. "Her eyin
cevabn bilmemek aslnda ok yararldr," demiti. "ou
zaman da bilemeyiz zaten, ki hu daha da iyi; nk hasta
cevaplar kendi kefedebilirse, bu onun iin ok daha fay
dal olacaktr" (a.g.e. , s. 3 2 ) .
Benim analistim Irene Champernowne -ki J ung da
onun analistiydi- onun sadece analiz etmek iin orada
olmadn, ayn zamanda sizin araclnzla nasl kendini
de incelediini ve sreten bir eyler renmeye alt
n anlatmt bana. Bu duru m srecin nemini daha da

1 70
artryordu. J ung'un kendisi de bunun farkndayd ve iizya
amiiyksnde yle demiti: "Hastalarm beni insan yaa
mnn gerekliine iiylesine yaknlatrnlard ki en temel
eyleri onlardan renmitim. Pek ok farkl kesimden ve
psikolojik dzeyden insanla karlamalarm, tannm ki
ilerle yaptm blk prk sohbetlerden ok daha de
erli oldu benim iin" (ADD 1 43) .
Her eyden nemlisi, her hastann esiz biri olduunu
asla aklndan karmyor ve genel ilkelerin, dogmatik d
ncelerin ve evrensel ileyilerin kesinlikle zerlerinde
uygulanmamas gerektiini dnyordu. "Kuramlarnz
belleyin," diye salk vermiti rencilerine. "Fakat hasta
nz kapdan girer girmez, onlar kafanzdan karn." Grup
terapisine ve seri retim ilalara scak bakmyordu. "Bi
reyler sz konusu olduunda, yalnzca bireysel bir anlay
ie yarar."
leride greceimiz zere, J ung'un hastalarna yakla
m, her hastasna "tbbi bir model" uygulayan, "yanl
giden" eyin ne olduunu bulabilmek iin hastaln be
lirtilerine ve gstergelerine odaklanan, bir tehis koyan,
reete yazan ve tm bu sre boyunca klinik mesafesini ve
profesyonel otoritesini koruyan geleneksel bir psikiyatrist
ten olduka farklyd. Jung, hastasna patolojik bir adan
bakmyor, salkl olan bulma umuduyla "doru giden" bir
eyler bulmaya alyordu; o, belirtilerden ok sembolle
re ve anlamlara odaklanyor, hangi arketipik ihtiyalarn
sekteye uradn ve giderilmesi gerektiini saptamaya a
lyor ve bu sre boyunca hastaya kiisel bir yaknlk gs
tererek analizin "mterek" olduunu hissettiriyordu. Bu
iki yaklam arasndaki temel farkllk uydu: Psikiyatriste

1 71
gre hasta bir eit illete yakalanm kurbanken, Jung'a
gre o btnleme yolunda bir adayd.

Tedavi

Jung'un tedaviye yaklam da geleneksel psikiyatriden


olduka farklyd. Psikiyatristin tutumu ila ve destek sa
layarak hastann skntlarn azaltmaya ynelikken, Jung
u anlay hastay ektii acnn kaynayla yzleebilmesi
ve bu sayede bilindnn iyiletirici glerinin harekete
geebilmesi adna skntsn shiplenmesi iin tevik edi
yordu. Yaamn temel sorunlar insana ok fazla ac ve
rebilir; oysa bu anlarda kii, kendini anlayabilmek adna
dt ikilemler karsnda "gzlerinin almas"n sala
yacak esiz bir frsat da yakalayabilirdi. Jung bir hastasyla
ilgili yle demiti: "ok kr ki sonunda nevrotiklee
bildi! " Dier pek ounda olduu gibi bu vakada da nev
roz, hastann yenilenebilmesi iin yaamnda eksik ya da
sorunlu olana eilmesini ve kendini kefetme yolculuuna
adm atmasn isteyen bir ar nitelii tayordu .
Genellikle ok fazla hastayla ilgilenmek durumunda
kalan ve bu yk altnda ezilen psikiyatrist, akl hastalna
alt edilmesi gereken bir dman (ki ona kendi hastalk
l glgesini yanstyordu) ve sklp atlmas gereken bir
"eytan" gzyle bakyordu. Bir J ungu iin ise hastalk,
yaamsal arketipik programn nerede sekteye uradn
gstermeye alan bilindyla kurulan sembolik bir ileti
im yoluydu. Psikiyatri kliniine gelen bir hasta muayene,
tehis ve tedavi gibi trensel bir sreten geiyor, iyile-

1 72
me gstereceine dair psikiyatristle anlayor ve yaad
skntlar doktorunun "yetenekli eller"ine brakmas iin
tevik ediliyordu. Dier tarafta J ungu analist, hastas
n bir btn olarak ele alyor ve ektii skntlarn tm
sorumluluunu stlenmesi ve hastaln o ana dek dene
yimledii her eyin bir ifadesi olarak grebilmesi iin onu
yreklendiriyordu. Hastaya arketipik amacn engellenmi
olmas nedeniyle varolusal dengesini yitirdiini ve belirti
lerin esas kaynann da bu olduunu gsteriyordu. Teda
vi, bu arketipik eksikliklerin tanmlanmas ve giderilmesi,
hastann tek tarafl yapsn terk etmesi ve kiiliindeki
kart gler arasnda yeni bir denge kurulmas zerinden
iliyordu.
Hastann hunu baarabilmesi iin salt bilin dzeyin
deki varlyla hesaplamas yeterli deildi. Aslolan hilin
dndaki durumu saptayabilmekti. te, bu noktada d
lerin ve aktarmn analiz edilmesinin yeri vazgeilmezdi.
Psikiyatrik yaklam ise bundan epey farkldr: Ama bi
lindna ulamak ya da verdii mesajlar almak deil, onu
ilalarla bastrmak ve uyutmaktr. Psikiyatrinin ilk hedefi
destek olmak ve "rehabilitasyon" uygulamaktr - hastann
toplum iine geri dnebilmesi iin tabii. Ruhsal bir kn
tnn varolusal bir anlam olduu ve gelime adna bir
tirsat yaratt pek akla getirilmez.
Yine de, psikiyatri disiplinine hakszlk etmeyelim; ne
de olsa Burghlzli'den ayrldktan snnra J u ng'un hastalar
pek yle sradan insanlar deildi. Pek ou eitimli, var
lkl kiilerdi ve yaamlarnn ikinci yarsndaydlar. Bir
ksm psikoloji konusunda bilgi sahibiydi ve ona gelmeden
iince zaten psikoterapi destei almlard ve hatr saylr

1 73
bir blm de psikiyatrik bir sorun tamyordu. "Bana ge
len vakalarn yaklak te birinde aka tanlanabilen bir
nevroz durumu yoktu; daha ok yaamlarnn amasz ve
anlamsz olmas ikayetiylc gelmilerdi. amzda genel
anlamyla nevrozun bu biimde seyrettiini ben de kabul
ediyorum" (TE XVI, s. 83) .
Peki, "amzn genel nevrozu" derken J ung ne de
mek istemiti? Kolektif bir "ruh yitimi"ydi hunun anlam:
Gemiimize ait nemli mitik ve dini sembollerle tema
sn yitirilmesi ve bizi arketipik doamza yabanclatran
sosyal kurumlarn doUU. Bu, Diderot ve N ie tzsche gibi
filozoflarn ileri srd, daha sonra Uygarlk ve Honut
suzluklar kitabnda Freud'un gelitirdii ve uygarln
getirileri karsnda doal mutluluun feda edildiini ile
ri sren dncenin bir uzantsyd da. Jung, uygarlmz
seklerlCtike, materyalist hir hal aldka ve da dnk
l tevik ettike, mutsuzluun ve yaamn "amasz ve
anlamsz" bulunmasnn artacana inanyordu. Peki, bu
nun aresi neydi? Gnostik bir aydnlanma yammadka
"Kiliseye dnmek" olamazd, nk rgtl dinlerin ruhu
nasl ldrdn ilk elden deneyimlemiti. Yine kendi
deneyimlerine dayanarak, toplumumzun srekli yapt
gibi maddesel d dnyada anlam arayndan vazgeilmesi
gerektiini ve psiik doamzda halihazrda mevcut olan
sembol yaratma yetimizle temasa gemenin tek are oldu
unu duyumsuyordu. Yaplmas gereken, zorlu bir psiko
lojik urala, bilindnn isel zenginliklerine zihnimizin
kaplarn amak ve gerek anlamyla btnleebilme ye
timizin farkna varmakt. Bu srele birlikte yaamlarmz
tekrar bir anlama ve amaca kavuabilecekti.

1 74
Jung, analizi kanlmaz olarak birbirinin iine geen
ve genellikle belli bir dzen takip etmeyen diirt aamaya
ayrd. Bunlar:

tiraf: Bu, kiinin srlarn analistine at ilk arnma


andr. Bu aamada hasta genellikle youn bir rahatla
ma duygusu yaar, srtndaki ykten kurtulur ve iin
deki zehri dker. Sululuk duygular hafifler; yaltlm,
aa ve kabul edilemez biri olma hisleri azalr ve glge
srece dahil olur.
II Akla kavtuma: Bu, kabaca, Freudyen "yorumla
mac" analize benzer. Belirtiler ve aktarm hadisesi in
celenerek geliimin sekteye urad alanlar saptanr. Bu
evrede kkten dnmlere pek rastlanmasa da, artk
bilind zerine ciddi bir almann admlar atlmtr.
lil Eitim: lk iki aamada elde edilenler bu evrede hayata
geirilir. Kii kendini farkl biimde grmeye balar ve
yeni varolu biimleri kefeder. Buna genellikle toplu
mun beklentilerine daha iyi uyum salayabilme yetisi
elik eder.
iV Oiinm: Bilind zerinde yaplan alma sonucunda,
kii, daha nceki s, nevrotik ve tek tarafl geliiminin,
doal ve homeostatik bir biimde dnlenmesi suretiyle
glgesiyle, anima ya da animusuyla ve etkinleen dier
arketipik elerle yz yze gelir. Bu aamada semboller
aknsal ilevlerini yerine getirmeye balar. Artk btn
leme araynda yob klmtr; bu yolda "normallik"in
ve "sosyal uyum"un tesinde bir dzeye geen kii ken
dini ayr bir varlk olarak kabul ederek ve bunu tmden
iselletirerek "bireysel" varoluuna kavuur.

1 75
Jung analiz srecini simya almalar nda akl
yordu ve analizi, tpk simyada olduu gibi, bilimden te
bir tr sanat, bir ars spag)'rica -spag)'rica sanat- olarak d
nyordu. "Spagyric" iki Yunanca siizcn bileiminden
oluur: Span, paralamak, ayrtrmak, yaymak (yani analiz
etmek) ve ageirein de toparlamak ya da biraraya getirmek
(yani semezlemek) anlamna gelir. Simyaclarn iar solve
er coagula (erit ve koyult) sznn anlatmak istedii yol
aslnda udur: "Simyac sana tnnn esasn bir yanda ayr
trma ve analize, dier yanda sentezleme ve birletirmeye
dayandryordu" (TE XIV'in nsznden) . Simyann ana
litik safhas Freud'un indirgemeci metoduyla ve Jungu
analizin ilk iki aamasyla uyuurken, ikincisi, yani sentez
safhas da Jung'un son iki aamasn karlyordu.
Bir analizin hedefine ulaabilmesi, analistin ve hasta
nn analitik ortama (imbik: vas) beraberinde getirdii ham
malzemeye (simyada prima materia) ve bunlar arasndaki
etkileimle aa kacak dnmn niteliine dayan
yordu. l k art her iki tarafn kendinden sorumlu olduunu
ve bu ilikideki katlmn kabul etmesiydi. " Doktor, hasta
sndan kendini anlatmasn bekliyorsa, o da anonimliin
den syrlmal ve kendini ifade etmelidir" (TE XVI, s. 23) .
Balangta pek ok hasta rahatszlklarnn ve kendi
kiiliklerinin sorumluluunu stlenmekten kanr; ana
list karsnda edilgen ve muhta bir tutum benimseyerek
sorumluluu bakalarna ykmay tercih eder. Oysa ikinci
aamann tesine geebilmek iin bu durumun deimesi
gerekir: " Hasta, nndeki engellerin annesi ya da babas
deil, asl kendisi olduunu anlad an, terapi gerekten
balam demektir .. " (TE VII, s. 88) .
.

1 76
Rahatszlnn sorumluluunu stlenmesi iin hasta
y ikna etmeye alrken incelikli olmak gerekir; dikkat
edilmezse hasta bu sefer de kendini sulamaya ynelik
ahlaki bir tutum edinebilir. Rahatszlnn kendi "hata"s
olmadn, ancak bir tek kendisinin bunun anlamn ve
aresini bulabileceini kavramasna yardmc olmak gere
kir. Ama, rahatszlk ve bir btn olarak kiilik arasnda
yaratc bir ilikinin domasn salamak ve bunu yaparken
sululuk ya da pimanlk gibi duygularn yeermesine izin
vermemek olmaldr.
Jungu analiz yntemlerinin tm -iki iskemle, iki eit
birey arasnda eytiimsel karlkllk, sk sk ara verme,
ilerleme kaydettike seanslarn azaltlmas, analiz hari
cinde dler ve "aktif imgelem" zerinde kiisel alma
yaplmas- geliim sreci itibaryla hastann sorumluluk
duygusunun pekimesi iin tasarlanmtr.
Jung'un grme odasndan divan karmasnn esas
nedeni de budur. nk divan, hastay edilgenletirerek
ve muhta klarak, onu ocukluk komplekslerine Freudyen
bir geri dn yapmaya itiyordu ve bu da J ung'un savun
duu analizin ibirliki ve ileriye dnk bir servene dn
ebilmesini zora sokuyordu. Jung her ne kadar hastasnn
gemite nasl biri olduunu hesaba katsa da, onun iin asl
nemlisi, hastann imdide neye dntyd. Ayn tip is
kemlelerde kar karya oturmak, hem terapistin hem de
hastann kendilerini ortak bir amaca ynelik alan birer
meslekta gibi deneyimlemelerini ve birbirlerine yansttkla
nnn gerekliini test edebilmelerini kolaylatryordu.
Jung, Freudyen uygulamada olduu gibi bir hastay ok
uzun bir sre ve sk sk grmeyi doru bulmuyordu.

1 77
Psikiyatristler hastalarn aylar boyunca her gn en
az bir saat grmeleri gerektiini dnr; bense en zorlu
vakalarda bile haftada en fazla ya da drt grme ya
parm. ounlukla iki saat bana gre yeterlidir ve bir kez
hasta gelime gsterdi mi bire drrm. Grme ara
larnda benim kontrolmde olmak kaydyla hasta kendi
zerinde alr. Ona, tbbi otoritemden kabilmesi iin
gerekli psikolojik bilgileri mmkn olan en ksa srede
vermeye alrm. Buna ek olarak, yakhk on haftada
bir tedaviye ara vererek onun normal hayatna dnmesini
salarm . . . Bylesi bir uygulamada hasta doktora bo yere
para vermek zorunda kalmadan, zamann iyiletirici y
nnden faydalanabilir. Eer ynlendirme ii doru yap
lrsa hastalarn byk blm ok gemeden ortak hedef
dorultusunda kendi katklarn -balangta kk de
olsa- ortaya koymaya balar. Tecrbelerime dayanarak
syleyebilirim ki, oturum saysn artrmak kesin tedavi
sresini asla ksaltmaz (TE XVI, s. 43) .

Yaplan bir aratrmaya gre haftada be seans, haftada


bir ya da iki grmede elde edilenlerden daha fazlasn
sunmuyordu ve bu da J ung'un analiz iin gereken srenin
haftalk seanslarn saysn oaltmakla ksaltlamayaca
na dair iddiasn destekliyordu. Ne var ki, bata Freudyen
ler olmak zere baz analistler ve "Geliim" ekolnden ge
len kimi post-Jungular, eer analiz haftada drt ya da be
kere yaplmyorsa "ona analiz denemez" gibi kr krne
bir kan besler. Her k ou l d a analiz sreci aceleye getirile
,

mez. Tpk "spagyric sanat" sz konusu olduunda, hedefe


ulamak iin belirli bir zamana ge reks in i m olmas gibi.

1 78
J ung'un on haftada bir analize ara vererek hastann
normal hayatna dnmesini salk vermesi ve bu sre iinde
Benliine gvenmesi dorultusunda onu cesaretlendirme
si, Jung'un uygulamasnda analistlerin es getii (genellik
le ekonomik nedenlerden tr) ynlerden biri. Oysa bu
yolla hastay analiz etmek iin deil, yaamak iin analiz
etmi olur. Bunun hastalara olduu kadar analiste de b
yk yararlar dokunur: Terapistin youn alma sreleri
nedeniyle tkenmesi ve iinin "sradanlamas" da bylece
nlenmi olur. Dzenli aralklarla klinik sorumluluundan
uzaklaan analist, aratrma yapmak, yazmak, ders ver
mek, resim yapmak, seramikle uramak, gezilere kmak
ya da spor yapmak gibi farkl uralara kendini verebilir ve
bylelikle yaratc enerjisini tekrar toplayarak, terapistler
de, sosyal alanlarda ve psikiyatristlerde sklkla grlen
psiik etkilenme ve "psikolojik ypranma" gibi durumlara
kar bakln glendirebilir.
u da var ki, baz hastalar iin bu yntemi uygulamak
olanakszdr; zellikle de sorunlu bir ocukluk geirmeleri
nedeniyle "snrdakiler" ya da "narsistik" kiilik bozuklu
u gsterenler ya da Bowlby'nin "kaygl balanma" dedii
yapy gelitirenler bu gruptadr. Bu tr hastalarn ana
listleriyle aralarnda iten, gvenilir ve uzun soluklu bir
ba kurma becerilerini ortaya karacak, ibirliki bir ili
ki domas zaman alabilir. Ancak bu salandktan sonra,
Jungularn analizin z olarak nitelendirdikleri bilind
zerindeki imgesel alma balayabilir. Bylesi durumlar
ve bakaca istisnalar dnda klasik Jungu yaklam, pek
ok farkl kiisel zorluklarn ve nevrotik bozukluklarn gi
derilmesinde verimli biimde uygulanabilir.

1 79
Jung'un bilindyla uras onun iin bir yaam bii
miydi ve esas olrruk istedii yer ruhtu (esse in anirru) . Psie
nin yaratc zgnl karsnda her an tetikte olmak an
lamna geliyordu bu. "Ruhu olan bir varlk, canl bir varlk
demektir. Ruh, kendini yaatan ve yaam salayan insann
iindeki biricik canl eydir... " (TE VI, s. 59) . eyler, imge
lemin etkisi altna girdikleri an canlanr ve ruha kavuurlar.
"Psie gereklii her gn yeniden yaratr ve bana gre bu
etkinlii en iyi ifade eden tanm fantezidir" (TE YI, s. 78) .
Analizin ve yaamn srrn zebilmek, hem uyurken
hem de uyankken ite bu fanteziye dahil olabilmekten ge
er. "Uyku esnasnda fantezi, d formuna brnr. te
yandan uyankken de bilincimizin snrlar ardnda d
grmeye devam ederiz" (TE XVI, s. 1 25 ) . Ruh, bizim dai
mi yoldamzdr; oysa ou zaman onun szlerine, aslnda
iitmeyi baaramadmz iin aldrmayz. Eer aktif imge
lem yoluyla dlerimize eilirsek, bu durumu telafi edebi
liriz. Bu yntem araclyla psienin, egonun engelleriyle
karlamadan kendini olduu gibi ifade edebilmesi iin
gereken zgrlk ve zaman salanm olur. Bu, Jung'un
seanslar srasnda Helene Preiswerk'te ve bilindyla yz
lemesi srasnda kendisinde gzlemledii "eyleri oluruna
brakma sanat"dr. "Meister Eckhart'n retisindeki ey
leri oluruna brakma sanat, eylemsizlikteki eylem, kiinin
kendini brakmas fikri benim iin kilit bir nem tayordu.
Psienin kendini gerekletirmesine izin vermemiz gereki
yordu" ( nsz, Altn iein Srr, Richard Wilhelm, Ro
utlcdge & Kegan Paul, 1 962, 93) .
Aktif imgelemin harekete gemesi iin, uykuyla uya
nklk arasnda seyreden hlyal bir durum iinde olmak

1 80
gerekir. Tan uykuya dalacakm gibi olmak, ama bilin
kaybolmadan hemen nce uyanmak ve bu arada kalma
halini srdrerek o srada olanlar gzlemlemek gibi hir
durumdur bu. Bu evrede deneyimlenenleri bilince aktara
bilmek iin kaydetmek byk nem tar: Bir yere yazabi
lir, resmedebilir, kille ekillendirebilir, hatta dans ederek
ya da canlandrarak aktarabilirsiniz.
Balangta kii izleyiciden te hiri deildir; fakat psi
enin gereklii'ni deneyimlemenin ve onun dntrc
gcne tmden teslim olabilmenin tek yolu, fantezinin
iine girmek ve bu dramaya yrekten katlmaktr:

Bu srete hakiki ve kiisel tepkiler vermeniz gerek


tiini unutmamalsnz; fantezideki kiiliklerden biri ol
duunuzu dnn, hatta daha iyisi, gzlerinizin nnde
canlandrlan bu dramann gerek olduunu hayal edin.
Bu fantezinin gereklii psiik hir olgu ve en az sizin kadar
gerek - psiik bir varlk olarak. Eer bu sre doru bi
imde uygulanmazsa, tm deiimler imgesel bir dzlem
de kalr ve Benliinizde hibir deiiklik olmaz (TE IV,
s. 753).

J ung, yine kendi deneyimlerinden ald sonulara da


yanarak, zellikle hastalarna grd kleri psiik imgeleri
resmetmelerini tembihlerdi.

Bu metotla, hasta, tabiri caizse yaratc bamszln


kazanabilir. Bylelikle dlerine ya da doktorunun bilgisi
ne dayanmak zorunda kalmaz; bunun yerine, kendini res
mederken yine kendisine ekil vermi olur. Aktif fantezilerdir

1 81
resmettii... Egosu ise iinde harekete geen gcn hedefi
olmutur; en nihayetinde yeni ve o ana dek kendine ya
banc birine dnr (TE XVI, s. 1 06) .

Dleri zerinde alan ve aktif imgelem becerisini ge


litiren hasta, gitgide hem kendi yaamnn sorumluluu
m hem de btnleme sorumluluunu iselletirir.

Bylece grmeler arasnda geen sre boa gitme


mi olur. Bu yolla hem kendiniz hem de hastanz epey
bir zaman kazanr ve hasta ykl bir masraftan da kur
tulmu olur. Dahas, doktoruna yaslanmak yerine kendi
ayaklar stnde durabilmeyi renir. Bilind ierikleri
ilerlemeci bir tutumla kendi bana zmseyen hasta, en
sonunda nevrotik zlmeden kurtularak btnlemi bir
kiilie kavuacaktr (TE XVI , s. 26, 27).

Terapi st

Tbbi yeterlilie sahip olan ya da olmayan pek ok kii,


Jung'a gelir ve analist olmak istediklerini sylerlerdi. z
yaamyksnde, bu adaylardan biri kusursuz bir zge
mie ve kymetli referanslara sahip bir doktordur. Analist
olma niyetini akladnda J ung ona u karl verir:

"Bunun ne anlama geldiini biliyor musunuz? Bunun


anlam ilk nce kendinizi bilmeniz gerektiidir. Burada
kullanlacak yegane alet siz olacaksnz. Bir hastay d
zeltebilmeniz iin, ncelikle sizin dzgn olmanz gerekir,

1 82
yle deil mi? Sizin inanmadnz bir eye hasta nasl ina
nacak? Siz, ama siz hakiki olmalsnz. Eer bunu baara
mamsanz, Tanr yardmcnz olsun! nk hastalarnz
ok yanl ynlendireceksiniz demektir bu. Dolaysyla
ncelikle sizin analiz edilmeniz gerekli" (ADD 1 34).

J ung bu adamn ona anlatt ilk dnden sonra iste


ini geri evirmek durumunda kald: Psikoz belirtilerine
rastlamt. Bu ans, bakal ar iin ngrlen srecin te
rapist iin de geerli olmas gerektii dncesini doru
lar nite l ikte. "Kadim bir stad zamannda yle demiti:
'Eer doru hedeflerin peine yan l adam derse, yanl
sonular doar.' Yntemi uygul ayan kiinin buna uygun
ol up olmadna aldrmakszn salt 'doru' metoda odakla
nan bizler ve bu ok yerinde in zdeyii arasnda byk
bir kartlk var. Aslolan udur ki, her ey insana bal dr;
metodun pek az nemi vardr, hatta hibir nemi yoktur"
(TE XIII, s. 4) .
Bir analist, salt eitimi sresince analize tabi tutulmaz;
tm meslek hayat boyunca kendi zerinde almaya de
vam etmesi gerekir.

Analist renmeye asla ara veremez . . . Her tedavinin en


az yarsn doktorun kendi kendisini incelemesi oluturur
dersek pek abartm olmayz; nk hastann iinde ray
na oturtmas gereken ey her neyse, kendi iinde de bunu
dzeltmi olmas gerekir. te yandan hastann onu hrpa
lad, hatta aalad durumlarda bile, hissettii ac iyi
letirme gcne yansyacaktr. te, o Yunan mitinde geen
yaral ifac olmak, byle bir eydir (TE XVI, s. 239) .

1 83
Analistin de kendini hastas kadar analize adamasn
ngren Jung'un analitik iliki kavram, kendi kendine
analiz uygulanmasn art koar. Simyaclarn coniunctio
(Lat. birleme) kavramnda olduu gibi, doktor ve hasta
bilind dzeyde ortaklaa alrlar: Tpk iki kimyasal
madde gibi, benzeim zellii vastasyla bir araya gelirler ve
bu etkileimle bir deiim aa kar. " ki kimyasal mad
denin birlemesi her ikisini de deitirir. te, aktarm sra
snda gerekleen de tam olarak budur" (TE XVI, s. 3 58) .
Hastann bilind bir biimde, aslnda kendi gemi
inden gelen belirli kiilere zg tutumlar gstermesi ve
analistine kimi duygular atfe tmesini tanmlamak adna
"aktarm" kavramn ilk kullanan Freud idi. Bunun ar
dndan ise, analitik iliki ya da teraptik itti[ak la kart
'

rlmamas gereken ve birer insan olarak hasta ve analist


arasnda gelien ilikinin tmn ifade eden aktarm ilikisi
kavram geldi.
Jung, zamann balangcndan beri var olduuna inan
d doktor-hasta ilikisinin arketipik olduunu ileri s
rerek Freudyen aktarmn kapsamn geniletti. Bu do
rultuda, analiz srecinde krklenen arketipik imgelerin
analiste yanstlmas, ona byk bir iyiletirme (ya da yok
etme} gc kazandryordu. Jung'un deneyimlerine gre,
byc, aman, byc hekim ve yal bilge adam en sk
yanstlan arketipik figrlerdi. Ayrca, tedavinin sonucu
bakmndan en nemlisi uydu: hastann analistine yanst
tklar yoluyla gemite giderilememi arketipik ihtiyalar
bulgulanabilirdi. rnein, hastann ocukluunda eksikli
ini duyduu gl bir baba figrne dnebilirdi analist,
ki bu ayn zamanda Jung ve Freud arasndaki aktarmn

1 84
en can alc yn olmutu. Tm bu uygulamalarn sonu
cunda hastann bilind etkinlii, analistin bilindmda
ift tarafl bir etkinlie yol aar ve aralarndaki ba en ni
hayetinde geleneksel doktor-hasta ilikisinden ok daha
youn bir hale gelir. te, aktarmn bu yn nedeniyle te
rapistin adamakll analiz edilmesi gerekir ki kendi "kiisel
dengesi"ni koruyabilsin. Analist ancak ondan sonra hasta
sna bilind biimde yansttklarnn (buna kar aktarm
denir) ayn.ima varabilir ve bunu tedavi srecinde ykc
deil, yapc bir biimde kullanabilir.
Jung ayrca dier ekollerden gelen analistlerin aksine
duygular'n neminin de altn iziyordu - salt hastann
analistine kar deil, analistin hastasna kar hissetti
i duygular da buna dahildir. Duygular srece byk bir
ivme katabilir. Analitik ilikide olduu gibi, ego ve bilin
d arasndaki iliki iin de gereklidir duygular. Bunun
nemi zellikle hasta ve analistin her ikisi de kadn ya da
her ikisi de erkek olduu zaman ortaya kyor; baar ise,
iki insann da birbirlerinin bilindyla duygusal bir iliki
kurabilmesinden geiyor. Baz ar rasyonel hastalar "salt
beyinlerini kullanmaya alrlar. .. Ve anladklarn dn
dkleri zaman kendi paylarna deni yaptklarna inanr
lar. Bilindmn ierikleriyle duygusal bir iliki kurmalar
gerektii dncesini tuhaf, hatta ok sama bulurlar"
(TE XVI, s. 489) .
Dolaysyla, etraflca yaplan her analizde hem dok
torun hem de hastann kiilikleri tam anlamyla i ie
geer. Jung olduka derin bir ba gerektiren bu analitik
iliki anlayn uygularken, yaam boyu rettii alma
larna sinen temel dncesini de gerekletiriyordu. Bu

1 85
dnceler ise, henz bir tp rencisiyken Krafft-Ebing'in
kitabnda akl hastalnn aslnda " kiilik rahatszlklar"
olduunu ve bunlar tedavi etmek isteyen bir doktorun
"kendi deneyimlerinin nesnelliini" koruyarak "tm varl
n" vermesi gerektiini okuduunda filizlenmiti.

1 86
Vll. Blm

JUNG'UN BR ANT-SEMTST
OLDUGU DDASI

Bu kitabn giriinde, iindeki evrensel insan ararken,


kendine zg ve benzersiz bir yol izleyen J ung'un para
dokslarn insan olduunu sylemitim. Jung kendi "kk
"na ylesine inanyordu ki pek ok kii bu yzden onu
biraz kak buluyor, dncelerini ve yazdklarn anlamak
iin pek az aba sarf ediyordu . Bu abay gsteren bir avu
insan ise onu yanl anlyor ve pek de adaletli olmayan bir
tutumla bunu ona kar kullanmaya alyordu . Jung'un
kendi psikolojik tipi bu durumun nedenini aklayabilir.
ednk dnen-sezgisel bir tip olan Jung'un glgesi,
dadnk duygusal-duyusald. Bu u anlama geliyordu :
Zeki v e parlak dnceler ve salam psikolojik igrler
retebilme yetisi vard. Ancak, duygusal kararlar vermesi
ve d dnya ile kurduu iliki biimi onun en byk eksik
liiydi. Bu tipler, temkinli ve politik davranmalarnn dah a
uygun decei durumlarda, doru olduuna inandklar
bir dnceyi cesurca ve inatla savunurlar. Bu tutumlar

1 87
ise onlara kanlmaz olarak hem dost, hem de dman
kazandrr. J ung da bu sorununun fa rkndayd.

Pek ok kiiyi gcendirdiimi biliyorum. nk beni


anlamadklarn grdm an, benim iin tartma biti
yordu: Kendi yoluma devam etmeliydim. Hastalarm d
nda hibir insana kar sabrm yoktu. Bana seme ans
tanmayan isel bir buyrua itaat ediyordum. Elbette her
zaman itaat etmedim ona ama kim tm yaam boyunca
tutarl kalabilir ki? (ADD 328)

Bunu hem gl, hem de zayf bir yn olarak yorumla


yabiliriz. Bu tutumu sayesinde pek ok keif yapabilmi ve
o dnem kimsenin aklna gelmeyen savlar atabilmiti or
taya. Bylece davranln anti-psiik ve evresel etmen
yanls nyarglarnn, Freudyen psikolojinin indirgemeci
nyarglarnn ve kltrmzn materyalist nyarglarnn
karsna bir baka bak as getirebilmiti. te yandan,
kimileri baz dncelerine dmanca kar kyor, kimi
leri de kavrayamyor ya da hi ilgilenmiyordu . Ve elbette
bir dier olumsuzluk da, rklk gibi ciddi anlamda yprat
c sulamalara kendini ak hale getirmesiydi.
Buras, bu sulamay ayrntlaryla incelemek iin do
ru bir mecra deil; yine de, zaman zaman gndeme ge
tirildii ve salt bu nedenle J ung'un tm dncelerinin
bir kenara atlmas gerektiine inanld iin, okurun bu
ithamn nedenini ve Jung'un buna dair kendi anlatmn
bilmeye hakk olduunu dnyorum.
Onu sulayanlarn iddiasna gre, Hitler l 933'te ik
tidara geldikten sonra, Jung, sanki bir anti-Semitist ve

1 88
Nazi sempatizan olduunu gstermek ister gibi davran
lar sergilemeye balamt. Bu sulamay kantlamak iin
bavurduklar iki temel delil vard: ( l ) Yahudi ve Aryan
psikolojisi arasnda farklar olduunu savunan makaleler
yaymlamt ve (2) 1 933 ylnda ounluu Almanlardan
oluan Psikoterapi Tabipleri Birlii'nin bakan olmu ve
kurumu Uluslaras Birlik'e dntrerek l 939'a dek ba
kan olarak kalmt ki bu dnemde Alman toplumu Nazi
ideolojisine resmi anlamda "uyum salamt" (gleichgesc
haltet) .
Jung'un b u ifadelerin gerekliine bir itiraz yoktu an
cak Nazi ya da rk olduunu kesinlikle kabul etmiyordu.
Peki, o zaman bu davranlarn nasl aklyordu ? Birincisi,
bahsi geen makaleler, okur kitlesini arlkl olarak Yahu
dilerin oluturduu Zentralblat fr Psychotherapie adnda,
psikoterapistler iin hazrlanan profesyonel bir dergide ya
ymlamt. l 930'larn banda Yahudi-Aryan meselesi en
hafif tabiriyle pek ok insann kafasn zaten kurcalyordu.
Jung'a gre sorunun kayna bir tr glge yansmasyd:
Aryanlar glgelerini Yahudilere, Yahudiler de Aryanlara
yanstyordu. Yaplmas gereken i, bu iki grubun bilinleri
arasndaki esas psikolojik farkllklar bulup karmak ve
bu sayede glge yanstma edimini azaltarak, iki tarafn da
birbirini kabul etmesini kolaylatrmakt.
2 7 ubat l 934'te Neue Zricher Zeitung'da svireli psi
kiyatrist Dr. Gustav Bally bu meseleye eildii iin onu
eletirdiinde, Jung u yant vermiti:

htiyatsz davrandm kabul ediyorum; zellikle iin


de bulunduumuz u dnemde yanl anlalmaya en m-

1 89
sait davran sergilemek hakikaten ihtiyatszca: Yahudi
meselesini masaya yatrdm. Fakat bu davranm kastl. Bu
pek kymet l i muhalifim ise, en hassas, en tehlikeli ve en
yanl anlalm hususlar hakknda ayrntl olarak konu
ulmas gerektiini ngren, psikoterapinin o ilk kaidesini
unutmu grnyor (TE X, s. 1 024) .

Bu ve dier makalelerinde Freud'un Yahudi olmasnn


ve kendisinin de bir Hristiyan olarak yetitirilmesinin,
yak lam farkl l kl ar zerinde byk etki yarattn i leri
srmt:

Her psikolojik kuramn kiisel bir itiraf nitelii oldu


unu ve bu nedenle ilk frsatta eletirilmesi gerektiini
yllar nce belirtmitim . . . Bu kiisel altyap, psiik ayrks
lmzla zdetir. Ayrksl ( 1 ) bireyin kendisi, (2) aile,
(3) milliyet, rk, iklim, evre ve tarih ekillendirir. .. Ben,
kiisel altyapsyla gurur duyan biriyim; svireli bir doku
nuu olmasn seviyorum ve ilahiyat atalarmdan bana
aktarlan Hristiyan altyapma da minnet duyuyorum . . .

Freud'un Yahudi psikolojisini ekill endiren d e Yahudi


halknn tarihi ol m utu .

Yahudileri ve Hristiyanlar birbirinden ayran temel


farklln ne olduunu sormak gerekmez mi . . . ? Tarihte
binlerce yl boyunca "T anr'nn seilmi halk" ol arak
oradan oraya srklenmi bir kabilenin bu vargya ula
masna neden olan belirli psikolojik zellikleri olmadna
gerekten inanmak mmkn m? Eer byle bir ayrc

1 90
zellikleri yoksa, o zaman bir insann Yahudi olduunu
nereden anlayabiliyoruz?

nsanlk tek bir kke sahip olsa da, ayr ayr dallara
ayrlmtr. "Peki, neden herh angi biri Yahudiler ve Hris
tiyanlar arasndaki psikolojik farkllktan sz etmek istedi
inde bu sama hassasiyetle karlar? Hem de bir ocuk
bile bu fa rklar grebiliyorken" (TE X, s. 1 029) .
Jung bu konuya eilmesinin Nazi sempatizan olma
syla bir ilgisi olmadn syleyerek son noktay koyar.
Yapt tek ey, 1 9 1 3 'ten beri savunduu dncelerini
tekrarlamakt. Yine de: "Yalnz tm itenliimle itiraf et
mem gerekir ki, oluturduum bilimsel programn benim
onaym ya da desteim olmakszn siyasi bir manife stoy
la ilikilendirilmesi son derece talihsiz ve kayg veren bir
rastlant olmutur" (TE X, s. 1 034) .
Hitler diktatoryasnn ilk alt ylyla, Psikoterapi Ta
bipler Birlii'ne bakanlk ettii dnemin akmasyla
sulanmasna gelince, J ung, bakanl kabul etmesinin en
nemli nedeninin birliin Ya h udi yelerini koruyabilmek
olduunu belirtmiti. Gerekte olup biten uydu: Birliin
bir nceki bakan Profesr Ernst Kretschmer, 1 93 3 ' te
Hitler baa geldiinde istifa sn sunmutu; bunun en ola
s nedeni, Birlik'in her an Gleichgeschaltung (birebir an
lam hizaya sokmak) belirtileri gstermeye balayabilece
iydi. O srada Birlik'in Onursal Bakan Yardmcs olan
Jung, belli bal yelerin de ricasyla onun yerine gemeyi
kabul e tti. Ancak bir art vard: Birlik'i uluslararas bir
organizasyona dntrecek kkl bir tzk deiikliine
gidilecekti.

1 91
Bu istei uyguland ve Alman Birlii, Almanlara ek
ol arak Hollanda, Danimarka, sve ve svire gibi fa rkl
u l us l arn katlmyla Uluslararas Psikoterapi Genel Tabipler
B irlii'ne dntrl d. Ve bir ikinci oluum da (Deutsche
allgemeine drtzlicle Gesellschaft fr Psychotherapie) Eyl l
1 93 3 'te Berlin'de, Reichsmarschall'n (Devlet Marqali)
kuzeni ve psikiyatri profesr M. H. Gring'in Bakan
l nda kuru ldu ve " uyum" salamay tercih etti. U l us
lararas Birlik'in bakan olarak Jung'un ilk resmi adm,
Mays 1 934'te Bad N auheim'da gerek l een bir kongrede,
"uyum" sal ayan ulusal Birlik'ten ihra edilmi tm Yahu
di doktorlara bu Ulusl araras Birlik'e bireyse l ol arak ye
olabilme hakk tanmak oldu; bylece, sosya l ve mes leki
haklar da korunab i l ecekti. Dahas, kongrenin b itimin
de Jung ze l likle u i l keyi vurgulayan bir genelge datt:
"Ulus l araras Birlik hibir din ya da siyasi inancn taraf
olmayacak ."
Dorusu, b ir anti-Semitist ya da faist olmakl a sulanan
b iri iin pek uygun davranlar deil bunlar - en azndan
Jung adna. yl eyse neden bu sulamal ar srekli gndeme
getirilmeye devam ediyor? Bir tanesi aka aleyhine i le
yen bir kantt; geri J ung buna da bir ak l ama getirmiti
ancak bu herkesi tatmin etmeye yetmedi. Zentralblatt fr
Psychotherapie dergisi editrlnde olduu srada, onun
sorum l uluunda yaymlanan bir yaz neden olmutu buna.
Almanya'da yaymlanan Zentralblatt dergisi, ilk Birlik'in
kuruluundan beri hazrlanyordu. Uluslararas Birl ik'e ait
bir yayn organna dntnde ise derginin editr l
n Jung Zrih'ten yapmaya balamt. 1 93 3 sonbaharn
da Profesr Gring, Zcntralb!att'n yannda Alman Birl ii

1 92
yelerine ynelik, Nasyonal Sosyalizm ideolojisine uymaya
aran zel bir ek hazrlama niyeti olduunu sylemiti.
Jung byle bir istek karsnda elinden bir ey gelmeyece
ini, bunun sadece Almanlarn meselesi olduunu belirt
miti. Ne var ki, uluslararas datma ynelik ve editr
olarak Jung'un adn tayan Zentralblat'n Aralk says
ktnda, yaymcnn Gring'in bildirisini de eklediini
gren Jung dehete dmt. "Dr. Bally'ye Yantm"da,
Jung, bunun kesinlikle kendi bilgisi ve onay dnda ger
ekletiini aka belirtti. Onu itham edenler ise buna
inanmaya yanamad. stelik, kimilerinin iddiasnn ak
sine, masumiyetini savatan sonra deil, l 934'te beyan
etmiti ki o yllarda byle bir durumu ifa ermekten kan
mayacak ok sayda kii de vard. Kald ki, J ung'un kendi
hikayesini dorulayan mektuplar da vardr. rnein, Mart
l 934'te, Uluslararas Birlik'in kurucularndan Danimarka
l Dr. Olaf Brel'e yazd bir mektubunda, Gring'in bil
dirisinin "kendisinin deil de Gring'in imzasnn olduu"
zel bir sayyla verilmesini ngren "ak talep"ine karn
yaymlandn aklamt. Jung ayrca Birlik'in sekreteri
Walter Cimbal'a, gerekleen hadise karsndaki itirazn
belirten ve gelecekte Zentralblatt'n uluslararas datma
ynelik hibir saysnn "siyasi ierikli" olmamasn talep
eden bir yaz yazmt.
Jung'u zor duruma sokan bir dier unsur da Aryan ve
Yahudi farkllklar zerine yazd makalelerde kulland
dildi. Buna ek olarak, Freud'un bilindna "olumsuz bir
deer" atfe tmesini, Aryan psiesinde biriken ykc gle
rin serbest kalmasna neden olabilecek kltrel bir tehdit
olarak alglamt.

1 93
Tpk in kltrnde olduu gibi, bin yllk bir me
deniyete sahip bir rkn yeleri olan Yahudilerin psikolo
jik bilinleri bizimkine gre ok daha genitir. Bu nedenle
genel olarak bir Yahudinin bilindndaki olumsuz bir de
erin ykc etkisi ok daha azdr. te yandan, "Aryan"
bilind, patlayc bir g ve henz yeermemi tohumlar
barndrr ve onu psiik tehlikeler iermeyen, yapc bir
romantizm gibi alglayarak azmsamak doru olmaz. Hala
gen saylabilecek Germen halklar, tek tek bireylerin bi
lind karanlnda uykuda yatan, patlamaya ve muaz
zam biimde yaylmaya hazr tohumlardan yeni kltrel
formlar yaratma becerisine sahipler. Her daim bir gebe
olan Yahudiler ise, asla kendilerine zg kltrel bir form
oluturamamlardr ve grnen o ki bu asla gerekleme
yecek; nk, yetenek ve becerilerini gelitirebilmek iin
ihtiya duyduklar tek ey, iyi kt medenileebilmi bir
ulusta "konaklamak" (TE X, s. 3 5 3 ) .

Jung, devamnda Aryan bilindnn Yahudilere oran


la "daha yksek potansiyel " barndrdn, nk Aryan
larn hala "barbarlkla balarn tam olarak kesememi bir
toyluk iinde" olduklarn ileri srm ve bunun en ak
kant olarak da "tm dnyay aknla srkleyen, Nas
yonal Sosyalizm denen korkun hadise"yi gstermiti (TE
x, s. 354).
Bu dncelerini Nazi Almanyas'nda yaymlanan bir
dergide ifa de etmesi ise onun Adolf Hitler'le bir bakma
ayn kefeye konulmasna yol amt. Bu ar dmanca
yarg, o dnem tm Avrupa lkel erinde yaygn olan tu
tumu pek az hesaba katyordu. Jung'un yetitii kltrel

1 94
ortam zaten znde anti-Semitistti ve gnmz artlarna
gre rk bir toplumdu bu. Kendini en iyi ekilde eit
mi Avrupallar bile siyahlarn aa olduuna inanyor
ve Yahudileri bir sorun olarak gryorlard. ounluk bu
dnceyi sorgulamakszn doal kabul ediyordu. Avrupa
ruhunu dev bir korku dalgasyla yutan ve aznlk bir gruba
ait olma duygusuna dair anlaymz tmden deitiren o
uursuz 1 945 ylndan sonra doan nesil iin bunu anla
mak ok zor.
20. yzyln ilk krk ylma ait artlar dnldnde
Jung rk biri deildi. Aksine, insancl, ak fikirli ve z
grlk biriydi. Dmanlarnn tanmlad gibi tipik bir
svireli burj uva deildi o; dnceleri olduka yeniliki
ve zamannn tesindeydi. rnein, daha 20. yzyln ba
nda ecinselliin su olmaktan kmas gerektiini savu
nuyor, ahlaki adan bir sorun tekil etmediini ve doum
kontrol asndan kullanl bir yntem olabileceini d
nyordu; ocuk cinselliine dair grleri nedeniyle ge
ni bir kesimin nefretini kazanan Freud'a katlarak mesleki
saygnln tehlikeye atmt; her erkein iinde bir kadn
ve her kadnn iinde bir erkek kiilii olduunu ve bunun
bilincine varlmas, onunla btnleilmesi ve yaanmas
gerektiini ngren olduka tedirgin edici bir fikir ileri
srmt. Dostluklarnn sonuna doru Freud'a yazd bir
mektupta, "Sana katlmakla en bandan hata ettim ama
kanmda aykrlk vard bir kere," der (Freud/Jung Mektup
lamalar, 49 1 , Mart, 1 9 1 2) .
Yahudiler ve Yahudi olmayanlar arasndaki meseleyi
sorgulamaya alrken siyasi bakmdan acemice ve pa
tavatszca davrandn elbette dnebiliriz; oysa, ayn

1 95
eyi Freud yaptnda ona hi kimse saldrmamt. Freud,
J ung'la dostluu sona erdikten sonra Sandor Ferenczi'ye
yazd mektubunda, "psikanalize hizmet ats altnda go
yim ve Yahudiler"i birletirme giriiminde baarsz oldu

unu, " tpk ya ve su gibi bir trl bir araya gelemiyorlar"


diyerek belirtmti. Ferenczi'yc yazd bir baka mektupta
da, "Yahudi ve Aryan ruhu arasnda muazzam bir fark ol
duu ak. Bunu her gn gzlemlemek mmkn. Yaama
ve sanata bakta belirli farklar elbette olacaktr. Ancak,
Aryan ya da Yahudi bilimi diye bir ayrm sz konusu olma
mal," demiti. ayet psikanaliz ve analitik psikoloji ger
ekten bilim olsayd (fizik ve kimya gibi) , bu dncede bir
doruluk pay olabilirdi. Ancak, hakiki bir bilim deil de
bir yorumbilim disiplini olduklar iin, J ung'un dedii gibi,
kiiliklerle ve kltrlerle renklenen "znel itiraflar" olarak
dnlmeleri daha doru olur.

Jung'un az nce belirttiimiz ve Yahudilerin yetenek


ve becerilerini gelitirebilmeleri iin "konak" olarak kulla
nabilecekleri bir ulusa gereksinim duyduklar iddias epey
bir tartma yaratmt. nk "konak" szc akla ister
istemez Nazilerin de srekli vurgulad gibi Yahudilerin
birer "parazit" olduu grn ge tiriyordu . Ne var ki,
ayn terminolojiyi kullanan Freud bunun iin asla cletiril
memitir. Freud, 1 938'de yaymlanan Musa ve Tektanrc
lk kitabnda, Yahudiler ve Yahudi olmayanlar arasndaki
farklar tartmaya aarken, "konak" olarak kullandklar

* Goyim: hranice goy (ulus) szc nn ou l u ; Yahudi olmayan


lar iin kullanlr. (.n.)

1 96
ul uslardan ne gib i ynlerle ayrldklarn gsterir . . . "Kendi
lerini dier insanlara gre daha sekin, dah a st seviyede
ve daha nitelikli insanlar olarak tanmladklar bir gerek . . .
B u tutumlarnn esas nedeninin v e gizli hazinelerinin ne
olduunu biliyoruz. Kendilerini gerekten de Tanr'nn se
ilmi halk olarak gryorlar. .. " Freud bu tr saptamalar
yapmakta serb estti; nk o da bir Yahudiydi. J ung ise bir
Yahudi olmad iin onun byle bir h akk yoktu.
Madem J ung'un anti-Semitist olmakla sulanmas adil
deil, peki bunun kayna neydi? Jung undan emindi:
" Bu pheleri yayan kii Freud'du" (TE X, s . 1 66) . Buna
inanmak iin baz nedenler var. Freud'un Jung'un psika
naliz uygulad ilk hastas olan Sabina Spielrein adnda
Rus bir Yahudiye yazd bir mektup var. Spielrein b ir o
lan dnyaya getirdikten ksa bir sre sonra ve Mni h 'teki
psikanaliz konferansndan hemen nce, 1 9 1 3 'te yazlm:
" Bildiiniz gibi, zerimde kalan son Aryan etkisinden de
syrlmay baardm ve eer bir olan dourursanz onun da
yiit bir Siyonist olacandan hi kukum yok . . . Mnih'te
Jung'dan kesinlikle vgyle sz etmeyeceimi sanrm siz
de ok iyi biliyorsunuz . . . Biz Ya h udiyiz ve hep yle kala
caz. Dierleri b izi h ib ir zaman anlayamayacak ya da
asla takdir etmeyecek; yalnzca smrmeye alacaklar."
Freud'un ve Viyanal evresinin, mu haliflerinde anti
Semitist bir yn bulmada ne kadar atak davrandklarn
onun yaamyksn yazan Ernest Jones da fa rk etmiti.
"Yahudilerin en ufak bir anti-Semitist belirti karsnda
bylesine pheci davranmalar ve pek ok aklamalar
nn ve eylemlerinin bu dorul tuda yorumlanabileceini"
grmek onu da hayrete drmt. Freud da bir istisna

1 97
deildi. "En kk bir anti-Semitist ima, o bildik Yahudi
h assasiyetini tetikliyordu ve Yahudi olmayan pek az dostu
vard."
J ung gayet iyi bil iyordu ki, Freudyen cephede oluan bu
olumsuz duygularn esas nedeni davadan "elini ekmesi"
ve b u davrannn altnda kt bir niyet aramalaryd. Ne
yazk ki, bu nyarglar kimi Freudyen ve Yahudi evrele
rince hala kabul grmeye devam ediyor.
Ona yneltilen bu h aksz sulamay knayanlar ise, yine
onu en iyi tanyan baz Yah udi dostlar olmutu. Gerhard
Adler, James ve Hilda Kirsch, Rivkah Kluger, Sigmund
Hurwitz ve J ung'un sekreteri Aniela Jaffe, h epsi de onu sa
dakatle savundular ve Jung'un Nazi zulmnden kamaya
alan Yahudi meslektalarna ve onlarn ailelerine nasl
cmert yardmlarda bulunduunu, asla herhangi bir anti
Semitik ya da Nazi taraftar duygu belirtisi gstermedii
ni aka belirttiler. Jung, l 938'de o gnleri tanmlamak
iin "gnmzn siyasal psikozu" demi olmasna karn,
Uluslararas Psikoterapi Birlii'nin bakanln yapt
mddete Yahudilerin tm toplumsal haklarn savunma
ya devam etti. Ne zaman ki bu psikoz II. Dnya Sava'nda
her yere yayld, ondan sonra istifa sn sundu. Sava bo
yunca ve h atta N azilerin zafere ok yaklatklar en ka
ranlk gnlerde bile, Jung, m ttefik kuvvetleri byk bir
gayretle destekledi ki kendi mektuplar ve tarafsz tanklar
da bunun kantlardr.
Sava bittikten sonra, Jung, Theresienstadt toplama
kampnda geen yln ardndan sa kurtulan saygn bir
ha ham ve din profesr Leo Baeck 'le kayda deer bir g
rme yapar. 1 946' da Zrih ' e dnen Baeck, J ung'un da-

1 98
vetini geri evirir; bunun zerine J ung grebilmek iin
onun kald otele gider. ki saati bulan konumalar bo
yunca Baeck'in ona yaklam, o gne dek Jung aley h ine
duyduklar nedeniyle sulamalarla geer. Jung elden gel
diince bunlar Baeck'e aklamaya alr ve dosta ay
rlrlar.
Tartmalar srasnda Jung, balangta Nasyonal
Sosyalizm konusunda "hatal" bir deerlendirme yapt
n itiraf eder. Peki, bununla ne kastediyordu ? O dnem,
herkes gib i o da, Hitler'in ok hzl biimde iktidara gelme
sinden etkilenmiti; bu diktatrn Germen bilindnda
yatan muazzam bir enerjiyi aa kardn dnmt.
Oysa, 1 934'n sonlarna gelindiinde, biraz akl banda
her insan gib i, bu enerjinin eytani ve patolojik ynelim
leri olduunu idrak etmiti. Gerek olan u ki, Nasyonal
Sosyalizm'i siyasal b ir hadise olmaktan ok, psikolojik bir
vaka olarak gryordu: Kiisel-st bir dzeyde ileyen ar
ketipik b ir eydi; bastrlm arketipik unsurlarn, hilin
dndan ilkel ve ykc biimlerde fkrdna dair gzlem
leriyle de uyuuyordu.
Aslnda, Jung olaanst nsezi yeteneiyle, 1 9 1 8 gibi
erken b ir dnemde yaymlad bir makalesinde hu Nazi
patlamasn ngrebilmiti:

Hristiyanlk, Germen barbarm, bir yan aada bir,

yan da yukarda olan iki ksma ayrd ve karanlk ynn


bastrmak suretiyle daha aydnlk olan ynn ehlileti
rerek medenilemesini sal::d. Oysa aadaki o karanlk
yar d< kurtarlmay ve ehlile tirilmeyi bekliyor hflf. O
gn gelene dek tarihncesi alarn izini tamaya devam

1 99
edecek; tekinsiz ve hzla artan bir etkinlik gsteren kolek
tifhilindna bal kalacak. Hristiyan dnya gr oto
ritesini yitirdike, yeraltndaki hapishanesinden kamay
kollayan bu "sarn canavar"n ykc tehditleri daha hir
duyulur olacak (TE X, s. 1 7) .

Hristiyanl k ve Alman toplumunun disiplinli ve h i


yerarik yaps birletiinde, Germen bilindnda yatan
Wotan'a )zg eleri bastrlabilmiti - frtnann ve f
kenin tutkulu ve lgn tanrs; va h i ru h uyla insanlarn
kalbini ele geiren, kana ve ykma o l an ita hlarn ka
bartarak onlar kudurmu birer h ayvana dntren sa
va tanrs. te, bu korkun arketipik kalntlar h arekete
gemiti. l 936'da kaleme ald bir yazda, meselenin eko
nomik ve siyasi aklmal ardan ok dah a te bir boyutta
ol duunu u szleriyl e ifade e tmi: " Aykr bir gr gibi
ge lebilir ama, bana gre Nasyonal Sosyalizm'i ak l ayabil
mek iin Wotan'n e l e geirilmesi imkansz karakterine
bakmak gerek" (TE X, s. 385) .
Alman mitolojisini esiz klan zelliklerden biri de, ka
ranlk gler tarafndan alt edilen tanrlar barndrmasdr.
Mitik drama Ragrarok 'un sonunda alevler Yalh alla'y yutar
- tpk l 945'te nc Reic h 'a olduu gibi. Jung l 936'da
Hitler'i Wotan'a zg bastrlm e lerin etkisine kapl m
biri ol arak gryordu: "Aka 'kendini kaybetmi' tek bir
adamn tm ulusa nfuz etmeyi ve onu sonu fel aketle bite
cek bir yola srmeyi baarm olmas, hi kukusuz Alman
lk durumunun en ilgin yanlarndan biri" (TE X, s. 388) .
Tm bunlarn nda deerlendirdiimizde, Jung'un
bir Nazi taraftar ya da anti-Semitist olmad ortaya k-

200
yor; hele ki u yazdklaryla ne demek istediini anlayahil
diimizde: "Yazdm kitaplardan herhangi birini okumu
herkes grecektir ki, ben asla ne bir Nazi taraftar, ne de
bir anti-Semitist oldum. Kald ki, yazdklarm ne kadar
yanl aktarlsa, ne kadar yanl evrilse ve tahrip edilse de,
gerek dncelerimin somut kantlar asla deimeyecek"
(C. G. ]ung Anlatyor, s. 1 93 ) .
Jung, zaten doas gerei kesinlikle hir Nazi olamazd.
Hibir kitlesel h arekete scak bakmyordu; nk bu ha
diselerde, bireysel psienin en nemli deerini yadsyan bir
yn vard. Ne ekle sokulursa soku l sun, tm "izml er"den
ve dogmalardan nefret ediyordu . te yandan, herkes gibi
onun da bir glgesi vard ve yetitii kltrel evre d
n ldnde az da o lsa fa ist ve anti-Semitist tutuml ar
gelitirmesi h i artc deildi. J ung aleyh tarlar aksini
savunsa da, zellikle kendi glgesiyle hesaplam olduu
aktr: " imizdeki eytani unsurlarn ve kendi kusurla
rmzn hilincinde olmak kesinlikle azmsanmamal. Kald
ki, glgemizi grmezden gelerek hihir ey kazanamayz.
Bilakis, kusurlarmzn farknda olmak lehimizedir - en
azndan kendimizi deitirmeye ve gelitirmeye dair bir
umudumuz olur" (TE X, s. 440) . Baeck'e giderek "hatal"
davrandn itiraf etmesini salayan da ondaki bu ru h tu.
Son yllarda bir grup J ungu bu ith amlar elden gel
diince akla kavuturabilmek adna tarihsel verile
ri yeniden incelemeye giriti ve dncelerini Lingering
S/adows'da (Boston: Shambhala, 1 99 1 ) yaymlad. Bu
almada yer alan kimi yazarlar ise eldeki veriler dorul
tusunda J ung'un anti-Semitist grleri olduunun ak
olduunu iddia ediyorlard; yine de, Jungu evrenin b-

201
tn iinde ufak b ir kesimi temsil ediyorlar. Jung'u sulu
grmekte srar edenlerin, hi kukusuz, makul gerekeleri
vard; Gelgelelim, bunlarn ou bu Jungu evre dn
dand. Bu sulamalarn srdrlmesinin bir nedeni de, bu
kimselerin bastrdklar fa ist, anti-Semitist ya da anti-H
ristiyan glgeleri zerinde almamalar ve kendi stn
lk duygularn J ung'a yanstmalar olabilir.

202
VIII. B l m

SONU

Diye l im ki Jung bir Nazi taraftaryd; peki, bu onun


ge l itirdii ana l itik psikolojinin toptan reddedil mesi iin
yeterli bir gereke olabi l ir mi? Kimil erine gre yeterl i,
nk bir insann a lmal arnn ciddiye a l nabilmesi iin,
gr lerinin ada bir anl ay erevesinde siyasa l do
rul uk barndrmas gerekir. Anal itik psikolojinin kurucusu
Jung'un kendi psikolojisi de faist unsurl ar ieriyor olsayd,
o zaman bu gr doru olabi l irdi. Oysa Jung'un b ireysel
psieye ve kiise l btnl k arayna verdii byk nem
ve dogmatizme, oulculua ve toplumsal konformizme
kar duruu birletiinde, faizm le uzaktan yakndan i lgisi
ol mayan, ente lektel dzeyde bir anal itik psikoloji kyor
karmza.
Jung devl etin erkini artrmaya yne l ik hibir siyasal
harekete scak bakmyordu; nk , bu hareket lerin bi
reyin zgn'ln kaybettirdiine inanyordu - insann
kendi varol usa l i l kelerine bal ka l mas gerekirdi: "Kendi
varol usal i l kelerine ters den ve bireysellii yaka l ayama-

203
m biri, yaamnn anlamn da kavrayamaz" (TE XVII,
s. 3 1 4) . Herh angi bir parti izgisi takip eden biri kendi
kararlarn veremez ve btnle erime potansiyellerini
kullanmak yerine, kolektif konformizmin grece bilind
aleminde yaar. Jung'un dneminde siyasal h areketlerin
en belirgin zellii bireyi devlete dah a da baml klmakt
ve Jung bunun ok salksz olduunu dnyordu: "Bu
ise tm ulusun bir koyun srsne dnmesi ve onu ve
rimli otlaklara gtrebilecek bir obana h er daim baml
olmas anlamna gelir. ok gemeden o obanlarn dene
i demir bir sopaya ve obanlar da birer kurda dnecek
tir" (TE X, s. 4 1 3 ) .
te yandan, Jung'u faist olmakla sulamayan, fakat
yine de dncelerine kar kanlar da vard; onlarn ge
rekesi ise, 1 8 7 5 ylnda, svire'de ve tam bir "burjuva"
ailesi iinde domu bir adamn varsaymlarnn evrensel
geerliinden duyduklar kukuydu. rnein, Jung'un b
tnleme kuramnn, kendi iednk psikolojisinin fazla
syla etkisinde olduunu ve teraptik yaklamnn da yine
gereinden fa zla isel h adiselere ve kiisel ilikilere odak
landn dnyorlard. Ek olarak, dini altyaps nede
niyle ru h sal ynelimlerinin gelitirdii psikoloji zerindeki
e tkileri, gnmz insannn varolusal sorunlarn karla
maya yetmiyordu.
Bu eletirilerde mutlaka bir h akllk pay vardr: Ne
kadar parlak biri olursak olalm, hepimiz bir yerde, bir
zamanda ve bir toplulukta doar ve kanlmaz olarak bu
kaderin snrlamalarna maruz kalrz. Jung psikolojisinde
iednk, bireyci ve ruhsal eilimler inkar edilemeyecek
lde belirgindir. Ancak, insann en nemli varolusal

204
sorunlaryla uraan birinin esas yapmas gereken, ye
re l kkenlerini kabu l etmek le birl ikte h ayal gcn ve
zekasn kull anarak onlar aab il mek o l ma l dr. Kald ki,
bu da Jung'un en srad -ve en paradoksal- yetenekle
rinden biriydi: Bir yandan kendi zaman iinde yaarken,
b ir yandan da onun dna karak o gne dek yaam
tm insanlarla, insanlkla yaknl k kurabiliyordu. Yazd
her eyde b u yaknlk duygusu hakimdi ve bu da haliyle
dncelerinin modern ol amayacak kadar kktenci bu
lunmasna yol ayordu. Jung'un uzun uzun ve dikkatlice
aynada yansyan i Benl iine ba k masnn nedeni, kesin
likle iednk b ir hayalperest ve igiizlem yapmaya pek
merakl biri olmasyd ve orada grd insanln daha
nce tanmlanmam biimde tesirli, b ilge ve kapsayc ol
duuna inanyordu.
J ung'un kendi bilincinin snrlarn aabilme yetenei
i l k kez, daha nce de deindiimiz zere, ocukluun
da oynad fa ntezi ykl oyunlarda kendini gstermiti.
Belki de bunlar iinde en belirleyeci olan, Klein-H
ningen'deki papaz konutunun bah esinde tala oynad
oyundu: "Ben bu tan stnde oturan kii miyim, yoksa
ben, onun stmde oturduu ta mym?" Bu tekrar eden
riteli, insanla kar "temel b ir gvensizlik" iinde olan,
bir tala kurduu hayal i ilikiyl e yaad sosyal izol asyonu
dnlemeye alan ve duygusal yoksunluk eken bir o
cuun patolojik davran olarak dnmek pekala mm
kn. Ne kadar maku l ge lirse gelsin, yine de, by le indir
gemeci bir yorumlama yaparsak eer, bu oyunun Jung'un
ocukluu ve yetikin dneminde mes lei zerinde yarat
t ok neml i etkileri yadsm oluruz. Jung tala diya loa

205
girdii an, Jungu psikolojinin tohumlar atlm ve hatta
filizlenmeye balamt - ikilik, kartlk ve enantiodramia
ilkeleri, yanstma yoluyla dnyaya yaam gc ve anlam
katan imgelemin canlandrc gc, psiik denge ve geliim
bakmndan temel oluturan tez, antitez ve sentezin isel
diyalektii.
Jung'un bilindyla ilk ve en yakn karlamas bu
tala olmutu: Onunla birlikte bilinmeyene olan ilgi
si ortaya km ve daha sonralar Athai dzlklerinde
kavrad gibi, psienin dinsel ilevi sayesinde yaratlm
bir eyin kendi varlnn bilincine varmas dncesiyle
bylenmiti. Tpk simyaclarn imbikleri iindeki prima
materia'ya gzlerini dikip bakarak yapmaya altklar gibi,
Jung da, psiesini taa yanstarak ona bir hayat, kimlik, bi
lin kazandrmt. Ona gre imgelem, deerli olan her
eyi yaratan psiik bir cvayd; nk, nesnelerin maddi
dnyas bir tek psiemiz araclyla anlam kazanabilir.
Bu grleri onu iki ynden daha eletiriye ak hale
getiriyordu: Gelitirdii psikoloji, hem benmerkezci hem
de antisosyaldi ve stelik bilimsel de deildi. Jung, kii
sel geliimde evresel etmenlerin etkisini yeterli biimde
aklamamt ve teraptik yaklam da toplumun beklen
tilerine uyum salamaya ynelik bir tasarma sahip deil
di. Bu e lq tirilerde bir hakllk pay var ve sanrm J ung
da bunu inkar etmiyordu. Ancak, Jung o kadar iednk
biriydi ki, ona gre, d gereklikle iliki kurabilmenin tek
yolu i dnyamz bilin dzeyinde kavrayabilmemizden
geiyordu. "Benliimizle kurduumuz iliki, ayn zamanda
tm insanlkla kurulan bir ilikidir ve ilkini gerekletir
meden ikincisine ulamamz mmkn olmaz" (TE XVI, s.

206
445) . Jung'un aklamasna gre, b tnleme srecinin iki
temel yn vard: " ncelikle isel ve znel bir tamamlan
madr b u ; ikinci olarak da ayn lde ereksel bir iliki bi
imidir" (TE XVI, s. 448 ) . "Everest'in tepesinde btnle
emezsiniz," demiti (Hanna h , ]ung: Yaam ve almalar
290) . Btnleme insan dnyadan uzaklatrmaz, aksine
dnyay ona getirir (TE VIII, s. 43 2 ) .
Jung, ocukluunda eksikliini duyduu gvenlie
kendi iinde kefettii o " isel kesinlik"le ulatnda,
Freud'a ve dier akademik psikologlara kar kabilmi ve
kendi yolunu izebileceini anlamt; o da William Blake
gibi iednk bir h ayalciydi ve yaad ala arasndaki
iliki dnleyici bir ilikiydi. Freud, nedensellik ve psiik
determinizm ilkelerini benimsemi, ocukluk evresinin
psikopatolojisine younlam ve dini de bir ocuun an
ne-bab asnn koruyuculuuna duyduu arzuya benzeterek
lanetlemiti. Oysa J ung teleolojik hir bak asn benim
semi, zgr irade anlayn desteklemi, geliim evresi
nin ocukluk evresine ek olarak yaam boyu srdn
savunmu, hastalklar da bu geliim srecinin bir paras
olarak dnm ve dini de insann en temel gereksinimi
olarak grmt.
te yandan, akademik psikologlar da J ung'u dn
leyici olmaya zorlamt. Onun yaad dnemde, ni
versitelerde davransa! psikoloji anlay egemendi; d
uyaranlara verilen, llebilir davransa! tepkilerin kesin
olarak saptanmasn ngren dogmatik bir yaklamd bu
ve psikoloji aratrmalarnda psieye ya da igzlem tek
niklerine yer vermiyordu. Jung ise, tam aksine, sembolik
deneyimlerin ve isel hadiselerin nemini vurguluyor, psi-

207
e ve onun zerine igzlem yntemiyle yaplan almala
r her eyden daha nem l i buluyor ve tm psikolojik bilgi
ve deneyimin teme lini kaltsal eilimlerin oluturduunu
i l eri sryordu.
Jung'un kltrel rol de bir o kadar dnleyiciydi. Ya
hudi-Hristiyan kk lerinden uzaklaan Bat top l umu, ar
lde materyalist, ruhani adan fakirlemi ve teknoloji
bamls hale gelmiti. En deerli olann peinde olduu
muz sanrs iinde, ruhani arzu l armz maddi varlklara
yanstarak, elbirliiyle simyaclarn da dt bir hatay
tekrar ediyord uk. Bu da bizi b irb irimize ticari b irer malm
gib i davranmamza ve gezegenimizin doal kaynakl arn
hor ku l lanmaya iterken, bir yandan da -kendi zararm
za bile olsa- Benliimizin ru hani kaynakl arn gz ard
etmemize neden oluyordu. Toplumumuzu etkisi altna
alan "ruhun yitiril mesi"nin yegane ilac da, bireyin ise l
yaamna yeniden yatrm yapmaya balamas ve by lelikle
"bir zamanlar yaadmz hakiki yuvamz olan mitik dn
ya" (ADD 237) ile kiisel bamz tekrar kurmakt. Mitik
ve dini sembolizmden mahrum kalan toplumlarn anlam
la herh angi bir balar da kalmayaca iin yok olmaya
mahkumdular.
Akademisyenlerin J ung'u "bilimd" olarak yaftalama
larnn nedeni ite bu tr aklamalaryd. Jung ise bun l ara
a ld r e tmiyordu: "Kendimi bilimsel bir formlm gibi
ifade e tmem mmkn deil . Mit ok da ha bireyseldir ve
yaam bilime gre daha kesin biimde anl atr" (ADD 1 7 ) .
te yandan, Jung'un erken dnem aratrmalarna bak
tmzda bilimsel metodu tmden dlad sylenemez.
Ancak, o, bilimin ok daha tesine bakma gerei duyu-

208
yordu: "Mantn snrna ge l diinizde, bilimin de snr
l arna ge lmisiniz demektir; oysa doann byle bir snr
yok: O, henz kuraml atrl mam da olsa i l erlemeye de
vam eder" (TE XVI, s. 5 24) . Jung'un ho grmedii ey,
bilimselciliin -bi limse l bir ak l amas o l mayan her eyin
inkar- genel kabu l gren yan lgsyd. Jung tm dikkatini
bil imin ince l emeye deer grmedii bu tr ak ld ve ne
densiz deneyim l ere vermeyi tercih e tmiti. Bu balamda,
"bil imse l " psikoloji ona gre yaam kartyd: "Eletire l
akl n hakimiyeti ne kadar artarsa, yaam da bir o kadar
yoksu llar; te yandan, ne kadar ok miti bi l in dzeyine
u latrmay baarrsak, yaam da bir o kadar zenginleecek
tir. Bu adan, manta veril en bu ar nem, siyasi mut la
kiyetil ikle de benzeiyor: Onun h akimiyetine giren birey
de yine muhta birine dnyor (ADD 280) .
Dol aysyl a, anal itik psikoloji, psikana l izden daha de
neyse l bir bil im ol amaz: Onu yorumbilim -an lam l andrabil
mek adna zmleme sanat- olarak snflandrmak daha
dorudur. Jung, BBC te levizyonunda yaynlanan o nl
syleisinde yle demiti: " nsan anl amsz bir yaama as la
katl anamaz." Peki, ama anl am nereden ge lecekti? J ung'a
gre, Benliin tam anlamyla olum/anmasyla. Btn leme
arzusuy l a dol up taan Benl ik, yaadklarmz l a ge l ime ve
byme arayndadr. Ben l iin o l uml anmas, ondaki ya
ratc gc aa karr ve birey en iyi yaamn sub specie
aetemitatis ol abi leceinin farkna varr: " nsan yan l tabi le
cek soru u: Sonsuz bir eyl e bal ants gerekten var m?"
te, tm mit leri douran ve din l erin ortaya kmasna
neden o l an, insanl n bu nihai sorusudur; tm mit ler ve
din ler de, sonsuz ve mutlak o l an la bir ba lar ol duuna

209
inanan bir grup insann yrekli giriimleriyle meydana gel
mitir. Kozmik bir balant aray ve Ku tsal ve lahi bir
deneyimleme, Benliin temel gereksinimidir. Bunu inkar
etmek, ruhsal bir paralanmaya yol aar; fakat onu kucak
larsak eer, anlama kavuan ruh aydnlanr. "Psiik doa
mzn derinlii ve ycelii karsnda hayranlk duymamak
ve ona hrmet etmemek mmkn deil. Onun uzamdan
bamsz evreninde, milyonlarca yldr biriken ve henz bi
linmeyen bir imge h azinesi sakl." Tpk geceleri yldzlarla
dolup taan gklerin ihtiam gibi, "nk bu isel evreni
bir tek o dsal evren karlayabilir" (TE iV, s. 3 3 1 ) .
Jung'un bilindna ve bilinmeyene, sembollerin
giz'ine, imgelemin olaanst gcne ve aknsal ilevin
uzlatrc dehasna, kendimize dair her eye yklediimiz
anlama ve sonsuz evrenin esrarengiz amalar ve yaamla
rmz arasndaki ba kuran bireysel psienin stnlne
kar duyduu saygnn temelinde ite bu kozmik anlay
yatar. Bireyin esiz deerine yapt vurgu ; gnosis ' e (oku
yarak ya Ja inanarak deil, deneyim yoluyla edinilen bilgi)
verdii byk nem; akld, kendiliinden ve ezamanl
ol<n karsnda ak fikirli ol mas; yaamn yaratc erekle
rini yceltmesi; yaamn tm ereklerinin aslnda btnle
me gayesine hizmet ettiini anlamas; dlerin ve mitlerin
aslnda ruhun o zamansz diliyle konutuklarna inanmas;
ite, tm bunlar, onun yaamn dolduran evrendoumsal
esinin bir ifadesi.
Jung'un biraz tuhaf ve srad biri olduu su gtrmez
bir gerek; te yandan, ayet yle biri olmasayd, bylesi
bir baarya da u lamas mmkn deildi. Dncelerini
pek ok fa rkl zamanda ve ekildc i fa de etmi olmasna

210
karn, yazdklar arasnda bir blm var ki, her eyi zet
ler nitelikte: "Kiilik, canl bir varln ikin ayrkslnn
en st seviyede gerekletirimidir. Yaam karsnda tm
yreinizle durmak, bireyi meydana getiren her eyi olum
lamaktr ve en deerli zgrlklerden biri olan kendi ka
derini tayin etme zgrlyle birlikte, evrensel varolu
artlarna en baarl biimde uyum salayabilmektir" (TE
XVII, s. 289) .
Jung, trmzn ve gezegenimizin kar karya olduu
byk tehliklerin farknda olmakla birlikte, yaamnn so
nuna dek temkinli bir iyimserlik gsterdi. Esas olan hibir
eyin yitirilmeyeceine, nk "hakim dncelerin kr
edici ndan gzlerini karabilme ve gelip geici slo
ganlara kulak tkayabilme sanatn renmi olanlar" sa
yesinde, balangtan beri iimizde var olan temel yapnn
yeniden kurulabileceine inanyordu. Yaamnn son yln
da M. Serranno'ya yazd bir mektupta ( 14 Eyll 1 960)
rencisini teskin etmeye alan bir simyacnn u szle
rini aktarr: "Kendini ne kadar dlanm, ne kadar yalnz
hissetsen de, iini hakkyla ve drste yaptn takdirde,
hi tanmadn pek ok dost gelip seni bulacaktr." Ve bir
de in zdeyii: "Bir adam evinden hi kmasa da, drst
ise ve doru eyler dnyorsa, sesi yzlerce kilometre
teye ulaacaktr."
Ayn mektubun son blmyle bitirmek sanrm uygun
olacak:

Elimden geldiince hakikate ve en berrak a ula


maya altm; artk varabileceim son noktadaym ve
daha fazla ilerlemem mmkn deil. te, hu nedenle, -

21 1
m ve hazinemi muhafaza etmem gerekiyor. .. Bu salt be
nim iin deil, yaratsn aydnlatmas iin nsan'a ihtiya
duyan yaratcnn karanl bakmndan da deerli. Tanr,
yaratt dnyann gelecekte nasl duygusuz bir makineye
ve nsan varoluunun nasl faydasz bir garabete dne
ceinin belki de farknda. Aklm her ne kadar bu ihtimali
ngrse de, tm benliim buna "Hayr" diyor.

212
EK OKUMA

Bu kitapta karnza kan zel terimleri elimden geldiince


aklamaya altm; yine de, bir szlk ihtiyac duyanlar, Anlar,
Dler, Dnceler'in sonunda yer alan dizini kullanabilirler. Ek
olarak, Daryl Sharp'n C. G. Jung Lexicon'u (Toronto: lnner City
Books, 1 99 1 ) balca terimler ve kavramlar bakmndan ei bu
lunmaz bir eser ve ciltsiz kopyas da mevcut.
Jungu psikoloji, bir kuram ve uygulama dizgesi olduu ka
dar, bir ruh halini de yanstr. Nitekim, Jung, biraz da akayla
kark, yle demiti: "ok kr bir Jungu deil, Jung'um." Bir
de her analistin analiz edilmesi konusundaki srar var. Analistin
kuramsal duruU ne olursa olsun, bir analizin haars kitapta ya
zan uygulamaktan ok yntemi uygulayan kiinin tad ruha
baldr. te, analitik psikoloji uygulamasn oluturan da, hi
kukusuz, kurucusunun kendi ruhudur. Bu srad, zengin ve
karmak kiiliin eserlerini aada sraladk.

]ung'un Eserleri

The Colleced Works of C. G. ]ung (C. G. Jung'un Toplu


Eserleri) , yay. haz.: Herbert Read, Michael Fordham ve Gerhard

213
Adler (20 c . ; Londra: Routledge, 1 953-78). Bu kitapta yer alan
alntlar, cilt ve paragraf numaralaryla belirtilmitir (iirn. TE
VIII, s. 788) . TE ye uhma ans olan okurlar, kendi yapacaklar
'

keif yolculuunda hu alntlar birer k noktas olarak kulla


nabilirler. XX. cildi oluturan muazzam dizin, ynelim bakmn
dan mthi fayda salayacaktr.

Memories, Dreams, Refleccions (Anlar, Dler, Dnceler) ,


(Londra: Routledge & Kegan Paul, 1 96 3 ) ; hu kitaptaki aln
tlar ADD olarak gsterildi) , hu yzylda yaymlanan en etki
leyici hatratlardan biri.
Man ad His Symbols (nsan ve Sembolleri) , (Londra: Aldus
Books ve W. H. Allen'in katklaryla, 1 964) .
The Taviswck Lecures (Analyical Psyclology: Is Theory ad
Pracice, Londra: Routledge & Kegan Paul, 1 968) (Tavis
tock Dersleri, Analitik Psikoloji: Kuram ve Uygulama) .
C. G. Jung: Psychological Reflecions: A New Ahology of his Wri
tigs 1 905- 1 96 1 (C. G. J ung: Psikolojik Dnceler: Eser
lerinin Yeni hir Antolojisi 1 905- 1 96 1 ) drl. ve haz.: Jolande
Jacobi (Londra: Routledge & Kegan Paul, 1 97 1 ) .
C . G . Jung Leters (C. G . J ung'un Mektuplar ) , drl. ve haz.: Ani
ela J affc'n katklaryla Gerhard Adler (2 cilt; Londra: fut
ledge & Kegan Paul, 1 973, 1 976) .
The Freud/Jung Leers (Freud/Jung Mektuplamalar) , haz.: Wil
liam McGuire (Londra: The Hogarch Press ve Routledge &
Kegan Paul, 1 9 74) .
C. G. Jung Speakig Oung Anlatyor), haz.: William McGuire ve
R. C. F. Hull (Londra: Thames & Hudson, 1 978) .
Seleced Wriigs (Seme Yazlar) , nsz Anthony Scorr (Londra:
Fontana Pocket Readers, 1 983) dorudan Tiplu Eserler' in

214
stesinden gelmeye ekinen okurlara naizane tavsiyem ola
caktr.

Bunlara ek olarak, rencilerinin kaydettii ve yaymlad


pek ok seminer de mevcut.

]ung zerine Kiaplar

Jung zerine yazmak, pek ok nemli belge (rn. gnlkleri


ve baz mektuplar) hala halka ak olmad iin riskli hir i ve
kapsaml bir yaamyks de hala yazlmay bekliyor. Yine de,
u aadakilere gz atmak pek ok temel niteliini kavramay
salayacaktr:

Bennet, E. A., M ee ings wih ]ung O ung'la Grmeler) , (Londra:


Anchor Press, 1 982) .
Brome, Vincent, ]ung: Man and Myh O ung: Bir nsan ve Efsa
ne) , (Londra: Macmillan, 1 978) .
Hannah, Barbara, Jung: His Life and Work Oung: Yaam ve a
lmalar) , (Londra: Michael Joseph, 1 97 7 ) .
Hayman, Ronald, A Life of Jung Oung'un Yaam ) , (Londra:
Bloomsbury, 1 999) .
Hopcke, Robert H . , A Guided Tur of he Sdeced Works of C. G .
]ung (C. G. Jung'un Seme Eserlerine Aklamal hir Bak),
(Boston: Shambhala, 1 989) .
Jaffe, Anicla, From he Life and Work of C. G. ]ung (C. G. Jung'un
Yaam ve Eserleri), (Londra: Hodder & Stoughton, 1 9 7 1 ) .
Stern, Paul J . , C. G . ]ung - The Hauned Prophe (C. G . Jung -
Huzursuz Mesih) , (New York: George Brazillier, 1 976) .

215
Stevens, Anthony, On )ung Oung zerine) , (Londra: Penguin,
1 990) , J ung'un dncelerinin, yaam balamnda ve insan
ln yaam dngsyle ilikili olarak geliimini inceliyor.
Storr, Anthony, )ung (Londra: Fontana/Collins, l 973; Routled
ge, 1 99 1 ) .
Van der Post, Laurens, Jung and he Sory of our Time Oung ve
Zamanmza bir Bak) , (New York: Pantheon Books, 1 97 5 ) .
Yon Franz, Marie-Louise, C. G. Jung: His Myh in our Time (C.
G. Jung: Yaratt Mitin Gnmzdeki Yeri) , (Londra: Hod
der & Stoughton, 1 9 7 5 ) .

Pos-Jungu Deerlendirmeler

Papadopoulos, Renos (yay. haz.) , Cari Gusav Jung: Criical As


sessmens (Cari Gustav Jung: Eletirel Dnceler) , (Londra:
Routledge, 1 992) .
Samucls, Andrcw, Jug ad he Pos-)ugians Oung ve Post
Jungular) , (Londra: Routledge & Kegan Paul, 1 985).

Kanmca, arketipik kuramnn kapsamn ocuk geliimine,


kadn psikolojisine, dinsel sembolizme, sosyal ve politik ara
trmalara, mitolojiye ve kltr tarihine kadar geniletmek en
nemli gelimelerden biri oldu. Bu balklar altnda ele alnan
balca almalar aada sraladm.

ocuk Geliimi

Fordham, Michael, Children as Idividuals (Birey Olarak o


cuk) , (Londra: Hodder & Stoughton, 1 969) .

216
Neumann, Erich, The Child: Strucure and Dynamics of he Nas
cen Personality (ocuk: Kiilik Oluumunun Balang Ya
ps ve Dinamikleri) , (Londra: Hodder & Stoughton, 1 9 7 3 ) .
Wickes, Frances G . , The Inner World of Childhood (ocukluun
Dnyas) , (New York: Appleton-Century, 1 966) .

Kadn Psikolojisi

Harding, M. Esther, The Way uf Ali Women (Kadnlk Yolu),


(New York: Harper & Row, 1 975) .
Wehr, Demaris S., Jung and Feminism: Liberatirg Archeypes
Oung ve Feminizm: zgrletiren Arketipler) , (Lomlra: Rout
ledge, 1 988).
Whitmont, Edward C., Rcum uf he Goddcss: Femininity,
AggTession and the Modem Grail Quest (Tanrann Dn:
Kadnlk, Saldrganlk ve Kutsal Kase Araynn Modern Hali) ,
(Londra: Routledge & Kegan Paul, 1 983).
Young-Eisendrath, Polly, Gerder ard Desire: Uncursirg Pan
dora (Cinsiyet ve Arzu: Pandora'nn Lanetini Kaldrmak) (Te
xas A&M University Press, 1 997) .

Dinsel Sembolizm

Edinger, Edward, Ego and Arcleype: lndividuation and the Reli


gious Function of he Psyche (Ego ve Arketip: Btnleme ve
Psienin Dinsel levi) , (New York: Pucnam, 1 972) .
Hostie, Raymond, Religion and the Psychology of ]ung (Din ve
Jung'un Psikolojisi) , (Londra: Sheed & Ward, 1 95 7 ) .

21 7
White, Yictor, God and he Unconscious (Tanr ve Bilind) ,
(Londra: Harvill, 1 952) .

Sosyal ve Siyasal Arannalar

Bernstein, Jerome S., Power and Poliics (G ve Siyaset) , (Bos


ton: Shambhala, 1 989) .
Odajnyk, Yolodymyr Walter, ]ung and Poliics Oung ve Siyaset) ,
(New York: Harper & Row, 1 976) .
Progoff, Ira, Jung's Psychology ard is Social Meaning Oung'un
Psikolojisi ve Sosyal Anlam) , (Londra: Routledge & Kegan
Paul, 1953).
Samucls, Andrew, The Poliical Psyche (Siyasal Psie), (Londra:
Routledge, 1 99 3 ) .

Mitoloji v e Kltr Tarihi

Campbell, Joseph, T/e Hero wil a Thousand Faccs (Kahramann


Sozsuz Yolculuu) , (New York: Pantheon, 1 949) .
Eliade, Mircea, Shamarism: Archaic Tcclniques of Ecsacy (a
manizm: lkel Esrime Teknikleri) , (Londra: Routledge &
Kegan Paul, 1964) .
- Birh and Rebirl (ya da Ries ard Symbols of lniiaion) (Do
u ve Yeniden Dou) , (Ncw York: Harper, 1 975) .
Henderson, Joseph L., Thresholds of lriiaion (Gei Eikleri) ,
(Middletown, Conn.: Wesleyan University Press, 1 967) .
Neumann, Erich, Tle Origins and Hisory of Consciousness (Bi
lincin Kkenleri ve Tarihesi) , (New York: Pantheon Books,
1 954) .

218
- The Great Moher: An Analysis of he Archeype (Ana Tan
ra: Bir Arketip Olarak zmlenmesi) , (Londra: Routled
ge & Kegan Paul, 1 9 5 5 ) .

Yazarn Kita/lar

Arcleype: A Natura! History of he Sel[ (Arketip: Benliin Doal


Tarihi) , (Londra: Routledge & Kegan Paul, 1 982) ; bata o
cuk ve ergen geliimi balamnda, J ungu kuramn biyoloj ik
temelleri zerine bir alma.
The Two Million-Year-Old Sel[ (ki Milyon Yandaki Benlik),
(Collcge Station: The Texas A&M Univcrsity Press, 1 993) ;
bu kitapta Jung'un dncesi ile etoloji, antropoloji, dilbilim
ve psikiyatri arasndaki balar anlatlyor.
Privae Myhs: Dreams and Dreaming (ahsi Mitler: Dler ve
D Grmek) , (Londra: Hamish Hamilton, 1 995) ; bu kitap
ta, son aratrmalar nda J u ng'un d kuramlarnn gn
cel konumu inceleniyor.
An lnelligent Person's Guide to Psychohera/ry (Zeki nsann Psi
koterapi Elkitab) , (Londra: Duckworth, 1 998) .
Ariadne's Clue: A Guide to the Symbols ofHumankind (Ariadne'nin
pucu: nsana Ait Sembollerin Elkitab) , (Londra: Ailen
Lane ve Princeton University Press, 1 998) .
Evoluionary Psycliatry: A New Beginning (Evrimsel Psikiyatri:
Yeni Bir Balang) , (Londra: Routledge, 2. Bask, 2000) ;
Jung'un arketipik kuramnn ada psikiyatri ve psikoterapi
zerindeki etkilerine dair bir alma.

219
KLTR KTAPLIGI

1 - SOKRATES, Louis-Andre Dorion, Mart 2005


2- NAPOLEON, Thierry Lentz, Mart 2005
3 - BLM-KURGU, Jacques Baudou, Mart 2005
4- ANADOLU UYGARLIKLARI, Marc Desti, Nisan 2005
5 - PSKANALZ, Daniel Lagache, Nisan 2005
6- SOSYAL BLMLER, Dominique Desjeux, Nisan 2005
7 - HTTLER, lsabelle Klock-Fontanille, May., 2005
8- SOSYAL PSKOLOJ , Jean Maisonneuve, Mays 2005
9- YUNAN MTOLOJS, Pierre Grimal, Mays 2005
1 O- EMPRESYONZM, Marina Ferretti Bocqui llon, Haziran 2005
1 1 - MEZHEPLER, Nathalie Luca, Haziran 2005
1 2 - ARABIN TARH, )ean-Franois Gautier, Haziran 2005
1 3 - FELSEFE AKIMLARI, Dominique FolschPid, Temmuz 2005
1 4 - J EAN-PAUL SARTRE, Annie Cohen-Solal, Temmuz 2005
1 5- HAULAR, Cecile Morrisson, Temmuz 2005
1 6- NGLZ EDEBYAT!, Jean Raimond, Austos 2005
1 7- NVERSTELERN TARH, C. Charle & J. Verger, Austos 2005
1 8- CAZ, Lucien Malson & Christian Bellest, Austos 2005
1 9- TAPINAK VALYELER, Regine Pernoud, Eyl l 2005
20- AGDA SANAT, Anne Cauquelin, Eyll 2005
2 1 - BLM TAR H, Pascal Acot, Eyll 2005
22- DNLER, Paul Poupard, Ekim 2005
23- ANTROPOLOJ, Marc Auge & Jean-Paul Colleyn, Ekim 2005
24- KAPTALZM, Claude Jessua, Ekim 2005
25- BLUES, Gerard Herzhaft, Kasm 2005
26- NIETZSCHE, Jean Granier, Kasm 2005
27- JEOPOLTK, Alexandre Defay, Kasm 2005
28- RUS EDEBYAT!, Jean Bonamour, Mart 2006
29- BLM FELSEFES, Dominique Lecourt, Mart 2006
30- BUDACILIK, Henri Arvon, Mart 2006
: 1 - BABL, Beatrice Andre-Salvini, Nisan 2006
32- FANTASTK EDEBYAT, Jean- Luc Steinmetz, Nisan 2006
3 3 - ANKSYETE VE KAYGI, Andre Le Gali, Nisan 2006
:14- OCUK PS KOLOJ S, Olivier Houde, Mays 2006
1 5 - SCHOPENHAUER, Edouard Sans, Mays 2006
36- ANTK MISIR, Sophie Desplancques, Mays 2006
37- VKNGLER, Pierre Bauduin, Haziran 2006
38- VAROLUULUK, Jacques Colette, Haziran 2006
39- SANAT TARH, Xavier Barral 1 Altet, Haziran 2006
40- ROMA MPARATORLUGU, Patrick Le Roux, Temmuz 2006
4 1 - KIERKEGMRD, Olivier Cauly, Temmuz 2006
42- ALMAN EDEBYAT!, Jean-Louis Bandet, Temmuz 2006
43- MAYALAR, Pau l Gendrop, Austos 2006
44- MMARLIK TARH, Gerard Monnier, Austos 2006
45- DYABET, Jean & Charles Darnaud, Austos 2006
46- AVRUPA BRLG, Jean-Luc Mathieu, Eyll 2006
47- DLBLM, Jean Perrot, Eyll 2006
48- AZTEKLER, Jacques Soustelle, Eyll 2006
49- DADA VE GEREKSTCLK, David Hopkins, K.sm 2006
50- KRESELLEME, Man fred B . Steger, Kasm 2006
5 1 - HAYVAN HAKLARI, David DeGrazia, Kasm 2006
52- HIRSTYAN LIK, Linda Woodhcad, Ara l k 2006
5 3 - GAZETECLK, lan Hargreaves, Aral k 2006
54- EVRM, Brian & Deborah Charlesworth, Aralk 2006
5 5 - SPANYA SAVAI, Pierre Vilar, Ocak 2007
56- YARATICILIK, Michel-Louis Rouquette, Ocak 2007
5 7- FELSEFENN DOGUU, Giorgio Colli, Ocak 2007
58- ANTK FELSEFE, Jean-Paul Dumont, ubat 2007
59- NKALAR, Henri Favre, ubat 2007
60- YAZIN KURAMI, Jonathan Culler, ubat 2007
6 1 - SOSYAL VE KLTREL ANTROPOLOJ, Monaghan & lust, Nisan 2007
62- SPINOZA, Roger Scruton, Nisan 2007
63- TANGO, Remi Hess, Nisan 2007
64- TALYAN EDEBYAT!, Christian Bec & Franois Livi, Mays 2007
65- DARWIN VE DARWINCLK, Patrick Tort, Mays 2007
66- SYONZM, ilan Greilsammer, Mays 2007
67- FOBLER, Paul Denis, Austos 2007
68- KLASK SANAT, Mary Beard & John Hc>nderson, Austos 2007
69- PLATON VE AKADEMA, Jean Brun, Austos 2007
70- HABERMAS, James Gordon Finlayson, Eyll 2007
7 1 - FREUD, Rol,nd Jaccard, Eyll 2007
72- KAFKA, Ritchie Robertson, Eyl l 2007
7 3 - FENOMENOLOJ , Jean-Franois Lyotard, Ekim 2007
74- EROTZM, Roger Dadoun, Ekim 2007
75- TARH, John H . Arnold, Ekim 2007
76- HOMEROS, J,cqueline de Romilly, Ara l k 2007
7 7 - ARSTOTELES VE LSE, Jean Brun, Ardlk 2007
78- ANARZM, Colin Ward, Ara l k 2007
79- BZANS TARH, Jean-Claude Cheynet, Mart 2008
80- BARTHES, Jonathan C u ller, Haziran 2008
8 1 - ZOFREN, Marc-Louis Bourgeois, Haziran 2008
82- SLAM, Dominique Sourdel, Eyll 2008
83- SANAT KURAM!, Cynthia Freeland, Eyl l 2008
84- PLATON, Jean-Franc;ois Mattei, Eyll 2008
85- FEMNZM, Margaret Walters, Ocak 2009
86- DESCARTES, Tom Sorell, Ocak 2009
87- KELTLER, Venceslas Kruta, Ocak 2009
88- MAX WEBER, Laurent Fleury, Temmuz 2009
89- RETORK, Michel Meyer, Temmuz 2009
90- DEVLET, Renaud Denoix de Saint Marc, Temmuz 2009
91 - SALSA VE LATN CAZ, lsabelle Leymarie, Ocak 201 O
92- FOUCAULT, Gary Gutting, Ocak 201 0
9 3- NSAN HAKLAR!, Andrew Cldpham, Ocak 201 O
'14- POETKA, Michel Jarrety, M.ys 201 O
'l 5 RUS DEVRM, S. A. Smith, Mays 201 O
%- FOTOGRAF, Roger Bellone, Mays 201 0
9 7 - GALILEO, Georges Minois, Austos 2 0 1 0
9 8 - EPSTEMOLOJ , Herve Barreau, Austos 2 0 1 O
99- KEYNES VE KEYNESLK, Pierre Delfaud, Austos 201 0
1 00- HEGEL VE HEGELCLK, ]Pan-Franois Kervegan, Mart 2 0 1 1
1 0 1 - ERGEN DEPRESYONU, Henri Chabrol, Mart 201 1
1 02 - MODA, Dominique Waquet & Marion Laportc, Mart 201 1
1 03 - LOCKE, John Dunn, Austos 201 1
1 04- KRESEL ISINMA, M,rk Maslin, Austos 201 1
1 05 - BAROK, Victor- Lucien Tapie, Austos 201 1
1 06- BHAGAVADGITA, Anonim, Eyll 2 0 1 1
1 07- HNDUZM, Korhan Kaya, Eyl l 2 0 1 1
1 08- KTSAT, Partha Dasgu pt., Eyll 2 0 1 1
1 09- SHAKESPEARE, C er ma i n e Grecr, Ara l k 2 0 1 1
1 1 O- SENFON, Remi J,cobs, A ra lk 201 1
1 1 1 - H U KUK FELSEFES, Michcl Troper, Ara l k 2 0 1 1
1 1 2- RAMAYANA, Anonim, Ckak 2 0 1 2
1 1 3 - DEMOKRAS, Blrnard Crick, M.rl 201 2
1 1 4- FRANKFURT OKULU, P,ul- L.urcnl Assou n , Mart 2 0 1 2
1 1 5 - KTABIN TARH, Alberl 1 . h.rr, Mart 20 1 2
1 1 6- MT, Rob'rt A. SPal, 1 i.uir,n 2 0 1 2
1 1 7- MODERN N, R. n. Mi tr, H,uir,r 2 0 1 2
1 1 8- DLER, J. Al l,n Hobson, 1 1,zir.n 20 1 2
1 1 lJ- RNESANS, Jprry l:lrotor, Kasn 2 0 1 2
1 20- PARANOYA, Sophie de Mijoll.-Ml'llor, K.Nn 201 2
1 2 1 - KITA FELSEFES, Simon Critchley, K.>rm 20 1 2
1 2 2 - DEOLOJ, Michael Freedrn, Aralk 2 0 1 2
1 2 3- RNESANS SANATI, Geraldine A. Juhnson, Aralk 2 0 1 2
1 24 - SOGUK SAVA, Robert J. McMahon, Mart 20 1 3
1 2 5 - MARX, Petcr S i n ge r, Mart 2 0 1 3
1 2 6- POSTYAPISALCILIK, Catherine Belsey, M.rt 2 0 1 3
1 2 7- YUNAN SANATI, Jean - J a cqu cs Maffrc, Haziran 2 0 1 3
1 2 8- MATEMATK, Timothy GowP rs, Haziran 201 3
1 29- PSKYATR TARH, Jacques Hochmann, Haziran 2 0 1 J
1 30- ORTAAG FELSEFES, Alain de Libera, Austos 20 1 3
1 3 1 - TASARIM, John HPsket, Austos 201 3
1 3 2 - TRAJED, Adrian Poole, Ekim 2 0 1 3
1 3 J - MODERNZM, Christopher l:luller, Eki m 2 0 1 3
1 34- KBZM, PiPrre C.:banne, Kasm 2 0 1 :
1 3 5 - SOSYALZM, Michael Ncwman, Kasm 2 0 1 :
jUNG
ANTHONY STEVE N S

Trkesi: NURSU RGE

CARL GUSTAV JUNG'UN YAAYAN EN NEML BYOGRAFi SA


YILAN ANTHONY STEVENS, BU ALANDAK OTORTESNN EN
ARPICI RNEKLERNDEN BRN BU KTAPLA ORTAYA KOYU
YOR. JUNG DNCESNN ZN SRERKEN ELETREL OLDU
GU KADAR NESNEL BR VURGUYLA BU BYK DNRN
YAPITINI VE ETKSN NCELKLE ZMLYOR. "ARKETP",
"BLN ERG", "PERSONA'', NMA'', "KOLEKTF BLN
ALTI" GB KAVRAMLAR! RDELEDG TEKNK BR ANALZDEN
JUNG'UN SMYAYA VE DOGU BLGELGNE DNK MERAKINA
KADAR BROK ALANI KAT EDYOR TTZLKLE. HEM ZAMANI
NIN EN ETKL DNRLERNDEN BR HEM DE BROK KES
KN FKRAYRILIGININ ODAK NOKTASI OLAN JUNG, BU DERN
LKL SORUTURMADA DNSEL VE KSEL YAANTISININ
FARKLI KESTLERYLE RDELENYOR.

You might also like