You are on page 1of 10

Kocaeli niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi (6) 2003 / 2 : 1-10

Kapitalizm ve Kriz

M. Kemal Aydn*

zet: Yirminci yzyln son eyreinde, liberal/piyasac yaklamn, uzunca bir


aradan sonra yeniden kazand itibar, gerek anlamda hak edilmi olmaktan ok,
ezel rakibi olan planlamac yaklamn tartlmaz baarszlnn/yenilgisinin bir
sonucudur. Daha ak bir ifade ile, kazanlm olan bu itibar yanltcdr. Kapita-
lizmin merkez kurumu olan piyasann yeterince denetlenmedii/denetlenemedii
iin krizler rettii bilinmektedir. Bu yaznn amac kapitalizm ile kriz arasndaki
genetik ilikiyi hatrlatmak ve neoliberal paradigmann nerdii biimde finans
piyasalarnn serbestletirilmesinin gelimekte olan ekonomiler zerindeki etki-
sini incelemektir.
Anahtar Kelimeler: Liberal/Piyasac Yaklam, Neoliberal Politikalar, Kriz

1980li ve 90l yllara damgasn vuran neoliberal paradigmann rettii almlar


(teknolojinin yaygnlamas, ekolojik dengelerin bozulmas, demografik basklarn
younlamas, piyasalarn kresellemesi, demokratikleme eilimlerinin glen-
mesi vb), devletin, iktisad balamda neyi, nasl yapmas gerektiini eksen alan
hararetli ve kadim tartmaya ivme kazandryor. Tarihsel bir inceleme yapld
vakit, devletin iktisad rolne ilikin olarak, gerek dnce gerekse uygulama itiba-
riyle laissez-faire-laissez-passer (braknz yapsnlar braknz gesinler) anlay

*
Yrd.Do.Dr. M . K emal Aydn, Kocaeli niversitesi ktisat Blmnde retim yesidir.
2 M. Kemal Aydn

ile emir komuta ekonomisi anlay arasnda radikal savrulmalar yaandn gr-
mek mmkn. yle sylemek, sanrm daha doru olacak: Devletler, tarihsel s-
re iinde, mdahalenin farkl derecelerine tekabl eden roller stlenmitir. Bu ifa-
de, zmn olarak unu ortaya koyuyor: Tarih, en azndan yakn tarih, bu iki anlay
arasnda uzanan gerilimden retilmi sentez araylarna tanklk etmitir. Ne biri-
nin ne de tekinin, kendi teorik kurgusu ile birebir rten bir biimde uyguland
sylenemez. Birini dierine stn tutmak iin salam kantlara sahip deiliz.
Bu meseleyi biraz aalm. Bilindii gibi, bir kutupta Adam Smithin grnmez
el metaforunu kullanarak piyasann erdemlerine vurgu yapan ve devletin ekono-
miye mdahil olmasna iddetli bir biimde itiraz eden neoklasik teori (piyasac
yaklam) yer alyor.1 Kar kutupta, devlet tarafndan merkez olarak planland
takdirde, ekonominin daha fazla refah ve mutluluk getireceini iddia eden planla-
mac yaklam (reel sosyalizm) var. ki kutbun aras ise, yukarda da deinildii gi-
bi, kimi planlamac yaklama kimi piyasac yaklama daha yakn duran sentez a-
raylar ile dolu. Tarihsel olarak uzun sreli ve yaygn bir pratii olduunu dikkate
alarak, bu sentezler iinde en kalc olannn, piyasann saat gibi tkr tkr ilemesi
iin, devletin makroekonomik istikrar politikas izlemesi gerektiini ileri sren
keynesian yaklam olduu sylenebilir.2
Bu yaklamlar, esas itibariyle, geride braktmz son iki yzyln (zellikle i-
kincisinin) toplumsal/siyasal teorilerinin zemini oluturmaktadr. Daha ak bir ifa-
de ile toplumsal/siyasal teoriler bu yaklamlarn zerine ina edilmitir. ki yzyl
boyunca, devletin rolne ilikin olarak, bu iki kutup arasnda bir salnm sz konu-
su olmutur. Kar kutupta yer alan planlamac yaklam, yirminci yzyln hemen
balarnda pratie aktarlm ve yaklak yetmi yl (1917-1989) dnyann belli bir
corafyasna egemen olduktan sonra, tartmasz bir biimde yenilgiye uramtr.
John ONeilin (2001: 287) syledii gibi, ekonomik ve siyasal gcn birka kii-
nin elinde topland, merkezdeki bir planlama ofisinden yrtlen bir ekonomi al-
ternatifi baarsz olmutur. Bu baarszlk, yirminci yzyln son eyreinde, bi-
rinci kutbun, yani piyasac yaklamn, pek de hak etmedii halde, yeniden itibar
kazanmasna sebep olmutur.

1
Tam rekabet eksenli bir iktisad sistem neren neoklasik teori, mal ve hizmet fiyatlarnn arz ve ta-
lebe gre olumasnn piyasay temizlemeye yaradn ileri srmektedir (bu konuya ilikin olarak
daha ayrntl bilgi iin bkz. Kuttner, 1985).
2
Blinder (1998), keynesian teorinin dayand temel varsaymlar u ekilde sralamaktadr: (1) Makro-
ekonomik dalgalanmalar toplumsal refah seviyesini drmektedir. (2) Devlet, piyasann dourduu
olumsuz sonular dzeltecek bilgiye ve gce sahiptir. (3) sizlik, enflasyondan ok daha nemli bir
sorundur.
Kapitalizm ve Kriz 3

Bu yaznn amac, piyasaya, daha genel bir ifade ile kapitalist sisteme gsteril-
mekte olan tevecchn, ezel rakibinin baarszlndan kaynaklandn ve dola-
ysyla yanltc olduunu hatrlatmaktr. Bu hatrlatma, yllardr yaplmakta olan
piyasa eletirisinin basit bir zeti aktarlarak gerekletirilecektir. Temel tezimiz
udur: Kapitalist sistemin merkez kurumu durumunda olan piyasa, yeterince de-
netlenmedii/denetlenemedii iin, krizler retmektedir. Bununla balantl olarak,
neoliberal paradigmann nerdii biimde, finans piyasalarnn serbestletirilmesi-
nin gelimekte olan (evre) ekonomileri nasl etkilediini anlamaya alacaz.
II

Bilindii gibi, kapitalist sistemin merkezinde, klasik iktisat teorisinin homo econo-
micus olarak isimlendirdii, bir bakma makinelemi insan yer almaktadr. Bu
insan, tketici olarak mal ve hizmet tketiminden elde edecei fayday, retici o-
larak da mal ve hizmet retiminden elde edecei kr maksimize etmeye artlan-
mtr. Bu artlanma makro dzleme aktarld vakit, toplum, yalnzca iktisad -
kar kaygsyla hareket eden, imknlar elverdii lde ok kazanma hrs tayan
ve srekli rasyonel dnen bireylerden mteekkil homojen bir ierik kazanmak-
ta, daha dorusu kapitalistlemi olmaktadr. Kazanma hrsn aklcla ve bireyci-
lie eklemleyen kapitalizm, kanlmaz olarak, bir taraftan zel giriimcilik olgu-
sunu n plana karmakta, dier taraftan da uzmanlama ve iblmn derinle-
tirici sreler reterek mbadeleyi iktisad faaliyetlerin merkezine koymakta ve
piyasa mekanizmasn, en azndan grnrde fonksiyonel klmaktadr. Asl ifadesi-
ni laissez-faire-laissez-passer (braknz yapsnlar braknz gesinler) slogannda
bulan kapitalist sistem, bamsz bireyin kendi zgr iradesi ile setii ii yapar-
ken, hem daha retken (ve dolaysyla mreffeh ve mutlu) olaca, hem de ister
istemez toplumsal kara hizmet edecei kabulne dayanmaktadr.
Kapitalist sistem, zel giriimciler iin, devletin sadece bir jandarma rol oy-
nayaca eksiksiz bir zgrlk alan yaratmay ngrmektedir. Bir baka ifade ile
giriim zgrl kapitalizmin en nemli kurumlarndan biridir. Laissez-faire-
laissez-passer slogannn hayata geirilebilmesi iin, devletin, eski dzenlemelere
kar etkin bir sava vermesi istenmektedir.3 Bu balamda, gvenlik gleri, zel

3
Bu noktada Braudelin kapitalizm ile devlet arasnda kurduu ilgin ilikiyi hatrlatalm: Braudele gre
kapitalizmi yaratan devlet deildir. Modern devlet, miras ald kapitalizmin bazen genilemesine fr-
sat verir, bazen de beslendii kaynaklar kurutur. Kapitalizm, ancak, devlet ile zdeletii, bir baka
ifade ile kendisi devlet olduu vakit muzaffer olur (1996: 63). Dier taraftan Polanyi de benzer bir
deerlendirme yapmaktadr: Laissez faire doal olmaktan uzaktr. Serbest piyasalarn oluabilmesi
iin, dzenlemelere/denetlemelere ihtiya duyulmaktadr (2000 [1944]: 198-203).
4 M. Kemal Aydn

mlkiyeti, muhalif ve tehlikeli snflarn (proletarya) saldrsndan koruyacak


ekilde yaplandrlacaktr. zel giriimciliin temel dinamii, ayn zamanda ser-
maye birikimi srecine de klavuzluk eden krdr. Kr gds/beklentisi, kapita-
list giriimciyi, bir taraftan kt olan mallar retmeye, dier taraftan da maliyetleri
drmeyi mmkn klacak yenilikler ortaya koymaya, yani teknoloji gelitirmeye
ynlendirmektedir. Her iki abann da, sonu itibariyle tketici kitlelerin refah se-
viyesini ykseltecei dnlmektedir. Kapitalist sistemin ikinci nemli kurumu
mlkiyet hakkdr. Sistem, iktisad birimlere, gerek mallarn gerekse retim ara-
larnn mlkiyetine sahip olma hakk tanmakta ve bylelikle kendi dinamik ya-
psn oluturmaktadr. Mallarn ve retim aralarnn mlkiyeti devlete kar g-
vence altna alnd vakit, zel giriimcinin, hareket alann geniletme imknna
kavuaca ve faaliyetlerini daha salkl bir biimde yrtecei ngrlmektedir.
Nitekim, her eit mala ve retim aracna sahip olabilen ve bunlar veraset yolu ile
ocuklarna brakabileceine inanan giriimci, retim kararlar alrken kendi ka-
rn gzetecek, yani en yksek kr elde edecek ekilde davranacaktr. nc ku-
rum ise fiyat mekanizmasdr. Sistem, bilindii gibi, giriimci snfn (burjuvazi)
taleplerine merkez nem atfeden bir ierie sahiptir. ktisad faaliyetlerin devletin
mdahalesinden arndrlarak kendi i dinamiklerinin ynlendirmesine braklma-
s, bir baka ifade ile fiyat mekanizmasnn bu faaliyetlere egemen klnmas
ngrlmektedir. Fiyat mekanizmasnn, Adam Smithin kavramsallatrmas ile
grnmeyen bir el olarak, retim ve blm aamalarnda yaanan btn sorun-
lar zme kavuturaca dnlmektedir.
Bireyci ve aklc bir sistem olan kapitalizmin temelinde, devletin her trl m-
dahalesinin reddedildii tam rekabet olgusu bulunmaktadr. Bilindii gibi tam
rekabet, iktisat teorisinin bkp usanmadan propagandasn yapt bir olgudur. Ne
var ki, tarihsel olarak incelendii vakit, 1850-1880 aras dnem hari, sz konusu
olgunun varln teyit edici bulgulara rastlamak pek kolay olmamaktadr. Samir
Amin, tam rekabete benzer bir ortamn, sadece 1850-1880 arasnda yaandn
sylemektedir (1997: 68-69): Sz konusu dnem, her biri sermayenin birbirinden
bamsz oluumlar tarafndan ynetilen retim ve dolam srelerine sahne ol-
mutur. Dnemin ikinci zellii, rn farkllatrma imknlarnn snrl oluudur.
Bu durum, rn ikamesini artrmakta ve firmalarn piyasa fiyatn veri kabul etme-
sine sebep olmaktadr. 1880den sonra dnya gndemine oturan ise, monopoll
rekabettir. Btn bunlar gz ard edilerek sylenen udur: Tam rekabet olgusu, gi-
riim zgrl, mlkiyet hakk ve fiyat mekanizmas gibi kurumsal yaplar ile tah-
kim edildii vakit, kapitalizmin eksiksiz alan ve en iyi sonular reten sistem
olmasn mmkn klacaktr. Fakat bu tez de sorunludur. nk, ekonomik aktr-
Kapitalizm ve Kriz 5

ler arasnda g farkllklar bulunan bir toplumda, tam rekabet sreci, herkes i-
in deil, sadece gller iin en iyi sonular retmektedir. Rekabet mekaniz-
masnn hakkaniyete uygun bir biimde alabilmesi iin, kayna ne olursa olsun,
g kullanm olgusu, iktisad analizin dna karlmaldr (bu konuya ilikin
olarak daha geni bilgi iin bkz. Katrcolu, 2003).
Dier taraftan, kapitalizmi, devletin iktisad hayat zerinde hibir etkisinin ol-
mad bir sistem olarak tanmlamak da doru deildir. Dnyann kapitalist ola-
rak isimlendirilen btn devletleri, piyasalar, zellikle sava ve bunalm dnemle-
rinde, biimi ve oran farkllk arz edecek ekilde, denetim altnda tutmaya a-
lmaktadr. Daha nemlisi, gnmzn kalknm lkelerinin, balangta, geli-
mekte olan sanayilerini korumaya ynelik olarak devleti iktisat politikalar izledi-
i (bebek endstri tezi) de bilinmektedir. Yaygn kanaatin aksine, bu lkelerin (r-
nein, Almanyann ya da ABDnin) kalknmas, serbest ticaret eksenli bir modelin
rn deildir. Serbest ticarete gei, yksek ve kalc gmrk duvarlarnn arka-
snda gereklemitir. yle de sylenebilir: Sz konusu lkeler, serbest ticareti,
daha genel bir ifade ile serbest piyasay, korumac politikalar sayesinde mmkn
olabilecek her eyi elde ettikten, yani ulusal ekonominin retici temelini olutur-
duktan sonra gndeme getirmi ve bylelikle ayn yoldan yryerek kalknmak is-
teyen dier lkelerin nn kesmeye almtr. Bu nedenledir ki, Friedrich List,
bu lkelerin belli bir tarihten sonra, serbest piyasa/ticaret savunusu yapmasn, n-
den giden kiinin, duvara trmandktan sonra, arkadan gelenlerin nn kesmek i-
in merdiveni itmesine benzetmektedir (aktaran Chang, 2003).
III

Kapitalizm, birikim srecini en nemli ama haline getirerek, iktisad, madd ve


simgesel olarak topluma egemen klmaktadr. Birikim srecine atfettii nemin
kavranabilmesi iin, kapitalizmi, nceki sistemden, daha dorusu nceki ekonomi
anlayndan ayran temel zellik hatrlatlmaldr. Bilindii gibi, eski sistem, esas
itibariyle, toplumun temel ihtiyalarn giderecek mal ve hizmetlerin retilmesini
ngrmektedir. retim, mbadeleden ok kullanm amacna ynelik olarak yapl-
maktadr (Thomson, 1997: 12). Bu balamda, retim yapmay tevik edici bir un-
sur olarak, belli kazanlarn elde edilmesi sz konusu olabilmektedir. Fakat siste-
min temel amac, birilerinin kazan elde etmesini mmkn klmak deil, ihtiyalar
gidermektir. E. P. Thompson, eski sistemin dayand zihniyeti ahlak ekonomi
(moral economy) kavram ile aklamakta (1971) ve 18. yzyl tarihinin piyasa
ekonomisi ile ahlak ekonomi arasndaki atmalar dizisi olarak okunabileceini
sylemektedir (aktaran Bura, 2003): Ahlak ekonomi, geleneksel deerler zerin-
6 M. Kemal Aydn

den yaplan siyasetin ekonominin ileyiine hakim olduu bir toplum anlayn
yanstr. Buna mukabil, piyasa, siyaset ile ekonomi arasndaki bu ilikiyi kopartma,
yani geim koullarn ahlaktan ve siyasetten arndrma iddias tamaktadr.
Piyasa merkezli kapitalizm, sermayenin sonsuz birikimini iktisad faaliyetlerin
temel amac haline getiren tarihsel bir sistemdir. Mevcut ihtiyalarn karlanma-
s, yaratlan ihtiyalarn topluma empoze edilmesi ve tekrar karlanmas sadece bir
tek amaca hizmet etmektedir: sermayenin sonu gelmez birikimi. Birikimi mm-
kn klan dinamik, sermayenin, srekli younlaarak yatrma dnmesidir. Ser-
mayenin sahibi (kapitalist), dur durak bilmeksizin, elindeki sermayeyi daha fazla
oaltma amacna ynelik olarak, birtakm ilikileri ve faaliyetleri gerekli klan bir
srecin iine girmektedir. Alternatif amalar arasnda sermaye birikimi amacnn
ncelik kazand bu sre, iktisad bir sistem olarak kapitalizmi dier sistemlerden
farkllatrmaktadr. ktisadn bu kapitalist yorumunun topluma egemen olmas ile
birlikte, birikim srecinin ihtiya duyduu koullar, her biri kendi karn maksi-
mize etmeye alan farkl toplumsal katmanlar tarafndan, mutlaka kabul edilmesi
ve uyulmas gereken zorunluluklar olarak alglanr hale gelmektedir. Bylece kapi-
talizmin, hem madd hem de ideolojik olarak yeniden retimi salanmaktadr.
Rekabet zemini zerinde iktisad faaliyetlere zgrlk tanyan ve bata emek ol-
mak zere her eyi metalatrmay ngren bir sistem olarak srekli yeniden re-
tilmeye ihtiya duyuyor olmas, kapitalizmi, yapsal olarak hareketli bir hale getir-
mektedir. Bu hareketliliin bir tezhr olarak, sistem, bnyesinde istikrarszlk ve
huzursuzluk reten unsurlar tamaktadr. Kendini madd planda yeniden retmeyi
srekli kriz tehdidi altnda gerekletiriyor olduu iin, sistemin, denge/istikrar
durumunu muhafaza etmesi zorlamaktadr (Wallerstein, 1996: 12; Giddens, 1998:
64; nsel, 2001; zel, 1994).
Bir iktisad sistem olarak kapitalizmin derinlik kazanabilmesi iin, retimin ger-
ekletirilmesini salayan aralarn, aletlerin, yaplarn, girdilerin, teknik ifade ile
sermayenin, zel mlkiyete aktarlmas gerekmektedir. retim aralar mlkiye-
tinin daha az sayda insann eline gemesini ngren bu aktarma ilemi, bir mddet
sonra, ounluu oluturan dier insanlarn mlkiyet hakknn fiil olarak ortadan
kalkmas sonucunu dourmaktadr. Bylece toplum kutuplamaktadr: Bir tarafta
retim aralarna sahip olan aznlk, dier tarafta hayatn idme ettirebilmek iin
emeini satmak, yani retim aralarnn mlkiyetini elinde bulunduranlarn yann-
da almak zorunda kalan ounluk. yle de sylenebilir: Mlkiyetin belli bir
aznln elinde toplanmas ile ounluk mlkszlemekte ve emeini mlk sahip-
lerine kiralamak zorunda kalmaktadr. te yandan, mlk sahiplii statsnn sr-
drlebilmesi iin, emekinin, ald crete tekabl eden deerden daha fazla bir
Kapitalizm ve Kriz 7

katma deer retmesi gerekmektedir. Bir baka ifade ile, emeki tarafndan ortaya
konan toplam rnn/hslann nemli bir blm mlk sahibine verilmek zorun-
dadr. O halde Dobbun (1999: 10) belirttii gibi, mlkiyet geliri, mlkszler tara-
fndan retilen deerin bir blmne el konarak salanabilmektedir.
IV

Btn bu aklamalarn ardndan, tarihsel deneyimleri de dikkate alarak, unu sy-


leyebiliriz: Kapitalist sreler, belli bir sre sonra, kanlmaz olarak kriz dour-
maktadr. Bir baka ifade ile, bnyesinde istikrarszlk ve huzursuzluk reten un-
surlar tamakta olduu iin, kapitalist sistem, krizlere gebedir. Kriz, mlkiyet
gelirlerinin (kr, faiz, rant) artrlmasna ve retim kapasitesinin geniletilmesine
imkn verecek yeni pazarlarn bulunamamasnn kanlmaz bir sonucudur. Siste-
min krize verdii cevap, birikim fazlasnn deerlendirilebilecei yeni yatrm a-
lanlar bulmaktan ibarettir.4 Bu cevap, krizi bir mddet iin ertelemektedir. Oysa
ki, kalc zme, sistem, yatrm, retim, blm ve tketim ilikilerini etkile-
yecek biimde dntrld, Samir Aminin (1999: 131) kulland metafor ile
oyunun kurallar deitirildii takdirde ulalabilecektir. Bu nedenledir ki, zel-
likle 1990l yllarda, finansal sermayenin ve neoliberalizmin ykselii, krizin se-
bebi olarak deil, sonucu olarak grlmelidir. Brenner (1999), krizin derin kkle-
rini, biri dierinin sebebi olan, u gelimenin beslemekte olduunu sylemekte-
dir: (a) retim kapasitesinde meydana gelen ar genileme, (b) talep yetersizlii
ya da retim fazlas, (c) kr hadlerinin dmesi.
Nitekim, birikimin 1970li yllardan itibaren finans sektrne ynelmesi, genel-
de reel ekonominin, zelde imalat sektrnn uygun/zendirici bir kr oran sa-
lamakta yetersiz kalmasnn sonucudur. Kr oranlarnn dmesinin sebebi ise, ar
kapasite ve ar retim artdr. Byle bir ortamda yaplmas gereken, finansal
sermayenin nndeki engelleri kaldrmak, bir baka ifade ile sermaye piyasasn li-
beralletirmektir. Nitekim yle de yaplmtr. Birikim modelinin 1970li yllarn
ikinci yarsndan itibaren tkanmas ve daha ncekilerden farkl bir krizin gndeme

4
Kriz, daha teknik bir ifade ile ekonomik durgunluk ve istikrarszlk, kapitalist snfn durumuna gre
farkl biimlerde tezahr etmektedir. Kapitalist snf ok kuvvetli olduu, yani yksek krlar elde
ettii zaman, alanlar snfnn tketim hacmi daralmakta ve ekonomi -talep yetersizliinden tr-
tam istihdam seviyesinden uzaklamaktadr. Krizin bu biimi liberal/piyasac yaklamn itibar kay-
betmesine sebep olmaktadr. te yandan, kapitalist snf ok zayf kald, yani kr hadleri dt
zaman, reel yatrmlar nemsizlemekte ve birikim fazlas ortaya kmaktadr. Bu tr bir kriz, kapi-
talist snf, Bowles ve Ginitsin (1996: 35-36) ifadesi ile, baka blgelerde daha yeil otlaklar ara-
maya sevk etmektedir. Sz konusu aray, doal olarak, liberal/piyasac yaklam yeniden ne ka-
rlmas biiminde tezahr etmektedir.
8 M. Kemal Aydn

gelmesi zerine, kapitalist sistemi yeniden retmek iin, yine bir krizin sonucu ola-
rak 1910lu yllarda terk edilmi olan liberal/piyasac eksene geri dnlmtr. Bir
baka ifade ile zm, piyasalar serbestletirme (liberasyon) ve dzenlemelerden
arndrma (deregulasyon), rekabeti ne karma gibi unsurlarda aranmtr. Bu y-
nelim, uzunca bir aradan sonra, kapitalist sistemin zne, yani liberal ideolojiye
geri dnlmesi anlamna gelmektedir (Berksoy, 1995).
Neoliberal politikalar, reel sermayenin anmas/nemsizlemesi ve alanlar
snfnn irtifa kaybetmesi pahasna, mal sermaye ve okuluslu irketler iin kr
elde etme alanlarnn gvence altna alnmasn ve geniletilmesini amalamakta-
dr. 1980li yllarn bandan itibaren, ekonomik bymeyi tevik ettiini gsterir
hibir kant olmad halde, sermaye piyasas youn bir ideolojik kampanya/bask
eliinde liberalletirilmi ve merkezin birikim fazlasnn kresel lekte sirklas-
yonu salanmtr. Bu fazlalk, daha yksek getiri salayacan dnd iin
gittii evre lkelerde, speklatif hareketlere ivme kazandrarak ve ithalat talebini
genileterek istikrarszlk kayna olmaktadr. Bir mddet sonra kanlmaz olarak
gndeme gelen kriz ise, evrenin d bor ykn arlatrmaktadr (bu konuya i-
likin olarak daha ayrntl bilgi iin bkz. Kazgan, 1997: 136-137; Boratav, 2000;
Stiglitz, 2003; Brenner, 1999).
Popler dilde scak para olarak isimlendirilen birikim fazlasnn kresel lek-
teki hareketliliinin reel ticareti finanse etmek gibi bir ama tad sylenemez.
z itibariyle ksa dnemci olan bu hareketliliin ulusal finans piyasalarn
speklatif saldrlara ak hale getirmesinin dourduu belirsizlik ve risk ortam,
merkez bankalarn daha fazla rezerv tutmaya mecbur etmektedir. Bu mecburiyet,
fizik yatrmlara tahsis edilebilir kaynaklarn gittike daraltlmas anlamna gel-
mektedir. Scak para, doas gerei, en fazla speklatif kazan salayabilecei l-
keleri, daha somut bir ifade ile kur artna gre daha yksek reel faiz getirisi elde
etmeyi mmkn klan lkeleri tercih etmektedir. Faiz ile kur arasndaki makas s-
rekli olarak muhafaza edilebilir ise, bu parann lkeden kamas nlenebilmektedir.
Dier taraftan, bu sre, yukarda da belirtildii gibi, kanlmaz olarak bir kriz ile
sonulanmaktadr. yle ki: Ksa bir sre iin lkeye giren scak parann spekla-
tif saldrs (grece yksek olan reel faizlere ynelmesi) ulusal parann ar deer-
lenmesine sebep olmaktadr. thalat zendiren, buna mukabil ihracat krl bir faa-
liyet olmaktan karan bu gelime, cri ilemler an bytmektedir. Bu artlar
altnda salanan iktisd byme, ithalata baml olduu iin, yapay bir nitelik ta-
maktadr. Nitekim, faiz ile kur arasndaki hassas dengenin bir mddet sonra bo-
zulmas, scak parann kamas ve sistemin birdenbire kmesi sonucunu dour-
maktadr (Yeldan, 2001: 20-24).
Kapitalizm ve Kriz 9

Grlyor ki, finans piyasasnn liberalletirilmesi ile birlikte, youn bir biim-
de lkeye giren scak para, bir mddet sonra, ardnda byk bir hasar/kriz braka-
rak kamaktadr. Stiglitz (2002: 38-39), bu durumu tekne/deniz metaforu ile akl-
yor: Gelimekte olan bir lke, onarlmas gereken kk bir tekne gibidir. Byle
bir teknenin, gvdesindeki delikler kapatlmadan, kaptanna eitim verilmeden, can
yelekleri bordasna konulmadan frtnal bir denize yollanmas, kanlmaz olarak
bir felaket ile sonulanacaktr. En iyi artlar altnda bile, byke bir dalga, bu
teknenin alabora olmas iin yeterlidir. Gelimekte olan bir lkenin finans piya-
salarnn liberalletirilmesinin douraca sonular da, bundan farkl deildir.

Abstract: The prestige that liberal/market oriented approach has recently ac-
quired is an outcome of the failure defeat of planning rather than something de-
served. In other words, the prestige of liberal/market oriented approach is an il-
lusion. As is well-known, markets tend to result in crises because of lock of con-
trol. The aim of this paper is to examine genetic relationship between capitalism
and crisis and to examine effects of liberalization of financial markets as sug-
gested by neoliberal paradigm on developing countries.
Keywords: Liberal/Market Oriented Approach, Neoliberal Policies, Crisis.

Kaynaka

Amin, Samir (1999). Kreselleme anda Kapitalizm (eviri: Vasf Erenus). stanbul:
Sarmal.
Amin, Samir (1997). Emperyalizm ve Eitsiz Gelime (eviri: Semih Lim). stanbul: Kaynak
(kinci Bask).
Berksoy, Taner (1995). Trkiye Ekonomisinde Deiim ve Kriz: 24 Ocak 1980den 5 Nisan
1994e [93-94 Petrol-i Yll ] iinde: 596-622.
Blinder, Alan S. (1988). Keynesyen ktisadn D ve Ykselii (eviri: Metin Toprak).
[(der) mer Demir (2000). Devlet, Rekabet, Mlkiyet ve ktisat. Adapazar: Deiim]
iinde: 421-468
Boratav, Korkut (2000). Emperyalizm mi, Kreselleme mi [(der.) E. A. Tonak (2000),
Kreselleme: Emperyalizm, Yerelcilik, i Snf, Ankara: mge] iinde: 15-25.
Bowles, Samuel ve Herbert Ginits (1996). Demokrasi ve Kapitalizm: Mlkiyet, Cemaat ve
Modern Toplumsal Dncenin elikileri (eviri: Osman Aknhay). stanbul: Ayrnt.
Braudel, Fernand (1996). Medeniyet ve Kapitalizm (eviri: Mustafa zel). stanbul: z
Yaynclk (kinci Bask).
10 M. Kemal Aydn

Brenner, Robert (1999). Dnya Kapitalizminin Yaklaan Krizi: Neo-liberalizmden Buhrana


m (eviri: Pnar Bedirhanolu). Birikim (119) Mart 1999: 88-95.
Bura, Aye (2003). Bir Toplumsal Dnm Anlama abalarna Katk: Bugn Trkiyede
E. P. Thompson Okumak. [(der.) A. H. Kse, F. enses ve E. Yeldan (2003) Kresel
Dzen: Birikim, Devlet ve Snflar (Korkut Boratava Armaan), stanbul: letiim] iin-
de: 191-218.
Chang, Ha-Joon (2003). Tarih Karsnda yi Ynetiim (eviri: Tuba Aknclar Onmu).
Birikim (170-171) Haziran-Temmuz 2003: 38-47.
Dobb, M. (1999). Kapitalizmin Dn ve Bugn (eviri: Feyza Kantur). stanbul: letiim.
Giddens, Anthony (1998). Modernliin Sonular (eviri: Ersin Kudil). stanbul: Ayrnt
(kinci Bask).
nsel, Ahmet (2001). Mal Sermaye Birikimi Rejimi. Birikim (145), Mays 2001: 10-19.
Katrcolu, Erol (2003). Serbest Piyasa Dzeni ve ktisad G. Birikim (170-171), Hazi-
ran-Temmuz 2003: 28-33
Kazgan, Glten (1997), Kreselleme ve Yeni Ekonomik Dzen, stanbul: Altn Kitaplar.
Kuttner, R. (1985). ktisadn Sefaleti (eviri: Erol zvar). [(der) mer Demir (2000).
Devlet, Rekabet, Mlkiyet ve ktisat. Adapazar: Deiim] iinde: 469-502.
ONeil, John (2001). Piyasa: Etik, Bilgi ve Politika (eviri: . Ser Kaya). stanbul: Ayrnt.
zel, Mustafa (1994). Sunu: Kapitalizm ve Kresel Rekabet [(der.) M. zel (1994) K-
resel Rekabet, stanbul: z Yaynclk] iinde: 7-18.
Polanyi, Karl (2000 [ilk bask: 1944]). Byk Dnm: amzn Sosyal ve Ekonomik K-
kenleri (eviri: Aye Bura). stanbul: letiim.
Stiglitz, J. E. (2002). Kreselleme: Byk Hayal Krkl (eviri: Arzu Taolu ve Deniz
Vural). stanbul: Plan B Yaynclk.
Thompson, E. P. (1971). The Moral Economy of the English Crowd in the Eighteenth Cen-
tury. Past and Present (5).
Thomson, George (1997). Kapitalizm ve Sonras: Meta retiminin Ykselii ve k (e-
viri: Fatmagl Berktay). stanbul: Kaynak (kinci Bask).
Wallerstein, Immanuel (1996). Tarihsel Kapitalizm (eviri: Necmiye Alpay), stanbul: Me-
tis (kinci Bask).
Yeldan, Erin (2001). Kreselleme Srecinde Trkiye Ekonomisi: Blm, Birikim ve B-
yme. stanbul: letiim.

You might also like